25. yıl HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
SAYI
1240 14 - 20 Ekim 2019
Sayfa
6
E - TOPLUM
EDİP EMİL ÖYMEN
• Çin, Wikipedia’yı nasıl kullanıyor? • Bookstagrammer ve BookTuber.
25. yıl HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
SAYI
1240 14 - 20 Ekim 2019
19. Bilişim Zirvesi 20-21 Kasım İstanbul Kongre Merkezi - DATA TALKS Sayfa
5
Tarımın gelecekteki değerine odaklanıyoruz Tarnet, kooperatifleriyle iştiraklerine teknoloji desteği sağlıyor ve katma değerli çözümler üretmeye devam ediyor.
Sayfa
9
Sayfa
8
Sayfa
3
Endüstri 4.0 odaklı danışmanlık hizmeti
‘Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı’ başvurulara açıldı
KoçDigital, sunduğu hizmetlere bir yenisini ‘Endüstri 4.0 danışmanlığı’ ile ekledi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, uyguladığı teşviklerde yeni bir aşamaya geçti. Ar-Ge, Ür-Ge ve yatırım desteklerini uçtan uca bir sistemle kurgulayan Bakanlık hem üreticinin hem de alıcının aynı anda teşvik edilmesini öngören, yüksek katma değerli ürünlerin yerli imkân ve kabiliyetlerle üretimini amaçlayan ‘Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı’nı çağrıya açtı.
TEKNO-POLİTİK
Sayfa
11
TÜRKİYE’NİN VERİ MERKEZİ
RADORE OSMAN COŞKUNOĞLU
• Amazon Alexa ile ne yapmaya çalışıyor? Zuboff kitabında açıklıyor.
Veri Merkezi Sektörünün Gelişimi Kurum ve şirketlerin veri merkezlerinden hizmet alma eğilimi hızla artıyor. Ayrıntılar dosya sayfalarımızda.
radore.com
Mevcut Ticari veya ERP Programınızla E nte gra s yo n
Entegre Yönetim Finans ve Nakit Akışı Fatura, İrsaliye, E-Fatura Stok, Depo, Lojistik Satınalma Yönetimi Müşteri, Teradikçi, Taşeron Sözleşme Yönetimi
CRM Pazarlama - Satış Servis - İş Yönetimi İK Özlük, İşe Alım Tekrarlanan Gelir ve Gider Aksiyon, Toplantı, Görev Dashboards: CEO, CFO, CPO
www.PirCloud.com Bayilik başvuruları için: ysmbulut.com/partner
Projeler Proje Bütçe Yönetimi Puantaj, Hakediş Yönetimi Proje İş Programı Proje Süreç Yönetimi Proje Günlük İşlemler
BThaber
GÜNDEM
14 - 20 EKİM 2019
3
‘Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı’ başvurulara açıldı Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, uyguladığı teşviklerde yeni bir aşamaya geçti. Ar-Ge, Ür-Ge ve yatırım desteklerini uçtan uca bir sistemle kurgulayan Bakanlık, hem üreticinin hem de alıcının aynı anda teşvik edilmesini öngören, yüksek katma değerli ürünlerin yerli imkân ve kabiliyetlerle üretimini amaçlayan ‘Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı’nı çağrıya açtı. Odak sektörlerdeki öncelikli ürünlerin destekleneceği programın ilk uygulaması makine sektörüyle başladı. Program ile desteklenecek yatırımlar, stratejik yatırım teşviklerinden faydalanacak. Yatırım tutarının 50 milyon lirayı aşması durumundaysa, proje bazlı teşvik sistemi devreye girecek. Yerli üretim kapasitesinin geliştirilmesi amaçlanıyor Programı açıklayan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, katma değerli üretimi artırmak için önemli bir adımı hayata geçirdiklerinin altını çizerek “Programın amacı, dış ticarette rekabet gücümüzün zayıf olduğu ya da dış ticaret açığı verdiğimiz ürünlerde yerli üretim kapasitesinin
geliştirilmesi. Bir diğer amacımız da; gelecekte hızlı bir talep artışına sahne olacak ileri teknolojili ürünlerde öncü ülkeler arasında yer almak. Teknolojinin bu denli hızlı geliştiği bir dönemde, fırsatlardan en iyi şekilde faydalanacak hatta kendi fırsatımızı kendimiz oluşturacağız” açıklamasını yaptı. Başvuruların dış yatırımcılara da açık olduğuna dikkat çeken Varank, “Türkiye’de yerleşik olmak kaydıyla, tüm yabancı yatırımcıları da programımıza davet ediyoruz. Programa ilişkin olarak sanayicilerimize yönelik bilgilendirme faaliyetlerimize
hız kazandıracağız. Kalkınma Ajanslarımız, illerinde makine sektörü alanında faaliyet gösteren firmalarla iletişime geçecek. Ben de il ziyaretleri kanalıyla, üretici ve yatırımcılarımızla bir araya gelecek ve programın sunduğu avantajlar hakkında bilgiler vereceğim. Bu program için bakanlığımızın tüm kaynaklarını seferber ettik. Ortaya koyduğumuz çabanın istihdama da çok olumlu yansımaları olacağını düşünüyorum” açıklamasını yaptı. ‘Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı’na başvurular, internet sitesi olan http://www.hamle.gov. tr adresi üzerinden çevrimiçi olarak alınacak. Program
başvuruları, ön başvuru ve kesin başvuru olmak üzere iki aşamada olacak. Başvurusu yapılan projenin Ar-Ge ihtiyacı varsa, bunun da başvuru kapsamında sunulması istenecek. 4 Ekim – 22 Kasım arasındaki ön başvuruda alınan bilgi ve belgeler detaylı bir incelemeye tabi tutulacak. Yatırım tutarı 10 milyon liranın üzerinde olan ve üretmeyi hedeflediği ürün ‘Öncelikli Ürün’ listesinde yer alan projelerin kesin başvuru yapması istenecek. Kesin başvurular 12 Kasım ile 13 Aralık tarihleri arasında alınacak. Kesin başvuru sürecinde ArGe ihtiyacı bulunan firmalar, TÜBİTAK desteklerine yönlendirilecek. Projenin niteliğine göre yatırımcılar KOSGEB destekleri, stratejik yatırım veya proje bazlı teşviklere başvuru konusunda bilgilendirilecek. Ayrıca firmaların, proje detaylarını içeren Proje Fizibilitesi Raporu’nu da elektronik olarak program portalına yüklemesi talep edilecek. Kesin başvuru tarihinden sonra, değerlendirme süreçleri başlatılacak.
Yerli siber güvenlik ekosistemi güçlendiriliyor ‘Kamu Milli Siber Güvenlik Zirvesi’ ilk kez, Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi tarafından kümelenme üyesi yerli firmaları kamudaki bilgi işlem yöneticileriyle bir araya getirmek amacıyla, 1 Ekim tarihinde Ankara’da düzenlendi. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanlığı himayelerinde gerçekleştirilen etkinliğe; T.C. Cumhurbaşkanlığı başta olmak üzere 80 kamu kurumundan 200’ün üzerinde temsilciyle, kümelenme üyesi firmalardan toplam 400’e yakın kişi katılım sağladı. Yerli siber güvenlik ekosisteminin geliştirilmesine
yönelik sunumların yapıldığı zirvede, kümelenme üyesi 50 üretici firma da stantlarıyla yer aldı. Açılış konuşmasını gerçekleştiren Savunma Sanayi Başkan Yrd. Mustafa Murat Şeker, kamuda yerli siber güvenlik ürünlerin kullanımının büyük önem taşıdığının altını çizdi. Savunma Sanayi Başkanlığı Siber Güvenlik ve Bilişim Sistemleri Grup Başkanı Mustafa Özçelik de Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi’nin 1 yıl içinde yaptığı faaliyetler ve ekosistemin geliştirilmesinde kat edilen yollar hakkında katılımcılara bilgi verildi.
Milli Siber Güvenlik Platformu tanıtıldı Zirvede, AFAD, TÜİK, MSB ve THY’den kamu bilgi işlem yöneticilerinin katılımıyla düzenlenen panelde; ülkemizdeki siber güvenlik sektörü, yerli siber güvenlik ürünlerine kamunun bakış açısı, ihtiyaçlar ve yerli ürünlerden beklentiler konuları masaya yatırıldı. Siber Güvenlik Kümelenmesi, üye firmalarının katılımıyla gerçekleştirilen ikinci panelde ise; yerli üretici firmaların kamuya satış noktasındaki tecrübeleri ve kamudan
beklentileri değerlendirildi. TRTEST, TÜBİTAK, SSB, İstanbul Üniversitesi ve firmaların katılımlarıyla gerçekleştirilen panelde ise test ve sertifikasyon çalışmaları üretici, testçi ve ihtiyaç sahibi gözüyle ele alındı. Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi tarafından geliştirilen Milli Siber Güvenlik Platformu tanıtımıyla devam eden Kamu Milli Siber Güvenlik Zirvesi; ULAK Haberleşme Genel Müdürü Dr. A. Metin Balcı’nın ‘Kamuda Güvenliği Artırılmış Milli İletişim Altyapısı / ULAK MAYA Çözümleri’ konulu sunumuyla sona erdi.
4
BThaber
E-TOPLUM
14 - 20 EKİM 2019
Dijital dönüşümde saha gözlemleri! BTvizyon Ankara’da yer alan, moderatörlüğünü Kurumsal Dönüşüm Platformu Koordinatörü M. Göker SARP’ın yaptığı ve Aygersan A.Ş. Üretim Planlama ve Lojistik Müdürü Ekrem Kaan Yalçınkaya, IAS Yazılım Satış Müdürü Ertaç Yıldız ve Logo Yazılım Dijital Dönüşüm Danışmanlık Direktörü Tolga Gören’ in konuşmacı olarak yer aldığı “Dijital Dönüşüm ve Akıllı Firmaların Yol Haritası” panelinde, dijital dönüşüm ile ilgili saha gözlemleri ile teknolojilerin ve çözümlerin dijital dönüşüm sürecindeki rolleri konuşuldu. Üretimde kullandıkları robotlarla süreçlerde iyileşme ve kârlılık sağladıklarının, stoklarının azaldığının altını çizen Aygersan A.Ş. Üretim Planlama ve Lojistik Müdürü Ekrem Kaan Yalçınkaya, “Ancak aynı anda her tarafı bu şekilde bir otomasyona geçiremeyiz. Bu hem büyük bütçeler gerektiriyor hem de bir süreç alıyor. Otomotiv sektöründeyiz, sürekli üretim maliyetlerimizi azaltmamız gerekiyor. Bunun için üretim alanında sürekli gelişim içinde
olmalıyız. Bundan sonraki adımlarımızda üretimdeki yeni trendleri uygulamaya devam edeceğiz” dedi. IAS Yazılım Satış Müdürü Ertaç Yıldız ise dijital dönüşümü, sürekli gelişen teknolojiye uyum sağlamak olarak değerlendirdiği konuşmasında şunları kaydetti: “Yazılımlar ile bilgiyi daha hızlı ulaşabiliyoruz. Firmalar dijital dönüşümü teknoloji satın almak olarak görüyorlar. ERP, dijital dönüşümün altyapısı ve omurgasıdır. ERP olmadan yapılan tüm faaliyetler tek başına kalıyor. Biz kullanıcılarımıza ERP’ ye geçmeden önce en iyi uygulamaların nasıl gerçekleştiğini gösteriyoruz,
eğitimini veriyoruz. Bu sayede dijitalleşmeyi önceden göstermiş oluyoruz. Firmalarda nasıl bir tabloyla karşı karşıya kalacaklarını önceden yaşayabiliyorlar.” Logo Yazılım Dijital Dönüşüm Danışmanlık Direktörü Tolga Gören de panelde şu bilgileri verdi: “En büyük tehlike, dijital dönüşüm tanımının içinin boşaltılması ve bu konudaki beklentilerin artmasıdır. Sanayi firmaları daha çok üretim alanını iyileştirecek adımlar atıyorlar, dağıtım firmaları da lojistik süreçlerinde iyileşme beklentisi taşıyorlar. Logo çözümleri ile firmalar Start-up’dan başlayarak son noktaya kadar ulaşılabilir. 60 farklı çözümümüzle firmalara
know-how ve bilgi birikim de aktarıyoruz. Araştırmalara göre süreçlerde yapılacak yüzde 1 iyileşme ile yüzde 1.5 - 5 arasında bir karlılık sağlanabilmektedir. Öncelikle firmalar ne fayda edebilir, onun analizi ile başlıyoruz. Firmadaki mevcut inovasyon kültürünü ve yönetim deneyimini ölçümlemeye çalışıyoruz. Bu analiz ve ölçümlemelerimize dayanarak firmalara dijital dönüşüm yol haritası çiziyoruz.” Panelde yer alan konuşmalar sırasında ayrıca izleyicilere yönelik online olarak anket düzenlendi ve iki soru soruldu. Anketin ilk bölümünde dijital dönüşüm deyince akıllarına gelen üç şey soruldu. İzleyicilerden gelen yanıtlara göre en çok akla gelenler; verimlilik, inovasyon, kârlılık, hız, iş zekâsı ve yapay zekâ oldu. Anketin ikinci bölümünde dijital dönüşümdeki en önemli teknolojiler soruldu. İzleyicilerden gelen yanıtlara göre bu teknolojiler; IoT, büyük veri, yapay zekâ, siber güvenlik, bulut bilişim, artırılmış gerçeklik, 3D baskı ve dijital ikiz olarak sıralandı.
