TÜRKİYE’NİN TEK YETKİLİ CISCO EĞİTİM İŞ ORTAĞI
Eğitim • Kurulum • Bakım • Danışmanlık • Destek • Yazılım www.btegitim.com I www.morten.com.tr
SAYI
HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
1163 12 - 18 Mart 2018
Sayfa
8
Ekonomik büyümenin itici gücü yazılım halini aldı Logo Yazılım İcra Kurulu Başkanı M. Buğra Koyuncu, 2018 yılı kurumsal hedefleri ve, Türkiye’de yazılım sektörünün gelişimi için yapılması gerekenleri anlattı.
Sayfa
9
“Bir adım önde olmak”, bu adımları gerektirir! Finansal uygulamalar ve vergi teknolojileri alanında uzmanlaşan İdea Teknoloji, Ar-Ge yatırımlarını artırıyor.
Sayfa
20
İnsanları tanıdığınız ölçüde güvendesiniz İnsan odaklı yaklaşımı, farklı alt başlıklarla güvenlik stratejisinin temeline alan Forcepoint, bu yaklaşımla güvenlik sektörünün bütününü değiştirmeyi hedefliyor
Sayfa
11
5G’ye giden yol…
Dosya Sponsorları
Avrupa’nın birinci, dünyanın sayılı etkinliklerinden GSMA Mobile World etkinliğinde öne çıkan konu 5G oldu. 5G teknolojisi denemeleri 49 ülkede 77 operatörde başladı. 32 Murat Göçe ülkede 45 operatör ise 5G ürünlerini duyurmaya hazır. Mobile World’e katılan Türk şirketleri de sundukları ürün ve çözümlerle, seslerini dünyaya duyurdular. Netaş da Barselona’da, “Teknolojinin Babayiğiti” olacağını haykırdı. BTHABER-6x10-2.pdf
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
2
27.04.2017
14:13
BThaber
E-TOPLUM
12 - 18 MART 2018
3
Devlet desteği için zaman daralıyor Ekonomi Bakanlığı’nın yayınladığı genelgeler kapsamında tüm destek başvuruları için ihracatçı firmaların; belgelerini elektronik imzalayarak KEP hesabı üzerinden yapması zorunlu hale geldi. 31 Mart 2018 tarihinden itibaren e-imzasız ve KEP hesabı üzerinden yapılmayan başvurular dikkate alınmayacak. E-Tugra EBG Kurumsal Satış ve Pazarlama Yöneticisi Zeliha Arkcı, Ekonomi Bakanlığı’nın 26 Kasım 2017 tarih ve 30252 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan ‘İhracata Yönelik Devlet Yardımları Kapsamında Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonundan Yapılan Ödemelere ilişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliği’ ne göre, KEP üzerinden gönderilen başvurularda gerekli tüm belgelerin firma yetkilileri tarafından elektronik imzalı olarak ibrazının zorunlu olduğunu belirterek, şu bilgiyi verdi. “Ekonomi Bakanlığı’nın 2017 yıl sonu verilerine göre, Türkiye’de 71 bin 269 ihracatçı firma var. Bu firmalar yurtdışı fuar desteği, küresel tedarik zincirine katılım desteği, yurtdışı birim marka ve tanıtım desteği, tasarım ve ürün geliştirme proje desteği, pazar araştırma ve pazara giriş desteği gibi farklı devlet desteklerinden yararlanıyor. Ekonomiye 157 milyar doların üstünde katkı sunan ihracatçıların devlet desteğinden yararlanma konusunda mağdur olmamaları için 31 Mart tarihine kadar e-imzalarını almaları ve KEP hesabını aktif olarak kullanmaları gerek. Devlet desteği için ihracatçılara e-imza ve KEP’in zorunlu kılınması sektöre ivme kazandıracak. E-dönüşüm sayesinde 2017 yılında Türkiye ekonomisinde yaklaşık 550 milyon lira tasarruf sağlanırken, yeni uygulamalar
e-imza ve KEP toplamında bu rakamı 800 milyon liraya kadar çıkarabilecek.” Yabancı çalışanlar için e-imza ve KEP zorunlu oldu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, her türlü çalışma izni başvurularının e-imza ile yapılması zorunlu olacak. Duyuruda yabancıların çalışma izin başvuru sisteminin yenilenmesi çalışmalarında son aşamaya gelindiği, uygulamaya en yakın zamanda geçilmesinin planlandığı da belirtildi. Yeni sistemde işyerlerinin ilk kayıtları SGK e-bildirge sorumluları tarafından yapılacak, daha sonra bu kişiler sistem üzerinden şirketleri ya da kurumları adına başvuru ve işlem yapacak kişileri yetkilendirecek. Yabancıların çalışma izin başvurularının 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu çerçevesinde e-İmza ile yapılması zorunlu hale gelirken, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na yapılan çalışma izin başvurularında ibraz edilen verilerin bütünlüğünün ve güvenliğinin korunması hedefleniyor. Uygulamayla, başvuru sahibi bilgilerinin doğruluğu da kayıt altına alınacak. Türkiye’de çalışmak için bağımsız veya süresiz çalışma izni talep eden yabancı şahsın; elektronik tebligata elverişli Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) hesabının bulunması ve başvuruların elektronik imza ile yapılması zorunlu hale getirildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın bu konuda çalışmalarını geçtiğimiz aylarda kamuoyu ile paylaştıklarını hatırlatan KEPKUR Genel Müdürü Mehmet Faik Yeşilören, “26 Şubat 2018 tarihinde Bakanlığa bağlı Uluslararası İşgücü Genel Müdürlüğü, Yabancıların Çalışma İzinleri Başvuru
Sistemi Kullanım Kılavuzu’nu yayınladı. Kılavuzda, başvuru sahibinin KEP hesabı ve e-imzasının bulunmaması halinde, başvurunun mümkün olmayacağı açıkça belirtiliyor” dedi. 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nda; güvenli elektronik imzanın, elle atılan imzaya eşdeğer kabul edildiğini vurgulayan Mehmet Faik Yeşilören, şöyle devam etti: E-imza hayatı kolaylaştırıyor “Güvenli elektronik imza ile oluşturulmuş veriler senet hükmünde ve bu veriler, aksi ispat edilene kadar kesin delil sayılmakta. Bakanlık, çalışma izin başvurularında ibraz edilen verilerin bütünlük ve güvenliğinin korunması, başvuru sahibinin bilgilerinin doğruluğunun kayıt altına alınması için e-İmza ve KEP hesabını zorunlu kıldı. Özel Öğretim Kurumları, sürücü kursları ve barınma hizmeti veren kurumların 20 Nisan 2018 tarihine, ihracatçı firmaların ise devlet desteğinden yararlanabilmeleri için bu ayın sonuna kadar KEP hesabı almaları gerekiyor. Bakanlıklar tarafından alınan kararlar ve yeni uygulamalar sektörümüze ivme kazandıracak.” Kullanım alanları giderek yaygınlaşan e-imzanın zamandan, enerjiden ve kâğıttan tasarruf olanağı sunduğu bilgisini veren E-Güven İş Geliştirme, Satış ve Pazarlama Direktörü Ayşegül Topoğlu ise “Artan farkındalık, yasal düzenlemeler ve fayda odaklı uygulamalar ile e-imza hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. e-İmza; kolay, hızlı ve güvenli işlem yapabilme avantajlarının yanı sıra dijital ortamda bilgi güvenliği de sağlayarak hayatı kolaylaştırıyor” yorumunu yaptı.
08 MART 2018 PERŞEMBE Dedeman Konya Hotel | 09:30 - 13:30
Btvizyon tesekkür . eder. BTvizyon Konya Toplantısı katılımcısına ve destekleyenlerine teşekkür eder.
SPONSORLAR
DESTEKLEYEN
BASIN SPONSORU
Süreçlerde sadelik ve istihdama destek esas oldu Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, 22 Şubat 2018 tarihli ve 30340 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yeni yönetmelikle birlikte bürokrasinin azaltılması ve mevzuatın sadeleştirilmesi çalışmaları kapsamında, Bakanlığın verdiği hizmetlerin elektronik ortamda başvurusunun alınıp,
yine elektronik ortamda sonuçlandırılması süreçleri tanımlandı. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri başvuru, yapım ve destek aşamasında paydaştan en az düzeyde bilgi ve belge talep edilmesi yönünde düzenleme de hayata geçirildi. Ayrıca 7033 sayılı Üretim Reform Paketi Kanunu ile getirilen, teknoparklarda ilk defa istihdam edilen temel bilimler mezunlarına iki yıl süreyle
brüt asgari ücret tutarı kadar Bakanlık bütçesinden aylık ödeme yapılmasının esasları da bu yönetmelikle düzenlendi. Böylece Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’ndeki firmalarında çalışan Ar-Ge personelinin yüzde 10’una tekabül eden, yeni istihdam edilen temel bilimler mezunlarına ödenen ücretin brüt asgari ücret kadarı net olarak Bakanlık tarafından ödenecek.
BIZI TAKIP EDIN /btvizyonanadolu
Bilişim Zirvesi Etkinlik Ltd Şti. BTHABER Şirketler Grubu’nun bir üyesidir.
www.bilisimzirvesi.com.tr
/btvizyon
. . . . . BILISIM . ZIRVESI Etkinlik Ltd. Şti
4
BThaber
E-TOPLUM
12 - 18 MART 2018
Yerli oyunların KDV’den muaf olması gündemde Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın TBMM'ye sevk edilen Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın içeriğiyle ilgili yaptığı yazılı açıklamada, oyun geliştiricileri sevindirecek bir madde de yer aldı. TBMM’ye iletilen tasarıda istisnaların kapsamının
genişletildiği belirtilirken, tasarının meclisten geçmesi durumunda teknoloji geliştirme bölgesinde faaliyette bulunanların, bu bölgelerde ürettikleri oyun yazılımlarına KDV istisnası sağlanacak. Yani teknokentlerde geliştirilen oyunlar ve bunların paketleri KDV'siz satılabilecek. Bu destek, halihazırda diğer yazılım alanlarına sağlanıyordu.
Ancak bilgisayar oyunları kapsam dışında tutulmuştu. Türkiye Oyun Geliştiricileri Derneği'nin (TOGED) 2015 yılında açıkladığı "Oyun sektöründe vergilerin azaltılması vizyonu" kapsamında bir yılı aşkın süredir yürüttüğü görüşmeler sonucunda, bilgisayar oyunları vergi istisnası da yeni tasarıda kendine yer buldu. Bu gelişme
teknokentlerde yerleşik oyun geliştiricilere yönelik desteği arttırırken, sektörün büyümesi önünde engel teşkil eden ÖTV gibi diğer vergilerin kaldırılabilmesi konusunda da umut verecek. TOGED Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Karayalçın, konuyla ilgili şu bilgileri verdi: “ODTÜ TEKNOKENT’in desteğiyle, ilgili bakanlıklarla
yürüttüğümüz görüşmeler neticesinde, oyun geliştiricilerinin bu kanun tasarısı kapsamında yer almasından mutluluk duyuyoruz. Verilen teklifin onaylanması halinde, yerli oyun geliştiricilerimizin üzerindeki mali yükün bir nebze rahatlayacağına inanıyoruz. Konunun takibinde olacağız.”
Teknoloji Bankası, Nisan’da faaliyete geçecek En Az Gelişmiş Ülkelere (EAGÜ) yönelik kurulan Teknoloji Bankası'na ilişkin olarak 22 Eylül 2017 tarihinde Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda imzalanan "Mali ve Ayni Katkı Anlaşması" bağlamında Türkiye tarafından verilen taahhütler kapsamında, Teknoloji Bankası’na ev sahipliği yapacak olan TÜBİTAK Marmara Teknokent bünyesinde
Teknoloji Bankası’nın oturum gerçekleştireceği alan için kurulum ve tefrişat işlemleri gerçekleştirilmesine karar verildi. Birleşmiş Milletler, EAGÜ coğrafyasında bilim, teknoloji ve inovasyon kapasitelerinin güçlendirilmesi hedefiyle kurulmakta olan Uluslararası Teknoloji Bankası için Türkiye ve BM arasında 27 Eylül 2017 tarihinde 'Ev Sahibi Ülke Anlaşması' imzalandı.
Uluslararası Teknoloji Bankası, TÜBİTAK Marmara Teknokent bünyesinde Yeni İdari ve Kuluçka Binası’nda faaliyet gösterecek. Bu amaçla yaklaşık 500 m2 alan bankaya tahsis edilerek kurulum çalışmaları başlatıldı. Bankanın 2018 Nisan’ında faaliyete geçmesi bekleniyor. Bankanın kurulum çalışmaları ise BM ve TÜBİTAK Marmara Teknokent temsilcileri tarafından ortaklaşa yürütülüyor.
İhracatta ‘e’ ile büyüme fırsatı E-İhracat Platformu, e-Ticaret ile yurtdışı satışlarını arttırmak, sektöre nitelikli eleman yetiştirmek için 'E-İhracat Seferberliği' başlattı. Bu kapsamda iş dünyasına ve öğrencilere yönelik eğitimler verilecek. E-İhracat Seferberliği, Batı Karadeniz'de başlıyor. E-İhracat Platformu, Düzce Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Nigar Demircan Çakar’ı makamında ziyaret ederek, Düzce Üniversitesi'nin müfredatına e-ihracat dersi katmanın yanında sürekli eğitim merkezi ile gerçekleşecek işbirliğinin de temelini attı. E-İhracat Platformu İş Geliştirme Direktörü Ömer Nart, e-İhracat'ı bilen insan sayısının az olduğunu
belirterek, "Vereceğimiz eğitimler ile sektöre nitelikli personel yetiştireceğiz. İş dünyasına yönelik yapacağımız sertifikalı programlar ile e-İhracat'ı arttırmaya yönelik çalışmalar yapacağız. e-İhracat'ın tüm Türkiye'de herkes tarafından ele alınması, ekonomiye katkı sağlanmasını hedefliyoruz. Bu çalışmalar
kapsamında Türkiye'nin 2023 hedeflerine önemli katkı sağlayacağız.
Temassız kartlarda limit artırıldı Bankalararası Kart Merkezi (BKM), yurtdışındaki örnekleri dikkate alarak, 1 Mart 2018 itibariyle 50 TL olan temassız işlem limitinin 90 TL’ye yükseltildiğini açıkladı. BKM Genel Müdür Yardımcısı Celal Cündoğlu, “Temassız ödeme yöntemiyle kart kullanıcılarının ve işyerlerinin ödeme süreçleri daha hızlı ve kolay hale geldi. Bunu, hızla gelişen kullanım rakamlarından izliyoruz. Bugüne kadar küçük ölçekli harcamalarda kullanılan
temassız ödeme özelliğinin, limitin 90 TL’ye çıkmasıyla perakende, elektronik ve akaryakıt gibi sektörlerde de tüketicilere kolaylık sağlamasını bekliyoruz” dedi. BKM verilerine göre, 2016 yılında 31 milyon adet olan temassız özellikli kart sayısı, 2017’de yüzde 36 artarak 42 milyon adede yükseldi. Temassız işlem adedi 2016 yılında 45 milyon iken, 2017’de yüzde 96 artış göstererek 88 milyon adede çıktı. Temassız kartlarla
yapılan ortalama işlem tutarı ise 2014’te 11 TL iken 2017’de 2,5 katına çıkarak 26 TL’ye yükseldi. 2014’te sadece 97 bin adet olan temassız ödeme terminali adedi 2016 yılında 608 bine yükselirken, 2017’de 879 bine ulaştı ve toplam terminal adedi içindeki payı yüzde 37 oldu. Böylece 2014’ten bugüne temassız kabul noktası 9 kat arttı. Örneğin her 3 kart kabul noktasından 1’i temassız ödemeyi destekliyor.
Türkiye'nin dünyaya açılması için hep birlikte mücadele edeceğiz" dedi.
6
E-TOPLUM Moda = Yaratıcı inovasyon
Bir başka yaratıcı yenilikçiliği Lacoste, yine geçen hafta Paris Moda haftasında sundu. Bu seferki defile değildi. Lacoste, her tişörtündeki timsah logosu yerine, dünyada nesli tükenmekte olan 10 hayvanın şekillerini işlediği tişörtler yaptı. Tanesi 185 dolardan satılacağı açıklanan, ama sadece 1,775 tane üretilen bu “nadide” ürün, daha satılmaya başlamadan “satıldı” bitti. Lacoste, buradan sağlayacağı geliri, bu projede ortak olduğu Uluslararası Doğa Koruma Birliği’nin (IUCN) ve Neslimizi Koruyun Hareketi (SOS) hesabına bağışlayacak. Lacoste, küresel iklim değişikliğine ve insanların sonsuz tamahına dikkat çekmek için ünlü timsahını bu proje için dinlenmeye aldı.
12 - 18 MART 2018
Ahşap 2.0 daha güvenli
geçmesinden sonra başladı. D & G, birbirinden yaratıcı (çoğu giyilemez sanat eseri olan) 120 parça sundu. Modaevi Dolce & Gabbana’nın geçen hafta Milano Moda Haftası’nda, 2018 sonbahar/kış koleksiyonunda 7 drona asılı çantalar, podyumun kenarında oturan izleyicilerin üzerinde dolaştı. Dronlar, “gayet sakin” bir salınımla, mankenlerin podyuma çıktığı kapıdan arka arkaya çıktılar. Mankenlerin aksine, podyum üzerinde dümdüz bir çizgi izlemediler. Azıcık izleyicilerin üzerine doğru da salındılar. Bu sırada iki görevli, bir kaza olmasın diye podyumun kenarında dikkat kesildi. Gösteriden önce ise herkesin, ceptellerindeki WiFi’yi kapatmaları istendi. Dronların 3 dakikalık gösterisi sırasında izleyicilerden çoğu ayağa kalkarak bu ilki kaydettiler. Defile, dronların “sakince” podyum arkasına
BThaber
Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com
Ahşap, ileri teknolojiden payını almaya başladı. Örneğin, çoklu katmanlarına tutkallı çapraz laminasyon uygulanıyor (CLT). Lamine ahşap kaplama (LVL), çoklu katmanlı veya paralel yonga ahşap (LSL/PSL), tutkallı lamine ahşap (glulam) gibi “Ahşap 2.0” ürünleri var artık. Ahşabı, ağaçtan kesildiği gibi kullanma dönemi çoktan bitti. Endüstri-öncesi dönemde evler ahşaptı. Varlıklılar taş bina yaptırabilirdi. Resmi veya askeri binalarda taştandı. Ahşap ise korunaksızdı. Kolay yanıyordu. Büyük Avrupa şehirleri büyük yangınlarıyla ünlü. Zamanla sivil mimaride onlar taşa, betona geçtiler, biz ahşapta kaldık. İstanbul’da, askeri itfaiyenin
kurulduğu 1874’ten 1921’e kadar (verilere güvenilirse?) yanan bina sayısı 3035 bin. Avrupa’nın da dikkatini çeken 1870 Beyoğlu yangınında 13 saat içinde 3 bin, 1912 Aksaray yangınında 5,500 bina!..
“Treet” (Ağaç) yapıldı. Norveç’in kuzey ucunda Kirkenes’te Barentshus 20 katlı ofis binası olacak... Bitenler de var: Londra’da 9 katlı Stadthaus. Kanada/ Kuzey British Columbia Üniversitesi’nde 30 metrelik Ahşap İnovasyonu Merkezi. Kanada/Vancouver’da 53 metre yüksek. Avustralya/ Melbourne’da Forte Apartmanı: 32 metre, 23 daire.
Bugün ise “yenilikçi” ahşapla bir kaç kattan daha yüksek, güvenli ahşap binalar mümkün. Hatta, Japon Sumimoto şirketi işi abarttı: 2041 yılına yetiştirilmek üzere 350 metre yükseklikte, 70 katlı bir ahşap (yüzde 90’ı) gökdelen yaptırma projesini açıkladı.
Bizde hala ahşap köşkler, yalılar var. Kültür mirası olarak uluslararası dikkat çeken bir binamız ise: Büyükada Rum Yetimhanesi. Eni 35 x boyu 100 X yüksekliği 23. Geçen ay, Avrupa kültür mirasını koruma amaçlı Europa Nostra ve Avrupa Yatırım Bankası, “Avrupa’nın Tehlike Altındaki 12 Kültürel Mirası” arasında gösterdi.
