BThaber Sayı 1019

Page 1

ASRACK_AKSABAT.pdf 1 21.4.2015 15:12:51

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

SAYI

HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ

Sayfa

Yeni eğilimler, yeni anabilgisayarda yanıt buluyor

10

Alex Gogh

Sayfa

11

Bulut, analitik ve mobilite odaklı bir yapı olan z13, anabilgisayar kavramını yeniden güncelliyor.

Frankfurt One hizmete girdi

3

Kullanıcı deneyimini benimseyin

Emrah Yayıcı

Bilişimde en iyiler için geri sayım başladı Sayfa

Aslıhan Güreşcier

28

27 Nisan - 3 Mayıs 2015

Haber Merkezi

Eylül ayında İstanbul One’ın açılışını gerçekleştirecek olan Zenium, İstanbul’dan önce Frankfurt One’ı hizmete sundu.

Sayfa

www.bthaber.com

1019

“Kullanıcı deneyimi uzmanlığı” şirketlere önemli bir rekabet avantajı sağlıyor.

Türkiye bilişim sektörünün geleneksel olarak en bütünsel ve en güncel sıralaması Bilişim 500’de başvurular için son tarih 8 Mayıs. Başvuru formunu ise www.bilisim500. com adresinden indirebilirsiniz. Sayfa

KÖTÜLER UYUMAZ, AMA BİZ HİÇ UYUMAYIZ. SAFE NEVER SLEEPS

15 25

DOSYA:

ÇAĞRI MERKEZLERİ Çağrı merkezlerindeki yeni eğilim ve yaklaşımlar dosya sayfalarımızda.

Hazırlayan: Bülent NEVRES


ortam

izleme ürünleri

- Ayarlanabilir RJ 45 sensör girişleri , kuru kontak sensör bağlantı girişleri ve dahili röle çıkışları - Elektrik kesintilerine karşı dahili back-up battery - RJ 45 portuna bağlanan sensörler utp kablo ile 300 metreye kadar uzatılabilir. - E-MAIL, SNMP, SMS ile uyarı gönderme desteği - 3G Modem bağlantısı ile sms atma özelliği - 16 - 64 adet cihaza ping atma ve cihazlara ulaşılamadığında uyarı verme özelliği - USB girişi üzerinden logları USB bellek vasıtası ile kaydetme özelliği - IP Kamera ile görüntü gösterme özelliği - HTTP/HTTPS, SNMP V1/V2c/V3, SMTP, TCP/IP, Syslog, SNTP, DHCP, SSHv2, SSLv3, LDAPv3, AES 256-bit, 3DES, Blowfish, RSA, EDH-RSA, Arcfour, IPV6, WAP 2.0,, TELNET desteği

OPENGEAR tamamen konsol yönetimi üzerine uzmanlaşmış ve tecrübesini ürünlerine yansıtmış önemli bir üreticidir. OPENGEAR IP KONSOL SERVER ürünleri cihazlarınıza uzaktan konsol

ip konsol

server ürünleri

bağlantısı ( RS232 ) yapmanıza olanak sağlamaktadır.

- Her bütçeye / projeye göre geniş ürün portfoyü - Dahili dial-up modem & 3G modem yedek bağlantı seçenekleri - 4 – 16GB dahili hafıza - Sıcaklık & nem sensörü desteği - Dahili FTP / TFTP server - Çevrimiçi / çevrimdışı log tutabilme özelliği - Merkezi Yazılım Desteği - Gelişmiş yönetim ve uyarı seçenekleri - HTTP, HTTPS, ARP- RING, SSH V2 & V3, FIPS140, TACACS+, RADIUS, KERBEROS, LDAP, IPsec, TELNET, TCP, DCHP, NAT, PPP, SECURE NTP, RFC2217 desteği


BThaber

GÜNDEM

26 NİSAN - 3 MAYIS 2015

3

Bilişimde en iyiler için geri sayım başladı Haber Merkezi Bu yıl 16’ıncı kez yapılacak olan Bilişim 500 araştırması, Türkiye söz konusu olduğunda bilişim başta olmak üzere aslında tüm sektörlerin, yurtiçi ve yurtdışı iş dünyasının izlediği bir yayın. Bu kaynak, kamunun da önemli desteğini alarak prestijini pekiştiriyor. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile Bilgi ve İletişim Teknolojileri Kurumu (BTK) bu araştırmayı başından beri yakından takip ediyor ve destekliyor. Bunun yanı sıra söz konusu sıralama, kamu kurumlarının bilgi işlem daire başkanları için de önemli bir referans kaynağı olarak yerini alıyor. Bu yılın yeniliği ‘bulut’ oldu Bu yıl Bilişim 500’de ‘Bulut’ da sıralama başlıklarından biri olarak ‘Hizmet’ kategorisi içinde yerini aldı. Bilişim 500’de asıl temel değişikliği iki yıl önce gerçekleştirdiklerini, bu yıl ise ‘Hizmet’ kategorisine eklenen ‘Bulut’ başlığı dışında başka bir önemli değişiklik olmadığını söyleyen M2S Marketing To Sales Genel Müdürü Özlem Unan, “İki yıl önce ‘bilgi teknolojileri’ ve ‘iletişim teknolojilerini’ ayrı sıralamak ve 9 farklı kategori altında değerlendirmek gibi önemli bir yeniliği yaptık. Bu değerlendirme stratejimiz, bu yıl da devam edecek” dedi. Kategoriler bu yıl şu şekilde sıralanıyor: • Türkiye Merkezli Üretici • Uluslararası Türkiye Dışı

Türkiye bilişim sektörünün geleneksel olarak en bütünsel ve en güncel sıralaması Bilişim 500’de başvurular için son tarih 8 Mayıs. Başvuru formunu www.bilisim500.com adresinden indirebilirsiniz. Merkezli Üreticinin Türkiye Temsilcisi / Satıcısı • Sistem Entegratörü • Hizmet Sağlayıcı • Telekom Şirketi • Dağıtıcı • Bayi • Perakende Zinciri • E-Ticaret Şirketi Kategori bazında en iyiler 1 Temmuz’da açıklanacak Şirketlerin 2014 yılı net satış gelirleri, Bilişim 500 sıralamasında temel kriter olmayı sürdürecek. Ancak Özlem Unan’ın da hatırlattığı gibi, net satış gelirlerini resmi belgelerle desteklemek zorunluluğu da devam ediyor. Bunun yanı sıra, hisseleri BİST’te işlem gören şirketlerin de mutlaka borsaya verdikleri bilgilere göre M2S’e bilgi vermesi gerek. Unan’ın da belirttiği gibi, değerlendirme net satış gelirlerine bağlı bir ciro sıralaması olduğu için cirosuna göre en büyükten en küçüğe doğru bir sıralama gerçekleşecek ve böylece bilişim sektörünün en büyük 500 şirketi açıklanacak. Kategori birincileri, 1 Temmuz 2015 tarihinde, her yıl olduğu gibi düzenlenecek olan ‘İlk 500 Bilişim Şirketi’

töreninde duyurulacak. Bu değerlendirmede yer almak, bir şirket için gerek iç pazarda gerekse yurtdışı adımlarında önemli faydaları beraberinde getiriyor. Önemli bir referans noktası Bu avantajları Unan şöyle anlatıyor: “Bilişim 500, Türkiye’de bilişim sektöründe yapılan ilk ve tek sıralama. Çok önemli bir referans kaynağı. Türkiye pazarında özellikle şirketlerin kendi durumları ve rakiplerinin durumlarını görmeleri açısından bulunmaz bir kaynak. Bunun yanı sıra teknoloji liderlerinin satın alma kararlarında başvurdukları bir yayın. Yayın hem Türkçe hem İngilizce hazırlanıyor. İngilizce versiyonu her yıl ticari ataşeliklere gönderiyoruz. Yurtdışından Türkiye pazarına girmek isteyenler, ürünleri için temsilci arayanlar veya Türk şirketlerini satın almak isteyenler mutlaka Bilişim 500 yayınını güncel bir bilgi kaynağı olarak kullanıyor. Elbette yurtdışı bağlantısı olan Türk şirketler de, bu yayında yer aldıklarında bunu yurtdışı ile mutlaka paylaşıyorlar. Çünkü bu onlar için önemli bir prestij. Bilişim 500 araştırması, Türk bilişim sektörünün çok önem verdiği bir yayın. Dünyada ve Türkiye’de Fortune 500, ISO 500, gibi pek çok sıralama çalışması var. Bu alanda da Bilişim 500, en eski çalışmalardan biri. Çalışmanın uzun yıllardır devam etmesi, araştırma duyulan güveninin bir göstergesi.”


4

BThaber

E-TOPLUM

27 NİSAN - 3 MAYIS 2015

‘Sporda Dijital Dönüşüm Projesi’ için çalışmalar devam ediyor Spor Genel Müdürlüğü’nün artan ihtiyaçları ve teknolojik gelişmelerin iş süreçlerine uygulanarak kamu hizmetlerinin sorunsuz, hızlı, güvenilir ve sağlıklı işletilmesine imkân sağlaması sebebiyle Spor Genel Müdürlüğü’nün tüm faaliyetlerini içeren ‘Sporda Dijital Dönüşüm Projesi’ Kasım 2014 tarihinde başlatılmıştı. Bu proje kapsamında Gençlik ve Spor Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi ve Spor Genel Müdürlüğü Strateji Geliştirme Dairesi Bilgi İşlem Şubesi personellerinden

Gençlik ve Spor Bakanlığı, Spor Genel Müdürlüğü’nün tüm faaliyetlerini içerecek şekilde başlatılan ‘Sporda Dijital Dönüşüm Projesi’ kapsamında, 4-5 Nisan tarihinde Antalya’da ‘Rehber Çalıştayı’ düzenlendi. oluşan 8 kişilik proje ekibi tarafından Spor Genel Müdürlüğü’nün 25 biriminde yazılımlar için yüz yüze ön analiz çalışmaları yapıldı. Dönüşüm Çalıştayı da düzenlenecek Proje kapsamında yapılan ön analiz çalışmaları 255 sayfalık Analiz Rehberi

Raporu olarak konsolide edildi. Bu rapor içeriği; Spor Genel Müdürlüğü birimlerinden katılan 98 personelle Antalya’da gerçekleştirilen Rehber Çalıştayında kurum birimlerini temsil eden personelin görüşüne sunuldu. Çalıştayda panel modelinde yapılan 6 oturumda

toplam 32 personel aktif konuşmacı olarak yer aldı. Çalıştayda dile getirilen 80 iş kalemi üzerinde 130 talep ve görüş analiz çalışmalarında yapılacak düzeltme ve ekleme için kayda geçirildi. Yapılacak detaylı analiz ve yazılım geliştirmeleri sonrasında da süreç iyileştirme çalışmaları

için mayıs ayı sonunda ‘Dönüşüm Çalıştayı’nın daha geniş katılımla gerçekleştirilmesi bekleniyor. Spor Genel Müdürlüğü yazılım ihtiyaçlarının fazlar halinde analiz edilerek geliştirileceği bu projede; ilk faz çalışmalarının 2015 yılı 3.çeyreğinde, ikinci faz çalışmalarının 2015 yılı sonunda ve ağırlıklı olarak sunulan hizmetlerin e-Devlet hizmetine dönüştürülmesinin hedeflendiği üçüncü faz çalışmalarının da 2016 yılı ilk yarısında bitirilmesi planlanıyor.

3D yazıcılar 3. sanayi devriminin kapısını açıyor Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ankara’da 14 Nisan tarihinde, ‘Gelişen Teknolojiler Çalıştayı: 3D Yazıcı Sektör Toplantısı’ düzenledi. Gelişmekte olan 15 teknoloji alanından biri olan 3D yazıcılar sektörü için düzenlenen çalıştayda, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık “Güçlü olduğumuz alanlarda, katma değeri daha yüksek ürün üretme gayreti içindeyiz; bu noktada Ar-Ge ve inovasyonu çok agresif şekilde destekliyoruz” ifadesini kullandı. Işık, konuşmasına şöyle devam etti: “Artık tasarım, üretimimizin ayrılmaz parçası olacak. Yapılan tahminlere göre, 2024’te 20 milyar dolarlık bir 3D yazıcı piyasası ve yaklaşık 30 milyar dolar da sarf malzemesi piyasası oluşacak. Bu, kişiselleştirilmiş üretimin yaygınlaşması

anlamına geliyor. Aslında bu teknolojiyi, belki bir 3. sanayi devrimi olarak nitelemek bile mümkün hale geliyor. Dolayısıyla 3 boyutlu yazıcıların hayatımıza katacağı yenilikler tahminimizin de ötesinde. Şu anda özellikle medikal alanda

çok yoğun bir kullanıma şahit oluyoruz. Bunun, savunma sanayisinden iletişim teknolojilerine kadar pek çok alanda, hayatımızın her gün daha da içine gireceğini tahmin etmek zor değil” açıklamasını yaptı.

Dünyanın gündeminde açık inovasyon ve açık Ar-Ge var Bakan Işık, dünyada açık inovasyonun yanı sıra açık Ar-Ge kavramının da daha önemle vurgulanmaya başladığını söyleyip fikri

mülkiyet haklarında da önemli değişikliklerin meydana geldiğini ifade etti ve birçok büyük şirketin elindeki çalışmaları tüm dünyaya açtığını söyledi. Sadece emeği değil, zamanı da değerleyen bir fikri mülkiyet kavramıyla karşı karşıya olunduğunu vurgulayan Işık, şunları kaydetti: “Bunun da olmazsa olmazı, Türkiye’de startup firmalarının çok yoğun desteklendiği bir ekosistemi oluşturmak. İstiyoruz ki TÜBİTAK ve enstitüler, çok güçlü entegrasyon kurumları olsun, iş paketleri oluşturulsun ve firmalara bu iş paketleri dağıtılsın, Türkiye’de startup firmalarını güçlendirecek bir ekosistem oluşsun. Türkiye’nin en iyi beyinleri kendi şirketini kurup, kendi teknolojisini geliştirmeye heveslensin.”



6

BThaber

E-TOPLUM

27 NİSAN - 3 MAYIS 2015

Kadınlar haklarını öğreniyor Sosyal Güvenlik Kurumu, MasterCard ve TurkishWIN, çalışan kadınların ekonomik yaşama aktif katılımını artırmak üzere ‘Evin Hesap Uzmanı Kadın’ projesini hayata geçirdi. Lansman toplantısı; Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı Yadigar Gökalp İlhan, MasterCard Türkiye Müdürü Yasemin Bedir ve TurkishWIN Kurucusu Melek Pulatkonak’ın katılımıyla gerçekleşti. Projeyle; 18-35 yaş arası SGK’lı kadınların sigortalılık hakları ve finansal okuryazarlık konusunda bilinçlenmeleri amaçlanıyor. Üç yıla yayılması öngörülen uzun soluklu proje kapsamında yurt çapında 100 bin kadına eğitim sağlanması hedefleniyor. Kadınların işgücü katılımının yüzde 30 seviyesinin üstüne çıkması gerekiyor SGK Başkanı İlhan, lansman toplantısında; projenin cinsiyet eşitliği, yoksulluğu önleme boyutuyla doğrudan ilişkili olduğunun altını çizerek şunları kaydetti: “Sosyal Güvenlik Reformu ile birlikte kadınlarımız, sosyal güvenlik alanında erkeklere nazaran pek çok pozitif

EvinHesapUzmaniKadin.org’daki e-Eğitim modülleriyle daha çok kadına ulaşılabilecek.

hakka sahip oldu. Bugün başlattığımız bu projeyle, sigortalı çalışmanın önemini vurguluyoruz. Kadınların sosyal güvenlik haklarını kullanmaları yolunda onlarda bir farkındalık oluşmasına katkı sağlıyoruz. Diğer yandan nüfusu her geçen gün artan ve doğal kaynakları sınırlı olan dünyamızda, kişilerin finansal okuryazarlık düzeylerinin yükseltilmesini ve tasarruf bilincinin yayılmasını sağlamak, tüm

ülkelerin ekonomik ve sosyal politikaları arasında ön sıralarda yer almaya başladı.” Bedir de; “Uzun vadeli sürdürülebilir büyüme ve gelişim Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde vatandaşların finansal sisteme erişiminin artması ile mümkün. Finansal araçların etkin kullanımı ile refah seviyesi yüksek bir orta sınıf oluşuyor. Dünyada 2,5 milyar insan yani dünya nüfusunun yarısından fazlası finansal

Ar-Ge çalışmaları kurumsal olarak bütünlük sunmalı

Ankara Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi ve TÜBİTAK işbirliği ile düzenlenen, “AB UFUK / HORİZON 2020 Marie Sklodowska Curie Araştırma Programları ve Bursları ve Sağlık, Demografik Değişim ve Refah Alanı Bilgi Günü” etkinliği 15 Nisan’da Ankara’da gerçekleştirildi. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Ankara Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ayhan Elmalı, “ArGe konusunda verilen destekler bireysel çabalar içerisinde ilerlediğinde çok anlam ifade etmiyor. Bu kapsamda yapılan çalışmaların muhakkak kurumsal olarak bir bütünlük sunması gerekiyor. Bu çalışmalar kapsamında oluşturduğumuz Teknoloji Transfer Ofisimiz, üniversitemizin mevcut

potansiyelini ortaya çıkarmak adına çalışmalara başladı. Ekibimizle birlikte üniversitemizin Ar-Ge alanında koyduğu hedeflere ulaşmaya çalışıyoruz. Bu çalışmaların başında değişik kurumlar tarafından açılan çağrıların sizlere ulaştırılması ve konuların uzmanları tarafından değerlendirilmesi geliyor. Biz TTO ekibiyle birlikte bu çalışmaları

uzmanlığımızın güçlü olduğu sağlık alanında başlatmaya karar verdik” açıklamasını yaptı. Ankara Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi; TÜBİTAK uzmanları tarafından yapılan HORİZON 2020 bilgilendirme toplantısı sonucunda tıp camiasına önemli katkılarda bulunacak yeni projelerin başlatılmasının hedefliyor.

hizmetleri kullanmıyor. Türkiye’de ise 20 milyon insanın, yani yetişkin nüfusun yüzde 40’ının banka hesabı yok. Bu projeyle inanıyoruz ki kadınlarımızın yükselen bilinci, bu bilgilerin toplum tabanına yayılmasını ve daha bilinçli nesillerin yetişmesini de sağlayacak” açıklamasını yaptı. Pulatkonak; “Fark yaratan kız kardeşlik ağı TurkishWIN olarak kadının birbirine ilham ve güç vermesi için her gün

çalışıyoruz” şeklinde konuştu. ‘Evin Hesap Uzmanı Kadın’ eğitim projesi ilk fazda 10 şehirde başlayacak; Antalya, Ankara, Sakarya, Zonguldak, Manisa, Adana, Eskişehir, Kayseri, İstanbul ve Bursa’yı ziyaret edecek. SGK iş birliğiyle, bu şehirlerde çalışan kadınlara ulaşılarak yüz yüze eğitimler verilecek. Eğitimlerde finansal okuryazarlık ve SGK hakları anlatılacak. Eğitimin ilk bölümünde kadınlar SGK haklarını öğrenirken, FODER (Finansal Okuryazarlık ve Erişim Derneği) tarafından hazırlanan ikinci bölümde ise finansal okuryazarlık konularında bilgi sahibi olacaklar. İki saatlik yüz yüze eğitim içeriğinin ardından soru cevap bölümüyle kadınlar tüm merak ettiklerini uzmanlara danışabilecek. ‘Evin Hesap Uzmanı Kadın’, daha çok katılımcıya erişmek, yüz yüze eğitimlerde yer alan bilgilerin referans teşkil etmesi ve finansal okuryazarlıkta ileri seviye eğitimler için www. EvinHesapUzmaniKadin.org internet sitesindeki e-Eğitim modülleriyle desteklenecek. E-eğitimlerini tamamlayan katılımcılara katılım sertifikası verilecek.

Proje yöneticileri farkındalık yaratmak istiyor PMI Türkiye, 2015 üyelik ve gönüllülük toplantısının ikincisini, 11 Nisan’da Ankara’da 90’dan fazla proje yöneticisiyle ODTÜ Vişnelik Tesisleri’nde gerçekleştirdi. Proje yönetimi mesleğinin Türkiye’de gelişimine katkıda bulunmayı ve bu çalışmalarını üye ve gönüllülerinin desteği ve katılımıyla ileriye götürmeyi amaçlayan PMI Türkiye, yeni projeler, daha fazla büyüme ve proje yönetimi alanında daha fazla katkı sağlamak için ODTÜ Vişnelik Tesisleri’nde toplandı. Etkinlikte; PMITR yönetim ekibi, geçmiş ve hedeflenen faaliyetleri anlattı. Ayrıca ekim ayında Ankara’da yapılması planlanan ‘Kalkınma ve Proje Yönetimi’ temalı ‘Proje

Yönetim Zirvesi’ hakkında bilgi verilerek katılımcılar Zirve’ye davet edildi. PMI Türkiye nedir? PMI Türkiye, PMI’ın (Project Management Institute) Türkiye şubesi. PMI, dünyada 185’in üzerindeki ülkede temsilciliği bulunan, proje yönetimi mesleğini geliştirmeyi hedefleyen ve proje yönetimi konusunda dünyada pek çok ülkede geçerli sertifikasyonlar sağlayan, kâr amacı gütmeyen bir sivil toplum kuruluşu. PMI Türkiye’nin hedefi; Türkiye’de proje yönetimi konusundaki farkındalık ve algıyı geliştirip proje yöneticilerinin gelişimlerine destek sağlamak.


Veri, hak ettiği uzmanlıkla korunuyor

T

ürkiye’nin en büyük insan kaynakları platformu Kariyer.net, sadece ülkemizin değil dünyanın da en büyük aday veritabanlarından birisine sahip. Türkiye’nin ilk insan kaynakları sitesi olarak faaliyete geçtiği 1999 yılından bu yana, insan kaynaklarının teknolojik ortama taşınması ve yaygınlaşması misyonu doğrultusunda öncü faaliyetlerini sürdürüyor.

