Bthaber 1166. Sayı

Page 1

Bulutla Tasarruf Mümkün…

PEKİ YA BULUTTA TASARRUF?

Doğru İhtiyaç Analizi Doğru Konfigürasyon Doğru Yapılandırma ile

estebilisim.com/buluttatasarruf

BULUTTA DA TASARRUF EDİN!

SAYI

1166 ARAŞTIRMA BAŞLADI

HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr

2 - 8 Nisan 2018

Sayfa

6

‘Teknoloji üreten bir Türkiye istiyoruz’ Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Dijital Dönüşüm Yol Haritasının ‘teknoloji üreten Türkiye’ hedefine odaklandığını kaydetti.

Sayfa

12

Kurumsal paylaşım zinciri, halka halka büyüyecek IBM, ‘internetten sonraki en büyük devrim’ olarak tanımladığı, oysa bugün buzdağının görünen yüzü kripto paradan ibaret sanılan Blockchain konusunda, kurumsal farkındalığı geliştirmeye odaklanıyor.

Sayfa

3

Sayfa

20

Mobil dünya yeni uygulamalarla zenginleşiyor Mobil ortamda tüketicilere farklı avantajlar sunan ve yurtdışına açılma çalışmalarını yürüten Kuponsa’nın hedefinde İngiltere, Hindistan ve Suudi Arabistan var.

81 ilin yıldızları… Neden olmasın?

Türkiye bilişim sektörü için önemli bir referans yayını olan Bilişim 500 Araştırması, bu yıl 19’uncu kez sektöre ayna tutacak. BThaber adına M2S tarafından gerçekleştirilen araştırma için bilgi verme süreci başladı. Bu yıl ilk kez internet üzerinden bilgi verilebilecek olan araştırmanın sonuçları Temmuz ayında açıklanacak. Bulut_Satis-BT-6x10.pdf 1 23.06.2017 Sayfa

13

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

İş Sürekliliği ve Entegrasyon Yetkinliği Teknoloji ve iş süreçlerinin entegrasyonuyla birlikte kesintisiz iş kavramı ön plana çıktı. Ayrıntılar, İş Sürekliliği ve Entegrasyonu dosyamızda.

K

1



BThaber

GÜNDEM

2 - 8 NİSAN 2018

3

81 ilin yıldızları… Neden olmasın? Bu yıl 19’uncu kez gerçekleştirilecek olan Bilişim 500 araştırması, bir kez daha sektör şirketlerinin bir önceki yılki satış gelirlerini baz alacak. BThaber adına M2S tarafından gerçekleştirilen araştırmanın sonuçlar Temmuz ayında açıklanacak. Şirketlerin 2017 yılındaki resmi belgeli net satış gelirlerini temel alan araştırmada kâr değil, ciro odaklı ilerlemeyi sürdürdüklerine işaret eden M2S Araştırma Genel Müdürü Özlem Unan, 12 Mart 2018 tarihi itibariyle araştırmanın bilgi toplama süreci ile ilgili ilk duyuruyu yaptıklarını, formların da hızlı biçimde gelmeye başladığını belirtti. Nisan sonuna kadar formlar toplanmaya devam edilecek. Bu yıl ilk defa olarak her bilgiyi dijital kanaldan aldıkları bilgisini veren Özlem Unan’a göre, bu yılki araştırmanın en önemli yeniliği de bu. Buna göre, 2017 verileri ile araştırmaya

katılmak isteyen herkes formunu internet üzerinden dolduracak, belgelerini internet üzerinden M2S’e iletecek. PLUS giderek büyüyor Şirketlerin yazılı belge gönderimi yerine sadece dijital platformdan başvuruyu nasıl karşıladığını sorduğumuzda Unan’ın yanıtı net: “Şu anda önceki yıllardan kıyasla hızlı başvuru alıyoruz. Ayrıca, bize bu konuda itiraz eden şirket de olmadı.” Bilişim 500 araştırması kapsamında 2017 yılında önemli bir ‘ilk’ hayata geçirildi ve PLUS konsepti ile Anadolu’daki bilişim şirketlerinin kendilerine özel bir sıralamada yer alması sağlandı. Bu yıl yine Anadolu’ya ağırlık vermek temel hedeflerden. “Anadolu’dan ne kadar çok başvuru alırsak o kadar anlamlı. Bilgi gelen her ilde o ilin birincisini açıklamak

Hedef; Anadolu’dan daha çok şirketi çekmek! Bilişim 500 araştırmasında PLUS konsepti, geçen yıl önemli bir ‘ilk’ oldu. Bu sıralamaya dahil olarak önemli faydalar elde eden şirketler elbette var, ama Özlem Unan’a göre genel tabloya hakim olmak için henüz erken. Çünkü geçen yıl bir ‘ilk’ oldu ve başvurular ışığında az ilde sıralama yapılabildi. 2017 yılını baz alarak yürütülen son çalışmalar ise karşılaştırmalı olarak verileceği için PLUS yapısının gücünü daha net görme imkanı sağlayacak. “BT sektörü ve farklı kategorilerin yanında, illerin performansını asıl bu yıl kıyaslama imkanı bulacağız” yorumunu yapan Özlem Unan, bu yapıda hedeflerini şöyle anlattı: “Bu yıl bir kıyaslama imkanına sahip olacağız ve şirketler de X şehrinde hangi konumda olduklarını görebilecek, bu onlar için önemli ve güçlü pazarlama enstrümanı olacak. Bilişim sadece büyük şehirlerle sınırlı kalmayıp, gerçek anlamda Anadolu’nun tamamına yayılabilecek. İl bazında yükselenler, yıldan yıla kendilerini bu sıralamada görerek, bunu bir başarı hikayesi olarak sunabilecek.

Yıllar içinde PLUS yapısının gelişimi ile birlikte, illeri de kendi içlerinde bir önceki yıllara göre kıyaslama imkanımız olacak ve böylece bilişim sektörünün ‘en’lerinin sadece büyük şehirlerle sınırlı olmadığını herkes görecek. Temel hedefimiz bu araştırma konseptini Anadolu’da yaygınlaştırmak, Anadolu’dan daha fazla başvuru almak. Anadolu’da yıllardır hayata geçirdiğimiz ve giderek daha fazla ili dahil ettiğimiz BTvizyon toplantılarımız ile söz konusu ilin birçok BT şirketini misafir ediyor, toplantılarımızın açılış konuşmalarında mutlaka Bilişim 500 araştırması hakkında bilgi veriyor, onları Bilişim 500 araştırmasına katılmaları için davet ediyoruz. 2018 itibariyle bu başlıkta 13 şehri işaret ettik ve programımız itibariyle ziyaretlerimize devam ediyoruz. Bu etkinliklerle BThaber gazetemizi takip eden bilişim şirketleri de bizi görüyor ve onları sürekli bilgilendirmek adına birçok kanaldan PLUS yapısına katmaya odaklanıyoruz. Umarız bu yıl Anadolu’dan daha fazla başvuru alırız.”

istiyoruz” amacına vurgu yapan Unan, bu konuda şu bilgileri verdi: Şirketler için esas değer noktası “Teknoparklardan bilgiler almak da bizim için önemli. Cirosu Bilişim 500’e girmeye yetmeyen, ama sektör için önemli şirketleri sıralamaya devam ediyoruz. Zaten PLUS yapısının en önemli özelliklerinden biri bu. Yani bu şirketlerin ilerde büyüyeceği ve gelişeceğini düşünerek, onlardan bilgi almayı sürdürüyoruz. Temelde her ilde bize ciro bilgisini iletecek şirketleri araştırmamıza dahil etmeye odaklanıyoruz. Geçen yılki kataloğumuzda önemli sayıda il birincisi yayınlamıştık. İşte bu illerin sayısını artırmak istiyoruz. Her ilden başvuru bekliyoruz. Çünkü hedefimiz; 81 ilin bilişim konusunda yıldızlarını ortaya koymak. Bu yönüyle PLUS yapısı, Türkiye’de bilişim sektörünün sınırlarını daha net görmemizi sağlayan bir konsept. Yeni başlığımızda en olumlu geri dönüşleri ise o illerdeki şirketlerden alıyoruz. İlk kez hayata geçirdiğimiz bu sıralamada yer alan ve kendi ili bazında sıralamada birinci olan şirketler olumlu geri dönüşlerini bize iletiyor. Bilişim 500 yıllardır çok büyük bir sıralama. Şirketler kendi performanslarını çok daha net görüyor, ama asıl önemlisi alt kategorilerde sıralama yapmamız. Böylece alan daralıyor ve herkes kendi uzmanlık alanında veya kendi bölgesinde konumunu görüyor. Şirketler için asıl değeri de bu yapı yaratıyor.” Araştırmada yeni kategoriler Bilişim 500’ün geleneksel yenilikleri bu yıl da kendini gösterecek. Bunun bir örneği yeni kategoriler. Bu yıl e-Dönüşüm ile ilgili olarak e-Fatura ve e-Arşiv başlıkları ayrı kategori haline getirildi. Böylece e- Dönüşüm konusunda, şirketleri kendi içinde de sıralamak mümkün olacak. Bu yıl ‘güvenlik donanımları’ ile ilgili bir kategori de var. Daha önce yazılımların olduğu güvenlik başlığı böylece donanımları da kapsadı. Coğrafi bilgi sistemlerine yönelik

bir kategori de bu yılın ‘’yeni’leri arasında. “IoT’yi de değerlendirmek adına bu başlığı ‘özel bölüm’e dahil ettik” bilgisini veren Özlem Unan’ın dikkat çektiği gibi, Türkiye’de yaygınlık kazanmaya başlayan IoT, böylece ana kategori başlığında değil, ilk etapta özel bölümde değerlendirilecek. İlerleyen süreçte, bu başlığın gelişimi paralelinde ana kategorilerden biri haline gelmesi ise şaşırtıcı olmayacak. Yabancıların da rehberi olan araştırma Türkiye’de yıllardır var olan ve sürekli kendini yenileyen bir araştırma olan Bilişim 500’ün yabancı yatırımcılara ulaşma kaynağı ilk etapta

her daim ticari ataşelikler. “Bilişim 500 araştırması, yıllar boyunca ticari ataşelikler tarafından kullanılan, tercih edilen ve takip edilen bir yayın. Çünkü bu araştırma yapısının bir örneği yok” bilgisini veren Özlem Unan, Türkiye’de bilişimle ilgili bu tek sıralamanın yıllardır ticari ataşelikler tarafından tercih edildiğini, kullanıldığını ve mutlaka talep edildiğini ifade etti. Unan, eklemeden geçmedi: “Onlar yurtdışından yatırımcı getireceklerinde veya burada işbirliği için şirket aradıklarında, mutlaka Bilişim 500’ü kullanıyorlar. Bu arada, Bilişim 500’e giren şirketler de yurtdışında işbirlikleri için referans olarak Bilişim 500 araştırmamızı kullanıyor ve onlar için performans kanıtı adına güçlü bir yapı oluyor.”

2017 yılına bakış… Türkiye’de BT sektörünün 2017 yılında nasıl bir büyüme sergilediğini belirtmek için henüz erken. Ama Özlem Unan, bazı ipuçlarını da bizimle paylaştı: “Geçen yıl bilişim pazarı bir bütün olarak büyüdü. Çünkü 2016’da beklenen bazı yatırımlar 2017 yılına sarktı. Geçtiğimiz yılki kur hareketliliğinin sektörü fazla etkilemediği kanısındayım. Çünkü bazı şirketler kuru sabitledi, böylece dinamizmi yakalama fırsatı buldu. Bunun bir örneği olarak; her zaman bilişim pazarında durağan olan yaz sezonu, 2017’de hareketli geçti tüm şirketler nezdinde ve 2016’nın ertelenen yatırımlarının hayata geçirilmesi de önemli oldu. Geçen yılın gündem başlığı özellikle daha bütünleşik BT yapıları ve yazılım oldu. Bulut bilişim çözümleri de hep gündemde ve artık farklı bulut platformlarını buluşturmak öne çıkıyor. Veri odaklı bazı düzenlemeler geliyor, ama bulutun büyümeye devam ettiğini görüyoruz. Yerel sağlayıcılarla bu büyüme güç kazanabilir. Sonuçta, sektör bazlı düzenlemeler ve KVKK ışığında bulut bilişim de büyümeye devam edecek. 2017’de büyüyen yazılım pazarı, bence gelecek birkaç yılda bu performansını devam ettirecek. Bunda mobilitenin artması etkili,

ama asıl önemlisi şirketler yazılımla birlikte verimliliğin geldiğinin farkında. Son birkaç yıldır söylediğim gibi, KOBİ segmentinde pazar araştırmaları da yapıyoruz ve geçen yıla kadar öncelikli yatırım başlığı olan ‘makine parkı’nın yerini, ilk defa geçen yıl teknoloji yatımları aldı. Çünkü hem yazılımın elde edilmesi daha kolay hale geldi hem de yazılımla gelen verimliliği işletmeler fark ediyor. Hizmet başlığı da belli alanlarda büyümeye devam edecek. Mesela Türkiye’de önemli bir alan veri merkezi. Türkiye’ye yatırım yapan birçok yabancı veri merkezi var. Bu yönüyle veri merkezi başlığı, bu paralelde bulutta büyüme gündemde olacak. Yazılımla gelen danışmanlık gibi başlıklar da büyüyen kalemler. Yazılımın altında analitik ve ERP de büyüyor. Büyük veri ise bambaşka bir boyut. Birçok şirket, hala konuyu ‘veriyi biriktirmek’ olarak değerlendiriyor. En azından, ‘öngörüsel analiz’ ile geleceğe yönelik mantıklı tahminlemeler yapma seviyesi yeterli noktada değil. IoT yaygınlaştıkça, IoT ile toplanan sensör verilerinin kullanımı da yaygınlık kazanacak. Türkiye’de yeteri kadar veri merkezi olduğu kanısındayım. Çünkü veri merkezlerinin hala bir kısmı kapasitesini tam olarak doldurabilmiş değil.”


4

BThaber

E-TOPLUM

2 - 8 NİSAN 2018

‘Akıllı şehirler’ İstanbul’da buluşuyor

Akıllı şehirler dönüşümü kamu ve özel sektörün sürdürülebilirlik alanında en önemli gündem maddelerinden biri haline gelirken, Türkiye'yi bu alanda bekleyen fırsatlar ve aşılması gereken unsurlar dünya genelinde 12 ülke, 120 şehir, 102 teknoloji üreten firma ve 140'tan fazla konuşmacının katılımıyla 17 - 19 Nisan

2018 tarihleri arasında Yenikapı Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi'nde düzenlenecek World Cities Congress İstanbul'da konuşulacak. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, uluslararası fuar organizatörü UBM tarafından düzenlenen World Cities Congress İstanbul'18'e Türkiye'den

ilgili bakanlıklar, büyükşehir belediyeleri ve ilçe belediyeleri katılırken; Kuzey Afrika ve Ortadoğu Bölgesi ile Rusya ve Türki Cumhuriyetler Bölgesi'nden akıllı şehirler konusunda kendi vizyonlarını belirleyip, çalışmalara başlamış olan belediyeler de katılım gösterecek. Gelecekte dünyamızın nasıl şekilleneceği üzerine fikirlerin, projelerin ve tasarımların ele alınacağı teknoloji platformunda 10 bini aşkın sektör profesyoneli ağırlanacak. Viyana, Paris, Londra, Berlin, Toronto, New York, Tokyo, Kopenhag, Hong Kong, Barcelona olmak üzere dünyanın dört bir yanından 10 akıllı şehrin belediye başkanları ve yöneticileri de kongreye katılacak. Akıllı şehirler dönüşümüne öncülük eden sektörlerin temsilcileri enerji ve çevre,

Nesneler konuşuyor, sektörler dinliyor! Nesnelerin bugünü ve yarınının konuşulacağı IoT EurAsia konferansı, 500'ü aşkın üst düzey sektör profesyonelini, 10 Nisan Hilton İstanbul’da bir araya getiriyor. Konferansın ana

temasında yer alan IoT Platformları, Veri Güvenliği, Connectivity, Akıllı Algoritmalar, Yapay Zeka zirve katılımcıları için yepyeni bir katma değer boyutunun kapılarını aralıyor. Avrasya

bölgesinde bir ilk olan IoT EurAsia, konuklarına sanal ortamda hayallerini interaktif bir şekilde geliştirme imkanını bu etkinlikle sunuyor. Enerji, sağlık, üretim, kamu,

toplum ve yönetişim, akıllı şehir ekonomisi, toplu ulaşım, büyük veri ve güvenlik gibi konu başlıklarıyla World Cities Congress İstanbul'da yerini alacak. Kongrenin ilk gününde Akıllı Şehir Stratejileri masaya yatırılırken, ikinci gün gerçekleşecek Yenilikçi Teknolojiler, Dijital Dönüşüm ve Ekonomi, Akıllı ve Sağlıklı Yaşam, Dijital Girişimcilik gibi oturumlarda bu stratejilerin hayata geçirilmesi için gerekli unsurlar tartışılacak. World Cities Congress üçüncü gününde ise Sürdürülebilir Çevre Politikaları, Akıllı Şehirlerde Enerji Yönetimi, Büyük Veri ve Siber Güvenlik, Akıllı Şehirlerde Sosyal Politikalar ve Yönetişim gibi konu başlıklarıyla ziyaretçilerin akıllı şehirlere ilişkin beklenti ve görüşlerini zenginleştirecek. Kongrede

ayrıca Türkiye'nin en büyük şehri İstanbul'daki akıllı şehir uygulamaları katılımcılarla paylaşılacak.

ulaşım, perakende, fnans başta olmak üzere yeniliklerin ve teknolojinin sektörel bazda inceleneceği zirvede, lider isimler nesnelerin interneti ile birlikte gelecek değişimin, iş dünyasında yaratacağı etkileri sektörel bazda tartışacaklar.

IoT EurAsia 2018’in en ilgi çekici içeriklerinden biri de endüstri liderleri tarafından katılımcıların sorularının yanıtlanacağı, derinlemesine vaka analizlerinin yapılacağı ve sohbet tadında geçecek eş zamanlı yuvarlak masa toplantıları olacak.

UBM İstanbul World Cities Congress Marka Direktörü Esin Aslıhan, “Şehirlerimizdeki yaşam kalitesini artırmak, bunu yaparken de kaynaklarımızı verimli kullanmak ve sürdürülebilir şehirler tasarlamak ana fikrinden yola çıkarak World Cities Congress İstanbul’u planladık. Teknoloji üreten firmalar, şehir yönetim birimleri, sivil toplum kuruluşları, dünyadan akıllı şehir örnekleri bu organizasyonun omurgasını oluşturuyor. İstanbul gibi kıtaları birleştiren güzel bir şehir ile başlayan Akıllı Şehir dönüşümü hem ülkemizdeki diğer şehirlere hem de komşu coğrafyamıza örnek olacaktır.” dedi.

Yapısal reformlar hız kesmeden devam etmeli Türkiye’de iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi, ülke ekonomisinin küresel rekabet gücünün sürdürülebilir şekilde artırılması için çalışmalar yürüten Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED), TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyon Başkanı Ziya Altunyaldız, Cumhurbaşkanlığı Ekonomi İzleme ve Koordinasyon Başkanı Hakan Yurdakul ve Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı (ISPAT) Başkanı Arda Ermut ile 19 Mart’ta İstanbul’da bir araya geldi. Toplantıda yatırım ortamının iyileştirilmesi yönünde yapısal ve sektörel bazda çözümler, yatırımların kârlılık ve sürdürülebilirliğine katkıda bulunacak öneriler ile mevzuat ve uygulama ile ilgili somut

aksiyonlar masaya yatırıldı. YASED Başkanı Ahmet Erdem, 2017’de gerçekleşen iktisadi büyüme ve Türkiye ekonomisine yönelik pozitif algının sürmesi için yapısal reformlara hız kesmeden devam edilmesi gerektiğini söyledi. Erdem, şöyle devam etti: “Türkiye, geçen yıl en hızlı büyüyen ülkeler arasında yer aldı. Bu büyümede hükümetin ekonomik gelişmeyi desteklemek amacıyla aldığı önlemlerin rolü büyük oldu. Büyümenin hızlandırılmasını, istihdamın artırılmasını ve gelir dağılımının iyileştirilmesini amaçlayan desteklerin devam etmesi ekonomik kalkınmanın sürdürülebilirliği açısından önem taşıyor. YASED olarak, yatırım ortamının daha da iyileştirilmesi, ülkemizin küresel

arenada bir cazibe merkezi olabilmesi ve yatırımların verimliliklerinin artırılması için yapılacak tüm yapısal reformları ve çalışmaları desteklemeye devam edeceğiz.” Standart iş yapma modelleri değişiyor TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyon Başkanı Ziya Altunyaldız ise yatırım iklimini iyileştirmek için çok yakın zamanda meclisten iki kanun geçirdiklerini hatırlatarak, “Uluslararası yatırımcılardan beklentimiz; sanayinin dönüşümü, dijitalleşmesi, yüksek katma değerli üretim, uluslararası alanda elde ettiği know-how, teknoloji birikimini Türkiye’de teknolojik dönüşümü sağlayacak şekilde kullanması.