Dünyada şimdilik en yüksek “tam” ahşap bina Viyana’da yapılıyor. “HoHo Tower” 24 katla 84 metreye çıkacak. Norveç kırsalında “Mjøstårnet” binası 81 metre olacak. Yine Norveç’te Bergen’de 50 metrelik, 14 katlı lüks apartman
Yeni bir proje ise, Eskişehir/ Odunpazarı Modern Sanat Müzesi. Japon mimar Kengo Kuma’nın 3,300 metrekarelik ahşap tasarımı. Temeli geçen ay atıldı.
Nano boyutta boya savaşları Fransız ressam Yves Klein (1928-1962) öyle bir mavi arıyordu ki daha önce “öyle” bir mavi olmamış olsun. Bu iş için Paris’te ressamlara kuşaklar boyu malzeme ve boya satmış Adam Montparnasse şirketiyle işbirliği yaptı. Adam’a nasıl bir mavi istediğini anlattı. Onun yarattığı “yeni” mavinin patentini Klein, 1960’da kendi adına aldı. Bu mavi, International Klein Blue oldu. Sanatçının, 1962 Cannes Film Festivali töreninde kalp kriziyle biten kısacık yaşamından kalan bu mavili eserleri, göz kamaştıran, “bakılamayacak kadar” mat şahane, başka bir dünyadan gibi bir mavidir. Bugün, nanoteknoloji sayesinde “olabilecek en siyah” da var artık. NanoSystem adlı İngiliz şirketinin (askeri amaçlı ürettiği) Vantablack adlı bu siyah, o kadar mat ki üzerine düşen ışığın yüzde 99.96’sını
emiyor. Üç boyutlu bir zemine sürülünce, boyutlar kayboluyor. Bu süper boyaya “boya” demek zor: Kaplama malzemesi demek daha uygun. Üzeri kaplanacak şeyi, üretici firmanın teknisyenleri kaplıyor. Çabuk alev alan tehlikeli bir madde. Her isteyen kullanamıyor. Bu tuhaf, ama çok işe yarayacak malzeme ilk kez sivil amaçlı olarak geçen ay Güney Kore’de yapılan olimpiyatlarda bir binada kullanıldı. Burası, Hyundai’nin ürünlerini tanıttığı pavyonuydu: Bir ambar/depo gibi... Hyundai, ileri teknolojik araçlarını, ürünlerini, yine ileri teknolojik bir dekorasyonla tanıttı. Yeni boya/kapmala, ışığı o kadar çok emiyordu ki, binanın ayrıntıları dışardan “görülemiyordu”. İşte tam askeri amaçlı bir kamuflaj
malzemesi. Zaten düzinelerle inovasyon, askeri/savunma amaçlı yapılmadı mı taa eski çağlardan beri? Değişen bir şey yok. Mimar Asif Khan, Hyundai binasında neden böyle bir orijinallik yaptığını “Dikkati üzerimize çekmek için” diye açıklamıyor elbette (esas gaye elbette o!), ama şöyle diyor: “Uzayın derinliklerine açılan bir pencere yaptık.” Hyundai açıklaması da şöyle: “Yakıt pillerimizdeki hidrojenin uzaydan kaynaklandığını temsil ediyoruz.” İki açıklamada da uzay var. Uzayın kapkaralığına yeni boya/ kaplama uygun. Zaten bu kapkara boya, uzaydaki bir kara delik gibi. “Görülmüyor.” İngiliz Guardian gazetesi, “Dünyanın en karanlık binası sizi yutmaya hazır” diye yazdı. 1,200 metre kare alanda,
10 metre yükseklikteki bina için Vantablack VBx 2 adlı bir başka model boya/kaplama üretildi: Daha “az” kapkara! Olimpiyatların yapılacağı iklim koşullarına uyacak, sıfırın çok altındaki soğuğa dayanacak, inşaat sırasında güvenle kullanılacak bir başka model. Vantablack ilk kez üretildiğinde, ünü dünyayı tutmuş plastik sanatçı Anish
Kapoor, “Bunu sadece ben kullanayım” diyerek kullanım haklarını satın aldı. Bu, sanat dünyasında alay ve itirazla karşılandı. Bunların başında gelen İngiliz sanatçı Stuart Semple, aynı teknolojiyle “en ultra floresan pembe” boyayı icat etti. Ayrıca “Black 2.0” adını verdiği bir kapkara/ simsiyah pigment daha yaptı. Bakalım, en bembeyazı kim icat edecek?
CaraSwitch CS4030-T56 48 Port 1 Gigabit UTP 8 Port 10 Gigabit SFP+ 256 Gbps Backplane | 192 Mpps Forwarding Virtual Stacking HotSwap Yedekli Güç Kaynağı CLI Tam Yönetilir | Web Management Full Routing Support
www.carasystems.com
high performance | best value
veri merkezi | ağ | trafik yönetimi | bilgi güvenliği | performans yönetimi | görselleştirme
ISB Bilişim Teknolojileri A.Ş.
İçerenköy Mah. Çayır Cad. No 3 Özce Center Kat 8 PK 34752 Ataşehir İSTANBUL TÜRKİYE tel +90 (216) 428 47 47 fax +90 (216) 428 47 48 web www.isb.com.tr e-mail info@isb.com.tr
8
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
12 - 18 MART 2018
Ekonomik büyümenin itici gücü yazılım halini aldı Logo Yazılım İcra Kurulu Başkanı M. Buğra Koyuncu, 5 Mart sabahı bilişim medyasının temsilcileri ile kahvaltıda bir araya geldi. 2018 yılı kurumsal hedeflerinin yanında, Türkiye’de yazılım sektörünün konumu ve gelişimi için yapılması gerekenler de ele alındı. Logo Yazılım’ın
Logo Yazılım İcra Kurulu Başkanı M. Buğra Koyuncu
Türkiye’de platform oluşturma (PaaS) projesinin devam ettiğini sohbette vurgulayan M. Buğra Koyuncu, bu konuda TÜBİTAK desteği aldıklarını söyledi ve ekledi: “Logo’nun var olan çözümlerini bu platformun üzerinde konsolide etmeye çalışıyoruz.” Türkiye’de kalkınma ve ekonomiyi geliştirme için yüksek katma değerli üretim gerekliliğine dikkat çeken M. Buğra Koyuncu, yazılım ve yazılıma bağlı teknolojilerin bu konuda sunduğu avantajlara
05 NİSAN 2018 PERŞEMBE Hilton Hotel| 09:30 - 13:30
. BTVIZYONTOPLANTILARI
ONLINE KAYIT Katılım için Online Kayıt Gereklidir, Online Kayıt için www.bilisimzirvesi.com.tr/kayseri
BTvizyon Kayseri Toplantısı
Baskı Çözümleri
E-Ticaret
Coğrafi Bilgi Sistemleri
Yeni Nesil Güvenlik Çözümleri
.. . . BIZI TAKIP EDIN Bilişim Zirvesi Etkinlik Ltd Şti. BTHABER Şirketler Grubu’nun bir üyesidir.
Döküman Yönetimi
/btvizyonanadolu
. . . . . BILISIM . ZIRVESI Etkinlik Ltd. Şti
Siber Güvenlik Yönetimleri
/btvizyon
www.bilisimzirvesi.com.tr
değindi. Türkiye’nin, yazılım firmalarının kurulumu adına yeterli potansiyele sahip olduğunu vurgulayan M. Buğra Koyuncu’ya göre, Türkiye’de yazılım sektörünün olgunlaşması için bütün olanaklar var. Bunun gerçekleşmesinin önündeki en büyük engel ise önyargılar. “Bir sektörün var olması için devletin sınırsız teşvikler vermesi gerekli değil” saptamasını yapan Koyuncu’ya göre, firmaların serbest piyasa koşullarında kendi dinamikleriyle ayakta kalabilecek verimlilikte olması asıl kritik unsur. Teşvikler ise rekabeti adil hale getirmek için kullanılmalı. Ülke bazında en önemli stratejik kararlarından birini ‘dijital dönüşüm süreci’ olarak tanımlayan Buğra Koyuncu, şöyle devam etti: Yazılım endüstrisini kurumsallaştırıyoruz “Türkiye’de yazılım alanında kurumsallaşmanın tamamlanarak, firmaların karşısına güvenilir bir şirket olarak çıkılması gerekiyor. Türkiye’deki yazılım sektörünün üzerine düşen görev bu. 2000 yılından beri halka açık bir şirketiz ve Ekim 2016’da ikincil halka arzla yüzde 61’in üzerinde halka açıklığa sahip olduk. Borsada bu rakama yaklaşan yalnızca 5 şirket var ve Türkiye’de yazılım endüstrisinin kurumsallaşması adına Logo Yazılım’ın önemli bir misyonu olduğunu düşünüyoruz. Kuzey Irak’ta, Libya’da, Birleşik Arap Emirlikleri’nde, İran’da iş ortaklarımız var. 2010 itibarıyla stratejimizde bazı değişiklikler yapmaya, satın almalarla 2012’den beri inorganik büyümeye başladık. Dağıtım ve dağıtım ağları yönetimi odaklı yatırımlara devam ediyoruz. Proje taahhüt ve inşaat sektörleri için de geliştirdiğimiz çözümlerimiz var. Bu alanların gelişimi Türkiye’de çok kritik. Logo Yazılım olarak bugüne kadar 8 firma satın aldık, ama hiçbirini finansal operasyon olarak görmedik. Hepsi bizim faaliyet alanımızda faaliyet gösteren, ürünlerimizi genişleten, tamamlayan, sinerji yaratabileceğimiz satın almalar oldu.
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
12 - 18 MART 2018
9
“Bir adım önde olmak”, bu adımları gerektirir! Finansal uygulamalar ve vergi teknolojileri alanında uzmanlaşan İdea Teknoloji, Ar-Ge yatırımlarını artırıyor. sürdüreceklerinin altını çizen Emre İyibilir, yeniliklerin temeli olan Ar-Ge merkezi ile ilgili de şu detayları paylaştı:
İdea Teknoloji Çözümleri Genel Müdürü Emre İyibilir İdea Teknoloji Çözümleri; 2005 yılında saha satış ekiplerinin daha verimli ve etkin yönetimini sağlayacak yazılımlar geliştirme hedefiyle kuruldu. Saha satış ekiplerinin bulut yapısı üzerinden yönetilmesine imkan sunarak, VisionPlus markasıyla 10 yıldan kısa bir sürede CRM alanında liderliğe yükseldi. Türkiye’de ve komşu bölgelerde, geniş satış ve dağıtım ağına sahip kuruluşların uzun vadeli iş ortağı haline gelen İdea Teknoloji Çözümleri, 2013 yılından itibaren ise e-fatura ve e-defter uygulamalarının Türkiye’deki tesis ve yaygınlaşma sürecinde öncü rol üstlendi. 2013’te Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) tarafından onaylanan ilk e-fatura özel entegratörü, 2014’te ise platform bağımsız ilk e-defter çözümü üreticisi ve e-arşiv faturası hizmet izni alan ilk özel entegratör olan İdea Teknoloji, 2017 başında ise “Vergi Teknolojileri” bloğunu açtı. “Uzmanlığımızı ve bilgi birikimimizi kamuoyuyla paylaştığımız bu blog sayesinde vergi teknolojilerinin dijital dönüşümde, verimlilik ve büyümede etkisi konusunda farkındalık yaratmaya odaklanıyoruz” diyen İdea Teknoloji Çözümleri Genel Müdürü Emre İyibilir’in işaret ettiği gibi, finansal
uygulamalar ve vergi teknolojileri alanındaki uzmanlığı İdea Teknoloji’nin fark yaratan nitelikleri. e-dönüşüm başlığında İdea Teknoloji, standart uygulamalardan katma değerli çözümler geliştirmeye odaklanıyor. “Dijital vergi denetçisi VerDE uygulaması sayesinde firmaların e-defterleri üzerinde usul/ teknik ve vergisel denetimi yaparak, hata yapıp yapmadıklarını kontrol edebiliyoruz” örneğini paylaşan Emre İyibilir, 2018 yılında da çalışmalarının bu yönde devam edeceğinin altını çizdi. e-İrsaliyeye geçiş, verimlilik demek Son dönemde elektronik uygulamalar arasına e-irsaliye de eklendi. “Tebliğin yayınlanmasıyla birlikte, 2017 sonunda “e-İrsaliye Özel Entegrasyon izni” alan ilk grubun içinde yer aldık” diyen İyibilir, şu bilgileri paylaştı: “e-İrsaliye; aslında elektronik belge uzayında bulmacanın eksik parçasıydı. e-İrsaliyeye geçiş zorunluluğu kalkmış olmakla birlikte, birden fazla işyeri ve şubesi bulunan şirketler için e-irsaliyeye geçiş, operasyonel verimlilik anlamında önemli katkılar sunuyor. e-İrsaliye düzenlenecek e-İrsaliye kullanıcısı muhatap firma az
da olsa, uygulamaya dahil olan mükellef birden çok depo, mağaza veya işyerine sahipse ve bu lokasyonlar arası mal trafiği fazla ise muhatap olarak kendine e-İrsaliye düzenleyebilecek. Böylece matbu irsaliye trafiğinden kurtulabilecek. e-İrsaliye önümüzdeki günlerde çok daha etkin olarak göreceğimiz çözümler arasında yer alacak.” Katma değer katlanarak artıyor Öte yandan GİB, farklı başlıklarda e-dönüşüm adımlarında hız kesmiyor. Bu yönde atılan adımlardan biri de Z raporlarının e-arşiv fatura özel entegratörleri üzerinden GİB’e iletilmesi. “Böylece bakkalların dahi bundan sonra periyodik olarak gelirlerini GİB’e sistematik olarak iletmesi mümkün olabilecek” örneğini veren Emre İyibilir’in dikkat çektiği gibi, ekonomi yönetimi açısından çok daha düzenli ve doğru veriye hızlı bir şekilde ulaşmak mümkün olurken, şirketler açısından da dijitalleşmede önemli bir avantaj sağlanacak. Çünkü kurumsal sistemlerini ve süreçlerini standart hale getirecek, bunu bir girdi olarak kullanıp, daha fazla katma değer elde edebilecekler. İdea Teknoloji olarak, bu yönde çözümlerle destek vermeyi
Ar-Ge merkezi, yatırımların da merkezi “Vizyonumuzu ‘Bir adım önde’ olmak olarak özetleyebiliriz ve bu hedefin öncelikli gerekliliği araştırma ve geliştirme. 2014’te Türkiye’nin 151’inci Ar-Ge merkezi olduk ve vizyonumuz doğrultusunda Ar-Ge’ye daha fazla yatırım yapmaya başladık. Geçen üç yıl içinde Ar-Ge’ye yaptığımız yatırımı yaklaşık 7 katı kadar artırdığımızı görüyoruz. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan 2016 yılı Ar-Ge Merkezi Performans Endeksine göre Bilgisayar ve İletişim Hizmetleri sektöründe faaliyet gösteren Ar-Ge merkezleri içinde üçüncü sıradayız. Ar-Ge Merkezi olarak 3 ana faaliyet alanımız var. İlki saha satış yönetimleri ve CRM alanında. Yeni teknolojiler kullanarak müşterilerimize sunduğumuz çözümlerimizden biri, bölge ve rota planlama uygulaması olan VisionPlus Today. Bu çözüm; çeşitli algoritmalar kullanarak sahada satış yapan ekiplerin öncelikli olarak gitmesi gereken bölgelere dair optimizasyon yapıyor. CRM’de diğer bir
çözüm ise görsel tanımlama ve görüntü tanıma yöntemiyle rafta ürün takibi yapıyor, raflardaki ürünlerin yerinin doğru olup olmadığını anında tespit edebiliyor. Diğer bir alan, elektronik finansal uygulamalar. e-Defter, e-Fatura, e-İrsaliye gibi uygulamalarda hata ve vergisel risk denetimi yapmak, bu belgelerdeki verilere dayalı analiz ve raporlamalarla firmalara karar süreçlerinde etkili araçlar sunmak odaklandığımız başlıklar. Son iki yıldır ayrıca biyoinformatik alanında önemli çalışmalar yürütüyoruz.” Dünyaya yayılımda ilk adım Küresel yayılım stratejileri çerçevesinde İdea Teknoloji, bir yıl kadar önce ABD’deki ilk ofisini Boston’da açtı. İyibilir, öncelikle ABD’de önde olan teknolojileri Türkiye’ye taşıyarak, İdea Teknoloji ürünlerini bir üst noktaya getirmeyi ve bu pazarda sunmayı hedeflediklerini vurguladı. Biyoinformatik alanında son 10 yılda dünyada hızlı bir gelişim başladı. Burada yine öncü pazarlardan biri ABD ve İyibilir, “Oradan elde ettiğimiz bilgi birikimini yurtiçinde ve burada uygun şartlarda geliştirdiğimiz ürünleri de ABD ve başka ülkelere sunmak istiyoruz” ifadesini kullandı.
Uzun vadeli çözüm ortağı olmak hedef İdea Teknoloji’nin vizyonu ‘Bir adım önde’ olmak. Misyonu ise müşterilerinin uzun vadeli ve hatta hayatları boyunca çözüm ortağı haline gelebilmek. Bu yolda ilk öncelik, Ar-Ge yatırımlarını giderek artırmak. Bu kapsamda, operasyonel iş uygulamaları / CRM tarafında, tamamen bulut tabanlı, çok uygun şartlarda erişilebilir, farklı sektörlerin ihtiyaçlarına yanıt verecek yeni çözümler üzerinde çalışmalar yürütülüyor. Elektronik finansal uygulamalar tarafında, geçtiğimiz yıl hayata geçirilen “Vergi Teknolojileri”
bloğunda vergi ve teknolojiyi birleştirerek kazanılan bilgi birikimi ve deneyim paylaşılıyor. Firmaların doğru vergi vermesi için oluşturulan altyapılardan yararlanarak standartlaşmış finansal veri üretmek, finansal denetim ve yönetim çözümleri geliştirmek ve sunmak da kurumsal hedefler arasında öne çıkıyor. Biyoinformatik alanında da Türkiye’de liderliği üstlenmek, burada da hızlı bir şekilde yeni çözümler geliştirerek gerek Türkiye gerekse yurtdışında bunları sunmak İdea Teknoloji’nin hedefleri arasında.
