mall report
KDV’de İngiliz Modeli’ne geçişe sektör başkanlarından “KDV’DE İNGİLİZ MODELİ’NE GEÇİLMESİNİ DESTEKLİYORUZ” değerlendirme
İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi: “KDV konusu ihracatçı için yıllardır ciddi bir sorun oluşturuyor. KDV oranlarının sadeleştirilmesi ve İngiliz Modeli’ne geçiş noktasında Bakanımız ile aynı görüşteyiz. Türkiye’nin daha basit ve sade bir KDV sistemine ihtiyacı var. KDV’deki 8-18 farkı firmalar üzerinde ciddi finansman yükü oluşturuyor. Firmalarımızın bekleyen KDV alacakları var. KDV iadesinin bir kısmı raporla alınıyor. Fakat geriden gelenler firmalarımızın sırtında yük oluşturuyor. Özellikle pek çok KOBİ’nin aradaki KDV farkını almak için gerekli raporu hazırlayacak yeminli mali müşavirlerle ilişkileri olmadığından bu tür farklar firmaların içinde kalıyor. İhracatçılarımızın tıpkı dahilde işleme rejiminde olduğu gibi iç piyasa-
dan da KDV yükü oluşturmadan alım yapmasına imkan sağlanmasının sorunlarımızı büyük ölçüde çözeceğine inanıyorum.” Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel: “BMD üyesi 412 markanın yurt içinde 378 AVM’de ve caddelerde yaklaşık 70 bin mağazası var. Biz bu mağazalarda ürünlerimizi yüzde 8 KDV ile satıyor ancak kiramızı yüzde 18 KDV ile ödüyoruz. Kira-ciro oranları, dövizdeki dalgalanmalarla beraber öngörülenin 8-10 puan üzerine çıktı. Bu durum pek çok perakendeciyi KDV’de alacaklı duruma getirdi ve finansal yük oluşturmaya başladı. Üretimi arttırmak için bir taraftan girişimciye her türlü kolaylık sağlanırken KDV konusuna yıllardır neşter vurulmamış olması bizleri üzüyordu. Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın açıklamaları bizleri geleceğe dair umutlandırdı.”
İstanbul Perakendeciler Derneği (PERDER) Başkanı Ramazan Ulu: “Türkiye’nin yerel ve milli marketleri olarak yıllardır halkımıza en uygun fiyata en kaliteli gıdayı sunmanın gayreti içindeyiz. Ancak mevcut KDV sisteminde büyük bir haksız rekabetle karşı karşıyayız. Bizler mevzuat gereği et, meyve sebze ve bakliyat gibi temel gıda maddelerini yüzde 1 KDV ile alıp yüzde 8 KDV ile satmak zorunda kalıyoruz. Bu durum kayıt dışılığı teşvik ediyor. Kayıt dışı çalışan esnaf yüzde 1 KDV ile aldığını yüzde 8 yerine 1 KDV’yi maliyete yansıtarak satıyor. Bu durum bizim aleyhimize haksız rekabete yol açarken, aynı zamanda da vatandaşa pahalı ürün satan marketler durumuna düşüyoruz. Hükümetimizin KDV reformunu yaparken kayıt dışını teşvik eden bu soruna da neşter vuracağına inanıyorum.”
Demircan Reklam Ajansı Yayıncılık ve Matbaa Hiz. San. Tic. Ltd. Şti Adına Genel Yayın Yönetmeni Metin Tahnal Yazı İşleri Müdürü Adem Ünce Genel Koordinatör Turgut Tahnal Editör Başak Yılmaz haber@mallreport.com.tr Görsel Yönetmen Cihan Albay grafik@hizmetix.com.tr Grafik Tasarım Nur Banu Çelebi Reklam Müdürü Fisun Dilek Reklam ve Pazarlama Uzmanı İkbal Demirok Eda Güleş Yahşi İngiltere Sorumlusu: Suzan Doğan Ankara Sorumlusu: M. Serdar Burkan Abone Semiha Kale abone@demircanmedya.com.tr Baskı Yeni Devir Matbaacılık ve Gazetecilik A.Ş. Cemal Ulusoy Cd. Bahçelievler / İstanbul Tel : 0212 697 10 00 Yönetim Merkezi Beşyol Mahallesi İnönü Caddesi No: 18 Kat: 4/8 Sefaköy - K.Çekmece İstanbul T: 0212 451 51 60 - 63 F: 0212 451 51 64 info@mallreport.com.tr www.mallreport.com.tr www.demircanmedya.com.tr
Sevgili Mall Report Okuyucuları, Bildiğiniz üzere yaz aylarının gelmesiyle birlikte alışveriş merkezlerinin kampanyaları da hız kazanmaya başladı. Sonbahara kadar sürecek olan kampanyalarda, tüm ziyaretçileri sevindirecek pek çok kampanya söz konusu… Ufak kampanyaların dışında ziyaretçilerin tatil fırsatı yakalayabileceği ya da araç sahibi olabileceği kampanyalar da ilgi odağı… Hangi AVM’nin hangi kampanya ile yaza damga vuracağını konuştuğumuz bu sayımızda, ayrıca AVM’lerin özellikle neden araç kampanyaları ile ziyaretçisinin karşısına çıktığını, kampanyaların farklılaşması adına neler yapılabileceğini enine boyuna tartıştık. Ayrıca yapmış olduğu projeyle ya da yeni ürünüyle ödüle layık görülen perakende markalarını ele aldık. Markalar, ödüle giden sürece dair tüm tecrübelerini bizlerle paylaştı.
Restoran zİncİrlerİ nasıl yönetİlİyor? Öyle ki, bir yanda her yerde standartları tutturmak söz konusu iken diğer tarafta da lokasyon farklılıkları gibi mutlak bir gerçek var. Peki, bu noktada firmalar yönetimin ne şekilde olacağına nasıl karar veriyor? Bu sayımızda zincir restoranların aynı mı yoksa farklı düşünülerek mi yönetilmesi gerektiğinin cevabını alırken, ayrıca Anadolu’da yeni bir şube açılacaksa nelere dikkat edilmesi gerekiyor, zincir restoranlar tüketici de güven hissi yaratır mı, bölgelere göre fiyatlandırmalar nasıl yapılıyor…? gibi pek sorunun yanıtını sektörün önemli isimlerinden öğrenmeye çalıştık. Dergimizin içeriği hakkında detaylı bilgiler ise şu şekilde; •Organizasyon sektörü AVM’lere ne gibi önerilerde bulundu? •Eğlence sektörünün yatırım planları neler? Yeni yatırımlarla eğlence alanlarının metrekareleri büyüyor mu? •AVM’lerdeki güvenlik riskleri neler? Bu risklere yönelik ne tür önlemler alınıyor? •Türkiye’nin en popüler destinasyonu Antalya’da nereleri gezebiliriz? •Bu ay ne okumalıyız? •En yeni yatırımlar hangileri? Bir sonraki sayımızda buluşmak dileğiyle… GENEL YAYIN YÖNETMENİ // METİN TAHNAL
Yayın Türü Yerel süreli yayın. Her hakkı saklıdır. Dergimizde yayımlanan yazı ve fotoğraflardan yayıncının izni alınmadan kaynak belirtmeden tam veya özet alıntı yapılamaz. Basılan ilanların sorumluluğu ilan verene, makalelerin sorumluluğu yazarlarına aittir. ISSN 1307 66 47
İÇİNDEKİLER 10 - Hangisi Daha Etkili ? Influencer Marketıng mi Celebrtıy Marketıng mi? 21 - Mall of İstanbul ödüle doymuyor 44 - Türk firmalarının ULUSLARARASI arenaya açılan kapısı 58 - Sensormatıc , Bilişim 500’den birincilikle döndü 64 - H&M Vakfı, ‘’FoundatIon 500” LİSTESİNİ AÇIKLADI 66 - DEFACTO’DAN AKILLI ÇÖZÜMLER 82 - Züccaciye sektöründe araştırma sonuçları açıklandı 108 - FranchIsıng’de müşteri hizmetleri denetimi : nasıl yararlanılır? 134 - Türkiye’NİN EN POPÜLER DESTİNASYONU; ANTALYA
ARAŞTIRMA
Hangisi Daha Etkili?
Influencer Marketing mi Celebrtiy Marketing mi?
Influencer Marketing uygulamaları Türkiye'de hızla yaygınlaşıyor. CC Media House Direktörü Güven Çelikkaya Celebrity Marketing ile zaman zaman karıştırılan bu pazarlama yönteminin en önemli farklarını sıraladı.
Türkiye ve Ortadoğu’da kampanyalar gerçekleştiren Influencer Marketing Network CC Media House Direktörü Güven Çelikkaya, Influencer Marketing’in (fenomen pazarlama) hızla popüler bir pazarlama yöntemi olmasıyla, zaman zaman kavram kullanımı açısından Celebrity Marketing (ünlü pazarlaması) ile karıştırılmasına sebep olduğuna dikkat çekerek, “Influencer Marketing ve Celebrity Marketing birbirinden oldukça farklıdır. Celebrity marketing ile özellikle geleneksel mecralarda yer alan ünlü bir kişinin popülaritesini kullanarak ürün tanıtılmaya çalışılır. Özellikle TV gibi yüksek erişimli mecralardaki tanıtımlar, tüketiciler tarafından doğrudan reklam olarak algılanmakta ve etkisi sınırlı olmaktadır. Influencer Marketing ise tamamen tavsiye temelli bir pazarlama yöntemidir. Influencer’ların yaptıkları tanıtımlar, takipçileri tarafından deneyim paylaşımı ve tavsiye olarak algılanır, bu sebeple çok daha başarılı olmaktadır. Araştırmalar, özellikle Youtube izleyicisi olan gençler Influencer’ların tavsiyelerine, geleneksel mecralardaki ünlülere oranla yüzde 70 daha fazla güvendiğini ortaya koyuyor” dedi.
INFLUENCER BÜTÇESİ TV’DEN 10 KAT DAHA AZ Yapılan tüm araştırmaların Influencer Marketing kampanyalarının yatırım dönüşlerinin, geleneksel mecralara göre 6 ila 10 kat daha etkili olduğunu belirten Çelikkaya, “Influencer Marketing kampanyalarına yatırılan ortalama her bir dolar karşılığında ortalama
10
6 dolar kazanılmış medya değeri elde ediliyor” dedi. Güven Çelikkaya Influencer Marketing ile Celebrity Marketing uygulamaları arasındaki farkların kampanyanın hedeflerine ve başarısına doğrudan etki ettiğini belirterek iki uygulama arasındaki farkları şöyle sıraladı: 1. Celebrity Marketing, sadece ünlü kişilerin bir ürün veya markanın tanıtımını yaptığı pazarlama yöntemidir. Influencer Marketing’de ise Influencer’ın milyonlarca hayranı olması gerekmez. Kendi çevresinde ve sosyal ağlarında sınırlı bir etkiye ve erişime sahip olan kişi de bir Influencer’dır ve Influencer Marketing kampanyalarında yer alabilir. 2. Celebrtiy Marketing’de insanların ünlü kişiyi idol alarak marka ile kendisini ilişkilendirmesi ve ürünü satın alması beklenir. Influencer Marketing’de ise güven temelli ilişkiler söz konusudur. Paylaşımlar tavsiye niteliğindedir ve deneyim paylaşımı niteliğindedir. Kişiler üzerinden marka/ürün hakkında bir algı oluşturulur. Bu algı sonucunda satış ya da bilinirlik amaçlanır. 3. Celebrity Marketing’de ünlülerin be-
ğenileri görülecek, duyulacak ancak etkileşime imkan vermeyecek şekilde tasarlanmıştır, mümkün olduğunca çok insana ulaşmayı hedefleyen bir stratejidir. Influencer Marketing’de ise, Influencerlar sürekli takipçileri ile diyalog halindedir. Bu şekilde erişimden ziyade etkileşim daha ön plana çıkmaktadır. Bu nedenle de paylaşımları geri bildirimlere daha açıktır. Başarılı yürütülen Influencer Marketing kampanyalarında, Influencer’lar markanın sadece reklam yüzü değil aynı zamanda tüketici ile sürekli diyalog halindeki marka elçileri konumuna gelmektedir. 4. Celebrity Marketing’de, ünlü kişi marka mesajının yüzüdür. Marka tarafından belirlenmiş senaryo ve içerik ünlü kişi tarafından paylaşılır ya da marka üzerinden dağıtılır. Marka, ünlüleri bir mesaj aracı olarak kullanır. Influencer Marketing’de Influencerlar içeriğin yaratıcısı konumundadır. Kendi yaratıcılıklarını kullanarak ve takipçilerinin beğenilerine uygun şekilde hareket ederek içerik üretirler. Bu da içeriği özgün ve doğal kılar, bu yüzden de etkisi marka tarafından hazırlanmış senaryolu reklam içeriklerine göre çok daha yüksektir.
ARAŞTIRMA
Perakende sektöründe en önemli unsur
“yaklaşım” DBA Consulting Eğitim ve Danışmanlık Şirket Kurucusu, Danışman, Akademisyen ve Yazar Yücel Uygun, Bahçeşehir Üniversitesi’nde MBA ve yüksek lisans öğrencileriyle birlikte perakende sektörü özelinde gerçekleştirilen araştırmanın sonuçlarını açıkladı. Perakende sektöründe, satış adımlarını analiz etmek
ve ilk izlenimin önemini vurgulamak amacıyla yapılan araştırmanın sonuçlarına göre, satış başarısının en önemli unsuru müşteriye “yaklaşım”.
SATIŞ BAŞARISININ EN ÖNEMLİ UNSURU ‘YAKLAŞIM’ Araştırmanın sonuçlarına göre, incelenen mağazalarda ya da şubelerde, olumlu bir ilk izlenim oluşturan satış temsilcilerinin yüzde 81’lik kısmı satışlarını gerçekleştirdikleri, ilk izlenimi iyi olmayan satış temsilcilerinin satış sonuçlarında ise, tamamen ters bir orantı oluştuğu görülüyor. Güler yüz ile karşılamayan, ilk izlenimi iyi oluşturamayan satış danışmanlarının başarı oranı yüzde 22. Araştırmaya göre, ilk izlenimi iyi olan şubelerin, yüzde 19 oranında-
ki olumsuz sonuçlarının sebebi, itirazların tam olarak yenilmemesi ve ürün ya da hizmet fiyatının yüksek oluşu. İlk izlenimi çok iyi olmayan satış danışmanlarının yüzde 22’lik başarısı ise katılımcıların, mevcut ürün ya da hizmete olan ihtiyacının fazlalığından kaynaklanıyor.
EĞİTİM YETERSİZLİĞİ İLK SEBEP Araştırma sonuçlarına göre, personeline düzenli şekilde eğitim veren ve takip eden firmaların, başarılı bir satış organizasyonu için önemli adımlardan birini attıkları görülürken, satış danışmanlarının ilk izlenimi iyi oluşturamama sebeplerinin başında ise, eğitim yetersizliği geliyor.
SÖZCÜKLERİN ÖNEMİ SADECE YÜZDE 7 Araştırmayla ilgili konuşan DBA Consulting Eğitim ve Danışmanlık Şirket Kurucusu, Danışman, Akademisyen ve Yazar Yücel Uygun, “Satışta atlanmaması gereken üç önemli madde; satış danışmanının kendine güvenmesi, yaptığı işe değer vermesi (ürün ya da hizmet ne olursa olsun) ve karşıdaki müşteri adayına, öncelikle birey olduğu için kıymet vermesidir. Bu üç önemli madde çerçevesinde çalışan bir satış temsilcisi, er ya da geç mutlaka başarıya ulaşacaktır. Bu sürece odaklanmaktır ve sürece odaklanan satış temsilcileri çok daha başarılı oldukları gibi, kendilerini çok strese sokmadan satış yaparlar. Bu sebepten, personelin içindeki insan sevgisi de oldukça önem taşır. Satış personeli, ifade ettiğimiz üç önemli madde ışığında yaklaşımını sürdürdüğünde, bu tutumu, beden diline de yansıyacaktır. Bildiğimiz gibi iletişimde, sözcüklerin önemi sadece yüzde 7’dir. Geri kalan kısmı ise, beden dili ve ses tonudur” dedi.
12
ARAŞTIRMA
663 milyar TL’lik perakende pazarında
dijital dönüşüm şart! Dünyanın lider alacak sigortası şirketi Euler Hermes’in hazırladığı ve küresel perakende pazarının dijital dönüşüm ve değişen tüketici talepleri doğrultusunda değerlendirildiği 2017- Dijital Perakende Araştırması yayımlandı. Tüm dünyada perakende sektörünün geleceğine ışık tutan araştırmanın katılımcı yanıtları, perakende devrimine yön verecek davranış değişikliklerini ortaya koyuyor. Perakende sektörüne ilişkin temel veriler, önümüzdeki dönemde geleneksel perakendeciliğin iş modellerinde dijitalleşmenin güçlü yükselişinin süreceğine işaret ediyor. Perakende şirketlerinin online satış yöntemleri arasında bulunan multi-channel (çoklu kanal), mobil uyumluluk ve online görünürlük uygulamalarında da artma ivmesinin süreceği tahmin ediliyor.
“TÜRKİYE PERAKENDE İŞ MODELLERİNİ YENİDEN DÜŞÜNMELİ” Hazır giyim, gıda, teknoloji, AVM'ler gibi pek çok farklı alanı kapsayan perakende sektörü Türkiye ekonomisinin de lokomotiflerinden biri. Türkiye’de perakende sektörü 663 milyar TL düzeyinde bir büyüklüğe sahip. 2018 yılında ise bu rakamın 880 milyar TL’ye ulaşması
14
Euler Hermes’in ‘Dijital Perakende Araştırması’ perakende devrimine yön verecek değişimleri ortaya koyuyor.
bekleniyor. Perakende firmalarının değişen tüketici taleplerine ve alışveriş alışkanlıklarına adapte olarak hızlı dijital dönüşüm stratejilerini hayata geçirmesi ise artık bir zaruret halini alıyor. Türkiye’de Euler Hermes’in CEO’su Özlem Özüner araştırmadan çıkan bulguları şu sözlerle değerlendirdi: “Perakendecilikte önemli bir dönem yaşanıyor. Gelenekselliği kesinlikle kabul etmeyen bir sektör olarak perakende iş modellerini yeniden düşünmek için acil bir ihtiyaçla karşı karşıya. Bölgesel ve yerel farklılıklar önemli ölçüde etkileyici olsa da, önümüzdeki 5 yıl içerisinde müşteriyi doğru analiz
ederek, bu dinamizmi hayata geçirebilen ve dijitalleşen perakendeciler başarılı olabilecek… Perakendeciler hızlı bir dijital dönüşüm sürecine girerlerse, bugün sektörün en önemli sorunlarından biri olan karlılık konusunda avantaj sağlayacak” dedi. Euler Hermes’in araştırmasına göre; toplam nominal perakende satışları son on yılda yüzde 4.8 oranında arttı. Online satış aktiviteleri 2016 yılında satışların yüzde 9’unu temsil ederken, 2020 yılına kadar yüzde 15’lik artış göstereceği öngörülüyor. Müşteri taleplerini canlandıran dijital ivme, perakende sektörünü de şekillendirmeye devam edecek.
Makale
ATİLLA AYDEMİR
Pazarlamada unutulan kiracıların gizli gücü
G
eçen sayıda alışveriş merkezi müdürünün yönetenden çok koordine edene yönelmesi gerektiğini, iletişimi her alanda güçlendirmesi gerektiğini yazmıştım. Yine iletişim ve sinerjiyi arttırma hedefi çizgisinden gidersek bu 3. yazımda pazarlama konusuna değinmek istedim. Pazarlama yöneticisinin hedefi aktivite planı yaparak bunu uygulamaktan ve bunun için gerekli ajanslar ile iletişim kurup artık rutine dönen işleri yapmaktansa hedefi AVM’nin olması gerektiği sektör konumunu, bunun için gerekli araçları kiracıları da dahil ederek tespit etmek, bu yönde tüm imkanları kullanarak sinerji yaratmak olmalıdır. Mağaza çalışanları direk olarak müşteri ile muhatap olan kişilerdir, sıcak satışın içerisinde olmasından dolayı AVM ile ilgili en güncel bilgiye ulaşabileceğiniz kişilerdir, bu hazır bilginin yani değerin ne kadar farkındayız? Her sene müşteri anketleri yaparak ciddi paralar harcıyoruz, peki hiç çalışanlara yönelik anket yaptık mı? Diğer taraftan müşteri ile temas halinde olan mağaza çalışanları AVM’nin sağladığı imkanlara ve stratejisine ne kadar hakimler? AVM Yönetiminin ne düşündüğünü,
18
neyi hedeflediğini biliyor mu ve bu hedefi ne kadar sahipleniyorlar? Kiracı marka pazarlama sorumlusu ile AVM pazarlama yöneticisinin iletişimini arttıran, mağazaların planladıkları kampanyaları dikkate alarak hizmet ve stratejilerini geliştiren, tek taraflı değil iki taraflı düşünerek mağaza çalışanını da düzenli olarak bilgi ile güçlendiren, farkındalık yaratan ve aidiyet algısını arttıran yönetimlerin başarılı olmaması gibi bir seçenek yok. Müşteriniz hemen yakında yer alan ve benzer etkinlikleri yapan rakip AVM’de de var olan aynı markadan alışveriş yapmaktansa neden sizi tercih etsin? İşte bu çabanız yani bu gücü ortaya çıkarıp, kullanmanız size fark yaratabilir. AVM’nin stratejisini ve yakın dönem pazarlama planlamasını anlatan sunumlar, trendlerin paylaşılması, düzenli geri bildirimlerin değerlendirileceği, gelecek adımların ortak tartışılabileceği, mağaza çalışanları ile workshoplar organize edilebilir. Evet, rutin işiniz içerisinde bu organizasyonu başta koordine etmek zor gelebilir, ama rutine girmesi ardından büyük fayda sağlanacağına eminim. Bu tip sinerji çalışmalarına ilave olarak yurt dışında örneklerini gördüğümüz ama sektörümüzde yapılmayan diğer bir husus ise, kiracı ve müşteri ilişkilerini geliştirmeye yönelik kiracılarınız için çalışanların katılacağı eğitim seminerleri organize etmek sektörde bir farklılık yaratabilir, bu size yukarıda bahsettiğim gücü arttırma ve kontrol etme imkanı da verecektir. Gelecek yazımda güvenlik, temizlik ve teknik gibi alışveriş merkezlerimizin olmazsa olmaz konfor şartlarını sağlayan servis hizmetlerine değiniyor olacağım. Görüşmek üzere sevgiyle kalın.
Makale faaliyetlerinizi, kampanya ve promosyon planlarınızı hazırlamalısınız. Tabii bu planların sektördeki gelişmeler ve rekabet ortamına göre zaman zaman revize edilmesinde fayda var.
ENGİN YILDIRIM
AVM’lerde hedef kitleye
özel pazarlama planı Alışveriş Merkezlerinde ‘iletişim stratejisini’ 3 başlık altında toplayabiliriz: •Lansman (açılış) öncesi •Lansman (açılış) •Lansman (açılış) sonrası. Lansman öncesi aktivitelerde amaç; hedef kitle (halk) ile bağlantı kurmak, açılışa kadar bilinirlilik yaratmak, açılış ve AVM ile ilgili ‘merak’ uyandırmak. Lansman ile hedeflenen amaç; alışveriş merkezinin açılışını ‘yılın olayı’ haline getirmek ve AVM’nin kapılarını hizmete açtığını hedef kitleye ilan etmek. Açılış törenini bir şölen havasına sokarak, halkın ve medyanın ilgi duyabileceği bir organizasyon yapmak. Lansman sonrası ile hedeflenen amaç; alışveriş merkezinin müşteri sayısını ve buna paralel olarak cirosunu artırmak, AVM’nin markalaşmasını sağlamak, dolayısıyla mülkün değerini artırmaktır. Pazarlama planınızı hedeflediğiniz kitleye göre hazırlamalısınız. Bunun içinde öncelikle hedef kitlenizi tanımalısınız. Belirli periyotlarda pazar araştırmaları yaptırmalısınız. Pazar araştırmaları ve AVM yönetim deneyimlerinize dayanarak yıllık reklam, halkla ilişkiler
20
Unutulmamalıdır ki farklı şehirlerde, hatta aynı şehir içinde bir alışveriş merkezinde başarılı olan aktivite, başka bir alışveriş merkezinde aynı başarıyı yakalayamayabilir. Buna bir örnek vermek gerekirse geçmişte AVM genel müdürlüğünü yaptığım bir merkezde imza günleri çok rağbet görürken, genel müdürlüğünü yaptığım farklı lokasyon ve konseptteki bir AVM’de ise aynı ilgiyi görmemişti. Sayıları her geçen gün artan alışveriş merkezlerinde birbirinin benzeri çekiliş kampanyaları, yarışmalar, aktiviteler vb. pazarlama çalışmaları organize edilmektedir. Bir süre sonra benzer aktivitelerin tüketici açısından fazla dikkat çekiciliği kalmayabiliyor. Müşterinin nabzını tutarak, hedef kitleye özel yeni projeler üretmek, farklı olmak, ilklere imza atmak, akılda kalıcı olmak yolunu tercih etmeliler. Bunlar her zaman büyük bütçe gerektirmez ya da daha önce birçok kez yapılmış olan, klasikleşmiş aktivitelere, kampanyalara biraz farklılık katarak dikkat çekici, etkileyici sonuçlar elde edilebilir. Mesela geçmişte genel müdürlüğünü yaptığım bir AVM’de çekiliş kampanyası ile ‘en tepedekilerin’ seçildiği bir yarışmayı birleştirdik. Şöyle ki, klasik çekiliş kampanyasında olduğu gibi alışveriş merkezi içindeki mağazalardan belirli rakamın üzerinde alışveriş yapan müşteriler kampanya masasına fişleri ile gittiler. Fişini/ Faturasını kampanya görevlisine gösterdiklerinde kendilerine aynı zamanda kampanya çekiliş kuponu olan ‘en tepedekilerin’ seçileceği anket formu verildi. Ziyaretçiler bu anket formundaki ‘müzik ( Türk Sanat Müziği, Türk Halk Müziği, Pop Müzik…), TV, gazete, tiyatro, sinema, modacı, model, spor, radyo, dizi film…vs.’ kategorilerinde oylama yaptılar. Oylamaya katılan iki talihliye de çekilişle otomobil verdik. Ziyaretçilerin oylaması sonucunda seçilenler için ise
seçkin davetli topluluğu önünde Oscar törenleri benzeri bir gece düzenleyerek ödülleri verildi. Klasik çalışmalardan ‘farklı’ bir organizasyon doğdu ve bu organizasyon yeni açılan o alışveriş merkezinin adının duyulmasında çok önemli rol oynadı. Bir AVM’nin pazarlama aktivitelerinin bütününün tablo gibi zihinde canlandırılmış olması lazım. Tabloda yer alan tüm pazarlama çalışmaları, o tablonun ressam tarafından fırça ile boyanan bir resmin renkleri, figürleri gibidir. Bu nedenle tablonun bütününü bozacak fırça darbeleri atılmamalıdır. Her aktivite ziyaretçilerin tamamını ilgilendirmeyebilir. Tablonun bütününü unutmadan hedef kitleye özel nokta atışları yapılmalıdır. Yıl boyunca sabırla planlanan tablonun (pazarlama planının) ortaya çıkması için ressamın fırçasıyla renkleri (pazarlama aktivitelerini hayata geçirmeye) tabloya aktardığı gibi pazarlama planımıza devam etmeliyiz. Her organizasyondan hemen sonuç alınamayabilir ya da o organizasyon devam ederken ziyaretçilerin o aktiveyi izlemesi nedeniyle alışveriş durma noktasına gelebilir. Ancak bu organizasyon o AVM’nin marka olması, o AVM’de yer alan markaların tanınması, basında yer alarak gündemde kalması, müşteri sirkülasyonunu artırması ve dolayısıyla ciroları artırması ile zaman içerisinde mutlaka fayda sağlayacaktır. Günümüzde rekabetin yoğun olduğu ülkemizde yeni şeyler denemeliyiz, yenilikçi ve daha yaratıcı olmalıyız. Müşteriyi olumlu anlamda şaşırtmalı, sürekli yeni beklentiler içinde bırakmalıyız. Böylece benzerlerimizden ve rakiplerimizden farklılaşıp, tüketicinin zihninde markamızı oluşturmalıyız. Bilindiği gibi, bir AVM’de başarıyla yapılan etkinlik, başka bir AVM’de aynı başarıyı yakalamayabilir; hatta başarısız bile olabilir. Hedef kitlenizi, beğeni ve beklentilerini iyi biliyor ve ona göre pazarlama planınızı, projelerinizi hayata geçiriyor olmanız çok önemli.
AVM
Mall of İstanbul ödüle doymuyor
ICSC (ULUSLARARASI ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ KONSEYİ) TARAFINDAN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK DALINDA 2017 YILI ‘EN İYİNİN EN İYİSİ’ SEÇİLEN MALL OF İSTANBUL, ÖDÜLLERİNE BİR YENİSİNİ DAHA EKLEDİ.
U
luslararası Alışveriş Merkezi Konseyi ICSC tarafından ‘En İyilerin En İyisi’ seçilen Mall of İstanbul, ödüllerine bir yenisini daha ekledi. Mall of İstanbul, ICSC 2017 yılı Solal Awards’da B2B (İşletmeler Arası En İyi Pazarlama Uygulaması) kategorisinde en büyük ödül olan “Gold Awards”a layık görüldü. Dünya genelinde 2 binden fazla AVM’nin katılım gösterdiği Solal Awards’da tüm rakiplerini geride bırakan Mall of İstanbul, Anadolu Ateşi Dans Okulu projesi ile büyük ödülü almaya hak kazandı. Ödül ile ilgili bir değerlendirme yapan Torunlar GYO Genel Müdür Yardımcısı
İlham İnan Dündar, “Mall of İstanbul olarak Anadolu Ateşi Dans Okulu projesi ile dans eğitiminin daha yaygınlaşmasına destek olurken, öğrencilerimiz tarafından sergilenen gösteriler ile ziyaretçilerimiz için de sanatı daha ulaşılabilir kılıyor ve alışveriş deneyimini farklılaştırıyoruz. Çok başarılı geri dönüşlerini aldığımız projemizi Torunlar GYO’nun farklı AVM’lerinde de hayata geçirmeye başladık. Uluslararası Alışveriş Merkezleri Konseyi tarafından layık görüldüğümüz Solal Awards’ta projemizi taçlandırdı” dedi. Türkiye’nin en büyük alışveriş, yaşam ve eğlence merkezi Mall of İstanbul; 350 mağazasıyla ziyaretçilerine sunduğu binlerce marka, dünya mutfağı
lezzetleriyle GUSTO MOI, seçkin tiyatro eserlerinin sergilendiği ve birbirinden başarılı sanatçıların konserlerinin sanatseverle buluştuğu MOI Sahne, uluslararası sergilere ev sahipliği yapan MOI Sanat, Avrupa’nın en büyük kapalı eğlence parkı MOIPARK, Türkiye’nin en büyük sinema kompleksi Cinetech’in yanında Anadolu Ateşi’yle yaptığı işbirliği ile AVM anlayışına değer kattı. Dünyaca ünlü dans grubu Anadolu Ateşi’nin dans okullarını bünyesinde barındırarak yeni yeteneklerin yetişmesine destek olan Mall of İstanbul, aynı zamanda düzenli olarak Anadolu Ateşi’nin ve çocuk dansçılardan oluşan Anadolu Ateşi Kıvılcım’ın performanslarını da sanatseverle buluşturuyor.
21
AVM
Panora AVM’de engeller kalkıyor Turkcell’in YGA ile birlikte hayata geçirdiği “Hayal Ortağım”a eklenen “Yol Arkadaşım AVM” özelliğiyle Ankara’daki görme engelliler Panora AVM’de alışverişlerini kimseden yardım almak zorunda kalmadan yapabilecek. Turkcell’in YGA işbirliğiyle hayata geçirdiği, görme engellilerin sosyal hayata daha aktif ve bağımsız katılmalarını amaçlayan “Hayal Ortağım” uygulaması içerisinde bulunan “Yol Arkadaşım AVM” özelliği Ankara’da yaşayan görme engellilerin kullanımına açıldı. Bu özellik sayesinde görme engelliler, Panora AVM’de önünden geçtikleri mağazaların hangi mağaza olduğu bilgisini alabiliyor ve gitmek istedikleri mağaza, asansör, danışma gibi noktalar için yönlendirmelere ulaşabiliyor.
“HAYAL ORTAĞIM” ANKARA’DAN SONRA DİĞER ANADOLU ŞEHİRLERİNDE Ankara’da kullanılmaya başlanan “Hayal Ortağım Yol Arkadaşım AVM” özelliği toplam 8 ilde 19 AVM’de hayata geçirildi. 2017 yılı sonunda Türkiye çapında 50 AVM’ye ulaşması hedeflenen uygulamayla görme engellilerin AVM gibi toplu yaşam alanlarında herkes gibi özgürce zaman geçirebilmeleri amaçlanıyor. Bu hizmetten faydalanmak için görme engellilerin App Store veya Google Play’den Hayal Ortağım uygulamasını indirip üye olmaları yeterli. Uygulama tüm operatör kullanıcılarına açık olmakla birlikte Turkcell müşterilerine data kullanımı tamamen ücretsiz olarak sunuluyor.
“YOL ARKADAŞIM” NASIL İŞLİYOR? Yol Arkadaşım, Poi Labs tarafından geliştirilen bluetooth beacon ve kapalı alan navigasyon teknolojisi sayesinde çalışıyor. Bu sayede görme engelli kullanıcılar, akıllı telefonlarından bluetooth özelliğini açtıktan sonra “Hayal Ortağım” uygulaması içerisindeki Yol Arkadaşım kategorisinden bulunduğu AVM’nin menüsüne giriyor ve istedikleri yere sesli komutlarla varabiliyorlar. Turkcell Hayal Ortağım kullanıcıları, bu uygulama içerisinde tüketilen data için ücretlendirilmiyorlar.
22
AVM
A Plus AVM
Genel Müdürlüğü’ne
Şehrin En İyi AVM'si PalladIum Ataşehir!
Bülent Arı atandı
İşletme Fakültesi mezunu olan ve profesyonel iş yaşamına 1995 yılında başlayan Bülent Arı; 1995-2010 yılları arasında Lee Cooper da orta düzey yöneticilik ve devamında Dagi giyimde orta düzey yöneticilik ve Genel Müdürlük görevlerinde bulundu. Daha sonra perakende sektöründen AVM Sektörüne geçiş yaparak sırasıyla; 20102013 yılları arasında Serdivan AVM Genel Müdürlüğü, 20132015 yılları arasında A Plus AVM Genel Müdürlüğü, 20152017 yılları arasında 41 Burda AVM Genel Müdürlüğü yaptı. Bülent Arı 19 Haziran 2017 tarihi itibariyle yeniden A Plus AVM Genel Müdürlüğü’ne getirildi.
ICSC’den Forum Erzurum’a Gümüş Ödül Alışveriş ve eğlencenin adresi Forum Erzurum, Uluslararası Alışveriş Merkezleri Konseyi ICSC’nin Viyana’da düzenlediği ödül töreninde “Kimliğini Göster, İndirimi Yakala” kampanyası ile “Satış Etkinleştirme” kategorisinde ‘Solal Gümüş Ödül’ aldı. Atatürk Üniversitesi öğrenci ve çalışanlarına özel olarak indirim/fırsat hazırlanan kampanyada Atatürk Üniversitesi kimlik kartına sahip olan herkese, Forum Erzurum’da 35 farklı markada ekstra özel indirimler ve fırsatlar sunulmuştu. Ödülle ilgili konuşan Forum Erzurum Müdürü Caner Sabaner şunları söyledi: “Atatürk Üniversitesi’nin Türkiye’nin geleceğinde öncü olacak nesillerin yetişmesinde üstlendiği önemli rolün bilinciyle düzenlediğimiz kampanyanın uluslararası arenada ödül alması güzel şehrimizin ve bizlerin ortak gururudur. Forum Erzurum Alışveriş Merkezi, Erzurum’un alışveriş ve eğlence adresi olma misyonunu bundan böyle de kararlılıkla sergileyecektir.”
24
JLL Türkiye tarafından yönetilen Anadolu Yakası’nın en gözde alışveriş merkezi Palladium Ataşehir, 'Şehrin En İyi AVM'si' ödülünü alarak farkını bir kez daha ortaya koydu. JLL Türkiye tarafından yönetilen Anadolu Yakası’nın en gözde alışveriş merkezi Palladium Ataşehir, alışveriş, lüks ve eğlencenin vazgeçilmez adreslerinden biri olarak sürekli yükselen trendiyle hizmet veriyor. Anadolu Yakası'nın gözbebeği olan Palladium Ataşehir, Milliyet Gazetesi ve 2K Medya tarafından dün ilki gerçekleştirilen 'Şehrin En İyileri Ödülleri'nde 'Şehrin En İyi AVM'si seçilerek ödülle taçlandırıldı. Milliyet Gazetesi Yeme-İçme, Yaşam ve Turizm eki, 'Şehrin En iyileri ve Best Mekan' ekinin, 60 kategoride 4 milyona yakın kişiyle yapılan ve 2 ay süren anketinde, halk en iyileri seçti. İş, sanat, cemiyet ve bürokrasi çevresinden 400'e yakın seçkin davetlinin katılımıyla gerçekleşen, yeme içme sektörüne artı değer katan ve fark yaratan mekanların ödüllendirildiği Raffles Hotel'deki ödül töreninde, Palladium Ataşehir aldığı 'Şehrin En İyi AVM'si ödülüyle farkını bir kez daha ortaya koymuş oldu.
AVM
Anında kazan modeli giderek öne çıkıyor Son dönemde, dijital kampanya ve etkinliklere daha çok önem verdiklerini belirten Oasis Alışveriş Kültür ve Eğlence Merkezi Genel Müdürü Mazhar Vardar, “Tüketici eğilimleri göz önünde bulundurulduğunda bugünlerde, anında kazan modelinin giderek öne çıktığını görüyoruz” dedi. Müşteriye daha yakın olmak ve onlarla etkileşim halinde olmak adına neler yapıyorsunuz? Tüketicinin beklentileri ve tercihleri sürekli değişiyor. Bu değişiklikleri izlemek, değişime göre strateji belirlemek, farklılık yaratmak çok önemli. Gözden uzak olmamak, dikkat çekmek, şaşırtmak gerekiyor. Oasis sadece alışverişe yönelik bir AVM değil, cadde konseptli bir açık yaşam alanıdır. Ailelere yönelik birçok sosyal yaşam alanı ve çocuklara özel eğlence ve sosyalleşme alanları sunuyoruz. Dolayısıyla, bu tarz özellikler alışveriş merkezimizin gezilme oranlarını, vakit geçirme oranlarını yükseltirken ziyaretçiyle daha yakın ve etkileşim halinde olmamızı sağlıyor. Ziyaretçilerimize, 19 yıllık tarihimiz ile dün çocuk ve genç olanların, bugün anne ve baba olarak kendi gençlik anılarını yaşadıkları bir ortamda, şimdi kendi çocukları ile bulunabilmenin mutluluğunu, ayrıcalığını ve farkını yaşadıkları özel bir dünyayı sunuyoruz.
26
Yaz aylarına girdiğimiz şu günlerde AVM’lerde de hareketlenme belirtileri görülüyor. Öyle ki pek çok etkinlik ve kampanya birbiri ardına ziyaretçilere sunulmaya başlandı bile. Peki, Oasis AVM’nin yaz aylarına yönelik etkinlik ve kampanya planı hazır mı? Alışveriş merkezlerinde yapılanların dışında etkinliklerimizi, Bodrum’un değerlerine yönelik özel çalışmalar etrafında geliştirmekteyiz. Bodrum’un simgelerinden Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir, 1950’li yıllara kadar Bodrum ekonomisinin lokomotifi
“sünger”, bugünün güncel konusu zeytin, zeytinyağı ve benzeri yöresel ürünler üzerine, araştırmalar ve bu araştırmalara dayalı sergiler ve etkinlikler üzerinde yoğunlaşmaktayız. Ankara Nurol Sanat Galerisi’nin bütün sergilerini gerçek bir sanat galerisi ortamında Bodrum’a taşıyarak, Bodrum’un bugüne kadar yakından tanıma fırsatı bulamadığı ya da tanıyıp burada buluşamadığı birçok çok önemli sanatçı ve eserlerini Bodrum’a getiriyoruz. Son dönemde, dijital kampanya ve etkinliklere daha çok önem veriyoruz. Tüketici eğilimleri göz önünde bulundurulduğunda bugünlerde, anında kazan modelinin giderek öne çıktığını görüyoruz. Tüketiciler 1 yıl sonrasındaki daha büyük bir hediyeye göre, anında kazandıkları ve ihtiyaçları ile örtüşen hediyeler ile daha mutlu olmaktadır ki, bu durum sadakat sistemleri için de yeni bir yönelimdir. AVM’mizde gerçekleştirdiğimiz kampanyalarımızda, bu eğilimi oyunlaştırma ile birleştirilerek daha dikkat çekici olmasını sağlıyoruz.
AVM sektörü oldukça hızlı değişen ve yenilenen bir sektör… Peki, yeniliklerden uzak kalmamak, hizmet kalitenizi artırmak adına ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz? Günümüzdeki yoğun rekabet ortamında, Oasis olarak öncelikle sektördeki yenilikleri yakından takip ediyoruz ve hedef kitlemizi iyi tanıyoruz. Dünyadaki değişimi yakından takip edip analiz etmek, yakın ve orta vadede değişimlerin neler olabileceğini önceden kestirerek, değişimi hızla uygulamayı hedefliyoruz. Projelerimizin ve hedeflerimizin başında her zaman olduğu gibi yine müşteri sadakatini temin etmek, yenilikçi, dikkat çekici olmak ve Bodrum var. Bodrum’a olumlu katkı sağlayacak, Bodrum için anlamı olan, geri dönüşü olan ve değer katan projelerle yolumuza önümüzdeki yıllarda da devam edeceğiz.
AVM
OptImum ziyaretçilerine yıl boyu hediye, kampanya ve etkinlik yağmuru MODA, STİL, LEZZET, EĞLENCE, COŞKU VE HEYECANIN HER RENGİNİ BİR ARAYA TOPLAYAN ADANA OPTIMUM ALIŞVERİŞ MERKEZİ, DÜNYACA ÜNLÜ MARKALARI, HERKESE HİTAP EDEN RENKLİ AKTİVİTELERİ VE YAŞAM ALANLARIYLA BÖLGENİN ALIŞVERİŞ VE SOSYAL HAYATINA CANLILIK KATMAYA DEVAM EDİYOR.
28
Dört mevsim sunduğu hesaplı alışveriş fırsatlarını, benzersiz indirim, hediye ve kampanyalarıyla taçlandıran Optimum AVM, otomobil sahibi yapan çekilişleriyle de alışverişe heyecan katıyor. Açıldığı 2011 yılından bu yana 10 ziyaretçisini çekilişle otomobil sahibi yapan Adana Optimum, bir ziyaretçisini daha son model Toyota C-HR sahibi yapmaya hazırlanıyor. 5 Haziran’da başlayan ve 10 Eylül’e kadar devam eden kampanyalardan Optimum Club üyeleri, aynı gün içerisinde toplamda 150 TL ve üzeri alışveriş yaparak sıfır kilometre Toyota C-HR kazanma şansı yakalıyor. Alışveriş severler her 150 TL alışveriş ile yeni bir çekiliş hakkı elde ediyor.
KONSER VE İMZA GÜNLERİYLE YIL BOYU EĞLENCE Optimum, sevilen sanatçı ve yazarları, mini konser ve imza günü etkinliklerinde sevenleriyle buluşturuyor. Mini konserlerde eğlencenin tadını çıkaran AVM ziyaretçileri, hayranı oldukları sanatçıları yakından tanıma, onlarla sohbet etme ve fotoğraf çektirme imkanı buluyor. Son dönemde, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı etkinlikleri kapsamında Türk pop müziğinin son dönemdeki en popüler isimleri arasında yer alan Ece Seçkin’i ağırlayan Optimum, aşk romanlarının usta yazarı Kahraman Tazeoğlu ve Türk edebiyatının genç yazarlarından Miraç Çağrı Aktaş’ı da imza günlerinde okurlarıyla buluşturdu.
MİNİK ZİYARETÇİLERİNİ UNUTMUYOR
Optimum AVM, aileleriyle alışverişe gelen çocukların da keyifli vakit geçirmelerini sağlıyor. Bazı hafta sonları miniklerin el becerilerini geliştirmelerine imkan sağlayan öğretici atölyeler düzenleyen Optimum, kimi zaman da sıra dışı etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Geçtiğimiz aylarda çocuklara “Eskimo Kasabası” etkinliğiyle farklı bir eğlence deneyimi yaşatan Optimum, minik konuklarını, eskimoların renkli dünyası ile tanıştırdı. Etkinlik alanına kurulan kasabada çocuklar, eskimoların yaşadığı bölgeye özgü aktivitelerle eğlencenin tadını çıkardı.
