Sayfa
11
DOSYA
IoT Alanındaki Gelişmeler ve İş Dünyasına Yansımaları
SAYI
HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
1167 9 - 15 Nisan 2018
Sayfa
5
Milli ürün ve çözümler için taraflar hazır!
Handan Aybars
Türkiye Elektronik Sanayi Zirvesi, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Türk Elektronik Sanayicileri Derneği (TESİD) işbirliğiyle İstanbul’da gerçekleştirildi.
Sayfa
7
HCS, dünyayı şimdi de Cat6A standardı ile bağlayacak Veri iletim imkanlarına yönelik ihtiyaçlar gelişirken, HCS de bu gelişim paralelinde üretim kapasitesini ve Ar-Ge yetkinliğini değerlendirmeye odaklanıyor.
Sayfa
10
Güvenlikte kendini sürekli yenileyen bir yapı esas Türk mühendisler ve yazılımcılar tarafından geliştirilen Roksit güvenlik çözümü ile hedef dünyaya açılmak
Sayfa
3
Dürüst olmak gerekirse daha fazlası olacak! Teknoloji dünyasındaki gelişim ve büyüme, kaçınılmaz olarak risklerin de çeşitlenmesine, daha tehlikeli, daha zor fark edilir, dolayısıyla da kontrolü daha zor tehditlerle baş başa kalmamıza yol açıyor. Haklı olarak hiç kimse ‘yüzde 100 güvenlik’ tanımını kullanamadığı için, iyisi mi yaşananlara bakıp yaşanabilecekler için gardımızı almaya çalışalım. Bu noktada SonicWall 2018 Siber Tehdit Raporu, önemli bir yol haritasını ortaya koyuyor. Bulut_Satis-BT-6x10.pdf
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
1
23.06.2017
13:09
BThaber
GÜNDEM
9 - 15 NİSAN 2018
3
Dürüst olmak gerekirse daha fazlası olacak! SonicWall 2018 Siber Tehdit Raporu, 2017 yılına da ayna tutuyor. Buna göre, güvenlik endüstrisindeki gelişmelere baktığımızda, araştırmaya göre toplam fidye saldırı sayısı azalıyor, ama SSL/ TLS kullanımı tekrar artıyor. Buna karşılık, siber suçlular, istismar kitlerini kullanmak ve yeni vektörler bulmak için daha fazla çalışmak zorunda kalıyor. Hukuki yaptırımlar da akıntıyı tersine çevirme gücüne sahip. Ama madalyonun öbür yüzünde siber suç kanadındaki gelişmeler de hız kesmiyor. Araştırmanın, 2017 ana bulgularında dikkat çektiği gibi, keşfedilmemiş birçok fidye yazılım çeşidi var. Bu arada, şifrelenmiş trafiği inceleme yetkinliği olmasaydı, ortalama bir işletme yılda 900’den fazla SSL/TLS şifrelemesiyle gizlenen saldırıyı da gözden kaçırmış olurdu. Bir tarafta acı bir gerçek var: Birbirlerinin kodlarından yararlanan ve yeni zararlı yazılımlar oluşturmak için bunları karıştıran çok sayıda kötü amaçlı yazılım yazarı var ve yalnızca imza güvenliği kullanan kontrollere karşı baskı uyguluyorlar. IoT ve çip işlemcileri de artık savaşta yeni bir cephe oluşturuyor. Siber suçlular yeni saldırı tekniklerini ileri teknoloji alanlarına, özellikle de IoT ve çip işlemcilerine uyguluyorlar. 2017 yılı tablosu görüldüğü üzere hiç de iç açıcı değil. Ama SonicWall 2018 Siber Tehdit Raporu da ondan aşağı kalmıyor. Detayları, büyüyen tehdit dünyasının farklı açılarını SonicWall Çözüm Mimarı Hakan Özdamar ile konuştuk: Hukuki yaptırımlar ve yasal regülasyonlar, siber tehditlere karşı ne derece yeterli? Bu konuda ülkeler, birlikler arasında ne gibi adımların atılması gerekir? Yaptırımlar ve regülasyonlar her ne kadar kağıt üzerinde siber tehditlere karşı yeterli gibi gözükse de, gerçek hayatta bunların yetersiz kaldığını birçok küresel siber güvenlik olayı sonucunda görüyoruz. Günden güne değişen atak vektörleri ve yöntemleri, bahsi geçen regülasyonların da saldırgan tarafından bilinirliğini ve buna karşı aksiyon aldıklarının belirtisi oluyor. Ülkeler ve birlikler siber olaylara karşı müdahale ekipleri kurmalılar ve kurmaktalar. Buradaki amaç da alınan istihbaratın defansif amaçla en etkin şekilde kurumlarla
paylaşılması, etkin ve dinamik güvenlik yaklaşımını arttırarak devam etmeleri şeklinde olmalı. Malware başlığında riskler nasıl bir gelişim ve çeşitlilik sergiliyor? Bu konuda yeni riskleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Malware’ler artık evrim geçirdi. Çok yakın tarihe kadar ticari kullanım olarak, özellikle veri sızıntıları sağlamak, PoS (Point of Sales) kredi kartı verileri ve benzeri finansal verileri adreslemekteyken, durum değişti. Artık daha çok parayı bizlerin ödediği model olan fidye yazılımlarına ve bunların ötesinde, büyükküçük kurum ayırmaksızın yaygınlıklarına devam ediyorlar. En büyük tehdidi ise Meltdown, Spectre gibi son dönemde de duyduğumuz, yaygın olarak kullanılan PC ve sunucularda Intel, AMD, mobil cihazlarda ARM işlemcilere yönelik açıklardan yararlanabilen zararlıların gelişmesi ile ‘dosya temelli olmayan açıkların’ da büyük risk yaratması olarak görüyorum. IoT, M2M başlıkları, machine learning sistemlerin yapay zeka ile paralel gelişimi riskleri nasıl çeşitlendirecek? Riskler her geçen gün kullanımını artırdığımız IoT, M2M cihazları ile birlikte gelenekselleşmeye başlayan fidye yazılımlarını IoT fidye yazılımları olarak görmeye ve yine IoT, M2M cihazlarının DOS/ DDoS gibi saldırıların bir parçası haline gelerek çeşitleneceğini görüyoruz. Yapay zeka ile paralel gelişimde olan machine learning, geliştirilen zararlıların çok daha akıllı bir şekilde, yani bulaşması ve yaygınlaşması ile tespit edilmesi zor bir hal alması gibi riskler bizleri bekliyor. Özellikle ‘malware coctail’ diye adlandırılan, birden fazla zararlının farklı zamanlarda belirli amaçlar için sızma yaparak kullanımı geleneksel güvenlik tedbirlerinin yetersizliğini bir kez daha ön plana çıkartmakta. SonicWall Capture Labs Tehdit Ağı ve gelişimi hakkında bilgi verir misiniz? SonicWall Capture Labs; SonicWall güvenlik çözümlerinin kalbini oluşturan 7/24 analizler yapan küresel bir istihbarat ağı. Capture Labs araştırmacıları, uzun yıllardır tehdit araştırmaları ve önleme çalışmaları için yapay zekadan yararlanıyor. Bugün,
SonicWall machine learning algoritmaları; verileri analiz etmek ve ağa bulaşmadan önce bilinen kötü amaçlı yazılımları sınıflandırmak ve engellemek için kullanılmakta. Özellikle fidye sızdırma teknikleri ve hedefli saldırılarda kullanılan sıfırıncı gün/saniye zafiyetleri için bilinmeyen dosyalar, hipervizör analizi, emülasyon, sanallaştırma ve yeni Gerçek Zamanlı Derin Bellek Denetimi gibi çeşitli teknikler kullanılarak analizler yapılıyor. Kararlar nanosaniyeler içerisinde veriliyor ve kötü amaçlı yazılımlar neredeyse gerçek zamanlı olarak engelleniyor. Bu süreçte kullanılan dört farklı motor, Capture Labs istihbarat ağının zararlılara karşı başarısını da oldukça arttırıyor. Araştırmada da görüldüğü gibi, 2017'de fidye yazılım hacmi neden düştü? Bu riskin düşüşü, başka hangi risklerin güçlenmesine yol açtı? Fidye yazılımlarının hacminin düşüşündeki ana neden aslında ‘bilinmeyenin bilinir hale gelmesinden’ kaynaklanıyor. Ancak, buna karşılık çeşitliğinin artması ise saldırganların finansal kaynak yaratmakta ne kadar önemli bir araç olduğunun da göstergesi.
2018 yılı itibariyle 'kötü niyet' ve bu niyet için kullanılan tekniklerde, araçlarda nasıl bir gelişim bekliyorsunuz? Kötü niyetli yazılımların kurumlara sızdırılmasındaki en tehlikeli yöntemin SSL/ TLS trafiğinde olduğunu son birkaç yıldır görüyoruz. 2018 yılı ve sonrasında da bu güvenilir gibi gözüken veri kanalının yine zararlıların enfeksiyonu için yaygın olarak kullanılacağını öngörmekteyiz. Yapılan istatistiklerde şu an için analiz edilen trafiklerin yüzde 4’ünden fazlasının ‘https’ gibi SSL/TLS kanalından bulaştığını görüyoruz. Bu anlamda kurumların, idarecilerin güvenlik politikalarında mutlaka bu kanalın derin veri analizinin yapılmasını tavsiye ediyoruz. ABD-Çin arasındaki gerilim yeni bir ‘soğuk savaş’ olarak tanımlanıyor. Bu, bir bütün olarak küresel siber saldırıların güçlenmesine neden olur mu? Küresel siber saldırılarda artışa ABD-Çin arasındaki soğuk savaşın mutlaka neden olacağını
düşünüyorum. Gün geçtikçe yaygın bir şekilde basına da yansıyan siber saldırılara karşı ülkeler sadece defansif değil, ofansif anlamda da siber saldırı ordularını kurarak, halihazırda devam eden ve gelecekte de yaygın olarak göreceğimiz siber savaşlara karşı önlemlerini alıyor. Peki Türkiye bu başlıkta nasıl bir konumda? Ülkemizde, diğer ülkelerde de olduğu gibi, siber savaşlara yönelik defansif ve ofansif olacak şekilde öncelikli olarak kamu kuruluşlarında başlama
ve genele yaygınlaşmak üzere alınan tedbirler ve aksiyonlar var olmakta ve devam etmekte. Ancak, bilinmelidir ki siber dünyada teknolojinin çok hızlı bir şekilde kullanım alanlarının artması ile birlikte farklı kanallar ile saldırılar artarak, şekil değiştirerek devam edeceği için siber savaşlara karşı güvenlik konusunda devamlı yenilikçi ve gelişmelere yönelik takipçi yaklaşımlarla önlemler almak, tatbikatlarla bunları icra etmek hem ülke hem kurumlar hem de kişiler bazında üzerimize düşen görevleri yerine getirmekle mümkün olacak.
2018’de bunlara da hazır olun! Meltdown & Spectre istismarları: 2018 başlarında Meltdown ve Spectre’nin ortaya çıkışı yeni yılın neler getirebileceğinin sinyallerini veriyordu. Muhtemelen bunlar, hâlihazırda kullanımda olan birçok işlemci güvenlik açığından sadece ikisi. Parola ve bilgi hırsızlarının ortaya çıkışlarını Meltdown ve Spectre güvenlik açıklarından yararlanacak olmalarına bağlıyoruz. PDF ve Microsoft Office tehditleri: Siber suçlular, kullanıcıların PDF’lere ve Microsoft Office uygulamalarına olan güvenini yeni bir saldırı vektörü olarak kullanacak. Gizleme teknikleri nedeniyle, birçok eski güvenlik duvarı ve virüsten koruma çözümü, kötü amaçlı içerik barındıran PDF’leri veya Microsoft Office dosya türlerini etkili şekilde tanımlayamaz ve engelleyemez. Daha fazla bilgi hırsızı: 2017’de tanımlanan kritik tehditlerin çoğu, bir cihazdan hassas bilgileri çalmaya çalışan kötü amaçlı yazılımlara dayanıyordu. Bazı durumlarda, saldırıların yüksek oranda hedefinde politik motivasyon ve belirli bir bölgeye ait savunma personeli vardı. Kullanıcı ile ilgili veriler saldırganlar için değerli olduğundan, saldırıların çoğunun bu değerli metaları kazanmaya odaklanması da şaşırtıcı olmamalı. Yeni fidye yazılım hileleri: 2017’de fidye yazılım
saldırılarında düşüşle birlikte, fidye yazılımlarda yeni hileler de göreceğiz. Mağdurun cihazını işe yaramaz hale getirmek için fidye yazılımı tarafından kullanılan mekanizmalar değişti. 2018’de yeni teknikler kullanılması öngörülüyor. Şifreli saldırılarda artış: 2018’de gizlice kuruluşlara sızmaya yönelik, şifrelenmiş trafiğe dayanan daha gelişmiş kötü amaçlı yazılımlara şahit olacağız. Proaktif IoT kötü amaçlı yazılımlar: Gelişmiş IoT kötü amaçlı yazılımları, daha kolay ve daha hızlı yayılmak için otomatik olarak aktifleşen, güvenlik açıklarını etkin kullanan ve bir solucan gibi yayılan saldırılardan faydalanacak. Kötü amaçlı kripto para madenciliği: Kripto para biriminin yükselmesiyle, kötü amaçlı yazılım, mağdurun mobil cihazlar veya masaüstü bilgisayarlar gibi cihaz kaynaklarını saldırganlara para kazandırmak için zorlar. Tüketici IoT saldırıları: Ev tabanlı IoT saldırıları, sıradan vatandaşların gizliliğini, bilgilerini ve kimliklerini tehdit etmeye başladıkça dikkatleri üzerine çekecek. Cihaz kontrolü: Giderek daha fazla cihaz fazla bir gözetime tabi olmaksızın hiper bağlantılı hale geliyor. Bu da söz konusu cihazların fidye için kilitlenme ihtimalini artırır. Tüketici IoT cihazlarına dayanan bir botnet tehdidi de ortaya çıkabilir.
4
BThaber
E-TOPLUM
9 - 15 NİSAN 2018
Bilim için kodlayanlar yarıştı
Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) tarafından düzenlenen, matematik ve fen bilimleri alanlarındaki eğitim oyunlarının ödüllendirildiği KOD Ödülleri Eğitim Oyunu Yarışması’nda dereceye giren
projeler ve fikirler açıklandı. Yarışmaya 250’si oyun, 350’si fikir kategorisinde olmak üzere toplam 600 başvuru yapıldı. Bunlar arasından 26 oyun, 12 fikir projesi finale kaldı.
Kododulleri.com sitesi 60 bin ziyaretçi tarafından, 145 bin kez görüntülendi. Matematik ve fen bilimleri alanlarında eğitim oyunları projelerinin ve fikirlerinin katıldığı yarışmanın oyun kategorisinde birinciliği, kahramanının görevi hücreleri hayatta tutabilmek olan Cellvivor oyun projesi ile Ali Gökhan Birçek kazandı. İkincilik ödülünü, Isaac adlı karakterin, gezegenler arasındaki maceralarıyla Newton Yasaları’nı oyunla öğrettiği Isaac’i Anlamak adlı oyun projesi ile Görkem Üner ve Yusuf Mete Saraçoğlu alırken, Furkan Bayri ise karakterin asasından çıkan ışınla optik ve ışığın kırılmasını
oyuna dönüştüren Obsidian projesi ile üçüncülük ödülünün sahibi oldu. Fikir kategorisinde ise Çarpala adını verdiği fikirle Aysun Nurkaya birincilik ödülünü alırken, Titanik’te Matematik adlı fikirle Ebru Karayılmaz ve Ceren Künutkum Zobi ikinciliği, Gizemli Piramit adlı fikirle Kaan Salı, Tuğberk Dilaver ve Merve Nur Varol ise üçüncülüğü elde etti. TBV Başkanı Faruk Eczacıbaşı tarafından verilen Özel Ödül’ü Fun Math ile Mustafa Zafer Bolat kazanırken, Yapı Kredi Özel Ödülü’nün sahibi ise Renkli Tırmanış oyunu ile Muhammed Duykan Bakay ve Esra Bakay oldu. Ödül töreninde konuşan Faruk Eczacıbaşı,
Türkiye’yi bilgi toplumuna dönüştürmek için çalıştıklarını vurgulayarak, “KOD ödülleri projemizi tasarlarken amacımız; K12 denilen ilkokul, ortaokul, liseyi kapsayan 4+4+4 uygulamasında Milli Eğitim Bakanlığı müfredatına uygun bir çerçevede, öğrencilerimize matematik ve fen bilimlerinin “eğitim oyunu” olarak sunulmasını teşvik edip ödüllendirmekti. Bütün başvuranların, finale kalanların, kazananların kattığı değere minnettarız. Gelecek yıllarda daha geniş katılım ve gelişmiş içerikle KOD Ödülleri projesinin ülkemiz eğitim sistemine katkı vereceğine inanıyorum” dedi.
Yasa konusunda bilgilendirme ihtiyacı var 2016 Mayıs’ında yürürlüğe giren Geçici İş İlişkisi Yasası; kayıtdışı istihdamın önlenmesi, dönemsel çalışmaya ihtiyaç duyan bireyler için istihdam yaratması, mevsimsel ya da proje bazlı yoğunluk yaşayan kurumların personel ihtiyacının karşılanması gibi avantajlar sağlıyor. Esnek işgücünün yaygınlaşması ve yerleşik hale gelmesi ile ekonomiye önemli katkı sağlanacağını ifade eden Randstad Türkiye Ticari Müdürü Ener Öztürk’e göre, işveren ve çalışan kesim esnek işgücü konusunda bilgilendirilmeli. Esnek çalışma modelinin kurum ve çalışan tarafında önemli avantajlar getirdiğini ifade eden Ener Öztürk, şu bilgileri verdi: “Geçici İş İlişkisi Yasası; kayıtdışı istihdamın önlenmesi, geçici çalışan iş gücünün
kesimlerin, özellikle doğum iznine ayrılmış kadınların ve askerlik nedeniyle çalışmaya ara veren veya verecek olan bireylerin istihdam piyasasına katılımını sağlaması, genç nüfusun istihdama entegre olmasına katkıda bulunması ve tüm gruplar için kalıcı istihdama geçiş aracı olması itibariyle yasa çok yararlı.”
yasal haklarının garanti altına alınması ve özellikle genç nüfusun iş hayatına geçişinin kolaylaştırılması ve hızlandırılması gibi çıktıları olan bir adım. Kurum tarafında dönemsel iş gücü ihtiyaçlarının hızlı karşılanmasını sağlarken; birey tarafında da önemli avantajları var. İstihdam piyasasından çeşitli sebeplerle uzak kalmış
Adımlar, doğru planlama ile atılmalı Randstad verilerine göre, Türkiye’de dönemsel olarak en fazla aranan roller resepsiyonist, asistan, muhasebe elemanı, perakende sektöründe ürün tanıtım görevlileri, BT alanında geliştiriciler, danışmanlar ve proje bazlı çalışan analistler. Sanayide, proje bazlı çalışan mavi ve beyaz
yaka personeller de talep ediliyor. Çalışma süresi ise rolün ne kadar süre ihtiyaç olduğuyla ilgili. Ortalamada ise 4+4 uzatmalı olarak, 8 aya kadar uzayabiliyor. Avrupa örneklerinde ise İtalya’da 6 defa uzatılarak toplamda 36 aya varan dönemsel istihdam ortamı yaratılabiliyor. Esnek işgücü modelinin startup’larda da başarılı sonuçlar verebileceğine dikkat çeken Ener Öztürk, şöyle devam etti: “Esnek işgücü modeli, mevsimsel yoğunluğun ve projelerin artış gösterdiği dönemlerde mevcut çalışanların performanslarını koruyabilmeleri ve ek işgücü ile farklı yetenekleri kuruma dahil etmenin alternatif bir yolu. Kendini kanıtlamamış ürün veya hizmetleri geliştirme aşamasında olan şirketler
de esnek işgücü çalışanları kullanılabilir. Start-up’larda, şirket birleşmelerinde, ekonomik yavaşlama dönemlerinde maliyeti düşürmek adına esnek iş gücüne başvurulabilir. Burada kurumların ve uygulayıcıların dikkat etmeleri gereken bir durum var: Esnek çalışma ülkemiz için yeni bir kavram ve kültürel dönüşüm gerek. Organizasyon yapılarının ve görev tanımlarının tekrar elden geçirilmesi ve hangi alanlarda esnek iş gücünün fayda getireceğini belirlemek ve uygulamayı doğru yapmak gerek. Sırf maliyetleri kontrol etmek adına, hayati fonksiyonlarda kontrolün tamamen elden bırakılması ise müşteri memnuniyetsizliği gibi hedeflerin çok aksi sonuçlar doğurabilir.”