10
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
12 - 18 MART 2018
Müşteri odaklı üretim hayalinizi gerçeğe dönüştürün! CDT Bilgi Teknolojileri, elektronik odaklı Ar-Ge çalışması yürüten, tasarım ve üretim yapan kurumlara Mentor – Valor çözümünü sunuyor. Sanayi kuruluşları, Endüstri 4.0 ile birlikte yeni bir döneme adım atıyor, Ayhan Sevgi akıllı fabrika konseptini üretim tesislerinde hayata geçiriyorlar. Elektronik baskı devre (PCB) üretiminin her aşamasını yöneten ve analiz edilmesini sağlayan Mentor – Valor çözümüyle CDT Bilgi Teknolojileri, bu tesislerin dijitalleşme süreçlerine önemli katkılar sağlıyor. CDT Bilgi Teknolojileri Genel Müdürü Alpay Göğüş, dönüşüm süreçleri ve bu konuda kuruluşlara sağladıkları faydalar konusunda sorularımızı yanıtladı: Endüstri 4.0 ile birlikte kurumsal kullanıcıların teknoloji yaklaşımlarında nasıl bir değişim–gelişim söz konusu oluyor? Kullanıcıların yeniliklere açık olması halinde pazarın gelişmesi kaçınılmaz. Hem çözüm üretenler hem de teknoloji sağlayanlar bu konulardaki istek ve yatırımlar sayesinde gelişebiliyor ve ürün, çözüm ya da hizmet üretebiliyorlar. Üretim şirketlerinde kaçınılmaz bir gelişim ve yenilik süreci gerektiren Endüstri 4.0, bu konuda kurumların teknoloji ile gelişimlerini sağlıyor. Akıllı fabrikanın temel kıstasları neler? Bir fabrikayı ‘akıllı’ kılan
en önemli etmen üretim sürecinin bir parçası olan nesnelerin, makinaların ve bireylerin birbirleriyle iletişim kurması ve karşılıklı veri aktarımında bulunabilmesidir. Bu verilerin gerçek zamanlı iletimi, depolanması ve analiz edilebilmesi ile gerçek dünyanın sanal bir kopyasının oluşturulması, simülasyonlar yapılabilmesi ve hızlı karar alınabilmesi mümkün olur. Bu kararların merkezi olarak tek elden değil sistemin herhangi bir parçası tarafından alınabilmesi ile sistemin parçalarının özerk çalışabilmesi ve modülerliği sağlanır. Bu hem tüm üretim sisteminin esnek çalışabilmesine hem problem çözüm yetisinin artırılmasına hem de yapılması gereken değişikliklere daha kolay uyum sağlamasına olanak verir. Bu esneklik sayesinde de müşteri odaklı üretimin; müşteri isteklerine göre tüm sistemin kolayca değiştirilebilmesinin yolu açılmış olur. Endüstri 4.0’ın temel amacı da bu müşteri odaklı üretim hayalinin gerçekleştirilmesidir aslında. Dijital dönüşüm konusunda yapılan yanlışları sıralarsak hangi konular ön plana çıkıyor? Teknolojinin bir araç değil amaç olarak görülmesi, süreç ve insan unsurlarının da teknoloji kadar önemli olduğunun gözardı edilmesi, başlanıp bitirilecek bir proje olarak görülmesi ve bunun firma için bir kültür, bir
operasyonel model olduğunun düşünülmemesi CDT bu konuda şirketlere ne tür çözüm ve hizmetler sunuyor? Elektronik tasarım ve üretim otomasyonu konusunda Ortadoğu ve Doğu Avrupa bölgesinin toplam çözüm sunabilen en tecrübeli ekiplerden biri olarak elektrik elektronik, telekomünikasyon, savunma, otomotiv, uzay uçak, beyaz eşya ve üretim sektörlerine çözümler sunuyoruz. Bu kapsamda kendi sektörlerinde lider konumda bulunan 70’in üzerinde önemli müşterimiz mevcut. Profesyonel yaklaşımımız ile uluslararası kabul gören yenilik ve teknolojileri, yerel hizmetler ve uzmanlıkla birleştirerek müşterilerimize tasarım, analiz, simülasyon ve üretim süreçlerini destekleyecek çözümler sunuyoruz. Elektronik baskı devreleri (PCB) tasarım ve üretimi, kablolama, güvenilirlik mühendisliği gibi farklı konularda danışmanlık ve eğitim hizmetleri veriyoruz. Elektronik tasarım otomasyonu konusunda Mentor Graphics, Downstream, DFR gibi üreticilerin yanı sıra bu alanda katma değerli çözümler sunan Logicircuit, Leading Edge, HiFuture gibi uzman şirketlerin de temsilciliğini yapıyoruz. Günümüzde Türkiye'de ArGe çalışmaları giderek artıyor. Elektronik odaklı Ar-Ge
CDT Bilgi Teknolojileri Genel Müdürü Alpay Göğüş çalışması yürüten, tasarım ve üretim yapan tüm kurumlara çözümlerimizle hizmet sunuyoruz. Mentor - Valor, bu konuda hangi boşluğu dolduruyor? Mentor - Valor çözümleri elektronik baskı devre (PCB) üretiminin her aşamasını yönetmeyi ve analiz etmeyi sağlayan bir ürün ailesi. Çözümlerimiz PCB üretim süreçlerinin, üretim hatlarının, araç ve gereçlerinin, hammadde ve malzemelerin hazırlanması, izlenmesi, yönetimini sağladığı gibi kalite yönetimi ve üretim odaklı karar süreçlerini destekliyor. Elektronik, beyaz eşya, otomotiv, savunma ve havacılık, bilişim teknolojileri, telekomünikasyon cihazları, otomotiv gibi PCB tasarım ve üretiminin yoğun olduğu tüm sektörlerde dünyanın
önde gelen kuruluşları Valor çözümlerini tercih ediyor. Mentor - Valor çözümlerinin PCB tasarım ve üretimi yapan firmalar için benzersiz bir çözüm olduğunu düşünüyoruz. Bu benzersizlik hem sektörde kullanılan pek çok donanım ve yazılımın entegrasyonunu sağlamaya yönelik hazır bir platform sağlanmasından; hem de IoT, ortak veri paylaşımı ve analitik özellikleri ile Endüstri 4.0 geçişi için sunulan sağlam bir altyapı olmasından kaynaklanıyor. Mentor - Valor çözümleri sektör odaklı yapısı ile geleneksel sektör bağımsız kurumsal kaynak planlama (ERP) ve üretim - yürütme sistemlerinin (MES) yetersiz kaldığı noktalarda devreye girerek bu sistemlerin PCB üretiminde daha etkin bir biçimde kullanılabilmesine de olanak sağlıyor.
Altyapıları IoT dalgası yenileyecek
Yeni nesil akıllı telefonların artan kapasiteleri, telekom altyapısındaki gelişmeler
ve 5G gibi teknolojiler ile birlikte veri merkezlerine önemli görevler düştüğünü
vurgulayan Radore Veri Merkezi Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kubilay Akyol, “2020’de yalnızca IoT odaklı olarak 200 binden fazla yeni uygulama ve hizmet hayata geçecek. Tüm bu veri yükünün büyük çoğunluğu veri merkezlerinin üzerinde olacak ve IoT verisinin yüzde 84’ü veri merkezlerinden geçecek” bilgisini verdi. Akyol, yaşanacak değişimi 5 adımda şöyle özetledi: • IoT’ye özel altyapılar oluşacak ve 2020’de tüm dünyada satın alınacak
sunucuların yüzde 20’si IoT için kullanılacak. • İnanılmaz bir veri yükü ortaya çıkacak. Misal, tüm dünyadaki 680 milyon akıllı ölçüm cihazı 280 petabayt veri üretiyor. • Bant genişliği ihtiyacı artacak. Akıllı binalar günde 250 GB veri üretirken, bir uçak bir saat içerisinde 40 terabayt, sürücüsüz araçlar ise saniyede 1 GB veri üretecek. • Veri güvenliği odak noktası olacak.
Son yıllarda IoT platformundaki cihazları hedef alan Mirai yazılımı, tüm dünyada dikkat çeken siber saldırılar arasında yerini aldı. • Gerçek zamanlı çözümlerin değeri artacak. Hayati altyapıların kesintisiz çalışması için akıllı havalandırma ve su pompalama sistemlerinin gerçek zamanlı çalışan kusursuz bir IoT altyapısıyla kontrol edilmesi şart.
BThaber 12 - 18 MART 2018
MOBILE WORLD
DOSYA:
www.bthaber.com.tr
Murat Göçe
İnternet geldi, etkinliklerin devri bitmedi! Büyük veri, IoT ve artan bilgi güvenliği gereksinimleri, iletişimin mevcut haliyle içinden çıkılmaz duruma doğru gidince, 5G , belki yakın gelecekte daha da ileri teknolojiler konuşulmak zorunda kalıyor. Neredeyse olmazsa olmaz teknoloji 5G, Barcelona’da detaylı bir şekilde masaya yatırıldı, 5G konusundaki öncü şirketler ve 5G sayesinde ortaya çıkardıkları çözümleri oluşturan firmalar projelerini anlattı, stant alanlarında bolca akıllı şehir, IoT, bağlantılı arabalar, güvenli yenilebilir enerji ve sanal gerçeklik
uygulamalarını izleme şansı doğdu. “Imagine Better Future - Daha İyi Bir Gelecek Düşün” temalı, 100 bini aşkın ziyaretçisi, 2300 katılımcısıyla bütün bilişim sektörünün ilgisini çeken fuarda , ülke kabına sığmayan, vizyonu büyük, hedefleri global olan Türk firmalarımız da yerini aldı. Böylece “İnternet geldi fuar etkinlikleri artık bitti” diyenlere CEBIT Hannover’dan sonra GSMA Barcelona da en uygun cevabı vermiş oldu.
Dosya Sponsorları
12 DOSYA
MOBILE WORLD
BThaber 12 - 18 MART 2018
5G’ye giden yol… Avrupa’nın birinci, dünyanın sayılı etkinliklerinden GSMA Mobile World etkinliğinde öne çıkan konu 5G oldu. 5G teknolojisi denemeleri 49 ülkede 77 operatörde başladı. 32 ülkede 45 operatör ise 5G ürünlerini duyurmaya hazır. “Imagine Better Future- Daha İyi bir Gelecek Düşün” temalı, 100 bin ziyaretçisi 2300 katılımcısıyla bütün bilişim sektörünün ilgisini çeken fuar 26 Şubat - 2 Mart tarihleri arasında İspanya’nın Barcelona kentinde gerçekleştirildi. Fuar ve gerçekleştirilen kongre konularının ağırlığını 5G ve bunun getirdiği IoT, sanal gerçeklik, akıllı şehirler, bağlantılı arabalar ve güvenlik konuları oluşturdu. 5G’nin hayatımıza girmesi ile beklenen çok yoğun enformasyon akışı karşısında yeni bulut çözümleri, IoT merkezleri, akıllı şehirlerin yeni yapısı ve bütün bunların güvenliğinin sağlanması konusunda ortaya çıkan yeni çözümler için ilginç ve etkileyici ürün tanıtımları için yüzlerce stant ziyaretçilerini ağırladı. Fuarda dev stantları ile büyük sükse yapan global firmalar Huawei ve
Ericsson’ın yanı sıra ülkemizin gururu Netaş, Turkcell, Aselsan, Vestel etkili ve dikkat çeken alanları paylaşmışlardı. Telenity, Arvento, General Mobile,
Verisun, MWC 18’te akıllı şehirciliğe dokundu
Mobil Dünya Kongresi 2018 kapsamında bir araya geldiğimiz firmalardan bir diğeri Verisun oldu. Genel Müdür
Yardımcısı Mustafa Eren ile Verisun akıllı şehir operatörünü konuştuk. Akıllı şehir ulaşım çözümlerinin en iyi örneklemesinin anlatıldığı sunumda Eren, gelecek otobüs süresinin hesaplanması benzeri algoritmaların çalıştırılarak bulut üzerinden hizmete sunulmasını, ağaç görünümlü hizmet noktası üzerinden göstererek örnekler paylaştı. Bu konuşan ağaç ile ulaşım danışmanlığı almak, taksi çağırmak ve hatta yardım istemek mümkün. Üzerinde mobil telefon şarj çıkışı olan bu çözümlerinin İstanbul, Ankara, Kayseri, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Bolu gibi Türkiye’nin çok sayıda iline dağıldığını, yeni hedeflerinin küresel pazarlar olduğunu aktardı.
Komtel Teknologies, Mobiltrust, P.I. Works, Başarsoft, Create-4, Darkblue, D-Cat, Emek, Etiya, Figensoft, Defne, Innovile, Mobistech, MTS, Odine, Soft Data, Teksan, Telcocat ve TTG onur duyduğumuz diğer Türk markalarıydı. Bir kısmı görkemli Türkiye ortak standında yer alırken diğerleri ayrı yerlerde bulunmayı tercih etmişlerdi. Konferanslardan aldığımız bilgileri paylaşırsak 5G ile gelinecek noktaları anlamak hem faydalı hem de şaşırtıcı olacaktır. GSMA Intelligence’ın paylaştığı bilgilere göre, 2017’de 3.3 milyar mobil internet kullanıcısı varken bu rakam 2025 yılında 5 milyara ulaşacak. Gelişmekte olan ülkelerde 1.56 milyar yeni insan mobil internet bağlantısına eklenirken, gelişmiş ülkelerde bu sayı 185 milyonda
kalacak. Bölgesel bakıldığında en büyük katılım Çin, Hindistan ve Endonezya’dan gelecek. MENA (Ortadoğu ve Kuzey Afrika) bölgesinde 2017 mobil internet kullanıcılarının nüfusa oranı yüzde 41.5 iken bu oran 2025’te yüzde 62.8 olacak. Bir ilginç tespit de mobil internet bağlantı artışının sebebi sadece ekonomik nedenlerle değil, yetenek, ihtiyaç, eğitim ve kültür gibi etkenlerle de belirlendiği anlaşılması oldu. Çin’de yapılan bir araştırmada, akıllı telefon kullanan Çinlilerin yüzde 39’unun son 3 ayda hiç internete girmediği, yüzde 29’unun okuma yazmada sorunlar yaşadığı ortaya çıktı. Aynı ankette Hindistan’da katılımcıların yüzde 20’sinin mobil telefondan internete nasıl gireceğini bilmediği anlaşıldı.
Telenity’nin vizyonu: Globalde söz sahibi olmak
İletişim sistemleri alanında önemli firmalardan olan ve Mobil Dünya Kongresi kapsamında Barcelona’ya gelen Telenity ile bir araya geldik. Telenity Satış ve Pazarlama Müdürü Feyyaz Atalay’a “Yerli ve milli teknoloji fikirlerini hayata geçirmek ne denli zor? Bu yolda yapılan
hatalar neler?” diye sorduk. Atalay’ın konuya ilişkin cevabı ise şöyleydi: “Yerli ve milli kavramları, her ülke için çok önemli ve vizyoner bir yaklaşım. Destekleyicisi olduğumuz bu stratejilerin 3-5 yıllık planlar dahilinde değil uzun vadeye yayılarak geliştirilmiş olması önemli. Örneğin Almanya endüstri 4.0 konusunda bugün bu noktalardaysa bunun sebebi en az 20 yıllık bir gelecek planıdır” dedi. Telenity olarak yerli üretim konusunda büyük projeleri hedeflediklerini, fakat bu konuda en büyük engellerinin nitelikli eleman bulmak olduğunu belirten Atalay, mezun olmaya yakın öğrencileri Ar-Ge için yönlendirmenin eleman ihtiyacı probleminin çözümünde ülkemiz için çok faydalı olacağını belirtti. “Telenity 18 yıllık bir firma, telekom alanında çok ciddi düzeyde tecrübelerimiz var” diye sözlerine devam eden Atalay, yeni konjektürde yeni servislerle global pazarda önemli bir oyuncu olmayı hedeflediklerini sözlerine ekledi.
BThaber 12 - 18 MART 2018
Gelişmiş ülkelerde mobil gelirleri 2017 yılında 648 milyar dolar iken 2025’te binde 1 artış gösterecek fakat gelişmekte olan ülkelerde bu oran yüzde 1.2 olacak. 2017’de 403 olan rakamın 2025 yılında 443 milyar dolar olması bekleniyor. 4G, 2025 yılında tüm trafiğin yarısından fazlasını alacakken, 5G yüzde 40’ına sahip olacak. Yaklaşık 7 hesaptan birini alacak olan 5G, hesapların yüzde 14'ünün sahibi olacak. Endüstriyel IoT 2017’de 2.9 milyar bağlantı iken 2025’te bu rakamın 13.7 milyar olması bekleniyor. Rakamlar bireysel IoT bağlantılarında 4.6 milyar iken 11.4 milyar olacak. 2025 bölgesel IoT bağlantıları ise şöyle gerçekleşecek: Kuzey Amerika 5.8 milyar, Güney Amerika 1.3, Avrupa 5.6, Ortadoğu ve Kuzey Afrika 1.4 ve Asya - Pasifik ise 10.9 milyar. Samsung yeni telefonu S9’u tanıtırken, General Mobile de MWC’de Google
DOSYA
MOBILE WORLD
iş ortaklığıyla geliştirdiği iki yeni modelinin dünya tanıtımını yaptı. Nokia AndroidOne, ZTE Blade V9, Huawei yeni tableti MediaPad M5 ve dizüstü bilgisayarı Matebook X Pro tanıtılan ürünler arasındaydı. Bağlantısı olmayanları bağlamak söylemiyle fuarda yerini alan Huawei, 2018 yılında 100 milyon kişinin bağlantısını sağlayacağı RuralStar 2.0 çözümünü duyuracağını belirtti. Yakın gelecekte Dünya çapında 100 milyar bağlantı olacağı ve 180 ZetaByte bilginin üretileceğini de belirten Huawei, yeni vizyonlarının “Bring Digital to Every Person” yani herkesi dijitali dünya ile buluşturmak olduğunu açıkladı. Zyxel de Mobil Dünya Kongresi’nde, servis sağlayıcıların küçük-orta büyüklükteki binalar arasındaki bağlantı sınırlamalarını hızla çözmesine imkan sağlayan iki yeni bina kapsama çözümü ‘Dağıtılmış Anten Sistemi’ni
(DAS) tanıttı. Mercedes-Benz, yeni Mercedes-Benz A-Serisi’nde ilk olarak dünya lansmanını gerçekleştirdiği yapay zekâ ile çalışan MBUX
13
(Mercedes-Benz Kullanıcı Deneyimi/ Mercedes-Benz User Experience) adındaki yeni multimedya sistemini tanıttı.
5G ile mimariler değişecek
P.I. Works Pazarlama Müdürü Melih Murat, 5G’nin sektöre etkileri, P.I. Works ürünleri ve bu ürünlerin dünya
geneline nasıl yayıldığı hakkında şu bilgileri paylaştı: “Sadece Türkiye’de değil, yabancı operatörlerle de pek çok işbirliği yapan P.I. Works, mobil şebekelerin planlaması, optimizasyonu, yönetimi üzerine çözüm portföyüne sahip. Bu çözüm portföyü ise otomasyon tabanlı. Dışarıdan bir müdahale gerektirmeksizin kendi kendine şebeke iyileştirmelerini gerçekleştiren bir yazılımdan bahsediyoruz. Bu sayede kullanıcılar internete bağlanırken veya telefon görüşmesindeyken maksimum verimliliğe ulaşabiliyorlar. Sahip olduğumuz sistemler 2G, 3G ve 4G teknolojilerine uyumlu. 5G ile birlikte tamamen mimari değişecek.”
Defne, üç ayrı çözüm ile kongredeydi
Mobil Dünya Kongresi kapsamında çözümlerini sunan bir diğer yerli firmamız Defne’ydi. Defne’yi temsilen mikrofonlarımıza konuşan Didem Karabatur, şunları kaydetti: “Üç ayrı ürünümüz ile Mobil Dünya Kongresi’ne geldik. IMP dediğimiz
akıllı pazarlama platformu bunlardan biri. Bu çözümümüz ile operatörlerin kendi servislerini daha verimli pazarlamaları mümkün. Müşterilerin kullandıkları verileri boyutunu, ne sıklıkla ve uzunlukla telefon görüşmesi gerçekleştirdiklerini algılayan bu sistem ile iş ortaklarının müşterisine en uygun teklifi sunması mümkün kılıyoruz. İkinci bir ürün ise çok kanallı bir servis platformu. Hali hazırda çok kanallı servis üretmeyi amaçlayan hizmetlerimizin operatörlerin ağlarında çalıştığını eklemekte fayda görüyorum. Üçüncüsü ise sesli akıllı asistanımız. Klasik bir Siri yapısından ziyade son kullanıcıların sesli komutları ile sistemi kontrol edebildikleri bir yapıya sahibiz.”
