Mallreport mart 2017 düşük

Page 1






mall report

TİM, İstihdam Seferberliği’nde baş aktör oldu

TÜRKİYE İHRACATÇILAR MECLİSİ (TİM) BAŞKANI MEHMET BÜYÜKEKŞİ, CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN’IN BAŞLATTIĞI İSTİHDAM SEFERBERLİĞİ’NDE İHRACATÇILARIN ANA AKTÖR OLACAĞINI AÇIKLAYARAK “300 BİN YENİ İSTİHDAM YARATACAĞIZ. BİZ DE FİRMA OLARAK 2 BİN EK İSTİHDAM İLE DESTEK VERECEĞİZ” DEDİ.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başlattığı İstihdam Seferberliği’ne ihracatçılar olarak 300 bin istihdam ile en büyük desteği vereceklerini açıkladı. TİM İhracatçı Eğilim Anketi 2016 4. Çeyrek Gerçekleşme ve 2017 1. Çeyrek Beklentilerinin açıklandığı basın toplantısında konuşan TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısını “Milli bir seferberlik” olarak tanımlarken, “Milli seferberliğin ana aktörleri bizler olacağız” dedi. Büyükekşi, “Başbakanımız ayrılan 12 milyar TL’lik kaynağı bizlere sundu. Biz de ihracatçılar olarak diyoruz ki; biz varız. İlave 1 milyon yeni istihdam seferberliğine tüm gücümüzle katılırız. Ben de kendi firmamda 2 bin ek istihdam ile destek vereceğim” şeklinde konuştu. Anket sonuçlarını açıkladığı toplantıda istihdam seferberliğine nasıl katılacaklarını detayları ile açıklayan TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Geçen yıl 142,6 milyar dolar olan ihracatı bu yıl 155 milyar dolar yapma hedefimiz var. Geçen yıl 67 bin olan ihracatçı firma sayısının bu yıl 70 bine, yine geçen yıl 3 milyon 80 bin olan istihdamımızın bu yıl 3 milyon 400 bine ulaşmasını hedefliyoruz. Yani 300 bini

DOMİNİK CUMHURİYETİ, URUGUAY VE BENİN İHRACAT RADARINA GİRDİ

Büyükekşi, bu yıl yapacakları çalışmalara ilişkin olarak şunları söyledi: “Atılım

yılı ilan ettiğimiz 2017 ve sonrası için büyük başarılar kazanacağız. TİM olarak bu yıl 48 farklı ülkeye ticaret heyetleri düzenleyecek, aralarında Dominik Cumhuriyeti, Benin ve Uruguay gibi bakir pazarların olduğu toplam 12 ülkeye ilk kez ticaret heyeti gerçekleştireceğiz. Dünya ticaretine yön veren ülkelere Türk Ticaret Merkezleri açacağız.

8

aşan yeni istihdam yaratacağız. İhracatçılar olarak 1 milyon yeni istihdamın yüzde 30’una talibiz” diye konuştu.

YILIN İLK ÇEYREĞİNDE ABD ANA HEDEF PAZAR Bu yılın ilk çeyreğine ilişkin beklentileri de hedef pazarlar, üretim ve ihracat, yatırımlar, istihdam ve piyasa beklentileri olarak beş başlıkta toplayan Büyükekşi, “Hedef pazarlarda ilk sırayı yüzde 17 pay ile ABD aldı. Yani Meksika ve Çin, Trump’ın ticaret duvarlarından korkarken ihracatçılarımız rotayı ABD’ye çevirmiş görünüyor. Rusya yüzde 16 ile ikinci sırada yer alırken, bu ülkeleri Almanya, Çin ve Fransa takip etti. Geçen yıl kadar ihracat yapacağını belirten firmaların oranı yüzde 68 olurken, üretimde bu oran yüzde 71 oldu. Bu iyimser beklenti, bu yılın üretim ve ihracat artışı için parlak bir yıl olacağını gösteriyor. Yine bu yılın ilk çeyreğinde her iki firmadan biri yurt içindeki, her üç firmadan biri ise yurt dışındaki yatırımlarını artırmayı planlıyor. İlk çeyrekte ihracatçı firmaların yüzde 29’u istihdam artışı sağlayacak. Diğer çeyreklerde daha güçlü bir artış bekliyoruz” dedi. Büyükekşi, piyasa beklentilerini ise şu şekilde açıkladı: “İlk çeyrekte dolar kuru beklentisi 3,73 iken, euro beklentisi 4,01 ve Parite beklentisi ise 1,07. Yıl sonunda ise dolar kuru beklentisi 3,83 olurken, euro beklentisi 4,03 oldu. İlk çeyrek büyüme beklentisi yüzde 2 iken 2017 geneli büyüme beklentisi ise yüzde 3,3 olarak çıktı. İhracatçılarımızın rekabetçi ideal kur beklentisi ise dolarda 3,41 iken euroda 3,68 oldu.”



Demircan Reklam Ajansı Yayıncılık ve Matbaa Hiz. San. Tic. Ltd. Şti Adına Genel Yayın Yönetmeni Metin Tahnal Yazı İşleri Müdürü Adem Ünce Genel Koordinatör Turgut Tahnal Editör Başak Tanrıverdi haber@mallreport.com.tr Görsel Yönetmen Cihan Albay grafik@hizmetix.com.tr Grafik Tasarım Nur Banu Çelebi Reklam Müdürü Fisun Dilek Reklam ve Pazarlama Uzmanı İkbal Demirok Aylin Demirci Burcu Sönmez İngiltere Sorumlusu: Suzan Doğan Ankara Sorumlusu: M. Serdar Burkan Abone Semiha Kale abone@demircanmedya.com.tr Baskı Yeni Devir Matbaacılık ve Gazetecilik A.Ş. Cemal Ulusoy Cd. Bahçelievler / İstanbul Tel : 0212 697 10 00 Yönetim Merkezi Beşyol Mahallesi İnönü Caddesi No: 18 Kat: 4/8 Sefaköy - K.Çekmece İstanbul T: 0212 451 51 60 - 63 F: 0212 451 51 64 E-Mail: info@mallreport.com.tr www.mallreport.com.tr www.demircanmedya.com.tr Yayın Türü

Yerel süreli yayın. Her hakkı saklıdır. Dergimizde yayımlanan yazı ve fotoğraflardan yayıncının izni alınmadan kaynak belirtmeden tam veya özet alıntı yapılamaz. Basılan ilanların sorumluluğu ilan verene, makalelerin sorumluluğu yazarlarına aittir. ISSN 1307 66 47

SUNUŞ “Ne kadar güçlü millet olduğumuzu göstermeliyiz!” AVM ve perakende dünyasının en önemli iletişim mecrası olan Mall Report Dergisi olarak, yer verdiğimiz özel haberler, araştırmalar ve röportajlar eşliğinde sektörün bilgi kaynağı olmaya devam ediyoruz. AYD Zirvesi ve Cityscape Türkiye’ye özel olarak hazırlıklarını yürüttüğümüz Mart sayımız yine oldukça zengin içeriğe sahip… Sektörün nabzını tuttuğumuz ve en güncel konuları işlediğimiz Mart sayımızın öne çıkan konu başlıkları ise şu şekilde;

VERİMLİ YÖNETİM VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK Bir şeyi elde etmekten çok onun devamlılığını sağlamanın zor olduğu günümüzde ‘sürdürülebilirlik’ daha fazla önem kazanmaya devam ediyor. Peki, AVM’ler sürdürülebilir olmak ve yönetimi verimli hale getirmek adına ne gibi stratejiler izliyor? Gerçekleştirilen etkinlik ve kampanyalar verimliliği nasıl etkiliyor? AVM’lerde kiracı ve müşteri memnuniyeti nasıl sağlanıyor? Hepsi ve daha fazlasının cevabını Mart sayımızda okumanız mümkün…

HAYATINA SAHİP ÇIK! Birleşmiş Markalar Derneği (BMD), Kategori Mağazacılığı Derneği (KMD), Turizm Restaurant Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği (TURYİD) ve Tüm Restoranlar Lokantalar ve Tedarikçiler Derneği (TÜRES) öncülüğünde, Türk halkının yaşam standartlarını, değerlerini, kültürünü ve alışkanlıklarını hedef alan elim olaylara karşı sivil toplum hareketi başlatıldı. Peki, AVM’ler ve markalar proje ile ilgili neler düşünüyor? Projeyi gerçek anlamda hayata geçirmek adına AVM’lerin, markaların ve derneklerin üzerlerine düşen görevler neler? Tüm bu soruların cevaplarını siz değerli okuyucularımız adına öğrenmeye çalıştık. Konuyla ilgili KMD Başkan Vekili Alp Önder Özpamukçu’nun tek bir cümlesi ise tüm projenin amaç ve gayesini açıklar nitelikteydi: “Ne kadar güçlü millet olduğumuzu göstermeliyiz!”

BİR GÜN DEĞİL, HER GÜN KADINLAR GÜNÜ OLSUN… Kadın narindir aslında. Ancak narin olması onun hemen yenilmesi anlamına gelmez. Hem narin hem de güçlüdür, kolayca pes etmez. Dünyanın yaratıcı, doğurgan, yenilenen, temizleyen, sakin yanıdır kadın. Sevgi ile yapamayacağı şey yoktur ki kadının… Yeter ki ihtiyacı olan sevgi ve güveni alsın karşısından. Kadın olmak güzel olmaktır, gülümsemektir, huzur vermektir. Aynaya baktığında kendini sevme sanatıdır. Saf olmak, iyi düşünmektir kadın olmak. Akıldır ama daha çok duygudur ve yanılmaz duygularında asla. Sevildikçe güzelleşen ve hayatı güzelleştirendir kadın. Bu yüzdendir kıymetli oluşu... Kadın olmak çok hoş bir duygudur aslında… Özellikle kendi toplum bireylerimizin kadınlara karşı bakış açısının değişmesi gerekiyor artık. Sadece erkekler değil, kadınlar da farklı bakmalı kadınlara… Öncelikle kadınlar değer vermeli kendilerine ve özünü bulmalı. Yalnızca bu şekilde değişir düşünceler ve nesiller… Bir gün değil her gün kadınlar günü olsun ve kadınlar günümüz kutlu olsun…

GENEL YAYIN YÖNETMENİ // METİN TAHNAL

10



İÇİNDEKİLER 12

14 // GİYİM VE AYAKKABI MAĞAZALARINDA SATIŞLAR NASIL ARTIRILABİLİR?

18

24 // EN ÖNEMLİ FARKI, UZMANLIĞI… 30 // ESAS GAYRİMENKUL’DEN ÜLKE EKONOMİSİNE VE SEKTÖRE KATKI 44 // ALIŞVERİŞİN EN DOĞRU ADRESİ; HIGHWAY OUTLET AVYM

72

52 // “NE KADAR GÜÇLÜ MİLLET OLDUĞUMUZU GÖSTERMELİYİZ” 62 // BİRİNCİL ODAK, TÜKETİCİ İHTİYAÇ VE TALEPLERİ 66 // DAİMA DAHA İLERİSİ…! 90 // 53,5 MİLYAR DOLARLIK YATIRIM

136

94 // AVM’LERİN KARNE ÖNCESİ SON HAZIRLIKLARI! 98 // ALIŞVERİŞ MERKEZLERİNDE BAŞARININ ANAHTARI, YAKIN İŞBİRLİĞİ VE YENİLİKÇİ OLMAK 102 // PRIME DEVELOPMENT’TAN 2 YENİ PROJE DAHA!

204



ARAŞTIRMA YEMEK SİPARİŞİNDEN, BANKACILIK İŞLEMLERİNE, UÇAK BİLETİ ALIMINDAN, ONLİNE ALIŞVERİŞLERE KADAR GÜNÜN HER ANINDA HAYATIMIZIN İÇİNDE OLAN İNTERNET ORTAMINDA; MARKALAR DA HEM KENDİLERİYLE HEM DE RAKİPLERİYLE BÜYÜK BİR YARIŞA GİRİYOR. ONLARCA MARKA ARASINDAN SIYRILIP DİJİTAL ORTAMDA FARK EDİLİR OLMAK İSE YARATICI TASARIMLARA İMZA ATMAKLA SAĞLANABİLİYOR.

Dijital dünyada ‘tasarımın gücü’ kazananı belirliyor

yabiliyor. O noktada CRM Medya olarak, müşterilerimize izlenmesi gereken doğru stratejiler hazırlıyor ve bu stratejileri hayata geçirirken de dijital dünyaya uygun ve farklı tasarım çalışmaları belirleyerek yolumuzu çiziyoruz” diyor.

“MARKANIN ÇEKİCİLİĞİNİ ARTIRMADAKİ EN ÖNEMLİ YOL DİJİTALDEN GEÇİYOR”

Tasarım, bir ürünün her şeyi olmayabilir ancak bahsettiğimiz şey dijital dünya olduğunda; markanın kullanıcıya tasarımla sunduğu izlenim, bazen fiziksel etkileşimlerden bile daha baskın olabiliyor. Kötü tasarlanmış bir çalışma ise şirketin dijital ortamdaki başarı grafiğini olumsuz yönde etkileyebiliyor.

FARKLI TASARIMLAR MARKAYI BİR ADIM ÖNE TAŞIYOR Markaların dijital dünyada izledikleri yol her zaman hedef odaklı olmayabiliyor. İstediği her zaman hedef odaklı olmadığı için bu noktada strateji belirleyicilere çok iş düşüyor. Farklılık, yenilik, yaratıcı düşünme ise tasarımda en önemli unsurlar olarak göze çarpıyor. CRM Medya Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Becer, “Dijital pazarlama, bugün dünyanın vazgeçilmez kanallarından biri. Bu nedenle markalar, her gün değişik fikirlerle ve isteklerle karşımıza çıkıyor. Fakat müşterinin istediği, her zaman hedef odaklı olma-

14

Dijital alanda devrim yaratan markaların müşterilerinin ihtiyaç ve taleplerine en doğru tasarım stratejisiyle karşılık verenler olduğunu belirten Becer, “Günümüz şirketlerinin müşteri deneyimlerine çok önem verdiğini gözlemliyoruz. Takipçileri için markanın çekiciliğini artırmadaki en önemli yol ise dijitalden geçiyor. Bu noktada, gelişmeyi destekleyecek temel bileşen, tasarımla birleştiğinde büyük markaların doğuşunu hızlandırıyor. Bir şirket ya da marka, kamuoyuyla paylaşacağı yeni ürünü geliştirmeye başladığı zaman, yeni müşteri deneyimini öngörmek zorunda. Ve takipçisiyle kurabileceği ilişkiyi yeniden tasarlamak… Çünkü bu ilişki, dijital teknolojilerle güçlendirilip destekleniyor ve ardından kişilerin ve süreçlerin yeniden keşfedilmesi yoluyla dile getiriliyor” diye ifade ediyor.



ARAŞTIRMA

Tüketici Neden

Online Alışverişi Tercih Ediyor? gün ve hatta saatler içerisinde kapımızda olabiliyor. Neyse ki seçebileceğimiz teslimat yöntemleri sayesinde hızlı, hasarsız haftanın her günü 7/24 hizmet veren teslimat tercihi de yapabiliyoruz. Tüketicilerin ihtiyaçları doğrultusunda onları hoşnut edecek fikirden yola çıkarak kurulan yeni nesil teslimat sistemi Pit Start, aynı gün içerisinde farklı teslimat alternatifleriyle siz nereye isterseniz oraya teslim ediyor.

“ZAMANDAN TASARRUF EDİYORUM”

G

ünümüzde artık mağazaları tabana kuvvet dolaşma devri eskide kaldı. E-ticaret sitelerinde sunulan seçeneklerin fazlalığı, mağazaya göre indirimli alışveriş yapma fırsatı hepimizi heyecanla online alışverişe yönlendiriyor. Zaman tasarrufu, evden çıkmadan oturduğumuz yerden alışveriş yapmanın rahatlığı, yorulmadan ayağımıza gelen hizmet, ürün çeşitliliği, ürünler ile ilgili yorumları görebilme, ürün karşılaştırmaları teslimat kolaylığı tüketicileri online alışverişe çeken en önemli unsurlar. Yeni nesil teslimat sistemi, Pit Start Ku-

rucusu Deniz Cem Altaca tüketicileri e-ticaret sitelerinden alışveriş yapmaya iten sebepleri sıraladı:

“AYNI GÜN TESLİMATLA ÜRÜNLERİME HEMEN KAVUŞUYORUM” Alışveriş yapmak adeta hepimiz için bir tutku, zamanımız ise dar. Bazen hediyeyi son dakikaya bırakmak, bazen de AVM’lerde harcanan zamanın aileye tercih edilmesi online alışverişe yönelmemizde en büyük nedenler arasında. Gelişen teslimat sistemleri ile artık bilgisayar başından aldığımız bir ürün aynı

“AVANTAJLI FİYATLAR, İNDİRİM SEÇENEKLERİ YAKALIYORUM” Onlarca çeşidin yanında online alışverişte bir de daha uygun fiyata ürün bulmak hepimize inanılmaz heyecan veriyor. İnternet üzerinden araştırma yapan bir çok tüketici online olarak istedikleri ürünlere hemen sahip olabiliyorlar. Hem keyifli, konforlu ve güvenli alışveriş yapıyorlar hem de çok uygun fiyat avantajlarına sahip oluyorlar. Beğendiğimiz bir ürünü incelerken sunulan “ikinci ürüne yüzde 50 indirim” veya alternatif olarak yanında bir hediye ürün vermek gibi kampanyalar tüketiciye çok cazip geliyor.

