MALL REPORT
Türk markaları yurt dışında hedef büyüttü yurt dışına sıçradı. Son yıllarda yurt dışına açılan markaların başarısı pek çok şirketin cesaretlenmesini sağladı. ABD’den Çin’e kadar dünyanın pek çok ülkesinde artık Türk markalarını kendi mağazalarıyla görmek mümkün. Hazır giyim markalarının yanı sıra mobilyadan yeme-içmeye farklı sektörlerde faaliyet gösteren pek çok şirket, yurt dışında büyümeye hazırlanıyor. Franchise ile markalı ihracatla birlikte yurt dışında sadece ürün değil konsept ve milli kültürde sunuluyor. Her yeni mağaza açılışında kullanılan mobilyadan poşete, askıdan mankene yan sanayi ürünlerini ve milli kültür de ihraç ediliyor. Hazır giyim markalarının yanı sıra yeme-içme, mobilya, mücevherat gibi farklı sektörlerden markalar da yurt dışında ciddi bir büyüme sürecine girmiş durumda” dedi.
Franchise sistemiyle ABD’den Çin’e, Rusya’dan Endonezya’ya kadar dünyanın pek çok noktasına yayılan Türk markaları, büyümelerini sürdürülebilir kılma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Büyümeyi devam ettirmek, kar marjlarını artırmak ve riski dağıtmak için yurt dışına odaklanan 64 Türk markası, 2018 sonuna kadar farklı ülkelerde bin 153 yeni mağaza açma hedefiyle çalışıyor. Günümüzde hızla gelişen franchising sektörü, yeni yatırımları ve iş birliklerini de beraberinde getiriyor. Bu pozitif büyüme sayesinde de dünyada ve Türkiye’de her geçen yıl gelişen franchise sektörü, büyüyerek gelişmeye devam ediyor. ABD’den Çin’e, Rusya’dan Endonezya’ya kadar dünyanın pek çok noktasına yayılan Türk markaları, büyümelerini sürdürülebilir kılma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Büyümeyi devam ettirmek, kar marjlarını artırmak ve riski dağıtmak için yurt dışına odaklanan 64 Türk markası, 2018 sonuna kadar farklı ülkelerde bin 153 yeni mağaza açmayı hedefliyor.
“MARKALAŞMA VE MAĞAZALAŞMA ATAĞI YURT DIŞINA SIÇRADI” Türkiye’de son yıllarda en hızlı büyümenin franchising alanında gerçekleştiğini
söyleyen Medyafors Fuarcılık A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Özhan Erem, pek çok markanın kendi mağazalarını açmaktan ziyade franchise vererek büyümeyi tercih ettiğini söyledi. Öte yandan son dönemde Türk markalarının yurt dışında da büyüme atağında olduğunu belirten Erem, “Türk markaları yurt dışında da daha çok franchise vererek yol alıyor. Yapılan araştırmalara göre şirketlerin önemli bir kısmı master franchising vererek büyümeyi tercih ediyor. Son birkaç yıldır ülke dışında atağa kalkan şirketlerin her biri ülkeye ve koşullara göre farklı bir strateji izliyor. 2018 yılında 64 şirket, bin 153 mağaza açmaya hazırlanıyor. Bu şirketlerin 2017 sonu itibarıyla yurt dışında 3 bin 840 mağazası bulunuyor. Yani oransal olarak yüzde 30’luk bir büyüme hedefinden bahsetmek mümkün. Türkiye’de 2000’li yıllarda başlayan markalaşma ve mağazalaşma atağı
Öte yandan Medyafors Fuarcılık A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Özhan Erem, yerli ve yabancı pek çok markayı girişimci adaylarıyla buluşturmaya kendine ilke edinen Bayim Olur musun Franchising ve Markalı Bayilik Fuarı’nın markaların tanınmasını, ulusal ve uluslararası alanda zincirleşmesine büyük katkı sağladığını söyledi. Markaların ürünlerini, hizmetlerini, projelerini sergilemeleri açısından büyük önem taşıyan fuarın ülke ekonomisinin gelişiminde 15 yıldır önemli bir misyon üstlendiğini belirten Erem, “2018 bizim için yurt içinde olduğu kadar yurt dışı çalışmalarımıza da ağırlık vereceğimiz bir yıl olacak. Bayim Olur musun Franchising ve Markalı Bayilik Fuarı, bu yıl 11-14 Ekim 2018’de… Fuar, her geçen yıl markaların büyüyerek zincirleşmesine fayda sağlarken, aynı zamanda Türk markalarının uluslararası arenada boy gösterebilmesine olanak sağlıyor.” dedi.
Demircan Reklam Ajansı Yayıncılık ve Matbaa Hiz. San. Tic. Ltd. Şti Adına
Genel Yayın Yönetmeni Metin Tahnal Yazı İşleri Müdürü Adem Ünce Genel Koordinatör Turgut Tahnal Editör Ece Kırdudu haber@mallreport.com.tr Görsel Yönetmen Cihan Albay Reklam Müdürü Fisun Dilek Reklam ve Pazarlama Uzmanı İkbal Demirok Öznur Yılmaz Elif Sayın Gür
Yazın en sıcak günlerinden herkese merhaba, Ramazan ayı, okulların kapanması, seçimler derken hareketli günleri biraz olsun geride bıraktık. Böylelikle tatil sezonu geçte olsa açıldı. Her ne kadar insanlar tatil beldelerine gidiyor olsa bile AVM’ler serin havasıyla, yaz aylarına özel kampanya ve etkinlikleriyle müşterilerini ağırlamaya devam ediyor. AVM’ler hakkında detaylı bilgilere ulaşacağınız bu sayımızda aynı zamanda sektörün en deneyimli ve tecrübeli üstatlarından JLL Türkiye Ülke Başkanı Avi Alkaş ile gerçekleştirilen röportajımızı okuma fırsatı da bulacaksınız. Ayrıca mağazalarında dijital dönüşüme giden perakendecilerin mağaza içi dijital yatırımları hakkında bilgi sahibi olurken, gıda sektöründeki firma yöneticilerinin markaları adına dünden bugüne neler yaptıklarını ve gelişim süreçlerinde başarıyı nasıl sağladıklarını da siz okuyucularımızla paylaştık.
SOSYAL ALANLARDA GÜVENLİK YÖNETİMİ NASIL SAĞLANIYOR? AVM’ler, konser alanları, stadyumlar vb. yerlerde yoğun bir insan kalabalığı var. İnsan sirkülasyonunun fazla olduğu alanlarda güvenliği sağlamakta bir o kadar zor. İnsanlar, kalabalık yerlerde hem özgür olmak hem de güvende olmak istiyorlar. Bunun için yoğun alanlarda güvenlik yönetiminin doğru ve planlı bir şekilde yapılması gerekiyor. Sosyal alanlarda güvenlik yönetimi üzerine bilgi sahibi olacağınız sayımızda, sektörün önemli isimlerinden yoğunluğun fazla olduğu yerlerde güvenlik yönetim sürecini nasıl gerçekleştirdiklerini öğrenmeye çalıştık.
İngiltere Sorumlusu: Suzan Doğan
Dergimizin içeriği hakkında detaylı bilgiler ise şu şekilde:
Ankara Sorumlusu: M. Serdar Burkan
•Perakende sektörünü bekleyen teknolojiler
Abone Semiha Kale abone@demircanmedya.com.tr Baskı Yeni Devir Matbaacılık ve Gazetecilik A.Ş. Cemal Ulusoy Cd. Bahçelievler / İstanbul Tel : 0212 697 10 00
Yönetim Merkezi
Beşyol Mahallesi İnönü Caddesi No: 18 Kat: 4/8 Sefaköy - K.Çekmece İstanbul T: 0212 451 51 60 - 63 F: 0212 451 51 64 info@mallreport.com.tr www.mallreport.com.tr www.demircanmedya.com.tr
•Kokunun alışverişe etkisi •Kişisel Verilerin Korunması Kanunu hakkında bilinmesi gerekenler •Bilgi temelli organizasyonların önemi •Geleceğin güvenlik teknolojileri nasıl olacak? •2018 Yaz Koleksiyonları •Tatilde nereye gitmeli? •Raftan hangi kitabı alıp okumalı? Bir sonraki sayımızda buluşmak dileğiyle… GENEL YAYIN YÖNETMENİ // METİN TAHNAL
Yayın Türü Yerel süreli yayın. Her hakkı saklıdır. Dergimizde yayımlanan yazı ve fotoğraflardan yayıncının izni alınmadan kaynak belirtmeden tam veya özet alıntı yapılamaz. Basılan ilanların sorumluluğu ilan verene, makalelerin sorumluluğu yazarlarına aittir. ISSN 1307 66 47
İçindekiler 12 // MÜŞTERİYE MUTLU ALIŞVERİŞ DENEYİMİ SUNMANIN SIRRI KOKUDAN GEÇİYOR 16 // TÜKETİCİLERİN ALIŞVERİŞ TERCİHLERİNDE ÖNEMLİ GELİŞMELER! 30 // BİR DİYARBAKIR MARKASI: CEYLAN KARAVİL PARK 34 // 41 BURDA AVM HAYALLERİ GERÇEKLEŞTİRİYOR 40 // KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUNU(K.V.K.K) HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER 53 // MARKALAR TEKNOLOJİYİ TÜM SÜREÇLERİNDE KULLANMALI 61 // LC WAIKIKI ELBİSELERİ YAZA DAMGA VURACAK 68 // BEREKET DÖNER YİNE BİR İLKİ GERÇEKLEŞTİRDİ 82 // ATECO İLE TEMİZ ADIMLAR HİJYENİK MEKANLAR… 92 // OYUN ALANLARINDAKİ KONSEPTİYLE TÜRKİYE’DE TEK!
ARAŞTIRMA
Perakende sektörünü bekleyen 5 yeni teknoloji Dijital Dönüşüm Danışmanı ve Me Consultancy kurucusu Murat Erdör, perakende sektörünü etkileyecek teknolojik gelişmeleri ve yenilikleri paylaştı. Yapay zekanın gelişimiyle birlikte dijital dönüşümün gelecekte perakende sektörünü etkileyeceğini ve bu dönüşümden küçüklü, büyüklü tüm perakende kuruluşlarının etkileneceğini belirten Erdör, sektörü bekleyen yeni teknolojileri şu şekilde sıraladı:
DİJİTAL AKILLI AYNALAR Perakendeciler, benzersiz ve kişiselleştirilmiş bir alışveriş deneyimi için giyinme odalarına dijital aynalar eklemeye başladı. Gelecekte daha da yaygınlaşacak akıllı ayna teknolojisiyle müşteriler beden ölçülerini sisteme girebilecek ve bu şekilde internet üzerinden de gönül rahatlığıyla alışverişini gerçekleştirebilecek. Bunun için bir kez mağazaya giderek ölçü verilmesi yeterli olacak. Akıllı aynalar ayrıca müşterilerin farklı kıyafetlere ait görüntülerini yan yana karşılaştırmasına da olanak sağlayacak.
CHATBOTSLAR 2017 Chatbot Raporu’na göre, tüketicilerin çoğunluğu (yüzde 57) chatbot’ların varlığından haberdar, üçte biri ise (yüzde 35) chatbotsların daha fazla marka tarafından kullanıldığını görmek istiyor. Yapay zeka formlarının hayatlarımıza girmesi şeklinde tanımlayabileceğimiz ve gelecekte daha da yaygın kullanılacak Chatbotslar, telefon ve bilgisayarlarımızı kullanma biçimimizi kesin olarak değiştirecek. Chatbotslar, gelecekte kullanıcıların söylediklerini çok kısa sürede analiz edecek ve kullanıcıların isteklerini yerine getirmek için onları yönlendirecek uygulamalar olarak daha fazla hayatımıza girecek.
KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ YAPAY ZEKA Artık birçok alanda hizmet vermeye başlayan makineler ve yazılımlar, tıpkı canlılar gibi topladıkları verileri işleyerek yeni şeyler öğreniyorlar. Yapay zekanın gelişimiyle elde edilen tüketici verilerini kullanmak, 2025’te perakende sektöründe odak nokta olacak. Mağazalar, her bir müşterinin gereksinimlerini ve verilerini kullanarak, müşterilerin ihtiyaçlarını daha akıllı hale getirecek ve müşteriye özel kişiselleştirişmiş teklifler, fırsatlar sunacak. Ayrıca nesnelerin interneti; mağaza içi akıllı cihazlar ve sensörler sayesinde perakendecilerin daha iyi, veri odaklı kararları verebilmelerine olanak tanıyacak. 2025 yılına kadar yıllık 410 milyar dolar ile 1,2 trilyon dolar arasında ekonomik bir etki yaratması
10
beklenen nesnelerin interneti, perakende sektöründe büyümeyi etkileyecek. Nesnelerin interneti; müşterileri, nesneleri, satış ve operasyon işlemlerini dijital platforma taşıyarak, inovasyon ve yeni fırsatlar sunacak. Müşteriler, akıllı telefonlarından ürünlerin stok durumuna bakabilecek, önceden oluşturduğu alışveriş listesindeki ürünlerin mağazadaki yerini uygulamadaki yönlendirmelere göre bulabilecek.
ÇALIŞANSIZ DÜKKANLAR İçeride çalışanların olmadığı, QR code ile ürünlerin okutularak ödeme yapılabildiği ve işlemlerin çok daha hızlı yapıldığı çalışansız dükkanların ilk adımları yakın zamanda atıldı. Mağazadan tüketicinin aldığı ürünleri tespit etmek için yazılım altyapısı ve sensörler kullanarak çalışan bu dükkanlara girerken tüketicilerin yapması gereken tek şey, markanın oluşturduğu aplikasyonu kullanması olacak.
SES İLE ARAMA ÖZELLİĞİ YAYGINLAŞACAK Kelime ile aramanın daha da gelişmiş hali olan “görselle arama”, e-perakendenin yükselen trendlerinden biri olacak. Örneğin elinizde beğendiğiniz montun bir resmi varsa, dilediğiniz bir e-ticaret sitesine girerek, resmi bu e-ticaret sitesine yükselebileceksiniz. E-ticaret sitesi yüklediğiniz resme yakın tüm ürünleri ekranınızda size sunuyor olacak. 2020’ye doğru ise “ses” ile arama özelliği e-ticaret sitelerinde arama opsiyonu olarak karşımıza çıkacak. Sesli arama özelliğiyle istediğimiz ürünleri kolayca aratabileceğiz.
ARAŞTIRMA
Müşteriye mutlu alışveriş deneyimi sunmanın sırrı kokudan geçiyor Türkiye’nin müşteri deneyimini konu alan ilk ve tek etkinliği; Müşteri Hizmetleri ve Deneyimi Zirvesi gerçekleştirildi. Müşteri deneyiminin bütün yönleri ile ele alındığı zirvede, koku bilimi ve kokunun müşteri davranışları üzerindeki etkileri gündemdeki ana konulardan biriydi. Scentlinq firması, zirvenin müşteri deneyimi alanında “burnunuza ne kadar güveniyorsunuz” yarışması ile katılımcılardan yoğun ilgi gördü.
MAĞAZANIN KONSEPTİNE UYGUN KOKU KULLANILMALI Scentlinq Genel Müdürü Ebru Erkiletlioğlu, mağazalarda koku kullanımının doğrudan müşterinin duygularına hitap ettiğini belirterek, doğru kokunun müşterilere rahat ve mutlu bir alışveriş deneyimi sunduğunu, mağazanın konseptine uygun kokuların kullanılmasının satışları üzerinde de olumlu etkileri olduğunu ifade etti. Erkiletlioğlu, araştırmalara göre kokunun satışları büyük oranda artırdığını söyledi.
MÜŞTERİLER KOKULARIN ETKİSİNDE KALIYOR “Günümüzün müşterisi mağazalarda huzurlu bir ortamda alışveriş yapmak istiyor.
12
Özellikle büyükşehirlerde yaşayan müşteriler için alışveriş aynı zamanda dinlenme, sosyal ortamda bulunma, kendini güncelleme, günlük sorunlardan - sıkıntılardan uzaklaşma anları anlamına geliyor. Mağazalar müşterilerine arzuladıkları ortamı sağlayabildiklerinde müşteriler de o mağazada daha çok vakit geçiriyor, daha çok alışveriş yapmayı tercih ediyorlar. Aydınlatma, havalandırma, temizlik, ürünlerin yerleşimi, uygun müzik kullanımı gibi diğer etkenlerin yanı sıra konsepte uygun, doğru kokuların kullanılması da son derece etkili. Müşteriler mağazalardaki kokuların farkında olmasalar da etkisinde kalabiliyorlar. Koku, insanların duygu yüklü anılarını tetikleyen en güçlü uyarıcı aslında. Koku insanlara daha önceki anılarını, güzel deneyimlerini; bazen bir insanı, bazen bir mekanı çağrıştırabiliyor. İnsanların mutluluk, huzur, ferahlık, canlılık, tatil, aşk, sevgi gibi duygularına hitap eden çok sayıda farklı koku, mağazanın konseptine uygun olarak kullanıldığında doğrudan müşterinin duygularını harekete geçiriyor.” diye belirten Erkiletlioğlu, “Kokunun marka algılamasını ve satın alma davranışını etkilediği son yıllarda yapılan çeşitli araştırmalar ile kanıtlandı.” dedi.
Mağazalar müşterilerine ferah, temiz, huzurlu bir alışveriş ortamı oluşturmak ve mutlu bir alışveriş deneyimi sunabilmek için konseptlerine uygun etkili kokular tercih ediyorlar. Doğru koku kullanımı müşteriyi alışveriş yapmaya da teşvik ediyor ve satışları büyük oranda artırıyor.
ARAŞTIRMA
Dijital mecralar hala
televizyon reklamlarının önüne geçemiyor Araştırmalara göre dijitalleşme televizyon reklamlarının önüne geçemiyor ve medya yatırımlarında televizyon en büyük payı alıyor. Union İstanbul Ajans Başkanı Mehmet Erkmen televizyon ve reklam ilişkisi üzerine açıklamalarda bulundu.
MEDYA YATIRIMLARINDA EN BÜYÜK PAY TELEVİZYONUN Son yapılan araştırmalara göre dijitalleşmenin TV reklamlarının önüne geçemediğini belirten Erkmen, “Reklamcılar Derneği’nin Deloitte işbirliği ile hazırladığı 2017 Medya ve Reklam Yatırımları Raporu’ da bunu destekliyor. Toplam medya yatırımları bir önceki yıla göre yüzde 6,3 artış gösterdi. 8 bin 20 milyon TL olarak gerçekleşen medya yatırımlarında en büyük payı yine televizyon aldı. Markaların itibar çalışmaları için yazılı basın önemli fakat TV reklamları, her dönemde olduğu gibi pastadaki en güçlü mecra olarak karşımıza çıkmaya devam ediyor. Araştırmaların ortaya çıkarmış olduğu tablo da bize gösteriyor ki; medya yatırımlarında en büyük payı yüzde 47,8 ile beklentilere paralel olarak bir kez daha televizyon kuruluşları oluşturuyor. Televizyon hem izleyiciye hem de tüketiciye güven veren bir mecra. Yani bir marka televizyona reklam veriyorsa kaliteli bir markadır. Demek ki parası vardır, gibi bir algı oluşuyor hedef kitle üzerinde…” dedi.
İNŞAAT SEKTÖRÜNDE REKLAMLAR ÖNEMLİ BİR YERE SAHİP İnşaat sektöründe yapımı devam eden ve yeni başlayan birçok projenin tanıtım ve satış ayağında reklamların çok önemli bir yere sahip olduğunu söyleyen Erkmen, “Mobilya sektörünün de aslında inşaat sektörüyle doğrudan bağlantılı olduğunu söyleyebiliriz. Markalar tarafından bu sene olduğu gibi geçtiğimiz sene de hem evini yenileyecekler hem de yeni evlenecek olan birçok hedef gruba hitap eden reklam yatırımları yapıldı. Kozmetik, kişisel bakım, perakende ve finans sektörü de Türk tüketicisinin en çok hedeflendiği reklam yatırımları arasında oldu.” açıklamalarında bulundu.
14
ARAŞTIRMA
GÖRSELLİK SATIN ALMAYI ETKİLİYOR Televizyonun, insanların hem sosyalleşmesi hem de gündemden haberdar olmaları için en dikkat çekici iletişim araçlarından biri olarak her dönem etkisini koruduğunu, çok geniş ve farklı hedef kitleleri kapsadığı için oldukça çarpıcı bir araç olduğunu ifade eden Erkmen, “Kitleyi etkilemede ve harekete geçirmede televizyonun ayrı bir önemi var. Görüntü, birçok şeyi anlattığı ve izleyicide görsel etki bıraktığı için kalıcı bir unsur. Hedef kitle televizyonun görsel etkisi sayesinde satın alma ihtiyacı duyuyor.” dedi.
DİJİTAL GÜÇLÜ AMA… Dijital mecraların pastadaki payının yüzde 25,9’a yükseldiğini ve üçüncü sırayı yüzde 12 ile yazılı basının aldığını belirten Erkmen, “Televizyonlara yapılan medya yatırımı 3 bin 834 milyon TL olarak gerçekleşirken, dijital mecralara 2 bin 78 milyon TL’lik yatırım yapıldı. Dijital mecralara yapılan medya yatırımları bir önceki yıla göre yüzde 19,7 yükseldi. TV kuruluşları için ise söz konusu oranın yüzde 4,2 olduğu görüldü. Yazılı basın mecralarına yapılan medya yatırımları yüzde 9,9 gerileyerek 963 bin TL oldu. Dijital güçlü olsa da toplama baktığımızda hala TV reklam yatırımlarının önüne geçemiyor.” diye konuştu.
FİRMALAR REKLAMIN GÜCÜNE İNANMALI Erkmen, hedef kitleye ulaşmada en etkili ve en verimli yolun reklam olduğuna ilişkin şunları aktardı: “Reklam toplum içerisinde, üretilen mal ve hizmete yönelik bir ihtiyacın olmaması halinde bile, ihtiyacı yaratmakta ve tüketicilerin zihinlerinde, satın almaya ve kullanmaya yönelik eğilimleri oluşturmakta. Reklam, ürün ve hizmet özelliklerini, tüketicilerin beğenileri ve istekleri doğrultusunda hazırlayıp onlara sunmaktadır. Marka ile tüketici arasındaki iletişimi sağlayan bu anlayış, her iki tarafın beklentilerine ve özlemlerine ulaşmalarını sağlamakta, aradaki diyaloğu yönlendirmektedir. Türkiye gibi büyük bir gücün daha fazla reklam yatırımı olmalı ve firmalar reklamın gücüne daha çok inanmalı. Medyadaki dijital büyümenin etkisini göz ardı edemeyiz. Biz de ajans olarak, çalıştığımız markalarımız için dijitalle entegre bir strateji yönetiyoruz. Hedef kitle TV’de gördüğü bir şeyi hemen internette aratıyor, böyle bir durumda nasıl dijitale sırtınızı dönebilirsiniz? Hedef kitleye ulaşmada; reklamların belirlenen strateji doğrultusunda yapılmasının markanın yararına olduğunu belirtmemiz gerekiyor. Bu süreç sayesinde marka ile tüketici arasında bir bağ kurulması daha kolay oluyor ve hatta bu ilişki sayesinde tüketiciler doğru marka algısı ve doğru bir satın alma kararı veriyor. Bunun sonucunda da ‘güvenilir marka’, tüketici için marka sadakati oluşturuyor.”
15
ARAŞTIRMA
Tüketicilerin
alışveriş tercihlerinde
önemli
gelişmeler!
16
ARAŞTIRMA PwC’nin 2010’dan bu yana “Toplam Perakende” başlığı ile gerçekleştirdiği, tüketici beklentileri ve görüşlerine ışık tutan araştırması “Küresel Tüketici Görüşleri Araştırması”na bu yıl 27 ülkeden 22 bin tüketici katıldı. Araştırma, tüketicilerin hem online hem de fiziksel mağazalardan yaptıkları alışveriş kararlarında en çok sosyal medyanın etkili olduğunu ortaya koyuyor. Tüketicilerin sosyal medya aracılığıyla diğer birçok insanın tecrübelerine erişebilmesi, markalar ve perakendeciler için “güvenilir” olmanın önemini epeyce artırıyor.
T
üketicilerin hala ağırlıklı olarak büyük online perakendecileri tercih etmesine karşın, fiziksel mağazalardan yapılan alışverişteki belirgin artış da raporun önemli bulguları arasında yer alıyor.
Araştırma ayrıca, tüketicilerin ekonomiye yönelik beklentileri, markalara olan güvenleri ve alışkanlıklarının yanı sıra yeni iş modelleri, yapay zekanın sektördeki yeri ve teslimat konusundaki taleplerine de ışık tutuyor.
SON YILLARDA DEĞİŞENLER NELER? Araştırmaya göre; fiziksel mağazalardan haftalık alışveriş yapanların oranı 2015 yılında yüzde 40 iken, 2018’de yüzde 44’e yükseldi. Tüketicilerin mağaza ziyaretlerindeki bu artış, daha duyusal ve sosyal bir deneyim elde etme arzularına bağlanabilir. Son altı yıllık dönemde bilgisayar aracılığıyla yapılan satışlarda önemli bir düşüş gerçekleşti. Tüketicilerin bu yolla satın alma oranı yüzde 27’den yüzde 20’ye gerilerken; tabletle alışveriş yüzde 8’den yüzde 12’ye yükseldi. Buna karşılık mobil cihazlardan alışveriş yüzde 7’den yüzde 17’ye yükselerek iki katını aştı. Bu artışın ilerleyen yıllarda da aynı şekilde devam etmesi bekleniyor. PwC Türkiye Perakende ve Tüketici Ürünleri Lideri Adnan Akan rapora ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: “Rapor hızla değişen tüketici davranışları ve beklentilerine ilişkin çarpıcı veriler sunması açısından perakende sektörüne ışık tutuyor. Teknolojinin gündelik hayatımıza daha çok girmesi, tüketicilerin güven arayışlarında daha çok teknolojiden yararlanmaları değişimde önemli rol oynayacak. Diğer yandan tüketicilerin yalnızca alışveriş yapmaktansa deneyim yaşama arzusu neticesinde fiziksel mağazalara olan talepteki artış da çok önemli. Bu durum geleneksel perakendeciler için önemli fırsatlar sunuyor.”
YAPAY ZEKA PERAKENDE SEKTÖRÜNDE YERİNİ ALIYOR Yapay zeka (AI) çok hızlı bir şekilde ambalajlı tüketici ürünleri ve perakende sektörlerinde yerini alıyor. Giderek daha fazla tüketici, düzenli market ihtiyaçları için “ses ticareti” olarak adlandırılan sesli alışveriş yöntemlerinden yararlanıyor. Yapay zeka, mağazaların gerçek zamanlı envanteri optimize etmesine ve raf teknolojilerini geliştirmesine de yardımcı oluyor. Yapay zekayı yaşamlarına en hızlı adapte edenlerin yaşları 18 ile 34 arasında değişen erkekler olduğu görülüyor.
YENİ İŞ MODELLERİ İLE PAZAR PAYI ARTIYOR Dünyada dev perakende markalarının iflası 2017’ye damgasını vurdu. Bununla birlikte e-ticaretin küresel B2C içerisindeki payının henüz yüzde 15 seviyelerinde olması perakende sektöründeki geleneksel modelin de genişleme alanı olduğunu gösteriyor. Sadece online ticaretle büyüyen sitelerin markalaşması ise sektördeki geleneksel oyunculara bu alana girme ve pastayı büyütme cesareti veriyor. Rekabet gücünü artırmak isteyen markalar; kişisel, yenilikçi ve zengin satın alma deneyimi sunan yeni iş modelleri sayesinde boşlukları yakalayıp, pazar paylarını artırıyorlar.
MAĞAZA SEÇİMİ MARKA BAĞLILIĞIYLA BELİRLENİYOR Araştırmanın tüketicilere fiyat dışında, belirli bir perakendeciden alışveriş yapma kararını etkileyen faktörler sorusuna, katılımcıların üçte birinden fazlası (yüzde 35), “markaya duyduğum güven” yanıtını verdi. Mevcut ve pazara yeni giriş yapan markaların güven kazanmak ve bağ kurmak için tüketici davranışlarını doğru yorumlamak dışında yapması gereken pek çok şey var. İçerdiği maddeleri ve tedarikçilere ilişkin bilgileri paylaşmada şeffaflık, kalitede tutarlılık ve standartlaştırma, sosyal sorumluluk bilinci, hatalarını kabul etmek ve telafi etmek için çalışmak bu açıdan başta geliyor.
TESLİMATIN HIZI ÖNEMLİ Araştırmaya katılanların neredeyse tümü teslimat sürecini hızlandırmak için ek maliyetlere katlanmaya istekli. 65 yaş grubu üzerindeki tüketicilerde ise daha spesifik bir beklenti gözleniyor; teslimatın saatine de kendileri karar vermek istiyorlar. Katılımcıların üçte biri ise gönderiyi kimin yaptığını değil, ne kadar hızlı yaptığını önemsediğini belirtiyor. Alışveriş yapanların hızla değişen beklentilerini karşılamak isteyen lojistik şirketleri, gelecek stratejilerini oluştururken dijital yönden “fit” olmaya, maliyet verimliliğine, varlık verimliliğine ve yeniliğe odaklanmalılar.
17
AVM
Gebze Center AVM,
102 milyon Euro’ya satıldı Doğuş Gayrimenkul’e ait Gebze Center AVM’nin satış süreci tamamlandı. Gebze Center AVM, otel ve ticari alanlar 102 milyon 500 bin Euro’ya, Hüsnü Özyeğin’in şirketi Seyir Gayrimenkul Yatırım A.Ş’ye satıldı. Doğuş Gayrimenkul, Gebze Center AVM, otel ve ticari alanlar için satış sürecini tamamladı. Gebze Center AVM, otel ve ticari alanlar ile 2 bin metrekare yüz ölçümüne sahip arsa niteliğindeki taşınmazlar 102 milyon 500 bin Euro’ya Seyir Gayrimenkul Yatırım AŞ’ye satıldı. Geçen yıl kurulan şirketin sermayesi ise Credit Europe Bank’a ait. Merkezi Romanya’da bulunan Credit Europe Bank 1994 yılında iş adamı Hüsnü Özyeğin tarafından kuruldu. Gebze Center AVM’nin satışına ilişkin bilgilendirme Doğuş Gayrimenkul Yatı-
rım Ortaklığı A.Ş. tarafından KAP’a yapıldı. 60 bin 585 metrekare alan üzerinde kurulu Gebze Center AVM yanı sıra otel ve 2 dönümlük arsanın satış işlemi tamamlandı. KAP’a yapılan açıklamada dev AVM KDV hariç 102 milyon 500 bin Euro’ya Seyir Gayrimenkul Yatırım A.Ş’ye satıldı. Açıklamada,
TSKB Gayrimenkul Değerleme A.Ş. tarafından yapılan değerlemede Gebze Center AVM için 638 milyon 995 bin TL ekspertiz değerinin belirlendiği kaydedildi.
PEŞİN ÖDEME ŞARTIYLA… 60 bin 585 metrekare alan üzerinde kurulu Gebze Center AVM’nin yanında bir de otel bulunuyor. Doğuş GYO’nun KAP açıklamasında, satışın peşin ödeme şartıyla yapıldığı bildirildi.
Seyir Gayrimenkul Hakkında: 50 bin TL sermayeli Seyir Gayrimenkul 11 Mayıs 2017’de Hüsnü Özyeğin tarafından kuruldu. Şirketin kurucusu Hollanda’da bulunan Credit Europe Bank… Şirketin yönetiminde Zınar Okçuoğlu ve Hüsrev Ateş Ergüler bulunuyor. 1994 yılında iş adamı Hüsnü Özyeğin tarafından kurulan Credit Europe Bank’ın toplam 4 bin 500 çalışanı bulunuyor. Banka, 12 ülkede faaliyet gösteriyor.
18
AVM
AVM güvenliğinde
yeni dönem Başkentteki 25 alışveriş merkezinde üst araması, araç araması, çanta-paket kontrolü ve çevre güvenliği gibi güvenlik hizmetlerinin daha kontrollü ve sağlıklı yürütülmesini sağlamak amacıyla polis irtibat büroları oluşturuldu.
İNEGÖL
AVM’DEN
ENGELLERİ KALDIRAN UYGULAMA
İnegöl AVM, Turkcell’in görme engellilere yönelik geliştirdiği “Hayal Ortağım” uygulamasının yeni eklentisi “Yol Arkadaşım AVM” teknolojisini kullanmaya başladı. Uygulama sayesinde İnegöl AVM’ye gelen görme engelli ziyaretçiler, AVM içinde gitmek istedikleri noktalara yapılan sesli yönlendirmelere rahatlıkla ulaşabilecek.
20
Fiba Commercial Properties’in (FİBA CP), yurt içindeki son yatırımı olan İnegöl AVM, Turkcell’in Young Guru Academy (YGA) ile birlikte görme engellilere yönelik hayata geçirdiği “Hayal Ortağım” uygulamasına eklenen “Yol Arkadaşım AVM” teknolojisini kullanmaya başladı.
SESLİ YÖNLENDİRMELER İLE HER ŞEY DAHA RAHAT Uygulama kapsamında İnegöl AVM’yi ziyaret eden görme engelli vatandaşlar, önünden geçtikleri mağazaların bilgisini sesli olarak alabilecek. AVM içinde gitmek istedikleri mağaza, asansör, danışma gibi noktalara yapılan sesli yönlendirmelere rahatlıkla ulaşabilecek. Ücretsiz sunulan bu hizmetten faydalanmak için görme engellilerin App Store veya Google Play’den Hayal Ortağım uygulamasına üye olmaları yeterli. Akabinde uygulamadaki, Yol Arkadaşım Kategorisi’nden İnegöl AVM’nin menüsüne girerek AVM hakkındaki bilgilere erişim sağlaması gerekiyor.
Ankara Emniyet Müdürlüğünce, Başkentteki 25 alışveriş merkezinde (AVM) üst araması, araç araması, çanta-paket kontrolü ve çevre güvenliği gibi güvenlik hizmetlerinin daha kontrollü ve sağlıklı yürütülmesini sağlamak amacıyla polis irtibat büroları açıldı. Alışveriş merkezlerindeki güvenlik önlemlerinin yetersizliğine yönelik şikayetlerin artması üzerine Türkiye’de ilk kez “AVM Polisi” uygulaması başlatıldı. Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz’ın talimatıyla başlatılan uygulama kapsamında, Özel Güvenlik Şube Müdürlüğünce, başkentte bulunan 25 alışveriş merkezinde polis irtibat büroları oluşturuldu. Polis irtibat bürolarıyla alışveriş merkezlerindeki özel güvenlik görevlilerince yürütülen üst araması, araç araması, çanta ve paket kontrolü ile çevre güvenliği gibi güvenlik hizmetleri daha kontrollü ve sağlıklı yürütülecek. AVM’lerin yönetimleriyle koordineli yürütülen uygulama kapsamında, alışveriş merkezleri içerisinde kurulan irtibat bürolarında, Özel Güvenlik Şube Müdürlüğüne bağlı iki ya da daha fazla personelden oluşan sivil ekipler aracılığıyla AVM’lerde güvenlik denetimleri sürekli kılınacak. Kaynak: NTV
AVM
“Kaliteli hizmet bizler için olmazsa olmaz” Sürekli farklı kişiler ile iletişim sürecinde olan personellere etkili sunum teknikleri, diksiyon ve müşteri memnuniyeti eğitimi verdiklerini ifade eden Brandium AVYM İnsan Kaynakları Yöneticisi Ali Ünsal, “Kaliteli hizmet bizler için olmazsa olmaz.” diyor.
yaptığımız çalışma performansını artırıcı motivasyonel etkinliklerimizin yanı sıra yeri geldiğinde mavi yakalı personellerimize özel, yeri geldiğinde de beyaz yakalılarımıza özel çalışmalar içerisine giriyoruz. Bunların yanında personellerimizle bireysel çalışmalar da gerçekleştiriyoruz. Böylece farklı geçmişlere sahip bireylere farklı yaklaşarak dengeyi sağlıyor ve kurum kültürümüzü çeşitlendiriyoruz.
süreçleri ile personelleri eğitim süreçlerine dahil ediyoruz. Bu süreçler dahilinde farklı disiplinler içerisinde olan personellerimiz kendi alanları dışındaki süreçler hakkında da bilgi edinebiliyor ve ziyaretçilerimize daha iyi hizmet verebiliyor. Kendi departmanlarında ise kendileri ile yarışan personellerimiz, alanlarında en etkin ve yetkin olarak sektörlerinde yer almaya çalışıyorlar.