Sabancı Üniversitesi, Ankara ekosistemiyle buluşuyor Sabancı Üniversitesi Dijital Teknolojilerde Öncü: ‘Siber Güvenlik, Kriptografi, Blok Zincir’ etkinliği, 2 Ekim tarihinde Ankara’da düzenlendi. Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Sabancı Üniversitesi Ankara Proje Ofisi Direktörü Elif Tepeli, “Sabancı Üniversitesi çatısı altında Ankara ekosisteminde daha fazla yer almak, savunma sanayi, kamu ve Ankara merkezli kuruluşlarla daha yakından çalışabilmek amacıyla, kısa bir süre önce proje ofisimizi faaliyete geçirdik. Sabancı Üniversitesi’nin değerli hocalarıyla Ankara ekosistemini bugün burada bir araya getiriyoruz” açıklamasını yaptı. Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf
Leblebici, paydaşlarla birlikte hareket edilmesi gerektiğinin bilincinde olduklarını vurgulayıp “Ünversitemiz bu sene 20. yılını kutladı. Ankara’daki ofisimiz bir köprü niteliğinde olacak ve artık çok daha etkin çalışmalarla birlikte olacağız. Hedefimiz; dünya çapında tanınan bir araştırma üniversitesi olmak” şeklinde konuştu. Siber güvenlikte paydaşlar arasında güven ihtiyacı bulunuyor TÜBİTAK BİLGEM Başkan Yardımcısı Dr. Ali Görçin, önümüzdeki 5-10 yılda otonom araçlarda gelişmeler olacağına dikkat çekip “Bilgi güvenliği açısından şöyle bir gelişme var:
Cihaz bazlı çalışmalarda yeni bir paradigmaya ihtiyaç bulunuyor. Siber güvenliğin yanı sıra cihaz güvenliğiyle ilgili ayağın önemini görüyoruz. Sabancı Üniversitesi ve diğer paydaşlarla bu konuda çalışmaya hazırız. Kendimizi Endüstri 4.0’a bilgi güvenliği açısından da hazırlamamız gerekiyor” dedi. Siber Güvenlik, e-Yönetişim ve e-Devlet Kıdemli Uzmanı Dr. Mustafa Afyonluoğlu, ‘Siber güvenlik için blok zincir mi yoksa blok zincir için siber güvenlik mi?’ ‘Blok zincir siber güvenliği sağlayabilir mi?’, ‘Hangi meslekler blok zincirden olumsuz etkilenecek?’, ‘Hangi sektörler blok zincir ile atılım yapabilir?’, ‘Dünyada ve AB'de ne gibi gelişmeler var?’, ‘Türkiye'de bu
alanda neler yapılmalı?’ sorularını masaya yatırdı ve siber güvenlikte paydaşlar arasında güven ihtiyacı olduğuna dikkat çekti. Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Erdinç Öztürk de blok zincir için yeni nesil altyapı çalışmaları hakkında bilgi verdi. Toplantıda ayrıca moderatörlüğünü Dr. Selim Balcısoy’un yaptığı ve Prof. Albert Levi, Dr. Erdinç Öztürk, Dr. Kamer Kaya, Prof. Erkay Savaş’ın katıldığı ‘Siber güvenlikte yeni gelişmeler, kriptoloji ve blok zincir uygulamaları’ paneli düzenlendi ve blok zincirde ulusal ve uluslararası standartlaşma çalışması yapılması gerektiğine dikkat çekildi. Toplantı sonrasında tematik ikili görüşmeler gerçekleştirildi.
BThaber
E-TOPLUM
14 - 20 EKİM 2019
5
Tarımın gelecekteki değerine odaklanıyoruz 1996 yılından itibaren yazılım, donanım ve teknik servis hizmetleriyle Tarım Kredi Kooperatifleri Sedef Özkan iştiraki olarak hizmet veren Tarnet, kooperatifleriyle iştiraklerine teknoloji desteği sağlıyor ve yeni yapılanmasıyla Gazi Üniversitesi Teknopark bünyesinde katma değerli çözümler üretmeye devam ediyor. Tarnet Genel Müdürü Huzeyfe Yılmaz, BThaber’in sorularını yanıtladı. “Tarımda yol kat eden ülkeler incelendiğinde; küresel girişimcilik endeksi, inovasyon kapasitesi, üniversite-endüstri iş birlikleri başlıklarında hazırlıklarını tamamladıkları görülüyor. Bu ülkeler, kaliteli ürün üreten veya üretilmesine katkı sağlayan teknolojilere yatırım için; bilgi, finans, verimlilik, izlenebilirlik ve yönetişim konularında ekosistemlerini geliştirmeye devam ediyorlar” vurgusunu yaparak konuşmasına başlayan Huzeyfe Yılmaz, “Biz de bu süreci yakından izliyor, ArGe çalışmalarıyla yeni ürünler, tarım üreticisini destekleyecek yeni verilerle tarım ekosistemini güçlendirecek altyapı çalışmalarına katkı veriyoruz” ifadesini kullandı. Yapılan araştırmaların dünya akıllı tarım pazarının değerinin 2020 yılında, 26,8 milyar dolara yükseleceğini gösterdiğinin altını çizen Yılmaz, “Pazarın 5 yıl içerisinde 2 kat değerlenmesi, akıllı tarım uygulamalarının 2030 yılına kadar, tarım sektörünü en fazla etkileyecek faktör olacağından hareketle yerli ve milli yazılım ve çözümlere ağırlık veriyoruz” dedi. Tarım; teknolojinin en çok dönüştürdüğü sektör Yılmaz, Tarnet’in çalışmaları hakkında şu bilgileri paylaştı: “Kurumsal kaynak yönetimi (ERP) yazılımıyla, kooperatiflere ‘EKOOP’ ve Ziraat Odaları’na ‘ZOBİS’ yazılımları geliştirildi. Markamız olan ‘Tarpet Akaryakıt Otomasyon Sistemi’ ile de Türkiye genelinde 81 il, 919 ilçe ve 2055 noktada,
31 mobil araç ve 53 profesyonel teknik ekibimizle hizmet veriyoruz. Tarpet markamızı, ‘Petroleum 2019’ fuarında katılımcılarla buluşturma şansımız oldu.” Türkiye’deki tarım ve teknoloji çalışmalarını özetleyen Yılmaz, şöyle konuştu: “Emek yoğun olarak bilinen ancak sermaye yoğun olarak şekillenen tarım sektörü, bilgi ve teknoloji yoğun bir sektör olmaya doğru evriliyor. Akıllı tarım ve tarım teknolojilerinde ülkemizin, Tarım ve Orman Bakanlığı eliyle 900 milyon liralık bir kaynağı, Ar-Ge çalışmalarına ayırması önemli gelişmedir. Önümüzdeki dönemde bu desteğin iki katına çıkarılması planlanıyor.” Ar-Ge ve inovasyonda özel sektör-üniversite iş birliğinin geliştirilmesi gerekiyor Türkiye’nin tarımdaki başarı hikâyesinin kısa sürede sağlanması adına, Ar-Ge ve inovasyon konusunda özel sektör-üniversite iş birliğinin geliştirilmesi gerektiğine dikkat çeken Huzeyfe Yılmaz, şunları aktardı: “TAGEM’in 2014 verilerine göre Türkiye’de toplam Ar-Ge harcamaları içerisinde
433 milyon TL olan ‘Tarımsal Ar-Ge’nin payı yüzde 3,5 iken özel sektörün payının ise yüzde 14 seviyesinde olması güzel ancak artırılmalı. Üreticilerin faaliyetleri farklı mecralarda birçok alt sektöre bölerek katma değer üretmeye başlaması da desteklenmeli. Ankara’da yapılan ve Tarım Kredi Kooperatiflerimizin de desteklediği Coğrafi İşaretler Zirvesi, bu konuda önemli bir motivasyon sağladı. Bu noktada 'Üniversitelerin Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşması' önemli bir kazanım oldu. Kalkınma Ajansları’nın bölgesel ve kırsal kalkınma planında yer verdiği uygulamalar da ses getirmeye başladı. Ankara Kalkınma Ajansı’nın hazırladığı ‘Ankara Kırsal Yol Haritası’ bu açıdan kapsamlı bir çalışma niteliğinde. 26 kalkınma ajansı benzer çalışmalarla tarıma ivme kazandırabilir. Veri tabanı oluşturulması ve gençlerin tarıma özendirilmesiyle, önümüzdeki dönemde kalkınmada tarımın payının artacağını ümit ediyoruz.” ‘Tarım Veri Tabanı’ çalışmasını başlattık “Tarnet olarak 23 yıldır tarıma yenilikçi uygulamalarla yön
Tarnet Genel Müdürü Huzeyfe Yılmaz vererek verimliliği katkı sağladık ve katkı sağlamaya devam ediyoruz” diyen Yılmaz, “Bünyemizde yer alan ‘Tarım Teknolojileri Araştırma Komisyonu’ ile sahasında uzman kişileri dinledik, çalışmaları inceledik. TÜBİTAK’ın yaptığı çalışmaları yakından izliyoruz. İl bazında ‘Verim Tahmin Haritaları’nı araştırdık. Aselsan’ın otomatik dümenleme sistemini değerlendirdik. Bu süreçte bütüncül bir yaklaşım içinde ve yapay zekâ uygulamalarıyla yapacağımız analizleri, kooperatifimiz bünyesindeki Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) ile entegre etmeyi planladığımız ‘Tarım Veri Tabanı’ çalışmasını başlattık” açıklamasını yaptı.
Gençlerin tarım ve teknolojide yer alma payını artırmalıyız Yılmaz, güncel verilerin bize bugün tarımın büyük bir girişimcilik sektörü olduğunu, ileri teknolojinin uygulama alanı haline geldiğini dolayısıyla büyük bir katma değer zincirinin kurulabileceğini gösterdiğinin altını çizerek Avrupa’da yıllık cirosu 26 milyar avro olan, 450 farklı tarım makinesi üreten 4500 üretici olduğunun ve bu sektörde 135 bin kişinin istihdam edildiğinin araştırmalarla ortaya konduğunu söyledi. “Bu eğilimden ülke olarak biz de payımıza düşeni almak durumundayız” ifadesini kullanan Huzeyfe Yılmaz, gençlerin önemini vurgulayarak konuşmasını şöyle tamamladı: “Ülkemizde çeşitli iş birlikleriyle gençlerin tarım ve teknolojide yer alma payını artırmalıyız. Gençlerimizin teknolojiye ve tarıma yatkınlığı sayesinde yeni girişimleri desteklemeliyiz. Teknoparklarımızda daha fazla tarım start-up firmalarına yer vermeli, liselerde tarım teknoloji uygulamalarını güçlendirmeliyiz. Böylece küresel ölçekte 2023 yılına kadar 30 milyar dolarlık bir hacme ulaşması öngörülen dijital tarım uygulamalarındaki payımızı
yükseltmiş oluruz. Gençlerin tarım ekosistemin bir ucunda yer almasıyla büyük fırsatlara ve yeni kariyerlere kapı aralanacağı açık. Gençlerimizin bilinçli tarım yapmasına destek olmak ve onlara sektörel, bölgesel, tematik ve yerel iş geliştirme imkânları sunmak bizlerin omuzlarında. Bu kapsamda ‘Tarnet Toprak’ projemizle gençlerin kariyer yolculuğuna destek oluyoruz. Geniş bir etki alanına sahip olması nedeniyle, tarım politikaları, ülkelerin; siyasal, ekonomik ve sosyal politikalarının en önemli unsurunu oluşturmakta. Bu bilinçle Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi ile yaptığımız görüşme, tarım ekosisteminde yer alan paydaşlarla yapılacak iş birliklerinin çerçevesini belirledi. Bu çerçevede ortaya konan ‘2023 Tarım ve Gıda Vizyonu’; toplumun sağlıklı beslenme gereksinimlerini yeterli nicelik ve nitelikte, ekonomik, ekolojik ve sosyal açıdan sürdürülebilir yollarla karşılayabilmeyi hedeflemekte. Bu hedefin sürdürülebilir, verimli ve katma değer üreten tüm boyutlarında üzerimize düşeni yapmayı sürdürüyoruz.”
6
E-TOPLUM
BThaber
Edip Emil Öymen edip.oymen@outlook.com
14 - 20 EKİM 2019
Çin, Wikipedia’yı nasıl kullanıyor? Çin’de 1949’da Komünist Yönetim’in kuruluşunun 70’inci yıldönümüne rastlayan geçen haftalarda Çin ve Çin’in “resmen tanımadığı” Tayvan ile Çin’e bağlı yarı-özerk bölge Hong Kong arasında Wikipedia üzerinden kızışan “edit savaşı” dünyaya haber oldu. Tayvan, 1949’da Çin’de Komünist Yönetimi kabul etmeyen “milliyetçilerin” sığındığı, Çin kıyısına 160 kilometre uzakta bir ada. Hong Kong ise İngiltere’nin, 1997’de Çin’e devrettiği, “özel yönetim koşulları olan” bölge. Çin, Birleşmiş Milletler’e ve Güvenlik Konseyi’ne üye, ama Tayvan BM üyesi değil. İki devlet arasında sessiz ve ciddi bir gerginlik hep var. Bu gerginlik, geçen haftalarda Wikipedia sayfalarına o denli yansıdı ki BBC-TV Dünya (World Service) teknoloji programı Click’e küresel boyutta haber oldu. Wikipedia, maddelerini “editörlerinin” denetiminde
olmak şartıyla “herkesin” yeniden yazıp değiştirebileceği açık bir ansiklopedi – bunu bilmeyen yok. İşte Çin okurları, Tayvan ve haftalardır protesto eylemleri süren Hong Kong’la ilgili maddeleri hedef almışlar: Bu maddeleri Çin “bakış açısına göre” yeniden yazma yarışına girişmişler. Buna karşılık Tayvan ve Hong Kong’lular da… BBC’nin hesabına göre tek bir gün içinde “Hong Kong Protestoları” sayfasında cümleler 65 kez değiştirilmiş. Hong Kong’da sokaklara dökülenlere Hong Kong’lular
“protestocu” derken, Çin’liler “karışıklık çıkartan göstericiler” dediği için… Edit savaşında başka cepheler de var: Beycing’de Tienanmen Meydanı’nda 1989’daki olayların 30’uncu yıldönümüydü bu yıl. Bu konu da Çin ve Tayvan’lılar arasında çekişme konusu oldu. Çin tarafı “Karşı devrimcilerin çıkardığı karışıklıktan doğan 4 Haziran olayı” derken, Tayvan tarafı bu tanımı sildi attı. Çinlier yeniden koydu. Yeniden silindi. BBC’nin araştırmasına göre, Çin’de başat lehçe
Mandarin’le yazılan cümleler ile İngilizce Wikipedia’da aynı maddedeki cümleler bile birbirini tutmuyor: Siyasi bakımdan “hassas” 22 konuda bin 600 (rakamla: 1,600) değişiklik yapılmış. Bunları kimlerin yaptığı “bulunsa dahi” (IP numaralarından…) araştırılamazdı. Oysa, Amerikan Kongresi’ndeki hangi bilgisayarların, hangi milletvekili/senatörün Wikipedia maddesini değiştirmede kullanıldığı saptanmıştı (2015). 21 Temmuz 2019’da Medium’da yayınlanan şu analizin sadece başlığı bile, Çin açısından işin stratejik boyutuna işaret ediyor: “Çinli bilimciler Wikipedia’yı yabancı ülkelere yönelik propoganda amacıyla kullanmayı öneriyor.” (https://bit.ly/31PZRDX). Analizdeki örnekler arasında en dikkati çeken akademik makalenin başlığı gayet açık: “Çin dış politikası için Wikipedia’da fırsatlar ve engeller.”
