Kabinette Kalite
www.qrack.com.tr
satis@qrack.com.tr
SAYI
HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
1136 4 - 10 Eylül 2017
Sayfa
4
Mobilde Norveç, sabitte Singapur hızı var Yapılan araştırmalara göre, dünyanın en hızlı mobil internetinin Norveç'te, en hızlı sabit internetinin ise Singapur'da kullanıldığı belirlendi.
Sayfa
5
Sayfa
3
Kişiselleştirilmiş’ tahsilat yönetimi devri PowerCurve Collections; tahsilat performansını her sektörde geliştirmek için kapsamlı entegrasyon yapılarını kullanıyor.
Sayfa
Handan Aybars
8
Stratejik adımlar için süre avantajı İhracatta e-Dönüşüm için Ankara’da bir araya gelindi Türkiye pazarında yerini alan 24 Solutions’ta öncelik; ilgili tüm kurumları PCI-DSS ile uyumlu hale getirmek.
Kredi kartını internet işlemlerine açmak için bankalara onay verenlerin oranının beklentilerin oldukça altında kalmasıyla BDDK tarafından ertelenen uygulama sonrası, bu sürenin nasıl değerlendirilmesi gerektiği tartışılmaya başlandı. Bulut_Satis-BT-6x10.pdf
Sayfa
11
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
Yapay Zeka Yeni nesil teknolojilerin önemli bir ayağını oluşturan yapay zeka konusundaki gelişmeler dosya sayfalarımızda.
1
23.06.2017
13:09
BThaber
GÜNDEM
4 - 10 Eylül 2017
3
Stratejik adımlar için süre avantajı Türkiye’de faaliyet gösteren tüm bankalara, kart sahibinin aksi yönde Handan Aybars açık talebinin olmadığı durumlarda, bireysel banka kartı ve kredi kartlarını yurtiçindeki ve yurtdışındaki tüm elektronik ticaret işlemlerine kapatması yönünde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) tarafından 16 Şubat 2017 tarihli kredi kartlarının online alışverişte kullanımına ilişkin alınan ve 17 Ağustos 2017’de
uygulanması beklenen 7052 sayılı kararının yürürlüğe girme süresi uzatıldı. Kararın yürürlüğe gireceği yeni tarih, BDDK tarafından 31 Aralık 2017 olarak belirlendi. Başından beri olası etkileri ile ilgili birçok görüşün olduğu kararla ilgili BDDK tarafından yapılan açıklama ise, “Günlük hayatında kredi kartını internet işlemlerinde kullanmayan, kartıyla internetten alışveriş yapılabileceğinin farkında dahi olmayan vatandaşların dolandırıcılar tarafından kandırılarak suistimal edilmesinin,
“TALEP TOPLAMA SEVİYESİ İYİ BİR NOKTAYA GELECEKTİR”
BKM Genel Müdürü Dr. Soner Canko BDDK’nın süre uzatım kararı ile ilgili yorumlarını paylaşan BKM (Bankalararası Kart Merkezi) Genel Müdürü Dr. Soner Canko’nun hatırlattığı gibi, BDDK’nın Şubat 2017’de aldığı karar ile Türkiye’deki tüm banka ve kredi kartlarının internet üzerinden yapılan alışverişlerde kullanılabilmesi için bankalarca kart hamilinin onayının alınması şartı getirildi. “Son dönemde artan tüketici mağduriyetlerinin ve "sosyal mühendislik dolandırıcılığı"nın önüne geçmek amacıyla getirilen bu düzenleme, kart hamillerinin korunması amacıyla planlanmıştı” bilgisini veren Dr. Soner Canko, beklentilerini ise şöyle anlattı: “Bu plana göre, uygulamaya geçiş tarihi olarak belirlenen 17 Ağustos 2017 tarihine kadar bankaların müşterilerine dönüş yaparak taleplerin toplanması için süre verilmişti. Bankalar bu süreçte öncelikle onay verme kanallarının
hazır olması için gerekli altyapı geliştirmelerini tamamladılar, sonrasında da müşterilerden bu yönde onay almaya başladılar. Özellikle Temmuz ve Ağustos aylarında bu süreçle ilgili yoğun bir dönem yaşandı. Ancak, elimizde sayısal veriler olmasa da, konuyla ilgili yetkililer tarafından e-ticaret işlemi yapan kart kullanıcılarının onay verme oranlarının henüz istenilen seviyelere gelmediği ifade ediliyordu. Sonuç olarak, Haziran 2017 sonu itibariyle, son bir yıllık dönemde, 25 milyon adedi kredi kartı, 6 milyon adedi banka kartı olmak üzere toplam 31 milyon adet kartla en az bir kez e-ticaret işlemi yapıldığı dikkate alınırsa, BDDK tarafından alınan erteleme kararının e-ticaret pazarına olumlu bir etki yarattığı söylenebilir. 31 Aralık 2017 olarak belirlenen yeni uygulamaya geçiş tarihine kadar talep toplama seviyesinin iyi bir noktaya geleceğini öngörüyoruz.”
zarara uğratılmasının önüne geçebilmek için BDDK'nın 16 Şubat 2017 tarihli kararıyla, verilmiş ve verilecek olan tüm kredi kartları için bankalara kart sahibinin kartının internet alışverişlerine açık olması talebe bağlı olma zorunluluğu getirilmiştir” şeklinde olmuştu. Bu ek zamanı doğru kullanmak gerek Yürürlüğe giriş süresinin uzatılması ile ilgili kararı değerlendiren TOBB E-ticaret Meclisi Başkanı ve GittiGidiyor Genel Müdürü Öget Kantarcı, 4,5 aylık ek sürenin e-ticaret sektörünü rahatlatacağı kanısında. Kantarcı’ya göre, ek süre tanınması e-ticaret sektörü açısından önemli. Çünkü bankaların yanı sıra e-ticaret şirketlerinin ve sektör derneklerinin de kart sahiplerini bilgilendirmek için sağladığı yoğun iletişim desteğine rağmen, kartını internet işlemlerine açmak için onay verenlerin oranı ise beklentilerin çok altında kaldı. Bu nedenle Kantarcı’ya göre, yeni kararla tüm sektör kullanıcılarına ulaşmak için daha fazla zaman kazanıldı. BDDK’nın amacının, dolandırıcılıkla sonuçlanan art niyetli eylemlerin önüne geçmek olduğunu vurgulayan Kantarcı, “Bizler de dolandırıcılık nedeniyle mağduriyet yaşanmasını istemiyoruz. Bununla beraber, hâlihazırda internetten alışveriş yapan tüketicilerin mağdur olmaması da önemli” hatırlatmasını yaptı. Son tüketicinin bu uygulamadan olumsuz etkilenmemesi için görüşlerini BDDK ile
paylaştıklarını vurgulayan Kantarcı’nın da dikkat çektiği gibi, önümüzde yaklaşık 4,5 aylık bir geçiş süreci daha olacak. Söz konusu zamanı tüketiciye doğru anlatmak ve gerekli izinlerin karşılanması anlamında etkili kullanmak bu yönüyle şart. Bankaların tüm kredi kartı kullanıcılarını bilgilendirerek, internetten alışverişte kart kullanımına devam etmek isteyenlerden gerekli izinleri belirlenen süre içinde toplayabilmesi önemli. Bu süreçte e-ticaret sektörü şirketlerine de önemli görevler düşüyor ve bu şirketlerin, kullanıcılarına söz konusu kararın önemini doğru aktarabilmesi gerek. Ödemelerin yüzde 90’ı aşan oranda kredi kartıyla gerçekleştiği e-ticaret sektörüne doğrudan etki edecek bu gibi düzenlemelerde, e-ticaretin son yıllarda Türkiye’nin en hızlı büyüyen sektörleri arasında olduğunun dikkate alınması ise Kantarcı’ya göre sevindirici. Tek bir kez alışveriş yapanların onayı öncelik olmalı Ödeme ve elektronik para hizmetlerinin gelişmesine liderlik ederek, tüketicinin ve işletmelerin hayatını kolaylaştıracak güvenli, kolay ve yenilikçi hizmetlere ulaşmasını sağlamayı hedefleyen Ödeme ve Elektronik Para Derneği’nin (ÖDED) Başkanı Burhan Eliaçık’a göre bu karar, özellikle kart sahipleriyle e-ticaret sayesinde hizmet alanını tüm Türkiye’ye
ÖDED Başkanı Burhan Eliaçık yaymak ve rekabet etmek isteyen küçük işletmeleri rahatlatacak. Kararın yürürlüğe girme süresinin uzatılması, ödeme sisteminin büyüme trendini kesintiye uğratmaması açısından da önemli. BDDK’nın süreci sürekli takip ederek, sektör temsilcilerinin endişelerini dikkate aldığını belirten Eliaçık’a göre, tüketicileri korurken ticaretin de zarar görmemesi yönünde gösterilen hassasiyet söz konusu kararı da beraberinde getirdi. Ama uygulamanın etkili olabilmesi için yapılması gerekenleri göz ardı etmemek gerek. Eliaçık’ın da dikkat çektiği gibi, ek süre sektöre nefes aldıracak. Ama asıl önemlisi, bu ek sürenin etkin bir şekilde kullanılmasıyla, bugüne kadar tek bir kez olsun internetten alışveriş yapmış kişilerin onayının alınması. Çünkü sadece kredi kartını sık kullanan kişilere erişilmesi ve onların onaylarının alınması Eliaçık’a göre, sektörü de ileri götürmez.
ETİD YÖNETİM KURULU BAŞKANI EMRE EKMEKÇİ: “TÜKETİCİLERİ BİLİNÇLENDİRMEK ÖNEM TAŞIYOR” “Biz ETİD olarak, bu kararı olumlu buluyoruz. Eğer BDDK erteleme kararını almamış olsaydı, internetten alışverişte kullanılan veya üzerinde otomatik ödeme talimatı bulunan milyonlarca kart kullanıma kapatılacak, tüketiciler mağdur olacaktı. Üstelik bu durum yaz tatili, bayram tatili ve okula dönüş dönemlerini kapsadığı için daha fazla mağduriyet yaşanacaktı. Öte yandan, bizim tahsilat mekanizmamızın yüzde 80’i kredi kartlarından oluşuyor. Şayet erteleme kararı gelmeseydi, e-ticaretle
ilişkili pek çok sektör de bu durumdan olumsuz etkilenecekti. BDDK’nın kararı, elektronik dolandırıcılığın önüne geçme konusunda etkili bir karar. Ancak BDDK’nın yıl sonuna kadar, sektördeki oyuncularla birlikte kartlarını online ortamlarda kullanan tüketicileri bilinçlendirmesi gerekiyor. Bireyler de sosyal medya platformları yerine, ‘Mesafeli Satış Sözleşmesi’ bulunan ve karşılarında tüzel bir kişilik olan e-ticaret sitelerinden alışveriş yapmayı tercih etmeliler. Biz de ödemeler dünyasında hem
güvenli hem daha kolay bir deneyim yaratma konusunda çalışmalar yürütüyoruz. Ayrıca, ödeme şirketleri de altyapılarını güçlendirmek adına çeşitli çalışmalar yapıyor. Benzer geliştirmeleri, lojistik firmaları ve bankaların da yapması gerekiyor. Bankaların 3D güvenlik sisteminin iyileştirmesi ve sahte sipariş sorgulama sürecinde daha aktif rol almaya yönelik girişimleri ile birlikte bütün gerekli önlemleri almış oluruz. Hem de bu sayede e-ticareti mevcut hacminin üzerine daha rahat çıkarabiliriz.”
4
BThaber
E-TOPLUM
4 - 10 Eylül 2017
Mobilde Norveç, sabitte Singapur hızı var Yapılan araştırmalara göre, dünyanın en hızlı mobil internetinin Norveç'te, en hızlı sabit internetinin ise Singapur'da kullanıldığı belirlendi. InterPress’in Speedtest Ookla tarafından yayınlanan verilerden derlediği bilgilere göre, Norveç’in Temmuz ayında mobil internet hızında 13 ay içinde dünyanın en hızlı bağlantı sağlayan ülkeler listesinde 11’inci sıradan birinci sıraya
yükseldiği görüldü. Bu verilere göre, Norveçlilerin mobil telefonlarının ortalama internet bağlantı hızının son bir yılda yüzde 69 artarak saniyede 52,6 megabit hıza ulaştığı tespit edildi. Türkiye mobil internette öne çıkıyor Temmuz ayının verilerine göre, mobilde en yüksek indirme hızı sıralamasında ilk beşte Norveç, Hollanda, Macaristan, Singapur
ve Malta’nın bulunduğu görüldü. Geniş bant indirme hızı sıralamasında ise 154,38 megabit ortalama hız sunan Singapur'un açık ara ilk sırada olduğu görüldü. Bu ülkeyi 125,69 megabitle Güney Kore ve 117,21 megabitle Hong Kong takip ederken, İzlanda ve Romanya da ilk beşte yer alan diğer ülkeler oldu. Söz konusu verilere Türkiye açısından bakıldığında ise ülkemizin mobil internet
hızında sabit internete göre daha iyi durumda olduğu ortaya çıktı. En hızlı mobil internet sunan ülkeler sıralamasında Türkiye, 29,30 Mbps hızla 28’inci sırada yer alırken, geniş bant istatistiklerinde ise ortalama 14,96 Mbps hızla 82’inci sırada bulunduğumuz tespit edildi.
Ankara, yetkin girişimcileri ile büyüyecek
Ankara Kalkınma Ajansı, Ankara’da bölgesel kalkınmanın sürdürülebilirliğini ve bölgeler arası gelişmişlik farkını azaltmak adına finansal destek sunduğu projelerin yanı sıra farklı eğitimler de düzenliyor. Bu kapsamda Ankara Kalkınma Ajansı tarafından Girişimcilere Yönelik E-ticaret, Dış Ticaret ve Kadınlara Yönelik Uygulamalı Girişimcilik Eğitimleri düzenleniyor. Ankara
Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Arif Şayık, düzenlenen bu eğitimlerin Ankara’nın ekonomik kalkınması açısından önemli olduğunu, tüm eğitimlerin ücretsiz olarak Ankaralı girişimcilere verildiğini vurguladı. Ajans tarafından daha önce de düzenlenen e-ticaret eğitimlerine, Ankara’da faaliyet gösteren işletme sahipleri, çeşitli firmaların pazarlama sorumluları, e-ticaret
alanında iş kurmak isteyen girişimciler, ürünlerini internet üzerinden satmak isteyen kooperatif ortakları katıldı. Eğitim programında; e-ticarete giriş, dijital müşteri, e-ticaret süreçleri ve iş modelleri, e-ticaret yatırımı, kullanıcı deneyimi ve tasarım, e-ticaretin finansmanı, dijital markalaşma, pazarlama ve varlık yönetimi, veri analizi, e-ticaret hukuku, siber güvenlik ve e-ticaret trendleri başlıklarında bilgiler paylaşıldı. 18 saatlik programda ulusal ve uluslararası başarı hikayeleri, ayrıca başarılı sonuçlanmayan örnekler üzerinde de duruldu. İki grup halinde düzenlenen eğitimlere 90 kişi katılım sağladı. Teknik geziler düzenleniyor Ankara Kalkınma Ajansı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları
Sosyal medya paylaşımları için kurallar belirleniyor Sosyal medya, sağladığı kolaylıkların yanı sıra bazı tehdit unsurlarını da beraberinde getiriyor. Son olarak İçişleri Bakanlığı da bu konudaki uyarısını yaptı. Buna göre, İçişleri Bakanlığı, 7 - 14 Ağustos tarihleri arasında paylaşımlarından dolayı 2 bin 703 sosyal medya hesabının incelendiğini ve çeşitli sebeplerden 152 kişinin gözaltına alındığını açıkladı. Sosyal medya platformlarından paylaşım yapmadan önce iki kez düşünmek
gerektiği hatırlatan Bakanlık, halkı kin, nefret ve düşmanlığa yönelten ve nefret söylemleri içeren paylaşımların suç teşkil ettiğini belirtti. Medya Takip Merkezi’nin (MTM) yaptığı araştırmaya göre de
Haziran ayından bu yana Twitter 15 bin 236 habere konu olurken, Facebook 9 bin 954 habere, Instagram ise 6 bin 387 habere konu edildi. Bu paylaşım mecraları toplamda ise 31 bin 577 haberde yer aldı.
Başkanlığı (YTB) ve MÜSİAD Ankara işbirliğinde yürütülen “Yabancı Uyruklu Öğrencilere Yönelik Dış Ticaret Eğitimi” veriliyor. Proje kapsamına ayrıca, ihracat yapan firmalara teknik geziler ve öğrencilere yönelik tecrübe paylaşımı etkinlikleri de düzenleniyor. Dış ticaret eğitimi ile öğrencilere, ihracat yapabilmek için gereken asgari koşullar, ihracat mevzuatı, ihracat işlemleri için gereken belge ve sertifikalandırma sistematiği, ihracat alacaklarının güvenli tahsili yöntemleri ve bankacılık işlemleri, uygulamalı dış ticaret sözleşmeleri, ihracatı teşvik sistemi ve ülke çalışmaları başlıklarında konular uzmanlar tarafından aktarılıyor. Dış Ticaret Eğitimine Ankara’da öğrenim gören yabancı uyruklu 50 öğrenci katılım sağlıyor.
Kadın girişimciler için detaylı program Ankara’da kadın girişimciliğinin desteklenmesi ve kadınların ekonomik hayata katılımlarının artırılması amacıyla Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi de düzenleniyor. Dört farklı bölümden oluşan girişimcilik eğitimleri; girişimcilik kavramı, işletme kavramı ve işletme fonksiyonları, iş planı kavramı ve öğelerine yönelik konular ile iş modeli ve iş planına yönelik atölye çalışmalarından oluşuyor. Eğitimi başarıyla tamamlayan girişimci adayları KOSGEB tarafından onaylı sertifika sahibi olurken, KOSGEB desteklerine başvurabiliyor. Kadınlara Yönelik Uygulamalı Girişimcilik Eğitimleri’ne 25 girişimci kadın katılıyor.
