[ Kıbrıs’ın ilk aylık turizm, haber, magazin, aktüalite dergisi ] cyprus
YIL: 8 SAYI: 103 EYLÜL 2015
LAPTA
ZOOM Özel Röportaj
SERAMİKLERİ
Akın Zabit
EVDE KALDI Masalsı Bir Tatil için
‘Verigo’ üzümünün İsmi Nereden Geliyor?
FAS
Ford Artık Karanlıkta da Görecek!
Cildinize Işıltı Katacak Öneriler..
Çok Özel Yerler
Meyhane Sebastian
10 TL - TÜRKİYE FİYATI 15TL
9 694 851 900049
YAZ BİTMEDEN Basenleri Eriten Diyet Varmı?
Aşk Acısı Nasıl Geçer?
Geçmişin En Güzel Hali Büyük Hamam’ı Hiç Böyle Görmediniz FESTiVALLER HANGi AY? NEREDE? NE ZAMAN? Vücut Tipinize Göre Diyet Nasıl Yapılır?
Muhabbetin deÄ&#x;iĹ&#x;meyen lezzeti
Kibris ilan 21,5x28cm.indd 1
20.02.2015 14:53
www.altinbas.com
(0392) 444 44 22
[ Dış Basın Birliği tarafından verilen 'EN İYİ DERGİ GRUBU' ödülü ]
İçindekiler
DERGİ GRUBU
www.cypruszoom.com zoommagazin@gmail.com (Sahibi) Genel Yayın Yönetmeni Birol Bebek (Sahibi) Yayın Koordinatörü Gülsüm Gözenler Reklam Pazarlama Profil Reklam KATKI KOYANLAR Reha Arar / Mesut Günsev / Selcan Biryılmaz Aygen Ersalıcı / Rauf Ersenal / Ali Özçil / Mustafa Şah / İhsan Erol Özçil Neriman Soral Tayfunoğlu / Burak Şentürk
Grafik-Tasarım Profil Reklam Yayın Kurulu Mesut Günsev Ersin Gözenler Nurhan Günsev
Sarışınlar Festivali Tansiyona karşı doğal çözüm; SÜT Reklam Rezervasyon Emirates Dünyanın en uzun ofis: (0392) 22 77 595 (0533) 825 70 00 aktarmasız uçuşuna hazırlanıyor (0542) 875 96 66 18 HAsan Karşıtaş: (0533) 868 95 81 (0542) 875 55 04 “Çok Güzel - Very Good- Verigo” Yayın Türü Aylık Süreli Turizm-Haber-Magazin 22 Akıllı ayna ile kombin derdi bitti Sanat ve Aktüalite Dergisi Baskı; Okman 24 Akın Zabit ile ZOOM’a özel 26 Elexus Hotel Resort Casino ZOOM YAYIN GRUBU, Profil Reklam ve Danışmanlık Limited Şirketi’ne aittir. işe rekorla başladı Köşklüçiftlik / Lefkoşa - Posta Kutusu 888 28 Mesut Günsev; Denizlerin sokak çocukları; MARTILAR 32 Feriha Nurluöz; Özel Röportaj 36 Masalsı bir tatil için; FAS 40 “Johnnie Walker ile Çok Özel Yerler” Osman Alkaş 100.liSkuatlaymıyaa [ Kıbrıs’ın ilk aylık
turizm, haber,
13 14 16
alite dergisi
magazin, aktü
]
cyprus
2015 102 AĞUSTOS YIL: 8 SAYI:
Bizden Biri;
ay İle Cem KabatKıbrıs Kuzey lar Rekor Guinness ı’na Girdi Kitab
Görkem
Çok Özel Yerler
Meyh ane Viran e
BAŞARDI; ZOOM, ZORU
10 TL - TÜRKİYE
FİYATI
90004 9 9 69485 1 15TL
R FESTiVALLE HANGi AY?? NEREDE NE ZAMAN?
Nedir Bu Ten Uyuşmazlığı?
Çekilen Bugüne Kadar af... En Etkili 10 Fotoğr
Tatili ve Gebelere Yaz eri... Seyehat Öneril
ZOOM DERGİ GRUBU
Tüm yayınlarında çevre örgütlerine, çevre bilinciyle destek vermektedir.
8 ZOOM
46 50 52 56 62 64 66 69 74 76 80 84 90
“Sebastian Meyhane” Rauf Ersenal; Toprağın Rengi Ayın “En çok satan” kitapları Lapta Seramikleri; kendi kentinde Özel bir ev için, size özel mobilyalarınız olsun Cildinize ışıltı katacak öneriler Basenleri eriten diyet varmı? Mine Gürses; “Ada ile ilk tanışma” Büyük Hamam Ford artık karanlıkta da görecek Aşk acısı nasıl geçer? Ayın burcu; BAŞAK Vücut tipinize göre diyet yapın Tarihleri ile Kıbrıs Festivalleri
Keeps engines performing like new
“ We use Mobil 1. So should you.” Kevin Magnussen and Jenson Button, McLaren Mercedes Drivers
www.mobil1.com The world’s leading synthetic motor oil brand
*
*This statement is made based on the estimation of worldwide synthetic lubricants demand, Kline & Company, 2010 research results. ©2014 Exxon Mobil Corporation The Mobil, Mobil 1 and Mobil Super logotypes are registered trademarks of Exxon Mobil Corporation or one of its subsidiaries. For more information visit www.mobil1.com. Images are contractual.
Taze Balık Vitrinimiz Açılmıştır
Rezervasyon 0548 885 0200
Çatalköy/GİRNE
KIBRIS’TA TAZE BALIĞIN EN DOĞRU ADRESİ
Öğle ve Akşam Yemeği, İş Yemekleri, Özel Organizasyon Yemekleri
Yerli balığın tek adresi - The best beach of North Cyprus
Büyüleyici deniz ve dağ manzarası, yılın dört mevsimi yerli ve yabancı turistlerin durak noktası...
a c ı l p a KHotel&Restaurant Akdenizin doyumsuz maviliği, güneşin yakıcı sıcaklığını bulabileceğiniz ailece dinlenip tatil yapabileceğiniz sıcak ve samimi bir atmosfer...
Günlük taze balığın yanısıra Türk ve dünya mutfaklarından seçkin örneklerle birlikte Kıbrıs'ın yöresel lezzetlerini tadabilirsiniz...
www.kaplıcabeach.com
Rezervasyon: 0392 387 2032 (2029) - 0533 825 1361 Girne - Karpaz sahil yolu Kaplıca \ İSKELE
Birol Bebek Genel Yayın Yönetmeni
birolbebek@gmail.com
İçimizdeki Ses Duyulsaydı Napardık?.. Bunu hep düşünmüşümdür? İçimizden geçirdiğimiz şeyler, bir diğer tarifle, aklımızdan geçenlerin sesi, çevremizdekiler tarafından da duyulsaydı. Aman; Düşünmesi bile kötüymüş. Henüz bir engel yok ama, aklımdan birşey geçirmeyim diye kendimi zor tutuyorum resmen. Kanımca, kimsenin dostu kalmazdı. Cevap bu kadar masum olsa birşey değil ama; cinayetler, hiç bitmeyen kavgalar; bu konuda iddialıyım insanın etrafında herhangi bir canlı bulunmazdı. Hakkat ya; Ne derin konuymuş bu; Resmen felsefe yapıyom. Düşünsenize büyük bir kibarlık içinde, yüzünüzde kocaman bir gülümsemeyle ‘hoş geldiniz’ dediğiniz misafirinize, “Yine geldi bu musibet. Ulan bundan kurtulamayacak mıyım” diye aklınızdan geçiriyorsunuz. Ya da ne bilim, flört halindesiniz, incelikten kopuyorsunuz, ama içinizden binbir türlü fantaziler geçiyor. Kimse “hayır ben yapmam öyle birşey” demesin. Seyrettiğim birçok filmde, tam da insanın bu en zayıf noktasını konu alan
12 ZOOM
senaryolar görmüştüm. İzlediğinizde gülüp geçtiğimiz komikliklere dönüşen bu durumların, biraz düşündüğünüzde gerçek hayatta insanı hiç te gülünecek durumlara sokmadığını çok iyi biliyoruz. Bunun ötesinde en çok korktuğumuz konudur bu durum. Rüyasında konuşan, gündüz yaşadıklarının tüm detaylarını gece anlatanlar var. Sonuçları hiç hoş olmasa da, bu durumda içimizden geçenlerin sesli hali gibi. Iyyy bu da çok kötü ya. Yok yok; bu konu en iyisi filmlerde kalsın. Birinin iç sesini duyma gibi bir yeteneğe sahip olmak... Bence bu da hoş olmazdı. Etrafınızdaki herkesin senin hakkında düşündüklerini, bilmek, aklını okumak. İnsana yaşarken verilecek en büyük ceza olurdu sanırım. Gerçi bakış açısı da önemli. Ben işin kötü tarafından baktım. Hayatın akışını değiştirecek bilgileri ‘pat’ diye öğrenmek, karşınızdaki insanı maymuna çevirmek, ya da size hipnotize olmasını sağlamak elinizde olurdu. Bir de içinden geçenlerin duyulması bazı mesleklerin sonu olurdu.
Kesin;.. Mesela “Halka ilişkiler” Mezun olanların çoğu işsiz. İç sesimiz yüzünden üniversitelerden bu bölüm kaldırılırdı zannımca. Aklıma çok sevdiğim, saygı duyduğum bir abim geldi şimdi. Uzmanlık alanı halkla ilişkiler. Yemin ediyorum (niye ediyorsam ben ateistim halbu ki. Alışkanlık işte) Ondan daha iyisi yok. Birlikte yürürken karşımızdan gelen adı ile hitap edip, kankaymış gibi samimi bir giriş yapıyor. Adını yazamayacağım değerli abimde, aynı samimiyetle, zaman zaman 10 dakikaya varan şakalaşmalar, sohbetler edip, “Görüşürüz bye” deyip yolluyor. Bahse konu kişinin yanımızdan uzaklaşmasıyla, “kimdi bu zevzek” dediğini hatırlıyorum. Neyse durum o ki; Zaman zaman uzmanların, “İÇİNİZDEKİ SESİ DİNLEYİN” tavsiyesi geliyor aklıma. Siz onlara uymayın. Siz siz olun aklınızdan geçeni değil, yapmak istediğinizi yapın. Ve unutmayın; Çocuğu insanın iç hali dışa yansır. Etrafınızdaki insanlara bir bakın, eğer renk vermiyorsa gardınızı da alın. Neymiş; Düşünmeyin yapın...
kısa kısa RAHATLIĞINI DÜŞÜNENLERE YENİ MODA AKIMI; ŞALVAR Günlük ve iş hayatında rahatça kombinlenebilecek ürünleri ile öne çıkan DeFacto, rengarenk şalvar pantolon tasarımları ile dikkat çekti. Stil sahibi ürünlerin tasarımlarıyla beğeni toplayan marka, Şalvar Koleksiyonu’nu moda tutkunlarıyla buluşturuyor. Sıcak yaz günlerini tiril tiril şalvarlala geçirmek isteyenler için hazırlanan koleksiyon, özgün tasarımları ile hem iş hem de günlük hayatta rahatlıkla kombinlenebilecek parçalardan oluşuyor.
AYHATUN ATEŞİN İTALYA CHINCIANAO BİENALİ'NE KATILACAK Kıbrıslı sanatçı Ayhatun Ateşin’in dünyada barışın egemen kılınması için kadının üstlenmesi gereken misyonunun önemini vurgulamak adına ütopik bir anlayışla, Lefkoşa’nın bölünmüşlüğünden yola çıkarak oluşturduğu, SESSİZ YÜRÜYÜŞ” (SILENT WALK) isimli çalışması İtalya’dan davet aldı. 5-15 Eylül tarihleri arasında gerçekleşecek CHIANCIANO BİENALİ, tüm dündan çok sayıda sergi ve organizasyona ev sahipliği yapıyor. Ayhatun Ateşin’nin, farklı dil, din ve fikirleri temsilen ürettiği değişik renk ve biçimlerdeki 50 çift seramik kadın ayakkabısından oluşan çalışması İtalya seyircisiyle buluşacak.. 40 ülke, 5 kıta ve 120 sanatçının katılımıyla gerçekleşecek “Chinciana Bienali 2015” önemli sanat merkezi olan “CHINCIANO MUSEUM ART” da gerçekleşecek ve 5 Eylülde başlayıp 13 Eylül tarihine kadar devam edecek. ATEŞİN çalışmayı kurgulamak ve sergileme hazırlığı için İtalyaya gidecek.
Sokak modasında etnik ezgiler… Monokrom baskıları ile 90’lar modasına atıfta bulunan seride, ince ve dar kesimli şalvarların yanı sıra dingin renk ve detaylarla vintage etkisi yoğun olarak görülüyor. Gri melanj tonların yoğun olarak kullanıldığı modellerde, örgülü ve solgun efektler, kontrast biyeler ve koyu renkler ile bir araya geliyor.
MAALESEF KAÇTI AMA GELECEK YIL İÇİN NOT EDİN Dünyanın farklı noktalarında yapılan birbirinden renkli partiler ve festivaller, katılımcıların eğlencede sınırları zorlaması için gerekli olan tüm şartları sunuyor. Her yıl mayıs sonu - temmuz ortası tarihleri arasında, Letonya’nın efsane şehri Riga’da yapılan “Sarışınlar Festivali” maalesef kaçtı. Ama gelecek yıl için bir yerlere not etmeye değer. Bu yıl 11 Temmuz’da başlayan etkinlik dünyanın en ünlü festivallerinden biri olarak görülüyor. Halkın büyük kısmının sarışın olduğu Letonya’da bu festival, katılımcılara farklı bir eğlence hizmeti sunarak gelir elde etmek ve elde edilen bu geliri, Letonya’nın yoksul halkıyla paylaşmak amacıyla yapılıyor. Örneğin yapılan son Sarışınlar Festivali’nin tüm geliri engelli çocuklara lunapark yapılması için harcanmıştı. Sarışınlar Festivali’nin en önemli özelliği festivale sarışın kadınların katılıyor olması ve gelirinin sosyal sorumluluk projelerine harcanması. Letonya Sarışınlar Birliği tarafından organize edilen festivalde katılımcıların doğal ya da yapay sarışın olmasının önemli olmadığı ama herkesin sarışın ve pembe kıyafetli olmasının önemsendiği vurgulanıyor.
www.cypruszoom.com
13
kısa kısa IŞIK ÜNİVERSİTESİ IBM SMARTCAMP’A EV SAHİPLİĞİ YAPIYOR Türkiye’de 5.’si gerçekleştirilecek IBM SmartCamp İstanbul 2015 başlıyor! 16 Eylül tarihinde gerçekleşecek organizasyona Feyziye Mektepleri Vakfı Işık Üniversitesi Maslak Kampüsü ev sahipliği yapıyor. Girişimcileri, yatırımcıları ve deneyimli danışmanları bir araya getiren çok özel küresel bir program olan IBM SmartCamp, faaliyet süresi 5 yılı aşmamış, küresel vizyonu olan ve akıllı dünya için bulut üzerinde çözüm üreten girişimcilere açık olacak. SİLİKON VADİSİ DENEYİMİ Bu yıl SmartCamp finalistlerine Silikon Vadisi deneyimi yaşatmak için melek yatırımcı & seri girişimci Jason CALACANIS ve LAUNCH organizasyonuyla işbirliği yapıldı.
TANSİYONA KARŞI DOĞAL ÇÖZÜM: SÜT Yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen, kalp ve damar sağlığını tehdit eden yüksek tansiyon riskine karşı uzmanlar süt içilmesini öneriyor. Yapılan araştırmalar çocukluktan itibaren düzenli süt içen bireylerde yüksek tansiyon görülme olasılığının daha düşük olduğunu gösteriyor. Hipertansiyon hastaları az yağlı ya da yağsız süt tüketerek kan basıncını kontrol altına alabiliyor. Yapılan bilimsel çalışmalar; kalsiyum, magnezyum ve fosforun az tüketiminin bireysel veya toplumsal olarak hipertansiyon sıklığı ile ilişkili olduğunu gösteriyor. Sütün yüksek kalsiyum ve potasyum içeriği ile kan basıncı ve hipertansiyonun dengelenmesinde önemli bir besin kaynağı olduğu bildiriliyor. Azalan kalsiyum alımının arteriyel kan basıncını artırdığına dikkat çeken Nuh Naci Yazgan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Neriman İnanç, Kalsiyum, magnezyum ve fosfor minerallerinin alımı artırılarak kan basıcında azalma sağlanabilmektedir. Kalsiyum denince aklımıza gelen ilk besin öğesinin süt olduğunu, Optimal kan basıncının sağlanmasında ve sağlığın devam ettirilmesinde günde 3-4 porsiyon süt ve ürünlerinin tüketilmesi gerektiğini önerdi.
14 ZOOM
120 BİN DOLARLIK ÖDÜL Gün boyunca seçkin mentorlardan tavsiyeler alan girişimciler; potansiyel müşteriler, partnerler, yatırımcılar ve teknoloji meraklılarına 5’er dakikalık sunumlar yapacak. Türkiye finalistleri IBM’den senelik $120.000’a kadar ücretsiz bulut servisleri kazanacak ve büyük bir maceraya atılacak! Launch Festival’de canlı sunum yapma fırsatı, IBM Global Entrepreneur of the Year ödülü ve $25.000 yatırım ile LAUNCH inkübasyonda yer alma şansını elde edecekler. Yarışmacı olmak için: www.smartcamp2015.com/istanbul İzleyici olmak için: ibm.biz/smartcampistanbul Ayrıntılı bilgi SmartCamp: www.smartcamp2015.com
DENİZ PLAZA BEŞ BRANŞTA YARIŞIYOR Deniz Plaza Spor Kulübü, darts, bilardo, bocce, satranç liglerinde mücadele ederken; RC takımı ise sürekli RC şampiyonalarına katılıp başarılar elde ediyor Bu yıl 10’uncu kuruluş yıldönümünü kutlayan Deniz Plaza Spor Kulübü, dartstan bilardoya ve bocceden satranca farklı branşlarda hizmet vererek birçok spor kulübünün önüne geçmeyi başardı. Kuruluş amaçlarının spor yapmak isteyen, ancak forma giyecek takım bulamayan sporculara yardımcı olmak olduğunu vurgulayan Deniz Plaza Spor Kulübü Başkanı Turgay Deniz, “Bugün beş branşta liglerde mücadele ediyoruz. Bizim gibi beş braşta birden ülke sporuna hizmet veren kulüp sayısı parmakla sayılacak kadar azdır” diyor. Deniz Plaza Spor Kulübü’nde gönüllülüğün esas olduğuna işaret eden Deniz, “Yaş önemli değil. Başarı da önemli değil. Dartsta iki yıl üst üste şampiyon olduğumuza seviniyoruz. Ancak sonuncu olduğumuz spor branşlarına da katkımız devam ediyor” şeklinde konuşarak, amaçlarının ülke sporu ve sporcusuna katkı sağlamak olduğunu vurguluyor.
haber
EMIRATES’TEN DÜNYANIN EN UZUN AKTARMASIZ UÇUŞU
E
mirates’in 1 Şubat 2016’da Panama City’ye başlatmayı planladığı uçuş, 17 saat 35 dakikalık süresiyle dünyanın en uzun aktarmasız uçuşu olacak. Emirates’in Orta Amerika’daki ilk uçuş noktası Panama City’ye, gerçekleştirilecek uçuşlarda, Business Class biletleri 4.438 USD’den, ekonomi sınıf biletleri ise 1.276 USD’den başlayan avantajlı fiyatlarla satışa sunuluyor.
İnsanlar ve mekânları birbirine bağlayan Emirates, Panama'nın başkenti ve en yüksek nüfuslu şehri olan Panama City'e 1 Şubat 2016 tarihi itibariyle günlük seferlerine başlayacak. Toplam 266 yolcu, First Class'ta 8, Business Class'ta 42 ve Economy Class'ta 216 koltuk kapasiteli, ve 15 tona kadar kargo taşıyabilen Boeing 777-200LR ile seyahat edebilecek. Panama şehri seferleri Tocumen Uluslararası Havaalanı (PTY)
üzerinden gerçekleşecek. Hem canlı bir metropol hem de tropik destinasyonlara geçiş kapısı olma özelliği taşıyan Panama City, başlıca endüstrisi uluslararası bankacılık, ticaret ve turizm olan ülkenin ekonomi ve finans merkezi niteliğinde. Şehir, dünyanın en büyük ikinci serbest ticaret bölgesi Colon da dâhil olmak üzere Latin Amerika'nın en yoğun iki limanını işletiyor. Ayrıca Panama Kanalı'nda devam eden
genişletme çalışmaları da Panama'nın ekonomik büyümesine son yıllarda önemli katkılar yaptı. Emirates'in 1 Şubat 2016’da başlayacak EK 251 sefer sayılı uçuşu, her gün Dubai'den sabah saat 08:05'te kalkacak ve Panama City'e akşamüstü 16:40'ta inecek. Dönüş uçuşu EK 252 ise Panama City'den gece 22:10'da kalkacak ve ertesi gece 22:55'te Dubai'de olacak..
AKSA 1. Fotofest 2015 Fotoğraf Yarışması
A
KSA Enerji Üretim A.Ş, fotoğraf yarışması düzenliyor. Şirket, Kuzey Kıbrıs’ta çevre bilincinin yaygınlaşmasını ve gelişmesini sağlamak, Kuzey Kıbrıs’ın farklı mevsimlerdeki güzelliklerini ön plana çıkarmak amacıyla planlanan yarışma sonunda, farklı sanatçıların eserlerini bir arada sergileyerek sanat ortamına değer ölçüsü katmayı planlıyor. Bu yıl ‘Çevre’ konulu fotoğraf yarışmasında farklı fotoğraf teknikleri kullanılarak Kuzey Kıbrıs’ta çevrenin önemini, değerini ve korunmasını simgeleyen fotoğraf karelerini ulaşma hedefi de var. Yarışma sonrası Kuzey Kıbrıs genelinde 5 İlçede ve İstanbul’da
16 ZOOM
sergiler düzenlenecek. Jüri Üyeleri bağımsız, tarafsız ve alanında uzman fotoğraf sanatçılarından oluşacak. AKSA Başkan ile Yönetim Kurulu Üyeleri dışında 17 yaşını doldurmuş Kuzey Kıbrıs vatandaşı olan her birey, yarışmaya katılabiliyor. FODER, FODOS, GİFSAD, KİFSAD ve (Hakder) Hamitköy Kültür ve Dayanışma Derneği Fotoğrafçılık kolu organizasyonda yer alıyor. Yarışmanın ardından planlanan sergiler için fotoğraflar, AKSA tarafından bastırılacak. Bunun için katılımcılardan herhangi bir bedel alınmayacak. Katılımcılar, yarışmaya sunacakları fotoğrafların kayıtlı olduğu
CD veya DVD’yi, içerisinde özel bilgilerin bulunduğu rumuzlu zarflarla birlikte, en geç 30 Eylül, 2015 tarihi çalışma saatleri içerisinde şartnamede belirtilen adreslere “Alındı Belgesi” karşılığında teslim edecekler. Yarışmada sergileme alan tüm katılımcılara, sergi açılışında katılım belgesi de verilecektir. Yarışmada, birinciye 3 bin TL, ikinciye 2 bin TL, üçüncüye bin TL ödül verilecek. AKSA Özel Ödülü alan yarışmacı, Antalya Mirada Del Mar Otel’de 1 hafta konaklama (gidiş-dönüş uçuş bileti dahil) kazanacak. Mansiyon ödülü alacak 3 yarışmacıya da 500’er yüz TL para ödülü verilecek.
Çevre konulu yarışmaya son katılım tarihi 30 Eylül mesai saati sonu.
"Kıbrıs© ın Sembolleri" Aranıyor
haber
Telsim-FODER işbirliğinde bu yıl 4. düzenlenecek olan "Kıbrısın Sembolleri" temalı fotoğraf yarışması, İnstagram üzerinden olacak. Yarışmaya katılmak için öncelikle mail hesabınızın olması, sonra da İnstagram hesabı açılması gerekiyor. Yarışma şartnamesi, www.kktcfoder.com ve www.kktctelsim.com sayfalarından indirilebilir. Yarışmaya son katılım tarihi: 15 Ekim 2015
ALTINBAŞ’TAN GÖZ KAMAŞTIRAN KAMPANYA
A
ltınbaş başlattığı yeni kampanyasıyla Işıldamaya devam ediyor. Altınbaş ve Assos Mağazaları’nda yüzde 35 indirim oranıyla başlattığı FIRSAT IŞILTISI kampanyası ile pembe etiketli ürünlerini Kıbrıs Halkıyla buluşturuyor. Düzenlediği kampanyalar ile de adından sıkça söz ettiren firma, Kuzey Kıbrıs’daki Altınbaş ve Assos mağazalarında yüzde 35 indirim oranıyla başlattığı FIRSAT IŞILTISI kampanyası ile ürünlerinin Kıbrıs Halkıyla buluşturuyor. 3 Ağustos-30 Eylül tarihleri arasında Geçerli olan bu kampanya da ‘’Altınbaş ve Assos mağazalarında bulunan fırsat ürünü reyonunu ziyaret edin, pembe etiketli ürünlerde yüzde 35’e varan indirimlerle rüyalarınızı süsleyin.’’ sloga-
nıyla Kıbrıs halkına sesleniyor. Mücevher Sektörünün lider markası Altınbaş, Kuzey Kıbrıs ve Türkiye dahil dünyada 120 mağaza, bine yakın satış noktası ile mücevher tutkunlarına hizmet veriyor. Kıbrıs’taki varlığını ışıldayarak devam ettiren Altınbaş, perakendecilik sisteminin Kıbrıs’ta ki öncü Markası olarak kurumsal 9 mağazası ve 100’e yakın, dinamik, sektöründe tecrübeli ve güler yüzlü çalışma kadrosu ve sağladığı iş istihdamı ile Ada ekonomisine büyük katkı sağlıyor.
