Zoom Kasım 2015 Issuu 105

Page 1

[ Kıbrıs’ın ilk aylık turizm, haber, magazin, aktüalite dergisi ] cyprus

YIL: 8 SAYI: 105 KASIM 2015

Vücudunuzun ihtiyacı; METABOLIC BALANCE

Önce İnsan

GURME 5. Yılında Cildinize Güzellik Katmanın Püf Noktaları!..

Gribi Hızlı Atlatın

9 694851 90 0049

10 TL/TÜRKİYE FİYATI 15TL

FESTiVALLER HANGi AY? NEREDE? NE ZAMAN? ‘Cittaslow’ Lefke’ye Çok Yakıştı

En Akıllı Araba YENİ MEGANE

Çok Özel Yerler

Tango to Buddha

TURİZM ▶ TARİH ▶ ALIŞVERİŞ ▶ SAĞLIK ▶ MAGAZİN ▶ AKTUALİTE











www.altinbas.com

(0392) 444 44 22


[ Dış Basın Birliği tarafından verilen 'EN İYİ DERGİ GRUBU' ödülü ]

İçindekiler DERGİ GRUBU

www.cypruszoom.com zoommagazin@gmail.com (Sahibi) Genel Yayın Yönetmeni Birol Bebek (Sahibi) Yayın Koordinatörü Gülsüm Gözenler

13 Ronaldo İçin Üretilen Krampon Tanıtıldı.. 14 Cep telefonunda İnternet Neden Yavaş? 18 Gurme Beşinci Yılında. 20 Lefke’ye Cittaslow (Sakin Şehir) Ünvanı Çok Yakıştı

Reklam Pazarlama Profil Reklam

24

KATKI KOYANLAR Reha Arar / Mesut Günsev / Selcan Biryılmaz Aygen Ersalıcı / Rauf Ersenal / Ali Özçil / Mustafa Şah / İhsan Erol Özçil / Feriha Nurluöz Hasan Karlıtaş

Gökhan Okur’un “Görsel Notlar” Sergisi 20 Kasım’a Kadar Açık Kalacak

28 Teknoloji

Grafik-Tasarım Profil Reklam

30 Mesut Günsev

Yayın Kurulu Mesut Günsev Ersin Gözenler Nurhan Günsev

32 Moda 34 1001 Airport Mall Shopping Centre’nin yeni mağazası BİMEKS”

Reklam Rezervasyon ofis: (0392) 22 77 595 (0533) 825 70 00 (0542) 875 96 66 (0533) 868 95 81 (0542) 875 55 04

42 Metabolic Balance 46 Ayok Çok Satan Kitapları 54 Önce İnsan “ Serhat Akpınar

Yayın Türü Aylık Süreli Turizm-Haber-Magazin Sanat ve Aktüalite Dergisi Baskı; Okman

62 Audrey Tauton;

ZOOM YAYIN GRUBU, Profil Reklam ve Danışmanlık Limited Şirketi’ne aittir. Köşklüçiftlik / Lefkoşa - Posta Kutusu 888

Sanatçı Kimdir” 68 Bilgisayarın İsim Babaları Kıbrıs’taydı 46 En Çok Satan Kitaplar

[ Kıbrıs’ın ilk aylık

48 Rauf Ersenal;

isi ]

, aktüalite derg

magazin turizm, haber,

cyprus

Toprağın İzi 104 EKIM 2015 YIL: 8 SAYI:

ıklı Genç ve Sağl Sırrı; Kalmanın

Acapulco Ocean SPA

Tehlike” “Görevimiz Artık Gerçek

a’dan “Seninle BirveDakik sı ile; Öncesi sonra

Vizesiz Gidilebilecek 10 Popüler Ülke

Semiha Yankı FESTiVALLER HANGi AY? NEREDE? NE ZAMAN?

N; DÜNYADA EKİM AYININ FESTİVALLERİ

Soli’nin Altın Tacı

Çok Özel Yerler

rçe Hayalden Ge rt Koral Bozku ğe;

arı Yazdan Kaleanl ti Yok Etm Vak

10 TL/TÜRK

İYE

90004 9 9 69485 1 FİYATI 15TL

The Meyh ane

İŞ ▶ SAĞLIK

İH ▶ ALIŞVER

TURİZM ▶ TAR

UALİTE

▶ AKT ▶ MAGAZİN

52 Ekim ayının festivalleri 54 Önce İnsan “Serhat Akpınar” 66 Zamane Küskünleri 69 1001 Airport Mall’a iki dev marka daha mağaza açtı 70 Sanat Bunun Neresinde 72 Burcunuzun Kışla Arası Nasıl? 74 Gribi Hızlı Atlatın 75 En Akıllı Otomobil Yeni Megane

ZOOM DERGİ GRUBU

Tüm yayınlarında çevre örgütlerine, çevre bilinciyle destek vermektedir.

8 ZOOM

76 Cildinize Güzellik Katmanın Püf noktaları 78 Cildinizi Yeniden Canlandırın 79 Ağız Kokusundan Kurtulun 82 Ayın Burcu


Keeps engines performing like new

“ We use Mobil 1. So should you.” Kevin Magnussen and Jenson Button, McLaren Mercedes Drivers

www.mobil1.com The world’s leading synthetic motor oil brand

*

*This statement is made based on the estimation of worldwide synthetic lubricants demand, Kline & Company, 2010 research results. ©2014 Exxon Mobil Corporation The Mobil, Mobil 1 and Mobil Super logotypes are registered trademarks of Exxon Mobil Corporation or one of its subsidiaries. For more information visit www.mobil1.com. Images are contractual.


Yerli balığın tek adresi - The best beach of North Cyprus

Büyüleyici deniz ve dağ manzarası, yılın dört mevsimi yerli ve yabancı turistlerin durak noktası...

a c ı l p a KHotel&Restaurant Akdenizin doyumsuz maviliği, güneşin yakıcı sıcaklığını bulabileceğiniz ailece dinlenip tatil yapabileceğiniz sıcak ve samimi bir atmosfer...

Günlük taze balığın yanısıra Türk ve dünya mutfaklarından seçkin örneklerle birlikte Kıbrıs'ın yöresel lezzetlerini tadabilirsiniz...

www.kaplıcabeach.com

Rezervasyon: 0392 387 2032 (2029) - 0533 825 1361 Girne - Karpaz sahil yolu Kaplıca \ İSKELE



Birol Bebek Genel Yayın Yönetmeni

birolbebek@gmail.com

T

Neden mi Dergi?..

rajikomik bir devirden geçiyoruz. Bize hala uzak ama Mars’ta dereler akıyor mu; Jupiter bize neden bu kadar uzak? Kızıl gezegen neden mavi değil? Ay bana neden dokundu? Kadınlar neden Venüs’ten gelmiş? Güneş neden bu kadar sıcak? Aklın sınırlarını Fezaya doğru zorluyoruz. İlle de hiç görmediğimiz; dünyanın dışında, yaşayacağımız yeni bir gezegen arıyoruz. Hedef bilmediğimiz yıldızlar... Ben hep şunu merak ettim bir “uzaylı” olarak: (‘uzaylı’ tanımlamasını bilerek yazdım. Memleketimi soranlara uzaydanım diyorum. Neresinden derseniz; köyünden) Diyelim ki yeni bir gezegen bulduk, orada nasıl yaşanır? Kim yaşar? Oraya götüreceğimiz insanları nereden bulacağız? Sorun yok; sanırım önemli bir kısmı şimdilerde herkesin dilinde olan bir yerde toplanmışlar. Uzakta değil. Sosyal medyada... En azından bugüne kadar iyi bir sosyal meyda bakıcısı (öyle bakıp geçtiğimden kullanıcıdan ziyade bakıcı daha uygun bir tanım ) olan ben, tecrübelerime yaslanarak, uzaya göndereceğimiz canlılar grubunun izini tespit ettiğimi buradan da ilan ediyorum.

12 ZOOM

Bizi insanlıktan çıkaran, deyim yerindeyse kıçımızı sandalyeye yapıştıran facebook, bu ve bu tip insan türevlerinin kaynağı... Bir de ilk kez aralarında cinsel bir birleşme olmadan çoğaldıklarına şahit oldum. Asıl korkum bu çoğalma sonucu, ‘Facebooklular Gezegeni’ndeki kontrolsuz üreyen canlıları nereye koyacağız? Yani neymiş, Amerika’nın uzayda bize yeni yerler aramasındaki asıl sebep belliymiş. Özenle seçip, öperek çoğalttığı bu canlı-

lar için bir planları varmış. Haklılar bence; Vallahi; Bu muhteremler ile aynı oksijeni solumak is-te-mi-yo-rum! Tez vakitte bunlara yaşayacakları yeni bir mecra bulunsun. Hiç olmadı oralara biz gidelim. Yandaki fotoğrafı onun için koydum. Şairinden, yazarından geçilmeyen sosyal ağda, gezginler, bilim adamları da türemiş. Yunanistan’ın ülkeye turist çekmek için en çok kullandığı fotoğraflardan birinin altına “Burası Maldivler’de bir yer olsa binlerce kişi paylaşırdı.. Ama burası Kelebekler Vadisi/Fethiye-Türkiye” yazmış. Hadi o yazmış cahil, anladık da; altındaki yorumlara ne demeli! Görenler; görmek için planlarını değiştirenler... Buranın güzelliği karşısında hala nutku tutuk olanlar var. Neyse, bu ay da güleceğimiz bir yazı olsun dedim. Ama bu yanlışın bir doğruya işaret ettiğinin altını çizmeliyim: Günlük gazeteler de buna benzer hatalar, desteksiz sallayanlarla dolu. Doğru, kaliteli ve size keyif veren bir yayın okumak, reklamlarınız ile içinde olmak istiyorsanız en iyi yerdesiniz. Bunun için varız. Bizle kalın. Öpüldünüz...


Ronaldo İçin Üretilen Krampon Tanıtıldı..

R

RİHANNA’NIN “GİYDİĞİ KOT BİLE HABER ”

onaldo yeşil sahada tarih yazmaya devam ederken, Nike onun başarısını “Savage Beauty” (Yırtıcı Güzellik) ismini verdiği ilk tasarım ile başlayan ve gelecek sezonlarda sürecek 7 farklı Mercurial Superfly CR7 kramponlarıyla kayıt altına alıyor. Kariyerinde attığı 500’den fazla gol ve kazandığı üç Ballon d’Or ödülüyle hem kulübü hem de ülkesinin tüm zamanlarda en skorer oyuncusu olan Cristiano Ronaldo tarih yazmaya devam edecek. Nike, Ronaldo için tasarladığı yeni Mercurial Superfly CR7 kramponları serisinin ilki olan “Savage Beauty” isimli tasarımı tanıttı. Portekiz’de volkanik bir ada

olan ve oyuncunun doğduğu Maderia’dan alan krampon, üzerinde lavlardan esinlenen baskısıyla Nike’ın bugüne kadar tasarladığı en girift baskılardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Nike’ın Genel Merkezi’nin, Montebelluna ve İtalya’daki zanaatkârlar arasındaki işbirliği sonucu tasarlanan ve parmak ucundan topuğa kadar uzanan enerjik ve altı renkli grafik Ronaldo’nun hızını vurguluyor. Orta kısımdaki ekstra renk tasarıma parlaklık katarken, topuğun yan tarafında yeni ve daha küçük bir CR7 logosu yer alıyor. CR7 Bölüm 1: Savage Beauty krampon ve giyim koleksiyonu Kasım ayının ilk haftasında Türkiye’de olacak. Serinin ikinci bölümü ise 2016’da ortaya çıkacak.

Y

ıpratılmış görüntüsü ile nesiller boyunca sevilen Levi’s 501, gündüzden geceye nasıl giyinmek isterseniz isteyin size sınırsız stil seçenekleri sunuyor. Geçtiğimiz ay ünlü şarkıcı Rihanna, giydiği yıpranmış 501 jean’i ve bol gömleği ile tüm dikkatleri üzerine çekti. Kıyafetiyle kombinlediği peluş topuklu terlikleriyle stil şıklığını tamamlayan ünlü şarkıcı, moda severlerden tam not aldı. Orijinal ve ikonik tasarımıyla dünyanın en çok giyilen Jean’i haline gelen Levi’s 501, başkanlardan film yıldızlarına, rock yıldızlarından moda ikonlarına, sanatçılardan teknoloji öncülerine kadar tarihe ve günümüze damgasını vurmaya devam ediyor. Bu yılın yıpranmış kot modası ile, damga vurduğu yılları hatırlatan marka, sektöre yön veren marka olarak ta modaya katkısını sürdürüyor...

www.cypruszoom.com

13


haber

Cep telefonunda İnternet Neden Yavaş?

A

lman Bild gazetesi, geçtiğimiz ay reklam engelleme yazılımı kullanan okuyucularının haberlere ulaşımını engelleyeceğini duyurdu. Daha önce de onlarca şirket, gelir kaynaklarına tehdit oluşturan bu teknolojiye karşı uygulamalara geçmişti. Kullanıcılar reklam engelleme yazılımları kullanarak sayfanın yüklenme hızını artırıyor ve şarjın daha uzun süre gitmesini sağlıyor. Apple da son dönemde iPhone ve iPad’lerde bu tür yazılımları destekleyen bir adım attı. Apple’ın bu girişimi yazılımlarla ilgili tartışmayı alevlendirdi. Ancak diğer teknoloji şirketleri kullanıcıları reklamları “daha az sinir bozucu” hale getirerek, yazılımlardan vazgeçmeye ikna etmeye çalışıyor. Cep telefonundan veya tabletten bir internet sayfasına girmek, cep telefonunun internetinin yavaşlığı nedeniyle sinir bozucu olabiliyor. Bazen kafe ve restaurantlarda kablosuz internet bağlantısı, çok sayıda kişinin kullanması nedeniyle yavaşlayabiliyor. Üzerine bir de reklamların, yönlendirici sayfaların çıkması interneti iyice yavaşlatıyor.

Sayfayı aşağı kaydırmaya çalışırken yanlışlıkla parmağıyla reklama dokunan kişi, asıl sayfadan ayrılmak zorunda kalıyor ve bu da sinir bozabiliyor. Mobilde reklam sorunu nasıl çözülür? Bugün çoğu kişi sevdikleri internet sayfalarına mobil cihazlardan giriş yaptığından bu sorunu çözmek önemli. Google’ın araştırma departmanı başkanı Amit Singhal, ilk defa bu yaz mobil cihazlarda, masaüstü bilgisayarlardan daha fazla arama yapıldığını söylüyor. Masaüstü bilgisayarlarda ise otomatik olarak çıkan video reklamlar, kapatmak için bir türlü bulamadığınız “X” tuşları, farenin

üzerine geldiği zaman oynamaya başlayan reklamlar kullanıcıları çok zorlayabiliyor. Hangi sayfalara girdiğinizi takip eden ve bilgilerinizi reklam şirketlerine satan gizli yazılımlar da bir başka tuzak. Bugün milyonlarca insan reklam engelleyen yazılımları kullanarak bu tuzaklardan kurtulmaya çalışıyor. Rakamlar tartışmalı olsa da, insanların yüzde 40’ının bu yazılımları kullandığı tahmin ediliyor. Oysa internet sayfaları, faturalarını bu reklamlarla ödüyor. Yani reklamlar yalnızca sayfada yer alan görüntülerden ibaret değil. Süregelen döngüde, bir internet sayfasına giriş yaptığınızda yüzlerce farklı sayfaya çağrı yapılıyor ve bu da, engellenemez bir şekilde cihazın hızını düşürüyor, hafızayı daraltıyor ve internet data kullanımını gereksiz derecede artırıyor. Bazı internet sayfası tasarımcıları kalıplaşmış bazı yazılımları kullanıyor.

Hepimizin fark ettiğini onlarda fark etmiş ama, oturup nedenlerini araştırmışlar, bakın altından ne hinlikler çıkmış

14 ZOOM

Bu tip yazılımlar tasarımcıların işlerini kolaylaştırıyor ancak gereksiz pek çok reklam sisteminin yüklenmesine de neden oluyor. ‘Hızlandırılmış mobil sayfalar’ Sayfalarda sosyal medyada paylaşmak için konan tuşlar da reklamların öncelikli yükleneceği, asıl içeriğin daha sonra görüleceğini kanıtlıyor. Facebook’ta paylaşılan haber ve yazılar, hem sosyal ağda sunuluyor hem de yazıyı kendi hizmet sunucusundan paylaşıyor. Bu da internet sayfası harici sistemi devre dışı bırakarak hızı artırıyor. Google, Twitter, LinkedIn gibi pek çok internet devi, ayrı bir hızlandırılmış mobil sayfalar (Accelerated Mobile Page-AMP) planı üzerine çalışıyor. Bu planla hızlandırılan sayfaların Javascript bağlantılı unsurlardan temizlenmesi hedefleniyor. Peki internetin hızlandırılması için para ödeyerek engelleyen yazılımların kurulması yeterli değil. Deneyimli internet tasarımcısı Paul Boag, bunun tasarımcının kullandığı araç ve tekniklere bağlı olduğunu ve bazen yazılımların dahi reklam sistemini devre dışı bırakamadığını belirtiyor. Boag, bu tür internet sayfalarının reklam vermeye devam ettiğini ve sizin aracılığınızla diğer hizmet sunuculara da ulaşabildiğini kaydediyor, tasarımcıların internet sayfası hazırlama yöntemlerini yeniden düşünmeleri gerektiğini belirtiyor.



CARPISA & COCA COLA’DAN BÜYÜK İŞBİRLİĞİ Coca Cola ikonik şişesinin 100. yılını kutlarken, İtalya için simgesel bir marka olan Carpisa da bu özel çalışmaya dahil oldu. Carpisa bu işbirliği kapsamında, Coca Cola şişesinin pop-art stiline uygun olarak genç, taze, dinamik, yumuşak ve pastel renklerin ağırlıkta olduğu neşeli bir “kapsül koleksiyon” hazırladı. Carpisa özel Coca Cola Koleksiyonu’nda günlük çantalardan, sırt çantalarına, aksesuarlardan, alışveriş çantalarına birçok alternatif yer alırken, Carpisa mağazalarının vitirinleri de Coca Cola ile gerçekleştirilen işbirliğine özel olarak düzenleniyor.

SULTAN YÖNETMEN KOLTUĞUNDA Türk sinemasının efsane isimlerinden Türkan Şoray bu kez yönetmen olarak yeniden sinemada. Çekimleri Muğla’da gerçekleşen “Uzaklarda Arama” filmi şimdilerde sinemada yayınlanacağı tarihi bekliyor. Büyük bir özenle seçilen ve güçlü oyuncu kadrosuna sahip olan film için Şoray “Çok büyük ve kıymetli bir ekiple çalışıyoruz. Harika oyunculara ve teknik ekibe sahibim. Herkes canla başla çalışıyor. Sanırım bugüne kadar çekilen filmler içerisinde en keyifli set ortamını biz yakaladık” diyor. İzleyenleri son derece etkili ve sürükleyici bir hikayenin beklediği filmde Sultan’ın sinemada yer almasından büyük mutluluk duyduğunu dile getirdiği kızı Yağmur Ünal’ın yanı sıra Mustafa Uğurlu, Fırat Tanış, Mehtap Bayri, Kaan Urgancıoğlu, Serkan Şenalp, Sevda Erginci, Ekin Türkmen, Aslı Samat, Esra Ergün, Elif Atakan, Pınar Göktaş, Fatih Al, Sema Keçik, Goncagül Sunar, Turgay Aydın ve Doğa Konakoğlu gibi isimler de yer alıyor. Türk sinemasının yıldız isimlerinden Eşref Kolçak ve Suna Selen gibi ustalar da oyunculara eşlik ediyor. Senaryonun Onur Ünlü’ye ait olduğu filmde kasabaya bir pavyonun gelmesi ile yaşananları konu alınıyor.

16 ZOOM

OTOKAR’IN 142 ARAÇLIK DEV OTOBÜS FILOSU MALTA CADDELERİNDE Üst üste 5 yıl Türkiye’nin en çok tercih edilen otobüs markası olan Otokar, Doruk otobüsü ile Malta Adası’nı da fethetti. Fransa, İtalya, İspanya, Almanya gibi farklı ülkelerde büyük beğeni toplayan Otokar, Malta’da toplu taşıma hizmetinde kullanılmak üzere Ocak ayında siparişini aldığı 142 adetlik sağdan direksiyonlu dev filonun 62 adetlik son bölümünü de teslim etti. Koç Topluluğu şirketi olan ve 40’tan fazla ülkeye otobüs ihracatı gerçekleştiren Otokar, 2015 yılının en büyük filo siparişlerinden 142 adetlik Doruk otobüs teslimatını Malta’ya gerçekleştirdi. Türkiye’nin yanı sıra kullanıldığı ülkelerde sahip olduğu tasarım, ergonomi ve teknolojisi ile yüksek beğeni toplayan Doruk’un sağdan direksiyonlu versiyonu Malta Adası’nda toplu taşımacılıkta yeni bir dönem başlatacak. Malta otobüsleri aynı zamanda bir Türk firmasının bugüne kadar aldığı en büyük sağdan direksiyonlu otobüs siparişi olma özelliğini de taşıyor. Fransa, İtalya, İspanya, Almanya gibi ana pazarlar başta olmak üzere Avrupa’da büyük beğeni toplayan ve müşteri memnuniyeti yaratan Otokar’ın Avrupa pazarında Vectio ismi ile tanınan Doruk otobüslerinin, Malta’ya yapılan 142 adetlik satışı, şirketin ilk sağdan direksiyonlu filo satışı olma özelliğini de taşıyor. Otokar’ın şehir içi yolcu taşımacılığına uygun 9 ve 10 metrelik seçenekleriyle alçak taban girişli, modern ve tasarım ödüllü otobüsü Doruk, iç ve dış modern görüntüsü, güçlü motoru, yol tutuşu ve üstün çekiş performansının yanı sıra ekonomik olmasıyla da ön plana çıkıyor.


TATİL YAZILIMINIZI NASIL ALIRSINIZ

? ? ?? ? ? ?? ?

?

Acentanıza Özel

Otomasyon ve Web Çözümleri İçin Lütfen bize Ulaşınız

EXPORTERKA

+90 322 454 01 65

www.exporterka.com

info@exporterka.com


GÜLSÜM GÖZENLER

Sahibi ve Genel Yayın Koordinatörü gulsumgozenler@gmail.com

Gurme Ekim ayında, 35 milyon abonesiyle Türkiyenin en büyük telefon operatörlerinden Türkiye Turkcel’in Dergilik uyugulamasında en çok satılan dergiler arasındaydı..

18 ZOOM

GURME BEŞINCI YILINDA; GURURLUYUZ..

T

atlı, ekşi, acı, soslu, sulu, kuru, sıcak, soğuk, alkollü, alkolsüz, gezmeli, tozmalı, yemeli, içmeli, dinlenmeli, çalışmalı, koskoca dört yılı geride bıraktığımız bu ay. Şöyle bir geriye bakalım istedim sizlerle beraber. İlk beş yıllık planımız başarılı bir şekilde devam ediyor. Peki planımız neydi? İsterseniz size birazcık anlatayım. Daha önce bu konuları parça parça anlattım size yazılarımda ama bütüne baktığımızda çok daha net görüyoruz ilerlemeyi. GURME nedir? Nasıl doğdu? Şimdi nerede? Bildiğiniz gibi Gurme Dergisi ZOOM Dergi Grubu’nun bir üyesi. 2007 yılında dergi olarak hayatına başlayan ZOOM, ilk sayısından itibaren Kıbrıs turizmine ve gastronomisine verdiği önemle öne çıktı. Her ay mutlaka bir mekan tanıtımı, ve birden fazla yemek özellikle Kıbrıs yemeği tarifi yayınladığımız ZOOM’un içeriğinde içki ve yemek kültürü yazıları hiç eksilmedi.

Bundan dört yıl önce gördüğümüz yoğun ilgi ve özellikle Kıbrıs’ta Gastronomiye verilen önemin az olmasından, dünyada sektörün parlayan bir yıldız olmasından etkilenerek Kıbrıs’ta da bu sektörün gelişmesine daha çok katkı koymaya karar verdik ve Ekim 2011’de Gurme Dergisi’nin ilk sayısını hayata geçirdik. İyi de yapmışız. Uyguladığımız istikrarlı politikanın meyvelerini tüm Kıbrıs toplamaya başladı. Her geçen gün özellikle üniversitelerimiz Turizm bölümlerine Gastronomiyi de ekledi. Şuan neredeyse Kıbrıs’ta turizm eğitimi veren bütün üniversitelerin gastronomi bölümleri bulunmakta. Her ne kadar prezentabl eğitmen konusunda sıkıntılar yaşıyor olsalar da konusunda tecrübeli hocalarımızdan eğitim alma fırsatı bulan öğrencilerimiz çoğunlukta. Özellikle Gurme Dergimiz yazarlarından değerli Mustafa Şah, Ali Özçil, Tekin Açıkyıldız ve Selcan Biryılmaz bu bölümlerde eğitim veren şeflerimizden. Gurme Dergisi ile Kıbrıs içki ve yemek kültürünü tüm dünyanın takip edebileceği bir platforma taşıdık. Dünyanın en büyük yayın paylaşım sitesi www.issuu.com/ cypruszoom ile 600 bin okuyucuya ulaştık. Türkiye’nin en büyük dergi takip platformu olan 35 milyon aboneye sahip Türkcell Dergilik’te yer alan 4 adet gastronomi yayınından bir tanesi olmayı başardık. Gurme’nin yayına başlaması ile Kıbrıs’ta içki ve yemek sektörü yeni bir vizyon kazandı. Dünyanın neredeyse tüm içki ve yiyecek markalarına artık Kıbrıs’ta ulaşmak mümkün.

Firmalar hizmet kalitesinde yarışır duruma geldi, sunumlar dünya kalitesini yakaladı, hatta bazılarında ilerdeyiz bile diyebilirim. Dünyanın en zengin ve en sağlıklı mutfağına sahip bir Akdeniz Mutfağı olan Kıbrıs Mutfağı neredeyse hakettiği noktaya geldi. Kıbrıs’ın en büyük süpermarketi olan Erülkü Süpermarket içerisine kurduğumuz, şimdiye kadar bir yayıncının yapmış olduğu en yüksek bütçeli projesi olan Gurme Mutfağı ile Kıbrıs’ta yaşayan veya Kıbrıs’ı ziyarete gelen yabancılara Kıbrıs Mutfağı’nın en seçkin lezzetlerini tanıtma ve bizzat tattırma etkinliğimiz uzun yıllar konuşulacağa benziyor. Tabi ki daha bitmedi. Sektöre öncülük yapan ve yapmaya devam edecek olan ZOOM DERGİ Grubu, planladığı çalışmaları bir üst basamağa taşıdı ve ilk girişimini yaptı. Sektörün duayenleri ile biraya gelerek Kuzey Kıbrıs Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği’nin kuruluşuna destek oldu. Bundan sonra da özellikle Gastronomi Turizmi’nin daha da gelişmesi ve hakettiği değeri görmesi için Türkiye ve dünyadaki diğer gastronomi birlikleri ile iletişimler kurmaya fuarlara katılıp ülkemizi tanıtma etkinliklerine katkı koymaya devam edeceğiz. Gururluyuz, çünkü hedeflerimize ulaşıyoruz ve başarılıyız. Emeği geçen ve halen daha bizimle canla başla çalışan tüm ekip arkadaşlarıma sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Hep beraber, nice 5., 10., 15., .... yıllara.