Personel seçimlerinde dikkat ettiğiniz unsurlar nelerdir? Brandium Alışveriş ve Yaşam Merkezimizde birçok yapı iç içe bulunduğundan ziyaretçilerimiz de oldukça farklılık gösteriyor. Bu farklılığı göz önünde bulundurarak personellerimizin de çok yönlü olması ve farklı hedef kitleler ile çalışabilmesi bizler için oldukça önem arz ediyor. Personellerimizi seçerken eğitim seviyesine, meslekteki tecrübesine, mesleğine olan bağlılığına, kurum kültür ve yönetmeliklerini benimsemiş olmasına da ayrıca önem veriyoruz.
Yüksek kalitede hizmet verebilmek adına personellerinize ne gibi eğitimler veriyorsunuz? Brandium AVYM’yi hizmet sektörü olmasından dolayı binlerce kişi ziyaret ediyor. Bu sebepten dolayı kaliteli hizmet bizler için olmazsa olmaz. Birçok kurumda aynı anda olmayan TS EN ISO 9001-2015 Kalite, TS EN ISO 14001 Çevre, TS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği belgelerimizi TSE tarafından almamızın yanında, bu kapsamda eğitimler alıyoruz. Bunun yanında sürekli farklı kişiler ile iletişim sürecinde olan personelimize etkili sunum teknikleri, diksiyon ve müşteri memnuniyeti eğitimi veriyoruz.
Çalışanların verimliliğini sağlamak adına neler yapıyorsunuz? Bizler bünyemizde gerek mavi gerekse beyaz yaka olmak üzere geniş bir personel kitlesine sahibiz. Genel olarak ekibimiz ile
Eğitimlerin personeller üzerindeki değişimleri ne yönde? Bu eğitimler personellerin verdiği hizmet kalitesini artırıyor mu? Kurum kültürümüzün yarattığı kalite şartlarının yanında departmanlara özel kalite
Brandium AVYM olarak hedeflerinizden bahseder misiniz? Bizler Brandium ailesi olarak sadece bir alışveriş merkezi değiliz. Bizler bir alışveriş ve yaşam merkeziyiz. Bünyemizde alışveriş merkezinin yanı sıra altıncısı tamamlanmak üzere inşaatı devam eden rezidansımız ve Anadolu Yakası’nın en büyük konferans oteli de dahil olmak üzere büyük bir kompleks yapıyız. Haliyle personel çeşitliliğimiz oldukça geniş. Bu bağlamda alışveriş ve yaşam merkezimizde 7/24 aktif olan bir yapı bulunduğundan vardiyalı çalışmanın yanı sıra ziyaretçilerimizin de beklentileri oldukça farklı oluyor. Bizler personellerimiz ile birlikte tüm kompleksimiz içerisindeki ziyaretçilerimize en iyi hizmeti sunmayı hedefliyoruz. Bu hedefimize ulaşırken de kendimizi sürekli yeniliyor, sürekli gelişmeleri takip ediyoruz.
21
AVM
“Sadece alışveriş değil sosyalleşme imkanı da sağlıyoruz”
Bölge halkına yalnızca alışveriş ortamı değil sosyo-kültürel alanda da gelişim olanağı sağladıklarını söyleyen ÖzdilekPark Bursa Nilüfer AVM Müdürü Sezgin Gül; açıldıkları tarih olan 3 Mart 2017’den, 2017 yıl sonuna kadar 3 milyon ziyaretçiyi ağırladıklarını ifade etti.
22
“SOSYA-KÜLTÜREL ALANDA GELİŞİM OLANAĞI SAĞLADIK”
şıma imkanlarında sınırsız seçenekler bulunuyor.
ÖzdilekPark Bursa Nilüfer AVM olarak bölge halkına sosyal ve kültürel anlamda nasıl katkılarınız oldu? Açıldığımız tarih olan 3 Mart 2017’den bu yana toplam 60 çocuk etkinliği,12 gala,2 açık hava konseri ve drama atölyeleri ile bölge halkına yalnızca alışveriş ortamı değil sosyo-kültürel alanda gelişim olanağı sağladık.
EN ÇOK TERCİH EDİLEN MARKALAR BULUNUYOR
ULAŞIMDA SINIRSIZ SEÇENEKLER VAR Bulunduğunuz lokasyon bakımından avantajlarınız neler? Bursa’nın modern yüzü ve yeni cazibe merkezi Nilüfer’de konumlanan ÖzdilekPark Bursa Nilüfer’e; özel aracınız, toplu taşıma ya da müşteri servisi ile ulaşmak çok kolay. İzmir Yolu’na direkt bağlantı, metro istasyonuna 5 dakika, İdo feribot iskelesine 25 dakika, Budo deniz otobüsüne 28 dakika ve toplu ta-
Marka karmanızı oluştururken hangi unsurlara dikkat ettiniz? AVM’miz tüm sosyo-ekonomik yapıları, her yaştan insanın tüm temel gereksinimlerini karşılamayı hedefleyen, en çok tercih edilen markaların ve hizmetlerin bir bütünsellik içerisinde sunulduğu, gün ışığının doğal bir ortam oluşturduğu, teras alanları ve eğlence hizmetleri ile sadece alışverişi değil sosyalleşme ve bir arada bulunma olanağı sunmayı da hedefleyen bir tasarımı hedeflemiştir.
3 MİLYON ZİYARETÇİ AĞIRLANDI Yıl içerisinde ulaştığınız ziyaretçi kapasitesi nedir? Açıldığımız tarihten, 2017 yılı sonuna kadar toplam 3 milyon ziyaretçiyi ağırlamış bulunmaktayız.
AVM
10 YILDA 10’LARCA ÖDÜL… ŞEHRİN DEĞİŞMEYEN MODASI PALLADİUM ATAŞEHİR
Açıldıkları 2008 yılında Ataşehir’in, İstanbul Anadolu Yakası’nın önemli bir yaşam merkezi olmaya başladığını ve her geçen gün gelişen, büyüyen ve elit bir yaşam merkezi olarak konumlandığını ifade eden Palladium Ataşehir AVM Müdürü Ayşen Yerşen, Ataşehir’in bu gelişme sürecinin başında açılan Palladium’un, başta ilçenin daha sonra Anadolu Yakası’nın elit AVM’si olarak konumlandığını ve yıllar içinde şehrin değişmeyen modası haline geldiğini söyledi. Türkiye’de ilk kez gerçekleşen etkinliklere ev sahipliği yaptıklarını belirten Yerşen, “Bünyesinde bulundurduğu ulusal ve uluslararası seçkin markalarıyla misafirlerimizin gözbebeği olduk. Misafirlerimizin memnuniyetini her şeyin üstünde tutan yönetim anlayışımız ile kaliteli sadık bir kitle oluştu. Misafirlerimizle aramızdaki bu samimi ilişki ile burası tam bir yaşam merkezi haline gelerek sosyalleşme adına tercih edilen önemli bir nokta oldu.” dedi. Gelişen teknoloji ve trendleri takip ederek AVM misafirlerine deneyim yaşatma üzerine kurulu projeler hazırladıklarını ve farklı bir soluk getiren projelerle birlikte bilim ve sanat içerikli projeler gerçekleştirdiklerini belirten Yerşen, “Ulusal ve uluslararası ödül platformlarında da gerçekleştirdiğimiz birçok projemizle, bu 10 yıllık süreçte 10’larca ödülle taçlandırıldık. Emeğimizin taçlanması çok gurur verici oluyor.” açıklamalarında bulundu. Yerşen; eylül ayında 10. yıllarına özel, ses getirecek bir kutlama gerçekleştireceklerini ve yenilenmiş yüzleriyle misafirlerini karşılayacaklarını da belirtti.
10 yıllık süreçte 10’larca ödülle taçlandırıldıklarını belirten Palladium Ataşehir AVM Müdürü Ayşen Yerşen, “Nokta atışı işler, pazarlama aksiyonları ve yönetim anlayışı bir AVM’yi dimdik ayakta tutmak için önemli unsurlardır.” ifadelerinde bulundu.
YENİLENME ÇALIŞMALARI DEVAM EDİYOR AVM’de 200’ü aşkın mağaza bulunduğunu bildiren Yerşen, “En son olarak Ecco ayakkabı, Mark &Andre iç giyim, Koreli bir marka olan Mumuso ve Beymen Club’ta Palladium Ataşehir’de mağaza açtı. Şimdi H&M’de bünyemize dahil oluyor. Yeme içme bölümlerinde de yeni markalar var. Amasya Et, organik ve doğalcı Pera Bahçe’de aramıza katıldı.” dedi. Kendini yenileyen mağazaların da olduğunu ifade eden Yerşen, “Damat-Tween, Network mağazaları ciddi bir tadilat geçirdi ve dekorasyonunu yeniledi. AVM genelinde de yenilenme çalışmalarımız devam ediyor.” diye belirtti.
“SAMİMİ VE BUTİK BİR AVM’YİZ” Palladium’un konutların arasında bulunan bir AVM olduğunu ve bu sayede çevrede-
ki konutlardan ve iş merkezlerinden çok sayıda misafir geldiğini söyleyen Yerşen, “Rahat bir şekilde alışveriş yapmanızı sağlayan bir mimariye de sahibiz. Palladium içeri girdiğiniz andan itibaren evinizdeymiş hissi yaratan samimi, butik bir AVM. Hafta içi 20 ila 25 bin civarı olan kapı girişleri, hafta sonları 30-35 bini buluyor. Son zamanlarda Anadolu Yakası’nda açılan birçok AVM olmasına rağmen bizler de farklı projeler ve hizmet kalitemizle hem sadık müşterimizi memnun ediyor hem de potansiyel müşteriyi buraya çekiyoruz. Etkinlikler nokta atışı ve farklı olunca, potansiyeli çekme gücümüz de yükseliyor. Müşteri kitlemize, her zaman servis hizmetlerimizden tutun da etkinliklerimize kadar her türlü kaliteli hizmet vermeye devam ediyoruz. Sonuçta Palladium, Ataşehir’in merkezinde bir AVM ve ulaşım olanaklarıyla tercih edilen bir nokta.” dedi.
“FARK YARATIYORUZ” Yerşen, “Servis hizmetlerimiz, güvenliğimiz, hijyenimiz, farklı ve Türkiye’de ilk kez bizim AVM’mizde gerçekleşen etkinliklerimiz, sosyal sorumluluk projelerimizle fark yaratıyoruz. Doğru işlerin, doğru insanlarla, doğru zamanda buluşması yoğun, özverili ve sürekli bir çalışma gerektiriyor. Nokta atışı işler, pazarlama aksiyonları ve yönetim anlayışı bir AVM’yi dimdik ayakta tutmak için önemli unsurlardır.” diye konuştu.
23
AVM
MOVAPARK AVM İLE
YENİ BİR YAŞAM TARZI… Alışverişten öte, bir yaşam merkezi haline geldiklerini belirten Movapark AVM Müdürü Nazlı Özdemir, “Yaşam merkezi kimliğimizle bölgenin geleneksel ve geleceğe dönük yatırımlarını da şekillendiriyoruz.” dedi. Güneydoğu’nun hem eğlence hem de alışveriş merkezi olan Mardin Movapark AVM hakkında bilgi verebilir misiniz? Movapark AVM 15 Haziran 2012’de açıldı ve açıldığı günden itibaren desteği ile Mardin’in ve tüm bölgenin buluşma noktası haline geldi. 7.yılımıza girmeye hazırlandığımız 2018 yılında milyonlarca ziyaretçiyi ağırlamış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Konumu ve içeriği itibariyle, açıldığı günden bugüne kadar artan ziyaretçi grafiği, ulusal ve uluslararası marka karması ile dikkatleri çeken alışveriş merkezimiz, birbirinden keyifli etkinlikleri ile Türkiye’nin en büyük 4. büyük aquapark’ı ile fuar alanı, sinema ve diğer sosyal alanlarıyla, çocuk eğlence merkezi, sineması,
24
cafe ve restoran alanlarıyla ziyaretçileri için alışverişten öte, bir yaşam merkezi haline gelmiştir. Doğu’da yeni bir yaşam tarzının önderliğini sürekli yükseltme yolunda ilerleyen Movapark AVM, aquapark’ın 6 farklı eğlence havuzu ile Mardin’in eğlence merkezi olmuştur. Aynı zamanda bin 500 kişilik kapasiteli Movasalon; düğün, kongre, toplantı ve konser organizasyonlarına yaptığı ev sahipliği ile bölgenin aranılan kompleksi haline gelmiştir. Yönetiminin İnside Danışmanlık tarafından yapıldığı Movapark AVM kültürel zenginlikleri ile Mardin, Diyarbakır, Şırnak, Şanlıurfa gibi komşu illerin ilçeleriyle beraber ziyaretçilerini Movapark’ta 7 yıldır güçlü bir bağ ile ağırlıyor ve çevre illerle sınırlı kalmayarak, komşu ülkelerden, Irak ve Suriye’den de birçok ziyaretçiyi misafir ediyor. Yıl dönümünüze özel etkinlik ve kampanyalarınız olacak mı? Bunlardan bahseder misiniz? Movapark, Mardin’in kültürel zenginliklerinin içinde her dilden, dinden, ırktan insanın ziyaret ettiği bir alışveriş merkezi olmuştur. Yaşam merkezi kimliğimizle bölgenin geleneksel ve geleceğe dönük yatırımlarını da şekillendiriyoruz.
Movapark AVM açıldığı günden bugüne kadar hem sosyal sorumluluk projelerinin içinde yer almış hem de birçok etkinlikle bölgede farkındalık yaratmıştır. Özellikle yapılan tüm etkinliklerinde bölgenin nabzına dokunacak ve projenin içinde yer alacak organizasyonlar gerçekleştirmiştir. Bu etkinliklerden biri de Ramazan ayı sebebiyle yapılan organizasyonlardır. Bizler “barış dolu Ramazan” adıyla yola çıktık ve “Ramazan coşkusu Movapark’ta” ile devam ettik. Özellikle bu organizasyonları bölgemizde yaşayan farklı kültürlere sahip çocuklarımız ve gençlerimizle birlikte mülteci çocuklarımızla gerçekleştirdik. 2018 yılında da bu geleneğimizi bozmadan devam ediyoruz. Bölge gençlerimizin erbane gösterilerinden, yine bu arkadaşlarımızla birlikte çocuklarımızın da yer aldığı sirk ve atölyelere kadar birbirinden özel gösterilerle Ramazan heyecanını yaşıyoruz. Kızlarımızı da unutmadık ve onlarla ramazan ayının vazgeçilmezi davulla, eğlenceli gösteriler ile tüm ziyaretçilerimizin buluşmalarını gerçekleştirdik. Movapark AVM, 7. yılında çevreye duyarlı bir araç olan Toyota CH-R Advance Hybrid araba kampanyası ile gerçekleştiriyor. Yeni aracımızı uzun zamandır merakla bekleyen ziyaretçilerimiz Toyota aracımız ile tanıştılar. ”Movapark’la Toyota’nın Keyfini Sür” kampanyası ile misafirlerimiz 15 Mayıs-2 Eylül 2018 tarihleri arasında yapacakları her 100 TL ve üzeri alışveriş karşılığında kuponla çekiliş hakkı kazanıyorlar. Movapark ile Mardin’e ilk kez gelen markalar var mı? Movapark Alışveriş ve Yaşam Merkezi açıldığı günden bu yana bölgenin en aktif alışveriş merkezi olarak adından söz ettiriyor. Movapark ulusal ve uluslararası markalara ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Aramıza yeni katılan ve bölgede ilk olan E-bebek, Lufian firmasıyla hız kesmeden yeni markaları ziyaretçilerimizle tanıştırmaya devam ediyoruz. Çok yakında iç giyim ve aktif spor grubunda yeni iki marka daha aramıza katılacak. Yönetim danışmanlığını İnside danışmanlığın yaptığı Movapark AVM yeni markalarla her yaş grubuna hitap eden birçok ziyaretçimize hizmet vermeye devam ediyor.
AVM
A
nkara Valiliği Ticaret İl Müdürlüğü’nün 6585 Sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanunun 13’üncü maddesi kapsamında aldığı kararda şu ifadelere yer verildi: “İlimiz sınırlarında bulunan bütün alışveriş merkezleri sabah 10.00 ve akşam 22.00 saatleri arasında faaliyet gösterecektir. Alışveriş merkezleri Ramazan ve Kurban Bayramı’nın 1’inci günü ile her yıl 1 Ocak gününde kapalı olacaktır. Açılış ve kapanış saatleri konusunda gerekli denetimler Ticaret İl Müdürlüğü ve ilçe kaymakamlıkları tarafından yapılacaktır. Belirlenen çalışma saatlerine uymayan alışveriş merkezleri hakkında 6585 sayılı kanunun hükümleri çerçevesinde idari para cezası uygulanacaktır.”
KANUN MADDESİ 6585 Sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanunun çalışma saatlerini belirleyen 13’üncü maddesinde şu ifadeler yer alıyor:
ANKARA’DAKİ AVM’LERE TATİL DÜZENLEMESİ Ankara Valiliği Ticaret İl Müdürlüğü tarafından, Ankara’daki AVM’lerin Ramazan ve Kurban bayramlarının birinci günleri ve her yıl 1 Ocak’ta kapalı olmasına karar verildi. 26
“Mesleğe, mevsime ve turizme özgü şartlar ve benzeri hususlar gözetilerek perakende işletmelerin bir kısmının veya tamamının çalışma saatleri, meslek kuruluşlarının müşterek teklifi üzerine yetkili idarenin görüşü alınmak suretiyle vali tarafından belirlenebilir. Esnaf ve sanatkar işletmelerinin çalışma saatlerinin belirlenmesinde, meslek kuruluşunca ilgili esnaf ve sanatkar odasının görüşü alınır. Üst meslek kuruluşlarının müşterek teklifi üzerine, faaliyet kollarına göre perakende işletmelerin çalışma saatlerinin bölge veya ülke düzeyinde belirlenmesine bakanlık yetkilidir.”
AVM
Capitol’e Hermes’ten 6 Ödül “BİZİM CAPITOL ÇOK DEĞİŞTİ, ŞİMDİ SIRA SENDE! DEĞİŞİME TESLA MODEL X SAHİBİ OLARAK BAŞLA” DİYEN CAPITOL’ÜN ÇOK KONUŞULAN KAMPANYASI, AMERİKA ULUSLARARASI HALKLA İLİŞKİLER DERNEĞİ HERMES CREATIVE AWARDS’TEN ÖDÜLLE DÖNDÜ.
Capitol, gerçekleştirdiği “Teknoloji Harikası Tesla Capitol’de” projesi ile yeni yılın en başarılı kampanyalarından birine imza atarken Hermes Creative Awards’tan 5 Platinum 1 Gold olmak üzere 6 farklı ödüle layık görüldü.
“KENDİ DEĞİŞİMİNİ EN İYİ ANLATAN KAMPANYA” SEÇİLDİ Anadolu Yakası’nın ilk alışveriş merkezi olarak 1993 yılında hayatımıza giren Capitol, değişimin yeni kodlarını yeniden yorumlayarak mimarı renovasyonunu ta-
mamladı. Kampanya iletişimini öncelikle “Değişimi Seviyorum” mottosu ile başlatarak, “Bizim Capitol Çok Değişti Şimdi Sıra Sende” sloganı ile devam ettirdi. Gerçekleştirdiği bu değişimde, özgün ve modern mimariyi ön plana çıkarırken geçirdiği dönüşüm ve değişim ile ziyaretçilerinin de hayatlarına farklı bir dokunuş gerçekleştirdi. ABD Ulusal Trafik Kurulu tarafından en güvenli araç seçilen Tesla, hayatı daha konforlu ve keyifle yaşamak isteyen Capitol ziyaretçilerini, kendisiyle birlikte geleceğe götürdü.
Capitol, değişen dünyanın ikonlarından biri olan Tesla’yı eğlenceli, yenilikçi, genç ve dinamik olan marka kimliği ile örtüştürerek yenilendiğini anlatmayı seçtiği kampanyası ile; Yılın Sosyal Pazarlama Kampanyası kategorisinde; Platinum,
Yılın En İyi Pazarlama Etkinliği kategorisinde; Platinum
Yılın İletişim/ Pazarlama Kampanyası kategorsinde; Platinum
Yılın En İyi Şirket Markalaşması kategorisinde; Platinum
Yılın Özel Etkinlik kategorisinde; Platinum
Yılın Kendi Değişimini En İyi Anlatan Kampanya kategorisinde Gold ödül aldı.
27
AVM
BİR DİYARBAKIR MARKASI:
CEYLAN KARAVİL PARK
D
oğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük alışveriş merkezi konumunda olan Ceylan Karavil Park’ı bize anlatın desek neler söylemek istersiniz? Karavil Grup ve Ceylan Grup ortaklığıyla gerçekleştirilen, Doğu’nun ve Güneydoğu’nun en büyük alışveriş merkezi olarak 18 Haziran 2014 tarihinde hizmete giren Ceylan Karavil Park, toplam 200 bin metrekare inşaat alanı üzerine kurulu. 5 kattan oluşan, 65 bin metrekare kiralanabilir alana sahip alışveriş merkezimizde 200 mağaza ve 2 bin araç kapasiteli otopark yer alıyor. 150 milyon Dolar yatırım bedeli ile hayata geçen alışveriş merkezimizin yönetim ve kiralaması Apleona GVA Mülk Yönetim Hizmetleri Türkiye tarafından gerçekleştiriliyor. Ceylan Karavil Park AVM, bölgenin alışveriş alışkanlıklarını değiştirmek ve geliştirmek, bunun yanı sıra sosyal hayatlarına farklı alternatifler sunarak yaşam kalitesini artırmak için projelendirilmiş bir yatırım. 2 bin kişi kapasiteli Cinemaximum sinema kompleksi, çocuklara yönelik eğlence merkezi anlayışını farklı ve sosyal bir konsept çerçevesinde sunan 2 bin 800 metrekarelik oyun alanı Toru Entertainment, 3 farklı konsepte 55 metre uzunluğunda tünel akvaryum ve 31 farklı konsepte hazırlanan Dünya denizlerinden ve göllerinden örneklerin sergilendiği 3 bin metrekarelik Doğu’nun ve Güneydoğu’nun ilk dev akvaryumu Aqua Diyarbakır ile ziyaretçilerimize özel zamanlar yaşatıyoruz.
30
Diyarbakır ve bölge halkının buluşma noktası olduklarını ifade eden Ceylan Karavil Park Alışveriş Merkezi Müdürü Mert Sakaklı, “Daha önce gerçekleştirilmemiş, her yaş grubuna, her kesime ve her kültüre hitap eden pek çok kültürel etkinlikle ziyaretçilerimize kaliteli, keyifli anlar yaşatıyoruz.” dedi.
Sadece alışveriş konusunda değil, yeme-içme sektöründe de ziyaretçilerimizin günün her saatinde hoşça vakit geçirebilecekleri mekanlar bulunmakta. Birçok ulusal ve uluslararası çeşitli markayı bünyesinde barındıran alışveriş merkezimiz, pek çok ünlü markayı da ilk kez bir araya getirdi. Ceylan Karavil Park AVM haziran ayında 4. yılını kutladı. Bu 4 yılda Ceylan Karavil Park AVM nasıl bir gelişim gösterdi? Alışveriş merkezimiz bulunduğu lokasyon, marka karması, ziyaretçi profili, mimari yaklaşımı ve çok fonksiyonlu bir proje olması nedeniyle geçtiğimiz bu 4 yıl içinde yoğun talep almaya devam etti. Ziyaretçi ilgisinin yanı sıra yerli ve yabancı perakende gruplarından da yoğun talepler görüyor. Bu çerçevede başta Diyarbakır’a olmak üzere bölgeye yenilik ve değer katacak her türlü hizmeti bünyesine katarak yol aldı.
AVM
Bu sayede başta Diyarbakır olmak üzere Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgesinde, talep gören, ihtiyaç duyulan, yeni, modern ve farklı markaların gelmesiyle Diyarbakır ve bölge halkının buluşma noktası haline geldi. Alışveriş merkezi kültürünü Diyarbakır ve bölge halkına kazandıran “Bir Diyarbakır Markası” olarak bayrağını dalgalandıran Ceylan Karavil Park, 4 yılın sonunda gerçek bir yaşam merkezi haline geldi. Diyarbakır’da ve bölgede daha önce gerçekleştirilmemiş, her yaş grubuna, her kesime ve her kültüre hitap eden pek çok kültürel etkinlikle ziyaretçilerimize kaliteli, keyifli anlar yaşatıyoruz. 4 yılda kaç ziyaretçi ağırladınız? Bu ziyaretçilerin sizi tercih etmesinde ki en önemli nedenler neler? Ceylan Karavil Park, geçtiğimiz 4 yıl sonunda büyük bir gururla yaklaşık 60 milyon ziyaretçi ağırladı . Öncelikle bu gururu bizlere yaşatan Diyarbakır ve bölge halkına minnettarız. Bir Diyarbakır markası olarak bölge ve Diyarbakır halkının bizi bu derece sahip-
leniyor olması bizim motivasyon kaynağımız. Alışveriş merkezimizin tercih edilmesinin birden fazla sebebi var. Öncelikle Ceylan Karavil Park, şehire ve bölgeye yenilik katan, trendlerin takip edildiği moda mağazalar ile alışverişten kültür sanat etkinliğine, eğlenceden yemeğe kadar tüm ihtiyaçlarda alternatif sunabilen kuvvetli bir marka karmasına sahip. Diyarbakır’ın en önemli caddesi olan Diyarbakır-Şanlıurfa Bulvarı kavşağında yer alıyor. Lokasyon olarak stratejik ve ulaşımı kolay bir noktada olduğu için AVM’ye hem yaya hem de araçla çok kolay ulaşım sağlanabiliyor. Ayrıca yakın çevre illerin yol güzergâhında olduğu için sadece Diyarbakırlılara değil aynı zamanda bu bölgelerden gelen ziyaretçilerimiz için ulaşım kolaylığı sağlıyor. Ceylan Karavil Park’ta ziyaretçilerimizin istedikleri her an güvenle alışveriş yapıp, son moda ürünleri yakından takip edebilecekleri, yemek yiyip hoş vakit geçirebilecekleri bir dünya mevcut. Ziyaretçilerimiz eğlenerek, kazanarak ve sosyalleşerek alışveriş yapma keyfini yaşıyorlar. Çok özel sanatçıların söyleşileri, ünlü yazarların imza günleri, popüler sanatçıların konserleri, ünlü oyuncuların söyleşileri ve imza günleri, çocukların hayran oldukları çizgi film kahramanlarının lisanslı etkinlikleri, çocukların gelişimleri, sosyalleşmeleri için hazırlanan atölye çalışmaları, resim ve fotoğraf sergileri, müzik dinletileri, dans gösterileri, keyifli yarışmalar, çocuk tiyatroları ve daha birçok sosyal etkinlik alışveriş merkezimizin bünyesinde ziyaretçilerin beğenilerine sunuluyor. Aynı zamanda Ceylan Karavil Park toplam 2 bin kişiye iş imkânı sağlayarak şehrin ekonomisini de canlandırıyor. Mimari açıdan ön plana çıkan unsurlar neler oldu? Alışveriş merkezinin mimari tasarımı; imajını, hedef kitlesini, konseptini belirleyen yapıtaşıdır. Ceylan Karavil Park, şehir ve bölge insanı üzerinde doğru analiz yapılarak projelendirilmiş, modern, rahat, ferah mimari yapıya sahip bir alışveriş merkezidir. Doğru lokasyon, fark yaratan konsept ve iyi bir işletme yönetimi Ceylan Karavil Park ‘ın başarısının, ayda 1 milyon 250 bin giriş ortalamasına sahip olmasının altındaki en büyük etkenlerdendir. Gelecek dönem hedeflerinizden bahseder misiniz? Gelecek dönem de sürpriz markalar Ceylan Karavil Park’ta yerini alacak. Yüksek oranda ciro artışı hedeflediğimiz ticari kampanyalar planlanıyor. 2018-2019 yılı için takvimimiz hazır ve dopdolu çok özel isimleri alışveriş merkezimizde ağırlamaya devam edeceğiz. Ziyaretçilerimizden gelen istekleri değerlendiriyoruz. Ziyaretçi memnuniyetini ön planda tutarak başarı grafiğimizi yükseltmek şu anki hedefimiz.
31
AVM
“AVM’LER BİR YAŞAM MERKEZİ OLMALI” ALIŞVERİŞ MERKEZLERİNİN BİR YAŞAM MERKEZİ OLMASI GEREKTİĞİNİ SÖYLEYEN ÇELİKPARK AVM GENEL MÜDÜRÜ HASİNE ŞAHİN, GELEN ZİYARETÇİLERİN İÇERİYE GİRDİĞİ ANDA MUTLU VE RAHAT OLMASININ ÖNEMİNE DEĞİNDİ.
32
İlçenin tek alışveriş merkezi olması nedeniyle önemli bir misyona sahip olan Çelikpark Alışveriş Merkezi, bu yıl bahar ve yaz aylarında hem yetişkinlerin hem de çocukların keyifli zaman geçirmeleri için birbirinden eğlenceli aktiviteler yapmaya devam edecek.
AVM’YE GELEN ZİYARETÇİ MUTLU OLABİLMELİ Alışveriş Merkezi Genel Müdürü Hasine Şahin, alışveriş merkezlerinin bir yaşam merkezi olması gerektiğini söyleyerek, AVM’ye gelen ziyaretçilerin içeriye girdikleri an itibariyle mutlu, huzurlu ve her işini bir çatı altında gerçekleştirmesi gerektiğine değinerek, ailelerin hem alışverişlerini hem çocukları-
nın eğlenebilmelerini hem de farklı lezzetler ve mekanlarda kendilerine ayırdıkları zamanları mutlu ve rahat geçirmeleri için çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi.
ÇALIŞMALAR DEVAM EDİYOR AVM’yi devraldıkları günden bu yana çeşitli yatırımlarla kriterlerini hayata geçirmek adına AVM’nin görsel olarak peyzaj çalışmalarını güncellediklerini, ziyaretçilerin daha nezih ortamlarda vakit geçirmeleri için kaliteli hizmet sunan birbirinden lezzetli menülerle öne çıkan cafe ve restoranları bünyelerine kattıklarını belirten Şahin, AVM’yi yaşam merkezi haline getirmek için çalışmaların devam edeceğini dile getirdi.
AVM
41 Burda AVM Hayalleri Gerçekleştiriyor
Kocaelililere sunduğu eğlenceli ve ayrıcalıklı dünyayı her geçen gün geliştiren ve zenginleştiren 41 Burda AVM, yeni alışveriş kampanyası ile ziyaretçilerinin hayallerine dokunuyor.
K
ocaelililere sunduğu ayrıcalıklı dünyayı her geçen gün geliştiren ve zenginleştiren 41 Burda AVM, ziyaretçilerini muhteşem yaz kampanyaları ile karşılıyor. 41 Burda AVM, ziyaretçilerine 21 Mayıs – 15 Ağustos tarih aralığında toplamda 250 TL ve üzeri alışverişlerde Peugeot 3008 veya her şey dahil Phuket tatili kazanma şansını sunuyor. Kampanyaya katılacak 41 Burda AVM ziyaretçilerinin fiş ya da faturalarıyla da-
34
nışma noktasına gelerek 41 Burda AVM üyesi olmaları gerekmektedir. Kampanya 21.05.2018 saat: 10.00 ile 15.08.2018 saat: 22.00 arasında geçerli olacaktır. 41 Burda AVM, muhteşem bir tatil veya ayakları yerden kesecek araç kampanyası ile tüm ziyaretçilerini hayallerini gerçekleştirme fırsatını yakalamaya davet ediyor. *Kampanya, 21 Mayıs – 15 Ağustos 2018 tarihleri arasında geçerlidir. Geçmiş tarihli fiş ya da faturalar geçersizdir. Mali değeri olmayan belgeler ve/veya fiş/fa-
tura fotokopisi ile yapılan müracaatlar kabul edilmeyecektir. Kocaeli ilindeki 41Burda’da bulunan mağazalardan kampanya süresince toplamda 250 TL ve katları tutarında (her 250 TL’ye 1 çekiliş hakkı) alışveriş yapan tüketicilere Peugeot 3008 veya Phuket tatili hediye edilecektir. Kampanya’dan faydalanabilmek için danışma noktasına ibraz edilen fişlerin/faturaların tutar olarak kampanya koşullarına uygun olması gereklidir.
AVM
TÜRKİYE’DE ALIŞVERİŞİN MERKEZİ:
KUMSMALL FACTORY
lunuyor. İçinden raylı sistem geçen ilk alışveriş merkezi olma özelliğini taşıyan KUMSmall Factory, şehirlerarası otobüs terminali ve yeni yapılacak olan hızlı tren istasyonu ise hemen yanı başında yer alıyor. KUMSmall Factory, konumu itibariyle hem Kayseri hem de çevre illerde yaşayan yaklaşık 15 milyon kişinin ziyaret edebileceği bir merkez olacak.
DEV TASARIM VE İNOVASYON MERKEZİ MOBİTEK KUMSmall Factory bünyesinde yer alan MOBİTEK (Mobilya Alt Yapısını Geliştirme Projesi) ile ARGE ve tasarımda mobilyanın “SİLİKON VADİSİ” ve geniş makine parkı ile üreticilere üstün avantajlar sunan tasarım ve inovasyon merkezi olacak.
ANADOLU’NUN KALBİNDE TURİZM BÖLGELERİNİN İÇİNDE
Büyüleyici büyüklüğüyle merakla beklenen Avrupa ve Türkiye’nin en büyük karma alışveriş merkezi KUMSmall Factory ile tanışmaya hazır mısınız? “TÜRKİYE’DE ALIŞVERİŞİN MERKEZİ” olma sloganıyla yola çıkan, Anadolu’nun merkezi durumunda olan Kayseri’de, 1 milyar dolara yakın yatırım maliyetiyle, Avrupa ve Türkiye’nin en büyük karma projesi KUMSmall Factory sektöre yön vermeye geliyor. KUMSmall Factory klasik bir AVM ile mobilya ve dekorasyonu bir arada sunacak. İçerisinde 2 adet iş merkezi, otel ve eğlence merkezi gibi birçok seçenek bulunduracak. 1,5 milyon metrekareye yakın açık, 302 bin metrekare kapalı alan ve 180 bin metrekarelik kiralanabilir alanda 400 adet mağaza ve yaklaşık 6 bin araçlık otoparkıyla hizmet vererek kendisini seçen markalarla büyümeye devam edecek.