Hayatı kolaylaştıran imza TÜİK’in 2017 ilk çeyrek yurtiçi turizm verilerine göre; gezi, tatil, toplantı, konferans, kurs, seminer ve fuar gibi nedenlerle toplam 10 milyon 227 bin kişi seyahate çıktı. Ofis dışında, seyahatte olan yöneticilerin yoğun olarak kullandığı e-imza ve mobil imza çözümleri de işlerde kesintisizliği sağlıyor. İzin formları dahil birçok doküman e-imza ile dijital ortamda imzalanırken, böylece onay süreçleri hızlanıyor, zaman ve maliyet tasarrufu elde ediliyor. E-Güven İş Geliştirme, Satış ve Pazarlama Direktörü Ayşegül Tüzün, “Dijital çağda ofis dışında mesai yapan, sahada veya mobil olarak çalışan personel sayısı artıyor. İş hayatında ve özel hayatta hızlı ve güvenli işlem sağlayan e-imza ve mobil imza,
günümüzün vazgeçilmezleri arasındaki yerini aldı. Büyük ölçekli, birden fazla lokasyonda çalışanları bulunan veya KOBİ’ler tarafından kullanılan çözümler, iş akışlarının kesintisiz ilerlemesini sağlıyor, tatil günlerinde sınırların ortadan kaldırılmasına yardımcı oluyor” bilgisini verdi. E-Güven, Ar-Ge ekibi ile geliştirdiği İmzala-Gönder, Belgepro, PDFSigner, JetOnay gibi ürünleriyle kurumların ve bireylerin daha esnek hareket edebilmelerini sağlıyor. iOS ve Android ile uyumlu JetOnay uygulaması ile kullanıcılar imza gerektiren işlemlerde zaman ve mekan sınırlaması yaşamıyor. Uygulama özellikle KOBİ ölçeğinde ve imza yetkilendirmesine az sayıda çalışanın sahip olduğu yapılarda iş verimliliğini artırıyor.
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
4 - 10 Eylül 2017
5
‘Kişiselleştirilmiş’ tahsilat yönetimi devri Finans sektörünün başını sürekli ağrıtan bir başlık tahsili Handan Aybars gecikmiş alacaklarsa, borç tahsilatında her bir müşteriyi ayrı değerlendirerek ilerlemek, tahsilat için dahi olsa müşteri ile bağları her koşulda güçlendirme fırsatına sahip olunduğunu bilmek de bir gereklilik. Experian Türkiye Genel Müdürü Mehmet Bozacıoğlu, bu noktada PowerCurve Collections çözümü ile strateji ve analitik, operasyonel tahsilat aksiyonlarının aynı platform üzerinde, entegre olarak yönetiminin mümkün olduğuna işaret etti. PowerCurve Collections ile şirketler; veri ve analitik teknikleri kullanarak müşteriyle hangi sıklıkla, hangi kanal üzerinden ve ne zaman iletişime geçecekleri gibi konulardaki kararları yönetebiliyorlar. Müşteriler de borç yönetiminde daha aktif rol alabiliyor. Böylece kişiselleştirilmiş bir yaklaşımın ortaya çıktığına işaret eden Mehmet Bozacıoğlu’nun verdiği bilgiye göre, PowerCurve Collections, farklı kaynaklardan gelen verileri kullanarak müşteri bilgilerini güçlendiriyor, sonra da bu bilgileri analitik yöntemler kullanarak bir araya getirip, tahsilatı artırırken müşteri deneyimini de geliştiren adımların atılmasını sağlıyor. Bu yapı ve sağladığı faydaları Mehmet Bozacıoğlu ile konuştuk: PowerCurve Collections yapısı hakkında bilgi verir misiniz? Finans sektöründe son dönemin en büyük sorunlarından biri, oranı yüzde 3,2’lere kadar çıkan tahsili gecikmiş alacaklar. Bankalar, bilançolarını hafifletmek için kanuni takibe intikal eden kredilerinin önemli bölümünü varlık yönetim şirketlerine devrediyor. İlk olarak 2008 yılında faaliyete geçen varlık yönetim şirketleri, 2016’nın yarısından itibaren 1,5 milyona yakın kredi
PowerCurve Collections; tahsilat performansını her sektörde geliştirmek için kapsamlı entegrasyon yapılarını kullanıyor.
Experian Türkiye Genel Müdürü Mehmet Bozacıoğlu borçlusunun peşine düştü. Mevcut borçluların yüzde 90’ı bireysel borçlulardan oluşuyor. BDDK verilerine göre bankaların elindeki yaklaşık 55 milyar TL tahsili gecikmiş alacak tutarıyla birlikte finans sektöründeki toplam tahsili gecikmiş alacak tutarı 82 milyar TL. Bu veriler doğrultusunda, artık tahsilat süreçlerini doğru şekilde yönetmek, paranın izini takip etmekten çok daha fazlasını gerektiriyor. Sadece bir ödemesini unutan eski bir müşteri ile birçok ödemesini geciktirmiş yeni bir müşteri arasındaki ayırımı bilmek, kişiselleştirilmiş, kolay ve müşteri dostu bir deneyim sunmak açısından önemli. Karar yönetimi platformu PowerCurve’ü, veri ve analitik tekniklerle bir araya getirirken, kişiye özel tahsilat kararlarının kurum hedefleri gözetilerek alınması sağlanıyor. Veri analitiğinde bu yapıyı farklı kılan özellikleri neler? PowerCurve Collections, çeşitli kaynaklardan gelen verileri kullanarak müşteri bilgilerini zenginleştiriyor, müşteriler hakkında tam ve doğru bir görünüm oluşturuyor. Ardından bu bilgileri analitik yöntemler kullanarak bir araya getiriyor ve tahsilatı artırırken, müşteri deneyimini iyileştiren adımlar atılmasını sağlıyor. En iyi
yöntem bazen müşteriyi doğrudan aramakken, bazen self-servis hizmet alabileceği, kullanıcı dostu ve güvenli bir otomatik portala yönlendirme de olabiliyor. Bazen kendiliğinden ödeme ihtimali yüksek olan müşteriler için hiçbir aksiyon almamak ise en iyi yaklaşım. Tüm bu kararları kolaylıkla yönetebilecek operasyonel yetkinliklere sahip PowerCurve Collections ile şirketler, müşterilere ve müşteri memnuniyetine odaklanan, düşük maliyetli ve yasal düzenlemelerle uyumlu tahsilat sürecine sahip olabiliyor. Tahsilat konusunda bu yapı, ne gibi faydaları, hangi sektörlere sunuyor? Finans sektöründen, telekomünikasyon ve enerji hizmetlerine kadar, büyük organizasyonların yapılarında gördüğümüz en temel sıkıntı, tahsilat analitiği ve tahsilat iş akışlarının birbirlerinden farklı silolarda yönetilmesi. PowerCurve Collections; hem strateji ve analitik, hem operasyonel tahsilat aksiyonlarının aynı platform üzerinde, entegre şekilde geliştirilmesini ve yönetilmesini sağlıyor. Böylece operasyonel tahsilat aktivitelerinin veri destekli analizlerle mevcut süreçlerin devamlı olarak iyileştirildiği bir ortam hazırlıyor. PowerCurve Collections ile şirketler, veri ve analitik teknikleri kullanarak müşteriyle hangi sıklıkla, hangi kanal üzerinden ve ne zaman iletişime geçecekleri gibi konulardaki kararları yönetebiliyorlar. Ayrıca, müşteriler borçlarını yönetmek konusunda daha aktif rol alabiliyor ve bu da onların finansal hedeflerine ulaşmalarına yardımcı oluyor. Bu kişiselleştirilmiş yaklaşım, hem müşteri hem şirket için daha verimli oluyor. Yeni hizmetimizle, veri ve analitik teknikleri tüm potansiyeliyle kullanılabilir hale getiriyor, şirketlere müşterinin
ihtiyaçları ve durumuna özel kararlar alma imkanı sunuyoruz. PowerCurve’ü tahsilat alanında hizmete sunmamız, tüm müşteri yaşam döngüsünün aynı platform üzerinden yönetilebilmesi anlamını taşıyor. Finans kuruluşları başta olmak üzere tahsilat sorunları yaşayan hangi sektörlerle, nasıl bağlantıya geçiyorsunuz? Söz konusu kuruluşların iş akış, CRM gibi yapılarında bunu konumlandırmak ne kadar sürüyor? Finans ve telekomünikasyon sektöründe, tahsilat sorunları yaşayan, analitik tahsilat yaklaşımını hayata geçirmek isteyen, manuel süreçlerini otomatize ederek, stratejik ve entegre tahsilat aksiyonlarına odaklanmayı hedefleyen tüm kurumlar için PowerCurve Collections çözümümüzü konumlandırıyoruz. Sektör dinamiklerine ve kurumların iç yapılarına göre özelleştirilmiş bir çözüm oluşturmak
açısından, kurumların iş akışlarını, mevcut süreçlerini ve hedeflerini değerlendireceğimiz bir ön adımla çalışmalara başlıyoruz. Ön değerlendirmeden sonra belirlenecek detaylı proje adımları ile kuruma uygun analitik yaklaşımları ve stratejileri çözüm üzerinde hayata geçirmemiz ise 9-12 ay gibi bir süreyi bulabiliyor. Şirketler, kendi iş zekası platformlarına bu yapıyı eklemeye nasıl bakıyor? PowerCurve birçok büyük kuruluşta ve uzun yıllardır farklı müşteri yaşam döngülerinde, kurumların iş zekası platformları ile zaten çalışan bir çözüm. PowerCurve Originations ile daha etkin bir şekilde kârlı müşteriler edinebilen şirketler, PowerCurve Customer Management ile kullanıcılara mevcut müşterilerinin 360 derece görünümünü sunuyorduk. Şimdi ise PowerCurve Collections ile kullanıcılara uçtan uca tahsilat yönetimi sürecini yönetme olanağı sunuyoruz. Bu anlamda, sektörün aşina olduğu bir ürünün kullanım alanını operasyonel tahsilat yönetimini de dahil ederek genişletiyoruz.
Tüm sektörlerin ihtiyaçlarına kapsamlı yanıt yapısı “Türkiye’de Kredi Kayıt Bürosu (KKB), tüm finansal kurumlar ve telekom operatörleri ile iş ortaklığımızı devam ettiriyoruz. Önümüzdeki dönemde sigorta, enerji ve kamu sektörlerindeki müşteri ağımızı da finans ve telekom sektörlerinde olduğu gibi genişletmeyi hedefliyoruz. Finansal kurumların UFRS9 ve Basel gibi konularda yol haritalarını çizmeleri ve uygulamaları, sermaye gereksinimi ile ilgili bileşenlerini doğru bir şekilde geliştirmeleri, bunların doğruluğunu test etmeleri, makroekonomik koşulları modellerine etkin bir şekilde entegre etmeleri gibi regülasyonlar odaklı ihtiyaçlarına yanıt vermeye devam edeceğiz. Stratejik
olarak ise kendi yetkinlik alanımız olan büyük veri analizine odaklanmaya ve bu bağlamda, tüketicilerin sosyal medyada bıraktıkları ayak izlerinden, çağrı merkezlerinden yapılan günlük görüşmelere kadar oluşan verileri finansal kurumların anlamlı hale getirebilmeleri için hizmetlerimizi sürdüreceğiz. Uçtan uca KOBİ portföyü yönetimi de önceliklerimiz arasında. PowerCurve Collections ile müşterilerimizin tahsilat operasyonunu, müşteri deneyimi ve organizasyon öncelikleri gözetilerek başarılı yönetmeleri ve istenilen tahsilat performansını yakalamaları konusunda destek olmaya devam edeceğiz.”
6
BThaber
GÖRÜŞ
TEKNO-POLİTİK
4 - 10 Eylül 2017
BİREYSEL
YAZILIM SEKTÖRÜNDE İSTENEN NİTELİKLER VE KADIN
OSMAN COŞKUNOĞLU ocoskunoglu@gmail.com twitter.com/osmancoskunoglu facebook.com/osman.coskunoglu www.coskunoglu.org medium.com/osman-coskunoglu
Google yazılım mühendisi James Damore, Ağustos başında şirket içi bir not yazarak, teknoloji alanında daha az kadın çalışmasını açıklamaya çalıştı (http://bit. ly/2wkuPXR). Damore’e göre, kadın ile erkek arasındaki biyolojik farklar sonucu oluşan psikolojik farklar, kadının teknoloji alanına ilgi ve uyumunu azaltıyor. Dolayısıyla, Google’ın kadın mühendislere pozitif ayrımcılık yapması, şirketin yararına değil. Bu not duyulduktan sonra çıkan yoğun tepkiler üzerine, Google CEO’su Sundar Pichai ailecek
gittiği tatil yerinden ofisine döndü ve James Damore’u işten çıkardı (http://nyti.ms/2vMTthS). Amacının ayrımcılık olmadığını, şirketinin insan kaynaklarına yardımcı olmak istediğini açıklayan Damore ise bir yandan resmi makamlara haksızlığa uğradığı şikayetinde bulunurken, bir yandan da ve Reddit’de sorulara yanıt vererek kendini savundu (http://read.bi/2w6xu81). Bu olay üzerine iki klasik tartışma konusu tekrar ortaya çıktı. Birincisi, kadın ile erkek arasındaki biyolojik farklar, kadını teknoloji gibi alanlarda,
psikolojik ve bilişsel olarak daha yetersiz mi kılıyor? Zaman zaman kadınlar için olduğu kadar siyah tenliler için de tartışma konusu olan bu soruya, Wired dergisinde 15 Ağustos’ta çıkan bir makale, bilimsel bulgulara da dayanarak güçlü bir “hayır” yanıtı veriyor (http://bit.ly/2uNgsMd).
gibi duygusal (yumuşak) niteliklere sahip olmalarının önemini vurgulayarak güçlü bir “hayır” yanıtı veriyor (http://nyti.ms/2x9aD8u). İlginç bir tesadüf olarak, Ağustos başında çıkan bir
kitap da (Ellen Ullman, “Life in Code: A Personal History of Technology”) bu soruya değiniyor ve sosyal zekanın en az teknik beceriler kadar önemli olduğunu iddia ediyor.
İkinci soru da, teknoloji alanında, insanlardan çok nesnelerle ve sembollerle ilgilenen, duygu yoksunu ama mantık yüklü olanlar daha başarılı mı oluyor? Bu soruya da bir New York Times yazarı, yazılım ve bilişim alanında çalışanların empati
ULUSAL SAYISAL EVRİMİN NERESİNDEYİZ? ABD’nin Tufts Üniversitesi’nde 60 ülkenin sayısal ekonomilerini geliştirmekte ve halkının ağa bağlanabilirliğini sağlamakta nasıl bir gelişme gösterdiği üzerine, yani, sayısal evrimin neresinde olduğunu belirlemeye yönelik bir araştırma yapıldı. Her ülkenin, dört kategoride, 170 farklı göstergesini ölçerek bir “Evrim Düzeyi Endeksi” (EDI) hesaplayan bu araştırmayı MasterCard finanse etti. Sonuçlar, “Digital Planet 2017” başlıklı bir rapor olarak Temmuz’da yayımlandı (http://bit.ly/2ibf9B2). Tufts Üniversitesi profesörünün araştırmayla ilgili açıklaması önemli (http://mstr. cd/2wabhq0): “Sayısal altyapı ve kurumların kalitesi ile inovasyon kapasitesi, beraberce bir ülkenin sayısal rekabet gücünü şekillendiriyor fakat hükümetler de anahtar önemde rol oynuyorlar.” EDI notuna göre, Türkiye 37. sırada. Fakat, araştırmacılar sadece ülkelerin sayısal evrimin neresinde olduğunu belirleyen EDI’yi hesaplayarak bir sıralama yapmakla kalmamışlar. Ayrıca, her ülkenin 2008 sonrası EDI notundaki değişime bakarak, bir de momentum hesabı yapmışlar. Şekilde görüldüğü gibi, EDI notu (y-ekseni) ve momentum (x-ekseni) boyutlarına göre ülkeleri 4 gruba ayırmışlar: Atılımdakiler, hızı kesilenler, patlayanlar ve dikkatli olması gerekenler.
Atılımdakiler: Zaten üst düzeyde bir sayısal gelişmişliğe sahipken, hala büyümede ve inovasyonda önde gelenler. Yani, Singapur, Birleşik Krallık, Yeni Zelanda, Birleşik Arap Emirliği, Estonya, Hong Kong, Japonya ve İsrail, Hızı kesilenler: Geçmişte güçlü sayısal evrim göstermiş oldukları halde, inovasyonda zayıflamaya başlayanlar. Batı Avrupa’nın bir kısmı, Avusturalya ve G. Kore gibi birçok gelişmiş ülke bu kategoride. Patlayanlar: Sayısal gelişmişlikte göreceli olarak biraz zayıf durumda olsalar da, çok hızlı momentumlarıyla hızlı büyüme ve yatırımcı çekme potansiyeli olan ülkeler. Çin, Kenya, Rusya, Hindistan, Malezya, Filipinler, Endonezya, Brezilya, Kolombiya, Şili ve Meksika bu potansiyele sahip ülkeler olarak belirtiliyor.
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme bakanı Ahmet Arslan ile, Endüstri 4.0 üzerinde duran Bilim Sanayi ve Teknoloji bakanı Faruk Özlü’nün bu raporu dikkate almasında yarar var. Araştırmayı finanse eden MasterCard yetkilisinin şu açıklaması dikkat çekici (http://mstr.cd/2wabhq0): “Teknoloji evriminde gelişme ancak güçlü ve güvenilir bir ekosistem ile gerçekleşebilir.” Uzun bir süredir ve sık sık “bilişim ekosistemi”nin önemini vurgulayan BThaber Şirketler Grubu Başkanı Murat Göçe’yi haklı çıkarıyor bu cümle.
KÜRESEL NESNELERİN İNTERNETİNDE GÜVENLİĞİN SAĞLANMASI ÜZERİNE YASA TEKLİFİ ABD SENATOSUNDA güvenliğin sağlanmasının ne kadar kritik bir önemi olduğu anlaşılmıştı. Bir grup ABD senatörü bir yasa teklifi hazırlamaya başladılar ve Ağustos başında Senato’ya sundular (http://slate.me/2vI7gaX).