Ankara, sektörel önceliklerini belirliyor Ankara Kalkınma Ajansı tarafından Ankara bölgesi için hazırlanan akıllı uzmanlaşma temelinde bölgesel yenilikçilik strateji belgesi kapsamında, Ankara’da öne çıkan sektörlerden bilişim, savunma, tıbbi cihaz, iş ve inşaat makineleri, tarım, mobilya ve tasarım
sektörlerine yönelik odak grup toplantıları düzenlendi. Bu toplantılar ile kamu, özel sektör, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları bir araya geldi. Sektörün temel problemleri, fırsata dönüştürülebilecek alanlar ve ürünler gibi konulara odaklanılan toplantılarda, ilgili kurum ve kuruluşların
etkileşime geçmesiyle sektörde sağlanabilecek ivme üzerinde duruldu. 24 aylık süreçte tamamlanması planlanan Ankara Bölgesel Yenilikçilik Stratejisi’nin; bölgenin mevcut durumunun ve yenilik potansiyelinin analizi, güçlü ve kapsayıcı bir yönetişim yapısının
oluşturulması, ortak vizyon oluşturulması, belli önceliklerin seçilmesi, uygun politika bileşenlerinin, yol haritasının ve eylem planının oluşturulması, son olarak da izleme ve değerlendirme mekanizmalarının stratejiye entegre edilmesi olmak üzere altı aşaması var. Ankara Bölgesel Yenilikçilik
Stratejisi kapsamında kurumlarda akıllı ihtisaslaşma kavramına dair farkındalık ve bilgi düzeyinin artırılması, bölge ölçeğinde akıllı ihtisaslaşma stratejilerinin geliştirilmesinde koordinasyon, kurumsal ve akademik tecrübelerin paylaşımı ve yetkin bir ağ oluşturulması hedefleniyor.
BThaber
E-TOPLUM
9 - 15 NİSAN 2018
5
Milli ürün ve çözümler için taraflar hazır! seviyesindeki ihracatımızın kilogram değerini, en az 3 dolar seviyesine çıkarmamız gerek. Türkiye’yi bilim merkezi, teknoloji üssü ve ileri sanayi ülkesi yapma hedefiyle Türk sanayisinin sıçrama yapması ve en geç 10 yıl içinde hem imalat sanayini hem yerli ara malı üretimini ikiye katlayacağız. İhraç ettiğimiz ürünlerin teknoloji içeriğini artıracağız.”
Türkiye Elektronik Sanayi Zirvesi, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve TESİD (Türk Elektronik Sanayicileri Derneği) işbirliğiyle 30 Mart’ta İstanbul’da gerçekleştirildi. TESİD’in ‘Türkiye Elektronik Sanayi Zirvesi’ Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın sanayi üretimindeki katma değer ile ileri teknoloji ürünlerinin payını artırmak için başlattığı Sanayide Yüksek Teknolojiye Geçiş Programı kapsamında düzenlendi. Zirvede, ilgili kamu yetkilileri, özel şirketlerin üst düzey yöneticileri ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri görüş ve somut adım önerilerini
paylaştı. Zirvede Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü, TESİD Başkanı C. Müjdat Altay, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürü Zübeyde Çağlayan ve TESİD Yönetim Kurulu Başkan Vekili Suat Bengür konuştu. Zirvenin açılışını yapan Bakan Dr. Faruk Özlü, şunları söyledi: “Elektronik sektörü, artık kendi başına bir sektör olmaktan çıkarak tüm sektörlere girdi sağlar hale geldi. Özellikle otomotiv, savunma, havacılık, bilişim, sağlık gibi anahtar sektörlerin merkezinde olan elektronik sektörümüzün 2017 itibarıyla 10 milyar dolardan fazla
ihracatı, 700 milyon dolardan fazla Ar-Ge harcaması var. Elektronik sanayisi güçlü olan ülkeler büyümekte. Bakanlık ve hükümet olarak imalat ve bilişim sektörlerine teşvik programları yürütüyoruz. Bilimde, sanayide ve teknolojide küresel oyuncu olmayı ancak üreterek, yerli üretim girdilerini artırarak yapabiliriz. Teknoloji açığımızı kapatırsak, cari açığı da kapatırız. Mevcut durumda elektronik ürünlerin yüzde 84’ü ithalatla karşılanıyor. İthal ara malı ürünlerin ülkemizde üretilmesi konusu; artık milli bir beka konusu ve milli bir hedef. 1,3 dolar
Ar-Ge çok kritik öneme sahip Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürü Zübeyde Çağlayan da, “Büyümenin lokomotifi elektronik ve imalat sanayii. İthalatımızda yüksek teknolojili ürünlerin payı yüzde 15,1 seviyesinde iken, ihracatta ise bu oran yüzde 3,9. Son 15 yılda orta-yüksek teknolojili ürünlerde yüzde 50,4 artış gerçekleştirmeyi başardık. Yerlileştirmede artış ve Endüstri 4.0 alanındaki çalışmalarla yüksek teknolojili ürünlerin payını artırmayı hedefliyoruz. Elektronik sanayimizi milli çözümlerle geliştirmek en büyük hedefimiz” dedi. TESİD Başkanı C. Müjdat Altay ise şu bilgileri verdi: “Türkiye’nin elektronik üretiminde dünya çapında
sıçrama yapabilmesi için Ar-Ge çok kritik. Türkiye elektronik sektörü içindeki Ar-Ge payı, tüm sektör ortalamasının 8 kat fazlası olarak yüzde 8 civarında. Sektörler genelinde 2016’da yüzde 1 seviyesinde olan Ar-Ge yoğunluğunu 2023 yılında yüzde 1,82’ye çıkarmayı hedefliyoruz. Türkiye’yi küresel pazarda başarılı kılacak olan önemli unsur ‘yerlileştirme’. Artık başkalarına pazar olmaktan çıkıp, üretici olmamız şart. Bunun gereklerinden biri de nitelikli insan kaynağımızı güçlendirmek ve küresel arenada rekabet edebilir seviyeye getirmek için STEM+A modelini eğitim sistemimize ivedilikle uygulamak.” TESİD Yönetim Kurulu Başkan Vekili Suat Bengür, TESİD’in yeni dönem hedefini sayısal dönüşüm ve akıllı sistemlerin ülkemiz yararına kullanımı olarak açıklarken, yapay zekâ, milli yazılım ve IoT, siber güvenlik gibi konulara odaklanacaklarına işaret etti. Bengür, elektronik sektörünün özel alan olarak seçilmesi ve buna yönelik mevzuat ve teşvik düzenlemelerinin yapılmasının sanayi atılımı adına çok faydalı olacağını da hatırlattı.
GPDR’ye hazır olmak için gecikmeyelim Mayıs ayında yürürlüğe girecek olan AB Genel Veri Koruma Tüzüğü (GPDR), Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) üyeleri, Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK) ve yurtdışından üst düzey uzmanların katılımıyla, 29 Mart’ta İstanbul’da düzenlenen bir konferansta tartışıldı. Konferansta, GDPR ve Kişisel Verileri Koruma Kanunu (KVKK) kapsamında Türkiye’deki şirketlerin uyması gereken kurallar, olası yaptırımlar ve atılması gereken adımlar tartışıldı. Avrupa’da gizlilik yasalarında son 20 yıldır yapılan en önemli reform niteliğindeki yeni veri koruma yasası GDPR, 25 Mayıs 2018 tarihi itibariyle uygulanmaya başlıyor. Reform,
bireylerin dijital dünyadaki gizliliklerini etkili biçimde korumak üzere tasarlandı ve AB vatandaşlarının kişisel verilerini işleyen her ölçekteki tüm işletmeler için geçerli olacak. YASED, bu kapsamla sadece Avrupa’yı değil, Avrupa ile iş yapan Türkiye’deki her kurumu ilgilendiren konuyu düzenlediği konferansta ele aldı. YASED Genel Sekreteri Özlem Özyiğit, YASED Hukuk & IPR Çalışma Grubu Başkanı Selçuk Karaçay ve Kişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanı Prof. Dr. Faruk Bilir’in konuşmalarıyla başlayan konferansta, Deloitte IP/IT& Veri Gizliliği Birimi Ortağı Peter Kits de GDPR hakkında genel bir sunum yaptı. Konferansın
ilk oturumunda YASED KVK Alt Çalışma Grubu Lideri ve Deloitte Baş Hukuk Müşaviri Lerzan Nalbantoğlu’nun moderatörlüğünde, YASED Yönetim Kurulu Üyesi, Nestle
Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Felix Rolf Walter Allemann, Deloitte IP/IT& Veri Gizliliği Birimi Ortağı Peter Kits ve P&G Küresel Gizlilik, Siber Güvenlik
ve BT Hukuk Direktörü Dr. Ross Phillipson’ın katılımında, “Verilerin Uluslararası Transferi, Bağlayıcı Kurallar, GDPR’ın uygulaması ve karşılaşılabilecek zorluklar” tartışıldı.
6
E-TOPLUM 5.4 milyon genç aylak
olası tehditlere karşı hazırlıklı olmalıyız. Yapay zekayı kullanarak daha “ekolojik” bir ekonomi yaratmalıyız.
Bu 11 milyon 878 bin geç, ülke nüfusunun yüzde 14.3’ü.
“15 – 24 yaş genç Türkiye gençliği bugünkü Türkiye toplumunun bir yeniden üretimidir. Değişim, dönüşüm ya da çatışma gibi kavramlarla özdeşleştirilen gençlik, Türkiye’de kendisini mevcut düzenin korunması ve sürdürülmesi, uzlaşma ve kabullenme ile tanımlamaktadır.”
15 - 24 yaş gençlerin eğitim ve çalışma durumu: Sadece okuyan erkekler yüzde 42. Sadece okuyan kadınlar yüzde 44 Sadece çalışan erkekler yüzde 28. Sadece çalışan kadınlar yüzde 15 Hem okuyup hem çalışan erkekler yüzde 17. Hem okuyup hem çalışan kadınlar yüzde 8 Çalışmayan ve okumayan erkekler yüzde 13. Çalışmayan ve okumayan kadınlar yüzde 33 Çalışmama nedenleri: İş bulamıyorum yüzde 32 Çalışmaya ihtiyacım yok yüzde 27 Kendime uygun bir iş olduğunu düşünmüyorum yüzde 21
9 - 15 NİSAN 2018
Yapay zekanın Fransızcası
15 – 24 yaş grubu nüfusu: Erkekler 6 milyon 40 bin. Kadınlar 5 milyon 838 bin
Bilgi Üniversitesi hocası Dr. Fatoş Karahasan’ın “Türkiye Gençlik Araştırması: Çatışmadan Konformizme” başlıklı araştırmasının bazı verileri 21’inci Araştırma Zirvesi’nde sunuldu (28.03.18) Veriler, 15 – 24 yaş grubu 2 bin gençle 12 Ekim – 19 Kasım 2017 arasında 15 ilde yüz yüze görüşülerek toplanmıştı. Ayrıntılar ve araştırmanın gerekçesi Mayıs’ta kitap olarak yayınlanacak.
BThaber
Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, yapay zeka araştırmalarına 1.5 milyar Euro fon ayırıyor. Milletvekili ve ödüllü matematikçi, Lyon üniversitesi hocası Cedric Villani’nin hazırladığı 152 sayfalık raporu 29 Mart’ta tanıtan Macron, bu girişimi sadece Fransa değil, Avrupa için bir strateji olarak sundu. Rapordaki 4 ana başlık, içerik hakkında fikir verecek: Tamamen veriye dayalı bir ekonomik model geliştirmek gerek. Atik ve kıvrak, çabuk işleyen bir Ar-Ge gerek. İstihdama ve iş gücüne
Rapordan şu cümle çok dikkat çekici: “Dijital toplumu, algoritmaların kara kutusu yönetemez. Makine öğrenmesini sağlayan algoritmaların nasıl çalıştığını topluma açıklamak acil önem kazanmıştır.” Konunun denetimi için, hükümetten bağımsız, özerk yapıda bir Yapay Zeka Komisyonu kurulması da öneriliyor. Avrupa Komisyonu ise AB çapında bir yapay zeka stratejisini Mayıs’ta açıklayacak. Komisyon’un Avrupa Politika Stratejisi Merkezi (EPSC), AB’nin dijitalleşme konusunda geride olduğunu söylüyor. Dünyadaki verinin sadece
yüzde 4’ü AB’de depolanıyor. AB’deki büyük şirketlerin sadece yüzde 25’i ve KOBİ’lerin yüzde 10’u büyük veri analizi yapıyor. Veri bilimci sayısı, AB’de toplam istihdamın yüzde 1’i. Herkesin korkulu rüyası Çin ise bu konuda ne yapacağını geçen yıl açıklamıştı. 3 yıllık planına göre Çin, 2020’ye kadar yapay zekaya dair kanun, yönetmelik, etik konularını çözecek. 2030’a yönelik öngörüsünde Çin, kendisini dünyanın “yapay zeka inovasyon merkezi” olarak konumluyor. Çin’in bu büyük hedeflerine rağmen dünyanın en üst düzey yapay zeka araştırma merkezlerinin 32’si AB’de. ABD’de sayı 30. Çin’de 15. AB bu sayıyı artırmak amacıyla Max Planck liderliğinde Stuttgart – Tübingen civarında iki üniversite ve 6 lider şirketle bir yapay zeka Ar-Ge kümelenmesi geliştirmekle meşgul. Amazon da burada bir yapay zeka merkezi açmaya karar verdi.
Siber saldırının ticareti ABD’de bir kaç şehrin altyapısını hedef alan siber saldırılarda “gerçekte” ne olduğu, ne olmadığı sessiz sedasız geçiştirildi. Atlanta’da 22 Mart’ta başta havaalanı, şehrin hastaneleri, emniyet örgütü, belediye hizmetleri durdu. 5 gün sonra sonra yeniden ağır aksak işlemeye başladı. Bu arada, saldırganlar şehir yönetiminden 6 Bitcoin fidye talep etti. 51 bin dolar ediyor. Bu para ödendi mi de e-hizmetler geri geldi? Bu konuda sessizlik. Şehir yönetimleri, bilgi vermemeyi seçtiler. Adının “SamSam” olduğu anlaşılan saldırganlar, hakladıkları dosyaları silmiyor, sadece şifreliyor. Kullanıma kapatıyor. Dosya adını “Üzgünüm” olarak değiştiriyor. Fidyesini istiyor. Bir hafta içinde fidye ödenmezse dosyaları siliyor. Atlanta’da süre bitmeden sorunu bir miktar çözdüler. SamSam, sadece bu yılın
ilk 4 ayı içinde 30 hedefe saldırmış. 1 milyon dolardan fazla fidye toplamış. CSO (Chief Security Officer) dergisi verilerine göre 2017’de topladıkları fidye miktarı 850 bin dolar. Ayrıca, 2016’da farklı saldırganların topladıkları fidye miktarının 1 milyar doları aştığı bildiriliyor. Baltimore’daki saldırıda acil servis telefon numarası 911 iptal oldu. 17 saat çalışmadı. Yerel yönetim dairelerinde bilgisayarlar 22 Mart Perşembe’den 27 Mart Salı’ya kadar kullanılamadı. Fidye konusu belirsiz. Denver/Colorado Kamu Trafik Birimine 21 Şubat ve 1 Mart’ta iki saldırı ardından e-hizmetler büyük ölçüde yeniden başladı. Backup sayesinde fidye ödemek zorunda kalmadılar. Charlotte/Kuzey Carolina’da ise geçen Aralık ayındaki saldırıdan sonra 2 ay içinde sistemi yeniden işler hale getirmişler.
Çeşitli örnekler var: Leeds/ Alabama, saldırı sonrasında 12 bin dolarlık bitcoin ödedi. Madison County/Indiana 21 bin dolar, Los Angeles’te bir yerel yönetim 28 bin dolar ödedi. Ama San Fransisco Kamu Taşımacılığı Kurumu, talep edilen 73 bin doları ödemeyince tam da Şükran Günü (Kasım sonundaki önemli tatil) sırasında kurumun sistemi kilitlendi. Tatilden sonraki Pazartesi Kurum, hasarı giderdi. ABD’de yerel yönetimler meslek birliği gibi çalışan International City/County Management Association, 2016’da nüfusu 25 binin üzerindeki 3 bin 423 yerel yönetime siber saldırı durumunu araştırdı. Her 4 yerel yönetimden birinin saldırıya uğradığını saptadı. Yüzde 32’sinde fidye talep edildi. Yüzde 16’sı, her yıl bir veya daha fazla saldıya uğradığını belirtti.
Araştırmanın vahim noktası şu: Yerel yönetimlerin yaklaşık üçte biri, ne kadar sıklıkla “bir saldırıya uğradığını” bilemediğini söylüyor. Government Technology dergisinin verisine göre ABD’de şehir yönetimlerinin siber güvenliğe yaptıkları harcama 30 milyar doları, yerel yönetimlerinki 22 milyar doları aşıyor. Bu büyük paralara rağmen siber saldırıdan zarar görmeye
devam ediyorlar. Zaten, SentinelOne araştırma şirketinin bulgularına göre, ABD’de siber saldırıya uğrayan şirketlerin yüzde 45’i fidye ödüyor, ama saldırganlar, bunların sadece yüzde 26’sının dosyalarını sağlam iade ediyor. Yapılan hesaba göre bir saldırı sonrasında fidye, iş zamanı kaybı, saldırganla müzakere vb için yapılan harcama bir şirket için 900 bin doları aşıyor.
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
9 - 15 NİSAN 2018
7
HCS, dünyayı şimdi de Cat6A standardı ile bağlayacak Veri iletim imkanlarına yönelik ihtiyaçlar gelişirken, HCS de bu gelişim paralelinde üretim kapasitesini ve Ar-Ge yetkinliğini değerlendirmeye odaklanıyor. Gerek ülkemizde gerekse dünyada yapısal kablolama Ferit Çelik sistemleri, binalarda kullanılan zayıf akım sistemlerinin ayrılmaz bir parçası haline geldi. Hangi iş kolunda olursa olsun, firmaların işleyişlerinde veri iletişim altyapısının öneminin artması ve farklı uygulamaların da Ethernet özellikli sistemler üzerinden çalışmaya başlaması yapısal kablolama sisteminin önemini arttırdı. Gelişen teknolojiler bu tür uygulamaların her geçen gün farklı alanlarda artacağını işaret ediyor, yapısal kablolama sisteminin aydınlatma altyapısı için de kullanılmaya başlanması buna örnek olarak verilebilir. Bu başlıkta kapsamlı çözümleri ile HCS, küresel bazda sektöründeki gelişmeleri izleyip ürün portföyüne buna göre yön vermekle kalmıyor. “Bu gelişmelere yön veren kuruluşlar arasında da yer alıyoruz” bilgisini veren HCS Satış Müdürü Erdinç Yiğit, 2002 yılında yayınlanan Cat6 standardına bağımsız test kuruluşu uygunluğunu dünyada alan ilk firma
olduklarına dikkat çekti. Benzer şekilde, geçtiğimiz yıl Cat8 kablo için de aynı başarıyı gösterdiklerini vurgulayan Erdinç Yiğit’e göre, bu onayların temel sebebi; standart komitelerini aktif olarak takip etmeleri ve sahip oldukları son teknoloji makine parkı ve laboratuvar altyapısı paralelinde yürütülen Ar-Ge çalışmalarıyla gelişmelere kolayca uyum sağlaması. Erdinç Yiğit ile kurumsal hedefleri ve ArGe öncelikleri ışığında stratejilerini konuştuk: 2018 yılı için HCS'nin hedefleri, öncelik ve beklentileri hakkında bilgi verir misiniz? 2018 yılında beklentimiz özellikle ülkemizde kablolama altyapısında ağırlıklı olarak kullanılan Cat6 ürünlerden Cat6A ürünlere geçişin hızlanması. Çünkü Cat6A 10 kat daha hızlı veri iletimi imkanı verirken, müşterilerin yatırım karşılıklarını alabileceği bir katma değer de sunmakta. Gerek Türkiye pazarında gerekse yurtdışı pazarlarda yayılımda stratejiniz nasıl şekilleniyor? Bu başlıkta
planlarınız neler? HCS olarak satış politikamız gerek yurtiçi gerekse yurtdışında dağıtıcı, entegratör, ara toptancı gibi kanal yapısına uygun olarak ilerlemek. Bu bağlamda, iş ortaklarımızla birlikte en yüksek kalitede ürünleri fayda/maliyet oranı en yüksek şekilde müşterilerimize sunarak, onların gelişimlerine katkıda bulunmak öncelikli politikamızı oluşturuyor. Türkiye'de yeni üretim tesisi açmak gündeminizde mi? Yurtdışında bu tarz bir yatırıma bakışınız nasıl? Mevcut üretim tesisimizi büyümeye açık olarak hayata geçirmiştik ve aylık bazda 12 bin km üretim kapasitesiyle tek kampüste Avrupa’nın en modern ve en yüksek kapasiteli veri kablo imalat tesislerinden bir tanesini ülkemize kazandırmıştık. Bu tesisimizle, Avustralya’dan İspanya’ya geniş bir coğrafyaya hizmet sunuyoruz. Yurtdışında ise sıfırdan bir yatırımdan ziyade, satın alma fırsatlarına bakıyor, yeni olanakları kolluyor, işimizin gelişimine katkıda bulunacak fırsatlar çıktığı takdirde her zaman değerlendirmeye açık
HCS Satış Müdürü Erdinç Yiğit oluyoruz. HCS’nin ihracat stratejisi nasıl şekilleniyor? Küresel bazda 100 farklı ülke ürünlerimizi kullanılıyor. Bu ülkelere örnek olarak Avusturalya, Ruanda, Ekvator Ginesi gibi kıta aşırı ülkeler örnek verilebilir. 12 bin km/ay üretim kapasitemizin aylık 4 bin 500 km’lik bölümü HCS etiketi ile üretim yapıyor. Aylık 7 bin 500 km’lik bölüm ise OEM olarak Kayseri’de üretilip dünyaya dağıtılıyor. Dünyaca ünlü pek çok şirketin kablolarını HCS olarak biz
üretiyoruz. Bu da aslında ürünlerin ne kadar kaliteli, performans değerlerinin de ne kadar yetkin olduğunu kanıtlıyor. Bu arada, HCS’yi sadece bir kablo üreticisi olarak tanımlamak da yanlış olur. HCS temelde bir sistem üreticisi, yani kablonun sürece dahil olduğu tüm noktalarda, kablo sonlandırıcılardan, diğer aparatlara kadar 360 derece kapsamla hizmet sunuyoruz. Dolayısıyla, Türkiye’de üst segment ürünler üreten tek sistem üreticisi konumundayız.