14 DOSYA
BThaber
MOBILE WORLD
12 - 18 MART 2018
BÖLGENİN YÜKSEK TEKNOLOJİ ÜSSÜ OLACAĞIZ Türkiye’nin teknoloji lideri kuruluşlarından Netaş, geliştirdiği ürün ve çözümleri Mobile World’de tanıttı. Yeni hissedarı ZTE ile yatırımları ivme kazanan şirketin gündeminde Avrupa, Kuzey Afrika ve Orta Doğu’daki ayak izini artırmak var. Türkiye’nin gururu firmalarımızdan Netaş’ın GSMA Mobil Dünya Kongresi'ndeki kalabalık ve birçok ülkeden gelen ziyaretçilerle dolu standını ziyaret ettik, şirketin CEO’su Müjdat Altay ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Türkiye gündeminde yerli ve milli yazılım var. Baktığınız zaman her şey yolunda, iyi bir vizyon çerçevesine oturdu ama uygulamada aksaklıklar var gibi. Siz ne düşünüyorsunuz? Yerli ve milli teknolojilerin gelişiminde Türkiye’nin geldiği noktayı değerlendirebilir misiniz? Bence ben pek sıkıntı olarak görmüyorum bunu. Açıkçası Cumhurbaşkanımız çok güzel bir yol açtı. Türkiye’de yerli bir şekilde üretimin yapılması gerektiğini ve bununla hem ülkenin teknolojik altyapısının yükseleceğini hem de ilerde bunun ihracata yönlenebileceğini ve yerliliğin önemli olduğunu ülkenin lideri olarak çok net bir şekilde açıkladı. Şimdi ne var; karşımızda bunun uygulaması var. Bu uygulamada da benim gördüğüm kadarıyla olarak mesaj alındı ve bu mesajının nasıl en iyi, en uygun şekilde uygulayacağımızı düşünüyoruz. Bu noktada Netaş kendini nasıl konumlandırıyor? Biz bu konuda aslında şanslı bir firmayız çünkü Netaş 50 yıldır yerlilik konusunda millilik konusunda çok ciddi çalışmalar yapmış bir firma. Türkiye’de kendi yaptığımız özel telefon santralı ve kırsal santraller ile Türkiye’nin altyapısında bulunan 8 milyon hattı bağladık, bunu da sadece yerli tasarım ve üretimi ile yapan bir firmayız. ZTE işbirliği sonrasında Netaş’ın hedef ve stratejileri hakkında bilgi verebilir misiniz? ZTE’nin gelmesiyle birlikte çok güzel bir şans yakaladık. Nortel zamanında öğrendiklerimizi, deneyimlerimizi ZTE ile birlikte telekomünikasyon endüstrisine kazandırmak için canla başla çalışıyoruz. Tabii ki her şey de olduğu gibi ilk adımlar zordur ama bu bebek adımlarımız destek aldığı takdirde bunun arkası gelecektir. Ben, operatörlerimizin buna pozitif baktığına inanıyorum. Zaten bir yerlilik
şartı da var, bunu hep birlikte en üst seviyeye çıkarmalıyız. Biz Netaş olarak kendimizi çok hazır hissediyoruz. İşlerimiz büyüdükçe daha çok yerli, daha çok yerlilik oranı olan ürünleri ortaya çıkaracağız ve Türkiye’mizin hizmetini sunacağız ki daha sonra bunların ihracatını düşüneceğiz. Zaten biliyorsunuz teknoloji ihracatında Netaş son 10 senede çok büyük adımlar attı. İhracatı yüzde 22-23 seviyelerine kadar çıkardı. ZTE ile birlikte biz bunun daha yukarıya çıkartacağımıza inanıyoruz. Onun için bizim amacımız ülkemiz için yerli teknolojiler geliştirmek ve daha sonra da bu teknolojileri diğer pazarlara ulaştırmak. Yerlilik oranını yüzde 35-45 olarak belirlendi. Şu an kaç seviyelerinde? Türkiye olarak bu oranların altında mı ilerliyoruz? Benim de duyduğum oranların altta olduğu ama Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi burada hepimize iş düşüyor. Biz de bu alanda Netaş olarak bu işin öncüsü olacağız. ZTE ile birlikte, biz hızlı bir şekilde yerliliğe önem vereceğiz ve bu oranları daha yüksek seviyelere ulaştıracağız. Biz bunu yaptığımız zaman diğer firmaların arkamızdan geleceğine inanıyoruz. Bugün cebinizdeki cep telefonuna baktığımızda A firması, B ülkesinde üretmiş ya da ürettirmiş. C ülkesinden teknoloji almış. Bir küresel dünyada yaşıyoruz. Bana göre Türkiye’ye yatırım yapan herkes Türk’tür. O nedenle ben yerliliğin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Millilik tabii ki savunma sanayisi gibi kritik bazı alanlarda çok önemli, bu nedenle bu tanımları çok iyi yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Netaş’ın teknoloji ihracatı konusundaki çalışmaları hakkında bilgi verebilir misiniz? Bizim ülke olarak yatırıma ihtiyacımız var. Küresel yatırımı çekmek adına biz küresel yatırıma hoş geldin demeliyiz ve küresel yatırımın Türkiye’de yerli üretmesi için çalışmalıyız. Biz bunu 1967’de deneyimledik. 1967’de Nortel Türkiye’ye geldiği zamanki hedefi Türkiye’de yerli üretimdi ve bununla Türkiye ekonomisine 3.5 milyar dolar üzerinde döviz kazandırdık. Eğer Nortel bugün gelseydi aynı şeyleri yapsaydık bu
C
M
rakam 35 milyar dolar olurdu. Biliyorsunuz şu anda telekomdaki rakamlar çok büyük rakamlar, benim bahsettiğim senelerde 50-60 milyon dolarlık yatırımlar yapılıyordu, bugün Türkiye’de milyar dolarlık yatırımlar yapılıyor. Son 9 senede 7 defa en başarılı araştırma ve geliştirme ihracatı yapan firma seçildik. O konuda 7 tane şampiyonluğumuz var. Diğer taraftan biz şu anda Cezayir’de, Kazakistan’da, Bangladeş’de ve Malezya’da birtakım teknolojik atılımlar yapıyoruz. Oraya Türkiye’de geliştirdiğimiz teknolojileri götürüyoruz. ZTE ile birlikte uluslararası pazarlarda çok başarılı bir noktaya geleceğimize inanıyorum. Ben şu anda ileriye çok pozitif bakıyorum. Türkiye’de büyüdüğümüz kadar da yurtdışında da hızlı bir şekilde büyüyeceğimize ve ülkemizden çok güzel teknoloji ihracatları gerçekleşeceğine inanıyorum. Bu doğrultuda Mobile World’de dünyaya ne tür mesajlar verdiniz? Hangi ürün ve çözümlerinizi tanıttınız? Biz buraya yıllardır geliyoruz. Telekomünikasyonun kalbi burada atıyor. İhracatımıza destek olmak için Kuzey Afrika’dan, Avrupa’dan çok değişik operatörleri, müşterileri burada ağırladık. Amacımız Netaş’ın yüzünü göstermek tabii ki. Her müşterimiz Türkiye’ye gelemiyor. Biz buraya geldiğimiz zaman yüzyüze iletişim halinde oluyoruz. Bangladeş, Malezya, Kuzey Afrika ve Avrupa'nın değişik yerlerinden çok
sayıda ziyaretçimiz oldu. Netaş’ın özgün çözümleri var. IoT bugün yükselen değer ve IoT, bulut ile ilgili çözümlerimizi, dijital dönüşüm projelerimizi gösterdik. Netaş bugün dijital dönüşüm projelerinde Türkiye’de açık ara lider. Bölgenin teknoloji üssü olma hedefimiz ve bu hedefin 3 önemli ayağı var. Birincisi 29 Kasım’da imzalanan anlaşmayla hem ZTE’nin dünya çapındaki müşterilerini hem kendi müşterilerimizi eğitebileceğimiz, aynı zamanda kamuya da hizmet vereceğimiz Netaş Akademi. İkincisi Onarım Bakım ve Servis Merkezi. Son olarak da demir yollarına özel genişbant iletişim standardı olan GSM-R alanında ortak ArGe çalışması yapacağımız bir GSM-R Mükemmeliyet Merkezi. Diğer yandan, biliyorsunuz FATİH Projesi’nin nerdeyse yüzde 75’ini biz yaptık. Gururumuz olan üçüncü havalimanında iki tane büyük proje kazandık. Diğer taraftan hem ülkemiz hem de KKTC’de çok değerli e-devlet projelerine imza attık. Futbol Federasyon ile harika bir projemiz var. Şu ana kadar 49 adet stadyum projesini hayata geçirdik. Dünyada böyle sayılara erişen firma yok. Ben hep bunu söylüyorum. Netaş daha da değerli bir noktaya gelecek. Zaten Türkiye’de çok iyi bir noktadayız ve bunu uluslararası arenaya da yansıtacağız. Cumhurbaşkanımızın hedeflediği 10 markadan birinin biz olacağımıza inanıyoruz. Tüm arkadaşlarımız da aynı inanç ile çalışıyor.
Y
CM
MY
CY
CMY
K
16 DOSYA
MOBILE WORLD
YENİLİKLER İÇİN KURUMSAL YOL HARİTASI HAZIR 30’dan fazla ülkede 45 mobil ve sabit operatöre yazılım ve hizmetler sunan Telenity, müşteri ve iş ortaklarıyla birlikte yol haritasını daha da güçlendirdi. Telekom dünyası bir değişimden geçiyor. 3G altyapısının gelmesiyle birlikte OTT (over the top) olarak adlandırılan servis sağlayıcıları, mobil operatörlerden hatırı sayılır bir pazar payı alıp, onları sadece erişim sağlayıcı olmaya zorladılar. Her ne kadar Avrupa ve Türkiye’deki operatörler bu değişime başarıyla dirense de önüne geçemediler. “5G ile başlayan süreçte ise NFV, SDN, MEC gibi açık teknolojiler sayesinde operatörler bizim gibi teknoloji üreticilerini de yanına alıp, müşterine özel servisler sunarak pazarı tekrar domine edebilecekler” tespitini paylaşan Telenity Genel Müdürü Aydın Kendir’e göre, bu teknolojilerle operatörler OTT’leri tahtından edip, çok daha geniş bir yelpazede farklı servisleri verebilecekler. “Bu tür OTT şirketleri yine varlıklarını sürdürecekler, ama özellikle IoT ve kurumsal pazarlarda sunulan servislerde sürücü koltuğuna tekrar mobil operatörler ve buna bağlı olarak Telenity gibi telekom yazılım firmaları oturacak” yorumunu yapan Aydın Kendir, eklemeden geçmedi: “5G ve etrafındaki teknolojilerin geliştirilmesi konusunda yol haritamızı çıkarttık. 17 yıllık geçmişten gelen sektör tecrübesi ve kurum kültürümüzü, müşteri deneyim ve ilişkilerimizi kullanıp daha da geliştirerek, bu yeni dünyada hak ettiğimiz yeri almak için çalışıyoruz.”
yurtdışı pazarlarda daha yukarılara taşıyor” saptamasını yapan Aydın Kendir, MWC 2018’de odaklandıkları başlıkları şöyle anlattı: “Bu seneki fuarda odaklandığımız konu “Digital Transformation” ve bu konu altında özellikle mesajlaşma ve ses platformlarının NFV ortamına taşınması ile mobil operatörlere sağlanan operasyon ve işletim maliyeti avantajlarıydı. Müşteri ve iş ortaklarımızla bu konu üzerine konuştuk, tartıştık ve yol haritamızı daha da güçlendirdik. NFV, SDN gibi açık platformlara geçişte “Digital Transformation” her operatör için bir zorunluluk. Ancak, bu geçiş sırasında servis altyapısında yapılacak değişiklikler için operatörleri zor ve riskli bir süreç bekliyor. Telenity, “Digital Services Transformation” konusunda operatörlere hızlı ve risksiz bir çözüm sunuyor. Şu ana kadar müşterilerimize sağladığımız mesajlaşma ve ses servislerinde kullanılan altyapı platformlarını operatörlerin var olan ya da gelecekte yatırım yapacağı NFV ortamına taşıyıp, bir VNF olarak çalışmasını sağlıyoruz, ki bu çözümü dünyada sunabilen sayılı yazılım firmalarından biri olduğumuzu gururla söyleyebilirim. Son iki yılda, Telenity olarak bölgedeki üç operatöre “Digital Transformation” projelerinde servis altyapısının konsolidasyonu konusunda destek olduk.”
Tüm detayları ile dijital dönüşüme odaklanıldı Bilişim ve GSM sektöründe var olmanın en önemli kriterlerinden biri sektörün yol haritasını, arz ve talepleri, aynı zamanda rakipleri yakından tanımaktan geçiyor. Son 16 yıldır Mobile World Congress (MWC) Fuarı’na katıldıklarını belirterek, “Edindiğimiz bilgi ve tecrübe ile kazandığımız isim bilinirliği bizi
Önümüzdeki fırsatları iyi değerlendirmemiz lazım Telenity yurtdışı pazarlarda 17 yıldır varlık gösteren bir yazılım firması. 30’dan fazla ülkede 45 mobil ve sabit operatöre hizmet, servis ve yazılımlarını veren şirketin ticari faaliyetlerinin yüzde 90’dan fazlası yurtdışı pazarlarına odaklanmış durumda. Dört ülkede ofisleri olan Telenity, pazarda fırsatları
değerlendirirken, sürekli kendisiyle birlikte yer alabilecek firmaların da arayışında. “Sonuçta, global pazarda rekabetçi olabilmek için en önemli faktörlerden biri, yakın çalışabileceğiniz bir ekosistemin varlığı. Türkiye’deki ekosistemin büyümesi, ülke için de bizim için de çok önemli” yorumunu yapan Kendir, sözlerine şöyle devam etti: “Yerli ve milli teknolojilerin gelişiminde Türkiye’nin geldiği noktada maalesef emekleme aşamasında bile değiliz. Sınırları yok sayan bir sektörde, teknoloji sahibi olmak, ürünlerinizi gerek Türkiye’de gerekse yurtdışı pazarlarda kabul ettirmek ile mümkün. Bu rekabetçi seviyeye ulaşan Türk firmaları bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda az. Uluslararası benzerlerinden pek de geride olmayan Ar-Ge desteklerimiz var, ancak bunlar ticarileşmeyi hedeflemiyor. İhraç edilebilir ürün geliştirme geleneğimiz maalesef yok. Bir fikrin veya projenin ürüne dönüşmesi için yol haritalarını geliştirmek, bakım ve desteklerini vermek gibi onlarca aşamanın başarıyla geçilmesi ve uluslararası kabul gören standartlarda paketlenmesi, desteklenmesi
gerekiyor. Ürünleştirme aşamasında sadece Türkiye için değil, diğer pazarlar için de planlarımızı yapmalıyız. Özellikle GSM sektöründe ürünlerinizi ETSI veya IEEE gibi birçok uluslararası kurumun oluşturduğu standartlar dışında geliştiremezsiniz. Bu organizasyonların çizdiği yol haritaları, sektörün 5-10 yıl sonra ne ürünlere ihtiyacı olduğunu ve bunların nasıl uygulanacağını detaylandırıyor. Türkiye’nin özel sektör ve akademik kadroları bu organizasyonlarda daha aktif rol almalı. Orta - uzun vadeli, girdileri ve çıktıları iyi düşünülmüş, kararlaştırılmış bir yol haritasının uygulanması gerek. Gidecek çok yolumuz, ama daha da önemlisi, önümüzde büyük fırsatlar var. Mobil dünyada 5G ve onun altında IoT, NFV, SDN, MEC gibi yeni teknolojilerin şekillenmesi bu konulara odaklanmış firmalar için kısa-orta ve uzun vadede yeni fırsatlar yarattı. Bu yeni altyapının Endüstri 4.0 ile birleştirilmesi, pazarın sadece GSM özelinde kalmayıp, diğer sektörlere yayılmasını sağladı. Eğer oyunun kurallarını iyi öğrenip uygularsak, Türkiye’deki teknoloji firmalarının geçmişte kaçırdığı fırsatları yakalaması olasılık dahilinde.”
18 DOSYA
MOBILE WORLD
BThaber 12 - 18 MART 2018
Yeni teknolojiler dünyanın yönünü değiştirecek MWC 2018’de bir röportaj yaptığımız VMware EMEA Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü JeanPierre Brulard, hem 2018 yılı hedeflerini anlattı hem de IoT ve 5G başta olmak üzere teknolojik yeniliklerin BT dünyasını tepeden tırnağa nasıl değiştireceğine değindi: Sanallaştırma ve bulut odaklı çalışmalarınız kapsamında, IoT, 5G, akıllı kentler ve enerji gibi yeni başlıklarda kendinizi nasıl konumlandırıyorsunuz? Dağıtık bulut yapısını burada tanıtıyor, özel bulut ile sanallaştırmayı geliştiriyoruz. Geçen yıl bu yapıyı genişlettik ve genel bulut yapısına AWS ve farklı bulut şirketlerini de kattık. Türkiye’de de Turkcell gibi genel bulut ortaklarımız var. Şimdi ise dağıtık kodlu bulut (code distributed cloud) yapısını tanıtıyoruz. Amacımız; yazılımın sanallaştırmasında bir adım daha ileri gitmek, yazılım tanımlı yapıyı geliştirmek. Çünkü IoT dünyasında bağlantı esas olacak. Aynı API’yi ve aynı platformu kullanacaklar ki bağlantı gücü korunsun. Amacımız; 5G odaklı lansmanlarda hızı ve dengeyi sağlamak, nesneleri bağlama konusunda telekom sağlayıcılara yetkinlik vermek ve bunu tek bir mimari ile sağlamak. Özel ve genel bulutta bu felsefe ile ilerliyoruz. 4-5 yıl önce mobil çalışmaların öne çıkmaya başladığı dönemde mobilite dünyasına odaklandık. Tüm mobil cihazları birbirine bağlayan bir platform sunduk. Ama geldiğimiz noktada edge computing, ağ geçidi, IoT gibi yeni gerçekler var. Aynı mobilitede yaptığımız gibi, tüm IoT cihazları güvenlik, takip edilebilirlik
ve kapsamlı veri analitiği için bir platformda buluşmalı. IoT ve 5G arasında her şey dağınık durumda. Bizim bir şekilde bunları buluşturma görevi görmemiz gerek. Ancak bu şekilde iletişim, servis sağlayıcıya yeni gelir akış noktaları sunar. Örneğin Avrupa’da tüm telkolar farklı servislere ve veri yapısına sahip. Kendi işlem güçlerini ve kendi fiyatlandırmalarını temel alıyorlar. Rekabet giderek artarken, iletişim başlığında servis sağlayıcılar yeni gelir akışı yaratabilmek zorunda. Bizce 5G, yeni gelir akışı için bir katalizör görevi üstlenecek. Biz de onlara yazılım tanımlı bir platform sunacağız ve bu teknolojide yeni gelir modelleri yaratabilecekler. Servis sağlayıcılar bu yapıda nasıl konumlanıyor? Bu yenilikle hedefimiz özellikle servis sağlayıcılar. Çünkü veriyi doğru yönetebilmeye ihtiyaçları var. Bu onlar için inanılmaz bir gelir artırma yöntemi sunacak ve kendilerini sürekli geliştirebilecekler. Telekom sektöründe yeni bir ağ yapısının ortaya çıkışını göreceğiz. 5G, bizce 4G’den çok daha önemli olacak. Tek başına gelir akışını kontrol etmek adına bile bu büyük bir avantaj. IoT de bu gerekliliğin önemli bir parçası. Türk Telekom ve Turkcell ile Türkiye’de çalışmalar yürütüyor, ağ ve BT yapısını modernize etmeye de odaklanıyoruz. Türkiye, bir bütün olarak bizim için önemli bir pazar. Sadece BT’yi sanallaştırmak değil, ağ yapısını da sanallaştırmak önem taşıyor. VNF (sanal ağ fonksiyonları) uygulamaları Türkiye’de bu yolda önemli başarılar elde etti. Türkiye bizim için bu yönüyle bir başarı hikayesi ve pazarda etkisini, maliyet
avantajını göstermekte gecikmiyor. Türkiye'de VMware’in bir önceliği de KOBİ pazarı. Ulaşılan noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye’de bankalar gibi büyük ölçekliler de dahil olmak üzere birçok şirketle çalışıyoruz. Çok sayıda KOBİ müşterimiz de var. Geleneksel iş ortağı bağları ile tüm Türkiye’yi kapsama gücüne sahibiz. Böylece kamu, özel sektör ve KOBİ’lere erişim de güçlü bir biçimde oluyor. VCP ismini verdiğimiz bulut iş ortaklığı programımız kapsamında Türkiye’de telekom şirketleri ile işbirliği yapıyor, KOBİ’lerin tercih ettiği abonelik modeli ile onları destekliyoruz. Türkiye’de telekom sektörü için 5G adına IoT ve inovasyon konularına odaklanıyoruz. Bir ülkeyi modernize etmek için teknolojinin önemine ve gerekliliğine inanıyoruz. Gelecek 10 yıl için BT’de beklentileriniz neler? Süper canavar, yani süper güçlü teknolojiye inanıyoruz. Bulut ve mobilite konularında yetkiniz. AI ve makine öğrenimi ise IoT ile bundan sonraki önceliklerimiz olacak. Bu teknolojiler, köklü biçimde dünyanın yönünü değiştirecek. Bazı insanlar bu teknolojiler konusunda karamsarlar, işsizlik ve güvenlik risklerinde artış ihtimaline odaklanıyorlar. Ama biz inanıyoruz ki, teknoloji çok çok daha iyi olacak, yeni iş alanları ve şirketler ortaya çıkacak, iş dünyasının iş yapma şekli değişecek. Pulse IoT Center yapısını nasıl tanımlıyorsunuz? Modası geçmiş teknolojilerden çıkmak ve tekilleştirme ile yeni
VMware EMEA Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Jean-Pierre Brulard VMware çözümlerini konumlandırmak stratejimizin temeli. Bu doğrultuda yönetim ve güvenlik tabanını oluşturduk. Biz edge computing şirketi değiliz, ama API katmanını ve operasyon merkezini sunmaya gayret ediyoruz. Pulse IoT Center da bu karmaşayı tekilleştirmek ve sadeleştirmek için var. Hatta bu amaçla bazı iş ortaklıkları da yaptık. Örneğin ağ geçidi başlığında Dell bunlardan biri oldu. Farklı sektörlerde uzman şirketlerle de bu kapsamda iş ortaklıkları yaptık. Bütünsel olarak bu yapıya batığımız zaman, Pulse IoT Center ile hedefimiz daha yüksek değer sunmak ve Intel işbirliği de bunun bir parçası. Böylece çok yetkin bir çözümü de ortaya koyacağımıza inanıyoruz. Karmaşayı sadeleştirmek adına bu adımlar önemli olacak. Her sektörde hizmet verdiğimiz şirketlerle bir standardizasyon hayata geçecek. Bu konuda farklı yapılarla çalışmalar yürütüyoruz.
