Mall Report Mayıs 2017

Page 1




mall report

AVM yatırımları devam edecek Antalya Tenis İhtisas Kulübü’nde Muharrem Koç’un Başkanlığını yaptığı Salı Grubu’nun kahvaltısına konuşmacı olarak katılan Hulusi Belgü, Türkiye’deki AVM sektörü konusunda bilgi verdi. Belgü, Turgut Özal döneminde 1980’li yılların ortalarında İstanbul’da Galleria ile başlayan Türkiye’deki AVM yatırımlarının çok hızlı büyüdüğünü belirterek, sektöre yatırım miktarının bugün 53 milyar doları bulduğunu söyledi. Bunun 15 milyar dolarının yabancı yatırımcılara ait olduğunu anlatan Belgü, “Sektör hızla büyümeye devam ediyor. Türkiye’de şu an 377 AVM var. Buralarda 480 bin kişi çalışıyor. 377 AVM’nin toplam 11 milyon metrekare kiralanabilen yeri var. Önümüzdeki 4-5 yıl içinde metrekare miktarı 15 milyona çıkacaktır” dedi.

Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği (AYD) Yönetim Kurulu Başkanı Hulusi Belgü, sektörün büyümeye devam edeceğini açıkladı.

EKONOMİK SALLANTI ETKİLEDİ Son 5 yıl içinde doğrudan giren yabancı sermayenin yüzde 10’unun alışveriş merkezleri sayesinde olduğunu aktaran Belgü, buna karşılık son dönemde hem turizmdeki aksama, hem de yabancı yatırımın Türkiye ile ilgili iştahının kalmamasından dolayı yatırımlarda yavaşlama görüldüğünü açıkladı. Halen devam eden yatırımlar tamamlandıktan sonra yabancı yatırımcıların yeni yatırımlara devam etmeyebileceğini anlatan Belgü, “Yerli yatırımcının ise hala iştahı var” dedi. Türkiye’de gayrimenkul sektöründe konut ve ofis kiralarına göre getirisi daha yüksek olduğu için alışveriş merkezlerine yatırımın arttığını belirten Belgü, “Fakat son 1 yıldır ekonomik sallantı, alışveriş merkezlerini de olumsuz etkiledi. Normalde alışveriş merkezlerindeki cirolar enflasyonun 5-6 puan daha üstünde artar. Yani yüzde 8 enflasyon varsa, yüzde 14- 15 oranında cirolarda artış olurdu. AVM’lerdeki kiracılar kiralarını ödemede güçlük çekmiyordu. Ne yazık ki son bir senedir sıkıntı var. Geçen ocak ayında TL bazında cirolar enflasyonun da altına düştü. Şubat ayında ise enflasyon oranının çok az üstüne çıkıldı. Dolayısıyla eski geri dönüşler ne yazık ki artık yok” diye konuştu.

AVM YATIRIMI DÖVİZLE BORÇLANMA YOLUYLA YAPILDIĞI İÇİN KİRALAR DÖVİZLE ALINIYOR Bu durumun alışveriş merkezlerinin yapımında dövizle borçlanmadan kaynaklandığını kaydeden Belgü, “Hesaplarımıza göre AVM yatırımcılarının 10 milyar dolar borcu var” dedi. Bu borcu ödeyebilmek için AVM’lerdeki kiraların da dövize endeksli olduğunu anlatan Belgü, bu borçlar

6

Türk Lirası’na çevrilmediği sürece kiraların Türk Lirası’na dönüşmesinin mümkün görünmediğini söyledi. Bu konuda bankalar ve bankalar birliğiyle görüşmeler yaptıklarını anlatan Belgü, böyle bir fonlama olmadığı için sonuç alınamadığını açıkladı.

AVM ANTİPATİSİ Eski Türk filmlerindeki zengin müteahhitlerin yerini artık AVM yatırımcılarının aldığını anlatan Belgü, Gezi Olayları’ndan sonra da AVM’lere karşı ciddi bir antipati başladığını söyledi. Buna karşılık Türkiye’de bir buluşma merkezi haline geldiğini anlatan Belgü, yerel markaların ise AVM’lerde yer almakta tutucu davrandığını savundu. İnternetten yapılan alışverişlerin AVM’lere şu an olumsuz etkisi olmadığını da anlatan Belgü, AVM’lerdeki güvenlik meselesinin de çok önemli olduğunu söyledi. Türkiye’de ayda 2.5 milyon kişinin gittiği alışveriş merkezleri olduğunu anlatan Belgü, buna karşılık imar planlarında çok ciddi yanlışlar yapıldığını, bu konuda ipin ucunun kaçtığını sözlerine ekledi.



SUNUŞ Demircan Reklam Ajansı Yayıncılık ve Matbaa Hiz. San. Tic. Ltd. Şti Adına Genel Yayın Yönetmeni Metin Tahnal Yazı İşleri Müdürü Adem Ünce Genel Koordinatör Turgut Tahnal Editör Başak Tanrıverdi Yılmaz haber@mallreport.com.tr Görsel Yönetmen Cihan Albay grafik@hizmetix.com.tr Grafik Tasarım Nur Banu Çelebi Reklam Müdürü Fisun Dilek Reklam ve Pazarlama Uzmanı İkbal Demirok Hanife Sinen İngiltere Sorumlusu: Suzan Doğan Ankara Sorumlusu: M. Serdar Burkan Abone Semiha Kale abone@demircanmedya.com.tr

Sevgili Mall Report Okuyucuları, En güncel haberleri, röportajları, özel haberleri, araştırmaları sizlere sunarak sektörün bilgi kaynağı olmaya devam eden Mall Report dergisi, yine zengin bir içerikle karşınızda! Referandumun sonlanması ve baharın gelmesiyle birlikte sektörde bir canlanma belirtileri görüldü. Öyle ki yatırımlar, yeni koleksiyonlar birbiri ardına gelmeye başladı. Haliyle biz de bu özel haberlere dergimizde yer verdik. Tüm bunların dışında geri plana atılmaması gereken sektörel sorunları bu ay da dergimize taşımak istedik; AVM’lerdeki ortak gider sorunları, kayıtdışı ekonomi ve eğlence&etkinlik sektöründe farkındalığın oluşturulması konuları hakkında sektörün önemli isimlerinin görüşlerini aldık. Ayrıca bu ay yeni bir bölüme de dergimizde yer ayırarak; züccaciye, ev&dekorasyon, ev tekstili firmalarının Anneler Günü’ne yönelik en yeni ürün ve kampanyalarını sayfalarımıza taşıdık. Dergimizin içeriği hakkında detaylı bilgiler ise şu şekilde; •AVM yatırımları Anadolu’ya mı kayıyor? Kayıtdışı ekonomi ile mücadele için neler yapılmalı? Eğlence&etkinlik sektöründe farkındalık yaratılması için neler yapılmalı, neler yapılıyor? Franchising vermek markalara ne kazandırıyor? Tüm hepsinin cevabını sektörün önemli firmalarından aldık. •Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği (AYD) Yönetim Kurulu Başkanı Hulusi Belgü, sektörün büyümeye devam edeceğini açıkladı. •MalatyaPark Alışveriş ve Yaşam Merkezi; iletişim dünyasının en önemli ödülleri arasında gösterilen Hermes Creative Awards’dan 2 platin, 2 altın olmak üzere 4 dalda ödül kazandı. •Mamaco kurmuş olduğu Mamaco İnvestmenr&Advisory şirketi ile Almanya’da AVM yatırımı için kolları sıvadı. •Piazza, Mayıs ayında da küçükten büyüğe tüm ziyaretçilerinin kalbini fethetmeye hazırlanıyor.

Baskı Yeni Devir Matbaacılık ve Gazetecilik A.Ş. Cemal Ulusoy Cd. Bahçelievler / İstanbul Tel : 0212 697 10 00

•Tankar Gayrimenkul’den Ege gibi benzersiz yepyeni bir proje…

Yönetim Merkezi Beşyol Mahallesi İnönü Caddesi No: 18 Kat: 4/8 Sefaköy - K.Çekmece İstanbul T: 0212 451 51 60 - 63 F: 0212 451 51 64 E-Mail: info@mallreport.com.tr www.mallreport.com.tr www.demircanmedya.com.tr

•İlkbahara tatlı bir başlangıç için 8 mekan önerisi…

•Çetinkaya hem AVM, hem de cadde mağaza yatırımlarına devam ediyor. •Capacity ve 212 AVM’den yaz kampanyaları… •Fiba Commercial Properties’e Avrupa’dan büyük ödül! •Komşu Yunanistan’ın 15 güzel adası… •Mürsel Ferhat Sağlam ile Stratejik Marka Yönetimi üzerine bir söyleşi… Bir sonraki sayımızda buluşmak dileğiyle… GENEL YAYIN YÖNETMENİ // METİN TAHNAL

Yayın Türü Yerel süreli yayın. Her hakkı saklıdır. Dergimizde yayımlanan yazı ve fotoğraflardan yayıncının izni alınmadan kaynak belirtmeden tam veya özet alıntı yapılamaz. Basılan ilanların sorumluluğu ilan verene, makalelerin sorumluluğu yazarlarına aittir. ISSN 1307 66 47

8



İÇİNDEKİLER 10

24 54

10 - BAKANLIK SORDU: NEDEN AVM’YE GİDİYORSUNUZ ? 22 - FIBA COMMERCIAL PROPERTIES’E AVRUPA’DAN BÜYÜK ÖDÜL! 36 - ORTAK GİDERLER KATSAYI ESASINA DAYANDIRILMALI! 62 - ANNELER GÜNÜ 80 - MARKALAR KAYIT DIŞI EKONOMİYE KATKI MI SAĞLIYOR? 98 - EĞLENCE VE ORGANİZASYON SEKTÖRÜNDE FARKINDALIK

84 140

118 - Y KUŞAĞI RESTORANLARI SALLIYOR 121 - FRANCHISING’İN MARKA GELİŞİMİNE ETKİSİ 146 - RAFTAKİLER



ARAŞTIRMA

Bakanlık sordu:

Neden AVM’ye gidiyorsunuz?

Gümrük Bakanlığı’nın araştırmasına göre, gençler, yaşlılara göre, kadınlar erkeklere göre AVM’yi daha fazla tercih ediyor. 50 yaş ve üzeri müşteriler ise daha çok esnaftan alışveriş yapıyor. AVM’yi tercih etmenin başlıca nedeni ise otopark.

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, esnafın sorunlarına yönelik sektör analizleri yaparken, müşterilerin neden esnaf yerine AVM’leri tercih ettiğini araştırdı. Bakanlık; deri, giyim, ayakkabı, gıda, taşıt, makine, madeni eşya ve ulaştırma sektörlerinden hizmet alan 4 bin kişiye yönelik müşteri araştırması yaptı. Bakanlığın araştırmasına göre; gençler, yaşlılara kıyasla AVM’yi daha fazla tercih ederken, 50 yaş ve üzeri müşteriler ise daha çok esnaftan alışveriş yapıyor.

TÜKETİCİYE SAYGI KRİTERİ

Analizde, esnafın ekonomik açıdan daha iyi konuma gelmesi için büyümesi, ürün ve hizmet çeşitliliğini artırması gerektiği belirtilirken, genç müşterilere yönelik teknolojik gelişmelerin takip edilmesi önerildi. 50 yaş ve üzeri müşteri de esnafın tüketici haklarına saygı göstermesi gerektiğini dile getirdi.

AVM’YE KARŞI ESNAF ÇARŞISI

Araştırmada, esnafa yönelik olarak, müşteriler için cazip imkanlarla donatılmış esnaf çarşılarının kurulması gerektiğine dikkat çekildi. Araştırmada, “Markalaşma yoluna gitmeleri, kaliteyi ve iyi hizmeti ön plana almaları, tüketici haklarını korumaları ve kendilerini teknolojik yeniliklere göre geliştirmeleri önemli” dendi.

PARK YERİ ÖNEMLİ ETKEN Habertürk’ten Deniz Çiçek’in haberine göre; kadınlar da erkeklere oranla alışverişlerinde daha fazla AVM’yi tercih ediyor. Vatandaşların AVM’yi tercih etme nedenleri arasında, AVM’lerdeki ürünlerin kalitesi ve çeşitliliği öne çıkıyor. Park yeri kolaylığı, konfor, tüketici haklarına saygı, rahatsız edilmeden ürün seçebilme olanağı, ödeme seçenekleri ve ürünü deneyerek alabilme olanağı da tercih nedenleri arasında sayıldı.

12



ARAŞTIRMA

Dünya devİ şİrketlerİn de aralarında olduğu yaklaşık bİn 300 CEO İle yapılan araştırma, yüksek teknolojİyle beslenİp kasırga hızına ulaşan değİşİmİn kodlarını çıkardı. KPMG, iş dünyasının yolunu aydınlatacak araştırmalarından birine imza attı. Dünyanın en büyük 10 ekonomisindeki dev şirketlerden yaklaşık bin 300 CEO ile görüşüp tüm toplumsal dinamikleri yeniden şekillendiren değişimin şiddetini ve yönünü araştırdı. KPMG’nin 2016 Küresel CEO Araştırması’na ABD, İngiltere, Avustralya, Çin, Fransa, Almanya, Hindistan, İtalya, Japonya ve İspanya’dan dünya lideri şirketlerin yöneticileri katıldı.

KPMG Türkiye Başkanı Murat Alsan, CEO araştırması sonuçlarını yorumladı. Alsan, “Önümüzdeki 3 yıl iş dünyasının şekillenmesinde kritik önem taşıyor. Değişim, acımasız bir hızla gerçekleşiyor. Büyük değişimin parçası olan kazanacak, direnen yarıştan kopacak. Şirket liderleri, yakın gelecekte küresel ekonomik zorluklar öngörüyor ancak buna rağmen fırtınaların atlatılacağına inanıyor ve potansiyellerine güveniyor. Değişim sürecini yöneten CEO’ların üç önemli hamlesi var; strate-

CEO’lar

jileri yeniden okumak, ezber bozan teknolojileri uygulamak, yeni yetenekler kazanmak… Modern CEO’ların ‘değişim ajanı’ olması gerektiği de savunuluyor” dedi. KPMG’nin Küresel CEO Araştırması’ndaki dikkat çeken başlıklar ve tespitler şöyle: – CEO’ların yüzde 41’i şirketlerinin önümüzdeki üç yıl içinde ciddi bir dönüşüm geçireceğini tahmin ediyor. Geçen yıl bu görüşü paylaşan CEO’ların oranının yüzde 29 olması, değişimin hızını ve etkisini gösteriyor. Ayrıca CEO’ların yüzde 72’sine göre önümüzdeki üç yıl, geçmiş 50 yıldan daha kritik olacak. – İş dünyasının liderleri, gelecek üç yıl için dünya ve ülkelerinin ekonomisi ile şirketleri hakkında iyimser… Bu güven, araştırmaya katılan CEO’ların lider olarak değişime ayak uydurma esnekliğini gösteriyor.

‘değişime direnen tarih olacak’

BÜYÜK DÖNÜŞÜM ŞİRKETLERİ BEKLİYOR – CEO’lar benzeri görülmemiş değişim dönemine, gerçekçi beklentilerle ve sağlıklı güven ortamıyla hazırlandıklarını, dönüşümü sağlayacaklarını ifade ediyor. Yüzde 89’u şirketlerinin büyüyeceğinden emin. Bu yöneticilerin yatırım planlarının temeli teknolojiye dayalı. Yüzde 26’sı veri analizi yeteneğini, yüzde 25’i bilişsel programlama/yapay zeka altyapısını, yüzde 23’ü siber güvenlik çözümlerini artıracağını söylüyor. – Yüzde 10 veya daha fazla gelir artışı bekleyen CEO’ların yarıdan fazlası, önümüzdeki üç yılda şirketlerinin büyük bir dönüşümden geçeceğini düşünüyor. – Şirket liderlerinin yüzde 48’i, yıllık gelirlerinin gelecek üç yılda yüzde 2-5 arasında artacağını düşünüyor. – CEO’ların yüzde 96’sı üç yıl içinde ça-

14

lışan sayısının artmasını bekliyor. Şirketleri için yüksek büyüme tahmininde bulunan CEO’ların yüzde 10’u, çalışan sayısının yüzde 25’in üzerinde artacağını söylüyor.

YENİ BİR İŞ MODELİ: İŞ BİRLİĞİ – Büyüme için öne çıkan enstrümanlardan birisi; iş birliği. Çünkü değişimin hızı, kapsamı ve derinliği eşsiz yetenekleri, en yeni teknolojileri ve vizyoner bakışı zorunlu kılıyor. Bu özelliklerin tümünü bir arada bulmak iş birlikleriyle mümkün… CEO’ların yüzde 58’i üç yıl içinde işbirliğine dayalı büyüme ile paydaş değerini yükseltmeyi hedefliyor.

DEĞİŞİM, ORGAN NAKLİ GİBİ – CEO’lar sürekli değişime hazır olmak zorunda. Sağa sola savrulmak yerine değişimin dizginlerini ele alıp şirketlerini dönüştürme anlayışıyla çalışıyorlar. De-

dedi

ğişim, organ nakline benziyor. Koşullar uygun yönetilmezse değişim reddedilebiliyor. Bu nedenle değişim kabiliyeti, iş sonuçlarını doğrudan etkiliyor. – Büyük değişim; teknolojinin öncülüğünde, birbirine bağlı hale gelen tüketiciler ve sektörel yakınlaşma ile gerçekleşecek. Bu faktörler, iş modellerini baştan sona etkileyecek. Bugün imkansız olan yarın sıradan hale gelecek. – Sektörleri, şirketleri, teknolojileri ve müşterileri birbirinden ayıran çizgiler yok oluyor. “Kiralama” veya “işbirliği” modelleri, “inşa etme” ve “satın alma”nın önüne geçecek. CEO’ların


ARAŞTIRMA

yüzde 65’i pazara yeni giriş yapanların, işletme modellerini sekteye uğratmasından endişe ediyor.

BİLİŞSEL PROGRAMLAMA VE YAPAY ZEKAYA YATIRIM

– Dördüncü sanayi devrimi; Nesnelerin İnterneti, makine öğrenimi, bilişsel programlama ve yapay zeka çağının habercisi. Kas gücü otomatik hale gelmişti, şimdi beyin gücü otomatikleşiyor. Teknoloji, duygusal zeka yerleştirilen sistemler getirdi. Dile getirilen endişeler, CEO’ların dördüncü sanayi devriminin yapı taşı olan bilişsel programlama ve yapay zeka entegrasyonuna odaklandığını gösteriyor. CEO’lar mevcut deneyim ve becerilerinin dijital dünyada başarıya ulaşmak için yeterli olmayacağını kabulleniyor. Başarı için tüm iş ortakları ve paydaşlarının oluşturduğu ekosistemden yararlanmak gerektiğine inanıyor.

olarak görülüyor. Yöneticilerin çoğunluğu teknolojik fırsatları değerlendiriyor ve yeni süreçlere yatırım yapıyor. – Teknolojik inovasyonun ekonomideki gücü ve hızı işletmeler için dönüm noktası niteliğinde. Yöneticilerin yüzde 21’i inovasyonu teşvik etmek, yüzde 77’si işletme stratejilerine dahil etmek gerektiğini söylüyor. Son üç yılda geliri yüzde 10 veya üzerinde artan şirketlerin yüzde 27’sinin başlıca stratejisi de inovasyonu teşvik etmek.

ESNEK VE ÇEVİK CEO KAZANIYOR

– Sürdürülebilir başarı, yeni bir düşünme ve operasyon yönetimi gerektiriyor. Şirketlerin taktik tahtaları bu nedenle yeniden yazılıyor ve işletme esnekliğini görülmemiş seviyelere çıkaran yöntemler geliştiriliyor.

– Yüksek bir hızda gerçekleşen değişimi uygulamak için çeviklik gerekiyor. Şirketlerin sadece yüzde 40’ı gelişmelere hızlı yanıt verebiliyor. CEO’ların yüzde 43’ü hız kazanmak için kurum içi süreçlerin düzenlenmesi gerektiğini düşünüyor.

SİBER TEHDİT YÜKSELİYOR –CEO’ların risk sıralamasında “siber güvenlik” hızla tırmanıyor. Yöneticilerin yüzde 30’una göre önümüzdeki üç yılda en büyük risk bu olacak. Yüzde 72’si bir siber tehdide tam anlamıyla hazırlıklı olmadığını düşünüyor. –CEO’ların yüzde 88’i müşterilerinin sadakatinden emin değil. Yüzde 82’si ürün veya hizmetlerinin uygun olup olmadığını sorguluyor. Yüzde 45’i müşterilere ulaşmak için kullanılan dijital araçları geliştirebileceklerini düşünüyor.

– Şirket liderleri, değişimin hızlı olacağını ve teknolojinin bunu daha da artıracağı inancında... Artık her işletme rekabet gücünü artırmak için yazılım ve dijital araçlardan yararlanmak zorunda. Geleneksel sektörler de dijital teknolojinin büyümek bir yana, hayatta kalmak için şart olduğunu anladı. CEO’ların yüzde 77’si şirketlerinin yeni teknolojilere ayak uyduramayacağından korkuyor.

CEO’NUN STRATEJİK ÖNCELİĞİ: İNOVASYON – Yeni bir dünyada faaliyet gösterdiklerini kabullenen CEO’lar yüzlerini inovasyona döndü. Üç yıl boyunca inovasyonu desteklemek CEO’lar için birinci stratejik öncelik. Teknoloji, inovasyonu hem tetikleyen hem de kolaylaştıran bir unsur

15


ARAŞTIRMA

Onlıne alışverişlerde teslimatta dikkat edilmesi gerekenler Başarılı bir e-ticaret kanalı yapmanın en önemli yollarından biri de teslimat sistemini iyi bilmekten geçiyor. E-ticarette ürünlerin satışının yapılması önem arz ettiği kadar, ürünlerin hiçbir eksiği olmadan hasarsız ve tam zamanında müşterilere iletilmesi de bir o kadar önemli bir konu. Tüketiciler genellikle online alışveriş yaparken teslimat aşamasında çok fazla sorun yaşıyor. Bu durum e-ticaret siteleri için büyük bir önem arz ediyor. E-ticaret sitelerinin büyük oranda müşterileri kaçırdıkları en önemli aşama da işte burada gerçekleşiyor. Dikkat edilmesi gereken önemli konular ise; •Öncelikli olarak müşterilere teslimat aşamasında seçenekler sun-

16

malısınız. Ücretsiz kargo, indirimli kargo, aynı gün teslimat, randevulu teslimat, acil kargo hizmeti gibi müşterilerin istemiş olduğu saatte teslimat yapabilmek alternatifler arasında olmalı.

•Müşterilerinize, paketlerin nerede olduğunu isterlerse kendilerinin de takip edebilecekleri kolay bir sistem sunmalısınız.

•Müşteri ürünü satın alma aşamasında ürününe ne zaman kavuşacağını bilmek ister. Satın alınan ürünün tam teslim tarihi ve saatini net olarak bildirmek satın alma kararını etkileyen bir unsur.

•Teslimat ekibinizin müşteri ile doğru bir iletişim kurabilmesi ve sipariş hakkında gerektiğinde doğru bilgilendirme yapabilmesi için eğitimleri oldukça önemli. Ekibinizi her an güncel tutmalısınız, bilgilendirmeli ve eğitmelisiniz.

•Sürekli bilgilendirme en önemli noktalardan biri. Müşteriye sadece site üzerinden değil, SMS ya da mail ile de siparişi hakkında bilgi vermelisiniz. Kargolarının gerçek zamanlı olarak nerede olduğu, teslimat saatine ilişkin veriler müşteriyle anlık olarak paylaşılmalı.

•Teslimat öncesi ve sonrasında müşteriyle iletişim halinde olmalısınız. Teslimat veya satın alınan ürünle ilgili bir sorun varsa, en kısa zamanda çözüme kavuşturmak gerekiyor. Müşteri geri bildirimi işinizi geliştirmenizde kullanacağınız en önemli veriniz.



ARAŞTIRMA

WPP Cofuture’da ana konuşmacılarından Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayşegül Toker, dijitalden kaynaklanan sıkıntılara ve markaların bu güçlükleri aşmak için izlemeleri gereken yöntemlere değindi.

“Tüketiciye dokunmanın yolu gerçek hikayelerden geçiyor” Türkiye’nin ve dünyanın lider markalarını bir araya getiren medya ve pazarlama sektörünün inovasyon festivali Cofuture İnovasyon Zirvesi, medya ve pazarlama dünyasından önemli isimleri ağırladı. Zirvede; Sosyal Medya Pazarlaması, Yönetim Bilgi Sistemleri, E-İş Modelleri, Müşteri İlişkileri Yönetimi, Veri Tabanı Pazarlaması, Veri Madenciliği Uygulamaları alanındaki uzmanlığıyla şirketlere dijital pazarlama konusunda danışmanlık veren Boğaziçi Üniversitesi

18

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayşegül Toker, dijital dönüşümün pazarlamaya yansımaları üzerine dikkat çekici bilgiler paylaştı. Toker, yaptığı sunumda pazarlamanın zor günlerden geçtiğine, dijitalden kaynaklanan sıkıntılara ve markaların bu güçlükleri aşmak için hangi yöntemleri kullanmaları gerektiğine değindi. İnsanların deneyimleri ile şirketlerin tasarladıkları arasında bir kopukluk olduğunu belirten Toker, “Şirketler insanlara bir şeyler vaat

ediyor ama tüketicilerin deneyimleri farklı. Bu aradaki kopukluğu yaratan şey de tüketici beklentilerinin karşılanması konusunda yaşanan başarısızlık. Ayrıca, ürün çeşitliliğinden kaynaklanan bir karmaşa da söz konusu. Örneğin, ABD’de köpek mamasında 180 marka var ve bunların altında da 2 bin değişik formül olduğu söyleniyor. Tüketici hangisini tercih edecek? Medyalar da çeşitlendi. Sadece Wordpress’te ayda 65,3 milyon yeni paylaşım çıkıyor ve bunlara yazılan yorum sayısı aylık 45,3

milyon. Bu rakamlar artarak devam ediyor” dedi.

2017’DE CEP TELEFONLARINDAN REKLAM BLOKLAMA ORANINA İLİŞKİN TAHMİN YÜZDE 40 Toker, pazarlamacıların aşmaları gereken bir diğer engeli ise hem kişisel bağlantılardan hem de markalardan gelen yoğun bir mesaj bombardımanıyla karşılaşan tüketicinin reklamların çoğunu göz ardı etmesi olarak tanımladı ve ekledi: “2017’de cep telefonlarında reklam bloklama oranının yüzde 40 olacağı öngörülüyor. Bu da pazarlamacılar için bir tehdit olarak karşımıza çıkıyor.”


ARAŞTIRMA

İÇERİK ÜRETİMİ ARTTIKÇA TÜKETİCİ ETKİLEŞİMİ AZALIYOR Pazarlamacıların gündemindeki diğer bir konunun da medya satın almaları olduğunu ifade eden Toker, “Başkalarının mecralarını para ödeyerek kullanıyoruz, ama bu mecralar çok pahalı. Trafiği yoğun olan çok az sayıda mecra var, bunların da rakamları çok yüksek. ‘Kendi mecralarımızı yaratalım, insanlar gelsin’ de diyebiliriz ama kendi yarattığınız içerikten insanları haberdar etmek için de yine reklam yapmanız gerekiyor. Pazarlama analiz yazılımı Track Maven’ın analizini örnek verebilirim. 2015’te 50 milyon parça içeriğe bakılmış ve marka başına içerik üretiminin yüzde 35 arttığı, insanların etkileşiminin de yüzde 17 azaldığı sonucuna varılmış. Bizler içerik ürettikçe, yaratılan içerik arttıkça tüketicinin etkileşimi azalıyor” dedi.

YENİ TREND GERÇEK HİKAYELER VE ANI YARATMA YÖNTEMİ Pazarlamanın en büyük sorununun gerçeklik ve inanılırlık olduğunu söyleyen Toker, markaların artık başarılı olabilmeleri için gerçek deneyimlere, anı, hikaye ve deneyim yaratmaya odaklanmaları gerektiğini belirtti. “Gerçek insanların gerçek problemlere dokunduğu içerikleri takip ediyoruz, sonuçta markalar bunu da gündemlerine almak zorundalar. İnsanlar kendi becerilerini kullanıp içerik yaratıyor ve ciddi takipçi sayısına ulaşıyorlar. Etkileyici İnsan (influencer) kavramı da değişiyor” diyen Toker, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Şu anda markaların en çok kafa yordukları şey, hikaye yaratmak ve anlatmak. Bu çok kolay değil. Bu hikayeleri nasıl yaratacağız? ‘Artık markalar olarak siz konuşmayın, insanlar sizin için konuşsun’ yöntemi öne çıktı. İnsanların kendi deneyimlerini ve anılarını paylaşacakları ortamlar yaratmanız gerekiyor. Hikaye yaratmanın en önemli faktörü insana dokunmak. Şirketler olarak ortamlar dışında insanlara nasıl dokunmanız gerektiği konusuna kafa yormanız lazım.”

PAZARLAMANIN İNSANLARI ANGAJE ETME SORUNU VAR Bütün markaların viral yapmak istediğini ama viralin öncellikle müthiş bir içeriği ve çok iyi bir içgörüyü gerektirdiğini vurgulayan Toker, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Etkileyici insanları ve başkalarının network’lerini kullanarak bu içeriğin organik olarak yayılmasını sağlamanız gerekiyor. Bir de ölçüm sorunumuz var; hepimiz beğeniler ve paylaşımlar dünyasında yaşıyoruz, fakat bunların şirketlere finansal olarak geri dönüşünde bir sıkıntı var. Pazarlamanın insanları angaje etme sorunu var. Tüketicilerle iletişim sorunu da markaların aşmaları gereken bir diğer problem.”

19


ARAŞTIRMA Adidas, yüzde 9 ile Ülker takip ediyor. Annelere göre ise en beğenilen marka yüzde 19 ile Ülker. Diğer iki marka ise Adidas (yüzde12) ve Nike (yüzde 11). Çocukların ve annelerinin en sevdiği markaların uyumuna bakıldığında, annelere göre çocukların yüzde 20’sinin, anneleriyle aynı markayı “en çok sevdiği marka” olarak benimsedikleri gözlemleniyor. Adidas, anne ve çocuk marka uyumunda yüzde 6’lık oranıyla anneçocuk sevgisini aynı anda kazanmış en başarılı marka olarak ortaya çıkıyor.

Çocuk dünyasında markalar algı araştırması sonuçlandı! The Brand Age Dergisi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramına özel Xsights Araştırma ve Danışmanlık ile birlikte gerçekleştirdiği “Çocuk Dünyasında Markalar Algı Araştırması” sonuçlarını yayımladı. Araştırmaya göre, çocuklar marka tercihlerinde en çok reklamlardan (yüzde 58) etkileniyor. Reklamları sırasıyla sosyal çevre (yüzde 49) ve arkadaşlar (yüzde 46) takip ediyor. Çocukların en sevdiği marka LC Waikiki (yüzde 36) olurken, her 10 anneden sekizi ürün alışverişinde çocuklarının tercihlerinden etkileniyor. Pazarlamada son yılların trendi hiç şüphesiz Kids Marketing. Geleceğin hem üreticileri hem de tüketicileri olarak ta-

nımladığımız çocuklar, bugün de tüketimde önemli bir paya sahip. Çocuklar, kendi tüketim dünyalarını ve markalarla olan ilişkilerini çok erken yaşlarda belirliyorlar. Araştırma kapsamında görüşülen 400 anneye, çocukların marka tercihlerinin şekillenmesinde etkili olan nedenler soruldu.

MARKA TERCİHİNDE ÇOCUKLAR İÇİN REKLAMLAR, ANNELER İÇİN FİYAT ETKİLİ Araştırma kapsamında annelere “kendiniz ve çocuğunuz için marka seçimini etkileyen faktörler nelerdir?” sorusu soruldu. Anneler çocuklarının marka tercihinde en etkili

olan faktörün reklamlar (yüzde 58) olduğunu, kendilerinin ise fiyata (yüzde 53) göre marka tercihi yaptığını belirtiyor. Hem çocukların hem de annelerin marka tercihini etkileyen diğer önemli unsurlar ise sosyal çevre ve arkadaşlar.

Annelerin yüzde 66’sı genel olarak çocuklarının tercihlerinin, kendi satın alma kararları üzerinde etkili olduğunu belirtiyor. AB SES mensubu annelerin çocuklarının tercihinden etkilenme oranı yüzde 85, C1 SES mensubu annelerin ise etkilenmeme oranı yüzde 27. Yani, refah seviyesi arttıkça annelerin çocuklarının marka tercihlerinden etkilenme oranlarının arttığı, ürünün fiyatı arttıkça ise annelerin etkilenme oranının azaldığı görülüyor.

ÇOCUKLARIN KALBİNDE LC WAIKIKI, ANNELERİN KALBİNDE İSE ÜLKER VE ADIDAS OYUNCAK VE KEKTE VAR ÇOCUKLAR KRAL Annelere genel anlamda kendilerinin ve çocuklarının en sevdiği markalar soruldu. Annelere göre çocuklarının en fazla sevdiği markalar sıralamasında LC Waikiki yüzde 36 ile açık ara ilk sırada yer alıyor. LC Waikiki’yi yüzde 11 ile

ÇOCUKLAR MARKALARA ANNELERİNİN GÖZLERİNDEN BAKIYOR Çocukların yüzde 44’ü markalara karşı tutumlarını annelerinin tutumlarına göre belirlerken, yüzde 56’sı diğer faktörlere (arkadaş, reklam, çevre vb.) göre belirliyor. Diğer bir yandan marka bağımlılığı olmayan annelerin oranı yüzde 59, markaya karşı duyarlı annelerin oranı ise yüzde 49.

20

ÇOCUKLARIN TERCİHİ SATIN ALMADA ETKİLİ

Araştırmanın bir diğer çarpıcı sonucu ise her 10 anneden yaklaşık sekizi (yüzde 75) ürün alışverişinde çocuklarının tercihlerinden etkileniyor. Bu etkilenmenin kırsal bölgelerde yaşayan annelerde daha fazla olduğu görülüyor. Ortalama etkilenme skorunun en yüksek olduğu kategoriler oyuncak ve kek (3,4). Çocukların satın almada en az etkisi olduğu kategoriler ise cep telefonu ve (2,8) ve beyaz eşya (2,6).



YATIRIM

AVRUPALI HAZIR GİYİMCİLER TÜRKİYE PAZARINA GİRMEK İÇİN FIRSAT KOLLUYOR. JLL TÜRKİYE YÖNETİM KURULU ÜYESİ TARKAN ANDER, UNİQLO, NEW YORKER VE SELFRİDGES MARKALARININ TÜRKİYE’DE UYGUN YER BAKTIĞINI SÖYLEDİ.

Üç yabancı marka Türkiye’ye girmek için yer bakıyor Beklenenin üstünde çıkan büyüme rakamı, genç nüfusu ve artan kişi başı geliriyle yabancı markaların sürekli odağında olan Türkiye, üç yeni markaya daha ev sahipliği yapacak. Uluslararası AVM yönetim ve kiralama şirketi JLL'in Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Tarkan Ander, Avrupa'nın en yaygın hazır giyim markalarından New Yorker ve çok katlı mağaza zinciri Selfridges ile Japon Uniqlo'nun Türkiye'ye girmek için yer baktığını söyledi.

TÜRK MARKASI İSTİYORLAR Özellikle Avrupa'da Türkiye'ye girmeyen çok az moda markası kaldığını dile getiren Ander, “Bu üç markayla sü-

22

rekli görüşme halindeyiz. İki yıldır Türkiye'ye girmeyi çok istiyorlar ama hem uygun lokasyon hem de doğru zaman için bekliyorlar” diye konuştu. Ander bu markalardan en az ikisiyle bu yıl bitmeden mağaza açmak üzere el sıkışmayı hedeflediklerini söyledi. Bir yandan Avrupalı markalar Türkiye'ye girmek isterken bir yandan da Avrupa'nın Türk markalarını AVM'lerinde ve

caddelerinde görmek için kendilerine talepte bulunduklarını vurgulayan Ander, “Yaşanan siyasi sıkıntılara rağmen Avrupalı AVM'ler Türk marka talep ediyor. LC Waikiki, Koton, Defacto, Mavi gibi Türk firmalarının hızlı hareket kabiliyeti, koleksiyon çeşitliliği ve fiyat politikası da bunda etkili oluyor” diye konuştu. Ece Türkiye Genel Müdürü Nuri Şapkacı da Türk

markalarının Avrupalı AVM yatırımcıları tarafından talep edildiğini belirtirken Mavi'nin CEO'su Cüneyt Yavuz ise, “Özellikle Almanya ve Polonya'dan talep alıyoruz. Rekabeti, üretimi ve artık tasarımı biliyoruz. Talep gelmesi normal” diye konuştu. Ander, ayrıca Türkiye'nin hızlı büyümesinin yabancı yatırımcının iştahını kabarttığını belirtiyor.

GALERIES LAFAYETTE 2 MAĞAZA DAHA AÇACAK Emaar'ın Anadolu yakasındaki projesinde mağaza açacak Fransa'nın çok katlı lüks mağazası Galeries Lafayette, İstanbul'un Avrupa yakasında iki mağaza daha açmak için AVM araştırıyor. Ander, firmanın yetkilileriyle görüşme halinde olduklarını belirterek, “Elimizde kiralamasını yaptığımız AVM'lerden birinde Galeries Lafayette mutlaka olacak. 3'üncü mağaza için de konuşuyoruz. Uygun metrekare ayarlamaya çalışıyoruz”diye konuştu.



YATIRIM

FIba CommercIal PropertIes’e Avrupa’dan büyük ödül!

Fiba Commercial Properties (Fiba CP), Romanya’daki şirketi Anchor Grup tarafından yönetilen yatırımı Bucuresti Mall’un yenileme sürecinde gösterdiği başarısından dolayı, CIJ EUROPE tarafından dünyada ticari gayrimenkul sektörünün önde gelen yatırımcılarına verilen “Best of the Best Hall of Fame (HOF)” ödülüne layık görüldü. denli yerinde olduğunun bir göstergesi, aynı zamanda bu bölgede geliştirmek istediğimiz farklı projeler için de bir motivasyon unsurudur” dedi.

Dört ülkede yaptığı ticari gayrimenkul yatırımları ile adından söz ettiren Fiba CP, Romanya’daki AVM yatırımı Bucuresti Mall’un yenilenme sürecinde elde ettiği başarı nedeniyle Orta Avrupa ve Güney Doğu Avrupa'da ticari gayrimenkul sektörüne yönelik haberleriyle öne çıkan lider kuruluş CIJ EUROPE (Construction and Investment Journal) tarafından verilen en iyi renovasyon kategorisinde “Best of the Best Hall of Fame (HOF)” ödülüne layık görüldü. Bucuresti Mall’un bir yandan yenilenme çalışmaları devam ederken bir yandan da kentin simgesi pozisyonunu koruyarak faaliyetlerini sürdürmesi, ödülü getiren en önemli etmen oldu.

24

Elde edilen başarıdan büyük mutluluk duyduklarını anlatan Fiba Commercial Properties CEO’su ve Yönetim Kurulu Üyesi Yurdaer Kahraman, “Global ticari gayrimenkul sektörünün önde gelen çok güçlü şirketlerin arasından seçilerek Avrupa’nın bu önemli ödülüne layık görülmemiz bizi gururlandırdı. Bucuresti Mall, üzerinde büyük emek harcadığımız bir projeydi. AVM operasyondayken faaliyete soktuğumuz tüm yenileme süreçlerini hem kiracılarımızın hem de ziyaretçilerimizin konforunu düşünerek devam ettirdik. Renovasyon sonrasında Bucuresti Mall’u yaptığımız yenileme ile de daha işlevsel bir hale getirdik. Bu ödül yaptığımız çalışmaların ne

Romanya’da Anchor Grup ile yaklaşık 20 yıldır faaliyet gösterdiklerini anlatan Kahraman, “Hali hazırda Türkiye, Çin, Romanya ve Moldova’da; dokuz AVM, dört ofis binası, iki rezidans kompleksi ve iki sinema kompleksi operasyonlarını yürütüyoruz. Romanya’da; Plaza Romania, Bucuresti Mall, Plaza Romania Ofis, Anchor Plaza Ofis, Metropol Ofis, Incity ve Select Rezidans, Movieplex Sinemaları ile varlık gösteriyoruz. Romanya bizim değer verdiğimiz bir destinasyon. Bu coğrafyada yaptığımız projelerin ödüllerle takdir edilmesi bizi onurlandırıyor” dedi. Anchor Grup'un ülkedeki 20’inci yılında böyle bir ödül almasının çok anlamlı olduğuna değinen Anchor Grup Genel Müdürü Affan Yıldırım, “Ne mutlu ki yaptığımız ciddi yatırım, yaklaşık iki yılda tamamladığımız yenileme çalışmaları, hem Bükreş halkının, hem kiracılarımızın hem de diğer otoritelerin gözünde bir değer teşkil ediyor. Ödülü aldığımız için çok mutluyuz” dedi.

BU İLK ÖDÜL DEĞİL… Bucuresti Mall Ocak 2017 de yine Uluslararası CIJ Romania Ödülleri’nde (Construction and Investment Journal Awards) ‘2016 Yılının En İyi Renovasyon’ ödülüne layık görülmüştü. Fiba CP’nin Romanya’daki bir diğer yatırımı ‘Plaza Romania Ofis’ ise Mart 2017’de Forbes Romanya tarafından ‘En İyi Ofis Binası’ seçilmişti. Bükreş’te, AVM ile birleşik nizamda kurgulanan ilk ofis binası olan ve bu özelliğinden dolayı ödüle layık görülen ‘Plaza Romania Ofis’, şık ve konforlu dekorasyonunun yanı sıra yüksek standartlarıyla da adından söz ettiriyor. Böylelikle kısa bir zaman diliminde Fiba Commercial Properties 2017 yılında CIJ EUROPE’dan alınan ödül ile birlikte toplamda üç ödüle layık görüldü.



YATIRIM

250 milyon Euro’ya ‘üstü açık’ alışveriş

Rönesans Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Özgümüş, şu anda AVM’deki mağazaların yüzde 65’ini doldurduklarını belirterek, “Vakko, Vakkorama, Vakko Patisserie, Boyner, İnditex Grubu’nun yedi markası, H&M, Cinemaximum, Damat, Derimod FLO gibi markalar burada yerini aldı. Yeni markalarla da görüşme aşamasındayız. Yurt dışından ilk kez bu proje için gelecek markalar vardı ancak son anda olmadı” dedi.

İLK BEŞTE OLACAK Özgümüş, proje alanını 49 yıllığına yap, işlet, devret modeliyle aldıklarını, AVM ve otel projesinin inşaatının üç yıldır sürdüğünü aktararak, “Açık ve kapalı alan konseptiyle Türkiye’de ilk AVM olacak. Dünyada da bu tarz bir yapı yok. Yüzde 60’ı yani ilk iki katı kapalı. Yüzde 40’ı yani üst katları ise açık. Üst katlarda deniz manzaralı restoranlar olacak. Türkiye’de tamamı açık ya da tamamı kapalı AVM istenmiyor” diye konuştu. Murat Özgümüş, “Hilltown, İstanbul’da en yüksek ciro oranı yakalamayı hedeflediğimiz

alışveriş merkezimiz. İstanbul genelinde tüm alışveriş merkezleri içinde ise ilk 5’te olmasını hedefliyoruz” açıklamasını yaptı. AVM’de 2 bin 500 kişiye de iş olanağı sağlanacak. Rönesans Gayrimenkul Genel Müdürü Hasan Şimşek de, RGY olarak 2016 yılını hedefleri doğrultusunda kapattıklarını belirterek, 2017 yılında da yatırımlarına ara vermeden devam edeceklerini kaydetti. Şimşek, “Bu yılın ilk hedefi İzmir Optimum’u genişletmekti. Geçen ay bunu hayata geçirdik ve bölgenin hizmetine sunduk. Sıra Hilltown ve İstanbul Piazza projelerimizde” dedi.

EURO İLE KİRALAMA Hasan Şimşek, Hilltown’da da kiralamayı Euro üzerinden yapacaklarını belirterek, “Yüzde 7 faiz ile Türk Lirası borçlanabilirsek, o zaman kiralar TL olur. Şu anda yüzde 15 faizle borçlanabiliyoruz. Euro ile kiralama yapan kiracılar, 2008-2012 döneminde yüzde 15 avantaj sağlamıştı. Biz yatırımcılar olarak büyük risk alıyoruz. Bugün Avrupa’da bir perakendeci ile 10 yıl kontrat yaparsanız ayrıldığınızda geri kalan yılların kirasını vermek zorundasınız. Türkiye’de ise hiç cezasız çıkabiliyorsunuz” diye konuştu.

İLK YILINDA 12 MİLYON ZİYARETÇİ Hilltown, Rönesans’ın Türkiye’de geliştirdiği 12’inci AVM özelliğini taşıyor. AVM’de ilk yıl için 12 milyon ziyaretçi hedefleniyor. Grup bünyesinde Optimum, Piazza,

Kozzy gibi AVM’ler bulunuyor. Hilltown’ın 63 bin metrekare kiralanabilir alanı ve yaklaşık 2 bin metrekare de eğlence alanı var. 12 sinema salonu, 40 kafe, restoran ve 2 bin 400 araçlık otoparkı bulunuyor. İstanbul Ticaret Üniversitesi, yeni yapılacak Marmara Üniversitesi yerleşkesi, Turkcell, Bosch ve TED Rönesans Koleji gibi yerlere komşu olan Hilltown, metroya 250 metre, sahile 10, Kadıköy’e 15, Sabiha Gökçen’e 30, birinci köprüye 15 dakika uzaklıkta.

ANADOLU’DA YENİ PROJELER Rönesans Gayrimenkul’un diğer projeleri hakkında da bilgi veren Hasan Şimşek, “Şu anda 12 AVM’de 450 bin metrekarelik kiralanabilir alanımız var. Hedefimiz bunu 2020’ye kadar 300 bin metrekare daha artırmak. Yeni AVM projelerimiz de var. İstanbul Maltepe’de, İzmir Karşıyaka, Antalya ve Bursa’da 2020 yılına kadar yeni projelerimiz hayata geçmiş olacak. Maltepe’deki projemiz devam ediyor. Antalya ve Bursa’da da arazilerimiz hazır” dedi.

Rönesans’ın İstanbul Küçükyalı’da inşa ettiği Hilltown AVM, alt katları kapalı üst katı açık konsepte sahip. Eylül sonunda açılacak merkezin İstanbul’da ilk beşe girmesi hedefleniyor.

26



YATIRIM

Ege GİBİ BENZERSİZ... “WESTPARK OUTLET, ÇEVRESİNDEKİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJE YATIRIMCILARINI CESARETLENDİREN BİR POZİSYONDA YER ALIYOR” DİYEN TANKAR GAYRİMENKUL YÖNETİM KURULU BAŞKANI MAHMUT TAN, “DOLAYISIYLA BÖLGEDEKİ KENTSEL YATIRIMLARIN PROJEMİZ İLE İVME KAZANIP, DÖNÜŞÜMÜ HIZLANDIRACAĞINA VE BÖLGE HALKINA İSTİHDAM İLE KATMA DEĞER SAĞLAYACAĞINA İNANIYORUZ” DEDİ. AVM yatırımı yapma fikri nasıl ortaya çıktı? Sizi bu yatırım kararına iten etmenler neler oldu? Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden biri haline gelen perakende ve AVM sektörü gün geçtikçe hızla büyümeye devam ediyor. Türkiye’de yaklaşık olarak 377 AVM’nin faaliyet gösterdiğini ve bölge halkına büyük bir istihdam imkanı sağladığını görmekteyiz. Bugün istatistik değerlere baktığımızda bile 2016 yılına kadar hayata geçirilen AVM yatırımlarının 53,5 milyar dolara ulaştığı biliniyor. İzmir yaklaşık 4 bin 265 milyon toplam nüfusa sahip bir şehir olarak coğrafi konum, deniz ve kara ulaşım imkanları yönünden Türkiye’nin yatırıma açık en özel kentlerinden biridir. Bu nedenle bizler de bölge ve ülke ekonomisine katkı sağlamak adına büyüyen perakende sektörünün içinde İzmir’de var olmaya karar verdik. Dolayısıyla alışveriş mer-

28

kezimizi planlarken Ege kültürünün organik yapısını, bölgenin iklimini, kent halkının tercihlerini, alışkanlıklarını, ihtiyaçlarını ve beklentilerini göz önünde bulundurduk. Bir Tankar Gayrimenkul projesi olan “Westpark Outlet AVM” projesini bizlere kısaca tanıtır mısınız? Proje nasıl bir yapıda olacak, içerisinde hangi birimler yer alacak? Westpark Outlet, mimari projesi Dome Mimarlık tarafından hazırlanan, 70 bin metrekarelik kiralanabilir alana sahip Ege Bölgesi’nin en büyük outlet ve eğlence merkezi projesi olmayı hedefliyor. İnşaatı hızla devam eden projemizin kapılarını 2017 sonbaharında açmayı planlıyoruz. Gerek İzmir gerekse çevre illerde yaşayanlara önemli ayrıcalıklar sunacak olan projemiz güçlü marka karması ve yarı açık mimari konsepti ile ulusal ve ulus-

lararası markalara yer verecek. Projemizde yaklaşık 160 mağaza, teraslı kafe ve restoran alanlarının yanı sıra bin 500 oturma kapasiteli yeme-içme alanı, çocuklar için büyük eğlence ve oyun alanları ve 2 bin 500 kapasiteli otopark alanı yer alacak. Bu özellikleriyle Westpark Outlet perakende sektörüne ve Ege’ye yeni soluk getirirken, profesyonel yönetimi ile de şehrin en önemli sosyal buluşma alanı olacak. Westpark Outlet AVM’nin mimari ve lokasyon özelliklerinden kısaca bahseder misiniz? Westpark Outlet, Ege Bölgesi’nin tamamına mutluluk ve heyecan veren mimari bir yapıya sahip. Ege ve Egeliler gibi keyifli ve benzersiz… Ege gibi sıcak, Ege gibi güzel görünümlü, Ege gibi rengarenk... İçinde tüm renklerin barındığı kusursuz bir marka karmasına sahip, her yaşa hitap eden Ege’nin atmosferini yansıtan, 4 mevsim yarı açık mimari konsepte hakim, konfor şartları yüksek, geniş oturma ve peyzaj alanları olan bir proje hayata geçiriyoruz. Lokasyon özelliği ise günde yaklaşık 100 bin araç trafik yoğunluğa sahip, İzmir çevreyolu kuzey aksında yer alan, şehir içinde ise Bornova, Bayraklı, Karşıyaka ve Çiğili ilçelerini birbirine bağlayan ana aksın üzerinde bulunmaktadır.