YÜZDE
35 İNDİRİM
Ürün çeşitliliği, hizmet kalitesi ve farklı koleksiyonları ile mağazalarında sergilediği geniş ürün yelpazesi ile 4000 çeşit birbirinden farklı ürünlerini ve koleksiyonlarını kadrosundaki uzman tasarım ekibi tarafından, dünyadaki trendler ve yenilikleri izleyerek kendine has estetik anlayışı ile ortaya çıkıyor. Satışını gerçekleştirdiği her ürününün garanti belgesi dâhilinde ve ürün iade prosedürü ile sektördeki farkını kanıtlayan Altınbaş, ayrıca Altınbaş mağazalarından alınan her Sertifikalı Pırlanta ürünün Türkiye ve Yurtdışı da dahil tüm Altınbaş Mağazalarında geçerli oluşuyla da müşterisine sunduğu kaliteli ve güvenli hizmetin adresi.
4. Uluslararası Klarnet Festivali ile İstanbul Müziğe Doyacak
3
yıldır müzikseverler tarafından büyük bir ilgiyle takip edilen, Serkan Çağrı’nın sanat direktörlüğünü üstlendiği Uluslararası Klarnet Festivali, 2015’te de İstanbul’a nefes verecek. Bu sene 10-20 Eylül tarihleri arasında gerçekleşecek etkinlikler zincirinde 7’den 70’e herkesin müzikle buluşmasını sağlayacak geniş bir yelpazede konser, sergi ve söyleşiler yine İstanbullu seyircinin ajandasındaki vazgeçilmez yerini alacak. Festival takipçilerini dünyanın en seçkin müzisyenleriyle buluşturacak etkinlik, bu yıl da programıyla şehrin yoğunluğundan, sıkıntısından, gürültüsünden bunalmış insanlara müzik dolu bambaşka bir dünya yaratarak “nefes” almalarını sağlayacak. Toplum İçin Sanat Derneği (TOİSAD) ve NOTİST Müzik tarafından gerçekleştirilen 4. Uluslararası Klarnet Festivali’nde dinleyiciler her renk ve zevke hitap edecek müzisyenler ve müzik gruplarıyla festival coşkusunu sonuna dek yaşayacaklar.
www.altinbas.com www.cypruszoom.com
17
HASANKARLITAŞ
hasan_karlitas@yahoo.com
GÜZEL “ÇOK VERY GOOD VERİGO ”
K
ıbrıs’ın vazgeçilmez lezzetleri arasında en önde gelenlerden birisi de, hiç kuşkusuz verigo üzümdür. Verigo, Kıbrıs’a has benzersiz tadı, kırmızımsı rengi ve iri sert taneleri ile eşsizdir. Dünya’da benzer türleri olsa da, Kıbrıs’a özgü verigo üzüm farkını, görünüşü ve lezzeti ile hemen belli eder. Guinness Rekorlar Kitabına da girmiş meşhur Verigo üzümü taşıyan asmanın anavatanı yine Kıbrıs’tır. Yeşilırmak köyünde bulunan ve çapı 1.4 metreye ulaşan asma dünyanın en geniş çaplı asması ünvanını alarak Guinness Rekorlar Kitabına girmeyi başardı.
VERİGO İSMİ NEREDEN GELİYOR ? İŞTE ONUN HİKAYESİ Eskilerin nesilden nesile anlattıklarına göre, çok eski yıllarda Kıbrıs’ın İngiliz yönetiminde olduğu ilk zamanlarda Kıbrıs’a görevli olarak gönderilen bir vali, adanın toplumsal, sosyal ve
18 ZOOM
doğal yapısını tanıyabilmek için sık sık geziler yapmaktaymış. Bir gün dağ köylerini dolaşmaya çıktığında yolu cennet misali yemyeşil, şirin bir köye düşmüş. Yanındakilerle beraber yorgunluğunu gidermek için burada biraz dinlenmeye karar veren vali, köyün ileri gelenleri tarafından konuk edilmiş. Mevsim eylül ayının sonlarına doğru, ama Kıbrıs’ın meşhur sıcakları daha hızından hiç bir şey kaybetmemiş herkes serin ve gölgeli bir yerde dinlenmek, soluklanmak istiyor. Vali Beyi denize karşı, güzel bir bahçede serin bir üzüm çardağının altına buyur etmişler. Köy halkı ilgiyle ve merakla bu önemli konuğu hem tanımak hem de ağırlamak istiyor. Elbette köy konukseverliğine yakışır biçimde, kahveler, buz gibi içecekler ve Kıbrıs’a özgü yiyecekler sunuluyor misafire. Vali bey, bu güzel adanın henüz İngilizce’yi çok fazla bilmeyen insanlarıyla konuşmak istiyor. Köyün en bilgilisi öğretmen, O da bir kaç kelime İngilizce biliyor. Öğretmen az çok
↘
KUZEY KIBRIS’IN EN BATI UCUNDA YER ALAN YEŞILIRMAK’TA GÖRÜLMESI GEREKEN EN ÖNEMLI DURAK NOKTALARINDAN BIR TANESI DE HIÇ ŞÜPHESIZ, 1947 SENESINDE GUINNES REKORLAR KITABI’NA GIRMIŞ TARIHI ASMADIR. ASMALI PLAJ MEVKIINDE BULUNAN YÜZLERCE YILLIK TARIHI ASMA, 85 CM’LIK KALINLIĞI, HEYBETLI GÖRÜNTÜSÜ VE HER YIL VERMIŞ OLDUĞU YAKLAŞIK 3 TONLUK ÜZÜMLE KITAPTAKI YERINI ALMAYI HAK ETMIŞ DURUMDA. www.cypruszoom.com
19
yardımcı olabilmek umuduyla, Vali’nin yanına oturuyor. O sırada, İngiliz vali altında oturduğu çardakta yemyeşil yapraklar arasından sarkan çok iri taneli ve büyük salkımlı üzümleri görüyor. Üzümler o kadar güzel renkte ve iri ki; çok ilgisini çekiyor. Eliyle işaret ediyor. Köylüler hemen koşturup güzel bir salkımı kesiyor, çardağın yanında akan küçük pınarda yıkayıp bir tabakta Vali’ye sunuyorlar. Vali Bey Kıbrıs’ın bu özel üzümünü yedikten sonra, ilgiyle kendisini izleyen köylülere ve öğretmene
20 ZOOM
bakarak beğenisini belirtiyor: “VERY GOOD, VERY GOOD...” Herkes, konuğun üzümü beğendiğini yüz ifadesinden anlıyor. Fakat ne söylediğini bilemiyor tabii. İyice dinlenen ve yorgunluğunu gideren vali bey köylülerle ve öğretmenle vedalaşıp yola koyulunca bütün köylüler öğretmenin başına toplanıyor ve Vali beyin üzümü yedikten sonra ne dediğini soruyorlar. Köyün en bilgilisi ve bir kaç kelime İngilizce bilen öğretmen, o da anlamamış Vali’nin ne dediğini, ama köylülere karşı
“anlamadım” demek olmaz. Bu yüzden “verigo dedi verigo” diye cevap veriyor. İşte o günden bu güne bu özel üzümün ismi ‘ VERİGO ’ olarak kalıyor.” Benzeri başka bir söylenceye göre ise, yukarıda anlatılan hikayeyi yaşayan kişi İngiliz valisi değil, İngiliz kralı Arslan Yürekli Richard’tır. 6.Mayıs 1191 tarihinde, asıl hedefi Kudüs’ü almak olan ve bu amaca ulaşmak için yol güzergahı üzerinde bulunan, Kıbrıs adasını da ele geçiren, Arslan yürekli Richard, Kıbrıs tarihine damga vurmuştur.
Bu tarz hikayelerde veya efsanelerde ben hiçbir zaman doğruluk veya yanlışlık payı aramıyorum. Çünkü, doğru veya yanlış olması önemli değildir. Önemli olan onların bir şekilde bizim kültürümüzün hoş bir parçası olmayı başarması ve anlatıldığı zaman yüzlerde tatlı bir tebessüm bırakmasıdır. ‘Verigo - Very Good ’ söylencesini ülkemizi ziyaret eden ziyaretçilere anlattığımız zaman, yüzlerinde oluşan tebessüm ve bu üzüme karşı olan ilgilerini görmek bunu ispatlıyor.
Kuzey Kıbrıs’ın en batı ucunda yer alan Yeşilırmak’ta görülmesi gereken en önemli durak noktalarından bir tanesi de hiç şüphesiz, Guinnes Rekorlar Kitabı’na girmiş tarihi asmadır. Asmalı Plaj mevkiinde bulunan tarihi asma, 85 cm’lik kalınlığı, heybetli görüntüsü ve her yıl vermiş olduğu yaklaşık 3 tonluk üzümle kitaptaki yerini almayı hak etmiş durumda. Asmalı plajın asması, Limnidi sahiline Hasan Hayrebet, tarafından ekilmiş, bakımı ise kızı Şefika hanım tarafından yapılıyor. Guinness
rekorlar kitabına çapı en geniş asma olarak girmeye hak kazanan, asma geniş gövdesi ve uzun uzadıya uzanan dalları ve yaprakları ile göz kamaştırıcı güzelliktedir. Ağustos ve Eylül aylarında, yolunuz Yeşilırmağa düşerse rekorlar kitabındaki asmayı görüp, verigo üzümü tadabilirsiniz. Verigo üzüm için en verimli dönem, ağustos sonu ve eylül aylarıdır. Kıbrıs’ın her bölgesinde yaygın olarak yetiştirilen ve severek tüketilen verigo üzüm için son olarak şunu vurgulamak istiyorum: ’Çok Güzel - Very Good - VERİGO’
Guiness Rekorlar Kitabı’na Giren Yeşilırmak Köyü’ndeki Asma
Asmalı plajın asması, Limnidi sahiline Hasan Hayrebet, tarafından ekilmiş, bakımı ise kızı Şefika hanım tarafından yapılıyor.
www.cypruszoom.com
21
haber
İzzet Keribar’ın Fotoğrafları Steigenberger Hotel Maslak İstanbul’da...
İ
zzet Keribar’ın İstanbul’un romantizmini, aşkını, sevgisini, dostluğunu, arkadaşlığını, mutluluğunu ve anılarını anlatan fotoğrafları, Steigenberger Hotel Maslak İstanbul’da sıcacık simitlerin yanında içilen bir bardak demli çaya ve sabah kahvelerine eşlik ediyor… Steigenberger Hotel Maslak İstanbul Türkye’nin usta fotoğrafçılarından İzzet Keribar’ın “Boğaziçi Köprüsü” ve “Boğaziçi’nde Balık Tutan İnsanlar”ı konu alan fotoğraflarını yeni bardak konseptine dahil etti. İlk defa otelin bardakları üzerine basılan Keribar’ın fotoğrafları bir koleksiyon niteliği taşıyor. Gün boyu içtikleri çay ve kahvelerinde, otelde verilen davetlerde, kokteylerde, yemek servislerinde kullanılan İstanbul Konseptli Bardaklar’ın ön önemli özelliği misafirlerin İstanbul’un anlarına tanıklık edebilmeleri için bardaklardan istedikleri kadar alabilmeleri. Bu vesile ile misafirler daha sonra konsepte eklenecek yeni fotoğraflarla bir koleksiyon da oluşturmuş olacaklar… 1982 yılından beri yurt içinde ve yurt dışında çok sayıda fotoğraf sergisi açan İstanbul aşığı İzzet Keribar ile İstanbul’da turizm sektörüne girdiğinden beri yeni ve genç bakış açısını, romantizmi, mutluluğu ve anıları önemseyen Steigenberger Hotel Maslak İstanbul’un buluşması yeni konseptlerin de habercisi…
Kadınlar Bu Buluşa Bayılacak
Akıllı Ayna ile Kombin Derdi Bitti
T
ürkiye’de ilk kez Başakşehir’de kurulan ve dünyada sadece 380 tane bulunan teknoloji ve inovasyon merkezi Başakşehir Living Lab’de (yaşam laboratuvarı) ilginç bir buluşa imza atıldı. Kadınları saatlerce kıyafet seçme derdinden kurtaracak bu buluş aynı zamanda giyinme kabinlerinde saatler harcayan kadınların da zaman problemine çare oluyor. ‘Akıllı Ayna’ nasıl mı çalışıyor?
22 ZOOM
Ayna ayna söyle bana!.. ‘Akıllı Ayna’yı kullanabilmeniz için yapmanız gereken tek şey önünde durmak. Siz ayna ile baş başa kaldıktan sonra size kilo, boy ve diğer fiziki özelliklerinize uygun olarak kıyafet öneriyor, kıyafetinize uygun çanta, ayakkabı önerileri sunup kombin yapıyor, yetmiyor bir de size yakışacak renk önerileri sunuyor. Yani aslında size düşen tek iş ‘ayna ayna söyle bana’ demek.
Akıllı buluşlar 2015 Dünya Living Lab Günleri’nde 2014 yılında hayata geçirilen Başakşehir Living Lab’de ‘Akıllı Ayna’ gibi hayatı değiştiren daha birçok buluş var. Bu yıl ilk kez Başakşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde 25-28 Ağustos tarihleri arasında Türkiye’de düzenlenecek ve 2015 Dünya Living Lab Günleri zirvesinde dünyadan önemli buluşlar teknoloji severlerin dikkatine sunulmuş olacak.
konsept ürünlerimizle
evinizde fark yaratın tamamı eskitme tekniği ile özgün tasarımlı el boyaması ‘’countr’’ tarzı ahşap ürünler
3
Gül Motifli Aynalı Klasik Tırnak
3.150 4.600 166 x 92 x 42 cm
1
Klasik tasarım, ahşap tırnak ve masif ahşap ayaklı masa, eskitme zemin üzerine, özel çizilmiş kalıp ve stensil tekniği ile el boyaması. 187 x 95,5 x 39 cm
166 x 92 x 42 cm
Saksıda Çiçekler Motifli Klasik, Camlı Dolap
Özel tasarım, büyük boy ahşap dolap ve masif ahşap ayaklı masa, Kıbrıs sandık motiflerinden özel çizilmiş kalıp, stensil tekniği ile el boyaması
4
3.150
43,5 x 118 x 63 cm
Gül Motifli Klasik Model Orta Masası
2.600
2
44 x 85 x 85 cm
Saksıda Çiçekler Motifli Orta Masası
REKLAM
mobilya
T.:+90 392 225 58 28, +90 392 225 29 31, F.:+90 392 225 44 30 isilreklam@yahoo.com, isil.tasci@hotmail.com Organize Sanayi Bölgesi, P.K.No.: 258 Lefkoşa, Kıbrıs via Mersin 10 Turkey
portre
“
Türk Sanat Müziğinin güçlü sesi ZOOM’a konuştu;
AKIN ZABIT
B
ir döneme imza atan önemli Kıbrıslı sanatçılardan Akın Zabit’in uzun süredir sesi çıkmıyordu. Gazetelerin, mankenler ve skandal rekortmeni şarkıcıların parsellediği magazin sayfalarında yer bulamayan sanatçıya şimdilerde neler
Sahneye ne zaman çıkdınız? 1985 yılında 25 yaşında, Ulus Yeşilada’nın korosunda başladım şarkı söylemeye. Daha öncesinde, aile içinde de söylüyordum. Kardeşlerim müzisyendi ve onların orkestralarında da zaman zaman çıkıp şarkılar söylüyordum. Koro ile birlikte kendimde o potansiyeli gördüm ve “Ben de yapabilirim” dedim. 1989 yılında Seden Restaurant’ta ilk kez profesyonel olarak sahne almaya başladım. Kıbrıs’ta en genç Türk Müziği sanatçısı bendim o dönemde. Prensip olarak işletme bana değer vermiyorsa orada çalışmıyorum. O dönem için Türkiye’de Ferdi Tayfur ne ise Kıbrıs içinde Akın oydu. Dolayısıyla hem sahneyi paylaştığım insanlar hem de işletmeler bazında hakkımın teslim edilmesi gerekiyor diye düşünüyorum. Özellikle çalıştığım yerlerde benim listemdeki şarkıların benden önce sahne alan müzisyenler tarafından okunmasını istemiyordum. Bu konuda şarkıların icracıları ve mekan sahiplerini aynı anda çekip konuştuğum çok olmuştur. İsteklerimin karşılık bulmadığı durumlarda da işi bırakmışımdır. Benim çalışmayı bıraktığım yerlerin çoğu, çok direnemeyip kapandılar. Müşterilerimi çalıştığım yerlere yıllarca götürdüm. Bunun da çalıştığım yerlere olumlu olumsuz sonuçlar yaşattığını söyleyebilirim. Çalıştığım yerler içerisinde Huzur Ağaç Restaurant’ı ayrı tutarım. 17 sene boyunca burada sahne aldım. Kalite olarak piyasanın üzerinde bir yerdi. İsimlerimiz bir birimizin reklamını yapıyordu.
24 ZOOM
”
yaptığını, neden sahnelerin uzağında kaldığını sorduk. (Daha çok işletme sahiplerine) biraz kırgın, biraz üzgün olan sanatçıdan “bir dokun bin ah işit” kabilinden yanıtlar aldık. Uzun süredir sadece konser ve özel programlarda yer alan Zabit, Türk Sanat
Gecede 10 farklı yerde sahne aldığımı söylesem belkide inanmazsınız ama, o dönem böyle bir yoğunluğumuz vardı ve hepsine de yetişiyorduk. Bir yılbaşı akşamı çıktım Lefkoşa’dan Mağusa’ya gittim, üç iş oradan almıştım. Döndüm tekrar Lefkoşa’ya geldim. Lefkoşa’da Saray Otel’de, Yakamoz Restaurant’ta ve bir mekan da daha sahne aldım. Girne’ye geçtim Hipodrom, Golden Bay, Güzel Yalı, Ziya Restaurant ve tekrar Lefkoşa’da Yakamoz Restaurant ile bitirdim. Çizginizi hiç bozmadınız. Sektörde sizin gibi müzisyenler var mı? Şu anda yok. Ben yaptığım işlerde hep en kalitelisi olması için uğraştım, o yüzden, kendime yakıştırmadığım şeyi yapmadım. Piyasada olan bir çok isim var. Ben onları sanatçı olarak görmüyorum. Bar ortamlarında eğlence amaçlı müzik yapılıyor. Feminen şarkıcılar sahne alıyorlar. Ağırlıklı olarak piyasa bu şekilde çalışıyor. Eskilerden isimler vermek gerekirse Neptün Üner, İzci Şöföroğlu, Ertan Galip’i sayabiliriz. Bunlar çok değerli seslerdi. Onların ardından da şu anda sadece ben varım. Saydığınız bu isimler neden sahneden çekildi? Yaştan dolayı bıraktılar. Bir başka noktada ücret konusudur. Belli bir yere gelmiş sanatçıları komik rakamlara çalıştıramazsınız. Çalışmazlar. İyi para kazandınız mı? Çok iyi paralar kazandım zamanında. Herşeyimi o dönemde kazandığım parayla yaptım. Şimdi kazanmak daha zorlaştı.
Müziği’ne olan tutkusunun altını çizerken, geçmişe olan özlemiyle dikkat çekiyor. ZOOM; sahneye “Kıbrıs’ın en genç Türk Müziği sanatçısı” olarak adım atan Akın Zabit ile dünü, bugünü yarını konuştu. Ayrıntılarda sitem gizli o röportajın detayları;
Sahnede giyim kuşama özen gösteren bir sanatçısınız. İmajınız hakkında neler söyleyebilirsiniz? Normal hayatımda da şık giyinen biriyim. Sahnede de bu şekilde oldu. Kendimi o şekilde daha mutlu hissettim. Kafamda ki Türk Sanat Müziği sanatçısı profilini yansıtmaya çalıştım. Bugünlerde neler yapıyorsunuz? Emekliyim. Torunlarım var. Onlarla ilgileniyorum. Sahne için talepler oluyor ama, ben tercih etmiyorum. Mekanların bugün uygun gördüğü maddi karşılıklara ben çıkıp sahne almam. 10 yıl önce Kıbrıs’ta en yüksek ücreti ben alıyordum. Erken emekli olduğunuz için pişman mısınız? Çok pişmanım. Normal şartlarda bugünlerde emekli olmam gerekiyordu ama o dönem sanat ve devlet işi aynı anda yürümedi. Birini tercih etmem gerekiyordu. Aktif olduğunuz dönemleri düşünürsek en çok neyi özlüyorsunuz? O zamanın insanlarını özlüyorum. Jenerasyon Türk Müziği’ne gönül veren insanlardan oluşuyordu. Şimdi bunu bulmak çok zor. Eskiye bir dönüş yaşanacağını da düşünmüyorum. Ailede başka müzisyen var mı? Kardeşlerim haricinde başka biri yok. Müzik yapmaya devam ediyor musunuz? Her yıl kendi adıma bir konser
düzenliyorum. Ayrıca koroların etkinlikleri oluyor. Zaman zaman buralarda yer alıyorum. Sürekli çalışmak isterim ama şartlarımı karşılayacak bir mekanı bulmak kaydıyla. 19 Ağustos tarihinde Boğaz Restaurant’ta bir konser projem oldu. Sevenlerimizle biraraya geldiğimiz yemekli bir Türk Müziği konseriydi. Kendi mekanınızı açmayı düşündünüz mü? Bir takım teklifler geldi ama ben sanatçıyım. İşletmecilik başka meziyetler isteyen bir iş. Karakterime uyan bir iş olmadığından tercih etmedim. Sanat camiasında birbirini çekememek var mı? Çok var. Yüzünüze gülüp arkanızdan iş çeviren insanlarla karşılaşabiliyorsunuz. Bir yılbaşı gecesi sevdiğim müzisyen abilerimden biriyle sahne alıyoruz. Beni anons ettiler ama mikrofon yok. Bahsettiğim kişi benden önce sahne aldığından mikrofonu kaldırmış. Rica ettiğimiz halde vermedi mikrofonu ve izleyici tarafından tepki gördü. Sonra getirdi ama bana ayrılan süreden de çalmış oldu. Zamanı telafi etme şansımız yoktu. Sırada gitmem gereken başka yerler olduğu için 15 dakikada bitirmek zorunda kalmıştım. Ertesi gün gidip kendime telsiz mikrofon almıştım. O dönem için bununda ilklerden biri olduğunu söyleyebilirim. Daha sonra başka bir yerde daha karşılaştık ama ben hemen kendisine mikrofonu uzattım. Bu sahnede yaşadığım ve hala unutamadığım bir anı.
Ülkemizde Türk Sanat Müziği denince ilk akla gelen isimlerden biri olan Akın Zabit, uzun süredir sahnelerden uzak. Artık sadece özel geceler, ya da konserlerde görebildiğimiz sanatçı, bu durumdan memnun olmasa da, şartların böyle olduğunu söylüyor.
↘
O DÖNEM IÇIN TÜRKIYE’DE ‘FERDI TAYFUR’ NE ISE KIBRIS IÇINDE ‘AKIN’ OYDU. DOLAYISIYLA HEM SAHNEYI PAYLAŞTIĞIM INSANLAR HEM DE IŞLETMELER BAZINDA HAKKIMIN TESLIM EDILMESI GEREKIYOR DIYE DÜŞÜNÜYORUM. ÖZELLIKLE ÇALIŞTIĞIM YERLERDE BENIM LISTEMDEKI ŞARKILARIN BENDEN ÖNCE SAHNE ALAN MÜZISYENLER TARAFINDAN OKUNMASINI ISTEMIYORDUM. BU KONUDA ŞARKILARIN ICRACILARI VE MEKAN SAHIPLERINI ILE KONUŞTUĞUM ÇOK OLMUŞTUR.
www.cypruszoom.com
25
haber
Girne’de Teknecik Elektrik Santrali yakınlarında inşaati devam eden Elexus Hotel, güneşi kullanarak elde edeceği elektrik ile, ciddi enerji tararrufu yapacak..
EN BÜYÜK “ KIBRIS’IN GÜNEŞ KOLEKTÖRÜ ELEXUS HOTEL RESORT CASINO IÇIN
”
Açılışı için gün sayan Elexus Hotel Resort Casino, 640 adet güneş kolektörü kurulumu yaparak Kıbrıs’ın en büyük güneş kolektörü kurulumunu olan oteli oldu..
26 ZOOM
A
çılması için artık geri sayımın başladığı Elexus Hotel Resort Casino, 640 adet güneş kolektörü uygulaması ile sektöre rekorla başladı. Isıtma ve soğutma ürünleriyle enerji verimliliğini her zaman ön planda tutan Baymak, Güneş enerji sistemlerindeki uygulamalarına her geçen gün bir yenisini ekliyor. Güneş kolektörleriyle Türkiye’nin pek çok yerinde uygulamalar yapan marka bu kez ülkemizde, Elexus Hotel Resort Casino için 640 adet güneş kolektörü kurulumu yaparak Kıbrıs’ın en büyük güneş kolektörü kurulumuna imza attı. Baymak Kıbrıs Bayisi Elparts Enterprises ve Antalya Eşer Mühendislik tarafından gerçekleştirilen uygulama sonrası Kıbrıs’ın gözde oteli Elexus Hotel Resort Casino, temiz enerjiden yararlanarak sıcak suyunu elde etmiş olacak. Uygulanan güneş kolektörlerinin toplamı 7 adet basketbol sahasına
eşit… 640 adet güneş kolektörü kurulumu sayesinde yıllık 272 bin metreküp LPG, 70 bin liralık da elektrik tasarrufu sağlanmış olacak. Bu sayede sistem kendini 7 ay gibi kısa bir sürede amorti etmiş ve güneş kolektörleri sayesinde doğaya 300 ton karbondioksit salınımı da engellenmiş olacak. Sistem, otelin toplam sıcak su ihtiyacını yaz döneminde ilave herhangi bir enerji kaynağına ihtiyaç olmadan karşılamak, kış aylarında ise ön ısıtmasını yapmak amacı ile kuruldu. Neredeyse 7 adet basketbol sahası büyüklüğünde, 2940 metrekare alana kurulan 640 adet güneş kolektörü ile kullanım sıcak suyu için gerekli ısı ihtiyacının ortalama olarak yüzde 60’ı bu sistemden karşılanacak. Proje günde yaklaşık olarak 130 metreküp sıcak su üretilmek üzere tasarlanmış. Yaz aylarında sistem verimliliği yüzde 80-90 civarında, kış aylarında ise yüzde 40-50 arasında değişiyor.