IoT ile iş dünyası tepeden tırnağa değişecek değil. Onların önceliği veriyi nasıl toplayabilecekleri ve bunu sektörlerinde yaratıcılık için nasıl kullanabilecekleri. “Bu durum, sektör bazında yeni iş modeller geliştirilmesini gerektirebilir. Ama temelde herkes başarı hikayeleri görme çabasında” saptamasını yapan Spier’e göre, unutulmamalı ki IoT ile ilgili tek alan BT değil. Bu nedenle kurum bütününde eğitim şart. İşte sohbetimizden detaylar:
da izlenebiliyor. ZingBox ise ağ yapısındaki her şeyi keşfeden bir çözüm. Cihaz seviyesinde kontrole sahip olmanın önemine inanıyoruz. ZingBox, cihazı izlemenin yanında, ağ yapısını de takip ediyor. ZingBox’ın temelinde AI var ve makine öğrenmesi ile ağ davranışlarını analiz ediyor. Ağ bütününde tüm davranışları takip ediyor, cihazların davranışlarını öğreniyor, şüpheli durumları hızla tespit edebiliyor.
VMware IoT Başkan Yardımcısı Mimi Spier
Güvenlik konusunda işbirlikleri mi yapıyorsunuz, yoksa siz mi üstleniyorsunuz?
Altyapıya odaklanmak gerektiğine inandıkları için farklı alanlarda detaya inme imkanı bulduklarını belirterek medya sohbetine başlayan, servis sağlayıcılar, IoT platform sağlayıcıları gibi farklı yapılarla verimli işbirliklerinin bu şekilde hayata geçtiğine dikkat çekti. Pulse IoT Center’ın birçok farklı sektörün ilgisini çektiğini de vurgulayan Mimi Spier’a göre, IoT ile uğraşan herkes güvenlik risklerinin bilincinde
İş ortakları ile çalışıyor, güvenlik başlığında yetkinliklerimizi sürekli geliştirmek istiyoruz. İş ortaklıkları ve satın almalarla güvenliğe yatırım yapmaya devam edeceğiz. Bir iş ortağımız var ve bizce IoT’nin kaçınılmaz önemdeki bir parçası ZingBox. Kurumsal bazda önemli çalışmaları var. Çünkü şirketler ağ yapılarına tam olarak nelerin bağlandığını bilmiyor ve bu da risk demek. Ayrıca cihaz güvenliğinde rastgele bir yaklaşım
Eğer müşterinin IoT çözümü varsa, sizin çözümünüzü nasıl edinebilir? Servis sağlayıcı üstünden mi, yoksa sizden mi? Farklı yöntemlerle satış yapıyoruz. Bazı ağ geçidi ve bulut sağlayıcıları bunu yönetilen hizmetler olarak müşterilerine sunabiliyor. Bazı IoT platform sağlayıcıları da burada yer alıyor. Yani platformu aldığınızda bu yapı da içine konumlanıyor. Bunu direkt olarak satabiliyoruz. Halihazırda IoT çözümü olan şirketlere batığımızda ise VOA’yı edge sistemlerde konumlandırıyor
ve IoT çözümü ile tam entegrasyon sağlayabiliyoruz. Müşterimizin tercihine göre yönetimi kendi veri merkezlerinde de konumlandırabiliriz. Güvenliği cihazda sunmanız işin esası. Müşterimiz bir iş yapmak için verileri topluyor ve biz de cihazın güvenli olduğunu ve yapması gerekeni yaptığını garanti etmek istiyoruz. Pulse IoT Center ile hedeflerimiz net: Birincisi; müşterinin IoT’de ne yapmak istediğini bilmeye ihtiyacı var. Kritik hedeflerini saptayarak, bu yolda ilerlemeleri gerektiğini onlara söylüyoruz. Yani, yapmış olmak için IoT yapmamalısınız. Maliyet avantajı mı, kendini yeniden tanımlamak mı, daha güçlü müşteri deneyimi sunmak mı hedefiniz? Bu nedenle amacınızı bilerek işe başlamanız şart. İkincisi; cihazların güvenliğini nasıl sağlayacaklarını bilmiyorlar. Üçüncü unsur ise operasyonel süreç (OT) ve BT arasındaki karmaşa var. OT, BT için çok şey yapabilir, ama BT de standartlara uygun ilerlendiğini bilmek istiyor. Böylece IoT daha kolay ve güvenli olabilir, optimizasyon imkanı da sağlar.
20
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
12 - 18 MART 2018
İnsanları tanıdığınız ölçüde güvendesiniz İnsan odaklı yaklaşımı, farklı alt başlıklarla güvenlik stratejisinin temeline alan Forcepoint, bu yaklaşımla güvenlik sektörünün bütününü değiştirmeyi hedefliyor. Tehdit ortamı günümüzde çok daha karmaşık bir yapıya Handan Aybars büründü. Bunda bulut bilişim, mobilite gibi yeniliklerin hızla hayatımızda yer bulmasının payı büyük. Ama bu yeniliklere yönelik kurumsal kontrol yetkinliği çok sınırlı ve maalesef yaşanan sorunlarla, şirketler de bu gerçeğin farkına varıyor. Kötü sürprizlere karşı şirketler, güvenlik için daha önce hiç olmadığı kadar çok harcama yapıyorlar. Ama bu kadar harcama, riskleri yerinden etmeye de yetmiyor. Peki güvenlik sektörü nerede hata yapıyor? “Bugünün güvenlik ortamına baktığımızda, açık bir gerçek var: Güvenlik sektörünün bakış açısını değiştirmesi şart” yorumunu yapan Forcepoint Gelişmekte Olan Pazarlar Satışlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Mahmoud Samy Ibrahim’e göre, değişimin rotası da net: Teknolojinin başı çektiği ‘dışardan içeri’ bakış açısı yerine, insan odaklı bir yaklaşıma, yani ‘içerden dışarı’ yönlü bakış açısına geçmek özellikle mobilite ve bulut bilişimin başı çektiği bu yeni dönemin gerekliliği. Bu değişim kapsamında iş dünyası, bağlantı kurduğu insanları anlamalı ve onlarla karşılıklı veri akışlarına hakim olabilmeli. “Bu anlattıklarım, Forcepoint’in güvenliği ‘insanı merkeze alarak’ yeniden tanımlaması anlamını taşıyor” diyen Mahmoud Samy Ibrahim’e göre, ‘Human Point’ sistemler sayesinde kamu ve özel sektöre bağlantı içinde oldukları insanları anlama, hangi veriyi nasıl ve neden kullandıklarını anlama, ayrıca kendi verilerinin akışını, nasıl ve nereye gittiğini takip etme fırsatı ön planda oluyor. Bu yeni mimariyi günümüzün güvenlik planlamasında stratejik gereklilik olarak gösteren Ibrahim, sorularımızı yanıtladı:
veri. Bu bir IoT cihazı da olabilir, daha geniş bir IoT sistemi de, ama her şekilde merkezde veri var. Zaten veri olmaksızın cihazların veya sistemlerin bir anlamı yok. IoT cihazlarının ve bağlantıların katlanarak büyümesi ışığında, IoT hedefli kötü amaçlı yazılımlar da kaçınılmaz olarak yıldan yıla büyüyor.
Forcepoint Gelişmekte Olan Pazarlar Satışlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Mahmoud Samy Ibrahim Gerek bireysel gerekse kurumsal risk farkındalığını nasıl değerlendiriyorsunuz? Siber riski gerçek zamanlı olarak bilebilmek için verinin hareketi karşısında uyanık olmalı, şirket sistemlerine giriş ve çıkışlara dikkat etmeliyiz. Verinin nasıl aktığını, bu veriye kimin, neden erişim hakkı olduğunu bilerek, gerçek anlamda güvenliğin yetkinliğini artırabiliriz. Kullanıcı alışkanlıklarında normal ve düzensiz hamleleri algılamak sayesinde karmaşayı azaltmak, gerçek sorunlara odaklanmak mümkün. Sonuçta şu bir gerek ki, geleneksel güvenlik ölçütleri artık yetersiz ve köhne. Bu nedenle daha büyük duvarlar inşa etmeye odaklanmak yerine, şirketlerin görüş yetkinliğine ve bununla gelen kontrole sahip olması gerek. Veri hacmi de istikrarlı biçimde katlanarak büyüyor. Bu da kurumsal kırılganlığı ve regülasyonlara uyum sıkıntılarını beraberinde getiriyor. Yıllık olarak Güvenlik Tahminleri isimli bir rapor yayınlıyor, belli başlı güvenlik önceliklerinin bir sonraki yıl nasıl bir değişim sergileyeceğine dair beklentilerimizi paylaşıyoruz. 2018 yılına dair birçok tahminimizin
paralelinde insanlar, kritik veri ve IP’nin kesişmesi var, yani insanı merkeze alan bir yapı. Güvenliğni merkezinde davranış ve amaç analizlerini konumlandırmak, güvenlik uzmanlarının da teknolojik yeniliklerle uyumlu ilerleyebilmesini sağlar. IoT, AI, M2M gibi yenilikler, beraberinde riskleri nasıl çeşitlendirecek? Bizim 2018 yılı beklentilerimizin temelinde IoT var. IoT’nin popülaritesi özellikle geçen yıl arttı. Araştırmalar, bu artışın devamını bekliyor, ama bir taraftan da 2018 yılında kendini gösterecek bir tehdit var: ‘Şeylerin’ bozulması ve karmaşa yaşanması. Bu tehditte altyapınınn kiritik parçaları özellikle lojistik ve tedarik zinciri sensörleri, sağlık sektöründe kullanılan cihazlar hedefte. IoT cihazlarının kullanımının bireysel ve kurumsal hayatta yaygınlaşması, üstüne bir de bu cihazlara erişimin kolay olması ve kontrol edilmemesi, bunları siber suçlular için çekici bir hedef haline getiriyor. Bu gerçek karşısında IoT güvenliği üç temel başlıkta ele alınmalı: IoT cihazlarını korumak, daha geniş IoT sistemleri ve IoT cihazları tarafından iletilen
Hangi hedeflere yönelik nasıl bir risk gelişimi var? Endüstriyel kontrol sistemlerinin, lojistik ve tedarik zinciri sensörlerinin, sağlık cihazlarının altyapıyı oluşturduğu, emtia veya kişisel verilere erişim imkanı sunan yapılar hedef konumunda. Fidye yazılımları önemli bir risk, ama bizce asıl önemli ve 2018 yılında öne çıkacak tehlike ‘şeylerin bozulması’. İnternet bağlantılı şeyler hem çok yoğun kritik bilgiye erişim imkanını hem de kötü niyetlilere aradıkları platformu sunuyor. Örneğin bir haklayıcı, sistemlere kötücül yazılım yükleyerek soğutma tesisatlı kamyonların ağ yapısına girip kamyon kasasındaki sıcaklığı artırabilir, gıdaların bozulmasına yol açabilir. Peki ya bu hedeflerin farkındalık seviyesi ne durumda? IoT sektörü geçmişte güvenlik adına atılan yanlış adımlardan ders çıkarmış görünmüyor. Bunun bir örneği İspanya’da kamu kuruluşları tarafından
yüklenen akıllı sayaçların daha düşük enerji kullanımı bildirmeleri için haklanabileceklerinin anlaşılması. Gelecekte bu tarz zayıf koruma yapıları, dış müdahaleye bu kadar açık olmaları ile çok geniş alanlarda etkili olan sistematik sorunlara, güç kesintilerine yol açabilir. Bağlantılı cihaz sayısı arttıkça, bu cihazlarda finansal veriler konumlandıkça kaçınılmaz olarak haklayıcıların da hedefi olacak. Bu gelişen risklere karşı sunduğunuz çözümler hakında bilgi verir misiniz? Forcepoint olarak farklı çözümler sunduğumuz dört bölümümüz var. Bulut veya ağ güvenliğine, içerdeki tehditlere karşı korumaya ihtiyaç olabilir ve bizim tüm bu ihtiyaçlara uyan kapsamlı ürünlerimiz var. ‘Bulut güvenliği’ bölümümüz herhangi bir yerde ve cihazda web ve e-posta kullanan kişileri koruyor. ‘Veri ve iç tehdit güvenliği’ birimi insan davranışlarını anlayarak, kritik IP’yi korumaya odaklanıyor. ‘Ağ güvenlği’ birimi ağ bütününde insanların adımlarının görünürlüğünü sağlarken, haklayıcıları veri merkezinden, ofislerden ve bulut ortamlarından uzak tutuyor, ‘Küresel idareler’ bölümümüz ise bu dikey sektöre odaklanıyor, farklı güvenli ağ yapılarında insanların kritik bilgilere kolayca erişebilmesini sağlıyor.
Güvenlik öncelikleri değişiyor Küresel bazda 24 veri merkezi ile 150’den fazla ülkede binlerce müşerisine hizmet veren Forcepoint, insan odaklı yaklaşımın kurumsal farkı yaratığı kanısında. Bunu “Tek bir odağımızz var; şirketteki insanlar” sözleri ile tanımlayan Mahmoud Samy Ibrahim, EMEA bölgesinde kanal iş otakları ile ulaştıkları noktayı değerlendirirken, eklmeden
geçmedi: “Ülke bazında satış detayları paylaşmadığımız için Türkiye odağında da bu verileri veremem. Ama insana odaklanarak güvenlik sektörünün bütününü değiştirmeyi hedeflediğimizi açık bir şekilde söyleyebilirim. Bu nedenle 2018 yılında EMEA bölgesinde ve Türkiye’de Forcepoint’i daha sık göreceksiniz.”
22
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
12 - 18 MART 2018
İnovasyon gelişimine yatırım, güçlü işbirliği ile geliyor Aktif Bank, KOBİ ve girişimcilere danışmanlık verecek yeni bir ortaklığa imza atarak İnovaban’ı kurdu. Sistem Global Danışmanlık ortaklığı ile kurulan, adını da “inovasyon” ile “otoban” kelimelerinin birleşiminden alan İnovaban; başta KOBİ’ler ve girişimciler olmak üzere her ölçekten firmaya profesyonel stratejik büyüme danışmanlığı hizmeti verecek. İnovaban’ın firmaların çıktığı zorlu yolu otoyola çevirerek hayatlarını kolaylaştıracağını söyleyen Aktif Bank Genel Müdürü Dr. Serdar Sümer, “Rakamlar, Türkiye’de kurulan her 10 girişimden yalnızca birinin başarıya ulaştığını gösteriyor. İnovaban, firmaların başarı oranlarını artıracak ve girişimlerin hayatta kalmasına, ticarileşme ve globalleşme süreçlerine yardımcı olacak danışmanlık destekleri sunacak” dedi. Sistem Global Danışmanlık Kurucu Ortağı Hüseyin Karslıoğlu ise “İnovaban, üreten ekonominin Ar-Ge, tasarım, inovasyon, katma değerli üretim ve dünya pazarlarına açılma vizyonuna hizmet ederek değer
yaratacak” yorumunu yaptı. İnovaban, başta girişimci KOBİ’ler olmak üzere Ar-Ge ve inovasyona değer veren her ölçekteki kuruluşun iş ihtiyaçlarını ve stratejilerini analiz ederek, büyüme yol haritalarını belirleyecek. Şirketlerin doğru finansmana erişimi, devletin verdiği hibe ve desteklerden doğru biçimde faydalanması, proje ve girişimlerin mali ve teknik yönetimi, patent tescili ve patent değerleme, hukuk danışmanlığı, birleşme ve satın alma süreç yönetimi ile pazar stratejilerinin belirlenmesi alanlarında danışmanlık hizmetleri de sunulacak. Teminat gerekliliği, zorluk olmaktan çıkıyor Konuyla ilgili düzenlenen toplantıda konuşan Dr. Serdar Sümer, bu alanda danışmanlık ve finansal destek ihtiyacını karşılamak için İnovaban’ı kurduklarını vurguladı. “Beş yılda yaklaşık 20 bin KOBİ’ye ulaşmayı hedefliyoruz” bilgisini veren Dr. Serdar Sümer, şöyle devam etti: “Geliştirdiğimiz Ar-Ge Finans ürünü ile sektörün finansman ihtiyacına inovatif
bir çözüm sunacağız. Ar-Ge Finans, TÜBİTAK-TEYDEB destekli girişim projelerinin alacağı avanslarda kurumlar tarafından talep edilen teminat mektubu ihtiyacını kolaylaştırmak üzere tasarlandı. Çoğu finans kuruluşları girişimcilerden ipotek talep ediyor. Biz ArGe Finans ürünü ile projenin kendisini teminat olarak kabul edecek ve ek bir maddi teminat istemeden teminat mektubu ve avans miktarına kadar nakit kredi vereceğiz. Böylece genç girişimcilerin ve KOBİ’lerin finansmana erişimini kolaylaştıracağız.” Entegre çözümler sunulacak Ar-Ge, teknoloji, tasarım odaklı proje ve yatırımların teşvik ve hibe programları ile desteklenmesi konusunda son yıllarda önemli gelişmeler yaşandığını vurgulayan Hüseyin Karslıoğlu, “Bu desteklerin kamu tarafından artırılarak devam edeceğini öngörüyoruz. Biz de projelerin ticarileşmesi ve globalleşmesine yönelik verilen kamu desteklerinin, amacına daha uygun ve
etkili kullanılması misyonuyla aktif danışmanlık hizmeti sunacağız. Devletin Ar-Ge ve Tasarım Merkezleri’ni desteklemek için ortaya koyduğu irade; reel sektör firmaları ile teknoloji ve ArGe firmaları arasında ortak, entegre çözümler üretme isteğini artırıyor. Bu alandaki ihtiyacı karşılamak için İnovaban’ı hayata geçirdik” bilgisini verdi. İnovaban Genel Müdürü Dr. Kazım Acatay da, “Devletin 2023 vizyonunda, GSMH’nın yüzde 3’ünün Ar-
Ge harcamalarına ayrılması, bu harcamanın yaklaşık yüzde 70’inin de özel sektör tarafından yapılması bekleniyor. Bu hedeflere ulaşılması ve ayrılan kaynağın en verimli şekilde kullanılması için firmaların doğru yönlendirilmeye ve bütünsel yaklaşım sunan bir danışmana ihtiyaçları var. Firmalar teknik işlerine odaklanırken, İnovaban da onların çıktığı zorlu yolu, entegre çözümleriyle otobana çevirecek” yorumunu yaptı.