ZİYARETÇİLERİNE RAMAZAN AYINI DOLU DOLU YAŞATTI
Adana Optimum AVM, düzenlediği birbirinden renkli etkinliklerle konuklarına Ramazan ayını da dolu dolu yaşattı. “Onbir ayın sultanı” Ramazan boyunca ziyaretçilerini geleneksel etkinlikler ve ikramlarla ağırlayan Optimum, iftar sofralarını, Ramazan ayının vazgeçilmezi fasıl ile şenlendirdi. Türk ve İslam tarihinin yapı taşlarından biri olan ve kainatın oluşumunu, insanın dirilişini, Allah sevgisini simgeleyen sema gösterisi, AVM’nin konuklarına duygu yüklü görsel bir şölen sundu. Ramazan ayı boyunca devam eden Meddah ve orta oyunu, İstanbul Hanımefendisi ve Beyefendisi, Kavuklu ve Pişekar, Nasreddin Hoca, Arap Bacı, Hacivat-Karagöz, Tuzsuz Deli Bekir, Kanlı Nigar, İbiş, Aşuk ve Maşuk, hokkabaz, uzun bacak, çingene kız, canlı heykeller ve pandomim gibi etkinlikler, ziyaretçilerden büyük ilgi gördü.
AVM
“İyiliğe Dönüş” ile ihtiyaç sahiplerine iyilik CarrefourSA İçerenköy AVM, CarrefourSA Bursa AVM ve Palm City Mersin AVM, gerçekleştirdikleri “İyiliğe Dönüş” projesi ile ihtiyaç sahibi kişilere iyilik dağıttılar.
Cefic tarafından yönetilen CarrefourSA İçerenköy AVM, CarrefourSA Bursa AVM ve Palm City Mersin AVM gerçekleştirdikleri “İyiliğe Dönüş” projesi çerçevesinde ihtiyaç sahibi kişilere iyilik dağıttı. Hem misafirlerin hem de alışveriş merkezindeki mağazaların imkanlarını seferber ederek iyiliğe dönüştürmelerine öncülük eden proje kapsamında birçok etkinlik bir arada gerçekleştirildi. Proje süresince her hafta sonu gerçekleşen “İmece Çocuk Atölyeleri” ile çocuklar hem kendileri hem de ihtiyaç sahibi arkadaşları için oyuncak tasarlayabildiler. Ayrıca her üç AVM’de yer alan “İyiliğe Dönüş Paylaşım Standı”nda farklı hediyeler toplandı; toplam 3 bin adet hediye ve bağış, AİP (Acil İhtiyaç Projesi) Vakfı ile ihtiyaç sahibi kişilere ulaştırıldı. Proje kapsamında gerçekleşen bir diğer etkinlik ise iyilik ile ilgili öğütler veren “İyilik Sözleri Sergisi”. Bu sergiyle beraber tarihte iz bırakan önemli din, bilim ve sanat insanlarının iyilik ile ilgili sözleri sergilendi.
MERT GÜLER İLE İYİLİĞE DÖNÜŞ “İyiliğe Dönüş” projesi kapsamında ziyaretçiler, Mert Güler ile farkındalık ve iyilik temalı söyleşiye katıldılar. Daha sonra tüm ziyaretçiler “Sema Gösterisi” ile farklı bir deneyim yaşama imkanına sahip oldular.
29
AVM
Piazza AVM
birbirinden ünlü isimleri Karadenizlilerle buluşturuyor KARADENİZ BÖLGESİNİN EN BÜYÜK VE EN ÇOK TERCİH EDİLEN ALIŞVERİŞ VE YAŞAM MERKEZİ OLARAK HİZMET VEREN SAMSUN PİAZZA, 5’İNCİ YILINDA DA HER YAŞTAN ZİYARETÇİSİNE HİTAP EDECEK KAMPANYA VE ETKİNLİKLERİNİ SÜRDÜRMEYE DEVAM EDİYOR.
30
AVM
Açıldığı günden bu yana Karadenizlilerin cazibe merkezi olan Samsun Piazza Alışveriş ve Yaşam Merkezi, zengin marka karması, birbirinden renkli etkinlik ve kampanyaları ile küçükten büyüğe herkesin gönlünü kazanmaya devam ediyor. Birbirinden ünlü isimleri Karadenizliler ile buluşturan Piazza, Ağustos ayında da sevilen rock müzik gruplarını ağırlayacak.
YILDIZLARIN BULUŞMA NOKTASI PİAZZA OLDU Piazza AVM, açıldığı günden bu yana ziyaretçilerini Türkiye’nin ünlü isimleri ile çeşitli etkinliklerde bir araya getirdi. Aralarında Mabel Matiz, Simge Sağın, Cem Belevi, Pınar Aylin, Özdemir Erdoğan, Fettah Can, Aydilge, Ayşe Hatun Önal, Edis, Ece Seçkin, İrem Derici ve Emre Kaya gibi isimlerin yer aldığı, Türk müziğinin popüler sanatçılarının konserlerine ev sahipliği yapan Piazza’da Çağla Şikel, Özge Ulusoy, Irmak Atuk ve Carlos Martin gibi ünlü mankenlerin katıldığı ve markaların koleksiyonlarını tanıttığı 3 sezon defilesi gerçekleşti. Piazza’nın ağırladığı ünlü isimler arasında köşe yazarı Ayşe Arman, şair ve yazar Kahraman Tazeoğlu, dağcı ve yazar Nasuh Mahruki de yer aldı.
31
AVM
KARADENİZ’DE ROCK MÜZİK RÜZGARI ESECEK Bugüne kadar 50’nin üzerinde yıldız ismi hayranlarıyla bir araya getiren Piazza, ağustos ayında da sevilen isimler ile etkinliklerine devam edecek. Uzun yıllardır sevilen şarkıları ve müziği ile herkesin kalbinde taht kuran başarılı müzik grubu Manga, son yılların ünlü rock grupları Kolpa ve Yüksek Sadakat Piazza’nın Ağustos ayındaki misafirleri olacak. Piazza’da 13 Ağustos Pazar günü saat 15.30’da Manga, 19 Ağustos Cumartesi günü saat 15.30’da Kolpa ve 27 Ağustos Pazar günü saat 15.30’da Yüksek Sadakat, Karadenizli müzikseverlere coşku dolu anlar yaşatacak.
32
AVM
İnegöl AVM 6. yılını kutladı Taurus AVM’nin internet Alışverişi sosyal yaşamın kalbine taşıyan İnegöl AVM, 6. yaşını renkli etkinliklerle kutladı.
dizisi AVM Sakini yayında!
Ferah, mutluluk veren mimarisi, geniş ürün yelpazesi ve eğlenceli aktiviteleriyle 7’den 70’e her kesimin uğrak noktası olan İnegöl AVM, 6. yılını kutladı. Sadece İnegöl için değil bulunduğu bölge için de önemli bir sosyal yaşam merkezi olan İnegöl AVM, geçtiğimiz günlerde düzenlenen 6. yıl etkinlikleriyle yine alışverişi sosyal yaşamın kalbine taşıdı. İki gün boyunca süren ve 15 adet aracın yer aldığı klasik otomobil sergisi ile başta otomobil tutkunları olmak üzere tüm İnegöl halkını adeta zamanda yolculuğa çıkartan İnegöl AVM, Türkan Şoray, Belgin Doruk, Sadri Alışık ve Kadir İnanır gibi Türk sinema tarihinin unutulmaz sanatçılarının canlandırıldığı, canlı heykel sergisi ile de ziyaretçilerine keyifli dakikalar yaşattı. 6. yıl kutlamalarının ilk gününde sahne alan ve Türk müziğine damgasını vurmuş hit parçaları seslendiren Retrobüs Grubu ise tüm ziyaretçilere müzik şöleni sundu.
İNEGÖL AVM 6. YAŞINDA UÇURUYOR KAMPANYASI… 6. yıl kutlamalarının ikinci gününde ise İnegöl AVM ziyaretçileri çok özel bir kampanya ile karşılaştı. Tam 60 kişi “İnegöl AVM 6. Yaşında Uçuruyor Kampanyası” kapsamında uçak bileti kazandı. Biletler, MC sunumlarıyla renklenen özel bir tören ile sahiplerine takdim edildi. Ayrıca İnegöl AVM, Temmuz ayı boyunca da ziyaretçilerine renkli dakikalar yaşatmaya devam ederek, Şener Kaya ile Jonglör Gösterisi’ni ve çocuklar için Balon Kukla Gösterisi’ni düzenledi.
JLL tarafından yönetİlen Taurus Alışverİş Merkezİ Türkİye’nİn İlk AVM dİZİSİ olan “AVM SakİNİ” İle Youtube kanalı üzerİnden yayına başladı. Dijital trendleri yakından takip eden, gerçekleştirdiği sıra dışı etkinlikler ve kampanyalarla Ankaralı alışveriş severlerin gönlüne taht kuran Taurus AVM, bu kez yine bir ilki gerçekleştirdi. Türkiye’nin ilk AVM dizisi olan “AVM Sakini”, 6 aylık bir çalışmanın sonunda, 9 Temmuz'da Youtube kanalı üzerinden izleyicilerle buluştu. Genç ve gelecek vadeden oyuncuları, ekranlardan tanıdığımız tecrübeli oyuncularla buluşturan AVM Sakini, internetin gücüne inanan Taurus ekibinin dijital ajansı ile birlikte büyük bir hevesle yürüttüğü projelerinden bir tanesi… AVM’de yaşayan Mazhar Sakin, babası Hulusi ve arkadaşlarının başından geçen eğlenceli maceraları izleyeceğimiz dizinin yönetmen koltuğunda Gürkan Ertek oturuyor. Özellikle Assolist Müşü ve Ankara güçlü Fikret karakterleri oldukça başarılı. Yayınlanması üzerinden 24 saat dolmadan 25 bin izlenme rekoru kıran AVM Sakini, hafta içi günlerde Taurus AVM koridorlarında, mağazalarında ve ortak alanlarında çekiliyor. Yani Taurus’ta alışveriş yaparken her an dizi setine rastlamak mümkün. Macera ve komedi sevenler, her pazar yayınlanacak yeni bölümüyle AVM Sakini dizisi için ekran başına!
33
AVM
Kayseri'nin yaşam merkezi Forum Kayseri'nin çevre ve doğa dostu uygulamaları bir kez daha tescillendi. Forum Kayseri, uluslararası yeşil bina sertifikası BREEAM Sertifikası'nı “Olağanüstü (Outstanding)” derecesiyle alan Türkiye'deki ilk ve tek AVM oldu.
Türkiye’nin ilk ve tek “Olağanüstü” çevreci AVM’si Forum Kayseri Kayseri’nin alışveriş ve yaşam merkezi Forum Kayseri, çevreyi ve yeşili koruyan uygulamalarıyla önemli bir sertifika daha almaya hak kazandı. Forum Kayseri, sürdürülebilirliğe verdiği değerle hem bina performansı hem de bina yönetimi konularında çevre dostu yeşil binaları derecelendiren BREEAM sertifikasını “Outstanding (Olağanüstü)” derecesiyle alan Türkiye’nin ilk ve tek alışveriş merkezi oldu. Konuyla ilgili görüşlerini bildiren Forum Kayseri AVM Müdürü Ali Kabakcı, “Çevresel ve sürdürülebilir satın alma politikalarımızın yanı sıra enerji, su tüketimi ve atık yönetimi ile ilgili hayata geçirdiğimiz uygulamalar ve çevre duyarlılığını artıran projelerimizle bu sertifikayı almaya hak kazandık” dedi.
34
KARBONDİOKSİT SALINIMLARINI AZALTTI Sertifika programının belirlediği kriterleri yerine getirmek için ısıtma, soğutma, havalandırma ve aydınlatma sistemlerine ait enerji tüketimlerinin ortak alanlar ve kiracılar için ayrı ayrı izlenmesi sonucunda; yıllık elektrik, doğalgaz ve su tüketim verilerinin raporlandığını ve bir sonraki yıl için gerekli tasarruf önlemlerinin belirlendiğini açıklayan Kabakçı, “İç mekan hava kalitesini etkileyen sıcaklık, nem, karbondioksit seviyeleri izlenerek, Forum Kayseri yönetimi tarafından gerekli önlemler alındı. Aynı zamanda Forum Kayseri’nin toplu taşıma hizmetlerine yakın olması ve çalışanların alternatif ulaşım araçlarından yararlanabilmeleri için sağlanan bisiklet park yerleri ile ulaşımdan kaynaklanan karbondioksit salınımının azalmasına da katkı sağlandı” dedi. ELEKTRİK VE SU TÜKETİMİNDE TASARRUF Enerji, su ve atık yönetimi ile ilgili birçok hedef geliştiren Forum Kayseri, sertifika sürecinin ilk başladığı 2015 yılında 2014’e göre ortak alan elektrik tüketiminde yüzde 2 ve su tüketiminde yüzde 15 tasarruf sağladı. 2016 senesinde ise 2015’e kıyasla yine ortak alan elektrik tüketiminde yüzde 8 ve su tüketiminde yüzde 10 tasarruf sağlandı. Şehre kattığı değerle öne çıkan Forum Kayseri, önümüzdeki dönemde de yeşili koruyan ve doğa dostu uygulamalarını yaşanabilir bir dünya için devam ettirmeyi amaçlıyor.
AVM
İzmir OptImum’dan 3 bin metrekarelik 2 oyun parkı Büyüme ve dönüşüm projesi sonunda İzmir Optimum’un ziyaretçilerine sunduğu yeniliklerin arasında özel tasarlanmış çocuk oyun parkları ayrı bir yer tutuyor. Farklı yaş gruplarından çocukların zihinsel zeka ve el becerilerinin gelişmesine yardımcı olan, hem kum hem de çimde oynama imkanı tanıyacak, 3 bin metrekarelik 2 yeni çocuk oyun parkı bulunuyor. Optimum’da özellikle otizmli çocuklar için özel olarak tasarlanmış oyuncakların yer aldığı bir alan da yaratıldı. Örneği ve benzeri bulunmayan Rönesans İnşaat tarafından dizayn edilerek Almanya’da üretilen oyuncaklar, duyusal bütünlemeyi amaçlıyor. Dokunma duyusunu geliştirerek otizmli çocukların denge hissini ve güvenini geliştiriyor.
YENİ OYUN ALANLARI ÇOCUKLARIN YARATICILIĞINI VE SOSYAL GELİŞİMİNİ DESTEKLİYOR Yaşa uygun tasarlanan yeni oyun alanlarında çocuklar; düşünme becerile-
36
Türkiye’nin 7 kentinde 8 alışveriş merkeziyle hizmet veren Rönesans Gayrimenkul bünyesindeki İzmir Optimum AVM, büyüme ve dönüşüm projesi sonunda outlet konseptinden çıkarak regular AVM’ye dönüştü. Yenilenen Optimum AVM’de çocuklar için özel olarak tasarlanmış 3 bin metrekarelik iki yeni oyun alanı minik ziyaretçileriyle buluştu.
rini, yaratıcılıklarını, sosyal ve bilişsel gelişimlerini destekleyen oyunlar oynuyor. Otizmli ve engelli çocuklar için de kullanıma uygun olarak tasarlanan oyuncaklar özellikle el becerisi ve koordinasyonunu sağlayacak fonksiyonları ile fiziksel ve zihinsel gelişimlerine destekleyici faaliyetler sunuyor. Çocuk oyun alanlarındaki su temalı şato oyun alanı çocuklara şehir içinde tatil imkanı sunan bir konsepti belirleyerek, Türkiye’de bir AVM’de ilk defa denenmiş olan sistem ile çocukların suyun eğlendirici etkisinden faydalanmalarına imkan tanıyor. Alanda bulunan oyuncaklar çocukların interaktif oyunlar oynamasını, masal dünyası formundaki bir şatoda hayal güçlerini geliştirmesini, düşünme becerilerini, el ve denge koordinasyonlarını geliştirmelerine faydalı oluyor.
TÜRKİYE’DE BİR İLK, OTİZM KAFE İLE EĞİTİME DESTEK Yenilenen İzmir Optimum’da bulunan, Türkiye’de benzeri olmayan bir uygula-
ma da Otizm Kafe projesidir. Anadolu Otizm Vakfı’nın katkısıyla Otizmli çocuklara burs desteği, istihdam ve duyusal tatmin için hayata geçirilen proje kapsamında kafede 16 yaş ve üzeri, orta ve hafif otizmli çocuklar yemek hazırlıyor ve servis alıyor. Proje kapsamında hem kendileri hem de aileleri sosyalleşiyorlar. Otizm Kafe’den sağlanan gelir, Anadolu Otizm Vakfı aracılığıyla, yine otizmli çocuklara eğitim bursu olarak kullanılmak üzere burs fonuna aktarılıyor. Türkiye’nin 3. büyük şehri İzmir’in, şehir merkezi ve Adnan Menderes Havalimanı arasında konumlanmış olan Gaziemir ilçesinde yer alan İzmir Optimum büyüme ve dönüşüm projesiyle genişleyerek toplam 86 bin metrekarelik kiralanabilir alana ulaştı. Marka karmasına dünyaca ünlü ve alışveriş severlerin gözde markalarını ekleyen AVM, var olan 160 mağaza sayısına 90 yeni mağaza daha ekleyerek toplam mağaza sayısını 250’ye çıkardı.
AVM
Yaz tatili
AxIs İstanbul’da keyifli!
VIaport Marina,
Tuzla’yı deniz turizminde büyütüyor Alışveriş merkezi, tema park, konser alanı, akvaryum, eğlence merkezi, fuar meydanı gibi etaplardan oluşan ve 2015 yılında Via Properties tarafından 1 milyar TL maliyetle hayata geçirilen Viaport Marina, Tuzla’yı devler ligine çıkardı. Mega yatların da yanaşabildiği Viaport Marina 750 yat kapasitesine sahip iki ayrı marinadan oluşuyor. Sosyal yaşamın ortasında konumlanan marina, tekne sahiplerinin son dönemde en çok tercih ettiği lokasyonlardan biri olarak ortaya çıkıyor.
Yaz tatilinde İstanbul’da olan çocuklar için en renkli alternatifler Axis İstanbul’da!
A
xis İstanbul yaz tatilinde İstanbul’da olan çocuklar için birbirinden renkli ve eğlenceli etkinlikler ile tatili unutulmaz kılıyor. 7 Ağustos tarihine kadar gerçekleştirilecek eğitici etkinlikler arasında heykelden maske yapımına, nahıldan teksti atölyesine, kukla yapımından takı tasarımına, magnetten geri dönüşüm atölyesine kadar birçok alanda keyifli aktiviteler yer alıyor. Yaz boyu sürecek tüm etkinlikler ücretsiz olarak gerçekleştiriliyor.
İstanbul’da geçiren ailelere birçok seçeneği bir arada sunuyor. Sıcaktan bunalan ziyaretçilerine serin ortamda alışverişin keyfini yaşatan Axis İstanbul, çocukları da unutmayarak 27 Ağustos tarihlerine kadar sürecek sanat ve tasarım atölye etkinlikleri dizisini başlatıyor.
Axis İstanbul 3-12 yaş arasında çocuklar için yaz tatilini keyifli hale getiriyor. Ücretsiz olarak sunulan ve kontenjanla sınırlı katılımın sağlanabildiği atölyeler sayesinde çocuklar rehber eğitimciler eşliğinde motor beTarihi yarımadanın yanında yer cerilerini geliştirebiliyor. 8 hafta alan Vatan Caddesi ile E5’in kesiştiği noktada, Bayrampaşa boyunca her hafta sonu 14.00metro istasyonunun hemen yanı 18.00 saatleri arasında gerçeklebaşında bulunan Axis İstanbul şecek sanat ve tasarım etkinlikAVM, ziyaretçilerinin sosyo- leri sayesinde çocuklar yaz boyu kültürel yaşamlarına yönelik hem eğleniyor hem de çeşitli faydalı etkinlikler sunmaya de- sanat dalları hakkında bilgi ve vam ediyor. AVM, yaz aylarını beceri sahibi oluyor.
“VIAPORT MARİNA İSTANBUL’UN MARKA YÜZÜ” Projenin İstanbul’un marka yüzlerinden biri haline geldiğini belirten Via Properties Yönetim Kurulu Başkanı Coşkun Bayraktar, “Projemize geçtiğimiz yıl 15 milyon yerli-yabancı ziyaretçi ağırladık. Bu yıl ise bu rakam 25 milyon kişiye çıkacak” diye konuştu. Denizcilik sektörü adına ise kurdukları Via Fuarcılık ile düzenledikleri fuarlarla bugüne kadar sektörü Tuzla’ya taşıdıklarını kaydeden Coşkun Bayraktar, “Tuzla bugüne kadar denizciliğin, tersanelerin kalbiydi. Şimdi ise tekne sahiplerinin en çok ilgilendiği marinaların arasında Viaport Marina bulunuyor” dedi.
37
GÜNDEM
Tepe NautIlus AVM’den
ÇOK özel kampanyalar
Sonbahara kadar sürecek olan kampanyalarınız hakkında bilgi alabilir miyiz? Ziyaretçiler bu yaz ne tür kampanyalarla karşılaşacak?
Rahat ulaşımı ve birbirinden özel kampanyalarıyla ziyaretçilerine keyifli bir alışveriş deneyimi yaşatan Tepe Nautilus AVM’nin yaz dönemine ilişkin tüm kampanya ve etkinliklerini AVM Müdürü Mert Sakaklı’ dan dinledik.
38
Tepe Nautilus; etkinlikleri, kampanyaları ve düzenli olarak gerçekleştirdiği sergileri ile alışverişin yanı sıra yaşayan bir mekan. Ziyaretçilerimize sanat etkinliklerinden çocuk atölye çalışmalarına, keyifli konserlerden ünlü isimlerle söyleşilere kadar tüm ailelerin katılabileceği her yaş grubuna özel, farklı ve eğlenceli etkinlikler ve kampanyalar düzenliyoruz. Yaz döneminde okulların da kapalı olmasından dolayı çocuklara yönelik etkinlikleri yoğunlaştırıyoruz. Aileler tatillerini değerlendirdikleri, çocukları ile birlikte vakit geçirebilecekleri etkinlikleri tercih ediyor. Biz de gerçekleştirdiğimiz etkinlikler ve özel projelerle farklılaşma alanları yaratmaya çalışıyoruz. Temmuz ayı içerisinde gerçekleştirdiğimiz satış kampanyalarımız var. Temmuz ayı boyunca sadece hafta içi günlerde 200 TL ve üzeri alışveriş yapan ilk 50 ziyaretçimize sürpriz hediyeler verildi. Bununla birlikte Tepe Nautilus ile özdeşleşen etkinliklerimiz ay boyun-
ca devam edecek. Nautilus Meydanı’nda mini konser performansları gerçekleştirildi. Bu yılın bizim için anlamı büyük, çünkü 15. yaşımızı kutluyoruz. Ziyaretçilerimizle aramızda kuvvetli bir bağ oluşturduğumuz dolu dolu 15 yılı geride bıraktık. Bu süreçte de markamıza, kurum kimliğimize ve ziyaretçi profilimize yakışır, kaliteli güzel projelere imza atmak ve 15 yıllık başarılı imajımızı devam ettirmek en büyük amacımız. Sonbahar ile birlikte 15. yılımıza özel farklı kampanya ve etkinliklerle ziyaretçilerimize çok özel sürprizlerimiz olacak. Sizin de bildiğiniz üzere kampanya denilince ilk akla gelen genelde araç kampanyası oluyor. Peki, neden AVM’ler özellikle bu kampanyayı tercih ediyor? Her geçen gün artan alışveriş merkezi sayısı nedeniyle elbette ki her AVM kendi müşteri profiline, lokasyonuna ve kurumsal yapısına uygun pazarlama stratejileri geliştiriyor. Biz de tüm misafirlerimizi iyi tanımaya ve Tepe Nautilus’tan beklentilerini karşılamaya öncelik vererek ziyaretçi kitlemize uygun pazarlama etkinlikleri, kampanyalar ve iletişim stratejileri geliştiriyoruz.
GÜNDEM En az araç kampanyası gibi hem AVM’yi, hem mağazaları ve hem de ziyaretçiyi mutlu edecek farklı ne tür kampanyalar yapılabilir? Bu anlamda siz herhangi bir çalışma yapıyor ya da yapmayı düşünüyor musunuz? Biz Tepe Nautilus olarak, hem mağazalara katkı hem de müşteri memnuniyetini sağlamak adına AVM içerisindeki markalarla daha fazla ortak projeler geliştirmek üzere çalışıyoruz. Markaların AVM içerisindeki kampanyalara katılımı ve desteği artıkça hem misafirlerimize mağazalardan kazanım sağlıyor, bu sayede memnuniyetleri ve marka bağlılıkları artıyoruz hem de mağazalara yönlendirdiğimiz markalarla birebir iletişim ve etkileşim kurmalarını sağlıyoruz. Bununla birlikte, günümüzde artık her kampanyanın ve etkinliğin birçok farklı ayağı olan projeler şeklinde tasarlanması gerekiyor. Yani, bir yandan AVM içerisindeki misafirin güzel vakit geçirmesi, bir yandan hayatımızın bir gerçeği olan sosyal medyada paylaşılabilecek bir kurgusu olması, diğer yandan da alışverişe katkıda bulunan mağazalara yönlendirici bir etkisi olması önemli. Tabii bazı durumlarda sosyal sorumluluk ayağını da göz ardı etmemek gerekiyor. Aslında projeler ne kadar çok kriteri karşılayabiliyorsa o kadar da başarılı kampanyalar ortaya çıkıyor. Biz de bu çerçevede gerçekleştirdiğimiz projelerde güzel geri dönüşler alabiliyor, hem misafirlerimizi hem de mağazalarımızı memnun edebiliyoruz.
Kampanyalarınızı belirlerken ziyaretçilerinizin de isteklerini de göz önünde bulunduruyor musunuz ya da bu yönde talep alıyor musunuz? Tepe Nautilus’un Anadolu Yakası’nın en çok ziyaret edilen alışveriş noktalarından biri olması nedeniyle bu anlamda büyük bir sorumluluğumuz var. AVM kampanyaları müşteri memnuniyeti açısından çok önemli bir yere sahip. Biz de attığımız her adımda müşteri memnuniyetini ve sunduğumuz hizmeti en üst seviyede tutuyoruz. Kampanyalarımızın hazırlık aşamasında, konusunda uzman isimlerle tüm ayrıntıları değerlendirerek, kiracılarımızı ve ziyaretçilerimizi de nasıl daha memnun edebiliriz, alışverişin yanında keyifli vakit geçirmelerini nasıl sağlayabiliriz düşüncesini ön planda tutarak çalışmalarımızı gerçekleştiriyoruz.
39
GÜNDEM
Buyaka’da
alışverişleriniz mil olsun… Şu an devam eden kampanyaları “Buyaka’da Alışverişleriniz Mil Olsun” hakkında bizlere bilgi veren Buyaka Pazarlama Uzmanı Gizem Boyacı, Global Miles işbirliği ile gerçekleştirdikleri kampanyanın her geçen gün daha çok ziyaretçi tarafından kullanıldığını dile getirerek, ziyaretçilerin kampanyayla ilgili olumlu yorumlarını ve memnuniyetlerini ilettiklerini söyledi.
40
Sonbahara kadar sürecek olan kampanyalarınız hakkında bilgi alabilir miyiz? Ziyaretçiler bu yaz ne tür kampanyalarla karşılaşacak? Buyaka açılışı itibariyle ziyaretçi kitlesinin ilgisini çekecek birçok etkinliğe ve kampanyaya ev sahipliği yaptı. Ziyaretçilerini her yaptığı kampanya ile memnun etmeyi başaran Buyaka, mayıs ayı itibariyle alışagelmiş araç kampanyaların dışında özel bir kampanya çalışmasını başlatmış bulunuyor. Buyaka, bünyesinde bulunan 4 ofis kulesinin bin 500 beyaz yakalı çalışanı ile seyahate ilgisi olan ziyaretçilerinin dikkatini çekmek adına “Buyaka’da Alışverişleriniz Mil Olsun” kampanyasını hazırladı. Buyaka ile Global Miles işbirliğinde hazırlanan kampanya mayıs ayında başlayarak, 1 yıl süreli olarak yapılması planlanıyor. Ziyaretçilerimiz 50 TL ve üzeri alışverişlerinde her 1 TL’yi 1 mile dönüştürme şansı yakalı-
yor. Her özel günde farklı formatlar ile kampanyayı yenileyerek ziyaretçilerimize kendilerini daha özel hissetmelerini sağlamak için yeni çalışmalar planlanmaktadır. “Hafta içi belli saat aralığında yapılan alışverişlerde iki kat mil kazanma şansı” ya da “8 Mart Kadınlar Günü’nde kadın ziyaretçilerimizin yapacağı alışverişlerde iki kat mil kazanma şansı” gibi senaryolar hazırlanıyor. Ziyaretçilerin kampanyalardan yararlanması için neler yapması gerekiyor? Şartlarınız nelerdir? Ziyaretçilerimiz aynı gün içerisinde 50 TL ve üzeri tutardaki alışverişlerde her 1 TL karşılığında 1 mil kazanmaktadır. Buyaka içerisinde bulunan Global Miles standında alışveriş fişlerini ibraz ederek, mobil uygulama üzerinden QR kodlu hazırlanan belgeyi ilgili alanda okutup millerini hesaplarında biriktirme şansı yakalamaktadırlar.
GÜNDEM
Sizin de bildiğiniz üzere kampanya denilince ilk akla gelen genelde araç kampanyası oluyor. Peki, neden AVM’ler özellikle bu kampanyayı tercih ediyor? Buyaka her sene Mart ayında yıldönümünü kutlamak adına araç kampanyası düzenliyor. Ayrıca alışveriş merkezimiz, araç hediyesinin yanı sıra tatil ve elektronik hediyeler ile de daha çok ziyaretçiye ulaşmayı hedefliyor. Her geçen sene ziyaretçilerin daha yoğun ilgi gösterdiği araç kampanyası Buyaka için geleneksel bir kampanya halini aldı. Ancak Buyaka her sene yıldönümü kampanyalarında daha çeşitli daha yenilikçi hediyeler ile ziyaretçilerini memnun etmeyi başarmıştır. Örneğin, geçtiğimiz yıllarda araç kampanyalarımızda farklılaşmak adına elektrikli araç hediye ettik. Hatta ilk elektrikli araç veren AVM olduğumuzu da belirtebiliriz. Böylelikle araç kampanyalarına farklı bir yön vererek çevreye duyarlı yaklaşımımız ile ziyaretçilerimizi memnun etmeyi başardık.
yapmış olduğumuz mil kampanyasına gösterilen yoğun ilgiye bağlı olarak doğru kampanya ile ziyaretçilerimizi buluşturduğumuzu düşünmekteyiz. Global Miles mil kampanyası etkinliği her geçen gün daha çok ziyaretçi tarafından kullanılmakta ve müşteriler kampanyayla ilgili memnuniyetlerini gerek yazılı gerekse sözlü olarak dile getirmektedirler. Kampanyanın başarılı olması paralel olarak alışverişleri de pozitif yönde etkilendiğinden Buyaka bünyesinde bulunan mağazalarında memnuniyetini artırmaktadır.
En az araç kampanyası gibi hem AVM’yi, hem mağazaları ve hem de ziyaretçiyi mutlu edecek farklı ne tür kampanyalar yapılabilir? Bu anlamda siz herhangi bir çalışma yapıyor ya da yapmayı düşünüyor musunuz? Buyaka olarak ziyaretçilerimizin profilini inceleyerek onlara özel etkinlikler ve kampanyalar yapmaya çalışıyoruz. Böylece hem ilgilerini çekmeyi hem de memnun etmeyi başarıyoruz. En son
41
GÜNDEM
Çapraz kampanyalarla mağazalar da sürece dahil ediliyor Farkındalık yaratan çalışmalarıyla çevre il ve ilçelerden de oldukça yoğun ilgi gören Movapark AVM adına görüştüğümüz Pazarlama Yöneticisi Elif Erdoğan, şu anda devam eden araç kampanyaları hakkında bizlere bilgi verirken, araç kampanyaları dışında evrensel kampanya planları hazırladıklarını ve bu anlamda çalışmaların yoğunlaştığını da dile getirdi. Sonbahara kadar sürecek olan kampanyalarınız hakkında bilgi alabilir miyiz? Ziyaretçiler bu yaz ne tür kampanyalarla karşılaşacak? Movapark AVM olarak yaza keyifli, hareketli ve bol heyecanlı etkinliklerle başladık. İlk organizasyonumuz Streetball turnuvasıydı. Bu turnuvayı Beachball turnuvası takip etti. Mardin’de, deniz olmayan bir şehrimizde aquaparkımızla birlikte plaj voleybolu oynamak herkesi keyiflendirdi. Bu turnuvada dereceye giren takımlarımız Türkiye kupasında yarışacaklar. Ayrıca Mardin’de birçok kurum ve kuruluşlarımızla birlikte organize ettiğimiz sosyal sorumluluk projelerimizde devam etti, tarım atölyelerinden kil atölyesine sonrasında resim yarışmasına kadar birçok çocuğumuz ve eğitmenlerimizle hem yarışmalar yapıldı hem de ödüller sahiplerini buldu. Son dönemde herkesin ilgisini çeken Makey Makey atölyesini de eğitmenlerimizle birlikte gerçekleştirdik. Movapark AVM geleneği bozmadı ve yine yeni yılda yeni araç kampanyası diyerek “Movapark’tan Mercedes size yakışır” sloganıyla kampanyasına başladı. 19 Eylül 2017’de sona erecek kampanya için ilgi oldukça yoğun, katılımcılarımız çekiliş gününü sabırsızlıkla bekliyor. Yaz kampanyalarımızı hayata geçirirken mağazaları-
42
mızla birlikte de ilerliyor ve çapraz kampanyalar yaparak onları da dahil ediyoruz. Türkiye’nin 4. aquaparkı ile yaz okullarımız eğitimler verirken ve yüzmekten keyif alırken, lunaparkla heyecanı yaşamaya davet ediyor, bowling oynayan tüm ziyaretçilerimiz de sinema bileti kazanıyor. Şehrin alışveriş ve yaşam merkezi olan Movapark AVM farkındalık yaratan bu çalışmalarıyla çevre il ve ilçelerden ziyaretçilerini ağırlamaktan mutluluk duyuyor. Ziyaretçilerin kampanyalardan yararlanması için neler yapması gerekiyor? Şartlarınız nelerdir? Movapark olarak gerçekleştirdiğimiz tüm kampanya ve etkinliklerimizi ziyaretçilerimize duyurabilmek ve onların bu kampanyalardan yaralanmasını sağlayabilmek adına sosyal medyayı yoğun olarak kullanıyoruz. Dijital dünyada var olabilmek için sosyal medya pazarlamasını en iyi şekilde kullanmak gerektiğini biliyoruz. Bizlerde, sürdürülebilir olmayı ve büyüme hedefini göz önünde bulundurarak yenilik ve ulaşılabilirlik ile kampanya ve fırsatların müşteriye sunulmasını sağlayabilmek için en etkili yöntem ile ilerliyoruz. Şu an devam eden araç kampanyamız için ziyaretçilerimiz alışveriş merkezimizden gün içinde yapacağı 100 TL ve üzeri alışveriş ile çekiliş hakkı kazanmaktalar ve bu kampanyanın takibini de hem sosyal medya hem de yazılı-görsel medya üzerinden de yapabilmektedirler.
GÜNDEM
En az araç kampanyası gibi hem AVM’yi, hem mağazaları ve hem de ziyaretçiyi mutlu edecek farklı ne tür kampanyalar yapılabilir? Bu anlamda siz herhangi bir çalışma yapıyor ya da yapmayı düşünüyor musunuz? Alışveriş merkezimiz yapmış olduğu farklı çalışmalarla bölgenin çekim merkezi haline geldi. Profesyonel ekibiyle AVM yönetimi geliştirdiği birçok proje 2012’den bu yana dikkat çekiyor. Movapark’ın adını aldığı Mezopotamya ovasının güzelliği ile yaşayan insanları ilklerin yaşandığı etkinlikler ile buluşturduk. Bu buluşmanın verimliliği ve sadakat bağı AVM olarak çalışmalarımızın çeşitliliğini artıran olumlu sonuçlar doğurdu. Araç kampanyaları dışında evrensel kampanya planlarımızı hazırlıyor ve çalışmalarımızı yoğunlaştırıyoruz. Etnik unsuru bir arada yaşayan bir bölgeyiz. Kendi içinde yaşadığı etkileşim ile birbirinden güzel gelenek ve göreneği Mardin halkına hitap ederek gerçekleştiriyoruz. Kadınların ve çocukların ilgisini çeken, eğlendiren ve ihtiyaçlarını bir nebze de olsa karşılayan kampanya ve etkinlikler önceliklerimiz arasına girdi. Bölgenin tatil olarak dezavantajlı oluşu tatil kampanyalarını beraberinde getirebilir. Özel günlerde ziyaretçilerimizin mutluluğuna ortak olacak kampanya ve projeleri hayata geçirebiliriz. Movapark olarak yapacağımız her yatırımın geri dönüşü sadece hizmet değil, yaşadığımız coğrafyaya gönül borcumuz.
43
YATIRIM
Türk firmalarının uluslararası
arenaya açılan kapısı
Gayrimenkul ve perakende sektörünün önemli fuarlarından olan MAPIC, 2017 yılında da Türk firmalarının uluslararası açılımlarında önemli bir yer tutacağa benziyor. Öyle ki 78 ülke, 100 şehir, 500 yeni marka, 2 bin 100 perakendeci, 2 bin 500 geliştirici, bin yatırımcı bu yıl MAPIC’te boy gösterecek. MAPIC için geri sayımların başladığı şu günlerde bizlerde fuar hakkında detaylı bilgi almak ve hazırlık aşamalarını öğrenmek için MAPIC’in Türkiye temsilciliğini üstlenen ve yürüten Alkaş adına Genel Müdür Yonca Aközer ile görüştük. Aközer MAPIC’in avantajlarını bizlere aktarırken hem de fuara katılmak isteyen firmaların neler yapması gerektiği noktasında da açıklamalarda bulundu.
44
Alkaş'ın Türkiye Temsilciliğini yürüttüğü MAPIC Fuarı’nın hem gayrimenkul hem de perakende sektörü için öneminden bahseder misiniz? MAPIC’in firmalara sağlamış olduğu fırsatlar neler? MAPIC, 23 yıldır firmaların uluslararası platformda marka bilinirliğini ve iş birliklerinin temellerinin atıldığı olmazsa olmaz fuarlardan biri. Bu fuarlara her yıl katıldığınızda dünyadaki sektörün büyük oyuncuları ile artık tanışır hale geliyorsunuz. MAPIC’in katılımcıları arasında; yatırımcılar, master franchise’ler, perakendeciler, mimarlar, danışmanlık şirketleri, şehir ve kamu kuruluşları, alışveriş merkezleri ve karma projeler bulunuyor. Fuarda sektördeki en son trendleri yakalayabiliyorsunuz ve dünyadaki bu sektörün nabzını tutabiliyorsunuz. Yatırımcılarımız da diğer yatırımcılarla işbirliği yapabilme şansı bulabiliyor. Perakendeciler ise dünya pazarındaki yatırımcılarla tanışabilme ve markasını tanıtma şansını yakalıyor. Ayrıca MAPIC dev master franchise‘lerle tanışmak ve işbirliği yapabilmek için bir fırsat. MAPIC’te bu yıl neler olacak, neler amaçlanıyor? MAPIC, bu yıl ana tema olarak yiyecek ve içeceği belirledi. Birçok markanın konseptini sunacağı ve ürün tadımı gerçekleştireceği bir alana ev sahipliği yapacak. Fuara bu yıl 400'ü aşkın gıda ve içecek de dahil olmak üzere tüm sektörlerden 2 bin 100'ün üzerinde uluslararası marka geliştiricisi bekleniyor. Bu yıl MAPIC’te ayrıca geçen yıllarda olduğu gibi teknolojik çözüm ortaklarına özel alan olacak. 40 stant ve 30 podun yer alacağı çözüm ortaklarına özel inovasyon alanında, teknoloji firmaları ile alışveriş merkezleri ve perakendecileri bir araya gelecek. Bu alanda girişimci perakende ve gayrimenkul sektörünün çözüm ortağı firmalarına özel ve uygun bütçeli podlar yer alacak.
YATIRIM
Perakende, master franchise ve tedarikçileri bir araya getiren matchmaking oturumları, uluslararası perakende ve gayrimenkul sektörünün iş kadınlarına özel kadınlar kokteyi, bölgelere ve ülkelere özel temalı öğle yemekleri ile sektörün bir araya gelmesi ve iş bağlantılarının kurulması amaçlanıyor. 1996 yılından beri düzenlenen ve dünyanın en prestijli perakende ve gayrimenkul ödüllerinden bir sayılan MAPIC Ödül töreni bu yıl 16 Kasım 2017 tarihinde gerçekleşecek. 13 kategorinin bulunduğu ödül törenine firmalarımızın da uluslararası arenada marka bilinirlikleri açısından başvurmalarını tavsiye ediyorum. Peki, fuar için ne gibi hazırlıklar yapılıyor? Hazırlık süreci hakkında kısaca bilgi alabilir miyiz? Bu yıl 4. kez düzenleyeceğimiz Türk perakende firmalarımızı bir araya getiren “Turkish Brands standı” İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin ve sahipliğinde ve Birleşmiş Markalar Derneği’nin önderliğinde kurulacak. Geçen yıl ilk kez İHKİB ilk kez Turkish Brands standında yer almıştı. Bu yıl standı sahiplenme kararı aldı. Markalarımız henüz belirlenme aşamasında Ayrıca Türkiye’ye özel bu yıl da bir ana oturumumuz olacak. Geçen yıllarda olduğu gibi bu oturumda markalarımız ile ülkemizi ve sektörümüzü temsil edeceğiz. Markalarımızın
tanıtımını gerçekleştireceğiz. Ayrıca özel yemek ve kokteyl planlayarak, uluslararası firmalar ile Türk firmalarımızın bir araya geldiği ve network sağladığı bir ortam yaratmayı planlıyoruz. Fuarda Türk markalarına ilgi nasıl? MAPIC Fuarı’nda Türk markalara yoğun bir ilgi var. Bu da bizi çok mutlu ediyor. Örneğin, Kiğılı Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Abdullah Kiğılı, geçtiğimiz yıl MAPIC’in uluslararası açılımların da önemli bir yer tuttuğunu ve Çinli ortağını bu yolla bulduğunu ifade etmişti. Benzer bir durum Ko-
ton ve Türkiye’nin uluslararası atılımda hız kesmeyen diğer markaları için de geçerli. Bu yıl Türk markalarına ilginin yoğun olmasını ve yeni iş birliklerinin sağlanmasını bekliyoruz. Şu an için katılımı netleşen firma ya da firmalar var mı? MAPIC’e yönelik ilginin her yıl giderek arttığını rahatlıkla söyleyebilirim. Bu ilgiyi rakamlarla ifade etmem gerekirse; 78 ülke, 100 şehir, 500 yeni marka, 2 bin 100 perakendeci, 2 bin 500 geliştirici, bin yatırımcı bu yıl MAPIC’te boy gösterecek. Ayrıca, Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) ve Alışveriş Merkezleri Yatı-
rımcıları Derneği (AYD), her yıl MAPIC’e düzenli olarak katılıyor. STK’lar tarafında geçtiğimiz yıl ise İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) fuara ilk kez katılmıştı. Bu yıl ise İHKİB, her yıl oldukça yoğun ilginin olduğu Turkish Brands standına ev sahipliği yapacak. İHKİB çatısı altındaki markaların MAPIC vizyonunu görebilmeleri açısından bu gelişme son derece değerli. Henüz markalaşma konusundaki ilk adımlarını atan isimlerin MAPIC ile neler kazanabileceklerini görebilmeleri açısından İHKİB’in fuarı sahiplenmesi son derece önemli.
Geçtiğimiz sene MAPIC ne kadar Türk ziyaretçiyi ağırladı, bu sene için tahmin ettiğiniz bir rakam var mı? Geçtiğimiz yıl MAPIC, toplamda 250 ziyaretçi sayısına ulaştı. Türkiye’den firma katılımı ise 70’i aştı. Türk perakende markalarını aynı çatı altında buluşturmak için ilk kez 2014’te kurulan Turkish Brands standında ise yine Türkiye’nin lider perakendecileri ve perakende sektörüne yön veren sivil toplum kuruluşları yer aldı. Turkish Brands standındaki patronlar ve CEO’lar uluslararası temsilcilerle 400 ‘ün üzerinde B2B gerçekleştirdi. Bu sene de MAPIC’e Türkiye’den 250’yi aşkın kişiyle katılmayı hedefliyoruz.