16

“İnanılmaz yoğunum, evden çıkamıyorum alışveriş yapmaya zamanım yok” diyen tüketiciler, mobil uygulamalar üzerinden e-ticaret sitelerine veya mağazaların internet sitesine giriş yaparak alışveriş yapabiliyor. Koştur koştur mağaza gezip zaman kaybetmek istemeyen tüketiciler, tek bir tuşla cep telefonları üzerinden diledikleri ürünlere hemen kavuşabiliyor.

“ÜRÜNLERİ VE FİYATLARI KARŞILAŞTIRIYORUM” İhtiyacımız olan ürün farklı mağazalarda satışta ise, hemen kısa bir internet araştırması ile karşılaştırma yapabilme imkanımız var. Bunun için mağaza mağaza dolaşmamıza gerek yok.

“ÖDEME RAHATLIĞI YAŞIYORUM” Çok fazla nakit paranız yok veya kredi kartınızı unuttunuz. Fakat mağazadaki ürünü de çok beğendiğiniz. Ezberlenen kredi kartı bilgileriyle hemen o markanın internet sitesine girerek tek bir tuşla ürüne sahip olmanın verdiği mutluluk anlatılmaz yaşanır. Üstelik taksit avantajları hatta daha da indirim imkanını görmek bizi heyecandan havalara uçuruyor.



ARAŞTIRMA Yazar: Kağan Soyubol, 4Service Group Türkiye Direktörü

Giyim ve ayakkabı mağazalarında satışlar nasıl artırılabilir? Satış, yaratıcı bir süreçtir ve her müşteri, giyim veya ayakkabı mağazasında bireysel bir yaklaşım arar. Fakat yaratıcı sürecin biraz standartlaştırılması gerekir. Pazarlamacılar, giyim mağazasındaki satışların yüzde 10’unun dışarıdaki havaya, yüzde 20’sinin mevsime, yüzde 20’sinin ürünlerin gösterim şekline ve yüzde 50’sinin hizmet kalitesi ve satış ekibine bağlı olduğunu buldu. Hava şartları ve mevsim konusunda değil

ama diğer konularda yapabileceğiniz bir şey vardır. Bu nedenle, bir giyim mağazasında satışları artırmanın ana faktörü, müşteri hizmetleridir. Müşteri hizmetlerinde, müşterinin kararını etkileyen ve onların seçtiği mağazayı/markayı etrafına tavsiye etmelerini sağlayacak dikkat edilmesi gereken ana noktalar vardır. Müşteri hizmetlerinde uzman olan uluslararası araştırma şirketi 4Service Group, 2016’nın çevrimiçi anket yön-

temini kullanarak giyim ve ayakkabı mağazalarındaki hizmet kalitesiyle ilgili bir araştırma gerçekleştirdi. Türkiye’nin de dahil olduğu bu araştırmaya toplamda 34 ülke katıldı ve yüzde 17’si Türkiye’dendi. Hizmet kalitesi araştırılan şirketler arasında; H&M, Koton, Zara, FLO, Hugo Boss gibi uluslararası markalar da vardı. Katılımcıların yüzde 54’ü kadın ve yüzde 46’sı erkekti, çoğunluğunu ise 26-35 yaş aralığındaki insanlar oluşturuyordu (yüzde 40).

Müşteri hizmetlerinde uzman olan uluslararası araştırma şirketi 4Service Group, çevrimiçi anket yöntemini kullanarak giyim ve ayakkabı mağazalarındaki hizmet kalitesiyle ilgili bir araştırma gerçekleştirdi. Yapılan araştırmada, hizmette oldukça önemli olan birkaç noktanın da altı çizildi.

18



ARAŞTIRMA bir kesim ise hizmet kalitesini beğenmemiştir. Hizmet hızının da, müşteri memnuniyetinde oldukça büyük bir payı vardır. Katılımcıların yüzde 38’i hizmeti hızlı bulmuş ve sadece yüzde 20’lik bir kesim ise beklediğinden daha hızlı bir hizmet ile karşılaşmıştır.

Yapılan araştırmada, hizmette oldukça önemli olan birkaç noktanın da altı çizildi. İlk izlenim her konuda olduğu gibi, bir markanınmağazanın imajı için de çok önemlidir. Müşterilerin karşılanması, personellerin nazik ve yardımsever olması gibi… Katılımcıların yüzde 41’i bu maddenin iyi bir seviyede gerçekleştirildiğini ve çoğu da personellerin nazik olduğunu belirtti (yüzde 39). 78 puan ile bu kriterin genel olarak beklentileri karşıladığı tespit edildi. Mağazanın atmosferi (ürünlerin sergilenişi, tasarım, müzik) de ilk izlenimi etkileyen bir başka faktördür ve katılımcıların yüzde 43’ü bu konuda nötr kalırken, yüzde 41’i atmosferin mükemmel olduğunu belirtti. Sıra bir sürü ürün arasında seçim yapmaya geldiğinde ise; müşteriler, çoğunlukla personellerin yardım etmeye hazır olduğunu belirtti (73 puan), katılımcıların yüzde 35’i bu durumdan memnundu. Sadece kadınlar yardımcı olma konusunda erkeklere göre yüzde 6 oranında daha fazla eksiklik buldu. Bu da gösteriyor ki; genel olarak mağazalardaki elemanlar iyi eğitilmiş ve yardımcı olmaya istekliydiler. Personelin yeterliliği, ürün hakkında yeteri kadar bilgi sahibi olması

20

da, verilen hizmette oldukça önemli bir ölçüt. Katılımcıların yüzde 44’ü de bu faktörü iyi olarak değerlendirmiştir. Fakat kadınların yüzde 4’ü personellerin yeterince aktif olmadığını belirtmiş ve erkeklere göre bu konuda daha az tatmin olmuşlardı. Çalışanların, müşterileriyle nasıl iletişim kurduğu da (ürünü şevk ile sunuyor oluşu, yararlarını vurgulaması, denemeye teşvik etmesi) önemli noktalar arasındadır. Bu noktada bazı eksiklikler gözlemlendi. Katılımcıların yüzde 22’si düzeltilmesi gereken bazı noktalar olduğunu, yüzde 30’u ise çalışanların aktif olmadığını, yardımcı olmaya gönüllü olmadıklarını belirtti. Yüzde 29 oranında

Çalışanların genelde ek ürün veya aksesuar tavsiye etmemesi ve indirim olmaması dikkati çekmiştir (yüzde 60). Çevrimiçi anketi dolduran gizli müşteriler, daha iyi bir hizmet kalitesi için bazı tavsiyelerde bulunmuşlardır: >“Bence bu kadar küçük bir alanda, çok fazla kıyafet vardı, bir dahaki sefere daha az kıyafet olmalı veya başka bir düzen yaratmalılar.” >“Mağazanın tasarımında kullanılan karanlık renkler, değiştirilmeli. Siyah ve gri renkteki duvar ve mobilyalar, çok kasvetli bir ortam yaratıyor ve bu da olumlu bir his yaratmıyor ve ne müşteriler ne de çalışanlar için satışı destekleyen bir ortam değil.” >“Çalışanlar, müşterilerine karşı daha aktif olmalı; bana uygun olan bedeni kendim

aramak zorunda kaldım ve bu konuda yardım istemiştim. Onlara ihtiyaçlarımı anlatmak istiyorum ki o ürünü mağazada benim için arayıp bulsun.” >“Mağaza, farklı bölümlere ayrılsa çok iyi olurdu. Bazen istediğini bulabilmek çok zor olabiliyor.” Ayrıca, katılımcılara markayı çevresine tavsiye edip etmeyecekleri sorulduğunda, araştırmadaki markaların Net Destekçi Oranlarının (NPS) oldukça az olduğu görüldü (13). Destekçilerin oranı yüzde 40 iken, eleştirenlerin oranı yüzde 27, nötr kalanların ise yüzde 33 idi. Bu da demek oluyor ki; başka mağazalar/markalar nötr olan kesimi cezbedecek herhangi bir şey (indirim, farklı bir ürün…) sunduklarında, onlar, tercih ettiği markaları değiştireceklerdir. Eğer firmalar bu tip geri bildirimlere kulak verirlerse, insanlar hizmetten memnun kaldığı sürece, bunu çevresiyle paylaşacak ve onlara yeni müşteriler kazandıracaklardır. Böylece firmalar reklam masraflarını azaltarak daha kolay bir şekilde kazançlarını artıracaklar.



ARAŞTIRMA

Premium ürün almak Türk tüketicilere kendilerini “iyi hissettiriyor…”

22

Nielsen’in gerçekleştirdiği araştırma, premium segmentin pek çok pazarda toplam kategori satışlarını geride bırakarak güçlü bir büyüme gösterdiğini ortaya koydu. Tüketiciler yalnızca lüks kategorisindeki çok pahalı ürünleri satın alma eğilimi göstermiyor, aynı zamanda gündelik ürünlerde de premiuma yöneliyor.


ARAŞTIRMA Dünya genelinde tüketiciler yüksek hayat standardı arayışında. Bu durum yalnızca varlıklı olanları da kapsamıyor. Dünyanın önde gelen araştırma şirketi Nielsen'in hızlı tüketim ürünleri pazarı için yaptığı Global Premiumlaşma Araştırması’na göre, belirli bir kategorideki ortalama fiyattan en az yüzde 20 daha yüksek maliyetli ürünler olarak tanımlanan “Premium” sınıfındaki ürünlerin satışında hızlı bir büyüme görülüyor. Araştırma, söz konusu büyümenin ülkemizde de geçerli olduğunu gösteriyor.

PREMİUM ÜRÜNLER ÜLKEMİZDE YÜKSELİŞTE... Nielsen’in gerçekleştirdiği araştırma, premium segmentin pek çok pazarda toplam kategori satışlarını geride bırakarak güçlü bir büyüme gösterdiğini ortaya koydu. Tüketiciler yalnızca lüks kategorisindeki çok pahalı ürünleri satın alma eğilimi göstermiyor, aynı zamanda gündelik ürünlerde de premiuma yöneliyor. Kişisel bakım, güzellik, ev bakımı ve içecek kategorileri, dünya genelinde pek çok pazarda güçlü satış büyümesi sergiliyor. Öyle ki, dünya genelinde pek çok pazarda premium kategorisindeki büyüme, hızlı tüketim ürünlerinin (FMCG) pek çok alt kategorisindeki toplam büyümeyi geride bırakıyor. Güneydoğu Asya'da premium segment yüzde 21 oranında büyüdü. Bu oran, orta ve düşük fiyatlı segmentlerin (sırasıyla yüzde 8 ve yüzde 10) iki katından fazla. Aynı dönem içinde premium ürünler Çin'de yüzde 23'lük büyüme gösterdi. Latin Amerika'da Meksika ve Venezuela hariç tüm pazarlarda premium segment, Haziran 2016 itibariyle son 12 ay içinde toplam FMCG büyümesini geçti. Premium segmentin ülkemizdeki yükselişi ise sürüyor.

“TÜKETİCİLER, ÜRÜNLERİ KENDİLERİNİ NASIL HİSSETTİRDİĞİNE BAĞLI OLARAK SATIN ALIYOR” Nielsen Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Didem Şekerel Erdoğan açıklamasında, “Artan refahla birlikte, tüketiciler bütünlüklü bir deneyim sunan ürünleri daha çok talep eder hale geldi. Pek çok tüketici, temel ihtiyaçlarını karşılayacak ürün-

lerin ötesinde, ürünleri kendilerini nasıl hissettirdiğine bağlı olarak satın alıyor. Farklı deneyimler yaşamaya yönelik beklentiler önemini korumaya devam ediyor. Örneğin geçtiğimiz yıl Türkiye atıştırmalık kategorisindeki büyümeye en büyük katkının premium segmentteki inovasyonlardan geldiğini görüyoruz” ifadelerine yer verdi.

PREMİUM ÜRÜNLERİN FİYATI, TÜKETİCİ TERCİHİNİ ETKİLEMİYOR… Katılımcılar, premium ürünleri daha çok “olağanüstü kalite” ve “performans” ile tanımlıyor. Premium ürünlerin tercih edilmesinin, katılımcıların büyük bir çoğunluğuna göre ortalama üstü fiyat etiketleriyle de bir ilgisi yok. Öyle ki, bir ürünü pahalı olduğu için premium olarak değerlendirdiğini söyleyenler, dünya genelindeki katılımcıların üçte birini bile oluşturmuyor ve bu veri, “premium” iddiasını destekleyecek açık bir değer sunmadan fiyatları yukarı çeken şirketlere net bir uyarı niteliği taşıyor.

STİL VE TASARIM, TÜRK İNSANI İÇİN DAHA ÖNEMLİ… Türkiye ve dünya genelindeki araştırma verilerini karşılaştıran Nielsen Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Didem Şekerel Erdoğan, “Dünya genelinde üstün stil veya tasarımı premium ürün özelliği olarak görenlerin oranı yüzde 38 iken, ülkemizde bu oran yüzde 43... Dünya genelinde tüketicilerin yüzde 31’i için ürünün pahalı olması premium olarak

algılanması için yeterli… Türk tüketicilerin ise sadece yüzde 21’i, fiyatın bir ürünü premium yaptığını düşünüyor. Dünyada bir ürünün “el yapımı” olması yüzde 29, az bulunur olması da yüzde 21 oranında premium algısına yol açıyor. Buna karşın, aynı özellikler ülkemizde; el yapımı olmada yüzde 37 ve nadir olmada yüzde 30 gibi sonuçlarla dünya ortalamasının oldukça üzerinde belirleyici rol oynuyor” dedi.

PREMİUM ÜRÜN ALMAK, TÜRK İNSANINA İYİ HİSSETTİRİYOR… Tüketiciler premium ürünleri rasyonel veya duygusal gerekçelerle satın alıyor ancak duygusal gerekçeler, statü ve başarı arzusunun görece daha yüksek olduğu yükselen pazarlarda daha çok ön plana çıkıyor. “Premium ürün satın almak kendimi iyi hissettiriyor” diyenlerin oranı şu şekilde değişiyor; -Asya/Pasifik’te yüzde 55 -Avrupa’da yüzde 29 -Afrika/Orta Doğu’da yüzde 48 -Latin Amerika’da yüzde 28 -Kuzey Amerika’da yüzde 36 -Türkiye’de yüzde 55

23


YATIRIM

2017

dünyanın toparlanma yılı Tüm dünyada şiddetli sarsıntılarla geçen ve 2009’dan bu yana en düşük büyümesini gerçekleştiren küresel ekonomi için tünelin sonunda ışık görünüyor. KPMG Türkiye’nin her çeyrekte yayımladığı, Türkiye ve dünya ekonomisine pencere açan Bakış, son sayısında okuyucularını 2016’dan 2017’ye ufuk turuna çıkarıyor. Eldeki her veri, şoklarıyla geride kalan 2016’dan sonra dünyada 2017’nin toparlanma yılı olduğunu söylüyor.