Dikkatli olması gerekenler: Güney Afrika, Peru, Mısır, Yunanistan ve Pakistan gibi hem sayısal evrimde geri kalmış hem de gelişme momentumları zayıf ülkeler. Türkiye, sayısal evrimdeki düzeyi düşük fakat momentumu biraz iyi olarak, gri alanda yer alıyor. Rapor sadece ülkelerin durumlarını ortaya koymakla yetinmiyor, durumu iyi ülkelerden nasıl ve ne öğrenilebileceği konusunda da yararlı bilgiler içeriyor. Dolayısıyla, başta sanayi ve bilişim STK’ları,
Ekim 2016’da, ABD’de Dyn firmasına müthiş bir DDoS saldırısı olmuştu (http://slate.me/2wkVAeS). Kötücül yazılım Mirai, internete bağlı on milyonlarca nesneye virüs bulaştırmıştı. Bu çarpıcı olaydan sonra, nesnelerin interneti için
Yasa teklifi sadece hükümetin satın alacağı internete bağlı nesneler için oldukça basit ama temel nitelikte siber-güvenlik kriterlerinin sağlanmasını öngörüyor ve ABD Standartlar Enstitüsü’nü (NIST) gerekli güvenlik standartlarını geliştirmekle görevlendiriyor. Bu haliyle sınırlı da olsa, hem NIST’ın gerekli siber-güvenlik kriterlerini geliştirmesini sağlayacağı için, hem de devlete satılacak nesneleri
üreten firmaları siber-güvenlik konusunda daha duyarlı kılacağı için bu yasa teklifi olumlu bir adım. Bu yazının yazıldığından sonraki bir tarihte, 24 Ağustos’ta gerçekleştirilecek olan “Dijital Ekosistem: IoT ve M2M” toplantısında (http://bit. ly/2fPOEQM), ülkemizde de benzer bir yasa tasarısının hazırlanması için Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na bir öneri geliştirileceğini umarım. Endüstri 4.0’ın da omurgasını oluşturan nesnelerin internetinde siber-güvenliğin sağlanmasının, bakan Faruk Özlü’nün dikkatine getirilmesi önemli.
8
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
4 - 10 Eylül 2017
‘Daha güvenli olma yolculuğu’ hiç bitmeyecek Türkiye’de e-ticaret pazarı istikrarlı bir büyüme sergiliyor ve Handan Aybars en fazla tercih edilen ödeme sistemi de kredi kartı. Ama dijital ödeme ve online kredi kartı işlemlerinin dolandırıcılık oranlarını da artırması e-ticaret şirketleri, bankalar ve FinTech şirketlerini güvenlik konusunda en güncel ve etkin çözümlere yönlendiriyor. 15 yılı aşkın zamandır İsveç’teki ana merkezi dışında stratejik pazarlardaki yerel ofisleriyle küresel çalışmaları yürüten, ödeme sistemleri güvenliğinde en yüksek standart olan PCIDSS alanında hem danışmanlık hem denetim ve sertifikasyon hizmetini birlikte sunan 24 Solutions da İstanbul’da açtığı ofisle geçtiğimiz aylarda Türkiye pazarına girdi. 24 Solutions Türkiye Ülke Direktörü Emrah Elmas’a göre, sadece Türkiye’de değil, küresel bazda da nakitsiz toplum yolunda adımlar atılırken, kapsamlı ve bütünsel güvenlik de şart. Örnek yine İsveç’ten gelirken, Emrah Elmas, “İsveç’te nakit parayla yapılan ödemeler tüm alışverişlerin sadece yüzde 2’sini oluşturuyor ve yüzde 98’i dijital ödeme ile yapılıyor. Ama tüm ödemelerini dijital yöntemlerle gerçekleştiren bir ülke, siber saldırılara ve elektronik sahtekarlıklara da daha açık hale geliyor” gerçeğini paylaştı. “Hedefimiz; bilgi ve deneyimimizi Türkiye pazarındaki firmalarla paylaşarak, ilgili tüm kurumları PCI-DSS ile uyumlu hale getirmek, veri sızıntısı ve diğer risklerin önüne geçerek daha güvenli hizmet sunabilmelerini sağlamak” diyen Emrah Elmas ile nakitsiz toplumun önündeki engeller ve çözümlerini konuştuk: Türkiye pazarına giriş kararı hangi kriterler paralelinde alındı? Dünya çapında Türkiye; Hindistan’dan sonra e-ticarette en hızlı büyüyen ikinci ülke ve artan internet kullanımı, internet üzerinden yapılan alışveriş oranının artmasına destek olurken, en fazla tercih edilen ödeme sistemi ise kredi kartı. Bunun paralelinde, artan dijital ödeme ve online kredi kartı işlemlerinin dolandırıcılık oranlarını da artırması,
Türkiye pazarında yerini alan 24 Solutions’ta öncelik; ilgili tüm kurumları PCI-DSS ile uyumlu hale getirmek, veri sızıntısı ve diğer risklerin önüne geçerek daha güvenli hizmet sunumu sağlamak. e-ticaret şirketleri, bankalar ve FinTech şirketlerini güvenlik konusunda küresel standartlara uygun, en güncel ve etkin çözümlere yönlendiriyor. Bu bağlamda, PCI-SSC (Payment Card Industry Security Standards Council - Ödeme Kartı Endüstrisi Güvenlik Standartları Konseyi) tarafından belirlenen ve ödeme sistemleri alanında dünyadaki en yüksek güvenlik standardı olan PCIDSS (Payment Card Industry Data Security Standard - Ödeme Kartı Endüstrisi Veri Güvenliği Standardı) sertifikasyonu büyük önem taşıyor. Dünyada bu alanda uzman az sayıdaki şirketten biri de 24 Solutions. Dolayısıyla Türkiye’de bu sertifikasyonu alarak, müşterilerine dünya standartlarında güvenli ödeme olanakları sağlamak isteyen şirketlerin çözüm ortağı olmak üzere Türkiye ofisimizi açtık. Türkiye pazarı, dijital ödemede nasıl bir potansiyele sahip? Gerek bilgilendirme gerekse düzenlemeler gibi hangi başlıklarda eksiklikler söz konusu? Türkiye, 176 milyon adete ulaşan kart sayısıyla Avrupa liginde ilk sıraya yerleşmiş durumda. Avrupa’nın tamamına baktığımızda, kredi kartı penetrasyonu yüzde 50’nin altındayken, Türkiye’de bu oran yüzde 60’larda. Kartlı ödemelerin hanehalkı harcamaları içindeki payı son 5-6 yılda yüzde 28’den yüzde 40’a çıktı. Bunun en büyük destekleyicisi ise kartlı ödeme sistemleri. Geçtiğimiz yıl internetten kartlı ödeme tutarı yüzde 23 artıp 68,4 milyar TL’ye ulaşırken, bunun yüzde 51’ini mobil alışveriş oluşturdu, her beş kredi kartından ikisi internet ödemelerinde kullanıldı. Dijital ödeme sistemlerinin tercih edilmesi anlamında doygunluğa ulaşılmasına daha çok var ve artışın devam edeceğini öngörüyoruz. Ancak atılması gereken en büyük adımların yasalar ve regülasyonlar
yasaların da bilgi güvenliğinin özünü kapsayacak şekilde tasarlanması önemli. Diğer yandan, şirketler de bunu yasalara uyumluluk zorunluluğu olarak değil, işlerine değer katmak için fırsat olarak görmeli.
24 Solutions Türkiye Ülke Direktörü Emrah Elmas alanında olduğunu görüyoruz. İsveç, kişisel veriler konusunda öncü. İsveç "Kişisel Korunma Yasası"nı, kullanılan her yerde kişisel verilerin korunması amacıyla 1995 yılında hayata geçirdi. Bu yasa, verinin kullanıldığı her alanı kapsadığı için BT de yasa kapsamında. Günümüzde bu yasa artık yerini, Avrupa Birliği (AB) tarafından çıkan GDPR (General Data Protection Regulation - Genel Veri Koruma Yönetmeliği) mevzuatına bıraktı. İlk yürürlüğe giren kanunda kişisel veri tanımı, GDPR’da olduğu kadar net ve kapsamlı değildi. Bu belirsizlik, bilginin her noktada herkes tarafından toplanarak “büyük veri” birikimlerinin oluşmasına neden oldu. İsveç örneğinde olduğu gibi özellikle AB üyesi ülkelerde kişisel verilerle ilgili yasalar belli bir süredir yürürlükte ve bu bilgilerin korunması gerekliliği doğal olarak beklenir. Türkiye'de dijital ödeme konusunun daha da yaygın hale gelebilmesi ve insanların güveninin artması için kanun ve regülasyonların küresel standartlar ve örnekler doğrultusunda tasarlanıp yürürlüğe sokulması gerek. Deneyimlerimiz bize yasaların teknik anlamda ihtiyaç duyulanın ötesinde ‘detaylandırılmaması’ gerektiğini gösteriyor. Aksi takdirde, teknolojik gelişmelerle birlikte uygulamada açık noktalar oluşabiliyor. Dolayısıyla
Güvenlik başlığında sağladığınız çözümler Türkiye pazarı özelinde finans kurumlarının, e-ticaret şirketlerinin ve bireylerin güvenlik önlemleri ile nasıl bir entegrasyon sağlıyor? Küresel bazda kullanılan PCI DSS standartları sayesinde kart ödemelerinizin güvenli yapılmasının yanı sıra, sahtecilik ve dolandırıcılık işlemlerine karşı etkin koruma sağlamak da mümkün. Dünyada hem PCI DSS uyumluluk danışmanlığı sunan hem sertifika verme yetkisi bulunan az sayıdaki şirketten biri olarak, Türkiye’deki şirket ve kurumlara tüm süreçlerde yüksek güvenlik sunmayı amaçlıyoruz. BT güvenliği konusunda sağladığımız uyum ve danışmanlık gibi tüm hizmetlerimiz her ne kadar kurumlara yönelik hizmetler
olsa da, nihai amaç kurum müşterilerini, yani bireylerin kişisel verileri ve davranışlarını korumak ve kötü niyetli kişilerin eline geçmemesini sağlamak. Yani, sağladığımız hizmetler kurumlara yönelik olsa da, bireyler olarak bizlerin güvenliğini sağlamak ve kişisel bilgilerimizin gizliliğini sürdürebilmek adına da yüksek öneme sahip. PCI DSS uyumluluğuyla birlikte “Ethical Hacking”, “Secure Code Review”, penetrasyon testi, zafiyet taraması (ASV) gibi birçok siber güvenlik hizmeti ve danışmanlığını sunuyoruz. Ayrıca “Simgeleştirme Hizmeti”ne de değinmek isterim. Bu hizmet, işinizin bir parçası olarak kredi kartı verilerini saklamanız gerektiğinde, ama bu verileri kendi BT sisteminizde depolama riskini almak istemediğinizde önem kazanan bir çözüm. Son kullanıcı deneyimini karmaşıklaştırmadan, hassas bilgilerinizin sorumluluğunu üstleniyoruz. Kullanıcılar kartlarını okutur veya kart bilgilerini girer ve süreç 24 Solutions’ın kontrolünde sonuca ulaşır. Güvenlik tehdidi oluşturan verilerin sorumluluğunu bu kapsamda şirketler veya kurumlar üstlenmemiş oluyor. Yüksek güvenlik, maliyet avantajı ve teknoloji ile şirketlerin tüm hassas verileri 24 Solutions’ın PCI DSS sertifikalı altyapısında saklanıyor.
Kurumsal itibarınızın temelinde güvenlik var “PCI uyumluluk raporuna göre, 2012 yılından bu yana PCI DSS uyumlu kuruluş sayısı yüzde 167 arttı. Buna rağmen, uyumlu olması gereken her 5 organizasyondan 4’ü gerekli güvenlik koşullarını sağlayamadığı için uyumlu değil. 10 yıldır uzmanlar tarafından yapılan araştırmalar doğrultusunda siber atak sonucu veri sızdırılmasına maruz kalmış firmaların hiçbiri atak zamanında PCI DSS sertifikası ve uyumluluğuna sahip değil. Böyle bir atak sonucu oluşan veri sızıntısının ortalama maliyeti de son yıllarda yüzde 29 artış gösterdi. Tüketicilerin de yüzde 69’u, veri sızıntısına maruz kalmış bir firma ile çalışmayı
tercih etmiyor. Güvenlik çözümlerini maliyet nedeniyle önceliklendirmeyen kurumların PCI DSS uyumluluğuna kayıtsız kalması, yıllarca sürecek müşteri ve itibar kaybına yol açabilir. Bu paralelde, dünyada ve dolayısıyla Türkiye’de bu konudaki farkındalık hızla artıyor. Hedefimiz; küresel bir firma olarak dünya çapında birçok farklı ülkede ve sektörde faaliyet gösteren, farklı BT altyapılarına sahip müşterilerimizle edindiğimiz bilgi ve deneyimimizi Türkiye pazarındaki firmalarla paylaşmak, ilgili tüm kurumları uyumlu hale getirmek, veri sızıntısı ve diğer risklerin önüne geçerek daha güvenli hizmet sunabilmelerini sağlamak.”
CaraSwitch CS4030-T56 48 Port 1 Gigabit UTP | 8 Port 10 Gigabit SFP+ 256 Gbps Backplane | 192 Mpps Forwarding Virtual Stacking | HotSwap Yedekli Güç Kaynağı CLI Tam Yönetilir | Full Routing Desteği
www.carasystems.com
high performance | best value
veri merkezi | ağ | trafik yönetimi | bilgi güvenliği | performans yönetimi | görselleştirme ISB Bilişim Teknolojileri A.Ş.
İçerenköy Mah. Çayır Cad. No 3 Özce Center Kat 8 PK 34752 Ataşehir tel +90 (216) 428 47 47 fax +90 (216) 428 47 48 web www.isb.com.tr e-mail info@isb.com.tr
10
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
4 - 10 Eylül 2017
İngiltere’de Netsparker fırtınası Siber güvenlikte Türkiye'nin küresel markası olan Netsparker, geliştirdiği bilgi güvenliği yazılımıyla, dünya pazarlarında adından söz ettirmeye devam ediyor. Şirket son olarak, İngiltere dijital pazarının en önemli standartlarından sayılan G-Cloud 9 Framework’ün belirlediği birçok yeterliliği sağladığı için İngiltere Dijital Pazarı’nda kabul edilen
yazılımlar listesinde yerini aldı. Bu standart, Netsparker’ın İngiltere’de tüm Bakanlık ve kamu kurumlarında kabul görmesi anlamına geliyor. Kurulduğu 2009 yılından bugüne, geliştirdiği siber bilgi güvenliği yazılımı ile yurtiçi ve yurtdışı dijital pazarlarda çalışmalar yürüten şirket, bu son onayla İngiltere dijital pazarına ürün verebilen yazılımlar arasına girdi.
Netsparker CEO’su Ferruh Mavituna, “İngiltere Dijital Pazarı tarafından kabul edilen yazılımlar listesine girmek için G-Cloud 9 Framework tarafından belirlenmiş birçok yeterliliğe sahip olmak gerekiyordu. 2009’dan bugüne yaptığımız çalışmalarla Netsparker’ın adını tüm dünya dijital pazarında yeni başarılarla duyurmaya devam edeceğiz. İngiltere'de özel
sektörde şirketler tarafından ‘bulut/çevrimiçi’ tabanlı uygulamaların kullanımı yaygınlaştı. Bu sebeple bu listede olmanın önemi her zamankinden daha büyük. Bu onay, Netsparker’ın İngiltere’de tüm bakanlık ve kurumlarca da kabul görmesi anlamına geliyor, yine İngiltere’de özel sektördeki firmaların da Netsparker’a güvenmesini sağlıyor.”
İnovasyon, kurumsal kültürün ‘vazgeçilmezi’ olacak
GE Türkiye İnovasyon Merkezi ve Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV), kurumlarda inovasyon süreçlerinin yalınlaştırılması ve geliştirilebilmesi adına
bir işbirliğine imza attı. Bu kapsamda GE’nin tescilli uygulaması FastWorks metodolojisi, TTGV işbirliği ile firmalara aktarılıyor. Serinin ilk çalışması, 15 Ağustos’ta
Ankara’da ulaştırma teknolojileri sektöründe faaliyet gösteren Bozankaya firması ile gerçekleştirildi. Şirket, FastWorks uygulamasıyla Elektrikli Otobüs Tasarım ve Üretimi, Elektrikli Trambus Tasarım ve Üretimi, Dizel/CNG Otobüs Üretimi ve Karoseri üretimi süreçlerinde verim artışı hedefleyecek. TTGV Kıvılcım Programı ve GE Türkiye İnovasyon Merkezi işbirliği ile başlatılan, yıl sonuna kadar devam etmesi planlanan FastWorks Serisi,
özel sektör firmalarının inovasyon süreçlerini GE’nin kendi iç süreçlerinde uyguladığı metodoloji ile desteklemeyi, firmalara ‘yalın girişim’ ve ‘tasarım odaklı düşünce’ pratiklerini kazandırmayı hedefliyor. FastWorks; GE’nin 2014 yılında Eric Ries'in "Yalın Girişim" metodolojisindeki ilkelere dayanarak geliştirdiği, müşteriler için daha iyi ürünler üretmek amacıyla daha hızlı tasarlanmış araç ve uygulamaları bir araya getiren bir program.
GE Türkiye İnovasyon Lideri Ussal Şahbaz, “Bu girişim ile amacımız; inovasyonun Türk şirketlerinde bir kurum kültürü haline gelmesi ve müşterilerine çok daha hızlı yanıt verecekleri bir reflekse sahip olmaları” derken, TTGV Kıvılcım Programı Yöneticisi Seda Ölmez Çakar da, “Kıvılcım Programı kapsamında Türk firmalarını rekabetçi inovasyon süreçlerinde destekleyecek yeni yöntem ve uygulamalar ile buluşturuyor, ihtiyaç duydukları doğru ve pratik çözümleri sunuyoruz” dedi.