45
YATIRIM
Bu tür fuarlara katılmadan önce randevu organize etmek çok önemli… MAPIC‘e kayıt olduktan sonra MAPIC online sitesi katılan firmaların iletişim bilgilerini size açıyor. Markalar bu firmalarla iletişime geçip randevu alabiliyor. Benim tavsiyem markaların fuara gitmeden önce en az 4 randevuyu organize etmeleri. Ayrıca MAPIC online’dan MAPIC programını takip etmek gerekiyor. Biz Türkiye’deki temsilci olarak bütün bu bilgileri katılımcıya iletiyoruz. Katılımcının da gelmeden önce istediği oturumları, tanışmak istediği firmaları tespit etmesi çok önemli. Alkaş, bu konuda her türlü soruyu cevaplamaya hazır. MAPIC Fuarı'na katılmak isteyen firmalar için neler yapılması gerektiği noktasında bilgi verir misiniz? Yurt dışına açılmayı hedefleyen firmalarımız için en doğru platformlardan biri. Öncelikle ne şekilde katılacaklarına karar vermeliler. Firmalar stant ile ziyaretçi olarak, reklam ve sponsorluk seçenekleri ile katılım sağlayabilirler. Perakende markaları özellikle Turkish Brands standında yer almayı tercih ediyor. MAPIC’in temalı organize ettiği etkinlikler, yemekler veya oturumlara sponsor olabilirler. Bu etkinlikler, hem sağlamış olduğunuz hizmetin deneyimlenmesini sağlarken aynı zamanda da çok güzel bir network ortamı sağlıyor.
46
Ayrıca, Ekonomi Bakanlığı’ndan; Türkiye’nin tanıtımını gerçekleştiren ve yurt dışında projeleri olan mimarlar, tasarımcılar, değerleme firmaları ve Turquailty kapsamında yer alan perakende markaları da Turquality teşvik priminden faydalanabiliyorlar.
YATIRIM
Westpark Outlet lansmanı yoğun ilgi gördü Çok sayıda davetlinin katıldığı Westpark Outlet lansmanı, perakande devlerine tanıtıldı. Westpark Outlet, Ege Bölgesi’nin en büyük outlet ve eğlence merkezi olarak kapılarını 2017 son çeyreğinde açacak… hipliği yapacak olan Westpark Outlet, bu özellikleriyle perakende sektörüne ve bölgeye yeni soluk getirerek şehrin en önemli sosyal buluşma alanı olacak. Westpark Outlet, konumuyla gözde konsepti ile özel olmayı hedefleyerek sadece İzmir’in değil, Ege’nin en büyük outlet ve eğlence merkezi olacak.
KİRALAMA ÇALIŞMALARINI JLL TÜRKİYE YÜRÜTÜYOR
Ege Bölgesi’nin en büyük outleti Westpark Outlet, yatırımcılarla buluştu. Tankar Gayrimenkul Yatırım tarafından hayata geçirilen, Ege’nin gözde projesi Westpark Outlet’in lansmanı, Tankar Gayrimenkul Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Tan, JLL Türkiye Ülke Başkanı Avi Alkaş ve yatırımcıların katılımıyla geçtiğimiz günlerde Shangri-La Bosphorus İstanbul’da yapıldı. 240 milyon TL yatırımla hayata geçirilen, 65 bin metrekarelik kiralanabilir alana sahip Ege Bölgesi’nin en büyük outlet ve eğlence merkezi olmayı hedefleyen Westpark Outlet kapılarını 2017 sonbaharında açmayı planlıyor. Gerek İzmir gerekse çevre illerde yaşayanlara önemli ayrıcalıklar sunacak olan proje güçlü marka karması ve yarı açık mimari konsepti ile Türk ve dünya markalarına yer verecek. Projede yaklaşık 155 mağaza, teraslı kafe ve restoran alanlarının yanı sıra bin 500 oturma kapasiteli yeme-içme alanı, çocuklar için büyük eğlence ile oyun alanları, spor alanları ve 2 bin 500 kapasiteli otopark alanı yer alacak. Ege’nin ilk akvaryum projesine de ev sa-
48
Yönetim ve kiralama süreçleri JLL Türkiye tarafından yürütülen Westpark Outlet lansmanında JLL Türkiye Ülke Başkanı Avi Alkaş projeye ilişkin görüşlerini, “İzmirlilerin hayatına girecek olan Westpark Outlet, kentin dönüşüm ve gelişim sürecinin önemli parçalarından biri olarak karşınızda. Dönüşen şehrin merkezinde yer alan proje, sadece konumu ile bile ilgi görecek. Yarı açık mimarisiyle, geniş çocuk oyun alanı ve spor merkeziyle, İzmir’in ilk akvaryumuyla, sadece alışveriş değil, yaşam alanı vaad ediyor. Sadece İzmir’in değil, Ege’nin en büyük outlet projesi olan böylesi önemli bir projenin bir parçası olarak kiralama sürecini yürütmek ve tüketiciyi en doğru markalarla buluşturmak, JLL Türkiye için sadece mutluluk verici değil, aynı zamanda da gurur verici” diyerek belirtti. Projenin potansiyeli ve Tankar Grubu hakkında bilgi veren Tankar Gayrimenkul Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Tan, “Grubumuz adından da anlaşılacağı gibi kardeşlik temeli üzerine kurulmuştur. Taşı delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir. Bizler Tan ailesi olarak aldığımız her kararda, bu felsefe doğrultusunda ilerleyen bir şirket olduk. Ülkemize önemli yatırımlar yapmayı hedefledik. Grubumuz, bin üzerinde çalışanıyla farklı alanlarda projeler gerçekleştirmeye ve yenilerini eklemeye devam etmektedir. Westpark Outlet projemiz ile biz bir alışveriş merkezi değil, bir yaşam merkezi inşa ediyoruz. İçinde dünya markalarının bulunduğu ünlü gurme restoranlarını barındıracak, Akvaryum gibi Ege’de tek olacak birçok çekim merkezi projelerini geliştiriyoruz. Kısacası Westpark Outlet ile alışverişi zevke dönüştürüp, müşterilerimizin keyifli bir gün yaşamasını hedefliyoruz” dedi.
YATIRIM
İstanbul SapphIre AVM’nin yönetimini Prime Development devraldı
İstanbul Levent’te bulunan Sapphire Çarşı, Prime Development’ın alışveriş merkezi yönetimi ve kiralama danışmanlığı yaptığı 5. proje olarak portföydeki yerini aldı. İstanbul Levent’te 2011 yılında hizmete açılan Sapphire Alışveriş Merkezi 30 bin metrekare kiralanabilir alanı ile 130 ulusal, uluslararası ve yerel markaya ev sahipliği yapıyor. Ayrıca seyir terası, kafe restoranları ile hizmet veren Sappire Alışveriş Merkezi’nde çocuk eğlence alanları, hipermarket ile birlikte bin 50 araçlık otopark yer alıyor. 360 derece Seyir Terası ile İstanbul’a gelen turistler için önemli bir çekim noktası olan, iş merkezlerine yürüme mesafesinde yer alan Sapphire AVM, metro bağlantısı ile de oldukça kolay ulaşım imkanlarına sahip. Prime Development’ın AVM yönetimi ve kiralamasını yürüttüğü Sapphire AVM dışında, İskenderun, Antakya, Gaziantep ve Sivas’ta yatırımını yaptığı 4; yönetim ve kiralama danışmanlığı verdiği 4 projesi daha bulunuyor.
ECE Türkiye’de yönetim değişikliği
Alışveriş merkezleri alanında Avrupa sektör lideri olan ECE, Türkiye’deki yönetim değişikliği hakkında açıklama yaptı. Yönetim Kurulu üyeleri olarak atanan Pınar Yalçınkaya Hacaoğlu CEO, Nuri Şapkacı CFO görevini üstlenecek. Yeni yapılanmaya göre, Yönetim Kurulu Üyesi ve ECE Türkiye Genel Müdürü olarak atanan Pınar Yalçınkaya Hacaoğlu, CEO görevini üstlenecek ve 17 yıldır görev yapmakta olduğu ECE’den ayrılarak kariyerine yurt dışında devam etme kararı alan Andreas Hohlmann’ın yerine geçecek. Yönetim Kurulu Üyesi ve ECE Türkiye Genel Müdürü olarak atanan Nuri Şapkacı ise CFO görevini üstlenecek. ECE Projektmanagement CEO’su Alexander Otto: “ECE Türkiye’nin yönetimini, başarılarını geçtiğimiz yıllar içerisinde ulaştıkları sonuçlarla kanıtlamış ve yeni yapılanmamızda CEO görevini üstlenecek olan Pınar Yalçınkaya Hacaoğlu ile CFO görevini üstlenecek olan Nuri Şapkacı’ya teslim etmekten mutluluk duyuyorum. ECE’nin Türkiye’deki lider konumunu güçlendireceğine, gelecekte de büyümeye devam edeceğine olan inancım sonsuz. Bugüne kadar gerek sunduğumuz hizmetlerle gerekse kendi yapmış olduğumuz yatırımlarla sağladığımız başarı, gelecekte de aynı kararlılık ve Türkiye’ye bağlılıkla devam edecek” dedi. Otto, “Almanya’da ve faaliyet gösterdiğimiz diğer bazı ülkelerde, özellikle de Türkiye’de, uzun yıllar boyunca ECE’nin başarısına olan katkılarından dolayı Andreas Hohlmann’a da teşekkür ediyor, kendisine hem profesyonel hem de özel yaşamı için en iyi dileklerimi sunuyorum” diye ekledi. ECE Türkiye’de Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapmakta olan Pınar Yalçınkaya Hacaoğlu, ECE Türkiye’ye 2006 yılında katıldı. Yalçınkaya Hacaoğlu’nun alışveriş merkezi sektöründe 18 yılı aşkın tecrübesi bulunuyor. ECE Türkiye’de Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapmakta olan ve 2006 yılında şirkete katılan Nuri Şapkacı, farklı sektörlerdeki 23 yılı aşkın tecrübesinin yanı sıra, AYD (Alışveriş Merkezi Yatırımcıları Derneği) Başkan Yardımcılığı görevini de sürdürüyor.
49
YATIRIM
DOĞRUDAN YATIRIMIN GÖZDESİ: DÜNYANIN EN HIZLI BÜYÜYEN EKONOMİSİ HİNDİSTAN, DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMDA EN GÖZDE ÜLKELERDEN BİRİ OLUYOR. BU NEDENLE DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER KURULU (DEİK) VE KPMG İŞBİRLİĞİ İLE YAPILAN ÇALIŞMADA HİNDİSTAN MERCEK ALTINA ALINDI.
50
K
HİNDİSTAN
PMG Türkiye ve DEİK işbirliği ile yatırımcılar için ‘Hindistan Fırsat Analizi’ raporu hazırlandı. Rapora göre Hindistan’da geçen yıl 2.2 trilyon dolar olan GSYİH’nın 2020 yılına kadar 3.4 trilyon dolar ve 2025 mali yılına kadar 7 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Önümüzdeki 5 yıl içinde yüz milyarlarca dolarlık yeni yatırım girişi öngörülen Hindistan, doğrudan yabancı yatırımın en gözde ülkesi haline geliyor. Raporda, temel olarak Hindistan ile Türkiye arasındaki ekonomik ilişkilerde gelişimin hızlandırılması adına Hindistan’da imalat sanayisi ve yatırım projelerinde aktif rol üstlenilmesi, ulaştırma sektöründeki gelişmelerin yakından takip edilerek alternatif güzergahların oluşturulması, eğitim sektörünün altyapısına katkı verilmesi, bilim ve teknoloji alanında ortak araştırmaların yürütülmesi öneriliyor.
İMALAT SEKTÖRÜ İLE 100 MİLYONLUK İSTİHDAM “Make in India” programı ile Hindistan’ı dünyanın en büyük üretim merkezlerinden biri haline dönüştürmeyi amaçlayan Hint Hükümeti, imalat sektörü aracılığı ile 100 milyon kişilik bir istihdam yaratmayı da hedefliyor. Program ile uyumlu olarak, imalat sektöründe makine, otomotiv yan sanayi, tekstil ve hazır giyim, gıda, seramik, elektrikli ve elektriksiz cihaz, inşaat, mücevherat ve mobilya sektörlerinde yapılacak yatırımların yüksek potansiyel taşıdığı belirtiliyor. Raporda imalat sanayi ve yatırım projelerinde aktif rol üstlenilmesi öneriliyor.
YATIRIM
ULAŞTIRMA SEKTÖRÜNDEKİ FIRSATLAR TAKİP EDİLMELİ Ulaştırma alanındaki fırsatların da yakından takip edilmesi gerektiğine dikkat çeken rapor, Hindistan’ın Avrupa ülkeleri ve Rusya ile olan ticari sevkiyatının halihazırda yürütüldüğü Süveyş Kanalı ve Akdeniz üzerinden Avrupa’ya ve Rusya’ya açılan Mumbai-HamburgRusya Ulaştırma Koridoruna alternatif aradığını belirtiyor. Hindistan’ın bu amaçla İran ve Rusya ile 2000 yılında imzaladığı Uluslararası Kuzey Güney Ulaştırma Koridoru Anlaşmasına dair çalışmaların Türk yatırımcılar tarafından yakın takibe alınması ve Hindistan’ın alternatif rota olarak İstanbul-Tahran-İslamabad güzergahını kapsayan ECO Yük Treni Projesi’nin Türkiye üzerinden gerçekleştirmesinin de önemli bir fırsat niteliği taşıdığı vurgulanıyor. Eğitim alanında Hint öğrencilerin Türkiye’de üniversite eğitimi almaları için gerekli altyapının hazırlanması,
bilim ve teknoloji alanında karşılıklı işbirliğinin artırılarak ortak araştırma faaliyetlerinin yürütülmesi de raporda karşılıklı yatırım ve ticareti artırıcı unsurlar olarak karşımıza çıkıyor.
BATILI YAŞAM TARZI DÖNÜM NOKTASI OLACAK DEİK/Türkiye-Asya Pasifik İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Murat Kolbaşı: “Hindistan’da büyümenin bir sonraki fazı gelişmekte olan şehirlerde ve kırsal alanlarda hızlı bir şekilde yaşanacaktır. 2030 yılında nüfusu 1 milyonu aşacak 68 şehir olacağı tahmin edilmektedir. Artan gelir ve Batılı yaşam tarzına aşinalığın artışı, belirli mal ve hizmet sektörleri için bir dönüm noktası olacağına ve daha önce değerlendirilmeyen ürün gruplarının birer ihtiyaç maddesine dönüşeceğine işaret etmektedir. Analizlere göre, bugün Hindistan'ın en büyük harcama kategorileri olan gıda, konut, dayanıklı tüketim malları ile ulaşım ve iletişim ürünleri 2020'de de ilk sıralardaki yerini koruyacaktır. Kişisel bakım, borç geri ödemeleri, tatil ve sosyal etkinlik harcamaları 2020 yılına kadar en hızlı büyüyen diğer harcama kalemleri olacaktır. Eğitim ve eğlence harcamaları ikinci en hızlı büyüyen grup olurken sağlık ve modaya harcanan paranın da 2020'de neredeyse 4 kat artması beklenmektedir.”
HENÜZ POTANSİYELİ TAM DEĞERLENDİRİLEMEMİŞ DEV KPMG Danışmanlık Bölüm Başkanı Hande Şenova: “Raporumuzun yatırımcıların Hindistan’a yönelik yatırım strateji oluşturmasına katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Hindistan’a yönelik ivme kazanan yatırımlar, yatırımcıların Hindistan’a duyduğu güveni gösterirken, Hint Hükümeti ise bürokratik engelleri azaltmak için yoğun çalışmalar yürütüyor. Hindistan, henüz potansiyelini tam olarak değerlendirememiş ekonomik bir dev. Gerçekleştirilen politik ve ekonomik düzenlemelerle bu gücün ortaya çıkması sağlanıyor. Mevcut verilere baktığımızda geleceğe yönelik bu ışığı görebiliyoruz. Örnek olarak Hindistan 2015-2016 mali yılında, bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 29 artışla 40 milyar ABD Dolarlık doğrudan yabancı yatırım aldı. Önümüzdeki 5 yılda ise bu yatırımların boyutu yüz milyarlarca ABD Dolarını bulacak. Hindistan’da 2020’ye kadar özel sermaye ve kamu ortaklığında gerçekleşecek projelerin toplam değeri 1 trilyon ABD Dolarını bulacak” dedi.
51
AVM GÜVENLİĞİ
En çok karşılaşılan olay hırsızlık… tutmak için Mükemmellik Merkezimiz tarafından projelerimiz 24 saat gece/ gündüz denetlenmekte, uzaktan izleme sistemleri ile gözlenmekte, Driller (Uygulamalı Eğitimler) yapılmaktadır. Gizli müşteri denetimleri de bu departmanımız tarafından gerçekleştirilmekte, proje yöneticilerimize ve müşterilerimize raporlanmaktadır. Bu departmanımızın en önemli hedefi ise tüm dünyada AVM sektöründeki en iyi uygulamaları tespit edip, hizmet verdiğimiz projelerde hayata geçirilmesini sağlamak.
Güvenlikte olası riskler ve elektronik güvenlik sistemindeki gelişmeler üzerine görüşlerini aldığımız ISS Proser Mükemmellik Merkezi Güvenlik Direktörü Gürel Topatan ve Stratejik Müşteriler Direktörü Hasan Şanlı, yaşanan gelişmeler ışığında AVM güvenliğindeki değişimleri bizlere aktardılar. Ayrıca ikili, ISS Proser olarak gerçekleştirmiş oldukları hizmetlere de kısaca değindiler. Güvenlikte olası riskler neler? Bu risklere karşı ne tür önlemler alıyorsunuz? Hasan Şanlı: AVM’lerde can ve mal güvenliğini etkileyen riskler arasında; hırsızlık, yankesicilik, terör, sabotaj, yangın… vb. olaylar bulunuyor, ama en çok karşılaşılan güvenlik olayı nedir diye sorarsanız, hırsızlık vakaları olduğunu söyleyebilirim. Güvenlik hizmetlerinde hırsızlıkların engellenebilmesi için yoğun bir emek veriliyor. Yukarıda sayılan tüm güvenlik olayları insan kaynaklı olduğu için bu olaylara sebep olacak insanları diğerlerinden ayırt edebilme eğitimini güvenlik görevlilerine verip, farkındalıklarını artırarak bu sürece başlıyoruz. AVM’lere giriş yapan tüm ziyaretçilerin tavır ve davranışları incelenmekte ve herhangi bir davranışsal farklılık tespit edilirse, AVM içindeki güvenlik görevlileri ve CCTV (Kapalı Devre TV Sistemi) görevlileri tarafından ziyaretçi takip edilmektedir. Güvenlik görevlisi haricinde AVM’de çalışan temizlik, teknik hizmet görevlilerimize ve mağaza çalışanlarına temel güvenlik
52
eğitimi bilinci ve şüpheli şahıslar hakkında eğitimler, ayrıca bazı güvenlik bilgi notları ve öneriler de verilmektedir. Son yıllarda tüm dünyada yaşanan terör olayları AVM sektörüne de yansımış durumdadır. Bunlar zaman zaman asılsız ihbar seviyesinde kalmakla beraber, gerçekleşen terör olayları da kanıksanmayacak kadar artmaya başladı. Terör riskinin arttığı durumlarda, güvenlik önlemlerini üst seviyelere çıkartmaktayız. Önlemlerden bazı örnekler vermek gerekirse; kritik noktalarda personel sayısı artırılır, köpekli görevliler görevlendirebilir, silahlı güvenlik personeli görevlendirilebilir, AVM içinde planlı olarak şüpheli paket/cisim aramaları gerçekleştirilir, X-ray ve kapı tipi boy dedektörleri görevlilerinin tatbikatları artırılır, araçların açık otoparklarda AVM yanına park ettirilmesi engellenebilir, araç aramaları en üst seviyeye çıkarılır veya elektronik ve fiziki güvenlik tedbirleri gözden geçirilir, tesis risk analizi yapılır, varsa eksiklikler tamamlanır. Hizmet kalite seviyesini en üst seviyede
Elektronik güvenlik sistemleri nasıl gelişiyor? Bu gelişmeler ışığında AVM güvenliği sizce nasıl değişiyor? Gürel Topatan: Teknolojik gelişmeler her sektörde olduğu gibi güvenlik sektörüne de önemli katkılar sunuyor. CCTV kamera sistemleri artık sadece kayıt yapmaktan öte birçok analizi de gerçekleştirebiliyor. Bu da olayların tespitini ve önlenmesini kolaylaştırıyor. Araç altı arama cihazları yerine artık sabit olarak yere monte edilmiş kameralar ile aracın durdurulmadan altının aranması mümkün olabiliyor. Ayrıca plaka kayıt sistemleri AVM’lere giren ve çıkış yapan araçların kayıtlarını yapmakta, hatta iyi seviyede olan kameralar ile araç içindeki kişilerin eşkal kaydı dahi yapılabilmektedir. ISS Proser olarak, önceki dönemlerde kullandığımız devriye kontrol cihazları yerine, anlık veri gönderebilen El Terminallerine yaklaşık 5 yıl önce geçiş yaptık. ISS olarak operasyon deneyimlerimiz doğrultusunda oluşturulan bu yazılım sayesinde, güvenlik görevlerine anlık görevler atayabiliyoruz. Ayrıca personel saha tespitlerini fotoğraflı olay tutanaklarına dönüştürebiliyor, bunları anlık olarak ilgililere e-posta olarak gönderiyoruz. Tüm faaliyetlerimizi raporladığımız müşteri WEB portallarımız sayesinde müşterilerimiz bizden doküman istemek yerine dilediği zaman ve yerden bu sitelere girerek ihtiyaç duyduğu bütün bilgilere ulaşabilmektedir.
AVM GÜVENLİĞİ
İnsanların yerini artık makineler alıyor Securitas Türkiye Ülke Başkanı Murat Kösereisoğlu, “Bir kullanıcının oturup bir ekranı izleyerek olası riskleri tespit etmesini beklediğimiz sistemlerin yerini büyük oranda kendi kendine karar veren ve süreci hızlandıran akıllı sistemler alıyor” dedi.
Güvenlikte olası riskler neler? Bu risklere karşı ne tür önlemler alıyorsunuz? Güvenlik hizmetinin sunulduğu her bir segment için olası riskler öncelik durumlarına göre farklılık göstermektedir. Güvenlik çözümlerinin belirlenmesindeki en önemli husus, bir tesisin mevcut durumunun göz önüne alınarak, olası risklerin öncelikli olarak belirlenmesidir. Bu çalışmada tesisin bulunduğu coğrafi şartlardan başlayıp, bölgenin suç istatistiklerine kadar uzanan geniş bir yelpazede risk oluşturabilecek bütün bileşenlerin detaylı olarak incelenmesidir. Müteakiben her bir risk için alınabilecek önlemlerin sıralanması uygun olur. Bu önlemlerin de etkinlik-maliyet ilişkisi göz önüne alınarak planlanması, basit bir güvenlik kuralı ile önlenebilecek bir risk için gereksiz yatırım yapılmasını önleyecektir. AVM güvenliğindeki yeni anlayışlar neler? Güncel güvenlik hassasiyetleri göz önüne alındığında önceki dönemlerde AVM’ler için düşük olan terör riski maalesef üst sıralara doğru yükselmiş durumda. Terör örgütleri tarafından güvenlik güçleri ve stratejik tesisler öncelikli hedef olarak seçilirken son dönemde sivil halk hedef olarak seçilmeye başlanmış olup, saldırı yöntemleri de şekil değiştirmiştir. Bu açıdan bakıldığında AVM’ler söz konusu
örgütler için ciddi bir hedef teşkil ediyor. Her bir AVM için detaylı risk değerlendirmesi bu kapsamda yapılmalı ve günümüz güvenlik konsepti kapsamında teknolojik güvenlik tedbirleri ile fiziksel güvenliğin olası tehditleri en aza indirecek şekilde entegre edildiği görünmeyen bir güvenlik sisteminin oluşturulması zorunludur. Burada da devreye elektronik güvenlik sistemleri devreye girmektedir. Elektronik güvenlik sistemleri nasıl gelişiyor? Bu gelişmeler ışığında AVM güvenliği sizce nasıl değişiyor? AVM’lerde elektronik güvenlik sistemlerinde günümüzde üç kavram öne çıkıyor; “entegrasyon” ve “sürdürülebilirlik” ve “akıllı sistemler”. Entegrasyon kendini kurgunun doğru yapılması sırasında gösteriyor. Örneğin bir yangın durumunda bazı kapıların tahliyeyi kolaylaştırmak amacıyla otomatik olarak açılabilmesi için erişim kontrol sistemi ile yangın algılama sisteminin birlikte çalışması gerek, ancak bu esnada bu kapılardan herkes çıkış yaparken birileri içeri girmeye çalışıyorsa bunu tespit edebilmek için akıllı bir kamera sisteminin de entegrasyona dahil edilmesi şart. Artık bir tedarikçiye yangın sistemini, başka bir tedarikçiye kamera sistemini, bir başkasına erişim kontrol sistemini kurdurmak kabul edilebilir değil. En baştan bu entegrasyon kurgusunun doğru yapılması ve birlikte sorunsuz çalışacak doğru ürünlerin seçimi gittikçe önem kazanıyor. Kurulan sistemin devamlılığı, ihtiyaç halinde çalışması ve bir aksama olmadan çalışmaya devam etmesi sürdürülebilirlikle ortaya çıkıyor. Alınan her sistemin satın alma ve ilk kurulumundan sonraki süreçleri de çok önemli, daha ilk günden doğru hazırlanmış bir bakım ve arıza giderme süreci planlanmadan, bir bakım sözleşmesi olmadan alınan sistemler çok kısa süre sonra işlemez, sürekli arıza veren sistemlere dönüşüyor. Arızalardan zamanında haberdar olmak ve hızla giderecek bir yapıya sahip olmak çok önemli. Bir kullanıcının oturup bir ekranı izleyerek olası riskleri tespit etmesini beklediğimiz sistemlerin yerini büyük oranda kendi kendine karar veren ve süreci hızlandıran “akıllı” sistemler alıyor. Sistemde kullanıcılar artık ya onay mekanizması ya da müdahale mekanizması olarak yer alıyorlar. Riskli durumların tespit edilmesi süreci gün geçtikçe insanlar yerine makineler tarafından yapılır hale geliyor. Bu hem hata oranlarını düşürüyor, hem personel maliyetlerini azaltıyor hem de çok daha hızlı etkin bir müdahale sağlayarak gün geçtikçe artan şekilde risklerin kötü olaylara dönüşmeden engellenebilmesini sağlıyor.
53
AVM GÜVENLİĞİ
Güvenlikte CCTV teknolojileri artık daha etkin “Her sektörde olduğu gibi hızla gelişen teknoloji işlerimizi bir nebze de olsa kolaylaştırıyor” diyen Sofra/Compass Group Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Cem Alakuştekin, “Bu doğrultuda CCTV teknolojilerini daha etkin kullanmaya başladık. Özel ekipmanların gelişen teknolojiye paralel olarak revizyonunu sağladık ve güvenlik kadrolarımızı oluşabilecek risklere göre artırdık” dedi.
Güvenlikte olası riskler neler? Bu risklere karşı ne tür önlemler alıyorsunuz? Ülkemizin ve coğrafi bölgemizin içinde bulunduğu karmaşık ve riskli yapı, riskleri her saat değerlendirerek beşeri, fiziki ve elektronik önlemlerimizi güncellememizi ve yeniden planlamamızı gerektiriyor. Bu ortamda sektörel olarak risklerin karşılanması amacıyla Euroserve Güvenlik olarak tedbirlerimizi artırmaya yönelik birçok çalışmaya da imza attık. Özellikle AVM’lere yönelik oluşabilecek teröre bağlı olarak canlı bomba, paket bomba, araç bomba, silahlı saldırı, taşlı sopalı saldırı, molotof atma, sabotaj, kundaklama, korkutma vb. eylemlere karşı şirketimizce acil durum eylem planları yaparak olay senaryoları ve önleyici karşı uygulamalar hazırladık. AVM güvenliğindeki yeni anlayışlar neler? Ticaret hayatının kritik ve rekabetçi yapısına ayak uydurmaya çalışan AVM yönetimleri ve firmalar azami sayıda ziyaretçi çekebilmek, insanların AVM genelindeki dolaşımlarını daha serbest hale getirmek için noktasal kontrollerden ziyade devriye hizmetlerine ve elektronik destekli güvenlik sistemlerine ağırlık vermek durumunda kalmakta. Daha az personelle daha etkin güvenlik sağlamaya çalışan kuruluşlar ise en güncel güvenlik sistemlerini müşterilerine sunmaya başladı. Önceki dönemlerde alışık olduğumuz kalabalık güvenlik kadroları yerini daha kritik noktalarda konuşlanmış ve elektronik sistemlerle desteklenmiş yapıya bırakmış durumda. Günümüzde artık AVM konseptine uyum amacıyla personel uniforma ve teçhizatları da özenle seçiliyor. Daha modern ve dikkat çekici birim dizaynları ile insanların kontrol fobisini daha sempatik algılamaları için yeni konseptler tercih ediliyor diyebiliriz. Diğer bir yandan global gelişmeler ışığında Ortadoğu ve Arap Yarı-
54
madası vatandaşlarının, Avrupa ve Amerika ziyaretlerinde yaşadıkları sorunlar ve bu ülkelerde aradıkları tüm imkanları Türkiye’de bulmaları nedeniyle ülkemize ciddi oranda turist akımı gerçekleşiyor. Bu durumda turistlerin en çok rağbet ettiği alanlardan biri olarak öne çıkan AVM’ler, ülkenin kültürü ile modernliğini bir arada sunmak için uğraş veriyorlar. Bu nedenle, turizm ağırlıklı bir yapıda güvenlik birimleri daha insan odaklı, daha göze hitap eden bir yapı içinde entegre olma yoluna gitmektedir. Akımın getirileri yanında çeşitlenen risklere karşı da güvenlik birimleri eğitilmekte ve daha modernize olmaktadır. Elektronik güvenlik sistemleri nasıl gelişiyor? Bu gelişmeler ışığında AVM güvenliği sizce nasıl değişiyor? Her sektörde olduğu gibi hızla gelişen teknoloji işlerimizi bir nebze de olsa kolaylaştırıyor. Bu doğrultuda CCTV teknolojilerini daha etkin kullanılmaya başladık. Özel ekipmanların gelişen teknolojiye paralel olarak revizyonunu sağladık ve güvenlik kadrolarımızı oluşabilecek risklere göre artırdık. Şirketimiz genelinde proje, merkezi yönetim, müşteri ve diğer projeler arasında telefon, sosyal medya ve network tabanlı iletişim ağı oluşturduk ve etkin bir şekilde kullanmaya başladık. Ayrıca olay vukuunda güvenlik uzmanlarınca 7/24 müdahale ve destek sağlanması amacıyla etkin bir mobilizasyon sağladık. Endüstriyel işletmelerde yaşanabilecek güvenlik ihmali veya zaafının maddi hasarlara, AVM’lerde yaşanacak güvenlik ihmali ve zaafının ise insan hayatına mal olacağını her daim güvenlik görevlilerine aşılıyoruz. Bu çerçevede, güncel tehditlere karşı eğitim konularımızı revize ederek, personellerin eğitim süreçlerini yoğunlaştırdık.
AVM GÜVENLİĞİ
Saatte 10 bin kişi taramadan geçiriliyor! Canlı bombayı 10 metreden tespit edebilen İnsan Güvenliği Radarı hakkında bizlere bilgi veren AKBA Teknoloji Türkiye Kurucu Ortağı Şirzat Balin, sistemin 6 kilometreye kadar çıkabilen yürüyüş hızında ve gerçek zamanlı olarak saatte 10 bin kişiyi taramadan geçirdiğini belirterek, diğer sistemlerde bu rakamın ortalama saatte 350 kişi olduğunu da dile getirdi.
AKBA Teknoloji’den bizlere kısaca bahseder misiniz? AKBA Teknoloji ve Savunma Sanayi’yi 2016 yılında Osman Aksoy ile birlikte kurduk. Kamu kuruluşları ve özel sektör firmalarına güvenlik ve savunma alanlarında yenilikçi çözümler sağlamak üzere kurduğumuz şirketimizde, 24 yıllık tecrübe ve bilgi birikimi ile beraber, güven ve dürüstlük ilkelerine bağlı olarak faaliyet gösteriyoruz. Apstec Systems ile iş birliğine giderek “Canlı Bomba Tespit Sistemi”ni Türkiye’ye getirdik. AVM’ler başta olmak üzere, havalimanları, metro istasyonları, stadyumlar ve bunun gibi halka açık alanlarda güvenlik ve savunma ile ilgili ihtiyaçlara yönelik özelleştirilmiş niş çözümler üretiyoruz.
Türkiye distribütörlüğünü yaptığınız İnsan Güvenliği Radarı hakkında bilgi alabilir miyiz? Bu teknoloji ne işe yarar, özellikleri nelerdir? Kalabalık alanlarda insan akışını engellemeden, insanları sıraya sokmadan, 10 metrelik bir menzil içerisinde her türlü el yapımı patlayıcı taşıyan canlı bombaları gerçek zamanlı tespit edebilen bir sistemdir. Sistemin geliştirilmesinde Rus fizikçi ve yazılım mühendislerinin yanı sıra iş ortağımız Apstec Systems’in güvenlik danışmanı Stephen Cooper’ın da çok önemli katkıları olmuştur. Stephen Cooper İngiliz Ordusu’ndan emekli bir albay. Stephen Cooper’ın uzmanlığı sayesinde biz de müşterilerimize danışmanlık verecek konuma gelmiş bulunuyoruz. İnsan Güvenliği Radarı’nın diğer güvenlik çözümleri sunan ürünlerden farkları neler? Bu teknoloji istihbarat ve güvenlik birimlerine ne gibi avantajlar sağlıyor? Sistem, yine insan akışına engel olmadan, kalabalığın olduğu iç ortamlarda canlı bombayı 10 metreden tespit edebiliyor. 6 kilometreye kadar çıkabilen yürüyüş hızında ve gerçek zamanlı olarak saatte 10 bin kişiyi taramadan geçiriyor. Diğer sistemlerde bu rakam ortalama saatte 350 kişi. Peki, teknolojinin Ar-Ge süreci ne kadar sürdü? Bu süreçte ne tür denemeler gerçekleştirildi?
56
14 yıllık Ar-Ge sürecinde, dünyadaki tüm canlı bomba vakaları analiz edilerek, bu saldırılarda kullanılan tüm patlayıcıların dialektrik özellikleri tespit edilerek bir kütüphane oluşturuldu. Sistemin çalışma mantığında; insanlar geçerken sistemin yaymış olduğu santimetre aralıklı mikrodalgaların nesnelere çarparak geri dönüşünde bu nesnelerin dialektrik özellikleri, algoritmada yer alan kütüphanedeki patlayıcıların dialektrik özellikleri ile karşılaştırılıyor ve eğer bir eşleşme varsa sistem alarm veriyor. Sistem, sıvı ve katı patlayıcı maddeleri, karışımları, ev yapımı bütün patlayıcıları yüzde 100 tespit edebiliyor. İnsan Güvenliği Radarı şu an hangi ülkelerde kullanılıyor? Ortadoğu’dan Avrupa ve Amerika’ya kadar uzanan bir coğrafyada birçok ülkenin istihbarat ve güvenlik birimleri tarafından kullanılıyor. Bu sistemi Türkiye’ye getirme fikri nasıl ortaya çıktı? Kasım 2016’da İngiltere’de gerçekleşen UK Security Expo’ya katıldık. Apstec Systems bu çözümün dünya lansmanını bu etkinlikte gerçekleştirdi. Biz öncesinde AKBA olarak firma ile temasa geçmiş ve Türkiye iş ortaklığı için görüşmelere etkinlik öncesinden başlamıştık. Expo’da da karşılıklı görüşerek tüm konularda anlaşmaya vardık ve Apstec Systems’ın Türkiye distribütörü olduk.
AVM GÜVENLİĞİ
“Sektör içerisinde denetimler
yeterli değil”
Güvenlik sektöründe Türkiye’nin geriden gelmesinin yanında hızla geliştiğini de belirten Panasonic Eco Solutions Yiğit Genç, kurulan sistemlerin yeteri derecede denetlenmemesini ise sektördeki en önemli sıkıntı olarak görüyor. Firmanız hakkında bilgi alabilir miyiz? Nisan ayından bu yana Türkiye’deki faaliyetlerimizi Panasonic Eco Solutions Türkiye adıyla sürdürüyoruz. Ürün gamımız içerisinde; elektrik anahtar ve prizleri, grup prizler, sigorta kutuları, aksesuarlar, alçak gerilim şalt ürünleri, elektronik elektrik sayaçları, OSOS (otomatik sayaç okuma sistemleri), sayaç otomasyon çözümleri, Thea IQ bina otomasyon sistemleri, Panasonic profesyonel el aletleri, güvenlik kamera sistemleri ve yangın algılama sistemleri yer alıyor. Güvenlik alanında hangi çözümleri sunuyorsunuz? CCTV ve yangın güvenliğinde entegre çözümler sunuyoruz. Son kullanıcı, projelerde entegre sistemleri tercih ediyor. Panasonic Alarm Manager platformumuz diğer markalara da açık. Sistemlerin tamamı Panasonic olacak diye bir koşulumuz yok, tamamen kendi içinde flex bir sistem. Şehir güvenliğinde sunmuş olduğumuz çözümlerimiz var. MOBESE kameralarında ürünlerimiz tercih ediliyor. Yangın algılama ürünlerimiz ise daha çok kritik tesislerde kullanılıyor. Konut projelerinde yer almayı tercih etmiyoruz. Ülkemizde güvenlik sektörü ile ilgili görüşleriniz nelerdir? Türkiye’de güvenlik sektörü gelişmeye devam ediyor. Yangın güvenlik sektöründe ise akıllı dedektörler tercih ediliyor. Örneğin; Panasonic dedektörler ortamı algılayıp hassasiyete göre algılama seviyesini ayarlıyor. Sistemlerin daha az yalancı alarm vermesi üzerine çalışmalar yapılıyor. Yangın güvenlik ürünleri sadece ticari işletmelerde kullanılmıyor, konut projelerinde de yangın sistemlerine önem veriliyor. Ama en büyük sıkıntı konut projelerinde kullanıcıların yanıltılmasıdır. Sektör içerisinde denetimler yeterli değil; kurulan sistemler denetlenmiyor. Küçük işletmelerde işletme sahibi, yangın tüpü koyarak yangından korunduğunu düşünüyor. Türkiye’de yangın güvenliği alanında yeterli bilinç oluşmuş değil, denetimler ise daha üst düzey projelerde yapılıyor. Konut projelerinde ve düşük segmentli projelerde yangın yönetmeliği uygulanmıyor. Ülkemizde sigorta sisteminin işleyişi ile Avrupa’daki işleyiş farklı mı? Avrupa’da, güvenlik sektöründeki denetimleri sigorta şirketleri yapıyor. Denetimler sıkı tutuluyor; kullanmış olduğunuz güven-
lik ürünlerinin kaliteli olması gerekiyor. Türkiye’deki sigorta primleriyle, Avrupa’daki sigorta primlerinin belirlenmesi de çok farklı. Türkiye’de kameranın var olup olmadığına göre prim düşürülürken; Avrupa’da kameranın kalitesine göre çok daha düşük olabiliyor. Özellikle büyük ölçekli fabrikalarda kullandığınız yangın sistemi sigorta primlerinin; kameraya göre çok daha fazla etkisi var. Siz ne kadar kaliteli bir sistem kurarsanız; sigortadaki eksper arkadaşlar daha düşük primler çıkartabiliyor. Ürün kalitesi açısından pazarı değerlendirebilir misiniz? Piyasa 3 segmentten oluşuyor; alt segment, orta segment ve üst segment. Alt segmentte, çalışıp çalışmadığı belli olmayan düşük kaliteli ürünler söz konusu. Orta segment, alım gücü belli bir limitte olan müşterilere hitap ediyor. Üst segment ise güvenlik ve kalitenin üst düzey olduğu projelerde kullanılıyor. Biz daha çok üst segmente hitap ediyoruz. Güvenlik sektöründe Avrupa ve Türkiye arasında gördüğünüz en önemli fark nedir? Türkiye, Avrupa’ya göre biraz daha geriden geliyor. Avrupa’da her sene kameralardaki teknoloji ve analizleme geliştikçe değişim de gerçekleşiyor. Türkiye geriden gelmesinin yanında hızlı gelişiyor da diyebiliriz.
57
AVM GÜVENLİĞİ
ENTEGRE GÜVENLİK VE İŞ ZEKASI TEKNOLOJİLERİ SAĞLAYICISI SENSORMATIC, TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK BİLİŞİM ŞİRKETLERİNİN BELİRLENDİĞİ BİLİŞİM 500’DE 60. SIRADA YER ALDI VE “SİSTEM ENTEGRATÖRÜ GÖRÜNTÜ VE SES SİSTEMLERİ KATEGORİSİ”NDE BİRİNCİLİK ÖDÜLÜNE LAYIK GÖRÜLDÜ.
Sensormatic, Bilişim 500’den
birincilikle döndü Türkiye’nin öncü güvenlik teknolojileri sağlayıcısı Sensormatic, Bilişim 500’de elde ettiği başarı ile bir kez daha liderliğini kanıtladı. Şirket, BThaber Şirketler Grubu ve M2S Araştırma ve Pazarlama Hizmetleri iş birliği ile gerçekleştirilen Bilişim 500’de Türkiye’nin en büyük bilişim şirketleri arasında 60. sırada yer aldı ve “Sistem Entegratörü Görüntü ve Ses Sistemleri Kategori”sinde birincilik ödülünü kazandı. Bilişim 500’de yer alan lider şirketlerden biri olmaktan gurur duyduklarını belirten Sensormatic CEO’su İsmail Uzelli; “23 yıl önce kurulan şirketimiz ilk günden itibaren dünyanın en iyi ve en yenilikçi güvenlik teknolojilerini ülkemize sunmayı kendine misyon edindi. Bu doğrultuda hem şirketimiz hem de sektörümüz gelişti ve büyüdü. Bugün iş zekası ve makine öğrenimi gibi yenilikçi teknolojilerle bilişim dünyasının geldiği son noktayı temsil ediyoruz ve müşterilerimizi bu yenilikçi sistemlerle tanıştırıyoruz. 260’ı aşkın uzman çalışanımızla güvenlik ve bilişim sektörünün gelişimi için çalışıyoruz. BThaber ve M2S tarafından yapılan özenli araştırmalar sonucunda, hem Türkiye’nin en büyük bilişim şirketleri arasında gösterilmek hem de kendi sektörümüzde birinciliğe layık görülmek, emeklerimizin başarıya ulaştığını gösteriyor” şeklinde konuştu. Bilişim 500 kapsamında, şirketlerin cirosu ve büyüme performansı incelenerek Türkiye'nin en büyük ilk 500 bilişim şirketi belirleniyor. Bu yıl 18. kez gerçekleştirilen Bilişim 500 için Türkiye çapında bini aşkın şirket değerlendirildi.
58
PERAKENDE
İnternetten alışverişe denetim geliyor Maliye Bakanlığı, emlak ve ikinci el eşya alım satımı da dahil olmak üzere internet üzerinden yapılan her türlü ticareti gözaltına alacak.
olmayan yurt dışındaki bu sitelere bankalar ya da aracı kurumlar üzerinden yapılan ödemelere stopaj getireceklerini açıkladı.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, Gelir İdaresi bünyesinde 200 kişilik dev bir ekip oluşturarak, e-ticarete yönelik kargo ve banka hareketleri de dahil her türlü işlemi takip edeceklerini açıkladı. Ağbal, emlak alım satımında ilanlardaki fiyatlar ile tapu kayıtlarındaki fiyatı da karşılaştıracaklarını söyledi. Dünya devi alışveriş sitelerine, bankalardan gönderilen alışveriş tutarı üzerinden vergi keseceklerini de açıklayan Maliye Bakanı Naci Ağbal, sanal ticaretin
vergilendirilmesi için yaptıkları çalışmaları anlattı. Elektronik ortamdaki ticaretin de vergiye tabi olduğuna dikkat çeken Ağbal, bu konuda birkaç boyutlu çalışma yürüttüklerini söyledi.
Yurt dışında merkezi olup Türkiye’de iş yapan e-ticaret sitelerinin vergilendirme hakkının Türkiye’de olduğunu kaydeden Ağbal, “Stopaj yöntemi ile Türkiye’den yurt dışına gidecek paradan vergi keseceğiz. Vatandaş kredi kartıyla ödeme yaparken, bankadan, bu ödemeden kesinti yapmasını isteyeceğim. Tüketici bu işlemden etkilenmeyecek. Ancak, Türkiye’de vergi dairesine kayıt olan internet siteleri için bu söz konusu değil” dedi.