Yapacağınız yatırımlarla bu dönüşümü sağlamada öncü olabilirsiniz. Özellikle imalat sanayi ve enerji alanlarında büyük dönüşüm potansiyeli mevcut” dedi. Türkiye’nin yatırım ortamı üzerinde bir sunum gerçekleştiren Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı Arda Ermut, “Türkiye, ekonomik kalkınması için uluslararası doğrudan yatırımlara büyük önem vermekte ve yatırım ortamın iyileştirilmesi için reformlara devam edecek” açıklamasını yaptı. Cumhurbaşkanlığı Ekonomi İzleme ve Koordinasyon Başkanı Hakan Yurdakul ise konuşmasında şu bilgileri verdi: “Değişen dünyada yatırımcıların tercihleri ve yatırımlara

yönelik inisiyatifleri, yükselen ekonomilerde standart iş yapma modelleri değişiyor. Artık küresel tedarik zincirine dahil olmanın önemi artıyor. Bu yüzden hem uluslararası yatırımcıların hem devletlerin kazanacağı ortamlar yaratılmalı. Kamu-özel ortaklıklar modeli her sektör için önemli imkanlar barındırıyor. Bu yüzden yerelleştirme Türkiye için önemli. Yerelleştirmenin asıl amacı Türkiye’yi bölgesel üretim merkezi haline getirmek. Bu doğrultuda da yerli ve uluslararası şirketler beraber kazanma fırsatını geliştirecek özel ortaklıklar oluşturmalı. Bunu gerçekleştirmek ve Türkiye’deki fırsatları doğru anlatmak için YASED’e önemli görev düşüyor.”



6

BThaber

E-TOPLUM

2 - 8 NİSAN 2018

‘Teknoloji üreten bir Türkiye istiyoruz’

Endüstri 4.0 ile ilgili olarak Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin (EGD) Yıldız

Teknik Üniversitesi ve Endüstriyel Otomasyon Sanayiciler Derneği

(ENOSAD) ile birlikte gerçekleştirdiği bilgilendirme toplantıları devam ediyor. WIN Eurasıa 2018 Fuarı'nda gerçekleştirilen ikinci bilgilendirme toplantısında Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü de konuşma yaparak, şu bilgileri paylaştı: “Sanayi 4.0 sürecini, her yönüyle kavramak durumundayız. Buradan yola çıktık ve Dijital Dönüşüm Platformu ile Türkiye'nin dijital dönüşüm yol haritasını belirledik. Artık bir yol haritamız var.

Amacımız; yüksek teknoloji ürünlerinin, imalat sanayimiz ve ihracatımız içerisindeki yüzde 4’ler mertebesindeki payını arttırmak. Bu oran bizi oldukça üzüyor ve biz bunu düzeltmek istiyor, sanayimizi temsil eden sivil toplum kuruluşları ile birlikte çalışıyoruz. TÜSİAD, TOBB, MÜSİAD, TİM ve YASED gibi kuruluşların temsilcileri var. Türkiye’nin teknoloji üretmekten başka çaresi yok. Petrol kuyularımız, doğalgaz yataklarımız yok. Yapabileceğimiz tek şey kendi insan kaynağımızı iyi

12 NİSAN 2018 PERŞEMBE Divan Mersin Hotel| 09:00 - 13:30

09:00 - 09:55

Kayıt ve Karşılama

09:55 - 10:00

BTvizyon’a Hoşgeldiniz

Tuğsen Fıstıkçı - Bilişim Zirvesi Şirketi, Etkinlik Yönetmeni

10:00 - 10:10

Üreticiden Dünya Piyasasına

Hasan Arslan - Arbel A.Ş., Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı

10:10 - 10:20

ERP ve Proje Yönetimi

Erman Sönmez - Arbel A.Ş., İş Geliştirme Müdürü

10:20 - 10:40

Bilişim Sektöründe Finansal Çözümler

M. Ozan Ercan - İnnova, Satış Öncesi Yöneticisi

10:40 - 11:00

Görüntü İşleme ile Gerçek Dünya Problemlerine Yönelik Çözümleme Yaklaşımları

Eray Hangül - Ayvos, Kurucu Ortak

11:00 - 11:10

Huawei Lider Yeni Nesil Ürün ve Çözümleri

Mahmut Ateşci - Huawei, Enterprise Bölge Kanal Müdürü

11:10 - 11:20

Sektörde 20 Yıl

Ceyhun Yıldırım - Prolink, Huawei Ürün Müdürü

11:20 - 11:50

İletişim Arası

11:50 - 12:10

Girişimcilik Ekosisteminde Teknoloji

Esra Özden - Girişimcilik Ekosistemi Derneği, Başkan

12:10 - 12:30

Coğrafi Bilgi Sistemlerinin Önemi

Dr. Emin Bank - Netcad, Kurumsal Temsilci

12:30 - 12:50

İş Süreçleri Yönetimi

Can Gülerman - Netoloji Yazılım, İş Ortakları Satış Yöneticisi

12:50 - 13:10

Kobilerde Dijital Dönüşüm

Akın Sertcan - Logo Yazılım, İcra Kurulu Üyesi

13:10 - 13:30

Dijital Dönüşüm ve DellEmc

Muhammed Dursun - Dell EMC, Anadolu İşortakları Yöneticisi

13:30 - 13:40

E-Ticaret Bir Ultrasonografidir

Ensar Yetkin - Pikare, Genel Müdür

13:40 - 13:45

Hediye Sunumu ve Kapanış

SPONSORLAR

Pikare

DESTEKLEYEN

BASIN SPONSORU

ONLINE KAYIT

Katılım için online kayıt gereklidir.Online Kayıt için

w w w . b i l i si mz i r ve si . co m. t r / mersin

.. . . BIZI TAKIP EDIN

/btvizyonanadolu

/btvizyon

www.bilisimzirvesi.com.tr

eğitmek, donatmak. Bu eğitim ve donanıma bağlı olarak, yüksek teknolojili ürünler üretip, yüksek katma değerli işler yapmak.” Türkiye, kendi sanayi devrimini açıklayacak Dijital Dönüşüm Yol Haritasının ‘teknoloji üreten Türkiye’ hedefine odaklandığını belirten Özlü, şöyle devam etti: “Sanayimizin kendi teknolojisini üreten bir yapıya dönüştürülmesi gerekiyor. Teknoloji üreten bir Türkiye istiyoruz. Bütün çalışmalarımızı üç ana eksene yoğunlaştırdık: Bilim merkezli Türkiye, teknoloji ülkesi Türkiye, ileri sanayi ülkesi Türkiye. Bu hedefler doğrultusunda çok yoğun çalışıyoruz. Türkiye’nin dijital dönüşümü yol haritasının tamamlanması önemli. İnşallah bunun ayrıntılarını önümüzdeki günlerde açıklayacağız. Şu kadar ipucu verebilirim: 6 bileşenden oluşuyor, 3 yıl içinde neler yapacağız ve 5 yıl içinde neleri değiştireceğiz, hepsi belirli. Yakında Türkiye’nin kendi sanayi devrimini açıklayacağız. Sadece sanayiye olan etkileri değil, toplumsal olarak etkileri üzerine de çalışıyoruz. Teknolojik dönüşümün toplumsal etkileri üzerine de bir rapor yayınlayacağız. Bunu da bakanlığımızın bağlı Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) hazırlıyor.” Toplantının açılışında konuşan Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği (ENOSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hüseyin Halıcı, Endüstri 4.0’ın sadece sanayi için değil, bütün yaşamımızı derinden etkileyen bütün sosyal hayatımızı da etkileyecek bir değişim olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Endüstri 4.0’la ilgili bizim için önemli bir iki noktaya değinmek istiyorum. Öncelikle bu teknoloji bizim için önemli, ama bundan daha önemlisi Endüstri 4.0’ı geliştirelim ve uygulayalım. Bizim yüzde 90’ın üzerinde KOBİ’lerimiz var. Bu KOBİ’lerimizle beraber yürümemiz lazım ve KOBİ’ler Endüstri 4.0’a geçmek zorundalar.”


CryptoCurrency Mining Solutions

Caraminer GPU Server

CryptoCurrency Miner for Ethereum Easy to Deploy – Plug And Play Scalable & Upgradeable Optimized and Tested Enterpise Level Support & Consultancy 120 Mh/s to 400 Mh/s Ethash Power 8x VGA Cards, Mining Optimized Mainboard 6 Months warranty VGA 2 Years warranty Server Components

veri merkezi | ağ | trafik yönetimi | bilgi güvenliği | performans yönetimi | görselleştirme

ISB Bilişim Teknolojileri A.Ş.

İçerenköy Mah. Çayır Cad. No 3 Özce Center Kat 8 PK 34752 Ataşehir İSTANBUL TÜRKİYE tel +90 (216) 428 47 47 fax +90 (216) 428 47 48 web www.isb.com.tr e-mail info@isb.com.tr


8

E-TOPLUM Katma değer derken...?

Dünya,23.03.18

64 GB iPhoneX üretim maliyeti 378 dolar 25 sent. Apple bu telefonu 999 dolara satıyor. Apple ve diğer katkıcı şirketlerin paylaştığı katma değer 620 dolar 75 sent. Basit aritmetik: Maliyet, satış fiyatının yüzde 38’i. Katma değer, satış fiyatının yüzde 62’si. Kaynak: IHS Markit’in bu hesabını Reuters yayınladı (21.03.18) Ceptelin en pahalı kısmı: Camı. Bunu yapan Samsung ceptel başına 110 dolar harcıyor. Listede Japon, İngiliz, İsviçreli, ABD’li, Hollandalı, Çinli şirketler var. Biz hep, yüksek/ileri teknoloji ürünü yapmalı, satmalı, dış ticaret açığını azaltmalıyız

BThaber

Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com

Facebook, Rusya, Trump, Seçim...

diyoruz. Bu konuda “-meli, -malı” ötesine geçen somut bir adım nihayet atıldı: Devlet, 7 sektörde 43 ürüne yönelik teşvik verecek. Sektörler: Kimya ve ilaç. Yarı iletken ve elektronik. Makine ve teçhizat. Gıda ve içecek. Ana metal. Bilişim. Elektrikli teçhizat. Ürünlerin bazıları: Haberleşme ve iletişim cihazları. Sensör. Güç elektroniği. Bataryalar. Bilgisayar destekli tasarım ve imalat yazılımları. Simülasyon, güvenlik yazılım ve donanımları. Kontrol dağıtım tabloları. Motorlu araçların işaret cihazlarının aksamı. Lazer ve ultrasonik vb kaynak cihazı aksam parçaları. Demiryolları tramvaylar için sinyalizasyon vb kumanda cihazları. BST Bakanı Faruk Özlü’nün girişimiyle başlatılacak bu “yerlileştirme” hamlesiyle ilk etapta 19 milyar 500 milyon dolarlık ithalat önlenecek. Ama bir adım daha ileri gitmek gerek: Ürünlere tasarım katma değeri de katarak...

2 - 8 NİSAN 2018

“Dersini oyun gibi çalış” Gelişmiş toplumlar, çocuklara, gençlere bilimi, matematiği, fizik - kimyayı, teknolojiyi (STEM) daha kolay ve eğlenceli bir şekilde öğretmenin yolunu buldu: Dersleri oyunlaştırarak. Önceleri bilgisayar ekranında başlayan oyunlaştırılmış eğitim, zamanla artırılmış gerçeklik (AR) ve sanal/ varsayılan gerçeklik (VR) tasarımına doğru ilerliyor. Öyle ki, bu iki farklı ama aynı amaca (eğitime) odaklı

yeni teknolojilere AVR denilmeye başlandı kısaca. 2020’ye kadar ABD’de VR cihazı kullanımının yüzde 85 artacağını hesaplayan piyasa araştırması şirketi ABI Research, bu artışta eğitimde oyunlaştırma uygulamalarının büyük rolü olacağını söylüyor. Gelişmiş dünyada eğitimin veriliş şekli değişiyor artık: Dersi” oyun” gibi sunmak. Batı Kültürü’nün temel klasiklerinden “dadı” Mary Poppins karakterinin çok çok eski (1964) ama hala bilinen şarkısı der ki: “Her işte bir eğlence, oyun olmalı. Oyunu buldun mu, hop! iş, olur sana eğlence.” (A spoonful of sugar). Amerikalı bilimciler, en soyut kavramların bile “oyun” kıvamında öğretilebileceğini göstermeye başladıktan sonra bu konuda gelişme

başladı. Pedagog Brian Sutton-Smith, yabancı dillerin oyunla öğretileceğini gösteren John Rassias, matematiği bulmacalarla öğretmesiyle ünlü Raymond Smullyan öncü oldular. Onlarla oyunlaştırılmış eğitim, STEM için de başladı. Bizde STEM öğretimini eğitim oyunlarıyla teşvik amacıyla TBV Başkanı Faruk Eczacıbaşı ve Netmarble/Barış Özistek’in vizyonuyla, ana sponsor Eczacıbaşı, destek sponsorları MedyaNova, Netmarble, YapıKredi ortaklığında bir yarışma tasarlandı. Sonuçları 27 Mart’ta açıklandı. K12 Oyun Destekli Eğitim Ödül Yarışması’nda (kısaca KOD Ödülleri) Oyun Kategorisinde birinciliği, kahramanının görevi hücreleri hayatta tutabilmek olan Cellvivor adlı projesiyle Ali Gökhan Birçek kazandı. Fikir kategorisinde ise, Çarpala adını verdiği fikirle Aysun Nurkaya birincilik ödülünü aldı. Yarışmaya 600 projenin katılması, bu konuya olan ilgiyi gösteriyor.

Eski bildiklerimiz yenileniyor Dilimizde çok anlamlı bir atasözü var: Yedisinde neyse, yetmişinde o... Facebook ve diğer sosyal medya henüz 10 yaşında ama, “ne amaçla, nasıl bir iş modeliyle” kurulduysa, ona uygun davranmak zorunda. Yoksa, dükkanı kapatması lazım. Genetiği böyle. Aynı şey Cambridge Analytica için de doğru. Kuruluş ve işleyiş sistemi “öyle.” CA’nın işleri anlaşılalı bir yıl olmuştu. Bu bir yıldır, dünyayı izleyenler, CA ile Facebook’un flört öykülerini okudular, haber programlarında izlediler. Taa geçen yıl Ağustos ayında, Trump’ın seçim kampanyasının dijital kısmını yöneten Theresa Hong, BBC muhabirine, “Facebook olmasaydı, seçimi kazanamazdık” demişti. Bayan Hong’un konuştuğu yer, Texas eyaletinin San Antonio kentinde, sıradan bir iş merkezinde bomboş bir oda. Yerde sadece mavi döşeme var. Oda boş, çünkü

taşınıp gitmişler. Burası, Trump seçilene kadar, 220 milyon Amerikalının Facebook hesaplarını inceleyen CA veri analiz şirketi elemanlarının çalıştığı yer. Trump seçilmiş, onların işi bitmiş. Bayan Hong, bu boş odayı ilk kez BBC’e gösteriyor. BBC de dünyaya. Trump’ın seçilmesini İkinci Seçmen Kurulu’nda kazandığı oylar sağlamıştı. ABD’de bizdeki gibi nispi temsil sistemi olsaydı, Trump’tan 3 milyon kadar fazla oy alan Clinton seçilirdi. Ama orada sistem farklı. Trump, başarısını kendisine olduğu kadar, “ihtiyaç duyduğu” İkinci Seçmen oylarını kazandıran bir stratejiye de borçlu. Bu stratejinin nasıl kurulduğu, 2017 Mart ayında Batı gazetelerinde ilk kez açıklanmıştı: CA, Trump için Facebook üzerinden çalışmıştı. CA web sitesine şunlar yazıyordu: “220 milyon Amerikalı için 100 değişken üzerinden 5 bin veri noktası topluyoruz. Bu

bilgiyi, hedef kitlenin davranış eğilimleri açısından inceliyoruz. Davranışlarını tahmin etmeye çalışıyoruz.” Veri analiz yöntemleri, Obama’nın 2006-07 kampanyasından 2016’ya, daha da ileriye yürüdü. Obama seçmene, o tarihte henüz yeni sayılan Facebook ve Twitter’dan ulaşırken, Trump ise, Facebook hesaplarından kişilik profili hesaplayan, daha da yenilikçi analiz yöntemleri kullanan CA ile “adeta” tek tek her seçmene, kişisel düzeyde ulaştı. BBC’nin birer saatlik iki bölümlük belgeselinde Bayan Hong, “Facebook’a, bu çalışmadaki katkısı için 85 milyon dolar ödedik” diyor. Dijital kampanya “nokta atış” stratejisine göre planlanmış. Böylece, aynı reklam yüzlerce farklı şekle sokulmuş: Birbirini andıran, ama benzemeyen... Bayan Hong, 30-40 bin farklı reklamdan söz ediyor.

Bu yıl yapılan yeni bir hesaplama şunu iddia ediyor: Rus bağlantılı (?) manipülasyonla Facebook’ta 126 milyon görüntü ve 760 milyonu aşkın haber tıklanmış. Bu, ABD’de yetişkin her vatandaş için, kişi başına 3 haber ediyor. Twitter görüntüleri 288 milyon olarak ölçülmüş.Trump’ın dijital kampanyasının, medyanın

dikkatini çekmeyecek bir taşra kentinde, kimliksiz bir binadan yürütülmesi boşuna değil. ABD’de tanınmış siyasi anket uzmanı Frank Luntz’un, 2016’da kampanya sırasındaki değerlendirmesi ibretlik: “ABD’de artık, seçimler hakkında CA dışında uzman kalmamıştır. Onlar, Trump’ın dijital ekibi. Ve ona seçimi nasıl kazandıracaklarını biliyorlar.”

Trump: “Duyduğuma göre bizim seçime karışmıyorsun.” Putin: “Karışsam, ayıp olurdu.”


Teleperformance Türkiye, GlassHouse danışmanlığında yedekleme altyapısını Disk Tabanlı Tekilleştirme Teknolojilerine taşıdı. Müşteri Teleperformance Türkiye Sektör

Çağrı Merkezi

Çözüm

Dell EMC Data Domain Dell EMC Avamar

Sağlanan Avantajlar • Basit ve yönetimi kolay bir yedekleme altyapısı • Yedekleme ve geri dönüş sürelerinde kısalma • Daha güvenilir bir yedekleme altyapısı • Hızlı ve profesyonel destek • FKM Replikasyonu • Replikasyonda düşük hat kullanımı

Proje Özeti

Dünyanın lider dışkaynak müşteri deneyimi yönetimi firması Teleperformance, sektörlerinin önde gelen uluslararası firmalarına 217.000 çalışanı ile 74 ülkede 340 çağrı merkezinde 265 dil ve lehçede 1987 yılından beri hizmet sağlamaktadır. Global Standartlarda Yerel Mükemmellik ilkesi ile çalışan Teleperformance Türkiye, sektördeki lider konumunu güçlendirmek için GlassHouse danışmanlığında yedekleme ortamlarında Dell EMC yedekleme çözümlerini tercih etti. Şirket bu sayede hızlı büyümesini destekleyecek nitelikte güçlü bir altyapıyla müşterilerine en kaliteli hizmeti sunmaya devam ediyor.

Neden Bu Proje ve GlassHouse Türkiye? Türkiye’nin öncü dışkaynak ve CRM çözüm sağlayıcısı Teleperformance güçlü bir hizmet yelpazesiyle, geniş bir müşteri kitlesine temas ediyor. Tüm bu verinin güvenilir şekilde yedeklenmesi oldukça kritik bir öneme sahip. Disk temelli yedekleme çözümleri kullanılmadan önce yedekleme operasyonlarında teyp teknolojisi kullanılıyordu. Bu da yedekleme sürelerinin uzun sürmesi, kasetlerin çok fazla bozulma riski taşıması, geri dönüş sürelerinin uzun ve zahmetli olması, operasyonel yükün fazla olması gibi istenmedik sonuçlara sebep oluyordu. Her yıl sektör ortalamasının üzerinde büyüyen bir şirket olarak, gelecek hedeflerini destekleyecek bir çözüm arayışına giren Teleperformance Türkiye, Dell EMC’nin disk tabanlı tekilleştirme teknolojileri ile yedekleme altyapısını yeniden şekillendirdi. Konuyla ilgili Teleperformance Türkiye CIO’su Güray Yılmaz şu bilgileri paylaştı: Kasete yedekleme çözümüne alternatif olarak daha hızlı yedek alabilen ve daha hızlı geri dönüş konusunda ihtiyaçlarımızı karşılayacak bir çözüm arayışındaydık. Özellikle kaset operasyonları çok zamanımızı alıyordu ve bizi çok yoruyordu. Bizim için en doğru çözümün disk tabanlı ve tekilleştirme özelliğine sahip bir çözüm olduğuna karar verdik. Türkiye’de ve dünyada sayısız referanları, ürünlerinin pazardaki lider konumunu ve teknolojiye yön veren bir üretici olan Dell EMC’nin çözümleri ile yedekleme altyapımızı yeniden yapılandırdık. Güray Yılmaz, GlassHouse Türkiye’ye yönelik ayrıca aşağıdaki bilgileri verdi:

Güray YILMAZ CIO

Projeyle Sağlanan Avantajlar Yönetilebilir bir yedekleme altyapısı Stabil çalışan ve zaman almayan bir yedekleme altyapısı Performanslı bir yedekleme altyapısı Yedeklerin otomatik ve düzenli olarak uzak lokasyona replike edilmesi  Güvenilir destek.    

advertorial

“Hayata geçirdiğimiz proje sonrasında yedeklerimizin %98’i 1 saatten kısa sürede tamamlanıyor. Eskiye göre x10 mislinin üzerinde yedekleme sürelerinde kısalma var. Eskiden özellikle teyp operasyonları her gün çok zamanımızı alırdı. Şimdi operasyon çok basitleşti.