Anadolu Sigorta, girişimcileri destekliyor
Anadolu Sigorta, yeni iş fikirlerine verdiği destek kapsamında İTÜ ARI Teknokent ile işbirliği protokolü imzaladı. Anadolu Sigorta, protokol kapsamında İTÜ ARI Teknokent’in erken aşama kuluçka merkezi İTÜ Çekirdek’ten çıkan teknolojik girişimcilerle ortak projeler gerçekleştirip, destek sağlayacak. Her yaştan
girişimcinin bugüne kadar 50 milyon TL’yi aşan yatırım aldığı İTÜ Çekirdek, İTÜ ARI Teknokent bünyesinde 2012’den bu yana faaliyet gösteriyor. İTÜ ARI Teknokent CEO’su Kenan Çolpan, işbirliği ile ilgili şunları söyledi: “Sigorta sektöründeki dijital dönüşüme, İTÜ Çekirdek’te yürütülen projelerle şahit olan bir kurum olarak,
Anadolu Sigorta’nın işbirliğini almaktan dolayı mutluyuz. Alanında yürüttüğü çözümlerle Anadolu Sigorta ve girişimcilerimizi buluşturarak, birçok ürün ve hizmetin oluşacağına inanıyoruz. Dünyadaki üniversitelere bağlı kuluçka merkezleri sıralamasında 3. sırada yer alan bir girişimcilik merkezi olarak, sektörlerin inovasyon potansiyelini yepyeni girişimlerle daha da ileriye taşımayı hedefliyoruz.” Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Levent Sönmez ise, “Start-up ekosisteminde birçok firma var. Bunların içinden, kendi iş modellerimize uygun olanları elimizden geldiğince desteklemek
ve büyüme süreçlerinde yanlarında olmak istiyor, Hackathon’larla sigorta teknolojileri (insurtech) alanında yeni uygulamalar ve işbirliği fırsatları yaratmaya çalışıyoruz. Bu çalışma metodu; iyi fikirleri başlangıç aşamasında yakalayıp sahiplenmemizi, ortak ürün ve hizmetlerle yeni alan ve fırsatlar geliştirmemizi sağlıyor. İTÜ Çekirdek’in final etkinliği Big Bang Startup Challenge destekçileri arasında yer alıyoruz. Ancak, protokolümüzün çerçevesi daha geniş bir desteği de tanımlıyor. Etkinlik öncesi ve sonrası desteklerimizi devam ettirmeyi istiyoruz” dedi. Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Mehmet
Abacı da şu bilgileri paylaştı: “Bu alandaki yatırımlarımızı artırarak devam ettiriyor, işimizin her aşamasında teknolojiden faydalanıyoruz. Müşterilerimize hızlı ve kaliteli hizmet sunmak, acentelerimizin de operasyonel yükünü hafifletmek için teknolojinin her alanına yatırım yapıyoruz. Geçtiğimiz yıl bizim için iki temel başlık olan yeni iş fikirleri ve teknolojiyi birleştiren başarılı bir Hackathon etkinliğine imza attık. Bu yıl da ikincisini düzenlemeyi planlıyoruz. Önümüzdeki dönem bu fikirlerden beslenerek, yenilikçi uygulamalar geliştirmeye devam edeceğiz.”
8
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
9 - 15 NİSAN 2018
Perakende, dijitalle evriliyor Deloitte’un küresel bir araştırması olan ‘Perakende 360 – Bağlantılı Mağazalar Raporu’, perakende sektörünün dijital dönüşümüne odaklanıyor. Rapora göre, perakendede dijital trendlerde öne çıkan dört başlık var: Biyometrik teknolojiler, yapay zekâ ve makine öğrenimi, görüntü işleme teknolojileri ve IoT. Rapor, teknolojinin gelişimiyle artan online mağazacılığın geleneksel mağazaların sonunu
Deloitte Türkiye Dijital Hizmetler Lideri Hakan Göl
Türkiye’nin konumu Türkiye’de özellikle mağaza içi teknolojilere bakıldığında, Sadakat Programları, Görüntü işleme, IoT ve Müşteri Deneyimi teknolojilerinin kullanılmasına yönelik girişimlerin artarak devam ettiği görülüyor. Türkiye’deki perakende şirketlerini küresel oyuncularla karşılaştıran Göl, son 10 yıllık gelişime ilişkin şu bilgileri verdi: • Önce e-ticaret kanalı, ek bir kanal olarak görüldü ve mevcut geleneksel kanallar ile ayrı olarak kurgulandı. Hâlâ birçok perakende şirketinin tamamen ayrı online ve offline yapıları mevcut. • Birçok perakende şirketi omni-channel yapıları hayata geçirmeye çalışıyor. Müşteriye farklı kanallar arasında aynı
•
•
deneyimi yaşatabilmek hedef ve bu inisiyatiflerin parçası olarak e-ticaret platformlarına ve satış sonrası servis platformlarına yapılan yatırımlar artıyor. Küresel perakende şirketlerinde gördüğümüz, ama Türkiye’de henüz yaygın olmayan üçüncü değişim, müşteri deneyimine odaklanmakta yatıyor. Hem online hem offline kanallarda kişiselleştirilmiş deneyime doğru yönelim bekliyoruz. Bir sonraki aşamayı IoT platformlarının kullanılmasıyla mağazanın yeniden doğuşu olarak tanımlayabiliriz. Kısa vadede, tüketicilerden verilerin toplandığı ve bu verilerin kullanılarak,
•
•
daha veri odaklı kararların verildiği bir dünyaya doğru gideceğiz. Bu alanda dünyadaki gelişmeleri zamanlama olarak çok ıskalamış değiliz ve 1-2 yıllık fark kapatılabilir. Kullanılan teknolojilerin yanında, yöntem ve yaklaşım olarak da farklılıklarımız mevcut. Türkiye’de henüz startup/girişimci ekosistemi ile birlikte iş geliştirme, ortak yatırım yapma gibi pratiklerimiz gelişmiş durumda değil. Türkiye’de perakende şirketleri genel olarak yeni bir teknolojiyi keşfetmek ve ilk deneyenlerden biri olmak yerine, test edilmiş ve kanıtlanmış fikir ve teknolojileri kabulleniyor.
getireceği iddialarına da yanıt veriyor. Deloitte Türkiye Dijital Hizmetler Lideri Hakan Göl, “Şu anda küresel ölçekte en yaygın olan görüntü işleme. Perakende şirketleri tüketicilerin mağaza içindeki davranışlarının analizi, stok seviyesinin kontrolü, mağaza yerleşimi ve kategori performansının optimizasyonu, satış danışmanlarının lokasyonu, RFID teknolojileri ile entegre şekilde müşteriürün etkileşimlerinin analizi gibi birçok alanda resim ve video işlemeden yoğun biçimde faydalanıyor” dedi. Türkiye’den farklı olarak, yurtdışında özellikle biyometrik teknolojilere yönelik yatırımların arttığı görülüyor. Perakende şirketleri ayrıca yapay zekâ ve kendi kendine öğrenen sistemleri geliştirmeye ve kullanmaya da başlıyor. Mağaza içindeki en büyük değişimlerden biri olan ‘kişiselleştirme’ teknolojileri, perakende şirketlerinin mobil uygulamalarında ve satış danışmanlarının kullandığı uygulamalarda kendine yer buluyor. IoT ise verinin toplanması ve analizi ile müşteri deneyimi ve mağaza içi operasyonların yönlendirilmesi, ayrıca stok yönetimi gibi alanlarda yeni iş yapış şekillerini ortaya
çıkartacak. Hakan Göl, raporu şöyle yorumladı: “Online perakendenin mağazaları öldüreceğine yönelik yorumlar gerçekçi değil. Aksine, dijitalleşen perakendenin geleneksel iş modellerine ve mağazalara her zaman ihtiyacı olacak. Önemli olan ise değişen tüketici eğilimleri ile birlikte mağazaların rollerinin de değiştiğinin anlaşılması. Farkındalık yaratma, ilham verme ve araştırma yapma aşamalarında perakende şirketleri için markanın hikayesini anlatma ve tüketiciye dokunma yönünde fiziksel mağaza hâlâ çok önemli ve öyle kalmaya devam edecek. Mağazalar, bir saatte teslimat veya ‘online satın al–mağazada teslim al’ gibi hizmetleri gerçekleştirmek için önemli rol oynayacak. İnsanlar tüketici olarak bir başka insanla etkileşime girmeyi tercih ediyor ve bu değişmeyecek. Yani satış danışmanlığının sonu gelmeyecek. Ancak satış danışmanlarının gelecekte dijital okuryazarlığa ihtiyaçları olacak; markanın hikayesini anlatmakta rol alacaklar, insani dokunuş için duygusal zekalarını daha fazla kullanmalarını ve değişime ayak uydurma yeteneklerini ortaya koymalarını bekleyeceğiz.”
Bölgede yayılımda itici güç Datacore
Datacore Genel Müdürü Serdar Özçelik
Commvault, Türkiye’de Datacore’un temsil ettiği 12 ayrı üründen bir tanesi. 17 yıldır Türkiye pazarında yerini alan Commvault, yedekleme yazılımı olarak Datacore bünyesinde bulunuyor. “Biz 6 yıldan beri Commvault’u temsil eden direkt satış entegratörü konumundayız” bilgisini veren Datacore Genel Müdürü Serdar Özçelik, geçen altı yılda Commvault için önemli gelişim olduğuna dikkat çekti. Sanal ve fiziksel iş sürekliliği, felaket kurtarma, arşiv adımlarının hepsini tek bir indeks yapısıyla yönetebilen bir yazılım olan Commvault’un modern
arayüzüne de işaret eden Serdar Özçelik, işbirliğinin ulaştığı aşamayı şöyle anlattı: “Commvault’u Datacore’un temsil etmesiyle beraber, Türkiye’de 70’in üzerinde müşteriye ulaşılmış durumda. Müşteri portföyünde bankalar ve büyük üretici kuruluşların yanında devlette birçok büyük projeye de imza atıldı. Bizim yönetilebilir hizmetlerimiz içinde de en önemli ürünlerimizden bir tanesi. Çünkü sunduğumuz çözümde yedekleme hizmetinin temeli durumunda.” Datacore’un Commvault ile farklı ve küresel hedefleri var. Serdar Özçelik’in de
dikkat çektiği gibi, hem yönetilebilir hizmetler alanında hem de sadece proje bazlı satın alıp kendi bünyesine adapte etmek isteyen kurumsal firmalarda açacağı yeni pazar imkanları var. “Bunların yanı sıra, Commvault’un MENAT bölgesinde Commvault’la birlikte belli danışmanlık projeleri de yürütüyoruz” eklemesini yapan Serdar Özçelik, “Mısır’dan Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’a kadar birçok ülkede Commvault’un aldığı projelerin altında alt yüklenici olarak danışmanlık hizmeti sunuyoruz” bilgisini paylaştı.
CryptoCurrency Mining Solutions
Caraminer GPU Server
CryptoCurrency Miner for Ethereum Easy to Deploy – Plug And Play Scalable & Upgradeable Optimized and Tested Enterpise Level Support & Consultancy 120 Mh/s to 400 Mh/s Ethash Power 8x VGA Cards, Mining Optimized Mainboard 6 Months warranty VGA 2 Years warranty Server Components
veri merkezi | ağ | trafik yönetimi | bilgi güvenliği | performans yönetimi | görselleştirme
ISB Bilişim Teknolojileri A.Ş.
İçerenköy Mah. Çayır Cad. No 3 Özce Center Kat 8 PK 34752 Ataşehir İSTANBUL TÜRKİYE tel +90 (216) 428 47 47 fax +90 (216) 428 47 48 web www.isb.com.tr e-mail info@isb.com.tr
10
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
9 - 15 NİSAN 2018
Güvenlikte kendini sürekli yenileyen bir yapı esas Türk mühendisler ve yazılımcılar tarafından geliştirilen Roksit güvenlik çözümü ile hedef dünyaya açılmak.
Roksit Yönetici Ortağı Aybars Karaatmaca Tüm ev ve iş kullanıcıları için geliştirilmiş, yeni nesil, kullanımı kolay, sürekli güncel ve yapay zekası ile öğrenen, üstelik ev kullanıcıları için ücretsiz olan bir siber güvenlik çözümü olan Roksit’in en önemli özelliği yüzde 100 milli ve yerli bir çözüm olması. Roksit Yönetici Ortağı Aybars Karaatmaca’nın verdiği bilgiye göre, internette yer alan neredeyse tüm web sayfaları; haber, spor, alışveriş, sosyal medya, oyun, +18, zararlı yazılım gibi sınıflara ayrılmış biçimde Roksit veri tabanında yerini alıyor. Kullanıcılar da bilerek veya yanlışlıkla internette bir sayfayı görüntülemek istediklerinde
bu istek, önce Roksit veri tabanına gidiyor ve ancak kullanıcıların güvenli bir alanda olacağından emin olunduktan sonra yerine getiriliyor. Aybars Karaatmaca, bu yapıyı, “Son zamanlarda sıklıkla karşılaştığımız banka ekstresi, telekomünikasyon faturası şeklinde gelen oltalama e-postalarındaki zararlı bağlantıların tıklanmasıyla otomatik olarak gidilen web sayfalarına Roksit geçit vermez ve bilgisayar korsanlarının ataklarını önler” sözleri ile örnekledi. Böylece kullanıcılar, kimlik bilgisi veya veri hırsızlığı, dosya kilitleme, izinsiz bitcoin madenciliği gibi sonuçlara sebep olacak zararlı yazılımlara karşı korunmakla kalmaz, kullanım tercihlerine göre +18, oyun, kumar gibi içeriklere de otomatik yönlendirmeler sebebiyle istemeyerek dahi olsa ulaşamaz. Aybars Karaatmaca, hatta kara listeye alarak, örneğin “Çiftlikbank” gibi sayfalara ev veya iş yerinden girişe engel olunabildiğine dikkat çekti ve ekledi: “Bir müşterimiz bunu 2 ay kadar önce yaptı ve bu sayfaya girilmesini Roksit ile engelleyerek, çalışanlarının
mağduriyetini azaltmış oldu.” Türk mühendisler ve yazılımcılar tarafından geliştirilmiş olan Roksit’in hedefi; bir dünya markası olmak ve geliştirmeye devam ettiği yeni nesil ürünler ile sektöründeki dünya devleri arasında yerini almak. Aybars Karaatmaca, bu yapının gelişimi ve hedefleri ile ilgili sorularımızı yanıtladı: Bu yapının kullanım alanları nereler? Roksit; ev ve tüm ölçek ve sektördeki iş kullanıcıları için koruma sağlıyor. Kurulum gerektirmeyen bulut tabanlı bir çözüm olduğu için de bilgisayar, tablet, cep telefonu, kamera gibi IoT cihazları, sunucular ve işletim sistemleri dahil olmak üzere internet bağlantısı olan her cihazın güvenliği sağlanmış oluyor. Banka, hastane, üniversite, belediye, e-ticaret şirketi gibi kurum ve kuruluşlarda da mevcut siber güvenlik önlemlerini tamamlayıcı bir çözüm olarak Roksit - Cyber X-Ray ürünü kullanılıyor. Böylece, sistemlerin ürettiği kayıtları da filtreleyebildiği için bu işletmeler, mevcut siber güvenlik harcamalarında
da (SIEM-EPS) tasarruf sağlayabiliyor. Hangi ülkelerde kullanılıyor? Bu yapının temel özellikleri neler? Roksit, bugün 9 farklı ülkedeki 250 binin üzerinde kullanıcı, 100’den fazla kurum tarafından kullanılıyor. 150 milyonun üzerinde sınıflandırılmış alan adı bulunan veri tabanına, kullanıcıları da günde 250 milyonun üzerinde istek yapıyor. Sorgulanan web sayfalarının yüzde 99,9’u Roksit veri tabanında mevcut. Ama bunun yanında, yeni açılmış veya sorgulanmış olması yüzünden henüz sınıflandırılmamış günlük bin2 bin web sayfası da yapay zeka algoritmaları ile en geç 24 saat içinde otomatik olarak sınıflandırılıp, veri tabanına yazılıyor. Yeni zararlı yazılım ve botnet tespiti ise bir dakikadan kısa sürüyor. Innogate’in 5 haftalık TR dönemini nasıl değerlendiriyorsunuz? Son derece verimli, bir o kadar da keyifli bir 5 hafta olduğunu söyleyebilirim öncelikle. İnteraktif yöntemlerle, ortak
Türkiye’de inovasyon ortamı giderek gelişiyor General Electric (GE) tarafından gerçekleştirilen ve iş dünyasının inovasyon konusundaki yaklaşımını küresel bazda ve Türkiye özelinde mercek altına alan 6. GE Küresel İnovasyon Barometresinin sonuçları açıklandı. Türkiye dahil olduğu 20 ülkeyi kapsayan ve 2 binin üzerinde inovasyon yöneticisinin katıldığı araştırma; 3D yazıcının potansiyeli, inovasyonun finansal sonuçlara etkisi, inovasyonda öne çıkan ülkeler ve bu başlıkta uluslararası şirketlerin konumu, korumacı politikalara olan yerli ve küresel yaklaşım, popüler kavramlar ve yetenek ihtiyaçları konusunda önemli sonuçlar ortaya koyuyor. Buna göre, Amerika ve Almanya gibi inovasyona liderlik eden ülkeler hız keserken, Japonya ve Çin liderliğindeki Asya ülkeleri ise inovasyonun alternatif merkezleri haline geliyor.
