Çeviri Gazetesi - 3. Sayı (Duvar Gazetesi)

Page 1

2 Haftalık Yayın - 9 Ocak 2012 KEY EVENTS OF 2011: ARAB SPRING, BIN LADEN’S DEATH AND ECONOMIC MELTDOWN

2011’IN EN ÖNEMLI GELIŞMELERI: ARAP BAHARI, USAMA BIN LADIN’IN ÖLÜMÜ VE EKONOMIK ÇÖKÜŞ

PARIS: Turmoil in the Arab world, deepening crisis on financial markets, disaster in Japan and the end of the line for Osama bin Laden: here is a panorama of world events in 2011.

Arap dünyasındaki karmaşa, para ve sermaye piyasalarında derinleşen krizler, Japonya’da felaket ve Usama Bin Ladin için yolun sonu: işte 2011 yılında dünyadaki gelişmelerin bir panoraması.

- January 14: Confronted with a massive popular movement which unleashes unrest across the Arab world, Tunisia’s authoritarian president Zine el Abidine Ben Ali flees the country after 23 years in power. - February 11: In Egypt, with massive crowds filling Cairo’s central Tahrir Square, Hosni Mubarak becomes the next Arab leader to step down, and hands over power to the military. Nearly 850 civilians are killed in the revolt. - February 15-16: A rebellion erupts in Benghazi, Libya’s second-biggest city, against the 42-year-old regime of Muammar Qaddafi. On March 19, French, US and British forces launch UN-mandated air strikes, before handing over command to Nato on March 31. The opposition creates the National Transitional Council, which is recognised by the UN and over 60 countries. - March 15: Syria becomes the next Arab country to face popular protests, which are heavily put down by the security forces. More than 5,000 people die in months of unrest, according to the UN. The regime of President Bashar alAssad faces international pressure over the repression. - May 2: Al Qaeda chief Osama bin Laden, believed responsible for the September 11, 2001 attacks on the United States, is shot dead by US commandos in Pakistan after a 10-year manhunt. - May 17: The start of anti-capitalism demonstrations in Spain. They spread to Britain and the United States via Chile, with tens of thousands demonstrating around the world on October 15. - May 26: Serbia arrests Europe’s most wanted man, Bosnian Serb wartime army commander Ratko Mladic. He is transferred to the UN’s Yugoslavia warcrimes court in The Hague. - June 22: US President Barack Obama decides to bring 33,000 troops home from Afghanistan by mid-2012. On July 17, Afghanistan begins handing responsibility for security from NATO soldiers to its own troops. - July 22: 77 people are killed in a massive twin bombing and shooting spree by right-wing extremist Anders Behring Breivik in Norway. He is later judged insane. - August 4: The police shooting of a 29-year-old black man in Tottenham, north London provokes rioting in the capital and across England. Five people are killed and hundreds of shops looted, some set alight. - October 20: Toppled Libyan leader Qaddafi is killed after forces loyal to the country’s new rulers seize his hometown of Sirte after a seven-monthlong campaign. On October 23, the new rulers declare that Libya has been liberated. On December 16, the UN and the United States lift most of their sanctions on Libya. - October 23: The moderate Islamists of the Ennahda party win 89 of the 217 seats in Tunisia’s new constituent assembly. - October 27: European Union leaders reach a ground-breaking deal to save the bloc’s single currency, including a new rescue of Greece, a trillion-euro bailout fund, and a deal squeezing banks to share the burden of the twoyear debt crisis. - November 8: The UN atomic watchdog says it has “serious concerns” about Iran’s nuclear activities, and has “credible” information Tehran may have worked on developing atomic weapons, prompting the West to reinforce sanctions against the Islamic republic. - November 9: Greek Socialist Prime Minister George Papandreou stand downs after sparking chaos in the EU with his plan for a referendum on the October 27 economic rescue deal, which is quickly dropped. He is succeeded by vice-president of the European Central Bank, Lucas Papademos. - November 12: Silvio Berlusconi becomes the latest leader to lose his job over the eurozone financial crisis, resigning amid Italy’s 1.9 trillion euro debt burden. He is replaced by technocrat Mario Monti, who vows to balance the budget by 2013. - November 28-29: Egypt holds its first post-revolution election in Cairo and the port city Alexandria. The polls take place after a week of protests calling for the resignation of the interim military rulers, in which 42 people are killed. Islamists take an early lead in the elections, a lead confirmed in the second phase held on December 14-15, amid a new wave of deadly violence. - December 9: EU leaders back tighter budget policing in desperate efforts to save the eurozone, but Britain vetoes a new EU treaty. - December 19: Syria, suspended in November from the Arab League, agrees to allow an observer mission to monitor a deal to end nine months of bloodshed. The massacres go on, with 123 civilians killed on December 20. On the 27 the observers visit the flashpoint city of Homs a day after dozens of people were killed in the crackdown.