YATIRIM

Anadolu’da doğru bir yatırım için nelere dikkat edilmesi gerekiyor? Doğru bir yatırım için öncelikle nüfusun ekonomik gücünü ölçmek gerekir. Bölgenin alım gücü ve gelir düzeyine göre hareket etmek, o doğrultu da marka karmasını hazırlayarak finansal planlamayı yapmanın ilk öncelik olduğuna inanıyorum. Dolayısıyla doğru strateji, doğru lokasyon ve doğru bir ekip ile başarının kaçınılmaz olduğu kanısındayım.

Ayrıca yapımı devam eden İstanbul otoyolu ve Çandarlı otoyolu istikameti üzerinde olup projesi devam eden İzmir-Ankara otoyolu bağlantısı üzerindedir. Bunlara ek olarak alışveriş merkezimiz, Şehir Hastanesi projesinin de bitişiğinde konumlanmış olup, toplu taşıma ulaşım kolaylığı sağlayacaktır. Yatırımcılar yeni yatırımlarının rotasını metropollerden Anadolu’ya çevirdi. Peki, yatırımlar sizce neden Anadolu’ya kaydı? Anadolu’nun tercih edilme nedenleri neler? Son yıllarda Anadolu şehirlerinde AVM yatırımı gözle görünür şekilde artıyor. Bunun sebebi olarak da rekabetin o bölgelerde daha az, yatırım geri dö-

nüşünün daha hızlı olması, bölge nüfusunun büyüyen perakende sayesinde alışveriş merkezine açık olmasından kaynakladığı düşüncesindeyim.

Emlak değerlerinin bizimle birlikte yükselmesi yatırımcı çekme kapasitesini de yükseltecek ve bölge ekonomisine katkı sağlayacaktır.

Son olarak, Westpark Outlet AVM’nin bölgeye katacağı katkılardan bahsedelim… AVM bölge ve bölge halkına ne gibi avantajlar sağlayacak? AVM’nin toplumsal etkileri neler olacak? Westpark Outlet, çevresindeki kentsel dönüşüm proje yatırımcılarını cesaretlendiren bir pozisyonda yer alıyor. Dolayısıyla bölgedeki kentsel yatırımların projemiz ile ivme kazanıp, dönüşümü hızlandıracağına ve bölge halkına istihdam ile katma değer sağlayacağına inanıyoruz.

AVM etkinlikleri müşteri memnuniyeti açısından çok önemli bir yere sahip. Bunu düşünerek bölge halkına sunacağımız pazarlama faaliyetlerimiz ile de katkı sağlayacağımıza inanıyoruz. Ziyaretçilerimize sergi, müzayede gibi sanat etkinliklerinden, çocuk atölye çalışmalarına, eğlenceli konserlerden ünlü söyleşilerine, sosyal sorumluluğumuza yönelik aktivitelerden tüm ailelerin katılabileceği her yaş grubuna, özel, farklı ve eğlenceli etkinlikler ve aktiviteler düzenlemeyi planlıyoruz.

29


YATIRIM

Mannheım’de yükselen değer; Mamaco kurmuş olduğu Mamaco İnvestmenr&Advisory şirketi ile Almanya’da AVM yatırımı için kolları sıvadı. Proje, ülkenin en büyük 20 şehri arasında yer alan ve perakende de Almanya’nın 9. sırasında olan Mannheim şehrinde faaliyete girecek. 2018 yılının ikinci çeyreğinde hizmete girecek olan AVM hakkında bilgiler aldığımız K1 Karree Mannheim AVM Yatırımcı Ortağı Ömer Nohut, “Türk perakende firmaları için büyük bir fırsat oluşturuyoruz” dedi.

Proje ilk AVM yatırımınız. Bu proje için neden Almanya/ Mannheim seçildi? Mannheim şehri Almanya’nın perakende sıralamasında en başarılı 9. şehri, Türk ve yabancı kökenli perakende de ise 1. sırada yer alan bir cazibe merkezidir. Almanya’nın lider konumunda olan şehirlerinden Frankfurt ve Stuttgart´a sadece yarım saatlik mesafede yer alıyor. Şehir; Mercedes Benz, John Deere, BASF, Roche, Bilfinger Berger, SAP, Heidelberger Cement gibi şirketlerin merkezi konumundadır. Buna ek olarak, son 4 yılda Güney Almanya ve Fransa´daki (80 km) nüfusun çekim merkezine dönüştürdüğü bir Türk perakende merkezidir. Ayrıca Mannheim, 170 Türk işletmesinin bir cadde üzerinde yıllık 185 Mil. € ciro performansı gerçekleştirdiği önemli bir merkez konumundadır.

30

K1 Karree Mannheım AVM K1 Karree Mannheim AVM hakkında bilgi verir misiniz? 22 bin metrekare kapalı alanı, 11 bin metrekare de kiralanabilir alanı olan alışveriş merkezimiz şehrin en işlek yürüme caddesi üzerinde bulunuyor. Ayrıca ana giriş kapısında şehrin en yoğun tramvay durağı yer alıyor. Mannheim, Türk perakendecilerinde yoğun olduğu bir lokasyon. Bu alanda bir AVM perakendeciler tarafından nasıl karşılandı? AVM’nin bulunduğu lokasyonun, yerli Türk perakendecilerin son 5 yılda büyük bir sıçrama yaptığı bir bölgede olması ve doluluk oranlarının çok yüksek olmasından dolayı projemize büyük bir ilgi gösteriliyor. AVM ne zaman hizmete girecek? Açılışa özel planlarınız var mı? AVM 2018 yılının ikinci çeyreğinde hizmete girecek. Açılışa özel sürprizlerimiz tabii ki olacak, şu an için bu hazırlıkların üzerinde çalışıyoruz. Kiralamalar nasıl gidiyor? Türk markalarına ne kadar yer ayrıldı ve gelen tepkiler nasıl? Ön kiralamada yüzde 75 seviyesindeyiz. Türk perakende firmaları için büyük bir fırsat oluşturuyoruz, toplam 2 bin 800 metrekarelik alanı Türkiye’den gelecek olan Türk markalarımıza ayırdık. En son kiralamasını tamamladığımız Huqqa ve Kiğılı grubu ile sözleşmelerimiz imzalandı. Avrupa’da bir yatırımcı ve Türkiye’de tesis yönetim yapan bir firma olarak her iki ülke arasında AVM’ler ve perakende sektörü arasındaki fark neler? Her iki tarafın da avantajları ve dezavantajları nelerdir? Türk perakendecilerinin Avrupa ve Almanya’dan çok daha gelişmiş olduğunu görüyoruz. Türk markalarının Avrupa pazarına girişinde birçok teşebbüsü olmakla beraber, hedef kitlesi doğru planlanmadığından maalesef bazı zamanlarda başarısızlıkla karşılaşılmıştır.



YATIRIM

Tüketici talebi yatırımcıları Anadolu’ya yönlendiriyor ANADOLU’YA YAPILAN YATIRIMLARIN ŞEHRE KATMA DEĞER SAĞLADIĞINI DİLE GETİREN SUR YAPI YÖNETİM KURULU BAŞKANI ALTAN ELMAS, “HEM DEĞİŞEN VE GELİŞEN TÜKETİCİ EĞİLİMLERİ HEM DE AVM’LERİN ÇEVRESİNE SUNDUĞU SOSYAL VE ÇEVRESEL FAYDALARDAN DOLAYI TÜKETİCİLER BULUNDUKLARI İLLERDE AVM’LERİN OLMASINI İSTİYORLAR. BU TALEP DE YATIRIMCILARIN ANADOLU’YA YÖNELMELERİNİ SAĞLIYOR” DEDİ. Yatırımcılar yeni yatırımlarının rotasını metropollerden Anadolu’ya çevirdi. Peki, yatırımlar neden Anadolu’ya kaydı? Anadolu’nun tercih edilme nedenleri neler? Ekonomimiz için katma değer oluşturan inşaat sektörü, artan nüfus ve gelir ile birlikte gittikçe büyüyor. Nüfus artışı ile birlikte artık İstanbul gibi metropoller dışında Anadolu şehirlerinde de yatırım ihtiyacı arttı. Anadolu’da özel ve kamu yatırımları ile güçlenen yeni şehirler, yeni pazarlar haline gelmeye başladı. Ayrıca kentsel dönüşüm ve yeni pazarlardaki büyük ölçekli kamu yatırımlarının da sektörün büyümesine katkı sağladığını söyleyebiliriz.

32

Bunun dışında Anadolu’da AVM olmayan veya mevcut AVM’lerin yetersiz kaldığı birçok il mevcut. Yatırımcıların AVM’si olmayan illere AVM inşa etmesi, o illerin toplumsal kalkınma, ekonomi, istihdam ve sosyo-kültürel gelişime katkı sağlıyor. Bu anlamda hem değişen ve gelişen tüketici eğilimleri hem de AVM’lerin çevresine sunduğu sosyal ve çevresel faydalardan dolayı tüketiciler bulundukları illerde AVM’lerin olmasını istiyorlar. Bu talep de yatırımcıların Anadolu’ya yönelmelerini sağlıyor. Şu an Anadolu’da kaç yatırımınız var? Yeni yatırımlar söz konusu olacak mı?

Sur Yapı olarak İstanbul dışında Anadolu’da yapımını sürdürdüğümüz ve geliştirme aşamasında olan üç projemiz bulunuyor. Yatırımlarımızdan ilki; 2014 yılı sonunda Bursa’da yapımına başladığımız Marka Rezidans ve AVM projemiz… Nilüfer ilçesinde 650 milyon dolar yatırım hacmine sahip karma kullanımlı Marka Rezidans ve AVM, sosyal tesisleri, Uludağ manzarası ve alışveriş merkezi ile Bursa’nın en prestijli karma projesi olacak. 250 mağazadan oluşan ve 75 bin metrekare kiralanabilir alanı bulunan alışveriş merkezimizin açılışını yakın zamanda gerçekleştireceğiz. Bursa halkının tüm ihtiyaçlarını


YATIRIM

inşaat alanına sahip kompleksimizde marina, rezidans, otel ve alışveriş merkezinin de içinde olduğu karma bir proje inşa etmeyi hedefliyoruz. Anadolu’da doğru bir yatırım için nelere dikkat edilmesi gerekiyor? İster İstanbul’da ister Anadolu’da olsun bir bölgeye yatırım yapmak istediğimizde şehri ya da bölgeyi doğru analiz etmek önceliklerimiz arasında yer alıyor. Bir şehrin dinamiğinin yatırım için ilk kriterimiz olduğunu söylemek mümkün… Canlı ve yaşayan bir şehir her daim ilgi çekici oluyor. Bölge halkının ihtiyaçları, demografik yapısı, gelir düzeyleri, tüketim alışkanlıkları, bölge eksikleri, kamu yatırımları, bölgenin gelecek potansiyeli gibi birçok konu analiz ettiğimiz diğer hususlar arasında yer alıyor. Tüm bu bileşenleri göz önünde tutarak, proje geliştirildiğinde yanılma payı da düşüyor.

karşılayabileceği ulusal ve uluslararası sevilen birçok mağaza Marka AVM’de yer alacak. Marka AVM’de ayrıca 35 adet kafe ve restoran, bin 400 kişi oturma kapasiteli yeme-içme alanı, çocuklar için büyük bir eğlence ve oyun alanı, 3 bin metrekarelik alanıyla 9 salonlu bir sinema ve fitness merkezi bulunacak. Hem yerli hem de yabancı yatırımcıların ilgi odağı olan rezidans bölümlerinin teslimlerini ise Ağustos ayında gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Bursa dışında Anadolu’da gerçekleştireceğimiz önemli projelerden biride Antalya’da olacak. Kepez-Santral Bölgesinde başlayacağımız kentsel dönüşüm projesi 1 milyon 400 bin metrekarelik arazi üzerinde yeni bir şehir inşa edeceğiz. Aynı zamanda Türkiye’nin en büyük kentsel dönüşüm projesi olan

projede 15 binden fazla konutun yanı sıra okullar, kültürel alanlar, sağlık tesis alanları, camiler, ticari alanlar, ofisler ve AVM yer alacak, belki teknokent de olabilir. Proje ile Türkiye’de yürütülen kentsel dönüşüm projelerine örnek olacağız. Tüm süreçleri geri dönüşüm metoduyla yürütüyoruz. Örneğin araziden çıkardığımız hafriyatı proje içerisinde kullanacağız. 260 bin metrekare yeşil alanın bulunacağı projenin peyzajında arazide daha önce bulunan ağaçlara da yer vereceğiz. Projenin ilk etabını 2019’da teslim etmeyi hedefliyoruz. Projenin kalan kısmını ise 8 yılda tamamlamayı planlıyoruz.

Anadolu’da gerçekleştirilen AVM yatırımları, şehre neler katıyor? AVM’lerin toplumsal etkileri neler oluyor? Günümüzde uzun saatler çalışmak durumunda kalan tüketiciler tüm ihtiyaçlarını tek bir çatı altında gidermek istiyor. Son yıllarda sadece alışveriş ihtiyacını karşılayan mekanlar olmaktan öte “yaşam merkezi” olma konsepti üzerinde duruluyor. Alışveriş merkezleri mağazaların yanı sıra restoranlar, kafeler, kişisel bakım merkezleri, spor salonları, sinema ve tiyatro salonları, döviz büroları, çocuk eğlence alanlarını da bünyelerine katarak sosyo-kültürel arenalar olarak sunuluyor. Ürün çeşitliliği de önemli bir etken olarak karşımıza çıkıyor. Her türlü ihtiyaca cevap veren alışveriş merkezleri büyük şehirlerde olduğu gibi Anadolu’da da bu nedenlerle cazip hale geliyor.

Bunların dışında bir diğer projemizi İzmir Bayraklı ’da gerçekleştireceğiz. Projemizin konsept ve ruhsat çalışmalarını sürdürüyoruz. 121 bin metrekare

Ayrıca alışveriş merkezleri bulundukları şehirlerde ekonomiyi canlandırırken istihdam sayılarının yükselmesine de katkı sağlıyor.

33


YATIRIM

Anadolu’nun Yatırımlara ihtiyacı var “En büyük hedefimiz arasında; şehirlerin ihtiyaçlarına göre oluşturulacak karma konseptlerde Anadolu’daki perakende sektörünü geliştirmek ve güçlendirmek bulunuyor” diyen Turkmall Başkan Yardımcısı M. Murat Sekmen, “Çünkü sadece büyük şehirlerin değil, Anadolu’nun da buna ihtiyacı var. Ayrıca, bu illerde çok büyük potansiyel de var” dedi. Yatırımcılar yeni yatırımlarının rotasını metropollerden Anadolu’ya çevirdi. Peki, yatırımlar neden Anadolu’ya kaydı? Anadolu’nun tercih edilme nedenleri neler? Perakendecilerin stratejileri doğrultusunda ilk üç şehirde yoğunlaşan AVM yatırımları, son 10 yıl içerisinde ise Anadolu’ya kaydı. Buna bağlı olarak Turkmall olarak biz de, yatırım önceliğini alışveriş ve yaşam merkezi olmayan bölgelere veriyoruz. Bildiğiniz gibi; bazı illerimizde perakende sektörüne hitap edebilecek, oradaki gelişime, değişime öncülük edecek aracı şirketler yok. Turkmall olarak, Anadolu dahil olmak üzere, bugüne kadar 6 milyon metrekarelik perakende inşaat alanı geliştirdik ve 3 milyon metrekare kiralanabilir perakende satış alanı sağladık. Ayrıca 2 bin 500’den fazla kiralama yaptık ve projelerimizde her yıl 150 milyondan fazla ziyaretçiyi ağırlıyoruz. En büyük hedefimiz arasında; şehirlerin ihtiyaçlarına göre oluşturulacak karma kon-

34

septlerde Anadolu’daki perakende sektörünü geliştirmek ve güçlendirmek bulunuyor. Çünkü sadece büyük şehirlerin değil, Anadolu’nun da buna ihtiyacı var. Ayrıca, bu illerde çok büyük potansiyel de var. Şu an Anadolu’da kaç yatırımınız var? Yeni yatırımlar söz konusu olacak mı? Turkmall olarak, yatırımcısı olduğumuz ya da kiralama, yönetim ve pazarlama hizmeti verdiğimiz alışveriş ve yaşam merkezleri arasında Novada Outlet Söke, Bulvar Samsun, Novada Ataşehir, Novada Tokat, UNIQ İstanbul, Novada Outlet Akhisar, Symbol Yaşam Merkezi, Novada Çarşamba, Novada Edremit, Novada Yozgat ve Akyaka Park yer alıyor. Geçtiğimiz ay, Şanlıurfa’da şehir parkı ile alışveriş konseptini birleştiren Novada Park projemizin I. fazı hizmet vermeye başladı. Bu yıl ikinci çeyrekte açılacak olan Menemen’i önümüzdeki yıl Ordu ve Çerkezköy ile Sakarya-Serdivan’da yer alan 54. Cadde takip edecek. Yatırımcısı olduğumuz ya da hizmet verdiğimiz; yıl sonunda 3 İstanbul projesi dışında kalan 12 Anadolu projesi ile Anadolu’ya gidecek 300 perakende zinciri çerçevesinde bölgelere istihdam alanı sunmaya devam edeceğiz.


YATIRIM

Anadolu’da doğru bir yatırım için nelere dikkat edilmesi gerekiyor? Turkmall olarak, yalnızca Anadolu’da değil, tüm yatırımlarımızda projelerimizin konseptini, bulunduğu kente, yapının bulunduğu coğrafi konuma ve hedef kitlesinin beklentilerine, alışveriş alışkanlıklarına göre belirliyoruz. Anadolu’da iklim koşulları nedeniyle kapalı alışveriş merkezi konseptini uygularken, sıcak iklimli illerimizde açık, sokak konseptli projeler geliştiriyoruz. Yer seçimi öncesi mutlaka bir pazar analizi yaparak kentin ihtiyaç ve beklentilerini belirliyoruz. Bu yapılan fizibilite çalışmaları konseptlerimizi geliştirirken bize yol gösteriyor. Belirlediğimiz konsepti mimari projeye dönüştürürken de kentin imar planı ile mevcut mimari özellikleri devreye giriyor. Doğru yer, doğru konsept, doğru mimari yapı ve doğru pazarlama stratejilerinin bir alışveriş merkezi yatırımının başarıya ulaşmasında belirleyici rol oynadığını söyleyebiliriz. Alışveriş merkezlerinin hızla arttığı günümüzde, ziyaretçiler iş hayatından arta kalan zamanlarında sevdikleri ile farklı ve eğlenceli deneyimler yaşayabileceği, onları şaşırtan, hayatlarını kolaylaştıran lokasyon, mimari konsept ve hizmete sahip alışveriş merkezlerini daha kolay benimsiyor. Anadolu’da gerçekleştirilen AVM yatırımları, şehre neler katıyor? AVM’lerin toplumsal etkileri neler oluyor? Turkmall olarak, 2012’den itibaren açılan alışveriş merkezlerimizde yılda 30 milyon kişiyi ağırlıyoruz. Doğru lokasyonlarda, bölgenin ihtiyaçlarına yönelik geliştirdiğimiz yaşam merkezleri ile şehir hayatına yeni bir soluk getiriyoruz. Anadolu halkının kültür-sanat olanaklarını artıran alışveriş merkezleri sayesinde; sinema, konser, kulüp ve atölye gibi çeşitli sosyal yaşam fırsatlarını yaratarak halkın ortak yaşam standartlarını da yükseltmeyi hedefliyoruz.

Daha öncesinde, sinema ve sosyal yaşam aktiviteleri için oldukları bölgelerden büyükşehirlere gitmek durumunda kalan halkın kültürel vizyonuna yaşam boyu çözümler sunmaya dikkat ederek, yerel halkın sosyal yaşam standartlarına yönelik alternatifler geliştirmeye devam ediyoruz. Turkmall, Anadolu projelerinde ev hanımlarının katılımı ile yapılan atölyelerde, yerel halkın el işi ve sanat becerilerini geliştirip atölyeler sonunda elde edilen ürünleri kermes dahilinde satışa sunarak, bu programları bölgenin ihtiyacı yönünde sosyal sorumluluk projeleri ile birleştiriyor. Anadolu şehirlerinde kadınlar öncelik olurken, alışve-

riş merkezlerinin bünyesinde kurulan çocuk kulüpleri de şirketimizin özellikle yöneldiği bir alan. Alışveriş merkezlerimizle bölge halkının sosyal yaşantısına katkıda bulunduğumuz kadar il ve ilçenin ekonomisini de destekliyoruz. Tamamlanacak projelerimizle birlikte, 12 alışveriş merkezimizde yer alan yaklaşık bin mağazada, 20 bin kişi için istihdam imkanı yaratmış olacağız. Gelecek 5 yıl içinde Anadolu’da yatırım yapmaya devam edecek olan Turkmall, bu yatırımlarında ziyaretçiler için bir alışverişten daha fazlasını sunarak, şehrin buluşma ve sosyalleşme noktası haline gelecek olan projelere imza atmaya devam edecek.

35


YATIRIM

Orta sınıfın büyüyen ihtiyaçlarını karşılamak gerekiyor! ESAS GAYRİMENKUL CEO’SU KAZIM KÖSEOĞLU: “SADECE METROPOLLERİN DEĞİL, ANADOLU’NUN DA İHTİYAÇLARINI GÖZETMENİN VE BÜYÜYEN ORTA SINIFIN BÜYÜYEN İHTİYAÇLARINI KARŞILAMANIN ÖNEM ARZ ETTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ” DEDİ.

Yatırımcılar yeni yatırımlarının rotasını metropollerden Anadolu’ya çevirdi. Peki, yatırımlar neden Anadolu’ya kaydı? Anadolu’nun tercih edilme nedenleri neler? Türkiye’nin mevcut durumunda orta sınıfın ekonomik açıdan güçlendiği bir tablo ile karşı karşıyayız. Bu doğrultuda yatırım şirketleri de orta sınıfı hedefleyen yatırımlara yöneliyorlar. Bu noktada sadece metropollerin değil, Anadolu’nun da ihtiyaçlarını gözetmenin ve büyüyen orta sınıfın büyüyen ihtiyaçlarını karşılamanın önem arz ettiğini düşünüyoruz. Biz de Esas Gayrimenkul olarak; Anadolu’da AVM’si olmayan tüm illeri yeni alışveriş ve yaşam merkezine kavuşturmak, bu alışveriş ve yaşam merkezlerimizi şehrin sosyal buluşma ve çekim noktası haline getirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şu an Anadolu’da kaç yatırımınız var? Yeni yatırımlar söz konusu olacak mı? Türkiye’de 4 alışveriş merkezi, 1 hastane ve Balıkesir, Adana ve Lüleburgaz’da inşaat aşamasında olan 3 alışveriş

36

merkezi yatırımımız bulunuyor. Hayata geçirdiğimiz AVM yatırımlarımızdan 41 Burda Kocaeli’de, Esas 14 Burda Bolu’da, Esas 17 Burda Çanakkale’de, Esas 67 Burda ise Zonguldak’ta bulunuyor. Ayrıca inşaat aşamasında olan AVM’lerimizden Balıkesir, Adana ve Lüleburgaz’daki yatırımlarımız da Anadolu’ya yönelik yatırım politikamızı destekliyor. Anadolu’da doğru bir yatırım için nelere dikkat edilmesi gerekiyor? Esas Gayrimenkul olarak; potansiyel taşıyan illerimize yatırım yapmaya öncelik veriyoruz. Alışveriş ve yaşam merkezi yatırımı gerçekleştireceğimiz şehirlerde üniversite olmasına önem veriyoruz. Aynı zamanda alışveriş merkezinin belli bir büyüklükte olmasına, doğru kiralama ve yönetme imkanı sunmasına dikkat ediyoruz. Bu kriterler bir arada çok kolay bulunmuyor, ama Anadolu’daki tüm illeri yeni alışveriş ve yaşam merkezine kavuşturmak, bu alışveriş ve yaşam merkezlerimizi şehrin çekim merkezi haline getirmek için çalışmalarımıza devam ediyoruz.

Anadolu’da gerçekleştirilen AVM yatırımları, şehre neler katıyor? AVM’lerin toplumsal etkileri neler oluyor? AVM ziyaretçilerini sadece alışveriş yapanlar olarak sınırlandırmamak gerekir. AVM’ler alışverişin yanı sıra sosyalleşmek, eğlenmek için tercih ediliyor. Biz de Esas Gayrimenkul olarak sadece alışveriş yapılan klasik alanlar yerine, hep altını çizdiğimiz gibi sosyal alanlar yaratmayı kendimize ilke ediniyoruz. AVM’lerimizi açarken, bölgelerin iklimi gibi noktaları da göz önüne alarak, kentin insanlarının tercihlerine, alışkanlıklarına, ihtiyaçlarına ve beklentilerine cevap vermeye çalışıyoruz. Tüm bu hassasiyetimiz ve geniş bakış açımız sayesinde AVM’lerimizi, bulunduğumuz şehrin buluşma, yaşam ve eğlence merkezi haline getiriyoruz. Ziyaretçilerimiz yeme-içme, alışveriş yapma, keyifli vakit geçirme, buluşma gibi tüm ihtiyaçlarını AVM’lerimizde karşılayabiliyorlar. Böylece farklı ihtiyaçlarını aynı alanda karşılayabilen ziyaretçilerimiz vakitlerini daha verimli geçirebiliyorlar.



AVM

Ortak gider sorunlarına dair görüş ve düşüncelerini aldığımız AYD Yönetim Kurulu Başkanı Hulusi Belgü, “Doğru olduğuna inandığımız sistem, tüm dünyada uygulanan, daha önce de federasyonda 5 dernek tarafından imzalanan sistemdir” dedi.

38

ORTAK GİDERLER KATSAYI ESASINA DAYANDIRILMALI! Ortak giderler konusunda geçtiğimiz yıl perakende sektörünü temsil eden 5 dernek ile beraber çok ciddi bir zaman ayırarak ve büyük emek vererek katsayı esasına dayanan bir çalışma yaptık. Tüm derneklerin imzaladığı ve mutabık kaldığımız bu çalışmayı yetkililere ilettik. Fakat tam da 2016 yılının son günü bizim önerdiğimiz sistemden tamamen farklı bir sistem kabul edilerek, Alışveriş Merkezleri Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Resmi Gazete’de yayınlandı.

“YENİ DÜZENLEMEDE BELİRTİLEN OY BİRLİĞİNİ’NİN SAĞLANMASI İMKANSIZ GÖRÜNÜYOR” Yeni düzenleme ile AVM’lerdeki perakende işletmelerinin katlandığı ortak giderlere kiracıların yüzde 100 oybirliği içinde mutabakatları bir ön koşul olarak öngörülüyor. Bu düzenleme bir grup kiracının lehine olmakla birlikte, bir diğer grubun ödeyeceği tutarları da artırıyor. AVM’lerde 5 metrekare yeri olanın yanı sıra 20 bin metrekarelik mağazaya sahip kiracılar da var. Dolayısıyla bu kiracılar arasında oybirliğinin sağlanması imkansız görünüyor. Çünkü bu iki grup arasında mali yapı, organizasyon, coğrafi dağılım, ticari hedefler ve pazarlama stratejileri çok farklı. Birisi için anlamlı olan bir masraf, diğeri için anlamlı olmayacaktır.

Yönetmelik, oybirliği sağlanamadığında ortak giderlerin, “perakende işletmelerin satış alanlarının alışveriş merkezinin satış alanına oranı ölçüsünde paylaştırılacağını” öngörüyor. Satış alanının bir anlamda matrah olarak alınması yerinde değildir, zira ortak giderlerin bileşimindeki pek çok gider sadece satış alanından değil, depo ve ortak alanlardan da kaynaklanmaktadır ve bu sistem dağıtımda adaleti tesis etmeyi imkansız kılacaktır. Örneğin 10 metrekarelik satış alanı olan bir fast food dükkanı, binlerce metrekarelik ortak alanı müşterilerine kullandırabilirken sadece 10 metrekare ile sınırlı olarak ortak giderlere katılacaktır. Yine çok az atık üreten büyük mağazalar temizlik giderlerine çok az yük getirirken yüzlerce veya binlerce metrekarelik alanları kapsadıklarından katlanacakları ortak giderler adaletsiz bir şekilde artacaktır.

“BU KONUDA ORTA YOL BULUNACAĞINA İNANIYORUZ”

Bu konuyla ilgili hem perakendeciyi hem de AVM yatırımcısını memnun edecek şekilde yeniden düşünüleceğine ve bir orta yol bulunacağına inanıyoruz. Doğru olduğuna inandığımız sistem, tüm dünyada uygulanan, daha önce de federasyonda 5 dernek tarafından imzalanan sistemdir.


AVM

“Bu konudaki tartışmalaR uzun yıllar daha devam edecek”

PALERİUM AVM MÜDÜRÜ MUSA KESKİN, “AVM SEKTÖRÜNÜN SAĞLAMIŞ OLDUĞU KATKILAR DİKKATE ALINDIĞINDA, BAZI SEKTÖRLERE VERİLEN TEŞVİKLERİN AVM YATIRIMCILARINA DA VERİLMESİNİN, ORTAK GİDER SORUNUNA KISMİ DE OLSA FAYDA SAĞLAYACAĞI KANAATİNDEYİM” DEDİ. AVM ortak gider sorunlarına dair görüşlerinizi alabilir miyiz? Türkiye'de son yıllarda AVM yatırımlarının hızla artması, AVM'lerdeki düzenlemelerin diğer binalardan ve konutlardan ayrılarak, kendi özelliklerine uygun olarak yapılmasını gerektirmektedir. Nitekim 26 Şubat 2016'da Alışveriş Merkezleri Hakkında Yönetmelik Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiş ve yönetmelikte ortak giderlerin hesaplama yöntemi ile ilgili hüküm yer almıştır. 30 Aralık 2016 günü ya-

yınlanan yeni yönetmelik ile de ortak gider hesaplama yöntemi ile ilgili bölümlerde değişiklikler yapılmıştır. İlk yönetmelikte, mağaza metrekarelerine göre ortak gider katılım katsayısı belirlenmiş iken, ikinci yönetmelikte katsayı uygulaması iptal edilerek, alışveriş merkezi yönetimi ile perakende işletmelerinin oy birliği ile gider paylaşım usulü belirlemesi ya da perakende işletmeleri satış alanlarının, AVM satış alanı oranında giderlerin paylaştırılması öngörülmüştür. Yine ilk yönetmelikte, CAP uygulamasına müsaade edilmiş ve kiracı tarafından eksik ödenen ortak giderin kalan kısmının AVM maliki tarafından ödenmesi öngörülmüşken, ikinci yönetmelikte bu hususa değinilmemiştir. Ancak her iki yöntem de tartışmaları bitirmeye yetmemiştir. Ortak giderlere yönelik metrekare başına dağılımı öngören bir sistemin uygulanmasına dair görüşleriniz neler olur? Ortak giderlerin genelde yüksek meblağlar tutması nedeniyle, metrekare başına dağılımda, büyük metrekarelerdeki mağazalara düşen ortak gider payının çok yüksek olması, bunun bir kısmının zaten ciro ve metrekare olarak da düşük olan mağazalara yüklenmesinin ise adil olmaması, AVM yatırımını en az 15-20 yılda amorti etmeye çalışan AVM maliklerince karşılanması durumunda ise, amorti süresinin uzaması ve yatırımın karlılığının azalması nedenleriyle, bu konudaki tartışmaların uzun yıllar daha devam edeceği görülmektedir. Metrekare başına dağılımı öngören sistemin, AVM'lerde “anchor” olarak nitelendirilen ve AVM ziyaretçisinin büyük kısmının kendileri sayesinde AVM'ye geldiğini ve AVM'de bir çekim

gücü yarattıklarını düşünen, metrekare olarak da büyük olan bu mağazaların ortak gider ödeme yükümlülüklerini artırması nedeniyle, ortak giderlerin paylaşımına yönelik sorunları ortadan kaldırmayacağını düşünmekteyim. Yeni bir düzenleme yapılacak olsa, yapılacak olan düzenleme neleri içermelidir? AVM'lerin kendine özgü sistemleri ve işleyiş tarzı vardır. Bu nedenle, kanuni düzenlemeler yapılmadan önce mutlaka perakende sektör temsilcileri ile ilgili bakanlık temsilcilerinin bir araya gelerek görüş alışverişinde bulunmaları, ortak akılda buluşularak düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Özellikle ortak gider hesaplama yöntemi ile ilgili çok sık değişikliğe gidilerek çözüm daha da karmaşık hale getirilmemelidir.

Son olarak, ortak giderler sorununa yönelik başka çözüm önerileri de sunulabilir mi? AVM yönetimleri ve markalar arasında oy birliği sağlanabilmesi için neler yapılabilir? AVM sektörünün istihdama, kayıt dışılığın önlenmesine, ticari hareketliliğe, bölgesel kalkınmaya ve yan sektörlerde yarattığı dinamizme ve sosyal hayata olan katkıları dikkate alındığında, ortak gider maliyeti içinde önemli yer tutan elektrik, ısınma gibi çeşitli kalemlerde bazı sektörlere verilen teşviklerin AVM yatırımcılarına da verilmesinin, ortak gider sorununa kısmi de olsa fayda sağlayacağı kanaatindeyim. Yönetmelikte belirtilen, AVM yönetimi ile perakende işletmelerin bir araya gelerek oy birliği ile bir gider paylaşım usulü belirlemesi hükmünün uygulanması, firmaların ulusal ve uluslararası bazda önemleri, AVM çekim güçleri ve AVM'deki metrekare büyüklüklerinin farklı olması gibi nedenlerle zor görünmektedir.

39


AVM

Sürekli iletişim halinde olmak gerek! “ORTAK GİDERLERİN MAĞAZALARIN KULLANIMLARINA GÖRE DEĞİŞMESİ OLDUKÇA DOĞAL”

“MARKALAR İLE AVM YÖNETİMLERİ SÜREKLİ İLETİŞİM HALİNDE OLMALIDIRLAR” DİYEN BRANDIUM AVM GENEL KOORDİNATÖRÜ AŞKIN KAZANKAYA, “İYİ KURULAN BİR İLETİŞİM SADECE ORTAK GİDER SORUNUNU DEĞİL, TÜM SORUNLARIN ÇÖZÜLMESİNDE ETKİLİ OLACAKTIR” DEDİ. “Bizler, bünyemizde bulunan alışveriş ve yaşam merkezimizin, konutlarımızın ve otelimizin ortak giderlerini farklı sistemler ile yönetmekteyiz. Çünkü her birinin dinamikleri farklı... Birçok projemizdeki deneyimlerimiz neticesinde bu kanıya vardık” açıklamasında bulunan Brandium AVM Genel Koordinatörü Aşkın Kazankaya, “Bu deneyimlerimiz sonucunda her birine özgü sistemler geliştirdik. Bununda yanında her projenin de kendine özgü alt sistemler geliştirmesi taraftarıyız” dedi.

40

“Büyük mağazaların daha fazla maliyetli giderlerinden dolayı küçük metrekareli mağazalara göre daha yüksek ortak gider payına sahip olmalarının ve buna bağlı olarak her mağazanın metrekare başına göre hesaplanmasının gayet adil bir ölçü birimi olduğunu düşünüyoruz” diyen Kazankaya sözlerine, “Ortak giderlerin mağazaların kullanımlarına göre değişmesi oldukça doğaldır. Çünkü bizler pazar yeri yükümlülüklerimize göre iş ortaklarımıza adil bir şekilde hizmet vermekle yükümlüyüz. Metrekaresi fazla olan mağazalara daha fazla hizmet verdiğimizden dolayı ortak giderleri de haliyle daha fazla olmaktadır” diyerek devam etti.

İş ortaklarından alınan geri bildirimler doğrultusunda ortak giderleri ayarladıklarını bildiren Kazankaya, “Düzenli olarak iş ortaklarımızın yazılı ve yüzyüze olarak geri bildirimlerini alıyoruz. Bu geri bildirimler bizler için oldukça kıymetli içgörüler oluşturuyor. Bizler bu içgörülere göre ortak giderlerimizi ayarlıyoruz. Bu durumda genel olan içgörüye bakmaktayız ve her iki tarafında ortak bir noktada buluşmasını sağlamaktayız” dedi. “Yeni bir düzenleme yapılacak olsa, yapılacak olan düzenleme neleri içermelidir?” sorumuza ise Kazankaya, “Ortak payda da iş ortaklarımızın memnuniyetini sağlayacak her türlü yenilikçi ve gelişimci düzenlemelere karşı olumlu tutum sergileyeceğimizi belirtmek isteriz” dedi.

“MARKALAR İLE AVM YÖNETİMLERİ SÜREKLİ İLETİŞİM HALİNDE OLMALI” “Aylık olarak iş ortaklarımızın görüş ve önerileri adına düzenlediğimiz kiracı bültenlerimizde, ‘nasıl daha iyi bir yol izleyebiliriz?’ şeklinde ortaklarımızın talepleri doğrultusunda iyileştirme çabalarımızı ekibimiz ile birlikte sürdürmekteyiz” diyen Kazankaya, “Markalar ile AVM yönetimleri sürekli iletişim halinde olmalıdırlar. Ortak giderlerden ziyade başka sorunlar da ortaya çıkmaktadır. İyi kurulan bir iletişim sadece ortak gider sorununu değil, tüm sorunların çözülmesinde etkili olacaktır” diyerek sözlerine son verdi.


AVM

En güzel yaz hediyeleri Capacity Alışveriş Merkezi’nden…

212 Fırsat Garajı’nda indirim çılgınlığı! UZUN ZAMANDIR BEKLENEN VE GEÇTİĞİMİZ GÜNLERDE AÇILAN FIRSAT GARAJI ZİYARETÇİLERDEN YOĞUN İLGİ GÖRDÜ. Geçtiğimiz günlerde 212 İstanbul Power Outlet’te açılan Fırsat Garajı’nda tekstilden ayakkabıya, ev dekorasyonundan mobilyaya, kırtasiyeden oyuncağa, züccaciyeden kozmetiğe kadar pek çok ünlü markanın ürünü düşük fiyatlarla ziyaretçilere sunuldu. Sahip olduğu zengin marka karması ile power outlet kavramını Türkiye ile ilk kez tanıştıran 212 İstanbul Power Outlet projesi “212 Fırsat Garajı” ile dünyaca ünlü birçok markanın indirimli ürünlerini en dip fiyatlarıyla ziyaretçilerine sundu…

Bakırköy’ün buluşma noktası Capacity, ziyaretçilerine otomobilden yaz tatiline kadar birbirinden muhteşem hediyeler kazandırıyor! Alışveriş ve yaşam merkezi Capacity’nin, “Yaz Kampanyası” 22 Nisan-28 Haziran 2017 tarihleri arasında sürecek. Alışveriş merkezinin içindeki mağazalardan 100 TL’lik alışveriş yapan 1 talihli son model Hyundai Tucson otomobil, 12 şanslı çift ise yaz tatili kazanma fırsatını yakalayacak. Capacity’nin, “Yaz Kampanyası” çekilişine katılan 12 şanslı ziyaretçi Titanic Beach Lara Otel/Antalya, Tui Magic Life Water World Belek/Antalya, Tui Magic Life Sarıgerme/Marmaris, Tui Magic Life Belek/Antalya, Tui Magic Life Bodrum Imperial, Pegasos Resort Alanya otellerinde iki kişilik her şey dahil tatilin sahibi olacaklar. Yaz Kampanyası’nın büyük ödülü ise Hyundai Tucson 2017 model otomobil.

Adidas, Tekzen, Koton, Mudo, Network, Kiğılı, Bernardo, Hatemoğlu, Derimod… gibi birbirinden önemli ve takip edilen markalar, kapalı otopark alanında projeye özel hazırlanan alışveriş alanında ve bu günlere özel extra indirimli fiyatlarla müşterilerine çok özel imkanlar sağladı. 212 İstanbul Power Outlet, ziyaretçilerine özel hazırladığı “212 Fırsat Garajı” ile yaz ayının yaklaştığı, havaların yavaş yavaş ısınmaya başladığı bu günlerde birbirinden çeşitli ve hiçbir yerde bulunmayacak bütçelerle alışveriş yapabilmenin konforunu yaşattı. 212 Fırsat Garajı’nda yer alan markalar; Adidas, Tekzen, Bambi, Derimod, Bernardo, Collezione, Greyder, Hammer Jack, Hatemoğlu, Hotiç, Playland, Kiğılı, Koton, Moda Di Centone, Reform Halı, Mudo, Network/Fabrika/Divarese, Süvari, Tefal, Tekbir, Visco Love, Zühre, Elya, Armine, Cisse, Gümüş Evi..

ÇEKİLİŞE KATILMAK ÇOK KOLAY! Kampanya süresinde alışveriş merkezi içerisindeki mağazalardan toplamda 100 TL ve katlarında alışveriş yapmak çekilişe katılmak için yeterli. Ziyaretçiler 28 Haziran akşamına kadar kampanya standına uğrayıp, kayıtlarını gerçekleştirebilecekler. 1 Temmuz tarihinde gerçekleşecek çekilişte hediye kazanan talihliler, Capacity Alışveriş Merkezi kurumsal web sitesinde ve alışveriş merkezi içerisinde ve 7 Temmuz 2017 tarihinde Posta gazetesi ile duyuruluyor olacak.

41


AVM

AVM’ler plansız arttı

AVM’ler plansız arttı ATO Başkanı Gürsel Baran, 2016’da, başta Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) eylemleri olmak üzere, terör olaylarının AVM’lerin ziyaretçi sayısı ve cirolarını etkilediğini kaydetti. Türkiye’de yatırım yapanı ve iş yeri açanı, o iş yerinin yeri, iştigal alanı ya da niteliği konusunda yönlendirecek sistemin eksik olduğuna dikkat çeken Baran, “Bu nedenle Türkiye’de AVM sayıları bazı bölgelerde plansız bir şekilde arttı. AVM’lerin sorunlarına vakıfız. Ülkemizde AVM kültürü diye bir kültür oluştu. Binlerce insan AVM’lerden ekmek yiyor, yine binlercesi para kazanıyor. AVM’ler vergilerini düzenli ödeyip, istihdam sağlıyorlar” dedi. AK Parti Ankara Milletvekili Nevzat Ceylan da ülke ekonomisinin gelişip güçlenmesiyle AVM sayısının da arttığını söyledi. AVM kültürünün, şehirlerin çehresini ve yaşama alışkanlıklarını değiştirdiğini belirten Ceylan, “Türkiye, AVM’leri yapmaya geç başladı ancak hızlı bir şekilde Türkiye’nin her yerine AVM’ler yapıldı” ifadesini kullandı.

42

AVM’DE ÇALIŞANLAR İÇİN SİSTEM OLSUN Öte yandan Başkent’e gelen AVM yatırımcıları ve yöneticileri, Nata Vega Outlet Alışveriş Merkezi’nde de akşam yemeğinde bir araya geldi. ATO Başkanı Gürsel Baran, burada da AVM çalışanlarının sıkıntılarına değinerek, “AVM’lere karşı değilim. AVM’ler bir ihtiyaçtır, inanılmaz bir istihdam yaratıyorsunuz. Binlerce insan sizin sayenizde ekmek yiyor. Sadece bir kuralı olsun, bir sistemi olsun. Sizler de gelecekte bu anlamda rahat edin diye söylüyorum bunu. AVM çalışanlarıyla ilgili sıkıntılar var bildiğim kadarıyla.

Sabah geliyor insanlar akşama kadar mesai yapıyor. Bunlarla ilgili mesai ücretlerini verseniz bile o insanların sıkıntıları var” diye konuştu.

Ankara ve İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin çeşitli illerindeki alışveriş merkezlerinin(AVM) yatırımcı ve yöneticileri, sorun ve çözüm önerilerini konuşmak üzere Ankara Ticaret Odası (ATO) Congresium’daki toplantıda bir araya geldi.



AVM

İş dünyasının buluşma noktası;

Astorıa AVM Bulunduğu bölge itibariyle yaklaşık 300 bin beyaz yaka olarak tabir edilen kitleye hizmet veren Astoria AVM, bu noktada iş dünyasının buluşma noktası olarak kabul ediliyor ve yapılan her türlü çalışma da bu kesimin ihtiyaçlarını karşılayacak bir biçimde gerçekleştiriliyor. Astoria AVM’nin başarısını ve yapılan çalışmaları konuştuğumuz bu sayımızda Astoria AVM Genel Müdürü Ümit Teoman, “Astoria AVM, ziyaretçileri için adeta bir yaşam merkezi görevi üstleniyor” dedi.

44

Bilindiği üzere AVM’lerin başarısı için bulunduğu lokasyon çok önemlidir. Peki, Astoria’nın başarısında lokasyonunun katkısı nedir? Astoria Alışveriş Merkezi, belki İstanbul’un en önemli semtlerinden sayılabilecek Esentepe Bölgesi’nde yer alıyor. Esentepe iş merkezinin kalbi… Dolayısıyla etrafımızda 300 bine yakın, beyaz yaka olarak nitelendirdiğimiz çalışan kitle var. Bu da haliyle Astoria AVM’yi potansiyel bir merkez haline getiriyor. Alışveriş merkezinin bulunduğu konum, Büyükdere Caddesi’ne bağlantılı ve bu bölgede yaklaşık 11’e yakın alışveriş merkezi bulunuyor. Bu süreç içerisinde tabii ki rekabet çok önemli bir yere sahip. Bu noktada farkındalık oluşturmak şart! Bunu da etrafımızda bulunan kitleye iyi hizmet verebilecek markaları bünyemizde bulundurarak yaratmaya çalışıyoruz. Astoria AVM 2014 yılında büyük çaplı bir yenilenme yaşadı. Peki, bu yenileme çalışmasından sonra Astoria AVM’de neler değişti? Geri dönüşler nasıldı?

Evet, 2014 yılında çok büyük bir renovasyon geçirdik. Çok büyük renovasyon derken, bölgedeki ihtiyaç ve taleplere cevap verebilecek derecede bir değişim söz konusu oldu. İş yeri talebine uygun olarak alışveriş merkezimizin +1, +2 ve +3. katlarını ofislere çevirdik. Dolayısıyla zemin ve alt katlar iş dünyasının ihtiyaçlarını karşılayacak markalardan oluşan alışveriş merkezi konseptiyle kaldı. Renovasyondan önce bünyemizde 110 markamız vardı, renovasyonla birlikte ise bu sayı 75’e inmiş oldu. Böylece 75 tane daha efektif markayı burada ziyaretçilerimizin beğenisine sunduk. Ayrıca çeşitlilik anlamında yaklaşık 10 tane mağazamızı da popup mağazalara ayırdık. Bununla birlikte hem üçer aylık dönemlerde çeşitli markaların dönüşümüyle tekrar o 110 markaya denk düşen bir marka sayısını elde etmiş olduk hem de burada çalışan kesim sürekli değişen markalardan alışveriş yapma imkanını yakaladı. Sonuç olarak Astoria AVM, 2014 yılından bu yana daha küçük, ama daha yoğun ve verimli bir alan haline geldi. Bizim lokomatif sektörümüz yiyecek ve içecek sektörü, yani restoranlar ve kafeler… Çünkü iş dünyası sosyalleşebilmek için çalıştığı binanın dışında

bir yerde buluşmayı tercih ediyor. Astoria AVM’de az önce bahsettiğim sektörlerin tam merkezinde yer alıyor. Dolayısıyla ‘iş dünyasının buluşma noktası’ dediğimiz bir mottomuz var. Ayrıca Astoria AVM sosyalleşmenin yanı sıra ziyaretçilerine evinin ihtiyacını karşılayabilme, sporunu yapma, yemeğini yiyebilme… gibi imkanlar da sunuyor. Böylece Astoria AVM, ziyaretçileri için adeta bir yaşam merkezi görevi üstleniyor.


AVM Peki, renovasyondan önce ziyaretçilerin talep ve ihtiyaçlarını ölçmek adına çalışmalar yapıldı mı? Tabii ki, zaten düzenli olarak araştırma yapan bir grubumuz var. Her katta belirli denekler üzerinde yapılan test ve araştırmalar sonucu marka karmamızı oluşturduk. Bu anlamda alınan geri bildirimler bizler için çok önemliydi. Astoria AVM etkinlik ve kampanyalarını planlarken nelere dikkat ediyor? Astoria AVM daha çok iş dünyasına hitap ettiği için, hedef kitlesi de çalışan kesim… Bu yüzden çalışan kesimin ihtiyaçlarını karşılayacak markalara bünyemizde yer veriyoruz. Aynı zamanda etkinlik ve kampanyalarımızı belirlerken de bu kriteri gözönünde bulunduruyoruz. Bu noktada ziyaretçilerimiz tarafından ilgi gören imza günlerine, söyleşilere, mini konserlere ve sohbet panellerine ağırlık veriyoruz. Bunun yanı sıra ürün tanıtımı yapan markaları ziyaretçilerimizle buluşturmaktan çok büyük keyif alıyoruz. Örneğin kısa zaman önce Renault, Fiat, Wolskwagen’in son model araç tanıtım organizasyonlarını gerçekleştirdik. Bu tür etkinlikler ziyaretçilerimizde “Acaba Astoria’da bugün ne var?” algısının da oluşmasına katkı sağlıyor ve bu durum bizim de oldukça hoşumuza gidiyor.

Bildiğimiz kadarıyla Astoria AVM sosyal sorumluluk konularına da oldukça önem veriyor. Peki, şu an bu konuya yönelik çalışmalarınız neler? Sosyal sorumluluk denilince bizde akan sular duruyor. Çünkü herkesin bu taşın altında eli olması gerektiğini düşünüyorum. Bu zamana kadar sosyal sorumluluk anlamında pek çok projeyi hayata geçirdik, mesela UNICEF’in Farkındalık Aktivitesi bunlardan biri. Ayrıca TEGV’le Düş Gezgini Fotoğraf Sergisi’ni açtık, Çocuklar İçin Uçurtma Atölyesi’ni yaptık ki bu atölyeye büyükler bile yoğun bir ilgi gösterdi. 22 Mart Dünya Su Günü kapsamında İSKİ ile birlikte güzel bir tanıtım projesi gerçekleştirdik. Tüm bunlara ek olarak Tohum Otizm Vakfı ve LÖSEV’le birlikte stantlar kurduk, ziyaretçilerimizi bilinçlendirme çalışmalarını yürüttük. Astoria AVM olarak, bu tür projelere her zaman destek olduk ve olmaya da devam edeceğiz.