“ MARTILAR” Denizlerin Sokak Çocukları
mesutgunsev@gmail.com
Mesut Günsev
G
eçenlerde rüyamda martılar gördüm. Benim en sevdiğim, denizlerin o sokak çocukları beyaz, zarif güzel martılar mavilikler içinde çığlıklar atarak uçuyorlardı. Profesyonel denizcilik günlerimde özellikle Marmara’da peşimizden uçarak koşan martıları Akdeniz’de bizimle yarış eden yunusları güverteden seyretmek boş zamanlarda en çok keyif aldığım ‘iş’lerden biriydi. Aslında nadir aylaklık saatlerinde kendinle hesaplaşmanın ve hayallere dalmanın kaçamaklarıydı bu seyirler. Yolu İstanbul’a düşüp de ya o güzelim vapurların arkasından gelen martılara simit atmamış, veya köprünün üzerinden onlara ekmek uzatmamış çok az kimse vardır. Hele İstanbullu çocuklar için atılan simitleri daha havada iken kapan şehir hatları vapurlarının takipçisi martılar, onların çocukluk hayallerinin en güzel kareleridir. Richard Bach tarafından 1972 yılında yazılan ve aslen masal tadında uzun bir öykü olan ‘Martı’ –adı Jonathan Livingstone’ dir -hemcinsleri gibi sadece yemek peşinde koşmayan, birbirleri ile kavga etmeyen sıra dışı bir martı olan Jonathan’ın hikayesini anlatır. İnsan oğlunun da güzel bir şekilde eleştiren ve ders verici nitelikte de yazılmış dünya edebiyatında da önemli bir yeri olan bir kitaptır “Martı”. Çocukluk arkadaşım Milliyet’ in de blog yazarı Nadir Kalbinur, o incecik ama güzelim ,başucu kitabını ve Martı Jonathan Livinsgtone’nu
28 ZOOM
bakın nasıl anlatmış satırlarında: “Richard Bach’ın MARTI adlı güzel kitabını okuyalı 12-13 sene oldu sanırım. Kitabın kahramanı martı Jonathan’ın diğerlerinden farkı yemek değil, uçmaktı.
Yazarın martılarda gözlemlediği aşağıdaki özellik ve prensip, başka kuşlarda da var mıdır bilinmez ama sanki uçan kanatlılar anayasasının en önemli maddesi gibiydi. ‘’Bilirsiniz ki martılar hiçbir zaman sendelemez ve öyle düşüvermezler. Havada denge yitirip düşüvermek onlar için bir utanç, bir yüz karasıdır.’’ Martı Jonathan’ın sıradan bir martı olmadığını gösterme gayreti ve cesareti, zaten sevdiğim bu kuşları deniz kenarında oturduğum için biraz daha merak ve ilgiyle izlememe sebep olmuştu. Onları çok fazla gözlemlememe rağmen hiç birinin Jonathan gibi gerekli olandan fazlasını öğrenmek için çaba sarfetmediğini farkettim. Uçuşlarının tek sebebi gerçekten de yiyeceğe ulaşıp kıyıya dönmek. Denizlerde de pek yiyecek kalmadığından, şimdilerde çer, çöp ile kıyıdan, çöp konteynerlerinden besleniyorlar zaman, zaman. Bu nedenle oraların sahibi kargalarla ‘’it dalaşı’ ile başlayan kovalamacalar, bazen çete savaşlarına dönüşüyor. Sürüler halinde savaşıyorlar. Bu savaşlar sonucu verilen zaiyatlar, tabiat kurallarının ne kadar acımasız
olduğunu gösteriyor, merhamet duygusunun hayvanlar arasında bile belki de bilinçli olarak farklı dağıtıldığını açıkça gösteriyordu.
Tecrübe
Nem..
Biliyorum Çok korkunçtur geçitleri Tekinsiz gölgeleri uzun Soğuğunu duyumsarsın (her zaman ıslaktır duvar dipleri gölgeler de ıslanır, sırtımız da) İğne düşmez gövdeler sık Solunan hep yalnızlıktır İçimiz de sıkışır, adımlar da Burnumuzda hep o eski nem saçak verir F�l�z Asrak Ankaç
Tek bir bedduam var, Sarıldığın her insanda beni hatırla Bob Marley
Kanadı kırılmış yavrusunu kedilere kaptırmamak, onu yaşatabilmek için bir karga sürüsü kediden, insana, arabaya kadar herşeye saldırıp, pike yapıyorlardı. Bir hafta sonra bir su birikintisinden su içmeye çalışan karga yavrusuna biraz dikkatli bakıp, sakat olduğunu anlayana kadar, üstüme pikeler başlamıştı. Yavrularını bir haftadır yaşatmayı başarmışlardı. Karşı evin damında 2 senedir bir martı ailesi yavru yapıyor. Biz onların nasıl büyüdüğünü izlediğimizden ‘’torun’’ diyoruz. Geçen yıl 3 torun kazasız belasız büyümüştü. Koca bir tavuk haline gelene kadar uçamıyorlar. Güneşi sevmiyorlardı. Ancak güneş gittikten sonra anneleri onlara yeme, yürüme ve kanat geliştirme eğitimi veriyor. Gündüz anneleri yiyecek getirirse birkaç dakika ortaya çıkıyor, zar zor besleniyorlardı. Anne yiyecek dağıtımında pek cömert değil, hatta epey de bencil. Bu yaz, karşı
damda 2 torun vardı. Bayağı da büyümüş, kısa uçuşlara başlamışlardı. Mas mavi denizleri varlıklarıyla süsleyen, çığlıkları rüzgarla yarışan bu güzel hayvanlara olan tüm ilgi ve sevgimi yeniden sorgulayan olayı gördüğümde sabahın çok erken saatleriydi. Yavrulardan biri dam kenarındaki oluğa kadar gelmiş, aşağı düşmek üzereydi. Belli ki yaralıydı. Ne olduğunu bilmiyorum. Nasıl bu hale gelmişti? Doğrulmak istiyor, başaramıyordu. Kafasını kaldırıp, kaldırıp adeta kurtarılması için yalvarıyordu. Etrafta başka martı yoktu. Hemen altta bir güvercin pencere üstündeki panjur kutusunda keyif yaparken, bir serçe, neşeli çığlıklarla oradan oraya uçuşuyor, yükseklerdeki kırlangıçlar, kendilerine has uçuş şekilleriyle adeta dans ediyor ama oluk kenarında birinin canı fena halde yanıyor, kimse de umursamıyordu. Her zaman baca üstünde nöbette olan anne veya baba da yoktu. Sonra kardeşi geldi. Onu sevdi. Dakikalarca etrafında dolaştı. Kursağındakileri verdi ona ama onu oradan kurtarmaya gücü yetmezdi. Güneş tüm acımasızlığıyla yaralı martının tepesindeydi. Merakla beklediğimiz anası geldi ilgilenmedi, bakmadı bile. Diğer martılar da ilgilenmedi. Umutlar azalırken yaralı yavru son bir gayretle kendini oluğun içine attı ama gücü azalıyor, sesi hiç çıkmıyordu. Sık sık kaldırdığı başını görünce hala yaşadığını anlıyor seviniyorduk Ertesi sabah kıpırdanmalarından yaşadığına sevinemedik. O sıcak bir yandan, açlık, susuzluk diğer yandan, bir
“Doğrusunu isterseniz yaşam da dar ayakkabıyla yürümektir. Kimi zaman dar bir maaş, kimi zaman sevimsiz bir iş... Kimi zaman bir mekan dar ayakkabı olur bize, kimi zaman bir çevre, kimi zaman bir sokak, ya da bir şehir... Kimi zaman dostluklar, arkadaşlıklar, beraberlikler bir dar ayakkabıya dönüşür. Kimi zaman zamandır dar ayakkabı, geçmek bilmez. Kimi zaman zenginlik, kimi zaman başınızı koyduğunuz yastık... Canınız yanar. Topallaya topallaya gidersiniz. Sonradan öğrendim yaşamın dar ayakkabıyla yürüme sanatı olduğunu”
de terk edilmiş, vefasızlık, bir koca gün umutsuzca acı ve ıstırap çekmekten başka bir işe yaramayacaktı. Daha sonraki gün bu eziyet sona ermiş, gözümüzün önünde yaşanan bu dramdan arta kalan cansız, tam beyazlaşmamış, kırçıllı bedenini oradan temizleme işi, bir acımasızlık ve vefasızlık örneği olarak, yine onların gözü önünde bir kargaya düşmüştü. Richard Bach, martı Jonathan’ı anlatırken, aslında onun diğerlerinden olan farkını anlatıyordu. Onların, yaralanan yavrusunu artık uçamaz diye derhal gözden çıkaracak kadar acımasız, yardım çığlıklarına sırtını dönecek kadar uçma yasasına bağlı olduklarını eminim ki anlayamamıştır. Çünkü gururun bu kadarı da fazlaydı. Denizin süsü, rüzgarın sesi, Martı’nın gerçek yüzünü gördüm. Uçuşlarına doyum olmuyordu fakat yürekleri fırtınalar kadar sert, dalgalar kadar asi idi. “ Kitapçı raflarında bu küçük cep kitabını bulursanız alın, okuyun.. armağan edin. Bir ‘başucu’ değil” ‘baş içi’ kitabıdır “Martı”.Okuduktan sonra bizler gibi başka gözle de bakmaya başlayabilirsiniz bu zarif yaratıklara. Deyip noktayı koymuştum yazıya ki, 1992-1997 yılları arasında ‘Uzaklar’ adlı teknesi ile dünyayı dolaşan Osman Atasoy Kaptanın bir notu düştü internetime. Yine ‘Kısmet’ adlı teknesi ile dünyayı dolaşan ilk Türk Denizcisi olan ve yakınlarda yitirdiğimiz tanıma onuruna da eriştiğim rah-
metli Sadun Boro ile ilgiliydi bu not. “5 Haziran sabahı Marmaris’teki Ahu Hastahanesi’ne girdiğimde görevli Elif Hanım bir video gösterdi. Bir dakika 17 saniyelik kaydı izlerken tüylerim diken, diken oldu. İster istemez aklıma ‘Pupa Yelken’ in-Sadun Boro’nun Kısmet adlı teknesi ile yaptığı dünya seyahatinden sonra yazdığı kitap-, o ne çok insana perdenin arkasını gösteren o muhteşem kitabın, başındaki ithaf yazısı geldi: ’mezar taşı martılar olmuş denizcilerin aziz ruhlarına.’ Cep telefonuyla görüntüleri kaydeden Güvenlik Görevlisi Emrah olayı anlattı: ‘Sadun beyin yattığı odanın altında bekliyordum. Vefat haberinin geldiği dakikalarda tuhaf bir şey oldu. Değişik yönlerden gelen martılar binanın üstünde toplanmaya başladılar. Malum Marmaris’ te tek, tük martı görünür. Böyle bir olaya ilk kez şahit oluyordum. Hemen cep telefonumu çıkarıp kaydetmeye başladım. Çok sayıda martı halka olmuş, daireler çizerek uçuyor, bir taraftan da çığlıklar atıyorlar dı. Tam da Sadun Beyin penceresinin üzerinde!’ Merdivenlerden odasının olduğu kata çıkarken düşündüm. Sadun Boro çoktan istediği yere gitmişti bile. Cansız bedenini birkaç metrelik hastane odasında bırakmış, sonsuz bir hiçlik alemine doğru gitmişti. Hem de artık martı olmuş denizcilerin kanatlarında! Huzura” Selam olsun denizlerin o güzelim sokak çocukları, beyaz martılara.
www.cypruszoom.com
29
teknoloji
Oradaymış Gibi Olmak İçin En iyisi Ses Sistemleri
S
amsung Electronics, GIGA ses sistemi ailesi artık Türkiye’de. Hem ev hem de ticari kullanıma uygun olan 3 farklı modeliyle, tüketicilerin farklı beklentilerine cevap veren Samsung, yüksek kaliteyi uygun fiyatlarla buluşturuyor. Daha küçük alana sahip olup, yüksek ses kalitesine ulaşmak isteyenlerin tercihi olan Samsung MX HS6800, her an tüm ambiyansı değiştirmek üzere tasarlandı. Futbol heyecanını stadyumdaymış gibi yaşamak üzere geliştirilen futbol modu; izleyicilerin sahanın içerisindeymiş gibi maçları takip etmesini sağlıyor. Özel ses ve ışık efektleriyle de heyecan katlanarak artıyor. Sistem, önceki modellere göre iki katına çıkarılan özel DJ efektleriyle kesintisiz müzik deneyimini benzersiz şekilde yaşatıyor. HS6800’de bulunan dahili “Dance Time” özelliğiyle başka bir uygulamaya ihtiyaç duymayan müziğe uygun ışıklarla dans keyfi doruklara çıkıyor.
Karaoke ile müzik keyfi zirveye ulaşıyor HS6800’deki Bluetooth özelliği sayesinde müzik sistemi, akıllı telefonlardan yönetilen birer hoparlöre dönüşüyor. Tek bir dokunuşla ses sistemini çalıştırabilen kullanıcılar, yüksek ses kalitesine kolaylıkla kavuşuyor. Tüm sezonların vazgeçilmez eğlencesi Karaoke özelliğini de içinde bulunduran ses sistemi, Türkiye’de 1.899 TL’den kullanıcıların beğenisine sunuluyor. Güçlü ses, güçlü LED ışıklarla buluşuyor Samsung MX JS8000 GIGA Ses Sistemi, çalınan müzikteki basa uygun ritimlerle LED ışıklarını harekete geçirerek, en çarpıcı ve ışıltılı ortamı yaratmak üzere tasarlandı. Ayrıca 2400 watt’lık ses çıkış gücüyle bulunduğu tüm ortamları eşsiz birer müzik deneyim merkezine dönüştürüyor. Tüm Android telefonlarla birlikte çalışan Bluetooth GIGA uygulamasıyla mobil parti deneyimi, akıllı telefonlara geliyor. Yırtıcı ve sert tasarımıyla dikkat çeken JS8000, kablosuz bağlantısıyla TV’lere bağlanarak çok amaçlı bir yapı sunuyor.
30 ZOOM
Üzerinde bulunan USB yuvası sayesinde istenen harici depolama cihazıyla da uyumla çalışabilen JS8000, 2.599 TL fiyatıyla kullanıcılarla buluşuyor. Gerçek bir helikopterin yanındaymış gibi Samsung’un GIGA serisindeki en üst seviyedeki Hi-Fi bileşenlerinden oluşan ses sistemi MX JS9000, kaslı tasarımıyla en güçlü ses ve görüntüyü kullanıcılara sunuyor. En güçlü ses ve bas için 3,400 watt ses çıkışına sahip olan sistem, gerçek bir helikopterin yanındaymış gibi bir his vererek kullanıcıları etkilemeyi başarıyor. Zengin bas ve artırılmış ses basınç seviyesi (SPL) özellikleri dahili olarak yer alan 15 inçlik subwoofer ile yerleri titreten bir deneyim sunuyor. JS9000 üzerinde bulunan GIGA Beat ile istenilen perküsyon efektleriyle en özel müzikler yaratılıyor. 3.299 TL fiyatıyla tüketicilerle buluşacak olan JS9000, bu aydan itibaren Türkiye’deki müzikseverlerin beğenisine sunulacak. Bu cihazları isteyen Kıbrıslı meraklılar ise artık nerede bulacağını biliyor.
Kuzey Kıbrıs Turkcell’de Satılmaya Başlandı
S
amsung’un yeni amiral gemisi Galaxy Note 5 göz alıcı tasarımı, muhteşem ekranı, uzun pil ömrü ve güçlü performansı ile ilk kez Turkcell’de. Samsung Galaxy Note 5’i Kuzey Kıbrıs’la buluşturan Kuzey Kıbrıs Turkcell, yeni cihazın peşin fiyatına 2 bin 749 TL’den Turkcell İletişim Merkezleri’nde satılmaya başlandı. 7.6 mm kalınlığında olan ve Corning Gorilla Glass 4 ekran koruma teknolojisi sayesinde ekranı çizilmelere karşı çok dayanıklı olan Galaxy Note 5, 5.7 inç’lik büyük bir ekrana sahip. 1440 x 2560 piksel ekran çözünürlüğünü destekleyen telefon Süper AMOLED ekran teknolojisini de kullanıyor. Arka ve ön kamerayı kullanarak daha parlak ve daha net görüntü fırsatları yaratan Samsung Galaxy Note 5, 5 MP ön kamera ve 16 MP arka kamera ile
hayatın her anında hatta karanlık ortamlarda dahi en iyi fotoğrafları sunuyor. Kablosuz şarj edilebilen Galaxy Note 5, 8 çekirdekli (2.1 GHz quad ve 1.5GHz quad) işlemciye sahip. Android 5.1 Lollipop işletim sistemiyle çalışan akıllı cihaz, 4GB’lık RAM ile tüketiciye sunuluyor. 32GB, 64GB ve 128GB sabit depolama seçeneklerine sahip Galaxy Note 5, farklı renk seçenekleri ile raflardaki yerini aldı.
Artık cep Telefonunuz Pos Cihazı
S
amsung çok özel işbirlikleriyle teknolojiyi, hayatın her alanında etkin ve pratik bir araca dönüştürmeye devam ediyor. Samsung’un işletmelere özel ödeme platformu ‘Ödeal İşyerim’ uygulaması işbirliğiyle, işyerleri artık Samsung cep telefonlarını birer POS cihazına dönüştürebilecek ve kredi kartı tahsilatlarını cep telefonlarından yapabilecekler. Samsung, cep telefonları aracılığıyla kredi kartı tahsilatı yapmayı sağlayan ‘Ödeal’ uygulamasıyla
özel bir işbirliğine imza atıyor. Böylece Türkiye’de Samsung ve Ödeal; özellikle işletmeler, küçük esnaf, KOBİ ve bağımsız çalışanlar için çok pratik bir tahsilat çözümü sunuyor. Aylık kotalar veya sabit maliyetler nedeniyle POS cihazo almakta sıkıntı çeken küçük işletmelere destek olmak amacıyla gerçekleştirilen işbirliğiyle; işyerleri herhangi bir sabit maliyete katlanmak zorunda kalmadan, Samsung telefonlarıyla kredi kartı tahsilatlarını rahatlıkla yapabilecekler.
Kullanıcı ve işletmeler için uçtan uca çözüm sunma yaklaşımlarıyla dikkat çeken Samsung ve Ödeal; bu işbirlikleriyle küçük esnafın teknolojiden yararlanarak büyük zincirler ve markalar karşısında güçlenmesine yardımcı olacak. Samsung akıllı telefon kullanan işletme sahipleri, Google Play’den Ödeal İşyerim uygulamasını ücretsiz olarak indirdikten sonra, üyelik başvurusu yapıyorlar. Başvurunun kabul edilmesiyle birlikte ise uygulama hemen kullanılmaya başlanıyor.
Seger’den Motosiklet Kornası
B
ursa’da üretim yapan ve yaklaşık 70 ülkeye Türk kornası ihraç eden Seger Korna, bir yeniliğe imza atarak motosiklet kornası üretti. Motosikletler için özel olarak üretilen elektromagnetik mini disk tipi korna Seger 25M ile motosiklet kullanıcıları artık motosiklete özel dizayn korna
kullanabilecekler. Dünya standartlarında üretilen, tüm testlerden başarı ile geçen Seger 25M nem ve ısı dayanımlarına uygun özellikte… Minimum 105 desibel ses şiddetine sahip olan 25M, kompakt ve motosiklete uygun küçük ölçüde dizayn edildi.
www.cypruszoom.com
31
röportaj
↘
BAZEN GÜNAH KEÇİSİ, BAZEN KAHRAMAN; ORTAK NOKTALARI ÇOK ÇALIŞAN FAZLA MESAİSİ OLAN BİR MESLEK OLMASI. ÇOK TARTIŞILAN, HEP KONUŞULAN DAHA DA KONUŞULACAK DOKTORLARI BU AY SİZİN İÇİN “ZOOM”LADIK. BUNU YAPARKEN KARDEŞ İKİ DOKTORU TERCİH ETTİK. İŞTE SİZE YOĞUN İŞ ARASINA SIKIŞAN YAŞAMLARIN ÖYKÜSÜ;
KARDEŞ “DOKTORLAR
”
K
ıbrıs’ın en iyi doktorlarından iki kardeş Genel Cerrah Dr. Mustafa Kalfaoğlu, Anestezi, Yoğun bakım ve Ağrı Uzmanı Dr. Hamit Kalfaoğlu.. İki kardeş, İkisi de doktor. İkisi de birbirini tamamlıyor yaptıkları işte. Tıpkı yaşam boyu bir arada, dayanışma içerisinde büyüyüp, dayanışma içerisinde eğitimlerini tamamladıkları gibi. Tanımayan var mı? Sanmam. Geçtiğimiz ay oğullarımın ikisini de geniz eti ameliyatını yaptırdım.. Çok stresli birkaç gündü. Ameliyat günü yaklaştıkça korkular sarıyordu. Aslında beni korkutan tek konu oğlanların narkoz alacak olmasıydı. Diğer operasyonun detaylarını merak etmiyordum bile. Anestezist deyince aklıma gelen tek doktor vardı Hamit Kalfaoğlu. Özellikle oğlanların ameliyatında olmasını istedim. Ameliyat 15dakika sürmesine rağmen çok stresli dakikalardı. “Operasyon başarılı geçti” dedi doktor. Ben halen anestezistin bana söyleyeceğini bekleyip durdum. İçerden gelen ses “Feriha tamamdır abim oğlun uyandı” deyince dünyalar benim oldu. Bu küçücük operasyonda bile önemini fark edince, kafamda anestezi ile ilgili bitmez tükenmez sorularım vardı. 3 gün sonra kapısına dayandım. Biraz emrivaki oldu ama tabi kıramadı beni. Kıbrıs’ın en iyi anestezistlerinden biri, Narkoz deyince akla ilk o geliyor Non-stop çalışan doktor. İşte merak ettiklerim;
32 ZOOM
FERİHA NURLUÖZ
Doktor olmaya nasıl karar verdiniz? Doktor olmam çok ilginçti. Ben çok iyi bir sporcuydum. Atletizmde 70’e yakın birinciliğim var. 100 metre, 200metre, 4x100 metre kısa mesafede madalyalarım var. Aynı zamanda Kıbrıs birinci liginde ve 16 yaşındayken Yenicami Spor Kulübü’nde futbol oynadım. Hiç özel ders almadım, hiç dershaneye gitmedim... Üniversite sınavına 2 hafta kala Tıp okumaya karar verdim. Yemekteydik bunu aileme söylediğimde, gülmekten masadan düşenler oldu.
Özellikle abim ve babam. Ardı ardına vaatler geldi. Sen tıp kazan onu yaparız, bunu yaparız diye inanmadılar. Ama günün sonunda ben kazandım. Anestezi bölümünü neden seçtiniz? Tercihlerim sadece Tıptı. Başka hiçbir bölüm yazmadım. Özellikle uzmanlıkta da Anesteziyi seçtim. Sebep? Üniversitedeyken Yoğun Bakım kısmı çok dikkatimi çekiyordu. Yoğun bakım bence tıbbın zirvesi. Yoğun Bakım tüm doktorların hastayı sana teslim etti-
ği yer. İhtisas yaparken, anestezinin bizim bildiğimiz anlamda sadece uyuyup uyandırmak olmadığını gördüm. Bu konuda çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Çok iyi olan bir hastanede ihtisas yaptım. İşin içine girince anestezinin engin bir deniz olduğunu gördüm. Hayalin neydi peki? Açık söylemek gerekirse üniversite için bir hayalim yoktu. Sporda önümü çok açık görüyordum. Türkiye’de profesyonel futbol oynayabilirim diye düşünüyordum. Futbolcu olabilirdim.
Alanında başarıları �le d�kkat çeken �k� özel �s�m, Kalfaoğlu kardeşler, meslek hayatında da ortaklığı paylaşıyor..
www.cypruszoom.com
33
R
öportajımıza devam ederken Dr. Hamit Kalfaoğlu’nun abisi genel Cerrah Dr. Mustafa Kalfaoğlu da bize katılıyor. İki kardeş, yazımın başında da belirttiğim gibi yıllardır hep bir arada, bir birini tamamlıyor. Bu fırsatı kaçırır mıyım? Kaçırmadım. Hamit Kalfaoğlu kadar renkli. Enerjisi yüksek. Hiç durmuyor. Hastadan hastaya koşuyor. Sordum, Yanıtladı. Günde kaç saat çalışıyorsunuz? Günde 12-13 saat çalışıyorum. Doktor olmak hayalinizmiydi? Evet, hiç aksini düşünmedim. Küçük yaştan itibaren adımı yazarken Dr. Mustafa Kalfaoğlu olarak yazıyordum..
Sosyal hayatınız var mı peki.. Yurt dışı gezmeyi çok seviyorum. Voleybol, Futbol, Tenis çocuklarımla vakit geçiriyorum. 2 kardeş doktor. Birlikte çalışmak nasıl bir duygu? Kötü yanları var tabiii. Nazı geçtiği için seni hep ikinci plana atabiliyor. Bizimde ona nazımız geçtiği için istediklerimi bazen yaptırabiliyor, bazen de yaptıramıyorum. Bizim en büyük şansımız mesleğimizde iyi olmamız. Ameliyatı yapabilmek için, Cerrahın anesteziste güvendiği kadar, anestezistinde cerraha güvenmesi gerekiyor. Özellikle büyük ameliyatlarda. Mesleki olarak hiçbir problemimiz olmadı. Meslek konusunda kafamız çok uyuyor. İkimizde yatırımcı ve kendini sürekli yenilemek isteyen bir kişiliğe sahibiz.
Genel Cerrah Dr. Mustafa Kalfaoğlu Türkiye ile Kıbrıs arasında çalışma ortamında fark var mı? İş yükü olarak çok fark var. Kıbrıs’ta sadece üst düzey doktorlar çok yoğun çalışıyor. Ama Türkiye’de her kesim doktor çok yoğun çalışır. Tamamen nüfusla alakalı olduğunu düşünüyorum. 12 yıldır her sabah 05:30’da kalkıyorum. 6 gibi Lefkoşa’daki ameliyatlarıma başlıyorum. Bitirip Mağusa’daki hastanedeki mesaime geliyorum.