“GlassHouse’un sadece yedekleme alanında uzmanlaşmış olması ve referanslarını göz önünde bulundurarak bu projeye birlikte başlama kararı aldık. Bugün geldiğimiz noktada iyi bir karar verdiğimizi görebiliyoruz. Son derece performanslı çalışan bir yedekleme ortamımız var. Hızlı ve yerinde destek alıyoruz. Muhtelif zamanlarda Dell EMC teknoloji seminerlerine katılıyor, GlassHouse’un düzenlediği eğitimlere dahil oluyoruz. Düzenli olarak performans değerlendirme çalışmaları yaparak yedekleme operasyonlarımızın performanslarını değerlendirerek iyileştirme çalışmaları planlıyoruz. EMEA bölgesinde her yıl üst üste aldıkları ödüller ile kalitesini kanıtlamış bir partner ile çalışmanın ayrıcalığını yaşıyoruz.”


BThaber

10 GÖRÜŞ TEKNO-POLİTİK

2 - 8 NİSAN 2018

BİREYSEL DİJİTAL DÖNÜŞÜM İÇİN DİLLERDEN DÜŞMEYEN EĞİTİM: İŞ DÜNYASI VE BİREY NELER YAPABİLİR?

OSMAN COŞKUNOĞLU ocoskunoglu@gmail.com twitter.com/osmancoskunoglu facebook.com/osman.coskunoglu www.coskunoglu.org medium.com/osman-coskunoglu

Daha ortada dijital dönüşüm, Endüstri 4.0 gibi kavramlar yokken bile, yıllar önce, ülkemizin daha iyiye gitmesi için yapılan sohbetler ve ciddi konuşmalar hemen hemen daima “Eğitim şart” diye biterdi. Hala bu devam ediyor. Üstelik günümüzde, dijital dönüşüm konusu bu söylemleri daha da keskinleştirdi. Bilgi ve inovasyonun gereğinden, “Nitelikli eleman” eksiği, “Beşeri sermaye”nin önemi vurgulandıktan sonra daha iyi eğitim için devletten bildik genel beklentiler tekrarlanır. Bu söylemler devam ederken, raporlarda tekrarlanırken, bulunduğum ve konuşma yaptığım hemen her ortamda, yapay zeka ve otomasyon nedeniyle geleceğinden endişeli gençlerden “Biz ne yapmalıyız, neler öğrenmeliyiz, nasıl hazırlanmalıyız bu çağa?” sorularıyla karşılaşırım. Gerek iş dünyasının gerekse bu dünyaya girmeye hazırlanan gençlerin ihtiyaçlarına siyasi iradenin ne derecede önem verip gereğini yaptığı ise, PISA ve diğer uluslararası karşılaştırmalarda ülkemizin çok gerilerde olmasından belli. Dolayısıyla, bu yazının amacı siyasi iradeye veya devlete bildik önerileri tekrarlamak değil. TÜSİAD ve STEM (+A) İş dünyasının eğitim konusunda sadece devlete genel önerilerde bulunmanın ötesinde yapabilecekleri var. Bunun bilinciyle, TÜSİAD 2014 yılında STEM (Fen, teknoloji, mühendislik ve matematik kavramlarının İngilizce kısaltılmışı) bağlamında gençleri bilim konusunda heveslendirme ve öğretmen eğitimi gibi çalışmalar başlattı.

TÜSİAD, Haziran 2017’de PwC Türkiye’ye hazırlattığı “2023’e Doğru Türkiye’de STEM Gereksinimi” raporunu (http://bit.ly/2I5T8LX) kamuoyuna sundu. Gözlemlerimi doğrulayan bu rapordan da görüyoruz ki, yapılan çalışmalar henüz yeterince yaygınlaşıp, önemli bir etki yaratmamış. Ayrıca, zamanla STEM’in yetersizliği, yaratıcılık, esneklik, takım çalışması gibi “Yumuşak beceriler”in (soft skills) gerekliliği anlaşıldıktan sonra STEM’e A (İngilizce “Art”) “Sanat” da eklendi. Fakat, bu da yapılan çalışmalarda ve geçen yıl yayımlanan raporda somut olarak yer almıyor. İş Dünyasına Öneriler İş dünyasının eğitime yapabileceği katkılar üzerine, üniversite-sanayi işbirliği konularında çok sayıda ve giderek daha önem kazanan uluslararası araştırmalar var. Bunlara girmeden, Amerika’daki çeyrek yüzyıllık akademik deneyimlerime dayanarak, yükseköğretimi ilgilendiren – araştırma sonuçlarının da desteklediği – üç somut öneri yapabilirim. Birincisi, mühendislik öğrencilerinin yaz stajlarının iş dünyası tarafından angarya gibi görülmesinden vazgeçilmesi. İki ay olması gereken stajında, kendini gerçekleştirme aşamasındaki öğrenci, bulunduğu iş yerine değer katmak arzusuyla doludur. İşte bu potansiyeli iyi değerlendirmek gerekir. Stajyerden değer katmayı talep ederken, aynı zamanda ona değer katmak için de çaba gösterilirse, mükemmel bir kazan-kazan ortamı yaratılmış olur. İkincisi, sanayi-üniversite işbirliği için resmi ve bürokratik bir mekanizma yerine, iş dünyasının üst düzey yöneticileri, üniversitelerin hocaları ile rahat bir ortamda tartışma toplantıları yapabilir. Amerika’dayken yaşadığım çok sayıda örnekten birisini çok kısaltılmış olarak vermek isterim. Fizik alanında çifte Nobel

gitmeyeceğini biliyorum. Amiyane tabirle, “Ağıza düşecek armudun pişirilmesi için” siyasi iradeye bildik önerileri tekrarlayıp beklemeye ne kadar dayanacaklarını ise bilemiyorum.

kazanmış bir hocanın da (John Bardeen) bulunduğu, araştırma konusunda o zamanlar Amerika’da önde gelen Illinois Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nin Yönetim Kurulu’na seçilmiştim. Amerikan otomotiv ve elektronik sanayisinin Japon rekabeti karşısında kıvrandığı 80’li yıllarda bir toplantımıza Motorola CEO’su katılmıştı. Bize “Biz zirvedeydik, Japon rekabeti duvarına çarptığımızda neye uğradığımızı şaşırdık” diye bir özeleştiriden sonra “Siz de zirvedesiniz ama rekabet karşısında bizim durumumuza düşmemek için …” diye çok somut ve yararlı öneriler yapmıştı. Motorola CEO’sunun önerilerinden biri, öğrencilerimizin eğitimi ile ilgiliydi. Önce kibar bir dille eleştirdi bizi: “Ününüzü korumak ve fon bulmak için araştırmaya öncelik vermek zorundasınız, bunu anlıyorum ama bizim nitelikli eleman sıkıntımız artarken siz galiba öğrencilerinizin eğitimine ve müfredatı yenilemeye yeterince zaman harcayamıyorsunuz.” Daha sonra kuru ve genel bir nasihat yerine “Hocalarınızı eğitim psikolojisi alanında eğitmek ve içinde bulunduğumuz sert rekabet ortamının gereği pedagojik bilgilerle donatmak için haftalık seminerler dizisi hazırlayalım, bunun maliyetini biz ödeyeceğiz” teklifini yaptı. Kabul ettik ve hemen uygulamaya kondu. Ben doçenttim o sıralar ama, mühendislik fakültesi dekanı

ve profesörler dahil hocaların çoğunluğu bu seminerlere katıldı. Çok da yararlı oldu. İş dünyasının medyada ses getirmek veya nutuk atmak gibi kaygılar beslemeden, üst düzey yöneticilerinin üniversite hoca, araştırma görevlisi ve öğrencileriyle somut ve karşılıklı bilgi ve öneri paylaşımı toplantıları düzenlemesi için ayıracağı zamanın yaratacağı kazankazan ilişkisinin yararı, resmi üniversite-sanayi mekanizmalarının üstündedir. Üçüncü önerim, yine bürokratik mekanizmalarla yetinmeyip, doğrudan ilişkiler kurarak, üniversite son sınıf öğrencilerine ve tez öğrencilerine, angaryadan ibaret olmayan projeler vermek. Ayrıca, akademik danışmanın yanında yarı danışman olarak zaman ayırmaları ve kaynak sağlamaları gerekir. ODTÜ’ye geldiğimde, Amerika’daki üniversitemde uygulanan bir sistemin benzerini kurmak için çalışmaya başladım. Proje almak için önemli bir şirketin üstelik eski dostum olan CEO’suna böyle bir taleple gittiğimde, bana “Hem proje vereceğiz hem de para mı?!” diye sorduğunu unutamam. Bir şirketin ciddi bir beklentisi olmadan, lütuf olarak vereceği projenin kimseye yararı olmaz. Ciddi bir beklenti için ise zaman ve para kaynağı ayırabilmeli. Kaynak ayırmak zorunda kalacakları bu önerilerimin iş dünyasının hoşuna

Bireye Öneriler Mühendislik veya diğer alanlarda, lisans veya lisansüstü öğrenci, araştırma görevlisi, yeni mezun genç… Çok önemli teknolojik gelişmelerin müthiş bir hızla gerçekleştiği günümüzde, haklı olarak geleceğe kendilerini hazırlamak için “Hangi konu/meslek önemli olacak, ben ne yapmalıyım” gibi sorulara yanıt arıyorlar. Bu kadar hızlı ve yıkıcı gelişmelerin olduğu dönemde, ilerisi için tahmin yapmak imkansız veya çok riskli. Bu riski göğüsleyenler var. Bunların içinde benim en önemli ve kapsamlı gördüğüm, Dünya Ekonomik Forumu’nun Boston Consulting Group ile beraber hazırladığı “New Vision for Education” başlıklı raporudur (http://bit. ly/2I6ZuuH). Bu yazımda, 21. Yüzyıl için gerekli beceriler listesini içeren şekli rapordan aktarmakla yetineceğim. İleriki yazılarımda yardımcı olacak bilgiler aktaracağım. Ülkemizde, şekildeki 16 beceriyi verecek yükseköğrenim sistemi eksiktir. İş dünyamızda, bu eksikliği kısmen olsun giderecek bir çaba da yetersizdir. Dolayısıyla, birey kendisi çaba göstermek zorundadır. MOOC gibi, internetten ücretsiz ders alabilme olanakları var. İngilizce bilmeyenler – ki günümüzde büyük bir yetersizlik demektir – ODTÜ’de Prof. Dr. Kürşat Çağıltay önderliğinde geliştirilen Bilgeİş’den (https://bilgeis.net/#/) ücretsiz çevrimiçi dersler alabilir. Öyle anlaşılıyor ki, Bilge İş’de en çok tercih edilen dersler “Yumuşak beceriler” (soft skills) ile ilgili (http://bit. ly/2GscT36).



12

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

2 - 8 NİSAN 2018

Kurumsal paylaşım zinciri, halka halka büyüyecek IBM, ‘internetten sonraki en büyük devrim’ olarak tanımladığı, oysa bugün buzdağının görünen yüzü kripto paradan ibaret sanılan Blockchain başlığında farklı yapılar ortaya koymaya, kurumsal farkındalığı da geliştirmeye odaklanıyor. Handan Aybars

Günümüzün en ezber bozan teknolojik gelişmelerden biri olan Blockchain, farklı taraflar arasında güvenli biçimde varlık veya bilgi değişiminin yapıldığı, bunun taraflarca kendilerine verilmiş haklar çerçevesinde gerçek zamanlı izlendiği bütün senaryolarda başrolde. Bu yönüyle Blockchain, günümüzde pek çok sektörü de dönüştürmenin eşiğinde. Çünkü çok fazla tarafın olduğu iş alanlarında ciddi anlamda maliyet ve zaman tasarrufu, üstüne bir de kişiselleştirilebilir yapısı ile tamamen şeffaf ve güvenilir bilgi akışı imkânı söz konusu. IBM’in en çok yatırım yaptığı konulardan olan Blockchain, internetle eşdeğer bir gelişme olarak görülüyor. IBM Türkiye Blockchain Lideri Simge Alpargun, bu yapıyı uluslararası bir ticaret şirketinin çalışmaları ile örnekledi. Çok fazla tarafın olduğu böyle bir iş kolunda sözleşmeler yapmak, hüküm ve koşullarında mutabık kalmak, sürekli olarak taraflar arası mutabakat sağlamak oldukça uzun zaman alan ve çok fazla kişinin içinde olduğu bir süreç. Bu gerçek karşısında Blockchain teknolojisi ise tüm bu iş süreçlerini kolaylaştırılabilirken, güven ve şeffaflık, her türlü bilginin kayıt altına alınması kolayca sağlanabiliyor. Bu potansiyel paralelinde IBM, Linux Foundation’da yer alan Hyperledger Project’in kurucu üyesi ve yönetiminde de aktif rol alıyor. “Bu şapkamız bizim için teknolojiyi üretme şapkası” diyen Simge Alpargun, şu detayları paylaştı: Geliştirme sürecine Platform desteği “Hyperledger Project çerçevesinde geliştirdiğimiz Blockchain teknolojisi olan Hyperledger Fabric, sürekli geliştirilen ve iyileştirilen

modüllere sahip, özellikle şirketler arası kullanım için optimize edilmiş durumda ve açık kaynaklı. Yani, isteyen herkes hem Hyperledger Project’e üye olup bu topluluğa dahil olabilir ve teknoloji üretimine yakından katkıda bulunabilir hem de IBM Bulut ortamındaki Hyperledger Fabric kodlarını kullanarak, kendi projesini geliştirebilir.” IBM, geliştirme ve yönetme işini kolaylaştırmak için geçtiğimiz aylarda IBM Blockchain Platformu’nu sundu. Simge Alpargun’a göre, IBM Bulut ortamında şirketler Blockchain ağlarını modelleyip hızlı şekilde kodlamalarını yapıp ortamlarını hazırlayabiliyorlar. Böylece Blockchain ağını hayata geçirme, kullanma ve yönetme adımları daha hızlı, kolay ve erişilebilir hale geliyor. IBM, bir taraftan da şirketlerin ihtiyaçlarına yönelik Blockchain projeleri tasarlıyor ve hayata

geçiriyor. “Bunlar daha kişiselleşmiş ihtiyaçlar ve burada sektörel yetkinlik ve danışmanlık hizmetlerimiz de yer alıyor” bilgisini veren Simge Alpargun, şöyle devam etti: B2B başlığı, odak noktası “Bu projelerimizden bazıları bizim için amiral gemisi konumunda ve lojistikle perakende sektörünün iki küresel şirketi ile yaptığımız çalışmalar, ileride bu sektörlerdeki birçok oyuncunun kullanımında olacak. Blockchain’in kripto parayı destekleyen kullanım alanları ile B2B ortamlardaki kullanım alanlarını birbirinden ayırmamız lazım. Biz özellikle ikincisi ile ilgiliyiz ve her ülkede olduğu gibi Türkiye’de de Blockchain için uygun şartların olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye’de finans sektörü oyuncuları ve diğer tüm sektörlerdeki oyuncular iş modellerinde belli bir ağ yapısında faaliyet göstererek, bu ağ üzerinde tanıdıkları ve belli şartlarda

IBM Türkiye Blockchain Lideri Simge Alpargun anlaştıkları diğer kurumlarla aralarında kıymet ve bilgi paylaşımında bulunuyorlar. Bu paylaşımların kayıtlarını tutup birbiri ile uyumlu olmasını sağlamak için belli aralıklarla karşılaştırma yapıyor veya merkezi kurum ve kuruluşlara güveniyorlar. Blockchain de bütün bu aktiviteleri herhangi bir manuel süreçten, kişiden veya başka bir kurumdan daha efektif, verimli ve

güvenilir biçimde yapabilen bir teknoloji. Türkiye de endüstrilerdeki ilerlemeler, sahip olduğu güçlü bankacılık ve finans sektörü ile Blockchain teknolojisinin başarıyla uygulanabileceği ülkeler arasında. Blockchain’in sektörlere sunduğu verimlilik, zaman ve maliyet tasarrufu, daha yüksek güvenlik Türkiye’deki şirketlerin gündemlerinde ön planda.”

Neler gelecek, neler gerekecek? 2017 yılını Blockchain konusunda farkındalık yaratma yılı olarak gördüklerini belirten Simge Alpargun, 2018’in ise gerçek projelerin hayata geçtiği ve yolların belirlendiği bir yıl olacağı kanısında. Farklı sektörlerden küresel bazda önde gelen şirketlerle önemli çalışmaları hayata geçirdikleri bilgisini veren Alpargun, Blockchain başlığında bazı önemli detayları paylaştı: Şirketlerin paydaşları ile veri paylaşımı: “Aslında bu verilerin bir kısmını şirketler fatura kesmek, iş planı yapmak için bugün de paylaşıyorlar. Teknoloji de paylaşmak istemedikleri veriyi ‘paylaşmama’ imkanı sunuyor. Kurumsal bilgi süreçlerinde konfigürasyon yapabildiğimiz, hangi veriyi, kimin ve ne seviyede görebileceğini belirlediğimiz için bu yapı daha kolay kabul görüyor.” Küreselde Blockchain’in yayılımı: “Herkesin kendi network’ünde kullandığı Blockchain çözümleri olabileceği gibi, halihazırda kurulmuş yapılara dışardaki paydaş şirketler de dahil olabilir. Yani sıfırdan bir Blockchain kurmaya gerek kalmaz ve kurulu bir network’e dahil olabilirsiniz. Zamanla Blockchain yapılarını birbirine bağlayan bir ‘Blockchain ağı’ gündeme gelecek. Mesela taşımacılık

sektörünün süreçleri, sigorta sektörü ile, sigorta da bankalarla, tüm sektörler de kamu ile bağlantılı. Bu yönüyle gerçekten bir Blockchain ağı, tüm sektörleri birbirine bağlayacak.” IBM’in konumu: “IBM bu altyapının işletmecisi olacağı gibi, bir yandan platform sunuyor. Bulutta sunduğumuz platformda şirketler kendi Blockchain ağlarını kısa sürede ve kolayca tanımlayıp kullanmaya başlıyorlar. Bunun işletilmesi gibi sorumlulukları da zaten biz sağlıyoruz. Bir yandan, örnek olarak küresel bir lojistik şirketi ile yaptığımız projeleri, benzer sektörlere ve o sektörlerin oyuncularına sağlayacağız. Bir de terzi usulü projeler var. Danışmanlığı daha da önemli kılan bu tarz projelerin geliştirmesine destek olurken, o ağ yapısını biz geliştirip yönetebiliyoruz.” Türkiye stratejisi: “Türkiye’de bu konu, bence buluttan daha hızlı öğreniliyor. Çünkü konu gerçekten çok gündemde. Her sektörde her oyuncu bu yapıyı ve kendi üstlerine düşen görevleri anlamaya çalışıyor. IBM olarak Türkiye’de yeni veri merkezleri kurmak, eğer bu ağ yapıları büyürse, olabildiğince yerelden servis verebilecek hale gelmek planlarımız arasında.” Şirket uygulamalarının akıbeti: “Blockchain

mevcut sistemlerin, yani kurumsal ERP veya iş zekası platformlarının hiçbirinin yerini almayacak. Buna karşılık, bunların hepsinden Blockchain yapısına bilgi akacak. Blockchain bu yönüyle bir yan sistem. İş odaklı sistemleriniz işlerken, sadece kayıt tutmaya, mesajlaşmaya yarayan ve akıllı kontratlarla bazı adımları tetikleyen bir sistem daha koyacağız. Bu da bizim iç sistemlerimize gidip gelecek. Böylece iş uygulamaları geliştiren şirketler tarafında da Blockchain’e veri akışı için entegrasyonlar öne çıkacak.” Düzenleme gerekliliği: “İki şirket olarak, bu teknolojiye ‘Tamam’ dedikten sonra, bunu bir şekilde mevcut hukuki sözleşmelere içerik olarak katabilmek lazım. Yani, yazılı sözleşmelerde sınırı çizilen başlıklarda taahhüt ve sorumlulukların takibini Blockchain’e bakarak anlayacağımızı da sözleşmeye yansıtabilmek gerek. Ama bu değişmesi gereken bir regülasyon değil, bu teknolojinin mevcut regülasyonda yer almasını sağlamak. Yani hukukçulara ‘bu bizim için muteber bir teknolojidir, buradaki kayıtlar farklı süreçlerde göz önüne alınabilir, güvenilebilir ve biz de bu kayıtlara göre cezai şartlar, yükümlülükler, haklar başlıklarında karar verebiliriz’ demesini gerektirecek bir akış lazım.”