DIŞARIYA GİDEN PARAYA VERGİ
“KENDİ KDV ORANLARIMIZI KENDİMİZ BELİRLEYECEĞİZ”
Ağbal, yurt dışındaki dev internet sitelerinden yapılan alışverişler için bir Bakanlar Kurulu kararı hazırladıklarını belirterek, Türkiye’de vergi kaydı
EMLAK SİTELERİ DE GÖZETİME GİRECEK Bakan Ağbal, gayrimenkul alım, satım ve kiralanmasıyla ilgili elektronik ortamda yoğun bir aktivite olduğunu belirterek, “Evini kiralamak, satmak isteyen değişik sitelere ilan veriyor. Tüm bu aktiviteler de izlenecek” dedi. İnternetteki emlak ilanlarındaki fiyatlar ile tapudaki kayıtları da eşleştireceklerini belirten Ağbal, “1 milyon dolara satıyorum diyor, tapuda 300 bin TL gösteriyor. Mükellefe mektup gönderip, aradaki fark için izaha davet edeceğiz. İzahta bulunamazsa inceleme başlatıp üzerine gideriz” dedi.
60
KDV oranlarına yönelik açıklamalarda bulunarak Türkiye’nin bu konuda kendi ihtiyaçlarına uygun çözümleri üreteceklerini söyledi. Türkiye’de halen 18, 8 ve 1 olmak üzere üç farklı KDV oranı olduğuna değinen Bakan, “Bu oranları artırmayacağız. Türkiye, OECD’nin en düşük KDV oranına sahip. Başka ülkelerin oranlarını Türkiye’ye getirme düşüncemiz yok. Kendi oranlarımızı kendimiz belirleyeceğiz” diye konuştu. Ağbal, konutta da halen yüzde 18 olan KDV’nin peşin ödenmesinin sıkıntı yarattığını ve bunun taksitle ödenmesi taleplerinin geldiğini de anlattı.
PERAKENDE
E-ticarette Güven Damgası hakkında bilmeniz gerekenler
Elektronik Ticarette Güven Damgası Hakkında Tebliğ'in 6 Haziran 2017 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanmasıyla birlikte, e-ticaret sektörünü doğrudan ilgilendiren bir düzenleme daha hayatımıza girmiş oldu. Güven damgası sistemi, e-ticaret sektöründeki şirketlere bir zorunluluk getirmemekle birlikte isteyen şirketlerin tebliğde düzenlenen koşullara uymak şartıyla aldıkları damgayı internet siteleri üzerinde yayınlayabildikleri ve böylelikle müşterilerinin sitenin alışveriş için güvenli bir ortam sunduğunu ilk bakışta anlayabilecekleri bir sistemin yaratılmasını amaçlıyor. E-Ticaret ve İnternet Hukuku Derneği (E-Hukuk Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı ve B+B Hukuk Bürosu Yönetici Ortağı Avukat Gökhan Uğur Bağcı, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada hem sektörün hem de tüketicilerin merak ettiği sorulara yanıt verdi. Yeni uygulama ile ilgili merak edilen sorulara Bağcı'nın yanıtları şu şekilde: E-ticarette Güven Damgası almak için gerekli kriterler nelerdir? Tebliğ kapsamında düzenlenen
Güven Damgası’nın temel kriterleri, şirketlerin kredi kartı ile yapılan alışverişte kart güvenliğinin SSL olarak adlandırılan şifreleme yöntemleriyle sağlanması, sitede tutulan bilgilerin kötü niyetli kişilerin eline geçmesinin önlenmesi için düzenli olarak sızma testi yaptırılması, sitenin Türkiye'deki internet, e-ticaret ve ödeme sistemlerini düzenleyen mevcut mevzuata uygun olarak işletilmesi, sitede çocukları olumsuz yönde etkileyebilecek içeriklerin bulunmaması, tedarik ve lojistik süreçlerinin açık ve anlaşılır şekilde müşterilere sunulması, siteyi işleten ve hizmeti veren kişi ve şirketlerin bilgilerinin açık şekilde sunulması, müşterilerle etkin iletişim yöntemleri ile cayma hakkı, ayıplı ürün gibi talep ve şikayetlerin etkin şekilde çözümlenmesine yönelik sistemlerin sağlanması, e-ticaret sitesini işleten kişilerin daha önceden belirli suçlara karışmamış olması ve şirketin iflas etmiş olması halinde itibarın iadesinin sağlanmış olması olarak özetlenebilir. Güven Damgası kim tarafından verilecek? Tebliğ'de güven damgasının Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından yetkilendirilecek “Güven Damgası Sağlayıcılar” tarafından verileceği düzenlenmiş durumda. Yani, güven damgası almak isteyen e-ticaret şirketleri, bunu doğrudan bir devlet kurumundan değil, ücreti karşılığında damgayı vermeye yetkili olan bir özel kuruluştan talep edecekler. Güven Damgası Sağlayıcıları da faaliyetlerini bakanlığın denetimi ve gözetimi altında sürdürecekler. Ayrıca, güven damgası verildikten sonra da Güven Damgası Sağlayıcılarının denetim yetkisi bulunmaktadır. Güven Damgası için gereken kriterleri sağlayan e-ticaret sitelerine verilen Güven Damgası her yıl yenilenmesi gerektiğinden, bu damgayı kullanmaya devam etmek isteyen e-ticaret sitelerinin her yıl söz konusu kriterleri sağladığını ispat etmesi gerekecektir. Güven Damgası neler getirecek? Bir internet sitesinde yer alan Güven Damgası, bu sitenin oldukça kapsamlı şekilde düzenlenmiş olan kriterleri karşıladığını ve bu
kapsamda özellikle kredi kartı ve bilgi güvenliğine yönelik gerekli tedbirleri aldığına ve damgayı bulundurmaya yetkili olduğu sürece bu tedbirleri almaya devam ettiğine yönelik bir sertifikasyon sürecidir. Müşteriler Güven Damgası’nın geçerli olup olmadığını da basit bir işlemle kontrol etme imkanına sahip olacaklar. Ancak bir internet sitesinde Güven Damgası’nın yer alması, bu sitenin siparişleri gerçekten yerine getirip getiremeyeceği, kendisine ulaşan cayma hakkı veya arızalı ürün gibi talepleri karşılayıp karşılamayacağı konusunda bir garanti oluşturmamaktadır. Güven Damgası almak zorunlu mu? Hayır, Güven Damgası almak kesinlikle zorunlu değil. İsteyen şirketler bu damgayı alacak. Muhtemelen müşterileri nezdinde güven oluşturmak, kamuoyu nazarında güven damgası aldığını ön plana çıkararak bir prestij yaratma vesilesi olarak şirketler tarafından kullanılacak bir yol olarak karşımıza çıkacaktır. Henüz yetkilendirilen bir Güven Damgası Sağlayıcısı bulunmamaktadır. Bunun yanında Güven Damgası ücretleri belli olmamakla birlikte, gerek her yıl Güven Damgası ücreti ödenmesi gerekse de talep edilen kriterlerin sağlanmasının e-ticaret siteleri üzerinde bir mali yük oluşturacağı aşikardır. Ayrıca, Güven Damgası Sağlayıcılarının denetim yetkisi olduğundan, bakanlığın denetimlerinin yanı sıra bu şirketlerin de ayrıca denetim yapmaları söz konusu olduğunda ilave maliyetler ortaya çıkacaktır. Güven Damgası Sistemi zorunlu olmamakla birlikte özellikle tanınan internet siteleri tarafından yoğun şekilde kullanılmaya başlandıktan sonra bir endüstri standardı haline gelme potansiyeline sahiptir. Bu nedenle, kanunen zorunlu olmasa da tüm e-ticaret sitelerinde bu damgayı görmeye başlayabiliriz. Diğer taraftan, Güven Damgası olmasına rağmen müşterilere taahhütlerini yerine getirmeyen e-ticaret sitelerinin ortaya çıkması halinde, Güven Damgası’na duyulan güvenin zedelenmesi ve dolayısıyla işlevini yitirme ihtimali de bulunmaktadır.
E-Ticaret ve İnternet Hukuku Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Avukat Gökhan Uğur Bağcı, yürürlüğe yeni giren Elektronik Ticarette Güven Damgası ile ilgili hem sektörün hem de tüketicilerin merak ettiği soruları yanıtladı.
61
PERAKENDE
Hedef, en iyileri global arenaya taşımak… Kategori Mağazacılığı Derneği (KMD), 3 Ekim 2017’de dördüncüsünü düzenleyeceği “Perakende Teknolojileri Konferansı”nda “En İyileri” belirleyecek. En iyi çözümlerin global arenada da tanıtılmasına odaklanan “Perakende Teknolojileri Ödülleri/PE-TEK” için başvurular, en son 25 Ağustos 2017’de tarihine kadar yapılabilecek. Kategori Mağazacılığı Derneği (KMD), bu yıl 4. defa yüzlerce profesyonelin katılımıyla 3 Ekim 2017’de gerçekleştireceği “KMD-Perakende Teknolojileri Konferansı” için yenilikçi ve motivasyon gücü yüksek projeler üretmeye devam ediyor. Bu yöndeki en son projelerden biri de perakende sektörüne en çok fayda sağlayan teknoloji çözüm ortaklarının motivasyonunu yükseltmek ve bu projelerin sağladığı faydaları ortaya koyabilmek için geliştirilen “KMD Perakende Teknoloji Ödülleri/PE-TEK” oldu. Perakende sektörüne en çok fayda sağlayan teknoloji çözüm ortaklarının kimler olduğu ise 3 Ekim 2017’de Radisson Blu Hotel Şişli’de gerçekleştirilecek “4. Perakende Teknolojileri Konferansı” sırasında açıklanacak.
EN İYİ ÇÖZÜMÜ GELİŞTİREN, ÖDÜLÜ ALACAK “En İyi Teknoloji Çözümü Ödülü”, perakende işletmelerinin stoklarını kontrol etmelerine, ödeme sistemlerini geliştirmelerine, satışlarını artırmalarına, müşteri hizmetlerini geliştirmelerine, süreçlerini yönetmelerine yardımcı olan, perakende teknolojilerindeki yenilikleri içeren programlar, yazılımlar, uygulamalar ve bu çözümleri geliştiren teknoloji çözüm ortaklarına verilecek. Ayrıca, geliştirilen çözümün perakende işletmelerinde uygulamaya geçmiş olması, rakamsal sonuçların elde edilmiş olması ve Ocak 2016-Haziran 2017 döneminde geliştirilmiş veya sonuçlarının alınmaya başlamış olması; en önemli kriterler arasında yer alıyor. Tüm başvurular tamamlandıktan sonra jüri tarafından finalistler belirlenecek, finale kalan adaylar jüriye sunum yaparak çözümlerini anlatacaklar. Ödül ka-
62
zanan teknoloji firmalarına, KMD üyelerine özel düzenlenecek etkinliklerde çözümlerini sunma imkanı tanınacak.
JÜRİDE SEKTÖRÜN EN ÖNEMLİ İSİMLERİ VE AKADEMİSYENLER YER ALIYOR
İş Geliştirme Direktörü Kerim Tatlıcı, CarrefourSA Bilgi Sistemleri Direktörü Önder Kaplancık, Boyner OmniChannel Teknoloji Direktörü Sedat Yıldırım ve MediaMarkt Türkiye Genel Müdürü Yenal Gökyıldırım.
Bu prestijli ödül için Haziran ayında başlayan başvurular 25 Ağustos 2017 Cuma gününe kadar kabul edilecek. Başvuru planlayanlar ise tüm ayrıntılara KMD web adresinden ulaşabilirler. Diğer yandan “KMD Perakende Teknoloji Ödülleri/PE-TEK”in jürisinde ise perakende sektörünün önde gelen isimlerinin yanı sıra uzmanlar ve akademisyenler yer alıyor. PE-TEK Jürisi’nde yer alan isimler şöyle: Watsons Türkiye Genel Müdürü Ahmet Şükrü Yanıkoğlu, Koçtaş Genel Müdürü Alp Önder Özpamukçu, Alkaş Yönetim Kurulu Başkanı ve Jones Lang LaSalle Türkiye Başkanı Avi Alkaş, TeknoSA Genel Müdürü Bülent Gürcan, Marmara Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ercan Öztemel, Migros Bilgi Teknolojileri ve
“EN İYİLERİ GLOBAL ARENAYA TAŞIMAYI HEDEFLİYORUZ” Teknolojinin, sektörün tüm süreçlerine her geçen gün daha da dahil olduğunu belirten KMD Yönetim Kurulu Başkanı Tekin Acar, bu organizasyonla verimli ve yenilikçi çözümler geliştiren teknoloji firmalarını ödüllendirmenin yanı sıra aslında yaratıcılık, yenilikçilik, verimlilik ve çözüme odaklılık esaslarını temel almış teknolojileri tüm sektöre duyurmayı ve hatta global arenaya taşımayı hedeflediklerini vurguladı. Tekin Acar, perakende sektörüne teknolojik çözüm üreten, yeni ve yaratıcı projeleri hayata geçiren, süreçlerde iyileştirme ve verimlilik sağlayan tüm teknoloji firmalarının ödül programına başvurabileceklerini açıkladı.
PERAKENDE
H&M Vakfı, ‘’FoundatIon 500” listesini açıkladı
En zorlu şartlarda şirketlerini başarıya taşıyan 500 sıradışı lider. Hayır, Silikon Vadisi’nden bahsetmiyoruz. Gelişmekte olan pazarlardan 500 kadın liderin yer verildiği Foundation 500 listesiyle H&M Vakfı ve uluslararası yardım kuruluşu CARE iş dünyasının liderlerini yeniden tanımlamak ve kalıpları yıkmak istiyor. Neden? Çünkü kadınların iş dünyasında güçlendirilmesi yoksulluğa karşı mücadelede çok önemli bir adım ve BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nden bir tanesi olan Kadınların Güçlendirilmesi ve Cinsiyet Eşitliği’ne ulaşmak için temel rol oynuyor. www.foundation500.com adresinde yayınlanan liste, Fortune dergisi tarafından yayınlanan ünlü Fortune 500 listesine gönderme yapıyor. Ancak erkek odaklı Fortune 500’e karşılık Foundation 500, sadece kadınlardan oluşuyor. Gelişmekte olan ülkelerden kadın iş liderleri, iş dünyası dergilerinde erkek liderlerden aşina olduğumuz güçlü pozları veriyor. H&M Vakfı ve CARE’in mesajı kadınları güçlendirmenin yoksulluk döngüsünü kırmak ve ekonomik gelişme yaratmak için en etkili yollardan biri olduğu yönünde. Nüfusun çok önemli bir kısmı tüm potansiyelini gerçekleştiremediğinde tüm ekonomik sistem kaybediyor. “Çağımızın kahramanı girişimci… Önümüzdeki yıllarda yaklaşık 1 milyar kadın iş gücüne katılacak. Bunların çoğunluğu girişimcilik yoluyla iş gücüne dahil olacak. Ama örneğini görmediğiniz bir şey olamazsınız. Kadınları çok nadiren iş dergilerinin kapaklarında
64
PERAKENDE
görüyoruz. En son bir kadının Fortune dergisinin kapağında yer aldığı yıl, Ekim 2014. Foundation 500 ile bir liderin nasıl görüneceğini yeniden tanımlamak istedik” diyor H&M Vakfı Genel Müdürü Diana Amini. Foundation 500 listesi, Fildişi Sahili’ndeki ilk otobüs şirketinin sahibi, Endonezya’da yükselen bir şirketin CEO’su, Peru’daki tarım örgütünün başkanı gibi isimlerden oluşuyor. Kamuoyu ve medya www.foundation500.com adresindeki hikayeleri, görselleri ve sahne arkası materyalleri paylaşmaya davet ediliyor. “Sıfır imtiyazla doğan, Foundation 500’de yer alan bu kadınlar, en çetin girişim koşullarında kendi servetlerini yarattılar. Ama çoğu zaman hikayeleri anlatılmıyor. Ben, Güney Sudan’da büyürken iş dergilerinin kapağında böyle kadınlar görmek isterdim” diyor İngiliz/Sudanlı süpermodel, girişimci ve H&M Vakfı Elçisi Alek Wek. Foundation 500, H&M Vakfı ve CARE ortaklığında 2014 yılında gerçekleştirilen Kadınları Girişim Yaratılması ile Güçlendirme programından elde edilen öğrenimlerle yaratıldı. Foundation 500’de yer alan kadınlar bu programda yer almışlardı. Program ilk etabında Burundi, Fildişi Sahili, Guatemala, Endonezya, Ürdün, Nepal, Peru, Filipinler, Sierra Leone, Sri Lanka, Yemen ve Zambiya’da 100 binden fazla kadına ulaştı. Burundi’de programda yer alan kadınların gelirleri ortalamada yüzde 202,8, en düşükte yüzde 104, en yüksek olarak da yüzde 401 artış gösterdi. Başarısından sonra program üç yıllık daha uzatıldı. “2014-2020 yılları arasında H&M Vakfı gelişmekte olan pazarlardan kadın girişimcilere işlerini başlatmak ve büyütmek için 120 milyon İsveç kronu (14 milyon dolar/12 milyon euro) fon ayırdı. Eğer Birleşmiş Milletler’in koymuş olduğu sürdürülebilirlik hedeflerinden olan Kadın Güçlendirilmesi ve Cinsiyet Eşitliği’ne ulaşmak istiyorsak şimdi harekete geçme zamanıdır” diyor H&M Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi ve H&M CEO’su Karl Johan Persson.
65
PERAKENDE
DEFACTO DEFACTO’DAN AKILLI ÇÖZÜMLER PERAKENDEDE STANDARTLARI DEĞİŞTİRECEK YENİ NESİL UYGULAMALAR ÜZERİNE GÖRÜŞLERİNİ ALDIĞIMIZ DEFACTO CGO’SU SERDAR ERSOY, AYRICA YENİ NESİL MAĞAZACILIK MODELİ ÜZERİNE VE DEFACTO MAĞAZALARINDA UYGULANACAK PEK ÇOK SİSTEME DAİR DE BİLGİLER VERDİ.
66
Artan rekabet koşulları her geçen gün çoğalan ve daha büyük metrekarede servis sağlayan AVM’ler, müşterilerin her anlamda beklentilerini artırıyor. Bununla birlikte müşteriyi kazanmak her geçen gün daha da zorlaşıyor” açıklamasında bulunan Defacto CGO Başkan Yardımcısı Serdar Ersoy, “Teknoloji her alanda olduğu gibi perakende alanında da günümüzde en öne çıkan unsurlardan bir tanesi olmakla beraber, özellikle mağazacılıkta da fark yaratıyor. Statik uygulamalı vitrinler, mağaza içi görseller, dön kartlar yerlerini hareketli LED ekranlara, projeksiyonlara, akıllı aynalara, mobil uygulamalara, akıllı sayım cihazlarına bırakıyor. Eskiden yaptığınız pazarlama aktivitelerinin etkisini yorumlayamazken bugün her aldığınız aksiyonun sonuçlarını rakamlara dökerek müşteri
dönüşüm oranını (conversion rate), günlük ziyaretçi sayısını belirleyebiliyor, hatta yoğun saatlere göre kampanyalar yapabiliyor, sonuçlarını analiz edebiliyorsunuz” dedi ve sözlerine şu şekilde devam etti: “Mobil tarafında iletmiş olduğunuz bir mesaj tüm mağazalarınızda yaptığınız müşteri iletişimini bir tuşla aktarabiliyor, bununla kalmayıp hem online hem de offline olarak çapraz kampanyalar ile satışlarınızı artırabiliyorsunuz. Ayrıca yeni dönemde artık ölçülerini bilen müşteriler hiç deneme yapmadan, kıyafetle-
rin üzerlerinde nasıl durduğunu görebiliyor, aynı zamanda hangi ürünün iyi gözüktüğüne karar verebiliyor. Biz bu hizmeti önümüzdeki günlerde vermeye başlayacağız.” “Yeni pazarlama stratejilerini yeterli derecede kullanabildiğinizi söyleyebilir misiniz?” sorumuza, “Yeterli derecede kullanıyoruz demek çok iddialı olur, çünkü teknoloji olağanüstü düzeyde çabuk gelişiyor” diyerek cevap veren Ersoy, “Şirket olarak bizim çok meraklı ve değişime ayak uyduran bir yapımız var. Tüm gelişmeleri şirketimize adapte etmeye ça-
PERAKENDE
AKILLI AYNA UYGULAMASI Akıllı ayna uygulaması sayesinde müşterilerin mağazada üzerinde denedikleri ürünleri 360 derece görme fırsatını yakaladığını belirten Ersoy, aynanın çalışma sisteminden de bahsetti: “Uygulamanın çalışma sistemi ise şöyle işliyor; aynaya entegre kameranın slow motion özelliği ile müşteri kendi etrafında döndükten sonra, yine aynada kendini görüp, ürünü her açıdan değerlendiriyor.”
lışıyoruz” dedi ve sözlerine Defacto’da uygulanan yeni gelişmelere örnek vererek devam etti:
yakalıyoruz, güçlü ve doğru ışıklandırma fark yaratıyor... Yoğun LED aydınlatma ve ekran kullandığımız mağazaların ziya-
retçi sayıları ve alışverişe dönüşüm oranları diğer mağazalara oranla daha yüksek bir trafik sağlıyor” dedi.
TÜRKİYE’DE BİR İLK DEFACTO CLICK&COLLECT “Moda perakendeciliğinde tüm Türkiye’yi kapsayan ilk Click&Collect uygulaması olma özelliği bulunan ‘Bi’Tıkla Mağazada’ projesi ile DeFacto müşterileri için birçok avantajı bir arada sunuyor” ifadesinde bulunan Ersoy, “Çalışan, evde durmayan, kargoyu beklemek istemeyen veya ürününde anında değişiklik yapmak isteyen müşteriler için hayata geçirilen ‘Bi’Tıkla Mağazada’ ile DeFacto müşterileri mobil olarak veya web sitesi üzerinden satın aldıkları herhangi bir ürünü Türkiye genelindeki diledikleri DeFacto mağazasından, kargo ücreti ödemeden teslim alabiliyor” dedi.
LED EKRAN UYGULAMALARI “Tüm yeni nesil mağazalarımızda yoğun LED ekran kullanıyoruz” diyen Ersoy, “Bu, müşterilerin mağazalarımızı daha kolay algılamalarını sağlıyor. Aynı zamanda LED ekranlar ile müşterilerin dikkatlerini çekme şansını
KİŞİ SAYIM CİHAZLARI Kişi sayım cihazlarının saatlik, günlük, haftalık ziyaret sayılarını raporlayarak, büyük bir data sağladığını belirten Ersoy, böylece firmaların mağazanın hedef performans kriterlerini ölçebildiğini, kampanya sonuçlarını değerlendirebildiğini ve etkin reklam yönetimi konusunda çok ciddi verilere sahip olabildiğini dile getirdi.
67
PERAKENDE
YOUR DESIGN “Defacto olarak yine bir moda markasında ilk olan, müşterinin kendi t-shirtünü kendi dizayn edebildiği bir cihaz tasarladık” diyen Ersoy, “Cihazı pilot olarak İstanbul içinde bir AVM’de test ediyoruz. Müşterilerin ciddi beğenisini kazanan bu teknolojik yenilik, 15 dakika içerisinde istediğiniz baskıyı aldığınız ürüne uyguluyor” dedi. Yeni nesil mağazalara yönelik de görüşlerini aldığımız Ersoy, “Biz bu mağazaları Future Store olarak adlandırıyoruz. Mağazanın tüm konsepti alışverişi kolaylaştıran özgün bir tasarım... Amacımız; müşterinin daha fazla algılayacağı ilgi odakları yaratmak, LED aydınlatma sistemleri sayesinde müşterilere daha rahat bir alışveriş imkanı vermek, yukarıda bahsettiğimiz LED ekranlar ile ürünü ön plana çıkarmak, Click&Collect sistemi ile müşterinin istediği yerden alışveriş edip, istediği yerden ürününü teslim almasını sağlamak, daha hızlı sistemler kullanarak ödeme süresini minimuma indirip, müşterinin sıra beklemeden alışverişi tamamlamasını sağlamak gibi birçok konuda gelişim sağladık” dedi.
GÖZ İZLEME SİSTEMLERİ / EYE TRACKING SYSTEMS Göz izleme sistemleri üzerine araştırma yaptıklarını ve yakın zamanda hayata geçirmeyi planladıklarını dile getiren Ersoy, “Uygulama masaüstü ve gözlük tipi olarak iki şekilde ölçümleme yapıyor. Masaüstü sistem ile masaüstü PC veya laptop ekranı üzerinden verilebilen uyarımları (web siteleri, firma içi yazılımlar, firma TV reklamları, PDF broşürler, dergiler vb.) izleyen deneklerin odaklandığı noktaları ve bu noktalara odaklanma sürelerini ölçümleyebiliyor, tüm deneklerin ortalamalarını çıkartılabiliyor, işaretlediğiniz
68
AOI (ilgilenilen bölge) üzerine düşen odaklanma süreleri, hit ortalamaları ve bunların sıralamalarının raporlarını alabiliyorsunuz. Böylece örneğin alternatifli tasarlanmış web siteleri arasında hangisinin daha kullanışlı olduğu ya da iki farklı versiyonla çekilen TV reklamının hangisinin daha çok ilgi ile izlenebileceğini önceden tespit edebiliyorsunuz. Bir diğeri ise TV/web sitesi programı içinde ürün yerleştirme yaptıysanız, bu ürün yerleştirmelerin her birinin odaklanma, sıralama ve hit ortalama raporlarını çıkartabiliyor, alternatif çekimlerden daha fazla dikkat çekeni kullanabiliyorsunuz. Bu da reklam bütçenizi en
verimli şekilde kullanabilmeyi sağlıyor” dedi. Ayrıca istenilirse göz izleme sistemine eşzamanlı kayıt yapabilen bir EEG sisteminin de entegre edilebileceğini belirten Ersoy, böylece deneğin o anki duygusal durumlarının da kayıt edilebileceğini de dile getirerek, sıkılma, ilgilenme, heyecanlanma, dinginlik vb. duygu durumların tespit edileceğini söyledi. Ersoy sözlerine, “Gözlük sistemi özellikle shopper research, POS testleri için oldukça yeni bir yöntem. Mağaza içi tasarım ve görsel testleri, doğru alanda ürün konumlandırma ve mağaza içi iletişim noktaları belirlemede bu yöntemi kullanmayı planlıyoruz” dedi.
PERAKENDE
Teknoloji destekli
pazarlama stratejileri kazandırıyor
Hologram, ekran vitrinleri, projeksiyon filmleri, mobil applicationlar, görüntü sistemleri gibi daha pek çok teknoloji destekli pazarlama stratejileri perakende sektöründe müşteri çekimine nasıl yansıyor? Teknolojik gelişmeyle birlikte birçok pazarlama stratejilerinin ortaya çıktığına şahit olmaktayız. Görsel ve işitsel olarak müşterimiz ile iletişime geçtiğimiz bu stratejiler marka farkındalığının oluşmasına veya markayı hatırlatmada oldukça etkili yöntemlerdir. Teknoloji ile oluşan bu stratejiler son dönemlerde önemli bir yere sahip ve daima farklılık arayan müşterilerin ilgisini çekmede oldukça başarılı
olmuştur. Geleneksel pazarlama anlayışına göre teknoloji destekli pazarlama stratejilerinin dikkat çeken bir tutundurma aracı olmasından kaynaklı daha çok müşteri kazandırdığının ve satış artırdığının hepimiz farkındayız. Yeni pazarlama stratejilerini yeterli derecede kullanabildiğinizi söyleyebilir misiniz? Bu stratejilerin uygulanması noktasında neler yapıyorsunuz? Teknoloji destekli pazarlama stratejilerinin birçoğunu uygulamaya geçiriyoruz. Hızlı gelişen teknoloji ve müşteri talepleri bunu gerekli kılıyor. Bu yüzden tüm yenilikleri takip ediyor ve doğru zamanda doğru stratejileri uygulamaya çalışıyoruz.
Teknolojiyi kullanarak anında doğru ölçüm yapmak, bizim için doğru yönetim demek oluyor. Mobil applicationlar ile pek çok müşterimize hızlı ve kolay alışveriş imkanı sunuyor, görsel uygulamalar ile de mağazalarımızda ve sosyal medyada marka algısını müşterimizde oluşturuyoruz. Yeni stratejiler ile daha önemli hale gelen pazarlama ve reklam faaliyetlerini yürüterek markanızın her an ulaşılabilecek yakınlıkta olduğunu göstermek, marka ve müşteri arasında olumlu bir bağ oluşmasına yardımcı oluyor. Bu stratejilere yönelik yeni yatırımlarınız var mı? Tekstil ve hazır giyim sektörü asla bitmeyecek bir sektör olduğu için yeniliğe rakiplerimizden iki kat fazla yatırım yapıyoruz. Markamızın doğuşundan bu yana üstün kalite ve yenilikçi ürünlerimizle müşteri istek ve ihtiyaçlarına doğru şekilde, doğru araçlarla cevap verebilen bir marka olmayı öncelikli hedeflerimiz arasında bildik. Bu yeni stratejilerle beraber markamızda farklılaşma, yenilikçilik ve sürdürülebilirlik temelleri üzerine kurulan anlayışı koruyarak ve doğru zamanda, doğru stratejilere yatırımlar yaparak markamızın gelişimine daima olanak sağlıyoruz.
Teknoloji her geçen gün gelişiyor, gelişirken de etrafındaki her şeyi adeta dönüştürüyor. Haliyle pazarlama stratejileri de bundan nasibini almış gözüküyor. Öyle ki teknolojik gelişmeyle birlikte birçok pazarlama stratejisinin ortaya çıktığını görüyor ve bu duruma şahit oluyoruz. Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız Naramaxx Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Özkarakaşlı, “Geleneksel pazarlama anlayışına göre teknoloji destekli pazarlama stratejilerinin dikkat çeken bir tutundurma aracı olmasından kaynaklı daha çok müşteri kazandırdığının ve satış artırdığının hepimiz farkındayız” dedi.
69
PERAKENDE
Markalı ve kaliteli oyuncakların adresi;
Adore Oyuncak 2009 yılında İstinyePark AVM’de açtık.
Oyuncakta da marka olur mu ve marka bir şey ifade eder mi? Evet, oyuncakta da marka olur ve çok şey ifade eder. Örneğin, tüketicilerin çocuğuma zarar verir mi kaygısından uzak oyuncak satın almalarını ve tüketicilerin oyuncağa verdikleri paranın karşılığını almalarını sağlar. Bir üründe marka ve yüksek kalite neyi ifade ediyorsa, oyuncakta da aynı şeyi ifade eder.
Bir distribütör olarak mağaza açma fikri ilk nasıl doğdu? Mağaza açma fikri, 1996 yılından beri ithal etmiş olduğumuz markalı ve kaliteli oyuncakları tüketicilerin beğenisine sunmak, onları kaliteli oyuncaklar hakkında bilgilendirmek ve tüketicilerin birebir görüşlerini almak düşüncesiyle doğdu. Önceleri ithal etmiş olduğumuz sadece markalı oyuncaklardan oluşan ürünlerimizi bir “showroom” ile sergileyerek tüketicilerle buluşturmak istedik ve bu amaçla ilk mağazamızı
Tüketicilerin markalı oyuncağa olan ilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Kesinlikle yadsınamaz. Çocukları için en iyisini ve en doğrusunu yapmaya çalışan bir ebeveyn kitlesi var. Tüketicilerin markalı oyuncağa ilgisini görünce Bağdat Caddesi Caddebostan’da, Mall Of İstanbul AVM’de, Ankara Kentpark AVM’de, İzmir Mavibahçe AVM’de, Ankara One Tower AVM’de ve Mall of Antalya’da aynı konseptte mağazalar açtık. Önümüzdeki dönemde açılacak yeni mağazalarla da müşterilere daha ulaşılabilir olmayı hedefliyoruz. Mağazalarınızı diğer oyuncak mağazalarından nasıl ayırıyorsunuz? Adore Oyuncak Mağazaları’nda her biri kendi oyuncak segmentinin lider markasi olan LEGO, Winx, Revell, Ravensburger, Bandai (Miraculous, Power Rangers, LBX), TOMY/Lamaze, BRIO ve
Sylvanian Families ürünlerini en geniş biçimde sergilemekteyiz ve tüketicilerin dokunarak hissetmelerini sağlamak en büyük amacımız… Adore Oyuncak Mağazacılık, rengarenk ve ilgi çekici mağaza dizaynıyla da müşterilerine keyifli alışveriş deneyimi yaşatma konusunda başarısını sürdürüyor. Her mağazasında bulunan oyun alanı çocukların sosyalleşmesine olanak sağlarken, ebeveynlerin de çocuklarıyla kaliteli zaman geçirmesine fırsat vermektedir. Bir ya da birden fazla çocuk oyun alanları her mağazamızda mevcut. Markalı oyuncağa tüketiciler kısa zamanda büyük ilgi gösterdi. Dayanıklı, çocuk sağlığına hiçbir zararlı etkisi olmayan, çocukların fiziksel, sosyal ve psikolojik gelişimlerine katkıda bulunan, hem eğlendirici hem de eğitici ve öğretici oyuncaklardan ve bu oyuncakları bıkmadan, sıkılmadan güler yüzle onlara anlatan personelden çok hoşlandılar. Adore Oyuncak Mağazacılık olarak en önem verdiğimiz konulardan biri de müşterilerimize dilediği hizmeti en doğru şekilde vermek. Mağaza çalışanlarımız, markalarımız ve oyuncaklarımız hakkındaki uzmanlıklarıyla müşterilere en doğru ve güvenilir bilgiyi vermekten memnuniyet duymaktadır. Bizim işimiz çocuklarla ve onları sevindirmek en önemli görevimiz...
“BİZİM İŞİMİZ ÇOCUKLARLA VE ONLARI SEVİNDİRMEK EN ÖNEMLİ GÖREVİMİZ...” AÇIKLAMASINDA BULUNAN ADORE OYUNCAK MAĞAZACILIK GENEL MÜDÜRÜ ESİN YÜRÜR İLE MARKALI OYUNCAKLAR ÜZERİNE SÖYLEŞİ GERÇEKLEŞTİRDİK. MARKALI OYUNCAĞA TÜKETİCİLERİN KISA ZAMANDA BÜYÜK İLGİ GÖSTERDİĞİNİ DİLE GETİREN YÜRÜR, BU İLGİYE BAĞLI OLARAK PEK ÇOK AVM’DE MAĞAZA AÇTIKLARINI VE BU MAĞAZALARIN DEVAMININ GELECEĞİNİ BELİRTTİ.
70
PERAKENDE
Her ödül çıtayı bir tık yukarıya taşıyor…
BİLDİĞİNİZ ÜZERE SON DÖNEMLERDE MARKALARDAN BİRBİRİ ARDINA ÖDÜL HABERLERİ GELMEYE BAŞLADI. BU MARKALARDAN BİRİ DE MEDIAMARKT TABİİ Kİ… A.L.F.A ÖDÜLLERİ’NDEN BU YIL TEKNOMARKET KATEGORİSİNDE ÖDÜL ALAN MARKA, AYNI ZAMANDA EMEA EN İYİ İŞ ORTAKLIĞI’NDA GÜMÜŞ ÖDÜLÜN SAHİBİ OLDU. YAKIN ZAMANDA SOCIAL MEDIA AWARDS TURKEY’DE EN İYİ KURUMSAL BLOG KATEGORİSİNDE DE GÜMÜŞ ÖDÜL KAZANAN MEDIAMARKT ADINA GÖRÜŞTÜĞÜMÜZ MEDIAMARKT İCRA KURULU BAŞKANI YENAL GÖKYILDIRIM, ÖDÜLE GİDEN SÜREÇTE NELER YAŞANDIĞINI VE ÖDÜLLERİN KATKILARINI BİZLERE AKTARDI.
72
PERAKENDE
Kimi markalar vermiş olduğu hizmetle, kimi markalar yapmış olduğu projelerle, kimileri ise yeni tasarladığı ürünlerle ödüle layık görülüyor. Peki, bu tür ödül platformların sektöre katkıları sizce nelerdir? Ödüller, rekabetin her geçen gün arttığı iş dünyasında, öne çıkmanın güçlü araçlarından biri haline geldi. Bu açıdan yaptığınız işin başarısının tescillenmesi bakımından ödüller, tüm sektörlerde yenilikçi yaklaşımların ve uygulamaların hayata geçirilmesinde oldukça etkili oluyor. Perakende sektöründe de durum farklı değil. MediaMarkt olarak bizim için ödül almak, Türkiye’nin en çok tercih edilen çok kanallı elektronik perakendecisi olma vizyonumuzla yaptığımız çalışmaların başarılı olduğunun bir göstergesi. Müşteri deneyimi ve satış sonrası hizmetlerimizin yanı sıra, sosyal medya, iletişim ve pazarlama alanlarında da hayata geçirdiğimiz tüm proje ve yenilikler, hem perakendecilik sektörüne hem de müşteri deneyimine yepyeni bir boyut getirdi. Bu zamana kadar aldığımız ödüllerin de bunun bir göstergesi olduğuna inanıyor ve elektronik perakendecilik sektöründe yenilikçi ve fark yaratan işlere imza atma hedefimiz doğrultusunda çalışmalarımıza devam ediyoruz. Evet, ödül almak güzel ama ödüle giden süreçte neler yaşanıyor ve nelere dikkat ediliyor? Ödüle giden süreçte en önemli kriter nedir? Bu konuya iki farklı açıdan bakmak gerekiyor. Birincisi gerçekleştirdiğimiz projenin değeri, ikincisi ise ödül başvurusu yapılacak platformun saygınlığı. Projenin değeri ortaya koymak için belirlediğimiz bazı kriterler var. Bu kriterlere ulaşmak için kendimize şu soruları soruyoruz; -Müşterilerimize ve iş ortaklarımıza katkısı var mı? -Müşteri deneyimini zenginleştiriyor mu? -Perakende sektörünün gelişimine katkısı var mı? -Hayata geçen projemiz daha önce yapıldı mı? Rakiplerimizden farklılaşabildik mi? Daha sonra projenin uygun olduğu ödülü inceliyor ve marka değerimizle örtüşmesi durumunda başvuru sürecine geçiyoruz. Ödüle giden süreci bizlere kısaca anlatır mısınız? Ödüller için ayrıca başvuru yapılıyor mu yoksa platform tarafından mı adaylar belirleniyor? Ödüle ulaşmak için izlenen süreç ve yönetim, başvurduğunuz alandaki ödülü kazanmanızı da doğrudan etkiliyor. Öncelikle ödül alınabileceğine inanılan projeyi iyi belirlemek gerekiyor. Bizler de MediaMarkt olarak, uygun projeleri, prestijli ödüllerle buluşturarak sektörümüzde örnek olmaya çalışıyoruz.
Her başvuru öncesinde hangi platformlara, hangi kategoriler ile başvurulabileceğimiz konusunu tüm ajanslarımız ve iç ekiplerimizle birlikte çalışıyoruz. Karar verildikten sonra ödül veren platformların ilgili başvuru dokümanlarını detaylı bir şekilde hazırlayarak, sisteme eksiksiz şekilde ulaştırıp sürecimizi tamamlıyoruz. Geriye ise heyecanlı bir şekilde sonuçları beklemek kalıyor... En son hangi alanda, hangi ödülü aldınız? Müşteri deneyiminde tüketiciye kusursuz bir satın alma deneyimi sağlayan ve bu yaklaşımı satış sonrası hizmetlerine de yansıtan markalar liderliği göğüslüyor. Biz de bu vizyonla, tüketicilerimize sadece ürün satan değil, onlar için aynı zamanda iyi vakit geçirebilecekleri özel bir deneyim yaratmaya odaklanıyoruz. Bu doğrultuda yaptığımız çalışmalarla, 17 Mayıs’ta düzenlenen ve 12 ilde bin 200 kişiyle gerçekleştirilen A.L.F.A Ödülleri’nden bu yıl, Teknomarket kategorisinde aldığımız ödülle döndük. Yine yakın zamanda, 200 ülkede 150 binden fazla üyesiyle dünyanın en büyük çağrı merkezi organizasyonu olan Contact Center World tarafından bu yıl 12. kez düzenlenen Best Practices Conference&Awards’a katıldık. Turkcell Global Bilgi ile müşteri memnuniyeti odaklı yürüttüğümüz başarılı iş ortaklığımızla EMEA En İyi İş Ortaklığı’nda gümüş ödül kazandık. Bunlarla birlikte, Türkiye’nin en değerli teknoloji yazarlarını bir araya getiren, teknoloji dünyasından en güncel haberleri ve gelişmeleri güvenilir tarafsız yazarlar ile müşterilerimize ulaştıran blogumuz da yakın zamanda Social Media Awards Turkey’de en iyi kurumsal blog kategorisinde gümüş ödül aldı. Yaptığımız tüm çalışmalarla, müşteri memnuniyetini ve tüketici deneyimini en üst seviyeye taşıyoruz. Bu çalışmalarımızda elde edilen başarının tescillenmesi de bizleri çok memnun ediyor. Alınan ödül ya da ödüllerin markaya nasıl katkı sağladığını düşünüyorsunuz? Şirketlerin en önemli varlıkları itibarlarıdır. Şirketler itibar kazandıkça marka değerleri ve karlılıkları da artar. Alınan ödüller, en güçlü pazarlama çalışmasından daha etkili sonuçlar doğurabiliyor. Öncelikle şirkete yönelik bakış açısını tümüyle etkilerken, şirketi daha görünür ve itibarlı kılıyor. Bununla birlikte hem şirket içi motivasyonu hem de performansı önemli ölçüde arttıran bir unsur olan ödüller aynı zamanda kurumların kendilerini müşterilerine ispat etmelerini de sağlıyor. Biz de MediaMarkt olarak, aldığımız her ödülü gururla kabul ediyor ve onu sonraki adımlarımız için yükseltmemiz gereken bir çıta olarak görüyoruz. Her ödül, bizi MediaMarkt’ı Türkiye’nin en çok tercih edilen elektronik perakendecisi olma hedefimize bir adım daha yaklaştırıyor.
73
PERAKENDE
Ödüller sektörde rekabeti olumlu etkiliyor Ödülle Taçlandırılan Markalar adlı dosya konumuza istinaden görüştüğümüz Kiğılı CEO’su Hilal Suerdem, ödüle giden süreci bizlerle paylaştı. Suerdem ayrıca erkek giyim mağazası kategorisinde geçtiğimiz yıllarda 4 kez birincilik ödülünü aldıklarını ve aynı ödülü bu yılda alarak başarılarını pekiştirdiklerini dile getirdi. Kimi markalar vermiş olduğu hizmetle, kimi markalar yapmış olduğu projelerle, kimileri ise yeni tasarladığı ürünlerle ödüle layık görülüyor. Peki, bu tür ödül platformların sektöre katkıları sizce nelerdir? Ödülün kategorisi ne olursa olsun sektörde yer alan firmaların hizmet/kalite standartlarının daha da ileriye taşınması için olumlu katkı sağladığını düşünüyorum. Bu tür ödül platformlarının şirketlerin finansal durumları ve inovatif yaklaşımlarının yanı sıra, müşterilerine, yatırımcılarına ve topluma sundukları faydalar da değerlendiriliyor. Bu da sektörün hizmet verdiği her alanda kendisini geliştirmesine ve verdikleri hizmetin ne kadar başarılı olduğunu göstermelerine olanak tanıyor.
tizlikle hazırlaması ve aynı titizlikle değerlendirilmesi gerekiyor.
Ödül platformları kalite, hizmet ve marka imajına sağladığı faydanın yanı sıra sektöre rekabet açısından da olumlu sonuçlar doğuruyor. Firmaların başarı öyküleri, üstün teknolojileri ve verdiği hizmet kalitesi rakipleri arasında ödüllendirme ile farklılaşıyor.
Aynı zamanda bu yıl 89 ülkede faaliyet gösteren bağımsız değerlendirme şirketi Superbrands International tarafından açıklanan süper marka ödüllerinde de ödül alarak, sektördeki başarımızı uluslararası bir ödülle taçlandırdık.
Evet, ödül almak güzel ama ödüle giden süreçte neler yaşanıyor ve nelere dikkat ediliyor? Ödüle giden süreçte en önemli kriter nedir? Her bir ödül kategorisinin kendi içinde dinamikleri farklılaşıyor, değerlendirme kriterleri ayrışıyor. Önemli olan noktalardan biri yapılan işi ya da verilen hizmeti doğru konumlandırmak ve aktarmak, doğru kriterlere göre değerlendirmek olduğunu düşünüyorum. Öncelikle proje nasıl hazırlanır ve kurgulanır; yalın ve kısa yolla nasıl anlatılır, önemli noktalar nasıl ön plana çıkarılır gibi konulara çok dikkat edilmesi gerekiyor. Diğer önemli bir nokta ise değerlendirme; ödül kriterlerinin ti-
74
Ödüle giden bu süreç zorlu olduğu kadar çok da öğretici… Farklı stratejilerle hayat geçirilen ürün, proje ve hizmetin yalın ve anlaşılır bir şekilde karşı tarafa aktarılması gerekiyor. Hedef-sonuç ilişkisini doğru bir şekilde ortaya koymak çok kritik… En son hangi alanda, hangi ödülü aldınız? Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği (AYD) ve Akademetre Research Company tarafından her yıl gerçekleştirilen araştırma kapsamında belirlenen Türkiye’nin 1 Numaralı Markaları ödül töreninde erkek giyim mağazası kategorisinde geçtiğimiz yıllarda 4 kez birincilik ödülünü aldık, aynı ödülü bu yılda alarak başarımızı pekiştirmiş olduk.
