MALL REPORT
‘Hayatına Sahip Çık’ hareketi başlatıldı Birleşmiş Markalar Derneği (BMD), Kategori Mağazacılığı Derneği (KMD), Turizm Restaurant Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği (TURYİD) ve Tüm Restoranlar Lokantalar ve Tedarikçiler Derneği (TÜRES) öncülüğünde, son dönemde Türk halkının yaşam standartlarını, değerlerini, kültürünü ve alışkanlıklarını hedef alan elim olaylara karşı sivil toplum hareketi başlatıldı. Toplumsal, refah ve güven duygusunu pekiştirmeyi, insanlık dışı saldırıları gerçekleştirenlerin oyunlarına gelinmeyeceğini göstermeyi hedefleyen “Hayatına Sahip Çık” sivil toplum hareketinin detayları, Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Öncel, Kategori Mağazacılığı Derneği (KMD) Yönetim Kurulu Başkanı Alp Önder Özpamukçu, Turizm Restaurant Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği (TURYİD) Yönetim Kurulu Başkanı Kaya Demirer ve Tüm Restoranlar Lokantalar ve Tedarikçiler Derneği (TÜRES) Genel Başkanı Ramazan Bingöl’ün katılımıyla Feriye Palace’de, geçtiğimiz günlerde düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuna duyuruldu. Toplantıya, kampanyayı düzenleyen derneklerin üyelerinin yanı sıra iş, sanat, spor ve magazin dünyasından ünlü isimler katıldı.
SİNAN ÖNCEL: “GELECEĞİMİZ İÇİN HAYATA DAHA SIKI SARILMAMIZ GEREKİYOR” Toplantıda konuşan Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Öncel; “Kayıplarımız için yas tutarken çocuklarımız, yani geleceğimiz için hayata daha sıkı sarılmamız gerekiyor. Türkiye’nin çok önemli dört sivil toplum kuruluşu olarak tüm sivil oluşumlara çağrı yapıyoruz. Gelin; ülkemize, ekonomimize, hayatımıza ve geleceğimize sahip çıkalım. Makinalarımız daha hızlı çalışsın, restoranlar ve mağazalarımız hep açık olsun. Caddeler, sinemalar ve tiyatrolar, eğlence mekanları, hayatın ritmiyle yaşamaya devam etsin” dedi.
ALP ÖNDER ÖZPAMUKÇU: “YAŞAMIMIZA DEVAM ETMELİ VE SONUNA KADAR SAHİP ÇIKMALIYIZ” Kategori Mağazacılığı Derneği (KMD) Yönetim Kurulu Başkanı Alp Önder Özpamukçu da, “Açılan yaralarımızın en kısa sürede iyileşeceğine, morallerimizin hızlıca düzeleceğine ve huzurun yeniden temin edileceğine gönülden inancımız tam. Halkımız bu güce ve dirayete sahip. Halkımızın nabzını en yakından takip eden perakende sektörünün değerli oyuncuları olarak, yarınlarımız için yılmadığımızı göstermek, günlük hayatımıza
8
devam ederek hayatımıza, yaşamımıza sahip çıkmak, göstereceğimiz en büyük tepki olacaktır”
KAYA DEMİRER: “GÜNLÜK YAŞANTIMIZI SÜRDÜRMEMİZE ENGEL OLMAK İSTEYENLERE ‘BOYUN EĞME’ DİYORUZ” Turizm Restaurant Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği (TURYİD) Yönetim Kurulu Başkanı Kaya Demirer ise; “Tehlike çanları, asıl sokağa çıkmaya korktuğumuzda çalmaya başlayacak. Reina’da yaşanan olayın ardından Kuruçeşme’de sektör üyeleri olarak kol kola bir araya geldik. Bu birlikteliği sivil toplum hareketine dönüştürerek tüm vatandaşlarımızı, hayatlarına sahip çıkmaya davet ediyoruz. ‘Çarşıya, pazara, yemeğe, sinemaya ya da spora giderek ülke kurtarılır mı?’ diye düşünmek yerine günlük yaşantımızı sürdürmemize engel olmak isteyenlere ‘boyun eğme’ diyoruz. Kendi ülkemizde sokağımıza sahip çıkacağız ki, ülkemizi her yıl ziyaret eden 30 milyon turiste ‘gelin, Türkiye’nin bu ulusal seferberliğine destek verin, terörle savaşmak istiyorsanız Türkiye’yi ziyaret edin ve bizi yalnız bırakmayın’ diyebilelim” dedi.
RAMAZAN BİNGÖL: “HAYATI BEREKETLENDİRELİM, YAŞAMI VE DOSTLUĞU ÇOĞALTALIM” Tüm Restoranlar Lokantalar ve Tedarikçiler Derneği (TÜRES) Genel Başkanı Ramazan Bingöl de, “Hiç kimse, ülkemizi durdurmak isteyenlerin değirmenine su taşımasın. Evlerimize kapandığımızda saldırıları planlayanların istediklerini yapmış oluyoruz. Biz, buna karşı aksine, yaşamımızın hiçbir kesitini değiştirmeden normal hayatımıza devam edelim, hayatı bereketlendirelim, yaşamı ve dostluğu çoğaltalım. Dünyanın en iyi mutfaklarından biri olan Türk Mutfağı’nın muhteşem lezzetlerini deneyimlemeleri için farklı ülkelerden insanları ülkemize davet ediyoruz. Dünya gastronomi turizmindeki payımızı yükseltmek için, sektör olarak el ele veriyoruz. İşte bunun için halkımıza ‘hayatına sahip çık’ diyoruz” dedi.
SUNUŞ
Yeni bir yıl demek, yeni umutlar demek Sevgili Mall Report Okuyucuları, Bir yılı daha sizlerle birlikte geride bırakmış bulunuyoruz. 2016 yılını sonlandırırken, 2017 için de umutlarımız yeniden yeşermeye başladı. Evet, 2016 hem ülkemiz hem de dünya için krizlerle dolu bir yıl oldu ama 2017 için umudumuz tam. Yeni bir yıl demek, yeni umutlar demek değil midir zaten… Öncelikle 2017 yılında, ülkemizde terörün son bulmasını temenni ediyor, barışın hakim olduğu bir dünyada yaşamayı canı gönülden istiyorum. Ayrıca ülke olarak çağdaş medeniyet normlarına daha çok yaklaştığımız, sanayinin ve ticaretin hız kazandığı bir yıl olmasını diliyorum. 2017 için dileklerimi sıraladıktan sonra, 2017 yılının ilk ayına özel hazırlamış olduğumuz sayımızdan da bahsetmek istiyorum. Bu ay yine sizler için dopdolu bir içerik hazırladık. Peki, Ocak sayımızda neler mi var?
ANADOLU YAKASI’NIN HATIRA FABRİKASI: “CAPITOL” İstanbul Anadolu Yakası’nın ilk alışveriş merkezi olan Capitol, alışverişi, eğlence, kültür ve sanat aktiviteleriyle harmanladığı bir atmosferde ziyaretçilerine sunuyor. İstanbullular için alışverişin gözde ve keyifli merkezi haline gelen Capitol, misafirlerinin memnuniyetini her zaman üst seviyede tutmak için hizmetlerini sürekli yeni-
Demircan Reklam Ajansı Yayıncılık ve Matbaa Hiz. San. Tic. Ltd. Şti Adına Genel Yayın Yönetmeni Metin Tahnal Yazı İşleri Müdürü Adem Ünce Genel Koordinatör Turgut Tahnal Editör Başak Tanrıverdi haber@mallreport.com.tr Görsel Yönetmen Cihan Albay
10
leyip geliştiriyor. Müşteri ve ziyaretçilerine daha kaliteli ve iyi bir hizmet vermek adına son dönemde renovasyon sürecine giren Capitol, Ocak sayımızın kapak konuğu…
TÜRK LİRASINA GEÇİŞ Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz aylarda AVM yatırımcılarına “Kiraları TL ile alın” mesajı vermesinin ardından pek çok alışveriş merkezi ve marka çalışmalarını TL üzerinden yapmaya başladı. Peki, kimler uygulamaya geçti? Uygulama ile ilgili alışveriş merkezi yatırımcıları ve kiralama yöneticileri neler düşünüyor? Perakendecilerin bu konuya yönelik görüşleri neler? Yeni uygulamanın avantajları ve dezavantajları neler olacak? Hepsi ve daha fazlasını Ocak sayımızdan okuyabilirsiniz.
DİJİTAL MARKA OLMAK Hayatımız dijitalleşiyor, insanlar dijitalleşiyor, süreçler dijitalleşiyor, iletişim dijitalleşiyor peki ya markalar ne yapıyor? Markalar dijital mecralardan en çok hangisini tercih ediyor? Dijital marka olabilme sürecinin önemli adımları neler? Tüketiciyi dijitalleşme sürecine dahil etmenin önemi nedir? Perakende sektörünün dijital platformlara yönelik çalışmalarını sektör duayenlerinden öğreneceğiz.
Metin Tahnal Genel Yayın Yönetmeni
Grafik Tasarım Nur Banu Çelebi Reklam Müdürü Fisun Dilek Reklam ve Pazarlama Uzmanı İkbal Demirok Aylin Demirci Burcu Sönmez İngiltere Sorumlusu: Suzan Doğan Ankara Sorumlusu: M. Serdar Burkan Abone Meryem Demirok abone@demircanmedya.com.tr
Baskı Yeni Devir Matbaacılık ve Gazetecilik A.Ş. Cemal Ulusoy Cd. Bahçelievler / İstanbul Tel : 0212 697 10 00 Yönetim Merkezi Beşyol Mahallesi İnönü Caddesi No: 18 Kat: 4/8 Sefaköy - K.Çekmece İstanbul T: 0212 451 51 60 - 63 F: 0212 451 51 64 E-Mail: info@mallreport.com.tr www.mallreport.com.tr www.demircanmedya.com.tr Yayın Türü Yerel süreli yayın. Her hakkı saklıdır. Dergimizde yayımlanan yazı ve fotoğraflardan yayıncının izni alınmadan kaynak belirtmeden tam veya özet alıntı yapılamaz. Basılan ilanların sorumluluğu ilan verene, makalelerin sorumluluğu yazarlarına aittir. ISSN 1307 66 47
İÇİNDEKİLER
12 - ARAŞTIRMA
62 – AVM
Online alışveriş, mağazalara da müşteri getiriyor
Biz Cevahir Haliç AVM açıldı
46 – PERAKENDE
74 - KAPAK
Alışveriş iki tık uzakta…
Anadolu Yakası’nın Hatıra Fabrikası: CAPITOL
70 - Zorlu Center’da engeller ‘Turkcell Hayal Ortağım’ ile kalkıyor
118 - Sadeliğin gücü adına!
12
110 - Günaydın DubaI’de kapılarını açtı!
134 - VIVa Barselona!
ARAŞTIRMA
Tüketici hak ettiği Perakende sektörünün geleceğine ışık tutan PwC Küresel Toplam Perakende Araştırması’na göre, perakende sektörü değişim konusunda yeni bir dönüm noktasında. Tüketici kendisini daha özel hissetmek isterken teknoloji ve sosyal medyayı kullanmaya çok daha açık.
büyük değişimi bekliyor
lendirdi: “Perakendecilik, dünyanın en eski iş alanlarından biri olmasına rağmen, belli butik formlar dışında, gelenekselliği kesinlikle kabul etmeyen bir sektör. Sürekli gençleşiyor. Müşteri ne kadar gençse perakende sektörü o kadar genç. Müşteriyi doğru analiz ederek, bu dinamizmi hayata geçirebilen perakendeciler de o kadar başarılı oluyor… Toplam Perakende 2016, yenilikçilik konusunda, müşterilerin, sektörün bir adım önünde olduğunu kanıtlıyor. Perakendeciler, müşterilerin mesajlarını doğru okuyarak hızlı bir dönüşüm sürecine girerlerse, bugün sektörün en önemli sorunlarından biri olan karlılık konusunda avantaj sağlayacaklar.”
Danışmanlık, denetim ve vergi hizmetleri şirketi PwC’nin, tüm dünyada perakende sektörünün geleceğine ışık tutan Küresel Toplam Perakende Araştırması, bu yıl 25 bölgeden yaklaşık 23 bin katılımcı ile gerçekleştirildi. Araştırma kapsamında Türkiye’den de bin kişi ile görüşme yapıldı. Araştırmaya katılanların yanıtları, bir sonraki perakende devrimine yön verecek davranış değişikliklerini ortaya koyuyor. Bu yıl altıncısı gerçekleştirilen Toplam Perakende Araştırması; bugüne kadar sözü edilen değişim için perakende sektörünün önemli bir dönüm noktasında olduğunu ortaya koyuyor. Daha fazla kişiye özel sadakat programları talep eden tüketici, mobil cihazlardan alışveriş yapmaya ve sosyal medya kullanımına daha açık. Hizmet odaklı mağazalar; bilgi sahibi, ilgili ve kalifiye çalışanları talep ediyor. Kısaca alışveriş kavramının sınırlarını zorluyor. PwC Türkiye Perakende ve Tüketici Ürünleri Sektörü Lideri Adnan Akan araştırmadan çıkan bulguları şu sözlerle değer-
14
ARAŞTIRMADA ÖNE ÇIKAN SONUÇLAR Toplam Perakende Araştırması’nın sonuçları; PwC analizleri ve üçüncü taraf araştırmalarıyla bir sonraki köklü perakende değişimine ışık tutan sekiz maddede özetleniyor: Çinli tüketicilerin bugünkü eğilimleri, bize yarını gösteriyor: Perakende sektörünün tarihsel verileri gösteriyor ki günümüzün tüketicileri Çinli tüketicilerin yıllar önceki davranışlarını sergiliyor. Alışveriş deneyiminde değer önemli, eğer doğru fiyat olursa: Küresel ekonomideki yavaşla-
ARAŞTIRMA
ma harcanan paraya karşı alınan değerin, ki bu değer alışveriş sürecini de kapsıyor, daha fazla sorgulanmasını beraberinde getirdi. Değerine göre fiyatın da uygun olması tüm gelir düzeyi gruplarında, her ülkede ve her yaş grubunda önemli. Mağaza trafiği, eğer o trafik herhangi bir kanalda satışa dönüşebilirse anlamlı: Müşteriler için mağaza deneyimleri karar vermelerinde hala çok önemli ama vurgulamak gereken konulardan biri mağazaların rollerinin değiştiği ve buna göre yeniden yapılanmaları gerektiği. Çok kanallı perakendeciler için çıkan mesaj; daha odaklanmış, daha özenli ve daha cazip bir fiziksel mağaza deneyimi yaratmaları yönünde; bu deneyim de daha sonra herhangi bir kanaldan satışa dönüşebilir. Mağazanın mutlaka bir hikayesi, konsepti olmalı. Perakendecilikte değişimi yeteneğin yaratacağı “nihayet” anlaşıldı: Giderek daha karmaşıklaşan müşteriler bile fiziksel mağaza deneyimini keyifli hale getirebilen çalışanlar istiyor. Ürünle ilgili bilgi sahibi, teknolojiye dair bilgi birikimi olan ve insan ilişkileri kuvvetli çalışanlar.
Her mobil cihaz artık bir mağaza: Mobil cihazlardan ticaret artık en çok tercih edilen online alışveriş aracı olma yolunda kararlı bir şekilde ilerliyor. Yeni nesil tüketici “topluluk” kavramını önemsiyor: Perakendecilerin, müşteri “toplulukları” vasıtasıyla tüketiciyle daha derin bir ilişki kurdukları açık; zira tüketiciler bu
topluluklara üye olmanın kendilerine sağlayacağı faydaların farkındalar. Perakendeciler her geçen gün bu toplulukları oluşturmak için mağaza dahil tüm kanallardaki formatlarını güncelliyorlar (örneğin mağazalarda kafe bulunması ya da internet üzerinde blog ve forumların oluşturulması gibi). Sosyal medyanın büyük etkisi tartışılmaz: Müşteriler ürünle ilgili karar vermek ve marka güvenilirliğini tartmak için ailelerinin ve arkadaş çevrelerinin fikirlerinin, reklam amaçlı mesajların ve medyanın yanı sıra sosyal medyaya da güveniyorlar. Diğer yandan yaşa ve bulunulan coğrafyaya göre sosyal medyanın etkisi önemli ölçüde farklılaşıyor. Perakendeciler, inovasyona/ yaratıcılığa öncülük edebilirsiniz: Tüketiciler en sevdikleri perakendecilerde yenilikçi pek çok şey görse de, çok az perakendeci bu konuda ayrışabiliyor, tüketicilerin akıllarında “yaratıcılıkta bir numara” sıfatıyla yer edinebiliyor.
15
ARAŞTIRMA
Online alışveriş, mağazalara da müşteri getiriyor
Perakende markalarına e-ticaret platformları ve omni-kanal çözümler sağlayan Positive A Digital Approach’ın Kurucu Ortağı Caner Istı, perakendede markanın fiziksel mağazalarını e-ticaret sitesi ile entegre etmesinin önemine dikkat çekti. E-ticaret dünyadaki ve Türkiye’deki büyümesini sürdürürken, perakende sektörü “E-ticaret mağazacılığı bitirecek mi? Gelecekte fiziksel mağazacılık olacak mı?” gibi soruların yanıtlarını arıyor. Perakende markalarına e-ticaret platformları ve omni-kanal çözümler sağlayan Positive A Digital Approach’ın Kurucu Ortağı Caner Istı, bu
soruların artık gündem dışı kalması gerektiğini belirterek, dünyada yeni trendin online alışveriş ile mağazacılığı birleştirmek olduğunu söyledi. İnternet üzerinden sipariş verip, ürünlerini mağazadan teslim almak isteyen yani Click&Collect’i tercih eden tüketicilerin önemli bir kısmının, ürünü mağazadan alırken
mağaza içinde de ayrıca harcama yaptığına dikkat çeken Istı, “Bu oran bir İngiliz perakendecisi için yüzde 25 iken, bazı ABD markalarında yüzde 27 seviyesinde bulunuyor. Mağazadayken özel indirim ya da kampanya sunulması durumunda yüzde 48’lere kadar ulaşıyor. Yani ürün teslim almaya gelen neredeyse her iki kişiden birine başka bir ürün daha satılıyor” dedi.
AYAKKABI VE HAZIR GİYİMDE ÖNEMLİ FIRSATLAR VAR Istı’nın verdiği bilgilere göre, tüketicilerin ekstra para harcama eğilimi perakende mağazasının faaliyet alanına göre değişiklik gösteriyor. Örneğin, Click&Collect yöntemi ile internet üzerinden ev dekorasyonu alışverişi yapan 10 kişiden dördü, internette harcadığı tutarın yüzde 50’sinden fazlasını da mağazaya gittiğinde ekstra harcama olarak gerçekleştiriyor. Istı bu durumu, “Bir anlamda Click&Collect yöntemi, alışverişin online mağazada başlayıp fiziksel mağazada devam etmesi için bir araç oluyor. Click&Collect’in en çok kullanıldığı alan olan ayakkabı ve hazır giyim, mağaza içindeki harcamaları artırmak için önemli bir potansiyel barındırıyor” sözleri ile ifade etti.
16
MOBİL, MAĞAZALARA YENİ BİR KAPI... Mağazaya gelen tüketicileri markanın internet sitesinde gezmeye teşvik etmenin de önemli olduğunu ifade eden Caner Istı, “InMoment tarafından yapılan bir araştırmaya göre, mağaza içindeyken perakendecinin internet sitesine giren tüketiciler, siteyi ziyaret etmeyenlere kıyasla mağaza içinde 2,2 kat daha fazla zaman geçiriyorlar. Bu yöntemi tercih edenlerin yüzde 72’sinin 44 yaş altında olması da dikkat çekici. Raporlar, alışverişten önce ya da alışveriş sırasında mobil cihaz kullanımının geçtiğimiz yıl ABD’deki mağaza içi satışlara etkisinin yüzde 28 oranında yani 1 trilyon dolar tutarında olduğunu gösteriyor. Perakendeciler, tüketicilerin mağazaya gelmeden önce mobilde arama yaptıkları gerçeğinin getirdiği avantajdan mutlaka yararlanmalılar. Mobili mağazalarına açılan yeni bir giriş kapısı gibi düşünmeliler” dedi. Bir ürünü online olarak satın almadan önce mağazada incelemeyi ifade eden “showrooming” ve önce online olarak inceleyip sonra fiziksel mağazada satınalma anlamına gelen “webrooming” de yükselen trendler arasında bulunuyor. İngiltere’de gerçekleştirilen bir araştırma, tüketicilerin sırası ile yüzde 75 ve yüzde 72 oranlarında bu iki seçeneği kullanmayı planladıklarını gösteriyor. Bu oranlar, 2015’e kıyasla ortalama yüzde 20’lik bir artışa işaret ediyor.
YATIRIM Park Adana’nın 24 Şubat’ta açılacağını açıklayan MT Gayrimenkul Genel Koordinatörü Tekin Taylancı, “Adanalılara yeni bir alışveriş merkezinden öte yeni bir yaşam alanı sunuyoruz” dedi
Park Adana başka bir Adana’ya davet ediyor Adana'nın çehresini değiştirecek projeler arasında gösterilen Park Adana Alışveriş Merkezi'nde çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. 24 Şubat'ta açılacak Park Adana, alışveriş kültürüne yeni bir boyut kazandırma konusunda iddialı. Özellikle çocuklara ve kadınlara ayrı bir önem veren Park Adana, 5 bin metrekarelik bir çocuk eğlence merkezi kuruyor. On bin metrekarelik peyzaj alanındaki multimedya gösteri havuzu da bölgenin ilkleri arasında yer alıyor.
“AVM'DEN DAHA FAZLASI” Adanalılara yeni bir alışveriş merkezinden öte yepyeni bir yaşam alanı sunacaklarını vurgulayan MT Gayrimenkul Genel Koordinatörü Tekin Taylancı, ziyaretçilerin günün her saatinde aileleriyle birlikte rahatlıkla ulaşabilecekleri, keyifli zaman geçirebilecekleri yeni bir yaklaşım oluşturacaklarını açıkladı. Park Adana'nın tüm Adanalıların alışveriş yaparken kaliteli zaman geçirebilecekleri bir sosyal yaşam alanı olduğunu bildiren Taylancı, “Yani sadece bir AVM değil çok daha fazlasını sunmayı amaçladık. Ziyaretçilerimizin ferah bir ortamda zaman geçirebileceği bir alan oluşturduk” dedi.
ULAŞIM KOLAYLIĞI Şehrin en kuzeyinden 9 dakikada, en güneyinden ise 7 dakikada Park Adana'ya ulaşılabileceğini kaydeden Taylancı, Park Adana AVM'nin yer aldığı lokasyonun benzersiz avantajları olduğunu vurguladı. Alışveriş merkezinin tren garı ve otogar noktalarına 5 dakikalık bir mesafede bulunduğunu, Park Adana'ya Valilik ve Seyhan Belediyesi aksındaki metro istasyonlarından toplu ulaşım araçlarıyla veya yürüyerek rahatlıkla ulaşılabildiğini belirtti. Tekin Taylancı ayrıca Uluslararası Adana Havaalanı ile de çok yakın bir mesafede bulunduklarını, yalnızca 3 dakikalık bir sürede erişim sağlanabildiğini,
18
bu özelliğiyle de Adana'ya gelecek yerli ve yabancı misafirler için de önemli bir destinasyon oluşacağının altını çizerek, “Havaalanına ve metro istasyonlarına da ring seferleri koyarak şehrimizdeki turizmin gelişmesi için de çalışmalarımız olacak” şeklinde konuştu. Alışveriş merkezinde Çukurova Bölgesi’nde ilk kez uygulanacak multimedya özellikli gösteri havuzunu 1,5 milyon euroluk bir yatırımla Adana'ya kazandırdıklarını ifade eden Tekin Taylancı, “Ziyaretçilerimiz, müzik eşliğinde göz kamaştıran su, ışık ve ateşle dans eden havuz gösterilerini gün boyu izleyebilecekler. Park Adana Çukurova Bölgesi için de ilkleri bünyesinde sunan bu farklı özellikleriyle de yalnızca Adanalılara değil, tüm bölgeye de hitap edebilecek yeni bir yaşam alanı sunuyor.” Geniş ve ferah mimari yapı içerisinde günışığı tüm katlara ulaşabiliyor. Multimedya şov havuzu, ücretsiz çocuk oyun alanları, 10 bin metrekare peyzaj sahası, 12 salonlu sinema kompleksi de alışveriş merkezinin sosyo-kültürel özelliklerinden bazılarını oluşturuyor.
YATIRIM
Eroğlu’ndan Skyland İstanbul’da özel konseptli AVM Eroğlu Gayrimenkul’ün ev ve ofis tasarımına yönelik, özel konseptli yeni alışveriş merkezi Hom Design Center, Gastro Court alanında 25’i aşkın gastronomi markası olmak üzere toplam 100’ün üzerinde mağazaya sahip olacak.
20
YATIRIM Eroğlu Gayrimenkul, İstanbul’un en çekici yaşam ve yatırım merkezlerinden Seyrantepe’de özel konseptli yeni bir alışveriş merkezi açıyor. Ev ve ofis tasarımına yönelik tüm markaları tek çatı altında toplayacak Hom Design Center, Skyland İstanbul projesi kapsamında hayata geçiriliyor. Hom Design Center'ın Türkiye'nin önde gelen ev ve ofis dekorasyonu markalarını tek çatı altında toplayacak en kapsamlı alışveriş merkezi olacağını vurgulayan Eroğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Eroğlu şunları ifade etti: “Hom Design Center, tarz sahibi ev ve ofislere sahip olmak isteyenlerin, hayallerindeki tüm ürünleri bulabilecekleri bir tasarım merkezi olacak. Hom Design Center'a gelenler ev ve ofis dekorasyonu için ihtiyaç duydukları her şeyi tek noktada bulabilecek. Bu alanda faaliyet gösteren markalar ise Hom Design Center sayesinde kazançlı bir ticaret platformuna kavuşacak. Hom Design Center’ın bir başka dikkat çeken özelliği ise burada yer alacak markalara sadece Türkiye için değil yakın coğrafyaya ve komşularımıza erişebilirlik imkanı sağlaması da olacak. 2017’de hayatın başlayacağı ve sadece 5 km’lik çekim alanında yer alan, 12 bini aşkın yeni evi ve 2 bin yeni ofisiyle yerli ve yabancıları buluşturan bir merkez haline gelecek Skyland İstanbul’un Hom Design Center’a sağlayacağı müşteri potansiyeli, kiracıları için yurt dışına açılan ihracat kapısı görevini de görecek.”
ÖZEL KONSEPTLİ ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ ARTACAK İstanbul’da 100’ün üzerinde AVM olduğunu belirten Eroğlu, neden konsept bir alışveriş merkezi açmayı tercih ettiklerini şöyle açıkladı: “Belli bir konuda tüm seçenekleri bir arada sunan özel konseptli alışveriş merkezleri sağladıkları kolaylık sayesinde yükselen yeni değer oluyor. Özel konseptli bir alışveriş merkezinde tüm seçenekleri aynı anda görmek, ihtiyaç duyulan her şeyi bir arada bulmak İstanbul gibi ulaşımı zor, zamanla yarışılan bir şehirde çok büyük bir lüks. Bu doğrultuda biz de ev ve ofis tasarımı konseptine odaklanarak Hom Design Center'ı ortaya çıkardık.” 2017’nin ilk yarısında kapılarını açacak Hom Design Center 40 bin metrekarelik kiralanabilir alana sahip olacak. Hom Design Center'da mobilyadan dekorasyon aksesuarlarına, perdeden zemin kaplamaya, beyaz eşyadan aydınlatmaya ev ve ofis tasarımına yönelik 100'e yakın mağaza yer alacak.
EROĞLU GAYRİMENKUL 2,5 MİLYON METREKAREYE ULAŞTI Eroğlu Gayrimenkul’ün üçü İstanbul’da, biri İstanbul dışında inşası planlanan 4 yeni büyük proje üzerinde çalışmalarına devam ettiğini ifade eden Eroğlu sözlerini şöyle tamamladı: “Kartal, Basın Ekspres, Kağıthane ve güneydeki bir ilde yer alacak projelerimizin tamamlanmasıyla birlikte ulaşacağımız toplam alan 2,5 milyon metrekarenin üzerinde olacak. Eroğlu olarak gayrimenkul alanındaki yatırımlarımız aralıksız devam ediyor. Mart ayında da Edirne’deki alışveriş merkezimiz Erasta Edirne’yi açacağız.”
İLHAM VEREN ALIŞVERİŞ MERKEZİ Hom Design Center’ın mağaza kiralamalarından sorumlu JLL Türkiye Ülke Başkanı Avi Alkaş, son beş yılda en çok gelişen dünya şehirlerinden biri olan İstanbul’un, hem modern şehirlerin simgesi olarak görülen karma kullanımlı yapılar ve prestijli projelerin inşası hem de kentsel dönüşümle birlikte hızlı bir değişim sürecinin içerisinde bulunduğuna dikkat çekerek şunları ifade etti: “Biz de bu süreçte, JLL olarak, ‘insanlar için insanlarla çalışarak mutlu mekanlar yaratma’ tutkumuzu yeniden kurguluyoruz. Tutkumuzun en yeni örneği: uzman alışveriş merkezleri… Diğer bir deyişle özelliklerine göre ayrışan AVM’ler. Hom Design Center, işte bu AVM’lerin ilk örneklerinden biri.” Hom Design Center’da ünlü markaların yaratıcı tasarımlarını ziyaretçilerle buluşturacaklarını sözlerine ekleyen Alkaş, “Ev ve ofislerini kendi zevklerine göre tasarlamak isteyenlere, oturma grubundan, mutfak ve banyo mobilyalarına kadar her ihtiyaca yönelik en hızlı çözümü sunacak olan Hom Design Center, işte bu yüzden bizi çok heyecanlandırıyor” diye konuştu. Maslak ve Levent’in ortasında, TT Arena’nın yanı başında, TEM otoyoluna direkt bağlantı yolunun ve metro istasyonunun hemen yanında yer alan Hom Design Center ulaşım kolaylığıyla da dikkat çekiyor.
21
YATIRIM
Vadi İstanbul 2017 yılında tamamlanıyor
Artaş İnşaat, Invest İnşaat ortak yatırımıyla Ayazağa'da Evyap Holdіng'e aіt 424 bіn metrekare alan üzerіnde gelіştіrіlen Vadі İstanbul'un ofіs, alışverіş caddesі, AVM, otelden oluşan Bulvar etabında ağustos ayında ofіs teslіmlerі başlıyor. AVM іse kapılarını mart ayında açacak. Son konut etabı olan Vadі İstanbul Park da 2017 Aralık'ta anahtarları teslіm edecek. Artaş İnşaat Yönetіm Kurulu Başkanı Süleyman Çetіnsaya, mart ayında açılacak AVM'nіn perakende kіralamalarını JLL'іn üstlendіğіnі belіrterek, “En іyі şekіlde marka karması oluşturuluyor. Tabіi kі böyle bіr süreçte bіrlіkte kalkınacağız. Kіracının cebіnde gözümüz yok. Evet, bunun bіr bedelі var ama іş yaptıkça alacağız, kazanacağız” dedі.
1 AĞAÇ İÇİN PLAN DEĞİŞTİ Invest İnşaat Yönetіm Kurulu Başkanı Bahattіn Uçar, projenіn іlk etabında yaşamın başladığını hatırlatırken, іkіncі etapta іnşaat faalіyetlerіnіn sonuna gelіndіğіnі söyledі. Vadі İstanbul, Türkіye'nіn ödüllü mіmarlık ofіslerіnden İkі Desіgn іle Amerіka'nın ünlü ofіslerіnden SOM Archіtecture tarafından tasarlandı.
22
Invest İnşaat ve Artaş İnşaat ortaklığı ile inşa edilen Vadi İstanbul tüm hızıyla devam ediyor. Büyük ilgi gören proje, 2017 yılında tamamlanacak.
ALTYAPІYA 100 MİLYON LİRA Altyapı іçіn 100 mіlyon lіra harcama yaptıklarını açıklayan Çetіnsaya şöyle devam ettі: “Alt geçіt, üst geçіt, yollar, havaray... Bunu bіz şіrket olarak yaptık. Büyük bіr proje denince aklınıza bіr yoğunluk gelmesіn. Bu іnşaat alanının yarısı yanі 560 bіn metrekaresі altyapı… Toplam tüm bunlar іçіn 100 mіlyon lіra harcadık. Havaalanından sonra en büyük otopark 11 bіn araçlık alanıyla bіzde. Aynı şekilde havaray da bіzde.”
YATIRIM
Ordu Park AVM 18 ayda hizmete girecek Ordu Büyükşehir Belediyesi, yaklaşık 40 bin metrekarelik alana kurulacak Ordu Park AVM projesinin inşaat çalışmalarına Nisan 2017’de start veriyor. Ordu Park AVM’nin 18 ayda tamamlanarak açılması planlanıyor. Karadeniz’in en büyük AVM’si Ordu’da hayata geçiyor. İhalesi gerçekleştirilen Ordu Park AVM inşaatı 2017 Nisan ayında başlayacak. Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, 175 milyon lira maliyetinde ve bin 500 kişiye iş istihdamı sağlayacak Ordu Park AVM’nin 18 ay içerisinde hizmete gireceğini söyledi. Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, 2018 yılında Ordu’ya Karadeniz’in en büyük AVM’sinin de kuru-
lacağını söyledi. Kurulacak olan Ordu Park AVM projesinin ihalesinin gerçekleştirildiğini belirten Yılmaz, AVM yerini nisan ayında müteahhit firmaya teslim edeceklerini kaydetti. Ordu Park AVM Projesi’nin bin 500 kişiye iş istihdamı sağlayacağını dile getiren Başkan Enver Yılmaz, “İhaleyle birlikte yüklenici firma, burayı inşa edecek ve yapılan bina Büyükşehir’in olacak. AVM’nin 30 yıl işletmesini
yüklenici firma yapacak, her yıl bu ihaleyle birlikte yıllık 2.5 milyon lira da Büyükşehir Belediyesi’ne kira verecek. İhaleyi onayladığımız takdirde, bu ihalenin bitim tarihi 2018 yılının Haziran ayı olacak. 18 ay sonra inşallah Karadeniz Bölgesi’nin en büyük AVM’sini hemşerilerimize ve bölgenin hizmetine sunmuş olacağız” diye konuştu.
ORDU PARK AVM İÇİN 30 YIL SÜRELİ İŞLETME HAKKI Altınordu ilçesi Durugöl Mahallesi’nde yaklaşık 44
bin metrekarelik alanda 95 bin metrekarelik alan üzerine kurulacak projenin yıllık kira bedeli 2.5 milyon lira olarak belirlendi. Proje alanı üzerinde bulunan kültür merkezi, ticari alan ve otopark gelirlerinden yüklenici firma cirosundan Ordu Büyükşehir Belediyesi’ne ilk 10 yıl için yüzde 6.5, ikinci 10 yıl için yüzde 8.5 ve üçüncü 10 yıl için de yüzde 10.5 oranında pay verilecek. İhaleyle birlikte yüklenici firma, 30 yıl süreli işletme hakkını elde ederken, bu sürenin dolmasıyla birlikte işletmeyi Ordu Büyükşehir Belediyesi’ne teslim edecek.
BİN 500 KİŞİYE İSTİHDAM Bin araçlık otoparkı bulunacak Ordu Park AVM projesi, bin kişilik çok amaçlı salon, 8 adet sinema, kafe-restoranlar, tekstil ve eğlence birimleri gibi yerli ve yabancı markaların bulunacağı 3 katlı bir yaşam merkezi olarak tasarlandı. Bin 500 kişiye istihdam sağlayacak Ordu Park AVM, Büyükşehir Belediyesi Durugöl Yerleşkesi’nin bulunduğu alana inşa edilecek ve 2018 yılında tamamlanacak.
24
YATIRIM
Çuhadaroğlu 3 yeni projeye imza attı
62 yıldır faaliyet gösteren Çuhadaroğlu, inşaat sektöründe yeni projelerle adından söz ettirmeye devam ediyor. Yapımına 2014 yılında Kadıköy’de başlanan Türkiye’nin en büyük, kentsel dönüşüm projelerinin tek ofis projesi olma özelliği taşıyan Business İstanbul projesi, gayrimenkul sektörünün önemli yatırımcılarından olan Rönesans Gayrimenkul’ün Maltepe’de hayata geçirdiği Leed Gold sertifikasyonu adayı, Piazza projesi ve İstanbul
Topkapı’da inşa edilen, İş GYO ve Nef’in ortak çalışması olan 60 bin metrekare cepheye sahip, 35 bine yakın işletmenin yer aldığı, Inİstanbul projesi Çuhadaroğlu ile el sıkıştı.
“DURMAK YOK, YOLA DEVAM” Ülkemizde yaşanan terör olayları, menfur darbe teşebbüsü ve yılsonu itibariyle dolar kurundaki artışa rağmen, tüm yatırımlarına ara vermeden devam eden ve mimari çözümler ürettiği
projelerine her geçen gün yenilerini ekleyen Çuhadaroğlu, 2016 yılında halka arz edilen ilk önemli firma olmanın ve gösterdiği başarının devamını istikrara bağlıyor. 62 yıldır sektörde yarattığı güven algısını, başardıkları işleri yenilikçi bir bakış açısı ve geleneksel disiplinle devam ettirdiklerini söyleyen Çuhadaroğlu Grubu Genel Müdürü Kenan Aracı, şöyle konuştu: “Çuhadaroğlu Grubu olarak yaşanan menfur darbe teşebbüsüne rağmen, planladığımız şekilde yatırımlara ara vermeden devam ediyoruz. Ocak 2017 itibari ile tamamlanan tesisimizde 250 bin metrekare alüminyum kapı, pencere ve cephe sistemleri imalatı yapabilecek kapasiteye ulaşacağız. Üretim teknolojileri kabiliyetlerimizi geliştirmekle birlikte, ürün geliştirme ve inovasyon gü-
Çuhadaroğlu, 3 yeni projeye imza attı. Business İstanbul, Piazza AVM ve Inİstanbul projeleri Çuhadaroğlu ile el sıkıştı.
cümüzü de artırdık. Son 10 yılda Çuhadaroğlu olarak önemli bir dönüşüm yaşadık. Üretim kabiliyetlerimizi geliştirdikten sonraki süreçte üreten ve talep bekleyen bir firma olmaktan ziyade, son yıllarda ağırlık verdiğimiz müşteri ve pazar odaklı yaklaşımı benimsedik. Bu yaklaşım sayesinde, müşteri beklenti ve ihtiyaçlarını daha yakından takip ve analiz ediyoruz. Sahaya daha çok çıkıyor, sahadan gelen müspet, menfi eleştiriler doğrultusunda pazar ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikte ürün ve günümüzde satış için en önemli argüman olan destek hizmetlerini geliştirmeyi sürdürüyoruz. Bu interaktif yaklaşımımızı Ar-Ge, teknik destek ve inovasyon gücümüzle birleştirerek ürün portföyümüze taşıdık. Sektörde bu anlamda fark yaratmaya devam ediyoruz ve edeceğiz.”
25
YATIRIM
Esas Gayrimenkul’den Adana’ya özel yatırım Esas Gayrimenkul, AVM alanındaki yatırımlarına bir yenisini Adana’da ekleyerek büyümeye devam ediyor. Esas 01 Burda AVM projesinin 2018 yılında tamamlanması hedefleniyor. 4,8 MİLYON ZİYARETÇİ 2018 yılında AVM inşaatını tamamlamayı hedeflediklerini aktaran Köseoğlu, “Esas 01 Burda AVM ile ziyaretçilerimize alışveriş keyfinin yanı sıra yeme-içme alanları, eğlence alanları, sinema salonları ve düzenli aktiviteleri ile de kelimenin tam anlamıyla yeni bir buluşma ve yaşam alanı sunacağız. Esas 01 Burda AVM projemiz, Adana'nın batı girişinde konumlanan bir projedir. AVM projemiz ile bir yıl içerisinde yaklaşık olarak 4 milyon 800 bin ziyaretçi hedefliyoruz” diye konuştu.
26
Ağırlıklı olarak ticari gayrimenkul alanında faaliyet gösteren Esas Gayrimenkul, yatırımlarını hız kesmeden sürdürüyor. Yurt dışında satınalma ve birleşme; Türkiye'de ise sıfırdan yatırım stratejisi ile ilerleyen Esas Gayrimenkul, son yatırımını Türkiye'nin yüksek büyüme potansiyeline sahip Akdeniz bölgesinde yer alan Adana'da gerçekleştiriyor. Yatırım gerçekleştirdiği illerin ekonomi ve istihdamına ciddi katkı sağlayan Esas Gayrimenkul, son olarak Adana'yı layık olduğu yaşam ve buluşma noktası ile buluşturacak olmanın heyecanını yaşıyor.
SOSYAL YAŞAM Esas Gayrimenkul, yeni yatırımı Esas 01 Burda AVM ile toplam 15 bin metrekarelik büyük mağaza alanı, birbirinden lezzetli menülere sahip restoranlar, en keyifli sohbetlere ev sahipliği yapacak kafelerin bulunduğu 4 bin 500 metrekarelik geniş yeme içme alanı, 2 bin 200 metrekarelik eğlence merkezi ve 10 salonlu 2 bin 300 metrekarelik sinema kompleksi ile özel sosyal yaşam alanları yaratmayı hedefliyor. Toplam 65 bin metrekare kiralanabilir alanı ve 2 bin 500 araç kapasiteli otoparkı ile Esas 01 Burda AVM, Adanalıların uğrak yeri olacak.
DUYGUSAL BAĞ Havaalanı, otogar ve tren garı gibi toplu ulaşım mecralarına yakın mesafede bulunan Esas 01 Burda AVM konumu ve ulaşım kolaylığı ile maksimum 40 dakikalık mesafede 3 milyondan fazla kişiye kolayca ulaşacak. Esas Gayrimenkul CEO'su Kazım Köseoğlu, “Adana bizim için hem lokasyon, hem sanayi hem de ticari açısından çok değerli bir yatırım noktası oldu. Ayrıca ailece doğup büyüdüğümüz ve bizi biz yapan yer Adana'dır. Sabancı ailesi denince akla gelen yerdir. Dolayısıyla bu yatırımda büyük bir duygusal bağ da yer almaktadır ve bundan ailece gurur duyuyoruz” dedi.
GÜNDEM
r o y ı rt a azibesi c n ı 'n ı s a ir L Türk Hem vatandaşın hem de kamu ve özel sektörün Türk Lirası’na yönelmesiyle TL, dolar ve euro karşısında gücünü ve cazibesini artırıyor. İhracatçılar, dış ticarette ulusal parayı yaygınlaştırmak üzere harekete geçerken, mobilya sanayicileri de kuracakları AVM’lerde kiralamaları TL üzerinden yapma kararı aldı. KOSGEB’de ise artık TL’den başka para geçmeyecek.
28
Türk ekonomisinin euro ve dolara bağımlılığını kırmak hedefiyle ortaya koyulan “TL'ye sahip çık” hareketi sonrası Türk Lirası hem gücünü hem de cazibesini giderek artırıyor. Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan, ihracatta Türk Lirası kullanımının yaygınlaştırılması gerektiğini vurgulayarak, “Bunun diğer ülkelerde yapılan ticarette örnek olmasını istiyoruz. Ayrıca bunun, ihracatın İran, Gürcistan gibi ülkelerin paralarıyla da yapılması gibi konuların önünü açabileceğini görüyoruz” dedi. Gürdoğan, “Ticaretin ulusal para birimleri aracılığı ile yapılmasını sağlayarak, euro ve dolar kullanımının azaltılmasını, mal ve hizmet ticaretine ivme kazandırılmasını hedefliyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
YERLİ PARADA İLK HEDEF ASYA DKİB Başkanı Gürdoğan, özellikle Asya ülkelerinde bunun uygulanabileceğini ifade ederek, şunları kaydetti: “İthalatımızda da buna örnek bazı çalışmalar yapabilirsek, her şeyden önce Türk ekonomisinin yabancı döviz parası euro ve dolara bağımlılığını kırabiliriz diye düşünüyoruz. Cumhurbaşkanı’nın bu konuda yapmış olduğu önderliğe bizler de destek olmalı ve bu bağlamda da ihracat yaptığımız ülkelerdeki Türk parası veya ruble olarak Rusya'da olduğu gibi diğer ülkelerin de parasıyla yapmak adına çalışmamız lazım.” Rusya'nın birçok yerinde banka şubelerinin olduğunu işaret eden Gürdoğan, yapmış oldukları planlamayla Rusya Federasyonu'na ihracatta ruble dönemini başlattıklarını söyledi.