BThaber 2 - 8 NİSAN 2018

DOSYA:

İş Sürekliliği ve Entegrasyon Yetkinliği

www.bthaber.com.tr

Ayhan Sevgi

İş süreçlerinde ne kadar kesintiye dayanabilirsiniz? Dijital dönüşüm sürecinde, tüm iş süreçlerimizi bilişim teknolojileri ile entegre ettik. Artık manuel ortamda yürütülen bir süreç neredeyse kalmadı. Bu yeni ortamda, sistemlerde yaşanan anlık bir kesinti bile iş süreçlerini dolayısıyla da kurumun geleceğini derinden etkileyebilir. Siber saldırılar, elektrik kesintisi ya da doğal bir afet ile birlikte kritik öneme sahip süreçlerde yaşanabilecek bir duraksamanın maddi ve manevi maliyetini düşünmek bile insanı ürkütüyor.

Kurum ve şirketlerin temel yapısı iş sürekliliğinin sağlanması üzerine kuruluyor. Kritik öneme sahip süreçlerde bir saniyenin bile önemi büyük. İş sürekliliği, tüm sistemlerin entegre ve kesintisiz bir şekilde çalıştığı bir yapıda sağlanabilir. Dolayısıyla bize kesintisiz hizmet sağlayacak teknolojik ürünleri almadan önce yapmamız gereken önemli hazırlıklar var. Bu hazırlıkların içinde artık sadece teknoloji birimleri değil, diğer iş birimleri de yer almalı.


14 DOSYA

BThaber

İş Sürekliliği ve Entegrasyon Yetkinliği

2 - 8 NİSAN 2018

İş sürekliliğinin sağlanması, tüm iş birimlerinin sorumluluğu altında

Bilgi Birikim Sistemleri İş Geliştirme Müdürü Hakan Özdem İş sürekliliği yatırımları her firma için farklılık göstermekte. Her firmanın kullandığı yazılımlar, verdiği hizmetler ve donanımlar farklılıklar gösterdiğinden bunun BT departmanları tarafından diğer departmanlar ile birlikte iyi analiz edilip yapılacak yatırımlara karar verilmesi gerekmekte. Bilgi Birikim

Sistemleri (BBS) İş Geliştirme Müdürü Hakan Özdem’in verdiği bilgilere göre, genel bir çözüm üzerinde konuşmak gerekirse firmalar hangi sistemlerinin kendileri için kritik olduğunu belirleyerek gerekli donanım, yazılım veya bulut yatırımları ile iş sürekliliği planlarını hayata geçirmeye başlamalılar. “Yıllar öncesine göre artık BT departmanları diğer departmanlarla daha çok iç içeler. Artık şirket içi bir proje yapılacağı zaman BT departmanının da o projenin belirli bir yerinde olması gerekiyor” diyen Hakan Özdem, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Bu sebepten BT departmanlarının yetkinliği projenin başarılı olup olmamasında da büyük bir etken. İş sürekliliği planlama istekleri artık diğer departmanlar tarafından özellikle istenir konuma geldi. Teknolojinin ilerleyip, bütün iş süreçlerinin otomatik hale gelmeye başladığı bu dönemde şirketler artık iş sürekliliğine daha fazla

önem vererek, kendi yatırım bütçelerinde ayrı bir kalem olarak konumlandırmaya başladılar. Her şirket yaptığı işten gelirini sağlıyor ve bütün iş süreçleri bir yazılım, donanım ya da bulut üzerinden ilerliyor. Herhangi bir sistem probleminde işin yavaşlaması veya durması, firmalar için geri dönülemez hasarlar oluşturabiliyor. Bu sebepten iş sürekliliği projeleri çok önemli bir konumda. Artık hemen hemen bütün firmalar bunun için bir plan oluşturmaktalar ve en kısa zamanda iş sürekliliği planlarını hayat geçirmeyi hedefliyorlar. Bu sebepten şirketlerin kurumsal BT yatırımlarında iş sürekliliği önemli bir kalem olarak yerini almakta. Bilgi Birikim Sistemleri olarak konusunda uzman ekibimizle beraber ilk önce müşterilerimizin mevcut iş yapış şekilleri ve mevcut sistemlerini inceliyoruz. Buradaki birinci önceliğimiz müşterimizin iş süreçlerinin doğru bir şekilde analiz edilmesi. Akabinde kendileri ile

beraber konuşarak bir yol haritası çıkartıp, bu yol haritası ile beraber ihtiyaç olabilecek yazılım, donanım bulut hizmetlerine beraberce karar vererek müşterilerimizin ihtiyacına yönelik en iyi çözümü en uygun bir şekilde sunmayı hedefliyoruz. Sunduğumuz çözümlerin kurulum ve bakım hizmetlerini kendi uzman ekibimiz tarafından gerçekleştiriyoruz. Bununla birlikte Bilgi Birikim Sistemleri olarak kendi oluşturduğumuz bulut ortamımızdan müşterilerimize ‘Backup as a Service’, ‘Replication As a Service’, ‘Disaster Recovery As a Service’ hizmetleri de sunuyoruz. Bu servislerimizle birlikte kendi lokasyonlarında iş sürekliliği planlamasını kesintisiz bir şekilde uygulayan veya sadece yönettikleri sistemler için felaketten kurtarma hizmeti almak isteyen müşterilerimize Bilgi Birikim Sistemleri bulut ortamından bir alan vererek, bu ihtiyaçlarını gidermelerinde yardımcı oluyoruz.”

İş sürekliliği, güçlü entegrasyon yapısı ile sağlanır Şirketlerin değer yaratan faaliyetlerini, herhangi bir felaket, kriz ve afet durumunda önceden belirlenen seviyede yürütebilme becerisi olarak özetleyebileceğimiz iş sürekliliği aynı zamanda deprem, sel, yıldırım düşmesi, sunucu çökmesi gibi birçok durumda kritik ürün, hizmet ve faaliyetlerin kesintisiz bir şekilde yürütebilmesidir. Bu kriterleri dikkate aldığımızda günümüzde BT yatırımlarında, iş sürekliliğini sağlayabilmek için çekirdek diyebileceğimiz unsurların öne çıktığını ve bu unsurlara yatırım yapılmasının hayati önem teşkil ettiğini söyleyebiliriz. “Şüphesiz bu unsurların başında sağlam depolama, yedekleme ve sanallaştırma gibi veri altyapı çözümleri yer almaktadır” diyen NetApp Türkiye Genel Müdürü Behçet Yumrukçallı, şu açıklamalarda bulundu: “Büyük verinin yön verdiği günümüz dünyasında elde edilen değerli bilgilerin güvende tutulabilmesinde bu çözümler önemli bir rol oynamaktadır. Burada bilhassa sanallaştırmanın çok önemli bir konumu olduğunu da belirtmek isterim. Masaüstü sanallaştırma, ağ sanallaştırma ve uygulama sanallaştırma ve son olarak da veri

depolama sanallaştırma çözümleri sayesinde şirketler verilerini güvenle tutabileceği gibi herhangi bir sorun durumunda bu verilerin işlevselliğini de garanti altına alabilir. Tabii tüm bunlar için felaket kurtarma çözümlerinin de olmazsa olmaz bir şart olduğu da bir gerçek. Bu nedenle yatırımların bu teknolojiler dışında felaket kurtarma teknolojilerine yoğunlaştırılması da iş sürekliliğini sağlayacak önemli bir etmendir. Felaket kurtarma teknolojilerine yapılacak yatırımlar sayesinde işletmeler bir felaket anında veri kaybetmeyecek ve bu sayede faaliyetlerine kesintisiz bir şekilde devam edebilecektir. Son olarak tüm bu teknolojilerin doğru ve verimli bir şekilde dikeyde veya yatayda entegre edilerek güçlü bir BT entegrasyonuna yönelik yatırımların yapılmasının da yine çok önemli olduğunu belirtmek isterim. Bu güçlü entegrasyon sayesinde depolama, yedekleme, sanallaştırma gibi verinin hayat bulduğu tüm teknolojiler, mükemmel bir uyum içerisinde çalışabilir ve böylelikle bu çözümleri kullanan işletmelere güç katabilir. Biz de NetApp olarak şirketlerin iş sürekliliğini garanti altına alan lider yazılım ve uygulamalar geliştirmeye

devam ediyoruz. NetApp’ın kullanıcı dostu tümleşik veri depolama platformları düşük maliyetli, hızlı ve güvenilir bir yazılım desteği ile müşterilerinin faaliyetlerini kesintisiz bir şekilde yapmalarına yardımcı olmaktadır. Şirketler, NetApp Felaket Kurtarma ürünleri sayesinde, kullandıkları alandan yüzde 90 oranında kazanırken aynı zamanda enerji, soğutma ve ağ bant genişliği harcamalarını azaltabiliyor, yüksek erişilebilirliğe sahip bir depolama altyapısı kurabiliyor ve bu sayede beklenmedik herhangi bir sorun durumunda ticari faaliyetlerine devam edebiliyor.” Farklı teknolojilerin mükemmel bir uyum altında çalışmasını sağlayan entegrasyonun, süreklilik açısından büyük önem taşıdığının altını çizen Behçet Yumrukçallı, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Açıkçası günümüzde şirketlerin ‘süreklilik ve entegrasyonun’ bu bağını geçmişe nazaran daha iyi anladıklarını düşünmekteyim. Bu farkındalık artan bilgi birikimi sonucu doğal olarak her yıl daha da artmaktadır. Konu artık sadece mevcut verilerin yedeğini almanın ötesine geçti. Şirketler artık faaliyetlerine süreklilik katan çözümleri bir ihtiyaçtan

NetApp Türkiye Genel Müdürü Behçet Yumrukçallı çok zorunluluk olarak görüyorlar ve bu nedenle veri sıkıştırma (compression), veri tekilleştirme (deduplication) gibi verimliliği arttıran çözümlere her geçen gün daha fazla yöneliyorlar. Çünkü iş sürekliliği çözümleri sayesinde şirketler, BT yatırımlarında maliyet tasarrufu sağlayabildiklerinin ve operasyonel düzeyde de avantajlar elde edebildiklerinin farkına varmaya başladılar. Bu çözümlerin olası güven kayıplarına engel olması da şirketlerin bu altyapıları tercih etmesinin en önemli gerekçelerinden biri.”



16 DOSYA

BThaber

İş Sürekliliği ve Entegrasyon Yetkinliği

2 - 8 NİSAN 2018

İş sürekliliği planınız var mı? çeşitliliği, hacmi ve karmaşıklığı genişlemeye devam etmekte. Citrix Türkiye Genel Müdürü Altan Cengiztekin’in verdiği bilgilere göre, geleneksel yöntemlerin, günümüzdeki çok yönlü tehdit ortamında var olan karmaşıklıkları yeterli ölçüde ele almada yetersiz kaldıkları gözlemleniyor. Her kuruluş, BT bakımı ve ofis değişiklikleri gibi planlı olaylardan fırtınalar, kar fırtınaları ve salgınlar gibi ani acil durumlara, depremler, hortumlar, terör ve yangınlar gibi uyarı olmadan komple etki eden plansız olaylara kadar her türden büyük ve küçük kesinti olasılıkları ile

BT hizmeti sürekliliğini içeren iyi tasarlanmış bir iş sürekliliği planı günümüzde en önemli konulardan biri haline geldi. Böyle bir plan, işletmeleri finansal kayıplardan, itibar zedelenmesinden, üretkenlik kaybından ve zayıflamış müşteri ve iş ortağı ilişkilerinden korumaya yardımcı olur. İşletmeler günümüzde fidye yazılımı ve kötü amaçlı diğer yazılımlarla mücadele etmek adına milyarlarca dolar harcamakta ve siber tehditler, bu tehditlerin

Citrix Türkiye Genel Müdürü Altan Cengiztekin

05 NİSAN 2018 PERŞEMBE Hilton Hotel| 09:00 - 13:30

08:15 - 09:00

Kayıt ve Karşılama

09:00 - 09:05

BTvizyon’a Hoşgeldiniz

Tuğsen Fıstıkçı - Bilişim Zirvesi Şirketi, Etkinlik Yönetmeni

09:05 - 09:20

Küçük Teknolojik Dokunuşlar ve Büyük Etkileri

Ömer Çolakoğlu - Isısan A.Ş., Bilgi Teknolojileri Müdürü

09:20 - 09:40

Software Defined Datacenter‘a Yolculuk

Seçil Songur - Suse Linux, Türkiye Ülke Müdürü

09:40 - 10:00

Fidye Yazılımlarına Karşı Korunmanın Yolları

Özben Miçooğulları - Sonicwall Türkiye, Ülke Satış Lideri

10:00 - 10:20

Mekansal Bilişim Sektörü ve Netcad Çözümleri

Dr.Emin Bank - Netcad, Kurumsal Temsilci

10:20 - 10:40

Kobilerde Dijital Dönüşüm

Akın Sertcan - Logo Yazılım, İcra Kurulu Üyesi

10:40 - 11:00

Dinamik ve Akıllı Doküman & Bilgi Yönetimi

M. Gökhan Erdoğdu - MechSoft Türkiye, Yönetici Ortak

11:00 - 11:20

İş Süreçleri Yönetimi

Can Gülerman - Netoloji Yazılım, İş Ortakları Satış Yöneticisi

11:20 - 11:50

İletişim Arası

11:50 - 12:10

Enerji Sektöründe Güvenlik

İlmiye Nur Ayyıldız - EWE Holding, Bilgi Güvenliği Yöneticisi

12:10 - 12:30

Yönetilebilir Baskı Çözümleri

Uğur Türemen - Brother, Satış Yöneticisi

12:30 - 12:50

Bilişim Sektöründe Finansal Çözümler

M. Ozan Ercan- İnnova, Satış Öncesi Yöneticisi

12:50 - 13:10

Siber Güvenlik Evriminde Sonraki Adım

Emrah Eroğlu - Prolink, Kıdemli Ağ ve Güvenlik Uzmanı

13:10 - 13:20

Görüntü İşleme ile Gerçek Dünya Problemlerine Yönelik Çözümleme Yaklaşımları

Eray Hangül - Ayvos, Kurucu Ortak

Hediye Sunumu ve Kapanış

13:20 - 13:30

SPONSORLAR Pikare

DESTEKLEYEN

BASIN SPONSORU

ONLINE KAYIT

Katılım için online kayıt gereklidir.Online Kayıt için

w w w .bilisimzirvesi.com.tr/kayseri

.. . . BIZI TAKIP EDIN

/btvizyonanadolu

/btvizyon

www.bilisimzirvesi.com.tr

yüzleşiyor. Su veya elektrik kesintisi, değişiklik gecikmeleri ve mevsimsel soğuk algınlığı gibi görece küçük olayların bile büyük bir etkisi olabiliyor. Bu noktada şirketlerin mutlaka iş sürekliliği planına sahip olması gerektiğinin altını çizen Altan Cengiztekin, şu açıklamalarda bulundu: “Bu planın önemli ayaklarından biri de BT entegrasyon yetkinliğine sahip olmak ve bu yetkinliği artırabilmektir. İş sürekliliği planlaması geleneksel olarak veri merkezi için yük devretme ve felaket kurtarma üzerine odaklanmış olsa da, bu sadece resmin bir parçasıdır. İşletmeleri ayakta tutmak ve işletmek için, kuruluşlar, kesintileri en aza indirmek, güvenliği sağlamak ve kullanıcılar ve ekipler tarafından kesintisiz üretkenliği desteklemek için hem kurumsal önlemleri hem de teknolojileri kapsayan daha kapsamlı bir yaklaşım benimsemeli. Tam bir iş sürekliliği stratejisi için en iyi uygulamalar, iş sürekliliği takım yapısını, iş sürekliliği planlamasını, felaket kurtarma ve iş sürekliliği testini, kriz iletişimini ve çalışan güvenliği ve farkındalık programlarını ele almalı. Teknoloji tarafında, güvenli bir dijital çalışma alanı, kullanıcıların mevcut durumları için yalnızca doğru güvenlik ve esneklik dengesine olanak tanımak için içeriğe dayalı farkındalıkla, herhangi bir cihaz üzerinde, herhangi bir ağda veya bulutta, uygulamalarına ve verilerine sorunsuz erişim sağlayabilir. Başarılı iş sürekliliği programları, yöneticilerin bu planın geliştirilmesinde aktif rol oynamasını ve şirket liderliğinin de buna destek vermesini gerektiriyor. “İş sürekliliği kesinlikle herhangi bir organizasyon için stratejik bir işlev ve bu şekilde ele alınmalı Bu noktada Citrix çözümleri, işinizi mali kayıplar, hasarlı itibar, zayıf müşteri ve iş ortağı ilişkileri gibi sonuçlardan korur. Güvenli bir dijital çalışma alanı ile Citrix, kuruluşların iş kesintileri sırasında operasyonların sürekliliğini sağlamasına yardımcı oluyor. Citrix Workspace çözümleri, BT'nin tüm uygulamaları (Windows, web, SaaS ve mobil) yanı sıra herhangi bir cihazdan, herhangi bir ağdan veya buluttan veri ve hizmetleri güvenli bir şekilde sunmasını sağlıyor. Citrix teknolojileri, güvenlik operasyonlarını basitleştirmek ve aşağıdaki kilit alanlarda riski azaltmak için kapsamlı teknolojiler aracılığıyla işgücünün sürekliliğini destekliyor.”


BThaber

İş Sürekliliği ve Entegrasyon Yetkinliği

2 - 8 NİSAN 2018

DOSYA

17

Kesintisiz altyapı için nelere dikkat edilmeli?

Radore Kurucu Ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kubilay Akyol Türkiye’deki birçok işletmenin ve bireyin kesintisizlik ihtiyacı, iş süreçleri kesintiye uğrayıp aksaklıklar yaşandığı zaman akıllara geliyor. Oysa bir veri merkezi en başından beri kesintisizlik amacıyla yola çıkıyor ve gerekli önlemleri alıyor. Bu nedenle veri merkezlerinin ilk yatırımından itibaren yapılan çalışmalarda son teknolojik ürünler ve kesintisizliği garanti edecek yöntemler kullanılıyor. Artık hiçbir tüketicinin beklemek gibi bir ihtimali kalmadı. Çünkü rekabetçi yapıda internet üzerinden erişilebilen tüm servislerin bir muadili kullanıcılara sunulabiliyor. Müzik dinleme, film izleme gibi temel kültür sanat etkinliklerinin “on-demand” yani

talebe dayalı bir hal aldığı günümüzde, süreklilik işletmelerin bir numaralı önceliği halini aldı. Radore Kurucu Ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kubilay Akyol’un verdiği bilgilere göre, bu sürekliliği sağlamak için ise iyi bir yedekleme ve kurtarma çözümü kullanılması gerekiyor. Günümüzde özellikle internet üzerinden işlerini yürüten binlerce işletme için kesintisizlik büyük önem taşıyor. Yoğun trafiğin olduğu zamanlarda ise iyi bir sunucu yönetim teknolojisiyle hem itibar hem de ciro kaybı yaşamadan kesintisiz hizmet sunmak mümkün. Ayrıca internet üzerinde kritik servis ve uygulama çalıştıranlar, anlık ve yoğun trafiğe

sahip olanlar ve internet üzerinden servis sunanlar için yük dengeleme hizmetinden faydalanmak kesintisizlik ve iş sürekliliği için son derece önem taşıyor. “Biz yerel bir veri merkezi olarak tüm oyuncuların kesintisiz bir altyapıya kavuşması için nelere dikkat etmesi gerektiğini açıklıyoruz” diyen Radore Kurucu Ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kubilay Akyol, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Bu noktada çalışılan iş ortakları büyük önem taşırken, tüm sistemin yedekli olması ve olası bir felakette anında geri döndürülebilmesi gerekiyor. Radore’de fiziksel ve R-Cloud sunucuları yedekleyerek dijital operasyonları garanti altına almak mümkün. Windows, ESXi ve Linux tabanlı işletim sistemleri kullanan fiziksel sunucular ve R-Cloud sunucuları için tasarlanan Radore Yedekleme Servisleri, Deduplication ve Compression teknolojileri ile verileri yüzde 90’a kadar sıkıştırarak yüksek verim ile düşük maliyet avantajını birlikte sunuyor. 20 Gbit/s hıza ulaşan yedekleme network’leri ile yedekleme süresi oldukça kısalıyor. Yedekleme işlemleri 1Gbit/s kapasiteli bir bağlantı ile yedekleme için tasarlanmış VLAN yapısına aktarılıyor. Böylece kurumların internet erişimi süreçten etkilenmiyor. vRanger Pro ile alınan her yedekleme, şehir

dışında bulunan DR4100 Disk Backup Appliance’a da aktarılıyor. Böylece yedeklerin bulunduğu birincil yedekleme altyapısında aksaklık meydana gelmesi durumunda, yedeklerin güvenli bir şekilde korunduğundan emin olunuyor. Felaket Kurtarma çözümleri ise iş sürekliliğini açısından bir diğer önemli nokta. Bu hizmet ile bir uygulamaya ait BT altyapısının bulunduğu konumda deprem, sel gibi bir doğal felaketin meydana gelmesi durumunda altyapı en kısa sürede başka bir konumda faaliyete geçirilir ve devamlılık sağlanır. Radore Veri Merkezi olarak yüzde 99,99 uptime oranımızla iş sürekliliği konusunda müşterilerimize önemli bir avantaj sunuyoruz. Tamamen yedekli altyapı kurgumuz sayesinde Radore’ye enerji 3 ayrı noktadan geliyor ve yedekleniyor. Birebir yedekli ve otomatik geçişli transformatör sisteminin arkasında, şebeke gücünün kesildiği anlarda veri merkezine güç üretmek için hazır ve otomatik konumda bekleyen 3 adet 1.100 kVA’lık Caterpillar (CAT) dizel jeneratör bulunuyor. Bu jeneratörler için Radore’ye ait 3 adet 3,5 tonluk yakıt tankı ve 1 adet 70 tonluk MetroCity’ye ait paylaşımlı yakıt tankı bulunuyor. Güç kesintisi durumunda yakıt tanklarından biri aktif olarak kullanılırken, diğeri aktif olanı besleyerek kesintisiz güç sağlıyor.”