Alınan ödül ya da ödüllerin markaya nasıl katkı sağladığını düşünüyorsunuz? Ödüllerin şirketlere kattığı değerin çok yönlü olduğu kanısındayım. Ödül kazanma başarısıyla itibar arasında kuvvetli bir bağlantı var. Bu hem şirket için çalışanları hem de sektördeki diğer firmaları etkiliyor. Ayrıca ödülle taçlandırılan projelerin, o projede emeği geçen herkes için bir motivasyon kaynağı olduğunu gözlemliyorum. Bunun yanı sıra ödül almak markanıza ekstra bir sorumluluk yüklüyor. Çünkü aldığınız ödülü ya da ödülleri devam ettirebilmek için ürün/hizmet kalitenizden asla taviz vermemeniz, üzerine yeni şeyler katarak daha da geliştirmeniz gerekiyor.
PERAKENDE
“TÜRKİYE’NİN BİR NUMARALI OYUNCAK MARKASI” İki yıl üst üste “Türkiye’nin Bir Numaralı Oyuncak Markası” seçilen ve ödüle layık görülen Toyzz Shop adına görüştüğümüz Toyzz Shop Pazarlama Grup Müdürü Didem Özgüven, “Çocuklarımızın gelecekte daha sağlıklı ve mutlu bireyler olabilmeleri için tüm gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz. Tüm çocuklara ve ailelerine bizleri bu değerli ödüle layık gördükleri için teşekkür ediyoruz” dedi.
Son olarak Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği’nin (AYD) tarafından her yıl gerçekleştirilen “Türkiye’nin 1 Numaralı Markaları” araştırmasında “Bebek Ürünleri - Oyuncak” kategorisinde “Türkiye’nin Bir Numaralı Oyuncak Markası” seçilen Toyzz Shop, geçtiğimiz yıl da aynı ödülü kazanmıştı. Böylelikle marka, iki yıl üst üste “Türkiye’nin Bir Numaralı Oyuncak Markası” seçilerek doğru yolda olduğunun da altını çizdi. Konuyla ilgili konuşan Toyzz Shop Pazarlama Grup Müdürü Didem Özgüven, “Türkiye’nin lider oyuncak markası olarak, ‘Oyun oynamak herkesin hakkıdır’ mottomuz doğrultusunda, farklı yaş gruplarına göre çocukların duygusal ve fiziksel gelişimini olumlu yönde etkileyecek, analitik düşünmelerini sağlayacak ve pratik zekalarını geliştirecek ürünleri geniş bir seçenek ve fiyat yelpazesi ile sunuyoruz” dedi ve sözlerine devam etti: “Ayrıca oyuncak sektöründeki tecrübemizle ekonomik yavaşlama dönemlerinde bile ailelerin çocuklarına uygun fiyatlarla oyuncaklar alabilmelerine imkan tanıyoruz. Halen 1.650’nin üzerinde çalışanımız ile Türkiye genelinde 47 şehirde ve KKTC’de modern oyuncak mağazacılığı anlayışına sahip toplam 180 mağazayla hizmet veriyoruz. Bununla birlikte ev konforunda alışverişi tercih edenler ve şehrinde henüz Toyzz Shop mağazası bulunmayan müşterilerimiz, web sitemiz aracılığıyla 7 gün 24 saat ürünlerimize ulaşabiliyor.”
OYUNCAK SEKTÖRÜNE 360 DERECE BAKIŞ AÇISI “Kuruluşumuzdan bu yana gerek deneyimlerimiz gerekse çocukları iyi tanıyor olmamız bizi farklılaştırarak Toyzz Shop’un gelişimi ve bugünlere gelmesinde büyük rol oynuyor. Toyzz Shop olarak oyuncak sektörünü 360 derece bakış açısıyla ele alıyoruz ve planlıyoruz” diyen Özgüven, “Ürünleri çocukların ihtiyaçlarına ve sağlıklarına uygun şekilde geliştiriyor ve üretiyoruz. Ayrıca vizyona girecek sinema filmleri, çocuk kanallarında yer alan çizgi filmleri, youtube kanallarındaki gelişmeleri ve özetle çocuklarla ilgili her yeniliği takip ederek, sektöre dinamizm getirecek öncü uygulamalar kazandırıyoruz” dedi. Yeni neslin teknolojiye olan ilgisi nedeniyle sürekli online’a yatırım yaptıklarını belirten Özgüven, “Çocuklarımızın gelecekte daha sağlıklı ve mutlu bireyler olabilmeleri için tüm gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz. Tüm çocuklara ve ailelerine bizleri bu değerli ödüle layık gördükleri için teşekkür ediyoruz” diyerek sözlerine son verdi.
75
PERAKENDE
TÜRKİYE’NİN İLK “TÜKETİCİ TEŞVİK AJANSI” BA LIFE MARKETING’İN TÜRKİYE’YE GETİRDİĞİ YENİ NESİL PAZARLAMA ANLAYIŞI İLE MARKALAR ARTIK TÜKETİCİSİNE DENEYİM HEDİYE EDİYOR.
Markalar artık tüketicisine deneyim hediye ediyor Şirketlerin satışını artıran ve tüketiciyle aralarındaki bağı güçlendiren BA Life Marketing’in pazarlama anlayışı sayesinde markalar artık çekilişsiz kurasız müşterilerine deneyim hediye ediyor. Temel amaçlarının tüketici ve marka arasında duygusal bağ kurmak olduğunun altını çizen BA Life Marketing’in Kurucusu ve CEO’su Evrim Mert, “Tüketicinin satın alma tercihini yaparken şaşırması ve de en önemlisi kendisini ayrıcalıklı hissetmesi amacıyla yola çıktık” dedi. Almanya ve İngiltere’deki 10 yıllık deneyiminin sonucunda Türkiye’ye getirdiği yeni nesil pazarlama anlayışının önemini vurgulayan Mert, “Tüketicinin uzun serüvenine baktığımızda, artık hep aynı şeyleri görmekten sıkılmış olduğunu görüyoruz. Raflarda hep aynı ürünler, her birinin ihtiyaç doğrultusunda özellikleri birbiri ile aynı veya çok yakın. Bu anlamda tüketici karşısındaki standart bir ürün yerine ona yeni bir tecrübe sunan bir marka varsa, onu tercih ediyor. Burada tüketiciyi sosyal olmaya davet eden, her zaman yapmak isteyebileceği yeni bir deneyimi ayağına getiren bir süreç var. Tüketiciye sunulan deneyim ile de marka sadakati başlamış oluyor” diye konuştu.
ÇEKİLİŞSİZ KURASIZ HERKESE ÖDÜL 80’in üzerinde markaya pazarlama çözümleri sunduklarını belirten Evrim Mert, “Tüketicide heyecan yaratacak ‘teşvik kampanyaları’ kurguluyor ve kampanyaları marka adına baştan sona yürütüyoruz. Bunu yaparken de, çekiliş gibi etkisi olmayan, ‘Şanslı kişi ben olur muyum?’ sorusunu ortadan kaldırarak herkesi ödüllendiriyoruz” dedi.
4 MİLYON TÜKETİCİYE ULAŞTI Düzenledikleri kampanyalar ile FMCG sektöründe ortalama yüzde 100-600 arası satış artışı yakaladıklarını belirten Mert, “Bugüne kadar kampanyalarımız ile 4 milyona yakın tüketiciye ulaştık. Online veya perakende mağazacılıkta satışların kampanya döneminde bir önceki kampanyasız dönem ile karşılaştırıldığında iki katına çıktığını veya ortalama yüzde 30 artış yaşandığını görebiliyoruz” şeklinde konuştu.
76
Özel
Röportaj
Müşterilerle aynı dili
konuşabiliyor olmak önemli Ipekyol, Twist ve Machka gibi Türkiye’de ve dünyada nam salmış markaları bünyesinde bulunduran Ayaydın-Miroglio adına görüştüğümüz Genel Müdür Uğur Ayaydın, markaların yeni koleksiyon çalışmaları ve yatırımları hakkında bizlere bilgi verdi. Ayrıca Ayaydın, moda sektöründe yaşanan değişimlere dair açıklamalarda bulundu. Kaliteyi seven, zevk sahibi, yaşam gustosu olan ve şık olmayı hayat tarzı olarak belirleyen kadınların tercihi. Gelir düzeyi bir parça yüksek kadınlara hitap ediyor. Işıltılı ve taşlı elbiseler özellikle Ortadoğulu müşteriler tarafından da beğeniliyor. Türk kadınları özellikle davet ve özel geceler için kesinlikle Machka elbiseleri tercih ediyorlar. Machka davet elbiselerinin yanı sıra basic giyimde de kaliteye önem verenlere hitap eden, gündelik ofis şıklığına yönelik lüks detaylar barındıran spor tasarımlar dikkat çekiyor.
Ayaydın-Miroglio bünyesinde yer alan markalar hangi kitlelere hitap ediyor, farklılıkları neler? Ipekyol, 1986 yılında Şişli’de kuruldu ve her geçen gün yükselen ürün kalitesi ile beraber zincir mağazalaşma trendinin de etkisiyle Türkiye’de en hızlı kabul gören ve pazar konumunu kısa sürede pekiştiren markalar arasında ilk sıralarda yerini aldı. Modern kadının yaşam tarzına ilham veren koleksiyonlarıyla 20 yaş ve üzeri kadınlara yönelik bir marka... Mükemmel kalıplarıyla her vücut tipine uygun denim ve pantolon seçeneği sunan Ipekyol Denim ve Ipekyol Basics olarak alt koleksiyonlarına sahip. 1997’de kurulan Twist, dinamik, özgün ve yenilikçi koleksiyonlarıyla gençlere ve kendini genç hissedenlere hitap ediyor. Gündelik hayatında şık olmak isteyen ama aynı zamanda rahatlığı da önemseyen, farklılığı seven modaseverler tercih ediyor. Özellikle büyük şehirlerde yaşayan ve çalışan kadınlar için gün boyunca rahat hareket imkanı sağlayan spor ve şık kıyafetler ön planda. 2004 yılında kurulan Machka ise Türkiye’de tasarımları dünyaca ünlü Dice Kayek tarafından hazırlanan Türkiye’nin ilk pret-a-porter markası. Sofistike kesimleri ve kusursuz kalıplarıyla eşsiz tasarım kalitesi sunuyor.
78
Yeni koleksiyon çalışmanız ile ilgili kısaca bilgi alabilir miyiz? Koleksiyonda öne çıkan unsurlar neler olacak? Ipekyol’un 2017-18 Sonbahar-Kış Koleksiyonu 80’li ve 90’lı yıllardan ilham almaya devam ediyor. 80’li yılların maskülen tavrı tekrar atağa geçiyor. Vatkalı klasik ceketler prince de galles ve pie de pull kumaşlar ile 2000’li yıllara uyarlanıyor. Yünlü oversize selanik örgülü trikolar kullandığımız detaylar arasında. Siyah zemin üzerine yerleştirilen çiçek desenleri ve 90’lı yılların kendinden ışıltılı kumaşları ile Sonbahar-Kış Koleksiyonu feminen bir dokunuş kazanıyor. Drapaj teknikleri ile zenginleştirilmiş parçalar, rengini altın ve gümüşten alan, el işçiliği ile üretilen işlemeler Ipekyol kadının elegant tavrını kış sezonuna taşıyor. Koleksiyonlarınızı neleri baz alarak hazırlıyorsunuz? Ipekyol kadının ihtiyaçlarını dönemin öne çıkan moda akımları ile kombinliyoruz. Bunu yaparken moda öncüsü markaları inceliyor, dünya başkentlerindeki sokak stillerindeki gelişmeleri, gelişen teknoloji ile ilerleyen kumaş ve materyal fuarlarını geziyoruz ve orada ortaya çıkan akımları izlemeye alıyor ve Ipekyol kadının stili ile bütünleşen detayları koleksiyonumuza enjekte ediyoruz. Her sezonda Ipekyol kadının asla vazgeçemeyeceği klasiklerden oluşan, zamansız parçaları şehirli kadının sürekli güncellenen ihtiyaçları doğrultusunda seçerek koleksiyonumuza ekliyoruz.
Özel
Röportaj
Peki, kendinizi tekrarlamamak adına neler yapıyorsunuz? Türk tüketici kendisine geniş seçenekler sunabilen markalara yöneliyor. Seçenek çok fazla olduğu için müşteri sürekli yenilik arayışında. Müşterilerimizin değişen ihtiyaç ve beklentilerini odağımıza alarak, memnuniyetlerini maksimum düzeyde tutmak ve eşsiz alışveriş deneyimi sunmak için yenilikleri yakından takip ediyoruz. Tasarım ekibimiz dünyayı dolaşıyor. Bu sayede trendleri öngörebiliyorlar. Neyi sevdiklerini veya sevmediklerini anlamaya çalışıyor, sunduğumuz ürün ve hizmetleri marka çizgimizden uzaklaşmadan sıklıkla revize ediyor, yeniliyoruz. Biz de fast fashion anlayışı sayesinde, trendleri ve yenilikleri hızlıca yakalayarak, müşterilerimize
en yeniyi, en kaliteli ve hızlı şekilde sunma yoluna gidiyoruz. İlk kurulduğunuzdan bu yana moda sektöründe pek çok değişim yaşandı ama sizce en önemli değişim ve farklılık ne oldu? Dijital çağ sayesinde artık müşteriler çok bilinçli. Kendisine sunulanla yetinmek yerine daha fazlasını istiyor ve çeşitli dijital platformlar üzerinden dünyanın diğer ucundaki bir ürüne bile kolaylıkla erişim sağlayabiliyor. Bu noktada müşterilerinizle aynı dili konuşabiliyor olmanız çok önemli. Onların ihtiyaç ve beklentilerini takip ederek ve mümkünse beğenilerini ön görerek buna göre ürün ve hizmet sunmalısınız. Bu da beraberinde hızlı olmayı getiriyor.
Gerek yurt içi gerekse yurt dışı olmak üzere 2017 yatırımlarınızı öğrenebilir miyiz? Neler planlanıyor? 2017 yılında da çift haneli bir büyüme ile karlılığımızı artırmayı hedefliyoruz. Ayrıca açacağımız yeni mağazalarla da istihdam sayımızı artırmayı planlıyoruz. Özellikle yurt dışında yeni hedef pazarlara odaklandık. Yeni hedef pazarlarımız Rusya, İran, Kazakistan, Tunus, Fas, Cezayir, Lübnan ve Ürdün olacak. Mevcut durumda yurt dışı mağaza sayımız 25’e ulaştı. Lokasyon olarak elverişli ve stratejik açıdan avantajlı olduğunu gördüğümüz bu bölgelerde önümüzdeki 3 yılda toplam 50 mağaza açmayı planlıyoruz. Yatırım çalışmalarınız dahilinde AVM’ye yönelik de yeni projeler olacak mı?
79
Özel
Röportaj
Türkiye çapında açılan yeni AVM’ler ile birlikte mağaza sayılarımızı arttırıyoruz. Ayrıca yaz sezonu itibariyle marinalara girdik. Ipekyol Bodrum ve Çeşme marina mağazalarımızı yeni bir konsept ve hizmet anlayışıyla müşterilerimizle buluşturmayı hedefledik. İstinye Park Twist gibi mevcutta var olduğumuz lokasyonlarda ise yeni mağaza konseptimiz ile yüzümüzü yenileme yoluna gidiyoruz. Peki, dijitalleşme yatırımlarınız içerisinde nerede yer alıyor? Bununla ilgili bir çalışmalar var mı? E-ticaret son yılların en hızlı büyüyen gözde sektörlerinden biri. Bu haliyle de yüksek potansiyel barındırıyor. Dijitalleşme, beraberinde hızlı olma gerekliliğini de gündeme getirdi. Yüksek kalite ürün ve hizmet anlayışını müşterinin ayağına en hızlı biçimde götürebilmeyi önemsiyoruz. Bunu yaparken de eşsiz alışveriş deneyimini hedefliyoruz. E-ticaret ve omnichannel yatırımlarımız ise büyük bir hızla devam ediyor. Müşterilerimize keyifli bir alışveriş deneyimi yaşatmayı hedeflediğimiz dijital platformları ve sistemleri fiziki mağazalarımız ile de entegre etmeye başladık. Geçtiğimiz günlerde Adana’da yeni konseptiyle açtığımız Twist mağazamız ve yenilenme aşaması bitmek üzere olan İstinye Park Twist mağazamız bunun en iyi örneklerinden… Ayrıca yakın zamanda, en genç ve dinamik müşteri kitlemize sahip olan Twist markamızın App kanalını müşterilerimizle buluşturduk. 30 gün gibi bir sürede 15 bin indirme rakamına ulaştık. Müşterilerimizi sonbahar döneminde de Ipekyol App ile buluşturmayı hedefliyoruz.
80
PERAKENDE
Züccaciye sektöründe araştırma sonuçları açıklandı Züccaciye sektörü araştırma sonuçlarına göre; kadınların yüzde 93’ü mutfakta çelik tencere kullanıyor, yüzde 91’i düdüklü tencere tercih ediyor ve en az kullanım emaye grubunda. Emsan’ın Sia Insight Araştırma Şirketi’ne yaptırdığı araştırma sonuçlarına göre; kadınların yüzde 93’ü mutfaklarında çelik tencereden vazgeçemezken yüzde 91’i de tercihini düdüklü tencereden yana kullanıyor. Seramik tava ve tencere kullanımının metropol dışı illerde daha fazla olduğunu ortaya çıkaran rapor; mutfaklarda en az tercih edilen ürünün de yüzde 5 oranında emaye tava olduğunu ortaya koyuyor. Geçmişten günümüze uzanan alışkanlıkların da bir yansıması olarak kadınların satın alma kararlarında en etkin olduğu yerlerin başında mutfak geliyor. Mutfak; kadınların arkadaş sohbetlerine, kahve keyfine ve lezzetli yemeklerin altına imza atmasına olanak tanıdığı için kendilerini kanıtlayabilecekleri bir sahne olarak karşımıza çıkıyor.
KADINLARIN YÜZDE 93 MUTFAKLARINDA ÇELİK TENCEREDEN VAZGEÇMİYOR İşte bu bilinçle Emsan, kadınların mutfaklarında vazgeçemeyecekleri ürünleri ortaya çıkarmak için önemli bir pazar araştırmasının altına imza attı. Emsan tarafından Sia Insight Araştırma Şirketi’ne yaptırılan Marka Bilinirliği ve Algı Araştırması raporuna göre; kadınların yüzde 93’ü mutfaklarında çelik tencereden vazgeçmiyor. Düdüklü tencere kullanımına karşı bir ön yargı olmasına rağmen kadınların yüzde 91’i düdüklü tencereyi tercih etmeye devam ediyor. Seramik tava ve tencere kullanımının metropol dışı illerde daha fazla olduğunu ortaya çıkaran rapor; mutfaklarda en az tercih edilen ürünün de yüzde 5 oranında emaye tava olduğunu ortaya koyuyor.
82
Züccaciye alışverişlerini yaparken mutfakta kendilerini en iyi sunabilecekleri, en işlevsel ürünleri tercih eden kadınların yüzde 85’i de yanmaz-yapışmaz tava, yüzde 81’de çelik tava tercih ediyor. Döküm tencere seçenlerinin oranını yüzde 10 olarak ortaya çıkaran araştırma, emaye tencereyi tercih edenlerin oranını da yüzde 6 olduğunu gözler önüne seriyor.
KADINLARIN TERCİHİ SET ÜRÜNLER Öte yandan marka ve fiyat, satın alma kararını etkileyen kriterler arasında yer alırken büyükşehir tüketicisindeyse tavsiye ve geniş kullanım alanı daha önemli bir unsur olarak göze çarpıyor. Genellikle züccaciye alışverişleri, birden fazla ürün ve marka bulunan mağazalardan gerçekleştiriliyor. Kadınların satın alma alışkanlıklarına bakıldığında ise; araştırmaya katılan kadınların yüzde 48’i tek parça ürün almayı tercih ederken, yüzde 52’lik bölümü ise set ürün almayı tercih ettiğini belirtiyor.
Makale
kolay bir yenilik olabilir, mayo denemesinde gün ışığı, gece kıyafetlerinde de daha loş aydınlatma uygulanmasının ne kadar basit ve düşük maliyetli bir yenilik olacağını biliyoruz. NeimanMarcus, kabin sayısını zenginleştirerek, müşterilerinin strese girmeden rahatça deneme yapmalarına olanak sağlıyor.
DR. M. VAHİT İPEKÇİ
PERAKENDE SEKTÖRÜNDE REKABETTE FARK YARATANLAR Bu ay geleneksel mağazacılıkta son yıllarda yapılan satış arttırmaya yönelik gelişmelere değinirken ilk olarak deneme kabinlerinde uygulanan yeniliklerden bahsedeceğim; söz konusu kabinlere giren müşterilerin üçte ikisinin alışverişi tamamladığı gerçeğinden hareketle konunun önemi daha iyi anlaşılacaktır. Bu kabinleri mağaza satış alanının bir uzantısı olarak görüyoruz ve ortamdan uzağa konumlandığında etkisi de haliyle azalıyor, bu sebeple kabinlerde yaratılacak yenilikçi dokunuşlar çok önem kazanıyor. ABD merkezli çok katlı mağazacılık markası olan “NeimanMarcus”, kabinlerde sihirli bir ayna sistemi geliştirmiş. Burada sırası ile denenen ürünleri tekrar gözden geçirme hatta sevdiklerinizle paylaşma imkânı bulabiliyorsunuz. Sonuçta içinde bulunduğunuz ortamda olumlu karar verme oranı artıyor. Özellikle gelinlik ve tuvalet denemelerinde ailenizle bunu paylaşmanız sizi ailece alışverişe gitme külfetinden de kurtarıyor. Marka, bir sonraki adımın çeşitli renk seçeneklerinin uygulanmasının olduğunu ifade ediyor. Bu yapıcı yeniliği firmanın Ar-Ge çalışmalarının sonucu olduğunu biliyoruz, yurdumuzda yüzlerce şubesi olan dev perakendecilerin de, Ar-Ge çalışmasına yönelmesinin gerekliliği de ortada. Örneğin kabinlerde ürünün kullanım saatine uygun olarak aydınlatma seçenekleri sunulması oldukça
Yine bu konuyu ön plana alan, Londra’da yerleşik erkek giysi markası “TheDandyLab”, kabinde giyilen elbisenin resmini çekip, dışarı çıkıldığında ekran üzerinde alternatif aksesuar seçenekleri sunabiliyor. Bu süreçte müşteri, satış istatistikleri konusunda bilgilendirilerek çok satan ürünlere yönlendirilebiliyor. Market sektöründe ise müşteriye verilen değer, ürün konusunda daha ayrıntılı bilgilendirmeyi getirmektedir. İtalya gıda pazarında % 18 pazar payına sahip olan “CoopItalia’s” market zinciri, tüm ürünleri için tek tek üretici çiftlik bilgilerini sağlıyor. Yakın gelecekte satın aldığımız elmanın yetiştiği ağacı bile ekranda görmemiz olasılığı yüksek. Biraz da mobilya sektörüne bakarsak; ABD’nin batısında faaliyet gösteren “Campaign” adlı firma, IKEA’nın düz paketleme (Flat-Packed) modelinden yola çıkarak, montaj için uğraşmaya gerek duymayan ancak FedEx veya UPS gibi kargo şirketlerinin standartlarına uyan, kolay taşınan paketleme sistemi geliştirmiş. Bu yenilik, gelişmiş ülkelerde artan taşınma oranı ile desteklendiğinde firmayı başarıya taşımış. Yine aynı ülkeden diğer bir mobilya firması olan “Overstock”, TV Showlarında dekor olarak sergilediği ürünlerini sonrasında yerleştirdiği yaklaşık 100 m2’lik bungalovlarda müşterilerinin ziyaretine açıyor. Komple döşenmiş yazlık ev tarzındaki bu yapılar düşük kiralı olduğundan firmayı rekabette bir adım öne çıkarmaktadır. Son olarak sektörde konusunun en büyüğü olan Nike CEO’su Mark Parker’ın son açıklamalarını paylaşmak istiyorum; Nike, 8 bin patent müracaatı ile sektörde Ar-Ge’ye en fazla yatırım yapan firmadır. Parker, “İnovasyon günümüzde müşteriyi yönetip, yeniliğe yönlendirirken, aynı zamanda onu dinleyip en iyi servisi vermektir” diyor ki ben de bundan güzel bir “sonuç” cümlesi düşünemiyorum. Hoşçakalın...
83
PERAKENDE
Porland’dan Ankara’ya
Cartier, EMAAR iki yeni mağaza! Square’de açılıyor! CARTIER’NİN TÜRKİYE’DEKİ YENİ BUTİĞİ 1 EKİM’DE EMAAR SQUARE MALL’DA AÇILIYOR. 530 METREKARELİK ALAN ÜZERİNE TASARLANAN YENİ BUTİK, MEVCUT MÜCEVHER VE SAAT KOLEKSİYONLARININ YANI SIRA, EN YENİ KOLEKSİYONLARI DA SUNACAK. İki katlı butik, EMAAR Square Mall’un giriş katında yer alan meydanın merkezinde bulunuyor.
Üretici ve perakendeci kimliği ile dünyanın sayılı porselen markalarından biri olan Porland, Antares ve Armada AVM’de iki yeni mağaza açtı. Ankara Antares ve Armada AVM’de açtığı yeni mağazaları ile yurt içinde toplam mağaza sayısını 28’e yükselten Porland, Fabrika ve Studio konseptli mağazaları ile hem ev kullanıcılarına hem de profesyonellere hitap ediyor. Kendine özgü, dünyada ve Türkiye’de bir ilk olan ‘Porland Fabrika’ konseptinde açılan mağazalarına bir yenisini daha ekleyen Porland, bin 134 metrekare alana sahip Antares AVM mağazasında; günlük kullanım ve özel davet sofralarının yanı sıra her türlü ikramda kullanılmak üzere çeşit çeşit porselen takımlar, cam ve çelik ürünler, mutfak araç gereçleri ile tekstil ürünleri, banyo takımları, ev ve ofis aksesuarları, her zevke ve bütçeye uygun hediyelik ürünler bulunuyor. Porland Fabrika mağazalarında, ev kullanıcılarının yanı sıra horeca kesimi için ayrıcalıklı ürün seçenekleri yer alıyor. Aynı gün Armada AVM’de açılan ikinci mağazası ile Ankara’da mağazalarını yaygınlaştırmaya devam eden Porland, ürün çeşitliliğinin yanı sıra uygun ödeme koşulları, avantajlı alışveriş fırsatları, satış ve satış sonrası servis anlayışı, güler yüzlü personeli ve keyifli ortamı ile Türkiye'de 28 farklı noktada zincir mağazaları ve pek çok satış noktası ile vazgeçilmez bir alışveriş deneyimi vaad ediyor. 2017’ye yeni yatırımlarla devam eden Porland yıl sonuna kadar hem yurt içinde hem de yurt dışında yatırımlarına hız kesmeden devam edecek.
84
Merdiven duvarları, Paris’te tasarlanan ve değerli tonlamaları oluşturan bir doku çalışmasına sahip özel bir duvar kağıdıyla kaplanan butiğin iç dekorasyonu, Bruno Moinart’ın tasarladığı konsept doğrultusunda hazırlandı. Temel renk olan bronzlaştırılmış pirinç, hem pencerelerde hem de mobilya ve duvar paneli profillerinde kullanıldı. Dekorasyonda kullanılan diğer malzemeler ise, meşe ağacı ve farklı bölümlere göre farklılık gösteren kumaşlar ve renk tonları. Ana girişte ziyaretçileri karşılayan Windfull avize, Cartier ihtişamını ve zarafetini taşıyor.
PERAKENDE
Dijimedya’dan birçok sektöre renk katacak mobil aplikasyon geliyor “Yaklaşık bir buçuk yıldır üzerinde hazırlandığımız dünyanın en büyük ve ödüllü bir sadakat programını yabancı ortaklı, Dijimedya iştiraki olan bir firmamızla çok yakında ülkemize tanıtacağız” diyen Dijimedya CEO’su Cüneyt Ortan, tanıtılacak bu mobil aplikasyonun perakende sektörüne ve birçok sektöre renk katacağını dile getirdi. Dijimedya hakkında bizlere kısaca bilgi verir misiniz? Neler yapar Dijimedya? Hizmetleri ve faaliyet alanları nelerdir? Dijimedya 2014 yılında perakende ve horeca sektörüne kurumsal müzik dekoru tasarlamak ve yayınlamak amaçlı kurulmuştur. Kurucular arasında benimle birlikte Ayça Ortan yine benim gibi Türkiye'de ilk özel radyo kurucularından Özel Radyo ve Televizyon Sahipleri Derneği Başkanı Osman Ataman bulunuyor. Dijimedya perakende sektöründe müşterilerinden öncelikle müşteri profili analizi ister. Bu veriler doğrultusunda satış noktasında yayınlanacak müzik tür ve ritmine karar verir. Tabii ki ritim saat ve yoğunluk bazlı değişkenlik gösterecektir. Müzik içeriğine karar verildikten sonra yayınlarını Dijimedya Player yazılımı kullanarak kasa bilgisayarlarının Desktop kurulumu veya Dijimedya Box ile her noktaya ayrı veya tüm noktalara bir bütünlük içerisinde yayın yapar. Reklam ve kampanya anons prodüksiyonları üretip, ayrıca yine lokasyon bazlı yayına verir. Kısaca her bir mağaza zinciri veya ticari işletmeye terzi dikişi dediğimiz “haute couture” radyo yayını yaratıp yayınlar. Bizler bu yayınları yasal yollardan gerçekleştiririz. Telif haklarını
86
ödemek istemeyen hiçbir kuruluşa hizmet vermiyoruz. Müşterilerimizin bazıları Müzik Meslek Birlikleri ile lisans anlaşması yaparlar bazılarını ise bizler yurt dışından alt lisanslama haklarına sahip olduğumuz katalog müzikleri ile lisanslarız. Yani sadece legal müzik yayını yaparız! Müşteri portföyünüzde kimler var? Gelecek dönemlere ilişkin bu portföyde ne gibi değişiklikler yapmayı planlıyorsunuz? Yeni sektörler ya da markalar eklenecek mi? Müşteri portföyümüzde Türkiye'nin en bilinen yerel ve global zincir markaları, AVM'ler ve yine bazı lokal bireysel ticari kuruluşlar bulunuyor; Marks&Spencer, Lacoste, Damat Tween, Bimeks, Loccitane, Enplus, Joker, Carter's Oshkosh, Avantgarde Hotels, Cook Shop, Tribeca, Tepe Home, Mothercare, Guess, Laura Ashley, Kifidis, Nezih, Tefal, Gant, Vicco, Superstep, Jumbo, Tüv, Moda Di Centone, Zen, BHU, İşbir, Eve, Bisse, D'S Damat, Bağ, Sarı Etiket, Ora, Çetin Family, Oksijen Tesisleri, İstanbul-İzmir Özel Otoyolu vb… Bu zincir markalara önümüzdeki zamanlarda birçok marka eklenecek elbette, hem de çok hızlı bir ivme ile. Çünkü perakende ve yayıncılık sektörüne yeni enstrümanlarımızla giriyoruz. Yaklaşık
bir buçuk yıldır üzerinde hazırlandığımız dünyanın en büyük ve ödüllü bir sadakat programını yabancı ortaklı, Dijimedya iştiraki olan bir firmamızla çok yakında ülkemize tanıtacağız. Perakende sektörü ve birçok sektöre ciddi renk katacak bir mobil aplikasyondan bahsediyorum. Üstelik bu aplikasyon aynı zamanda içerisinde en az 10 adet popüler müzik yayını yapan dijital radyo da taşıyor. Sadece Dijimedya üretimi 10 adet canlı yayın yapan ve her yerden ulaşılabilen radyo istasyonları. Bir de sürpriz var tabii ki! Türkiye'nin en popüler radyolarından Kiss FM’de bu aplikasyon içinde tekrar yayın hayatına dönüyor. Bir de bir ilk var! Kiss Kids, Türkiye'nin ilk çocuk radyosu. Vermiş olduğunuz hizmetin markalara sağlamış olduğu avantajlar nelerdir? Ayrıca verilen hizmetin markalara maliyeti nedir? Mağazalara vermiş olduğumuz müzik yayın hizmetimiz aslında bir vitrin, bir ışık dekoru hatta mağaza dekoru kadar önemli. Hatta bazı marka stratejilerinde daha da öne çıkmaktadır. Örneğin, Lacoste ve Superstep mağazalarında yaptığımız müzik yayınlarının mağaza dekorundan daha önemli olduğunu ve ışık dekoru kadar ürünleri öne çıkardığına inanırım. Bu sorunuza yurt dışından bir örnek vermek gerekirse Abercrombie akıllarda kulüp müziği ile yer eden bir mağaza zinciridir. Bu hizmetimizin markalarımıza maliyeti mağaza metrekarelerine göre değişiklik gösterse de verilen hizmetin karşılığında küçük meblağlardır. Karşılığını müşterilerimizin kat ve kat aldıklarına inanıyoruz. Kendilerinin memnuniyet dolu geri dönüşleri ve Dijimedya'yı dost markalara önermeleri bizim aldığımız en büyük haz olmaktadır!
PERAKENDE
“Perakendecilikte Müşteri Devrimi” Ticarette işletmelerin kazancını artırmak amacıyla geçtiğimiz yıl piyasaya sunulan “Ticaretin Akıllı Ekranı” PayPad, “Türkiye’nin ilk mali onaylı, bulut tabanlı, yeni nesil, mobil satış ve ödeme sistemi” olma özelliğini taşıyor.
Geçtiğimiz günlerde düzenlenen toplantıda “Perakendecilikte Müşteri Devrimi” yaratacak, yapay zeka uygulamalı, PayPad GO, ilk defa kullanıcıların beğenisine sunuldu. Toplantıda sadece geleceğin konuşulduğu bir şirket olmak istediklerini belirten Veysel Berk, “İki yıl önce PayPad ortaya çıktığında, piyasada bir boşluk görmüştük. Kendi zincir mağazalarımızdan Çaycı Gıda’da kullanabileceğimiz yeni nesil bulut tabanlı bir kasa sistemi kullanmak istedik, ama bulamadık. Piyasa hantal ürünler ve sistemlerle dönüyordu. Bu farkındalık bize PayPad ekibi olarak, geleceği yaratan, yaratmak istediği gelecek için sürekli öğrenmeye adanmış yeteneklerden oluşan bir şirket olmak için yola çıkmamız gerektiğini gösterdi” dedi. Berk, “Global olarak 28 trilyon dolar olan toplam perakende satışlarının sadece yüzde 9’u elektronik ticaretten geliyor. Bu bize, perakende sektöründe inanılmaz bir ticari potansiyelin olduğunu gösteriyor. Online teknolojilerdeki gelişmeler öylesine hızlı ve güçlü ki, bu gelişmeler sayesinde müşteriyi daha iyi anlamaya başladık; satış teknikleri geliştirdik, yaşam alışkanlıklarımızı dönüştürdük. Böylece ticareti de rahatlattık. Ancak henüz online ticaretteki gelişmeler offline dünyaya taşınmadı” dedi. Mayıs 2016’da lansmanı yapılan Türkiye’nin ilk mali onaylı mobil, bulut tabanlı akıllı ödeme sistemi PayPad, şu anda 12 AVM ve 40 işletmede kullanılıyor. PayPad’in üzerinden son 1 yıl içerisinde yaklaşık 40 milyon TL geçti.
87
PERAKENDE
SMG’den
restoranlara özel müzikler
Dijital müzik yayıncılığının Müziği teknoloji ile birleştirdiği etkin çözümleriyle 450’nin üzerinde firmaya 8 bin 500’e lider şirketi SMG, yakın noktada müzik, anons, reklam, yazılım, ses sistemi ve görüntü hizmetleri sunan hizmet verdiği SMG, restoranlar için özel çalışmalar yapıyor. Profesyonel DJ ve müzik direktörlerinden restoranların türünü, oluşan SMG Müzik Departmanı’nın hazırladığı listelerde, restoranın türü, imajı, lokasyonu ve hitap ettiği kitle gibi kriterler göz önünde bulunduruluyor. marka kimliğini, hedef kitlesini ve DOĞRU MÜZİK TÜKETİCİNİN MARKAYA BAĞLILIĞINI ARTIRIYOR lokasyonunu göz Restoranlarda doğru müzik seçiminin tüketicilere özel bir deneyim yaşattığını söyleyen önünde bulundurarak SMG Yönetim Kurulu Başkanı Gül Gürer Alimgil, “İyi seçilmiş müzik, tüketicilerin zihözel listeler ninde olumlu bir imaj yaratırken, markayla duygusal bir bağ kurulmasına da yardımcı oluşturuyor. Buna göre, oluyor. Müzik, kişilerin psikolojisini öylesine etkileyebiliyor ki, mekanda kalma süresini fast food mağazalarda ve buna bağlı olarak harcamaları artırabiliyor” diye konuştu. hızlı ritimli müzikler RUHU DOYURAN MÜZİKLER! dinlenirken, “İşletmeciler, ruhu doyuran müzikle mideyi doyuran gıda arasında ilişki kurabilirlerse daha verimli sonuç alabilirler” diyen Alimgil, restoran türüne göre müzik seçimine günümüzde alışveriş şöyle bir örnek veriyor, “Mideyi doyuran gıda üç dakikada servis edilen hamburger ise, merkezleri içinde de yiyenin ruhunu doyuracak müzik de bu tempoya ayak uyduracak şekilde hızlı olmalıdır. sıklıkla gördüğümüz Ancak alışveriş merkezlerinden bahsedecek olursak, günümüzde artık birçok fine difine dining ning restoran buralarda yer alıyor. Güzel bir sohbet eşliğinde dört saat mekanda kalacak müşteri kitlesine, onların ruhunu doyuracak müziklerle hitap etmek gerekiyor. Caz, restoranlarda ise caz, chill-out ve lounge ağırlıklı şarkılardan oluşan listeler, bu keyifli yemekler için uygun. chill-out ve lounge Tabii bu noktada, günün hangi saatinde olunduğu da çok önemli… Kahvaltı saatlerintarzları ön plana de çalınacak düşük tempolu müzikler, akşam saatlerinde biraz daha hareketlenebilir çıkıyor. ancak yine de tempo çok hızlı olmamalı, fast food restoran izlenimi yaratılmamalıdır.”
88
PERAKENDE
ÖZEL GÜNLER İÇİN YEDEK MÜZİK LİSTESİ Fine dining restoranlarda çalınan düşük tempolu müziklerin istisnası da olabiliyor. Bu durumda yedek müzik listesinin bulunması müşterilerin memnuniyeti için büyük önem kazanıyor. Alimgil bu özel durumları şöyle açıklıyor: “Örneğin restorana 18-20 yaşları arasında otuz kişilik bir grup, doğum günü veya mezuniyet kutlaması için geldi. Böyle bir durumda, popüler şarkıların olduğu, eşlik edebilecekleri yedek bir müzik listesinin olması gerekir. Restoranlar bazı özel günler için DJ’ler ile de çalışıyor ancak bu durumda da, çalınacak şarkıların telif haklarının ödenmiş olmasına dikkat etmeliler.”
SMG’DAN FARKLI KATALOG ÇÖZÜMLERİ Restoran, alışveriş merkezi gibi halka açık alanlarda müzik yayını yapabilmek için, ilgili müzik meslek birlikleri ile anlaşma yapılıyor. SMG müzik hizmetlerini, meslek birlikleriyle yapılan sözleşmeler doğrultusunda yasal olarak sağlıyor ve tüm müşterilerine ücretsiz olarak hukuki destek veriyor. SMG ayrıca, kendi müziklerini de üretiyor. Müzik departmanında DJ ve müzisyenler yer alıyor. Şarkı sözleri yazılıyor, müzikler besteleniyor, tüm enstrümanlar canlı olarak stüdyolarında çalınıyor ve kadın-erkek vokaller de şarkıları seslendiriyor. Bu içeriklerin tüm hakları SMG’ye ait. Kendi müzik kataloğunu oluşturan SMG, müşterilerine farklı ve ekonomik çözümler sunuyor.
DEPOLA-ÇAL İLE MÜZİK YAYINI KESİNTİSİZ DEVAM EDİYOR! Türkiye’de kendi yazılımı ile müzik yayını yapan tek şirket olan SMG, yayını internet üzerinden değil, depola-çal yöntemiyle tek merkezden yaptığı için, müşterilerinin internet kotalarını harcamıyor. Bu uygulama, internet kesilse dahi, müziğin devam etmesine olanak tanıyor ve restoran işletmecileri olası bir internet kesintisi durumunda kötü bir sürprizle karşılaşmıyor.
89
Makale
oranları alışveriş merkezleri için kaçırılmayacak bir fırsat olarak öne çıkıyor.
DİJİTAL İTİBAR YÖNETİMİ
İyibirşey Reklam&Prodüksiyon A.Ş. Dijital Pazarlama UzmanI Ozan Alkaç
Alışveriş merkezleri için
sosyal medyanın önemi
A
lışveriş Merkezi Yatırımcıları Derneği (AYD) ile Akademetre Research tarafından ortaklaşa oluşturulan AVM endeksine göre mayıs ayında AVM’lerde ciro endeksi geçtiğimiz yıla oranla yüzde 10,2 artış kaydederek 216 puana ulaştı. Sürekli gelişen ve büyüyen pazar karşısında rekabetin artması ile tüketiciler ayrıntılara önem vermeye başladı. Son yapılan araştırmalara göre tüketicilerin satın alma kararlarını yüzde 74 oranında sosyal medya paylaşımları etkiliyor. Yalnızca bu kadar değil. Sosyal medya, markaların insanlar ile arasında güven inşa etmelerine, müşteri kazanmalarına ve itibarlarını artırmalarına büyük ölçüde yardımcı oluyor.
ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ NEDEN SOSYAL MEDYADA YER ALMALIDIR? Alışveriş merkezleri sosyal medya yönetimi ile bilinirliğini artırabilir, yeni müşterilere ulaşabilir ve mevcut müşterileri için sağlıklı bir iletişim ağı oluşturabilir. Sektörel gelir gider dengesini baz aldığımızda, uygun reklam bütçeleri ve yüksek dönüşüm
90
Birçok kişi mekan, marka veya ürün hakkında internette araştırma yaparken, sıklıkla firma ve ürün adının yanına ‘şikayet’ veya ‘yorum’ yazarak aratıyor. İnsanlar bu şikayet ve yorumlara güvenerek ürünü satın alma kararı alıyor. Eğer etkin bir sosyal medya yönetiminiz varsa memnun olmayan müşteri ve misafirlerinize daha çabuk ulaşabilir ve onların isteklerine kulak vererek doğru çözümler üretebilirsiniz. Örneğin; geçtiğimiz günlerde Amerikan United Airways firmasının uçağından bir yolcunun zor kullanılarak indirilmesi sosyal medyada gündem oldu ve şirketin hisseleri bir günde 750 milyon dolar değer kaybetti. Sosyal medya yönetiminin bir kolu olan dijital itibar yönetimi; sadece alışveriş merkezleri için değil, tüm markalar için üstünde durulması gereken önemli bir konu.
ALIŞVERİŞ MERKEZİ VE MÜŞTERİ ANALİZLERİ Sosyal medya, işletme sahiplerine ve pazarlamacılara; müşteri ilgisi, davranışları, konumu ve ziyaret sıklığı gibi çok geniş bir istatistik yelpazesi sunar. İstatistikler doğrultusunda alışveriş merkezinin hangi saatler arasında daha fazla ziyaretçi çektiği, sosyal medya üzerinden alınan yol tarifi, telefon bilgisi, marka çeşitliliği ve ilgili kitlelerin sosyo-ekonomik durumları gibi detaylı verileri elde etmeniz mümkün. Sosyal medyada yer almak, marka bilinci oluşturmanın yanı sıra işletmenizin başarısı için de gereklidir. Sosyal medyayı etkin ve verimli bir şekilde kullanmayan markalar yukarıda bahsettiğimiz birçok avantajı kaçırıyor. Ancak bu konuda geç kalmış sayılmazsınız. Hızlı ve doğru bir analiz ile markanızın sosyal medya stratejilerini oluşturmaya şimdi başlayabilirsiniz.