Yaz dönemi fırsat vakti Yaz döneminde azalan operasyonel yoğunluk, BT departmanlarının biraz olsun rahatlamasını sağlıyor. Ama bu dönem, iş süreçlerinde bazı iyileştirmeler yapmak ve gerçekleştirilemeyen projeleri hayata geçirmek için de önemli bir fırsat. Radore Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kubilay Akyol, BT departmanlarının yıl boyunca daha rahat çalışabilmeleri için beş farklı öneride bulunuyor: Envanterinizi temizleyin: Eski PC’ler, vakti dolmuş ağ anahtarları, çalışmayan güvenlik duvarları başta olmak üzere yazılım ve donanım tabanlı tüm varlıklarınızı gözden geçirin. Zira varlıklarınızı konsolide etme zamanı geldi. Dokümantasyonunuzu güncelleyin: Çalışanların uygulamalarında yaşanan
sorunları en düşük seviyeye çekmenin yolu, BT departmanının ihtiyaçlarını açık ve anlaşılır bir dille ifade eden dokümanlar oluşturmaktan geçiyor. Bu döneme eksik dokümantasyonlar tamamlanıp, diğerleri üzerinde güncellemeler yapılabilir. Felaket kurtarma planınızı gözden geçirin: Sistemlerinizi yedeklemek rutin iş akışınızda yer alır. Yaz döneminde felaket kurtarma stratejileri için testler yapabilir, önceliklendirilecek konuların üzerinden geçebilirsiniz. BT ekibine eğitimler düzenleyin: BT ekibinin güncel kalarak yeni teknolojiler hakkında bilgi sahibi olması için kendi içinizde seanslar düzenleyebilirsiniz. Dışarıdan gelen bir eğitimci ve farklı
disiplinlerde çalışan BT ekip arkadaşlarınızdan çok şey öğrenebilirsiniz. Vizyonunuzu yeniden değerlendirin: İşler azaldığında, geriye
çekilip tüm süreçte neler yaptığınızı, nasıl yol aldığınızı değerlendirebilirsiniz. Bunların yanında, profesyonel bir veri merkezi ile çalışmak birçok işletmenin, cihaz satın alımı, güncellenmesi ve
bakımı gibi sürekli yinelenen maliyetleri en alt seviyeye indirmesini sağlıyor. Böylece BT departmanları, kendi iş alanlarına yönelik katma değerli projeler geliştirmeye odaklanabiliyorlar.
BThaber 4 - 10 Eylül 2017
Yapay Zeka
DOSYA:
www.bthaber.com.tr
Ayhan Sevgi
Daha fazla verimlilik, daha fazla müşteri, daha fazla satış ve karlılık… Her geçen gün biraz daha gelişen bilişim teknolojileri hayatımızın her alanını sarıyor. El emeği ile yapılan birçok iş süreci artık bilgisayarlar üzerinden “fikir emeği” temelinde gerçekleştiriliyor. Sistemler akıllandıkça ve bulundukları ortamları da daha akıllı hale getirdikçe insanların üzerindeki yükleri alıyorlar (gerçi iş dünyasında çalışanların üzerine daha fazla yeni yükler geliyor ama…). Bu akıllanmanın temelinde ise “yapay zeka” yer alıyor. Yapay zeka geliştikçe, gelişim ivmesi arttığından dolayı bugünlerde yeni yeni
hayatımıza girmeye başlayan birçok uygulamanın kısa bir süre sonra hayatımızın temel taşlarını oluşturacağını söylemek yanlış olmaz. Endüstri 4.0’a geçişin de önemli ayaklarından birini oluşturan yapay zeka, kurum ve şirketlerin de gündeminde artık önemli bir yer tutuyor. Hemen hemen her sektörden birçok şirket, bu konuda neler yapabileceklerini tartışıp, araştırıyor. Çünkü şirketler yapay zekanın kendileri için daha fazla verimlilik, daha fazla müşteri, daha fazla satış, daha fazla karlılık olduğunun farkındalar.
12
DOSYA
YAPAY ZEKA
BThaber 4 - 10 Eylül 2017
BÖYLE GERÇEK DAHA HIÇ GÖRMEDINIZ…
*Halil Aksu Dünyaya baktığınızda neler görüyorsunuz? Tabiat, medeniyet, insanlar, araçlar, binalar, mağazalar, markalar ve daha niceleri. Durağa bir sonraki otobüsün ne zaman geleceğini nasıl görmek isterdiniz? Karşınızdaki kişinin sizin hakkınızda neler düşündüğünü bilmek ister miydiniz? Vitrindeki ürünün fiyatını ve stok durumunu görmek istemez miydiniz? Ofiste ne kadar çok verimsizlik var. Trafikte ne kadar çok tıkanıklık var. Enerji sektöründe ne kadar çok kayıplar var. Sigortacılıkta ne kadar çok güvensizlik var. İnşaatlarda ne kadar çok suistimal var. Üzerine azıcık düşünsek, konuşsak, çalışsak, çoğunu hemen tespit edebilir, biraz daha çalışırsak, çözebiliriz. Peki neden yapmıyoruz? Çünkü günlük operasyon ile meşgulüz. Çünkü alışkanlıklarımız bize verimli görünmektedir. Çünkü değişim zor, zorlayıcı, konforumuzu bozacak gibi algılanmaktadır. Üstüne üstelik öğrenilmiş çaresizlikler, adam-sendecilikler, nemelazımcılıklar üzerine ilave gelince, aksiyon almamak için her türlü sebep hazır.
Yapay zeka bunun tam tersini vaat etmektedir. Siz çözmekle uğraşmayın. Modeli kurun, veriyle besleyin, sistem kendi kendine öğrensin, yavaş yavaş yükü üzerimizden alsın. Olabilir mi? Tabii ki EVET. Yapay zeka alanındaki son yıllardaki gelişmeler baş döndürecek seviyededir. Görüntü işleme ve algılama insan gözü ve beyni ile yarışacak, hatta çoğu zaman geçecek noktaya gelmiştir. Aslında bazı uygulamalarda yapay zeka olduğunu ve artırılmış gerçeklik bir arada kullanıldığının pek farkında değiliz. Çünkü işin gırgırındayız… Mesela Snapchat veya Instagram. Bu uygulamalarda bir fotoğraf çekerken ve bir efekt seçtiğinizde bir anda telefonunuz özel bir cihaza dönüşmekte, sihir cereyan etmekte ve ağzınıdan şelaleler fışkırmakta, gözünüzde yıldızlar çakmakta, kulaklarınız muhtelif hayvan kulaklarına dönüşmektedir. Sağa sola baksanız, farklı bir kişinin yüzüne tutsanız, anında efekt o kişiye geçmektedir. Bunlar ergen gençlerin kullandığı basit uygulamalardır. Bize ne fayda var? Aynı teknolojiler ile ameliyat tatbikatı yapıldığını
düşünün. Veya bir eğitim uygulaması ile öğretmen ve öğrenci muhtelif eşyaların açılarını ölçseler, farklı fizik fenomenlerini (mesela farklı kuvvetleri) gösterebilseler. Bir teknisyen veya usta bir binada tamirat yaparken duvarın içindeki tesisatın nerede olduğunu, arızanın neden kaynaklandığını cep telefonunu duvara doğru yönelterek anlayabilse, hoş olmaz mı? Süper olur. Hepsi zaten var. Önümüzdeki 5 – 10 yıl içinde yaygın, sıradan uygulamalar haline gelecekler.
Ses işleme ve algılama ve bununla birlikte doğal dil işleme her geçen gün insan kulağı ve algısına yaklaşmaktadır. Cep telefonlarımızdaki sesli asistanlar giderek gelişmektedir. Ayrıca evlerimize ve ofislerimize koyacağımız akıllı cihazların (Amazon, Google, Apple, gibi) sayısı, çeşidi ve özellikleri her gün artmaktadır. Bundan daha önemlisi toplum olarak, özellikle gençlerimiz bu tür sanal seslerle konuşmaya giderek alışmaktayız. İyi mi, kötü mü, karar sizin… Gerçek görüntünün üzerine dijital ilaveler gelecek. Instagram’daki gibi veya Pokemon Go oyunundaki gibi. Ofiste, mağazada, banka şubesinde, özellikle fabrikada, lojistikte, kamu sektöründe, gerçek görüntüde, mesela kişinin yanında ismi, sosyal medya durumu, farklı bilgiler otomatik gözünüze veya lens olana kadar akıllı cep telefonunuzun ekranına yansıyacak. Sadece dünyayı değil, genişletilmiş ve artırılmış bir dünya göreceksiniz. Gerçek gerçeğin üzerine, bir de dijital gerçek ilave edilecek. Böylece ‘harmanlanmış’ (mixed) veya daha yaygın adıyla artırılmış gerçeklik karşımıza çıkacak. Görüntü işleme, ses algılama, muhakeme ve daha niceleri geliştikçe, elimizdeki mobil cihazlar geliştikçe, hatta kısmen gözlüğe veya kaska veya lense dönüştükçe, yapay zeka ve artırılmış gerçeklik kombinasyonu, çok güçlü bir yardımcıya dönüşecek. Bugünkü internet arama alışkanlığımızı düşünün, mesajlaşma alışkanlığımızı düşünün. Aynı şekilde bu bahsi geçen yeni teknolojilere alıştığımız günler son derece yakındır. Günlük işlerimizin ne kadar verimli olacağını, pek çok rutin işin otomatik çözüleceğini, pek çok zorluğun eğlenceye dönüşeceğini pek yakında şahit olacağız. Gerçeği daha önce hiç böyle görmediniz… *Gelecekhane Kurucusu
BThaber
YAPAY ZEKA
4 - 10 Eylül 2017
DOSYA
13
TÜM SEKTÖRLERIN GÜNDEMINDE YAPAY ZEKA VAR
Büyük veri kavramının gelişimini takiben elde edilen verilerin hızlı bir şekilde değerlendirilerek karar verme süreçlerini otomatikleştirmek açısından yapay zekanın insanoğluna çok şey katması bekleniyor. Uzman ve fütüristlerin de yapay zekanın gelecekte hataya yer bırakmayacak kadar önemli alanlarda yapay zekanın kullanımının kaçınılmaz olduğunu belirttiklerini kaydeden Mastercard Hızlı Büyüyen Avrupa Pazarlarından Sorumlu Kıdemli Başkanı Onur Kurşun, şunları kaydetti: “Öte yandan yapay zeka ile ilgili olarak güvenlik konusunun da öne çıktığını söyleyebiliriz. Nesnelerin interneti ile her gün daha fazla eşya ve makine birine bağlanırken, akan verinin gerçek zamanlı güvenliği de öne çıkıyor. Bu kapsamda Mastercard olarak nesnelerin interneti konusunda güvenlik alanında çalışan NuData Security Inc.’i alarak önemli bir adım attık. Böylece istediği araçla ödeme yapmak isteyen tüketicilerin dijital güvenliğini daha üst seviyeye çıkarmayı amaçlıyoruz. Mastercard Küresel Girişim Risk ve Güvenliğinden Sorumlu Başkanı Ajay Bhalla’nın dediği gibi, bugün ve gelecekte tüm ödemelerin güvenliği Mastercard’ın en büyük önceliği. NuData’nın Mastercard’a katılımı ile küresel bazda tüm işlemleri tek tek korumak için katmanlı güvenlik stratejimizi inşa ediyoruz. Ayrıca, daha önce birlikte yakın bir şekilde çalıştığımız Brighterion Inc.’i satın alarak, yapay zeka konusundaki çalışmalarımızda, tüm işlemleri daha net bir şekilde puanlayabilmemize imkan sağlayacak bir girişime imza atmış olduk. Bu satın alma, bize ayrıca tüketicinin güveni ve güvenliğini daha akıllı bir şekilde gerçekleştirirken, gelecekteki en ileri ödeme sistemlerini geliştirmeyi sağlayacak. Diğer yandan, daha iyi ve hızlı hizmet için insanların alışveriş alışkanlıklarının tespit edilerek, seçenekler denizinde boğulmamaları, tam olarak isteyebileceklerini belirlemek yapay zekanın giderek daha iyi yaptığı bir iş haline geliyor. Örneğin, Mastarcard olarak ilk kez Türkiye’de gerçekleştirdiğimiz ve Getir ile yürüttüğümüz chatbot uygulaması bunun iyi bir örneği. Bu uygulamamız sayesinde tüketiciler, Messenger üzerinden alışveriş yaptıklarında artık herhangi bir
kartla, herhangi bir yerde, herhangi bir bağlanabilir cihazla ödeme imkanına kavuşuyor. Tüketiciler, chatbot kullanarak kolayca ürün seçiyor, sipariş veriyor ve bulunduğu sohbet ara yüzünden hiç ayrılmadan dijital ödeme çözümümüz Masterpass sayesinde güvenli bir şekilde ödeme yapabiliyor. Mastercard, mesajlaşma servislerini düzenli olarak kullanan 1,5 milyardan fazla insan varken, onların halihazırda kullandığı platformlarda ve konumlarda hayatlarını daha da kolaylaştıran alışveriş deneyimi yaratıyor.” Onur Kurşun, bu gelişmelerin, iş dünyasına yansımaları konusundaki görüşlerini ise şöyle açıkladı: “Botlar, konuşma ara yüzlerinin ilk aşaması. Birçoğu bu ara yüzün, aynı mobil dokunmatik ekran gibi, tüketicilerin işletmeler ve markalarla olan etkileşim şeklini toptan değiştireceğini öngörüyor. Mastercard'da biz buna ‘Sohbet Arasında’ diyoruz. Kullanıcılar, isteklerini normal konuşma dilinde belirtiyorlar, program içeriği anlayıp bu talebe cevap veriyor ve önerilerle geliyor. Akıllı telefonlardan ve mobil cihazlardan yapılan satın almalardaki artışa baktığınızda, perakende sektörünün bu alanda neden bu kadar çok fırsat gördüğünü anlayabilirsiniz. Mastercard’ın kendi iş alanından baktığımızda ise; botlar’ın iş ortaklarımıza sunduğu pek çok avantaj bulunuyor. Gerçek zamanlı katılım, karşınızda bir insan varmış gibi hissettiren insan benzeri etkileşim, tek kaynaktan bilgi, halen mesajlaşma ve metin uygulamalarını kullanan tüketicilere yönelik iletişim için doğal bir alan, kişiselleştirilmiş hizmetler ve teklifler, tüketicilerin satın aldığı ürün ile ilgili olabilecek başka ürünleri çapraz satış fırsatı ve güvenli sorunsuz ödeme deneyimi botlar sayesinde sunulan avantajlara örnek verebiliriz. Günümüzde bağlanabilirlik ile ilişkili tüm sektörler bir şekilde yapay zekayı gündemlerinde tutuyorlar. Ancak bu konuda en önemli aşamayı gösteren sektörlerin başında otomotiv geliyor. Özellikle otonom sürüş konusunda tüm otomotiv markalarının girişimleri var ve her geçen gün daha önemli sonuçlar elde ediyorlar. Sağlık sektörü de yapay zeka konusunda çalışmalar yürüten sektörlerden biri. Teşhis, ilaç geliştirme, sağlık verilerinin analizi ile tanı koyma, tedavi planları, sanal hemşire
Mastercard Hızlı Büyüyen Avrupa Pazarlarından Sorumlu Kıdemli Başkanı Onur Kurşun yardımı gibi yapay zeka çalışmaları sağlık sektörünün odağında olan çalışmalar. Finans sektöründe ise bu alanda halen kişisel finans, yatırım danışmanlığı, müşteri hizmetleri gibi çalışmalar dikkat çekiyor. Ödeme sistemlerinde konusunda Mastercard olarak yürüttüğümüz ‘Mastercard Decision Intelligence’ uygulaması bulunuyor. Bu erken uyarı sistemi ile kullanıcılara siber suça karşı en yüksek güvenliği sağlamayı amaçlıyoruz. Öte yandan Facebook, Google gibi büyük veri elde eden ve bu verileri analiz ederek anlamlandıran analitik üzerine yoğunlaşan şirketler de yapay zeka konusunda yoğun çalışmalar sürdürüyorlar. Böylece sadece makine hataları ve üretime yönelik değil, insan davranışlarının önceden tahmin edilmesi ve bu doğrultuda doğru yönlendirilmesi üzerine çalışıyorlar. Şu anda pek çok sektör ve meslek yapay zekaya odaklanıyor. Bu da gelecekte pek çok işin yapay zekalar tarafından yapılacağı yönünde işaretler veriyor. Bu gelişmelerin hayatı olumlu yönde etkilemesi teknolojiye yapılan yatırımın
içeriğine ve tabii ki bilgi birikimine bağlı. Ancak elbette bu durum her meslek için geçerli değil. Mesela, arkeoloji alanı muhtemelen yapay zekanın kullanılamayacağı alanlardan biri olacak.” Yapay zekanın, önümüzdeki dönemlerde tehdit oluşturabileceğine dair görüşlere karşı ise Onur Kurşun, şu bilgileri verdi: “Elbette yapay zeka konusunda olumsuz düşünenler de mevcut. Johnny Depp’in başrolünü oynadığı Transcendence filmindeki radikal gruplar gibi, yapay zekanın insanlığın sonunu getireceğini dile getirenleri de görebiliyor. Bunun için yapay zekanın teknolojik açıdan gelişiminin yanı sıra, sosyal açıdan da tahlil edilmesi gerekiyor. Son dönemde Facebook’un iki yapay zeka programının fişini çekmesine yönelik haberler de aslında sosyal açıdan yapay zekanın iyi tahlil edilmesi gerektiğini gösteriyor. Bu nedenle kontrolsüz bir şekilde yapay zeka üzerine çalışmalar ve deneyler yapmak yerine, iş birliği içerisinde bu çalışmaların yürütülmesi, yapay zekanın toplumsal uygulanabilirliği açısından da önemli. Aksi takdirde Isaac Asimov’un 3 robot yasası da yeterli olmayacak gibi gözüküyor.”
14
DOSYA
YAPAY ZEKA
BThaber 4 - 10 Eylül 2017
SIFIR HATA GERÇEK OLABILIR MI?