Bookstagrammer ve BookTuber İki yeni sözcüğümüz: Okuduğu kitabı Instagram’da ilan edenlere “bookstagrammer”, okuduğu kitap hakkında YouTube’a konuşanlara da “BookTuber” deniliyor artık. Bookstagram’da aynen Instagram’daki gibi tadına doyulmaz kitap ve kütüphane görselleri... #bookstagram etiketli kitap fotoğrafları, kitaplardan da güzel. BookTube’daki videolarla birlikte, işte yepyeni bir “influencer” nüfusu daha. Bu işi eğlence için yapanlar çok ama işi ciddiye alanların başında –elbette- Almanlar geliyor. Ve işte inovasyonları:
Almanca; İngilizceye, hatta Fransızcaya göre daha az yaygın bir küresel dil olduğu için, Almanca kitapları YouTube’da tanıtmak ve bu
tanıtımı İngilizce yapmak: Bir taşla iki kuş… Bu “ciddi tanıtımı” Almanya’nın Sesi Deutsche Welle (DW) üstlendi. Haftada
iki kere iki yeni kitabı “Yazarla Tanışın” başlıklı programda tanıtıyor. Bir başka kitap tanıtım programı “Dünyayı Okuyun”. Yazarları, yazdıkları ülkelerde ziyaret ederek ortamlarını YouTube’a aktarıyor. Ayrıca, iki haftada bir “Üç Kitap” başlıklı programda DW, bir konuda yazılmış üç kitabı tanıtıyor. Örneğin, en güncel konu İklim Krizi… Ve tabii, “Almanca’da okumanız gereken 100 kitap.” Bu da Pazartesi günleri yayında. Dip not olarak: Yale Üniversitesi araştırmasına göre okuyanlar, 2 yıl daha uzun yaşıyormuş (https://bit.ly/2DLMqKm).
8
BThaber
GÖRÜŞ
TEKNO-POLİTİK
14 - 20 EKİM 2019
KÜRESEL AMAZON ALEXA İLE NE YAPMAYA ÇALIŞIYOR? ZUBOFF KİTABINDA AÇIKLIYOR
OSMAN COŞKUNOĞLU ocoskunoglu@gmail.com twitter.com/osmancoskunoglu facebook.com/osman.coskunoglu www.coskunoglu.org medium.com/osman-coskunoglu
Echo Buds (kulaklık), Echo Frames (gözlük), Echo Loop (yüzük),… Amazon, Eylül sonlarında Alexa ile donanmış çok sayıda yeni “akıllı” cihaz tanıttı. Artık, Alexa sadece evde değil, yaşamınızın her köşesinde sizinle olabilecek. Google Assistant veya Siri gibi sadece telefon veya tablet yoluyla da değil, Echo aygıtı ile doğrudan ve sürekli sizin yanınızda olacak. Amazon’un Alexa ile iletişiminizi kayda alarak topladığı verilerin, makine öğrenmesi için kullanıldığı biliniyordu. Böylece, kullanıcıya daha iyi hizmet verileceği açıklanıyordu. Fakat, Bloomberg’de Nisan ayında yayımlanan bir haber-analiz sayesinde (http://bit.ly/2oqqhhe), Alexa’nın topladığı kişisel verileri Amazon’un nasıl kullandığını daha iyi anladık. Amazon ve Kişisel Verilerimiz Bloomberg’den öğrendiğimize göre, Boston’dan Kosta Rika’ya, Hindistan’dan Romanya’ya kadar dağılmış ofislerde, gerek Amazon’un binlerce çalışanı gerekse çok sayıda alt yüklenici, Alexa’dan gelen kayıtlar üzerine çalışıyor.
Alexa sadece ismiyle seslenince devreye giriyor ve Echo aygıtı sizin söylediğinizi kayda alıyor sanılıyordu. Fakat, zaman zaman yanlışlıkla devreye girdiği de ortaya çıktı. Kayda alınan konuşmalar, müzik çal, ışıkları aç, kapıyı kilitle, klimayı ayarla gibi genellikle sıradan talimatlar. Fakat, bunlar dışında hassas kayıtlar da olabiliyor. Örneğin, bir suç işlenirken kayda alınmış bir konuşma. Romanya’da bir çalışan Bloomberg’e böyle bir kaydı dinledikten sonra bunu yöneticisine iletince, “konuyla ilgilenmek bizim işimiz değil” yanıtı aldığını belirtmiş. Ayrıca, kişi Alexa’ya talimat verirken, arka plandaki hassas olabilecek bir konuşmanın da kayda geçtiği durumlar da var. Sadece Amazon değil, kişisel asistanıyla Google ve Siri ile Apple da bizi dinliyor. Tüm bu şirketler, kullanıcıların mahremiyetini korudukları üzerine açıklamalar yapıyorlar. Ama, işte tam da bu konuda, Harvard profesörü Shoshana Zuboff’un “The Age of Surveillance Capitalism” başlıklı müthiş kitabı ortalığa bomba gibi düştü. Mahremiyet, Buz Dağının Görünen Ucu Zuboff’un kitabının bende yarattığı işte bu duygu ve düşüncedir. Mahremiyet ihlali üzerine odaklanmak önemli. Teknoloji devlerinin “mahremiyetinizi
koruyoruz” sözleri, Avrupa Birliği’nin kişisel verilerimizi korumada örnek gösteren GDPR düzenlemesi, aktivistlerin ve sivil toplum kuruluşlarının mahremiyetimizin önemi konusunda farkındalık yaratma ve önlemler geliştirme çabaları… Bunlar önemli, fakat, sorunun daha da büyük bir kısmını ancak Zuboff’un kitabıyla öğrendik. Zuboff’un kitabından çevirdiğim şu paragraf sorunun esas büyük kısmını özetliyor: “Gözetim kapitalizminde, birey deneyimleri [yani, sıradan davranışlarımızla ilgili veriler] ham maddedir. Bunlar işlendikten sonra davranış verisine çevrilir. Bunun bir kısmı bize verilen hizmeti iyileştirmek için kullanıldıktan sonra, kalanı ‘davranışsal artı değer (behavioral surplus)’ olarak şirketin mülkiyetinde kalır. Bu davranışsal artı değer, ‘makine zekası’ denen ileri teknoloji bir üretim sürecini besler. Bu sürecin ürettiği ise, bireyin şimdi, yakında ve ileride nasıl davranacağını öngörebilen ürünlerdir (prediction products).” Bunların, sadece ticari
alanda bireye sunulacak ürün ve hizmetleri belirlemek için değil, bireyin davranış ve tercihlerini manipüle etmek için siyasi olarak da kullanılabileceği ayrıntılı analiz ve örneklerle anlatılıyor kitapta. Amazon yeni ürünlerini tanıtırken, mahremiyet konusunda duyarlılığını göstermek için, Alexa’ya “benimle ilgili hangi veriler var sende” diye sorup bilgi alınabileceğini belirtiyor. AB’nin, GDPR düzenlemesi, bireylerin şirketlere baş vurarak “benim hakkımda ne veri topladın” diye sormasına olanak veriyor. Bunlar, yani ham veriler çok önemli olmayabilir ve bireye verilebilir. Fakat, şirketlerin o kişisel, ham verilerden ürettikleri ‘davranışsal artı değer’ artık şirketin özel mülkiyetindedir. Dolayısıyla, bireyin davranış ve tercihlerini belirlemek, hatta manipüle edebilmek için ham verileri işleyerek elde ettikleri bu artı değeri vermeyeceklerdir. Bence, buzdağının altında yatan kısım da budur. Davranışsal Artı Değer Piyasası Çok Büyük Dev Japon yatırım bankası Mizuho’nun öngörüsüne
göre, Amazon, Google ve Apple’ın dijital asistanlarının gelecek yıl 11 milyar dolarlık bir pazarı olacak. Bu miktar da buzdağının ucu. Bireysel verileri işleyerek elde edilecek davranışsal artı değer piyasası çok daha büyük. Demokratik stratejiler geliştirme grubu olan Future Majority’nin bir araştırmasına göre, sadece Amerikalı’ların kişisel verilerinin piyasa büyüklüğü son iki yılda %45 büyüyerek, 76 milyar dolara erişti. Üç yılda, teknoloji devlerinin bu piyasadan elde edeceği gelirin, Amerika’nın tarım sektöründe elde edilen toplam geliri aşacağı tahmin ediliyor. Bu sadece ekonomik boyut ve teknoloji devlerinin iştahını besliyor. Siyasal boyut ise farklı ve çok vahim. Kişisel verilerden üretilen davranışsal artı değerin siyasette kullanılması, bireyin davranış ve tercihlerinin öngörülüp manipüle edilmesi, demokrasinin tahribatı anlamına gelmeye başladı bile.
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
14 - 20 EKİM 2019
9
Endüstri 4.0 odaklı danışmanlık hizmeti
KoçSistem Genel Müdürü ve KoçDigital Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mehmet Ali Akarca Şirketlerin dijital dönüşüm yolculuklarına IoT ve ileri analitik alanındaki çözümleri ile ortaklık eden KoçDigital,
sunduğu hizmetlere bir yenisini ‘Endüstri 4.0 danışmanlığı’ ile ekledi. KoçSistem’in yüzde yüz iştiraki olan ve dünyanın önde gelen yönetim danışmanlığı şirketi Boston Consulting Group (BCG) işbirliği ile faaliyetlerini sürdüren KoçDigital, uluslararası standartlardaki bu danışmanlık hizmeti ile Türkiye ve yakın coğrafyasında faaliyet gösteren şirketlerin dijital dönüşüm yol haritası uygulamalarına destek veriyor. KoçSistem Genel Müdürü ve KoçDigital Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mehmet Ali Akarca, KoçDigital’in Endüstri 4.0 danışmanlık
hizmetleri hakkında şunları söyledi: “Verilen danışmanlık hizmeti kapsamında, öncelikle müşterilerimizin iş süreçleri yerinde incelenip küresel iyi uygulamalarla kıyaslanarak, en önemli gelişme alanları belirleniyor. Bu ön değerlendirme, 23 farklı boyutta derinlemesine gerçekleştiriliyor. Akabinde, sayısı 250’nin üzerinde gerçek dijital kullanım senaryosuna ve çözüme dair kapsamlı veritabanından faydalanılarak, bu çözümlerden hangilerinin müşterimizin
gelişme alanlarında en önemli faydayı sağlayacağı saptanıyor. En uygun çözümler, sağlayacakları öngörülen değer ve uygulanabilirlikleri göz önüne alınarak önceliklendiriliyor. Önceliklendirilen çözümler için detaylı hayata geçirme planı, iş planı ve finansal görünüm oluşturularak, müşterilerimizin en kolay şekilde bu çözümleri hayata geçirmesine liderlik ediliyor. Yetkin işgücü ile KoçDigital, gerçek Endüstri 4.0 uzmanlık ve danışmanlığı arayışında olan kurumlar için çok önemli bir olanak sunuyor.”
Tech Data, Oracle ile Türkiye'de dağıtım anlaşması imzaladı Oracle PartnerNetwork'ün (OPN) Platinum üyesi olan Tech Data, Oracle'la tüm ürünlerinin Türkiye'de dağıtımı ve satışı konusunda yetkilendiren özel bir işbirliği anlaşması imzaladı. Bu anlaşma dahilinde Tech Data; Oracle Applications, Cloud Platform (PAAS), Cloud Infrastructure (IaaS), Industry Solutions, Middleware, Database, IT Infrastructure çözümleri, Cloud at Customer
ürün grubu, Engineered Systems, Server&Storage ve ODA ürün portföyü dahil olmak üzere tüm Oracle çözümlerinin Türkiye'de dağıtımı ve satışını gerçekleştirebilecek. 26 Eylül’de İstanbul’da düzenlenen lansman toplantısıyla işbirliği müşteri ve iş ortaklarına duyurulurken, Oracle EMEA Bölgesi Katma Değerli Distribütörlerden
Sorumlu Kıdemli Direktörü Al Patel, “Bu işbirliği anlaşması ile Türkiye'de hayata geçirdiğimiz bu ortaklığın başarıyla sonuçlanacağından eminiz” dedi. Oracle CAT & GCMM Bölgesi Katma Değeli Distribütörlerden Sorumlu Kıdemli Yöneticisi Hülya Yılmaz, “Bu anlaşma, iş ortaklarımıza ve müşterilerimize daha fazla teknoloji seçeneği
sunmamıza olanak tanırken pazardaki varlığımızı daha da güçlendirmemizi ve genişletmemizi sağlayacak” dedi. Tech Data Türkiye Genel Müdürü Behçet Yumrukçallı da “Türkiye dahil olmak üzere Oracle ile olan ilişkilerimizin genişlemesi özellikle yeni nesil çözümler alanında pazarı büyütme konusunda bize olağanüstü bir enerji sağlayacak” yorumunu yaptı.
Smartcon İstanbul’dan geleceğin teknolojileri Smartcon 2019 İstanbul zirvesi, iş ve teknoloji dünyasının liderlerini, alanında dünyanın önde gelen konu uzmanlarıyla buluşturdu. 2015 yılından itibaren İstanbul, Dubai ve Ankara'da yapılan Smartcon 2019 İstanbul Zirvesi, 1 ve 2 Ekim tarihlerinde, Wyndham Grand Levent’te gerçekleşti. Açılış konuşmasını, TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski’nin gerçekleştirdiği zirvede, arama teknolojileri, telekomünikasyon, video ve reklamcılık çözümleri üreticisi NTENT'in CTO'su Ricardo Baeza-Yates ve açık kaynak kodlu yazılımı olan RapidMiner’ın kurucusu Ralf
Klinkenberg Türkiye sektör profesyonelleri ile ilk kez buluştu. Oracle’ın ana sponsorluğunda düzenlenen Smartcon 2019 İstanbul Zirvesi kapsamında Geleceğin Şirketini Tasarlamak, Veriden Değer Yaratmak,
Teknoloji ile Şekillenen Müşteri Deneyimi, Yapay Zeka ve Etik, Yeni Dünya için Girişimcilik, Değişen Nesil ve Kendi Kendini Yöneten Teknolojiler, İş Dünyasında Robotların Çağı, Yeni Nesil İnovasyon gibi birçok başlıkta, global trendler ve
yerel sektörlerdeki iş modelleri Türkiye’nin önde gelen liderleri ve karar vericileri tarafından derinlemesine ele alındı. Zirvenin ikinci gününde; Kazandıran Bir Yapay Zeka Stratejisi Tasarlamak, Daha Akıllı Müşteri Deneyimi Yolculukları Tasarlamak, Yenilikçi Büyük Veri ve Makine Öğrenmesi Uygulamaları, Veri Bilimci’nin Kariyer Yolculuğu çalıştaylarında, birçok farklı sektör ve iş biriminden yönetici, uygulayıcı ve akademisyen konu uzmanı, fikirlerin başarılı olarak hayata geçirilebilmesi için gereken yöntemleri katılımcılar ile paylaşıldı.