TL-RUBLE BAŞLADI Bazı bankalarla, ruble olarak yapılan ihracatların beyannamelerini, Türkiye tarafından ruble olarak kabul edileceği ve Türk parasına çevrileceğini taahhüt ettiklerini belirten Gürdoğan, "Bu bağlamda biz de Türkiye'deki tüm ihracatçılarımızı, bilgilendirdik.
GÜNDEM
Miktar bazında da Rusya krizinden sonra başlamasına rağmen, şu anda Rusya'ya ihracat yapan firmalarımız döviz yerine ruble bazında ihracata başlamış oldular” ifadelerini kullandı.
DEĞERLENDİRME DEĞİŞTİ KOSGEB Destek Programları Yönetmeliği ve KOSGEB KOBİ Kredi Faiz Destekleri Yönetmeliği çerçevesindeki başvurularda, daha önce Türk Lirası dışında para birimi sunanların da değerlendirilmeye alındığını anlatan Biçer, bundan sonra, yurt içi tedarikçilerden alınan/alınacak mal ve hizmetler için başvuru veya katılım formu, sözleşme, kira kontratı, proforma (geçici) fatura gibi ek belgelerde yalnızca Türk Lirası kullanılanların değerlendirmeye alınacağını açıkladı.
MOBİLYACILARIN KURACAKLARI AVM'LERDE KİRALAMA TÜRK LİRASI'YLA Türkiye mobilya sektörünün çatı kuruluşu olan Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Doğan ise, tüketicilerin mobilya ihtiyaçlarını tek çatı altında top-
lamak amacıyla kurmayı hedefledikleri Mobilya AVM'lerde yapılacak kiralamaların, TL üzerinden gerçekleştirileceğini bildirdi. Dernek unvanının başında bulunan 'Türkiye' ibaresinin manevi sorumluluğunu her zaman taşıdıklarını dile getiren Doğan, “Birlik ve beraberliğimizi güçlendirici her çalışmada olmaya gayret ediyoruz. Bu anlamda da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın döviz baskısına karşı başlatmış olduğu 'Türk Lirasına sahip çıkma' kampanyasına gereken desteği vermeye hazırız” şeklinde konuştu.
DEVLETLE KOORDİNELİ ADIMLAR ATILACAK Döviz baskısına karşın Türk Lirasına sahip çıkacaklarını ve bu sayede milli paraya değer katmaya yardımcı olacaklarını dile getiren Doğan, “Ülkemizin geleceği için yaşanılan sorunlarda hep devletimizle koordinasyon halinde ilerledik. Bugün de öyle yapacağız. Biz MOSDER olarak, kendi payımıza düşeni yapmaya gönülden razıyız. Bizim AVM'mizde tüm mağazaların kira ödemeleri TL üzerinden gerçekleşecek” dedi.
KOSGEB'ten TL dışındakİ evraklara ret! Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi (KOSGEB) Başkanı Recep Biçer de, KOSGEB’den destek talebinde bulunan bütün KOBİ’lerin, destek öncesi yapacakları başvurularda, sözleşmelerde ve geçici faturalarda Türk Lirası’nın dışında para birimi bulunan evrakın kabul edilmeyeceğini belirtti. Biçer, “Evrakında Türk Lirası dışında para birimi olan başvurular geçersiz sayılacak” açıklamasında bulundu. KOBİ’lerin ekonomik işlevlerini yerine getirmesi ve uluslararası düzeyde rekabet edebilme kabiliyetlerinin artırmasının önemine işaret eden Biçer, bunun ancak güçlü ekonomisi ve para birimi ile mümkün olacağını dile getirdi.
Kaynak: http://www.yenisafak.com/
29
GÜNDEM
Bakan Tüfenkci, AVM yatırımcılarını kabul etti Bakan Tüfenkci, AVM’lerde Türk Lirası uygulamasının devam edeceğini vurgulayarak, “Önümüzdeki dönemde kimisi döviz kurunu sabitleyerek, kimisi indirerek, kimisi kendi bütçeleri içinde kiracılara indirim yaparak destek vermeyi düşünüyorlar” dedi.
30
G
ümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği (AYD) Başkanı Hulusi Belgü ve beraberindeki heyetini Bakanlıktaki toplantı salonunda kabul etti. Kabulde konuşan Tüfenkci, özellikle haince yapılan terör saldırılarının ardından acıların unutulması ve Türkiye gündeminin ekonomi olması gerektiğini belirterek, insanların refah düzeylerini artırma ve piyasayı canlandırmak için AVM işletmecileriyle bir araya gelmek istediklerini söyledi. Türkiye’nin içerisinde bulunduğu şartlar itibariyle ekonominin büyümeye devam etmesi için herkesin sorumluluk alması gerektiğine dikkati çeken Tüfenkci, “Bu çerçevede Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği Yöneticileri ile neler yapabiliriz? Özellikle kiraların Türk Lirası üzerin-
den tahsili veya perakende sektöründe olan, kendilerinin kiracıları konumunda olan perakendeci esnafımıza veya işletmelerimize ne tür bu dönem içerisinde yardımlarda bulunabilirler? Bu hususlarda konuştuk ve netice itibariyle kendilerinin de fikirlerini aldık” diye konuştu. Bakan Tüfenkci, AVM’lerde Türk Lirası uygulamasının devam edeceğini vurgulayarak, “Bazı AVM’lerimiz zaten kendi içerisinde döviz kurunu belli bir noktada sabitlemişlerdi. Önümüzdeki dönemde kimisi döviz kurunu sabitleyerek, kimisi indirerek, kimisi kendi bütçeleri içinde kiracılara indirim yaparak destek vermeyi düşünüyorlar. Bütün AVM’leri aynı şartlarda değerlendirme-
mek lazım. Her AVM, sıkıntılı zamanda perakendecinin kiracısının yanında olduğunu gösterme adına böyle bir çalışmayı bu toplantıdan sonra biraz daha önemseyerek yapacaklar” ifadesini kullandı. Bakan Tüfenkci, AVM yöneticilerinin genel anlamda Türkiye ekonomisinin canlandırılması noktasındaki fikirlerini de paylaştıklarını aktardı. AVM yatırımlarının büyük bir kısmının yabancı yatırımcılar tarafından gerçekleştirildiğine ve fonlandığına işaret eden Tüfenkci, onları rahatsız edecek veya ilave yük getirecek bir uygulamanın içerisinde bulunmalarının serbest piyasa koşullarında mümkün olmadığını anlattı. Dernek Başkanı Hulusi Belgü ise, Türkiye’nin zor bir dönemden geçtiğini belirterek, “Biz Türkiye’de yatırımı olan yerliyabancı bütün yatırımcılara ekonomiye destek olmak için elimizden gelen çalışmaları yapacağız. Dönemsel olarak hem kurları hem kiraları olabildiği kadar gözden geçirerek perakendecinin yanında olmaya gayret edeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.
GÜNDEM
Türk Lirası’na bir destek de
MOSDER’den
Türkiye mobilya sektörünün çatı kuruluşu olan Türkiye Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Yönetim Kurulu Mobilya Başkanı İsmail Doğan, tüketicilerin mobilya ihtiyaçlarını tek çatı altında toplamak amacıyla kurmayı hedefledikleri Sanayicileri Mobilya AVM’lerde yapılacak kiralamaların, TL üzerinden Derneği gerçekleştirileceğini bildirdi. Dernek unvanının başında (MOSDER) bulunan ‘Türkiye’ ibaresinin manevi sorumluluğunu her zaman taşıdıklarını dile getiren Doğan, “Birlik ve beraberliğiYönetim mizi güçlendirici her çalışmada olmaya gayret ediyoruz. Bu Kurulu anlamda da Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın döviz baskısına karşı başlatmış olduğu ‘Türk Lirası’na sahip Başkanı İsmail Doğan, çıkma’ kampanyasına gereken desteği vermeye hazırız” şeklinde konuştu. Mobilya AVM kiralamalarını “DEVLETİMİZLE KOORDİNASYON HALİNDE TL üzerinden İLERLEYECEĞİZ” Döviz baskısına karşın Türk Lirası’na sahip çıkacaklarını ve yapacaklarını bu sayede milli paramıza değer katmaya yardımcı olacaklarını dile getiren Doğan, “Bugüne dek ülkemizin geleceği için duyurdu. yaşanılan sorunlarda hep devletimizle koordinasyon halinde
ilerledik. Bugün de öyle yapacağız. Biz MOSDER olarak, kendi payımıza düşeni yapmaya gönülden razıyız. Bizim AVM’mizde tüm mağazaların kira ödemeleri TL üzerinden gerçekleşecek” açıklamasında bulundu.
KAMU VE ÖZEL SEKTÖRDEN BÜYÜK DESTEK MOSDER çatısı altında oluşturdukları bu ihtisas AVM’si içinde TL bazında ödenecek kiralarla bu kampanyaya destek olduklarını yineleyen Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Doğan, “Cumhurbaşkanımızın yapmış olduğu ‘döviz yatırımlarını altına ve Türk Lirası’na dönüştürme’ çağrısı başta kamu kurum ve kuruluşları olmak üzere, iş dünyası örgütleri, esnaf ve vatandaşlardan gelen büyük destekle adeta kampanyaya dönüştü. Milletimizin kendi milli geleceği için bu çağrıya kulak vereceğine ve millet olarak TL’ye değer katma çalışmasından mutlu sonuçla ayrılacağımıza yürekten inanıyorum” dedi.
32
GÜNDEM
TL’ye geçişten ziyade kuru sabitlemek daha popüler bir yöntem! Son dönemde gündemde olan TL’ye geçiş konusunda görüşlerini aldığımız Meysu Outlet AVM Müdürü Adnan Gördüm, “Ticari hayatımızda ve alışveriş merkezlerimizde faaliyet gösteren perakende işletmeleri ile yatırımcıların menfaatlerini ortak noktada buluşturma çabası içinde olmak en doğru yaklaşım olacak” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz aylarda AVM yatırımcılarına “Kiraları TL ile alın” mesajı vermesinin ardından pek çok alışveriş merkezi kiralama çalışmalarını TL üzerinden yapmaya başladı. Peki, uygulama ile ilgili genel düşünceleriniz neler? Dövizdeki bu beklenmeyen hareketliliğe karşı kiracılarının yanında ve destek olmayı benimseyen bir yönetim anlayışı ile yaklaşılması, kiracılara doğal olarak pozitif yansıyacak ve uzun sürebilecek krizlerin aşılmasını daha kolay hale getirecektir. Ticari hayatımızda ve alışveriş merkezlerimizde faaliyet gösteren perakende işletmeleri ile yatırımcıların menfaatlerini ortak noktada buluşturma çabası içinde olmak en doğru yaklaşım olacak. Ancak, gerekli hukuki düzenlemeler yapılmadan acele ile yapılacak eylemlerin hem kiralayan, hem kiracı açısından sıkıntılar yaratacağı kanaatindeyim. AVM’lerin yapımı esnasında yatırımcılar tarafından kullanılan kredilerin döviz cinsinden TL’ye dönmesi olanağının yeniden oluşması ile zaten kiralamaların da TL cinsinden yapılabilmesini daha mümkün kılabilecek. Bu sebeple denilebilir ki; yatırım kredisinin ödemesini tamamlamış AVM'ler, kiracılara kısa vadeli destekler verebileceği gibi TL bazlı kiraya hemen dönebilmesi mümkün görünüyor. Perakendecilerin uygulamaya yönelik düşünceleri ya da tepkileri nasıl oldu? Öyle ki doların hızla yükselmesinin ardından kira konusunda ciddi sıkıntı çekiyordu perakende sektörü… Hatta kepenk kapatmak durumunda kalanlar bile vardı… Bu bizler ve kiracılarımız için olduğu kadar, AVM yatırımcıları için de istenmeyen bir durum... Kur artışından dolayı piyasada ve perakende sektöründe güvensiz bir ortam oluşabiliyor. Biz kiracılarımıza zor piyasa koşullarında ticari faaliyetlerini sürdürebilmeleri için elimizden gelen desteği vermeye hazırız.
Uygulamaya geçiş konusunda zorluklar yaşandı mı ya da yaşanabilir mi? Özellikle yabancı yatırımcı ya da müşterilerin bu konuya yönelik görüşleri neler oldu ya da olabilir? Dövizin TL karşısında hızla değer kazandığı dönemlerde, kiraların TL’ye çevrilmesi hemen ya da en azından gerekli kanuni düzenlemeler yapılmadan mümkün olamayacak. Alışveriş merkezlerinde kiracılarımızın korunması maksadı ile kur sabitlemeye geçiş şu an için kullanılan en popüler yöntem aslında. Dolayısıyla diyebiliriz ki; alışveriş merkezlerinin bazıları dönemsel olarak mevcut sözleşmelerinde kur sabitlerken, diğer bir kısmı da kira bedellerini Türk Lirası'na çevirmek için çalışma başlatmışlardır. Yabancı yatırımcılar ile müşterilerimizin bu konuda alınan tedbirlere yaklaşımı olumludur. Kardan çok ekonomik devamlılığımızın sağlanmasını ön gören uygulama sizce uzun süreli mi yoksa kısa süreli bir çalışma mı olur? Bu uygulamadan yeni açılacak AVM’ler nasıl etkilenir? Esasında ekonomik devamlılığı sağlayan bir uygulama uzun vadede daha çok işe yarayacaktır. Gerekli hukuki düzenlemelerin yapılmasından sonra sorunların çözümüne uygun kısa ve orta vadeli eylem planları ile bu sıkıntılı süreçler daha kolayca atlatılabilir. Daha öncesinde de bahsetmeye çalıştığım gibi bankaların yatırımcılara TL cinsinden kredi açabilmeleri ki bu bazı kanuni düzenlemeler gerektirir, yatırımcıların da kiracılara TL ile kiralama yapmalarına olanak sağlayacaktır. Bu da sektördeki tüm oyunculara hesaplarını yıllık enflasyon değerlerine ve sözleşmelerindeki artış oranlarına göre yapmaları imkanını verecek. Elbette henüz aşılmaya çalışılan bu belirsizlik ortamı yatırımcıyı da kiracıyı da tedirgin etse de süregelen ve yeni planlanan yatırımlar devam edecek ve piyasa bundan olumlu etkilenecektir. Ama tüm taraflar eskisinden çok daha dikkatli hareket etmek zorunda olacak.
33
MOR DANIŞMANLIK GÜNDEM
TL’ye geçiş uzun vadede kazandırır
“Yatırım için döviz üzerinden kredi alan veya yatırımcısı yabancı olan AVM’lerin TL üzerinden kiralama yapmaları bazı teknik zorluklar ile karşılaşmalarına sebep olabilir” diyen Mor Danışmanlık Genel Müdürü Filiz Özek, “Özellikle geri dönüşü henüz sağlanmamış yatırımlarda kısa vadede TL’ye geçiş mümkün olmayabilir. Kullanılan döviz kredisi de TL’ye dönmedikçe veya sabitlenmedikçe, bazı yatırımcıların TL üzerinden kiralama yapmaları mümkün olamayabilir” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz aylarda AVM yatırımcılarına “Kiraları TL ile alın” mesajı vermesinin ardından pek çok alışveriş merkezi kiralama çalışmalarını TL üzerinden yapmaya başladı. Peki, uygulama ile ilgili genel düşünceleriniz neler? Kiraların TL üzerinden olması bizim için yeni bir uygulama değil. İlk defa 4 sene önce danışmanlığını yaptığımız Batman Park AVM kiralamalarında euro ile başladığımız çalışmalarımızı, özellikle yerel yatırımcıların yaklaşımlarını gördükten sonra, yatırımcılarımızı TL üzerinden devam etmeye ikna ettik. Daha sonra ise Mardin AVM’de kiralamaları TL üzerinden başlatmamızın, perakendecilerin geleceğe yönelik karar vermelerini kolaylaştırdığını gördük. İstanbul Alibeyköy’de, Aralık başında açılan ve kiralama çalışmaları devam eden Biz Cevahir Haliç AVM’de de son 1,5 yıldır TL üzerinden devam eden kiralama çalışmalarımızın firmalar tarafından olumlu karşılandığını söyleyebilirim. Değişik illerde, farklı sektörlerde perakendeciler ve bayiiler ile yaptığımız TL üzerinden kiralamaların uzun vadede güven verici olduğunu, yatırımcıların ise her kur değişikliğinde kiracılar ile sabitleme üzerine tartışmaya girmesine gerek
34
duymadığı için daha rahat olduğunu gözlemledik ve son 4 senedir yatırımcılarımızı TL üzerinden kiralama yapmaya yönlendiriyoruz. Perakendecilerin uygulamaya yönelik düşünceleri ya da tepkileri nasıl oldu? Öyle ki doların hızla yükselmesinin ardından kira konusunda ciddi sıkıntı çekiyordu perakende sektörü… Hatta kepenk kapatmak durumunda kalanlar bile vardı… AVM’lerdeki sorunlar sadece kiraların döviz üzerinden yapılmasından kaynaklanmıyor. Ani ve hızlı kur yükselmeleri tabii ki perakendeciler açısından öngörülemeyen kira yükselmelerine sebep oldu, buna karlılık ve cirolarda düşüşler de eklenince kepenk kapatmalar da maalesef yaşanmaya başladı. Perakendeciler çoğunlukla TL üzerinden kiralamayı zaten tercih ediyorlardı, ancak bu dönüşüm, yeni yatırım kararlarını etkileyen paritelerden sadece biri olarak düşünülmeli. Kardan çok ekonomik devamlılığımızın sağlanmasını ön gören uygulama sizce uzun süreli mi yoksa kısa süreli bir çalışma mı olur? Bu uygulamadan yeni açılacak AVM’ler nasıl etkilenir? Bu uygulamanın, şimdi vurgulanmaya başladığı için ekonomik devamlılığı sağlamak amacı ile
gündeme geldiği yönünde değerlendirme yapılıyorsa da, aslında kardan büyük tavizlere yol açacağını sanmıyorum. Zaten döviz kurunda aşırı artışlar olduğu zaman kur sabitleme veya kira indirimi her zaman gündeme geliyor ve AVM yatırımcıları kolaylık sağlamak zorunda kalıyorlar. TL üzerinden kiralamayı 4 senedir devam ettirdiğimiz dikkate alınınca, kısa süreli bir çalışma olmadığını söyleyebiliriz. Bu uygulamayı çeşitli nedenler ile başlatmak istemeyen AVM yatırımcılarının zorlanacağını düşünüyorum, çünkü perakendeci ve özellikle bayiiler artık TL üzerinden kiralamayı tercih etmeye başladılar. AVM’lerde yatırımın geri dönüşünün uzun vadeli olduğu göz önüne alındığında, yatırımcı için başlangıçta karlılığı düşük görünen ancak kiracılar için güvenli bir yatırım ortamı sağlandığında da yapılan yatırımın sürekliliğinin, beraberinde karlılıkta da istenen seviyeleri getirmesi mümkün olabilecektir.
GÜNDEM
Eyüp Park AVM’de kiralamalar Kiralaması ProCE Hizmet Yönetimi ve Danışmanlık A.Ş. tarafından yapılan ve açılması 2017 yılı içinde planlanan Eyüp Park AVM’de kiralamalar hızla devam ederken, kira sözleşmeleri de TL bazında yapılacak.
TL bazıyla yapılıyor
E
yüp Park AVM, iç dizaynı, ferah yapısı, ziyaretçilerini yormayan dikdörtgen mimari ile konuklarının bütünselliği yitirmediği yapısıyla, 30 bin metrekare kapalı alana ve 20 bin metrekare kiralanabilir alana sahip. AVM, yerel ve dünya markalarının yer alacağı mağazalarıyla Eyüp bölgesi sakinleri ve gençlerinin tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek. Eyüp Park AVM’de 2 bin 200 metrekare yapı market, 2 bin metrekare süpermarket, 2 bin 100 metrekare spor salonu, bin 200 metrekarelik 8 salonlu sinema, 600 metrekare çocuk eğlence merkezi, 12 adet foodcourt ile 10 adet cafe&restaurantlar sokağı konseptinde mağazalar, bin metrekare elektronik market, 400 metrekare buz pisti, bay/bayan giyim mağazaları, çocuk mağazası ve diğer tüm hizmet mağazaları sektörü ile 500 araç kapasiteli bir açık, iki kapalı ücretsiz otopark ile hizmet verecek. Beş ayrı giriş kapısı bulunan Eyüp Park AVM’nin, birinci kapısı zemin, ikinci kapısı 1.bodrum, üçüncü kapısı 2. Bodrum, 4.kapısı metro, beşinci kapısı kapalı otoparklardan misafir ziyaretine müsaittir. AVM projesinin üstünde 320 adet rezidanstan oluşan toplu yaşam alanına vardır. Başakşehir-Mecidiyeköy metro hattı AVM’nin içinden ve önünden bağlı olması da ulaşımı kolaylaştırıyor.
35
GÜNDEM Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde AVM yatırımcılarına “Kiraları TL ile alın” mesajı vermesinin ardından pek çok alışveriş merkezi kiralama çalışmalarını TL üzerinden yapmaya başladı. Peki, uygulama ile ilgili genel düşünceleriniz neler? Uğur Kutluözen: AVM’lerde kiraların döviz cinsinden olması aslında bir finansal teamüldü. AVM yatırımlarının tümü döviz borçlanarak yapılmıyor, TL özkaynak dışında, tamamen TL krediler ile de yatırım yapılması olağan. Bu nedenle döviz kiradan TL kiraya dönülmesi tüm sektör için olanaksız değil. Bu uygulamanın önemli bir nedeni, kira sözleşmelerinin en az 5 yıl olmak üzere uzun süreli yapılması ve bu sürelerde yatırımcının kendini döviz ile daha güvende hissediyor olmasıydı. Geçmiş yıllarda bazı özel dönemlerde kiralarda geçici olarak kur sabitlemesi veya indirim yapıldığı zamanlar olmuştu ve şimdi de olacaktır. Perakendecilerin uygulamaya yönelik düşünceleri ya da tepkileri nasıl oldu? Öyle ki doların hızla yükselmesinin ardından kira konusunda ciddi sıkıntı çekiyordu perakende sektörü… Hatta kepenk kapatmak durumunda kalanlar bile vardı… Uğur Kutluözen: Şimdi de sektörde belki belli bir süre, belki bazı AVM’lerde süresiz olarak TL’ye dönüşler olacaktır ve AVM’lerde esas olan perakendeciyi yaşatmak olduğuna göre, bu uygulama da normal karşılanmalıdır. Son zamanda AVM sektöründe değişik nedenlere dayalı olarak bir ziyaretçi ve ciro düşmesi yaşandığına göre, bunun karşılığında da perakendeciler doğal olarak AVM yatırımcısının karından fedakarlık isteyecekler ve bu talep de en pratik şekilde döviz bazlı kiraların TL’ye dönüşmesi veya kur sabitlemesi şeklinde olacak.
“Esas olan perakendeciyi yaşatmaksa, uygulama normal karşılanmalı” Uygulamaya geçiş konusunda zorluklar yaşandı mı ya da yaşanabilir mi? Özellikle yabancı yatırımcı ya da müşterilerin bu konuya yönelik görüşleri neler oldu ya da olabilir? Arzu Kutluözen: Bu uygulamanın göreceli zorluğu, yıllardır döviz bazında yapılmış olan ve halen öyle devam eden kira sözleşmelerinde yapılması gereken değişikliktir. Tüm bir AVM’nin sözleşmelerini TL’ye çevirmek, hukuken bir sözleşme tekniği konusu olarak olanaksız değilse de, AVM yönetimlerini bir ölçüde uğraştıracaktır ama sonuçta gerekli ise bu zorluk bir defa yaşanacak ve bu yapılandan, önce diğer dengeleri sağlam olan perakendeciler, sonra da kiralarını onlardan tahsil eden yatırımcılar yararlanacaklar. Aslında her AVM’nin açılışından itibaren her 5 yılda bir genel sözleşme yenileme dönemi var. Bugünlerde o 5 yıllık dönem sonlarını yaşayan AVM’lerde yeni uygulamaya geçiş için zamanlama daha uygundur. Kardan çok ekonomik devamlılığımızın sağlanmasını ön gören uygulama sizce uzun süreli mi yoksa kısa süreli bir çalışma mı olur? Bu uygulamadan yeni açılacak AVM’ler nasıl etkilenir? Arzu Kutluözen: Yabancı yatırımcılar ve dış kaynak kullanan AVM’ler için konu biraz daha ciddi finansal boyut taşıyabilir ama aslında bir arz talep konusu olarak, perakendecilerin ayakta kalması için, dış kaynaklı finansmanın bile TL gelir ve karlar ile çevrilmesi zorunluluğu bir ekonomik gerek olarak ortaya çıkmış oluyor. Evet, bu dönemde AVM sektöründe de, kar maksimizasyonundan çok ekonominin sürdürülebilir olmasının hedeflenmesi gerekli. Yaşayamayan perakendeci ne kadar çoğalırsa, yaşam zorluğu çeken AVM sayısı da o kadar artacak. Burada diğer önemli nokta, perakende sektörünün salt kiraların TL’ye dönüşmesi ile yetinmeyip, kendi verimliliklerini de sorgulayarak, gerekiyorsa önlem almaları, AVM yatırımcılarının da, bu yönde sözleşme veya uygulama değişikliği yaparken karlılıklarını tekrar gözden geçirmeleri ve varsa finansal risklerini başka yönlerden minimize etmeye çalışmalarıdır. Gerçekçi fizibilite ile yola çıkan yeni AVM’ler bu uygulamadan olumsuz etkilenmeyeceklerdir.
36
GÜNDEM
Bir TL hamlesi de Artaş Grubu’ndan da
Acity AVM’den geldi Erdoğan’ın çağrısına destek ArenaPark, ArmoniPark ve KayseriPark AVM’leri bünyesinde bulunduran Artaş Grubu da kira sözleşmelerini Türk Lirası’na dönüştürme kararı aldı. 40 yıla yakın süredir inşaat, turizm ve AVM alanlarında faaliyet gösteren Artaş Grubu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısına destek vermek amacıyla kira sözleşmelerini Türk Lirası’na dönüştürme kararı aldı. ArenaPark, ArmoniPark ve KayseriPark AVM’leri bünyesinde bulunduran Artaş Grubu yetkilileri, Erdoğan’ın AVM kiralarının döviz yerine Türk Lirası ile yapılması çağrısına kayıtsız kalmadıklarını belirtti.
Acity AVM’de kira sözleşmelerini Türk Lirası’na çevirme kararı aldı.
A
nkara’nın Premium Outlet Alışveriş Merkezi Acity de, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türk Lirası’na sahip çıkalım yönündeki çağrısına destek vermek amacıyla kira sözleşmelerini Türk Lirasına çevirme kararı aldı.
Artaş Grubu’na bağlı 3 AVM’de bulunan iş ortakları, döviz bazlı kira sözleşmelerini Türk Lirası bazlı olarak düzenleme uygulamasına geçebilecek.
A1 Grup Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada: “ ‘Güçlü ekonomi eşittir güçlü ülke.’ Biz de bu bilinçle milli para birimimiz TL’yi güçlendirme kapsamında Acity Premium Outlet Alışveriş Merkezi olarak tüm kira sözleşmelerimizi Türk Lirasına çevirme kararı aldığımızı, dileyen iş ortaklarımızın döviz bazlı kira sözleşmelerini, Türk Lirası bazlı olarak düzenleyeceğimizi bildiririz” ifadesine yer verildi.
Van AVM de kiraları TL’ye çeviriyor Global Yatırım Holding tarafından Van’da hizmete sokulan Van AVM, Türk Lirası’na geçme kararı aldı. Global Yatırım Holding tarafından yapılan açıklamada, “Türkiye ekonomisinin istikrarının devamı ve ülkemizin refahı için başlatılan seferberliğe biz de katılıyoruz. Yatırım sırasında dövizle sağlanan krediye rağmen, bir yıl önce hizmete açtığımız Van AVM’deki kiraları TL’ye çevireceğiz” denildi. Açıklamada, “Türkiye bu zorlu dönemden tek yürek olarak daha güçlü çıkacaktır” ifadesine de yer verildi.
38
Van AVM, Türk Lirası’na geçme kararı aldı.
1OCAK2017İ T İ BARİ Y L EY ÜRÜRL ÜĞEGİ RECEK PERAKENDEY AS AS I NAGÖREAVM’ L ERDE ‘ ’ ACİ LT I BBİMÜDAHAL EÜNİ T ES İ ’ ’ Z ORUNL UHAL EGEL ECEK.
( +90)2164832023
i nf o@t r nas s i s t ance. com
www. t r nas s i s t ance. com
GÜNDEM
Mardin AVM’den Mardin Alışveriş Merkezi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısına destek vermek amacıyla kiraların TL üzerinden alınmasına devam etme karar aldı.
C
umhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Yastığının altında döviz olanlar gelsin parasını altına dönüştürsün, gelsin parasını TL'ye dönüştürsün. Türk Lirası, altın değer kazansın” çağrısı, başta kamu kurum ve kuruluşları olmak üzere iş dünyası örgütleri, esnaf ve vatandaşlardan gelen büyük destekle adeta bir kampanyaya dönüşürken Mardin Alışveriş Merkezi de Türk Lirası’na destek olmak için kiraları Türk Lirası olarak almaya devam edecek.
Türk Lirasına Destek vermiştik ama Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın çağırısı üzerine kiralarımızı Türk Lirası üzerinden almaya devam edeceğiz. Mardin AVM her zaman kendi sermayelerine önem veren bir alışveriş merkezidir. Bu doğrulta kiralarımızı Türk Lirası üzerinden almaya devam edeceğiz. Alışveriş merkezi olarak her konuda öncü olmaya çalışıyoruz. Döviz kurları üzerinden kiraları alarak yüksek bir kar elde edebiliriz ama biz kardan çok yatırımcımızı ve ekonomik devamlığı düşünüyoruz. Hiçbir zaman günü kurtarma peşinde olmadık. Bölgemizde yaşananlar ortada. Birçok yatırımcı zaten büyük sıkıntılar yaşıyor. Kur üzerinde kira alsak yatırımcılarımız dövizdeki hareketliliğe karşı fazla direnmeden kepenk kapatmak zorunda olacaktır” dedi. Dövizde yaşanan hareketlilik nedeniyle markaların sıkıntılar yaşamaya başladığını anımsatan Korkut, “Türkiye genelinde birçok marka dövizde yaşanan hareketlilik nedeniyle bazı sıkıntılar yaşamaya başladı. Bu sıkıntıların önüne geçmek için Markalar Birliği toplanarak kur sabitleme veya TL’ye dönme gibi seçenekleri gündeme getirdi. Alınacak kararlar doğrultusunda kurdan dolayı yaşanılabilecek olumsuzların önüne geçildiğini düşüyoruz. Bizlerde büyük yatırımcılar olarak buna katkı sağlamak için elimizden gelen hür türlü fedakarlığı yapmaya hazırız” diye konuştu.
Mardin AVM Müdürü Ömer Korkut, “Mardin Alışveriş Merkezi olarak sürekli yatırımcımızın yanında olmaya devam ediyoruz. Alışveriş merkezi olarak hizmet sektöründeki alışverişlerin kur üzerinden yapılıyor olmasından dolayı kısa bir süre önce kiraların kur üzerinden almaya karar
39
GÜNDEM
Podium AVM'den Armada ve Panora
Türk Lirası çağrısına AVM’den Erdoğan’ın çağrısına destek destek Podium AVM, kiracıların talep etmeleri halinde sözleşmelerini Türk Lirası olarak düzenleyecek.
Armada ve Panora AVM, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türk Lirası kullanılması yönündeki çağrısına destek vermek amacıyla kira sözleşmelerini Türk Lirasına dönüştürme kararı aldı. Söğütözü İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı ve Panora AVM’nin ortaklarından Rifat Hisarcıklıoğlu, yaptığı açıklamada, Erdoğan’ın AVM kiralarının döviz yerine Türk Lirası ile yapılması çağrısına kayıtsız kalmadıklarını ifade etti. Hisarcıklıoğlu, “Dövizdeki hareketliliğe karşı her zaman kiracılarının yanında olmayı ilke olarak benimseyen Armada Alışveriş Merkezi yatırımcısı olarak dolar ve euro bazında yapılmış kira sözleşmeleri isteyen kiracılarımız için Türk Lirasına çevrilecektir. Ortak alanda ise Perakende Yönetmeliği’ne uygun olarak Türk Lirası’nda faturalandırma yapılmaktadır” ifadelerine yer verdi.
A
nkara Podium Alışveriş Merkezi’nce, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Türk Lirası kullanılması yönündeki çağrısına destek vermek amacıyla, talep edilmesi halinde kira sözleşmelerinin Türk Lirası olarak düzenlenebileceği açıklandı. Ankara Podium AVM Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ergin, yaptığı yazılı açıklamada, kira sözleşmelerinde Türk Lirası kullanılmasına yönelik çağrıya destek verdiklerini belirtti. Ergin, şunları kaydetti: “Son zamanlarda dövizde yaşanan hareketlilik adına yapılması planlanan düzenlemelere destek vermek amacıyla kiracıların talepleri doğrultusunda sözleşmeleri Türk Lirası olarak düzenlenebilecek. Açıldığımız günden bu zamana kadar her daim kiracılarımızın yanında olduk, kira indirimleriyle kiracılarımızı destekledik. Birlik ve beraberlik mesajı vererek ülke ekonomisine katkı amacıyla Türk Lirası bazlı düzenlemeye geçtiğimizi bildiririz.”
40
Panora Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’ndan yapılan açıklamada ise şirketin iş ortağı olarak gördüğü Panora AVM bünyesinde faaliyet gösteren perakende işletmeleri ile yatırımcılarının menfaatlerini ortak noktada buluşturma çabası içinde olduğu belirtilerek, şunlar kaydedildi: “2009 yılı ocak ayından beri süregelen tavan kur uygulamasına rağmen, son dönemde döviz kurlarında meydana gelen yukarı yönlü sert hareketlilik sebebiyle dileyen iş ortaklarımızla döviz bazlı kira sözleşmelerini Türk Lirası bazlı olarak düzenleme uygulamasına geçileceğini bildiririz.”
GÜNDEM
Kapalıçarşı alışveriş ve kira kontratında TL’ye geçti Kapalıçarşı Esnafları Derneği, Kapalıçarşı’da yapılacak alışverişlerin ve kira kontratlarının Türk Lirası ile gerçekleştirileceğini duyurdu.
K
apalıçarşı Esnafları Derneği, Kapalıçarşı’da yapılacak alışverişlerin ve kira kontratlarının Türk Lirası ile gerçekleştirileceğini duyurdu. Kapalıçarşı Esnaflar Derneği tarafından yapılan yazılı açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı doğrultusunda, yönetim kurulumuzun aldığı karar gereğince, esnaflarımız ve mal sahipleri ile yaptığımız istişareler neticesinde, bundan böyle Kapalıçarşı’da yapılacak alışverişlerin ve kira kontratlarının Türk Lirası ile gerçekleştirileceğini, ülkemizi ekonomik yönden çökertmek isteyen dış güçlere prim vermeyeceğimizi ve bunu büyük bir kararlılıkla sürdüreceğimizi ilan ederiz.”
Antares AVM de kiraları TL’ye çevirdi Ankaralılara hizmet veren Antares Alışveriş ve Yaşam Merkezi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla döviz bazlı yapılan kira sözleşmelerini Türk Lirası’na çevirme kararı aldı.
Başkentin alışveriş ve yaşam merkezi Antares, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın AVM yatırımcılarına yaptığı birlik, beraberlik ve ekonomiye destek çağrısına destek vermek amacıyla isteyen kiracılar için döviz bazlı yapılan kira sözleşmelerini Türk Lirası’na çevirme kararı aldı. Uygulamaya 2017 yılı itibariyle geçen Antares Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nin yaklaşık 90 bin metrekare kiralanabilir alanda 222 kiracısı bulunuyor.
42
B&G STORE GÜNDEM
AVM’ler süratle TL’ye geçmeli! AVM’lerin bir an önce TL’ye geçmesi gerektiğini belirten B&G Store Yönetim Kurulu Başkanı Seyidullah Nebati sözlerini, “Aksi takdirde, üzülerek söylüyorum; birçok firma kapanmak zorunda kalır. Ve nihayetinde kaybeden gerek AVM’ler gerekse perakendeciler olur” diyerek devam ettirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde AVM yatırımcılarına “Kiraları TL ile alın” mesajı vermesinin ardından pek çok alışveriş merkezi kiralama çalışmalarını TL üzerinden yapmaya başladı. Peki, uygulama ile ilgili genel düşünceleriniz neler? AVM’lerin TL’ye dönüş üzerinde bir çalışma yaptıkları bilgisi henüz bize ulaşmış değil. Hatta yabancı yatırımcılara sahip olan AVM’lerde, değil TL’ye dönmek, kur sabitlemek bile henüz söz konusu değil. Bazı AVM’ler, geçici olarak yüzde 5 ile yüzde 10 oranında kur sabitlemesi gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanımızın çağrısına AVM’lerden olumlu bir yaklaşımın olmadığını, bu söylemlerin sözde kaldığını üzülerek görüyoruz.
termesi bizim açımızdan kabul edilir nitelikte değil. Rusya’da ani döviz yükselişleri meydana geldiği dönemde, hemen hemen tüm sözleşmeler kendi para birimleri olan Ruble cinsinden yapıldı. Gezi Parkı olaylarından bu yana, yani 2013 Mayıs’tan bu yana, bu konuda ısrarcı olmamıza rağmen hiçbir pozitif yaklaşımla karşılaşmadık. Kardan çok ekonomik devamlılığımızın sağlanmasını ön gören uygulama sizce uzun süreli mi yoksa kısa süreli bir çalışma mı olur? Bu uygulamadan yeni açılacak AVM’ler nasıl etkilenir? Perakende sektörünün geleceği için, sözleşmelerin, 2,4 $-2,7 € kuru ile TL’de sabitlenmesi zorunluluğu
var. Yeni açılacak AVM’ler için yapılacak kontratların da TL cinsinden olması elzemdir. Perakende sektörü, yurt içi satışlarını TL cinsinden yapıyor. Bu doğrultuda tüm giderlerin TL cinsinden olması gerekiyor. Kira-ciro oranlarının yüzde 35’i geçtiğini görüyoruz, bu durum sektör için sürdürülemez bir durum. Dünya standartlarında bu oranın maksimum yüzde 15 seviyesinde olması gerekiyor. Olayın vahameti bu kadar gözler önünde… AVM’lerin bu uygulamayı süratle hayata geçirmesi ve sürekli kılması gerekiyor. Aksi takdirde, üzülerek söylüyorum; birçok firma kapanmak zorunda kalır. Ve nihayetinde kaybeden gerek AVM’ler gerekse perakendeciler olur.
Perakendecilerin uygulamaya yönelik düşünceleri ya da tepkileri nasıl oldu? Öyle ki doların hızla yükselmesinin ardından kira konusunda ciddi sıkıntı çekiyordu perakende sektörü… Hatta kepenk kapatmak durumunda kalanlar bile vardı… Perakende sektörü Cumhurbaşkanımıza minnet borçludur. Bizlerin aylardır AVM yatırımcılarına ilettiğimiz taleplere kendileri de hassasiyetle yaklaşmıştır. Ancak ne yazık ki, Cumhurbaşkanımızın çağrısına rağmen şu ana kadar pozitif bir geri dönüş almış değiliz. Uygulamaya geçiş konusunda zorluklar yaşandı mı ya da yaşanabilir mi? Özellikle yabancı yatırımcı ya da müşterilerin bu konuya yönelik görüşleri neler oldu ya da olabilir? Uygulamaya geçiş maalesef yok. AVM yatırımcılarının temel beyanı, kendi kredilerinin döviz cinsinden olması nedeniyle, kiraları da döviz olarak almak zorunda oldukları yönünde... Ancak borçları bitmiş birçok AVM bile kur sabitlemesi yapmış değil. AVM’lerin döviz kredi borçlarını sebep gös-
43
GÜNDEM
KasapDöner, franchise bedelini dolardan
TL’ye çevirdi ABD dolarının son dönemlerde TL karşısında hızla yükseldiği bu günlerde gündemde olan ve birçok platformda dillendirilen “Anlaşmaların dolar değil TL cinsinden yapılması” çağrısına bir destek de dönerin sıradışı markası KasapDöner’den geldi. Marka, halen 50 bin dolar olan franchise bedelini 150 bin TL’de sabitleme kararı alarak ABD dolarına karşı yürütülen mücadeleye destek verdi.
“HERKES DESTEK VERMELİ” Konuyla ilgili açıklama yapan Global Restoran Yatırımları A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Emrah Sarıtaş şunları söyle-
44
KasapDöner, son gelişmeler üzerine Türk Lirasının güçlendirilmesi ve korunması için franchise bedelini dolardan TL’ye çevirdi.
di: “ABD dolarının son günlerdeki aşırı yükselişi, piyasa dinamiklerinden çok manipülatif. Bu manipülasyonu kırmak için de en küçükten en büyüğe hepimizin elimizi taşın altına koymamız gerekiyor. Son günlerde kamu bu yolda çok önemli bir çağrıda bulunarak vatandaşı ellerindeki doları bozdurmaya ve her türlü ticari anlaşmayı Türk Lirası cinsinden yapmaya davet etti. Bu sayede piyasada ABD dolarına karşı talebin azalması ile doların ateşinin bir nebze olsun düşmesi sağlanacak. Biz de çorbada tuzumuz bulunsun misali 50 bin dolar olan franchise bedelimizi 150 bin TL’ye çevirdik. Bundan böy-
le bizden franchise alacak olanlar dolar cinsinden değil kendi öz paramız cinsinden franchise bedelimizi ödeyecekler. Biz başta perakende ve gıda sektörü olmak üzere herkesi de bu dayanışmaya davet ediyoruz” dedi. Ayrıca bundan sonra tedarikçilerden de Türk Lirası dışında gelen teklifleri kabul etmeyeceklerini belirten Emrah Sarıtaş: “Yurt içi işlemlerimizde başka ülkelerin para birimini kullanmak eski enflasyonist dönemden kalma bir alışkanlıktı, bundan kurtulmanın zamanı gelmişti” dedi. Yeme içme sektöründe faaliyet gösteren yabancı markaların yurt dışına aylık
royalty bedelleri ödemesi nedeniyle de bir gelir kaybı söz konusu olduğunu belirten Emrah Sarıtaş, tüm tüketicileri yerli yiyecek markalarını tercih etmeye davet etti. Ayrıca ekonomik gelişmenin sağlanması için kadın istihdamına da değinen Emrah Sarıtaş şunları ifade etti: “Nüfusun yarısı kadınken bu potansiyelin atıl kalması ciddi ekonomik kayıptır. Biz restoran sektöründe her alanda kadın istihdamını artırmak içinde çaba harcıyoruz, kadın girişimciler için özel destek programlarımız ve şubelerimizde kadın çalışan sayısını artırmak için eğitimlerimiz mevcut” dedi.
GÜNDEM
Dolar ve Euro Türkiye'ye özel Alışveriş merkezlerindeki (AVM) döviz ile alınan kiraları eleştiren DeFacto’nun CEO’su İhsan Ateş, “16 ülkede mağazamız var. Yurt dışındaki AVM’lerde kira için yerel para birimi kullanılıyor. Rusya’da ruble, Katar’da riyal ile kira ödüyoruz. Dolar ve Euro ile kiralar sadece Türkiye’ye özel” dedi.