45


AVM

YUNANİSTAN VE BULGARİSTAN’DAN TRAFİK ALACAK Eroğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Eroğlu, Edirne halkına Erasta AVM’yi kazandırmaktan mutluluk duyduklarını belirtti ve sözlerine şöyle devam etti:

Eroğlu Gayrimenkul’ün 210 milyon TL’lik AVM yatırımı kapılarını açtı Eroğlu Gayrimenkul tarafından 210 milyon TL yatırımla hayata geçirilen Erasta Edirne, 35 bin metrekarelik kiralanabilir alanda yer alan toplam 125 mağaza, sinemalar, yeme-içme ve eğlence mekanları ile bölgeye yeni bir soluk getirecek. Eroğlu Gayrimenkul’ün Antalya ve Muğla’nın Fethiye ilçesinden sonra Erasta markasıyla inşa ettiği üçüncü projesi olan Erasta Edirne, görkemli bir açılışla Edirnelilere “merhaba” dedi. Yönetimi ve kiralaması JLL Türkiye tarafından yürütülen Erasta Edirne’nin açılışına Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, Eroğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Eroğlu, JLL Türkiye Ülke Başkanı Avi Alkaş ve çok sayıda davetli katıldı.

EDİRNE’DE İLK OLACAK POPÜLER MARKALAR Edirne’nin en büyük alışveriş merkezi olarak

46

tasarlanan Erasta Edirne, modern tasarımı, ferah ve gün ışığı alan farklı mimarisiyle dikkat çekiyor. Erasta Edirne’de 100 bin metrekare inşaat alanı üzerinde toplam 35 bin metrekarelik kiralanabilir alanda yer alan toplam 125 mağazaya ek olarak kafe, restoran ve sinemanın bulunduğu sosyal alanlar ziyaretçilerine keyifli bir deneyim sunacak. Erasta Edirne H&M, E-bebek, Kahve Dünyası, Starbucks, Hayal Kahvesi, Mac, KFC, Tavuk Dünyası ve Özsüt gibi popüler birçok markayı da Edirne’de ilk defa ziyaretçileriyle buluşturuyor. Colin’s, LC Waikiki, Koton, Defacto, Flo ve Mavi dikkat çeken diğer markalar arasında yer alırken market alışverişi için Migros, Atlantis Eğlence Merkezi ve sinemanın bulunduğu Cinemarine, Erasta Edirne’nin ziyaretçilerine sunduğu diğer ayrıcalıklar arasında öne çıkıyor. Erasta Edirne’nin 3 katlı ve bin 200 araç kapasiteli ücretsiz otoparkı ziyaretçilere önemli bir konfor sunuyor. Erasta Edirne’ye toplu taşıma araçlarıyla da çevresindeki ana yollar ve kent otogarına olan yakınlığı sayesinde de kolay ulaşım sağlanıyor, ayrıca alışveriş merkezi şehrin önemli merkezlerinden olan Trakya Üniversitesi’ne de yakın bir lokasyonda yer alıyor.

“Eroğlu Holding olarak kumaştan konfeksiyona, perakendeden gayrimenkule 34 yıldır hiç hız kesmeden Türkiye’nin lokomotif sektörlerine yatırım yapıyoruz. Gayrimenkul alanında sunduğumuz öncü nitelikte projelere yenilerini eklemeye devam ediyoruz. Erasta AVM zincirimizin üçüncü halkası olan Erasta Edirne, Eroğlu Gayrimenkul’ün bugüne kadar bu sektörde elde ettiği deneyimin ve güvenin simgesi olacak nitelikte.” Eroğlu Gayrimenkul olarak alışveriş merkezi yatırımı yapacakları noktaları seçerken bölgeye sağlayacakları katma değeri ön planda tuttuklarını ifade eden Eroğlu: “Ziyaretçileri yerli ve yabancı birçok markayla buluşturacak Erasta Edirne, hem civar şehirlerden hem de Yunanistan ve Bulgaristan gibi sınır ülkelerinden trafik alarak bölgenin önemli ticaret kapılarından biri olacak. Projemiz, bölgedeki alışveriş merkezine duyulan ihtiyacı karşılamanın yanı sıra doğrudan ve dolaylı olarak bin 500 kişiye sağladığı iş imkanıyla Edirne’nin ekonomik kalkınmasına da büyük katkı sağlayacak” dedi.



AVM

'Türkiye Alışveriş Merkezi Tüketici Algı Araştırması’ açıklandı AYD (Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği) ve Akademetre Research Company işbirliği ile bu sene altıncısı gerçekleşen 'Türkiye Alışveriş Merkezi Tüketici Algı Araştırması’nın sonuçları açıklandı. AYD Yönetim Kurulu Başkanı Hulusi Belgü’nün ev sahipliğinde, Prof. Dr. Emre Alkin’in moderasyonu ile düzenlenen toplantıda Akademetre Research Company Yönetim Kurulu Başkanı Halil İbrahim Zeytin rapora ilişkin sonuçları paylaştı. Toplantıda ayrıca JLL Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve AYD Başkan Yardımcısı Avi Alkaş, Teknosa CEO’su Bülent Gürcan, Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nilüfer Narlı ve Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi Direktörü Dr. Cüneyt Evirgen raporun ekonomik ve sosyolojik değerlendirmesini yaparak gelecek döneme ilişkin öngörülerde bulundu. Toplantının açılış konuşmasını yapan Hulusi Belgü şunları söyledi: “Günümüzde hızla gelişen bilgi ve iletişim teknolojileriyle artık ‘Bilgi Toplumu’ haline geldik. Ünlü filozof Platon’un milattan önce söylediği; ‘Bilginin elde edilmesi bizi iyiye ulaştıracaktır’ sözü şimdi anlam kazanıyor. Biz de AYD olarak kurulduğumuz günden bugüne ülkemizin taşıyıcı sektörlerinden biri olan perakende sektörünün faydalanabileceği, yatırım ve stratejilerine yön verirken kullanabileceği pek çok araştırma, endeks ve raporlama gerçekleştirdik. Bu bilgileri de tüm paydaşlarımızla paylaştık. Bugün paylaşacağımız Türkiye Alışveriş Merkezi Tüketici Algı Araştırması’nın da bu çalışmalar arasında en kıymetlilerden biri olduğunu düşünüyorum.”

48

AVM’lerin durumunu değerlendiren Avi Alkaş: “AVM kültürü bizde çok uzun zamandır varolan bir gelenek. Öyle ki 1461’de kurulan Kapalıçarşı, insanları bir araya getirme ve sosyalleşme alanı olarak yüzyıllardır faaliyetlerine devam ediyor. Bu nedenle bugün AVM’lerimizin tasarımlarıyla dünya çapında ödüller alması tesadüfi değil. Türkiye’de 30 yıla yaklaşan AVM tarihinde uzlaşma ve barışı benimsedik. Futbol ve siyasi kampanyalara kapılarımızı açmıyoruz. Tüm insanları kucaklayan bu anlayışımız devam edecek. AVM’ler sosyal eşitleyici, kapsayıcı misyonlarıyla her yaştan ve kesimden ziyaretçisine kapılarımızı açıyor. Alışveriş caddelerinin AVM’ler gibi yönetilmesi gerekiyor. Bu konuda belediyelerle işbirliği yapılmalı” şeklinde konuştu. Perakendenin bugününe ve yarınına dair değerlendirmelerde bulunan Bülent Gürcan; “AVM’ler artık hayatlarımızın çok daha içine girdi. Elektronik kategorisinde yer alan mağazaların alışveriş sıklığı elbette diğer katego-

rilerden daha az. Bunun nedeni fiyatlarımızın diğerlerine göre daha yüksek olması diyebiliriz. Diğer yandan e-ticaretin gelişimine paralel olarak müşterilerimizin yüzde 76’sı alacakları ürüne Teknosa’ya gelmeden, internet sitemizden bakıyor. Satın almaya ise yine mağazaya geliyor, çünkü bakarak, inceleyerek almaya önem veriyor. Dolayısıyla tüm ürünleri internetten görerek eleme yaptığı ve tercihini yaparak mağazaya geldiği için artık çok büyük mağazalara ihtiyaç yok. Kullanıcıların tercih ettikleri ürünleri mağazalarda bulundurmak yani verimlilik ön plana çıkıyor” dedi. Konuşmasında AVM’lerin toplumsal faydasına değinen Prof. Dr. Nilüfer Narlı; “Günümüzde AVM’ler konforlu, lüks ve modern alanlar sunması dolayısıyla kent kültürünün üretildiği ve yayıldığı alanları oluşturuyor. Özetle AVM’ler farklı kesimleri buluşturan misyonu ile serbest zamanı değerlendirme, kültürel faaliyetlere katılma fırsatı sunarken, sosyal dışlanma riski olan dezavantajlı kesimlere, sosyalleşmek


AVM için bütçe ayıramayan dar gelirli gençlere ve emeklilere de keyifli vakit geçirebilecekleri ortamlar yaratıyor. Çoğu Anadolu şehrinde geleneksel çarşılar erkek ortamı olarak görülürken, çarşıya gidemeyen kadınlar, toplumsal kabul gören AVM’lere gerek yalnız gerekse aileleri ve arkadaşları ile rahatça gidebiliyor” şeklinde konuştu. Dr. Cüneyt Evirgen ise “İnsanlar alışveriş kararı verirken önce hangi alışveriş merkezinden alacağına, oraya gittikten sonra hangi mağazadan alışveriş yapacağına karar veriyor. Bu durum AVM’lerin marka olmasının önemini bir kez daha ortaya çıkarıyor. Ek olarak AVM’lerin konumuna, hedef kitlesine yönelik bir marka karmasına sahip olması da tercih sebebi olarak şekilleniyor. Bunun yanı sıra AVM’lerin, bulunduğu şehirde ikamet eden halkın alım gücünü, sosyo-kültürel durumunu iyi analiz ederek kendi eksiklerini bulması ve yerelleşebilmesi önem arz ediyor” ifadelerini kullandı. Raporda öne çıkan konu başlıkları ise şöyle; •Her 2 kişiden 1’i, sosyal etkileşime dayalı olarak yeni bir AVM ziyaretinde bulunuyor. Yüzde 9’luk kesim ise yeni AVM ziyaretini sosyal medyaya dayalı olarak gerçekleştiriyor. •AVM’nin konumu ve mağaza karması, tercih üzerinde en önemli iki unsuru oluşturuyor. •Alışveriş sıklığı en düşük olan elektronik kategorisinde aylık harcama tutarı en yüksektir. Aylık harcama tutarı sıralamasında toplu gıda ikinci sırada yer alıyor.

•AVM ziyaretçilerinin yüzde 93’ü ayda en az 1 kez ev dışında yemek yiyor. •AVM ziyaretçilerinin yüzde 88’inin AVM içinde yemek yediği gözlemleniyor. •Perakende ile eğlenceyi birleştiren konseptler önem kazanıyor. Eğlencenin, AVM ziyaretinde önemli bir motivasyon olduğu görülüyor. Mevcut durumda sunulan eğlence içerisinde, sinema ön sırada yer alıyor. •AVM ziyaretçilerinin yüzde 36’sı ayda en az bir defa sinemaya gidiyor. •Tüm kategorilerde, AVM’den alışveriş ağırlığını korurken en çok giyim ve ayakkabı kategorileri için AVM’lerin tercih edildiği görülüyor. •Online alışveriş davranışı, sosyoekonomik seviye yükseldikçe artıyor. AVM müşterilerinin yüzde 80’i bugüne kadar online alışveriş yapmadığı ortaya çıkıyor. •Alışveriş uygulamaları kullanımının yüzde 5,9 ile son derece düşük bir performans sergilediği görülüyor. •Mağaza/marka çeşitliliği, alışveriş merkezinde alışveriş yapmanın en olumlu yönü iken, gürültülü ve kalabalık ortamı, para harcamaya yönlendirmesi en olumsuz yönlerini oluşturuyor. •AVM’lerin toplumsal hayata etkilerinin ilk sıralarında “şehir hayatını canlandırması” ve “istihdam yaratması” olduğu görülüyor. •AVM’lerin bireysel hayata en çok “sosyalleşme ve keyifli vakit geçirme” yönüyle katkı sağladığı görülüyor.

Capıtol yeni yüzüyle ziyaretçilerinin karşısında Yeni Capitol “2017 Trendler Sergı̇sı̇ Değişimi Seviyorum” ile karşımızda! Moda, seyahat, gastronomi, sağlıklı yaşam, lüks, güzellik, dijital ve kreatif deneyimlerden oluşan trendleri mercek altına alan Capitol, her bir bölüm için özel tasarlattığı stantları ile yeni dünyanın mesajlarını izleyiciye ilgi çekici bir şekilde aktarıyor. Yenilikleri keşfedeceğiniz Trendler Sergisi, Belgin Aksoy Berkin, Elif Edes Tapan, Dilara Koçak, Kemal Baykar gibi alanında uzman birçok ünlü ismin katkıları ile hazırlandı.

Değişimin farkında olan, modern ve samimi çizgisini koruyan Capitol, tıpkı bizler gibi yenilenmeyi seviyor ve değişimi önemsiyor. Mimari renovasyonundan sonra yenilenen yüzüyle ziyaretçilerinin karşısına çıkarken Trendler Sergisi ile 2017’nin birbirinden farklı deneyimlerine de ışık tutuyor.

DENEYİMLEMEK, YORUMLAMAK, ANLAMAK... DÜNYANIN NASIL OLDUĞU DEĞİL, BİZE NELER HİSSETTİRDİĞİ ANLAM KAZANIYOR Farklı disiplinlerdeki yeni akımları keşfetmek ve değişimin içinde olmak için Capitol Trendler Sergisi’ni takibe alın. Sergi mayıs ayı süresince Capitol Alışveriş Merkezi içerisinde ziyaretçilerle buluşacak.

49


AVM

Sapanca’nın ilk alışveriş merkezi kapılarını açtı

NTS Danışmanlık tarafından kiralaması ve yönetimi yapılan Sapanca'nın ilk alışveriş merkezi Nafi Güral (NG) Sapanca Bedesten hizmete açıldı. sektörün-

Otel yatırımları ile turizm de adını duyuran NG Grubu ilk alışveriş merkezi projesine NG Bedesten ile Sapanca’da imza attı. Toplam 23 bin 321 metrekare TEM Otoyol Sapanca gişelerinin çıkışında yapımı tamamlanan NG Bedesten'de mağazalar hizmete açıldı. Burger King, Ömer Efendi, Kestane Cafe’nin yanı sıra Migros, Caraclan da kapılarını açan ilk mağazalar oldu.

Migros Mağazası'nın açılışı Sapanca Kaymakamı Ali Ada, Belediye Başkanı Aydın Yılmazer, NG Hotels Yönetim Kurulu Üyesi Kadir Ay, NTS Danışmanlık Kurucusu Behiye Savaşkan, NG Sapanca Genel Müdürü Tezcan Özdemir ve mağaza yetkilileri tarafından gerçekleştirildi. Sabiha Gökçen Havaalanı'na 95 kilometre, Kartepe'ye 37 kilometre, Sapanca şehir merkezine 3 kilometre ve İzmit şehir merkezine 22 kilometre uzaklıkta yer alan alışveriş merkezinde Kütahya Porselen, Buseden Toys, bin 500 metrekare çocuk eğlence alanı, NG Kütahya Seramik, Taç, LC Waikiki gibi birçok yerli ve ulusal marka yer alıyor.

50

Lokasyon önemlİ bİr avantaj Merkezi bir konumda hayata geçen NG Sapanca Bedesten AVM’ye; Ankara gişelerinden iki saat, İstanbul gişelerinden bir saat, İzmit gişelerinden 15 dakika, Adapazarı gişelerinden 10 dakika içerisinde ulaşmak mümkün. İstanbul-Ankara yolu üzerinde dinlenme ve çekim merkezi oluşturacak olan NG Bedesten AVM aynı zamanda İzmit ile Adapazarı merkez ve ilçelerinden önemli bir müşteri potansiyeline sahip. Sapanca sahip olduğu lokasyon avantajı ile iş toplantıları ve özellikle sağlık turizmi açısından değerlendirildiğinde, İstanbul, Ankara, İzmit, Bursa gibi büyük şehirlere yakınlığı nedeniyle tercih ediliyor.


AVM

Beylikdüzü Migros AVM’den

20. yıl sürprizi BU YIL 20. YILINI KUTLAYAN BEYLİKDÜZÜ MİGROS AVM, MİSAFİRLERİNE BİRBİRİNDEN DEĞERLİ HEDİYELER KAZANDIRMAYA DEVAM EDİYOR. 24 NİSAN-27 AĞUSTOS TARİHLERİ ARASINDA BEYLİKDÜZÜ MİGROS AVM’DEN ALIŞVERİŞ YAPACAK OLAN HERKES SÜRPRİZ HEDİYELER KAZANMA FIRSATI YAKALAYACAK.

B

eylikdüzü Migros AVM, 20. yılına özel hazırladığı sürprizlere bir yenisini daha ekledi. 40 bin metrekarelik kiralanabilir alanda yer alan 125 mağaza ile 20 yıldır misafirlerinin tüm ihtiyaçlarına yanıt veren ve keyifli vakit geçirmelerini sağlayan Beylikdüzü Migros AVM, düzenlediği etkinliklere her geçen gün bir yenisini ekliyor.

ECE Türkiye Proje Yönetimi A.Ş. tarafından yönetilen Beylikdüzü Migros AVM, 20. yılına özel düzenlediği kampanya ile ziyaretçilerine sürpriz hediyeler kazandıracak. 24 Nisan 2017 tarihinde başlayacak ve 27 Ağustos 2017 tarihinde sona erecek yeni kampanya ile Beylikdüzü Migros AVM, bir talihli ziyaretçisini otomobil sahibi yapacak. 2017 model Mercedes Benz C180 Comfort markalı otomobili kazanacak 1 talihlinin yanı sıra, 2 kişi iPad Air 2, 2 ziyaretçi ise iPhone 7 kazanacak.

HER 100 TL’LİK ALIŞVERİŞE 1 ÇEKİLİŞ HAKKI

Birbirinden değerli 5 ödülü kazanma şansını yakalamak için ise Beylikdüzü Migros AVM'de yer alan mağazalardan en az 100 TL’lik alışveriş yapmak yeterli olacak. Ziyaretçiler 24 Nisan-27 Ağustos tarihleri arasında Beylikdüzü Migros AVM'de yapacakları her 100 TL’lik alışverişte bir çekiliş hakkı kazanacak.

KAZANANLAR 8 EYLÜL’DE BELLİ OLACAK! Kampanyaya katılarak sürpriz hediyeler kazanmak isteyen ziyaretçilerin, alışveriş yaptıkları fatura veya fişleri AVM içerisinde bulunan kampanya kayıt alanına giderek ibraz etmeleri yeterli olacak. Kampanyanın çekilişi ise 5 Eylül’de noter huzurunda gerçekleştirildikten sonra 8 Eylül’de yazılı medyada duyurulacak.

51


Makale

yatırımcılarsa kısa sürede gelen negatif sonuçlardan dolayı mutlu değiller. Sebeplerini araştırırken çok da uzağa bakmalarına gerek yok diye düşünüyorum. Sektöre yeni giren yatırımcıların AVM yönetici algısı maalesef alıştıkları yönde gelişiyor. Nitekim farklı sektörden gelen deneyimli yöneticinin alıştığı operasyon ve şirket kültürü, olması gereken tarzda ya da değişen trendlere uygun olmayabilir. Ayrıca sektörden gelen sayıca fazla olmayan deneyimli yöneticileri kendi AVM’mizde görevlendirmemiz her zaman mümkün olmayabilir.

AVM yönetimleri için gelişim ve değişim fırsatları

Yatırımcılar gibi profesyonel yönetim firmalarının da yapması gereken şeyler var. Doğru yönetim stratejisi ve gelişen, değişen sektör gereklilikleri nedir? Hizmet verenden öte partnerlerimiz olan taşere edilen tesis yönetimi unsurları ile ne kadar temas halindeyiz? Artık kalıplaşmış yönetim anlayışının dışına çıkarak, farklılaşarak bazı stratejilerimizi değiştirmemiz, sonuçlara daha hızlı ulaşmamız için bakış açılarımızı gözden geçirmemiz, işin en başından güvenlik, temizlik, teknik gibi tesis yönetimi hizmetlerini de içine alan doğru sistemi kurmamız gerekiyor.

AVM sektörü son 10 yılda çok büyüdü ve büyümeye de devam ediyor. Kiralanabilir alan metrekareleri 4 katına çıkmış olmasına rağmen halen kişi başı metrekaresi Avrupa’nın çok altında. Buna paralel, iş gücü yetersizliği problem olarak gündeme geliyor. Alışveriş merkezleri açılmaya devam edecek etmesine ama iş gücü ihtiyacını nasıl karşılayacağız? Farklı ya da benzer hizmet sektörlerinden AVM yönetimine geçişler artıyor ama bu geçişler AVM performansını nasıl etkiliyor, risklerin farkında mıyız ve önlem olarak ne yapmalıyız?

Yatırımcının çevresinde dönen bir dünyadan artık vazgeçerek, iç ve dış müşterinin çevresinde dönen bir dünyaya yerleşmeliyiz. Tabi yatırımcılar ve firmalarda yöneticilerden beklentilerini gözden geçirmeli, ilişkiler daha profesyonel bir platforma çekilerek, karşılıklı güven daha hızlı oluşturulmalıdır. Yöneticilerin tam anlamı ile kiracılarını, yatırımcısını ve müşterisini tanıması, alışması en az iki senede mümkün olabiliyor ancak bu sürelerde yapılan yönetici değişiklikleri, süreçleri yeniden başlatabiliyor. Bu konuda aslında altını çizmemiz gereken önemli başlıklardan biri.

Günümüzde Türkiye’de bu riskleri öngörerek henüz 3 yıldır profesyonel eğitim veren, Özyeğin Üniversitesi Bussines School ve JLL ortaklığı ile kurulan Alp Alkaş Perakende ve Gayrimenkul Okulu sertifika programımız var ancak katılım sayısı sınırlı, dolayısı ile imkanlar herkese yetecek durumda değil. AVM dinamiklerinin, gerekliliklerinin farkında olunmaması, bunu kavrayana kadar geçen zamanda oluşacak kayıplar özellikle yeni açılan AVM’lerde çok daha can yakıcı olabiliyor.

Gerek yurt dışı gerekse Türkiye’de farklı yönetim yapıları içerisinde ve farklı yatırımcılar ile birçok AVM’de teknik, operasyon, AVM müdürlüğü ve yurt dışında AVM yönetim direktörlüğü gibi görevlerde bulundum, her kademede ekiplerle çalıştım. Gelecek yazılarda paylaşacaklarım, yani yaptığım hatalar ve yapmadığım hatalar sonucunda edindiğim deneyimler doğrultusunda bir öneri niteliği taşımaktadır. İnanıyorum ki zaten bunu uygulayan, bu şekilde işletilen birçok AVM vardır ama gelişime yönelik olarak yeni bir bakış açısı, ben dahil kendimizi sorgulama ihtimali yaratabilirsem ne mutlu bana.

Atilla Aydemir

Mimari yapı, konum ve kiracı karması artık herkesçe bilinen önemli, aynı zamanda kalıplaşmış faktörler olmakla birlikte artık tek başına yeterli değil. Sürdürülebilirlik adına bunun yeterli olduğunu düşünen bazı

52

Yukarıda bahsettiğimiz bakış açısı doğrultusunda, gelecek sayılarda yeni yazılar ile görüşme umudu ile sevgiyle kalın.



AVM

n i n e c n e l ğ e e v ş i r e şv ı l a a d k a c a t a a Mayıs ayın d ’ a z z a ı P e kalbi yin

54


AVM

AÇILDIĞI GÜNDEN BU YANA SEÇKİN MARKA KARMASI, CAZİP KAMPANYALARI VE RENKLİ AKTİVİTELERİ İLE KAHRAMANMARAŞ’IN CAZİBE MERKEZİ HALİNE GELEN PIAZZA, MAYIS AYINDA DA KÜÇÜKTEN BÜYÜĞE TÜM ZİYARETÇİLERİNİN KALBİNİ FETHETMEYE HAZIRLANIYOR. Alışveriş, moda, lezzet ve eğlencenin Kahramanmaraş’taki adresi Piazza Alışveriş ve Yaşam Merkezi, seçkin markaları ve her kesime hitap eden birbirinden renkli aktiviteleri ile alışverişe keyif katmaya devam ediyor. Bitmeyen fırsat günleriyle ev tekstilinden ayakkabıya, konfeksiyondan beyaz eşyaya, mutfak gereçlerinden elektronik cihazlara kadar her ihtiyaca cevap veren Piazza AVM, her yaştan ziyaretçiye hitap eden sosyal ve kültürel etkinlikleriyle de alışverişten fazlasını sunuyor.

“ANNELER GÜNÜ” SÜRPRİZLERİ PİAZZA ZİYARETÇİLERİNİ BEKLİYOR Her özel günü, farklı kampanya ve etkinliklerle daha da anlamlı kılan Piazza AVM, ziyaretçilerini, 13 Mayıs’ta kutlanacak Anneler Günü’nde de sürpriz kampanya ve etkinliklerle karşılayacak. Yılın en özel günlerinden biri olan Anneler Günü, Piazza’da yine birbirinden renkli etkinliklerle, şölen havasında kutlanacak.

PİAZZA’YI MİNİK KIZILDERİLİLER BASTI Kahramanmaraş Piazza Alışveriş ve Yaşam Merkezi ayrıca, “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” kapsamında minik ziyaretçilerini “Küçük Bizon Kızılderili Köyü” etkinliğinde bir araya getirdi. Üç gün boyunca devam eden etkinlikte minikler, Kızılderililerin sıra dışı dünyasını tanıma fırsatı buldu. Çadırları, atları, masalları ve danslarıyla akıllara gelen Kızılderililerin renkli dünyası, Piazza’nın minik ziyaretçilerine eğlenceli anlar yaşattı. Etkinliğe katılan minikler, Kızılderililerin kostümlerini giyip, yüzlerini onlar gibi boyadı. Ata binip, ok atmayı öğrenen minikler, Kızılderili masalları ve danslarıyla keyif dolu anlar yaşadı.

NİSAN AYI ETKİNLİKLERİ MİNİKLERİ COŞTURDU Yıl boyu devam eden eğitici atölyeleri ve eğlenceli etkinlikleri ile minik ziyaretçilerinin yaşıtlarıyla sosyalleşmesine fırsatı sunan Piazza AVM, bu geleneği Nisan ayında da devam ettirdi. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın da coşkuyla kutlandığı bu ayda Piazza, minik misafirlerine eğlenceye dolu anlar yaşattı. 23 Nisan şenliğinde minikler, “Plus Plus Yapboz” etkinliğinde el becerilerini geliştirirken, eğlencenin tadını çıkardı.

TELEFON: +90 (344) 235 23 43 EMAIL: kahramanmaras@piazzaavm.com.tr ADRES: Şazi Bey Mahallesi Haydar Aliyev Bulvarı No:3-224 Onikişubat/Kahramanmaraş

@PiazzaAVYM @PiazzaAVYM

piazza_avym

55


AVM

MalatyaPark’a Hermes Creative Awards’dan uluslararası 4 ödül MalatyaPark Alışveriş ve Yaşam Merkezi; iletişim dünyasının en önemli ödülleri arasında gösterilen Hermes Creative Awards’dan 2 platin, 2 altın olmak üzere 4 dalda ödül kazandı. Malatya’nın en büyük iki merkez ilçesinden biri olan Yeşilyurt İlçesi’nin “Obezite ve Fiziksel Aktivite Haritası”nı çıkarmak için, Yeşilyurt Belediyesi ve İnönü Üniversitesi işbirliği ile gerçekleştirilen projeye ev sahipliği yaparak, Hermes Awards’dan 4 büyük ödül almaya hak kazanan MalatyaPark Alışveriş ve Yaşam Merkezi daha önce kazandığı ödüllere yenilerini eklemenin mutluluğunu yaşıyor. Projeye ev sahipliği yapması yanında, Dr. Ender Saraç Söyleşisi, MalatyaPark Personel Futbol Turnuvası, Zumba Partisi, Satış ve Sosyal

Medya Kampanyaları ile de zenginleştirilen proje dolayısıyla MalatyaPark sağlıklı yaşamın merkezi haline gelmiştir. Sosyal sorumluluk projelerine her türlü desteği eksiksiz olarak veren MalatyaPark Alışveriş ve Yaşam Merkezi, bölgeye her anlamda katkı sunarak hedef kitleleri ile sağlam bir bağ kurmayı amaçlıyor. Bu amaç doğrultusunda Yeşilyurt Belediye’sinin projesine yapılan ev sahipliği de Pazarlama ve İletişim Profesyonelleri Derneği’nin (AMCP- Association of Marketing and Communication Professional) Hermes Creative Awards yarışma platformundan 4 farklı kategoride ödül kazandırdı. 2016 yılında Stevie Awards yarışma platformundan 4, MarCom yarışma platformundan ise 5 ödül kazanan MalatyaPark Alışveriş ve Yaşam Merkezi, 2017’de de Hermes Creative Awards’dan kazandığı 4 ödül ile de alanındaki sürdürülebilir başarısını bir kez daha kanıtlamış oldu. Hermes Creative Awards; Pazarlama ve İletişim Profesyonelleri Derneği (AMCP- Asso-

56

ciation of Marketing and Communication Professionals)tarafından dünyadaki en seçkin ve yaratıcı projeleri seçmek ve yaratıcılığı teşvik etmek amacıyla 1995 yılından beri Amerika’da düzenleniyor. Platin, altın ve mansiyon olmak üzere 3 ayrı ödül tipi bulunuyor. Her yıl tüm dünyadan binlerce projenin başvurduğu yarışmaya, şirketlerin pazarlama ve iletişim birimleri, reklam ajansları, halkla ilişkiler ajansları, prodüksiyon firmaları gibi pek çok uluslararası kurum katılıyor.



AVM

Park Adana AVM

kapılarını açtı

PARK ADANA, MİMARİSİ, ŞOV HAVUZU, DOĞAL ŞELALELERİ, TEMATİK EĞLENCE MERKEZİ, 12 SALONLU SİNEMASI, PEYZAJ DOKUSU VE GENİŞ ÇOCUK OYUN ALANLARI İLE EĞLENCENİN VE ALIŞVERİŞİN ADRESİ OLMAYI HEDEFLİYOR.

58

MT Gayrimenkul tarafından Adana'nın en yeni alışveriş ve yaşam merkezi Park Adana AVM, geçtiğimiz günlerde kapılarını ziyaretçilerine açtı. Dünyanın ve Türkiye'nin önde gelen markalarına ev sahipliği yapan Park Adana AVM Adana’yı ilklerle de buluşturdu. Şık mimarisi ve kentin ilk şov havuzu, doğal şelaleleri, tematik eğlence merkezi, 12 salonlu sineması, peyzaj dokusu ve geniş çocuk oyun alanları ile eğlencenin de adresi olmayı hedefleyen Park Adana, ferah iç mekanlarıyla da keyifli bir atmosfer sunuyor.

RENKLİ GÖRÜNTÜLER Park Adana, yaklaşık bin 500 kişiye doğrudan istihdam sağlayarak bu yönüyle de Adana'ya katma değer sağlarken, şehrin merkezine yakınlığı ve rahat ulaşım alternatifleriyle Adanalılara en yakın alışveriş merkezi olacak. Park Adana, şehirle entegre özel parkları, ücretsiz çocuk oyun parkı, gece aydınlatma atmosferi ile, en keyifli alışveriş merkezi olmaya aday! Park Adana; renkli korteji, muhteşem macera parkuru, müzik dinletileri, Enver Ertaş Show, çocuk atölyeleri ve sürpriz etkinlikleri ile renkli görüntülere sahne olacak. Park Adana, toplam 25 dönüm peyzaj alanı ve ücretsiz oyun parkları, şelaleleriyle alışveriş rahatlığının yanı sıra hayatın içerisine keyifli molalar katacak ferah bir yaşam alanı sunuyor. Peyzaj alanlarında Çukurova'nın iklimine uygun botanik türleriyle alışveriş zamanları keyifli bir botanik turuna dönüşecek. Şov havuzu ise Park Adana'ya özel olarak tasarlandı. Park Adana ziyaretçileri, müzik eşliğinde göz kamaştıran su, ışık ve ateşle dans eden havuz gösterilerini gün boyu izleyebilecekler. Açık otopark alanlarına kolaylıkla ulaşılabilirken, kapalı otopark alternatifiyle de alışveriş merkezine rahatlıkla geçilebilecek.


AVM

Müziğe ve sanata yönelik pek çok etkinlik ATG AVM’de!

ATG AVM olarak birçok keyifli etkinliğe ev sahipliği yapmaya devam edeceklerini dile getiren Ankara Tren Garı Alışveriş Merkezi, ATG Ofis ve Otel Genel Müdürü Pınar Pekperdahcı, bu ay gençler için “Can Bonomo” ve “Yüksek Sadakat” mini konser ve imza günü etkinliklerine yer vereceklerini belirtti.

A

TG AVM’de genç misafirlerinizi hangi ayrıcalıklar bekliyor? Genç misafirleriniz hangi imkanlardan dolayı alışveriş merkezinizi tercih etmeli? ATG Alışveriş Merkezi, özellikle üniversiteli öğrencilerin tercih ettiği bir çekim merkezi konumunda. Bu nedenle biz de bu ay etkinliklerimizi alışveriş merkezimizi sürekli ziyaret eden tüm genç ziyaretçilerimize özel olarak planladık. Bu özel planlamalar kapsamında bu ay; “Can Bonomo” ve “Yüksek Sadakat” mini konser ve imza günü etkinliklerine yer veriyor olacağız. Genç ziyaretçilerimiz için sağlamış olduğumuz ulaşım kolaylığı onların bizi tercih etme sebeplerinden birini oluşturuyor, ki alışveriş merkezimiz birçok üniversite kampüsüne yakın bir lokasyonda konumlandı. Ayrıca gençlerin sevdikleri markaları bünyemizde bulundurmamız ve ATG Bulvarda yer alan kafelerimiz de bizleri gençler tarafından tercih edilebilir kılıyor. Çocuklara ve gençlere yönelik ne gibi etkinlikler ve kampanyalar düzenliyorsunuz? İmza günü ve mini konserlerin yanı sıra yakın dönemde hayata geçireceğimiz sadece gençlere özel ATG sadakat kartlarımız olacak. Bu kart, genç ziyaretçilerimizin özel indirim ve fırsatlardan yararlanmasını sağlayacak. Ayrıca gençler sahip oldukları bu kartla en çok tercih ettikleri markalardan kolay alışveriş yapabilme imkanına sahip olacaklar. ATG AVM olarak; müziğe ve sanata yönelik planlanan birçok keyifli etkinliğe de genç ziyaretçilerimiz için ev sahipliği yapmaya devam ediyor olacağız. Minik ziyaretçilerimiz için gerçekleştirdiğimiz Nisan ayı çocuk etkinliklerimize ilgi oldukça yoğundu. Bu güzel ilgiye hız kesmeden devam ediyor olacağız. Mayıs ayında bu ilgiyi Çocuk Kitapları Şenliğimiz ile sevilen çocuk kitapları yazarlarını, anneler ve çocuklarıyla buluşturarak devam ettireceğiz. Yakın zamanda ATG Çocuk Kulübü projemiz bir yandan hayata geçerken; hem eğitici, hem eğlendirici, hem öğretici aktiviteler ile minik ziyaretçilerimizin de memnuniyetlerini artırmaya devam ediyor olacağız.

59


AVM

Şimdi daha fazla marka ile “Herkes Burada” Büyüme projesinin açılan ilk yeni bölümü “Moda Sokağı” ile ziyaretçilerinin karşısına çıkan M1 Adana Alışveriş Merkezi, ulusal ve uluslararası markalarını kapsayan özel mağaza karmasıyla trendleri değiştiriyor.

A

dana’da 17 yıllık geçmişi sahip en köklü ve en güvenilir Alışveriş Merkezi M1 Adana, geliştirdiği büyüme ve yenilenme projesinin ilk adımı olarak bugün açılışını yaptığı yeni bölümü ‘Moda Sokağı’nda daha fazla marka ile şehrin alışveriş yaşamını ve trendlerini değiştiriyor. Büyüme ve yenilenme projesi tamamlandığında daha fazla marka ve daha fazla seçenek sunan, güçlü ulusal ve uluslararası markalarla M1 Adana Alışveriş Merkezi 90 bin metrekareyi aşkın kiralanabilir alanda 105 olan mağaza sayısını 200'e çıkaracak.

MODA SOKAĞI’NDA PERAKENDENİN DEVLERİ BOY GÖSTERECEK M1 Adana ziyaretçilerinin dış mekan teraslı kafe-restoranlarda, açık alanda rahat ve keyifli vakit geçirebilecekleri yeni bir mimari konsepte öncülük ediyor. Yeşilin hakim olduğu, açık alanlarında keyifle gezilebilen, kapalı alanlarında ise, gün ışığından

maksimum ölçüde faydalanılan modern yeni yapı sayesinde, M1 Adana, ziyaretçilerine hem kapalı hem de açık alışveriş merkezi konseptini bir arada sunacak. Geçtiğimiz günlerde açılan ve şehrin alışveriş yaşamını, trendleri değiştiren hazırlanan Moda Sokağı’nda pek çok ulusal ve uluslararası marka hizmete girdi. Büyüme projesi kapsamında “daha fazla seçenek, daha fazla marka” sloganı ile M1 Adana, mevcutta 105 olan mağaza sayısını 200'e çıkarıyor.

Türkiye’de bir numaralı moda durağı olma hedefliyle yola çıkan H&M; 3 bin metrekare satış alanı üzerinde kadın, erkek, çocuk, spor ve iç giyim reyonları ile full konsept olarak, Adanalı moda severler için ilham veren keyifli bir mağaza olarak dikkat çekiyor. Bölgede ilk olan ABD menşeili abiye ve gelinlik markası Oleg Cassini, yine şehirde ilk mağazasını açan, erkek modasının öncüsü Damat Tween, İtalyan kadın iç giyim devleri Intimissimi ve Calzedonia, ayakkabıda farklı

DEV DÜNYA MARKALARI İLE ‘HERKES BURADA’ Dünyaca ünlü markalara ev sahipliği yapan M1 Adana Alışveriş Merkezi, aralarında IKEA Sipariş ve Teslim Noktası, H&M, CarrefourSA gibi dev dünya markalarını da mağaza karmasına katarak, toplamda 25 anchor mağazası ile tüm bölgenin lider alışveriş merkezi konumunu bir kez daha sağlamlaştırıyor.

60

bir tarza imza atan Tanca Plus&Kids, lüksün simgesi Versace ve Q1, kadın giyimde Naramaxx ziyaretçilerine kapılarını açıyor. İlklerle birlikte Moda Sokağı’nda yerini alan diğer markalar ise modanın öncülerinden Network, Chakra, İpekyol, Twist, Tommy Hilfiger, Fred Perry, yeni nesil kahve markalarından Coffee Shop Company ve Caribou Coffee, mücevher&aksesuar tasarımlarıyla Zen Pırlanta ve Blue Diamond, iç giyimde Suwen, kozmetik ve kişisel bakım ile L’Occitane ve Mac, hazır giyim ile LTB, çanta ve ayakkabıda Greyder ve Matmazel, yenilenen ve büyüyen mağazaları ile Defacto ve Flo…



Makale arasında ayrı ayrı yaklaşımlar oluşturarak, eş zamanlı, dengeli, verimli koordinasyonu sağlamak, 5) “Müşterim kimdir ve beni neden tercih ediyor?” sorusunu doğru cevaplayarak, doğru müşterinin gelmesini sağlamak, ciroyu artırmak, yönetim giderlerini düşük tutmak ve alışveriş merkezinin değerinin artırılması, 6) Bir iş yapmadan önce mevcut durum analiz edilmelidir. Ardından yapılan faaliyetlerle oluşturulan etkiyi ve şirket faaliyetlerine kattığı değeri ölçümlemek lazım. Çünkü ölçmezsen bilemezsin, bilmezsen yönetemezsin, Engin Yıldırım

AVM yönetiminde 21 altın ipucu

7) Müşterilerin değişen ve artan beklentilerine paralel, rekabet ortamında fark yaratacak hizmet anlayışı getirilmelidir. Hem fark yaratacak hizmet anlayışını getirmek için hem de verimliliği ve satışı artırmak için eğitim şart, 8) Müşteriyi olumlu anlamda şaşırtmalı, sürekli yeni beklentiler içinde bırakmalıyız. Böylece benzerlerimizden ve rakiplerimizden farklılaşıp, tüketicinin zihninde markamızı oluşturmalıyız, 9) AVM yönetimine dair kısa, orta ve uzun vadeli hedefler koyup, gerekli planları yapıp, bu planları doğru bir şekilde uygulamalı; zaman zaman plan ve stratejileri revize etmeliyiz,

Yönetmek; bilgi, beceri, deneyim ve tutku gerektiren zor bir görevdir. İyi bir yönetici ile daha iyi bir yönetici arasındaki en belirgin fark ‘tutku’dur. Tutku, bir yöneticinin, yetkinlerinden öteye geçerek, başkalarına ilham veren, dinamik bir lider olmasını sağlayan içsel güçtür. İşine tutku, bir insanın işine adanmasını sağlar, içsel değerlerini ortaya çıkarır, güçlerini canlandırır, belki varlığını bilmediği kaynaklarını, yeteneklerini, enerjisini harekete geçirir. Tutku, bir insanı ve onun çevresindekileri yukarılara taşıyan gücün ateşleyicisidir. Bu şüphesiz bilgi, beceri ve deneyimin önemini azaltmaz. Her yönetici, temel bilgilere sahip olma, yeteneklerini ortaya koymak durumundadır. Bunlar olmadan zaten iş hayatında kalması söz konusu olamaz. Fakat bilgi, beceri, deneyim, bir yöneticinin diğer yöneticiler kadar iyi olmasını sağlar. Oysa, günümüzün global rekabet ortamında “iyi” olmak yeterli değildir. Daha iyi yönetici olmanın mayası olan “tutku” geliştirilebilir bir duygudur. Tutku, düşünceyle beyinde başlar. Sözlerle, davranışlara, alışkanlıklara, sonra da kişiliğe yansır. İsteyen her yönetici belirli bir süreç içinde bu duyguyu geliştirebilir.

14) AVM pazarlama faaliyetleri ile mağaza satış&pazarlama faaliyetlerini sinerji oluşturacak ve verimliliği artıracak şekilde organize etmek, ortak projeler üretmek,

Bu yazımda 'tutku' dolu geçen 21 yıllık AVM yönetim tecrübeme dayanarak, AVM yönetimine dair çok sayıda önemli başlıktan bana göre ilk 21’inin başlıklarını yazıyorum:

19) İşinizi farkedilmek ve takdir edilmek için yapmayın. Fark edilmeye ve takdir edilmeye değer işler yapın!,

1) Alışveriş merkezi yönetim ekibinin, AVM açılmadan önce kurulması, inşaat aşamasında AVM'yi tanıması, kiracılarla görüşmelerde bulunması ve AVM'yi açılışa hazır hale getirmesi, 2) Alışveriş merkezinin lokasyonu, bölge halkının ekonomik/ sosyal durumu, beğeni ve beklentileri, merkezin konsepti, rakip merkezlerin durumuna göre doğru kiralama ve marka karmasının yapılması, 3) Alışveriş merkezlerinde yer alan mağaza sahiplerine en çok satış için konforlu, temiz, güvenli ortamı oluşturarak; ortaklara düzenli, istikrarlı kira geliri sağlanması, 4) AVM yatırımcısı, kiracısı, müşterisi ve yönetim kadrosu

62

10) İşini seven, tecrübeli ve öğrenmeye açık ekiplerle, karmaşık sorunlara yenilikçi çözümler getirerek; şeffaflık, hesap verebilirlik, katılımcılık, yenilikçilik, tutarlılık, sorumluluk gibi evrensel yönetim ilkelerini hassas bir şekilde samimiyetle uygulamak gerekiyor, 11) Algı yönetimi ve kurumsal imaj yönetimini başarıyla idare edebilmek, 12) Enerji tasarrufunu ve verimliliği artırmak, 13) Hedef kitleye uygun pazarlama projeleri geliştirmek,

15) AVM yönetiminin kiracılarla iletişimi düzenli, sağlıklı yürütülmeli; mağaza yöneticilerinden öneriler alınmalı, istişare ve empati yapılmalı, 16) AVM’lerin yönetimine liyakat sahibi yönetici ve personel seçilmeli, 17) Alışverişte farklılık yaratmak için işe ‘neşe ve mizah’ katılmalıdır. Neşe bizi birbirimize bağlar, neşeyle öğrenilen bilgiler kolay kolay unutulmaz, neşe dilden dile reklam yaptırır! O nedenle alışverişte neşe faktörü ciddiye alınmalı, 18) Global düşünüp, yerel hareket edilmeli,

20) Başarılı bir insan olmaya çalışmayın, değerli bir insan olmaya çalışın. Başarılı bir insan hayattan verdiğinden fazlasını alır. Değerli insan ise hayattan aldığından fazlasını verir, 21) Rekabet, insanların güncel beğeni ve beklentilerine karşılık vermek, hedef kitle değişimi, yenilik ihtiyacı, büyüme ihtiyacı, AVM'nin el değiştirmesi, fiziksel yıpranma, konsept yenileme... gibi nedenlerden ötürü yeni bir vizyon, yeni bir misyon yüklenerek alışveriş merkezinde zamanı geldiğinde renovasyona gidilmeli. Renovasyon ile AVM yeniden moda oluyor, yerine göre yüzde 20-50 oranlarında ziyaretçi artışı sağlıyor. Dolayısıyla ziyaretçi artışı ile birlikte cirolarda da önemli artışlar sağlanıyor. Yenileme sürecini mümkün olduğunca ziyaretçilere ve kiracılara rahatsızlık vermeden yönetmek önemlidir.



Anneler Günü En Değerlilerimize En Özel Hediyeler 64


HOME AND KITCHENWARES

Rowenta annelerin Anneler Günü’nü kutluyor

Annelerimizin, güzelliklerine güzellik katmayı amaçlayan Rowenta, Premium Care Serisi ile Anneler Günü için annenizi mutlu edecek alternatifler sunuyor. Krem, beyaz ve toz pembe renklerindeki seri, saç kurutma, saç düzleştirici ve saç maşasından oluşuyor.

PREMIUM CARE INSTANT DRY Premium Care serisinin bir üyesi olan saç kurutma makinesi saçlara zarar vermeyen ısı ve hız ayarı ile anında kurutma imkanı veriyor ve Advance Care yüksek teknolojisi ile ideal sıcaklığı bulup günlük saç kurutma rutininizi hızlandırıyor. Hareketli fön başlığı ile ısının eşit derecede dağılımını sağlayan Instant Dry saç kurutma makinesi, 2200 Watt gücüyle etkili sonuca kolaylıkla ulaşmanızı vadediyor.

PREMIUM CARE CURLER TIMER Saçlara ısının verdiği zararı minimuma indirerek, mükemmel bir ısı ayarında şekil vermek artık Premium Care Curler Timer saç maşası ile mümkün. İnce, normal veya kalın telli saçlar için saç tipine göre ayrı ayrı seçim yapabiliyor ve ısı ayarı ile özelleştirebiliyor. Bu maşa aynı zamanda saçlara zarar gelmesini engellemek için zaman ayarı girerek sesli uyarı sistemi ile çalışıyor.

En güzel annelere en şık hediyeler Mudo Concept’te! “En tarz, en güzel, en şık anne, benim annem” diyenlere özel sonsuz hediye seçenekleri Mudo Concept mağazalarında!

İlkbaharın sıcaklığının içimizi ısıttığı bugünlerde annelerinizi Mudo Concept’ten seçebileceğiniz birbirinden şık ve özel hediyelerle Anneler Günü’nde sevindirebilirsiniz. Marin temalı dekoratif eşyalardan tablolara, kişisel aksesuar ürünlerinden en şık mutfak takımlarına kadar en orijinal hediyeler Anneler Günü’ne özel fiyatlarla sizleri bekliyor. Mudo Concept’in seçkin ürün yelpazesi ile annenizi şımartmak elinizde. Anneler Günü’nde de hediye Mudo’dan alınır!

Violet paketi ile annenizi şımartın Üstün Alman teknolojisini estetik tasarım ve işlevsellikle birleştiren Fakir Hausgerate’nin, doğanın en güzel çiçeklerinden menekşenin renginden ilham alarak kendi özel renk pantonesiyle tasarladığı Violet Serisi, Anneler Günü’nde “Anneme ne hediye alsam?” telaşını ortadan kaldırıyor. Fakir’in tüketicilerden büyük ilgi gören Violet Serisi, fırsat paketiyle dört ürün bir arada kombinlenmiş şekilde ve avan-

tajlı fiyatla annelerin mutfaktaki en büyük yardımcısı oluyor. Violet Seri Fırsat Paketi içerisinde Fakir’in en sevilen ve işlevsel ürünlerinden Fakir Kaave Türk Kahvesi Makinesi, Lucca Blender Seti, River Çay Makinesi ve Torreo Izgara&Tost Makinesi bulunuyor. Anne eliyle hazırlanan enfes lezzetlere yardımcı olacak paket, Fakir mağazaları ve online satış mağazasından tedarik edilebiliyor.

PREMIUM CARE BRUSH&STRAIGHT Premium Care Brush&Straight saç düzleştiricisi, saçlara yüksek ısının verdiği yıpranmayı en aza indirerek güzel görünümlü, düz ve bakımlı saçlar sunuyor. Geliştirilmiş fırçası sayesinde hacimli saçların yanı sıra kuaförden çıkmışçasına bukle görünümüne kolaylıkla ulaşmanızı sağlayan Premium Care Brush&Straight, ideal ısıyı ayarlayan yüksek teknolojisi ile 30 saniyede kullanıma hazır olarak şekil verme performansı sunuyor.