Her şirket için olduğu gibi Kariyer.net için de sürekli artan veriyi hak ettiği şekilde korumak, bunu ihtiyaç halinde hızla erişilebilir kılmak ve bunları yaparken toplam kapasiteyi etkin yönetmek büyük önem taşıyor. Türkiye’de iş gücü ve ilanların sürekli artışı ışığında Kariyer.net’in, depolanması ve yedeklenmesi gereken veri miktarı da sürekli büyüyor. İşte bu sebeple yedekleme hızı ve kapasitesi Kariyer.net için çok önemli. Bu çerçevede yedekleme yatırımı sonunda gelinen noktanın ardından, elde edilen yedekleme altyapısı sayesinde yeni bir yatırım planının en azından bu başlıkta olmadığını gururla ifade eden Kariyer.net IT Direktörü Mert Kariyer.net IT Direktörü Mert Hekimci “İş birimlerinin memnuniyetinin yanında, sistem ekibinin iş yükünde önemli bir hafifleme oldu. Bu yatırım bizim için zaman, fayda ve maliyet avantajı yanında yedekleme kolaylığı ve prestij sağladı.”

Özkan Kabacalı, Sevilay Gürel, Gökhan Dikmen, Mert Hekimci, Ahmet Fikri Ay.

Hekimci, “Treo’nun sunduğu HP StoreOnce Backup ürününün özelliği yedekleri alırken, bunları ikinci bir lokasyona otomatik olarak kendisinin aktarabilmesidir. HP StoreOnce Backup ile belirlediğimiz zamanlarda tüm alanlar otomatik olarak yedekleniyor” dedi. Hekimci’nin verdiği bilgilere göre Kariyer.net, yazılımını mevcut kadrosu ile geliştiren, kendi sistemlerini bulutta barındıran, Genel Müdürlük’te de bir veri merkezine sahip olan bir şirket. 40 kişiye yakın BT birimi içinde sistem ekipleri de var. Ama ağırlık, yazılım ekiplerinde. Hekimci’nin belirttiği gibi bunun temel sebebi ürün geliştirme ve yazılım üretiminin Kariyer.net için öncelikli olması. BT bünyesindeki diğer tüm birimler de yazılımın hayatına daha iyi devam etmesi ve yapılan çalışmaların daha performanslı çalışması için destek veriyor. Yedeklemede önemli adımlar Kariyer.net’in hedefi, Türkiye’de internet üzerinden istihdam yaratmaya çalışan şirketlerin büyük bölümünün kullandığı bir platform olarak sürekli gelişimi sağlamak. Bu öncelik, yazılım ekibinin üstüne düşen görevleri de doğal olarak artırıyor. Son bir yıldır görev yaptığı Kariyer.net’te var olan bazı kalıpları değiştirdiklerini söyleyen Hekimci, çalışmalarını şöyle anlatıyor: “Yazılım tarafında büyük değişiklikler yaptık. İş yapış süreçleri ve kullandığımız araçlara kadar bakış açımızı daha da genişlettik. Küresel kabul gören yapılara yönelmeye, trendi yakalamaya çalıştık. Bu gelişim donanımsal ve topoloji gibi başlıklarda kendini gösterdi ve bunları da adreslemek üzere 2014 yılı sonunda bir bütçe hazırladık, planımızı yaptık. 2015 yılında bunları uygulamaya başladık. Sunucuların sanallaştırılması, tekilleştirilmesi, lisansların optimize edilmesi, depolama sistemlerinin optimizasyonunun yanında, yedekleme ile ilgili bir geliştirme çalışması yaptık. Treo’dan aldığımız danışmanlık ve destek ile bu alandaki eksiğimizi kapattık.

Kritik sistemler tek noktada buluşuyor 2014 sonunda planlaması yapılan yatırım ışığında 2015 yılında bu konuda çalışmalar başladı. HP StoreOnce Backup yapısı ile, daha önce kullanılan ama kurumsal gelişime ayak uyduramayan üründen ziyade mevcut ve gelecek ihtiyaçlara daha rahat cevap verebilecek bir ürüne yatırım yapma kararı alan Kariyer.net, bu yatırımla kapasitesini de artırarak önemli bir avantaj elde etti. Yedekleme hızı da önemli ölçüde artarken, kurumsal yedekleme stratejisiyle örtüşen bir alana ve hıza sahip olundu. Ölçeklenebilir ve ihtiyaca göre genişletilebilir bir yapıyı kurguladıklarının altını çizen Hekimci, şu detayları paylaşıyor:

Elde Edilen Faydalar

“Kritik sistemlerimiz HP StoreOnce Backup’ta konumlanıyor. Merkezdeki ekibimiz uzaktan erişimle bu yapıyı sürekli takip ediyor. Bu yapının yedeğini ise stratejilerimiz paralelinde buluta taşıma hedefimiz var. İş birimlerinin memnuniyetinin yanında, sistem ekibinin iş yükünde önemli bir hafifleme oldu. Bu yatırım bizim için zaman, fayda ve maliyet avantajı yanında yedekleme kolaylığı ve prestij sağladı.”

Bilişim sektöründe güven ve hizmet kalitesi denildiğinde ilk akla gelen kurumlardan biri olan Treo Bilgi Teknolojileri, uzun vadeli, karşılıklı güvene dayalı ilişkiler ile tüm paydaşlarına değer katarak büyümede sürekliliği hedefliyor. Treo’nun şimdiye kadar gerçekleştirdiği başarılı projeleri, kazandığı ödülleri, bünyesinde bulundurduğu dikey uzmanlıkları, HP ve Microsoft başta olmak üzere güçlü iş ortaklıkları ve 9 yılda 200 kat büyüttüğü sermayesi göz önüne alındığında hedeflerine ulaştığı görülüyor. Yüzde 100 müşteri memnuniyeti sağlama misyonuyla; yüksek katma değerli hizmet üreterek müşterilerine rekabet avantajı sağlayan Treo, sağladığı fayda ve yarattığı fark ile üstlendiği her projeyi başarı hikayesine dönüştürüyor. Yetkin ve deneyimli ekibi ile verimliliği artıran çözümlerini aşağıdaki 12 ana başlıkta 40’tan fazla dikey uzmanlık ile sunan Treo, uçtan uca hizmet ve teknoloji danışmanlığı veriyor.

Yatırımlar ve fayda katlanarak büyüyor Kariyer.net’in yatırımı ilk planlama sürecinde çözüm ihtiyacını saptaması, bu konuda bir tedarikçi ve iş ortağı arayışını da beraberinde getirdi. Bu noktada Treo Bilgi Teknolojileri ile kurulan bağlantı, Treo ekibinden edinilen detaylı bilgi ve danışmanlık hizmetleri ile hem Treo hem de HP odaklı güvenin Kariyer.net’te güçlenmesini sağladı. Gartner tarafından her yıl yayınlanan Veri Yedekleme Magic Quadrant’ında liderler bölümünde yer alan HP StoreOnce ürününün fayda/maliyet adına benzer ürünlerden öne çıktığını belirten Treo çözümlerden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Erhan Panayırcı, şu bilgileri ekliyor: “Kariyer.net, HP StoreOnce Backup ürünü ile Catalyst özelliğini de birleştirerek önemli faydalar elde etti. Bu süreçte danışmanlık hizmetleri ve uçtan uca destek ile Kariyer.net’in yanında yer aldık. Bu başarılı projeyi izleyecek farklı çözümler ile yaşayan bir süreç, devam eden bir çalışma karşılıklı güvenle şekillenmeyi sürdürecek.”

Kariyer.net, kritik veri ve sistemlerini Treo uzmanlığında yedeklerken, şu avantajları da elde etti: • Yedekleme işlemlerinde merkezi yönetim • Veri tekilleştirme (Inline deduplication) teknolojisi ile kapasite avantajı • D2D teknolojisi ile hızlıca yedekten dönme imkanı • Bundan sonraki yatırımlar için güvenilir bir altyapı.

Treo Hakkında

• Profesyonel Hizmetler (Kurulum, Danışmanlık, Yönetilen Hizmetler, Dış Kaynak Kullanımı) • Veri Merkezi Modernizasyonu • Konsolidasyon (Network, Sunucu, Depolama, Sanallaştırma) • Bulut Hizmetleri (Özel, Karma, Genel) • Kurumsal Yedekleme Çözümleri • Felaket Kurtarma ve İş Sürekliliği • Birleşik İletişim Çözümleri • Network ve Güvenlik Çözümleri • İş Zekası Çözümleri • Microsoft Kurumsal Çözümler • İstemci Çözümleri • Bakım ve Destek Hizmetleri (HP Yetkili Servis Hizmetleri)

advertorial

Kariyer.net, Treo danışmanlığında hayata geçirdiği projeyle risk altındaki verilerini koruyan güvenli ve hızlı bir yedekleme sistemine sahip oldu.


8

BThaber

E-TOPLUM

27 NİSAN - 3 MAYIS 2015

Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com

Bir de Periscope sorunu...

Sosyal Gelişme İndeksi 2015 Harvard hocalarından Michael Porter ve Harvard’ın komşusu MIT’den Scott Stern’in yönetiminde hazırlanan Sosyal Gelişme İndeksi 2015 yayınlandı. Ülkelerin rekabetçiliğini ve zenginliğini GSYH (GDP) ile değil, sosyaltoplumsal ölçütlerle belirlemeyi hedefleyen bu indeks ilk kez geçen 2014’te yayınlandığında akademik bir tartışma başlattı. Çünkü, ülkelerin ekonomik büyüklüğünü hatalı gösterdiği halde “vazgeçilemeyen” GDP hesabı yerine “sosyal kalkınmanın” daha gerçekçi ve alternatif bir ölçüt olduğunu savunuyordu. (Social Progress Index 2015) Geçen yılki ölçümlerde Türkiye 132 ülke arasında 64’üncü sıradayken, bu yılkinde 58’inci sıraya yükselmiş görünüyor. Ancak işin ilginç tarafı, geçen yılki Sosyal Gelişme İndeks puanı 65.31’ken, bu yılki puan 66.24’e inmiş. Geri kalan 20’ye yakın

alt-indeksteki artışlarla, ortalama puanımız bizi bu yıl Tayland ile Bosna arasına yerleştirmiş. Yenilikçiliği destekleyecek hoşsgörü ortamına dair ölçümlere baktığımızda geçen yılki 32.54 puandan çok geriye düştüğümüzü 42.70 puana indiğimizi görüyoruz. Bilgiye (knowledge) erişim konusunda geçen yılki puanımız 91.75’ken bu yılki 91.85: Azıcık gerileme var. Ama veriye (information) erişimde geçen yılki 63.69 puan yerine bu yıl 65.13 puana inmişiz. Bunda her halde internet yasaklarının rolü ve etkisi olsa gerek. Tolerans (tahammül değil, hoşgörü), yenilikçiliğin oluşması için gereken üç unsurdan en önemlisi: Teknoloji-yetenek-tolerans içinde, bir tek tolerans satın alınamaz. Çünkü zihinsel bir süreçtir. Ve bu olmadan, yaratıcılık yenilikçilik gelişemez. İndeskte Türkiye alt-orta kategoride yer alıyor. Birinci sıradaki Norveç’in puanı 88.36.

Teknoloji, hukuktan çok çok daha hızlı. Hukuk, ne oluyora çözüm üretene kadar teknoloji uçmuş gitmiş oluyor. Son örnek: Periscope. Twitter’ın canlı video paylaşım aracı. Google Gözlüğü’nün, kişilik haklarına, telif haklarına, özel yaşam haklarına saldırı olduğunu düşünenler, şimdi Periscope karşısında ne diyecek? Aynı şeyleri... Sanki milyonlarca kişinin en büyük beklentisi, akıllı telefonundan canlı video yayını yapmaktı. Piyasaya çıkışından henüz bir ay olmuşken Periscope (ve rakibi Meerkat) sanki öteden beri varmış da hep kullanılıyormuş gibi bir “alışkanlıkla” hop benimsendi. Öyle ki TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in 17 Nisan basın toplantısı “TBMMresmi” adresinden Periscope üzerinden yayınlandı. Şimdiye kadar sürekli tartışılan “özel yaşam kamusal yaşam sınırı” konusuna şimdi de Periscope’un yaratacağı hukuki sorunlar eklenecek. Bunu dert edenler, hukuku ve demokrasisi ince ayarlı bilgi toplumları. Türkiye’de ciddi bir Periscope “sorunu” çıktığında nasıl davranılacağını yaşayıp göreceğiz. Bir maç sırasında bakalım kim, nasıl bir “naklen yayın” yapacak? Bir konserde? Özellikle magazin gazetecileri için Periscope bulunmaz bir nimet olacak. Acaba, TBMM’de oylanmayı

bekleyen Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun, Periscope türü “yıkıcı yenilikçi” uygulamalara karşı bir önlemi var mı? Kişisel veri, kamusal veri, büyük veri derken, verinin tanımını yeniden yapma girişimleri de artıyor: Veri = menkul kıymet? Eğer “evet” ise, verinin parasal değeri de olmalı. Hatta verinin “değeri,” hisse senedi, banka hesabı gibi yönetilebilir. Çünkü teknoloji danışmanlık şirketi Capgemini, sadece tüketici kaynaklı veri artışının 2016’da 10 zetabyte’a çıkacağını (toplam dijital evrenin 44 ZB olacağını) hesapladı. (1 ZB= 1 milyon petabyte). Bu hacmin parasal değeri ne olabilir? Bunu kim, nasıl hesaplayabilir? Ve geldik ABD kaynaklı tuhaf bir habere: ABD’nin

satıldı. Haritanın “basılması” yasaktı sadece, “satışı” değil! 1925’ten kalma harita mevzuatı bazı yamalar ardından nihayet 2005’te Büyük Ölçekli Harita ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği olarak yayınlandı. 1/5000 ve daha büyük haritaların üretimine izin çıktı. Bilgi toplumlarında çok ayrıntılı trekking haritaları satılır. Londra, Paris, Berlin

vb şehirlerde sadece harita ve seyahat kitabı satan uzman mağazalarda trekking için ayrı bölümler vardır. Likya Yolu için şimdiye kadar İngilizce kaynak varken, bu yıl Türkçe kitap ve harita da nihayet yayınlandı. Her ne kadar, bu haritayla gerçek bir trekking yapılamazsa da, güzergah hakkında fikir veriyor. Kitap ise güzergahı 260 sayfada adım adım anlatıyor: Mutlu Son’a yürüyüş 17 yıl sürdü.

Likya Yolu 1998-2015 Fethiye Ölü Deniz ile Antalya (yakınları) arasında Roma Dönemi’nde kullanılan 540 km güzergahı keşfeden İngiliz gezgin Kate Clow bunu haritalama projesiyle 1998’de Garanti Bankası’nın “Yarına Dört Işık” yarışmasında çevre dalında ödül almıştı. Türkiye, Likya Yolu diye bir şey olduğunu o zaman öğrendi. Roma dönemi taş kaplama ve Osmanlı dönemi kervan yollarının haritasını çıkartan

Clow, alternatif turizme yenilikçi bir katkı yapmış oldu. Deniz-güneş-kumdan bıkan bağımsız turistler, Türkiye’ye gelip, Romalıların geçtikleri yollardan yürümeyi düşünebilirdi. Bunun için ayrıntılı harita lazımdı. Ama Türkiye’deki harita mevzuatı, buna izin vermiyordu. Clow, kitabını ve haritasını İngiltere’de İngilizce bastırdı. İşin “tam bizlik” kısmı: İngiltere’de basılan kitap ve harita, Türkiye’de serbestçe

94 yıllık perakende elektronik mağazası RadioShack iflasını istedi. Eh, olabilir. Şirket, varlıklarını açık artırmada sattı. Eh, tamam. Ama açık artırmaya 65 milyon müşterisinin ev adreslerini, 13 milyon müşterisinin eposta bilgilerini de koydu! Veri satışının 117 milyon kişiyi etkileyeceği hesaplandı. İşte bu, tamam değil: İflas Mahkemesi veri satışını reddetti. Sonuç olarak, veri menkul bir kıymet gibi görülecek mi? Henüz bilmiyoruz. Ama verinin, ekonomik büyüme ve sosyal kalkınma amacıyla “hemen” analiz edilip “hemen” kullanılmaya başlanması fikri önem kazanıyor. Birleşmiş Milletler tarafından kurulan Global Pulse (Küresel Nabız) tam da bu amaçla çalışıyor 2013’ten beri.



10

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

27 NİSAN - 3 MAYIS 2015

Yeni eğilimler, yeni anabilgisayarda yanıt buluyor Mobil cihazların yarattığı yeni ekonomi devrindeyiz. Kullanıcı Handan Aybars tarafında günde trilyonlarca mobil işlem yapılıyor. Böylece hız, güvenlik gibi kavramlar giderek daha önemli hale geliyor. Mobil ekonomide giderek artan ve sürekliliği olan bu verilerin gerçek zamanlı şifrelenebilmesi, ölçülebilmesi çok önemli. Bu önemin karşısındaki tereddüt unsuru ise maliyet baskısı. Yani mobil ekonomi üzerinde geçen bunca verinin gerçek zamanlı şifrelenebilmesi, analitikle ölçeklendirilmesinin önemi kadar, bunları maliyet avantajı sağlayan teknolojilerle yapmak da önemli. 5 yıllık ArGe çalışmasının sonucu olan z13’ü ise ‘bu işlemleri karşılayabilecek bir anabilgisayar’ olarak tanımlayan IBM Sunucu Çözümleri Başkan Yardımcısı Alex Gogh’un verdiği bilgiye göre, özellikle mobil ekonomi için tasarlanmış ve günde 2,5 milyar işlem yapabilen bir anabilgisayar söz konusu. Gogh sorularımızı yanıtladı: n Mobil veri toplama ve bunun analitiğinde ne gibi farklı BT yatırımları yapmak gerek?

Belli başlı sektörlerde bulut, analitik ve mobilite odaklı bir yapı olan z13, anabilgisayar kavramının bu gibi yeni eğilimler ışığında güncellenmesi demek.

İçinde bulunduğumuz ortamda, artık insanların sistemlerin devre dışı kalması olasılığını düşünmemesi gerekiyor. Mobil üzerindeki işlem hacimlerini çok yüksek seviyelere çıkaran, daha önce benzeri görülmemiş iş yüklerimiz var. Her zaman kişiselleştirilmiş olmasını sağlamalıyız. Milyarlarca aygıttan oluşan bir mobil ortam ile çalışırken, bu kişiyi tek kişilik bir pazar segmenti olarak kabul ettiğimizden emin olmamız gerek. Ayrıca bu kişileri işleyebilmeliyiz. Bu; altyapının güvenli bir biçimde gerçek zamanlı analitik gerçekleştirebilmesi demek. Çünkü insanlar, kişiselleştirilmiş bir ortam için bilgilerini vermek istiyor, ancak bu bağlamda

oluşturuyor ve biz de iş yüklerinin x86 Linux’tan anabilgisayara taşınacağı alanlarla ilgileniyoruz.

güvenilir bir ortam sunmak için yalnızca tek şansınız var. Yani aslında bu, altyapıyla ilgili. Altyapı da bu güvenli, yüksek düzeyde kullanılabilir, daha önce benzeri görülmemiş çok yüksek hacimli iş yüklerini işleyen ve bunu desteklemek için ölçeklenebilecek ve sürekli devrede olacak bir altyapı olmalı. n z13 bu gereklilik ortamında ne gibi avantajları şirketlere sunuyor? z13’ü bu ortama odaklı, mobil dünyayı işlemesi için ürettik. Karakteristik özellikler açısından belirttiğim her şey z13’te var. Gerçek zamanlı analitik, 10 terabayta kadar ulaşan daha büyük ana belleğe sahip büyük veri ortamları tarafından işlenen mobil yetenekleri, önbellek başına daha fazla iş parçacığı, vektörel işlemler için SIMD teknolojisi gibi. Aynı zamanda, işlem bütünlüğünü güvence altına alacak altyapı oluşturduk. Bu bağlamda şifreleme yeteneklerimizi iki katına çıkardık. Sonuçta z13 anabilgisayarı, gerçek anlamda mobil, gerçek zamanlı analitik ortamı için güvenilir bir bulut yeteneğinin ekonomisine sahip olacak şekilde üretildi. n Ana kurumsal veri yapısında z13 nasıl konumlandırılabiliyor?

Burada iki bakış açısı var. Birincisi, önceden beri anabilgisayarlara sahip olan bankacılık, kamu sektörü, perakende, ulaşım gibi tüm sektörlerdeki müşterilerimizin sistemlerini geliştirmeye devam etmesi. Burada aslında, gelişmelerine ve yatırımlarından bugün tam anlamıyla avantaj elde etmelerine veya müşterilerin hem bugün hem de gelecek için talep ettikleri şeyler için hazırlanmalarına olanak sağlayacak yeni nesil teknolojiyi sunuyoruz. Yeni müşteriler de bu yapıyı kullanmaya başlayabilir. Çünkü önemli analitik yetenekleri ekledik ve bu bağlamda gecikme süresi yeteneklerini iyileştirdik. Günümüzde anabilgisayar, Linux üretim ortamlarının yüzde 30’undan fazlasını

n Sektörel ilgi nasıl bir gelişim sergiliyor? Dünyanın ilk 100 bankasının yüzde 96’sında varız. Turizm sektöründe, dünyanın ilk 25 havayolu şirketinin 23’ünde varız, havayolları için tüm işlemlerin yüzde 80’ini gerçekleştiriyoruz. Ulaşımda proaktif analitikle yapabileceğiniz şeylere baktığınızda, bakım kayıtlarınızı iyileştirebilir, ekipman yatırımlarınızın getirisini artırabilir, hatta dağıtım stratejilerinizi geliştirebilirsiniz. Perakendecilikte, tüm kanalları kapsayan pazarlama kavramıyla birlikte perakendecilik de kişiselleştirmeyle bağlantılı hale geldi. Dünyanın ilk 25 perakendecisinin yüzde 92’sinde varız. Orada yaptığımız şey tamamen gerçek zamanlı analitik yetenekleri sağlamakla ilgili. Perakendecilikte, bir ürün satın almak için sırada bekleyen insanların mağazada yapılacak ve hemen geçerli bir indirimle ya da bir rakip firmanın teklifiyle ilgili olarak mobil aygıtlarıyla bir e-posta almaları alışılmadık bir durum değil. Bu da bu yeteneklerin doğru zamanda kişiselleştirme sağlamakla ilgili olduğunu gösteriyor. Ayrıca kamu sektörü gibi diğer alanlarda de varız.