A’la Carte Restaurant - Bar & Club

Rezervasyon: 0533 888 0022 | info@tangotobuddha.com | Girne


HASANKARLITAŞ

hasan_karlitas@yahoo.com

turizmde yeni akım; sakin şehirler

CITTASLOW ( “ LEFKE’YE ÜNVANI ÇOK YAKIŞTI ” H

ızla küreselleşen dünyamızda, bir çok değer de, aynı hızla ya kayboluyor, ya da standartlaşıp aynılaşıyor. Bu gidişata tepki olarak doğan Sakin Yaşam hareketi, yaşlı dünyamız için yeni bir umut tohumu oldu. Yavaş Şehir (Cittaslow) ve Yavaş Yiyecek (Slow Food) akımı, dünyanın hızla artan nüfusu ve çatışma ortamının getirdiği, gürültü ve patırtının ortasında sığınılacak limanlar gibi ışık saçıyor. Yavaş da olsa, turizm de yükselen bir de ivme izliyor. Sakin yaşamın simgesi, yavaş ama iz bırakarak ilerlemeyi anlatan salyangoz. Sakinliğin çağrısına kulak verip, sakin şehirlerin ve yavaş yiyecek hareketinin simgesi salyangozun izini sürmeye değer... Yeni bir yaşam ve yemek kültürü hareketini çok iyi özetleyen, Slow Food Devrimi isimli kitap, yavaş yemek anlayışını şu

20 ZOOM

şekilde özetliyor; Slow Food hareketinin sembolü “sayangoz”dur. Hayat içinde sürekli yiyerek, yavaş, temkinli ama kararlılıkla ilerleyen salyangoz, cüssesinden beklenmeyecek mesafeler aşar ve geçtiği yerlerde izini bırakır. Tıpkı salyangoz gibi, slow food hareketi de yola çıktığından beri yavaş ama izini bırakarak inanılmaz mesafeler kat etti. 1986’da İtalya’da küçük bir grupken, bugün 132 ülkeden yaklaşık 100 bin üyesiyle dünyanın en etkili gastronomik hareketine dönüşerek bir başarı hikayesi yarattı. Slow Food (yavaş yiyecek) felsefesi ise beraberinde, cittaslow (sakin şehir) akımını doğurdu. İtalyanca şehir anlamındaki ‘citta’ ve İngilizce yavaş anlamındaki ‘slow’ kelimelerinin birleştirilmesinden doğan cittaslow (yavaş şehir-sakin şehir) hareketinin, temelleri 1999 senesinde İtalya’da atıldı. 70 kriterden oluşan Citta Slow – Slow City – Yavaş Şehir - Sakin Şehir’lerde, zamanın yavaş akacağı, sade ve hep özlenen, yerel kültüre ve doğaya saygılı huzurlu bir başlangıç öngörülüyor. Cittaslow, çocuk, genç,

SAKİN ŞEHİR) yaşlı engelli herkesin mutlu olacağı, tüketen değil üreten bir felsefe ve doğa ile kültürün korunarak gelecek nesillere taşınabileceği bir anlayışı vaat ediyor. Farklı kıtalardan 28 ülkeden 182 üye, 150 milyonluk bir tatilciye hitap ediyor. Türkiye’de 10 şehir ülkemizde ise Yeniboğaziçi ve Lefke Belediyeleri bu ağa üye olmaya hak kazandı. Düne, bugüne ve gelecek nesillere saygı çerçevesinde, acele etmeden her şeyi doyasıya ve tadında yaşamak düşüncesi, ne kadar da rahatlatıcı. Bu felsefeye göre, geçmişin getirdiği tarihsel, kültürel ve doğal zenginliği hissedip, daha insani, daha çevreci, duruş oldukça önemli. Yaşadığınız kenti, orada yaşayan veya ziyarete gelen insanları önemsemek, çevreyi korumak, yerel özellikleri ve ürünleri öne çıkarmak, tüm şehirlerin aynılaşmasına karşı çıkmak ve her bir şehri kendi özgünlüğü ile desteklemek, sakin yaşam hareketinin olmazsa olmazı. SAKİN LEFKE’NİN İZİNİ SÜRMEYE DEĞER Lefke: “Sakinlik onun doğasında var”


gezi

sloganı, ile üç yıl önce, Turizm Bakanlığının yakmış olduğu bir kıvlcım ile Lefke Belediyesi, Lefke Avrupa Üniveristesi (L.A.Ü) ve ilgili sivil toplum örgütleri, cittaslow olma hedefi ile yola çıkmıştı. Bu hedefe inanıp, güçlü bir koordinasyonla çalışan Lefke, iyi bir ekip çalışmasıyla bu önemli başarıyı yakaladı.

7.Kasım.2015’te resmen uluslararası cittaslow ağına üye olan Lefke’yi ve ona bağlı 13 geleneksel yapıya sahip köy için, artık yeni bir sayfa açıldı. Cittaslow üyeliğinin Lefke ye çok yakıştığını düşünüyorum. Lefke’nin özellikle bu üyelikten sonra, yerel özelliklerini ve özgün

mimarisini koruyarak, planlı bir şekilde geleceğe taşıması oldukça önemli. Lefke’nin geleceği, kültür ve çevre dostu turizm, eğitim ve iyi tarım uygulamaları olarak şekillenmeli. Sakin Şehir Lefke’de neler yapılabilir? Ülkemizin en batısında yer alan

çilek diyarı Yeşilırmak’tan, Taşpınar ‘Angolem’ köyüne kadar olan Lefke Belediye hudutları, artık resmen Cittaslow olarak tescil edildi. Yeşilırmak köyünde yer alan Organik Çiftlik, Guiness rekorlar kitabına giren üzüm asması, sahil şeridindeki yerel restoranlar, köyün simgesi çilek yanında diğer tarımsal sebze/ meyve üretim potansiyeli, Bedemli-

KIBRIS’IN EN YEŞIL VE EN HUZURLU KASABASI LEFKE, BARINDIRDIĞI TARIH, KÜLTÜR VE DOĞA DEĞERLERI ILE ADETA, SAKLI BIR HAZINE GIBI YENIDEN KEŞFEDILMEYI BEKLIYOR. YEREL DEĞERLERINI HALEN KORUYAN SAKIN ŞEHIR LEFKE, TARIH, KÜLTÜR VE DOĞA MERAKLILARINI ÇAĞIRIYOR. BU ÇAĞRIYA KULAK VERIN, TARIHI, DOĞAYI, KÜLTÜRÜ KEŞFEDIN..

www.cypruszoom.com

21


tarih

köy’deki Vuni Sarayı, Yedidalga’da sahilindeki geleneksel yiyecek içecek hizmeti veren işletmeler, Soli Antik Kenti, Gemikonağı’nın Kıbrıs tatları sunan aile işletmesi Bakırcı, Bağlıköy’deki eko turizm hareketi, Yeşilyurt Köyü’ndeki Pendaya Eko Garden, Gaziveren Çiftlik Evi ve Doğancı’daki Argonya isimli mekanlar bölge ziyaretçilerine alternatifler sunuyor. Lefke merkezin, ceviz, hurma, zeytin ve portakal dan oluşan yeşil dokusu, el sanatları üretim karakteri ve farklı medeniyetleri yansıtan mimari dokusu, batı bölgesinin tamamlayıcısı durumunda. Manzaralı doğal yürüyüş parkurlarını da unutmamak gerek. Kıbrıs’ın en yeşil ve en huzurlu kasabası Lefke, barındırdığı tarih, kültür ve doğa değerleri ile adeta, saklı bir hazine gibi yeniden keşfedilmeyi bekliyor. Yerel değerlerini halen koruyan Sakin Şehir Lefke, tarih, kültür

22 ZOOM

ve doğa meraklılarını çağırıyor. Bu çağrıya kulak verin ! SLOW FOOD IN FAST FOOD OUT Yeni bir yaşam ve yemek kültürü hareketini çok iyi özetleyen, Slow Food Devrimi isimli kitap, yavaş yemek anlayışını şu şekilde özetliyor; Slow Food hareketinin sembolü “sayangoz”dur. Hayat içinde sürekli yiyerek yavaş, temkinli ama kararlılıkla ilerleyen salyangoz, cüssesinden beklenmeyecek mesafeler aşar ve geçtiği yerlerde izini bırakır. Tıpkı salyangoz gibi, slow food hareketi de, yola çıktığından beri inanılmaz mesafeler kat etti. 1986’da İtalya’da küçük bir grupken, bugün 132 ülkeden yaklaşık 100 bin üyesiyle dünyanın en etkili gastronomik hareketine dönüştü. Slow Food, Fast Food’a alternatif olarak, yerek yiyecek ve içecek anlayışını korumak

için 1986 yılında İtalya’da bu hedefe inanan, Carlo Petrini tarafından başlatılan ve tüm dünyada kabul gören bir harekettir. 1986 senesinde İtalya’daki meşhur İspanyol Merdivenleri yakınında açılması planlanan, McDonalds zincirine karşı, eylem yapan, yerel kültür dostları, o bölgeye Fast Food işletmesi açılmasını engeller. Bu önemli zafer karşısında, örgütlenen topluluk, tüm dünyada yeni bir akım yaratılmasına vesile olur. Hızlı, ayaküstü yemek alışkanlığına karşı, geleneksel yeme içme biçimlerini ve yerel ekosistemlerin özelliklerini korumayı teşvik eden hareket, Cittaslow, yani Yavaş Şehir Hareketi’nin de vazgeçilmez bir parçası olmayı başardı. SLOW FOOD; TEMİZ, ADİL VE SAĞLIKLI GIDA - YEREL ÜRET YEREL TÜKET Mevsiminde ve doğal şartlarda yetişmiş sebze ve meyve tüketimi, Slow food’un en önemli noktalardan bir tanesi. Slow Food, tekdüze, monoton ve hiçbir sürprizi olmayan standartlaşma yerine heyecan veren bir hareket. Fast Food’un insan sağlığı yanında, toplumsal ve bireysel olumsuz etkileri, her geçen gün çoğaldıkça, yavaş yiyecekler daha bir önemseniyor. Yerel yemeklerin, yerel malzemelerle pişirilmesi, sıcak yemekler, yerel menüye sahip restoranlar, doğal damak tatlarını

koruyup nesilden nesile yaşatmak, ancak günümüzdeki yaşam şeklinin değişmesiyle mümkündür. Aksi halde yerel kültürlerin yok olması kaçınılmazdır. Globalleşme, seri ve standart üretim, süpermarketleşme küçük ve yerel üreticilerin önündeki en büyük tehditlerdir. “Yerel üret yerel tüket”, “Cips değil Kıbrıs Patatesi” veya “Kola yerine doğal meyve suyu” gibi kampanyalar, özellikle çocuk yaştan itibaren iyi bir koordinasyonla aşılanmalıdır. Slow Food “ temiz, adil ve sağlıklı gıda” prensibiyle endüstriyel gıdalara ve beslenme biçimlerine karşı da bir mücadele veriliyor. Bu yolla, unutulmaya yüz tutmuş yerel yiyecekler, yeme içme gelenekleri, eski tohumlar, iyi tarım uygulamaları ve biyoçeşitliliğin korunması amaçlanıyor. Her bir tabak yemek önemseniyor. Sakinliğin çağrısına kulak verip, sakin şehirlerin ve yavaş yiyecek hareketinin simgesi salyangozun izini sürmeye değer..



haber

Gökhan Okur'un

"Görsel Notlar" Sergisi

20 Kasım'a Kadar Açık Kalacak

G

ökhan Okur’un “Görsel Notlar”ı geçtiğimiz ay içinde Art Room’da sergilenmeye başlandı. 20 Kasım’a kadar açık kalacak sergi, çocuk masallarının resimsel ifadelere yansımalarını anlatıyor. Sanatçının ifadesiyle ‘Görsel Notlar’; “Sanırım herkesin çok sevdiği bir masalı vardır. Çocukken okuduğum olmasa da, baba olduktan sonra en sevdiğim çocuk masalı, Samed Behrengi’nin yazdığı “Küçük Kara Balık” olmuştur. Pek çok çocuk masalı olağan üstü olay ve kahramanlar ile dolu olsa da, aslında her birinin yaşama özel, olağan öğretileri ya da öğütleri vardır. 12 Eylül Türkiye’sinde ve hâlen İran’da yasaklı olan, işte bu masalda Behrengi, kalıplaşmışlığa karşı koymayı, adaleti, eşitliği ve benzeri -her insanda bulunmayan- olağan davranışları, olağan üstü küçük bir balığın üstünden anlatmaktadır. Bu masal son dönem araştırma ve çalışmalarımın çıkış noktası olmuştur.

24 ZOOM

Sergi ‘çocuk masallarının resimsel ifadelere yansımaları’ konusundan hareketle yaptığım araştırmaların, görsel dilde alınmış notlarından oluşmaktadır. Bu görsel notlar arasında pek çok balık, kara balık imgesinin yanı sıra, masaldan alınmış bazı sahnelerin anlatımlarından oluşan kompozisyonlar da yer almaktadır. Bunlar, çeşitli atık malzemelerden dönüştürülen yüzeyler üzerine, birçok farklı teknik ile boyanmış resimler ve yazılardan oluşmaktadır. Gerçekte grafik tasarımın temel sorunlarından biri olan resim/ yazı ilişkisi, çalışma yüzeylerinde plastik bir biçimde ele alınmaya çalışılmıştır. Aynı zamanda, yazının anlamlandırmaya yönelik işlevsel özelliğinden çok, biçimsel özelliklerinin oluşturduğu doku örgüsü ön plana çıkartılmaktadır.”

Gökhan Okur


profil ajans 0533 868 9581

Acapulco Ocean Spa’nın Farkı Hizmette Kalite « Türk hamamında gelin ve damat hamamları « Bayanlara özel SPA günleri « Grup ve kisilere özel indirimli paketler « Hediye kartları « Üyelikler

• Cilt Bakımları • Vücut Bakımları • Uzak Doğu ve Klasik Masajlar • Türk Hamamında Kese ve Köpük Masajları • El ve Ayak Bakımları • Kuaför Hizmeti • Kapalı Isıtmalı Havuz • Fitness Salonu • Türk Hamamı • Sauna ve Buhar Odası Çatalköy - Girne | Tel: 0392 650 45 00 - 4200 Fax: 0392 824 44 55 e-mail: oceanspa@acapulco.com.tr www.acapulcooceanspa.com


haber

KASIM'DA “ANTALYA'YA YILDIZ YAĞACAK ” ↘

BU YIL 16.SI DÜZENLENEN ULUSLARARASI ANTALYA PIYANO FESTIVALI 17 KASIM’DA BAŞLIYOR. HEYECANLA BEKLENEN ETKINLIK, KLASIK MÜZIK VE CAZ DÜNYASINDAN BIR ÇOK YILDIZI MÜZIKSEVERLERLE BULUŞTURMAYA HAZIRLANIYOR. YILDIZLAR GEÇIDINE SAHNE OLACAK FESTIVALDE BU YIL, DÜNYACA ÜNLÜ ISIMLER ANTALYAY GELECEK...

B

u yıl 16.sı düzenlenen Uluslararası Antalya Piyano Festivali, sahnesinde ağırlayacağı yerli ve yabancı yıldızları, halk konserleri, ustalık sınıfları, söyleşileri, atölye çalışmaları, seminerleri ve sosyal sorumluluk projeleri ile yine çok ses getirecek. 17-29 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek olan etkinlik sahnesinde, Don Davis, Christoph-Mathias Mueller, Hiromi, Saleem Ashkar, Hüseyin Sermet, Nikolai Demidenko, Gülsin Onay, Martina Filjak, Ufuk &Bahar Dördüncü, Borusan Quartet, Tobias Hug gibi klasik müzik ve caz dünyasından bir çok yıldız ismi ağırlayacak. Sanat yönetmenliğini Orkestra Şefi Gürer Aykal’ın, Artistlik Koordinatörlük görevini ise Soprano Seren Akyoldaş’ın üstlendiği Antalya Piyano Festivali’nin sürprizlerle dolu programında 13 konser, 8 ustalık sınıfı,3 seminer,5 söyleşi ve 19 atölye yer alacak. ILKLERIN FESTIVALI Müzikseverlerin heyecanla beklediği festival, 17 Kasım akşamı Alman şef Christoph-Mathias Mueller yönetimindeki Antalya Devlet Senfoni Orkestrası’nın konseriyle başlayacak. Açılış konserinin solisti ise dünyada kayıtlarıyla yankı uyandıran Rus piyanist Nikolai Demidenko. Festivalin ilk haftasında, 19 Kasım’da “Osmanlı Sarayı’ndan Avrupa Müziği” açıklamalı konseri ile dinleyicileri 19. yüzyıl Osmanlı saraylarına doğru bir müzik yolculuğuna çıkartacak olan Emre Aracı, 20 Kasım’da Caz dünyasının en konuşulan isimlerinden “caz piyanosunun çılgın kızı” olarak adlandırılan Hiromi, 21 Kasım’da

26 ZOOM

müzkseverlere eşsisz bir oda müziği deneyimi sunacak olan Hüseyin Sermet ve Borusan Quartet ve 22 Kasım’da ise Beethoven sonatları ile piyanist Saleem Ashkar gibi birbirinden ünlü isimler sahne alacak. Festivalin ikinci haftası ise 23 Kasım’da bir dünya prömiyeri ile açılacak. Gürer Aykal yönetimindeki Akdeniz Filarmoni Orkestrası, Hasan Uçarsu’nun, Çanakkale Savaşı’nın 100.yıl dönümü için, festivale özel bestelediği eserini ilk kez seslendirecek. Bu konserin solistliğini New York Times’ın hakkında övgü dolu kritikler yazdığı genç Hırvat piyanist Martina Filjak üstlenecek. İkinci hafta iki özel proje konserine de sahne olacak. Bunlardan ilki, 26 Kasım’da, Rachmaninov’un solo piyano eserleri ve lied’lerini Anadolu enstrümanlarıyla buluşturan,bir doğu-batı sentezi harikası Rachmaninov Anatolian Project; ikinci özel konser ise,28 Kasım’da, modern ve çağdaş repertuvar konusunda dünyanın en çok aranan piyano ikililerinden biri haline gelen Ufuk&BaharDördüncü ‘nün “Sahnede İsyan” adlı projesi. ADSO’nun 27 Kasım’da gerçekleştire-

Piyanist, besteci Fazıl Say tarafından başlatılan Antalya Piyano Festivali’nin Sanat Yönetmenliği görevini geçen yıldan bu yana Orkestra Şefi Gürer Aykal üstleniyor.

ceği, Schumann Piyano Konçertosu ve Sibelius 2.Senfoni seslendireceği, Marek Pijarowski yönetimindeki konserinin solisti ise Devlet Sanatçısı piyanist Gülsin Onay olacak. Festivalin kapanış konseri ise 29 Kasım akşamı Cam Piramit’te gerçekleşecek. Antalya Film Festivali’nin de açılışının yapılacağı bu özel akşamda, Matrix, Jurassic Park, Beauty and the Beast müziklerinin bestecisi Don Davis, kendi müziklerini yorumlayacak olan Antalya Devlet Senfoni Orkestrası’nı yönetecek. ÜCRETSIZ HALK KONSERLERI! Festival boyunca her biri ayrı misyon taşıyan ücretsiz halk konserleri gerçekleşecek. ilk konser 18 Kasım’da. Festivalin bir geleneği olan ‘Kâmuran Gündemir Anısına’ genç piyanistler konseri, bu yıl 24 Kasım’da AKM’de gerçekleştirilecek. Halk konserleri serisinde, festival yepyeni bir orkestraya da ev sahipliği yapacak. 25 Kasım akşamı Orhun Orhon yönetimindeki Filarmoni Antalya, Mozart 2 piyano konçertosu ve Beethoven Eroica çalacak.

USTALIK SINIFLARINDA 120 MÜZISYENLE ÇALIŞILACAK! 2014 yılında, Türkiye’nin dört bir yanından ustalık sınıflarına katılmak isteyen 87 piyanisti ağırlayan etkinlik, bu yıl ustalık sınıflarına önemli bir yenilik katacak. Nikolai Demidenko,Oytun Eren, Hüseyin Sermet, Saleem Ashkar, Gülsin Onay, Ufuk&Bahar Dördüncü gibi dünyaca ünlü piyanistler festival boyunca 120 müzisyenle tematik çalışmalar yapacak. EĞITMENLERE ÖZEL PROGRAMLAR GERÇEKLEŞECEK! 16.Uluslararası Piyano Festivali’nin bu yılki yeniliklerinden biri de, yalnızca konservatuvar öğrencilerine yönelik eğitim vermek yerine, Güzel Sanatlar Fakülteleri ve Eğitim Fakülteleri eğitmenlerine yönelik de programların hazırlanmış olması. Eğitimcilere yönelik seminerler, 24-25 Kasım 2015 tarihlerinde gerçekleşecek. UZMAN İSIMLERLE SÖYLEŞILER YAPILACAK! Festivalin söyleşiler bölümüne ise Gökmen Özmenteş, Sibel Paşaoğlu, Emre Aracı, Hasan Uçarsu, Gülsin Onay, Borusan Quartet gibi uzman isimler konuk olacak. SOSYAL SORUMLULUK PROJELERI DE UNUTULMADI! Festival boyunca, Fabio Lombardo, Tobias Hug, KeKeÇa, Ahter Destan gibi isimler tarafından, toplam 11 ilçe ve köy okullarında, Antalya Kültür Evi’nde, AVM’lerde, Erdem Bayazıt ve Yeni Mahalle Kültür Merkezi’nde; ağız ve beden perküsyonu, a capella şarkı söyleme teknikleri, ve koro üzerine atölye çalışmaları yapılacak ve açıklamalı performanslar gerçekleşecek.



teknoloji

Profesyonel görüntü s�stemler�n�n en yen�l�kç� markalarını kullanıcılarıyla buluşturan Astel Elektron�k; Panason�c’�n devr�m n�tel�ğ� taşıyan “hem projeks�yon hem de projeks�yon aydınlatıcısı” �şlevler�ne sah�p “Panason�c - Space Player”� Türk�ye’de satışa sundu.

Aydınlatma ve Projeksiyon Bir Arada

T

ürkiye’nin profesyonel görüntü sistemleri pazar lideri Astel Elektronik, bir ilke daha imza atarak profesyonel görüntü dünyasının en yeni üyesi “Panasonic - Space Player”i kullanıcıların beğenisine sunuyor. Hem aydınlatma, hem de projeksiyon işlevlerine sahip olan ve yepyeni bir “ortam aydınlatma” çözümü sunan “Space Player”in öne çıkan özelliklerinin başında, spot ışığı şeklindeki yenilikçi tasarımı geliyor. Üretiminden satışına tüm süreçlerinde büyük bir titizlikle çalışılan “Space Player”, bulunduğu mekanların görsel cazibesini arttıran aydınlatma tasarımlarıyla birlikte geniş projeksiyon içerikleri de sağlıyor. “Space Player” ile perakende sektörü; restoranlar, mağazalar, müzeler ve diğer birçok mekan, bugüne dek ellerinde bulunmayan yepyeni ve farklı imkanlara sahip bir görüntü çözümüne kavuşuyor. Kurulumu, taşıması ve bakımı çok kolay! Bulunduğu ortama doğal bir şekilde uyum sağlayan tasarımıyla “Space Player”, kablo borulu özel askı aparatı

28 ZOOM

ile kurulum ve yer değişikliklerini de son derece kolaylaştırıyor. Hareketli yuva tasarımı ve köşe düzeltme özelliği sayesinde, geleneksel cihazlarla mümkün olmayan; istenilen açıda ve istenilen yerde kolayca ve muntazam bir şekilde projeksiyon yapılabilme özgürlüğü sağlanıyor. Lazer aydınlatma teknolojisi ile 20,000 saat kesintisiz projeksiyon! Işık gücünü; aydınlatma ve projeksiyon dünyasının geleceği olan uzun ömürlü lazer aydınlatma teknolojisinden alan “Space Player” tam 20,000 saat boyunca 7/24 kesintisiz projeksiyon yapabilmenin yanısıra bakım masraflarını minimuma indirirken, bakım kolaylığını ise maksimuma çıkarıyor. Space Player; SD kart, PC ve tablet gibi birçok kaynaktan da içerik aktarımı yapmayı da mümkün kılan özellikler taşıyor. “Space Player portalı ile kullanıcılara on-line içerik; doğru çözümler! “Space Player”, aydınlatma için videoların kullanıldığı, “projeksiyon aydınlatma” adlı yeni bir pazar

yaratırken, yansıtılacak içeriklerin ve kurulum ortamının aydınlatmasının da mekana göre özelleştirilmesi gerekiyor. Panasonic tarafından oluşturulan uzman bir ekip, video ve ortam aydınlatma konularında içerikler üreterek, on-line bir portal ile kullanıcılara hizmet verecek. Ismarlama içerik üretiminin yanı sıra “Space Player” sahipleri, kendilerine sunulan ücretsiz yazılımlar sayesinde bu içerikleri kolaylıkla düzenleyip yeni içerikler oluşturabileceği gibi; belli bir ücret karşılığında sitede sunulan video ve fotoğrafları da mekanlarında kullanabilecek. Space Player ile geniş yelpazede dikkat çekiği görsel uygulamalar! “Space Player PT-JW130 Serisi” ile herhangi bir objeye spot aydınlatma yapılabildiği gibi; bir objeye veya etrafına video ve foto içerik yansıtması da yapılabiliyor. Aydınlatma ve projeksiyon teknolojilerinin bu etkili ortaklığı perakendeden restoranlara, geniş bir yelpazede ilgi çekici görsel uygulamaların müjdesini veriyor.

“Space Player PT-JW130 Serisi” ile yapılabileceklere birkaç örnek vermek gerekir; • Restoranlarda gelen yemekleri cazip bir şekilde aydınlatılıp; menü, yemeklerin içeriği veya manzara görüntüleri masaya/ tabaklara yansıtılabiliyor. • Müzelerde ve galerilerde sergilenen sanat eserleri ile ilgili bilgiler, eserlerin yanına yansıtılabiliyor. • Perakende alanlarında ürünler doğal ışık ile sergilenebilirken ürün bilgileri ve diğer promosyonel içerikler de yansıtılabiliyor.


Wireless Audio 360

S Dünyanın Mobil Cihazlar için Kablosuz Şarj Özellikli ilk Monitörü

S

amsung Electronics, dünyanın mobil cihazlar için kablosuz şarj özelliği sunan ilk monitörü olan SE370’in tanıtımını yaptı. 23.6 inç ve 27 inç olarak iki farklı boyutta sunulan monitör; mobil cihazların şarj edilmesinde ihtiyaç duyulan kablo ve bağlantı noktalarını ortadan kaldırarak; “kablo kalabalığı”ndan kurtulmayı sağlıyor. Monitör, üstün görüntü kalitesi, gelişmiş görsel performans ve ince ayrıntısına kadar düşünülmüş tasarımıyla; tüm kullanıcılara harika bir görüntü ve kullanım deneyimi sağlayan gelişmiş teknolojileri de sunuyor. Samsung SE370, Wireless Power Consortium (WPC) tarafından geliştirilen ve küresel olarak kullanıma en hazır ara birim standartlarından biri olan Qi kablosuz şarj standardına uygun tüm mobil cihazlarla çalışıyor.

Şarj deneyiminde hep aranan kablosuz konfor! Optimize kullanım kolaylığı ve çoklu görev işlemleriyle SE370, diğer ekranlarda bulunan çok sayıdaki şarj bağlantı noktasını, monitörün ayağına entegre edilmiş dairesel kablosuz şarj alanında birleştiriyor. Kullanıcıların otomatik şarjı başlatmaları içinse mobil cihazlarını monitör ayağının şarj alanına koymaları yeterli oluyor. Yanmaya başlayan LED ışığı da şarj işleminin başladığı gösteriyor. SE370 ayrıca yüksek performanslı bir Plane-to-Line-Switching (PLS) (Düzlemden Yataya Geçiş) paneli yoluyla rahat bir görüntüleme sağlıyor. PLS paneli 178 derece genişliğindeki görüş açısı, üstün resim kalitesi ve 300 cd/m²’ye varan bir parlaklıkla sunulan canlı ve berrak resim kalitesiyle; kullanıcıların optimize edilmiş bir görüntüleme deneyimi yaşamalarını sağlıyor.