-14 Ocak: Arap dünyasınındaki çalkantıları tetikleyen geniş bir kitlesel hareketle karşılaşan Tunus’un otoriter lideri Zeynel Abidin Bin Ali 23 yıllık yönetiminin ardından ülkeyi terk etti. -11 Şubat: Kahire’nin merkezindeki Tahrir Meydanını dolduran yoğun bir kitlenin toplandığı Mısır’da Hüsnü Mübarek iktidardan indirilen bir diğer Arap lideri oldu ve yönetimi askere devretti. Ayaklanmada yaklaşık 850 sivil öldürüldü. -15-16 Şubat: Libya’nın en büyük ikinci şehri Bingazi’de 42 yıllık Muammer Kaddafi rejimine karşı ayaklanmalar gerçekleştirildi. 19 Mart’ta, Fransa, ABD ve İngiltere askeri güçleri BM kontrolünde hava saldırılarını başlattılar. Sonrasında 31 Mart’ta yetkiyi Nato’ya devrettiler. Muhalifler 60’ın üzerinde ülke ve BM tarafından tanınan Ulusal Geçiş Konseyini oluşturdular. 15 Mart: Yayılan protestolarla yüzyüze gelen başka bir ülke de Suriye oldu. Buradaki gösteriler güvenlik kuvvetleri tarafından şiddetle bastırılıyordu. BM’in rakamlarına göre karmaşa aylarında 5000den fazla insan öldü. Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın rejimi uluslar arası tepkiyle karşılaşıyor. -2 Mayıs: 11 Eylül 2001 Birleşik Devletler saldırısından sorumlu tutulan El Kaide elebaşı Usame Bin Ladin 10 yıllık arama süresinin ardından Amerikan komandoları tarafından vurularak öldürüldü. -17 Mayıs: İspanya’daki anti-kapitalist gösterilerin başlangıcı. 15 Ekim’de dünya genelinde on binlerce gösteriyle İngiltere’ye ve Şili yoluyla Birleşik Devletler’e sıçradı. -26 Mayıs: Sırbistan’da Avrupa’nın en çok aranan adamı Bosna Savaşının başkomutanı Ratko Mladic tutuklandı. Hague’deki BM Yugoslavya savaş suçları mahkemesine gönderildi. -22 Haziran: ABD Başkanı Barack Obama 2012’nin ortalarına kadar Afganistan’daki 33000 askeri birliği geri çekme kararı aldı. Afganistan 17 Haziran’da güvenlik sorumluluğunu NATO askerleriden alıp kendi birliklerine taşımaya başladı. -22 Temmuz: Aşırı sağcı Anders Behring’in kitlesel, bombalı ve silahlı saldırısı sonucunda Norveç’te 77 kişi öldürüldü. Sonradan akli dengesinin yerinde olmadığına karar verildi. -4 Ağustos: Tottenham’da polisin 29 yaşındaki siyahi bir vatandaşı öldürmesinin ardından Londra’nın kuzeyindeki gösteriler başkentte ve tüm İngiltere’de isyanı kızıştırdı. 5 kişi öldürüldü ve yüzlerce dükkan yağmalandı bazılarıysa ateşe verildi. -20 Ekim: Libya’nın devrik lideri Kaddafi doğup büyüdüğü kent Sirte’de 7 aylık uzun bir kampanyadan sonra ülkenin yeni yöneticilerini destekleyen birlikler tarafından öldürüldü.23 Ekim’de yeni yöneticileri Libya’nın artık özgür olduğunu duyurdu. 16 Aralık’ta BM ve ABD Libya üzerindeki yaptırımlarının çoğunu geri çekti. -23 Ekim: Ennahda Partisi’nin ılımlı İslamcıları Tunus’un yeni kurucu meclisinde 217 koltuktan 89’unu kazandı -27 Ekim: Avrupa Birliği liderleri birliğin tek para birimini korumak için çığır açacak bir anlaşmaya vardılar, Yunanistan için yeni bir kurtuluş yolu, bir trilyonluk euro kurtarma paketi fonu ve bankaları iki yıllık borç krizinin yükünü paylaşmaya zorlayacak bir anlaşma da içeriyordu. -8 Kasım: BM atom gözlemcisi, İran’ın nükleer aktiviteleriyle ilgili ‘ciddi kaygılar’ taşıdığnı ve Tahran’ın nükleer silah geliştirme üzerine çalıştığına, Batı’yı İslam Cumhuriyeti’ne karşı yaptırım uygulaması için kışkırttığına dair ‘güvenilir’ bilgilere sahip olduğunu açıkladı. -9 Kasım: Yunan Sosyalist Başbakan Yorgo Papandreou 27 Ekim ekonomik kurtarma anlaşması için referandum planıyla AB’de kıvılcımlanan kaostan ötürü istifa etti. Onun yerine ise Avrupa Merkez Bankası başkan yardımcısı Lucas Papademos geçti. -12 Kasım: Silvio Berlusconi euro bölgesi krizi sebebiyle İtalya’yı 1.9 trilyon euro borç yükünün altında bırakıp istifa ederek görevini kaybeden son lider oldu. Yerini ise 2013’e kadar bütçeyi dengeleyeceğine yemin eden teknokrat Mario Monti aldı. -28-29 Kasım: Mısır devrimden sonraki ilk seçimlerini Kahire ve kıyı şehri olan İskenderiye’de gerçekleştirildi. Geçici askeri yönetimi istifaya çağıran ve 42 kişinin öldüğü bir haftalık protesto sürecinden sonra oy sayımı yapılabildi. İslamcılar seçimlerin başında yakaladığı liderliği 14-15 Aralık’ta kanlı şiddet ortamında yapılan ikinci turda da sürdürdü. -9 Aralık: AB liderleri euro bölgesini kurtarmak için çaresizce daha sıkı bütçe politikalarına döndüler fakat İngiltere yeni bir AB anlaşmasını veto etti. -19 Aralık: Kasım ayında Arap Ligi’nde uzaklaştırılan Suriye 9 ay süren kanlı olayları sona erdirecek bir protokolü denetlemesi için bir gözlemci heyete izin verme konusunda uzlaşmaya vardı. Ölümler devam ediyor, 20 Aralık’ta 20 sivil öldürüldü. 27sinde gözlemciler baskı altındaki düzünelerce insan yaşamını kaybettikten sonra bir gün olaylar açısından merkezi bir yer olan Humus’u ziyaret ettiler.