ORGANİZASYON
İyi bir iş brIefi ajansın verimliliğini yükseltir! “Etkinliğin taraflarından olan AVM yönetiminin asıl ödevi pazarlama departmanı olarak çözülmek istenen sorunu, varılmak istenen hedefi doğru ve açık tanımlamaktır” diyen Biber Organizasyon Ajans Başkanı Burak Karasoy, iyi bir iş briefinin ajansın verimliliğini yükselteceğini, çıkacak önerilerin kalitesini artıracağını dile getirdi. Karasoy ayrıca, en önemli konunun AVM yönetiminin değerleme yapabilmesi olduğunu belirtti. AVM’lerde gerçekleştirilen pek çok etkinlik yalnızca bir ya da iki ayağı karşılıyor (Örneğin ziyaretçi yoğunluğu sağlanıyor ama bunun mağazalara etkisi olmuyor). Peki, tüm kriterleri karşılayacak etkinlik için yapılması gerekenler sizce neler? Etkinlik bir AVM’nin tüm sorunlarını çözsün diye yapılan bir aksiyon değildir. 20 milyon dolarlık yatırım yapıp, bu yatırımın tüm pazarlama sorunlarını 60 bin liralık bir etkinlikle çözmeyi beklemek büyük hayalcilik. Pazarlama, stratejik bir planlama ve kusursuza yakın bir operasyonla yönetildiğinde işletmenin ulaşmak istediği hedeflere götürür. Etkinlik ise pazarlama karması içindeki bileşenlerden sadece biridir. Tek etkinlikle hem kapı giriş sayısını artırayım, hem içerde kalma süresini uzatayım, hem ziyaretçi/sepet harcamasını artırayım, hem mağaza cirolarını yükselteyim düşüncesini gerçekleştirmek mümkün değil.
bir etkinlik olarak niteler. Bu etkinliğin taraflarından olan AVM yönetiminin asıl ödevi pazarlama departmanı olarak çözülmek istenen sorunu, varılmak istenen hedefi doğru ve açık tanımlamaktır. Yapılmak istenen işin tonunun belirlenmesi, temel olarak AVM’nin konumlamasına uygunluğu gibi parametreleri kontrol etmektir. İyi bir iş briefi ajansın verimliliğini yükseltir, çıkacak önerilerin kalitesini arttırır. Sonrasında operasyon gerçekleşirken AVM birimlerinin operasyonu destekler biçimde hareket etmesi de ayrıca önem taşır. Ancak bunların dışında en
önemli konu AVM yönetiminin değerleme yapabilmesidir. Talep ettiği, sorun çözecek bir etkinliğe ne ederinden fazla ödeyip zarar etmeli ne de ederinden az ödeyip etkinliğin kalitesine şüphe düşürmelidir. Peki, organizasyon firmalarının bu noktada görevleri neler? Organizasyon işi konvansiyonel pazarlama araçlarından farklı olarak mekan, personel ve olayı tek zamanda bir araya getirerek etki yaratıyor. Bu nedenle planlama ve operasyonu hatasız yürütmek gerekiyor. İyi bir organizasyon
firması belirlenen hedef için en yaratıcı işi en iyi zamanlamayla optimal bütçeyle hayata geçirmelidir. Son olarak, organizasyonun tüm kriterleri karşıladığını ve başarılı bir şekilde gerçekleştiğini nasıl ölçümlüyorsunuz? Bahsettiğim gibi başarılı bir etkinlik, hedefi ya da sorunu olan bir aksiyondur. Etkinlikle birlikte sorun çözülmüş ya da hedef yakalanmışsa başarıdan bahsedilebilir. Bu durumda en kolay ölçülebilen ve yapılan ölçümün en sağlıklı sonuçlar verdiği aksiyonlar spesifik olarak tanımlanmış, iyi brieflenmiş projelerdir.
Başarılı bir etkinliğin gerçekleştirilmesi için AVM’lerin üzerlerine düşen görevler neler? Bu noktada AVM’ler ne yapmalı, nelere dikkat etmelidir? AVM’lerden neler bekliyorsunuz? Biber Event; başarılı bir etkinliği, hedeflerine ulaşmış
91
ORGANİZASYON
Her geçen gün artan AVM sayısıyla birlikte rekabetin de zorlaştığını dile getiren Elli5 Event Ajans Başkanı Fatih Türe, bu doğrultuda farklılaşmanın önemini belirterek şunları söyledi: “Son yıllarda en çok ses getiren pazarlama aktivitelerinin deneyim odaklı olduğunu gördük, önümüzdeki dönemde de kişisel deneyimlerin kitleler ile paylaşıldığı etkinliklerin, iş sonuçlarında farklılaşmayı ve başarıyı getireceğini düşünüyoruz.”
92
AVM’ler deneyim odaklı
aktiviteler ile farklılaşabilir
AVM’lerde gerçekleştirilen pek çok etkinlik yalnızca bir ya da iki ayağı karşılıyor. Örneğin ziyaretçi yoğunluğu sağlanıyor ama bunun mağazalara etkisi olmuyor... Peki, tüm kriterleri karşılayacak etkinlik için yapılması gerekenler sizce neler? Alışveriş merkezine gelen tüketicileri, markanın pazarlama stratejileri doğrultusunda, etkileşim ve fark yaratacak kurgular ile AVM içerisinde daha uzun kalmaya teşvik ederek, hedef kitle ile buluşmak, sirkülasyonu artırmak, dolayısıyla mağazaların cirolarının artmasını sağlayacak bir ortam yaratılması, her iki iş ortağının da başarılı sonuçlar almasını sağlıyor. Başarılı bir etkinliğin gerçekleştirilmesi için AVM’lerin üzerlerine düşen görevler neler? Bu noktada AVM’ler ne yapmalı, nelere dikkat etmelidir? AVM’lerden neler bekliyorsunuz? AVM’lerin başarılı sonuçlar alabilmeleri için hedef kitlelerini çok iyi analiz etmeleri, beklentilerini ve ihtiyaçlarını öngörmeleri, yapacakları rakip analizleri ile farklılaşıp, müşteri odaklı hareket etmeleri gerekiyor. Bu saydığım etkenler uzun vadeli marka sadakatine ulaşmalarında oldukça önemli… Peki, organizasyon firmalarının bu noktada görevleri neler? Alışveriş merkezleri hem günlük yaşamımızın bir parçası hem de ülke ekonomisinin gelişiminde önemli bir yere sahip yatırımlar olarak dikkat çekiyor. AVM sayısının her geçen gün artmasıyla birlikte, AVM’ler arasındaki rekabette giderek zorlaşıyor. Bu doğrultuda Türkiye’nin dört bir yanındaki alışveriş merkezlerine, müşteri sadakati oluşturabilmek amacı ile ziyaretçilere yeni tecrübeler yaratacak, interaktif, teknolojik deneyimler ve içinde yer almaktan mutluluk duyacağı yaratıcı, farklı, sorunsuz etkinlikler tasarlıyoruz. Son yıllarda en çok ses getiren pazarlama aktivitelerinin deneyim odaklı olduğunu gördük, önümüzdeki dönemde de kişisel deneyimlerin kitleler ile paylaşıldığı etkinliklerin, iş sonuçlarında farklılaşmayı ve başarıyı getireceğini düşünüyoruz. Son olarak, organizasyonun tüm kriterleri karşıladığını ve başarılı bir şekilde gerçekleştiğini nasıl ölçümlüyorsunuz? Sonuç olarak; müşteri ile ele ele verdiğimiz, markanın imajını, sektör içindeki yerini, rakiplerini ve hedef kitlesini iyi analiz ettiğimiz proje, etkinliğin hedeflenen amacına ulaşmasında en önemli etkendir.
ORGANİZASYON
AVM’ler boş vaatlere inanmamalı!
“Öncelikle sorulması gereken soru; ‘AVM’lerde gerçekleştirilecek etkinliklerin tüm kriterleri karşılaması gerekli mi? Değil mi?’ olmalıdır. Görülen o ki; ‘neyi nerede yapabiliriz? Hangi mahallede salyangoz satabiliriz, hangisinde leblebi satabiliriz?’ gibi soruları çok iyi belirlemek ve müşterilerimizi buna göre yönlendirmek doğru bir çözüm olabilir…” açıklamasında bulunan Mask Organizasyon Şirket Sahibi Can Karakaş, “Uzun dönem etkinlik planlamaları yapmalıyız… Bu çalışmalarda belli dönemlerde ziyaretçi katılımını artıracak, akılda kalıcılık, alışkanlık ve sadakati sağlayacak uygulamalar yapmak, belli dönemlerde ise özellikle mağaza cirolarını artıracak etkinliklere yer vermek doğru bir çözüm olacaktır” dedi ve sözlerine şöyle devam etti: “Öte yandan; ziyaretçi yoğunluğunun artacak olması, er veya geç mağaza cirolarının da yükselmesine sebep ola-
caktır. Tabii ki bu konuda AVM yönetimlerini, ‘herkesin yaptığını en ucuza yap da, nasıl, ne şekilde, kimlerle yaparsan yap, dostlar etkinlikte görsün’ mantığından özellikle uzaklaştırmamız gerekiyor.” “Tasarladığımız etkinliklerde kaliteli ve donanımlı insanlarla çalışmamız er veya geç her mecrada hak ettiği ilgi ve saygıyı bulacaktır. Belki bir veya birkaç amaca en optimal şekilde hizmet edecek sade bir çalışma bugüne kadar gerçekleştirilenler içerisinde en başarılısı ve akıllarda en kalıcısı olacaktır” diyen Karakaş, “ ‘AVM yönetim birimlerinin, mağazaların, ziyaretçilerin ve etkinliği gerçekleştirecek tarafların karşılıklı beklentileri neler? Biz nelere cevap verebiliriz, nelere cevap veremeyiz?’ diye de sorabilmeliyiz kendimize… ‘Biz bütün hayallerinizi gerçekleştiririz, hem de çok ucuz rakamlara, hatta neredeyse üstüne para bile verebiliriz…’
vaatleri ile zihinleri bulandırmasa bazı etkinlik tasarımcıları ve bu boş vaatlere inanmasa AVM yönetimleri…” dedi.
“AVM’LER KENDİLERİNİ TEMSİL EDECEK OLUŞUMLARI SEÇERKEN TİTİZ DAVRANMALI” AVM’lerin en doğal hakları olarak kaliteyi talep etmesi gerektiğini dile getiren Karakaş sözlerine, “AVM’ler; farklılığı, özgünlüğü istemeli bizlerden ve istediklerinin takipçisi olmalı, satın aldığı büyük-küçük her etkinliğe aynı heyecanla yaklaşmalı, aynı ilgi ve önemi göstermeli… İzlemeli yapılanı, kendilerine ve kitlelere sunulanı… Onların neşeli yüzleri olacak, insanlarla birebir temas edecek, dokunacak ve tabii ki çalıştığı AVM’yi en iyi biçimde temsil edecek oluşumları seçerken çok titiz davranmalılar… Kısaca; kılı kırk yarmalılar” diyerek son verdi.
BAZI ETKİNLİK TASARIMCILARININ BOŞ VAATLERLE ZİHİNLERİ BULANDIRDIĞINA DİKKAT ÇEKEN MASK ORGANİZASYON ŞİRKET SAHİBİ CAN KARAKAŞ, AVM’LERİN BU BOŞ VAATLERE İNANMAMASI GEREKTİĞİNİN DE ALTINI ÇİZDİ.
94
ORGANİZASYON
“Sadece ziyaretçi için etkinlik yapılmaz!” AVM’lerde gerçekleştirilen pek çok etkinlik yalnızca bir ya da iki ayağı karşılıyor. Peki, tüm kriterleri karşılayacak etkinlik için yapılması gerekenler sizce neler? AVM’lerde olan birçok etkinlik firmalardan alınırken içerikleri ve bu içeriklerin kimler tarafından uygulanacağı araştırılmadan alınıyor. Sektörde alt yapısı sağlam, güvenilir ve başarılı firma sayısı az. Bu bir elin parmaklarını geçmez. AVM’lerin bazıları etkinlik alırken, yapmış olmak için alıyor. Maalesef bu sorunun sebebi donanımsız ve vizyon sahibi olmayan organizasyon firmaları ve onları bu şekilde kabul eden AVM yönetimi. Etkinlik ne olursa olsun, ister lisanslı etkinlik isterse no name etkinlik, içerik çok önemlidir. AVM’de bulunan mağazaların fikirleri hiç alınmıyor. Pazarlama bölümü bir AVM’nin can damarıdır. Ama 18 yıllık tecrübem ile şunu söyleyebilirim ki bu damar tıkalı. Bunun sebebi ise donanım ve vizyon eksikliği. Pazarlama beceri ve insan ilişkilerinin güçlü olması gereken bir bölümdür. Bu bölüm sadece o etkinliği almayacak, aynı zamanda o etkinliğin “AVM’de bulunan mağazalara olumlu katkıları oluyor mu? Mağazalar memnun mu?” sorularına cevap bulacak. Sadece ziyaretçi için etkinlik alınmaz. Ziyaretçi zaten ücretsiz etkinliklerin büyük bir çoğunluğuna katılıyor, ama başarılı içeriği olana bir daha geliyor. Gelirken yanında bir kişi daha getiriyor. Başarılı bir etkinliğin gerçekleştirilmesi için AVM’lerin üzerlerine düşen görevler neler? Bu noktada AVM’ler ne yapmalı, nelere dikkat etmelidir? AVM’lerden neler bekliyorsunuz? Başarılı bir etkinlik takım halinde yapılır. İlk oyuncu AVM pazarlama bölümü, ikinci oyuncu ise organizasyon firmasıdır. AVM etkinlik alırken gelecek firmanın daha önce yapmış olduğu pazarlama aktivitelerine bakmalıdır. “Firmanın yaptığı etkinliklere katılımlar nasıl olmuş? AVM’ye nasıl katkıları olmuş?” gibi konuları araştırmalıdır. Yapılan etkinliğin içeriğinde kullanılan ne varsa (oyuncak, ürün… vs.) AVM’de mutlaka satılmalıdır.
AVM’lerin sadece ziyaretçiyi AVM’ye çekecek etkinliklere değil, bünyelerindeki markalara da yarar sağlayacak etkinliklere imza atmaları ve bunun için de işinde profesyonel firmalarla anlaşmaları gerektiğini vurgulayan Turnagöl Tiyatrosu Firma Sahibi Cihan Turnagöl, “Bir etkinlik alınırken yöneltilen ilk soru ‘İşin bütçesi nedir?’ Bu çok yanlış bir tutum… İlk soru her zaman ‘Bu aktivite bize ne katacak?’ olmalıdır” dedi. Bu ürünleri satan mağazalara etkinlik öncesinde bilgi verilerek, bu ürünlerin mağazanın ön planına getirmeleri önerilebilir. Çocuk, aktivite sırasında kullanılan tüm materyallere dokunarak katılır. Bu şekilde o üründen satın almak ister ya da aklının bir köşesine yer eder. Eğer yapılan etkinlik sadece boyama yapmaktan ibaret değilse, AVM’de bulunan mağazalara katkı sağlar. Kısacası AVM etkinlikleri kolay değildir. Herkesin yapacağı bir iş hiç değildir. Bu nedenle işi profesyonel vizyona sahip insanlara bırakmalılar. Bir etkinlik alınırken yöneltilen ilk soru “İşin bütçesi nedir?” Bu çok yanlış bir tutum… İlk soru her zaman “Bu aktivite bize ne katacak?” olmalıdır. Peki, organizasyon firmalarının bu noktada görevleri neler? Organizasyon firmaları etkinliği sadece para kazanmak için yapıyor. Aslında bizim ülkemizde herkes ilk önce ne kazanacağını düşünüyor. Ben 20 yıldır sahneye çıkıyorum. Binlerce kez sah-
neye çıktım. Yüzlerce proje ve etkinlik yaptım. İlk düşüncem her zaman için şu oldu; “Ben bu projeleri yaparsam çalıştığım firmaya ne katarım?” Çalışma prensibim gayet açık ve net. Ben bir etkinlik yapıyorsam o firmaya mutlaka katkı sağlamalıyım. Bu katkı sadece ziyaretçilerin mutlu ayrılması değil, aynı zamanda AVM’de bulunan mağazalarında mutlu olmasıdır. Bir AVM’de etkinlik yapmadan önce ilk olarak o AVM’ye bir hafta boyunca gider gezerim. “Hangi mağazalar var? Kimler geliyor? İnsanlar neler yapıyor? Gelen yaş grupları nedir?” sorularını sorarım kendime. Bunu sadece AVM sektörü için değil, tüm firmalar için yaparım. Birini tanımadan etkileyemezsiniz. AVM’lerde her mağaza beni bizzat tanır. İşte pazarlama böyle bir şeydir. Takım oyunudur. Siz karşınızdakini iyi tanırsanız ona neyi nasıl vereceğinizi iyi bilirsiniz. Bu şekilde hata payınız ortadan kalkar.
95
ORGANİZASYON
Anahtar nokta;
sahne arkasındaki detaylara verilen önem bilmeleri sağlanmalıdır. Etkinliğin potansiyel müşterilere duyurulması çok önemli olduğu gibi reklam ve duyuru çalışmalarında yanlış tercihlerin yapılması mağazaların satış istatistiklerini olumsuz etkileyebilmektedir.
AVM’lerin yıllık etkinlik takvim ve bütçelerini doğru planlaması ve verimli bir şekilde yayabilmesinin önemine değinen İyibirşey Etkinlik Direktörü Serkan İncu, verimli etkinlikler için anahtar noktanın sahne arkasındaki görünmeyen detaylardan geçtiğini belirtiyor. AVM’lerde gerçekleştirilen pek çok etkinlik yalnızca bir ya da iki ayağı karşılıyor. Peki, tüm kriterleri karşılayacak etkinlik için yapılması gerekenler sizce neler? Etkinlikler planlanırken ilk kıstas, bütçe uygunluğu yerine AVM’nin demografik özellikleri gözetilerek kiracıların/ yatırımcıların istekleri ve daha önce başka lokasyonlarda denenip, başarıya ulaşmış performans seçimleri olmalıdır. AVM’ler yıllık etkinlik takvim ve bütçelerini doğru planlamalı, verimli bir biçimde yayabilmeli ve en önemlisi işi ehline verebilmelidir. İnsanların ilgisini uzun süre çekebilmek kolay bir iş değildir. Bu yüzden insanların, keyifli bir merak duygusu ile AVM içerisinde konum değiştirmeye yöneltilip, alışveriş yapa-
96
Başarılı bir etkinliğin gerçekleştirilmesi için AVM’lerin üzerlerine düşen görevler neler? Bu noktada AVM’ler ne yapmalı, nelere dikkat etmelidir? AVM’lerden neler bekliyorsunuz? Anahtar nokta sahne arkasında görünmeyen detaylara verilen önemdir. Deneyimlerimiz, etkinliklerin sağlıklı ve etkili bir şekilde ilerlemesi için ön hazırlık süreçlerinin eksiksiz yerine getirilmesinin önemini ortaya koyuyor. Doğru brief alışverişi etkinliklerin amacına uygun gerçekleştirilmesi için en önemli adım. Bütçeden dolayı etkinlik alanlarının daraltılması veya formunun değiştirilmesi performansın yaratacağı etkiyi daraltırken, alan ile ilgili teknik aksaklıkların minimize edilmesi ve gerekli güvenliğin sağlanması etkinliğin kalitesini doğrudan artırıyor. Peki, organizasyon firmalarının bu noktada görevleri neler? Organizasyon üstlenicilerinin “hallederiz”, “problem yok” vb. gibi sığ ve politik söylemleri bırakıp, analitik şekilde
plan ve program yapmaları gerekiyor. Hizmet vereceğiniz AVM’ler ile tüm detayları içeren kapsamlı bir sözleşme gerçekleştirmek, çalışma ciddiyetinizi ortaya koyacaktır. Gerçekleştireceğiniz etkinlikler için doğru zaman yönetimi sağlayabilmeli, etkinliğin yapılacağı yerin kültürel yapısından iklimine kadar tüm etkenleri gözeterek iş planınızı sürdürülebilir kılmalısınız. Her iki taraf da aynı gemide bulunduğunun ve amaçlarının bir olduğunun farkında olmalı. Gözlemleyebileceğiniz gibi bunun bilincinde olan iş ortaklarının gerçekleştirdiği etkinlikler her zaman keyifli ve etkili geçiyor. Son olarak, organizasyonun tüm kriterleri karşıladığını ve başarılı bir şekilde gerçekleştiğini nasıl ölçümlüyorsunuz? Ölçümleme, etkinliğe katılan ve izleyen kişilerin yüzlerindeki ifadeleri gözlemleme ile başlar. Analitik ve nicel veriler elde etmek için; katılımcı verileri, ekibin harcadığı malzeme miktarı, etkinlik esnasında AVM’de bulunan ziyaretçi sayıları ve sosyal medya etkileşimleri ile insanların memnuniyet derecelerini ölçebilmelisiniz. İyibirşey ekibi olarak gerçekleştirdiğimiz her etkinliği elde ettiğimiz bu veriler ışığında değerlendirmekteyiz.
ORGANİZASYON
Doğal seleksiyon güçsüzleri sildi,
güçlüler ayakta! “Kabul etmek gerekir ki ülkenin ve sektörün üst üste yediği darbeler neticesinde organizasyon kavramının da içi boşaldı” açıklamasında bulunan Oyuncaklı Şeyler Yöneticisi Tarık Çekemoğlu, “Bunun iyi tarafı ise doğal seleksiyon sayesinde kötü hizmet veren kurumların birçoğu elenmiş oldu ve hizmet kalitesini düşürmeyen kurumlar ve ekipler ayakta kalabildi. Bu durumun sektörel bilinci yükselttiğini düşünüyorum” dedi.
2016’DAKİ ENDİŞELER 2017 YILINDAKİ İVMEYLE GİDERİLDİ Öncelikle 2017 yılının ilk etabının değerlendirmesini alalım sizden. Nasıl geçti ilk altı ay? Neler yaptınız? 2016 yılındaki toplumsal olaylardan kaynaklı endişeler, 2017 yılının başında sektördeki ivmelenmeyle giderildi diyebiliriz. Bu süreçte Oyuncaklı Şeyler olarak müşterilerimize kesintisiz olarak hizmet vermeye devam ederken, bir yandan da müşteri yelpazemizdeki çeşitliliği genişletme fırsatımız oldu. Outdoor marka etkinliklerinde dijital oyuncaklarımız boy göstermeye devam ederken, aynı zamanda AVM’lerdeki çocuk oyun parklarına eğlendirirken öğreten yeni nesil uygulamalar geliştirdik. İlk yarıdaki başarımızı ikinci yarıda da sürdürmeyi hedefliyoruz. Peki, ikinci yarıya yönelik olarak event takviminizde neler var? Tarih sırasını baz alacak olursak, potansiyel olarak müzik festivalleri, beach club partileri, sektörel fuarlar, üniversitelerde “back to school” aktiviteleri ve AVM etkinliklerinde yer alacağız. Sektörel olarak piyasanın yavaşladığı yaz döneminde ürettiğimiz yeni ürünlerimizi sahaya çıkartacağız.
“SEKTÖREL BİLİNÇ YÜKSELDİ” Organizasyon kavramı gün geçtikçe daha çok oturuyor diyebilir miyiz? Gerek kurumlar gerekse kişiler bu konuda daha bilinçli sanırım. Sizin bu konudaki düşünceniz nedir? Kabul etmek gerekir ki ülkenin ve sektörün üst üste yediği darbeler neticesinde organizasyon kavramının da içi boşaldı. Bunun iyi tarafı ise doğal seleksiyon sayesinde kötü hizmet veren kurumların birçoğu elenmiş oldu ve hizmet kalitesini düşürmeyen kurumlar ve ekipler ayakta kalabildi. Bu durumun sektörel bilinci yükselttiğini düşünüyorum.
97
EĞLENCE
AVM’ler için farklı, renkli ve eğlenceli etkinlik İstanbul Uçurtmacılar Derneği Başkanı ve İstanbul Uçurtma Müzesi kurucusu Mehmet Naci Aköz’e göre AVM’lere müşteri akışını sağlamanın olmazsa olmazlarından biri de AVM’lerdeki eğlence sektörünün hareketliliği… Bu hareketliliği sağlayacak etkinliklerden biri de AVM’lerde gerçekleştirilen uçurtma atölyeleri ve uçurtma müzesi sergisi… Kişilerin kendi uçurtmalarını yapabildiği etkinliğe dair tüm detayları haberimizden okuyabilirsiniz.
98
Özellikle büyük şehirlerdeki nüfus yoğunluğuyla direkt alakalı olarak gün geçtikçe artan AVM yatırımları ile birlikte eğlence merkezi yatırım grafiğinin de yukarıya doğru bir hareket kazandığı görülüyor. Kalıcı eğlence yatırımları yanında günübirlik veya kısa süreli projelerde kendini gösteriyor. Bunlardan biri olan ve AVM eğlence sektörüne yeni bir soluk getiren uçurtma etkinlikleridir. Bugüne kadar çok sayıda AVM’de uçurtma atölyeleri ve uçurtma müzesi sergisi gerçekleştiren İstanbul Uçurtmacılar Derneği Başkanı ve İstanbul Uçurtma Müzesi kurucusu Mehmet Naci Aköz tarafından yürütülen uçurtma projelerine göz atmakta yarar var.
UÇURTMA ATÖLYELERİ Günlük veya haftalık uygulanabilen bu projelerde tüm uçurtma malzemeleri ve eğitmenlerin Uçurtma Dünyası tarafından AVM’ye getirilmesi ve gün boyu yapılan eğlenceli atölye çalışması ile tüm ziyaretçiler kendi uçurtmalarını yapabilmekte ve etkinliği bitirenlere takdir belgeleri ile birlikte uçurtmaları da verilmektedir. Uçurtma uçuracak alanı olan AVM’lerde ayrıca uçurtmaların uçurulmasına da destek verilmektedir.
UÇURTMA MÜZESİ GEZİCİ SERGİSİ Ülkemizin ilk ve tek, dünyanın ise 18 uçurtma müzesinden biri olan İstanbul Uçurtma Müzesi koleksiyonundan seçilerek AVM’ye getirilen uçurtmalar ve uçurtma ile ilgili çeşitli farklı obje 1 veya 2 haftalık süreçlerde sergilenme imkanı buluyor. Uçurtma Müzesi koleksiyonunun yer aldığı pek çok AVM’de uçurtma atölyeleri ile aynı anda etkinlikler yapılmaktadır.
EĞLENCE
Yatırımlarda lokasyon önemli
ancak tek başına yeterli değil… Gün geçtikçe artan AVM yatırımları ile birlikte eğlence merkezi yatırım grafiğinin de yukarıya doğru bir hareket kazandığını görüyoruz. Peki, şu an sizin üzerinde çalışmış olduğunuz ya da yapmayı planladığınız bir yatırımınız var mı? Biz yatırımlarımıza hiç ara vermedik zaten. O sebeple bundan 7 sene önce koyduğumuz hedefe ulaşmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Gerek yurt içi gerek yurt dışında olmak üzere şu an yıl sonuna kadar 6 proje daha bitirmeyi ve hizmete açmayı planlıyoruz. Dediğiniz gibi bugün AVM grafiği ile doğru orantılı olan bir sektörde faaliyet gösteriyoruz. Bir AVM’de sinema olmayabiliyor, hatta marketi olmayan AVM’ler dahi var. Farklı konseptlerde spesifik bir sektöre yönlenmiş AVM’lerde var, lakin hepsinde artık mutlaka bir eğlence noktası mevcut. İçinde eğlence barındırmayan bir AVM düşünmek bu süreçte imkansız diyebiliriz. Lokasyon yatırımlarda ne kadar etkili oluyor? Size göre doğru lokasyon nedir? Ayrıca yatırım gerçekleştirilirken sosyo-kültürel faktörler dikkate alınıyor mu? Elbette lokosyan çok önemli bir kriter ama emin olun tek başına bir şey ifade etmez. Ticari şartlar, işletme, rekabet, yatırım gücü gibi pek çok kriter var yatırımın kalitesini etkileyen. Sosyo-kültürel faktörlerde bunlardan biri, ama artık globalleşen dünya ve ülkemiz için konuşursak, en azından bizim sektörümüz
100
için kültür farkı ya da sosyal yapıları ayırt etmek zor ve gereksiz, sonuçta benim misafirlerim çocuklar. Bu ayrımı yapmak hem çok zor hem de yanlış olur.
METREKARE BÜYÜKLÜĞÜ NOMİNAL SEVİYEYE ULAŞTIĞINDA DURABİLİR Yeni yapılan eğlence merkezlerinde öne çıkan özellikler neler? Sizce yeni yatırımlarla birlikte eğlence merkezlerinde metrekareler büyüyor mu? Elbette gerek oyun grupları çeşitliliği gerekse talep dolayısı ile ve rahat mekanlar sunmak ihtiyacıyla metrekareler büyüdü. Lakin bununla birlikte her büyüme maliyetlerinizin ve operasyonel giderlerinizin de artması demek. Bu da bir şekilde çok yükseldiğinde verdiğiniz hizmeti ve kaliteyi etkileyebilir. O sebeple nominal bir büyüklüğün üstüne eğlence merkezlerinin çıkacağını sanmıyorum.
BOWLINGO ŞİRKET SAHİBİ M. FATİH KEÇEBİR, TİCARİ ŞARTLARIN, İŞLETMENİN, REKABETİN, YATIRIM GÜCÜNÜN VE BUNA BENZER PEK ÇOK KRİTERİN LOKASYON DIŞINDA YATIRIMIN KALİTESİNİ ETKİLEDİĞİNİ DİLE GETİRDİ.
Metrekarelerin büyümesiyle birlikte ürün çeşitliliği noktasında da çeşitlilik yaşandığı görülüyor. Peki, bu ürün çeşitliliğini alanlarınızda bizzat kendiniz mi sağlıyorsunuz yoksa tedarik noktasında herhangi bir destek alıyor musunuz? Bu bir sektör; hem kurulumunu, hem mal tedariğini, hem üretim, hem işletmeyi kendim yapıyorum demek zor. Elbette her konuda olduğu gibi gerek tedarik konusunda gerekse üretimde ciddi destekler alıyoruz.
EĞLENCE
“JoyPark’ta bitmeyen bir eğlence ve yatırım var” “Eğlence sektörüne yapılan yatırım ve metrekareler AVM’nin yapısına bağlı olarak artıyor. Hatta gerektiğinde ikinci bir şube açılıyor” diyen JoyPark Koordinatörü Tevfik Bıkmaz, “Biz de o bölgede bir potansiyel gördüğümüzde ve AVM ile uyumlu olduğumuzda yaptığımız yatırımı artırabiliyor, aynı AVM’de ikinci şubeyi açabiliyoruz” dedi.
Gün geçtikçe artan AVM yatırımları ile birlikte eğlence merkezi yatırım grafiğinin de yukarıya doğru bir hareket kazandığını görüyoruz. Peki, şu an sizin üzerinde çalışmış olduğunuz ya da yapmayı planladığınız bir yatırımınız var mı? Haklısınız… AVM sayısı arttıkça, eğlence merkezlerinin sayısı ve bu sektöre yapılan yatırımın miktarı da artıyor. Joypark da bu gerçekten hareketle, yıllar içinde araştırmacı ve dinamik bir yapı oluşturdu. Bir taraftan yeni yatırımlar yapıyor, diğer taraftan mevcut yatırımlarımızı yeniliyoruz. Dünyadaki gelişmeleri yakından takip ettiğimiz gibi, ziyaretçilerimizin beklentileriyle yatırımlarımızı doğru orantılı olarak da şekillendiriyoruz. Bir de tabii, bizim çok önemli bir artımız var. Mottomuzda da belirttiğimiz gibi “Her yaş için eğlence” sunuyoruz. AVM’lerin hedef kitlesinin tamamını içine alan bir eğlence ortamına sahibiz. 3 kuşağın eğleneceği üniteler mevcut bizde. Böyle olunca, JoyPark’ta bitmeyen bir eğlence ve yatırım var. JoyPark olarak her yıl mevcut yatırımlarımızı iyileştirmenin yanı sıra, yeni yatırımlar da yapıyoruz. 2016 yılında, Ege’nin en büyük oyun eğlence merkezini Denizli Teras Park AVM’de, Türkiye’nin temalı ilk oyun eğlence merkezini okyanus teması ile Axis İstanbul AVM’de açtık. Aynı yıl Eskişehir Kanatlı AVM’de ikinci şubemizi de yalnızca çocuklara özel olarak hizmete sunduk. En son şubemizi, bir Suryapı yatırımı olan ve Ece’nin yönetimini üstlendiği, Bursa’nın seçkin alışveriş merkezlerinden Marka AVM’de, 18 Mayıs 2017 itibariyle açtık. Doğru yerde, doğru zamanda olmak kaydıyla yeni yatırımlar yapmaya devam edeceğiz.
Lokasyon yatırımlarda ne kadar etkili oluyor? Size göre doğru lokasyon nedir? Ayrıca yatırım gerçekleştirilirken sosyo-kültürel faktörler dikkate alınıyor mu? Seçimlerimizde, lokasyon elbette ki önemli. Ancak, önemli olan bir diğer konu da, AVM yatırımcıları ve yönetimleri ile ortak hareket edebilmemiz. Yüksek miktarlarda yatırım gerektiren bir iş yapıyoruz. Üstelik her yaştan ziyaretçiye hitap ediyoruz. Bu nedenle, ince eleyip sık dokumamız gerekiyor. Sorumluluk gerektiren, ciddi bir iş yapıyoruz. Metrekarelerin büyümesiyle birlikte ürün çeşitliliği noktasında da çeşitlilik yaşandığı görülüyor. Peki, bu ürün çeşitliliğini alanlarınızda bizzat kendiniz mi sağlıyorsunuz yoksa tedarik noktasında herhangi bir destek alıyor musunuz? Her şeyden önce dünyadaki yenilikleri ve fuarları yakından takip eden bir markayız. Çocuk oyun alanı, bowling, karaoke, çarpışan arabalar, video oyunları gibi bilinen eğlence üniteleri dışında; Türkiye'de ilk olan, koltuğunuzda 360 derece dönebildiğiniz 7D sinema ve ayrıca izlediğiniz film ile etkileşimde bulunduğunuz interaktif 7D sinema, hedef poligonu, Zombie Paintball, yürüyerek gezebildiğiniz korku tüneli/evi, laser game ve daha pek çok ilginç oyun JoyPark markasının ziyaretçilerine sunduğu hizmetler arasında. Kendi bağlantılarımız ile bu üniteleri oluşturuyor, gerektiğinde yurt dışından getiriyoruz.
Yeni yapılan eğlence merkezlerinde öne çıkan özellikler neler? Sizce yeni yatırımlarla birlikte eğlence merkezlerinde metrekareler büyüyor mu? Aslında eğlence sektörüne yapılan yatırım ve metrekareler AVM’nin yapısına bağlı olarak artıyor. Hatta gerektiğinde ikinci bir şube açılıyor. Biz de o bölgede bir potansiyel gördüğümüzde ve AVM ile uyumlu olduğumuzda yaptığımız yatırımı artırabiliyor, aynı AVM’de ikinci şubeyi açabiliyoruz.
101
EĞLENCE
Bursapark yepyeni ürünüyle çok yakında eğlence merkezlerinde! Eğlence sektörünün yatırım profilini incelediğimiz bu sayımızda görüşlerini aldığımız Bursapark Firma Sahibi Fatih Belki, yatırım yapılmadan önce mutlaka analiz yapılması gerektiğinin altını çizerek, ayrıca yeni geliştirmiş oldukları Mini Survivor’ı çok yakında eğlence merkezlerinde göreceğimizi belirtti. “Özellikle son yıllarda AVM’lerdeki eğlence merkezi yatırımlarına ayrılan bütçelerin büyük oranda arttığını görüyoruz” diyen Bursapark Firma Sahibi Fatih Belki, “Bu doğrultuda bizler de Bursapark olarak Ar-Ge yatırımlarımızı artırarak yatırımcılara yeni ürünler sunuyoruz. Son geliştirdiğimiz yeni ürünümüz Mini Survivor’ı çok yakında eğlence merkezlerinde görmeye başlayacaksınız” dedi.
ne kadar güzel olursa olsun sonuç hüsranla sonuçlanır. Genelde sosyo-kültürel yapısı yüksek olan bölgeler yatırımcılar tarafından daha çok tercih ediliyor. Yatırım yapılmadan önce bölgenin gelir seviyesi ve tüketim alışkanlıkları gibi başlıklar çok iyi incelenmelidir” dedi ve sözlerine yeni yapılan eğlence merkezlerinde öne çıkan özellikleri belirterek devam etti: “Son yıl-
larda eğlence merkezlerinin metrekareleri çok ciddi şekilde büyümeye başladı. Büyük eğlence merkezleri ve tema parklar AVM’lere müthiş bir dinamizm katıyor. Büyük eğlence merkezi olan AVM’ler her zaman daha tercih edilir konumda yer alıyor. Yeni yapılan eğlence merkezlerinde özellikle büyük trambolin parklar göze çarpıyor. Avrupa ülkelerinde yaygın olarak kullanılan bu parklar son yıllarda ülkemizde de oldukça rağbet görmeye başladı. Müşterilerimizden gelen talepler doğrultusunda Bursapark da trambolin park imalatında büyük yol kat etti.”
“BÜYÜK EĞLENCE MERKEZLERİ VE TEMA PARKLAR AVM’LERE MÜTHİŞ BİR DİNAMİZM KATIYOR” Lokasyon seçiminin bir işletmeyi başarıya ulaştıracak en önemli etkenlerden biri olduğunu dile getiren Belki, “İşletmelerin mutlaka lokasyon analizi yapmaları gerekir. Eğer doğru lokasyon seçilmezse mağaza görsel olarak
AR-GE ÇALIŞMALARI TÜM HIZIYLA DEVAM EDİYOR Bütün ürünleri Bursa’da yer alan fabrikalarında ürettiklerini belirten Belki, “Müşterilerimizden farklı ürünler ile ilgili yoğun talepler aldığımız için biz de bu talebe karşılık vermek kaydıyla Ar-Ge çalışmalarımızı sürdürüyor, müşterilerimizi yeni ürünler ile buluşturmaya devam ediyoruz” dedi.
102
EĞLENCE
Hedef kitle tüm aile fertleri olunca
metrekareler de büyüyor…
“Yeni yapılan eğlence merkezlerindeki en büyük özellik tüm yaştaki aile fertlerine hitap etmesi” diyen Atlantis Funny City Genel Koordinatörü Sedat Dönmez, bunun sonucunda metrekarelerde büyümenin kaçınılmaz olduğunu dile getirdi. Gün geçtikçe artan AVM yatırımları ile birlikte eğlence merkezi yatırım grafiğinin de yukarıya doğru bir hareket kazandığını görüyoruz. Peki, şu an sizin üzerinde çalışmış olduğunuz ya da yapmayı planladığınız bir yatırımınız var mı? Sizlerinde belirttiği gibi eğlence merkezi yatırım grafiği hızla yükselmeye devam ediyor. Firmamız da bu doğrultuda bu yıl sonuna kadar 1 veya 2 yatırımla yolumuza devam etmeyi planlıyor diyebiliriz. Lokasyon yatırımlarda ne kadar etkili oluyor? Size göre doğru lokasyon nedir? Ayrıca yatırım gerçekleştirilirken sosyo-kültürel faktörler dikkate alınıyor mu? Yatırımlardaki en önemli kriterlerden biri lokasyondur. Mağazalar için yer seçiminde; metrekare, kira değeri, cephe büyüklüğü, görünüş gibi iç dinamikler
104
önemli kriterler olsa da bu dinamikler doğru bir konumlandırma ile birleşmediği takdirde başarısız bir girişim ortaya çıkabiliyor. Bölgedeki nüfus bü-
yüklüğü ve yoğunluğu, yeni bir mağaza için en önemli ölçüt olsa da sunulan hizmet ve ürün çeşidine göre hedef kitlenin de en doğru şekilde belirlenmesi gerekiyor, tabii bununla birlikte
sosyo-kültürel faktörlerde önemli bir kriter olarak göze çarpıyor. Yeni yapılan eğlence merkezlerinde öne çıkan özellikler neler? Sizce yeni yatırımlarla birlikte eğlence merkezlerinde metrekareler büyüyor mu? Yeni yapılan eğlence merkezlerindeki en büyük özellik tüm yaştaki aile fertlerine hitap etmesi. Bunun sonucunda da metrekarelerde büyüme kaçınılmaz oluyor. Metrekarelerin büyümesiyle birlikte ürün çeşitliliği noktasında da çeşitlilik yaşandığı görülüyor. Peki, bu ürün çeşitliliğini alanlarınızda bizzat kendiniz mi sağlıyorsunuz yoksa tedarik noktasında herhangi bir destek alıyor musunuz? Firmamızın tüm tedarikleri kendi bünyemizdeki Meridyen Games tarafından karşılamakta olup dışarıdan herhangi bir destek almıyoruz.
EĞLENCE
Sıkıcı tek kişilik oyunlar yerini tüm aileyi içine alan oyunlara bırakıyor “Yeni yapılan eğlence merkezlerinde tercih edilen özelliklerden biri de ailenin çocukları ile beraber vakit geçirebileceği ürünlerdir” diyen Ozzyy Eğlence Dünyası Şirket Sahibi Oğuzhan Dal, “Bizim kiraya verdiğimiz ürünler grup eğlencelerine hitap ettiği için, bu oyun gruplarında eğlenen kişiler daha iyi vakit geçiriyor ve daha uzun zaman kalabiliyorlar” dedi. Gün geçtikçe artan AVM yatırımları ile birlikte eğlence merkezi yatırım grafiğinin de yukarıya doğru bir hareket kazandığını görüyoruz. Peki, şu an sizin üzerinde çalışmış olduğunuz ya da yapmayı planladığınız bir yatırımınız var mı? Dediğiniz gibi gün geçtikçe ülkemizde yeni bir AVM yükseliyor ve bu AVM’lerin eğlence projelerinin birçoğunda bizler de yer alıyoruz. Bizim işimiz AVM’deki eğlence yatırımcılarının yaptıkları yatırımları minimum harcama ile hizmete sunmaktır. Nasıl mı? Bildiğiniz gibi bizim işimiz kiralama üzerinedir. Yatırımcılar az maliyet ile mağazalarını açmak ister, bizde bu sırada devreye giriyoruz, kiralanabilir eğlence grupları ile yatırımcının yanındayız. Şu anda yatırım yapmak için görüşmelerimiz sürüyor ve en kısa zamanda Ozzyy Eğlence Dünyası olarak AVM’lerde yerimizi alacağız.
Lokasyon yatırımlarda ne kadar etkili oluyor? Lokasyon tabii ki yatırımlarda oldukça etkili, ama önemli olan doğru lokasyonda doğru oyun gruplarını seçmektir. Yeni yapılan eğlence merkezlerinde öne çıkan özellikler neler? Sizce yeni yatırımlarla birlikte eğlence merkezlerinde metrekareler büyüyor mu? Yeni yapılan eğlence merkezlerinde tercih edilen özelliklerden biri de ailenin çocukları ile beraber vakit geçirebileceği ürünlerdir. Simülasyon veya ekranlı oyun grupları sadece tek kişi içindir. Bu tür ürünlerde zaman geçiren çocukların aileleri ya da refakatçıları beklerken sıkılabiliyor. Bizim ürünlerimiz aile içindir. Söyle açıklamak gerekirse; bizim kiraya verdiğimiz ürünler grup eğlencelerine hitap ettiği için, bu oyun gruplarında eğlenen kişiler daha iyi vakit geçiriyor ve daha uzun zaman kalabiliyorlar. Metrekarelerin büyümesiyle birlikte ürün noktasında da çeşitlilik yaşandığı görülüyor. Peki, bu ürün çeşitliliğini alanlarınızda bizzat kendiniz mi sağlıyorsunuz yoksa tedarik noktasında herhangi bir destek alıyor musunuz? Ürün çeşitliliği tabii ki de önemlidir. Sabit, aynı ürünler, gelen müşterinin, belli bir zaman geçtikten sonra ilgisini kaybedebiliyor. Bu da müşteri potansiyelini düşürüyor. Biz firmamıza her sene yeni ürünler ekleyerek çeşitlendiriyoruz ve yatırımcı için daha zengin bir kombinasyon oluşturuyoruz. Ürünlerimiz tamamen kendi firmamız tarafından üretiliyor. Kesinlikle tedarikçimiz yoktur. Çünkü ürünlerimizi güvenirliliği çok önemlidir. Biz ürünlerimizin servisi konusunda son derece titiz çalışırız. Türkiye’nin her yerine uzanan bir servis ağımız var. Servis, 12-36 saat süresi içinde istenilen yere ulaşmaktadır.
105
EĞLENCE
Makineleşmek kadar güler yüzlü hizmet de önemli! Kılınç Lunapark Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Kılınç, yeni yapılan eğlence merkezlerinde göze çarpan özellik olarak her ne kadar yeni makineleri gösterse de, gelen misafirlerin beklentisinin, güler yüzlü karşılamanın, ilgi ve alakalı yaklaşımların hizmet sektörü için oldukça önemli olduğunun da altını çizdi.