B Cebinizin Jokeri

ıçak konusunda dünyanın en kaliteli ve tasarım konusunda en iddialı bıçaklarını üreten İsviçre, özel bir modeli ile yine heyecan yarattı. Ordu için geliştirilen paket bıçak seti özellikle macera tutkunlarını ilgilendiriyor. Şık tasarımının yanı sıra, ultra kompakt bir donanıma sahip

amsung Electronics, şık tasarımıyla öne çıkan inovatif Wireless Audio 360’ın Türkiye’de piyasaya sunulduğunu duyurdu. En son teknolojiye sahip ev ses sistemi, Samsung’un patentli ring radiator (dairesel yayılım) teknolojisini kullanıyor. Ürün sesin odanın içinde her yöne eşit bir şekilde dağıtılması sayesinde, zengin ve kapsayıcı bir ses deneyimi sunuyor. Wireless Audio 360, patentli teknoloji ve şık tasarımı bir araya getiriyor. Aynı zamanda Multiroom Uygulamasıyla birlikte olağanüstü özellikler sunuyor. 360° tasarıma sahip bu benzersiz sistem, evlerinde çığır açıcı bir ses deneyimi yaşamak isteyen tüketiciler için geliştirildi. Her yöne dengeli bir ses sistemi sağlamak üzere tasarlanan cihaz, hem evinizin dekorasyonuyla mükemmel bir uyum sağlıyor; hem de müzik dinleme deneyimini zenginleştiriyor. Ürün iki farklı modelden oluşuyor. Oval formdaki Wireless Audio 360 sisteminin R7 ve portatif R6 olmak üzere iki farklı modeli mevcut. Her yöne doğru (omni-directional) optimize edilmiş bir form faktörüne sahip olacak şekilde tasarlanan oval R7; tüm yönlerde dengeli ses üretiyor. Kompakt ve hafif tasarıma sahip R6 ise elektrik bağlantısı olmaksızın, kullanıcılara 6 saate kadar aralıksız müzik dinleme olanağı sağlıyor. Wireless Audio 360’ın R7 modelinin perakende satış fiyatı 1.199 TL, portatif R6’nın perakende satış fiyatı ise 999 TL.

bıçak meraklıların dikkatini çekecek özelliklere taşıyor. Ultra kompakt ve ince vücut tasarıma sahip bıçak cebinize sığabilecek kadar küçük. Bunun için yanınızda rahatlıkla taşıyabileceğiniz ölçülere sahip. Her set gibi çakısı gibi bıçak; tığ, çatal, mini testere, şişe açacağı, balık ölçekleyici, tırnak çekmece, altıgen anah-

tarı (4x), cm ölçekli, bradawl ve dikiş, tel kesici gibi birkaç farklı araçlardan oluşuyor. Gövde kire dirençli, Swiss Asker Bıçağı olarak ün yapan bıçak, kamp için mükemmel bir araçtır. Ya da sadece yanında kullanışlı bir çakı taşımaya meraklı kişilerin beğeneceği cinsten.

www.cypruszoom.com

29


mesutgunsev@gmail.com

Mesut Günsev

“KİTABA BIÇAK ÇEKMEYELİM”

büyük torunum Atlas’ın daha 5 yaşındayken kitap sayfalarını çevirirken parmağını tablet bilgisayarda olduğu gibi yukarıdan aşağıya çekerek çevirmeye çalışmasını gördükten sonra kitaplar ve okunmaları konusunda endişem daha da artmıştı. Ama geçenlerde kaybettiğimiz ve maviliklerin sonsuzluğuna uğurladığımız usta Gazeteci -Yazar Çetin Altan’ın deyişi ile “enseyi karartmayalım”. Kitap hep vardı. Hep de olacak.

H

ani sözüm meclisten dışarı derler ya. Ayının kırk hikayesi vardır, kırkıda armut üzerine”. Benim ki de o hesap.. Kitaba düşkünlüğümüz dostlarca bilinir... Artan yayın ve baskı sayısına rağmen okunmanın giderek azalması, tv, bilgisayar ve internetin acımasız üstünlüğü,” teknolojik gelişmelere karşı “kitap okuma-

30 ZOOM

yı pek de sevmeyen bir toplum olarak “kitaba bıçak çekmeye” devam edip okumamak için bahane ve direnmeleri sürdürmemiz; zaman, zaman da olsa” kitap için “beni yazmaya zorluyor.” Bir- iki kişi de olsa bir kitaba yöneltebilirsem ne güzel iş yapmış olurum” diye avutuyorum işte kendimi. Aslında İstanbul’a her gidişimde kendisine kitaplar da götürdüğüm

Şimdi gelelim “bibliyofil” meselesine. Uzun zamandır “bibliyofil”in kapsamlı bir tarifini arıyordum. Yani kısaca kitapsever, öz ve biçim yönünden iyi nitelikli kitapları seçen, kitaba tutkuyla bağlı kişilere verilen adlardan biri olan bibliyofilin tarifini. Bu konuda en etkin isimlerden biri olan ve yıllardır Cumhuriyet Gazetesi’nin kitap ekinde -ki Türkiye’de yayınlanan kitap eklerinin en eskisidir.. Bende de her yılı ayrı ciltlenmiş olarak vardır. - Her ayın ilk haftası “Kitap İçin” adlı sayfasında takipçilerinin merakla beklediği ve tiryakisi olduğu değerlendirmelerini numaraladığı kısa notlarla bize ulaştıran zaman, zaman da detay bilgileri


Dedi ki

“İnönü Meydanındaki sigaracıdan, Paranın üstünü almayı unutmuşsam, Seni düşündüğümdendir…” Özdemir Sennaroğlu

“Çocuk hayali Bir gün bir çocuğa sormuştum, deniz neden tuzludur diye. Babası uzun bir sefere çıkmıştı. Çocuk hemencecik karşılık verdi: Deniz tuzludur, çünkü denizciler durmadan ağlarlar! Neden denizciler böyle çok ağlar ki! Çünkü, dedi, yolculukları bitmez. Onun için de mendillerini hep direklere asıp kuruturlar! Gene sordum: Ya niçin insanlar üzgün olunca ağlar? Çünkü, dedi, daha duru görebilelim diye gözlerin camını ara sıra yıkamak gerek!”

Tecrübe “Unutulanlar, unutanları, unutmazmış…” Kalavaç Muhtarı Ömer Meraklı

(August Strindberg, Düş Oyunu)

ile beni kıskandıracak kadar hayrete düşüren araştırmacı yazar, estet –aslında ekonomist -sevgili Selçuk Altun’ dan öğrendim.. Selçuk Altun, geçenlerde yayımladığı sayfasının 3676’cı paragrafında şöyle yazıyor: “Bibiliyofilleştirebildiklerimizden misiniz? İstanbul Art News’ın edebiyat ekine yazdığım yazıda (Nisan 2015) ”bibliyofil” sayılmak için 15 koşul sıralamışım. 1.Bibliyofil nitelikli bir tutkun okurdur. 2.Bibliyofil için okuduğu kitabın sahibi olmak elzemdir. 3.Her bibliyofilin bir kütüphanesi vardır, gerçek bibliyofil kütüphanesinin niceliği yerine niteliği ile övünür ama beş binden aşağı kitabı olmamalıdır. 4.Bibliyofil kitap seçmek için dergi, internet, tüyo dahil bilumum ortam olasılıklarını kullanır; sahaf ziyaretleri önemlidir. 5.Sahafiye dünyasında gizemli kavramlardan biri,” Serendipity”dir. Farsça kökenli sözcük, bir güzeli ararken diğerine ulaşmak anlamına gelir. Bibliyofil “Serendipity safarilerini” aksatmaz. 6.Bibliyofil, sahip olmaya karar verdiği kitabın sipariş safhasından eline geçmesine kadar tüm sürecin keyfini çıkarmasını bilir. 7.Bibliyofil, nitelik koşullarını göz ardı etmeksizin; imzası, çıktığı kitaplığın önemi(ex libris), cildi kapağı, adı, resimleri, fotoğrafları, kitabın açılış cümlesi, yorgunluğu hatta hüzünlü kokusu aşkına kitap alabilir. 8.Bibliyofil,” Bu kitapların hepsini okudun mu?” tü-

ründen talihsiz sorulardan çok rahatsız olur. Bibliyofil olmayan bir kişinin bibliyofile kitap armağan etmesi skandal sayılır. İnkar edilir ama bir bibliyofil için en değerli kitap, henüz ele geçiremediğidir. 9.Kütüphanesi bibliyofilin ailesi gibidir. Oradan bir kitabın geçici olarak çıkmasını dahi hoş karşılamaz. Geçek bibliyofil kitaplarını, onları en iyi şekilde koruyacaklara bırakmalıdır. 10.Bibliyofil, bibliyomanla (kitap hastası) karıştırılmaktan tedirgin olur. 11.Bibliyofil, yalnızca kitap koleksiyoneri sayılmaktan da gocunur. 12.Bibliyofilin önceliği kütüphanesinin niteliğini yükseltmektir. Bunu yeni kitaplarla yapamıyorsa,mevcuttan tasfiye ile durumu dengelemeye çalışır. 13.Bibliyofil gerektiğinde elindeki kitabı atlayarak okur veya yarıda bırakabilir. Çünkü hayat kısa ve sırada okunacak sayısız kitap vardır. 14.Gerçek bibliyofilin zaman mefhumu olamaz. 15.Aristotales bibliyofillerin atası bellenmiştir ama Jorge Luis Borges kitapları, her bibliyofilin “olmazsa olmazı”dır. O cenneti daima bir tür kütüphane olarak hayal ederim “demiştir.” Kitap okumak için tabii ki mutlaka “bibliyofil” olmak gerekmiyor. Kitap raflarını bir tarayın. Mutlaka ilginizi çekebilecek, sizleri başka dünyalara sürükleyecek bir kitabı mutlaka bulacaksınız.. Alın okuyun.. Pişman olmayacaksınız. Bol kitaplı günler dileği ile.

Dr. Ayten’in Romanı

U

zun zamandır yayımını heyecanla beklediğim Türk sporunun ve Kıbrıs Türkünün saygın abide isimlerinden Dr. Ayten Berkalp’in biyografisi ülkemizin en etkin ve yetkin yazarlarından Ahmet Tolgay’ın kaleminden kan ve can buldu ve kitap raflarındaki yerini aldı.Kitabın adı Dr.Ayten’in Romanı”..Çok yerinde bir isim.. Tüm zorluklara rağmen başarıdan başarıya koşan, kendini halkına adamış bir vatanseverin roman gibi bir hayatına yakışmış bu isim. İstanbul Çamlıca Kız Lisesi’ni komple sporcusu, Fenerbahçe forması ile bugünkü görkemli Şükrü Saraçoğlu Stadı’nın yerinde olan tahta tribünlü eski Fenerbahçe Stadında pisti toprak kulvarlarında takımını şampiyonluklara götüren “Atlet Ayten”i de seyretmiş, kan ve ateş günlerinde Türk Mukavemet

Teşkilatı’nın bu kahraman ve sancaktarlık yapmış tek mücahidesi olarak daha sonra savaş koşullarında tanıma onuruna eriştiğim Dr Berkalp’selam olsun. Kocaman bir teşekkür de Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği’ne ve ve onun genç Başkanı Dr.Filiz Basim‘e ve yönetim kuruluna. Gerek Op.Dr. Kaya Bekiroğlu’ nun Dr.Kaya adlı kitabı gerekse de bu yeni yayınla tıp ve toplumsal tarihimizin önemli boşluklarını doldurulmasına öncülük ediyorlar. Kitabın önsözünde Dr.Filiz Besim in şu cümleleri var: ”Dr. Ayten Berkalp Atatürk devrimleri ile büyümüş, İngiliz disiplini ile yaşamı şekillenmiş ve adanın cesur kadınlarının simgesi olmuş içimizden biri.. O, bu kitapta karşımıza bazen iyi eğitim almış bir doktor olarak, kah iz bırakan hırslı bir sporcu,bazen dağlarda bir savaşçı, esir kadınların başında bir önder veya “sancaktar“ olarak çıkar. Sağlıkta iyi bir bürokrat, toplumun ihtiyaçlarını şekillendiren bir mühendis. Ve eminim ki, benim tümünü buraya aktaramadığım birçok sıfatı, siz satırlar arasında heyecanla seyahat ederken onun için kullanacaksınız.Ben Dr.Ayten Berkalp’a muhteşem çalışkanlığı ve duyarlılığıyla toplumsal belleğimize kattığı birçok anlamlı anılar için yürekten teşekkür ederim. Çok sevdiğim bir cümle vardır; ”toplum için ağlayanın gözyaşı hiç dinmez. ”Sanırım bu vurgu,en çok ona yakışır.”

www.cypruszoom.com

31


moda

4 8 1 10

5 9 7

2

6 3

15

11

17 16 13

12

18

19 14

LEFKOŞA, GİRNE, MAĞUSA 1- Sırt Çantası 25,99 TL 2- Saç Bantı 17,99 TL 3- Kot Pantolon 43,99 TL 4- Mont 76,99 TL 5- Sarı Bluz 21,99 TL 6- Ayakkabı 43,99 TL 7- Kırmızı Elbise 65,99 TL 8- Panço 65,99 TL 9- Kırmızı Taç 17,99 TL 10- Renkli tokalar 14,99 TL 11- Gömlek 43,99 TL 12- Kot ceket 65,99 TL 13- Kot Pantolon 43,99 TL 14- Ayakkabı 27,49 TL 15- Sarı Bluz 21,99 TL 16- Pembe Pantolon 14,29 TL 17- Örgü Panço 54,99 TL 18- Etek 43,99 TL 19- Ayakkabı 43,99 TL

32 ZOOM


25

24

26

22

23

20 27 28

29

21

32 33

35

30

34 31

LEFKOŞA, GİRNE, MAĞUSA 20- Bluz 19,79 TL 21- Pantolon 19,79 TL 22- Ayakkabı 65,99 TL 23- ot Pantolon 54,99 TL 24- Gömlek 43,99 TL 25- Kaban 109,99 TL 26- Kot Pantolon 43,99 TL 27- Ayakkabı 65,99 TL 28- Kazak 39,59 TL 29- Kaban 98,99 TL 30- Ayakkabı 54,99 TL 31- Kot Pantolon 43,99 TL 32- Yeşil Gömlek 39,59 TL 33- Yelek 65,99 TL 34- Pantolon 25,99 TL 35- Kazak 43,99 TL

www.cypruszoom.com

33


1001 Airport Mall Shopping Centre’in yeni mağazası

Bimeks Açıldı

T

ürkiye’nin ilk teknoloji perakendecisi Bimeks, Kıbrıs’ın da ilk teknoloji perakendecisi oldu. ‘Kıbrıs’ın Teknoloji Üssü’ olma hedefiyle yola çıkan Bimeks, Kıbrıslı Türkler için hazırladığı indirimlerle 1001 Airport Mall Shopping Centre’de kapılarını açtı. Açılışa Kuzey Kıbrıs Turizm Bakanı Faiz Sucuoğlu da katıldı. Lefkoşa’daki 1001 Airport Mall Shopping Centre’de 570 metrekarelik alanda hizmet verecek olan Bi-

34 ZOOM

meks, geçtiğimiz ay içinde Kıbrıslılar’a merhaba dedi. Kıbrıslı Türklerin yoğun ilgi gösterdiği açılış, özel kampanyada sunulan ürünlerle başladı. Kıbrıs’ın coğrafi konumu ve turizm potansiyeli ile birçok ülkeden ziyaretçi çekebilecek kapasitede olduğuna dikkat çeken. Bimeks İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Dr. Ahmed Akgiray, “Kıbrıs mağazası ile Doğu Akdeniz havzasına açılmış oluyoruz” dedi. 30 BİNDEN FAZLA ÜRÜN ÇEŞİDİ

Kıbrıs’ın ilk teknoloji perakendecisi olan ve 570 metrekarelik alanda hizmet veren Bimeks’te, her bütçeye uygun alternatifler ve zengin ürün çeşidi yer aldı. Beyaz eşyadan cep telefonuna, bilgisayardan kişisel bakım ürünlerine kadar 30 binden fazla ürün çeşidini en uygun fiyatlar ve çok cazip ödeme avantajları ile Kıbrıslı Türklere sunan Bimeks, teknolojiyi ‘herkes için ulaşılabilir’ kılmayı amaçlıyor. Türkiye’de teknolojinin ‘ulaşılabilir’ olmadığı 80’li yıllarda İnşaat Yüksek Mü-

hendisi Murat Akgiray ve Ekonomi Profesörü Vedat Akgiray tarafından İstanbul Kadıköy’de 80 metrekarelik bir dükkanda açılan Bimeks, Türkiye’yi teknoloji perakendeciliği kavramı ile tanıştırdı. Aradan geçen çeyrek asırda birçok ilke imza atarak Türkiye’nin en büyük teknoloji perakendecilerinden biri haline geldi. Türkiye’nin dört bir yanında 140 mağazaya ulaşan Bimeks, 30 binden fazla ürün çeşidi sunan, kocaman bir ‘teknoloji perakendecisi.


Bayramoğlu ile Kış Zevki

haber

K

ıbrıs’ta ekim ayının son günlerinde bir türlü gelmek bilmeyen kışın özlemi son bldu. Kış mevsiminin ılıman geçtiği ülkemizde en çok tercih edilen ayakkabı modeli yarım bot tarzı ve kapalı ayakabılar. Ülkemiz insanının ihtiyaçlarını gerçek anlamda karşılamasını bilen Bayramoğlu Shoes, uzun yılların verdiği tecrübe ile kışlık hazırlıklarını çoktan tamamladı bile. Sürekli yenilenen koleksiyonları ile dikkat çeken Bayramoğlu Shoes, benzersiz.

www.cypruszoom.com

35


↘ 36 ZOOM

GEÇTIĞIMIZ AYLARDA YENIDEN IMAJ DEĞIŞTIREN TANGO TO BUDDHA, YENILENEN YÜZÜYLE YENIDEN KARŞIMIZDA. GECENIN ILK SAATLERI RESTORAN, SONRASINDA YINE CLUB OLARAK HIZMET VEREN MEKAN, BU KEZ MUTFAĞI ILE FARK YARATMA AMACINDA. BIRBIRINDEN ÖZEL MÖNÜ SEÇENEKLERI GECELERI ZIYAFETE DÖNÜŞTÜREN MARKA IŞLETME, TARZI GIBI YENILENEN GÖRÜNTÜSÜ ILE DE BEĞENI TOPLAYACAK...


o g n a T o T a h d d Bu Yine YENİden

Çok Özel Yerler www.cypruszoom.com

37


B

Yenilenen Tango To Buddha konsept geceleri ile kış aylarına damgasını vuracak. İlki 13 Kasım’da “Fransız Gecesi” olarak planlanan özel gecede, mönü ve servis tamamıyla Fransız olacak. Bu özel konsept gelerin farklı ülke kültürleri ile de devam etmesi düşünülüyor...

38 ZOOM

azı mekanların modası değişmiyor. Bunun en iyi örneği Tango To Buddha olsa gerek. Geçtiğimiz aylarda yeniden yenilenen mekan, hem görüntüsünü değiştirdi, hem de imaj tazeledi. İşe yönetim kadrosunu değiştirerek başlayan işletme, şimdi tecrübeli bir isme emanet. Daha önce Lefkoşa’da marka işletmelerde başarılı bir yönetim gösteren Sadık İnceer artık Tango için işbaşında. Tecrübeli yönetici, daha işin başında yaptığı farklılıkları ile dikkat çekiyor. Daha önce club yönü ağır basan işletme, artık restoranı ile de ön plana çıkmak

istiyor. Bunun için mutfağında yeni bir strateji belirlemiş. Birbirinden özel mönüler, harika sunumları ile mekanı bundan sonra restoran olarak ta hatırlanmasına neden olacak gibi. Sil baştan yenilenen mekan “Johnnie Walker ile Çok Özel Yerler” yazı dizimizin bu ay ki konusu. Çok özel görüntüler almak için sakin bir gün seçip mekanı ziyaret ediyoruz. Öncelikli hedef görüntüsü değişen mekanın yeni yüzünü fotoğraflamak sonrasında, menüye dahil edilen harika yemeklerin tadına bakacağız. İçeride göze batan en büyük değişiklik bar bölü-


münde. Duvarlardaki aksesuarlar ve tavan süslemelerindeki farklılıkta gözden kaçmıyor. Ama her zaman hatırlanacak en büyük değişiklik menüde. Bugüne özel masamızda seçilmiş mönüler var. Özellikle bu yemekleri tatmamızın sebebi, farkı daha iyi görmek, lezzeti tatmak. Biz mekan içinde fotoğraf işlerimizi bitirene kadar seçtiğimiz masada düzen kurulmuş. Garnitürlerin

sunumu tabiki bize özel değil. Gelen herkes yemekleri aynı sunumla bulacak. Değişen duvar renkleri içeriye farklı bir hava katmış bu arada. Pazar ve pazartesi hariç hergün 18.00’de başlayan yemek servisi gece 23.00’e kadar devam ediyor. 23.00’den sonra mekan artık club havasında. Dansçı gruplar, aralarında Natali Marchenko gibi çok özel isimleri yer aldığı özel programlar

eski Tango’daki havanın değişmeyen eğlence kısmını oluşturuyor. Ancak bugün konumuz restoran. Alakart mönü olan restoranda, makarna, salata, sizin için eşleştirilmiş peynir tabağı, özel sunumuyla her girişte masaya gelen ilk servis edilen balzamik sirkeli zeytin yağı, dilimlenmiş yeşil zeytin, fırında jumbo karides, dana karpachio ve daha fazlasını içeren zengin aparetaifler


var. Atıştırmalıklar yemekler masaya gelmeden sizi oyalalıyor. Dinlendirilmiş (Dry aged) etlerden oluşan steak ağırlı menü eminim deneyenler tarafından çok beğenilecek. Tattığımız tüm yemeklerde ustanın mahareti yanında, sunum-

40 ZOOM

daki zevk sadece midenize değil, gözlerinize de bayram ettiriyor. Yerinde görüp tadacağınız yemekleri sizin de beğeneceğinizi umuyoruz. Konsept geceler duyduğumuz en güzel haber. Mesela 13 Kasım’da Fransız Gecesi düzenlenecek. Menüsü, servisi ile

Fransız mutfağının seçkin yemekleri sunulacak. Benzer konsept geceler de mekanın özel programları arasında. Her gece saat 23.30’u gösterdiğinde muhteşem restoranımız yeni kostmüyle bu kez club oluyor. Müzikli, içkili eğlence limitleri size bağlı. Mekan Salı ve Perşembe geceleri Restaurant&bar, Çarşamba, cuma, cumartesi

geceleri ise Restaurant& Bar Club olarak çalışacak. 03.45’e kadar eğlenmek serbest. Salı ve perşembe geceleri kapanış saati 01.00. Bu arada mekan, özel iş yemekleri, grup toplantıları, lansman, kokteyller ve doğum günü partileri için de kullanılabiliyor. Bizde hatırlatması...


Tarihin Geçmişten Gelen Yasemin Kokusu

Pazartesi: Kapalı / Salı: 09.00-15.00 Sadece Erkek, 15.30-21.00 Turistik / Çarşamba: 09.00-15.00 Sadece Bayan, 15.30-21.00 Turistik Perşembe: 09.00-15.00 Sadece Erkek, 15.30-21.00 Turistik / Cuma: 09.00-21.00 Turistik / Cumartesi: 09.00-16.00 Sadece Bayan, 16.30-21.00 Turistik / Pazar: 09.00-16.00 Sadece Erkek, 16.30-21.00 Turistik Bilgi ve Rezervasyon: Tel +90 548 830 08 81 www.grandturkishhamam.com e-mail: info@grandturkishhamam.com


röportaj

Medbals Wellbeing Centre’dan, Parmak İzi Kadar Kişiye Özel Metabolizma ve Kilo Dengeleme Programı

Ç

ağın sorunu kilolar. Şimdilerde erkekli, kadınlı herkeste fazla kilolardan kurtulmanın arayışları var. Kimi okuduklarından yola çıkıp, yeni yöntemler deneyedursun, kimisi de her duyduğu ismin peşine takılıp sorununa çare arıyor. Peki kiloların aslında sizin vücudunuzun metabolizma dengesizliği ile ilgisi olduğunuzu düşündünüz mü hiç!.. Avrupa ülkelerinde popüler olan bu sistem, Kıbrıs’ta da başarılı bir şekilde uygulanıyor. Metabolizmayı dengeleyerek hem bir takım hastalıkların tedavisine destek olan, hem de çeşitli nedenlerle verilemeyen kiloları verdiren yöntem, olarak gösterilen Metabolic Balance Programı, eğitimini alan doktorlar tarafından uygulanıyor. Öncesinde 38 parametre kan tahlili, sağlık ve kişisel bilgilerin alımı ile başlayan program bahse konu kişiye kilo verdirmekten öte, vücudu bir metabolik dengeye kavuşmasını esas alıyor. Lefkoşa’da Dereboyu’nda 2009 yılında açılan MedBals Wellbeing Centre, parmak izi kadar kişiye özel metabolizma ve kilo dengeleme programı sunuyor. Bir rastlantı sonucu bu sistemle tanışan merkezin direktörü Aslı Şadi, önce kendi vücudunu sistem sayesinde sağlığına kavuşturmuş. Şimdi ise adaya getirdiği bu sistemle, başarılı çalışmalar yürütüyor. Konu hakkında ZOOM’un sorularını yanıtlayan Aslı Şadi, Metabolic Balance ve çalıştırdığı merkezin detaylarını anlattı. İşte o keyifli röportaj;

42 ZOOM

METABOLIC BALANCE

MedBals Wellbeing Centre ne zaman açıldı? 2009 yılında hizmet vermeye başladık.

Örgütü tarafından en iyi beslenme metodu seçildi. Yaklaşık 33 ülkede uygulanıyor. Bizim bağlı olduğumuz ülke İsviçre.

Merkezinizde hangi hizmetler veriliyor? Merkezimizde 2009 yılından bu yana ‘Metabolic Balance’ kişiye özel beslenme ve kilo dengeleme programı danışmanlık hizmeti veriliyor. Bu bağlamda merkezimizde çalışan doktor ve uzmanlar eşliğinde hem danışanlarımızın kilo vermesi sağlanıyor hem de metabolizmaları dengeleniyor. Metabolik sendromun içinde barındırdığı diyabet gibi rahatsızlıkların tedavisinde veya bu rahatsızlıkların önlenmesinde de etkili bir rol oynuyor. Bunun yanında da merkezimizde, yine kişiye özel bölgesel incelme seansları, vücut ve yüz bakımları, pasif eksersiz aletleri bulunmaktadır. Merkezimiz çok kısa bir zamanda bir sağlık ve güzellik merkezi haline gelmiştir.

Doktorlarınızın uzmanlık alanları nedir? Pratisyen hekim ve dahiliye uzmanlarımız var. Metabolic Balance eğitimini yılda 2 defa alıyorlar.

Metabolic Balance bir sistem midir? Almanya’da ne kadar zamandır uygulanıyor? Evet. Metabolic Balance bir sistemdir ve Almanya’da 2001 yılından bu yana uygulanıyor. 2011 yılında da Dünya Sağlık

Sizin merkezde ki pozisyonunuz nedir? Ben işletmeciyim. Metabolic Balance Kıbrıs sorumlusuyum. Ayrıca ben de estetisyenim ve bu programı danışanlarına koçluğunu yapıyorum. Metabolic Balance diğer metodlardan farkı nedir? Öncellikle bu program parmak izi kadar kişiye özel bir beslenme programıdır. Kişinin metabolizmasına uygun, 38 parametre kan değerlerinden yola çıkılarak, hormon dengesiyle metabolizma arasındaki uyumu sağlayacak besinler belirlenerek ortaya çıkan bir yöntemdir. Metabolizma (endoktrin uzmanı) Dr. Wolf Funfack ve besin uzmanları tarafından uzun yıllar yapılan çalışmalar neticesinde geliştirilen bu program, güncel sağlık bilgileriniz, laboratuvar tahlilleriniz ve fiziksel özellikleriniz göz

önüne alınarak kişiye özel olarak hazırlanmaktadır. Böylelikle geliştirilen bu program sizlere, önceden edinmiş olduğunuz beslenme alışkanlıklarınızı değiştirecek daha sağlıklı, daha dengeli ve sadece size özgü bir beslenme alışkanlığı kazanmanıza yardımcı olmaktadır. Kendi isteğinizle kilo vermek veya almak için kesin bir çözüme ihtiyaç duyuyor ve özellikle de bunu sağlıklı bir şekilde başarmak istiyorsanız, fazla kilo yada beslenme bozukluğu nedeniyle bazı sağlık sorunlarınız varsa (örneğin şeker hastalığı, romatizma, kronik migren, metabolizma bozukluğu, yüksek tansiyon vs.), hangi yaşta olursanız olun, enerji dolu, canlı ve formda olmak istiyorsanız merkezimizden faydalanabilirsiniz.