Son yıllarda mağaza sayısını hızla arttıran ve Türkiye’nin en büyük hazır giyim markaları arasına giren DeFacto, 2017’de yurt dışına çıkarma yapacak. Yurt dışındaki 100’üncü mağazasını Fas’ta açan DeFacto’nun CEO’su İhsan Ateş, “2016’yı 419 mağaza ile kapatıyoruz. 2017’de 125 milyon TL’lik yatırım yapacağız. Yurt dışında 70’in üzerinde mağaza açmayı planlıyoruz. Bugün 16 ülkede faaliyet gösteriyoruz. Bu ülkelerin birçoğunda AVM’lerde yer alıyoruz. Ancak hiçbir ülkede AVM kiralarını dövizle vermiyoruz. Rusya’da Ruble, Katar’da Riyal. O ülkenin para birimi üzerinden kira anlaşması yapıyoruz. Ama Türkiye’de Dolar ve Euro. Bu durum sadece bize özel. Böyle dönemde TL’ye dönmek önemli” dedi.
FAS’A 15 YENİ MAĞAZA DeFacto’nun Fas’taki mağaza açılışında konuşan İhsan Ateş, şunları söyledi: “Gelecek yıl yurt dışı gelirlerinin genel ciro içerisinde yüzde 20 paya sahip olmasını planlıyoruz. Gelecek yıl Bağımsız Devletler Topluluğu, Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgeleri başta olmak üzere, var olduğumuz pazarlarda derinleşmeyi ve 20 yeni ülkeye girmeyi, yurt dışında 70 yeni mağaza açmayı planlıyoruz. Kazakistan’daki dağıtım merkezimizin kapasitesini artıracağız. Fas, Güney Irak, Mısır ve Rusya’da açılacak 4 yeni dağıtım merkezini de 2017 yatırım planımıza aldık. Fas’taki ilk mağazamızı
46
GÜNDEM
2015 yılında açtık. Talep fazla olunca 1 yılda 4 mağaza açtık. Bu kapsamda 2017 yılı boyunca 15 yeni mağaza daha açarak ülke genelinde 20 mağaza olacağız.”
HEDEF 2 MİLYARLIK NÜFUSA ULAŞMAK İhsan Ateş, “2025 yılında ciromuzu 11 milyar liraya çıkarmayı hedefliyoruz. 50 ülkede bin 200’ün üzerinde mağazaya ulaşmayı ve 10 yıllık perspektifte 100’den fazla ülkede de e-ticaretle faaliyet göstermeyi planlıyoruz. Sadece 2017 yılında e-ticaret platformları ve mağazalarımız aracılığıyla 2 milyar nüfusa ulaşma hedefimiz var. Globalleşme, sadece yurt dışında mağaza açmak demek değil. Global pazarlama stratejileri geliştirerek her coğrafyada müşteri beklentilerini iyi anlamak, yerel pazarın ihtiyaçlarına uygun ürünleri sunmak demek. Amazon üzerinden 2016’da ABD’de 46 eyalete satış yaptık. ABD’de aralarında Miami, New York, Houston, Orlando, Seattle, Los Angeles’ın da bulunduğu 193 şehirde DeFacto giyen müşterilerimiz var” dedi.
ROMANYA VE SIRBİSTAN’DA SATINALMA YAPILABİLİR Avrupa’nın önemli moda markalarından C&A’in Türkiye’deki mağazalarını devralma işleminin sonuna geldiklerini de hatırlatan İhsan Ateş, “C&A mağazalarını devralmıştık. Burada yaptığımız çalışmalarda 24 mağazanın 16 tanesi Defacto oldu. 4 mağaza ile de değişim için son noktaya gelindi. Yurt dışında Romanya ve Sırbistan’da satınalma yapabiliriz. Bu alanda girişimlerimiz var. 2019 yılında da borsaya açılmayı planlıyoruz” dedi.
EN ÇOK BAĞDAT KAZANDIRIYOR Dünyada en çok ciro yapan mağazalarının Irak’ın Başkenti Bağdat’ta olduğunu söyleyen İhsan Ateş, “Bugün Bağdat’ta 3 mağazamız bulunuyor. Bu mağazalar dünyada en çok ciro yaptığımız şubeler arasında. Bir mağazanın cirosu 2-3 milyon lira arasında değişiyor. Bunun dışında Fas, Katar gibi ülkelerde de önemli cirolara ulaşıyoruz” dedi.
4’ÜNCÜ FABRİKA BATMAN’A YAPILACAK Türkiye’de 3 fabrikaları bulunduğunu belirten İhsan Ateş, “4’üncü fabrika için çalışmalarımız başladı. İstanbul, Sivas ve Batman’da fabrikalarımız var. 4’üncü fabrika için teşvikleri bekliyoruz. Batman’da 2’nci fabrika yatırımını hayata geçireceğiz. Bu alanda yaptığımız çalışmalar çok önemli. Daha çok kazak üretimine odaklanacağımız yeni yatırımı kısa sürede açıklayacağız” dedi.
47
PERAKENDE
Perakende sektörünün 2016 performansı masaya yatırıldı Perakende sektörünün gelişimi için Türkiye genelinde farklı organizasyonlara imza atan Türkiye Perakendeciler Federasyonu, İzmir’de Ege PERDER ev sahipliğinde düzenlenen toplantıyla perakende sektörünün 2016 yılını değerlendirdi. Organize perakendenin en önemli halkası olan yerel zincir marketler ve sektörün dev üreticileri perakendenin 2016 performansını masaya yatırarak, 2017 öngörülerini paylaştı.
“TERÖR ÖRGÜTLERİNİ TÜM KALBİMİZLE LANETLİYORUZ” Organizasyonun açılış konuşmasını gerçekleştiren Ege PERDER Yönetim Kurulu Başkanı Vahdet Sarıkaya, Türkiye'nin kritik bir süreçten geçtiğine dikkat çekerek; “Birlik ve beraberliğimizi bozmak için, hedef gözetmeksizin, insanlığa sığmayacak bir şekilde her geçen gün genç yaşlı, kadın erkek masum insanlarımız, Mehmetçiklerimiz, güvenlik güçlerimiz katlediliyor. Birbirine daha da kenetlenen halkımıza karşı daha da vahşileşen terör örgütlerinin ismi ne olursa olsun, hepsini tüm kalbimizle lanetliyoruz. Bilmeliler ki bizleri ayrıştıramayacaklar. Ve yine bilmeliler ki ülkemize bu acıları yaşatanlardan tek tek hesap sorulacak. Hain saldırılarda hayatını yitiren tüm vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet; ailelerine, milletimize sabır ve başsağlığı, yaralılarımıza ise acil şifalar diliyorum” dedi.
“10'UNCU YILIMIZI DA ÇİFT HANELİ BÜYÜYEREK KAPATIYORUZ” Beklentilere rağmen yılın ilk 6 ayında sektörün büyümeyle başladığını, ancak 2016'nın zor ve farklı bir yıl olarak hafızala-
48
ra kazındığını söyleyen TPF Başkanı Mustafa Altunbilek, “Ramazan ayının hemen ardından demokrasimize yapılan melun kalkışma hareketi ülkemizi, tüm vatandaşlarımızı derinden etkiledi. Bu durum genelde sakin geçen yaz sezonunu daha da tahmin edilemez hale getirdi. Ertelenen tatiller, kurban bayramı etkisi satışları etkiledi. Son 2 çeyrekte olduğu gibi piyasalarda halen dikkatli bir duruş hakim. Dönemsel etkilere daha dayanıklı olan gıda perakendeciliği, tedbirli, ihtiyatlı bir yaklaşımla bu yılı tamamlayacak” dedi. Toplantıda, yaşanan olumsuzluklara rağmen yerel zincirlerin 10 yıldır olduğu gibi yılı yine çift haneli büyüyerek kapatacağını belirten Altunbilek sözlerini şöyle sürdürdü: “Ekonomimize katma değer yaratmak, daralan piyasalardan etkilenmemek, sürdürülebilir büyüme yakalamak adına 2016 yılında önemli fedakarlıklarımız oldu. Geçen yıla kıyasla şube, personel ve metrekare olarak
küçüldük. Verimsiz olan mağazalarımızı kapatarak yaşadığımız bu küçülme, yılbaşında koyduğumuz hedeflere cirosal anlamda ulaşmamızı sağladı. Mevcut mağazalarımızı daha etkin kullanarak 2016'yı yüzde 10'luk bir büyümeyle kapatıyoruz. Maliyetlerin sürekli arttığı, karlılık sağlamanın zorlaştığı, market sayısının azaldığı sektörümüzde 2017 yılında verimlilik ve öz kaynak kullanımı ön planda olacak. Yerel zincirler olarak Türkiye ekonomisine katma değer yaratmak için 2017 yılında da ciroda çift haneli büyüyebilmek için var gücümüzle çalışacağız."
“YENİ BİR EKONOMİ HİKAYESİNE İHTİYAÇ VAR” Perakende sektöründen 130 yöneticinin yer aldığı organizasyonda İzmir Ekonomi Üniversitesi Öğretim Üyesi Hakan Yetkinler sektörün finans ayağında 2016 yılının nasıl geçtiğini ve 2017 yılı için öngörüleri paylaştı. Çift haneli enflasyon riskinin kısa vadede tehdit olduğunu belirten Yetkinler, karşılaşılacak diğer tehditleri çift haneli işsizlik, resesyon, yapısal cari açık, azalan büyüme hızı, ürken yabancı sermaye olarak sıraladı. Hakan Yetkinler, 2023 ve 2017 için yeni bir ekonomi hikayesine ihtiyaç olduğunu vurguladı.
PERAKENDE
r a l m r o f t a l p l a t i j i “D ” r o y ı r ı t r a i z i m i ğ i l ulaşılabilir
H
ayatımız dijitalleşiyor, insanlar dijitalleşiyor, süreçler dijitalleşiyor, iletişim dijitalleşiyor peki ya siz dijitalleşme yönelik neler yapıyorsunuz? Dijitalleşmek, dönüşmek ve yeni sisteme ayak uydurmak günümüz dünyasının en büyük gereklerinden biri, dijital dünya hayatımızda büyük bir yer kaplıyor. D&R olarak perakende sektöründe her alanda öncü rol üstleniyoruz ve bunun bir gereği olarak da yenilikleri yakından takip ediyoruz. Sosyal medyada oldukça aktifiz, Türkiye’nin dört bir yanındaki mağazalarımızla birlikte dr.com.tr üzerinden müşterilerimize ulaşıyoruz. Dijital mecralardan en çok hangisini tercih ediyorsunuz? Neden? Tercih etmiş olduğunuz dijital mecrada nasıl var oluyorsunuz, neler yapıyorsunuz? Dijital mecraların tümünde olmayı tercih ediyoruz. Yoğun olarak ise Instagram’da aktif olarak yer alıyoruz. D&R’daki yenilikleri, etkinlikleri, önerilerimizi sosyal medya üzerinden takipçilerimizle paylaşıyoruz. 2017’de
“Dijital mecralar vasıtasıyla müşterilerimize birebir dokunmak ve onlarla 7/24 iletişim içerisinde olmak bizi mutlu ediyor” açıklamasında bulunan D&R Kurumsal İletişim Müdürü Nalan Demircioğlu Yavuz, 2017’de özellikle viral videolar konusunda çalışma yapacaklarını da belirtti.
özellikle viral video konusunda çalışmalar yapacağız. Müşterilerimizin dijital mecralarda bizi takip etmeleri ve paylaşımda bulunmaları için daha kaliteli içerik üretimine yoğunlaşacağız. Peki, tüketiciden geri dönüşler nasıl oluyor? Dijital mecrada yer almanızın ve faaliyet göstermenizin size katmış oldukları neler? Dijital mecralar vasıtasıyla müşterilerimize birebir dokunmak ve onlarla 7/24 iletişim içerisinde olmak bizi mutlu ediyor. Dijital mecralar üzerinden istekleri, yorumları anında takip ederek karşılamaya çalıyoruz.
Son olarak, tüketiciyi dijitalleşme sürecine dahil etmenin öneminden kısaca bahseder misiniz? D&R müşteri kitlesi, mağazalarımız dışında dijital platformları takip ediyor ve kullanmayı seviyor. Günümüzde internet siteleri aracılığıyla veya dijital yollarla satışlar artıyor. Bu nedenle D&R olarak tüm trendleri takip ediyor ve her platformda olma yönünde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Dijital platformların ulaşılabilirliğimizi artırdığını düşünüyoruz.
49
PERAKENDE
Alışveriş iki tık uzakta… Elle Shoes Yönetim Kurulu Başkanı Fehim Akar: “Tüketicilerimiz, iki tık ile istedikleri ürün hakkında detaylı bilgiye ulaşarak alışveriş yapabildikleri gibi, satış öncesi ve sonrası çok daha çabuk ve zahmetsiz bir şekilde bizden destek alabiliyorlar” dedi.
Hayatımız dijitalleşiyor, insanlar dijitalleşiyor, süreçler dijitalleşiyor, iletişim dijitalleşiyor peki ya siz dijitalleşme yönelik neler yapıyorsunuz? Dijital mecralar, tüketicinize doğrudan ulaşarak iletişim sağlayabilmeniz ve organik bir bağ kurabilmeniz için oldukça önemli. Günümüzde dijital ortamda hakkınızda yazılanlar, diğer tüketicilerin olumlu/olumsuz görüşleri ve hatta markanızın bu ortamda kitlenizle nasıl ve ne şekilde iletişim kurduğu bile tüketicinin satınalma kararını vermesi için etkili oluyor. Dolayısıyla artık tüketici dijital ortamda sizinle iletişime geçemiyorsa veya hizmetiniz/ürünleriniz ile ilgili bilgiye kolayca ulaşamıyorsa, tüketici açısından hem görünürlüğünüz hem de güvenilirliğiniz direkt azalıyor. Başarılı ve kapsamlı bir dijital pazarlama stratejisi ile hedef kitlenizin marka deneyimini dijitale taşımak gitgide daha fazla önem kazanıyor. Tabii burada markanın dijitalleşmesini yalnızca sosyal medya olarak görmek doğru değil, e-posta pazarlaması, online müşteri ilişkileri yönetimi ve arama motoru pazarlaması gibi araçları da doğru ve diğer çalışmalar ile bütünleşmiş biçimde kullanmak gerekiyor. Dijital mecralardan en çok hangisini tercih ediyorsunuz? Neden? Tercih etmiş olduğunuz dijital mecrada nasıl var oluyorsunuz, neler yapıyorsunuz? Görselliğin ön planda olması ve dolayısıyla moda markalarının ve meraklılarının yoğun tercih ettiği bir platform olması nedeniyle Instagram dijital iletişim çalışmalarımızda önceliği alıyor. Mecradaki yenilikleri ilk kullanan marka olmak için, gelişmeleri sıkı takip ediyor ve iletişim stratejimizi buna göre yeniliyoruz. Ünlüler ve bloggerlarla özel işbirlikleri yaparak, tüketicilerimizi onların dünyasına dahil ediyoruz. Ayrıca yeni koleksiyonlarımızı ve ürünlerimizi, mağazadan önce, Instagram hesabımızdan veya stories üzerinden yaptığımız anlık paylaşımlarla tüketicinin beğenisine sunuyoruz. Takipçilerimiz story paylaşımlarımızla bir hafta Paris Moda Haftası’nda ön sıralardan yeni trendleri öğrenirken, sonraki hafta bir ünlümüzün günlük hayatından moda ve stil önerilerine vakıf olabiliyor. Bunların yanında, e-ticaret ile entegre çalışan bir Instagram mağazası uygulamamız da bulunuyor. Peki, tüketiciden geri dönüşler nasıl oluyor? Dijital mecrada yer almanızın ve faaliyet göstermenizin size katmış oldukları neler? Tüm dijital çalışmalarımızın merkezinde tüketici yer alıyor, bu nedenle de oldukça olumlu dönüşler alıyoruz. Özellikle Instagram mağazası uygulaması ve SEM çalışmalarının e-ticarete sağladığı katkı oldukça yüksek. Mağazalarımızın olmadığı ülkelerde Instagram üzerinden markamızı keşfedip, Türkiye ziyaretlerinde satınalmak üzere planlarını yapan müşterilerimiz var. Tüketicilerimiz, iki tık ile istedikleri ürün hakkında detaylı bilgiye ulaşarak alışveriş yapabildikleri gibi, satış öncesi ve sonrası çok daha çabuk ve zahmetsiz bir şekilde bizden destek alabiliyorlar.
Son olarak, tüketiciyi dijitalleşme sürecine dahil etmenin öneminden kısaca bahseder misiniz? Dijital çalışmalar, diğer pazarlama ve iletişim faaliyetlerine göre daha ölçülebilir olduğu için, her adımımızın geri dönüşünü tüketiciden doğrudan ve anında alıyoruz. Bu sürece tüketiciyi dahil etmenin, tüketicinin hizmetinize/ürününüze daha hızlı ve kolay ulaşabilmelerini sağlayarak alışveriş deneyimini daha cazip bir hale getirmek gibi çok önemli bir faydası bulunuyor. Bunu sağlayabilmek için de mevcut tüketicilerinizi ve hedef kitlenizin markanızla ve segmentinizle ilgili deneyimlerini ve isteklerini dinleyerek, iyi analiz edebilmek gerekiyor.
50
PERAKENDE “TÜKETİCİLERİMİZİN DİJİTAL MEDYADAKİ DAVRANIŞLARINI DAHA HIZLI VE DOĞRU TAKİP EDEBİLİYORUZ” AÇIKLAMASINDA BULUNAN SO CHIC… MAĞAZACILIK GENEL MÜDÜRÜ GÜLNAZ SEZGİN, “YAPTIĞIMIZ PAYLAŞIMLARIMIZIN ALDIĞI BEĞENİLER, ÜRÜNLERLE İLGİLİ YORUMLAR VE TABİİ ANKET ÇALIŞMALARIMIZA VERİLEN TEPKİLER ONLARI DAHA DA İYİ TANIMAMIZI SAĞLIYOR” DEDİ.
“Dijital Dönüşüm Markalar İçin Tercih Değil, Zorunluluk”
52
Hayatımız dijitalleşiyor, insanlar dijitalleşiyor, süreçler dijitalleşiyor, iletişim dijitalleşiyor peki ya siz dijitalleşme yönelik neler yapıyorsunuz?
Dijital mecralardan en çok hangisini tercih ediyorsunuz? Neden? Tercih etmiş olduğunuz dijital mecrada nasıl var oluyorsunuz, neler yapıyorsunuz?
Markalar için dijital dünya son 10 yılda iletişimlerde büyük bir önem kazandı. Günümüzde dijital dönüşüm markalar için bir tercih değil, zorunluluk haline geldi. İnovasyona önem vermeyen, değişen dünyaya ayak uyduramayan markalar güç kaybedip verimliliklerini kaybetmeye mahkum olacaklardır. So CHIC… olarak bizler sadece sosyal medya kanallarının değil, dijital dünyanın tüm faydalarından yararlanmaya çalışıyoruz. Mobil pazarlama, e-posta pazarlaması, online/ offline müşteri ilişkileri yönetimini, yeni teknolojilerin markaya ve pazarlama süreçlerine entegrasyonuna önem ve öncelik vermiş durumdayız. Aynı zamanda bizi sosyal medyadan takip edenlerin eğilimlerindeki değişimi de sosyal medyada gözlemlemeye çalışıyoruz.
Bizler So CHIC… olarak görselliğe dayalı bir marka olduğumuz için daha çok Instagram ve Facebook’a ağırlık veriyoruz. Sosyal medya kanallarımızdan yeni koleksiyonlarımızı tanıtıp, günün takı ve aksesuar trendlerini paylaşıyor, takipçilerimizi özel kampanya ve fırsatlarımızdan haberdar ediyoruz. İmaj çekimlerimiz dışında sosyal medyaya özel fotoğraf çekimleri yaparak takipçilerimizin beğenisini kazanmayı hedeflerken, zaman zaman çeşitli yarışmalarla hem memnuniyet, hem yeni kazanımlar hem de etkileşim elde etmeye çalışıyoruz. Peki, tüketiciden geri dönüşler nasıl oluyor? Dijital mecrada yer almanızın ve faaliyet göstermenizin size katmış oldukları neler?
Tüketicilerimizin dijital medyadaki davranışlarını daha hızlı ve doğru takip edebiliyoruz. Yaptığımız paylaşımlarımızın aldığı beğeniler, ürünlerle ilgili yorumlar ve tabii anket çalışmalarımıza verilen tepkiler onları daha da iyi tanımamızı sağlıyor. Ayrıca yaptığımız dijital reklamların performanslarını takip edebildiğimiz için, performansı daha düşük kalan kanalı kullanmayı durdurup, iyi performansa yönelik karlılık sağlayan reklamlar yapma imkanımız oluyor. Son olarak, tüketiciyi dijitalleşme sürecine dahil etmenin öneminden kısaca bahseder misiniz? Açıkçası hedef kitlenin dijitalleşme sürecine dahil edilmesi sadece markaların yararına bir durum değil, biz iki taraflı da bir fayda oluşturduğunu düşünüyoruz. Hedef kitlenin beklentilerini, isteklerini görüyoruz ve buna kendimizi adapte ediyoruz. İsteklere anında cevap verebiliyoruz. Güçlü ve hızlı bir etkileşim iki tarafı da geliştiriyor.
PERAKENDE
“Dijitalleşme sanal gözükse de, sonuçları gerçek!” Bu yıl İhracat Zirvesi’nde e-ticaret kategorisinin 2016 şampiyonu olduklarını belirten Dogo Store İletişim Direktörü Alben Peksarı: “Bununla gurur duyuyoruz ve arkasında dijital mecraya verdiğimiz önem oluğunu biliyoruz” dedi. Hayatımız dijitalleşiyor, insanlar dijitalleşiyor, iletişim dijitalleşiyor peki ya siz dijitalleşme yönelik neler yapıyorsunuz? Dijitalleşme bugün markalar için kaçınılmaz. Biz buna 10 yıl önce başladık. Türkiye’de dijital platform üzerinden ilerleyen ilk markalardan biri olduk. Dogostore.com birçok e-ticaret sitesinden önce kuruldu. Zaman içinde hem altyapı hem de kullanıcı alışkanlıklarının değişimi paralelinde kendini yeniledi. Bugün 67 ülkeye dört dilde ulaşıyoruz ama daha önemlisi her dijital mecranın kendi dilini konuşabilmek. Facebook, Twitter ya da Instagram kullanıcısı ile tek bir dil üzerinden iletişim kurmak yeterli değil. Vermek istediğimiz mesajı her mecranın kendi diline entegre ederek veriyoruz. Altyapıları hazır hale getirmek kadar bu dilleri ileri düzeyde konuşabilmek de önemli. Dijital mecralardan en çok hangisini tercih ediyorsunuz, neden? Tercih etmiş olduğunuz dijital mecrada nasıl var oluyorsunuz? Facebook, Instagram, Twitter ve Youtube lokomotiflerimiz... Bir de blogumuz DogoNow var. İlgi alanlarımızı paylaştığımız, kendimizi ifade edebildiğimiz harika bir alan. Mecra ne olursa olsun “içtenlik” bizim için en önemli değer. Dijital platformda hiçbir yorumu kaldırmamak, hatalarımızı kabul etmek, özür dilemek, empati yapmak bizim için vazgeçilmez iletişim doğruları. Takipçilerimizden çok sıcak bir dille iletişim kurduğumuz yönünde geribildirimleri çok sık
alıyoruz. Sanırım bu her yazışmayı birebir, şablonsuz ve had safhada empati yaparak cevaplamamızdan kaynaklanıyor. Bu samimiyeti sadece moderasyonlarda değil, paylaştığımız fotoğraf ve video içeriklerinde uygulamamız da bu geribildirimi güçlendiriyor. Peki, tüketiciden geri dönüşler nasıl oluyor? Dijital mecrada yer almanızın size katmış oldukları neler? Ürünlerimize reaksiyonları çok hızlı elde ediyoruz. Türkiye’deki sosyal medya sayfalarımız dışında ABD, Avrupa ve Ortadoğu’da o ülkelerin dillerinde sayfalarımız var. Bu sayfalar sayesinde lansmanını yaptığımız bir ürüne dünyanın dört bir yanından gelen geribildirimleri saatler içinde Tasarım ve Pazarlama Satış ekiplerine iletme şansımız oluyor, koleksiyonlarımıza yön vermemiz kolaylaşıyor. Ayrıca tasarım, takipçisini çok heyecanlandıran bir alan. Yeni koleksiyonlara katkıda bulunmak isteyen, ne isteğini çok iyi bilen ve bunu sosyal medyada dile getirmeyi seven Dogo takipçileri var. Bu beraberinde inanılmaz bir etkileşimi getiriyor ve meyvelerini topluyorsunuz. Bu yıl TİM tarafından gerçekleştirilen İhracat Zirvesi’nde e-ticaret kategorisinin 2016 şampiyonu olduk. Bununla gurur duyuyor ve arkasında dijital mecraya verdiğimiz önem oluğunu biliyoruz. Son olarak, tüketiciyi dijitalleşme sürecine dahil etmenin öneminden kısaca bahseder misiniz? Dijitalleşme ne kadar sanal gözükse de sonuçları bir o kadar gerçek. Bugün hiçbir marka dijitalleşmenin dışında kalmayı aklından bile geçiremez. Daha da önemlisi markaların başarılı olabilmeleri için tek taraflı bir dijitalleşmenin ötesine geçme zorunlulukları var. Kalıcı bir başarı için etkileşimin hem kişiye özel bir şekilde kurulduğu hem de herkese açık bir alanda onlarca görüşün aynı anda duyarlılıkla yönetildiği dijitalleşme kabiliyetlerini geliştirmeye ihtiyaçları var.
53
PERAKENDE
Dijital dünyanın gücünden yararlandı, cirosunu yüzde 50 artırdı edecek ve altyapıyı en iyi şekilde kurgulayacak dijital bir ekip kurduk. Aynı hedefler doğrultusunda pazarlama departmanımızı büyüttük ve çağrı merkezlerimizi geliştirdik” dedi.
E-TİCARETTE EN ÇOK SATIŞ YAPAN 3. MAĞAZA
Kiğılı CEO Yardımcısı Sena Suerdem, “Modern, dinamik, yenilikçi uygulamalarımız ve dijital dünyada yaptığımız yatırımlar ile Kiğılı olarak 2016’da başarılı bir grafik yakaladık. Önümüzdeki dönemde de yatırımlarımıza ve rekabet üstünlüğü sağlayan yaratıcı uygulamalara devam edeceğiz” dedi.
54
“Dijital dünya günümüzde hem bireyler hem de firmalar için oldukça önemli bir konuma geldi ve neredeyse tüm medya kanallarının önüne geçmiş durumda. Hem firmalar hem de bireyler internet ve dijital teknolojilerinin gücünden yararlanarak yeni müşterilere ulaşmayı hedefliyor. Bizler de Kiğılı olarak dijitalin çağımızdaki gücünün farkındayız ve bu kanalın dinamiklerine göre hızlı hareket etmenin ne kadar önemli olduğunu biliyoruz” açıklamasında bulunan Kiğılı CEO Yardımcısı Sena Suerdem, “Öncelikle, Kiğılı bünyesinde bu dinamikleri karşılayacak, trendleri takip
Kiğılı olarak amaçlarının, müşterilerinin temas ettiği her noktada en iyi deneyimi sunmak olduğunu belirten Suerdem, “Tüketiciyi çok iyi dinleyen, oluşabilecek her probleme çözüm arayan ve durmadan sorgulayan bir yapımız var. Yaptığımız araştırmalardan çıkan sonuçlara göre de yeni kurgular çalışıyor ve uygulamalar geliştiriyoruz. Edindiğimiz bilgilere göre tüketicilerimizin büyük çoğunluğu bir ürüne önce internette bakıp, daha sonra satınalma işlemini mağazadan gerçekleştiriyor. Bu nedenle dijital ve e-ticaret tarafına çok fazla önem veriyoruz.
E-ticarette şu anda Türkiye’de ki satış mağazalarımızdan en çok satış yapan 3. mağazayız ve total ciro olarak da ilk 5’teyiz. E-ticarete verdiğimiz önem kadar sosyal medya kanallarına, Instagram’a ve Facebook’a da yatırım yapıyoruz. Blogger işbirlikleri yapıyor, viral videolar çekiyoruz. #DegisimKigilida sloganıyla hayata geçirdiğimiz yeni imaj videomuzla tüm dijital kanallarda 25 milyon izlenme sayısına ulaştık. Kiğılı’nın yeni imaj videosu hem internet sitesindeki trafiği 3 katına çıkardı hem de ciroya yüzde 50 oranında artışla etki etti” dedi ve sözlerine devam etti: “Değişen ve gelişen tüm perakende yaklaşımlarını yakından takip ediyoruz. E-ticaret ile mağaza ve diğer tüm iletişim kanallarımızı bütünleştirecek projeler üzerinde çalışıyoruz. Bu stratejiden yola çıkarak omni-channel kavramını benimsedik ve bunu ileriye taşımayı hedefliyoruz.”
YATIRIMLARA VE YARATICI UYGULAMALARA 2017’DE DE DEVAM EDİLECEK “Facebook Dükkan ve Instagram’ın Insta Stroies özelliğini kullanarak satış yapan ilk markalardan biriyiz” ifadesinde bulunan Suerdem, “Modern, dinamik, yenilikçi uygulamalarımız ve dijital dünyada yaptığımız yatırımlar ile Kiğılı olarak 2016’da başarılı bir grafik yakaladık. Önümüzdeki dönemde de yatırımlarımıza ve rekabet üstünlüğü sağlayan yaratıcı uygulamalara devam edeceğiz” dedi.
PERAKENDE
Intersport 2017’ye hazır Intersport Türkiye Ülke Müdürü Arda Nal: “Lokasyon olarak önemli noktalarda açacağımız mağazalar, verimsiz mağazalarda yer değişikleri, e-ticaret için kuracağımız yeni yapı ve marka bilinirliğimiz için atacağımız adımlarla, 2017 yılında sporu insanlara taşımaya devam edeceğiz” dedi. Intersport’un kış sporlarına yönelik ürün gruplarından ve özelliklerinden bahseder misiniz? Özellikle şu an revaçta olan ürün grubu var mı? Intersport kış sporlarında kendini ispatlamış, özellikle bu kategoride uzmanlığını ortaya koyan bir spor perakendecisi. Kayak ve snowboard sporlarında kadın, erkek ve çocuklar için farklı markaları biraraya getiriyoruz. McKinley, Etirel, Firefly gibi kendi markalarımızın yanı sıra; Hely Hansen, Spyder, The North Face, Salomon, Quiksilver, Roxy, Oneill gibi stratejik markalara da yer veriyoruz. Bu sezon yine çok renkli bir koleksiyon hazırladık. Tüm markalarda birbirini tamamlayacak şekilde, müşterilerimiz kış sporları-
56
na dair aradıkları giyim, aksesuar ve ekipmanı aynı çatı altında, uzman personelimizin desteği ile Intersport’ta bulabilecek. Peki, mevcut sponsorluk çalışmalarınız var mı? Varsa bunlardan kısaca bahseder misiniz? Ayrıca bu sponsorluklar 2017’de de devam edecek mi? 2017’de Türkiye’nin en önemli kış organizasyonlarından olan WhiteFest2017’nin sponsorlarından biriyiz. Uludağ’da Ocak-Şubat aylarında yapılacak organizasyon boyunca çeşitli sürprizlerimiz olacak. Global olarak Euroleague Basketbol Ligi’nin sponsorlarındanız. Lokal olarak ise son iki yıldır koşu ve outdoor alanında sponsorluklarımız oldu. Bir koşu takımımız var; Intersport Türkiye Running Team… Takımımız her hafta düzenli olarak antrenman yapan atletlerden oluşan ücretsiz bir kulüp. Intersport olarak, katılımcılarımıza profesyonel antrenör noktasında ve çeşitli yarışlarda destek sağlıyoruz. Ayrıca, İstanbul’da Aydos Patika Yarışları’nın ve Cunda Ultimate Yarışı’nın sponsorlarındanız. Outdoor alanında ise McKinley markamızla iki yıldır Tenis Eskrim Dağcılık Spor Kulübü tarafından düzenlenen TED Boulder Cup Tırmanış Yarışması’nın da destekçilerindeniz. Sponsorluk faaliyetlerimiz 2017 yılında da devam edecek.
2017 İlkbahar/Yaz sezonuna yönelik çalışmalarınız başladı mı? Neler bekliyor olacak bizi? 2017 İlkbahar/ Yaz sezonu için neredeyse hazırız. Ocak ayı itibariyle ürünlerimiz mağazalarımızdaki yerlerini almaya başlayacak. Koşu ve fitness alanlarında marka işbirliklerimiz ve kampanyalarımızın olacağı dinamik bir sezon geçireceğiz. Sponsoru olduğumuz Euroleage Basketbol Ligi’nin finallerinin Türkiye’de yapılacak olması da yine bahar aylarını hareketlendirecek. Vadi İstanbul ve Bursa Marka projelerinde iki mağaza açılışımız olacak. Yeni lokasyonlarda müşterilerimize hizmet etmek bizi heyecanlandırıyor.
Yeni yatırımlar için nasıl bir rota çiziyorsunuz? 2016 yılı ülkemizdeki politik/ekonomik gelişmelerle oldukça kritik bir yıldı. Bir çok perakendeci gibi biz de mevcut konjonktürden çok etkilensek de, aldığımız stratejik kararlar ve markamızın global gücü sayesinde büyüyerek yılı kapattık. 2017 yılı ilk yarısında yapacağımız iki mağaza açılışı ve mevcut mağazalarımızla 2017 yılında da büyüme hedefliyoruz. Lokasyon olarak önemli noktalarda açacağımız mağazalar, verimsiz mağazalarda yer değişikleri, e-ticaret için kuracağımız yeni yapı ve marka bilinirliğimiz için atacağımız adımlarla, 2017 yılında sporu insanlara taşımaya devam edeceğiz.
PERAKENDE
“Crate and Barrel’’dan ev dekaorasyonuna ilham kaynağı
Decathlon yeni mağazasıyla
Metrocity’de Decathlon’un Türkiye’deki 20. mağazası geçtiğimiz günlerde Metro City’de açıldı. Avrupa’nın en büyük spor perakende zinciri olan Decathlon’un Türkiye yatırımları hız kesmiyor. Ankara Kent Park, Ankara Mamak Anatolium AVM, Forum İstanbul, Marmara Forum İstanbul, Mall of İstanbul, Ataşehir Brandium, Buyaka, İzmir Optimum, Samsun Piazza, Adana Optimum, Mersin Palm City Carrefour, Bodrum Midtown Ortakent, Antalya Muratpaşa, Kocaeli Symbol AVM, İzmir Balçova Ege Park, Ankara Ankamall, Çorlu Trend Arena AVM, Antalya Erasta AVM ve İskenderun Prime Mall AVM’de olmak üzere Türkiye’de toplam 19 megaspor mağazası ve e-ticaret sitesi bulunan Decathlon, Türkiye’de spor tutkusunu yaymaya hızla devam ediyor. Decathlon, Türkiye’deki 20’nci, İstanbul’daki 6’ncı mağazasını geçtiğimiz günlerde Metro City’de açtı. Mağaza, bin 910 metrekare alanda 50’yi aşkın spor dalından binlerce ürün sunuyor.
“Crate and Barrel Pop-up&More”, farklı hediye alternatifleri ve evlerinizin dekorasyonuna ilham kaynağı olacak ürünleri ile Akmerkez’de! Tasarım ve fonksiyonelliğin mükemmel uyumunu yaşam alanlarına taşımak isteyenlere birbirinden şık ürünler sunan Crate and Barrel, mobilyadan sofra ürünlerine, tekstilden mutfak ürünlerine, sezonsal ve yardımcı ürünlerden dekoratif aksesuarlara kadar birçok farklı üründen oluşan geniş portföyünü, Akmerkez’in giriş katında yer alan “Pop-up&More” mağazasına taşıyor.
Avrupa’nın en büyük spor perakende zinciri olan Decathlon, Türkiye’de Mayıs 2010’dan beri faaliyet gösteriyor. Trekkingden fitnessa, tenisten yüzmeye, dağcılıktan kayağa, balıkçılıktan futbola, patenden bisiklete kadar farklı spor dallarında kimisi dünyaca ödüllü ürünlere sahip olan Decathlon’un en büyük özelliği, profesyonel sporcular ve müşteriler tarafından test edilip kullanılan en yenilikçi ve en kaliteli spor ekipmanlarını mümkün olan en düşük fiyatlarda sunuyor olması. 50 farklı spor dalında amatörden profesyonele, çocuktan yetişkine, her bütçeye uygun spor ekipmanları, spor tekstilleri ve aksesuarları Decathlon mağazalarında sporseverlerle buluşuyor.
Crate and Barrel’ın, Akmerkez’de hayata geçirdiği “Pop-up&More” konsepti ile ilgili olarak, Crate and Barrel Ülke Direktörü Selin Doğaneli Özyüksel, “Belirli bir süre için açılan ‘Pop-up’ mağazaları, tüm dünya ile birlikte ülkemizde de ilgi gören bir perakende kanalı oldu. Crate and Barrel olarak, 2015 yılında Zorlu Center’da başlayan ‘Pop-up’ konseptimize, Ankara Next Level AVM ve Bodrum Midtown AVM ile devam ettik. 2017 yılında da farklı lokasyonlarda açacağımız ‘Crate and Barrel Pop-up&More’ mağazalarımızda, dekorasyon tutkunları ile buluşmayı hedefliyoruz. Geçtiğimiz günlerde açılan Akmerkez ‘Pop-up&More’ mağazamız için, geniş ürün yelpazemizden, her zevke hitap edebilecek tasarım ürünler ve yeni yıla uygun olabilecek hediye alternatifleri seçtik” dedi.
57
PERAKENDE
“2017’de her zorluğun
üstesinden ‘biz’ olarak gelelim”
Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, Sabancı Topluluğu çalışanlarına yönelik olarak bir yeni yıl mesajı yayımladı. Sabancı, mesajında 2016 yılını değerlendirirken, 2017 yılına ilişkin beklentilerini dile getirdi. Güler Sabancı'nın mesajı şöyle: “Bir yılı daha geride bırakıyoruz. 2016 yılı tüm dünya için tarihi dönüm noktalarının yaşandığı, zorlukların ve değişimlerin yılı oldu. 2016 yılı Amerika’daki seçimler, Brexit, mülteci krizi, Suriye’de yaşanan çatışmalar, terör olayları ve bölgemizde yaşanan diğer gelişmelerle dünyada önemli değişimlerin yaşandığı; belirsizliklerin artarak devam ettiği bir yıl oldu. 2016, ekonomik görünüm açısından düşük emtia fiyatları, düşük faiz oranları, düşük ticaret hacmi ile düşük büyüme oranının göze çarptığı bir tablo sergiledi. IMF düşük büyümenin en az üç yıl daha devam etmesini öngörüyor. Ekonomide “yeni normal” bu şekilde tariflenirken, Türkiye’nin sınırlarının ötesindeki değişimleri ve zorlukları tam olarak anlamak ve okumak için daha erken. Ancak, bazı gelişmeler şimdiden hayatımızı etkilemeye başladı. Modern bilişim teknolojilerinin imkan sağladığı hızlı çözümler, insanların her alandaki hız beklentilerini yeniden tanımlıyor. İnsanların hız ve konfor talepleri her geçen gün artıyor. Bir taraftan sürücüsüz araçlar hayatımıza girerken diğer taraftan da hala dünyanın pek çok ülkesinde gelir dağılımındaki bozukluklar ve işsizlik gibi sorunlar, insanları derinden etkiliyor.
“15 TEMMUZ’DA BİR MİLAT YAŞANDI” Her ne kadar Türkiye ekonomisi 3. çeyrekte daralmış olsa da, genel küresel ekonomideki durgun seyrin dışında kalan olumlu bir gelişme gösterdi. 2016 yılının ülkemiz açısından en önemli gelişmesi ise, hiç şüphesiz 15 Temmuz’da yaşadığımız darbe girişimiydi. Ülke olarak, tarihimizde görülmemiş bu iç tehdit, bizi uçurumun kenarına sürükledi. Geleceğimizi hedef alan başarısız dar-
58
be girişimi karşısında milletimiz, demokrasiyi yürekten sahiplendi ve bu sayede Türkiye’de bir milat yaşandı. Bu süreçte, demokrasinin olmazsa olmazları olan hukukun üstünlüğü, insan hakları, farklılıklarımızla birlikte yaşama kültürünün sağlamlaştırılması gibi konularda güçlü adımlar atılmasının önemini bir kez daha hatırladık. Önümüzdeki dönemde de bu konularda iyileştirme yönünde atılacak bütün adımların destekçisi olacağız. Son dönemde ülke gündeminin en üst sırasında yer alan terörle, büyük bir kararlılıkla mücadele etmemiz gerekiyor. Fakat bu mücadelenin yanı sıra, toplumsal barışı yeniden tesis etmek için her fırsatı kullanmamız gerektiğini de unutmamamız gerekiyor. 2016’daki terör olaylarında çok sayıda vatandaşımızı kaybettik ve çok sayıda polisimiz, askerimiz şehit oldu. Bu acılar hepimizi derinden sarstı. Temennimiz, bu acıların hepsini 2016’nın bitişiyle geride bırakmaktır. 90 yılı aşkın bir süredir Türkiye’nin Sabancı’sı olmanın verdiği sorumlulukla, ülkemiz için hep daha ilerisini hedefleyerek çalışıyoruz. Çünkü ülkemizin ve insanlarımızın her zaman her şeyin en iyisine layık olduğuna inanıyoruz.
2017 İÇİN DİLEKLER… 2017 için temennimiz; terörün son bulduğu, hukukun üstünlüğünün, demokrasinin ve evrensel değerlerin hakim olduğu, eğitim başta olmak üzere, her alanda ihtiyaç duyulan reformların hız kazandığı, çağdaş medeniyet normlarına daha çok yaklaştığımız ve her zorluğun üstünden “biz” olarak geldiğimiz bir yıl olmasıdır. Sabancı Topluluğu olarak, biz bu dileklerin gerçek olması için her zaman olduğu gibi, yapıcı olmaya, kalıcı değer üretmek için çalışmaya devam edeceğiz.”
PERAKENDE
’’Müşterilerimiz
neredeyse Migros orada’’
“Dijital mecralarda doğru kitleye, doğru mesajı ulaştırmanın önemine dikkat çeken Migros Ticaret A.Ş. Medya ve Mecra Yönetimi Müdürü Ali Conker, “Dünyada bir ilk olan Migros TV üzerinden canlı yayınladığımız ‘Nilgün Belgün ile 4 Köşe’ programı ile büyük başarı sağladık” dedi.