65


HOME AND KITCHENWARES

Annenizi Arçelik Anneler Günü’nde sevginizi anlatacak ürünleriyle hediyeler Buka Sofa’da mutlu edin

Farklı tasarımlarla yaşam alanlarını değiştirmeyi hedefleyen mobilya markası Buka Sofa, Anneler Günü’nde kadınların hayatına renk katan ve mutlu eden ürünleri bir araya getiriyor. Buka Sofa’nın yüzde yüz pamuklu kumaşlar kullanılarak üretilen havlu ve bornozları rahatını düşünen anneler için alternatif oluyor. Yüksek su emici özellikleri sayesinde rahat bir kullanım sunan ürünler, toprak tonlarının yanı sıra gülkurusu mavi ve beyaz tonlarıyla da öne çıkıyor.

EVİNE KÜÇÜK DEĞİŞİKLİKLER YAPMAK İSTEYEN ANNELERE

Anneler Günü'nde Arçelik'in birbirinden özel ve farklı hediye alternatifleriyle annenizi mutlu edebilirsiniz. Arçelik’in toz torbasız elektrikli süpürgesi ve Cross Steam teknolojili In Love Serisi ütüsü ile ona ev işlerinde yardımcı olurken, bol köpüklü gerçek Türk kahvesi lezzeti sunan Telve’si ile de annenizle keyifli sohbetler yapabilirsiniz.

Arçelik Telve K 3300 Kırmızı

Arçelik Toz Torbasız Elektrikli S7585 Süpürge Orion 8

Cross Steam Teknolojili In Love K 4622 Buharlı Ütü

800 Watt motor gücüne sahip, A enerji sınıfında bulunan Orion 8’in anti-statik özelliği sayesinde tozların yapışmadığı, tek elle çıkartılıp kolayca temizlenebilen 3 L kapasiteli toz haznesi bulunuyor. Sert zeminleri çizmeyen at kılından yapılma ilave sert zemin fırçasıyla bu ürün annenizin evinde mükemmel temizlik sağlayacak.

66

Cooksense teknolojisini geleneksel Türk tatları ile birleştiren Arçelik'in Türk kahvesi makinesi Telve, paslanmaz çelik tabanlı cezvesi ve tek tuşuyla aynı anda kolay bir şekilde 3 kişilik kahve yapma imkanı sağlıyor. Bu teknoloji harikası ürünle annenizle sohbetleriniz daha keyifli olacak.

Arçelik'in en son teknolojilerini bir arada bulunduran, göz alıcı tasarımı ve teknolojik üstünlüğü ile dikkat çeken In Love Serisi buharlı ütü, 2800 Watt gücü ve seçilen sıcağa uygun otomatik buhar ayarı bulunuyor. Çamaşır Dostu Cross Steam Pro Tabanlı bu ürünle, anneniz en derin kırışıklıklarla bile mükemmel sonuçlar alacak.

Buka Sofa’nın her zevke uygun yastık modelleri evinde küçük dokunuşlar yapmak isteyen anneler için birebir. Geometrik desenlerin yanı sıra düz ve sade modellerin de öne çıktığı yastık koleksiyonu, geniş renk ve desen seçenekleriyle her eve uyum sağlayabiliyor. Beğendiğiniz yastıkların farklı boyut seçeneklerini de bulmak mümkün.

BAHARIN ENERJİSİNİ YANSITAN AKSESUARLAR Buka Sofa mumlukları, şamdanları, bibloları ve dekoratif kaseleriyle Anneler Günü’nde annelerin kalbini çalıyor. Orta sehpaları ve masaları renklendirmek için kullanılan mumluklar evlere sıcak ve samimi bir ambiyans yaratıyor. Ahşap veya ahşabın farklı renklerle buluştuğu Buka şamdanları ise ev dekorasyonunun vazgeçilmezlerinden oluyor. Doğadan ilham alınan biblolar ve dekoratif kaseler ise evinde küçük değişiklikler isteyen anneler için birebir.


HOME AND KITCHENWARES

TAÇ’tan geceleri aydınlatan

Anneler Günü deseni

Sevgi dolu hediyeler için Emsan

Teknoloji ve tasarımı buluşturduğu ürünleriyle ev tekstilinde daima farklılık yaratan TAÇ, Anneler Günü’ne özel hazırladığı deseniyle yatak odalarını aydınlatıyor. Gündüzleri gün ışığını ya da florasan ışığını toplayarak geceleri bu ışığı yansıtan TAÇ Glow Love&Roses nevresim takımı, yatak odalarında göz alıcı bir görünüm sunuyor.

ANNELERE EN ÖZEL HEDİYE TAÇ’TAN TAÇ Glow Love&Roses nevresim takımının üzerindeki kelebek desenlerinde ortaya çıkan ışık sayesinde yatak odaları aydınlanıyor. Anneler Günü’nde sevdiklerini benzersiz bir hediye ile mutlu etmek isteyenler için özel olarak tasarlanan bu yeni desen, romantik bir görünüm de sunuyor. Kelebeğin yanı sıra çiçek ve kalp desenlerinin de öne çıktığı TAÇ Glow Love&Roses nevresim takımı, TAÇ Konsept ve Linens mağazalarında yerini alıyor.

Annelerin en sevdiği markalardan biri olan Emsan, Anneler Günü’nde takipçilerini yepyeni bir kampanyayla karşılıyor. Tencere- tava setlerinden yemek takımlarına, çaydanlıktan cezve setlerine kadar birçok ürün grubunu Anneler Günü’ne özel fırsatlarla sunan Emsan, tüm annelerin ve anne adaylarının bu özel gününü kutluyor. Anneler Günü’nün yaklaşmasıyla birlikte herkes annesi için güzel bir sürpriz hazırlamanın telaşında. Bu telaşa ortak olan Emsan ise Anneler Günü’ne özel kampanyasıyla, annenizi ve sizi mutlu edecek birçok seçenek sunuyor.

Her ‘anne’ özeldir Özdilek, dünyanın en değerli varlıkları annelerimizin Anneler Günü’nü özel kılmak için çok özel bir koleksiyon hazırladı. Baharın tüm detaylarının yer aldığı koleksiyonda özellikle baharı müjdeleyen renkler ön plana çıkıyor. Pembe, lila ve beyaz çiçek motifleri ile kalpli desenlerden oluşan Özdilek Anneler Günü koleksiyonu annenize renkli uykular sunmaya hazırlanıyor. Özdilek kalitesiyle üretilen uzun süre yıpranmaya, solmaya karşı dayanıklı nevresim takımları, özel fiyatıyla herkesi kendine hayran bırakırken, anneler için sıklıkla kullanılacak unutulmaz bir hediye oluyor.

67


HOME AND KITCHENWARES

Birbirinden güzel hediye önerileri Tefal’den! liği ve 1000 W yüksek performansı ile mutfakta büyük kolaylık sağlıyor. Sıradan fikirleri hayat dolu fikirlere dönüştürecek annelerin mutfaktaki vazgeçilmez yardımcısı haline geliyor. Tefal, hayatımız boyunca en iyi fikirleriyle hep yanımızda olan, dokunuşlarıyla hayatımızı güzelleştiren annelerimizin “Anneler Günü”nü kutluyor. Ispanağı iştah açıcı bir dondurmaya çeviren, yaratıcı fikirleri ile her zaman çocuklarının yüzünü güldüren, sıradan bir fikri hayat dolu bir fikre dönüştüren kahraman annelerimiz için Tefal’in birbirinden güzel hediye önerileri var. Activflow el blenderi; 4 bıçak teknolojisiyle dört dörtlük topak parçalıyıcısı Activflow; geniş haznesi, sıcak kullanıma uygunluğu, bulaşık makinesinde yıkanabilme özel-

Tefal Pro Express Care kazanlı ütü; 7,5 bar benzersiz buhar basıncıyla zahmetsiz bir ütüleme performansı sunan ve dakikada 500 gr. buhar gücüne sahip Tefal Pro Express Care uzun süren kesintisiz buhar özelliği ile ütüyü keyfe dönüştürüyor. Annelere ise çocukları ile geçirebileceği daha fazla zaman yaratıyor. Titanium Tava; mutfakların olmazsa olmazı tavalarda kullanılan malzeme, lezzet kadar sağlık için de önemli. Tefal’in sağlığa özen gösteren yeni Tefal Titanium Serisi’nde, doğada bulunan ve tıpta dahi kullanılan titanyum materyali sayesinde yemekler hem lezzetli, hem sağlıklı.

Anneniz için baharı eve getirin Camın yenilikçi markası LAV, Anneler Günü’nde annelere çiçeklerin saflığını ve güzelliğini estetik dokunuşlarla sunuyor. LAV’ın farklı ebatlardaki ADA serisi bardakları baharın renkleriyle buluşuyor ve Anneler Günü’nde anneleri mutlu etmek için sofraları süslüyor.

SOFRALARA BAHARI TAŞIYIN Rengarenk çiçeklerle hazırlanan bir demet, bazen hediyelerin en güzelidir. LAV, annelerini çiçeklerle mutlu etmek isteyenler için farklı bir öneride bulunuyor ve biraz sevgi, biraz da yaratıcılıkla herkesin hazırlayabileceği bir sunumla evlere bahar neşesini getiriyor. Dilediğiniz renkte kurdelelerle bir araya getirilen boy boy ADA serisi bardaklarına serpiştireceğiniz farklı çiçekler, kişiye özel, mutluluk verecek küçük bir sürprize dönüşüyor. Klasik çiçek demetlerine yenilikçi bir yorum katmak isteyenler, evin her yerinde sergilenebilen bu kompozisyonla, Anneler Günü’ne farklı bir değer de katıyor.

68



HOME AND KITCHENWARES

Anneler Günü için harika hediye seçenekleri Le Creuset’ten Bu ayki özel konularımızdan biri de Anneler Günü… Dünyanın en değerli varlıkları annelerimiz için bugünü özel kılmak isteyen markalar şimdiden hazırlıklarını tamamladı; koleksiyonlar hazırlandı, kampanya ve etkinlikler planlandı. Bu özel gün için Le Creuset de bir koleksiyon hazırlamış… Toz pembenin yumuşak tonunun, kremin şıklığının, kırmızının çekiciliğinin hakim olduğu yepyeni bir koleksiyon… Bu bilgiyi aldıktan sonra biz de hiç durur muyuz, hemen Le Creuset Türkiye Ülke Müdürü Maya Çelik ile röportaj yapmak ve ürünler hakkında bilgi sahibi olmak istedik. Kendisi de bizi kırmadı ve sorularımızı yanıtladı.

70

Le Creuset’in Anneler Günü’ne özel hazırlamış olduğu herhangi bir ürün ya da koleksiyon var mı? Le Creuset olarak özel günlerde o günün anlamına yönelik farklı seçkiler yaratmaya özen gösteriyoruz. Anneler Günü de bizim için çok önemli. Bu dönem için ürün gruplarımızda özellikle annelerin zevkine hitap edecek renklere yöneldik. Pastel tonları, en sevilen renklerimizden toz pembe, krem, kiraz diye adlandırdığımız kırmızımız Anneler Günü için ön planda olacak. Toz pembenin yumuşak tonu, kremin şıklığı, ikonlaşmış rengimiz kırmızının çekiciliği annelerimiz tarafından her zaman ilgiyle karşılanıyor.


HOME AND KITCHENWARES Şu anki talepler ne durumda? Şimdiden hediye alımları başladı mı? Annelerine özel bir hediye almak isteyen müşterilerimiz için 1-14 Mayıs tarihleri arasında geçerli olmak üzere detaylı bir kampanya kurguladık. Bu çerçevede ‘Stoneware’ olarak adlandırılan fırında kullanılan ürün gruplarımızda ve spatulalarda ‘3 al 2 öde’ uygulaması olacak. Kek, börek, pasta konusunda iddialı anneler için yapışmaz özellikli fırın tepsileri, kapları ve kalıplarında, yardımcı tekstil ürünlerde anneler gününe özel yüzde 20 indirim sağlanacak. Bunlara ek olarak ‘kendi setini kendin yarat’ kampanyası ile döküm demir, paslanmaz çelik ya da yapışmaz alüminyum tencere ve tavalarda anneniz için yaratacağınız bin 500 TL ve üzeri setlerde yüzde 25’lik özel indirim uygulanıyor olacak. Mağazalarınızda bugüne özel bir etkinlik, kampanya yapılacak mı? Yapılacaksa detaylarından kısaca bahseder misiniz? Mağazalarımızda belli dönemlerde canlı yemek etkinlikleri düzenliyoruz. Amacımız belli konseptler altında Le Creuset deneyimini canlı olarak müşterilerimize yaşatabilmek. Bu etkinliklerimize ilgi bir hayli yoğun oluyor. Bu yıl Anneler Günü için yine 06 Mayıs Cumartesi günü City’s, 07 Mayıs Pazar günlerinde Palladium mağazalarımızda canlı yemek şovları gerçekleştireceğiz. Saat 14:00-16:00 arasında hem yemek pişirmeye hem de fotoğraflamaya gönül vermiş bir isim; Ahmet Budak bizlerle olacak. Kendisi Anneler Günü’ne özel tarifleri hazırlayarak, ziyaretçilerimize tattıracak.

Le Creuset’in müşteri portföyünü daha çok anneler oluşturuyor diyebilir miyiz, yoksa tam tersi mi? Sizce bunun nedeni ne olabilir? Tabii ki anneler portföyümüzün önemli bir bölümünü oluşturuyor. Ancak mutfağa meraklı genç bayanlar, 30 yaş üzeri yine mutfakta zaman geçirmeyi seven erkekler de müşteri kitlemiz. Mutfak çoğu kişi için bir tutku haline geldi. Artık insanlar yemek için kullandıkları malzemenin kalitesi kadar pişirme gereçlerinin de kalitesine ve estetiğine önem veriyor.

71


HOME AND KITCHENWARES

Beko’dan Anneler Profilo’dan Anneleri Günü’ne özel Mutlu Eden Hediye Seçenekleri Gökkuşağı Serisi Sağlıklı yaşam konseptli ürünleri ile olduğu kadar annelerin gündelik hayatını daha da kolaylaştıran ürünlerle Profilo, tüm kadınların hayatını pratik hale getirmeye devam ediyor.

Beko, Anneler Günü’ne özel olarak hazırladığı geniş yelpazedeki Gökkuşağı Serisi ürünleriyle fark yaratıyor. Gökkuşağı Serisi’nde yer alan ürünler ise şu şekilde;

BKK 4130 PV / BKK 4130 MV El Blender (PEMBE&MAVİ) Beko’nun Anneler Günü’ne özel fiyatlarla sunduğu el blendırı, Vitasmart bıçak teknolojisi ile daha fazla vitamin koruyabilme imkanı sunuyor. Turbo özelliği bulunan ürün 700 W gücünde.

BKK 4134 PV / BKK 4134 MV Doğrayıcı (PEMBE&MAVİ) Vitasmart bıçak teknolojisi, 450 W gücü, bu ürün, çift bıçaklı doğrayıcı sistem sayesinde fındık, badem, maydanoz gibi zor gıdaları kolay ve homojen bir şekilde parçalayabiliyor.

BKK 4160 P / BKK 4160 M Mikser (PEMBE&MAVİ) Beko’nun 425 W gücünde, 4 kademeli hız ayarı ve turbo fonksiyonu bulunan bu ürünü annenizin birbirinden güzel kekler yapması için mükemmel bir hediye.

72

Profilo Dayanıklı Ev Aletleri, Anneler Günü’nde her anneyi sevindirecek ve hayatını kolaylaştıracak birbirinden güzel hediye alternatifleri sunuyor. Saç kurutma makinesinden tartıya, elektrik süpürgesinden meyve ve sebze kurutucusuna kadar birçok hediye alternatifi Profilo Yetkili Satıcıları’nda sizleri bekliyor.

Victorinox’tan anneleri yormayacak hediye Rendeler mutfakta olmazsa olmaz aksesuarların başında geliyor. Özellikle ergonomik form ile yeniden tasarlanan Victorinox rendeler hem kullanım kolaylığı hem de renkli tasarımlarıyla mutfaklardaki yerini almaya hazırlanıyor. Victorinox rendelerin ergonomik yapısı ile malzemeleri kolaylıkla rendelemek mümkün. Ergonomik Victorinox rende ile güvenli bir şekilde zahmetsizce havuç, pancar, elma ya da çikolata rendeleyebilirsiniz. Kaymaz ayarlı silikon ayakları ve ilave kesme parçalarına sahip Victorinox rende, özel bıçak koruması ile de son derece güvenli. Victorinox’un kırmızı ve yeşil renklerinde iki farklı büyüklükte rende seçeneği mevcut. Büyük gözenekli rende ile meyvelerinizi ve sebzelerinizi; küçük gözenekli rende ile de peynirlerinizi rendeleyebilirsiniz. Victorinox rende, kaymaz silikon ayakları ile rendeleme işlemine maksimum kolaylık getiriyor. Bulaşık makinesinde yıkanabilen rendeleri, kararmama özelliği ile uzun yıllar kullanabilirsiniz.



HOME AND KITCHENWARES

Crate and Barrel’ın yeni serisi “Event Desıgners”, Arzum İhsan’la devam ediyor

D

ünya ev perakendesinin gözde markası Crate and Barrel’ın özel günleri A’dan Z’ye düşünen etkinlik tasarımcılarını mağazalarında ağırladığı ‘Picks by Pros/Event Designers’ projesi, Mayıs ve Haziran aylarında, işini tutkuyla yapan Arzum İhsan’ın seçimleri ile devam ediyor. Crate and Barrel’ın geniş ürün yelpazesinden, toplam 187 parça ürün

74

seçen ve tercihlerinde, “yeni evlerin olmazsa olmazlarını” listeleyerek evlilik hazırlığı içerisinde olan çiftlere ilham kaynağı olan Arzum İhsan, favori ürünlerinin mağazalarda sergilendiği dönemde bir de etkinliğe ev sahipliği yaptı. Yaratıcılığa kendi imzasını atmak üzere 1992’de Celebration Organizasyon‘u, 1995 yılında da Mywedding by Celebration’ı kuran İhsan, 11 Mayıs Perşembe günü saat 16:30’da Zorlu Crate and Barrel mağazasında gerçekleştirdiği etkinlikte yeni evli çiftler için dekorasyon ipuçlarını ve ihtiyaçları katılımcılarla paylaştı. ‘Picks by Pros/Events Designers’ projesi kapsamında Arzum İhsan’ın seçimleri, 1 Mayıs- 30 Haziran tarihleri arasında Zorlu Center, Akasya, İstinyePark ve Ankara Next Level AVM mağazalarının yanı sıra, Crate and Barrel’ın web adresinde yaşam alanları için ilham kaynağı olacak. Proje kapsamında, ‘Picks by Pros Event Designers’ etiketleriyle yer alan ürünlerin satışından elde edilecek gelirin bir kısmı ise Mika-Der’e bağışlanacak.

Bugüne kadar sayısız organizasyona imza atan ve benzeri olmayan etkinlikleri hayata geçiren Arzum İhsan’ın seçimleri, 1 Mayıs-30 Haziran tarihleri arasında Crate and Barrel mağazalarında!



HOME AND KITCHENWARES

Kelebek, 2017 yılına hızlı başladı! 80 yılı aşkın tecrübesiyle Türkiye’nin ilk markalı mutfak üreticisi olan Kelebek, yılın ilk dört ayında toplam tutarı 32 milyon TL olan 8 önemli projede yer aldı. Yurt içi ve yurt dışında 8 binden fazla projede edindiği deneyim ve mutfak sektöründe ürünlerine 5 yıl garanti veren tek marka olmasıyla öne çıkan Kelebek, yılın ilk dört ayında toplam tutarı 32 milyon TL olan önemli konut projelerinin farklı segmentteki mobilya tedariğini üstlenerek bu alandaki iddialı konumunu daha da güçlendirdi. Yaşam alanlarına yenilikçi tasarım anlayışı ile fonksiyonel çözümler sunan Kelebek, NEF İş GYO ortaklığının İnİstanbul Projesi’nin mutfak mobilyalarının, Körfez GYO’nun Körfez Tatil Köyü’nün tüm sabit ve hareketli mobilyalarının, Erkonut’un Şehristan Konakları’nın tüm mutfak, kapı ve sabit mobilyalarının, Kalyon Holding’in Kayabaşı Projesi’nin tüm mutfak,

76

banyo, kapı ve sabit mobilyalarının ve Artaş İnşaat-Avrupa Konutları Başakşehir Projesi’nin sabit mobilyalarının üretimi işini aldı. DAP Yapı’nın 2017’de başlayan projesi de dikkate alındığında Kelebek yılın ilk dört ayında toplam 32 milyon TL’lik projeye imza atmış oldu. Bunların yanında şirket, mutfak bayi kanalında aldığı 12 ayrı projeye de devam ediyor. 2017’de bu alanda hızlı bir performansa imza atan Kelebek, teklif verdiği toplam proje tutarı 200 milyon TL olan 40 ayrı projeyi de yakından takip ediyor. Devam eden projelerde hedeflenen bütçe rakamı 80 milyon TL olurken, bu rakamın üzerinde bir gerçekleşen bekleniyor.

Yeni altyapı yatırımları yapan, geçtiğimiz aylarda fabrika üretim hattını da genişleten Kelebek, yurt içinde olduğu kadar yurt dışında da potansiyeli oldukça yüksek olan projeli işler alanına odaklanıyor. Özellikle İstanbul, Ankara, İzmir gibi metropollerin dışında da büyük potansiyel olduğuna dikkat çeken Kelebek CEO'su Ersin Serbes, “Hem yurt içinde hem de yurt dışında birçok yatırımcıyla görüşmeler yapıyoruz. Mutfak ve projeli işler tarafında yeni projelere başlamak üzere imza attık. Prensipte anlaştığımız projeler de söz konusu. Çok önemli konut projelerinin içinde Kelebek markamızla yer almaktan gurur duyuyoruz” dedi.


HOME AND KITCHENWARES

KDV oranı Ekim ayına kadar uzatıldı Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Başkanı Nuri Öztaşkın, mobilyada KDV indiriminin Ekim ayına kadar uzatılmasından oldukça memnun olduklarını söyledi. Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Başkanı Nuri Öztaşkın, Başbakan Binali Yıldırım’ın mobilyada KDV indirimini Ekim'e kadar uzatıldığını açıklamasından son derece memnun olduklarını açıkladı.

“MOSDER’İN ÇALIŞMALARI KARŞILIK VERDİ, MOBİLYADA KDV İNDİRİMİ UZATILDI” Alınan bu yeni kararın mobilya sektörüne pozitif yönde yansıyacağının altını çizen Öztaşkın, bu kararın alınmasında MOSDER’in önemli çalışmaları olduğunu aktardı. Satışların beklenenin üstüne çıkmasının bu kararın alınmasında önemli bir done olduğunu söyleyen Öztaşkın, “Sektör olarak yeni düzenlemeyi açıkçası bekliyorduk. Çünkü ilk düzenlemeyle satışlarımız geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 100’e varan artış yaşadı. Yıl sonu rakamlarına yüzde 40 ile 50 oranında yansıyacak olan bu büyümenin yeni düzenlemeyle bir tık daha yukarı çıkacağını düşünüyoruz. Biz sektörün çatı kuruluşu olarak, düzenlemenin sabit kalması için yetkililerle yoğun olarak görüşüyoruz. Sektörün yüzde 8 ile çok ciddi bir atılım içine gireceğini biliyor, ihracatımızın artmasıyla da dış ticaret açığı vermeyeceğimize inanıyoruz” diye açıkladı. Ayrıca, KDV düzenlemesini alındığı ilk günden beri sektörün önemli oranda istihdam sağladığını aktaran Öztaşkın, bu kararla karlılık problemi çeken sektörün yüzde 85’nının kayıt altına girmesini de beklediklerini söyledi. MOSDER Başkanı Nuri Öztaşkın, “Aslına bakarsanız alınan bu karar sayesinde kayıt dışı satışlarında önüne geçeceğiz ve merdiven altı dediğimiz üreticilerin yüzde 50’sine yakınını kayıt içine alabileceğiz” dedi.

Karaca Red Dot Ödülleri ile başarısını tescilledi Mutfak, sofra ve ev tekstili kategorilerinde tasarladığı ürünleriyle evlerdeki mutlu anlarınızın bir parçası olan Karaca, 1955 yılından itibaren her yıl düzenlenen Red Dot Ödülleri’nde, Valley ve Everest çatal bıçak setleriyle ödüle layık görüldü. Karaca’nın genç tasarımcısı Ahmet Toplu tarafından hayata geçirilen, gizemli ve şık sofralara ithafen tasarlanan Everest, ismini dünyanın en yüksek noktası olan Everest dağından alıyor. Türkiye’de ilk kez tek bir ürünle, Design Turkey Üstün Tasarım Ödülü, IF Design Ödülü ve Red Dot Ödülü gibi 3 farklı ödül kazanan Everest’in tasarımında dikkat çeken üçgen form, giderek incelerek bir zirve oluşturuyor. Everest gibi yüksek bir zirveden ilham alınarak tasarlanan çatal, kaşık ve bıçakların incelen bel kısımları; gizem ve karanlıkta kalan sırları temsil ediyor. Yine Ahmet Toplu tarafından tasarlanan ve Red Dot ödülüyle taçlanan Valley çatal bıçak takımı, sofralarda derinlemesine bir estetik ve şıklık yaratmayı amaçlıyor. İsmini gördüklerimizin ardında kalanların ve gizemin doğallığından alan Valley, büyülü tasarımıyla öne çıkıyor. Yıllardır yenilikçi vizyonu ve tasarımla buluşturduğu kullanışlı ürünleriyle ön plana çıkan Karaca, başarısını aldığı ödüllerle sürdürmeye devam ediyor.

77


HOME AND KITCHENWARES

Emsan ile

kahvaltılar çiçek açıyor

“PIsa”; bir İtalyan klasiği… HannaHome’un temsilcisi olduğu İtalyan Sirpi markasının “Pisa” duvar kağıdı koleksiyonu; Toscana’nın doğal güzelliğini ve Rönesans döneminin izlerini taşıyan klasik ve floral desenleri ile sizi mucizeler kenti Pisa’ya doğru eşsiz bir yolculuğa çıkaracak! Şeftali ağaçlarından ilham alarak tasarlanan, evinizde fresh ve romantik bir atmosfer yaratırken rengi ve dokusu ile fark yaratan çiçek desenlerinin yanı sıra geometrik çizgiler taşıyan madalyon desenleri ile klasik ve elegan bir atmosfer de yaratabileceğiniz tasarımlara yer veren "Pisa" duvar kağıdı koleksiyonu; bordo, sarı, lila, gri, bej, mavi, petrol ve beyaz gibi renklerin pastel tonlarına sahip desenleri ve desenlerini tamamlayan özel patine efektli düz tasarımları ile klasiklerden vazgeçemeyenler için harika alternatifler sunuyor. Sirpi'nin tüm koleksiyonlarında olduğu gibi “Pisa” duvar kağıdı koleksiyonu da, insan sağlığına zararlı hiçbir maddeyi barındırmamasının yanı sıra kolay temizlenebilme, güneş ışınlarına dayanıklılık gibi birçok kalite ve teknik özelliklere sahip.

Emsan’ın sevginin gücünü kahvaltı sofralarında hissetmek isteyenler için tasarladığı Serenat Kahvaltı Takımı, kırmızı ve pembe gülün kışkırtıcı buluşmasına ev sahipliği yapıyor. Güzel kokusuyla kendine hayran bırakan sümbül çiçeğinin sanata dönüştüğü Emsan Sümbül Kahvaltı Takımı ise, çiçekler içinde kahvaltı yapmak isteyenlerin beğenisini kazanıyor. Uzun saatler süren kahvaltı keyfi ve kahvaltıya eşlik eden o tatlı sohbetlere Akdeniz esintilerini sofralarınızda yaşamanızı sağlayacak olan Lavander Kahvaltı Takımı ile eşlik eden Emsan, petunya çiçeğinin o eşsiz pembe rengini de mutfaklarınıza Petunya Kahvaltı Takımı ile taşıyor. Emsan, içinde porselen kahvaltı tabakları, reçellikleri, fincanları, demliği ve diğer tamamlayıcı parçaları bulunan Serenat, Petunya, Sümbül ve Lavander kahvaltı takımları ile konuklarınıza unutulmayacak bir görsel şölen sunmanıza olanak sağlıyor.

Arzum Superstar ile saçlarınızı

tararken kolayca düzleştirin

Bakımına özen gösteren kadın ve erkeklerin vazgeçilmez bir parçası olarak her daim onların en büyük kurtarıcısı olan Arzum, yeni ürünü Superstar Düzleştirici Fırça ile saçınızın doğal hacmini koruyarak mükemmel bir şekilde düzleştirme imkanı sunuyor. Müşterilerinin yaşamına kişisel bakım ürünleriyle güzellikler katan Arzum, Superstar düzleştirici fırça ile saçın elektriklenmesini önleyerek düzleştirilmenize olanak sağlıyor. Kısa sürede ısınma özelliği ile vakit kazandıran ve her saç tipine uygun ısı seçeneğiyle tasarlanan fırça, seramik kaplı dişleriyle saçın dokusuna herhangi bir zarar vermeyerek doğal hacmini koruyor.

78



Makale Aynı yıl 804 milyon dolar yatırım ile radyo, TV ve prodüksiyon şirketleri satın alımı gerçekleşiyor. Şu anda grubun 450 milyon müşteriye hizmet verdiği biliniyor. ABD’de yerleşik, Boston Consulting Group’a göre 2035 yılında Çin dijital ekonomisinin toplam iş gücünün yüzde 30’u Alibaba’dan gelecektir. Bu fütürist yaklaşıma göre öngörülen toplam iş gücü, 415 milyon kişinin 122 milyonudur.

dr. M. vahit ipekçi

Alibaba; bir dünya devi ve taklit ile olan mücadelesi

Y

ıllardır, dünyanın açık ara en büyük perakendecisi olarak bildiğimiz Walmart, 2016 Nisan ayından beri bu unvanını Alibaba’ya kaptırdı. Bu ay firmanın 18 yıl gibi kısa sürede katettiği olağanüstü başarı hikayesini ve dergimizin özenle gündeme getirdiği “taklitle mücadele” konusundaki örnek alınacak çalışmalarını inceleyeceğiz. Alibaba, 1999 yılında, Jack Ma ve ortakları tarafından Malezya’da kuruluyor, ilk yıl global fon şirketlerinden 25 milyon ABD doları sermaye toplayıp henüz ikinci yıllarında kara geçiliyor. 2003’te tüketici e-ticaret platformu, ertesi yıl ise sonradan Çin’in en büyük ödeme sistemleri şirketi haline gelecek olan Alipay kuruluyor, firma şu anda 300 milyon kullanıcı ile pazarın yüzde 60’ına hakim. Daha sonra merkezini Çin’e taşıyan grup, 2007 yılında Hong Kong Borsasına kote ediliyor. 2008’de ise perakende web sitesi olan TaobaoMall (Tmall.com) kuruluyor. Grup, 2014 yılında, NY Borsasında, halka arz tarihinin en yüksek geliri olan 25 milyar dolara ulaştı. 2017 başında şirketin NY borsasındaki değeri 264 milyar dolara çıktı.

80

Alibaba ile ilgili söylenecekler bu derginin tümüne bile sığmayacağından şaşırtıcı başarılarından bazılarını paylaşmak istiyorum. Jack Ma, 2009 yılında Amerikalıların çok övündükleri ve perakende satışların tavan yaptığı “Black Friday”e (25 Kasım tarihinde gerçekleşir) karşı Çin’in 11 Kasım tarihinde kutlanan “Bekarlar Günü”nü canlandırıp 2009 yılından itibaren alışverişe kanalize etti, grup 2015 yılı 11.11 Bekarlar Günü’nde 24 saatte gerçekleştirdiği 14.3 milyar dolarlık satış ile Guiness Rekorlar Kitabı’na girdi. 2016 yılı satışı ise 17.8 milyar dolar olarak gerçekleşti ki bu rakam Black Friday cirosunun dört katından fazlaydı. 2016 yılında 8 saat süren ve canlı yayınlanan Tmall defilesini 6 milyon kişi izleyip 80 markanın ürünlerini satın alma imkanı buldular. Lüks araba markaları da genç kitleye hitap etme yolunda e-ticaretin cazibesini Alibaba ile öğrendiler, 2016 yılında 30 marka 100 bin adetin üzerinde satışı Tmall.com üzerinden gerçekleştirdi. Örneğin Alfa Romeo, Giulia Milano modelinin piyasaya ilk sunuşunu Tmall üzerinden yapıp, 350 aracı 33 saniyede tüketmiştir. Ağ üzerinden karar verilip, depozito ödemesi yapıldıktan sonra teslim alma ve servis işlemleri için galeriye giden veya galeride görüp ağ üzerinden sipariş veren müşteriler omni channel için tipik bir örnek oluşturuyordu. Bunun yanı sıra kendi üretimleri olan, sadece web üzerinden satılan ve elektrik ile çalışan OS RX5 markalı otomobile sahipler. 2014 yılında satın alıp geliştirdikleri Mobil Browser markası, UCWeb, Apple Safari’den sonra dünyada ikinci sırada yer alıyor. Alibaba sadece Çin’de, 2016 yılında, 10 milyon Çin firmasının ürünlerini satarak 30 milyon vatandaşına iş sağladığını açıkladıktan sonra, Jack Ma, Ocak 2017 tarihinde Donald Trump ile yaptığı görüşmede, 5 yıl içinde 1 milyon ABD vatandaşına da iş sağlayacağı konusunda görüş birliğine vardıklarını açıklamıştır. Yatırımlarını bölge ülkelere de kaydıran firma sadece Hindistan’da e-ticaret konusunda 680 milyon dolar tutarında yatırım yapmıştır. Tüm hızlı büyüyen ülkelerdeki şirketler gibi Alibaba’da Ar-Ge’ye büyük önem vermekte. 2008


Makale

yılında kurdukları Ar-Ge Enstitüsü büyük projelere imza atıyor, örneğin Alipay ödeme sistemleri şirketleri için geliştirdikleri ve işlemlerin yüzde 99’un da kullandıkları yüz tanıma sistemi, mühendislik konusunda dünyanın bir numaralı üniversitesi olan MIT tarafından ilk 10 teknoloji projesi arasında gösterilmektedir. Firma “yapay zeka” konusunda da öncü bir rol almış ve 2015 yılında piyasaya sürdüğü PAI 2.0 platformu “Machine Learning” ile bilgisayarlara bilgiyi yükleme, ayırt etme paterni ve kesin olmayan bilgiden arınmış programlama imkanı sağlamaktadır. Yapay zekayı tıp alanında da kullanmak isteyen firma, bilgisayar yardımı ile teşhiste karar vermeye yardımcı oluyor. Örneğin hedeflerinin başında akciğer kanserinin erken teşhisi ve yapay zeka yardımı ile geleneksel ilaçların entegrasyonu sağlanmaya çalışılmaktadır.

Biraz da Alibaba’nın kurucusu Jack Ma’dan bahsedersek, gurubun en büyük hissedarı, profesyonel bir davranış gösterip 10. yılın sonunda CEO koltuğunu devredip sadece yönetim kurulu başkanlığını üstleniyor ve bu tarihten sonra gönüllü olarak Çin ticaret ve kültür elçisi gibi hareket ediyor. 2016 yılında uçakta 800 saat geçirdiği ve ülke başkanlarını, prenslerini, iş adamlarını ziyaret ettiği biliniyor. Fortune Dergisi, kendisini dünyanın 2 numaralı “yüce” (Lofty) kişiliği olarak adlandırıyor. Jack Ma, Çin hükümetinin taklit ile mücadele etmesi için önayak olan en güçlü şahsiyet. Yukarıda bahsettiğimiz gibi, Alibaba aynı zamanda taklit ürüne karşı mücadelenin önemini ilk kavrayanlardan. Kendileri de bu konudan, tedarikçileri nedeni ile çok zarar görmüşler, örneğin 2011 yılında Tmall ABD’nin kara listesine girip gerekli

tedbirleri alıp, bir yıl sonra listeden çıkmayı başarmış. 2016 yılında yerel polis ile işbirliği içinde bin 400 taklitçi firmaya baskın yapılıp, 880 kişinin tutuklanmasını sağlamışlar. Bu arada el konulan ürünlerin toplam değeri ise 435 milyon dolar tutuyor. 2017 yılında ise 18 bin uluslararası marka ile işbirliği içinde bu mücadeleyi sürdüreceğini beyan etmişler. Bizim bu zamana kadar bildiğimiz, genelde taklit ürünlerin Çin’den kaynaklandığı yolunda idi, ancak Alibaba bunun tersi ile de mücadele ediyor, örneğin Shell markalı motor yağlarının Malezya’da kaçak olarak ambalajlanıp Çin’e satıldığını saptayan şirket, Malezya hükümeti ile iş birliğine girerek bunu durdurabilmiş. Firmanın bu konuda faaliyet gösteren departman yöneticisi ZhengJunfang, uluslararası müca-

delenin, ülkelerin değişik kanunlarından ötürü çok zor olduğunu vurguluyor. Alibaba’nın da içinde olduğu “ChinaEntrepreneurs Club”, Çin Parlamentosu’nun sert cezalar içeren kanunlar çıkarması durumunda bu tümörün üç yıl içerisinde bertaraf edileceği görüşünde. Gurup hükümete yaptığı tavsiyede, taklitçiliğin, alkollü araç kullananlara karşı yapılan davranışlarla aynı seviyede götürülmesini ve konunun her daim gündemde tutulmasını belirtmiştir. İlaveten ABD’de uygulanan cezalara dikkat çekilmiş ve taklitçilere ilk teşebbüste verilen 10 yıl hapis ile tekrarında 20 yıl hapis cezasına ilaveten iflaslarına yol açacak olan para cezaları vurgulanmıştır. Yurdumuzda bu konuda en önemli mücadeleyi, benim de 6 yıl süre ile yönetim kurulunda görev aldığım Tescilli Markalar Derneği yapmakta olup, ne yazık ki yeterli desteği görememektedir. Taklitle mücadele bir ülkenin mülkiyet haklarına verdiği önemi gösterir ve söz konusu mücadele sadece birkaç şirketin iyi niyetli çabası ile çözümlenemez. Çözüm için; devlet yöneticileri, hukukçular ve tüketicilerden oluşan üç saç ayağının birlikte hareket etmesi gerekiyor. Taklit üründen arındırılmış bir ülke dileği ile hoşçakalın…

81


PERAKENDE

Markalar dolaylı da olsa kayıt dışı ekonomiye katkı mı sağlıyor?

DOLAYLI DA OLSA MARKALARIN KAYIT DIŞI EKONOMİNİN BÜYÜMESİNE KATKI SAĞLADIKLARINI DİLE GETİREN CRISPINO GENEL KOORDİNATÖRÜ ÖZGÜR TAŞKIN, BU KATKININ ÖNÜNE GEÇMEK VE KAYIT DIŞI EKONOMİYİ SAF DIŞI BIRAKMAK İÇİN YAPILMASI GEREKENLERİ DİLE GETİRDİ.

Her şeyden önce organize perakende için ciddi bir haksız rekabet ortamı yaratan ve devlet açısından da doğrudan vergi kaybı anlamına gelen kayıt dışı ekonomi sorunun önüne geçmek adına gerek markalar, gerek dernekler gerekse devlet nezdinde neler yapılabilir? Öncelikle şunu belirtmek isterim ki; kayıt dışı ekonomi birey olarak vicdan, marka olarak ise ülke meselesi olarak bakılmalıdır. Ülkemizde kayıt dışı ekonomi sorunu perakendenin bütün dinamiklerinde fazlasıyla mevcut. Bu kaçak yollarla ithalat-ihracattan başlayarak, ülke içerisinde kayıt dışı üretim, kayıt dışı insan işgücünden yararlanmasına kadar birçok konuyu içerisinde barındırıyor. Markaların birçoğu da aslında kayıt dışı ekonomiye dolaylı yoldan katkıda bulunuyor. Bunu şöyle açabiliriz; ülkemizde hiçbir organize perakende markası kayıt dışı istihdam ya da işyeri bünyesinde bulundurmuyor, bu nettir. Fakat yurt dışından kayıt dışı sokulmuş kumaşı alarak üretim yapabiliyor ya da kayıt dışı işçi çalıştıran yani merdiven altı diye tabir ettiğimiz atölyelerde üretimde yaptırabiliyor. Bunların hepsi dolaylı yoldan katkıdır aslında. Bu bağlamda kayıt dışı istihdam sağlayan, vergi ödemeyen, elektriğine kadar kaçak kullanmaya çalışan hiçbir tesiste üretim yapılmamalı, üretim yaptırılacak tesisler için markaların standartları olmalıdır. Bu standartlar birçok organize perakende markasında mevcut, bu markaların sayısını artırmak kayıt dışını saf dışı bırakacaktır. Ayrıca markalar, kayıt dışı ülkeye sokulmuş taklit ürün, kumaş gibi hiçbir mamul ve materyalin alım ve satışında bulunmamalıdır.

İlgili bakanlıklar derneklerle, dernekler ise markalarla ciddi bir iş birliği içerisinde olup bu işin kontrolü sağlamalıdır. Yaptırımlar kanun olarak işlevsiz kalmamalıdır. Bu sorunu oluşturan etmenler sizce neler? Birçok nedeni var, fakat en önemlisi ürünü ucuza üretip ya da alıp, satarken fazla kar elde etmekten geçer. Ülkemiz koşullarını şu an gözlemlediğinizde perakende markalarının birçoğu (tekstil, gıda gibi tüm sektör) sıkıntılı bir süreç yaşıyor. Bunun da çıkış yolunu maliyetleri minimize etmekte görüyor. Minimizasyonun da üretimdeki kaçınılmaz yolu kayıt dışıdır. Marka kendi dinamiklerinden hiçbir zaman ödün vermez, kayıt dışı işçi çalıştırmaz, vergisini tam öder. Fakat az önce de örneklediğim üzere, üretim ve diğer faaliyetlerinde dolaylı olarak kayıt dışı ekonominin büyümesine neden olur. Kayıt dışı ekonomiye yönelik cezai yaptırımlar yeterli mi? Yetersizse ne gibi yaptırımlar uygulanabilir? İlgili bakanlıkların yeterince yaptırımları mevcut, ama yeterli kontrol mekanizmaları geliştirilmediği için her geçen gün büyüyen bir kayıt dışı ekonomi mevcuttur.

Peki, bu denli haksız rekabet karşısında ayakta kalabilmek adına neler yapıyor, nasıl mücadele ediyorsunuz? Öncelikle biz marka olarak, ülkemizde belli başlı üretici ve tedarikçilerle çalışıyoruz. Karlılıklarımızı düşük tutup, hızlı sirkülasyon sağlayıp, kaliteli ürün-uygun fiyat ikilemiyle hareket ediyoruz. Bu gibi kurallarımız da sadık müşterilerimizin oluşmasını ve sürekli markaya yeni müşteri kazanımı sağlıyor.

82



PERAKENDE

Eğitim her şeyi çözebilir… CEZANIN DEĞİL EĞİTİMİN ÖNEMİNE İNANDIKLARINI VE MARKALARIN EĞİTİM SÜRECİNE DESTEK VERMELERİ GEREKTİĞİNİ DİLE GETİREN DOGO STORE KURUCUSU VE CEO’SU GÖKHAN PEKSARI, “DENETLEME YAPMAK YERİNE EN UFAK İŞLEMDE DAHİ SATIŞ BELGESİ İSTEYEN BİLİNÇLİ BİREYLER KAYIT DIŞI EKONOMİYİ ÖNLEYECEKTİR” DEDİ. Her şeyden önce organize perakende için ciddi bir haksız rekabet ortamı yaratan ve devlet açısından da doğrudan vergi kaybı anlamına gelen kayıtdışı ekonomi sorunun önüne geçmek adına gerek markalar, gerek dernekler gerekse devlet nezdinde neler yapılabilir? Cezanın değil eğitimin önemine inanan bir kişi olarak, ülke insanına verginin kutsal olduğunu, ödenen her verginin aslında hizmet olarak vatandaşa geri döneceğine olan inancı kuvvetlendirmek lazım. Markaların da bu eğitim sürecine destek vermesi gerektiğine inanıyorum. Denetleme yapmak yerine en ufak işlemde dahi satış belgesi isteyen bilinçli bireyler kayıt dışı ekonomiyi önleyecektir.

84

Bu sorunu oluşturan etmenler sizce neler? Büyük ölçüde esnaf ve tacir yapımızın, yurt dışından gelen uygun fiyat ve kaliteli markalarla rekabete hazır yakalanmadığını düşünüyorum. Tabii ki kötü niyetli çoğunluğu da gözardı edemeyiz. Kayıtdışı ekonomiye yönelik cezai yaptırımlar yeterli mi? Yetersizse ne gibi yaptırımlar uygulanabilir? Elbette yeterli değil ve hiçbir zaman da yeterli olmayacaktır. Kayıtdışı ekonomi de dahil tüm kötü huylarından insanlar, aileden başlayan bir eğitimle kurtulabilirler. Vergi kaçırmanın, yalan söylemekten bir farkı olmadığını düşünüyorum. Medeniyet benim gözümde ıssız bir noktada dahi kırmızı ışığı beklemektir. Devlet en temelde kırmızı ışıkta bekleyecek bireyler yetiştirebilirse, kayıt dışı ekonomiden de kurtulacaktır. Peki, bu denli haksız rekabet karşısında ayakta kalabilmek adına neler yapıyor, nasıl mücadele ediyorsunuz? İnovasyon ve Ar-Ge’ye inanan bir firma olarak olabildiğince rakiplerimizin ve piyasa koşullarının önüne geçebileceğimiz yeni projeler geliştirmeye çalışıyoruz. Ulaştığımız ihracat rakamlarının da bu anlamda bize yardımcı olduğunu düşünüyorum.


PERAKENDE

“Perakende sektörüne her BMD üyeleri yurt dışında türlü desteği vereceğiz” 500 yeni mağaza açacak MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL, PERAKENDE SEKTÖRÜNÜN GELİŞMESİ AMACIYLA HÜKÜMET OLARAK HER TÜRLÜ DESTEĞİN SONUNA KADAR VERİLECEĞİNİ SÖYLEDİ. Maliye Bakanı Naci Ağbal, Yerel Zincirler Buluşuyor 2017 programının açılışında konuştu. Bakan Ağbal, burada yaptığı konuşmada perakende sektörüne hükümet olarak her türlü desteğin verileceğini dile getirdi. Ağbal, “Perakende sektörü son derece önemli ve stratejik sektördür. Her zaman desteklenmesi, geliştirilmesi ve büyütülmesi gereken bir sektör... Özellikle yerel düzeyde bu sektörde büyümek isteyen yerel marketler zincirlerinin kendilerine piyasada daha büyük bir oranda pazar payı bulabilmeleri, istihdama sağladıkları katkıyı daha da artırabilmeleri ve teknolojiye daha da fazla yatırım yapabilmeleri için biz de hükümet olarak her türlü desteği sonuna kadar vereceğiz” diye konuştu. 2017 yılının ilk çeyreğinde gelen verilerin sevindirici olduğunu belirten Ağbal, “Yılın ilk çeyreğinde arka arkaya gelen bütün göstergelerde de olumlu trend devam ediyor. Özellikle ekonomik güven

endeksinde, tüketici güven endeksinde, reel kesim güven endeksinde, hizmet sektörü ve perakende ticaret güven endeksinde açıklanan rakamlar hepimizi sevindiriyor. Ticaret canlanmaya başladı. Üretimde çarklar yeniden dönmeye başladı. İhracat tarafında bizi sevindiren çok güzel gelişmeler var. Avrupa pazarı da başta olmak üzere ihracatımız çok güzel gelişme kaydediyor. PMI endeksi uzun bir sürenin ardından 50 gösterge değerini geçti. 4 ay arka arkaya büyüme trendini gösterdikten sonra 52 seviyesine kadar çıktı” dedi. Ağbal sözlerine, “Gerek Ar-Ge, gerek inovasyon, gerek iş gücü piyasaları, kamu maliyesi, sosyal güvenlik, üretim, yatırım gibi birçok alanda ardı ardına yasaları meclisten geçirdik, ama diyoruz ki Türkiye'nin bu dijital ekonomi, değişen küresel jeopolitik karşısında yapması gereken çok reform var. Alması gereken çok mesafe var. Bunları kararlı bir şekilde yapmaktan başka çaremiz yok” diyerek devam etti. Kaynak: http://www.iha.com.tr

Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) üyesi firmalar yurt dışında mağaza atağına geçti. BMD Başkanı Sinan Öncel, 99 BMD markasının 110 ülkede 2 bin 497 mağazayla faaliyet gösterdiğini belirterek, “Mağazaların yanı sıra 12 bin 102 satış noktasıyla da hizmet veren markalarımız bu yıl yurt dışında yaklaşık 500 yeni mağaza açacak. 3-4 yıl içinde markalarımızın yurt dışındaki mağaza sayısının 3 yıl içinde 4 bin civarına ulaşacağını öngörüyoruz” dedi.

KATAR HEDEFTE BMD üyesi markaların mağazalarının yüzde 21'inin (yaklaşık 500 mağaza) Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da yer aldığını aktaran Öncel, Körfez Bölgesi'nde yer alan Türk markalarının mağaza sayısının ise 300'e yakın olduğunu kaydetti. Öncel, “Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan en önemli pazarlarımız. Kuveyt ve Katar ise giderek yükselen bir ivmeyle Türk markalarının hedef pazarları arasında yer alıyor. Turizm destinasyonu ve iş merkezi olarak önemli olan bu bölgeye daha fazla sayıda markamız yatırım yapıyor” diye konuştu.

ALTIYA KATLADI Yurt dışı mağazalarının yanı sıra Türk markalarında online platformda da hızla yükseldiğini anlatan Öncel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Deloitte'la yaptığımız araştırmaya göre 2012'de akıllı telefonların Türkiye perakende satışlarına etkisi yüzde 0.7. Bu da 1.7 milyar TL'lik perakende satışına karşılık geliyor. Akıllı telefonların etkisi, bu haliyle bile 2012'de 300 milyon TL'yi bulduğu tahmin edilen mobil perakende satışlarının 6 katı. Ve henüz mobil etkinin başlangıcındayız. 2017'de etkinin yüzde 14-17'ye kadar çıkmasını ve 65-80 milyar TL'lik perakende satışını etkilemesini bekliyoruz.”