Genel Cerrah Dr. Mustafa Kalfaoğlu
5
Kasım, 1968 Lefkoşa’da doğdu. 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi 1992 yılında dönem birinciliği ile bitirdi. Derecesi başka hiçbir Kıbrıslı doktor tarafından elde edilemedi. Hocaları ürolojiye aldı. Bu talepi Rektör de destekledi. Ürolojiye girdi. Fakat sevmedi. Hep istediği gibi cerrah oldu. Cerrahi İhtisası bitirdi, Kıbrıs’a döndü. İlk Lefkoşa Hastahanesi’n-
34 ZOOM
de 6 yıl acil serviste görev yaptı, sorumlusu oldu. Sonra cerrah kadrosuna geçti. Bu güne kadar Kıbrıs’ta yapılmamış 33 ameliyat yaptı. Şu an Adada ERCP (Safra kanallarından taşların temizlenmesi) tek yapabilen isim. 1998’den bugüne kadar 104 tane kongreye katıldı. Mağusa’daki Yaşam Hastahanesi’nin kurucusu. Kendisinin özel endoskopi merkezi var.
Çok merak ettim. Sizin gibi doktorların sosyal yaşamı var mı? Tabii ki ben çok sosyal bir insanım. Özel zevkleri olan bir adamım. Balıkçı teknem var. Balığa gitmesini çok seviyorum. Aynı zamanda dalgıcım fakat 2001 yılından bu yana tüple dalmadım. Sosyalleşme derken 3 çocuğu olan bir kişiyim onlarla vakit geçirirken otomatik olarak sosyalleşiyorsunuz. Onların sosyal ihtiyaçları var. Oğlum basketbolcu ve gitar çalıyor. Diğeri futbolcu olmak istiyor. Havuz, deniz, tatil. Onlar sayesinde de sosyal hayatın içine çekiliyoruz.
Halı sahada futbol oynamayı çok seviyorum. Balık, Bilardo tipik her Kıbrıs’lı gibi arkadaşlarımla yemeyi içmeyi seviyorum. Doktorlar tavsiye ettiği gibi mi yaşar? Tavsiye ettiği gibi yaşayan bir doktor tanımıyorum. Çok stresli bir mesleğiniz var. İnsanlar size canını emanet ediyor. Hata yapma şansınız sıfır. Bu size nasıl bir sorumluluk yüklüyor? Evet anestezi riskli bir bölüm olarak biliniyor. Ama anestezistlerin az olmasının nedeni bence risk değildir. Çalışma temposudur. Şöyle düşünün her anestezist 10 cerrahla çalışsa, her cerrah günde bir ameliyat yapsa, anestezist günde 10 ameliyata girmiş oluyor. Risk olarak düşünüldüğünde ki bu toplumda bilinen genel bir yanlıştır. Bir hastanın cerrahiye bağlı komplikasyonlardan ölme ihtimali, anesteziye bağlı ölme ihtimalinden çok daha fazladır. Anesteziye bağlı komplikasyonlardan masada kalan (kaybedilen)
röportaj
Anestezi, Yoğun Bakım ve Ağrı Uzmanı Dr. Hamit Kalfaoğlu..
hasta sayısı çok azdır. Günün sonunda çoğu zaman hasta ve hasta yakınları ile muhatap olmadığı için günah keçisi anestezistler olmuştur. Hiç başınızdan böyle bir talihsizlik geçti mi? Maalesef böyle bir olay 2008 yılında yaşadım. Hasta bir günde iki ameliyata girdi ve ikinci ameliyatta hayatını kaybetti. Ölüm sonrasında adli soruşturmalar yapıldı. Adli tabip görüşleri alındı. Ben hiçbir şekilde suçlu bulunmadım. Anesteziye bağlı değil, kanamaya bağlı bir ölüm olduğu anlaşıldı. Hiçbir şekilde
suçlu bulunmadım, dava da okunmadı. İhtisasım ve doktorluk hayatımda masada kaybettiğim tek hastaydı. Siz hiç anestezi aldınız mı? Evet aldım. Ama çok küçüktüm hatırlamıyorum. Anestezi nedir? Anestezi ilaçları normalde potansiyel bağımlılık yapan bir ilaçlardır. Tek dozda bile bağımlısı olan insanlar var. Anestezi sadece beyini baskılayıp insanların hatırlamamasını sağlar. Ameliyat esnasında bile beyin bütün
uyarıyı duyar. Ağrıyı hisseder cerrahiye normal yanıt verir. Beyin her türlü refleks cevabı verebilir. Sadece hasta bunu hatırlamaz. Beynin algılamadığı tek teknik rejyonel tekniklerdir. Sinir bloglarında uyarı beyine gitmez. Hiçbir şekilde beyin vücudun emeliyat edildiğini algılamaz.. Genel anestezinin her tipinde beyin vücudun ameliyat edildiğini anlar. Ameliyat sırasında bile. Sadece hatırlamaz.
24 saat sonra tahlil bile yapılsa kanda gösterilemeyen ilaçlardır. Bay Pass, ya da beyin ameliyatlarından sonra bazen kişilik değişiklikleri görülebiliyor. Ama bu değişiklikler sadece anesteziden kaynaklı değildir. Ameliyatta uygulanan tekniklerinde çok büyük etkisi vardır. Kalp ameliyatlarından sonra kişilik değişiklikleri hemen hemen her hastada oluyor. Çok saldırgan olan bir hasta çok sakin, çok sakin olan bir hasta çok asabi olabiliyor.
Bazı hastalar uyandıktan sonra bir şeyler sayıklıyor bu nereden kaynaklı oluyor? İnsanlar söylemek istemediği birçok sırrı var. Çok şey bilinç altındadır. Beyin bazı bölgeleri bu bilinç altını kontrol eder, yüzeye çıkmasını engeller fakat hastaya anestezi verildiği zaman hastada o bağlantı kopar.
Sizin önerdiğiniz anestezi yöntemi nedir? Ben rejyonel seven bir insanım. Eğer bir insanın şansı varsa, ben spinal, epidural veya sinir bloğu yapılmasını tavsiye ederim. Israr da ederim. Tüm komplikasyonları düşündüğüm zaman rejyonel anesteziye göre genel anestezide hastayı kaybetme şansı 30 kat daha fazladır.
Narkoz sonrasında kalıcı bir etki oluyor mu? Eski ilaçlarla kişilik değişiklikleri olduğu doğrudur. Şu anda kullandığımız ilaçlar
Anestezi, Yoğun Bakım ve Ağrı Uzmanı Dr. Hamit Kalfaoğlu..
1
972 yılında Lefkoşa doğdu. 1990 Lefkoşa Türk Lisesi’ni bitirdi. 1996 Tıp Fakültesini bitirdikten sonra 2 yıl Girne Hastanesi’nde pratisyen hekim olarak çalıştı. İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Anestezi Bölümü’nü kazandı. 2003 yılında Türkiye’den döndü. İki buçuk yıl Cengiz Topel Hastanesi’nde, iki buçuk yıl Lefkoşa, daha sonra Mağusa’da görev yaptı. Daha sonra tekrar Lefkoşa’da kalp damar cerrahisi ameliyatlarında 3 yıl görev yaptı. 2012 yılından beri Mağusa Hastanesi’nde görev yapıyor. Evli ve 3 çocuk babası.
Kıbrıs’ta kaç anestezi doktoru var? Yeterli mi? 11 Tane var. Devleti düşünürsek yeterlidir.
www.cypruszoom.com
35
haber
Masalsı Bir Tatil İçin;
P
almiyeli safran kokan sokakları, renkli gece hayatı, bol baharatlı yöresel lezzetleriyle Unesco Dünya Kültür Mirası’nda yer alan Fas’ı hala görmediniz mi? Online seyahat asistanı bavul.com, vizesiz gidilebilen Fas ile rüya kentleri Kazablanka ve Marakeş’i keşfe davet ediyor. Dünyanın her yerinden turist çeken Fas, son yıllarda Türk ziyaretçilerin de akınına uğru-
yor. Fas’ta 4 gece 5 günlük turlarda masalsı bir tatil geçirmek mümkün. Hollywood’un unutulmaz filmi Casablanca ile tanınan Fas’ın en gizemli şehri Kazablanka, aynı zamanda ülkenin büyük şehri. Palmiyeli sokakları Atlas Okyanusu’na uzanan ve 210 metre minareli 2.Hassan Camisi ile dikkat çeken Kasablanka, 1942 yılında çekilen ünlü film Casablanca ile tanındı. 7. yüzyılda bir Berberi kenti olan Kazablanka, 15. yüzyılda Portekizliler’in, 1907 yılında ise Fransızlar’ın işgaliyle Avrupalılar’ın ilgisini çekti. 1956’ya kadar Fransız
36 ZOOM
himayesinde kalan Kazablanka, tüm bu kültürlerden yoğrularak günümüzün gizemli şehrine dönüştü. Türkiye’den her gün uçuş var Türkiye’den günlük düzenlenen uçak seferleriyle Kazablanka’ya aktarmasız olarak 5 saatte ulaşmak mümkün. Eski ve yeni şehir olarak ayrılan Kazablanka’nın tarihi dokusunun hissedildiği bölüme eski
şehir Old City ya da Old Madine, kentin modern halinin yer aldığı yeni bölümüne ise yeni şehir Ville Nouvelle adı veriliyor. 20. yüzyılın başlarında, dönemin mimarisine uygun olarak Fransız mimar Henri Prost tarafından inşa edilen yeni şehir Ville Nouvelle’nin merkezinde Place de Nations Unies Meydanı, gösterişli binalar ve Saat Kulesi bulunuyor. Yeni şehrin merkezi olan Habus Bölgesi’nde (Quartier Habous) yer alan yapılar geleneksel Arap mimarisi esas
alınarak yapılmış olsalar da modern çizgileri de içeriyor. Düzenli sokakları, daha yeşil yaşam alanları, ticaret merkezleri ve dükkanları ile Kazablanka’nın önemli bir alanı olarak dikkat çekiyor. Royal Palace isimli lüks saray da Habus Bölgesi’nin yakınında yer alıyor. Bu bölgenin kuzey tarafında Boulevard Mohammed bulunuyor. Bulvarın en önemli yapıları Art Deco tarzındaki Passage Sumica ve Passage du Glaoui isimli pasajlarıdır. Dünyanın en uzun minareli camisi Fas’ın en büyük camisi olan 2. Hassan Camisi, Fransız mimar Michel Pinseau tarafından yapılmış. 210 metrelik minaresiyle dünyanın en uzun minaresine sahip olan cami, limanın yakınında Atlas Okyanusu’na uzanan bir burun üzerinde yer alıyor. Fas’ta Ain Diab, La Corniche (Kordon boyu), Anfa Bölgesi, Cathédrale Sacré-Coeur, Casablanca Twin Center, Musée du Judaïsme Marocain ve Port of Casablanca (Casablanca Limanı) gezilebilecek diğer önemli yerler arasında. Gece hayatının kalbi Fas’ın ekonomik ve kültürel yönden en önemli kenti olan Kazablanka, ülkenin eğlence merkezlerinden biri. Kentte yer alan sinema, tiyatro, kültür merkezlerinin yanı sıra büyük otellerin düzenlediği geleneksel etkinlikler de oldukça ilgi görüyor. Çadırlarda düzenlenen binbir gece masallarını andıran eğlenceler en çok turistlerin ilgisini çekiyor. Şehirdeki gece kulüpleri daha
çok Ain-Diab bölgesinde yer alıyor. Şehirde su sporları, golf, yatçılık ve trekking gibi spor etkinlikleri de ilgi görüyor. Kazablanka Uluslararası Video Sanatları Festivali ve Jazzablanca kentte düzenlenen en ünlü festivaller. Safran kokulu dükkanlarıyla Marakeş Fas’ın en tanınan ikinci kenti olan Marakeş ise ziyaretçilerini gizemli bir atmosfere davet ediyor. Labirenti andıran sokaklarıyla ünlü Marakeş’in ruhunu en iyi yansıtan yer Djemaa El Fna Meydanı ise yerli yabancı turistlerin çekim noktası. Günün her saati hareketli olan bu meydanda otantik dansçılar, yerel ezgilerle dans eden kobra yılanları, sokak satıcıları, rengarenk yemek standları ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Türk damak zevkine uygun yemekler
Fas’ın diğer ülkelerle etkileşim halinde olması en çok da mutfağına yansımış. Kazablanka’da Arap, Mağrip, Akdeniz, Afrika ve Türk mutfaklarının etkilerinin hissedildiği yemekler tatmak mümkün. Yemeklerin ana maddesi et ve deniz ürünleri. Bolca baharat kullanılan tencere yemeklerine “tanjine” deniliyor. Couscous, bstilla, harira Kazablanka’ya özgü yemekler. Çok sıcak bir iklime sahip olan Kazablanka’da en çok tüketilen içecek ise naneli çay. Fas turları vizesiz Online seyahat asistanı bavul.com’un düzenlediği Fas turları vizesiz. 4 Gece 5 gün süren turlar, Kazablanka ve Marakeş şehirlerini kapsıyor. Akşam yemeklerinin dahil olduğu Fas Turu, Türk Hava Yolları uçuşları ile gerçekleştiriliyor.
moda
1 ••
3 ••
2 ••
5 ••
4 ••
6 ••
7 ••
8 •• 10 ••
11 ••
9 ••
LEFKOŞA - MAĞUSA- GİRNE 1- PUDRA BLUZ 69,99 TL 2- PEMBE BLUZ 54,99 TL - 3- CAMEL YELEK 65,99 TL 4- SİYAH PANTOLON 87,99 TL 5- SİYAH AYAKKABI 87,99 TL 6- LACİVERT AYAKKABI 65,99 TL 7- CAMEL ÇANTA 59,99 8- BORDO PANTOLON 43,99 TL 9- BEYAZ TİSORT 32,99 TL 10- JEAN PANTOLON 54,99 TL 11- KAHVERENGİ AYAKKABI 65,99 TL
38 ZOOM
•• 12
13 •• •• 14
•• 15
•• 16
17 ••
18 ••
19 ••
•• 21
20 ••
LEFKOŞA - MAĞUSA- GİRNE 12- BEYAZ BLUZ 54,99 TL 13- BEJ PANTOLON 65,99 TL 14- BORDO CEKET 87,99 TL 15- KIRMIZI AYAKKABI 76,99 TL 16- LACİVERT ETEK 76,99 TL 17- LACİVERT AYAKKABI 76,99 TL 18- HAKİ PANTOLON 43,99 TL 19- LACİVERT KOLYE 19,99 TL 20BORDO ÇANTA 65,99 TL 21- BORDO AYAKKABI 76,99 TL
www.cypruszoom.com
39
mekan
Çok Özel Yerler
Kıbrıs’ta bugüne kadar birçok mekanda yönetici olarak çalışan Berşan Başbuğ, Sebastian Meyhanesi ile aynı sektöre bu kez işletme sahibi olarak yer alıyor.
SEBASTIAN “MEYHANESI Şehrin keyfi;
↘
”
ROTAMIZ BU KEZ ŞEHIR MERKEZINDE. “MEYHANEYE GITMEDEN KIBRIS’TAN GITMEM” DIYENLER ARADIKLARINI YAKINDA BULDU. GIRNE’DE KENTIN MERKEZI DENILEBILECEK BIR NOKTASINDA AÇILAN SEBASTIAN MEYHANE, ZENGIN MEZE ÇEŞIDI, ALIŞILMIŞ KIBRIS MEYHANESI KEYFIYLE, HERKESIN ULAŞABILECEĞI BIR NOKTADA..
40 ZOOM
www.cypruszoom.com
41
42 ZOOM
K
ıbrıs deyince, meyhane; meyhane deyince, daha çok şehrin dışında yerler geliyor akla. Bilinmeyen; meyhanelere yeni eklenen çiçeği burnunda mekanlar. Bu ay rotamız yakında bir adresi işaret ediyor. Birkaç sayıdır üst üste gelen yeni mekanlar serimiz, Eylül ayında da devam etti. Daha açılalı birkaç ay olan Sebastian Meyhanesi, bu ay tanıtacağımız işletme için meyhane tarzını tercih eden bir mekan. Neden bu tarzı tercih etti diye sormak aklıma gelmiyor bile. Çünkü yeni dönemin en popüler mekanları meyhaneler oldu. Buranın farklı, işletmecisi, adı, en önemlisiyle yeri olsa gerek. Özellikle “Kıbrıs’a gelip meyhaneye gitmeden dönmem” diyenlerin tercih ettiği meyhane, klasik Kıbrıs mezelerine eklediği yeni mezeleri ile de dikkatimizi çekti. Yorucu bir günün ardından Girne’de şehrin merkezi denilebilecek bir yer olan Ziya Rızkı Caddesi üzerinde. Adını duymayan varmı bilmiyorum ama, özellikle face’te okuyup güldüğümüz Sebastian, mekanın isminin kahramanı. Zaten duvarlarında da ondan alıntılar yer alıyor. Mekanın dekoru için kullanılan komik Sebastian esprileri, ister istemez geceye yüzünüzde bir tebessümle başlamanızı sağlıyor. Devamını ise yediğiniz
mezelerde ve içtiğiniz içkinizin hazzında saklı. Oturmak için en güzel yeri seçip yerleşiyoruz. Tabi bu gece niyetimiz harika mezelerin yanısıra, dünyanın en harika karışımı; Johnnie Walker Black Label’ımızı içip yorgunluğumuzu da atmak. Önce içkimizi söylüyoruz. Gelen Black Label’ımızı iki buzla bardağımıza doldurup ilk yudumu beklemeden alıyoruz. Bu sabırsızlıktan öte bir takıntı. Daha
doğrusu bu buluşmalarımızın en güzel anı. İlk yudumdaki keyfi hemencecik alıp, konuya giriyoruz. Mezeler masamıza gelirken bir de konuğumuz var. Daha önce uzun yıllar tanıdık mekanlarda yönetici olarak görev yapan Berşan Başbuğ, Sebastian Meyhanesi’nin sahibi. Yeri, tercihi mekanın vaadettikleri hakkında doğrudan bilgi alıyoruz. Burayı ne kadar zaman önce açtınız? Burayı açalı tam 2 ay oldu. Daha önce nerede çalışıyordunuz? Başka bir işiniz var mıydı ? 20 yıl yiyecek içecek sektöründe çalıştım. Nerede? Ne yaptınız? Öğrenciyken, Girne’de Akpınar Pastanesi’nin karşısına kafe açmıştım. İsmi Rumos Cafe’ydi. Daha sonra Harbour Balıkçı’da çalıştım, Nargilem Cafe’de 2 yıl çalıştım. Bir ara Rocksen’de İşletme Müdürlüğü yaptım. Sonra orası yıkıldı Onix yapıldı, oraya transfer oldum. Daha sonra Mavi Otel’in Genel Müdürlüğünü yaptım. Otel Müdürlüğünden Şubat ayında ayrıldım ve burayı açtım. Çok fazla seçeneğiniz olmasına rağmen meyhane fikri nasıl aklınıza geldi? Yiyecek içecek sektörünün hep içindeydim en iyi anladığım iş. Girne’nin içinde yürüyerek gelinebile-
www.cypruszoom.com
43
cek hiç meyhane yok. Burayı nasıl keşfettiniz? Burası çok eski yıkık dökük bir evdi. Baktığınız zaman gökyüzü gözüküyordu. Tavan büyük oranda delinmişti. Yıllardır kapalı duruyormuş. Bir ben çıkmışım, bu evin tadilatına girişecek cesareti olan. Canlı müzik olacak mı? Şu anda yok, misafirlerin isteğine göre çalınıyor müziklerimiz. İleride de canlı müzik olursa, haftada bir defa ud ve kanun olabilir. Meyhane diye açılıp tavernaya dönen bir yer olmasını istemiyorum. Hangi günler açıksınız? Pazar günleri hariç her gün. Nasıl bir sisteminiz var? Servisler nasıl yapılıyor? Yiyeceklerin üretimi nasıl? Her şeyimiz günlük taze olarak yapılıyor. Mutfakta 2 tane bayan aşçımız var. Günlük 35-40 kişilik meze yapılıyor. Restoranlaşmak istemediğim için günlük ve az az üretilmesine dikkat ediyorum. Yiyecekleriniz neler? Kaç çeşit mezeniz var mesela? 25 çeşit soğuk meze, 5 çeşit ara sıcak ve üzerine 5 çeşit kebap veriyoruz. Kıbrıs tarzının dışına çıktınız mı? Farklı bir şeyler
var mı? Hayır. Normal bir Kıbrıs meyhanesi kültüründen yola çıkarak yapıldı. Bir ocak başı, ya da kebapçı değilim. Yemekler daha farklı. Masaya oturduğumuz anda mezeler gelmeye başladı. Bunun nedeni ne? İnsanlar yemek yeme düşüncesiyle aç gelebiliyorlar. İçkileri gelene kadar onları bekletmek istemediğimden, masaya oturduktan bir kaç dakika sonra mezeleri gelir. Kapanış saatiniz nasıl? Saat sınırlamanız var mı? Gece geç saatlere kadar açığım, elbette saat sınırlamamız var. Bu kısa sohbet aralarında mezelerin tadına bakıyoruz. Beyin benim tercih ettiğim bir meze olmasa da masamızda yer alıyor. Klasik Kıbrıs meyhanesinin tüm mezelerini, alıştığımız etleri deneyip gecenin keyfini çıkarıyoruz. Nezih bir ortam, Girneliler için yürüme mesafesinde bir meyhane, özellikle ülkemize gelen turistleri de düşünürsek, akıllı bir yer tercihine sahip Sebastian, keyfine düşkün Kıbrıslılar için de özel bir seçenek olarak dikkat çekiyor. Bildik tatlar, lezzetli seçenekler, farklı bir alternatifle karşınızda. Denemeye değer. Şerefe...
Mezeleri ve sunumuyla, Klasik Kıbrıs Meyhanesi tadında hizmet veren Sebastian Meyhanesi, masaya dahil ettiği farklı mezeleri ile dikkat çekiyor. Özellikle şehir merkezi denilebilecek yeriyle tercihlerin başında gelen mekan dekoru ile de beğeni topluyor...
44 ZOOM
GURME SİZİN OLDUĞUNUZ HER YERDE SİZİNLE DÜNYANIN HER YERİNDEN TABLETTE - DİZÜSTÜNDE BİLGİSAYARDA ve TÜM AKILLI TELEFONLARDA
[ Kıbrıs’ın ilk aylık turizm, haber, magazin, aktüalite dergisi ] cyprus
DERGİ GRUBU
YIL: 8 SAYI: 103 EYLÜL 2015 YIL4 - SAYI47 - EYLÜL 2015 FİYATI 10 TL - TÜRKİYE FİYATI 15TL
LAPTA
ZOOM Özel Röportaj
EVDE KALDI Masalsı Bir Tatil için
‘Verigo’ üzümünün İsmi Nereden Geliyor?
Ford Artık Karanlıkta da Görecek!
Cildinize Işıltı Katacak Öneriler..
Ali Damdelen
Meyhane Sebastian
90001 8
YAZ BİTMEDEN 9 694851 900049
Aklınızda Olsun Yaz Çorbaları
Ali Damdelen Kemal Ferit Tekin Açıkyıldız Mustafa Dermay
9 694851 90001 8
Aygen Ersalıcıdan Denenmiş Tarifler
Gurme'den Özel Reçeteler
Aklınızda Olsun Yaz Çorbaları
ve
EYLÜL sayısı Kıbrıs'ta bayilerde
10 TL - TÜRKİYE FİYATI 15TL
9 694851
YIL4 - SAYI47 - EYLÜL 2015 FİYATI 10 TL - TÜRKİYE FİYATI 15TL
Basenleri Eriten Diyet Varmı?
Aşk Acısı Nasıl Geçer?
Geçmişin En Güzel Hali Büyük Hamam’ı Hiç Böyle Görmediniz FESTiVALLER HANGi AY? NEREDE? NE ZAMAN? Vücut Tipinize Göre Diyet Nasıl Yapılır?