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

27 NİSAN - 3 MAYIS 2015

11

Zenium’un, Almanya’daki veri merkezi Frankfurt One hizmete girdi Bir veri merkezi kurulması için donanım ve yazılım haricinde her türlü teknik Bülent Nevres altyapı ve Frankfurt yeterliliğe sahip alanları müşterilerinin hizmetine sunan Zenium, veri merkezlerine getirdiği farklı bakış açısı ile diğer veri merkezi şirketlerinden ayrılıyor. Zenium, müşterilerine her türlü ihtiyacın düşünüldüğü, tüm planlamaların yapıldığı, depreme, doğal afetlere, yangına, su baskınlarına hazır alanlar sağlıyor. Burada müşterilere elektrik, soğutma ve güvenlik gibi hizmetler sunuluyor. Aslında şirketin yaptığı işin bir ofis alanı kiralamaktan pek bir farkı yok, yani bir nevi veri merkezi emlakçılığı demek mümkün. Şirket 500 metrekarenin üzerinde alana ihtiyaç duyan bankalar, Telekom operatörleri gibi büyük ölçekli müşterilere doğrudan hizmet verebiliyor. Kendi müşterilerine veri merkezi hizmeti sunan sistem entegratörleri de Zenium’dan hizmet alabiliyor. Frankfurt, veri merkezleri açısından büyük öneme sahip Zenium’un Almanya’daki veri merkezi Frankfurt One’ı açılışında BThaber olarak biz de yer aldık ve yakından inceleme fırsatı bulduk. Üç adet veri merkezi binasından oluşan Frankfurt One’ın şu an A bloğu hazır ve şirketlere buradan hizmet veriliyor. Toplamda 15 bin metrekarelik bir teknik alana sahip olan veri merkezinin A bloğu 5 bin metrekare. Diğer bloklar ihtiyaç doğrultusunda hızla

Eylül ayında Türkiye’deki veri merkezi İstanbul One’ın resmi açılışını gerçekleştirecek olan Zenium, İstanbul’dan önce Almanya’daki veri merkezi Frankfurt One’ı hizmete sundu.

Zenium Grup Ticari Direktörü Julian King hizmete sokulabiliyor. Ayrıca veri merkezinin yan tarafında bulunan arazi de şirkete ait ve istenildiğinde ölçeklenebilecek durumda. Fiziksel anlamda da güvenliği oldukça sıkı olan Frankfurt One, Tier IV seviyesinde dayanıklılık sunuyor ve müşterilere çeşitli bağlantı olanakları sağlıyor. Enerji verimliliğinin üst düzeyde tutulduğu veri merkezinin müşterileri arasında büyük telekom şirketleri ve çeşitli entegratörler yer alıyor. Frankfurt One’ın açılışında konuşma fırsatı bulduğumuz Zenium Grup Ticari Direktörü olan ve aynı zamanda Frankfurt One’ın yöneticiliğini yürüten Julian King şunları söyledi: “Yeni nesil veri merkezleri için mükemmel bir örnek olan veri merkezimiz Frankfurt One, tüm müşterilerimizin ihtiyaçlarına tam anlamıyla cevap verebiliyor. Bunun yanında ihtiyaç duyulduğunda teknik alanı hızla hazır

Zenium Türkiye Genel Müdürü Aslıhan Güreşcier

hale getirebilmemizi sağlıyor. Enerji verimliliği ve ölçeklenebilirliğini de dikkate aldığınızda yüksek kaliteli veri merkezi alanı sunabilmemizi sağlayan yenilikçi yaklaşımımızı gözler önüne seriyor”. Finansal bir merkez olmasının veri merkezi için Frankfurt’un tercih edilmesinde büyük bir rol oynadığını vurgulayan King, sözlerine şöyle devam etti: “Tam bir finans merkezi olması Frankfurt’un Avrupa’daki en önemli veri merkezlerinden birisi haline gelmesini sağlıyor. Ayrıca burada dünyanın en iyi fiber ağlarından birisine sahip. Yani çok yüksek hızlar ve bantgenişliği düşük gecikmelerle sağlanabiliyor ve veri merkezi bağlanabilirliği elde ediliyor. Ayrıca Avrupa’nın en önemli internet değişim noktalarından birisi

olan DE-CIX burada bulunuyor. Bu da Frankfurt’u en iyi seçeneklerden birisi haline getiriyor. Burası önümüzdeki yıllarda bulut pazarı açısından en önemli noktalar arasında yer alacak”. İstanbul One Eylül ayında resmi olarak açılıyor Zenium’un Türkiye’deki yatırımı İstanbul One’ın resmi açılışı Eylül ayında gerçekleştirilecek. Yaklaşık 160 milyon dolarlık yatırımla İstanbul’da Dudullu Organize Sanayi Sitesinde hayata geçirilecek ve buradan müşterilere toptan veri merkezi hizmetleri sunulacak. İstanbul One da, Frankfurt One gibi üç veri merkezi binasından oluşuyor. Toplamda 12 bin metrekarelik teknik alana sahip merkez Tier III+ seviyesinde dayanıklılığa sahip olacak ve çok operatörlü bağlantı olanakları sunacak. Frankfurt One’ın açılışında

konuştuğumuz Zenium Türkiye Genel Müdürü Aslıhan Güreşcier, “İstanbul One resmi olarak eylül ayında açılacak. Aslında Nisan itibarıyla ilk müşterimiz olan Koç Sistem burada çalışmalarına başladı. Nisan ayının sonunda müşterilerimize hizmet vermeye başlayacağız. Yani Eylül ayında aslında tamamen çalışır bir veri merkezi olarak açılış yapacağız. Çalışmalar tam hız devam ediyor. İstanbul One, 160 milyon dolarlık yatırımla Türkiye’deki bilişim sektörü açısından çok büyük önem taşıyan bir proje aslında. İstanbul haricinde Ankara’da da felaket yönetimi amaçlı bir veri merkezi kurma ve ilerleyen dönemlerde İstanbul One’ın kapasitesi dolduktan sonra İstanbul’da ikinci veri merkezini de açmak planlarımız arasında yer alıyor. Yani Zenium’un yatırımları Türkiye’de devam edecek” dedi. Frankfurt’un veri merkezi açısından oturmuş bir pazar olduğunu, İstanbul’un ise pazarın daha yeni oluştuğu bir yer olarak büyük önem taşıdığını vurgulayan Güreşcier sözlerine şöyle devam etti. “Bizim Türkiye’de olmamızın amaçlarından birisi burada bir pazar oluşturmak. Bu doğrultuda çalışmalarımıza devam ediyoruz. 500 metrekare ve üzeri veri merkezi alanına ihtiyaç duyan finans kuruluşları, bankalar ve telekom şirketleri bizim hedeflerimiz arasında yer alıyor. Ayrıca Koç Sistem gibi sistem entegratörleri de verdiğimiz hizmetlere ilgi gösteriyor. Tüm dünyadan bulut hizmet sağlayıcılarının da müşterilerimiz arasında yer almasını bekliyoruz.”


12

BThaber

GÖRÜŞ

TEKNO-POLİTİK

27 NİSAN - 3 MAYIS 2015

ULUSAL

AKP VE CHP SEÇİM BİLDİRGELERİ BİLGİ ÇAĞI’NA NE KADAR UYGUN? OSMAN COŞKUNOĞLU www.coskunoglu.org ocoskunoglu@gmail.com facebook.com/osman.coskunoglu twitter.com osmancoskunoglu

Bu satırların yazıldığı 19 Nisan günü, AKP ve CHP web sitelerinde seçim bildirgelerini yayımladı. (MHP ve HDP bildirgeleri henüz açıklanmadı.) Bu yazı ve zaman sınırları içerisinde, toplamı 552 sayfalık iki bildirgede, bilgi çağını ve teknolojilerini ilgilendiren konularda en dikkatimi çeken farklar ile iki bildirgenin olumlu ve olumsuz yönlerine bakalım. İki bildirgenin de birinci bölümü demokrasi ve bireysel haklar ile ilgili. Bu bölümde, CHP bildirgesinin “Çoğulcu Medya, Özgür İnternet” alt bölümünde, “Bilgiye Erişimi Güvence Altına Alacağız” ve “İnternet ve Sosyal Medya Kullanımını Özgürleştireceğiz” başlıkları altında özlenen ve ihtiyaç duyulan somut vaatler var. Bunların içinde, belki de en önemlisi “İnternete ilişkin tüm kanunları, taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler ile uyumlu hale getireceğiz” sözü. Gözüm, Bilgi Edinme Kanunu’nun doğru dürüst uygulanmasına ilişkin bir vaat aradı ama yoktu. AKP bildirgesi ise bu konulara değinmemiş. Bildirgelerindeki bir vaat ise bana ürkütücü geldi: “Mevcut ve geliştireceğimiz yeni mekanizmalarla vatandaş denetimini güçlendireceğiz” (s. 58). Mahalle baskısını artıran, çoğulculuğu tehlikeye atan bir uygulamanın kapısı mı açılıyor? AKP bildirgesinin üçüncü, CHP bildirgesinin ise ikinci bölümü ekonomi üzerine. CHP’nin ekonomi politikaları, fiziksel sermayenin yanında bilginin de ekonominin önemli bir girdisi olduğu bilinciyle hazırlanmış. Örneğin, “sosyal bilgi ekonomisi” (s. 40) ve “yurttaşlarımızı, bilgi ve bilişime kavuştururken, fiziksel sermayenin de paylaşımına ortak edecektir” (s. 41) gibi ifadelerle, bilginin genel ekonomi politikalarının omurgasını oluşturacağı izlenimi veriyor. AKP’nin ise genel ekonomi politikalarında bilgi kavramı geçmiyor. Öte yandan, bu yıl kendi hükümetlerinin yayımladığı

Bilgi Toplumu Stratejisi’ne atıfta bulunarak bu eksiği bir bakıma gideriyor. Ayrıca, bildirgenin çeşitli yerlerinde bilgiye verdikleri önemi belirten vaatler var. Örneğin, “Tüm Halk Kütüphanelerimizin internet erişimi ve bilgisayar konusundaki altyapı eksikliğini giderecek, kitap ve doküman varlıklarını artıracağız” (s. 123). CHP bildirgesinin ikinci bölümünde, genel ekonomi politikalarından sonra, sektörel politikalar birer alt bölüm olarak sunulmuş. “Bilgi Ekonomisi Atılımı” alt bölümü içerisinde,

iddialı açıklamalar yapmış olmasına karşın, bildirgede TİB’e hiç değinilmemiş. Bireysel hak ve özgürlükler ile hukukun egemenliği konularında çok daha duyarlı olan CHP bildirgesinde, TİB’in (emniyet güçleri ve MİT ile beraber) hukuksuz gözetleme ve fişlemelerine son verileceği yer alıyor. Bilişim ile ilgili bir bakanlık iki bildirgede de yer almazken, CHP bildirgesinde Girişimcilik Bakanlığı kurulacağı ifade ediliyor. Kurum ve kuruluşların bağımsızlığı konusu CHP bildirgesinde önemle vurgulanıyor. Öte yandan, “Veri

SEÇİM Sİ BİLDİRGE 2015

1

bu yöndeki somut politikalar ifade ediliyor. AKP bildirgesi ise sektörlerin her birini ayrı bölümlerde ele alıyor. Dördüncü bölüm, “Bilim, Teknoloji ve Yenilikçi Üretim” üzerine. Genel olarak, iki bildirge de, bilgi teknolojilerinin gelişmesi yönünde vaatler içeriyor. Ayrıntılara girince, farklar ortaya çıkıyor. AKP bildirgesinde yüzeysel olarak söz edilen akıllı kentler konusu, CHP bildirgesinde etraflı bir şekilde ele alınmış ve “Akıllı kent sistemlerinin yaygınlaşması için uygulamaların yazılımlarını açık kaynak olarak geliştireceğiz” (S. 155) vaadi yapılmış. “Açık kaynak” kavramı AKP bildirgesinde hiç yer almamış. AKP bildirgesinde yokluğu ile dikkat çeken önemli konulardan birisi de Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) yeniden düzenlenmesi. UDH bakanı Lütfü Elvan’ın bu konuda

Koruması Kurulu’nun bağımsız olmasını sağlayacağız” (S. 53) vaadi spesifik olarak belirtilirken, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) bağımsızlığının sağlanması ifade edilmemiş. AKP bildirgesinde, “bilgisayar oyunlarının ve animasyonların üretilmesini teşvik edeceğiz” (s. 122) ve “Oyun Sektörü Stratejisini oluşturacağız” (s. 267) diye iki önemli vaat varken, benzer veya paralel bir ifade CHP bildirgesinde yok. E-devlet ile ilgili politikalar, genel olarak telekomünikasyon sektörü ile, daha spesifik olarak fiber yatırımlar ile ilgili strateji ve politikalar, AKP bildirgesine kıyasla, CHP bildirgesinde daha genel ve yüzeysel olarak geçiştirilmiş. AKP bildirgesinde tek cümlelik ve genel vaatler olarak da olsa yer alan internet değişim noktaları,

yeşil bilişim ve internet kafeleri konularını CHP bildirgesinde göremiyoruz. Özellikle önemli olduğunu düşündüğüm konulardan birisi, eğitimde bilişime daha fazla yer verilmesi. Her iki bildirgede de bu konuda genel vaatler varsa da, kodlamanın erken yaşlarda öğretilmeye başlaması iki bildirgede de somut olarak ifade edilmemiş. AKP bildirgesinin, yukarıda ifade edilenlere ek olarak, en zayıf tarafı, birçok konuda yapılan vaatler ile AKP hükümetinin şimdiye kadarki uygulamaları arasındaki çelişkilerle ilgili. Vaatlerinin inanılırlığına gölge düşüren çok sayıda örnekten sadece üç tanesi ile yetineceğim: (1) “Fiber erişim destekleme programı oluşturacağız” (S. 266). Bunca yıl uygulanan yanlış politikalar ışığında inandırıcı olmayan bir vaat. (2) Hala bir proje olamamış olan FATİH girişimindeki perişan durum ortadayken, yeni vaatler anlamsız kaçıyor. (3) “Rekabeti iyi işleterek hiç kimse için korunaklı kolay para kazanma alanı oluşturmadık” (S. 149) ifadesi yer alırken, istatistikler telekomünikasyon sektöründe bu iddianın geçerli olmadığını açıkça gösteriyor. CHP bildirgesinde, yukarıda ifade edilenlere ek olarak, iki önemli eksik dikkat çekiyor: AKP hükümetinin ortaya attığı FATİH girişimi (ben ortada hala bir proje görmüyorum) ve daha yeni yayımladığı Bilgi Toplumu Stratejisi ile ilgili CHP ne düşünüyor? Bu yazıyı yazma sırasında yayımlanan 552 sayfalık iki bildirgeyi, bu kısa sürede ve bu yazı sınırları içerisinde hakkıyla ve gereken ayrıntılara girerek incelediğimi iddia edemem. Bu yazı, gerek ilgili STK’ların gerekse medyanın konuyu daha yakından irdelemesi ve “nasıl” sorularıyla sorgulaması için, Avrupa Birliği’nin Dijital Gündemi ile uyumunun irdelenmesi için bir başlangıç olarak değerlendirilmeli. Ülkemiz bilgi çağının gereği bir gündemden uzun süredir tamamen kopuk. Umuyorum, seçim öncesi bu sorgulamalar ve irdelemeler yapılır ve gündemimiz çağımıza uygun bir içeriğe kavuşur. Burada STK’lara önemli görev ve sorumlulukları düşüyor.



14

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

Haber Merkezi Türkiye Bilişim Derneği İzmir şubesinin 2008 yılında kurulduğunu hatırlatarak konuşmasına başlayan Fikret Kavzak, temel amaçlarını sıralarken öncelikle ‘Teknoloji üreten bir ülke’ ifadesini kullandı. Kavzak, amaçlarını saymaya şu şekilde devam etti: “Teknolojiyi yaşam kalitesini yükseltme anlamında kullanabilen bir toplum ve nitelikli insan gücü yaratmak çok önemli. Kaynaklarını etkin ve verimli kullanabilen bir devlet yönetimi, uluslararası rekabet edebilir bir üretim sektörü hedefliyoruz. Ulusal Ar-Ge yatırımlarının teşvik edilmesi, bilişim sektöründe ‘ulusal katma değerin’ artırılması, BT şirketlerimizin yetenekleriyle dikey sektör gereksinimlerinin buluşturulması, teknoparkların iş birliği ve uzmanlık alanlarına yönelik yapılanması, üniversitelerimizdeki genç beyinlerin yaratıcı ve üretime yönelik yönlendirilmesi, vatandaşlarımızın bilişim teknolojilerinden olabildiğince yararlanabilmesi için farkındalık eğitim ve çalışmaları yapılması için çaba harcıyoruz. Türkiye’de bilişimle ilgili teknolojilerin ve bilgisayar kullanımının verimli bir biçimde artması, gelişmesi ve çağdaş boyutlarda tutulmasına yardımcı olmak diğer başlıklarımızdan. Elbette, bilişimcileri bir araya toplamak, mesleki gelişme ve dayanışmaları sağlamak en önemli görevlerimizden. Bilişim

27 NİSAN - 3 MAYIS 2015

TBD İzmir, genç beyinlerle sanayiciyi buluşturuyor TBD İzmir’in çalışmaları ve hedefleri hakkında bilgi veren TBD İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Fikret Kavzak, ‘Genç Beyinler Yeni Fikirler Proje Pazarı’nın 23 Mayıs tarihinde düzenleneceğinin altını çizdi. sektöründeki insan gücünün verimlilik ve etkinliğini arttırmak, insana yapılan yatırımları desteklemek istiyoruz. Son olarak yine Türkiye için olmazsa olmaz konular olan bilişimle ilgili standartlar, terminoloji, eğitim, yasal düzenlemeler, çalışma koşulları gibi konularda iş birliği sağlamayı hedefliyoruz.” İzmir’i bilişim sektörünün odağına taşımak istiyoruz İzmir şubesi olarak yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi veren Kavzak, “Bu yıl 4. kez düzenleyeceğimiz ‘Genç Beyinler Yeni Fikirler Proje Pazarı’ (GBYF) 23 Mayıs tarihinde İzmir Kültürpark 1A Hol’de 250’den fazla

TBD İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Fikret Kavzak proje, 8 üniversite ve 11 bölümün katılımıyla gerçekleştirilecek. Detaylar için http://ebiltem.ege.edu. tr/gbyf/ sitesi incelenebilir. Yine bu yıl 4.sünü düzenleyeceğimiz Uluslararası Bilişim Hukuku Kurultayı ( UBHK ) yeni fuar alanında; Fuar İzmir’de 12-14 Kasım tarihinde gerçekleştiriliyor. Ayrıca ‘Engelsiz İzmir Projesi’ne ‘Engelsiz Bilişim Etkinliği’ ile destek veriyoruz” açıklamasını yaptı. Kavzak, şu anda İzmir şubenin üye sayısının 652 kişi olduğunu da sözlerine ekledi. ‘Genç Beyinler Yeni Fikirler Proje Pazarı’nı detaylandıran Fikret Kavzak, bu etkinlikte bilişim sektörü ve üniversitenin buluşacağını vurgulayarak konuşmasını şöyle sürdürdü: “İzmir ve bölgemizde

bilişim sektörünün, ulusal ve uluslararası düzeyde rekabette güçlü olması amacıyla üniversite ve öğrencilerimizin inovasyon potansiyeline ulaştırılarak, yeni fikirlerle buluşturulmasını sağlamak istiyoruz. Etkinliği; sektör ihtiyaçlarına yönelik proje ve çözümleri firmalarımızla birlikte geliştirerek, istenilen alanlarda yetişmiş mezunlarla sektöre hız kazandırmak, yetenekli ve dinamik genç insan kaynaklarını firmalarla buluşturmak için düzenliyoruz. İzmir’i bilişim sektörünün odağı konumuna taşımak hedeflerimizden. GBYF’de; ‘Ortak Proje Sergisi’, ‘Proje Fikir Yarışması’, öğrenci – firma/yatırımcı buluşmaları ve firma tanıtımları da gerçekleştirilecek.”

Firmalar ve üniversite arasında kalıcı bağlar kurulacak GBYF’de düzenlenecek ‘Proje Fikir Yarışması’nın önemine dikkat çeken Kavzak, içerikle ilgili şunları paylaştı: “Yarışmada; bilgiveri güvenliği, akıllı ev ve sistemler, e-Belediye, e-Devlet, dijital oyun, sağlıkta bilişim, mobil uygulamalar ve diğer konularda sunulan fikirler yarışacak. Etkinlik yoluyla, yeni fikir ve çalışmaların sanayiye aktarılması, etkin üniversite - sanayi iş birliği ortamının oluşturulması, firma - üniversite arasında Ar-Ge ve inovasyon alanında sürekli kalıcı bağların kurulmasını amaçlıyoruz. Firma projelerinin mezuniyet projeleri kapsamında geliştirilmesi, mühendislerin sanayinin ihtiyaçlarına yönelik alanlara yönelmeleri konusunda farkındalık oluşturulması çok önemli. Fikir, çözüm ve yetenek kaynağı konumundaki etkinlikte firmalar için yeni fikir ve projeleri doğrudan inceleme fırsatı, proje sahipleriyle birebir görüşme imkânı, yeni mezun olacak yetenekli insan kaynağına ulaşım, firma projelerinin gelecek senelerde mezun olacak öğrencilerce tez konusu olarak çalışılma olanağı sağlanacak. Ödüllü ‘Proje Fikir Yarışması’nda; inovatif yaklaşımlar, üniversitelerimizin inovasyon potansiyeline ulaşım, kendi konularında üst düzeyde bilgili, uzman öğretim üyeleriyle bir araya gelme ortamı, genç beyinlerle buluşarak farklı bakış açıları elde etme fırsatı, firmaların öğrencilere etkin tanıtım ortamı sunulacak.”