24

K

PMG Türkiye’nin hazırladığı Bakış’ın yeni sayısı, 2016’yı değerlendirerek, 2017’nin perspektifini ortaya koyuyor. Bakış, dünya ve Türkiye ekonomisi için şu tabloyu çiziyor: “Küresel piyasalar dünya ekonomisinin 2017’de 2016’ya kıyasla daha başarılı bir yıl olacağı konusunda hemfikir. Bu fikrin arkasında ise yükselişe geçen petrol ve emtia

fiyatlarıyla birlikte petrol ihracatçısı ülkelerin ekonomisinin toparlanması ve küresel ticaretin iki yıllık gerilemenin ardından tekrar yükselişe geçeceği beklentisi yatıyor. IMF, OECD, Dünya Bankası gibi kuruluşlar 2017’de küresel büyümenin 2016’ya oranla yüzde 0,3-0,4 puan daha yüksek olacağı görüşünde. 2017’de küresel piyasalar için görülen en büyük risk unsuru ise ABD Başkanlığı’na seçilen Donald Trump’ın


YATIRIM

politikaları... Trump’ın inşaat ve altyapı yatırımlarına yöneleceği öngörüsüyle 2017’de ABD’nin daha agresif büyümesi bekleniyor. FED’in üç faiz artırımı açıklaması teorik olarak, doların 2017’de daha da güçleneceğine işaret ediyor. Ayrıca Trump’ın, başta Çin ve Meksika’ya uygulamayı planladığı önlemler de dünya ticareti açısından risk unsuru olarak değerlendiriliyor.

la birlikte küresel ticaretin Avrupa Merkez Bankası, Mart 2017’de tekrar artışa geçmesi 2017’de sona ermesi beklenen aylık 80 milyar euroluk bekleniyor. Haziran 2016’dan bu yana varlık alım programını 2017 40-50 dolar bandında sey- sonuna kadar uzattı. Ancak reden petrol fiyatlarının va- Mart ayından itibaren varlık alım miktarını 80 milyar eurılan anlaşmadan sonra 50 rodan 60 milyar euroya düdoların üzerinde kalması şürecek. Enflasyonun hedeflebekleniyor. Önümüzdeki dönen yüzde 2’ye yaklaşmasıyla nemde petrol fiyatlarının asıl birlikte AMB’nın varlık alım belirleyicisi, ülkelerin varılan programını sona erdirerek anlaşmaya ne derece bağlı FED gibi faiz artışına gitmesi kalacakları olacak. öngörülüyor. Beklentiler 2017’de doların TÜRKİYE: Son dönemde TL’nin güçlenmeye devam edeceği değer kaybı nedeniyle enflasyönünde. Trump’ın inşaat ve yon yönünü yukarı çevirebilir. altyapı yatırımlarına yöneAncak döviz kurlarından kayleceği öngörüsüyle 2017’de naklanan etkinin önümüzdeki daha agresif büyümesi bek- yıl içinde görülmesi beklenilenen ABD’de 3 faiz artırımı yor. gerçekleşebilir. 2016’da olduğu gibi kamu FED’in agresif faiz artışına harcamaları büyümeye yüksek gitmesiyle euro/dolar parite- oranda katkı verecek. Kamu sinin 1’e yaklaşması ardından AMB’nin harekete geçmesiyle euronun tekrar güçlenmesi bekleniyor.

yatırımlarının yanı sıra açıklanan reform ve teşvik paketleriyle birlikte özel yatırımlar da 2017’de hız kazanabilir.

G M P K

2017’nin büyüme açısından Türkiye için de daha iyi bir yıl olacağı beklentisi hakim. İhracat fiyatlarının yükselişe geçmesi, turizmdeki kayıpların telafi edilmesi, Rusya ile yaşanan siyasi krizin sona ermesi gibi sebeplerle net ihracatın da yapacağı güçlü katkıyla Türkiye’nin 2017’de daha yüksek oranda büyüme kaydetmesi bekleniyor. Hükümetin reform ve teşvik paketi adımlarının, Türkiye’de yatırımları ve tüketimi artıracağı öngörülüyor.”

2017’de Rusya ve Irak gibi pazarlarda yaşanan ihracat kayıpları telafi edilecek. Turizmde de çok büyük olmamakla birlikte toparlanmanın başlayacağı anlaşılıyor. Bu gelişmelerle 2017’de net ihracat büyümeye pozitif katkı verecek. İhracat ve ithalat fiyatları yukarı yönlü harekete geçecek. Değer bazında ihracat ve ithalat artacak. Petrol fiyatlarının yükselmesiyle petrol ihracatçısı ülkelere olan ihracat da pozitif etkilenecek. İthalatta ise petrol fiyatlarındaki artışın etkisi görülecek.

2017 NASIL OLACAK? DÜNYA: 2016 ortalarında toparlanmaya başlayan petrol ve emtia fiyatlarındaki baz etkisinin ortadan kalkmaya başlamasıyla birlikte başta petrol ihracatçısı ülkeler olmak üzere gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerde toparlanma yaşanması bekleniyor. IMF, OECD ve Dünya Bankası 2017’de küresel büyümenin yüzde 0,3-0,4 puan artacağını öngörüyor. Ticarette daralmanın son demleri yaşanıyor. Petrol ve emtia fiyatlarındaki toparlanmay-

25


AVM

Özdilek Holding’den

yepyeni bir yatırım

Özdilek Holding, 50 milyon dolarlık bir yatırımla 2017’nin ilk AVM’sini Bursa’da açtı. Holdingin ÖzdilekPark konseptine sahip üçüncü AVM yatırımı olan ÖzdilekPark Bursa Nilüfer, toplam 20 bin metrekare kiralanabilir alanda 55 adet mağazası ile bin kişiye istihdam sağlamayı hedefliyor. Türkiye’nin en yüksek marka değerine sahip ilk 100 şirketi arasında yer alan Özdilek Holding’in ÖzdilekPark konseptine sahip üçüncü AVM yatırımı olan ÖzdilekPark Bursa Nilüfer, 1 Mart Salı günü yapılan basın organizasyonu ile tanıtıldı. Özdilek Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Özdilek, Özdilek Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili E. Murat Özdilek ve ÖzdilekPark Bursa Nilüfer projesinde görevli üst düzey yöneticilerinin ev sahipliği yaptığı toplantıda, projenin tüm detaylarının yanı sıra holdingin 2017 hedefleri anlatıldı.

ÖZDİLEKPARK BURSA NİLÜFER, BİN KİŞİYE İSTİHDAM SAĞLAYACAK Bursa’nın Nilüfer ilçesinde 50 milyon dolarlık yatırım bütçesiyle hayat bulan, 60 bin metrekare kapalı alanda konumlandırılan ve toplam 20 bin metrekare kiralanabilir alana

26

sahip ÖzdilekPark Bursa Nilüfer’de Özdilek Hipermarket, Özdilek Departman Mağaza, kafe safahat ve birçok seçkin markanın yanı sıra sinema ve oyun-eğlence merkezi yer alıyor. Rahat ve aydınlık bir yapıda olmasının yanı sıra misafirlerinin konforunu düşünerek tasarlanan Özdilek BursaPark Nilüfer, ulaşım kolaylığıyla da büyük beğeni topluyor. İzmir Yolu’na direkt bağlantı, metro istasyonuna 2 dakika, İdo Feribot İskelesi’ne 25 dakika, Budo Deniz Otobüsü’ne 28 dakika ve toplu taşıma imkanlarıyla da konuklarına sınırsız seçenek sunan Özdilek BursaPark Nilüfer’de servis hizmeti de bulunuyor. AVM’de, kiracıları ile birlikte toplam bin kişiye istihdam sağlamayı hedefleyen Özdilek Holding, bu yatırımda 400, toplamda ise 8 bin 500 kişiye istihdam sağlamış olacak. Öte yandan 2016 yılında Özdilek AVM’leri 51 milyon kişi ziyaret ederken, holding bu oranı 2017 yılında 58 milyona çıkarmayı hedefliyor.

“7,5 MİLYON ZİYARETÇİYE ULAŞMAYI HEDEFLİYORUZ” Açılışa ilişkin değerlendirmede bulunan Özdilek Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Özdilek, “ÖzdilekPark Bursa Nilüfer, her düzeydeki müşteri kitlesine hitap edebilen; hipermarket, büyük mağazalar, çocuk ve gençlere yönelik eğlence birimleri bulunan ve halkın tüm ihtiyaçlarını tek bir çatı altında toplamayı amaçladığımız bir konsepte sahip. Kiracılarıyla birlikte toplam bin kişiye istihdam sağlayacak olan yeni yatırımızın, bölgenin ekonomik kalkınmasına da destek olmasından dolayı çok mutluyuz. Bu kapsamda yıl içinde yaklaşık 7,5 milyon ziyaretçiye ulaşmayı hedefliyoruz. 50 milyon dolarlık yatırım bütçesiyle hayat bulan yeni yatırımızın öncelikle ülkemize sonrasında ise Bursa ve çevre illerdeki ziyaretçilerimize hayırlı olmasını diliyorum” dedi.



Hom Desi AVM

En önemli farkı, uzmanlığı… “Hom Design Center’ın diğer alışveriş merkezlerinden farkı, uzmanlaşması olacak” açıklamasında bulunan Hom Design Center Yönetim ve Kiralama Direktörü Harun Toftamış, “Bu proje ile birlikte uzman alışveriş merkezlerinin daha da yaygınlaşacağını düşünüyoruz. Eroğlu olarak bizim de amacımız aynı projeyi yaygınlaştırarak, Anadolu’ya taşımak olacak” dedi. Skyland İstanbul projesi kapsamında hayata geçirilecek Hom Design Center hakkında bilgi alabilir miyiz? Proje kaç metre alan üzerine kuruldu? Mimari ve lokasyon özellikleri neler? Sizin de belirtmiş olduğunuz gibi Hom Design Center Skyland İstanbul projesinin içerisinde ev ve ofis tasarımına yönelik bir alışveriş merkezi. Proje yaklaşık 40 bin metrekare alan üzerine kurulu olacak. Hom Design Center’ın Türkiye ve İstanbul’da bir eşi daha yok, odağında tasarım olan mobilya ve dekorasyon markalarına sahip ilk alışveriş merkezi olacak.

28

Proje içerisinde; beyaz eşyadan mobilyaya, züccaciyeden ev tekstiline kadar ev ve ofise yönelik aklınıza gelebilecek her şeyi barındıracak. Yeni evlenen çiftler, ofisini yeniden dizayn edecekler ya da yeni bir ofis kuracaklar, A’dan Z’ye tüm ihtiyaçlarını Hom Design Center vasıtasıyla karşılayabilecekler. Hom Design Center aynı zamanda içerisinde, mimarların da bulunacağı, yeni dizayn ve tasarımların yapılabileceği bir proje olacak. Ayrıca projenin bir katı tamamen food court olacak ve Gastro Court adını verdiğimiz bu katta 25’in üzerinde gastronomi markası yer

alacak. Bu da alışveriş merkezinin farklılaşması için gerçekleştirdiğimiz çalışmalardan biri. Peki, neden özel konsepti bir alışveriş merkezi? Bu fikir nasıl ortaya çıktı? Türkiye’de yaklaşık 370’e yakın alışveriş merkezi bulunuyor. Bu sayının 2018’e kadar ise 440’lara kadar çıkması düşünülüyor. Sadece İstanbul’u ele aldığınızda bile 100’ün üzerinde alışveriş merkezi var. Özellikle Büyükdere Caddesi aksında çok daha fazla bu sayı… O nedenle bu bölgede farklılaşmak istedik ve özel konseptli AVM


ign Center AVM

cak yürütülen ticaret ise oldukça güzel… Hom Design Center da böylesi güzel ticaretin yürüdüğü bir alışveriş merkezi olacak. Ayrıca burası yalnızca Avrupa Yakası, İstanbul ya da Seyrantepe müşterilerine değil, Türkiye ve Ortadoğu müşterilerine hizmet edecek bir ticaret kapısı olacak. Sadece Skyland İstanbul’da 15 bin kişi yaşayacak zaten. Bu sayısının gelen ve gidenlerle birlikte yaklaşık 25 bin kişiye ulaşması bekleniyor. Tüm bunların dışında, iki büyük dernek MOBDER ve MOSDER ile de güçbirliği yaparak, gerekli sinerjiyi yaratmaya çalışıyoruz.

yatırımı yapmaya karar verdik. Zaten Eroğlu Grubu olarak, tekstile dayanan geçmişimizin de verdiği tecrübe ile tasarıma, farklılığa önem veren bir yapıya sahibiz. Bu önemin de en güzel yansımalarından biri Skyland İstanbul ve Hom Design Center… Hom Design Center kiracılarına ve ziyaretçilerine ne gibi avantajlar sağlayacak? Bugün bir tüketici eviyle ya da ofisiyle ilgili bir konsept yaratmaya

çalıştığı zaman her şeyi aynı yerde bulamıyor ve bunun için İstanbul’un farklı noktalarına gitmesi gerekebiliyor. Buradaki en büyük özellik, ev ve ofisle ilgili olan bütün mağazaların tek çatı altında olması… Ziyaretçilerimiz kapıdan girdiği zaman yerden yatağa, parkeden perdeye, dekorasyon ürünlerinden mutfak beyaz eşyasına kadar, hem ofis hem de evleri için tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek. Bu tüketicinin lehine bir özellik… Markalar için konuşursak, Kapalıçarşı’yı düşünün, orada aynı işi yapan pek çok firma var ve bir rekabet söz konusu. An-

Skyland İstanbul’un birçok müşterisi Ortadoğulu ve bu müşteriler alım noktasında ciddi bir potansiyele sahip. Sadece bir kişi en az 500 bin euroluk alışveriş yapabiliyor. Dolayısıyla Hom Design Center, markaların hem marka algısını yükselteceği hem de ticari anlamda kendini tatmin edeceği bir lokasyon olacak. Seyrantepe aslında yeni gelişen bir bölge. 2017’de bu projenin de bitmesiyle bölgede yaklaşık 12 bin rezidans, 2 bin de yeni ofis olacak. Hom Design Center’da en az 100 mağaza yer almakla beraber aynı zamanda hem dinlenme hem de tasarımcıların workshoplarını yaptığı ve tasarımlarını sergilediği özel alanlar da olacak. Projenin hem Cendere tarafından hem de TEM’den girişi bulunuyor. Ayrıca proje yaklaşık 3 bin 500 araçlık geniş bir oto-

29


AVM

park kapasitesine sahip. Hom Design Center, metroya da çok yakın. Bu yakınlığı kendi lehimize daha fazla çevirmek adına ek olarak, metrodan alışveriş merkezine shuttle hizmeti de vereceğiz. AVM yatırımcıları için üç önemli unsur vardır; lokasyon, lokasyon ve lokasyon… Bu açıdan oldukça avantajlı olduğumuzu düşünüyoruz. Hom Design Center’ın diğer alışveriş merkezlerinden farkı, belli bir konsept üzerinde uzmanlaşması olacak. Bu proje ile birlikte uzman alışveriş merkezlerinin daha da yaygınlaşacağını düşünüyoruz. Eroğlu olarak bizim de amacımız aynı projeyi yaygınlaştırarak, Anadolu’ya taşımak olacak.

Proje için ne kadar bir yatırım maliyeti söz konusu? Skyland İstanbul projesinin toplamı için konuşursak, 800 milyon dolara ulaşmış bir maliyetten bahsedebiliriz. Hom Design Center da bunun bir parçası tabii ki… Yönetim, kiralama ve danışmanlık alanında hangi firma ile çalışıyorsunuz? Kiralama ile ilgili şu an JLL ile çalışıyoruz. Yönetim için henüz net bir karara varılmadı ama yine aynı firmayla devam edeceğiz gibi gözüküyor. Peki, profesyonel anlamda destek almak yatırıma ne kazandırır? Aslında bizim kendi yönetmiş olduğumuz alışveriş merkezlerimiz de var. Mesela Antalya ve Fethiye’de yer alan

Erasta AVM’leri örnek olarak verebiliriz. Ancak bu çok yeni bir konsept… Bu anlamda JLL’in bilgi birikiminden faydalanmak istedik. Ayrıca Edirne’de yer alan ve 31 Mart’ta açılacak olan Edirne Erasta AVM’nin de kiralamasını JLL ile birlikte yürütüyor, onların know-how’undan yararlanıyoruz. Siz hem perakendeci, hem de AVM yatırımcısınız. Bu noktada son dönemlerde gündeme gelen kiraların TL ile alınmasıyla ilgili düşüncelerinizi almak istesek, neler söylersiniz? Her iki taraf için de empati yapabiliyoruz aslında… Zaten biz dolar üstünden hiçbir zaman kira almadık, sözleşmelerimiz dolar endeksli oluyor. Ayrıca Cumhurbaşkanımızın TL’ye geçiş söylemi üzerine yapmış olduğumuz çalışmalar da var. Açılışla ilgili biraz bilgi alalım… Projenin açılışı tam olarak ne zaman gerçekleşecek? Açılışa özel çalışmalar olacak mı? Herhangi bir aksilik olmadığı taktirde Mayıs ayının sonu gibi projemizi hayata geçirmeyi planlıyoruz. Açılışla ilgili hazırlıklara gelince, projenin geçtiğimiz günlerde lansmanını yaptık. Mayıs’a kadar devam edecek süreçte iletişim ve reklam çalışmalarına ağırlık vereceğiz.

30



YATIRIM

Avlu Balıkesir AVM görücüye çıktı

Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin prestij projeleri arasında yer alan Çayderesi Rekreasyon alanı içinde yer alacak olan özel konseptli Avlu Balıkesir AVM, düzenlenen basın toplantısı ile tanıtıldı. Avlu Balıkesir AVM, ilk etabını Mayıs 2017, ikinci ve son etabı ise yaklaşık bir yıl sonra tamamlanarak kapılarını açacak.

B

alıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin prestij projeleri arasında yer alan Çayderesi Rekreasyon alanı içinde yer alacak olan Avlu Balıkesir AVM’nin, lansman toplantısı gerçekleştirildi.