Ali Damdelen Kemal Ferit Tekin Açıkyıldız Mustafa Dermay
90001 8
Çok Özel Yerler
9 694851
Kemal Ferit Tekin Açıkyıldız Mustafa Dermay
Gurme'den Özel Reçeteler
YIL4 - SAYI47 - EYLÜL 2015 FİYATI 10 TL - TÜRKİYE FİYATI 15TL
FAS
DERGİ GRUBU
Aygen Ersalıcıdan Denenmiş Tarifler
DERGİ GRUBU
SERAMİKLERİ
Akın Zabit
Aygen Ersalıcıdan Denenmiş Tarifler
Gurme'den Özel Reçeteler
Aklınızda Olsun Yaz Çorbaları
5 “ TOPRAĞIN RENGİ M
RAUFERSENAL
.Ö. 1600- 1100 yılları arasında, yani 500 yıl boyunca Kıbrıs Adası ve Akdeniz dünyası tarihin akışını değiştiren çok önemli olaylara sahne oldu. Bugün hala filmlere konu olan birçok önemli olay, tam da bu zaman aralığında yaşandı. Bir mukayese yapacak olursak 1571’de Kıbrıs Adası’nın Osmanlılar tarafından fethinden günümüze kadar bu bölge yine çok önemli olaylara sahne oldu. Geriye sadece onlarca medeniyeti misafir eden adamız ve yaşanmışlıkların hikayeleri kaldı. Ada yine aynı ada... Yerli yerinde duruyor, toprağıyla, suyuyla, deniziyle, dağlarıyla... Toprağın, denizin, suyun ve dağların rengi hiç değişmedi. Hep aynı kaldı binlerce yıldır. Değişen tek şey insanlar ve bu insanların çevreye verdikleri zarardır. M.Ö. 1600- 1100 yılları arasında bu coğrafyada neler yaşanmış hatırlamakta yarar var. Çok önemli ve dünya tarihinin akışını değiştiren olaylar zincirinin sıralandığı bir zaman dilimi ve bu zaman diliminde yaşananların tam da ortasında yer alan Kıbrıs Adası. Babilde Bilim ve Matematik alanında önemli mesafeler katedilerek ileri düzeye getirilmesi çalışmaları devam ederken, o döneme damgasını vuran Asur toprakları Mittani egemenliğine geçti. Mısır’ın savaşçı firavunu III. Tutmosis, Akhenaton ve II. Ramses bu zaman diliminde tarihin akışını değiştirdiler. Batıda
↘ 46 ZOOM
M.Ö.1450’lerde Knossos Sarayı’nı yerle bir eden ve Minos Uygarlığı’nı tarih sahnesinden silen büyük deprem yaşandı. Bu depremin ve yarattığı tusunaminin izleri Kıbrıs ve Mısır kıyılarında saptandı. Bölgede Mısır – Fenike ilişkilerinde iyileşme yaşanırken bir dönem Fenikeliler’in Mısır’ın egemenliğine girmesi yaşanmış gerçeklerdi. M.Ö. 1200’lerde Filistinliler bu günkü
”
topraklara yerleşirken, 1250’de Mısır Firavunları’nın İbraniler’i soykırımdan geçirmeleri ve Musa önderliğinde bu topraklardan ayrılarak doğuya göç etmeleri yaşanırken Mikenler M.Ö.1150’de Truva’yı ele geçirdiler. M.Ö. 13-12.nci yüzyıllar Deniz kavimlerinin Akdeniz Dünyasını kasıp kavuran yıkıcı saldırılarına sahne oldu ve Mikenler dağıldı. Batı Akdeniz’de Fenike kolonileri kurulmaya başladı. Bunlar gibi daha birçok önemli olay Kıbrıs’ı da içine alacak şekilde yaşanmış ve iz bırakmıştır. Tüm bu yaşananlarda Kıbrıs’ın payına ne düştü diye soracak olursak, yakın coğrafyada yaşanan bütün olumlu ve olumsuz gelişmelerden etkilendi. Savaşlar, göçler, işgaller, doğal afetler kısacası insanlık için ne kadar ölümcül olay varsa hepsi yaşandı. Tüm bunlar yaşanırken güzel izler de kaldı geriye. Örneğin, Akdeniz dünyasının en zengin bakır madenleri ile o dünyanın en kaliteli ve tercih edilen seramiği... 400 yıl boyunca üretilen bu geleneksel ve tamamen Kıbrıs’a özgü seramiklerin özelliği neydi acaba? Örneğin Mezopotamya’dan Kıbrıs’a getirilen ve seramikte çığır açan, seri üretimde kolaylık sağlayan çömlekçi çarkını denedikten sonra kendi teknikleri ile yaptıkları seramiklerin daha sağlam oldu-
KIBRIS ADASI YAKIN COĞRAFYADA YAŞANAN BÜTÜN OLUMLU VE OLUMSUZ GELİŞMELERDEN ETKİLENDİ. SAVAŞLAR, GÖÇLER, İŞGALLER, DOĞAL AFETLER KISACASI İNSANLIK İÇİN NE KADAR ÖLÜMCÜL OLAY VARSA HEPSİ YAŞANDI. TÜM BUNLAR YAŞANIRKEN ADADA GÜZEL İZLER DE KALDI GERİYE. ÖRNEĞİN, AKDENİZ DÜNYASININ EN ZENGİN BAKIR MADENLERİ İLE O DÜNYANIN EN KALİTELİ VE TERCİH EDİLEN SERAMİĞİ.
tarih
ğunu görerek çağın bu modern aletini reddettiler ve kendi bildikleri yöntemle üretime devam ettiler. Bunun birkaç sebebi vardır. Birincisi kendi üretimleri çarklı üretimden daha seriydi. İkincisi ve en önemlisi o çağın fırınlama teknikleri ile 800-900 dereceleri yakalanabilirken, Kıbrıslılar yüksek ısıya dayanabilen çok özel bir çamuru ve üzerine astar olarak kullandıkları beyaz çamuru birleştirerek 1100 derecelik yüksek ısıda pişirmeleri sonucu çok zor kırılan seramikleri üretiyorlardı. Bu yüksek ısıyı yakalamak için büyük olasılıkla fırınların ateşleme yuvaları batıya bakıyordu. Batıdan yani Omorfo körfezinden başlayıp Mağusa’ya kadar ulaşan batı rüzgarları yakılan ateş için doğal bir körük vazifesi görürdü. Fırınların yakılması için bu rüzgarların en şiddetli olduğu zamanlar tercih
edilirdi. En az 3 gün süren bu rüzgarlı havalar istenen yüksek ısıyı elde etmek için yeterliydi. Bu yazımıza konu toprağın rengi beyazdı. Dünyanın neresinde olursa olsun benzerleri bulunmaması nedeniyle hemen göze çarp-
maktadır. Nasıl yapıldığına dair ayrıntılara bu aşamada girmek istemiyorum. İleride bilimsel bir kitapta toplamak için bu bilgileri ayrı bir yere not ettim. Yapım tekniği, kullanılan basit aletler, toprağın kalitesi ve astarın özelliği ile pişirme teknikleri ayrı bir konudur. Kıbrıs’ın bu ünlü seramiklerinin ihracında ve pazarlamasında özellikle Anadolu’nun Kilikya Bölgesi olarak bilinen Mersin ve civarında yer alan kıyı kentlerindeki limanlar oldukça önemli bir paya sahiptir diye düşünüyorum. Kilikya’da Soli antik kentinde yapılan kazılarda Kıbrıs’a ait bu beyaz kaplara rastlanmıştır. Sadece burada değil, Kuzey Levant’da, özellikle liman kentlerinde ele geçirilmiştir: Ras Bassit, Ras Shamra (Ugarit), Tell Sukas, Tell Simiriyan, Tell Kazel, Tel Arqa, Tripoli, Tell Arde, Byblos, Beyrut, Sidon, Dakerman, Tyre ve daha iç bölgelerde. Batıda, Suriye - Filistin dışında Orta Akdeniz’den en belirgin örnekler yine seri üretim olarak halka kaidelilerle birlikte ticaret gemileriyle Ege’ye, Atina, Aegina, Thera, Rodos ve Girit (Kydonia) gibi merkezlere taşınmıştır.Benzer şekilde, Kıbrıs’ın seri üretim Beyaz astarlıları ve halka kaideli kapları aynı deniz yolları
www.cypruszoom.com
47
tarih
üzerinden Ege’ye ulaşmıştır. Kommos, Poros ve Chania gibi liman kentlerinde iş yapan Kıbrıslı tüccarların varlığından söz edilebilir. Beyaz astarlı çanak çömlekleri Orta Akdeniz’de nadir olsa da, Sicilya (Canatello) ve Sardinya’da varlıkları saptanmıştır. Özellikle zengin mezarlarında ele geçirilen bu kapların zamanında ne kadar değerli olduğunu bizlere göstermektedir. Oldukça ince ve sağlam olan bu kaplar belli ki oldukça pahalı ve Kıbrıs’a önemli bir girdi sağlayan ticari malzemeydi. “Süt Kasesi” olarak adladırılan bu kaplarda, Kıbrıs halkı daha çok çorba, sıvı ve sıcak yemek tüketmeye başlamıştır. Alışkanlıklardaki bu değişiklikten dolayı Kıbrıs’ta küçük
48 ZOOM
şında ortadan kalktığı görülür. Kıbrıs ve Akdeniz dünyası için oldukça dramatik bir zaman diliminde hem de... Deniz kavimleri tüm Akdeniz ülkelerini yerle bir ederken bundan nasibini Kıbrıs da aldı. ve orta ölçekli beyaz astarlı ve halka kaideli kaplar üretilmiş ve yoğun olarak kullanılmaya başlanmıştır. Beyaz astarlılar sıvıların saklanması için de kullanılmıştır. Bazen içlerinde balık, kuş, keçi ya da koyun kemikleri ile birlikte bulunduklarından yiyecek kabı olarak kullanıldıkları da düşünülmektedir.
Aradan geçen uzun yıllar, gerek bu kapların üretim teknikleri, gerekse malzemesi hakkında bilinen her şeyi silip götürdü. O çağlarda yakalanan 1100 derecelik ısıya dayanıklı kil maalesef günümüzde kullanılmamaktadır. Geleneksel Kıbrıs kili 900c derecenin üzerindeki bir ısıya dayanıklı değil.
M.Ö. 1600-1190 yılları arasında aralıksız üretilen bu prestij kaplarının M.Ö.12. yüzyılın ba-
Peki. Binlerce yıl önce Kıbrıslılar’ın kullandığı Kıbrıs’a ait bu yüksek ısıya dayanıklı kili
sonraki yüzyıllarda niye kullanmaya devam etmediler? Kil kaynaklarını bilen, bu kapları üreten insanlar bir anda ortadan kalktıkları için unutulmuş olabilir mi? Neden olmasın? Bir zamanlar dünyada eşi olmayan ve Kralların içeceklerini yudumladıkları, özgün eserler yaratan Kıbrıslılar’a aradan geçen bin yıllar sonra bile saygı duymamak elde değil.
“
SIZE ÖZEL OBJELER BOOM THING
B
oom Thing, kendinize ve sevdiklerinize özel bir hediye sunmanın en eğlenceli yolu. Sevgililer günü, doğum günü gibi özel notlarınızı size özel aranjmanlar ile renklendirmek istiyorsanız Boom Thing tam size göre. Özel pamuklu kumaşlar kullanılarak tasarlanan oyuncak ve dekoratif objelerin yanında özel tasarım hediye paketleri gibi birçok farklı objelerden oluşan Boom Thing, herkes için ayrı
”
tasarlanıyor. Yani her objenin bir benzeri yok. Ayrıca Boom Thing, yüzünüzü gülümseten sevimli karakterlere sipariş vererek istediğiniz renkte ve özellikte kendi bebeğinizi yaratma imkanı sunuyor. Sizde bir Boom Thing’e sahip olmak istiyorsanız 0542 872 0002 numaralı telefona veya ürünler hakkında detaylı bilgi almak için facebook sayfasına ulaşabilirsiniz.
www.cypruszoom.com
49
kitap
EN ÇOK SATANLAR.. ŞÜHEDA AKSU GÜVEN BANA Armin, geçmişin gölgeleriyle yeni bir hayata başlamaktadır. Ağabeyinin gözlerinin önünde öldürülmesiyle birlikte mutsuz geçirdiği yıllardan sonra zorla taşındığı şehir ona hem yeni acılar hem de huzur getirecektir. Eski hayatını ve arkadaşlarını geride bıraktıktan sonra yaşadığı ilk yenilik Serenler Koleji’dir. Karşısına çıkan yeni insanlara güvenip yeni arkadaşlıklar kurmaya çalışırken kendisinin bile bilmediği sırlar engel olacaktır her seferinde. “Kimseye güvenme,” sözleriyle büyümüş bir genç kız iken ailesine göre en yanlış kişiye güvenecektir.
TAMİN ENSARİ İSLAM’IN BAKIŞ AÇISINDAN DÜNYA TARİHİ Batı’da yaşayan bizler, ortak bir dünya tarihi algısına sahibiz. Fakat bizim hikâyemiz, halkları bin yıl boyunca bambaşka bir görüşü paylaşmış bir medeniyeti büyük ölçüde hesaba katmamaktadır. Tamim Ensarî bu kitapta, Hz. Muhammed’den Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşüne ve bunun da ötesine uzanan zengin dünya tarihini İslam dünyasının penceresinden anlatmaktadır. Medeniyetlerimizin neden birbirinden habersiz bir şekilde geliştiğine ve yolları kesiştiğinde yaşananlara ışık tutmaktadır. Ayrıca Avrupa’nın uzun süre boyunca ilkel ve düzensiz bir yer olarak gördüğü İslam coğrafyasının kaderini gasp ettiğini savunan Ensarî, bölge halklarının bu durumun geç farkına varmaları nedeniyle nasıl etkilendiklerini de ele almaktadır. “Bu kitap İslam’ın geçmişine, şu anki durumuna ve geleceğine dair bilgilendirici bir bakış açısı sunuyor. Kusursuz ve etkileyici üslubuyla geleneksel bakış açısına kafa tutarak İslam ve İslam’ın şekillendirdiği dünya hakkında zengin bir algı kazandırıyor.” - Khaled Hosseini, Uçurtma Avcısı’nın yazarı. (Tanıtım Bülteninden)
50 ZOOM
Peki ya aşk? Acıların arasında kaybolmuş kırık kalbi hazır mıdır yeni bir duyguya? En az kendisi kadar mutsuz ve zor bir hayat yaşayan donuk mavilikler mi ısıtacaktır buzlanmaya yüz tutmuş kalbini, yoksa kokusunu oksijenle bir tuttuğu gri, yeşil karışımı gözlerin sahibi mi? (Tanıtım Bülteninden)
AYŞENUR DEMİR AŞKI BİLMEZ “Aşk” belki de sandığın şey değildir! Bazen tesadüflerin de önüne geçilemez olur. Öylesine üst üste ve öylesine inatçıdırlar ki, sonunda görmek zorunda kalırsın bütün işaretleri. Derin ve Poyraz da büyük tesadüfler zinciriyle birbirlerine doğru itilmiş iki gençtir fakat onların yaşadığı duygu aşk değil, yazık ki aşk sandıkları şeydir. Wattpad adlı dünyaca ünlü öykü paylaşım sitesinin popüler yazarlarından Ayşenur Demir’in ilk romanı Aşkı Bilmez gerçek bir internet fenomeni. 5 milyon kez okuma almış ve hemen her yorumcunun “Yok artık!” diyerek övgü dolu yorumlarıyla öne çıkmış romantik, sürükleyici ve keyifli bir okuma vaat eden Aşkı Bilmez sıcak ve samimi öyküsünün yanı sıra yalın ve akıcı diliyle de dikkat çekiyor. Öyle bir rüzgâr eser ki günün birinde, alır götürür tüm duyguları. Sonra süzülerek başka bir kalbe bıraktığında acıları, sevgiyi ve umudu, işte o vakit görünür olur yeni ufuklar. O huzurlu ama bilinmezliklerle dolu ufukta gözlerinin içine bakan büyük aşkı bir türlü tanıyamazsın. Çünkü senin aşktan anladığın ya da aşk diye bildiğin şey başkadır. (Tanıtım Bülteninden)
www.denizplaza.com 0392 228 8320 /Kitap Dahili :17 info@denizplaza.com
NINA GEORGE LAVANTA ODASI Hayatı yaşamaya değer kılan şey, özünde var olan güzelliktir ve acılar da bunun ayrılmaz bir parçasıdır. Parisli kitapçı Jean Perdu hangi kitabın hangi acıyı çeken ruha iyi geleceğini anlama yeteneğine sahiptir. Bu nedenle “Edebiyat Eczanesi” adını verdiği kitap gemisinden ziyaretçileri hiç eksik olmaz. Ancak ne yazık ki kendi yaralarını kitaplarla saramamaktadır. Aradan yirmi bir yıl geçmiş olmasına rağmen, bir gece yarısı arkasında yalnızca bir mektup bırakarak ortadan kaybolan güzel sevgilisi Manon’u hâlâ özlemektedir. Fakat Perdu o mektubu okumaya hiçbir zaman cesaret edememiştir. Beklenmedik bir şekilde hayatına giren bir yabancı, Perdu’nün yirmi yıllık uykusundan uyanarak gemisinin halatlarını çözmesine ve Fransa’nın güneyine, lavanta kokulu Provence’a doğru yola çıkmasına neden olur. Bu yolculukta ona son anda katılan genç bir yazar ve aşk acısı çeken Napolili bir aşçı eşlik edecektir. Perdu, Provence’a varınca kayıp aşkının hikâyesinin peşine düşerek geçmişinin gölgeleriyle savaşmaya başlayacak, mateme ve acılarına veda edip yeni bir aşka yelken açabilmesi için tırmanması gereken basamakları keşfedecektir. Hikâyelerin insanların hayatını değiştirebileceğine inanan herkes bu kitabı okumalı… (Tanıtım Bülteninden)
JONAS T. BENGTSSON SUBMARINO
SUSAN ELIZABETH PHILLIPS DOĞUŞTAN ÇAPKIN Bomboş bir otobanda muhteşem bir futbolcu, kunduz kostümlü bir kadın… İşte, hayat bu kadar komik olabilir. Yol kenarında başsız bir kunduzun yürüdüğünü görmek her gün karşılaşılabilecek bir manzara değildir. Chicago Stars’ın oyun kurucusu Dean Robillard’ın destansı yaşamında bile... Dean yeni spor arabasının frenlerine asılıp kunduzun yanında durur ancak kunduz, kocaman kuyruğu sallanırken küçük, sivri burnunu havaya dikerek yoluna devam eder. Hem de tam gaz. Çünkü kunduz çok öfkelidir… Bu kesinlikle bir dişi kunduzdur çünkü başının olması gereken yerde, terle ıslanmış, koyu renk, atkuyruğu saçlar görünmektedir. Kendi sıkıcı yolculuğunda aklını dağıtacak bir şey için yanıp tutuşan Dean kapıyı açıp Colorado’ya giden yola adım atar… Eğlenceli, romantik ve dokunaklı… Doğuştan Çapkın unvanını kaybetmek üzere olan bir altın çocuk ile kendinden başka kimseye güvenmemesi gerektiğini öğrenmiş, cesur bir kadının unutulmaz aşk hikâyesi. “Keskin bir zekâ ürünü, sürükleyici, romantik ve seksi bir hikâye.” -Chicago Tribune(Tanıtım Bülteninden)
Submarino: Kurbanın başını boğulma noktasına kadar su altında tutmaya dayalı işkence yöntemi. İki kardeş. İki hayat ve geçmişten gelen, başa çıkamadıkları ortak bir ânı. Nick bir alkoliktir ve devletin evsizler için sağladığı bir barınakta, vücut geliştirme idmanları, bira, votka ve yan komşuyla yaşadığı tekinsiz bir seks hayatı arasında, toplumdan neredeyse tamamen soyutlanmış olarak yaşamaktadır. Kardeşi ise karısını kaybedince yeniden eroine başlamış bir babadır. Görünüşte normal bir hayat sürse de oğlu ile eroin arasında kalan baba, en ufak bir tökezlemeyle hayatlarının altüst olacağının farkındadır. Annelerinin ölümü kardeşleri yeniden bir araya getirir ama yeni bir hayata sahip olmak için kurdukları hayaller de kendileriyle birlikte suyun dibini boylamaya mahkûmdur. Submarino toplumdaki dışlanmış kişileri öfkeyle resmederken, onları anlamamıza olanak tanıyan tutkularını göz önüne seriyor. Jonas T. Bengtsson’un, insanlığın ve toplumun çamurlu sularında nefes almaya çalışan iki genç adamı anlattığı bu çarpıcı ve cesur öyküde, Chuck Palahniuk’un sivri dili yankılanıyor. (Tanıtım Bülteninden)
www.cypruszoom.com
51
tarih
↘
ÇOĞU NADİR BULUNAN ESERLERDEN OLUŞAN LAPTA SERAMİKLERİ İLE ORTADA KALAN TANER BORANSEL, BUGÜNE KADAR YAPTIĞI GİRİŞİMLERİNİN SONUÇSUZ KALDIĞININ ALTINI ÇİZİYOR. 10 YILDA BİRİKTİRİLEN YAKLAŞIK 250 CİVARINDAKİ SERAMİKLER, 19. YÜZYILDA SADECE LAPTA’DA ÜRETİLEN SIRLI SERAMİKLERDEN OLUŞMASI NEDENİYLE ÖZEL BİR YERE SAHİP. ÇOK DAHA ÖNEMLİSİ, KOLEKSİYON AVRUPA BİRLİĞİ İÇERİSİNDE HEM SAYI, HEM DE NİTELİK AÇISINDAN EN BÜYÜK SERAMİK KOLEKSİYONU OLMA ÖZELLİĞİNİ TAŞIYOR..
B
“
TÜM SERVETİNİ YATIRDI AMA,
KOYACAK YERİ YOK
”
52 ZOOM
unu kaçımız biliyoruz bilmiyorum ama 19. Yüzyılda yapılan tek sırlı seramik olma özelliği ile, ayrı bir öneme sahip Lapta Seramikleri, şimdilerde farklı bir şekilde gündemde. Ay içinde telefonumuz çaldığında konunun ilginç olduğunu anlamıştık, ancak detaylar ortaya çıktığında olayın “ilginç” kelimesiyle ifade edilemeyeceğine gözlerimizle tanık olduk. Taner Boransel, Lapta’da yaşıyor. Onu diğerinden ayıran özellik, tarihe; özellikle de Lapta Seramiklerine olan tutkusu. Ülkemizde başlayıp Almanya’da devam eden eğimi, bu tutkunun temel kaynağı. Almanya’da Restorasyon okuyan Boransel’in adaya döndüğünde biriktirmeye başladığı, Lapta Seramikleri bugün yaklaşık 250 adedi bulmuş. Bazıları nadir bulunan eserlerden oluşan bu koleksiyon, öyle bir noktaya gelmiş ki, hem Boransel’in, hem de annesinin evinde kapladığı alanla neredeyse yaşam alanı bırakmamış. Özenle paketleniş seramiklerin bazıları, çok özel parçalardan oluşuyor. Çok daha önemlisi, Avrupa Birliği sınırları içerisinde, hem parça sayısı, hem de nadir olması açısından en büyük Seramik Koleksiyonu. Güneyden gelen satın alma tekliflerine “Eserlerin Lapta’da kalması gerek” diyerek karşı çıkan Taner Boransel yetkililerden, özellikle de Lapta Belediyesi’nden koleksiyonu alıp bölgede bir müzede sergilemesi. Boransel’in bu hayali gerçekleşir mi bilemeyiz. Ancak farklı bir hikayeye sahip koleksiyoncumuz ZOOM’un sorularını yanıtladı; İşte Taner Boransel ve Avrupa’nın en büyük Seramik koleksiyonunun hikayesi;
Lapta’da göçmen misiniz? Evet. Baf’tan buraya geldik.
daha sonra öğrendim ki İngiltere, Kıbrıs’ta özellikle Timoris Seramik yapımcısına bir çok sipariş vermiş ve İngiliz zevkine uygun seramikler üretilmiş. Daha çok dekoratif objeler yapılmış. Onları toplamaya başladım. Diğer Seramik koleksiyoncularıyla irtibata geçip, onlarda olan ama benim elimde olmayan nadir bulunan objeleri almaya çalıştım. Kimi zaman Rum gibi göründüm, Rumca konuştum, Rum gibi davrandım, arabama Rum plakası koydum ve Türklere satılmayan eserleri satın aldım.
Almanya’da okudum demiştiniz , ne okudunuz? Burada 2 yıllık bölümde Doğu Akdeniz Üniversite’sini bitirdim. 2 yılda Almanya’da Restorasyon okudum. 15. yüzyılın eserlerine ait restorasyonda bulundum. Burada sizinle aynı diplomaya sahip birileri var mıdır? Kesinlikle vardır ama, biz tanışmadık herhalde. Kardeşimin kurduğu şirkette birlikte çalıştığımız dönemler oldu. Afrodit Şirketi, Afrodit’in 40 yılda 2 kez restorasyon yarışması oldu, 2 kez de birincilik aldık. Neyi restore ettiniz ? Başpınar’da bir restorasyon yapıldı. Amerikalı bir çiftin evini restorasyon yaptık. Daha sonra Lapta’nın alt mahallelerinde yapıldı oda geçen yıl birincilik aldı. Mesleğiniz restorasyon , peki bir şeyler biriktirmeye ne zaman başladınız? Her zaman merakım olmuştur. Ancak maddi imkanlardan dolayı koleksiyoncu olamadım. Para kazanmaya başladıktan sonra koleksiyoncu olmaya karar verdim. Lapta Seramik Koleksiyoncusu olmaya karar verdim. Amacım Lapta’da üretilmiş eserlerle özel bir müze açmaktı. Niye sadece seramik? Sır beni daima etkiledi.Yeşilimsi, sarımsı renk her zaman
Bu oldukça ilginç. Neden Türklere satmıyorlar? Açıkcası bende anlamadım. Sanırım onların daha çok para verdiğini düşündüklerinden dolayı. etkiler beni.
tothurlagis.
“Lapta Seramiği” denilince nasıl anlarız Lapta Seramiği olduğunu farkı nedir diğerlerinden? Kıbrıs’ta 19. Yüzyıl tek sırlı seramiği sadece Lapta’da üretiliyordu. Ayrıca öteki seramiklerden ayırt edilen yönü, dizayn olarak, toprak olarak çok farklıdır. En büyük farkı sırlı oluşudur. Mağusa Seramiği sadece kildendir, değişik dizaynları vardır. Rum tarafında Fini poteri dediğimiz kadınların yapmış olduğu küçük objeli seramikler var, erkeklerin yapmış olduğu büyük şarap çömlekleri var. Lapta’da 3 önemli seramik yapımcısı vardı, Aristophanes , Timiros ve Chris-
Az önce söylediğiniz seramik yapımcıları tarihte biliniyor mu? Evet. Rum tarafında bilgi olarak veriliyor müzelerdeki kitaplarda. Bizim arşivimizde eski bilgiler vardır, 1974 öncesi o kitabın içinde var. Kaç yıldır biriktiriyorsunuz seramikleri? Kapılar açıldığı zamandan itibaren biriktirmeye başladım. 9-10 yıl oldu. Şu anda elinizde kaç tane var? Öncelikle normal hayatta kullanılan eşyaları toplamaya başladım. Daha sonra bu beni sıktı
Bu bölgede mi? Malesef. Agatho’da bir Rum’dan öğrendim, orada bir çok eser varmış. Oraya gidip kadına, “Ben Almanya’dan geldim, koleksiyoncuyum bir şeyler satarsanız iyi para veririm.” dedim. Kadının cevabı; “Şimdi buradan gitmezseniz polis çağırırım” oldu. Bunun üzerine evime geldim, bir kaç gün geçirdim. Sakal bıraktım, gözlük taktım şapka taktım ve Rumcası çok iyi olduğu için yanıma da dayımı aldım. Arabamıza Rum Kahvesi koyduk. Pilavuna koyduk, pilavuna zamanıydı. Arabaya bir kaç tane kırık tabak ve değirmen koyduk. Sanki Rum ve toplayıcıymışım gibi. Kadın bize sordu; “Ne alırsınız?” diye. Lapta seramiği istediğimizi söyledik. Ve seramikleri aldık. Şu anda elinizde kaç parça var? Yaklaşık 170- 200 parça arasında , 50 tanesi nadir parçalardan,
Taner Boransel’in elinde bazıları nadir bulunan eserlerden oluşan çok sayıda Lapta Seramiği, kendinin ve annesinin evinde ciddi bir alanı kapsıyor. Kendi yaşam alanlarının neredeyse tamamını işgal eden seramikleri ne yapacağı konusunun belirsiz olduğunu belirten Boransel, en büyük dileği, Lapta Belediyesi’nin koleksiyonu satın alarak, yine Lapta Bölgesi’nde kurulacak bir müzede sergilemesi.
www.cypruszoom.com
53
20-25 tanesi çok nadir bulunan parçalardan oluşuyor. Güney’de de bu Lapta Seramiklerinden var mı? Güney’de Etnografik Müzelerde bugüne kadar nadir parçalardan görmedim. Özel koleksiyoncularda göremezsiniz, onların evlerine girmek çok zordur. Ama benim CD’lerimi izleyenlerin söylediğine göre bu kadar eser hiç bir koleksiyoncuda yok. Rum tarafında bulunan Etnografik müzeden ve kolaksiyonculardan bir kaç defa teklif aldım, satmadım. Ortak bir proje kurmayı da reddettim. Sırf bu eseler burada kalsın diye. Ya Lapta Belediyesi ya devlet alsın. Günlük zevkimi gidermek için 5-10 parçayı mutfağıma koydum. Eserleri almak zor oldu mu? İnsan figürü olan eserimi 1000 Kıbrıs lirası dendiğinde almadım eser bir kaç el değiştirdi ve sonra 1500 Kıbrıs lirasına aldım. Satınalsığın her eserin bir hikayesi var. Parasal değerleri ne? Parasal değerleri yaklaşık olarak 100 ila 150 bin euro arasında.Bir eser ne
54 ZOOM
kadar nadir ise fiyatı o kadar yükselir. Bunları topladınız, satmak istemediniz peki hedefiniz ne? Bunları ne yapmak istiyorsunuz? Toplamaya başladığımda hedefim daha öncede söylediğim gibi özel bir müze açmaktı. Devletten 2 bina istedim. 2 binayı bana kiralarsa bende kendi masrafımla gösteri yapacaktım ve giriş ücretsiz olacaktı, olmadı. Hiç bir bina bana sunulmadı. Bana kilise sunuldu ancak orası dini bir yer olduğu için ben kabul etmedim. Devletin eski eserlerine, bakanlıklarına gittik olmadı. Mağusa’da sergi açmak istedim ancak oda olmadı. Bugüne kadar bütün düşüncelerimiz olmadı. Eğer devlet veya belediyemiz alırsa en azından bu bölgede sergilenebilirdi. Burada kalması daha iyi olurdu. En azından gelen turistler buraya da gelebilirdi. Turistler bakımından nasıl bir olay sizce? Adadaki her yerin kendi açısından cazip yerleri var. Eğer bu seramiklerimiz burada kalırsa turistler için çok cazip olacaktır ve Lapta Belediyesi için çok iyi olurdu.