Kurumsal veri yönetimi gündeme taşınıyor Veri yönetimi konusunda dünyanın önde gelen şirketlerinden biri olan Informatica ve Türkiye’de 25 yıldır bilişim alanında faaliyet gösteren KOMTAŞ Bilgi Yönetimi, kurumsal veri yönetimini 29 Nisan’da düzenleyeceği “InformationCentric Organizations Summit” ile gündeme taşıyor. Dünyada yükselen trendin “bilgiyi daha iyi kullanmak” olduğuna inanan lider kurumların

ve lider veri yöneticilerinin katılımlarının hedeflendiği Information-Centric Organization Summit’e Informatica Güney Avrupa Bölgesi Satıştan Sorumlu Başkan Yardımcısı Emilio Valdes de katılacak. Bilgi teknolojilerinde uluslararası trendlerin, uygulama örnekleriyle sunulacağı zirvede, şirketlerin, analitik, bulut ve mobil gibi teknolojilere ilişkin atmaları gereken adımlar ve şirketlerin dijitalleşen iş süreçlerinin kalbinde

yer alan verinin yönetimine ilişkin yaklaşımları ele alınacak. 29 Nisan’da İstanbul Shangri-La Bosphorus Otel’de düzenlenecek zirvede şirketlerin dijitalleşme ve karar süreçleri, müşteri tarafındaki sorumlulukları, yasal düzenlemeler, farklı bir ortam yaratmayı vadeden bu kültürel değişimle gelen yeni iş yapış biçimleri ve iş birimleri ile teknik yöneticilerin bu değişime yanıt verme yöntemleri de tartışılacak.


15 BThaber

DOSYA

Çağrı Merkezleri

27 NİSAN 2015 3 MAYIS 2015 www.bthaber.com

Çağrı merkezlerinde dönüşüm devam ediyor Bülent Nevres

Özellikle son 10 yıl içerisinde çok hızlı bir büyüme gösteren çağrı merkezi sektörü hem ekonomik, hem istihdam hem de teknolojik açıdan Türkiye için en önemli sektörler arasında yer alıyor. ÇMD Yönetim Kurulu Başkanı Metin Tarakçı’nın vermiş olduğu bilgilere

göre şu an Türkiye’de yaklaşık 50 ilde çağrı merkezi yatırımları bulunuyor. İstihdam edilen kişi sayısı ise 80 bine ulaşmış durumda. Çağrı merkezi pazarının değeri ise 3,4 milyar TL. Bu rakamlara baktığınızda çağrı merkezinin önemini görmemek mümkün değil.

Teknolojik açıdan baktığımızda ise çağrı merkezlerini bulut, sosyal medya ve mobil iletişim en çok etkileyen eğilimler arasında yer alıyor. Eskiden sadece telefon gibi geleneksel yöntemler kullanılırken artık çağrı merkezleri sosyal medya ve mobil iletişim teknolojileri ile iç içe yer alıyor.

Diğer bir değişim ise artık çağrı merkezlerinin sadece bilgilendirme amaçlı kullanılmadığı. Pazarlamadan ödeme alınmasına kadar her türlü alanda çağrı merkezleri hem müşterilerin hem de şirketlerin en önemli araçları arasında yer alıyor.


16

DOSYA

BThaber

Çağrı Merkezleri

27 NİSAN - 3 MAYIS 2015

Çağrı merkezleri büyük bir dönüşüm geçiriyor Çağrı merkezleri eskiden yalnızca servis ve bilgilendirme odaklı hizmet verirken, şimdi pazarlama ve satışın en büyük yardımcılarından biri olarak doğrudan satışa, tahsilata, tanıtıma, marka bilinirliğinin artırılmasına ve müşteri sadakatine kadar birçok alanda birçok kanaldan hizmet verilebiliyor. Aynı şekilde sosyal medyanın ve web tabanlı sohbet uygulamalarının hayatımıza girmesi ve kamu sektöründe de artan e-devlet projeleri ile birlikte çağrı merkezi ihtiyaçlarının artarak şekillendiğini ve devletin vatandaşa yaklaşmak için kullandığı kanallardan biri haline geldiğini gözlemliyoruz. Çağrı merkezleri yeterliliklerini

ÇMD Yönetim Kurulu Başkanı Metin Tarakçı

geliştirdikçe, teknolojik gelişmelere kolay entegre olabilen dinamik yapısı ile kurumların pazarlama, satış, müşteri ilişkileri ve satış sonrası hizmetler ie tahsilat operasyonlarındaki en büyük araçları haline geldi. Çağrı merkezi sektörü büyüyor Çağrı merkezi sektörü özellikle son 10 yıl içinde büyük bir dönüşüm geçirerek bugün 80.000 kişiye istihdam sağlayan ve 3,4 milyar TL pazar değerine ulaşan, yaklaşık 50 ilde yapılan yatırımlarla bölgesel kalkınmaya katkı sağlayan Türkiye’nin en stratejik iş kollarından birisi haline geldi. Türkiye’de son yıllarda yaşanan durgunluk dönemlerinde dahi çağrı merkezi pazarının çift haneli rakamlarla büyüme gösterdiğini görüyoruz. Üstelik hem genç ve dinamik nüfusu hem de gelişmiş altyapısı ile ülkemiz, çağrı merkezi pazarında Balkanlardan Orta Doğuya, Türki Cumhuriyetlerden Doğu Avrupa’ya ve özellikle Almanya’ya dek çok geniş bir coğrafyada lider olma potansiyeli barındırıyor. Dernek olarak, Türkiye’deki çağrı merkezi sektörünün, teşviklerle, doğru bir yatırım ve büyüme stratejisi ile 2023 yılında yaklaşık 300.000 kişiye istihdam sağlayabilecek potansiyele sahip olduğumuzu düşünüyoruz. Sektörümüzün potansiyelini ortaya çıkartabilmesi devlet desteği kuşkusuz çok önemli. Dernek olarak, insan kaynağına yönelik teşviklerin arttırılması, yurtdışına verilen çağrı merkezi hizmetlerimizi geliştirerek ülkeye daha fazla döviz girdisi sağlanması için bölge bağımsız özel teşviklerin uygulanması, yasal anlamda ihtiyaç duyulan düzenlemelerin sektörün önünü açacak şekilde hayata geçirilmesi için yetkili kurumlarla temaslarımızı sürdürüyoruz.

En önemli faydalardan birisi istihdam İstihdam açısından bakıldığında, çağrı merkezlerinin ülkeye katkısı yadsınamaz. 2014 yılsonu itibarıyla çağrı merkezlerinde istihdam rakamı bir önceki yıla kıyasla %14 oranında artarak 80.000’e ulaşmış durumda. Bugün 50 ilde yapılan yatırımlarımız ile bölgesel kalkınmaya ve yan sektörlerin (ulaşım, yemek, temizlik, güvenlik vs.) oluşumuna sağladığımız destek, ülke ekonomisine sağladığımız katkılar oldukça büyük. Kadın ve engelli istihdamında diğer tüm sektörlere öncülük ettiğimizi rahatlıkla söyleyebilirim. Örneğin sektördeki kadın çalışan oranı yüzde 65 dolayında. Üstelik bu oran, yeni yakalanmış bir rakam da değil ve geleneksel olarak, kadın çalışan sayısı pazarda her zaman daha fazla. Günümüzde çağrı merkezleri Anadolu’nun birçok şehrinde en büyük işveren durumunda. Çağrı Merkezleri sayesinde bu şehirlerdeki gençler çok daha modern, çalışma koşulları sağlıklı ve kariyer planı yapabilecekleri kurumsal ofis ortamlarında çalışabilme fırsatı yakalıyor. Çalışanlarımızın yüzde 65’inin bayan olması, Anadolu’da kadınlarımızın da güvenle çalışabilecekleri bir ortam olarak kabul edilmiş olduğu anlamına geliyor. Kadınların ve engelli bireylerin istihdama katılması, hem ülke hem de aile ekonomisine yararlı bireyler haline gelmelerinde Çağrı Merkezlerinin rolü giderek artacak. Gelişen teknolojiyle birlikte çağrı merkezi sektörüne kazandırılan yeni sistemler sayesinde diğer sektörlerden farklı olarak çağrı merkezlerinde uygulanabilen evden çalışma modeli ile de öğrenciler, özellikle engelli vatandaşlarımız ve ev hanımları da sektörümüzde çalışma imkanına kavuşarak ekonomiye dahil olabiliyorlar.

Sosyal medya ve bulut gibi yeni eğilimler sektörü etkiliyor Sosyal medyanın çağrı merkezleri tarafından aktif şekilde kullanılmasının; özellikle firmalara gelen elektronik posta yüklerini ciddi şekilde azalttığı görülüyor. Bunun zaman içerisinde daha da belirginleşeceği, insanların sorunlarını, şikâyetlerini elektronik posta göndererek firmaya iletmek yerine, sosyal medyada yazarak çok sayıda diğer müşteriyi de haberdar ederek daha hızlı ve etkin çözümlere ulaşma yoluna gidecekleri tahmin ediliyor. Sektörümüzde son dönemde bulut teknolojileri ve uzaktan bağlanma teknikleri de kullanılarak yeni neslin çalışma eğilimlerine hitap ediliyor. Gelecek dönemlerde müşterinin sesli iletişimden sosyal medya, kısa mesaj, web tabanlı sohbet gibi alternatiflere kayma eğilimi olduğundan, çağrı merkezleri bu kanalları desteklemeye hazır paralel bir gelişim süreci içerisinde olacak. Diğer yandan müşteriler ve vatandaşlar her gün daha fazla şeffaflık ve güven talep ettiğinden, çağrı merkezlerinin şirketlerin ve kurumların iletişim yüzünü kuvvetlendirmek için çok kritik bir rol üstleneceğini öngörüyoruz. Bulut teknolojilerinde yatırım maliyetinin olmaması, tüm iletişim ihtiyaçlarını (Çağrı Merkezi, Santral Robotu, Sesli Posta, Ses Kayıt, IVR, Otomatik Arama, Dinamik Raporlama ve daha fazlası...) üzerinde barındırması, CRM modülleri (Müşteri Yönetimi, Olay/Aktivite, Sipariş/Talep/ Şikayet Yönetimi), güncellemelerdestek ve bakım hizmetlerinin maliyetsiz olması, internet ve elektrik kesintisine uğramaması, ihtiyaca göre “hemen” kapasite arttırma yada azaltma gibi avantajlar sektörümüz açısından oldukça dikkat çekicidir.



18

DOSYA

BThaber

Çağrı Merkezleri

27 NİSAN - 3 MAYIS 2015

Çağrı merkezlerinde dış kaynak kullanımı artıyor Türkiye’de artık hem şirketler hem de tüketiciler, çağrı merkezlerinin müşteri memnuniyeti ve marka değeri açısından önemini fark etmiş durumdalar. Günümüzün hızlı temposu ve esnek çalışma saatleri içinde tüketiciler şirketlere günün her anında ulaşabilmek ve gerekli desteği alabilmeyi talep ediyor. Kurumlar açısından bu hizmeti dış kaynak olarak almanın farklı faydaları bulunuyor. Maliyet avantajı ve hizmetteki kalite avantajını fark eden birçok yeni şirket ve sektör, çağrı merkezi konusunda dış kaynak kullanımına gitmeyi tercih ediyor. Bu da pazarın hızla büyümesindeki en büyük etkenlerin başında yer alıyor. Ancak yine de sektörde dış kaynak hizmet kullanımında ilerlenmesi gereken yol var. Bu konuda Avrupa’nın oldukça gerisinde olduğumuzu söyleyebiliriz. Finans ve telekomünikasyon sektörünün yanı sıra kamuda dış kaynak kullanımındaki artış pazar büyüklüğünü ve istihdam sayısını olumlu etkileyecektir. Atos Türkiye olarak, pazarın genel büyüme trendinin önünde bir büyüme gerçekleştiriyoruz. 2015’te de sunduğumuz hizmetin yüksek kalitesini maliyet avantajıyla birleştirerek, müşterilerimize artı değer yaratmayı sürdüreceğiz. Bu bağlamda Türkiye’de çağrı merkezi sektörünü bir adım ileriye taşımak da hedeflerimiz arasında. Bu amaçla öncelikle yabancı dilde çağrı merkezi servis ihracatı konusunda planlarımız bulunuyor. Ülkemizde yabancı dil ile destek verdiğimiz teknik yardım masası hizmetleri bulunuyor; yakın zamanda bu konudaki hizmetlerimizi çeşitlendireceğiz ve artıracağız. Büyük veri önemli eğilimler arasında Sektör için en önemli eğilimlerden birisi büyük veri kullanımı. Çağrı merkezleri inanılmaz bir verinin üzerinde oturuyor. Bu anlamda veriyi kullanmak, eldeki veriyi analiz edip bunu iş verimliliğine dönüştürmek ancak daha fazla teknolojinin işin içine katılmasıyla söz konusu olabiliyor. Örneğin çağrı merkezlerimizde ulaştığımız kişilerin profilleri nedir, onlara ne zaman en verimli şekilde ulaşabiliyoruz sorularının cevapları bize başarıyı da getiriyor. Bu yanıtlar bizim müşteriye ulaşma oranımızı arttırıyor. Ancak tüm bu soruları yanıtlayabilmek için elimizdeki istatistiki verileri analiz edebilmeliyiz. Bu noktada büyük veri çözümleri bizim için çok büyük önem taşıyor. Diğer yandan kayıt altına alınan görüşmeler büyük bir ses verisi de

Atos Dış Kaynak Kullanım Hizmetleri Birimi Yöneticisi Yalçın Dizdar sunuyor. Bu veriyi de işlenebilir hale getirebilmek teknoloji kullanımı ile mümkün oluyor. Analiz edeceğimiz bu ses verileri ve ortaya çıkacak bilgiler doğrultusunda hem çağrı merkezi kalitemizi arttırabilir, hem de hizmet sunduğumuz müşterilerimizi, kişiye özel doğru kampanyalara imza atmaları noktasında yönlendirebiliriz. Böylece ürün kalitesini daha iyiye taşıyabiliriz.

Çağrı merkezleri kurumların imajın doğrudan etkiliyor Çağrı merkezi teknolojileri son derece hızlı bir gelişim içerisinde. Görüntülü görüşme, Web tabanlı sohbet, e-posta, sosyal medya, mobil ve konuşma tanıma gibi uygulamalar artık daha sık karşımıza çıkıyor. Yeni teknolojiler ve uygulamalar sayesinde çağrı merkezleri, artık kurumların diğer operasyon süreçlerini uçtan uca çözümlere dönüştürebiliyor. Örneğin iş süreçlerini önceliklendirme, doğru zamanda, doğru kaynağa yönlendirme, izleme, yönetme ve denetleme olanağı sunuyor. Bu sayede kurumlar, tüm süreçlerini artık her boyutuyla verimli ve kârlı operasyonlara dönüştürebiliyor. Önemli noktalardan birisi de tüm bu operasyonları destekleyecek, büyüme esnekliğini sağlayacak, entegre edilebilir, denetlenebilir, güvenli ve gerçek zamanlı ölçülebilir teknolojileri konumlandırmak. Müşteriler ile iletişimin kurulduğu ilk noktalardan biri olan çağrı merkezleri, kurumların imajlarını doğrudan etkileyen ve iş süreçlerini tetikleyen bir konuma sahip. Değişen talepleri anlamak, müşteri memnuniyetini sağlamak ve ölçümlemek, bildirilen şikâyetlere doğru ve hızlı bir şekilde çözüm sağlamak gibi önemli fonksiyonları içeriyor. Bulut mimariler üzerinde tutulan ve sosyal medyadan

Asseco SEE Satış Müdürü Mutlu Akar alınan bilgiler, şirketlerin hedef müşteri kitlesine yönelik hizmet sunabilmelerini, müşteri taleplerini anlamalarını, müşteri bağlılığını artırmalarını, olası krizlerin kısa zamanda çözülebilmesini, iletişim ve pazarlama kanallarının etkin bir şekilde kullanılabilmesini, kurum imajının zedelenmemesi için açık bir kanalın beslenmesini ve aksiyon alınabilmesini mümkün kılıyor. Yazılım tabanlı santral sistemlerinin entegrasyon kolaylığı, müşteriye özel uygulamaları daha mümkün hale getiriyor. Bu da firmaların müşterilerini sadık tutmak, müşteri memnuniyetini artırmak ya da yeni ürünler tanıtmak, satmak için yaptığı kampanyaların maliyetinin doğru yere yönlendirilmesini sağlıyor. Aynı zamanda uzun zaman zarfında çağrı merkezleri üzerinden müşteri temsilcileri aracılığı ile verilen bazı hizmetler (anket aramaları, hoş geldin aramaları, kampanyalar vb.) teknolojinin gelişmesiyle beraber zaman ve maliyet tasarrufunu kanıtlıyor.


4 ADIMDA ÇAĞRI MERKEZİ TASARIMI Çağrı merkezi tasarımı konusunda tüm ihtiyaçlarınızın çözümü için; Rubi By.

1

2

MODPRO: Bilinen ses izolasyon sistemlerinden farklı olarak katmanlı yapısı ile basit ses izolatörlerinden kat kat fazla sesi yutar.

ÇAĞRI MERKEZİ MOBİLYALARI

SHOWROOM Büyükdere Cad. Yanyol (Fatih Cad.) No: 71 4.Levent / İSTANBUL

3

TEKSTİL HAVA KANALLARI

GENEL MÜDÜRLÜK & FABRİKA İkitelli O.S.B. Dersan Koop. Sanayi Sitesi S1 A Blok No: 302 Başakşehir / İSTANBUL

4

ZEMİN ÇÖZÜMLERİ

İLETİŞİM T 0212 407 00 59 pbx F 0212 549 61 19 info@rubiby.com.tr www.rubiby.com.tr

Rubi by, bir Mod Tasarım markasıdır.


20

DOSYA

BThaber

Çağrı Merkezleri

27 NİSAN - 3 MAYIS 2015

Çağrı merkezlerinin gelişim süreci durmayacak Zoom International Türkiye ve Bağlı Bölgeler Müdürü Tayfun Gürer

Çağrı merkezleri çözüm merkezlerine dönüşüyor Türkiye’de kullanılan teknoloji altyapıları ve bu alana yapılan yatırımlar açısından son derece iyi hatta dünyayla kıyaslandığında çok daha ileri bir durumdayız. Çağrı merkezlerinin tamamen insana hizmet eden, insanların işlerini kolaylaştıran, insanların kolayca hizmet alabilmelerini sağlayan bir yapı olması gerekiyor. Sonuçta birçok marka da çağrı merkezlerini, “Müşteri İletişim Hattı” ya da “Müşteri Memnuniyet Hattı” gibi adlar veriyor. Ama maalesef bazen teknoloji ve insan dengesi, insan aleyhine bozulabiliyor. Bu yüzden Türkiye’de en büyük eksikliğin regülasyonlar tarafında olduğunu düşünüyorum. Türkiye’nin küresel anlamda çok önemli bir çağrı merkezi oyuncusu olabileceğine inanıyorum. Ama bu anlamda çağrı merkezleri ile ilgili düzenlemelerin yapılması ve insana daha çok yatırım yapılması kanaatindeyim. Yani nitelikli işgücü kalitemizi de artırmak zorundayız. Ayrıca teknoloji sağlayıcıları olarak bizler de “insan – teknoloji” dengesini ıskalamadan, daha çok nitelikli istihdam yaratacak çözümler sunmak zorundayız. Sonuçta teknolojinin bir maliyet merkezi değil, kurumlar için bir kar merkezi

de olabileceğini, insana yatırımın en kolay yollarından birisinin teknolojiye yatırım olduğunun da altını çizmek hatta zaman zaman tüm paydaşlara hatırlatmak zorundayız. Ne istediğini bilen müşterilerle karşı karşıyayız Artık ne istediğini bilen, teknolojiyi yakından takip eden, tabiri caizse “kül yutturamayacağınız” bir müşteri/ insan portföyü ile karşı karşıyayız. Eskiden ne verseniz onu alan bir kitlenin yerini, kendi talep ettiğini alan ve yeni talepler üreten bir müşteri var karşımızda. Özellikle sosyal medya bu noktada en kilit unsurlardan. Zira müşteri memnuniyeti ya da memnuniyetsizliği ya da marka algısı atılan birkaç tweet ya da Facebook paylaşımı ile ölçeklenebiliyor. Çağrı merkezleri de bu kapsamda sosyal medya ve benzeri iletişim yöntemleri için yeni iletişim kanalları açmak zorundalar. Öte yandan bulut teknolojileri de çağrı merkezleri için donanım ve konumdan bağımsız BT çözümleri sunuyor. Bu da çağrı merkezlerinin daha düşük maliyetlerle daha esnek çözümler oluşturmalarını kolaylaştırıyor.