Değişen teknoloji karşısında doğru teknolojiyi yakalayın… İş yapış şeklinde hızlı ve kesintisiz olma özelliği taşıyan her büyüklükteki şirket, modern veri merkezine ihtiyaç duyuyor. Veri merkezi yatırımını erteleyen şirketler ise veri kaybı ve yetersiz veri korumanın yol açtığı sorunlarla uğraşmak zorunda kalıyor. Diğer yandan teknoloji her geçen gün değişiyor, gelişiyor. Veam Türkiye Ülke Müdürü Ozan İnan’ın verdiği bilgilere göre, şirketler açısından baktığımızda bir yandan yapılması gereken zorunlu bir yatırım diğer yanda ise hızla gelişen teknoloji karşısında doğru çözümü yakalamak, karar vericiler için zorlayıcı bir süreci beraberinde getiriyor. Örnek olarak siz firmanız için “A” teknolojisine yatırım yapıyorsunuz. Sonra “B” teknolojisi çıkıyor. “B” teknolojisi bir anda çok hızlı bir verimlilik ve iş kolaylığı sağlıyor. Ama siz bütçenizi kullanmış olduğunuz için bu değişime ayak uyduramıyorsunuz. Bu noktadan sonra artık gelişmelerden kopuyor ve mevcut altyapınızı da yeteri kadar değerlendiremiyorsunuz. “Dolayısıyla,

günümüzde özellikle KOBİ’ler sınırlı kaynaklarını ve altyapı yatırımlarını geleceğe dönük, geliştirilebilir şekilde planlamak zorunda” diyen Ozan İnan, şunları kaydetti: “Olmazsa olmaz altyapı yatırımlarını kendi bünyelerinde kurarken diğer uygulamaları bulut ve bunların servis sağlayıcıları üzerinden sağlama imkanları var. Bunların getirdiği avantaj ise şu; hizmeti sunan firmalar son teknolojiye yatırım yaptıkları için sizin satın alma yapmadan kısa ya da uzun dönemli kiralama yaparak bu yapıdan faydalanmanızı sağlıyor. Dolayısıyla, şirketinize yüklü bir maliyet getirmemiş oluyorsunuz. Değişken durumlardan etkilenen ve sınırlı kaynağını riske atamayan KOBİ’lerin bu çözümleri deneyip kullanmaları, risklerden kaçınmak için en doğru yöntem olarak değerlendirilebilir. Veeam’in her yıl düzenli olarak gerçekleştirdiği ‘Erişilebilirlik Raporu’ araştırması büyük çok uluslu şirketler de dahil birçok şirketin

geleneksel yedekleme ve kurtarma becerileriyle sorun yaşamaya devam ettiğini göz önüne seriyor. Bu da üretkenlik ve karlılığı etkilemenin yanı sıra dijital dönüşüm gibi stratejik girişimleri de engelliyor. Verilerin dijitale hale dönüştürülmesi büyük olanaklar sunuyor ama işletmeler de kullanıcıların gizlilik, erişilebilirlik ve benzeri endişelerini görmezden gelmemeliler. Kurumlar müşterilerinin onlara güvenmelerini ve buna devam etmelerini sağlayacak şekilde güçlü sistemleri olduklarından emin olmalılar. Günümüzde yaygın olan erişilebilirlik ve koruma uçurumlarını göz önünde bulundurarak BT’nin iş birimleri ve müşterilerin ihtiyaçlarını karşılamada sorunlar yaşadığını söyleyebiliriz. Bu BT yöneticilerini ve yönetim kurullarına cevap vermekle yükümlü kişileri büyük bir endişeye sevk etmeli. Veeam olarak müşterilerimize, bulut ve bağlantılı teknolojilerinden daha fazla yararlanarak şirketlerinin verimliliklerini artırmalarında destek

Veam Türkiye Ülke Müdürü Ozan İnan oluyoruz. Ayrıca buluta erişimlerini sağlayacak bulut hizmeti sağlayıcıları ile çalışmalarını, iş sürekliliği ve siber güvenlik kapsamında dünyanın en hızlı çözümlerinden BaaS (bir hizmet olarak yedekleme) ve DraaS (bir hizmet olarak felaket kurtarma) uygun maliyetlerle yararlanmalarını sağlayacak çözümler üretiyoruz.”


18 DOSYA

BThaber

İş Sürekliliği ve Entegrasyon Yetkinliği

2 - 8 NİSAN 2018

‘Kara gün’den en az zararla nasıl kurtuluruz?

Platin Bilişim Genel Müdürü Ayhan Bamyacı İş hayatında her şey normal seyrinde gitmeyebilir. Ülkemiz deprem kuşağında yer alıyor. Bulunduğumuz coğrafya adeta her zaman kaynayan bir kazan. Yangın, sel, terör olayları, virüs salgını, malware mağduru olma ya da hacker saldırısına maruz kalma, kısmi ya da tüm verilerin kaybı gibi beklenmedik afetlerle karşılaşma ihtimalini de göz önünde bulundurmak gerekiyor. Platin Bilişim Genel Müdürü Ayhan Bamyacı’nın

verdiği bilgilere göre, en kötü senaryoya hazırlıklı olmak, felaketle karşılaşılması durumunda en az zararla kara günden sıyrılmak için mutlaka yapılması gereken bir hazırlık. “Yatırım önceliklerini belirleyebilmek için iş sürekliliği planı hazırlığı yapılmalı ve ortaya çıkan tabloya göre karar vermek en doğru yöntem olacaktır” diyen Ayhan Bamyacı, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Bunun için öncelikle bir felaket olması halinde işimizin hangi kısımlarının ne ölçüde etkileneceğini sorgulamamız gerekiyor. Zamana duyarlı ya da kritik iş fonksiyonlarını ve süreçleri belirlemek en doğru yaklaşım olacaktır. Felaket anında bu hassas fonksiyon ve süreçleri sürdürebilmek için hangi kaynaklara ihtiyaç duyulacağının belirlenmesi gerekiyor. İş sürekliliği planı, ordunun her biriminin kendine göre hazırladığı savaşa hazırlık planı gibi kapsamlı ve detaylı olmalıdır. Nasıl bir ordu her an savaşa hazırlıklı olmak adına bu planları hazırlıyor ve güncel tutuyorsa, şirketler de benzeri bir hazırlığı işlerinin sürekliliğini sağlayabilmek adına yapmak zorundalar. Hazırlık

yapmayan, işinin yaşamına dair büyük bir risk alıyor demektir. Planda, her bir iş fonksiyonu ve sürecinin kaybı halinde operasyonel ve finansal olarak karşılaşılacak kayıpların yetkin yöneticilerin katılımı ile belirlenmesi ve yazılı hale getirilmesi, ardından da bu tabloya göre kritik önceliklerin belirlenmesi önem arz ediyor. Bilgisayar sistemlerimiz çalışmazsa kaybımız ne olur, nasıl telafi ederiz, atölyedeki makinelerin bir kısmı hasar görürse diğerlerinin kapasitesini artırarak üretimi telafi edebilir miyiz, tüm atölye su baskını, yangın gibi bir felaketten etkilenirse, stoktaki ürünlerimiz yeni bir üretim atölyesi buluncaya kadar bizi idare eder mi, etmezse felaket anında hizmet alabileceğimiz üçüncü parti şirketlerle şimdiden bağlayıcı sözleşmeler ya da karşılıklı dayanışma anlaşmaları yapmalı mıyız gibi birçok ihtimale karşın yapılabileceklerin belirlenmesi ve gerekli aksiyonların alınmasını temin etmek gerekiyor. Hazırlıklı olmak, felaket ile karşılaşıldığında sürpriz bir şekilde yakalanmaktan ve neyi nasıl yapmak gerektiğine karar vermek için

personelin ortalıkta koşuşturmasını önleyecektir. Belirlenen felaketten kurtarma stratejilerini gerçekleştirmek için ihtiyaç duyulacak tüm kaynakların da listelenmesi ve ilgili kaynakların haberdar edilmesi gerekiyor. Şirketler iş sürekliliği planı ve stratejisini ortaya koyduğunda BT yatırımlarının kendileri için ne derece kritik olduğu ve nasıl yatırım yapmaları gerektiği de buna göre ortaya çıkacaktır.” BT entegrasyon yetkinliği olmayan bir şirketle bu hazırlıkları yapmaya kalkışmanın, uzmanlığı cerrahlık olmayan bir hekime canını emanet etmekten farksız olduğunu kaydeden Ayhan Bamyacı, “İş sürekliliği birkaç kişiye havale edilen, hazırlıkların tüm şirketi ve tüm alanları ile kapsamayan şirketlerde, kötü niyetle değil belki ama yetersiz bilgi sebebi ile yanlış adımlar atılması, bu çalışmalar için yetkin olmayan şirketlerin tercih edildiğini zaman zaman görüyoruz. Bu konudaki farkındalığın artması gerekiyor. İşimizin sürekliliğini sağlamak için bu çalışmayı yapıyorsak, sütten ağzımız yanmadan doğru adımları, doğru partner ile atabilmek önemli” dedi.

İş akışları ve ihtiyaçlar ortaya konmadan iş sürekliliğinden bahsedilemez İş sürekliliğini, yani bir şirketin hem verimli hem de kesintisiz çalışmasını, iyi işleyen süreç ve standartlarla sağlamak mümkün. Bu süreç ve standartların aksaksız işleyişini en doğru şekilde sağlamak için BT yatırımları büyük önem kazanmakta ve her sektörün iş sürekliliğine dönük farklı otomasyon ihtiyaçları doğmaktadır. “İşletmeler BT yatırımı yaparken, öncelikle temel hizmetlerinin kesintiye uğramamasına dönük yatırımlarına ağırlık vererek işe başlamaktalar” diyen Ofisim Kurucusu ve CEO’su Serdar Turan, şunları kaydetti: “Üretim bandında üretimin durması, çağrı merkezinde çağrıların karşılanamaması, rezervasyon sistemlerinde rezervasyonun gerçekleşmemesi gibi sorunlar, bir şirkete hem gelir kaybı hem de müşteri memnuniyetsizliği olarak yansımakta. Ancak iş sürekliliğine yatırım sadece bu temel konuların otomasyonuyla bitmemektedir. Şirketler, ekiplerinin verimli ve kesintisiz çalışacağı bütün alanlarda iş sürekliliğine önem vermeli ve BT yatırımları yapmalılar. Artık bütün işlerini otomasyonla yürüten ve

verinin önemini bilen şirketlerin kazandığı bir dönemdeyiz. Örnek vermek gerekirse, saha satış ekiplerinin daha verimli, hızlı çalışmasını ve işlerin takibini sağlayacak teknolojik yatırımları yapmak da iş sürekliliği sağlamak adına önemlidir. Bir yatırım kararı verirken, öncelikle şirket için önemli olan iş akışlarını belirlemek, buradaki ihtiyaçları çıkarmak ve sonra bunların otomasyonunu planlayarak ilerlenebilir. İş sürekliliğinde izlenebilirlik de önem verilmesi gereken bir konudur. Raporlarla ve anlık uyarılarla işlerin ilerleyişi sürekli takip edilebilir olmalıdır. Ayrıca, şirket için önem taşıyan verilerin saklanması, sürekli erişilebilir olması, çalışanların her yerden ve her zaman tek bir ofisteymiş gibi çevrimiçi olarak çalışabilmesi de hem verimliliği arttırır hem de iş sürekliliğini sağlar. Bütün bu saydığımız hususları Bulut teknolojileri ve Bulut tabanlı servislerle adreslemek mümkündür. Veri kaybının yaşanmadığı ve verinin her yerden erişilebilir olduğu Bulut teknolojileri sayesinde, iş sürekliliğini düşük maliyetlerle

sağlamak artık mümkün. Şirketler bütün bu hususları dikkate alarak iş sürekliliğine dönük BT yatırımlarını önceliklendirebilirler.” Birçok şirketin yürüttüğü iş süreçleri olsa da bu süreçler arasında ilişki ve bütünlük olmaması ve sistemler arasında bir entegrasyon olmaması hem verimliliği hem de genel olarak sürekliliği olumsuz etkiliyor. Buradaki sorunun sebebini, “İiş sürekliliğine bir bütün olarak bakılmaması ve ilk başta yapılması gereken uçtan uca planlamanın tam yapılmaması” olarak açıklayan Serdar Turan, şu bilgileri verdi: “Bunun sonucu olarak da farklı sistemlerde tutulan ve her birimin kendi ihtiyacına dönük güncellediği, birbiriyle uyuşmayan veriler yığını ortaya çıkmaktadır. Verinin merkezileştirilmesi ve sistemler arası entegrasyon burada öne çıkmaktadır. Şirketlerimiz artık yeni yatırımlarını yaparken özellikle entegrasyona da önem vermekteler. Verinin bir merkezde tutulması ve sistemler arası veri akışının otomasyonla sağlanması ve iş akışlarının hiçbir manuel sürece yani insan hatasına gereksinim

Ofisim Kurucusu ve CEO’su Serdar Turan duymadan ilerlemesi, günümüzde iş sürekliliğinde artık dikkate alınan başlıca konular arasındadır. Özellikle Bulut Bilişim’e yatırım yapan şirketler tamamen bu vizyondan hareketle planlama ve yatırımlarını yapmaktadırlar. CRM ve insan kaynakları uygulamalarımızı kullanan müşterilerimizde de bu hassasiyetin öne çıktığını görüyoruz ve tamamen onların süreçlerine özel çözümler sunarak hem tek merkezden yönetim imkanı hem de diğer sistemleriyle entegre çalışan çözümler sunuyoruz.”


www.bilisimzirvesi.com.tr 26 NİSAN 2018 Perşembe

09:30-16:30

CVK Park Bosphorus Hotel

teknoloji platformu

Siber Liderler Siber Korsanların Önüne Nasıl Geçebilir?

PANELİ

Dijital dünyada karşımızda ciddi, zeki, sabırlı ve donanımlı hacker grupları var. Fidye yazılımlar, hayalet yazılımlar, iki yüzlü yazılımlar gibi kötü amaçlı programlarda ise artış yaşanıyor. Tehditlere karşı korelasyon, entegre sistemler, tehdit ve olası saldırıların önceden sezinlenmesi, her yerden ve her cihazdan akan her bilgiyi ve giriş noktasını denetleme gibi kavramlar giderek daha da önem kazanıyor. Bu noktada yöneticilerin tehdit ve saldırıları önceden tespit eden, önleyici ve entegre güvenlik vizyonu geliştirmeleri kritik önem taşıyor.

Katılım için online kayıt gereklidir. Online Kayıt İçin www. bi l i s i m zi rves i .com .tr/s i be rgu ve n l i k

PLATİN SPONSOR

Yavuz S. Selim YÜKSEL Bilişim Teknolojileri ve Siber Güvenlik Derneği Yönetim Kurulu Başkanı

Ahmet ÖZKAN Vakıfbank Teknik Müdür

Mustafa UÇAK İSBAK Haberleşme ve Güvenlik Teknolojileri Akıllı Şehir Koordinatörü

Yener KILIÇ Yapı Kredi BT Güvenlik Yönetimi Direktörü

/teknolojiplatformlari

/TPlatformlari

Yılmaz AK Hepsiburada Bilgi Güvenliği Müdürü


20

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

2 - 8 NİSAN 2018

Mobil dünya yeni uygulamalarla zenginleşiyor Mobil ortamda tüketicilere farklı avantajlar sunan ve yurtdışına açılma çalışmalarını yürüten Kuponsa’nın hedefinde İngiltere, Hindistan ve Suudi Arabistan var. Mobil teknolojilerin yaygınlaşması ile birlikte her geçen gün yeni yeni Ayhan Sevgi uygulamalara ve bu uygulamaları geliştiren yeni startup’ların kurulumuna neden oluyor. Bu konudaki yeni girişimlerden biri de Kuponsa. Kuponsa CEO’su Sadak Choudhury, sorularımızı yanıtladı. Kuponsa’nın çalışma prensipleri hakkında bilgi verebilir misiniz? Kuponsa, kullanıcılarına mobil uygulama üzerinden kupon kullandırarak, anlaşmalı işletmelerde bir ürün veya hizmet aldıklarında aynı ya da benzer ikinci ürünü ücretsiz almalarını sağlayan bir platform. App Store ve Google Play’den indirilerek, ücretsiz deneme sürümü hemen başlatılabilen uygulama, otel, restoran, kafe, SPA, güzellik merkezi, aktivite ve eğlence kategorilerinde 1200’den fazla kupon sunuyor. Bu kuponlara sürekli yenileri ekleniyor. Kullanıcı, uygulamanın listesinden istediği kategoriye ya da kriterlere göre işletmeyi seçiyor, kupon olarak tanımlanan ürün ya da hizmetten iki tane alıyor ve cep telefonu üzerinden kendi belirlediği 4 haneli pin kodunu uygulamaya giriyor. İşletme de kendi 4 haneli pin kodunu girerek kupon kullanımını onaylıyor. İşletme, kupon kullanılan ürün veya hizmetin bedelini düşerek faturayı kullanıcıya iletiyor. Kuponsa, müşteri memnuniyetine çok önem veriyor. Bu yüzden

yalnızca seçkin işletmelerle çalışıyor. “Az Harca Çok Yaşa” sloganıyla yola çıkan Kuponsa uygulaması, tasarruf ettirmenin yanı sıra kullanıcılarına şehirde değerlendirebilecekleri farklı seçenekler için bir rehber görevi görmeyi ve hayatlarına değer katmayı amaçlıyor. Bu kapsamda ne tür bir gelir modeliniz var? Kuponsa’nın kullanıcı üyeliğine bağlı bir gelir modeli var. Kullanıcılar Silver ve Gold gibi paketleri satın alarak paket kapsamındaki binin üzerindeki kuponu istedikleri zaman kullanma hakkına sahip oluyorlar. İşletmelerden herhangi bir komisyon ya da üyelik bedeli almıyoruz. Üye işyerleri ağırlıklı olarak gıda ve eğlence kurumları ile otellerden oluşuyor. Bu yelpazeyi genişletme gibi bir çalışmanız var mı? Kullanıcılarımızın istek ve ihtiyaçlarını karşılamak, bizim birinci önceliğimiz. Biz Kuponsa’yı insanların en çok ihtiyaç duyduğu 4 şey üzerine kurduk… Yemek yemek, konaklamak, rahatlamak ve eğlenmek. Bu düşünceyle üye işletmelerimizin yüde 70’'ini restoran ve kafelerden oluşturduk, yüzde 20 aktivite ve eğlence. Kalan yüzde 10 ise SPA, güzellik merkezi ve otel kategorilerine ait işletmeler. Kullanıcılarımızın kullanmayı en çok tercih edeceği kuponların yeme ve içme üzerine olacağını bildiğimiz için tekliflerimizi, ağırlıklı olarak bu kategoriye yoğunlaşarak oluşturuyoruz. Ama diğer kategorilere baktığınızda çok çeşitli ve birbirinden çok farklı işletmeleri ve kupon

seçeneklerini görebilirsiniz. Kullanıcılarımız için ilgi çekici işletmeler bulmaya ve işletme yelpazemizi çok geniş tutmaya çalışıyoruz. Her çeşit damak zevkine hitap eden restoranların yanı sıra fotoğrafçılık, ebru ya da dövme yapım kurslarından boks, yoga, pilates ve dans derslerine; sanal gerçeklik deneyiminden kaçış oyunlarına, boğaz turlarından buz patenine, karaokeden konser biletine kadar her şey var. Kategoriler kendi içlerinde zengin oldukları için kategorileri arttırmak durumunda kalmadan kullanıcılarımızın ihtiyaçlarına çok çeşitli şekilde karşılık verdiğimizi düşünüyoruz. Üye şirket sayısı ve kullanıcı sayısında nasıl bir hedefiniz var? 2017 yılı için üye işletme hedefimiz 300 rakamına ulaşmaktı ve küçük bir ekip olmamıza rağmen bunu başardık. Şu anda platformumuzda İstanbul’un iki yakasında toplam 300’den fazla işletme bulunuyor. Şimdilik sadece İstanbul’dayız ama yakında Türkiye’nin diğer büyük illerine de yayılmak ve asıl hedefimizi gerçekleştirerek global bir platforma dönüşmeyi planlıyoruz. 2018 yılında uygulamamıza 500 üye işletme daha eklemeyi hedefliyoruz. Büyüme stratejimiz kapsamında 2018’de aktif kullanıcı sayımızı 20 bin kişinin üzerine çıkarmayı hedefliyor, daha çok sayıda kurumsal iş birlikleri geliştirmeyi planlıyoruz. Bu hedefe ulaşmada ne tür