Taner Boransel’�n el�nde çok sayıda Lapta Seram�ğ� bulunuyor. Ev�n�n her yanında özenle paketlen�ş seram�kler Rum tarafında, önem�nden dolayı b�r k�tapta toplanmış, ancak Türk tarafında şu ana kadar yaptığı tüm g�r�ş�mler henüz yanıt bulmuş değ�l...
Koleksiyonunuzu genişletmeye hala devam ediyor musunuz? 3.5 yıldan beridir koleksiyonuma hiç parça eklemedim. Sahteleri üretilmeye başladı. Sırf koleksiyonuma sahte parçalar karışmasın diye almadım. Sahteler çok profesyonel olduğu için belli olmuyor. Yine de gördüğüm zaman sahte olduğunu anlayabilirim. Şu anda ne iş yapıyorsunuz? Sahilde Afrodit Restaurant’ımız var. Annem, babam ve ben onunla geçinmeye çalışıyoruz. Restoranda iş durumu nasıl? Müşteri yok. Çünkü şu anda her otel restoran açtı. Sabah, öğlen ve akşam yemeği verdikeleri için müşteri oldukça az. İşin uzmanısınız burada yasal olarak yapıyor musunuz? Eski eser çalışanları bu işi uzmanları mıdır? Uzmanım evet. Benim etnografik eser bilgim var, arkeolojik eser değil. Etnografik eser bilgim var deneyimlerimden ve gözlermlerimden dolayı. Eğitimim yok. Ancak eğitimle alakalı değil. Eserleri alırken neler yaşadınız? Gelen aramalara neredeyse uçarak giderdim. Yeri geldi arabamı da sattım, Almanya’dan getirdiğim paralarımı da koydum buradaki evimi sattım. Hepsi sırf eser alabilmek içindi ama zamanla o aşkıda yitiriyorsun, çünkü bu çabanın, eserlerin bir işe yaramadığını görüyorsun. O zamanki heyecanım artık yok. Şimdi aradıklarında cevabım “Hayır, istemem” oluyor. Ancak bunları birileri alsaydı ve bir müze yapsaydı ben ikinci koleksiyonu toplayabilirdim.
Taner Boransel Lapta’dak� ev�n� de kend� çabaları �le restorasyonu yapmış...
www.cypruszoom.com
55
Ç�çek mot�fl�, orta masası Mas�f ahşap ayaklar; yüzey ahşap kaplama. 1950 tl
Ç�çek Mot�fl� Dolap Orta boy, özel üret�m, �k� kapılı dolap 3350 tl
Ç�çek mot�fl� sandık 2600 tl
ÖZEL BİR EV “ İÇİN, SİZE ÖZEL
MOBİLYALARINIZ OLSUN
”
H
erkes evinin özel olmasını ister. Ancak bunun için, özellikle eşine başka yerde rastlamayacağınız mobilyalara ihtiyacınız olur. Aynı zamanda Yoga ve Yaşam koçu olan, ülkemizin en uzun soluklu reklam ajansının sahibi Işıl Taşçı, başarılı iş hayatının yanısıra, sanat alanındaki ürettikleri ile dikkat çekiyor. Her biri uzun zaman alan ve sanatsal bir bakışın ürünü onlarca ahşap mobilya; Taşçı’nın elinde sıradan bir mobilyadan, dikkat
çekici bir sanat eserine dönüşüyor. Meraklılarının sahip olabileceği bu mobilyalara, Işıl Reklam’ın Lefkoşa Sanayi Bölgesi’ndeki yerinden ulaşabilir, basit bir mobilyadan çok daha fazlasına sahip olabilirsiniz. Işıl Reklam: 0392 225 58 28 - 0392 225 29 31 isilreklam@yahoo.com isil.tasci@hotmail.com
Sandık mot�fl� Z�gon 1800 tl
Dörtlü Z�gon 1950 tl
56 ZOOM
El yapımı özel tasarım masa 1950 tl
Pop art 4 sandalye ve masası �le b�rl�kte 2700 tl
Gül mot�fl�, yatak başlığı ve kom�d�nler� 3310 tl
Gül mot�fl� ayna. Özel üret�m 750 tl
Büyük yemek masası Gül ve ç�zg� mot�fl�, açılan yuvarlak yemek masası. 2800 tl Nostalj�k hasır örme sandalyeler ve tamamı ahşap mas�f kare masa, c�lalı zem�n üzer�ne özel tasarlanmış, zeyt�n mot�fler�, stens�l tekn�ğ� �le el boyaması.
Zeyt�n mot�fl�, Kıbrıs Masası ve Sandalyeler. 3150 tl
www.cypruszoom.com
57
gezi
PEDOULAS’A “ K
MUSTAFAŞAH
58 ZOOM
ıbrıslı Türkler Trodos Dağları’nı genellikle Karlı Dağlar olarak ifade ederler. Benim de aklıma Karlı Dağlar ve Lefke gelince, Gönyeli’den rahmetli Behlül Hasan dayının şu sözleri gelir: “Lefke’nin cevizi, Karlı Dağın yemişi, Ne hoş olur şu komşu kızının gelişi” Behlül Hasan Dayı sıra dışı bir insandı. Düz konuşması yoktu. Her sorusu, her cevabı birer şiirdi. Olağanüstü bir insan olan Hasan dayı evine gider gelirken mutlaka bizim kapının önünden geçmesi gerekiyordu. Yine bir gün evine giderken bizim kapının önünde bisikletine dayanarak biraz dinlenmek istedi. İşte tam o sırada karşıdan gelen komşu kızını görünce duygularını yukarıdaki sözlerle ifade etti. Bugünkü konum, karlı dağlardaki köyler
”
olduğu için aklıma yine Hasan dayının sözleri geldiği için bunu sizlerle paylaşmak istedim. Pedoulas, Trodos yani karlı dağlarda Marathasa Vadisi’nde güzel bir köy. Deniz seviyesinden 1100 metre yükseklikte ve Moutoulla Köyü’nün 4 km kadar güneyinde bulunan bu şiirin dağ köyü aynı zamanda Ada’nın en yüksek noktası olan Olympus Dağı’na da çok yakın. Pedoulas iki kelimden oluşuyor. “Pediada” vadi, “Laos” da halk anlamına geliyor.
Küçüklü büyüklü 12 kilisenin en önemli kilisesi “Archangelos Michael” olup, bu kilise 1985 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Kataloğuna veya Listesine alınmıştır. Çok ilginç ve güzel iki müzesi var. Bir tanesi değerli dini eşyaların sergilendiği Bizans
müzesi, diğeri ise eskiden kullanılan ev aletleri, mutfak araç, gereçleri, ev eşyaları, bu arada sandalyecilerin, demircilerin, ekmekçilerin kullandığı eşyalar, Zivania yapımında kullanılan eski metot damıtma kazanları ve benzeri eşyaların sergilendiği Folklör Müzesi. Folklör müzesinin hemen yanındaki Çınar ağacının bulunduğu kahvehanede bazılarımız kahve içti bazılarımız da gül şuruplu, sulu ve buzlu muhallebi yedi. Çınar ağacının serin gölgesi altında kağıt oyunu oynayan kadınlar, suvla mangalları ve çıkardıkları kokular, Kıbrıs insanının güzel yaşam tarzını sergiliyordu. Çam ağaçları ile çevrili, zengin su
kaynaklarına ve kiraz ağaçlarına sahip Pedoula’nın gürültüden, patırtıdan uzak ortamı, ferah, serin, sakin ve kuru havası nedeniyle bu köy, yaz aylarında Kıbrıslılar’ın, yıl boyunca da turistlerin tatil beldesi olmuştur. Kaldığımız otelde sakin ve serin bir gecenin sabahında kendi ürünlerinin servis edildiği kahvaltıda kendimizi daha dinç ve mutlu hissettik. Ev yapımı ürünlerin de sergilendiği salonda keyifli anlar yaşadık. Bir kere burada modern hayatın stresinden uzaktasınız. Odanızda telefon da yok. Sizi kimse rahatsız etmiyor. Geleneksel Konukseverliğin en güzelini yaşarsınız. Turizmde benim her zaman
www.cypruszoom.com
59
haber
vurguladığım bir şey vardır. O da İnsan Faktörüdür. Bir yeri güzel yapan da, çirkin yapan da, oranın insanıdır. Burası tam bir “Special Interest Holiday (özel ilgi turizmi)” için ideal bir yer. - Doğa severler için ideal bir tatil destinasyonu - Doğa patikaları, bisiklet yolları mevcut. - Haziran ayında kiraz toplamaya gidebilirsiniz - Ağustos ve Eylül aylarında üzüm toplayabilirsiniz - Reçel, marmelat ve macun üretiminde her zaman görev alabilirsiniz.
60 ZOOM
- Ocak aylarında burada karın keyfini çıkarabilirsiniz. - Serin ve esintili bir ortamda yaşamak istiyorsanız yaz aylarında Pedoula’ya gelmelisiniz - Doğada temiz hava almak istiyorsanız kirazların çiçek açtığı ilkbaharda burada olmalısınız. - Yıldırım Gürses’in şarkısında “Düşen bir yaprak görürsen, beni hatırla demiştin, Biliyorsun seni ben Sonbaharda sevmiştim” şarkısındaki yorumu gibi, düşen ve uçuşan yaprakların harika renklerini seyretmek ve derin hislere kapılmak istiyorsanız, Sonbaharda buraya geliniz.
KALOPANAGIODIS KÖYÜ Bir gece Pedoula’da konakladıktan sonra Lefkoşa’ya dönüşte Kalopanagiodis Köyü’ne uğradık. Moutoulla’nın 3 km kuzeyinde bulunan Kalopanagiodis geleneksel mimari tarzı ve muhteşem manzarası oldukça etkileyici. Köyün monopadicikleri, daracık sokakları, irili – ufaklı kiliseleri köyün görüntüsüne ayrı bir renk katıyor. Bu köyde geleneksel köy insanı bozulmamış. Onları modern dünyanın ve kapitalistlerin adına uygarlık dedikleri gelişmeler de etkilememiş. Bana göre bu bozulmamış, geleneksel ortamın özel ilgi turizmi ve film yapımcıları için de ideal bir destinas-
haber
yon olabileceğine inanıyorum. Kiremitli damlar, resim gibi balkonlar, asmalı avlular, bana çocukluk günlerimi hatırlattı.. Önemli Bizans eseri olarak bilinen “Saint John Lampadisitis Manastırı” nı ziyaret ettikten sonra, sürekli akan karlı dağın sularının şırıl şırıl akışını seyrettik, temiz havayı da iyice soluduktan sonra, köy kahvesinde kahvelerimizi keyifle içerek yola koyulduk. MOUTOULLAS KÖYÜ Maden suları ile meşhur bir dağ köyü. İçinden sadece geçtik. Yalnız bu köyün içinden geçerken 1974 öncesi Lefkoşa’nın Rum kesiminde bulunan Yüksek Otelcilik okulunda okurken bir süre aynı odayı paylaştığım arkadaşım geldi aklıma. Soyadı Ketromilides idi. Nedense bu arkadaşımıza hep soyadı ile hitap ederdik. Kendi evlerinde ürettikleri şaraplardan söz eden bu arkadaşım, bir seferinde bana da bir Lamicana şarap hediye etmişti. Çok farklı bir tadı olduğunu hala hatırlıyorum.
www.cypruszoom.com
61
Z
ararlı güneş ışınları, hava kirliliği, sigara ve çevresel faktörler her geçen gün cildinize hem zarar veriyor hem de hızlı bir şekilde yaşlanmasına neden oluyor. Ancak yüzünüzün doğal ifadesini bozmadan, cildinize gençliğin ışıltısını yeniden kazandırmak mümkün. Memorial Wellness Kozmetik Dermatoloji Uzmanı Dr. Makbule Dündar, sağlıklı bir cilde sahip olmak için tavsiyelerde bulundu.
“
CİLDİNİZE IŞILTI KATACAK ÖNERİLER 62 ZOOM
”
C vitamini lekelenmeyi önlüyor Vücut sağlığı için olduğu kadar cilt sağlığı için de önemli olan C vitamini güçlü antioksidan içeriği nedeniyle çok önemlidir. C vitamini, cildin sıkılaşmasını ve elastikiyet kazanmasını sağlar. İnce çizgi ve kırışıkları giderir ve bunların oluşumunu yavaşlatır.
Havyar bakımı cildi gençleştiriyor Lüks bir tüketim maddesi olarak anılan havyar son yıllarda kozmetik alanda da kullanılmaktadır. İçerisinde bir canlıyı oluşturabilme potansiyeli taşıdığından çok zengin bir protein, fosfolipid, mineral ve vitamin kaynağı olan havyar, bu özelikleri sayesinde çok etkili bir anti-age bileşendir.
Mücevheratın gözdesi elmas cilde ışıltısını veriyor Kuyumcularda kadınların gözdesi olan elmasın, tıp alanında olağanüstü güçleri ve mucizevi etkileri olduğu bilinmektedir. Elmas, vücut ısısını dengeler, enfeksiyonları azaltır, metabolizmayı canlandırır, kan dolaşımını düzenler ve birçok cilt sorunlarının düzelmesine yardımcı olur. Alternatif Tıpta ise elmas, vücuttaki enerji merkezlerini güçlendirmek için kullanılmaktadır.
Somon DNA’sı ile yaşlanmayı durdurun Somon DNA’sı, stres, hava kirliliği, sigara, alkol ve güneşin zararlı ışınları ve geçen yılların ciltteki olumsuz etkilerini ortadan kaldırmayı amaçlayan bir tedavi yöntemidir. Somon balığı sütünden elde edilen Somon DNA’sı ile yapılan uygulamalarla yüz gençleştirme yöntemi kırışıklıklar için mucizevi bir çözümdür.
Cilt için doğru beslenin Her çeşit sebze ve meyve aslında cilt dostudur. Yoğun E vitamini içermesi nedeniyle özellikle domates listenin başında yer almaktadır. E vitamini açısından zengin olan yeşil yapraklı sebzeler de domatesle birlikte listenin üst sırasında bulunmaktadır. C vitamini açısından zengin olan greyfurt ve portakal da domates gibi cilt için çok faydalıdır. Tüm bunların yanı sıra vücudu protein açısından da beslemek şarttır. Yumurta, süt ve özellikle kefir gibi ürünler de cilde ciddi derecede faydalıdır. Bunların yanında yeşil elma ve bol su tüketmek parlak ve pürüzsüz bin cilt için olmazsa olmazlar arasında yer almaktadır.
www.cypruszoom.com
63
B
ölgesel kilo alımında genel eğilim erkeklerde göbeği, kadınlarda basenleri işaret etse de dengesiz alınan fazla kilolar hem kadınların hem de erkeklerin sağlığını ve yaşam kalitesini yakından etkiliyor. Sodexo Avantaj ve Ödüllendirme Hizmetleri’nin “İyi Yaşa” programı kapsamında önerilerde bulunan Diyetisyen ve Yaşam Koçu Gizem Şeber, bölgesel yağlanma ile diyet arasındaki ilişkiye dikkat çekti. Sağlıklı ve dikkatli bir beslenme tarzıyla istenmeyen bölgesel kilolardan kurtulmanın imkânsız olmadığını söyleyen Şeber, bölgesel hafiflik sağlayan tüyolarını da sıraladı. Gizem Şeber, pek çok kişinin merak ettiği “Diyetle bölgesel zayıflama mümkün mü?” sorusunu cevaplandırdı. Basen bölgesinin zayıflamada
en zor sonuç alınan bölge olduğunu belirten Şeber, “Ancak, diyet yaparken bazı tüyolara dikkat etmek göbek bölgesinde çok daha fazla incelme sağlayabilir” diyor. Basende leğen kemiği faktörüne dikkat! Basen bölgesinin en zor incelen bölge olduğunu vurgulayan Şeber, basen bölgesinden kilo vermek isteyen kadınların gözden kaçırdıkları leğen kemiğine dikkat çekerek “Birçok kadın basenini inceltmeye çalışırken leğen kemiği genişliğini göz önünde bulundurmaz. Eğer kişinin leğen kemiği geniş ise ne kadar kilo kaybederse kaybetsin basen ölçüsü istediği standartla ulaşmayabilir” diyor. Yalnızca basen eriten bir diyetin ne yazık ki bilimsel olarak tanımlanmadığını söyleyen Şeber, genelde medyada ve internette bu konuda yer alan bilgilerin de çoğunun kulaktan dolma ve/veya yanıltıcı olduğunu vurgulayarak, basen problemi olanların sağlıklı beslenmenin yanı sıra düzenli egzersizi de yaşam tarzı haline getirmeleri gerektiğini belirtiyor.
İŞTE GÖBEK İNCELTEN TÜYOLAR! Ne kadar az şeker o kadar az göbek Beyaz şeker ve beyaz şeker içeren yiyecekler ve içecekler, kan şekerini hızla yükseltip hızla düşürüyor. Kan şekerinde meydana gelen bu dengesizlik daha hızlı acıkmaya neden olurken, aynı zamanda da karın bölgesinde daha fazla yağ depolanmasına sebep oluyorlar. Bu nedenle şeker tüketiminiz ne kadar az olursa, göbek bölgesindeki yağlanmanız
64 ZOOM
da o kadar az olacaktır. Süt tüketimi yağ kaybını hızlandırıyor! Kalsiyumun karın bölgesi yağları üzerine etkili olduğu bilimsel çalışmalarca kanıtlanmıştır. Günde 2 su bardağı süt veya süt ürünü tüketenlerin tüketmeyenlere göre karın bölgelerinde daha az yağlanma olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca spor yapanlarda spor sonrası tüketilen light süt, karın
bölgesinden yağ kaybını hızlandırmaya yardımcı oluyor.
daha az yer almasına dikkat edilmesi gerekir.
Patatesin de pirincin de sıcağına dikkat! Sıcak tüketilen patates, beyaz un ve pirinç gibi bazı gıdaların glisemik indeksi yüksektir. Glisemik indeksi yüksek olan bu yiyecekler aynı beyaz şekere benzer bir etki yaratarak, kan şekerini hızla yükseltip düşürür. O nedenle bu tür gıdaların beslenme düzeninde
Her şeye rağmen incelemiyorsanız insülin direnciniz olabilir Dikkatli ve düzenli beslenmeye özen gösterdiğiniz halde göbeğinizin boyutunda hiçbir değişiklik fark edemiyorsanız, insülin direncinizin olup olmadığını kontrol ettirmek için mutlaka bir dâhiliye uzmanına başvurmalısınız.
MİNEGÜRSES
Kıbrıs Adası ile ilk tanışma Yıl 1973, Aylardan Eylül. İstanbul’da yız. Bankada çalışıyorum ama hastalık iznindeyim. Kayınbiraderim Özel Gürses, Londra’dan bize tatile gelmiş. Birgün rahmetli eşim Özer ve kardeşi konuşurlarken, aniden Özel dedi ki: Hadi gardaş hep birlikte Kıbrıs’a gidelim ablamıza sürpriz yapalım. Eşim Özer, ben gidemem gardaş, işe daha yeni başladım, izin alamam ama sen Mine’yi al git, Mine de Kıbrıs’ı görmüş olur.
Kaptan; Maalesef üzgünüz, kayın biraderiniz Kıbrıs’a girebilir ama, sizin izniniz veya garantörünüz olmadığı için maalesef Rum Hükümeti size izin vermez. Siz bizimle Mersin’e geri döneceksiniz mecburen“ demez mi? Kayın biraderim 11 yaşında İngiletere’ye gittiği için ve İngiliz tabiyeti olduğu için Kıbrıs kanunlarından bi haber. Ben desen hiç bir şey bilmiyorum. Biz iki saf köylü şaşkınlıktan dona kaldık. Tabii ben ağlamaya başladım. Ağla ağla, saatlerce ağladım.
Hayatımda yurt dışına çıkmadığım için pasaportum yoktu. Kayın biraderim ise İngiliz Pasoportu’na sahipti.
Öğleden sonra 5’e doğru yanımıza bir bey geldi. Benim olay tüm vapurun içinde duyulmuş tabii.
Hemen iki gün içerisinde bana pasaport çıkarıldı ve biz ‘Ablamıza Sürpriz Yapmak’ üzere, İstanbul’dan otobüsle yola çıktık.
Kayın biraderime’e kimlerdensin diye sordu. İşte o da Kıbrıs’taki ailesini anlattı. Aynı yerden yani Baflı çıktılar ikisi de. Aileyi de çok iyi tanıyormuş.
Mersin’e geldik. Ve Yeşilada Feribotu’na bindik.. Ne mutluydum, ne mutluydum bilemezsiniz. Gerçi düğünümüz için Kıbrıs’tan Özer’in ailesi gelmişti İstanbul’a ama ben hiç Kıbrıs’a gidememiştim. Biz iki tecrübesiz ve genç insan, şen şakrak geminin içinde dolaşırken, saatler sonra geminin kaptanı yanımıza geldi. -Merhaba çocuklar - Merhaba - Bana dönerek siz Türkiyeli’siniz dedi. Cevabım evet olunca “Peki Vizeniz var mı, ya da sizin için ailenizden biri banka garantisi aldı mı?” diye sordu. Biz de gideceğimizden kimsenin habe-
66 ZOOM
ri yok, sürpriz yapacağız dedik.
Bu kişi Can Turizm’in sahibi Mehmet Can Beyefendiydi. O da Türkiye’den Kıbrıs’a 20 kişilik kafile götürüyormuş. 20 kişilik izin almış ama 3 kişi gelmemiş. Bize, Rum memurlarla görüşüp ikna etmeye çalışacağını, ama hiç ağzımı açmamam gerektiğini söyledi. Mağusa Limanı’na
vardık. 6 kişilik Rum Gümrük Memuru gemiye bindi. Tüm yolcular boşaldıktan sonra Mehmet Can Bey gümrük memurlarıyla epeyce konuştu. Sonra memurlardan biri bana dönerek ve işaret parmağını sallayarak ve de TÜRKÇE olarak“ sana 10 gün izin vereceğim. Ama 10 gün sonra mutlaka adayı terk edeceksin“ dedi ve izin verdi. Sevinçten uçuyordum ama bunu bile belli etmeye korkuyordum. Sağolsun Mehmet Can Bey bizi beyaz Mersedes arabasıyla Lefkoşa’ya, görümcemin evine kadar bıraktı. Kapıyı çaldık. Rahmetli görümcem bizi karşısında görünce şaşkınlıktan düştü bayıldı. Adadaki 10 günümün devamını da gelecek ay anlatacağım sizlere Sevgimle, saygımla
Dinlence ve Eğlence için Herşey ve Ötesi Eşsiz Lezzetlerin Buluşma Noktası
“ TARİHİ BÜYÜK HAMAM ” BIR ASIRDAN GÜNÜMÜZE
K
↘
68 ZOOM
uzey Kıbrıs’ta hala açık olan, tek orjinal Türk Hamamı olması ve tarihi özellik-
leri nedeniyle turistlerin sürekli uğrak yeri olan Büyük Hamam, iyi bir restorasyon ve işletme ile hizmet veriyor. Zamanla, zemin seviyesinin şehrin seviyesinden aşağıda kalması, Lefkoşa’nın merkezinde, Surlariçi’nde tarihi doku içinde olması, ortak kültür ürünü, bir tarihi eser olması, bünyesinde birden fazla dönem ve üslubu barındırması ve günümüze kadar kesintisiz hamam olarak kullanılıyor olması, yapının önde gelen ayırt edici detaylarını oluşturuyor. Büyük Hamam’ın en büyük özelliği hamamın inşa edildiği 1590 yılından itibaren aralıksız hizmet vermesi. BÜYÜK HAMAM, Lefkoşa Surlariçi’nde, İrfan Bey sokaktadır. Orijinal evkaf malı olan hamam, ‘Lala Mustafa Paşa Vakfı’ na aittir. Hamamın yapım tarihi ve mimarı bilinmese de , Osmanlı’nın Kıbrıs’ı fethinden sonra Osmanlılar tarafından 1571-1590 yılları arasında yapıldığı düşünülmektedir. Yapılan araştırmalara göre, Hamam 1306’da yapımına başlanan 1309’da tamamlanarak büyük bir törenle açılan, latin klisesi kalıntıları üzerine yapılmıştır. Halen, hamamın giriş kapısı ve soyunmalık kısmı büyük oranda tarihi kiliseden
izler taşımaktadır. Nitekim 1891 yılında hamamın sıcaklık (Halvet) kısmındaki mermer levhalarının sökülmesi sırasında bunlardan birinin Ortaçağ’a ait bir mezar taşı olduğu belirlendiğinden müzeye nakledilmiştir. Kiliseden günümüze sadece rölyef işlemeli kemerli giriş kapısı gelebilmiştir. Tarihi Büyük hamamın tamamı kesme taştan yığma olarak inşa edilmiştir ve tek katlıdır. Bu hamam, fonksiyonunu Osmanlı döneminden, günümüze kadar devam ettiren birkaç eski eserden biridir. İşletmeciliğini Girne Amerikan Üniversitesi’nin yaptığı Büyük Hamam, UNDP-ACT desteği ile 2008’in Ocak ayında başlayan çalışma ile restorasyonu tamamlanmıştır. Hamam soyunmalık, ılıklık ve sıcaklık olmak üzere 3 ana bölümden oluşmaktadır. “Soyunmalık” bölümüne, Lüzinyan dönemine ait kemerli giriş kapısından girilmektedir. Soyunmalıktaki bir kapı ile “Ilıklık” bölümüne girilmektedir. Ilıklık bölümünün güneyindeki kapıdan, ortasında sekizgen göbek taşı bulunan “Sıcaklık” bölümüne girilmektedir. Sıcaklık hamamın en önemli bölümüdür.