Facebook'un kurucusu Mark Zuckerberg ile görüş ayrılığına düşen Tesla Motors CEO'su Elon Musk’ın "Kuzey Kore’den bile daha tehlikeli!" olarak nitelendirdiği yapay zeka konusundaki tartışmalar, önümüzdeki dönemde de sürecek gibi gözüküyor. Ancak tartışmalar devam ederken yapay zeka konusundaki gelişmeler o kadar hızlı oluyor ki, şimdiden Apple Siri ya da Google Now gibi örnekleri hayatımızın bir parçası olmaya başladı. Bosch Türkiye Nesnelerin İnterneti (IoT)& Endüstri 4.0 Koor-dinatörü Mustafa Ayhan’ın verdiği bilgilere göre, yapay zeka teknolojisinin iş dünyasında kullanımının artmasıyla üretimde hata oranları azalacak, üretim hızı artacak ve üretim kusursuza yakın olacak. “Tedarik zincirinin içinde yer alan süreçlerin işlendiği sistemler ve makineler derin öğrenme ile kendi-lerini sürekli geliştirerek sıfır hatanın gerçek olması sağlanacak. Örnek vermek gerekirse; yapay ze-kayla donatılmış olan bir otomobil, insanlardan çok daha hızlı bir şekilde reaksiyon gösterebilmenin yanı sıra daha defansif bir sürüş de gerçekleştirebilir” diyen Mustafa Ayhan, şunları kaydetti: “Bosch’un AI (Yapay zeka) yerleşik bilgisayarı, yayaları veya bisikletçileri algılayabiliyor. AI’ye sahip bir otonom otomobil, gelen aracın bir dönüş yapması gibi karmaşık trafik durumlarını algılayabiliyor ve değerlendirebiliyor, bu bilgileri kendi sürüşünde kullanıyor. Sonuç olarak, yapay zeka ile otomobil-ler sürüşte giderek daha iyi olacak. Her zaman bizi kollayarak ve asla yorucu olmayan bir şekilde trafikteki koruyucularımız olacaklar. Önümüzdeki on yıllık süreçte otonom ve sürücüsüz otomobiller giderek günlük yaşantının bir parçası haline gelecek. Sanayi 4.0, nesnelerin internetinin üretim içerisinde hayat bulması anlamına geliyor. Bugünden anla-şılıyor ki, geleceğin endüstriyel çalışma alanları tamamen ağa bağlı olacak. Önümüzdeki yıllarda üretim endüstrisindeki günlük çalışmalar önemli değişiklikler yaşayacak. İnsanlar ve makineler birbir-leriyle hiç olmadığı kadar yakın bir çalışma içerisinde olacak. Bir kez programlanan makine derin öğrenme sayesinde kendisini sürekli geliştirecek. Bosch’ta Sanayi 4.0 dönüşümünün önemli bir simgesi olan APAS adlı robotumuzu buna örnek ola-rak gösterebilirim. Boyu 1,75 metre olsa da kolay ve dikkatli bir şekilde hareket eden APAS, tek bir hata bile yapmıyor. Fiziksel temasa geçmeden insanlarla birlikte çalışabiliyor. Bir üretim parçasının yüzeyi, ilgili özelliklere uymadığında bunu otomatik olarak algılıyor. Yapay zeka sayesinde makine, öğrenmiş olduğu bilgileri daha sonrasında kalite kontrolleri yaparken uygulayabiliyor ve bunları ba-ğımsız bir şekilde yapabiliyor. APAS üretim asistanı, çalışanları bu monoton görevleri yapmaktan kurtarıyor ve tüm parçalarda tutarlı bir şekilde yüksek bir kalite seviyesi sağlıyor.”
Bosch Türkiye Nesnelerin İnterneti (IoT)& Endüstri 4.0 Koordinatörü Mustafa Ayhan Yapay zeka sayesinde fiziksel ve dijital dünya iç içe geçecek, bu da hemen tüm sektörlerin yapay zeka ile bir şekilde tanışacaklarını gösteriyor. Bugün ağırlıklı olarak teknoloji ve bilişim şirketlerinin yapay zeka yatırımlarına başladıklarını görüyoruz, ancak bu etki alanı ileride sağlıktan inşaata kadar pek çok geleneksel sektörü de içine alacak. Bu gidişatın, şirketlerin yatırımlarını da etkileyeceğini belirten Mustafa Ayhan, “Örneğin; yapay zeka konusundaki gelişmeleri çok önceden sezen ve bu dönüşümün öncüsü olmaya soyunan Bosch, bu yılın başında Yapay Zeka Merkezi’ni kurdu. Biz, sensör teknolojisinde çok güçlü bir şirketiz ancak şu anda sensör teknolojisinin ötesine geçiyoruz ve uzmanlığımızı yapay zeka alanında artırıyoruz. Bu-nu başarabilmek için, önümüzdeki beş yıl boyunca Bosch Yapay Zeka Merkezine 300 milyon avro yatırım yapacağız. Bu merkez, Hindistan, ABD ve Almanya'daki lokasyonlarda yaklaşık 100 kişiyi istihdam edecek. Merkezin şu andaki temel görevi ise otonom sürüş ve ağa bağlı üretimin gelişimini desteklemek. Diğer yandan Bosch, nesnelerin interneti alanındaki yatırımlarına yoğun bir şekilde devam ediyor. Dresden'de bir yonga plakası fabrikası kuruyoruz. Nesnelerin internetinin ve mobilite uygulamalarının sayısının artmasıyla birlikte oluşan talebi karşılamak üzere yeni lokasyonda, 12 inçlik yonga plakalarına dayanan mikroçipler üretmeyi planlıyoruz. Yüksek teknolojili tesisin inşaatının, 2019 yılının sonunda tamamlanmasını hedefliyoruz. Bu fabrika, Bosch’un Nesnelerin interneti konusuna verdiği değeri de gözler önüne seriyor” dedi.
HERŞEY BİR FİKİR İLE BAŞLAR SİSTEMATİK OTVT İLE HAYATA GEÇER. “İŞ YAPIŞ MODELLERİ DEĞİŞİR, YENİ NESİL İŞ SÜREÇLERİ BAŞLAR.” GÜVENLİ
ÖLÇEKLENEBİLİR
AKILLI VE ESNEK
MOBİL UYGULAMA DESTEKLİ
SİSTEMATİK OTVT İLE AKILLI NESNELER
TAMAMEN KABLOSUZ
TAMAMEN DİJİTAL
UZUN PİL ÖMRÜ
Akıllı Otomotiv Lojistik Çözümleri ɑʃ ɑʃ ɑʃ ɑʃ ɑʃ
T ¢ʃ ½ ¢ʃ ¤ ʃª°¢ÇrÁr¤ʃ¢°ªÌ©ʃÇ Áº Ç ȂȅɨȃȀʃ¢©ɱ¤ ¢ʃ rºʃ ª ¢ ʃr¤rª rʃr½r Çrªʃ ½ ¢ÇʃÕ ½ ʃÇ°º¤r©r iÏᤠ½~ ʃr½r~ ªɓʃ r Ç ¢ʃ°¤r½r¢ʃºr½¢ʃ ¤ ʃr¤rª rʃ©r½¢rʃÕ ʃ©° ¤ʃ}rá ª rʃª°¢ÇrÁr¤ʃÇ Áº Ç
°Äʃr¤rª¤r½ ªʃÇ Áº Ç ʃʭʃr½r ʃ½ á ½ÕrÁÜ°ªʃ Ĥ ©¤ ½ r}½ ¢rʃÕ ʃ¤ ©rª rɓʃr ¢ʃÕ ʃ¢rºr¤ ʃr¤rª¤r½ rʃr½r ʃǽrð¢ʃܳª Ç ©
Akıllı Forklift Yönetimi & Optimizasyonu ɑʃ ɑʃ ɑʃ ɑʃ ɑʃ ɑʃ ɑʃ
°½¢¤ Çʃ¤°¢rÁÜ°ªʃʭʃº ½ °½©rªÁʃܳª Ç © ʃɓʃÕ ½ ©¤ ¤ ¢ʃ Ár} ¢ º©rª ªʃ Ϫʃ ª ʃ¢r ʃ¢©ʃÜ°¤ʃÜrºÇ ª ªʃÇ Áº Ç ʃ ¢ º©rª ªʃ °¤ÌʃÕ Ürʃ}°Äʃ°¤r½r¢ʃ ½ ʃr¤rª¤r½ɞár©rª¤r½ʃ ¢ º©rª ªʃ½°ÇrʃÌÜÌ©ʃº ½ °½©rªÁ ¢ º©rª ªʃ rª ʃ}³¤ ¤ ½ ʃ} ¢¤ © ʃÜrºÇ ª ªʃÇ Áº Ç ¢ º©rª ªʃ~©ʃ rÁÁrÁ Ü Ç ª ʃ r½ ¢ Ǥ ½ ª ªʃ¢°ªÇ½°¤Ï ¢ º©rªʃ r½º Ä©rʃ¢°ªÇ½°¤ʃ© ¢rª á©rÁ ʃ ¤ ʃ&N ʃÁϽ ¤ ½ ª ʃ ÁÇ ¢ʃÕ ½ ¤© Á
Akıllı Şantiye, Tersane, Maden, Üretim Alanı Çözümleri ɑʃ ɑʃ ɑʃ ɑʃ
12
Hizmet Verilen Sektör
468000 Online Cihaz
N ½Õ Áʃ°¢Ì¤rɓʃ Ĥ Ç© Ü ʃ ¤ ʃ© ə @ ½ ª~ ɓʃº ½Á°ª ¤ʃÁ ½Õ Á ʃ} ª ʃ© ə N ½Õ Á ʃ¢ ©¤ ½ʃ} ª əʃɤ/r½Çʃ°¢ÌÇ©r rªɕɥ QÌʃrª rʃÁ ½Õ ÁÇ ʃ¢ ©¤ ½ʃÕr½ə N ½Õ Áʃ¤°¢rÁÜ°ªÌʃÇ Áº Ç N ½Õ Áʃª ʃár©rªʃ ¤ ~ ¢ə N ½Õ Áʃ Ïá ½ r ʃ Ä ªrʃ ¢Ç ʃ© ə
4
Gerçek Zamanlı Personel Kontrol Sistemleri ɑʃ ɑʃ ɑʃ ɑʃ ɑʃ
30426
Memnun Müşteri
Nr r rʃ r¤ Ärªʃº ½Á°ª ¤ɓʃ¢r©Ü°ªɓʃ¢ º ɓʃÜÏ¢¤ Ü ~ ɓʃ¢°©rÇÁÌʃ } ʃr½r ʃÕ ʃª Áª ¤ ½ ªʃ¢r}¤°ÁÌáʃÇr¢ } ¤rª¤r½rʃ ½ Äʃ ¢ Äʃ¢Ì½r¤¤r½ ª ªʃÇrª ©¤rª©rÁ /̽r¤ʃ Ä ʃ r½ ¢ Ǥ ½ ªʃrª¤ ¢ʃÇ Áº Ç ɘʃ ¤r½©ʃʭʃ6 Ár¡ʃʭʃJrº°½¤r©r &N ʃÁϽ ¤ ½ ª ʃ ÁÇ ¢
Gerçek Zamanlı Personel & Öğrenci Servis Takibi ɑʃ ɑʃ ɑʃ ɑʃ ɑʃ ɑʃ ɑʃ
M2M Uygulamaları
Data Aktarımı ( TB/Ay )
T̽ª ¢ ʃ°¤©r rªʃ rÇʃ}rÄ ª rɓʃϽ Ç ©ʃr¤rª¤r½ ª rɓʃ º° rɓʃ°ðÁÇ ʃº ½Á°ª ¤¤ ½ ªʃ ½ ¢ʃár©rª¤ ʃÇr¢ } G ½Á°ª ¤ʃ r½ ¢ Ǥ ½ ª ªɓʃ} ¢¤ © ʃÁϽ ¤ ½ ª ªʃ ᤠª© Á Nr r¤r½rʃ ½ Äʃ ¢ Ĥr½ ªʃ¢Ì½r¤¤r½¤rʃܳª Ç ¤© Á ʃ Ǥ ½ʃÜrª ªɓʃÁ ¤ʃ } ʃ ̩̽¤r½ rʃº ½Á°ª ¤¤ ½ ªʃª°¢ÇrÁr¤ʃÜ ½ʃÇ Áº Ç &N ʃÁϽ ¤ ½ ª ʃ ÁÇ ¢
Akıllı Soğuk Zincir Takibi ɑʃ N° Ì¢ʃá ª~ ½ ªʃ³ª ©¤ ʃ°¤ Ì Ìʃr¤rª¤r½ rʃrª¤ ¢ʃ Á ʃÇr¢ } ʃ ɑʃ &Á ʃ Ä ©¤ ½ ªʃÜrÄrª©rÁ ʃ ̩̪̽ rʃ¢½ Ç ¢ʃ ½ ¢ʃár©rª¤ ʃÌÜr½ ¤r½ ɑʃ © Ä ʃܳª ¤ ¢ʃ Á ʃ Ä ©ʃ ½r𢤠½
Ofis Adres: Dudullu Cad. No:23 Brandium Rezidans R4 Blok D:11 Ataşehir / İSTANBUL
Office : (+90) 0216 504 16 65 Mobile : (+90) 0555 488 00 01 Fax : (+90) 0216 510 59 30
www.sistematikotvt.com www.sistematikio.com info@sistematikotvt.com
18
DOSYA
BThaber
YAPAY ZEKA
4 - 10 Eylül 2017
GÜVENLIK OYUNUNUN KURALLARI DEĞIŞECEK Yapay zeka; sesle etkinleştirilen kişisel asistanlardan kendi kendini park eden arabalara, kendiliğinden yapılandırılan konferans salonlarına ve doktorların hastalığı teşhis etmesine yardımcı olan sistemlere kadar birçok şeyi dönüştürüyor. Giderek daha fazla şey birbirine bağlandığında ve yapay zeka daha da fazla erişilebilir hale geldiğinde, dünyamızın daha akıllı ve daha üretken hale geleceğini belirten Citrix Türkiye Ülke Müdürü Altan Cengiztekin, şunları kaydetti: “Diğer yandan şu da bir gerçek;
yapay zeka ile birlikte aynı zamanda daha korunmasız hale de geliyor. Sadece akıllı cihazlar değil, aynı zamanda ses, sıcaklık ve hareket gibi yapay zekayı besleyen verileri toplayan tek amaçlı sensörler gibi bağlantılı cihazların sayısı arttıkça, saldırıya karşı hassasiyetimizi de büyük ölçüde artırıyoruz. Ancak yapay zeka; anormallik tespiti, makine öğrenimi, davranış analizi ve cihazlarımızı güvenli tutmaya yardımcı olan diğer araçlar için yeni nesil teknolojilere güç verecektir.
Yapay zeka, güvenlik oyununun kurallarını değiştirecek. Yapay zekanın etkilemeyeceği neredeyse hiçbir endüstri yok ancak güvenlik endüstrisi bunların başında gelmekte. Yapay zekanın güvenlik endüstrisi için tehdit oluşturan sorunları yönetebilmek için büyük bir rol oynaması gerekiyor. Bizim görüşümüz; yapay zeka güvenlik alanında önümüzdeki dönemde büyük bir role sahip olacak ve sonuç olarak, güvenlik sorununun son derece karmaşık olması ve bir kişinin ya da iyi
Citrix Türkiye Ülke Müdürü Altan Cengiztekin kurulmuş bir güvenlik ekibinin başa çıkabileceğinden çok daha fazlası olması nedeniyle zaten bu şekilde büyük bir role sahip olması gerekiyor. Yapay zekanın sunabileceği şey, güvenlik uzmanlarına eyleme geçirilebilir zeka ve sadece karar vermeleri gereken alanlar sağlamak olacak. Yapay zeka sistemleri çeşitli karar noktaları ve sınır koşulları etrafında kurulduğu için, yapay zeka sisteminin bu sınır koşullarının ne zaman aşıldığını ya da ne zaman planlanmamış bir olay olduğunu anlaması ve insanları bu aşamaya dahil ederek insanların iyi bir karar verebilmesi için onlara ‘eyleme geçirilebilir zeka’ denilen seçeneği sunması gerekiyor. Son yıllardaki çeşitli teknik gelişmeler, hayatımızdaki makinelerin şu ana kadar hayal edebileceğimizden çok daha akıllı hale gelmesini sağlamak için bir noktada birleşiyor. Yapay zeka , zihinsel bilişim, büyük veri ve tahmine dayalı analitiklerin kesişmesiyle, hayatlarımızda akıllı makinelerin etkisinin bulunduğu yeni bir çağ hızla yeni normal haline geliyor. Peki bu teknolojiler hız kazanırken, AI ve akıllı makineler gelecekte bir tehlike seviyesi oluşturacak mı? Yapay zekanın istikrarlı bir şekilde ilerlediği ve toplum üzerindeki etkisinin muhtemelen artacağı konusunda büyük bir görüş birliği var. Uygarlığın sunabileceği her şey insan zekasının bir ürünü olduğu için bunun potansiyel avantajları çok büyük; bu zeka, yapay zeka tarafından sağlanabilecek araçlarla genişletildiği zaman neler sağlayabileceğimizi tahmin edemiyoruz. Yapay zekanın büyük potansiyeli nedeniyle, potansiyel tuzaklardan kaçınırken bunun avantajlarından nasıl yararlanacağımızı araştırmak çok önemli.”
En Akıllı Ağ Cihazları www.Totolink.com.tr
GÖRÜ Ş
BThaber
DDoS saldırılarının ekonomisi büyüyor *Melih Artar Bulut Günümüzde, online erişimi engellemeye yönelik saldırıların (DDoS saldırılarının) genellikle üç tarafı bulunuyor. Muhtemelen bunlardan ikisini biliyorsunuz: Saldırıyı yapan ve hedef olan. Şaşırtıcı olan ise DDoS saldırılarını bir hizmet olarak sunan üçüncü taraf sağlayıcıların sayısının büyüklüğü ve artışıdır. İnternette sundukları bu hizmetin küstahça reklamını yapan bu kişiler, geleceğin saldırganlarına saldırılarını yürütecekleri aracı satıyorlar veya saldırıyı müşterilerinin adına kendileri gerçekleştiriyor ve başarılarını onlara detaylı raporlar halinde sunuyorlar. Artan rekabet ve botnetler gibi kullanıma hazır saldırı kaynaklarının bol bulunması sonucunda ücretleri giderek azalıyor. Sonuç olarak, DDoS oldukça iyi bir alıcı piyasası olan bir sektör haline geliyor. "Strese sokan" veya "vuruş yapan" isimleriyle de anılan saldırı hizmetlerinin türleri ve kurbana yapılacak saldırının toplam maliyetine dair tahminler oldukça çeşitli. Ancak ekonomik model açık ve net: DDoS saldırıları suçu işleyenler için hiç olmadığı kadar ucuz, saldırı hizmeti sağlayanlar için aşırı derecede kârlı
ve hedef için finansal olarak yıkıcı. Düşük ücretler ve saldırı hizmetlerinin herhangi bir şey oluşturmayı veya yapılandırmayı gereksiz kılan anahtar teslim doğası, DDoS saldırılarını ve tehdit unsuru nüfusu “demokratikleştirdi”. Sürümden kazanma oyunu Korkutucudur ki, DDoS saldırıları artık 5 dolar gibi cüzi ücretler karşılığında başlatılabiliyor. “Saldırı hizmeti sağlayıcılar” sürümden kazanma peşinde! Bu da neden her altı saniyede bir, bir DDoS saldırısı yaşandığını açıklıyor. Son zamanlarda ortaya çıkan bir olay, “Titanium Stresser” adında bir hizmet yürütmek ve satmak suçundan hüküm giyen ve hapis cezasına çarptırılan 20 yaşındaki erkek bir İngiliz ile ilgiliydi. Hükümlü bu hizmeti henüz 15 yaşındayken inşa etmiş. O günden bugüne dek, “Stresses” hizmeti dünya çapında 1,7 milyonun üzerinde saldırıda kullanılmış ve ona tam 300 bin dolar kazandırmış! DDoS saldırılarını dünya çapında serbest bırakmanın gün be gün daha kârlı hale gelen fırsatlarından çıkar sağlamak için, giderek daha fazla operatör önemli hesaplama
gücüne sahip, meşru hizmet sağlayıcı altyapılarına benzemeye çalışıyor. DDoS saldırılarını serbest bırakmak için genellikle kendi botnetlerini; internet bağlantılı, kendilerine bulaşan kötücül yazılımla “botlara” veya kasıtsız robotik suç ortaklarına dönüşen bilgisayarlar, makineler ve cihazlardan oluşan geniş ağları çalıştırıyorlar. Bu suçu işlemek isteyenler sağlayıcıların botnetlerini saatlik, günlük veya haftalık olarak kiralayabiliyor veya bazı durumlarda belirli sayıda botu tek seferde satın alabiliyorlar. İşlemlerin mekaniği klasik bir web hizmeti modelini takip ediyor, yani saldırgan ile sağlayıcının asla temasa geçmesi gerekmiyor.
dairelere yapılan saldırılar fiyatı önemli ölçüde artırıyor. (Özellikle, güçlü DDoS koruma araçları kullandıklarını düşündükleri kurumlara yapılacak saldırılar söz konusuysa, sağlayıcılar fiyatlarını katlıyorlar.)