85


PERAKENDE

Hedef, Türkiye’nin

her şehrinde olmak Bildiğiniz üzere Çetinkaya geçtiğimiz günlerde Kahramanmaraş Piazza AVM’de yeni bir mağaza açtı. Biz de hem bu yatırım hem de diğer yatırımlar hakkında bilgi almak adına Çetinkaya Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Muhammed Çetinkaya ile görüşmek istedik. Kendisi de bizi kırmadı ve sorularımızı yanıtladı. “Çetinkaya’ya Türkiye’nin değişik şehirlerinde yer alan AVM’lerden birçok cazip teklif geliyor. Ancak bu teklifler arasından biz, markamıza en uygun olanı seçmeye ve değerlendirmeye çalışıyoruz” açıklamasında bulunan Çetinkaya Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Muhammed Çetinkaya, “Uygun derken şunu kastediyorum; sadece ticari olarak Çetinkaya’nın kazançlı çıkacağı bir lokasyon değil, aynı zamanda AVM’ye, AVM’deki markalara ve o şehre bir değer katabileceğimiz lokasyonlarda olmayı tercih ediyoruz” dedi.

86

Çetinkaya’nın çok iyi bir marka bilinirliğinin olduğunu da dile getiren Çetinkaya, “Türkiye’nin her yerinde, her gelir ve yaş grubundaki insanların bildiği ve sonuna kadar güvendiği bir marka Çetinkaya…” dedi.

“MÜŞTERİ GİRİŞ SAYILARI BİZİMLE BERABER İKİ KATINA ÇIKTI” “Yeni mağaza yatırımı için neden Kahramanmaraş seçildi?” sorumuza Çetinkaya, “Kahramanmaraş, daha önce

mağazamız olmamasına rağmen müşteri portföyümüzün olduğu bir şehir. Dolayısıyla Piazza yani Rönesans Grup ile çok kolay ve kısa bir sürede anlaştık ve yine çok kısa sürede mağazayı hazır hale getirip, AVM’nin en güzel ve şık mağazasını güzel bir açılışla hizmete soktuk” diyerek cevap verdi. Sözlerine devam eden Çetinkaya, “İlk tepkiler çok olumlu oldu. AVM yatırımcısı ve AVM’nin içindeki markalar da çok memnun. Çünkü müşteri giriş sayıları bizim açılışımızla beraber nere-


PERAKENDE

deyse iki katına çıktı. Ayrıca Kahramanmaraş insanı da çok memnun, çünkü uygun fiyata, kaliteli giyinebileceği, güvendiği, bildiği Çetinkaya ayağına geldi.”

“ÇETİNKAYA MİNİMUM RİSKLE YATIRIM YAPAN BİR FİRMA” “Çetinkaya minimum riskle yatırım yapan bir firmadır. Genelde mağazalarımız kendi mülklerimizdir, hiç kredi kullanmayız” diyen Çetinkaya, “Bu yüzden AVM’lerde mağaza açmaya mesafeli durduk. Bundan sonra da gelebilecek risksiz, değer katabileceğimiz AVM’lerde mağaza açabiliriz” dedi ve sözlerine ekledi: “Önümüzdeki günlerde Bolu’da Esas grubuna ait 14 Burda AVM’de bir mağaza açacağız.” “Son dönemlerde perakende sektörü agresif büyüme adı altında hesapsız bir şekilde büyüme trendine girdi. Çetinkaya hiçbir zaman taklitçi olmadı, yani ‘şu şu kadar mağaza açmış, ben de açmalıyım’ diye bir yaklaşım içine girmedi” ifadesinde bulunan Çetinkaya, “Önümüzdeki dönemde bir konsolidasyon olacağını düşünüyorum. Bu, Çetinkaya gibi sağlam bir firmaya fırsatlar doğuracak. Bu dönemde Çetinkaya’nın daha hızlı büyüdüğünü göreceğiz” dedi.

“HEM AVM, HEM DE CADDE MAĞAZALARI AÇMAYA DEVAM EDECEĞİZ” AVM mağazaları ile beraber cadde mağazaları da açmaya devam edeceklerini belirten Çetinkaya, ayrıca Çetinkaya’nın bir diğer konsepti olan büyük metrekarelerde (20 bin-30 bin metrekare) stand alone mağazalar da açmayı planladıklarını da dile getirdi. Çetinkaya sözlerine ise “Türkiye’nin her şehrinde mutlaka mağaza açmayı planlıyoruz” diyerek son verdi.

87


PERAKENDE

Maliye Bakanı Naci Ağbal perakende sektörüne yeni nesil yazar kasalara geçişle ilgili müjdeyi verdi.

Perakende sektörüne yazar kasa müjdesi Maliye Bakanı Naci Ağbal, perakende sektörü için 1 Ocak 2018’de yeni nesil ödeme kaydedici cihazlara geçme mecburiyetinin kaldırıldığını müjdeledi. Bakan Ağbal, “Herhangi bir perakende zinciri içindeki bir işletmemizin bir ofis sistemine entegre eski nesil yazar kasası varsa, 1 Ocak 2018'den sonra da bunları kullanmaya devam edebilecek. Bu işletmelerimiz hali hazırda yazar kasaya sahip. Kullandıkları sistemler, bizim amacımıza uygun veri üretebiliyor. Perakende noktalarında var olan mevcut yazar kasaları kendi sistemimize entegre edip, yeni nesil ödeme kaydedici cihaza geçme mecburiyetini kaldırıp, ihtiyari yapacağız” dedi.

SADECE YEREL ZİNCİRLERDE 15 BİN YAZAR KASA DEĞİŞECEKTİ TPF Başkanı Altunbilek yeni nesil ödeme kaydedici cihazlara iptal edilen geçişin sektöre büyük kazanım sağladığını belirterek şöyle konuştu; "Türkiye Perakendeciler Federasyonu'na bağlı 3 bin 149 noktada 15 bini aşkın yazar kasanın değişmesi gerekiyordu. Şu ana kadar üyelerimizin yüzde 20’si geçişini tamamlamıştı. Sektörün geneline bakacak olursak; Türkiye genelinde yerel, ulusal ve indirim mağazalarının 26 binin üzerinde şubesi var. Bakanımızın vermiş olduğu müjde sayesinde yeni nesil ödeme kaydedici cihazlara gerçekleştireceğimiz yatırımı işimizin gelişmesine, büyümeye, istihdama aktarıp; mağazalarımızın daha verimli hale gelmesi için çalışmalar yapacağız” dedi.

“SEKTÖRÜN OMUZUNDAKİ EK YÜK KALKTI” Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın duyurduğu kararla ilgili sektör adına teşekkürlerini dile getiren Türkiye Perakendeciler Federasyonu Başkanı Mustafa Altunbilek, “1 Ocak 2018'e kadar her bir yazar kasa başına bin 500 dolar ek yatırım yapmamız gerekiyordu. Hükümetimizin ve bakanlığımızın almış olduğu bu önemli karar omuzlarımızdaki ek yükü aldı. Sektör adına teşekkürlerimizi sunuyorum” dedi.

88


PERAKENDE

CarrefourSA, Adana’daki yeni hipermarketini hizmete açtı Türkiye organize perakende sektörünün öncü markası CarrefourSA, Adana’daki yeni hipermarketini M1 Alışveriş Merkezi’nde hizmete açtı. Açılışı değerlendiren CarrefourSA Genel Müdürü Z. Hakan Ergin, Adana’nın kendileri için çok özel bir yer olduğunu belirterek, “Adana’nın en çok ziyaret edilen alışveriş merkezi M1 AVM’de yeni hipermarketimizle yerimizi alıyoruz. Bugüne kadar ‘önce müşteri’ diyerek marketlerimizin bulunduğu her yerde CarrefourSA farkını yansıtacak uygulamaları hayata geçirdik. Bundan sonra da tüketicilerimizin ihtiyaçlarını karşılayacağımız yeni uygulamalarla en kaliteli ürünü, en uygun fiyata sunmaya devam edeceğiz” dedi. Toplam 5 milyon TL yatırımla, 4 bin 500 metrekare satış alanına sahip olan Adana CarrefourSA Hipermarketi, geniş bir yelpazeye sahip ürün çeşidiyle hem tasarruflu hem de keyifli alışverişin adresi olacak. CarrefourSA Genel Müdürü Z. Hakan Ergin, Hiper Satış Direktörü Şenol Arpacı ve İcra Kurulu Üyeleri’nin katılımıyla gerçekleştirilen kurdele töreniyle hizmete açılan Adana CarrefourSA Hipermarketi’nde 30 bine yakın farklı ürün tüketicilerin beğenisine sunulurken markette 104 çalışan görev yapıyor.

“KEBABIN MERKEZİ ADANA’YI BALIK GİBİ FARKLI BİR LEZZETE ALIŞTIRMAK İSTİYORUZ” Adana’nın, “Türkiye’nin Sabancısı” olan Sabancı Holding’in temellerinin atıldığı yer olması dolayısıyla CarrefourSA için çok özel bir yere sahip olduğunun altını çizen CarrefourSA Genel Müdü-

rü Z. Hakan Ergin, açılışa ilişkin yaptığı değerlendirmede şunları dile getirdi: “CarrefourSA olarak Adana’nın en çok tercih edilen alışveriş merkezi M1 AVM’de yer almaktan büyük bir heyecan duyuyoruz. Yeni hipermarketimizle Adanalılara başta taze gıda olmak üzere CarrefourSA kalitesini öne çıkaran tüm ürünlerimizi sunuyoruz. Taze gıdanın adresi olarak kebabın merkezi Adana’yı farklı bir lezzete, balık yemeye alıştırmak istiyoruz. Adanalılar, dilerlerse balık reyonumuzdan taze balıklarını satın alabilecekler, dilerlerse de Balıkçı bölümümüzde satın aldıkları balıkları temizletip, pişirttikten sonra yiyebilecek veya paketlettirip evlerine götürebilecek ya da ekmek arası balık çeşitlerimizin tadına bakabilecekler. CarrefourSA olarak bugüne kadar önce müşteri diyerek en kaliteli ürünü, en uygun fiyata tüketicilerimizle buluşturarak tasarrufun adresi olduk, bundan sonra da bu yolda ilerlemeye devam edeceğiz.”

“ADANALILAR, İHTİYAÇ DUYDUKLARI NE LAZIMSA YENİ HİPERMARKETİMİZDE BULABİLECEKLER” CarrefourSA Hiper Satış Direktörü Şenol Arpacı da yeni hipermarkete ilişkin olarak değerlendirmesinde şunları dile getirdi: “Adanalılar, M1 AVM’deki yeni hipermarketimizde yalnızca taze gıda ürünlerimizi değil, tekstilden elektroniğe, kırtasiyeden züccaciyeye ve bahçe gereçlerine kadar ihtiyaç duydukları ne lazımsa bulabilecekler. Yeni yüzümüzle Adanalılara çok daha keyifli bir alışveriş ortamı sunuyoruz. Marka karmasını çeşitlendirerek Adanalılara farklı bir hizmet sunacak olan M1 AVM’ye yeni hipermarketimizle verdiğimiz destekten mutluluk duyuyoruz.”

89


PERAKENDE

Türkiye’nin en büyük Koçtaş mağazası yenilendi KOÇTAŞ ANKAMALL MAĞAZASI YENİ FORMATIYLA TÜKETİCİYE DAHA KOLAY VE DAHA RAHAT ALIŞVERİŞ VAAT EDİYOR.

Ev geliştirme perakendeciliğinin lider kuruluşu Koçtaş, müşterilerine daha iyi hizmet vermek için mağaza formatlarını yenilemeye de devam ediyor. Koçtaş, 9 bin metrekarelik satış alanıyla Ankara’da bulunan ANKAmall mağazasını ‘daha kolay ve rahat alışveriş’ formatıyla yenileyerek hizmete açtı. ANKAmall Koçtaş mağazasının açılışına Koç Holding Turizm, Gıda ve Perakende Grubu Başkanı Tamer Haşimoğlu, Koçtaş Genel Müdürü Alp Önder Özpamukçu ve çok sayıda davetli katıldı. Türkiye’nin en büyük Koçtaş mağazası olan ANKAmall Koçtaş, tüketicilerin tüm ihtiyaçlarına tek çatı altında cevap ver-

menin yanında, yenilenen formatıyla farklı bir alışveriş deneyimi de sunuyor. Yeni nesil mağazacılık anlayışıyla yeniden tasarlanan ANKAmall Koçtaş mağazası, ‘Daha kolay ve rahat alışveriş’ formatıyla müşterilerin 40 bin çeşit ürün arasından kendilerine en uygun olanı kolaylıkla seçmelerini hedefliyor. Koçtaş ANKAmall mağazası; banyo, mutfak, aydınlatma, el aletleri, yer döşemeleri, bahçe, hırdavat gibi kategorilerde tüketicilere pek çok alternatif sunuyor.

“YENİ MAĞAZA KONSEPTİMİZLE DAHA RAHAT VE KOLAY ALIŞVERİŞ DENEYİMİ HEDEFLİYORUZ” Koçtaş ANKAmall mağazasının yeni yüzüyle müşterilerine daha iyi bir alışveriş deneyimi yaşatırken, ev perakendesinde de her evin ihtiyacını tek çatı altında topladığına değinen Koçtaş Genel Müdürü Alp Önder Özpamukçu; yeni mağaza konseptiyle daha rahat ve keyifli bir alışveriş deneyimi sunacaklarını söyledi. Koçtaş’ın kurulduğu günden bu yana doğru ürünü, doğru fiyatla ve en iyi hizmetle tüketiciyle buluşturduğunu belirten Alp Önder Özpamukçu,“Ankara, Koçtaş tüketicisinin en yoğun olduğu şehirlerden biri. Yeni nesil mağazacılık anlayışımızı ANKAmall’a taşıyarak, Koçtaş’a gönül veren Ankaralı müşterilerimize teşekkür etmek istedik” dedi.

İNDİRİMİN KRALI KAMPANYASIYLA BÜYÜK İNDİRİMLER KOÇTAŞ’TA ANKAmall’ın açılış gününe denk gelen ‘İndirimin Kralı’ kampanyası ile ANKAmall müşterileri yüzlerce üründe inanılmaz indirimlerle alışveriş yapma imkanı bulacak. Sadece Koçtaş Kartlılar’a özel olacak ve 25 Mayıs’a kadar sürecek indirim kampanyası; klima, bahçe oturma grubu, gardırop, matkap ve banyo dolabı gibi yüzlerce üründe geçerli olacak.

90



PERAKENDE

Perakendede geleceğin anahtarı teknoloji ve yenilik

“YEREL ZİNCİRLER DEĞİŞİM SÜRECİNDE ÇEVİK OLMALI” İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen zirvenin açılışının ardından gerçekleşen oturumlarda gelişen teknoloji ve değişen tüketici profiliyle birlikte yerel zincirlerin yol haritaları masaya yatırıldı. Verimliliğin ve Büyümenin İtici Gücü: “Sürdürülebilirlik” konulu oturumunda konuşan Unilever Türkiye, Orta Asya ve İran Yönetim Kurulu Başkanı Harm Goossens, 100 yıldır Türkiye’de bulunduklarını ve yatırımlarına devam ettiklerini belirterek, “Türkiye’de perakende sektörü bizim için çok önemli. Yerel zincirlerin pazar payı yüzde 37. Bu sebeple sizlerle gerçekleştireceğimiz yakın iş birlikleri hem önemli hem de gerekli. Birlikte daha çok çalışmamız gerekiyor” diye konuştu.

Dünyadaki trendlerin, tüketici alışkanlıklarının ve profilinin çok çabuk değiştiğinin altını çizen Goossens, yerel zincirlerin bu süreçte çevik olması gerektiğini belirtti. Goossens, şöyle devam etti: “Günümüzde yeni nesillerin tüketici olmaya başlamasıyla hepimizin ‘Milenyum Çocukları’na ve sosyal medyaya daha yakın durmamız lazım. Türkiye’de sosyal medya çok gelişmiş durumda. Dünyanın bu hızlı gelişimine bizler de ayak uydurmalı ve kısa zamanda gelişmeleri takip ederek değişmemiz lazım. Bu değişim size farklılaşmayı da sağlayacak. Değişime ayak uydurabilen ve farklılaşmayı sağlayabilen yerel zincirler ise büyük zincirlerin her zaman bir adım önünde olacak.”

Organize gıda perakende sektörünün en büyük organizasyonu olan Uluslararası Yerel Zincirler Buluşuyor Konferansı ve Fuarı (YZB) 2017’de, perakende sektöründe işletmelere “dönüşüm” başlığı altında “verimlilik” stratejilerinin paylaşıldığı oturumlar gerçekleşti.

92

Unilever Dijital Direktörü Yüce Zerey de tüketici ihtiyaç hiyerarşisinin değiştiğini anlatırken “Dijital dünyada ve sosyal medyada tüketici artık daha agresif. Günümüzde pratik bir tüketici profili bulunuyor. Marka sadakati zayıf, elindeki kıt kaynaklara rağmen iyimser bir yandan da acımasız bir dürüstlükle deneyimlerini aktaran bir tüketici var artık günümüzde” dedi. Değişen tüketiciyle birlikte iletişim dilinin de değiştiğini belirten Zerey, görsel iletişimin önem kazandığını ifade etti. Tüketici için kalitenin belirleyici olduğunu belirten Bizerba Global Perakende Çözümleri Direktörü Tudor Andronic ise kalite için yenilikçi olunması ve inovasyondan destek alınması gerektiğini kaydetti. Andronic, yerel zincirlerin geleneksel rekabetten korkmaması gerektiğini vurgularken yeniliğe açık olmaları gerektiğini söyledi.


PERAKENDE

Markanızın H

alka Grup’un diğer bir çatısı Merchandising hizmetinden kısaca bahseder misiniz? Hizmetin faydaları nelerdir? Merchandising, perakende satış noktasında nihai tüketicinin ürünü alması için yapılan her türlü iletişim ve faaliyetleri kapsamaktadır. Bu çalışmalar ile satış noktasına ulaşan ürünün bulunabilirliği, görünebilirliği ve satınalınabilirliği sağlanır. Pazarlama aktivitelerinin aksine satış noktasında markanın gücünü gösterir. İçinde bulunduğumuz büyük pazara her yıl binlerce yeni ürün giriyor. Bu ürün bolluğu içerisinde nihai müşteriye ulaşmak ise oldukça zor… Örneğin büyük bir süpermarket 15 bin çeşit ürünü rafında ve stoğunda müşterinin seçimine sunmak için bulundurabilir. Günümüzde ürünün rakibinin önüne geçmesi ve müşteri kazanması için zorlu bir mücadele verilmektedir. Bu noktada bizler de

Sunmuş oldukları Merchandising hizmeti hakkında görüşlerini aldığımız Halka Grup Yönetim Kurulu Başkanı Müşfik Duru, “Deneyimli ekiplerimiz ile ürünün müşteri ile buluşmasını ve satışla sonlanmasını sağlıyoruz” dedi.

gücünü gösterin!

deneyimli ekiplerimiz ile bu savaşı kazanarak ürünün müşteri ile buluşmasını ve satışla sonlanmasını sağlıyoruz. Sizce diğer ajanslardan farkınız nedir? Müşterilerimizin satış ve pazarlama hedeflerini iyi anlamakla başlıyoruz işe. Yaptığımız çalışmalar ile pazarlama stratejilerine yön veriyoruz. En önemlisi de firmaların iş yükünü hafifletiyor ve departmanları gibi çalışıyoruz. Konusunda uzman bir ekip ile çalışıyoruz. Kurmuş olduğumuz merchandising

ekiplerini büyük bir özen ile seçiyoruz. Eğitime önem veriyoruz. Ekibimize ürün, merchandising teorik ve uygulamalı olmak üzere eğitimler veriyor, bu eğitimlerin sonunda satış noktasında görev almalarını sağlıyoruz. Yapılan tüm çalışmaları online olarak denetliyor, sahadan anında haberdar olarak gerekli müdahaleleri yapabiliyoruz. Sahadan aldığımız bilgiler ile doğru pazarlama stratejileri geliştiriyor marka ve satış bilinirliğine katkı sağlıyoruz.

Şu an satış danışmanlık ve destek hizmeti sunduğunuz firmalar ağırlıklı olarak hangi sektörlerden? 1997’den beri sektöründe dünya lideri birçok firma ile çalışıyoruz. Şu anda 20’nin üzerinde firma ve bin 1500’ün üzerinde uzman satış destek kadrosuyla hizmet vermeyi sürdürüyoruz. Müşteri portföyümüz ağırlıklı olarak FMSG kanalındaki markalar. Bunun yanında teknoloji, ev gereçleri-zücaciye ile kozmetik grubunda da birçok lider markaya hizmet veriyoruz.

93


PERAKENDE

Estetik ve güvenlik “Synergy Acrylic”te bir araya geldi! Synergy Elektronik Ürün Takip Platformu ailesinin yeni üyesi Synergy Acrylic 2.5, sahip olduğu entegre çözümlerle öne çıkıyor.

SAYDAM, ŞIK, İNCE VE ESTETİK... İlk bakışta yeni akrilik seçeneğinin estetik tasarımı ile dikkat çeken platform, klasik alarm antenlerine göre çok daha ince ve şık bir tasarıma sahip. Yeni platform, 2.5 metrelik algılama mesafesi ile mağaza girişlerinin daha geniş kullanılmasına olanak tanıyor. Daha uzun tasarlanan Synergy Acrylic, şapka ve gözlüklerin takılarak çıkılması ile yaşanan kayıpları en aza indiriyor.

KOMPAKT, AKILLI... Synergy Elektronik Ürün Takip Platformu, kompakt yapısı ile kişi sayma, metal folyo ve jammer algılama fonksiyonlarını tek bir platformda bütünleştiriyor. Aynı zamanda herhangi bir arıza durumunda uzaktan bağlanılarak servis hizmeti verilmesine de olanak tanıyarak işletme maliyetlerini azaltıp, verimliliği artırıyor.

UNUTULAN ETİKETLERDEN KAYNAKLANAN YANLIŞ ALARMA ANINDA MÜDAHALE Geçtiğimiz aylarda Sensormatic tarafından perakendecilerin hizmetine sunulan, Synergy Elektronik Ürün Takip Platformu ailesinin yeni üyesi Synergy Acrylic 2.5, hem estetik görüntüsü hem de sahip olduğu entegre çözümlerle öne çıkıyor. Yeni Synergy Acrylic, perakende sektöründe güvenlik ve mağaza zekasına estetikten ödün vermeden sahip olmak isteyen markalar için tasarlandı.

94

Mağazaların yanlış alarm sebebi ile açtığı servislerin yüzde 80’i etrafta unutulan etiketlerden kaynaklanıyor. Böyle bir durumda mağaza, çoğu zaman servis gelene kadar sistemi kapatmayı tercih ediyor. Synergy platformu ise yerinde servise gerek kalmadan uzaktan bağlanılarak, unutulan etiketin nerede olduğu tam olarak tespit edilebiliyor. Hem zamandan hem de maliyetten tasarruf ediliyor.

ÖZELLEŞTİRİLEBİLEN ALARM SİNYALLERİ İLE MAĞAZAYA ÖZEL DİL Synergy Platformu içeri giren ve dışarı çıkan etiketler, metal folyo ya da jammer (sinyal kesici) kullanımı gibi durumlarda her olay için farklı bir renk ve ses ile sinyal verebiliyor. Örneğin; sert etiketli bir ürün çıkarken sesli ve turuncu alarm, metal folyolu bir çanta girdiğinde sessiz sarı alarm, jammer ile bloke edildiğinde kırmızı alarm ile haber verebiliyor. Bu şekilde mağazanızdaki personel ile özel iletişim dili kurarken, operasyonel verimlilik sağlıyor.


PERAKENDE

Yenilikçi marka olabilmek, trend yaratabilmekten geçiyor “Başarılı markayız diyebilmenin ana kuralları hitap ettiğiniz kitlenin doğru hedef kitle olması, bu hedef kitlenin ihtiyacını karşılayabilmiş olmanız, müşterilerinizin markanızdan memnuniyeti, markanızla bir bağ oluşturarak tekrar alışveriş yapıyor olması ve markanızı başkalarına da tavsiye ediyor olması” diyen Açık Kart Genel Müdürü Murat Kibaroğulları, “Dolayısıyla altın kural doğru hedef kitleye hitap etmek, bu hedef kitlenin herhangi bir problemini ürün veya hizmetinizle çözüyor olmak. Markanın iletişimi ve konumlandırılması bu noktada öne çıkıyor, müşteriye sunulan faydanın net anlatıldığı sade, anlaşılır bir iletişim dili ile markanın doğru konumlandırılması çok önemli” dedi ve sözlerine ekledi: “Bütün bunların olabilmesi için markanızın ölçeğine göre bir pazarlama, satış ve yönetim stratejisi güdüyor olmak gerekiyor. Marka konumlandırma stratejileri markanın adından, markanın kimliğine, logosuna pek çok farklı iletişim alanını kapsıyor. Satış stratejileri sayesinde tüm satış, servis, bayi altyapısı, birebir veya dijital satış kanallarının kullanımı gibi müşterinin markaya erişmesini sağlayacak doğru altyapının oluşturulması gerekiyor. Markaların sağlıklı ve başarılı olabilmesi için sürekli değerlendirme gerekiyor, müşterinin, rakibin, çalışanın, dostların ve hatta rakiplerin ne dediğine ne önerdiğine kulak vererek tüketicinin nabzının tutulması gerekiyor. Tüketici nabzını dinlemek için sosyal medyadan, çağrı merkezine, online tüm kanallardan, offline kanallara tüketici ile etkileşimde olunan her andan faydalanarak müşteriden geri bildirim almak, marka

araştırmaları yapmak mümkün. Markanın başarısını ve geri bildirimlerini ölçümlemek, CRM ve sadakat sistemleri de dahil olmak üzere teknolojik ve pazarlama altyapılarını kullanmak gerekiyor.” “Dünya dönüşüyor ve çok önemli bir değişimin eşiğinde, markalar ise teknolojiyi kullanarak yeni nesil müşteriyi yakalamak durumunda” açıklamasında bulunan Kibaroğulları, Türkiye’deki mobil cihaz kullanıcıları günde ortalama 70 kez cep telefonunu kontrol ediyor, bu da yaklaşık 15 dakikada bir ekran yüzü gördüğümüz anlamına geliyor. Dijitalleşme ve mobil artık günlük hayatımızın her anında bizimle ve teknolojinin getirdiği kolaylıklar ile dünya bir dönüşümün eşiğinde. Dolayısıyla, dijital dünyada ben de varım diyecek olan firmalar ürün ve hizmetlerini bu trendlere uygun hale getirerek dijital dönüşümlerini sağlamak durumundalar” dedi.

YENİLİKÇİ MARKA OLMAK, DEĞİŞİME AYAK UYDURMAKTAN GEÇİYOR

Yenilikçi bir marka olabilmek için trendleri takip eden değil, trendi yaratan veya trendlerin içinde lider marka olmaya odaklanmak gerektiğini dile getiren Kibaroğulları, “Fırsatları gören, değişime ayak uydurabilen, hızlı, yenilikleri keşfeden, yenilikleri uygulayan, adaptasyon kuvvetli ve esnekliği olan markalar sektörünün oyun kurucu yenilikçi markaları olabiliyor. Açık Kart olarak bugüne kadar müşterilerimize kaliteli ve inovatif ‘loyaltech’ çözümlerini sunduk. Geçtiğimiz yıl yaptığımız yatırımlarla, gelişen teknolojilerden faydalandık ve çözümlerimizi dijitalleştirdik. Farklı ve yenilikçi mobil çözümler sunuyoruz.

Açık Kart Genel Müdürü Murat Kibaroğulları: “Yenilikçi bir marka olabilmek için trendleri takip eden değil, trendi yaratan veya trendlerin içinde lider marka olmaya odaklanmak gerekiyor” dedi.

Tüketici-çalışan sadakati ve ödül yönetimi ya da bayi satış teşvik programları ve önemli markalardan oluşan indirim networkümüzdeki uygulamalarımıza ödeme fonksiyonu da ekliyoruz. Böylece ‘fintech’ çözümlerini de implemente ederek uçtan uca müşteri deneyimini yaşatıyoruz” dedi. Mutlu müşteriler yaratmanın sırlarını açıklayan Kibaroğulları, “Sosyal medya ve teknolojinin sağladığı nimetlerle gelişen iletişim, özellikle hizmet sektöründeki firmala-

rın müşteri memnuniyetine ve özellikle deneyime odaklanmasını sağlıyor. Müşterileri her an ve özellikle de şimdi memnun etmek, geleceğe yatırım anlamına geliyor. Müşteriye ürün veya hizmetinizle ilgili iyi bir deneyim yaşatmak, müşterilerin duygusal ve fiziksel beklentilerini anlamak, müşterileri çeşitli sürprizlerle şaşırtmak, sadakatlerini ödüllendirmek ve müşteri beklentilerini onların her bir duyusuna hitap edebilecek ölçüde karşılamak mutlu müşteriler yaratmayı sağlıyor” dedi.

Ülkemizin içinden geçtiği sıkıntılı süreçlerden markaların en az hasarla çıkmaları için yapılması gerekenleri söyleyen Kibaroğulları, “Farklı iş fırsatlarını görerek ürün ve hizmetler açısından ölçeklenebilmeyi sağlayan, farklı kanallardan, farklı müşteri kitlelerine birebir erişebilen markalar ayakta durarak en az hasarla çıkıyor. Marka stratejisini ve ürün konumlandırmasını sağlıklı yapmış olan markalar, değişimi hızla içselleştirebilen ve değişime hızla adapte olabilen bir organizasyon yapısına sahip olan markalar bu tip belirsizlik dönemlerinde de ayakta kalabiliyorlar” diyerek sözlerine son verdi.

95


PERAKENDE

SMG’nin müzikleri mevsime göre değişiyor! DÜNYA MARKALARINDAN KÜÇÜK İŞLETMELERE KADAR 400’ÜN ÜZERİNDE FİRMAYA 8 BİN 500’E YAKIN NOKTADA DİJİTAL MÜZİK YAYINI HİZMETİ VEREN SMG, MEVSİMLERE GÖRE DEĞİŞEN LİSTELER İLE AVM ZİYARETÇİLERİNE EŞLİK EDİYOR. Müzik, anons, reklam, yazılım, ses sistemi ve görüntü çözümleri sunan SMG, 400’ün üzerinde firmaya 8 bin 500’e yakın noktada hizmet veriyor. Türkiye’de kapalı devre dijital müzik yayıncılığında lider konumda bulunan SMG’nin müzikleri, markaların kimliği, imajı, hedef kitlesi ve lokasyonunun yanı sıra mevsimlere göre de değişiklik gösteriyor. SMG’nin müzisyen ve DJ’lerden oluşan müzik departmanının hazırladığı listelerde, havaların ısınmasıyla birlikte alışveriş merkezi ziyaretçilerine enerji veren parçalar ön plana çıkıyor. AVM’lerdeki yayınlarda çok yüksek veya çok düşük düzeyde olmayan, keyifli bir fon müziği işlevi gören parçaları tercih eden SMG Müzik Departmanı, bu mevsimde Latin, Bossa Nova ve Nu Disco tarzı listelere ağırlık veriyor.

OSCAR’LIK ŞARKILARLA ALIŞVERİŞ KEYFİ Unutulmaz klasiklerden günümüzün popüler şarkılarına uzanan geniş bir seçkiyle hizmet veren SMG, bu yıl portföyüne Oscar’lı şarkıları da ekledi. La La Land filminin En İyi Orijinal Şarkı Ödülü’nü alan şarkısı City Of Stars’ın yanı sıra, bu dalda aday olan The Fools Who Dream (La La Land), Can’t Stop The Feeling (Trolls), The Empty Chair (Jim: The James Foley Story) ve How Far I’ll Go (Moana), AVM ziyaretçilerinin keyifle dinlediği şarkılar arasında yer alıyor. Mevsimlere göre müzik seçimi yalnızca AVM genelini değil, markaları da yakından ilgilendiriyor. Perakende sektöründe daha hareketli, dinamik ve gençliğe hitap eden pop müzik şarkıları tercih edilirken, şık bir butikte easy listening, çocuk

96


PERAKENDE MAĞAZADA KALMA SÜRESİNİ MÜZİKLER BELİRLİYOR

mağazalarında ise küçük ziyaretçilerin ebeveynleriyle birlikte dinleyebileceği hareketli ve mutluluk veren parçalar seçiliyor. Yeme içme sektöründeki müzikler de, restoranın türüne göre değişiklik gösteriyor. Fast food mağazalarda, genel konsepte uygun olarak hızlı ritimli müzikler dinleniyor. Günümüzde alışveriş merkezleri içinde sıklıkla gördüğümüz şık restoranlarda ise, caz ve Latin tarzı ön plana çıkıyor.

ANONSLAR DA HAREKETLENDİ!

Alışveriş merkezlerinde ve mağazalarda çalınan müziklerin tüketicilerin satın alma tercihlerini etkilediğini belirten SMG Yönetim Kurulu Başkanı Gül Gürer Alimgil, “Yavaş tempolu müzikler, yüksek tempolulara oranla müşterileri mağaza içinde daha uzun süre tutuyor. Uzun süre mağazada kalan müşteriler de genellikle daha çok alışveriş yapıyor” dedi. Bunun yanı sıra, özellikle indirim dönemlerinde mağaza içindeki trafiği yönetmek için müziğin gücünden faydalanıldığını ifade eden Alimgil, “Mağazada rahat alışverişi engelleyecek bir yoğunluk varsa, yüksek tempolu müziklerin etkisiyle akışı hızlandırmak mümkün” açıklamasında bulundu.

Alışveriş ziyaretçilerini müzikler kadar etkileyen bir başka unsur da anonslar. Alimgil, özellikle Anneler Günü, Babalar Günü, karne dönemi gibi özel günlerde anons hizmeti kullanan markaların bir adım öne çıktığına dikkat çekiyor. Markaların kampanya ve etkinliklerini doğrudan iletebileceği, ürünleri ve özel hizmetleri konusunda bilgilendirme yapabileceği anonslar, istenilen noktada, sıklıkta ve tarihte yayına alınıyor. Anons girdiğinde duran müzik yayını ise, anonsun ardından kaldığı yerden devam ediyor. “Mağazaya gelen müşterinin o anda ikna olup satın almayı gerçekleştirmesi için en etkili yol anonstur” diyen Alimgil şunları söyledi: “Mağaza içinde kullanılan kampanya anonsları, satışları artırmayı hedefler, aynı zamanda istenilen ürünün ön plana çıkarılmasını sağlar. Örneğin, bir ürünün satışı istenilen düzeyde değilse, mağazada bu ürüne özel bir indirim duyurusu yapılabilir. Yeni çıkan bir ürünün haberi de müşterilere bu şekilde verilebilir.” SMG bünyesinde anonsların seslendirilmesi için profesyonel seslendirme sanatçılarından oluşan özel bir ekip bulunduğunun altını çizen Gül Gürer Alimgil, “Duyurulması istenilen metinler müşterilerimizden bize geldikten sonra, ekibimiz tarafından seslendiriliyor. Ardından müzik departmanımızdaki DJ'lerimiz ve müzisyenlerimiz tarafından düzenleniyor. Seslendirilen anonsların arka planına müzik ya da ses ekleyebiliyoruz. Markanın hazır anonslarını da yayına alabiliyoruz. Ayrıca firmaların santralleri için yönlendirme anonsları hazırlayabiliyoruz” diye konuştu.

97


PERAKENDE

Kurumsal kimlikte çözüm ortağınız…

Ertuğ Reklam Yönetim Kurulu Üyesi Asım Levent Ertuğ: “Üretim dışında proje yönetimi, danışmanlık ve kontrolörlük hizmetleri de sunan firmamız, müşterileri için anahtar teslim hizmetler sunan bir çözüm ortağı konumunda yer alıyor” dedi. alan akaryakıt istasyonlarının kurumsal kimlik işleri ihalesi de ilk defa seri olarak yaptığımız akaryakıt istasyonları işi oldu. Hali hazırda bu süreçler olumlu bir şekilde devam ediyor.

Ertuğ Reklam’ın üretim tesisi ve ürünleri hakkında kısaca bilgi alabilir miyiz? Ertuğ Reklam, konusunda uzman ve deneyimli kadrosu ile Gebze/Dilovası’nda yer alan 15 bin metrekarelik tesislerinde, teknolojiyi takip ederek oluşturduğu makine donanımı ile faaliyetlerine devam ediyor. Üretim tesisi; ağır metal, hafif metal, plastik ebatlama ve şekillendirme, boya, folyo/vinil uygulama, dijital baskı, elektrik/led montaj, ahşap ebatlama ve işleme atölyelerinden oluşuyor. Periyodik eğitimlerle sürekli geliştirilen, teknik açıdan yetkin, donanımlı ve deneyimli üretim ekibimiz ise müşterilerimize kaliteli, dayanıklı, ürün ve hizmet sunabilmek için çalışmaktadır. Yurt dışı çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Yurt dışında müşteri talebine göre ihracat yapılmakta olup, talep halinde montaj ve supervisor dahil olarak hizmet sunulmaktadır. Ürün tedariği dışında aynı zamanda proje yönetimi ve danışmanlık hizmeti de veriyorsunuz sanırım… Bunu biraz açar mısınız? Şirketimiz, sektörde tecrübeli yönetici kadrosu ve çok farklı projelerde farklı bakış açıları ve tecrübeler kazanmış olan proje ekibi, teknik ekip ve üretim personeli ile hizmet sunmaktadır. Üretim dışında proje yönetimi, danışmanlık ve kontrolörlük hizmetleri de sunan firmamız, müşterileri için anahtar teslim hizmetler sunan bir çözüm ortağı konumunda yer alıyor. Müşteri portföyünüzden bahseder misiniz? Referanslarınız kimler? Daha öncesinde kimlerle çalışıldı? Müşteri portföyümüzün önemli bir bölümünü otomotiv şirketleri, bankalar, akaryakıt şirketleri ve zincir mağazalar oluşturuyor. Zincir mağazalarda ilk büyük uluslararası işimiz 1994 yılında Burger King’in ihalesini kazanarak, World Approved Supplier olarak tanımlanmamız ile başladı. 2004 yılında Total Fransa’nın açmış olduğu Afrika ve Karayipler’de yer

98

Özellikle perakende firmalarına ve AVM’lere sunmuş olduğunuz hizmetler neler? Perakende sektöründe yer alan firmaların AVM’lerde yer almaya başlaması ile birlikte müşterilerimizin kurumsal kimlik giydirme çalışmalarını bu alanda da sürdürdük. Ayrıca AVM yönetimlerinin özel projelerinde de firmaların kurumsal kimlik giydirme işlerini üstelendik. AVM yönetimlerinin ihtiyaç duyacağı her türlü iç ve dış sinyalizasyon işlerinin üretim ve montaj işlerinde hizmetler sunulmaktadır. Son olarak bu yıl için hedeflediğiniz planlarınız neler, öğrenebilir miyiz? Bu yıl her zamanki gibi mevcut müşterilerimizin memnuniyetlerini artırarak hizmet sunmanın dışında, zincir mağaza olma hedefi ile yola çıkmış yeni perakende firmaları ile çözüm ortaklığı yapabilmek de hedeflerimiz arasında yer alıyor.



“İşinizi eğlenceye dönüştürür” “İşİ eğlenceye dönüştürür” sloganıyla yola çıkan, süreklİ gelİşİme ve değİşİme açık olan Anatolia Organİzasyon adına Şİrket Sahİbİ İsmaİl Gündüz İle görüştük. Gündüz, sorularımıza tüm İçtenlİğİyle yanıt verdİ. Keyİflİ okumalar…


göre maket etkinlik alanları oluşturuyoruz. AVM etkinlik planlaması konusunda uzman iki kreatif ekibimiz var. Çocuk etkinlikleri ile yetişkin etkinliklerini farklı bakış açılarından değerlendiriyoruz ve ortaya harika projeler çıkartıyoruz. Bu noktada, kimse kusura bakmasın, hiç mütevazı olamayacağım, gerçekten yapılmamışı yapmak adına yoğun mesai harcıyoruz. Etkinlikler hem AVM’lerden gelen taleplere göre şekilleniyor hem de biz bağımsız ürettiğimiz projeleri sunuyoruz. Sonuçta da ortaya, ihtiyaca göre ‘haute couture’ veya butik işler çıkıyor.

Eğlencenin ve organizasyonun kalbinin İstanbul olduğu söylenir hep, oysa sizin merkeziniz İzmir ve ülke geneline Ege’nin incisinden hizmet veriyorsunuz. Bu sizi nasıl etkiliyor? Doğrusunu isterseniz çok olumlu etkiliyor. Bizim gibi Türkiye’nin dört bir yanına hizmet veren firmaların merkezi için ilk akla gelen yer, sermaye ve finans merkezi olmasının yanı sıra nüfus yoğunluğu ve profesyonel dinamizm açısından İstanbul oluyor. Merkezimizi İstanbul’a taşımak için bizim de karşımıza çeşitli teklifler ve fırsatlar çıktı, ama İzmir’de kalarak bu şehrin bize sunduğu avantajları işimize yansıtmayı tercih ettik.

Aslına bakarsanız etkinlik firmaları olarak; AVM’lerin ziyaretçileri ile sanatsal, sportif ve sosyal olguları bir araya getirmek için köprü olma misyonunda o köprünün mimarlığını ve müteahhitliğini üstleniyoruz. Müzikten dansa, edebiyattan modaya, spordan eğitime kadar her alandaki eserleri interaktif olarak AVM ziyaretçilerine sunuyoruz. Aynı zamanda, bu alanlardaki başarılı işleri ve kişileri de hedef kitleleri ile buluşturmuş oluyoruz tabi.

Avantajlar derken? Düşünsenize, Türkiye’nin belki de en modern, yeniliklere en açık, eğlenmeyi seven ve bilen, nitelikli yaratıcılığı destekleyen, kalitesizliğe prim vermeyen, genç nüfusun yoğun ve eğitim düzeyinin yüksek olduğu insanlarla birlikte, günlük hayatta stres değil, huzur veren bir şehirde yaşıyorsunuz. Üstelik maliyetleriniz İstanbul’dan daha düşük, sosyal ilişkiler daha güçlü ve dürüstlük, samimiyet halen ticari çıkarların önünde tutuluyor. Trafikte geçireceğiniz 2-3 saati işinize odaklanmaya harcamak gibi konulara girmeye bile gerek yok bence. Sizce bunlar avantaj değil de, nedir?

üstlendiği küçük-büyük tüm aktivitelerin bütçesine takılmaksızın; saygın, kaliteli ve verimli hizmet sunmayı benimsedi. Paydaşlarımızın ve dostumuz olan AVM’lerin ilgisi, teveccühü ile profesyonel olarak kendini kısa sürede kanıtladı. Faaliyet alanımız, insan hayatı kadar geniş. Konser etkinlikleri, festivaller, toplantılar, söyleşiler, sanatsal ve sportif gösteriler düzenliyoruz. Çözüm ortağı olduğumuz markaların kurumsal iletişim, halkla ilişkiler, pazarlama, etkinlik, kampanya gibi tüm marketing faaliyetlerine hem projelerimizle hem de uygulamalarımızla destek oluyoruz.

İsmail Bey, bize biraz şirketinizin yapısından bahseder misiniz? Kimlere, hangi hizmetleri sunuyorsunuz? Anatolia Organizasyon, 2010 yılında “İşinizi eğlenceye dönüştürür” sloganıyla alışveriş merkezi etkinlik ajansı olarak kuruldu. Daima yeniliklere ve gelişime açık olma prensibiyle yola çıkan Anatolia,

AVM’ler sizden/etkinlik firmalarından neler bekliyor? Ve siz bunun ne kadarını gerçekleştirebiliyorsunuz? AVM’ler, başarısı kanıtlanmış etkinliklerin kendilerine uyarlanmasını ve çoğunlukla da kendilerine özgü, orijinal etkinlik fikirleri bekliyorlar. Biz bu aşamada araştırıyor, yazıyor, çiziyor, hatta AVM’nin alanına

Türkiye’de birbirinden farklı büyüklükte ve konseptte birçok AVM var. Genel olarak değerlendirdiğinizde; evet, hepsi alışveriş amacıyla inşa edilmiş yapılar. Ancak bence o binalara ruh ve kişilik veren, yönetimleri ile birlikte organize ettiğimiz etkinlikler. İşte bu noktada alışveriş merkezleri bir anda yaşam alanı haline geliyor. Her fırsatta sektörümüzdeki trendleri takip etmek, yeniliklere yakından tanık olmak için yurt dışına gidiyorum. Açıkça söylemem gerekirse, ülkemizde bulunan AVM’lerin yönetim kadroları diğer ülkelere göre çok başarılı. Türk misafirperverliğini bizim AVM’lerimize kapıdan girdiğiniz anda hissetmeye başlıyorsunuz. En son gerçekleştirdiğiniz Balon Korteji’nde çok renkli görüntüler çıktı ortaya. Bu eğlenceli kortejden bahseder misiniz? Ege Bölgesi’nin en büyük alışveriş merkezinin büyüme projesinin lansmanı kapsamında, gerilla marketing olarak hayata geçirdiğimiz bir projeydi ‘Renkli


Balonlar Korteji’. Bu kortej dünyada sadece Amerika’da gerçekleştirilmişti ve bizler 3 ay boyunca çalışarak projeyi geliştirdik. ‘Renkli Balonlar Korteji’nde 20 bin adetin üstünde balon kullanıldı ve bu balonların yüzde 80’i Kanada’dan temin edildi. Gerek kostümlerin tasarımında ve hazırlanmasında gerekse makyajların uygulamasında profesyonel bir kadro görev aldı. Eğlenceli, karnaval tadında bir kortej oldu. Ülke genelinde birçok AVM ve belediye bu korteje ev sahipliği yapmak istiyor. Her an şehrinizde bu kortejle karşılaşabilirsiniz… Birçok sanatçının ilk imza günlerini sizin yaptığınızı biliyoruz. Bu değerli sanatçılarımızın kimler olduğunu sizden öğrenebilir miyiz? Anatolia Organizasyon olarak birçok değerli sanatçımızın AVM’lerdeki ilk mini konser ve imza günü etkinliklerini gerçekleştirdik. İrem Derici, Ece Seçkin, Cem Belevi, Buray, Simge Sağın, İlyas Yalçıntaş, Derya Uluğ, Merve Özbey, Aydın Kurtoğlu, Arda Erel, Oğuz Berkay Fidan ve daha birçok ismi hayranları ile buluşturduk. Tabi portföyümüzde olan sanatçılar bunlarla sınırlı değil. Bunlar sadece ilk AVM etkinliklerini Anatolia Organizasyon ile yapan sanatçılarımız. Siz çocuklar için de çok yaratıcı, öğretici ve eğlenceli aktivite olanakları sunuyorsunuz… Elbette, aileler ve çocuklar birinci öncelikli ilgi alanımız. Anatolia Organizasyon kreatif

ekibimiz çocuklar için birbirinden eğlenceli aktiviteler hazırlıyorlar. Çocuk etkinlikleri olarak da birçok ilklere imza attık. Örneğin, ‘Oyuncak Olimpiyatları’ dünyada çocuklar için hazırlanmış ve oyuncaklar üstüne kurulu ilk kapsamlı organizasyon olma özelliğine sahip. Çocuklar için ‘Kış Olimpiyatları’ ve ‘Sahne Sensin’ etkinlikleri de çocukların zihinsel, fiziksel, sosyal gelişimleri için tasarlanmış, aynı zamanda doyasıya eğlendikleri ilklerimiz. Bu aktivitelerimizin dışında çocuklara yönelik; doktorlar, denizciler, pilotlar, sinemacılar, trafik polisleri, bilim insanları, aşçılar, korsanlar, kızılderililer gibi ilgi çeken, farklı konuların işlendiği atölyeleri hayata geçirdik. Yeni projelerimiz de yola çıktı, geliyor… Bize bir etkinliğin anatomisinden bahseder misiniz? Sahne arkasındaki süreç sizin için nasıl işliyor? Süreç, etkinliğin belirlenmesi ile başlıyor. Talep AVM yönetiminden de gelebiliyor, biz de önerilerde bulunuyoruz. Burada asıl önemli olan doğru mekanda, doğru zamanda, doğru etkinliği yapmak. Örneğin sanatçı o dönem için popüler biri olabilir, şarkısı yeni çıkmıştır ve patlamıştır, ama AVM’nin hedef kitlesine uygun değilse, yaptığınız etkinlik sadece bütçede bir gider ve basında birkaç haber olarak kayda geçer. Bu nedenle biz, sadece AVM’nin isteklerini yerine getiren bir ajans olmaktan ziyade ortak kararla hareket etmenin daha doğru olduğunu düşünüyoruz. Örneğin hareketli şarkıları olan, sahnede yerinde duramayan, sempatik bir sanatçımızı 23 Nisan’da; romantik şarkıları ile hayranlarının kalbine dokunan sanatçımızı ise Sevgililer Günü için öneriyoruz.

www.anatoliaorganizasyon.com Mail: info@anatoliaorganizasyon.com https://www.instagram.com/anatoliaorganizasyon/ https://www.facebook.com/ismailanatolia/

Organizasyonu bir futbol takımı gibi düşünebilirsiniz; çok iyi oyuncularınız, çok iyi bir kaleciniz vardır, ama taktik planlar yapmazsanız, çalışmazsanız, koşulları değerlendirip doğru aksiyonları almazsanız maçı kaybedersiniz. Tabi teknik direktörü de unutmayalım… Bu anlamda, gerekli Ar-Ge çalışmalarımızı sürekli yürütüyoruz. Bir etkinliğin tasarlanmasında görev alan onlarca personelimiz her detayı düşünerek hazırlanıyor. Etkinliğimizdeki katılımcılarımızı ve izleyicilerimizi memnun etmek adına, olası problemleri ekibimizle önceden tespit edip bunlara önlem alıyoruz. Beklenmedik acil durumları erken tespit ve çözüm için ise yıllar içinde kazanılmış kriz yönetimi deneyimimiz ve donanımımız hazır bekliyor. Etkinlikler için hep AVM’ler firma tercihinde bulunur. Peki, siz organizasyon yapacağınız AVM’leri tercih ediyor musunuz? Evet, haklısınız genelde biz tercih edilen oluyoruz. Tercih nedenleri arasında da bütçe genelde ilk sırada… Ama unutulmaması gereken önemli bir konu, organizasyon firmalarının sadece sözleşme yaparak sanatçıyı veya aktivite ekibini AVM’ye gönderen bir aracı olmaması gerektiğidir. Etkinlik alanının hazırlanması ve etkinliğin uygulanma süreci de dahil olmak üzere, etkinlik sonrasında ziyaretçilerle ve medya ile ilişkilere kadar tüm süreçlerde adeta AVM yönetiminin bir üyesi gibi sorumlulukla hareket etmesi, göz ardı edilmemesi gereken bir durum… Ama bir etkinliğin başarılı olması için bizimle birlikte güvenliğinden temizliğine, teknik departmanından PR ekiplerine tüm AVM çalışanlarının sinerji içinde hareket etmesi gerekiyor. Sorunuzun asıl cevabına gelince; biz de güçlü ve profesyonel ekipleri olan, çözüm odaklı AVM’ler ile çalışmayı tercih ediyoruz. Sizin aracılığınızla, çalıştığımız tüm alışveriş merkezlerindeki ekiplere ve bugüne dek içtenliği, hoşgörüsü, sevecenliğiyle bizleri hiç kırmayan sanatçılarımıza da Anatolia Organizasyon adına teşekkürlerimi iletmek isterim.