Source: http://tribune.com.pk/story/313672/key-events-of-2011-arabspring-bin-ladens-death-and-economic-meltdown/

29 Aralık 2011

TURKISH AIR RAID KILLS 35 CIVILIANS IN KURDISH AREA Sturm

Fırtına

Sturm, mein Geselle,

Fırtına, yoldaşım benim

Du rufst mich!

Beni çağıran senin sesin!

Noch kann ich nicht,

Ayağa kalkamıyorum

Noch bin ich gekettet!

Ayaklarım zincirli!

Ja, auch ich bin Sturm,

Ben de fırtınayım

Teil von dir;

Senin göğünde.

Und der Tag kommt wieder,

O gün geldiğinde

Da ich Ketten breche,

Zincirlerimi kırıp

Da ich wiedrum brause, Brause durch die Weiten, Stürme um die Erde, Stürme durch die Länder, Stürme in die Menschen, Menschenhirn und -herzen, Sturmwind, wie du! Heulen des Sturmes ist mir liebliche Melodie, Wenn wild er herabstürzt über die Mauern In das Gedränge enger Gänge. Wenn er mit Gebrüll Sie zu zersprengen sucht, Wenn sein flatternder Mantel Gegen die Steine klatscht, Wenn er in rasender Wut Stäbe und Gitter packt, Sie zu zerbrechen! – Wenn sein kalt-heißer Atem Durch Ritzen und Scheiben Die Haut mir streift, Das Blut mir siedet. – Gerne wohl hör’ ich dich,

Özgür kalacağım, Ovaları aşan, Ülkeyi baştan başa dolaşan, İnsanları peşine katan

İnsanların aklında ve kalbinde, Senin gibi bir fırtına bulutuyum ben de.

Fırtınanın uğultusu bir senfoni kulağımda, Duvardan duvara çarparken Dar koridorların şafağında. Homurdandığında

Gök çalkalanırken Hızla çarpıyor kayalığa. Öfkeli bir çehreye büründüğünde Hücremdeki parmaklık direnemiyor daha, Paramparça karşımda. Ilık nefesini hissettiğimde, Çatlaklar arasında, pencere camında, İçim titriyor, Kanım kaynıyor rüzgarla.

-Keşke duyabilsem sesini, Sesin güç veriyor bana.

Lieber doch wüßt’ ich dich,

İyi ki tanımışım seni,

Hört’ ich dich, fühlt’ ich dich,

Duyuyorum, hissediyorum sesini,

Wärst du ein Bote mir

Umut veriyorsun bana

Anderer Kraft, Volkes Kraft.

İşçilere, işçi halka.

Heulender Sturm der Nacht,

Gece, coşkun bir fırtına

Nimmer befreist du mich!

Yalnız bırakmıyor beni.