Farklı saldırı çeşitleri, “zengin çeşit”! Saldırıları bir hizmet olarak yürüten sağlayıcılar sundukları farklı saldırı tatlarının farklı seviyelerdeki ücretleriyle “menülerini” cesurca İnternet ortamında paylaşıyorlar. Fiyatlar birkaç etkene göre belirleniyor. Saldırının süresi, hedefin tespit edilen değeri, saldırının gerçekleşeceği ülke ve/veya kullanılan farklı yöntemler fiyatları etkileyebiliyor. Bunun yanında, başka kriterler de geçerli olabiliyor. Örneğin, resmi
Saldırı fiyatları Büyük bir kurum için, bir saldırının hedefi olmanın maliyeti de büyük olabilir. Gerçek zamanlı bilgi hizmeti sağlayıcı Neustar, “2017 Küresel DDoS Saldırıları ve Siber Öngörüler” Araştırma Raporu'nda, bir DDoS saldırısının bir işletmeye 2,5 milyon dolar değerinde gelir kaybı yaşatabileceğini gösteren bir araştırma paylaştı. Araştırmaya katılanların yüzde 43'ünün bir saatte yaşadığı asgari ortalama gelir kaybı ise 250 bin dolar olarak açıklandı. Ve bu, yalnızca gelir üzerinden hesaplanan miktar. Güçlü bir e ticaret veya hizmet dağıtım platformu kurmanın batık masrafını, zararı onarmanın maliyetini veya hizmetten mahrum kalan ya da başka bir şekilde mağdur olan müşterilerle anlaşmanın hukuki bedelini kapsamıyor. Pazar değerini sarsabilecek, uzun vadeli itibar zararını da içermiyor.
Arbor Security Engineering and Response Team (ASERT) tarafından izlenen bir saldırgan, günlük çalışma için 60, haftalık çalışma içinse 400 dolar aldığını itiraf ederken, 500 1000 dolarlık siparişlerde de indirim yapabildiğini söylüyor. Araştırmalar saldırı başına ortalama maliyetin 66 dolar, buna karşılık saldırının kurbana potansiyel maliyetinin dakikada 500 dolar civarında olduğunu belirliyor.
Tüm bunlar, DDoS saldırılarına karşı korunma söz konusu olduğunda, dikkatli yatırım yapmanın önemini vurguluyor. Yerinden ve bulut tabanlı korumayı birleştiren hibrit bir çözüm, DDoS savunmasında sektörün en iyi uygulaması ve yönetimli hizmetler ve sanal çözümler sayesinde şaşırtıcı derecede ekonomik. Saldırganın maliyeti azalır, kurbanın maliyeti hızla yükselirken; bugün DDoS saldırılarının ekonomisi savunanın değil saldırganın lehine çalışıyor. Bu yüzden DDoS saldırıları bitmiyor, hatta daha da artmaları bekleniyor. Ancak her hedef, mutlaka bir kurban olmak zorunda değil. Şimdi harekete geçme zamanı. *Arbor Networks Türkiye Müşteri İlişkileri Yöneticisi.
22
BThaber
BTnet.com.tr Mebitech’ten İSG için kapsamlı yazılım
İş Kanunu ile her işletmede zorunlu hale getirilen İş Sağlığı ve Güvenliği Birimi (İSG), çalışanların sağlık kontrollerinin gerçekleştirilmesi, onlara gerekli eğitimin verilmesi ve işyerinde olası kazaların sıfıra indirgenmesi için yasal olarak kabul edildi. İş Kanunu ile zorunlu olan İSG biriminde, evrakların takibi, faaliyetlerin doğru ve etkin yönetilmesi şirketler için büyük önem taşıyor. Mebitech de geliştirdiği İSG yazılımıyla tüm işletmelerde verimli sonuçların elde edilmesini sağlıyor. Mebitech’in işletmelere sunduğu İş Sağlığı ve Güvenliği Yazılımı; firmaların ve firmalara bağlı olan işyerlerinin tüm verilerini, anlık olarak raporlayarak istatistiklere anında ulaşabilme imkanı veriyor. Her şirket ve kurumun İş Sağlığı ve Güvenliği Birimi’nin bünyesinde bulunması gereken Mebitech’in İSG yazılımı, birçok kolaylığı da beraberinde getiriyor. İş Sağlığı ve Güvenliği profesyonellerinin kayıt altına alınması, İSG Katip sözleşmelerinin elektronik ortamda tutulması ve takibi, alt yüklenici ve şirket personel bilgilerinin elektronik ortamda erişimi, kurul planlaması, iş sağlığı kapsamında verilen muayene ve diğer sağlık kayıtlarının elektronik ortamda tutulması ve veriye erişiminin denetlemelerde kolaylaştırılması, iş güvenliği planlama, iş güvenliği makine ve ekipmanlarının, periyodik kontrollerin ve iş izinlerinin elektronik ortamda kayıt altına alınması, acil durum planlarının oluşturulması ve takibi, kişisel koruyucu donanımların zimmet ve takibi, iş kazası ve düzenleyici önleyici faaliyetleri, çevre ve atıklar ile ilgili tüm süreçlerin elektronik ortama aktarılması, takibi ve tüm bu süreçlerin kolay erişilebilir, raporlanabilir hale getirilmesi gibi özellikler de bu yazılımla geliyor.
Evde kontrol Aurora’da
Zyxel, iç mekan kullanımına özel, renkli gece görüş özellikli, uzaktan izleme ve çift yönlü ses desteği sunan ev güvenlik kamerası Aurora’yı pazara sundu. Full HD ve tam renkli gece görüş özelliği, uzaktan canlı izleme ve gerçek zamanlı mobil uyarı özellikleri ile Aurora kamera 1080p Full HD net videonun yanında çift yönlü ses özelliğine de sahip. Aurora kamera, yüksek çözünürlükte kayıt yapmayı sağlayan 16GB depolama alanını sunuyor. Üçgen şekli ve kutusundan çıkan ücretsiz aksesuarları sayesinde Aurora, tavan ve duvarlara monte edilebilme dahil, düz yüzeylerde konuşlandırma, metal yüzeylere yapıştırma veya tripoda takılı olarak çok yönlü yerleştirme seçenekleriyle evlerin her köşesi için kapsama alanı sağlıyor. Aurora mobil uygulamasıyla kullanıcılar üç adımda kamerayı yönetebiliyor; videoları izleyip kaydedebiliyor, hassas alan izleme için bölge algılama veya olay tetikleyici kayıt oluşturabiliyor, herhangi bir olay tespit edildiğinde mobil cihaza anlık bildirimler alabiliyor. Aurora, kullanıcılarına genele açık bulut ile genişletilebilen, ölçeklenebilir depolama çözümü, masaüstü yönetim opsiyonları, akıllı video analizi ve tek ekranda çoklu kamera izleme olanakları sunan Synology NVR ve onun Surveillance Station çözümüyle de uyumlu.
4 - 10 Eylül 2017
Akıllı eve tek noktadan kontrol
Panasonic teknolojisini evlere taşıyan Thea IQ dokunmatik panel, akıllı evlerin bireysel bilgi ve kontrol merkezi olarak, aydınlatmadan, perde ve panjurları açıp kapatmaya, iklimlendirme ayarlarından alarm ve güvenliğe, görüntülü konuşmadan site yönetim hizmetlerine ve hatta trafik durumuna kadar birçok konuyu tek noktadan kontrol imkanı sağlıyor. Sistem dahilindeki tüm fonksiyonlar yüksek çözünürlüklü dokunmatik panel üzerinden durum bilgileri ile görülerek, her noktaya müdahale imkanı sağlıyor. Tercihen oluşturulabilecek giriş-çıkış
senaryosu gibi senaryolar sayesinde eve gelindiğinde ya da çıkıldığında evi nasıl bulmak isteniyorsa, tek tuşla bütün fonksiyonlar istenilen konumları alabiliyor. Dokunmatik panele entegre interkom sistemi ile kullanıcılar misafirlerini görüntülü olarak karşılayarak, tüm işlemlerini tek bir panel üzerinden yapabiliyor. Thea IQ dokunmatik panel ile duman dedektörü, gaz kaçağı, su baskını, manyetik kapı dedektörü gibi ürünleri sisteme ekleyerek aidatsız ve süresiz güvenlik sistemine sahip olmak da mümkün. Böylece bir alarm durumunda ekran siren çalmaya başlıyor, site güvenliği varsa durum güvenliğe iletiliyor, bu durum cep telefonu veya tabletle bildirim olarak paylaşılıyor, elektrik, gaz ve su da
otomatik olarak kesilebiliyor. Panasonic Thea IQ dokunmatik panel, aynı network dahilindeki IP kameraların görüntülerini canlı olarak izlemeyi sağlıyor ve kamera görüntüleri, cep telefonu ya da tablette de görüntülenebiliyor. Kullanıcılar evden çıkmadan önce Yandex Trafik Ajansı’nın sunduğu trafik yoğunluk bilgisine tek dokunuşla erişebiliyor. Ayrıca site veya ilgili bina yönetiminden Thea IQ dokunmatik panel ekranlarına yazılı mesaj gönderilebiliyor ya da ekran kullanılarak site yönetimine yazılı mesaj iletilebiliyor. Tüm dairelere aidat bilgisi, bakım duyuruları veya genel bilgilendirme, daireye özel mesaj paylaşımı gibi genel mesaj gönderimi de mümkün oluyor. Panasonic Thea IQ dokunmatik panelde, KNX platformunun avantajları sayesinde 300’den fazla üreticinin ürettiği binlerce ürün çeşitliliğine ek olarak, Panasonic bulut sistemini de kullanabilmek mümkün.
AWS’nin yeni güvenlik çözümü Amazon Macie Amazon Web Services’in (AWS), yeni güvenlik servisi Amazon Macie, machine learning’i kullanarak müşterilerin veri kaybını önlemek adına AWS üzerindeki hassas verileri otomatik olarak tespit ediyor, sınıflandırıyor ve koruma altına alıyor. Amazon Macie, fikri mülkiyet veya kişisel bilgiler içeren verileri tespit ederken, müşterilere de kontrol panelleri ve uyarılar yardımıyla bu verilere nasıl erişildiğini veya bu verilerin
nasıl aktarıldığını gösteriyor. Merkezden yönetilen bu servis, veri erişimini sürekli olarak izliyor ve anomalileri kontrol ediyor. İzinsiz erişim riski veya yanlışlıkla oluşan veri akışları tespit edildiğinde de detaylı uyarılar veriliyor. Amazon Simple Storage Service (Amazon S3) üzerinde kayıtlı bilgileri koruyabilen Amazon Macie, yıl sonundan önce diğer AWS veri tabanlarındaki verileri de destekleyecek. Amazon Web Services, ayrıca AWS Glue’yu da kullanıma
aldı. Merkezden yönetilen bu veri çıkarım, transformasyon ve yükleme amaçlı servisle müşteriler verilerini hazırlayıp, Amazon Simple Storage Service (Amazon S3), Amazon Redshift, Amazon Relational Database Service’e (Amazon RDS) veya Amazon Elastic Compute Cloud (Amazon EC2) üzerinden çalışan veri tabanlarına sorgulama ve analiz amacıyla yükleyebiliyorlar. Veri; AWS Glue ile birkaç dakika içinde analize hazır hale geliyor.
Ege Profil, Ar-Ge merkezini hayata geçirdi Küresel PVC profil üreticisi Deceuninck Grubu’nun desteğiyle dünya standartlarında üretim yapan Ege Profil, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından tescil edilen Ar-Ge Merkezi ile sektörde yenilikçi çalışmalara
imza atmayı hedefliyor. Ar-Ge Merkezi, Egepen Deceuninck’in 200 milyon TL’lik yatırımla kurduğu yeni fabrikası içinde faaliyet gösterecek. İzmir Menemen Plastik İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’ndeki yeni fabrika içerisinde kurulan
Ar-Ge Merkezi hakkında bilgi veren Ege Profil Genel Müdürü ve Deceuninck İcra Kurulu Üyesi Ergün Çiçekçi, “Ar-Ge merkezimiz ile PVC sektöründe Türkiye ve dünya pazarını belirleyen trendler oluşturmayı hedefliyoruz” dedi.
24 KARİYER CBKSoft’ta yeni dönem Elektronik belge yönetim sistemi şirketi CBKSoft’ta Ayberk Yurtsever, Ağustos 2017 itibariyle Kurumsal İletişim Müdürü olarak atandı. 2001 yılında Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden mezun olan Yurtsever, Hürriyet Dergi Grubu’nda iki yıl gazetecilik yaptıktan sonra, farklı kurum ve şirketlerde yönetici olarak çalıştı. Türk Kızılayı, UNICEF Türkiye, Netcad ve Dece Yazılım’ın iletişim bölümlerinde çeşitli görevler üstlenen Yurtsever, CBKSoft’un 20 ülke, 80 şehir ve 100 binden fazla son kullanıcı tarafından tercih edilen doküman ve süreç yönetim sistemi ‘enVision’ programının Türkiye, Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki iletişim, tanıtım ve dijital pazarlama stratejilerinden sorumlu olacak. Yurtsever, halen Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Sosyal Antropoloji Bölümü’nde yüksek lisans eğitimine devam ediyor.
Nielsen Türkiye’nin yeni Genel Müdürü Didem Şekerel Erdoğan
BThaber 4 - 10 Eylül 2017
Türkiye’deki başarı şimdi de Güney Amerika’da
Geliştirdiği yüzde 100 uzaktan çalışma modeli ile küresel bazda kalifiye işgücünü doğru şirketlerle buluşturan Crossover’ın Brezilya’nın başkenti Sao Paolo’da düzenlediği işe alım turnuvasında başarılı olan 29 kişi, yıllık yaklaşık 100 bin dolarlık işe yerleştirildi. Crossover Türkiye Genel Müdürü Sinan Ata, Türkiye ve Brezilya işgücü arasındaki benzerliklere işaret ederek, “Javascript teknolojilerinde deneyimi olan 29 kıdemli donanım uzmanının yıllık yaklaşık 100 bin dolar maaşla
işe yerleştirilmelerini sağladık. Organizasyon o kadar ilgi gördü ki, önümüzdeki günlerde bu sefer Rio’da işe alım turnuvası yapılmasına karar verildi, organizasyonu da Türkiye ekibi olarak yine biz üstlendik” bilgisini verdi. Türkiye’de de yeni bir turnuva planlanıyor Düzenlenen işe alım turnuvasının 800 başvuru aldığı bilgisini veren Ata, “Bu başvurular içerisinden 52 kişi finale kaldı. Bunlar arasından da 11 Chief Architect ($100K/ Yıl) ve 18 Software Architect
($60K/Yıl) çıktı. Bu Brezilya ekonomisine bir günde yıllık 2 milyon dolar üzerinde istihdam götürmek demek” dedi. Crossover modeline göre; pozisyona en uygun adaylar, bulundukları ülkede yaşamlarını sürdürürken, farklı ülkelerde çalışma imkanı buluyor. Crossover üyeliği olan şirketler de uzaktan çalışmaya uygun pozisyonlar için dünyanın herhangi bir yerindeki çalışanı istihdam edebiliyor. Türkiye ekibi olarak; aralarında Polonya, Rusya, Mısır, Pakistan gibi ülkelerin olduğu birçok ülkede işe alım turnuvaları düzenlediklerini, geçtiğimiz aylarda Ukrayna, Mısır, Pakistan operasyonlarının da Türkiye’ye bağlandığını hatırlatan Ata, “Ülkemizde ciddi bir kalifiye işgücü var ve bu profesyonellerin istedikleri yerden çalışmalarını sağlıyoruz” dedi. Türkiye’de iki işe alım turnuvası gerçekleştirdiklerini belirten Ata, önümüzdeki aylarda yeni bir turnuvanın planlandığını da açıkladı.
Big Bang için geri sayım başladı Nielsen Türkiye’de geçen yıldan bu yana Genel Müdür Yardımcılığı görevini yürüten Didem Şekerel Erdoğan, şirketin yeni Türkiye Genel Müdürü olarak atandı. FMCG sektörünün önde gelen uluslararası bir firmasında görev aldıktan sonra, 2013 yılında Nielsen’de göreve başlayan Erdoğan, uluslararası alanda görevler üstlendi. Şekerel Erdoğan, ayrıca gerek stratejik pazarlama gerekse Türkiye’de operasyonel pazarlama alanında, özellikle satış ve ticari pazarlama konularında 15 yıllık bilgi ve deneyime sahip. Didem Şekerel Erdoğan, 3 yıl boyunca satış etkinliği danışmanlığı (analitik danışmanlık, gelir yönetimi, satış aktivasyonu, alan ve çeşit yönetimi, alışverişçi davranışları) ve tüketici içgörü müşteri hizmetleri ekiplerini yönetti. 2016 itibarıyla Genel Müdür Yardımcısı olarak, bu sorumluluklarının yanı sıra, perakende ölçüm hizmetleri liderliğini de görevleri arasına ekleyen Didem Şekerel Erdoğan, Nielsen çözümlerinin dijitalleştirilmesi ve teknolojiye entegre edilmesinde de öncü rol oynadı. Didem Şekerel Erdoğan, Nielsen Türkiye Genel Müdürü olarak perakende ölçüm hizmetleri ile satış etkinliğinin yanı sıra analitik ve içgörü danışmanlık ekiplerini de kapsayan tüm müşteri ve danışmanlık ekiplerinin liderliğini yürütecek.