stratejiler izleyeceksiniz? Hedeflerimizi gerçekleştirmek için çizdiğimiz yıllık bir yol haritası var. Öncelikle, birinci odak noktamız ürünümüzün sürekli iyileştirerek değerini arttırmak, beraberinde marka bilinirliğimizi arttırmaktır. Ücretsiz ürünler aracılığıyla potansiyel kullanıcılarımızın bizimle tanışmasını sağlamak, belirli kullanıcı segmentlerini hedefleyerek onlara özel tanıtımlar yapmak ve uluslararası pazarları keşfetmek bu yol haritasının diğer önemli kısımları. Hedefimiz, uygulamamızdan en çok fayda sağlayacak kullanıcı kitlesiyle uygulamamızı buluşturmak ve kullanıcının kupon kullandıkça, tasarruf ettikçe uygulamanın değerini anlaması için ortam yaratmaktır. Kullanıcılarımız, üye işletmelerimiz ve kurumsal ortaklarımız yaptığımız her şeyin kalbindedir. Hepsi için vazgeçilemeyecek bir platform olmayı arzu ediyoruz. Kuponsa’nın yatırımcı profili konusunda bilgi verebilir misiniz? Yerli ve yabancı yatırımcılara açılma gibi hedefi var mı? Bildiğiniz gibi bir startup için yatırım almak ve sermayeyi arttırmak en büyük baş ağrısıdır. Neyse ki kendi sermayemizle başlattığımız bu startup’ı şimdiye kadar çok iyi bir şekilde yürütebildik ve iyi bir noktaya geldik. Bundan sonrası için elbette dış yatırımcılar arıyoruz ve bu konuda görüşmeler yapıyoruz. Türkiye için yerel bir dış yatırımcıdan destek almak harika olur ama sadece yerel yatırımcılarla sınırlı değiliz. İşimizi bir

sonraki seviyeye taşımak ve globalleşme hedeflerine de ulaşmak amacıyla uluslararası yatırımcılar arıyoruz. Kuponsa’nın yurtdışı hedefleri konusunda bilgi verebilir misiniz? Öncelikli odağımız elbette işimizi hayata geçirdiğimiz İstanbul’da ve Türkiye’de hedeflerimize erişmek ve daha çok mutlu kullanıcıya sahip olmak. Mali ve operasyonel açıdan imkanlarımızı esas olarak buraya kanalize etmiş durumdayız. Ancak kuruluş hedeflerimizin çekirdeğinde yer alan global bir platforma dönüşme hedefimiz için de şimdiden harekete geçmiş bulunmaktayız. İlk aşamada yayılmayı planladığımız ülkeler İngiltere, Hindistan ve Suudi Arabistan. Bunlardan İngiltere ve Hindistan’da üye işletme ve test çalışmalarına başladık bile. İkinci aşamada ise ABD ve Avustralya var. Global bir platforma dönüştüğümüzde aktif olduğumuz tüm ülkelerde kullanıcılarımız hizmetlerimizden sınırsızca yararlansın istiyoruz. Örneğin Türkiye’de paket satın alan biri İngiltere’ye ya da Amerika’ya gittiğinde de oradaki tekliflerini aynı uygulama üzerinden kolayca kullanabilecek. Bu en büyük hayalimiz.

Yatırımcı ilişkilerinde yeni dönem Albaraka Türk, Android ve iOS akıllı telefonlarda kullanılabilen interaktif yeni yatırımcı ilişkileri uygulaması “Albaraka IR” uygulamasını müşterilerinin hizmetine sundu. Albaraka IR uygulaması ile banka müşterileri, bankanın operasyonları ve performansı

hakkında birçok kapsamlı ve güncel bilgiye ulaşabilecek. Dijital yatırımcı ilişkileri mobil uygulaması, bankanın da son finansal sonuçları, hisse senedi fiyatı, hisse senedi performansı, kurum haberleri, kurumsal yönetim gibi gelişme ve güncellemelere erişilmesi için kullandığı

platformlardan biri. Albaraka IR, banka müşteri ve yatırımcılarının; banka hisse fiyatının tarihsel değişimini, sürdürülebilirlik girişimlerini, analist listesini, genel kurul bilgilerini ve takvim etkinliklerini de görmeyi sağlayan interaktif ekranlar içeriyor.

Albaraka Türk Genel Müdürü Melikşah Utku, “Yeni yatırımcı ilişkileri uygulamamız Albaraka IR ile yatırımcı ve paydaş topluluğumuzu şeffaf, kullanışlı ve kapsamlı bir iletişim anlayışıyla birleştirecek dijital bir platform olarak hizmet vermeyi amaçlamaktayız” dedi.



22

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

2 - 8 NİSAN 2018

Sigortanız olsun, riskler Özel Entegratörler Kurulu 16. Toplantısı derdiniz olmaktan çıksın Siber risk sigortasının Türkiye’de finansal kurumlar başta olmak üzere veri saklayan, internet sistemleri üzerinden hizmet veren tüm kurumlarda yaygınlaşmaya başladığına işaret eden IBS Sigorta ve Reasürans Brokerliği Genel Müdürü Murat Çiftçi, özellikle enerji, güç sistemleri ve madencilik endüstrisinin siber tehditlere açık olduğu gerçeğine dikkat çekti. Siber tehditlerin yaratacağı zararın boyutlarını tahmin etmenin zor olduğunu hatırlatan Çiftçi, şirketlerin sigortanın kapsamına dair bilgilendirilmesinin ve farkındalığın arttırılmasının önemine değindi. Çiftçi; şu uyarılarda bulundu: “Enerji sektöründeki olası siber olay kaynaklı hasarların çalışanlar ve müşterilere ait kişisel verilerin ihlali,

veri kaybı, itibar masrafları, BT araştırma ve hukuki danışmanlık masrafları, fidye ödemeleri, iş durması ve kâr kaybı gibi fiziksel olmayan zararlar ile üretim sistemlerinin durması, ekipmana gelen zararlar, patlama ve infilak, bedensel zararlar, uzaktan yönetilen operasyonlara erişimin engellenmesi, kuyu kontrol zararları gibi fiziki sonuçlar doğurabileceğini biliyoruz. Son dönemde yaşanan siber hasarlar çok yüksek BT bütçelerine sahip organizasyonların bile siber saldırıların kurbanı olabileceğini gösteriyor. Sigorta sektörü hem bu alanda geliştirilmiş sigorta ürünleri hem de farklı risk transfer yöntemleri ile kurumlara yüksek teminat bedelleri sunabiliyor.”

e-Dönüşüm Komitesi Özel Entegratörler Kurulu 16. Toplantısı, 22 Mart Perşembe günü EDM Bilişim’in ikinci kez ev sahipliğiyle Holiday Inn Şişli Oteli'nde gerçekleşti. Moderatörlüğünü BThaber Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi'nin yaptığı toplantı, EDM Bilişim Genel Müdürü Özcan Ermiş’in açılış konuşmasıyla başladı. e-Dönüşüm Komitesi Koordinatörü M. Göker

Sarp’ın Özel Entegratör ve Etik Politikalar Çalışma Grubu toplantıları ile ilgili verdiği güncel bilgiler ve Etik Politikalar Çalışma Grubu Üyelerinden İşNet İç Denetleme Grup Müdürü Cem Ergül’ün sektör etikleri çalışmalarının son durumu ile ilgili paylaşımlarından sonra düzenlenen birinci oturumda Özel Entegratör temsilcileri, gündem ile ilgili yorumlarını paylaştılar.

Etkinliğin ikinci oturumunda Gelir İdaresi Başkanlığı Temsilcisi Şahin Engin Uysal’ın da katılımıyla, özel entegratör temcilsileri ile birlikte gündemdeki birçok konu ile ilgili görüş alışverişi yapıldı ve yakın dönem planları konuşuldu. Özel Entegratör Kurulu, sektör etikleri ve iş geliştirme toplantıları periyodik olarak düzenlenmeye devam edecek.

GÖRÜ Ş Veritabanı sistemlerindeki tehlike ve riskin farkında mısınız? * Ömer Çolakoğlu Bilişim sektöründe son günlerin popüler konuları malum bilgi güvenliği, siber güvenlik, siber saldırılar gibi kavramlar. Üstelik bu kavramlar sadece birer popüler söylemler değil aynı zamanda gerçek hayatta da birçok kurumun canını yakacak şekilde günlük hayatımızda karşılaştığımız konular. İşte tam da bu noktada genel kanı şu ki siber güvenlik tarafında odaklanılan nokta hep dışarıdan gelebilecek saldırı ve tehditler oluyor. Ona göre önlemler alınıyor. Portlar kapatılıyor firewall cihazları iyileştiriliyor. Şimdi biraz kafanızı karıştırayım. “Ya düşman içerideyse?” Tabi ki aynı şirkette çalıştığınız birlikte çay içtiğiniz insanlara potansiyel hacker gözüyle bakmak insanın ruh halini ne noktaya getirir tahmin edersiniz. Ama bunu yapmamak demek bu duruma önlem almamayı da gerektirmiyor. Konuyu biraz daha açalım. Şirketlerin en önemli verileri genelde çalıştıkları sistemlerin veritabanlarında tutuluyor. Veritabanlarına bağlanmak için ise dört şey gerekiyor. 1-Fiziksel bağlantı (Network) 2-Açık port 3-Kullanıcı 4-Şifre Dışarıdan gelecek saldırılara karşı fiziksel bağlantı olsa bile veritabanı bağlantı portlarını kapalı tutabilirsiniz böylece saldırgan içeriye giremez. Ama içerde olan biri için ilk 2 aşama zaten geçilmiş durumda olup kullanıcı adı ve şifrenin tahmin edilmesi kalmaktadır. Burada belli veritabanları için standart sistem yöneticisi kullanıcıları vardır ve bu kullanıcılar disable konumda tutulmalı ya da çok karmaşık şifreler verilmeli ve bu şifreler mühürlü bir zarfta kasada saklanılmalı ve unutulmalıdır. Kullanıcı adı ve şifreyi kırmak içeriden saldıran biri için sanıldığının aksine çok da zor değildir. Neden mi? Bugün Brute Force dediğimiz yöntem ile şifre denemeleri yapılmakta ve sistem bilinen sistem yöneticisi kullanıcısı için her kombinasyonda şifreler denemekte ya da internette bolca bulabileceğiniz en çok kullanılan şifrelerin bulunduğu şifre sözlüklerindeki şifreleri denemektedir. Saldırgan içeriden bu işi yaptığı için birincisi sistem çok hızlı çalışmaktadır. Öyle ki

internet üzerinden yapılan bir Brute Force saldırısında saniyede 2-3 şifre denenirken bu sayı yerel ağ üzerinden yapılan saldırılarda sıradan bir bilgisayar ile 5 binin üzerindedir. Şimdi basit bir hesap yapalım. Örneğin sadece küçük harflerden oluşan 5 karakterli bir şifreniz var. 26 harfin 10 farklı kombinasyonu. 26x26x26x26x26= 11.881.376 farklı kombinasyon demek. Şifrenin kırılma süresi: 11.881.376/(5000)/60 = 39 dakika. Şimdi şunu soruyorsunuzdur. “5 karakterli şifre mi olur?” Doğru olmaz. Ama 5 karakterli şifreyi kıran biri için 15 karakterliyi kırması için ihtiyacı olan şey sadece zamandır. Ya da farklı kobinasyonları birden fazla bilgisayarda paralel çalıştırmak. Dolayısıyla bizim şifre denemesi yapan kişiyi tespit etmeye ihtiyacımız var. Neyse ki veritabanları Brute Force ile gelen saldırıları tespit etmemiz için bunları logluyor. “Login failed for user…” diye başlayan logları fazlaca görürsek biliniz ki büyük ihtimal saldırı altındayız.” Peki bir sistem yöneticisi oturup akşama kadar loglara mı bakacak? Tabi ki hayır. Bütçeniz varsa çeşitli log okuma ve analiz etme sistemleri mevcut? Tabi hatırı sayılır bütçelere. Şayet bütçeniz yoksa birkaç saatinizi ayırarak veritabanı üzerinde çalışan log okuyan ve “Login failed for user…” gibi logları tespit edip size haber veren, dahası bu IP’den gelen istekleri engellemek adına kara listeye ekleyen ve şifreyi tahmin etse dahi sisteme girmesine izin vermeyecek bir yapıyı bedava yapabilirsiniz. Nasıl mı? Konu ile alakalı gerek benim gerek başkalarının makaleleri ve uygulamaları mevcut. İnternette bulabilirsiniz. Ben buradan farkındalık oluşturmaya çalıştım sadece. Veritabanınıza girildiğinde sadece verilerinizin silineceğini, değiştirileceğini ya da çalınacağını düşünüyorsanız orada da yanılıyorsunuz. Zira sunucunuza format atmadan, domain yöneticisinin şifresini değiştirmek bir tarafa mevcut şifrenin ele geçirilmesine kadar risk altındasınız demektir. Peki veritabanı güvenliği sadece Brute Force mu? Maalesef daha farklı yöntemler de var. Fırsatım olursa yine bu mecrada, diğer konularda da yazmak isterim.

*ISISAN Bilgi Teknolojileri Müdürü.


"TURNET'ten 600 bin dolar gelir bekliyoruz"

Bu sayıda». Cadet, elektronik tasanın alanında (Sayfa 7) • Enter, 'sistem bûtünleştirme'de karar kıldı (SayfaU) Beyaz İletişim, ağ ürünleri dağıtıcılığı yapacak

Ulaştırma Bakanı TURNET ile ilgili ilk demecini BT/haber'e verdi

(Sayfa 12)

• 53- Hükümet'te Ulaştırma Bakanı olarak görev yapan Zonguldak DYP Milletvekili Ömer Barutçu ile TURNET, Enformasyon Master Planı ve 1996 yılı içinde Bakanlığın yapacağı BT yatırımlan konularında görüştük.

Şubat 1996 tarihli yazıda belirtilen En­ formasyon Teknolojileri Master Pla-

(Sayfa 20)

nı'nın hazırlanmasına ilişkin çalışmala­

• Karma grubunun 1996 hedefi, 900 milyon dolar ciro

1996 yılı sonuna kadar -yaklaşık 6 ay­

Barutçu, konuyla ilgili bir çalışma

(Arka

lık bir dönem- Türk Telekom (TT) ola­

grubunun oluşturulduğunu ve ayn

rak TURNET'ten bekledikleri gelirin

tarihlerde iki toplantı yapıldığını söy­

500 ile 600 bin dolar olduğunu söyledi

ledi.

Kültür devrimi mi, promosyon aldatmacası mı? Son günlerde günlük gazetelerin 'kültür

bir kampanyada 'bilgisayar' ve 'bilgi çağım ya­

devrimi', 'bilgisayar çağına atılan adım' slogan-

kalama' sözlerinin geçmesi, kullanıcıların bek­

larıyla

duyurmalan,

lentilerini karşılamaması açısından yanıltıcı

Türkiye BT sektöründe tepkilere yol açtı. Ve­

bulunurken, BT sektörünün sağlıklı gelişimini

rilen ürünün hangi konfıgürasyon özelliklerini

de olumsuz etkileyeceği savunuluyor.

taşıdığının net olarak açıklanmadığı böylesi

(AyrtnUh haber sayfa 4'te)

Internet artık özel sayfalarda Bu sayımızdan itibaren BT/haber'de yeni bir bölüm oluşturduk. BT/haber'de özel bir yere sahip. Internet sayfalarında internete

Tübisad, önümüzdeki 5 yıl içinde

ilişkin tüm haberleri, konunun uzmanlarının görüşlerini aktardıktan

orta ve uzun vadede en önemli

köşe yazılarım, çeşitli Internet adreslerini bulabileceksiniz. Aynca,

stratejik hedefini ve çizgisini belirle­

"Netman" de Internet sayfalarının konuğu olacak ve "Net" yazılar

di. Geçtiğimiz hafta yapılan Arama

hazırlayacak.

Konferansı'nda danışmanlar heyeti­

(Internet sayfaları 16-l7de)

nin aldığı karar doğrultusunda Tübisad'ın önümüzdeki 5 yıl içindeki

hedefi, Türkiye'nin bilişim, üretim

Telnet'ten Europay için çözüm

ve tüketiminin Gayri Safi Milli Hası­ la içinde şu anda ortalama binde 6 düzeyinde olan payım yüzde 2'lere

Merkezi Belçika'da bulunan Europay, bir Türk şirketi olan Telnet'in geliştirdiği yazılımı Avrupa ülkeleri başta olmak üzere bütün şubelerinde

haber

sayfa

3'de)

.

sayfa)

• Nebim, eğitimi bayilere devrediyor

(Ayrıntılı haber sayfa 2'de)

(Arka

sayfa)

Oracle, veri ambarı ve gelecek... Oracle'ın Veritabanı Teknolojileri Baş­ kan Yardımcısı Jnan Dash, geçtiğimiz hafta bir seminer vermek üzere Türki­ ye'deydi. Köşe yazarımız Sinan Oymacı, BT/haber okurlan için Jnan Dash ile bir söyleşi yaptı.

(Ayrıntılı haber sayfa 10' da)

E C N A Ö T L F I Y A H 2 2 BU

Tübisad, yeni kimlik arayışında

Giderek gündemde daha fazla yer almaya başlayan Internet, artık

(Ayrıntılı

• Siemens Nixdorf /Türkiye, PC pazarında iddialı

Gazetelerin kampanyasına BT sektöründen tepki

başlayacak.

(Sayfa 15)

• Başbakan Tansu Çiller imzasıyla 4

ve "Bugüne kadar TT'ye 48 kişi ve ku­

kullanmaya

günlerine dönme çabasında

rın devam ettiğini de kaydeden Bakan

• Ulaştırma Bakanı Ömer Barutçu,

bilgisayar vereceklerini

• AST Research, eski

ruluş servis sağlayıcı olmak için resmi olmayan başvuruda bulundu" dedi.

çıkarmak.