Anderer Kraft, Volkes Kraft

İşçiler ve işçi halk için

Harre ich sehnsuchtsvoll,

Umut dolu bir bekleyiş,

Lausch’ ich voll Ungeduld,

Sabırsız bir dinlencedir sürüp giden.

Wann wirst du künden sie,

Ne zaman dillendirecek olsan,

Friedens- und Freiheitsschlacht,

İşte o zaman, barış ve özgürlük

Kampfgebraus auch für mich!

Savaşı vereceğiz tek bir ağızdan!

Karl Liebknecht

cevap vermekten çekinmediler. Yaşanan doğal afetlerde ihmaller ve bir takım ince hesaplar yüzünden can kayıpları yüksek rakamlara ulaşırken

Çevirmenin yorumu:

2011 yılı hafızalarımızda ekonomik krizleri, afetleri ve tüm dünyadaki

ülkemizdeki Van depreminde de bu tür felaketlerdeki iyileşme gücünün

ayaklanmalarıyla yerini alacak.2010 yılının Aralık ayında Tunus’ta sinyal-

insan hayatları hiçe sayılarak iktidar politkalara kurban gittiği açıkça görül-

lerini veren ayaklanma yıl boyunca Ortadoğu ülkelerine yayılarak sahte

dü.Bir yanda İslamcı diğer yanda sağcı görüşleri aklamak adına, Topkapı

bir devrim ateşi yakıldı ve emperyalist müdahalenin benziniyle ‘Arap

Sarayı’nda

Baharı’ denen sürecin kapitalistlerin emellerini meşrulaştırmak üzere

‘Allahuekber!’ nidalarıyla etrafa ateş açıp terör estiren Libya uyruklu

girdiği yol, İslamcı yönetimlerin başa gelmesiyle sonlandı.Yani bu mü-

Elmadhavri’ye yakıştırılan deli sıfatı Norveç’de yaz kampındaki İşçi Partili

ve Humboldt Üniversitelerinde hukuk ve iktisat eğitimi alan Liebknecht, yaşadığı

dahale tam 12’den vurmuş, liberal politikaları benimseyen ve empery-

gençlerin katili olan Anders Breivik’e de yapıştırılmıştı.

yüzyılda Alman felsefesinden ve sosyal değişimlerden oldukça etkilendi ve ‘’tüm

alist güç odaklarının bütün isteklerin boyun eğerek orta doğunun yeni

AKP’nin ülke genelindeki dönüşümünü tamamlama hedefinde önemli bir

maşası olacak iktidarlar yerleştirilerek istedikleri dönüşümü büyük oranda

adım olarak 3. döneme girdiği ülkemiz ise 2011 yılını 35 sivilin can verdiği

insanların eşit olduğu’’ düşüncesini temel alarak pek çok yazı ve şiir kaleme aldı.

gerçekleştirmiş bulundular. Dünyanın bir yanında mağdur halklara devrim-

Uludere Katliamı ile kapattı. Tıpkı Van depreminde olduğu gibi birbirlerine

cilik oyunu oynatılırken kapitalist sistemin merkezlerinden Wall Street’te

yabancılaştırılan halk milliyetçi kışkırtmalarla çözümü yanlış ellere bırakılan

hareketinin, barış ve özgürlük düşüncesinin olduğunu söyleyebiliriz. Liebknecht,

işgal, ‘Euro bölgesi’nde ise kriz baş gösterdi. Bu kriz öyle bir boyuta geldi

Kürt sorununa acı verici darbeler vurdurdu. 2012 yılında ülkemizdeki so-

düzyazılarında ise daha çok toplumsal dönüşümleri ve bu toplumsal dönüşümlerin

ki iktidarını kaybedenler yalnızca orta doğudaki liderlerle sınırlı kalmadı,

runlara akılcı çözümler ile eğilen, sermaye dostu halk düşmanı ve impara-

Avrupa’dan da iki lider Silvio Berlusconi ve Yorgo Papandreou koltuklarını

torluk özentisi siyasi aktörlere daha fazla prim vermeyen ve ‘kader’ine

teorik boyutunu ortaya koymaya çalışmıştır. Yukarıdaki şiirde ‘’fırtına’’ olarak kast

terk etmek zorunda kaldı. Aynı zamanda güneş yüzünü Yunanistan’da

boyun eğmek yerine baş kaldıran bir halk ile 2013’ün yolunun aydınlığa

gerçek bir işçi ayaklanmasına döndü. Haklarının peşine düşen halk ser-

çıkacağı temennisi içimizdeki umudun sönmeyen ‘aydınlığı’ olacak.

maye sınıfının yoğunlaşan saldırılarına grevleri ve işgalleri yoğunlaştırarak

NİLAY KUTAN

Çelik, yetkililerin saldırıya neden olan olası istihbarat hatalarını soruşturduğunu söyledi ve hükümetin kurban-

Hava kuvvetleri genç kaçakçıları Kürt isyancılarla

ların ailelerine tazminat teklifinde bulunarak ölümler için

karıştırdı; soruşturma başlayacak

üzgün olduğunu belirtti.