ORGANİZASYON

Resmi olmayan firmalara gerekli yaptırımlar uygulanmalı

Organizasyon sektörünün sorunlarını ele aldığımız Mayıs sayımızda görüşlerini bizlere dile getiren G&G Organization Şirket Sahibi Gülşen Gündüz: “İşimizi aşağı çeken ve organizasyon sektörünün kötü algılanmasına neden olan hiç kimseye tahammülümüz yok!” dedi.

E

ğlence ve etkinlik sektörleri her ne kadar kolay olarak görülse de, arkalarında çok ciddi ve disiplinli bir çalışmayı kapsıyorlar. Bu nedenle bu sektörlerin ciddiye alınması konusunda farkındalık yaratılması şart! Peki, siz bu farkındalığın oluşması adına neler yapıyorsunuz? “Organizasyon” ve “organizatör” kavramları henüz ülkemizde oturmuş kavramlar değil. Önce bu kavramların hem kişiler hem kurumlar de tarafından iyi bilinmesi ve oturması gerekiyor. İşte tam bu noktada farkındalığın oluşması için ticari bakış açısından öte müşterilerimize danışmanlık hizmeti veriyoruz. G&G Organizasyon olarak müşterileri-

mizin belirlediği konsept ve bütçesi ne ise, o bütçe ve konsepte uygun detayları paylaşıp, uygun önerileri sunuyoruz. Ayrıca üniversitelerdeki halkla ilişkiler ve organizasyon bölümü öğrencileri ile çeşitli seminerlerde sektör hakkında eğitimler veriyoruz. ‘Eventor’ ve ‘event planning’ kavramının Türkiye’de oturması adına düzenli olarak gençlerle workshop çalışmaları düzenlemekteyiz. Günümüzde pek çok kişi “ben de organizasyon/etkinlik yapabilirim” diyerek sektöre adım atıyor. Sizin bu konu hakkındaki yorumlarınız neler? Evet, maalesef böyle bir bakış açısı söz konusu… Ancak bu iş öyle “açayım bir organizasyon şirketi, eşim oyalansın” tarzı bir iş kesinlikle değil. Organizasyon çok yönlü bir iş olmakla beraber, aynı zamanda sorumluluk gerektiren ve görsel zeka isteyen bir iş, hafifsenmeyecek kadar da kapsamlı! Sektördeki en önemli sorunlardan biri de, Türkiye’de aynı başlık adı altında farklı işleri yapan hatta yapabileceğini iddia eden firmaların olması. Masa süsleyen de, havai fişek gösterisi yapan da,

Sektördeki diğer bir sorun da maliyetlerin aşağıya çekilerek, kalitesiz işlerin yapılması… Sektöre zarar veren bu tür çalışmaların önüne geçmek için ne gibi önlemler alınabilir? Sektördeki çoğu firma TUSIAD, TOBB ya da Ticaret Odası gibi resmi kuruluş ve odalara kayıtlı değil. İşinin ehli, bu alanda eğitim almış, işini layıkıyla yapıp, resmi kuruluş ve odalara bağlı firma bir elin parmaklarını geçmez ne yazık ki… ‘Organizasyon’ adı altında hem alakasız hem de kalitesiz o kadar çok iş yapan kişiler var ki, bunların Ticaret Odası tarafından hukuki olarak denetlenmesi ve gerekli yaptırımların uygulanması gerekiyor. Organizasyon sektörüne üniversite yıllarından itibaren gönül vermiş, bu işin eğitimini almış, ‘event planning’ konusunda yurt dışında eğitimlere katılmış ve KOSGEB’e ve Ticaret Odası’na bağlı ve ödüllü bir firma olarak, işimizi aşağı çeken ve organizasyon sektörünün kötü algılanmasına neden olan hiç kimseye tahammülümüz yok!

104

bir catering (ikram hizmetleri) firması da organizasyon firmasıyım diye kendini nitelendirmekte… Bu tür firmalar, bir organizasyondaki her işi kendi bünyesinde yaptığını iddia ederler ancak çoğu zaman organizasyonu yönetemezler. Organizasyon bir bütün ve her unsurun birbiriyle uyum içinde işlemesi gerekiyor. Organizasyon firmasının birçok ürün ve hizmeti dışardan alması kadar doğal bir şey yoktur. Çözüm ortakları oluşturup, tedarikçileriniz ile irtibat halinde organizasyonu yönetebilirsiniz. Ancak bu iyi bir tedarik, insan ve zaman yönetiminden geçer. Bu işte başarılı olmak süreklilik ister. Peki, sürekli olmak için firmalar neler yapmalı, siz neler yapıyorsunuz? Süreklilik için öncelikle yenilikçi ve yaratıcı olmanız, sektörde ve dünyada yenilikleri takip etmeniz, yeniliklere açık olmanız gerekir. Sadece var olmak ya da günü kurtarayım bakış açısıyla değil, kısa, orta, uzun vadede hedeflerinizi oluşturmalı ve bu hedefler doğrultusunda kendinizi, firmanızı devamlı olarak yenilemelisiniz. Zaten işini iyi yapamayan, tedarik, insan ve zaman zincirini yönetemeyen, az evvel bahsettiğimiz şekilde kalitesiz işler yapan ve ileriyi göremeyen, kriz yönetemeyen, firmalar kısa vadeli olmakta ve firmalarını bir süre sonra kapatmaktalar. G&G Organizasyon olarak, yurt dışındaki lokal marketteki tedarikçilerden sektörel yurt dışı fuarlarına kadar tüm yenilikleri takip ediyor ve katılıyoruz. Ayrıca ürün gruplarımızı ve ekipmanlarımızı da devamlı farklı yeni tasarımlarla yeniliyoruz.


ORGANİZASYON

“Yaşadığımız ülkenin dinamiklerini tanıyıp, fark etmeliyiz”

Eğlence ve etkinlik sektöründe farkındalığın artırılmasına yönelik neler yapılması gerektiği noktasında bilgi almak için Event Partners Kurucuları Fatih Çoban ve Cihan Tükel ile görüştük. İki ortak bizleri kırmayarak sorularımızı yanıtladı. Eğlence ve etkinlik sektöründe farkındalığın artırılması adına ne gibi adımlar atılmalıdır? Fatih Çoban: Sektörün ciddiye alınması için, işin ekonomik boyutunun biraz daha güçlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Çok minimal bütçelerle harikalar yaratmak, imkansız olmasa da oldukça zor. Özellikle iş yoğunluğunun olduğu “yüksek sezon” dediğimiz dönemlerde, hem organizasyon yapmak isteyip hem de bütçede esneklik bırakmayan markalar, zorlu bir performans içine sokuyor organizasyon firmalarını. Bu da farkındalığın artmasını sağlayacak, verimli, toplumsal hizmete de katkıda bulunan projelerin hayata geçirilmesini zorlaştırıyor. Sadece bütçesel olarak düşünmek elbette ki doğru değil, zira yaptığımız işin en temelinde hayal gücü yatıyor. Osho’nun bir sözü

var; “Hayal gücü ve yaratıcılık, varoluştaki en önemli kanıttır.” Biz organizatörlerin en önemli görevi aslında hayallerimizi hayata geçirmek… Düşlemek, inanmak ve bu inandıklarımızın hem markalara hem de hayata değer kattığı gerçeğini, çözüm ortaklarımıza aktarmak. Farkındalığın artması da, güzel, mutlu ve sağlıklı bir toplum hayal ettikçe daha da çoğalacaktır. Peki, siz bu farkındalığın oluşmasına adına neler yapıyorsunuz? Yapılmamış, keşfedilmemiş, hayal edilmemiş ve gerçeğe geçirilmemiş olanları bulup çıkarmaya, markaların kimlikleriyle bu düşlediğimiz yeni organizasyonları gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Tabi bu arada toplum hizmeti tarafını da mutlaka göz önünde bulunuyoruz. Bizim vizyonumuz, kitleleri daima daha yukarı çekecek, bir

ışık yakacak eventler gerçekleştirmek ve markaların isteğini yerine getirirken, aynı zamanda toplumsal bazda da etki yaratmak. Bu nedenle de her an, toplumsal dinamikleri, hatta küresel gelişmeleri de takip etmek en önemli çalışma alanlarımızdan birini oluşturuyor. Cihan Tükel: Nasıl ki kişinin gelişimini sağlayıp tekamülüne ulaşması kendini fark etmesiyle oluyorsa, markaların gelişmesi de aynı şekilde hem kendisini, hem çözüm ortaklarını hem de yaşadığı ülkenin dinamiklerini tanıyıp fark etmekle oluyor. Sektördeki diğer bir sorun da maliyetlerin aşağıya çekilerek, kalitesiz işlerin yapılması… Sektöre zarar veren bu tür çalışmaların önüne geçmek için ne gibi önlemler alınabilir? Fatih Çoban: Bu konu sadece organizasyon değil, pek çok sektörün kanayan yarası aslında; eğitimde de aynı durum söz konusu, sağlıkta da. Ancak ülke gündeminde yaşanan her türlü toplumsal sorun öncelikli olarak eğlence sektörünü etkilediğinden, son yıllarda bu alandaki bütçeler inanılmaz derecede daraldı. Pek çok organizasyon firması kapandı, küçüldü ya da şekil değiştirdi. Kalitesiz işler bir süre sonra kendiliğinden eleniyor, bu nedenle tüm dengelerin, olağan süreçte kendiliğinden yerine oturduğuna inanıyoruz biz. Kaliteden asla ödün vermemek için de kanımızın son damlasına kadar mücadelemizi veriyoruz. Bu işte başarılı olmak süreklilik ister. Peki, sürekli olmak için firmalar neler yapmalı, siz neler yapıyorsunuz? Fatih Çoban: Sürekliliğin en doğru yolu kendini durmadan yenilemek, her başlayan güne, “bugün yepyeni bir gün ve yepyeni şeyler olacak” diyerek başlamak. Değişimlere yatkın, üretken, yenilikçi, kararlı, hedefe odaklı olduğunuz sürece başarılı ve sürekli olmamanız için bir neden yok. Cihan Tükel: Bizim en büyük güçlerimizden birinin, yeniliklere çok açık ve değişimlere çok yatkın olmamız olduğunu söyleyebiliriz. Her yeniyi de kabullenmek değil tabii ki burada sözünü ettiğimiz. Birikimlerinizi ve deneyimlerinizi, yenilerle en iyi ve uyumlu şekilde aranje etmek diyebiliriz.

105


ORGANİZASYON

Memnuniyet farkındalığı getiriyor

AŞKIM ORGANİZASYON ŞİRKET SAHİBİ AŞKIM BAYUK: “TANINMAKTAN ÖNCE DOĞRU TANINMAK DAHA ÖNEMLİ. ADINIZI DUYURMA TELAŞINA KAPILIP, KALİTENİZİ ARKA PLANA ATARSANIZ; KALICI OLAMAZSINIZ” DEDİ.

“Yapılan hiçbir işi kolay olarak tanımlamamak gerekir. Her işin kendi içerisinde bir zorluğu var. İş öncesi hazırlık aşaması detaylı ve disiplinli bir şekilde hazırlanmaz ise sonrasında yaşanacak sıkıntılar işin yürümesine engel olur” açıklamasında bulunan Aşkım Organizasyon Şirket Sahibi Aşkım Bayuk, “Diğer sektörlerden farklı olarak; eğlence ve etkinlik sektörü hizmet içerikli olduğu için insanla birebir temasta olmalısınız. Bu sebeple disiplinli, daha ince ayrıntılı ve mükemmeliyetçi bir çalışma yapmanız gerekiyor. Farkındalık yaratmak ise bu noktada devreye giriyor. Karşı tarafın istek ve görüşleri dikkate alınıp, bununla ilgili ciddi bir ön çalışma yapılmalı ve ziyaretçi memnuniyeti esas alınmalı. Yani bir nevi memnuniyet, farkındalığı getiriyor diyelim. Herkes ayrıcalıklı olmak ve özel hissetmek ister. Gelişimin ve değişimin akıl almaz bir hızla ilerlediği eğlence ve hizmet sektöründe yeniliklere açık olmalı ve sürekli bir değişim içerisinde olmalısınız” dedi.

MODERNLİĞİ VE GELENEKSELLİĞİ HARMANLAMAK GEREKİYOR “Kazanç hırsı ile iş yapmak yerine sürekli tercih edilen olmak firma prensibimiz. Farkındalığın oluşması adına bu sektörde bizi tercih eden kişi veya kurumlarla sağlıklı iletişim kurmak bizim için çok önemli. İşimizde teknolojiye hakim ve yeniliklere açık olmamızın yanı sıra insan ilişkilerinde geleneksel yaklaşımdan yanayız. Eğer çağın getirdiği modern imkanlarla geçmişten gelen insan odaklı alışkanlıklarınızı harmanlayarak işinizi yaparsanız; farkındalığı yakalamış olursunuz” diyen Bayuk, “Biz yüz yüze iletişim kurarak; önce karşı tarafı tanıyıp, isteklerini analiz ediyoruz. Muhatabınızı tanımadan yaptığınız işlerde; küçük ayrıntıları kaçırarak, memnuniyet skalasındaki çizginizi düşürürsünüz. Bir hikaye anlatıcısı olmak yerine müşterilerinizin kendi hikayelerini yazmalarına imkan tanımalısınız. Kısacası doğru iletişim ve değer verme tercih edilmenin anahtarıdır” dedi.

“İŞİ LAYIĞIYLA YAPAN FİRMALAR SÜREKLİLİĞİ YAKALAYARAK ZİNCİRDE KALMAYI BAŞARIRLAR” Bayuk sözlerine ise şu şekilde devam etti: “ İnsan hayatında bir zorunluluk olmayan, lüks olarak nitelendirebileceğimiz eğlence sektöründe harcamaların kısıtlanmak istenmesi olağan bir durum. Ne yaparsanız yapın çoğu kişinin ilgisini daha cazip fiyat veren kurumlar cezbedecektir, ancak yapılan iş sonucunda vaat

106

edilenle realitenin arasındaki fark firmayı bir kez tercih edilme sebebi yapar. İşi layığıyla yapan firmalar, sektörün kalitesini düşürenlerin aksine sürekliliği yakalayarak zincirde kalmayı başarırlar. Bu bir nevi doğal döngü… Bu döngüye dahil olan bir faktör daha var ki asla göz ardı edilemez; sadakat... Bu hem sizin yapmış olduğunuz çalışmaya verdiğiniz emek hem de karşı tarafın sizin çalışmanıza duyduğu güvendir.” “Vaat ettiğinizle beklenen örtüştüğü takdirde ilk önce memnuniyeti yakalarsınız. Memnuniyeti yakaladığınız zaman da iş sürekliliğinize engel olacak herhangi bir durum yoktur” ifadesinde bulunan Bayuk, “Kısa vadede kazanç elde etmek yerine uzun vadede anılmak sürekliliğin kapısını açacaktır. ‘Tanınmak’tan önce ‘doğru tanınmak’ daha önemli. Adınızı duyurma telaşına kapılıp, kalitenizi arka plana atarsanız; kalıcı olamazsınız” diyerek sözlerine son verdi.


ORGANİZASYON

Süreklilik için tecrübe gerek “EĞLENCE VE ETKİNLİK SEKTÖRÜNDE BAŞARILI OLMAK İÇİN BU İŞİN MUTFAĞINDAN GELMENİN ZARURİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM” İFADESİNDE BULUNAN TM ETKİNLİK AJANS BAŞKANI MURAT KALAMAN, “YAZ, KIŞ VE MEKAN AYIRIMI YAPMAKSIZIN HEMEN HEMEN HER TÜRLÜ ZORLUĞU SAHADA TECRÜBE ETMİŞ AJANSLARIN DEVAMLILIĞI OLACAK” DEDİ.

“Eğlence ve etkinlik sektörü, markaların hedef müşteri kitlesi ile birebir temas kurduğu atmosferler yaratır. Eğer iyi bir etkinlik planı ortaya koyarsanız yaptığınız organizasyon hanenize sadık müşteri olarak yazılır” açıklamasında bulunan TM Etkinlik Ajans Başkanı Murat Kalaman , “Yaptığımız işin ciddiyetini anlamayan kişi veya kurumların eğlence ve etkinlik işlerinin faydasını tam olarak kavrayamadıklarını düşünüyorum. Aslında etkinlik ve organizasyon, müşteri ve kurum arasında kilit önem taşır. Hayata geçirdiğiniz konsept işlerle, hedef kitlenin marka ile iç ya da dış mekan organizasyonlarıyla bir bağ kurmasını sağlarsınız. Yaptığınız organizasyon eğer iyi ise markaya beş duyuyu geçirme ihtimaliniz var. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki bugünlerde her marka bu duygu bağını müşterisi ile yaratmaya çalışıyor” dedi ve sözlerine devam etti: “Bizim ortaya koyduğumuz en önemli farkındalık işi komple sahiplenmemiz, yeni çözüm önerileri ile yaratıcı fikirler sunmamızdan ileri geliyor. Bu işin mutfağına yıllarını vermiş kişiler olarak sahalardan edindiğimiz en önemli tecrübe, bu işin ruhunu çok iyi anlayabilmiş olmamız... Tanıştığımız her yeni markaya bu içtenlikle yaklaşıyor, hem kendimizi hem de sektörün daha iyi tanınması için var gücümüzle çabalıyoruz.” Kalaman ayrıca sözlerine şunları ekledi: “Geçtiğimiz ay organize edilen ACE of MICE fuarında eğlence ve etkinlik sektörünün kendini çok iyi

ifade edemediğine şahit oldum. 2018 yılında sektör profesyonellerinin bir arada olacağı ve sektör sorunlarının tartışılacağı bir fuar ve sempozyum hayata geçirmek istiyoruz. Fuarın iyi firmalarla desteklenmesi ve kaliteli içerik üretmesi şart! Bu hususu çok önemsiyor, buradan elde edeceğimiz çıktı ile sektörümüzün problemlerinin çözüleceğine ve farkındalığının daha da artacağına inanıyorum.”

“ÇOĞU MARKA MALİYETLERİ AŞAĞI DÜŞÜREYİM DERKEN, KÖTÜ TECRÜBE YAŞAMAK DURUMUNDA KALIYOR” Maliyetlerin aşağıya çekilerek, kalitesiz işlerin yapılması ve sektörün bundan zarar görmesi hakkında görüşlerini aldığımız Kalaman, “Maliyetlerin aşağıya çekilerek kalitesiz işlerin yapılması hususuna ben biraz sarkastik yaklaşıyorum. Eğer markalar bu tip firmalara iş veriyorsa ve sonuçlarından memnunsa bizim için problem yok. Kalitesiz iş yapan merdiven altı ajanslar sektöre bir ya da iki iş sunduğunda bizim telefonlarımız eskisinden daha çok çalmaya başlıyor. Dolasıyla ben onların var olmalarından yanayım. Maalesef çoğu marka maliyetleri aşağı düşüreyim derken, kötü tecrübe yaşamak durumunda kalıyor. Maliyet avantajını elinde bulunduran, sermayesini teknik teçhizat ve ekipmanlara yatıran ajanslardır. Bu tip ajanslar her zaman maliyet avantajını elinde bulundurur” dedi.

BU İŞİN MUTFAĞINDAN GELMEK ZARURİ! “Eğlence ve etkinlik sektöründe başarılı olmak için bu işin mutfağından gelmenin zaruri olduğunu düşünüyorum” ifadesinde bulunan Kalaman, “Yaz, kış ve mekan ayırımı yapmaksızın hemen hemen her türlü zorluğu sahada tecrübe etmiş ajansların devamlılığı olacak. Müşteri ile flört dönemini aşmış, şikayet etmekten uzak, krizleri iyi yönetebilen, müşterisini dinleyen ve anlayan, ısrarın dozunu ayarlayabilen ajanslar ayakta kalacak. Bu konuları iyi yöneten etkinlik ajanslarının zaman içerisinde müşteri kazanma reflekslerinin de gelişeceğine inanıyorum” diyerek sözlerine son verdi.

107


ORGANİZASYON

“Beraber hareket etmeyi öğrenmeliyiz”

E

ğlence ve etkinlik sektörü her ne kadar kolay olarak gözükse de, arkasında çok ciddi ve disiplinli bir çalışmayı kapsıyor. Bu nedenle bu sektörün ciddiye alınması konusunda farkındalık yaratılması şart! Peki, eğlence ve etkinlik sektöründe farkındalığın artırılması adına ne gibi adımlar atılmalıdır? Burada görev sektörde faaliyet gösteren firmalara ve çalışanlarına düşüyor. Beraber hareket etmeyi öğrenmeliyiz. Sektörümüzün sorunlarına çözüm arayabileceğimiz, mesleğimizi kamuoyu nezdinde temsil edeceğimiz STK’lar kurmalı ve desteklemeliyiz. Peki, siz bu farkındalığın oluşmasına adına neler yapıyorsunuz? 10 yılı aşkın süredir bu sektörde hiz-

108

4 Team Organizasyon Şirket Sahibi Ali Kolcu: “Sektörümüzün sorunlarına çözüm arayabileceğimiz, mesleğimizi kamuoyu nezdinde temsil edeceğimiz STK’lar kurmalı ve desteklemeliyiz” dedi.

met veriyoruz. Şimdiye kadar 10 binin üzerinde dönemsel/yarı zamanlı personel istihdam ettik. Etkinlik planlama aşamasında ve operasyon esnasında bu çok ciddi ve disiplinli çalışmada bizlerle beraber olan takım arkadaşlarımız bizce bu farkındalık için çok önemli bir kitle. Sektördeki diğer bir sorun da maliyetlerin aşağıya çekilerek, kalitesiz işlerin yapılması… Sektöre zarar veren bu tür çalışmaların önüne geçmek için ne gibi önlemler alınabilir? İlgili satın alma sürecinde görev alan firma yetkilileri etkinlik konusunda tecrübeli ve bilgi sahibi olurlarsa, kaliteli bir etkinlik satın almaları daha da kolaylaşır. Türkiye’de birçok kurumsal firma bu konuda çok başarılı… Hizmet verdiğimiz firmaların hemen hemen tamamında tecrübeli ve bilgili çalışanlar ile çalış-

mak bizi her zaman daha kaliteli servis vermeye itiyor. Amaç; maliyet odaklı bir firma olmaktansa, kalite odaklı bir firma olmak… Bu işte başarılı olmak süreklilik ister. Peki, sürekli olmak için firmalar neler yapmalı, siz neler yapıyorsunuz? 10 yılı aştık, ama bizce daha çok genç bir ekibiz. Planlayacak ve yapacak çok etkinliğimiz var. Yavaş yavaş kurumsal hafızamız oluşmaya başladı. İlk açıldığımız günden bugüne hala beraber çalıştığımız arkadaşlarımız var. Biz değişime ayak uyduruyoruz. Farklı proje fikirlerini ve uygulamalarını farklı ekiplerle değil, aynı ekip ve aynı tedarikçiler ile yapıyoruz. Bu bizi değişime ayak uyduran ve kurumsal hafızası oluşmaya başlayan bir firma yapıyor. Bu bizce sürekliliğin anahtarı…



ORGANİZASYON

FİRMALARIN SÜREKLİ OLABİLMEK ADINA NELER YAPMALARI GEREKTİĞİNİ BELİRTEN BALON MASTER ŞİRKET SAHİBİ MEHMET MAHMUT ERDEM, “SİZİNLE ÇALIŞMANIN GERÇEKTEN DOĞRU BİR SEÇENEK OLDUĞUNA KURULUŞU İKNA ETMEK, SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR ÇALIŞMAYI ORTAYA KOYACAKTIR” DEDİ.

Etkinlik şirketleri derslerine iyi çalışmalı! Eğlence ve etkinlik sektörleri her ne kadar kolay olarak görülse de, arkalarında çok ciddi ve disiplinli bir çalışmayı kapsıyorlar. Bu nedenle bu sektörlerin ciddiye alınması konusunda farkındalık yaratılması şart! Peki, eğlence ve etkinlik sektöründe farkındalığın artırılması adına ne gibi adımlar atılmalıdır? Eğlence ve etkinlik sektöründe günden güne değişen gelişen ve daha efektif hale gelen projeler uygulamaya geçmektedir. Aslında bunun en önemli sebebi etkinlik talebinde bulunan kuruluşların daha seçici olması ve etkinliklerden maksimum faydalanma isteğidir. Taleplerinde de son derece haklı olan kuruluşların farkındalığın daha da artırılması adına etkinliği gerçekleştirecek olan şirketlerden, özellikle AVM gibi kuruluşların aslında en önemli fırsat alanlarından biri olan etkinlik alanı veya kurulan sahnelerde müşteri bağlılığını arttıracak, varsa AVM’nin diğer AVM’lerden farkını ortaya koyan cümleler ve promosyonları, yanı sıra sonraki gün veya haftaya tekrar davet edecek bilgileri verecek cümleleri talep etmesi gerekmektedir. Dola-

110

yısıyla etkinlik şirketinin çalıştığı kurum ile ilgili dersine iyi çalışması gerekiyor. Peki, siz bu farkındalığın oluşmasına adına neler yapıyorsunuz? w w w. b a l o n m a s t e r. c o m ailesi olarak etkinliği gerçekleştireceğimiz AVM’de 1 aylık program yapacağımız zaman, kuruluşun yanı sıra gerçekleştireceği programların gününü ve saat bilgilerini, AVM’de aynı ay içerisinde gerçekleşecek kampanya vs. gibi bilgileri gözden geçirerek yönetim ile işbirliği içerisinde, eğer varsa kurumsal promosyonlarını da etkinlik içerisine dahil ederek, katılımcıların hem eğlenip hem de bir hediye ile evlerine dönmelerini sağlıyoruz. Aynı zamanda AVM’nin ay içerisinde bulu-

nan kampanya duyurularını yapıp ve bir sonraki etkinlik davetlerini gerçekleştirerek, müşterilerin tekrar gelmeleri için çaba gösteriyoruz. Günümüzde pek çok kişi “ben de organizasyon/etkinlik yapabilirim” diyerek sektöre adım atıyor. Sizin bu konu hakkında yorumlarınız neler? AVM sektöründe bulunan yönetim ekibi yıllarca pazarlama eğitimi almış, tecrübeli kişilerden oluşması

sebebiyle, bu ekibin çok iyi analiz yaptıkları kanaatindeyim. Dolayısıyla kimin hangi etkinliği nasıl yapacağının farkında olduğunu düşünüyorum. “Ben de yaparım” düşüncesine sahip olanların boştan yere meşguliyet yarattıklarını ve bir süre sonra kaybolup gittiklerini görmekteyiz, heveslenmemelerini şiddetle tavsiye ederim, çünkü bu iş ciddi pazarlama deneyimi ve organizasyon tecrübesi gerektiriyor.

Bu işte başarılı olmak süreklilik ister. Peki, sürekli olmak için firmalar neler yapmalı, siz neler yapıyorsunuz? Öncelikle kuruluşun ihtiyacını onlar belirtmeden ortaya koyarak, daha da ötesi müşterinin de ihtiyaçlarını çok iyi tespit edip bu doğrultuda etkinlik çeşitliliğini göz önünde bulundurarak, hatta kuruluş istemeden etkinliğe katılan kitlenin profilini, sayısını ve tekrar gelme alışkanlıklarını etkinlik esnasında sempati kanalı kullanarak tespit edip, bir rapor halinde etkinliği satınalan kuruluşa sunmak ve sizinle çalışmanın gerçekten doğru bir seçenek olduğuna kuruluşu ikna etmek, zaten sürdürülebilir bir çalışmayı ortaya koyacaktır.


ORGANİZASYON

“Süreklilik en önemli konu…” “BİZİM SEKTÖRÜMÜZÜN ZEMİNİ ÇOK KAYGAN VE KIRILGAN BİR YAPIYA SAHİP, BU NEDENLE SEKTÖR DALGALANMALARDAN ÇABUK ETKİLENİYOR” DİYEN ELITE TURİZM ORTAĞI AYŞE ONARIR, “ANCAK GÜÇLÜ BİR ALTYAPI, SERMAYE VE DENEYİMLERE SAHİPSENİZ AYAKTA KALMAYI BAŞARABİLİRSİNİZ” DEDİ. Öncelikle Elite Turizm firmasından bizlere kısaca tanıtır mısınız? Neler yapar Elite Turizm? Elite Turizm 18 senesini doldurmuş, TÜRSAB’a (Türkiye Seyahat Acentaları Birliği) kayıtlı A grubu bir seyahat acentası, ama biz branşlaşarak tatil turizmine hiç girmedik ve kuruluşumuzdan bu yana sadece MICE sektöründe çalıştık. Yani kurumsal firmalara, markalara sektörün gereksinimine uygun olarak toplantı, tanıtım, gezi, açılış, etkinlik gibi organizasyonlar yapıyoruz. Müşteri portföyünüzden bahseder misiniz? Yalnızca AVM’lere yönelik mi çalışmalar yapıyorsunuz, yoksa kurumsal firmaların etkinliklerine yönelik çalışmalarınız da var mı? AVM çalışmalarımız aslında kurumsal çalışmalarımızın bir parçası olarak 2005 yılında İstanbul Carousel AVM’nin yılbaşı dekorasyonu ile başladı. Müşterimiz olan şirket gruplarından AVM sahibi olanlar da var, onlar da bizden hizmet talebinde bulunuyorlar. Kurumsal olarak Türkiye’nin “amiral gemisi” olarak tanımlanabilecek marka ve kurumları ile uzun yıl-

lara dayanan çalışmalarımız bulunuyor. Günümüzde pek çok kişi “ben de organizasyon/etkinlik yapabilirim” diyerek sektöre adım atıyor. Sizin bu konu hakkındaki yorumlarınız neler? Etkinlik tasarımı ve yönetimi büyük bilgi birikimi, deneyim ve disiplin isteyen bir çalışma. Oysa pek çok kişiye sermaye gerektirmeyen, ki bu çok yanlış bir bakış açısı, kolay iş gibi görünüyor. Sonrasında da maalesef pek çok korku hikayesi dinliyorsunuz piyasada. Bizim sektörümüzün zemini çok kaygan ve kırılgan bir yapıya sahip, bu nedenle sektör dalgalanmalardan çabuk etkileniyor. Ancak güçlü bir altyapı, sermaye ve deneyimlere sahipseniz ayakta kalmayı başarabilirsiniz. İstatistiklere göre yeni açılan 10 firmadan 8’i ilk senesinde kapatıyor.

diyebilmek için maliyetleri aşağıya çekerek kendilerine iş sahası yaratmaya çalışıyorlar. Kurumsal ve deneyimli müşteri bu davranış biçimine güven duymuyor ve kendisini riske atmıyor. Bunun önüne, ancak işveren şirketlerin yapılacak olan işleri sadece fiyat bazında değerlendirmeyip, kalite, hizmet ve deneyim unsurlarını göz önünde bu-

lundurarak değerlendirip, seçim yapmalarıyla geçilebilir. Hizmet verenleri fiyat politikaları konusunda yönlendiremezsiniz. Sonuçta herkes şirketini kendi doğrusuna göre yönetir. Biz doğrularımızla 1999’dan bu yana her krize, her ekonomik çalkantıya rağmen hayatına devam eden, sektörün bilinen ve tercih edilen acentalarından biriyiz.

Sektördeki diğer bir sorun da maliyetlerin aşağıya çekilerek, kalitesiz işlerin yapılması… Sektöre zarar veren bu tür çalışmaların önüne geçmek için ne gibi önlemler alınabilir? Pek çok şirketin referansa ihtiyacı oluyor; sırf “yaptım”

Bu işte başarılı olmak süreklilik ister. Peki, sürekli olmak için firmalar neler yapmalı, siz neler yapıyorsunuz? Süreklilik en önemli konu bugün... Müşteri sadakati diye bir şey yok. Her projede yeniden güven tazelersiniz ve sizi yine yeniden tercih etmelerini sağlarsınız. Hazırladığımız projenin yenilikler ve yaratıcılık içermesine önem veririz. Sunum ve doğru fiyat politikasından sonra uygulama sırasında müşteriye sadece söylenenleri değil, fazlasını vermeye çalışırız. Bu da görülüyor ve takdir ediliyor tabii ki. Disiplinli bir çalışma, aksaksız yürütülen bir program, doğru insan ilişkileri ile doğru ve dürüst bir fiyat politikası sizi müşteri nezdinde sürekli ve vazgeçilmez kılar.

111


ORGANİZASYON

“İspanya örnek aldığımız ülke” “BİZ KENDİMİZİ RESTORAN GİBİ DÜŞÜNÜYORUZ” AÇIKLAMASINDA BULUNAN EVEY MEDIA GENEL MÜDÜRÜ PELİN KURU, “HER GÜN AYNI YEMEKLE MÜŞTERİLERİMİZİ SIKMAK YERİNE MENÜMÜZDE KENDİ SPESİYALLERİMİZİ OLUŞTURMAYI TERCİH EDİYOR, SÜREKLİ MÜŞTERİLERİMİZİ HEYECANLANDIRACAK FARKLI ETKİNLİKLERLE HİZMET VERMEYE DEVAM EDİYORUZ” DEDİ. Eğlence ve etkinlik sektörleri her ne kadar kolay olarak görülse de, arkalarında çok ciddi ve disiplinli bir çalışmayı kapsıyorlar. Bu nedenle bu sektörlerin ciddiye alınması konusunda farkındalık yaratılması şart! Peki, eğlence ve etkinlik sektöründe farkındalığın artırılması adına ne gibi adımlar atılmalıdır? Öncelikle işe hedef profili iyi analiz etmekle başlanmalıdır.Sonrasında da bu profile uygun, müşterileri heyecanlandıracak çalışmalara ve müşterilerin hedef kitlesine farklı heyecanlar yaşatacak, sıradanlıktan ayrılmış, tüketicilerin dikkatini çekecek farklı ve kreatif etkinliklere yönelmek gerekiyor. Peki, siz bu farkındalığın oluşması adına neler yapıyorsunuz? Kendi bünyemizde bulunan kreatif departmanımız, müşterilerimize farklı ve kreatif etkinlikler sunmak için yılda en az iki kez Avrupa ziyareti gerçekleştirmekte. İspanya bizim et-

kinlik konusunda örnek aldığımız bir ülke. Çalıştığımız sanatçılarımızla bir araya gelerek onların fikirleri ile de çok farklı projeler oluşturuyoruz. Bu işte başarılı olmak süreklilik ister. Peki, sürekli olmak için firmalar neler yapmalı, siz neler yapıyorsunuz? Biz kendimizi restoran gibi düşünüyoruz. Her gün aynı yemekle müşterilerimizi sıkmak yerine menümüzde kendi spesiyallerimizi oluşturmayı tercih ediyor, sürekli müşterilerimizi heyecanlandıracak farklı etkinliklerle hizmet vermeye devam ediyoruz. Günümüzde pek çok kişi “ben de organizasyon/etkinlik yapabilirim” diyerek sektöre adım atıyor. Sizin bu konu hakkındaki yorumlarınız neler? Kesinlikle yapabilir. Şu an bütün AVM’ler hep aynı söyleşiler, aynı sanatçılar, aynı imza günleri ile ziyaretçilerin karşılarına çıkmakta. Etkinlikler konusunda kreatif ve yenilikçi bakış açışı hala ülkemizde gelişmiş değil.

Sektördeki diğer bir sorun da maliyetlerin aşağıya çekilerek, kalitesiz işlerin yapılması… Sektöre zarar veren bu tür çalışmaların önüne geçmek için ne gibi önlemler alınabilir? Şöyle ki; KOSGEB’ in yaptığı araştırmalara göre her yıl ortalama Türkiye genelinde 500’den fazla ajans açılıyor ve yine her yıl ortama 750 ajans kapanıyor. Bu bağlamda bizim önlem almamıza gerek kalmıyor.

112


ORGANİZASYON

“Bu iş için ekip çok önemli!” ÇİZGİM EVENT ŞİRKET SAHİBİ BARIŞ TANRISEVER: “SEKTÖRDE FARKINDALIĞIN ARTIRILMASI ADINA ÖNCELİKLE PROFESYONEL EKİPLERLE, KALİTELİ İŞLERİN YAPILMASI ŞART!” DEDİ. Eğlence ve etkinlik sektörü her ne kadar kolay olarak görülse de, arkasında çok ciddi ve disiplinli bir çalışmayı kapsıyor. Bu nedenle bu sektörün ciddiye alınması konusunda farkındalık yaratılması şart! Peki, eğlence ve etkinlik sektöründe farkındalığın artırılması adına ne gibi adımlar atılmalıdır? Sektörde farkındalığın artırılması adına öncelikle profesyonel ekiplerle, kaliteli işlerin yapılması şart! Ayrıca playback yerine canlı performansların ve sahne şovlarının ön planda olduğu projelerin de hayata geçirilmesi gerekiyor. Peki, siz bu farkındalığın oluşmasına adına neler yapıyorsunuz? Çizgim Event olarak, bin kişinin üzerinde olan yerlerde, isim yapmış sanatçıların yer aldığı konserler yapmaya çalışıyor ve farkındalığa bu şekilde katkı sağlamaya çalışıyoruz. Sektördeki diğer bir sorun da maliyetlerin aşağıya çekilerek, kalitesiz işlerin yapılması… Sektöre zarar veren bu tür çalışmaların önüne geçmek için ne gibi önlemler alınabilir? Son yıllarda İzmir’de eğlence sektörü büyük bir ivme kazandı. Bütün mekanlar belli bir kalitenin üzerinde projelere yer verirken, düşük kalitedeki projelere ise yer vermeme yönünde bir yaklaşım izliyorlar. Bu tür yaklaşımlar da, sektöre zarar veren çalışmaların önüne geçmek için birer önlem aslında…

Bu işte başarılı olmak süreklilik ister. Peki, sürekli olmak için firmalar neler yapmalı, siz neler yapıyorsunuz? 21 yıldır hizmet sektöründeyiz. Bugüne kadar yapılan işlerde güvenliğinden sesçisine, dansçısından ulaşım ekibine kadar profesyonel kadromuzla hizmet veriyoruz. Ekip, bu iş için çok önemli… Bu noktada her bir iş için başarılı bir kadromuz bulunuyor.

113


ORGANİZASYON

Her türlü etkinlik için kurumsal, güvenilir ve modüler alan çözümleri “Bizim en büyük kazancımız müşterilerimizin memnuniyetidir” diyen Hisar Çadırcılık Şirket Sahibi Mehdi Navdar Fırat, “Etkinlik süresince her şeyin en iyi şekilde yürümesi için gerekli tüm önlemleri alarak kaliteli bir hizmet veriyoruz” dedi. Hisar Çadır firmasından bizlere kısaca bahseder misiniz? Neler yapar Hisar Çadır? Faaliyet alanları ve hizmet standartları nelerdir? Biz 2004 yılından bu yana bu sektörün içinde yetişen bir ekibiz. Önceleri kurulum ve söküm işleri yaptığımız sektörde, yeni bir vizyon ile organizasyon ve fuar hizmetlerinde hem tedarik hem de organizasyon hizmetleri vermek üzere Hisar Organizasyon ve Çadırcılık kurumsal adıyla 2016 yılının başında kurulduk. Başta fuar organizasyonları olmak üzere, festivaller, yöresel halk günleri, indirim etkinlikleri, düğün&nişan etkinlikleri ve akla gelebilecek her etkinlik için kurumsal, güvenilir ve modüler alan çözümleri sunuyoruz. Büyük, küçük, tribün ve kubbeli çadırların, yürüyüş yolunun, stantların, zeminlerin, podyumların, iklimlendirme ve ışıklandırmanın A’dan Z’ye alan kurulumunu yapıyor ve etkinlik süresince her şeyin en iyi şekilde yürümesi için gerekli tüm önlemleri alarak kaliteli bir hizmet veriyoruz. Bizim en büyük kazancımız müşterilerimizin memnuniyetidir. Bu yüzden müşterilerimize “Siz hayal edin biz gerçekleştirelim” diyoruz. Çadırlarınızın özellikleri hakkında bizlere bilgi verir misiniz? Tüm çadır sistemlerimiz alüminyum konstrüksiyona sahip olmakla birlikte, hafif, modüler, hızlı kurulabilen, taşınabilir, kişiselleştirilebilir, güvenli ve dünya standartlarında İSO-9001 kalite belgesine sahip ürünlerdir. Ayrıca görselliği ve gü-

114

venliği bir arada sunan çadırlarımız, yangın yürütmeyen, dayanıklı, esnek ve fonksiyonel yapıya sahip. Çadırların kullanım alanları neye göre değişkenlik gösteriyor? Aslında kullanım alanı anlamında herhangi bir kısıtlama yok. Çadırlarımız hızlı bir şekilde mobilize olabildikleri için istenen her yere ve amaca uygun olarak kişiselleştirerek hızlı, ekonomik ve güvenilir kapalı alan çözümleri sunabiliyoruz. İster bir doğum günü partisi isterse büyük bir fuar organizasyonu olsun kısa sürede gösterilen alana kurulumu gerçekleştirerek kullanıma hazır hale getiriyor ve etkinlik sona erdiğinde alana ve çevreye hiçbir zarar vermeden hızlı bir şekilde topluyoruz. Böylece müşterilerimiz misafirlerini iklimlendirilmiş, aydınlık, güvenli ve ferah bir ortamda ağırlamış oluyor, bizde bunun mutluluğunu yaşıyoruz.

Bu işte iş güvenliği oldukça önem arz ediyor. Peki, siz iş güvenliğine dair ne gibi önemler alıyorsunuz? İş güvenliği en çok önemsediğimiz konuların başında geliyor. Tüm personelimiz konusunda uzman kalifiye elemanlardır. Bu vasıfların yanı sıra işe alım sürecinde; iş güvenliği eğitimleri verildikten sonra personel işe başlatılır ve periyodik olarak sağlık kontrollerinden geçirilir. Her personelin koruyucu ekipmanları eksiksiz olarak kendilerine teslim edilir ve çalışma sırasında bu ekipmanların kullanılması sağlanır. Tüm bu süreç gözlem altındadır ve sorumlu personel tarafından takip edilir. Son olarak gelecek dönem hedeflerinizden bahseder misiniz? Hisar Çadırcılık olarak müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutmayı amaç edindik. Bu kapsamda yenilikleri takip ederek, müşterilerimizi bu yeniliklerden yararlandırmak, en iyi hizmeti kalite ve güvenlikten ödün vermeden daha ekonomik hale getirmek adına kendi bünyemizde üretim için yatırım planlamaları yapmaktayız.

Kiralama işlemleri nasıl bir sistem üzerinden yürüyor? Firmalar kiralama hizmetlerini nasıl gerçekleştiriyorlar? Müşterilerimiz bize web sitemiz üzerinden, e-mail yoluyla ya da telefonla ulaşabiliyorlar. İhtiyaç duydukları hizmet ya da ürünü birlikte tasarlayarak fiyat teklifi sunuyoruz. Uygulama ve fiyat üzerinde anlaşma sağlandığında sözleşme imzalanır ve kararlaştırılan tarihte uygulama yapılır.



EĞLENCE Eğlence sektörünün kendi dinamiklerini içinde barındıran kocaman bir dünya olduğunu belirten Ops!Co Group Yönetim Kurulu Başkanı Koray Dilmaç aynı zamanda sektör için “Her gün yeni değişimlere açık olmakla birlikte bir o kadar da üzerine dirsek çürütütmeyi gerektiren ciddi bir sektör” dedi ve sözlerine “Farkındalık yaratmak, değişen dünyaya ayak uydurmak; yenilenmek, yeni kalabilmek şart! Aksi takdirde marka olarak hayatta kalabilmeniz imkansız” diyerek devam etti.

“Eğlence sektörü kocaman bir dünya…” Eğlence ve etkinlik sektörü her ne kadar kolay olarak gözükse de, arkasında çok ciddi ve disiplinli bir çalışmayı kapsıyor. Bu nedenle bu sektörün ciddiye alınması konusunda farkındalık yaratılması şart! Peki, eğlence ve etkinlik sektöründe farkındalığın artırılması adına ne gibi adımlar atılmalıdır? Eğlence sektörü kendi dinamiklerini içinde barındıran kocaman bir dünya. Her gün yeni değişimlere açık olmakla birlikte bir o kadar da üzerine dirsek çürütmeyi gerektiren ciddi bir sektör. Farkındalık yaratmak, değişen dünyaya ayak uydurmak şart; yenilenmek, yeni kalabilmek şart! Aksi takdirde marka olarak hayatta kalabilmeniz imkansız. Biz Ops!Playkids yöneticileri olarak sektörde farkındalığın yaratılması konusunun üzerine giden öncü insanlarız. Her şeyin çok hızlı tüketildiği bu dünyada hem tüketiciyi hem de iş ortaklarımızı bu konuda her zaman bilinçlendirmeye çalıştık. Marka olabilmenin yollarını ve gelişen dünyaya ve yenilikçi fikirlere, konseptlere verdiğimiz önemi anlatmaya; kurguladığımız mağazalarda bu fikrimizi yansıtmaya çalıştık. Sektörde

116

Ops!Playkids bu anlamda farkındalığın ve tazeliğin baş mimarıdır. Peki, siz bu farkındalığın oluşması adına neler yapıyorsunuz? Biraz önce de aktardığım gibi sektörde taze kalabilmenin yollarını araştırıyoruz. Yapmış olduğumuz Ar-Ge çalışmaları ile sektörün her saniye nabzını tutuyoruz. Yurt dışı iş seyahatlerimiz, katılmış olduğumuz fuarlar, seminerler ve iş ortaklarımız ile yapmış olduğumuz B2B görüşmelerimiz ile uyanık kalmaya ve Ops!Playkids’in bu anlamda sahip olduğu normlarını ve sektördeki prestijini korumaya özen gösteriyoruz. Sektördeki diğer bir sorun da maliyetlerin aşağıya çekilerek, kalitesiz işlerin yapılması… Sektöre zarar veren bu tür çalışmaların önüne geçmek için ne gibi önlemler alınabilir? Burada öncelikle şundan bahsetmek gerekir; evet, sektör olarak maliyetlerimiz hiç de azımsanacak boyutta değil, ancak bir markayı yönetmek belirli ölçüde kriterleri de beraberinde getirmekte. Kurumsallaşmanın mihenk

taşlarından biri de marka olarak bir çizgiye sahip olabilmek ve bunu koruyabilmektir. Bu noktada oluşabilecek proje maliyetlerinden dolayı kalitesiz işlerle bir markaya yön vermek, adeta insanın bindiği dalı kesmesi gibidir. Öncelikle sektördeki marka sahiplerinin bakış açılarını bu yönde değiştirmeleri ve kendilerini ‘kısa vadede kazanç’ politikalarından uzaklaştırmaları gerekmekte. Ops!Playkids bugün memleketin dört bir köşesinde aynı standartlarda ve kalitede 20’ye yakın projede hizmet vermektedir. Bunu yaparken, hiçbir zaman kalite ve kurumsal çizgisinden ödün vermedi. Bu işte başarılı olmak süreklilik ister. Peki, sürekli olmak için firmalar neler yapmalı, siz neler yapıyorsunuz? Sektörde yapılması gerekenleri daha farklı platformlarda uzun uzun konuşmak gerekir. Ancak başarı hem süreklilik hem de samimi ve özverili çalışma gerektirir. Biz Ops!Playkids yöneticileri olarak başarımızı işimizi ciddiye almaya ve bu yönde özverili çalışmaya borçluyuz. Ops!Playkids, eğlence ve AVM sektöründe son yıllarda hızla gelişen bir büyüme grafiğine ulaşmış, konseptinin ve yenilikçi bakış açısının başarısını tüm sektöre kanıtlamıştır. Perakende ve eğlence sektöründe marka bilinirliği gün geçtikçe daha da yükselmekte, açılan her yeni proje ile bunu daha da perçinlemektedir.


EĞLENCE

Sorunlar bireysel değil, sektörel bazda çözüme kavuşturulabilir “SEKTÖRDEKİ EKSİKLİKLERİN GİDERİLMESİ VE DEĞİŞİKLİKLERİN YAPILMASI ANCAK SEKTÖREL BAZDA, BİRLİKTE KONUŞARAK VE TALEP EDEREK YAPILACAK ÇALIŞMALAR” DİYEN BOWLİNGO ŞİRKET SAHİBİ M. FATİH KEÇEBİR, “ANCAK BİZİM SEKTÖRÜMÜZ İÇİN BÖYLE BİRLİKTELİKTEN YA DA SORUNLARIN PAYLAŞILABİLECEĞİ BİR DERNEKLEŞMEDEN BAHSETMEK BUGÜN İÇİN MÜMKÜN DEĞİL” DEDİ. Eğlence sektörü her ne kadar kolay olarak gözükse de, arkasında çok ciddi ve disiplinli bir çalışmayı kapsıyor. Bu nedenle bu sektörün ciddiye alınması konusunda farkındalık yaratılması şart! Peki, eğlence sektöründe farkındalığın artırılması adına ne gibi adımlar atılmalıdır? Ben sektörün çok da ciddiye alınmadığına inanmıyorum. Eğlence sektörü lunaparklar ile başlayıp, İlk AVM kurulmadan bile önce münferit olarak var olup, bugün istisnalar dışında tüm AVM’lerde olan, olması gereken ve müşteriler tarafından aranılan bir mağaza ve bu da bizi otomatikman zaten başlı başına aranan ve istenen

bir sektör yapıyor. Aslında konuya 2 açıdan bakmak lazım; sektör adına konuşmak gerekirse hizmet tarafında bizler işimizi ciddiye alıyor ve çok iyi yapıyoruz, müşteri tarafında ise müşteriler artık bilinçli ve ne istediğini biliyorlar. Ancak işin kamu tarafında yani vergilendirme sistemleri, gümrük sorunları, belediye ilişkileri, dernekler, bilirkişi eksikliği gibi kısımlarda maalesef ciddi anlamda ciddiyetsizlik ve boş vermişlik mevcut. Halen yıllar önce çıkartılan, daha eğlence merkezlerinin bile olmadığı zamanlardaki mevzuat ve kurallar ile işlerimizi yürütmeye çalışıyoruz. Peki, siz bu farkındalığın oluşmasına adına neler yapıyorsunuz? Sektördeki eksikliklerin giderilmesi ve değişikliklerin yapılması ancak sektörel bazda, birlikte konuşarak ve talep ederek yapılacak çalışmalar. Ancak bizim sektörümüz için böyle birliktelikten ya da sorunların paylaşılabileceği bir dernekleşmeden bahsetmek bugün için mümkün değil.