Toplantıda Concept7 Kurucu ortağı Gül Bozbıyık ve Inside Kurucu ortağı Aytaç Özçiçek basın mensuplarına proje hakkında bilgiler verdi. Concept7 Kurucu ortağı Gül Bozbıyık Avlu Balıkesir AVM’nin Türkiye’de bir ilki gerçekleştireceğini belirterek, “Kent merkezini değerli kılacak, farklı hizmet birimlerini kentsel ölçekte kamusal alanda buluşturacak, şehrin yeşil alan kapasitesini yükseltecek öncü bir

proje olarak tasarlandı. Bu doğrultuda, projemizin birinci etabını Mayıs 2017, ikinci ve son etabını ise yaklaşık bir yıl sonra tamamlamayı planladık. Bugün burada bulunma amacımız, esasen Balıkesirli yatırımcılarımızdan aldığımız yoğun talepler üzerine, Avlu Balıkesir hakkında doğru bilgileri sizlere aktarmak. Mayıs 2017’de açacağımız birinci etabımızda; fuar ve kongre merkezi, çocuk oyun alanı, belediye sergi alanı, kafe ve restoran ile eğlence markalarımız yer alıyor. O nedenle bugün buraya sadece yemeiçme markalarımızı davet ettik. Daha sonra gerçekleştireceğimiz büyük proje lansmanımızda bütün ulusal ve uluslararası perakende markalarımızı da davet ediyor olacağız” dedi.

852 KİŞİLİK SİNEMA SALONU Projede kongre ve gösteri merkezi ile ticaret odası binasında birinci etapta yer aldığına değinen Bozbıyık , “Biz bu etapta gölet ve Çayderesi manzaralı kafe ve restoranlara yer verdik. Fast food markaları da bu etapta yer alacak. Bu etabın ana

karakteristiği projenin genel rekreatif dokusu ile uygun olacak şekilde yeme-içme alanları ile eğlenceyi destekleyen çocuk oyun alanı ve kişisel bakım, aksesuar gibi markalardan oluşmasını öngörüyoruz. Projenin ikinci etabında ise 8 salondan oluşan 832 kişilik bir sinema kompleksi alanımız mevcut. Projemizin iki etabı arasındaki ana aksın arasında yaklaşık 40 özel çim heykellerden oluşan özel bir peyzaj alanı ve farklı bitkilerin yer aldığı bir peyzaj koridoru mevcut. Yaklaşık 42 tane deniz konteynırından oluşmasını planladığımız alan ile bu özel peyzaj dokusunu bozmadan iki etabı birbirine bağlamayı ve alışveriş aksının sürekliliğini sağlıyoruz. Bu konteynır alanları aslında küçük mağaza konseptlerini içinde barındıracak kuru temizleme, terzi, lostra, petshop ve kuaför gibi hizmet birimleri, spor giyim ve aksesuar markaları, yerel markalar, hediyelik eşya mağazaları da bu alanda yer alacak. Ayrıca projemizin başından sonuna kadar farklı noktalarda ve farklı konseptlerde 17 adet kiosk mevcut olacak” şeklinde konuştu.

“BALIKESİRLİ OLMAYA GELDİK”

Yönetim stratejileri ve pazarlama ile ilgili bilgiler veren Inside Danışmanlık Şirketi Kurucu Ortağı Aytaç Özçiçek ise şöyle konuştu: “Her yeni açılışın bizim için çok büyük önemi var, özelliklede bu dönem içerisinde. Ülkemizin şu anda bence daha çok başarıya ihtiyacı var ve özellikle bu dönemde daha çok mücadele etmeliyiz. Türkiye’de 378 tane AVM var ve 74 proje hayata geçmek üzere planlanmış durumda. Balıkesir bu konuda biraz daha bakir bir alan... Bizim planladığımız bölgede aslında AVM’nin dışında bir yaşam alanı hazırlamayı düşünüyoruz. Bizim projemiz burayla çok fazla özdeşleşmiş ve gelecekte bence Balıkesir’i ve çevresini ve bölgesini ticarette çok değiştirecek bir AVM olacak. Buraya Balıkesirli olmaya geldik. Çünkü projeye biz de çok inandık. Balıkesir Türkiye’nin en kalabalık 17. şehri… Proje açıldıktan sonra yaklaşık bin kişilik bir istihdam olacak. Sadece alışveriş kısmının 1 yılda 130 milyonluk bir ciro elde etmesini bekliyoruz. Avlu Balıkesir AVM, 6-7 milyon ziyaretçi alacak” dedi.

32



YATIRIM

ESAS GAYRİMENKUL’DEN ÜLKE EKONOMİSİNE VE SEKTÖRE KATKI

34


YATIRIM Esas Gayrimenkul CEO’su Kazım Köseoğlu: “Esas Gayrimenkul’ ün köklü yatırım gücünden de yararlanarak, sadece alışveriş yapılan klasik alanlar yerine, hep altını çizdiğimiz gibi sosyal alanlar yaratıyoruz” dedi. Öncelikle Esas Gayrimenkul hakkında bizlere kısaca bilgi verir misiniz? Faaliyetlerine 2009 yılında, ticari gayrimenkul projelerine yatırım yaparak başlayan Esas Gayrimenkul; Türkiye’de ve yurt dışında yatırım fırsatlarına odaklanan; en genç, en dinamik ve en yenilikçi şirketlerden birisi konumundadır. Esas Gayrimenkul olarak başlıca yurt içi projelerimiz; Kurtköy Aeropark, Maltepe Ofispark, Kavacık Esas Plaza, 14 Burda AVM, 41 Burda AVM, 17 Burda AVM ve 67 Burda AVM. 2018 yılında da 01 Burda AVM, 10 Burda AVM ve 39 Burda AVM projelerimizi hayata geçirmiş olmayı planlıyoruz. Bu üç proje yatırımı ile toplam 360 bin metrekare kiralanabilir alana ulaşmayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda toplam yatırım miktarımızın ise 600 milyon dolar olduğunu belirtebiliriz.

Dünyanın dört bir yanındaki büyük yatırımlarıyla müşterilerinin beklentilerini en iyi ve en profesyonel şekilde karşılamak, onlara en doğru hizmeti verebilmek amacıyla 2009 yılında kurulan Esas Gayrimenkul, faaliyetlerine ticari gayrimenkul projelerine yatırım yaparak başladı. Kurtköy Aeropark, Maltepe Ofispark, Kavacık Esas Plaza, 14 Burda AVM, 41 Burda AVM, 17 Burda AVM ve 67 Burda AVM’lerine ek olarak 2018 yılında da 01 Burda AVM, 10 Burda AVM ve 39 Burda AVM projelerini hayata geçirmeyi planyan Esas Gayrimenkul, bu üç proje yatırımı ile toplam 360 bin metrekare kiralanabilir alana ulaşmayı hedefliyor. Bu projelerin toplam yatırım miktarı ise 600 milyon dolar civarında… 350 bin metrekarelik bir kiralanabilir alanı ortaklarımız ile yönetiyoruz. Esas Gayrimenkul olarak yurt içinde ve yurt dışında ticari gayrimenkul alanında yatırım yapmaya hızla devam edeceğiz. Esas Gayrimenkul olarak; her iki senede 3 tane yeni AVM yapma hedefiyle hareket ediyor, bu anlamda 2018 yılında da 3 tane AVM açmayı hedefliyoruz. AVM yatırımı gerçekleştireceğimiz şehirlerde üniversite olmasına önem veriyoruz. Aynı zamanda AVM’nin belli bir büyüklükte olmasına, doğru kiralama ve yönetme imkanı sunmasına dikkat ediyoruz.

Yurt dışında da yatırımlarımıza aktif bir şekilde devam eden bir firma olarak İngiltere’de toplamda 6 adet alışveriş merkezi ve 11 adet ofis binası; New York Manhattan’da da 1 otel, 2 Bir Esas Gayrimenkul proofis binası projemiz öne çı- jesi olan “Esas 17 Burda kıyor. İngiltere’de toplamda AVM”yi kısaca tanıtır mısınız?

Çanakkale’nin merkezinde halkın tüm ihtiyaçlarına çözüm bularak; alışverişin yanı sıra yeme-içme, kültür-sanat ve eğlencenin de tek adresi olma hedefiyle hayata geçirilen Esas 17 Burda AVM; toplamda 36 bin metrekare kiralanabilir alanı ve 120 mağazası ile ulusal ve dünya markalarının yüzde 80’ini tek bir çatı altında buluşturuyor. Esas 17 Burda AVM; bin araç kapasiteli otoparkı, 2 bin 400 metrekarelik hipermarketi, bin metrekarelik elektronik marketi, 10 bin 500 metrekarelik anchor moda mağazaları ile alışverişin en kapsamlı halini ziyaretçilerine sunuyor. Bir kültür ve üniversite kenti olarak öne çıkan Çanakkale’de yer alan Esas 17 Burda AVM, sosyal olarak da güçlü bir ya-

tırıma ev sahipliği yapıyor. Bin 800 metrekarelik sinema alanı ve toplamda 8 adet sinema salonu, bin 800 metrekarelik eğlence alanı ile Esas 17 Burda AVM; Çanakkale halkı için sosyal hayatın ve eğlencenin kalbi konumunda. Esas 17 Burda AVM 3 bin 600 metrekarelik food-court alanı, 2 bin metrekarelik kafe&restoran alanları ile misafirlerine unutulmaz lezzet deneyimleri sunuyor. Açık ve kapalı alanlı mimarisi, meydanlardaki kafeleri, restoranları ve özel alanları, yeşil bahçeleri ve dinlenme noktaları ile de hayatın keyfini her an doyasıya yaşamak isteyenlerin buluşma noktası olarak öne çıkıyor. Proje için neden Çanakkale seçildi? Lokasyon seçiminde öne çıkan unsurlar neler oldu? Esas Gayrimenkul olarak; Anadolu’da AVM’si olmayan tüm illeri yeni alışveriş ve yaşam merkezine kavuşturmak, bu alışveriş ve yaşam merkezlerimizi şehrin sosyal buluşma, çekim noktası haline getirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu anlamda Esas Gayrimenkul’ün köklü yatırım gücünden de yararlanarak, sadece alışveriş yapılan

35


YATIRIM ve ülke ekonomisine katkı sağlıyor. Bundan sonra da Çanakkale halkına yaraşır hizmetler sunmak için çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz.

klasik alanlar yerine, hep altını çizdiğimiz gibi sosyal alanlar yaratıyoruz. AVM’lerimizi açarken, bölgelerin iklimi gibi noktaları da göz önünde bulundurarak, kent halkının tercihlerine, alışkanlıklarına, ihtiyaçlarına ve beklentilerine cevap vermeye çalışıyoruz. Bu anlamda Esas Gayrimenkul olarak; Ege ve Avrupa kültürünün harmanlandığı Çanakkale’de yatırım yapmaya karar verdik. Çanakkale; yaklaşık 500 bin kişilik toplam nüfusu, 44 bin 500 kişilik üniversite öğrencisi profilinden oluşan genç nüfus potansiyeli, coğrafi konumu, deniz ve kara ulaşımı imkanları yönünden Türkiye’nin dışa açılan kapılarından biri olması; bünyesinde bulundurduğu sanayi kuruluşları, yabancı şirketler, Çanakkale Boğazı, Çanakkale Limanı, organize sanayi bölgeleri ile de bizim için cazip bir yatırım noktası oldu. 17 Burda AVM’de yer alan perakende mağazalarına yö-

36

nelik sunulan özel avantajlar ve ayrıcalıklar var mı? Bizlerle birlikte çalışan müşterilerimizin ve AVM’lerimizde bulunan yatırımcılarımızın, Esas Gayrimenkul gibi köklü bir kuruluşa güven duyarak daha emin bir şekilde çalışmalarına devam ettiklerini belirtebilirim. Yatırımlarımıza devam ederken, sektörün gelişmesine de katkı sağlıyoruz. Yatırımlarımızın bulunduğu şehirlere katma değer sağlarken, müşterilerimize ve AVM’lerimizde bulunan yatırımcılarımıza da çeşitli fırsatlar sunuyoruz. 17 Burda Alışveriş Merkezi ile Çanakkale’de neler değişti? AVM Çanakkale’ye neler kattı? AVM’lerimizi açarken, çok çeşitli alanlarda farklılaşmayı hedefliyoruz. Bölgelerin iklimleri gibi noktaları da göz önüne alarak, kentin insanlarının tercihlerine, ihtiyaçlarına ve beklentilerine cevap vermeyi esas alıyoruz. Bu sebeple AVM yatırımlarımızı sosyal yatırımlar olarak değerlendiriyoruz. Çanakkale’nin en büyük alışveriş ve yaşam merkezi olma

özelliğine sahip olan Esas 17 Burda AVM’de; dünya standartlarındaki özellikleri ile Çanakkale’yi beklediği markalar ile tanıştırmaya, alıveriş alışkanlıklarını değiştirmeye ve yeni deneyimlere davet ediyor. Çanakkale’de yaklaşık bin 800 kişiye ciddi bir istihdam yaratan Esas 17 Burda AVM; bölge

Şu an Çanakkale’de ciddi yatırımlar söz konusu. Peki, bu yatırımlar 17 Burda AVM’yi sizce nasıl etkiler? Medeniyetlerin, kültürlerin ve tarihin kesişme noktası olarak değerlendirilen Çanakkale, yatırımcılar için de oldukça önemli bir konumda yer alıyor. Bu anlamda özellikle son yıllarda Çanakkale’ye farklı alanlarda yatırımlar gerçekleştiriliyor. Gelişime açık Çanakkale’nin gerçekleşen yatırımlar ile daha da ilerleyeceğini düşünmekteyiz. Tüm bu yatırımlar sayesinde sosyo-ekonomik düzeyin daha da gelişeceğini ve alışkanlıkların farklılaşacağını düşünüyoruz. Bu anlamda yatırımların Esas 17 Burda AVM’yi de olumlu etkileyeceğini kanısındayız.

Son olarak, 2017’ye özel Esas 17 Burda AVM’nin plan ve projeleri neler? Esas 17 Burda AVM olarak 2017 yılında da ziyaretçilerimizi birbirinden özel sürprizlerle bir araya getireceğiz. Ayrıca Çanakkalelilerin yaşam ve buluşma noktası olmayı hedefliyoruz. Bu anlamda bu yıl da sosyal yaşam alanları sunabileceğimiz farklı projeler ile Çanakkaleliler ile buluşacağız.



AVM

Grand Pera’nın 2017 hedefi

20 milyon ziyaretçi... TARİHİ DOKUYU KALİTE ODAKLI ÇAĞDAŞ BİR DENEYİMLE BÜTÜNLEŞTİREN GRAND PERA, MARKA KARMASI, ZENGİN ETKİNLİK PROGRAMI, MADAME TUSSAUDS MÜZESİ, EMEK SAHNESİ VE SİNEMA SALONLARIYLA 2017’DE 20 MİLYON ZİYARETÇİ AĞIRLAMAYI HEDEFLİYOR.

38

İstanbul’un değerli tarihi binalarından, İstiklal Caddesi’ndeki Cercle d’Orient’ı dünya standartlarında bir restorasyon kalitesiyle eski ihtişamına kavuşturan Grand Pera projesinin 2017 hedeflerini paylaşan Grand Pera Genel Müdürü İhsan Salar, perakende sektörüyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Beyoğlu’nun ziyaretçi sayısının yılda 500 milyona ulaştığını belirten İhsan Salar, “Projeyi hayata geçirirken, ‘tarihe saygı’ ve ‘mimari, sosyal ve kültürel dokuya uyum’ en önemli önceliğimiz oldu. Kalite odaklı bir yaklaşımla, tarihi dokuyu çağdaş bir deneyimle bütünleştirdik. Misafirlerimize, modayı, lezzeti, alışverişi, eğlenceyi, kültürü, sanatı, sinemayı yüksek kalite standartlarında sunmayı hedefledik. Grand Pera’nın, zengin etkinlik programı, Madame Tussauds Müzesi, Emek Sahnesi ve sinema salonları gibi mıknatıs etkisi yaratan değerleriyle İstanbul’un en işlevsel yaşam merkezi olacağını düşünüyoruz. Kültür sanat odaklı iş modelimizle, 2017’de 20 milyon ziyaretçiyi Grand Pera’da ağırlamayı hedefliyoruz. 20 milyon ziyaretçinin en az yüzde 15’lik kısmının müze, sinema, tiyatro, konser gibi, bileti önceden satın alınan etkinlikler aracılığıyla Grand Pera’ya geleceğini düşünüyoruz” dedi.