Türk hava kuvvetleri Çarşamba akşam saatlerinde Kürt

Kürt yanlısı Barış ve Demokrasi Partisi yaşananları bir

isyancılar olduklarını düşündükleri Irak sınırı yakınların-

katliam olarak adlandırdı.

daki hedefe saldırdı ve 35 kişiyi öldürdü, ancak yetkililer

(...)

kanıtların öldürülenlerin gerillalarla karıştırılan kaçakçılar olduklarını gösterdiğini kabul ettiler.

Saldırıdan sonra çekilen görüntüler, sınırın Türk tara-

Video footage taken after the attack shows people on the Turkish side of the border carrying bodies through snowy mountain passes on donkeys and by truck. In other shots, villagers examine dozens of bodies wrapped in blankets and laid out side-by-side on the floor of a building as part of the effort to identify them. Pro-Kurdish legislator Nazmi Gur said the 35 dead were mostly teenagers trying to make money by carrying supplies from Iraq into Turkey on donkeys or horses. Gur said that smuggling, typically of diesel fuel or sugar, is often the only livelihood in such villages and that officials would have known that smugglers would be operating in the area. (…)

Saldırılar Şırnak iline bağlı Ortasu köyü yakınlarında ger-

fında katırlar üzerinde ya da kamyonlarla karlı dağların

çekleşti. Kürt isyancıların da Kuzey Irak’taki bu bölgeden

arasından ölü bedenleri taşıyan insanların geçişini gös-

geçtikleri tahmin ediliyor.

teriyor. Başka bir karede köylüler, teşhis etme çabasıyla

Askeriye ilk yaptığı açıklamada insansız hava araçları ve

battaniyelere sarılmış ve bir binanın zeminine yan yana

termal kameraların “sınıra doğru hareket eden” bir grup

uzatılmış düzinelerce cesedi inceliyor.

insanı tespit etmesinden sonra sınırın Irak tarafındaki “is-

Kürt hareketinden milletvekili Nazmi Gür, ölen 35 insanın

yancıların sıklıkla kullandığı” bir bölgenin bombalandığını

çoğunun Irak’tan Türkiye’ye eşek ya da atlarla mal taşı-

belirtti.

yarak para kazanmaya çalışan gençlerden oluştuğunu

Ancak daha sonra ülkenin hükümet partisi kurbanların

söyledi. Gür ayrıca özelikle mazot ya da şeker kaçakçılı-

Irak’tan Türkiye’ye sigara getiren kaçakçılar olduğunun

ğının bu köylerdeki tek geçim kaynağı olduğunu ve yet-

neredeyse kesinleştiğini doğruladı.

kililerin bölgede kaçakçıların faaliyet gösterdiğini biliyor

http://www.cbc.ca/news/world/story/2011/12/29/worldturkey-airstrike-kurds.html

“İlk raporlara göre bu insanlar terörist değil, kaçakçıydı-

olduğunu belirtti.

lar” dedi Adalet ve Kalkınma partisi Genel Başkan Yardım-

(…)

Çevirmenin Yorumu: İnsan hayatının değersizleştirildiği bu düzende 35 insan, hayatını “basit bir hata” yüzünden yitirdi. Aralarından kimisi üniversiteye girme umuduyla bölgenin tek geçim kaynağı olan kaçakçılık ile dershane parasını çıkarmaya çalışırken, insani değerlerden mahrum bakanımız Egemen Bağış’ın bu olay kaçakçılığın üzerine eğilmemize vesile olsun yönündeki açıklaması çok manidardır. Kaçakçılık katırla mı yoksa gemicikle mi yapıldığında zengin eder sormak gerekir. Belki de işin en acı tarafı Türkiye’nin batısındaki herhangi bir bölgede

35 insanın “yanlışlıkla” öldürülmesi medya ve halk tarafından çok büyük bir tepkisellikle karşılanacakken katliamın Şırnak’ta olması, ölenlerin hepsinin Kürt olması insanların doğuda yaşananları normalleştirdiğini görmemize neden oldu. Çoğu çocuk yaşta onlarca köylü, devletin kendi silahlarıyla, bombalarıyla öldürülüyor ve yeri geldiğinde ülke tarihindeki kimi katliamları kendi siyasal çıkarları için kullanmaktan kaçınmayan hükümet partisi AKP, kendisinin sorumlu olduğu bu katliama dair 19 saat sonra yaptığı ilk açıklamada rahatlıkla “pardon, bir operasyon hatası yapmışız” diyebiliyor ve insanların bu açıklamayı sorgusuz sualsiz kabul etmesini bekleyebiliyor. Devletin Kürt halkı

üzerindeki politikaları değişmezken yıllardır sadece ölen insan ve atılan kurşun sayısı değişiyor! “vurulmuşum dağların kuytuluk bir boğazında vakitlerden bir sabah namazında yatarım kanlı, upuzun...”