Gün geçtikçe artan AVM yatırımları ile birlikte eğlence merkezi yatırım grafiğinin de yukarıya doğru bir hareket kazandığını görüyoruz. Peki, şu an sizin üzerinde çalışmış olduğunuz ya da yapmayı planladığınız bir yatırımınız var mı? Evet, eğlence merkezlerinde ciddi bir yatırım artışı görmekteyiz. Bizde Kılınç Lunapark yönetimi olarak bu hızlı gelişimi yakından takip ederek, bünyemize her zaman yeni ürünler eklemeyi ihmal etmiyoruz. Gerek yurt dışından gerekse yurt içinden devamlı makine siparişlerimiz oluyor. Şu an yeni yatırım olarak çalıştığımız AVM’lerde yeni makinalarla büyümeye gayret gösteriyoruz. Lokasyon yatırımlarda ne kadar etkili oluyor? Ayrıca yatırım gerçekleştirilirken sosyo-kültürel faktörler dikkate alınıyor mu? Lokasyon yatırımlara direkt etki eden bir husus... Bu nedenle bizim de yapacağımız yatırımlarda öncelikli düşüncemiz yatırım yapacağımız yerin konumu oluyor. Yatırım yapılırken, yatırım yapılacak çevrenin iyice araştırılıp, tüm şehir insanlarına hitap edecek yerlerin seçilmesi gerektiğini düşünüyorum. Benim gözümde sosyo-kültürel etkenler öncelikli konulardan bir tanesi. Bu durum iyice analiz edilerek yatırımların gerçekleştirilmesi gerekiyor. Yeni yapılan eğlence merkezlerinde öne çıkan özellikler neler? Sizce yeni yatırımlarla birlikte eğlence merkezlerinde metrekareler büyüyor mu? Yeni yapılan eğlence merkezlerinde en önemli özellik yeni makinaların olması. Ama kurulan yeni makinalar ne kadar güzel
106
olsa da; gelen misafirlerin beklentisi, güler yüzlü karşılama, ilgi ve alakalı yaklaşımlar hizmet sektörü için çok önemli. Evet, metrekareler büyüyor zaten olması gereken de bu. Yani bir eğlence yeri kurarken, yerimizin yeterince büyük olması gerekiyor ki biz de daha çok çeşit ürünlerimizi kurup, gelen misafirlerin daha çok zaman geçirmelerini sağlayabilelim. Metrekarelerin büyümesiyle birlikte ürün çeşitliliği noktasında da çeşitlilik yaşandığı görülüyor. Peki, bu ürün çeşitliliğini alanlarınızda bizzat kendiniz mi sağlıyorsunuz yoksa tedarik noktasında herhangi bir destek alıyor musunuz? Ürünlerimizi genel olarak tedarikçi firmalardan alıyoruz. Ancak kendi bünyemizde yapmış olduğumuz imalatlarımız da var. Tedarik konusunda sıkıntılarımız yok, bu anlamda iyi imalat yapan firmalarımız mevcut.
GIDA
FranchIsIng’de müşteri hizmetleri denetimi: nasıl yararlanılır? yiyecekler aynı şekilde pişiriliyordu. Standartları sürekli olarak ihlal eden kafeler, franchise’den çıkarıldı. Yani, ‘Gizli Alışveriş’ yöntemini kullanarak firmalar, markalarını partnerleri tarafından yapılan kötü kalitedeki işlerden koruyabilirler.
FRANCHISE AĞINDA TAKİP PROGRAMI ‘GİZLİ MÜŞTERİ’ NASIL ÇALIŞIR?
F
ranchising sahibi olanlar neden hizmet kalitesini denetlemek için program kullanırlar? Bu soruya cevap vermek için güçlü bir örnekle başlayalım; 2004 yılında büyük bir franchise sahibi, tüm ortaklarını ülke otelinde bir araya getirerek ‘Gizli Alışveriş’ takip programını sundu. Franchise sahibi adına, markanın güçlendirilmesi için bu gerekliydi; birleştirilmiş bir takip sistemi ile ilgilenen ortakları için de gerekliydi. Ortakların yarısı, bu programı kullanmayı kabul etti; diğer yarısı ise etmedi. Bu neye yol açtı? Zamanla, hizmet kontrolü teknolojisini kullanmayı reddeden ortaklar yarıştan ayrıldı. Standartların bozulması, alınan kötü kararlar ve işteki hatalar; işletmenin gelir elde etmesinde kesilmeye neden olur. Bilinen bir pizza zinciri örneğinde çarpıcı bir durum var. Ülkedeki en geniş franchise projesiydi; ‘Gizli Alışveriş’ yöntemi kullanılarak takip edilen gelişmiş göz alıcı tasarım standartları vardı. En iyi tasarımcı ve müzisyenler katıldı ki onlar müziği tüm zincir için
108
özel olarak yarattı. Yönetim, bu standartlar uygulandığında, müşteriler üzerinde olumlu bir etkisi olacağından emindi. Gerçekten de öyle oldu. Yine de, tek tip tasarım standartlarının getirilmesine ek olarak; şirket, ortakları için eğitim programları düzenledi. Standartlar geliştirildi, personel eğitildi ve takip ‘Gizli Alışveriş’ yöntemi yardımıyla yapıldı. Eğer ortak, bu koşullarla hemfikirse, işbirliği karşılıklı faydayla sonuçlanıyor. Dahası, çoğu kez ‘Gizli Alışveriş’in maliyeti, sahip ve franchise ortakları arasında paylaşılıyor. Ama asıl konu, tüketicinin kazançlı çıkmasıdır. Bu markanın tüm kafelerinde görünüş aynıydı ve
Her franchise sahibi, farklı konumlardaki kendi bayiliklerinde standartlara uymayı önemsiyor; bu nedenle franchise sahipleri, mekanlarda standartların uygulanıp uygulanmadığını gözlemlemek için sıklıkla özel programlar kullanıyorlar. Herhangi bir franchise sahibi için bu gereklidir; çünkü standartların yerine getirilmesi, müşteri memnuniyetini garantiler. Örneğin; eğer bu markanın sembolü bir kasabada yeşil, diğerinde mavi veya eflatun ise; bu durum tüketicinin algısında, marka gücüyle ilgili bulanıklık yaratacaktır. Bu durumda tüketici sadakati, bu markaya özel olarak (tüm şubeler için) değil de spesifik bir satış noktasına bağlı olarak gelişecektir. Franchise sahibi, kendi markasını güçlendirmek için, hem görsel parametreleri hem de müşteri deneyimini sık sık kontrol etmeye ihtiyaç duyar.
GÖRSEL PARAMETRELER Satış noktasının görsel parametrelerini kontrol etmek için bir denetim programı bulunmaktadır. Bu, ‘Gizli Alışveriş’ projeleri çerçevesinde uygulanabilecek bir programdır. Örneğin; eğer franchise sahibi 10-15 veya 100 ortağa sahipse, basit bir kontrol listesiyle gizli müşteriler, bir hafta veya bir ay içinde satış noktasının tüm görsel parametrelerle (sembol rengi, vitrin ebatları, fiyat listesinin mevcudiyeti, mekan büyüklüğü, sıcaklık aralığı, ürün yelpazesi, …) uyumluluğunu değerlendirebilir. Şubelerdeki parametrelerin çoğu fiyatlardan görsel tasarıma kadar bu denetim programıyla değerlendirilebilir.
GIDA
MÜŞTERİ DENEYİMİ Hizmet kalitesi kontrolü, daha karmaşık bir görevdir ve bu, ‘Gizli Alışveriş’ programı kullanılarak uygulanabilir. Bu durumda, franchise sahibi, hizmet standartlarına ilişkin beklentilerini kısaca açıklar; müşterinin satış noktasında nasıl karşılandığı, ürünlerin nasıl sunulduğu, ana ürüne ek ürünlerin sunulup sunulmayacağı, genel nezaket seviyesi, hız, temizlik… Bu parametreler de, markaya olan kalıcı sadakatin oluşması adına gereklidir. Kullanıcılar, bu markanın hizmetini olumlu bir şekilde değerlendirecek olursa/tüketiciler bu markayı beğenirse, franchise sahibi kesinlikle bunun faydasını görecektir. Franchise sahibi için kaliteli hizmet, franchise’nin popülaritesi ve başka ortakların onun franchise’sine katılması anlamına gelir. Eğer bugün bu markanın hizmet düzeyi 90 ise, belki de yarın franchise sahibi kişinin, onlarca yeni ortağı olacaktır.
ORTAKLAR İÇİN FAYDALARI Böylece ‘Gizli Alışveriş’ projesinin yardımıyla, franchise sahibi kişi, ortaklarının çalışmalarını takip edebiliyor. Ancak, bir ya da iki satış noktasına sahip olan ortaklar, durumu kendileri kontrol edebilecekken buna neden ihtiyaç duyar? En iyi franchising'lerin çalışması, sahibinin ‘Gizli Alışveriş’ yönteminin sonuçlarını aktif olarak kullandığını gösterir. Öncelikle, bu proje ile kişi, iş gezisine çıkmış veya geçici olarak yok da olsa, her zaman kendi satış noktasında neler olduğunu bilir. İkincisi, yüksek kalitedeki hizmet, satışları etkilemeye ve müşteri tatminini artırmaya yardımcı olur. Bu, kaybı azaltır ve müşterilerin çoğu bu satış noktalarını arkadaşlarına önermeye başlar. Yani, hizmet standartlarının uygulanması, bu satış noktasının verimliliğini etkiler ve böylece ortağının daha iyi sonuçlara ulaşmasına yardımcı olur.
MÜŞTERİLER VE HERKES İÇİN FAYDALARI Böylece, ‘Gizli Alışveriş’ takip programı hem görsel parametreleri ve hizmeti takip etmenizi, hem de aşağıdaki maddelere olanak sağlıyor: - Markayı güçlendirmek, tanınır hale gelmek. - Sinerji yaratmak. Müşteri, bir satış noktasını ziyaret etmiştir, yarın bir başkasını ziyaret edecektir, ondan sonraki gün de bir diğerini… Satış noktalarının tek tip olması; müşterinin beklentilerini, markaya olan duygusal yakınlıklarını ve bağlılıklarını oluşturmasına imkan verecektir ki bu da mali faydalar ile sonuçlanacaktır. Markanın güçlenmesi, franchise sahibine fayda sağlayacaktır; çünkü markası popüler hale gelecek ve ağına yeni ortaklar çekecektir. Franchise sahibi, markasını kuvvetlendirerek değişmezliği oluşturur. Ortağı için iyi bir teknolojik çözüm önerir. Her durumda, franchise sahibi, kiralanan marka için ödenen bedelin karşılığı olarak bazı avantaj ve menfaatleri sağlayan bir düzenli merkez olarak algılanmaktadır. ‘Gizli Alışveriş’, internet üzerinden çalışan ve ortaklar tarafından memnuniyetle karşılanacak kullanımı kolay bir araçtır. Dahası, franchise sahibi, hizmetin en iyi örneklerini, en iyi fikirleri toplayabilir ve yıllık toplantı veya haber bültenlerinde bu uygulamayı partnerlerine bildirebilir. Bu markanın altında çalışan ortak için, mekandaki operasyon kontrolünde çalışma fırsatı uygun ve faydalıdır. Kaliteli hizmet sayesinde, finansal sonuçlarda gelişmeler yakalayabilir. Dahası, kendisini markanın diğer temsilcileri ile karşılaştırabilir ve böylece yeni fikirler edinebilir, çalışmalarını iyileştirebilir. Bu nedenle, franchising’de ‘Gizli Alışveriş’ ile üç taraf da yararlanır: 1. Tüketici için, bu markadan temel beklentileri tatmin olur. 2. Franchise sahibi için, markaya katkıda bulunan tek kontrol sistemidir. 3. Ortak için; satış noktasında ne olduğuna dair bilgi sağlar, kaliteli bir hizmet yaratılır, bu da nihayetinde satışların büyümesini etkiler.
Yazar: 4Service Group Türkiye Direktörü Kağan Soyubol
109
GIDA
Şube yatırımlarına yönelik ataklar 3 yıl içinde yapılacak Bugün 17 şubesi ile eşsiz tatları müşteri ile buluşturan Happy Moons adına görüştüğümüz Genel Müdür Kadir Kutluay, yönetim şekilleri ve franchise şartları noktasında bizlere bilgi verirken, aynı zamanda gelecek dönem yatırımlarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Happy Moons’u bizlere kısaca anlatır mısınız? Sektöre ilk ne zaman adım attı? Şu an kaç şubesi var? Bu zamana kadarki gelişim evresinde neler yaşandı? İlk kez 1999 yılında Kadıköy'de hizmet vermeye başlayan Happy Moon's, her türlü damak zevkini düşünerek hazırlanmış menülerini profesyonel bir ekip eşliğinde hazırlayarak; Meksika, Texas ve İtalyan mutfaklarının en özel, en keyifli örneklerini, eşsiz tatlılarını ve de benzersiz Türk kahvaltısını, sağlıklı menülerini kocaman mutluluklar sloganıyla birleştirip sıcak bir atmosfer ortamında müşterilerine sunmayı amaç edinmiş kafe&restoran markasıdır. Bugün 17 şube sayısına ulaşarak benzersiz ürünlerimizi lezzet tutkunlarıyla buluşturuyoruz. 2017 yılında bünyemize 3 yeni şube ekleyerek, yurt içinde önümüzdeki 3 yıl içinde 30 şubeye ulaşmayı hedefliyoruz. Bununla beraber Suudi Arabistan merkezli Fawaz Alhokair ile grup master franchise anlaşması yaparak, 5 yıl için 15 şube açmak için ön protokol imzalandı bile. Zincirleşme noktasında daha çok AVM’leri mi yoksa caddeleri mi ya da her ikisini de mi tercih ediyorsunuz? Neden?
110
Özellikle AVM veya cadde olarak ayrım yapmıyoruz. Doğru lokasyon olduğunu düşündüğümüz her yerde olmak istiyoruz. Doğru lokasyondan kastımız hedef müşteri kitlesinin yoğunluğu ve fiziki standartlarının uygunluğu ile ilgili. Aynı zamanda franchise veren bir firmasınız. Peki, franchise verirken aramış olduğunuz şartlar neler? Öncelikle talep edilen bölge veya lokasyonun hedef kitle müşteri grubu yoğunluğunu inceliyoruz. Bu noktada olumlu bir karar çıkması durumunda fiziki standartlarımızın uygunluğunu
inceliyoruz. Ve tabii ki özellikle işletme sahibinin işe bakışı bizim için ayrı bir değerlendirme kriteri oluyor. Peki, neden girişimci adayları Happy Moons’u seçmeli? Franchise adaylarına ne gibi avantajlar sağlıyorsunuz? Happy Moons markası altında hizmet veren tüm şubelerde kazan-kazan üzerine kurulmuş bir sistem mevcuttur. Sektördeki bilgi birikimiz sayesinde doğru yeri seçme konusundaki hassasiyetimizle başlayan operasyon sürecinde, işletmenin operasyona hazır hale getirilmesi ve yönetilmesi konusunda sürekli yatırımcıyla yakından ilgileniyoruz. Sizce restoranlar aynı mı yoksa farklı düşünülerek mi yönetilmeli? Neden? Ayrıca bölgelere göre fiyat değişiklikleri yapılabilir mi? Siz nasıl bir yol izliyorsunuz? Zincir restoranlar yönetiminde kuşkusuz bir standartisyonun olması gerekir. Bunlar daha çok yiyecek hazırlamak için belirlemiş olduğunuz hammadde teknik özellikleri ile beraber pişirme süresi, lezzeti ve sunumuyla ilgilidir. Bununla beraber genel konsept dışında hizmet veren marina veya havaalanı gibi yerlerdeki şubelerde farklı fiyat ve hizmet uygulamaları olabiliyor.
GIDA
sıklıkla görmeye alışacağınız bir marka büyüyor; Kendi tavuklarını özenle yetiştirip, yine aynı özenle müşterilerine sunan Arden Fried Chicken kısa sürede tavuk severlerin gözdesi olmaya başladı bile… Bu kadar kısa sürede sevilen markanın kuruluş serüvenini, şu an yürütmüş oldukları çalışmaları ve gelecek dönem hedeflerini Arden FC Genel Müdürü Sayın Servet Aydın ile görüştük. Aydın, şu an 5 olan restoran sayısını markanın hak ettiği yere ulaşabilmesi adına daha da artıracak stratejiler üzerinde çalışmalarını yürüttüklerini belirtti. Arden FC’nin gıda sektöründeki serüveni nasıl gelişti, kısaca dinleyebilir miyiz? Arden Fried Chicken olarak baktık ki ulusal ve uluslararası fast food zincirleri arasında “güvenle” tercih edebileceğimiz, “sağlıklı” ve “helal” diyebileceğimiz alternatiflerin sayısı oldukça az... Bunun yanında temelde ihtiyacımız olan tavukları yine kendi çiftliğimizde özenle ve güvenle kendimiz yetiştiriyoruz... O zaman dedik ki; “Neden hem damak tadımıza hitap eden hem de güvenle tüketebileceğimiz bir markamız olmasın?” Bu fikirden hareketle, yaklaşık 2 yıl süren Ar-Ge çalışmalarımız sonucu lezzetimizi misafirlerimize sunacak standarda getirdik ve kurumsal kimliğimizle ilk restoranımızı 18 Mayıs 2016 tarihinde Bayrampaşa Axis AVM’de hizmete sunduk.
Advertorial
Arden FC’de, Akdeniz Toros markamızla kendi çiftliğimizde vejetaryen yem ile beslediğimiz, elektroşoksuz kesim yaparak kuru yoluma tabi tuttuğumuz tavuklarımızı Arden Fried Chicken olarak müşterilerimize gururla sunuyoruz. Çünkü bizim lezzetimiz baharat veya soslardan değil, tamamen doğal tavuklarımızdan geliyor.
112
Antalya Kapalıyol Restoranı
Zincirleşme noktasında daha çok AVMleri mi yoksa caddeleri mi ya da her ikisini de mi tercih ediyorsunuz? Neden? Aslında her ikisi de büyüme hedeflerimiz arasında yer almakta. Temelde
GIDA
bu konuda net bir ayrım gözetmemekle birlikte, AVM’lerimizin alışveriş kültürümüzdeki ağırlığı sebebiyle elbette daha çok misafirlerimizle AVM’lerimizde buluşmayı hedefliyoruz. İlk restoranımızı İstanbul Bayrampaşa Axis AVM’de açmamızın ardından, sırasıyla İstanbul Canpark AVM, Ankara Acity Premium Outlet Center AVM, Adana Park Adana AVM misafirlerimizle buluşma noktalarımız oldu. Haziran ayında da 5 katlı devasa bir Arden FC’mizi, Antalya Kapalıyol’da bir cadde restoranı olarak misafirlerimizin hizmetine sunmuş bulunuyoruz. Böylece Arden FC henüz 1. yılını tamamlarken 5. restoranını misafirleriyle buluşturmuş oldu.
biz. Her bir takım arkadaşımız ise işine sadık, özverili ve niçin Arden FC’de çalıştıklarını ve bu ailenin bir üyesi olduklarını çok iyi biliyorlar. Arden FC bu donanımlı ekibiyle tüm bu süreçleri kolaylıkla yürütmekte. Tüm bunlar bir arada olduğu sürece yeni restoranlar açma konusunda önümüze çıkan engelleri aşmamamız için hiçbir neden yok. Yeme-içme sektöründeki birçok markada şubeler arası lezzet farkı oluyor. Bunun olmaması için öncelikli olarak nelere dikkat etmek gerekiyor? Öncelikle bu konuda marka standartlarının çok iyi belirlenmesi ve uygulanması gerekiyor. Ayrıca lezzeti tüm restoranlar-
da aynı tutmak için de iyi seçilmiş, eğitilmiş ve yaptığı işe inanan bir ekiple yola çıkmanız gerekiyor. Elbette standartların sürekli kontrol altında tutulması için denetlenmesi de önemli bir kriter. Biz restoranlarımız veya destek ofisimizde görev yapacak tüm takım arkadaşlarımızı iki hafta süren temel bir eğitimden geçiriyoruz. Bu süreçte, onlara markamızı, misafirlerimizin beklentilerini ve hedeflerimizi anlatıyoruz. Onları da hedeflerimize ortak ediyoruz ki beraber koşalım, beraber dinlenelim. Bu ortaklığa iyi bir eğitim ve denetim sistemini de eklediğimizde standartlarımızı tüm restoranlarımızda yakalamayı başarıyoruz.
Öncelikli planımız seçkin AVM’lerden işe başlayarak yakın gelecekte tüm Türkiye’ye Arden FC’yi sevdirmek ve tercih edilen marka olmak. Arden Fried Chicken’ı girişimciler tanıdıkça, tüketiciler ise tattıkça daha çok sevecekler. Sağlıklı, güvenilir ve yerli bir fast food zincirini önce ulusal ardından da uluslararası bir marka haline getirmek en büyük hedefimiz. Şubeleşmenin ne gibi zorlukları vardır? Kontrolü nasıl sağlıyorsunuz? Günümüzde markaların karşılaştığı en temel güçlük şube sayısı arttıkça aynı kaliteyi yeni noktalara taşıyamamaktır. Bunun için hem operasyonunuzun hem de destek birimlerinizin süreçlerinin birbiriyle uyumu gerekir. Ancak tüm bunları sağlarken en çok odaklanmamız gereken nokta ise restoranlarımızda misafirlerimize hizmet veren arkadaşlarımızdır. Çünkü her bir misafirimize karşı markamızı onlar temsil ediyorlar. Bu nedenle yaptığımız işin sadece kaliteli bir ürün satışı olmadığını aynı zamanda misafirlerimize güzel bir deneyim sunmak olduğunun bilincindeyiz. Bu bilinç her yeni restoranı bünyemize katarken doğru karar vermemize yardımcı oluyor. Arden FC olarak öncelikle çok genç, dinamik ve teknolojiyi iyi kullanan ve alanlarında profesyonel bir ekibe sahi-
Ümraniye Canpark AVM
Geleceğe yönelik planlarınızdan bahsedelim biraz da... Neler planlanıyor? Arden FC ilk yılında 5 restorona ulaşarak çok büyük bir ivme yakladı. Bunu yaparken de kendisini misafirlerine sevdirmeyi başardı. Amacımız bu ivmeyi sürekli yukarıda tutmak ve lezzetli tavuğumuzu her geçen gün farklı bir noktada yeni misafirlerimize tattırmak. Şu anda markamıza karşı çok büyük bir memnuniyet ve yeni yerler açılması için talepler var. Çok kısa zamanda Arden FC hem yurt içi hem de yurt dışında birçok noktada Arden FC severlerle buluşacak. Ayrıca bu vesile ile bizden olumlu haber bekleyen yatırımcı adaylarımıza da bir müjde verelim. Arden FC çok yakında franchising sistemine geçerek yeni iş ortaklarıyla birlikte büyüme modeli sunacak. Bu anlamda Arden FC’nin adını çok sık duyacağımız günlerin geldiğini söylemekten büyük memnuniyet duyuyoruz. Biz Arden FC’yiz, vejetaryen yemlerle beslenip elektroşoksuz kesilen ve kuru yolumla tüm süreçlerine özen gösterilen yüzde 100 doğal ve yüzde 100 helal tavuğumuza sonuna kadar güveniyoruz. Elbette bu mükemmel ürünü restoranlarımızda sunma serüveninde yer alan tüm ekibimize de… Tüm misafirlerimizi de bu lezzeti keşfetmeye davet ediyoruz. Siz de göreceksiniz ki, “Biz Arden FC olarak, bildiğiniz piliçlerden değiliz!”
113
GIDA
BAŞARIDA 5 ALTIN KURAL! ZİNCİR RESTORANLARIN NASIL YÖNETİLDİĞİNE DAİR GÖRÜŞLERİNİ ALDIĞIMIZ CREW RESTURANT GROUP KURUCUSU VE YÖNETİM KURULU BAŞKANI KEMAL SELÇUK TÜRKÖZ, MARKALARINA GÖSTERİLEN İLGİNİN NEDENİNİ 5 KURALLA AÇIKLADI. TÜRKÖZ’E GÖRE BU KURALLARIN TAMAMI BİR BÜTÜN OLMALI VE BİRİ BİLE EKSİK OLMAMALI. BU 5 ALTIN KURALLA İLGİLİ BİLGİYİ İSE RÖPORTAJIMIZIN DEVAMINDA OKUYABİLİRSİNİZ…
114
Timboo Cafe, La Gioia, Carmelo's ve Marlinda markalarını bünyesinde barındıran Crew Restaurant Group'un serüveni nasıl gelişti? Marka yaratmak ve onu belli bir yere getirmek için gerekli birikime ve oldukça fazla tecrübeye sahibiz. Uzun yıllar Türkiye’nin tanınmış birçok markasına kurumsal danışmanlık yaptık. Bu süreçte marka yapmak, kurumsal kimlik hazırlamak, menü oluşturmak ve bunları son kullanıcılara sunmak konularında giderek tecrübemiz arttı. Bu sürecin sonlarına doğru hizmet verdiğimiz markaların çoğunluğu gıda sektörü üzerinde yoğunlaşınca, bilgi birikimimizi Timboo Cafe ile kendimiz için kullanmaya karar verdik. Timboo Cafe markası bizim serüvenimizin başlangıcı ve ilk kahramanı oldu. Timboo Cafe’nin de konseptini ve kurumsal kimliğini tamamıyla biz oluşturduk. Daha sonra da sırasıyla La Gioia, Carmelos ve Marlinda markalarını oluşturduk ve bunların hepsi tek bir grup altında toplanmış oldu. Şu anda hepsi Crew Restaurant Group’a bağlı markalar olarak yola devam ediyor. Bugün geldiğimiz noktada profesyonel bir yönetim kadrosuna sahibiz. Konsepti yaratıyoruz, dekorasyonundan müziğine, menüsünden reklam kampanyasına kadar markanın alacağı yolu bir bütün olarak tasarlıyoruz. Tüm restoranlarınız kısa zaman içerisinde alışkanlık yarattı... Bu ilgiyi neye bağlıyorsunuz, neden bu kadar sevildiniz sizce? 5 altın kuralımız var; lezzet, hizmet, hijyen, farklılık ve kalite… Tüm bu kurallar beraberinde başarılı bir markayı, ardından misafir memnuniyetini getiriyor. Lezzet, ürün kalitesi, hizmet kalitesi ve hijyen bunların tamamı bir bütün olmalı… Biri eksik olur ise olmaz. Her mutfağınız farklı bir bölgenin kültürünü yansıtıyor... Buna göre ekibinizi seçerken neleri göz önünde bulunduruyorsunuz? Her markamız için ayrı mutfak ve menü danışmanlarımız var. Konusunda uzman kişiler
ile çalışıyoruz, ama en önemlisi araştırıyor, dünyadaki örneklerine bakıyor ve en doğru olanı kendimiz yaratıp uyguluyoruz. Farklı lezzetler, özel konseptler üzerinde işin uzmanları ile çalışmak bizim de gelişmemize olanak sağlıyor. Farklı markaları aynı çatının altında buluşturmanın ve şubeleşmenin ne gibi zorlukları var? Kontrolü nasıl sağlıyorsunuz? Grubumuzda 4 farklı marka ve toplamda 7 şube var. Tüm işletmelerin ve özellikle Timboo Cafe şubelerinin aynı kurumsal dili konuşması ve aynı hizmet anlayışıyla servis vermesi en önemli konuların başında geliyor. Bu nedenle yaklaşık bin metrekare alan üzerine bir merkez kurduk. Bu merkez; üretim ve Ar-Ge mutfakları, Crew Akademi ile idari ofis alanlarından oluşuyor. Crew Akademi’de chef, patisserie chef, barista ve servis elemanlarına eğitimler verilerek şubelerde çalışacak olan personelin donanımlı ve hazır olmasını sağlıyoruz.
GIDA
Grup işletmelerinde çalışmaya başlayacak tüm mutfak ve servis personeli önce merkezde kişisel hijyen ve gıda hijyeni konularında eğitime tabi tutuyoruz, mesleki konularda da eğitimlerini tamamladıktan sonra görev alacakları şubelere gönderiyoruz. Crew Restaurant Group olarak sadece hijyen konusunda değil, ekibin kişisel ve mesleki gelişimleri konularında da büyük yatırımlar yapıyoruz. Akademide uzman eğitmenler tarafından tüm ekibe İngilizce, müşteri memnuniyeti, hizmet kalitesi, yiyecek, içecek ve satış teknikleri vb. konularında eğitimler veriliyor. Yeme-içme sektöründeki birçok markada şubeler arası lezzet farkı oluyor... Bunun olmaması için öncelikli olarak nelere dikkat etmek gerekiyor? Timboo Cafe şubelerinde sunulan ürünlerin tamamına yakınını Gıda Mühendisi kontrolünde HACCP belgesine sahip ana üretim mutfaklarımızda günlük olarak yapıyoruz. Tüm ürünler satın alma aşamasından başlayarak menüdeki yerini alana kadar büyük bir titizlikle kalite ve kontrol aşamalarından geçirilerek işleniyor.
ürünlerimizin lezzetini en iyi onlar biliyorlar. Şimdi bütün şubelerimizde yemek yiyorlar ve bizi bilgilendiriyorlar. Ayrıca sadık bir misafir profilimiz de var aynı şekilde onlardan gelen geri bildirimleri de hızlıca değerlendirip, gerekli konulara müdahale ediyoruz. Bunun yanında gizli müşteri araştırmaları yaptırıyor ve tüm sosyal medya mecralarında yapılan yorumları da takip ederek dikkate alıyoruz. Geleceğe yönelik planlarınızdan bahsedelim biraz da... Yeni markalar, yeni şubeler, Başkent'i veya başka illeri bekleyen sürprizleriniz olacak mı? Crew Restaurant Grup’ta şu anda 450’ye yakın personel istihdam ediyoruz, yeni açılacak şubeler ve hazırlıkları devam eden yeni konsept projeler ile bu sayı gün geçtikte artacak. Yaptığımız yatırımlarla Ankara ekonomisine katkıda bulunuyoruz, şimdilik Ankaralılara hizmet eden Crew Restaurant Group pek çok yerli ve yabancı yatırımcıların dikkatini çekerek teklifler almaya başlamış durumda. Timboo Cafe markasını kısa vadede
Ankara’da hedeflediğimiz şube sayısına ulaştırdıktan sonra başta yurt içinde ve yurt dışında yapacağımız yeni yatırımlarla geliştirmeyi hedefliyoruz. Başta İstanbul ve İzmir’de açacağımız yeni şubelerin yanı sıra, eş zamanlı olarak Eskişehir, Bursa, Antalya, Adana ve Mersin gibi çevre illerde franchise vermeye başlayacağız. Bu arada Ankara’da feminen yepyeni bir markanın daha hazırlığını yaptığımızın müjdesini ilk olarak size vermek isterim. Carmelo’s ve La Gioia markalarını dünyaca ünlü şefler ve danışmanlar ile yapacağımız farklı projelerle geliştireceğiz. Yapacağımız event ve etkinliklerle dünyadaki yeni trendleri ve farklı dinamikleri bu markalar aracılığı ile sunacak ve büyüteceğiz. Marlinda markasının Ankara’da gelişimini ve oluşumunu tamamladıktan sonra, sahip olduğu ilgi çekici konsepti, sunduğu geleneksel yemekler ve lezzetleri ile yurt dışında da şubeleşerek özellikle Londra’da büyümesi için girişimler yapmayı planlıyoruz.
Şubelerimizin mutfak şefleri ile birlikte merkez Ar-Ge mutfağında yeni menü ve ürün denemeleri yapıyoruz. Ürünlerin standart reçetelerini oluşturuyor, ürünün lezzetinden tabaktaki duruşuna ve sunuluşuna kadar her türlü detaya burada birlikte karar veriyoruz. En önemli konulardan biri de takip! Bu işin temelinde takip ve denetim yatıyor. Şefler standart reçeteler ile üretim yapıyorlar, ancak lezzet ve sunum farklılığına hiçbir şekilde izin vermemek için tüm şubelerde farklı zamanlarda yemek yiyoruz. Ayrıca bizim fahri deneticilerimiz var. Biliyorsunuz Timboo Cafe çocuk odaklı bir marka ve çocuklar ilk şubemizi açtığımız günden bu yana bizimle birlikte büyüdüler ve
115
GIDA
Zincirleşme içinde ciddi tecrübeleri ve edinimleri barındırır “Bir işletmenin zincir hale gelebilmesi başlı başına bir başarı hikayesidir” açıklamasında bulunan Bereket Döner Ceo’su ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Muhammet Nezif Emek, zincir restoranların yönetimine dair görüş ve düşüncelerini bizlere aktardı.
Sizce zincir restoranları yönetirken en belirleyici unsur nedir? Hangi unsur üzerinden kararlar alınır? Restoran işletmeciliği günümüzdeki en zor işletmecilik alanlarından biri... Açılan restoranların yarıdan fazlasının ilk yılını tamamlamadan kapanması da bunun en büyük kanıtıdır. Bu alanda faaliyet göstermek isteyen işletmecilerin konularına hakim olmamaları ve sektörü tanımadan bu yatırıma girmeleri de bu konuda önemli bir etkendir. İşte bu noktada zincir restoran işletmeciliğinin önemi öne çıkmaktadır. Bir işletmenin zincir hale gelebilmesi başlı başına bir başarı hikayesidir. İçinde çok ciddi tecrübeler ve edinimler barındırır. Bu tecrübeleri ve edinimleri ele aldığımızda en etkili unsurun müşteri memnuniyeti odaklı çalışma ve yönetim olduğu görülecektir. Çalışma prensiplerinin merkezine müşteri memnuniyetini koyan ve bundan taviz vermeyen işletmelerin başarılı olamamaları imkansızdır. Sizce restoranlar aynı mı yoksa farklı düşünülerek mi yönetilmeli? Neden? Ayrıca bölgelere göre fiyat değişiklikleri yapılabilir mi? Her restoran ayrı bir birey olarak görülmelidir. Bu nedenle kendine has özellikler ve karakterler içerebilir. Zincir bir restoranın her bir halkası, ana çalışma prensiplerinin içinde kalmak ve zincirin temel felsefesini muhafaza etmek koşulu ile demografik ve coğrafi özellikler dikkate alınarak diğerlerinden farklılaşabilir. Bu unsurlardan biri fiyat olabilir. Birçok ulusal veya uluslararası zincirin havaalanlarında uygulamış oldukları fiyat politikası buna güzel bir örnek olabilir. Siz nasıl bir yol izliyorsunuz? Bizlerde kendi işletmeciliğimizde dinamik yönetim anlayışı ile hareket ederek farklı uygulama
116
metotları geliştiriyoruz. Örneğin beş farklı yatırım modeli ile her bütçe ve her mekan için yatırım alternatifleri oluşturmuş durumdayız. Bu modeller kendi içinde konumlanmaları, menüleri, ürün hazırlama ve hizmet sunma şekilleri ile farklılaşabilmektedir. Ancak temelde hepsinin yol haritası temel kurallar ve kaideler için net bir şekilde belirlenmiştir. Zincir restoranlar tüketici de güven hissi yaratır mı? Bu şekildeki bir oluşum marka değerinin yüksek olduğunu mu gösterir? Kesinlikle, çünkü marka genel manada tüketiciye verilmiş sözü temsil eder. Bu minvalde müşterinin güveni, talep ve teveccühü markanın şube bazlı zincirleşmesinin nirengi noktasını oluşturmaktadır. Bu şekilde değerlendirdiğimizde bir restoranın bulunduğu yerden kabuğunu kırarak bir zincir hale gelmesindeki en temel duygu, tüketicisinde oluşturduğu güven hissidir. Zincirler Anadolu’da yatırım yaparken nelere dikkat etmeli, hangi kriterleri göz önünde bulundurmalı? Yukarıda da bahsi geçtiği üzere marka bir bölgeye yatırım yaparken bölgenin demografik ve coğrafi özelliklerini dikkate almalıdır. Gerekli fizibilite çalışmaları yapılmalı ve öngörüler ile hareket edilmelidir. Bu aşamada hırs ve ihtirasa kapılmamak gerekir. Bu çalışmada doğru lokasyon tespiti, bölge ihtiyaçlarının belirlenmesi, mevcut özellikle yerel rakip analizinin yapılması ilgili bölgede açılacak şubenin ana hatlarını ortaya koymuş olacaktır. Anadolu’da şube açılırken ilk etapta nasıl bir mağaza açılmalı, büyük mü yoksa küçük mü? Bir restoranın büyük veya küçük olmasından ziyade yatırım için uygun ve ergonomik olması daha önemlidir.
GIDA
Bölgesel dinamikler farklı politikaları izlemeyi zorunlu kılabiliyor
Bu ayki dosya konumuz zincir restoranların yönetimi üzerine… Firmaların yönetim noktasında nasıl yol izlediğini öğrendiğimiz çalışmamızda Emirgan Sütiş Türkiye Operasyon Müdürü Alpay Avincan da sektörel bilgi ve tecrübelerini bizlerle paylaştı. Avincan, “Misafir portföyü, şube kira ücretleri, lokasyonlar fiyat politikasını her marka için etkiler. Bu nedenle yönetim noktasında hem yatırımcı hem de marka düşünülerek hareket edilir” dedi. Sizce zincir restoranları yönetirken en belirleyici unsur nedir? Hangi unsur üzerinden kararlar alınır? Zincir restoranlar yönetiminde en belirleyici unsur, standartlar ve birbirleri arasındaki uyum. Biz hiçbir iş ortağımıza gelir kaynağı gözü ile bakmayız, bizim bakış açımız küçük bir çocuk edasındadır; büyüterek koruyup kollayan, sahip çıkarak elini üzerinden çekmeyen bir yaklaşım biçimidir.
Zincirler Anadolu’da yatırım yaparken nelere dikkat etmeli, hangi kriterleri göz önünde bulundurmalı? Öncelikli olarak Anadolu’da yatırım yaparken markanın, beraberinde standartlarınızın ne kadar taşınabilir olduğuna, ayrıca marka ve standartlarınızı ne kadar koruyabileceğinize bakarsınız. Bölgesel araştırmalar yine ön plana çıkmaktadır ve gerek yöresel halkın yiyecek içecek kültürü gerekse lokasyon analizleri kararlarımızı etkilemektedir. Bu noktada Emirgan Sütiş başlangıç analizini çok doğru yaparak, hiçbir şubesini kapatmak ya da yer değiştirmek durumunda bırakmadığı için oldukça başarılı bulunmakta ve bu da bir tercih sebebi oluşturmaktadır. Anadolu’da şube açılırken ilk etapta nasıl bir mağaza açılmalı, büyük mü yoksa küçük mü? Bu soruya şehir şehir bakmak gerekir diyerek cevap verebilirim. Çok yüksek potansiyelli şehirlerimiz olduğu gibi nüfusun az olduğu şehirlerimiz de mevcut. Örneğin; Adana ilimiz için lokasyon analizi yaptığınızda birden farklı ilçede toplamda birden fazla şubeyi kaldırabilecek potansiyeldedir.
Sizce restoranlar aynı mı yoksa farklı düşünülerek mi yönetilmeli? Neden? Ayrıca bölgelere göre fiyat değişiklikleri yapılabilir mi? Kesinlikle tek bir markadan ve standartlardan bahsedildiği için farklı düşünülerek yönetilmez, ama bölgesel misafir portföyü, şube kira ücretleri, lokasyonlar fiyat politikasını her marka için etkiler. Bu nedenle yönetim noktasında hem yatırımcı hem de marka düşünülerek hareket edilir. Siz nasıl bir yol izliyorsunuz? Biz Emirgan Sütiş Merkez Yönetim olarak, yönetimsel standartlarda kesinlikle her şubemize aynı mesafede kalarak ilerliyoruz, fiyat politikasında ise bölgesel dinamikler sonucunda, her büyük marka gibi farklı politikalar izlemek durumundayız. Zincir restoranlar tüketici de güven hissi yaratır mı? Bu şekildeki bir oluşum marka değerinin yüksek olduğunu mu gösterir? Marka değerini tüketicinin güven hissi ve algısı oluşturmaktadır. Yiyecek içecek sektörü misafir memnuniyeti üzerine kurulmuştur. Bizim yaptığımız Ar-Ge çalışmalarında, tüketicilerin yüzde 94’ü bildiği markaları tercih ediyor, bu da marka değerinin ne kadar önemli olduğunu ön plana çıkartıyor.
117
GIDA
Zincir restoranların temel standartlar korunarak ve hizmet anlayışında farklılık olmadan yönetilmesi gerektiğini belirten Dardenia Operasyon Müdürü Bilge Mehmet Tüllek, tüketicide marka sadakatinin oluşmasının ancak bu şekilde olabileceğini dile getirdi.
Kararlar verilirken fayda mutlaka iyi analiz edilmeli Sizce zincir restoranları yönetirken en belirleyici unsur nedir? Hangi unsur üzerinden kararlar alınır? Tek bir şubede yaşanabilecek olumsuzlukların, tüm zincir restoranları etkileyebileceği unutulmadan hizmet kalitesi ve misafir memnuniyeti esas alınarak kararlar alınmalıdır. Marka bağlılığı yaratmak emek ve zaman isteyen bir konudur. Aynı şekilde markanın sürekliliğini sağlayabilmek için karlılık ve misafir memnuniyeti dengesini de iyi kurgulamak gerekir. Sizce restoranlar aynı mı yoksa farklı düşünülerek mi yönetilmeli? Neden? Ayrıca bölgelere göre fiyat değişiklikleri yapılabilir mi? Zincir restoranlar temel standartlar korunarak ve hizmet anlayışında farklılık olmadan yönetilmelidir. Tüketici şube bağımsız aynı ürün kalitesi, güler yüzlü hizmet ve temizlik seviyesini her şu-
118
bede yakalamalıdır, marka sadakati de ancak bu şekilde oluşabilir. Kira bazlı bölgesel farklılıklar gözlemlenebilir, maliyete göre bölgesel fiyat farklılıkları şubeler arası çok fark yaratmadıkça uygulanabilir. Siz nasıl bir yol izliyorsunuz? Dardenia olarak Fish&Bread ve Fish&Sushi olmak üzere iki farklı konsepte sahibiz. Fish&Bread şubelerimizde self servis olarak hizmet veriyoruz. Fish&Sushi’de ise masaya servis sunuyoruz, buna paralel ürün çeşitliliği ve hizmet olarak da baktığımızda fiyatlarımız cüzi miktarda yukarıda diyebiliriz. Her iki konseptimizde de birincil önceliğimiz tüketicilerimize sağlıklı gıda sunmaktır, operasyonel anlamda bu yönetim anlayışıyla ilerliyoruz. Zincir restoranlar tüketici de güven hissi yaratır mı? Bu şekildeki bir oluşum marka değerinin yüksek olduğunu mu gösterir? Tüm şubelerde yakalanan kalite, güler
yüzlü hizmet ve temiz ortam, tüketicide her deneyiminde güvendiği ve sevdiği bir marka yaratır, buna bağlı olarak marka değeri de aynı yönde artan bir trendde izlenir. Global zincir restoranlarda da başarının temelinde bu yaklaşımın olduğunu görüyoruz. Zincirler Anadolu’da yatırım yaparken nelere dikkat etmeli, hangi kriterleri göz önünde bulundurmalı? Öncelikle hedef kitle ve sunulacak hizmeti alabilecek alım gücü nüfusu iyi analiz edilmelidir. Marka; kendi sektörüyle ilgili alanlarda güçlü ve güçsüz yanlarını, gelecekte bekleyen fırsatlara ve tehlikelere karşı hazırlığını tamamlamalı, bölgedeki rakiplerini doğru gözlemlemelidir. Anadolu’da şube açılırken ilk etapta nasıl bir mağaza açılmalı, büyük mü yoksa küçük mü? Yanıt çok değişken olmakla birlikte, doğru fizibilite çalışmalarının ardından doğru bir kararla küçük ya da büyük bir şube açılabilir. Yakın lokasyonlarda artan sayılarla devam eden küçük şubeler ya da güçlü bir etki yaratacak büyük bir şube faydalı olabilir. Bunun örneklerini de piyasada görüyoruz, fayda iyi analiz edilerek karar verilmelidir.
GIDA
En belirleyici unsur ekip ruhunu verebilmek İlk şubesini 2006 yılında cadde konseptiyle, ikinci şubesini 2010 yılında AVM konseptiyle Primemall AVM İskenderun’da hizmete sokan Kırmızı Döner, burada göstermiş olduğu başarıyla birlikte AVM’lerdeki şube sayısını hızla artırmaya başladı. Park Forbes AVM, Adana Optimum, Park328...gibi birçok AVM’de gördüğümüz marka adına Şirket Sahibi Tuncay Paşaoğlu ile görüştük. Paşaoğlu, zincir restoranların yönetimine dair tecrübelerini ve görüşlerini bizlerle paylaştı. Sizce zincir restoranları yönetirken en belirleyici unsur nedir? Hangi unsur üzerinden kararlar alınır? Ekip ruhunu verebilmek ve pozitif enerjili kişilerle çalışmak en belirleyici unsurdur. Empati yapabilen iyi bir yönetim ile doğru kararlar alınır. Sizce restoranlar aynı mı yoksa farklı düşünülerek mi yönetilmeli? Neden? Ayrıca bölgelere göre fiyat değişiklikleri yapılabilir mi? Sunulan hizmet ve ürün müşteri beklentilerini karşılayacak şekilde tasarlanmalıdır. Fakat fiyat aralığı, lojistik durum, işçilik ve bölgenin yaşam standartları gibi çevresel unsurlar göz önüne alınarak da belirlenebilir.