Markalar ve müşteriler arasındaki etkileşim devam ettiği sürece çağrı merkezlerinin gelişim süreci durmayacaktır. Ancak sektörde yaşanan fiyat ve maliyet baskısı nedeni ile Türkiye Çağrı merkezi sektörü 20102011 yılında yaşanan hızlı büyümeye oranla son yıllarda büyüme hızını kesti. O dönemde ağırlıklı olarak yılda yüzde 15-20 civarında yaşanan büyüme yerini yüzde 6-10 arası bir büyüme oranına bıraktı. Aslında bu, dış kaynak kullanmak isteyen şirketlerin birincil hassasiyetinin fiyat olmasıyla doğrudan ilişkili. Sektör büyümeye devam etse de eskisi kadar sektöre girmek isteyen oyuncu yok. Alınan işlerde genelde dış kaynak sağlayıcı değişimi şeklinde oluyor. Maliyetler gelirlere oranla çok daha fazla yükselmiş durumda, bu nedenle de kârlı ve sağlıklı bir büyümenin zor olduğu bir dönem geçiriyoruz. Sağlıklı ve karlı büyüme ortamından bahsetmenin zor olduğu bu koşullarda, yabancı yatırımcının gelişinin de nispeten yavaşladığını söylemek mümkün. Diğer yandan eskiden yalnızca bankacılık, finans ve telekom gibi ana sektörlerle sınırlı kalan çağrı merkezi hizmetleri, bugün sigortacılıktan otomotive, lojistikten sağlığa kadar çok geniş ve genişlemeye müsait bir yelpazeyi ifade etmekte. Ürün ve hizmet sunumu devam ettikçe çağrı merkezi ihtiyacı da devam edecektir. Hizmetin kalitesinin her zaman çok önemli olduğu Türkiye gibi gelişen pazarlarda Çağrı Merkezi sektörünün halen güçlü bir büyüme potansiyeli var. Sektörün daha sağlıklı büyüyebilmesi için kaliteli ve katma değerli hizmet ve iş birliklerine odaklanılması gerektiğiniz düşünüyorum. Kurumlara önerimiz ‘Çağrı merkezi sektöründe işi alırken değil, işletirken para kazanmaya çalışmaları’. Çağrı merkezi sektörü dinamik bir yapıya sahip Çağrı merkezi sektörü, büyüme potansiyeli ve yarattığı istihdam olanağıyla oldukça dinamik bir yapıya sahip. Bugün sektördeki çalışan sayısı 74 binin üzerinde ve 3 yıl sonra bu sayının 100 bin civarında olacağı tahmin ediliyor. Pazarın ekonomik büyüklüğü ise şu an 1,43 milyar Dolar seviyelerinde. Çağrı merkezi sektörü, istihdamı pozitif etkileyen bir sektör. Türkiye’de bugün 1000 kişiye 1, dünyada

Call Center Hotel CEO’su Tarkan Ersubaşı ise 150-200 kişiye 1 çağrı merkezi müşteri temsilcisi düşüyor. Çağrı merkezlerine yapılan yatırımlara baktığımızda ise Telekomünikasyon, Finans, Sigortacılık ve Kamu sektörlerinin ilk sıralarda geldiğini görüyoruz. Özellikle son 3 yılda kamunun çağrı merkezini önemli hizmet birimleri arasına dâhil ettiğini gözlemliyoruz. Bu durum sektör için çok heyecan verici. Çünkü kamu kurumlarının bu pazara dâhil olması sektöre önemli bir hareketlilik getirdi. Çağrı merkezi sektöründe istatistiklere bakıldığına kadın çalışan ağırlığının erken çalışanlara oranla daha fazla olduğunu gözlemliyoruz. Sektöre yeni giren çalışan istatistiklerine bakıldığında da bu oranın korunduğunu söyleyebiliriz. Engellilere yönelik uygulamalar da zaman içinde gelişim gösteriyor. Özellikle gelişen teknolojiler ve iş modelleri sayesinde artık kurumlar engellilerin evden çalışabilmesine olanak sağlayan altyapıları hızlı ve kolay bir şekilde kurabilmekte. Bu sayede hem daha esnek bir çalışma ve hizmet üretme imkanı bulunuyor hem de engellilerin iş hayatına katılmasının önü açılmış oluyor. Biz de Bulut çözümlerimiz ile hem firmaları hem de çalışanları bulundukları yerden sisteme dahil olabilecek şekilde kurgulayabiliyoruz. Bu sayede Türkiye için temel sıkıntılardan biri olan kadın ve engelli istihdamına pozitif katkı sağlamış oluyoruz.



22

DOSYA

BThaber

Çağrı Merkezleri

27 NİSAN - 3 MAYIS 2015

Sosyal medya ve bulut gibi yeni eğilimler çözümleri etkiliyor Türkiye’deki çağrı merkezleri, son 1015 yılda gerek teknik altyapı, gerek süreç yönetimi, gerekse insan kaynağı profili bakımından büyük değişimlere ve gelişimlere sahne oldu. Bu değişim kişiselleştirilmiş ve kaliteli müşteri hizmetlerine verilen önemin artmasıyla gerçekleşti. Değişen tüketici ihtiyaçları ve teknolojik altyapı nedeniyle artık ürünü/hizmeti satmak yetmiyor; satış öncesi ve sonrası, ürün/hizmet türüne göre farklılaşan ek hizmetler sunup markaya sadık müşteri kitlesi yaratmak gerekiyor. Bu hizmetler hem hızlı ve proaktif olmalı, hem de farklılaşmalı. Artık iletişimin türü ne olursa olsun, bugünün hızla akan ve ilerleyen dünyasındaki en büyük gerekliliklerden biri olan çok kanallı iletişim stratejisinde “veri yönetimi”, değişen müşteri talep ve ihtiyaçlarına en iyi ve en hızlı şekilde yanıt vermek için çalışan çağrı merkezleri için de en kritik iş süreçlerinden biri haline geldi. Günümüzde doğru bir altyapı ile veri analizi yapıldığında ve çok kanallı iletişimin önemi kavrandığında, markalar ile takipçileri arasında en doğru ilişki biçiminin kurulması sağlanabiliyor. Sektör, kanallar arası geçişlerde hizmetin sürekliliğinin sağlanması, hizmette fark yaratabilmek, en önemlisi de verilen bilgi ve yapılan işlemlerde tutarlılığın korunması açısından çağrı merkezi altyapılarında veri analitiğine doğru evrim geçiriyor. Günümüzde müşteri hizmet stratejisinin ana unsurlarından biri olan entegre kanalların doğru kullanımı, yenilikçi altyapıların en önemli gerekliliklerinden biri olarak işletmelere de yol gösteriyor. Teknoloji yatırımları ve ARGE açısından değerlendirirsek, otomasyonda artış olurken, sesli yanıt sistemleri, yapay zekâ yanıt sistemleri, bilgi destek sistemleri ve ses analitiği sistemleri alanında da gelişmeler bekliyoruz. Sosyal medya çağımızda önemini kanıtlamış ve vazgeçilmez bir kanal. Ancak tüm müşteri iletişimleri içerisinde sadece yaklaşık yüzde 3’lük bir hacim kaplıyor. Bu hacim büyüme eğiliminde. Bu yüzden diğer büyüme eğiliminde olan Web tabanlı sohbet ve video konferans gibi kanalları da unutmamak gerekiyor. Örneğin Gartner, 2018’de en büyük 500 global firmanın 100’ünden fazlasının video chat hizmetini devreye alacağını öngörüyor. Bu açıdan çağrı merkezlerinin tüm kanallara önem vererek multichannel hizmeti en doğru ve kaliteli şekilde vermeye odaklanması gerekiyor. Biz de Teleperformance olarak müşteri hizmetlerinin optimize edilebilmesi için teknolojik gelişmeler ve eğilimler ışığında gerekli AR-GE çalışmalarımızı Portekiz’de bulunan

Teleperformance Türkiye Genel Müdürü Engin Utkan müşteri deneyimi laboratuvarımızda yürütüyoruz. Sosyal mecraların yaygınlaşması ve etkisinin artmasıyla birlikte müşteri, yeni dünyada kendisini çok daha rahat bir şekilde ifade edebiliyor. İnsanlar, sosyal ağlar aracılığıyla tek bir mesajın birçok insana anında taşınmasını sağlayabiliyor. Yalnızca paylaşılan bir yorum ya da sorulan bir soruya karşılık yazılan yanıtın hiç beklenmedik bir şekilde ansızın bambaşka bir yöne doğru evirilebildiği iletişim dünyasında, çağrı merkezleri çok kanallı hizmet almak isteyen şirketlerin yardımına koşuyor. Müşteri ilişkileri kapsamında tüm kanallardan elde edilen bilgi akışının tutarlılığı, sürekliliği, yönetimi ve analizi çağrı merkezleri için ayrı bir çalışma gerektiriyor. Teknoloji bu kadar hızlı ilerlerken ve günlük hayatımızın bu kadar içinde yer alıyorken, çağrı merkezleri de bu ilerlemelerin gerisinde kalmamalı ve sürekli iyileştirme felsefesiyle başarılı bir müşteri analitiği ortaya çıkarmak ve müşteri deneyimi yönetiminde lider olmak için yenilikçi online bakış açısı ile pazar payı, marka bilinirliği ve algısında artış sağlayan, her zaman online, sosyal medya üzerinden proaktif geri dönüş yapan ve raporlanabilir verilerle çalışan hizmetlere ağırlık vermeleri gerekiyor.

Çağrı merkezleri iş süreçlerine dahil oluyor Çağrı merkezi sektörü son yıllarda ülkemizde büyük bir dönüşüm gerçekleştirdi ve tüm kurumsal firmalar, çağrı merkezi hizmetlerini iş süreçlerine dahil etmeye başladı. Müşteri geri bildirimlerini doğru ve zamanında analiz edebilmek, yeni müşterilere doğru kanallardan ve uygun tekliflere ulaşabilmek ve son kullanıcılarla doğru iletişimi kurabilmek adına, Türkiye’de çağrı merkezi sektörü gelişiminin çok önemli olduğu düşüncesindeyiz. ZyXEL olarak biz de ömür boyu teknik destek hizmeti vasıtasıyla tüketicilerimiz ile aramızda kurduğumuz gönül bağını 2014 yılında 7/24 çağrı merkezi kapasitemizi 2 katına çıkartarak sürdürdük. 2015 yılında da çağrı merkezi hizmetlerimizde gerek bulut servisleri, gerek sosyal medya entegrasyonu gerekse de yeni analiz araçları ile yatırımlarımızı sürdüreceğiz. Rekabetin arttığı iş dünyasında tüm kurumsal firmaların da çağrı merkezi çözümlerini gözden geçirmeleri ve yenilikçi modelleri bir an önce benimsemeye başlamaları gerektiğini düşünüyoruz. Öte yandan devlet teşviklerinin artırılması ve çağrı merkezi yatırımlarının da özendirilmesi gerektiği görüşündeyiz. İstihdam açısından bakıldığında, çağrı merkezlerinin ülkeye katkısı yadsınamaz. Özellikle bulut teknolojisi sayesinde firmalar artık farklı çalışma saat dilimlerinde ve evden çalışma imkanıyla çağrı merkezi hizmeti sunabiliyor, son kullanıcılara 7/24 destek sağlayabiliyorlar. Örneğin ZyXEL olarak biz çağrı merkezimizde; konfigürasyon, bağlantı

ZyXEL Türkiye Marka ve Pazarlama Müdürü Özden Aliyagiç Uyar sorunları veya benzeri konularda kullanıcılarımıza çözümler sağlıyoruz. Çağrı Merkezimiz ile kullanıcılarımıza daha iyi hizmet ve teknik destek verebiliyoruz. Tabi 7 yıldır sürekli büyüme gösteren bir şirket olduğumuzu ve kullanıcı sayımızın her geçen gün arttığını düşünürseniz, teknik destek vb işlemler için istihdam ettiğimiz çağrı merkezi çalışanları da doğal olarak artış gösteriyor. Bu sektör özellikle evden çalışabilme imkanı sağladığı için engelli ve kadın personel için yeni bir istihdam sahası. ZyXEL olarak bizde çağrı merkezimizde bayan ve engelli eleman çalıştırarak kendilerinin iş yaşamında aktif rol almalarına imkan sağlıyoruz.



24

DOSYA

BThaber

Çağrı Merkezleri

27 NİSAN - 3 MAYIS 2015

Çağrı merkezi sektörü, Türkiye’de en hızlı büyüyen sektörlerden biri Çağrı merkezi sektörü, gerek firmaların müşterilerine daha iyi hizmet sunmak üzere artan ihtiyaçları gerekse sektörün beklentilerine uygun genç insan kaynağı ile Türkiye’nin en hızlı büyüyen sektörlerinden biri olmaya devam ediyor. Özellikle genç nüfusun fazla, işsizlik oranının yüksek olduğu ülkemizde bugün 80 bin kişiye istihdam sağlayan sektörün, 2018 yılında da 100 bin kişiye istihdam yaratacak bir büyüklüğe ulaşacağını öngörüyoruz. Bu büyümenin sürdürülebilir olması için öncelikle nitelikli insan kaynağının sektörümüze çekilmesi ve çağrı merkezi işinin “bir meslek olarak kabul edilmesi” gerekiyor. Sektörümüzün büyümesini etkileyen bir diğer konu ise Teşvik Yasası. Yeni teşvik yasası ile ülkemiz 6 bölgeye ayrılıyor ve çağrı merkezi sektörü, sadece 6. bölgedeki desteklerden faydalanabiliyor. Bu kapsamda çağrı merkezleri konusunda teşvik kapsamının tekrar değerlendirilerek istihdam konusunda firmaların desteklenmesi faydalı olacaktır. İstihdama katkı çok büyük Çağrı merkezleri istihdama yönelik katkısı en yüksek olan sektörlerden biri. Özellikle yatırımların Anadolu’ya kaymasına Erzurum Çağrı Merkezi açılışı ile vesile olan, Erzurum dışında gerçekleştirdiği yatırımlarla da binlerce kişiye yeni iş imkanı sağlayarak ülke ekonomisine büyük katkılar sağlayan şirketimiz istihdam konusunu her zaman bir sosyal sorumluluk anlayışıyla ele almış ve halen daha fazla kişiye istihdam yaratmak amacıyla çalışmalarına büyük bir hızla devam etmektedir. Sektörümüzün en fazla yatırım gerçekleştiren şirketi olarak yurt içi ve yurt dışında toplam 13 bin kişiye istihdam sağlıyoruz. Artık gençlerimiz iş bulmak amacıyla memleketinden ayrılarak büyük şehirlerde iş mücadelesine girmek zorunda kalmıyor, yaşadığı şehrin ekonomisine çağrı merkezleri sayesinde katkılar sunuyor. Özellikle Anadolu’da kadınların çalışma hayatına katılımı konusundaki algıların olumlu yönde değişmesini sağlayan şirketimizde çalışanlarımızın yüzde 60’ı kadınlardan oluşuyor. Bu oran yüzde 22’lerde seyreden kadın istihdamı ile dünya ülkeleri arasında geride yer alan Türkiye için çok önemli bir oran teşkil ediyor. Ayrıca fiziksel engelleri sebebiyle iş hayatına atılamayan birçok vatandaşımıza da istihdam yaratmaktan, engelli çalışanlarımızın kendi potansiyelini yakalayabilmesini, öne çıkan özellik ve yeteneklerini kullanma şansına sahip olabilmesini

Turkcell Global Bilgi Yurtiçi İş Geliştirme Genel Müdür Yardımcısı Akın Akalın sağlamaktan dolayı mutluyuz. Tüm kanallardan bütünleşik hizmet verilmesi en önemli eğilimler arasında Çağrı merkezi sektöründeki son dönemde öne çıkan en önemli eğilimlerden biri tüm kanallardan bütünleşik hizmet verilmesi (OmniChannel). Daha önce farklı kanalların hepsinden ayrı ayrı (multi-channel) hizmet vermeye odaklanan sektör, bu eğilimin olgunlaşmasıyla bütün kanallardan aynı ve bütünleşik hizmet vermenin önemini kavradı. Bir kanaldan başlatılan herhangi bir işlemin başka bir kanaldan devam edebilmesi, alınan hizmetin kalitesini ve müşteri memnuniyetini ciddi oranda artırıyor. Yeni dönemdeki en önemli kanallardan biri olan Sosyal medya, hızla gelişen ve yeni kuşak müşterilerin hizmet almayı daha çok seçtikleri bir platform olarak öne çıkıyor. Bulut teknolojileri ise özellikle maliyet ve hizmetin sürekliliğini sağlaması açısından çok büyük önem arzediyor. Altyapılarını bulut üzerine taşıyan çağrı merkezleri bulut teknolojisinin ölçeklendirme ve yedekliliğin sağlanması avantajlarını kullanarak hem maliyetlerini düşürebiliyor hem de kesinti tehlikesinden uzaklaşıyor. Ancak kompleks yapıdaki çağrı merkezlerinin bulut üzerinden hizmet verebilir hale gelmesi için önümüzde uzun bir yol olduğunu söyleyebiliriz.

SYS İş Geliştirme Yöneticisi Esra Balkan

Sosyal medya kullanımı artıyor Günümüzde müşteriler artık sadece ses yolu ile değil aynı zamanda Web, sosyal medya ve mobil uygulamalar aracılığı ile de şirketlerle etkileşime geçiyorlar. Teknoloji geliştikçe müşteri beklentileri daha da yükselmekte ve şirketlere ulaşabildikleri her kanaldan sorunsuz bir şekilde çözüme ulaşmak istiyorlar. Bu yüzden 2015 yılı itibarı ile şirketlerin karşılaştığı en büyük zorluklardan biri de müşteri deneyimini her kanaldan kolay bir şekilde yönetebilmektir. Omnichannel yönetimi müşterilerin şirketinize olan sadakatinin güçlenmesinde önemli rol oynayan araçlardan birisidir. Çünkü artık müşteriler her konuda daha kolay bilgiye ulaşabilmekte, her an farklı arayışlar içine girebiliyor. Mobil iletişim konusunda ise artık dünya tamamen mobil uygulamalara yönelmekte ve birçok şirket ticaretlerinin önemli bir kısmını mobil uygulamalar üzerinden yapıyor. Müşterilerin büyüyen beklentileri doğrultusunda çağrı merkezleri müşterilerine daha iyi, kaliteli ve kesintisiz müşteri deneyimi sunabilmek adına ses ile birlikte web, sosyal medya ve mobil iletişim olarak sayabileceğimiz dijital kanalları da destekleyen çok kanallı etkileşim noktaları sunmaya çalışıyor. Burada en önemli nokta müşterilerin kullandığı kanallar arası bilginin taşınabilmesi, bağlantılı ve kesintisiz bir hizmet sunulabilmesidir. Yani bir kanaldan gerçekleştirilen işlem diğer kanaldan da takip edilebilmeli ya da yarım bırakılan bir işleme devam edilebilmelidir. 2015 yılının önemli eğilimlerinden

birisi bulut teknolojileri. Tüm sektörler gibi çağrı merkezi sektöründe de bulut sistemine taşınma başladı. Sektör artık daha pratik ve dinamik çözümlerle ilerlemek istiyor. Özellikle küçük ve orta ölçekli çağrı merkezleri sistem tarafında sunucular gibi donanımların getirdiği satın alma, bakım, işletme ve yedekleme gibi maliyetlerden kaçınmak, bununla birlikte ani ihtiyaçlar doğrultusunda genişletilebilir ve esnek kapasitelerde çalışmak için buluta yöneliyorlar. Günlük yaşamımızda ki giderek artan sosyal medya kullanımı çağrı merkezi sektörünü de etkilemiş ve değişime zorlamış durumda. Artık müşteriler çağrı merkezlerini aramadan önce şikayetlerini, taleplerini bildirmek için şirketin web sitesini, Facebook , Twitter, LinkedIn kanallarını ziyaret ediyorlar. Firmalar da müşterilerini bu kanallardan takip edip yönetmeyi müşteri memnuniyeti açısından telefonla görüşmek kadar önemli buluyor. Her Facebook, Twitter bildirimini çağrı merkezine gelmiş bir ses çağrısı olarak değerlendirip müşterilerine en kısa sürede dönüş yapabilmeyi istiyorlar. Türkiye çağrı merkezi sektöründe dünyada 16.sırada bulunmaktadır ve her geçen gün teknoloji ihtiyaçları doğrultusunda büyümeye devam ediyor. Çağrı merkezi sektörünün en önemli faydalarından biri ise Türkiye’nin her bölgesinde istihdam imkanı yaratması. Teknoloji bakımından ise Türkiye, çağrı merkezi sektöründeki teknolojik gelişmelerin takibinde Amerika ve Avrupa ülkeleri ile paralel gelişiyor.


BThaber

Çağrı Merkezleri

27 NİSAN - 3 MAYIS 2015

DOSYA

25

Katmadeğerli çözümler rekabet ortamı yaratıyor Teknoloji kullanımı her geçen gün artıyor ve şirketlerin çağrı merkezi seçiminde önemli bir faktör olarak önümüze çıkıyor. Çok kanallı ve birbiri ile entegre iletişim altyapısı, ses tanıma sistemleri ile insan kaynağı olmadan tüketicinin en hızlı şekilde ihtiyacının karşılanmasına ilişkin ürün ve hizmetler müşteri deneyimini pozitif yönde artırıyor. Az önce belirttiğimiz büyük verinin analizi de çaprı merkezlerinin alt yapı yatırımı yapması gereken önemli bir yatırım alanı olmalı. Dünyada ortalama 400 kişiye 1 müşteri temsilcisi düşerken bu rakam Türkiye’de 1200 kişiye 1 temsilci. Bu açıdan bakıldığında Türkiye çağrı merkezi sektörü büyüme potansiyeli oldukça yüksek bir sektör. Ülkemizin sahip olduğu kalifiye genç nüfus sayesinde gelişmiş pazarlara göre çok daha hızlı büyüyoruz. Bunu etkin kullanırsak Türkiye’den dünyaya hizmet vermek konusunda diğer ülkelere göre daha rekabetçi olabiliriz. Bu büyüme potansiyeline rağmen iç pazardaki fiyat odaklı rekabet firmaların teknolojiye yatırım yapmalarını uzun zamandır zorlaştırıyordu. Son dönemlerde gözlemlerimiz hizmet tedarikçilerinin katmadeğerli çözümler ile rekabet ortamı yaratıyor olması. Müşteri ilişkileri teknolojinin evrimine paralel olarak kökten değişiyor Günümüzde markalara ulaşmaya çalışan müşteriler artık bunu sosyal medya üzerinden yapmayı giderek daha fazla tercih eder hale geldi. Eskiden siparişten satış sonrası müşteri hizmetlerine kadar çevrimdışı yöntemlerle uzun sürelerde sonuçlandırılan işlemler, artık PC, dizüstü bilgisayar ve akıllı cihazlarla çok daha kısa sürede tamamlanıyor. Bu da müşteri ilişkilerini teknolojinin evrimine paralel olarak kökten bir şekilde değiştiriyor. Teknoloji bu kadar hızlı ilerlerken çağrı merkezleri de e-ticaret başta olmak üzere farklı sektörlere sunduğu sosyal medya gibi katma değerli servisleri genişletmek ve sürekli iyileştirmek durumunda. Çünkü sosyal medya kullanıcılarla doğrudan iletişim kurabildiğiniz, sunduğunuz başarılı müşteri hizmetleri ve katma değerle rakiplerden farklılaşabildiğiniz bir platform. Özellikle e-ticaret firmalarının

çağrı merkezlerini müşteri hizmetlerinde önemli bir rekabet avantajı olarak konumlandırdıklarını görüyoruz çünkü bilgisayarının başında kendine bir muhatap bulmak için arayan müşteri sorduğu sorulara hızlı, doğru ve nitelikli cevaplar almak istiyor. Ayrıca müşteri deneyimini etkileyecek faktörlerde de teknolojinin kullanımı ve altyapının geliştirilmesi çok önemli. CRM ve diğer teknolojilerin kullanımı, operasyonların takibi, verilerin konsolidasyonu, büyük verinin analizi konusu da önemli. Çağrı merkezleri aynı

zamanda büyük verinin de doğru işlenmesi gereken bir alan. Her yıl aldığımız milyonlarca tüketici talebini detaylı olarak analiz ediyor ve hizmet verdiğimiz firmalara kısa ve uzun vadeli stratejilerinde kullanacakları bilgiler sağlıyoruz. Bu sayede müşterilerimize stratejik konularda doğru karar verme imkanı sunabiliyoruz. Farklı kanallardan gelen verilerin tek bir çatı altında toplandığı çağrı merkezlerinde, müşteri segmentasyonu ve müşterinin nerede konumlandırıldığına bağlı olarak değişebilen servis seçenekleri de öne çıkıyor.