ÖZLEM BAŞARIR

Yer yerinden oynuyor,

Urbild gewalt’ger Kraft. –

Karl Liebknecht

Air force mistakes teenage smugglers for Kurdish rebels; investigation underway Turkey’s air force attacked what it thought were Kurdish rebel targets near the country’s border with Iraq, killing 35 people late Wednesday, but officials admitted that the evidence suggests they were smugglers mistaken for guerrillas. The attacks occurred near the Turkish village of Ortasu in the province of Sirnak. Kurdish rebels are based across the border in northern Iraq. The Turkish military initially said in a statement that it bombarded a zone on the Iraqi side of the frontier “often used” by rebels after drone planes and thermal cameras indicated “movements toward our border” by a group of people. But the country’s ruling party later confirmed that the victims were almost certainly smugglers bringing cigarettes into Turkey from Iraq. “According to initial reports, these people were smugglers

ÖLDÜRDÜ

cısı Hüseyin Çelik”

bir fırtına olacağım.

Published December 29, 2011

Çevirmenin yorumu:

TÜRK HAVA SALDIRISI KÜRT BÖLGESINDE 35 SIVIL

and not terrorists,” said Huseyin Celik, vice-president of the Justice and Development Party. He said officials are investigating possible intelligence failures that led to the strikes and expressed regret for the deaths, suggesting the government would compensate the victims’ families. The pro-Kurdish Peace and Democracy Party called it a massacre. (...)

Değil mi ki ayaklar altında insan onuru O halde “dünya”ya bakalım birlikte… Sinemaya, şiire, olan bitene… O halde dünyanın başka yerlerinde anlatılanları kendi dilimizde doğru anlatmanın yollarını arayalım birlikte… Çevirilerimizin içeriğini, aynı zamanda nasıl çevirmemiz gerektiğini tartışacağımız, üretimlerimizi yayınlayacağımız Çeviri Gazetesi ekibine sende katıl… Yalnızlaştırılıp “bireycik”lere dönüştürülmeye çalışıldığımız bu günlerde “birlikte” üretmenin değerini tekrar yükseltmek için… Yarın Gregor Samsa gibi uyanmamak için… İletişim: cevirigazetesi@gmail.com

İktisatçı, avukat, şair Karl Liebknecht, 1871 yılında Almanya’da, tam da Sanayileşme Hareketleri’nin yoğun bir biçimde yaşandığı bir dönemde dünyaya geldi. Leipzig

Şiirlerinin ana ekseninde yaşadığı dönemin şekillenmesinde rol oynayan işçi sınıfı

edilen emekçi halktır. Şiirin temelinde, emekçi halkın ve kitlelerin kazandığı zaferin topluma yapacağı etki betimlenmiştir. Fabrikada, ovada, tarlada yeşeren bu hareket, adım adım büyüyecek ve bir gün iktidara yürüyecektir.

GÖKSENIN ABDAL

LA MUJER CUBANA Y SUS DERECHOS Los derechos de las cubanas son sueños para otras. Cuando en el mundo dos tercios de los analfabetos son mujeres, en Cuba las féminas constituyen el 66,4 por ciento de los profesionales y técnicos a nivel nacional y el 45,2 por ciento de la fuerza laboral. Hoy las mujeres de esta pequeña Isla, otrora olvidadas, desempleadas, analfabetas, amas de casa sin otra opción y en muchos casos prostitutas por necesidad económica, aventajan a los hombres en la cifra de graduados universitarios en varias ramas. Son mayoría en la cantidad de investigadores y en el personal docente de la educación superior y en la fuerza laboral del sector de la salud, por citar algunos ejemplos, además de representar el 35,96 por ciento de los integrantes del Parlamento. La explicación de esta situación - diferente a lo que ocurre en otras naciones envueltas en crisis económicas y neoliberalismo, sin mencionar a las empobrecidas del continente africano - es el elevado nivel educacional alcanzado en Cuba y la igualdad con respecto a los hombres. De ahí que medio millón de mujeres se desempeñan en actividades de altísima calificación técnica y profesional. (…) A tales efectos la Isla fue el primer país en firmar y el segundo en ratificar la Convención sobre la eliminación de todas las formas de Discriminación contra la Mujer, y la Constitución de la República y el Código de la Familia recogen esos preceptos. Asimismo, el Derecho sobre la Protección, Seguridad e Higiene del Trabajo y su Reglamento establecen el amparo especial de la mujer para el trabajo, al que se une su resguardo durante y después del embarazo y licencia no retribuida para el cuidado de un hijo con discapacidad hasta los tres años. Cuando en 2001 se inició la revolución educacional y cultural conocida como Batalla de Ideas, la situación de las cubanas también nuevamente se transformó. Hoy son el 70 por ciento del personal docente, el 72 de los trabajadores sociales y el 61,7 de los profesores generales integrales. (…) Para ellas ha sido arduo el camino en busca de su plena realización, siempre apoyada en la voluntad política del gobierno que en 1997 aprobó el Plan de Acción Nacional de Seguimiento a la IV Conferencia Mundial de la Organización de Naciones Unidas sobre la Mujer. La plena aplicación de sus derechos como parte inalienable, integral e indivisible de todos los derechos humanos y libertades no son una falacia, sino el resultado de la preocupación y atención por el mejoramiento de la condición de quien da vida y es vida. http://cubatellama.blogspot.com/2006/09/la-mujer-cubana-ysus-derechos.html