LEFKOŞA SURLARIÇI’NDE TARIHI DOKU IÇINDE OLMASI, ORTAK KÜLTÜR ÜRÜNÜ, BIR TARIHI ESER OLMASI, BÜNYESINDE BIRDEN FAZLA DÖNEM VE ÜSLUBU BARINDIRMASI VE GÜNÜMÜZE KADAR KESINTISIZ HAMAM OLARAK KULLANILIYOR OLMASI, BÜYÜK HAMAM’IN ÖNDE GELEN AYIRT EDICI DETAYLARINI OLUŞTURUYOR.
www.cypruszoom.com
69
Pazartesi hariç haftanın her günü 09.00 - 21.00 saatleri arasında açık olan Büyük Hamam, Salı - 09.00 - 15.00 sadece erkekler, 15.30 - 21.00 turistik Çarşamba 09.00 -15.00 sadece kadınlar, 15.30 - 21.00 turistik, Perşembe 09.00-15.00 sadece erkekler, 15.30 - 21.00 turistik, Cuma 09.00 - 21.00 turistik, Cumartesi 09.00 - 16.00 sadece kadınlar, 16.30 - 21.00 turistik, Pazar Sabahı 09.00 - 16.00 sadece erkekler, 16.30 - 21.00 saatleri arasında yine turistik ziyaretlere açık..
70 ZOOM
tarih
Bina tek katlı olup yığmadır. Duvarlar kesme taştan yapılmıştır. Duvar kalınlığı yaklaşık 90 cm’dir. Ilıklık ve sıcaklık kısmın tamamı tonoz ve kubbelerle kapatılmıştır. Giriş ve soyunmalık kısmın üstü ise tamamen ahşap çatıdır. Tüm döşemelerde yöresel doğal mermer kullanılmıştır. Kapı ve pencereler masif sert ağaçtan yapılmıştır. Yol düzeyinin yükselmiş olması dolayısıyla, giriş kapısı yaklaşık 2 metre, hamam odaları ise yaklaşık 3 metre aşağıda kalmıştır. Giriş kapısı çevreleyen büyük kemerde gotik tarzı dekoratif süslemelerle bezenmiştir. Giriş kapısı kemeri ve girişteki kırık çörtenler ile soyunmalıktaki süslü pencere denizlikleri latin kiliseden kalma parçalardır. Hamamın genelinde ise Osmanlı tarzı hakimdir. Bu anlamda da Kıbrıs için çok değerlidir. BÜYÜK HAMAM’DA VERILEN BAKIN HIZMETLERI; “ŞEHRAZAT” – Adabı ile Geleneksel Türk Hamamı. “Büyük Hamam’ın” büyülü atmosferinde geleneksel Türk Hamamı keyfini yaşayabilir, sizlerde binlerce yıldır olduğu gibi bugün de temizliğin ve tazelenmenin en keyifli yolundan geçebilirsiniz. Sultanlara layık hamam ritüeli su dökme seremonisi ile başlayıp, tüm vücuda geleneksel kese ile
www.cypruszoom.com
71
tarih
arındırma uygulaması ile devam ediyor. Zeytin yağ özlü hoş kokulu sabunların köpüklü dokunuşu ve masajıyla bakımınız taçlanır. Sıcacık göbek taşı üstünde yapılan keyiften sonra tüm vücuda uygulanan arındırıcı, yenileyici geleneksel Türk Kesesi ile peeling uygulamasının yapıldığı “PAŞA” – Arınma uygulaması. Geleneksel Köpük uygulaması ile sultanlara layık dokunuşların yaşandığı “SULTAN” - Köpüklü keyif... Nefis kokusuyla hafif bir kese etkisi sağlayan, zihni dinlendirirken “Güneş taneleri” – üzüm ve asma bağlarının kalbinden yapılan doğal karışımlar cildi arındıran, ölü hücreleri temizlerken cildi besleyen, nemlendiren ve yumuşatan HAMMAM “SHIFA” – Güneş tanelerinden gelen Şifa... Bu uygulama kuvvetli antioksidan özelliği sayesinde tüm vücudu rahatlatır ve canlandırır. Holistik Hammam Ritüelleri – “Lavanta”,”Ottoman Rose”,”Mediterra”, ”Coffee A’la Turco” dört duyumuza hitap eden muhteşem bakımlar. Yenileyici rengarenk kokulu Hamam tecrübesi,
72 ZOOM
vücut, zihin ve ruhunuzu tazeleyecek, iç dengenizi sağlayacak. Bir yandan ölü derileriniz temizlenirken diğer yandan da seçeceğiniz - Yaseminin, Kahvenin, Lavantanın, Gülün, Limon çiçeğin zarif kokuları sizlere eşlik edecek ruhunuzu ve zihninizi dinlendirecektir... Metabolizmayı uyaran, su ve yağ birikimini azaltan , vücudumuzu sıkılaştıran, nemlendiren, toksinlerden arındıran, denizlerde ve okyanuslarda doğan mucize olan YOSUN BAKIMI – Denizlerden gelen sağlık... Ayak, Baş Ve Omuz Masajı, Ruhun ve vücudun dinlendiği AROMATERAPİ. Klasik İsveç tekniğiyle yapılan gergin ve yorgun kasları gevşetip ve güç kazandıran KLASSİK İSVEÇ MASAJI Su ve Su’dan gelen tüm güzellikleri, suyun kudret ve şifasının sizlerle paylaşıldığı ““AB’I HAYAT” HOLİSTİK RİTÜEL – Sudan Gelen Hayat ve Mutluluk... Ailenize ve sevdiklerinize düğününüzden önce en güzel teşekkür için Kildan’lı, bohça’lı, Kınalı Ritüelli özel bir GELİN/ DAMAT Hammam SEFASI.
AÇILIŞ SAATLERI
Salı - Pazar 09.00 - 21.00 Pazartesi - kapalı Salı - 09.00 - 15.00 sadece erkekler, 15.30 - 21.00 turistik
Çarşamba 09.00 -15.00 sadece kadınlar, 15.30 - 21.00 turistik Perşembe 09.00-15.00 sadece erkekler, 15.30 - 21.00 turistik Cuma 09.00 - 21.00 turistik Cumartesi 09.00 - 16.00 sadece kadınlar, 16.30 - 21.00 turistik Pazar Sabahı 09.00 - 16.00 sadece erkekler, 16.30 - 21.00 turistik
www.cypruszoom.com
73
FORD ARTIK “ KARANLIKTA DA GÖRECEK
F
ord’un geliştirdiği güvenlik teknolojilerine bir yenisi daha ekleniyor. Ford Kamera Destekli Gelişmiş Aydınlatma Sistemi, yoldaki veya yol kenarındaki yayalar, bisikletliler veya büyük köpekler gibi canlıları algılayarak onları yeni LED teknolojisi ile aydınlatıyor, kabin içinde de yolcuları uyarıyor. Ford, geliştirdiği yeni aydınlatma teknolojisi ile yayalar, bisikletliler ve diğer canlıları algılayarak karanlık yollarda yaşanan kazaları azaltmayı hedefliyor. Kamera Destekli Gelişmiş Aydınlatma Teknolojisi, virajlar ve yol kesişim nok-
74 ZOOM
talarında da etkili olarak potansiyel tüm riskleri en düşük seviyeye taşıyor. Bu sistem dahilinde yeni geliştirilen “Spot Aydınlatma Sistemi” yakın dönemde pek çok Ford modelinde kullanılacak. Karanlık yollarda bir anda önlerine çıkan canlılardan dolayı panik yaşayan sürücülerin artık daha güvenli bir yolculuk yapabileceklerini belirten Ford Ar-Ge Başkan Yardımcısı Ken Washington, geliştirilen yeni teknoloji hakkında “Hem yolda hem de yol kenarındaki canlıları tespit edebilen sistem sayesinde riski minimuma indirmeyi hedefliyoruz” diyor.
”
Sistem, trafik levhalarını da algılayıp aydınlatıyor Kamera Destekli Gelişmiş Aydınlatma Sistemi, Ford’un güncel modellerinde sunduğu Dinamik ön far sistemi ve Trafik Levhası Tanıma ve Uyarı sistemleri ile beraber çalışıyor. Bu sistemler, virajlar ve yol kesişim noktalarındaki trafik levhalarını algılayarak sürücüyü gösterge paneli üzerinden uyarıyor. Geçilen rota hafızada tutuluyor, sonraki seyahatlerde sürücülere kolaylık sağlanıyor Navigasyon sistemi kullanılarak yapılan seyahatlerde GPS üzerinden bilgi alarak, rotadaki virajları ve yol
haber
↘
YAYALAR VE BİSİKLETLİLER ARTIK DAHA GÜVENLE YOLCULUK YAPABİLECEK. FORD, KARANLIK YOLLARDA CANLILARI ALGILAYAN YENİ AYDINLATMA TEKNOLOJİSİNİ TANITTI..
kesişimlerini de önceden aydınlatmaya imkan veren Kamera Destekli Gelişmiş Aydınlatma Sistemi, rotayı hafızasında tutarak sonradan aynı yoldan geçecek diğer sürücülere de aynı aydınlatmayı sunuyor. 120 metreyi tarıyor, 8 canlıyı aynı anda algılayabiliyor Mühendislik çalışmaları Ford’un Aachen-Almanya’daki Araştırma ve Inovasyon Merkezi’nde devam etmekte olan Kamera Destekli Gelişmiş Aydınlatma Sistemi ve Spot Aydınlatma Sistemi ön ızgaraya yerleştirilmiş olan infra-red kamera ile (Kızılötesi Kamera) beraber çalışıyor. 120 metrelik bir menzili tarayabilen kamera, 8 canlıyı
aynı anda algılayabilme özelliğine sahip. Sis lambalarının yanına yerleştirilmiş olan LED lambalar ile sürücünün görüş mesafesindeki olası tehlikeleri ön plana çıkartan sistem, tespit edilen canlıları gösterge paneline yansıtarak sürücüyü uyarıyor.
Güzergah üzerindeki canlıları, yakınlıkları ve büyüklüklerini hesaplayarak gösteren sistem, tehlike seviyesini de kırmızı veya sarı renklerde araç ekranına aktarıyor.
www.cypruszoom.com
75
“
AŞK ACISI NASIL GEÇER
H
er şeyin yolunda gittiğini düşündüğünüz ilişkinizde bir gün “Ben ayrılmak istiyorum!” cümlesini duyup, dünyanızın başınıza yıkılma olasılığı tabii ki var. Hangimizin başına gelmedi ki? Yeni birine güvenmek ve kalp kırıklarınızı onarmak biraz zaman alacaktır ama, aşksız yapamıyorum diyorsanız hemen sizin gibi aşksız yapamayan 1.2 milyon üyeye sahip ilişki ve arkadaşlık platformu siberalem.com’u ziyaret edebilirsiniz.
↘ 76 ZOOM
”
Filmlerdeki gibi bir aşk yaşarken, bir gün, gelecek planlarınızdan bahsettiğiniz sırada “Ben ayrılmak istiyorum!” diyen ve arkasına bile bakmadan kaçan sevgiliniz, hayallerinizi, gelecek planlarınızı bir çırpıda nasıl da yıktı değil mi? Depresyonlardan depresyon beğenmek yerine hayat mottonuzu değiştirmeye ve kendinize biraz zaman verdikten sonra, adım adım aşk acısından kurtulma rehberine göz atmakta fayda var;
Arkadaşlarla çılgın partiler Uzun zamandır ihmal ettiğiniz arkadaşlarınız, sizin bu mutsuz anınızda tekrar yanınızda olmak isteyecektir. Sonuçta arkadaşlar böyle günler için var ve hemen bir Facebook etkinliği açıp, bütün arkadaşlarınızı davet ettiğiniz bir hafta sonu eğlencesi organize edebilirsiniz. Yalnız, sakın ola ki sosyal medya hesaplarınızda “Ben çok eğleniyorum!” mesajlı fotoğraflar paylaşmayın, her ne kadar ayrılmak isteyen taraf o olsa da, sizin paylaşımlarınızı takip edecektir ve aslında eğlenmediğinizi, depresyondan kurtulmak için çeşitli yollara başvurduğunuzu düşünecektir.
KİMSENİN AKLINDAN GEÇTİNİ SANMIYORUZ AMA, AYRILIK TA AŞKA DAHİL. ONUN İÇİN ZAMANSIZ YAŞANAN BU DURUMA HAZIRLIKLI OLMAK GEREKİYOR. BUNUN DA MÜMKÜN OLMADIĞINI SÖYLEYEBİLİRİZ. AMA SİZ DERT ETMEYİN. İŞTE SİZE AŞK ACISINDAN KURTULMANIN YOLLARI...
Kuaför Seansı Kendinizi şımartmanın ve yepyeni bir imaja kavuşmanın açık adresi; kuaförler. Manikür ve pedikür seansının ardından, saçınızda yapacağınız ufak bir renk değişimi ve hafif bir kesim ile fazlalıklarınızdan kurtulabilirsiniz. Aman siz siz olun, marjinal değişimlere gidip, pişman olacağınız sonuçlara mahal vermeyin. Ayrıca, gözle görülür derecede yapacağınız değişimin mesajı, herhangi bir yerde karşılaşacağınız eski sevgiliniz için, depresyon olacaktır. Sadece kendinizin fark edeceği değişim, ruhunuza iyi gelecektir.
Çikolata Terapisi Öncelikle kendinizi şımartmaya çikolatadan başlayın. Çikolatanın vücuda salgıladığı hormon ile aşık olduğunuzda salgıladığınız hormonun aynı olması bir tesadüf olabilir ama kalbinizin ve beyninizin, eski sevgilinizi düşünmesini engellemenin tek yolu buradan geçiyor.
Gardırop Yenileme Eskimiş kıyafetlerinizi gözünüzün önünden hemen kaldırın çünkü onunla birlikte aldığınız kot pantolonunuz ve onun sevdiği lacivert tişörtünüz tabii ki aklınızdan çıkmasını engelleyecek. Kendinize yeni kıyafetler alın ve mümkünse onun sevmeyeceği tarzda olsun.
www.cypruszoom.com
77
Başak Ayın Burcu:
23 Ağustos 22 Eylül
Başak Burcu Erkeği
Ş
Y
önetici gezegeninizden dolayı hep bilgiyi ararlar. Zekalarını kendilerine yardımcı olan bir hizmetçi gibi görürler. Bu nedenle Başak burcunu tanımlayan sözcük ‘İncelerim’dir. Başak’lar çalışkan ve pratik insanlar olup, yaşamlarındaki en önemli konu İş’ tir. Güvendikleri kişilere yardım etmeyi sevmelerine rağmen, inanmadıkları ve tembel olduklarını bildikleri kişilere karşı soğuk davranırlar. Yaşamları boyunca dinlenmeden çalışırlar. Onların dinlenme biçimi bile başkalarına yorucu gelebilir. Başak’ların yaşamda ayrıntılar arasında boğulma riskleri hep vardır. Böyle anlarda bile, kendi yöntemleri ile yaptıkları işlerde gelişigüzel şeyler bulunabileceğini kabul etmezler. Başaklar, genellikle kendilerini hiç kimseye kullandırtmazlar, sınırlarını belirleyerek ‘hayır’ demesini bilirler. Tutumlulukları bazen pintilik derecesindedir. İçli-dışlı olmayı sevmedikleri için, soğuk ve mesafeli bir görünüşleri vardır
80 ZOOM
unu hemen açıklığa kavuşturmakta yarar var. Eğer kalbiniz romantik rüyalara ve peri masallarına açlık duyuyorsa, umutlarınızı sakın Başak erkeğine bağlamayın; yoksa kendinizi ölüm orucu içinde bulursunuz. Başakla kurulan bir gönül ilişkisi, hayatını sadece tatlı duygulara bağlamış olan bir insanı sert bir vuruşla soğuk yere indirdiği zaman, üzücü olabilir. Bu adam hemen hemen tamamiyle pratik, nesnel bir düzeyde yaşar ve hikaye kitabı aşklarının gerçek dışı duygusallığına bel bağlamaz. Kuşkusuz, bu tümüyle bir anlayış sorunudur. Çünkü, herşeyden önce, böyle bir aşk kendisini kadın-erkek ilişkisinin eşiğine yaklaştırmakta pek işe yaramayacaktır. O, odanızın penceresi altında serenat yapacak tipte bir adam değildir. Aslında Başaklar, çocukluğun ilk yıllarından başlayarak aşk konusuyla çok derinden ilgileneceklerdir, ama Romeo Juliet cinsinden bir aşkla değil. O, aşk sözcüğünü en güzel şekilde, kendisini karşılıksız olarak ailesine, arkadaşlarına, kendisinden daha zayıf ve olanakları daha az olanlara adamakla ifade eder. Çalışma Aşkıyla Doğmuştur Başak içgüdüsel bir çalışma aşkıyla doğmuştur. Böylesine yükseklere erişememiş olan Başaklar bile, şu ya da bu şekilde bencillikten uzak bir ideale hizmet edememenin hafif suçluluğunu duyarlar. Dramatik heyecanlar, duygusal vaadler, yapışkan sevgi şeklinde kendini gösteren bir aşk, Başak erkeğini sadece soğutmakla kalmaz, şehir dışına giden ilk otobüse ya da trene atlayıp kaçacak kadar korkutur da. Ancak, o her ne kadar çelik ve buz karışımı gibi görünürse de, uygun sıcaklığı bulunca zevkten eriyebilir. Hiç kuşkusuz, Başağın kalbine giden yollar vardır. Gizli yollar. Arsızca
peşinden koşmak bunlardan biri değildir. Bir sürü flörtçü kadının ve tehlikeli deniz kızlarının şaşırarak ve düş kırıklığına uğrayarak öğrendikleri gibi, koketlik ve cinsellik bu yollardan biri değildir. Başaklar aşkta fazlalıktan çok kalite ararlar. Her katagoride kaliteye oldukça önem verdiklerinden, gerçek aşk ilişkileri çok azdır ve bunlar bazen de talihsizlikle veya herhangi bir şekilde üzüntüyle sonuçlanır. Başağın böyle bir hayal kırıklığı karşısındaki normal tepkisi, kendisini bulabildiği en zor işe gömmek, genel olarak toplumdan uzaklaşmak ve bundan sonraki aşk olasılıklarında iki kat daha dikkatli olmaktır. Büyük strateji kullanmak ve çok sabırlı olmak zorunda kalabilirsiniz. Başağın esas içgüdüsü iffettir ve bundan ancak iyi bir nedenle ya da fevkalade iyi bir kadın için vazgeçebilir. Başakların hepsi değilse de çoğu, başka burçlara göre çok daha büyük kolaylıkla bekar yaşayabilirler. Kadere karşı koymadan boyun eğmek onlara doğal geldiği için, anlamadıkları disiplin kurallarına da katlanırlar. Hiç belli etmese de, Başak incelikle baştan çıkarma sanatının ustası olabilir. Başak erkek, keskin zekayla sağlam toprağın karışımıdır. Soğuk flörtçülüğüyle bir çok kalbi kırmasıyla tanınırsa da, onun eleştirici analiz duygusu ve herkesi beğenmeyen zevki selimi, sık sık çıktığı flört gezilerinde platonik alandan ayrılmasına pek olanak vermez. Dürüst ve Samimi Bir İlişki İster Başak aşık olacağı kişiyi bulmak için o değerli zamanını harcamakta acele etmeyecektir. Çünkü yeme, giyinip kuşanma, sağlık ve çalışma alışkanlıklarında olduğu gibi, kadın seçiminde de aynı derecede eleştirici ve kılı kırk yararcasına özenen bir insandır. Sakın onu yanıltmaya ya da ona yalan söylemeye kal-
kışmayın. Sizin Başak aşığınız hiç hayale kapılmaz. O, nezih, dürüst ve samimi bir ilişki ister. Bunu bulma şansının ne kadar az olduğunu kendi de çok iyi bilir; ancak, daha azına razı olacağını ummanın hiçbir yararı yoktur. Şayet koşullar onu uygunsuz bir ilişki kurmaya zorlamışsa, bu ilişkinin pençeleri arasında uzun süre kalmayacağından kuşkunuz olmasın. Başak, aklının başından alınması zor bir erkektir. Devamlı bir aşk ihtiyacıyla yanıp tutuşmadan uzun süre yaşayabilir. Eğer aklınızı ona taktıysanız, bu sizi ağlatmaya yeter. Acaba mermerden mi yapıldığını, yoksa kalpsiz mi olduğunu merak edersiniz. Hayır, mermerden yapılmamıştır, ve evet, kuşkusuz bir kalbi vardır. Sabırlı olun, bekleyen sonunda muradına erer. Bununla birlikte, gerçekten aşık olduğuna karar verince de, büyük bir sadelikle duygularını size açıklayacaktır. Hafızası Çok Berraktır Bir Başak erkeği kadınları üzen küçük büyük tüm sorunlara karşı istisnasız çok anlayışlı, düşünceli ve müşfiktir. Kristal kadar berrak bir hafızası vardır ve neden o kadar önem verdiğinize pek akıl erdirmese de, özel günleri herhalde unutmayacaktır. Başak erkekleri son derece sahiplenen kişiler olmalarına karşın, öyle delice ateşli bir kıskançlık göstermeyeceklerdir. Bu size önemsiz ince bir çizgi gibi gelir, ama önemlidir. Başaklar son derece sadıktır ve aile bağlarını koparmayı hiç istemezler. Ancak, hoşgörüleri kötüye kullanılıp da sonunda bıçak kemiğe dayanınca, boşanmak için mahkemeye başvurmakta bir an tereddüt etmezler. Evlilik bir kez bitmişse bitmiş demektir. Bir kez kararını veren Başak erkeği, yoluna devam eder, artık gözyaşları dökmeniz, yalvarıp yakarmanız boşunadır, kararından dönmez.