GE Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Canan M. Özsoy, inovasyonda başarılı olan şirketlerin veriyi etkin bir şekilde kullandığını ve dijital becerileri iş modelinin merkezine yerleştirdiğini, bunun da Türk şirketleri açısından yol gösterici olduğuna dikkat çekti. Özsoy, bu anlamda son beş yılda gerçekleştirilen inovasyonların Türkiye’deki şirketlerin yüzde 39’unun bilançosuna olumlu yansımasının günümüz rekabet ortamında önemine işaret etti. Özsoy, “Türkiye’nin inovasyon ortamında günden güne artan bir iyileşme olduğunu görüyoruz. Araştırmaya göre, Türkiye’deki yöneticilerin yüzde 44’ü ülkemizde inovasyona imkan veren bir ortam olduğu kanısında. Ama Türk şirketlerinin risk alma konusunda çok iştahlı olmadıklarını, ayrıca üst
yönetimin çalışanlara yeterince destek olmadığını da görüyoruz. Oysa GE Küresel İnovasyon Barometresi, gelişmekte olan ülkelerin inovasyonda yeni merkezler haline gelebileceğini gösteriyor” dedi. 3D yazıcıya yatırım yapan kazanacak Araştırma, 3D yazıcının potansiyelinin, yöneticileri heyecanlandırdığını gösterdi. Yöneticiler, 3D yazıcının şirketlerin pazara sunduğu ürünler konusunda daha yaratıcı olabileceğini, ürünlerin piyasaya daha hızlı sürülmesini sağlayacağını, maliyetleri azaltıp fiyatları uygun seviyeye getireceğini ve daha çevreci olacağına inanıyor. Küresel yöneticilerin yüzde 89’u, Türk yöneticilerin ise yüzde 81’i 3D yazıcıya yatırım yapan şirketlerin rakiplerini geride bırakacağı kanısında. Yöneticiler, 3D
yazıcıdan en fazla ileri teknoloji/ bilişim teknolojisi, üretim, tüketici ürünleri ve elektronik sektörlerinin etkileneceğini söylüyor. Araştırmaya katılan küresel yöneticilerin yüzde 40’ı, Türk yöneticilerin yüzde 39’u son beş yılda gerçekleştirdikleri inovasyonların bilançolarını olumlu etkilediğini ve markalarının piyasadaki konumunu güçlendirdiğini belirtiyor. İnovasyon konusunda başarılı olan şirketlerin yöneticilerinin yüzde 88’i veriyi etkin şekilde kullandıklarını, yüzde 84’ü dijital becerileri iş modellerine entegre ettiklerini, yüzde 54’ü de dijitalleşmenin yatırımlarının daha etkin bir şekilde ölçülmesine olanak sağladığını ifade ediyor. İnovasyonda hıza verilen önem azalırken, temel faaliyet alanını korumaya verilen önem ise artıyor.
akıl yürütülerek, birlikte öğrenilen, çok kıymetli mentor ve girişim temsilcilerinin bilgi ve birikimlerinden faydalanılan, oldukça da yoğun bir süreç geçirdik. San Francisco ve Chicago’dan gelen konuk mentorlar ve alanlarında çok tecrübeli, özverili ve heyecanlı Türk mentorlarımız sayesinde Amerika’ya gitmeden, gitmiş kadar olduk diyebilirim. Özellikle her zaman bizimle olan İTÜ program ekibi ve hocalarının desteği de fark yarattı. Innogate ile ABD’ye gideceksiniz. Burada hedefiniz nedir? ABD için hedefimiz; öncelikli olarak müşteri portföyümüzü genişletmek. Bu büyük pazarda ayak izlerimiz arttıkça, yaygınlığımız, dolayısıyla büyümemizin de hızlanacağı inancındayım. Türk mühendis ve yazılımcılardan oluşan ekibimizin geliştirdiği bu ürünün eksiği yok, fazlası var. Tek yapmamız gereken ise doğru pazarlama öngörü ve taktikleri ile, ayrıca olmazsa olmaz özenli operasyon yönetimi ile hedef kitlemize ürünümüzü sunmak.
İnovasyonun yeni merkezleri doğuyor GE Küresel İnovasyon Barometresi araştırması, inovasyonun geleneksel liderleri olan ABD ve Almanya’nın hız kestiğini, Japonya ve Çin başta olmak üzere Asya ülkelerinin ise inovasyonun alternatif merkezi haline geldiğini gösteriyor. ABD’nin birinci, Japonya’nın ikinci olduğu araştırmada, Almanya’yı geride bırakan Çin ise üçüncü sıraya çıktı. Araştırma, inovasyona çok uluslu şirketlerin öncülük ettiğini, KOBİ’lerin ise inovasyonda motivasyonu yitirdiğini de ortaya koyuyor. Araştırmaya katılan küresel yöneticilerin yüzde 23’ü ülkelerinde inovasyona çok uluslu şirketlerin öncülük ettiğini belirtirken, yüzde 18’i ise ülkelerindeki büyük şirketlerin öncülüğünün olduğunu belirtiyor. Türkiye’de de inovasyonun itici gücü olarak çok uluslu şirketler görülüyor.
IoT Alanındaki Gelişmeler ve İş Dünyasına Yansımaları
BThaber 9 - 15 NİSAN 2018
DOSYA:
www.bthaber.com.tr
Handan Aybars
Nesnelere can geliyor! Dijitalleşen bireysel ve kurumsal hayatta bir sonraki adıma geldik: Nesnelerin kendi arasındaki iletişiminin yaygınlaşmasına. Çiplerin gerek ebat gerekse fiyat olarak makul seviyelerde konumlanması, sektör bağımsız biçimde kurumsal ihtiyaçların BT ile yeniden şekillenmesi, bireysel ‘bağlantı’ beklentilerinin artması ile IoT dünyası hızlı bir gelişim içinde. Bu haftaki dosyamızda çok sayıda şirkete konuyla ilgili sorularımızı
ilettik, geri dönüşler sınırlı kaldı, ama Türkiye’de IoT odaklı çalışmalara odaklanan şirketleri bildiğimiz için teselliyi ‘şu anda bu konuda çalışmaları yoğun, bir sonraki dosyada detayları paylaşacaklar’ temennisinde arıyoruz. IoT’nin küresel yaygınlığı, beraberinde veri depolamadan iş analitiğine, ERP ve CRM gibi kurumsal demirbaşlardan bireysel hayattaki rutinlere birçok yeniliği de gerekli kılacak.
12 DOSYA
IOT ALANINDAKI GELIŞMELER VE İŞ DÜNYASINA YANSIMALARI
BThaber 9 - 15 NİSAN 2018
HAYATIN HER ALANINDA IOT 05 NİSAN 2018 PERŞEMBE Hilton Hotel| 09:00 - 13:30
Btvizyon tesekkür eder. BTvizyon Kayseri Toplantısı katılımcısına ve destekleyenlerine teşekkür eder.
SPONSORLAR
Dünya, bireylere özel, kişiselleştirilmiş ürün ve servisler için IoT çözümleri üretmek ve uygulamalarını hayata geçirmek durumunda. “Biz bağlanabilirliğin basit bir teknolojiden çok daha fazlası olduğunu düşünüyoruz. Çünkü bağlanabilirlik yaşamımızın bir parçası” yorumunu yapan Bosch Türkiye Nesnelerin İnterneti (IoT) & Endüstri 4.0 Koordinatörü Mustafa Ayhan’ın dikkat çektiği gibi, IoT mobiliteyi geliştiriyor, şehirleri ve geleceği şekillendiriyor, evleri akıllı hale getiriyor ve sağlık hizmetlerini daha etkin kullanmamızı sağlıyor. “IoT’nin her alanda gelişmesini ‘’Yaşam için teknoloji’’ üreten bir firma olarak çok değerli buluyor ve bu gelişimin devam edeceğine inanıyoruz” diyen Mustafa Ayhan, 2020 itibarıyla küresel IoT pazarının yaklaşık 250 milyar dolara ulaşmasını beklediklerini söyledi. Bu talepleri karşılamak için asistanlar ve partnerler olarak hareket eden akıllı çözümler ve servisler sunmaya odaklandıklarını belirten Mustafa Ayhan, mobilite çözümleri ve endüstriyel teknolojiden enerji ve bina teknolojisi ve tüketici ürünlerine kadar pek çok alanda faaliyet gösterip bu alanları birbirine bağlayabildiklerini vurguladı. Bosch, IoT odaklı yatırımları paralelinde Dresden'de bir yonga plakası fabrikası kuruyor ve tesisin inşaatı 2019 sonunda tamamlanacak. Bu yılın başında Bosch Yapay Zeka Merkezi’nin kurulduğunu hatırlatan Mustafa Ayhan, şöyle devam etti: MEMS sensörleri giderek yaygınlık kazanıyor “Müşterisine daha kişisel ve duygusal deneyim yaşatmak isteyen şirketler yapay zekayı kullanıyor. Bizde IoT ve yapay zeka konusundaki ilerleme, sadece otomotivle değil; Bosch'un neredeyse tüm işleriyle ilgili. Önümüzdeki 10 yıllık süreçte her yeni Bosch ürününün ya yapay zekayla üretilmesini ve geliştirilmesini ya da kendi içerisinde yapay zeka bulunmasını hedefliyoruz. Çipler ise büyümenin en güçlü faktörleri olacak. Aynı öneme sahip dijital asistanların sayısı da 2020 başında 13 kat artarak 1,5 milyar adetin üzerine çıkacak. Sektördeki firmaların bu konularda kendilerini geliştirmeleri gerek. Sektörün öncü firmaları dijital asistan ve çip konusunda yatırımlarını artırmalı. Faaliyet gösterdiğimiz sektörlerdeki her şeyin dijitalleşme, otonom ve yapay zeka tarafından değiştirilmesinden önce, biz
DESTEKLEYEN
BIZI TAKIP EDIN /btvizyon
Bilişim Zirvesi Etkinlik Ltd Şti. BTHABER Şirketler Grubu’nun bir üyesidir.
www.bilisimzirvesi.com.tr
kendimizi değiştiriyoruz. Bağlanabilirlikle ilgili olarak sensörler, yazılımlar ve servislerden oluşan ‘3 S’mizi güçlendiriyoruz. Sensör alanında dünyanın en büyük mikromekanik sensör üreticisiyiz. 1995 yılından beri 8 milyardan fazla MEMS sensörü ürettik. Bugün, Bosch MEMS sensörlerinin yüzde 75'i tüketici ve iletişim elektroniği uygulamalarında kullanılıyor. Bosch Grubu geçtiğimiz günlerde 12 inçlik yonga plakalarına dayanan yongalar üretmek için 1 milyar avro yatırımla Almanya’da tesis kuracağını açıkladı. Halihazırda 2016’da dünya genelinde üretim hattından çıkan her otomobilde ortalama olarak dokuzdan fazla Bosch yongası var. Dijital asistana yönelik çalışmalarımıza örnek vermek gerekirse; kokpitteki tuş karmaşasına son verip, sesli asistanı bir yolcu haline getireceğiz. Yeni geliştirilen teknoloji ile sürücülerin dikkatinin dağılmasını önleyerek, asıl görevlerine odaklanabilmelerini sağlayacağız. Sürücü otomobile ilk bindiğinde ‘Casey’ adına tepki veren asistan sürüşü daha güvenli ve rahat hale getirecek. Ayrıca, kısa süre içerisinde bağlanabilirlik ile sürücüler yeni "kablosuz yazılım" servisimizi kullanarak tamirhane randevularını dijital olarak yönetebilecekler. Bu, araç verilerinin aynı şu anda akıllı telefonlarda olduğu gibi güvenli ve güvenilir bir şekilde güncellenebilmesini sağlayacak ve park yeri arama motoru gibi ek işlevleri indirmek mümkün olacak. Sürücüler, kablosuz yazılımı kullanarak gelecekte otomobillerini yeniden yapılandırabilecek.”
DEVLETIN TEŞVIKLERI, SÜRECI DAHA DA HIZLANDIRACAK
BASIN SPONSORU
/btvizyonanadolu
Bosch Türkiye Nesnelerin İnterneti (IoT) & Endüstri 4.0 Koordinatörü Mustafa Ayhan
. . . . . BILISIM . ZIRVESI Etkinlik Ltd. Şti
IoT düşünce şekli, otonom yapıların ve araçların hayatımıza daha hızlı girmesini sağlayacak, bu anlamda 2020’li yıllarda, bir önceki 10 yıla göre çok daha fazla IoT uygulaması ve çözümü ile karşılaşacağız. “IoT ve özellikle yapay zeka birleşimi uygulamalar, hayatımızda ciddi değişiklikler getirecek” diyen Morhipo.com Teknoloji ve Teknoloji Ürünlerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Balcı’nın dikkat çektiği gibi, müşterinin deneyimlerinin iyileştirilmesi, zaman kaybının önlenmesi, operasyonel maliyetlerin düşürülmesi ile sağlanan ekonomik verim de göz ardı edilemez. Özellikle sağlık, enerji ve ulaşım alanlarında ilk örnekleri göreceğimize işaret eden Mehmet Balcı, ekledi: “Perakende sektöründe de
online ve offline uygulamaların, alışveriş deneyimlerini ve alışkanlıklarını değiştireceğini düşünüyorum.” Mehmet Balcı’ya göre, bu gelişim paralelinde, öncelikle Ar-Ge merkezlerinin nitelik ve nicelik bakımından geliştirilmesi gerekiyor. “IoT özelinde Ar-Ge destekleri verilebilir” yorumunu yapan Balcı, şöyle devam etti: “Ürüne dönecek yatırımların hızlandırılması şart. IoT’nin yaygınlaşması, teknolojinin gelişimine paralel bir süreç olduğundan, özellikle bulut sistemlerinin daha ucuz ve ulaşılabilir olması ve mümkünse ülke içinde bu hizmetin verilmesinin yaygınlaştırılması önemli. Gerekli donanımların ülkemizde üretilmesi ve devletin bu konuda teşvikleri süreci hızlandıracaktır.”
14 DOSYA
BThaber
IOT ALANINDAKI GELIŞMELER VE İŞ DÜNYASINA YANSIMALARI
9 - 15 NİSAN 2018
TÜM AVANTAJLAR, TEK PLATFORMDA BULUŞUYOR
İnnova Kıdemli Telco BSS/OSS Çözümleri Direktörü Soner Mithat Günay Kullanım alanları ve olanakları her geçen gün gelişen IoT, geleneksel iş kollarını dönüştürüyor ve sunduğu zengin olanaklarla önemli yenilikler
ve açılımlar sağlıyor. Anlık veri takibi, analiz, hızlı karar ve raporlama mekanizmaları sayesinde kurumların operasyonel maliyetlerini düşürürken, verimlilikte ve hizmet kalitesinde artışlar sağlayan IoT teknolojileri, birçok sektörü dijitalleşmeye motive eden önemli bir alan. Bu yorumu yapan İnnova Kıdemli Telco BSS/OSS Çözümleri Direktörü Soner Mithat Günay’ın dikkat çektiği gibi, IoT teknolojilerinin tüm imalat, bakım, onarım ve lojistik süreçlerine getirdiği yenilikçi çözümler, Endüstri 4.0’a geçişi kolaylaştırıyor, hızlandırıyor. Ayrıca, akıllı şehir uygulamaları ve perakende sektörüne yönelik çözümlerle de pek çok konuda avantaj sağlıyor. “IoT alanında sektörümüze öncülük ediyor,
geliştirdiğimiz SkywaveIoT platformu ile farklı sektörlerin bu alandaki ihtiyaçlarını en etkin şekilde karşılayacak çözümler geliştiriyoruz” diyen Günay, bu yapıyı şöyle anlattı: “Nesneler arası iletişimi bulut teknolojisinin avantajlarıyla güvenli ve güvenilir mimarisi ile birleştiren, her tür IoT uygulaması için güçlü ve esnek bir altyapı olma özelliğini taşıyan SkywaveIoT platformu, bu platform üzerinde yine İnnova tarafından geliştirilmiş hazır uygulamaları ile sunulmakta. Bu uygulamalarla IoT teknolojilerinin sunduğu avantajlara hızla sahip olmak mümkün. SkywaveIoT, güçlü mimarisinin yanında, bağımsız sensör ve iletişim ağı altyapısı, asimetrik
ölçeklenebilirliği, büyük veri yetenekleri ve uçtan uca güvenlik özellikleriyle ön plana çıkıyor. Bulut üzerinde sunulmasının yanı sıra müşterilerin kendi veri merkezlerinde de devreye alınabilen SkywaveIoT platformumuz, cihaz ve sensör marka veya modelinden bağımsız olarak yüksek bir uyumluluğa sahip. SkywaveIoT platformumuz ile bu alandaki ürün ve hizmet sağlayıcıların ürün ve çözüm geliştirme süreçlerini hızlandırıp kolaylaştırıyoruz. Ülkemizde özellikle perakende ve akıllı şehir uygulamalarının sunduğu fırsatların ilgi çektiğini görüyoruz. Türk Telekom’un Karaman ve Kars’ta hayata geçirdiği öncü entegre akıllı şehir platformu da SkywaveIoT platformumuz üzerinde yükseliyor.”
TÜRKIYE’YI ÖNEMLI FIRSATLAR BEKLIYOR IoT çözümlerinin kullanım alanı giderek yayılıyor. Bu yayılma kaçınılmaz, çünkü sensörler gün geçtikçe küçülüyor, enerji ihtiyacı azalıyor, hatta ucuzluyor. Verilerin akacağı internet hızları da her geçen gün yükseliyor. “Alanında lider bağımsız kuruluşların yaptıkları çalışmalara baktığımızda, şu an dünyada 13 milyar civarı nesnenin internete bağlı olduğu ve 2020 yılında bu rakamın 30 milyar civarına çıkacağı öngörülüyor” bilgisini veren NetApp Türkiye Çözüm Mühendisliği Takım Lideri Levent Kaptanoğlu, ekledi: “Bu hesaplamalarda akıllı telefon, tablet, PC gibi cihazlar dışarıda bırakılıyor. 2030’da sadece Çin’deki evlerde toplam 20 milyar nesnenin internete bağlı olacağı öngörülüyor.” Levent Kaptanoğlu’na göre, Türkiye ise yolun başında. Ama Almanya’nın şirketlerinin sadece yüzde 9’unun IoT projelerini tamamladığını düşünürsek,
Levent Kaptanoğlu’nun da belirttiği gibi, Türkiye’yi de birçok fırsatın beklediğini söyleyebiliriz. Üç sektör öne çıkacak IoT pazarını ikiye ayırmakta fayda var. Tüketiciyi odaklayan (ev, yaşam, sağlık, araç) kısım şu an pazarın yüzde 40’ını oluştururken, üretim, perakende, sağlık, kamu/ özel hizmetler, ulaşım, lojistik gibi başlıklarla doğrudan doğruya ticareti odaklayan kısım ise yüzde 60’ını oluşturuyor. “İlerleyen yıllarda ticari tarafın daha hızlı büyüyeceği öngörülmekte” diyen Levent Kaptanoğlu, devam etti: “Ticari tarafta üç ana sektörün öne çıkacağını görüyoruz. İlk sırada yer alan üretim sektörünün ardından, ikinci sektör ulaşım ve lojistik. Üçüncü sektör ise kamu/özel hizmetler. Buna akıllı şehirleri de dahil edebiliriz. Hizmet kalitesinin artması, müşteri
deneyimlerinin geliştirilmesi ve anlık tüketim takibi özelliğiyle, enerji tasarrufu sağlanarak maliyetlerin aşağı çekileceği bir ortam sağlanacak.” IoT; gerek bireysel gerekse kurumsal kullanıcılara büyük kolaylıklar ve farklılıklar yaşatıyor ve büyük verinin önemi de gittikçe artıyor. Bu verilerin analitik analizlerini yapan ve bilgiye dönüştüren yazılımlar ile insanların hayatını oldukça kolaylaştıran çözümler ortaya çıkıyor. IoT, birçok sektörde otomasyona geçmeyi ve daha verimli hale gelmeyi sağlıyor. “Çevremizi sarmış ve ileride daha da çok saracak olan milyarlarca sensörden farklı amaçlar için toplanan verilerin, yapay zeka ile desteklenen analiz sonuçları ile kurumların, pazarlama stratejileri, ürün tasarımları, satış sonrası servis yaklaşımları, müşteri etkileşimleri değişiyor” tespitini paylaşan Kaptanoğlu, şöyle devam etti:
NetApp Türkiye Çözüm Mühendisliği Takım Lideri Levent Kaptanoğlu “IoT ile ortaya çıkan büyük veri sayesinde, müşteri davranışlarını ve tüketici tercihlerini analiz ederek müşterilerin değişen ihtiyaçlarını daha iyi anlama konusunda işletmeler önemli fayda elde ediyor.”