Arvato Türkiye Satış Direktörü Mahir Tüzün


26

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

Haber Merkezi Arena, uzun yıllara dayanan deneyimleri ve bilgi birikimi ile oluşturduğu “Value” iş modeli kapsamında, Türkiye’nin dört bir yanında yer alan iş ortakları ile bir araya gelmeye devam ediyor. Bu organizasyonlardan birisi de 17 – 19 Nisan tarihleri arasında Huawei işbirliği ile Kıbrıs Merit Park otelde gerçekleştirildi. İş ortaklarının büyük ilgi gösterdiği etkinlikte Arena ve Huawei’den üst düzey yöneticiler sunumlar yaparken, çeşitli başarı hikayeleri, çözüm örnekleri, yeni ürünler ve teknolojiler, Huawei’nin kurumsal alanda büyüme hedefleri, gelecek stratejileri ve diğer önemli gelişmeler katılımcılarla paylaşıldı. Arena Value Satış ve Pazarlama Direktörü Tuncay Işık, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Arena Value olarak, yeni yapılanmamız ile vizyonumuzun Türkiye’de daha çok hissedildiği bir dönem yaşıyoruz. Tüm iş ortaklarımız bizim için çok değerli. Dünyanın önde gelen markalarından Huawei ve iş ortaklarımızla hem önümüzdeki dönem stratejilerimizi paylaşmak hem de yakın ilişki geliştireceğimiz güzel bir haftasonu geçirmek adına Kıbrıs’ta bir araya geldik. Gerek iş fırsatları, gerek stratejilerimiz, sunduğumuz ve sunacağımız katma değerler gibi birçok konuda sohbet etme fırsatı yakaladık. Önemli hedeflerle

27 NİSAN - 3 MAYIS 2015

Arena ve Huawei’den Kıbrıs çıkartması Türkiye’nin önde gelen teknoloji sağlayıcılarından Arena ve dünyanın önde gelen teknoloji şirketlerinden Huawei, Kıbrıs’ta İş Ortakları ile buluştu.

MEB 9. kez Uluslararası Robot Yarışması düzenliyor Arena Value Satış ve Pazarlama Direktörü Tuncay Işık ve Huawei Türkiye Kurumsal Çözümler Birimi Kanal, Satış ve Pazarlama Direktörü Eren Serçe (solda)

beraber yürüdüğümüz Huawei ve katılım gösteren tüm iş ortaklarımıza sonsuz teşekkürlerimizi sunarız.” Toplantıda konuşan Huawei Türkiye Kurumsal Çözümler Birimi Kanal, Satış ve Pazarlama Direktörü Eren Serçe ise şunları söyledi: “Bizim için

müşteri memnuniyeti büyük önem taşıyor ve bunu iş ortaklarımızla beraber başarıyoruz. İş ortaklarımız hedeflerimize ulaşmada çok önemli bir rol oynuyor. Arena ile bu anlamda çok doğru bir sinerji oluşturuyoruz. Huawei olarak hiçbir müşterimize direkt satış yapmıyoruz. Tüm

satışlarımız distribütörlerimiz üzerinden iş ortaklarımız vasıtasıyla müşterilere gerçekleştiriliyor. Eğitim alanında da çok önemli çalışmalarımız bulunuyor. Ürünlerimizle ilgili sürekli eğitimler veriyoruz ve sertifikasyon çalışmaları yapıyoruz” dedi.

Microsoft, Elazığ’a Bilişim Akademisi Microsoft Türkiye, bilişim sektöründeki uzman açığını gidermek, nitelikli ve kalifiye gençlerin yetiştirilmesine katkı sağlamak amacıyla Türkiye’nin 81 ilinde, gençleri destekleyen sosyal sorumluluk projelerine devam ediyor. T.C. Kalkınma Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ve Habitat Kalkınma ve Yönetişim Derneği ortaklığında açılan Bilişim Akademileriyle Microsoft Türkiye, farklı illerdeki gençlerin sürekli olarak bilgi ve iletişim teknolojileri konusunda eğitimler alabilecekleri alanlar oluşturuyor. Elazığ Belediyesi’nin ortaklığı ile hayata geçen yeni Bilişim Akademisi açılışında Elazığ Belediye Başkanı Mücahit Yanılmaz da yer aldı. Törende

açılış konuşmaları sonrasında, UNDP İstanbul Yöneticisi Hansın Doğan ve Habitat Başkanı Sezai Hazır’ın da katılımıyla gençlere yönelik “bilişim ve girişimcilik” semineri gerçekleşti. Elazığ’daki Bilişim Akademisi’nde proje

ortaklarının ve genç gönüllülerin desteğiyle, Elazığ’daki vatandaşlara yönelik olarak temel bilgisayar, web tasarımı, yazılım geliştirme, sosyal medya okuryazarlığı ve internet güvenliği eğitimlerinin yanı sıra liderlik, katılım, proje döngüsü, proje yönetimi,

sunum teknikleri, gençlik hakları, temel bilgisayar ve ağ kurma eğitimleri gibi eğitimler verilecek. Bu eğitimlerle, Elazığ’daki gençlerin bilişim alanında kariyer yapabileceklerini farketmeleri ve bu alanda gelişmelerine destek verilmesi amaçlanıyor.

Millî Eğitim Bakanlığı Uluslararası Robot Yarışması, Çanakkale Savaşları’nın 100. yıl dönümü anma etkinlikleri kapsamında; 13-15 Mayıs tarihlerinde Çanakkale’de gerçekleştirilecek. Millî Eğitim Bakanlığı Meslekî ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından 2007 yılından bu yana her yıl düzenlenen Uluslararası Robot Yarışması’nın 9’uncusu; Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Eğitim Enstitüsü ve TÜBİTAK ortaklığında gerçekleştirilecek ve yarışmanın teması ‘Çanakkale Zaferinin 100. Yılı’, sloganı ise ‘AHİCAN Barış İçin Nöbette’ olacak. Lise ve üniversite öğrencilerinin katılımıyla iki parkurda yapılacak olan yarışmanın birinci parkurunda kablolu ya da kablosuz robotlar yarışarak kara savaşlarını, ikinci parkurda ise kendi kendine hareket kabiliyeti olan robotlar yarışarak deniz harekâtını temsil edilecek. Yarışma ile mesleki ve teknik eğitimin niteliğinin artırılması, orta ve yükseköğretim seviyesindeki mesleki ve teknik eğitim öğrencilerinin bilgi ve becerilerini kullanan, girişimci, rekabet edebilme bilincine sahip bireyler olarak yetiştirilmesi hedefleniyor. Yarışma ayrıca bilgi ve deneyim paylaşımına imkân verirken toplumda meslekî ve teknik eğitim konusunda farkındalık oluşturulması, endüstriyel otomasyon teknolojileri alanında ve robot teknolojileri konusunda çalışmaların tanıtımının yapılması ve sergilenmesini sağlayacak. Yarışmaya katılan her yarışmacıya katılım belgesi, her bir kategoride dereceye girenlere başarı belgesi, her kategori için Jüri Özel Ödülü; temalı ve serbest kategorilerde ise, ‘En İyi Tasarım Ödülü’ verilecek.



28

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

27 NİSAN - 3 MAYIS 2015

Kullanıcı deneyimini benimseyen şirketler fark yaratıyor Teknolojinin hızlı bir şekilde gelişmesiyle vizyoner bir iş mesleği halini Ekrem Uçman alan “kullanıcı deneyimi uzmanlığına” olan ihtiyaç giderek artıyor. Özellikle bankacılık ve telekomünikasyon sektörlerinde istihdam imkanı bulan kullanıcı deneyimi uzmanlığı, geleceğin meslekleri arasında yer alıyor. UXservices Yönetici Ortağı Emrah Yayıcı ile kullanıcı deneyimi ve sektördeki etkileri üzerine konuştuk.

UXservices, özellikle bankacılık ve telekomünikasyon sektörlerinde giderek önem taşımaya başlayan “kullanıcı deneyimi uzmanlığı” konusunda yarattığı farkla müşterilerine rakiplerinden bir adım öne çıkma şansı tanıyor.

n UXservices olarak yaptığınız çalışmalardan söz edebilir misin? Şirket olarak kullanıcı deneyimi tasarımı ve kullanılabilirlik testi ve hizmeti üzerine çalışmalar yürütüyoruz. Türkiye’nin büyük bankaları, e-ticaret şirketleri, sigorta şirketleri ve diğer sektörlerden birçok şirket daha önce ekran tasarımı ya da görsel tasarım diye adlandırdıkları konuyu kullanıcı deneyimi tasarımı adı altında çok daha geniş bir perspektiften bakmaya başladılar. Daha önce tam olarak kullanıcı hedef alınmadan büyük paralar harcanarak hayata geçirilen projeler, hızlı bir şekilde irtifa kaybederken, şirketlerin perspektifleri genişletmeleriyle beraber kullanılabilirlik,

n Bu vizyonla düzenleyeceğiniz UXIstanbul Conference 2015 etkiliğinden bahsedebilir misiniz? 28 Nisan’da İstanbul’da gerçekleşecek UXIstanbul Conference 2015 etkiliğinde alanında uzmanlaşmış isimlerin katılımıyla kullanıcı deneyimi konusunda katılımcıları aydınlatmak ve bu konudaki bakış açılarını genişletmeyi hedefliyoruz. Mobilde kullanıcı deneyimi, dijital stratejiler, kullanılabilirlik testleri, kullanıcı deneyimi tasarımı metodolojileri ve kullanıcı deneyimi tasarımıyla alakalı araçların konuşulacağı UXIstanbul 2015 etkinliği sektör profesyonelleri için fark yaratacak bir eğitim olma özelliği

testlerde, katılımcılar kullanarak daha önceden belirlenmiş “karakterler” yaratıyoruz. Kullanıcı profillerine göre yarattığımız karakterler üzerinde yaptığımız testlerle sitenin farklı yönlerdeki eksilerini bulup, kullanılabilirliği artırmak üzere çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Bu sayede ürünler ve siteler daha kullanışlı hale gelirken, şirketler de aynı oranda karlılık ve cirolarını artırma imkanı yakalıyorlar.

fonksiyonalite ve görsellik bir bütün olarak görülmeye başlandı. İşte biz de müşterilerimize bu odakta ürünler geliştirmeleri için yardımcı olmaya gayret ediyoruz.

taşıyor. Microsoft, Booking. com, Google ve Goldman Sachs gibi şirketlerden katılımcılar başarı hikayelerini katılımcılarla paylaşacaklar. n Kullanılabilirlik konusunu biraz genişletebilir misiniz? Kullanılabilirliğin en temel

tanımı kullanıcıya uygunluktur. Kullanıcı bir ürünü ne kadar rahat, sezgisel olarak kullanabiliyorsa bir ürün o kadar başarılı olabiliyor. Bu noktada kullanıcıların bir siteyi veya ürünü ne kadar rahat kullanabildiklerini ölçmek için testler uyguluyoruz. Ofisimizde de uyguladığımız bu

n Türkiye’deki bu konuya olan yaklaşımı değerlendirebilir misiniz? Birçok yatırım özellikle de bilişim sektöründeki yatırımlar, gerçek etkilerini orta ve uzun vadede hissettirirken, kullanılabilirlik konusunda yapılan en ufak iyileştirmeler bile etkisini en kısa sürede hissettiriyor. Ciro, karlılık ve müşteri geri dönüşlerinde olacak bu olumlu geri dönüşler Türkiye’de de şirketlerin ilgisini çekmeye başlarken, bu konuda önemli çalışmalar yapıldığını söyleyebilirim. Bu konuda bizim gibi hizmet veren şirketler ve UX uzmanları yöneticileri yaptıkları sunumlarla bilgilendirirken, yine de bu alanda bir farkındalık eksiği olduğunu gözlemliyoruz. Gerçekleştireceğimiz UXIstanbul Konferansı ile bu konudaki farkındalığı artırmak istiyoruz.

SAP S/4HANA’yı pazara sundu Gerçek zamanlı bellek içi platformu olan SAP HANA için özel geliştirilmiş SAP Business Suite 4 SAP HANA, kurumsal iş yazılımlarını yeniden tanımlıyor. SAP S/4HANA, SAP R/3’ten beri geliştirilmiş en büyük SAP inovasyonu olarak niteleniyor. SAP CEO’su Bill McDermott, SAP S/4HANA’nın insanları ve yazılım teknolojilerini bir araya getirerek gerçek zamanlı, bağlantılı ve basit iş süreçleri tasarlamaya imkan sağladığını ve karmaşık BT altyapısının sonunun geldiğine inandığını söyledi.

SAP S/4HANA şirketlerin günden güne dijitalleşen ve sürekli bağlantı halinde olan bir dünyada artan iş ihtiyaçlarını karşılamalarını ve bunu karmaşıklığa imkan vermeden basit bir şekilde yapabilmelerini sağlıyor. Sadeleşmiş veri modeli, kurumların bilgi teknolojilerini yeniden tasarlamalarını ve daha az maliyetli bir BT operasyonuna geçmelerini sağlıyor. Haziran 2014’te duyurulan SAP Simple Finance’ın müşterilerine anlık öngörülerle finans süreçlerini

dönüştürmelerine imkan veren çözümü SAP S/4HANA’ya giden ilk yoldaki adımı oluşturuyor. SAP S/4HANA ayrıca SAP bulut çözümleri portföyünü de genişletecek. Kapsamlı portföy ile müşteriler, kendi ihtiyaçlarına uygun bulut çözümü mevcut SAP sistemlerine entegre şekilde tanımlayabilecek. SAP, partner ekosisteminin pazara tanıtacağı SAP S/4HANA’nın önceden tanımlanmış kurulum paketleri aracılığıyla müşterilerinin hızlı ve minimum eforla SAP S/4HANA’ya geçişini sağlayacak.

SAP S/4HANA, Türkiye’de de SAP yetkilileri tarafından tanıtıldı.



30

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

27 NİSAN - 3 MAYIS 2015

E-ticarette başarıya giden yol emek, sabır ve finanstan geçiyor İnternet sektöründe 2005 senesinden beri var olan IdeaSoft, Simay Yaylacı 5000’den fazla KOBİ’nin e-ticaret alanındaki başarısının ve gücünün arkasında duruyor. IdeaSoft Genel Müdürü Seyhun Özkara ile IdeaSoft’un e-ticaret alanındaki hizmetlerinden ve sektördeki son durumdan söz ettik. n IdeaSoft’un kuruluş sürecinden ve e-ticaret ekosistemindeki hizmetlerinden bahsedebilir misiniz? Bu sene IdeaSoft’un onuncu yılı. Tek uzman olduğumuz, elektronik ticaret yazılımları ve çözümleri alanı üzerinde devam ediyoruz. Daha çok küçük ve orta ölçekli firmalara hizmet veriyoruz. Portföyümüzde büyük ölçekli işletmelerde bulunuyor. Bu firmaların e-ticaret süreçlerinde bir çözüm ortağı oluyoruz ve bizim yazılımımızla hayatlarını sürdürüyorlar. Biz yazılım mantalitesi olarak, aynı yazılımı farklı farklı görünümlerde geliştirip müşterilerimizin isteklerine göre de sunabiliyoruz. n IdeaSoft’un yapısı

E-ticaret şirketlerine ve bu konuda girişim yapmak isteyenlere yaklaşık 10 senedir destek veren IdeaSoft, son dönemde küresel faaliyetleriyle de gündeme gelmeye başladı. hakkında bilgi verebilir misiniz? Gebze, Teknopark’ta bir Ar-Ge ofisimiz var. Yaklaşık 25 kişilik ekibimiz orada, 50 kusur kişilik ekibimizde Üsküdar’daki ofisimizde bulunuyor. Ar-Ge ekibimiz, dahil olduğumuz projeler ve Türkiye’ye verdiğimiz hizmet çerçevesinde sürekli yazılım geliştirme süreci içerisindeler. Sonuçta her sene bir yenilik oluyor. Taksit yasası çıkıyor, banka yapıları değişiyor… Bizim yazılımımızı sürdürülebilir şekilde devam ettirmemiz gerekiyor. Her iki haftada bir sektördeki değişikliklere, yeni özelliklere ve değişen yapılara göre yeni versiyonlar çıkartıyoruz. n Daha önce tanınmış kişiler ile çalışıp, önemli projelerde yer aldığınızı biliyoruz. Bize önemli bir projenizden bahsedebilir misiniz? Biz Türkiye’de 2 sene önce Google Türkiye, Garanti Bankası, Yurtiçi Kargo ve IdeaSoft olarak “İşinizi İnternete Taşıyın” diye bir proje yaptık. Bu bizim için büyük bir projeydi. Tek teknik

iyi yapıyoruz ama dünyaya baktığınız zaman biz 5 bin firma ile uğraşırken; onlar 50 bin 100 bin firma ile uğraşıyor. Biz de neyimiz eksik dedik ve 2 buçuk senedir küresel bir proje yapıyoruz.

IdeaSoft Genel Müdürü Seyhun Özkara altyapı firması bizdik. 14 il gezdik ve bu illerde insanlara “E-ticaret nasıl yapılır, nasıl başlanır?” anlattık; ücretsiz e-ticaret çözümleri sunduk. Bu proje ile birlikte kendi müşteri kitlemizi yüzde 1520 civarında büyüttük. Pazarı da yüzde 10 büyütmüş oldu. Çünkü biz pazarın yüzde 50’sine hâkim bir firma olduğumuz için ister istemez büyüdü. Biz Türkiye’de bu işi

n Küresel pazardaki çalışmalarınızdan söz edebilir misiniz? İngiltere, Kanada, İngiltere ve Avusturalya’da kullanmaya başlanan markamızın adı “Shopio”. Sadece iç pazara değil, dış pazara da satabilirsek büyük bir yazılım firması olabiliriz. Bu benim en büyük hayallerimden biri. Shopio. com kullanılmaya başlandı ve güzel gidiyor. Bu projenin ikinci bir ayağı olarak bir projemiz daha var. 1 senedir bu ürünü pazarlamaya çalışıyoruz. Projeyi, Türkiye’ye e-ihracat çözümleri olarak sunacağız. Yurtdışındaki vergi yapısı, kargolama yapısı gibi birçok konu Türkiye’den bağımsız ve farklı. Bizim oradaki tecrübemizi kullanarak; Türkiye’deki işletmelerin sadece iç pazara satmak yerine yapısal olarak dış pazara da satabilecekleri bir sistemi Türkiye’ye vereceğiz.

n Kobilere sunduğunuz satış öncesi ve satış sonrasında ne gibi hizmetler sunuyorsunuz? Bize genellikle firmalar e-ticaret yapma fikriyle geliyor. Bizim proje danışmanlarımız ve satış danışmanlarımızla görüşerek; kafasındaki düşünceyi aktararak, eksik noktalarını dolduruyor, işin ödeme ayağını öğreniyor, pazarlama modüllerinin işleyişini öğreniyor. Aynı zamanda sabit tüm yıl boyunca devam eden IdeaSoft akademi diye bir eğitimimiz var. E-ticaret yapmak isteyen, ticaret fikri ile ilgili düşüncesi olan bütün işletmeler bu akademiye katılabiliyor. n E-ticaret sitesi açmak isteyen ve başarılı olmak isteyen girişimcilerin nelere dikkat etmesini önerirsiniz? Başarılı olmak biraz işletmelerin elinde olan bir şey. En önemlisi, emek ve zaman ayırmaları gerekir. E-ticareti şirketin içerisinde bir süreç olarak dahil etmesi ve bu ürünleri mağazadaki gibi güncel olarak sitesinde sunması gerekir. Bunun dışında reklam ve pazarlama tarafına da bütçe ayırmalı ve düzgün bir e-ticaret altyapısı kullanması gerekir.