BAŞAK BURCU ÜNLÜLERİ: Michael Jackson Uğur Dündar Vitali Hakko Peter Sellers Ray Charles Ingrid Bergman Agatha Christie Greta Garbo
Leo Tolstoy D.H. Lawrence Sophia Loren Friedrich Nietzche Hale Soygazi Müjdat Gezen Cüneyt Arkın
Başak Burcu Kadını
B
aşak kızını hayalinizde, nazik el değmemiş kadar temiz bir bakire kız olarak mı canlandırıyorsunuz? Hayalleriniz biraz sonra paramparça dağılacak demektir. Bir Başak kadını kendisine düşman kesilen bir dünyanın karşısına yine de başını dik tutarak çıkabilir. Lekesiz kadınlığın bu nazik, narin sembolü hakkında öğrenilmesi gereken çok şey var. Aslında utangaç biri olduğu doğrudur. Başak kızları ateşli, atak konuşmalar yapmak için sabun kutularının üstüne tırmanmazlar. Sarhoşken araba kullanmaktan tutuklanmazlar. Ama bir Başak kadını ne de olsa kadındır. O tüm gerekli silahlarla donanmıştır. Bunlar arasında, mutluluğa giden yol onu nereye çekerse, peşisıra oraya kadar gitme azmi de vardır. Son Derece Pratiktir Başak kadını, bir kez duyduğu aşkın gerçek ve ideal olduğunu kabul ettikten sonra, bu ilişkinin tertemiz olduğu konusundaki kendi inancı, dünyadaki bütün yasal kağıtların hepsinden daha üstündür. Bütün burçlar içinde, hem son derece pratik, hem de aynı zamanda harikulade pratik olan tek kadın, Başak kadınıdır. Yasa dışı bir aşk ilişkisi, yüzeyde basit ve ahlak dışı görünebilir. Aslında buna ne kadar zor karar verdiği göz önüne alınırsa, Başağın, karakterine uygun bir davranış örneği olduğu anlaşılır. Başak kadını böyle bir ilişki karşısında toplumun suçlamasıyla utanç içinde kıvranacaktır ama yine de davranış şekli, ne de niyetinin temizliği konusundaki kendi kanısı değişecektir. Bu da zihne hükmeden, havai ideal peşinde koşan Merküri etkisiyle karışık, Başağın toprak yanının sağlam pratikliğini gösteren kusursuz bir örnektir. Aşkında öyle bir kor ateş vardır ki, bir kez tutuştuğunda, yakıcılığı ve amacına bağlılığı ile başka burçlardaki tüm ihtirasları gölgede bırakır. Ne var ki bu ateş pek çabuk tutuşmaz. Şunu
kabul etmek gerekir ki, tipik Başak kadınında aşkın ateşli, fiziksel yanı biraz zayıftır. Ama bu kadında gizemli, sakin, bekleyen bir özellik vardır. Romantik aşkta çekingenliğin güzelliğini tercih eden erkekler için ruhun ihtirası, fiziksel ihtirası aratmayan bir özelliktir. Başak kadını her şeyde kusursuzluk arar, ama bu kendisinin de kusursuz olduğu anlamına gelmez. Hiç kimsenin, hiçbir işi kendileri kadar düzenli ve iyi yapamadıkları gibi değişmez bir inanç vardır. İnsanı çileden çıkaran da, genellikle, hiç kimsenin yapamadığıdır. Aynı zamanda titiz bir şekilde dakiktirler. Hata yaptığınız zaman, hatalı olduğunuzu kabul edin ve tartışmayın. Ona çiçekler götürün. Tartışmanın size hiçbir yararı olmaz, Başakla başa çıkamazsınız. O bir toprak burcudur, doğanın yaratılışta verdiği güzellikleri beğenir. Bu yüzden çiçekler gerilen sinirlerini yumuşatır. Özür dilemeye gelince, az ve öz olun. Başağı hiç kimse kolay aldatamaz. Fesatlığı yoktur ama kesinlikle de aptal değildir. Çoğu zaman nasıl olsa o haklı çıkacak, siz de düş kırıklığına uğrayacaksınız. Onu normal haline döndürürseniz, yine o enfes tatlı kız olacak, siz de kimin kazanıp kimin kaybettiğine aldırmayacaksınız bile. Fiziksel çekiciliğinizle onu etkilemeye çalışmayın, ya da sokaklarda onu kucaklamaya kalkışmayın. Daha ilk ve hatta onuncu buluşmanızda iyi geceler öpücüğü vermek için acele etmeyin. Daha iyi şeyler için bekleyin. Zarafet ve incelikle yavaş yavaş ilerleyin. Oyunu baştan sona ustalıkla oynayın. Ciddi şekilde eleştiricidir. Sizin kravatınız, saç biçiminiz, ne yaptığınız, ne söylediğiniz konusunda da o kadar eleştiricidir. Nefes almak ne kadar doğalsa, eleştirmek de onun için o kadar doğaldır. Başak sonsuza kadar her şeyde kusursuzluk arayan bir insandır. Bununla birlikte onu eleştirmeyin. Bu, kurallara aykırıdır. Altın
Sophia Loren
kural burada kesinlikle geçerli değildir. Onun size yaptığını, siz ona yapmasanız iyi edersiniz. Bu kadına aşık olmanın en güzel yanı, sizin bütün dertlerinizi üstlenip, belki bundan zevk de almasıdır. Sadakat konusuna gelince, ender olarak bir başak kadınının, anlaşılmaz bir nedenle, dürüstlükten ayrıldığını işitebilirsiniz. Ancak böyle bir gönül eğlencesinin altında genellikle kendine bir şeyi kanıtlama arzusu yatar ve pek uzun sürmez. Arada sırada başı dönerek zevk ve sefaya dalan Başak kadınları bu yanlış davranışlarını ört bas edecek kadar akıllıdırlar ve böyle davranış da hiç kuşkusuz son derece az görülen bir olaydır. Genel olarak, eğer size gerçekten aşıksa, tipik bir Başak kadınını en seksi bir erkekle bir ay ıssız bir adada bıraksanız, sizi aldatmayacağına güvenebilirsiniz. Başak kızı ufak şeylerde bile insanı rahatsız edecek derecede, kılı kırk yararcasına titizlik gösterir, ama öte yandan dünyanın en cömert, en iyi, en sevecen küçük yaratığıdır. Onun kusursuzluk merakını kusur olarak değil, erdem olarak kabul edin. Eleştirici huyu sinirinizi bozsa bile öyle tatlı ve sevimli bir havası vardır ki, hiç karşı koyamazsınız. O alçak gönüllü tavırları ve o tatlı, ışıl ışıl gözleri görevlerini iyi yapmışlar. Hatta başkaları kusur bulmadığı zaman onun ne kadar şakacı olduğunu ve o güzel başın içinde ne keskin bir zekanın yattığını da herhalde anlamışsınızdır. Çok hoş ve tuhaf bir şeydir.
TEMEL ÖZELLİKLER BAŞAK BURCU KADINI VE ERKEĞİNİN ÖZELLİKLERİ Yönetici Yıldızınız: Merkür (Zeka, dil ve canlılık temsilcisi) Grubunuz: Toprak, negatif Burcunuzun cinsiyeti: Dişi Üstün yeteneğiniz: Disiplinli ve metodlu bir hayat Özelliğiniz: Dikkatli ve herşeyle ilgili olmak Emeliniz: Toplum içinde beğenilmek Amacınız: Başarı yolunda daima yükselmek Anahtar Sözcüğünüz: İnceleyicilik Yenmeniz gereken huyunuz: Çekingenlik ve cesaretsizlik Bunlar yetmez değil mi, okumaya başak burçlarının temel özelliklerinin sıralandığı sayfamızdan devam edebilirsiniz.
www.cypruszoom.com
81
Hoşgeldin Küçük Piro
G
aliba en şanslı bebeği bulduk. Dünyanın en muhteşem renkleri sarı-kırmızı zıbınıyla merhaba diyen Bera Vedat Piro geçtiğimiz ayın mutluluk kaynağıydı. Efes’in Saha Satış Müdürü Murat Piro ile Bülent Ecevit Anadolu Lisesi Edebiyat Öğretmeni, eğitim uzmanı Heves Sönmez’in özlemi sona erdi. Daha doğrusu tüm ailenin beklediği ufaklığımız sonunda dünyaya merhaba dedi. Lefkoşa’da özel bir hastanede
Doğum öncesi gergin bekleyiş ve sonrasındaki mutlu haber, aile fertleri arasında duygusal anların yaşanmasına neden oldu.
82 ZOOM
gerçekleşen doğumun öncesi de, sonrası da heyecanlı görüntüler vardı. Piro ve Sönmez ailelerinin ilk ve tek torunu olan Bera Vedat ismi de ailedeki önemini gösteriyor. Bera Vedat, Farsça’da sonsuz mutluluk anlamına geliyor. Büyüdüğünde inşallah ismindeki anlamı yakalar ama şu anda, hem Piro, hem de Sözmez ailelerinin bunu yakaladığını söylersek, erken davranmış sayılmayız.
747 85 22 (0392)
TİPİNİZE GÖRE “ VÜCUTSPOR YAPIN
E
lma Dersem Pilates, Armut Dersem Koşu! Vücut Tipinize Göre Spor Yapın Kısıtlı zamanlarda sağlıklı ve ince bir bedene sahip olma amacıyla yaptığımız sporun vücut tipimize göre etki göstereceğini biliyor muydunuz? Sodexo firmasının “İyi Yaşa Programı” kapsamında önerilerde bulunan Klinik Pilates Eğitmeni Ayça Kaşıkçı, her
ARMUT TIPI VÜCUT VE KOŞU Alt vücuda oranla daha ince bir üst vücudun olduğu armut tipi vücutta; dar omuzlar, kavisli bel ve geniş kalça-basenler belirleyici özelliklerdir. Elma tipi vücudun aksine armut tipi vücuda sahip olan kişiler bisiklete binmekten bilhassa kaçınmalıdırlar; çünkü bisiklet üst bacakları çalıştırdığı için bacakların kaslanmasına ve kalınlaşmasına neden olmaktadır. Bu vücut tipinde olan kişiler hızlı kilo vermek için koşu ya da tempolu yürüyüş tercih etmelidir. Hatta daha hızlı yağ yakımını sağlayan “sprint koşu” diye tabir ettiğimiz 1-2 dakikalık çok hızlı koşunun ardından düşük tempolu koşu ya d a yürüyüş bu vücut tipindeki kişilerin daha kolay şekillenmesine yardımcı olacaktır. Kardiyo ile birlikte basit pilates hareketleri, özellikle yan yatış pozisyonunda kalça ve basenleri çalıştıran hareketler bu vücut tipindeki kişiler için çok yararlı olacaktır. Üst vücudu kuvvetlendirmek içinse hafif ağırlıklar ve şınav tercih edilebilir.
84 ZOOM
ELMA TIPI VÜCUT VE PILATES Üst vücudun alt vücuda oranla daha kalın ve geniş olduğu, bacakların oldukça ince, bel kıvrımının ise fazla olmadığı elma tipi vücutta rahatlıkla seçilebilecek olan spor çeşidi pilatestir. Bu vücut tipinde bel kıvrımını artırmak ve belde yağ oluşumunu engellemek için pilates yapmanın yanı sıra, ince bacakları biraz olsun kuvvetlendirmek ve kaslandırmak için bisiklet tercih edilebileceği gibi cross trainning (ecliptic) ve yüzme de bu vücut tipine sahip kişilerde çok daha çabuk kilo vermeyi ve şekillenmeyi sağlayacaktır. Ancak bu sporları yaparken kalın olan üst vücudu daha ince olan alt vücut taşıdığı için hassas olan eklemleri zorlamadan yapmaya ayrıca özen göstermek gerekmektedir.
egzersizin farklı vücut tiplerinde başka etkileri olduğuna dikkat çekerek, hangi vücut tipinde hangi sporun yapılması gerektiği konusunda tavsiyelerde bulundu. Ayça Kaşıkçı “Spor yaparken kimimiz basenleri inceltmeyi, kimimiz bacakları şekillendirmeyi, kimimiz ise kolları kuvvetlendirip karın kaslarını sıkılaştırmayı hedefliyoruz. Oysa her vücut tipinin istediği egzersiz farklı, bu nedenle
”
bazı egzersizler kimi vücut tiplerinde çok çabuk etki gösterirken, kimi vücut tiplerinde aylarca çalışılmasına rağmen hiçbir sonuç vermiyor ”dedi. İstenilen sonuca ulaşabilmek için vücut tipine özel sporların yapılması gerektiğini söyleyen Kaşıkçı, dört temel vücut tipine uygun olan egzersizleri ise şöyle sıraladı.
KUM SAATI TIPI VÜCUT VE KONTROLLÜ SPOR Dengeli alt ve üst bedenin yanında geniş omuzların ve kıvrımlı bir belin belirleyici olduğu “Kum saati” diye tabir edilen vücut tipine, en şanslı vücut tipi olarak adlandırıldığını söyleyebiliriz. Bu gruptaki kişiler genellikle atletik bir görüntüye sahiptirler; ancak kontrollü bir şekilde spor yapmazlarsa bu vücut tipini çok çabuk kaybedebilirler. Alt ve üst vücut dengeli olduğu için her türlü kardiyo egzersizi; koşma, yüzme, bisiklet, dans gibi spor ve egzersizler onlar için uygundur. Bu vücut tipine sahip olan kişilerde üst sırt bölgesinde kolayca yağlanma ve iri göğüslerden ötürü sırt ağrılarına rastlanabileceği için sırt kaslarının esneme bantlarıyla ya da ağırlıklarla kuvvetlendirilmesi önerilir.
DIKDÖRTGEN TIPI VÜCUT VE SERBEST SPOR Dengeli üst ve alt bedenin yanı sıra, uzun kol ve bacaklarla belli belirsiz bir bel kavisine sahip olan bu vücut tipindeki kişiler genellikle zayıftırlar. Diledikleri kardiyo egzersizi onlar için uygundur. Dikdörtgen tipi vücuda sahip olanlar özellikle omuz ve kalça egzersizlerine yönelerek onları kuvvetlendirerek, şekillendirebilir ve sonuçta da bel kıvrımının daha çok ortaya çıkmasını sağlanabilir. Böylelikle çok daha şekilli bir vücuda sahip olabilirler.
www.cypruszoom.com
85
Çocuklu aileler çocukları aynı odada konaklamak koşulu ile 12 yaşa kadar olan çocuklara yatak ücretsiz, kahvaltı ücreti ve yemek parası indirimli olacaktır. Grublarda sabah kahvaltısında taş fırında köy ekmeği yapımı ve herkese 1 ekmek. Herkes ekmeğini kendi yapacak.
Kıbrıs'ı Yaşayın
Otel içinde her 200 TL’lik harcamaya 50.00 TL indirim 15 kişilik grublarada 1 kişi ücretsiz
Nitovikla Hotel'den
Özel İndirimli
Kıbrıs usulü şinya ve harnıp dalında pişmiş “Kleftigo” mönüsü
Tatil Olanağı
Havuz başında mangalı siz yakınız, Dibek kahvesi yapımı
Sabah kahvaltısında dribidez bittasını siz yapın,öğrenin ve tatın
* Kişi başına yatak-kahvaltı *Kişi başına yarım Pansiyon *Çocuklar 12 yaşa kadar *Kahvaltı (çocuk) *Yemek (çocuk) *Mönü ücreti (Yetişkin)
60,00 TL 90,00 TL yatak-ücretisiz 15,00 TL 20,00 TL 30,00 TL
The Nitovikla Garden Hotel Bir CyproMare Tourism And Traiding Limited Kuruluşudur.
Mehmetcik(Kumyalı) / İskele K.Kıbrıs, Mersin-10 Turkey 0533 865 69 67 / 0533 834 48 68 / 375 61 20 Fax: 375 61 21 www.eco-turismo.it www.nitovikla.com info@nitovikla.com nitoviklahotelkarpaz@gmail.com
Kıbrıs’ın ilk ECO-BİO Oteli
TÜM COSMETICA’LARDA
İNDİRİM ŞÖLENİ
Boss Femme
L’ Essence de Cerruti
Baby Doll YSL
Lacoste Red
Drakkar Noir
A Men Thery Mugler
Champs Elysees
Kokorico
Boss Nuit
Boss Orange
Lacoste Joy of Pink
Cosmetica Card ile tüm ürünlerde
%20 indirim
avantajına sahip olun.
Detaylı bilgi için: www.pilottrading.com Cosmetica Önder AVM Lefkoşa Cosmetica Önder AVM Mağusa Cosmetica Erülkü Demirhan Cosmetica Ziya Rızkı Caddesi Cosmetica Metropol Yolu
Profil 227 7595
Eau de Lacoste Femme
Gucci Guilty Black Women
HAZIRLAYAN: HAZIRLAYAN: Ahmet Dönmez HAZIRLAYAN: Ahmet Dönmez Ahmet Dönmez
K.K br s’ n Alt n Kumsal ile ünlü kenti
Vücudu iyi gelişmiş, sporcu __________ Otomobilin bir parças
K.K br s’ n Yar madas
BULMACA Gerekenden eksik _________ Amerikyum (simgesi)
Duman lekesi _________ Dolayl olarak anlatma
Üflemeli bir müzik aleti
K. K br s’ta deniz alt nda 3 gün kal p dünya rekoru k ran dalg ç. Bayan ismi
Alt alta yaz lm ş şeylerin bütünü
Baston ___________ Kesici araçlar n kab
Alçakl k, bayağ l k K.K br s’ n en çok okunan dergisi
Varl ğ n kabul etme ___________ Yass demir çelik ürünü
Radyum’un simgesi
Mikroskop cam
(Eski dilde) Derinlik
Milimetre (k saca)
Lantan’ n simgesi
İki tarla aras ndaki snr ___________ Hangi yer
Ad, unvan K.K br s’ n First Lady’si Amerikan Devletler Örgütü
Yalan söyleme hastas
Gelenek
Genel görünüş, izlenim
Silahl kuvvetlerde en küçük birlik
Kendinden geçme Deniz suyunun kabarmas Uzaduyum
Evrensel al c kan grubu
Denizin örttüğü vadi
(Eski M s rda) Üretici güç
Bir kimsenin takma ismi
Güzellik duygusu ile ilgili olan, güzel duyu
Çin’in Para birimi
2015 Y l n n İskele’den seçilen Genç K z (resimdeki)
Dünya, cihan
Hsm Kasaplarda sat l r besin Düşüncesizce her işe at lan, cüretkar Sokak (k saca)
Alüminyum'un simgesi
Japon kökenli bir döğüş tekniği
Askerler, erler
Avrupa Topluluğu (k saca)
Orta Akdeniz’de ada bir devlet
Öküz yemliği Bir orman ağac , maun Kafiye
2015 Y l n n Genç Kz Tuğçe ERDÖNMEZ Ve Genç Erkeği Süleyman UÇAR (Mümkünse yan yana Resimleri)
Katman, kat
Nicelik bak m ndan, nicelikle ilgili
Ay lar n bar nağ
Sinirler
Tavlada beş Çok taneli bir meyve
Akciğer Bir süs bitkisi
Gümüş’ün simgesi
Yumurtan n beyaz bölümü ___________ Güdülebilen, yönlendirile-bilen
Canan……. ünlü diyetisyen’in soyad
Alfabe Filmde dinlenme süresi, antrakt
Birden bir art k ___________ Seryum’un simgesi
Bir göz rengi İbra, aklamak işi
Çok uçta, kenarda bulunan
Şerefli, Gururlu
Telefon hitab
G.Mağusa’da Salamis Antik kentinde yer alan ünlü Aç k hava tiyatrosu
Bir renk Girne’den Y l n Genç Erkeği 1.si (resimdeki)
Frans z ağ rl k ölçü birimi Alt n
Türkiye’nin plaka rumuzu
Fikir, düşün Al ş-verişte kullan lan ilmeklerden oluşmuş ağ torba
Rütbesiz asker
Dördül
Akciğer
Hekimlikte değerli bir bitki
Hiçbir zaman
Berilyum (simgesi)
Hayvan hikayesi
Neoplazma, tümör
Satrançta çapraz hareket ettirilen taş
Ademoğlu, şah s Maden Tet-kik Arama (k saca)
Ruh
İsa Peygamber’in doğum günü
Şarap
Samaryum (simgesi)
Yemesi gereken
İnsan Kaynaklar Toplum içindeki en küçük birlik
Bir kümes hayvan
88 ZOOM
www.cypruszoom.com
89
BULMACA Değiştirgeç
Teklif
Edebiyat
Öncesiz
Hangi Kişi?
Çalışma
Temel, Asıl
Bektaşilikte Pir
Düzen
Üzüntü Kaygı
Yemişin yenilen bölümü
Boy
Isısı Düşük
Çıplak resim
Sözün Gelişi
Çağdaş
Kifayet
Sabah yeli
Faktör
Türkiye’deDoğu Anadolu’da bir il
Dünya’nın uydusu
Donuk, Mat
Bir şeye mal ederek
Bu yerde
Mutasavvıf
Uda benzer bir çalgı
Büyükbaş hayvan
Ben
Yatak
Geçici
Bir sıvama aracı
İçinde bulunan çevre
Gizler Sırlar
Bütün aile
Avuç
Evet
Etil Alkol
Ulaştırma
Sözleşme Antlaşma
Yere Serilen Örtü
Despot Diktatör
Gümüş renkli bir balık
Çatışkı
Uzaklık Anlatır
Değiştirme
Tesir
Zırhlı Topçu Kulesi
Olağandan Büyük
Halk
Sofa
Sanatta Yöntem, Akım
Gevşeme rahatlama
Yapıda yatay bağlama öğesi
Enlemden bağımsız Olay
Arap alfabesinin 24. harfi
Helyumun simgesi
İsveç’in İnternet kodu
Köle
Kirli
Küp
Padişah gözdesi karavaş
Utçu
Şeker Posası
www.cypruszoom.com
89
haber
2014
Kıbrıs Festivalleri
Şubat - Hotel, Restoran, Kafe ve Gastronomi Fuarı - Orkide Yürüyüşü - Türk Film Günleri (Şubat-Nisan) - Lefkoşa Müzik Festivali (Şubat-Nisan) - Eşek Günü (Büyükkonuk Ekoköy)
Mart - DAU Uluslararası Sualtı fotoğrafçılığı ve Film Festivali - 10. Tepebaşı Lale Festivali (3. Hafta) - 10. Avtepe Kıbrıs Lalesi Festivali - Geçitkale Geleneksel 10 Mayıs Kutlamaları - 4. Beşparmak Tiyatro Festivali - DAU Uluslararası Futsal Turnuvası - HASDER Çocuk ve Hikâyeler Festivali - Eğitim ve Kitap Fuarı - İskele Belediyesi Kültür ve Sanat Festivali - 7. Uluslararası Şiir Toplantıları - 3. Bağlıköy Ekogün - 7. Lapta Turizm Festivali (MartNisan-Mayıs-Haziran)
Nisan - Bellapais İlkbahar Müzik Festivali (Nisan-Mayıs) - 6. Mormenekşe Enginar Festivali - 23. Nisan Kurtuluş ve Çocuk Bayramı - 5. Yiğitler Köyü Global Enginar Festivali - 8. ODTÜ Tiyatro Festivali - 2. Hisarköy Bahar Festivali - 2. Gönendere Kültür ve Sanat Festivali - Müzik Express Rock’n DAU - Güzelyurt GÜSAD Festivali - 6. Mağusa Çocuk Festivali -Değirmenlik Geleneksel Çocuk Festivali -2. Akdeniz Ayrelli Festivali -3. Kıbrıs Kültür ve Sanat Festivali (Kanavaç)
90 ZOOM ZOOM 92 ZOOM 92
Mayıs - GÜSAD Güzelyurt Kültür ve Sanat Festivali - Güzelyurt Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali - Bellapais İlkbahar Müzik Festivali (Nisan-Mayıs) - 3. Mehmetçik Eko gün - 5. Hisarköy Orkide Festivali - LAU İlkbahar Şenlikleri - 2. Luricina Köy Festivali - GAU İlkbahar Şenlikleri - 6. Kıbrıs Tango Festivali -ODTÜ Bahar Şenlikleri -DAU Kum Heykel Festivali -DAU Bahar Şenlikleri -16. UKÜ ‘Yaza Merhaba’ Şenlikleri -YDÜ Bahar Şenlikleri -6. Esentepe Kayısı Festivali (Nisan-Haziran) -HASDER Çocuk Festivali -9. Kıbrıs İpek Festivali (Bellapais Manastırı) -14. Büyükkonuk Geleneksel Ekogün -18. Kuzey Kıbrıs Uluslararası Müzik Festivali -4. Mağusa Gençlik Günleri
Haziran - 4. Yıldırım Karpuz Festival - 4. Folklor ve Çocuk Festivali - 17. Türksoy Opera Günleri - 19. İskele Folklor Festivali (CIOFF) - 37. Güzelyurt Portakal Festivali (Haziran-Temmuz) - 46. İskele Festivali - 11. HASDER Çocuk Cümbüşü - 6. Hamitköy Kültür ve Dayanışma Şöleni - 3. Alaniçi Hasat Festivali - 5. Dikmen 11 Meşale Festivali - 18. Uluslararsı Mağusa Kültür ve Sanat Festivali (Haziran- Temmuz) - 4. Çınarlı-İncirli Mağara Kültürü ve Sanatı Festivali - 5. Lefke Ceviz Festivali - 9. Yeşilırmak Çilek Festivali - 4. Vadili Çocuk Festivali - 8. Gönyeli Çocuk Festivali
haber
Temmuz - Beyarmudu Patates Kültür ve Sanat Festivali - Geleneksel Kısa Film ve Belgesel Festivali (TemmuzAğustos) - 19. Gönyeli Uluslararası Folklor ve Kültür Festivali - 7. Geleneksel Karpaz Sahil Cümbüşleri - 7. Esentepe Yabani Kayısı Festivali
Ağustos - 3. Alayköy Tahıl Festivali - 3. Taşkent Kültür Festivali - 11. Lefkoşa Belediyesi Uluslararası Folklor Festivali - 6. Ozanköy Harnup Pekmezi Festivali - Serdarlı Belediyesi Babutsa Festivali - 7. Yeniboğaziçi Siyah Kupa Festivali - 8. HASDER Lefkoşa Gençlik Günleri - Mağusa Kültür-Sanat Festivali (Ağustos-Eylül) - 3. Çamlıbel Köy Şenlikleri - 26. Kitap Festivali (Ağustos-Eylül) - 54. Uluslararası Mehmetçik Üzüm Festivali
Ekim - 13. Zeytin Festivali (Girne) - 5. Çatalköy Kültür ve Sanat Günleri - GAU Geleneksel Cumhuriyet Koşusu - 15. Büyükkonuk Geleneksel Ekogün - Devlet Folklor Federasyonu Folklor Cümbüşleri Aralık - DAU Şarkı Günleri - UKÜ Yeni Yıla Merhaba Şenlikleri - GAU Yeni yıl Kutlamaları Kasım - 7. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali - Kuzey Kıbrıs Lefke - Uluslararası Sanat Festivali - 6. Kitap Festivali - 6. Cumhuriyet Folklor Festivali - Güzelyurt Tiyatro Günleri - 5. Lefke Hurma Festivali - 4. Klasik Ralli - 11. YDU Uluslararası Fotoğraf Günleri - 3. Doğanköy Alıç Festivali
Eylül - 7. Geçitkake Hellim Festivali - 12. Kıbrıs Tiyatro Festivali (Lefkoşa) - 7. Tatlısu Harnup Festivali - Kuzey Kıbrıs Uluslararası Müzik Festivali (Eylül-Ekim) - Fençlik Merkezi Cümbüşleri - Kıbrıs Türk Sanatçıları Müzik Festivali - Avrupa’nın İncisi Güzellik Yarışması - UKÜ Uluslararası Gece - 3. Kalkanlı Çakısdes Festivali (Son Hafta) - 8. Vadilili Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali - 8. Yıllık Latin Dansları ve Müzik Festivali - 2. Geleneksel Mutfak Festivali - 2. Lefkoşa Klasik Caz ve Dünya Müziği Festivali - Efes Blues Festival
www.cypruszoom.com 91 www.cypruszoom.com 93
Tunaç Riding Club
Binicilik dersleri Dağ gezisi + Piknik turları Engel atlama dersleri Çocuklar için Midilli ve Pony'lerle eğitim
Kıbrıs'ın ilk Binicilik Okulu
Karaoğlanoğlu/GİRNE
0533 851 38 13
Tüm Kıbrıs Halkının Hizmetindeyiz.
Lefkoşa-Mağusa Anayolu, Girne Dağyolu Kavşağı,Demirhan Tel: 0392 245 4360-61-62-63-64 Fax: 0392 245 4356
Restaurant | Bar | Cafe
Otantik Bir Mekanda Unutamayacağınız Anlar Yaşayın Kıbrıs’ın Yeni Eğlence Kültürü Restaurant - Bar & Cafe - Sergi Salonu - Sahne - Shop Kıbrıs ve Dünya müziğinin en iyi örnekleri... İş ve özel yemekler için öğlen ve akşam servisi...
Bibliotheque Restaurant | Bar | Cafe
Mithat Paşa Cad. No:7 Surlariçi Lefkoşa Rezervasyon: 444 3300 - 0533 833 7165 - 0542 873 6802 www.bibliolife.net
zoombirolbebek.indd 1
19/08/15 15:45