Bu işte başarılı olmak süreklilik ister. Peki, sürekli olmak için firmalar neler yapmalı, siz neler yapıyorsunuz? Bu sorunuzun cevabı diğer sorularınıza verdiğimiz cevaplarda yatıyor aslında. Yani biz işimizi ciddiye alıyoruz, hiçbir şeyi çok kısa vadeli düşünmüyoruz. Sabırlı davranıyoruz ve kaliteden ödün vermeden, işletmelerimizi uzun vadeli tesisler halinde çalıştırmaya özen gösteriyoruz.

Sektördeki diğer bir sorun da maliyetlerin aşağıya çekilerek, kalitesiz işlerin yapılması… Sektöre zarar veren bu tür çalışmaların önüne geçmek için ne gibi önlemler alınabilir? Maliyetleri aşağı çekmek aslına bakarsanız kötü bir şey değil, lakin olması gereken minimum bir yatırım miktarı vardır, bunu bilirsiniz, bunun altında bir şeyler yapmaya çalışmak günü kurtarmanın ötesine geçmekten ziyade orta ve uzun vadede ciddi zararlar da doğuracaktır. Bunun önüne geçmek, toplam yatırım maliyetlerini yüksek tutmak ve bunu kontrol altına almak gibi bir şansınız yok. Ancak sadece yapılan yatırım içindeki kullanılan kalemlerin tek tek kalite kontrol ve maliyetlerini tespit edebilir, gerekirse sınırlamalar koyabilirsiniz. Ama daha önceki sorunuza cevaben belirttiğim gibi bu işi denetleyecek ve kontrol altında tutacak bir mekanizma henüz Türkiye’de oluşmadı. Sektörel bir kontrol mevcut değil.

117


EĞLENCE

Rekabet arttıkça

sektör güçlenecek!

“Rekabetin sektörü güçlendirdiği bir gerçek...” açıklamasında bulunan Maxipark Çocuk Eğlence Merkezi İşletme Müdürü Ercan Yıldız, Shining Star Awards gibi yarışmaların sayısının artması gerektiğini dile getirerek, bu tür yarışmalarla hem yeniliklerin ortaya çıkacağını hem de sektördeki gelişmenin hız kazanacağını belirtti. Eğlence sektörü her ne kadar kolay olarak görülse de, arkasında çok ciddi ve disiplinli bir çalışmayı kapsıyor. Bu nedenle bu sektörün ciddiye alınması konusunda farkındalık yaratılması şart! Peki, eğlence sektöründe farkındalığın artırılması adına ne gibi adımlar atılmalıdır? Eğlence, rekreasyon ve spor alanlarına yönelik farkındalık yaratmak ve sektörün daha nitelikli hizmetler sunmasına katkı sağlamak amacıyla Tureks Uluslararası Fuarcılık tarafından organize edilen “Shining Star Awards” gibi yarışmaların sayısının artırılması gerekiyor. Rekabetin sektörü güç-

118

lendirdiği bir gerçek... Bu gibi yarışmalarla yenilikler ortaya çıkacağı gibi sektördeki gelişmede hız kazanmış olur. Peki, siz bu farkındalığın oluşmasına adına neler yapıyorsunuz? AVM içerisinde bir eğlence merkezi olduğumuz için herkese hitap etmeye çalışıyoruz. Özellikle bowling kısmında gençlerin dikkatini çekeceği ambiyans bizim için önemli. Hem reklam hem bu gibi aktivitelerin yayılması için okullar ve seçkin firmalar için turnuvalar düzenliyoruz. Sektördeki diğer bir sorun da maliyetlerin aşağıya çekilerek, kalitesiz işlerin yapılması… Sektöre zarar veren bu tür çalışmaların önüne geçmek için ne gibi önlemler alınabilir? Yaptığınız işin kalitesine önem vermeniz gerekiyor. Kalitenizle ve verdiğiniz emekle halkında desteğini alarak sektördeki yerinizi sağlamlaştırırsanız, diğerlerinin barınmasına izin vermemiş olursunuz. Bu işte başarılı olmak süreklilik ister. Peki, sürekli olmak için firmalar neler yapmalı, siz neler yapıyorsunuz? Dediğim gibi en başta kalitenizden ödün vermemeniz gerekiyor. Sektördeki yenilikleri takip ederek, halkın istekleri doğrultusunda kendinizi yenilemeniz gerekiyor. Diğer önemli bir ayrıntıda tabii ki reklam…


EĞLENCE

Sınırsız eğlenceye hazır mısınız?

Vialand Tema Park’ta daha fazla eğlence, adrenalin ve macerayı keşfedip, sınırsız eğlence dünyasının kapılarını aralayın. Türkiye’nin ilk ve tek tema parkı Vialand, eğlence tutkunlarına unutulmaz bir deneyim sunuyor. Birbirinden özel eğlence üniteleriyle donatılmış 120 bin metrekarelik alana kurulu ve 15 bin kişilik kapasiteye sahip Vialand Tema Park’ta eğlencenin sınırı yok. Sıra dışı konsepti ile eğlencenin kapılarını aralayan Vialand Tema Park, ‘Ailece sınırsız eğlence’ konsepti ile 7’den 70’ e herkes eğlenceye doyacak. Her köşesinde farklı bir eğlence anlayışı ile ziyaretçilerini buluşturan Vialand Tema Park; “Nefeskesen”, “360”, “Jet Ski”, “Maceraperest”, “Adalet Kulesi” gibi üniteleriyle adrenalin ve macera dolu bir eğlence sunuyor. CNN International tarafından dünyanın en iyi dördüncü Roller Coaster’i seçilen “Nefeskesen” 3 saniyede 110 kilometre hızla adrenalin tutkunu Vialand ziyaretçileri eğ-

lencenin doruklarına çıkarırken 20 milyon dolarlık yatırımla 4 bin metrekarelik bir alana kurulan “Fatih’in Rüyası” ve “İstanbul’un Sırları” üniteleri İstanbul’un tarihini muhteşem bir teknolojiyle yaşatarak tecrübe ettiriyor. Vialand Tema Park, Buz Devri ve Angry Birds 4D sinema ve simülasyon üniteleri ve Cartoon Network kanalının Gumball, Powerpuff Girls, Adventure Time gibi sevilen programlarının canlı şovları da dahil olmak üzere 30’u aşkın ünitesi alternatif eğlence seçenekleri sunuyor. Vialand Tema Park’ta eğlenmekten yorulanlar için küçük molalar verebilecekleri dünya lezzetlerini barındıran özel restoran ve büfelerle yemek aralarında da eğlenceye devam ediliyor. Tema Park’ta eğlenirken anılarını evine götürmek, sevdikleriyle paylaşmak isteyenler için hediyelik eşya mağazalarında özel tasarım birbirinden farklı alternatif seçenekler ziyaretçilerini bekliyor.

119


GIDA

Y kuşağı restoranları sallıyor Nüfusu giderek artan dünyada sağlık harcamaları ve eğitim masrafları arttığı için hane başına gıda harcaması son on yılda 347 dolar gerilemiş durumda. Ancak kaliteden ödün vermeyen Y kuşağı, demografik durumu ne olursa olsun beklentileriyle restoran endüstrisini değişime zorluyor. Restoran endüstrisinin yaşadığı bu değişimin analizini yapan KPMG, Y kuşağının adeta parmağında oynattığı sektörde, bilişim dünyasına doğan Z kuşağı etkisinin de görülmeye başlandığına dikkat çekiyor. Y kuşağı tüm dünyada tüketici beklentilerini etkiliyor. Onları hayatın zorlukları pek ilgilendirmiyor. Doğal ve sağlıklı lezzetlere, yüksek kalite standartlarında ulaşmak istiyorlar. Bu yaklaşım restoran endüstrisini değişime zorluyor. Değişim ise inovasyonla geliyor. Peki, restoranlar bu kıyasıya rekabet ortamında nasıl farklılaşıyor? Değişimin yönünü ne belirliyor? Bu soruya KPMG araştırması yanıt verdi. KPMG analizinde, menülerindeki spesiyal yemeklerin lezzetiyle, ürünlerin doğallığı, tazeliği ya da özgün olmasıyla rekabet eden restoran endüstrisinin, bu yarışta en güçlü silahının değişimi yönlendiren trendleri takip etmek olduğu belirtiliyor. Y kuşağının belirlediği yedi trend restoranların inovasyon stratejisini etkilerken, Z kuşağının etkisinin de yavaş yavaş görülmeye başladığına dikkat çekiliyor. İnovasyon stratejisinin kalbinde yatan yedi trend şöyle sıralandı:

DAHA SAĞLIKLI YEMEK SEÇENEKLERİ Tüketiciler evde yemek yemeyi tercih ediyor. Eğer dışarıda yiyeceklerse daha sağlıklı ve az işlenmiş gıdaları tüketme eğilimi gösteriyor. Restoranlar beklentileri karşılamak için cazip fiyatlandırma ve pazarlama teknikleri uyguluyor.

120

ÖZELLEŞTİRİLMİŞ MENÜLER Restoran zincirleri kalite standartlarını, hızını ve hizmet kalitesini artırmak için özelleştirilmiş menülere odaklanıyor. Ayrıca restoran işletmecileri, çeşitli kanunlar kapsamında zorunlu hale gelen etiket gereksinimleri çerçevesinde ürünlerinin kalori miktarını gösteriyor.

YEMEK SERVİS SEÇENEKLERİNDE ARTIŞ Restoranlar, hazır yemekler de satmaya başlayan süpermarketlere karşı pazar payı kaybediyor. Ayrıca aynı hizmetleri sunan oyuncuların belirli bir lokasyonda artması olumsuzluklara neden oluyor.

TEKNOLOJİK GELİŞMELER Restoran zincirleri müşterilere uygun uygulamalar sunmak için sipariş, ödeme ve sadakat programları ile ilgili yeni teknolojiler geliştiriyor. Analistler,

Google Glass ya da kalabalık barlarda müşterileri hızlı bir şekilde bulmak için yüz tanıma teknolojisi kullanımı gibi yaratıcı yöntemleri öngörüyor. Apple Pay gibi elektronik cüzdan çözümleri müşteri deneyimini kişiselleştiriyor.

ÇEVRE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ Yükselen maliyetleri yönetebilmek için restoranlar gıda atıklarının azaltılmasına ve “Yeşil Restoran” akımına odaklanıyor. Özellikle Y kuşağının sürdürülebilirlik farkındalığının yüksek olması restoranları da çevreci olmaya zorluyor.

KÜRESEL MUTFAKLARA YÖNELİM Küresel etnik mutfak tercihleri artıyor. Bir araştırmaya göre tüketicilerin yüzde 80’i ayda en az bir kez etnik bir restoranda yemek yiyor. Bu nedenle restoran yatırımcıları işletmelerinde farklılaşmaya gidiyor.

Z KUŞAĞINA ODAKLANMA YAKLAŞIYOR Restoranlar, sosyal medyayı çokça kullanan Y kuşağının dikkatini çekebilmek için rekabet ediyor. Ancak küçük gençler diyebileceğimiz Z kuşağı da ihmal edilmiş değil. Onlara odaklanma da sırada geliyor. Z kuşağı ne yiyecekleri konusunda kendileri karar vermeye başladıkça restoran seçmeye de başlıyor. Bu kuşak, yüksek teknolojili hizmet, daha yüksek müzik ve hareketli görseller talep ediyor. Restoranlar bu hedef kitleye uyum sağlamak ve değişiklik yapmak zorunda kalıyor.



GIDA

Dijital çözümler sizlere

C

ebinde yeterli sermayesi olan herkes bir restoran açabilir. Ancak restoranı doğru işletip ayakta tutmak için alınması gereken bazı hizmetler var. Bu hizmetler arasında etkileyici görünümleriyle müşteri devamlılığı sağlayan özelliklerinden dolayı, dijital menü boardlar öne çıkıyor. Sistem 9 Pazarlama Müdürü Harun Akol, dijital menü boardların gıda sektörüne İMGE diye özetlenen destek sunacağını belirterek şu bilgileri verdi: “İştah açma, maliyet düşürme, güncellenebilme ve esneklik (İMGE) konuları gıda sektöründe giderek önem ka-

Başta fast food restoranları olmak üzere gıda sektörüne yönelik hizmetlerini “Geleceğe taşıyan dijital çözümler” ilkesiyle sunan Sistem 9 yönetimi, dijital menü boardların işletmelere yararlarını araştırdı. Araştırma, dijital menü boardların sektöre; İştah açma, maliyet düşürme, güncellenebilme ve esneklik (İMGE) konularında destek olduğunu gösteriyor.

122

nasıl fayda sağlar?

zanıyor. Dijital menü boardlar bu dört temel konunun yanı sıra, kolay program bütünleştirme özellikleriyle işletme sahibine sosyal medya hesaplarıyla müşterileri ve marka arasında interaktif iletişim kurma fırsatı da sunuyor.” Sistem 9 Pazarlama Müdürü Harun Akol, dijital menü boardların yiyeceklerin kalori oranlarını da gösterme imkanına sahip olduğunu hatırlattıktan sonra, araştırmadan çıkan sonuçları şöyle özetledi: Baskı giderlerinden kurtarıyor: İşletme sahibi kağıt baskı maliyetlerinden kurtuluyor. Ekrana yansıtılan görüntüler uzaktan kontrol edilip, hatalar anında düzeltilip zaman kaybı önleniyor. Promosyon imkanı sunuyor: Dijital menü boardlar, fotoğ-

rafların yanı sıra videoları da gösterme imkanı sunuyor. Özel günler için fiyat teklifleri ve promosyonlar ekrana kolayca yansıtılabiliyor. İştah açıyor: Dijital ekranlara yansıtılan yiyecek fotoğrafları daha lezzetli görünerek iştah açıyor. Ekrandaki dumanı üzerinde tüten, canlı görüntüler ürün siparişlerini artırıyor. Gelirleri artırıyor: Restoran sahibi isterse dijital menü boardlara ürünüyle ilintili markaların reklamlarını yansıtabiliyor. Böylece tüketici etkileme ve çapraz satışla gelirler artıyor. Dikkat çekiyor: Dijital menü boardlar menü, fiyat ve görsellerin uzaktan kolayca görülmesini mümkün kılıyor. AVM’de gezerken karnı acıkan tüketicinin dikkati

çekilerek restorana girmesi kolaylaşıyor. Esneklik sağlıyor: Dijital menü boardlar işletme sahibine, gün içinde sabah, öğlen yada akşam menülerini özel duyuruları anında yapma esnekliğini sağlıyor. Ürün kontrolünü kolaylaştırıyor: Sipariş vermek için kuyruğa giren tüketiciye ‘o ürün kalmadı’ demek onu kâbus yaşatabilir. İşletme sahipleri, dijital menü boardlar sayesinde bitmek üzere olan ürünlerin kontrolünü yapabiliyor. Sosyal medyayla bütünleşiyor: Dijital menü boardlar sipariş verme sürecini otomatikleştirip, hızlandırdığı gibi, sosyal medya hesaplarıyla da bütünleşip ihtiyaçlara uyarlanabiliyor.


GIDA

Gönül Kahvesi hedefe giden yolda emin adımlarla ilerliyor Gönül Kahvesi Yönetim Kurulu Başkanı Yaman Yardımcı: “Yurt dışı franchise şubelerimizin açılmasıyla birlikte küresel bir marka olmak, ülkemizin ismini duyurmak ve ülkemize döviz girdisi sağlamak bizim için gurur kaynağı vesilesi…” dedi. Karlı bir franchise yatırımı için neler yapılmalıdır? Doğru franchise vermek için hangi aşamalara ihtiyaç var? Bir şubeyi açarken en önemli olan etken, franchise sahibinin işinin başında durması şartıdır. Daha sonrasında lokasyon, kira/ metrekare oranları, ulaşılabilirlik gibi etkenler de şube açarken dikkat ettiğimiz unsurlar olarak sıralanabilir. Şubelerin fizibilitesini kendi profesyonel ekibimizle yapıyor ve uygunluk kararını veriyoruz. Bu aşamaların sonucunda ortaya çıkan her Gönül Kahvesi şubesi karlı bir yatırım olarak hizmet vermeye başlıyor.

Birçok restoran franchising vererek yaygınlaşmaya ve büyümeye devam ediyor. Franchising’in bu denli hızlı yaygınlaşmasındaki en önemli etken ise franchising’in hem alana hem de verene sağladığı benzersiz avantajlardır. Peki, franchise vermek markaların gelişimine neler katıyor? Franchise vermek; marka bilincini ve bilinirliğini, markanın sürekli kendini geliştirme zorunluluğunu ve rekabet gücünü arttırma gibi günümüzün geçerli süreçlerinin oluşmasında markaların gelişimine katkı sağlıyor. Franchising her ne kadar avantajlı bir yöntem de olsa riskleri yok değil… Peki, franchising verirken olası riskleri neler, firmalar bu risklerden arınmak adına nelere dikkat ediyor? Gönül Kahvesi olarak franchise vereceğimiz yatırımcılar konusunda seçici olmaya özen gösteriyoruz. Doğru yatırımcının yanında doğru lokasyon, uygun kiralama ve maliyetler gibi etkenlerde Gönül Kahvesi olarak önceliklerimiz arasında yer alıyor. Tüm bunların hepsini bir araya getirince risklerden de arınmış oluyoruz. Gönül Kahvesi,akılcı kurgulanmış,verimli ve sade işleyişi ile riskleri ilk başta yok ederek yolunda ilerliyor.

Firmanız yurt içi ve yurt dışında nasıl bir franchise stratejisi izliyor? Yurt dışı franchise şubelerimizin de açılmasıyla birlikte küresel bir marka olmak, ülkemizin ismini duyurmak ve ülkemize döviz girdisi sağlamak bizim için gurur kaynağı vesilesi… “Dünyada bir gün herkes Türk kahvesini tadacak” sloganımızla yurt içi ve yurt dışında hedeflerimize ulaşmak için yolumuza emin adımlarla ilerliyoruz.

123


GIDA

“2017 yılında bayimizin

olmadığı il kalmasın istiyoruz” Kısa, orta ve uzun vadedeki planları hakkında bizlere bilgi veren Oses Grup Genel Müdürü Hasan Yaşar, ayrıca Almanya ile başlayan Avrupa serüvenlerinin devam edeceğini de dile getirdi. Birçok restoran franchising vererek yaygınlaşmaya ve büyümeye devam ediyor. Franchising’in bu denli hızlı yaygınlaşmasındaki en önemli etken ise franchising’in hem alana hem de verene sağladığı benzersiz avantajlardır. Peki, franchise vermek markaların gelişimine neler katıyor? Franchise yöntemi, Oses Grup olarak şubeleşme çalışmalarımıza başladığımız tarihten bugüne tercih ettiğimiz bir yöntem. Bu yöntemin altında yatan temel felsefe ise paylaşım… Başka bir deyişle insanları işimize ortak etmeyi, dahası kendi işlerinin sahibi olmalarını seviyoruz. Kendi şubelerimizi, kendi kaynaklarımızla açacak güce sahipken bunu yapıyor olmak, bu felsefemize anlam katan en önemli etken. Çünkü paylaştıkça kazanmayı ve çoğalmayı doğru buluyoruz. Özellikle “Kendi işinizin patronu olun!” ve “Patron benim!” mottolarıyla bir farkındalık oluşturmaya çalıştık.Kaydettiğimiz ilerlemeye baktığımızda bunu başardığımızı görebiliyoruz. Özel olarak vurgulamak istediğim bu husustan sonra genel

olarak franchise sistemi uygulayan şirket başarılı, karlı ve kendini ispatlamış bir markanın zaten sahibidir. Fakat bu sistemden beklentileri ve sistemin sağladığı avantajları şu şekilde sıralayabiliriz; öz kaynak kullanımının azalması, hızlı yayılma, yerinde etkin yönetim, ulaşılamayacak pazardan kar elde etme, artan reklam gücü, artan marka bilinirliği ve satın alma gücü, iyi noktalarda markanın temsili, sektörden ve pazardan bilgi akışı sağlanması… Franchising her ne kadar avantajlı bir yöntem de olsa riskleri yok değil… Peki, franchising verirken olası riskleri neler? İşi ve inceliklerini öğretmek, franchise alanın sözleşme bitiminde aynı işi sürdürmesi ya da anlaşma bitmeden benzer işi kurması, rakip zincire geçme ve kötü niyetli yaklaşımlarla karşılaşma olasılığı, bölge tahsis etme riski, artan genel giderler, marka değerinin riske atılması gibi çeşitli durumlar bu sistemdeki riskleri oluşturmaktadır.

Karlı bir franchise yatırımı için neler yapılmalıdır? Doğru franchise vermek için hangi aşamalara ihtiyaç var? Öncelikle ailemize katılacak adayın markamızı ne kadar tanıdığı, markamızı neden tercih ettiği, markamızı ne kadar benimseyeceği ve nasıl temsil edeceğiyle birlikte hedeflerinin neler olduğu son derece önem arz etmektedir. Çünkü kurum kültürümüzün temelinde “Mutlak ve maksimum müşteri memnuniyeti” yatıyor. Bu kültürün devamlılığını sağlayacak etkenlerin başında da insan faktörü geldiği için kendimizi ince eleyip, sık dokumak zorunda hissediyoruz. Göz önünde bulundurduğumuz diğer kriterlere gelince, talep edilen lokasyonun uygunluğu, açılacak noktanın fiziki şartları (ulaşılabilirliği, kullanılabilirliği, metrekaresi vb.) bölgenin insan trafiği, sosyal yapının deşifresi gibi konular tarafımızca irdeleniyor.

Firmanız yurt içi ve yurt dışında nasıl bir franchise stratejisi izliyor? Kısa, orta ve uzun vadeli olarak 3 farklı kategoride planlarımızı hayata geçirmeye çalışıyoruz. Hali hazırda 65 ilde faaliyet gösteriyoruz. Kısa vadede, 2017 yılında bayimizin olmadığı il kalmasın istiyoruz. Orta vadede, bunu şehir ölçeğinden çıkararak ilçe ölçeğine indirgemeyi ve ağımızı genişletmeyi istiyoruz. Bu hedefimize “ev, iş/ofis, Oses” düzleminde bakarak, nihai tüketicinin evine veya işine/ofisine giderken kolay ulaşabileceği her noktada var olarak ulaşacağız. Bunlarla birlikte, daha makro ölçekte planlarımız üzerinde çalışmalarımıza devam edeceğiz. Avrupa’da Almanya ile başlayan başarı serüvenimize yenilerini ekleyerek emin adımlarla yolumuza devam edeceğiz.

124



GIDA

Franchise adaylarının marka ile uygunluğunun tespit edilmesi gerektiğini dile getiren Kahve Aşkına Yönetim Kurulu Başkanı Himmet Doğan, “Mağaza açılmadan önce franchise’ye, sistemin geneli hakkında tüm detayları öğrenebileceği ve pratik olarak test edebileceği bir eğitim verilmeli” dedi.

Franchıse adayının marka için uygunluğu tespit edilmeli!

Öncelikle Kahve Aşkına firmasını kısaca tanıyabilir miyiz? Firmanız yurt içi ve yurt dışında nasıl bir büyüme stratejisi izliyor? 2015 yılında planlan ve tüm yapısal çalışmaları tamamlanarak ortak fikirlerin ve hizmet kalitesinin ön planda tutulduğu girişimin adıdır Kahve Aşkına. Ege’nin incisi İzmir’den başlayarak, yurdumuzun bütün bölgelerini sarmaya başlayan Kahve Aşkına zinciri, hem yatırımcılarını hem de misafirlerini farklı ve üstün kalite odaklı anlayışla karşılıyor. Kurulduğu günden itibaren farklı konsepti ve menüsüyle dikkat çeken Kahve Aşkına, doğru konumlandırma ve altyapı çalışmalarıyla benzerlerinden kolayca ayırt ediliyor. Oluşturduğu menü ve servis anlayışla sektörde farklılık yaratan Kahve Aşkına, franchise sisteminin de tüm enstrümanlarını büyük bir ustalıkla kullanıyor. Tüm kadrosunu bu anlayışla seçen Kahve Aşkına, hedeflerine kısa sürede ulaşarak, sektördeki yerini belirledi. İzmir’de yolculuğuna başlayan Kahve Aşkına, kısa bir süre içerisinde birçok noktada şubeler açarak yurt içi ve yurt dışı bayi ağını büyüttü. Hedeflediği noktaya ise emin ve güçlü adımlarla devam ediyor. Firmamız; İzmir Alsancak, Güzelyalı, Optimum, Buca, Çeşme, Ayvalık, Ankara, İstanbul, Bursa, Balıkesir ve diğer illerdeki şubelerinin yanı sıra Avrupa’da Bosna Hersek, Saray Bosna gibi noktalardaki şubelerini de bayilik zincirine ekleyerek hızla büyümektedir. Peki, franchise adayları neden sizi seçmeli? Tercih edilebilir olmak adına ne gibi avantajlar sunuyorsunuz adaylara? Kahve Aşkına olarak; altyapısı zayıf, kontrolsüz çoğalmayı değil, kararlı ve güçlü adımlarla durmaksızın büyümeyi hedefliyoruz. Gıda sektöründeki büyüme potansiyeline kendi öz kaynaklarımızla yatırım yapabilme ve yön verebilme gücüne sahibiz. Ayrıca gizli müşteri yöntemi ile kurumsal profesyonelliği koruma özverisi içerisindeyiz. Kahve Aşkına olarak; şubelerimizin çok daha verimli çalışmalarını sağlamak için farklı zamanlarda memnuniyet ölçümleri yaparak Ar-Ge desteği veriyoruz. Ayrıca tüm reklam mecralarında sürekli yayınladığımız tanıtım ve organizasyon reklamlarıyla marka bilinirliğinin diri tutulmasını sağlıyoruz. Ulaşılabilir müşteri hizmetleri sayesinde misafirlerimizin talepleriyle yakından ilgileniyoruz. Hammadde ve ürünlerimizin tamamını kalitesinden taviz vermeden son derece uygun fiyatlarla temin ediyoruz. Böylece yatırımcılarımızın alırken de satarken de çok ciddi oranlarda kar etmesini sağlıyoruz. Buna ek olarak misafirlerimize sadece zengin kahve menümüzle değil, çok özel spesiyallerle süslediğimiz ek menümüzle de hitap ediyoruz. Ürünlerimizin tamamını belgeli üreticilerimizden temin ettiğimiz için yılın tüm zamanı ürün sürekliliğini sağlıyoruz. Tüm bu hizmetler ve üstün kalitemizle “Kahve Aşkına” markasına yapılan yatırımların kısa bir vadede geri dönmesini sağlıyoruz.

126

Karlı bir franchise yatırımı için neler yapılmalıdır? Doğru franchise vermek için hangi aşamalara ihtiyaç var? Birinci adım finansal amaç belirlemektir. Başlangıç noktasında böyle bir amacınız olmazsa ne istediğinizi hiçbir zaman bilemezsiniz. Dikkat etmeniz gereken ikinci noktada bayiliklerin kazanç düzeyidir. Finansal amacınız olursa bayilik seçiminde daha seçici olursunuz. Üçüncü adım finansman gücüdür. Kendiniz için uygun olduğunu düşündüğünüz bayiliği almak için ana firmanın belirlediği bedelleri ödemeniz gerekir. Bunu yapmanın en iyi yolu bütün satın alma maliyetlerinin farkında olmak ve süregelen kar hakkında gerçekçi bir fikre sahip olmaktır. Son olarak olay rakamlara geldiğinde dikkat etmeniz gereken bazı önemli noktalar olacaktır. Örneğin ne kadar kazanç sağlayabilirsiniz? Bayiliğin gerçek maliyeti ne kadar? Yatırım karlılığınız ne kadar olacak? gibi… Öncelikle franchise adayının doğru analiz edilerek; kişisel, sosyo-ekonomik yaşam tarzı ve finansal olarak marka için uygunluğu tespit edilmeli. Ardından franchise adayının hizmet verebileceği müşteri kitlesine ve finansal yapısına uygun olan lokasyonlara yatırım yapması sağlanmalı. Mağaza açılmadan önce ise franchise’ye, sistemin geneli hakkında tüm detayları öğrenebileceği ve pratik olarak test edebileceği bir eğitim verilmeli.


GIDA

“En büyük risk doğru yatırımcı adayını bulabilmek”

Franchise vermek markaların gelişimine neler katıyor? Öncelikle daha fazla noktada hizmet vermeyi ve tüm Türkiye’ye yayılmayı hızlandırır. Diğer yandan markalar için piyasadaki bilgi akışını takip etmek, müşterilerin talep ve ihtiyaçlarından haberdar olmak çok önemli. Her franchise üretici ve tüketici arasında bir köprü olduğu için markaların tüketicilerden bilgi almalarını sağlıyor, bu yolla çok sayıda tüketiciye ulaşıyor. Ayrıca yeni ürün ve hizmetlerle müşterilerin ihtiyaçlarına yanıt veriyor. Pazara yakınlıkları, tüketiciyle temas halinde olmaları, reklam, kişisel satış gibi faaliyetlerle markaların pazarda gelişimine önemli bir katkı sağlıyor.

“FRANCHISE’LERİMİZDEN BEKLENTİMİZ, MÜŞTERİLERE KARŞI SABIRLI, GÜLER YÜZLÜ OLMALARI; İŞLETMEDE İSE DİSİPLİNLİ, ÇALIŞKAN VE EKİP ÇALIŞMASINA YATKIN OLMALARIDIR” DİYEN LITTLE CAESARS PİZZA TÜRKİYE GENEL MÜDÜRÜ BANU GÜNEY ARIDURU, “FRANCHISE’LERİMİZİ BU ÖZELLİKLERE SAHİP KİŞİLER ARASINDAN SEÇMEMİZ KARŞILAŞACAĞIMIZ RİSKLERİ ASGARİYE İNDİRMEMİZDE BİZLERE YARDIMCI OLUYOR” DEDİ.

Franchising her ne kadar avantajlı bir yöntem de olsa riskleri yok değil… Peki, franchising verirken olası riskleri neler, firmalar bu risklerden arınmak adına nelere dikkat ediyor? En büyük risk doğru yatırımcı adayını bulabilmek… Bunun için özel yöntemler uyguluyoruz. Little Caesars’a yatırım yapan kişilerin bir kısmı profesyonel hayattan gelen ve kendi işinin sahibi olmak isteyenler diğer kısmı ise hali hazırda şirketimizde çalışan kişilerden oluşuyor. Markamızın mutfağını bilen kişilerin bayilik başvurusu yapması da bizler için ayrı bir gurur. Bunun yanı sıra Türkiye’nin her yerinden markamıza yatırımcıların ilgisi çok yüksek. Başvuranların çoğu, genelde profesyonel hayattan sıkılıp, kariyerine kendi işinin sahibi olarak devam etmek isteyen ve güvenli bir yatırım fırsatı arayan kişilerden oluşuyor.

haftalık eğitimlerde, hem franchise hem de çalışanlarına gerekli tüm bilgileri teorik ve uygulamalı olarak veriyoruz. Little Caesars’a yatırım yapanlar, her adımda deneyimli danışmanlar ve eğitmenler tarafından destekleniyor. Karlı bir franchise yatırımı için neler yapılmalıdır? Doğru franchise vermek için hangi aşamalara ihtiyaç var? Doğru franchise vermek için merkez kadro yapılanmasının tam ve profesyonel olması önemli. Çünkü lokasyon seçimi, eğitim, kiralama, dekorasyon, lojistik, insan kaynakları, satış ve pazarlama, operasyon, bilgi-işlem, stok yönetimi ve karlılık gibi konularda “tecrübeli” ve “bilgili” bir profesyonel kadroya ihtiyaç var. Yeni yatırım yapacak bir girişimciye bu tecrübe ve bilgi birikimiyle yanlarında olduğumuzu hissettirmek çok önemli. Franchise adayı şirketimize geldiğinde önce kendisini şubede 4 hafta çalıştırıyoruz. Hem işi hem de sektörü tanıması ve uygun olduğuna emin olması önemli. Ardından bölge ve iş analizi yaparak, bölgesini iyi tanımasını sağlıyoruz. Şube açılışında ve mimaride profesyonel kadrolarımız franchise’lerimize yön vererek destek oluyorlar. Açılış sonrası standartların sağlanması için sürekli eğitim ve denetim desteği veriyoruz. Satış ve pazarlama çalışmaları için bölge müdürleri ve operasyon ekipleri sürekli ziyaretlerde bulunarak yerinde destek sağlıyorlar.

Firmanız yurt içi ve yurt dışında nasıl bir franchise stratejisi izliyor? Dünyanın en hızlı büyüyen franchise zincirlerinden biriyiz. Çelebi Holding Little Caesars Türkiye’nin tüm master franchise haklarına sahip. Şu anda Little Caesars Adayların pizza sektörünü bilmesi bizim Türkiye’de 88 restoranı ile hizmet veriiçin bir şart değil; ancak gıda ve hiz- yor, bunların 76'sı franchise şubelerimiz. met sektörünün olmazsa olmazları var. 2016’da Anadolu’ya yatırımlarımızı arFranchise’lerimizden beklentimiz, müş- tırdık. Yeni şube yatırımlarının dışında terilere karşı sabırlı, güler yüzlü olmak; pazarlama, teknoloji, eğitim, insan kayişletmede ise disiplinli, çalışkan ve ekip nakları, Ar-Ge, lojistik ve üretim için de çalışmasına yatkın olmalarıdır. Franc- büyük yatırımlar yapıyoruz ve buna dehise’lerimizi bu özelliklere sahip kişiler vam edeceğiz. Şu an İstanbul ile beraber arasından seçmemiz karşılaşacağımız 13 ilde faaliyetteyiz. 2019 sonuna kadar riskleri asgariye indirmemizde bizlere Türkiye genelinde 300 restorana ulaşma yardımcı oluyor. Gerçekleştirdiğimiz 4-6 hedefimiz var.

127


GIDA

“Yatırımcıları özenle seçtik” Şu anda 12 bayilerinin olduğunu ve önümüzdeki iki yıl içerisinde yurt dışına da bayilik vermeye başlayacaklarını dile getiren Kahve Tiryakisi CEO’su Recep Arısoy, bununla ilgili altyapı çalışmalarının devam ettiğini de belirtti. Öncelikle Kahve Tiryakisi firmasını kısaca tanıyabilir miyiz? Firmanız yurt içi ve yurt dışında nasıl bir büyüme stratejisi izliyor? Kahve Tiryakisi bir “Dem Kahve Gıda İç ve Dış Tic. Ltd. Şti” kuruluşudur. Yaklaşık 30 yıldır sektörde üretici rolünü üstlenmiş bir firmayız. Şu an mevcut birçok zincir markaya ürün temini yaptık ve halende yapmaya devam ediyoruz. Bayilik vermeye 2014 yılında başladık ve şu anda mevcut 12 bayimiz var. Bayilik sistemine girmeden önce ciddi araştırmalar yaptık. Yaptığımız araştırmalar sonucu karşımıza sistemle alakalı çok ciddi sorunlar çıktı. Mevcut birçok zincir markanın altyapı sorunlarının olduğunu ve sağlıksız büyüdüklerini gördük. Aynı hataları yapmamak adına, öncelikle altyapı çalışmalarını yapıp sistemi sağlamlaştırdık. Sağlıklı büyümek adına her bayilik isteyene bayilik vermemeyi tercih ettik. Yatırımcıları özenle seçtik.

128

Kısaca tabela satarak, marka olma yolunu tercih etmedik. Verdiğimiz bayiliklerin uzun vadeli olması bizim için çok önemli. Sadece tabela satmak değildir bayilik sistemi… Bu, iç ve dış pazardaki en önemli büyüme felsefemiz… Önümüzdeki iki yıl içerisinde yurt dışına bayilik vermeye başlayacağız. Bununla alakalı altyapı çalışmaları devam ediyor. Amacımız yurt dışında da sağlıklı büyümek ve sağlıklı büyüyen bir dünya markası olmak. Franchising her ne kadar avantajlı bir yöntem de olsa riskleri yok değil… Peki, franchising verirken olası riskleri neler, firmalar bu risklerden arınmak adına nelere dikkat ediyor? Öncelikle franchising alan için de çok önemli bir sistem. Özellikle orta ölçekli şirketler için bu sistem önem arz ediyor. Franchise sistemi, şirketlerin en önemli nakit getirisini sağlayan kaynak konumun-

da olmakla birlikte, şirketlerin nakit döngüsünü sağlıyor. Bireysel bayilik talebinde bulunanlara bayilik vermek çok riskli olmakla birlikte, sistemin yönetilmesini zorlaştırıyor. O yüzden, orta ölçekli şirketleri riski azaltmak adına tercih ediyoruz. Karlı bir franchise yatırımı için neler yapılmalıdır? Doğru franchise vermek için hangi aşamalara ihtiyaç var? Bayilik için açılacak mağazanın konumu ve lokasyonu çok önemli. Bayilik anlaşması yapılmadan önce belirlenen yerin ve lokasyonun fizibilite çalışması yapılmalı ve bölgedeki rekabet analizini gerçekleştirerek diğer markaların eksi ve artıları belirlenmelidir. Yapılacak yatırımda rakip firmaların bir adım önüne çıkmak adına, gerekirse inavosyon yapılmalı.


GIDA

“Doğru yatırımcı ile doğru lokasyonlarda yer almaya çalışıyoruz”

Bakar Gıda A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Bakar: “Hızla yayılmak yerine tercihimiz uzun yıllar devam edecek işbirlikleri ile markamızı büyütmek…” dedi.

Karlı bir franchise yatırımı için neler yapılmalıdır? Doğru franchise vermek için hangi aşamalara ihtiyaç var? Lokasyon ve işletmeci seçimi başarının önemli bir bölümünü teşkil eder. Öncelikle franchise adayı doğru analiz edilmeli, ardından adayın kişisel, sosyo-ekonomik yaşam tarzı ve finansal olarak marka için uygunluğu tespit edilmeli. Sonra franchise adayının hizmet verebileceği müşteri kitlesine ve finansal yapısına uygun olan lokasyonlara yatırım yapması sağlanmalı. Mağaza açılmadan önce ise franchise’ye, sistemin geneli hakkında tüm detayları öğrenebileceği ve pratik olarak test edebileceği bir eğitim verilmeli. Firmanız yurt içi ve yurt dışında nasıl bir franchise stratejisi izliyor? Doğru yatırımcı ile doğru lokasyonlarda yer almaya çalışıyoruz. Ayrıca merkez olarak eğitim ve denetim kadromuzu oluşturduk. Ürün geliştirme çalışmalarımız ise sürekli devam etmekte. İşini bizim kadar ciddiye alan tedarikçiler ile işbirliğine önem veriyoruz. Hızla yayılmak yerine tercihimiz uzun yıllar devam edecek işbirlikleri ile markamızı büyütmek…

Franchise vermek sizce markaların gelişimine neler katıyor? Franchise vermek giderek yoğunlaşan yerli ve yabancı rekabet karşısında büyüyerek markanın korunmasını sağlar. Ayrıca kendi şubelerimizi açmamız halinde gereken yatırım bedellerini ortadan kaldırır. Markaların hızlı yayılması, artan marka tanınırlığı, artan satın alma gücü, hızlı nakit akışı bu sistemin olumlu getirileridir. Franchising her ne kadar avantajlı bir yöntem de olsa riskleri yok değil… Peki, franchising verirken olası riskleri neler, firmalar bu risklerden arınmak adına nelere dikkat ediyor? En önemlisi kötü işletme ve tüketici memnuniyetinin sağlanamaması olarak tanımlanabilir. Marka sahibinin de aynı kalite ve standartları sağlayamaması önemli bir risktir. Bunun için alt yapı çalışmaları tamamlanmadan franchise sistemine girmemek gerekir. Ayrıca franchisor ile yapılan sözleşmelerde ise her konu tüm açıklığı ile belirtilmeli ve yoruma açık olmamalıdır. Son olarak markaların güçlü insan kaynağına sahip olması gerekir.

129


GIDA

Fırsatlar heba edilmemeli! Doğru ve karlı franchise yatırımı için sadece ilk yatırımı karşılamanın yeterli olmadığını dile getiren Best Coffee Shop Pazarlama&IT&BCS Direktörü Orhan Can, “İlk 1-2 yıl için operasyonel maliyetleri karşılayacak mali kaynaklar mutlaka olmalı. Çünkü franchise’nin mali yetersizliğinden dolayı çok değerli lokasyonlarda fırsatlar maalesef heba olabiliyor” dedi.

Franchise sisteminin bu denli hızlı yaygınlaşmasındaki en önemli etken, hem alana hem de verene sağladığı benzersiz avantajlar... Peki, franchise vermek markaların gelişimine neler katıyor? Yatırım finans problemini çözdüğü için çok kısa sürede büyümeyi mümkün kılıyor. Ayrıca franchise’lerin kendi çevrelerinin de katkısı ile markanın daha hızlı yaygınlaşması ve bilinirliği artıyor. Franchising her ne kadar avantajlı bir yöntem de olsa riskleri yok değil… Peki, franchising verirken olası riskleri neler? Sadece ilk yatırımı karşılamak yeterli olmayıp, ilk 1-2 yıl için operasyonel maliyetleri karşılayacak mali kaynaklar mutlaka olmalı. Çünkü franchise’nin mali yetersizliğinden dolayı çok değerli lokasyonlarda fırsatlar maalesef heba olabiliyor. Personel yönetim tecrübesi olmayan franchise’lerin, profesyonel ve tecrübeli yönetici almak yerine bu işe kendilerinin soyunmaları, fakat altından kalkamamaları, bunun birlikte o lokasyon için müşteride kalıcı ve artık geri çevrilemeyecek müşteri memnuniyetsizliklerinin oluşması bu işte olu-

130

şabilecek risklerden bazılarıdır. Ayrıca birden fazla ortaklı franchise yapılarında, zaman içinde ortakların anlaşamamalarından dolayı işi bozması gibi durumlarda olabiliyor. Karlı bir franchise yatırımı için neler yapılmalıdır? Doğru franchise vermek için hangi aşamalara ihtiyaç var? İlk yatırımdan bağımsız olarak, seçilen lokasyonun aylık gelirinin tüm operasyonel giderleri karşılayabilmesi, aylık net kazancın franchise’nin beklentilerini karşılaması, genel ekonomik gelişmelerin veya yeni rekabet unsurlarının ortaya çıkardığı yeni zorluklara karşı ek finans gücü ve dayanma limitlerinin olması, işletme organizasyonunun ve operasyonunun franchise’ye bağlılığının hiç veya minimum olması karlı ve doğru bir franchise yatırımının aşamalarını oluşturuyor. Firmanız yurt içi ve yurt dışında nasıl bir franchise stratejisi izliyor? Yurt içinde öncelikle, kiraya ve tedarikçilere çalışmayacak bir sistem ve buna göre lokasyon ve ürün seçimi yapıyoruz. Bu kriterler nedeniyle öncelikle iş ve kurumsal firma yönetim merkezleri tercihlerimiz arasında yer alıyor. Buralarda çok cüzi veya ciro paylaşımlı kiralamalara öncelik veriliyor.



GIDA

Hedef, 250 bin meyve demet i E-ticaret pazarı hakkında bilgi verir misiniz? Hediyelik meyve pazarının e-ticarette payı nedir? Ülkemizde toplam perakende hacminin yüzde 3’ü e-ticaretten kaynaklanıyor. Yükselen kur ile artan kiralardan yakınan perakendeciler modern hayatın vazgeçilmezi olan e-ticarete yöneliyor. Türkiye’de 10 milyar TL’lik olan e-ticaret pazarında 2014’ten beri yükselişe geçen hediyelik meyve pazarı sektörün gözde oyuncuları arasında yer alıyor. Sosyal medya ve e-ticaretin gelişmesi ile 15 milyon TL’lik pazara ulaşan hediyelik meyve pazarında Nefis Demet, yüzde 67’lik payla sektörde liderliği oynuyor. Sunduğunuz hizmetlerden bahseder misiniz? Nefis Demet olarak, 2008 yılından beri hediyelik meyve sektöründe faaliyet gösteriyoruz. Müşterilerimizden gelen siparişlere göre meyve, kek, kurabiye, truffle ve karışık demetler hazırlıyoruz. Müşterilerimiz siparişlerini nefisdemet.com veya mobil uygulamamız üzerinden verebiliyorlar. Biz bir meyve demeti hediye portalı değiliz. Kendi ortamımızda aile ortamını sağlamayı başaran bir şirket olarak müşterilerimiz ile de aynı ortamı oluşturmayı

hedefliyoruz. Müşterilerimizin de en anlamlı ve özel günlerinde de yanında olmayı amaçlıyoruz. 2017 yılı hedefleriniz nelerdir? 2017 yılında 9 yılda oluşturmuş marka değerini korumayı hedefliyoruz. Bu yıl 20 franchise vererek ailemizi büyüteceğiz. Franchise’lerimiz sayesinde ulaşabildiğimiz her noktaya meyve sepetlerimiz ile mutluluğu götürmek istiyoruz. Meyve demeti pazarında yaklaşık yüzde 67’lik bir paya sahibiz. Bu payımızı pazarda liderliğe gelerek artırmayı hedefliyoruz. Günde 500-750 meyve demeti siparişi alıyoruz. Bu yıl meyve demeti hedefimiz 250 bin. Özel günler için yaptığımız indirim ve kampanyalar sayesinde siparişlerimizi daha da artırmayı hedefliyoruz. En çok hangi ürünler, meyveler tercih ediliyor? En çok tercih edilen ürünler karışık ürünlerdir; çikolatalı meyve, truffle, kek ve kurabiyeden oluşan meyve demetleri. Bu alana yatırım yapacak girişimcilerde hangi özellikleri arıyorsunuz? Öncelikle franchise taleplerinde dikkat edeceğimiz en önemli nokta markamıza ne kadar katkı sağlanacağı. Franchise vereceğimiz bölgede standarda uygun şekilde sepetlerin hazırlanması ve zamanında teslimat için franchise’mizi uzun bir eğitim sürecinden geçireceğiz. Çalıştığımız sektör hediyelik meyve sektörüdür.

Herkes sevdiğine verdiği hediyenin kusursuz olmasını ister. Dolayısıyla bayilerde aradığımız özellik bu işi severek ve kusursuz şekilde yapmasıdır. Biz franchise’lerimize; lokasyon seçim desteği, eğitim, kurulum aşamasında danışmanlık hizmeti, reklam desteği, pazar sürekliliği, bilgi birikimi, yönetim desteği, pazarlama strateji yönlendirmesi gibi avantajlar sağlıyoruz. Ayrıca kazan kazan mantığı ile ilerliyoruz. Sitemizin dışında Türkiye’nin bu alandaki önemli markaları ile ürün tedariği konusunda iş ortaklığı yapıyoruz. O noktalardan ve merkezden gelen siparişleri lokasyon doğrultusunda franchise’lerimize yönlendiriyoruz. Bu alana yatırım yapmak isteyenlere tavsiyeleriniz nelerdir? Her işte olduğu gibi bu sektörde sevgi ve emek ister. İşinde titiz ve sabırlı olan elbette kazanır. Özel günlerde yoğunluğumuz diğer günlere göre 2-3 kat artıyor. Bizim için her özel günün ayrı bir heyecanı vardır. Birilerine sevdiklerinin hediyesini taşımak büyük bir mutluluk veriyor. Bizimle bu duyguyu yaşamak isteyenlerle bu sektörde olmayı çok isteriz.

Günde ortalama 500 ile 750 arasında meyve sepeti siparişi aldıklarını dile getiren Nefis Demet Genel Müdürü Devrim Aydın, “Bu yıl meyve demeti hedefimiz 250 bin. Özel günler için yaptığımız indirim ve kampanyalar sayesinde siparişlerimizi daha da artırmayı hedefliyoruz” dedi. 132


GIDA

Bursa Kebap Evi’nden Avrupa ve Orta Doğu’da büyük yatırım Bir dünya markası yolunda emin ve hızlı adımlarla ilerleyen Bursa Kebap Evi, Avrupa’da Fransa-Metz, Orta Doğu’da ise Dubai ve Abu Dabi’de olmak üzere 3 yeni yatırım için anlaşma imzaladı.

B

ursa'nın meşhur kebabı İskender’i lezzet ve kalite standardından ödün vermeden tüm Türkiye’ye ve dünyaya tanıtmak amacı ile hayat geçen Bursa Kebap Evi, büyümeye devam ediyor. Efsane lezzetleri ile global bir marka olmayı amaçlayan Bursa Kebap Evi, yurt dışında açılacak 3 yeni şube için imzaları attı. Helvacı Grup tarafından batmak üzereyken satın alınarak, Türkiye’nin en hızlı büyüyen restoran zincirine dönüştürdüğü Bursa Kebap Evi’ni 7 yıl gibi kısa bir sürede, 32 ilde 70 şubeye ulaştırdı. İlk yurtdışı şubesini ise 2015 yılında Almanya'nın Saarbrücken kentinde açmıştı.

DUBAI BİZİM İÇİN İKİNCİ İSTANBUL OLACAK Orta Doğu’da da uzun süredir yürütülen görüşmeler sonucunda iki anlaşma imzalandı. İlk şubenin, Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti Abu Dabi’de “Heart of Al Maryah Central”da 2018 yılının ilk çeyreğinde açılması planlanırken, ikinci şube ise Bursa Kebap Evi’nin Orta Doğu merkezi üssü Dubai de “Al Arab Mall”da açılacak.