Sigortada ‘bilişim’ gücünü daha da artıracak Sigorta teknolojileri (Insurtech) 2018’de gelişimini sürdürürken, üretime de geçecek. KPMG Türkiye Finansal Hizmetler Sektör Lideri ve Şirket Ortağı Sinem Cantürk, “Geleneksel yöntemleri teknolojiyle birleştiren sigorta devleri Insurtech firmaları olma yolunda ilk adımları attı. Bugüne kadar projeler geliştiren Insurtech girişimleri, 2018’de üretime başlayacak” dedi. Sigorta sektörüne çözümler sunmak amacıyla kurulan ‘Insurtech’ isimli teknoloji şirketleri, sektörde dönüşüme yol açtı. Geleneksel yöntemlerle çalışan sigortacılık devleri ise Insurtech girişimleriyle yaptıkları ortaklıklarla teknolojik dönüşüm yönünde adımlar atıyor. “Sektörde pilot projeler üretime göre ölçeklenerek,
2018’de Insurtech’e ivme kazandıracak” yorumunu yapan Cantürk, “2018’de teknolojilerin yarattığı avantajlara odaklanılacağını düşünüyoruz. Müşteri bağlılığı yaratan, riskleri minimize eden ve otomasyon yoluyla kaliteyi artıran teknolojilere sektörün ilgisi büyük. Teknolojilerin sağladığı tasarruf fırsatlarının değerlendirilmesi adına da şirketleri yoğun bir çalışma dönemi bekliyor. Bu açıdan 2018’in Insurtech çözümlerinin projelendirme aşamasından, üretim aşamasına geçiş yapacağı bir yıl olmasını öngörüyoruz” bilgisini verdi. Insurtech’de gelişimin temelinin yatırımlar olduğunu vurgulayan Cantürk, “Daha fazla sayıda firmanın ekosisteme geliştirici, yatırımcı gibi farklı rollerde katılmasını ve girişimlere yönelik kurumsal yatırımların
2018’de de artışı sürdürmesini bekliyoruz. Sigorta şirketlerinin desteği, Insurtech firmaları için deneyim demek. Bu nedenle kurumsal yatırımlar, sektörün gelişimi adına çok önemli” dedi. Sinem Cantürk, KPMG’nin Küresel Insurtech Öngörüleri 2018 araştırmasından öne çıkan başlıkları şöyle yorumladı: Tüm teknolojik yenilikler yakın takipte “Blockchain hareketliliğini sürdürüyor. Sayıları giderek artan birçok firma blockchain alanında gelişim gösterdikçe, konsorsiyumlar 2018’de de büyüyecek. Çok daha fazla sayıda ülke Insurtech merkezleri geliştirme çalışmalarını hızlandıracak. Singapur, Belçika, Bermuda ve Hindistan gibi ülkeler, 2018’de gelişimleriyle öne
çıkacak. Insurtech açısından ‘hangi’ teknolojinin popüler olacağı soruluyor. Tüm yeni teknolojiler (Telematik, Robotik, Sanal/Artırılmış Gerçeklik, Makine Öğrenimi ve Yapay Zeka, Nesnelerin İnterneti, Drone teknolojileri) ancak birlikte var olduklarında ve güçleri bir araya geldiğinde sigorta sektörü için Insurtech’i potansiyel gücüne ulaştırabilirler. Bu nedenle sigorta alanında kullanılabilecek tüm teknolojiler, sektörün dikkatini çekiyor.” 2018’de Insurtech’in yoğun ilgi göreceği sektörleri Cantürk şöyle açıkladı: • Sürücüsüz araçlar: Son aylarda ciddi yatırım yapılan sürücüsüz araçlar için düzenleyici kurumlar ve hükümetler çok iştahlı. Geleneksel büyük sigorta şirketleri de sürücüsüz
araç ekosisteminin çözüm ortağı haline gelmek için yarış içinde. • Siber sigorta: Siber güvenlik sigortaları 2018’de de ön planda olacak. Piyasadaki mevcut siber sigorta ürünlerinin henüz yetersiz, yüksek fiyatlı ve şirketlerin gerçek ihtiyaçlarını karşılayacak kapsama sahip olmaması nedeniyle Insurtech piyasası gelişim için fırsat yakalayacak. • Havacılık ve drone: Gelecekte ciddi bir büyüme yakalanması bekleniyor. Örneğin hasar bölgelerinin ya da doğal felaketlerden etkilenmiş alanların uzaktan incelenmesi için kullanılan drone ve insansız hava araçları, sigorta şirketlerinin radarına giriyor.
BThaber
24 BT TRENDLERİ
12 - 18 MART 2018
Konaklama sektöründe teknolojİnİn İş süreçlerİne ve mİsafİr deneyİmlerİne yansıması *Cenk Bora GTeknoloji kavramı aslında çok geniş bir kavram ve herkesin dilinde, her gün birçok kişi bilinçli veya bilinçsiz teknolojik birçok konudan bahsetmekte ve teknolojik birçok yapıyı kullanmakta. Bu hususta birçok soru hemen aklımıza geliyor. Teknolojiyi gerçekten doğru bir şekilde kurgulayıp faydalanıyor muyuz? Yoksa teknolojik konularda maliyetlere sıkışıp, koca koca tesisleri, yapıları detaylı bir şekilde kurgulamayıp detayları önemsemiyor muyuz? Bu konulara konaklama sektöründen örneklerle baktığımızda aslında arka planda teknolojinin bir domino etkisi içerisinde olduğunu görüyoruz. Konaklama sektöründe misafirlerin tatil kararını aldıktan sonra ilk yaptığı iş tesisi hepimiz gibi teknolojiden faydalanarak internet üzerinden geniş yelpazede araştırmasıdır. Yerli ve yabancı misafirleri burada ilk etkileyecek yapı tesisin fiyatları, olumlu olumsuz yorumları, web sitesinin görsel mimarisi, dijital görselleri, sunduğu imkanları vb. şekilde sıralanıp gitmektedir. Misafir fiyatları incelerken online kanallarda aynı tesise ait farklı farklı fiyatlar ve farklı müsaitlikler görmemelidir. Bu güvensiz bir ortam oluştururken aynı zamanda tesis itibarını da etkilemektedir. İşte tam bu noktada teknoloji hissedilebilir şekilde devreye giriyor. Günümüzde pek çok tesis bu yapılardan uzak hareket ediyor ve süreçlerini manuel şekilde yönetiyor. Bahsettiğim yapıyı kurgulayıp en iyi şekilde yönetmek için de bir kanal yönetim yazılımı ürününden bilinçli bir şekilde faydalanmak gerekiyor. Günümüzde tesislerin bir kısmı bu ve buna benzer teknolojik değişimlere ayak uydurmuşken, büyük kabul edeceğimiz oranda tesislerin henüz bu dönüşümü sağlayamadığı görülmektedir. Dönüşümü sağlamış olan bazı tesislerde de doğru yönetilemediği için adının kanal yönetim yazılımı olduğunu bildikleri ve teknik süreçlerine hakim olmayıp süreçlerini başka iş ortaklarına teslim ettikleri yapılar içinde boğulup gittikleri de dikkat çekmektedir. Sonuçta tesis bünyesinde bulunan bir
elektronik ticaret yapısından söz ediyoruz. Elektronik ticaretin de kuralları var ve olması gerektiği gibi kurgulamadığınızda tesisinize faydasından çok zararı olacaktır. Doğru yapılanma için tesislerinizde bu konuda eğitimler almış bir ekip kurun ve doğru profesyoneller tarafından planlanmayı sağlayın. Burada fiyat ve müsaitlikleri satış kanallarına dağıtmak için seçilecek kanal yönetim yazılımı ürünü önemli ama bir o kadarda rezervasyonları kendi yapınızdan, yani kurumunuza ait web sitenizden almanız bundan daha da önemli. Çünkü kendi web sitenizden alacağınız rezervasyonlarda kanallara ödeyeceğiniz komisyon vb. unsurlardan kurtulacaksınız. Bu durumda hemen bir web sitesi kuralım, herhangi bir yerde barındırmasını yapalım, arkasına bir sanal pos bağlayalım ve satışlara başlayalım şeklinde doğru planlanmadan uzak bu yola çıkarsanız mutlak surette kısa zamanda büyük bir felakete doğru ilerliyor olursunuz. Doğru planlama için web sitenizin hızı ve performansı, kodlama dili, kod tarafında güvenlik açıklarının olmaması, SSL sertifikaları ile alış veriş ortamında bir güven sağlanması, gerekirse üyelik yapısının oluşturulup misafire bir sonraki rezervasyon sürecinde kolaylıklar sunulması, doğru ağ ve güvenlik mimarisine sahip bir ortamda barındırılması, kullanıcı dostu bir yapıya sahip olması, rezervasyon adımlarının en fazla 3 adımda kolay bir şekilde sonlanması, arama motoru ve mobil cihaz optimizasyonlarının yapılmış olması gibi sayısız sürecin planlanması gerekmektedir. Başarı istiyorsanız bütün teknik süreçlere hakim bir ekiple satış ekibinizi entegreli çalıştırın. Aksi durumda oluşacak sorunlarla baş etmek ve kurumunuzun hacmini büyütmek çok zaman alacaktır. Bunu başarabilirseniz kısa zamanda başarıyı da yakalanmış olursunuz. Buraya kadar her şey güzeldi. Online satış süreçlerinizi, e-ticaret yapılarında olması gerektiği gibi veya sıradan bir şekilde kurguladığınızı ve misafirinizin de bir şekilde
yüzlerce tesis içerisinden sizi seçerek tesisinize geldiğini düşünelim. İşiniz bununla bitiyor mu? Tabi ki de hayır. Bu hususta bir şey sormak istiyorum. Özellikle yabancı uyruklu veya iş seyahatleri için misafirler tesisinize geldiğinde, kimlik bilgilerini görevliye verdikten sonra sizce sorduğu ilk soru nedir? Tahminininiz doğru “Kablosuz internet hizmetinden nasıl faydalanabilirim” sorusudur. Tesisler içerisinde bu duruma yüzlerce kez tanık oldum. Misafirler için önemli olan kablosuz internet hizmetinde, bazı tesisler maalesef online rezervasyon sürecindeki gibi konuya uzak, doğru uzmanlık bilgisine sahip olmayan yapılarla misafirlerine hizmet vermeye çalışıyor. Tesis bu hizmeti verirken de birçok problem ile karşılaşması sebebiyle ciddi anlamda sorunlar yaşıyor ve bu durum tesise olumsuz yorumlar ve gelir kaybı olarak geri dönüyor. Aslında konu derinlemesine incelendiğinde kablosuz ağ yapısının doğru yapılanmama sebepleri olarak maliyetler, yanlış projelendirmeler, düşük uzmanlık bilgileri, yanlış cihaz seçimleri, yanlış konumlandırma gibi birçok olumsuz konu karşımıza çıkıyor. Günümüzde halen bazı tesisler doğru oturum açma yapılarını oluşturmayıp, tüm internet kullanıcılarına tek şifre vererek, güvensiz bir ağ ortamıyla, ağa giren cihazları kontrol bile edemediği yapılar kuruyor. Ayrıca TK 5651 sayılı kanuna göre kayıt yapmayan tesislerde maalesef karşımıza çıkabiliyor. Bu yanlış yapılanmış güvenlik seviyesi düşük ortamlar çoğu zaman misafir bilgilerinin de ele geçirilmesine sebep oluyor ve tesisinizde konaklayan misafiriniz ile tesisinizin itibarına da ciddi zararlar verebiliyor. Genel anlamda bakıldığında misafirlerinizin memnuniyetini etkileyen bu durum uzun vade de gelirlerinizi de etkileyen bir sürecin içerisinde olmanıza ve tesisinizin zarar görmesine sebep olabiliyor. Konuyu biraz daha detaylı incelediğimizde misafirlerin konaklamalarında artık her bir odaya düşen ortalama en az iki adet cihazla internet erişimi aldığı karşımıza çıkıyor. Konaklama tesisleri içerisinde restoranlarda çocukların yemek
yerken bile mobil cihazlarla internet üzerinden video vb. süreçleri kullandıklarını, misafirlerin e-posta alışverişleri, kendi kurumsal ağlarına VPN yapılarıyla bağlanmaları, sosyal paylaşım siteleri, video paylaşım siteleri, sesli görüntülü görüşmeler ve toplantılarda webcast gibi birçok uygulama kullanmaları otelleri nerdeyse tam bir internet servis sağlayıcı konumunda çalışıyor olmalarına sebebiyet verdiğini görebiliriz. Bu sebeple konaklama ve hizmet deneyimini üst sıralara çıkartmak için ADSL gibi paylaşımlı yapılar yerine, paylaşımsız internet yapılarının kurulması, yedekli servis sağlayıcı süreçlerinin planlanması, son olarak doğru cihaz seçimi ve konumlandırmaların yapılmasının zaman içinde tesise gelir olarak geri döneceği hiçbir zaman unutmamalıdır. Yazımızda son olarak değineceğim konu, konaklama tesislerinde ki teknolojik beklentiler kapsamında misafirlerin konaklama süresince aldıkları TV hizmetinin kalitesidir. Maalesef yine birçok tesis daha kurulum safhasında yapılan yanlış tercihler nedeniyle bu hususta da misafirlerine kötü deneyimler yaşatmaktadır. TV yayın hizmetlerini düzenlerken misafirlerin bazı tesislerde konaklamalarının büyük bir bölümünü odalarında geçirebileceğini unutmamak gerekir. Günümüzde birçok misafir kendi evinde yayın anlamında IPTV, 4K, UHD, HD benzeri yüksek kalitede TV deneyimi yaşadığından konaklama tesislerinde de bu seviyenin yüksek olmasını beklemektedir. Tesisler bu deneyimi hem interaktif, hem kanal yapılanmasında esnek hem de yüksek yayın kalitesinde sunmak istiyorsa, IPTV yapılanmalarına yatırım yapması en doğru tercih olacaktır. Tesis içerisinde kurulacak doğru bir multicast network ile bu yapı sorunsuz çalışacaktır. Doğru bir IPTV ağında dikkat edilmesi gereken en önemli konu kenar ve merkez switch yapılanmasında seçilecek ürünlerin yapısı, özellikleri, trafik kapasiteleri ve multicast desteğidir. Birçok ürün bu yapıyı sağladığını
belirtir ama ileride bir sürpriz ile karşılaşmamak için siz yine de yapıyı kurarken çoklu switch portundan eş zamanlı testler yapmayı unutmayın. IPTV ağında çok önemli konulardan biride doğru kablolamaların yapılmış olmasıdır. Yapılacak olan kablolama da konaklama tesisi içerisinde dikey yapılacak kablolama içerisinde fiber optik çözümler kullanırken, yatay kablolamada UTP CAT kablo çözümleri kullanılması doğru olacaktır. Ayrıca yatayda odaların içerisine gidecek olan bakır kabloların enerji hatlarından ayrı bir güzergahtan ilerlemesi ileride karşılaşılabilecek sorunları azaltmak adına çok önemlidir. IPTV ağında önemli konulardan bir diğeri ise konaklama tesisinde TV ağına yayınını yapacak olan Streamer cihazlarıdır. Bu cihazlarında seçiminde günümüzde ülkemizde bulunan dijital yayın platformları ve kullandıkları modüllerin desteğine göre seçimler yapmak çok önemlidir. Konaklama tesisinde bu tür yüksek kalitede TV yayınını odalara verirken kanal liste seçiminin de doğru yapılmış olması gerekmektedir. Tesisinizde son 2 yılda konaklamış olan misafirlerinizin milliyet istatistiği raporuna göre kanallarınızı yapılandırırsanız, gelen misafirlerinizin kendilerini evinde hissetmesi için gerekli ortamlardan birini oluşturmuş olursunuz. Oluşturacağınız bu ortamın tesisinizin rakiplerine göre fark yaratması, olumlu yorumlar alması ve başarıyı yakalamasına katkısı yüksek olacaktır. Dünyanın teknolojideki hızlı dönüşümünün görüldüğü gibi konaklama sektörüne de yansıması hissedilebilir şekildedir. Aslında konaklama sektörüne yansımış daha birçok sayısız süreç bulunmaktadır. Zaman içerisinde teknolojinin konaklama sektörüne getirdiği yenilikler, misafirlerinizin beklentileri ve operasyonunuza kattığı gücü fırsat oldukça paylaşıyor olacağız. Misafirlerinize özel kendilerini evlerinde hissedecekleri yaşam alanları tasarlayın. Yaşam boyu sevgi ve teknoloji ile kalın. *Zorlu Grand Hotel Trabzon Bilgi Teknolojileri Müdürü.
IBM Türk, çözüm ortaklarıyla elele • Bugünlerde hem IBM, hem de IBM Türk tarihinde olağanüstü bir gelişme yaşanıyor. Şirket, 1996 yılı başında tüm dünyada "IBM Çözüm Ortaklan Bildirgesi"ni yayınlayarak çözüm ortaklarıyla büyük sistemlerden PC birimlerine, yazılımdan, hizmete, sektörel çözümlere kadar hemen her alanda ortak çalışma ve işbirliğine gittiğini açıkladı. Bu gelişme, IBM'in bugüne kadar 'herşeyi kendi yapmak' yaklaşımını terketme yolunda atılmış önemli bir adım olarak tanımlanıyor.
• IBM Türk, geçtiğimiz hafta yaptığı 1. Çözüm Ortaklan Toplantısı'nda bugüne kadar IBM'in genellikle doğrudan satış yaptığı Finans sektörü de dahil olmak üzere tüm sektörlerde çözüm ortaklan ile birlikte çalışılacağını duyurdu. Bunun yanı sıra, büyük sistemlerin bakım hizmetlerinden olağanüstü durum merkezi hizmetlerinin pazarlanmasına kadar tüm hizmetlerde de çözüm ortaklanyla işbirliğine gidilmesi, IBM tarihinde "devrim" olarak niteleniyor.
• Öte yandan IBM Türk, PC alamnda yepyeni bir düzenlemeye de gitti. IBM Türk'te son kullanıcıya katma değer sunan geleneksel çözüm kanalının yanı sıra bu yıl ilk kez toptancı ve perakende kanalı oluşturuluyor. Pazar koşullarından dolayı böyle bir organizasyona giden IBM Türk, çözüm ortaklan arasında çeşitli kategoriler oluşturarak olası rahatsızlıkların da önüne geçmeyi planlıyor.
1995'in 11 aylık ithalat rakamları açıklandı. Kasım ayı ithalat rakamı beklenenin biraz altında kalırken, 1995'in 11 aylık ithalat değeri bir önceki
met protokolü kamuoyuna açıklandı. Bilgi teknolojisi konusunun ayrı bir bölüm olarak yer almadığı protokolde, telekomünikasyon hizmetleri ala mnda
lisans
verileceği
belirtiliyor.
Pimaş, uydu teknolojisine geçti Verinet, Pimaş'ın Balmumcu'daki Genel Müdürlük binasıyla Geb ze'deki fabrika binası arasında uy
(Ayrıntılı haber sayfa 8'de)
kredisi (Sayfa 9) • 1995'te 45 bin 260 adet Pentium PC satıldı (Sayfa 12) • Yüksek teknoloji olimpiyatları (Sayfa 16) • HP, PC.de iddiasını sürdürüyor (Arka
sayfa)
AIM Türkiye/MENA, etkinliğini yitiriyor Türkiye'de otomatik tanı ma
ve
veri
to p 1 a m a (OT/VT) ala nında faaliyet gösteren
şir
ketlerin
üye
olduğu
AIM
Türkiye/MENA'nın pazan geliştirici, üyeleri arasında bilgi alışverişi ve koordinasyonun sağ lanması konusundaki misyonu gi derek
zayıflıyor.
ye/MENA'nın
AIM
bugüne
Türkikadarki
başkanlan da bu görüşe katılıyor.
gerçekleşen 11 aylık ithalat 1993'ün aynı dönemine göre ise, yüzde 4 artış
Yeni ve eski başkanlar ile AIM
ifade ediyor. 11 aylık ithalatta tüm kalemlerde bir önceki yılın aynı
Türkiye/ MENA'nın mevcut duru
dönemine göre artış görülürken, en yüksek artış yüzde 142 ile yazılım
mu ve bundan sonraki etkinlikle
ithalatında kaydediliyor. Yazılımı yüzde 72 ile donanım izliyor.
ri konusunda görüştük.