NET BIR YOL HARITASI GEREKLI
Turkcell Dijital Servisler ve Çözümlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ayşem Ertopuz
Türkiye’deki bilişim sektörü, dünyadaki devlerle yarışır konumda ilerliyor. Bu alanda özellikle 4.5G ile artan bir ivme yaşandı. “Şimdi de 5G teknolojileriyle ilgili çalışmalara hız vermiş durumdayız. 5G’de standartları belirleyen öncüler arasındayız. Dar Bant Nesnelerin İnterneti teknolojisini hayata geçirmeye başladık” vurgusunu da yapan Turkcell Dijital Servisler ve Çözümlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ayşem Ertopuz’a göre, Türkiye 2020’de
5G’ye geçen ilk ülkelerden biri olacak. Bununla birlikte, IoT alanında büyük bir değişim yaşanacak. Bu konuda Turkcell olarak yürüttükleri çalışmalar hakkında bilgiler veren Ayşem Ertopuz, şöyle devam etti: “Değişimin kaçınılmaz olduğu bu yolculukta sektördeki tüm paydaşlara önemli görevler düşüyor. Bilişim kuruluşları ve ekosistemlerinin 4.0’ı tetikleyen teknolojileri yakından takip etmesi ve kendi iş modelleri üzerindeki etkilerini, fırsatları ve yol
haritalarını hazırlamaları gerekiyor. Bunun yanı sıra özellikle iş gücü ihtiyacının ve donanımının net bir yol haritasını çıkartarak, kurumsal gelişim süreçlerinde buna göre hareket etmeleri daha da önemli hale geliyor. Teknoloji bugünden itibaren bir adım daha ileri giderek bulut üzerindeki büyük verinin yapay zeka algoritmaları ile bilişsel (kognitif) analizini yaparak yani beynin işleyişi (zeka) ile bilgisayar arasında bir bağ kurarak akıllı iş sonuçları üretilmesini sağlayacak.”
‘‘Cisco UCS Appliance for Veeam’’ artık Logicom güvencesiyle Türkiye’de! Cisco ve Veeam iş birliğinde test edilip onaylanmış, Veeam Availability Suite™ ile entegre çalışan Cisco UCS çözümleri, Logicom güvencesinde kullanıcılara ulaşıyor.
Cisco ve Veeam, kesintisiz çalışan kuruluşlar için iş sürekliliği stratejisi dahilinde, BT verimliliğini artırmak için yüksek performans ve güvenilir veri korumayı bir araya getirdiğini bir süre önce duyurdu. Bu kombinasyon ve ‘‘Cisco UCS Backup & Replication Appliance for Veeam’’, günümüz modern veri merkezlerinin ve BT personelinin artan taleplerini karşılamak için özellikle tasarlanarak, iki firmanın güçlenen işbirliğinin bir göstergesi olarak hayata geçti.
Logicom Uzmanlığıyla Kuruluşlara İş Sürekliliği Türkiye’de, Logicom’un yetkinlik ve uzmanlığında, Cisco veri merkezi ürünlerini Veeam çözümleriyle bir araya kullanan müşteriler, veri kaybı ve/veya verilerin uzun sürede kurtarılması riskini en aza indirirken, kesinti sürelerini düşürüyor ve iş değişikliklerine kolayca uyum sağlıyorlar. Cisco UCS ve Veeam Availability Suite kombinasyonu, kullanıcıların birinci katman uygulamalarda ihtiyacı olan, çoğu iş yükü için 15 dakikanın altındaki en zorlu kurtarma zamanı ve noktası hedeflerini (RTPO) karşılamalarına olanak tanıması ile önem kazanıyor. Logicom, bu kritik noktadan yola çıkışla tüm süreci baştan itibaren yöneterek, Cisco UCS sunucu depolama mimarisinden yararlanan bu çözümleri ihtiyaca göre farklı yapılandırma seçenekleriyle sunuyor ve firmaların yatırımlarını en üst seviyeye çıkarmalarına yardımcı oluyor.
Logicom Bilgi Teknolojileri Dağıtım Ltd.
Hilton Bomonti Oteli Ofis Katları Kat: 1 Merkez Mahallesi, Silahsor Cd. No:42 | Sisli Istanbul | P.O. Box 34381 Turkey T: +90 (212) 276 27 20 | F: +90 (212) 276 27 50 info@logicom.com.tr | www.logicomdistribution.net
16 DOSYA
IOT ALANINDAKI GELIŞMELER VE İŞ DÜNYASINA YANSIMALARI
BThaber 9- 15 NİSAN 2018
VERIMLILIK VE TASARRUF ARTIŞININ ANAHTARI Sensör teknolojilerinin ilerlemesi ile Türkiye’de fiyatlar aşağıya çekildi. Günümüzde çok düşük maliyetlere, iyi özelliklere sahip sensörler satın alınabiliyor. Bunun sonucu olarak, IoT çözümlerinde büyük bir patlama yaşanıyor ve sürekli yeni çözümlerle karşılaşıyoruz. Çünkü teknoloji ve maddi imkanlar gelişti. Geriye sadece hayal edip, üretmek kalıyor. Bu yorumunu “Türkiye’de IoT üzerine startup’lar kurulmaya başladı. Bir de Türkiye’de yaygınlaşmaya başlayan “akıllı şehircilik” anlayışı büyük oranda IoT çözümlerine ihtiyaç doğuruyor. Bu da konuyla ilgili çözümler üretilmesine vesile oluyor” örnekleri ile destekleyen
Fujitsu Türkiye Kurumsal Hizmet Ve Çözümler Direktörü Cengiz Yeker
12 NİSAN 2018 PERŞEMBE Divan Mersin Hotel| 09:00 - 13:30
Kayıt ve Karşılama
08:45 - 09:30
Tuğsen Fıstıkçı - Bilişim Zirvesi Şirketi, Etkinlik Yönetmeni
09:30 - 09:40
BTvizyon’a Hoşgeldiniz
09:40 - 10:00
Yerel Yönetimler, Akıllı Şehirler
10:00 - 10:10
Üreticiden Dünya Piyasasına
Hasan Arslan - Arbel A.Ş., Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
10:10 - 10:20
ERP ve Proje Yönetimi
Erman Sönmez - Arbel A.Ş., İş Geliştirme Müdürü
10:20 - 10:40
Bilişim Sektöründe Finansal Çözümler
M. Ozan Ercan - İnnova, Satış Öncesi Yöneticisi
10:40 - 11:00
Görüntü İşleme ile Gerçek Dünya Problemlerine Yönelik Çözümleme Yaklaşımları
Eray Hangül - Ayvos, Kurucu Ortak
11:00 - 11:10
Huawei Lider Yeni Nesil Ürün ve Çözümleri
Mahmut Ateşci - Huawei, Enterprise Bölge Kanal Müdürü
11:10 - 11:20
Sektörde 20 Yıl
Ceyhun Yıldırım - Prolink, Huawei Ürün Müdürü
11:20 - 11:50
Mustafa Berat Yerman - Mersin Büyükşehir Belediyesi, Bilgi İşlem Daire Başkanı
İletişim Arası
11:50 - 12:10
Girişimcilik Ekosisteminde Teknoloji
Esra Özden - Girişimcilik Ekosistemi Derneği, Başkan
12:10 - 12:30
Coğrafi Bilgi Sistemlerinin Önemi
Dr. Emin Bank - Netcad, Kurumsal Temsilci
12:30 - 12:50
İş Süreçleri Yönetimi
Can Gülerman - Netoloji Yazılım, İş Ortakları Satış Yöneticisi
12:50 - 13:10
Kobilerde Dijital Dönüşüm
Akın Sertcan - Logo Yazılım, İcra Kurulu Üyesi
13:10 - 13:30
Dijital Dönüşüm ve DellEmc
Muhammed Dursun - Dell EMC, Anadolu İşortakları Yöneticisi
13:30 - 13:40
E-Ticaret Bir Ultrasonografidir
Ensar Yetkin - Pikare, Genel Müdür
13:40 - 13:45
Hediye Sunumu ve Kapanış
SPONSORLAR
Pikare
DESTEKLEYEN
BASIN SPONSORU
ONLINE KAYIT
Katılım için online kayıt gereklidir.Online Kayıt için
www.b ilisimzirvesi.com.tr/mersin
.. . . BIZI TAKIP EDIN
/btvizyonanadolu
/btvizyon
www.bilisimzirvesi.com.tr
Fujitsu Türkiye Kurumsal Hizmet Ve Çözümler Direktörü Cengiz Yeker’in dikkat çektiği bir gereklilik var: Bu doğrultuda gidebilmemiz için teknolojik gelişimin devam etmesi gerek. “Bunun için bizim gibi inovasyonda lider firmaların daha fazla çalışıp, daha yeni teknolojiler üretmesi gerek” diyen Cengiz Yeker’in işaret ettiği gibi, teknolojinin gelişmesi, günümüzde insanlığın büyük bir değişim içerisine girmesine sebep oldu. İşgücü ve üretim gücünün artmasıyla, verimliliğin düştüğünü söyleyebiliriz. “IoT çözümlerimiz ile aslında gelişmiş teknolojinin verimsiz sonuçlarını iyileştirmeye çalışıyoruz” yorumunu yapan Cengiz Yeker’e göre, IoT odaklı çalışmalar desteklendikçe; verimlilik artışı olacak, bu da pek çok konuda tasarrufu beraberinde getirecek. Maddi anlamda tasarruf sağlayarak, aynı bütçeyle daha faydalı işler yapabiliriz ve Cengiz Yeker’in vurguladığı gibi, bunu doğru bir şekilde hayata geçirebilirsek, orta ve uzun vadede ülke gelişimine direkt olumlu etkisi olabilir. Dijital dönüşüm için KOBİ’ler desteklenmeli Bir IoT çözümünü kurumunuzda devreye sokmak istediğinizde; doğru altyapıya sahip olmanız öncelikli koşul. Hızlı bir şekilde dijital dönüşüm stratejileri ortaya koyup, çok hızlı adım atmak da şart. Firmalar ve kurumlar için zaman zaman riskler olabiliyor. Ancak, teknoloji çağında ilerleyebilmek ve değişimin gerisinde kalmamak için gerek özel gerek kamu kurumlarının bu riskleri alması gerek. Cengiz Yeker, bu konuda taraflara düşen görevleri şöyle açıkladı: “Kamunun dijital dönüşüm konusunda KOBİ’leri desteklemesi gerek. Büyük firmalar riskleri daha kolay alabiliyor, ancak KOBİ’ler için bu durum daha zor oluyor. Büyükküçük ayırmadan, dijital dönüşümü ülke olarak başarabilirsek, kalkınma da beraberinde gelecektir. Kamu kurumları gerek tek başlarına gerek üniversiteler ile birlikte KOBİ’lerin yazılım geliştirme ve IoT entegrasyonunda kullanabilecekleri bulut tabanlı kuluçka çözümlerine destek verirse, bu konuda gelişimin önü de ciddi anlamda açılır. Ayrıca IoT çözümleri üretmek için de aslen büyük yatırımlara gerek yok. Özellikle üniversitelerin ilgili bölümlerinin öğrencileri ile çözümler üretilebilir. Üniversiteler ile işbirliği içerisinde yarışma, atölye ve bitirme projeleri gibi çalışmalarla hem ortaya yeni ürünler çıkartılmasına vesile olabiliriz hem bu konuda yetkin, konusunda uzman insanları daha üniversiteden sisteme dahil ederek, gelecek nesillerin de iyi yetişmesini sağlayabiliriz.”
Dünya Bankası'na alternatif:
Taksitle yazılım
Son yıllarda sayıları hızla artan bilgi teknolojisi alanındaki Dünya Bankası kredilerine alternatif oluşturacak ve ül kemizdeki özellikle yazılım sektörünün gelişimine de katkıda bulunacak yeni çözümler tartışılıyor. Milyon dolarlarla ifade edilen bu projelerle ilgili olarak ülkemizde yazı
lım işini kredi ile yapan ya da yapmak niyetinde olan kuruluşlar bulunamaz mı? Ya da ülkemizdeki yazılım şirketle rine, bir yazılım hizmetini Dünya Ban kası kredisi şartları dahilinde sağlayabi lecekleri sorulamaz mı? Bu sorulara olumlu yanıt veren kuru luşlardan bir tanesi TAI Bilgisayar Hiz
CAD/CAM'96 başlıyor TAYFUN AKKUŞ
metleri Bölümü. Bu bölümün direktörü Barbaros Aslanoğlu, ülkemizde Dünya Bankası kredisiyle gerçekleşen ve ağır lıklı olarak yabancı yazılımevlerinin kazandığı projeleri TAI olarak ken dilerinin de, üstelik kredili olarak yapabileceklerini söyledi. (Ayrıntılı haber sayfa 3'te)
Bu sayıda.. • Bilişim Vakfı, 1996 hedeflerini açıkladı (Sayfa 6) • Internet-IBM işbirliği tanıtıldı (Sayfa 6) • HP, ağ ürünlerinde çözüm ortağı arıyor (Sayfa 11) • Peritus, FelixCAD ile pazarda (Sayfa 13) • Digital'ın PC satışında hedefi yüzde 100 büyümek (Sayfa 14) • İnformatik, uzmanlık alanlarını belirledi
Aceton, Türkiye ofisini açıyor
(Sayfa 15) • Masaüstündeki güç: WindowsNT Workstation 3.51 (Sayfa 16-17)
Özellikle yerel ağ ürünleri konu sunda uzmanlaşmış Accton şirketi, Türkiye'de ofis açıyor. Accton'un
• Internet'in yeni çdgınlığı, Java
Türkiye ofisini şirketin 7 yıldır dağı
(Sayfa 23-24)
tıcılığını yapan Bağlan yürütecek.
nusunda tek uzmanlık etkinliği
Öte yandan,
Accton
Türkiye'de
olan CAD/CAM '96 Bilgisayar
ikinci bir dağıtıcı da atadı. Çözüm
Türkiye'nin üçüncü CAD/CAM
Destekli Tasarım/Üretim ve Multi
sunan bir şirket olmayı amaçlayan
'96 Bilgisayar Destekli Tasarım
media Teknolojileri Fuar ve Semi
Datateknik, Accton'un ikinci dağıtı
/Üretim ve Multimedia Teknoloji
nerleri hedef kitleye ulaşmak açı
cısı oldu.
leri Fuar ve Seminerleri 10-14 Ni
sından önemli bir fırsat.
(Ayrıntılı haber sayfa 4'te)
CAD/CAM (Sayfa 27-39'da)
• CADET, Mondoweb ile Web işinde (Arka sayfa)
Enformasyon Master Planına kaynak
san tarihleri arasında İTÜ Ayaza-
Beş gün boyunca CİM, multi-
ğa Fuar Merkezi'nde yapılıyor.
media, bilgi teknolojileri, grafik,
TÜBİTAK, TÜBA ve TTGV Bi-
"Enformatik Alanında Düzenleyici
1994 ekonomik krizinin aşıldığı,
animasyon, kontrol sistemleri ko-
lim-Teknoloji-Sanayi Tartışmaları
Kuruluşlar ve Yeni Politikalar" ça
yeni
ve
nulannda ürün tanıtımı, bilimsel
Platformu'na bağlı çalışma grubu
lışması tartışıldı. Raporun Türkiye
Gümrük Birliği sürecinin işleme
öneriler ve etkinlikler bilgisayar
Enformatik Master Planı'na bir kay
ye başladığı bugünler bilgisayar
dünyasının gündemini belirleye
tarafından hazırlanan "Enformatik
sektörü için özel bir anlam taşı
cek.
Alanına Yönelik Bilim, Teknoloji
nak oluşturabileceği de belirtiliyor.
hükümetin
kurulduğu
yor. Satır aralarını okuyabilen çö
ve Sanayi Politikaları Raporu" ile
Fuar
bölümünde
bilgisayarla
züm üreticileri çözümleri aracılı
bütünleşik üretim
ğıyla tüm dünyaya açdabilecek-
altında uzman ve köklü çözümler
ler. Tanıtımın ön plana çıkmaya
sunan
başladığı bu dönemde kendi ko-
son teknolojik gelişmeleri suna
şirketler,
genel başlığı konularındaki
caklar. Aynca bu yıl fuarın bir bö lümü SignShow Tabela ve Rek lam Teknolojileri sergisine ayrıl mış durumda. Seminerler bölümü ise birbirin
E C N A Ö T L F I Y A H 2 2 BU
Atilla Kayalıoğlu:
den çekici bildiri ve tanıtımlarla yüklü. 3-boyutlu modelleme, sayı sal filmcilik ve animasyon konulan seminerlerin yoğun ilgi odağı olacağını gösteriyor. Internet ve Java dili de konular arasında.
14 yıllık BT ve kamu deneyimi IBM Türk Ankara Şube Müdürü
arena üçüncü PC markası arayışında
Atilla Kayalıoğlu 14 yıl görev yaptı
ğı Ankara ve kamu sektöründen ay rılıp İstanbul'a, IBM Türk'te PC bö lümünün başına geçti. Kayalıoğlu
HP ve Compaq PC'lerinin dağıtı
ayında yeni PC markasını ürün yel
mını yapan Arena Bilgisayar, bu
pazesine katacak olan şirket, bu
ile 14 yıllık kamu deneyimi, sorun
ürün yelpazesini geliştirme karan
markanın yerli bir PC markası ol
lar ve çözüm önerileri konusunda
alarak üçüncü bir PC markası arayı
masını hedefliyor.
görüştük.
şına girdi.
1996 ydının Haziran
(Ayrıntılı haber sayfa 8"de)
(Ayrıntılı haber sayfa 9'da)
(Ayrıntılı haber sayfa 2'de)
18
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
9 - 15 NİSAN 2018
Tatil satınalmanın akıllı yolları… Yurtdışına göre oranlar düşük olsa da Türk kullanıcıların internet üzerinden tatil satınalmaya olan ilgisi artıyor. boşluğu dolduracak? Tatilemerhaba.com, 2016 yılında kuruldu. Tatilemerhaba. com ekibi 20 kişiden oluşuyor. Tatilemerhaba. com kullanıcıları, karar verme aşamasında ihtiyaç duydukları tüm bilgilere kolayca ulaşabiliyor. Kullanıcılar, tüm tatil seçeneklerine ve istenilen özelliklerin en küçük detaylarına hakim olabiliyor. Tatilemerhaba.com, tüm sorulara yanıt verebilen, piyasadaki en düşük fiyatı sunan, akıllı arama motoru özelliğiyle kullanıcının seçimlerine uygun daha düşük bütçeli akıllı öneriler sunabilen, her zaman kullanıcının menfaatini koruyan bir sistem.
İnternet üzerinden tatil satın alma fikri her geçen gün biraz daha fazla kabul görürken, Ayhan Sevgi bu gelişmede farklı teknoloji platformlarının hayata geçmesinin de payı büyük. İki yıl önce kurulan Tatilemerhaba.com sitesi de sunduğu teknoloji altyapısıyla farklılık oluşturma hedefinde. Tatilemerhaba Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cem Erözer, sorularımızı yanıtladı. e-Ticarette turizm sektöründe Türkiye’de nasıl bir potansiyel bulunuyor? Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de e-ticaretin payı sürekli artmaya devam ediyor. Turizm sektöründe de aynı şekilde bir artış söz konusu. Ancak bu artış, henüz yurt dışındaki oranların altında seyrediyor. Ülkemizdeki kullanıcıların büyük bölümü, tatili web sitelerinden araştırıyor, büyük bölümü satış ve ödeme işlemlerini çağrı merkezi kanallarından sonlandırma eğilimi gösteriyor. Kullanıcılara online web sitelerinden 7x24 hizmet veriliyor olması, güvenli ödeme sistemlerinin gelişmesi, kişilerin oturduğu yerden tatillerini kolayca planlıyor olması, kullanıcı dostu sistemlerin geliştirilmesi, oteller ile ilgili tüm bilgi ve yorumlara, puanlara anında erişim, avantajlı ödeme seçenekleri gibi sebeplerle tüketici eğilimleri değişmekte olduğundan, zamanla turizmdeki e-ticaret payı daha da artacak.