KÜBALI KADINLAR VE HAKLARI

УЗНИК

ESİR

Kübalı kadınların sahip oldukları haklar diğer kadınların

Сижу за решеткой в темнице сырой.

Oturuyorum bir hücrede, demir parmaklıklar arasında.

rüyalarını süslüyor. Okuma yazma bilmeyenlerin üçte ikisi-

Вскормленный в неволе орел молодой,

Beslenmiş, genç bir kartal esaret altında,

ni kadınların oluşturduğu bir dünyada, Kübalı kadınlar ülke

Мой грустный товарищ, махая крылом,

Benim kanat çırpan garip yoldaşım,

uzmanlarının ve teknisyenlerinin %66,4’ünü ve işgücünün

Кровавую пищу клюет под окном,

Gagalıyor kanlı bir et parçasını pencerenin altında.

Клюет, и бросает, и смотрит в окно,

Gagalıyor, fırlatıyor ve kaldırıyor gözlerini pencereye doğru,

Как будто со мною задумал одно;

Sanki benimle aynı arzuyu paylaşıyor,

Зовет меня взглядом и криком своим

Beni çağırıyor bakışlarıyla ve haykırıyor

И вымолвить хочет: “Давай улетим!

Söylemek istediğini: ‘’Haydi uçup gidelim buradan!’’

Мы вольные птицы; пора, брат, пора!

Haydi dostum, şimdi yaralı kuşlar gibi özgür olalım,

Туда, где за тучей белеет гора,

Pırıl pırıl beyaz bulutlu dağlara,

Туда, где синеют морские края,

Denizlerin maviliklerine,

Туда, где гуляем лишь ветер... да я!..”

Sadece rüzgârın ve benim gittiğim o yerlere uçalım!

%45,2’sini oluşturuyorlar. Bir zamanların unutulmuş, işsiz, cahil, çoğu zaman başka seçimleri olmayan, çoğu durumda ekonomik gereksinimler nedeniyle hayat kadınlığı yapmak zorunda kalmış olan bu küçük adanın kadınları şuan birçok dalda erkeklerden daha fazla üniversite mezun sayısına sahip. Parlamentonun %35,96’sını oluşturmalarının dışında araştırma, yüksek eğitim ve sağlık sektörü gibi birçok alanda çoğunluk kadınlarca oluşturulmaktadır. Bu durum, ekonomik kriz ve neoliberalizmle yaşayan diğer ülkelerden farklı olarak (fakirleşmiş Asya toraklarından bahsetmiyoruz bile) Küba’daki yüksek eğitim düzeyi ve kadın erkek eşitliği ile açıklanabilir. Bu yüzden

А.С. Пушкин

A.S. Puşkin

yarım milyon kadının yüksek teknoloji ve uzmanlıklarda istihdam ı sağlanmıştır. (…) Ada, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması

Çevirmenin Yorumu:

Uluslararası Sözleşmesi’ni imzalayan ilk ve kabul eden ikinci

Aleksandr Sergeyeviç Puşkin birçok kişi tarafından en büyük Rus şairi ve Rus edebiyatının kuru-

ülkedir ve cumhuriyet Anayasası ve Aile Kanunu bu yükümlül-

cusu olarak kabul edilir. Çok soylu bir ailenin üyesi olan Puşkin küçük yaşta yabancı dil eğitimine

ükleri barındırır. İşte Koruma, Sağlık ve Güvenlik Kanunu ve

başlar ve sekiz yaşına geldiğinde Fransızcası Rusçası kadar iyi durumdadır.