HIZLI TREN, OTOBÜS, TRAMVAY VE SERVİS İLE ALIŞVERİŞ KEYFİ Bulunduğu lokasyonla misafirlerine ulaşımda kolaylık sağlayacak olan KUMSmall Factory, şehir merkezine 9 km uzaklıkta bu-
Uluslararası bölge havaalanı olarak hizmet veren Kayseri Havaalanı da KUMSmall Factory’nin çok yakınında yer alıyor. Kayseri ve çevresi, turistlerin yoğun olarak ziyaret ettiği bir bölge olduğundan her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turist potansiyel müşteri konumundadır. Bahar ve yaz döneminde turizm merkezi olan Kayseri aynı zamanda Erciyes Kayak Merkezi ile de kış turizminin gözde destinasyonlarından biridir.
DOĞA DOSTU AVM KUMSmall Factory tüm bunların yanı sıra GES (Güneş Enerji Sistemi) ve doğalgaz ile elektrik üreten ‘’trijenerasyon’’ sistemi ile kendi enerjisini üretecek ve ürettiği enerjiyi tasarruflu bir şekilde kullanacak, böylece hem kaliteli hizmet verecek hem de doğayı koruyacaktır.
PERAKENDE SEKTÖRÜNÜN LİDERLERİ BİR ARAYA GELECEK Perakende dünyasının heyecanla ve merakla beklediği KUMSmall Factory Projesi görücüye çıkıyor. 28 Haziran’da büyük bir katılımla Kayseri’de yapılacak lansmanda sektör temsilcileri bir araya gelecek ve bu dev projeyi yakından tanıma imkanı bulacak. Lansman 28 Haziran 2018 tarihinde tüm gün farklı etkinlik ve tanıtımlarla devam edecek.
35
Özel Röportaj
ÖzelRöportaj
JLL Türkiye Ülke Başkanı Avi Alkaş
36
ÖzelRöportaj Özel Röportaj
DOĞRU ADIMLARLA BAŞARIYI YAKALAMAK MÜMKÜN Bu sektörde görev yapıyorsanız Avi Alkaş ismini duymamış olmanıza ihtimal vermiyorum, malum sektörün en tecrübeli ve deneyimli üstatlarındandır. Eh ben de, alışveriş merkezlerinin organizasyonlarını yapıyor olunca, Avi Bey’in sıkı takipçilerinden biri oldum. Öncelikle, büyük emekle bitirmeye çalıştığım doktora konumla ilgili kendisinin fikirlerini aldım ve ardından bir röportaj sıkıştırıverdim. Engin hoşgörüsüyle beni kırmadı ve zevkle okuyacağınıza inandığım bu keyifli sohbet ortaya çıktı. Profesyonelliğine hayran kaldığım, asistanı Funda Hanım benimle işbirliği yapınca, her şey kolayca oluverdi. Yürekten teşekkürlerimle… Röportaj: Banu Noyan
MARKALAR GLOBAL ARENADA GÖRÜNÜR HALE GELİYOR MAPIC’in Türkiye AVM ve perakende sektörüne etkileri nelerdir? MAPIC gibi uluslararası organizasyonlar Türk perakende sektörünün global arenada görünür hale gelmesi için çok önemli bir fırsat. Türk AVM ve perakende sektörü yurt dışında hem kendini anlatma fırsatı bulurken hem de ileride kurulabilecek yeni ortaklıklar için de temel oluşturuyor. Diğer yandan bu fırsatlarla Türk perakende sektörü, yurt dışı örneklerini de yakından ve yerinden görme şansı yakalıyor. Sonuç itibariyle bu tarz organizasyonlar bir yandan Türk markalarını yurt dışında daha fazla görünür kılarken diğer yandan da yurt dışının Türkiye’ye bakış açısına çok olumlu katkı sağlıyor.
AVM’LER ARTIK MÜŞTERİ MERKEZLİ… Son yıllarda Türkiye’deki AVM’ler uluslararası platformlardan etkinlik, kampanya, sosyal sorumluluk projeleri ve mimari alanda birçok ödülle dönüyorlar. Bu başarılarda ön plana çıkan unsur sizce nedir? Nasıl değerlendiriyorsunuz? AVM’lerimiz son yıllarda çok daha etkin, etkili ve teknolojiyi de işin içine katan projelere imza atmaya başladılar. Artık neredeyse
tüm AVM’lerimiz müşteriyi merkeze koyan, deneyim yaratan ve bu deneyim ile yakalanan ayak trafiğini markalar için ciroya dönüştürecek etkinlikler peşinde koşuyorlar. Aslına bakacak olursak işin sırrı bu tip etkinliklerde 3 payı bir arada yakalamak: müşterinin zihin payını yani onda bir ilgi uyandırabilmek, zaman payı- bu etkinliğe zaman ayırmasını sağlamak ve en nihayetinde o AVM’nin ve etkinliğin başarısını oluşturacak cüzdan payını almak.
REKABET GİTTİKÇE ARTACAK Türkiye’de AVM’si olmayan sadece 20 ilimiz kaldı. Özellikle de yoğun lokasyonlarda birbiri ardına açılan AVM’ler giderek artıyor. Yeni yapılacak olan projelerde ziyaretçilerin tercih sebepleri neler olacak? 2020 sonu itibariyle 445’i bulacak olan alışveriş merkezi sayısıyla rekabetin gittikçe arttığını söyleyebilirim. Artık alışveriş merkezleri için raporlamanın, yönetimin, konsept geliştirmenin ve marka karmasının önemi eskisinden çok daha fazla. Diğer yandan ziyaretçilerin tercihi olmak için daha çok çaba sarf etmeleri gerekiyor. Pazarlama etkinlikleriyle seslerini daha çok duyurmaları gerekiyor. Gündem ve ekonomik koşullar nasıl olursa olsun insanların yeme-içme alanlarına ve çocuk alanlarına ilgisinin azalmadığını gözlemliyoruz. Bu alanlara yatırım yapmanın, yıllanan alışveriş merkezlerimizde yenilenme yoluyla dikkat çekici değişiklikler yapmanın ziyaretçiler üzerinde eminim ki etkisi olacaktır. Alışveriş merkezleri bildiğiniz gibi artık sadece alışveriş ile var olmuyor, kültür-sanat ekinlikleri; açık hava gösterileri, konserler ve çocuk şenlikleri buraların bir yaşam merkezi olmasını sağlıyor.
ALIŞVERİŞTE İSTANBUL TERCİH EDİLİYOR Alışveriş turizmi her geçen gün ivmesini artırarak büyüyor. AVM’lerimizin bu konuda çalışmaları neler? Alışveriş turizminden en çok pastayı alan bölgelerimiz hangileri? AVM’lerimizin özellikle yakın coğrafyamızdaki bölgelerden alışveriş turizmini artırmaya yönelik birtakım çalışmaları mevcut. Alışveriş turizminden alınan pay bölgeye göre ciddi bir çeşitlilik gösteriyor. Güney ve doğu bölgelerimizdeki AVM’ler yakın coğrafyaları ve sınır komşularından ciddi bir turizm akını yaşanırken, Ege bölgesindeki AVM’lerimize Yunanistan ve
37
Özel Röportaj
ÖzelRöportaj
Bulgaristan’dan turist geliyor. Ancak tabii ki arzın diğer illere göre fazla olmasının da üstünlüğüyle İstanbul en çok turist çeken şehirlerimizin başında yer alıyor. İçerisinde bulunduğumuz Ramazan Ayı’nda özellikle Ortadoğu’dan İstanbul’u tercih eden turistler çoğunlukta. Alışveriş merkezlerimiz, uluslararası arenada yaptıkları reklamlarla ya da etkinliklerle bu ilgiyi pekiştirmeye çalışıyorlar.
ZİHİN PAYI, ZAMAN PAYI VE CÜZDAN PAYI… Yatırımcıyı mutlu eden bir proje nasıl olmalı? Yatırımcıyı mutlu eden bir proje, bahsettiğim 3 payı bir arada yakalayan projedir; müşterinin zihin payı, zaman payı ve cüzdan payı… Başka bir deyişle, ziyaretçinin satın alma alışkanlıklarına hitap eden, içinde zaman geçirmekten hoşlanacağı ve satın alma işlemini gerçekleştireceği bir proje olmalı. Tabii ziyaretçiden bu payı alabilmek de yine yatırımcının elinde. Eğer ilk adımdan
itibaren her şeyin detaylı incelenerek, iyi planlanarak, uzman görüşleriyle hayata geçirilmesi sağlanırsa bu payı almak için önemli bir adım atmış olunuyor. Ardından da bu projede ziyaretçiye en çok gözüken danışma, temizlik vb. hizmetlerden, arka planda kalan fakat büyük önem taşıyan tesis operasyon denetimlerine kadar tüm işlerin uzman ekipler tarafından yönetilmesi gerekiyor. Bir diğer önemli konu da perakendeci ilişkileri… Alışveriş merkezlerinin olmazsa olmazı perakendeciler ile ilişkileri de ilk kiralama aşamasından başlayarak belirli bir düzende ilerletmek oldukça önemli.
“YATIRIMCI VE PERAKENDECİNİN MUTLULUĞUNDA KİLİT ROL OYNUYORUZ” Kiralama şirketleri perakendeci ve markalar arasında nasıl bir köprü oluşturuyor? Her zaman söylediğim gibi bizim işimiz; insanlar için, insanlarla çalışarak mutlu mekanlar yaratmak. Mutlu mekanların temelinde de mutlu yatırımcı ve mutlu perakendeciler yatıyor. Biz kiralama ve yönetim firmaları olarak bu mutluluğun sağlanmasında kilit bir rol oynuyoruz. Buradaki sır ise yatırımcıların beklentileri ile kiracıların taleplerini iki tarafı da mutlu edecek şekilde dengelemek. Bunun en somut örneğini de geçtiğimiz yıl yaşamış olduğumuz kur fiksleme sürecinde gördük. Biz bu süreçte hem kiracıların hem de yatırımcıların hasarını minimuma indirmek hatta hasar almadan çıkmaları için elimizden gelenin fazlasını yaptık.
YATIRIMCILAR DOĞRU ADIMLAR ATMALI Sektör büyümesini sürdürürken karşılaşılabilecek fırsatlar ve olası tehditler sizce nelerdir? İlk alışveriş merkezinin hayata geçmesinden bu yana alışveriş merkezi ve onunla birlikte perakende sektörümüz gerçekten büyük bir ivme kaydetti ve dünyaya örnek olacak gelişmeler gösterdi. Ancak artık alışveriş merkezi hayata geçirmenin eskisi kadar kolay olmayacağı bir döneme geliyoruz. Yatırımcıların bu noktada adımlarını daha planlı, daha ince eleyerek atması gerekiyor. Diğer yandan pazarın ve hitap ettiğimiz alanın büyümesiyle yurt dışında özellikle perakendecilerimizi bekleyen önemli fırsatlar var. İç pazarda yeteneklerini ve rekabet gücünü geliştirmiş markalarımızın yurt dışı açılımları için fırsatlar kapıda. Yakın coğrafyamızdan başlayarak dalgalar halinde Uzak Doğu’ya Amerika’ya kadar uzanabilecek Türk perakendeci açılımları görmenin bizi şaşırtmayacağını söyleyebilirim. Bugün LC Waikiki’nin yurt dışı satışlarında geldiği nokta gerçekten gurur verici. Farklı markalarımızın da doğru adımlarla bu başarıyı elde etmeleri mümkün. Suya atılan taşın yarattığı dalgalar misali birbirine yakın ve birbirini destekleyen pazarlarda gelişmek için önümüzde bir engel göremiyorum.
38
HUKUK
KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUNU (K.V.K.K.) HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER
A
rtık günümüzde; gerek kurumlar, gerekse özel kuruluşlar her gün yüzlerce hatta binlerce kişinin kişisel bilgilerine ulaşabilmekte, elde edilen bilgiler de, günümüzün ileri teknolojisi ile ve bilişim sektöründeki hızlı gelişmelerin etkisiyle, kolaylıkla işlenebilmekte ve aktarılabilmektedir. Bunun neticesinde ise kişisel verilerin korunması ihtiyacı doğmuş ve kişisel verilerin yasalar nezdinde korunması zaruri hale gelmiştir. Bu doğrultuda hazırlanan ve 24 Mart 2016 tarihinde kabul edilen, 7 Nisan 2016 tarihinde de 29677 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (K.V.K.K) kapsamında yer alan ve bilinmesi gereken bazı önemli hususların altını çizmek faydalı olacaktır.
KANUNUN AMACI NEDİR? Kanunun amacı, “kişisel verilerin işlenmesinde başta özel hayatın gizliliği olmak üzere kişilerin temel hak ve özgürlüklerini korumak ve kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilerin yükümlülükleri ile uyacakları usul ve esasları düzenlemektir.” Kanun ile son yıllarda önem kazanan kişinin mahremiyet hakkı ile bilgi güvenliği hakkının korunması hedeflenmiştir.
KANUNUN KAPSAMI NEDİR? Kişisel Verilerin Korunması Kanunu; kişisel verileri işlenen gerçek kişiler ile bu verileri tamamen veya kısmen otomatik olan ya da herhangi bir veri kayıt sisteminin parçası olmak kaydıyla otomatik olmayan yollarla işleyen gerçek ve tüzel kişiler hakkında uygulanır. Yani kanun, kişisel verileri işlenen gerçek kişiler ile bu verileri işleyen gerçek ve tüzel kişiler hakkında uygulama alanı bulacaktır. Baruh Hukuk Danışmanlık Kurucusu Avukat Pelin Şenol Baruh
KANUNUN GETİRDİĞİ YÜKÜMLÜLÜKLER NELERDİR? K.V.K.K; yayım tarihi olan 07.04.2016 tarihinden önce işlenmiş olan kişisel verilerin, bu tarihten itibaren iki sene içinde
40
HUKUK
veri sorumlularınca, kanun hükümlerine uygun hale getirilmesi, kanun hükümlerine aykırı olduğu tespit edilen kişisel verilerin ise derhal silinmesi, yok edilmesi veya anonim hale getirilmesi yükümlülüğünü getirmiştir. Bunun yanında, “Kanunun yayımı tarihinden önce hukuka uygun olarak alınmış rızalar, bir yıl içinde aksine bir irade beyanında bulunulmaması halinde, bu kanuna uygun kabul edilir.” hükmü de yer almıştır. Kanun ile 2 yıl süreyle kişisel verilerin korunması uyum süreci öngörülmüş ve bu uyum süreci de 07.04.2018 tarihinde sona ermiştir.
KANUN KAPSAMINDA KORUNAN KİŞİSEL VERİ NEDİR? Kanunda tanımlandığı haliyle kişisel veri, “kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişilere ilişkin her türlü bilgidir.” Kişisel veriler kanunda, bireylerin kimliklerini belirli hale getirmeye elverişli her türlü bilgi olarak tanımlanmıştır. Günümüzde söz konusu veriler elden ele dolaşmak suretiyle gerek özel gerekse kamu sektörlerinde kullanılmakta, bu durum da kişisel verilerin istismar edilme riskini beraberinde getirmektedir. Bu doğrultuda, doğabilecek olası riskleri bertaraf etmek adına şirketlerin ve kurumların bu konuda önlem almaları uygun olacaktır.
KİŞİSEL VERİLERİ HANGİ KOŞULLARDA VE HUKUKA UYGUN OLARAK KULLANABİLİRİZ? Gerçek kişilerden herhangi bir sebeple ve herhangi bir şekilde alınan kişisel verileri kaydetmek, saklamak, değiştirmek, açıklamak, aktarmak gibi tüm işlemler “kişisel veri işlemek” olarak tanımlanmaktadır. Yani bir gerçek kişinin kişisel bilgisini öğrendiğimiz andan, bilgiyi tamamen yok ettiğimiz ana kadar yapılan tüm işlemler Kanun’a göre “kişisel veriyi işlemek” anlamına gelmektedir.
Bu işlemlerin hukuka uygun olması için de aşağıdaki hususlara dikkat edilmesi gerekmektedir: – Kişisel verileri işlenen kişinin açık rızasının/onayının bulunması ki bu açık rıza kişinin bilgilendirilmesine dayanmalı ve onaylayıcı bir hareket içermelidir. Yani, kişisel verilerin 3. kişilere aktarılabilmesi için, ilgili kişinin açık rızasının bulunması veya kanunlarda gösterilen ve aşağıda açıklanan istisnalara dayanılması gerekmektedir. Kişisel veri işlemenin kanunda öngörülmüş olması, yani yetkinin kanun tarafından verilmiş olması, kanuni yükümlülüğün yerine getirilmesi veya bir hakkın kullanılması için zorunlu olması durumlarında, kanunda öngörülen veya işlenmesi zorunlu olan kişisel veriler, açık rıza olmadan da işlenebilmektedir.
leşmenin diğer tarafına ait olmaları şartıyla rıza olmadan işlenebilir. Buna göre örneğin; bir müşterinize kargo yoluyla göndereceğiniz ürün için, müşteriden teslimat bilgilerini alır ve yalnızca bu teslimat için kullanırsanız, teslimat bilgisini işlediğiniz bu süreç için müşterinizin açık rızasını almanıza gerek yoktur. – Rızasını açıklayamayacak kişilere ait kişisel verilerin zorunlu durumlarda işlenmesi veya kişiye zarar vermediği sürece işlemenin veriyi işleyen kişinin menfaatleri için kullanılmasının zorunlu olması hallerinde de kişisel veriler açık rızaya gerek olmadan işlenebilmektedir.
Ancak, işlenen kişisel verilere yetkisiz kişilerin erişmesini engelleyecek tüm güvenlik tedbirlerinin alınması gerekmektedir. Tedbirlere rağmen verilerin yetkisiz kişilerin eline geçmesi durumunda ise, durumun, verisi ele geçirilen kişilere ve Kişisel Verileri Koruma Kurulu’na bildirilmesi de zorunlu tutulmuştur.
-Kişisel verilerin yurtdışına aktarılabilmesi için ise daha da ağır şartlar öngörülmektedir. Yine kişinin açık rızasının alınması yurtdışına aktarımın hukuka uygun olmasını sağlayacaktır. Ancak eğer kanuni istisnalara dayanılarak veriler yurt dışına aktarılacaksa, aktarım yapılacak ülkelerin Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından belirlenecek güvenli ülkeler arasında yer alması ya da yurt dışındaki veri aktarılacak kişilerin Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından uygun bulunacak şekilde yeterli korumayı taahhüt etmesi gerekmektedir.
– Yine bir sözleşmenin kurulması veya sözleşmedeki yükümlülüklerin yerine getirilmesi için gereken bilgiler de söz-
– Kanun’a göre, verisi işlenen kişilerin; kendisine ait veri işlenip işlenmediğini, işlenmişse şartlarını, amacını ve amaca
41
HUKUK
uygun kullanılıp kullanılmadığını, verilerin aktarıldığı kişileri öğrenme; eksik veya yanlış kişisel verilerin düzeltilmesini, işlenme sebebi ortadan kalkan verilerin silinmesini veya yok edilmesini, bu işlemlerin aktarılan kişilere de bildirilmesini ve işleme sebebiyle zarara uğradıysa bu zararın karşılanmasını isteme, verilerin otomatik sistemlerle işlenmesi sonucu ortaya çıkan olumsuz sonuçlara itiraz etme hakları da bulunmaktadır. Tüm bunların yanında; kişisel veri işleme amaç ve yöntemlerini belirleyen gerçek veya tüzel kişiler olarak belirlenen kişisel veri sorumlularının, Kişisel Verilerin Korunması Kurumu bünyesinde oluşturulacak olan Veri Sorumluları Sicili’ne veri işleme faaliyetleri hakkında bilgi verilerek kayıt olması zorunlu tutulmuştur.
K.V.K.K’NIN UYUM SÜRECİNDE İZLEYECEĞİMİZ YOL HARİTASI NE OLMALIDIR?
leşmelerde gizlilik maddeleri revize edilmelidir. 5.Kişileri bilgilendirmek üzere METİNLER HAZIRLANMASI gerekmektedir. 6.Kişisel verilen korunması ve yetkisiz kişilerin erişimini engelleyecek tüm GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN ALINMASI gerekmektedir. 7.Kişisel Verilerin korunması için gereken İDARİ ve TEKNİK ALTYAPININ OLUŞTURULMASI gerekmektedir.
İŞVEREN-İŞÇİ AÇISINDAN K.V.K.K.’YA UYGUNLUK NASIL OLMALIDIR ? İŞVEREN İŞÇİNİN KİŞİSEL VERİLERİNİ İŞLERKEN NELERE DİKKAT ETMELİDİR? Bu kapsamda doğrudan işçi hakkında olan ya da böyle olmamakla birlikte işçiye ilişkin bir fikir edinilmesini sağlayan bütün bilgiler işçinin kişisel verisi sayılır. Örneğin;
3.Kişisel bilgilerin SAKLANMASI VE İMHA PROSEDÜRÜNÜN oluşturulması gerekmektedir.
İşçinin adı ve soyadı, adresi, maaş bilgisi, özlük dosyasında yer alan diğer bilgileri, işçinin adli sicil kaydı, sağlık raporu, işçinin fotoğrafı, video görüntüsü, işçiye tahsis edilen aracın konum bilgisi, İşçinin ses kaydı, e-mail yazışmaları, işçinin parmak izi, bir yöneticinin çalışanının performansı hakkında tuttuğu notlar vb. bilgiler işçiye ait kişisel verileridir.
4.K.V.K.K’ya uygun olacak şekilde SÖZLEŞMESEL ALT YAPILARIN OLUŞTURULMASI gerekmekte ve özellikle söz-
İşçinin kişisel verilerinin işlenmesi hususunda TBK’nın buna ilişkin m. 419 hükmü şu şekildedir:
1.Öncelikle, sisteme kayıt olabilmek için VERİ HARİTASI çıkarılmalıdır. 2.Hukuka uygunluk denetimi yapılması ve KİŞİSEL VERİ VE HASSAS VERİ AYIRIMI yapılmalıdır.
“İşveren, işçiye ait kişisel verileri, ancak işçinin işe yatkınlığıyla ilgili veya hizmet sözleşmesinin ifası için zorunlu olduğu ölçüde kullanabilir. Özel kanun hükümleri saklıdır.” Bunun yanı sıra İş Kanunu’nun “işçinin özlük dosyası” başlıklı 75. maddesinde de işçinin kişisel verilerin işlenmesi düzenlenmektedir. İlgili hükme göre de: “İşveren çalıştırdığı her işçi için bir özlük dosyası düzenler. İşveren bu dosyada, işçinin kimlik bilgilerinin yanında, bu kanun ve diğer kanunlar uyarınca düzenlemek zorunda olduğu her türlü belge ve kayıtları saklamak ve bunları istendiği zaman yetkili memur ve mercilere göstermek zorundadır. İşveren, işçi hakkında edindiği bilgileri dürüstlük kuralları ve hukuka uygun olarak kullanmak ve gizli kalmasında işçinin haklı çıkarı bulunan bilgileri açıklamamakla yükümlüdür.” 6698 sayılı K.V.K.K. kapsamında ise: “Veri işlemede genel ilkelere uyulması, açık rıza veya kanunda sayılan diğer kişisel veri işleme şartlarından en az birinin mevcut olması ve verilerin elde edildiği esnada Kanun’a uygun bilgilendirme yapılması “ gerekmektedir.
İŞVERENLER TARAFINDAN GENEL OLARAK UYGULANAN DENETLEME YÖNTEMLERİ KANUN’A UYGUN MUDUR? İşverenler tarafından sıklıkla tatbik edilen denetleme yöntemleri nelerdir? 1.E-posta yazışmalarının ve telefon görüşmelerinin kontrol edilmesi: İşveren, işçiye görmekte olduğu iş için tahsis ettiği kurumsal e-posta adresini ve telefonu belirli şartlar dahilinde kontrol etme hakkına sahiptir. Bunun için mutlaka işçi önceden detaylı bir şekilde bilgilendirmeli, işçiye iş için tahsis edilen e-posta adresinin ve telefon hattının özel amaçlarla kullanılmaması, bunların şirket yetkilileri tarafından denetlenebileceği yönündeki uyarılar yapılmalıdır.
42
HUKUK
2.İşyerine kamera yerleştirilmesi: İşverenin işyerine güvenlik amacıyla ya da diğer bir meşru amaca dayanarak kamera yerleştirmesi de mümkündür. Ancak bu uygulama için de mutlaka işçinin önceden bilgilendirilmesi zorunlu olup gizli kamera kaydı kural olarak hukuka aykırı ve yasaktır. Ayrıca söz konusu uygulamanın kapsadığı alanın orantılı bir biçimde belirlenmesi zorunludur. İşçinin rızası alınmış olsa dahi mahremiyet hakkına ölçüsüz müdahale teşkil edecek ve meşru bir amaca dayandırılamayacak şekilde lavabo gibi alanlara kamera yerleştirilmemelidir. Aksi halde işveren, TCK m. 135’de tanımlı “kişisel verileri kaydetme” suçunun yaptırımı olan 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile karşılaşabilecektir. 3.İşçiye tahsis edilen aracın konum bilgisinin işlenmesi: İşverenin işçiye iş ilişkisi için tahsis ettiği araçlara takip cihazı yerleştirmesi ve aracın konumunu denetlemesi de sıklıkla uygulanan bir denetleme yöntemidir. İşverenin denetim yetkisi kapsamında değerlendirilebilecek bu faaliyet için de işçiye mutlaka önceden detaylı bir bilgilendirme yapılmalıdır. Eğer araç işçinin özel hayatında da kullanabilmesi için tahsis edilmişse, işçiler iş saatleri dışında araçlarında bulunan her türlü takip cihazını kapatabilmelidir. Bu takip cihazlarının amacı araçları izlemek olup, işçilerin davranışlarını veya özel hayatlarını izlemek için kullanılamaz. 4.İşyerine giriş-çıkışı kontrol etmek için parmak izi alınması: Bir “kişisel veri” olarak değer gören parmak izi bilgileri, aynı zamanda özel hayatın gizliliği hakkına dayandığından, gerek
geniş anlamda özel hayatın gizliliğini düzenleyen uluslarası hükümlerde, gerekse kişisel verilerin korunmasını düzenleyen hükümlerle koruma altına alınmaya çalışılmıştır.
KANUNA AYKIRILIK HALİNDE ŞİKAYET NASIL GERÇEKLEŞİR ?
Bu noktada işçilerin açık rızası alınmadan, işçilere ait parmak izi verilerini saklama noktasında yeterli teknik donanıma sahip olunmadan yapılacak parmak izli kontrol uygulaması işverenin yönetim ve denetim hakkının sınırları içerisinde değerlendirilemeyecektir.
Kişisel verilerin işlenmesine ilişkin usulsüzlüklerin ve aykırı eylemlerin araştırılmasında, incelenmesinde, tespit edilmesinde ve bu tespitlere ilişkin karar verilmesinde yetkili merci 6698 Sayılı Kanun’un 22. Maddesi uyarınca “Kişisel Verileri Koruma Kurulu” olup kurul, şikayet üzerine veya ihlal iddiasını öğrenmesi durumunda re’sen görev alanına giren konularda gerekli incelemeyi yapar.
İşveren, hukuki ya da ceza-i açıdan herhangi bir yaptırımla karşı karşıya kalmamak adına parmak izli mesai kontrol sistemi uygulamasına geçmeden önce işçileri bilgilendirmeli ,parmak izi gibi işçiye ait kişisel verilerin korunması için gerekli teknik alt yapıyı sağlamalı ve işçinin iş sözleşmesiyle veya iş ilişkisinin devamı sırasında mutlaka muvafakatini almalıdır.
Bu kapsamda bir incelemeye maruz kalınırsa 6698 Sayılı Kanun Madde 15(3) uyarınca Devlet sırrı niteliğindeki bilgi ve belgeler hariç; veri sorumlusu, Kurul’un inceleme konusuyla ilgili istemiş olduğu bilgi ve belgeleri on beş gün içinde göndermek ve gerektiğinde yerinde inceleme yapılmasına imkan sağlamak zorunda kalacaktır.
KANUN İLE UYUMLU OLMAYAN İŞLETMELERİ BEKLEYEN RİSK VE YAPTIRIMLAR NELERDİR? Kişisel verilerin korunması konusu, Avrupa’da ve paralel olarak da Türkiye’de bir temel insan haklarından biri olarak görüldüğünden, bu konudaki kurallara aykırılıklarda giderek artan ağırlıkta yaptırımlarla karşılaşılmaktadır. Kişisel verilerin korunması mevzuatına aykırı eylemlere karşı müeyyidelerin 1 yıl ile 4 yıl arasında değişen hapis, 5 bin TL ile 1 milyon TL arasında değişen idari para cezaları olduğu göz önüne alındığında; işletmelerin mevzuatla uyumlu hale gelmek için vakit kaybetmeksizin harekete geçmeleri önerilmektedir.
43
Makale
Ulaşım: Sürücüsüz metro ve trenler, navigasyon için ideal güzergah belirleme Bankacılık: Yatırım seçenekleri, raporlama, kredi kartı sahtekarlığına karşı önlem alma Kişisel Asistan: Siri ve Cortana gibi dijital asistanlara ilaveten çeşitli platformlar (Örneğin Alibaba) Dr. M. Vahit İpekçi
YAPAY ZEKA PERAKENDE SEKTÖRÜ İÇİN NE ANLAM TAŞIYOR?
En basit tanımıyla “Yapay Zeka”, bilgisayarların insanlar gibi düşünmesini sağlamaktır. Biraz açarsak; bir bilgisayarın veya onun kontrolündeki bir robotun çeşitli faaliyetleri, zeki canlılara paralel şekilde hareket geçirmesi ve karmaşık problemlere insanlar gibi çözüm üretebilmesini sağlayan bilim dalıdır. Kısaca, insanların zeka kullanarak gerçekleştirdikleri görevlerin, bir yazılım veya makine tarafından yerine getirilmesidir. Bazıları için halen kurgu olarak gözüken Yapay Zekayı bizler günlük hayatımızda kullanmaya başladık ve yaşantımıza önemli etkileri olmakta, ki bu gün geçtikçe artma eğilimindedir. Google ve benzeri arama motorları ile Apple’ın Siri’si gün boyunca en sık kullandığımız Yapay Zeka örnekleridir. Genel olarak bu teknolojiyi kullanan iş kollarını sıralarsak;
44
Video Oyunları Basın Yayın: Ekonomik konularda raporlama ve hava durumu raporları, spor değerlendirmeleri Güvenlik: CCTV operasyonunda yüzlerce kamerayı birden değerlendirebiliyor Müzik ve Film: Spotify, Netflix Tıp: Özellikle onkolojik teşhisler ve çeşitli ameliyatlar Akıllı Ev Aletleri: Isıtma, aydınlatma otomasyonu Hayati Tehlike Barındıran Görevler: Bomba imha ve yangınla mücadele robotları, petrol borularının hassas kontrolleri Perakende: Aşağıda detaylı olarak inceleyeceğiz. Son dönemde Yapay Zeka alanında en büyük gelişme kendisinin bir alt kırılımı olan “Otomatik Öğrenme” (Machine Learning) konusunda olmuştur. Otomatik Öğrenme iki kategoride gerçekleşiyor; Süpervize Öğrenim: En çok kullanılan tekniktir, Yapay Zeka eğitimi için çok yüksek sayıda etiketlenmiş örnek kullanılır. Bir örnekle açıklarsak; bilgisayara köpekleri tanıması için bolca köpek resmi yüklenir ancak şimdilik başarılı bir sonuç almak için resim miktarı milyonları bulabiliyor. Süpervize Gerektirmeyen Öğrenim: Burada kullanılan teknik, algoritmalar yoluyla öğrenmeyi sağlamaktır. Google’ın her gün aynı konudaki hikayeleri gruplaması buna basit bir örnektir. Başlıca teknoloji firmaları Otomatik Öğrenme tekniğini şirket içinde kullanılır hale getirip bulut üzerinden satmayı amaçlamaktadır. Bu konuda Google’ın Yapay Zeka şirketi
Makale “DeepMind” adından en çok söz ettiren olmuştur. Bulut platformlarının üç büyüğü; Amazon, Google ve Microsoft firmalarında Yapay Zeka için gerekli altyapı mevcuttur. Bunlar depoladıkları datalar ile Otomatik Öğrenme analizi için gerekli datayı servis etmekte, ilaveten model geliştirmek için yazılım sağlamaktadırlar. Bahsedilen bulut platformları, kullanıcısı için özel Otomatik Öğrenme modellerini basitleştirmekte ve konu hakkında tecrübesi olmayanlara bile hitap etmektedir. Sadece ABD firmaları değil, Çin’den Alibaba, Lenovo ve Baidu Yapay Zekayı e-ticarette ve insansız araçlarda kullanmak üzere dev yatırım yapıyorlar. Örneğin, Baidu bu yıl tam otomatik insansız aracı tamamlayıp, 2021 yılında üretim bandından çıkaracağını açıkladı. Firma bu teknolojiyi diğer üreticilerle de paylaşabileceğini belirtiyor. Biraz da konunun bizi ilgilendiren kısmına değinirsek, öncelikle NRF’nin bu yılın Ocak ayında gerçekleşen konferansında açık ara öne çıkan başlık tahmin edebileceğiniz gibi Yapay Zeka oldu. Hatta bir adım öteye gidip, “Perakende kelimesi artık Yapay Zekadan ayrı olarak hecelenemez” vurgulaması kabul gördü. Bu konuda sessiz bir devrim gerçekleştiğini görebiliyoruz. Facebook’un otomatik etiketlemesine veya Siri’ye alıştığı ölçüde beklentileri artan tüketici, Yapay Zekanın günlük hayatında olmasından çok mutlu. Teknolojinin perakendeci ile tüketici arasındaki ilişkiyi geliştirme gücü de yadsınamaz. Örneğin, ABD kökenli Stonewall Kitchen firması, online müşterileri için konuşma ara yüzü üzerinden sağladığı “Sanal Müşteri Temsilcisi/Asistanı”, müşterinin geçmiş deneyimlerine dayanarak kendisine özel kombinler hazırlıyor, hatta alışverişin sonunda “ilave ürün” sunma becerisi sergiliyor. Yine ABD’li iç giyim firması Cosabella, 2020 yılı itibarı ile tüm işlemlerinin yüzde 85’ni Yapay Zeka yardımı ile gerçekleştireceklerini ve bunu özellikle pazarlama, e-posta otomasyonu ve ürün tavsiyesi/seçimi konularına uyarlayacaklarını belirtti. Alibaba’nın konuşma ara yüzü de müşterilerine destek ve ürün tavsiyesi hizmeti vermektedir. eBay ise şu anda müşterilerinin akıllı telefonlarından çekip yolladıkları resimlerdeki herhangi bir ürünün muadilini stoklarında bulup sunabilmektedir.