Merkezinize başvuran kişilere ilk yapılan işlem nedir? Programa başlamak isteyen kişi ile ilk sohbetimiz hedefimiz üzerine oluyor. Hedefimizi belirledikten sonra tartıyoruz, vücut ağırlılığını, yağ ağırlığını öğreniyoruz. Kişinin bel kalça oranını, sağlık ve kişisel bilgilerini alıyoruz ve kan tahlil sonuçlarını elde etmek üzere herhangi bir laboratuvara gönderiyoruz. Laboratuvar


Lefkoşa’da Dereboyu’nda hizmet veren MedBals Well Being Centre’ın sahibi Aslı Şadi, merkezde uygulanan program ile gelenlerin kilo vermekten çok daha önemlisi, sağlıklı bir yaşama kavuştuğunun altını çiziyor.

www.cypruszoom.com

43


sonuçları geldikten sonra tüm bilgileri Almanya’ya gönderiyoruz ve programın 48 saat içerisinde gelmesini bekliyoruz. Bu tahlillerin hepsi burada yapılabilir mi? Evet tabi ki istenilen herhangi bir laboratuvarda veya hastanede bu tahliller yapılabiliyor.

Programın süresi nasıl değişiyor? Kişinin ihtiyacı ve gereksinim duyduğu zamana göre programın süresi değişiklik gösterebilir. Amacımız kilo vermekse, kilo fazlalılığına, yağ fazlalığına bakar, danışanımızla birlikte bir yol haritası belirleriz. Bu süreci birlikte başarmanın da mutlu gururunu yaşarız. En kısa programımız 3 aydır. Ancak, doktorlarımızın ve danışanlarımızın aslında program tamamlasa da birbirleriyle irtibatları asla kopmamaları özellikle ilaç kullanan danışanlarımızın takipleri sürekli olmalıdır. Peki diyetler hakkında ne düşünüyorsunuz? Öncelikle belirtmek isterim ki, Metabolic Balance bir diyet programı değil bir yaşam tarzıdır. Önemli olan sağlıklı bir şekilde kilo vermek, sağlıklı beslenmeyi hayat tarzına uyarlamak ve sağlıklı yaşamın sürdürebilirliğini sağlamaktır. Doktorlar ve beslenme uzmanları tarafından takip ve kontrol edilen beslenme programlarının ayrı ayrı değerli olduğunu düşünüyorum. Ancak şunu da söylemeden geçemeyeceğim; biz topraktan geldik ve toprağa geri döneceğiz. Toprağın bize bahşettiği

K�ş�ye özel b�r beslenme programı olan Metabol�c Balans, başta Almanya olmak üzere tüm Avrupa’da yaygın olarak b�l�n�yor. Aslı Şad� tarafından Kıbrıs’a get�r�len bu program �le k�ş�ye özel metabol�zma ve k�lo dengeleme programı uygulanıyor.. Bu program �le İnsanlar hem k�lo problemler�ne yardımcı olunuyor, hem de merkez�n doktorları tarafından metabol�c rahatsızlıkları kontrol ed�l�yor.

44 ZOOM


MedBals Well Be�ng Centre’ın sah�b� Aslı Şad�, Metabol�k Balans hakkında ZOOM’un sorularını yanıtladı;

doğal yiyecekleri tercih edelim, light, raf ömrü uzatılmış, konserve edilmiş, paketlenmiş, yağı azaltılmış doğal olmayan ürünleri mümkün olduğunca kullanmayalım. Şeker tüketimini, rafine edilmiş pirinci, unu ve bu ürünlerden yapılmış yiyeceklerin tüketimini asgariye düşürelim. İlacımızı doğal besinlerde, proteinlerde, sebzelerde meyvelerde ve yağlarda arayalım. Kilo vermek için kimyasal veya yapay bir yol seçmeyelim. Bu şekilde beslenirsek kilo veya kilodan kaynaklı sağlık problemlerinden uzak kalmış oluruz. Bugünün dünyasında bilim bu kadar ilerlemişken herkesin kendinin doğrusu olan sağlıklı bir yöntem bulabileceklerini düşünüyorum. Siz Almanya’daki bu sistemi nasıl keşfettiniz? Benim bu sistemle tanışmam tamamen tesadüf oldu. 2009 yılının ilk yarısında şu an gördüğünüz halimden 38 kilo daha ağırdım. Benim de birkaç tane başarısız denemem oldu. Tesadüfen tanıştığım Kamuran hanım Metabolic Balance programını Türkiye’ye getirmiş, bana da bu programı uygulamam konusunda yardımcı olmuştu. Sonrasında da iş partnerim olarak da yaklaşık 6 yıldır birlikte çalışıyoruz. Kıbrıs’taki danışanlarınızın soru-

nu genelde ne, yaş grubu ne? Danışanlarımız genelde metabolik sendromun getirdiği rahatsızlıktan kaynaklı bize geliyorlar. Kilo dengelemesi sağlandıkça bu sorunları da ortadan kalkıyor. Danışanlarımız yetişkinlerimiz olduğu kadar ergen ve çocuklardan da oluşuyor.

Danışanlarınızın var ise doktorları ile bağlantı kuruyor musunuz? Ben değil ama doktorumuz kuruyor. Beraber koordineli çalışıyorlar. Bu programın içeriğini detaylı bir şekilde anlatır mısınız? Danışanların verdiği kişisel bilgiler doğrultusunda bilimsel olarak geliştirilmiş beslenme programıyla metabolizma dengelenmesi sağlıyoruz. Danışanlar, bu programla birlikte

yaşam kalitelerinde önemli bir artış hissederler. Şöyle ki, kilo kalıcı olarak kontrol altında tutulur buna bağlı olarak da enerji ve verimlilik artar. Kilo dengelenmesi sağlandığından, kişilerde hareketlilik isteği de arttığından kişiler genellikle kendilerine uygun bir spor dalı seçmekte gecikmezler. Bizim tercihimiz kişinin kendine zorlamayan ama dayanıklılığını artırıcı bir spor dalıdır. Yürüyüş, yüzme, yoga, plates vs. Vücudun uyumu için metabolic Balance’ın sıkı dönemi özellikle de ilk 14 günü çok önemlidir. Metabolizma dengelemesi sürecinde insülin salımı yeniden normal düzeye getirilir. Bu da vücuttaki diğer bütün işleyişleri, vücut ağırlığını hatta kişinin ruhsal durumunu da olumlu yönde etkiler. Programa hazırlık dönemi ile başlarız. Burada hedef metabolizmanın rahatlatılması, vücudun farklı bir beslenme tarzına hazırlatılması ve açlık nöbetinin önlenmesidir. Bu dönem 2 gün sürer. Hafif gıdalar alınarak bağırsakların tamamen boşaltılıp rahatlatılması sağlanarak sıkı döneme geçilir. Sıkı dönemin ilk 14 günü ‘yağsız dönemdir’. Hedefimiz yeni beslenme tarzına alıştırılması, metabolizmanın düzenlenmesi, arzu edilen kiloya kavuşulup sağlık durumunda düzelmelerin görüldüğü dö-

nemdir. Sıkı dönemde takip edilmesi gereken 8 ana kuralımız vardır; 3 ana öğün beslenmek, öğünler arasında 5 saatlık aralar, 1 saat içerisinde meyve dahil her şeyin tüketilmesi, her öğüne kişiye özel olarak belirlenmiş protein grubuyla başlamak, her öğünde tek çeşit protein tüketilmesi ve her öğünde farklı bir protein tüketilmesi, en son öğünün en geç 21:00’de tamamlanması, kilo başına 35ml su içilmesi (bu miktar kişiden kişiye farklılık gösterir) ve günde 1 elmanın tüketilmesidir. 8 ana kuralın yanında da kişisel besin listesinde bulunan gıdaların belirtilen miktarda tüketilmesi gereklidir. Sıkı dönemin ardından rahat döneme geçilir. Metabolizmanın rahatlaması ve vücut ağırlığının korunması, sıkı dönem kurallarının yavaş yavaş esnetilmesi ve normal hayata sağlıklı bir şekilde adaptasyon dönemidir. Yeni bir düzene kavuşan metabolizmanın stabil bir hale gelmesi için gereklidir. Besin listesi genişler, yavaş yavaş listede bulunmayan yiyecekeri ve miktarları deneyerek vücuda alıştırılır. Bu dönemin ardından koruma dönemi ile program sonlandırılır. 8 ana kurala uyarak gündelik yaşam devam eder. Metabolizma düzenin kalıcı olması sağlanarak sağlıklı ve huzur içinde bir yaşam sağlanır.

www.cypruszoom.com

45


kitap

EN ÇOK SATANLAR..

HIFZI TOPUZ GİZLİ AŞKLAR Hıfzı Topuz’dan dikkat çekici ve bir o kadar da yankılar yaratacak yaşanmış öyküler.

AYŞE KULİN TUTSAK GÜNEŞ Yakın gelecekte, yeryüzünde bir ülke… Tiran ölmüş ve oğlu başa geçmiştir. Ülke, din ulemaları ve polisler ordusundan oluşan bir demir yumrukla yönetilmektedir. Katı yasalarla sınıflara ayrılan halksa, yoğun denetim ve gözetim altında yaşamaktadır. Güneşse, kimselerin nasıl, neden olduğunu hatırlamadığı bir dönemden bu yana, “Gökcisim” denilen dev bir kütlenin ardındadır. Her yer buz tutmuş, yaşam sevinci tüm canlılardan el ayak çekmiştir. Gelgelelim yıpratıcı uykusuzluğuna çare arayan bilim kadını Yuna, geçmişine, kaderine ve en önemlisi de, bir kadın olarak tutkularına sahip çıkarak, beklenmedik bir şekilde gerçekleri sorgulamaya başlar. Topluma dayatılan kuralların, değişmez varsayılan yasaların, sonu gelmez sansürün mutlak olmadığını fark eden Yuna, sorumluluğunu üstlenip, deyim yerindeyse, güneşe açılan kapıyı aralamayı göze alacaktır. Geçmişle hesaplaşmalar, düzenle çatışan tutkular ve insanı dönüştüren aşklar… Ayşe Kulin, okurlarını sarsıcı bir gelecek hayal etmeye davet ettiği Tutsak Güneş’te, genç bir kadının unutulmaz uyanış hikâyesini anlatıyor. (Tanıtım Bülteninden)

46 ZOOM

Geçmiş yılları anımsarken, yaşadıklarımızla hesaplaşma denilebilecek bir yolculuğa çıkarız. Bu yolculukta en çok karşılaştıklarımız, geçmişte yaşanmış aşk ilişkileridir. Bunlar belki de bizi en derinden etkileyen ve yıllar geçse de belleğimizde tazeliğini yitirmeyen anılardır. Gizli Aşklar bir solukta okunan, yaşanmış kısa aşk öykülerinden oluşuyor. Hıfzı Topuz, gençlik yıllarında yaşadığı aşkların yanı sıra yakın dostlarından dinlediği bazı aşk öykülerini de anlatıyor. 1950’li ve 1960’lı yılların Paris ve İstanbul’undan esintiler taşıyan bu öykülerde, temiz gençlik aşklarının ve çoğu zaman platonik ilişkilerin düş kırıklıkları ve burukluklar var... (Tanıtım Bülteninden)

MİHRİ MAVİ PSİKOPAT Aşk hiç bu kadar karanlık olmamıştı... Bir tarafta zenginlik ve lüks içinde yaşayan Buket, bir tarafta herkesin korktuğu, tehlikeli ve insafsız Kağan! Buket’in hayatı babasının iflasıyla değişir ve eski kusursuz günlerini İzmir’de bırakarak zorlu bir yaşam süreceği Ankara’ya taşınmak zorunda kalır. Buket, çevresine ve yeni başladığı liseye uyum sağlamaya çalışırken öyle büyük bir hata yapar ki her tavrıyla belayı temsil eden Kağan’ın tüm dikkatini üzerine çeker. Hiçbir sınır tanımayan Kağan, Buket’e olan öfkesini göstermekten geri durmaz. İkisi de birbirinden ölesiye nefret ederken, kaçınılmaz sona doğru adım adım yaklaşıp kendilerini imkânsız bir aşkın içinde bulurlar. Tehlike, bir gölge misali Buket’in üzerine çöktüğünde, Kağan’ın ürkütücü karanlığını aşkıyla aydınlatabilecek mi? Yoksa etrafını saran karanlığa yenilerek ruhunu siyaha kaptırıp yok olup gidecek mi? (Tanıtım Bülteninden)


www.denizplaza.com 0392 228 8320 /Kitap Dahili :17 info@denizplaza.com

Demet Altınyeleklioğlu KARA ZEYBEK

ANNA TODD ÇEV. SELİM YENİÇERİ AFTER - KARŞILAŞMA Tehlikeli bir aşk Asi bir aşk Sonsuz bir aşk Tessa Young on sekiz yaşında bir üniversite öğrencisidir; basit bir hayatı, mükemmel notları ve dünya tatlısı bir erkek arkadaşı vardır. Genç kız bütün hayatını gelecek planları üzerine kurmuştur; ta ki dövmeli ve pirsingli, serseri Hardin’le tanışıp bu planları altüst olana kadar. 1 milyardan fazla okura ulaştı. 11 milyon beğeni aldı. 6 milyon yorum yapıldı. Kimsenin bitirmek istemediği bir hikâye, herkesin içinde yaşamak istediği bir dünya… “Tek bir şeyden emin olabilirsiniz, o da beklenmeyeni beklemeniz gerektiği!” -Vilma’s Book Blog“Duygusal bir patlama yaşamaya hazır olun!” -Biblio Belles(Tanıtım Bülteninden)

Slavoj Zizek çev. Erkal Ünal HİÇTEN AZ İdeolojinin Yüce Nesnesi kitabıyla felsefe dünyasına deyim yerindeyse bir meteor taşı gibi düşmüştü Zizek. O zamanın felsefi müesses nizamınca artık neredeyse sorgusuz sualsiz kabul edilen varsayımları sarstı ve dünyayı onu dönüştürme hedefini bir yana bırakmaksızın anlamaya çalışanlar için bir fener ışığı oldu. 1990’ların başından bu yana yazdığı birçok kitapta bu çabasını ısrarla ve tutkuyla devam ettirdi. Güncel meseleler hakkında yazdığı kamusal müdahale niteliği taşıyan yazılar, dünyanın dört bir köşesinde verdiği konferanslar, hakkında çekilen belgeseller unutturmuş olabilir ama Zizek bir felsefeci, hem de büyük bir felsefeci. İşte Hiçten Az bu ihtişamı hatırlatacak cinsten bir teşebbüste bulunuyor ve bugünkü ideolojik felsefi alanı meydana getiren dört ana konumun kapsamlı eleştirisine soyunuyor: bir yanda demokratik materyalizm ve söylemsel tarihselcilik; öte yanda bunlara tepkileri oluşturan New Age “Batı Budizmi” ve Heidegger’de doruğuna varan transandantal sonluluk düşüncesi. Zizek “belki de hayatımın esas eseri bu” dediği kitabında, Fichte ve Marx’tan Spinoza ve Badiou’ya, kuantum fiziği ve cinsel farktan bilişselcilik ve dine kadar bir dizi şahsiyeti ve meseleyi kılı kırk yararcasına irdeliyor. Ama tüm bunları kendi teorik çerçevesini de eleştirel bir süzgeçten geçirerek, bir nevi felsefi muhasebe defteri çıkararak yapıyor. Lafın kısası, Zizek düşünmeye ve soru sormaya devam ediyor...

Yıllardır aynı toprağın ekmeğini yiyen, aynı denizin suyunda ıslanan, aynı türküleri söyleyen iki milletin kardeşliği -sadece bir ömür önce- aynı vatana sığamadı. Doğup büyüdükleri topraklardan koparılan insanlar evlerinden, sevdiklerinden, dostlarından, umutlarından oldu. Eleni ve Enver’in aşkı mümkünsüzdü. İster savaşta, ister barışta. Mümkünsüz. İnsanları kadar gelecekleri de düşmandı bu aşka. Birlikte bir gelecek umut etmeden önce, ekilen kin tohumlarını, farklılıkların altını çizen savaş boyalarını, kardeşi düşman eden hırsları vatanından söküp atmalıydı Enver. O güne dek kalbi hasretle karalar bağlayacak; bahtı kara, sevdası kara, gözü kara bu yiğit, ölüme yürürken Kara Zeybek diye nam salacaktı. Eleni, iki halkın ortak önyargılarıyla savaşarak bekleyecekti Enver’i. Denizin öte yakasında yaşayan Mehmet ve Fidan’ın büyük aşkının geleceği ise kör bir kuyunun dibindeydi. Ne bir umudu vardı Mehmet’in ne de hayali... Tek kurtuluşu onu peşinden sürükleyecek bir hayaletti belki. Birinci Dünya Savaşı sonrası halkları birbirine düşüren işgaller iki ülkeyi, iki milleti, sayısız canı yerle bir etti. Ne dostluk, ne aşk, ne birlik bildi. Mağlubu, yitirilen kardeşçe bir gelecekken, galibi, acımasız kaderdi. (Tanıtım Bülteninden)

(Tanıtım Bülteninden)

www.cypruszoom.com

47


tarih

7

TOPRAĞIN İZİ

RAUFERSENAL

K

öyün kuzeye, bakan bir zamanlar patika olduğu her halinden belli ama günümüzdeki değişime uygun olarak asfalt yolun bizi götürdüğü vadinin başında durduk. Köyün dört bir yanına hakim bir tepe gibi görünmesine karşılık buna benzer hakim noktaların buralarda çokça oluşu dikkat çekiciydi. Ama bizler suyun izini sürüyorduk aslında. Çünkü su yaşamın başladığı, medeniyetlerin kök salıp geliştiği noktadır. Bu köyde de yaşam ilk olarak burada başlamıştır büyük olasılıkla. Köylülere bu vadiden su akıp akmadığını sorduk. Aldığımız yanıt beklediğimizdi. Evet, 4 mevsim hiç durmadan

48 ZOOM

lebilir. Deniz şimdiki gibi birkaç kilometre içeride değildi, bin yıllar önce. Tapınağın yanına kadar bir veya birkaç koldan gelen kanallarla neredeyse köyün içerisinde kadar ulaşırdı.

akan güzel bir su vardı ama su işleri buraya boruları döşedikten sonra su da akmaz oldu. Trodoslar’dan gelen suyun denize kadar ulaştığı geride kalan coğrafi izlerden kolayca görü-

Aradan geçen zamanla doğa buraya yeni bir şekil vemiş ve 3-4 metre yüksekliğinde kumlarla burayı doldurmuştu. İngiliz döneminde bu kumul hareketleri o kadar hızlı ilerliyormuş ki; verimli tek bir arazi kalmamış hatta bir dönem köy tamamen terk edilmiş. Bu işin çözümü çam ve akasya ormanları yaratarak bulunmuş ve kumul hareketleri durdurulmuş. Verimli toprak alanları yeniden ya-

BİR ZAMANLAR OLDUKÇA VERİMLİ TOPRAKLARA SAHİP BU GÜZEL YER ZAMANLA KUM SALDIRISINA UĞRAYARAK BÜTÜN VERİMLİLİĞİNİ KAYBETMİŞ ADETA ÇÖLE DÖNMÜŞTÜ. KÖYDE AĞIRLIKLI OLARAK HAYVANCILIKLA GEÇİMİNİ SAĞLAYAN İNSANLAR, AĞAÇLARIN KUM HAREKETLERİNİ DURDURMASIYLA KENDİ İHTİYAÇLARINI KARŞILAYACAK ÜRÜNLERİ YETİŞTİRMEYE BAŞLAMIŞLAR.


Tapınaklar ibadet yanında üretim ve yönetim merkezleriydi de aynı zamanda. Denizin sürekli dalgalı olması, buraya mal ve insan taşıyan büyük gemilerin açıkta demir attıkları ve küçük kayıklar yardımıyla önce kıyıya oradan da kanallar yardımıyla tapınağa kadar ulaştırıldığı yüksek olasılıktır.

kayıplarına sebebiyet vermesi sonucu adeta denize küstüler. Haksız da değillerdi. Öğle saatlerinde şiddetini artıran, öğleden sonra adeta azgınlaşan denizle kim başa çıkabilir ki?

ratılmış. Ama o güne kadar yığılan kumlar da günümüzdeki konumunu korumaya devam etmiş. Bu kum yığınları onlarca kilometrelik alanı hakimiyeti altına alırken kadim geçmişin izlerini de saklamayı ihmal etmemiş. Bir zamanlar oldukça verimli topraklara sahip bu güzel yer zamanla kum saldırısına uğrayarak bütün verimliliğini kaybetmiş adeta çöle dönmüştü. Köyde ağırlıklı olarak hayvancılıkla geçimini sağlayan insanlar, ağaçların kum hareketlerini durdurmasıyla kendi ihtiyaçlarını karşılayacak ürünleri yetiştirmeye başlamışlar. Burada kök salan ve yaşamını sürdüren insanlar, batıdan sürekli esen şiddetli rüzgarın denizde yarattığı dalgaların geçmişte can

Burada başlayan rüzgarlar, Lefkoşa’nın gündüzleri kavurucu sıcağından bunalan insanların geceleyin nefes almalarını sağlar. Kuzey kıyıları ne kadar sakin ve insanları kucaklar durumdaysa aynı anda bu köy sahillerinde durmak dahi mümkün değil. Hem karadan hem de denizden ulaşımı zor olan bu yerde tutunmaya çalışan insanları takdir etmemek elde değil. Coğrafi yapısının sertiğine karşılık insanları oldukça mülayim, cana yakın ve misafirperver olmuş nedense. Tüm bu zorluklara rağmen binlerce yıl insanların buralarda kök salmak için mücadele verdikleri gerçeğinde hangi nedenler saklıdır acaba? Şimdi yerinde yeller esen ve aradan geçen binlerce yıl içinde tapınağın yakınlarına kadar kanallarla gelen deniz, şimdi birkaç kilometre ötededir. Denizin savurduğu kumlar yanında Trodoslar’dan aşırı yağışlı zamanlarda gelen seller ve taşıdığı alivyonlar da bu coğrafyanın hızla değişmesinde etken olmuştur. Tapınaklar ibadet yanında üretim ve yönetim merkezleriydi de aynı zamanda. Denizin sürekli dalgalı olması, buraya mal ve insan taşıyan büyük gemilerin açıkta demir attıkları ve küçük kayıklar yardımıyla önce kıyıya oradan da kanallar yardımıy-

la tapınağa kadar ulaştırıldığı yüksek olasılıktır. Burada yurt dışından getirilen fildişi, kalay, hububat, ipek kumaşlar ve birçok değerli mal yanında Arap atları ve köleler de getirilerek satılırdı. Ortaya çıkarılan değerli buluntular burada bir zamanlar yani 2-3 bin yıl önce yaşamış insanların oldukça zengin olduklarıdır. Köyün bu günkü sosyal ve ekonomik durumuna baktığımız zaman binlerce yıl öncesinin zengin ve refah yaşamı arasında dağlar kadar fark olduğunu söyleyebiliriz. Bin yıllar önce zenginliğin kol gezdiği bu bereketli toprakların neden artık eskisi gibi üzerinde yaşayan insanlara cömert davranmadığını burada yaşanan hızlı doğal değişimlere bağlayabiliriz. Ürün tanıtımı ve mal takası yapmak, bir sonraki hasatın daha verimli geçmesi için tanrılara adakta bulunmak, kurban edilmek üzere büyük ve küçük baş hayvanları tapınak rahiplerine teslim etmek, bunun yanında çeşitli yarışmalar düzenlemek üzere yılda 2 defa tekrarlanan ve bir hafta süren festivaller düzenlenirdi. Tabii bu festivallerin açılış seremonileri en heyecan verici anlarıydı festivallerin. Bu köyümüzde de binlerce yıl önce büyük festivaller düzenlenirdi. Festival alanı bugün kamışlıkların ve yabani otların sardığı vadide yapılırdı. Burada büyük bir hipodromun varlığını iyi bir gözlemle fark etmek mümkündür. Hipodromun ortasından akan su tapınağa kadar ulaşırdı. Doğu ve batı kenarlarda köprüler ile birleştirilen kuzey ve güney yamaçlarıyla yaklaşık 300 metrelik bir uzunluğa sahipti. Halk, güney yamaçta yerlerini alırken

www.cypruszoom.com

49


tarih

Festival açılış seremonisinde yapılan resmi geçitte en önde başlarında uçları sivri ve at kuyruğundan yapılan yeleler gibi parlak miğferli okçular daha sonra kalkanlı ve mızraklı piyadeler, dört sıra halinde dizilmiş atlı süvariler ve en görkemli 2 atın çektiği ateş arabaları ve 4 atın çektiği savaş arabaları sırasıyla büyük bir gururla geçerlerdi.

kuzey yamaçta Baş Rahip törene katılanları kutsar ve onun sonrasında hipodromun doğu yani hipodromu tam ortayan noktada Kral altından sular akan bir mağarayı andıran yüksekçe bir kayanın üzerinde aşağıdan geçen halkı selamlar ve zengin tüccarların sunduğu hediyeleri kabul ederdi. Bu aslında bir tür vergiydi Krala ödenen. Bu festivallere sadece yerli halk değil, deniz aşırı ülkelerden gelen tüccarlar ve gemiciler yanında Kıbrıs’ın diğer krallıklarından temsilciler de katılırdı. Festival açılış seremonisinde yapılan resmi geçitte en önde başlarında uçları sivri ve at kuyruğundan yapılan yeleler gibi parlak miğferli okçular daha sonra kalkanlı ve mızraklı piyadeler, dört sıra halinde dizilmiş atlı süvariler ve en görkemli 2 atın çektiği ateş arabaları ve 4 atın çektiği savaş arabaları sırasıyla büyük bir gururla geçerlerdi.

At ve savaş arabalarının yarışları çok heyecan vericiydi. Bu aynı zamanda Krallığın gücünü diğer Krallıklara göstermesi bakımından oldukça önemliydi. Bu köyde yetiştirilen Arap atlarının ünü her tarafa yayılmıştı. Özellikle arkeologlar tarafından ele geçirilen çok sayıda pişmiş toprak at ve savaş arabası heykelciklerinin yoğunluğu adeta bu savı ispatlar niteliktedir. Tören alayını ve halkı kutsayan Baş rahip kördü. Hipodromun kuzey yamacındaki kayalara kazılmış ayak izleri, rahibin geliş ve gidişini kolaylaştırmak içindi. Her yıl Baş Rahip bu ayak izlerini takip ederek törene katılır ve yaklaşık 100 metre ilerideki konağına yer altından giden büyükçe bir tünelden geçerek ulaşırdı. Bu yer aynı zamanda Kraliyet ailesinin saray ve konaklarının bulunduğu yerdi ve onların dışında hiç kimse orada konaklayamazdı. Halk Güney yamacından

ileride yer alan konutlarda yaşardı. Kayalara kazınmış bu ayak izlerini gözlerimi kapatarak çıkmaya çalıştım. Sandığımdan çok daha kolay oldu. Çünkü kazılan izler, normal atılan adımlara göre ayarlanmıştı. Binlerce yıl öncesinden yani Arkaik dönemden günümüze kadar gelmeyi başaran bu izleri bir zamanlar Kralın en yakın ve güvendiği dostu Baş Rahipin takip ederek halkı kutsadığını hissetmek insanı çok farklı duygulara itiyor. Bu güne kadar hiçbir yazılı kaynakta göremediğim bu izleri aslında fark etmek için çok dikkatli bakmak gerekir. Ben şanslıydım. Gördüm ve sadece bu izler üzerine yazımı kurguladım. Geçmişe dair karşılaştığım daha bir çok iz var. Ve bu izlerden yola çıkarak bugün dünden kalan ve fakında olmadığımız yaşanmışlıklara yorum katmak benim için oldukça keyifli bir çalışma olacak.



Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Kurucu Rektörü ve Yöneticiler Kurulu Başkanı Serhat Akpınar, aynı zamanda Kıbrıs Üniversiteler Birliği Başkanı. Hergün, onlarca görüşme, neredeyse her ay dünyanın farklı yerlerine yaptığı yolculuklarla, yorucu bir tempo içerisinde yaşayan Akpınar, bu tempoya rağmen sosyal hayattan da kopmamaya çalışıyor. Onu farklı kılan uyku dahil, her anını programlıyor olması...

52 ZOOM


röportaj

Motorsiklet Tutkunu, Sporcu, Akademisyen, Yönetici, İyi Bir Aile Babası, Çok Daha Önemlisi, Duyarlı bir vatandaş, özel bir Insan;

SERHAT AKPINAR A

dı, bugüne kadar 105 farklı ülkeden gelen öğrenciler sayesinde tüm dünyada yakından bilinen GAÜ, dünü, bugünü ile takdir ediliyor, yarını ile de çok konuşulacağı kesin. Biz başarılı çalışmaları ile GAU’ye çağ atlatan isme dikkat çekmek istedik. Motorsiklet tutkunu, sporcu, akademisyen, yönetici, iyi bir aile babası, duyarlı bir vatandaş ve en önemlisi insan. Tabi ki stratejisi ile tüm gözlerin GAÜ’ye çevrilmesini sağlayan Serhat Akpınar’dan bahsediyoruz. ZOOM’un sorularını yanıtlayan Akpınar’ın vizyonu

Neler yapıyorsunuz bahseder misiniz? GAÜ’nün bir dünya üniversitesi olma ve kabulü noktasında çok farklı misyonlar üstlendik; ayrıca Kıbrıs Üniversiteler Birliği’nin de devreye girmiş olması, temsiliyet boyutunun da artık büyümesi, Dünya genelinde saygınlığımızı arttırmak ve geliştirmek, üniversitemize karşı olan sorumluluk duygumuzun olması nedeniyle bir takım programlar gerçekleştiriyoruz. Şu an atıyor olduğumuz adımlar çok güzel sonuçlar ortaya koyuyor. Bu hem bizim için, hem de üniversitelerimiz ve Kuzey Kıbrıs için büyük önem taşıyor. Farklı şirketlere sahipsiniz ama özellikle eğitimle ön plana çıktınız, bütün bunları yönetmek zor olmuyor mu? Kendi gerçekliğimizi çok iyi anlamak lazım ve o farkındalığın oldukça yüksek olduğunu ve düşünce aktivitelerinizi çalışma arkadaşlarınızla paylaşmanız ve onların da sizi anlamaları lazım. Şu an da GAÜ’nün en büyük kazanımı ve hepimizin görüp takdir ettiği yegane duruş budur. Görev alan bu ailenin bütünsel parçalarını oluşturan kişilerin okulu benimsemesi bizi bu noktalara getirdi. GAÜ’nün öğrenci sayısı 15 bine ulaştı, yıllar öncesinde bunu hayal eder miydiniz?

ortada; ancak Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Kurucu Rektörü ve Yöneticiler Kurulu Başkanlığının yanısıra Kıbrıs Üniversiteler Birliği Başkanı kimliği ile misyonu sadece GAÜ değil ülkedeki tüm üniversitelere liderlik yapmak. Telefonuna yüklediği uygulama ile her anını programlayan Akpınar, inanılmaz temposu arasında, kitap okuyor, spor yapıyor, odasında her fırsatta müzik yapmaya çalıştığı gitarı ile insanı şaşırtan bir sosyalliğe sahip. İşte size, özeliyle-geneliyle tüm sorulara yanıt veren Serhat Akpınar’ın röportajı;

Her şey düşünceyle başlar ve o düşüncenin açılımlarında nereye kadar gidebileceğimizi o günlerden görebilmek pek mümkün değildi tabii, ama bugün baktığımızda ilerleyen günler de böylesi bir gelişim yolculuğun da çok daha farklı gelişmelere açık olduğumuzu ve halen daha aç olduğumuzu görüyorum. Bu açlık bize dün, belki de bugünü göremediğimiz varoluşun ilerleyen yıllar da bizi çok daha ileri bir noktaya taşıyacağını bugün emin şekilde söyleyebiliyorum. Keşke bunu da yapsaydım dediğiniz bir şey var mı? Olmadı, çoğu zaman kendimi sorguladım. Çünkü herhangi bir düşünceyi veya projeyi hayata geçirme noktasında hiçbir zaman başarısızlıkla sonuçlanacağını hiç düşünmedim, pozitif düşünceye önem verdim. Devletin size bir katkısı var mı? Ben çok daha farklı bir örnek vermek istiyorum. Biliyorsunuz son zamanlarda bir üniversite öne çıktı ve en fazla kontenjanı aldığını ve büyüdüğünü iddia etti. Eleştirmek için söylemiyorum bunu, örnek olarak söylüyorum, o üniversiteye geçen yıl 84 tane bölümün açılmasına onay verildi bu gayet doğal ama, bu diğer üniversiteler için de olmalı. Mevcut üniversitelerin açmak arzusunda olduğu

www.cypruszoom.com

53


bölümlere eşit duruşlu bir görüş sergilenmesi lazım. Fırsat eşitliğinin tüm üniversitelere verilmesi lazım. Kıbrıs’ın eğitim sektörün de kaybedeceğinden korkuyorum, siz de bu endişeye sahip misiniz? İçtenlikle söyleyebilirim, böyle bir endişeye sahip değilim. GAÜ olarak özellikle yapmakta olduğumuz ve yapmış olduğumuz en büyük yatırım ünversitenin uluslararası otoriteler tarafından kabülünün sağlanması; yani bugün bir çok üniversitenin giremediği toplum ve kurumsal süreçler de yer alabiliyorsak, denklik ve kabuliyeti bir çok ülke tarafından görebiliyor ve o ülkelerden öğrenci geliyorsa bu aslında bu zamana kadar yaptığımız en büyük yatırım anlamına geliyor. 2020 hedeflerinizden bahseder misiniz? 2020 hedefi için master planı yapıldı, stratejik gelişim programı şuan da sonuçlanmak üzere. Ada’nın en güçlü üniversitesi ve akademik saygınlık da en iyisi olma yolunda emin adımlar atılıyor. GAÜ’nün özellikle Girne’nin diğer tüm kentlerin ilerisinde bir çekim merkezi sağlık ve teknoloji alanında yapılanmasını sağlayacak bir döneme girdik. Sadece sağlık ve teknoloji ile değil, şuan da yeni kültür merkezi’nin hazırlıkları devam ediyor. Çok kısa bir süre

54 ZOOM

içinde tamamlanacak diye düşünüyoruz. Burası bugüne kadar yapılamayan aktivitelerin yapılmasına imkan sağlayacak. GAÜ mevcut kampüs içerisinde 20 bin öğrencinin eğitim alabileceği fakülteler ile Karpaz Yaşam Kampsü’nün de hayat bulacağı, yeni fakülte yaşam alanlarıyla farklı bir döneme giriyoruz. Bu farklı dönemde de öğrencilerin belirli fakülteler de tamamen burslu, konaklaması, iaşesi ve öğrenci olarak adaya geldiği andan itibaren kendi ilgi ve mesleki alanlarında ilk günden itibaren çalışmaya başlıyor. GAÜ kampüsünün insanı çeken bir tarafı var, bu fark neden kaynaklanıyor? Kampüs’ün Girne’de bulunması ve yaşam enerjisinin yüksek olması, buradaki yapıyı ayakta tutuyor. Haftada birkaç kez kampüsü geziyorum. Ekip arkadaşlarımın yanımda olması ve onlarla kampüsün gelişimi doğrultusunda bir takım ihtiyaçların yerinde görülmesi, onun ötesinde heyecanı hissetmek önemli. Zaman zaman öğrencilerimizin ihtiyaç duydukları sorularına yanıt vermek çok güzel. Sosyal medya aracılığı ile öğrencilerinize de zaman ayırıp sorularına yanıt veriyorsunuz. Bu yoğunlukta nasıl fırsat buluyorsunuz? Aslında bizlerin görevi bu. Özel-

likle geçtiğimiz yıl, okulumuzun sosyal ağları kullanmasını teşvik etmeye başladım. GAÜ kentin içerisinde sıkıştı mı? Hastanenin de inşaat programının başladığı yerin dışında, Sağlık Fakültesi, tıp, eczacılık fakülteleri yeni bölgeye yapılandırılıyor. Beşparmak Projesi başlatılacak. Beş yeni fakülte, 1500 kişi kapasiteli yurt inşaatı başlamış olacak kampüsü 24 saat yaşayan bir üniversite haline getireceğiz. Kıbrıs Amerikan Üniversitesi’nin hedefi nedir? Bu yıl 50 öğrencisiyle eğitime başladı, bir sonraki yıl 600 öğrencisiyle 3 yeni fakültesiyle büyümeye devam edecek. Oradaki yapı ve yurt daha yapılmadığı için, eski konakların restorasyonu ile eğitim binalarından sonra öğrenci konaklaması sağlanmaya çalışılacak. Biliyorsunuz Lefkoşa’nın anlamı aydınlanma demek o geçmişten gelen ışığı sönmüş Lefkoşa’ya yeni bir aydınlanma süreci başlatmış durumdayız. GAÜ Hastanesi ne durumda? Aslında 1999 yılında yer alan bir projeydi. Yıllardır Ada’da sağlık alanındaki ilerleme ve ihtiyaç duyulan gelişmenin anlaşılamamasında geç kalındı. Üniversite olarak bizler de gerek arazi ve izinlerle ilgili çok ciddi zaman kaybettik. Tıp, eczacılık ve diş hekimliği fakül-

teleri olmak üzere, medikal eğitim alanlarının toplanacağı bir bölge olarak seçilmiş alan oluşturulmaya çalışılıyor. Hastanemizde, kendi alanında uzman doktorlarımız olacağı gibi her alanda polikliniklerimiz, yüksek teknoloji ile donatılmış radyoloji, nükleer tıp, her türlü tanı ve teşhis laboratuvarlarının yer alacağı bir merkez hedefliyoruz. Ülkemizin sağlık alanındaki en önemli eksikliklerini gidermeyi bir görev edindik. Bu bağlamda dializ hastaları için de yüksek konfor ve kalitede hizmet alabilecekleri Dializ Merkezi’miz de bu kompleksin içinde yer alacaktır. GAÜ/ Florence Nightingale, ülkemiz adına çok önemli bir yatırım olacak.


GAÜ’deki odasında küçük bir ses sistemine bağlı gitarı her daim yanıbaşında. Bulduğu her fırsatta müzik yapmaya çalışan Akpınar, özellikle uzun seyehatlarında bol bol kitap okuyor. Akademik kariyerini yakında çok özel bir araştırma kitabı ile taçlandırmayı planlayan Serhat Akpınar, yaklaşık 12 yıldır çalışmaları devam eden kitap projesinin büyük sansasyon yaratacağını belirtiyor.

GAÜ’ye şu ana kadar kaç ülkeden öğrenci geldi? 105 ülke. Ofisinizde retro bir tarz görüyoruz. Mistik bir yapınız mı var? Öncelikle ben, bizlerin sadece bu yaşama ait olmadığını düşünüyorum. Bu konuyu dile getirmemizde kendi inançlarımız belki bizi kısıtlıyordur. Ama ben geçmişte bir çok şeyi yaşadığımızı düşünüyorum. Geçmişte var olmanın getirdiği bir hissiyat bu. Yani burada herhangi bir objeye dokunduğumda, ya da bir takım ruhsal deneyimle paylaştığım enerjinin rastlantı olmadığına inanıyorum. Tıpkı şu anda sizin sorduğunuz soru da bir rastlantı değildir aslında. Kütüphanenizde, masanızda farklı kitaplar görüyorum. Bu kitapları okuma şansınız oluyor mu? Sahip olduğum kitapları okumak, oradaki bir takım deneyimleri veya etrafımdaki insanların deneyimlerinden yararlanmak bana keyif veriyor.

Odasında özellikle tarihi objeleri ile dikkat çeken Akpınar’a göre hiçbir şey rastlantı değil. “Biz sadece bu yaşama ait değiliz” derken Akpınar, “Yani burada herhangi bir objeye dokunduğumda ya da bir takım ruhsal deneyimle paylaştığım enerjinin rastlantı olmadığına inanıyorum” diyor.

Bir tarafta Harley kullanan Serhat Akpınar, diğer tarafta akademisyen Serhat Akpınar, bir başka tarafta müzik yapan Serhat Akpınar var. Hangisi sizsiniz? Hepsinin toplamıyım. Ben bir yaşamda 5 farklı kişilik yaşıyorum şu anda. Çoğu insan kendi olarak yaşar. Yani ismiyle anıldığı şekliyle bir yaşama aittir. Ben kendimi öyle görmüyorum. Öyle görmüş olsaydım bu yaşamı harcardım. Gece geç yatar mısınız? Evet. Ama bir programım var telefonumda ona uymaya çalışıyorum. Nasıl bir program bu? Aslında bir Telefon uygulaması. Bu program sizi nasıl ölçüyor? Günlük her aktivitemi yazıyorum. Bana bir grafik oranı çiziyor. Bu program size ne katıyor? Seviyemi belli bir sınırda tutmaya çalışıyorum. Günlük bir yaşam aktivitem var. Oranı korumaya dikkat ediyorum. Hep böyle programlı mıydınız? Hep böyleydim. Beslenmeden tutunda, tüm yaşam şeklim tamamen böyleydi. İnsanlar bu yaşam şeklini robotlaşma olarak görüyor, sizce öyle değil mi? Bunu şu anda teknolojiyle ölçüp görebiliyoruz. Geçmişte böyle bir teknoloji yoktu, göremiyorduk. Ama artık sizin kendi kişili-

ğiniz olmuş. Bence robotlaşma anlamına gelmiyor. Yaşamı kaçırıyorum diye düşündüğünüz oluyor mu? Dün bir taraftan maraton vardı, sonra deniz, daha sonra Karpaz vardı. Sonra gazeteci bir arkadaşla karşılaştık. “Ben sizi Lefkoşa’da görmüştüm, burada ne işiniz var?“ dedi. Dedim ki: “Lefkoşa bitti, şimdi buradayız.“ Bir çok şeyi aynı anda yaşayabilmek lazım. Gelecekten ya da ölümden korkuyor musunuz? O an gelmeden önce görmek istediklerimiz muhakkak vardır. Ama o hiç bir zaman bitmeyecektir de. Ölüm zaten fanidir. Gün gelecek bir şekilde kaybolacağız. Çok uzun yaşamayı hayal ediyor musunuz? Yok etmiyorum. Çünkü hepimize verilmiş bir yaşam süresi var. Onu en güzel şekilde değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum. Ofisinizde av hayvanları görüyorum. Av merakınız var mı? Bunlar size bir şeyleri hatırlatıyor. Ben hiç bir zaman hayvan öldüremem. Geçmişte tek zevk aldığım deniz altında zıpkınla balık avlamaktı. Ama dalış faaliyetlerinden sonra o fotoğrafçılığa döndü. Şu andaki bu simgeler tamamıyla bize kendimizi hatırlatmak için. Ama yanımda avdan bahsedildiğinde onları vazgeçirmek için konuşmalar yapıyorum. Yıllar önce İsa’nın çarmıha gerildiği haçın Kıbrıs’a getirildiğine dair bir hikayeden konuşmuştuk. Siz o zaman hikayenin sizde olduğunu ve kitap yapacağınızı söylemiştiniz. Bitti mi kitap? Şu anda bitmek üzere. İtalya Üniversitesi de bu programa katıldı. O manastırın bulunduğu yerde restorasyon programında bir taş bulduk. Bu taşın Roma İmparatorluğuna karşı bağlılığını bildiren Lambusa Kralı’nın olduğu yazıyordu. Peki Haç Hikayesi’nin gerçekliliğiyle ilgili deliller bulundu mu? Bulundu. Bulundu derken şöyle; zaten Vatikan bu gerçekliği bildiği için buradaki çalışmaya önem verdi. Ve aslında tarih şu anda yeniden yazılıyor. Buradaki, Hristiyanlığın ikinci en önemli manastırı. Manastırın içindeki kilise çok önemli, çünkü o kilise şu anda Kudüs’te. Kudüs’teki kilisenin buradaki manastırın içinde doğması ve İsa’ya karşı

www.cypruszoom.com

55


röportaj

gelen din adamının o kilisenin önünde gömülü olması önemli. Kaç yıldır bu kitap üzerinde çalışıyorsunuz? Neredeyse 12 yıl oldu. Bu hale getirmeniz ne kadar sürdü? 2 yıldır üzerinde çalışıyoruz. Kıbrıs’ta ilk defa böyle bir çalışma yapıldı. Bildiğim kadarıyla şarapla ilgili bir çalışmanız var. Doğru mu bu bilgi? Bizim Moldova’da bağlarımız var. Sizin derken, size mi okula mı ait? Aslında şöyle, bir üniversite aldık. Üzüm bağları almış

olduğumuz üniversitenin. Eğitim dışında pek çok markaya yatırımınız var. Bunu neden yaptınız? Şöyle açıklayım. Çok yüzeysel olarak kendimden bahsetmiş olacağım bunu yaparken. Ailem pastacıydı. Ve şu anda hayatta olan babam, halalarım, yiğenlerim olmak üzere, hiç biri imalathane de çalışmadı. Pastacılığı bilmiyorlar. Ve ben lisede son yıla kadar hep pastanede çalıştım. Dolayısıyla pastacılık olsun, geleneksel tatlar olsun, dondurmacılık olsun, hepsinde bilgim var. Bisikletle süt bile taşıdığım oldu. Pastacılık olayını amcam devam ettirdi, ondan sonra oğlu Yağış de-

vam ettirmeye çalıştı. Benim çalıştığım yıllarda, benimle çalışan çıraklar vardı ki, onlar şu an hepsi usta durumunda. Ben onları hep bir araya topladım. Pastaneyi yeniden hayata geçirdik. Pastanenin kaybolmasının yegane sebebi, oteller ve restoranlar pasta yapmaya başladı. Ve pastacılar hep pastacı olarak kaldılar. Bilen insanlar da kalmadı artık. Önceliğim pastaneyi hayatta tutmak ve yeniden ustaları bir araya toplamak, tat kültüründen uzaklaşmamak. Böyle bir şeyi yaparken rekabet edilebilir olması lazım bu yüzden yan tarafa kafeyi de koyduk. Akpınar’ı birleştirdik. Pastahane-kafe tarzını biraz geliştirdik.

GAÜ’nün kısa bir süre önce tamamlanan kolej binasını röportaj sonrası gezme şansı bulduk. Tüm detayları ince elenip, sık döşenen binada, olimpik ölçülerde kapalı havuz dahil, aklınıza gelen herşey mevcut. Teknolojinin sınırlarının zorlandığı okul binası, taşıdığı özellikleri ile ülkemizde birçok ilkin hayata geçtiği okul olarak dikkat çekiyor...

56 ZOOM



gezi

tarihte geçen olayların hafızama biraz daha yüklenmesi gibi oluyor.

MUSTAFAŞAH

P

reveze’ye hareketimden önce en çok merak ettiğim ve aklıma takılan Preveze Deniz Savaşları’nın geçtiği bu bölgenin buram buram tarih kokan toprağını, dağını, suyunu ve insanını yakından görmek ve zaman tünelinde, o günün koşullarında birşeyler canlandırmak tı. Her zaman tarihi yerlere gittiğimde, okuduğum tarihin bir canlandırmasını yaparım kendimce. Bu bana büyük keyif verdiği gibi

58 ZOOM

Preveze’ye vardım. Preveze denizine şöyle bir baktım ve kendimi 1538 yılının Eylül ayına odakladım. Gözümün önünde Barbaros Hayrettin Paşanın Komutasında Osmanlı Donanması bütün ihtişamı ile denizde seyrediyor. Diğer yanda Cenevizli kaptan Andrea Doria komutasında birleşik Hıristiyan Donanması. İki donanma karşı karşıya ve Osmanlı Donanması büyük bir zaferle Hıristiyan donanmasını mağlup ediyor. Preveze kuzey batı Yunanistan’ın Epirus bölgesinde bir şehir. Ambracian körfezinin tam ağzına kurulmuş. Şu ana kadar Yunanistan’da

ilk kez yapılmış Aktio-Preveze deniz altı tüneli burada turizme de hizmet ediyor. Tarihi eski bir şehir olan Nicopolis’in kalıntıları Preveze şehrinin 8 km kuzeyinde bulunuyor. Nikopolis’i sadece otobüsle izleyebildim. Ama o ihtişamlı duvarların ve hisarların verdiği mesaj bana göre çok anlamlıydı. Bir zamanlar benim de insanlarım vardı der gibi terk edilmişliğin ve geçmişin hüznü vardı oralarda.


haber

Preveze ticaret limanı ve güzel marinası gerçek anlamda bir turistik merkez konumunda. Çok geniş ve rahat ‘promenade’ gezi olanakları, sıra sıra Kafeler ve tavernalar sizi davet eder sanırsınız veya sanki gelip geçenleri ve turistleri selamlar gibi.

Preveze şehrinin sevimli limanında, dar sokaklarında, tarihi turistik yerler arasında bir sağa bir sola gidiyorsun. İnsanların normal yaşantıları içinde koşuştuklarını görürsü-

nüz. Sevimli ve sempatik insanlarla da tanışabiliyorsunuz. Bir ara kendimizi şehrin tam merkezinde mis kokulu yasemin talvarlı bir kahvehanede bulduk. Meğer buraya „Şeytan

Pazarı“ diyorlarmış. Merak ettim, tabelayı da buldum, Yunan harfleri ile Şeytan Pazarı yazılmış, ilginç bir görüntü ve hemen resmini çektim.

Preveze ticaret limanı ve güzel marinası gerçek anlamda bir turistik merkez konumunda. Çok geniş ve rahat ‘promenade’ gezi olanakları, sıra sıra Kafeler ve tavernalar sizi davet

www.cypruszoom.com

59


eder sanırsınız veya sanki gelip geçenleri ve turistleri selamlar gibi. Gezinti esnasında mutlaka bu dükkanlardan birinde ya birşeyler içersiniz, ya da istediğiniz balık ve şarabı bu inanılmaz güzellikteki ortamda ve huzur içinde tatmış olursunuz.

60 ZOOM

Hele „bareyalarız“ da kafa dengi olursa, kendinizi bir o kadar daha mutlu ve sağlıklı hissedersiniz. Ağustos ayında olmamıza rağmen yemyeşil bir ortamda bulursunuz kendinizi. Bizdeki gibi sıcaklar da yok. En önemli turist destinasyonu

olarak kabul edilen Lefkada adasının da Preveze’ye yakın olması ve yukarıda bahsetmiş olduğum deniz altı tüneli ile bağanmış olması Preveze’nin turistik avantajlarının yanında, cazibe noktalarının önemini de artırmıştır. Mevcut mü-

zeler,sinemalar, açık hava tiyatrosu, bir müzik holü ve daha birçok lokaller şehre ayrı bir renk katıyor. Aktion Hava Limanının da şehre yakın olması turistlerin yorulmadan, usanmadan gidecekleri tesislere ulaşmaları demektir.


kadar güzel kareler yakaladım ki, fotoğraf makinesindeki kart dolmuş oldu. Göllerin denizlerle kucaklaşması ise ilginç tablolara sahne olacak güzellikte. Göl, deniz, orman ve dağın üzerinden batan güneşin kızıllığı ve gökyüzüne verdiği renk insanın ruhunu okşuyor. Çeşitli zamanlarda Osmanlı – Venedik arasında geçen sıcak çarpışmalara veya savaşlara sahne olmuş Preveze’de Venedik Saat Kulesi halen bütün ihtişamı ile duruyor. Buraya gelen her turist veya ziyaretçi mutlaka bu kule ile karşılaşır. Preveze’den ayrılacağımız gün bir süre belediyeye ait bir lokalin bahçesinde oturduk, kahvelerimizi yudumlarken orta yaşlı birçok insanın bir-iki meze ile ‘ouzo’ içtiklerini ve kendi aralarında muhabbet ettiklerini gördük. Bir ara bir masaya yaklaştık ve onlara katılarak sohbete koyulduk. İnanın ekonomik krize rağmen çok sevecen ve gururlu insanlar. Bir ülkenin gerçek turist destinasyonu olabilmesi için önce konuksever halkına, bozulmamış doğasına, çevre temizliğine, hizmet kalitesine ve güvenilir ortama sahip olması gerekiyor.

www.cypruszoom.com

61


röportaj

SANATÇI KİMDİR? Röportaj: the-talks.com İngilizceden tercüme: Celal Sözer

A

vrupa Film Ödüllerinde en iyi film ödülünü almış, ikisi En İyi Film ve En İyi Yönetmen dallarında olmak üzere dört César Ödülü almış, En İyi Senaryo dalıyla birlikte iki BAFTA Ödülü ile ödüllendirilmiş ve Akademi Ödüllerine aday gösterilmiş “Amelie” filminin meraklı, şaşırtıcı, insana umut veren karakteri Audrey Tautou sanata bakışını anlatan soruları yanıtlıyor. Bayan Tautou, oyunculuğu bırakmayı düşündüğünüzü okumuştum. Bu doğru mu? Bırakma kararım olduğuyla ilgili bir dedikodu dolaşıyordu. Bu tamamen yanlış. İşimi seviyorum. Tanıştığım kişiler ve bana verilen roller hakkında tutkuluyumdur. Yani hayır, durmaya niyetim yok. Başka ilgi alanlarım, yapmaktan hoşlandığım diğer şeyler de var, ancak

bunlar sinemanın önüne geçmiyor. Bahsettiğiniz diğer şeyler neler? Seyahat ederim, yazarım, fotoğraf çekerim, okurum, resim yaparım. Kendime ait küçük projelerim var ama şimdilik bunlar sadece bana özel! Belki bir gün bunları diğer insanlara sunmaya cesaret edeceğim ama henüz bunun için kendimi yeterli hissetmiyorum.

Yapım yılı: 2001 Yönetmen: Jean-Pierre Jeunet Yapımcı: Jean-Marc Deschamps, Claudie Ossard Senarist: Jean-Pierre Jeunet (senaryo), Guillaume Laurant (diyaloglar) Oyuncular: Audrey Tautou, Mathieu Kassovitz Müzik: Yann Tiersen

62 ZOOM


Yeterli zamanınız olmadığından mı? Hayır, sorun bu değil. Yılda dört film çekmiyorum bu yüzden tüm o diğer şeylere vaktim var. Beni asıl engelleyen, kendimdeki güven eksikliği. Bir oyuncu olarak da güven eksikliği duyuyor musunuz? Evet. Birlikte çalıştığım yönetmende o güveni arıyorum. Bunun eksikliğini hissettiğim geri kalan zamanlarda, kendimi tamamen emin hissettirecek o güveni, bana yönetmen sağlıyor.

Gondry. Onun kendi filminde oyuncu olmamı isteyeceğini hiç hayal etmezdim. Bir Hollywood yönetmeni, örneğin Spielberg tarafından size rol verilmesi şaşırtır mıydı? Sanırım onun beni düşünmesi zor. (Güler) Da Vinci’nin Şifresi filminden sonra Hollywood’da kalsaydınız bu daha kolay olurdu. Belki de, ama sanırım Hollywood’da ilginç bir kadın rolü alabilmek için insanın birçok

şeyi feda etmesi gerekir. Hollywood’da gerçekten harika roller olduğunu düşünüyorum, sadece bunların bana verilebileceğini düşünmüyorum. Hollywood’da işlerin bu şekilde yürüdüğünü sanmıyorum. Neden? Yaptığım kariyer seçimleri göz önüne alındığında, bu pek olası görünmüyor. O yönetmenler tarafından seçilmeniz için gişe yaptıracak özellikte olmanız gerekir ama ben gişe

yaptıracak bir şey yapmadım. Üstesinden gelemeyeceğimi söylemiyorum, sadece endüstrinin bu şekilde işlemediğini söylüyorum. Açıkçası beni seçmeyerek onlar yanlış yapıyorlar diye düşünüyorum. Ama ben bir filmin bütçesi veya kaynaklarıyla ya da dünya çapında ne kadar ünlü olacağıyla ilgilenmiyorum. Ben tutkulu olacağım bir şey istiyorum. Ne tür filmler için tutkulu hissediyorsunuz?