İstihdamda yer almak BT ile mümkün

Huawei Türkiye Genel Müdürü Zhao Gang

Genç Girişimcilik Zirvesi, İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde 10 -12 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirildi. Girişimciliği pekiştiren ekonomi politikaları ve piyasa koşullarının ele alındığı zirveye katılan Huawei Türkiye Genel Müdürü Zhao Gang, gençlerin girişimciliği için şu önerileri yaptı: “Genç nüfusun teknoloji desteğiyle işgücüne hızla katılması gerek. Pek

çok genç, çeşitli eğitim ortamlarında teknolojiye ulaşabiliyor. Ancak bu tek başına yeterli değil. Gençlerin, daha cazip yöntemlere ihtiyacı var. Yapılan girişimin uzun vadeli olması ve gelişmesi, topluma sosyo-ekonomik açıdan birçok fayda sağlar. Değişen, gelişen ve ilerleyen teknolojik imkânlarla genç girişimcilik, gençlerin teşvik ettirilmeye çalışıldığı bir fırsat haline

geliyor. Geçtiğimiz yıl yayınlanan bir rapora göre; girişimcilik Türkiye’de gençler tarafından alternatif bir kariyer planı olarak görülüyor ve her 100 kişiden 32′si önümüzdeki üç yıl içerisinde girişimcilik faaliyetinde bulunmayı planlıyor. Ancak bu kişilerin sadece 10’u iş fikirlerini hayata geçirmek için harekete geçiyor. İstatistiki verilere baktığımızda; eğitimli kişilerin girişimcilik

faaliyetine katılma oranında artış göze çarpıyor. Genç girişimcilerin bilgi teknolojilerinin gücünden faydalanmasını istiyoruz. Nitelikli işgücünün eğitim odaklı gelişiminin üzerinde duruyoruz. Faaliyet gösterdiği beş yıl boyunca, 150 yeni mezun mühendisi bünyesine katan Huawei Türkiye Ar-Ge merkezi de genç ve yetenekli çalışanlara her zaman için öncelik tanıyor.”


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

27 NİSAN - 3 MAYIS 2015

31

Intel 5. nesil Core işlemcileri tanıttı Haber Merkezi 5. Nesil Intel Core işlemciler mobil yaşamda yeni ufuklar açmak için yüzde 50 daha hafif ve ince yapıda tasarlandılar. Intel, tasarımda küçülen boyutlara karşın artan performans oranı ile günümüzün iş hayatındaki efektif çalışma ve verimlilik kavramlarını yansıtıyor. 5. Nesil Intel Core işlemcilerin üretkenlik ve performansı tüm ofisi kuşatıyor. 2,5 kat daha fazla pil ömrüne ve hıza sahip işlemciler çalışanların hayatlarını kolaylaştıracak, tüm süreçleri hızlandırarak verimliliği üst seviyeye çıkaracak. Teknolojik dönüşüm ile zamandan bağımsız bir çalışma yaşamı ortaya çıkıyor Etkinlikte konuşan Intel Türkiye Genel Müdürü Burak Aydın, teknoloji ile hayatımızın nasıl değiştiğini anlatırken sözlerini şöyle sürdürdü: “Eskiden masalara bağımlı yaşardık. Bu oyunu, hatırlarsanız Centrino’yu çıkararak yıllar önce değiştirdik. Masa üstünden mobil özgürlüğe geçtik. Bugün 5. Nesil Intel Core işlemcilerle yeni bir milattayız. Dünya çok farklı. Nesnelerin interneti günümüzün kaçınılmaz bir gerçeği. Her şey, herkes bağlı. Araçlar, evdeki cihazlar, insanlar ve bu sayı hızla artıyor. Yeni dünyanın yaşam tarzı, iş ve özel yaşamı artık birbirinin ayrılmaz parçası haline getirdi. İnsanlar kişisel teknolojik deneyimlerini çalışma ortamlarında da görmek istiyor. Ancak güvenlik, şirketler için öncelikli kaygıları arasında bulunuyor. 5. Nesil Intel Core işlemcilerimizle bu kaygılara çözüm bulduk. Intel vPro Teknolojisi sayesinde güvenlikten ödün vermiyoruz. Kabloları yok ediyoruz. Daha ince, daha hafif cihazları müjdeliyoruz. Pil ömrü ve performansı iki katına çıkararak verimlilikte yeni bir dönem başlatıyoruz. 2’si 1 Arada cihazlar başta olmak üzere artık 5. Nesil Intel Core işlemciler sayesinde hem laptop hem de tablet olarak kullanılabilen farklı tasarımlarda cihazlar hayatımıza giriyor. Bu devrim niteliğindeki yeniliğin lideri Intel olarak, yeni bir dünyanın kapılarını aralıyoruz” dedi. İş iklimimiz yeni nesil için çekici mi? İş dünyasını mobil özgürlük

İş tanımları, ofisler ve çalışan profili her geçen gün değişiyor ve dönüşüyor. Değişen iş dünyasına çözüm olarak geliştirilen 5. Nesil Intel Core işlemciler, gerçekleştirilen etkinlik ile tanıtıldı. ve güvenlikle buluşturan 5. Nesil Intel® Core™ işlemcilerin tanıtımının yapıldığı etkinlikte bir konuşma yapan yaşam

koçu Evrim Kuran, 2025 yılına gelindiğinde gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerde toplam çalışan nüfusun

yüzde 65’ten fazlasını 198099 arası doğanları kapsayan “Y Kuşağı”nın oluşturacağını belirtti. Y Kuşağı, şüphesiz,

yeni nesil işyerinin barometresi görevini görüyor. Y Kuşağı ve Yeni İş Yaşamı başlıklı konuşmasında Evrim Kuran sözlerini şöyle sürdürdü: “Nüfusunun yüzde 35’i Y Kuşağı olan barındıran bir ülkenin iş dünyası şu soruların yanıtlarını arayacak: İş iklimimiz yeni nesil için çekici mi? Fiziksel koşullarımızı en son ne zaman düzenledik? Bu düzenlemeleri yaparken iç müşterilerimiz hangi kuşaktandı? Peki ya 2000 sonrası doğan çocuklara, Z Kuşağı’na, hazır mıyız?”


32

BThaber

BTnet.com.tr

27 NİSAN - 3 MAYIS 2015

E-atıklar geri dönüştürülemiyor Birleşmiş Milletler Üniversitesi’nin hazırladığı rapora göre evde kullanılan elektronik araç gereçlerin giderek arttığını gösteriyor. Günümüzde üretilen beyaz eşyaların eski modeller kadar uzun ömürlü olmadığını gösteren rapor, elektronik çöp dağlarının hızla yükseldiğine işaret ediyor. Raporu değerlendiren BM Üniversitesi’nin Rektörü David Malone, elektronik çöplerin değerli bir kentsel maden oluşturduğunu ve bunların geri dönüşüm için kullanılabileceğini söyledi. Buna karşın yükselen çöp dağlarının yükselme hızının eskiye nazaran

çok fazla olduğuna işaret eden Malone, bu durumun uzun vadede sorun yaratabileceğini ifade ediyor. Rapora göre çöp dağlarının çoğunluğunu eski mikrodalga

fırınlar, çamaşır ve bulaşık makineleriyle diğer elektrikli ev eşyası oluşturuyor. Bu eşyaların sadece yüzde 16’lık kısmı gerektiği şekilde geri dönüşüm ve yeniden kullanım sürecinden

geçirilirken,araştırmaya göre bu alanda zirvede Amerika Birleşik Devletleri yer alıyor. 7 kilotonun üzerinde elektronik atıkla ABD zirvede yer alırken, Çin, 6 kilotunun biraz üzerine çıkarak ikinci sırada, Japonya 2,2 kilotonla üçüncü sırada yer aldı. Kişi başına yaratılan çöp miktarı esas alınarak yapılan hesaplamada ise, Avrupa ülkelerinin elektronik eşyayı en fazla çöpe atan bölge olduğu belirlendi. Norveç’te her yurttaş 28,4 kg. kadar elektronik eşyayı çöpe atıyor. Afrika’da ise kişi başına düşen elektronik çöp

miktarı 1,7 kilogram. 41,8 milyon ton elektronik çöpün, 16 milyon ton demir, 1.900 kiloton bakır ve 300 ton altın ile paladyum gibi diğer değerli madenleri içerdiği belirtildi. Rapor, bu kaynakların toplam değerinin 35 milyar dolar olduğunu kaydetti. Raporda en dikkat çeken noktalardan biri ise, özellikle beyaz eşya atıklarında kurşun gibi zehirli maddelerin oldukça yoğun bir şekilde bulunması oldu. Bu atıkların ortadan sağlıklı bir şekilde kaldırılmaması durumunda ise doğayı zor günlerin beklediği ifade ediliyor.

BlaBlaCar Avrupa’da yaygınlaşıyor

Simda Botnet’i dağıtıldı Bu operasyonun, botnetin işleyişini önemli derecede bozması bekleniyor. Bu operasyon, yasa dışı çalışmalarına devam etmek niyetinde olan siber suçlular için maliyet ve riskleri artıracak ve kurbanların bilgisayarlarının kötü niyetli düzenin bir parçası olmasını engelleyecek. INTERPOL Dijital Suç Merkezi Direktörü Sanjay Virmani şunları söyledi: “Bu başarılı operasyon, küresel siber suç tehdidine karşı mücadelede ulusal ve uluslararası çapta emniyet teşkilatlarını ve özel teşekkülleri içeren ortaklıklara ihtiyaç duyulduğunu ortaya koymakta ve bunun değerini

vurgulamaktadır. Operasyon, Simda botnete önemli bir darbe vurmuştur. INTERPOL, vatandaşlarını siber suçlulara karşı koruyabilmeleri için üye ülkelere yardımcı olmaya ve gelişmekte olan diğer tehditleri tanımlamak amacıyla çalışmalarına devam edecektir.” Simda, yasa dışı yazılımları ve finansal kimlik bilgilerini çalabilme yeteneğine sahip olanlar dahil olmak üzere farklı kötü amaçlı yazılım türlerini dağıtmak için kullanılan “pay-per-install” (yükleme başına ödeme) türünden bir zararlı yazılım. Pay-per-install modeli, siber suçluların para kazanmak için virüs bulaştırılan

bilgisayarlara erişim hakkını, sonrasında bu bilgisayarlara ilave programlar yükleyen diğer suçlulara satmasına izin veriyor. Simda, açıklardan yararlanma kitlerine yönlendirme yapan bir dizi virüslü web sitesine dağıtılıyor. Saldırganlar, meşru web sitelerinin/ sunucularının gizliliğini bozarak ziyaretçilere sunulan web sayfalarının kötü niyetli kodlar içermesini sağlıyor. Kullanıcılar bu sayfalara göz atarken kötü niyetli kod, açıklardan yararlanma sitesindeki içeriği sessizce yükler ve güncellenmemiş bilgisayarlara bulaşıyor.

Şehirler arası ulaşım ağı BlaBlaCar, carpooling. com’u satın alarak yolculuk paylaşımında konumunu güçlendirdi ve dünyanın en büyük paylaşım ekonomisi topluluklarından biri haline geldi. Carpooling.com’da, Mart ayında satın alınan Macaristan merkezli Autohop gibi şirketin bünyesine katılarak, Amsterdam’dan Zagreb’e tüm Avrupa’da entegrebir yolculuk paylaşım ağı yaratılmasına katkı sağlayacak. Aynı zamanda bu satın almayla beraber, BlaBlaCar dünyanın en büyük paylaşım ekonomisi platformlarından biri haline gelmiş oldu. BlaBlaCar’ın gücünü insanlardan alan şehirler arası ulaşım ağı, boş koltuklarıyla yolculuk yapan sürücülerle, aynı yöne gitmek isteyen yolcuları

buluşturuyor. İki şirketin satın alınmasıyla beraber BlaBlaCar, Avrupa ve Asya’da 18 pazarda 20 milyon üyeye sahip hale geldi. 2001 yılında kurulan, Daimler’in desteklediği ve Earlybird’ün yatırım yaptığı carpooling.com, Almanya’nın en eski şehirlerarası ulaşım servisi (Almanya’da bilinen adıyla mitfahrgelegenheit.de) ve 14 yıl içinde Almanya’da yolculuk paylaşımını şekillendirerek en saygı duyulan servislerden biri haline geldi. Carpooling.com’un satın alınması, BlaBlaCar’ın Avrupa’nın en fazla nüfusa sahip ülkesi Almanya’daki topluluğunu genişletmesini sağlayacak. Carpooling.com’un Münih’teki ekibi BlaBlaCar’ın 11.ofisi olacak ve BlaBlaCar’ın önceden varolan Hamburg ofisiyle beraber çalışacak.



34

BThaber

BTnet.com.tr

27 NİSAN - 3 MAYIS 2015

Giyilebilir teknolojiler hayatımızın vazgeçilmezi olabilir mi? Televizyondan, buzdolabına, kullandığınız arabadan evinizdeki aydınlatmaya kadar uzanan akıllı teknolojiler artık giyilebilir halde karşımızda. Birçok markanın giyilebilir teknoloji piyasasına adım atmasıyla birlikte moda ikonları hangi cihazın daha tarz olduğunu tartışa dursun, bu kadar kişisel bilgiyi üzerinde barındıran teknolojilerin güvenlik risklerine karşı alınacak önlemler asıl odak noktası olması gereken konu. Daha geçen yıl birçok ünlünün özel fotoğrafları güvenlik açıkları nedeniyle cep telefonlarından gizlice internete sızdırılmıştı. Kişisel sağlık bilgileri, ziyaret edilen yerler, bulunulan konum bilgisi, kaç adım atıldığı, e-mailler, fotoğraflar, kişisel ya da şirket verileri kısacası giyilebilir akıllı cihazınızda bulunan her şeye gerekli güvenlik önlemleri alınmadığı takdirde siber suçlular

tarafından erişilebilinir. Sağlık sektörü odaklı geliştirilen bu teknolojilerden bazıları insan hayatına etki edecek en kritik süreçlerin önceden tespitini sağlayabilecek. Bu teknolojilerin kullanımının iş hayatında da iş sürdürülebilirliği gibi farklı avantajları getirerek kullanımının kurumlarda gittikçe yaygınlaşacağının altını çizen Vizyon Arge Satış Müdürü Sinem Tirkeş “Akıllı cihazların kullanımının yaygınlaşması ile siber suçluların odak noktası özellikle kullanımı yaygın olan cihazlardaki zafiyetlere odaklanmaktadırlar. Giyilebilir teknolojilerde ister istemez yakın bir gelecekte hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olacaktır. Bu teknolojileri kullanan kişiler muhakkak güvenlik önlemleri tarafında da bilinçlenmeli ve gerekli güvenlik tedbirlerini almalıdırlar” açıklamasını yaptı.

Dell XPS 13 Türkiye’de satışa sunuldu 15 saate varan pil ömrü, neredeyse çerçevesiz ekranı ve en yüksek performanslı en küçük PC olmasıyla tanıtılan Dell XPS 13, Türkiye’de piyasaya sürüldü. Tasarım ve performans arasındaki dengeyi en iyi şekilde sağlayan XPS 13, sadece 5,2 mm kalınlığında neredeyse çerçevesiz bir ekrana sahip. Yüksek performanslı 13 inç bilgisayar XPS 13, tek bir şarjla 15 saate kadar kullanım ömrü ile dikkat çekiyor. 5,7 milyon piksellik UltraSharp Quad HD+ ekran bulunan kişisel bilgisayar, göz alıcı renklere ve detayları çok daha net gösteren yapıya sahip. Ayrıca 170 dereceye kadar geniş izleme açısı sunan IGZO2 IPS panel, birden fazla kişinin multimedya içeriklerin keyfini çıkarmasını sağlıyor. Corning Gorilla Glass NBT QHD+ ekran, çiziklere karşı geleneksel

malzemelere kıyasla 10 kat kadar daha dayanıklı bir yapı sunuyor. Dell Türkiye Ülke Müdürü Didem Duru, “Yeni XPS 13, sadece Dell’de bulunan tarz, içerik ve yazılım çözümleriyle çıtayı yükseltiyor. Tanıtıldığı günden bu yana birçok ödülün sahibi olan kişisel bilgisayar, Türkiye’de de merakla bekleniyor. Bu yenilikçi ve sektörün en performansı yüksek 13 inç kişisel bilgisayarını piyasaya sunmaktan gurur duyuyoruz” dedi. 5. nesil Intel Core işlemciler ve SSD depolama birimi kullanılan XPS 13, güçlü bir performans ve tepki süresi sunuyor. Intel Rapid Start teknolojisi bulunan

bilgisayarda önyükleme ve sürdürme işlemi yalnızca birkaç saniyede tamamlanıyor. Bu üstün performansının yanı sıra 1,18 kilogramdan başlayan ağırlığıyla kolayca taşınabilen XPS 13, şık tasarımıyla da öne çıkıyor. İşlenmiş alüminyum yapısıyla daha sağlam ve dayanıklı bir kasası bulunan kişisel bilgisayar, aynen yüksek performanslı otomobillerde yer alan karbon fiber yapısıyla sağlamlığı zarafetle birleştiriyor. Bununla birlikte ENERGY STAR 6.0 sertifikasına sahip olan XPS 13, geçmişte hiç olmadığı kadar yüksek enerji verimliliğine sahip olmasının yanı sıra kurşun, cıva ya da diğer zararlı maddeleri içermiyor.

İşyerindeki internette sömürü düzenine son Cyberoam, kurumlardaki çalışanların ağ bağlantılarının güvenliğini ve kontrolünü bir üst seviyeye taşıyacak yeni bir teknolojinin patentini aldığını duyurdu. Cyberoam’ın yeni nesil firewall ve birleşik tehdit yönetimi çözümlerinde yer alan bu yeni teknoloji, çalışanları güvenlik tehditlerine karşı korumanın yanı sıra, her bir çalışan için ayrılacak ağ kaynaklarının çok daha verimli ve etkin bir şekilde yönetilebilmesini sağlıyor. Cyberoam’a özgü olan bu yeni teknoloji, son kullanıcı kimliğiyle ağ güvenliği politikalarını etkin bir şekilde bir araya getiriyor. Böylece çalışanların erişim güvenliğini güçlendirirken, her bir çalışan için ayrılacak kaynakların ihtiyaca göre bağımsız olarak kurgulanmasını ve yönetilmesini kolaylaştırıyor. Bu yeni teknoloji, Cyberoam’ın ağ güvenliğine yönelik sunduğu yeni nesil Firewall (NGFW) ve birleşik tehdit yönetimi (UTM) cihazlarının merkezinde yer

alıyor. Geleneksel güvenlik yaklaşımları, herhangi bir ağ trafiğine izin vermek veya engellemek için kaynak ve erişim noktasındaki IP adreslerini karşılaştırma prensibiyle çalışıyor. Cyberoam’ın yeni patentli teknolojisi ise kaynak ve erişim noktasında her bir kullanıcı için özelleştirilebilen yeni kurallar tanımlanmasına olanak sağlıyor. Layer 8 güvenlik teknolojisinin parçası olan bu yeni güvenlik yaklaşımı, her bir kullanıcının ihtiyacına özgü detaylı kuralların çok daha esnek bir şekilde kurgulanabilmesini sağlıyor. Böylece kullanıcıya özgü ağ ve uygulama erişim yetkileri, kullanılabilecek en yüksek bant genişliği ve bağlantı erişim sürelerinin kısıtlanması gibi kurallar kolayca hayata geçirilebiliyor. Cyberoam Technologies CEO’su Hemal Patel, güvenlik zincirinde en zayıf halkanın çalışanların ağ erişiminden kaynaklandığını, bu nedenle kullanıcı bazlı güvenliğin en önemli öncelikleri arasında yer aldığını ifade etti.


BThaber

KARİYER

27 NİSAN - 3 MAYIS 2015

35

Umutlar yılın ikinci yarısına ertelendi İK yönetim yazılımları sunucusu Poldy’nin önderliğinde gerçekleştirilen “2015’in İkinci Yarısına İlişkin Şirketlerin İşe Alım Yaklaşımları ve Beklentileri Anketi”ne katılanların yüzde 74’ü yılın ikinci yarısında yeni işe alımlar yapacaklarını bildirdi. Katılımcıların yüzde 66’sı 1 ila 30 arasında yeni personel istihdamı yapılacağını paylaşırken, alımların en fazla yüzde 24 ile satış / müşteri ilişkileri, yüzde 20 ile pazarlama / halkla ilişkiler, yüzde 16 ile finans / muhasebe, yüzde 13 üretim, yüzde 9 bilgi işlem, yüzde 8 İK alanında gerçekleşeceği görüldü. Ankete katılan şirketlerin yüzde 30’u 500’den fazla, yüzde 19’u 1 ila 10, yüzde 19’u 11 ila 50 arası çalışana sahip. Katılımcıların yüzde 74’ü 2015’in ikinci yarısında yeni işe alım yapılacağını belirtirken, yüzde 17’si bunun belirsiz

İş hayatında SAP fırsatı

olduğunu, yüzde 9’u ise yeni alım yapılmayacağını bildirdi. Yeni işe alım yapılmamasının en büyük nedeni olarak “büyüme planı olmaması” gösterilirken, bunu “mevcut kadronun yeni işleri kaldırabilecek yetkinlikte olması” ve “yeni işlerin dış kaynak kullanımı ile karşılanacak olması” maddeleri izledi. Pozisyon açıklarının en fazla

E T K İ N L İ K L E R 27-30 Nisan 2015

Cisco Partner Summit Montreal, Kanada AYRINTILI BİLGİ: www.cisco.com

uzman ve işçi seviyesinde oluşması beklenirken, yeni işe alınacak kişilerde aranan en önemli üç özellik de şöyle sıralandı: Mesleki yetenek ve yeterlilikler, sektörel ve mesleki deneyim, eğitim durumu. En az önem gösterilen üç özellik ise sosyal medyadaki profili, işe yakın mesafede ikamet etmesi ve referansları olarak gösterildi.