BThaber
10 BİLİŞİM DÜNYASI
14 - 20 EKİM 2019
BTvizyon Eskişehir’de ‘Çok yönlü dönüşüm’ konuşuldu BTvizyon Eskişehir etkinliği 26 Eylül tarihinde Modernity Hotel’de gerçekleşti. Şehrin bilişim profesyonelleri tarafında ilgi ile karşılanan etkinlik Bilişim Zirvesi Şirketi Etkinlik Yönetmeni Tuğsen Fıstıkçı Bakır’ın açılış konuşması ile başladı. ‘’Akıl, Fikir ve Hukuk’’ başlıklı sunumu ile bilişimin hukuki boyutunu katılımcılar ile paylaşan Türkiye Bilişim Derneği Eskişehir Şube Başkanı Av. Dr. Barış Günaydın, tasarımdan geliştirme süreçlerine kadar teknoloji profesyonellerinin hakları ve sorumluluklarında söz etti.
Türkiye Bilişim Derneği Eskişehir Şube Başkanı Av. Dr. Barış Günaydın Günaydın’ın ardından sahneye çıkan VBT Bilgi Teknolojileri Genel Müdürü Tayfun Yurdakul ise son yılların önemli başlıklarından ‘’Devops’’ kavramı üzerinde durdu. Devops’un kurum içinde doğru kurgulandığı takdirde getireceği avantajlardan bahseden Yurdakul, ‘’Yazılım projeleri ne kadar küçülürse başarılı olma ve hayatını devam ettirme ihtimali o denli yüksek oluyor’’ dedi.
hakkında katılımcıları bilgilendirdi. Üretimden, saha satış süreçlerine kadar farklı operasyonlara dokunduklarını belirten Karcı, bu sayede kurumların eskiye kıyasla edindikleri avantajları vurguladı.
AKEAD Yazılım Satış ve Pazarlama Müdürü M. Fatih Karcı ‘’Kurumlarda Kriz Yönetimi ve Acil Durum Senaryoları’’ başlığı ise Unify Kanal Yöneticisi Peryan Aydaş Arslan tarafından işlendi. Farklı alarm senaryoları ile farklı iletişim ortamlarının entegre çalışması durumunda güvenli kriz akışının sağlanabildiğine dikkat çeken Arslan, kamu ve özel sektördeki kullanım alanlarına ilişkin örnekler paylaştı.
Etkinlikte Kod-A Ege ve Akdeniz Bölge Müdürü Gürhan Hoşgör da sundukları dijital arşivleme hizmetinden bahsetti. Sundukları Entegre Belge ve Arşiv Yönetim Sistemi ile pek çok süreci birbirine bağladıklarını belirten Hoşgör sayısal arşivlemenin sunduğu artılara değindi.
Dell EMC iş ortağı Penta Teknoloji’nin Teknik Satış Grup Yöneticisi Mert Han Yağcı ise etkinlikte Dell EMC ürünlerinin dijital dönüşüm sürecindeki kurumlara neler sunduğunu anlattı. Dell EMC’nin ürün ve çözüm portföyü
Penta Teknoloji Teknik Satış Grup Yöneticisi Mert Han Yağcı
İnnova Bilişim Çözümleri Bayi ve Kanal Satış Müdürü Mert Ülker BTvizyon Eskişehir’de Skysens, endüstriye özel sundukları uçtan uca IoT çözümlerini anlattı. BTHABER Şirketler Grubu’nun Kobi Destek Projesi kapsamında etkinlikte yer alan Skysens adına konuşan Satış Müdürü Hasan Erişgen, üretim süreçlerini akıllandıracak kurumların maksimum verimlilik elde edebildiklerini bununsa birlikte toplam karın maksimize edilebildiğini belirtti.
Kod-A Ege ve Akdeniz Bölge Müdürü Gürhan Hoşgör BTvizyon Eskişehir etkinliğinin dikkat çeken sunumlarından bir diğerine ise TTL Teknoloji Ar-Ge Müdürü Kıvanç Coşkun imza attı. Karma gerçeklik ve 5G hologram teknolojilerini anlatan Coşkun, bu yenilikçi teknolojilerin farklı uygulanış yöntemlerini katılımcılar ile paylaştı.
Unify Kanal Yöneticisi Peryan Aydaş Arslan
VBT Bilgi Teknolojileri Genel Müdürü Tayfun Yurdakul BTvizyon Eskişehir etkinliğinde Akead Yazılım Satış ve Pazarlama Müdürü M. Fatih Karcı ise sundukları operasyonel ERP uygulamaları
sayesinde zirvede yer aldığını vurgulayan Yağcı, depolama ve veri güvenliği konusunda sundukları hizmetin teknik detaylarını paylaştı.
TTL Teknoloji Ar-Ge Müdürü Kıvanç Coşkun İnnova Bilişim Çözümleri Bayi ve Kanal Satış Müdürü Mert Ülker ise finansal teknolojiler alanından sundukları çözümlerden bahsetti. PayFlex adındaki ortak banka platformları ile ödeme, tahsilat, sadakat ve e-dönüşüm süreçlerini tek bir platform altında topladıklarını aktaran Ülker, platformun kabiliyetlerinden bahsetmeden geçmedi.
Skysens Satış Müdürü Hasan Erişgen Etkinliğin son sunumunda ise yine BTHABER Şirketler Grubu Kobi Destek projesi kapsamında Pir Yazılım da yer aldı. Pir Yazılım Kurucusu Sedat Yazıcı proje bazlı çalışan firmaların dijital dönüşüm yolculuğuna eşlik ettiklerini belirtti. Türkiye’nin ilk bulut tabanlı çevrimiçi projeşantiye sektörü yazılımına imza attıklarını belirten Yazıcı, sadece şantiye değil aynı zamanda üretim ve hizmet alanlarında da hizmet verdiklerini ekledi.
Pir Yazılım Kurucusu Sedat Yazıcı
14 - 20 EKİM 2019
Veri Merkezi Sektörünün Gelişimi
DOSYA:
BThaber www.bthaber.com.tr
Ayhan Sevgi
Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalsın da… Kurum ve şirketler, verilerini işlemek ve barındırmak için belli durumlarda kendi veri merkezlerini oluşturmak belli durumlarda ise bunu bir veri merkezinden hizmet olarak ister. Bu tercihlerde ekonomik fayda, teknoloji altyapısı, regülasyonlar gibi unsurların etkisi büyük. Ama artık bu konuda veri merkezlerinden hizmet alma yaklaşımları her geçen gün biraz daha fazla kabul görüyor. Bu açıdan bakıldığında dünyanın devleri,
dünyanın farklı bölgelerindeki veri merkezleri ile bu hizmetlere talip olurken, Türkiye’nin devleri de ülkemizdeki veri merkezleri ile oyunun önemli birer parçası haline geliyorlar. Başta devlet yetkilileri olmak üzere pek çok kesim “Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalsın” diyerek, yerel veri merkezi çalışmalarını destekliyorlar ama bu destekler hala istenilen ve beklenilen oranların altında.
12 DOSYA
BThaber
veri merkezi sektörünün gelişimi
14 - 20 EKİM 2019
Geleceğin veri merkezlerinin öncelikleri
Veri merkezlerinin gelişen ihtiyaçlar paralelinde gelişimi, öncelikle doğru bir planlamayı, altyapıların buna yanıt verecek biçimde geliştirilmesini ve insan kaynağının bu yenilikler paralelinde zenginleştirilmesini gerekli kılıyor. 2020 yılında yeni veri merkezlerinin yüz binlerce yeni istihdam fırsatı yaratması bekleniyor. Ama bu beklentinin hayata geçmesi de belli şartlara bağlı. Şirketler bugüne kadar veri merkezlerini büyük ölçüde maliyet odaklı, daha doğrusu belli bir istikrar seviyesini gerektiren iş yapış biçimine bağlılığını takip ederdi. Ama bugüne baktığımızda, dijitalleşme etkisinin büyümesi paralelinde veri merkezleri de BT yönetiminden sıyrılarak, iş sürekliliğinin bütünü için stratejik bir başlık halini alıyor. Veri merkezleri şirketlerin dijitalleşme sürecinin omurgasını oluştururken, uzun vadeli iş hedeflerini güvence altına alıyor, maliyet ve gelir üstündeki etkisini ise ikinci plana atıyor. Bu konuda bir araştırmaya imza atan A.T. Kearney, Avrupa ve Ortadoğu’da 50 BT yöneticisi ile görüşmelere imza attı. Elde edilen sonuçlara göre, şirketler veri merkezlerini geliştirmek için bütçe ayırıyorlar. 2020 yılında Avrupa veri merkezi harcamalarının yıllık bazda yüzde 6 artması beklenirken, bu talep artışının da Avrupa’da 340 bin yeni istihdam anlamını
taşıyacağı üzerinde duruluyor. Ancak, bir taraftan da günümüzün ihtiyaçları karşısında zayıf istihdam piyasası var, ama bu da beceri geliştirme ve eğitim gibi başlıklarda önemli yatırımlar yapmadan bu istihdam açığının ancak yarısının doldurulabileceğini gösteriyor. Beklentiler ve doğal olarak yatırımlar çeşitleniyor Gelinen noktada dijitalleşme, hem bireysel hem de kurumsal hayatta giderek büyüyen bir role sahip. Büyük veri, bulut bilişim, dijital hizmet ve ürün gibi başlıklar kurumsal ve bireysel hayatta popülaritesini korudukça, veri merkezlerinden beklentiler de doğal olarak artacak. Daha fazla bant genişliği, işlem gücü, çevrimiçi ve çevrimdışı depolama gibi başlıklarda beklentilerse ilk akla gelenler. Veri merkezi beklentileri son yıllarda önemli bir artış sergiledi ve asıl önemlisi, bu artış gelecek birkaç yılda da gücünü artırarak devam edecek. Talepte bahsettiğimiz bu artış paralelinde, veri merkezlerinin ihtiyaçları da önemli bir değişim içinde. Örneğin; maliyet avantajı ve istikrar artık yeterli değil ve söz konusu araştırmaya katılanlara göre güvenlik, ölçeklenebilirlik ve enerjinin etkin kullanımı gibi özellikler geleceğin veri merkezlerinin de öncelikleri olacak.
Şu bir gerçek ki, veri merkezlerini oluşturup, belli bir performansta işletme işi artık CIO’ların ve BT operasyon yöneticilerinin işi olmaktan çıktı. Ama veri merkezlerinde olası değişiklikler için fikri alınan ve bütçeden pay verilen kesim de yine burası. Araştırmaya katılanların yarısı 2020 yılında veri merkezi bütçelerinin yüzde 50 seviyesinde artmasını beklediğini belirtiyor. Standardizasyon ve sanallaştırma da geleceğin veri merkezlerinin önceliği olacak. Araştırma katılımcılarının yüzde 90’ından fazlası standardizasyonun kayda değer bir artış sergilemesi beklentisini dile getirirken, sunucu ve depolama başlıklarında sanallaştırmanın ise üç kat artacağı kanısında. Veri merkezi yetkinliklerinde bu köklü değişimleri yapmak, tahmin edileceği üzere, birçok farklı yeni teknolojiyi de gerekli kılacak. 10 BT yöneticisinden 9 tanesi veri merkezi bütçelerinin en az yüzde 25’ini yeni teknolojiler için değerlendireceğini belirtirken, katılımcıların yarısına yakını da bütçelerinin yarıdan fazlasını bu amaçla değerlendirmek istedikleri bilgisini veriyor. Büyük veri teknolojileri, internet güvenlik teknolojileri ve in-memory depolama da geleceğin veri merkezlerinde büyük etkisi olacak başlıklar.
BThaber
DOSYA 13
veri merkezi sektörünün gelişimi
14 - 20 EKİM 2019
Güvenlik, BT harcamalarında yine ön planda Dijitalleşme; veri merkezi hizmet sunumunun bulutta gelişmesi anlamını taşıyor artık. Araştırma katılımcılarının büyük bölümüne göre, bulut aracılığıyla sunulan veri merkezi hizmetlerinin payı bugünkü yüzde 14 seviyesinden 2020 yılında yüzde 39’lara tırmanacak. Tabi doğal olarak buluta yönelik artan bu ilgi, güvenliğin önemini de pekiştirecek. Araştırma katılımcılarının yüzde 80’inden fazlası yüksek seviyede bir güvenliği tesis etmek için bütçelerinin en az yüzde 20’sini kullanmaya hazır. Her 5 yöneticiden 1 tanesi ise bu amaçla bütçenin yüzde 50’sini ayırabileceği yorumunu yapıyor. Gelecekte başarı için şirketler ve özellikle de BT yöneticileri maliyet etkinliğini hız, esneklik ve erişilebilirlik ile dengelemek için çabalamak zorunda. Ekosisteme bir bütün olarak bakıldığında, arz ve talep, teknoloji ve finansal detaylar daha sıkı bir biçimde takip edilecek.
Talep tarafında iş trendlerini anlamak ve bu trendlerin veri merkezi operasyonlarına etkisini kavramak çok önemli. Kapasiteyi verimli kullanmak için tüm iş birimleri arasında bilgi ve beklenti paylaşımı ise kritik. Tedarik tarafında ise veri merkezleri yeni teknolojilerden yararlanarak daha güvenli, daha az enerji tüketen ve daha ölçeklenebilir bir yapıyı hedefliyor. Operasyon modelini sürekli değerlendirmeye tabi tutmak bu yönüyle veri merkezi hizmetlerinin daha etkili tedariki anlamın gelecek, bulut sayesinde hizmet sunumu daha esnek bir hale gelecek. Çalışanları sürekli geliştirmek esas olmalı Altyapının ve uygulama alanının standardizasyonu, beraberinde yalın veri merkezi operasyonlarını getirecek. Güvenlik teknolojilerinin sürekli ele alınması ve gerekli ölçütlerde benimsenmesi ise siber saldırı riskini
azaltacak. Çalışanların yetkinliğini oluşturmak ve sürekli geliştirmek ise güvenlik ve analitik başlıkları öncelikli olmak üzere, yeni teknolojileri etkili biçimde kullanılabilmesi adına kritik öneme sahip. Artan talebe ve gelişen önemine rağmen, veri merkezleri her alanda finansal özgürlüğe sahip değil. Her işte olduğu gibi, veri merkezi başlığında da konu başarı olduğunda tutumluluk esas. Hizmetler başlığında tasarruflar bant genişliği, canlı depolama yatırımları için kullanılabilir, gelişen iş modellerinin ihtiyaçlarını karşılamak için yeni teknolojilere de harcanabilir… Geleceğin veri merkezleri için hazırlanmak dikkatli planlamayı, ayıca altyapı ve insan sermayesinin birlikte geliştirilmesine daha fazla önem verilmesini gerektiriyor. Veri merkezi yetkinliklerini geliştirmek için gereken yatırımları es geçen veya eksik yapanlar ise dijital dünyada geride kalma riskiyle karşı karşıya.