Düzenlemeleri hamilelik döneminde ve sonrasında sığınağa

Puşkin, on iki yaşına geldiğinde, Rus Çarı I. Aleksandr’ın Tsarskoye Selo’da (Çar’ın yazlık köyü)

katılan ve engelli çocukların bakımı için 3 yıllık ücretsiz işten

açtırdığı okula yazılır ve buradaki altı öğrenim yılı boyunca tıpkı okulun diğer öğrencileri gibi,

ayrılan emekçi kadınlara özel koruma sağlamaktadır. 2001 yılında Fikirler Savaşı adıyla bilinen eğitim ve kültürel reform hareketi ile Kübalı kadının konumu tekrar değişti. Günümüzde öğretmenlerin %70’i, sosyal hizmet uzmanlarının

Petersburg’a gitme izni bile verilmeden adeta dış dünyadan koparılarak eğitim görür. Puşkin’in lise yıllarında yazdığı şiirlerinde bile, gerçekçilik eğilimi açıkça göze çarpar. Artık ünlü bir şair sayılmaya başlayan Puşkin, bu sıkıcı okul yıllarından sonra büyük bir eğlence susuzluğu ile, Petersburg’un canlı yaşamına dalar. Yazdığı ve birçoğu yasaklanan özgürlükçü şiirleri ve taşlamaları bu sıralarda dilden dile dolaşmaya başlar. Rus edebiyatı tarihinde şiir, ilk kez olarak,

%72’si toplamda genel eğitmenlerin %61,7’si kadınlardan

herkes üzerinde hayranlık uyandırır. Yeni doğan ve adeta üzerine titrenen bir çocuk gibi coşku ile

oluşmaktadır.

büyümeye başlar.

Onlar için hedefe ulaşana kadar katettikleri yol oldukça zorlu

Rus Çarı I. Aleksandr tarafından atama bahanesiyle Kafkasya’ya sürülür ve burada ünlü “Kafkas

oldu ve bu yolda Birleşmiş Milletler’in kadın konulu 4. Dünya

Esiri” ve “Bahçesaray” adlı destanlarını yazar.

Konferansı’nı takip eden Ulusal Hareket Planı’nı kabul eden

Kafkasya’daki esirlik hayatı Puşkin’in şiirlerini derinden etkiledi buradaki doğal yaşam ve insanla-

hükümetin siyasi iradede her zaman desteğini aldılar. Devredilemez, ayrılmaz ve bölünmez insan hak ve özgürlüklerinin tamamen yürürlüğe konması hata değil hayat veren hayatın ta kendisi olan kadınların durumunu geliştirme çaba ve kaygısının

rın birbiriyle iletişimi şairin yaratıcılığına yeni bir bakış açısı getirdi. Devrimci-Romantik diye nitelenebilecek bu dönemin ilk eserlerinden birisi de ‘’Esir’’ isimli şiiridir. Bu şiirde özgürlük temasını ortaya çıkaran şair özgürlüğün simgesi olarak deniz, beyaz bulutlar, beyaz dağlar vb. imgeleri kullanmıştır.

AKIN KARACA

bir sonucudur.

Çevirmenin Yorumu: Ülkemizde kadınlar eve kapatılmaya, susturulmaya, düşünmemeye, köleleştirilmeye çalışılıyor. Kadın, sermaye tarafından, insan olarak değil reklamlardan, dizi filmlere kadar birçok alanda obje olarak görülüyor. Kadınların yaşadıkları taciz, şiddet her geçen gün artıyor ve bu durum kadınlara kabullendirilmeye, toplumda normalleştirilmeye çalışılıyor. Can güvenliği kalmayan kadınlar her gün yeni bir kadın cinayeti haberi ile uyanıyor. Ancak Küba örneği bize başka bir düzenin mümkün olduğunu gösteriyor. Günümüzde kadınlar kadın oldukları için işten çıkarılırken, hayat

verme yetilerini kullandırdıkları için hayatın dışına itilirken Küba işgücünün yarısını kadınla oluşturuyor, hamilelik dönemi ve doğum sonrasında el üstünde tutuluyorlar, her türlü bakımları karşılanıyor. Ülkemizde kadınların yaşadıkları güvensizlik Küba’da yok. Türkiye’de Bakanlar Kurulu nikahsız yaşayan kadınların korunmayacağını açıklarken Kübalı kadınların her türlü güvencesi yasalarla sağlanmış durumda ve kadın haklarının en büyük savunucusu, kadınların en büyük destekçileri de hükümet. Evet, Kübalı kadınların hayatları, biz diğer kadınların rüyalarını süslemekte, rüyalarımızın gerçek olacağı umuduyla, inancıyla…

SERPİL PEHLİVAN


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.