“GLOBAL BİR OYUNCU OLDUK” Hedeflerinin Bursa Kebap Evi’ni efsane lezzetleriyle bir dünya markası yapmak olduğunu belirten Helvacı Grup Yönetim Kurulu Başkanı M. Cem Helvacı yeni yatırımlarıyla ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Markamız global bir oyuncu haline geldi. Avrupa’da Almanya’dan sonra Fransa Metz’de şube açmak için anlaşma imzaladık. Avrupa lezzetlerimizi çok

sevdi. Öte yandan, uzunca bir süredir, Orta Doğu’da franchise görüşmelerimiz sürüyordu. Dubai ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti Abu Dabi’de çok güçlü bir şekilde olacağımızın müjdesini verebilirim. Çok yakında Suudi Arabistan ve Bahreyn de de şubelerimiz açılacak. Dubai merkezli olarak planlarımızı yapıyoruz. Dubai bizim için ikinci İstanbul’dur. Orta Doğu yatırımlarında merkez üssümüz olacak.”

AVRUPA’DA İKİNCİ ŞUBE FRANSA’DA Kendi işinin sahibi olmak isteyenlere Bursa’nın tarihi lezzetlerine odaklı yatırım fırsatı sunan Bursa Kebap Evi, Avrupa’da ikinci şubesini Fransa’nın Metz kentinde açmak adına anlaşma imzaladı. 2017’nin üçüncü çeyreğinde açılacak şubenin Almanya’da olduğu gibi büyük ilgi görmesi bekleniyor.

133


LEZZET DURAKLARI

CAFE CUMA-ÇUKURCUMA

MİTTE-KADIKÖY

WOM-KARAKÖY

PEYMANE-TOPHANE

İlkbahara tatlı

WHİTE MİLL-CİHANGİR

bir başlangıç için 8 mekan İlkbaharın ve güneşin yüzünü gösterdiği şu günlerde şehrin kaosundan uzaklaşmak ve baharı tüm benliğinizle hissedebileceğiniz mekanlara gitmek iyi bir fikir. Doğası ve açık havada oturulabilecek alanlarıyla öne çıkan mekanlar güzel vakit geçirmek ve baharın tadını çıkarmak için hafta sonları ideal seçenekler arasında. İşte ilkbaharın tadını doyasıya çıkarabileceğiniz mekanlar:

Sade dekorasyonu ve ev yapımı menü seçenekleri mekanı çekici kılan detaylar arasında bulunuyor. Şehrinin en güzel kahvaltı seçenekleri için onlarca mekan...

GÜNEŞİN KENDİNİ PEYMANE-TOPHANE En keyifli ocakbaşı mekanlarından biri olan PeyGÖSTERDİĞİ mane, yeşillikler içerisindeki bahçesi ile bahar ŞU GÜNLERDE akşamlarında zevkli bir mekan haline geliyor. İş MITTE-KADIKÖY ARTIK yemekleri için de uygun olan Peymane'de kebap İlkbahar aylarında huzurlu bahçesinde güzel bir EVLERDEN kahvaltı yapmak, sonrasında ise mağaza bölü- ve özel soslu salata çeşitleri enfes. ÇIKIP BAHARIN münden vintage ürünleri incelemek hayli zevkli. WOM-KARAKÖY Hazırladıkları vegan kurabiyeler ve sağlıklı içeKEYFİNİ Karaköy'ün hoş kafelerinden biri olan Wom, cekler de mutlaka denemeli. bahar aylarında semtteki uğrak yerleri arasınÇIKARMA da. Serpme kahvaltı ile güne iyi bir başlangıç CAFE CUMA-ÇUKURCUMA VAKTİ GELDİ. Çukurcuma'nın en özgün mekanlarından biri yapabileceğiniz mekanda Wom Burger ve keçi İŞTE BAHARLIK olan Cafe Cuma, ılık bahar aylarında bahçesin- peynirli makarna ise diğer leziz seçenekler arade oturup keyif yapılabilecek mekanlardan biri. sında bulunuyor. MEKANLAR...

134


LEZZET DURAKLARI

Ataşehir’de “Biber Bar” zamanı İSTANBUL MODERN CAFE-KARAKÖY

Nişantaşı’nın en gözde mekanlarından biri olan Biber Bar, Anadolu Yakası’nın parlayan yıldızı Watergarden Ataşehir’de her zevke hitap eden menüsü, sade ve şık dekorasyonu ile sizleri bekliyor.

MODA TERAS-MODA

LİMONLU BAHÇE-GALATASARAY Yeşillikler içerisinde bir mekan olan Limonlu Bahçe, Beyoğlu'nun gürültüsünden uzaklaşmak ve bahar havasını yaşamak isteyenler için ideal. Mekanın salataları ve limonatası yanında enfes tatlılara da göz atmayı unutmayın.

MODA TERAS-MODA İlkbaharı muhteşem bir manzara eşliğinde karşılamak ve dünya mutfağından harika lezzetler deneyimlemek için Moda Teras iyi bir seçenek. Hafta sonu brunch yapabileceğiniz mekan ayrıca şık akşam yemekleri için de ideal mekanların başında geliyor.

İSTANBUL MODERN CAFE-KARAKÖY Sanatla lezzetli yemeklerin buluştuğu İstanbul Modern Cafe'nin tadına doyulmaz menülerinin yanında muhteşem manzarası da deneyimlemeye değer. Bahar aylarında kahve keyfi yapmak ve boğazı izlemek için mekan biçilmiş kaftan.

WHITE MİLL-CİHANGİR Cihangir’in gözde buluşma noktalarından olan White Mill, geniş ve ferah bahçesi ile bahar aylarının öne çıkan mekanları arasına giriyor. Kokteyl çeşitleri ile keyifli buluşmalara imza atan mekanda pek çok ünlü ile karşılaşmak mümkün.

Nişantaşı şubesindeki hizmet kalitesi, iştah kabartan menüsü, kaliteli müzikleri ile oldukça dikkat çeken ve ilgi gören Biber Bar, İstanbul’un yeni yaşam merkezi Watergarden Ataşehir ’e yeni bir renk, heyecan ve dinamizm katıyor. Ataşehir’e yepyeni bir soluk getiren Biber Bar, toprak tonları ve krem renginin ağırlıkta olduğu modern dekorasyonu, sıcak ve samimi ortamı, her damak tadına hitap eden birbirinden lezzetli, hiçbir yerde bulamayacağınız yemekleri ve özel kokteylleriyle öğle ve akşam yemeklerinin en keyifli adresi olmaya aday oluyor. Sahip olduğu farklı bar konsepti ile hayli iddialı olan Biber Bar; sunduğu 37 farklı çeşit kokteylleriyle damaklarda eşsiz lezzetler bırakıyor. İştah açan sunumlarıyla, birbirinden farklı alternatiflerle Biber Bar sizlere gerçek bir lezzet deneyimi sunuyor. Menünün en can alıcı lezzetleri ise ”Kaz Ciğeri”,“Köz Patlıcanlı Kinoa”,“Biber Burger”,“Mari Mantarlı Risotto”,“Dana Yanak”, ”Izgara Bıldırcın” gibi tatları ile dikkatleri çekiyor. Tatlı menüsünde ise “Kestaneli Beyaz Çikolata Sufle”, “Hindistan Cevizli veya Portakallı Sorbe” sunumları ve farklı tatlarıyla iştahları kabartıyor. Haftanın her günü, günün her saatinde geçirilebilecek keyifli dakikalar için Biber Bar’a uğramadan geçmeyin!

http://www.hurriyet.com.tr/

135


GIDA

Araç kiralamadan oto yıkamaya tüm ihtiyaçlarınız Multinet Up’tan! Multinet Up, Multicar, Petronet ve Araç Takip Sistemi gibi şirket araçları çözümlerine OtoMisyon’u da ekledi. Şirket Araçları Çözümü ile birlikte sunulan OtoMisyon, Türkiye’de 55 ilde 250’ye yakın noktada araç yıkama, bakım ve lastik hizmeti veriyor. Sunulan yeni çözüm, yıl içerisinde vale hizmetiyle de desteklenecek. Şirketler ve kamu yönetimi için ödeme sistemleri ve akıllı hizmet çözümleri sunan yeni nesil finansal teknoloji şirketi Multinet Up, şirket araçları çözümleri için geliştirdiği Multicar, Petronet ve Araç Takip Sistemi’ne yeni çözümü OtoMisyon’u da ekledi. Multinet Up’ın Şirket Araçları Çözümü ile birlikte sunulan OtoMisyon, Türkiye’de 55 ilde 250’ye yakın noktada araç yıkama, bakım ve lastik hizmeti veriyor. Şirketlere tek fatura, sabit fiyat garantisi, ödeme kolaylığı, raporlanabilir bütçe ve KDV avantajı sağlayan OtoMisyon, yıl içerisinde sunulacak vale hizmetiyle de fark yaratacak.

“ÇALIŞANLARIN YÜKÜNÜ AZALTIYORUZ” Multinet Up’ın iş ortaklarına yemek giderlerinden akaryakıta, uçak biletinden kargo ihtiyacına kadar tüm gereksinimleri için terzi usulü çözümler sunduğunu belirten Multinet Up Stratejik Pazarlama Direktörü Evren Büyük Kepkep, 4 ana eksende odaklanılan hizmet çözümlerinde, filo ve akaryakıt yönetimi kapsamında Multicar, Petronet ve Araç Takip Sistemi hizmetlerinin bulunduğunu söyledi. Amaçlarının her fırsatta müşterilerin ve şirket çalışanlarının hayatını kolaylaştırmak olduğuna dikkat çeken Evren Büyük Kepkep, “Müşterilerimize ‘siz işinize bakın, biz sizi düşünürüz’ diyoruz. Geliştirdiğimiz her bir çözüm bu amacımıza hizmet ediyor” dedi. Multicar ile birlikte sunulan OtoMisyon’un Multinet Up’ın en yeni çözümü olduğunu belirten Evren Büyük Kepkep, “Araç yıkama, bakım ve lastik hizmetleri aslında hiç kimsenin günlük hayat akışında aklında olmayan işler. Kısacası artık OtoMisyon ile müşterilerimizin araç temizliğini de biz düşünüyor olacağız. Paydaşlarımıza katma değeri yüksek bir çözüm sunuyoruz. Bu hizmetimizle ilgili çok güzel dönüşler alıyoruz. Müşterilerimizin araç ile ilgili operasyonlarını alma gibi bir misyonumuzun olduğu noktada tıpkı Petronet gibi OtoMisyon da bizim için çok değerli bir çözüm” dedi.

VALE HİZMETİ İLE DESTEKLENECEK 2017’de bu hizmeti daha da yaygınlaştıracaklarını söyleyen Evren Büyük Kepkep, vale hizmeti ile OtoMisyon’u daha da güçlendireceklerini kaydederek, “Pilot uygulamalarına başladık. Vale hizmetimiz sayesinde müşterimize en yakın yıkama noktasına

136

bilgilendirme yapılacak. Aracı gelip alacaklar ve temizleyerek yine müşterimizin bulunduğu noktaya teslim edecekler” dedi. OtoMisyon ile Türkiye’nin her yıkama noktasında tek fiyat uygulaması olduğuna dikkat çeken Kepkep, “Şirketlerin talebine göre haftada bir ya da iki yıkama hakkı çalışanların Multinet kartlarına tanımlanacak. MultiPay üzerinden yıkama noktasına rahatlıkla ulaşacak olan şirket çalışanları, yıkama yaptığı anda, bir hak kartından düşecek” dedi.

OTOMİSYON’UN SAĞLADIĞI AVANTAJLAR •Yüzde 18 KDV ve yüzde 20 Kurumlar Vergisi’nden avantaj sağlar. •Filo araçlarınızın yıkama maliyetlerini tek fatura ile takip edersiniz. •Yıl boyunca sabit fiyat garantisinden faydalanır, KDV avantajı ile karlılığınızı artırırsınız. •Araç yıkama ve bakım hizmetleri için fiş, fatura ve takip gibi operasyonel yüklerden kurtulursunuz. •Çalışanlarınız araç yıkama ve bakımı için nakit ya da kart ile bireysel işlem yapmak zorunda kalmaz. •Çalışanlarınızın araç yıkama ve bakımına ayırdığınız bütçe ile ilgili rapor talep edebilirsiniz. •Sadakat sistemlerinde de Multinet Otomisyon ile müşteri ve üye iş yerlerinizde OtoMisyon çeklerini kullanabilirsiniz.



GIDA

AVM mutfak bacaları risk altında

“Bacanız uzun süre bakım yaptırmazsanız yanmayabilir, ama ne zaman yanmayacağının garantisi yoktur” diyen AB Teknik Genel Müdürü Burhanettin Ünver, baca temizliğinin düzenli bir şekilde yapılmaması durumunda oluşabilecek riskleri bizlere aktardı.

138

Öncelikle AB Teknik’i kısaca tanıyalım. Firma neler yapar, faaliyet alanları nelerdir? AB Teknik, 1998 yılında ısıtma, soğutma, havalandırma hizmeti sunmak amacıyla kurulmakla birlikte, sonraki süreçte müşteriden gelen talep ile baca ve havalandırma kanalı temizliği üzerine hizmet vermeye başladı. Şu an halihazırda 8 ekip, 53 personel ile 100’e yakın AVM’ye, zincir restoranlara, otellere, kamu kurumlarına, fabrikalara ve plazalara hizmet veriyoruz. Edirne’den Ardahan’a uzanan müşterilerimize; mutfak bacası/yağlı kanal temizleme, robotla havalandırma kanalını temizlime (taze

hava, klima kanalları), elektro statik filtre temizleme, mutfak baca sistemlerinin uygunluğuna yönelik danışmanlık hizmeti veriyoruz. Ayrıca baca güvenliği ve kullanımı noktasında eğitimler de hizmetlerimiz dahilinde yer alıyor. Sunduğunuz hizmetin işleyiş detaylarından bahseder misiniz? Baca temizleme nasıl ve ne kadar süreyle yapılmalıdır? Sunduğumuz hizmetin amacı; firmaların mevcut klima havalandırma kanallarının ve mutfak baca sistemlerinin düzenli bakımını yapmak, bu sistemlerin çevreye temiz hava vermesini, birçok

riskten uzaklaşmasını sağlamak ve en başından itibaren yangın riskini ortadan kaldırıp, firmalara birçok bakımdan tasarruf sağlamak. Ülkemizde maalesef sürdürebilir maliyetlere karşı bir önyargı var, “ben cihazı alayım, ömür boyu bakım istemesin” gibi bir anlayış ne yazık ki doğru değil… Her zaman işleyen bir cihaz varsa muhakkak onun bir bakımı olacaktır. İnsan bile belli zaman sonra yıpranıyor ve dinlenmesi gerekiyor. İş yoğunluğu, sistemin doğru kurulmamış olması ve personelin sistemi kullanması bakım aralıklarını etkileyen faktörler olarak sıra-


GIDA

törü, sistemin düzgün çalışmaması, yapılan tadilatlarda çıkan olaylar vb. Burada dikkat edilmesi gereken, bakımı yapan firmanın ve personelinin yetkin olması, düzgün bakım yapılması ve bakım aralıklarının atlanmamasıdır.

lanabilir. Kanuni destek olarak, Binaların Yangından Korunma Yönetmeliği bakım aralıklarına; katı yakıtla pişirme yapan sistemlere 15 günde bir veya ayda 1, diğer pişirme sistemlerine de yılda 4 bakım şartını vermiştir. Bu bakım aralıkları yetkili baca temizleme firmaları tarafından verilen rapora göre değişebilir. Bacaların Baca (mutfak bacası/yağlı kanal) periyodik bir şekilde temizlenmesinin faydası nedir? Temizleme periyodlarına uymak kasko yaptırmak gibidir. Bacanız uzun süre bakım yaptırmazsanız yanmayabilir, ama ne zaman yanmayacağının garantisi yoktur. Her zaman yangınları tetikleyen faktörler olmuştur. Bunlar sırası ile kullanıcı fak-

Bakım yapmazsak ne olur? Bakım yaptırmadığınız takdirde her zaman risk altında olursunuz, ayrıca mutfak ortamınızda kötü koku olur (sistem kapalı olduğunda gece kanaldaki atığın kokusu mutfağa ortama siner). Tüm bunlara ek olarak; düzgün çalışmayan sistem hem çalışma ortamına hem de müşteri alanıza koku verir, çevreden şikayet alırsınız, yasal bir sorumluluğu yerine getirmemiş olursunuz, sistemden akıntı olur, bu da kötü görüntü olur, olası yangın ve aksi durumda işletme kapalı kalır, bakım yapılmayan sistemler enerji kaybına sebep olur ve bakımını düzenli yaptırmayan işletmede çıkacak olan bir yangın sonrası sigorta şirketi hasarınızı karşılamaz. Peki, bakım yapılırsa ne olur? Öncelikle riskleriniz azalır. Bununla birlikte personel ve müşteri alanınızda kötü koku olmaz, enerji tasarrufu sağlamış olursunuz, yasal bir yükümlüğü yerine getirmiş olursunuz, bakım zamanlarınız takip edilir ve olası bir olumsuzlukta risklerinizi azaltmış olursunuz.

Sizce, bu işi AVM’ler mi, yoksa firmalar bireysel olarak mı üstlenmeli? Nedenleriyle birlikte açıklar mısınız? Bizim tavsiyemiz şiddetle bu konuyu AVM’lerin üstlenmesi doğrultusunda. Çünkü daha önce de bahsettiğim gibi ülke olarak sürdürebilir maliyete karşıyız. Yönetim bu işi üstlenirse; AVM’ye tek bir firma bakım yapar ve bilgi akışı düzgün bir şekilde sağlanır. Ayrıca sistem bilgileri tek bir yerde olur ve yetkili muhatap bulmakta zorlanmaz. Aksi durumda her marka kendi firmasını getirirse, bunun takibi zor olur ve bir kargaşa ortamı oluşur. Bu nedenle gelen firmanın yetkinliği de takip edilemez. Fiyat politikanız hakkında neler söyleyebilirsiniz? Sektörümüzün en büyük sorunu; işini iyi yapmayan firmalar ve düşük fiyat politikası... Firmamız doğru iş ve doğru fiyat politikası ile müşterilerine hizmet vermektedir. Müşterilerinizin hizmet alırken nelere dikkat etmesi gerekir? Sektörümüzde ucuz fiyat politikası uygulayan ve işini layıkıyla yapmayan birçok firma var. Ne yazık ki hizmet alana kadar bunu anlamak mümkün olmuyor. Bu noktada müşteriler; yaptırdıkları işi kontrol edebilirler veya bağımsız bir kuruma denetletebilirler. AB Teknik olarak, birçok ilde yetki belgemizi itfaiyelerden alıyoruz. Bu bağlamda müşteriler de itfaiyelerin baca denetim birimlerinden bu konuda destek alabilirler. Önümüzdeki dönem hedefleriniz nelerdir? Yaptığımız işin öneminden dolayı bacaların temiz kalmasını ve yangın çıkmamasını sağlamak, önümüzdeki dönemde mevcut müşteri yapımızı korumak, personel ve iş kalitemizi üst seviyelerde tutmak ve sektörün gerektirdiği yeniliklerde öncü olmak hedefimizdir.

139


GIDA

2016 yılında

üretimi yüzde 204 arttı Geçen yılki üretim kapasitelerinin yüzde 204 artarak, 10 milyon ürün adedine ulaştıklarını belirten 1K Kimya A.Ş. CEO’su Kimyager Sevginar Baştekin, bu yılki hedefleri hakkında da bizlere bilgi verdi. Baştekin, “Bu yıl, 2017 yılı için yaptığımız makine ve ekipman yatırımımız ile yaklaşık yüzde 40-50'lik bir kapasite ve üretim artışı planladık” dedi. “Akıllı Temizlik” sloganı ile ev bakım ve temizlik ürünleri sektörüne hızlı bir giriş yapan 1K Kimya hakkında kısaca bilgi alabilir miyiz? 1K Kimya 2010 yılında kuruldu. Bense İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Bölümü'nden mezun olduktan sonra 2000 yılında Ar-Ge’sini, tasarımlarını ve üretimini kendi yaptığım ürünlerle temizlik sektörüne adım attım. 1K Kimya olarak “HighGenic” markası ile silikonlu temizleyici, derz temizleyici, evsel leke çıkarıcılar ve leke çıkarma mendilleri gibi birçok “çok amaçlı temizlik ürününü” Türk tüketicisi ile tanıştırdık. HighGenic, kurulduğu yıl Türkiye'nin en büyük market zincirleri olan A101 ve BİM başta olmak üzere, Özdilek gibi pek çok yerel ve ulusal market raflarındaki yerini aldı. Özgün, yenilikçi, hayatı kolaylaştıran ve tüketicilerin özellikle de kadınların işini kolaylaştıran ürün tasarımları ile bugüne kadar 200'den fazla ürünün formülünü geliştirdim. “Narsprin ve HighGenic Silikonlu Temizleyici” hayatımda dönüm noktası yaratan iki önemli üründür. Erkeklerin bu denli egemen olduğu bir sektörde kadın olarak yaşamış olduğunuz sıkıntılar oldu mu? Olduysa bu sorunlarla nasıl başa çıktınız?

Kadın olduğunuzda iş hayatında başarı sağlamanın farklı yanları da devreye giriyor. İş yaşamında, işin getirdiği bazı zorluklarla karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Bu zorlukların nedeni ise çoğunlukla erkek egemen kültürün hakimiyetinden kaynaklanıyor. Pek çok gelişmiş ülkede bile erkekler hala üst düzey yönetici kadınlar ile çalışmaya çok sıcak bakmıyorlar. Özellikle kurumsal kültürün eşitlikçi, cinsiyet ayrımı yapmayan bir temele oturmadığı şirketlerde bu sorunu daha çok yaşayabiliyorsunuz. Ancak ben motivasyonumu yaşadığım sorunlar üzerine değil, daha farklı daha yeni daha ilgi çekici ne yapabilirim üzerine kullanmayı tercih ettim. Bu da başarılı olmamı sağladı. Daha cesur ve daha sabırlı olmam ne istediğimi çok iyi biliyor olmam da erkek egemen iş hayatında kurtarıcım oldu. Bu sektörde sizi başarıya götüren unsurların neler olduğunu düşünüyorsunuz? Biz, global güçlü markalar arasından sıyrılmayı ve onların yoğun kullandıkları raflarda ürünlerimizi konumlandırabilme başarısını yenilikçi, farklı, pazarda olmayan kaliteli ürünler geliştirerek başardık. Biz kimyacıyız ve Ar-Ge’yi seviyoruz. Asla başka firmaları taklit etmiyoruz.

Hatta hep ayrışmaya çalışıyoruz. Hiçbir ürünü geliştirirken ne kadar satarım ve ne kazanç sağlarım diye düşünmedik. Ürünlerimizin farklılığı, çeşidi, kalitemiz ile tüketicilerimizi de memnun ettik. Bildiğimiz kadarıyla 1K Kimya, geçtiğimiz yıl yüzde 80 bir büyüme kaydetti. Peki, 2017 için büyüme hedeflerinde neler var? Bu hedefler doğrultusunda ne gibi çalışmalar yapılıyor? 2016 yılında üretimimiz yüzde 204 arttı. Yani bir başka ifade ile 2016 yılında üretimimiz bir önceki yıla göre 2 kat artış gösterdi. 2016 yılında üretimimiz tonaj olarak 12 bin ton/yıl oldu. Ürün adet (şişe) olarak hesaplandığında ortalama 10 milyon adet ürün üretimi gerçekleştirdik. Bu yıl, 2017 yılı için yaptığımız makine ve ekipman yatırımımız ile yaklaşık yüzde 40-50'lik bir kapasite ve üretim artışı planladık. Yakında hem ambalajı hem de kullanım şekli ile çok farklı bir ürünü daha piyasaya sunacağız. Bu ürünün ambalajını da bizzat kendim tasarladım. Bu sefer kadınlar olarak pek sevmediğimiz ütüyü kolaylaştırmanın formülünü paylaşacağım. Bu yeni ürün planlarının yanı sıra tüm Türkiye’ye yayılımı için farklı satış kanalları da oluşturmak öncelikli hedeflerimiz arasında.

HighGenic markası bünyesinde yer alan ürünlerin piyasadaki diğer temizlik ürünlerinden farkları neler? HighGenic Silikonlu Temizleyici ürünümüz ile milyonlarca kadının beğenisini topladık. Banyo/mutfak yüzeylerinden cam yüzeylere, çelik, metal, ankastre ürünlerden mobilyalara, kristal ve cam avizelerden araçlara varıncaya kadar çok birçok farklı alanda kullanılabilen Highgenic Silikonlu Temizleyici, uygulandığı tüm yüzeylerde uzun süreli temizlik ve maksimum koruma sağlıyor. Orijinal formülü 1K Kimya'ya ait olan bu ürünlerin bu denli tercih edilmesinin sebebi, tek ürün ile çok yönlü temizlik yapılabilmesi, farklı birçok yüzeyde uygulanabilmesi, yani çok fonksiyonlu olması ve kolay kullanımı.

140



KÜLTÜR & SANAT

BİRBİRİNDEN İYİ

15 YUNAN ADASI KOMŞU YUNANİSTAN YAZ SEZONUNDA MUHTEŞEM ADALARIYLA BİNLERCE TURİSTİ AĞIRLIYOR. MASMAVİ PLAJLARA SAHİP ADALARIN TURİSTİK ÖZELLİKLERİNİN DE BUNDA KATKISI ÇOK FAZLA. SANTORİNİ, MYKONOS, RHODOS GİBİ DÜNYACA ÜNLÜ ADALAR HER KESİMİN İLGİSİNİ ÇEKERKEN DİĞER TATİL DESTİNASYONLARA ORANLA UCUZ OLMASI DA CEZBEDİCİ ÖZELLİKLER ARASINDA. BİZİM İÇİN ULAŞIMIN DA GAYET KOLAY OLDUĞU YUNAN ADALARI BU YAZ TATİLİ İÇİN DÜŞÜNEBİLECEĞİNİZ GÜZEL BİR DESTİNASYON…

142


KÜLTÜR & SANAT

1- Santorini Yunan Adaları arasında en popüleri, dünyaca bilineni… Santorini’de görülmesi gereken ilk yer olan Oia Köyü, Ege Denizi’ndeki küçük bir cennet parçasıdır. Her fırsatta çarpıcı manzaralar sunan bu mavi ve beyaz renklerine sahip kasaba yanardağ havzasının hemen kenarında. Şirin küp şeklindeki evler ve denizin yamacında yüksek tepelerde bir araya toplanmış mavi kubbeli kiliseler, sakin ve derin mavi sulara bakmaktadır. Yollar yerine köyün dik merdivenleri ve dar Arnavut kaldırımlı sokakları var. Santorini’ye birçok turist meşhur günbatımının harika görüntüsü için gelir. Panoramik terası olan bir restoran bulun ve yemeğinizi gün batımına denk getirin, inanın hayatınızın en güzel görüntülerinden biriyle karşılaşacaksınız! Santorini’nin merkezi Fira’dır. Her ne kadar Oia Köyü’nden daha az modern ve daha az büyüleyici olsa da, şehrin kayalık üstleri üzerinde yer alan tarihi bölümü eşsiz güzellikte. Fira’da Akrotiri arkeolojik alanından çıkarılan eserleri gösteren, Prehistorik Thera Müzesi’ne sahiptir. Akrotiri’nin antik kalıntıları halka açıktır. Santorini’deki en gözde turistik mekanlar, volkanik siyah kumlu sahile sahip Kamari Plajı ve taze deniz mahsulleri sunan, harika deniz kenarı tavernaları ile ünlü Ammoudi Limanı‘dır.

EN GÜZELYUNAN YUNAN ADALARI EN GÜZEL ADALARI 2- Mykonos Eğlenmeyi seven, güneşsiz yapamayanlar için Mykonos bir cennettir. Ege Denizi’ndeki bu güzel ada, birçok gözde restoran, taverna ve eğlence mekanlarıyla Yunan Adaları arasında en mutlu tatil mekanı unvanına sahip. Mykonos, Paradise Beach‘teki plaj kulüpleri ile de ünlüdür. Super Paradise Plajı ve Elia Plajı, adanın en iyi plajları olma özelliğine sahip. Ayrıca tekneyle erişilebilen üç plaj daha var. Adanın en turistik yeri Mykonos Town olarak adlandırılan merkez bölgesidir. Bu tarihi bölge Arnavut kaldırımı sokakları ve eşsiz mimariye sahip evleriyle bir labirenti andırır. Teraslı kafe ve kü-

çük tavernalar dar sokaklarda samimi bir görüntü sergiliyor. Panagia Paraportiani Kilisesi‘ni gördüğünüzden emin olun! Ayrıca tepedeki yeldeğirmenleri fotoğraf çekilmek için harika bir seçenek. Mykonos’ta kalırken önemli bir gezi durağı da Delos Adası’dır. Mykonos’tan hızlı tekne ile gidebileceğiniz Delos’a rehberler eşliğinde turlar düzenleniyor. Delos Adası, Yunanistan‘ın en önemli arkeolojik alanlarından biridir. 3- Crete (Girit) Girit, Yunan Adalarının en büyüğüdür. Adadaki tarihi Hanya Kasabası, adanın zengin ve farklı mirasını ortaya koyu-

yor. Sarımcı caddeleri, zarif Venedik konakları, görkemli kiliseler ve etkileyici çeşmeler adaya renk katıyor. Adanın güneydoğu kesiminde eski bir Yahudi mahallesi yatıyor ve eski Türk mahallesinde Osmanlı yönetimi sırasında izin verilen tek Hıristiyan kilisesi Aghii Anargiri var. Görülmesi gereken diğer yerler Aghios Fragkiskos Kilisesi ve Folklor Müzesi‘dir. Girit’in en büyük bölgesi dokuzuncu yüzyıla dayanan Arap, Venedik ve Osmanlı medeniyetlerinden etkilenen Heraklion’dur. Araplar tarafından yaptırılan surlarla çevrili olan kasaba, tarihi anıtların merkezidir. 16. yüzyıldan kalma Venedik Loggia’sı, 14. yüz

Santorini

Folegandros

Rodos

143


KÜLTÜR & SANAT yılda Saint Mark Kilisesi, Morosini Çeşmesi, 13. yüzyıldan kalma Agios Markos Kilisesi ve Agios Petros&Pavlos Manastırı bulunmaktadır. Heraklion’un yaklaşık 5 kilometre uzağındaki Knossos Sarayı, Minos Uygarlığı’na başkentlik yapmış antik kentin en önemli eseridir. 4- Rodos Güzel çiçeklerinden dolayı “Güller Adası” olarak bilinen Rhodes, büyüleyici tarihi mekanları, ilginç antik kalıntıları ve muhteşem kumsallarıyla ön plana çıkıyor. “Şövalyeler Adası” olarak da bilinir. UNESCO tarafından korunan Rodos, Malta’dan Saint John Şövalyeleri Meclisi’nin temelleri üzerine kuruldu. Kasabayı ziyaret ettiğinizde kuleler, duvarlar ve surlarla çevrili olduğunu göreceksiniz. Şehir surları içinde M.Ö. 3. yüzyıldan Afrodit Tapınağı’nın kalıntıları bulunmaktadır. Lindos’un şirin sahil köyü, 15. yüzyıldan kalma Panayıa Kilisesi ve tepedeki Akropolis görmeye değer yerlerden. Kumlu plajları ve sahil şeridi köyün turist çekiciliğini artırıyor. 5- Korfu Doğal güzellikleriyle ön plana çıkan Korfu, kristal berraklığında sularıyla harika bir tatil destinasyonu. En popüler plajı bünyesinde barlar ve kafeleri barındıran Kavos‘tur. Su sporlarıyla ünlü Issos plajı, ailelere hitap eden Sidar plajı ve Ypsos plajı diğer yüzülebilir ve iyi olanaklara sahip plajlar arasında. Korfu ayrıca kültürel açıdan da zengindir. Güzel bir şekilde korunmuş olan Korfu Town, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndedir ve Venedik döneminden kalma birçok

144

Korfu

naz)

Patmos (Bat

Naxos (Nak

şa)

on Tapınağı. Burası Hera’ya adanmış bir kutsal alan olarak kabul görüyor. Ayrıca UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almaktadır. Bölgede birçok heykel var ancak hepsi orijinalin kopyası. Orijinal heykeller Samos Müzesi‘nde sergilenmektedir. Samos’taki bir diğer şaşırtıcı arkeolojik bölge 6- Naxos (Nakşa) yine UNESCO tarafından listelenen altıncı yüzGüzel plajları ve büyüleyici köyleri ile ünlü olan yıldan kalma, Antik dünyanın 8. harikası olarak Naxos, en yeşil adalardan biridir. Adanın merkekabul edilen Eupalinos Tüneli‘dir. zi Hora; Venedik konakları, Katolik kiliseleri ve heybetli bir eski kaleyle turistlerin ilgisini çeker. Samos adası doğal harikalara ve ilham verici Yüzyıllarca süren geleneklerin hala korunduğu yürüyüş parkurlarına sahip. Kerkis Dağı doğa yüNaxos’un dağ köylerini ziyaret etmeden dönme- rüyüşü için eşsiz bir yer olmakla birlikte nadir yin! Bir diğer kasaba Aperathos; şirin evler, mey- rastlanan bitki türleriyle ve kuşlarla karşılaşma danlar ve dar sokaklarıyla küçük ve samimi bir şansı sunar. Deniz kenarında dinlenmek için, Mayerdir. Filoti Köyü ise adanın en büyük Bizans ki- rathocampos’taki plajlar mükemmel olanaklara lisesi olan Panayia Protothroni’ye sahip. Sagri‘de sahip. tarihi binaya sahiptir. Arnavut kaldırımlı sokakları ve bahçelerinin yanı sıra Rönesans sarayları, Barok kiliseler ve klasik villalar ilgi çekici. Adada gezilecek diğer yerler; Agios Spyridon Kilisesi ve Bizans Müzesi‘dir.

de kiliselerin yanı sıra Yunan Adaları’na özgü yel 8- Patmos (Batnaz) değirmenleri ve M.Ö. 6. yüzyıldan kalma Apollo Patmos, Yunanlılar tarafından “Kutsal Ada” olaTapınağı da bulunuyor. rak anılır. UNESCO tarafından Dünya Mirası 7- Samos (Sisam) Listesi’ne alınmıştır. Tarihte Antik Romalılar bu Ormanlarla kaplı yemyeşil ada Samos, Tanrıça adayı sürgün yeri olarak kullanmış. Patmos kaHera’nın doğduğu yerdir. Ada antik dönemin en sabasında Aziz Yuhanna Manastırı, altıncı yüzönemli kutsal alanlarından birine sahip: Herai- yıldan el yazmasının parçaları da dahil olmak


KÜLTÜR & SANAT üzere yaklaşık 2 bin eski kitaptan oluşan bir koleksiyona sahip olan kütüphanesi ile ünlüdür. Manastır Kilisesi (Katholikón) freskleri dikkat çekici güzellikte. Patmos Adası ayrıca sahili, doğa yürüyüşleri ve huzurlu bir tatil isteyenler için idealdir. Plajda eğlenceli vakit geçirmek isteyenler su sporu ve restoranlar ile ünlü Kampos plajını tercih edebilir. Bir diğer popüler plaj da Grikos Köyü‘nün içinde yer alan plajdır. 9- Paros Muhteşem doğa manzarası, güzel plajlar ve samimi köyler, Kiklad Adaları’nın kalbindeki Paros Adası’na pek çok ziyaretçiyi çekmektedir. Paros’un merkezi Parikia, tipik Yunan evleri, şık köşkleri ve Panayia Ekatontapyliani’nin önemli 6. yüzyıl kilisesi ile şirin bir köydür. Kilise, adadaki çeşitli kiliselerden ve manastırlardan sanat eserleri sergileyen Parikia Bizans Müzesi‘ni barındırıyor. Arkeoloji Müzesi, adanın tarihi eserlerini görmek için gitmeye değer. Paros’taki diğer kayda değer köyler arasında büyüleyici

bir limana sahip bir kent olan Nasosa‘dır. Nasosa’da yüzmek için Loyaras plajı ve Pisso Livadi plajı tercih edilebilir. Paros’ta geçirecek çok vaktiniz varsa küçük Antiparos adasına feribot ile günübirlik gidebilirsiniz. 10- Folegandros Henüz turistler tarafından istila edilmemiş, Yunan Adaları arasında saklanan Folegandros Adası, Milos ile Santorini arasındadır. Bu romantik ada muhteşem bir doğa güzelliğine sahip. Adanın merkezi Hora sıcak ve samimi evleriyle tam bir tatil köyünü andırır. Denizden 200 metre yükseklikte bir kayalığın üzerinde olan Venedik Kalesi, harika bir deniz manzarası sunar. Adadaki görülmesi gereken bir diğer yer de Meryem Ana Kilisesi’dir. 11- Lefkada Lefkada Adası kırsal yaşam tarzını koruyan, diğer Yunan Adalarına göre daha az turistik bir adadır. Çoğu turist adayı berrak denizi için tercih eder. Lefkada çevresindeki en iyi plajlar merkezden 45 kilometre uzaklıktaki Porto Katsiki ve 30 kilometre uzaklıktaki Egremni Plajı‘dır. Adanın deniz yamacında bulunan şirin balıkçı köyü Poros, yöresel yemekler sunan sahil

Lesvos (Midilli)

kenarı restoran ve tavernalarıyla muhteşem anlar yaşatabilir. 12- Lesvos (Midilli) Girit ve Rodos’tan sonra Yunanistan’ın en büyük üçüncü adasıdır. Hareketli bir yaşama ev sahipliği yapan bu adada limanın çevresinde birçok restoran ve taverna bulunur. Limanın hemen yanında bulunan Ermu Caddesi adanın en hareketli yeri. Burada alışveriş dükkanlarıyla birlikte şehir yaşantısına geri dönmüş hissedebilirsiniz. Adanın en popüler plajı unvanına Vatera sahip. Melinda, Tarti, Anaksos ve Petra plajları da yüzmek için ideal. 14- Kos (İstanköy) Bodrum’dan karşıya baktığınızda görebildiğiniz bu ada feribotla sadece yarım saat uzaklıkta. Adaya iner inmez geniş bir sahil şeridiyle karşılaşacaksınız. Sahilde bulunan restoranlarda Yunan yemeklerinin lezzetine

baktıktan sonra limanın yakınındaki Hipokrat Ağacı‘ndan keşfe başlayabilirsiniz. Bir efsaneye göre Hipokrat, bu ağacın altında birçok kişiye tıp eğitimi vermiş. Adadaki antik kentlerin yanı sıra görmeye değer camiler de var. Tarihi keşiften sonra Paradise, Lambi veya Tikagi plajlarında yorgunluğunuzu atabilirsiniz. 15- Milos Atina’dan feribot ile 2,5 saatlik bir yolculuğun ardından ulaşabileceğiniz Milos Adası, Girit ile Atina arasında kalıyor. Volkanik ada, köyleri ve plajlarıyla büyüleyici bir güzelliğe sahip. Tsigrado ve Friplaka plajları berraklığıyla favoriler arasında. Eski şehir kent meydanının ara sokaklarında ufak ama şirin Yunan restoranları bulunuyor. Kalamos volkanik merkeze de uğramadan dönmeyin, volkanik adanın dumanlarını görme imkanınız var!

13- Chios (Sakız)

Chios (Sakız)

Çeşme’den yirmi dakikalık bir feribot yolculuğuyla ulaşabileceğiniz Sakız Adası her yaz Türk akınına uğrar. Haliyle adadaki çoğu esnaf Türkçe bilir. Adanın ismi, adayı çevreleyen sakız ağaçlarından gelir. Oldukça büyük bir coğrafyaya hakim, şehir merkezinde kendinizi bir adada değil, şehirde hissedebilirsiniz. Ancak hala gelenekselliğini koruyan köyleri ziyaret ederseniz, Sakız Adası’nın orijinalliğine ulaşabilirsiniz. Pirgi Köyü bunlar arasında en etkileyicisi. Kaynak: gezirehberleri.com

145


Özel

Röportaj

nedir değil, nasıl? Markalara dijital PR, sosyal medya ve kreatif içerik konularında danışmanlık veren ve bir taraftan da mesleğiyle ilgili makaleler ve hikaye, roman türünce eserler kaleme alan Mürsel Ferhat Sağlam ile Dikeyeksen Yayıncılık etiketiyle raflarda yerini alan yeni kitabı Stratejik Marka Yönetimi üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.

Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz? Mürsel Ferhat Sağlam kimdir? 28 yaşındayım. İstanbul doğumluyum fakat aslen İskilipliyim. Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü, Tarih Bölümü ve İşletme Bölümü mezunuyum. Yüksek lisansımı tarih üzerine yaptım. Akademik kariyerime ise Halkla İlişkiler ve Reklamcılık alanında ve doktora seviyesinde devam ediyorum. 2012’de dijital ajans olarak konumlandırdığım Ajans Paradise’ı, 2014’te ise edebiyat, kültür ve sanat odaklı yayın yapan Şilep Dergi’yi kurdum. İlk üniversiteme 17 yaşında başladım ve o andan itibaren hem akademik, hem sanat ve hem de iş hayatının içerisindeyim desem yeridir. Zira ilk kitabımı 19 yaşında yayınladım. Şiir, deneme, hikaye, eleştiri, araştırma, akademik ve roman olmak üzere birçok türde kitap yazdım. Lakin henüz 5 kitabım yayınlandı. Kitabevlerinde sadece “Aşkzade” ile “Stratejik Marka Yönetimi” kitaplarım mevcut.

146


Özel

Röportaj

Peki, son kitabınız Stratejik Marka Yönetim hakkında da bilgi alabilir miyiz? Okuyucular Stratejik Marka Yönetimi kitabında nelerle karşılaşacak? Uzmanlığım olan dijital pazarlama, sosyal medya, içerik pazarlaması, itibar yönetimi ve marka yönetimi konularında hem konuşuyorum hem de yazıyorum. Tüm bunların yanında özellikle marka yönetimi odağında bir kitap hazırlamak istedim. Çünkü hem reklam, pazarlama, iletişim bölümlerinde okuyan üniversitelilerin hem de sektör profesyonellerinin yararlanabileceği, stratejik marka yönetimi kavramının pratiğine değinen bir kitap yazmanın herkese faydalı olacağını düşündüm. Bu kitap stratejik marka yönetimi kavramının “nedir”i ile ilgilenmiyor. Okuyucular bu kitapta meselenin “nasıl”ıyla karşılaşacaklar. Ayrıca çok farklı konu başlıkları çerçevesinde marka yönetimini işledim. Örneğin lüks marka, jenerik marka, GEO marketing gibi… Bunlara benzer kitapta toplam 35 konu başlığı var. Kısacası bu kitap kendini bu alanda ge-

liştirmek isteyenlere bir başlangıç olacaktır. Diğer yandan bu kitap sektör profesyonelleri için farkındalık barındıran bir çalışma oldu diyebilirim. Kitabın hedef kitlesi kimlerden oluşuyor? Diğer bir ifadeyle bu tarz kitapları sadece belli bir kitle mi okuyor yoksa kitabın herkese hitap eden yönleri var mı? Az önce belirttiğim gibi aslında bu kitap hem üniversite öğrencilerine hem de hangi sektörde çalışıyor olurlarsa olsunlar tüm profesyonellere hitap ediyor. Kitapta girişimciler de bir şeyler bulabiliyor, bir şirketin CEO’su da… Yine biraz önce söylediğim gibi kitap birçok konu başlığından oluşuyor. Kısaca Stratejik Marka Yönetimi, birçok konuda farkındalık sunan bir kitap oldu diyebilirim. O nedenle kitabın kitlesini salt belli bir gruba indirgemek mümkün değil. Daha önceleri edebi türden kitap yazarken, daha sonra neden böyle bir kitap yazma gereği duydunuz? Klasik olacak ama ben kendimi bildim bileli yazıyorum. Şiir, deneme, hikaye, roman işin edebi boyutu elbette ama bir

de benim bir işim ve akademik kariyerim var. Yazma yeteneğimi mesleğime dair bilgi ve tecrübelerimi aktarmak için kullanmaya başlayınca ortaya Stratejik Marka Yönetimi gibi bir kitap çıktı. Bu ve benzeri türde yani reklam ve pazarlama odaklı içeriğe sahip kitaplarım da tıpkı edebi türdeki kitaplarım gibi yayına hazırlanıyor. Zamanı geldiğinde yayınlanacaktır. Edebi türdeki eserlerinizin konularını seçerken gerçek hayattan mı ilham alıyorsunuz diğer bir ifadeyle kitabı kurgularken kişisel tecrübe, gözlem ve hayallerinizi mi baz alıyorsunuz? Bu soruyla bağlantılı olarak; yazacağınız konuları nasıl belirliyorsunuz ve özellikle hikaye ve romanlarınızdaki karakterleri nasıl seçiyorsunuz? Aslında ilk sorunuzun iki yanıtı var. Hem gerçek hayattan ilham alıyorum hem de kurguya hayal gücümü dahil ediyorum. Sanırım hikaye ve roman gibi türlerin temelinde bu var. Ben de bunu uyguluyorum. Konuları belirlerken ise uzun uzun plan veya program yapmıyorum, aniden

gelişiyor. Kurgu da kitabı yazarken gelişiyor. Kısacası bir başlangıç yapıyorum ve sonra kitap kendini götürüyor. Açıkçası kitabın sonunda ne olacağını yazdığım esnada ben de merak ediyorum. Kitaptaki karakterleri ise gözlemlerimden ve hayal gücümden yardım alarak oluştururum. Bir eserin başarılı olabilmesi için sizce olmazsa olmaz koşul nedir? Bir eserin başarısı okuyucuyu yakalamasına bağlıdır. Bir eserin okuyucuyu yakalaması içinse yazarının iyi bir okuyucu olması gerekiyor. Başarılı eserler ortaya çıkarmak için en önemli koşulsa iyi bir Türkçe bilgisidir. Örneğin yazarın, kelimelerle arasının iyi olması, gramere ve kurguya hakim olması gerekir. Tüm bunlar türü fark etmeksizin bir kitabın kalıcılığı için önemli detaylardır. Kitabın PR açısından başarılı olması içinse dijital mecralar kullanılmalıdır. Özellikle sosyal medyada kitabı öne çıkaran viral kampanyalar kurgulanabilir. PR açısından bakıldığında işin temelinde yine strateji var.

Peki, tekrar Stratejik Marka Yönetimi kitabına dönecek olursak. Örneğin markalaşmak veya fenomen olmak isteyen kişi ve işletmeler için bu kitap ne tür öneriler sunuyor? Markalaşmanın en önemli koşulu farkındalıktır. Farkındalık oluşturmak içinse farklı olmak gerekir. Farklılığı ise temas ederek yani iletişim kurarak anlatabilirsiniz. İletişim kurmak için hedef kitleye ulaşacağınız kanalları iyi kullanmanız lazım. Kısacası bu bir döngüdür. Fakat hem bu döngüye ait hem de bu döngüden bağımsız bir olgu var. İşin temelinde olan o olgu ise hikayedir. Yani bir kişi veya işletme marka olmak istiyorsa öncelikle bir hikayeye sahip olmalıdır. Firmalar hikaye oluşturmak veya varolan hikayeye yenilik ve süreklilik kazandırmak için para harcarlar. Çünkü hikayesi olan farklıdır ve hikayesi olan markalaşır.

147


KÜLTÜR & SANAT

RAFTAKİLER

Nbr Cnm: “14 Şubat Sevgililer Günü’nde çiçek fiyatları on katına fırlıyor diye çiçeği 10 Şubat’ta alıp serin bir yerde muhafaza edenler“ yalnız değilsiniz. “Keşke tek bir dilimiz, tek bir dinimiz olsaydı da dünya vatandaşı olsaydık”, “Peru’da bir eniştem yaşasaydı, Çin’deki teyzeme yatıya gitseydik” diyenler, yalnız değilsiniz. “Resimli Ülkü takviminden Google Calendar’a ne ara geçtim ben ya!” diyenler, yalnız değilsiniz. “On doları olmasına rağmen sürekli doların yükselmesini ve düşmesini takip edenler” yalnız değilsiniz. “Erken kalkarsam hesap bana girer diyerek mekan kapanana kadar restoranda oturanlar“ yalnız değilsiniz. (Tanıtım Bülteninden)

Sen On Yedi Yaşımsın: Seni “canımın içi” diye sevecek birini kaybettin. Şimdi hiçbir can nefes olmayacak sana. Daha çok sevileceğini umarak gittiğin yerde sıkışırsa kalbin, elini kalbine koy. Çünkü o acı benim. O sıkışmayla sana, bizi bitirme çabalarını ve hiçe sayışlarını hatırlatmaya geleceğim. Biliyor musun sevgilim? Seni sevdim. Bir insan hayatında ne kadar çok ve ne kadar güzel sevebilirse, o kadar sevdim. Bu da benim yenik zaferim… Sen benim ilk çaresizliğim, sen benim ilk yenilgimsin. (Tanıtım Bülteninden)

148

Neuro Aşk: Aşkı şansa bırakma onun da bilimi var! Aşk neden var gerçekten? Peki, gerçekten de sihirli mi? Kalpten mi başlıyor? Yoksa karındaki kelebeklerle mi? Ya da Aşk tamamen beyinde yaşanılan bir süreç olabilir mi? Daha da önemlisi biz Aşk sürecini öğrenerek istediğimizi kişiyi hayatımıza çekebilir miyiz? Daha önceki kitaplarım Yıka Beynini, Beynine Format At ve Sağlığına Format At’ı okuduysanız ya da bir şekilde denk geldiyseniz yaşamda başımıza gelen her şeyde beynimizin bizi nasıl yönlendirdiğini anlatmıştım. Ben size bu kitapta aşkın ilk insandan başlayan milyonlarca yıllık kurallarını, bilimini ve NeuroAŞK’ı anlatıyorum. Ve günlük hayatta doğru aşkı ve ilişkiyi yaşamak için en pratik tüyoları ve aşkta kaybeden taraf olduysanız Aşk acısını, ayrılıklar sonucu oluşan değersizlik hissini NeuroFormat sistemiyle nasıl temizleyeceğinizi de öğreneceksiniz. Aşkı gerçekten anlamaya ve kazanan olmaya ne dersiniz? (Tanıtım Bülteninden)




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.