Hayatımız dijitalleşiyor, insanlar dijitalleşiyor, süreçler dijitalleşiyor, iletişim dijitalleşiyor peki ya siz dijitalleşmeye yönelik neler yapıyorsunuz? Migros olarak, son yıllarda dijitalleşme adına önemli adımlar attık. 2015 yılında yenilediğimiz ve bugün 2 milyon müşterimizin cebine girmeyi başaran Migros Mobil uygulamamız iletişimimizde önemli bir yere sahip. Bu uygulamadan müşterilerimiz, Migros’ta geçerli tüm kampanyaları, yeni ürünleri, Money Club Kartlarına tanımlı Tam Bana Göre kampanyalarını ve Money puanlarını takip edebiliyor. Ayrıca kampanyalarımızın iletişiminde kullandığımız Migroskop’u da Migros Mobil üzerinden dijital olarak sunuyoruz. Aylık 3,5 milyon izlenme sayısına ulaşan Migros TV’de 2016 yılında başlattığımız ‘Nilgün Belgün ile 4 Köşe’ sektörümüzde dünyada bir ilk. Yemek, kişisel bakım, makyaj sırları ve sohbet köşesinden oluşan program canlı olarak Migros TV web sitesi, Migros TV Youtube kanalı ve Migros Facebook hesabından yayınlanıyor. Alanında uzman konukları ve kadınların beğeni ile takip
ettiği ünlü isimleri konuk ettiğimiz programın 6 bölümü 1 milyon izlenme ile rekor bir sayıya ulaştı. Kasım 2016 tarihinde bir ilke daha imza atarak İyi Gelecek Elçileri platformumuzu hayata geçirdik. Kadınlara yönelik tasarladığımız online iletişim platformumuza Money Club Kartları ile üye olan kadınlar ‘İyi Gelecek Elçisi’ oluyor ve pek çok farklı konuda kendilerine verilen; anket doldurmak, günün sorusunu cevaplamak, Migroskop’taki kampanyaları paylaşmak, günün videosunu izlemek veya sosyal medyada paylaşım veya yorum yapmak gibi hedefleri yerine getiriyor. İyi Gelecek Elçileri, sosyalleşirken Migros alışverişlerinde kullanabilecekleri puan kazanıyorlar. Dijital mecralardan en çok hangisini tercih ediyorsunuz? Neden? Tercih etmiş olduğunuz dijital mecrada nasıl var oluyorsunuz, neler yapıyorsunuz? Müşterilerimiz ve potansiyel müşterilerimiz neredeyse orada olabilmek adına stratejimizi oluşturmuş durumdayız. İletişimde başarının sırrı, her mecranın kitlesine uygun içerik yöntemleri ve projeler üretmekten geçiyor. Facebook, Twitter ve Instagram sosyal medyada iletişimimizin ana kanalları. Bu kanallardan, farklı fonksiyonlarımız için oluşturulmuş çeşitli hesaplar ile mecraya uygun günlük içerikler hazırlayarak iletişimimizi sürdürüyoruz. Bunun yanında maksimum erişim veya etkileşim sağlamak ya da viral etki yaratmak amacıyla dönemsel projeler gerçekleştiriyoruz.
Peki, tüketiciden geri dönüşler nasıl oluyor? Dijital mecrada yer almanızın ve faaliyet göstermenizin size katmış oldukları neler? Dijital mecralar; iletişim mesajlarımızı, en etkin şekilde hedefleme yaparak, uygun kitlelere ulaştırmamızı sağlıyor. Money Club’ın gücü ile birlikte kişiye özel tekliflerimizi Migros Sanal Market’te satışa yönlendirerek yaptığımız iletişimimizin sonuçlarını ölçebiliyoruz. Bu sayede iletişimimizi hedeflerimiz doğrultusunda optimize ederek geri dönüşlerimizin performansını artırabiliyoruz.
59
PERAKENDE
IKEA’dan yeni yatırım IKEA Türkiye yeni bir konsept olan sipariş ve teslim noktalarının sayısını artırıyor. Bodrum’un ardından ikinci sipariş ve teslim noktasını Adana’da M1 Alışveriş Merkezi’nde açan IKEA Türkiye, potansiyeli yüksek olan diğer şehirlerde de yeni yatırımlar yapmaya hazırlanıyor. IKEA TÜRKİYE BÜYÜMESİNİ SÜRDÜRÜYOR Sözlerine yeni yatırımları hakkında bilgi vererek devam eden Atalay, 2005 yılından bu yana Türkiye’de ev dekorasyonu alanında tüketicileri yeniliklerle tanıştıran IKEA’nın, yeni mağazaların yanı sıra sipariş ve teslim noktası açarak büyümesini sürdürdüğünü söyledi. Atalay, “Bugün, İstanbul’da 2, İzmir, Bursa ve Ankara’da 1’er olmak üzere toplam 5 IKEA Mağazası ve internet mağazamızın yanı sıra Bodrum ve bugün açılan Adana sipariş ve teslim noktamız ile hizmet vermekteyiz. Türkiye’de yeni yatırımlarla büyümeyi hedefliyoruz. 2018 yılında İstanbul Kartal'da ve Antalya’da açılışını yapacağımız mağazalarla birlikte mağaza sayımız 7’ye çıkacak. Aynı zamanda potansiyeli yüksek olan şehirlerde Sipariş ve Teslim Noktası açarak büyümeyi sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.
60
IKEA Adana Sipariş ve Teslim Noktası’nın açılışında konuşan Maya Holding ve IKEA Türkiye CEO’su Fuat Atalay; Maya Holding’in 67 yıldır varlık gösterdiği her sektörde toplumsal hayata ve ülke ekonomisine katkı sağlayan çalışmalara imza atmaya özen gösterdiklerini belirterek, IKEA’nın grup yatırımları arasında çok özel bir yere sahip olduğunu belirtti. Atalay, “Maya Holding olarak 2003 yılında franchise haklarını alıp, 2005 yılında Türkiye perakende sektörüne önemli bir dünya markasını kazandırdık. Türkiye’deki ilk IKEA mağazasının Ümraniye’de açılmasıyla birlikte Türk tüketicisini ev dekorasyonunda yeni bir konseptle tanıştırdık. IKEA, bugün müşterilerinin beğenisini kazanmış, en çok tercih edilen markaların başında geliyor. Maya Grubu olarak, Türkiye’nin bugünkü ve gelecekteki potansiyeline olan inancımızla, yatırımlarımıza hız kesmeden devam ederek, büyümeyi hedefliyoruz” dedi.
2 BİN 500 IKEA ÜRÜNÜNÜ DENEYİMLEME, 8 BİNİ AŞAN ÜRÜN ARASINDAN SİPARİŞ VERME FIRSATI IKEA Türkiye Alternatif Satış Kanalları Direktörü Dilan Birinci, Adana’da M1 Alışveriş Merkezi içinde açılan IKEA Sipariş ve Teslim Noktası detaylarını aktardı. İspanya ve Yunanistan’ın ardından ilk kez Türkiye’de uygulanan sipariş ve teslim noktalarının sayılarını artırmayı hedeflediklerini belirten Birinci, önümüzdeki yıllar içerisinde Konya, Eskişehir, İzmit ve Samsun gibi potansiyeli yüksek illerde de sipariş ve teslim noktası açmayı planladıklarını aktardı. Sipariş ve teslim noktalarının, internet üzerinden siparişten farklı olarak ürünleri sipariş etmeden önce deneyimleme imkanı sunduğunu belirten Dilan Birinci sözlerini şöyle sürdürdü: “IKEA Adana Sipariş ve Teslim Noktası; bin 500 metrekare büyüklüğünde bir alanda, yaklaşık 50 kişilik bir ekiple faaliyet gösterecek. Müşterilerimiz burada sergilenen 2 bin 500 adet IKEA ürününün yanı sıra internet sitemizden ve IKEA Kataloğu’ndan yararlanarak, IKEA Mağazaları’nda bulunan 8 bini aşkın mobilya ve ev aksesuarı arasından dilediğini ısmarlayabilecekler. Siparişler bir kaç gün içerisinde bu noktadan ücretsiz bir şekilde teslim alınabilecek. İsteyenler, düşük bir ücret karşılığında ürününü evine getirtebilecek. Dileyen müşteriler için, düşük bir ücret karşılığında montaj ve ölçüm hizmetleri de verilecek. IKEA lezzetlerini sevenler için Adana Sipariş ve Teslim Noktamızda IKEA Kafe de hizmet verecek.”
PERAKENDE
Evidea.com 2 milyon TL’lik yatırımla
ilk mağazasını açtı Mobilya ve ev dekorasyonu alanında Türkiye’nin en büyük e-ticaret sitesi Evidea.com, 2 milyon TL'lik yatırımla ilk mağazasını açtı.
62
Mağazanın öne çıkan en önemli özelliği müşteri dostu ürünmatikler… Türkiye’de ilk defa perakendeyi teknoloji ile buluşturacak ürünmatikler sayesinde mağazaya sığmayan binlerce ürün mağazadan sipariş alınıp, evlere teslim edilebiliyor. 10 Aralık’ta Maltepe'de açılan mağaza, toplamda 2 milyon TL'lik yatırımla hayata geçti. 2017 yılında mağaza sayısını artırmayı hedefleyen Evidea.com, internetteki yüz binlerce üründeki en uygun fiyat avantajını Maltepe mağazasına taşıdı. 2 bin 500 metrekare büyüklüğündeki mağazasıyla internetteki fiyatları müşterilere sunarak, avantajlı alışveriş keyfi yaşatan Evidea.com, hem ürüne dokunmak isteyen müşteriler için bir alternatif olacak hem de teknolojik alt yapısı ve müşteri dostu mağaza tasarımı ile kolay ve hızlı alışverişin yeni adresi olacak. Türkiye’de ilk defa perakendeyi teknoloji ile buluşturacak ürünmatikler sayesinde müşteriler mağazaya sığmayan binlerce ürünü, ürünmatikler aracılığıyla seçerek evlerine teslim alabilecekler.
“MAĞAZA SAYIMIZI HIZLICA ARTIRACAĞIZ” Evidea.com olarak açtıkları mağazayla birlikte e-ticaretteki başarılarını ve sektörel liderliklerini pazara da yansıtmayı hedeflediklerini belirten Evidea.com Kurucu Ortağı Tuğberk Keselioğlu, şunları söyledi: “2016 yılı itibariyle büyüme hedeflerimizi gerçekleştirdik. Mobilya ve ev dekorasyonu kategorilerinde e-ticarette sektör lideri olmaya devam ediyoruz. 10 Aralık’ta açılışını yaptığımız mağazamızla birlikte 2017’ye güçlü bir giriş yaptık. Mağaza sayımızı hızlıca artırarak, e-ticaretteki gücümüzü mağazalarımıza yansıtacağımıza inanıyoruz.” E-ticaret genelinde de ilk 5 sırada yer aldıklarını hatırlatan Evidea.com Kurucu Ortağı Timur Tandoğar ise şunları söyledi: “Hiçbir yerde bulunmayacak kadar ürün çeşitliliğine sahip Evidea.com, geniş tedarik ağı ve üreticilerle yaptığı özel anlaşmalar ile en uygun fiyat avantajlarını sunuyor. Dijital pazarlama ve teknoloji alanındaki trendleri yakından takip eden bir şirket olarak, müşterilerimize avantajlı fiyatları mağazamızda sunmaya devam edeceğiz.”
AVM
AVM ortak giderlerine bakanlık müdahalesi AYD Hukuk Müşaviri ve MGC Legal Hukuk Bürosu Yönetici Ortağı Av. Mustafa Güneş, yılın sona ermesine bir gün kala yapılan müdahalenin hukuka uygun olmadığını ve sektörde var olan uyuşmazlığı daha da derinleştireceğini, söz konusu yönetmelik değişikliğinin binlerce dava açılmasına neden olabileceğini belirtti. 26 Şubat 2016 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren AVM Yönetmeliği’nde 30 Aralık 2016 tarihli Resmi Gazeted’e yayınlanan bir tadil metni ile bazı değişiklikler yapıldı. Yılın sona ermesine bir gün kala yapılan değişiklikler esas itibariyle ortak giderlerin nasıl dağıtılacağını kapsıyor. Av.Mustafa Güneş konu ile ilgili olarak, “Yeni düzenleme ile AVM’lerdeki perakende işletmelerin katlandığı ortak giderlere kiracıların yüzde 100 oybirliği içinde mutabakatları bir ön koşul olarak öngörülüyor. Bu düzenleme bir grup kiracının lehine olmakla birlikte, bir diğer grubun ödeyeceği tutarları da artıracaktır” dedi.
AVM YÖNETİMLERİ İLE PERAKENDE İŞLETMELERİN ORTAK GİDERLER KONUSUNDA OYBİRLİĞİ SAĞLAMASI GERÇEKÇİ BİR YÖNTEM DEĞİLDİR
AYD Hukuk Müşaviri ve MGC Legal Hukuk Bürosu Yönetici Ortağı Av. Mustafa Güneş yeni yönetmeliğin öngördüğü oybirliğinin sağlanamayacağını belirterek, “Her bir AVM’de bir tarafta 5 bin ile 20 bin metrekare arasında bir alanı kiralamış bulunan ve duruma göre ‘box’ veya ‘anchor’ olarak tabir edilen ve AVM’ye ziyaretçi akınının kendileri sayesinde oluştuğunu iddia eden dünya markası konumundaki ‘büyükler’ ile 5 metrekare ile 100 metrekare arasında değişen alanları kiralayan ve genellikle yerel markalardan oluşan ‘küçükler’ arasında oybirliği sağlanması neredeyse imkansızdır. Çünkü bu iki grup arasında mali yapı, organizasyon, coğrafi dağılım, ticari hedefler ve pazarlama stratejileri çok farklıdır. Birisi için anlamlı olan bir masraf, diğeri için anlamlı olmayacaktır. Dolayısıyla ‘oybirliği’ bir ‘ütopya’ olarak kalacağından aslında metrekare başına dağılım öngören ikincil düzenleme otomatik olarak devreye girmelidir” yorumunda bulundu.
OYBİRLİĞİ SAĞLANAMADIĞINDA NE OLACAK? Oybirliği sağlanamadığında uygulanacak dağıtım esasının ne olacağına ilişkin olarak Av. Mustafa Güneş şu yorumda bulundu: “Yönetmeliğin yeni 1’inci maddesinin birinci fıkrasına göre, oybirliği sağlanamadığında ortak giderlerin ‘perakende işletmelerin satış alanlarının alışveriş merkezinin satış alanına oranı ölçüsünde paylaştırılacağını’ öngörmektedir. Yani AVM’nin toplam satış alanı hesaplanıp paydaya yazılacak; bu oranın pay kısmını ise her bir kiracının kullandığı ‘satış alanı’ teşkil edecektir. Satış alanının bir anlamda matrah olarak alınması yerinde
64
AVM değildir, zira ortak giderlerin bileşimindeki pek çok gider sadece satış alanını değil, depo ve ortak alanlardan da kaynaklanmaktadır ve bu sistem dağıtımda adaleti tesis etmeyi imkansız kılacaktır. Örneğin 10 metrekarelik satış alanı olan bir fastfood dükkanı, binlerce metrekarelik ortak alanı müşterilerine kullandırabilirken sadece 10 metrekare ile sınırlı olarak ortak giderlere katılacaktır. Yine çok az atık üreten büyük mağazalar temizlik giderlerine çok az yük getirirken yüzlerce veya binlerce metrekarelik alanları kapsadıklarından katlanacakları ortak giderler adaletsiz bir şekilde artacaktır. Bu nedenle, AVM’lerdeki mağazaları fonksiyonlarına göre farklı ağırlıklı katsayılarla ile değerlendirme sistemini terk ediyorsanız dahi, en azından matrah olarak ‘satış alanı’ değil, bütün kiralanmış alanlar esas alınması daha doğru olurdu.”
MEVCUT KİRA SÖZLEŞMELERİNDEKİ ORTAK GİDER ANLAŞMALARININ DURUMU NE OLACAK? Mevcut sözleşmeler ile genelde büyük mağazaların ortak giderlerinin belli bir üst limit ile sınırlandığı ve bu sınırlamanın yeni yönetmelik ile geçerli olup olmayacağına ilişkin olarak Av. Mustafa Güneş, “Yönetmeliğin 11’inci maddesinin yeni hali, kira sözleşmelerindeki ortak giderler konusunda yapılmış hemen her türlü anlaşmayı geçersiz kılar nitelikte emredici bir düzenleme
teşkil etmekte ve kira sözleşmesinin taraflarını ayrım gözetmeksizin yeni bir anlaşma yapmaya zorlamaktadır. Daha önce marka ve faaliyet konusu itibariyle bazı kiracıların AVM’de yer almasının AVM’yi cazibe merkezi haline getireceği ve diğer kiracıların da faydası olacağı gözetilerek ortak gider katılım payları (metrekare) bazında sınırlamaya tabi tutulan kiracılar
CAP uygulaması adı verilen bu sınırlamadan artık yararlanamayacaklar ve onlar da bütün kiracıların adeta bir ‘genel kurul’ teşkil edeceği tartışmalara bir taraf olarak katılacaklardır. Kısacası geçmişte sektörün bir gerçeği olan ‘CAP uygulaması’ en azından bugün itibariyle bu yeni yönetmelik tarafından ortadan kaldırılmış olmaktadır” dedi.
2016 YILI ORTAK GİDERLERE İLİŞKİN KESİN HESAP HANGİ ESASA GÖRE YAPILACAK? Yılın son günü yapılan bu değişiklik üzerine bütün bir yıl tahsil edilmiş ortak gider katılım paylarına ne olacağına ilişkin de Av. Mustafa Güneş şu görüşü sundu: “Geçici 1’inci maddeye yapılan ekleme ile ‘(5) Alışveriş merkezi yönetimi tarafından 2016 yılına ait ortak giderler için avans olarak alınan bedellerin mahsubu 11’inci maddede belirtilen usul ve esaslara göre yapılır’ denilmiştir. Bunun anlamı şudur: 2016 yılında kiracılardan tahsil edilen tutarların tamamı ‘avans’ olarak nitelendirilecektir ve nihai hesap gerçekleşen rakamlar üzerinden oybirliği ile sağlanan paylaşım kuralına göre, eğer böyle bir oybirliği sağlanamıyorsa (metrekare) bazında (satış alanı / toplam satış alanı) kiracılara dağıtılacaktır. Kesin hesabın en geç 31 Mart 2017 gününe kadar yapılması ve kiracılara bildirilmesi gerekecektir. Kesin hesabın bundan önce yapılması ve bildirilmesinin önünde bir engel elbette bulunmamaktadır.”
BU YENİ DÜZENLEME UYUŞMAZLIKLARI DERİNLEŞTİRECEK VE BİNLERCE DAVA DOĞMASINA NEDEN OLACAK Farklı öncelikleri olan mağaza ve markaların kendi aralarında anlaşamaması halinde oybirliği sağlanmadığından metrekare bazında ortak gider belirlenmesi yönteminin zorunlu olarak uygulanacağını söyleyen Av. Mustafa Güneş şöyle devam etti: “O zaman da ortak giderleri kat be kat artan taraflar bu durumdan rahatsız olacak ve adil olmayan bu dağıtımın öngördüğü tutarları ödemekten kaçınacaklardır. AVM yönetimleri bu ödenmeyen tutarları tahsil etmek istediklerinde de hiç istenmediği kadar, binlerce hatta on binlerce icra takibi ve dava ile karşı karşıya kalacağız. Bu bakımdan yapılan bu yeni düzenleme sektördeki sorunları azaltmaktan çok, sorunları içinden çıkılmaz bir hale getirecektir.“
65
AVM
Biz Cevahir Haliç AVM açıldı Biz Cevahir Haliç AVM, hizmete girdi. Alibeyköy ve Eyüp bölgesine katma değer yaratacak ve yeni yatırımları teşvik edecek alışveriş merkezi, bölgenin cazibe merkezi olacak.
Alibeyköy ve Eyüp bölgesinin yeni çekim merkezi Biz Cevahir Haliç AVM, düzenlenen açılış töreni ile geçtiğimiz günlerde kapılarını açtı. 47 bin metrekarelik inşaat alanı üzerine kurulan alışveriş merkezi, yaklaşık 20 bin metrekarelik kiralanabilir alan içinde Migros, Praktiker, Site Sinemaları, Playland, Watsons, Vestel, Taç, Özdilek ve sevilen giyim firması Barrels&Oil, mobilyanın öncüsü NDesign ile toplamda 101 adet mağaza ve kiosk, Kahve Dünyası ve Burger King’in de içinde yer aldığı yeme-içme üniteleri ile de ailelerin, çocukların ve gençlerin keyifli ve konforlu vakit geçirebileceği, sosyal ve kültürel bir yaşam alanı olmayı hedefleyerek Alibeyköy ve Eyüp bölgesinin uğrak adresi olacak.
Biz Cevahir’in, Cevahirler İnşaat A.Ş. ortaklığında gerçekleştirdiği İstanbul Cevahir AVM, Grand Cevahir Hotel, Asia Hotel gibi başarılı projelerden sonra, Biz Cevahir Otel Sultanahmet, Biz Cevahir Otel İstanbul’u takiben üçüncü projesi olan, tüm kiralama koşullarının Türk Lirası üzerinden yapıldığı Biz Cevahir Haliç AVM, bulunduğu bölgede katma değer ve istihdam yaratmanın yanı sıra, önümüzdeki dönemde bölgeye yapılması planlanan yatırımları da hızlandıracak. Toplamda bin kişiye iş imkanı sağlayacak Biz Cevahir Haliç AVM, bünyesinde faaliyet gösterecek markalarla bölgeye yenilikçi bir yaklaşım getirerek bölgenin cazibe merkezi olmaya aday.
METRO HATTINA YÜRÜYÜŞ MESAFESİNDE Mimari projesi Ayşe Cevahir tarafından yapılan, yapısı itibariyle gün ışığı alan, ferah ve rahat bir alışveriş deneyimi yaşatacak Biz Cevahir Haliç AVM, toplu ulaşım ve yaya aksı üzerinde olmasının yanı sıra, 2017 yılında tamamlanacak Mecidiyeköy-Mahmutpaşa metro hattına yürüyüş mesafesinde bulunuyor. Yakın çevredeki üniversite kampüslerinden gelecek genç ziyaretçileri de ağırlayacak olan Biz Cevahir Haliç AVM, her yaştan kitleye hitap edecek etkinlik ve kampanyalarla Alibeyköy ve Eyüp bölgesinin yaşam merkezi olmanın yanı sıra, bulunduğu konum itibariyle de bölgenin sosyal, kültürel ve ticari hayatına yeni bir dinamizm getirecek.
66
AVM
Girne Park AVM, müşterilerini Girne Park AVM, ziyaretçilerine kapılarını açtı. 1001 Group, Lefkoşa’da geçtiğimiz yıl açılan 1001 Airport Mall’dan sonra ikinci AVM’yi Girne’nin merkezinde hayata geçirdi.
ağırlamaya başladı
Geçtiğimiz yıl Kıbrıs’ın ilk AVM’sini Lefkoşa’da açan 1001 Group, ikinci alışveriş merkezi Girne Park AVM’yi açtı. Girne’nin merkezinde hayata geçirilen Girne Park AVM, karma kullanımlı bir proje. Girne Park AVM, 21 lüks daire, 3 adet dubleks penthouse’un yer aldığı residence’a ek olarak 25 adet mağaza, 3 kafe/restoran ve ofis seçenekleri ile şehrin merkezinde bir yaşam merkezi sunuyor. Girne Park AVM, yaklaşık 20 yıldır alışveriş merkezleri ile turizm ve otelcilik sektöründeki faaliyetleri ile tanınan, Mehmet Akalın yönetimindeki Martı Management tarafından yönetilecek. Kıbrıs’ın incisi Girne’de yükselen AVM, mimarisiyle de dikkat çekiyor. Proje, Halsons ve 1001 Group iş birliğiyle gerçekleşti.
SOKAK KONSEPTLİ AVM Girne Park AVM, yanı başında yer alan yaşam mekanları, keyifli kafe/ restoranları ve pek çok mağazası ile bir sosyal yaşam atmosferine sahip. Gerek ticari gerekse sosyal yaşam ve hizmet birimlerinin yer aldığı, Girne’nin en popüler akslardan birinde, hem araç hem de yürüme yolu üzerinde yer alan AVM, kolay ulaşılır olmasının yanı sıra, Girne Park Residence sakinlerine özel kapalı otopark, asansör ile direkt evlerine ulaşım gibi özellikleri ile ayrıcalıklı bir hizmet sunuyor.
67
AVM
Sivas'ın ilk alışveriş merkezi açıldı
Sivas Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı ve aynı zamanda Sivas Yatırım Ortaklığı Anonim Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Osman Yıldırım, AVM'de düzenlediği basın toplantısında, Primemall hakkında bilgi verdi. Sivas Yatırım Ortaklığı ve Prime Development işbirliğinde yapılan yatırımın 250 milyon lira olduğunu belirten Yıldırım, AVM'de 120 mağaza, 8 salonlu sinema, restoran, kafe ve eğlence alanlarının bulunduğunu belirtti. Primemall Sivas AVM'de yaklaşık bin 500 kişiye iş istihdamı sağlandığını aktaran Yıldırım, “120 iş yerimizden 70'inin açılışı yarın yapıldı. Mağazalar büyük oranda kiralandı, ancak 2017 yılının mart ayında bitirilmesi planlanan AVM'nin erken bitirilmesi nedeniyle bazı iş yerlerinin açılışı biraz gecikmeli yapılacak” dedi. Sivas'ın önemli bir eksikliğini giderdiklerini söyleyen Yıldırım, vatandaşların alışveriş yapmak için artık il dışına gitmelerine gerek kalmayacağını ifade etti. Yıldırım, standardı yüksek bir AVM'yi kente kazandırdıkları için mutlu olduklarını belirtti. Primemall Development CEO'su Artuğ Çetin ise Sivas'a yatırım yapmaktan mutlu olduklarını söyledi. Firmalarının ilk kez bir ortaklı iş yaptığını dile getiren Çetin, “Şehrin ilk ve tek AVM'sini açtık. Burada yaklaşık bin 500 kişiye iş imkanı tanınması bizleri mutlu ediyor” diye konuştu.
Örnek sosyal sorumluluk projesi hayata geçti
Tüm Gazianteplilerin ve AVM ziyaretçilerinin ücretsiz olarak faydalanabileceği kütüphane, hem kitapseverleri hem de kitaplarını bağışlamak isteyenleri bekliyor. Türkiye'de bir AVM'de kurulan ilk halk kütüphanesi olma özelliği taşıyan kütüphane, bağışlanacak kitaplar ile büyüyerek, daha geniş kitlelere ulaşacak.
Forum Gaziantep, örnek bir sosyal sorumluluk projesi ile daha şehre değer katmaya devam ediyor. Gaziantep'te kitap okuma alışkanlığının daha fazla insana ulaşmasını sağlamak amacıyla kurulan Forum Gaziantep Kitap Arası Kütüphanesi, geçtiğimiz günlerde düzenlenen bir törenle kapılarını açtı.
68
'Okuduğun Kitaplar Paylaşarak Çoğalsın' sloganıyla hizmete giren kütüphane, şehrin sosyal ve kültürel dönüşümüne katkı sağlamanın yanı sıra, Gazianteplilere keyifli vakit geçirebilecekleri bir ortam sunuyor. Ziyaretçilerine sunduğu ayrıcalıklı hizmetlerle şehrin çekim merkezi haline gelen Forum Gaziantep, sosyal sorumluluk projeleri ile şehre değer katmaya devam edecek!
Capacity’den hediye Mercedes’ler Bakırköy’ün buluşma noktası Capacity, yılbaşı çekilişi ile 100 TL’lik alışveriş yapan talihli iki misafirine birer Mercedes Benz C180 AMG hediye edecek. Alışveriş ve yaşam merkezi Capacity’nin “Yılbaşı Kampanyası” 1 Aralık 2016-19 Şubat 2017 tarihleri arasında sürecek. Ortalama olarak, günde yaklaşık 50 bin ziyaretin gerçekleştiği Capacity’den, sadece 100 TL’lik alışveriş yapan herkes bu iki yıldız otomobilin sahibi olabilecek. Kampanyanın şanslı iki misafiri, 25 Şubat 2017 tarihinde, Capacity etkinlik alanında gerçekleşecek çekiliş ile belirlenecek ve özel pakete sahip Mercedes Benz C180 AMG otomobillerine kavuşacak. Şanslılar, 3 Mart 2017 tarihinde, Capacity Alışveriş ve Yaşam Merkezi kurumsal web sitesinde ve Posta gazetesinde duyurulacak. Bakırköy’ün merkezinde yer alan ve yılda ortalama 22 milyon kişiyi misafir eden Capacity, ünlü marka karması, kafeleri, gece saat 02:00’a kadar açık restoranları, sanatsal etkinlikleri ve özel günlerdeki aktiviteleri ile hem alışverişin, hem yaşamın merkezi olmayı sürdürüyor.
AVM
Akyaka Park AVM, Turkmall’e emanet Mayıs 2016’da kapılarını açan, geçtiğimiz aylarda kayyum atanan ve ismi değişerek Akyaka Park AVM olan Modern East AVM’nin kiralama çalışmalarını ve yönetimini Turkmall üslendi. Akyaka Park ÇATISI ALTINDA 141 MARKA BULUNUYOR Akyaka Park, 141 ulusal ve uluslararası markaya ev sahipliği yapıyor. H&M, Koton, LC Waikiki, US Polo, Network, D’s Damat, Kiğılı, Oleg Cassini, Mavi, Levi’s, Docker’s, Colin’s, ADL, Oxxo, Penti, Sportive, Adidas, Deichmann, İnci, Elle ve Hummel’ın da aralarında yer aldığı modaya yön veren markaların yanında, Migros, TeknoSA, Joker Land çocuk eğlence alanı, 9 salonlu Cinemaximum ile fitness merkezi, Akyaka Park’te yer alıyor.
70
Geçtiğimiz ay kayyum atanan Akyaka Park AVM, kiralama çalışmaları ve yönetimi için Turkmall ile anlaştı. İstanbul Ümraniye’de konumlanan, 200 milyon yatırım hacmi bulunan Akyaka Park AVM’ye, Mayıs 2016’da açıldıktan 6 ay sonra FETÖ bağlantısı iddiasıyla kayyum atanmıştı. ECE Türkiye’nin kiralama ve yönetiminden çekildiği Akyaka Park AVM’nin tüm çalışmalarını Turkmall üstlendi. Turkmall, bundan böyle Akyaka Park AVM’de kayyum ile birlikte çalışmalarını sürdürecek. Turkmall, Akyaka Park AVM Müdürlüğü görevine ise Erdinç Bulut’u getirdi.
200 MİLYON EUROLUK YATIRIM HACMİ Dört kat üzerinde 141 mağazası, bin 500 kişi oturma kapasitesine sahip geniş yeme-içme alanı, 36 kafe ve restoranı, terasları, hizmet ve eğlence üniteleri ve 3 bin araçlık otoparkı ile Akyaka Park, 60 bin metrekarelik kiralanabilir alandan oluşuyor. Planlanan ikinci fazın da gerçekleştirilmesi ile alışveriş merkezinin kiralanabilir alanı 90 bin metrekareye ve mağaza sayısı da 240’a ulaşacak. Akyaka Park, 67 bin metrekare kiralanabilir alandan oluşan üç ofis kulesi ve yaklaşık 600 lüks konutun yer aldığı rezidans bloğunun da dahil olduğu karma projenin bir parçası. Aktif olarak kiralaması devam eden LEED sertifikasına aday ofis bloklarında, katlarda 350 metrekareden bin 450 metrekareye kadar farklı büyüklüklerde A+ ofisler bulunuyor. 200 milyon euro yatırım hacmine sahip AVM’de 2 bin 900 kişiye iş imkanı sağlanırken, ofislerde de yaklaşık 6 bin 500 kişi istihdam edilecek.
BÖLGEDE 40 BİN BEYAZ YAKALI VAR Akyaka Park, yaklaşık 700 bin nüfusu ile İstanbul’un en büyük dördüncü ve Anadolu Yakası’nın en büyük ilçesi olan Ümraniye’de yer alıyor. Ümraniye, son on yılda hayata geçirilen yeni ofis, ticaret ve konut yatırımları sayesinde büyük bir gelişim gösterdi. Şehrin en büyük projelerinden olan ve önümüzdeki yıllarda İstanbul’un ilk aşamada bölgesel, daha sonra da küresel bir finans merkezi olmasını hedefleyen “İstanbul Finans Merkezi” de ilçe sınırları içerisinde bulunuyor. Buna ek olarak, Akyaka Park’in yakın çevresindeki 500 bin metrekare ofis alanı, yaklaşık 40 bin beyaz yakalıya ev sahipliği yapıyor. Yeni konut projelerinin de tamamlanması ile alışveriş merkezine yürüme mesafesinde 2 binden fazla konut yer alacak. Bu projeler, bölgenin nüfus artışı ve gelişimine ivme kazandırırken Ümraniye’yi İstanbul’un en hızlı büyüyen iş ve konut merkezi haline getiriyor. Akyaka Park’in çekim alanında üç milyondan fazla kişi yaşıyor.
AVM
Van AVM ilk yılı rekorla tamamladı
Tam 1 yıl önce hizmete açılan Van AVM, ziyaretçi sayısında Anadolu kentlerindeki tüm AVM’leri geride bırakarak rekor kırdı. Van AVM’yi tam 6 milyon 383 bin 255 kişi ziyaret etti. Kent tarihinin en büyük özel sektör yatırımı Van AVM 1 yılını tamamladı. Global Yatırım Holding projesi Van AVM ilk yılında büyük başarı yakaladı. Anadolu şehirleri içinde en genç olmasına rağmen en çok ziyaretçi alan AVM olarak bir rekora imza atan VAN AVM’yi 1 yılda 6 milyon 383 bin 255 kişi ziyaret etti. Van AVM, alışverişle yakaladığı ekonomik başarının yanında, hafta içi ve hafta sonu gerçekleştirilen kültür ve sanat etkinlikleriyle kentteki sosyal hayata da canlılık getirdi. Çok sayıda resim sergisine sahne olan Van AVM, Anneler Günü’nden Sevgiler Günü’ne, milli bayramlardan, Ramazan eğlencelerine kadar tüm özel zamanlarda Vanlıların buluşma mekanı oldu.
“VAN AVM ANADOLU KENTLERİNDEKİ RAKİPLERİNİ GERİDE BIRAKTI” Global Yatırım Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ayşegül Bensel, “Van AVM çok kısa sürede büyük bir başarı yakaladı. Açıldığı günden itibaren ziyaretçi akınına uğradı, tüm Anadolu şehirlerindeki AVM’leri geride bıraktı. Ulaşılan rakamlar, Van, hatta bölge için rekordur. Bir yılda hem ziyaretçi sayısında hem ciroda sağlanan başarıda emeği geçen herkese özellikle de bize hep destek olan tüm Vanlılara çok teşekkür ediyorum” dedi. Ayşegül Bensel, “Van AVM, açıldığı günden bu yana öngörülerin de ötesine geçerek kent ekonomisine büyük katkı sağladı. İlk aşamada bin 500 kişiye doğrudan veya dolaylı iş imkanı sağlamış, bölge halkı için giderek artan sayıda yeni iş imkanı kapısını ardına kadar açtı” diye konuştu.
“YENİ MARKALAR EKLENECEK, ZİYARETÇİ VE CİRO RAKAMLARI DAHA YUKARI ÇIKACAK” Van AVM’nin ticari kaygıdan çok, Global Yatırım Holding’in gücünü aldığı topraklara bir vefa borcu olduğunu vurgulayan Ayşegül Bensel şöyle konuştu:
“Van AVM bir sene gibi kısa bir sürede kentin cazibe merkezi oldu. Genci, çocuğu, yaşlısı hep birlikte güzel vakit geçirilen bir yaşam merkezine dönüştü. Van AVM sadece kentin ve bölgenin değil komşu ülkelerin de uğrak noktası haline geldi. Hedefimiz Van AVM’de önümüzdeki bir yılda yeni eklenecek markalarımızın yaratacağı enerjiyle ziyaretçi sayısını yüzde 20, ciroyu ise en az yüzde 10 artırmak olacak.”
“2017’DE ETKİNLİKLER GİDEREK ARTACAK, ÇITAYI DAHA YUKARI TAŞIYACAĞIZ” Ayşegül Bensel yeni yıla ilişkin planlarını şöyle özetledi: “2017’de çıtayı çok daha yukarı taşıyacağız. Hafta içi ve hafta sonu etkinliklerimiz giderek artacak. Daha yoğun kültür ve sanat faaliyetleriyle kente farklı bir atmosfer yaratmaya devam edeceğiz. Ünlülerle söyleşiler, imza günleri, sergiler, festivaller organize edeceğiz. Çocuklarımız ve tabii büyükler için daha sık eğlenceler düzenleyeceğiz. Sadece, Van ve çevre illerde değil komşu ülkelerdeki tanıtım faaliyetlerimizi de yoğunlaştıracağız. Bu kapsamda reklam bütçemizi de artırarak daha çok turistin gelmesini sağlayacağız. Tüm bu faaliyetlerle, yeni yılda kent ekonomisinin hareketlenmesine daha büyük katkı sağlayacağız.”
71
AVM
Anadolu Yakası’nda kaliteli ve indirimli alışverişin merkezi İstanbul Optimum Outlet moda, eğlence ve müzik dolu bir etkinlik ile 2016 yılına imzasını attı. Optimum Outlet AVM Çağla Şikel, Özge Ulusoy, Simge Tertemiz ve Andrey Polyanin’in podyuma çıktığı, Demet Akalın ve Cem Belevi’nin konser verdiği coşku dolu bir şovla 2016 yılını bitirdi.
Optimum 2016 yılını gümbür gümbür moda şovuyla kapattı
Y
erli ve yabancı sürükleyici moda markaların outlet mağazalarının bulunduğu, moda ve sosyal yaşam alanı İstanbul Optimum Outlet seneyi bomba bir etkinlikle noktaladı. Her yıl birbirinden iddialı moda günlerine ev sahipliği yapan İstanbul Optimum, 2016 yılını yine ünlü manken ve sanatçılarla dolu moda şovuyla zirvede bitirdi. Optimum’da ünlü modeller; Çağla Şikel, Özge Ulusoy, Simge Tertemiz ve Andrey Polyanin ile moda rüzgarları eserken Cem Belevi ve yeni albümü “Rakipsiz” ile zirveye yerleşen pop müziğin kraliçesi Demet Akalın konserleriyle moda ve eğlenceyi bir araya getirdi.
DEMET AKALIN ZİRVE YAPAN ŞARKILARIYLA BİNLERCE İNSANI COŞTURDU Optimum’un müzik şöleniyle dolu moda şovunda ilk konseri oyunculuğunun yanı sıra dillerden düşmeyen şarkılarıyla geniş bir hayran kitlesine ulaşan genç popçu Cem Belevi verdi. Sevilen şarkılarını Optimum’un konuklarıyla birlikte seslendiren Belevi, “Alışamadım”, “Sor” şarkılarıy-
la hayranlarına coşku dolu dakikalar yaşattı. Optimum’un moda şovunun büyük sürprizi yeni albümüyle zirveye yerleşen Demet Akalın konseri oldu. “Hayalet” şarkısıyla sahneye çıkan Demet Akalın, kendisini dinlemeye gelen binlerce hayranı için sevilen şarkılarını seslendirdi. Sanat hayatının 20. yılını ‘‘Rakipsiz’’ adlı albümüyle kutlayan popun kraliçesi Demet Akalın, enerji dolu performansıyla hayranlarına unutulmaz dakikalar yaşattı.
ÇAĞLA ŞİKEL VE ÖZGE ULUSOY AYNI PODYUMDA FIRTINALAR ESTİRDİ 2017 Kış modasına ait koleksiyonların ziyaretçilerle buluştuğu etkinlikte ünlü mankenler Çağla Şikel, Özge Ulusoy, Simge Tertemiz ve ünlü şarkıcı Sinan Akçıl’a benzerliğiyle şaşırtan Rus Model Andrey Polyanin Optimum AVM içerisinde yer alan markaların kıyafetlerini taşıdı. Aynı podyumda yer almaktan mutluluk duyduklarını dile getiren ünlü mankenler Çağla Şikel ve Özge Ulusoy podyuma çıktığında alkış yağmuruna tutuldu. Optimum 2016’ya ünlü mankenlerin ve şarkıcıların ağırlandığı gösterişli bir moda şovuyla veda etti.
72
HAYAL ORTAĞIM Turkcell’in Young Guru Academy (YGA) ile birlikte hayata geçirdiği “Hayal Ortağım”a eklenen “Yol Arkadaşım AVM” özelliğiyle görme engelliler Zorlu Center’da alışverişlerini kimseden yardım almak zorunda kalmadan yapabilecek, aradıkları yerleri kolayca bulabilecekler.
Zorlu Center’da engeller ‘Turkcell Hayal Ortağım’ ile kalkıyor
T
urkcell’in Young Guru Academy (YGA) işbirliğiyle hayata geçirdiği, görme engellilerin sosyal hayata daha aktif ve bağımsız katılmalarını amaçlayan “Hayal Ortağım” uygulaması içerisinde bulunan “Yol Arkadaşım AVM” özelliği Zorlu Center’da kullanıma açıldı. Bu özellik sayesinde görme engelliler, Zorlu Center’da önünden geçtikleri yerler hakkında uygulama üzerinden bilgi alabiliyor ve gitmek istedikleri mağaza, asansör, danışma gibi noktalar için yönlendirmelere ulaşabiliyor.
“Hayal Ortağım” tüm Türkİye’de yaygınlaşmaya devam edİyor Zorlu Center’ın da dahil olduğu “Hayal Ortağım/Yol Arkadaşım AVM” uygulamasıyla görme engellilerin AVM gibi toplu yaşam alanlarında herkes gibi özgürce zaman geçirebilmeleri amaç-
74
lanıyor. Bu hizmetten faydalanmak için görme engellilerin App Store veya Google Play’den Hayal Ortağım uygulamasını indirip üye olmaları yeterli. Uygulama tüm operatör kullanıcılarına açık olmakla birlikte Turkcell müşterilerine data kullanımı tamamen ücretsiz olarak sunuluyor.
“Yol Arkadaşım” nasıl İşlİyor? Yol Arkadaşım, Poi Labs tarafından geliştirilen bluetooth beacon ve kapalı alan navigasyon teknolojisi sayesinde çalışıyor. Bu sayede görme engelli kullanıcılar, akıllı telefonlarından bluetooth özelliğini açtıktan sonra “Hayal Ortağım” uygulaması içerisindeki “Yol Arkadaşım” kategorisinden bulunduğu AVM’nin menüsüne giriyor ve istedikleri yere sesli komutlarla varabiliyorlar. Turkcell Hayal Ortağım kullanıcıları, bu uygulama içerisinde tüketilen data için ücretlendirilmiyorlar.
HAYAL ORTAĞIM
Gebze Center’da engeller kalkıyor Turkcell’in Young Guru Academy (YGA) ile birlikte hayata geçirdiği “Hayal Ortağım”a eklenen “Yol Arkadaşım AVM” özelliğiyle görme engelliler Gebze Center’da alışverişlerini kimseden yardım almak zorunda kalmadan yapabilecek, aradıkları yerleri kolayca bulabilecekler.
Yönetimi JLL Türkiye tarafından yapılan Gebze Center, Gebzelilere verdiği hizmetlere yenisini ekliyor. Kurulduğu günden bu yana Gebzelileri, dünyaca ünlü markalarla buluşturan, gerçekleştirdiği etkinliklerle bölgedeki sosyal ve kültürel hayata renk katan Gebze Center, sosyal sorumluluk anlayışı kapsamında, Turkcell ve YGA işbirliğiyle hayata geçirilen Hayal Ortağım Yol Arkadaşım hizmetine dahil oldu. Turkcell’in YGA işbirliğiyle hayata geçirdiği, görme engellilerin sosyal hayata daha aktif ve bağımsız katılmalarını amaçlayan “Hayal Ortağım” uygulaması içerisinde bulunan “Yol Arkadaşım AVM” özelliği Gebze Center’da kullanıma açıldı. Bu özellik sayesinde görme engelliler, Gebze Center’da önünden geçtikleri yerler hakkında uygulama üzerinden bilgi alabiliyor ve gitmek istedikleri mağaza, asansör, danışma gibi noktalar için yönlendirmelere ulaşabiliyor.
“HAYAL ORTAĞIM” TÜM TÜRKİYE’DE YAYGINLAŞMAYA DEVAM EDİYOR Gebze Center’ın da dahil olduğu “Hayal Ortağım/Yol Arkadaşım AVM” özelliği toplam 6 ilde 16 AVM’de hayata geçirilmiş oldu. 2017 yılı içerisinde Türkiye çapında 40 AVM’ye ulaşması hedeflenen uygulamayla görme engellilerin AVM gibi toplu yaşam alanlarında herkes gibi özgürce zaman geçirebilmeleri amaçlanıyor. Bu hizmetten faydalanmak için görme engellilerin App Store veya Google Play’den Hayal Ortağım uygulamasını indirip üye olmaları yeterli. Uygulama tüm operatör kullanıcılarına açık olmakla birlikte Turkcell müşterilerine data kullanımı tamamen ücretsiz olarak sunuluyor.