(Ayrınntılı haber sayfa 6'da)


BThaber

24 BT TRENDLERİ

2 - 8 NİSAN 2018

İçerİk yönetİm sİstemİ seçİmİnde 5 krİter *Fevzi Öztürk Dokümanlar ve yapısal olmayan içerikler her şirketin sahip olduğu en önemli değerlerdir. Bir şirketin ana iş süreçlerinin, karar mekanizmalarının ve müşterileri ile iletişimlerinin temelinde bu belge ve bilgiler yer alır. Şirketler için çok yüksek hacimlerdeki bu belge ve bilgileri, yasal düzenlemelere de uyumlu olarak yönetmek hala çözülmesi gereken en büyük sorunlardan biridir. Kurumsal İçerik Yönetim Sistemi kullanmayan bir şirket kendini, içerikler ve dokümanlar hakkında tüm bilgiye sahip olan çalışanların insafına kalmış durumda bulacaktır. Kurumsal İçerik Yönetim Sistemi kullanan şirketler için ise ilgili içeriği bulmak, erişmek ve içerikte değişiklik yapmak, basit bir arama işlemi yapmak kadar kolaydır. Kurumsal İçerik Yönetim sistemleri içeriği merkezi olarak tek bir yerde saklanmasını ve yönetilmesini sağlar. Bu özellik sayesinde bir içerik değiştirildiği anda kullanıldığı tüm yerlerde otomatik olarak güncellenir. İçeriğe erişen tüm kullanıcılar her zaman içeriğin en güncel haline ulaşabilirler. Forrester Consulting tarafından yakın zamanda gerçekleştirilen bir araştırmaya göre kurumsal içeriği şirket dışı paydaşlar ile paylaşmak artık bir standart haline gelmiştir. Fakat bu durum yasal düzenleme ve mevzuat uyumluluğu ile kurumsal veri ve içeriğin güvenliğinin sağlanması konularını ön plana çıkartmaktadır. Kurumsal İçerik Yönetim sistemlerinin ortaya çıkışından bu yana uzun yıllar geçmiş olmasına rağmen şirketler hala en basit kurumsal içeriklerin bile yönetimi konusunda baskı ve endişe yaşamaktadır. Aynı araştırma kurumsal içerik yönetimi alanında iki önemli konuya işaret etmektedir: “Kurumsal içeriklere kurum paydaşlarına güvenli erişim olanağı sağlamak” ve

“Sürekli artan ve değişen yasal zorunluluklara uyum sağlamak.” Daha önce kâğıt dokümanlar, ortak klasörlerde yer alan elektronik dokümanlar ya da elektronik postalar ile yürütülen süreçlerin üzerinde kontrolü sağlamak şirketlerin süreçlerindeki verimliliğe doping etkisi yapmaktadır. Bu durum şirketlerin müşterileri, tedarikçileri ve iş ortakları ile kurumsal içeriklerin paylaşımında Kurumsal İçerik Yönetim sistemlerinin kullanımını teşvik etmektedir. Günümüzde her çalışan aynı zamanda bir içerik üreticisidir. Üretilen bu kurumsal içeriklerin tüm birimlerde ve iletişim kanallarında tutarlı bir şekilde yönetilmesi daha da zorlaşmıştır. Ancak bu, özellikle bir kurumsal içeriğin pek çok anlama gelebildiği ve kullanıldığı yere bağlı olarak farklı anlaşıldığı ve ele alındığı dikkate alındığında, her şirketin üstesinden gelmesi gereken bir zorluktur. Temel olarak bir içerik yönetim sistemi şirketlerin

sahip oldukları kurumsal içeriği saklamak, yönetmek ve erişimini sağlamak için hazırlanmış yazılımlardan oluşur. Şirket içindeki sıradan bir kullanıcı için içerik yönetim sistemi, kolay kullanımlı bir ara yüz ile içeriğe ulaşılan ve içerikler üzerinde çalışılan, fakat arka planda neler olduğu ya da olması gerektiği hakkında bir fikir sahibi olması gerekmeyen bir sistemdir. İçeriklerin geçerlilik süreleri dolduğunda, çalışanların pozisyon ya da departman değiştirdiklerinde ya da şirketten ayrıldıklarında içeriklerin erişim ve yönetimi değişmeyeceğinden, kurumsal içerik yönetim sisteminin yararları uzun vadede daha iyi anlaşılır hale gelir. Tüm bu nedenlerden dolayı, kurumsal içerik yönetim sistemlerine yapılan yatırım, bir şirketin yaptığı en önemli teknoloji yatırımlarından biri olarak görülmelidir. Sonuç olarak şirketler bu derece önemli bir yatırım için kurumsal içerik yönetim sistemlerinde hangi özellikleri aramalıdır? Kurumsal yapısı ve iş yapma biçimleri ile her

şirket farklıdır. Bu nedenle her şirket kurumsal içerik yönetim sistemi yatırımında seçimini kendi beklentileri ve başarı kriterleri doğrultusunda yapmalıdır. Bu yazımda kurumsal yapı ve iş yapma biçimlerinden bağımsız olarak her şirketin bir kurumsal içerik yönetim sistemi yatırımı yaparken mutlaka değerlendirmesi gerektiğine inandığım en önemli 5 özelliği sıralamak istiyorum. Kolay Kullanım Bir kurumsal içerik yönetim sistemi, teknoloji ile içli dışlı olan kullanıcılar kadar sıradan bir şirket çalışanı için de kolay kullanılabilir olmalı. Kullanıcılar içerik yönetim sistemi ile çalışırken kendilerini rahat hissetmeli ve yeni bir sistemin iş hayatlarına girişine direnç göstermemeli. İçerik ve Kullanıcı Yönetimi İçerik yönetim sistemi farklı profildeki kullanıcıların işlerine yapmak için ihtiyaçları olan fonksiyonları sağlayabilmeli. İçerik oluşturmak, yüklemek, aramak ve erişmek, yeni versiyonlar oluşturmak,

içerik raporları oluşturmak ve içerik ile ilişkilendirilmiş üst-veri bilgileri ile çalışmak için gerekli fonksiyonlar içerik yönetim sistemi tarafından sağlanabilmeli. Genişletilebilirlik Şirketlerin yapması gereken yatırımın büyüklüğü dikkate alındığında, içerik yönetim sisteminin sadece bugün ve kısa vadede değil, uzun vadede de şirketin büyümesine paralel genişletilebilir ve büyüyebilir olmasına dikkat edilmeli. Entegrasyon Kolaylığı Yapılan araştırmalar kurumsal bir içeriğin en az 5 farklı sistem tarafından kullanıldığını gösteriyor. İçerik yönetim sistemi şirketin mevcut ve gelecekteki IT sistemleri ile entegrasyonu, endüstri standardı entegrasyon yöntemleri ile desteklemeli. Güvenlik ve Destek Kurumsal içerik yönetim sistemleri ticari değere sahip, yasa ve mevzuatlar ile belirli biçimlerde korunması gereken çok büyük miktarda içeriği barındırır. Bu nedenle içerik yönetim sisteminin her seviyede gerekli güvenlik önlemlerini içerdiğinden emin olunmalı. Tüm BT sistemlerinde çeşitli nedenlerden kaynaklanabilecek servis kesintisi kaçınılmaz. Bir servis kesintisi anında gerekli desteğe erişilebileceğinden emin olunmalı. Desteğe ihtiyaç olduğu anda bir telefon ile ulaşıp konuşabileceğiniz ve sorunun çözümü için birlikte çalışabileceğiniz bir destek birimi olmalı. Her bir içerik yönetim sistemi birbirinden farklı özellikler ve yöntemler içermektedir. Kurumsal içerik yönetimi için tercih edilecek sistem ve üreticisinin, sağladığı tüm fonksiyonlardan öte yukarıda sıralamaya çalıştığım 5 özelliği sunması gerektiğine inanıyorum.

* PaperWork Operasyon Direktörü



BThaber

26 KARİYER Bölgenin yeni sorumlusu Amir Kanaan Kaspersky Lab bünyesinde META (Orta Doğu, Türkiye ve Afrika) Bölgesinden Sorumlu Genel Müdürü olarak Amir Kanaan atandı. Öncesinde Orta Doğu’dan Sorumlu Genel Müdür olarak görev yapan Kanaan, önceki META Bölgesinden Sorumlu Genel Müdür Maxim Frolov’un sorumluluklarını üstlenecek. Frolov ise bir süre önce Kaspersky Lab Global Satışlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı pozisyonuna getirilmişti. Amir Kanaan, 1 Mart 2018 tarihinde başlayan yeni görevinde; şirketin Orta Doğu, Türkiye ve Afrika bölgesindeki ülkelerde siber güvenlik farkındalığını yayma amaçlı stratejik hedeflerine yönelik çalışmalarına devam edecek. Kanaan ayrıca, Kaspersky Lab’in kurumsal ve tüketici ürünlerinin yanı sıra tehdit istihbaratı servislerini de öne çıkararak şirketin bölgedeki liderliğini pekiştirmek için çalışacak.

Cam tavanı kırıp geçme vakti geldi! Kadınların engellenmiş kariyer ve azimlerini tanımlayan "cam tavan" ifadesinin ilk kullanılışının 40’ıncı yılında, 2018 Dünya Kadınlar Günü’nde ACCA (Association of Chartered Certified Accountants - Fermanlı Ruhsatlı Muhasebeciler Birliği), iş dünyası liderlerine “çeşitlilik ve sosyal hareketlilik konularında gerçek ve ölçülebilir ilerleme gösterilmesi” çağrısında bulundu. ACCA İcra Başkanı Helen Brand, 2018’in 'cam tavan' ifadesinin dünyada ilk kez yönetim danışmanı Marilyn Loden tarafından kullanılışının 40'ıncı yıldönümü olduğunu belirterek, “Gelecekte süreklilik içinde ilerleme kaydetmesini istediğim en önemli konu, kadınların kariyer merdivenlerinin cam tavanı kırıp geçebilmesi” dedi. ACCA’nin maaş eşitsizliği ve yönetim katında çeşitlilik gibi konularda belli ilkeler ortaya koyduğunu belirten Helen Brand, önde gelen denetim ve danışmanlık firmalarında yetenek yönetimi üzerine yayınladıkları son rapor “Generation Next” ile bu alanda gerçekleştirilen başarılı uygulamaların vurgulandığını hatırlattı. Söz konusu rapor, bu firmaların kadınların iş hayatında yerleri olması ve seslerini duyurabilmelerini sağlamak için çeşitlilik konusunda yürüttükleri çalışmaları ortaya koyuyor. ACCA Türkiye Başkanı Filiz Demiröz ise muhasebe ve finans mesleğinin, sunduğu esneklik ve seçenek imkanı nedeniyle birçok kişi için cazip bir kariyer tercihi olduğunu belirterek, “Generation Next raporumuzun gösterdiği gibi, geleceğin liderlerini yaratma görevi firmaların omuzlarında. Gerçek ve kalıcı ilerleme sağlamak için etkin kurumsal liderliğe ihtiyaç var ve ACCA'de, bunun açık tartışma, şeffaf raporlama ile yapılabileceğine inanıyoruz” dedi. ACCA, bir meslek kuruluşu ve işveren olarak cinsiyet eşitliğine önem veriyor. 36 üyeden oluşan konseyin 21 kadın üyesi ile yüzde 58’i kadınlardan oluşuyor. ACCA üyelerinin ise yüzde 46’sı, ACCA adaylarının da yüzde 56’sı kadınlardan oluşuyor.

2 - 8 NİSAN 2018

Dersimiz; tasarım odaklı düşünme yetkinlikleri

Günümüz şirketleri, insanı merkezine alan, yenilikçi ve yaratıcı ürün ve hizmetler sunmaya odaklanıyor. İnovasyon danışmanlık firması ArtBizTech ise şirketlerin kültürlerini ve iş süreçlerini bu doğrultuda dönüştürebilmeleri için ihtiyaç duydukları desteği sağlıyor. Gerçekleştirdiği workshop’lar ile ‘design thinking’, yani tasarım odaklı düşünme metodolojisinin kurumun bütünü tarafından benimsenmesi hedefleniyor. ArtBizTech’in workshop’larında aktardığı ve kullandığı bu metodoloji, yenilikçi küresel şirketler tarafından 2000’li yılların başından bu yana kullanılan, Türkiye’de de büyük şirketlerin benimsemeye başladığı bir bilgi, beceri ve bakış açısı kümesini tanımlıyor. Kişiler bu metodoloji ile yenilikçi iş ve

teknoloji fikirleri geliştirirken, yaratıcılık, kavramsal düşünme, görsel düşünme, duygusal zeka, doğru soruları sorma ve somutlaştırma gibi beceriler de elde ediyor. ArtBizTech, tasarım odaklı düşünme sürecinin içine sanatı da katıyor ve workshop’larına “artful thinking” pratiklerini dahil ediyor. ArtBizTech’in çalışmaları iki şekilde gerçekleştiriliyor. İlk yapı; şirketlerin kendi içinde çözüme ulaştırmak istedikleri bir konuya yönelik yenilikçi fikirler üretilmesini kapsıyor. İkincisinde ise Design Thinking metodolojisini kurum kültürünün bir parçası haline getirmek için çalışanlarda farkındalık yaratılması ve bu metodolojinin benimsenmesi hedefleniyor. Şirketlere özel olarak kurgulanan ilk tarz workshop’lar, 2 - 5

gün sürüyor. Belirlenen tarihlerde şirketin birçok farklı biriminden katılımcılar ile ekipler oluşturuluyor. Design Thinking’in sorunu tanımlama, hedef kitle ile ihtiyaç ve beklentileri irdeleme, çıkan sonuçları yorumlayıp içgörüleri belirleme, fikir üretme, prototip geliştirme ve sonucu değerlendirme şeklindeki 6 aşama tek tek uygulanıyor. İnovasyon danışmanları ve sanatçılar eşliğinde gerçekleştirilen çalışmalarda inovatif bir fikir bulma, süreç iyileştirme gibi şirketlerin inovasyona gitmek istediği alanlarında onlara destek olunuyor. Design Thinking eğitimlerinde ise, ArtBizTech tarafından şirketin özelliklerine göre belirlenen ve gerçek hayattan alınmış vaka çalışmaları üzerinden ilerleniyor. Workshop’larda kullanılacak teknikler anlatılıyor. Eğitim sonunda katılımcıların kendi workshop’larını gerçekleştirebilmeleri hedefleniyor. Bu workshop’lara, KOBİ’ler dahil, firmaların tüm departmanları katılabiliyor. Pazarlama, İK, BT, Satın Alma, Tedarik, Üretim, İş Geliştirme gibi farklı departmanlarla toplu halde veya ayrı ayrı bir araya gelinebiliyor.

Size hangi yetenek yakışır? Özellikle üretim sektöründe yaşanan gelişim ve değişime ayak uydurmak zorunda olan işletmeler; var olan insan gücünün Endüstri 4.0'a uyumu için çaba harcıyor. Yeni sistemin ‘insansız üretim’ olarak algılanması yüzünden özellikle insan kaynakları departmanlarını harekete geçirdiğine dikkat çeken Assessment Systems Kurucusu ve CEO’su Levent Sevinç, bu dijital dönüşümün iş yapış biçimlerindeki değişkenleri de tetiklediğini belirtti. İstihdam kaybının aksine, sadece üretim sektöründe yüzde 6-10 arasında artış beklendiğini vurgulayan Sevinç, bu yeni iş gücünün insan kaynaklarını da değişime uğratacağı kanısında. Bu yönüyle Endüstri 4.0, insan kaynakları alanında yetenek yönetimine dair hızlı bir dönüşüm başlatıyor. Endüstri 4.0 ile birlikte, işgücü

standartlarının ve ihtiyaçlarının değişimi söz konusu. Levent Sevinç, gelişen endüstrinin ihtiyaçlarına bağlı olarak her geçen gün yeni meslek dallarının oluştuğuna ve stratejik insan kaynaklarının yeni mesleklere de hazır olması gerektiğine dikkat çekti. Endüstri 4.0 çağında, bilgi ve becerinin yanında deneyim de önemli bir yere sahip. Özellikle X kuşağı, sahip olduğu iş tecrübesiyle bu sürece en kolay uyum sağlayan kuşak olurken, yeni iş gücüne talep ise en çok mekanik ve mühendislik sektöründe kendini gösterecek. Günümüz ve gelecekteki iş dünyasında yeni kavramlara, yeni teknolojilere, farklı bakış açılarına, dış çevrede yaşanan değişikliklere ayak uydurabilen ve kendilerini yenileyebilen kurumlar varlığını

sürdürmeyi başarabilecek. Levent Sevinç, “Burada dikkat edilmesi gereken en önemli konu her kurum için geçerli olabilecek evrensel bir yetenek yönetimi modelinin olmadığının bilinmesi. Çünkü her bir kurum; kültürü, çalışan profili, yönetim tarzı, sektörü, rakiplerin durumu gibi birçok faktör açısından kendine özgü şartlara sahip. Bu nedenle Endüstri 4.0’a uyum sağlamaya çalışan kurumların kendilerine uygun yetenekli adayları bulması çok önemli” yorumunu yaptı.


Teknoloji Zirvesi

Türkiye. Bugün. Şimdi. 4 Nisan 2018 Haliç Kongre Merkezi

#TeknolojiZirvesi turkcell.com.tr/teknolojizirvesi


BThaber

28 KARİYER

2 - 8 NİSAN 2018

Universal Robots Türkiye’de atama

Küresel strateji sorumluluğu Emre Güzer’de

İşbirliğine dayalı robotlar (Collaborative robots; Cobots) odaklı çalışmalar yürüten küresel bir firma olan Universal Robots’un Türkiye Satış Geliştirme Yöneticiliği görevini Kandan Özgür Gök üstlendi. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Maden Mühendisliği ve ikinci anadal olarak Makine Mühendisliği’nden 2003 yılında mezun olan Kandan Özgür Gök, 2011’de Gebze Teknik Üniversitesi’nde İşletme üzerine MBA yaptı. Bir süre yurtdışı tecrübesinin ardından Türkiye’ye dönerek sektörün önde gelen yerli ve uluslararası robotlu

Visa ve MasterCard tarafından onaylanan Türkiye'nin ilk ödeme servis sağlayıcısı PayU Türkiye’nin CEO’su Emre Güzer, PayU Global Ürün Stratejisi Başkanlığı görevini üstlendi. Bu kapsamda Güzer; PayU’nun EMEA ve LATAM (Latin Amerika) bölgelerindeki hedeflerine ulaşmasını ve pazar payını artırmasını sağlayacak küresel ve yerel ürün stratejilerinin belirlenmesinin yanında, yerel ödeme araçları ve farklı partilerle işbirliklerinin dengeli bir yapıya kavuşturulması ile yerelde başarı gösteren ürünlerin küresele yayılım sağlaması gibi görevleri üstlendi. Y.Emre Güzer, çalışma hayatına 2001’de Pamukbank’ta başladı. Yönetim Bilişim Sistemleri üzerine yüksek

otomasyon şirketlerinde farklı pozisyonlarda çalışan Gök, yaklaşık 15 yıldır robotik otomasyon, mekatronik, pnömatik, hidrolik konularında uzmanlaştı. 2017 sonuna doğru işbirliğine dayalı robotlar üzerine faaliyet yürüten Universal Robots’un Türkiye merkezini kurma görevini üstlenen Gök, aynı zamanda Yunanistan, İsrail ve Ortadoğu Ülkeleri’nden de sorumlu olacak. Gök, Universal Robots’un insanmakine işbirliğine dayalı çalışma konsepti ve ileri teknolojisiyle çeşitli endüstri kollarında kullanıcılara avantajlar sağlayan çalışmalara devam edecek.

lisans yapan Güzer, 20022004 arasında Assist Line’da Boyner Back-Up kartın doğuş sürecinde yer aldı. 2004 yılında Garanti Bankası bünyesinde profesyonel anlamda e-ticaretle tanışan Güzer, sonrasında Hedef Alliance Holding’te B2B platformu ve CRM altyapılarının kurulumu ve müşteri ile temas noktalarının iyileştirilmesi ile ilgili çalışmaları yürüttü. 2007’de Teknoloji Holding bünyesinde fiyat karşılaştırma sitesi projesinin “İş Geliştirme” tarafında yer alan, bu süreçte yapay sinir ağları ile ürün/ kategori eşleştirilebilmesi amacı ile TÜBİTAK ve TTGV’nin desteklediği “E-ticarette yapay zekaya dayalı güvenli veri tabanı entegrasyonu” projesinde aktif

rol alan, 2011 Eylül itibariyle PayU Türkiye CEO’su olarak atanan Güzer, Eylül 2015’te kurucuları arasında yer aldığı Ödeme ve Elektronik Para Derneği’nin (ÖDED) Yönetim Kurulu’nda görevine devam ediyor. Güzer, aynı zamanda Ekim 2016’dan bu yana TOBB E-Ticaret Meclisi’nin yönetim kurulu üyeleri arasında yer alıyor.

Etkinlikleriniz ile ilgili bilgileri bthabersirketleri.com/EtkinlikDuyuru adresine girebilirsiniz.

BThaber

ETKİNLİK TAKV!M! E T K İ N L İ K L E R 4 Nisan 2018 Mobil Teknolojiler Günü Sheraton Grand İstanbul Ataşehir AYRINTILI BİLGİ: http://www.mobilteknolojilergunu.com/ LCV.aspx

12 Nisan 2018

* 6 ay için planlanmış etkinliklerdir.