olarak alıp aksiyona geçemiyoruz. Halbuki “vision” teknolojisi ile müşterinin mağazanın hangi bölgesindeki hangi rafa daha çok yöneldiklerini saptayıp, ‘merchandising’i buna göre ayarlayabiliriz. Söz konusu gözlemlemeyi bir yere kadar satış danışmanımız da yapabilir ancak Yapay Zekanın bunu otomatikman yapması ile danışmanın kendi işine yoğunlaşması sağlanacaktır. Perakendecilerin özellikle üzerlerinde inovasyon için baskı varken, yakın vadede teknolojiye daha çok kaynak aktaracakları bir gerçek. Bilgi Teknolojileri Danışmanlığı Şirketi IDC/ (ABD)’nin fütürist raporuna göre; perakendecilerin yüzde 37’si müşteri deneyimlerini dizayn etmek üzere ya Yapay Zekayı halihazırda kullanıyorlar, ya da 12 ay içerisinde kullanmaya başlayacaklar. Yapay Zeka mevcut müşteri davranışlarının yerine; sosyal şartlar, potansiyel ihtiyaçlar ve karar vericilik haritası yerleştiriyor. Bu teknoloji hakkında en hassas nokta ve en merak edilen konu, Yapay Zekanın işlerimizi elimizden alma tehlikesi. Öncelikle Yapay Zeka tüm sektörleri etkilemiyor ve tüm işlerimizin yerini alacağını pek söyleyemesek de işin tabiatını değiştireceği kesin, ancak bunun ne kadar çabuk oluşacağı, işyerinde otomasyona geçişin nasıl olacağı hala soru işareti. Yeni teknolojinin özellikle rutin işlerin yerini alacağına kesin gözüyle bakılıyor. Örneğin ABD’de sayıları 3 milyona yaklaşan kasiyerler için tehlike büyük. İdari işler görevini yürütenler de yazılımların daha gelişmesine paralel olarak işlerini kaybedecekler gibi görünüyor. Oxford Üniversitesi’nin yüzlerce teknoloji uzmanı arasında yaptığı araştırmaya göre beklenti, 2031 yılına kadar perakende sektöründe Yapay Zekanın insanın yeteneklerinin üzerine geçeceği yönünde.Tabii teknolojinin gelişmesiyle yeni işkolları da gelişecek ve istihdam yaratılacaktır. Unutmayalım ki son 50 yıl içinde kaybolan meslek grupları olduğu gibi, ortaya çıkan daha fazla yeni işkolu bulunmakta ve bu dönüşüm her zaman sürecek gibi duruyor. Hoşça kalın,
IV. Sanayi Devrinde Perakendede ana hedef; müşteri ihtiyaçlarına odaklanıp, alışveriş sürecini müşteri memnuniyetini artıracak şekilde yeniden tasarlamak olmalıdır. Bu konuda küçük adımlar atılarak yapılacak başlangıç örneklerine bakarsak; Yapay Zeka kullanarak geçmişte sorulan her soru hakkında cevapları derleyerek müşteri hizmetlerini destekleyebiliriz, bu teknoloji hiçbir şeyi unutmayıp, gün geçtikçe daha da çok öğrenmektedir. Bir diğer avantajı da, aynı anda birçok soruyu cevaplayabilmesidir. Diğer basit bir uygulama ise şu yaygın soruna çözüm getirecektir: Mağaza içerisinde müşterilerin ürünlere nasıl yaklaştığını görebiliyoruz ancak bunu bir data
45
PERAKENDE
“DİJİTALLEŞMEDE SEKTÖRDE ÖNCÜ KONUMDAYIZ”
D
ijital dönüşüm adına ne gibi yenilikler yapıyorsunuz? Hangi alanlarda dijital dönüşümünüz oldu? Gelişen teknolojiyle birlikte dijitalleşme perakendenin en sıcak gündemlerinden biri. Boyner Büyük Mağazacılık olarak dijitalleşmeye saha satış ekibini mobil etkinliğe kavuşturarak başladık. Satış danışmanlarımızda bulunan “Asistanım” adını verdiğimiz mobil cihazlarımız üzerinde geliştirdiğimiz çok sayıda uygulama ile bir yandan mağaza içi operasyonların verimliliğini artırırken, diğer yandan omni-channel operasyonlarının da çok daha hızlı gerçekleştirilmesini sağladık. Grup olarak dijitalleşmede sektörde öncü konumdayız. Öncelikle SAP ERP sistemini günün gerekliliklerine göre tekrar yapılandırıyoruz. Tedarikçilerle gerek sipariş gerekse ürün yönetiminde entegrasyonlarla işbirliği yapabileceğimiz IT yatırımları gerçekleştiriyoruz. Bunlarla birlikte çok daha esnek ve güçlü bir operasyon kalitesine erişeceğiz. Mağaza içi dijitalleşme yatırımlarınız nelerdir? Müşterilere kesintisiz ve sorunsuz bir online deneyim yaşatabilmek, e-ticaret süreçlerini uçtan uca ve entegre bir şekilde yürütebilmek adına gerçekleştirdiğimiz dönüşüm projesi sonunda yeni e-ticaret altyapımızı ve Ekim 2017’de de yeni mobil uygulamamızı canlıya aldık, ayrıca yeni stüdyo yatırımımızı gerçekleştirdik. Yenilenen Boyner uygulamasının trafiği, sunduğu alışveriş deneyimi ile geçen seneye oranla yüzde 900 arttı, 1 milyonun üstünde indirildi. Bu süreçte, online ve offline kanalları aynı anda kullanan multi-channel müşteri oranı iki katına çıkarken; internet sitemizden ve Morhipo’dan satın alınan ürünlerin Boyner&YKM Mağazaları’ndaki teslimat noktalarından alınmasını, iade ya da değişim yapılmasını sağlayan “Tıkla Gel” hizmetinden faydalanan sipariş oranı yüzde 15 seviyelerini geçti. 2017 yılının
46
Dijital dönüşüm adına yaptıkları yenilikler hakkında konuşan Boyner Büyük Mağazacılık Genel Müdürü Bülent Başaran, dijital dönüşümün perakende sektörüne etkileri üzerine öngörülerini bizlerle paylaştı. son çeyreğinde hayata geçirilen sistemler ile online’dan verilen siparişlerin müşterilere yüzde 27 oranında daha kısa zaman diliminde ulaşması sağlandı. Tüm bu omni-channel deneyimini, yeni akıllı hizmetler ve 360 derece müşteri davranış analizleriyle daha da kuvvetlendirmeyi hedefliyoruz. CRM alt yapımızda yapacağımız çalışmalarla tamamen kişiselleştirilmiş bir iletişim hedefliyoruz. Dijital dönüşümün perakende sektörüne etkileri neler olacak? Türk tüketicisi teknolojiye çok çabuk adapte oluyor. Böyle büyük bir potansiyele sahip ülkemizde dijitalleşme adına tüm sektörler için alınacak çok yol olduğunu düşünüyorum.
Perakende global trendlerine baktığımızda iyi hizmet, müşteri ile birebir temas ve teknolojinin de katkısıyla özel bir alışveriş deneyimi, kişiselleştirilmiş ürün ve hizmetlerin öne çıktığını görüyoruz. Fark yaratmak adına mağaza içinde ürünlerle ilgili ayrıcalıklı bir deneyim yaşatılmak isteniyor. Müşteri deneyimi noktasında özellikle yapay zeka uygulamalarının perakendede online ve offline süreçlere dahil edildiğini görüyoruz. Büyük data kullanımı ile müşterinin yaşam tarzını, geçmiş alışveriş alışkanlıklarını, online’da neler baktığını görerek ona özel öneriler sunabilen app’ler hayatımıza girmeye başladı. Teknoloji perakendenin her alanında. Akıllı ceketler, akıllı koşu ayakkabıları buna en güzel örneklerden. Giyilebilir teknolojiler, sanal giyinme odaları, artırılmış gerçeklik (AR) ve sanal gerçeklik (VR) uygulamaları ile farklı ve dijitalleşmiş bir müşteri deneyimi hedefleniyor. Yapay zeka da son dönemde perakendenin gündeminde. Yapay zeka ile tasarlanmış perakende teknolojileri hem mağazalarda hem de online’da kullanılmaya başladı bile.
PERAKENDE
DİJİTAL DÖNÜŞÜMÜN PERAKENDE SEKTÖRÜNDE BAŞARININ ANAHTARI OLDUĞUNU BELİRTEN DECATHLON E-TİCARET LİDERİ EMRE GÜLAYDIN, MÜŞTERİLERE PÜRÜZSÜZ BİR ALIŞVERİŞ DENEYİMİ SUNMAK ADINA YENİ PROJELER GELİŞTİRDİKLERİNİ İFADE ETTİ. Mağaza içi dijitalleşme yatırımlarınız nelerdir? Gelecek dönem planlarınızdan bahseder misiniz? Diğer Decathlon ülkelerinden örneklere de bakarak, 2017’nin ikinci yarısında geliştirmeye başladığımız 2 omni-channel projemiz oldu: Plus ve E-rezervasyon projeleri. Aslında birbirini besleyen bu projeler sayesinde kullanıcının bize hangi kanaldan ulaştığına bakmaksızın anlık çözümler sunabilme aşamasına geçtik.
BAŞARININ ANAHTARI: MAĞAZA TECRÜBESİNİ
DİJİTALLEŞTİRMEK
Dijital dönüşüm adına ne gibi yenilikler yapıyorsunuz? Decathlon olarak dönüşümün ancak tüm çalışanlarımızda omnichannel bilinci ve dijital farkındalık yaratarak olabileceğine inanıyoruz. Bu bağlamda ofis ve mağazalarımızda bir dizi projemiz var. İlk olarak, birbirinden bağımsız silolar halinde çalışan ekipler yerine, bu bilinci tüm çalışanlarımıza yayabileceğimiz omnichannel spor organizasyonları dahilinde çalışmaya yöneliyoruz. Ayrıca omni-channel projelerin mağazalar ve e-ticaret ile efektif bir şekilde yürütülebilmesi için omni-channel ülke lideri pozisyonunu yarattık ve çalışmalarımızı hızlandırdık. Dolayısıyla dönüşüme aslında kendi organizasyonumuzdan başlamış olduk. Hangi alanlarda dijital dönüşümünüz oldu? ( ödeme sistemleri, akıllı ekranlar, kabin içi dijital aynalar…vs) Mağazalarımızdaki dijital kiosklar sayesinde kısa sürede Decathlon hesabı yaratabilme, ürün kataloğumuzun tamamını görebilme ve online sipariş oluşturup mağaza kasasında ödeme gibi geliştirmeleri hayata geçirdik. Bunun dışında mağazalarımızdaki deneme alanlarında AR&VR çözümler kullanarak kullanıcılara spor ve ürün deneyimi yaşatmaya çalışıyoruz. Günün sonunda amacımız mağazalarımızın dijital gelirlerini artırırken, kullanıcılara daha omni-channel ve pürüzsüz bir alışveriş deneyimi sunabilmek.
48
Kullanıcılarımız, Plus projesi sayesinde mağazada stoğu olmayan ürünlerin ödemesini mağaza kasasında yapıp, siparişini dilediği adrese göndertebiliyor. E-rezervasyon projesinde ise kullanıcılar e-ticaret sitemizden ürün ayırtıp, dilediği mağazaya giderek ayırttığı ürünü 1 saat içerisinde teslim alabiliyor. Gelecek planlarımızın arasında ödeme yöntemlerinde kolaylaşma, Decathlon spor platformu oluşturma ve e-rezervasyon projemizin devamı olarak online sipariş verip mağazadan eve 2 saatte teslimat yer alıyor. Dijital dönüşümün perakende sektörüne etkileri neler olacak? Dijital dönüşüm birçok markanın gündemine girmeye başladı. Özellikle perakende sektöründeki markalar, kullanıcıların davranış ve satın alma alışkanlarını orta noktaya koyup hizmetlerini buna göre kişiselleştirip farklılaştırmazsa, giderek pazar payı ve kullanıcı kaybedeceğini görüyorlar. Özellikle mağaza tecrübesini dijitalleştirmek, verilen hizmetlerde omni-channel bir tutarlılık oluşturabilmek ve datadan yola çıkarak kullanıcılara doğru mecradan doğru hizmet ve ürünle ulaşabilmek başarının anahtarı olacak.
PERAKENDE
KOTON ÇEŞİTLİ ALANLARDA DİJİTAL ÇÖZÜMLER SUNUYOR KOTON SATIŞTAN SORUMLU GENEL MÜDÜR YARDIMCISI ALİ İLERİ, MAĞAZALARINDA DİJİTAL DÖNÜŞÜM ADINA YAPTIKLARI YENİLİKLER HAKKINDA KONUŞTU. ÇEŞİTLİ ALANLARDA DİJİTAL ÇÖZÜMLER KULLANILIYOR Koton olarak dijital çözümleri çok çeşitli alanlarda kullanmayı hedeflediklerini söyleyen Koton Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ali İleri, “Kasa kuyruk takibi, in-store ordering, müşterilere dijital anket uygulaması, dijital vitrin ve daha birçok konuda dijital çözümleri takip ediyor, denemeler yapıyor ve bize gerçekten fayda sağladığına inandığımız çözümleri hiç zaman kaybetmeden canlıya almayı hedefliyoruz.” dedi.
PERAKENDEDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM UÇSUZ BUCAKSIZ… Perakendede dijital dönüşümün uçsuz bucaksız bir konu olduğuna değinen İleri, “Dijital vitrin ile müşterilerimize ürünlerimizi daha dinamik bir şekilde gösteriyoruz. Kasa kuyruk ölçer ile kuyruktaki müşteri sayısı arttığında mağaza müdürüne bildirim göndererek kasa kuyruğu-
50
nu minimize etmeyi hedefliyoruz. Dijital anket cihazlarımızla müşterilerden geliştirilebilir alanlarımızla ilgili geri bildirimleri topluyoruz, buna göre de hızlıca aksiyon almayı planlıyoruz.” ifadelerinde bulundu.
DİJİTALLEŞME ADINA YOĞUN BİR ÇALIŞMA VAR Mağaza içi dijitalleşme yatırımları hakkında da konuşan İleri, gelecek dönemde yüksek çözünürlüklü kameralar ile mağaza dağınıklığını minimize etmeyi hedeflediklerini söyledi. İleri, “ In-store ordering cihazlarımızla mağaza içerisinde müşterilere ürünlerini direkt kargo ile gönderimini sağlamayı hedefliyoruz. Yine multi-brand tarafında bayiilerimizin online siparişlerini gerçekleştirebilmeleri için portal hazırlıklarımız
devam ediyor. Koton olarak dijitalleşme anlamında oldukça yoğun çalışıyoruz.” dedi
DİJİTAL DÖNÜŞÜM İLE MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ ARTACAK Koton Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ali İleri konuşmasını şu şekilde tamamladı: “Günümüz dünyasında offline satış artık online’a kayıyor ve offline olan mağaza kanalında da müşterilere daha hızlı ürün önerebilmek çok kritik. Artırılmış gerçeklik uygulamaları ile müşterinin alışveriş deneyimini daha da kolaylaştırmak mümkün. Herkes tüm işlerini daha hızlı halletmek istiyor ve dijital dönüşüm de perakendede birçok konunun daha çok hızlanmasına olanak sağlayacak. Bu sayede müşteri memnuniyetinin de gözle görülür seviyede artması bekleniyor.”
PERAKENDE
mağaza açma kararlarına kadar pek çok alanda kullanıyoruz. Elbette pazarlama alanında da, benimsemiş olduğumuz omni-channel stratejisini başarıyla hayata geçirmemizde dijital becerilerimizin etkisi büyük. Bugüne kadar bize pek çok ödül getiren, “Yakışır mı”, “Değişim Peşinde” gibi dijital reklam kampanyalarımız bu çalışmalarımızın en göz önünde olan çıktıları.” dedi.
ÇOK ÖZEL İKİ PROJE ÜZERİNDE ÇALIŞILIYOR Mağazalarında dijital ekranlar kullanarak kampanya ve görselleri bu ekranlardan yayınladıklarını belirten Suerdem, çok özel iki proje üzerinde çalıştıklarını ve yakın zamanda bu projelerin iletişimini yapacaklarını ifade etti.
MÜŞTERİ DENEYİMİ VE KİŞİSELLEŞTİRME ÖNEM KAZANACAK
“dijital dünyanın imkanlarından
faydalanıyoruz” Sektörde dijital dönüşüme en hızlı şekilde adapte olan markalardan biri olduklarını söyleyen Kiğılı CEO’su Hilal Suerdem, iş geliştirmeden ürün tasarımına, lojistikten pazarlamaya, müşteri deneyiminden muhasebe süreçlerine kadar her alanda dijital dünyanın imkanlarından faydalandıklarını belirtti.
“DİJİTAL DÖNÜŞÜME HIZLA ADAPTE OLDUK” Sektörde dijital dönüşüme en hızlı şekilde adapte olan markalardan biri olduklarını söyleyen Kiğılı CEO’su Hilal Suerdem, “İş geliştirmeden ürün tasarımına, lojistikten pazarlamaya, müşteri deneyiminden muhasebe süreçlerine kadar her alanda dijital dünyanın imkanlarından faydalanıyoruz.” diye belirtti. Ellerindeki dataları işleyerek çok verimli bir CRM altyapısı oluşturduklarını belirten Suerdem, e-ticaret sitelerinin bugün en çok ciro getiren ilk 3 mağazadan biri olduğunu söyledi. Suerdem, “Müşterilerimizin davranışlarını her tür mecradan izliyor, elde ettiğimiz verileri koleksiyonlarımızın detaylarını belirlemeden yeni
Önümüzdeki 5-10 yıl içerisinde sektörün en önemli konularının başında müşteri deneyiminin ve kişiselleştirmenin geleceğini ve bu iki alanda başarıyı yakalayabilmek için de dijitalleşme süreçlerini tamamlamanın şart olduğuna değinen Suerdem, “BT, IT gibi birimler artık şirketlerimizin içinde yalnızca sorun çözen değil, direkt olarak kazanç sağlayan birimler olarak varlar. Perakende sektöründe bu konuya yönelik farkındalık seviyesinin diğer sektörlere göre daha yüksek olduğunu düşünüyorum.” dedi. Suerdem, “Artık nesnelerin interneti, yapay zeka gibi kavramları, üretim tarafında akıllı cihazların bizlerden bağımsız olarak birbirleriyle haberleşmesi gibi olguları işimizin bir parçası olarak görüyor ve yatırımlarımızı, planlarımızı yaparken, aklımızın bir köşesinde mutlaka bu konuları da bulunduruyoruz. Sektör olarak, müşteri ihtiyaçlarının tespitinden satın alma ve pazarlamaya kadar tüm stratejilerimizi yeniden oluşturmamız gerekiyor.” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
51
Makale
Marka İletişimi / Osman Fatih Cengiz
BASİTLİK MUHTEŞEMDİR 5 yaşında bir oğlum var. Pek çok erkek çocuğu gibi arabalara çok meraklı. Henüz okuma yazma bilmiyor ama 3 yaşından bu yana nerede hangi arabayı görse markasını söylüyor. Bunlara sokakta diğerlerine oranla daha seyrek rastlanan Bentley, Bugatti, Infiniti, Tesla gibi araba markaları da dahil. Bunun nasıl olabildiğini düşünürken bir gün oğlumu dedesiyle oynarken gördüm. Dedesi tableti açmış, Google’a “araba logoları” yazmış, çıkan ekrandaki logolarını tek tek ve tekrar tekrar torununa gösteriyordu. İşte o an bende jeton düştü. Akademik ve profesyonel kariyerim gereği 16 yıldır pazarlama ve marka konularında çalışıyorum. Bu alanda bolca okudum,
yazdım, pek çok kurumun marka yönetimini üstlendim, pek çok markaya danışmanlık verdim. Ama marka olmanın ne demek olduğunu tam olarak bu mevzu vesilesiyle anladım. “Marka olmak, 3 yaşında bir çocuğun bile aklına kazınabilecek imkanlara sahip olmaktır.” Bu imkanlardan en kıymetlisi “basitlik”. Marka kimliğinin bütününe yansıyan muhteşem bir basitlik. Ve bu basitlik üzerine inşa edilen stratejik, sürekli ve bütünleşik bir marka iletişimi. Marka iletişiminin insan zihninde belirginlik kazandığı en önemli unsur ise semboller. Büyük markaların en önemli konforu muhteşem basitlikteki sembolleridir (logo, ikon, maskot, amblem vb.) O semboller ki akıllara kazınır. İnsanların onları fark etmesi için okuma yazma bilmesi gerekmez. Hatta bazen markanın ismine bile gerek kalmada sadece amblemini görmesi yeter. Bu düzey markanın gelebileceği en yüksek düzeydir ve muhteşem bir özgüven getirir. Bunun en güzel örneklerini son dönemde büyük alışveriş merkezlerinde görebiliyoruz. NIKE mağazalarında giriş tabelalarında artık NIKE yazısı kullanmıyor, sadece swoosh (vınlamak anlamına gelen) denilen ünlü simgesini kullanıyor. Apple bu konuda tam bir fenomen. Çünkü marka ilk yıllarından bu yana ürünlerinde ve mağazalarında marka adının görsel karşılığı olan “ısırılmış elma”yı kullanıyor. Apple demişken yazımızı Steve Jobs uzun yıllar birlikte çalışan ve “think diffrerent” kampanyasını yöneten kreatif direktör Ken Seagal’dan bir alıntıyla bitirelim: En basit yol en kolay yol anlamına gelmiyor, genellikle daha fazla masraf ve enerji gerektiriyor. Çoğu zaman gözle görülür şekilde daha iyi sonuçlar elde etmenizi sağlıyor. Apple’ın tüm devrimleri, şirketin basitlik ilkesinden doğdu. İnsanlar basitliği seviyor. Çünkü basitlik gayet doğaldır.
52
PERAKENDE
MARKALAR TEKNOLOJİYİ TÜM SÜREÇLERİNDE KULLANMALI Dijital dönüşüme ayak uyduran markaların önemli kazançlar elde edebileceğini ifade eden Çilek Genel Müdürü Muzaffer Çilek, mağaza içi dijitalleşmeyi ilk olarak sipariş alma sisteminde gerçekleştirdiklerini söyledi.
DİJİTAL DÖNÜŞÜME AYAK UYDURANLAR KAZANÇ SAĞLIYOR Dijital dönüşümü, markaların dijital zamana ayak uydurmak için teknolojiyi tüm süreçlerinde kullanmaları olarak tanımlayan Çilek Genel Müdürü Muzaffer Çilek, “Öncelikle dijital dönüşüm için temel iş süreçleri ve sistemleri analiz yapılmalı, hangi uygulamanın, hangi platformda, hangi çözümlerle marka kültürüne daha uygun olacağı tespit edilmelidir. Aksi halde gereksiz yatırımlar içine girerek verim alınamayan bir dönüşüm için para harcamış olacaklardır. İş şekillerini buna uyumlu hale getirebilen, dijital dönüşüme ayak uyduran markaların önemli kazançlar elde edebileceklerini söyleyebiliriz. Bizde bu bilgiler ışığında tasarımdan başlayıp son kullanıcıya kadar tüm süreçlerimizi yönetmek için dijital ortama taşımış ve birbiri ile entegre bir yapı kurmuş durumdayız.” açıklamalarında bulundu.
ÜRÜN VE HİZMET SUNUMUNDA ÇEVİKLİK ÖNEMLİ Veriyi ve süreci verimli kullanan şirketlerin müşteri ihtiyaçlarını en iyi şeklide tahmin ederek, ürün ve hizmet sunumunda çevik bir yapıya sahip olacağını ifade eden Çilek, “Çevikliği sağlamak için müşterilerimize hızlı bir şekilde ürün sunumu sağlanması, ürün başında iken siparişinin alınması ve müşteriye elektronik bilginin iletilmesi için mağaza içinde sipariş alma
sisteminde dijital dönüşüm sağladık. Siparişin müşteriye zamanında, eksiksiz, istenilen kalitede ulaşması için fabrikada kurumsal kaynak planlaması(ERP), tedarikçi sipariş yönetimi, depo yönetimi sistemlerinin dönüşümünü yaptık. Bayilerimizin ödemeleri DBS sistemi ile yapması ve bu sistemdeki bankaların ERP sistemine entegre olması da ayrıca çalışıldı ve devreye alınmış durumda.” dedi.
AMAÇ OMNİ-CHANEL BİR YAPI OLUŞTURMAK Mağaza içi dijitalleşmeyi ilk olarak sipariş alma sisteminde gerçekleştirdiklerini belirten Çilek, “Merkezi planlama ile entegre sipariş sistemi ve teslimat sistemi oluşturuldu. Ayrıca Tubitak projesi olarak yürüttüğümüz bayilerimizin depolarının sisteme entegras-
yonu ve yönetimi ile buradan gelen perakende verilerinin belirlediğimiz analitikler kullanılarak S&OP süreçlerini veri akışı çalışmalarını yapıyoruz. Ayrıca üniversite sanayi iş birliği ile ürün prototip aşamalarında Kansei projesi çalışmalarımız devam ediyor. Bu projeler sonucu omni-chanel bir yapı oluşturarak müşterinin ürüne her noktadan(web, bayi) erişip sipariş girebilme yeteneği oluşturmak amacındayız.” diye konuştu.
PERAKENDE SEKTÖRÜ DİJİTALLEŞMEDE ÖNCÜ OLMAYA DEVAM EDECEK Perakende sektörünün dijitalleşmede öncü rolü sürdürmeyi devam edeceğine de değinen Çilek, “Dijital dönüşümle, Türkiye’deki perakende sektöründe verimlilik artırılabilecek birçok operasyon mevcut. Ancak dijital dönüşümün yer yer yıkıcı olabilen etkilerini de göz ardı etmemek gerekiyor. Sektördeki en önemli artı, en başta müşterilerimizin de bu dönüşüme istekli olması ve teknolojiyle iç içe olmalarıdır. Bu da perakende firmalarının, dijitalleşme hamlelerini atmakta daha istekli ve kararlı hareket etmelerine imkan veriyor. Bunun sonucu da yenilikleri uygulama konusunda sektör içi rekabet oluşuyor ve diğer sektörlerde daha hızlı bir geçiş sağlanıyor” diyerek sözlerini sonlandırdı.
53
PERAKENDE
LC Waikiki, Dünyanın En Büyük Alışveriş Merkezinde Mağaza Açtı Türkiye’nin global arenadaki milli elçisi LC Waikiki, 2023 yılında Avrupa’nın en başarılı üç moda perakende markasından biri olma hedefiyle dünyadaki mağazalarına bir yenisini daha ekledi. 864. mağazasını Dubai’de dünyanın en büyük ve en prestijli alışveriş merkezi Dubai Mall’da açan LC Waikiki, 2018 yılında 12 yeni ülkeye daha giriş yaparak toplam bin mağazaya ulaşmayı hedefliyor.
G
irdiği ülkelerde perakende piyasasına dinamizm getiren küresel moda markası LC Waikiki, yeni mağazasını, dünyaca ünlü markaların yer aldığı, yıllık ziyaretçi sayısının 80 milyonu bulduğu Dubai’nin en önemli alışveriş merkezi Dubai Mall’da açtı. LC Waikiki, Birleşik Arap Emirlikleri’nde bulunan 5 mağazasına ek olarak, dünyanın büyük ve en prestijli AVM’lerinden biri olan Dubai Mall’daki bin 400 metrekare büyüklüğündeki yeni mağazasını hayata geçirdi.
54
Moda perakende sektöründeki global hedeflerine adım adım ilerleyen LC Waikiki, 2,5 günde bir, dünyanın bir yerinde mağaza açarak küresel büyümesini sürdürüyor. Hırvatistan, Yunanistan ve Güney Afrika gibi 12 ülkede daha faaliyete geçmeye hazırlanan LC Waikiki, 2018 yılında yurt dışında 120 yeni mağaza açarak toplamda bin mağazaya ulaşmayı hedefliyor. 2018 yılının ilk yarısında yurt dışı mağazalarına 170 milyon ürün ihraç eden LC Waikiki, 2018 sonunda toplam 825 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirmeyi hedefliyor.
“İYİ GİYİNMEK HERKESİN HAKKI” LC Waikiki, geniş ürün yelpazesinde bulunan kadın, erkek, çocuk, genç, bebek ve hamile koleksiyonlarındaki her yaştan ve her zevke hitap eden ürün-
leriyle şimdi Dubai’de moda severlerle buluşuyor. Trendleri yakından takip eden LC Waikiki, tüketicilerine kendilerini özel hissettirirken tarzlarını da ortaya koyacak koleksiyonlar hazırlıyor. Her sezonun hit parçalarını büyük bir titizlikle koleksiyonlarına taşıyan LC Waikiki, tasarımlarını yeni bir bakış açısıyla yorumluyor. Bugün 38 ülkede 850’den
fazla mağazası ve farklı milletlerden 42 bin çalışanıyla ulaşılabilir modayı 3 kıtada müşterilerine sunan global moda perakende markası LC Waikiki, dünyanın dört bir yanında “İyi giyinmek herkesin hakkı” misyonuyla insanları, tarzları ve bütçelerine uygun giydirerek iyi hissettirmek için çalışıyor, müşterilerine ulaşılabilir modayı sunuyor.
PERAKENDE
“PLAJLARDA BOLCA
TROPİKAL TEMA GÖRECEĞİZ” Türkiye’de ilk kez kullanılan yeni vegan koleksiyon Cupro’nun hikayesi ve özelliklerinden bahseder misiniz? Cupro’nun çıkış noktası; inovatif ve sürdürülebilir ürünler üzerine AR-GE çalışmaları gerçekleştirdiğimiz bir süreçte yarattığımız bir koleksiyon oldu. Cupro kumaş yapısı dolayısıyla özel niteliklere sahip bir ürün. Türkiye’de 2017/18 sonbaharkış döneminde bir ilki gerçekleştirdik ve ev giyim koleksiyonu içerisinde yer alan cupro kumaşla tasarladığımız özel grubumuzu satışa sunduk. Hayvansal hiçbir içerik bulunmayan, yüzde 100 vegan olan ve doğa dostu kumaştan üretilen cupro ürünler yumuşaklığı, parlaklığı, ipeksi yapısı ile ev giyimi koleksiyonumuzun vazgeçilmezi olmuş durumda. Bu ürünlerin bir başka önemli özelliği de sıcak havada serin, soğuk havada da sıcak tutması. Böylece her mevsim rahatlıkla giyilebiliyor. Derya Hanım öncelikle kısaca sizi tanıyabilir miyiz? Dagi ailesinin ikinci kuşak temsilcisiyim ve Tasarım Direktörlüğü görevini üstleniyorum. Markamızın algısını geliştirecek inovatif ve trend fikirlerle bayrağı ileri taşımayı hedefliyorum. Birincilikle bitirdiğiniz Milano’daki moda eğitiminin Dagi markasına yansımaları neler oldu? NABA Nuova Accademia Di Belle Arti Milano’da aldığım moda eğitimini birincilikle tamamladım. Moda ve tasarım benim ruhuma iyi gelen, üzerine çalışmaktan keyif aldığım bir alandı ve Dagi’de bunu yansıtabilme fırsatı buldum. Dagi markasına, aldığım eğitimin başlıca katkısı markamızın eril algısını değiştirmek oldu diyebilirim. Erkek iç giyim ve pijama ile başlayan serüvenimiz bugün daha çok kadın ağırlıklı ve trend koleksiyonlarla dolu.
56
2018 plaj trendleri ne olacak? Öne çıkan tasarımlar neler? Markamız özelinde; bu yıl yeni tasarımlarımızda yine kaliteden ve rahatlıktan ödün vermeden sağlıklı ürünlere ve canlı renklere yer vereceğiz. Kadınların her zaman kullanacağı zamansız tasarımları farklı kumaş alternatifleriyle bolca göreceksiniz Dagi’nin koleksiyonunda. Plaj koleksiyonlarında bolca göreceğimiz tasarımlarsa tropikal temalı olacak. Tropik meyvelerin renklerinden ve güneşin enerjisinden ilham alan sarılar, çarpıcı oranjlar ve doğadan ilham alan yeşil rengin kullanıldığı koleksiyonlarda geometrik ve çizgili desenlerin kombinasyonunu görmek mümkün olacak. Kırmızı, mavi, mor gibi romantik renklerin de en canlı ve enerjik tonlarının görüleceği 2018 plaj koleksiyonlarında; klasik renklerden vazgeçmeyen moda severlere ise yeniden yorumlanan ürünler sunulacak.
DAGİ AİLESİNİN İKİNCİ KUŞAK TEMSİLCİSİ OLAN VE TASARIM DİREKTÖRLÜĞÜ GÖREVİNİ YÜRÜTEN DERYA KOÇ İLE MARKAYA KATKISI VE YENİ KOLEKSİYONLARI ÜZERİNE KONUŞTUK.
Trendlerin takibini nasıl yapıyorsunuz? Moda ve tekstil sektörü her geçen gün daha da gelişiyor. İnternetin gelişimiyle ortaya çıkan moda blogları ve bloggerlar, marka ve tasarımcı iş birlikleri, moda haftaları ve moda etkinlikleri, moda festivalleri bilgiye ve yeniliklere ulaşmada bizlere yardımcı oluyor. Son yıllarda artan bilgi paylaşımı ile de markalar eskisi gibi tekstil üretimi zihniyetiyle değil moda bilinciyle hareket ediyor. Ben de hem Tasarım Direktörü hem de moda sever biri olarak tüm bu bilgileri kullanarak moda dünyasını takip ediyorum.
PERAKENDE
Doğru kiralama için profesyonel destek şart! Yatırımcının marka kimliğine göre doğru lokasyonu saptayarak talebe göre işletmelere danışmanlık hizmeti verdiklerini söyleyen YKG Perakende Kiralama ve Marka Danışmanlığı Kurucusu İbrahim Düzenli, “Perakende sektöründe hizmet vermekte olup AVM’ lere girmek isteyen ya da mevcut mağazasını artırmak isteyen firmalar doğru kiralama yapabildikleri takdirde hedeflerine ulaşabilirler.” dedi.
eğlence sektöründe ki tecrübelerimize istinaden indoor/outdoor park açmak isteyen yatırımcılara kiralama ile birlikte konsept yerleşim projesi hazırlıyor, talebe göre işletme danışmanlığı veriyoruz.
BEŞERİ İLİŞKİLER GÜÇLÜ OLMALI Mağaza açmak ya da mağaza sayısını artırmak isteyenlerin danışmanlık hizmetlerini nasıl sağlıyorsunuz? Bazen bütçe yeterli olsa da yatırımcı istediği AVM’ ye giremeyebiliyor. Sektörde, gerek kiralama şirketleri gerekse AVM ayağında beşeri ilişkilerin güçlü olması çok önemli. Aynı zamanda yeni açılacak olan AVM’ lerin ve aktif AVM’ lerden çıkacak veya yer değiştirecek markaların takip edilmesi gerekiyor. Doğru metrekareyi belirleyerek, doğru lokasyonu saptayarak ve hazırlanan fizibiliteler doğrultusunda yatırımcı ile gerekli istişareler yaparak danışmanlık sağlıyoruz. Hangi markalara danışmalık veriyorsunuz? Özdilek Ev Tekstil Grubu, Magıc Play Eğlence Alanları, Amega Simülasyon, Ares masaj koltukları ve otomat makinaları, Aysina şal ve eşarp firmaları ile danışmanlığı yürütüyoruz. Aynı zamanda sözleşme aşamasında olduğumuz 3 bin-5 bin metrekare alanlarda büyük eğlence mağazaları açmak isteyen bir firma ile 2018 yılında 6 yeni oyuncak mağazası ile sektöre merhaba diyecek yeni markalarımız olacak.