AVM

2016’nın zorlu bir yıl olduğunu, İstiklal Caddesi’nin de mevcut gündemden etkilendiğini ifade eden İhsan Salar, “Cadde üzerindeki mağazaların genellikle bireysel mal sahipleri var, ticari anlamda kurumsal bir yapıdan söz etmek mümkün değil. Mal sahiplerinin, zorlu ekonomik koşullarda markaları desteklemesi de ne yazık ki gerçekçi değil. Belirli bir finansal gücü ve tecrübesi olan Grand Pera gibi kurumsal yapılar, zor günlerde markalara çok daha esnek davranabilir, ticaretin kesintisiz bir şekilde devam etmesine zemin yaratabilir. Diğer taraftan Grand Pera olarak, sektördeki tecrübemizle, mağaza kiralamak isteyen bir markanın kira/ciro fizibilitesini ayrıntılı bir şekilde yapabiliyoruz. Örneğin bir kitapçı, bir restoran ya da hızlı tüketime yönelik bir markanın ciro potansiyelinin birbirinden çok farklı olduğunu biliyor ve kiralama sürecindeki değerlendirme kriterlerimizi bu doğrultuda belirliyoruz” dedi. Atasun Optik, Atelier Rebul, Beta, Caribou Caffee, De Facto, Elegance Optik, Esspresso Lab, Gizia, Göz Grup, Penti, Saat&Saat, Tekin Acar, Accessorize, Coquet, Yves Rocher, Macro Center, Coffee Shop Company, The House Cafe, Madame Tussauds ve

Cinemo olmak üzere 20 markanın Grand Pera’da yer aldığını ifade eden İhsan Salar, “Grand Pera, 5 bin metrekaresi Cercle d’Orient olmak üzere toplamda 20 bin metrekarelik bir alandan oluşuyor. Toplam metrekarenin yaklaşık yüzde 40’lık bölümü kültür-sanat faaliyetlerine ayrılmış durumda. Mevcut durumda kiralanan toplam alan ise 10 bin 500 metrekareye ulaşmış durumda” dedi. Perakende sektörüyle ilgili değerlendirmelerde de bulunan İhsan Salar sözlerine şöyle devam etti: “Bugün AVM’ler, ülke ekonomisinde 53,5 milyar dolarlık bir yatırımı ve 450 bin nitelikli istihdamı temsil ediyor. Bu boyutuyla sektörün, her kriz döneminden daha da güçlü bir şekilde çıkma potansiyeline sahip olduğuna inanıyoruz. 2016’da yaşanan olumsuzluklar, tüm sektörleri olduğu gibi perakende sektörünü de etkiledi. Ancak biz geleceğe umutla bakıyoruz. Alışveriş Merkezi ve Yatırımcıları Derneği verilerine göre, AVM sektörü 2016 yılını 100 milyar TL’lik bir ciroyla kapattı. 2017 yılında cironun 110 milyar TL’ye ulaşması bekleniyor, 2023 hedefi ise 200 milyar TL. Doğru yatırım ve stratejilerle bu hedeflere ulaşmak mümkün.”

39


YATIRIM

MNG'den Erzurum'a 400 milyon liralık AVM yatırımı

Merkez Yakutiye ilçesinde eski terminal binası yerine inşaatının yüzde 90'ı tamamlanan, 160 bin metrekare kapalı alanı ile Doğu'nun en büyük AVM'si olan MNG Mall'da 175 işyeri, 10 bin araçlık kapalı otopark, hem çocuklar hem de büyükler için 5 bin 500 metrekarelik bir yaşam alanı bulunuyor. Sinemasından bowling salonuna kadar bir çok sosyal aktivitenin yer alacağı AVM'nin sadece Erzurum'a değil, çevre iller ile sınır komşusu olan İran'a hizmet vereceği belirtildi. Doğu'ya yapılan her türlü yatırımın ekonomiye olan güvenin bir göstergesi olduğuna dikkati çeken MNG Mall Genel Müdürü Aydoğan Süer, yaklaşık 400 milyon liralık bir yatırım bütçesine sahip olan Erzurum MNG Mall ile sadece Erzurum'da değil Iğdır, Kars, Ardahan, Bingöl, Muş, Bayburt, Ağrı'da yaşam standartlarını yükseltmeyi hedeflediklerini bildirdi. Ayrıca kış turizmi kapsamında Erzurum'a gelen çok sayıda İranlılara da hizmet vereceklerine işaret eden Aydoğan Süer, Türkiye'de AVM sektörünün 285 milyar dolar pazar payı olduğunu hatırlattı. Bu sektördeki pazar payının Yunanistan'ın bütçesinden 8-9 kat daha fazla olduğuna işaret eden Genel Müdür Aydoğan Süer, kiraya verilecek işyerlerinde dolar kurunu sabitleyeceklerini belirtti. İşyeri kiralama ve yönetimi MNG Mall bünyesinde

40

oluşturulan MNG Yönetim Hizmetleri A.Ş. ile yürüteceklerini vurgulayan Aydoğan Süer şunları söyledi: “Erzurum MNG Mall'e yapılan yatırıma Erzurum halkı sahip çıkıyor. Yatırımcı olarak bu bizi çok memnun etti. Bölgenin en büyük yatırımı olan AVM'de yaklaşık bin 500 gence uluslararası geçerliliği olan bir meslek edinme fırsatına dönüştürmeyi planlıyoruz. Bölgede bin 500 genç istihdam edeceğiz. Bu işin bir ekonomik karlılık tarafı var. Bir de sosyal sorumluluk tarafı. Kariyer hayatlarına ilk adım attıkları süre içerisinde bin 500 gencimiz istihdam etmenin heyecanı içerisindeyiz. Önümüzde açık bir tablo var. Projemizin en üstün özelliği de sos-

Erzurum'da MNG tarafından yapımına başlanan, 400 milyon liraya mal olacak alışveriş merkezinin inşaatında son aşamaya gelindi. Soğukların etkili olduğu kış mevsiminde çalışmaların devam ettiği merkezin, önümüzdeki Eylül ayında hizmete girmesi planlanıyor. yal yaşam alanlarının gerçekten büyük metrekarelerde ayrılmış olması. Birçok markanın ön taleplerini topladık. Büyük alışveriş merkezlerinde her hafta sonu etkinlik var. Biz Türkiye’de bir ilki gerçekleştireceğiz. Her hafta sonları etkinlik değil hafta içinde de AVM'nin her katında farklı bir etkinliği gerçekleştireceğiz. AVM'nin açılış tarihi Eylül’de olacak.”



YATIRIM

BİNLERCE YATIRIM ŞİRKETİNİ BİR ARAYA GETİRECEK OLAN VE 500 MİLYAR DOLARLIK YATIRIM ÖDENEĞİ VERİLEN MIPIM’DE TÜRKİYE, GAYRİMENKUL VE MİMARLIK ŞİRKETLERİ KADAR ULUSLARARASI İŞBİRLİKLERİ VE YATIRIMLARDA ÖN PLANA ÇIKMAYA KARARLI ŞEHİRLERLE DE TEMSİL EDİLECEK. Alkaş Yönetim Kurulu Başkanı ve JLL Türkiye Ülke Başkanı Avi Alkaş’ın Türkiye temsilciliğini yaptığı dünyanın en büyük ve en önemli gayrimenkul fuarı MIPIM 2017 öncesinde düzenlenen basın toplantısı, fuarın, Türkiye’nin gövde gösterisine sahne olacağını ortaya koydu. Yabancı yatırımcıların Türkiye ilgisinin halen sürdüğünün altının çizildiği basın toplantısında dikkat çekilen konulardan bir diğeri de sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada yaşanan olumsuzluklar karşısında bu ilginin istikrarlı bir şekilde korunması için Türk gayrimenkul yatırımcıları ve belediye başkanlarının fuarda daha önceki yıllardan çok daha etkinleşme kararlılıkları oldu.

42

Türkiye’nin potansiyeli

MIPIM 2017’de gösterilecek ULUSLARARASI PLATFORMLARDA TÜRKİYE’DEKİ PAZARIN CANLI VE HAREKETLİ OLACAĞININ GÜVENİNİ VERMEMİZ GEREKİYOR Alkaş Yönetim Kurulu Başkanı ve JLL Türkiye Ülke Başkanı Avi Alkaş, MIPIM’i “Dünyanın hiç şüphesiz en büyük ve en önemli gayrimenkul ve perakende organizasyonu” sözleriyle nitelendirerek, “MIPIM’i büyük ve önemli kılan en önemli etken ise, alanın gerçekten en büyük yatırımcılarının ve iddiasını sadece bulunduğu coğrafya ile sınırlı tutmayıp dünya çapına taşımaya kararlı olan gayrimenkul şirketlerinin burada istikrarlı bir şekilde yer almasıdır. Bir bu kadar önemlisi, yeni ve geleceği öngören yatırımlarla büyüyüp gelişen şehirlerin de burayı en önemli kilometre taşı olarak değerlendirerek katılmalarıdır” dedi. Türkiye’nin zor bir yılı geride bıraktığına ve bunun, gayrimenkul sektörüne de yansıdığına işaret eden Avi Alkaş, böyle bir dönemde MIPIM ve benzer uluslararası organizasyonlarda her zamankinden daha etkin bir şekilde varlık gösterilmesi gerektiğini vurguladı. Avi Alkaş, şöyle devam etti:

“Geçmişte Başbakan Yardımcısı düzeyinde Ali Babacan’ın da katılımıyla Türkiye’nin Onur Ülkesi olduğu MIPIM Fuarı’na önümüzdeki Mart ayında da daha büyük bir katılım gerçekleştirebilmeyi arzu ediyoruz. Ekonomik canlılıkla, her şeye rağmen ilan edilen ekonomik seferberlikler doğrultusunda yatırımcımızın, iş insanımızın, bu konuda hizmet üretenlerimizin hep birlikte orada yine boy göstermesini sağlamalıyız. Böyle zamanlarda ülke olarak tanıtıma daha çok ihtiyacımız var. Uluslararası platformlarda Türkiye’deki pazarın canlı ve hareketli olacağının güvenini yatırımcıya vermemiz gerekiyor.” Avi Alkaş’ın dikkat çektiği bir diğer konu, Türkiye’den mülk edinen yabancıya vatandaşlık verilmesi ve bu fırsatın yabancılara daha iyi tanıtılabilmesi için uluslararası kulvarda yapılması gereken çalışmalar oldu. Avi Alkaş, şöyle konuştu: “Türkiye’den mülk edinen yabancıya vatandaşlık verilmesi yönündeki gelişme, Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden biri olan inşaat sektörünün hareket kazanması açısından oldukça heyecan verici.


YATIRIM plana çıkacak stratejiler kurgulamalıyız.”

Bu hamle ile Türk inşaat sektörüne yurt dışından daha çok talep yaratılacaktır. Ancak, bu fırsatı yabancılara daha iyi tanıtmak için yurt dışında da pazarlama faaliyetlerinde bulunmak gerekiyor. MIPIM gibi Avrupa’nın önemli gayrimenkul fuarları, Türkiye’ye yatırım çekmek için çok önemli bir platform.”

BU SENEKİ MIPIM FUARI, TÜRKİYE ALGISINI GÜÇLENDİRMEK VE OLUMSUZ ALGININ GİDERİLMESİ AÇISINDAN SON DERECE ÖNEMLİ Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Başkanı Aziz Torun, MIPIM Fuarı’nı özellikle kurumsal yabancı yatırımcılara ulaşmak ve projeleri tanıtmak adına verimli bir fuar olarak değerlendirirken, uluslararası fuarları, ülkelere yönelik ilgiyi fırsata çevirmek açısından en önemli buluşma noktaları olarak nitelendirdi. Bu noktada

Türkiye’ye yönelik ilgiye dikkat çeken Aziz Torun, pek çok özelliğinin yanı sıra nitelikli gayrimenkul projeleriyle dünyanın farklı coğrafyalarından yoğun ilgi gören Türkiye’ye yönelik ilginin de bu fuarlar vasıtasıyla fırsata çevrilebileceğini söyledi. Diğer yandan dünya gayrimenkul platformunda Londra, New York, Paris, Moskova gibi dün-

ya şehirleriyle yarıştıklarının altını çizen Aziz Torun, dikkat çekici önerileri dile getirdi: “Bu nedenle önce ülkemizi sonra başta İstanbul gibi şehirlerimizi daha iyi tanıtmalıyız. Yalnızca proje tanıtımı bu açıdan yeterli değil. Bu tanıtımları yaparken ilgili bakanlıklar, belediyeler, sivil toplum örgütleri birlikte hareket etmeli, ülkemizi ve sektörümüzü olarak ön

Aziz Torun’un dikkat çektiği bir diğer konu, bu seneki MIPIM Fuarı’nın Türkiye’nin algısını güçlendirmek açısından taşıdığı önem oldu. Aziz Torun, şöyle konuştu: “Ülkemizde yaşanan terör olayları ve darbe girişimi sonrası oluşan olumsuz algının giderilmesi adına da oldukça önemli bir fırsat olacağını düşünüyorum. Terör yalnızca Türkiye için değil dünyanın geneli için bir risk. Türkiye’de uluslararası yatırımcıların can ve mal güvenliği her türlü uluslararası anlaşma ile güvence altına alınmıştır. Ve Türkiye büyüyen gelişen bir ülkedir. Bu büyümedeki en önemli pay gayrimenkul sektörünündür. Altyapı yatırımları, köprüler, yollar, havalimanları, santraller, telekom alt yapıları gibi bir ülkenin gelişmişliğinin en önemli sembolleri olan bu yatırımlar hız kesmeden devam etmektedir. MIPIM tüm bunları anlatmamız için önemli bir platform olacak.”

HAYAL SATMAYA DEĞİL, TÜRKİYE’NİN EN PRESTİJLİ PROJELERİYLE ÇIKARMA YAPMAYA GİDİYORUZ

Fuara yaklaşık 45 yatırımcı ve Beyoğlu, Galataport, Haliçport, Tarlabaşı, Okmeydanı, Piyalepaşa, Örnektepe’deki 6 proje ile katılan Beyoğlu Yatırım Grubu (Beyoğlu Investor Group-BIG)’na liderlik yapan Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ise, MIPIM’e hayal satmak için değil, proje dolu çantalarıyla Türkiye’nin en gözde projelerini dünyaya arz etmek için katıldıklarını vurguladı. Ahmet Misbah Demircan, şöyle konuştu: “Türkiye’nin en prestijli projeleri Beyoğlu’nda hayat buluyor. Galataport ve Haliçport projeleri Beyoğlu’nda yükseliyor. Pera bölgesindeki Tarlabaşı projesi Beyoğlu’nda inşa ediliyor. Ülkemizin en büyük kentsel dönüşüm hamlelerinden biri olan Okmeydanı Kentsel Dönüşüm Projesi bizim sınırlarımızda. Mahalle ve modern kent yaşamına uygun konseptte Piyalepaşa yine Beyoğlu’nda. Sütlüce’deki Örnektepe örnek dönüşüm projemiz yatırımcıların ilgisini çekiyor. Çantamız projelerle dolu. MIPIM’e hayal satmaya gitmiyoruz. Mimarisi, mühendisliği ve şehirleşme konseptiyle Türkiye’nin en iddialı projelerini götürüyoruz. Son 3 yıldır dünya emlak piyasasının kalbi MIPIM’e düzenli olarak katılıyorduk. Bu sene, Beyoğlu’ndaki tüm iş insanlarımızla bir araya gelerek Beyoğlu Yatırımcılar Grubu (Beyoğlu Investor Group-BIG) olarak müşterek bir platformla MIPIM’e çıkarma yapma kararı aldık. Konjonktürel sıkıntılarla uğraştığımız şu günlerde tüm yatırımcılarımızla kenetlenerek uluslararası vitrine çıkmamız çok anlamlı. Biz yereldeki kamu otoritesi olarak yatırımcımızın yanında olduğumuzun mesajını çok net vermek için MIPIM’de Beyoğlu’nun dolayısıyla Türkiye’nin en gözde projelerini dünyaya arz edeceğiz.”

43


ıgs mağazacılık

YATIRIM

Perakende sektöründen AVM yatırımcılığına… HER GEÇEN GÜN ARTAN AVM SAYILARI YENİ YERLİ YATIRIMCILARI DA HAREKETE GEÇİRİYOR. PERAKENDE SEKTÖRÜNE YILLARCA EMEK VERMİŞ, MARKALAŞMIŞ ÜRÜNLERİ İLE TANINAN YERLİ YATIRIMCILAR ÖZELLİKLE ANADOLU’DA BİRÇOK PROJEYE İMZA ATIYOR. KONUYA YÖNELİK GÖRÜŞTÜĞÜMÜZ IGS MAĞAZACILIK YÖNETİM KURULU BAŞKANI YAŞAR ERDOĞAN, PERAKENDE SEKTÖRÜNDEN AVM YATIRIMCILIĞINA UZANAN ÖYKÜLERİNİ VE SEKTÖRE BAKIŞ AÇILARINI BİZLERE ANLATTI.