“YOL ARKADAŞIM” NASIL İŞLİYOR? Yol Arkadaşım, Poi Labs tarafından geliştirilen bluetooth beacon ve kapalı alan navigasyon teknolojisi sayesinde çalışıyor. Bu sayede görme engelli kullanıcılar, akıllı telefonlarından bluetooth özelliğini açtıktan sonra “Hayal Ortağım” uygulaması içerisindeki Yol Arkadaşım kategorisinden bulunduğu AVM’nin menüsüne giriyor ve istedikleri yere sesli komutlarla varabiliyorlar. Turkcell Hayal Ortağım kullanıcıları, bu uygulama içerisinde tüketilen data için ücretlendirilmiyorlar.
75
AVM
AVM’lerin beklentisi temalı gösteriler yönünde Göksu AVM İşletme Müdürü İzzetin Özden: “Kaliteli bir etkinliğin değeri maliyetle doru orantılı olduğu kadar, yapılmak istenen şeyin yerinde ve zamanına uygun yapılmasına bağlıdır” dedi.
AVM’lerin etkinlik firmalarından beklentilerini sorduğumuz Göksu AVM İşletme Müdürü İzzetin Özden konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu: “AVM’lerin etkinlik firmalarından beklentileri, daha sosyal konuları içeren, özellikle özel günlerde o günün anısına konular seçerek, örneğin, 29 Ekim, 19 Mart, 23 Nisan, 10 Kasım vb. günlerde konu temalı gösteriler hazırlayabilmeleri yönünde… Basit konulu ve şova yönelik gerçekleştirilen etkinlikler o mekana ait hiçbir iz bırakmaz, müşteriler o anı yaşayıp gider. Bu bağlamda bu tarz etkinliklerin tatmin yönü çok zayıf kalıyor.”
MÜŞTERİN AVM’DE KALMA SÜRESİ İŞLETMELERE DE YANSIYOR “AVM’lerde gerçekleştirilen pek çok etkinlik yalnızca bir ayağı oluşturuyor. Daha önce de bahsettiğim şekilde yapılan bir etkinlik, özel bir günde ve konu temalı olur ise iki ayağı da oluşturacaktır” ifadesinde bulunan Özden, “Bu şekilde yapılan bir etkinlikle yoğunluğu artırır, müşterileri uzun süre AVM’de tutarsınız. Buradaki yoğunluk ve uzun zamana bağlı süre işletmelere de mutlaka yansıyacaktır. En basit yemek katında ve diğer yiyecek-içecek bölümlerinde harcama yapmalarını sağlamış olursunuz” dedi.
MALİYET KADAR, YER VE ZAMAN DA ÖNEMLİ! “Kaliteli bir etkinliğin değeri maliyetiyle doğru orantılı mıdır?” sorumuza, “Gerçekleştirilen etkinliklerde kuşkusuz seçilen konu, organizasyon firmasının tecrübesine ve yeterliliğine göre belirleniyor. Kaliteli bir etkinliğin değeri maliyetle doru orantılı olduğu kadar, yapılmak istenen şeyin yerinde ve zamanına uygun yapılmasına bağlıdır” diyerek yanıt veren Özden sözlerini, “Bazen maliyeti çok yüksek bir organizasyon yapsanız da müşterilerin ilgisini ve beğenisini almayabilirsiniz” diyerek sonlandırdı.
76
Anadolu Yakası’nın Hatıra Fabrikası:
CapItol
“23 yılı gerİde bıraktık ve bu süreç İçİnde çok şey kazandık. Burası zİyaretçİlerİmİz İçİn adeta bİr hatıra fabrİkası... ” açıklamasında bulunan Capitol İcra Kurulu Üyesİ Selda Eremsoy, “Konforumuza, hİzmet kalİtemİze, yenİlİkçİlİğİmİze ek olarak çok değerlİ bİr şeye, ‘anılara’ sahİbiz” dedİ.
78
Capitol hakkında bilgi sahibi olabilir miyiz? Kaç yılında kuruldu? Capitol, Anadolu Yakası’nın ilk alışveriş merkezi olarak İstanbulluların hayatına 1993 senesinde girdi. O yıllar için yepyeni bir alışveriş kavramı olan Capitol, insanlara yeni bir alışveriş ve sosyalleşme deneyimi sundu. Capitol bugün 23 yaşında… 23 sene önce çocuk olan nesil şimdi buraya kendi çocuklarını getiriyor. Dolayısıyla burada çok değerli bir şeye sahibiz.
İstanbul Anadolu Yakası’nın ilk alışveriş merkezi olan Capitol, alışverişi, eğlence, kültür ve sanat aktiviteleriyle harmanladığı bir atmosferde ziyaretçilerine sunuyor. İstanbullular için alışverişin gözde ve keyifli merkezi haline gelen Capitol, misafirlerinin memnuniyetini her zaman üst seviyede tutmak için hizmetlerini sürekli yenileyip geliştiriyor. Geçtiğimiz aylarda indoor açıdan büyük çaplı bir değişim sürecine giren Capitol, çok sayıda açık hava terası, yeni yeme içme alanı food loftu, geliştirilen havalandırma ve aydınlatma sistemlerini ve birçok yeni markayı çizgisini bozmadan bir araya getirdi. Capitol, Anadolu Yakası’ndaki vazgeçilmezliğini yenilenen yüzüyle devam ettirecek…
1993 yılında kurulan Capitol Alışveriş ve Eğlence Merkezi, uluslararası hizmet ödülleriyle taçlandırdığı kaliteli hizmet anlayışıyla İstanbullulara 23 yıldır alışverişin ötesinde bir “yaşam merkezi” olarak hizmet veriyor.
Alışveriş merkezi konseptinde o günden bugüne büyük değişimler oldu. Capitol, öncü duruşuna bağlı olarak güncel kalmayı, ziyaretçi memnuniyetini ilk sırada tutan mottosu ile her zaman ön planda olmayı başardı. Yaptığımız araştırmalarda; ziyaretçilerimiz tarafından aileden biri gibi görüldüğümüz, evlerinin, yaşamlarının bir uzantısı olduğumuz yönünde sonuçlar aldık. 23 yılı geride bıraktık ve bu süreç içinde çok şey kazandık. Burası ziyaretçilerimiz için adeta bir hatıra fabrikası... Konforumuza, hizmet kalitemize, yenilikçiliğimize ek olarak çok değerli bir şeye, “anılara” sahibiz. Bunun kıymetini bilerek, misafirlerimize çok daha iyisini vermek için çalışıyor, perakende sektöründeki güncel ve global değişimleri Capitol’e, zamanında ve özgün çalışmalarla yansıtıyoruz. Ziyaretçilerimizin düşünce ve
beklentilerini her adımımızda mercek altına alarak hareket ettik ve etmeye devam ediyoruz. Organik yapımızın kendine özgü klasik çizgisini koruyoruz ancak yenilikçi yaklaşımımızı da her zaman içimizde barındırıyoruz. Öyle hizmetlerimiz ve projelerimiz var ki bugün hala hiçbir noktada yok ve biz bununla gurur duyuyoruz. Alışveriş merkezi içerisinde kaç mağaza yer alıyor? Lokasyon özellikleri neler? Capitol’ün içerisinde; tekstilden aksesuara, teknolojiden ev tekstiline, kozmetikten spor giyime kadar pek çok mağaza yer alıyor. Mağaza karmamıza son olarak H&M, Mosafer, Brandy’s gibi eklenen markalar oldu ve açılmayı bekleyen sürpriz 2 mağazamız daha bulunuyor. Altunizade, iş merkezlerinin ve üniversitelerin yoğunlukta olduğu bir lokasyon. Çamlıca, Koşuyolu, Üsküdar, Çengelköy ve Beykoza’a kadar uzanan müdavimlerimiz var. Ayrıca Altunizade’nin, Avrupa Yakası ile birleşme noktasında köprüye çok yakın bir mesafede olması, metrobüs ve yeni tamamlanmakta olan metro durağının hemen giriş kapımızda olması ile de ulaşım anlamında stratejik bir lokasyonun merkezinde diyebilirim.
79
Bildiğimiz kadarıyla Capitol büyük çaplı bir yenilenme yaşandı. Peki, yenilenmeyi gerekli kılan etmenler nelerdi? Neden böyle bir sürece gittiniz? Capitol, her zaman yenilikçi bir alışveriş merkezi oldu. Bu noktada dönemin şartları neyi gerektiriyorsa, çizgisini bozmadan o değişikliğe bir şekilde ayak uydurmaya çalıştı. Günümüzdeki alışveriş merkezleri ziyaretçilerine alışverişin ötesinde adeta yaşam alanları sunmaya başladı. Artık tüm aile bireylerinin kaliteli vakit geçirebileceği yaşam alanlarından bahsediyoruz… Bu açıdan Capitol olarak varolan eksiklerimizi gözden geçirdik ve ziyaretçilerimize en iyi hizmeti sunabileceğimiz yenilikleri bünyemize uyarladık. Ayrıca yaptığımız araştırmalar sonucunda gördük ki, ziyaretçilerimiz Capitol’ü anılarını biriktirdiği bir mekan olarak görüyor ve algılıyor. Bu anlamda değişim sürecinde onların da sesine kulak vermeye ve çalışmalarımızı onların istek ve taleplerine göre şekillendirmeye çalıştık. Çok sayıda açık hava terası, yeni yeme içme alanımız food loftu,
80
geliştirilen havalandırma ve aydınlatma sistemimizi ve birçok yeni markayı bir araya getirerek misafirlerimize en güzel yanıtı verdiğimizi düşünüyorum. Yenilenme ile bünyenize yeni katılan markalar neler oldu? Bu markaların size olumlu hangi etkileri olacağını düşünüyorsunuz?
Yenilenme sürecinde mağaza alanlarımızın genişlemesi ile birlikte metrekare anlamında geniş alana ihtiyaç duyan perakende zincirlerinin tercihleri arasında yer aldık. H&M mağazası bunun en güzel örneklerinden biri diyebilirim. Metrekare olarak alanlarımızın genişlemesi ile var olan fakat daha geniş alana çıkmak isteyen markalar da Capitol içindeki
konumunu yenilediler. Yargıcı ve Nike gibi markalar eskisine oranla çok daha büyük… Ayrıca food loft en üst kata taşınarak, Türk ve dünya mutfağından gastronomik lezzetlerin buluştuğu özel bir alan oldu. Mimari tasarımı ve dekorasyonu ile şık bir atmosfer yaratığımız için de ismini food court yerine food loft olarak değiştirdik. Burası gerçek anlamıyla loft çizgisinde bir alan… Big Chefs, Dorom. Co, Tadında Anadolu ve Bodrum Mantı mağaza karmamıza eklenen markalar arasında yer alıyor. Dorom.Co ilk alışveriş merkezi deneyimini Capitol’de yaşıyor. Tüm bu yenilikler ile ziyaretçilerimizin beklentilerine ve ihtiyaçlarına cevap verdiğimizi düşünüyorum. Mağaza karması dışında başka hangi alanlarda yenilenmeye gittiniz? Bu alanlarda ne gibi değişiklikler söz konusu? Capitol, her şeyden önce ziyaretçilerine kompakt ve sıcak bir yaşam alanı sunuyor. Yurt dışından özel bir mimari firmanın danışmanlığında, Capitol’ü özel terasları ile nefes alabilen, bir kat daha büyük bir yapı olarak renove ettik. Yenilenen sinemamız, food loftumuz ve açık hava teraslarımız ile çok daha konforlu, yeni ve keyifli zaman geçirilecek bir mekan olduk diyebilirim. Alışverişten sinemaya, dünyanın seçkin lezzetlerini tatma fırsatından çocuk merkezine kadar birçok noktamız yenilendi. Cpectrum Cineplex, içinde Starbucks’ı ve deniz manzaralı sigara içilen ve içilmeyen diye ikiye ayrılmış terası olan tek alışveriş merkezi sineması diyebilirim. Sinema salonlarımızın ses sistemi, koltuk konforu ve görüş açısı son teknolojiden beslenilerek yaratıldı. Spect-
rum Cineplex, Adalar manzaralı terası ve geniş fuaye alanı ile seyir keyfini ikiye katlıyor. Captune Eğlence Merkezi, çocuklar için muhteşem sürprizlerle yenilendi. 2 kata yayılan çok renkli, eğitici ve aynı zamanda eğlenceli bir alan yaratıldı. Captune World, çocuklara şehir, orman ve su temasında özel alanlar sunuyor. Te-
masını doğadan alan, çocuklara doğayı ve karbon ayak izimizi eğlendirerek öğreten bir konsept geliştirdik. Captune World’de farklı yaş grupları için ayrı bölümler yarattık. 3-6 yaş arası çocukların girebildiği özel bir alanımız var, buranın girişinde çocukları emanet alıyoruz ve eğitmenlerin gözetiminde çocuklar oyun oynuyorlar. Captune World’ün içe
Gelecek dönemlere ilişkin buna benzer başka yatırımlarınız olacak mı? Evet, 2017 yılı içerisinde içeriden başlattığımız yenilenmeyi, dış kabuğumuza da taşıyacağız. Binanın dış cephesi bambaşka bir boyutta değişime uğrayacak. Ancak biz bu değişimleri Capitol çizgisini ve 23 yıllık bir klasiğin değerini koruyacak şekilde kurguluyoruz.
81
tada tanıtım çalışmalarımıza çok daha fazla ağırlık veriyoruz. Capitol Anadolu Yakası’nın uzun soluklu alışveriş merkezlerinden… Anadolu Yakası’nın ilk alışveriş merkezlerinden olduğu için bünyesinde de hep ilklere yer verdi. Özellikle sosyal sorumluluk projeleriyle öne çıkan Capitol ’nin geçmişten bugüne neler yaşadığına kısaca değinebilir miyiz?
risinde doğum günleri ve tematik özel kutlamalar için parti evimiz bulunuyor. Bu bölümde ise istenilen temaya uygun içerikler, ikramlar Captune World ekibi tarafından özenle yürütülüyor. Tüm bu alanlardaki değişimi Capitol’ün genel mimarisine de taşıdık. Zeminler, tuvaletler, asansörler, yeni çizgimiz doğrultusunda yenilendi. Ayrıca yeni bir panaromik asansör yapıldı, aydınlatma sistemimiz değişti, havalandırma sistemimiz ve otoparkımız yenilendi.
82
Peki, Capitol kiralamasını nasıl yapıyor? Yenilenme sürecinde, markalardan yoğun ve güzel bir talep gördük. Kiralama sistemimizi dolar, euro ve Türk Lirası olarak yapıyor ve 2014 Ocak ayından bu yana kur sabitlememizi gerçekleştiriyoruz. Ancak global ölçekte yaşadığımız daralmanın da farkındayız. Kiracılarımızı bu anlamda mutlu edecek, etkinlik, kampanya ve proje yatırımlarımız ile 2017 senesini çok daha aktif geçirmeyi planlıyor, bu nok-
Biz 23 yıllık bir hafızaya sahibiz. Bölgede 23 yıllık bir varlığımız var. İstanbul ve Anadolu Yakası için bir klasik olduğumuzu düşünüyorum. Bölgeye ismini veren bir alışveriş merkezi olarak, içinde bulunduğumuz lokasyonun dinamiğini değiştirdik. İstanbulluların hayatına yepyeni bir deneyim sunduk. Mağazalar, yeme-içme alanı, sinema gibi hem alışveriş hem de kültürel ve sosyal hayatı birarada yaşatan bir mekan olarak misafirlerimizin hayatlarına girdik. Bu süreç zarfında yüzlerce sergiye, imza gününe, dinletiye, dekor ve süslemeye yer verdik. 2 kez renovasyon geçirerek, sürekli olarak yenilikçi yapımızı koruduk ve güncel kaldık. 23 yıldır her zaman kültür sanat projelerine önem veren, dünyadaki değişimleri takip eden, yaratıcı etkinlikle-
re ve gösterilere imza atan, bu anlamda sürekli değişen ama hiç değişmeyen, yani hep o klasik duruşunu ve tavrını koruyan bir alışveriş merkezi olduk. Çevremizi, bulunduğumuz bölgeyi, misafirlerimizi seviyor ve değer veriyor, bunu yaptığımız tüm hizmetlerimizde merkeze alıyoruz. CapGetir gibi diğer hizmetlerimiz ve projelerimiz ile de misafirlerimizi mutlu etmeye ve burada olmanın konforunu hissetmelerine odaklanıyoruz. Sunduğumuz kültür-sanat etkinlikleri, sürdürdüğümüz sosyal sorumluluk projeleri ve özel dönemlerde yarattığımız dekor tasarımlarımız ile her zaman ilkleri gerçekleştiriyoruz ve misafirlerimize her
Mahir İz Caddesi 34662 Altunizade / İSTANBUL E-posta: : oneri@capitol.com.tr
zaman “yeni”yi sunuyoruz! Bu sektörün early adaptor’uyuz ve bu yolda da ilerliyoruz. Sosyal sorumluluk alanında ise bu sene 8. yılında olan Dilek Ağacı projesi ile Türkiye’nin 7 bölgesindeki ihtiyaç sahibi çocukların dileklerini alıyor ve onların dileklerini alışveriş merkezimizin içinde yardımsever ziyaretçilerimizle buluşturuyoruz. Dilek Ağacı’nın bizler için en önemli özelliği; İstanbul Altunizade ile Türkiye arasında köprü kurmasıdır. Capitol’e gelen çocukların ve ailelerin Türkiye’nin bir başka noktasındaki çocuklarla iletişim kurması, ihtiyaç sahibi olanlara yardım etmesi, sahip olduğumuz en büyük değerdir. Dilek Ağacı ile bugüne kadar 8 bin çocuğun dileğini gerçekleştirdik ve bunu ziyaretçilerimizle birlikte başardık.
Telefon: +90 216 554 77 77 (Pbx)
www.capitol.com.tr
Faks: +90 216 651 33 43
Son olarak Capitol olarak 2016 içinde almış olduğunuz ödüller ve projelerden bahsedelim. Dünyanın Tüm Küçük Prensleri Capitol’de etkinliği ile iletişim dünyasının en önemli ödülleri arasında gösterilen “Hermes Creative Awards”ta 5 kategoride platinum ödülüne sahip olduk. Yine Küçük Prens ile dünyanın en prestijli iş ödüllerinden “International Business Awards”tan da 5 ödül aldık. Ardından Türkiye Araştırmacılar Derneği’nin düzenlediği Baykuş Ödülleri kapsamında Capitol olarak, Vizyoner Baykuş kategorisinde bronz ödül alan tek alışveriş merkezi olmanın gururunu yaşadık. Son olarak dünyanın en önemli pazarlama ve iletişim ödülleri arasında gösterilen “Marcom Awards”tan 5 platin ödül kazanarak büyük bir başarıya imza attık.
@CapitolAVMFanPage @Capitol_AVM
83
EĞLENCE
Ops!Playkids alışveriş merkezi
yönetimlerinin en yakın çözüm ortağı... Sektörde hep ilklerin öncüsü olmaya özen gösterdiklerini belirten Ops!Co Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Koray Dilmaç, yürürlüğe giren Perakende Yasası ile doğru orantılı işler yaparak mevcut alanlar dahilinde kurguladıkları ücretsiz oyun veya etkinlik alanları ile AVM yönetimlerinin bu anlamda yatırım ve operasyon yükünü azalttıklarının altını çizdi.
Hedeflerini devamlı büyüten 2017’ye hızlı bir giriş yaparak yılın ilk çeyreğinde İldemPark ve WestaMall AVM’de faaliyete geçerek bölgeye renk katacak olan Ops!Playkids, aynı zamanda AVM yönetimlerinin de en yakın çözüm ortağı… Türkiye genelinde oluşturduğu operasyonel altyapısı ile bulunduğu tüm noktalara hızlı bir şekilde hizmet veren marka, son dönemde yürürlüğe giren Perakende Yasası ile uyumlu çalışmalar yaparak AVM’lerin özellikle ortak alanlarındaki etkinliğini ve
müşteri memnuniyetini artırdı, işbirliği içerisinde olduğu AVM’lerin marka prestijine ve bilinirliğine artı değer anlamında olumlu katkılarda bulundu. Oluşturulan konseptler, ailelerden oldukça olumlu geri dönüşler almakta olup, ziyaretçilerin AVM içerisinde geçirdikleri süreyi uzatarak diğer markalara da bu anlamda büyük faydalar sağlamakta. Ops!Playkids, yer aldığı noktalarda AVM yönetimleri ile dirsek teması içerisinde yürüttüğü planlamalar neticesinde yasanın da öngördüğü şekilde, operasyonunu kendi personelinin üstlendiği ücretsiz oyun veya etkinlik alanları kurgulayarak AVM yönetimlerini büyük bir yatırım ve mevzuat yükünden kurtarmakta. Sektörde hep ilklerin öncüsü olmaya özen gösterdiklerini belirten Ops!Co Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Koray Dilmaç, yürürlüğe giren
Perakende Yasası ile doğru orantılı işler yaparak AVM yönetimlerinin bu anlamda yatırım ve operasyon yükünü azalttıklarının ve sıra dışı, güvenli oyun alanları ile farkındalık yarattıklarının altını çizdi. “Türkiye genelinde fizibilite çalışmalarını sürdürerek kiralama yoluyla birçok noktada faaliyetini sürdüren Ops!Playkids'de, muhtemel tüm lokasyonlar büyük bir ciddiyetle ele alınıp marka kurumsal kimliği korunarak her nokta için ayrı konsept geliştirme çalışmaları yürütülüyor. Oyun alanlarının da işlevselliğinin genişletildiği Perakende Yasası kapsamında henüz bir planlama yapmamış olan AVM yönetimleri, Ops!Playkids ile iletişime geçerek muhtemel mağaza veya ortak alanlar için detaylı bir çalışma yürütüp, kendilerine proje olarak sunmamızı sağlayabilirler” diye sözlerine ekliyor Koray Dilmaç.
OPS!PLAYKIDS ŞİMDİ KAYSERİ VE ZONGULDAK’TA... Kayseri/İldempark AVM için geri sayım başladı. Zonguldak/Westamall AVM için projelendirme çalışmaları ve yatırımcı görüşmeleri tüm hızıyla devam ederken yılın ilk çeyreğinde faaliyete geçmesi planlanmakta. Yeni lokasyonlar belirlerken bölgenin demografik ve sosyo-ekonomik yapısına çok önem veren Ops!Co Yönetimi, bölgenin ihtiyaçlarını dikkatlice süzmekte. “2017’de bizimle eğlenmeyen, kazanmayan; henüz bizimle tanışmayan kimse kalmasın!” mottosuyla yola çıkan Ops!Playkids, 2016’da son derece başarılı bir büyüme grafiği yakaladı ve bunun haklı gururunu da Para Dergisi’nin belirlediği “Yılın En Değerli 101 Franchise Markası” arasında bulunan “Tek Eğlence Merkezi” markası seçilerek yaşamakta…
84
EĞLENCE
Dal Tema Park’a 2 farklı dalda ödül Dal Tema Park Atrax Ödül Gecesi’nde “En Başarılı Lunapark Eğlence Alanı” ve “En Başarılı Yeni Ürün” adı altında 2 tane ödülün sahibi oldu. Konuyla ilgili Dal Tema Park Genel Müdürü Mustafa Dal, “Ödülü alır almaz 2 belediyeden de geri dönüş aldık. Daha başarılı işler çıkarma noktasında ödülün bize çok fazla katkısı olacağını düşünüyorum” dedi.
Atrax Ödül Gecesi’nde “En Başarılı Lunapark Eğlence Alanı” ve “En Başarılı Yeni Ürün” adı altında 2 ödül aldınız. Peki, alınan bu ödüllerin size neler katacağına inanıyorsunuz? Ayrıca yeni ürünüz “Dağ Kızağı” hakkında bilgi alabilir miyiz? Dağ Kızağı’nın ilk üretimi Almanya’da gerçekleşti. Bununla beraber Polanya’da da üretim çalışmaları devam ediyor. Ancak şu an dünyadaki en başarılı olanı hangisi diye sorarsanız, Alman menşeili olanı derim. Dal Tema Park olarak, Türkiye’de bu ürünün eksikliğini hissedince, Almanlarla ortak bir çalışma yapıp, bu ürünün üretimine başlama fikrine vardık ve çalışmalara başladık. Öncelikle Almanlar fabrikamızı ziyaret etti ve çalışmalarımızı incelediler, ardından üretim için gerekli onayı verdiler. İlk Dağ Kızağı projesini Gebze Belediyesi’yle birlikte faaliyete geçirdik. Toplamda 530 metre ray uzunluğuna sahip kızağın yaklaşık 410 metresini tamamlamış durumdayız. Tabii ki ürünü birebir uygulamadık, Almanların eksikliklerini görüp, yeni bir tasarım oluşturduk. Mesela Almanların üretmiş olduğu Dağ Kızağı modelinin sensör özelliği yoktu. Bu nedenle araçlar istasyona yaklaştığı zaman birbirine çarpıyordu ve hassas zedelenmeler yaşanabiliyordu. Biz, yeni oluşturduğumuz ürün tasarımında bunun önüne geçmeye çalıştık. Ödüle gelince, ödülü alır almaz 2 belediyeden de geri dönüş aldık. Daha başarılı işler çıkarma noktasında ödülün bize çok fazla katkısı olacağını düşünüyorum. Üretimlerinizin büyük bir kısmını ihraç ediyorsunuz? Peki, ihracat noktasında hedeflenen ülkeler var mı? Özellikle Dal Tema Park damgası ile Amerika’ya ürün vermeyi çok istiyoruz. Şu anda Almanya’daki bir firma
üzerinden bunu gerçekleştiriyoruz ancak biz ona satış yaptığımız için firmanın damgası ile Amerika’ya ulaşıyor. Gelecek dönemlerde bu isteğimizi mutlaka yerine getireceğimize inanıyorum. Bununla ilgili herhangi bir çalışma var mı? Evet, buna yönelik çalışmalara henüz bu sene, fuar katılımıyla başladık. Ayrıca Amerika’nın istediği bazı belgeler mevcut, onunla ilgili de çalışmalarımızı yürütüyoruz. Dileğimiz 2 sene içerisinde Dal Tema Park adı altında Amerika’da oyuncak çalıştırmak… 2017’de neler yapmayı planlıyorsunuz, ne gibi hedefleriniz var? Ülkemizin şu anda bulunduğu durum gayet açık ve net ortada... Ancak bu bizi korkutmamalı… Ülkemizde yatırımlarımıza devam etmeliyiz. Biz, Türk ekonomisinin güçlü olduğuna ve tüm bu yaşanmış problemleri atlatacağına inanıyoruz. 2017 içerisinde öncellikle Viaport’ta çeşitli yatırımlarımızın olacağını söyleyebilirim. Viaport’a yaklaşık 50 metre boyutunda bir dönmedolap getireceğiz. Ayrıca mini rollercosterımız da olacak. Sadece bunların ikisinin yatırımı 4 milyon euro civarı… Fabrika bazında konuşursak eğer, şu anda sırada, bekleyen siparişi alınmış bir adet daha Dağ Kızağı modelimiz var, onun çalışmalarını devam ettireceğiz. Son olarak eklemek istedikleriniz varsa onları alalım… Dal Tema Park olarak 2017’de sanayimizin daha iyi olmasını ümit ediyoruz. Çünkü bir ülkeyi kalkındıran sanayi ve imalattır. Bu bağlamda devletimizin imalat yapan firmalara daha fazla destek sağlamasını temenni ediyoruz.
85
EĞLENCE
Royal Caribbean'ın en yeni gemisi Harmony of the Seas, su kaydıraklarıyla buluştu!
Dünyanın en büyük cruise gemisinde
Polin Waterparks imzası 6 bin 780 kişilik yolcu kapasitesi ile dünyanın en büyük tur gemisi olma özelliğine sahip olan Royal Caribbean Lines'ın Harmony of the Seas gemisindeki su kaydıraklarında bir Türk firmasının imzası var. Şu ana kadar bu heyecanı deneyimleyenler, bu kaydırakları “deniz üzerinde gelmiş geçmiş en iyi su kaydıraklar” olarak nitelendiriyorlar. Harmony Of The Seas, 15 Mayıs 2016'da ilk seferi için Saint-Nazaire, Fransa'dan yola çıktı. Southampton, İngiltere'ye doğru yol alan Harmony of the Seas, ilk resmi seferine ise 29 Mayıs 2016'da Southampton, İngiltere'den başladı. Harmony Of The Seas, birçok özelliği ile diğer gemilerden ayrılsa da misafirleri tarafından en çok ilgi gören özelliklerinden biri Cyclone, Typhoon ve Supercell
86
isimli su kaydıraklarından oluşan “Ultimate Abyss” üçlüsü. Polin Waterparks, bu projede Aquatube ve Space Hole kaydıraklarından kombinasyon yeni bir kaydırak serisi tasarladı. Ayrıca projeye özel ışık efektleri, desen efektleri ve şeffaf parçalar kullanıldı. Polin Waterparks, Harmony of the Seas'de bulunan tüm kaydıraklarının üretiminde en ileri teknoloji olan kapalı kalıp üretim sistemi, Resin Transfer Molding (RTM) yöntemini kullandı. RTM üretim yöntemi ile Harmony of the Seas su parkındaki tüm kaydırakların içi ve dışı pürüzsüz ve mükemmel parlaklıkta olmasını sağladı. Ayrıca bu yöntem ile daha güçlü ama daha hafif bir kaydırak elde edildiğinden montajı kolaylıkla yapılır. Pürüzsüz yüzey olduğundan kir
tutmaz ve silinmesi daha kolay. Harmony of the Seas yolcu gemisinde Polin Waterparks, kaydıraklarında patentli teknolojilerinden Natural Light Effects'i de müşterilerine sunuyor. Bu sistemde doğal gün ışığı kaydırağın içini renklendirir. Bu sayede hem kaydırak içinde güçlü bir efekt oluşmakta hem de bu efekt gün ışığının durumuna göre değişik şekiller alabilmektedir. Kaydıraklar, misafirlerin tüm dikkatini çekmeye yeterli olsa da Harmony, dünyanın en büyük gemisi olmanın yanında Royal Caribbean'ın çocuklar için mini su parkına sahip ilk gemisi olma özelliğini de taşıyor, Splashaway Bay su oyun grubu özellikle geminin minik misafirlerin eğlencesini arttırmak adına rengarenk tasarlandı. Su tabancaları, kaydıraklar, devrilen bir dev kova gibi ilgi çekici ayrıntılarla tamamlandı. Polin Waterparks, son 5 yılda birçok okyanus hattı ile bu kapsamda projeler yürüttü. Carnival Crusies ve MSC gibi şirketlere başarılı su parkları tasarladı.
EĞLENCE
Herkesin adım
atması gerekiyor! Firmaların yatırım yapabilmesi adına gerek hükümetin gerekse AVM’lerin üzerlerine düşen görevler olduğunu belirten Funnivarium Genel Müdürü Melih Aydın: “Öncelikle kuru sabitlemeleri gerekiyor. Kiralara yardımcı olacaklar ki imkanı olan firmalar da yatırımlarına devam edebilsin” dedi.
Firmanızdan kısaca bahseder misiniz bize? Biz yaklaşık 60 senedir Lunapark işiyle uğraşan bir aileyiz. Son 10 yıldır da ben biraz daha AVM’lerle bu işi destekler hale geldim. Daha çok kapalı alan, oteller üzerine makine üretimi gerçekleştiriyoruz. Biraz daha piyasadaki ürünlerden farklı… Zaten işletme tarzımız da diğer firmalardan ayrı işliyor. Normalde açık alan lunapark işletmeciliği ile kapalı alan eğlence merkezi işletmeciliği birbirinden çok ayrı işlerdi. Biz bunları ortak alanda toplamaya çalışıyoruz. Talepler bu yönde olunca şu an kapalı alan eğlence merkezi işletmecileri de bizim tarzıma dönmeye başladı. Eğlence firmaların en önemli sorunlardan biri de AVM’lerde kiralama sorunu… Buna yönelik sizin düşünceleriniz neler? Bu herkes gibi bizim de sıkıntılı olduğumuz bir konu… Sonuçta kiranızı kendi para biriminiz yerine dövizle ödüyorsunuz ve hiçbir şey yapmadan, elinizde olmadan kiranız sürekli artıyor. Bu durum da ciddi anlamda firmaları sıkıntıya sokuyor. Umarım çözülür... Hem AVM’lerin hem de eğlence firmalarının ortak paydada buluşması için yapması gerekenler neler? Öncelikle imkanı olan firmaların istihdam sağlama noktasında kesinlikle hız kesmemesi lazım. Bir şekilde yatırıma devam edilmeli… Tabii ki bu konuda gerek hükümetin gerekse AVM’lerin atması gereken adımlar var. Öncelikle kuru sabitlemeleri gerekiyor. Kiralara yardımcı olacaklar ki imkanı olan
firmalar da yatırımlarına devam edebilsin. Mesela Funnivarium olarak biz, önümüzdeki yarıyıl tatiline yetiştirmek üzere 2 bin metrekare alan daha yaratmayı, böylece en az 40 ya da 50 kişiye yeni iş kapısı sağlamayı planlıyorduk fakat düşüncelerimizi erteleme durumunda kaldık. Çünkü kimseden bir adım atılmadı. Ayrıca bu rakamlar sadece bizi kapsayan kısım. Türkiye genelinde bunu yayarsanız çok ciddi bir istihdam sağlanabilir. Bu nedenle herkesin adım atması gereken bir durum söz konusu…
Peki, 2016 nasıl geçti sizin için? 2017 için neler düşünüyorsunuz? Herkes gibi bizim içinde kötü bir yıl oldu 2016. Açıkçası 2017’nin de öyle geçeceğini düşünüyorum. Bir kere yaz dönemine kadar piyasa çok sıkıntılı geçecek. Yaz döneminden sonra gerçekleştirilmesi planlanan çalışmaların ise adımları şimdiden atılmalı. Sektör açısından çok ışık görmesek de umarım her şey daha iyi olacak, tek temennimiz bu…
87
EĞLENCE
Hayata kısa bir mola… Atlantis Funny City Genel Koordinatörü Sedat Dönmez yatırımlarının 2017’de de hız kesmeyeceğini belirterek, yıllardır birlikte çalıştıkları firmaların haricinde yeni firmalar için de çalışmaların devam ettiğini dile getirdi.
A
tlantis Funny City için 2016 nasıl bir yıl oldu? İstenilen hedeflere ulaşıldı mı? 2016 yılı her sektörde olduğu gibi eğlence sektörü için de çok zorlu bir yıldı. Her yaşanan üzücü olaydan sonra iptal edilen büyük organizasyonlar bizi zorlasa da istediğimiz hedeflere ulaşabildik. 2016 yılında turnava ve kampanyalara dair neler yaptınız? İnsanların bu turnava ve kampanyalara tepkisi nasıldı?
Personel mutluluğu şirketler için sunulan hizmetten veya üründen sonra gelen en önemli unsurdur. Bu yüzden şirketler personel mutluluğu için yıl içerisinde çeşitli etkinlikler gerçekleştiriyor. Bunlardan bowling turnuvası minimum gider ile maksimum olumlu geri dönüş alınan tek eğlence alanı olarak karşımıza çıkıyor. Çalışmakta olduğumuz firmalarda yapılan anketler sonucu elde edilen bilgiye göre; bowling turnuvası personelin stresini atmasını sağlarken, aynı zamanda takım içi bağlılığı artırarak personelin yıl içinde daha yüksek performans sergilemesini sağlıyor. 2016 yılında şirketlere ve gruplara özel, hepsi birbirinden eğlenceli birçok bowling turnuvası düzenledik. İSTAÇ,
İGDAŞ, Şehir Hatları, Garanti Bankası, Vakıfbank, Media Markt, Mektebim Kurumları, Vodafone ve Nurol Holding birlikte çalıştığımız kurumlardan birkaçı… Ayrıca Altınokta Körler Vakfı, Lions Kulubü ve Anadolu Güneşi gibi kurumlar ile de çeşitli sosyal sorumluluk projeleri düzenledik. 2017’ye yönelik planlarınız neler peki? Yıllardır birlikte çalıştığımız firmalar ile yaptığımız gelenekselleşmiş bowling turnuvaların yanında yeni şirketler ile de çalışmalarımız devam ediyor. Ayrıca doğum günü organizasyonları için de yeni çalışmalar yapıyoruz. Bu yıl daha modern ve eğlenceli, hem ebeveynlere hem de çocuklara doyasıya eğleneceği unutulmaz partiler yaşatmayı hedefliyoruz.
Son olarak AVM projelerinizden de kısaca bahsedelim. Mesela yeni salonların açılışı olacak mı? Tabii ki olacak… Yatırımlarımızı yeni yılda da hız kesmeden devam ettireceğiz. Ancak şimdilik planlarımız sürpriz olsun diyelim.
88
EĞLENCE
Oyun ve eğlence alanlarının tarzı değişiyor… “2017’den ümitliyiz… Bu yılın da hedeflerimizi gerçekleştireceğimiz, iyi bir yıl olmasını temenni ediyor ve bu doğrultuda elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz” diyen Trio Games CEO’su Murat Eyileblebici, “Şu an da görüşmeleri devam eden, hatta sözleşmeleri dahi imzalanmış projelerimiz var. Bu anlamda morelimiz yüksek… Ayaklarımız yere basarak emin adımlarla ilerliyoruz” dedi.
“2017’DEN ÜMİTLİYİZ” “2016 hedeflerimizin çok daha üstünde geçti. Ancak şunu belirtmeliyim ki, biz hedeflerimizi zaten Temmuz ayına kadar aşmıştık. Bu nedenle 15 Temmuz günü yaşanan malum olay hedeflerimizi gerçekleştirme noktasında engel oluşturmadı ama 15 Temmuz sonrasındaki süreçte iş akışımızı tabii ki de etkiledi” diyen Eyileblebici, “2017’den ümitliyiz… Bu yılın da hedeflerimizi gerçekleştireceğimiz, iyi bir yıl olmasını temenni ediyor ve bu doğrultuda elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Şu an da görüşmeleri devam eden, hatta sözleşmeleri dahi imzalanmış projelerimiz var. Bu anlamda morelimiz yüksek… Ayaklarımız yere basarak emin adımlarla ilerliyoruz” dedi. 2017’de Türkiye’de çok büyük ses getirecek projeleri olduğunu belirten Eyileblebici, sektörde 12 yıldır faaliyet göstermesine rağmen bu tarz projelere rastlamadığını da dile getirdi. Projeyle ilgili Eyileblebici, “Projelerden özellikle biri konsept olarak oldukça farklı. Artık oyun ve eğlence alanlarının tarzını biraz daha değiştiriyoruz” ifadesinde bulundu.
“W Games, sektörde farklı anlayışa sahip bir firma” açıklamasında bulunan Trio Games CEO’su Murat Eyileblebici, “Biz makina ya da makina parkurları satan bir firma değiliz. Makina ve makina parkurlarını doğru projelere, doğru bir şekilde projelendirmek amacıyla danışmanlık desteği veren bir firmayız” dedi ve sözlerine ekledi: “Trio olarak yola çıkarken, farklı olma hedefiyle yola çıktık. Bu farklılığımızı da klasik bilinen yöntemlerle değil, daha çok gelişmiş sektörel ve inşaat tecrübemizle ortaya koyuyoruz. Sektörel ve inşaat tecrübemizle know-how’umuzu biraraya getirdiğimiz zaman anahtar teslim, üst sınıf ama yatırım maliyeti çok daha düşük projeler ortaya çıkarıyoruz. Ayrıca yapmış olduğumuz projelerde teknik servis hizmeti de sağlıyoruz.”
90
“AVM’nin yapısı, büyüklüğü, lokasyonu ve hizmet verdiği hedef kitlesi tasarımı etkileyen en belirleyici unsurlar” diyen Eyileblebici, “Mesela geçtiğimiz aylarda açılan Via Sea Marina-Via Entertainment projemiz tamamı ile Amerikada’ki örnek konsept projelerden çok daha iddialı oldu’’ dedi.
EĞLENCE
Adı sanal gerçeklik değil,
Cinebox… Cinebox Kurucu Ortağı Mehmet Eyyüp Aman: “2016 yılında, yaklaşık 4 ay gibi kısa bir sürede 30 şube açan bir marka olarak, 2017 yılı içerisinde hedefimiz 100 şube…” dedi.
Firmanızdan kısaca bahseder misiniz? Cinebox 2015 Nisan ayında kurulmuş olan, 2016 Şubat ayı itibariyle franchise vermeye başlayan bir marka. 2016 Şubat ayından bu yana toplamda 30 noktada faaliyet gösteriyoruz. Cinebox, VR teknoloji üzerine ürünler üretiyor ve profesyonellik alanının bu olduğuna inanıyor. Ve bu konuda çok başarılı olduğumuzu her yönden iddia ediyor, ispatlıyoruz. Üretim gerçekleştiriyorsunuz sanırım… Evet, üretim yapıyoruz. Şu anda Cinebox’ın AVM’lerde görmeye alışkın olduğunuz, kapalı bir kabin içerisinde sergilediği ürünün sadece koltuk kısmını Türkiye’de üretiyoruz. Ürünün mekanik kısmını ithal ediyor, montajlama işini yine Türkiye’de gerçekleştiriyoruz. 2017 yılından itibaren üretimin tamamını Türkiye’ye alarak ve menşeini Türkiye’ye kazandırarak, Türkiye’de üretimi destekleyici işler yapmayı planlıyoruz. Böylece fiyatlarımızı da biraz daha düşüreceğimize inanıyoruz. Peki, hangi ülkelerde faaliyet gösteriyor Cinebox? Cinebox 6 farklı ülkede faaliyet göstermekte… Amerika, Ukrayna, Irak, Dubai, İran gibi ülkeler bunların başında geliyor. Amerika’da bizi
heyecanlandıran bir durum söz konusu… Ayak hastalıkları uzmanı bir doktor master franchise’mızı aldı ve kendisi şu an Philadelphia’da Cinebox’ı faal olarak 2 AVM’de yürütüyor. Amerika pazarına bir Türk markasının girmesi bizi çok heyecanlandırıyor. Cinebox’ı Türk markası olarak dünyaya tanıtmak için en iyi reklamları yapacağımızı söyleyebilirim. Hedef ülke olarak belirlediğiniz bir ülke var mı? 188 ülke içerisinde hedeflediğimiz ülke sayısı şu an için 40… Bunların başında gelen ülkelerin çoğunda zaten varız. Mesela Arap pazarına girmek istiyorduk, şu an Suudi Arabistan ve Dubai’de faaliyet gösteriyoruz. Irak ve İran pazarında olmak istiyorduk, yine bu iki ülkede de Cinebox olarak yerimizi aldık. Ayrıca Rusya pazarında olmak istiyorduk, şu an için Ukrayna’da varız, yakında Rusya’ya da gireceğiz. Diğer ülke pazarlarında da olmak için çalışmalarımızı hız kesmeden sürdüreceğiz. 2017 planlarınız dahilinde neler var peki? 2016 yılında, yaklaşık 4 ay gibi kısa bir sürede 30 şube açan bir marka olarak, 2017 yılı içerisinde hedefimiz 100 şube… 2017’yi de 100 şube franchise ile kapatıp, toplamında ise 130 şube franchise olmayı hedefliyoruz. Cinebox’ın kendi bünyesinde yetiştirmiş olduğu mekanik ve yazlım mühendisleri arkadaşlarımızla birlikte yeni ürünler tasarlayıp, VR teknolojiyi Türkiye’ye tam anlamıyla mal edeceğiz. Bizim başardığımız tek şey şuydu; insanların algısından sanal gerçekliği silerek, Cinebox’ı empoze etmek... İnsanlar artık bu işi sanal gerçeklik olarak değil de Cinebox olarak adlandırmaya başladı. Bu işin adını Cinebox olarak koyduk ve bu şekilde devam edeceğiz.