E C N A Ö T L F I Y A H 2 2 BU
TURNET ile değişen birşey yok
du iletişimi gerçekleştirdi. Pimaş'ın
TURNETin açıklanan tarife ve
uydu aracılığıyla haberleşmeyi ter
erişim hızlan, gerek servis sağlayı
cih etmesinin nedenleri arasında,
cılar gerekse kullanıcılar arasında
güvenilirlik ve karasal hatlarda ya
hoşnutsuzluk yarattı. TURNETin fi
şanan hız ve iletişim sorunları geli
yatlarının yüksek, erişim hızlarının
yor. Pimaş'tan Gürhan Bayır ve Ve-
da oldukça düşük olduğuna dikkat
rinet'ten Ramiz Aydaşgil ile uygula
çekilerek, TR-NETten bir farkının
maya 'ilişkin görüştük.
olmadığı ileri sürülüyor.
(Ayrıntılı haber sayfa 2de)
Koçfinans
yıla göre yüzde 70'lik artış kaydetti. 489 milyon 855 bin dolar olarak
(Ayrıntılı haber sayfa 3'te)
Anavatan Partisi ile Doğru Yol Partisi arasında imzalanan ortak hükü
• Bilgisayarda
(Ayrıntılı haberler sayfa 6-7'de)
Kasım ayı ithalat değeri 50 milyon dolar
ANAYOL protokolünde BT yok
Bu sayıda...
(Ayrıntılı haber sayfa 4'te)
(Ayrıntılı haber sayfa 10'da)
BThaber
26
Kurumsal hayatın emrinde çözümler
BT altyapı yönetimi ve bilgi yönetişimi çözümleri danışmanlığı şirketi Basistek, Dijital Dönüşüm Projesi ile kendi iç süreçlerini dijitalleştirmek üzere yola çıkıyor. Müşterilerine verdiği hizmet kalitesini sürekli daha yukarı taşımayı hedef alan Basistek, Dijital Dönüşüm Platformu’nu kullanan firmaların kendi bünyelerinde aynı anda devam eden birçok projelerinin zaman, maliyet, kapsam ve diğer tüm kaynaklarının tek bir noktadan yönetimini sağlıyor. Her firmaya özel gerçek zamanlı raporlar oluşturulmasını sağlayan platform, firmaların kendi iş ve proje takiplerini, çalışanların üstlendiği projelerin takiplerini ve iç kontrolün takibini de kolaylaştırıyor. Basistek, Dijital Dönüşüm Projesi’nde BTSOFT’un yerli ve milli yazılım platformunu kullanıyor. InfoBIEN’in projeye desteği, Dijital Dönüşüm Platformu’nun kullanım kolaylığı ve projede çalışan ekibinin uzmanlık seviyesi ile 2 ayda tamamlanan projeyi, Basistek kurumsal hayatın kullanımına sunuyor. Yakın gelecekte, uzmanlık alanı olan servis yönetimi ve envanter (asset) yönetimi konularında kendi yazılımlarını piyasaya sunmayı planlayan Basistek, geliştirdiği platformun esnekliği sayesinde iş akışı ve özelleştirme konularında hızlı hareket ederek, kısa sürede danışanlarının ihtiyaçlarını karşılamayı hedefliyor.
Türkçe sesli komutlu TV için adresimiz Beko Beko, tüketicilerine kullanım kolaylığı sağlamak adına Türkçe sesli komut özelliğine sahip akıllı televizyonu geliştirdi. Türk mühendislerin tasarladığı televizyon, sesli komutla da çalışan akıllı kumandası sayesinde konuşarak TV’yi kontrol etme imkanı veriyor. Yeni akıllı TV platformunda, Türkçe sesli komutla kanal değiştirilebiliyor; içerik aratma, uygulama başlatma, televizyonu açıp kapatma ve ses seviyesi ayarlama gibi birçok işlev daha pratik ve hızlı şekilde gerçekleştirilebiliyor. Üst seviyede Türkçe komut algılama ve hızlı tepki süresine sahip olan akıllı kumanda, Beko Quatro UHD+ TV’lerle birlikte sunuluyor. Beko Quatro UHD+ TV’lerdeki Quick Smart platformu ise tamamen kişiselleştirilebilir yapısı ile kullanıcılara ana menüyü diledikleri şekilde oluşturma imkanı veriyor. Quatro UHD+ TV’ler 4K UHD çözünürlük, HDR, Wide Color Gamut, Video Perfection Engine gibi görüntü özellikleri sayesinde çok daha canlı renk ve akıcı görüntü sunuyor. Öne, arkaya ve aşağıya bakan 8 adet hoparlörüyle üç boyutlu ses teknolojisine sahip olan Beko Quatro UHD+ TV’ler güçlü ses deneyimi yaşatıyor.
12 - 18 MART 2018
Dersimiz yapay zeka Karmaşık problemleri çözebilen yapay zeka, tüm sektörleri dönüştürme potansiyeline sahip. Google da “Makine Öğrenimi” alanında herkese kendini eğitme imkanı sunan “Google Yapay Zeka ile Öğrenim” hizmetini duyurdu: Learn with Google AI (Herkes için Makine Öğrenimi). Yapay zekanın zorlu problemleri nasıl çözdüğünü herkesin anlamasına yardımcı olmak adına Learn with Google AI başlığında bir kaynak
oluşturan Google’ın bu sitesinde temel makine öğrenimi (ML) kavramlarını, kişisel ML becerilerini geliştirmeyi ve makine öğrenimini gerçek dünya problemlerinde kullanmayı öğrenmenin yolları anlatılıyor. İleri düzey kullanma kılavuzları ve TensorFlow materyalleri arayan derin öğrenme uzmanlarından, AI’ye adım atmak isteyen meraklılara kadar Google ML uzmanlarının hazırladığı eğitim içeriklerini arayan
herkes http://ai.google/ education sitesinde buluşacak. Sitede ayrıca Machine Learning Crash Course (MLCC - Yoğunlaştırılmış Makine Öğrenimi Kursu) isimli yeni ve ücretsiz bir ders de var. Bu derste ML kavramlarını herkesin öğrenip pratik yapabileceği alıştırmalar, etkileşimli görseller ve öğretici videolar yer alıyor. İlerleyen süreçte Learn with Google AI başlığında farklı dersler ve dokümantasyonu da içeren yeni gelişmeler olacak.
İçinizdeki bilim insanını uyandırın
Distribütörlüğünü Eyüboğlu’nun yaptığı teleskop, dürbün ve mikroskop markası Celestron’un geliştirdiği MicroSpin dijital mikroskop, orta düzey dikey monte edilmiş objektifleri ile farklı görüş açılarını sunarken, incelemeleri de özel bir
program sayesinde dijital ortama taşıyor. Masaüstü olarak tasarlanan mikroskop yaklaşık 600 gram ağırlığında. USB bağlantıya sahip mikroskop, yanında gelen bilgilendirici CD sayesinde bilgisayara kolayca kuruluyor. Kısa kurulum sonrası anlık görüntü elde edilebilecek
mikroskopun yanındaki çevirme kolu ise mercekleri odaklayıp görüntünün netliğini ayarlama imkanı sunuyor. MicroSpin dijital mikroskopta dikey olarak yerleştirilen mercekler 6 farklı büyüklük sunuyor. Mikroskop, 100X’ten 600X’e kadar büyütme imkanına sahip.
Blockchain teknolojisi Porsche’da yerini aldı Porsche, blockchain uygulamalarını otomobilleri üzerinde test etmeye başladı. Bu teknoloji kullanılarak yapılan işlemler güvenli olduğu gibi, büyük hızlarda işlenebilme özelliğine de sahip. Test edilen uygulamalar arasında otomobili uygulama yardımıyla kilitleyip açma, geçici erişim izni verme ve şifrelenmiş veri dosyalama modelini temel alan yeni iş modellerinin geliştirilmesi var. İş ortakları arasında veri alışverişinde kullanılan, merkezi olmayan bir protokol olan blockchain var. Blockchain temeli üzerine geliştirilen hizmetler, hızlı ve
güvenli. Otomobilin doğrudan blockchain zincirinin parçası halini almasıyla, doğrudan çevrimdışı bağlantı, yani bir sunucu kullanmaksızın otomobile bağlanmak mümkün. Otomobili bir uygulama yardımıyla açıp kapatma işlemi, önceki yönteme kıyasla 6 kat daha hızlı ve 1,6 saniye sürüyor. Tüm süreç, etkili
bir kriptografik şifreleme altında gerçekleştiriliyor ve tüm faaliyetler blockchain üzerinde kaydedilerek, dışarıdan müdahaleye kapalı şekilde, uygulama üzerinden takip edilebiliyor. Otomobile dijital ve güvenli erişim izni verilmesi ve otomobil sahibinin verilen izinleri istediği zaman görüntülemesi mümkün.
BThaber
28 KARİYER Urçar, Netaş Uluslararası Pazarlar Genel Müdürü oldu
Netaş’ta 7 Mart 2018 itibarıyla Uluslararası Pazarlar Genel Müdürlüğü görevine Serdar Urçar atandı. Urçar, Netaş’ın dış pazarlardaki satış, proje ve çözüm işlerinden sorumlu olacak. Netaş’ın Uluslararası Pazarlar Proje Direktörlüğü, Ürün ve Çözüm Direktörlüğü, Satış Direktörlüğü ile Satış Destek ekipleri Urçar’a bağlı çalışacak. Cezayir, Kazakistan, Azerbaycan ve Fas’taki tüm operasyonlar da Urçar’ın sorumluluğunda olacak. Marmara Üniversitesi İşletme Bölümü’nden 1990 yılında mezun olan Serdar Urçar’ın aynı üniversitenin Jeanne Monnet Enstitüsü’nden Avrupa Politikası ve Ekonomisi konusunda yüksek lisansı bulunuyor. 25 yıllık bilişim kariyerine 1993 yılında Karma Bilgisayar’da başlayan Urçar, Superonline’ın ardından uzun yıllar HewlettPackard bünyesinde farklı üst düzey görevlerde çalıştı. 2008-2013 arasında HP Türkiye Genel Müdürü, 2013 2016 arasında HP MEMA bölgesi Satış-Dağıtım Kanalları ve KOBİ pazarından sorumlu Bölge Direktörü olarak görev yapan Urçar, HP deneyimi sonrası, Index Grup bünyesinde Dijital Dönüşümden Sorumlu Danışma Kurulu Üyesi olarak görev yaptı.
Crossover’da görev değişimi Geliştirdiği uzaktan çalışma modeliyle dünya çapındaki kalifiye işgücünü küresel şirketlerle buluşturan Crossover’ın Türkiye Operasyonlarından Sorumlu Müdürlüğü’ne Mine Dedekoca getirildi. Crossover Ülke Müdürü Sinan Ata ise bir süre önce yapılan atama ile şirketin küresel operasyonlarından sorumlu olmuştu. Mine Dedekoca, İstanbul odaklı olmak üzere tüm şehirlere yönelik işe alım turnuvaları ve eğitimler düzenleyerek, küresel şirketlere yeni yetenekler kazandıracak. Marmara Üniversitesi İşletme Yönetimi Bölümü’nü bitiren Dedekoca, Sabancı Üniversitesi’nde MBA yaptı. Elektronik perakende sektöründeki 6 yıllık profesyonel iş tecrübesinin ardından, 2012 yılında start-up’lar ile hizmet sağlayıcıları buluşturan Start-IST şirketini kuran Dedekoca, aynı yıl Türkiye’nin ilk dijital davetiye sitesi Davetpostasi.com’u kurdu. Upwork, StartupBlink, StarOfService, Ellis Island Capital gibi markaların Türkiye pazarına giriş stratejilerini oluşturma ve hayata geçirme aşamalarını üstlenen Dedekoca, birçok marka ve kurum adına farklı konularda panel ve etkinlikler düzenleyip bunları yönetti.
12 - 18 MART 2018
Paynet’in yeni Genel Müdürü Bakay Korkmaz
Ödeme sistemleri şirketi Paynet’in yeni Genel Müdürü Bakay Korkmaz oldu. 20 yıldır Türkiye’nin
önde gelen banka ve finans kurumlarında yönetici olarak görev yapan Bakay Korkmaz yönetimindeki Paynet,
yeni ödeme sistemleri ve teknolojileriyle daha fazla ödemeye aracılık etmeyi hedefliyor. Korkmaz, 1997’de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olduktan sonra kariyerine finans sektöründe başladı, 2006 yılında da İşletme Yüksek Lisansı’nı tamamladı. Korkmaz, kariyerinde sırasıyla Citi, Millenium, Akbank, Yapı Kredi ve HSBC’de şube ve bölge müdürlüğü görevleri ile genel müdürlük satış ve pazarlama departmanlarında direktörlük ve grup başkanlığı görevlerinde bulundu.
Bölgenin İK’sından Gümrükçü sorumlu Schneider Electric’te Türkiye, İran ve Orta Asya İnsan Kaynaklarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevine Neslihan Ogan Gümrükçü getirildi. Gümrükçü, bölgesel çapta yeni nesil İK stratejilerinin geliştirilmesi ve uygulanmasından sorumlu olarak çalışmalarına devam edecek. Gümrükçü, İstanbul Üniversitesi Dil Edebiyat Fakültesi Yabancı Diller Bölümü'nden mezun olduktan sonra Psikoloji alanında yüksek lisans eğitimini tamamladı. Kariyerine Hexal Pharmaceuticals AG’de Yönetici Asistanı olarak başlayan Gümrükçü, 20022018 yılları arasında Novartis İlaç Şirketler Grubu'na ait Sandoz İlaç Divizyonu'nda
İK alanında çeşitli görevlerde bulundu. Bu dönemde Ücretlendirme Yönetimi, Yetenek Yönetimi, Organizasyon Gelişimi Endüstriyel İlişkilerin Yönetilmesi gibi geniş bir yelpazede İnsan Kaynakları alanında İş Ortaklığı görevlerini yürüttü. 2008’de Gümrükçü, Schneider Electric'teki yeni görevine atanmadan önce Novartis Teknik Operasyonlar Divizyonu'nda IK Liderliğinin yanı sıra bağlı olduğu bölgede (Doğu Avrupa, Türkiye, Hindistan, Afrika) Stratejik IK projelerinden
sorumlu olarak görev yaptı. Yetenek Yönetimi ve Liderlik eğitimlerinde çeşitli sertifika programlarını tamamlamış olan Gümrükçü, özellikle kadınların iş hayatına tutundurulması ve liderlik özelliklerinin geliştirilmesi konusunda koçluk ve mentorluk çalışmalarına gönüllü olarak destek veriyor.
Teleperformance Türkiye'de yeni CEO Dış kaynak CRM ve çağrı merkezi hizmet sağlayıcılarından Teleperformance Türkiye'nin yeni CEO'su Tülay Doğrular oldu. Ağustos 2014'ten bu yana Operasyonlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Tülay Doğrular, 1 Ocak 2018 itibarıyla Teleperformance Türkiye CEO'su olarak göreve başladı. Doğrular, şirketin
omni-channel müşteri deneyimi yönetimi odaklı büyümesine ve yakın kıyı hedeflerine liderlik edecek. Almanya'da Bankacılık ve Finansal Destek Servisleri eğitimi alan Tülay Doğrular, iş hayatına 1992’de Almanya'da Volksbank'ta başladı. Doğrular, finans sektöründe 12 yıl, çağrı merkezi ve CRM sektöründe toplam 13 yıl tecrübeye sahip.
BThaber
KARİYER
12 - 18 MART 2018
Güvenlik için kapsamlı eğitim
İlk mezunlar, yatırım aramak için hazır Kuveyt Türk’ün Workinton’la işbirliğinde Eylül 2017’de kurduğu Lonca Girişimcilik Merkezi, ilk dönem eğitimlerini tamamladı. Yaklaşık altı ay boyunca finans, yönetim, satış ve pazarlama başta olmak üzere birçok konuda mentorluk ve danışmanlık desteği alan genç girişimciler, böylece yatırım almaya hazır hale geldi. Lonca Girişimcilik Merkezi’nin ilk dönemine bine yakın girişimci başvurdu. Başvuranlar arasından seçilen ve altı ay boyunca geliştirilen 10 girişim fikri olan Compocket, Catchman, FulleGitsin, Bisigortaci.com, Fosefi, SmartFactory, Nakitex, Zeeg Zag, Ratonik ve Yobot ise yatırımcılar karşısına çıkmadan önce Lonca Günü’nde anlatıldı. Girişimcilik ekosistemine destek verdiklerini vurgulayan Kuveyt Türk Bankacılık Servis Grubu Genel Müdür Yardımcısı İrfan Yılmaz, “Türkiye’nin iki Ar-Ge merkezine sahip tek bankası olarak, odağımızda inovasyon ve teknoloji var. Girişimcilik ekosisteminin içinde yer alarak müşterilerimize sunduğumuz katma değerli ürün ve hizmetlerin hem sayısını hem kalitesini artırabileceğimize inanıyor, her yıl üç başvuru dönemiyle en az 30 girişimi ve yaklaşık 100 girişimciyi desteklemeyi hedefliyoruz. Mart ayından itibaren Girişim Sermayesi Yatırım Fonu ile startup’lara verdiğimiz desteği yatırımla da sürdüreceğiz” bilgisini verdi.
29
Giderek artan siber saldırılar, hedef olan şirketlerin ticari yapısını tehdit ederken, olası saldırılar konusunda gerekli tedbirleri almak bir gereklilik halini alıyor. Bu gerçek ışığında, Business Management Institute (BMI) ve ODTÜ işbirliğiyle tasarlanan "Siber Güvenlik Eğitim Programı", 1718 Mart’ta Ankara’da,
24-25 Mart’ta ise İstanbul’da düzenlenecek. ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği Anabilim Dalı akademisyenlerinin liderliğinde gerçekleşecek eğitimlerde katılımcılara güvenlik açıklarını tespit etmek ve bunlara karşı tedbir almak, saldırıları savuşturmak ve acil durumlara müdahale etmek için gerekli olan
bilgi ve donanımı katmak hedefleniyor. İki gün sürecek olan eğitimlerde tehditler, saldırılar ve açıklar, siber güvenlik teknolojileri ve araçları, kriptolojiye giriş, siber güvenlik mimarisi ve tasarımı, yönetimsel, operasyonel ve teknik kontrol, fiziki ve altyapısal güvenlik, felaket yönetimi ve acil müdahale, sertifikasyon ve süreçler, etik ve yasal mevzuat, risk yönetimi, kimlik yönetimi ve erişim kontrolü, insan kaynakları güvenlik eğitimi ve güvenlik denetimi konu başlıklarında teorik bilgi aktarılırken, yaşanmış siber ataklar da ele alınacak. Eğitim hakkında bilgi almak ve kayıt olmak için www.bminstitute.com/siber-guvenlik. html adresini ziyaret etmek mümkün.
Etkinlikleriniz ile ilgili bilgileri bthabersirketleri.com/EtkinlikDuyuru adresine girebilirsiniz.
BThaber
ETKİNLİK TAKV!M! E T K İ N L İ K L E R
20 Mart 2018
* 6 ay için planlanmış etkinliklerdir.