Y
KG Perakende Kiralama ve Marka Danışmanlığı firmanız hakkında bilgi verebilir misiniz? Ne zaman faaliyete geçtiniz? Danışmanlık firması kurma fikriniz nasıl oluştu? 21 yıl süre ile Joker grubunda çeşitli görevlerde yöneticilik yaptıktan sonra artık edindiğim tecrübeleri kendi şirketim için kullanmanın zamanı geldiğini düşündüm. Bu doğrultuda firmamız 2017 yılında faaliyete geçti.
MARKA KİMLİĞİNE UYGUN AVM’LER BELİRLENİYOR Verdiğiniz hizmetlerden bahseder misiniz? YKG olarak perakende sektöründe mağaza kiralama ve marka danışmanlığı yapıyoruz. Yatırımcının marka kimliğine göre hangi AVM’ lerde yer almasının uygun olacağı saptanıyor ve tarafımızca hazırlanan fizibiliteler doğrultusunda kiralama yapıyoruz. Kiralamadan sonra markanın P&L ’i doğrultusunda kira indirimi ve kur sabitleme çalışmalarını yürütüyoruz. Aynı zamanda
58
MARKA BİLİNİRLİĞİNE KATKI SAĞLANIYOR Markalara verdiğiniz danışmanlık hizmetinin markaya sağladığı faydalar nelerdir? Doğru ve uygun kiralama hizmeti sağlamaya çalışıyoruz. Aynı zamanda kurumsal algının oluşmasına ve marka bilinirliğine katkı sağlıyoruz.
FİRMALAR DOĞRU KİRALAMA İLE HEDEFE ULAŞABİLİR Markalara kiralama ve marka danışmanlığı adına neler söylemek istersiniz? Perakende sektöründe hizmet vermekte olup AVM’ lere girmek isteyen ya da mevcut mağazasını artırmak isteyen firmalar doğru kiralama yapabildikleri takdirde hedeflerine ulaşabilirler. Bazen bütçelerin yeterli olması önem arz etmiyor. Yapılan yanlış kiralamalar hayal edilen büyüme yerine bir anda zarar eden firmalara dönüşebiliyor. Sektörde yer almak isteyen veya büyümek isteyen firmalara mutlak surette profesyonel destek almalarını öneririz.
PERAKENDE
TPF, 5 ayda 506 çalışanına eğitim verdi Perakende sektörünün sürdürülebilir büyümesi ve sektöre yeni başlayan gençlerin mesleklerini uzun vadeli görmelerini sağlamak için üç yıl önce eğitim seferberliği başlatan Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF), 2018 takvimi kapsamında sektör eğitimlerini tamamladı.
S
on 3 yıldır “Perakende insanla başlar, insanla biter” sloganıyla perakende sektöründe donanımlı ve kalifiye eleman ihtiyacını karşılamak, gençlerin mesleklerini uzun vadeli görmelerini sağlamak amacıyla eğitim seferberliği başlatan TPF, 2018 yılı eğitim takvimi kapsamında Türkiye genelindeki yüzlerce çalışanı için kurguladığı eğitimleri tamamladı. Farklı başlıklar altında “Kategori ve Mağaza Yönetimi” ile “İK” alanında düzenlenen eğitimlere 17 ilde 506 çalışan katıldı.
SEKTÖRÜN GELECEĞİNE YÖN VERECEKLER Eğitmen Esat İhsan Kocager ve Taciser Ürersoy Fıstık’ın üstlendiği “Kategori ve Mağaza Yönetimi” etkinlikleri bu yıl da iki farklı bölüm ve günde gerçekleşti. P&G ve Nutricia Anne Bebek Beslenmesi sponsorluğunda Market Müdürleri, Müdür Yardımcıları, Satın Alma ve Kategori Yöneticileri için gerçekleştirilen eğitimlerin ilk gününde Perakende Yöneticisinin Başarı Sırları, “Kuşakların davranışları, “Takımın kadar güçlüsün”, “Yeni yönetim modeli”, “Yönetici tarzları”, “Güçlü Bağ Kurmak”, “SDS (Sor, Dinle, Söyle, Cesaret, Takdir)”, “Analitik, sosyal ve duygusal zeka” ve “Analitik, sosyal ve duygusal zeka” başlıklarında paylaşıldı.
PERDER üyesi işletme sahipleri sponsor firmaların bölge yöneticileri ile bir araya gelerek, işbirliklerini geliştirmek adına görüşmelerin de yapıldığı eğitimin ikinci bölümünde ise günümüz dünyasında perakende sektöründe liderliğe giden yol aktarıldı. Tüm gün süren eğitimde Türkiye ve dünyada gıda perakendeciliği, perakendecilikte gelecek trendleri, ölçümleme, analiz, perakendenin 3 önemli unsuru, liderlik davranışları, hizmet, ikna, etkileme ve satış liderliği için altın kurallar paylaşıldı.
BÜYÜMENİN ANAHTARI NİTELİKLİ İNSAN GÜCÜ İnsan Kaynakları Danışmanı Tuğba Camuzoğlu tarafından gerçekleştirilen İK eğitimlerinde mülakattan bireysel ve kurumsal kariyer planlamasına, çalışan memnuniyetinden İŞKUR teşviklerine, çalışan motivasyonundan işaret diline kadar tüm İK süreçlerini kusursuzlaştıracak gündemler iki ayrı günde çalışanlarla paylaşıldı. Şubat ayında İzmir’de başlanan eğitimler, Gaziantep’te tamamlandı.
Yerel zincirlerin yakaladığı başarıyı geleceğe taşıyabilmek, müşteri sadakatini artırmak için eğitimlere hız kesmeden devam edeceklerini ifade eden TPF Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Altunbilek, “Rekabetin yoğun olarak yaşandığı sektörümüzde, marketlerimizde görevli olan kasiyerden reyonere kadar tüm çalışanlar algımızı oluşturuyor. Çalışan eğitimine önem veren, müşterisine dokunan, aradaki mesafeyi kısaltan, üreticiye, yerele öncelik veren, rekabeti fiyat eksenli yapmayanlar; sürdürülebilir büyümesine devam edecek. Sektörümüzü her anlama geleceğe hazırlayacak en önemli anahtarın eğitim olduğuna inanıyoruz. Gerek yeni kuşakların gerek tecrübeli yöneticilerimiz ihtiyaç duyabilecekleri eğitimleri federasyon olarak organize etmeye, Türkiye genelinde birden fazla konuda çalışanlarımızı, yöneticilerimizi eğitmeye devam edeceğiz. Bugün geldiğimiz noktada yerel zincirler olarak yakaladığımız başarıyı sürdürülebilir kılmak, koyduğumuz hedeflerin ötesine geçebilmek adına personelimize üst seviyede beceri kazandırmayı önemsiyoruz. ” açıklamasını yaptı.
59
VİTRİN
Tchibo kadın giyimde bu yazın motto’sunu belirledi: “Ne Giyersen Yeni Bir Sen” Tchibo’nun “Ne Giyersen Yeni Bir Sen” motto’suyla sunduğu yeni yaz koleksiyonu, kadınları yeni sezon modasıyla buluşturuyor. Yazın sıcak günlerinde şık bir stille yenilenmek isteyenler; çizgilerin ve renkli nakışların süslediği tişörtlerden, yaza uygun anvelop kesim pantolonlara, volan ve tüy detaylı farklı boyda elbise ve etekler ile nakış detaylı kullanışlı denim parçalara kadar aradıkları ürünleri Tchibo’nun yeni koleksiyonunda bulabilecekler. Tchibo, yepyeni yaz koleksiyonu ile kadınların kalbini fethetmeye hazırlanıyor. Her hafta yenilenen temalarıyla takipçilerinde büyük merak uyandıran Tchibo, iddialı bir kadın yaz koleksiyonu hazırladı. “Ne Giyersen Yeni Bir Sen” motto’suyla sunulan koleksiyon sayesinde gardıroplar; havalı çizgilerin, canlı renklerin ve sezon trendlerinin hakim olduğu yepyeni bir havaya kavuşacak. Tchibo “Ne Giyersen Yeni Bir Sen” temalı koleksiyonunda, trendleri yakalayan, genç ve enerji dolu duruşuyla yepyeni bir kadın giyim serisini takipçileri ile buluşturuyor. Koleksiyonda bu yaz modası trendleri yumuşacık, dökümlü, terletmeyen kumaşlarla ve her zevke hitap edecek modeller ile sunuluyor.
BU YAZIN HİT PARÇASI İKONİK BODY Kırmızı, lacivert ve beyaz gibi farklı renk seçeneklerine sahip Levi’s logolu body’ler, tüm yaz boyunca keyifli vakit geçireceğiniz festivallerde, pikniklerde, plaj partilerinde ya da arkadaşlarınızla birlikte çıkacağınız bir cumartesi akşam yemeğinde tarzınızın tamamlayıcısı olacak. Sıcak yaz günlerinde denim bir etek ve sandaletle ya da favori 501 şortunuz ve sneaker’larınızla görünümünüzü tamamlayan bu body’ler, güneş battıktan sonra 501 skinny jean’iniz, trucker ceketiniz ve topuklu ayakkabınızla şık bir havaya bürünüp sizi geceye hazır hissettirecek.
60
Streç jarse kumaşla tasarlanan ve ikonik bir silüete sahip Levi’s bodysuit’in yüksek beli ve geniş yakası cool bir görünüm sunarken, açık sırt detayı stilinize tüm yaz boyunca vazgeçemeyeceğiniz bir cazibe ekliyor. Taze ve havalı bir yaz stilini siz de Levi’s ile yaratmaya hazır mısınız?
VİTRİN
LC WAIKIKI ELBİSELERİ YAZA DAMGA VURACAK
Bu Yaz Rengarenk Moda! Koton, 2018 İlkbahar-Yaz sezonunda rengarenk tasarımlarıyla dikkat çekiyor. Renklerin ruhunu tasarımlara yansıtan Koton, yaz sezonunun modasını işaret ediyor ve “Bu Yaz Rengarenk Moda” diyor.
LC Waikiki günün her anında stilini, ruh halini yansıtmak isteyen kadınlar için özenle hazırladığı elbise koleksiyonu ile yaza damga vuracak. İlhamını “Mevsimin Enerjisini Elbiselerle Hisset” mottosundan alan koleksiyon, modern formlar, gökkuşağını kıskandıran renkler, feminen hatlar ile yeniden yorumlanıyor. Elbise koleksiyonu, açık limon sarıdan, kırmızının tonlarına, ince çizgilerden kalın renkli çizgilere, irili ufaklı çiçek desenlerine, ferah renklerden klasik renklere uzanan bir yelpaze ile dikkat çekiyor. Uzun-kısa, kollu-kolsuz, çiçekli-çizgili, askılı, yakalı modelleriyle LC Waikiki, yaz mevsiminden aldığı ilhamı elbiselere taşıyor.
Yeni sezonda renklerin moda dünyasındaki önemini vurgulayan koleksiyon, baskı ve desen çeşitliliğini farklı renk kombinasyonlarıyla buluşturuyor. Sarı, kırmızı, mavi, yeşilin ana renkleri oluşturduğu koleksiyon canlı renk ve desen kombinasyonlarıyla yaz modasının ruhunu belirliyor. Sarının yaratıcılığı, mavinin mutluluğu, yeşilin neşeyi, kırmızının ise tutkuyu simgelediği koleksiyonda volan detayları, renkli puantiye ve çiçek desenleri ön plana çıkıyor.
Renklerin gücüyle, desenlerin iddiasını bir araya getiren koleksiyon farklı renklerin ahenkli uyumunu da gözler önüne seriyor. Özellikle üst ve alt giyimde farklı desenlerin birleşimi ile kombinlenen outfitler dikkat çekiyor. Elbiseler ve bluzlardaki volanlar kombinlere hareket katıp yaz ruhunu besliyor. Koleksiyonda, midi, bilekte, kruvaze ve kısa elbise modelleri, kısa kollu gömlek ve bluzların yanı sıra önden bağlamalı bluz ve elbise modelleri, doğal dokulu şortlar, bol kesim pantolonlar yer alıyor. Yazın vazgeçilmezi payetli, çizgili ve çeşitli desenlerdeki tişörtler yaz kombinlerinin kilit parçaları oluyor.
Bu yaz ünlü oyuncu İrem Helvacıoğlu’nun da tercih ettiği keten, saten, şifon kumaşların yer aldığı, sezonun en belirgin trendlerinden biri olan çiçekli elbise modelleri ile gardıroplara da yaz gelecek. Her zevke uygun rahatlık ve şıklığı bir arada bulabileceğiniz elbiselerde kruvazeden düğmeliye, fırfır ve tül detaylardan omzu açıkta bırakan modellere kadar geniş bir ürün gamı yer alıyor. Detayların eşliğiyle hareketlilik kazanan elbiseler de yaza merhaba diyor.
61
VİTRİN
YAZIN ROMANTİK RÜZGARLARI FOREVER NEW’DE İster şehirde olsunlar ister tatilde, kadınlar yazın sıcak günlerinde tiril tiril kumaşlara sahip bol giysiler giymeyi tercih ediyor. Ancak bu giysiler içinde şık görünmek sanıldığı kadar kolay değil. Avustralyalı giyim markası Forever New, yeni koleksiyonu Tropic Horizon ile kadınların bu beklentilerine cevap vererek, rahatlığı feminen ve romantik bir stille buluşturuyor.
Yaz geldi! Dolaplarda da, ayaklarda da zaman değişim zamanı… Kışın kapalı ayakkabılarını rafa kaldırıp
SİHİRLİ DOKUNUŞ Tropic Horizon koleksiyonunda gündüzden geceye uyarlanabilen parçalar dikkat çekiyor. Çiçekli uzun elbiseler, önden bağlamalı parçalar, siyahın zarafetiyle incecik bir görünüm yaratan tulumlar, geniş paça pantolonlar ve şık bluzlara, gündüz dolgu topuklular ve geniş hacimli çantalar eşlik ediyor. Gece olduğunda ise bantlı yüksek topuklular ve baskılı clutch’lar, kombinlere adeta sihirli bir dokunuş katıyor.
PASTEL TONLAR, ROMANTİK SİLÜETLER Forever New yeni koleksiyonunda sıcak ve soft renklere yer veriyor. Şeftali paleti, ferah beyaz, uçuktan koyuya pembeler ve
62
FLO’nun sandaletleriyle ayaklara yaz geliyor!
ayaklarınızı FLO’nun rengarenk sandaletleriyle özgür bırakın; yazın tadını FLO terlik ve sandaletleri ile çıkarın!
canlı mercanlar, şehrin ortasında dahi Ege’nin deniz esintili cıvıl cıvıl sokaklarında yürüyormuş hissi yaşatıyor. Desenli kumaşlar, çiçekler ve parlak baskılar ise Forever New kadınlarının güçlü görünümünü net bir duruşla tamamlıyor. Tropic Horizon’daki yaz etkisi yalnızca tasarım ve renklerde değil, kumaşlarda da kendini hissettiriyor. Kırışık görünümlü ketenlerden nakışlı pamuklara doğal dokuma kumaşlar, kombinleri zarif dokunuşlarla hareketlendiriyor.
Herkesin ayakkabıcısı FLO, bu yaz da sezon trendleri ile rahatlığı bir araya getiriyor; rengarenk sandalet ve terlikleri çeşit çeşit modelleri ile kadınlarla buluşturuyor. Her tarza hitap edecek yüzlerce alternatif bulunan FLO Sandalet ve Terlik Koleksiyonunda bu yazın popüler renklerinden füme, metalik gri, siyah ve vazgeçilmeyen kahve-
ler ön plana çıkıyor. Lazer kesim, bilekten bağlama, metal toka ve inci gibi detaylarla modeller harmanlanıyor. Özellikle gladyatör modelleri ile dikkat çeken koleksiyonda kadınlar, yazın en trend kombinlerini diledikleri tarzda sandalet ve terliklerle tamamlayabiliyor.
VİTRİN
YAZIN HABERCİSİ SANDALETLER DESA’DA Ayakları serin ve rahat tutması sebebiyle yaz aylarının vazgeçilmez aksesuarı sandaletler DESA ile boyut atlıyor. Rahatlığının yanı sıra şıklığıyla da tercih edilen sandaletler, yaz aylarının kurtarıcısı olmaya hazırlanıyor. DESA’nın her tarza ve her stile hitap eden yüzlerce sandalet ve terlik seçeneği ile bu yaz ayaklar stilinizin öncüsü oluyor.
DESA EVASIONKABUKİ KOLEKSİYONU İLE YAZA SINIRLAR OLMADAN DEVAM ET! Özgür stillerin tasarım zevklerinden yola çıkılarak oluşan Evasion-Kabuki koleksiyonu; sizi çölde bir gezintiye ya da tropik bir ormanda yürüyüşe davet ediyor. Kendi içinde farklı ruha sahip EvasionKabuki koleksiyonu her zevke hitap eden, birbirinden bağımsız stillere eşlik eden parçalara yer veriyor. Hasır boncuk işlemeli espadriller, organik nötr renkli kumaşlar gibi orijinal malzemelerle hazırlanan koleksiyon sizi bambaşka stilleri keşfe çıkarıyor. Dolgu topuk, taşlı, pimli vardolalı geniş kalıplı sandaletlerle rahatına düşkün, gezgin ruhlu kadınlara hitap ediyor. Günlük kombinler ve akşam şıklığına eşlik eden farklı tasarımdaki DESA sandalet ve terlikler yaz boyunca zamansız stillerin tamamlayıcısı oluyor.
Derin Mermerci x NetWork koleksiyonu yaza damgasını vuruyor Derin Mermerci’nin ikonik stiliyle NetWork‘ün zamansız tasarım anlayışını bir araya getiren DM x NetWork özel koleksiyonu, geçen sezonki başarısının ardından bu yaza da damgasını vurmaya hazırlanıyor. 2018 İlkbahar/Yaz DM X NetWork koleksiyonunda maskülen formlara sadık kalan fuşya, açık pembe ve ekru smokin takımlar, sarı, ekru ve farklı tonlardaki yeşillerle buluşan maksi elbiseler, ipek gömlekler, ışıltılı hırkalar ve trikolar bulunuyor. Yumuşak renkleriyle dikkat çeken tüvit ceket, etek ve tulumlar, günlük hayatın hızlı koşturmasına eşlik ediyor. Derin Mermerci’nin sürprizli ve esprili stilinden ilham alarak kendi içinde de farklı kombinler oluşturulmasına imkan veren koleksiyonda, renkli tütü eteklerle kadınsallığa vurgu yaparken, onunla kombinlenen çizgili gömleklerle de beklenmeyen bir bütünlük yakalanıyor. Koleksiyonun öne çıkan parçalarından biri olan kumaş detaylı oversize denim ceket ise dinamik duruşuyla dikkat çekiyor.
63
GIDA
FRANCHISE’DE EN ÖNEMLİ ETKEN “YÖNETİM”
T
ürkiye’de franchising markalara sağladığı avantajlardan bahseder misiniz? Franchising sistemi; yatırımcının, marka sahibinin yıllarca kurumsallaşmak için çalıştığı bilgi birikimini kullanıp bulunduğu bölgede fırsat eşitliği yaratarak iş sahibi olmasını sağlıyor.
UFRAD Franchising Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mustafa Aydın, “Franchise zincirlerin gelişmesindeki en önemli etken, yönetimdir. Vasat yönetilen bir zincir büyüyemez, markalaşamaz, hatta rakipleri büyüdükçe o küçülür. İyi yönetilen bir zincir sıfırdan yola çıksa bile marka olur.” diye konuştu.
Franchising sisteminin bu hızlı büyümesinin nedenleri arasında, sistem için gerekli sermaye tutarı, girişimcinin motivasyonu, sistemin standart olması, kabul görmüş bir marka ve kontrol mekanizmasını sayabiliriz. Günümüzde müşteriler, zamanı etkin kullanmak istiyorlar. Dolayısıyla en kısa zamanda kaliteli mal ve hizmet satın almayı arzu ediyorlar. Bu da kalitesini ve markasını kabul ettirmiş ürünlerin satıldığı mağazalardan alışverişle mümkün oluyor. Bu aşamada franchising’in önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Franchise almanın avantajları; •Markalı, itibarlı bir iş sahibi olmanın yoludur. •İşinde bağımsız olmak demektir. •Yatırımının hızlı geri dönmesidir. •Yaşamak için tatmin edici gelir sağlar. •Denenmiş, kendini kanıtlamış, az riskli bir iş kurulur. •Düşük maliyetle yüksek gelir sağlanır. •Rahat satılacak tanınmış marka alınır. •Kolay bulunan, beklentileri sınırlı, kolay mutlu edilen, hazır müşteri gelir. •Geniş bir korumalı bölge verilir.
64
•İşletme sorunları yaşadığında arkasında danışabileceği bir kurum olacak. •Bilmediğini öğrenir, gerektiğinde danışabileceği bir kadro olur. •Yatırımda ve tedarikte sorun yaşamaz. •Pazarlamada ana firma ne yapacağını bilir, yardımcı olur.
•Anlaşma katı olsa bile uygulaması yumuşak olacak, sıcak ilişkiler kurulacaktır. Franchise pazarına girmek isteyenler hangi kriterlere dikkat etmeli? Franchise zincirlerin gelişmesindeki en önemli etken, yönetimdir. Vasat yönetilen bir zincir büyüyemez, markalaşamaz, hatta
GIDA rakipleri büyüdükçe o küçülür. İyi yönetilen bir zincir sıfırdan yola çıksa bile marka olur. Alışveriş merkezlerinin markalara yer vermesi de, franchise zincirlerin gelişmesindeki en önemli etkenlerden biri. Müstakil perakendecilerin sürekli yaptıkları hatalar ve ihmaller, franchise zincirlerin tüketiciler tarafından tercih edilmesinde ve gelişmesindeki diğer bir önemli etken. Türkiye’de franchise konusunda nasıl bir gelişme görülüyor? Önümüzdeki 5 yıllık süreçte franchise ile ilgili neler yaşanacak öngörülerinizi aktarır mısınız? Franchising sistemi, bugün itibariyle hem Türkiye’de, hem de dünyada en çok kullanılan girişimcilik uygulamalarından biri. Sistem, girişimcinin yalnızlığını ortadan kaldırarak, kendi işini kurmanın getirdiği riskleri azaltıyor. İşletmeler için standart yönetim, muhasebe, satış ve stoklama fonksiyonları mümkün oluyor. Dolayısıyla bu sistem, her geçen yıl daha da gelişmekte ve büyümektedir. Sisteme olan ilginin artması, ülke ekonomimiz açısından birtakım yeni açılımları beraberinde getirirken, ülkemize yeni yatırımları da kazandırıyor. Güçlü ekonomisiyle yükselen bir değer olmaya devam eden Türkiye’de franchise sistemi tüm dünyada olduğu gibi her geçen zaman içinde büyüme eğilimini sürdürüyor. Bugün ulaştığımız rakamlar, franchising sisteminin gelecekte daha da yaygınlaşacak bir iş modeli olacağını gözler önüne seriyor. Sistemin bilhassa hem markaların büyümesine hem de yatırım
yapılan ülke ekonomilerine de önemli bir katkı sunduğu/sunacağı aşikardır… Sektörümüz dünyada olduğu gibi ülkemizde de hızla büyüyor. Tüketici artık kalite, marka , her lokasyonda aynı seviyede servis gibi konularda çok bilinçli ve beklentileri yüksek. Bu sebeple franchise markaları her geçen gün daha fazla ilgi görüyor. Yatırım yapmak isteyenler için de doğru marka ile işbirliği karlı ve az riskli iş imkanı anlamına gelmekte ki bu da sektörümüzün gelişiminde büyük bir etken. 2018 yılı girişimcilik açısından sizce nasıl geçiyor? 2017 yılı yerli markalarımız için daha verimli geçti. Yurt dışı markaların gelişinde görülen azalma yerli markalarımıza daha fazla gelişme ve büyüme fırsatları yarattı.
2018 yılında yabancı markaların ilgisinin arttığını görüyoruz. Aynı zamanda Türk markalarına yurt dışı yatırımcıların ilgisi de artıyor. Bu memnuniyet verici , zira dış pazarlara markalarımızın açılımını çok önemsiyoruz. Franchising sistemi global marka haline gelmek, farklı ülkelerde büyümek için en başarılı iş modeli. UFRAD olarak sizin bu sektördeki temel amaçlarınız neler? UFRAD Franchising Derneği, 1991 yılından beri; başarısını ispatlamış markaların dinamiğini girişimci ruha aktarmasını destekleyerek; ülkemiz yatırımcılarının markalaşmaya yönlendirilmesine, yerli markaların teşvik edilerek uluslararası pazarlarda yer edinmesine ve rekabet şansı yakalamalarına hissedilir katkılar sağlıyor. Dünyanın en köklü franchising derneklerinden biri olan UFRAD, bugün sayıları 250’ye yakın uluslararası statüye sahip güçlü firmayı çatısı altında toplamış bulunuyor. .UFRAD olarak franchise veren zincirlerin ülkemiz ekonomisine kalıcı fayda sağlaması için franchise sistemlerini tam kurmalarını ve doğru işletmelerini gerekli görüyoruz, eğitimlerimizle destekliyoruz ve sistem değerlendirme programı ile markalarımızı dünya standartlarına taşıyoruz. Öncelikli hedefimiz markalarımızın global pazarlarda hak ettikleri yeri almaları için çalışmalarımıza devam etmek ve Türkiye ekonomisine daha fazla katkı sağlayabilmektir.
65
GIDA
COOKSHOP KALİTEDEN
ÖDÜN
VERMİYOR Başarılarındaki en büyük etkenin kaliteden ödün vermemek olduğunu ifade eden COOKSHOP Yönetim Kurulu Başkanı Ayşe KAZANCI, menülerini sürekli güncelleyerek lezzeti daha da yenileme çabasında olduklarını söyledi.
M
arkanızın gelişim sürecini kısaca anlatır mısınız? Hayalimizde olan bir işti. Gelen bir teklifi değerlendirerek 2008 yılında ilk şubemizi Nişantaşı’nda bir AVM’de açtık. Bundan sonra Ataşehir, Ankara, Bodrum ve diğerleri sırayla geldi.
YEMEK KALİTESİ BAŞARIYI SAĞLADI Peki, bu başarınızda en büyük etken ne oldu? En büyük etken yemek kalitemiz. Bundan hiç ödün vermedik. Misafirin kendini evinde hissedebileceği bir tasarım yarattık. Bunu da mimarımız Engin Özmen ile başardık. Her açılan şubeye gerek menü gerek dekorasyon anlamında bir şeyler katarak devam ettik. Her şube bize daha iyi ne yapabilirizi gösterdi.
66
Markanızın büyümesi ve gelişmesi adına neler yapıyorsunuz? Bahsettiğim gibi menülerimizi daha sık güncelliyoruz. Yeni lezzetler ekliyoruz. Sürekli bir araştırma içerisindeyiz. Franchise veriyorsanız bunun gelişiminizdeki payı nedir? Yurt dışında iki tane franchise şubemiz var. Türkiye içinde şimdilik franchise vermeyi düşünmüyoruz. İlerleyen yıllarda belki olabilir.
HEDEF BÜYÜK ŞEHİRLERDE OLMAK Gelecek dönem yatırım planlarınızdan bahseder misiniz? Hedeflerinizde neler var? Tabii ki zincirimizi daha da büyütmek, lezzeti daha da yenilemek çabası içerisindeyiz. Ama bazı ürünlerden vazgeçmiyoruz. Bu anlamda misafirimizin görüşleri de bizim için çok değerli. Mesela bizimle özdeşlemiş, patentini de 2008 yılında aldığımız “Magnolia Pudding” vazgeçilmezlerimiz arasında. Yine de sürekli yeni reçeteler deneyip menümüze ilave ediyoruz. Hedefimiz tüm büyük şehirlerde olabilmek. En kısa zamanda İzmir planlarımızda var.
GIDA
DOĞRU İŞLEYEN SİSTEM BAŞARIYI GETİRİYOR
KOCATEPE KAHVE EVİ YÖNETİM KURULU ÜYESİ VE MARKA ORTAĞI HÜSEYİN GAZİ TORAMAN: “TÜRKİYE’NİN NERESİNE GİDERSENİZ GİDİN; AYNI GÜLER YÜZLÜ HİZMETİ ALIP, AYNI LEZZETLERİ TATMANIZIN SIRRINI İÇERİDE İŞLEYEN DOĞRU SİSTEMİMİZE BORÇLUYUZ. BİZİM İÇİN GERÇEK BAŞARI, BUNU BAŞARMIŞ OLMAK…” Markanızın gelişim sürecini kısaca anlatır mısınız? Bizim marka hikayemiz, 1919 yılında kuru kahveci olarak Bayan Maruşya ile başladı. 1929 yılında Burhanettin Koçer ve 1949 yılında Nurettin Tunçay ile gelişimimizi sürdürerek 1987 yılında şirketleştik. 1996 yılından beri de şu an sizlerin bildiği Kocatepe Kahve Evi konseptiyle konuklarımızla buluşuyoruz. Bu arada da 2011 yılında Kocatepe Kahve markasının aşığı bir grup yatırımcı olarak, Kocatepe Kahve Evi konseptini ve markayı daha da yükseklere taşımak amacıyla devraldık. Büyüyen ve gelişen Kocatepe Kahve Evi yapısına katkılarını eklemek amacıyla, 2016 yılında ortaklık yapımıza katılan 3 yeni yatırımcıyla birlikte markamızın büyüme süreci de devam etti. Peki, bu başarınızda en büyük etken ne oldu? Doğru işleyen bir sistemin her zaman başarı getireceğine inanıyoruz. Bu sebeple; yatırımcı seçimlerimizi, lokasyon seçimlerimizi, konuklarımıza sunacağımız
lezzetlerin seçimlerini her zaman aynı hassasiyetle ve Kocatepe Kahve Evi’nin oturmuş sistemi ile gerçekleştiriyoruz. Marka için her alanda belirlediğimiz standartlara riayet ederek, bir gelişim planı hazırlıyoruz. Türkiye’nin neresine giderseniz gidin; aynı güler yüzlü hizmeti alıp, aynı lezzetleri tatmanızın sırrını içeride işleyen doğru sistemimize borçluyuz. Bizim için gerçek başarı, bunu başarmış olmak… Markanızın büyümesi ve gelişmesi adına neler yapıyorsunuz? Kocatepe Kahve Evi markasının konuklarının rahatlıkla vakit geçirebilecekleri,
sevdikleri lezzetleri bulabilecekleri ve her şeyden önemlisi kendilerini iyi hissedebilecekleri bir konsept oluşturmak için alanında uzman kadromuzla birlikte çalışıyoruz. Her daim çağa ayak uyduran ve yenilikleri takip eden bir marka olmaya çalışıyoruz. Sürekli gelişime açık olmamız da bizim gelişmemizi sağlayan en önemli faktörlerden bir tanesi… Franchise veriyorsanız bunun gelişiminizdeki payı nedir? 1996 yılında Türkiye’de açılan ilk kahve evi konsepti olma özelliği taşıyan ilk şubemizle birlikte, franchise sistemimiz başlamıştı. Markamızın imajını ve gücünü doğru temsil edebileceğini düşündüğümüz, farklı bölgelerdeki yatırımcılarımızın enerjilerine ve işletme yeteneklerine güvenerek; markamızı konumlandırmak istediğimiz bölgeyi en iyi tanıyan kişilere emanet ediyoruz. Franchise sistemi sayesinde; markamızın prestijini, bu işi tutkuyla yapacak yatırımcılarla buluşturabiliyoruz. Aslında bu yapı ile; işimize ve markamıza sahip çıkacak bir aile yapısıyla birlikte bir ortaklık sistemi kurmuş oluyoruz.
Gelecek dönem yatırım planlarınızdan bahseder misiniz? Hedeflerinizde neler var? Anadolu’nun tam 17 ilinde yer alan 40 tane şubemizde, konuklarımızla buluşuyoruz. İlerleyen dönemlerde; ülkemizdeki kahve bilinci ve tüketiminin artmasına büyük katkılar vermiş, ülkenin her bölgesindeki kahve zincirleri ile güçlü franchise altyapısına sahip ve uluslararası arenada oyuncu haline gelmiş sektör temsilcileri olmayı hedefliyoruz. Tüm bunların yanında, bir master franchise sistemi ile markamızı İstanbul, Avrupa ve Orta Doğu’daki konuklarımızla da buluşturmak gibi bir düşüncemiz var.
67
GIDA
Bereket Döner yine bir ilki gerçekleştirdi Türk dönerinin dünyadaki sözcüsü, sektöründe Türkiye’nin en büyük döner üreticisi Bereket Döner, 2018’in ilk çeyreğinde büyüme hedeflerine ulaşırken yaptığı yeniliklerle müşteri memnuniyetini de perçinledi. Bereket Döner, Türkiye’nin ilk çocuk temalı restoranını İstanbul Vialand Alışveriş Merkezi’nde hizmete açtı ve kendi alanında ilk kez çocuklara özel restoran şubesi bulunan marka olarak sektörünün öncüsü oldu. ÇOCUKLAR İÇİN ÖZEL RESTORAN… Bereket Döner, Türkiye’de ilk kez çocuklara özel restoranıyla sektörde öncülüğünü gösterdi. Tasarımını tamamen çocukların dünyasına göre geliştiren ve markaya özel imzasını taşıyan Bereket Döner, çocuk konseptinde yapı ekipmanları ve keyifli çocuk temaları ile donatıldı. Türkiye’nin en büyük çocuk eğlence merkezlerinden biri olarak bilinen Vialand AVM içinde yeni açılan Bereket Döner’in geliştirdiği konsept çocukların gönlünü fethetmeyi başardı. Döner sektörüne daha nitelikli restoranlar ekleyeceklerini söyleyen Bereket Döner CEO’su Muhammet Nezif Emek, Vialand şubelerinde binlerce aileye ve çocuğa hizmet verdiklerini belirterek; “Biz geleneksel Türk dönerimizi kaliteli, lezzetli ve en güvenilir koşullarda uygun şekilde hazırlayarak tüketicimize sunuyoruz. Kurulduğumuz ilk günden bugüne bu bizim ilkemiz. Geleceğimiz olan çocuklarımız
68
başta olmak üzere tüketicimize doğru ve güvenilir ürün üretip satmak vazgeçilmezimiz. Çocuklarımıza lezzetli, besin değeri yüksek ve güvenilir öğünler sunarken, bu yeni konsept uygulamamızla birlikte eğlenceli ve renkli bir ortam da sağlıyoruz. Özellikle servis alanında kullandığımız masal kahramanlarımızın renkli dünyasından oluşan keyifli kompozisyon ile onların hayal dünyaları için de eğlenceli görseller sunuyoruz. Türkiye’nin ilk hazır döner üreticisi olarak bir sektörün kurucusu olmanın sorumluluğunu her daim taşıyoruz. Ve biliyoruz ki geleceğimiz çocuklarımız. Bu nedenle çocuklar ve gençlerle birbirinden farklı birçok platformda ve farklı uygulamalarımızla bir araya geliyor olacağız. Önümüzdeki günlerde açılacak olan, çocuklara özel ikinci restoranımız ile yeniden çocuklarla buluşacağız. Çok yakında KidzMondo içinde yeni çocuk konseptli restoranımızı açıyoruz.” dedi.