92
EĞLENCE
Cino Skatepark başarısını ödülle taçlandırdı Cino Skatepark Genel Müdürü Güney Cino: “Bu ödül, diğer çalışmalarımız için bize daha fazla ilham ve azim kazandıracak. Bundan sonraki süreçte daha iyisini yapmak için uğraşacağız ve başarımızı daim kılacağız” dedi.
lirli alanlar tahsil etmesiyle gerçekleşiyor. Bu konuda Avrupa’da rakibimiz yok diyebilirim. Sadece Amerika’daki 2 firma bizimle eşdeğer kalite bu işi yürütüyor.”
PLANLARDA YENİ PARKLAR VAR 2017 yılı için yeni park çalışmalarının olacağını belirten Cino, “Park anlamında birçok belediye ile anlaşmalarımız söz konusu fakat şu an bekleme aşamasındayız. Bilirsiniz ki ihale süreçleri minimum 5 ya da 6 aya kadar uzayabiliyor. Bu süreçler biter bitmez hemen çalışmalara başlayacağız” dedi.
TÜRKİYE ŞAMPİYONASI İÇİN ÇALIŞMALARA BAŞLANDI 2017 için öncelikle Türkiye Şampiyonası’nın hazırlıklarına başladıklarını dile getiren Cino, bu şampiyona için dünya şampiyonlarını da jüri olarak getirdiklerini, ayrıca kendisinin de jüride yer alacağını belirtti. Cino sözlerine, “2017’ye güzel bir yarışma ile başlayacağız. Yarışma için Türkiye’nin birçok ilinde elemeler yapılacak. Tüm elemeler sonrasında gerçekleştirilecek final için ise Antalya’yı düşünüyoruz” diyerek devam etti.
1990 yılında kurulan ve kuruluşundan bu yana profesyonel olarak kaykay, paten ve bisiklet sporları ile ilgilenen Cino Skatepark, aynı zamanda bu alanlara yönelik gerçekleştirilen Türkiye şampiyonaları ve yarışmalarını da üstleniyor. Firmanın kuruluş amacının adrenalin sporlarını geliştirmek olduğunu belirten Cino Skatepark Genel Müdürü Güney Cino, amaçlarını başarılı bir şekilde gerçekleştirdiklerini ve bu başarıyı ödülle taçlandırdıklarını belirtti. Türkiye’nin birçok il ve ilçesine bu sporlara yönelik parklar yaptıklarını da aktaran Cino, “Şu an 60 yere, birbirinden farklı parklar yaptık. Hatta bunun içerisinde Hakkari Şemdinli bile yer alıyor” dedi ve sözlerine ekledi: “Bu sporun gelişmesi için belediyelerin bizlere öncü olmaları şart. Çünkü bizim park yapabilmemiz, onların bizlere be-
ÖDÜLLE TAÇLANDIRILAN BAŞARI Son olarak Atrax’ta almış oldukları ödülle ilgili konuşan Cino, “Verilen ödül ile emeğimizin karşılığını almış olduk. Bu ödül, diğer çalışmalarımız için bize daha fazla ilham ve azim kazandıracak. Bundan sonraki süreçte daha iyisini yapmak için uğraşacağız ve başarımızı daim kılacağız” dedi.
93
EĞLENCE
2016 yılının firmaları için beklentilerini karşılayan, verimli bir yıl olduğunu belirten Switch International Bowling Proje Satış Müdürü Burak Bora: “2016 yılı içerisinde Türkiye’de güzel projeler yaptık ve iyi projelere imza attık. 2017 için de yine anlaşmalarımız söz konusu... 2017’nin 2016 yılından daha da iyi geçeceğini düşünüyorum” dedi.
“2017, 2016’dan
daha iyi geçecek” Firmanızdan kısaca bahseder misiniz? 2003 yılında kurulan Switch International Bowling, tüm dünyada hizmet veren bir firma ve 2013 yılından bu yana operasyonlarının tamamını Türkiye’den yürütüyor. Dünyanın birçok yerinde bowling salonları kurulumu gerçekleştirdik. Ayrıca yedek parça, sarf malzemeleri tedariği konusunda da müşterilerimize hizmet vermekteyiz. Üretim yapıyorsunuz… Peki, ihracat noktasındaki çalışmalarınız nelerdir? Türkiye piyasasına da çok iş yapıyoruz fakat başlangıçta belirttiğim gibi uluslararası bir firma olduğumuz için dünyanın her ülkesine satış ve kurulumlarımız söz konusu. Yaptığımız işlerin büyük bir kısmını ihracat oluşturuyor. Ülke bazında konuşursak, hangi ülkelerle çalışıyorsunuz? Bugün Avrupa’nın birçok yerinden tutun da Rusya, İran, Irak, Singapur, Dubai, Uzak Doğu… gibi pek çok ülkede
ve bölgede operasyonlarımız mevcut. Ayrıca Türki Cumhuriyetleri’yle ilgili yeni projelerimiz de söz konusu… 2017’nin başında bowlingin anavatanı olan ABD’ye giriş yapıyoruz. Bowlingin oynandığı her yerde Switch ismini duyurmak için yeni projelerimizi gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Faaliyet alanlarınızı daha çok hangi alanlar oluşturuyor? Artık eğlence sektörü çok gelişti; AVM’lerin içinde de eğlence merkezleri var, sadece eğlence kompleksi olarak yapılan yerler de... Bugün baktığınız zaman şirketler ya da fabrikalar, çalışanlarını eğlendirebilmek ve işin stresinden uzaklaştırabilmek için bünyelerinde ufak çaplı eğlence mekanları açıyor. Burada bowling, ilk tercih edilen eğlence alanı olarak karşımıza çıkıyor. Bir de üniversiteler ve okullar var, sonuçta bowling eğlencenin dışında aynı zamanda bir spor… Dolayısıyla eğitim ve öğretim kurumlarının tercihi de genellikle bowlingden yana oluyor.
Switch için 2016 nasıl bir yıldı? 2017 planlarınız neler? Beklentilerimizi karşılayan bir satış grafiği ile kapattığımız bir yıl oldu 2016. Bunda tabii tüm dünyaya hizmet vermenin etkisi var. 2016 yılı içerisinde Türkiye’de de iyi projelere imza attık. 2017 için de yine anlaşmalarımız söz konusu... 2017’nin 2016 yılından daha da iyi geçeceğini düşünüyorum. Evet, dünyanın her yerinde bir ekonomik kriz var ama bu insanların aynı zamanda stresini de atmaya ihtiyacı var. Dolayısıyla eğlence sektörü büyüyor… Switch tüm dünyada bu büyüyen sektörün yeni yıldızı olacak.
94
Özel
Röportaj
Röportaj:Başak Tanrıverdi
96
Özel
Röportaj
Hem futbol hem de sanat kadını; Bir yanda sanat bir yanda futbol aşkı… İki kelime hemen hemen yetiyor Serenay Aktaş’ı tanımlamak için… Futbol kariyerinin ardından, sanat dünyasına adımını atan Aktaş, kendisinin de belirttiği gibi Survivor Yarışması’nın ardından gönüllerimizi fethetti. O gönlümüzde güçlü, hırslı bir o kadar sempatik bir karakter olarak yer edindi. Sempatik ama bir o kadar seksi bir kadın aslında Aktaş… Bana göre bu yönünü, özellikle son rol aldığı dizi İlişki Durumu Evli’de gösterdi izleyicilere.
Serenay Aktaş
97
Özel
Röportaj
Her yönüyle Serenay Aktaş’ı konuştuğumuz röportajımızı keyifle okumanız dileğiyle Mall Report okuyucuları… Öncelikle sizi kısaca tanıyalım… Kimdir Serenay Aktaş? Serenay; kendi halinde, her şeyin bir zamanı ve her şeyin bir sınırı olduğunu düşünen, genelde burcu gereği (Terazi) her şeyi dengelemeye çalışan, rotasını bulan, hayal kuran, dünü de yarını da sık sık düşünen, dışardan görünenin ve tahmin edilenin aksine sıradan bir yaşam süren, maneviyatına önem veren, sakin, sabırlı ve çılgın, asi ama sulu göz, oldukça kararsız, olumsuz olaylar üzerinde pek durmayan, genelde pozitif, insanlarda ilk dikkat ettiği şey samimiyet olan, kameraya, spora, özellikle de futbola aşık, her adımını annesini ve ailesini düşünerek atan, hayallerinin peşinde koşan bir genç kız…
Futbolcu kimliğinizden bahsedersek, nasıl başladı bu serüven… Sizi bu mesleğe yönlendiren neydi? Futbola olan tutkum Galatasaray’dan geliyor. Küçükken babam beni omzunda Galatasaray maçlarına götürüyordu ve futbola tutkundum. Önceleri sokak aralarında top koştururken, 15 yaşında Zeytinburnu Spor Bayan Futbol Takımı’nda lisanslı olarak futbol oynamaya başladım. Daha sonra Vatan Spor ve son olarak 1207 Antalyaspor Bayan Futbol Takımı’nda yer aldım fakat futbolun bir geleceği olmadığını fark edeli üç yıl oldu. Üç senedir sadece hobim. Mesleğim gereği artık daha çok dikkat etmek zorundayım. Ertesi gün set var, o gün maçta Allah korusun sakatlık yaşadığım zaman işime engel olurdu. Bu sebeple ara vermek zorunda kaldım. Futbolla ilgilenen bir kadın bile hayli ilgi çekerken siz çıkıp oynuyorsunuz... Çevrenizdeki erkekler nasıl yorumluyorlar bu durumu? İlk başta inanmıyorlar tabii. Sonra birkaç golümü görünce şok oluyorlar. Bir de futbol yorumlamam çok hoşlarına gidiyor. Genel olarak seviyorlar bu durumu. Futbolculuk kariyerinizin ötesinde bir de oyunculuk var. Peki, oyuncu olma fikri nasıl ortaya çıktı? 2011 yılından beri çabalıyorum, o yıl oyunculuğa başladım, ilk olarak Kanıt dizisinde 5 bölüm olay yeri inceleme ekibi olarak rol aldım, her bölüm 3-5 tane repliğim vardı. Ardından Umut Yolcuları, Yahşi Cazibe, Alemin Kralı, Kalbim Seni Seçti gibi dizilerde bölüm oyunculuğu yaptım. Daha sonra ortamı sevmedim, çekindim. Tam başladım derken uzaklaştım bir süre, daha sonra Türkiye Artistini Arıyor adlı tiyatro yarışmasına başvurdum, ön elemeleri de geçtim ama yarışma iptal oldu. Hamdi Alkan jüri üyesiydi, aklında kalmış olacağım ki bir gün beni aradı, TNT’de Arka Sıradakiler’e
98
Özel
Röportaj
tekrar başlayacağını ve benden Van depremini yaşamış, ailesini depremde kaybetmiş “Gülüm” karakterini canlandırmamı istedi. 24 bölüm oynadıktan sonra şunu anladım; Eğer sen kendini bilirsen, dualarını da eksik etmezsen işte o zaman kendini koruyabiliyorsun. Yani ortamdan çekinmene gerek kalmıyor çünkü kendinden emin oluyorsun. Kendinden ödün vermeden ilerlemek hakikaten çok zor… Belki de bu yüzden yavaş ilerliyorum ama olsun, böylesi daha iyi, ben böyle mutluyum. Arka Sıradakiler’den sonra TeknoSA reklamında Dişi Arda oldum, ardından Kotex reklamı (2013) çektik. 2013 yılında, Kotex’ten sonra Muhteşem Yüzyıl Ayşe Hatun için görüşmek istediler ve anında kabul ettim. 14 bölüm de orada yer aldım. Bu dönemde biraz daha tanınırlığım arttı. Daha sonra Çılgın Dershane 3 filminde “Merve” karakterini canlandırdım. Tam yeni bir diziye başlayacaktım ki Survivor çıktı. Diziyi kabul etmedim, çünkü 2 senedir Survivor için görüşüyorduk. Muhteşem Yüzyıl devam edince gidememiştim ama 2014 için gelen dizi teklifini geri çevirip hayalim olan Survivor'a gittim. Giderayak da menajerim Selim Akar aradı; “Döndüğünde ilk başrol filmimizi çekiyoruz!” müjdesini verdi ve geldikten sonra Figüran filmini çektik. Filmden sonra dizi yapacaktık ama içime sinmemişti. Ardından Acil Aşk Aranıyor dizisinin kadrosuna katıldım. Son rol aldığım dizi ise İlişki Durumu Evli. 4 aydır Serkan Atar’dan tiyatro eğitimi alıyorum. Şimdilerde ise “Benim Neyim Eksik” tiyatro oyunu ile sahnede izleyici ile buluşuyorum. Tiyatro sahnesinde kendinizi nasıl hissettiniz? Birkaç kelime ile anlatır mısınız? Tiyatro sahnesi gerçekten bambaşka… O atmosfer, o sahne, o alkış… Beni çok duygulandırıp, ağlamama neden oldu.
Şimdiye kadar oynadığınız roller içerisinde hangisini daha fazla sevdiniz? Neden? Şimdiye kadar oynadığım rollerin hepsini severek canlandırdım. Fakat TRT TV filmleri adı altında çektiğimiz Makas filmindeki Berrak karakterinin yeri ayrı bende. Survivor’da hayatınız nasıl geçti? Sizi en çok zorlayan neydi? Yarışmanın size kattıkları neler oldu? Survivor'a nasıl gittiysem öyle çıktım açıkçası. Pek bir şey değiştirmedi ben de. Sadece yemek durumlarında daha dikkatliyim, mesela tabağımı evdeyken bembeyaz yapana kadar sıyırıyorum! Bir de önümdeki her şeyden tok dahi olsam bir kaşık bile olsa tatmak istiyorum, sanki başka zaman yiyemeyecekmişim gibi. Bana olan en büyük faydası kuşkusuz artık Serenay Aktaş’ı insanların tanıması. Daha önce birçok projede yer almama rağmen “Bir yerden tanıyorum ama pardon sizi nerden tanıyorum? Gülüm sen misin? Sen Ayşe Hatun musun?” oluyordu insanlar, yine de tanıyorlardı tabii, yoksa ünlülerde ne işim var? Ama artık iyice tanıyorlar, direkt Serenay diyorlar şimdi. Serenay Aktaş’ın hedeflerinde neler var? Neler yapmayı planlıyor? 2011'de başladığım oyunculuğa emin adımlarla, benliğimi yitirmeden devam ederek, Türkiye’de canlandırdığım karakterlerle adımdan söz ettirmek. Sonraki hedefim yurt dışında güzel bir projede yer almak. Aksiyon sevdiğim için bunu ekstra istiyorum çünkü Türkiye’de maalesef pek mümkün olmuyor...
99
GIDA
Nedim ve Selim Diker kardeşlerin Tükkan… Karaköy’ün samimi ve sıcacık mekanı… Sanat galerisini andıran yapısıyla semtin ruhunu tamamlayan ve leziz menüsüyle damaklarda iz bırakan eşsiz yer… Tıpkı Selim Diker’in de dediği gibi semtin ilklerinden ve İstanbulluların Karaköy’deki vazgeçilmezi... Evet, bu ayki konuklarımızdan biri Tükkan ve onu sahibi Selim Diker’den dinledik. Şimdiden keyifli okumalar…
alamet-i farikası
Tükkan hakkında kısaca bilgi alabilir miyiz? Tükkan yeme-içme sektörüne ne zaman adım attı? Kısaca Tükkan’ın tarihçesini dinleyelim sizden. İkizimle böyle bir serüvene başlamaya henüz ben askerdeyken karar verdik. Hizmet sektöründe olmayı istiyorduk ama aklımızda direkt restoran açmak gibi bir düşünce yoktu aslında… Restoran işine gelince, bu tamamen askerden sonraki sürece kalıyor. Hizmet sektörüne dair mevcut fikirlerimiz içerisinden çeşitli kriterler çerçevesinde elemeler yaptık ve bizim için en doğru olanın restoran açmak olduğu hemfikrine vararak, Tükkan’ı açmaya karar verdik. Peki, neden Karaköy? Ben daha öncesinde Karaköy’e gelmiştim fakat o zamanki Karaköy, şu anki Karaköy’den oldukça farklıydı. Tornacıların ve eskicilerin olduğu, değişimin daha yeni yeni başladığı, sadece iki ya da üç mekanın olduğu bir zamandan bahsediyorum. Restoran açmaya karar verdiğimiz ilk andan itibaren yaklaşık bir senelik bir araştırma sürecine girdik. Bahçeşehir’den tutun da Ataşehir’e kadar pek çok yere baktık. Hatta bir ara İzmir’i bile düşündük diyebilirim. Uzun araştırmalar sonucu tekrardan Karaköy’e döndüğümde gelişimin de biraz daha farkına varıp, mekanın Karaköy’de kurulmasına karar verdik ve Karaköy serüvenimiz başladı. Bu çok güzel bir şey aslında… Çünkü genellikle restoran açmak herkesin hayalidir ve bu işe genellikle ‘Param var, açarım, yürür’ şeklinde düşünülerek giriliyor fakat sonu genellikle hüsran oluyor… Sektörün en önemli sorunlardan biri bu gerçekten… İnsanlar bir hayal peşinde giriyor bu işe ve işin ne getirdiğini ya da ne götürdüğünü bilmiyorlar. Genellikle kurumsal hayattan kaçış olarak görülüyor maalesef… Biz bu noktada avantajlıydık çünkü bu işi bir zevk veya hayalden öte ticaret olarak gördük ve bu işe girmeden önce bölgeyle ilgili birçok şeyi araştırdık. Bölgenin ne eksiklikleri var, neye oynamamız gerekiyor gibi pek çok konuyu ölçüp, tarttık ve ona göre hamlelerimizi yaparak ticari hayatımıza başladık.
100
GIDA Tükkan dekorasyon anlamında oldukça farklı bir konsepte sahip… Böyle bir dekorasyonun oluşturulması fikri nasıl ortaya çıktı? Sizin de fikirleriniz oldu mu konseptle ilgili? İkiz kardeşim inşaat mühendisi, ben de makine mühendisiyim ve biz olduk olası dekorasyon ürünlerine karşı her zaman ilgi duyduk. Karaköy’e geldiğim zaman ilk söylediğim şey; ‘Burada yapmamız gereken lezzeti bir kenara koyup, tasarım ürünlerine oynamak…’ oldu. Çünkü Karaköy’ün doğasında da bu var; genellikle bir kafe ve yanında tasarım ürünleri satan bir yer ya da galeri… Ve bir de bu sirkülasyona uygun müşteri portföyü… Açıkçası üç sene sonunda düşüncelerimizin bizi yanıltmadığını gördük.
Tükkan’ın en ilgi çeken özelliklerinden biri de mühendis kardeşlerin yaratıcı fikirleri ile hayat bulan tasarımların ve dekorasyonda yer alan objelerin satın alınabiliyor olması… Bununla ilgili bizlere detaylı bir bilgi verir misiniz? Oldukça yoğun talep olmalı… Normal şartlarda evet, biz bu ürünleri satıyoruz ama şöyle bir sıkıntımız oluyor; bu ürünler, tasarımından üretimine kadar kardeşimle beraber yapmış olduğumuz ürünler olunca ister istemez ürünü benimsiyor ve aramızda bir bağ kuruyoruz. Ticari hayatta bu duygusal bağı kurmamız gerekiyor ama maalesef kuruyorsunuz, kurduğunuz zaman da bazı şeyler sizin için çok daha zor olabiliyor. Ancak bu saatten sonra ciddi anlamda ticari olarak bunu hayata geçirmemiz gerektiğinin farkındayız. Çünkü işletmelerin güncel kalabilmek adına, beş yıl içerisinde ufak, on yıl içerisinde büyük değişiklikler yapması gerektiğini biliyoruz. Biz de üç senelik bir mekan olarak buna yaklaşıyoruz açıkçası. Yaklaştığımız süre zarfında bunun ticari zevktense ticari gereklilik olduğunu düşünmeye başladık. O noktada 28 Mayıs’ta tıpkı Amerika ve Avrupa’da olduğu gibi bir garage sale yapmayı düşünüyoruz. Ardından Ramazan boyunca, belki iki haftalık bir tadilat süresine girerek, yeni tasarım ürünlerimizle müşterilerimizin karşısına çıkmayı düşünüyoruz. Peki, gelecek dönemlere ilişkin şubeleşme çalışmaları düşünüyor musunuz? Başka bir konsept ya da isimle olabilir belki ama Tükkan markası adı altında açıkçası düşünmüyoruz. Çünkü bu konsepti taşıyıp, başka bir yerde kullanabileceğimiz çok alternatif yok. Belki Moda olabilir diyorum, onun dışında İstanbul’da olabilecek başka bir yer gelmiyor aklıma. Eğer yeni bir yer açılacaksa da o yere uygun bir konsept oluşturulmalı diye düşünüyorum. Nişantaşı’nda açılacaksa mesela
daha beyaz masalar kullanılmalı, paslı aydınlatmalar yerine bakır ya da pirincin ağırlıklı kullanıldığı aydınlatmalar tercih edilmeli gibi… Ancak Tükkan isminin de Nişantaşı’na uymayacağını düşünüyorum. Biz bilerek Türkçe bir isim seçtik, Karaköy’e uyması ve daha samimi olması adına. .. Günümüzde varlığı yoğun bir şekilde hissedilen rekabete yönelik yapmış olduğunuz çalışmalar nelerdir? Rakiplerinizden ayrışmak adına neler yapıyorsunuz? Rekabette yapılması gereken; kendinizi daha iyi bir noktaya taşımanızdır… Biz de o noktada kendimizi sürekli yukarı çekmeye çalışıyoruz. Bu bağlamda marka bilinirliği noktasında PR ajansıyla görüşüyor, konseptimize uygun niş eventler yapmak adına organizasyon şirketleriyle projeler üretiyoruz. Gerçekleştireceğimiz etkinliklerle tasarımımızı daha yeni ve daha farklı bir şekilde sunup, insanların dikkatini ve ilgisini çekmeye çalışıyoruz. Onun dışında sunumlarımızı yeniliyor, yenilikleri takip ediyoruz. Mesela bir ara porselen modaydı, sonra ahşap moda oldu, sonra bir ara taş dönemine kısa bir geçiş yaşandı, şimdi de emayeler moda… Bu noktada trendleri takip ederek ve kendimizi bu trendlerle hazır duruma getirerek, mümkün olduğunca bu trendin başında olmaya çalışıyoruz. Nasıl ki Karaköy’de biz ilk beş mekanın içindeysek, bu trendlerde de önde olmayı kendimize amaç edindik ve amacımız doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
101
GIDA
Zaman önemli olunca,
şubeleşmek de kaçınılmaz oluyor
Bu ayki dosya konumuzda firmaların yaşanılan yoğun rekabete yönelik yapmış oldukları çalışmaları ele almaya çalıştık. Bu yoğun rekabette lezzetli olmak kadar hız da önemli tabii… Ancak kimi firmalar lezzetli oluyorum derken yavaş, hızlı oluyorum derken lezzetsiz olabiliyorlar. “Peki, her ikisini birarada sunmak mümkün değil mi?” diye sorduğumuzda HB Waffle Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Büyük, “Firmalar hem hızlı servis vermek hem de ürünün lezzetinden vazgeçmek istemiyorsa hazır ürünler kullanmak yerine, üretimini şubelerde de yapabilecek bir sistem kurmalı ve bunun denetimini bayiler üzerinde takip edebilmelidir” diyerek cevap verdi. Günümüzde varlığı yoğun bir şekilde hissedilen rekabete yönelik yapmış olduğunuz çalışmalar nelerdir? Rakiplerinizden ayrışmak adına neler yapıyorsunuz? Güçlü bir rekabet ortamının olduğu günümüzde, maksimum ürün lezzeti ve hizmet kalitesiyle rakiplerimizden ayrışmaya çalışıyoruz. Ayrıca Ar-Ge çalışmalarına önem vererek, waffle’ın ve Belçika çikolatasından yaptığımız ürünlerin değişik versiyonlarını menümüze ekleyip, special ürünlerle farklılık yaratıyoruz. Müşterilerimize waffle ürünlerinde daha çok seçenek sunuyoruz. Doğallığa ve tazeliğe önem veren bir firma olarak, hiçbir zaman dondurulmuş meyve kullanmıyor, ‘kalitesiz malzemeyle lezzetli ürün yapılamaz’ felsefesiyle çalışıyoruz.
102
Evet, global dünyada yaşıyoruz ve zaman insanlar için olduğu kadar firmalar içinde çok önemli. Bu nedenle hızlı olmak firmaların adeta olmazsa olmazı... Hızlı olmanın koşulu da tabii ki şubeleşmek... Peki, şubeleşirken dikkat edilmesi gereken unsurlar nelerdir? Zaman, insanların günlük yaşantı işleyişinin düzeni açısından önemli olduğu için firmalar da bu düzenin sağlıklı ilerlemesi açısından müşterilerine hızlı ve kaliteli hizmet sunmak durumundadır. Daha çok müşteriye ulaşmak ve müşterilerine hızlı hizmet vermek isteyen firmalar için şubeleşmek de haliyle zorunlu hale gelir. Ancak firmalar şubeleşirken; merkezindeki ürün kalitesini, ürün tazeliğini ve hizmet kalitesini aynı şekilde şubelerinde de sunabilmeli, merkezindeki marka algısı ve konseptini şubelerine de taşıyabilmelidir. Bir diğer konuda lezzet meselesi... Çoğu zaman firmalar hızlı olmak için lezzetlerinden fedakarlık edebiliyor. Sizce bu ne kadar doğru bir yaklaşım? Her iki kriteri karşılamak adına firmalar bir şey yapamaz mı ya da neler yapabilir? Firmaların marka devamlılığı için lezzet kalitesi çok önemli bir unsur. Firmalar
hızlı hizmet sunabilmek için ürünlerin lezzetini alt seviyelere düşürecek uygulamalardan kesinlikle kaçınmalıdır. Çünkü böyle bir yaklaşım, marka devamlılığı ve değeri açısından uygun değildir. Markanın devamlılığı açısından lezzet kesinlikle daha ön planda tutulmalı. Firmalar hem hızlı servis vermek hem de ürünün lezzetinden vazgeçmek istemiyorsa hazır ürünler kullanmak yerine, üretimini şubelerde de yapabilecek bir sistem kurmalı ve bunun denetimini bayiler üzerinde takip edebilmelidir.
Özellikle AVM'lerde büyüyen firmalar diğer firmaların önüne geçmek ve bir adım önünde olmak adına, personel giydirme, AVM girişinde broşür dağıtma, AVM içerisindeki indoorlara reklam vermek gibi bilindik yöntemlere başvuruyor. Peki,bu yöntemlerin dışında müşteriye ulaşmak için firmalar neler yapabilir? Firmalar, rakiplerinden bir adım önde olmak ve müşterilerin ilgisini çekmek adına daha yaratıcı ve daha hesaplı reklam ve tanıtım çalışmaları yürütebilirler. Mesela bilindik klasik reklamlardan farklı olarak, sosyal medyayı çok etkin bir şekilde kullanıp, sosyal medyadaki kişi ve gruplara ulaşabilirler. Ayrıca toplu taşıma araçlarına reklam verebilir ya da AVM içerisindeki firmalarla ortak kampanyalar düzenleyebilirler.
GIDA
Hızlı olmak başarı kriteri mi? Günümüzde varlığı yoğun bir şekilde hissedilen rekabete yönelik yapmış olduğunuz çalışmalar nelerdir? Rakiplerinizden ayrışmak adına neler yapıyorsunuz? Genel olarak şubeleşmeye giden markalarda birçok standart zamanla o günün şartlarına göre değişmeye başlar. Bizim üründen hizmete kadar farklı başlıklarda benimsediğimiz ve uygulamaya çalıştığımız standartlarımız var. Sonuç olarak müşterilerimiz Vitamin’de sürpriz yaşamayacaklarını, aradıklarını umdukları biçimde bulabileceklerini bilirler. Belki ilk bakışta bu rakiplerden ayrışmak adına çok yenilikçi olmayan bir yöntem olarak görülebilir fakat birçok zincir mağazada benzer meselelerden şikayetler olduğunu bildiğimiz için sürdürülebilir ve ölçülebilir kalite anlayışına sahip olmanın bizi orta vadede rakiplerden ayrıştırmaya başlayacağını düşünüyoruz. Evet, global dünyada yaşıyoruz ve zaman insanlar için olduğu kadar firmalar için de çok önemli. Bu nedenle hızlı olmak firmaların adeta olmazsa olmazı… Hızlı olmanın koşulu da tabii ki şubeleşmek… Peki, şubeleşirken dikkat edilmesi gereken unsurlar neler? Hızlı olmak konusu maalesef hep sermaye odaklı işlendi. PR pastasından en büyük dilimi kapmanın ilk akla gelen yolu hızlı mağazalaşmak olduğu için sektördeki eğilimin bu yönde olması normal karşılanabilir. Hız kavramı görecelidir ve her anlamdaki birikimlerinizde ve plana bağlı belirlenen bir parametre olarak iş modelinizde yer almalıdır. Bir firma için yılda 1 mağaza açmak çok hızlı iken bir başkası için yılda 5 mağaza açmak yavaş olabilir. Genel algılananın aksine, en hızlı her zaman en başarılı olmayabilir.
Vitamin Simit Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk Aksakalllı: “Bir firma için yılda 1 mağaza açmak çok hızlı iken bir başkası için yılda 5 mağaza açmak yavaş olabilir. Genel algılananın aksine, en hızlı her zaman en başarılı olmayabilir” dedi. Şubeleşmede belli bir hızı yakalama konusunda bizce en önemlisi, yönetim ve iş modelinin karmaşıklığının mağaza sayısı arttıkça doğrusal olarak değişmesidir. Bunu sağlamanın ilk adımı, mağaza içindeki tüm karmaşık ve ölçülemeyen süreçlerin optimize edilerek, açılan her yeni şubede uygulama kolaylığına olanak sağlamaktır. Aksi takdirde büyüyen bir sorunlar yumağına dönüşme ihtimali oldukça yükselebilir. Bir diğer konuda lezzet meselesi… Çoğu zaman firmalar hızlı olmak için lezzetlerinden fedakarlık edebiliyor. Sizce bu ne kadar doğru bir yaklaşım? Her iki kriteri karşılamak adına firmalar bir şey yapamaz mı ya da neler yapılabilir? Biz bu ikisinin beraber olamayacağını ve bunun bir tercih olduğunu düşünüyoruz. Butik lezzetler sunmak her zaman arka tarafta ciddi emek ve maliyetlere katlanılması demek. Şubeleşmenin merkezinde ise tüm yüksek maliyetlerin mağazadan uzaklaştırılarak paylaştırılması var. Bu konuda doğrusu budur demek mümkün değil. Başarının nasıl tanımlandığından tutun değer yargılarına kadar hepsinin pay sahibi olduğu bir tercihtir. Bu tercih sanılanın aksine sadece işletmecilerin değil aynı zamanda müşterinin
tercihidir. Müşterilerin çoğunluğu en iyi lezzeti ve hizmeti aramayı bıraktıkça, işletmeciler müşterinin arayışlarına göre kendini eviriyor. Özellikle AVM’lerde büyüyen firmalar bir adım önde olmak adına, personel giydirme, AVM girişinde broşür dağıtma, AVM içerisindeki indoorlara reklam verme gibi bilindik yöntemlere başvuruyor. Peki, bu yöntemlerin dışında müşteriye ulaşmak için firmalar neler yapabilir? Bu sorunun cevabı detayında iş modeline ve hedef kitleye göre çok değişik alt dallara kırılıyor ama en genele hitap eden bir çözüm olarak müşteriye erişmek için mobil platformlardan daha fazla yararlanılması diyebiliriz. Daha da özetlersek, insanların en çok data ürettiği platformalar nerelerse bu noktaların takip edilerek buralarda mutlaka var olmak gereklidir. Demek istediğimden bir mobil uygulamamız olsun sonucu çıkarılmasın. Genel olarak her ayağı düşünülmüş bir mobil stratejiden bahsediyorum. Birbirini tamamlayan adımlardan oluşan bir mobil strateji sadece yeni müşteri anlamında değil mevcut olanların sadakat oranını da artıracak ciddi bir avantaj elde edilmesini sağlayabilir.
103
GIDA
Önce ürün kalitesi oturtulmalı, sonra şubeleşmeli… “Şubeleşirken dikkat edilmesi gereken nokta her şubede aynı kalite ve hizmeti sağlayabilmek…” açıklamasında bulunan Hamsi Finger Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Dilek Gediz, “Biz Hamsi Finger olarak şubeleşirken, dekorasyondan, ürün ve hizmet kalitesine kadar her şeyin aynı standardizasyonda olmasına özen gösteriyoruz” dedi.
104
Günümüzde varlığı yoğun bir şekilde hissedilen rekabete yönelik yapmış olduğunuz çalışmalar nelerdir? Rakiplerinizden ayrışmak adına neler yapıyorsunuz? Hamsi Finger olarak biz, rekabet stratejilerinden farklılaşmayı benimsemiş firmalardanız. Ürünlerimizin kalitesi, geleneksel lezzeti evrenselleştirme adına yapmış olduğumuz soslar ve baharatlar bizi rakiplerimizden ayıran en büyük özelliğimiz. Yoğun rekabetin yaşandığı yeme-içme sektöründe rakiplerimizden ayrışmak için ürün kalitemizin yanında verdiğimiz hizmet de bizim için çok önemli, restoranlarımızda ürünlerimizin keyfini çıkaran misafirlerimize ve evlerine paket servis yaptığımız tüketicilerimize zamanında, doğru siparişleri götürerek Hamsi Finger keyfini yaşatmak, tüketici memnuniyetini sağlamak, rekabette en büyük avantajımız… Tüm şubelerini franchise sistemi ile yöneten bir firma olarak her noktada aynı ürün kalitesi ve hizmeti sağlamak için franchise ve personel seçimine özen gösteriyoruz. Müşteri memnuniyetini artırmak adına şubelerimizdeki personele düzenli olarak eğitimler veriyoruz. Tüm bunların sonucunda kaliteli ürünler ve iyi bir hizmet ile sağlanmış müşteri memnuniyeti rakiplerimizden ayrışmamızı ve tercih edilmemizi sağlıyor.
Evet, global dünyada yaşıyoruz ve zaman insanlar için olduğu kadar firmalar için de çok önemli. Bu nedenle hızlı olmak firmaların adeta olmazsa olmazı… Hızlı olmanın koşulu da tabii ki şubeleşmek… Peki, şubeleşirken dikkat edilmesi gereken unsurlar neler? Globalleşen dünya ile birlikte eskiden hakim olan “başka şubemiz yoktur” anlayışı da geride kalalı çok oldu. Günümüz koşullarında firmalar ne kadar sayıda şubelerinin olduğuyla övünür hale geldiler. Gıda sektöründeki büyüme, yabancı markaların Türkiye pazarına giriş yapması rekabeti alevlendirdi. Sizin markanızın olmadığı pazarlarda, rakibiniz olan diğer markaların olması potansiyel müşterilerinizi kaybetmenize neden olur. Bu yüzden marka tanınırlığının artması, tercih edilen bir ulusal marka olmak için hızlı şubeleşme önem taşıyor. Şubeleşirken dikkat edilmesi gereken nokta, her şubede aynı kalite ve hizmeti sağlayabilmek… Bugün dünyaca ünlü markalara baktığınızda, dünyanın her yerinde aynı ürünü, aynı kalitede verebiliyorlar. Bu da mevcut markaları tercih sebebi yapıyor. Biz Hamsi Finger olarak, şubeleşirken dekorasyondan, ürün ve hizmet kalitesine kadar her şeyin aynı standardizasyonda olmasına özen gösteriyoruz. Bir diğer konuda lezzet meselesi… Çoğu zaman firmalar hızlı olmak için lezzetlerinden fedakarlık edebiliyor. Sizce bu ne kadar doğru bir yaklaşım? Her iki kriteri karşılamak adına firmalar bir şey yapamaz mı ya da neler yapılabilir? Daha hızlı yayılabilmek için lezzetten fedakarlık etmek büyük bir yanlış. Hiçbir tüketici lezzetinden memnun kalmadığı markayı sayıca fazla şubesi olduğu için tercih etmez. Sadık müşteriler elde etmek ve müşteri memnuniyetini sağlamak için ürün hizmet kalitesi, şube sayınızdan çok daha önemlidir. Lezzetinden ödün veren markaların tüketicilerin tepkisini nasıl çektiklerine ve hızlıca yayıldıkları gibi sektörden hızlıca silinişlerine de pek çok kez şahit olduk. Lezzette sorun yaşamadan şubeleşmenin tek yolu, ürün kalitesi ve standardizasyonunu oturttuktan sonra şubeleşmeye başlamaktır.
GIDA
Ülkemize güveniyor,
büyümeye devam ediyoruz Temmuz ayından itibaren yakaladığı büyüme ivmesiyle mağaza sayısını 75’e çıkaran Erciyes Börek, Pastannecim ve Dilim Börek markalarını aynı çatıda birleştiren Payna Grup aylık 7 bin 500 TL kar garantili sistemi ile yatırımcıya kazançlı bir yatırım imkanı sunuyor.
Yeniliğe sırt çeviren, gelişime karşı koyan, ulaşılabilir bir hedefi olmayan markalar, zamanla unutulmaya ve isimlerini raflardan kaldırmaya mecbur oluyor. Yine de mevcut koşullara rağmen son yıllarda birçok alanda olduğu gibi gıda sektöründe de markalaşma yaygınlaşıyor, franchise sistemi ile gelişiyor. Erciyes Börek, Pastannecim ve Dilim Börek markalarını aynı çatı içinde barındıran Payna Grup, Türkiye’de gıda sektörünün hızla büyüyen öncü firmalarından biri. Ülkenin içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik koşullarda ticari hayattaki gerileme kaçınılmaz bir durum haline gelirken Payna Grup hedeflerine ve misyonuna bağlı kalarak dev bir büyüme hamlesi yaptı. Payna Grup bünyesine kattığı yeni mağazalar, franchise’lara sunduğu kar garantili sistem ve etkili satış kampanyaları ile hem iş ortaklarını hem de müşterileri-
106
ni mutlu ediyor. 24 ay boyunca 7 bin 500 TL kar garantili sistem ile 18-24 ayda yatırımın geri dönüşünü hedefleyen Payna Grup, mağaza tasarımlarından, pazarlama kanallarına, personel kalitesinden hizmet anlayışına kadar profesyonel bir ekiple titizlikle çalışıyor. Payna Grup Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Eker, Türkiye’nin içinde bulunduğu koşullarda “ülkeme güveniyorum” sloganıyla çıkarak büyüme hamlesi başlattıklarını belirtti ve “Sektör ve iş faaliyeti ne olursa olsun risk ve tehlike her zaman vardır. Payna Grup olarak çatımızın altında birleştirdiğimiz Pastannecim, Erciyes ve Dilim Börek markalarımızla büyümeyi ve yeniliklerin ışığında gelişmeyi önemsiyor ve hedef biliyoruz. Biz bu süreçte ülkemize ve markamıza güvenimizi perçinleyerek kriz dönemlerinde de aynı hassasiyeti göstererek, herkesin göze alamadığını yaptık ve büyümeye kaldığımız yerden devam ettik” dedi.
HEDEF 120 MAĞAZA VE 500 KİŞİYE İSTİHDAM
Temmuz ayından bu yana Ankara’da 10 Pastannecim, 11 Erciyes Börek mağazası, İstanbul’da 5 yeni Dilim Börek mağazasını bünyesine katan Payna Grup, 2017’de toplam 120 mağazaya ulaşmayı hedefliyor. Her üç marka için de mağazaların yeri ve projesine göre minimum 150 bin+KDV ile maksimum 250 bin TL+KDV arasında yatırım bedeli alınıyor. Anahtar teslim mağazalar ile bu süreçte yatırım maliyetlerini makul seviyeye çekerek yatırımcıya karlı bir yatırım fırsatı sunduklarını belirten Serdar Eker, “Markalarımızın gücünden aldığımız destekle 2017 sonunda 120 mağaza açarak 500’den fazla kişiye istihdam sağlamayı hedefliyoruz. Bu dönemde gerçekleştirdiğimiz bu adım, kurumsallaşma sürecini çoktan tamamlamış olan firmamızın insanlara verdiği güveni yeniden tazeledi ve yeni mağazalarla müşterilerimize daha kolay daha hızlı ulaşım imkanı sağladı” dedi. Ankara’da heykeltıraşların elinden çıkan özel tasarım pastalara imza atan Pastannecim, Ankara’nın börek ve baklava alanında rakip tanımayan markası Erciyes Börek ve İstanbul’da yeni mağazalarıyla giderek yaygınlaşan Dilim Börek markaları için bu süreçte franchise giriş bedeli alınmıyor. Çağrı merkezi, kayıtlı sadık müşteri portföyü ve düşük yatırım bedelleriyle rasyonel bir ciroyu garantilediklerini anlatan Payna Grup Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Eker, “Bölge koruması, ulusal reklamlar, saha içi eğitimler, satış ve pazarlama desteği dışında aylık olarak franchise’larımıza kar garantisi ile muazzam bir destek veriyoruz. Böylelikle yatırımcımıza yatırımını etkili bir biçimde değerlendirme imkanı sunuyor ve birbirimize duyduğumuz güven sayesinde riskleri en az seviyeye getirebileceğimize ve markamızı daha da büyüteceğimize inanıyoruz. Markamıza, yatırımcımıza ve ülkemize güveniyoruz” dedi.
GIDA
Liderlik için tüketiciyi ve rekabeti iyi izlemek gerekiyor
McDonald’s Türkiye Pazarlama Müdürü Selin Süzer: “McDonald's'ın global başarısının en önemli nedeni, tüm dünyada en lezzetli ürünleri her misafire, her serviste, aynı standartta ve en hızlı şekilde ulaştırmasıdır” dedi.
Günümüzde varlığı yoğun bir şekilde hissedilen rekabete yönelik yapmış olduğunuz çalışmalar nelerdir? Rakiplerinizden ayrışmak adına neler yapıyorsunuz? Değişen yaşam şartları, şehirlerde artan nüfus, zamansızlık gibi etkenlere bağlı olarak tüketiciler hızlı servis restoranlarını daha fazla tercih ediyor. Türk damak tadına uygun ürünlerin de tercih sebebi olduğunu görüyoruz. Bizim gibi öncü ve köklü markalar, değişen ve çeşitlenen tüketici talebini karşılamak konusunda elbette daha avantajlı konumdalar. McDonald’s tartışmasız tüm dünyada hızlı servis restoran sektörünün lider markası. Sektörde her zaman ilklere imza atıyor, bir anlamda rekabeti şekillendiriyor. Liderliği sürdürmek için tüketiciyi ve rekabeti iyi izlemek, doğru projeksiyonlar yapmak ve doğru stratejilerle hareket etmek gerekiyor. Evet, global dünyada yaşıyoruz ve zaman insanlar için olduğu kadar firmalar için de çok önemli. Bu nedenle hızlı olmak firmaların adeta olmazsa olmazı… Hızlı olmanın koşulu da tabii ki şubeleşmek… Peki, şubeleşirken dikkat edilmesi gereken unsurlar neler? McDonald’s, Türkiye’de yeni restoran açılışları ile büyümeye devam ediyor. Restoranın yerini tespit ederken öncelikle bulunduğu ticari alanın nüfusunu ve nüfus yapısını dikkate alıyoruz. O ticari alandaki sosyoekonomik yapı ile birlikte toplam ticaret hacmini inceliyoruz. Ardından fiziksel özelliklere, yani restoranın cephe genişliği, yüksekliği, metrekaresi gibi özelliklere bakıyoruz. Daha sonra McDonald’s hizmetlerini en iyi şekilde sunabilmeye imkan verebilmesine göre analiz ediyoruz.