44

Perakende sektörü yatırım için neden gayrimenkulü seçiyor? Siz de tercihinizi aynı nedenlerden ötürü mü bu yönde kullandınız? Perakendenin, paranın günlük olarak hareket ettiği, toplamda çok fazla ciroların oluştuğu ama maalesef yılın sonunda veya daha uzun bir dönemin sonunda kalıcı bir finansal varlık oluşturamama gibi bir riski var. O nedenle perakendecilerin bir kısmı muslukların aktığı dönemde, akarın bir bölümü ile kalıcı bir yatırım yapmayı tercih ediyor. Bu muslukların kuruduğu dönemler içinde bir teminat demek. Perakende geçmişine sahip olmanın AVM yatırımcılığındaki avantajı nedir? AVM yatırımcılığı perakendenin bütün türevlerinin tecrübeleriyle birlikte bir çatı altına toplanmasıdır. İnsan et kemik olmadığı gibi, AVM yatırımı demir, çimento veya bina değildir. Perakendeci olan AVM yatırımcısı AVM’yi; perakende, pazarlama, tasarım, trend, moda, hesap, inovasyondan oluşan atmosfer olarak görür ve yaşatır. AVM’yi sadece pahalı bir bina olarak inşa edenlerin

akıbetini maalesef bu günlerde sıklıkla görüyoruz. Her iki sektör içinde empati yapabilen yatırımcı olarak son dönemlerde gündeme gelen TL’ye geçişle ilgili neler düşünüyorsunuz? AVM’lerde esasen döviz kirası yok, dövize endeksli TL kirası var. Yatırımlar için döviz kredisi kullanılınca ve yatırımların üçte biri yabancı yatırımcı olunca kiralama dövizle yapılıyor. Uygulamada döviz yükselince bir yere sabitleniyor, normalleşince döviz kuru uygulanıyor. “Hadi sözleşmeleri TL yapalım” dediğinizde kiracıların büyük çoğunluğu buna yanaşmıyor. Esas problem döviz kirası değil, AVM’lerin çok lüks inşa edilmesi, lüks yönetilmesi, kira ve genel giderlerin dünya ortalamasının iki katını aşmasıdır. İki sektör arasındaki farklılıklar ya da benzerlikler neler? Biz iki sektör arasında bir farklılık görmüyoruz. Perakende ve AVM müşteriyi anlama, hissetme, sürekli yenilenen taleplerine sürekli gelişen çözümler üretmektir.



YATIRIM

4 milyar TL’lik gayrimenkul devi doğdu işbirliğimizi Beymen ile gerçekleştiriyoruz. Suadiye’de Beymen için dünya standartlarındaki mimari yaklaşımımızla gerçekleştirdiğimiz özel mağaza eylül ayında kapılarını ziyaretçilerine açacak.

YENİ MARKASI: AKAPARTMAN

Ayrıca Durusoy, AKİŞ GYO yeni markası Akpartman ile de prestijli ve hayat dolu lokasyonlarda, yenilikçi ve özgün tasarımları, eşsiz mimari özellikleriyle yeni yaşam alanları oluşturmayı hedeflediklerini belirtti. Akapartman markalı ilk proje olan “Akapartman Suadiye”, 3+1 ve 4+1 dubleks tipi seçenekleriyle ve panoramik deniz manzarasıyla her detayı düşünülmüş özel tasarımı ile dikkat çekiyor.

A

kkök Holding bünyesinde faaliyetlerini sürdüren AKİŞ GYO, Türkiye’nin lider gayrimenkul yatırım ortaklıklarından SAF GYO ile birleşti. Birleşmeyle, iki şirket faaliyetlerine AKİŞ GYO çatısı altında devam edecek. Birleşmeden önce SAF GYO bünyesinde bulunan Akasya Alışveriş Merkezi; Akbatı Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nin de sahibi olan AKİŞ GYO çatısı altına girdi. AKİŞ GYO’nun birleşme sonrası özkaynak değeri 2.5 milyar TL’ye, toplam varlıkları 4 milyar TL’ye ve yıllık kira geliri 320 milyon TL’ye yükselecek. AKİŞ GYO bu birleşmeyle Türkiye’nin en büyük gayrimenkul yatırım ortaklıklarından birisi oldu.

“REKABET GÜCÜMÜZ ARTACAK”

AKİŞ GYO A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Gökşin Durusoy, SAF GYO’yu bünyelerine katarak yollarına daha güçlü şekilde devam ettiklerini belirtti. İki kurumun kaynaklarının birleşmesinin ekono-

46

mik, operasyonel ve rekabet gücü açısından önemli avantaj sunacağını aktaran Gökşin Durusoy, “Operasyonel açıdan bakılınca alışveriş merkezlerinin doğrudan tek merkeze raporlamasının standardizasyon ve kurumsallaşmaya sağlayacağı katkı ile karar alma süreçleri kısalacak, yönetim avantajı yaratılacak. Marka bilinirliği yaratma konusunda büyük ve daha güçlü tek bir şirketin öne çıkmasının sağlayacağı faydalar da önemli” dedi. Birleşme sonrasında doğan daha büyük şirketin rekabet avantajı sağlayacağını da vurgulayan Durusoy, “Şirketin bilanço büyüklüğü düşünüldüğünde potansiyel proje kapsamı genişleyecek, proje geliştirme gücü artacaktır. Birleşme ile AKİŞ GYO önemli bir kira gelirine sahip olacak. Şirket, önemli temettü dağıtma potansiyeline kavuşacak” diye konuştu.

CADDE MAĞAZACILIĞINA 420 MİLYON TL YATIRDI

420 milyon TL yatırımla yükselen cadde projelerinin 2018 yılında tamamlanacağını belirten Durusoy projeler hakkında şu bilgileri verdi: “Ağırlıklı olarak perakende üniteler içeren cadde projelerimiz, sektörün ihtiyaçlarına göre modern biçimde tasarlanarak Bağdat Caddesi’nin prestijine katkıda bulunacak. Cadde mağazacılığında ilk

BEYKOZ’A 150 MİLYON TL’LİK PROJE Beykoz bölgesinde de yatırım fırsatlarını değerlendirdiklerini ifade eden Gökşin Durusoy, 2018 yılında 40 bin metrekare alan üzerinde 150 milyon TL’lik yatırımla konut ve ticari alanların bulunduğu projeye başlayacaklarını sözlerine ekledi.

TÜRKİYE’DE GAYRİMENKUL SEKTÖRÜNDE SIRALAMAYI DEĞİŞTİREN DEV BİRLEŞME AKİŞ VE SAF GYO ARASINDA GERÇEKLEŞTİ. AKİŞ GYO A.Ş. GENEL MÜDÜRÜ GÖKŞİN DURUSOY, “BU BİRLEŞME İLE ÖZKAYNAK BÜYÜKLÜĞÜ AÇISINDAN ÖZEL SEKTÖR GYO’LARI ARASINDA 3. SIRAYA YÜKSELDİK. YENİ ŞİRKET TEMETTÜ POTANSİYELİ, REKABET AVANTAJI VE PROJELERDE HAREKET KABİLİYETİ SAĞLAYACAK” DEDİ.



Alışverişin en doğru adresi;

HIghway Outlet AVYM 2017 yılında; moda defileleri, konserler, imza günleri, çocuklara ve gençlere yönelik etkinlikler, hediye çekilişleri, araç kampanyaları, indirim günleri ve bunun gibi birçok etkinliği gerçekleştireceklerini belirten Tuncer, “2017 Hıghway Outlet’in yılı olacak” dedi.

“Bİz Avrupa’nın en büyük otoyol hİzmet tesİSİ olarak müşterİlerİMİze daİma en İYİ hİzmet kaLİTESİNİ en doğru şekİlde sunmayı amaç edİNDİk” dİyen Highway Outlet Alışverİş ve Yaşam Merkezİ’nİn Genel Müdürü Dr. M. Arİf Tuncer, “2017 yılında da öncekİ yıllarda olduğu gİBİ bunu sağlamak adına var gücümüzle çalışmaya devam edeceğİz” dedİ.

48


Bünyesinde 86 seçkin markayı bulunduran ve Avrupa’nın en büyük otoyol hizmet tesisi olan Highway Outlet Alışveriş ve Yaşam Merkezi, sadece Batı Karadeniz Bölgesi’nde değil İstanbul-Ankara otoyolu üzerinde bulunmasının avantajıyla tüm yurtta adından söz ettirmeye devam ediyor. Bünyesinde barındırdığı seçkin mağaza ve markalarının yanı sıra, sosyal mekanları, kafe ve lokantalarıyla da müşterilerine hizmet veren Highway Outlet Alışveriş ve Yaşam Merkezi, 2016 yılında da huzurlu ve mutlu alışverişin adresi olmayı başardı. Bu sayımızda, Highway Outlet Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nin bugünlere gelmesinde büyük pay sahibi olan Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nin Genel Müdürü Dr. M. Arif Tuncer’le yakalanan başarının hikayesini konuştuk.

Öncelikle sizi tanıyalım Arif Bey… Kısaca kendinizden bahseder misiniz? Aslen Ankaralıyım. 1983 yılında Kilis’te doğdum. 2005 yılında Muğla Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü’nden, 2011 yılında Atılım Üniversitesi İşletme Yönetimi-MBA Master programından mezun oldum. 2016 yılında Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalından “Bireycilik-Çoğulculuk Kültürel Boyutunda Alışveriş Merkezi Müşterilerinin Tüketici Etnosentrizmi: Türkiye (İstanbul)-Hollanda (Amsterdam) Karşılaştırmalı Çalışması” konulu doktora tez çalışmam ile “Bilim Doktoru” unvanını aldım. İş hayatına 2008 yılında, ilaç sektöründe adım attım. Akademik çalışmalarım ile doğru orantılı olarak 2014 yılından itibaren Polis Bakım ve Yardım Sandığı (Polsan), İştirakler ve Bağlı Ortaklar Şubesi’nde önce uzman sonra müdür olarak görev yaptım. Polsan’a bağlı şirketler arasındaki koordinasyonun sağlanması, mali analiz ve raporlamalarının yapılması, sorunların giderilmesi, resmi işlemlerin sağlıklı sürdürülmesi ve benzeri çok faaliyet alanında vazife yaptım. Highway Outlet Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilen yeniden yapılanma ve reorganizasyon kapsamında, 25 Temmuz 2016 tarihinde genel müdürlük görevine atandım.

49


Müşteri sadakati ya da bağlılığı açısından kampanyaların önemi yadsınamaz. Ayrıca gerçekleştirilen kampanya ve etkinlikler, mağaza cirolarına da doğrudan ya da dolaylı etki eder. Bu nedenle AVM’ler gerçekleştirecekleri etkinlik ve kampanyaları çok öncesinden yapmaya başlar. Peki, Highway Outlet’in 2017 etkinlik ve kampanya takvimi hazır mı? 2017 yılında en iyisini yapmak adına kampanya ve etkinliklerimiz için çok önceden çalışmaya başladık ve bu doğrultuda ekibimizle bir araya gelerek 2017 yılında yapılacak etkinlik ve kampanya planını hazırladık. 2017 yılında; moda defileleri, konserler, imza günleri, çocuklara ve gençlere yönelik etkinlikler, hediye çekilişleri, araç kampanyaları, indirim günleri ve bunun gibi birçok etkinliği gerçekleştireceğiz. Kısacası 2017 Highway Outlet’in yılı olacak.

50

Highway Outlet Alışveriş ve hakkında kısaca bilgi sahibi olabilir miyiz? Kaç yılında kuruldu? AVM içerisinde kaç mağaza yer alıyor? Lokasyon ve mimari özellikleri neler? Highway Outlet Alışveriş ve Yaşam Merkezi ülkemizin ve Avrupa’nın en büyük otoyol üzeri alışveriş, eğlence ve dinlenme tesisidir. Bolu Dağı A.Ş. bünyesinde “Boluda” projesinin ilk etabı olarak faaliyete başladı. Alışveriş merkezimiz; Ankara ve İstanbul otoyolunun tam merkez noktasında oluşturulmuş olup, 20 metre yüksekliğinde 7 kulesi, 12 metre yüksekliğinde kubbeleri ile ferah ve görkemli bir yapı sergiliyor. 37 bin 500 metrekare


kiralanabilir alan, 25 bin metrekare ortak kullanım alanı ve 20 bin metrekare akaryakıt istasyonları, konaklama alanları ve binek oto restoranları ile Highway Outlet Alışveriş ve Yaşam Merkezi, 2011 yılında hizmete açıldı. Alışveriş merkezimiz bünyesinde, ulusal ve uluslararası 86 seçkin markayı bulunduruyor.

Bu yıl için yeni kiralamalar söz konusu olacak mı? Bununla ilgili planlarınız neler? Alışveriş ve de kiralama çalışmalarımız sürekli olarak devam ediyor. 2016 yılının son günlerinde bünyemize Koton mağazasını katmış bulunuyoruz. Aynı zamanda bölgenin en büyük eğlence merkezini hizmete sunmak adına Çocukkent Fungoo firması ile sözleşme imzaladık. Ayrıca birçok marka ile hala görüşme içerisindeyiz.

51


Highway Outlet alışveriş ve kiralamasını nasıl yapıyor? Ayrıca son dönemde gündemde olan kiralamaların TL ile yapılması hakkında görüşleriniz neler? Bu konuda sizin yapmış olduğunuz bir çalışma var mı? Bilindiği üzere bu konuda Cumhurbaşkanı ve Başbakanımızın bir çağrısı oldu. Ülkemiz üzerine oynanan ekonomi temelli oyunların önüne geçilmesini ve döviz yerine Türk Lirası’na yönelmeyi tavsiye ettiler. Biz bu tavsiyeden önce ilk etapta Euro kurunu sabitledik. An itibariyle ise hızlı bir şekilde TL’ye geçiş çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yeni yönetimin bu konulardaki hassasiyeti ortadadır. Daha önce de ifade ettiğim gibi Highway Outlet Alışveriş ve Yaşam Merkezi, tamamen yerli ve milli bir düşünceyle yönetiliyor. Bu konuda üzerimize düşen tüm fedakarlıkları yerine getiriyoruz.

2016 krizlerle dolu bir yıldı… Siz bu krizi nasıl aştınız? Kısaca bunlardan bahsedelim… 2016 yılında ülkece yaşadığımız talihsiz süreçleri fırsata dönüştürmek adına ağırlığı tutundurma faaliyetlerine verdik. Yaşanan kriz ortamını alışveriş merkezimizde hissettirmemek adına konser ve imza günü çalışmaları yaptık. Tüketicilerimizin ziyaret potansiyelini artırmaya yönelik kampanyalar düzenledik.

Bildiğimiz kadarıyla Highway Outlet’te bir yönetim değişikliği yaşandı. Peki, değişen bu yönetimle birlikte Highway Outlet’te ne gibi değişimler gerçekleşti? Yeni yönetimle birlikte Highway Outlet Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde yeni bir sayfa açıldı. Her geçen gün büyüyen ve ülke ekonomisine katkı sağlayan tamamen yerli ve milli bir alışveriş ve yaşam merkezi haline geldik. Yönetim kadrolarımız alanında uzman profesyonel kişilerden oluşuyor. Herkesin tek bir düşüncesi var, müşterilerimize daha kaliteli bir hizmet sunmak. Bu konuda da her geçen gün bir adım daha ileriye gidiyoruz.

52


Kriz ve belirsizlik dönemlerinde fertler kendi harcamalarını olabildiğince kısabiliyorlar ancak çocuklarının bu olumsuz havadan etkilenmemesi için onlara yönelik harcamalarını artırarak devam ettiriyorlar. Bu noktadan yola çıkarak birincil hedef kitlemizi çocuklar olarak belirleyip onların ekseninde faaliyetlerle, çocukların ailelerini alışveriş merkezimize getirmelerini sağladık. Özellikle bayram ve tatil dönemlerindeki zaruri harcamalarda tercih sebebi olmaya yönelik kampanyalarla da bu dönemleri normalin üzerinde ziyaretçi ve cirolarla kapattık.

Ankara-İstanbul Otoyolu 227. Km Elmalık Mevkii / BOLU Fax: 0374 250 10 15

Son olarak, 2017 hedeflerinizi öğrenebilir miyiz? Öncelikle 2017 yılının ülkemiz ve milletimiz adına güzel bir yıl olarak geçmesini temenni ediyoruz. Biz Highway Outlet Alışveriş ve Yaşam Merkezi olarak, 2017 yılında da ciro bazında büyümeyi hedefliyoruz. Görüştüğümüz ve görüşeceğimiz yeni markaları bünyemize katarak, daha çok tercih edilen ve her geçen gün ayak sayısının arttığı bir alışveriş ve yaşam merkezi olmak istiyoruz. Biz Avrupa’nın en büyük otoyol hizmet tesisi olarak müşterilerimize daima en iyi hizmet kalitesini en doğru şekilde sunmayı amaç edindik. 2017 yılında da önceki yıllarda olduğu gibi bunu sağlamak adına var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Çeşitli kampanyalar ve etkinlikler düzenleyerek giriş sayılarımızı ve buna bağlı olarak da cirolarımızı en üst seviyelere çıkarmayı hedefliyoruz.

Telefon: 0374 250 10 10 - 541 546 25 75

E-posta: info@boludagi.com.tr

highwayoutlet.com.tr

@HighwayOutlet @highwaybolu @highwayoutlet

53


GÜNDEM

“Hayatına Sahip Çık” hareketinin ikinci tanıtım filminde vatandaşlar rol aldı

TÜRKİYE’YE YÖNELİK SALDIRILARA KARŞI TOPLUMSAL REFAH VE GÜVEN DUYGUSUNU PEKİŞTİRMEYİ HEDEFLEYEN “HAYATINA SAHİP ÇIK” SİVİL TOPLUM HAREKETİNİN İKİNCİ TANITIM FİLMİ SOKAKTAKİ VATANDAŞLARIN KATILIMIYLA HAZIRLANARAK, YAYININA BAŞLANDI.