Kendinize karşı biraz sert davrandığınızı düşünmüyor musunuz? Bu berbat bir durumda olduğumu düşündüğüm anlamına gelmiyor! İçinde olduğum roller ve sahneler hakkında negatif veya pozitif bir yargıda bulunabilecek düzeydeyim. Yapmış olduğum bazı işlerin güzel olduğunu düşünüyorum ve kendimi izlediğimde karakterin dışına çıktığım bir an olmadığını görebiliyorum. Sayılı bazı filmlerimi izlediğimde de sıklıkla şu veya bu sahnede kendimi tam olarak doğru yol üzerinde görmediğim oluyor. Ama hiçbir şeyde iyi olmadığımı söyleyip neden ben seçildim diye endişelenerek kendimi harap etmiyorum. Öyleyse kendinize güveniniz olmadığını söylerken neyi kastediyorsunuz? Demek istediğim, insanların benim hakkımda ne düşündüğü ve benim aracılığımla neyi gördükleri konusunda hiçbir fikrim yok. Tabiiki beni takdir eden kişiler mevcut olduğu gibi etmeyenler de var. Beni sevmediğini düşündüğüm kişiler tarafından bana rol verilmesi beni çoğu zaman şaşırtmıştır; örneğin Michel

www.cypruszoom.com

63


Bazı filmler tabi ki tamamen eğlendirici nitelikte, ama benim ilgimi çeken ve yapmak istediğim sizi gerçekten düşündüren, sürükleyen, bir süre sizle birlikte kalacak şeyler getiren projeler. Bence filmler insanların entelektüel uyanışları için esastır. Sanat – söz gelimi resim, heykel, müzik – bunların hepsi yaratıdır, yaratıcı sanattır. İçinde her şeyin dahil olacağı bir film düşünüyorum, bir sanat yapıtı. Peki ya oyunculuk? Oyuncular yorumlarlar. Oyunculuğu başka bir sanat formuyla karşılaştıramazsınız. Oyunculuğun sanat olduğunu söyleyemezsiniz ama film bir bütün olarak öyledir. Ama sanat bir dışavurum formudur ve oyunculuk da kendinizi aynı şekilde ifade etmenin bir yoludur, değil mi? Sorun, oyuncunun kendisini bir sanatçı gibi hissedip hissetmemesi değildir; çünkü sanatçı olmak, gerçekten de kendini herhangi bir yolla ifade etmek ve açığa çıkarmaktır. Fark şuradadır ki, bir oyuncu olarak siz bir başkasının yönetimi altındasınızdır. Yani rolünüz içinde sadece bu kadar özgürlüğe sahipsiniz. Kesinlikle. Kendinize ait olmayan bir fikre hizmet ediyorsunuz ve tabi ki bu fikre kendi duyarlılığınızı, yeteneğinizi, vizyonunuzu, zekanızı ekliyorsunuz, ancak yaratmanın kaynağında, başlangıcında değilsiniz. Bu yüzden oyuncu gerçekte bir yaratıcı değildir, bir yorumcudur. Bir nesneyi düşünen, onu buluş olarak ortaya çıkaran veya yapan kişi olarak sanatçıdır.

64 ZOOM


Taze Balık Vitrinimiz Açılmıştır

Rezervasyon 0548 885 0200

Çatalköy/GİRNE

KIBRIS’TA TAZE BALIĞIN EN DOĞRU ADRESİ

Öğle ve Akşam Yemeği, İş Yemekleri, Özel Organizasyon Yemekleri


B

izlerin aidiyet duygusu, kendilerine güvenlerini geliştirip o güne değin yapmış oldukları hakkında konuşmak için sosyalleşme ihtiyacındadırlar. Sosyalleşme günümüzde yaygın olarak uygulamalarla (whatsapp, face

Messenger, snapchat v.b.) sağlanıyor. Uygulamalar ise gereken sohbet ortamını tam anlamıyla yaratmak için ifadeyi güçlendiren yeni özellikler çıkartıyor. Duyguları, durumu ifade edebilen ikonlar, ses kayıt, video kayıt, fotoğraf, sunum gibi özellikler hizmetimizde!

Hapşırınca Avusturalya’dan “çok yaşaaaaaa!” denebilecek bir çağda ve teknoloji sarmalında yaşamak bambaşka! :D İşe hep olumlu tarafından ve elbette kazandırdıkları açısından bakmak bence yaşadıklarımıza adaptasyonu kolaylaştırır. Kazanımlar negatif ya da pozitif olabilir. Teknolojik bu

Yazdıktan sonra cevap gelmedi mi? Sakin olun, bekleyin: Karşı taraf cevap atana kadar sürekli mesajlar göndermeyin. Muhtemelen meşguldür ya da o an yazamayacak gibi hissediyordur. Size cevap atmayan kişiye sürekli mesajlar göndermek, onun cevap vermesini sağlamaz, aksine geri dönüş süresini artırır.

İğneleme yapmayın: Mesaj gönderdiğiniz kişi eğer yakınınız değilse, iğneleyici mesajlar göndermeyin. Çünkü yanlış anlaşılma riskiniz yüksek. Karşınızdaki kişi sizin yüzünüzü göremediği için tam olarak ne demeye çalıştığınızı anlamayabilir. Net olun, ne diyecekseniz onu söyleyin.

Otomatik düzeltmeleri kontrol edin: Aman buna özellikle dikkat edin.

Mesaj yazacağım diye makale yazmayın: Çok kafa karıştırıcı mesajlar atmayın. Karşınızdaki insan cümlenin sonuna geldiğinde, başında okuduğunu unutabilir. Kısa ve öz olun.

Gülme efektlerini usulüne uygun kullanın

66 ZOOM

yeni iletişim ağı ile usuller ve görgü kuralları öğretiliyor. Örneğin; aşağıda sıralayacağım genel yazışma kuralları kendiliğinden gelişti. Bunlara dikkat edilmediğinde iletişim kazaları yani günümüz KÜSLÜKLERİ karşımıza çıkıyor.

Kime gönderdiğinizi en iyisi bir kaç kez kontrol edin: Sevgilinize ya da arkadaşınıza göndereceğiniz mesajı yanlışlıkla patronunuza göndermeniz kötü sonuçlara yol açabilir.


CAPS LOCK (BÜYÜK HARF) AÇIK YAZMAYIN: Karşı tarafa bağırıyor gibi göründüğü için tüm harfleri büyük yapmayın. Gerçekten sinirlenirseniz yazılabilir tabi.

Kelimelerinizin arasına “nokta” koymayın: Eğer özellikle bir şeyi belirtmek değilse amacınız, kelimelerin arasına sakın nokta koymayın, saçma gözüküyor.

Hepsinden önemlisi, araba sürerken mesaj göndermeyin: En önemli kural, belki de en başa yazılmalıydı. Lütfen ARABA SÜRERKEN MESAJ GÖNDERMEYİN! Çok önemli bir durum mu var? Çekin sağa konuşun ya mesajınızı gönderin.

Mantıklı cevaplar verin: Biri size mesaj gönderdiğinde o mesajı düzgünce cevaplayın. Karşınızdaki size çok önemli bir konuyu uzunca anlatmış olabilir. Lütfen sadece “OK” yazarak geri dönüş yapmayın. İnsanları üzmeyin.

Mesaj göndermek yerine aramayı tercih etmeyin: Karşı taraftan bir mesaj geldi, bunun üzerine sizin de cevap göndermeniz beklenir. Bunu yapmak yerine onu arıyorsanız muhtemelen hata yapıyorsunuz. Size ulaşmak için mesaj gönderiyorsa, bilin ki telefonda konuşmak için müsait değildir. İlla aramak istiyorsanız, mesaj içinde arayacağınızı belirtin ya da sorun.

Mesaja cevap verin: Karşı taraf sapık ya da sizi telefonda taciz eden biri değilse size gönderilen mesaja mutlaka cevap gönderin. Kimseye kızmadan sakin yazın. Görgü kuralı gereği Arkadaşınızla takılırken hemen telefona gömülmeyin: Bir yerde bir arkadaşınızla takılırken sohbet etmeyi deneyin. Masadaki o ölüm sessizliği olmasın. Merak etmeyin telefonunuz hep sizin. Akşam eve giderken beraber gideceksiniz ve yine ona bakacaksınız.

Kişinin çalışma durumunu göz önünde bulundurun: Tanıdığımız biri olsa dahi onun yaşadığı şartları göz önünde bulundurun. Sizin için uygun bir saattir fakat onun için olmayabilir. Çalışma ve dinlenme saatlerini göz önünde bulundurun!

Halihazırda içinde olduğunuz bir gruptan ayrılmayın!: Böyle bir düşünceniz olursa önce grup içerisinde bir açıklama yapın. Açıklamanız mümkün olduğunca sade olsun ki yazışma diliyle gelebilecek yanlış anlamalar karşınıza çıkmasın. Unutmayın burada ses tonunuzdaki vurgulamayı gösteremediğinizden komik diye yazdığınız bir durumun alay olarak anlaşılması mümkündür.

Konuşma grupları açarken iyi düşünün: Açtığınız grup kısa süreli ise; ilk diyalogunuza bu açıklamayı yazarsanız, ilgili konu sonunda grubu silmeniz yanlış anlaşılmayacaktır.

Yürürken mesaj göndermeyin: Herhangi bir yerde yürürken lütfen mesaj göndermeyin ya da telefonu kurcalamayın. Karşınıza biri çıkabilir ve siz de ona çarpabilirsiniz.

Chat dili kullanmayın: Bu da çok can sıkan detaylardan biridir.

Kelimelerinizin arasına “nokta” koymayın: Eğer özellikle bir şeyi belirtmek değilse amacınız, kelimelerin arasına sakın nokta koymayın, saçma gözüküyor.

Derleyen: Sevda Kal Sözer

www.cypruszoom.com

67


“BILGISAYARIN İSIM BABALARI LİSANİDENİZ

T

ürkiye Bilişim Derneği’nin 17. Kamu Bilişim Platformu, 400’ü aşkın Türkiye ve KKTC’nin bilişim konusundaki önemli karar vericileri, kamu bilgi işlem yöneticileri ve özel sektör temsilcileri Kıbrıs’ta bir araya geldi. 17. Kamu Bilişim Merkezleri Yöneticileri Birliği (TBD Kamu-BİB) Kamu Bilişim Platformu geçtiğimiz ay Girne’deydi. “2023 ve Ötesi: Kamu Hizmetlerinde Yenilikçi Yaklaşımlar” temalı etkinlikte; ‘Siber Güvenlik’, ‘e-Ticaret Güvenliği’, ‘e-Devlet Hizmetleri’ ile ‘Bilgi Toplumu Üst Yapısı’ konularında hazırlanan raporlar irdelenip kamuoyu ve tartışmaya açıldı. Konuklar arasında Türkiye Bilişim sektörüne öncülük eden, Türkiye Bilişim Derneği Kurucuları ve Türk diline, Bilişim sektöründe kullanılan 2500’e yakın Türkçe kelimeyi kazandıran, ‘Bilgisayar, yazılım, donanım, bilişim, bellek vb.’ Prof. Aydın Köksal ve Kaya Kılan’da vardı. “Bilişim Adası Kıbrıs” Programı çekimlerinde kendilerini de konuk almak istediğimizi söyledik. Konuğumuz oldular bizleri onurlandırdılar. Bu tarihi röportajı kaleme almak da istedim ve siz değerli okuyucularımızla da paylaşmak ayrı bir gurur oldu. Türkiye bilişim tarihi ne zaman başladı? Türkiye’nin bilişim tarihi, 1927’de Tekel İdaresi’nde kullanılan delikli kart makineleriyle başladı. Türkiye genç mühendisleri, özellikle Karayolları’nda çalışanlar, Amerika’ya bilgi, görgü ve deneyimleri çin gittiklerinde, bilgisayar ile tanışırlar ve karayollarındaki, yol mühendisliğindeki hesaplamaları bilgisayar ile daha hızlı ve doğru yapacakları kanısına vararak, Türkiye’ye

68 ZOOM

KIBRIS’DAN GEÇTI

de bilgisayar alımı için talepte bulunurlar, o yıllarda italya’dan Japonya’ya kadar olan coğrafi bölgede bilgisayar yoktu. Bilgisayar edinmek için 1959 yılında Karayolları, IBM firması’na sipariş verilmiş. İstenen bilgisayar 30 Eylül 1960’ta Ankara’ya geldi. Bu başlangıçla Türkiye dünyadaki, gelişmiş ülkelerden bilgisayar konusunda önde başladı. Ancak o yıllarda her yerde

Siz ilk bilgisayarla ne zaman tanıştınız? 1966 yılında bilgisayar ile tanıştım, bilgisayarı ilk gördüğümde, bunun belleğine koyduğumuz bilgileri tüm dünya’yı saran iletişim ağı ile paylaşabilmeyi hayal ettim ve gözlerim kamaştı. Anladım ki büyük bir devrim geliyor, tüm yaşam biçimimizi değiştirecek. Bugün sahip olduğumuz herşey, açık seçik gözümün önünde canlandı. 1968 yılında

arkadaşların desteği ile bu kelimeleri dilimize kazandırdık. Tüm yaşlı profesörler alay etti, gençler ve halk sahip çıktı. 1971 yılında darbe oldu ve ben bu arada Hacettepe Üniversitesi’nde Mühendis olarak Bilgi işlem merkezinde çalışıyordum. 1971’de tüm dernekler kapanıyordu, ben Türkiye Bilişim Derneği’ni 7 arkadaşımla birlikte kurduk. Kısa sürede 418 kişiye çıktık. ‘Bilgisayar’ kelimesini’de dilimize ka-

Bilişim sektöründe kullandığımız Tükçe terimleri, Türk diline kazandıran. Bilişim sektörüne öncülük eden 50 yıllık iki arkadaş, Prof.Dr. Aydın Köksal ve Prof.Dr. Kaya Kılan, “Bilişim Adası Kıbrıs” Program yapımcı ve yayımcısı Lisani Deniz’in konuğu oldu

olduğu gibi, bilgi eksikliği, alt yapı eksikliği, yetişmiş insan gücü eksikliği mevcuttu ve normal idi. O dönem bu teknolojiyi gören ve bu konuda ileriyi görenlerden birisi de Aydın Köksal’dır. Aydın Köksal ve bir grup arkadaşı bu teknolojiyi kalkınmada bir araç olarak görüp benimsedikleri için Türkiye bu konuda ilerlemeler kaydetmiştir. Bu vesile ile kalkınmanın gerçekleşebilmesi için de 1971 yılında Aydın Köksal ve arkadaşları Türkiye Bilişim Derneğini Kurarlar.

söylediğim söz “Bilişim teknik bilimini Türkiye nin kalkınması için araç olarak kullanacağız” demişim. İlk baştan başlarken bunu Türkçe kullanmamız gerektğine karar vermiştik. İlk olarak memory’e ‘Bellek’ kelimesini söyledim. Program’a ‘Yazılım’ dedim, o dönem bilgi işlem’in adı ‘Malumat Processing’ idi ben ‘bilgi işlem’ dedim. Türkçeci arkadaşlar beni çok eleştirdi. O zaman çok tartıştık ve bu yenilikleri o zaman kolay kabul görmedi, Kaya Kılan ve diğer

zandırdım ve bugün baktığım zaman geçen yıllar içersinde 2500’e yakın kalimeyi dilimize kazandırmışız. Ne olursa olsun Türkçe’yi kullanarak dönüşümü başlattık. Bu dönüşüm sayesinde şu anda TBD’nin 12,000 civarında üyesi var. Türkiye ilk bilgisayar’ı ne zaman hangi uygulama ile duydu? Bu uygulama, 1974 yılında Üniversiteye giriş sınavlarıdır. ÖSYM’yi kurduk ve sınav sonuçlarını bu uygulama ile verdik.


Hayat Böyle Güzel

G

eçtiğimiz ay çok özel bir nikah, aramızdan birini daha aldı. Basın camiasının duayen gazetecilerinden Levent Özadam, hayat arkadaşı Şerife hanımla birlikteliklerini nikah ile taçlandırdı. Merit Lefkoşa Hotel’de aile arasında gerçekleşen nikah töreninde, çiftin nikah şaitliklerini, Otelin Müdürü Mine Gürses ve Turizm Bakanı Faiz Sucuoğlu yaptı. Otelin bahçesinde gerçekleşen nikah töreninin ardından grup en üst katta bu kez nikah töreninin kutlamasındaydı. Gece boyunca keyifli görüntülerin yaşandığı kutlamada, çiftin ailesi ve yakın mesai akadaşları taze evlilerin mutluluklarına tanıklık ettiler...

www.cypruszoom.com

69


haber

S

anatçılar, sanat eleştirmenleri ve izleyici farklı eserler karşısında bu soruyu sorabilir. Bu alanda düşünüp yazan, çizenler o kadar çok sorguladı ki sanat tanımını çoğaldı. Sanatçılar eserlerini açıklarken bir yandan da kendi tanımlarını ortaya koydular. Her tanımla insan sanata daha çok yaklaşmış hissediyor. Çünkü tanımların farklı bakış açıları; bize her yerde sanat olabileceğini sadece yapabilecek ya da fark ettirecek kimseler gerektiğini fısıldıyor. Bu kimselerin çok olması dileği ile.

“Sanat” illaki güzel, hoş ve iyiye odaklanmak zorunda değildir. Erbaş olarak I. Dünya savaşının ön saflarında yer alan Otto Dix etkilendiği savaş anlarını resmetti. 1938’da basılan ‘Sanatın İlkeleri’ isimli kitapta “sanat, duyguların yaratıcı ifadesi veya dışavurumudur“ denmişti ve Otto Dix’in akıl almaz ceset resimleri bir dışavurumdu.

1881-1973 yılları arasında yaşayan Picasso üç boyutlu nesneleri tuval üzerinde gösterebilmek için yeni tarz keşfettiğinde ilk aşamada sanat eleştirmenleri alaycı bir tavırla “kubizm” demişlerdi. Picasso’nun bu merakıyla ortaya koyduklarını B. Croce’nin sanat tanımı olan; güzelliğin yerine anlatımın öne çıkması açıklayabilir.

Bir şeyi başarma, anlamanın verdiği haza merakımızdan, karşılaştırma yani belki de işin sağlamasını yapabildiğimizi düşündüğümüzden doğa resimlerinin ya da hiperrealist dediğimiz fotoğrafik resimlerin çok daha ilgi gördüğü bir gerçektir. Chuck Close’un dev

boyutlarda yaptığı otoportreler izleyiciyi hayran bırakmıştır. Sanata bu şekilde baktığımızda ise; Thomas Munro’nun tanımı “Doyurucu bir estetik yaşantı oluşturmak için gerekli dürtüleri yaratma becerisi” akla gelebilir.

Matisse’in “makasla resim yapmak” dediği resimlerini ilk bakışta çocuğun elinden çıkmış zannedebilirsiniz. Oysa sanatçı 1939 yılında geçirdiği rahatsızlıktan sonra yatağa ve tekerlekli

70 ZOOM

sandalyeye bağımlıyken son 15 yılında bu resim dizisini yapmıştır. Belki de sanatçının bu dönemindeki -sanat“yaşamı insanileştiren bir olgu” olarak Marks’sın bakışıyla tanımlanabilir.


haber İzleyiciyi içine çeken uçak kapısına benzer bir mağara kapısı hayal edin ! O kapıdan girdiğinizde siyah ve beyaz kabartılardan bir mağara oluşturan Jean Dubuffet, izleyiciye fiziksel olarak bedenini şaşırtan, hareketlerini değiştirten, yön veren bir deneyim yaşatır. Bu haliyle sanat “duygusal ve düşünsel etkileme gücü” ile tanımlanabilir.

Sanat tarihinde devrim niteliğinde bir dönüşüme kapıları açan Duchamp’ın iddiası ise; 1913’te ortaya koyduğu ilk hazır nesne olan Bisiklet tekerleği ile birlikte Duchamp sanatsal yeteneğin antitezi olan bir yaratıcı sürece girmiştir. Kendisini geleneksel resimden uzak tutmaya ve sanat eserinin kavramsal değerini ortaya çıkarmaya çalışmıştır. Duchamp’ın en ünlü hazır nesnesi başaşağı duran bir pisuar olan “Çeşme”’dir. Sanatçı

sanatın “yeniden zihnin hizmetine sunmak gerektiğini” savunarak o güne değin olan tüm olguları alt üst emiştir. Duchamp’ın parodilerinden birisi, bir Mona Lisa reprodüksiyonu üzerine çizdiği sakal ve bıyıktır. Marcel Duchamp, şişe rafı ya da kar küreği gibi seri üretim ürünlerini heykel olarak sergileyerek “yüksek sanat”, “kültür” ve pazardaki ürünler hakkındaki geleneksel düşünce ve kanıları hedef almıştır.

Pop sanatının ünlü ismi Andy Warhol çağdaş bir olguyu, gençliğin ’ Coca Cola’ tutkusunu dizi dizi işlerle dile getirmeye çalışırken, Lichtenstein de bir başka tutkuya, o dönemin gençliğini saran, onu zaman zaman sinirlendiren resimli

roman gerçeğine parmak basar. Bunlar, çağın çığ gibi büyüyen en popüler gerçekleridir. Gerçekliği tüm boyutlarıyla kuşatmaya çalışan sanatçının bunları görmezlikten gelmesi de doğal olarak düşünülemez.

Derleyen: Sevda Kal Sözer wikipedia.org “ART BRUT VE JEAN DUBUFFET’NİN HEYKELLERİ”, Nurbiye UZ, www.egitisim.gen.tr “Resim ve Ressamlar” Adrian Sington, Tony Ross, Tubitak, 2003 “Sanatı keşfedin” Rosie Dickins, İş Bankası, 2011

www.cypruszoom.com

71


astroloji

K

endini iyiden iyiye hissettiren kış mevsimi kapıya dayandı. Kimimiz bu mevsimi sevgilinin kollarında ısınmak için fırsat bilirken, kimimiz de depresyonlardan depresyon beğenebili-

Zodyaklı, Siberalem için analiz etti: Koç ve Yükselen Koç Koç burcu ateş grubu olduğu için sıcak havaları sever, sıcak havalardan keyif alır. Kış ayının en çok etkileyeceği burçlardan bir tanesi Koç burcudur. Öncelikle enerjinizi atmanız için bol bol kendinizi spora vermeniz gerekmektedir. Bu illa vücudunuzu şekle sokacak ağırlıkla yapacağınız bir spor olmak zorunda değil. Belki tenis, futbol ya da tek başına yapmak zorunda olmadığınız herhangi bir spordan yana şansınızı kullanabilirsiniz. Böylelikle kendinizi daha iyi hissedebilmeniz kuvvetle muhtemeldir. Haftanın tavsiyesi: Bir hukuksal sorununuz gündeme gelebilir. Yalnız bu sorun yeni değil de geçmişte uzun uzadıya olmuş, kapanmak bilmemiş bir konu hakkında olabilir. Çözüme kavuşmasının yakınlaştığı sinyalini alabilirsiniz!

72 ZOOM

yoruz. Burcunuzun elementleri ile alakalı olan bu durumu, burç yorumcusu Zodyaklı açıklığa kavuşturup, hayati önem taşıyan tavsiyeler veriyor. Bilindiği gibi ateş, su, toprak ve

Zodyaklı, Siberalem için analiz etti: Boğa ve Yükselen Boğa Boğa burçları, kış mevsimlerine karşı nötr olan burçlardan biridir. Yani kış onları yalnızca tatil bittiği için üzebilir. Zaten çalışmaktan keyif alan bir burç oldukları için kendilerini işlerinin yoğunluğuna vererek kış mevsiminin karanlık sularından en az hasar alan grup olacaktır. Yine de baharda yıpranmak istemiyorsanız bu kadar çalışmanıza, kendinizi işinize vermenize gerek yok. Belki yurt dışı için yapacağınız kış tatilleri, kendinizi olduğunuzdan daha iyi hissettirecektir. Haftanın tavsiyesi: Mesleğinizle ilgili güzel gelişmeler duyabilirsiniz. İyi bir değerlendirme, zam, belki övgü hatta terfi bile alabilirsiniz.

Zodyaklı, Siberalem için analiz etti: İkizler ve Yükselen İkizler İkizler burcunun bu mevsimden hasar alması değişkendir. Belki bir kış kendilerine harika bir bahardan daha iyi gelecekken, belki de berbat gelecektir. Bunun için bunu tetikleyen öğeleri keşfetmeniz gerekir. Mesela kışı yalnız geçirmek sizde hüzne yol açarken, partnerinizin olması bahar havası yaratabilir. Ya da çok sevdiğiniz içkiler yüzünden hasarsız geçirebileceğiniz bir kış mevsimi sizin için kabusa dönüşebilir. Bunun için geçmişinize bakıp sizi üzen kışlardaki olayları çözümlemenizde fayda vardır. Haftanın tavsiyesi: Bu hafta etkinlikler, davetler, düğünler, organizasyonlar haftası olacaktır. Kendinizi kalabalıklar içerisinde sürekli koştururken bulabilirsiniz.

hava elementleri burçları temsil eden elementlerden. Dolayısı ile sizin burcunuzun elementi de mevsiminizi belirliyor. Sizin için kış, sevgiliniz ile battaniyenin altında saatlerce film izleme mevsimi mi yoksa depresyon

Zodyaklı, Siberalem için analiz etti: Yengeç ve Yükselen Yengeç Yengeç burçları için kışlar sanıldığından daha hüzünlü, daha melankolik geçebilir. Belki kendinizi çok yalnız hissediyor, belki kararan hava gibi kalbiniz sıkışıyordur. Eğer bir ressam, yazar ya da sanatın herhangi bir koluyla ilgileniyorsanız bu hüznü sanatınıza aktarabilirsiniz. Fakat siz sanatla ilgilenmeyen biriyseniz kendinizi yemeğe vermeden önce pozitif düşünmeyi kural haline getirmelisiniz. Belki ağır sporlar değil ama düzenli yoga yapmak bu kış yükünü azaltabilir. Haftanın tavsiyesi: Sevgili Yengeç’ler bu hafta biraz psikolojik olarak kendinizi güçsüz hissedebilirsiniz. Endişe etmeniz gereken bir şey yok. Terkedilmiş, yalnız bırakılmış hissi ile mücadele etmeye çalışmaktan çekinmeyin!

hırkanızla insanlardan kaçma mevsimi mi? Zodyaklı, ilişki ve arkadaşlık platformu Siber alem için, burçların kış ile arasının nasıl olduğunu analiz etti. Peki, sizin burcunuzun kış ile arası nasıl?

Zodyaklı, Siberalem için analiz etti: Aslan ve Yükselen Aslan Aslan burçları için kış tam bir cehennem azabı olabilir. Yağmur, ıslanan ayakkabılar, bozulan saçlar, aşırı yağlı yapılan yemekler, yalnızlık ve alınan kilolar. Sizlerin kendi psikolojiniz için uzak durmanız gereken şeyler tam olarak bunlardır. Bunun için kendinize dönemlik hobiler edinmeniz gerekebilir. Hayatınızın tümünü etkilemeyecek, uzun soluklu olmayacak kısa, dönemlik geçici hobilerle kışınızı renklendirebilirsiniz! Haftanın tavsiyesi: Bu hafta eksik bıraktığınız işlerinizi toparlamaya başlamak için uygun bir süreçtir. Diyete başlayabilir, kendinizi ihmal ettiğinizi düşündüğünüz her alanda kendinizi toparlayabilirsiniz.