Bir diğer konu da lezzet meselesi… Çoğu zaman firmalar hızlı olmak için lezzetlerinden fedakarlık edebiliyor. Sizce bu ne kadar doğru bir yaklaşım? Her iki kriteri karşılamak adına firmalar bir şey yapamaz mı ya da neler yapılabilir? Bugün dünyanın en değerli ilk 10 markası arasında yer alan, günde 69 milyon kişiye hizmet sunan dünyanın en büyük hızlı servis restoran zinciri olan McDonald's'ın global başarısının en önemli nedeni, tüm dünyada en lezzetli ürünleri her misafire, her serviste, aynı standartta ve en hızlı şekilde ulaştırmasıdır. Dolayısıyla, misafirlerin beklentileri doğrultusunda lezzet, kalite ve hızı bir arada sunmak işin püf noktası… 1967 yılında bir işletmeci tarafından geliştirilen ve adı, şekli, içeriği, lezzeti hiç değişmeyen Big Mac, neredeyse 50 yıldır dünyanın hemen her köşesinde milyonlarca insanın en çok tercih ettiği McDonald’s lezzeti olmaya devam ediyor. Hangi ülkede olursanız olun, McDonald's kurucusu Ray Kroc’un oluşturduğu; kalite, servis, temizlik ve değer ilkesi doğrultusunda McDonald’s Altın Standartları’na uyarak çalışmak zorundasınız. Big Mac’in ve diğer ürünlerin lezzetleri yani reçeteleri McDonald’s standartizasyonunun sadece görünen ya da tadılan bir parçası aslında. Sistemde, personel eğitiminden kariyer planlamalarına, satınalma prensiplerinden tedarikçi seçimine, güvenli yiyecek kontrollerinden temizliğin nasıl yapılacağına kadar akla gelebilecek her şey prosedürlerle belirlenmiş ve dünyadaki tüm McDonald’s restoranları da bu prosedürleri izlemekteler. Lezzet ve hızı her seferinde aynı standartta sunmak için bunu sağlayacak alt yapı, sistem ve standartlara sahip olmak ve bu sistemleri günün ihtiyaçları doğrultusunda güncellemek gerekli.
107
GIDA
Lezzetten taviz verilmemeli, hız ve kalite seviyesi yüksekte tutulmalı Bereket Döner Yönetim Kurulu Başkanı Muhammet Nezif Emek: “Bereket Döner olarak rekabet tanımımız alışılagelmişten biraz farklı… Türk dönerinin dünyadaki sözcüsü ve savunucusu olarak belirlediğimiz misyonumuz doğrultusunda, tüm enerjimizi dönerin hak ettiği yere ulaşmasını sağlamaya veriyoruz” dedi. Günümüzde varlığı yoğun bir şekilde hissedilen rekabete yönelik yapmış olduğunuz çalışmalar nelerdir? Rakiplerinizden ayrışmak adına neler yapıyorsunuz? Bereket Döner olarak rekabet tanımımız alışılagelmişten biraz farklı… Türk dönerinin dünyadaki sözcüsü ve savunucusu olarak belirlediğimiz misyonumuz doğrultusunda, tüm enerjimizi dönerin hak ettiği yere ulaşmasını sağlamaya veriyoruz. Sektörde faaliyet gösteren tüm oyuncuların başarılı olmasını isteyen bir politika ile yolumuza bakıyoruz. Tabii burada sektör oyuncusundan kastımız, helal ve güvenilir döner üretip bunu olması gerektiği gibi hakkıyla tüketicisine sunan firmalar… Bereket Döner olarak sektör kurucu kimliğimiz bizi, gerek üretim ve gerek satış aşamalarında çok daha hassas yapıyor. Doğallığımızı restoran konseptimize de uygulayarak vurguluyoruz. Tüm restoranlarımızda, 30 yıllık birikimimiz ile ürettiğimiz en özel dönerimizi tüketicilerimize sunuyoruz. Et, tavuk ve somon döner olarak üç farklı döner çeşidini zengin menü alternatifleriyle birleştirdik. Restoranlarımızda sakin bir öğün geçirmek isteyen tüketicilerimizi ağırladığımız gibi, hızlıca ve güvenilir bir şekilde yemek isteyenleri, diyet yapanları, yediğinin tüm ayrıntılarını
108
bilmek isteyen hassas tüketicilerimizi de kapsayan bir menü zenginliğine sahibiz. Tabakta sunulan iskender, Bereket Sarma, pilavüstü döner, porsiyon döner çeşitlerinin yanı sıra çeşitli dürüm alternatifleri, dönerli salatalar da menümüzde yer alıyor. Özetlemek gerekirse Bereket Döner yenilenen konsept restoranlarında; doğal ve güvenilir ürünlerini, zengin menü alternatifleri ile, yaygın müşteri kitlelerine, yüksek hizmet kalitesi ile sunmaya çalışıyor. Evet, global dünyada yaşıyoruz ve zaman insanlar için olduğu kadar firmalar için de çok önemli. Bu nedenle hızlı olmak firmaların adeta olmazsa olmazı… Hızlı olmanın koşulu da tabii ki şubeleşmek… Peki, şubeleşirken dikkat edilmesi gereken unsurlar neler? Bereket Döner olarak şubeleşme sürecinde hem yatırımcı için hem de lokasyon için kapsamlı analizler yapıyoruz. Öncelikle bir Bereket Döner restoranı açmak için yatırımcımızı üç temel kriterde ayrıntılı bir şekilde değerlendiriyoruz. Temel hedefimiz şubeleşmeye devam etmek olsa da uy-
GIDA
gun olmayan yatırımcılarımızla üzülerek restoran açma aşamasına geçemiyoruz. Yatırımcı değerlendirmemiz olumlu sonuçlandıktan sonra bu kez de restoran yeri için detaylı analizlere girişiyoruz. Restoranın bulunduğu bölgenin yeme-içme işine uygunluğundan, restoranın cephe, konum gibi fiziksel özelliklerini değerlendiriyoruz. Tüm bu konularda olumlu kanaat oluşması durumunda restoran açma sürecine geçiyoruz.
metin en temel unsurudur. Malumunuz, restorancılık bir hizmet faaliyetidir. Bu faaliyetin, potansiyel tüketicilerin markanızla ilk teması gerçekleştirdiği andan onu uğurlamaya kadar geçen sürecin tamamını kapsadığına inanıyoruz. Bu nedenle sürece bütünsel bakıyoruz. Bu bağlamda ürünü hizmetten ayırmamız mümkün değil. Hatta biz kendi sistemimizde karşılama, ağırlama ve uğurlama olarak isimlendirdiğimiz bu süreci kısaca KAU olarak adlandırıyoruz. Yani müşterinin doğru bir şekilde karşılanarak ağırlanması ve uğurlanmasının bu işin esasını teşkil ettiğini düşünüyoruz. Müşterilerimizi en güzel şekilde karşılamalı,
en lezzetli ve kaliteli ürünlerimizi en güzel şekilde servis etmeli ve memnun müşterimizi en güzel şekilde uğurlamalıyız. Sürdürülebilirlik açısından değerlendirdiğimizde; restoranlar asla lezzetten taviz vermemeli, hız ve hizmet kalitesini de en yüksek düzeyde tutmalıdır. Bunlardan herhangi birinin eksik olması başarısız bir restoran faaliyeti anlamına gelir. Bir diğer açıdan baktığımızda ise; hem hız hem de lezzet kriteri pek tabii ki bir arada sağlanabilir. Lezzet ürünün formülü ve içeriğine bağlıdır, hız ise servis faaliyetine. Haliyle ikisinin bir arada olması gayet mümkün ve gereklidir.
Özetlemek gerekirse; sermaye, donanım ve ilgi açısından uygun adaylarla, konum, cephe ve iç düzen açısından uygun restoran bulunmadan şube açmanın markaya zarar vereceğini vurgulamak isteriz. Bir diğer konuda lezzet meselesi… Çoğu zaman firmalar hızlı olmak için lezzetlerinden fedakarlık edebiliyor. Sürdürülebilirlik açısından değerlendirdiğimizde, sizce hızlı olan marka mı yoksa lezzetli olan marka mı devamlılık sağlayabilir? Her iki kriteri karşılamak adına neler yapılabilir? Hızlı olmak adına lezzetlerinden fedakarlık eden firmalar, işte tam burada yanlış bir yorumun içine giriyorlar. Bu tip noktalarda restoran hizmeti maalesef üründen ayrı değerlendiriliyor. Oysa restoranın temeli sunulan ürünün lezzet ve kalitesine bağlıdır. Yani müşteriye sağlıklı ve lezzetli ürün sunmak doğru hiz-
Özellikle AVM’lerde büyüyen firmalar diğer firmaların önüne geçmek ve bir adım önde olmak adına, personel giydirme, AVM girişinde broşür dağıtma, AVM içerisindeki indoorlara reklam verme gibi bilindik yöntemlere başvuruyor. Peki, bu yöntemlerin dışında müşteriye ulaşmak için firmalar neler yapabilir? Bu yöntemlerin hepsinin doğru ve gerekli olduğunu biz de değerlendiriyoruz. Ancak sürdürülebilir bir restoran faaliyeti için bunlar yeterli değildir. Bu araçlar müşterilerin restoranlarımızı deneyimlemesini sağlıyor ama tekrar gelmesi ve başkalarını getirmesi için restoran içinde yapılanlar çok daha önemli. Restoran lezzetli ürünlerini yüksek hizmet kalitesinde sunarsa, müşteri aldığı hizmetin fiyatıyla tutarsız olduğunu düşünmezse, yediği yemekten keyif aldığı, dostça, temiz ve kendisine değer verildiği bir yer olduğu hissiyatıyla restoranınızdan ayrılırsa işte o zaman müşteriyi gerçekten fethetmiş ve işletme olarak amacınıza ulaşmış olursunuz.
109
GIDA
Doğru marka karması riskleri minimize eder Somunarası İş Geliştirme Uzmanı Nino Kavara: “Bugünün koşullarında bir AVM yatırımı yapmak hem zor hem de riskli fakat bu riski minimumda tutmanın, sürdürülebilir ticari koşulların yanı sıra doğru ve istikrarlı marka karmasından geçtiğini düşünüyoruz” dedi.
Varolan bu sorunu ortadan kaldırmak adına hem markalar hem de AVM’ler neler yapmalı? Bu konuda genel bir değerlendirme yapmak doğru değil. Her AVM ayrı dinamikler içinde olan yapıdır ve her biri ayrı ayrı değerlendirilmeli. Yapılacak en önemli ve etkili hamle, AVM ve marka yetkililerinin farklı bakış açılarından SWOT analizi yapmak olacaktır. Kabul ediyoruz ki bugünün koşullarında bir AVM
yatırımı yapmak hem zor hem de riskli fakat bu riski minimumda tutmanın, sürdürülebilir ticari koşulların yanı sıra doğru ve istikrarlı marka karmasından geçtiğini düşünüyoruz. Bünyesine farklı lezzet ve markaları katan bir AVM’nin avantajları sizce neler olabilir? Bir food courtun ulusal ve global markalardan oluşan olmazsa olmaz lokomotif işletmeleri vardır, bunları az çok hepimiz biliyoruz fakat bunların dışında özellikle ulusal markaları seçerken çok dikkatli olunması gerekiyor. Ülkemizin köfte, çorba, döner,
kebap gibi genel damağımıza uygun lezzetleri bir de ciğer, hamsi, midye gibi yöresel lezzetleri var, bu tür detaylara dikkat edilip, kurumsal olması kaydı ile genel damak tadımıza hitap eden marka ağırlıklı bir food court yapılırsa daha geniş müşteri kitlelerine hitap edilir ve AVM daha ticari olur. Aynı durumlar global markalar için de geçerli, örneğin Amerikan fast food markaları ülkemizde çok başarılı, ayrıca İtalyan ve Balkan damak tadı bize çok yakın ancak Uzak Doğu mutfağı tabanlı işletmelerin genel olarak beklentilerin altında olduğunu görüyoruz.
Büyümek ve zincirleşmek isteyen pek çok marka ve franchise’ların en büyük engeli kiralama sorunu… Peki, bu sorunun altında yatan etmenler sizce neler olabilir? Aslında kiralama sorunu yok, her marka bir şekilde kiralama yapıyor ve pazarda yer alıyor. ‘’Doğru ve fizibıl kiralama’’ sorunu var. Bu durumlarda birinci görev marka yetkililerine düşüyor. Franchising yatırımcılarının çoğu bu sektöre yabancı, bu nedenle franchising’i seçiyorlar. Dolayısıyla doğru yönlendirilmeye ihtiyaçları var. Gerçekçi rakamlarla işletme fizibilitesi yapılmalı, hatta iyi, orta ve kötü senaryoları gösteren fizibilite tabloları yaparak, yakınlardaki benzer işletmelerin durumlarını değerlendirerek yatırımcılarının da fikirleri alınmalı.
110
GIDA
TAB GIDA
YURT DIŞI BÜYÜMESİNİ SÜRDÜRÜYOR Burger King’in Türkiye’deki master franchise’ı TAB Gıda, Çin’deki yatırımlarının ardından Makedonya’da açtığı 5’inci restoranıyla, yurt dışı büyümesini sürdürüyor. TAB Gıda’nın Çin’deki 600’ü aşkın Burger King restoranının yanı sıra KKTC ve Gürcistan’da da restoran yatırımları mevcut. 22 yıllık tecrübesiyle hızlı servis restoran zinciri sektörü lideri olan TAB Gıda bünyesinde Burger King, yurt dışı büyüme atağını sürdürüyor. Gelişmekte olan ekonomisi ile yatırımcıların dikkatini çeken Makedonya’da, 5’inci Burger King Restoranı yeni yılda hizmet vermeye başladı. TAB Gıda Genel Müdürü Caner Dikici, “2011’de Makedonya Üsküp’te açtığımız Burger King restoranı bizim ilk yurt dışı operasyonumuzdu. Ülkenin lokasyon olarak potansiyelini biliyor ve 5 yıllık deneyimizle bölgeyi çok iyi tanıyoruz. Bu doğrultuda
112
oluşturduğumuz stratejimiz bizi başarıya taşıdı. Şimdi bölgede 5’inci restoranımızı açmanın heyecanını yaşıyoruz” dedi.
BURGER KİNG’İN YURT DIŞI YATIRIMLARI DEVAM EDECEK TAB Gıda olarak Burger King sisteminin dünyadaki en büyük master franchise’ı olma özelliğini taşıdıklarını belirten Dikici, “TAB Gıda olarak, bünyemizdeki Burger King, Popeyes, Sbarro, Arby’s ve Usta Dönerci olmak üzere 5 markamızla hem yurt içi hem
de yurt dışında büyümeye devam ediyoruz. Ciromuz, 2016 yılının 10 aylık döneminde 2,2 milyar TL ‘ye ulaştı. 2016 sonu itibariyle ciromuzun 2,7 milyar TL’ye ulaşacağını öngörüyoruz. Buna paralel olarak yüzde 23 büyüme hedefimiz mevcut. 2017 yılında ciromuzu yüzde 37 büyüterek 3,7 Milyar TL’ye çıkarmayı hedefliyoruz. Bütün bu hedeflerimizi yurt dışı yatı-
rımlarımızla paralel olarak şekillendiriyoruz. Büyümemizde yabancı bölgelere yapacağımız yatırımlar önemli bir paya sahip olacak. 2017 öngörülerimize göre bu doğrultuda büyümeyi hedefliyoruz” dedi. 1995 yılından bu yana TAB Gıda çatısı altında Türkiye’de faaliyet göstermeye başlayan Burger King’in bugün Türkiye genelinde 70’ten fazla ilde, 600’den fazla restoranı bulunuyor. 2012 yılında Çin pazarına giren TAB Gıda, dünya genelinde Burger King sisteminde en güçlü operasyona sahip olma gücünü elinde bulunduruyor. 2012 yılında 65 restoranla başlayan Çin operasyonu, TAB Gıda’nın başarılı yönetim stratejisiyle 2016’da 600’den fazla restoran sayısına ulaştı.
GIDA
Alaçatı Muhallebicisi yatırımcıları için dolar kurunu sabitledi
Starbucks 12 bin yeni mağaza açacak Starbucks gelecek 5 yıl içinde dünya genelinde 12 bin yeni mağaza açmayı planlıyor.
S
tarbucks’ın Operasyon Müdürü Kevin Johnson, şirketin New York’ta düzenlediği “Yatırımcı Günü”nde geleceğe yönelik planlarını açıkladı.
Son zamanlarda ekonomik kriz ve beraberinde getirdiği dövizdeki dalgalanmalar sonucunda var olan yatırımcılarını korumak ve yeni yatırımcılara destek olmak amacıyla döviz kurunu sabitleyen Alaçatı Muhallebicisi 2017 yılında büyümeye odaklı bir strateji izleyecek.
Kurulduğu günden bugüne yatırımcılarının her zaman yanında olan Alaçatı Muhallebicisi, kendisine güvenen yatırımcılarını korumak ve yeni yatırımcıları kazanmak amacıyla henüz öngörülemeyen dolardaki dalgalanmalara karşı döviz kurunu 2.8 TL olarak sabitleyerek yatırımcılarına TL bazında ödeme seçeneği sunuyor. Alaçatı Muhallebicisi Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Sarı, amaçlarının ekonomide yaşanan belirsizliğe karşı önlem almak olduğunu açıklayarak, yatırımcılarının sadece iyi günde değil, koşullar ne olursa olsun her zaman yanlarında olduklarını göstermek olduğunu belirtti. Son zamanlarda ülkemizin içinde bulunduğu sıkıntılı süreçlerden bir yatırımcı olarak güçlü çıkmayı hedeflediklerini söyleyen Bülent Sarı, 2017 yılında da Türkiye’nin birçok şehrinde Ege’nin kendine özgü atmosferini yaşatmak ve lezzetlerini yeni kitlelerle buluşturmak amacıyla büyüme hedeflerinin 47 şubeden 100 şubeye ulaşmak olduğunu söyledi.
Gelecek 5 yıl içinde çoğunluğu ABD ve Çin’de olmak üzere 12 bin yeni Starbucks mağazası açmayı planladıklarını belirten Johnson, yatırımcılara bu dönemde gelirleri yüzde 10 artırmayı hedeflediğini anlattı. Starbucks’ın dünya genelindeki mağaza sayısını 37 bine yükseltecek bu planın açıklanmanın ardından şirketin hisseleri yüzde 2’ye yakın değer kazandı. Gelecek nisan ayında CEO koltuğunu devralacak Johnson, ayrıca Starbucks’ın “Princi” ismi altında İtalyan pizzası mağazaları açmayı planladığını dile getirdi. Şirketi dünyanın en büyük kahve zinciri haline getiren mevcut Starbucks CEO’su Howard Schultz, geçtiğimiz günlerde görevini Johnson’a bırakacağını açıklamıştı. Schultz, bu kararı yeni şirketi Reserve Roastery and Tasting Room’a daha fazla zaman ayırmak istemesi nedeniyle aldığını bildirmişti.
Yeni yatırımcılar için lezzeti ve misafir memnuniyetini amaç olarak benimseyen, kazancı bir sonuç olarak gören Alaçatı Muhallebicisi, franchise sahibi olmak isteyen yatırımcılara eğitim, dekorasyon, açılış, reklam ve ürün temini konularında destek sağlıyor. Alaçatı Muhallebicisi yatırımcılarda aradığı koşulsa mağazanın AVM’lerde ya da ana cadde konumunda en az 150 metrekare büyüklüğünde olması.
113
GIDA
Günaydın Dubai’de kapılarını açtı!
Türkiye’nin et konusundaki en iddialı restoranı Günaydın, Dubai’deki ilk restoranını butikleri ve uluslararası restoranlarıyla ünlü Souk Al Bahar’ın merkezinde açtı. Türkiye’de 40’ı aşkın restoranıyla etin en güvenilir adresi olan Günaydın, yurt dışı yatırımlarına Dubai ile devam ediyor. Yıllardır süregelen uzmanlığı ile Türkiye’de et severlerin ilk tercihi olan Günaydın, Dubai’deki ilk restoranını Souk Al Bahar’da açtı. Yüksek kaliteli et seçenekleriyle konuklarını ağırlayan Günaydın Dubai, özel kebapları, dinlendirilmiş biftekleri ve kebap seçeneklerinin yanı sıra Türkiye’ye özgü zengin ve otantik lezzetlerden oluşan geniş bir menü sunuyor. Menüde ayrıca geleneksel köfte, döner ve en iyi kalite etle hazırlanan ev yapımı burgerler de yer alıyor. Menü, lahmacun, Adana ve fıstıklı kebap gibi geleneksel lezzetlerinin yanında künefe, katmer ve baklava gibi tatlı seçenekleriyle de dikkat çekiyor. Otantik hissi yaratmak için Türk kahvesi öğütücülerinden mermer zemine ve Türk mezelerinin sergilendiği açık mutfak konseptine kadar her detayın düşünüldüğü restoran, içeride 124, dışarıda 88 kişilik oturma kapasitesiyle toplam
114
800 metrekarelik bir alanda hizmet veriyor. Konuklar, açık mutfak sayesinde etlerinin pişirilme aşamalarının yanı sıra sıcak ve soğuk mezelerin nasıl hazırlandığını görme imkanı da buluyorlar. 51 yıl önce İstanbul’un Bostancı semtinde küçük bir kasap dükkanı olarak faaliyete başlayan Günaydın, o günden bu yana Türkiye’de et konusundaki liderliğini koruyor. Günaydın’ın kurucu ortağı Cüneyt Asan, steakhouse restoran
konseptinin modern bir ortamda en kaliteli eti sunma hayali ile başladığını belirtiyor. “Etin Profesörü” olarak anılan Asan, “Dubai’de en iyi kalitede et ile yapılan lezzetlerimiz ile misafirlerimizi şaşırtacak ve ete doymak isteyenlerin iştahlarını dindireceğiz” diyerek açılış için duydukları heyecanı vurguladı.
GIDA
“Take a Seat” ezber bozuyor!
T
Farklı konseptiyle sıcak, samimi ve lezzetli Take a Seat, “Ne Yesek” mottosuyla İstanbul’un yeni yaşam alanı oluyor. ake a Seat, Akmerkez’in food court katında bin 800 metrekarede, kapalı alan-teras alternatifi ve 7 farklı restoran seçeneğiyle alışılagelmiş AVM yemekkatı ezberini bozan konseptiyle hizmet vermeye başladı.
Tasarımı kadar yarattığı konforlu alanlarıyla fark yaratan Take a Seat, bünyesinde hizmet veren birbirinden özel 7 farklı yiyecek ve içecek noktasında hayatın hızına uyum sağlayan en yeni mekan olarak kapılarını açtı. Renkli yapısı kadar dinamik çizgisiyle de dikkat çeken Take a Seat, yenilikçi konsepti, özel lezzetleri ve geniş menüsü ile keyifli vakit geçirmek isteyenlerin tercihi olarak misafirlerine özel bir deneyim sunuyor. Yemek yemenin yanı sıra ruhunuzu da besleyebileceğiniz Take a Seat, yaşamınıza yeni bir pencere açıyor. Take a Seat bünyesinde farklı konseptleriyle Chet, Filozofi, Meal Tray, Village, Papa Forni, Fine Kids ve Take me Home ile hayatın akışında yeni ve vazgeçilmez bir uğrak noktası olacak. Merak uyandıran tasarımıyla Chet, Take a Seat'teki diğer alanlardan farklı olarak masaya servis restoran olarak hizmet veriyor. Alkollü-alkolsüz içeceklere ve değişiklik iklimlere ait lezzetli yemeklere ev sahipliği yapan Chet, kaliteli bir akşam geçirmek isteyenleri içeri davet ediyor.
Hızlı ve sağlıklı yemek isteyenler için de Meal Tray, “Good Food in 90 seconds” sloganı eşliğinde buharda atmosfer basıncında pişirme teknolojisi ile sağlıklı menüleri ekolojik tabaklarda 90 saniye içinde hazırlayarak fark yaratıyor. Salata çeşitlerine farklı sos ve taze filizlerle canlılık katıp, lifli smoothieler, detoks meyve&sebze suları sunan Village, wellness dünyasının kapılarını misafirlerine aralıyor. Papa Forni, pizza, katkısız ekşi maya ve baget ekmeği çeşitleri, quiche ve diğer hamur işi seçenekleri beraberinde kendi sandviçini yapabildiğin lezzetli bir alternatif olarak yer alıyor. Take a Seat, vakti kısıtlı misafirlerini de düşünüyor. Take me Home'da Papa, Village ve Meal Tray bünyesinde günlük tazelikte sunulan ürünlerin paketlenmiş hallerini raflarda bulabilecek, aradığınız gurme butik lezzetlere ve tasarım ürünlere yine Take me Home raflarında ulaşabileceksiniz. Sedef Tengizman, Cenk Tavukçuoğlu ve Ayhan Cöner’in ortaklık yapısını oluşturduğu Take a Seat, “Ne Yesek?”, “Ne zaman yesek?”, “Nerede yesek?” “Nasıl yesek” “Neden yesek” sorularının yanıtının yeni trendi olacak.
Altı yaşından itibaren çocukların iyi beslenme ve sağlıklı yaşam dünyasına adım atmalarına sağlayan Fine Kids, onlar için özel dizayn edilmiş lezzetli menüleri, eğitici workshopları, organize edebileceğiniz doğum günü partileriyle eğlenceli ve sağlıklı bir seçenek sunuyor. Lezzetli kahve çeşitleriyle Filozofi, ‘’Proper Coffee’’ (nitelikli kahve) sloganı ile yemek öncesi ve sonrası yeni nesil kahve deneyimi yaşatırken, misafirlerine aradıkları konfor alanlarının keyfini çıkarma fırsatı sunuyor.
115
GIDA
Panino Pizza ailesini
genişletmeye devam ediyor Öncelikli olarak Türkiye’ye yayılmayı planlayan Panino Pizza’nın en yakın zamanda Kıbrıs’ta da 6 yeni şubesi açılacak.
2
009 yılında yerli firma olarak İzmir’de faaliyetine başlayan Panino Pizza halen 26 şubesi ile hizmet veriyor. Firma, hiçbir katkı maddesi kullanmaksızın, günlük olarak sütle yoğrulan taze hamurla hazırlanan, özel soslar eşliğinde her katı ayrı tatla harmanlandırılan pizza çeşitleri, çalışanları, müşterileri ve şubeleri ile kurduğu ailesini genişletmeye devam ediyor. “Amacımız, firmamıza duyulan güven ile Panino Pizza halkasındaki zincir sayısını çoğaltmak, katlanarak büyüyen işletmemizin her halka-
sının başarısı ve kazancıyla Panino pizza markasını makro düzeye taşımak” diyen Panino Pizza Yönetim Kurulu Başkanı Ferhat Turan, “Öncelikli olarak tüm Türkiye’ye yayılmayı planlayan markamız, kısa bir süre sonra Kıbrıs’ta da şubeleri ile yer alacak” açıklamasında bulundu. Bayi adaylarından beklentilerini sıralayan Turan, “Öncelikli olarak işin başında, tüm birimlere hakim olacak biçimde bulunmak, yeniliklere açık, gelişmiş bir vizyona sahip olmak, standart ve kurallar ile çalışmaya uygun olmak, başarma ve kazanma isteği ile franchising sistemini benimsemiş olmak, müşteri ve kalite odaklı olmak bayi adaylarımızdan beklentileri-
miz arasında yer alıyor” dedi ve sözlerine devam etti: “Panino Pizza, tanınan ve güvenilen, yüzde 100 Türk sermayeli bir firma. Ayrıca lezzetli, kaliteli, ekonomik ve doyurucu bir ürün yelpazesine, satın alma deneyimi ve gücüne, çağdaş mekanlarda hizmet veren, iyi bir eğitim programına ve sınırsız danışmanlık hizmetlerine sahip…”
2017’DE HEDEF, YÜZDE 40 BÜYÜMEK… “Sağlamış olduğumuz yüksek kar marjı ve kazanç, franchise adaylarının bizi tercih etmelerinin temel sebepleri arasında yer alıyor” ifadesinde bulunan Turan, “Tercih edilmemizin bir diğer nedeni ise rakiplerimize göre restoran kurulum maliyetlerimizin çok daha uygun olmasıdır” diyerek sözlerine son verdi. Zor bir yıl olan 2016’da yüzde 30 büyüyen Panino pizza, 2017’de yüzde 40 büyümeyi hedefliyor…
116
ORGANİZASYON
Aktivite Animasyon ve Etkinlik Hizmetleri Pazarlama Yöneticisi Ayşe Özdemir: “Event sektöründe son yıllardaki trend konsept oluşturmak. Bu yılda, konsept etkinlikler trend olacak” dedi.
2017 yılına yönelik organizasyon planlarınızdan bahseder misiniz? Event takviminizde neler var? Aktivite Animasyon, her sene alternatif eğlence hizmetleriyle kendini yenileyen ve dünyadaki gelişimi aynı zamanlama ile bünyesine adapte ederek yaşayan bir firmadır. Yaşayan firmadan kasıt, bizden bekleneni çağımızın gerektirdiği şekliyle cevaplayabilme esnekliğidir. Çağımız bizden teknolojik ve dijital uyumlanma bekliyor. Bu uyumlanma sürecimizin nihai odağı ise ne istediğini bilen, sosyal zekası gelişmiş, bilgiye anında ve hızlıca ulaşabilen, farklı yaş aralığındaki insanların dikkatini çekerek, hızlı yaşam süreçleri arasında bir mola verdirerek nefes alabilmelerini sağlamanın yollarını aramak.
118
“2017’de bize iyi gelecek
etkinliklere devam etmeliyiz” 2017 senesindeki projelerimizde de her sene olduğu gibi bireysel ve kurumsal, çocuk ve yetişkin yaşantı analizleri doğrultusunda ilerlememiz gerekli. Bunun için yaratıcılığı, üretmeyi, deneyimlemeyi, bireyin içindeki adrenalini, coşkuyu, yapabilirimi harekete geçirecek, sanatsal, bilimsel, teknolojik ve performansa dayalı, bireysel ve ekip ruhunu pekiştirecek atölyelerimiz, şirket toplantı ve piknikleri, aile günleri etkinliklerimiz, AVM projelerimiz, yılbaşı, sevgililer günü, milli ve dini bayramlarımız gibi özel gün turnuva ve yarışmalarımız ile müşterilerimize ulaşacağız. Event sektöründe bu yıl yeni konseptler ve trendler neler olacak? Aslında bu soru, içinde cevabını da barındırıyor. Evet, event sektöründe son yıllar-
daki trend, konsept oluşturmak. Bu yılda, konsept etkinlikler trend olacak. Konsept, kavram demektir. Bir nesnenin veya düşüncenin zihindeki soyut ve genel tasarımıdır. Sektörümüzün konsept oluşturma kaygısının nedeni ise etkinlik planlama amacının
ORGANİZASYON
ardındaki düşünceyi, bireyin zihninde kavramlaştırmaktır. Zihinlerde kavramlaştıracağımız düşünceyi; içerik, teknolojik, eğlence, iletişim ve görsel aşamalarını bir tema altında sunarız. İster bir firma çalışanı ya da bir AVM ziyaretçisi olsun; parça parça sunulmuş, birbiriyle alakasız etkinlikler ile anlamı parçalamak yerine, etkinliğin tüm aşamalarını anlamlı, bütünün ahengi ve cazibesi ile temayı kurgulayarak, kişinin kavramlaştırma sürecine destek sağlarız. Bu sene uygulayacağımız konseptler, sanat, bilim, teknoloji ve spor dallarından esinlenerek oluşturacağımız temalar ile bireyin farkındalığı odaklı olacak. Yani, trendimiz birey, temamız farkındalık, uygulamamız konsept etkinlikler... Organizasyon sektörü için 2017 yılı sizce nasıl bir yıl olacak? Malum 2016 yılında yaşanan pek çok olay sektörü olumsuz etkiledi. 2017 sektör için umut ve yeniden canlanma yılı olabilir mi? Ülkemiz genelinde 2016 senesi için, “ah 2016 ah” şeklinde bir iç çekiş olduğu şüphe götürmez bir gerçek. 2016’da ülkece çok acılar çektik, çok üzüldük. Toplumsal travmalar yaşadık, defalarca milli yas ilan ettik. Tüm bunlar insanımızı güvensiz ve tedirgin hissettirdi.
sekteye uğraması, planların bozulması hem bireysel hem de kurumsal olarak bizleri ve müşterilerimizi de doğal olarak etkiledi. Bireysel ve toplumsal bu çöküşün ardından “ne yapmalıyız?” dedik. Cevap klasik bir gerçekti. Umudu yaşatmaya devam etmeliydik. Peki, umudu nasıl yaşatacaktık? Türkiye gibi, insanımız gibi bizde düşündük, biz de geçmişimize baktık. 2016 senesinde 15. yılımızı kutladığımız şirketimizin kuruluş amacı, öncelikle mutlu bir çalışma ortamının devamlılığını sağlamak, mutluluğu paylaşmaktı. 15 yıl önce belirlediğimiz, standardımızdan sapmadan, kaliteden ödün vermeden, araştırarak ve geliştirerek, part time ve full time ekibimizi eğitimlerimizle destekleyerek, en önemlisi her zaman birlikte olmak prensibimizi yine aynı yolda yürüdüğümüz müşterilerimizle paylaşmaktı.
Farkındalığın farkında müşterilerimiz ile umudu yaşatacak kurumsal motivasyon etkinlikleri düzenledik. Çalışanları umuda, hayata ve birlikte olmaya çağırdık. Bu müşterilerimize ve bize iyi geldi. “2017 sektör için umut ve yeniden canlanma yılı olabilir mi?” sorunuza cevabım, olabilir ya da olamayabilir değil, ancak 2017’de bize iyi gelecek etkinliklere devam etmeliyiz. 2001 senesinde “Eğlendirmek ciddi bir iştir” sloganıyla başlayan yolculuğumuz, seneler içinde, müşteri ve çalışan ahengi neticesinde “Sizi oyuna, oyunu size getirdik” şeklinde, samimi ve esprili bir hal aldı. Belki de 2017’de “Bir yerde etkinlik varsa orada umut vardır” sloganıyla, umut etmenin gerekliliğini birlikte devam ettireceğimiz sektörel bir slogan oluşturmalıyız. Neden olmasın?
Yenilikleri nasıl takip ediyorsunuz? Yoğun rekabetin yaşandığı ülkemizde, yenilikler çoğunlukla yurt dışındaki fikirlerin ülke koşullarımıza uyumlanması ile gerçekleşiyor. Bizde, yurt dışında gelişen yeni etkinlik, ürün fikirlerine kayıtsız kalamıyoruz. Ancak asıl derdimizi, bu yeniyi ülke koşullarımıza nasıl uyarlayacağımızın çözümü oluşturıyor. Çözümümüz ise gelenekten ve bilinirlikten uzaklaşmadan adaptasyonu sağlamak...
Sektörümüzde ise, etkinliklerin anlaşılır iptallerine, ertelemelerine neden oldu. Yaşamın devam ettirilmesinde gerekli manevi ve maddi döngünün
119
ORGANİZASYON
Deneyim odaklı aktiviteler ses getiriyor Son yıllarda en çok ses getiren pazarlama aktivitelerinin deneyim odaklı olduğunu belirten Elli5 Event Ajans Başkanı Fatih Türe: “Önümüzdeki dönemde kişisel deneyimlerin kitleler ile paylaşıldığı etkinliklerin çok popüler olacağını söyleyebiliriz” dedi.
2
017 yılına yönelik organizasyon planlarınızdan bahseder misiniz? Event takviminizde neler var? Elli5 Event olarak; trendleri ve hedef kitle beklentilerini dikkate alarak, ses getirecek, müşteri sadakati sağlayacak, AVM’lerin iletişim stratejileri ve pazarlama hedeflerini harmanlayan projelere ağırlık veriyoruz. AVM’lerde kurguladığımız “Hediye Makinesi, Neuro Land, Tuzak, Retro Games Festival, Tekno Fest” ve bunlar gibi farklı konseptli etkinliklerimizi, hafta içi sadık müşterilerle, hafta sonu ise mass hedef kitle ile buluşturuyoruz. Hasbro ile yaptığımız lisans anlaşması ile tüm dünyada trend olan “Play Doh, Transformers, Nerf, Mono-
120
poly, My Little Pony, Battleshıp, Hıppos, Lıttlest Pet Sop, Guess Who?” için oluşturduğumuz teknolojik ve eğlenceli etkinlik alanlarımız alışveriş merkezleri tarafından yoğun olarak talep ediliyor. Türkiye’deki event sektörüne baktığımızda ve yurt dışı ile karşılaştırdığımızda, gerek kreatif gerekse uygulama anlamında onlardan bir adım önde olduğumuzu gördük. Bu doğrultuda 2016 yılında, bölgede gelişen perakende sektöründeki ihtiyaçları da analiz ederek, Dubai ve Rusya’daki alışveriş merkezlerinde de etkinlikler tasarlayarak başarılı sonuçlar aldık. 2017’de de yatırımlarımızı ve projelerimizi yurt dışında artırarak devam ettirmeyi planlıyoruz.
Event sektöründe bu yıl yeni konseptler ve trendler neler olacak? Tüketicilere yaşatılan interaktif, teknolojik deneyimler ve bunlara paralel eş zamanlı sosyal medya iletişimlerinin daha aktif olacağını öngörüyoruz. Son yıllarda en çok ses getiren pazarlama aktivitelerinin deneyim odaklı olduğunu gördük, önümüzdeki dönemde de kişisel deneyimlerin kitleler ile paylaşıldığı etkinliklerin çok popüler olacağını söyleyebiliriz. Yenilikleri nasıl takip ediyorsunuz? Amerika ve Avrupa’ da gerçekleşen fuar ve konferanslara Elli5 Event olarak katılarak, gün geçtikçe değişen, gelişen konsept ve trendleri eş zamanlı olarak takip edip, eventlerimizde hayata geçiriyoruz.
Organizasyon sektörü için 2017 yılı sizce nasıl bir yıl olacak? Malum 2016 yılında yaşanan pek çok olay sektörü olumsuz etkiledi. 2017 sektör için umut ve yeniden canlanma yılı olabilir mi? 2016, birçok farklı sebepten ötürü zaman zaman zorlayıcı, zaman zaman beklentileri karşılayıcı, iniş ve çıkışlara sahip farklı bir seneydi. 2017 yılının daha aktif ve yükselen bir dönem olacağını bekliyor ve umuyoruz.
ORGANİZASYON
Pazardaki daralma ciddi
rekabetler doğuracak “Ülkenin içinde bulunduğu bu zor dönem bazı alt sektörleri çok ciddi etkileyecek” diyen 4 Team Organizasyon Şirket Sahibi Ali Kolcu, “Konusunda uzmanlaşmış firmalar kendi sektörlerindeki daralmadan kurtularak alternatif pazarlar arayışına girecekler. Bu da ciddi bir rekabet ortaya çıkaracak” dedi. 2017 yılına yönelik organizasyon planlarınızdan bahseder misiniz? Event takviminizde neler var? 2017 yılında ağırlıklı olarak çocuk etkinliklerine yönelik farklı konsept çalışmaları hazırlıkları içerisindeyiz. Şubat ve Mart aylarında AVM etkinlikleri Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında kurumsal firma açık hava etkinlikleri iş planlarımızda gözüküyor. 2017 ikinci yarısına ilişkin ilave olarak konferans hizmetleri, lansman vb. etkinlikler yavaş yavaş iş planlarımıza eklenmeye başladı. Event sektöründe bu yıl yeni konseptler ve trendler neler olacak? Düşük maliyetli, sade ancak senaryosu ve operasyonel planı çok iyi kurgulanmış etkinlikler ön plana çıkacak. Organizasyon sektörü için 2017 yılı sizce nasıl bir yıl olacak? Malum 2016 yılında yaşanan pek çok olay sektörü olumsuz etkiledi. 2017 sektör için umut ve yeniden canlanma yılı olabilir mi?
2016 yılı gerçekten sektör için çok zor bir yıldı. Yaşanan onca olumsuzluklara rağmen sektör dinamik ve güçlü yapısı ile en az zararla bu olumsuzlukları atlatmaya çalıştı. Aslında organizasyon sektörü altında birçok alt sektörü de barındırıyor. Ülkenin içinde bulunduğu bu zor dönem bazı alt sektörleri çok ciddi etkileyecek. Konusunda uzmanlaşmış firmalar kendi sektörlerindeki daralmadan kurtularak alternatif pazarlar arayışına girecekler. Bu da ciddi bir rekabet ortaya çıkaracak. Örneğin davet organizasyonu yapan bir firma 2017’de kendi pazarında yaşayacağı daralmadan kurtularak alternatif arayışına girecek ve kurumsal firma etkinliklerinde açılış, lansman vb. organizasyonlara talip olacaklar. Yenilikleri nasıl takip ediyorsunuz? Sektörümüzle alakalı yurt içi ve yurt dışındaki fuarları takip ediyoruz. Ayrıca teknolojiyi çok yakından takip etmeye çalışıyoruz. Başka bir sektörde kullanılan yeni teknolojilerin, etkinlik sektörüne uyarlanabilirliklerini takip ediyoruz.
121
ÜRÜN & HİZMET
Sadeliğin gücü adına!
BU SENE TÜRKİYE VE YURT DIŞINDA 90 PROJEYİ HAYATA GEÇİREN MK ILLIMINATION’IN 2016’DAKİ SON DURAĞI AKMERKEZ’Dİ. OLDUKÇA YOĞUN İLGİ GÖREN ÇALIŞMA İLE MK ILLIMINATION, AKMERKEZ’DE SADELİĞİN GÜCÜNÜN PARILTILARLA BİRLİKTELİĞİNİ ŞİİRSEL BİR ETKİYLE SERGİLEMEYİ HEDEFLEMİŞ...
122
ÜRÜN & HİZMET
ağırlıklı olarak gold ve gümüş tonlarına yer verilmiş. Kullanılan renkler ve ürünler Akmerkez’in genel mimari yapısına ve ambiyansına uygun olarak tasarlanmış. Alışveriş merkezinin içerisindeki 12,5 metre yüksekliğindeki görkemli büyük ağaç yeni yıl geleneğinin vazgeçilmezi olarak istenilen alana konumlandırılmış. ‘Dinamik, modern, elegan hatların tercih edildiği mekanda, göz kamaştırıcı ve parıltılı bir atmosferde yeniyıl coşkusunu hissettirmek’ amacını güden ve ‘Işıltılı devasa objeler, yalın ancak bir o kadar güçlü tasarımlar arasında yeniyılı yaşamak hayali…’ duygularını ziyaretçilerde perçinlemek isteyen MK Illimination, Akmerkez’de sadeliğin gücünün parıltılarla birlikteliğini şiirsel bir etkiyle sergilemeyi hedeflemiş. Yani, yeniyıl dekorunda ‘sadeliğin gücü’ mottosundan ilham alınmış... Tüm dekorların üretimi, 30 günlük bir sürede 41 kişilik ekip tarafından hassasiyetle tamamlanmış. Tasarımda kullanılan 10 bin 300 adet yılbaşı topunun ve7 bin 618 adet aynalı pleksinin yanı sıra galerilerdeki tüm motiflerde, 16 bin metre uzunluğunda özel kristallerle bezenmiş ürünlerin, 20 bin 212 metre uzunluğunda LED ve 2 milyon 425 bin 340 adet ışık noktasının alışveriş merkezini bütünüyle sarmalaması sağlanmış.