“NİSAN AYINDA 7 ŞUBE BİRDEN AÇTIK” Türkiye genelinde şube açılışlarına hız verdiklerini söyleyen Emek, şu bilgileri verdi: “Nisan ayı bizim için oldukça önemli yatırımların sonuçlarını görme, önümüzdeki
dönemin planlamasını yapma açısından önemliydi. Nisan ayında 7 şubemizi birden açtık. Bu arada yılın ilk çeyreğinde hedeflerimizi gerçekleştirme oranımız yüzde 96 düzeyinde oldu. Yeni dönemde hedefimiz çocuklar ve gençler olacak. Tüm Türkiye’de hızla yaygınlaşmaya devam ederek yine yeni şubelerimizi hizmete açıyor olacağız.”
GIDA
KAHVE Sokağı’ndan
“Her Şehirde Bir Kahve Sokağı Konsepti” Peki, bu başarınızda en büyük etken ne oldu? Biz hem konsept hem ürün olarak sürekli yenilik arayışı içerisindeyiz. Bu arayış bizi her zaman heyecanlandırmıştır . Oluşturduğumuz yeni konseptlerin ilgi görmesi, Ar-Ge merkezinde Kahve Sokağı misafirleri için özel geliştirilen ürünlerin beğenilmesi bu heyecanla birleşince başarılarımızın sonu gelmiyor. Markanızın büyümesi ve gelişmesi adına neler yapıyorsunuz? Kahve Sokağı markası ile bayilik verip hedef şube sayısına ulaşarak büyümek kolay. Ama önemli olan doğru yerlerde, doğru dükkanlara franchising vererek büyümek. Bizim de şirket olarak dikkat ettiğimiz en önemli nokta budur. Yurtdışı ile yaptığımız görüşmeler olumlu sonuçlanınca bir Türk markası olan Kahve Sokağını gururla farklı ülkelere taşıyacağız. Kendi kavurduğumuz çekirdek kahvelerini yurtdışına taşıdığımız marka sayesinde tüm misafirlerin tatmasını hedefliyoruz.
Hem konsept hem ürün olarak sürekli yenilik arayışı içerisinde olduklarını ifade eden Kahve Sokağı Genel Koordinatörü Emre İşlek, “Her Şehirde Bir Kahve Sokağı Konsepti” mottomuzla franchising vermeye hızla devam ediyoruz.” dedi.
M
arkanızın gelişim sürecini kısaca anlatır mısınız? Kahve Sokağı, 2014 yılının son çeyreğinde Denizli’de kurulmuş bir kahve zincir firmasıdır. İlk şubesini Denizli’nin Çamlık bölgesine verip, iki yıl içerisinde ülkemizin farklı şehirlerine de bayilik vererek şube sayısını 24’e çıkarmıştır. 2017 yılı itibariyle şirketin ortaklık yapısı değişerek Kahve Sokağı’nı İzmir markası yaptık. Biz; Murat İşlek, Osman Budak ve Emre İşlek kahve sektörüne franchising sistemini ilk tanıtanlardan olarak Kahve Sokağı markasını daha da büyütmek adına İzmir Karabağlar’da merkez ofisimizi açarak şubeler vermeye başladık. 24 şube ile aldığımız Kahve Sokağı’nın şube sayısına, bir yıl içerisinde 9 şube daha ekleyerek büyümeye devam ediyoruz. Sözleşmesi imzalanan ve açılacak olan 3 şubemiz daha var. Yıl sonuna kadar yurt içi şube sayısını 50’ye çıkarmayı hedefliyoruz. Yurt dışı ile de görüşmelerimizi devam ettiriyoruz.
70
Franchise veriyorsanız bunun gelişiminizdeki payı nedir? “Her Şehirde Bir Kahve Sokağı Konsepti” mottomuzla franchising vermeye hızla devam ediyoruz. Bu sayede biz kendi merkezimizi ve verdiğimiz hizmetleri geliştirirken, franchising verdiğimiz yerlerde bayi sahipleri kendi yerlerini en iyi noktada işletmeye devam ediyor. Böylelikle hem merkez olarak kendimizi geliştiriyoruz hem açtığımız noktalar çok iyi hizmetler veriyor hem de Kahve Sokağı ailesi olarak büyüyor ve gelişiyoruz. Gelecek dönem yatırım planlarınızdan bahseder misiniz? Hedeflerinizde neler var? 2018 yıl sonuna kadar şube hedefimiz doğru yerlerde ve doğru insanlarla 50 rakamına ulaşmak. Yeni yatırımcılarla bu rakama ulaşabilmek için 10 milyon TL’lik yatırım yapacağız. İzmir’de güzel noktalarda en az 10 şube açmakta gelecek dönem planlarımızın arasında.
GIDA
SİMİT SARAYI BÜYÜMESİNE HIZ KESMEDEN DEVAM EDİYOR Bir dünya markası olarak 22 ülkede bulunan mağazalarında günde 1 milyon kişiyi ağırladıklarını belirten Simit Sarayı Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kavukcu, franchise sisteminin doğru altyapı ile kurgulandığında büyüme için en doğru yöntem olduğunu ifade etti. Markanızın gelişim sürecini kısaca anlatır mısınız? Misafirlerimize günün her anında taptaze lezzetler sunabilmek ve geleneksel ürünlerimizi dünyaya tanıtmak hedefiyle 2002 yılında Simit Sarayı olarak yola çıktık. 2012 yılından itibaren yeni pazarlar ve mevcut ülkelerde hızlı büyüme stratejimizi sürdürüyoruz. Bir dünya markası olarak 22 ülkedeki mağazalarımızla günde 1 milyon misafiri ağırlıyoruz. Ulusal ve uluslararası birçok ödüle layık görüldük ve her gün 11 bin 250 çalışanımızla dünyada misafirlerimize “Afiyet Olsun” diyoruz. Peki, bu başarınızda en büyük etken ne oldu? Türkiye’nin kültürel değerlerinin zenginliği ve lezzetlerimizi dünyaya tanıtma hedefiyle yola çıktık. Bugün geldiğimiz noktada, Türkiye’den de bir dünya markası çıkabildiğini göstermiş olduk. Simit Sarayı’ndan yola çıkarak şunu söyleyebilirim ki, Türk markaları artık dünyada talep edilen noktada. Markanızın büyümesi ve gelişmesi adına neler yapıyorsunuz? Hem yurt içinde, hem de yurt dışındaki Ar-Ge merkezleri ürün çeşitliliği konusunda çalışmalarını sürdürüyor. Ar-Ge merkezlerinde Türk, İngiliz, İtalyan ve Fransız uzmanlar çalışıyor. Bizim adımız Simit Sarayı ancak ürün çeşitliliğimiz çok fazla, A la Carte ürünlerimiz çok beğeniliyor. Yurt dışındaki yapıya ayak uydurmak için yenilikçiliğine devam eden Simit Sarayı’nın mimari ekibi, yeni konseptler üzerinde çalışıyor. Londra Chelsea Kingsroad’daki son mağaza açılışı gösterdiki, İngilizler Simit Sarayı’nı çok sevdi. Leicester Square’daki 500 metrekarelik Simit Sarayı Mağazası’nı açtık. Bu yıl sonu itibariyle Simit Sarayı, dünyanın 25 ülkesinde olacak. Dünyanın farklı ülkelerinden Simit Sarayı açma talepleri geliyor ancak fizibiliteye göre karar veriyoruz. Franchise veriyorsanız bunun gelişiminizdeki payı nedir? Yatırımcılarımızın markamızı iyi anlamaları, hizmet ve ürün kalitemizi göz önünde bulundurmaları önceliklerimiz arasında yer alıyor. Franchise alan yatırımcılarımızı açılış öncesinde lokasyon temini, ekip ve işletmeci eğitimi gibi süreçlerde destekliyoruz.
Yatırımcılarımız, bir mağazada başarıyı yakaladıklarında daha çok mağaza ile bu aileden daha büyük pay almaya başlıyorlar. Avrupa ve Suudi Arabistan başta olmak üzere, faaliyet gösterdiğimiz ülkelerde başarıyla test ettiğimiz büyüme potansiyeli ve tüketicinin olumlu reaksiyonları neticesinde, bu pazarlarda büyüme kararı vermemiz kaçınılmaz oldu. Franchise sistemi doğru altyapı ile kurgulandığında büyüme için en doğru yöntem olarak adlandırılabilir. Yerinde yönetimin sağladığı; hem satış hacmini hem de operasyonel karlılığı artırıcı etkenler büyümeye hız kazandırıyor. Gelecek dönem yatırım planlarınızdan bahseder misiniz? Hedeflerinizde neler var? Yurt içi ve yurt dışı yatırımlarımız hızla devam ediyor. İngiltere’de kısa süre içinde aktif hale getireceğimiz fabrikamızın yatırımları uzun süredir sürüyor. Ayrıca dünyada yeni mağaza yatırımlarımız devam ediyor.
Simit Sarayı Leicester Square
71
Makale
Atilla Aydemir
“XXX 4.0” olmazsa olmaz
S
ürekli geleceğin neler getireceğini konuşuyoruz, bir merak halinde yapay zeka denen şeyin yönettiği robotların başımıza bela mı açacağını ya da mutluluk mu getireceğini tartışıyoruz. Biz tartışa duralım bu gelişimin önünde durmak imkansız ve öncü olmayan, desteklemeyen ve zamanında aksiyon almayan firmalar için çok geç olacak.
72
teknolojik inovasyona en aç ve sonuçlarını en hızlı alabileceğiniz bir alan. Güvenlik hizmeti özellikle bu alanda daha öne çıkıyor; yatırımı yapılan CCTV kameraları, X-rayler, Telsizler yüksek maliyetli ekipmanlar ve fiziki güvenliğin daha iyi icra edilmesini sağlıyorlar ama daha iyisini yapabilirler. Bunun için de IoT ile bu ekipmanların birbiri ile haberleşmesi, halihazırda kullanılan akıllı video analizlerinin gelişmiş versiyonları ile yönetilen ve hatta aksiyon tarafında ise fiziki güvenliğe destek güvenlik robotlarının, devriye dronların ekibe dahil olması ile entegre güvenlik sisteminin yüksek verimlilik ile çalışması mümkün. Bu sayede proaktif, hızlı ve daha verimli bir güvenlik hizmetinden bahsedebiliriz. Nitekim ISS Proser olarak Global know-how’ı da kullanarak tüm bu çalışmaları yapıyoruz. Bu sene içerisinde bazı pilot projelerimizde ilk örneklerini görüyor olacağız.
“Endüstri 4.0” konsepti sanayi için bu yönde bir vizyon ve misyon yüklendi, tüm sektörler için bu misyonu ve inovasyon planlarını tanımlarken “4.0” takısının verilmesi bir etiket gibi şart oldu. E bizzat buna ben de dahil oldum diyebilirim. Söylendiği zaman neyi anlatmak istediğinizi en rahat ifade edebildiğiniz keyifli bir sayı bu “4.0”. Belki de sektörde “Güvenlik 4.0” tabirini kullanan, bunu akademik bir araştırma ile de geliştiren (EMBA Programı - Özyeğin Üniversitesinde) ilk ekip olduk.
Sektörün en büyük sıkıntısı insan gücü ve aidiyet. Emek verdiğiniz saha çalışanı, güvenliği bir meslek olarak görmeyip, kariyer planı yapmadığı taktirde ya çok fazla lokasyon değiştiriyor ya da kısa sürede bu sektörden çıkıyor. Bu sebeple insan gücüne, özellikle fiziki güvenlik devriyeye alternatif 360 derece görüş sağlayan, gaz dedektörleri bulunan ve hatta gece görüşü sağlayan robotlar kullanılmaya başlandı. Açık alanı ve çevre çitleri uzun olan, müdahale ve kontrolü zor olan alanlarda ise Drone kaçınılmaz çözüm. Hoparlör ve gece görüşü, hatta termal kameralar ile destekleyerek fabrikalarda ısı kaçaklarını dahi kontrol edebiliyorsunuz. Bunu da manuel yapmadan otomatik havalanma ve pilot ile düzenli yapabiliyorsunuz. Akıllı video analizleri ve tüm bu dataların toplandığı dijital analiz merkezleri ile de o projenin risklerini daha net tespit edip, riskin yaklaştığı zamanlarda proaktif önlemleri otomatik olarak almanız mümkün.
Yine burada daha önce ki yazılarımda benzer konulara değinmiştim; hizmet sektörü, merkezinde insan gücü ile teknolojiyi en çok harmanlayan sektörlerden olması sebebi ile
Korkmayın, hükmedin. Hükmetmek için de takipçisinden çok öncüsü olmaya çalışın. “4.0” ın hakkını vermek için de söylemden çok ARGE’ye yatırım yapın.
ÜRÜN HİZMET
“Misyon ve
vizyonumuzda
teknoloji var” Güvenlik ile ilgili olan bütün ürün gamlarını üretebilen dünya üzerindeki tek şirket olduklarını belirten ZKTeco Satış ve Pazarlama Müdürü Mustafa İnal, ürünlerindeki teknolojilerden bahsederek aynı zamanda geleceğin güvenlik teknoloji üzerine de öngörülerde bulundu. Güvenlik sektöründe sektörün gelişimi adına nasıl çalışmalar yapılıyor? İnovatif bir bakış açısıyla teknolojinin nimetlerinden faydalanmaya çalışılıyor. Bu da haliyle sektörde ki gelişimi sistematik olarak olumlu yönde etkiliyor. Yani sektöre verdiklerimiz, sektördeki gelişmeleri tetikliyor diyebiliriz. Güvenlik ile alakalı bütün ürün gamını üretebilen dünya üzerinde ki tek şirketiz. Dünya’nın her yerinde açtığımız 70’ten fazla ofis ile güvenlik sektörüne katkıda bulunmak ve geliştirmek istiyoruz. Bu da bizi sektörün öncülerinden kılıyor. Güvenlik sektörü teknolojik gelişimlerden en fazla etkilenen sektör… Peki, siz ürünlerinizde teknolojik olarak nasıl yenilikler yapıyorsunuz? ZKTeco‘nun misyon ve vizyonunda zaten teknolojinin kendisi var desek abartmış olmayız. Şöyle ki; biyoteknoloji dediğimiz dalın gelişiminde şirket olarak büyük bir rolümüz var bunun sebebi ürünlerimizin tamamen biyoteknoloji tabanlı üretilmesi. Ürünlerimiz geliştirilirken binden fazla Ar-Ge mühendisi büyük emek harcıyor. Dolayısıyla buradan bile teknolojiye ne kadar önem verdiğimizi ve onu nasıl daha doğru ve
etkili kullanmaya çalıştığımızı anlayabiliriz. Çağın teknolojisini geliştirmekten ve ürünlerimiz de bu teknolojiyi kullanmaktan büyük keyif alıyoruz. Teknolojisinin gelişmesiyle birlikte güvenlik sektöründe ne gibi değişimler yaşanıyor? Biometrik sistemler üzerine ciddi çalışmalar yapılmasına neden oluyor. Çünkü güvenlik sektörü hatayı asla kabul etmez. Herhangi bir güvenlik açığı büyük zararlara yol açabileceğinden tamamen taklit edilemeyen veriler ile doğrulama yapılması gerekiyor. Bu da biometrik sistemler ile mümkün olduğundan teknolojik çalışmaların bu yönde artmasına neden oluyor.
temleri, zaman kontrol sistemleri, erişim sistemleri, park yeri sistemleri, kamera sistemleri, akıllı kilit sistemleri gibi ve daha fazla kategoride ki bütün sistemleri şirket olarak tek bir bünyede üretiyor olmamız müşterilerimizin güvenlikle ilgili bütün ihtiyaçlarını bizden karşılayarak birbiriyle entegre çalışabilen sistemlere sahip olma ayrıcalığı sağlıyor ve sağlayacak.
Geleceğin güvenlik teknolojileri nasıl olacak? Biyoteknolojik sistemler üzerine olacak. Sebebi ise teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin Biomedical Engineering’i özünde kavrayamazsa çağın gerisinde kalacaktır. Gelecekte sadece akıllı binalar değil akıllı şehirler de olacağından burada şirket olarak büyük bir rol üstleneceğiz. Sebebi ise güvenlik sistemleriyle ilgili A’dan Z’ye tüm ürünleri üretiyor olmamız. Bunlardan biraz bahsedecek olursak; giriş kontrol sis-
73
ÜRÜN HİZMET
TAV GÜVENLİK “ÖNCE İNSAN” DİYOR
Engin deneyimi ve bilgi birikimiyle TAV Özel Güvenlik Hizmetleri, havacılık güvenliğinin yanı sıra çeşitli kurum ve kuruluşlara da konusunda uzman, sektörün gereksinimlerini iyi bilen ve bu ihtiyaçları yıllardır karşılamakta olan yönetici ve çalışanları ile tam teşekküllü güvenlik hizmeti veren bir özel güvenlik şirketi. Biz de Tav Güvenlik Genel Müdürü Turgay Şahan ile özel güvenlik hizmetlerinde merak edilenler üzerine konuştuk. TAV Özel Güvenlik Hizmetleri hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz? TAV Güvenlik neler yapar? TAV Güvenlik, 1997’den bu yana başta sivil havacılık güvenliği olmak üzere güvenlik hizmetleri tayfının tamamında faaliyet gösteriyor. Ülkemizde 5188 sayılı yasa kapsamında, uluslararası boyutta ise yine bu alanda geçerli mevzuat ve anlaşmalara uyumlu küresel standartlarda hizmet sağlıyor. Ayrıca sahip olduğu bilgi birikimi, farklı uzmanlıklardan gelen kadrosu ile çeşitli kurum ve kuruluşlara da katkı sağlıyor.
74
Güvenlik hizmeti verdiğiniz alanlardan bahseder misiniz? Türkiye’nin yolcu trafiği en yoğun havalimanları olan İstanbul Atatürk, Ankara Esenboğa, İzmir Adnan Menderes, Gazipaşa-Alanya, Milas-Bodrum Havalimanlarında ulusal ve uluslararası standartlarda güvenlik hizmetini yürütüyoruz. Pek çok uluslarası havayoluna “Uçak Özel Güvenlik” hizmeti de veriyoruz ve TAV Güvenlik, HAVAŞ, THY KARGO gibi saygın kuruluşların da çözüm ortağıyız. TAV Güvenlik ülkemizde diplomatik temsilcilikler, okul, hastane, hassas tesisler gibi spesifik know-how gerektiren güvenlik hizmetlerini de aynı profes-
yonellikte sunuyor. Bezmialem ve MEF Üniversitesi, Florence Nightingale Hastanesi, Hyatt Regency Ataköy, Pullman ve Mercure Otel, OASIS AVM, Kozapark ve Akkoza Konutları, Prime Istanbul Residences, Sultan Makamı Sitesi ve benzeri projelere güvenlik hizmeti sağlıyoruz. Gelişen teknoloji ile güvenlik hizmetinizde neler değişti? Pek çok alanda gelişen teknoloji, risk ve tehdit unsurlarına çeşitlilik kazandırırken, özellikle terör örgütlerinin de bu gelişmelerden yararlandığı düşünülürse, bunlara karşı alınan tedbirler doğrultusunda da daha isabetli ve gelişmiş çözümleri beraberinde getiriyor. CCTV
ÜRÜN HİZMET
Güvenliği, Kokpit-Kabin, Kargo Güvenliği” gibi uluslararası standarta uygun hizmet vermeye yönelik eğitimlerden geçiyorlar.
tabanlı izleme veya biyometrik sistemler gibi akla gelebilecek her türlü güvenlik uygulaması ile güvenli yaşam daha kolay erişilebilen, daha hızlı ve daha konforlu bir hale geliyor.
gibi daha pek çok kişisel gelişim konusunda da çalışanlarına imkanlar sunuyor. Bunun dışında personeller, müşteri deneyiminin kalitesini artırmaya yönelik eğitimler de alıyorlar.
Havacılık güvenliğinde teknoloji, taşınması yasaklı veya tehlikeli olan maddelerin taranması ve tespiti, yolcu/kargonun takibi ve tanımlanması, bir bütün olarak da sistemin idamesinde kilit bir öneme sahip. Teknolojik entegrasyonun artması ile güvenlik sistemleri iletişim kabiliyeti kazanmıştır.
Sivil havacılık güvenliğinde hizmet veren personeller ise sektörün doğasının gereği ve diğer güvenlik eğitimlerine ilave olarak, “Temel Sivil Havacılık Güvenliği, Kontrol Noktası Güvenlik Uygulamaları, EDS Operatörlüğü, Yer Hizmetleri
Gelecek dönem hedefleriniz arasında neler var? TAV Güvenlik, önce insan yaklaşımıyla bünyesinde hizmet vermekte olan insan kapitaline ciddi yatırımlar yapıyor. Küresel standartlarda hizmet vermek şirket kültürünün bir parçasıdır. Tüm bunların sonucu olarak herhangi bir projede kaç kişi ile hizmet sağlanıyor olursa olsun TAV Ailesi’nin her bir bireyi markayı taşıyabilmekte, işin kapasitesi gözetilmeksizin profesyonel hizmet sağlanabilmektedir. Gelecek hedeflerimizde, yaklaşımlarımızdaki öncülüğü korumak ve geliştirmek var. Tesis Güvenlik ve Hizmet Paketi, Havalimanı ve C Ruhsatı, Risk ve Danışmanlık, İleri Teknoloji ve Görev Hayvanları, Ulaşımın Diğer Alanları, Lojistik - Değerli Eşya - Kargo ile elektronik güvenlik hizmetlerinde daha fazla mesafe kat etmeyi hedefliyoruz.
Personel seçiminde nelere dikkat ediyorsunuz? Güvenlik, doğası gereği hem sağlam bir duruş hem de insanla iç içe olması itibariyle de esnek, akıcı ve dostça iletişim kurmayı, çözüm odaklı olmayı gerektiren bir sektör. Personel seçimi yapılırken diksiyon ve iletişim becerileri, eğitim durumu, fiziksel yeterlilik, temiz özgeçmiş, iş deneyimleri ve uzmanlıkları gibi pek çok kritere dikkat edilmekte; kişinin güvenlik sektörüne, insana ve topluma bakışı değerlendirilmektedir. Güvenlik personellerinin üst düzey donanıma sahip olması için nasıl bir eğitime tabii tutuyorsunuz? Güvenlik personelleri 5188 sayılı yasa kapsamında “Özel Güvenlik” eğitimi alıyorlar. Bunun dışında da; hastane, otel, fabrika, AVM, deniz limanları gibi kendine has gereksinimleri olan sektörel eğitimlere de tabi oluyorlar. Önce insan prensibi ile hizmet üreten TAV Güvenlik, aynı zamanda mesleki İngilizce, stresle başa çıkma, etkili iletişim, kişisel imaj
75
ÜRÜN HİZMET
“Az ve özensiz alınan güvenlik tedbirleri zafiyete, aşırı güvenlik tedbiri ise risk faktörünün artmasına neden olur” Güvenliği bir balona benzeten ATALIAN E Grup Güvenlik Hizmetleri Yöneticisi M. Bülent Yurdçu, “Tedbirleri çok fazla alırsanız sizi büyük gösterir ancak dozu aşarsanız balonu patlatırsınız. Güvenlik yaratacağız diye bir canavar yaratabilirsiniz.” dedi.
Tesis yönetimiden, enerji yönetimine, temizlik ve güvenlikten, danışmanlık ve teknik bakıma, resepsiyon ve peyzajdan, inşaat ve renovasyon hizmetlerine kadar tesis yönetiminin bütün alanlarında hizmet veren dünya devi ATALIAN güvenlikte de segmente özel çözümleriyle fark yaratıyor. İnsan sirkülasyonunun fazla olduğu yerlerde güvenlik yönetimini nasıl sağlıyorsunuz? Güvenliği bir balon gibi düşünebiliriz, tedbirleri çok fazla alırsanız sizi büyük gösterir ancak dozu aşarsanız balonu patlatırsınız. Güvenlik yaratacağız diye bir canavar yaratabilirsiniz. Özellikle girişlerin kontrol altına alındığı AVM’lerin güvenliği sağlanırken, güvenlik yönetiminin idaresinde nezaket ve otorite arasındaki çizgi kesin bir şekilde çizilmeli ve dengeli şekilde hareket edilmelidir.
76
ATALIAN’da güvenlik ekiplerimizi kalabalığın ve insan sirkülasyonunun çok olduğu zor ve karmaşık süreç gerektiren alanlarda güvenlik yönetimi sağlaması için konsantrasyon sorunu yaşamayan, soğukkanlı ve kendini çok iyi ifade edebilen hizmet verilen kuruluşun imajına ve şirket kültürümüze uygun kişilerden seçilmesine azami dikkat gösterilmektedir. Acil durum planları oluşturulmakta ve tatbikatlar yapılarak personelin oluşabilecek olumsuz olaylara karşı derhal ve doğru bir şekilde karşılık vermesi sağlanmaktadır. Bunların dışında manyetik kapı dedektörleri, X Ray cihazı ve el dedektörlerinin usulüne uygun, ziyaretçileri rahatsız etmeyecek bir şekilde kullanılmasının eğitimi ile özellikle ‘’ Kalabalık Yönetimi ile Ekip Çalışması ve İletişim Becerileri, Patlayıcı Maddeler, Şüpheli Şahıs-PaketAraç ve Eşkal Tarifi ’’ konularında eğitim-
ler, uzman eğiticiler tarafından personele ATALIAN yıllık eğitim programına uygun olarak verilmektedir. Ayrıca iletişimin önemi üzerinde titizlikle durularak özellikle telsiz ile irtibata önem verilmekte ve CCTV ile sürekli takip sağlanmaktadır. Sonuç olarak ATALIAN güvenlik yönetimi uygulamalarımızda az ve özensiz alınan güvenlik tedbirlerinin zafiyete neden olacağını, aşırı güvenlik tedbirinin ise risk faktörünü arttıracağını her zaman göz önünde bulundurmaktayız. AVM’ler, konser alanları, stadyumlar gibi insanların toplu olarak bulunduğu yerlerde insanlar hem özgür hem de güven içinde olmak istiyorlar. Peki, güvenlik personelleri bu mekanlarda hangi noktalarda görev alıyorlar? Konser, stadyum, kapalı spor salonları ve AVM’ler farklı grupların farklı kimliklerle, farklı psikolojik hallerde kalabalığın bir araya geldiği ve iletişim kurdukları veya
ÜRÜN HİZMET
kurmadan ayrıldıkları etkinliklerin yapıldığı yerlerdir.
ması, yapılacak iş hakkında bilgilendirme ile ilgili konularda eğitim alır.
Usulüne uygun olarak girişte yapılacak kontroller ve yönlendirme, düzenin sağlanması ve kontrol için oldukça önemlidir. Özellikle konser alanlarında izleyicilerin ayakta bulunması halinde güvenliği olumsuz etkileyecek durumları kontrol altına almak için izleme alanına hakim yerlerde ÖGG bulundurulmalıdır. Ayrıca sabit ve seyyar kamera sistemleri ile alan desteklenmelidir.
Oryantasyon eğitiminin en önemli ayağını oluşturan genellikle proje sorumlusu veya operasyon sorumluları tarafından yapılacak işin standart bir şekilde yürütülmesi için diğer çalışan personel ile uyumu sağlamak için oryantasyon eğitimi verilir.
En ufak bir olumsuzlukta güvenlik personeli olaya müdahale etmeli ve olaya neden olanları derhal olay mahallinden uzaklaştırmalıdır. Büyümekte olan olaylara müdahale etmek için etkinliğin boyutuna göre yeterli bir ekip bulunmalıdır. Ayrıca etkinliğin konumuna ve önemine göre genel kolluk bilgilendirilmeli ve alınan önlemler paylaşılmalıdır. Etkinliklerde en kritik alanların giriş ve çıkışların olduğu aşikardır. Bu nedenle özel güvenlik görevlilerinin en yoğun bulunmaları gereken bölgelerdir. Olası bir tehlike anında güvenlik personelinin müdahalesi nasıl oluyor? Özel güvenlik görevlilerinin olası bir olaya müdahalesinin esasları 5188 Sayılı Kanun ile bu kanuna uygun yayımlanan yönetmeliklerde belirtilmiştir.Ancak kanunla belirlenen yetkiler olmasına rağmen istenmeyen olaylarda sinirli müşteriler ile herhangi bir suç teşkil eden girişimden sonra yakalanan şahıslar ile çıkan tartışmaların fiziki temasa, kavgaya ve hatta yaralanma ile ölüme kadar vardığı da bir gerçektir.
Personel öncelikle şirket merkezinde şirketin kültürünü benimsemiş tecrübeli eğiticiler tarafından şirketi tanıtıcı bir eğitim alır. Şirket hakkında personelin bilmesi gereken her türlü bilgi aktarılır. Personel gerekli sağlık raporunu getirdikten sonra iş sağlığı ve güvenliği eğitimini alır ve iş yeri hekimi tarafından işe giriş muayenesi yapılır. Görev alacağı proje ile ilgili olarak uyması gereken kurallar, kurum personelinin tanıtıl-
Genel olarak projelere göre değişmekle birlikte; işe başlama ve mesai saatleri, ön danışma hizmeti yaparken gelen müşteriye ne şekilde davranılacağı ve ne gibi bilgiler verileceğini, ziyaretçi ve personelin giriş çıkış kayıtlarının nasıl tutulacağı,kurum içeresindeki çalışan personel sayısı giriş çıkış saatleri, anahtar teslimi, değerli evrakların kime verileceği, yangın tüplerinin yeri, acil ve beklenmedik durumlarda bina veya alan içeresinde insanların tahliyesinin nasıl yapılacağı ve göreve yönelik bir takım teknik bilgiler verilir ATALIAN’da amacımız güvenlik görevlilerinin işe başlama ve alıştırma süreçlerini, iyi bir oryantasyon eğitiminin planlanması ile, güvenlik şirketimizin standartlarını koruyarak, yapılan hizmetin en iyi şekilde işlemesini sağlamaktır.
Bu nedenle özel güvenlik görevlileri olumsuz bir olayı yönlendirmek için sırasıyla: aklını, sesini, ellerini, son çare olarak ise zor kullanma araçlarını kullanmalıdır. Güvenlik personelleriniz göreve başlamadan önce ne gibi eğitimlerden geçiyor? ATALIAN bünyesindeki E-Grup Güvenlik firmamızda özel güvenlik personelimiz işe giriş işlemleri aşamasında;
77
ÜRÜN HİZMET
“EĞİTİM VE DENETLEME OLMAZSA OLMAZ”
İnsan sirkülasyonun fazla olduğu yerlerde güvenliği sağlamakta bir o kadar zor… ISS PROSER Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Atilla Aydemir ile bu gibi alanlarda güvenlik yönetimini nasıl sağladıkları üzerine konuştuk.
İ
nsan sirkülasyonunun fazla olduğu yerlerde güvenlik yönetimini nasıl sağlıyorsunuz? Havalimanı gibi toplu taşıma istasyonları, AVM’ler, toplu gösteri etkinlik noktaları olarak düşünebiliriz. Her tesisin ve yapılan işin kendi karakteristiği var. Türkiye’nin en kalabalık havalimanlarından birine 800 personel ile hizmet veriyoruz. Bu ciddiyette bir hizmette, başarı ancak doğru ekip, zamanında ve yerinde eğitim, projeye uygun denetleme yöntemleri ile mümkün oluyor. Eğitim ve denetleme olmazsa olmazlarımızdan. ISS Mobil gibi teknolojik araçlar ile de bunu müşterimiz içinde daha transparan hale getiriyoruz. AVM’ler, konser alanları, stadyumlar gibi insanların toplu olarak bulunduğu yerlerde insanlar hem özgür hem de güven içinde olmak istiyorlar. Peki, güvenlik personelleri bu mekanlarda hangi noktalarda görev alıyorlar? Özellikle etkinliklerde binlerce kişinin buluştuğu noktalarda önleyici, caydırıcı güvenlik faaliyetleri (Boy detektörü ile kontrollü giriş) dışında en önemli unsur bir panik ya da olay halinde bu kalabalığı doğru yönetmek ve kaçış yollarını temiz tutmaktır. Konserlerde acil müdahale ve kaçış yolları doğru seçilmelidir. Bu koridorların kilit noktalarında personeller bulunmalıdır. Aynı zamanda hakim noktadan kalabalığın kontrolünün yapılması önem arz ediyor. “Güvenlik 4.0” Entegre güvenlik konseptimizde olan ve özel olarak tasarladığımız Dronlarımız ile de alan hakimiyetini teknolojik destek ile de artırıyoruz. AVM’ler içinde en kritik konu, acil kaçış koridorlarının maalesef kiracılar tarafından uygunsuz kullanımı yani koliler ile geçişlerin en-
78
gellenmesi. Bir kere kontrolü bıraktığınızda hemen istismar edilmesi olası noktalar. Olası bir tehlike anında güvenlik personelinin müdahalesi nasıl oluyor? Önemli olan tehlikeyi kalabalıktan uzaklaştırmak (şüpheli bir şahıs olayında) ya da kalabalığı tehlikeye yaklaştırmamaktır (şüpheli paket durumunda). Paniğe mahal vermeden, hissettirmeden bertaraf etmek en önemlisi. Bu da profesyonellik ve deneyim gerektiriyor. Bunun için önemli görev noktalarında yöneticilerinizin deneyimli olması, görev alacak ekibi eğitmesi ve doğru bir brifing vermesi gerekir. Tatbikatlar ise en iyi uygulamalı eğitimlerdir. Tatbikatların o projenin risklerine göre modellenmesi ve uygulanması gerekir. Acil durum müdahale planlarında ise en büyük
sıkıntı bu planların sayfalarca olması ve personelin buna hakim olmamasıdır. Bu sebeple biz projelerimizi daha anlaşılır şema haline getirerek modelliyoruz ve bu yönde personele yapacağı şeyi basit bir yapıda aktarıyoruz. Güvenlik personelleriniz göreve başlamadan önce ne gibi eğitimlerden geçiyor? Eğitim başlıklarımız oldukça fazla; proje segmentlerine göre farklı eğitimlerimiz var. Mesela AVM’ler için olmazsa olmaz “Müşteri iletişimi” başlıklı zorunlu eğitimimiz var. AVM konukları için yönetim adına ilk kontak noktası malum güvenlik personeli, bu noktalarda ilişki nasıl başlarsa AVM içinde de o şekilde pozitif ya da negatif devam ediyor. Bu husus ciroları dahi etkileyen bir unsur. Destek eğitimlerinde ise “İnsani dokunuş ile hizmet” başlıklı eğitim, globalde uyguladığımız, hizmet verdiğimiz müşterilerin temas ve ihtiyaç noktalarında doğru, kaliteli hizmetin püf noktalarını ve nasıl fark yaratılacağını öğretmektedir.