Küresel bazda en iyi 20 kuluçka merkezi arasında yer alan İTÜ Çekirdek, son 5 yılda 722 projeye ve bin 613 girişimciye 20 milyon TL’lik yatırım desteğinde bulundu. İTÜ Çekirdek’in her dönem sonu gerçekleştirdiği Big Bang yarışmasında da geçen
yıl 5 milyon TL’nin üzerinde ödül dağıtıldı. Böylece Big Bang, dünyanın girişimcilere en fazla kaynak sağlayan ilk üç girişimcilik yarışması arasında yerini aldı. İTÜ Çekirdek süreci ve Big Bang ile birlikte işlerini büyütme fırsatı bulan girişimciler
başarı hikayelerine de imza atıyor. Buna göre, İTÜ Çekirdek’te şirketleşme aşamasını tamamlayan 175 firma toplam yaklaşık 20 milyon TL’ye varan ciro elde etti. 175 firmanın toplam değerlemesi 400 milyon TL olurken, bu firmalar 450’den fazla kişiye de istihdam sağladı. İTÜ Çekirdek, bu yıl Kasım ayında gerçekleştirilecek Big Bang 2017’de girişimcilere aktarılacak ödülün artırılması için yatırımcılara da çağrıda bulunuyor. Bu kapsamda melek yatırımcılar, melek yatırım ağları ve risk sermayesi şirketlerini, en az 50 bin TL yatırım yapmaya ve jüri üyeleri arasına katılmaya davet ediyor. Çağrıya cevap verecek yatırımcılarla birlikte girişimcilere 5 milyon TL’nin üzerinde ödülün aktarılması hedefleniyor.
BThaber
KARİYER
4 - 10 Eylül 2017
Üniversiteliler, BT için Çin yolunda yeni döneminde dahil olan üniversite temsilcileri ve öğrencilerinin katılımıyla gerçekleşen açılış toplantısı ile duyuruldu.
Huawei’nin üniversite öğrencilerine Çin’de eğitim imkanı tanıyan küresel sosyal sorumluluk projelerinden Geleceğin Tohumları’nda 2017 yılı Türkiye seçmeleri tamamlandı. Proje kapsamında Türkiye’nin önde gelen yedi üniversitesinden seçilen 10 öğrenci 11-23 Eylül arasında Çin’in Pekin ve Shenzhen şehirlerinde Huawei tarafından ağırlanarak, çeşitli bilişim eğitimlerine katılacak, Çin kültürü hakkında bilgi edinecek. Boğaziçi Üniversitesi, Ege Üniversitesi, Ortadoğu Teknik Üniversitesi, İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Altınbaş Üniversitesi ve Koç Üniversitesi’nden seçilen öğrenciler Huawei’nin Çin’deki genel merkezini ziyaret edecek. Projenin yeni dönemi Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Muammer Yıldız, Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Yu Hongyang, Huawei Türkiye Genel Müdürü Li Shen, projenin
İki ülke arasında teknolojik işbirliği gelişecek Etkinlikte konuşan Huawei Türkiye Genel Müdürü Li Shen, “Bu proje, bilişim alanında teknoloji eğitimleri ile sektörün ihtiyacı olan nitelikler arasındaki boşluğu doldurmak üzere geliştirdiğimiz küresel bir sosyal sorumluluk projesi. Proje, üniversite öğrencilerinin geleceğin dijital dünyasında daha rekabetçi olabilmelerini ve aldıkları eğitimleri profesyonel iş hayatlarında daha verimli bir şekilde kullanabilmelerini amaçlıyor. Ülkemizin yeteneklerini yetiştirmeyi, deneyimlerimizi aktarmayı ve öğrencilerimizi teşvik etmeyi amaçlıyoruz. Sosyal sorumluluk vizyonumuz kapsamında, tüm projelerimizde uzun vadeli ekonomik, sosyal ve çevresel kalkınmayı desteklemeyi taahhüt ediyoruz” bilgisini verdi. Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Hu Yongyang da “Bu sosyal sorumluluk projesi Türk gençlerine yeteneklerini göstermek için imkan sağlamıştır.
25
İletişimi uzmanlarından dinleyin
Çin hükümeti, yurtdışında faaliyet gösteren Çinli firmaların Huawei gibi kurumsal sosyal sorumluluk projelerini hayata geçirmesini desteklemekte. 15 senedir Türkiye’de faaliyet gösteren Huawei’nin bu projesi kapsamında Çin’e giden öğrencilerimiz, döndüklerinde iki ülke arasında teknolojik işbirliğine katkı sağlayacak” dedi. Hedef, ortaokul seviyesinde de çalışma yapmak Etkinlikte söz alan MEB Müsteşar Yardımcısı Muammer Yıldız, “Çocuklarımızın BT anlamında yapacakları tercihleri yönlendirme anlamında gerçekleşen bu çalışmaları, ortaokul seviyesinde hayata geçirerek ileri seviyelere taşımak istiyoruz. Bunun için Çin’den dönen öğrencilerin yaşayacakları deneyimleri paylaşmaları, bu projeyi hayata geçirmemiz için çok faydalı olacak” bilgisini verdi. Öte yandan, açılış toplantısında Bezmialem Üniversitesi ile gerçekleştirilen, Geleceğin Tohumları Projesi’nin uzantısı olan bir çalışmanın da duyurusu gerçekleştirildi. Bu yıl ilk defa gerçekleşecek olan proje ile Huawei, Bezmialem Üniversitesi’nin tıp, diş hekimliği, eczacılık, hastane yöneticiliği gibi sağlık alanında eğitim gören öğrencileri, teknoloji ile sağlık alanındaki çalışmaları Çin’de gözlemleme imkanına sahip olacaklar.
Altınbaş Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü bünyesinde yer alan Stratejik Pazarlama ve Marka Yönetimi yüksek lisans programında "İletişim Oyunları" dersi verilecek. Ders kapsamında her ay bir ünlü öğrencilerle buluşacak. Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. A. Ercan Gegez, dersle ilgili şu bilgileri verdi: "Programa özgü bir sınıf tasarladık. Nöro pazarlama dersimiz, fotoğraflarla pazarlama analizi dersimiz var. Bu derste hem fotoğrafçılığı öğretiyor hem öğrencilerin çektikleri fotoğraflardan pazarlama analizleri yaptırıyoruz. Stratejik marka yönetimi ve rekabet analizi gibi pek çok dersi veriyoruz. Ünlü, alanı ile ilgili iş dünyasının temsilcileriyle bu dersi vereceğiz. Bir önemli eğitim başlığımız da Game Kudra İletişim Oyunları dersimiz. Game Kudra ile bu konuda işbirliği anlaşması yaptık." Game Kudra İletişim Topluluğu'nun kurucusu Esra Baykal Güçlü, birçok farklı alanda iletişim danışmanlığı hizmeti verdiklerini belirtti ve "24 haftalık bir programımız var. Her hafta bir programı işleyeceğiz. İlk hafta stratejik planlamadan bahsedeceğiz ama stratejik planlamanın hangi alanlarda, ne kadar farklı noktalarda, gençlere nasıl bir yol açtığını hayatlarında nasıl faydalı olduğunu, farklı disiplinler içinde anlatacağız. Her ayın sonunda mutlaka bir ünlümüz veya ilgili sektörde değerli bir isme yer vereceğiz" bilgisini verdi.
Denizcilikte iş fırsatları, eğitimle destekleniyor Doğu Marmara Kalkınma Ajansı (MARKA) tarafından desteklenen, Kocaeli Sanayi Odası (KOSANO) ve Türkiye Liman İşletmecileri Derneği (TÜRKLİM) işbirliği ile hazırlanan, Türkiye de bir ilk olan proje kapsamında liman sektöründe kalifiye eleman açığının kapatılması hedefleniyor. Liman işletmelerinde halen çalışanlar kadar, limancılık sektöründe yer almak isteyen gençlerin de ihtiyacına katkı sağlaması hedeflenen projenin toplam yatırımı 2,5 milyon TL. Ekim ayı başında projenin sona ermesi
ile birlikte eğitime başlanacak. Eğitimi tamamlayarak, yapılacak teorik ve performans sınavlarında da başarılı olanlar ise Mesleki Yeterlilik Sertifikaları’na sahip olarak, nitelikli işgücü olarak sektöre katılacaklar. Yetkin istihdam fırsatı Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, “Liman İşletmelerinde Nitelikli İşgücü ile İş Verimliliği ve Etkinliği Modelimizle Türkiye’de Öncü Oluyoruz” projesiyle kurulan ‘Kariyer Port Mükemmeliyet Merkezi’ni yerinde inceledi.
Proje kapsamında, liman işletmeciliğine yönelik simülatör eğitimlerinin verileceği merkeze yatırım yapan TÜRKLİM Yönetim Kurulu Başkanı
Mustafa Kenan Selçuk, şu bilgileri paylaştı: “Bu proje limancılık sektörü için ayrı bir öneme sahip. Türkiye’nin özellikle deniz
ticaretindeki stratejik konumu liman sektörünü de etkiliyor. Hem ülkemiz hem gençlerimiz adına nitelikli işgücü oluşması için attığımız bu adımda liman sektörüne de yatırım yapıyoruz. Kariyer Port Mükemmeliyet Merkezi ile ihtiyaç duyulan kalifiyeli istihdamı karşılamak amacıyla sadece mevcut çalışanlara değil, bu alanda çalışmak isteyen kişilere de eğitimler düzenlenecek. Simülasyon eğitimlerini gerçekleştirmek için yapmış olduğumuz makine ve teçhizat yardımlarıyla TÜRKLİM’in de bu projede var olması çok önemli.
BThaber
ETKİNLİK TAKV!M! E T K İ N L İ K L E R
14 Eylül 2017
Y U R T İ Ç İ
14 Eylül 2017
26 Eylül 2017
TIBCO Digital Insight Türkiye Wyndham Hotel Grand Levent, İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.tinyurl.com/infolitik
BTvizyon Adana Toplantısı Adana AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
19 Ekim 2017
7 - 8 Kasım 2017
3.e-BEYAS 2017 Kurumsal Dinamikler Çerçevesinde Bilgi Sistemleri ve Bilişim Yönetimi: Beklentiler ve Yeni Yaklaşımlar Sempozyumu Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.ebeyas.org
1 - 6 Eylül 2017
BTvizyon Ankara Toplantısı Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
BTvizyon Erzurum Toplantısı Erzurum AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
5 Ekim 2017 360 Analitik Vizyon Semineri 2017 İstanbul Kozyatağı Hilton AYRINTILI BİLGİ: www.aims.com.tr
12 Aralık 2017
Bilişim Zirvesi 2017 istanbul Kongre Merkezi / İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
E T K İ N L İ K L E R
5 Ekim 2017
BTvizyon Girne Toplantısı Kıbrıs AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
Y U R T D I Ş I
10 Ekim 2017
IFA Berlin, Almanya AYRINTILI BİLGİ: www. b2b.ifa-berlin.com/en/
Dell Technologies Event New York, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.dellemc.com
Hazırlayan: Ali Arsu Baba/ Bilişimde Mutlak kod üreten birleştirici
Özel bölme/ Ücretsiz kullanılabilen Deneme (..)
Kati/ Bir Telekomini kasyon kurumu kısaca
Yakıt(ing)/ Lorentiyum' un simgesi
(..)-3 44.736.0 bps hızındaki leased-line bağlantısı
Bir mevsim
Bir hayvan/ Yazım
En elverişli
3 Boyutlu görüntüleri taşıyabilecek şekilde Web sayfası dili
(..)Yazılım kullanımı karşılığında bedel ödenmeyen yazılım/ (..)Name
Nh kökünü ifade eden ön ek/ Kaba kumaş
Bir sayı
Open University kısaca/ Görevi olan işi aksatmak
Yabani hayvan avlama
Anlamak fiili 3.cü tekil şahsı Bor simgesi
(..)-1 11.544.0 bps hızında leased-line bağlantısı
(..) Pazarlama Kullanıcının pazarlama mesajını kendi istekleriyle başka kullanıcılara aktarması
(..SAYFA) Bir web sitesinin başlangıç sayfasına verilen isim
Advanced Network Management kısaca
Kırmızı
Bulmacanın sonuçlarına facebook.com/BThaber sayfamızdan ulaşabilirsiniz.
Fırtına dinmiyor Son günlerin en çok
çok şeyler yazıldı, söylendi.
Wall Street Journal'da iki
Apple, IBM ilk PC'yi
konuşulan konularından
Windows 95'in
tam sayfa halinde verdiği
piyasaya sürdüğünde de
biri olan Windows 9 5 ,
özelliklerinin yanı sıra
ilandı. İki tam sayfada
benzer bir ilan vererek,
bilgisayar teknolojisinde bir
tanıtım kampanyası da
sadece "c:\ongrtlns.W95"
IBM'e hoşgeldin demişti. O
devrim olarak sunulurken,
konuşuldu.
ifadesi ve altında elma
zamandan bugüne önemli
amblemi vardı. İngilizce
yol kateden PC'nin,
diğer bir kesim tarafından
Kimi, Windows 95'in
da yeni olarak sunulan
beklediklerinden daha iyi
"congratulations (kutlarım)"
Windows 95 ile hızını daha
özelliklerinin, bazı işletim
olduğunu savunurken, kimi
kelimesini 8 harfe indiren
da artıracağı yorumu
sistemlerinde zaten var
de abartıldığı kadar
Apple, rakibini kutlarken
yapılıyor.
olduğunu öne sürülerek,
olmadığını söyledi.
aynı zamanda da Windows
"sabun köpüğü" olarak
Windows 95'in tanıtımı
95'in hâlâ karakter tabanlı
kendinden oldukça emin.
tanımlanıyor.
sırasında, IBM ve Apple da
DOS sistemini aşamadığını,
Microsoft Türkiye yetkilileri,
boş durmadı.
yenilik getirmediğini, dosya
bu yıl sonunda 25 bin, 96
Aylardır süren büyük bir
Öte yandan Microsoft
isimlerinin 8 harfle sınırlı
yılında da 100 bin adet
Ağustos günü, 40'ın
ilanlarda Windows 95'in hiç
kaldığını ve kendini
Windows 95 satmayı
üzerinde ülkede dev
de teknolojik bir ilk
taklitten öteye gidemediğini
hedeflediklerini söylüyor.
partiler eşliğinde
olmadığını vurguladı. Bu
vurguluyordu. Bir zamanlar
Bu arada ürünün Türkiye
kullanıcılara sunulan
ilanlardan en ilgi çekicisi
dünyadaki tek kişisel
ile yurtdışı satış fiyatları
Windows 95'in ardından
ise Apple'ın dünyaca ünlü
bilgisayar üreticisi olan
reklam kampanyasıyla, 24
Bu iki kuruluş verdikleri
farklılık gösteriyor. Yurtdışında 99 dolar olan yükseltme fiyatı, Türkiye'de 120 dolar. (Ayrıntılı haber sayfa 8'de)
Emniyet'in bilgi işlem portresi U z u n süredir b a s ı n a b i r a ç ı k l a m a y a p m a y a n E m n i y e t G e n e l Müdürlü ğ ü Bilgi i ş l e m D a i r e B a ş k a n l ı ğ ı yetkilileriyle, yürütülen p r o j e l e r v e h e d e f leri k o n u s u n d a görüştük. D a i r e B a ş k a n l ı ğ ı ' n ı n 1 9 9 5 yılı b ü t ç e s i 112 mil yar lira. 1 9 8 3 yılında kurulan E m n i y e t G e n e l Müdürlüğü Bilgi i ş l e m D a ire Başkanlığı, 1 9 9 0 ' d a Polis Bilgisayar Ağı Projesi'ni u y g u l a m a y a k o y d u . E m n i y e t G e n e l Müdürlüğü B l M ' i n ü z e r i n d e çalıştığı Parmakizi, Coğrafi Bilgi B a n k a s ı , D N A O l a y Y e r i Bilgi B a n k a s ı v e polis o t o l a r ı n a m o b i l ter m i n a l l e r kurulması projeleri var.
(Ayrıntılı haber sayfa 7'de)
BT pazarı ilk
E C
6 ayda 370 milyon dolar oldu
zi'nin 1 9 9 5 B T pazarına ilişkin ü ç ay lık raporların ikincisi çıktı. Araştırma
Havaş'ta OT/VT teknolojisiyle Uluslararası yabancı
havayolları
uçakların
trafiğine
ulaşım v e
yer
açık
T ü r k i y e ' d e t o p l a m B T pazarının b ü terpro P a z a r Araştırma M e r k e z i ' n i n
t a h m i n l e r i n e g ö r e , 1 9 9 5 yılı s o n u n d a
havalimanlarında
hizmetlerini
r a p o r u n a g ö r e , 1 9 9 5 ' i n ilk 6 ayında
yüklüğü 3 7 0 m i l y o n d o l a r oldu. In
check-in uygulaması sağlayan
yerli
Havas,
ve bilgi
toplam
pazarın
büyüklüğü
960.9
m i l y o n d o l a r o l a c a k . 6 aylık r a p o r d a
bölgesinde
ortaya ç ı k a n s o n u ç l a r d a n biri de, ar
başlattığı pilot uy g u l a ma ile u ç a k , y o l c u ve y a n ı n d a k i bagajların geliş ve
tık B T p a z a r ı n ı n lokomotifi o l a n PC
gidişinin takibi ( c h e c k - i n ) işlemlerini, O T / V T teknolojileri ile hatasız v e
gelirlerinin, 1 9 9 5 yılında da b u ö z e l
güvenli bir ş e k i l d e o t o m a t i k o l a ra k yapıyor.
liğini p e k i ş t i r e c e ğ i .
teknolojisinin
ileri
bir
uygulamasına
adım
N Ö
A T L I F Y A 2 2 H U B
I n t e r p r o P a z a r Araştırma M e r k e -
attı.
istanbul
(Ayrıntılı haber sayfa 2'de)
(Ayrıntılı haber sayfa 3 'de)
Bu sayının tüm sayfalarına www.bthaber.com.tr'den ulaşabilirsiniz.