Zodyaklı, Siberalem için analiz etti: Başak ve Yükselen Başak Başak burçları da kış mevsimine karşı nötr sayılabilecek burçlardandır. Tıpkı yazın denize girerken önce mırın kırın edip, suyun soğuk gelmesi gibi sonradan alışabilirler. Sizler kış mevsimini çalışarak ve kendinizi geliştirerek geçirebilirsiniz. Kış mevsimi sizin için bir kusurdan öte bir hazırlık sürecidir. Kendinizi, ruhunuzu yeni bir yıla hazırlamaya başladığınızı hissedebilirsiniz. Bu yüzden kışın ne kadar iş yapabiliyorsanız yapmaya bakın, zira sizi kıştan daha çok üzecek yıpratacak şey boş boş oturmak olacaktır. Haftanın tavsiyesi: Bu hafta maddi sıkıntılar konusunda sorunlarınız çözüme kavuşacaktır. Biraz daha sabretmeniz ve bu süreçte biraz harcamalarınıza dikkat etmenizde fayda olacaktır.


astroloji

Zodyaklı, Siberalem için analiz etti: Terazi ve Yükselen Terazi Terazi burçları da kış mevsimini uzaktan seven, bağrına basan ama asla öz evladı yerine koyamayan burçlardan birisidir. Kışın dikkat etmelisiniz, sizler çabucak depresyona girebilen ve uzunca süre orada kalabilen insanlarsınız. Hassas kırılgan ve alıngan yapınızın kışın fırtınalarına karşı sağlam durmazsa, eyvah! Sizlerin bu mevsimde negatif insanlardan, duygusal filmlerden, iş yerindeki sorunlardan, eski sevgililerden uzak durması gerekmektedir. Bol bol kitap alıp zihninizi meşgul etmeye bakın. Haftanın tavsiyesi: Yakın akraba, yakın arkadaşlarla ilgili sıkıntılarınızı konuşmadığınız sürece sıkıntıyı çeken yalnızca siz oluyorsunuz. Artık karşınıza alıp derdinizi anlatma zamanıdır!

Zodyaklı, Siberalem için analiz etti: Akrep ve Yükselen Akrep “Gece karardığında, güneş evine döndüğünde sinsice yaklaşır Akrep” Bir akrep burcu için kış gerçek anlamı ile korkunç geçebilir. Kısaca yazın cıvıl cıvıl havasında bile mutsuz olan sizleri, kış acımaz, harcar! Öncelikle mecbur kalmadığınız sürece iş değiştirmeyin, işinizden ayrılmayın, iş arkadaşlarınızı öldürme planları yapmamaya dikkat edin! Bütün bunlar kışın size oynadığı bir oyun. Sevgiliniz varsa tanrı sevgilinize yardım etsin, yoksa derhal bir sevgili bulup onun canına okuyarak enerjinizi atın! Spor yapın, bol bol koşun, sert sporlar yapın mesela boks, sizin kötü enerjinizi atmaya yardımcı olacaktır. Haftanın tavsiyesi: Aile ziyaretleri için uygun bir dönemdir. Eğer ailenizden maddi yardım istemeye çekiniyor ve ihtiyaç duyuyorsanız çekincenizi bir kenara bırakmak için ideal bir zamandır.

Zodyaklı, Siberalem için analiz etti: Yay ve Yükselen Yay Yay burçları oldukça optimist insanlardır. Kış onlar için soğuk, yağmur, bunaltıcı karanlık havalar değil de, sıcak salep, yeni yıl, yılbaşı ağacı, kartopu, battaniye altında filmler gibi şeyler ifade edebilir. Yay burcu olarak göreviniz kışın hüzne kapılan, depresyona giren insanlara enerjinizi yaymak olacaktır! Fakat kendinize sorunlu bir sevgili bularak bu optimist yönünüzü hunharca çürütmesine izin vermemeniz gerekmektedir! O zaman kış size karanlık yüzünü göstermekten çekinmeyecektir! Haftanın tavsiyesi: Bu hafta ilişkinizle ilgili sorunlar çözüme kavuşabilir, eğer bir süredir belirsizlik yaşıyorsanız artık bunun netleşme zamanı gelmiştir. Yalnızca çekinmemeli ve ilk adımı atmanız gerekebilir.

Zodyaklı, Siberalem için analiz etti: Oğlak ve Yükselen Oğlak İşte bir kış mevsimi sevici burç daha! Oğlak burçları da kış mevsimini sevip, onunla dost olan burçlardan bir tanesidir. Çünkü kış mevsimi sizler için çalışıp kazanmak anlamına gelir. Yeni işler, yeni projeler, yeni imkanlar bunlar hep sizi geliştirip, sizin yaz mevsiminiz olmuştur. Fakat siz de, sürekli kendisiyle ilgilenmeniz için mızmızlık yapan bir partner bulduysanız Kışın büyülü dünyasına adım attınız demektir. Kış kendini size bir şekilde hissettirir, sadece anlık bir boşluğunuzu bekler sonra sizi yok etmeye başlar! Bu yüzden mızmız sevgililerden uzak durmanızda fayda vardır! Haftanın tavsiyesi: Devleti ilgilendiren konularda biraz sıkışmış olabilirsiniz. Askerlik gibi konularınız gündeme gelebilir. Siz siz olun yasal olan şeylere bu aralar kafa tutmamaya özen gösterin.

Zodyaklı, Siberalem için analiz etti: Kova ve Yükselen Kova Kova burcu için kış yalnızca bir mevsimdir. Kısa süren, yağmur, kar gibi meziyetleri olan, soğukça bir mevsimdir. Sizler kışlık erzakları çıkarır, yazlıklarınızı kaldırır ve öylece hayatınıza devam edersiniz. Bu kadar gerçekçiliğin arasında sizi kış mevsiminin görmediğiniz yüzü ile tanıştıracak kolay kolay bir şey yoktur. Yalnızca boşta ve boşlukta kalmamaya, amaçsız gibi hissetmemeye dikkat göstermelisiniz. Bu hisler eğer sizi sararsa yaz mevsiminde etkilendiğinizin çok katı etkilenmeniz mümkündür. Haftanın tavsiyesi: Bu hafta sizin için güzel bir hafta, yeni bir ilişkiye başlayabilirsiniz. Yalnızca atak olmalı, çekinmemeli ve karşınızdaki kişiyi ihmal etmemelisiniz.

Zodyaklı, Siberalem için analiz etti: Balık ve Yükselen Balık Balık burçları için kış biraz kalp sızısıdır. Etkinlikler bitmiş, doğa kendini beklemeye almıştır. Aslında sizler bu süreçten etkilenmezsiniz yalnızca sıkılırsınız. Siz camdan yağmuru izlemek yerine, çıkıp yağmur altında koşmayı isteyebilirsiniz fakat aynı zamanda ıslanmak istemezsiniz. Bu mevsimde size göre olan tek şey kendinizi doğaya vermek ve doğa sporları yapmaktır. Kaymaya gidin, dağa çıkın, kamp yapın ve doğanın bir parçası olduğunu hissetin! Haftanın tavsiyesi: Hasat zamanı galiba, dağıttığınız borçlarınızı, alacaklarınızı toplamak için güzel bir zaman. Fakat siz beklerken paralar gelmez, insanlara ödemelerini hatırlatmanız gerekebilir.

www.cypruszoom.com

73


haber

HAVALARDAKİ SICAKLIK DEĞİŞİMLERİ GRİBE DAVETİYE ÇIKARIYOR. CİDDİ DERECEDE İŞ GÜCÜ VE OKUL ÇAĞINDAKİ ÇOCUKLARDA DA DERS KAYBINA NEDEN OLAN GRİPTE İSTİRAHAT EDİLMEZSE HEM TEDAVİ SÜRECİ UZUYOR, HEM DE HASTALIĞIN OLUŞTURACAĞI YAN ETKİ RİSKLERİ ARTIYOR. O YÜZDEN GRİPTEN KORUNMAK EN ÖNEMLİ UNSUR…

G

rip mevsimi başladı ancak gripten korunmak kadar hasta olduktan sonra en hızlı şekilde atlatmak da önem taşıyor. Anadolu Sağlık Merkezi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Kaz kayası, bulaşıcı bir hastalık olan gripten korunma yollarının yanı sıra hızlı bir şekilde iyileşmek için 5 basit öneride bulunuyor. Kaz kayası, “Grip, bilindiği gibi hasta kişilerin bulunduğu ortamlarda, hapşırma, öksürme yoluyla ve virüs bulaşmış ellerle temas sonrasında ortaya çıkan bulaşıcı bir hastalık. Ve bir kez daha bu hastalığın mevsimine girdik. Gribe yakalandıktan sonra 5 basit uygulamayla hastalıktan en sağlıklı şekilde hızlıca kurtulabiliriz” diyor.

Havalardaki sıcaklık değişimleri gribe davetiye çıkarıyor. Grip ciddi derecede iş gücü kaybı ve okul çağındaki çocuklarda da ders kaybına neden olur. İstirahat edilmezse hem tedavi süreci uzar, hem de hastalığın oluşturacağı yan etki riskleri artırılmış olur. Grip sezonunun açılmasıyla birlikte hem gripten korunmak, hem de gribe yakalanıldığında hızlı bir şekilde hastalıktan kurtulmak için bu detaylara dikkat edin. Egzersiz yapmak vücudu gribe karşı koruyor Gripten korunmak için el temizliğinin önemli. Kirli ellerle ağız veya burnunuza temas etmeyin, el temizliğinize özen gösterin. Eğer işiniz gereği sık tokalaşmak zorunda kalıyorsanız el antiseptiklerinden kullanın. Bulunduğunuz ortamın ısısının çok yüksek olmaması gerek ve mutlaka vakit geçirilen ortamı havalandırın. Mikroplara karşı vücudun savunma sistemini güçlendirmek için de düzenli egzersiz yapılması gerek. Gribin tedavi sürecini hızlandırın Tedavinizi aksatmayın Doktorunuzun verdiği tedaviyi aksatmadan uygulayın. Kendi teşhisinizi kendiniz koyup gelişigüzel ilaç kullanmayın. Özellikle tedavi amacıyla alınan antibiyotiklerin faydasından çok zararı olmaktadır. Grip için reçete edilen ilaçlar; doğrudan enfeksiyona yönelik olmayıp, belirtileri düzeltmeye, hastalığın daha kolay geçirilmesine ve komplikasyonların önlenmesine yardımcı olmak içindir. Antibiyotikler değil; doktorun reçete edeceği ateş düşürücüler, burun solunumunu rahatlatan spreyler, boğaz ağrısı ve

74 ZOOM

yanması için gargaralar ve pastiller, vücut direncini artırmak amacıyla vitaminler kullanılmalıdır. İstirahat edin Bu dönemde hasta kişi yatağında yatmasa bile kesinlikle vücudu yorucu-yıpratıcı egzersiz ve hareketlerden uzak durmalı, mutlaka birkaç gün istirahat etmelidir. Grip ciddi derecede iş gücü kaybı ve okul çağındaki çocuklarda da ders kaybına neden olmaktadır. İstirahat edilmezse hem tedavi süreci uzuyor hem de hastalığın oluşturacağı yan etki riskleri artırılmış oluyor. Hasta kişilerin istirahat etmesinin bir diğer avantajı da, çalıştıkları kurumlarda başka kişileri hasta etmeyecek ve hastalığı yaymayacak olmalarıdır. Yeterli süre boyunca uyuyun Uyku düzeni vücut sıhhati için en önemli detaylardan biridir. Uyku esnasında, özellikle çocuklarda, hücreler yenileniyor ve melatonin hormonu salgılanıyor. Günlük ortalama 7 saat uyunması organizmanın savunma sistemini güçlendirecektir. Sıvı tüketiminizi azaltmayın Bol su için. Özellikle karışık bitki çayları da (ıhlamur, kuşburnu, ahududu, yasemin, papatya, böğürtlen...) tüketebilirsiniz. Elbette her fazla şeyin zararı olduğundan, aşırı sıvı tüketiminden de kaçınmalısınız. İyi beslenin C vitamini vücudun savunma sistemini güçlendirdiğinden özellikle turunçgiller olmak üzere meyve tüketin. Koyu yeşil yapraklı taze sebzeleri sıkça tüketmeniz de vücut direncinizi artıracaktır.


haber

En Akıllı Otomobil

Yeni Renault Megane “En Akıllı Otomobil” ödülüne (Best Connected Car) layık görüldü. İnovatörler, gazeteciler ve Deloitte gibi otomotiv endüstrisi uzmanlarından oluşan bir kurul tarafından ‘En akıllı otomobil’ ödülüne layık görülen yeni Megane dikkatleri üzerine çekti.

B

u seçimde modellerin güvenliği, sürüş yardımcıları, bağlantı arayüzü ve bilgi-eğlence donanımları göz önünde bulunduruldu. Yeni Megane, Yeni Espace’da ve Talisman’da yer alan pek çok teknolojiyi bünyesinde barındırıyor. Bu teknolojik donanımların büyük bir bölümü otomobilde bulunan R-LINK 2 multimedya sisteminin 8.7-inçlik dokunmatik ekranı vasıtasıyla kumanda edilebiliyor. Bu tablet aynı zamanda kullanıcıların beş farklı

sürüş modu ve beş kabin ambiyansı arasından seçim yapmasına imkanı veren Multi-Sense sistemini de kapsıyor. Yeni Megane, aktif acil fren sistemi, adaptif Cruise Control, ve Easy Park Assist (eller serbest park sistemi) de dahil olmak üzere 10 farklı yeni nesil sürücü yardımcısı ile donatıldı. Bu teknolojilerle ilgili bazı bilgiler Head Up Display ekranına da yansıtılıyor. Böylelikle hem daha sezgisel hem de takip edilmesi daha basit hale getirilmiş.

www.cypruszoom.com

75


↘ 76 ZOOM

Yaz bitti, şimdi güneşten bronzlaşan ve yıpranan cildi yenileme zamanı. Her kadın güzel ve bakımlı bir cilde sahip olmak ister ve bunun için birbirinden farklı yöntemler dener. Fakat bakımlı ve güzel olmak için ille de pahalı ürünler gerekmiyor. Liv Hospital Ulus Dermatoloji Uzmanı Dr. Ahmet Günay evde güzelleşmenin pratik yolları hakkında bilgi verdi.


haber

Bol su için Bol su içmenin, cildi içeriden nemlendirdiği bir gerçek. Sağlık açısından bir engel yoksa günde 2 litre su içilmesinde fayda var. Ancak çay ve kahve yerine su içilmeli. Çünkü çay, kahve gibi içecekler idrar yaptırıcı etkiye sahiptir, olan suyun da kaybına neden olurlar.

Nemlendirici krem kullanın Özellikle kuruyan, pullanan ve yaşlanan cildi bu etkilerden korur. Özellikle gözaltlarına ve tüm cilde uygulanabilen türleri var. Doğal nemlendirici içerenler (özellikle zeytinyağı) kullanılmalı.

Koruyucular yaz-kış kullanılmalı Lekelerden ve yaşlanmadan korunmak için güneş koruyucuları sadece yazın değil kışın da kullanılmalı. Bunları seçerken kimyasal filtrelere ilave olarak fiziksel filtre de olmasına dikkat edilmeli.

Beslenme şekli önemli Sebze, meyve gibi vitaminden zengin yiyecek tüketilmeli. Yeterli bulamıyorsak, dışarıdan vitamin takviyesi olabilir. Bu amaçla Biotin, C ve E vitaminleri ve çinkonun önemi büyüktür.

Spor ve egzersiz çok önemli Ancak cilt sağlığı için sporun ve egzersizin kapalı spor salonları yerine açık havada yapılmalı.

Yağlı ciltler sık sık temizlenmeli Yağlanma akne oluşumuna ve mikrop üremesine zemin hazır. Bu nedenle yağlı cilt sık yıkanmalı. Sabun şart değil fakat kullanılacaksa antiseptik ve doğal olanlar tercih edilmeli.

Sigaradan uzak durun Çay, kahve az tüketilmelidir. Sigaradan da kesinlikle uzak durulmalı.

www.cypruszoom.com

77


haber

78 ZOOM

Yaz mevsiminin zararlı etkileriyle yıpranan ve kuruyan cilt, doğru bakım ve nemlendirme uygulamaları yapılmadığı takdirde zamanla matlaşıyor ve sağlıksız bir görünüm alıyor. Yaz aylarında ciltte oluşan pullanma, lekeler ve kuruluğu canlandırıp ortadan kaldırmak için sonbahar önemli bir fırsat olarak tanımlanıyor. Memorial Ataşehir Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Özge Karakuş, sonbaharda cilt bakımı hakkında bilgi verdi.


haber

Önce peeling, sonra nemlendirme Güneş ışınlarına maruz kalan cilt, kendini korumak adına kalınlaşır ve pigment hücrelerini çoğaltarak rengini koyulaştırır. Yazın bronzlaşan cilt mevsim sonunda donuk ve kalın bir hal almaktadır. Bunun için sonbaharda cilde ilk önce peeling uygulanmalı, sonrasında ise göz çevresi, yüz ve boyun olmak üzere uygun kremlerle nemlendirilmelidir. Sivilce problemi olan ciltlerde su bazlı kremler tercih edilmelidir. Evde yapılan bakımlar yetersiz kalabileceğinden uzman kontrolünde cilt temizliği ve bakımı yaptırmak daha sorunsuz ve güzel bir sonuç alınmasını sağlayacaktır.

Göz çevresine hassas bakım Göz çevresi daha hassas ve ince bir deri olduğu için farklı ürünler kullanılmalıdır. Göz çevresindeki morluklar ve şişliklerinin giderilmesi, yorgun görünümün engellenmesi amacıyla bakım sağlanabilir. Göz çevresine bakım esnasında yapılan roller uygulamalarıyla da, göz kapağı sarkmalarında lifting etkisi sağlamaktadır.

Doğru bakım cildi yeniden canlandırıyor Hollywood bakımı cilde ışıltı veriyor Cansız ve mat görünen cildin tekrar parlamasını ve ışıldamasını sağlamak için kollajen, vitamin ve enzim içeren ürünlerle bir cilt bakımı sağlanmalıdır. Klasik cilt bakımı, her mevsimde her cilt tipine uygulanabilmektedir. Hollywood bakımı olarak bilinen C vitamini, kojik asit, arbutin, kök hücreler, büyüme faktörleri ve renk açıcı ajanları içeren cilt bakımı, ciltte anında parlaklık, nemlendirme, canlandırma etkisi yaratan cilt bakımlarındandır. Kolajen içeren ürünlerle yapılan bakımlarda, yüzeysel kırışıklarda hafif açılma ve daha enerjik göz alıcı cilt rengine ulaşılmaktadır. Bu uygulamalar genellikle hem boyun hem de yüz bölgesine uygulanmaktadır.

Medikal cilt bakımı; temizleme, buhar, gözenek temizleme ve nemlendirici maske aşamaları ile 1-1,5 saat süren, klinik ortamda doktor kontrolünde dermo kozmetik ürünler kullanılarak yapılan işlemlerden oluşmaktadır. Her cilt tipi için ayrı ürün ve teknikler kullanılarak yapılmaktadır. Sonbahar aylarında yağlı ciltlerde sebum salgısı artar ve gözeneklerde daha çok genişleme, daha sık ve yoğun sivilce problemi ile karşılaşılır. Sivilceli ve yağlı ciltlerde, siyah noktalar temizlenmeli ve cildin yağlı görünümünü matlaştıracak özel ürünler kullanılmalıdır. Nemsiz ve kuru ciltte daha yoğun nemlendirici maskeler ve vitaminr içeren ürünler tercih edilmelidir.

Sonbaharda uygulanabilen lazer uygulamaları

Öğle arasında Uygulama yaptırabilirsiniz Karbon peeling; her cilt tipine uygun, gün içerisinde öğle arasında bile uygulanabilen kısa süreli, ağrısız bir işlemdir. Her işlem sonrası olduğu gibi bu işlem sonrasında da güneş koruyucu kullanılmalıdır. Yüz veya bacaklardaki ince kılcal damarların genişlemeleri de lazer (Nd-Yag, pulse dye, KTP) ile tedavi edilebilmektedir.

Sonbahar, lazer tedavileri için güneşin etkisini tamamen kaybetmemesi nedeniyle biraz erken bir dönem olarak değerlendirilebilir. Bronzlaşmış ciltte soyucu veya derin yenileyici etkileri olan lazerler sonrasında pigmentasyon; yani lekelenme ihtimalleri olabilir. Bunun için güneşin etkisini kaybettiği, bronzlaşmış tenlerin normal rengine döndüğü kış mevsimi başlangıcı uygun bir dönemdir. Ancak hafif dozlarda yapılan fraksiyonel lazer ile cilt yenileme ve gençleştirme işlemleri veya karbon peeling denilen lazerle (Q-switch) yapılan peeling sonbaharda uygulanabilen lazer işlemleridir. Karbon peeling ile ciltteki lekeler, büyümüş gözenekler, sebum düzensizliği, hafif kırışıklıklar tedavi edilebilir.

www.cypruszoom.com

79


Ağız “ kok

usundan Kurtulun

80 ZOOM


haber

A

ğız Kokusunun; sinüs ziyaretinde akciğer Kaynaklı enfeksiyonlar, şeker hastalığı, böbrek yetmezliği, Karaciğer yetmezliği, metabolizma bozuklukları, bademcik iltihabı diş eti rahatsızlıkları gibi Hastalıkların habercisi olabileceğinin altını çizen Hospitadent Diş Hastanesi Yönetim Kurulu Üyesi Dt A.Ş. Recep ESKAR, “Ağız kokusu; bireylerin, beden-ruh-sosyal sağlığını da olumsuz yönde etkiye-

bilir. Arkadaş dost çevresinden uzaklaşma, başka insanların varlığı sebebiyle sosyal ortamlarda bulunmaktan kaçınma gibi olumsuz durumları beraberinde getirebilir. Bu nedenle ağız kokusuna sebep olan içecelerden ve yiyeceklerden kaçınılmalıdır. Hospitadent Diş Hastanesi Yönetim Kurulu Üyesi Dt. Recep Eskar, her 4 kişiden 1’inde bulunan ağız kokusundan kurtulmak için uygulanabilecek yöntemleri açıkladı.

İşte o Yöntemler:

1

Yumuşak diş fırçası değil orta sertlikte diş fırçası kullanılmalıdır.

2

Bakteri plakları ettik yiyecek artıklarını temizlemek için dişler günde en az iki defa fırçalanmalı ziyaretinde onu gün diş ipi kullanmalıdır.

3

Ağız kokusunun nedenlerinden biri de dildeki tabakalaşmadır. Bu nedenle dilimizi fırçalamayı alışkanlık haline getirmemiz gerekmektedir. Dişleri fırçalayarak ağız kokusunun yüzde 20’sinden, di fırçalayarak ağız kokusunun yüzde 80’inden kurtulabi-

4

Ağız kokusunu yok etmek Için piyasadan alınan gargaraların bir kısmı, içindeki alkol sebebiyle ağız kokusunu

5

Çinkolu diş macunu, çinkolu sakız gibi çinko içeren ağız kokusunu yok eden ürünler ihtiva eder.

artırabilir.

lirsiniz.

6 7 8 9

Diş eti hastalıkları ağız kokusuna neden olduğundan, ağız muayenesi ettik bakımı için diş hekimi düzenli olarak ziyaret edilmelidir.

Ağızdaki Tüm diş Çürükleri, kırık dolgu veya kron-köprü tedavi ettirilmelidir.

Protez, dolgu, diş köprülerinin aralarına kaçan yiyecekler kötü kokuya sebep olacağından gece protezleri çıkarmak temizlemek gerekmektedir.

Ağız kuruluğundan dolayı ağız kokusu olur. Ağız kuruluğuna sebebiyet vermemek için mutlaka bol bol su içilmelidir.

Maydanoz nefesimizi doğal olarak temizlemede etkilidir. Kahve taneleri, limon kabukları ağız kokusunu gidermektedir.

www.cypruszoom.com

81


Akrep Ayın Burcu:

23 Ekim 22 Kasım

AKREP BURCU Akrepler kadar yaşamda tutkuyla yaşayan az insan vardır. Bu nedenle onları simgeleyen sözcük ‘Arzuluyorum’ dur. Hiçbir şeyi yarım bırakmazlar. Akreplerin güçleri gözlerinden okunur. Mimiklerini kontrol altında tutsalar bile, bakışları ile sevgilerini ya da nefretlerini aktarabilirler. Duygularına kapılırlarsa, tehlikeli olabilirler. Akrep’ler ukala ve kendini beğenmiş insanları sevmezler, onları aşağılayarak hadlerini bildirirler. Kendi bildiklerini okuyarak, uzlaşmaya yanaşmazlar. Aşırı bir şekilde kuşkuculardır, kolay inanmazlar ama inandıkları bir konuyu da sonuna kadar inatla savunurlar. Çalışmalarında sabır ve özenle çalışırlarken, gösterişten uzak bir şekilde işlerini yaparlar. Kendilerini yetiştirmemiş Akrep’ler, yaşamın basitliklerine yatkınlıkları ile kendi kendilerinin yok oluşlarına neden olurlar. Cinsellik yaşamlarında önemli bir yer tutar. Ölümü yeni bir başlangıç olarak kabul ettiklerinden, ölümden korkmazlar.

82 ZOOM

E

AKREP BURCU ERKEĞİ ğer bir Akrep erkeğine aşıksanız ve ihtiras sözcüğü sizi korkutuyorsa, ayakkabılarınızı ayağınıza geçirdiğiniz gibi kaçın. Listenin başında o olmasına karşın, ben romantik ihtirastan söz etmiyorum. Aynı zamanda politikaya, çalışmaya, dostluğa, dine, yiyeceğe, akrabalara, çocuklara, giyim kuşama, yaşama, ölüme ve düşünebileceğiniz her şeye karşı duyulan şiddetli ihtirastan söz ediyorum. Eğer duygusal aşırılıkları kabul etmeyen bir insansanız. Akrep erkeği kesinlikle sizin ruhunuzun ihtiyaç duyduğu biri değildir. Sakın arkanıza bakmayın. Hemen kaçın. Eğer Akrep erkeği ile yeni tanıştıysanız, onun ne kadar sakin ve dengeli bir insan olduğunu düşünebilirsiniz. Böylesine açıkça kendini kontrol edebilen bir insan nasıl ihtiraslı, hem de tehlikeli şekilde ihtiraslı olabilir. Çünkü o, yüzeydeki serin görünüşüyle sadece blöf yapmaktadır. O, aldatıcı şekilde kontrollü davranışlarının altında cızır cızır yanmaktadır. Sakın dokunmayın. Oynarken Dikkatli Olun Onunla oynarken dikkatli olun. Nereye ve kiminle gittiğinizden emin olun. Akrep erkeği ile kurduğu ilişkide kendini güvende sanan hanımlara gelince; bakalım şu hipnotik, delip geçici Akrep gözlerinin arkasında neyin gizli olduğunu görebilecek misiniz? Şurası kesin ki, o sizin üstünüzde nötr bir izlenim bırakmadı. Ya onun çocuksu ve tatlı olduğunu düşündünüz ya da yaramaz ve ihtiraslı. Ama o bunların hiçbiri değil ve asıl sorun da bu . Veya belki, her ikisi de olduğu söylenmeli. Tek kelimeyle, bu adam yenilmek, yılmak

nedir bilmeyen biridir. O buz gibi sessizliğin arkasında sürekli olarak fıkır fıkır kaynayan kocaman bir kap vardır. Şansınız varsa, kapağını ömür boyu sımsıkı kapalı tutar ama derin bir yara onu korkunç bir patlamayla havaya uçurabilir. Eğer tehlike çizgisi içinde değilseniz, seyretmek bayağı heyecan verici olabilir. Patlamanın yaklaştığını hissediyorsanız kenara çekilin ve sakın patlamaya neden olacak bir şeyi kendiniz yapmayın. Akrep, ikiz huyları olan ihtiras ve mantıkla sizi şaşkına çevirecektir. O, bunların ikisinin de uzmanıdır. Zeka ve duygular onu eşit şekilde yönetir. Akrep zeki olmanın da ötesindedir. Eğer çok gelişmiş biriyse, o aynı zamanda varoluşun sırlarıyla ilgilenen ve yanıtlarını bulmaya çok yaklaşan derin filozofça bilgiye sahip bir insandır. Anlaşılmaz, estetik bir nedenle, her türlü konfordan uzak çıplak bir odada zor bir hayat yaşayan Akrepler de vardı ama bu burcun gerçek yapısı duygusaldır. Normal olarak Akrep kendini lüksle çevreleyecektir. Kendi Yasasını Uygular Her Akrep kendi yasasını uygular ve başkalarının kendisi için ne düşündükleriyle zerre kadar ilgilenmez. İyi dürüst bir vatandaş olarak saygı görmek ister, ama bu kendi kesin fikirlerine ve amaçlarına en ufak bir zarar veriyorsa, gerisine hiç aldırmaz. Sizin düşünceleriniz bile onun kararlarını etkilemez. Biraz korkutucu olan bir şey vardır ve sizin adınıza oldukça cesaret isteyebilir. Akrep esrarlı bilinmeyen şeylerden hoşlanır ve yolunun üstüne çıkan bilinmeyen şeyleri en küçük ayrıntılarına kadar çözmeden bı-

rakmaz. Kadınlığın ezeli ve ebedi sırları her kızın en etkili savunma ve saldırma aracıdır. Bütün sırlarınızın açığa çıkarılması, size biraz açıkta kalmış gibi bir duygu verebilir. O, alev alev yanan gözleri ve her şeyi delip geçen sorularıyla eşelemeye başladığı zaman, açığa çıkmayan hiçbir sırrınız kalmayacaktır. Onun yüksek standartları vardır, arkadaşlarını rastgele seçmez. Onların kendi standartlarına uygun olmaları gerekir. O, harikulade, ender bulunur bir erkektir. Başka erkekler arasında, açık saçık esprilerini ve kaba saba şakalarını onlarla paylaşır; sonra tekrar o derin, esrarlı yapısına döner ve kibar tatlı bir erkek olur. Eğer fazla yumuşak bir insansanız, Akrebin yanında kolayca ezilirsiniz. Hiçbir zaman ona yeni giysiniz veya saç biçiminiz için en düşündüğünü sormayın. Yoksa acı gerçeği öğrenerek canınızın yanmasına hazır olmanız gerekir. Ama hiç olmazsa olumlu sözlerinin dürüst olduğunu ve içten olmayan sıkıcı komplimanların yapışkan zamkıyla birbirine yapıştırılmadığını bileceksiniz. Kıskançlık konusuna gelince, adımlarınızı çok, çok dikkatli atmalısınız. Bu adamın içindeki ateş bir kez alevlenip, sizi istediğine karar verdiği zaman, karşı koymaya çalışmanın hiçbir yararı olmaz. Sizi hipnotize edip tüm iyi niyetlerinizi elinizden alacaktır. Elinizi uzattığınız zaman bir sürprizle karşılaşabilirsiniz. Eğer çok hassas ve yanabilir bir insansanız, sizi yakacaktır. Bir kartalla birlikte olup da parçalanmamak için cesur bir kadın olmak gerekir. Ona sımsıkı sarılın ama gözlerinizi de dört açın; korkakların hiçbir zaman göremeyeceği ufuklar göreceksiniz.