Online Ticaret - İşe Başlarken Kastamonu Üniversitesi Bilgehan Bilgili Merkezi Kütüphanesi Konferans Salonu
26 Nisan 2018 Entegre Siber Güvenlik Teknoloji Platformları İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
28 Haziran 2018 BTvizyon Elazığ Toplantısı Elazığ AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
4 Nisan 2018 Mobil Teknolojiler Günü Sheraton Grand İstanbul Ataşehir AYRINTILI BİLGİ: http://www.mobilteknolojilergunu.com/ LCV.aspx
27 Nisan 2018 Makeathon Ankara Teknopark Ankara AYRINTILI BİLGİ: merrvecelikk@gmail.com
5 Temmuz 2018 Bilişim 500 Ödül Töreni İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
E T K İ N L İ K L E R 18 - 20 Mart 2018 Innovate Finance Global Summit Londra, İngiltere AYRINTILI BİLGİ: https://ifgs.innovatefinance.com
Y U R T İ Ç İ
5 Nisan 2018 BTvizyon Kayseri Toplantısı Kayseri AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
8 Mayıs 2018 BTvizyon Denizli Toplantısı Denizli AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
26 Temmuz 2018 BTvizyon Samsun Toplantısı Samsun AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
12 Nisan 2018 BTvizyon Mersin Toplantısı Mersin AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
8 Mayıs 2018 smartcon Ankara Ankara AYRINTILI BİLGİ: http://www.smartcon.com/ankara-2018
9 Ağustos 2018 BTvizyon Eskişehir Toplantısı Eskişehir AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
Y U R T D I Ş I
16 - 20 Nisan 2018 RSA Conference 2018 San Francisco, ABD AYRINTILI BİLGİ: https://www.rsaconference.com/events/ us18
30 Nisan - 3 Mayıs 2018 Dell Technologies World Las Vegas, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.delltechnologiesworld.com
11 - 15 Haziran 2018 CeBIT 2018 Hannover, Almanya AYRINTILI BİLGİ: www.cebit.de/en/
19 - 21 Nisan 2018 Kamu Yuvarlak Masa Toplantıları Bilişim Zirvesi AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
10 Mayıs 2018 BTvizyon İzmir Toplantısı İzmir AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
BThaber
30 MEKTUP Bahar günlerinden merhaba, Bu haftaya gurur veren, içinde yer almanın ziyadesiyle manevi güç anlamı taşıdığı bir haberle başlıyorum. TİDER (Temel İhtiyaç Derneği), israf ve yoksulluk ile mücadele eden gıda bankalarını ve kurumsal bağışçıları buluşturan ‘Destek Bulutu’ e-platformunu hayata geçirmiş. Perakende sektörü firmaları ve üretici firmalar bağışlamak istedikleri ürünleri Destek Bulutu e-platformu üzerinden ilan ederken, bu yardımları sistem üzerinden rezerve eden gıda bankaları, bağışçı firmadan ürünleri teslim alıp ihtiyaç sahiplerine ulaştırabilecek. Hedef; Destek Bulutu’nun, israf ve yoksulluk ile mücadeleye ivme kazandırması. Çünkü TİDER Kurucu Başkanı H. Serhan Süzer’in de dikkat çektiği acı bir gerçek var: Dünyanın en önemli sorunları arasında gıda israfı var ve dünyada üretilen gıdaların üçte biri çöpü boyluyor. Türkiye’de de yoksulluk sınırının altında yaklaşık 30 milyon insanımız, tüm dünyada olduğu gibi ne yazık ki Türkiye’de de ciddi bir gıda israfı var. Destek Bulutu ile kurumsal bağışçılar ile gıda bankalarını ortak bir zeminde buluşturmak, bağışların ihtiyaç sahibi ailelere daha hızlı ve verimli ulaştırılabilmesine katkıda bulunmak temel hedef. Süzer, gıda bankacılığı mevzuatına göre, gıda bankalarına yapılan gıda, temizlik ve kişisel bakım ürünleri ve kıyafet bağışlarının yüzde 100’ünün vergi matrahından düşülebildiğini, hatırlatarak, bu alanlardaki üretici ve perakendecileri, Destek Bulutu’na üye olmaya davet etmiş. İyi haberlerim bu kadar değil. Dijital İşte Kız Kardeşlik Platformu BinYaprak, 11 Şubat Uluslararası Bilimde Kız Çocukları Günü kutlamaları ile hayallerini gerçekleştirebileceği yeni girişimcileri bekliyor. BinYaprak Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı’nın kitle fonlama platformu İdeanest ile yürüteceği ‘BinYaprak,
12 - 18 MART 2018
Gençler için fırsatlar büyüyor!
Bilim ve Teknolojinin Yeni İnci’lerini Arıyor’ kampanyasının başvurularını başlatmış. BinYaprak desteğiyle İdeanest’te fon açılması için katılımcıların https://binyaprak. com/bilim-ve-teknolojiincilerine-destek başvuru formunu 31 Mart’a kadar doldurması gerek. BinYaprak Kurucusu Melek Pulatkonak, “TTGV network’üyle ve İdeanest işbirliğiyle daha çok bilim kadınına, mühendise destek için yola çıktık. CampusWIN programımız katılımcısı ve çalışmalarını takip ettiğimiz İnci’den ihtiyaçlar konusunda çok şey öğrendik. “BinYaprak, Bilim ve Teknolojinin Yeni İnci’lerini Arıyor” kampanyalarımıza, destekleyebileceğimiz kadar İnci’nin hayallerinin gerçekleşmesine yardımcı olmak için tüm genç araştırmacıları bekliyoruz” demiş. Detaylı bilgi için BinYaprak YouTube videosu bizi bekler: https://www.youtube.com/ watch?v=YBn3vPv9U M&feature=youtu.be Geleceğimiz gençlerden beklentiler reel sektörde oldukça yüksek. Ama bazı şartlara uymaları da gerek. Otomotiv yan sanayinin önemli ana parça tedarikçilerinden Assan Hanil de Bursa Teknik Üniversitesi’nde gerçekleşen “Kibar’da Kariyer’ başlıklı seminerde beklentilerini açıklamış. Assan Hanil’in yeni mezun olacak mühendislerden
beklentileri ve K-Team Uzun Dönem Staj Programı hakkında bilgiler verilirken, Assan Hanil Bursa Tesis Müdürü Numan Karamızrak, öğrencilere şu tavsiyelerde bulunmuş: “Cesur olun; fikirlerinizi açıklamaktan çekinmeyin. Meraklı olun, inceleyin, araştırın. Yapılan uluslararası ve ulusal çalışmaları inceleyin. Bunun için İngilizcenizi mutlaka iyi bir seviyeye getirin. Yanlış yapmaktan korkmayın, bunlardan ders almayı öğrenin.” Bu hafta gördüğün gibi odağımda gençler var. İşte bir önemli haber daha… Havacılık ve uzay sektörü şirketi Boeing, Türkiye Girişimcilik Vakfı (TGV) ile birlikte üniversite öğrencilerine yönelik yürüttüğü Airpreneurs Programı ile havacılık alanında gençleri daha girişimci kılmak ve yeni fikirlerin ortaya çıkmasını sağlamak için yine yola çıkıyor. 2017’nin Şubat ve Haziran ayları arasında yedi ilde sekiz üniversitede gerçekleştirilen Airpreneurs programının ilkine toplamda 700 kişi katılmıştı. Programın ilk ayağında kazanan fikir de “Bagajın Bende” ile Dokuz Eylül Üniversitesi’nden Fatih Aksan, Ege Üniversitesi’nden Emin Can Devran, Ayşe Sürmen, Berk Leblebici ve İzmir Katip Çelebi Üniversitesi’nden Nil Kaplan olmuştu. Airpreneurs programının ikincisinin lansmanı 23-24 Şubat’ta yapıldı ve lansmana İTÜ ARI Teknokent destek oldu. İkinci programda
da yaklaşık 700 üniversite öğrencisinin katılımı bekleniyor. İstanbul Teknik Üniversitesi ARI Teknokent bünyesinde altı yıldır faaliyetlerini sürdüren ve bugüne kadar katılan girişimcilerin 50 milyon TL’yi aşan yatırım aldığı girişimcilik programı İTÜ Çekirdek önemli bir başarıya imza atmış. İTÜ Çekirdek, dünyadaki lider üniversitelerin girişimcilik kuluçka merkezlerini karşılaştıran ve sıralayan uluslararası UBI Global endeksi tarafından Avrupa’nın en iyi ikinci, dünyanın en iyi üçüncü kuluçka merkezi seçilmiş. Geçen altı yılda ülke genelinde bin 150 girişim ve 3 bin 450 girişimciye destek verilmiş ve bu sayının sürekli büyüdüğünü söylememe sanırım gerek yok. Teknolojiye dayalı ürün ve hizmete dönüşebilir girişimi olan her yaştan girişimci www. itucekirdek.com üzerinden başvurusunu yapabilir, bizden hatırlatması. IAB Türkiye tarafından bu yıl 8’inci kez düzenlenen MIXX Awards Türkiye Ödülleri de sahiplerini buldu. “Aslında Dijital’in Ödülü Sonuçtur’’ temalı MIXX Awards Türkiye’de büyük ödülün kazananı “Evlatlarınız Bize Emanet” çalışması olmuş. Dijital dünyanın Oscar’ı olarak kabul edilen MIXX Awards yarışmasına bu yıl 645’i geçerli toplam 693 başvuru yapılmış, 29 kategoride 91 ödül verilmiş. Bildiğin üzere yerim sınırlı, iyisi mi kazananları http://
mixxawards-tr.org/ sitesinden takip et, birlikte gurur duyalım. Türkiye’nin tüm insan yönetimi süreçlerini kapsayan tek ödülü 10’uncu yaşında yeni bir döneme geçiyor. Odağına ‘insana değer” örnek uygulamaları alan PERYÖN Ödülleri, artık yoluna “PERYÖN İnsana Değer Ödülleri” adıyla, “Değer Veren” profesyoneller ve “Değer Katan” kurumlar için yenilikçi yaklaşımlarla devam ediyor. Ödül töreni, 3 Mayıs’ta ve başvuru süreci tamamlanan PERYÖN İnsana Değer Ödülleri’nde 24 kurum, 28 kategoride yarışacak. Sonuçları yine burada paylaşacağım, detaylar ise www.peryon.org.tr adresinde. Enerji yönetimi ve otomasyonda küresel marka Schneider Electric, SCM World tarafından her yıl gerçekleştirilen Power Of The Profession’da Yılın Müşteri İnovasyonu Ödülü’nü kazanmış. Bu yıl dördüncüsü düzenlenen ödül töreninde Schneider Electric, Tedarik Zincirinde Yenilik ödülüne layık görülmüş. Aynı 2015 ve 2016 yıllarında da olduğu gibi... İş Bankası Özel Bankacılık ise 2018’de dünyanın önde gelen ekonomi yayınlarından Euromoney tarafından yapılan “Özel Bankacılık ve Varlık Yönetimi” araştırmasında “Yatırım Bankacılığı Hizmetleri” ile “Varlık Yönetimi Tavsiyesi ve Fonları” kategorilerinde Türkiye’nin en iyi bankası seçilmiş. Bu hafta nokta yine bir kitapla… Hem de BinYaprak içeriğimi de destekler nitelikte… Koç Üniversitesi Yayınları (KÜY) tarafından Bilim ve Yaşam Öyküsü kategorilerinde yayımlanan “Dikbaşlılar: Bilimi ve Dünyayı Değiştiren 52 Kadın” kitabı bizi bekliyor. Longshot Magazine editörü Rachel Swaby’un yazdığı kitap, Akın Emre Pilgir tarafından Türkçeye kazandırılmış. Okumazsak bizim ayıbımız olur. Bu haftaya nokta koyarken, yine görüşelim demeyi de ihmal etmiyorum,
REKLAM SATIŞ GRUBU YIL 22 SAYI 1163
BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr
www.bthaber.com
BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr
12 - 18 MART 2018
www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber
Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr
Editör
Görsel Yönetmen
Handan Aybars handana@bthaber.com.tr
Tuğçe Erarslan tugcee@bthaber.com.tr
Online Editör
Video Editör
Ferit Çelik feritc@bthaber.com.tr
Efe Çevikoğulları efec@bthaber.com.tr
Bültenlerinizi
bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz
Cilt, Baskı, Poşetleme: Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l
Abone ve Dağıtım btabone@bthaber.com.tr
Reklam Satış Grup Müdürü Abdurrahman Koyuncu Reklam Satış Yönetmenleri Kutay Göçe Çiğdem Şakar Reklam Rezervasyon Sorumlusu Suzan Bilken BThaber Şirketler Grubu Ankara Temsilcisi Funda Koyuncu Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Telefon: (0216) 291 13 90 Ankara Ofisi: Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-Ankara Telefon: (0312) 258 64 24 / Faks: (0312) 258 63 02
Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.
ISSN 1300-6495 BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER
Path to 5G... The 5G issue stood out in the GSMA Mobile World event which is one of Europe’s and the world’s top events. 5G technology experiments began with 77 operators in 49 countries. 45 operators in 32 countries are ready to announce their 5G products. The exhibition with the theme “Imagine Better Future” was held in Barcelona, Spain from February 26th to March 2nd, attracting over 2300 exhibitors from all the information industry and 100 thousand visitors. IoT, virtual reality, smart cities, connected cars and security issues which 5G brought about were the main topics of the exhibition and the congresses. Hundreds of stands welcomed visitors for the introduction of interesting and impressive products for new cloud solutions, IoT centers, new structure of smart cities and new solutions emerging to ensure all the security which were faced with the intense information flow expected with the introduction of 5G.
The global companies such as Huawei and Ericsson, as well as our country’s pride Netaş, Turkcell, Aselsan and Vestel shared effective and remarkable fields at the exhibition. Telenity, Arvento, General Mobile, Komtel Technologies, Mobiltrust, P.I. Works, Başarsoft, Create-4, Darkblue, D-Cat, Emek, Etiya, Figensoft, Defne, Innovile, Mobistech, MTS, Odine, Soft Data, Teksan, Telcocat and TTG were the other Turkish brands that honored us. Some were taking a part in the glorious common stand of Turkey, while others preferred to have separate areas. If we share the information we receive from the conferences, it will be both useful and surprising to understand the points to come with 5G. According to information shared by GSMA Intelligence, there were 3.3 billion mobile internet users in 2017, which will reach 5 billion by 2025. 1.56 billion people in developing countries will be added to the mobile internet connection
while in developed countries this number will be 185 million. From the regional perspective, the biggest participation will come from China, India and Indonesia. In MENA (Middle East and North Africa) region, the ratio between the population and mobile internet users was 41.5% in 2017 and this rate will be 62.8% in 2025. One interesting finding is that the rise in mobile internet connectivity is not only determined by economic reasons but also by factors such as talent, needs, education and culture. In a survey conducted in China, 39%t of Chinese smartphone users in the last 3 months did not use the internet at all, 29% appeared to have literacy problems. In the same survey, it was understood that 20% of participants in India did not know how to enter the internet from mobile telephones. In developed countries, mobile revenues will increase by 1 per thousand in 2025 from 648 billion USD in 2017,
but this rate will be 1.2% in developing countries. The figure of 403 in 2017 is expected to be 443 billion USD in 2025. 4G will have more than half of all traffic in 2025, while 5G will have 40%. 5G, which will take about 1 in 7 accounts, will own 14% of all the accounts. Industrial IoT is expected to reach 13.7 billion connections in 2025, while it was 2.9 billion in 2017. The figures will be 11.4 billion increasing from 4.6 billion individual IoT connections. 2025 regional IoT connections will be as the following: North America 5.8 billion, South America 1.3, Europe 5.6, Middle East and North Africa 1.4 and Asia - Pacific 10.9 billion. While Samsung introduced the new phone S9, General Mobile also made a worldwide introduction of two new models developed by Google in MWC. Nokia AndroidOne, ZTE Blade V9, new Huawei tablet MediaPad M5 and notebook computer Matebook X Pro were among
the introduced products. Huawei, who has been at the exhibition with the motto of connecting the unconnected, stated that by 2018, they will announce the RuralStar 2.0 solution, which will provide the connectivity of 100 million people. Huawei said that in the near future there will be 100 billion connections around the world and that 180 ZetaBytes of information will be produced, explaining that their new vision is “Bring Digital to Every Person”. At Mobile World Congress, Zyxel introduced two new building coverage solutions ‘Distributed Antenna System (DAS)’ that enable service providers to quickly resolve connection limitations between small and medium sized buildings. Mercedes-Benz has introduced a new multimedia system called MBUX (Mercedes-Benz User Experience), which works with the artificial intelligence in the new Mercedes-Benz A-Class.
“To be one step ahead” requires these steps! İdea Technology Solutions was established in 2005 with the goal of developing software that will enable more efficient and effective management of field sales teams. By enabling field sales teams to be managed through the cloud structure, VisionPlus brand became the leader in CRM within a short period of almost 10 years. In Turkey and the neighboring region, İdea Technology Solutions become the long term partner of the institutions with extensive sales and distribution network and the company took a leading role
in the establishment process of e-invoice and e-book applications in Turkey since 2013. İdea Technology has been the first e-invoice specialist approved by the Revenue Administration (GİB) in 2013, the first platform independent e-book solution maker in 2014 and the first private integrator to receive e-archive invoice service permit and in 2017 they launched the “Tax Technologies” blog. “With this blog, which we share our expertise and know-how with the public, we focus on creating
awareness about the impact of tax technologies on digital transformation, productivity and growth.” said İdea Technology Solutions General Manager Emre İyibilir, a specialist in financial applications and tax technologies. Idea Technology distinguishes itself in the field of financial applications and tax technologies. In the title of e-transformation, İdea Technology focuses on developing value added solutions from standard applications. “Digital tax auditor VerDE application
allows us to check whether companies make mistakes by making procedural/technical and tax audit on e-books.” said Emine İyibilir and underlined that their work will continue in this direction in 2018.
First step to spread to the world Within the framework of global expansion strategies, İdea Technology opened its first US office in Boston about a year ago. İyibilir emphasized that they aim at primarily moving leading
technologies of the USA to Turkey and at improving İdea Technology products to a higher level and offer them to the USA market. In the field of bioinformatics, a rapid development has started in the world in the last 10 years. Here again, one of the leading markets is the USA and İyibilir stated that: “We want to present the products we have developed in Turkey and in the USA to this market and other countries in the appropriate conditions through the experience and know-how we acquired there.”
Time is running out for government support Within the framework of the publications issued by the Ministry of Economy, it has become compulsory for exporting companies to electronically sign the documents and prepare them through the KEP account for all support applications. As of March 31st, 2018, applications not e-signed and not prepared through the KEP account will not be evaluated. Zeliha Arkcı, E-Tugra EBG Corporate Sales and Marketing Manager, stating that regarding the Amendment of the Regulation on the Procedures and Principles on the Supports of the Ministry of Economy under the State Supports for Expropriation and the Payment Made from the Price Stabilization Fund published in the Official Gazette dated 26 November
2017 and numbered 30252, the applications must be submitted via the KEP and all necessary documents must be submitted electronically signed by the company authorities, gave the following information: “According to the Ministry of Economy data regarding the end of 2017, there are 71 thousand 269 exporter companies in Turkey. These companies benefit from various state supports such as international fair support, global supply chain support, overseas unit brand and promotion support, design and product development project support, market research and market entry support. Exporters, contributing more than 157 billion USD to the economy, need to take their e-signatures and actively
use the KEP account until March 31st to avoid being eliminated from the state support. For state support, the mandatory usage of e-signature and KEP will make sector gain momentum. Thanks to e-transformation, about 550 million TL was saved in the economy of Turkey in 2017; new applications along with e-signature and KEP, this figure can go up to 800 million TL in total.”
E-signature and KEP became mandatory for foreign workers According to the statement made by the Ministry of Labor and Social Security, it is mandatory that all applications for work permit
be made by e-signature. It has also been announced that the work permit application system is about to be renewed and in no time the new system will be activated. In the new system, the initial registration of the workplaces will be done by the SGK e-declaration officers, who will then authorize people to apply and process on behalf of the companies or institutions on the system. It is aimed to protect the integrity and security of the data submitted to the Ministry of Labor and Social Security when the application for permission of foreigners becomes compulsory to be done by e-signature under the Electronic Signature Law numbered 5070. In practice, the accuracy of the applicant information
will also be recorded. For the foreigner who requested the independent or indefinite work permit to work in Turkey; it is compulsory to have a Registered Electronic Mail (KEP) account and electronic signature of the applications. KEPKUR General Manager Mehmet Faik Yeşilören reminded that the Ministry of Labor and Social Security shared their work with the public in the past months. He said that: “On February 26th, 2018, the General Directorate of International Labor Force under the Ministry published the Manual on the Foreigners’ Work Permit Application System. The guidance clearly states that if the applicant’s KEP account and e-signature are not available, the application will not be possible.”
Technology Bank will come into operation in April In the context of the scope of commitments given by Turkey regarding the Technology Bank established for the Least Developed Countries (LDCs) and “Financial and Real Contribution Agreement” signed in the General
Assembly of United Nations (UN) on September 22nd, 2017, it has been decided that the installing and refurbishing operations should start for TÜBİTAK Marmara Teknopolis – Technology Bank area. In the LDC geography,
with the objective of strengthening the science, technology and innovation capacity, the International Technology Bank is to be established and the United Nations signed the ‘Host Country Agreement’ with Turkey on September
27th, 2017. International Technology Bank will operate in the new Administrative and Incubation Building in TÜBİTAK Marmara Technopolis. For this purpose, an area of about 500 square meters has been allocated to
the bank and installation work began. The bank is expected to be operational in April 2018. The work of the bank’s establishment is being jointly carried out by the representatives of the UN and TÜBİTAK Marmara Technopolis.