ÜRÜN HİZMET
“SEKTÖRÜN
TEKNOLOJİ LİDERİYİZ”
Güvenlik sektöründe sektörün gelişimi adına nasıl çalışmalar yapılıyor? Güvenlik sektörü Ar-Ge çalışmalarının en yoğun şekilde uygulandığı sektörlerden biri. Özellikle gelişmiş ülkelerde, teknoloji yoğun, ürün ve hizmet gelişiminin çok hızlı olduğunu görüyoruz. Ülkemizde de Pronet’in sektördeki teknoloji lideri olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Güvenlik sektörü teknolojik gelişimlerden en fazla etkilenen sektör… Peki, siz ürünlerinizde teknolojik olarak nasıl yenilikler yapıyorsunuz? Kullanıcılarımızın değişen ihtiyaçlarını yakından takip ediyor, bu ihtiyaçlara yönelik dünya standartlarında ürünler sunuyoruz. Bize ulaşan alarmlara yanıt verme hızı konusunda ise dünya ortalamasını 6 kat katlıyoruz. Kendi geliştirdiğimiz teknik altyapı sayesinde, Pronet Alarm Merkezi’ne ulaşan alarmları ortalama 10 saniye içinde yanıtlıyoruz. Böylece, birkaç saniyenin bile çok önemli olduğu durumlarda, ihtiyaç halinde emniyet, ambulans ve diğer birimlere çok daha hızlı yönlendirme yapılabiliyor, hayat kurtarıyoruz. İnteraktif güvenlik ve görüntüleme sistemleri, akıllı güvenlik çözümleri ve enerji yönetimini aynı çatı altında buluşturan Pronet Plus ile dünyanın öbür ucunda olsanız bile eviniz ve iş yerinizi her an cep telefonunuzdan kontrol etme imkanı sunuyoruz. Bu uygulama sayesinde kullanıcılar alarm sistemlerini uzaktan kurup kapatabiliyor, telefonlarına gelen anlık bildirimlerle evlerinde ne olup bittiğini takip edebiliyorlar. Yine Pronet Plus ile entegre çalışan “Akıllı Video” ile kullanıcılar, evlerinde herhangi bir hareket algılandığında anlık videolarla görüntülü bir şekilde evlerini izleyebiliyorlar. “Akıllı Zil”in kamera sistemiyle, kapıya gelip zili çalan bir kişi olduğunda akıllı telefon üzerinden kimin zili çaldığı görüntülenebiliyor, hatta karşılıklı konuşulabiliyor. “Akıllı Kilit” ise, siz evde olmasanız bile kapıyı uzaktan açıp kilitleyebilmenizi sağlıyor. Ek olarak “Akıllı Termostat” ile eve gelmeden evin ısısını akıllı telefonunuz aracılığıyla uzaktan ayarlamak, böylece enerji tasarrufu yapmak mümkün oluyor. “Akıllı Priz” ise ütüyü prizde bırakmak, su ısıtıcısını kapatmayı unutmak gibi sorunları ortadan kaldırıyor.
80
Kullanıcıların değişen ihtiyaçlarını yakından takip ederek bu ihtiyaçlara yönelik dünya standartlarında ürünler sunduklarını belirten Pronet Pazarlama ve İş Geliştirmeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ediz Habip, Pronet’in sektörün teknoloji lideri olduğunu söyledi. Teknolojisinin gelişmesiyle birlikte güvenlik sektöründe ne gibi değişimler yaşanıyor? Akıllı teknolojiler, platformlar arası uygulamalar, nesnelerin interneti gibi gelişmeler bizim ürünlerimizin de gelişimine yön veriyor. Üstelik teknolojik gelişmeler, bugün güvenlikle birlikte rahatlık da sağlayan uygulamaları hayata geçirebilme imkanı tanıyor. Türkiye’nin ilk akıllı güvenlik hizmeti Pronet Plus, teknolojik yenilikler ile güvenlik sektöründeki değişimlerin birbirleriyle nasıl temas ettiklerine güzel bir örnek diye düşünüyorum. Geleceğin güvenlik teknolojileri nasıl olacak? Bugün tüketicilerin daha sorunsuz, daha hızlı, daha üstün hizmet beklentisi her geçen gün artıyor. Bu nedenle hangi sektörde faaliyet gösteriyor olursanız olun, son teknolojik imkanları kendi hizmetlerinize entegre etmek artık bir zorunluluk. Bunu yapamayan markaların, tüketicilerin hayatındaki önemini yakın gelecekte yitireceğini düşünüyorum.
ÜRÜN HİZMET
GÖREV BAŞI EĞİTİMLERLE PERSONELLER YAŞAYARAK ÖĞRENİYOR İyi eğitim almış, tecrübeli personelleriyle insan trafiğinin fazla olduğu alanlarda güvenliği sağladıklarını ifade eden Bata Group Genel Müdürü&Kurucu Ortak Murat Timuçin Altıer, personellere verdikleri görev başı eğitimlerden bahsetti.
K
alabalık mekanlarda güvenlik yönetimini nasıl sağlıyorsunuz? Bu tip yerler risk açısından önem arz eden yerler olduğu için personel seçiminden başlayarak, yöneticiler dahil sektörde tecrübeli personel bulundurulması önemlidir. Yerin statüsüne göre özellikleri olan personel istihdam edilmelidir. Bu gibi yerlerde özel ekipler kurarak daha eğitimli ve riski minimuma indirecek personel ve ekip bulundurmak şart. Bunların dışında evrak kayıt, elektronik sistem personelinin görev başında riskini azaltabilecek ekipman bulundurulması gerekmektedir. Ayrıca personellerin görev başında, saat hususunda periyotlarının iyi belirlenmesi, 8 saati aşmadan çalıştırılması, x-ray gibi sabit dikkat ve odaklanma isteyen durumlarda 20 dakikadan fazla ekran karşısında bulundurmadan değişim sağlamaları gerekmektedir. AVM’ler, konser alanları, stadyumlar, havalimanları gibi insanların toplu olarak bulunduğu yerlerde güvenlik personelleri hangi noktalarda görev alıyorlar? İyi eğitim almış personeller gruplara ayrılmak koşuluyla; girişçıkış kapıları, otopark, arındırılmış bölge, VIP giriş ve çıkışları, önemli kişi yada kişilerin bulunduğu ve yoğun olduğu yerlerin belirlenip o bölgelere yakın koruma ya da bodyguard dediğimiz standardın dışında ileri eğitim almış personelleri yerleştirmek, kör noktalara hakim olunan yüksek bir yerden personel aracılığıyla devamlı takip ve kontrol altında tutmak, telsiz ve elektronik sistemle devamlı denetlemek ve tabii ki bu durumları plan program içinde yapmak koşuluyla insanlara özgür ve güvende olduklarını hissettirmek gerekmektedir. Tehlike anında güvenlik personelinin müdahalesi nasıl oluyor? Personel öncelikle olayı iyi analiz edip kısa sürede düşünerek, hızlı bir şekilde aksiyon alır. Soğukkanlılıkla olaya müdahale edip sorunu en kısa sürede çözer. Gerekli üst birimlerine haber vererek konuyu objektif bir şekilde rapor haline getirir. Güvenlik personelleriniz göreve başlamadan önce ne gibi eğitimlerden geçiyor? Personellere görev yerleri ve noktaları belirlendikten sonra (havalimanı, AVM, stadyum, konser alanı) temel eğitimlerinin
haricinde üst birimleri tarafından görev başı eğitimleri veriliyor. Görev yapacakları yerin durumuna göre Drill (sistem testi) ve Simülasyon(spontane tatbikatlar) çalışmalarında yer alıyorlar. Dril: Müşteri ile ortaklaşa belirlenen Drill senaryoları kuruluşun risklerini kapsar (örneğin X_RAY cihazından maket bomba düzeneği geçirmeye çalışmak, sahte kimlik ile resepsiyondan geçiş yapma, şüpheli paket bırakmak, izinsiz görüntü kaydı çekmeye çalışmak vb. ) . Çalışmanın ne olacağına şirket operasyon departmanı ile müşteri yetkilisi birlikte karar verir. Personelin bu çalışmadan ve zamanından kesinlikle haberi olmaz, amaç sitemin delinebilir noktalarını kötü niyetli kişilerden önce bulup açıkları kapatmaktır. Simülasyon: Simülasyon aslen bir tatbikattır. Tatbikatlardan tek farkı senaryosunun personellere açıklanmaması ve personelin tatbikat başladığında sürpriz olaylarla karşılaşmasıdır. ( Binaya silahlı eylem, sorunlu müşteri vb) Senaryolar risk sıralamasındaki risklere göre belirlenir ya da kuruluşun geçmişte yaşadığı birtakım tecrübeler göz önüne alınır. Çalışma bittikten sonra tüm ekip beyin fırtınası tekniği ile tartışma platformunda eğitime devam eder. Sınıf eğitimlerinden farkı yaşatarak öğretmektir.
81
ÜRÜN HİZMET
İnsan sirkülasyonunun fazla olduğu mekanlarda ortaya çıkan hijyen problemi ziyaretçilerin ayakkabıları ile taşıdığı kirden kaynaklanıyor. Bu farkındalıkla teknolojiyi ürünlerine entegre eden Ateco Zemin Malzemeleri, farklı paspas çeşitleriyle hijyenik mekanlar oluşturuyor. Ateco Zemin Malzemeleri Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Işık ile iç ve dış mekan paspaslarının özellikleri üzerine konuşarak, AVM’lerde paspas kullanımının önemi hakkında da bilgiler aldık.
ATECO
İLE TEMİZ ADIMLAR HİJYENİK
MEKANLAR… 82
ÜRÜN HİZMET
Ateco Zemin Malzemeleri hakkında kısaca bilgi verir misiniz? Ateco Zemin Malzemeleri 2008 yılında alüminyum paspas üretmek üzere kurulmuş bir firmadır. 2009 yılından beri ise ofis halılarında İngiliz kalitesi ile ön planda olan, Avrupa’nın önde gelen firması Burmatex’in Türkiye tek yetkili distribütörüyüz. 2015 yılından itibaren ofis mobilyaları sektöründe faaliyet göstermeye başladık. Yılbaşından itibaren de Koleksiyon markasının Türkiye bayilerinden biriyiz. Paspas üretiminin yanında; karo halı, ofis halıları, LVT zemin kaplamaları, yükseltilmiş döşeme gibi alüminyum süpürgeliklerle zemin konusunda faaliyet gösteren bir firma olmanın yanı sıra ofis mobilyaları konusunda da faaliyet gösteren bir firmayız.
İÇ MEKANLARIN HİJYENİ SAĞLANIYOR İç ve dış mekan paspaslarınızın özelliklerinden bahseder misiniz? Paspaslarımız Artlines tescilli markasıyla; 20 mm kalınlığında, kauçuk yüzeyli ya da yuvarlak fırça diye tabir ettiğimiz, Hollanda’dan özel olarak getirdiğimiz, bizim kalıplarımıza ve formatımıza uygun olarak üretilen, ayaktan gelen kirleri temizleyen alüminyum sıyırıcılardan oluşan paspaslardır. Uzun süreli ve dayanıklı kullanıma sahiptir. Biz bunların satışını yaparken, garanti süresi kapsamında kullanımını 2 yıl olarak belirtiyoruz fakat 10 yıldır ürünlerimizi kullanan müşterilerimiz var. Çelik halatlarla birbirlerine bağlandığı için profil aralarındaki contaların bırakmış olduğu boşluklardan dolayı, ayakkabıyla gelen kirlerin aradaki boşluklara dökülmesi sistemiyle mekanların temizliğinde önemli bir katkı sağlıyor. Kiri paspasın içerisinde bulunan hazneye toplayarak iç mekanların hijyenik, sağlıklı ve temiz olması sağlanıyor. Slimlines tescilli markamızla 10 mm kalınlığında paspas üretilerek yine aynı hizmeti veriyoruz. Paspas havuzu diye tabir ettiğimiz havuzlara göre 10 mm ya da 20 mm kullanılabiliyor. Şimdi yeni bir ürün geliştirdik ve 15 mm yüksekliğinde bir paspas üretimine başladık. İç mekan paspaslarında halı yüzeyli; dış mekanlarda
daha çok kauçuk, yuvarlak fırçalı ve sıyırıcı özellikli paspaslar kullanıyoruz. Bunların en büyük özelliği; kiri ve suyu profillerin arasına hapsederek mekanların hijyenini sağlaması. Bunun dışında yine Hollanda’da Türkiye’nin koşullarına göre özel ürettirdiğimiz, nem alıcı paspaslarımız var. Bunlar da ayakta gelen kaba kiri ve ıslaklığı alarak mekanların hijyenik olmasını sağlıyor.
TÜRKİYE’NİN ÖNDE GELEN AVM’LERİ ATECO’YU TERCİH EDİYOR AVM ve perakende sektörüne yönelik hangi ürünler kullanılıyor? AVM sektöründe genellikle yoğun trafiğe uygun ürünlerimiz olan Artlines markasını kullanıyoruz. Artlines markası dayanıklılığı ve profil etki alanı bakımından yoğun trafiğe uygun bir paspastır. Burada önemli olan, kalınlığıyla birlikte işlevselliğidir. Türkiye’nin önde gelen bütün AVM’lerine Ateco Zemin hizmet vermiştir.
ÜÇ AŞAMALI PASPAS KULLANIMI ÖNEMLİ AVM’lerde iç ve dış paspas kullanımının önemi nedir? AVM’ler insan sirkülasyonunun çok fazla olduğu mekanlardır. Bu mekanlarda insanların ayaklarında getirdiği kirler ortaya çıkıyor. Bunu önlemek için de kiri dışarıda bırakmak gerekiyor. Bu yüzden üç aşamalı paspas kullanımı çok önemlidir. İlk olarak dış mekanda bir paspas kullanılarak kaba kiri sıyırmak, sonrasında orta mekanda
hem kaba kiri hem de ıslaklığı bir nebze almak, son olarak ise iç mekanda nem alıcı toz kontrol diye tabir ettiğimiz paspasların kullanılması gerekiyor. Bu şekilde iç mekanların hijyeni sağlanmış olup insanlar için daha sağlıklı mekanlar elde edilmiş oluyor. Aynı zamanda görünüş itibariyle de temiz bir mekanda insanların dolaşması da alışveriş merkezlerine prestij sağlar. Bu yüzden özellikle AVM’ler gibi insanların yoğun olduğu mekanlar paspas kullanımına özen göstermelidir.
Paspas sistemleriniz nerelerde uygulanıyor? Paspas sistemlerimiz daha çok AVM’ler, kültür ve iş merkezleri, holdingler, konaklama ve dinlenme tesisleri, ofisler, fabrikalar, hastaneler ve diğer sağlık kuruluşlarında kullanılıyor. Türkiye bu konuda daha yeni. Türkiye’deki inşaat sektörünün değişmesi ve gelişmesiyle birlikte, ticari alanlar dışında; rezidanslar, konutlar ve villalarda da kullanılmaya başlandı.
83
ÜRÜN HİZMET
Tesis yönetimi sektöründe global bir marka olan Atalian ve İngiltere’de faaliyet gösteren Servest, Atalian Servest olarak yoluna devam edecek. Birleşmenin ardından 2018’de 3 milyar Euro ciro hedefleniyor. Şirketin Türkiye CEO’su Uğur Oktar, globaldeki birleşmenin ülkemizdeki yatırımları da olumlu yönde etkileyeceğini ifade etti. mini geliştiren sektörün iki lokomotif markası konumunda yer alıyor. Birleşme sonrasında elde ettiğimiz küresel güç ile tesis yönetimi sektöründe dünyanın en büyük şirketleri arasına girdik.” dedi.
MOBİL VE DİJİTAL DÜNYA İÇİN ÇÖZÜMLER SAĞLANACAK
ATALIAN VE SERVEST GÜÇLERİNİ BİRLEŞTİRDİ Atalian ve Servest’in birleşmesi ile birlikte dört kıtada 30’dan fazla ülkede faaliyet gösterilecek ve 125 binden fazla çalışan istihdam edilecek. Avrupa, ABD, Güneydoğu Asya ve Afrika’da faaliyet gösteren Atalian ve İngiltere’de faaliyet gösteren Servest, coğrafi olarak birbirinin tamamlayıcısı durumunda. Her iki marka da entegre tesis yönetimi, temizlik, güvenlik, teknik servis çözümleri, catering, enerji yönetimi ve çevre düzenlemesi gibi hizmetler sunuyor. Atalian Grup CEO’su Matthieu de Baynast, “Atalian ve Servest, uzun yıllardır faaliyet gösteren ve her yıl büyüyerek pazar hac-
84
Birleşmeyle birlikte müşterilerin ihtiyaçlarına göre inovasyon yaklaşımı desteklenerek dijital dönüşüme odaklanılmasına katkı sağlanacak. Atalian Servest, dünyada 22 ülkede küresel faaliyet gösteren ICT (Bilgi ve İletişim Teknolojileri) hizmetleri uzmanı, Getronics ile gerçekleştirdiği ortaklığa yaptığı önemli yatırım sayesinde teknoloji odaklı çözümlerini daha da geliştiriyor olacak. Yapılan teknoloji yatırımı şirketin teknoloji pazarında da lider bir rol oynamasına, müşterilerin akıllı binalar konusundaki yaklaşımlarına çözümler sunarak bütünleşik bir tesis yönetimi hizmeti ve mobil teknoloji hizmeti almasına yardımcı olacak. Atalian Türkiye CEO’su Uğur Oktar, ‘’Bu birleşme şirketin Türkiye’deki büyüme ve yatırım yapma arzusuna olumlu etki edecek ve şirketin gücüne güç katacak. 2013 yılında Türkiye pazarına giren Atalian, tesis yönetiminde kendi alanında uzman olan yerel firmalarla yapmış olduğu başarılı işbirliğinin sonuçlarını aldı. Bu anlamda küresel ve yerel olmanın avantajlarını en iyi şekilde gösterebildi. Servest’in bina yönetimindeki teknolojik çözümleri Atalian Servest olarak da müşterilerimize değer katacak.’’ şeklinde konuştu.
ÜRÜN HİZMET
VOIDA İLE MOBİLYA LOJİSTİĞİNDE İNOVATİF HİZMETLER
ğaza teslimatı ve satış sonrası hizmetler alanında inovatif hizmetler veriyoruz. Ayrıca, e-ticaret yapan firmalara da depolama, katma değerli hizmetler ve müşteri teslimatı alanında çözümler üretmekteyiz. Ev teslimatı-kurulum ve satış sonrası hizmetlerinizden bahsedebilir misiniz? Çözüm ortağı olduğumuz müşterilerimizin ürünleri, depolarından veya ilgili mağazalarından otomasyon sistemleri çerçevesinde teslim alınarak hatasız, hızlı, güvenli ve kaliteli bir şekilde nihai müşterilere sevk edilmektedir. Her ay yaklaşık 16 bin adrese ürün sevk edilmekte ve bu adreslerden 12 binine ürün montajı yapılmaktadır.
MOBİLYA ÜRETİMİ YAPAN FİRMALARA İNOVATİF HİZMETLER SUNAN VOIDA’NIN GENEL MÜDÜRÜ SABAHATTİN ÇAKIR, HİZMETLERİ VE HEDEFLERİ ÜZERİNE BİLGİLER VERDİ. Öncelikle Voida Lojistik hakkında bilgi alabilir miyiz? Voida Lojistik 2010’da kuruldu. Şu an İstanbul, Ankara, Sakarya, Bolu, Samsun ve Trabzon’da lojistik operasyon merkezlerimiz var.Eylül ayında İzmir’de açılacak olan operasyon merkezimizde müşterilerimize depolama, dağıtım, satış sonrası hizmetler, ev teslimatı ve kurulum alanında hizmet vermeye başlayacağız. Voida Lojistik, mobilya lojistiği alanında teknolojik altyapı, hızlı ve kusursuz teslimat, koşulsuz müşteri memnuniyeti ilkesini benimsemesiyle sektörde öne çıkan firmalar arasında. Müşterilerinize ne tür hizmetler veriyorsunuz? Mobilya üretimi yapan firmalara depolama, ev teslimatı ve kurulum, bayi ve ma-
86
Teslimatların eksiksiz ve hızlı yapılması adına ne gibi çözümleriniz var? Kendi yazılımımız olan Voilog, müşteriye hızlı bir şekilde ulaşmak için bölgeler arasındaki mesafeleri Google Maps API aracılığıyla hesaplıyor. Bu API’nin navigasyon rotaları desteğini içermesi ile ulaşımda yollar arası mesafeler göz önünde bulunduruluyor ve en doğru değerler ile Dijkstra metodundan da yardım alınarak, sadece belirli bölgeler ve semtler arasında sevkiyat işlemi yapan araçların Sevkiyat Planlarının optimal şekilde oluşturulması sağlanıyor. Müşterinin bütün ürünleri
araçlara barkod okutularak yükleniyor ve eksik olan ürün var ise sipariş kapanmıyor ve araç hareket edemiyor. Depolama hizmetleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz? Voida Lojistik, depolarında iş süreçlerini yeniden tasarlayarak kaynak kullanımını azaltma çalışmaları yapmaktadır. Depo yönetim sistemimiz Voilog ile müşterilerimize mal kabul, kalite kontrol, depolama ve stok kontrol, sipariş hazırlama, iade lojistiği yönetimi, stok yönetimi, FİFO, LİFO, SKT, parti ve seri no takibi, performans ölçümü, raporlama ve katma değerli işlemler alanında hizmet vermekteyiz. 2018 yılı ile ilgili hedefleriniz ve projeleriniz neler? 2016 ve 2017 yıllarını operasyonel anlamda büyümeyle kapattık. 2018’de Ankara ve İzmir’deki iki büyük operasyon merkezimizin de faaliyete geçmesi ve artan müşteri portföyümüzle yine büyüme öngörüyoruz. Yeni açılacak bölge depolarımızla beraber depo metrekaremizde ise yüzde 80 büyüme gerçekleştireceğiz. İnovasyon, teknolojik altyapı ve insan gücüne yatırımlarımız artarak devam edecek. Ayrıca mobilya lojistiği alanında çözüm ortağı olduğumuz firmalara katma değer yaratacak 2 tane projemizin altyapı çalışmaları tüm hızıyla devam etmektedir. Bu iki projemizi 2018’in son çeyreğinde hayata geçirmeyi planlıyoruz.
ÜRÜN HİZMET
YENİ NESİL MÜŞTERİ DENEYİMİ PLATFORMU: PİSANO
P
isano hakkında bilgi alabilir miyiz? Neler yapar Pisano? Pisano, Türkiye’de kurulmuş ve bugüne kadar 7 farklı ülkede 250’den fazla global markanın çözüm ortağı olmuş yeni nesil müşteri deneyimi yönetim platformudur. Pisano ile markalar müşterilerine tüm temas noktalarında kolayca ulaşabilir ve onlarla anlık olarak iletişime geçebilir. Bu sayede müşterilerine iyi deneyimler yaşatan markalar, operasyonel maliyetlerini azaltır, satışlarını artırır ve rekabette öne çıkar. Biz Pisano olarak markalara tüm müşteri deneyimi süreçlerini tek bir platformdan yönetebilme imkanı sunuyoruz. Bu platform sayesinde markalar fiziksel ve dijital konumlardan gerçek zamanlı müşteri geri bildirimleri toplayabiliyor, müşterileri ile anında temasa geçiyor ve anlık raporlama özelliği ile doğru kararları hızlı alabiliyorlar. Müşteri deneyimi yönetimini nasıl sağlıyorsunuz? Müşterilerine iyi bir deneyim sunmak isteyen markaların ilk olarak bir müşteri yolculuğu haritası çıkarması şart. Müşteri yolculuğu haritası, bize bir müşterinin yaşadığı deneyim süresince markayla etkileşime geçtiği tüm temas noktalarını detaylı bir şekilde analiz edebilme imkanı sunuyor. İkinci aşamada, markaların dijital ve fiziksel tüm müşteri temas noktalarında müşterileriyle iletişim kurması gerek. Pisano platformu bu aşamada dev-
reye girerek tüm bu noktalarda müşteri geri bildirimlerinin dijital formda toplanmasına imkan veriyor. Üçüncü aşama, müşteri ile gerçek zamanlı etkileşim yaratabilme. Pisano platformu ile markalar, müşterileriyle gerçek zamanlı iletişime geçebiliyor ve müşteri memnuniyetsizliklerini anında çözebiliyorlar. Diğer bir önemli adım ise müşteri geri bildirimleri temel alınarak oluşturulan anlık raporlar. Çünkü günümüzde gerçek zamanlı analizler ve raporlar, markaların daha hızlı karar verebilmesi ve harekete geçmesi için büyük önem taşıyor. Pisano’nun anlık raporlama özelliği ile marka yöneticileri, rapor alma sürelerini haftalardan dakikalara düşürebiliyor. AVM, mağaza ve restoranlarda müşterilerden geri bildirim alabilmek için kullandığınız teknolojik ürün ve uygulamalarınızdan bahseder misiniz? AVM’ler ve mağazalarda müşteri trafiğinin yoğun olduğu noktalara yerleştirilen Pisano kioskları aracılığıyla yüksek miktarda ve kaliteli müşteri geri bildirimi gerçek zamanlı olarak top-
Pisano, markalara tüm müşteri deneyimi süreçlerini tek bir platformdan yönetebilme imkanı sunuyor. Pisano Kurucu Ortağı Özkan Demir, firmalara sundukları müşteri deneyimi yönetiminden ve avantajlarından bahsetti.
lanabiliyor. Bu bilgi, yöneticiler için anlık olarak raporlanabiliyor. Restoranlarda ise masalara yerleştirilen QR kodları ile müşteriler, cep telefonlarını kullanarak geri bildirimlerini ilgili kişilere ulaştırabiliyor. Restoran yöneticileri, müşteri restoran içindeyken gerekli aksiyonları alabiliyorlar. Müşterilerden geri bildirim almanın firmaya sağladığı avantajlar neler? Yeni nesil müşteri deneyimi teknolojilerini kullanan markalar, müşterilerinin deneyimleri hakkındaki fikirlerini geri bildirimler aracılığıyla öğreniyor ve olumsuz deneyim yaşayan müşteriler ile vakit kaybetmeden temasa geçebilme fırsatlarına sahip oluyor. Markalar için bu imkan oldukça değerli. Çünkü markalar için yeni bir müşteri kazanmanın maliyeti, var olan müşteriyi elde tutmaktan 6 kat daha fazla. Mutlu müşteriler markalara daha sadık kalarak, gelirleri artırıyor. Mutlu müşteriler aynı zamanda markaların müşteri yönetim maliyetlerini azaltırken, karlılıklarını artıyor. Bu da markaların rekabette öne çıkmalarını sağlıyor.
87
ÜRÜN HİZMET
“MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ HER ALANDA ÖNCELİĞİMİZ”
İki yıl üst üste “Mükemmel Müşteri Deneyimi Ödülü” alan UPS’nin , Türkiye Pazarlama Müdürü Caner Tek; perakende sektöründeki müşterilere sundukları hizmetlerden bahsetti. UPS olarak perakende sektörüne özel hizmetleriniz var mı? Geniş hizmet portföyü, teknolojik çözümleri, küresel ve yerel ağları ile insanları birbirlerine bağlayan UPS, Türkiye’de 81 ilde 2 binden fazla çalışanıyla birçok farklı sektöre olduğu gibi perakende sektörüne de oldukça özel ve kullanışlı servisler sunmaktadır. Karmaşık gibi görünen işlemleri basit hale getiren teknolojik altyapımız sayesinde sektörün ihtiyacı olan servisleri sağlayabiliyoruz. Bunun için örnek verilebilecekler arasında, kapıda ödeme, teslimat için ücretsiz olarak adrese 2 kez uğrama, SMS ile süreçle ilgili bilgilendirme, iade hizmetleri yer alabilir.
88
İki yıl üst üste “Mükemmel Müşteri Deneyimi Ödülü” kazandınız. Peki, perakende sektöründe müşteri memnuniyetini artıracak çözümlerinizden bahseder misiniz? Müşteri memnuniyeti her alanda bizim önceliğimiz. Bunun için 2 binden fazla çalışanımızla her gün çözümler üretmeye devam ediyoruz. Perakende sektöründe müşteri memnuniyetini daha fazla artırmak için gönderileri tam zamanında ve kapıda teslim ediyoruz. Buna ek olarak, eğer alıcı evde/işte değilse ertesi gün tekrar ücretsiz olarak uğrama yapıyoruz. Ayrıca müşterilerimiz paketlerini takip numaraları ile rahatlıkla web sitemiz üzerinden takip edebiliyor. Perakendecilerin büyümesini destekleyecek teknolojik çözümleriniz neler? Perakende sektöründeki müşterilerimizin sorunlarına çeşitli çözümler sunmak amacıyla çalışmalarımız ve yatırımlarımız söz konusu. Örneğin, göndericiler UPS yoluyla gönderebilecekleri yurt içi gönderileri etkin bir şekilde yönetmek için web sitemizdeki araçları kullanabiliyorlar. Perakendeciler burada gönderilerini sınıflandırabiliyor, gönderileri için kurye çağırabi-
liyor ve gönderilerini kolayca izleyebiliyor. Sektörel ve firma bazlı çözümlerimiz olduğu gibi, firmalara özel entegrasyon sistemlerimiz mevcut böylelikle sevkiyat konuları sorun olmaktan çıkıp firmaların kendi işlerine çok daha fazla vakit ayırmasına olanak sağlıyor. Yurt dışı gönderiler için ise World Ease hizmetimizden bahsedebiliriz. Bu servis, bir ülkede bulunan ve birçok alıcısı olan çoklu gönderilerin tek bir gönderi olarak gümrükten alınmasını sağlar. Bu da perakendeciler için kullanımı kolay ve rahat bir çözüm. UPS’nin e-ticaret çözümleri hakkında bilgi verebilir misiniz? Burada da en önemli konu teknolojik altyapımız ile entegrasyondan bahsedebiliriz. Web sitemiz ve kurumsal sayfamızdaki araçlarla, müşterilerimiz artık her türlü konuyu hızlı ve kolay bir şekilde çözebiliyorken telefonla aramaya gerek duymadan gerekli raporları da alabiliyor. Perakende sektörüne yönelik gelecek dönem hedefleriniz neler? 2018 yılı itibarıyla standart servislerimizin yanında ekspress servislerimizi de kullanıma sunduk. Böylelikle gönderisini daha erken/acil almak isteyen e-ticaret müşterilerine bir opsiyon sunmuş oluyoruz. Ayrıca, ulaşılabilirliğimizi daha fazla artırmak amacıyla farklı proje çalışmalarımız da sürmekte.
ÜRÜN HİZMET
POP-UP
MAĞAZACILIKTA KİRALANABİLİR
MEKANSAL ÇÖZÜMLER Dünyanın öncü isimlerinden Burkhardt Leitner, modular spaces farklı mekan sistemleri ile Pop-Up mağazacılıkta da kiralanabilir ürün ailelerini Terminal Design’ın tasarım ve servis desteği ile sürdürüyor.
olabiliyor. Marka, ürün ve kurum kimliğine özel tasarlanabilir mekanlar, özgün bir dil ile farklı sistem aileleri yorumlanabiliyor. Yüksek nitelikteki bu ürünler her türlü mekansal fonksiyonu içererek, kiralanabilir bir şekilde tasarlandığı gibi diğer ürün ailelerine kombin de edilebiliyor.
NİTELİKLİ VE YARATICI MEKANLAR Aydınlatmadan, teşhir ve branding’e kadar farklı talepleri içeren bu çözümler pek çok ta-
sarım ödülü almıştır. Burkhardt Leitner modular spaces’in geniş ürün yelpazesi dışında yine bir dev marka ALU retail systems’in ürünleri ile de desteklenebiliyor. Böylece kısa sürelerde, nitelikli ve yaratıcı mekanlar yaratmak için büyük oranda stoktan kiralanabilir ürünlerle bütçe optimizasyonu sağlanmış oluyor. Esnek ve farklı mekansal uygulamalara elverişli tüm çözümlerimizi, terminal mekan çözüm merkezinde inceleyip projeniz için terminal design’ın deneyimli ekibinin desteğini alabilirsiniz.
KURUM KİMLİĞİNE UYGUN TASARIM Yüksek trafik içeren alışveriş merkezleri ve işlek kamusal mekanlarda kısa süreli ürün lansmanlarından, sanattan, moda ürünlerinin tanıtımına ya da satışına her ölçekte çözüm mümkün
89
ÜRÜN HİZMET
GİRİŞLERDE ETKİLİ ARAMA YAPILMALI İnsanların toplu olarak bulunduğu yerlerin girişlerinde yapılacak etkili bir arama ile suçun önlenmesinin önemli oranda sağlanacağını belirten United Group İcra Kurulu Üyesi Nazan Civaş Keskin, etkinlik alanında çok fazla üniformalı personelin bulunmasının insanları huzursuz edebileceğini söyledi. ZİYARETÇİLERİN HUZUR İÇİNDE GEZMESİ SAĞLANIYOR United Group bünyesinde bulunan UFS Güvenlik Hizmetleri olarak hizmet sundukları farklı birçok alanla birlikte dünyanın en eski alışveriş merkezi olan Kapalıçarşı’ya güvenlik hizmeti verdiklerini söyleyen United Group İcra Kurulu Üyesi Nazan Civaş Keskin, “Yerli ve yabancı günde 180-250 bin kişinin giriş yaptığı bu alanda eğitimli, kalifiye özel güvenlik personeli ile birlikte 22 ayrı giriş noktasında boy detektörleri, X-ray cihazları, CCTV sistemi, sağlıklı bir muhabere alt yapısı ve 5188 sayılı yasanın ön gördüğü teçhizatla ziyaretçilerin huzur içerisinde gezmelerini sağlıyoruz. Aynı duyarlılığımızı insan sirkülasyonun çok olduğu AVM gibi alanlar ve hizmet verdiğimiz diğer projelerimiz için de uyguluyoruz.” dedi.
ETKİNLİK ALANINDA ÇOK FAZLA ÜNİFORMALI PERSONEL OLMAMALI Özel güvenlik hizmetlerinin suç oluşumunu engellemeyi ve bu eğilimde olan kişileri caydırmayı amaçladığını belirten Keskin; AVM’ler, konser alanları, stadyumlar gibi insanların toplu olarak bulunduğu yerlerin girişlerinde yapılacak etkili bir arama ile hem suçun önlenmesi önemli oranda sağlanacağını hem de tek amacı gezip eğlenmek ve alışveriş yapmak olan insanlara güvenli bir ortamda olduklarının hissettirileceğini söyledi. Etkinlik alanında çok fazla üniformalı personelin görünerek insanların huzursuz edilmemesi gerektiğini ifade eden Keskin, bunun yerine gelişen teknolojinin imkanlarından faydalanılarak daha etkin bir güvenlik sağlanmasının doğru olacağını belirtti.
90
TEHLİKE ANINDA… Keskin, “Personelimiz, olası bir tehlike anında 5188 sayılı kanunun 7. maddesinde belirtilen arama, yakalama, zor kullanma, suç eşyasına el koyma yetkileri çerçevesinde olaylara müdahale ederek suça karışan kişi ve suç eşyasını genel kolluğa teslim etmek durumundadır.” açıklamalarında bulundu.
EĞİTİM SINAVLARINI KAZANANLAR SERTİFİKA ALIYOR Özel güvenlik görevlilerinin, özel güvenlik eğitim kurumunda aldıkları “Özel
Güvenlik Hukuku ve Kişi Hakları, Güvenlik Tedbirleri, Kalabalık Yönetimi, Kişi Koruma, Uyuşturucu Madde, Genel Kollukla İlişkiler, Güvenlik Sistem ve Cihazları, Temel İlkyardım, Yangın Güvenliği ve Tabii Felaketlerde Müdahale Tarzı, Etkili İletişim, Silah Bilgisi ve Atış Eğitimleri” sonucu yapılan sınavı kazanmaları halinde sertifika almaya hak kazandıklarını söyleyen Keskin, “Sahadaki personelimize, United Group bünyesinde bulunan United Akademi tarafından çeşitli konularda, sürekli eğitim verilerek değişen teknoloji ve yeni uygulamalar konusunda bilgilendiriyoruz.” diyerek sözlerini sonlandırdı.