Deprem, veri merkezlerinin güvenilirliğini hatırlattı Tüm sektörler için, gün geçtikçe büyüyen verilerin güvenli bir şekilde saklanması ve anlık erişim sağlanması hayati önem taşıyor. İstanbul'da yaşanan son deprem, bir kez daha veri merkezlerinin güvenliğinin ne kadar önemli olduğunu hatırlamamızı sağladı. Günümüzde, bankacılıktan, üretime, medyadan, telekomünikasyona, perakendeden sağlığa kadar her sektörden her büyüklükte şirket, sürekli büyüyen verilerini en doğru ve etkin şekilde korumak istiyor. Şirketler, gelişen piyasa taleplerini karşılamak için güvenilir veri merkezi altyapısına ihtiyaç duyuyor. Verilerin saklandığı altyapıda gerçekleşecek en ufak bir aksaklık operasyonun tamamen çökmesine sebep olabiliyor ve kurumları çok ciddi zararlara uğratabiliyor. Bu nedenle veri merkezleri güvenliği ve verilerin kesintisiz ve erişilebilir olması tüm sektörler için çok önemli. NGN İcra Kurulu Üyesi ve NGN
Veri Merkezi ve Bulut Çözümleri Direktörü Beyazıt Öztürk; İstanbul’da yaşanan şiddetli depremin yaşamımızın her alanında daha bilinçli ve hazırlıklı olunmasının bir sinyalini verdiğini söyledi. Yaşanan deprem ile operasyonlarını test etme olanakları bulduklarını belirterek, ‘’Türkiye’nin Dijital Kalesi’’ olarak tanımladığı Star of Bosphorus'ta, operasyonun kesintisiz devam ettiğini dile getirdi. Bu deprem vesilesi ile bazı önemli bilgilere dikkat çekmek isteyen Öztürk, “Dünyaca kabul gören FEMA standartları kapsamında son 2.500 yıl içindeki sismik olayların korelasyonu baz alınarak tasarlanan veri merkezimiz, 9 şiddetinde depreme dayanıklı olacak şekilde üstün bir teknoloji ile inşa edildi. Bu özelliğiyle Türkiye’deki veri merkezleri arasında bir ilke imza attık, deprem sırasında dahi müşterilerimizin operasyonunun devamlılığını, veri akışının sürdürülebilmesini ve veri güvenliğini sağlıyoruz” dedi.
14 DOSYA
BThaber
veri merkezi sektörünün gelişimi
14 - 20 EKİM 2019
Türkiye, bulut bilişim ekosisteminden hak ettiği payı almalı göre yeni veri merkezi yatırımları için asgari 5 bin metrekare beyaz alanı bulunması ve TIER-III veya üstü seviyede olması şartı getiriliyor. Bu düzenlenmenin ülke genelini kapsayacak şekilde genişletilmesi ve beyaz alan sınırlandırmalarının yeniden düzenlenmesinin sektöre büyük bir ivme kazandıracağını düşünüyorum.
Radore Veri Merkezi Genel Müdürü Barbaros Özdemir Bilişim teknolojilerine yapılacak altyapı yatırımlarının karşılığı, tüm sektörlerde verimlilik ve tasarruf olarak fazlasıyla geri alınabiliyor. Bu sebeple ortak altyapı kullanımı, veri merkezi yatırımlarının teşvik edilmesi, yerli bulut bilişim hizmetlerinin geliştirilmesi ve ihraç edilmesi için yapılan çalışmaların desteklenmesi gerekiyor. Her dört işletmeden birinin buluta yatırım yapmayı planladığı bir ortamda olduğumuzun altını çizen Radore Veri Merkezi Genel Müdürü Barbaros Özdemir’in verdiği bilgilere göre, bulut bilişim kullanımı hızla artarken, yerli bulut ve veri merkezi hizmetlerinden faydalanılarak verinin ülke içinde tutulması hem işletmeler hem de ülke ekonomisi açısından büyük önem taşıyor. Çünkü verinin yurt dışında barındırılması dünya çapındaki bulut bilişim ekonomisinden Türkiye’nin pay alamaması anlamına geliyor. “Mevcut durumda Frankfurt ve Amsterdam gibi bölgelerden gelen trafik üzerinden dünyaya açılıyoruz. Ülkelerin İnternet ekosistemleri doğrudan bağlantıda olduğu takdirde bilgi teknolojileri alanında yüksek katma değerli hizmet ihracatımızı artırmak ve Türkiye’deki şirketlerin verisinin yine Türkiye’de kalması için büyük yarar sağlayabiliriz” diyen Barbaros Özdemir, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Ülkemizi bölgesel bir hub haline getirmek Özellikle Asya ve Ortadoğu ülkelerinin internet bulutlarının en kısa yoldan Türkiye ile komşuluk yapması konusunda kapsamlı bir eyleme geçilmesi gerekiyor. Buradaki ülkelerle daha kısa yoldan ve yedekli internet yolları üzerinden bağlanabilmemiz oldukça önemli. Devlet tarafından bu konuda yürütülen Cazibe Merkezleri Programı çeşitli teşvik programlarıyla veri merkezi sektörüne olumlu bir katkı sağlıyor. Yalnız bu programa
Bunun yanında önemli bir kalem olarak vergi konusu karşımıza çıkıyor. Veri merkezi hizmetleri yüzde 18 olarak uygulanan KDV kapsamında vergilendiriliyor. Bunun yanında internet erişim ücretleri ve yer sağlayıcı yetkilendirmesi dışında bırakılan bazı hizmet kalemlerinden yüzde 7,5 oranında ÖİV alınıyor. Özellikle BTK tarafından elektronik haberleşme hizmeti kapsamında değerlendirilen e-posta sunucu hizmeti, Veri Yedekleme, Altyapı Hizmeti (IaaS - Infrastructure as a service), Platform Hizmeti (PaaS - Platform as a service) gibi servislere uygulanan vergiler, yurtdışından hizmet verdikleri için ülkemizdeki bu uygulamalara muhatap olmayan küresel şirketlere karşı rekabetimizi olumsuz etkiliyor. Rekabet gücümüzü artırabilmek ve veriyi Türkiye’de tutabilmek için bu alanda yerli şirketlere vergi konusunda kolaylıklar sağlanması gerekiyor.” Türkiye’nin veri merkezi konusunda coğrafi olarak avantajlı bir konumda bulunduğunun altını çizen Barbaros Özdemir, “Türkiye’nin doğusuna ve güneyine doğru telekomünikasyon altyapısında güçlendirmeler yapılması gerekiyor. Bu gelişmeler sağlanırsa veri merkezi alanında yatırım motivasyonunun daha da artacağına inanıyorum. Ek olarak teşvikler konusunda çok hızlı hareket edilmesi gerekir. Hızlı gelişen bu pazarda geç kalmanın bedeli ağır olacaktır. Büyük işletmeleri bir kere seçtikleri bir veri merkezinden koparıp başka bir veri merkezine geçmeye ikna etmek çok zordur. Yurt dışındaki veri merkezleriyle daha iyi rekabet edebilmek ve veri merkezi kullanımının yaygınlaşmasına imkân sağlamak için teşvikler belli illerde değil tüm ülke genelinde olmalı ve birçok ülkede olduğu gibi elektrik, internet, gelir vergisi ve kurumlar vergisi gibi konularda bazı imtiyazlar sağlanmalı” dedi. Özdemir, veri merkezi standartları ve sunulan hizmetlerin geliştirilmesi konusundaki görüşlerini şöyle açıkladı: “Ürün ve hizmet stratejimizde, kullanıcılara mümkün olan en yüksek oranda yönetim yetkisi sağlamak ve kolay ulaşılabilir hizmetler
sunmak, uygulama geliştirmeyi hızlandıran ve esnek kullanım sağlayan platformlar sağlamak çok önemli bir yer tutuyor. Bulut bilişim ve sanallaştırma çözümleri bu konuda bize birçok fırsat veriyor. Bulut bilişim ve sanallaştırma teknolojileri ile birlikte veri merkezleri metrekare olarak küçülme eğilimine girerken, ortaya koydukları işlem gücü ise oldukça yüksek boyutlara ulaşıyor. Bu nedenle yapay zekâ, nesnelerin interneti ve benzeri yoğun işlem gücü isteyen teknolojiler buluta, yani veri merkezlerine taşınıyor. Daha önceleri BT birimleri tarafından kurulan sistemlerde yürütülen maliyetli ve operasyonel olarak karmaşık süreçler, bulut üzerinden hizmet olarak sunulabiliyor. Bulut bilişimin doğrudan faydalarına bakıldığında ilk sırada, ülkemizdeki şirketlerin de ilgi göstermesini sağlayan maliyet avantajı geliyor. Bulut bilişim, birçok farklı alanda çalışan işletme ya da girişimcinin teknolojiye erişiminde fırsat eşitliği sağlıyor. Bu sayede yatırım farkı nedeniyle büyük şirketler ile küçük şirketler arasında oluşan teknoloji uçurumu da ortadan kalkıyor. Radore gibi veri merkezleri, yüksek teknolojili altyapıları ve operatör bağımsız bağlantı seçenekleri sayesinde, şirketlere uygulamalarını ve hizmetlerini küresel çapta sunabilme imkânı veriyor. Radore olarak var olan hizmet kalitemizi mükemmelleştirmeye odaklanıyoruz. Böylece hem işletmelerin güvenini en üst seviyeye çıkaracak şekilde sürekliliği sağlıyor, hem de dünya çapındaki uygulama ve servislerle entegre olabilecekleri sağlam ve güvenilir bir teknolojik altyapı sunuyoruz. TÜBİSAD’ın verilerine göre 2018 yılında Türkiye bilişim pazarının yüzde 15 oranında büyüyerek 131,7 milyarlık büyüklüğe ulaştığı ifade ediliyor. 2019 yılında bulut üzerinde çalışan hizmetlerin kullanımındaki artışın katlanarak sürmesi, depolama ihtiyacının artması, IoT ve makine öğrenimi adaptasyonunun yaygınlaştığını görüyoruz. Radore Veri Merkezi olarak sunduğumuz bulut hizmetlerindeki talebin artması da bu eğilimi kanıtlıyor. İşletmelerin çoğu artık hibrit yöntemleri tercih etmekle birlikte, birden fazla bulut çözümünü birbirine bağlayarak kullanmayı sürdürüyor. Bu da birden fazla noktada barındırılan verinin yedekleme sürecini karmaşık hale getirirken, hızla artan veri miktarı ihtiyacı da aynı oranda artırıyor. Bu noktada yazılım tanımlı depolama (SDS), veri tekilleştirme gibi yeni nesil çözümlerin yaygınlaşmasını bekliyoruz.”
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI 15
14 - 20 EKİM 2019
Kurumların ihtiyacına göre özel eğitim
KAİD Eğitim ve Danışmanlık Hizmetleri Kurucusu Emre Alıç Özel sektör ve kamudaki proje yönetimi tecrübesini 2017 yılında kurulan KAİD’e taşıyan KAİD Eğitim ve Danışmanlık Hizmetleri Kurucusu Emre Alıç, “KAİD; organizasyonların gelişiminde üstleneceği rol gereği, isminin anlamı olan ‘Liderlik’ vasfını, tüm yönleriyle hizmet verdiği yapılara ve insanlara aktaracak nitelikte, yetkinlikte ve tecrübede danışman ve eğitmen kadrosuna sahip” diyerek çıktıkları yolda kuvvetli bir ekibe sahip olduklarının altını çizerek konuşmasına başladı. Diğer yandan organizasyonlardaki en büyük avantajın; gelişimi destekleyen yöneticiler ve bu çalışmalara destek veren personel olduğunu kaydeden Alıç, KAİD’in bir organizasyonun bu süreçte ihtiyaç duyacağı tüm danışmanlık ve eğitim hizmetleri için gelişimin öncüsü yöneticiler ve personelin yanında yer
aldığını vurguladı ve şu bilgileri paylaştı: “KAİD, ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi, ISO 20000 Bilgi Teknolojileri Hizmet Yönetim Sistemi, ISO 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi sertifikalarına sahip olmakla birlikte; Microsoft PPM Silver Partner Çözüm Ortağı, PMI (Project Management Institute) Kayıtlı Eğitim Sağlayıcısı (R.E.P. – Registred Education Provider) unvanıyla ve çözümlerini kullandığı diğer üretici ve otoritelerle kaliteli hizmet anlayışını benimsediğini ortaya koyuyor. Alanında uzman personelinin sahip olduğu PMP (Project Management Professional), CAPM (Certified Associate in Project Management), MCP (Microsoft Certified Professional), ECBA (Entry Certified in Business Analysis) sertifikalarla sunduğu hizmetleri profesyonelleştirmeye devam ediyor.” Alıç, “İhtiyaç duyulan tüm yönetim danışmanlığı ve profesyonel gelişim eğitimleri için uzman kadromuzla çözüm üretiyoruz” diyerek yaklaşımlarını özetledi. Emre Alıç, eğitim ve danışmanlık alanında yarattıkları farkı ise şöyle açıklıyor: “Sorunların nedenini analiz ederek doğru çözümleri sunuyoruz. Çalışmalarımızı disiplinli bir şekilde yürüterek kalıcı süreçler kuruyoruz. Eğitimleri;
katılımcılara, şirkete ve hedeflere göre şekillendirerek gerçekleştiriyoruz. Stratejik hedeflere, ihtiyaca ve mevcut yapıya uygun uzmanlarımızla uygulanabilir çalışmalar öneriyoruz. Her zaman işinizin lideri olmanız için, biz kendimizi sürekli geliştiriyoruz. Bu doğrultuda proje yönetimi, iş analizi, yazılım kalite yönetimi, süreç yönetimi, profesyonel gelişim, yazılım geliştirme, siber güvenlik çözümleri sunuyoruz.” Gerek özel sektör gerekse kamuda önde olduklarının altını çizen Emre Alıç, “Özellikle Ankara’da kamu kurumlarının ihtiyacını, mevzuatını, hedeflerini bilerek onlara özel çözüm üreten firmaların bir adım önde olduğunu biliyoruz” yorumunu yaparak Ankara’nın tüm ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yönetim danışmanlığı ve eğitim konusunu genişleterek aktarmak amacını taşıdıklarını söyledi ve konuşmasına şöyle devam etti: “Ankara’da kamu kurumlarının yanı sıra KİT’ler de çok yoğun. En yüksek ciroya sahip işletmelerden 30’dan fazlası bu şehirde. Bu işletmeler de ihtiyaç duydukları desteği almak istiyor. Üst yönetim; yönetim danışmanlığı hizmetine ilgi gösteriyor. Yönetim danışmanlığının en önemli çıktılarından biri; tüm organizasyonu ilgilendiren proje yönetimidir. KİT’lerde
proje yönetimi modellemesi yapıyoruz. PARDUS’u da Ankara’da olmamız sebebiyle stratejik olarak destekliyoruz. Siber güvenlik ve iş analizi konularında da çalışmalarımız bulunuyor.” Küresel anlamda çalışmalar gerçekleştirmeyi hedefliyoruz “Değişen ve gelişen dünyanın hızını yakalamak artık tüm organizasyonların öncelikli hedefi olduğundan; iş süreçleri, yapılanma ve strateji geliştirme çabası sırasında organizasyonların bu ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılamak KAİD’in öncelikli hedefidir” değerlendirmesini yapan Alıç, “Türkiye’de eğitim-danışmanlık alanında yeterince yetişmiş insan kaynağımız var. Bunu BT ekseninde de görüyoruz. Vizyonumuzu belirlerken kısa, orta, uzun vadede hedefler koyduk. Kısa vadede; Ankara’da herkes tarafından tercih edilen, kalitesiyle sağladığı faydayla farkedilen bir eğitim danışmanlık firması olmak, orta vadede; İstanbul’da özel sektörde de yapıları ileriye taşımak istiyoruz. Uzun vadede küresel anlamda çalışmalar gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Azerbaycan, Katar gibi ülkelerle şu anda da görüşmelerimiz sürüyor” şeklinde konuştu.