Sitenin kuruluş amacı ve hedefi nedir? Müşterilerimizin ihtiyaç ve beklentileri öngörülerek hazırlanan web sitemizde, sorgulama aşamasından satın alma aşamasına kadar geçen sürecin, hızlı, doğru, güvenilir bir şekilde çalışması için gerekli tüm altyapı eksiksiz olarak tesis edildi. Web sitemize tatil araştırmak veya satın almak amacıyla giriş yapan kişilere, aradıkları her sorunun yanıtını bulabildikleri kullanıcı dostu bir sistemle beklentileri paralelinde en kaliteli ve en uygun fiyatlı tatil olanaklarını sunuyoruz. Siteyi ziyaret eden herkese, küçük ya da büyük fark etmeksizin her bütçeye göre satın alınabilecek en kaliteli tatil olanaklarını sunmak, kişilerde tatil alışkanlığı yaratarak pazarı genişletmek, yüksek müşteri güveni ve memnuniyeti yaratarak tatil satın almada bir referans noktası olmak, Türk Turizminin gelişmesinde önemli bir role sahip olmayı hedefliyoruz. Bunu sağlamak
Bu çerçeveden baktığınızda Tatilemerhaba nasıl bir
avantajların büyük bir gelişim ve atılım gerçekleştireceğini söyleyebiliriz.
Tatilemerhaba Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cem Erözer için öncelikle güvenilir bir şirket olarak, en ileri yazılım teknolojileri ve doğru anlaşmalı otel ağıyla, kişilere bütçeleriyle satın alabilecekleri en iyi tatil alternatiflerini görme ve inceleme deneyimi yaşatıyoruz. Her zaman en iyi fiyatı sunmak, internetten en kolay satın alma sürecini sağlamak, ihtiyaç duyan herkesle anında birebir canlı iletişim kurarak tüm ihtiyaç ve beklentileri yüksek müşteri memnuniyetiyle karşılamak hedeflerimiz arasında yer alıyor. İnsanlar Tatilemerhaba. com’u neden tercih etmeli? İnsanlara ne gibi fırsatlar sunuyorsunuz? Tatilemerhaba.com olarak, müşterilerimizin hiçbir bir tereddüt yaşamadan, güvenli ve kullanıcı dostu bir sistem üzerinden, en düşük fiyata en kaliteli tatili satın almalarını sağlıyoruz. Diğer taraftan, tamamen uzmanlık hizmeti de veriyoruz. Kişilerin bütçeleri doğrultusunda, nerede, ayın hangi döneminde en avantajlı tatili yapabileceklerini tarafsız bir şekilde gösterip seçimi onlara bırakıyoruz. Ayrıca, müşterilerimize, bütçelerini
aşmadan, seçim yaptıkları bölgelere yakın bölgelerdeki ya da seçim yaptıkları tarihlere yakın tarihlerdeki kriterlerine daha uygun fiyatlı tatil seçeneklerini sunuyoruz. Kullanıcıların arama kriterleriyle uyumlu bütçelerine yakın seçenekler var ise onları da incelemelerini sağlıyoruz. Turizmde e-ticaretin kullanım oranı şu anda nedir, gelecekte ne olmasını bekliyorsunuz? Küresel ölçekte büyümesini sürdüren e-ticaret, turizm sektöründe hacmini her geçen gün artırıyor. e-Ticaret, küresel ölçekte büyümeye devam ederken pek çok sektör ile de etkileşimini sürdürüyor. Perakende sektörü e-ticarette ilk sırayı alırken diğer sektörler de e-ticaretin kolaylıklarından faydalanmaya çoktan başladı. Turizm de her yıl artan hacmi ve büyüme oranlarıyla e-ticarete göz kırpan bir sektör. Seyahat ve deneyim satın alma olgularının giderek önem kazanması ile birlikte tatil siteleri de önemli ölçüde gelişme şansı buluyor. Gelecekte e-ticaret sitelerinin sunacağı hizmet ve
İnsanların tatil eğilimlerinde ne gibi değişiklikler söz konusu? Tatil satın alırken nelere dikkat ediyorlar? Genel olarak tüketicilerin tercihlerinde fiyat en önemli unsur tabii ki. Her tüketici, satın aldığı aynı ürünün, başka bir satıcıda daha ucuza satıldığını hiçbir zaman görmek istemiyor. Biz bu konuya çok önem veriyoruz. Bizim bu süreçte acente ağı ile satış planımız bulunmuyor. Tatilemerhaba.com sitesi üzerinden ya da deneyimli çağrı merkezi ekibimizden araştırma yapan ya da tatil satın alan müşterilerimiz, onlara piyasadaki en düşük fiyatı sunduğumuzu görüyor. Bu yüzden en iyi fiyat için tatil araştırması yapan herkese, mutlaka Tatilemerhaba.com sitesinden ya da çağrı merkezinden de fiyat almalarını öneriyoruz. Ayrıca, tüketicilerin önem verdiği konulardan bir diğeri de, otellerde konaklama yapmış misafirlerin tarafsız objektif puanlamalarına ulaşabilmek. Tatilemerhaba. com olarak, bu işi son derece objektif bir şekilde küresel olarak gerçekleştiren ilk online itibar programı Trustyou’dan besleniyoruz. Tüketicinin mağdur olmaması için nelere dikkat etmeleri gerekiyor? Online web sitelerinden alışveriş yaparken, firmaların TÜRSAB üyesi olup olmadığına, iletişim bilgilerine, ürün fiyat dengesine, güvenli ödeme sistemlerine sahip olup olmadıklarına mutlaka dikkat edilmesini tavsiye ediyoruz.
Testler artık yapay zekada yükseliyor Yazılımların olası hatalarını en aza indirerek kaliteyi yükseltmeyi amaçlayan yazılım testi sektörünün Türkiye’deki gelişimi de hızla devam ediyor. Yazılım Test ve Kalite Derneği Başkanı Koray Yitmen’in verdiği bilgilere göre, küresel bazda son üç yılda her yıl ortalama yüzde 12 büyüme
kaydeden test sektörünün büyüklüğü 60 milyar dolara ulaştı. Yazılım Test ve Kalite Derneği öncülüğünde 17 Nisan’da dokuzuncu kez düzenlenecek olan yazılım testi konferansı TestIstanbul’da yapay zeka testinin de tartışılacağını hatırlatan Koray Yitmen, şu bilgileri verdi:
“Artık test daha hızlı ve etkin nasıl yapılabilir, nasıl otomatize edilebilir konuları tartışılıyor. Yapay zeka konusu ise teknolojinin neredeyse her alanının olduğu gibi, test alanının da gündeminde. Yapay zekanın nasıl test edileceği önemli. Sürücüsüz araçlar örneğinde olduğu
gibi, yapay zeka tarafından yönetilen yazılımlar ve sistemler günlük yaşamda hayati öneme sahip oluyor. Yapay zekanın gelişimi ışığında, test konusunun ne kadar önemli bir yere sahip olduğu da görülüyor. Bunun iki boyutu var. Hem yapay zekanın test edilmesi hem
de yapay zekanın test ettiği sistemin yeniden gözden geçirilmesi gerekecek. Türkiye’de yapay zekanın gelişimi düşünüldüğünde, bu süreç en az 10 yılı bulacak. Sanayileşme güzel, ancak bunun sistemlerde yeni kontrol noktaları gerektireceği de unutulmamalı.”
BThaber
BT TRENDLERİ
9 - 15 NİSAN 2018
19
DÜNYA ÇAPINDA MARKA… *Şenol Balo Her yıl uluslararası veya yerel medyada yılın “En”leri yayınlanır, değerlendirilir, tartışılır. Birçok almanak hazırlanır ve geride bırakılan yılın bir özeti ele alınır. Benim en çok ilgili çeken konular, dünyadan şirket değerlendirmeleri, en etkili insanlar listesi ve her ülkenin üzerinde o ülkeden çıkmış dünyada kabul görmüş global markaların logosu bulunan markalar haritasıdır. En etkili insanlar listesi genellikle tıp alanında bir buluşun, yeni bir tedavi yönteminin kaşifleri, güçlü ülke siyasi liderleri ve az da olsa iş insanları yer alır. Şirketler listesinde hepimizin hemen tanıyacağı dünya sanayi devleri, büyüklükleri birçok ülkenin gayri safi milli hasılatını geçen şirketler yer alır. Dikkatinizi çekmek istediğim konu; yıllardır yayınlanan, takip edilen bu listede son zamanlarda çok ilgi çekici bir değişim yaşanıyor olması. Onlarca yıl listenin ilk sıralarını kimselere kaptırmayan sanayii devi firmalar, her geçen yıl listedeki sıralarını kaybediyor, adım adım geriye düşüyorlar. 3. sanayi devrimi süresinde,
ağır sanayi firmalarında olan birincilikler, 4. sanayi devrimine yaklaşırken teknoloji şirketlerine doğru kaydı ve artık içinde olduğumuz 4. devrim sürecinde ise teknoloji şirketlerinin açık ara birincilikleri ile taçlanmış hale geldi. Kurulmaları, gelişmeleri, organizasyon yapılarını ve pazar reputasyonlarını tamamlamaları onlarca yıl alan dev şirketlerin yerini, bir kaç yıl içerisinde milyonlar hatta milyarlarca insana erişen, büyüyen ve yapılanan şirketler almaya başladı. Büyüyen gelişen bu şirketlerin logoları dünya markalar haritasında bir bir boy göstermeye başladı. Peki kim bunlar? Google, Amazon, Facebook, Apple. Haritaya şöyle bir göz attığımızda sanayiden teknoloji şirketlerine kayış çok hızlı bir şekilde görülmekte. Teknolojik dönüşümün gücünü anlayan ülkelerde dev sanayi markalarının yanında teknoloji üreten hatta doğrudan yazılım üreten markalar yer almaya başladı. Almanya’da Mercedes, Volkswagen’in yanında
SAP, Amerika’da Ford, GM ile Microsoft, Google, Facebook yarışır durumda ve yarışın galibi, hızlı araba üretenler değil hızlı teknoloji şirketleri (Hatta bu teknoloji şirketlerinin araç üretimi ile ilgili ciddi planları olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim.) Peki bu durum bizim ülkemizde nasıl? Son yılların listesine baktığımızda Koç, Sabancı gibi değişmeyen bazı isimlerin yanına yeni eklenenler dünyadan biraz farklı. Son 10 yılda bizim ülkemizde inşaat sektörü çok ön planda. Bırakın sanayi devrimini, henüz bayındırlık hizmetlerini bile tam olarak tamamlayamamış ülkemizde, altyapı, üst yapı ve konut üreten inşaat şirketleri büyümekte, listeye dahil olmaktalar. Yüzlerce sanayici, fabrikalarını kapatıp karlı gördükleri inşaat işine girmiş durumda. Bu kadar emek yoğun olan sektörlerin büyüdüğü ülkemizden sanayi devrimini bizden 10 yıllar önce tamamlamış, dünyaya karşı ekonomik pazarda bir sanayi markası çıkarmak, rekabet etmek ve marka haritasında Türkiye’nin bir markasının
olmasını sağlamak maalesef çok zor. Ancak son yıllarda teknoloji şirketlerinin sanayi devleri karşısındaki yükselişi, bizim için de umut olabilir. Daha çevik, daha hızlı yayılan, organizasyon yapılanması daha kolay olan teknoloji özelinde, özellikle yazılım sektöründen Türkiye haritasının üzerine gururla logosunu ekleyeceğimiz bir markamız neden olmasın? İmkansız değil. İnşaat sektöründeki odaklanma ve kümelenme, devlet desteği ile teknolojiye kayabilirse, gözü kara ve çevik sanayicilerimiz bu konuda yatırım yapmaktan çekinmez ise sayısız başarılar elde edeceklerdir. Hali hazırda teknoloji üreten şirketlerimiz yapılmışı yapmak, denenmişi denemek yerine daha inovatif çözümlerle uluslararası piyasada
ses getirecek, gelecekte hayatımızı kolaylaştıracak Endüstri 4.0 devrimine uygun ve 5.0 a selam verecek çözümlere odaklanır, sözde yerli ve mili değil özde yerli ve milli olan ürünler geliştirmeye ve bu ürünlerine güvenerek sabırla çalışırsa, belki bizim de markalar haritasında markalarımız, en değerli şirketler listesinde adımız olur. Ne dersiniz olmaz mı? *Octopod Yönetim Kurulu Başkanı
BThaber
20 2022’ye kadar 1 milyon elektrikli araç satacak
Nissan Motor Co., Ltd, orta vadeli stratejik planı ‘Nissan M.O.V.E to 2022’ kapsamında elektrikli araç satışlarını arttırmayı, otonom sürüş sistemlerini geliştirip yaygınlaştırmayı ve araçların bağlanabilirlik özelliklerini hızlandırmayı hedefliyor. Nissan, stratejik planı ile 2022 yılına kadar tamamen elektrikli araç veya e-Power güç ve aktarma organlarına sahip olmak üzere yılda 1 milyon adet elektrikli araç satmayı planlıyor. Şirket, ‘Nissan M.O.V.E to 2022’ stratejik planı çerçevesinde, yeni Nissan LEAF ile elde edilen başarıyı geliştirip, 8 adet tamamen elektrikli araç modeli geliştirecek ve farklı markalar altında Çin pazarında elektrikli araç operasyonunu genişletecek. Nissan ayrıca, IMx Concept’ten esinlenerek, küresel bir elektrikli crossover araç da tanıtacak. Nissan Intelligent Mobility vizyonu doğrultusunda elektrikli araçların geleceği konusunda otonom sürüş, birbirlerine bağlanabilir araçlar ve yeni mobilite çözümleri odaklı çalışmalarını yürütüyor.
Asansörde yapay zeka ve bulut yerini alıyor Asansör ve yürüyen merdiven şirketi KONE, IBM Watson IoT platformunu kullanan, yeni 7/24 Bağlı Hizmetler Programı’nı hayata geçirdi. Böylece asansör ve yürüyen merdivenler artık birbirleriyle konuşabiliyor. KONE, KONE Care programının parçası olarak, akıllı asansör ve yürüyen merdivenler için IBM Watson IoT platformu ve diğer gelişmiş teknolojileri kullanan 7/24 Bağlı Hizmetler Programı’nı hayata geçirdi. Bu teknoloji ile asansör ve yürüyen merdivenler bulut platformu üzerinden merkezdeki bilgisayarlara gerçek zamanlı ve anlık rapor veriyor. Merkezdeki bilgisayar ise bağlı tüm asansör ve yürüyen merdivenlerin hangi anda ne yaptığını biliyor, sistemlerde en ufak hata ve arızalardan haberdar olarak bunları takibe alıyor. Sistem, ekipmanların performans, güvenilirlik ve güvenlik özelliklerini geliştirecek şekilde asansör sensörlerinden elde edilen verilerin gerçek zamanlı izlenmesine, analiz edilmesine ve görüntülenmesine imkan tanıyor. Daha az ekipman arıza süreleri, daha az arıza ve bakım işlemleri ile ilgili detaylı bilgiler sayesinde asansör ve yürüyen merdivenleri kullananlar için daha az bekleme süreleri ve daha kişiselleştirilmiş deneyimler sunulabiliyor. KONE, gelecek beş yıl boyunca 1 milyondan fazla ilave asansör ve yürüyen merdiveni bulut ortamına bağlamayı hedefliyor.
9 - 15 NİSAN 2018
KAAN’da ‘en yeni’ vakti
Başarı’nın “Telefonda akılcı davran, hep sen kazan” mottosuyla geliştirdiği akıllı telefonlarının en yeni modeli KAAN N2’nin çok işlevli olarak tasarlanan parmak izi okuyucusu var. Arka kısımda yer alan parmak izi okuyucusu ile telefonun güvenliğini sağlayarak ekran kilidini açmanın yanısıra, çağrı cevaplamak, kameraya hızlı erişim sağlamak, fotoğraf ve selfie çekmek, ekranlar arasında dolaşmak, uygulamaları kilitlemek, alarmı durdurabilmek de
mümkün olacak. KAAN N2, ince çerçevesi, yüzde 83 gövde-ekran oranı ve yüksek çözünürlüğe sahip 5,7” yeni nesil 18:9 HD Plus panoramik ekranı sunuyor. KAAN N2’de 2.5D ekran, tamamı metal gövdeyle birleştirilmiş. 145 gram ağırlığındaki KAAN N2, 8 MP ön kamerasının yanısıra 13 MP ve 8 MP (120 derece geniş açılı) çift arka kameraya ve çift ton led flaşa sahip. 5,7” 18:9 HD Plus yeni nesil ekran, 1440x720
çözünürlük, leke oluşumunu en aza indiren ekran kaplaması, 32 GB hafıza (128 GB artırılabilir hafıza), 3 GB RAM, 8 çekirdek 1,5 Ghz 64 Bit işlemci, 4.5 G LTE, Android Nougat 7.0 işletim sistemi, uzun ömürlü multimedya dostu 3000 mAH Li-Ion batarya, hızlı şarj ve 5V-2 A şarj cihazı, siyah ve altın renk seçenekleri ile KAAN N2 önerilen 999 TL’lik fiyat ile tüm telefon satış kanallarında, Turkcell ve Vodafone’nun operatör tarife paketlerinde yer alıyor.
Honor, yeni modelleri ile Türkiye’de
Huawei Grubu’nun akıllı telefondaki dijital markası Honor, kurulduğu 2013 yılından bu yana ürünlerini 74 ülkedeki 80 milyon hayranına ulaştırdı. Kısa süre önce, küresel büyümesinin bir parçası olarak Türkiye pazarına giriş yaptığını duyuran şirket, tanıtım etkinliği ile marka DNA’sını paylaşmanın yanı sıra, yenilikçi ve trend yaratan iki akıllı telefonu Honor 7X
ve Honor 9 Lite’ı Türkiye pazarına sundu. İlk kez ve sadece Teknosa’da satılacak olan telefonlar, hemen sahip olmak isteyenler için Teknosa web sitesinde bugünden itibaren ön siparişe özel avantajlı fiyatlarla listelenecek ve Teknosa mağazalarında yakında yerini alacak. Honor Başkanı Kevin Wang, konu hakkında şöyle dedi: “Honor, Çin’de gelir ve
adet bazında 2017 yılının 1 numaralı dijital markası oldu. Tüm dünyanın yakından takip ettiği alışveriş günü Kara Cuma’da hem ABD hem de Avrupa’da en çok satan ürün olmayı başardık. Ar-Ge yatırımlarındaki yüksek payı koruyan ve sürekli yenilikçilik hedefiyle hareket eden Honor, dünya genelinde 55 milyona yaklaşan telefon satış hacmi ve 12 milyar doları aşan geliri ile akıllı telefon dünyasında emin adımlarla büyüyor. Bu çalışmaların sonucunda hazırladığımız yenilikçi telefonlarımız artık Türkiye’de de satılacak. Resmi distribütörümüz Dora ile Türkiye’ye getirdiğimiz ilk akıllı telefonlar Honor 7X ve Honor 9 Lite oldu. Bu yeni bir başlangıç, önümüzdeki dönemde de Honor ürünlerini Türk tüketicilerinin beğenisine sunacağız.”
BThaber
22 BT TRENDLERİ
9 - 15 NİSAN 2018
SİGORTA SEKTÖRÜNDE TEKNOLOJİNİN GÜCÜ
Robot yazılımlar sigorta sektöründe insan tabanlı aksiyonları otomatize ederek poliçe, hasar, underwriting gibi tüm süreçlerde daha iyi hizmet sunabilmek üzere teknolojik dönüşümün çok önemli bir parçası olarak yerini almış durumda.