Birleşmiş Markalar Derneği (BMD), Kategori Mağazacılığı Derneği (KMD), Turizm Restaurant Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği (TURYİD) ve Tüm Restoranlar Lokantalar ve Tedarikçiler Derneği (TÜRES) öncülüğünde, son dönemde Türk halkının yaşam standartlarını, değerlerini, kültürünü ve alışkanlıklarını hedef alan elim olaylara karşı başlatılan “Hayatına Sahip Çık” sivil toplum hareketine destek her geçen gün artıyor. Toplumsal refah ve güven duygusunu pekiştirmeyi, insanlık dışı saldırıları gerçekleştirenlerin oyunlarına gelinmeyeceğini göstermeyi hedefleyen etkinlik için sanatçıların ardından vatandaşların katılımıyla ikinci tanıtım filmi hazırlandı. İkinci filmin çekimleri İstanbul’un en işlek yerlerinden Sultan Ahmet Meydanı, Kapalıçarşı, Beyazıt Meydanı, Galata Köprüsü, Ortaköy, Taksim ve Nişantaşı’nda gerçekleştirildi. Çekimlerde, sokaktaki vatandaşlar, öğrenciler, esnaf gönüllü olarak rol aldılar. Filmde vatandaşlar, “teröre karşı hep beraber birlik olalım, zaman birlik olma zamanı. Çekinme, korkma, hayatına bakmaya devam et” mesajını veriyorlar. “Ekonomine, vatanına ülkene sahip çık” diyen vatandaşlar, herkesi hayatından ödün vermeden sokağa çıkmaya davet ediyor. Kapalıçarşı Esnafları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Fırat’ın “Biz, biz olalım” mesajı ile çay ocağı işleten bir esnafın esprili bir şekilde söylediği “Sen, sen ol sokağa çık, hayatına sahip çık. Esnaf sana bir çay ısmarlar” ifadeleri dikkat çekiyor. Film, küçük bir kızın “Siz, siz olun geleceğime sahip çıkın” sözleriyle sona eriyor.

İLK FİLMDE ÜNLÜLER YER ALMIŞTI Sivil hareketin tanıtımı için hazırlanan ilk filmde, Ata Demirer, Ayhan Sicimoğlu, Burcu Esmersoy, Demet Akbağ, Dilara Koçak, Ege, Fatih Terim, Gezegen Mehmet, Hülya Koçyiğit, Kenan İmirzalıoğlu, Mehmet Yaşin, Osman Müftüoğlu, Saba Tümer, Şahika Ercümen, Sedef İyibar, Taylan Kümeli, Tümer Metin yer almıştı. Toplumsal paydaşların katılımıyla başlatılan hareket, bir yandan Türk halkının moralini en yüksek düzeyde tutarak tekrar hayata karışmasına destek olmayı, diğer yandan medeniyetler beşiği İstanbul’un marka değerinin korunmasını amaçlıyor. Hareketin giderek büyüyerek uluslararası platforma taşınması için herkesten “hayatinasahipcik” hashtagiyle; sokakta gezerken, bir restoranda yemek yerken, balık tutarken, sinemaya giderken, parkta dolaşırken çekilen hayatın içinden görüntülerini sosyal mecralarda paylaşmaları talep ediliyor.

54



GÜNDEM

“Ne kadar güçlü millet olduğumuzu göstermeliyiz”

56


GÜNDEM

“Hayatına Sahip Çık hareketi ile halkımızda yaratılmaya çalışılan korkunun aşılması için hayata tekrar karışmanın gerektiğini vurguluyoruz” açıklamasında bulunan KMD Başkan Vekili Alp Önder Özpamukçu hareketin öneminin ise yaşamımıza devam etmeye ve hayatımıza sonuna kadar sahip çıkmaya yönlendirmesinden kaynaklandığını belirtti.

T

ürk halkının yaşam standartlarını, değerlerini, kültürünü ve alışkanlıklarını hedef alan elim olaylara karşı geçtiğimiz günlerde başlatılan bir sivil toplum hareketi olan “Hayatına Sahip Çık” projesinden ve öneminden bizlere kısaca bahseder misiniz? Hayatına Sahip Çık hareketi ile halkımızda yaratılmaya çalışılan korkunun aşılması için hayata tekrar karışmanın gerektiğini vurguluyoruz. Bununla beraber, ülkemizin gücünü koruması için ekonomik faaliyetlerin aksamaması gerekir. Hareketin önemi; korku, eve kapanma ve sadece olanları izleme durumundan çıkıp; alışverişlerimizi yapmaya, yaşadığımız bu güzel coğrafyanın tadını çıkarmaya, sinemaya gitmeye, birbirinden güzel mekanlarımızda yemek yemeye,

eğlenmeye, gezmeye; özetle yaşamımıza devam etmeye ve hayatımıza sonuna kadar sahip çıkmaya yönlendirmesinden kaynaklanıyor. Projeyi gerçek anlamda hayata geçirmek adına AVM’lerin, markaların, derneklerin ve vatandaşların üzerlerine düşen görevler sizce neler olabilir? Halkımızı, rutinlerini sürdürmeye davet etmeliyiz. Evlerine kapanmak yerine sokağa çıkıp, alışveriş merkezlerine, sinemalara, restoranlara gidip hayata karışmalarını sağlamalıyız. Yaratılmak istenen korku halinden bir an önce çıkarak, buna karşı ne kadar güçlü bir millet olduğumuzu göstermeliyiz. Alışverişlerimizi sürdürmek, yemeye ve eğlenmeye çıkmak, tatil planlarımızı yapmak, turist girişi sağlamak için ülkemizin tanıtımını daha et-

kin kullanmak, ilk akla gelen aksiyonlar olabilir. İnsanların günlük yaşantısını devam ettirmek ve onların sosyal alanlardan uzaklaşmasını engellemek adına ne gibi güvenlik önemleri alınıyor? Sizce bu önlemler yeterli mi? Eksiklikler varsa bunlar için neler yapılabilir? Biz perakendeciler olarak tüketicilerimizin, yani misafirlerimizin güvenliğini sağlamak için elimizden gelenin fazlasını yapmaya çalışıyor, kolluk kuvvetlerimizle sürekli irtibat halinde olarak onların da çalışmalarına her türlü desteği sağlıyoruz. Bizim çalışmalarımızla beraber, devletimizin de en üst düzeyde gerekli önlemleri aldığına ve gerektiğinde aksiyona geçtiğine inancımız tamdır.

57


GÜNDEM

“Farkındalık yaratılARAK birlik olunmalı” “Kaybedilen güvenin geri kazanılması için farkındalık yaratılmalı ve birlik olunmalı. AVM gibi kompleks yapıların güvenli olduğunu gösterebilmeliyiz” açıklamasında bulunan Park 328 AVM Genel Müdürü Mustafa Yalçın, “Markaların ve derneklerin ise bu konuda hassasiyet yaratacak kampanyalara imza atması gerekiyor” dedi. Türk halkının yaşam standartlarını, değerlerini, kültürünü ve alışkanlıklarını hedef alan elim olaylara karşı geçtiğimiz günlerde bir sivil toplum hareketi olan “Hayatına Sahip Çık” projesi başlatıldı. Sizin bu projeye yönelik bakış açısınız nedir? Yaşadığımız üzücü olaylar neticesinde bir yandan kayıplarımız için yas tutarken bir yandan bu güzel ülkemizin geleceği için hayata daha sıkı sarılmamız gerekiyor. Türk milleti olarak bu güce ve birlik beraberliğe sahibiz, üzerimize oynanan bu oyunların huzurumuzu kaçırmasına ve bizleri eve hapsetme-

sine izin vermemeliyiz. Bu anlamda oluşturulan “Hayatına Sahip Çık” projesi ile ülkemize, ekonomimize, geleceğimize sahip çıkma ve birlik olma çağrısı yapılıyor. Birey olarak bizler de alışverişlerimizi yapmaya, sinemaya gitmeye ve yaşamımıza devam etmeli hayatımıza sonuna kadar sahip çıkmalıyız. Projeyi gerçek anlamda hayata geçirmek adına AVM’lerin, markaların ve derneklerin üzerlerine düşen görevler sizce neler olabilir? Bütün kurum ve derneklerin ortak bir amaç belirlemesi ve bu amaca ulaşmak için doğru stratejiler ile doğru adımların atılması gerektiğine inanıyorum. Kaybedilen güvenin geri kazanılması için farkındalık yaratılarak, birlik olunmalı. AVM gibi kompleks yapıların güvenli olduğunu gösterebilmeliyiz. Markaların ve derneklerin ise bu konuda hassasiyet yaratacak kampanyalara imza atması gerekiyor.

58

Sizin bu olaylara yönelik kendi içinizde almış olduğunuz önlemler var mı? Bu gibi kriz dönemlerinde neler yapıyorsunuz? Alışveriş merkezleri, eğlence mekanları, restoranlar gibi yoğun kalabalığın olduğu alanlarda insanların korkusuzca vakit geçirebilmeleri için bizlerde üzerimize düşenleri yapmaya hazırız. Bu noktada uzman kişilerden destek alarak emniyet güçleri ile her zaman koordineli bir şekilde çalışıyoruz. Lokasyon olarak İl Emniyet Müdürlüğü ile karşı karşıya olmamız nedeniyle bu konuda oldukça avantaja sahibiz. Oluşan güven kaybı ve endişeyi yok etmek için birbirinden güzel etkinlikler ve organizasyonlar planlayarak ziyaretçilerimizin morallerini yüksek tutmaya ve onları evlerinden dışarı çıkarmaya çalışıyoruz. İnsanların kendini rahat ve güvende hissettiği bir ortam yaratmaya çalışıyoruz.



GÜNDEM

“Üzerimize düşen ne varsa yapmaya devam edeceğiz” Türkiye’ye yönelik saldırılara karşı toplumsal refah ve güven duygusunu pekiştirmeyi hedefleyen “Hayatına Sahip Çık” sivil toplum hareketine yönelik görüşlerini aldığımız Watergarden İstanbul Genel Müdürü Serhat Mermer, “Türkiye’nin geleceğine güvenimiz tam. Devletimiz halkın yaşam standartlarının terör gölgesi altında kalmaması adına sağlam iradesini gösterirken, biz de sektör olarak elimizden geleni yapmalıyız” dedi.

Türk halkının yaşam standartlarını, değerlerini, kültürünü ve alışkanlıklarını hedef alan elim olaylara karşı geçtiğimiz günlerde bir sivil toplum hareketi olan “Hayatına Sahip Çık” projesi başlatıldı. Sizin bu projeye yönelik bakış açısınız nedir? Öncelikle yaşanan elim olaylarda hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır ve baş sağlığı diliyorum. Bundan sonra bu tür terör olaylarının yaşanmamasını Watergarden İstanbul olarak yürekten diliyoruz. Bu olaylara karşı başlatılan sivil toplum hareketi ‘Hayatına Sahip Çık’ projesi toplumda ve sektörde duyarlılığın artması açısından önemli bir proje olacak. Türk halkının yaşam standartları, değerleri ve alışkanlıkları eli silahlı insanların insafına bırakılmamalı. Projeyi gerçek anlamda hayata geçirmek adına AVM’lerin, markaların ve derneklerin üzerlerine düşen görevler sizce neler olabilir? İnsanlar yaşanan kötü olaylar neticesinde gündelik hayatının gidişatını aksatmaya başladı. Biz kötü niyetli kişilerin amaçlarına ulaşmasını istemiyoruz. Bu elim olaylara ne alışılmalı ne de hayatımızın çalınmasına imkan tanımalıyız. Yaşanan olaylar tüm sektörü derinden etkiliyor. Yalnızca yeme-içme sektörünün Türkiye’deki büyüklüğü 20 milyar dolar. Yaşanan olayların maalesef ekonomik boyutu da söz konusu… Bu sebeple markalar ve dernekler bu projeyi hayata geçirmek adına tek yürek ve tek bilek olarak savaşmalı. Alışveriş merkezleri bu tür olaylara yönelik olarak gerekli güvenlik önlemlerini zaten alıyor. Avrupa’daki alışveriş merkezlerinde Türkiye kadar güvenliğe önem verilmiyor. Bundan sonrası için de üzerimize düşen ne varsa yapmaya devam edeceğiz. Sizin bu olaylara yönelik kendi içinizde almış olduğunuz önlemler var mı? Bu gibi kriz dönemlerinde neler yapıyorsunuz? Daha önce de ifade ettiğim gibi bu konuda hem diğer AVM’ler hem de biz yetkilerimiz dahilindeki tüm güvenlik önlemlerini alıyoruz. Bu gibi kriz dönemlerinde umudumuzu yitirmemeliyiz. Türkiye’nin geleceğine güvenimiz tam. Devletimiz halkın yaşam standartlarının terör gölgesi altında kalmaması adına sağlam iradesini gösterirken, biz de sektör olarak elimizden geleni yapmalıyız. Peki, güvenlik anlamında alınan önlemler yeterli mi? Eksiklikler varsa bunlar için neler yapılabilir? Terör olayları sonrasında güvenlik önlemlerini artırmak adına özel güvenlik personeli ve yöneticilerde de farkındalık oluştu. Artık, yeni AVM yönetmeliğine göre açık ve kapalı otopark gibi kontrollü alanların giriş ve çıkışlarına AVM yönetimleri tarafından plaka tanıma sistemi kurulması ve işletilmesi sağlanacak. Söz konusu sistemden elde edilen veriler, kolluk birimleri ile anlık olarak paylaşılacak. Bahsettiğim gibi, AVM’lerimizde yaşanabilecek kötü olaylara karşı güvenlik önlemleri en üst seviyede. Şirketler, olası eksiklikler için Emniyet Müdürlükleri ile ortaklaşa bir çalışma yürüterek bu yetersizlikleri giderebilirler.

60



GÜNDEM

DAYATILAN KORKUYA TESLİM OLUNMAMALI! Markantalya AVM Müdürü Ceyda Gamzeli, “Hepimize dayatılan korkuya teslim olmadan, tedbirlerimizi maksimum seviyelerde tutarak, ama asla sosyal hayattan kopmadan ziyaretçilerimize hizmet vermeye gayret gösteriyoruz” dedi. Türk halkının yaşam standartlarını, değerlerini, kültürünü ve alışkanlıklarını hedef alan elim olaylara karşı geçtiğimiz günlerde bir sivil toplum hareketi olan “Hayatına Sahip Çık” projesi başlatıldı. Sizin bu projeye yönelik bakış açısınız nedir? “Hayatına sahip çık” projesi muhteşem bir sosyal dayanışma örneği bence… Hayatımızın ritmini yavaşlatmaya, bizi sosyal hayattan koparmaya, özetle ülkemizin üzerine oynanmaya çalışılan oyunlara karşı verilebilecek en anlamlı mesaj… Söz konusu vatan olduğunda, özgürlüğümüz olduğunda, her sektörde her platformda nasıl bir araya gelebildiğimizin en güzel örneklerinden biri… Düşünen, projelendiren, hayata geçiren ve tabii ki destekleyen herkesin emeklerine sağlık… Projeyi gerçek anlamda hayata geçirmek adına AVM’lerin, markaların ve derneklerin üzerlerine düşen görevler sizce neler olabilir? Sosyal ve ekonomik hayatın yapıtaşlarını oluşturan sektörlerde çalışan bizlere, bireysel desteklerin de ötesinde çok şey düşüyor tabii ki hayatımıza sahip çıkabilmemiz adına. Öncelikli mesele;

62

ziyaretçilerimizin kendilerini güvende hissetmesini sağlamak… Alanlarımızda alınan güvenlik tedbirlerini psikolojik sınırı aşmadan ve tedirgin etmeden artırmak gerekiyor. Hemen hemen her şehirde, özellikle AVM’ler için çıkan ya da çıkarılan spekülatif haberler karşısında doğru bir algı yönetimi yapmak da çok önemli. Bu spekülatif haberlerin de en az terör olayları kadar sosyal hayata zarar verdiğini düşünüyorum. Bu haberleri önleyici ya da etkilerini minimize edici planlamalar yapılmalı. Ve tabii ki; öncelikle biz kendi hayatımıza sahip çıkmalıyız. Bu tedirginliğin rutin etkinlik ve pazarlama planlamalarımızı olumsuz yönde etkilemesine izin vermemeliyiz. Etkinlik ve aktiviteler hiç yapılmadığı kadar yapılmalı bence bu dönemde. Tabii ki maksimum güvenlik önlemleriyle… Son olarak, kendi dinamiklerimiz, mecralarımız “hayatına sahip çık” projesi için kullanılmalı diye düşünüyorum. Projenin yarattığı etkiyi artırmak, bir kamuoyu oluşturmak ve hassasiyeti artırmak adına, proje ziyaretçiye en kolay ulaşılabilecek AVM mecralarında duyurularak anlatılmalı.