BI Technology, stratejik iş ortaklarını buluşturdu BI Technology, 26 Eylül’de Renaissance Istanbul Polat Bosphorus Hotel’de 40’ın üzerinde iş ortağını buluşturdu. Toplantı, BI Technology Yönetici Ortağı Can Doğu tarafından gerçekleştirilen açılış konuşmasıyla başladı. Ardından, BI Technology Yönetici Ortağı Doğu ve Teknik Satış Lideri Ömer Çıtak’ın ortak sunumu ile devam eden organizasyonda;
iş zekâsı dünyasında yaşanan değişimler ve yoğun rekabet gibi etkenlerin iş zekâsında beklentileri nasıl farklılaştırıp geliştirdiği ele alındı. Bu kapsamda, kullanıcıların ve kurumların ihtiyaçlarına yansımasının sonucunda Qlik’de yaşanan son gelişmeler, yaklaşımlar ve yeni satış modelleri de katılımcılar ile paylaşıldı. Ardından söz alan Qlik Emerging Markets Head
of Solution Architects Markis Maulas’ın gerçekleştirdiği ’The Dawn of Postmodern Analytics’ sunumu ile katılımcılara küresel bazda iş zekâsında yaşanan gelişimler paralelinde, Qlik platformuna katılan son ürünler ve yol haritasını katılımcılarla paylaştı. Toplantı, BI Technology İş Geliştirme Uzmanı Seray Öztürk’un gerçekleştirdiği Qlik Sense demo ile sona erdi.
Bir mühür, bir müdürle eğitim nereye kadar? Üniversitelerde yeni öğre tim yılı sorunlu başladı. Özellikle yeni açılan bilgisa yar mühendisliği bölümleri 'bir mühür, bir müdür' uygu lamasıyla yeni öğretim yılına merhaba dediler. İşte acil önlem sinyallerini çoktan veren bölümlerden örnekler: * Çanakkale Onsekiz Mart
Üniversitesi bu yıl 32 öğren ci aldı. Kadrolu öğretim üyesi yok. 11 araştırma gö revlisi var, 8'i yurtdışında bulunuyor.
* Selçuk Üniversitesi 62 öğrenci aldı. Kadrolu öğre tim üyesi yok, sözleşmeli 2 doçent var. Araştırma görev lisi sayısı da 2.
NCR: Veriamban bizim işimiz! 6-9 Ekim 1997 tarihleri arasında San Diego'da gerçekleştirilen NCR 1997 Kullanıcılar Konferansı'nda bir yandan Veriamban sis temleri yeni ürün duyuruları ile güçlendirilirken diğer taraftan NCR-SAS işbirliği ile bu alanda kullanıcılara veri yönetimi ile ilgili yeni olanaklar sağlanıyor.
* Fırat Üniversitesi bu yıl 28 öğrenci aldı, kadrosunda sadece 3 yardımcı doçent var.
* Kocaeli Üniversitesi bu yıl 27 öğrenci aldı, kadro sunda biri doçent, biri yar dımcı doçent olmak üzere 2 kişi var. * İstanbul Üniversitesi 102
rehousing) temelli uygulamalar dünyasında kendine rakip tanımı yor. Son pazar araştırmalarına göre bu pazarın üst ucunda yüzde 50'nin üzerinde pazar payına sahip olduğu belirtilen şirket, yeni NCR Wordmark 4700 sunucu ile başlayan yeni donanımları ile kü çük ve orta işletmeleri de hedefliyor. Yakın bir geçmişte Sun So laris işbirliği ile UNIX pazarındaki yerini sağlamlaştıran NCR, Te-
Üniversitelerin
"SNI, 2000'de
kurtuluş teorileri
Avrupa PC
bu kez hayata
pazarında ilk 3
geçsin!
ile ilgili izlenimlerine gelecek hafta devam edecek.
Siemens Nixdorf un yeni ürünle
hinde, Prof.Şaban Eren başkanlı
rini kullanıcılarına tanıtmak için
ğında Ege Üniversitesi'nde yapıla
düzenlediği ProduktForum'97 sıra
cak olan üniversitelerarası bölüm
sında bir söyleşi yapma olanağı
başkanları toplantısında üniversite
bulduğumuz Siemens Nixdorf Av
lerin kurtuluş teorilerinin hayata
rupa, Orta Doğu ve Afrika bölgesi
geçirilmesi tartışılacak.
(Ahmet Tokuz'un Ulrich Reis'la
Bu sayıda...
• Sayısal hastane doktorların yanında (Sayfa 16) • GlobalOne, 50 Mbit'lik hatla geliyor (Sayfa 24)
GARLıKLAR BIRBIRINI IZLEYEN DÖNEMLERDE KONDULAR VE GEÇTILER. BU SÜREÇ IÇINDE ÜRETIM BINLERCE KEZ
i
SAVAŞLARıN, KıTLıKLARıN VE SALGıN HASTALıKLARıN ETKI
(Arka sayfa)
SIYLE KESINTIYE UĞRADı.
(Devamı
2.
sayfada)
Ata Menkulden sanal borsa
E T
H A İ T R F A A T UH B
• Bilişim Mesleği Ahlak İlkeleri Taslağı tartışılıyor (Sayfa 8)
ÜRETIM YAPıLıYOR. FARKLı INSAN TOPLULUKLARı VE UY
(Ayrıntılı haber sayfa 3'te)
2000 yılında Avrupa'daki ilk 3 PC üreticisi arasında olacağını söyledi. yaptığı görüşme sayfa 2'de)
Y atır m ı , y a t ı r ı m mı? ...
Üniversitelerin sorunlarının çö zümüne yönelik 7 Kasım 1997 tari
yüdüğünü ve ivmesini sürdürerek
karşılanmakta. Genel Yayın Yönetmenimiz Akın Evren, NCR'ın geleneksel kullanıcı toplantısı
YAŞADıĞıMıZ TOPRAKLARDA BINLERCE YıLDAN BERI
(Ayrıntılı haber sayfa 4'te)
yıl ortalama yüzde 50 oranında bü
yine kadar farklı müşteri gereksinimleri yeni düzende daha kolay
E v r e n
Bilgisayar mühendisliği eğitimi konusunda yaşanan
Yardımcısı Ulrich Reis, SNI'ın her
sintisiz bir platform sağlamak peşinde. 50 GB'dan Terabayt düze
Akin
* Marmara Üniversitesi 30 öğrenci aldı, öğretim üyesi sayısı 3.
PC Satışlarından Sorumlu Başkan
radata'yı NT ortamına da taşıyarak veriamban kullanıcılarına ke
EVRENSEL
* Mersin Üniversitesi 30 öğrenci aldı, 3 yardımcı do çent var.
sorunlardan bir diğeri de öğrenci kalitesindeki düşüş. Üniversitelerin bu bölümleri ne kayıt yaptıran öğrencile rin 1997 yılı için minimum başarı sıralamasına baktığı mızda belli üniversiteler ha riç bu düşüşü çok net ola rak görüyoruz.
Ulrich Reis:
içinde olacak"
NCR Başkanı Lars Nyberg'in açılış konuşması ile başlayan kon feransta ana tema 'bu iş bizim işimiz'. NCR, veriamban (data wa
öğrenci aldı, öğretim üyesi sayısı 3-
Bu sayının tüm sayfalarına www.bthaber.com.tr'den ulaşabilirsiniz.
Kurumsal Gelişimde
PaperWork PaperWork Müşteri Hizmetleri Yöneticisi Canan Ünverdi
Tam Faktoring Bilgi Teknolojileri Müdürü Yasin Çarkçı
Başrolde
"PaperWork, artık şirketimizin bir vazgeçilmezi!" Entegrasyon konusunda sorunlar yaşamadıklarını, PaperWork ile yola çıkarken sadece mevcut ERP sistemi ile entegrasyonu sağladıklarını belirten Yasin Çarkçı, “Ancak, uzun vadede süreç lk etapta klasik bir doküman yönetimi ihtiyacını doldurması modülünün devreye girmesi ve bizim iş yapış biçimimizin değişmesi adına PaperWork’ü tercih eden Tam Faktoring, ilerleyen ile özellikle çağrı merkezimiz, Ar-Ge merkezimizde geliştirdiğimiz süreçte PaperWork’ün yeni özelliklerini keşfetme imkanı uygulamalarla paralel ilerlememizde kolaylık sağladı” bilgisini bularak, yatırımın kapsamını da genişletti. Müşteri kartlarının paylaştı. Karmaşık yapılarda kolay entegre edilebilir esnek bir tanıtılması, günlük faktoring işlemlerinin yapılması, operasyon yapısı olan PaperWork’ün yazılım altyapısının devamlılığı gibi çok sayıda farklı işlevle günlük uygunluğuna ve entegrasyon sürecinde operasyonlarını doküman yönetimi sistemi detaylı uzmanlık gerektirmemesine üzerinden yürüten Tam Faktoring, bir PaperWork vurgu yapan Yasin Çarkçı, şöyle sonraki süreçte ise PaperWork’ün Müşteri Hizmetleri Yöneticisi devam etti: süreç modülünü devreye alma Canan Ünverdi: “Kullanımı gerçekten kolay. hedefiyle PoC’ler yaptı. Tüm “Ar-Ge yetkinliği fark yaratıyor” Eğitim planlamasını çok iyi bu çalışmalar sonucunda, bu Tam Faktoring kurulduğu dönemden bu yana, yapan eğitim birimimiz beklentinin de PaperWork PaperWork’ün de desteği ile, artan şubeleri ve iş hacmiyle bir yandan sayesinde aramıza yeni ile yürütülebileceğinin ticari gelişimine devam ederken, diğer yandan ödüllü projelere imza katılan personellerin görülmesi ile, risk izleme, atarak büyümesini sürdürüyor. Tam Faktoring; vizyoner yönetim anlayışı ve PaperWork ile ilgili satış ve bilgi teknolojileri profesyonel BT yönetimi sayesinde banka dışı finans sektöründe yerinde yetkinlik kazanması da alanlarında süreç modülü Ar-Ge merkezini kurmuş ve projeleri ile TÜBİTAK – TEYDEB desteği alan hızlı oluyor. Uyarlamaları de devreye alındı. “Uzun banka dışı ilk finans kurumu oldu. Kurum, kendi BT ekibi ile PaperWork kendi bünyemizde çalışmalarımız sonrasında üzerindeki tüm geliştirmelerini kendisi yapıyor, operasyonlarını tamamen gerçekleştirebiliyoruz PaperWork'ün diğer kendisi yürütüyor. PaperWork’ün kullanım kolaylığı, ihtiyaç duyulan ve zaten bu da ürünlere kıyasla esnek çözümlerin Tam Faktoring ekibi tarafından hızlıca uyarlanabilmesi, PaperWork’ü tercih ve yönetilebilir bir yapıya uygulamanın kurum tarafından sahiplenilmesi, Tam Faktoring süreçlerinin etme sebeplerimizden sahip olduğunu görmek, dijital dönüşümünü hızlandıran ve başarıya ulaştıran unsurlar olarak biri oldu. Destek gereken bizim için ciddi bir avantaj gözümüze çarpıyor. PaperWork ve Tam Faktoring ekipleri olarak, durumlarda PaperWork oldu. Aynı zamanda uzun Tam Faktoring’in Dijital Arşiv Yönetimi ile başlayan PaperWork ekibi ile de bağlantı vadeli destek alma avantajımız yolculuğunu, kurumun iş süreçlerini ve karar mekanizmasını kurabiliyoruz. Ancak, kolay da bizi GGsoft ile buluşturdu” yürüttüğü bir ‘PaperWork İle Dijital Dönüşüm’ başarı kullanımı sayesinde çoğu zaman bilgisini paylaşan Tam Faktoring hikayesiyle sürdürüyoruz. Yakaladığımız bu buna ihtiyaç dahi olmuyor. Daha Bilgi Teknolojileri Müdürü Yasin sinerjiyle iş birliğimizin artarak devam önceki tecrübelerimiz ışığında bu Çarkçı, uzun vadede de Paperwork etmesini diliyorum.” tarz projelerin uzun ve karmaşık süreçler ile ilerlemenin ne denli doğru bir seçim barındırdığını biliyorduk. PaperWork’ün bu olduğunu fark ettiklerinin altını çizdi. Çarkçı, konuda elini taşın altına koyması ve süreçlerin devreye “PaperWork’un arşivleme ve güvenlik noktasında sahip girmesinde sunduğu destek bizleri önemli ölçüde rahatlattı. Geldiğimiz olduğu yetkinliklerle, doküman yönetimi konusundaki kararımız noktada PaperWork, artık şirketimizin bir vazgeçilmezi. Faktoring netleşmiş oldu. Zaman konusunda da önemli avantajlar elde operasyonunda PaperWork ve süreç yeteneklerinden yararlanıyoruz. ettik. Hem günlük operasyonumuzun işlerliği hem de raporlama Bundan sonraki süreçte de yeni geliştirdiğimiz uygulamaları yine adına önemli kolaylıklara kavuştuk. En önemlisi, tek noktadan PaperWork’un gücü ile kullanıma açacağız.” raporlama yapabilir hale geldik” detaylarını paylaştı.