PROJENİN ADETA DNA’SI ÇIKARTILIYOR Yapılan tüm tasarımlarda öncelikli olarak detaylı analizler yapan, adeta yapılacak projelerin DNA’sını çıkartan MK Bu yıl Akmerkez yeniyıl konseptiyle göz kamaştırıyor. ‘Sadeliğin gücü’ mottosuyla MK Illimination tarafından oluşturulan tasarımlarla AVM’de adeta şiirsel bir ahenk yaratılmak istenmiş… Mall Report Dergisi olarak biz de bu cümbüşü yerinde görmek istedik ve Akmerkez’i ziyaret ettik. Akmerkez için oluşturulan dekorasyonda, birbirini tekrar eden onlarca ürün kullanılarak bir ahenk oluşturulmuş ve tasarımda
123
ÜRÜN & HİZMET
Illimination ekibi; AVM’ye gelen hedef kitle, AVM’nin mimari yapısı, renkler, kullanılan malzemeler, kalıcı aydınlatma yoğunlukları, yatırımcının hayal ettiği ve talebi… gibi pek çok kriteri derinlemesine araştırıyor ve tasarımın ilk temellerini bu şekilde atıyor. Ekibin ehemmiyet verdiği nokta, tasarım ile gerçekleşen işin maksimum düzeyde aynı etkiyi vermesi… Tüm projelerde ekip olarak onay vermedikleri işi müşterilerle paylaşmamak gibi bir prensipleri var. Yapılan işi öncelikli olarak kendi içlerinde değerlendirip, olumlu olumsuz her yönüyle masaya yatırıyorlar ve işi istedikleri noktaya gelinceye kadar uzun bir süreçten geçiriyorlar.
124
2016’DA 90 PROJE HAYATA GEÇİRİLDİ
Bu sene Türkiye ve yurt dışında 90 projeyi hayata geçiren MK Illimination’un Türkiye’de yaptığı önemli projelerden başlıcaları İstinye Park, Forum İstanbul, Marmara Forum, Panora, Mavi Bahçe’dir. Ayrıca Dubai’de ‘Dubai Shopping Fest’ projesini gerçekleştiren ve Arap Emirlikleri’ndeki bilinirliğini artıran firma, ardından Mall Of The Emirates 10. yıl dekoru ile büyük yankı uyandırdı. Abu Dhabi’de bulunan Ferrari World binasında bu sene uygulamış olduğu İtalyan Sokağı animasyonlu LED ışık projesi ile de MK Illimination, herkes tarafından oldukça beğeni topladı. Mk Illumination ekibi, tasarımı ucu bucağı olmayan derin bir okyanus olarak nitelendiriyor ve özgün, farklı, kalitesinden ödün vermeyen işlerle rakipsiz olduklarını düşünüyorlar.
ÜRÜN & HİZMET
SMG’den markaların
konseptine özel müzikler
Markaların kendine özel konsept oluşturmasında birçok etken sıralanıyor, bunların arasında da müzik başı çekiyor. Dijital müzik yayıncılığının lider şirketi SMG, hizmet verdiği markaların kimliğini, imajını, hedef kitlesini ve lokasyonlarını göz önünde bulundurarak çok özel bir müzik seçkisi sunuyor. Dünya markalarından küçük işletmelere kadar 300’ün üzerinde firmaya dijital müzik hizmeti veren SMG, markalara konseptlerini oluşturmaları konusunda da destek oluyor. Müziğin insanlar üzerindeki çekici etkisi hakkındaki bilgilerin çok eski çağlara dayandığını söyle-
126
yen SMG Yönetim Kurulu Başkanı Gül Gürer Alimgil, “Antik mitolojide Siren adı verilen varlıkların, güzel sesleriyle denizcileri nasıl kayalıklara çektiğinden bahsedilir. Biz de bu durumun 21. yüzyıldaki uzantısı olarak, iş ortaklarımızın, müşterilerini mekanlarına çeke-
cekleri müzikler yayınlamalarına yardımcı oluyoruz. Eğer bir kişinin aklına, dinlediği şarkı ile birlikte bir marka geliyorsa, o marka bu işi başarmış, kendine özgü konseptini yaratmış demektir” diyerek, marka konseptinde müziğin önemine değiniyor.
ÜRÜN & HİZMET MÜZİSYEN VE DJ’LER’DEN MARKALARA ÖZEL MÜZİKLER Türkiye’nin en hızlı büyüyen teknoloji şirketlerinden biri olan SMG, kendine ait yazılımı ile markaların istek ve ihtiyaçlarına yönelik özel çözümler geliştirirken, bünyesindeki müzisyen ve DJ’ler ile birlikte en uygun müzik seçkisini oluşturuyor. Müzikler belirlenirken, firmanın kimliği, imajı, hedef kitlesi ve hizmet verdiği lokasyonların dinamikleri göz önünde bulunduruluyor.
ÇOCUK MAĞAZALARINDA HAREKETLİ, PERAKENDEDE MOTİVE EDİCİ
TÜM MÜZİKLER LİSANSLI Halka açık alanlarda müzik yayını yapabilmek için, eser üzerinde hak sahibi olan müzik meslek birlikleri ile anlaşma yapılması gerekiyor. SMG müzik hizmetlerini, meslek birlikleriyle yapılan sözleşmeler doğrultusunda yasal olarak sağlıyor ve tüm müşterilerine ücretsiz olarak hukuki destek veriyor. SMG müzik yayını konusunda alternatif bir hizmet daha veriyor. Türkiye’deki müzik meslek birliklerine ait olmayan, doğrudan lisanslama metoduyla yurt dışından alınan çeşitli müzik kataloglarından içerikler de, ekonomik bir çözüm olarak müşterilere sunuluyor. Bu eserlerin kullanımı için gerekli telif hakları ve içerik bedellerinin ödemeleri, SMG tarafından yapılıyor.
Gül Gürer Alimgil, markaya ve konsepte göre değişen müzikleri, şu örneklerle açıklıyor, “Çocuk mağazalarında hem çocukların hem ebeveynlerin dinleyeceği, hareketli ve insanı daha mutlu eden şarkıları tercih ediyoruz. Şık bir butikte, easy listening tarzında müzikler yayınlıyoruz. Perakende mağazalarında genelde insanları rahatsız etmeyecek, motive edecek müzikler kullanmaya dikkat ediyoruz. Sabah saatlerinde daha hafif tempolu müziklerle yayını başlatıp ilerleyen saatlerde ve özellikle prime time saat dilimlerinde daha coşkulu, insanları iyi hissettirecek, hatta alışveriş yapmalarını sağlayacak müzikler kullanıyoruz. AVM’lerde fon müziği işlevi görecek ama aynı zamanda ziyaretçilere keyif verecek şarkılardan oluşan listeler hazırlıyoruz.”
127
ÜRÜN & HİZMET
Sensormatic ödüllendi Sensormatic, dünya çapında en yenilikçi şirketleri belirleyen ve bu alandaki en prestijli ödüllerden biri olan Gamechangers ödüllerinde, “Etki” kategorisinde en yüksek oyu alarak ödül almaya hak kazandı.
Bu yıl Zorlu Center Ruffles Otel’de düzenlenen, Pazarlama Zirvesi kapsamında, Türkiye’nin en yenilikçi şirketlerinin ödüllendirildiği, Gamechangers Turkey 2016 Ödülleri sahiplerini buldu. Sensormatic tarafından Markafoni markası için hayata geçirilen Mağazaiçi Analiz Platformu, değer yaratan yapısı ile finansal ve operasyonel anlamda da olumlu bir etki ile perakendede oyununu değiştirenler arasına katılarak “Etki Ödülü”nü aldı. Sensormatic Mağazaiçi Analiz Platformu; mağazanın önünden geçen ve içeri giren müşteri trafiği, müşterinin demografik bilgileri (yaş aralığı ve cinsiyet), mağazanın içinde en çok hangi reyonlar ile ilgilendikleri, ürün inceleme süreleri ve satışa dönüş oranları gibi pek çok veriyi analiz ediyor. Bu analizin sonucunda perakendeci, müşteri memnuniyetini artırmak için neler yapması gerektiğini, verilere bakarak planlıyor. Aldığı aksiyonlar ile müşteri memnuniyetini artırırken, fi-
ziksel satış alanlarından da maksimum performans elde ediyor. Sunulan bu özel çözüm ile mağazadaki müşteri davranışlarını analiz eden ve bu doğrultuda aksiyonlar alan Markafoni, kısa sürede personel giderlerinde yüzde 17 tasarruf sağlarken, yaptığı özel kampanyalarla aylık 5 kata kadar ciro artışı sağladı. Sensormatic adına ödülü teslim alan Pazarlama Direktörü Pelin Yelkencioğlu, “Gamechangers, ‘oyunu değiştirenleri’ dünyamızı yeniden şekillendiren, sarsıcı ve yenilikçi şirketler olarak tanımlıyor. Sensormatic olarak biz de 22 yıldır bu tanıma uyacak adımlar atıyoruz. Perakende sektörüne en yeni teknolojileri ilk kez sunarak başladığımız hikayemize, karlılık ve verimliliklerini artıran yönetim ve otomasyon çözümleri ile devam ettik. Bugün aldığımız ödül ile çabalarımızın boşa gitmediğini görmek bizleri çok mutlu etti” dedi.
128
ÜRÜN & HİZMET
Az zaman, çok iş! 2017 yılının zor bir yıl olacağını fakat yeni ürünleri I-Mop ile ön planda olmak istediklerini belirten Doğuş Temizlik Yönetim Kurulu Başkanı Harun Yağız “Müşterilerimize daha az zamanda, daha fazla iş yapabilmeleri konusunda katkı sağlamayı hedefliyoruz” dedi.
D
oğuş Temizlik hakkında bizlere kısaca bilgi verir misiniz? Faaliyet alanlarınız neler? Çözüm ortaklarınız kim ya da kimler? Temizlik sektörüne 1995 yılında adım atan firmamız, ilk günden itibaren gerek geniş ürün yelpazesi gerekse sürekli güncellenen sektör bilgisiyle müşterilerine en verimli hizmeti sağlıyor. Hedefimiz, iş verimi yüksek olan, en kaliteli ürünlerin ülkemizde kullanıma sunulmasıdır. Bu bağlamda kendini sürekli geliştiren firmamızın 2010 yılında Ankara Bölge Müdürlüğü de kuruldu. Faaliyet alanımızı; endüstriyel temizlik makinalarını kullanan AVM, hastane, fabrika, şehir temizliği yapan firmalar ve belediyeler oluşturuyor. Çözüm ortağımız olan firmalar arasında ise Hako, Multicar, Formula, I-Mop ve Haaga Power Boss yer alıyor. Ürün gamınızda neler var? Ürün gamımız dahilinde; endüstriyel temizlik makinaları, iç alan otomatları ( itmeli ve binicili ), dış alan süpürücüler, belediye ekipmanları (süpürme, yıkama, karla mücadele, tünel temizliği ), yeni nesil teknoloji ürünü I-Mop
(360 derece dönebilme ve 7/24 çalışabilen lityum bataryalı özelliğine sahip küçük, pratik, emsalsiz temizlik otomatı) bulunuyor. Ar-Ge ve yurt dışına yönelik ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz? Kısaca bahseder misiniz? Yurt dışı fuar çalışmalarımız olmakla birlikte, Türkiye’deki ekibimizin dünya teknolojisini yakından takip etmesi adına yurt dışı eğitimlerine katılımlarını sağlıyor ve teknolojik gelişmeleri dünya ile aynı anda Türkiye’ye taşıyoruz. Türkiye de bir ilk olan temizlik makinası kiralama sistemini ülkemizde hayata geçiren ve Avrupa’da uygulanan full servis sisteminin ülkemizde uygulamasını başlatan firmasınız. Peki, Doğuş Temizlik’in uyguladığı bu sistemlerin müşterilere faydaları nelerdir? Temizlik makinalarını kısa ve uzun vadeli kiralama seçeneği ile temizlik firmaları başta olmak üzere tüm kurumlara kiralıyoruz. Bu yöntem bizim müşterilerimize daha hızlı çözümler sunmamızı sağladı. Hızla gelen hizmet doğal olarak müşteri memnuniyetimizi bir kat daha artırdı diyebilirim. Full servis sistemine gelince, bu yöntem ile de makina
kullanım maliyetlerini düşürdük ve iş gücü kayıplarını önledik. Böylece müşterilerimizin gereksiz harcamalarını ortadan kaldırdık. Son olarak 2017 planlarınızdan bahsedelim. Bu yıl için hedefleriniz ve gerçekleşmeyi planladığınız projeler neler? 2017’nin zor yıl bir olmasını bekliyoruz ancak Türkiye’de faaliyete geçecek olan şehir hastaneleri projelerinde I-Mop makinamız ile ön planda olmak ve bundan sonraki süreçte müşterilerimize daha az zamanda, daha fazla iş yapabilmeleri konusunda katkı sağlamayı hedefliyoruz.
129
ÜRÜN & HİZMET
Denetlenebilir ve profesyonel olmak şart! Kaliteli bir yönetim için tesisin denetlenebilir ve profesyonel olması gerektiğini belirten Boğaziçi Yönetim A.Ş Genel Müdürü Dinçer Çetintaş, mutlaka yönetimin sitenin sakinleriyle birlikte yürütülmesi gerektiğinden yana… Site Yönetim hizmetleri sektöründe, müşterilerine hizmetin en iyisini ve kalitelisini sunabilmek için; geçmişinin verdiği tecrübeyi, prensipleriyle ve her geçen gün yenilenen teknolojiyle birleştiren Boğaziçi Yönetim A.Ş. adına Genel Müdür Dinçer Çetintaş ile görüştük. Çetintaş, kaliteli tesis yönetimine dair bizlere bilgi birikimlerini aktardı. Kaliteli tesis yönetimi için gerekli olan bileşenler nelerdir? Konusunda uzman ekiplerle sıkı bir takip ve insan odaklı hizmet anlayışı birleştiğinde tesis yönetiminin kalitesi yükselir.
Tesis yönetim alanında verilen hizmetler farklı yapılara göre değişkenlik gösteriyor mu? Boğaziçi Yönetim A.Ş. merkez binasından kontrol edilen yönetim organizasyonlarımız hizmet verilen sitenin ihtiyaçlarına göre belirlenmiş profesyonel birimlerden oluşuyor. Projede ortak alanların niteliği, oturan sayısı, coğrafi konum, bölgenin iklimi dahi hizmetin farklılaşmasına sebep olabiliyor. Hizmetin şekli, “standart hizmetler” ve “talebe bağlı gelişmiş hizmetler” adı altında profesyonel yöneticilik hizmetlerinin verilmesi prensibine bağlı. Bir tesisin ihtiyaçları nasıl belirlenir? Sitede henüz oturum başlamadan önce proje koordinatörleriyle bir araya gelinir ve hizmetin devamlılığı üzerine bir bütçe planlama yapılır.
Kaliteli bir yönetim için mutlaka tesisin denetlenebilir ve profesyonel olması şart. Ayrıca yönetimin, ortak gider, aidat ve avans bedellerinin uygun olması ve sosyo-kültürel çalışmalarla güçlendirilmiş iyi bir halkla ilişkiler hizmetinin olması gerekir. Son olarak bir site mutlaka site sakinleriyle birlikte yönetilmelidir. Tüm bu bileşenlerin tamamlanması, kaliteli tesis yönetimini beraberinde getirir.
Bir yapının tesis yönetim hizmetleri veren bir şirket tarafından işletilmesinin yatırımcıya ve son kullanıcıya sağladığı avantajlar nelerdir? İlk adımda, “Her zaman, her koşulda denetlenebilir, şeffaf ve tarafsız” bir yönetimin oluşturulması süreci çok önemlidir. Anahtar teslim sürecinde ortak yaşama ve yeni yaşamına alışmaya çalışan, birbirlerini tanımayan kişilerin bir araya gelerek böyle bir yönetim kurması kolay değildir. Profesyonel yönetimler, tesise resmi bir kimlik kazandırılması, toplu yaşam kültürü ve ortak yaşam alanı anlayışının yerleştirilmesi noktasında önemli bir rol oynuyor.
130
ÜRÜN & HİZMET
Kalite ve fiyatta denge sağlanacak Fantom Professional&Laboory Ürün Müdürü Serdar Suna: “Laboory markası ile kimyasal temizlik malzemeleri ve diğer ekipman, sarf malzemeleri konusunda işletmelerin maliyetlerini minimum düzeye indirgeyip, kaliteyi maksimum seviyeye çekmeyi hedefliyoruz” dedi.
132
“Fantom Professional markası olarak üretimimize son hız devam ederken, ayrıca müşterilerimizin talepleri doğrultusunda yeni modellerimizi de piyasaya sürüyoruz. Anfaş Fuar’nda bu ürünlerin lansman sergilenmesini gerçekleştireceğiz” açıklamasında bulunan Fantom Professional&Laboory Ürün Müdürü Serdar Suna, “Ülkemizin şu anki durumuna rağmen üretici olarak görevimizin bilincinde, ülke ekonomisine katkı sağlamaya devam ediyoruz. Ayrıca profesyonel temizlik sektöründe ürün gamımızı tamamlamak amacıyla 2016 yılı başında distribütörlüğünü üstlendiğimiz Comac markalı ürünlerin de Türkiye’deki satışlarını, konjonktürdeki olumsuzluklara rağmen anlamlı olarak artırmış olup, 2017 yılında daha iyi sonuçlar alacağımızı düşünüyoruz” dedi.
MALİYETLER MİNİMUM, KALİTE MAKSİMUM “Profesyonel temizlik sektöründe üç yılımızın sonunda sektörün önde gelen firmaları arasında yer almakla beraber, her yıl sektördeki önemli eksikliklerin kapanması konusundaki çabalarımızın bir sonucu olarak temizlik kimyasalları vb. ürünlerle ilgili, 2017 yılı ilk çeyreğinde faaliyete başlayacağımız ve Anfaş Fuarı’nda lansmanını yapacağımız Laboory markası ile sektördeki önemli bir eksikliği doldurmayı amaçlıyoruz” ifadesinde bulunan Suna, “Eksiklik olarak bahsettiğimiz; bu türde ürünlerin en büyük problemi kalite-fiyat makasının çok açık olmasından kaynaklanıyor. Fanset olarak, 40 yılı aşkın üretici ve pazarlama anlamında Türkiye ekonomisine katkı ve çabalarımızın bir sonucu olarak, bu açıklığa da bir çözüm üretmemizi kaçınılmaz olarak görmekteydik. Bu doğrultuda Laboory markası ile kimyasal temizlik malzemeleri ve diğer ekipman, sarf malzemeleri konusunda işletmelerin maliyetlerini minimum düzeye indirgeyip, kaliteyi maksimum seviyeye çekmeyi hedefliyoruz” dedi ve sözlerine devam etti: “Tabii ki bu alandaki üst düzey firmaların yetkinlikleri ve deneyimleri doğrultusunda işimizin satış ve pazarlama anlamında kolay olmayacağını biliyoruz fakat, sektörde yaptığımız diğer işlerimizi en büyük referansımız alarak, ilk yılın sonunda, bu işi de bir Türk üreticisi olarak başarabildiğimizi herkese ispatlayacağımıza güvenimiz tamdır.”
ÜRÜN & HİZMET
Yeni nesil yazarkasaya geçiş takviminde istikrar önemli Türkiye, 1 Ocak 2018 itibariyle Gelirler İdaresi Başkanlığı ile doğrudan bağlantıda olan yeni nesil ödeme kaydedici cihazlara geçiş yapacak. Binlerce esnafı ilgilendiren bu değişim kapsamında yaklaşık 1,8 milyon yazarkasanın yerini yeni nesil yazarkasalara bırakması bekleniyor. İş yerlerine zaman ve maliyet kazancı olarak geri dönecek yeni nesil yazarkasa yatırımı, kayıtdışı ekonomiyle mücadele açısından da somut sonuçlar doğuracak.
YENİ NESİL YAZARKASALAR KAYITDIŞI İLE MÜCADELEYE KATKIDA BULUNACAK
Yeni nesil yazarkasalar, sürekli olarak Gelirler İdaresi Başkanlığı sunucusuna bağlı olmaları nedeniyle, üzerinden yapılan tüm işlemlerin kayıt altına alınarak, analiz edilmesi imkanını sağlıyor. Yeni nesil yazarkasaların tüketiciye avantajıysa, katma değerli uygulamaları destekleyecek dijital altyapılara sahip olmaları ve hedef kitleye odaklı pazarlama ve indirim gibi olanaklardan faydalanma imkanı sunmaları olarak gösteriliyor.
GEÇİŞ SÜRECİ ERTELENDİ, PERAKENDECİLER BEKLEMEYE GEÇTİ
Yeni nesil yazarkasalara geçiş tarihinin bir kez daha ertelenmesi bu alanda
Yeni nesil yazarkasa dönüşümü için yazılım ve donanım yatırımının yanı sıra teknik uzmanlık istihdamı yaratan ödeme kaydedici cihaz sektörü, son tarih olarak 2018'in belirlendiği yazarkasa dönüşüm sürecinde erteleme beklemiyor.
yatırım yapan ödeme kaydedici cihaz sektörünün projelerinin yavaşlaması ve perakendecilerin yatırımlarını bekletmesi sonuçlarını doğuruyor. 2015'te, yeni nesil yazarkasalara geçiş için son tarih olarak 1 Ocak 2017 açıklanmışken, 2016 yılı içerisinde bu tarih bir yıl daha ertelendi. 22 yılı aşkın süredir perakende sektörü için donanım ve yazılım ürünleri sunan POS A.Ş.'nin Genel Müdürü Feridun Yuğaç, 2016'nın ilk altı ayında 13 bin yeni nesil yazarkasa kurulumunu gerçekleştirdiklerini belirterek, “Çeşitli nedenlerle yeni nesil yazarkasaya hemen geçmek durumunda olan müşteriler vardı. POS A.Ş. olarak söz konusu işletmelerin yazarkasa dönüşümlerinin büyük çoğunluğunu yılın ilk altı ayında tamamladık. Ancak ikinci altı ayda erteleme kararı gelince perakendeciler beklemeye geçti. Dolayısıyla yeni nesil yazarkasalara geçen müşteriler erken yatırım yapmış olurken, cihaz üreticileri de erteleme sonucu, yapmış oldukları yatırımlar ve ellerindeki stoklar nedeni ile zor duruma düştüler” diyor.
TAKVİMİN NETLEŞMESİ ŞART Yeni nesil yazarkasalara geçiş sürecinin sürekli ertelenmesinin yatırımı da azalttığını belirten Yuğaç, “Perakendeci bu belirsizlik nedeniyle hemen yatırıma geçmek istemiyor. Beklemede kalmak istiyor. Ekonomik koşulların da etkisiyle, yatırım yapmıyor, yeni dükkan açmayı tercih etmiyorlar. Tüm bunlar nihayetinde sepet ve ciro oranlarını azaltıyor. Ödeme zorluğu da ekonominin genelini etkiliyor. 2017'de, Gelirler İdaresi Başkanlığı'nın bir erteleme daha getirmeyeceğine yönelik beklentilerimiz var. Bu konuda Başkanlığımızla görüşmeler yapacağız. Takvim belirli bir düzende netleşir ve resmileşirse iyi bir yıl geçireceğimizi düşünüyorum” diye ekliyor.
KARARLARDA İSTİKRAR BEKLENTİSİ VAR
Bu durumun kararların istikrarla uygulanmamasından kaynaklandığını ifade eden Yuğaç, 2012'den beri sürecin içerisinde olduklarını, alınan kararların ve yayınlanan talimatların birçok defa değiştirilmek zorunda olunmasının, her seferinde yapılan tüm planlamaların ve işin yeniden yapılmasına yol açtığını söylüyor. “Gerek şirketimizin gerekse sektörümüzün bu alanda ciddi donanım ve yazılım yatırımları var” diyen Feridun Yuğaç, “2012'den bu yana sürecin içinde olan bir firma olarak görüyoruz ki; konuyla ilgili süreçlerde sürekli güncellemeler yapılması bizleri olumsuz yönde etkiliyor. Belirlenen kriterlere göre çalışmalarımızı yapsak da konuyla ilgili yeni değişikliklere karar veriliyor. Bu nedenle işi en baştan ele almak zorunda kalıyoruz. Değişim sürecinin 1 Ocak 2017'de resmen başlayacağı ifade edildiği için 45 ila 50 bin adet makine hazırlattık. Dışarıdan bunların yedek parçaları alındı, sürece yönelik ekipleri kurduk, teknik serviste uzman bir kadro oluşturduk, nihayetinde istihdam da yarattık” diye ekliyor.
133
ÜRÜN & HİZMET
Pronet’e uluslararası ödül Pronet, yenilikçi ve fark yaratan hizmetleriyle “Dünyanın En İyi Müşteri Deneyimi” ödülüne layık görüldü. Güvenlik sektöründe 20 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren Pronet, çağrı merkezi sektörünün en iyilerinin yarıştığı 11. Contact Center World Awards’ta “Dünyanın En İyi Müşteri Deneyimi” ödülüne layık görüldü ve ödülünü Las Vegas’ta gerçekleştirilen törende teslim aldı. Bugün 81 ilde, 200 bine yakın abonesi ve 1 milyonun üzerinde kullanıcısıyla hizmet veren Pronet, Türkiye’de elektronik güvenlik sistemleri kategorisinde, merkezi haber alma sistemine bağlı ev ve işyerlerinin yaklaşık yüzde 60’ına hizmet sağlıyor.
net, sıradan çağrı merkezi anlayışının çok ötesine geçerek, alarm sonrası abonelerine ortalama 10 saniyede ulaşıyor. Bu rakam dünyada ortalama 60 saniye. Türkiye merkezli bir firma olarak tüm dünyada parmakla gösterilen bir konuma taşınmamızda, teknoloji ve insan kaynağına hiç durmadan yatırım yapmamız yatıyor. Böylece, kullanıcılarımıza kaliteli, hızlı, değer katan ve benzersiz bir müşteri deneyimi sunabiliyoruz” diyor.
“AVRUPA’NIN EN BÜYÜK İLK 3 GÜVENLİK ŞİRKETİNDEN BİRİ OLACAK’’
ALARMLARA CEVAP VERME HIZINDA DÜNYA ORTALAMASINI 6’YA KATLIYOR
“TÜRKİYE’DE ADETA YEPYENİ BİR SEKTÖR YARATTIK” “20 yılı aşkın geçmişimize ve bugünkü iş hacmimize baktığımızda görülüyor ki, bizler tek başımıza ülkemizde adeta baştan yepyeni bir sektör yarattık” diyen Pronet Yönetim Kurulu Başkanı Saul’a göre, Türkiye bu alanda halen büyük potansiyel barındırıyor. Saul’un paylaştığı bilgiye göre, elektronik güvenlik sistemi kullanan ev ve işyerlerinin penetrasyonu ABD’de yüzde 20, Avrupa’da yüzde 8 civarında. Türkiye’de ise bu oran yüzde 1,5 seviyesinde. Şehirleşme oranının hızla yükselmesi, inşaat sektöründeki gelişmeler, yalnız yaşayan bireylerin artması gibi faktörler pazarın büyümeye açık olduğunu gösteriyor.
Pronet’in hizmet kapsamı, yalnızca hırsızlık değil, 5 Korumalı Güvenlik Hizmeti sayesinde ev ya da işyerlerinde meydana gelebilecek yangın, su baskını, gaz kaçağı ve acil sağlık ihtiyacı gibi olaylara da müdahale edilmesini sağlıyor. Firma gasp ya da panik anlarında da kullanıcıların yanında oluyor. Ücretsiz olarak sunduğu Panik Butonu uygulaması ile evde veya dışarıda, her nerede ihtiyaç duyulursa tek bir dokunuşla yakınlarından yardım istenmesini mümkün kılıyor.
Dünya ortalamalarının çok üstünde bir hizmet verdiklerinin altını çizen Pronet Yönetim Kurulu Başkanı Alp Saul, “Pro-
Alp Saul, sektör ve Pronet özelindeki hedeflerini şu sözlerle özetliyor: “Bizler sektör lideri olarak, pazarın bu potansiyellerini kullanmak adına teknolojiye ve insana yatırım yapmayı, ülkemizde dünyada örnek gösterilen bir marka olmayı sürdüreceğiz. Orta vadeli hedefimiz ise, 2018’de Avrupa’nın ilk 3 güvenlik şirketinden biri olmak.”
Pronet Alarm Haber Alma Merkezi, yalnızca 2015 yılında bin 986 hırsızlık ve 409 gasp olayına müdahale edilmesini sağladı, 615 ambulansı olay yerine yönlendirdi, 312 su baskını vakasını ilgililere haber verdi ve 284 yangın vakasında en hızlı şekilde müdahale edilmesini sağladı.
BU YIL ULUSLARARASI YARIŞMALARDA ÜÇÜNCÜ KEZ ‘EN İYİ’ SEÇİLDİ Pronet’in kapsamlı, hızlı ve müşteri odaklı hizmet anlayışı, markaya bu yıl uluslararası platformda 3’üncü kez ödül getirdi. “Önce Contact Center World’ün EMEA Bölgesi Ödülleri’nde yine aynı kategoride birinci olduk. Ardından Stevie’lerde altın ödüle layık görüldük. Şimdi de çağrı merkezi alanında ‘dünyanın en iyisi’ seçildik” diye konuşan Kükrer, özverili çalışmalarının dünya çapında görünürlük kazanmasından ötürü gurur duyduklarını da ekliyor.
134
ÜRÜN & HİZMET
Gürmen Group, Dassault Systèmes'i seçti 3DEXPERIENCE Platformu, erkek moda markaları Ramsey ve KİP'in operasyonel verimliliğini artırmak amacıyla koleksiyon planlama, geliştirme ve kaynak kullanımı işlemlerini hızlandıracak. Şirket, günde 2 bin 100 takım elbise, bin 750 pantolon ve 2 bin gömlek üretme kapasitesine sahip. Gürmen Group, markalarının birleştirilmiş bir platformda daha verimli bir şekilde işbirliği yapmasını sağlamak için bir süredir endüstriyel bir çözüm arıyordu. Grup, gayretli araştırmalar ve bir yıldan uzun süren ayrıntılı pazar arz değerlendirmesi sonucu, Dassault Systèmes'in "My Collection" endüstriyel çözüm deneyiminin gereksinimlerini karşılayan en iyi moda çözümü olduğuna karar verdi. Çözümü altı aylık bir zaman diliminde dağıtmış olmayı hedefliyor.
3D tasarım yazılımı, 3D dijital modelleme ve ürün yaşam döngüsü yönetimi (PLM) çözümlerinde dünya lideri 3DEXPERIENCE Şirketi Dassault erkek modasında önde gelen markalar Ramsey ve KİP'in sahibi Gürmen Group'un moda koleksiyonlarını geliştirme sürecini optimize etmek amacıyla "My Collection" endüstriyel çözüm deneyimini seçtiğini duyurdu. Gürmen Group, hazır giyim dahil çeşitli sektörlerde güçlü bir uzmanlığa sahip Türkiye'nin en büyük gruplarından biri. Grup, yaklaşık 3 bin kişiye istihdam sağlıyor ve erkek moda markaları KİP ve Ramsey'in dünyanın önde gelen markaları ile rekabet ettiği 60 ülkeye ihracat yapıyor. Grubun amiral gemisi olan Gürmen Tekstil, tasarım yeteneği, yenilikçi ürün yaklaşımı ve ileri üretim teknolojisi ile farklılaşmış bir şirket...
3DEXPERIENCE platformuna dayanan "My Collection" endüstriyel çözüm deneyimi Gürmen Group'a, şirket içi ve dışı paydaşları birbirine bağlayan, değer zincirini entegre eden ve görünürlük, esneklik ve karar destek sürecini geliştiren birleşik bir dijital ortam sağlayacak. Ekipler tek bir ortam üzerinde birlikte çalışarak verileri kovalamaya ve çoğaltmaya daha az zaman harcarken bu zamanı, ürünleri geliştirmeye ve kaynak kullanımına ayırabilecekler. "My Collection" ile Gürmen Group, KİP ve Ramsey koleksiyonlarının pazara sunumunu hızlandıracak ve ekiplerin yaratıcı işlere daha iyi odaklanmalarını sağlayacak. Gürmen Group'un Yönetim Kurulu Ramsey-KİP Üyesi Yasemin Gür Solmaz, “Bu işbirliği bize rekabet avantajı sağlayacak ve işimize mutlaka değer katacaktır” dedi. “Dassault Systèmes'in 15 yıllık moda endüstrisi deneyimi ve 3DEXPERIENCE platformu, değer yaratabilen trende ve zamana uygun koleksiyonlar için işbirlikçi yeniliğe yeni ve dijital bir yaklaşım öneriyor” diyen Dassault Systèmes Tüketici Ürünleri ve Perakende Sektörü Başkan Yardımcısı Chris Colyer ise sözlerine şu şekilde devam etti: "Mevsim, kategori, ürün ve çeşitlilik açısından maksimum görünürlük sağlamak üzere bu yaklaşımı ve işlevsellikteki derinliğini benimseyen her ölçekteki şirket sayısı tüm pazarlarda giderek artıyor.”
135
ÜRÜN & HİZMET
Adidas’ın tercihi Lamp 83 oldu Türkiye’deki mağazalarının aydınlatılmasında uzun yıllardır Lamp 83’ü tercih eden dünya devi Adidas, ortaya çıkan sonuçlardan son derece memnun. Lamp 83, son olarak markanın Axis İstanbul AVM içindeki HomeCourt mağazasını da aydınlattı. niyeti dile getiren firmanın mimarlarından Eren Kılıç, LED sistemine geçme sebeplerini kısaca şöyle açıkladı: “Önceden kullandığımız halojen aydınlatma sistemlerinde renksel açıdan memnun olsak da, lambaların yüksek ısı vermesi, çok fazla enerji harcaması ve bakım-onarım maliyetlerinin yüksek olması sebebiyle mağazalarımızda LED aydınlatma kullanma kararı aldık. LED aydınlatmalar ilk bakışta halojen aydınlatmalara göre daha maliyetli gibi görünse de; yaklaşık bir yıl sonundaki enerji tasarrufu ile yapılan yatırım daha avantajlı hale geliyor ve bu fark ortadan kalkıyor. Ayrıca LED modüllerin halojenlere oranla çok daha uzun ömürlü olması ile fazla ısı yaymadığından mağazayı soğutmak için kullanılan mekanik cihazların elektrik sarfiyatını azaltıp cihazların yıpranma payını düşürmesi, maliyetlerimize göz ardı edilemez derecede katkı sağlıyor.”
A
didas ile 10 yılı aşkın bir süredir devam eden iş birliği kapsamında, Lamp 83, markanın farklı mağaza konseptlerine uygun olarak aydınlatma ürün ve sistemlerini tasarlayıp uygulayarak, Adidas’ın Türkiye’deki mağazalarının büyük çoğunluğunu aydınlattı. Lamp 83 kısa süre önce tamamlanan proje çerçevesinde, Adidas’ın Axis İstanbul AVM içinde yer alan Homecourt mağazasını aydınlattı. Konsept kapsamında dört ayrı bölümden oluşan ve toplamda 227 adet ürün kullanılan 454 metrekarelik mağazada istenen aydınlık seviyesi, Lamp 83’ün verimliliği yüksek, estetik, renksel geri verim değeri 90 CRI olan Silver ve ARK ailesi ve bazı özel tasarlanmış ürün çözümleri ile yakalandı. Adidas’ın Lamp 83 ile beraber çalışmaktan duyduğu memnu-
136
Eren Kılıç aydınlatmada Lamp 83’ü tercih etme sebeplerini ise, “Lamp 83’ün en başından beri bizim inandığımız, güvendiğimiz ve çalışmaktan keyif aldığımız iş ortaklarımızdan birisi olmasının en önemli sebepleri arasında iyi bir satış ve tasarım ekibine sahip olmaları ile ihtiyacımız olan her isteğe karşılık verebilecek esnek ve kuvvetli ürün yelpazesinin olmasıdır” şeklinde dile getirdi.
KÜLTÜR & SANAT
Viva Barselona! BARSELONA’DA GEZİLECEK YERLER Havalimanından kısa yolculukla şehir merkezine geldikten sonra ineceğiniz yer Plaça de Catalunya, gezilmesi gereken ilk yerdir. Katalonya Meydanı olarak bilinen bu merkez şehrin kalbi. Ayrıca meşhur La Rambla caddesi de buradan başlıyor. Birçok alışveriş merkezi, mağazalar, Hard Rock Cafe Barcelona, yeme-içme mekanları ve ATM’ler de bu meydanda. Barcelona’da gezilecek diğer yerler başlıca; Sagrada Familia Bazilikası, La Rambla, Park Güell, Barcelonata Beach, Barcelona Pazarı, Tibidabo, Parc De La Ciutadella, Nou Camp Stadyumu, Gothic Quarter, Torre Agbar ve Casa Miladır.
BARSELONA ULAŞIM REHBERİ Barselona Havaalanı-Şehir Merkezi ulaşımı yarım saat otobüs yolculuğu ile gerçekleşiyor. Barselona’da şehir içi ulaşım olarak genellikle metro ve tramvaylar tercih ediliyor. Metronun çalışmadığı saatlerde ise gece otobüsleri şehrin ulaşım yükünü devralıyor. Barselona Kart alarak şehirdeki birçok indirim avantajından yararlanabilir, tüm ulaşım araçlarını ücretsiz ve sınırsız kullanabilirsiniz.
138
KÜLTÜR & SANAT
BARSELONA’DA NEREDE KALINIR? Barselona’da konaklamak için birçok seçenek mevcut. Plaça Catalunya ve La Rambla bölgeleri hem konum hem de güven açısından konaklamak için ideal. Bu bölgelerin dışında Eixample, Ciutat Vella ve Sant Marti bölgeleri de yabancı vatandaşlar için güzel bir konaklama bölgesi olabilir. Barselona’da birbirinden güzel otellerin yanı sıra oldukça iyi hizmet veren ucuz hosteller de mevcut.
BARSELONA’DA NE YENİR? Katalonya mutfağının zenginliği birçok yemek seçeneğini de beraberinde getiriyor. Deniz mahsüllerinden yapılan birçok yemek damak tadınıza uyabilir. Gitmişken kesinlikle yemeniz gereken bazı geleneksel lezzetler mevcut. Tapas bunların başında gelir. Barselona’da yemek denildiğinde akla gelen bir diğer yemek de Paella’dır. Escalivada yiyip, Sangria içmeden dönmek de olmaz.
BARSELONA GECE HAYATI Barselona her şeyde olduğu gibi gece hayatında da inanılmaz imkanlar sunuyor. Sahilde bulunan Pacha, Shoko ve Opium şehrin gece hayatının kalbi. Biraz daha iç bölgelerde yer alan RazzMatazz ve Bling Bling de hiç azımsanmayacak kadar eğlence imkanı sunuyor. Gece kulüplerinde sabaha kadar eğlenip, beach after partilerde güneşin ilk ışıklarını seyretmek muhteşem bir deneyim olabilir.
Kaynak: Gezi Rehberleri / Written By Sinan Yeşiltaş
139
KÜLTÜR & SANAT
Raftakiler SEN, BEN VE ONCA YIL: Bazı aşklar ne kadar acıtırsa acıtsın yaşanmaya değer... Nicole Blake çocukken deliler gibi aşık olduğu Julian Symonds'la bir yılbaşı gecesi yakınlaşsa da kısa süre sonra genç adamla ilgili hayalleri sonsuza dek suya düşer. Ama Julian sayesinde hayatına değişmeyen üç şey girmiştir: dünyanın en iyi arkadaşı, seyahat tutkusu ve kalbini durmadan kırsa da sevmekten vazgeçemediği çok yakışıklı bir serseri; Aidan Symonds... Güzeller güzeli Alex de üniversite yıllarında aralarına katılınca grup tamamlanır ve zaman geçtikçe yılbaşı gecelerini birlikte geçirmek gelenek haline gelir. Onlar birbirlerinin her şeyidirler; dost, kardeş, tutunacak birer dal… Fakat Nicole ile Aidan'ın arasındaki bağ hep çok kırılgandır. Hayatında yeni bir sayfa açması gerektiğini anlayan Nicole, Aidan'ın tam tersi özelliklere sahip olan Dom'la hayatına devam etme kararı alır. Fakat zamansız bir acı ve affı olmayan çift taraflı bir ihanet, Nicole'ün kararlarını sorgulamasına ve geride bırakamadığı şeylere duyduğu özlemin gün yüzüne çıkmasına neden olur. (Tanıtım Bülteninden) KAPIDA AŞK VAR: Şu koca dünyada bazen kendini yapayalnız hisseder, sığınacak bir liman, sıcacık bir insan nefesi arayıp durursun... Sonra birden, tam da ümidi kesmişken, hayat yolunda tek başına kalmış ve beklemekten yorulmuşken, koca ömürden vazgeçmeye hazırken; işte tam da o sırada gerçekleşir mucize... Hiç ummadığın yerden gelir... Artık ümidi kestiğin anda, kimseye verecek hiçbir şeyinin kalmadığını düşünüp yıllardır biriktirdiğin hazinelerini kilit altına aldığın anda çıkagelir... Bir gün kapın çalar ve sen heyecanla yerinden sıçrarsın. Gözyaşlarını, tüm kötü anılarını, birikmiş hayal kırıklıklarını ardında bırakır ve kapıya uzanırsın. (Tanıtım Bülteninden)
KELEBEK ADASI: Mavi kelebeklerin hikayesini bilir misiniz? Mavi kelebekleri her yerde göremezsiniz. Oldukça nadir görülürler. Sabah uyandığınızda, “Bugün mavi kelebekleri görmeye gidiyorum” diyemezsiniz. Siz onları değil, onlar sizi bulur. Efsaneye göre bu kelebekler, değişimin habercisidir. Olur da gündoğumunda yolunuzu bir mavi kelebek keserse, bilin ki artık hayatınız eskisi gibi olmayacaktır. Ne hayatınız, ne kaderiniz, ne şansınız... Artık bildiklerinizi unutun. Belki bambaşka biri girer hayatınıza. Belki bambaşka bir yerde uyanırsınız ya da ilk kez adımınızı attığınız bir yerde kendinizi hiç olmadığınız kadar huzurlu ve evinizde hissedersiniz. Kaybolurken bulunursunuz. Geldiğinizi sanarken gittiğinizi görürsünüz. Hayata başka bakarsınız mavi bir kelebek kanat çırptığında, çünkü size başka bakıyordur artık hayat. (Tanıtım Bülteninden)
Kaynak: D&R
140
KARİYER
• Yoğun rekabetle geçmesi beklenen 2017 yılına tüm hızıyla hazırlanan LG Electronics'in yeni CEO'su Seong-jin Jo oldu. Ayrıca kararlaştırılan 58 yeni görevlendirme ve terfi işlemi de Aralık ve Ocak aylarından itibaren uygulanmaya başlandı.
• Türkiye'nin kültür-sanat ve eğlence sektörünün önde gelen şirketi D&R'da bir atama gerçekleşti. Murat Karakaş, D&R İnsan Kaynakları Direktörü görevine getirildi.
• Kim Grup’un yeni satınalma direktörü belli oldu. Perakende sektörüne hizmet veren Kim Grup’un yeni satınalma direktörü Ahmet Yıldız oldu. Ahmet Yıldız, sektöre Kim Market’in profesyonel olarak kurulduğu 1997 yılında mağaza yöneticisi olarak başladı. Sırasıyla satınalma uzmanı, satınalma müdürü ve genel müdür yardımcısı görevlerinin ardından, Makro-Uyum çatısı altında satınalma müdürü ve icra kurulu üyesi görevlerinde bulundu. Yıldız, son olarak Kim Grup Satınalma Direktörlüğü görevine getirildi.
• Türkiye’nin önde gelen gıda şirketlerinden Şölen, Ar-Ge Direktörü görevine Serdar Maraşlı’yı getirdi. Maraşlı, Şölen’in fark yaratan yenilikçi ürünlerinin geliştirilmesi konusunda tüm süreçten sorumlu olacak.
• HD Restoran İşletmeleri, yeni yılın ilk transferini gerçekleştirdi. Atasun Optik İnsan Kaynakları Direktörü Beste Şirin Petekçi, yeni yılın ilk gününde HD Restoran İşletmeleri’ne transfer edilerek İnsan Kaynakları Direktörlüğü görevine getirildi.
• Perakende sektörünün lider markası CarrefourSA, organize perakende mağazacılığında yürüttüğü ulusal ve uluslararası projelerle adından söz ettiren ödüllü direktör Ayşin Işıkgece’yi bünyesine kattı. Metro Toptancı Market’te 21 yıldır Gıda satınalma kategori grup müdürü olarak görev yapan Ayşin Işıkgece, CarrefourSA Gıda Kategori Direktörü olarak atandı.
141