28
BThaber
MEKTUP
Yeni haftadan merhaba, Bu haftaki mektubuma önemli bir bilgi ile başlamak boynumun borcudur. Zira bu devrin en büyük problemlerinden olan gıda atığı konusuna sürdürülebilir ve tekrarlanabilir bir iş modeli ile çözümü getiren, Birleşmiş Milletler küresel hedeflerinden “Açlığa Son” ve “İklim Eylemi” esaslarını benimseyen FazlaGıda, web tabanlı platform üzerinde gıda atığı üreten her ölçekte kurum ile gıdayı ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak için çalışan organizasyonları buluşturuyor. Böylece Fazla Gıda; kurumsal ve profesyonel paket iş ortakları için sosyal etkiyi anahtar teslim proje haline getiriyor. Platformda biriken veriyi de atığı kaynağında önleyecek akıllı çözümler üretmek için analiz eden FazlaGıda, kurumsal iş ortaklarına gerçek veriye dayalı kurumsal maliyetler üzerinde ölçülebilir pozitif etkiye sahip danışmanlık hizmetleri sunuyor. FazlaGıda, önce Türkiye’de, ardından dünyada gıda atığı ile mücadeleyi sistematik hale getirerek; gıda kaybı, açlık ve iklim değişimi sorunlarına ölçülebilir pozitif katkı sağlama amacıyla hizmetlerini ve platformunu her gün geliştiriyor. Misal, Türkiye’nin önde gelen perakende firmaları ile işbirliği yapan FazlaGıda, üretici, distribütör, toptancı, çiftçi demeden gıda tedarik zincirinin her aşamasında gıda atığı üreten her ölçekte işletmenin ücretsiz olarak kullanabileceği yeni hizmet paketini tanıttı. Kurumlar ve ihtiyaç sahipleri arasında dijital köprü olan FazlaGıda, kurumların yaptıkları bağışlar üzerinden vergi muafiyeti edinimlerini mümkün kılıyor. Yerim sınırlı malum, bu yüzden Fazla Gıda ve yeni hizmet paketleri hakkında daha fazlası için www.fazlagida.com adresini ziyaret edebilir, Facebook ve Twitter sayfalarından gıda
4 - 10 Eylül 2017
Denizde hayat ve hedefler buluşuyor
atığı odaklı mücadelede gelişmeleri takip edebilir, üyelik paketlerinin içerikleri konusunda da detayları bulabilirsin. Yine özendirici olmasını dilediğim bir haberim var. -Tedarik zinciri çözümleri şirketi CHEP, paylaşım ve yeniden kullanıma dayalı sürdürülebilir iş modeli ile doğal kaynakların bilinçsizce tüketilmesini önlüyor. Bu çalışmaların yayılması, daha çok benimsenmesi dileğiyle… Zira 2009’dan beri CHEP’in iş modeli sayesinde Türkiye’de de 2 bin 484 ton atık oluşumu engellenmiş, 25 bin 365 adet ağaç kurtarılmış, karbon emisyonu da 30 bin 492 ton azalmış. Kordsa da gençleri teknoloji, inovasyon, Ar-Ge ve mühendisliğe teşvik etme vizyonuyla, Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencilerini geçen yıl olduğu gibi bu yıl da destekliyor. Öyle ki, Kordsa’nın kompozit malzeme desteği verdiği YTÜ Rüzgâr Enerjisi Kulübü, kendi geliştirdikleri ve ürettikleri, rüzgar mekanik enerjisiyle çalışan “Bulut 17” adlı araçla Hollanda’da uluslararası yarışmaya hazırlanıyor. Kordsa'nın ürettiği prepreg ile aracın kanat, difizör bölümleri, kompozit kumaşla ise gövde ve şase kısmı yapıldı. Dilerim
yine bu sayfalarda gençlerin başarı haberlerini de paylaşır, Kordsa ile birlikte gurur duyarız. Kurumsal desteğin üniversitelere sağladığı avantajlar ortada ve bir örnek daha… Panasonic’in yeni nesil teknolojileri, İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin uygulama laboratuvarında kullanılmış. Panasonic’in IP tabanlı canlı yayın altyapısıyla metrelerce kablo çekmeden ve canlı yayın aracı kurmadan kampüsün her noktasından 7/24 yayın yapmaya başladıklarını söyleyen Görsel, İşitsel Teknikler ve Medya Yapımcılığı Bölümü öğretim görevlisi Alper Özçakır, “Canlı yayın etkinliğimizi ciddi şekilde artırdık” bilgisini vermiş. Robot kameralar sayesinde farklı çekim formatları geliştirme imkanı da cabası… Bu kadar da değil… Tabletli eğitimde Robotik ve Kodlama dersleriyle Türkiye’de bir ilki gerçekleştiren Bahçeşehir Koleji, Bilişim Medyası Derneği (BMD) tarafından “En İyi Tabletli Eğitim & Kodlama ve Robotik” ödülüne layık bulunmuş. BMD Başkanı Musa Savaş’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen ödül töreninde Bahçeşehir Koleji’ne ödülünü Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı
Dr. Ömer Fatih Sayan vermiş. Çünkü Bahçeşehir Koleji’nin okul öncesi eğitim programlarında yer alan Kodlama ve Robotik dersleriyle, öğrenciler 5 yaşından itibaren kodlama diliyle tanışıyor. BTK Başkanı Sayan, bilişim sektörünün oldukça hızlı geliştiğine işaret ederek, kodlama, robotik gibi eğitimlerin neredeyse anaokulunda başladığı bir süreçten geçildiğini, geciken ülkelerin ise başarılı olamayacağını vurgulamış, ki sonuna kadar haklı. BMD Başkanı Musa Savaş da “Cocuklarımızın özellikle dil ve sayısal bilimler konularında eğitimlerine ağırlık verilmesi gerektiği aşikar” demiş.
Bu vesileyle gelelim ödüllerimize… En iyi resim ve yapı kalitesinin kombinasyonuyla Philips OLED TV, Avrupa Görüntüleme ve Ses Kurumu'nun (EISA) “Best Buy OLED TV 20172018” ödülünü kazanmış. Sony de EISA tarafından, görüntüleme ve ev sineması pazarlarında ürünleriyle ödüle layık bulunmuş. Sony, bu yıl kazandığı 7 ödülle diğer tüm üreticileri geride bıraktığı gibi, bugüne kadar tek bir yılda kazandığı en yüksek sayıda ödülün sahibi olmuş. 2017 IDC MarketScape Global Tümleşik İletişim ve İşbirliği Üreticisi Değerlendirmesi’nde Avaya, tümleşik iletişim
ve işbirliği teknolojileri sağlayan 11 küresel üreticinin yetenekleri ve stratejilerinin değerlendirilmeleri ile lider üreticiler arasında yerini almış. Bu haftaya katıldığım bir ödül töreni ile nokta koyacağım. Moda Deniz Kulübü önünden 10 Ağustos’ta verilen start ile başlayan, Moda-Tirilye, TirilyeArnavutköy ve Tirilye -Moda olarak üç etaptan oluşan TAYK-Eker Olympos Regatta tamamlandı. TAYK tarafından, ürünlerini tüketmekten büyük zevk aldığımız Eker ana sponsorluğunda, Bursa Yelken Kulübü (BYK) ile Moda Deniz Kulübü (MDK) işbirliğinde düzenlenen Olympos Regatta’ta, IRC 1-23-4 ve gezi gruplarındaki Overall değerlendirmede Enka Cheese, Eker Yayık Ayran, Permolit Electron ve IBS 40 Plus gruplarında birincilik elde ettiler. 3 günlük yarışın genel sıralamada kazananı ise Orient Express VI. Bu
yıl 5’incisi hayata geçirilen Olympos Regatta’nın ModaTirilye etabında Marmara’yı en hızlı geçen tekne de 3 saat 41 dakika 59 saniye ile Orient Express VI. Kurumsal ekiplerle 27 tekne ve yaklaşık 300 yelkencinin katıldığı etkinliği dilerim seninle paylaşmaya da devam ederim. Zaten Eker Süt Ürünleri Genel Müdürü ve Yayık Ayran teknesinin kaptanı Ahmet Eker’in belirttiği gibi, hedef; Tirilye’nin yelkende bir destinasyon merkezi olması, Bursa’nın da ulusal yat yarışlarına ev sahipliği yapması. Yeni haftada yine gurur veren bir içerikle buluşalım,
REKLAM SATIŞ GRUBU YIL 22 SAYI 1136
BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr
www.bthaber.com
BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr
4 - 10 Eylül 2017
www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber
Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr
Editör
Görsel Yönetmen
Handan Aybars handana@bthaber.com.tr
Tuğçe Erarslan tugcee@bthaber.com.tr
Online Editör
Video Editör
Ferit Çelik feritc@bthaber.com.tr
Efe Çevikoğulları efec@bthaber.com.tr
Bültenlerinizi
bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz
Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l
Abone ve Dağıtım btabone@bthaber.com.tr
Reklam Satış Grup Müdürü Abdurrahman Koyuncu Proje Satış Yöneticisi Kutay Göçe Reklam Rezervasyon Sorumlusu Suzan Bilken BThaber Şirketler Grubu Ankara Temsilcisi Funda Koyuncu Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Telefon: (0216) 291 13 90 Ankara Ofisi: Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-Ankara Telefon: (0312) 258 64 24 / Faks: (0312) 258 63 02
Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.
ISSN 1300-6495 BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER
Time advantage for strategic steps All banks operating in Turkey, where the cardholder does not have a certain demand in the opposite direction, received the direction of the shutdown of all e-commerce transactions on their individual debit and credit cards at home and abroad by Banking Regulation and Supervision Agency (BDDK) on February 16th, 2017, to use in online shopping by August 17th, 2017; however the deadline has been extended for the 7052 numbered decision enter into force. The new date for the decision was set by the BDDK as December 31st, 2017. BDDK made a statement on the decision which received many comments regarding the possible effects of it since the beginning: “In order to prevent the damage may be caused by fraudsters to the citizens who do not use their credit cards on internet transactions or not even aware that they can do shopping via their cards on the internet, BDDK decided on February 16th that all card holders are required to make a demand of opening their cards to online shopping.” Additional time must be spent right TOBB E-commerce Council President and GittiGidiyor General Manager Öget Kantarcı evaluated the decision regarding the extension of the period the additional 4.5 months will relax the e-commerce industry. According to Kantarcı, the additional time is important for the e-commerce sector. Despite the intense communication support provided by e-commerce companies and sector associations to inform cardholders, as well as banks, the rate of those who approved to open their
“The level of demand collection will be at a good point”
cards to internet transactions remained well below expectations. For this reason, according to Kantarcı, more time was gained to reach all sector users with the new decision. Kantarcı emphasized that the purpose of the BDDK is to prevent malicious acts resulting in fraud and stated that: “We do not want victims to suffer fraud. Along with this, it is also important that consumers who shop online are not victims.” As Kantarcı emphasized that they share their views with the BDDK so that the end consumer is not adversely affected by this practice, there will be a transition process of about 4.5 months. It is necessary to tell the time correctly to the consumer and to use it effectively in the sense of receiving the necessary permits. It is important to inform all the credit card users of the banks so that they can collect the necessary permissions from those who want to continue using the card on the internet. In this process, e-commerce sector companies also have important duties and these companies need to be able to convey the importance of the decision to their users. According to Kantarcı, it is good to consider that e-commerce is one of the fastest growing sectors in Turkey in recent years, in such arrangements that will directly affect the e-commerce sector, which is realized with a credit card in excess of 90% of the payments. One-time shopper approval should be a priority According to Burhan Eliaçık, Chairman of the Payment and Electronic Money Association (ÖDED),
who aims to lead the development of payment and electronic money services and to reach safe, easy and innovative services that will make life easier for consumers and businesses; the decision will ease the small businesses that want to spread and compete in Turkey. The extension of the decision period is also important in terms of not cutting the growth trend of the payment system.
BKM (Interbank Card Center) General Manager Dr. Soner Canko reminded that the BDDK’s decision in February 2017 made it necessary for banks to obtain bank card approvals for all debit and credit cards in Turkey to be used for online shopping. “This regulation, which was recently introduced to prevent consumer victimization and “social engineering fraud" was planned for the protection of card holders.” Soner Canko explained the anticipations as follows:
be ready, after which the customers have begun to receive approval from this sector. Especially in July and August, there was an intense period of this process. However, even though there is no numerical data available, it has been stated that the rate of approval of card users who have been engaged in e-commerce transactions by related authorities has not yet reached the desired levels. As a result, if it is considered that at the end of June 2017, e-commerce transactions have been made at least once with a total of 31 million cards, including 25 million credit cards and 6 million debit cards in the last one
“According to this plan, until August 17th, 2017, the date of implementation, the banks were given the time to reach to the customers and collect the requests. In this process, the banks have completed the infrastructure development necessary for the approval channels to
year period, it can be said that it has made a positive impact on the commerce market. We anticipate that the level of demand collection will be at a good point by the date of transition to the new application, which is set to December 31st, 2017.”
According to Eliaçık, who noted that the BDDK continuously follows the process and considers the concerns of the sector representatives, the sensitivity brought with it the decision that has been shown to not harm the trade while protecting the consumers. What needs to be done for the application to be effective must not be ignored. As Eliaçık highlights, the sector will breathe after the additional period of time. But the most important thing is to get approvals from those who have shopped on the internet once up to this day with using this additional period of time wisely. Because reaching only the people who frequently use credit cards and getting their approval does not improve the sector according to Eliaçık.
‘Personalized’ collections management era If the finance sector is in a constant trouble with overdue receivables, it is a necessity to know that the finance sector has the opportunity to progress by assessing each customer separately in the debt collection, strengthening the ties with the customer under all circumstances. Experian Turkey General Manager Mehmet Bozacıoğlu pointed out that the PowerCurve Collections solution enables strategic management and analytical and operational collection actions on the same platform as integrated management. Companies with PowerCurve Collections will be using data and analytical techniques to manage decisions on how often, on which channels
and when to communicate with customers. Customers can also take a more active role in debt management. Thus, according to Mehmet Bozacıoğlu, who pointed out that a personalized approach has emerged, PowerCurve Collections empowers customer information by using data from different sources and then combines this information using analytical methods to take steps to improve customer experience while increasing collection. Mehmet Bozacıoğlu commented on this structure and the benefits it provides: “One of the biggest problems in the financial sector in recent years is
the overdue receivables with a rate of up to 3.2% percent. Banks are assigning a significant portion of their legally enacted loans to asset management companies to improve the situation in their balance sheets. First, asset management companies operating in 2008 chased close to 1.5 billion debtors since the end of 2016. 90% of current debts consist of individual debtors. According to the BDDK data, the total amount of overdue receivables in financial sector together with the amount of overdue receivables of 55 billion TL in the hands of banks is 82 billion TL. In the direction of this data, managing the collection processes correctly requires
much more than just tracking the money. Knowing the distinction between an old customer who forgets only one payment and a new customer who has delayed many payments is important to provide a personalized, easy and customer-friendly experience. While the decision management platform brings PowerCurve together with data and analytical techniques, individual collection decisions are made taking into account corporate objectives. PowerCurve Collections enriches customer information using data from a variety of sources, creating a complete and accurate view of customers. It then
combines this information using analytical methods and improves customer experience while taking steps to improve the customer experience. The best practice is sometimes to call directly to the customer and sometimes to forward them to a selfservice, user-friendly and secure automatic port. Sometimes it is best not to take any action for customers with a high probability of self-paying. With PowerCurve Collections, which has operational competencies that can easily manage all of these decisions, companies can have a lowcost, regulatory compliant collection process that focuses on customers and customer satisfaction.”
‘Journey to be safer’ will never end The priority of 24 Solutions, found its place in the Turkish market, is to make all related institutions compatible with PCI-DSS in order to provide more secure service delivery by avoiding data leakage and other risks. The e-commerce market in Turkey is showing steady growth and the most preferred payment system is credit card. But increasing the fraud rates of digital payments and online credit card transactions are leading e-commerce companies, banks and FinTech towards the most up-to-date and
effective security solutions. 24 Solutions, which offers consulting, auditing and certification services in the field of PCI-DSS, which is the highest standard of payment systems security, carrying out global studies with its local offices in strategic markets along with its main headquarters in Sweden for more than 15 years recently entered the Turkish market with its office in Istanbul. According to 24 Solutions Turkey Country Director Emrah Elmas, comprehensive and holistic security is a must, while steps are taken not only in Turkey but also in the global
community on the way of a cashless society. The example comes from Sweden again, as Emrah Elmas stated that: “Payments made in cash in Sweden account for only 2% of all purchases and 98% is made via digital payment. But a country that makes all its payments with digital methods becomes more open to cyber-attacks and electronic frauds. Our goal is to share information and experience with companies in the Turkish market, to make all related institutions compatible with PCI-DSS, to provide data security and more secure service by avoiding data
leakage and other risks.” He continued as: “Turkey is the second fastest growing country in e-commerce after India around the world and increasing internet usage support the increase of online shopping rate, while the most preferred payment system is credit card. In parallel, rising digital payments and online credit card transactions also increase fraud rates, leading e-commerce companies, banks and FinTech towards the most up-to-date and effective security solutions in line with global standards.
In this context, PCI-DSS (Payment Card Industry Data Security Standards), which is the highest security standard in the world of payment systems, set by the PCI-SSC (Payment Card Industry Security Standards Council) certification is of great importance. One of the few companies in this field specializing in the world is 24 Solutions. Therefore, by taking this certification in Turkey, we have opened our Turkey office to be the solution partner of companies that want to provide safe payment facilities to their customers at world standards.”
Netsparker storm in the UK Turkey’s global brand in cyber security Netsparker continues to make its name mentioned in world markets with the information security software it has developed. Lastly, the company took its place on the list of accepted software on the UK Digital Market, providing the many
qualifications set by the G-Cloud 9 Framework, the most important standard in the UK digital market. This standard means that Netsparker is accepted in all ministries and public institutions in the UK. Since its establishment in 2009, Cyber Information Security Software
has been working on domestic and foreign digital markets and with this latest approval; it has become one of the products that can supply products to the UK Digital Market. Netsparker CEO Ferruh Mavituna said that: “It was necessary to have a lot of qualifications set by the G-Cloud 9 Framework to
get into the list of software accepted by the UK Digital Market. We will continue to announce Netsparker’s name with new successes all over the world digital market with our work from 2009 onwards. The use of ‘cloud/online’ based applications by companies in the private sector in the UK
has become widespread. For this reason, the importance of being on this list is greater than ever. This approval means that Netsparker is accepted in all ministries and agencies in the UK and the private sector companies in the UK also trust Netsparker.”