AKREP BURCU ÜNLÜLERİ Süleyman Demirel Dostoyevski Troçki Albert Camus Voltaire Theodore Roosevelt Arzum Onan Emel Sayın

A

AKREP BURCU KADINI krep kızının derin, gizemli bir güzelliği vardır. O mıknatıs gibi çekici, gururlu ve güvenlidir. Ama onun gizli bir pişmanlığı vardır. Erkek olarak doğmamıştır. Bu açıklamayı yapan Akrep kızlarının sıcaklığını neredeyse buradan hissedilebilir. Dünyada yaşayan bir tek Akrep kızı yoktur ki, tam anlamıyla kadın olmadığını düşünmesin. Eğer bir Akrep kızına aşıksanız, neden söz edildiğine siz de akıl erdirememişsinizdir. Bu kız kesinlikle yeterince büyüleyici ve son derece baştan çıkarıcıdır. Akrep kızı mavi botlarıyla pembe botlarını birbirinden ayırt etmeyi öğrendiği anda, pembe botları giymeyi tercih edecektir. Çünkü bu durumu en iyi şekilde değerlendirmeyi çok iyi bilir. Ancak pembe onun doğal rengi değildir. Onun doğal yapısının rengi koyu kestane veya koyu şarap rengidir ki hiçbiri kadınca renkler değildir. Bununla birlikte, şunu da kabul etmek gerekir ki, O size bunların kadınca olduğunu düşündürebilir. Özel Mesajını Sessizce Verir Akrep kızı baştan çıkarıcı bir tavırla size doğru ağır ağır yürür ve sezsizce özel mesajını verir. Şaşırtıcıdır ama, bu kadınlar blucinlerin veya basketbol papuçlarının içinde bile baştan çıkarıcı görünebilirler. Akrep kadınlarının çoğu kısa kirpikli erkek Ayşelerdir. Ayrıca, kafanızın içini apaçık okuyabilen o güzel, gizemli gözlerle, Onun fazla bir süse de ihtiyacı yoktur. Başka bir kızı kendinden geçirecek olan romantik bir sözü Ona fısıldarsınız, keskin, delip geçici bir bakışla gerçek niyetinizin ne olduğunu görecektir. Emin olabilirsiniz ki, kontrolü kaybedince kapıldığı öfkeye benzer bir öfke

kesinlikle yoktur. O, zorbalık eden, karşısındakine hükmeden alaycı ve soğuk bir kadın olabilir. Size Yeni Ufuklar Açabilir Kadınlarda, erkeklerde. İyice düşünürseniz, bu size yeni ufuklar açabilir. Kişisel saygınlığınız, Onu tanımadan öncekine göre birden bire yükselecek. Bir Akrep kızına yakınlaşmayı başardıktan sonra eşsiz ve olağanüstü bir erkek olduğunuza inanabilirsiniz. Şundan da emin olabilirsiniz ki onun size duyduğu aşk, başka hiç kimseninkine benzemeyecek. Eğer memnun edilmesi çok zor bir insansanız; düş kırıklığını, ilgisizliğinizi fethetmek için yaptığı ihtiraslı girişimlerle gösterecektir. O ihtirasla dolup taşan; bununla birlikte, ihtirasını yabancılara karşı takındığı soğuk , buz gibi tavırlarla sıkı bir kontrol altında tutan ve yüzeydeki sakinlik siyah kadifeyi anımsatır. Ancak erkekler, ihtirası doğrudan doğruya romantik davranışa bağlamaya pek meraklıdır. Bu onun sınırlarını çok daraltmak olur. Bu sözcük Akrep kızının dokunduğu her şey hakkındaki duygularını içerir. O hiçbir şeyle hiçbir zaman üstün körü ilgilenmez. Onun ilgisiz ve dikkatsiz olması olanaksızdır. Evde Her şey Kontrol Altındadır Akrep kadınları, genelde temizlik, zevk, rahatlık içinde pırıl pırıl parlayan evlerini çok severler. Yemekler zamanında yenir ve her şey kontrol altındadır. Eğer bunun tersi oluyorsa, Onu çok mutsuz eden bir şey var demektir; çünkü O doğal olarak güzelliğe ve sisteme meraklıdır. Tipik bir Akrep kızı için ilkbahar temizliği tatil gibidir. Ne bulabilirim diye her köşeyi karıştırmaya bayılır. Akrep kuşku duymaya hiçbir neden yokken bile mantıksız şekilde kuşkucudur. Onun için

Meltem Cumbul

Albert Camus - Nobel Edebiyat Ödüllü Fransız yazar ve filozof

sadakatsizliğizi gösteren gerçek bir ipucu yakaladığı zaman neler olabileceğini tahmin edebilirsiniz. Her ne kadar köklerinin güvenliğine ihtiyacı varsa da mesleğiniz nedeniyle başka yere taşınmanız gerektiğinde hiç çekinmeden bu köklerden kopacaktır. O bir asker ve denizci için kusursuz bir eş, politikacı için gerçek bir mücevherdir. Kafasının içini göremediği hiç kimse ve gözünden kaçan hiçbir kusur yoktur. Bir akrep kadını kime güvenebileceğinizi ve kimlerden sakınmanız gerektiğini size kesinlikle söyleyebilir. Yetkiden Çok Hoşlanırlar Akrep kadınları yetkiden çok hoşlanırlar ve bunun için pek çok şeyi feda edebilirler. Her ne kadar, kendisi özveride bulunacak ve planladığınız amaca ulaşıncaya kadar çok az şeyle yetinecekse de, sonsuza kadar sefalet içinde yaşamaya katlanamayacak kadar mağrur olduğunu unutmayın. Mantıksızca uzun bir süre buna katlanmaya zorlanırsa son derece huysuz ve hoşnutsuz olabilir. O her şeyine sahipçi olan bir insandır ama kendisine sahip çıkılmasını istemez. Erkek ve kadın Akreplerin en kötü huylarından biri de, duygular söz konusu olduğu zaman kendi görüşlerinden başka hiçbir görüşü anlamak istememeleridir. Bir uzlaşmaya yanaşmak için haftalarca düşünmeleri gerekir. Karşı cinse duydukları doğal ilgi, platonik düzeyde kalsa bile, en az Onun kadar kıskanç olmanıza neden olabilir. Akrebin adalet duygusu intikam duygusu kadar güçlüdür. İnsanların çoğu bunu unuturlar. O her iyiliği hatırlayacak ve onun karşılığını size iki katı olarak verecektir. Bunun tersi de olabilir.

TEMEL ÖZELLİKLER Yönetici Yıldızınız Mars ve Pluton (Çekicilik, cazibe, savaş ve yeni sartları temsil eder) Mars ve Pluton (Çekicilik, cazibe, savaş ve yeni sartları temsil eder) Grubunuz Su, negatif Burcunuzun cinsiyeti Dişi Üstün yeteneğiniz Sezgi Özelliğiniz Kararlılık ve inceleme Emeliniz Zenginlik Amacınız Hayat boyu zenginlik Anahtar Sözcüğünüz Tutkulu Yenmeniz gereken huyunuz Acımamak, ihmal etmek

www.cypruszoom.com

83


haber

FODER Yeni Sezonu Açtı

K

ıbrıs Türk Fotoğraf Derneği FODER, 16 Ekim 2015 Cuma akşamı Dernek binasında düzenlediği açılış kokteyli ile yeni fotoğraf sezonuna “merhaba” dedi. Büyük bir katılımla gerçekleşen etkinlikte, yılların fotoğrafçısı, herkesin sevdiği, saydığı ve “Foto Şık” olarak bilinen Mehmet Şık’ka, fotoğraf alanındaki hizmetlerinden dolayı Derneğin

84 ZOOM

“Onur Üyesi” beratı takdim edildi. FODER Üyelerinin farklı zamanlarda çektiği “Foto Şık” fotoğraflarından hazırlanan sunum büyük ilgi görürken, geceye FODER üyeleri dışında, farklı fotoğraf derneklerinden konuklar, Güney Kıbrıs’tan sanatseverler ve FODER’in temel fotoğrafçılık eğitimlerine katılan çocuklar ile aileleri katıldı. Gece, FODER’e yaraşır güzellikte sonlandı.


haber

Elektrik Mühendisleri Odası’nın (EMO) her yıl geleneksel olarak düzenlendiği Geleneksel EMO Pikniği bu yıl da gerçekleşti.

EMO Piknikteydi

S

on yılarda olduğu gibi yine Pınarbaşı Çınar Piknik Alanı’nda düzenlenen piknik, açılış konuşmasıyla başladı. Yaklaşık 300 kişinin üzerinde bir katılıma sahne olan organizasyon, aynı zamanda yaza veda partisi niteliğindeydi. EMO Üyelerinin aileleri ile bir araya gelip kaynaşmalarını hedefleyen Geleneksel piknik, renkli görüntüler vardı. Büyük rekabete sahne olan Tavla Turnuvası 40 kişi mücadele etti. 11’de başlayıp akşam saatlerine kadar devam eden devam eden buluşmada, bir araya gelen EMO üyeleri yazdan kalma bir günün keyfini yaşadılar..

Elektrik mühendislerini aileleri ile bir araya getiren Geleneksel EMO Pikniği bu yıl 330 kişinin katılımı ile gerçekleşti. Piknik ile gelenekselleşen EMO Tavla Turnuvası da yapıldı.

www.cypruszoom.com

85


BULMACA Ötücü bir kuş

Açık, ortada

Soylu aile çocuğu

Yeryüzü parçası

Meyve kurusu

Berkelyum simgesi

İlham verici güç

Antalya’nın

Coşkun,

Çarpışma, savaş

İmtihan

Bestenin

temel motifi

Askeri

Amonyak

Geçerli olan,

nominal

Fotoğrafın negatifi

Nezle

Avrupa’da bir halk

Memeli hayvan yavrusu

Yemek

Yaşlı kadın

Tekrarlanma

86 ZOOM

Başlangıç

Bilen

Ağzı açık kulplu kap

Baba, ced

Sazan ailesinden bir balık

Doğru olan

Bazen, kimi vakit

Gölge balığı

Niteleyerek

Burun süsü

yapılar bütünü

Patika

Bunaltma,

Süre mühlet

ilçesi

Ney çalan kimse

tedirgin etme

İsim, nan

Bir nota

Erzincan’ın

Ayakla vuruş

55 -71 numaralı elementler

Şans

Yöre, civar

Benzer örnek

büyük

Konut

Bir et yemeği

olarak yapılan

Olağandan

Çöküntü hendeği

Kurtuluş, kurtulma

Bozuk yumurta

Karşılıklı

Yumuşak deri

Seçenek

ilçesi

esinle dolu

Boyut

Temel, esas

Stronsium simgesi

Çıplak resim

Masif

Koordinat

Zanaat

Evin bir bölümü

Ürdün’ün başkenti

Unvan, titr


747 85 22 (0392)


haber haber

2014

Kıbrıs Festivalleri

Şubat Şubat --Hotel, Hotel,Restoran, Restoran, Kafe Kafeve veGastronomi GastronomiFuarı Fuarı -- Orkide OrkideYürüyüşü Yürüyüşü --Türk TürkFilm FilmGünleri Günleri (Şubat-Nisan) (Şubat-Nisan) --Lefkoşa LefkoşaMüzik MüzikFestivali Festivali(Şubat-Nisan) (Şubat-Nisan) --Eşek EşekGünü Günü (Büyükkonuk (BüyükkonukEkoköy) Ekoköy)

Mart Mart --DAU DAUUluslararası UluslararasıSualtı Sualtı fotoğrafçılığı fotoğrafçılığıve veFilm FilmFestivali Festivali --10. 10.Tepebaşı TepebaşıLale LaleFestivali Festivali (3. (3.Hafta) Hafta) -- 10. 10.Avtepe AvtepeKıbrıs KıbrısLalesi LalesiFestivali Festivali --Geçitkale GeçitkaleGeleneksel Geleneksel10 10Mayıs Mayıs Kutlamaları Kutlamaları --4. 4.Beşparmak BeşparmakTiyatro TiyatroFestivali Festivali --DAU DAUUluslararası UluslararasıFutsal Futsal Turnuvası Turnuvası --HASDER HASDERÇocuk Çocukve veHikâyeler Hikâyeler Festivali Festivali --Eğitim Eğitimve veKitap KitapFuarı Fuarı --İskele İskeleBelediyesi BelediyesiKültür Kültürve veSanat Sanat Festivali Festivali --7.7.Uluslararası UluslararasıŞiir ŞiirToplantıları Toplantıları --3.3.Bağlıköy BağlıköyEkogün Ekogün -- 7.7.Lapta LaptaTurizm TurizmFestivali Festivali(Mart(MartNisan-Mayıs-Haziran) Nisan-Mayıs-Haziran)

Nisan Nisan --Bellapais Bellapaisİlkbahar İlkbaharMüzik Müzik Festivali Festivali(Nisan-Mayıs) (Nisan-Mayıs) --6. 6.Mormenekşe MormenekşeEnginar Enginar Festivali Festivali --23. 23.Nisan NisanKurtuluş Kurtuluşve veÇocuk Çocuk Bayramı Bayramı --5.5.Yiğitler YiğitlerKöyü KöyüGlobal Global Enginar EnginarFestivali Festivali --8. 8.ODTÜ ODTÜTiyatro TiyatroFestivali Festivali --2.2.Hisarköy HisarköyBahar BaharFestivali Festivali --2.2.Gönendere GönendereKültür Kültürve ve Sanat SanatFestivali Festivali --Müzik MüzikExpress ExpressRock’n Rock’nDAU DAU --Güzelyurt GüzelyurtGÜSAD GÜSADFestivali Festivali --6. 6.Mağusa MağusaÇocuk ÇocukFestivali Festivali -Değirmenlik -DeğirmenlikGeleneksel Geleneksel Çocuk ÇocukFestivali Festivali -2. -2.Akdeniz AkdenizAyrelli AyrelliFestivali Festivali -3. -3.Kıbrıs KıbrısKültür Kültürve veSanat Sanat Festivali Festivali(Kanavaç) (Kanavaç)

90 90 ZOOM ZOOM ZOOM ZOOM 92 92 ZOOM 92 92 ZOOM

Mayıs Mayıs --GÜSAD GÜSADGüzelyurt GüzelyurtKültür Kültürve ve Sanat SanatFestivali Festivali --Güzelyurt GüzelyurtUluslararası UluslararasıKültür Kültür ve veSanat SanatFestivali Festivali --Bellapais Bellapaisİlkbahar İlkbaharMüzik Müzik Festivali Festivali(Nisan-Mayıs) (Nisan-Mayıs) --3.3.Mehmetçik MehmetçikEko Ekogün gün --5.5.Hisarköy HisarköyOrkide OrkideFestivali Festivali --LAU LAUİlkbahar İlkbaharŞenlikleri Şenlikleri --2.2.Luricina LuricinaKöy KöyFestivali Festivali --GAU GAUİlkbahar İlkbaharŞenlikleri Şenlikleri --6. 6.Kıbrıs KıbrısTango TangoFestivali Festivali -ODTÜ -ODTÜBahar BaharŞenlikleri Şenlikleri -DAU -DAUKum KumHeykel HeykelFestivali Festivali -DAU -DAUBahar BaharŞenlikleri Şenlikleri -16. -16.UKÜ UKÜ‘Yaza ‘YazaMerhaba’ Merhaba’ Şenlikleri Şenlikleri -YDÜ -YDÜBahar BaharŞenlikleri Şenlikleri -6. -6.Esentepe EsentepeKayısı KayısıFestivali Festivali (Nisan-Haziran) (Nisan-Haziran) -HASDER -HASDERÇocuk ÇocukFestivali Festivali -9. -9.Kıbrıs Kıbrısİpek İpekFestivali Festivali (Bellapais (BellapaisManastırı) Manastırı) -14. -14.Büyükkonuk BüyükkonukGeleneksel Geleneksel Ekogün Ekogün -18. -18.Kuzey KuzeyKıbrıs KıbrısUluslararası Uluslararası Müzik MüzikFestivali Festivali -4. -4.Mağusa MağusaGençlik GençlikGünleri Günleri

Haziran Haziran --4. 4.Yıldırım YıldırımKarpuz KarpuzFestival Festival --4. 4.Folklor Folklorve veÇocuk ÇocukFestivali Festivali --17. 17.Türksoy TürksoyOpera OperaGünleri Günleri --19. 19.İskele İskeleFolklor FolklorFestivali Festivali(CIOFF) (CIOFF) --37. 37.Güzelyurt GüzelyurtPortakal PortakalFestivali Festivali (Haziran-Temmuz) (Haziran-Temmuz) --46. 46.İskele İskeleFestivali Festivali --11. 11.HASDER HASDERÇocuk ÇocukCümbüşü Cümbüşü --6. 6.Hamitköy HamitköyKültür Kültürve veDayanışma Dayanışma Şöleni Şöleni --3.3.Alaniçi AlaniçiHasat HasatFestivali Festivali --5.5.Dikmen Dikmen1111Meşale MeşaleFestivali Festivali --18. 18.Uluslararsı UluslararsıMağusa MağusaKültür Kültürve veSanat Sanat Festivali Festivali(Haziran(Haziran-Temmuz) Temmuz) --4. 4.Çınarlı-İncirli Çınarlı-İncirliMağara MağaraKültürü Kültürüve ve Sanatı SanatıFestivali Festivali --5.5.Lefke LefkeCeviz CevizFestivali Festivali --9. 9.Yeşilırmak YeşilırmakÇilek ÇilekFestivali Festivali --4. 4.Vadili VadiliÇocuk ÇocukFestivali Festivali --8. 8.Gönyeli GönyeliÇocuk ÇocukFestivali Festivali


haber haber

Temmuz Temmuz --Beyarmudu BeyarmuduPatates PatatesKültür Kültürve ve Sanat SanatFestivali Festivali --Geleneksel GelenekselKısa KısaFilm Filmve ve Belgesel BelgeselFestivali Festivali(Temmuz(TemmuzAğustos) Ağustos) --19. 19.Gönyeli GönyeliUluslararası Uluslararası Folklor Folklorve veKültür KültürFestivali Festivali --7.7.Geleneksel GelenekselKarpaz KarpazSahil Sahil Cümbüşleri Cümbüşleri --7.7.Esentepe EsentepeYabani YabaniKayısı Kayısı Festivali Festivali

Ağustos Ağustos --3.3.Alayköy AlayköyTahıl TahılFestivali Festivali --3.3.Taşkent TaşkentKültür KültürFestivali Festivali --11. 11.Lefkoşa LefkoşaBelediyesi BelediyesiUluslararası Uluslararası Folklor FolklorFestivali Festivali --6. 6.Ozanköy OzanköyHarnup HarnupPekmezi Pekmezi Festivali Festivali --Serdarlı SerdarlıBelediyesi BelediyesiBabutsa Babutsa Festivali Festivali --7.7.Yeniboğaziçi YeniboğaziçiSiyah SiyahKupa Kupa Festivali Festivali --8. 8.HASDER HASDERLefkoşa LefkoşaGençlik GençlikGünleri Günleri --Mağusa MağusaKültür-Sanat Kültür-SanatFestivali Festivali (Ağustos-Eylül) (Ağustos-Eylül) --3.3.Çamlıbel ÇamlıbelKöy KöyŞenlikleri Şenlikleri --26. 26.Kitap KitapFestivali Festivali(Ağustos-Eylül) (Ağustos-Eylül) --54. 54.Uluslararası UluslararasıMehmetçik MehmetçikÜzüm Üzüm Festivali Festivali

Ekim Ekim --13. 13.Zeytin ZeytinFestivali Festivali(Girne) (Girne) --5.5.Çatalköy ÇatalköyKültür Kültürve veSanat SanatGünleri Günleri --GAU GAUGeleneksel GelenekselCumhuriyet CumhuriyetKoşusu Koşusu --15. 15.Büyükkonuk BüyükkonukGeleneksel GelenekselEkogün Ekogün --Devlet DevletFolklor FolklorFederasyonu FederasyonuFolklor Folklor Cümbüşleri Cümbüşleri Aralık Aralık --DAU DAUŞarkı ŞarkıGünleri Günleri --UKÜ UKÜYeni YeniYıla YılaMerhaba MerhabaŞenlikleri Şenlikleri --GAU GAUYeni Yeniyıl yılKutlamaları Kutlamaları Kasım Kasım --7.7.Uluslararası Uluslararasıİşçi İşçiFilmleri FilmleriFestivali Festivali --Kuzey KuzeyKıbrıs KıbrısLefke Lefke--Uluslararası Uluslararası Sanat SanatFestivali Festivali --6. 6.Kitap KitapFestivali Festivali --6. 6.Cumhuriyet CumhuriyetFolklor FolklorFestivali Festivali --Güzelyurt GüzelyurtTiyatro TiyatroGünleri Günleri --5.5.Lefke LefkeHurma HurmaFestivali Festivali --4. 4.Klasik KlasikRalli Ralli --11. 11.YDU YDUUluslararası UluslararasıFotoğraf FotoğrafGünleri Günleri --3.3.Doğanköy DoğanköyAlıç AlıçFestivali Festivali

Eylül Eylül --7.7.Geçitkake GeçitkakeHellim HellimFestivali Festivali --12. 12.Kıbrıs KıbrısTiyatro TiyatroFestivali Festivali(Lefkoşa) (Lefkoşa) --7.7.Tatlısu TatlısuHarnup HarnupFestivali Festivali --Kuzey KuzeyKıbrıs KıbrısUluslararası UluslararasıMüzik Müzik Festivali Festivali(Eylül-Ekim) (Eylül-Ekim) --Fençlik FençlikMerkezi MerkeziCümbüşleri Cümbüşleri --Kıbrıs KıbrısTürk TürkSanatçıları SanatçılarıMüzik MüzikFestivali Festivali --Avrupa’nın Avrupa’nınİncisi İncisiGüzellik GüzellikYarışması Yarışması --UKÜ UKÜUluslararası UluslararasıGece Gece --3.3.Kalkanlı KalkanlıÇakısdes ÇakısdesFestivali Festivali(Son (Son Hafta) Hafta) --8. 8.Vadilili VadililiUluslararası Uluslararası Kültür Kültürve veSanat SanatFestivali Festivali --8. 8.Yıllık YıllıkLatin LatinDansları Danslarıve veMüzik Müzik Festivali Festivali --2.2.Geleneksel GelenekselMutfak MutfakFestivali Festivali --2.2.Lefkoşa LefkoşaKlasik KlasikCaz Cazve veDünya DünyaMüziği Müziği Festivali Festivali --Efes EfesBlues BluesFestival Festival

www.cypruszoom.com www.cypruszoom.com 91 91 www.cypruszoom.com www.cypruszoom.com 93 93


Tunaç Riding Club

Binicilik dersleri Dağ gezisi + Piknik turları Engel atlama dersleri Çocuklar için Midilli ve Pony'lerle eğitim

Kıbrıs'ın ilk Binicilik Okulu

Karaoğlanoğlu/GİRNE

0533 851 38 13




Çocuklu aileler çocukları aynı odada konaklamak koşulu ile 12 yaşa kadar olan çocuklara yatak ücretsiz, kahvaltı ücreti ve yemek parası indirimli olacaktır. Grublarda sabah kahvaltısında taş fırında köy ekmeği yapımı ve herkese 1 ekmek. Herkes ekmeğini kendi yapacak.

Kıbrıs'ı Yaşayın

Otel içinde her 200 TL’lik harcamaya 50.00 TL indirim 15 kişilik grublarada 1 kişi ücretsiz

Nitovikla Hotel'den

Özel İndirimli

Kıbrıs usulü şinya ve harnıp dalında pişmiş “Kleftigo” mönüsü

Tatil Olanağı

Havuz başında mangalı siz yakınız, Dibek kahvesi yapımı

Sabah kahvaltısında dribidez bittasını siz yapın,öğrenin ve tatın

* Kişi başına yatak-kahvaltı *Kişi başına yarım Pansiyon *Çocuklar 12 yaşa kadar *Kahvaltı (çocuk) *Yemek (çocuk) *Mönü ücreti (Yetişkin)

60,00 TL 90,00 TL yatak-ücretisiz 15,00 TL 20,00 TL 30,00 TL

The Nitovikla Garden Hotel Bir CyproMare Tourism And Traiding Limited Kuruluşudur.

Mehmetcik(Kumyalı) / İskele K.Kıbrıs, Mersin-10 Turkey 0533 865 69 67 / 0533 834 48 68 / 375 61 20 Fax: 375 61 21 www.eco-turismo.it www.nitovikla.com info@nitovikla.com nitoviklahotelkarpaz@gmail.com

Kıbrıs’ın ilk ECO-BİO Oteli


Restaurant | Bar | Cafe

Otantik Bir Mekanda Unutamayacağınız Anlar Yaşayın Kıbrıs’ın Yeni Eğlence Kültürü

Restaurant - Bar & Cafe - Sergi Salonu - Sahne - Shop Kıbrıs ve Dünya müziğinin en iyi örnekleri... İş ve özel yemekler için öğlen ve akşam servisi...

Bibliotheque Restaurant | Bar | Cafe

Mithat Paşa Cad. No:7 Surlariçi Lefkoşa Rezervasyon: 444 3300 - 0533 833 7165 - 0542 873 6802 www.bibliolife.net




KIBRIS_DERGI-BASKI.pdf

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

1

17/09/15

08:52


zoombirolbebek.indd 1

20/10/15 14:52


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.