Y U R T D I Ş I

2-5 Haziran 2015

Cisco Partner Summit Singapur AYRINTILI BİLGİ: www.communicasia.com

4-7 Mayıs 2015

EMC World 2015 Las Vegas, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.emcworld.com

8-9 Haziran 2015

Open Innovation 2.0 Conference 2015 Espoo, Finlandiya AYRINTILI BİLGİ: http://ec.europa.eu/digitalagenda/en/news/savedate-open-innovation-20conference-2015 s

Medyasoft, geçtiğimiz yılın ikinci yarısında hayata geçirdiği ‘SAP Danışmanı Yetiştirme Programı’nı sürdürüyor. Üniversiteden yeni mezun olan ya da son sınıfta okuyan gençleri hedefleyen ve geçtiğimiz yıl hayata geçirilen ‘SAP Danışmanı Yetiştirme Programı’ ile başarılı olan 12 adayı yetiştirerek bünyesine kazandıran Medyasoft, 2015’te de gençlerin istihdamı için programı sürdürüyor. “Ekonomik koşullar, teknolojideki hızlı

gelişim, toplumsal yaklaşımlar yeni meslekler doğurdu” diyen Medyasoft Genel Müdürü İhsan Taşer, “25 sektörde on binlerce şirket, iş süreçlerini SAP çözümleriyle şekillendiriyor. Artan projeleri yönetecek nitelikli danışmanlar için dünyada olduğu gibi Türkiye’de de büyük iş potansiyeli var” yorumunu yaptı. Sektördeki nitelikli İK açığını kapatmayı hedefleyen program kapsamında, sektörün önde gelen isimleri tarafından 8 farklı başlıkta eğitim veriliyor.

Sigortam.net’in yeni CEO’su Gürdoğan Sigortam.net’in yeni İcra Kurulu Başkanı ve CEO’su sektörel deneyimleri ile Tahsin Gürdoğan oldu. Gürdoğan, 1996 yılından başlayarak elde ettiği 20 yıla yakın iş tecrübesini yatırım bankacılığı, fon yönetimi ve uluslararası sermaye piyasaları alanıyla, sigorta sektörünün elementer, hayat ve bireysel emeklilik branşlarında oluşturdu. Tahsin Gürdoğan Üniversite eğitimini Bilkent Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde BS derecesi alarak tamamlayan, Boğaziçi Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden yüksek lisans derecesi ile mezun olan Gürdoğan, ODTÜ’de istatistik ve yöneylem bilimi üzerine de eğitim aldı. Gürdoğan ayrıca başta Londra ve Paris olmak üzere pazarlama, satış ve iş ortaklıkları üzerine birçok kurumsal eğitim programına da katıldı.

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.

Qualcomm’da yeni görevlendirme

E T K İ N L İ K L E R

Qualcomm Incorporated, iştiraki Qualcomm Avrupa’nın Doğu Avrupa İş Geliştirmeden Sorumlusu Başkan Yardımcısı görevine Yulia Klebanova’nın atandığını duyurdu. Klebanova, mobil taşıyıcılarla işbirliklerinin yönetimi, abonelerin 2G’den 3/4G servislerine geçişlerinin yürütülmesi, bölgede mobil ekosistemin gelişimine Yulia Klebanova yönelik çalışmalar gibi sorumlulukları üstlenecek. Rusya BT sektöründe 20 yılı aşkın deneyimin ardından Qualcomm’a katılan, önceleri ise birçok uluslararası BT şirketinde çeşitli pozisyonlarda görev alan Klebanova, 2002’de Intel’in bölgesel birimlerinde hükümetle ilişkileri yürüten satış direktörü olarak görev aldı. 2005’te Intel Corporation bünyesinde Rusya, Ukrayna ve Kazakistan’da Kurumsal Satış Direktörü olarak görev alan Klebanova, Intel’den önce Lucent’te taşıyıcılarla ilişkilerden sorumlu bir satış pozisyonunda görev yapıyordu. NTV Internet, Lucent ve Stins Coman’da çeşitli pozisyonlarda çalışan Klebanova, Leningrad Politeknik Enstitüsü’nde Mühendislik dalında lisans, New York Dowling College’den Finans ve Bankacılık dalında MBA derecelerine sahip.

28 Nisan 2015

UXIstanbul 2015 Esentepe Dedeman Otel AYRINTILI BİLGİ: www.uxistanbul.org 30 Nisan 2015

CCR Çağrı Merkezi Teknoloji Zirvesi Adile Sultan Sarayı AYRINTILI BİLGİ: http://ccr.com.tr/cagri-merkeziteknoloji-zirvesi-programi/ 13-14 Mayıs 2015

UX Alive Konferansı İstanbul Wyndham Grand Levent AYRINTILI BİLGİ: www.uxalive.com

Y U R T İ Ç İ

20-24 Mayıs 2015

Antalya Cebir Gunleri XVII İzmir-Şirince’de Nesin Matematik Köyü AYRINTILI BİLGİ: https://matematikkoyu.org/ etkinlikler/2015_acg/index.php 22-23 Mayıs 2015

Türkiye Elektronik Sanayii ve Elektronik Mühendisliği TESEM-2015 Kurultayı Bursa - BAOB Yerleşkesi AYRINTILI BİLGİ: www.tesem.org.tr

23-24 Mayıs 2015

ICT Summit Now Kids ‘15 Kadir Has Üniversitesi AYRINTILI BİLGİ: www.bzcocuk.com 26-27 Mayıs 2015

Smartcon 2015 İstanbul Büyük veri, büyük fikirler Zorlu Center PSM AYRINTILI BİLGİ: http://smartcon.com/ BTvizyon Anadolu Toplantıları

15 Eylül 2015 Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr/

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.


36

BThaber

MEKTUP

Bahar coşkusu ile merhaba, Yaz mevsimi yakın, bisikletleri çıkartma, bakımlarını yapıp sahile inme vakti geliyor. Ama varsa aklında farklı bir bisiklet, işte sana bir Audi önerisi: Audi’nin ultra felsefesi ile tasarlanan ve seri üretim otomobillerinde kullandığı ultra teknolojisiyle sınırlı sayıda üretilen Audi Sport Racing Bike. Audi’nin CarbonSports markası ile birlikte geliştirdiği Audi Sport Racing Bike, Audi Concept Design Studio tarafından tasarlanmış. 790 gram ağırlığındaki gövde ve tekerlekler Audi’nin Le Mans yarışlarındaki otomobili R18 e-tron quattro’nun kokpitinde kullanılan T 1000 Karbonfiber teknoloji ile üretilmiş. Bisikletin toplam ağırlığı ise 5,8 kilogram. Sadece 50 adet üretilen Audi Sport Racing Bike, 17 bin 500 avro satış fiyatıyla sipariş verilebiliyormuş. Geleneksel bisikletin ulaştığı bu son noktayı test sürüşü ile test edebilsek keşke. Yaratıcılık sınır tanımıyor malum, şimdi bir örnek de BRN Mimarlık’tan. Türkiye’nin birçok kentinde, farklı fonksiyonlara sahip projeler üreten şirketin tasarladığı İzmir Otomatik Otopark, insansız mekanik kurgunun tasarıma yansıması ve kent dokusuna olan uygunluk da cabası. Bu tam otomatik otopark yapısı, kentin en hareketli noktalarından birinde yükselen 11 katlı bir makine. BRN Mimarlık, 11 değişken yükseklikte kat düzleminin yer aldığı ve tamamında çelik strüktür kullanılan otoparkta, mekanik etkinin soğuk algısını kırmak için kent dokusuna yabancılaşmayan ama gövdesiyle kendini var edebilen, ana kullanıcı profili makineler olan bir yapı ortaya koymuş. Toplam 280 araç kapasiteli tam otomatik otoparkta, yapının kullanılabilirliği açısından döşeme sistemi yer almamış ve yapının

27 NİSAN - 3 MAYIS 2015

Yaratıcılık sınır tanımıyor...

kat yükseklikleri bir arabanın sığabileceği kadar belirlenmiş. Otomobilsiz yapamayanlar için bu gibi çevreci örneklerin çoğalması dileğiyle. Mimariden dem vurduk madem, bir güzel bilgi daha paylaşayım seninle, hem İstanbul’da bir araya gelmemiz için de fırsat olsun. 3D yazıcı firması 3Dörtgen’in ana sponsorluğunda gerçekleştirilen “Sinan ve Mimari Dehanın Şaheserleri” bugüne kadar düzenlenmiş en kapsamlı Mimar Sinan sergisi ve ustanın onlarca eserinin 3 boyutlu minyatür versiyonları da sergide ziyaretçiler ile buluşuyor. Multi teknolojik şekilde kurgulanmış sergide ziyaretçiler Ultimaker 2 Go 3D yazıcının çalışma şeklini ve üretim aşamasını görebiliyormuş. Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi’ndeki sergi 31 Mayıs’a kadar ziyaretçi bekleyecekmiş. Takvimini ayarlasan fena olmaz. Sıra bir başarı hikayesinde.

2015

www.bthaber.com www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber

Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr

Tüm yurdu teknoloji ile tanıştırma hedefi, illerin kalkınması, bireysel bilinç için bulunmaz fırsat ve bu yolda Samsung’da hedefler net. Samsung Electronics; Anadolu’ya yayılma stratejisi doğrultusunda 15 milyon TL’lik bir yatırımla

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde 17 mağaza açma kararı aldı biliyorsun. İşte Samsung, bu kapsamdaki ilk mağaza açılışını 14 Nisan’da, yatırımın ilk ayağı Van’da gerçekleştirmiş. Samsung; Van’ın ardından sırasıyla Gaziantep, Kahramanmaraş,

REKLAM SATIŞ GRUBU

YIL 21 SAYI 1019

27 NİSAN - 3 MAYIS

NGN, EMC’nin EMEA bölgesindeki yaklaşık 100 “Gold İş Ortağı” arasındaki yerini almış. Böylece NGN, EMC’nin Türkiye’deki en yüksek seviyesinde yer alan ilk 3 iş ortağı arasına girmeyi de başarmış. Türk reel sektörü adına da gurur veren bir haberi paylaşmak isterim seninle. Deloitte’un “Tüketici Ürünlerinin Küresel Güçleri 2015” raporuna göre tüketici ürünleri sektörü, 2013 mali yılında 3,1 trilyon dolarlık toplam net satış elde etti. Küresel ekonomik belirsizliğin öne çıktığı bir dünyada Türkiye’den Arçelik, Anadolu Efes ve Vestel ise net satışlarda dünyanın ilk 250 firması arasına girmiş. Bu kadar da değil, Türkiye’nin gururu bu üç marka aynı zamanda Afrika ve Ortadoğu bölgesinden dünya ligine girmeyi başaran 4 firma içinde yer almış. Bu örneklerin daha da artması umudumuz.

Kilis, Urfa, Elazığ, Adana, Mersin, Diyarbakır ve Mardin’de açacağı mağazalarla, bölgede toplam 89 mağazaya ulaşacağı gibi, Samsung Electronics Türkiye Başkanı Yoonie Joung’ın verdiği bilgiye göre, 17 yeni mağazada toplam 100 kişiyi istihdam edecekmiş. Herkes için teknoloji felsefesi hayat buluyor, ne mutlu. Bu felsefenin gelişimi, Türk gençleri ve dolayısıyla ülkemiz için de gurur verici haberler demek. İşte bir örnek: NASA’nın dünyadaki yetenekleri bulma hedefiyle başlattığı “International Space Apps Challenge” yarışması 48 saat süren teknoloji fikirleri maratonunun ardından sona ermiş. Türk Telekom Grubu sponsorluğunda ve TAG-Tek Araba Gidelim organizatörlüğüyle yapılan etkinlikte projesi küresel değerlendirmeye gitmeye hak kazanan 3 takımın temsilcileri Türk Telekom’un davetlisi olarak Silikon Vadisi‘ni ziyaret etme hakkı kazanmış. Yaratıcılığın ve girişimciliğin buluşmasıyla bu sayı ilerleyen yıllarda neden artmasın? İnovasyon dedik madem, bu haftanın finali de bu başlıkta gelsin. Siemens Türkiye gençleri inovatif düşünme konusunda özendirmek ve teşvik etmek amacıyla ‘Siemens İnovasyon Yarışması’nı hayata geçiriyor. Bu yıl ilk kez düzenlenecek yarışmanın başvuruları 30 Mayıs’a kadar yapılabilecek. Yarışmanın kazananları, para ödülünün yanı sıra Türkiye, Almanya, Hindistan ve Çin’de düzenlenen 3 aylık Siemens İnovasyon kamplarından birine katılarak, şirketin küresel inovasyon bilgi birikiminden faydalanma fırsatı da bulacak. Yaratıcılık ve Alman ekolünün bu büyük buluşması konusunda çevremizi haberdar edelim. Bu haftalık da bu kadar olsun, detaylar haftaya kalsın,

BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) Bülent Nevres bulentn@bthaber.com.tr

Bültenlerinizi

Editörler Handan Aybars handana@bthaber.com.tr Sedef Özkan (Ankara) sedefo@bthaber.com.tr

Görsel Tasarım Nevzat Karataş nevzatk@bthaber.com.tr Mukadder Keskingözler mukadderk@bthaber.com.tr

Haber Merkezi Ekrem Uçman ekremu@bthaber.com.tr Simay Yaylacı simayy@bthaber.com.tr

bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz

Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Zehra Sevimli zehras@bthaber.com.tr

Abone ve Dağıtım Sorumlusu Canan Şahin canans@bthaber.com.tr

Satış Müdürü Nurşen Usta nursenu@bthaber.com.tr Satış Grubu Evrim Koç Demirci evrimk@bthaber.com.tr Perihan Kıtay Özden perihano@bthaber.com.tr Özge Karataş ozgek@bthaber.com.tr Gizem Güç gizemg@bthaber.com.tr

tarafından dağıtılmaktadır.

Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Tel 0216- 291 13 90 ISSN 1300-6495

Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.


BThaber

ICT NEWS

27 NİSAN - 3 MAYIS 2015

37

Countdown Begins for the Best of IT The application deadline is May 8th for Turkish IT sector’s classic, holistic and updated ranking list Bilişim 500. The application form can be downloaded from its website www.bilisim500. com. 16th Bilişim 500 research is carried out this year. It is a closelyfollowed publication by particularly IT and all the other sectors, domestic and international business world anyhow related to Turkey and Turkish market. The important reference book enhances its prestige by receiving public support. Ministry of Transport, Maritime Affairs and Communications and Information and Communication Technologies Authority (BTK) follow very closely

and support the research from the very beginning. Besides, the research rankings are considered an important reference by public institutions’ IT department heads. A Significant Reference Point M2S Marketing To Sales General Manager Özlem Unan, regarding Bilişim 500, says: “Bilişim 500 is Turkish IT sector’s first and only ranking. It is a significant reference point. It is a golden resource for IT companies to evaluate their own and their competitors’ situations in Turkish market. Besides, technology leaders consult

Bilişim 500 list during their purchasing processes. The publication is prepared both in Turkish and English. The English version is sent to commercial attaches annually. International companies interested in Turkish market, manufacturers looking for distributors and holdings aiming at purchasing a Turkish company use Bilişim 500 as a source of information. Of course Turkish companies with international connections share their ranks in Bilişim 500 publication with companies abroad since it is a valuable prestige for them. Turkish IT sector has a high opinion on Bilişim 500 research. There are many rankings available in Turkey and worldwide such as Fortune 500 and ISO 500. However, Bilişim 500 is one of the oldest in this area. The research’s being published annually for many years indicates its trustworthiness.”

Huawei Turkey General Manager Zhao Gang

Possible to Take A Place in Employment with IT Huawei Turkey General Manager Zhao Gang evaluates the market conditions and economy politics reinforcing entrepreneurship and makes suggestions to the young entrepreneurs: “The young population should join the labor force rapidly with the support of technology. Many young people can reach technology in various educational areas. However, this is not enough by itself. Young people need more engaging methods. If an enterprise is long-reaching and open for improvement, it creates maximum benefit to the society socio-economically. Young entrepreneurship is becoming an opportunity for the young people with changing, evolving and improving technological

possibilities. According to a report published last year, entrepreneurship is seen as an alternative career plan for Turkish young people as 32 out of 100 plan on performing entrepreneurship activities in the following 3 years. However, only 10 of these people actually take action to put ideas into business. When we look at the statistics, the rate of entrepreneurship among educated class is increasing visibly. We want young entrepreneurs to benefit the power of technology. We focus on qualified manpower’s educational improvement. Huawei Turkey R&D Center incorporated 150 newly graduated engineers in the past 5 years and it always prioritizes young and talented employees.”

Young Brains meet Industrialists

Fikret Kavzak

TBD İzmir’s - Informatics Association of Turkey – chairman of the executive board Fikret Kavzak gives information on their works and aims underlining that ‘Young Brains New Ideas Project Market’ is going to take place on May 23rd, 2015. While emphasizing their main aims; Fikret Kavzak focuses on the idea of being a ‘Technology Producing Country’ and continues as “It is vital to create a society and manpower that is used to increase technology and quality of life. We are aiming towards a government who uses its resources effectively

and a production sector which is internationally competitive. We are making efforts in order to promote national R&D investments, to increase the ‘national added value’ in IT sector, to make IT companies match their talents with vertical needs of the sector, to construct technoparks on cooperation and area of expertise, to guide our university students and new brains towards creativity and production, and to give trainings for creating awareness for our citizens to get everyone of us use information technologies to the fullest. One of our

main topics is to help IT in Turkey to increase computer usage effectively and keep the level high. Of course gathering IT professionals together and create solidarity is one of our most important jobs. We would like to increase the manpower’s effectiveness and productiveness in IT sector and support investments to people. Last but not least, we aim at cooperation on Turkey’s sine qua non subjects as creating IT standards, terminologies, training, legal regulations and working conditions.” Fikret Kavzak explains further: “We would like to

provide the opportunity to university students meet with innovation potentials and new ideas in order to make IT sector in Izmir and in the surrounding region strongly competitive both locally and internationally. The event is organized with the motivation of improving projects and solutions to the needs of the sector together with sectorial companies, of accelerating the sector with the help of qualified graduates and in order to introduce talented and dynamic human resources with companies. The biggest goal is to place Izmir in the heart of IT sector.”


38

BThaber

ICT NEWS

27 NİSAN - 3 MAYIS 2015

Zenium’s Data Center in Germany -Frankfurt One- Put into Service In September Zenium’s data center in Turkey İstanbul One will be officially launched, meanwhile its German data center Frankfurt One has just been put into service. We had a chance to talk to Zenium Group Commercial Director Julian King in Frankfurt One’s opening. He says: “Frankfurt One is an excellent example of a new generation of data centers and it is ideally suited to the requirements of our global customer base. In addition, it enables us to offer new technical space quickly in one of the most pivotal European locations. The combination of energy efficiency and scalability at Frankfurt One demonstrates our innovative approach to the delivery of high quality data center space.”

Istanbul One is going to be officially launched in September Zenium’s investment in Turkey Istanbul One’s official opening is going to take place next month. The investment, approximately 160 million USD, is going to be located in Istanbul Dudullu Organized Industrial Zone and all data center services are going to

be offered to customers from there. Istanbul One, same as Frankfurt One, has three data center building. The center has a total 12 thousand meter square technical area and durability of level Tier III+ while serving multi-operator connection opportunities. Zenium Turkey General Manager Aslıhan Güreşcier in Frankfurt One’s opening

says: “İstanbul One is going to be launched officially in September actually. However, our first customer Koç Sistem has started its work here in April. At the end of April, we will be giving service to our customers and in September, we will be opening as a fully working data center. Our works continue in full flow. Istanbul One is a significant

project in Turkey’s IT sector with an investment worth 160 million USD. Besides Istanbul, we have plans for building a disaster recovery data center in Ankara and for opening another data center in Istanbul after Istanbul One exceeds capacity. We can surely say that Zenium’s investments in Turkey are going to continue.”

Companies Adopting User Experience Make a Difference

Alex Gogh

New Trends Find Answers in New Mainframes We are in the era of new economy created by mobile devices. A trillion of mobile transaction is actualized by the user in a day. Thus, the concepts as speed and security are becoming more and more important every day. It is vital to measure and codify these increasing data in real time. The biggest hesitation is related to cost. Hence, in mobile economy, data’s codification in real time and scalability with analytics are as important as doing it with the costadvantageous technologies. IBM Server Solutions Vice President Alex Gogh defines z13 as ‘a mainframe designed to meet aforementioned needs’. z13

is a result of a 5 years long R&D works and it is designed for mobile economy doing 2.5 billion transactions in a day. Gogh says: “In the environment we are in now, people cannot afford to think the possibility of systems getting deactivated. Transaction volume reaches the highest levels and we do have workloads more than ever. We have to make sure everything is customized. While working in a mobile environment with billions of devices, we have to make sure that one person is a market segment all alone. Also, we should be able to issue these people. This means a safe and analytical actualization of

the infrastructure in real time. Because people only want to share personal information in a customized environment, you have only one shot to offer them a safe environment. So, it actually is related to infrastructure. The infrastructure should be safe, usable in high levels, original, processing high volume workloads and in order to support this always activated and scalable. We produced z13 to process the mobile world and to focus on this environment. z13 mainframe is produced to have the economy of a cloud talent which is mobile and safe for the real time analytical environment.”

With technology’s rapid improvement, the need for a visionary profession ‘user experience specialist’ is gradually increasing. User experience specialists are specifically incorporated in banking and telecommunication sectors and they are the members of a promising profession. UXservices Executive Partner Emrah Yayıcı explains: “Turkey’s huge banks, e-trade companies, insurance companies and many other companies in various sectors look at what they called previously as screen design or graphic design from a wider perspective called user experience design. Previously; projects put into practice with huge budgets allocated and without targeting user experience lost altitude swiftly, now; as companies widens their perspectives usability, functionality and visuality is seen as a whole. We are working on supporting our

customers developing products under this focus. Usability’s basic definition is a product’s being favorable to the user. User’s comfortable and intuitional product usage experience is directly proportional to the success of the product. At this point, we create tests to measure how comfortably a user experiences a website or a product. We apply these tests in our offices and we create role-plays with different “characters” which are created based on general user profiles. As we apply the tests on these characters, shortcomings of a website or a product become visible and then we work on how to increase usability by eliminating factors which create negative experiences. As a result, products and websites become more usable and companies get the chance to increase their turn over and profitability.”

Emrah Yayıcı




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.