*Emre Bilgin İnsanlık tarihinin ilk gününden itibaren teknolojik gelişim ve değişimler sürüyor. Tekerleğin , ateşin bulunması gibi çok önemli değişimlerden bilgisayarın icadı, internetin kullanımına kadar ki süreçte çok büyük bir gelişim sürecinin yaşandığı aşikar. Ancak yine biliyoruz ki , son 100 yılda yaşanan teknolojik gelişmeler önceki yüzyıllardan çok ama çok fazla. Bugün 40’lı yaşlarını süren insanların çocukluklarında evlerinde telefonun olmadığı , televizyonun evlere yeni girdiği yıllardan cep telefonunun cebimize girdiği ve televizyonlara gerek kalmadığı yıllara gelmiş olmamız teknolojinin son 100 yılda ve hatta hatta son 50 yılda nasıl bir ivmeyle geliştiğinin en basit örnekleri. Teknolojinin bu yükselen ivmesinin her sektörde yarattığı etki de çok büyük. Finans sektörü
özellikle bankacılık alanında teknoloji kullanımını çok daha erken yaygınlaştırarak ve yatırımlarını yaparak öncü sektörlerin en önemlisi olarak Türkiye’de yerini aldı. Bu değişim ve gelişim Finans sektörünün bir diğer oyuncusu sigorta sektöründe ise aynı paralelde gelişmedi. Bunda sektörel karlılıktaki problemler, yüksek yatırım maliyetleri ve insan kaynağı faktörlerinin etkisi büyüktü. 2000’li yıllarda sigorta sektörüne yabancı yatrımcıların girmesiyle başlayan süreçte teknolojik değişimler de kendini gösterdi. Ancak özellikle son bir kaç yılda ortaya çıkan tablolar göstermekte ki, teknolojik değişim çok hızlı ve bu hıza uyum sağlayamayan şirketler rekabet şanslarını tamamen yitirecekler. İş modelleri teknolojinin onlara sunduğu imkanlarla oluşacak. Sigorta sektörü özellikle teknolojinin gücünü en iyi kullanması gereken sektörlerin başında geliyor. Sistemleri değiştirmek, doğru altyapıları kurmak, güvenlik sistemlerini hayata geçirmek, 7x24 hizmet verebilir standartları
oluşturmak BT birimlerinin çoktan tamamlamış olması gereken aksiyonlar. Digital dönüşüm bambaşka bir boyutu işaret ediyor. Bu boyut şirketlerin sadece BT yapılarının dönüşümünü değil, tüm insan kaynağının kültürel değişimini yani iş yapma biçimlerinin de değişimini ve digital dönüşüme adaptasyonunu gerektiriyor. Bu nedenle digital transformasyon kolay değil. Sigorta sektörü poliçe, hasar ve finansal tüm süreçlerde çok daha hızlı olmak zorunda. Hızla beraber operasyonel verimliliği sağlamak için kaynaklarının kullanımını da minimize etmesi gerekiyor. Hasar maliyetlerini düşürmesi, müşteri memnuniyetini arttırması ancak teknolojinin gücünü kullanmakla mümkün. Müşteri deneyimini sağlayamayan bir sigorta şirketinin doğru müşteriyi oluşturabilmesi ve onu kaybetmemesi mümkün değil. Oysa bir sigorta şirketinin en önemli hedeflerinden biri doğru müşteri portföyü ve poliçe yenileme gücü. Bunları başarabilmenin yolu kompleks data
yönetimini yapabilir, analitik kabiliyetlerini max. seviyelere çıkarabilir ve yeni işletim modellerini kurabilir olmaktan geçiyor. Robot yazılımlar sigorta sektöründe insan tabanlı aksiyonları otomatize ederek poliçe, hasar, underwriting gibi tüm süreçlerde daha iyi hizmet sunabilmek üzere teknolojik dönüşümün çok önemli bir parçası olarak yerini almış durumda. Bu operasyonların büyük bir yüzdesini robotlara bırakmak veya otomatize etmek mümkün. Robotlar kendi güvenlik profillerine sahip olarak ilgili operasyonları bir insan kaynağıymış gibi gerçekleştirmekte. Bunun bir sonraki adımı makine öğrenimi ve istatistiksel modellerle robot yazılımların karar verme rolünü de üstlenecek olmaları . Bu durum şirketlerin iş yapma modellerini tamamen değştirmeleri anlamına geliyor ve risk yönetiminden aktüeryal hizmetlere kadar çok geniş yelpazede daha iyi hizmet sunmanın kapılarını açıyor. Kalite artışı, şeffaflık, verimlilik derken aynı zamanda insan
kaynağının fokusunu yüksek değerli işlere çevirebilmesini sağlıyor. Bir diğer unsur teknolojinin imkanlarını kullanarak oluşturulacak veya teknolojinin gelişimi sonrası maruz kalınan riskler için düzenlenecek yeni sigorta ürünleri. Örneğin; siber güvenlik sigortası , sürücüsüz araçların yaygınlaşmasıyla oluşacak yeni sigortalar , kişiye özel verilere göre oluşturulacak ürünler gibi... Sigorta şirketleri üretimlerini web, mobil gibi yeni kanallara kaydırmak üzere stratejiler oluştururken mobil uygulamalar yerini chatbotlara bırakıyor. Chatbotlarla çok kısa sürede istediğiniz özellikteki ürüne sahip olmak çok kolay. Sözün özü, günümüzde ve yakın gelecekte, teknolojik gelişmelere ayak uyduran ve bu anlamda doğru stratejileri geliştiren sigorta şirketleri rekabet avnatajını sağlayacaklar ve boyutları ne olursa olsun diğer şirketlerle rekabet ederek ayakta kalacaklar.
*Unico Sigorta IT Direktörü
BThaber
24 KARİYER Netcad’de üst düzey atama Mekânsal içerikli mühendislik yazılım ürün ve hizmetleriyle alanında Türkiye’nin önde gelen kuruluşlarından Netcad, Yazılım ve ArGe departmanını Yusuf Karancı’ya emanet etti. Firmada CTO olarak göreve başlayan Yusuf Karancı, 1999 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü’nde eğitimini tamamladı. Profesyonel kariyerine Aselsan’da Proje Mühendisi olarak başlayan Karancı, ardından yazılım uzmanı olarak IBTECH’de farklı teknik ve idari pozisyonlarda ana bankacılık mimari ekiplerinde ve veri ambarı ekiplerinde kariyerine devam etti. Bu kariyer sürecinde 2015 yılında Sabancı Üniversitesi’nde Executive MBA bölümünü tamamladı. Mart 2018 itibariyle kariyerine Netcad Yazılım’da CTO olarak devam edecek olan Yusuf Karancı, firmanın Ar-Ge, yazılım ve test ekiplerinin başında yer alacak.
AloTech’in yeni Satış Direktörü Özkale oldu 2012 yılından bu yana bulut tabanlı çağrı merkezi sağlayıcısı olarak faaliyet gösteren AloTech’te Satış Direktörlüğü görevini Hüseyin Özkale üstlendi. Özkale, şirketin iş geliştirme ve satış faaliyetlerinin yönetimi ve stratejilerinin geliştirilmesi alanlarında çalışmalarını yürütecek. 2011’de İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Elektrik-Elektronik Fakültesi Telekomünikasyon Mühendisliği bölümünden mezun olan Özkale, aynı üniversitede aynı bölüm üzerinde yüksek lisansına devam ediyor. Özkale, aynı zamanda 2014 yılında Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun oldu. Çalışma hayatına Empatel Telekom Hizmetleri’nde teknik destek mühendisi olarak başlayan Özkale, ardından Hedefix Teknoloji’de proje mühendisi olarak görev yaptı. 2012’de Satış Direktörü olarak Isnet Telekomünikasyon Hizmetleri’nde göreve başlayan Özkale, 5 yıl aynı görevi sürdürdü ve 19 Mart 2018 itibariyle AloTech’in Satış Direktörü oldu.
PWN İstanbul yeni Yönetim Kurulu’nu seçti Kadınların ve erkeklerin iş hayatında birlikte büyümelerini, kadınların iş hayatına girmelerini, iş hayatında kalmalarını ve liderler olarak yükselmelerini sağlamak misyonuyla faaliyetlerini sürdüren PWN İstanbul (Profesional Women’s Network) 3. Dönem Yönetim Kurulu’nu seçti. Düzenlenen Genel Kurul ile PWN İstanbul’un Kurucu Üyesi ve üç dönemdir Yönetim Kurulu’nda olan Aylin Satun Olsun, PWN İstanbul Yönetim Kurulu Başkanlığı’na getirildi. Eş Başkanlığa ise Yıldız Özkan atandı. Yönetim Kurulu Üyeliği’ne seçilen üyelerin görevleri ise şöyle oldu: Ebru Özen – CFO - Mentörlük ve Teknolojiden Sorumlu, Tuba Çetin – Genel Sekreter – Çalışma Gruplarından Sorumlu, Alpan Yarar - Cinsiyet Dengeli Liderlikten Sorumlu, Çiğdem Güler – Pazarlama ve Bireysel Üyelerden Sorumlu ve Ayşe Kırımlı – Çeşitlilik ve Diğer Sivil Toplum Kuruluşlarından Sorumlu.
9 - 15 NİSAN 2018
Kadın çalışana hak ettiği değeri veren kazanır!
Great Place To Work Enstitüsü; Best Workplaces for Women araştırmasının sonuçlarını açıkladı. 400 bin kadın çalışanın katıldığı araştırma, kadınların iş hayatındaki rolüne yönelik önemli verileri içeriyor. Liderlik, saygı, hakkaniyet, gelişim olanakları ve kişisel destek gibi faktörlerin değerlendirildiği ve en az elli kadın çalışanın istihdam edildiği şirketlerin yer aldığı araştırmaya göre, en iyi işveren şirketlerindeki kadın çalışanların yüzde 95’i şirketlerine güven duyuyor. Great Place to Work İletişim ve Pazarlama Müdürü Volkan Tarsus, iş hayatı ve sosyal yaşamda kadınların eşit muamele görmesi, daha güçlü olması ve daha iyi şartlarda varlık göstermesi için
çalışan GittiGidiyor Women’s Initiative Network’ün (WIN) düzenlediği panele katıldı. Tarsus, “Kendilerini şirketin bir parçası olarak gören kadın çalışanlar, kurumlarında uzun vadeli gelecek planı yapmaya 5 kat daha yatkın. Türkiye'deki şirketlerde bu oran 6,8 kata yükseliyor. Ayrıca kadınlar tarafından ‘mükemmel bir işyeri’ olarak tanımlanan işyerlerinde, çalışma ortamındaki insani ilişkiler de olumlu yönde gelişiyor. Çalışanlarına ayrım yapmadan davranan şirketler, çalışan verimliliğini artırırken, ekonomik performanslarını yükseltiyor ve rekabette öne geçiyor” bilgisini verdi. Tarsus, sözlerine şöyle devam etti: “2017’de açıkladığımız Türkiye'nin En İyi İşverenleri listesinde yer alan 22
şirkette çalışan kadınların yüzde 87’si çalışanlara cinsiyetine bakılmaksınız adil davranıldığı konusunda hemfikir. Bu işyerlerinde çalışan her 5 kadından 4'ü işyerinde ‘kendi’ olabildiğini söylüyor. ‘Başkalarına burada çalıştığımı söylemekten gurur duyuyorum’ diyenlerin oranı yüzde 86. 100 kadın çalışandan 72’si yöneticilerin kendilerine insan olarak değer verdiklerini ve onları sadece işgücü olarak görmediklerini ifade ediyor. Araştırma bulguları, Y kuşağının iş değiştirme olasılığının X kuşağına göre 3 kat daha fazla olduğunu gösteriyor. Araştırmada, çalışanlar arasında eşitliğin sağlanmasında belirleyici bir faktör olan güven duygusunun Y kuşağını daha fazla etkilediği ortaya çıktı. Buna göre; Y nesli için deneyimler, onlara verilen unvan ve sözlerden daha inandırıcı. Bu nesil, yöneticilerin iş-yaşam dengesinden ya da yönetimin şeffaflığından söz etmelerini değil, bu değerleri günlük çalışma deneyimlerinde görmeyi talep ediyor. Bu taleplerin karşılandığı işyerlerinde Y kuşağı, çeviklik ve yenilikçilik konularında 8 kat daha verimli oluyor.”
İstihdamda 'Lojistik köyleri' önem kazanacak Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) 1. Bölge Müdürlüğü ile işbirliği yapan Beykoz Üniversitesi, demiryollarında kaza ve olaylara neden olan etkenler ve bu etkenlerin en aza indirilmesi konusunda 'Raylı Sistemlerde Kaza/ Olay Farkındalık Çalıştayı' düzenledi. Beykoz Üniversitesi Kavacık Rektörlük Yerleşkesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen çalıştaya üniversite yönetimi, öğretim üyeleri, öğrenciler, TCDD yönetici ve görevlilerinin yanı sıra STK’lar ve Haydarpaşa Mesleki ve Teknik Lisesi Raylı Sistemler Bölümü öğrencileri katıldı. Raylı sistemler üzerine eğitim alan öğrencilerin, mezun olduktan sonra iş bulma kaygısı taşımamaları amacıyla
konuşmasında TCDD'nin 2023 yılı vizyonunu paylaşan TCDD 1. Bölge Müdürü Nihat Aslan, yapım aşamasındaki projeler ve istihdam yaratacak 'Lojistik köyleri' hakkında bilgiler verdi. TCDD 1. Bölge Müdür Yardımcısı Halil Korkmaz ise TCDD'nin yakın planda demiryolları hatlarını artırarak, diğer gelişmiş dünya ülkelerinde kullanılan demiryolu ulaşımına ve harcanan yatırımlara ulaşmayı hedeflediğini belirtti. Haydarpaşa Tren Garı restorasyonu hakkında bilgiler veren Korkmaz, 2018 sonunda garın tekrar kullanıma açılabileceğinin müjdesini verdi. Demiryollarında emniyet sisteminin işleyişini ve bu sistemin önemini anlatan TCDD 1. Bölge Müdürlüğü
Demiryolu Emniyeti Risk Yönetimi Müdürü Cemal Yaşar Tangül ise seferlerin zamanında yapılmasından enerji verimliliğine birçok alanda emniyet sisteminin faydalarından söz etti. Kaza/ olay sebeplerinin teknik, organizasyonel, kurum dışı, doğal afet ve kurum personeli gibi birçok nedenden kaynaklanabileceğini belirten Tangül, çalıştayın sonuçlarına göre alınabilecek önlemleri konuşup, bunlar üzerine çalışılacağını vurguladı.
BThaber
KARİYER
9 - 15 NİSAN 2018
SAP’de bölgesel atama
İşimiz evde olsun! Küresel bazda bazı ülkelerin çalışma şekillerini inceleyen Ajans Press’in insan kaynakları seçme, yerleştirme ve danışmanlık şirketi Randstad’dan ve medya yansımalarından derlediği bilgilere göre, işe gitmek istemeyip evden çalışmak isteyen ülkelerin başında Yunanistan var. Yunanistan’ı Şili, Singapur ve Malezya takip ederken, Türkiye bu listenin beşinci sırasında. Türkiye’de çalışanların yüzde 73’ünün evden çalışmak istediği öne çıkan araştırmaya karşın, Türkiye’nin yüzde 83’ünün halen geleneksel
25
SAP’nin büyüme hedeflerinde yer alan Güney Avrupa bölgesi içinde yapılandırdığı, Türkiye’nin de içinde yer aldığı SAP SEFA Bölgesi’nin (South Europe and Francophone Africa) Pazarlama Direktörlüğüne Özlem Kestioğlu Özel atandı. İçinde İspanya, Türkiye, Portekiz, İsrail ve Fransızca konuşan Afrika ülkelerinin olduğu bölgede stratejik büyüme planlarının oluşturulmasından ve pazarlama operasyonlarından sorumlu olacak Özlem Kestioğlu Özel, geliştireceği dijital pazarlama stratejileri ile bölgenin büyüme hedeflerine katkı sağlayacak. Bölgesel sorumluluğun yanında,
çalışma şeklini sürdürdüğü de görüldü. Türk çalışanların iş değiştirme eğiliminin diğer ülkelere oranla düşük seviyede olduğu da görüldü. Türk çalışanlarının yüzde 45’i aktif olarak iş başvurusu yapmazken, sadece tekliflere açık oldukları görülüyor. 32 ülke arasında evden çalışmak isteyenlerin oranının en düşük olduğu ülke yüzde 48 ile Hollanda. Hollanda’yı yüzde 51 ile Norveç, yüzde 52 ile Almanya ve Danimarka izliyor.
SAP Türkiye’nin Pazarlama Direktörü olarak da görev alacak Özlem Kestioğlu Özel, inovatif pazarlama stratejileri geliştirerek Türkiye’de yeni iş alanları oluşturulmasına odaklanacak. BT sektöründe 20 yıla yakın deneyime sahip olan Özel, kariyerine SAP’de başladıktan sonra Oracle, Koç Sistem ve Accenture gibi şirketlerde üst düzey görevler aldı. Accenture’da Üretim, Tüketim, Perakende ve Ulaştırma sektörlerinden sorumlu şirket ortağı ve Ülke Müdürü olarak pek çok dijital dönüşüm projesinin gerçekleştirilmesinde rol oynayan Özlem Kestioğlu Özel, SAP’ye katılmadan önce
GrowRide Danışmanlık’ın kurucu ortağı ve Genel Müdürü olarak, önde gelen teknoloji girişimlerinin küreselleşme ve büyüme stratejilerini oluşturdu.
Etkinlikleriniz ile ilgili bilgileri bthabersirketleri.com/EtkinlikDuyuru adresine girebilirsiniz.
BThaber
ETKİNLİK TAKV!M! E T K İ N L İ K L E R
10 Nisan 2018 IOT Eurasia Hilton Hotel - İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.iot-eurasia.com
26 Nisan 2018
* 6 ay için planlanmış etkinliklerdir.