EĞLENCE
OYUN ALANLARINDAKİ KONSEPTİYLE TÜRKİYE’DE TEK! “KÜÇÜK BİR İŞLETME OLARAK BAŞLADIK”
Ahtapot Eğlence Merkezi’nin kuruluş öyküsünden bahseder misiniz? Ahtapot Eğlence Merkezi 2004 yılında Adana ‘da kuruldu. M1 Alışveriş Merkezi’nde ilk defa küçük bir işletme olarak başladık. İlk kurulduğu zaman burayı ek iş olarak açmıştık. Daha sonra orada en büyük kiracılardan biri olduk ve ana işimiz olarak devam ettirdik.
Oyun salonlarını elektronik makinalarla entegre ederek, çocukların verimli vakit geçirmelerini sağlayan bir konseptleri olduğunu ifade eden Ahtapot Eğlence Merkezi Kurucusu Sonel Taşan, “Çocuklar buradan enerjisini atıp, motive olmuş bir şekilde ayrılıyor.” diyor.
Şu an hangi alışveriş merkezlerinde faaliyet gösteriyorsunuz? İstanbul’da hem Marmara Forum hem de İstanbul Forum’da yerimiz var. Konya’da M1 Alışveriş Merkezi’nde kurulduğumuz tarihten beri istikrarlı bir şekilde devam ediyoruz. Malatya Park AVM, Malatya Carrefoursa İstasyon, Tarsus AVM ve son olarak açtığımız Konya Novaland AVM’de de şubelerimizle faaliyet gösteriyoruz.
HAREKETLİ LOKASYONLAR TERCİH EDİLİYOR Lokasyon seçiminde dikkat ettiğiniz unsurlar neler? Lokasyonun çok hareketli ve doğru bir nokta olmasına dikkat ediyoruz. Ayrıca alışveriş merkezlerinde kiraların yüksek olmasından dolayı bizim için kiranın uygun olması da önemli. Çünkü biz burada VIP hizmet veriyoruz ve VIP hizmetin de ekstra bir maliyeti oluyor. Diğer eğlence merkezlerinden farklı olarak çocuklarla birebir ilgileniyoruz. Çalışan personellerimiz çocuklarla birebir oyunlar oynuyor. Çocuk burada kendisini aile ortamında gibi hissediyor. Anne ve baba da isterse çocuklarıyla aynı ortamda vakit geçirebiliyor.
92
EĞLENCE
YOĞUN İLGİ VAR!
MÜŞTERİLER MEMNUN
Eğlence merkezlerinize olan rağbet nasıl? Var olan şubelerimize çok yoğun bir talep görüyoruz. Çünkü biraz önce de söylediğim gibi burada çocuklarla birebir ilgileniyoruz. Onların sorunlarıyla ve o an ki psikolojik sorunlarıyla bile ilgileniyoruz. Çocuklar burada oyunlar oynayıp güzel vakit geçiriyorlar. Dolayısıyla bulunduğumuz her yerde de çok yoğun ilgi görüyoruz.
Müşteri memnuniyetini ve firmanızın sürekliliğini nasıl sağlıyorsunuz? Uyguladığımız konsept müşterilerimiz tarafından çok kabul görüyor. Çünkü almış olduğu timing (zamanlama) içerisinde sınırsızca elektronik oyun makinelerle oynayabiliyorlar ve müşteri de buradan çok memnun ayrılıyor. Aileler kendilerini makinelere harcadıkları paralarla kandırılmış gibi hissetmiyor. Çocuklar buradan enerjisini atıp, motive olmuş bir şekilde ayrılıyor.
Oyun alanlarınızı anlatır mısınız? Çocuklar ve aileleri burada nasıl vakit geçiriyor? Türkiye’de yalnızca bizim uyguladığımız bir konsept var. Bu konsept top havuzu dediğimiz oyun salonlarının elektronik makinalarla entegre edilmesiyle, zaman satarak ailelerin burada iyi vakit geçirmelerini sağlayan bir konsept. Bu konsepti de Türkiye’de sadece Ahtapot Eğlence Merkezi uyguluyor. Salonlarımızın içinde bulunan elektronik çocuk oyun makinelerinin tamamı free’dir. Yani herhangi bir ekstra ücretle çalışmaz. Sadece içeriye girilen timing süresi içerisinde istenildiği kadar burada oynanabiliyor.
İSTANBUL’DA İKİ YENİ ŞUBE PLANI… Yeni yatırım planlarınızdan bahsedebilir misiniz? AVM’nin lokasyon durumuna ve kiraların uygunluğuna göre her yerde bulunmak istiyoruz. Şubat ayında Konya Novaland şubemizi açtık. Yıl içerisinde İstanbul’da iki şube daha açmayı planlıyoruz.
93
EĞLENCE
Playpark & Bowlingo 2018 müdürler toplantısı
Ankara’da gerçekleşti Çeşitli deneyimlerin ve tecrübelerin paylaşıldığı Bowlingo&Playpark Geleneksel Müdürler Toplantısı geçtiğimiz günlerde başkent Ankara’da gerçekleştirildi. Toplantı detaylarını aldığımız Bowlingo Şirket Sahibi M. Fatih Keçebir, “Şubelerimizde işleyiş esnasında karşılaştığımız anlık olayları masaya yatırıyor ve ileride oluşabilecek her türlü duruma karşı hazır şekilde bulunmayı planlıyoruz.” dedi.
ilgili önemli bir konuyu seçiyor ve özellikle o konu üzerine yoğunlaşıyor. Tüm yönetici arkadaşlarımızın da katılımları ve fikirleri ile konu hakkında bir rapor hazırlıyor, bu raporu tüm şubelerimiz ile paylaşıyoruz. Ana konu dışında şubelerimizde işleyiş esnasında karşılaştığımız anlık olayları, sorunları ve benzeri tüm durumları masaya yatırıyor ve yönetici arkadaşlarımızın da tecrübeleri ile benzer durumlarda nasıl davrandıkları ve sonuçlarının nasıl olduğu konusunda paylaşımlarda bulunarak, ileride oluşabilecek her türlü duruma en doğru ve hazır şekilde bulunmayı planlıyoruz. İşimiz hizmet sektörü olduğundan olaylar anlık gelişiyor ve bölgeye göre farklılık gösterebiliyor. Standart içinde bazı kurallar ile her zaman yönetimin en iyi şeklini sergileyemiyorsunuz. Ayrıca ülke genelinde tüm yöneticilerin iletişimde ve diyalogda olmasını sağlayarak hem an itibari gerekli desteği alabilmelerini ve ciddi bir bilgi alışverişi ile sürekli kendilerini güncel tutmalarını sağlıyoruz.
Öncelikle şunu sormak istiyorum, pek çok sektörde yapılan ama sizin sektörünüzde alışık olmadığımız ya da duymadığımız bir etkinlik tarzı. Peki, siz bu konuda ne söylersiniz? Aslına bakarsanız sektörümüzde çok yaygın olmaması değil de, halihazırda sektörümüzde çok kapsamlı yöneticiler toplantısı yapabilecek zincir mağazalara sahip işletme sayısının çok fazla olmamasından dolayı diyelim. Bununla birlikte sektörümüz hizmet sektörü, eğlence sektörü ve
94
çocuk ile alakalı bir sektör olarak bu tarz toplantılara en fazla ihtiyacı olan sektör diye düşünüyorum. Genel kapsamı ile nasıl geçti toplantınız? Tüm gün workshoplarınız mı oldu yoksa sadece gezi ve tatil amaçlı bir toplantı mıydı? Öncelikle biz geleneksel hale getirdiğimiz bu toplantıları birer toplantıdan ziyade çalıştay olarak isimlendirmeyi daha doğru buluyoruz. Her çalıştayımız kendi işimiz ile
Tabii ki tüm zamanımızı sadece toplantı ile geçirmiyoruz. Bulunduğumuz yerin görülmesi gereken yerlerini geziyor, birlikte eğleniyor, yemekler yiyiyor, sohbetler ediyoruz. İnanın toplantıdan çok daha fazla interaktif katılımlar ve ikili görüşmeler yapma şansınız oluyor. Sanıyorum bu üçüncü toplantınız yani çalıştayınız. Toplantı yerlerini nasıl belirliyorsunuz, belli bir kriteriniz var mı, her toplantı farklı bir yerde mi olacak? Evet, özellikle bunu planlıyoruz. Öncelikli kriterimiz, mutlaka bir şubemizin olduğu şehri seçiyoruz. İlk toplantımızı şirketimizin merkezinin İstanbul’da olması sebebi ile ve pek çok yöneticimizden gelen talep üzerine İstanbul’da yaptık. 2. toplantımızı biraz daha farklı olması açısından yurt dışı seçtik ve yine bir şubemizin olduğu Kıbrıs’ta yaptık. Bu seneki toplantımızı da başkentimizde yapmayı istedik. İnşallah seneye yine bir şubemizin olduğu, belki Hatay ‘da belki Ağrı’da belki de Kosova’da yaparız. Bu konuda alternatifimiz çok onlarca seçeneğimiz var.
EĞLENCE
“EĞLENMEK HERKESİN HAKKI” Şubelerinde sürekli yenilikler yaparak eğlence merkezlerine gelen misafirlerin aile ortamında eğlenmelerini sağladıklarını belirten Kılınç Lunapark Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Kılınç, aktif olan 8 şubelerinin bulunduğunu ve yeni projelerinin de yakın zamanda hayata geçirileceğini söyledi. YATIRIMLAR HIZLA DEVAM EDİYOR “Kılınç Lunapark olarak şirket anlayışımız tamamen yaptığımız yatırımlar, sağlamlık ve yenilikler üzerine hızla devam ediyor. Eğlence yerlerimize gelen ailelerin ve gençlerin rahat edebileceği şekilde bir ortam hazırlayıp mutlu olmalarını sağlamak öncelikli prensiplerimiz olup, misafirlerimiz mutlu olunca bizde kendimizi mutlu hissediyoruz.” diyen Kılınç Lunapark Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Kılınç,“Kılınç Lunapark faaliyete 1969’da babam Tevfik Kılınç tarafından başladı. Daha sonra iki kardeşimle birlikte uzun bir süre il il gezdikten sonra şu an kalıcı iş yerleri tasarlayıp şubelerimizi çoğaltarak eğlence sektöründe gelişiyoruz ve babamızdan aldığımız bayrağı daha ileri taşımaya gayret gösteriyoruz.” dedi.
YENİ PROJELER YOLDA Şubelerinde sürekli yenilikler yaparak eğlence merkezlerine gelen misafirlerin aile ortamında eğlenmelerini sağladıklarını söyleyen Kılınç, aktif olan 8 şubelerinin bulunduğunu ve yeni projelerinin de yakın zamanda hayata geçirileceğini açıkladı. Tüm şubelerinde ziyaretçi sayılarının çok iyi durumda olduğunu ve gün geçtikçe artış gösterdiğini ifade eden Kılınç, “Bizim anlayışımız eğlence yerlerimize gelen misafirlerimizin memnun bir şekilde buradan ayrılıp tekrar gelmesini sağlamak. Bu durumda şirketimize daha çok oyuncak alıp daha güzel alanlarda yatırım yapmalıyız.” dedi.
Yeni açılan Gaziantep Şahinler Vadisi şubelerinde 3 bin metrekare alana, 15 aileye yönelik oyuncak grubu yerleştirdiklerini belirten Kılınç, “Bu ürünler aşırı ilgi görüyor. Tüm eğlence yerlerimizde olduğu gibi burada da ilerleyen günlerde ilave oyuncaklar tasarlayıp misafirlerimizin istek ve arzu ettikleri şekil de yenilikler yapacağız. Burada aile ye ve çocuklara yönelik bir uygulamayla yenilik yaptık ve çok memnunuz. Bu şekilde yeni şubeler düşünüyoruz.” ifadelerinde bulundu.
“BİZİM İŞİMİZ, GÜCÜMÜZ EĞLENCE” Kılınç , “8 şubemize yeni oyuncaklar ilave edip kalite, ilgi ve alakadan ödün vermeyerek eğlence sektöründe aranan marka olmayı hedefliyoruz. Gelen misafirlerimize daha iyi bir hizmet sunarak, yaptığımız işin öneminin farkında olarak, devamlı gelişime, değişime ve yeni fikirlere saygı duyarak eğlence sektörüne katkı sağlamaya devam edeceğiz. Bizim işimiz, gücümüz eğlence. Çünkü eğlenmek herkesin hakkı.” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Kılınç Lunapark faaliyette olan şubeler 1-Gaziantep M1 AVM
5-Mardin Mova Park AVM
2-Gaziantep Şahinler Belediye Parkı
6-Hatay Prime Mall AVM
3-Gaziantep Yeşil Vadi 1. Etap Belediye Parkı
7-Malatya Macro AVM
4-Gaziantep Yeşil Vadi 2. Etap Belediye Parkı 8-Sivas Belediye Parkı
95
EĞLENCE
ATRAX’19 TARİHİ BELLİ OLDU!
T
ureks Uluslararası Fuarcılık’ın organize ettiği Eğlence- Etkinlik, Park – Rekreasyon Fuarı ATRAX’19 tarihi 14 – 16 Şubat 2019 olarak açıklandı. Her yıl sektöre yön veren isimleri bir araya getirirken, Eğlence – Etkinlik sektöründe yeni iş birliklerinin oluşmasına da ev sahipliği yapan ATRAX’19 hazırlıkları ise hızlı başladı.
EĞLENCE SEKTÖRÜ ATRAX’A HAZIRLANIYOR Sektör profesyonellerini ve yatırımcılarını bir araya getiren ATRAX fuar tarihinin açıklanması ile birlikte sektör firmaları fuarda yerini almak için hazırlıklara başladı. Her yıl uluslararası katılım ile gerçekleşen fuara bu yıl da Türkiye başta olmak üzere Ortadoğu, Balkan, Kafkas, Afrika, Rusya, Türki Cumhuriyetleri’nden eğlence sektöründe faaliyet gösteren firmalar fuara yoğun ilgi gösteriyor.
Tureks Uluslararası Fuarcılık tarafından organize edilen 7. Uluslararası Eğlence- Etkinlik, ParkRekreasyon Fuarı ATRAX, 14 – 16 Şubat tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilecek. SHINING STAR AWARDS ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULACAK ATRAX Fuarı kapsamında gerçekleşen ve Eğlence - Etkinlik sektörünün enlerinin ödüllendirildiği Shining Star Awards Eğlence, Etkinlik ve Rekreasyon Ödülleri bu yıl 6.kez düzenleniyor. Sektörün gelişmesinde önemli bir rolü olan yarışma aynı zamanda eğlence etkinlik sektöründe yer alan proje ve çalışmaların bilinirlik kazanmasına da destek olmaya devam ediyor. Eğlencenin Yıldızları ve Etkinliğin Yıldızları olarak 2 temel kategori kapsamında gerçekleşen başvurular sektörün uzman kişilerinden oluşan jüri tarafından değerlendirilerek ödüllendiriliyor.
SEKTÖRE İLHAM VERENLER ATRAX KONFERANSI’NDA BİR ARAYA GELİYOR Her yıl ATRAX Fuarı kapsamında gerçekleştirilen “Eğlenceli İşler Konuşuyoruz” temalı konferans bu yıl da sektör dinamiklerini ve gelişmeleri ele alıyor. Konferans sektör liderlerini, akademisyenleri, dernek başkanlarını, başarılı isimleri ve kurum-kuruluş yöneticilerini bir araya getirerek Dünya ve Türkiye’de sektörü değerlendirirken “ilham veren fikirler” sunuyor.
96
ORGANİZASYON
ETKİNLİKLERDE BİLGİ VE ÖĞRENME ÖN PLANDA TUTULUYOR Firma kültürlerine uygun tasarladıkları içerikler ile yaptıkları tüm çalışmalarda bilgi ve öğrenmeyi ön planda tutarak planlamalarını gerçekleştirdiklerini ifade eden İyibirşey Reklam ve Prodüksiyon A.Ş. Etkinlik Direktörü Serkan İncu, bilgi ve öğrenme odaklı etkinlikler üzerine sorularımızı yanıtladı.
Y
apılan organizasyonlarda kişilerin oradan bir şeyler öğrenmiş olarak çıkması da önemli bir unsur. Siz bir organizasyon şirketi olarak bilgi ve öğrenme odaklı organizasyonlara ne kadar önem veriyorsunuz? İyibirşey ailesi olarak, firma kültürümüze uygun tasarladığımız içerikler ile yaptığımız tüm çalışmalarda bilgi ve öğrenmeyi ön planda tutarak planlamalarımızı gerçekleştiriyoruz. Bu doğrultuda ortaya çıkan çalışmalarımızı, karşılığını bulacağını düşündüğümüz partner firmalarımız ve katılımcı kitlesi ile gerçekleştirmeye özen gösteriyoruz.
98
liklere yüksek katılım sağlanırken, cazibesi düşük ama niteliği yüksek etkinliklere katılımın zaman zaman düşük seviyelerde kaldığını gözlemliyoruz. Bu gibi durumlarda yapılan işi iyi anlatmanın etkisi daha fazla önem arz ediyor.
Katılımcıların deneyimleyerek öğrenmesini sağlayacak ne tür etkinlikler düzenliyorsunuz? Türkiye’de halihazırda yapılan bu tarz işlerin öncü şirketlerinden biri olarak; performansa dayalı, teknoloji ve çeşitli sanat içeriklerini harmanlayarak, sanatçı ve sanat ile iç içe olan çalışma arkadaşlarımızdan oluşan ekibimiz ile birlikte; çalıştığımız AVM’lerin yanı sıra kurumsal firmalar ve ciddi üretim kapasitesine sahip fabrikalarda birbirinden farklı çok sayıda konsept ve içerikte etkinlikler düzenliyoruz. Bu çalışmaları; gösteri, kolektif performans, eğitim ve atölyeler şeklinde katılımcılarımıza ulaştırıyoruz. Bilgi temelli organizasyonlara katılım oranı nasıl? Bu tip organizasyonlarda katılım oranı ilk anda yarattığı katılımcı algısına göre değişkenlik gösteriyor. Örneğin; güzel bir hazırlık ve tasarım ile daha basit içerikteki etkin-
Bir etkinliğin öğretici nitelikte olması ve katılımcıların bir konu hakkında bilinçlenmesi size nasıl geri dönüşler sağlıyor? Bizler için keyif verici bir süreç, kişilerden aldığımız enerji ile daha güzel projeleri ve çalışmaları hazırlamak için şevkleniyoruz. Katılımcılar ise, teşekkür ediyor, memnuniyet duyduklarını ve bu tarz etkinliklerin daha çok yapılmasını istediklerini iletiyor. İlerleyen dönemlerde etkinliklere nelerin katılabileceği konularında da geri bildirimlerde bulunmaktan çekinmiyorlar. Buradan yola çıkarak, katılımcıların keyif aldığı bu tarz etkinliklerde, aidiyet duygusunun ve sürece olan bağlılığın da yükseldiğini gözlemliyoruz.
ORGANİZASYON
“ANA FELSEFEMİZ, KATILIMCILARA DENEYİM YAŞATMAK”
KATILIMCILARIN ZİHİNLERİNİ DİNÇ TUTAN ETKİNLİKLER DÜZENLENİYOR
Bilgi temelli etkinliklerin öneminden bahseden Yoyo Events Kurucu Ortaklarından Şenay Gökpar Cengiz, projelendirdikleri etkinliklerde ana felsefelerinin katılımcılara deneyim yaşatmak olduğunu söyledi.
YAŞAYARAK ÖĞRENMEK DAHA ETKİLİ Yoyo Events olarak projelendirdikleri etkinliklerde ana felsefelerinin katılımcılara deneyim yaşatmak olduğunu belirten Yoyo Events Kurucu Ortaklarından Şenay Gökpar Cengiz, “Deneyim o kadar kapsamlı bir olgu ki, bunun içinde hem bilgilenme ve öğrenme var hem de eğlenme ve keyifli zaman geçirme var. Ayrıca asıl önemli ve akılda kalıcı olan yaşayarak öğrenme olduğundan dolayı katılımcılarımıza etkinliklerimizde bir deneyim yaşatmak bizim için çok önemli.” dedi.
Etkinlik ve içerik projelendiricileri olarak müşterilerinin istek ve ihtiyaçlarına yönelik içerikler kurguladıklarını söyleyen Cengiz, “ Bilgi temelli etkinlikler çok geniş bir yelpaze olup yeri geliyor bu bir konferans ya da seminer oluyor ya da bir şirketin çalışanlarına yönelik iç iletişim projesi de olabiliyor, bazen de fuar ya da yeni bir ürün tanıtım ve duyuru amaçlı etkinlikler olabiliyor. Biz sürekli öğrenmenin önemine inanıyor, etkinliğin içeriği ne olursa olsun katılımcılarımızın zihinlerini dinç ve genç tutan yeni bilgiler içeren etkinlikler oluşturmaya çalışıyoruz.” açıklamalarında bulundu.
İLGİ ÇEKEN İÇERİK FARKINDALIK OLUŞTURUYOR İçeriğin ilgi çekici kurgulanması ve bilgi temelli de olsa bir merak ve heye-
can yaratmasına bağlı olarak katılım oranlarının değiştiğini ifade eden Cengiz, “Eğer gerçekten ilgi çeken, sıra dışı, farklılık yaratan bir içerik sunabiliyorsanız işte o zaman vermek istediğiniz mesajları verebiliyor, bilgilendirme yapıp, farkındalık yaratarak öğrenme sürecini tamamlıyorsunuz.” dedi.
GERİ BİLDİRİMLER GELECEK ETKİNLİKLERE IŞIK TUTUYOR Yoyo Events Kurucu Ortaklarından Şenay Gökpar Cengiz sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Yoyo Events olarak sektörde 20 seneye yaklaşan bir deneyimimiz de olsa aslında bizler de her etkinlik sonrası bir öğrenme ve bilgilenme süreci yaşıyoruz. Etkinlikler sonrası etkinlik çıktısı olarak katılımcıların yorumları, yaşadıkları öğrenme süreci ve total deneyimleri bizleri motive ediyor ve bir sonraki etkinlik planlamamızda bizlere ışık tutuyor.”
99
ORGANİZASYON
Her şeyden önce bir eğitim kurumu olduklarını ifade eden GA Çocuk / Gelişim Atölyesi Genel Müdürü Özlem Seller; bilgi temelli oyunlar hazırlayarak katılımcıların oynarken öğreneceği, öğrenirken de keyifli zamanlar geçireceği organizasyonlar düzenlediklerini söyledi.
“HER ŞEYDEN ÖNCE
BİR EĞİTİM KURUMUYUZ”
Yapılan organizasyonlarda kişilerin oradan bir şeyler öğrenmiş olarak çıkması da önemli bir unsur. Siz bir organizasyon şirketi olarak bilgi ve öğrenme odaklı organizasyonlara ne kadar önem veriyorsunuz? Biz her şeyden önce bir eğitim kurumuyuz ve organizasyon eğitimlerimizin her zaman bir bölümü olmuştur. Öncelikle tüm çalışanlarımız ihtisas alanında pedagojik formasyonunu tamamlamış uzman eğitmenlerden oluşur ve her zaman ekip olarak yenilikleri takip eder, dünyanın gerisinde kalmamaya çalışırız. Eğitim içeriği ve yöntem olarak özellikle farklı öğrenme stillerine sahip çocuklara, doğru yaklaşım bizim için çok önemli bir konu. Eğitmenlerin eğitimde ne anlatacakları konusunda bireysel yaklaşım yerine içerik hazırlama toplantıları yaparak grup olarak aynı dilin konuşulmasına önem veririz. Her eğitimci, eğitimden önce içerikleri çalışır, prova eder, eksik kalan yerler var ise tamamladıktan sonra uygulama adımına geçer. Her çocuk farklı zamanlarda farklı öğrenme stillerine sahiptir. Bu nedenle her eğitim/atölye çalışması öncesi kendimize şunu soruyoruz: Bu eğitimin ya da atölyenin
100
çocuğa faydası nedir? Faydayı nasıl maksimize ederiz? Bunun için hangi materyalleri kullanmalıyız? Katılımcıların deneyimleyerek öğrenmesini sağlayacak ne tür etkinlikler düzenliyorsunuz? Tüm çalışmalarımızda deneyim temeli esastır. Örneğin, sergilerimizde katılımcılarımızın sunulan koleksiyonun materyalini deneyecekleri atölye programları hazırlarız. Bunun dışında özellikle Kokedama, Teraryum ve Botanik Okulu projelerimiz uygulamanın ve deneyimin esas olduğu doğa atölyeleridir. Bilgi temelli organizasyonlara katılım oranı nasıl? Bilgi eğer motamot veriliyorsa sıkıcı oluyor ve yerine ulaşmıyor veya kalıcı olmuyor. Biz bilgi temelli oyunlar hazırlıyoruz. Böylece katılımcılarımızın oynarken öğreneceği, öğrenirken de keyifli zamanlar geçireceği bir ortam hazırlıyoruz. Bir etkinliğin öğretici nitelikte olması ve katılımcıların bir konu hakkında bilinçlenmesi size nasıl geri dönüşler sağlıyor? İşin bizce olmazsa olmazıdır. Aileler her şeye müdahale etmeyi çok seviyorlar. Birkaç müdahaleden sonra çocuklarının uzman ellerde olduğunu görüyorlar ve rahat bir nefes alıyorlar. Bunun dışında eğitimden sonra çocukları ile ilgili bize danışan çok fazla ailemiz var.
Yaz Rotası
BU YAZ HUZURLU BİR TATİL SİZİ BEKLİYOR BÜTÜN BİR YIL ÇALIŞIP, BİRİKTİRİP TATİL ZAMANI GELDİĞİNDE AYNI TATİL SEÇENEKLERİ ARASINDA SIKIŞIP KALMAKTAN SIKILDIYSANIZ, BU YIL ROTANIZI DEĞİŞTİRİP FARKLI MEKANLARA YOL ALMAK İÇİN EN DOĞRU ZAMAN! SİZ DE EĞER BU SENEKİ İZNİMİ FARKLI BİR YER GÖRMEK VE GEZMEK İÇİN KULLANMAK
Şövalye Adası
İSTİYORUM DİYENLERDENSENİZ BİR GÖZ ATIN DERİZ.
Şövalye Adası
Faralya
Fethiye körfezinin ağzında konumlanan ve Türkiye’de güzelliği hala keşfedilmemiş olan bir cennet aslında Şövalye Adası. Ancak Şövalye Adası İngilizlerin oldukça ilgisini çekiyor ve uzak topraklarda popüler bir kaçış rotası olarak biliniyor. Akdeniz’i sevenler, Bodrum ve Kaş kalabalığından sıkılanlar için burası adeta ilaç gibi.
Faralya Türkiye’nin gizli cenneti Faralya, Akdeniz’in en iyi yerlerinden biri. Yüzmekten keyif alıyorum, antik kalıntılardan hoşlanıyorum, farklılığı seviyorum diyorsanız burası tam size göre.
Kelebekler Vadisi
Kelebekler Vadisi
102
Koruma altına alınmış ve endemik türleriyle ünlü Kelebekler Vadisi Türkiye’nin mutlaka görmeniz gereken yerlerinden. Sadece bir tatil rotası olmayan Kelebekler Vadisi, gördüğünüz zaman unutama-
Yaz Rotası kumsalında yürüyebileceğiniz harika bir yer Dalyan. Ayrıca buranın İngilizler ve Hollandalılar tarafından çok sevilip mesken tutulduğunu da hatırlatalım.
Uzungöl
Assos
Karadeniz’in en önemli merkezlerinden biri, son dönemlerde daha çok tanınmaya başlanan, dizi, film, reklam çekimlerine mekan olan güzeller güzeli Uzungöl. Betonlaşmaya ve kentleşmeye başlayan Trabzon’un sıcaklık değerleri de ağır ağır yükselmeye başlıyor. Yakında belki de isteseniz de gidemeyeceğiniz bir yer olabilir burası. Bu yüzden geç olmadan ziyaret etmelisiniz.
Assos(Behramkale)- Ayazma
Dalyan yacağınız nadir yerlerden. Fethiye’nin incilerinden biri olarak adlandırabileceğimiz yer; denizi, yeşili ve maviyi sevenler için birebir.
Dalyan Rahat edebileceğiniz, ünlü deniz kaplumbağaları caretta caretta’ları görebileceğiniz, çöpsüz, gürültüsüz, upuzun
Assos ve Ayazma Çanakkale’nin en ilgi çekici yerlerinden. Kalabalık olmayan, güzelliği tam olarak hala anlaşılmayan, Assos Antik Kenti ve Kazdağları’nın eteklerinde nazlı, serin sularıyla Ayazma aklınızdan çıkmayacak yerlerden. Kayıkları, taş evleri ile Asos, özellikle kafa dinlemek ve biraz olsun her şeyden uzaklaşmak isteyenler için doğru adres.
Uzungöl
103
Yaz Rotası Şirince İzmir’in Selçuk İlçesine 8 kilometre uzaklıkta bulunan Şirince Köyü son zamanlarda adını duyursa da hala kendini koruyor ve saklıyor. Buraya özellikle nisan ve mayıs aylarında gelip yüzlerce yıllık geçmişi olan, adına öyküler yazılan tarihi evleri ve sokakları görmelisiniz. Ege’nin rüzgarını, tadını bu köyde bulabilirsiniz.
Şirince
Selimiye ve Söğüt Köyü Marmaris’in en bakir yerlerinden Selimiye ve Söğut Köyleri. Türkiye’nin gizli cennetlerinden biri ünvanına layık görülen bu yerler size Akdeniz ve Ege’nin havasını vadediyor. Tekne turları, bitki örtüsü, denizi ve kendilerine has havalarıyla Selimiye ve Söğüt Köyleri aklınızdan çıkmayacak.
İğneada
Selimiye ve Söğüt Köyü
Edirne’nin incisi olan İğneada Karadeniz’in sularıyla çevrilmiş durumda. Çok uzağa gitmek istemeyenler ve vaktini dinlenerek geçirmek isteyenler hem ucuz hem de yakın bir lokasyon olan İğneada’yı tercih edebilirler. Burada ister konaklayacak apart ve otel tarzı bir yer bulabilirsiniz isterseniz de çadır kurabilirsiniz. Doğa severler ise kuş gözlemi için bu bölgeye mutlaka uğramalılar.
Amazon Koyu-Gökova Körfezi Gökova Körfezi’nin en kıvrımlı koylarından Amazon, ender güzellikteki yerlerden biri. Koyun haritalardaki adı Gücük–Günlük ya da Maden Koyu. Bugünkü adınıysa burada otuz küsur yıllık geçmişi olan civardaki tek tesis Club Amazon’dan alıyor. Çam ve günlük ormanlarıyla iç içe koyun suyu temiz ve derin. Birinci derece doğal SİT Alanı olduğundan etrafta beton yapı yok. Amazon Koyu etrafta ışık kirliliği olmadığından yıldızların çıplak gözle izlenebildiği ender güzellikteki yerlerden biri. Kanoyla kimselerin olmadığı, sessiz, sakin koylara kürek çekebilirsiniz.
104
İğneada
Amazon Koyu-Gökova Körfezi
Raftakiler DUA KADER DEĞİŞTİRİR/ETHEM EMİN NEMUTLU
SANMA Kİ YALNIZSIN/ ELİF ŞAFAK Sana kelimelerden kaleler yaptım. Hendekli, balkonlu, eflatun bayraklı, girişi saklı kocaman kaleler. Bir odasında bıraktım yüreğimi. Merasimsiz, habersiz, tantanasız ve beklentisiz usulca düşürüverdim elimden, olur da bulursan belki sevinirsin diye, öylesine. Sana harflerden sarmaşıklar ördüm; geceleri gözlerini kapadığında, uyku ile uyanıklık arası o tekinsiz aralıkta durduğunda, cinlerin meşveret alanında yapayalnız kaldığında koklarsın belki, hatırlarsın diye. Sana alfabeden kaftan diktim; azametle giyesin ve hiç üşümeyesin diye, kalın kadifeden, sırma ipliklerle. İşledim üzerine isminin baş harflerini, sessiz ve derinden, kimse bilmeden, sadece Yaradan’ın duyduğu bir yemin gibi.
İnsanın kaderinde öyle bir kırılma noktası vardır ki tam isyan edeceğin an, evet, işte o an ufacık bir dua ile kaderinin yönünü avuçlarındaki gözükmeyen tılsımla değiştirebilirsin. Her gecenin nasıl bir sabahı varsa her derdin de bir sonu var. Düştükten sonra kalkacak ve üstünü silkeleyip tekrar devam edeceksin koşmaya... Ve unutmayacaksın ki Allah yanında, seninle birlikte... Eğer yüreğinde Rabb’in varsa, bu hayatta kimseye ihtiyacın yok demektir. Her şer denilen şeyin içinde kocaman bir hayır var, sakın unutma. Hz. Mevlana’nın şu dizesi ne de hoştur aslında: “İyi değilim demek ne haddimize? Şükürler olsun her halimize!”
KARDEŞİMİN HİKAYESİ/ ZÜLFÜ LİVANELİ Sakin bir balıkçı köyünde genç bir kadının cinayete kurban gitmesiyle başlar her şey. Dünyadan elini eteğini çekmiş emekli inşaat mühendisiyle; genç, güzel ve meraklı gazeteci kızın tanışmasına da bu cinayet vesile olur. Kurguyla gerçeğin karıştığı, duyguların en karanlık, en kuytu bölgelerine girildiği hikaye, daha doğrusu hikaye içinde hikaye de böylece başlar. Modern bir Binbir Gece Masalı’nın kapıları aralanır. Ancak bu kez Şehrazad erkektir. Kardeşimin Hikayesi aşkın mutlulukta ulaşılacak son nokta olduğuna inananları bir kez daha düşünmeye davet eden, aşka, aşkın karmaşıklığına ve tehlikelerine dair nefes kesen bir roman. Her sayfada yeni bir gerçekliği keşfedecek, kuşku ile kesinliğin sınırlarında dolaşacaksınız. Mantıksız gibi geliyor ama o sabah uyandığımda tuhaf bir haber alacağımı biliyordum. Karadeniz’in lacivert dalgalarıyla baş başa kalmış olan bu ıssız köyde geçen her gün birbirinin aynısı olduğu için burada insanların heyecanla konuşacağı olaylara pek sık rastlanmazdı. O günün de ötekiler gibi sessizce akıp gitmesi gerekirdi ama galiba başka şeyler olacaktı. O mahmur sabah saatlerinde bir cinayet haberi alacağımı bilmiyordum elbette ama bir haber gelecekti. Daha yataktan çıkmamıştım, gözlerim kapalıydı, arkalarında fosforlu çizgiler bırakarak yıldırım hızıyla hareket eden mor tavşanları izliyordum.
Sana noktalardan güller, virgüllerden bülbüller, ünlemlerden yaylalar, noktalı virgüllerden dağlar ve ovalar yaptım. Her bir imla işaretini özenle ekledim isminin büyüsüne. Çünkü sevmek, yeni bir dil inşa etmek demek. İki kişilik bir dil. Çünkü aşkın olduğu yerde muhakkak kelam vardır, sessizlik değil.
105
106