BTvizyon Mersin Toplantısı Divan Mersin Hotel AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

8 Mayıs 2018 BTvizyon Denizli Toplantısı Denizli AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

5 Temmuz 2018 Bilişim 500 Ödül Töreni CVK Park Boshporus Hotel - İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

5 Nisan 2018 BTvizyon Kayseri Toplantısı Hilton Kayseri Hotel AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

18 Nisan 2018 Kamu Siber Güvenlik Zirvesi'2018 Bilkent Otel - Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.kamusiberguvenlik.com

8 Mayıs 2018 smartcon Ankara Ankara AYRINTILI BİLGİ: http://www.smartcon.com/ankara-2018

26 Temmuz 2018 BTvizyon Samsun Toplantısı Samsun AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

E T K İ N L İ K L E R 30 Nisan - 3 Mayıs 2018 Dell Technologies World Las Vegas, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.delltechnologiesworld.com

Y U R T İ Ç İ

7 Nisan 2018 IOT Line Fair İTÜ Ayazağa AYRINTILI BİLGİ: www.iotlinefair.com

18 Nisan 2018 IFS Endüstri Günleri Kaya İzmir Thermal & Convention AYRINTILI BİLGİ: www.ifs.com.tr

10 Mayıs 2018 BTvizyon İzmir Toplantısı İzmir AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

9 Ağustos 2018 BTvizyon Eskişehir Toplantısı Eskişehir AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

10 Nisan 2018 IOT Eurasia Hilton Hotel - İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.iot-eurasia.com

26 Nisan 2018 Entegre Siber Güvenlik Teknoloji Platformları CVK Park Bosphorus Hotel İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr 10 Mayıs 2018 360 CIO 2018 Marriott Hotel Şisli İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.360cnp.com

6 Eylül 2018 IoT, Büyük Veri ve Yapay Zeka Teknoloji Platformu İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

Y U R T D I Ş I

2 - 4 Mayıs 2018 DE-CIX Merkezine Basın Gezisi Frankfurt, Almanya AYRINTILI BİLGİ: www.de-cix.net

8 - 10 Mayıs 2018 Citrix Synergy Anaheim, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.citrixsynergy.com

3 - 6 Haziran 2018 HPE Aruba Atmosphere EMEA’18 Šibenik, Hırvatistan AYRINTILI BİLGİ: www.arubanetworks.com/emeaatmosphere

10 Nisan 2018 Türkiye VMware User Group Buluşması - 2018 The Point Hotel Barbaros AYRINTILI BİLGİ: www.vmug.com/turkey

27 Nisan 2018 Makeathon Ankara Teknopark Ankara AYRINTILI BİLGİ: merrvecelikk@gmail.com

28 Haziran 2018 BTvizyon Elazığ Toplantısı Elazığ AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

20 Eylül 2018 BTvizyon Erzurum Toplantısı Erzurum AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr



BThaber

30 MEKTUP Yeni bir haftada yine buluştuk, Kamu spotu içeriğim vazgeçilmezimdir bilirsin. Bu hafta da açılışım bu şekilde. İsrafın önlenmesi ve yoksullukla mücadele için çalışmalar yürüten TİDER (Temel İhtiyaç Derneği), israfın Türkiye çapında önlenmesi amacıyla çözüm olarak geliştirdiği ‘TİDER Destek Bulutu’ platformunu Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlenen ‘Tarım ve Gıda Değer Zincirinde Yenilikçi Teknolojiler Konferansı’nda tanıtmış. TİDER Destek Bulutu, ürün bağışçıları ile gıda bankalarını eşzamanlı buluşturuyor. Sonraki fazda ise hayvan barınakları ve biyogaz tesisleri de Destek Bulutu’na üye olabileceklermiş. Madem Türkiye’de her yıl 6 milyon ekmek israf oluyor, o zaman hedefimiz Türkiye genelinde israfı önlemek ve dünyaya örnek model olmak. TİDER ve Destek Bulutu hakkında detaylar www.tider.org adresinde. Bu kadar da değil… Elektrik ve Elektronik Geri Dönüşüm ve Atık Yönetimi Derneği (ELDAY); e-atıkların geri dönüşümünü teşvik etmek, sürdürülebilir sağlıklı çevre ve sağlıklı toplum oluşturmak amacıyla İstanbul Ataşehir Belediyesi, Migros ve Exitcom işbirliği ve desteği ile önemli bir projeyi hayata geçirmeye hazırlanıyor. Proje kapsamında pilot ilçe seçilen Ataşehir’deki Migros mağazaları, “Dönüştür Doğa Kazansın Money’ler Katlansın!” kampanyası ile müşterilerinden elektrikli ve elektronik atıklarını toplayacak. Bu atıklar karşılığında Migros da müşterilerin Money Card’larına ekstra Money puan yükleyecek. Bu arada proje 1 yıl devam edecek. Proje boyunca elektronik atıklar; Ataşehir Kamelya Çarşı MM, Uphill MM Migros, Water Garden AVM İstanbul

2 - 8 NİSAN 2018

Önce çocuklar ve gençler!

MM, Ataşehir MMM Migros, Novada AVM Ataşehir MMM Migros ve Optimum MMM Migros’a verilebilecek. Tasarruf başlığında bilgilerim bu kadar değil. Unilever Türkiye ve UNICEF, Metro’nun “Su Hareketi” projesi kapsamında Birleşmiş Milletler Dünya Su Günü’nde, insani kriz ortamında yaşamını sürdüren çocukların temiz suya erişimine destek oluyor. Unilever’in OMO, Yumoş, Rinso, Domestos ve Cif markalarından yapılan 50 TL’lik her alışverişin 1 TL’si çocukların temiz suya erişebilmesi için kullanılacak. Kampanya ile 30'dan fazla Metro mağazasında 1 milyon 500 bin alışverişçiye ve dijital kanallar üzerinden 1 milyon 300 bin tüketiciye ulaşılarak çağrı yapılması hedefleniyor. Türk Telekom’un görme ve işitme engellilere hizmet veren; birçok dünya başkentindeki karmaşık yapılarda da kullanılan kurumsal sosyal sorumluluk projesi “Sesli Adımlar” uygulaması, çok dilli altyapıya kavuşmuş. En son eklenen Arapça ve Almanca ile Sesli Adımlar’ın desteklediği dil sayısı da 4’e çıkmış. iOS ve Android cihazlarda kullanılabilen Sesli Adımlar

uygulamasını ücretsiz olarak https://itunes.apple.com/tr/ app/sesli-ad%C4%B1mlar/ id915304189 ve https:// play.google.com/store/ apps/details?id=me.boni. sesliadimlar linklerinden indirmek mümkün. Ama bu kadar da değil… Türk Telekom, bu sefer de Türkiye’de ilk kez görme engellilerin hem selfie hem fotoğraf çekebildikleri bir uygulama geliştirmiş. EyeSense uygulaması ile görme engelli kullanıcılar sesli uyarıları ile selfie ve fotoğraf çekimi yapabilecekler. Yeniliklerin temeli gençler ve hele de çocuklar. Hayalleri olan gençlere ilham vermeye odaklanan Zorlu Holding’in desteklediği İzmir Güzelbahçe Bahçeşehir Fen Lisesi, Gültepe Meslek ve Teknik Anadolu Lisesi ve Robert Koleji robotik takımları, işte bu kapsamda First Robotics Competition 2018’de çeşitli ödüller kazanarak yurda dönmüş. Takımlardan İzmir Güzelbahçe Bahçeşehir Fen Lisesi, Türkiye’yi 18-21 Nisan’da Houston’da World Championship’te temsil edecekmiş. Umarım küresel başarı hikayemizi yine bu sayfalarda seninle paylaşırım. Diyorum ya, işin temeli

çocuklar. İşte bir güzel örnek daha… Yaşları 9 ile 18 arasında değişen girişimci çocuklar, dünyayı daha yaşanabilir hale getirmek için projelerini anlatmış. Fikir Değirmeni Çocuk Kuluçka Merkezi’nde eğitim gören küçük çocuklar, şimdi büyük girişimlerine yatırımcı arıyor. Kariyer basamaklarının ilk adımını Workinton Levent şubesinde atan, girişim fikirlerini yatırımcılar önünde sunan 15 çocuk, start-up ekosisteminin Türkiye’de geliştiğini ortaya koymuş. Şimdi sırada, onları daha fazlası için destekleyecek desteklerde… Gençler ve çocuklardan başladık, bu vesileyle ödüllere devam edelim. Goodyear Tire & Rubber, Almanya’nın Hannover şehrinde gerçekleşen 2018 Lastik Teknolojileri Fuarı’nda, “Yılın Ekolojik Başarısı” kategorisinde Uluslararası Lastik Teknolojisi İnovasyon ve Mükemmellik Ödülü’nün sahibi olmuş. Ödül kazanan teknoloji, Goodyear’ın lastik sırtı bileşiminde geleneksel petrol yerine soya yağını kullanması ile çok önemli bir buluş. Pronet ise iletişim dünyasının önemli organizasyonlarından Campaign Brand of the Year Ödüllerinde “Yılın Markası” seçilmiş. Yarışma sürecinde markanın küresel organizasyonlarda kazandığı toplam 7 ödül bağımsız bir denetleme kurumu tarafından incelenmiş. İncelemede, müşteri deneyimi ve hizmet kalitesi çalışmalarıyla Pronet, yeni bir ödülün daha sahibi olmuş. İhracat başarılarına her yıl yenilerini ekleyen TEMSA da Otomotiv Sanayi Derneği (OSD) tarafından verilen 2017 İhracat, Teknoloji ve Yan Sanayii Başarı Ödülleri’nde

de birincilik ödülünü almış. 2016’da 129 milyon dolarlık ihracatıyla, 2016’da da İhracat Başarı Ödülü kategorisinde birincilik ödülünü alan TEMSA, 2017’de de 171 milyon dolara yükselttiği ihracatıyla Altın Madalya’ya layık görülmüş. Bu yolda devam… Gençlere destek bu kadarla sınırlı değil. En azından olmamalı. İşte örnek. Hitay Holding, genç sanatçı adaylarına desteğe devam ediyor. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi işbirliği ile bu yıl 6’ncısı düzenlenen yarışma sonucunda seçilen 4 genç sanatçı adayı, ödül olarak Hitay Holding sponsorluğunda dünyanın önemli sanat etkinliklerinden Art Basel’i ziyaret edecek çünkü. Hitay Holding böylece geçtiğimiz yıldan itibaren ödül olarak bir yıl Art Basel, bir yıl Venedik Bienali gezisi şeklinde belirlenen yarışma kapsamında, bugüne kadar toplam 20 sanat öğrencisinin dünya çapında kabul görmüş sanat etkinliklerine katılmasına öncülük etmiş. Seçici Kurul tarafından belirlenen Art Basel’e gidecek Mimar Sinan Güzel Üniversitesi öğrencileri ise Resim bölümünden Elif Akçay, Damla Çil, Heykel bölümünden Zerrin Yavaş ve Fotoğraf bölümünden Somer Şpat. Sanat yolculuğunda tam destek haberlerim bu kadar da değil. Haftaya noktayı bu vesileyle TROY ve Evrencan Gündüz işbirliğiyle “Bu toprakların sesleri” ile koyuyorum. Türkiye’nin ödeme yöntemi TROY, genç sanatçı Evrencan Gündüz ile bu toprakların ortak değerlerini keşif yolculuğunu sürdürüyor. Çalın Davulları, Vardar Ovası ve Iğdır’ın Al Alması türkülerinin ardından, 2017’de başlayan müzik yolculuğunun son türküsü Ordu’nun Dereleri. Haftaya yine dopdolu bir mektupta buluşalım,

REKLAM SATIŞ GRUBU YIL 22 SAYI 1166

Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Ltd. Şti. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr

www.bthaber.com

BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr

2 - 8 NİSAN 2018

www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber

Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr

Editör

Görsel Yönetmen

Handan Aybars handana@bthaber.com.tr

Tuğçe Erarslan tugcee@bthaber.com.tr

Online Editör

Video Editör

Ferit Çelik feritc@bthaber.com.tr

Efe Çevikoğulları efec@bthaber.com.tr

Bültenlerinizi

bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz

Cilt, Baskı, Poşetleme: Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l

Abone ve Dağıtım btabone@bthaber.com.tr

Reklam Satış Grup Müdürü Abdurrahman Koyuncu Reklam Satış Yönetmenleri Kutay Göçe Çiğdem Şakar Reklam Rezervasyon Sorumlusu Suzan Bilken BThaber Şirketler Grubu Ankara Temsilcisi Funda Koyuncu Yönetim Yeri: Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Limited Şirketi Örnek Mah. Şehit Cahar Dudayev Cad. Örnek İş Merkezi No:14 Kat:5 34704 Ataşehir İSTANBUL Telefon: (0216) 888 0 596 Ankara Ofisi: Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-Ankara Telefon: (0312) 258 64 24 / Faks: (0312) 258 63 02

Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.

ISSN 1300-6495 BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.



WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER

Get insured, don’t mind the risks IBS Insurance and Reinsurance Brokerage Services General Manager Murat Çiftçi said that cyber risk insurance in Turkey become widespread in all institutions storing data and giving services over the internet especially financial institutions and he drew

attention to the fact that particularly the energy, power systems and mining industry are open to cyber threats. He reminded that it is difficult to predict the extent of the harm caused by the cyber threats and he emphasized the importance of informing the companies

about the coverage of the insurance and increasing their awareness. Çiftçi warned regarding the following issues: “Damage caused by potential cybercrime in the energy sector may cause non-physical damages such as breach of employee and

client personal data, loss of data, reputation costs, IT research and legal advice costs, ransom payments, work stoppage and loss of profits, explosions, physical harms, obstruction of access to remotely controlled operations and well control damage. The recent cyber

damages show that even institutions with very high IT budgets may be victims of cyber attacks. The insurance sector is able to offer high security premiums to institutions with both improved insurance products and different risk transfer methods.”

All sectors are rolling up the sleeves for 5G Ericsson’s “5G-Internet of Things (IoT)” report offers different business opportunities for operators, while taking into account the impact of industrial digitalization coming with 5G technology on operators’ revenue growth. This latest work, which is the continuation of the “5G Business Potential” report published by Ericsson last year, may be the guide for operators to increase business opportunities in 5G. The report explores new business opportunities for operators in top 10 sectors of the global economy that are emerging in via 5G usage. Operators could use the 5G-IoT technology to achieve

a major shift by providing digital transformation in leading sectors such as automotive and manufacturing, according to the report of “5G Business Potential”, which noted operators’ estimated service revenues of 1.7 trillion USD in 2026 increasing between 204 and 619 billion USD. In the new published 5G IoT report, Ericsson discusses the potential for more than 400 jobs to be provided by industry digitalization, which will be provided by 5G in top 10 sectors of the world economy. The sectors studied are energy and public, manufacturing, public safety, health services, public transportation, media and entertainment, automotive,

financial services and retail. New revenue source for operators Between 2016 and 2026, digitalization revenues for IT players will grow by 13.6% annually, while revenue growth for existing operator services is expected to be 1.5%. As 5G technology grows in importance for each sector, revenue opportunities for 5G operators are also growing. According to the report, which draws attention to the effective use value of 5G, in 2026, 47% of total 5G effective value will be used by operators. In the report, Ericsson set nine sectors covering 90% of opportunities in 5G

business potential. Real time automation is the largest sector with a revenue potential of 101 billion USD by 2026. Improved video services are second with 96 billion USD revenue potential in the same year. Thomas Noren, Head of Ericsson 5G Commercialization said: “Through our work, we have demonstrated that operators have undertaken strategic and operational activities to address the challenges they face. Even if operators currently offer 5G service; their activities, such as market opening channels, will become equally important, perhaps even more important, as they evolve towards 5G.”

Sector based priorities are becoming clear Earlier this year, Ericsson published the “Sectoral Impact of 5G” report, which shared the 5G projections of over 900 companies with more than a thousand employees in 10 sectors. The report suggests that 5G usage scenarios will start in 2018 and that after that, the activities will increase rapidly and 70% of companies aim to realize production scenarios until 2021. Manufacturing, energy and public services, public transportation and financial services stand out as the sectors with the highest probability of having production use scenarios until 2020.

New period in investor relations Albaraka Türk offers “Albaraka IR” application, which is an interactive new investor relationship application that can be used on Android and iOS smartphones, to the customers’ service. With Albaraka IR application,

comprehensive and up to date information on bank customers, bank operations and performance will be available. The digital investor relations mobile application is one of the platforms that the bank use to enable access the

latest financial results, stock price, stock performance, corporate news, corporate governance and many other improvements and updates. Albaraka IR includes interactive screens that allow bank customers

and investors to view historical changes in bank share prices, sustainability initiatives, analysts’ lists, general meeting information and calendar events. Albaraka Türk General Manager Melikşah Utku said that: “We aim to serve as

a digital platform that will integrate our investor and stakeholder community with a transparent, convenient and comprehensive communication understanding with Albaraka IR, our new investor relations application.”



Stars of 81 cities… Why not? An important reference for Turkey informatics sector, ICT 500 survey will mirror the sector 19th time this year. The survey also includes innovations like it does every year. ICT 500, a study by which companies evaluate their own performance and follow their competitor’ situation, is an effective publication that public and private sector technology leaders look at in purchasing decisions. In addition to being special and unique, ICT 500 survey differentiate because it is the primary guide for companies seeking to go abroad for documenting their position in front of the eyes of the foreign companies. The ICT 500 survey, which will be held for the 19th time this year, will once again, be based on the previous year’s sales revenues of the sector companies. Pointing out that the companies are continuing to proceed with turnover oriented rather than profit based on the official certificated net sales income of 2017, M2S Research General Manager Özlem Unan stated that as of March 12, 2018, they made their first announcement about the survey and that the forms are coming in fast. Forms will continue to be collected until the end of April. Receiving every piece of information from the digital channels is the most important innovation of this year’s survey, according to Özlem Unan, for the first time this year. Accordingly, anyone who wants to participate in the survey with 2017 data will fill the form over the internet and will transmit the documents to M2S over the internet. Reminding that the basis of the survey, control and publishing system has not changed, Özlem Unan emphasized that the turnover based sequencing of the companies continues depending on the official documents of the companies. PLUS is growing Unan’s response is clear when we ask how the companies only respond to the application from the digital platform instead of sending a written document: “We are receiving applications at a faster speed now compared to previous years. Also, there was no company that objected to us regarding the matter.” Within the scope of the ICT 500 survey, an important

‘first’ was actualized in 2017 and the concept of PLUS enabled the IT companies in Anatolia to take their place in a special sequencing. This year again, to give more importance to Anatolia is the main goal. Saying “The more applications we receive from Anatolia, the more meaningful it is. We want to announce the winner of every city we received information from at event.” Özlem Unan emphasized the purpose and gave the following information on this subject: Essential value for companies “It is also important for us to receive information from technoparks. We continue to rank companies that do not have big enough turnovers to enter ICT 500 survey but are important for the sector. This is one of the most important features of the PLUS structure anyway. So we think that these companies will grow and develop in the future and we continue to receive information from them. Basically, we focus on involving all of the companies in the survey that will give us turnover information. Last year we published a number of city leaders in our catalog. We want to increase the number of these cities. Please apply from all over the country. Our goal is to reveal the stars of all 81 cities in information technology. PLUS structure in this way, a concept that allows us to see more clearly the limits of the IT sector in Turkey. For our new title, we get the most positive feedback from the companies. The companies that have been in this ranking for the first time and who are the first in the order of their cities are giving us positive

feedbacks. ICT 500 has been a huge ranking for many years. Companies see their performances much clearer, but the main thing is to rank them in subcategories. So the field gets narrower and everybody sees its position in its own specialization or in its own territory. The main value for companies is created by this structure.”

not be surprising that, in the course of the process, this title will become one of the main categories parallel to its development. Survey that is also a guide for foreigners

New categories in the survey The traditional innovations of ICT 500 will also be present this year. One example of this is the new categories. This year, e-Invoice and e-Archive titles have been turned into separate categories with regard to e-Transformation. Thus, in the category of e-Transformation, it will be possible to rank companies among themselves. “Because this is an important title and many companies want to switch to e-Invoice, e-Book or e-Archive structure, it is preferable to take an offer from the company, which is among the first in the list with the reference power of ICT 500.” said Özlem Unan, thus emphasizing that they realized a ranking in the frame of e-Transformation.

Prepared in Turkey for many years and constantly renewing itself, ICT 500 survey’s source of reaching out the foreign investors is always commercial attachés in the first place. “The ICT 500 survey is a preferred, followed publication used by commercial attachés over the years. Because there is no other survey, resembling its structure.” said Özlem Unan and added that being the only survey of ICT in Turkey, it has been preferred and requested by commercial attachés for years. Unan commented as: “When they are bringing in investors from abroad or looking for a company to cooperate here, they are definitely using ICT 500. In the meantime, companies entering ICT 500 also use ICT 500 survey as a reference for collaborations abroad and it is a powerful structure for performance evidence.”

There is also a new category for ‘security equipment’ this year. The security title that previously included the software also covered the hardware. A category for geographic information systems is also among the ‘firsts’ of this year. “We included this title to the ‘special category’ to assess IoT, as well.” said Özlem Unan, pointing out that IoT is gradually expanding in Turkey, so it will not be assessed in the main category title for now and evaluated in a special category. It will

Target is to attract more companies from Anatolia! The concept of PLUS in the ICT 500 survey was an important ‘first’ of last year. Of course there are companies that have significant benefits involved in this ranking, but according to Özlem Unan, it is too early to judge the overall picture. Because last year was a ‘first’ and the applications were received from only a couple of cities. Recent studies based on 2017 will provide a clearer view of the PLUS structure as it will be given comparatively.

“Beside the IT sector and different categories, we will have the opportunity to compare the performances of the cities this year.” commented Özlem Unan. She also told the targets in this structure: “This year we will have a comparison and companies will be able to see where they are in X city, which will be an important and powerful marketing instrument for them. ICT 500 survey will not only be limited to big cities, it will spread to the whole of Anatolia in real sense. Companies from various cities can present this as a success story by seeing themselves in this ranking. Over the years, with the development of the PLUS structure, we will be able to see them in comparison to previous years, so everyone will see that the IT sector is not limited to big cities. Our main target is to expand this survey concept in Anatolia and receive more applications from Anatolia. We are hosting many IT companies in our BTvizyon meetings that we have been holding in Anatolia for many years including more and more cities and we are inviting them to participate in the ICT 500 survey after giving information regarding the survey during opening speeches. As of 2018, we have marked 13 cities in this section and we continue our visits within our program. The information companies following our BThaber newspaper also see us via these events and we focus on keeping them informed and adding them to PLUS structure through many channels. We hope to receive more applications this year from Anatolia.”


ÜST DÜZEY BASKI GÜVENLİĞİ

KYOCERA Net Manager KYOCERA SecureAudit

KYOCERA Fleet Services

Kyocera Doküman Koruyucuları ile tanışın Kesintisiz çalışma sürenizi ve verimliliğinizi artırmak, Sizi gelişmiş tehditlere, veri kayıplarına ve güvenlik ihlallerine karşı korumak, İş süreçlerinizin her adımında dokümanlarınızın güvenliğini sağlamak, Yazıcı / Fotokopi filonuzun yönetimini kolaylaştırmak için hizmetinizdeler.



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.