Entegre Siber Güvenlik Teknoloji Platformları CVK Park Bosphorus Hotel İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr 10 Mayıs 2018 360 CIO 2018 Marriott Hotel Şisli İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.360cnp.com
6 Eylül 2018 IoT, Büyük Veri ve Yapay Zeka Teknoloji Platformu İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
10 Nisan 2018 Türkiye VMware User Group Buluşması - 2018 The Point Hotel Barbaros AYRINTILI BİLGİ: www.vmug.com/turkey
27 Nisan 2018 Makeathon Ankara Teknopark Ankara AYRINTILI BİLGİ: merrvecelikk@gmail.com
28 Haziran 2018 BTvizyon Elazığ Toplantısı Elazığ AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
Dell Technologies World Las Vegas, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.delltechnologiesworld.com
12 Nisan 2018 BTvizyon Mersin Toplantısı Divan Mersin Hotel AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
8 Mayıs 2018 BTvizyon Denizli Toplantısı Dedeman Park Otel Denizli AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
5 Temmuz 2018 Bilişim 500 Ödül Töreni CVK Park Boshporus Hotel - İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
18 Nisan 2018 Kamu Siber Güvenlik Zirvesi'2018 Bilkent Otel - Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.kamusiberguvenlik.com
8 Mayıs 2018 smartcon Ankara Ankara AYRINTILI BİLGİ: http://www.smartcon.com/ankara-2018
26 Temmuz 2018 BTvizyon Samsun Toplantısı Samsun AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
20 Eylül 2018 BTvizyon Erzurum Toplantısı Erzurum AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
E T K İ N L İ K L E R 30 Nisan - 3 Mayıs 2018
Y U R T İ Ç İ
Y U R T D I Ş I
2 - 4 Mayıs 2018 DE-CIX Merkezine Basın Gezisi Frankfurt, Almanya AYRINTILI BİLGİ: www.de-cix.net
8 - 10 Mayıs 2018 Citrix Synergy Anaheim, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.citrixsynergy.com
3 - 6 Haziran 2018 HPE Aruba Atmosphere EMEA’18 Šibenik, Hırvatistan AYRINTILI BİLGİ: www.arubanetworks.com/emeaatmosphere
18 Nisan 2018 IFS Endüstri Günleri Kaya İzmir Thermal & Convention AYRINTILI BİLGİ: www.ifs.com.tr
10 Mayıs 2018 BTvizyon İzmir Toplantısı İzmir AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
9 Ağustos 2018 BTvizyon Eskişehir Toplantısı Eskişehir AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
BThaber
26 MEKTUP Baharın tam da ortasından merhaba, Gurur veren bir bilgiyle açılışı yapıyor, ‘dahası da olsun’ diye ekliyorum: Türkiye'de yılda 1,5 milyon ton bitkisel yağın gıda amacı ile kullanıldığı, bu yağlardan yaklaşık 150 bin ton atık yağ oluştuğu belirlenmiş. Interpress’in edindiği bilgilere göre, geçen yıl toplam 38 bin ton bitkisel atık yağ toplandığı ve bu yağların biyodizel üretiminde kullanıldığı tespit edilmiş. Türkiye’de yıllık 150 bin ton civarında oluşan atık yağın lavaboya, kanalizasyona dökülmeyip geri kazanılmasıyla yılda 150 milyon kilo biyodizel ve 15 milyon kilo gliserin üretilebileceği belirtilmiş. Bu önemli bir rakam, çünkü araştırmalara göre, 1 litre atık yağın 1 milyon litre kaynak suyunu kirlettiği saptanırken, Avrupa ülkelerinde kişi başına ortalama toplanabilen yağ miktarının 1,2 kilogram olduğu anlaşılmış. Türkiye’de ise yılda 1.5 milyon ton bitkisel yağın gıda amacı ile kullanıldığı, ama kişi başına toplanılan atık yağ miktarının yıllık sadece 200 gram olduğu ortaya çıkmış. İşte bu yüzden, dahası da lazım bize. Dijital müzik yayıncılığı şirketi SMG müşteri portföyünü genişletmeye devam ediyor. Son olarak, sağlık sektörü şirketi Memorial Bahçelievler Hastanesi, SMG’den dijital müzik yayını hizmeti almaya başlamış. Bekleme alanlarında yayın ile müziğin iyileştirici ve dinlendirici etkisinin yansıtılması hedef. Birçok sektörde hizmet veren, sağlık sektöründeki ilk işbirliğini de Memorial Bahçelievler Hastanesi ile gerçekleştiren SMG için bu önemli bir adım. Yaratıcılık haberim bu kadar da değil… Üniversite öğrencilerine inovasyon bilinci kazandırmayı hedefleyen, Boğaziçi Üniversitesi İşletme ve Ekonomi Kulübü’nün DuPont Türkiye İnovasyon
9 - 15 NİSAN 2018
Telefon Kütüphanesi gün geçtikçe zenginleşiyor
Merkezi işbirliği ile hayata geçirdiği “Boğaziçi Sanal İnovasyon Kampı” başlamış. 27 Nisan’a kadar sürecek kamp boyunca, Türkiye’deki tüm üniversite öğrencileri, Workinlot.com online platformu üzerinden en yaratıcı, inovatif ve sürdürülebilir projeleri ortaya koymak için yarışacak. Yarışmaya Türkiye’nin tüm üniversitelerinden öğrenciler bir ay boyunca katılım sağlayabilecek. Fırsatı görüp yerinde değerlendirme yapan, sonuçta bizleri açlıktan kurtaran FoodTech girişimi Meal Box, aldığı yeni yatırımla servis ağını genişletecek. Şirket yenilenen Dağıtım Partnerliği Programı ile araç sahibi olan herkesi ekibin bir parçası olup, ek gelir elde etmeye davet ediyor. Bugüne kadar sadece kurye sahibi yerel işletmelerin katılabildiği Meal Box Dağıtım Partnerliği Programı, araç sahibi herkese katılım imkânı sunacak şekilde genişletildi. Yeni iş modeliyle taze,
sıcak ve lezzetli öğünler abonelere daha hızlı teslim edilirken, araç kullanıcıları da ek gelir elde etme fırsatına sahip olacak. Bize de yemek düşecek. Sıra başarı haberlerime gelsin. FIRST Robotic Competition (FRC) turnuvası, bu yıl 67. kez San Francisco’da düzenlendi ve yarışmaya katılan tek Türk takımı olan İSTEK Bilge Kağan Okulları Robotik Takımı, “ISTECH Robotic Society (IRS) #5993” tasarladıkları robotla “Imagery Award”, “Safety Award” ve “Dean’s List Award” olmak üzere 3 ödül kazanmış. Koç Üniversitesi Kimya ve Biyoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Seda Keskin Avcı, Türkiye’den mühendislik alanında Global Young Academy’ye (Küresel Genç Akademi) seçilen ilk Türk kadın akademisyen olmuş. Doç. Dr. Seda Keskin Avcı, Küresel Genç Akademi’de “Bilimde Kadın” isimli çalışma grubunda aktif yer alarak, genç bilim kadınlarının dünya genelinde karşılaştıkları sorunların çözümüne katkıda bulunmayı, kadın sayısının az olduğu mühendislik alanında gençleri teşvik etmeyi amaçlıyormuş. Dilerim amaçlarına ulaşır ve bana da başarı dolu haberlerini paylaşmak düşer. Eğitim şart madem, bu gerçek ışığında Turkcell’in tüm çalışanları için başlattığı Marketing Masters programının mezunları,
sertifikalarını almış. Türkiye’nin en büyük pazarlama master programı olan Marketing Masters’a bin 250 Turkcell çalışanı başvurmuş. Program, 1 yıl boyunca devam eden 100 saatlik eğitimin ardından tamamlanmış. HUGO BOSS Tekstil Sanayi, alanında dünyanın en büyük ödül organizasyonu olan Yetenek Geliştirme Derneği (ATD) tarafından Liderlik/Yönetici Geliştirme kategorisinde Uygulamada Mükemmellik Ödülü’nü kazanmış. 180 saha yöneticisinin liderlik yetkinliklerinin, teknik bilgi ve becerilerinin geliştirilmesinin hedeflendiği Değişimin Liderleri programıyla ödüle layık görülen HUGO BOSS Tekstil Sanayi, Washington merkezli derneğin verdiği bu ödülü 2017 dönemi için Türkiye’den kazanan tek şirket de olmuş. Sırada kitaplarım var. Fırat Devecioğlu, Mona Kitap tarafından yayımlanan ilk kitabı “Yüzleşme” ile günümüz bireyinin mutluluk, tatmin ve yaşamın anlamı gibi sorularına farklı cevaplar bulmamızı hedefliyormuş. Daha önce Ot, Aylak Karga, Cafrande, İnsan Okur, Dünyalılar, The Geyik gibi mecralarda yazıları yayınlanan ve kendisi de bir yönetici olan Devecioğlu, kendi yaşamından yola çıkarak bu bahsettiğim kavramları kitabında ele alıyor. İstinye Üniversitesi’nin (İSÜ) gelenekselleştirmeyi planladığı “İstinyeli - Yazar Buluşmaları”nın ilki 54. Kütüphane Haftası'nda, şair ve yazar Ali Ural söyleşisiyle gerçekleştirilmiş. Etkinlikte, “Engelsiz İstinye” projesi kapsamında, “Engelsiz Kütüphane” projesi için çalışmalara başlandığı müjdesi
de verilmiş. Özel gereksinimli akademisyenler ve öğrencilerin bilgi ihtiyaçlarını karşılamak üzere planlanan Engelsiz Kütüphane, son teknoloji ürünü cihazlarla donatılarak hizmete açılacak. Hatta gerek gönüllü kitapseverler gerekse öğrenciler engelli vatandaşlar için kitap seslendirecek. Türk Telekom da görme engelli kitapseverlerin telefondan dinleyebileceği yaklaşık 2 bin sesli kitabın bulunduğu ‘Telefon Kütüphanesi’ uygulamasındaki arşivini gönüllülerin katkılarıyla zenginleştiriyormuş. Misal, Diş Hekimi Mehtap Tolu son bir yılda toplam 20 kitaba ses vererek Telefon Kütüphanesi için bir yılda 6 bin sayfa kitap okuyup projeye ciddi katkı sağlamış. Bu kadar da değil… Telefon Kütüphanesi’nin betimlemeli resim sergisi “Tablolar Konuşuyor” ile görme engelli kullanıcılarının 20 adet dünyaca ünlü tablolaya erişimi sağlanmış, ki sana bunun bilgisini zaten vermiştim geçen haftalarda. Görme engellilerin gündemi takip edebilmesi için Anadolu Ajansı işbirliği ile gündem haberlerini kütüphaneye entegre eden Türk Telekom, 2018’de de görme engelli vatandaşların hayatını kolaylaştıracak yenilikçi hizmetleri sunmaya devam edecekmiş. Haftaya noktayı mis gibi bir haberle koyuyorum. Bu yıl ikinci kez doğa ile yaratıcılığı buluşturacak olan Floralfest, çiçek tasarımcılarını ve butik çiçekçilerini çiçek tutkunları için 4-5-6 Mayıs’ta Küçükçiftlik Park’ta buluşturacak. Festivalde baharın habercisi Hıdırellez de 5 Mayıs Cumartesi akşamı Ağırkapı Roman Orkestrası konseri ve dans gösterileri eşliğinde çiçekler ve dileklerle karşılanacak. Detaylar www. floralfest.com.tr adresinde. Bu haftayı da böyle tamamlar, haftaya yine buluşalım derim,
REKLAM SATIŞ GRUBU YIL 22 SAYI 1167
Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Ltd. Şti. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr
www.bthaber.com
BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr
9 - 15 NİSAN 2018
www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber
Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr
Editör
Görsel Yönetmen
Handan Aybars handana@bthaber.com.tr
Tuğçe Erarslan tugcee@bthaber.com.tr
Online Editör
Video Editör
Ferit Çelik feritc@bthaber.com.tr
Efe Çevikoğulları efec@bthaber.com.tr
Bültenlerinizi
bulten@bthaber.com.tr
adresine gönderebilirsiniz
Cilt, Baskı, Poşetleme: Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l
Abone ve Dağıtım btabone@bthaber.com.tr
İş Geliştirme ve Satış Müdürü Abdurrahman Koyuncu Reklam Satış Yönetmenleri Kutay Göçe Çiğdem Şakar Reklam Rezervasyon Sorumlusu Suzan Bilken BThaber Şirketler Grubu Ankara Temsilcisi Funda Koyuncu Yönetim Yeri: Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Limited Şirketi Örnek Mah. Şehit Cahar Dudayev Cad. Örnek İş Merkezi No:14 Kat:5 34704 Ataşehir İSTANBUL Telefon: (0216) 888 0 596 Ankara Ofisi: Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-Ankara Telefon: (0312) 258 64 24 / Faks: (0312) 258 63 02
Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.
ISSN 1300-6495 BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER
To be honest, there will be more! SonicWall 2018 Cyber Threat Report holds a mirror to 2017. Accordingly, when we look at the developments in the security industry, the total number of ransomware attacks is reduced according to the research, but the use of SSL/ TLS is increasing again. In contrast, cybercriminals have to work harder to use exploit kits and find new vectors. Legal sanctions also have the power to reverse the flow. However on the other side, the developments in the cybercriminal wing also do not slow down. There are a lot of ransomware types that have not been explored, as the research has paid attention to in the main findings of 2017. Meanwhile, if it were not for encrypted traffic inspection, an average business would have missed out more than 900 attacks encrypted with SSL/TLS per year. On the one hand, there is a bitter truth: there are a large number of malware authors that use code from each other and mix them up to create new malware and they are only using pressure against controls that use signature security. IoT and chip processors are now forming a new front in the war. Cybercriminals are applying new attack techniques to high technology areas, especially IOT and chip processors. The table of the year 2017 is not at all hopeful. However the SonicWall 2018 Cyber Threat Report is a powerful weapon. SonicWall Solution Architect Hakan Özdamar noted the following details
on the different angles of the growing threat world: “Although sanctions and regulations seem to be sufficient against the cyber threats on paper, we see that many of them are inadequate in real life as a result of many global cyber security incidents. Varying day to day attack vectors and methods are also indicative of the attackers’ awareness and action against these regulations. Countries and unions are setting up and establishing intervention teams against cyber incidents. The aim should be to share the intelligence received with the agencies in the most effective manner for defensive purposes and to continue to increase the effective and dynamic security approach. Malware has evolved now. The situation has changed recently from providing data leakage, PoS (Point of Sales) credit card data and similar financial data. They now continue to attack us through ransomware, which is the model we make the payments, and beyond that, large or small organizations. The biggest threat I see is the risk of ‘non-file-based vulnerabilities’ such as Meltdown and Specter in the development of harmful exploits for ARM processors in Intel, AMD and mobile devices in widely used PCs and servers. Risks are increasing day by day and we see that traditional ransomware
is starting to become IoT ransomware and become a part of attacks with DOS / DDoS, M2M devices. With machine learning, which is in parallel with artificial intelligence, risks are awaiting us such as the developed malware is much more intelligent and they become difficult to detect. Especially the usage of ‘malware cocktails’ which is the use of multiple harmful components for different purposes at different times once again brings to the fore the inadequacy of traditional security measures.” According to the report, the volume of ransom software decreased in 2017. Hakan Özdamar explained this situation:
the administrators’ security policies should conduct an in depth data analysis of this channel.” Be alert for the following issues in 2018! Meltdown & Spectre exploits: The appearance of Meltdown and Spectre in early 2018 were strong indicators of what the year may hold. It’s likely these are just two of many processor vulnerabilities already in play. We predict the emergence of password-stealers and infostealers to take advantage of Meltdown and Spectre vulnerabilities.
The main reason for the decrease in the ransomware is actually because ‘the unknown becomes known’. However, the increase in diversity is also indicative of how important an attacker as a tool in generating financial resources.
PDF and Microsoft Office threats: Cybercriminals will leverage users’ trust in PDFs and Microsoft Office applications as a new attack vector. Because of obfuscation techniques, many legacy firewalls and anti-virus solutions are an unable to effectively identify and mitigate PDF or Microsoft Office file types that contain malicious content.
We have seen over the last few years that SSL / TLS traffic is the most dangerous way to leak malware into organizations. We anticipate that this data channel, which seems to be reliable in and after 2018, will also be widely used for the infection of malware. We see that more than 4% of the traffic currently analyzed in the statistics is transmitted via SSL / TLS such as ‘https’. In this sense, we strongly recommend that
More infostealers: Many of the critical threats identified in 2017 were based on malware that attempted to steal sensitive information from a device. In some cases, highly targeted attacks had political motivation and targeted defense personnel of a particular region. As user-related data is extremely valuable to attackers, it should be no surprise that most of the attacks focused on gaining this valuable commodity.
New ransomware tricks: With a decline in ransomware attacks in 2017, we will see new tricks from ransomware authors. The mechanism used by ransomware to render a victim’s device useless has shifted. We expect to see even newer techniques used in 2018. Surge in encrypted attacks: In 2018, we will likely witness more sophisticated malware that rely on encrypted traffic to covertly infiltrate organizations. Proactive IoT malware: Advanced IoT malware will leverage automated active attacks to spread easier and faster such as actively exploiting the vulnerabilities and spreading like a worm. Malicious cryptocurrency mining: With the rise of cryptocurrency, malware will force a victim’s device resources – from mobile devices and desktops alike – to mine currency for attackers. Consumer IoT attacks: Home-based IoT attacks will lead headlines as they begin to threaten average citizens’ privacy, information and identities. Device control: More and more devices are being hyper-connected without much oversight. This increases the scope of locking these devices for ransom. The threat of a botnet based on consumer IoT devices could also loom.
CaraSwitch CS4030-T56 48 Port 1 Gigabit UTP 8 Port 10 Gigabit SFP+ 256 Gbps Backplane | 192 Mpps Forwarding Virtual Stacking HotSwap Yedekli Güç Kaynağı CLI Tam Yönetilir | Web Management Full Routing Support
www.carasystems.com
high performance | best value
veri merkezi | ağ | trafik yönetimi | bilgi güvenliği | performans yönetimi | görselleştirme
ISB Bilişim Teknolojileri A.Ş.
İçerenköy Mah. Çayır Cad. No 3 Özce Center Kat 8 PK 34752 Ataşehir İSTANBUL TÜRKİYE tel +90 (216) 428 47 47 fax +90 (216) 428 47 48 web www.isb.com.tr e-mail info@isb.com.tr
HCS will now connect the world with the Cat6A standard Both in our country and in the world, structural cabling systems have become an integral part of the weak current systems used in buildings. Regardless of the business line, the importance of the data communication infrastructure in the operation of the companies and the fact that different applications start working on the Ethernet-enabled systems have increased the importance of the structured cabling system. Developing technologies indicate that such applications will increase day by day in different areas; the use of the structural cabling system for lighting infrastructure can be an example. With
comprehensive solutions in this title, HCS does not only follow the developments in the sector on a global basis but also gives direction to its product portfolio accordingly. HCS Sales Manager Erdinç Yiğit stated that: “We are also among the organizations that guide these developments.” and drew attention to the fact that they were the first company in the world to receive the independent testing organization suitability to the Cat6 standard published in 2002. Similarly, according to Erdinç Yiğit, who emphasized that they showed the same success for Cat8 cable last year, the main reasons
for these approvals are actively following standard committees and easily adapting to developments with R&D work carried out in parallel with the latest technology machine park and laboratory infrastructure. Erdinç Yiğit said: “Our expectation in 2018 is to accelerate the transition to Cat6A products from Cat6 products predominantly used in cabling infrastructure in our country. Because the Cat6A offers 10 times faster data transmission, it also offers customers the added value that they can get investment returns. As HCS, our sales policy is to progress in accordance with
the channel structure such as distributor, integrator and intermediator wholesaler both at home and abroad. In this context, it is our priority to contribute to their development by offering our customers the highest quality products with the highest benefit/cost ratio, together with our business partners. Globally 100 different countries use our products. We can give examples even from the countries such as Australia, Rwanda, and Equatorial Guinea. Our production capacity of 12 thousand km/month makes 4,500 km of monthly production with HCS tag. The monthly 7,500 km
section is produced in Kayseri as an OEM and distributed to the world. We produce cables of many famous companies as HCS. This proves, in fact, how good the products are and how well the performance values are. In the meantime, it would be wrong to define HCS as a cable manufacturer. HCS is basically a system manufacturer. We offer service in 360 degrees from cable terminations to other equipment at all points where the cable is included in the process. Therefore, we are the only system manufacturer in producing high-end products in Turkey.”
Parties are ready for national products and solutions! Turkey Electronic Industry Summit was held in İstanbul on March 30 with the collaboration of Ministry of Science, Industry and Technology and TESİD (Turkish Electronics Industrialists Association). TESİD’s ‘Turkey Electronics Industry Summit’ was organized within the scope of Ministry of Science, Industry and Technology High Technology Transition in Industry Program which is created to increase the share of high technology
products in value added industrial production. At the summit, public authorities, senior executives of private companies and representatives of non-governmental organizations have shared views and recommendations. Minister of Science, Industry and Technology Faruk Özlü, General Manager of Industry within the Ministry Zübeyde Çağlayan, TESİD President C. Müjdat Altay and TESİD Vice President Suat Bengür gave speeches. At the opening
speech, Minister Faruk Özlü stated that: “The electronics industry has now become a source of input for all sectors. Electronics industry, which is at the center of key sectors such as automotive, defense, aerospace, information and health, exports more than 10 billion USD and more than 700 million USD R&D expenditures in 2017. Countries with strong electronics industry
are growing. We carry out incentive programs in the manufacturing and informatics sectors as ministry and government. We can only become a global player in science, industry and technology by increasing the input of domestic production. If we can close the technology gap we have, we can close the current deficit. Currently 84% of electronic products are covered by imports. Production of imported intermediate goods in our
country is now in the agenda ant it is a national goal. We need to increase the value of our exports from the level of 1.3 USD to at least 3 USD. With the aim of making Turkey a science center, technology base and advanced industrial country, Turkish industry must improve and double the production of intermediate goods and manufacturing industry within 10 years. We will increase the technology content of the products we export.”
Let’s not be late to be ready for GPDR A conference held in İstanbul on March 29 discussed the EU General Data Protection Regulation (GPDR) with the participation of members of the International Investors Association (YASED), the
Personal Data Protection Agency (KVKK) and senior experts from abroad. At the conference, GDPR and Personal Data Protection Act (KVKK) within the scope of the rules for the companies
in Turkey, sanctions and possible steps to be taken were discussed. The most important reform of the privacy laws in Europe over the past two decades is the new data protection
law, GDPR, which is being implemented as of May 25, 2018. The reform is designed to effectively protect the privacy of individuals in the digital world and will apply to all businesses of all sizes who
handle the personal data of EU citizens. YASED discussed the topics which not only concerns Europe but also any institution in Turkey doing business with Europe at the conference.
www.bilisimzirvesi.com.tr 26 NİSAN 2018 Perşembe
09:30-16:30
CVK Park Bosphorus Hotel
teknoloji platformu
‘’Dijital hayat kaçınılmaz… Güvenlik daha da kaçınılmaz’’ Siber suçlar artık devlet destekli casusluk veya şan - şöhret peşindeki bilgisayar korsanının yaptıkları ile sınırlı değil. Bugün iyi organize olmuş siber suçlular, karmaşık saldırılar ile son kullanıcıyı hedef alarak bilgi ve para hırsızlığı yapıyor. Bu sebeple kurumlar bugün; saldırıları daha gerçekleşmeden analizleyen ve uyarı verebilen sistemlerle yatırım yapmayı önceliklendiriyorlar.
Katılım için online kayıt gereklidir. Online Kayıt İçin www.bi l i s i m zi r ve s i .co m .t r/s i b e rg u ve n l ik
Ulusal Siber Güvenlik Politikaları Siber Liderler
Büyük Veri Güvenliği
Bulut Güvenliği
Blockchain
Akıllı Şehir ve Binalarda Güvenlik
Gerçek Zamanlı Tehdit İstihbaratı
Güvenlikte Yapay Zeka Faydası
Biyometri
IoT
VoIP
/teknolojiplatformlari
/TPlatformlari