Siz nasıl bir yol izliyorsunuz? Açacağımız bölgeyi yakın markaja alıyoruz. Oradaki tüketici alışkanlıklarını ve ihtiyaçlarını inceliyor ve bu doğrultuda döner konseptlerimizi hayata geçiriyoruz. Lokasyonlardaki ilk kriterimiz müşteri ihtiyacı ve talebi oluyor. Muadil firmalara göre daha yüksek kalitede ürün ve hizmet sunarak farkındalık yaratma yolunu izliyoruz. Zincir restoranlar tüketici de güven hissi yaratır mı? Bu şekildeki bir oluşum marka değerinin yüksek olduğunu mu gösterir? Satılan ürün veya hizmetin potansiyel müşteriler tarafından algıda seçicilik yaratması, hatırlanması ve en son tercih edilmesi marka bilinirliliği sayesinde olmaktadır. Marka bilinirliliğinde, güven unsuru temeli oluşturur. Bilinirlilik ise marka değerini yükseltir. Zincirler Anadolu’da yatırım yaparken nelere dikkat etmeli, hangi kriterleri göz önünde bulundurmalı? Anadolu’da yatırım yapmak için pek çok sebep vardır. Erişebilirlik, görünürlük ve rekabet kriterlerine daha analitik ve dikkatli yaklaşan her türlü yatırımcı, zincir mağazaların tecrübe ve kadrosundan faydalanarak daha hızlı geri dönüşler sağlayabilir. Anadolu’da şube açılırken ilk etapta nasıl bir mağaza açılmalı, büyük mü yoksa küçük mü? Açılacak mağaza kalite standartları ve mağaza konseptleri açısından minimum ve maksimum değerler içerisinde, her yerde aynı standartlarda olmalıdır.
120
GIDA
Emaar Square Mall’a İki Türk devi birleşme için masaya oturdu 41. BIg Chefs Büyük şefler, İstanbullular ile Nisan ayında Üsküdar’ da kapılarını aralayan Emaar Square Mall’ da bir kez daha bir araya geliyor. Big Chefs, Emaar’ da açılan 41. şubesi ile Anadolu Yakası’nın yepyeni keyif noktası olmaya aday! 2007 yılında Ankara’da kurulan ve bugün tüm Türkiye’de hızla büyümeye devam eden Big Chefs cafe/brasserie zinciri, yeni şubeleri için lokasyon seçerken çağdaş dünyanın ihtiyaçlarını göz önünde bulunduruyor. Türkiye’ye ilk defa giren lüks moda markalarının yanı sıra yeme-içme, eğlence gibi modern kent yaşamındaki her türlü ihtiyaca hizmet vermeye yönelik benzer bir yaklaşım ile hayata geçen Emaar Alışveriş Merkezi’nde açılan Big Chefs stil ve keyif sahibi şehirlilerin uğrak yeri olacak. Yeni Big Chefs Emaar şubesinin açılış saati 10:00, kapanış saati ise 00:00. Özgün ve ayrıcalıklı sunumları, her damak tadına hitap eden lezzetleri ve güler yüzlü ekibi ile ön plana çıkan Big Chefs, Emaar Alışveri Merkezi’nde heyecanla müdavimlerini bekliyor. Besleyici, sağlıklı, mevsime uygun lezzetleri, konforlu ve sıcak atmosferi ile Big Chefs Emaar yeni sosyalleşme noktası haline gelerek sezona damgasını vuracak!
Dünya gazetesinde yer alan Kerim Ülker’in yazısına göre, unlu mamulde Türkiye'nin iki büyük şirketi satış görüşmesi için masaya oturdu. Yazının içeriği şu şekilde: “Biri Avrupa'da hızla büyüyen Simit Sarayı, diğeri de sektörün ilklerine imza atan Doruk Group Holding'in markası Komşufırın… Edindiğimiz bilgilere göre Simit Sarayı, Komşufırın'ı satın almak için görüşmeler yürütüyor. Uncu bir aileden gelen, babası Türkiye'nin ilk un ihracatçısı olan Doruk Group Holding'in patronu Hasip Gencer'in kurduğu Komşufırın, 3'ü İstanbul dışında toplam 75'ten fazla şubeye sahip. 2006'da kurulan Komşufırın'ın ayda 1 milyondan fazla müşterisi bulunuyor.
YILDIZ HOLDİNG, HİSSESİNİ SATTI 2008'de Ülker Ailesi'ne ait Yıldız Holding'in yüzde 50 hissesini satın almıştı. O dönem mağaza sayısı 10 iken, bu sayı 2013'te 74'e çıkmıştı. Yıldız Holding, 2013'te hisseleri tekrar geri vermişti. Geçen yıl KF Mutfak markasını yaratan Gencer, 2017'de 25 yeni şube açmayı hedeflemişti. Simit Sarayı ise son dönemde İngiltere'de hızlı bir büyüme içine girmişti. Londra'daki 7'nci mağazayı geçtiğimiz dönemlerde açan Simit Sarayı'nın başında Yönetim Kurulu Başkanı unvanıyla Abdullah Kavukçu bulunuyor. 2017'de sadece İngiltere'de 7 mağaza açmayı hedefleyen şirketin 250'si Türkiye'de, 400 şubesi bulunuyor. 2016'da 100 milyon dolar ihracat gerçekleştiren şirketin 2017 hedefi ise 200 milyon dolar.”
122
GIDA
Usta Dönerci avantajlı franchIse fırsatlarıyla yatırımcılarını bekliyor! Türkiye’de bini aşkın restoranıyla hızlı servis restoran zinciri sektörü lideri olan TAB Gıda bünyesinde faaliyet gösteren Usta Dönerci, avantajlı franchise fırsatları sunuyor. TAB Gıda’nın üretim, satın alma, tedarik zinciri, pazarlama ve markalarının gücünü arkasına alan yatırımcılar, karlı bir yatırım imkanına sahip oluyor.
Türkiye’de bini aşkın restoranı ve 23 yıllık tecrübesiyle hızlı servis restoran zinciri sektörü lideri olan TAB Gıda, kurduğu avantajlı franchise sistemi ile 2017 yılında Usta Dönerci markası ile büyümeye devam edecek. TAB Gıda’nın yüzde yüz yerli sermaye ile yarattığı Usta Dönerci, 30’dan fazla ilde 80’e yakın restoranla hizmet veriyor. TAB Gıda Finans ve Franchise Yatırımlarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Özgür Çetinkaya, Usta Dönerci'nin hedefleriyle ilgili yaptığı değerlendirmede, “Türk halkı Usta Dönerci’yi çok sevdi. Son iki ayda açtığımız yeni restoran sayısı 15’e ulaştı. Bu sene sonuna kadar 120 restorana ulaşmayı ve önümüzdeki dönemde sektör lideri olmayı hedefliyoruz. 2017 sonuna kadar 20 franchise restoran açılışı öngörüyoruz” ifadelerini kullandı. Ata Şirketler Grubu’nun üretim sektöründeki yatırımlarına dikkat çeken Çetinkaya, “TAB Gıda hızlı servis restoran zinciri kategorisinde dünyada eşi benzeri olmayan bir gıda ekosistemi kurdu. Ata Şirketler Grubu tarafından yatırımları gerçekleştirilen salata, ekmek ve
patates fabrikalarımız Usta Dönerci franchise yatırımcıları için ciddi fırsat sağlıyor. Yatırımcılarımız TAB Gıda’nın 23 yıllık tedarik zinciri yönetimi, operasyonel ve pazarlama tecrübesi ile satın alma gücünden faydalanıyor. TAB Gıda için yapılan üretim yatırımları hem inovatif ürünlerin daha kısa sürede geliştirilip müşterilere sunulmasını mümkün kılıyor hem de yatırımcılarımıza satın almada ciddi avantajlar sağlıyor” diye konuştu.
FRANCHISE BEDELLERİ 250 BİN DOLARDAN BAŞLIYOR Usta Dönerci franchise yatırım maliyeti; restoranın yerine, tipine, bulunduğu konuma ve büyüklüğüne bağlı olarak değişmekle beraber, 250 bin USD+KDV’den başlıyor. TAB Gıda yatırımcılara iki ayrı opsiyon sunuyor. Birinci opsiyonda yatırımcılar dilerlerse inşaat ve ekipman yatırımını kendileri üstleniyor. Bu model ancak AVM dışında yer alan restoranlar için geçerli. İkinci opsiyonda ise yatırım tamamen TAB Gıda tarafından yapılarak anahtar teslim modeliyle hayata geçiriliyor.
123
Makale yüzde 90’dır, kaynaklı sistemde kaynak kalitesine bağlı olarak yok gibidir. Firmalar maliyet açısından genelde galvaniz kanalı tercih ediyor. Kontrol kapağı: Bakım gerektiren sistemlerde en az 2 metrede 1 kanalın ölçüsüne göre kontrol kapağının muhakkak olması gerekmektedir. Dikey dönüşlerde bu konuda sistem kurulurken bir baca temizleme firmasından tavsiye alabilirsiniz. Dikey kanallar: Dikey kanallar genelde kör cephe, şaft boşlukları gibi zor yerlerden gider. Bunun için en üst nokta ve en alt noktalarda kontrol kapağı bırakılması gerekir. Arada dönüşler varsa oraya da kontrol kapağı konulabilir.
AB Teknik Genel Müdürü Burhanettin Ünver
İyi bir mutfak bacası nasıl kurulmalıdır? Günümüzde yapılaşmanın çoğalması ile birlikte özellikle alışveriş merkezleri ve plaza türü yapılar da devasa mutfaklar kuruldu. Birçoğu mühendislik şaheseri olsa da bazı sorunlardan hala kurtulmuş değil… Mutfak davlumbaz bacasının birçok konusu var, lakin bu yazımda bakım ve temizlik anlamında bilgilendirme yapacağım. Davlumbaz bacası seçilirken öncelikle pişirme ocağında ne pişireceğimiz önemlidir, sistemde ona göre kurulur. Çünkü kömürlü pişirme yapılan mutfağa ayrı, makarna pişirilen mutfağa ayrı sistemler uygulanması gerekir. Mutfak bacası kurulumunda tavsiyelerimi ise şu şekilde sıralayabilirim; Davlumbaz seçimi: Enerji ve ısı kaybınızı önlemek için performans (taze hava takviyeli) davlumbaz tavsiye ederim. Alevsavar filtre davlumbaz da kesinlikle olmalıdır, çünkü bu filtrenin olmaması yağmurlu havada ceketsiz dolaşmaya benzer. Yatay kanallar: Ülkemizde çok büyük projeler hariç birçoğunda galvaniz 0,65 sac kullanılmakta, fakat hem yangın standardına hem de MMO Odası’nın şartnamelerine uygun olarak en az 2 mm siyah sac kullanılmalı ve bunlar mutlaka kaynaklı olmalıdır. Galvaniz kanalların birleşimi flanş sistemli olduğu için sızdırma olasılığı
124
Fan seçimi: Mutfak baca fanı konusunda benim tavsiyem pug fan dediğimiz direkt milden tahrikli fanlardır, çünkü bunlarda kayış kasnak olmadığı için arıza olasılığı düşüktür ve temizliği kolay fanlardır. Diğer fanlarda kayış değişimi vardır. Filtreler: Fan öncesi metal filtre muhakkak olmalıdır. Bunun da seçimini hem pişirdiğiniz ürün anlamında hem de fan sistemine göre firmanız belirleyecektir. Karbon filtre: Dumanı ve kokuyu engelleyen filtredir. Tek başına işe yaramaz; ya sulu filtre ya da elektro statik filtre ile kullanılır. Temizlenmez, değiştirilir; değişim sıklığı sizin satışınız ile alakalıdır. Sulu filtre: Bu tür filtreler odun, kömür pişirme yapılan mutfaklarda tercih edilir, bakımını muhakkak yapmalıyız. Bu konuda kurulumu yapan firmanın profesyonelliği önemlidir. Eslektro statik filtre: Bu filtreler koku ve dumanı yok eden sistemlerdir. Cihaza giren dumanı anat katot mantığı ile yüksek voltajda kurum haline getirir. Başarı oranı yüksektir, lakin bakımına çok dikkat edilmesi gerekmektedir. Aksi halde yangın gibi bir olay yaşamanız muhtemeldir. Her filtrede olduğu gibi bakım sıklığı sizin cironuzla alakadır. Bu sistemleri kurduktan sonra yaşamasını sağlamak da ayrıca bir konudur. Bakım ve temizliklerini zamanında yetili ve yetkin firmalara yaptırmazsanız, kötü sonuçlarla karşılaşabilirsiniz. Normal üretim yapan bir mutfak yılda en az 3 veya 4 kez bacasını temizletmelidir. Mutfak havalandırma sistemleri başlı başına bir uzmanlık alanıdır, iyi kurulmayan bir sistem başımıza büyük dertler açabilir. Peki, iyi bir davlumbaz baca sistemi nasıl olmalıdır? •Mutfaktaki taze hava dengesi iyi olmadır, akabinde dengesiz olan bir sistem sizin ısıttığınız soğuttuğunuz ortam havasını davlumbazdan çekerek ısı kaybına sebep olabilir. •Hesabı iyi yapılmayan sistem çekiş yapmaz baca görevini yapamayınca mutfak duman altı olur. •Düzgün seçilmeyen baca fan sistemi baca yangınlarına sebep olabilir.
GIDA
Restoranların ihtiyacı olan tüm uygulamalar tek cihazda
Yazarkasa poslarının donanım zenginliği ve dayanıklılığı ile ön plana çıkan Ingenico, adisyon sistem entegrasyonundan yemek çekine, kredi kartı uygulamalarından, ödül sadakat programlarına kadar restoranların ihtiyaç duyabileceği tüm hizmetleri Ingenico yazarkasa POS’lar ile tek cihazda bir araya getirdi. Yeni sistem ile işletmeler, banka pos cihazları, yemek çeki cihazları ve mali yazarkasalardan alınan tüm hizmet ve uygulamalara Ingenico yeni nesil yazarkasa POS’lar ile tek cihaz üzerinden ulaşarak hem zamandan hem de maliyetten tasarruf yapmış olacak. Ingenico Türkiye Genel Müdürü Alpay Sidal yeni sistemle ilgili şöyle konuştu: “İş yeri sahiplerinin yasal yükümlülüklere uygun olarak hizmetlerini sürdürmeleri için çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Zamanla yarışan restoranlar için çok büyük
INGENICO, ADİSYON SİSTEM ENTEGRASYONUNDAN YEMEK ÇEKİNE, KREDİ KARTI UYGULAMALARINDAN, ÖDÜL SADAKAT PROGRAMLARINA KADAR RESTORANLARIN İHTİYAÇ DUYABİLECEĞİ TÜM HİZMETLERİ TEK CİHAZDA BİR ARAYA GETİRDİ.
önem taşıyan “hız” açısından yüksek müşteri memnuniyeti sağlayan Ingenico yazarkasa POS’larında şimdi de yemek çeki hizmetlerinden Multinet, Edenred (Ticket Restaurant) ve Sodexo uygulamalarını iş ortağımız Pavo ile birlikte geliştirdik. Böylece Ingenico yazarkasa POS alan restoranların ilgili firma ile anlaşma yaparak yemek çeki uygulamalarını tek cihazda çalıştırabilmesi, mevcut adisyon entegrasyonundan faydalanması mümkün. Böylece işletmeler tek cihaz ile KDV fişi verirken, ödeme tahsilatında nakit ve banka kartının yanı sıra yemek çeki ile de tahsilat yaparak hem zamandan hem de maliyetten tasarruf etmiş olacak. Sidal sözlerine şöyle devam etti: “Yemek çeki uygulamalarının yanı sıra kısa bir süre önce Ingenico yazarkasa POS cihazlarımız ZUBİZU uygulamasıyla tam olarak entegre bir şekilde çalışmaya başladı. Ingenico yazarkasa POS’lar Micros ve Omni entegrasyonu ile restoranlarda adisyon sistemi otomasyonunun bir parçası olurken, ZUBİZU gibi sadakat programlarını destekleyen teknolojisi sayesinde restoranların müşterilerine uçtan uca sadakat hizmetleri sunmasını sağlıyor. Bu sayede hem iş yerlerine hem de kullanıcılara eşsiz bir kullanım kolaylığı ve deneyimi sağlıyoruz. ZUBİZU avantajlarını sunmak için iş yerlerinin ÖKC dışında farklı bir tablet cihaz kullanması gerekliliğini de ortadan kaldırıyoruz. Bu da yine maliyet ve zamandan tasarruf anlamına geliyor.” Yemek çeki uygulamaları hem iWE280 Seyyar YazarkasaPOS, hem de iDE280 Masaüstü YazarkasaPOS üzerinde çalışabiliyor.
125
GIDA
Teknoloji, Simit Sarayı ile ihraç ediliyor ‘Türkiye’nin global tadı’ haline gelen Simit Sarayı, Sistem 9 mühendislerinin elinden çıkan S9 Vision yazılımını kullanarak, Türkiye’nin de katma değeri yüksek teknoloji ihraç edebildiğini dünyaya kanıtlıyor. İngiltere’nin en işlek caddelerinden biri olan Oxford’daki mağazası Başbakan Binali Yıldırım tarafından açılan Simit Sarayı, yurt dışındaki menü boardlarını Sistem 9’dan alarak, Türk mühendislerinin hazırladığı özel yazılımın dünyaya yayılmasına öncülük ediyor. “Simit Sarayı’nın kendisi bir inovasyon” diyen Simit Sarayı Bilgi Teknolojileri Direktörü Kadir Tophan, 2002’de Mecidiyeköy’deki ilk mağazadan 2017’de İngiltere’deki son mağazaya kadar teknolojili çok iyi kullandıklarını söylüyor. Tophan, “Günde 1 milyon müşteriye 400’ü aşkın mağazada hizmet veriyoruz. ABD'den Suudi Arabistan'a, Türkiye'den Hollanda'ya kadar uzanan geniş bir coğrafyada varız. Sistem 9’un yazılımını yurt içi ve yurt dışındaki tüm mağazalarımızda kullanıyoruz, tüm dijital ekranlarımızı da uzaktan yönetiyorlar” diyor. “Teknolojiyi sonuna kadar kullanmamız gerektiğini biliyoruz” diyen Tophan şu bilgileri veriyor: “Teknolojiye ciddi bir yatırım kararı almamızla, sadece bir tıkla her hangi bir mağazada ne kadar simit satıldığı, ne ciro elde edildiğini görüyoruz. Ekranlara hava durumu veya tatile uygun bilgileri yansıtarak sonuçları net olarak görüyoruz. Sistem 9’un kurup yönettiği sistem sayesinde şirket yöneticilerimiz her türlü analitiği cep telefonu üzerinden izleyebiliyor. Her mağazada bulunan üç Wi-Fi bağlantı noktasının topladığı veri sayesinde, müşterinin en çok nereye oturduğunu ve ne kadar kaldığını tespit ediyoruz.”
126
MÜŞTERİYLE İLİŞKİNİN ÖNÜNÜ AÇIYORUZ Sistem 9 Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Akın ise, markalar için artık dijitalleşmenin sadece kar amaçlı bir iş olmadığına dikkat çekiyor. Akın, şirketlere sundukları sistemin baskı ve operasyonel maliyetleri düşürme, zaman kaybını ortadan kaldırma, menü ve fiyat değişimlerini uzaktan, kısa sürede güncelleme imkanı sunduğunu vurguluyor. Akın sundukları teknolojinin diğer yararlarını da şöyle özetliyor: “Gün içinde sabah, öğle ya da akşam menülerine özel duyurular anında yapabiliyoruz. Etkileyici görünüm ile müşteriyle sürekli ilişkinin önünü açıyoruz. Kolay program entegrasyonları ile sosyal medya hesapları üzerinden müşteriler ve marka arasında interaktif iletişim sağlıyoruz. Simit Sarayı ile müşterileri arasında iletişimi kurup, müşteri memnuniyeti ve sadakatini artırıyoruz. Özellikle fast food restoranlarında oldukça sık kullanılmaya başlayan dijital menüboard sistemleri hızlı ve aktif olarak menü fiyat ve görsellerinde anında ve noktaya özel değişiklik yapılabiliyor. Menü dışında firma ile veya ürünle ilgili film oynatabilme şansı veriyor. Gıda görsellerinin dijital olarak algılaması satışlarının da yüzde 30 civarı artmasına katkı sağlayabiliyor.”
Özel
Röportaj
“Kalemi yüreğime teslim ediyorum”
Yaşanmışlıkların en büyük kaynak olduğunu dile getiren ve yaşanmış bir hikayeyi romanında kaleme alan Niver Lazoğlu bu ayki özel konuğumuz… Kalbim Turkuaz, yaşamın tüm menfiliklerine rağmen, ayakta dimdik duran bir kadın Peruz’un gerçek hayat öyküsünü anlatıyor. Kitabı bir aydan kısa bir süre içerisinde yazdığını belirten Lazoğlu, “Sanırım hikaye içimde o kadar yer kaplamış ki, adeta sayfalara aktı. Yürekte birikince, kelimeler kendiliğinden sıraya giriyor” dedi.
128
Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz? Niver Lazoğlu kimdir? Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Bölümü’nü bitirdim. Üniversite eğitimim sırasında çalışmaya başladım. TRT, Cum-
huriyet, Günaydın, Hürriyet, Dünya, Akşam ve Yeni Yüzyıl gazetelerinde muhabir, editör, şef, ekonomi köşe yazarlığı görevlerinde bulundum. Agos Gazetesi’nin yayın kurulunda yer aldım. Ekosoft isminde TV ve radyo programları yaptım. Pari Halkla İlişkiler şirketini kurdum. 15 yıl boyunca ajansımda halkla ilişkiler konusunda hizmet verdim, hala da devam ediyorum. Türkiye’nin ilk internet radyosunu, Pariradyo’yu hayata geçirdim ve bir yazar portalı olan Pariyazarlar’ı kurdum. Bunlara ek olarak bir yazar atölyem de var, yazma konusunda kişiye özel dersler veriyorum. Halen Finansgündem.com’da, Ekosoft isimli köşemde yazılar yayınlıyorum. Ayrıca üniversitelerde medya ilişkileri konusunda dersler de verdim. İlk kitabımı, denemeler olarak “Niver” kitabını çıkardım. Şimdi ise ilk romanım “Kalbim Turkuaz” yayında. Ayrıca bir kısa film senaryosu yazdım. Peki, edebiyat ve yazı yazma aşkınız nereden geliyor? Ya da şöyle sorayım, ne zamandan beri yazıyorsunuz?
Özel
Röportaj
Kendimi bildim bileli çok kitap okuyan biriyimdir. Ortaokul sıralarında okuduğum Yaşar Kemal’in İnce Memed kitabı beni çok etkilemişti. O kitaptan sonra gazeteci-yazar olacağım demiştim. Bu, o günden bugüne, hayattaki en büyük hayalim haline dönüştü. Yazmaya başlamam ise bir o kadar eski çünkü çok uzun süre boyunca yazılar yazdım. Önceleri kendime saklıyordum, fakat sonra paylaşma arzusu duymaya başladım. Bu isteğimi de Pariyazarlar portalım ile hayata geçirdim. Ama edebiyata olan ilgim; çok genç yaşlarımda başlayıp günümüze kadar devam eden bir konu oldu. Kelimelerle aram her zaman çok iyiydi. Tanrının bizlere sunduğu en güzel hediye diye düşünüyorum. Eserlerinizin konularını seçerken beslendiğiniz kaynaklar neler? Konularınızı nasıl buluyorsunuz? Yaşanmışlıklar en büyük kaynak diye düşünüyorum. Hayat her daim, her birey için sürekli hikayeler yazıyor. İnsanlarla iletişimde olmak ve onları gözlemek, onları dinlemek ama daha fazla, derinlemesine dinlemek… Yüreğime dokunan her yaşanmışlığı, hep bir yazım, hep bir aktarış, hep bir ders, hep bir roman diye algılamaktayım. Kalemi yüreğime teslim ediyorum, o zaman dökülmeye başlıyor. Kendimi; şunu mu yazsam, bunu mu yazsam diye bir kurgu ya da program içerisine görmüyorum. Yüreğime işlemiş yaşanmışlıklar, sayfalara akıyor. İnsana yani bize dair olguları yazmayı seviyorum, kurgusuz. Yaratım boyutunda karakterler yaratmak çok daha kolay, o zaman sınırsızsınız fakat yaşanmışlığı yazarken çok daha sınırlı kalıyorsunuz. Ama gerçekçiliği daha fazla yürek yakalıyor kanısındayım. Yüreğe dokunan olaylar, kalemde hayat buluyor.
objektif olarak gördüklerinizi ve hissettiklerinizi kelimelerle tasvir etmek. Arka planı gerçek olan ve yaşanmışlıktaki karakterler sayfalarda hayat bulabiliyor. Şimdi bu soruyu sorunca düşündüm de, hayal gücü yaratımı sınırsız kılıyor, o zaman da hayatın içinden karakterler cümlelerde şekilleniyor diyebiliyorum. Hayali karakterlerden çok yaşamdaki karakterleri sayfalara yansıtmayı tercih ediyorum. Senaryo yazımlarımda ise genellikle hayalimde oluşan karakterler oluyor. Ama onlarda, bizlere çok uzak değiller. Biraz da Kalbim Turkuaz hakkında bilgi alalım. Kitap neyi anlatıyor, içinde neler var? Kitapta insana dair her şey var, çünkü yaşanmış bir hikayenin dünden bugüne aktarımı söz konusu. Sevgi özünde top-
lanan hikayede, bir kadının hayata dair tutunuşu… Gülmek, ağlamak, umut, dram… Dediğim gibi, bize dair ne varsa, o var. En önemlisi büyük bir vicdan sorgusu… Bugün yitirilen dostluklar, paylaşımlar. Hayatı kadın olarak yaşamak, bir de azınlık olmak... Bütün bunların ötesinde, iklimi ve coğrafyası ile çetin şartlar taşıyan Doğu’da var olmak… Yaşamın tüm menfiliklerine rağmen, ayakta dimdik duran bir kadının gerçek hayat öyküsü. Peruz, aslen Giresunludur, ancak 1915 döneminde, henüz 6 yaşındayken yola koyulur ve Elazığ’a gelir. Şehrin en zengin Müslüman ailesi Peruz’u evlatlık olarak alır. Aile, Ermeni olan Peruz’u Ermeni olarak yetiştirir. Peruz ile evin tek oğlu Mesut birlikte büyürler. Yaş aldıkça, Mesut, içten içe Peruz’a karşı duygular besler.
Peki, karakter yaratmak için bir yöntem var mı? Sanırım en doğrusu iyi gözlem yapabilmek, iyi iletişim kurabilmek ve
129
Özel
Röportaj
O dönemde neredeyse hiç olmayacak bir durum gerçekleşir ve Peruz’un babalığı, Ermeni olan Kirkor’u kızı Peruz’a ister. Doğu’nun meşakkatli iklimi misali, ilişkiler de yaşam da olabildiğince zordur. Peruz içsel yolculukları ve kendi iç kavgasıyla hep başbaşadır. Evlenip gittiği yeni yuvasında en büyük dostu, komşusu Mayram olur. Her iki kadının birbirine paralel hayat örgüsünde bir başka güçlü kadın figürü Mayram ve ailesi devreye girer. Erkek egemen toplum içinde davranışlarıyla sıyrılan asi bir kadındır Peruz… Hayatı kolay kılmak adına gülüşü, esprili yaklaşımları ile içsel acısını biraz da olsa örtme çabasındadır. Kendi iç dünyasındaki yolculukları herkesin dikkatindedir, ancak bu olgunun kavuşulmayan aşktan mı, zorunlu kılınan evliğinden mi yoksa yetim büyümesinden mi kaynaklandığı koca bir bilinmezdir. Hikayenin kurgusunda sorular, soruları büyütüyor. Romanı ne kadar sürede yazdınız? Kalbim Turkuaz’ı bir ay bile diyemeyeceğim kadar kısa bir süre içerisinde yazdım. Sanırım hikaye içimde o kadar yer kaplamış ki, adeta sayfalara aktı. Yürekte birikince, kelimeler kendiliğinden sıraya giriyor. Her gelişinde, gece gündüz, her ortamda yazdım. İşin güzel yanı bir bütün olarak yazdığım gibi, sonrasında hiç bir değişiklik olmadan, sayfalar bir bütün olarak kitapta yer aldı. Bu, herkes için kısa bir süre ancak bunu planlamamıştım, şu ya da bu kadar süre de yazarım diye. Romanın konusunu nasıl tespit ettiniz? Böylesi tarih kokan bir kitap yazma fikri nereden aklınıza geldi? Onu mu yazsam, bunu mu yazsam diye bir düşünce içerisinde olmadım. Yaşanmışlığı rahmetli babaannem anlatmıştı ve yine roman kahramanını kızından bizzat dinleme şansım olmuştu. Beni çok etkilemişti ve ardından sayfaya dökmeye başladım. Dünde yaşanan günde unutulan birçok olguyu bugüne
130
taşımayı amaçladım. İnsana dair olgular; üzülmek, gülmek, sorgular, hayata tutunuş, dostluk, sevgi, paylaşım, umut ve dram. Satırlarda akıp gitti. Romanın zaman dilimi tam olarak hangi tarihleri kapsıyor? Aslına bakarsanız bir dönemi kapsıyor. Öncesi ve sonrası ile 1950’ler gibi. Tarih vermek yerine zamanı mekanlarla ve yaşananlarla aktarmaya çabaladım. Peki, yazarken çektiğiniz zorluklar var mıydı? Edebiyatta şive olmaz denildi ama bunu yapmayı çok arzuladım. Ancak şiveleri yazarken zorlandığımı söyleyebilirim. Amacım yaşanmışlığı daha da canlı kılabilmekti. Okurlardan aldığım tepkiler ise bunu yapmanın mutlu sonucu oldu. Herkesten “en fazla şiveyi beğendim, sanki bu şiveyle konuşabiliyormuşum duygusu içine girdim, çok daha sıcak ve akıcılık yaratmış” gibi yorumlar aldım. O nedenli iyi ki zorlanmışım, iyi ki vazgeçmemişim yazmaktan. Ama asıl zorluklar kitabı basma aşamasında yaşandı, bu da başlı başına bir kitap olur. Neyse ki kitabı sahiplenen ve arkasında duran Chiviyazıları
Yayınevi’ne kitabım ulaştı. Bu vesileyle bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Herkes hep alışılmışı basmayı tercih ediyor. Kalıpları biraz farklı kılınca ise herkes “bir anlamda” kaçıyor. Aslında farklı kalemlere ihtiyacımız var diye düşünüyorum. İyi bir okur musunuz? Hangi tür kitapları ve yazarları okumaktan hoşlanıyorsunuz? Okumayan, yazamaz diye düşünürüm. Sanırım iyi bir okuyucuyum. Roman ve farklı kalemleri okumayı çok seviyorum. Hep aynı finaller, hep aynı hikayeler yerine, beni farklı dünyalara götürecek kalemleri okumayı tercih ediyorum. Su gibi akan kitaplar, su gibi yazan kalemler. Kelimeleri ustaca kullanan yazarlara hayranlığım çok büyük. Daha önce de söylediğim gibi Yaşar Kemal benim için çok özel bir isim. Gabriel Garcia Marquez’in de büyülü gerçeklik dediğimiz tarzına ve güçlü anlatımına hayranım. Eklemek istedikleriniz… Kalbim Turkuaz’a gösterdiğiniz ilgi için çok teşekkürler…
RAFTAKİLER Kafes: 2014’ün en çok ses getiren, haftalarca kendi türünde Amazon’da 1 numarada kalan, 16 ülkeye satılan ve Universal Studios’un film haklarını aldığı Kafes, şimdi Türkçe çevirisiyle raflarda! Görülmemesi gereken korkunç bir şey… Ona atılan bir bakış kişiyi ölümcül bir deliliğe sürüklüyor. Ne olduğunu ve nereden geldiğini ise kimse bilmiyor. Malorie ve iki çocuğu, olayların başlangıcından beş yıl sonra hayatta kalmayı beceren bir avuç insan arasındaydı. Nehrin kenarındaki terk edilmiş bir evde çocuklarıyla yaşayan Malorie, ailesinin güvende olabileceği bir yere gitmenin hayalini kuruyordu. Fakat onları bekleyen yolculuk tehlikelerle doluydu. Tek bir yanlış hamle ölümlerine yol açabilirdi ve onları takip eden bir şey vardı.
Pasifik Bulvarı: Sevgili okur, her ne kadar bunu söylemekten hicran duysam da sevgili şerifimiz Troy Davis aşkta hayal kırıklığı yaşıyor, hem de kasabaya dönen ve artık birlikte olmamaları için hiçbir sebep kalmayan eski sevgilisi Faith sebebiyle. Bir yerde bir yanlış anlaşılma olsa gerek. Yetmezmiş gibi kasaba kırsalında bir mağarada insan kemikleri bulunuyor, Faith’in evine birileri izinsiz giriyor, üstelik bir kere de değil. Anlayacağınız bizim Şerif Troy’un işi başından aşkın. Bana gelince, kemoterapiye devam ediyorum. Olaysız gün geçmeyen küçük kasabam sağ olsun, aklımı meşgul edecek bir sürü yeni gelişme var. En iyisi Pasifik Bulvarı 92 numaradaki Troy’un evinde buluşalım da ne var ne yok anlatayım. Acele edin. (Tanıtım Bülteninden)
Bu bilinmeyene doğru gözbağının karanlığında yaptığı yolculukta Malorie sık sık geçmişi hatırlıyordu. Bilinmez tehlikenin karşısında bir araya gelerek hayatta kalmaya çalışan, kendisini de aralarına kabul ederek onu da kurtaran ev arkadaşları teker teker aklına geliyordu: Bir zamanlar yabancı olan bir grup insanın birer birer kapısını çaldığı evde kurdukları ortak hayat... Ancak sağ kalan ve kapılarını çalan insanlar arttıkça ortaya yüzleşmeleri gereken bir soru çıkmıştı: Herkesin aniden delirdiği bir dünyada kime güvenilebilirdi? (Tanıtım Bülteninden) Fi: Akilah Azra Kohen’in çok satan ve televizyon dizisine de uyarlanan üçlemenin ilk kitabı Fi, okuyucularla buluşuyor. Fi, deneyimin içinde kaybolmak yerine korkmadan deneyime sahip olmanın yolculuğudur. İçinde bolca bulunan manipülasyon, seks, aldatma ve aldanma hikayeleri belki herkesin dikkatini çekebilir ama gerçeklerden yola çıkılarak ulaşılmak istenen yerde sadece farkındalık vardır. Fi güzelliğin lanetlendiği, zekanın yağmalandığı, iyinin kurban edildiği ve kasaba kurnazlığıyla yönetilen bu gezegende, içine doğduğumuz bu kutsal hayatı kutlamak için yazılmıştır. Kendi potansiyelini keşfetme cesareti gösterebilmiş gerçek kişilere, çatlama cesareti gösterebilmiş tohumlara adanmıştır. Bir kişiye duyulan aşktan daha acımasız bir şey var mıdır? (Tanıtım Bülteninden)
ROTA
Türkiye’nin en popüler destinasyonu
Ö
zellikle yazın gelmesiyle birlikte Antalya’da da ANTALYA PLAJLARI tatil sezonu açıldı. Eee ne de olsa yaz Antalya’da Antalya Türkiye’nin en fazla turist çeken tatil şehirlerinden başlar, burada da biter. Dolayısıyla biz de bu ayki biri… Mavi bayraklı birçok plajı olmakla birlikte birbirinden köşemizi doğa harikası Antalya’ya ayırmak istedik. güzel koyları da bulunuyor. Kaş, Alanya, Kemer gibi bölgelerTürkiye’nin hatta dünyanın en popüler tatil destinasyonlade hem yeşil alanlar hem de inanılmaz plajlar var. rından biri Antalya… Bu popülerliğini ise sahip olduğu doğa harikalarına, tarihi ve kültürel mirasına borçlu. Antalya’da o DÜDEN ŞELALESİ kadar gezip, görülecek yer var ki aslında saymakla bitmez. An- Aşağı Düden ve Yukarı Düden şelaleri olmak üzere ikiye aycak bu yazımızda en popüler yerleri okuyacaksınız. rılan Düden Şelalesi kaynağını Kepez Hidroelektrik SantraAntalya’yı tatil planlarına dahil eden ya da etmeyi planlayan- linden alıyor. Antalya’ya ayak basan kişilerin genellikle ilk olarak gittiği yer bu doğa harikası şelale. Çevresinde birçok lar için gezilecek yerler listemize hemen başlayalım; mesire alanı, kafe, restoran ve hediyelik eşya dükkanı buluHADRIANUS KAPISI nuyor. Bu harika doğa güzelliğinin keyfini çevrede bulunan Halk arasında Üçkapılar veya Mermer Kapı olarak da bilinen mesire alanlarında çay içerek çıkarabilirsiniz. Hadrian Kapısı Kaleiçi’nde bulunmaktadır. Antalya’yı çevreleyen sur üzerindeki anıtsal kapılardan en fazla bilineni ve ilgi çeke- KALEİÇİ ni… Antik kentlerin fazla olduğu Antalya’da bu kapı, Roma İm- Etrafı surlarla çevrili, birçok girişi bulunan Antalya’nın kent paratoru Hadrianus’un ziyareti esnasında yapılmış, ismi de bura- merkezi… Daracık sokakları ve eski evlerinin düzeni hiçbir dan geliyor. Üç gözlü olan bu kapıdan Kaleiçi’ne giriş yapılabilir. şekilde bozulmadığı için atmosferi harika. Kaleiçi’nde muh-
ROTA
teşem manzaraya sahip yerlerle birlikte birçok meyhane, bar, sında arkeologların elde ettiği eserler korunarak 1922’de açılan Antalya Müzesi’nde sergilenmeye başlandı. Oldukça büyük olan gece kulübü, alışveriş dükkanları ve oteller bulunuyor. müzede 5 binden fazla eser sergileniyor. Sergilenmeyen eserleKARAALİOĞLU PARKI rin sayısı ise 25-30 bin civarında. Antalya Müzesi, 1988 yılında Işıklar Caddesi’nin bitiminden başlayan oldukça büyük bir park. Avrupa Konseyi Özel Ödülüne de layık görülmüş. Ufak bir kültür Uçsuz bucaksız denizi tepeden görür, harika manzaralara sahipve tarih turu için Antalya gezilecek yerler listenize eklemenizi tir. Parkta birçok kuş türü bulunuyor. Kuşların sesleriyle birlikte tavsiye ediyoruz. mavi ve yeşilin huzurlu uyumunun keyfini çıkarabilirsiniz. Parkın içerisinde birçok süs havuzu da var. Bunun yanı sıra Hıdırlık Ku- KÖPRÜLÜ KANYON lesi de parkın içerisinde yer alıyor. Antalya gezilecek yerler liste- Antalya’nın harika doğa güzelliklerinden bir tanesi daha. Rafting nizi tamamlarken Kaleiçi’ni bitirdikten sonra bu parka gelebilir, için oldukça elverişli bir kanyon. Isparta’dan başlayan kanyon, Antalya’da denize dökülüyor. Birbirinden güzel dar vadilerin eşHıdırlık Kulesi’ni de gezebilirsiniz. lik ettiği kanyonun mutlaka görülmesi gereken yerleri; Köprülü YİVLİ MİNARE Kanyon Antik Köprüsü ve Köprülü Kanyon Milli Parkı’dır. 38 metre uzunluğundaki Yivli Minare, Antalya’nın sembollerinden. Selçuklu döneminde inşa edilmiş bir İslami eser olmakla birlikte tu- HIDIRLIK KULESİ ristik bir yapıt haline gelmiştir. 90 basamaklı bir yolculuğun ardın- Karaalioğlu Parkı’nda yer alan Hıdırlık Kulesi, ikinci yüzyılda inşa dan minarenin tepesine çıkılabilir. Antalya’daki ilk İslami yapıtlar- edilmiş. Silindir biçiminde olan kule zamanında deniz feneri ve dan biri olma özelliğini de taşıyor. Üstelik Külliyesinde Yivli Camii, körfeze gelen gemileri görmek amacıyla kullanılmış. Alt katında Gıyaseddin Keyhüsrev Medresesi, Selçuklu Medresesi, Mevlevihane, bir oda mevcut, silindir biçimindeki kulenin üzerinde ise denizi görebileceğiniz güzel bir açık alan var. Zincirkıran Türbesi ve Nigar Hatun Türbesi yapıları da bulunur.
Antalya ANTALYA MÜZESİ
MURAT PAŞA CAMİİ
Bir Arkeoloji müzesi olan Antalya Müzesi, şehrin en büyük müze- Antalya’nın merkezinde bulunan Murat Paşa Camii 1570 yılında si unvanına sahip. Antalya’nın İtalyanlar tarafından işgali esna- inşa edilmiş, fakat Selçuklu sanatının izlerine rastlanılması bu
135
ROTA
camiinin çok daha eski tarihlerde yapıldığı iddiasını ortaya çıkartıyor. Camii Karaman Beyi Murat Paşa tarafından yapılmış. Şehir açısından çok önemli olmasının nedeni bölgedeki ilk cami olması ve tarihin derinliklerine hitap etmesidir. LİKYA YOLU Dünyanın en güzel yürüyüş yolları arasında tabii ki yerini bulan Likya Yolu, 535 kilometre uzunluğunda. Fethiye’den başlayıp Antalya’ya kadar uzanan bu yolda birçok parkur var. Yol boyunca birçok doğa kentinden geçiş yapılır, nitekim bu kentlerde konaklanılabilir. İkiye bölünen Likya Yolu’nun ilk bölümünde Uzunyurt (Faralya) Köyü, Dodurga Köyü, Sdyma, Pınara-Letoon-Xanthos yer alırken ikinci bölümünde Antiphellos, Apollonia, Simena, Myra, Limyra, Rhodiapolis, Gagai, Melanippe, Gelidonia, Edrassa, Olympos, Chimaera ve Phaselis yer alır. KARAİN MAĞARASI Türkiye’nin en büyük doğal mağaralarından biri olan Karain Mağarası’nın iç görünümü oldukça etkileyici. Denizden yüksekliği 400 metreden fazla. Günümüzde hala mağara içerisinde çeşitli kazı ve arkeoloji çalışmaları yapılıyor. Bulunan eserler Antalya Müzesi’nde sergilenmeye devam ediyor. Yapılan araştırmalara göre mağara 500 bin yıldır aynı şekilde kendini koruyor. Bu muazzam doğa güzelliğini görmeniz için Antalya merkezinden 30 kilometre uzaklıktaki Yağca Köyü’ne gitmeniz gerekli. MANAVGAT ŞELALESİ Antalya’nın sembolik şelalerinden bir tanesi daha. Birçok kaynaktan beslenen Manavgat Şelalesi günümüzde önemli bir turistik nokta... Şehrin gürültüsündan uzak, su ve doğa seslerinin karışımıyla resmen ruhu besliyor. Çevresinde bulunan kafe ve restoranlarda bu şelalenin keyfini çıkarabilirsiniz. KURŞUNLU ŞELALESİ
letlerin birleşmesinden oluşmasıdır. Yeşilliklerin arasından ana şelale yaklaşık 12 metreden gölete dökülür. Tam bir doğa harikası olan bu bölge piknik için de elverişli. ANTALYA AKVARYUM Dünyanın en büyük akvaryumları arasında yerini alan Antalya Akvaryum, en büyük tünel akvaryum olma özelliğini de taşıyor. Burası sadece bir akvaryum değil bir kompleks. İçeride keyifli anlar geçirebileceğiniz tropik ortamlar, restoranlar, alışveriş mağazaları da mevcut. ASPENDOS ANTİK KENTİ Belkıs olarak da bilinen Aspendos, devasa antik tiyatrosuyla bilinen bir kent... Milattan sonra 2. yüzyılda Romalılar tarafından inşa edilmiş bu kent günümüzde hala etkinlikler için kullanılıyor. Bu büyük tiyatro alanının yanı sıra antik kentte gezilebilecek birçok nokta var. TERMESSOS ANTİK KENTİ Termessos Antik Kenti, diğer kentlere göre biraz daha farklı. Antalya merkezinden 30 kilometre uzaklıkta, Korkuteli yolu üzerinde bulunuyor. Ormanların çevrelediği bu kent günümüze kadar çok iyi korunmuş. Gittiğinizde atmosferi en iyi yansıtan bir antik kent olduğunu anlayabilirsiniz. OYMAPINAR GÖLÜ Manavgat ilçesinde bulunan Oymapınar Gölü dağların arasında süzülmesiyle harika bir görüntüyü bizlere sunar. Sakin bir ortamda tekne turuna katılabilir veya çevredeki alanlarda piknik yaparak bu doğa güzelliğinin keyfini çıkarabilirsiniz. ÖZDİLEK AVM
Antalya’nın merkezinde, en fazla ziyaret edilen alışveriş merkezleAntalya’da birçok şelale bulunuyor, fakat Kurşunlu Şelalesi’nin rinden biri… Tüm alışveriş ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğiniz gibi diğerlerinden farkı 7 tane ufak yerden suyun akmasından ve gö- restoran, sinema gibi birçok aktiviteden de faydalanabilirsiniz.