İ
18 KARİYER Bosch Bina Teknolojileri Ülke Direktörü Kökdemir oldu
Güvenlik, emniyet, iletişim ürünleri ve sistemleri alanında dünyanın önde gelen tedarikçilerinden olan Bosch Bina Teknolojileri iş kolunda Ülke Direktörlüğü görevine atanan N. Altuğ Kökdemir, 1994 yılında İstanbul Özel Alman Lisesi, 2000’de İTÜ Makine Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra, 2008’de Boğaziçi Üniversitesi’nde İşletme Yüksek Lisansı’nı tamamladı. 1998 yılında üniversite eğitimi devam ederken otomotiv yedek parça sektöründe iş hayatına başlayan Kökdemir, uluslararası tedarikçilerde görev yaptıktan sonra, 2004 yılında Bosch Otomotiv Yedekparça iş kolunda Ürün Yöneticisi olarak çalışmalarına devam etti. Gelişen ülkelerden sorumlu bir ürün pazarlama ekibini 4 yıl yönettikten sonra, yine aynı iş kolunda Türkiye, İran ve Ortadoğu bölgesinde tüm portföyden sorumlu pazarlama direktörlüğü görevini üstlenen Kökdemir, Haziran 2019 itibarıyla Bosch Bina Teknolojileri Ülke Direktörü görevine getirildi.
BThaber 14 - 20 EKİM 2019
Figopara Satış Müdürlüğü görevine Kınık getirildi Yeni nesil tedarikçi platformu olarak faaliyet gösteren finansal teknoloji şirketi Figopara’da Satış Müdürlüğü görevine, 16 yılı aşkın süre uluslararası şirketlerde satış ve iş geliştirme müdürü olarak görev yapan Can Okan Kınık getirildi. Marmara Üniversitesi Ekonomi Bölümü mezunu olan Kınık, kariyerinde sırasıyla DHL Express Telesatış Yöneticisi, DHL Express Saha Satış Müdürü, Deutsche Post Türkiye İş Geliştirme Müdürü, Turkcell Stratejik Müşteri Yöneticisi, Vodafone Global Kurumsal Stratejik Müşteri Yöneticisi ve Sony Satış Kanalı Müdür görevlerinde bulundu.
Mitsubishi Electric Elektrik Ürünleri’nde yeni görevlendirme
Hepsiburada Strateji Grup Başkanı Büyümez oldu Hepsiburada’da Strateji Grup Başkanı pozisyonuna, halihazırda Doğan Online Şirketleri’nin yurtiçi ve yurtdışı yatırım süreçlerinin planlanması ve yeni start-up projelerin yönetimi görevini üstlenen Murat Büyümez getirildi. 2018 başında Doğan Online ailesine katılan Büyümez, yeni görevinde önceki sorumluluklarına ek olarak, Hepsiburada’da Strateji ve Planlama, İnsan Kaynakları, Hukuk ve Regülasyon, E-ihracat iş kollarının yönetiminden sorumlu olacak. Bilkent Üniversitesi’nde Endüstri Mühendisliği lisans eğitimi alan Murat Büyümez, kariyerine J.P. Morgan Yatırım Bankası Londra ofisinde şirket birleşmeleri ve satın almaları alanında başladı. Sonrasında Doğu Avrupa’nın en büyük girişim sermayesi yatırım fonlarından Mid Europa Partners şirketinde farklı yönetsel rollerde çalışan Büyümez, eş zamanlı olarak Türkiye, Romanya ve Sırbistan’da Kent Sağlık Grubu, Regina Maria, CMC Turkey, Medigroup gibi uluslararası şirketlerin Yönetim Kurulu üyesi olarak görev aldı.
Mitsubishi Electric Türkiye Elektrik Ürünleri’nin Kurumsal Finans Bölümü’nün yeni Genel Müdürü Kerem Ongan oldu. Finans ve operasyon yönetiminde 25 yıllık deneyimi olan Ongan, böylece firmanın finansal operasyonlarının yönetimini üstlendi. İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu olan Kerem Ongan, New York Institute of Technology Üniversitesi’nde Finans MBA programını tamamladı. Finansal analist olarak 1992-1997 arasında Türkiye, Rusya ve
ABD’de farklı şirketlerde görev alan Ongan, ardından yaklaşık 17 yıl boyunca Coca-Cola’da üst düzey pozisyonlarda bulundu. Ongan, daha sonra Sütaş’ta Finanstan Sorumlu Başkan Yardımcısı olarak çalıştı. Yıldız Holding’de Performans Yönetimi ve Gözde Girişim Sermayesi bünyesinde CFO olarak iş yaşamını sürdüren Ongan, Eylül 2019 itibariyle Mitsubishi Electric Türkiye Elektrik Ürünleri Kurumsal Finans Bölümü Genel Müdürü olarak şirketin tüm finansal operasyonlarını devraldı.
20 KARİYER
BThaber 14 - 20 EKİM 2019
Otelcilik sektöründe 30 yıllık tecrübe Sinan Köseoğlu, Avrupa, Afrika, Kuzey Amerika ve Orta Doğu’da toplam 27 oteli ile hizmet veren Al Rayyan Turizm ve Yatırım Şirketi’nin yeni otelleri JW Marriott Istanbul Bosphorus ve Sheraton Istanbul City Center’ın Genel Müdürü oldu. Sinan Köseoğlu, Hacettepe Üniversitesi Otel İşletmeciliği Bölümü’nü ve Cornell Üniversitesi Otelcilik Yönetim Programı’nı tamamladı. Turizm sektöründe çalışma hayatına 1989’da Ankara Hilton Oteli’nde başlayan Köseoğlu, Moskova Marriott Grand Hotel’de Operasyon Direktörü olarak çalıştı. Bahreyn, Vietnam, Tayland, Mısır ve Birleşik
Vertiv’in Pazarlama Müdürü Güney oldu
Arap Emirlikleri’nde yer alan Sofitel Hotel zincirinde yiyecek içecek bölümünün yönetim kadrosunda yer alan Köseoğlu, 2014’te Moskova Marriott Grand Hotel’e Genel Müdür olarak atandı. 2016’da Moskova Royal Aurora Hotel’de Genel Müdür olarak göreve başlayan Köseoğlu, 2017’de Türkiye’ye dönerek Sheraton Ankara Hotel & Convention Center ve Lugal, A Luxury Collection Hotel Ankara’nın Genel Müdürü oldu. Köseoğlu, 2019 Temmuz’unda ise Sheraton Istanbul City Center ve sene sonunda gerçekleşecek açılışı ile JW Marriott Istanbul Bosphorus otellerine Genel Müdür olarak atandı.
Kritik BT ve veri merkezi altyapısı sektörünün küresel firmalarından Vertiv’de Türkiye ve Orta Asya Bölgesi’nden Sorumlu Pazarlama Müdürlüğü görevine Yiğit Emre Güney getirildi. Güney, Vertiv’in küresel ve yerel pazarlama iletişimlerinin, müşteri, talep yaratma aktivitelerinin ve kanal kampanyalarının
yönetilmesinden sorumlu olacak. 2007’de Bilkent Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun olan Yiğit Emre Güney, Pazarlama Yüksek Lisansını da 2018’de Sabancı Üniversitesi’nde tamamladı. Profesyonel iş hayatına hızlı tüketim sektöründe başlayan Güney, Hero, Hayat Kimya ve Doğuş Çay’da 2007-2015 arasında Marka Yöneticiliği yaptı. Vertiv bünyesine 2015’te Pazarlama Yöneticisi olarak katılan Güney, geçtiğimiz Temmuz ayında Vertiv’in Türkiye ve Orta Asya Bölgesi’nden Sorumlu Pazarlama Müdürü olarak atandı.
Etkinlikleriniz ile ilgili bilgileri bthabersirketleri.com/EtkinlikDuyuru adresine girebilirsiniz.
BThaber
ETKİNLİK TAKV!M! E T K İ N L İ K L E R
14 Ekim 2019 6. Ortak Gelişim Kongresi İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.gidaperakendecileri.org
20-21 Kasım 2019 Bilişim Zirvesi'19 İstanbul Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
15 Ekim 2019 Oracle MBF Swiss The Bosphorus Hotel AYRINTILI BİLGİ: www.eventreg.oracle.com
20 Kasım 2019 Teknoloji Kaptanları 2019 İstanbul Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
E T K İ N L İ K L E R 29 Ekim 2019 World Crypto Conference The Cosmopolitan Las Vegas, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.worldcryptocon.com
Y U R T İ Ç İ
Y U R T D I Ş I
12 Aralık 2019 BTvizyon Girne Toplantısı Girne AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
16 Ekim 2019 DE-CIX İstanbul Zirvesi Wyndham Grand İstanbul Levent AYRINTILI BİLGİ: www.de-cix.net
5 Aralık 2019 13. İSTANBUL BİLİŞİM KONGRESİ İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.istanbulbilisimkongresi.org.tr/
22 Ekim 2019 Turkey Vmug Movenpick Otel - İstanbul AYRINTILI BİLGİ: community.vmug.com
16 Ocak 2020 BTvizyon Bursa Toplantısı Bursa AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
30 Ekim-1 Kasım 2019 Himss Eurasia Pullman Hotel Yenibosna AYRINTILI BİLGİ: www.himsseurasia.com
6 Şubat 2020 BTvizyon Antalya Toplantısı Antalya AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
Konu: KVKK Uyumluluğu
Entegrasyon
Keşfetme
Envanter Yönetimi
Süreç Yönetimi
Dijital Dönüşüm
Yapılandırılmış (ERP, CRM, v.b.) ve Yapılandırılmamış (Fileserver, Sharepoint, vb) tüm verileriniz M-Files ile entegre edilebilir. Bu sayede tüm veri tek bir yerden kolayca yönetilebilir.
Entegre edilen tüm yapılandırılmış ve yapılandırılmamış veriler otomatik şekilde indekslenir ve kişisel veri içerenler belirlenen kriterlere göre otomatik olarak etiketlenir.
Barındırma Alanları, Tedarikçi Bilgileri, Personel Bilgileri, Departman Bilgileri, Kişisel Veri Envanteri, İmha Süreleri ve Uygulama Envanteri hazır gelen yapı üzerinden kolayca yönetilir.
KVKK Uyumluluğu sadece bir seferlik bir iş değildir. KVKK Uyumluluğu aynı zamanda bir süreç yönetimidir. Denetimler, Değerlendirmeler, Sorunlar, Bulgular, DÖFler, Prosedürler, Periyodik İşler ve dahası...
Kağıt ortamında tutulan tüm veriler M-Files içerisinde dijital olarak çok daha kolay şekilde yönetilebilir. Bu sayede KVKK uyumluluğu da kolaylaşır.
BThaber
22 MEKTUP Merhabalar, Hepimizin bağrında derin yara bırakan elektrik zammı ile ilgili iyi olmasa da teselli niteliğinde bir bilgiyi seninle paylaşmak isterim. Geçen yılın Nisan ayına kıyasla ev faturalarında yüzde 54, işyerlerinde ise yaklaşık yüzde 103 zam var. Buna göre, daha önce tedarikçi şirket değiştirmemiş ev ve iş yeri kullanıcıları Eylül ayına kıyasla yüzde 14.9 daha fazla elektrik faturası ödeyecek. Bunu ben değil, tedarikçileri karşılaştırarak kullanıcılar için en uygun tarifeyi bularak tasarruf etmelerini sağlayan EnCazip. com söylüyor. EnCazip’in kurucusu Çağada Kırım’a göre, fiyat güncellemelerinin zamanında yapılması rekabeti açacak ve tüketiciler eninde sonunda kazançlı çıkacak. Ayrıca; tüketiciler için cep telefonu operatörü değiştirir gibi tedarik şirketi değiştirebileceklerini öğrenmenin zamanı geldi. Evde, ofiste, yolda, kafede, her yerde mobiliz. Gözümüzün önünde olsun isteriz, ki abartmadığımız sürece haklı bir istek bu. İstanbul depreminde mobil hatlarda yaşanan sıkıntı da zaten cep telefonunun nasıl bir vazgeçilmez halini aldığını gösterdi. Deloitte’un Global Mobil Kullanıcı Araştırması’na göre, Türkiye’deki mobil kullanıcılar günde ortalama 78 kez, yani her 13 dakikada bir cep telefonu ekranına bakmaktan kendini alamıyormuş. Avantajix. com’un TÜBİSAD, Deloitte Digital ve TÜSİAD’ın araştırmalarından derlediği bilgilere göre,
YIL 25 SAYI 1240
14 - 20 EKİM 2019
Elektrik tedarikçinizi gözden geçirmenin zamanı geldi Türkiye’de 56 milyon kişi aktif bir şekilde akıllı telefon kullanıyor. Günün yaklaşık 7 saatini internette geçiren Türkler, sosyal ve ekonomik aktivitelerinin giderek daha da büyük bölümünü cep telefonu üzerinden gerçekleştiriyor. Alışveriş, bankacılık işlemi, sosyal medya takibi, haber gündemi, oyun derken, bireysel hayatlar mobilde gelişiyor desem abartmış olmam sanırım. Cepten devam edelim… Hem de çocukluktan bugüne bitmeyen Eti Puf sevgimizle… Tüketicilere ambalajdan başlayan bir deneyim sunmayı hedefleyen Eti, artırılmış gerçeklik (AR) teknolojisiyle geliştirdiği, atıştırmalık pazarına yeni bir soluk getiren ‘Eti Puf Müzik Akademisi’ uygulamasını sunuyor. Eti Puf ambalajlarında yer alan notalar ve uygulama ile birlikte herhangi bir müzik aletine ihtiyaç olmaksızın kolayca müzik yapabilen tüketiciler, bu sayede diledikleri yeri sahneye çevirebiliyor ve arkadaş ortamlarının yıldızı olma fırsatını yakalıyor. iOS ve Android için “Eti Puf Müzik Akademisi” uygulaması ile ambalajlarda yer alan 8 nota yan yana bir yüzey üzerine konulduktan sonra piyano, gitar ve bateri enstrümanlarını çalabilen tüketiciler, şarkı listesinden bir şarkı seçerek ya da serbest çal özelliği ile dilediği gibi müzik yapabiliyorlar. Tüketicileri “kendin yap” projeleriyle
www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber
Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr
adresine gönderebilirsiniz
Yapı Kredi, 75. kuruluş yıldönümünde, kültürün ve sanatın korunarak gelecek kuşaklara aktarılması hedefiyle uzun yıllar önce kurduğu Yapı Kredi Koleksiyonları’ndan önemli seçkileri ülkemizin farklı şehirlerinde sanatseverlerle buluşturuyor. 3 Ekim’de Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde açılışı yapılan “Yapı Kredi Koleksiyonu’ndan Renkler” sergisi ise bankanın 75 yıldır koleksiyonlarından düzenlediği en büyük sergi. Sergi; Abidin Dino, Ömer Uluç, Aliye Berger, Nejad Melih Devrim, İbrahim Çallı, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Nuri İyem ve İbrahim Balaban
BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr
www.bthaber.com
bulten@bthaber.com.tr
Türkiye’de hayvan hakları konusunda duyarlılığın ve evcil hayvan sahiplenme oranının giderek artması, evcil dostlarımıza yönelik ürünlerin satışını hızlandırıyor doğal olarak. GittiGidiyor’un verilerine göre; evcil hayvan ürünleri kategorisi son 5 yılda 2,5 kat büyümüş. Geçtiğimiz yıla kıyasla evcil hayvanlara yönelik tekstil ürünlerinin satışı yüzde 10, aksesuar satışı yüzde 15 ve oyuncak satışı da yüzde 20 artmış. Binlerce sokak hayvanı için 1.5 ton mama yardımı yaptık ve yaklaşan kış mevsiminde bu yolda devam edeceğiz.
Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Ltd. Şti. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr
14 - 20 EKİM 2019
Bültenlerinizi
kendi enstrümanlarını yapmaya teşvik eden uygulama hem tatlı ihtiyacına ilaç oluyor hem yaratıcılığı destekliyor.
Abone ve Dağıtım
btabone@bthaber.com.tr
Ankara Temsilcisi Sedef Özkan sedefo@bthaber.com.tr
Editör Handan Aybars handana@bthaber.com.tr Görsel Yönetmen Sena Çakıroğlu senac@bthaber.com.tr
Cilt, Baskı, Poşetleme: Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l
Online Editör Ferit Çelik feritc@bthaber.com.tr
gibi Türk ressamların yanı sıra yurt dışından sanatçıların eserlerini de içeriyor. 14 Kasım’a kadar Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde ücretsiz olarak gezilebilecek sergi, gündemimizde olsun. Ödül gibi bir haber daha… Uluslararası platformlarda örnek kapsayıcı iş modelleri arasında gösterilen Turkcell’in Geleceği Yazan Kadınlar projesi, Birleşmiş Milletler haftasında New York’ta Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın düzenlediği forumda bir kez daha dünyanın ilgisini toplamış. Turkcell’in TOBB ve TOBB Kadın Girişimciler Kurulu işbirliğiyle hayata geçirdiği Geleceği Yazan Kadınlar projesi ile Turkcell, Temmuz ayında BCtA işbirliğinin bir parçası haline gelmişti. Haftaya sanatsal bir nokta koyayım. Etiket baskısı alanındaki yazıcılarıyla bireysel girişimcilerden KOBİ’lere, holdinglere hizmet sunan Epson; kendi mottosu olan “Ufkunu Genişlet”i (Exceed Your Vision); sanatçı Sarah Hodgkins’in eserine isim olarak verdi. Duvar resmi, Epson’un yeni SurePress endüstriyel etiket baskı makinesi ve en son ColorWorks inkjet yazıcıları tarafından basılan yüzlerce etiketten oluşuyor. Enstalasyon, özel etiket işlemlerinin anında belirli gereksinimleri karşılamak üzere yapılabildiğini ve talep üzerine etiket baskısının esnekliğini göstermek için tasarlanmış. Haftaya görüşmek dileğiyle,
BThaber Genel Müdürü Özlem Unan İş Geliştirme ve Satış Müdürü Abdurrahman Koyuncu Reklam Satış Yönetmenleri Kutay Göçe Arif Şuekinci Zeynep Gürdal Reklam Rezervasyon Sorumlusu Suzan Bilken Yönetim Yeri: Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Limited Şirketi Örnek Mah. Şehit Cahar Dudayev Cad. Örnek İş Merkezi No:14 Kat:5 34704 Ataşehir İSTANBUL Telefon: (0216) 888 0 596 ISSN 1300-6495
Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.
BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER
‘Technology Oriented Industry Action Program’ is open for applications The Ministry of Industry and Technology has passed to a new phase with the implemented incentives. The Ministry, which set up its R&D, P&D and investment supports with an end to end system, called for the ‘Technology Oriented Industry Action Program’ which aims to encourage both the producer and the buyer at the same time and to produce high value added products with domestic opportunities and capabilities. The first implementation of the program, which will support priority products in the focus sectors, started with the machinery sector. The investments to be supported by the program will benefit from strategic investment incentives. If the investment amount exceeds 50 million TL, the project-based incentive system will be activated.
Aim is to improve domestic production capacity The Minister of Industry and Technology Mustafa Varank, who explained the program, underlined that they have taken an important step to increase the value added production. He also said that: “The aim is to be among the leading countries in advanced technology products which will witness a rapid increase in demand in the future. At a time when technology is developing so fast, we will make the most of the opportunities and even create our own opportunities.” Varank also pointed out that the applications are also open for foreign investors and added: “On the condition to be located in Turkey, we invite all foreign investors in the program. We will accelerate our informing activities for our industrialists
regarding the program. Our Development Agencies will contact the companies operating in the machinery sector in various cities. I will also meet with our producers and investors through city visits and provide information about the advantages offered by the program. We mobilized all resources of our Ministry for this program. I think that our efforts will have positive effects on employment.” Applications for the ‘Technology Oriented Industry Action Program’ will be received online at http://www.hamle.gov. tr. Program applications will be taken in two stages as preliminary application and final application. If the project is in need of R&D, it will be requested to submit it within the scope of the application. The information and documents received in the
preliminary application between October 4 and November 22 will be subject to a detailed examination. The projects with an investment amount of more than 10 million TL and the product in the ‘Priority Product’ list will be asked to make a final application. Final applications will be received between November 12 and December 13. Companies, in need of R&D during the final application process, will be directed to the support of TÜBİTAK. According to the nature of the project, investors will be informed about KOSGEB support, strategic investment or application for project based incentives. In addition, companies will be requested to upload the Project Feasibility Report containing the project details to the program portal electronically. After the final application date, the evaluation process will begin.
Sabancı University meets Ankara ecosystem Sabancı University Pioneer in Digital Technologies: ‘Cyber Security, Cryptography, Blockchain’ event was held on October 2 in Ankara. Sabancı University Ankara Project Office Director Elif Tepeli made the opening speech of the meeting and said that: “We recently launched our project office in order to be more involved in the Ankara ecosystem and to work closely with the defense industry, public and Ankara based organizations. Today, we bring together the esteemed professors of Sabancı University and the Ankara ecosystem here.” Sabancı University Rector Dr. Yusuf Leblebici emphasized that they are aware of the need to
act with stakeholders and said: “Our university celebrated its 20th anniversary this year. Our office in Ankara will be a bridge and we will be working together with more effective works. Our aim is to become a world renowned research university.” Cyber security needs trust among stakeholders TÜBİTAK BİLGEM Vice President Ali Görçin pointed out that there will be developments in autonomous vehicles in the next 5-10 years and said: “There is a development in terms of information security: A new paradigm is needed in device based studies. We see the importance of device
security as well as cyber security. We are ready to work with Sabancı University and other stakeholders. We need to prepare ourselves for Industry 4.0 in terms of information security.” Cyber Security, e-Governance and e-Government Senior Expert Mustafa Afyonluoğlu discussed the questions of: ‘Is blockchain for cyber security or cyber security for blockchain?’, ‘Can blockchain provide cyber security?’, ‘Which professions will be adversely affected by blockchain?’, ‘Which sectors can break through with blockchain?’, ‘What kind of developments are there in the world and in the EU?’, ‘What should be done in this field in
Turkey?’ and drew attention to the need of trust between stakeholders in cyber security. Sabancı University Faculty Member Dr. Erdinç Öztürk also gave information about the next generation infrastructure works for the blockchain. A panel was held on ‘New developments in cyber security, cryptology and blockchain applications’, moderated by Dr. Selim Balcısoy and participated by Prof. Albert Levi, Dr. Erdinç Öztürk, Dr. Kamer Kaya, Prof. Erkay Savaş and it was pointed out that national and international standardization studies should be carried out on the blockchain. Thematic bilateral meetings were held after the meeting.
TAKİP EDİLDİĞİMİZİN
FARKINDAYIZ 14 yıl önce hedeflerimizi “geleceğe taşıyan dijital çözümler” diyerek belirledik. Bugün lider olduğumuz bu yolda yaptıklarımızın ne kadar dikkat çektiğini biliyoruz. Türkiye’nin ‘’digital signage’’ markasıyız!
“Geleceğe Taşıyan Dijital Çözümler”
“22 ülkede 40.000’den fazla ekran yönetimi” /sistem9
/sistemDokuzMedya
/Sistem9Medya
/sistem-9-medya
/Sistem9Medya
0212 691 64 00
www.sistem9.com
We focus on the future value of agriculture Tarnet, which has been serving as an affiliate of Agricultural Credit Cooperatives with its software, hardware and technical services since 1996, provides technology support to its cooperatives and affiliates and continues to produce value added solutions with its new structure under the roof of Gazi University Teknopark. Tarnet General Manager Huzeyfe Yılmaz answered the questions of BThaber. Huzeyfe Yılmaz stated that: “When the countries that cover a distance in agriculture are examined; it is seen that these countries completed their preparation in global entrepreneurship index, innovation capacity and university/industry cooperation. These countries are investing in technologies that produce or contribute to the production of quality products. They continue to improve their ecosystems in the areas of information, finance, efficiency, traceability and governance. We closely monitor this process and contribute to the infrastructure works that will strengthen the agricultural ecosystem with new products supporting R&D activities and new data to support the agricultural producers. Underlining that
the researches show that the value of the world smart agriculture market will increase to 26.8 billion USD in 2020, Yılmaz said that: “We focus on domestic and national software and solutions since smart agriculture applications will be the most influential factor in the agricultural sector with the appreciation of the market twice in 5 years by 2030.” Agriculture is the top sector in transforming with technology Yılmaz shared the following information about Tarnet’s activities: “With Enterprise resource management (ERP) software, ‘EKOOP’ for cooperatives and ‘ZOBİS’ for Agriculture Chambers were developed. Our brand ‘Tarpet Fuel Automation System’ serves in 81 cities across Turkey, in 919 districts and 2055 points, with 31 mobile devices and 53 professional technical team members. We had the chance to introduce our Tarpet brand to the participants at the ‘Petroleum 2019’ exhibition. We closely follow the developments in agricultural technology. In this context, we became the vertical sponsor of ‘Agriculture and Food’ in the ‘Take Off Istanbul Summit’. We mentored new initiatives in the
field of agriculture. We shared our solutions, services and brands with the participants at our Teknofest booth. As Tarnet A.Ş., we continue to produce value added solutions within Gazi University Technopark with our market network and our widespread corporate identity.” Summarizing the work of agriculture and technology in Turkey, Yılmaz said: “Known as labor-intensive but shaped as capital-intensive, the agriculture sector evolves towards being an Information and Technologyintensive sector. In smart agriculture and agricultural technologies, it is a significant development that our country devotes 900 million TL resource to R&D activities by the Ministry of Agriculture and Forestry. It is planned this support to be doubled in the coming period.” Private sector-university cooperation needs to be improved in R&D and innovation For the success stories to be written in a short period of time in Turkey’s agriculture, Huzeyfe Yılmaz drew the attention to developing private sector-university cooperation in R&D and added: “According to TAGEM 2014 data, the
agricultural R&D share is 433 million TL, 3.5% in the total R&D spending in Turkey and 14% in the private sector in Turkey, it is good news but this share should be increased. Producers should be encouraged to divide the activities into many sub-sectors in different channels and start to produce added value. The Geographical Signs Summit held in Ankara, supported by our Agricultural Credit Cooperatives, provided an important motivation in this regard. At this point, the ‘Mission Differentiation and Specialization of Universities with a Focus on Regional Development’ was an important achievement. The implementation of the Regional and Rural Development Plans of Development Agencies has also started to raise attention. ‘Ankara Rural Road Map’ prepared by Ankara Development Agency is a comprehensive study in this respect. 26 development agencies can accelerate agriculture through similar activities. We hope that the share of agriculture in development will increase in the coming period with the creation of a database and encouraging young people to agriculture.”
Future technologies from Smartcon İstanbul Smartcon 2019 İstanbul Summit brought the leaders of the business and technology world together with the world’s leading experts in their fields. Smartcon 2019 İstanbul Summit, which has been held in İstanbul, Dubai and Ankara since 2015, took place on October 1-2 at Wyndham Grand Levent. TÜSİAD President Simone Kaslowski made the opening speech of the summit. Searching technologies,
telecommunications, video and advertising solutions manufacturer NTENT’s CTO Ricardo Baeza-Yates and open source software RapidMiner’s founder Ralf Klinkenberg met with Turkey sector professionals for the first time. Within the scope of Smartcon 2019 İstanbul Summit, which is organized under the main sponsorship of Oracle, many topics such as Designing the Company of the Future, Creating
Value from Data, Customer Experience Shaped with Technology, Artificial Intelligence and Ethics, Entrepreneurship for the New World, Changing Generation and Self-Managing Technologies, the Age of Robots in the Business World and the New Generation Innovation; global trends and business models in the local industry were discussed in depth by Turkey’s leading decision makers and leaders.
On the second day of the Summit; Designing a Winning Artificial Intelligence Strategy, Designing Smarter Customer Experience Journeys, Innovative Big Data and Machine Learning Applications, Data Scientist’s Career Journey workshops; managers, practitioners and academicians from many different sectors and business units shared the required methods to implement ideas successfully with the participants.
%30 DAHA FAZLA VERİME VAR MISINIZ? Skysens IoT Platformu, endüstriye özel olarak geliştirilen kablosuz
iletişim teknolojisiyle üretim alanınızdaki verileri anlık olarak analiz eder ve verimlilik kaybına neden olan sebepleri anında tespit etmenizi sağlar. Değişikliklerden anında haberdar olmanızı sağlayan mobil uygulaması ile Skysens IoT Platformu, üretim verimliliğinde
%30’a kadar artış sağlar.
Üretim Süresi Analizi
Üretim Sayısı Takibi
Makine ve Hat Performans Analizi
Toplam Ekipman Verimliliği (OEE) Analizi
Boşta Bekleme Süresi Analizi
Enerji Tüketimi Analizi
39
proje
YARIŞIYOR sen de oy ver!
19. BİLİŞİM ZİRVESİ - ANA SALON 20 KASIM 2019
20-21 KASIM 2019