Peki, insanların günlük yaşantısını devam ettirmek ve onların sosyal alanlardan uzaklaşmasını engellemek adına ne gibi güvenlik önemleri alınıyor? Şu an yöneticiliğini yaptığım Markantalya, gerek ziyaretçi yoğunluğu gerekse de lokasyonuyla, güvenlik anlamında ciddi özen isteyen bir AVM. Şehrin tam merkezinde olması, binanın fiziki yapısı, yoğun ziyaretçi trafiği ve müşteri profilinin çeşitliliği bir takım zafiyetleri de beraberinde getiriyor tabii ki. Bu anlamda bu zafiyetleri ortadan kaldırmak adına, özellikle emniyet ile sürekli işbirliği içerisindeyiz. Oluşturdukları güven timleri kendi ekibimizle birlikte çalışıyor. Özel güvenlik ekibimize, emniyetin farklı farklı birimlerinden çeşitli eğitimler aldırıyoruz. Operasyonel tüm süreçlerimizi gözden geçirerek ve risk oluşturabilecek hususları belirleyerek, riski ortadan kaldıracak önlemler alıyoruz. Fiziki şartlar uygun olmadığında bugüne kadar koyamadığımız X-Ray cihazlarını koyabilmek için, ciddi bir tadilata gireceğiz ve X-Ray cihazları en kısa sürede koyulacak. Özetle; hepimize dayatılan bu korkuya teslim olmadan, tedbirlerimizi maksimum seviyelerde tutarak, ama asla sosyal hayattan kopmadan ziyaretçilerimize hizmet vermeye gayret gösteriyoruz.



GÜNDEM

Projenin başarıya ulaşması için daha çok desteğe ihtiyaç var hareketi olarak başlatılan “Hayatına Sahip Çık” projesi çok yerinde ve isabetli oldu. Proje, terör örgütlerinin psikolojik ve ekonomik amaçlarına ulaşmasına engel olma yanında, vatandaşlarımızın günlük hayatlarını planladıkları şekilde devam ettirme isteklerine destek olma yönünde önemli bir adım oldu. Ancak projenin daha da başarılı olması için, çok daha fazla sivil toplum örgütü ve meslek kuruluşlarının desteği yanında, devlet kurumlarının da bu projeye etkin destek olması, yine projenin yaygınlaşarak sürdürülmesi ve kamuya duyurulması büyük önem arz ediyor.”

“TERÖR AVM KAPISINDA DEĞİL, ÖNCELİKLE ÜLKENİN DIŞ SINIRLARINDA, SONRA KIRSALDA ÖNLENMELİDİR” Türk halkının yaşam standartlarını, değerlerini, kültürünü ve alışkanlıklarını hedef alan elim olaylara karşı geçtiğimiz günlerde başlatılan bir sivil toplum hareketi olan “Hayatına Sahip Çık” projesine yönelik görüşlerini aldığımız Palerium AVM Genel Müdürü Musa Keskin konuyla ilgili şunları dile getirdi: “Bilindiği üzere terör örgütlerinin amaçlarından biri de, toplumda huzur ve güven ortamını yok ederek endişe, kaygı ve korkunun hüküm sürdüğü, günlük hayatın işleyişinin bozulduğu bir ortam yaratmak. Bunun için de, korunmasız toplu sivil hedefler, terör örgütleri tarafından kolay hedef olarak görülmekte ve bu hedeflere yönelik eylemler yapıyorlar. Böyle bir ortamın sonucu olarak, insanlar kalabalık yerlere gitmekten çekinme ile caddelere çıkmaktan ve AVM'lere gitmekten vazgeçme eğiliminde olurlar. Bu da ekonominin durgunlaşmasına, dolayısıyla birçok firma ve sektörün kan kaybetmesine neden olur. Nitekim ülkemizde son birkaç senedir yaşanan terör olayları kısmen amacına ulaşmış, AVM'lerde de ziyaretçi sayılarında düşüşlere ve ekonomimizin can damarlarından biri olan perakende sektöründe ciddi oranlarda ciro kayıplarına neden olmuştur. Böyle bir ortamda, bir sivil toplum

Erzurum Palerium AVM olarak bu tür olaylara yönelik kendi içlerinde almış oldukları bir takım önlemleri açıklayan Keskin, “Biz Erzurum Palerium AVM olarak, bu kapsamda öncelikle güvenlik ile ilgili tedbirlerimizi İl Emniyet Müdürlüğü ile koordine ederek tekrar gözden geçirdik. Emniyet Müdürlüğü’nce, güvenlik personelimize yardımcı olmak üzere AVM kapı girişlerine polis görevlendirildi. Güvenlik personeli eğitimlerini tazeledik. Kameralarımızın olmadığı kör noktaların kontrolünü artırdık. Araç ve çanta/poşet aramalarımızı daha titizlikle yapıyoruz. AVM içerisinde zaman zaman güven timleri görev yapıyor. Aldığımız bu tedbirleri mağaza çalışanlarımız ile de paylaşarak güven olgusunu artırdık. Aynı zamanda planladığımız tüm sosyal ve kültürel etkinlikler ile kampanyalarımızı aynı şekilde devam ettirerek ve mağazalarımızın cazip indirim kampanyası ile destekleyerek, ziyaretçilerimizin de ‘Hayatına Sahip Çıkmasını’ sağladık. Basın ile daha yakın ilişki kurarak, halkımızın düzenlediğimiz etkinlikler hakkında daha fazla bilgi sahibi olmasını sağladık ve günlük yaşantımızın devam ettiğini müşterilerimize duyurduk. Bu dönemde Palerium AVM'de benchmarklarına göre zaten oldukça düşük seviyede olan kiraların ödenmesi konusunda, kiracılarımıza sağladığımız kolaylıklar ile kur sabitlemesi gibi ilave önlemleri de devreye soktuk. Kriz yönetim planımız kapsamında gösterdiğimiz proaktif hareket tarzımız, ülkemizde yaşanan olumsuz olayların etkilerini minimize ederek, 2016'da cirolarımızın da artmasını sağladı. Güvenlik bağlamında AVM'lerde alınacak her güvenlik tedbiri, terörü önlemede caydırıcılık etkisi yaparak güvenliğin sağlanmasına katkı sağlayacaktır. Ancak bu önlemler pasif önlemlerdir. AVM'ler ne kadar güvenlik tedbiri alırsa alsın, terör AVM kapısında değil, öncelikle ülkenin dış sınırlarında, sonra kırsalda, daha sonrada hücre evi gibi teröristlerin barındığı yerlerde önlenmelidir. Güvenlik güçlerimiz terörle mücadele konusunda fedakarca mücadele etmekte ve sonuç alıcı operasyonlar icra etmektedir. Ülkemizin istihbarat birimleri ile operasyonel birimlerinin koordineli çalışarak, teröristin eylem yapmadan önce gerekli tedbirleri alacak çalışma yürütmesinin ve aktif önlemler icra etmeye devam etmesinin, ülkemizde yaşanan terör olaylarının azalmasına büyük katkı sunacağını düşünüyorum” diyerek sözlerine son verdi.

Palerium AVM Genel Müdürü Musa Keskin: “ ‘Hayatına Sahip Çık’ projesi terör örgütlerinin psikolojik ve ekonomik amaçlarına ulaşmasına engel olma yanında, vatandaşlarımızın günlük hayatlarını planladıkları şekilde devam ettirme isteklerine destek olma yönünde önemli bir adım oldu” dedi. 64



PERAKENDE

Birincil odak,

tüketici ihtiyaç ve talepleri

MEDİA MARKT OLARAK ŞU AN 46 MAĞAZA İLE HİZMET VERDİKLERİNİ BELİRTEN MEDİA MARKT TÜRKİYE İCRA KURULU BAŞKANI YENAL GÖKYILDIRIM, 2017 YILINDA DA EN AZ 10 MAĞAZA DAHA AÇARAK BÜYÜMEYE VE İSTİHDAM ALANI OLUŞTURMAYA DEVAM EDECEKLERİNİ BELİRTTİ.

M

edia Markt yatırım anlamında neler yapıyor ya da yapmayı planlıyor? 2016 yılını sektör ortalamasının üzerinde büyüme ile kapamış ve tüm hedeflerimizi başarıyla yerine getirmiş olmanın gururunu yaşıyoruz. 2017’ye ilişkin stratejimizi, 2016’da elde ettiğimiz başarıları bu yıl da sürdürmek üzere planlıyoruz. Geçtiğimiz yıl olduğu gibi “Türkiye’nin en çok tercih edilen çok kanallı elektronik perakendecisi” olma hedefiyle, yatırımlarımıza bu yıl da ara vermeden devam edeceğiz. 2017 yılının ikinci yarısında yapacağımız yatırımlar, müşterilerimiz başta olmak üzere çalışanlarımız ve tedarikçi ilişkilerimizi de kapsayan tüm ekosistemimizi memnun etme vizyonumuzun getirdiği yepyeni projeleri kapsıyor. Bilgi Teknolojileri (BT) bazlı sistem yatırımları yaparak çalışma süreçleri ve metodolojilerimize hız katmanın yanı sıra, çalışanlarımız için yeni eğitim sistemleri geliştireceğiz. Çalışanlarımızla olduğu kadar, tedarikçilerimizle yürüttüğümüz süreçlerin ve diğer tüm operasyonel işlerimizin de dijitalleşmesini sağlamak ve böylece fark yaratacak katma değerli işlere daha fazla odaklanabileceğiz. Yeni mağaza açılışlarımız ile de Media Markt’ın sunduğu hizmetlerden faydalanamayan tüketicilerimize ulaşmayı hedefliyoruz. Aynı zamanda e-ticaret sitemizin altyapısını geliştirerek, tüketicileri yalnızca mağazalarda değil e-ticaret deneyiminde de maksimum memnuniyet seviyesine ulaştırma isteğiyle ilerliyoruz. Ayrıca, çoklu kanal yatırımlarımızı ve mevcut mağazalarımızın dijitalleşmesine yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Müşterilerimize her an en güncel fiyatları ve ürün bilgisini sunmak üzere hayata geçirdiğimiz elektronik etiket uygulaması bu çalışmaların başında geliyor. Mağazalarımıza eklediğimiz dijital kiosklar sayesinde de sonsuz raf konsepti kapsamında müşterilerimizin o an mağazada stokta olmayan ürünlerin bile hızlıca satış ve gönderimini temin ediyor, stoğa bağlı kalmadan istedikleri sayıda ürünü incelemelerine imkan veriyoruz. Mağaza-

66

larımızın yanı sıra cepten, webden, uygulamadan ve tabletten ulaşılabilen satış kanallarımızı çoğaltarak tüketicilerimize uçtan uca bir deneyim yaşatıyoruz. Bununla birlikte Media Markt çalışanları, yakın zaman içinde sahip oldukları tabletlerden tüketicilerin tüm sorularını dijital dünyanın entegre çözümleri ile yanıtlayabilecekleri bir altyapıya kavuşuyor. Müşteri ilişkileri yönetimi anlamında da önemli yatırım planlarımız mevcut. Özellikle müşteri hizmetleri ve satış sonrası noktalarda tüketicilerimize daha hızlı ve etkili hizmet sağlamak, yakın geleceğe ilişkin öncelikli hedeflerimiz arasında yer alıyor. Müşterilerimiz için alışveriş deneyimini standartların ötesine taşımak üzere, yatırımlarımızı önümüzdeki dönemde de genişletmeye devam edeceğiz. Mevcut çalışmalarınızın ve faaliyetlerinizin verimliliğini nasıl artırıyorsunuz? Verimli yatırım planları için nelere dikkat etmeli? Türkiye’nin en çok tercih edilen çok kanallı elektronik perakende firması olma vizyonumuzla, verimli yatırım planları için birincil odağın, tüketici ihtiyaç ve taleplerini doğru anlamak olduğuna inanıyoruz. Biz de Media Markt olarak tüketicilerimizin beklentilerini gözlemleyerek onlara kulak veriyor ve planlarımızı edindiğimiz bu içgörüler ışığında oluşturuyoruz. Mağaza açılışlarımızda çok detaylı, bilimsel araştırmalar yapıyoruz. En ideal lokasyonu seçmek üzere farklı analizler ışığında hareket ediyoruz. Tüketicilerimizin taleplerini ve beklentilerini yakından takip ediyor, onları anladıktan sonra bölge ve mağaza formatlarını bu doğrultuda belirliyoruz. Örneğin; tüketici ihtiyaçlarının yoğun olduğu noktalarda daha büyük metrekareli mağazalar açmakla birlikte, şehir yaşamının kalbinde, toplu taşımacılığın kesişim noktalarında farklı talepleri gözeterek küçük metrekareli mağazalara yönelebiliyoruz. Yeni mağaza açmak kadar mevcut mağazalarda verimliliği sağlamak da önemli bir yatırım… Bu noktada sizin tercihiniz daha çok hangisine yönelik oluyor, bu tercih hangi şartlara göre değişkenlik gösteriyor?


PERAKENDE

Avrupa’nın açık ara bir numaralı elektronik perakendecisi Media Markt olarak, 14 tanesi İstanbul’da olmak üzere Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Bursa, Denizli, Eskişehir, Gaziantep, İzmir, İzmit, Kayseri, Samsun, Malatya, Mersin, Konya, Kahramanmaraş ve Şanlıurfa’da yer alan toplam 46 mağaza ile hizmet veriyoruz. 2017 yılında da en az 10 mağaza daha açarak büyümeye ve istihdam alanı oluşturmaya devam edeceğiz. İlk mağazamızı açtığımız 2007 yılından itibaren benimsediğimiz planlı büyüme stratejimiz doğrultusunda her yıl artan sayıda mağaza açma hedefiyle ilerliyoruz. Mağaza açmak kadar mevcut mağazalara yatırım yapmanın da son derece önemli olduğuna inanıyor ve yeni nesil perakendecilik yatırımlarımızla müşterilerimizin memnuniyetini artırmaya devam ediyoruz. Onların sadece akıllarındaki bir ürünü almaya geldikleri bir adres olmanın ötesine geçmeyi, onları tüm dijital gelişmelerden, yeni teknolojilerden, dünyadaki inovasyonlardan haberdar eden bir deneyim merkezi olmayı istiyoruz. Bu doğrultuda müşteri memnuniyetini merkeze alarak tüm mağazalarımıza müşteri deneyimi yöneticileri atadık. İnovasyon adaları ve VR deneyim standları kurarak ziyaretçilerimize inovatif ürünleri deneme imkanı da sunuyoruz. Ayrıca mağaza içinde ücretsiz internet bağlantısı sağlayarak, tüketicilerin alışveriş haricinde vakit geçirebilmeleri için lounge’lar oluşturduk. Media Markt olarak müşteri memnuniyetini sağlamak için büyük veriyi de etkin bir şekilde kullanan talep planlama optimizasyonu, dinamik stok yönetimi ve fiyatlandırma sistemi ile her zaman en uygun fiyata talep edilen ürünün stoklarda yer almasını sağlıyoruz. Toplanan veriler sayesinde geliştirilen akıllı sistemle, talebin arttığı ürünlerin en

doğru mağazada yer alması için de analitik bir yaklaşım sunuyoruz. Dijital müşteri hizmetleri ve mağaza içi dinamik müşteri takip sistemi ile birlikte baştan sona servis ağının entegrasyonu, önümüzdeki döneme yönelik yatırım ön-

celiklerimiz arasında bulunuyor. Bu servis entegrasyonu tüketicinin, ürününü Media Markt mağazalarından veya bir başka yerden almış olması farketmeksizin Media Markt’tan servis, kurulum, bakım ve tamir hizmetleri alabilmesine olanak tanıyor.

67


PERAKENDE

Verimli yatırım planları için

piyasa iyi analiz edilmeli! “En büyük yatırımın mevcut networkten daha fazlasını almak olduğunu düşünüyoruz” diyen Mecrea CIO’su Sinan Ventura, “Buradaki en önemli değişken olan kredi faiz oranları, ileriki dönemde Türk markalarının hızlı değil, emin adımlarla büyümesini gerektirecek” dedi.

Yatırım anlamında neler yapıyorsunuz ya da yapmayı planlıyorsunuz? 2017 yatırım planımız; deri ve suni de ayakkabı üretim kapasitesini geliştirip, müşterilerimize daha çok çeşit sunarken, Türkiye ‘de ürün geliştirmek ve ürettirmek isteyen yurt dışı müşterilerimize de üretim ve koleksiyon hizmeti verebilmektir. Mecrea olarak model Ar-Ge ve koleksiyonumuza enerji harcıyor, bu çalışmalarımıza yurt dışı piyasalarda da pazar bulabilmek için yatırımlar yapıyoruz. Mecrea 2017 yılı dahilinde yurt içinde olduğu kadar yurt dışında da yayılmaya çalışacak. Deri ayakkabı üretim kapasitemizi artırarak, özel tasarımlı bir Mecrea Exclusive koleksiyonuna yatırım yaptık; çok yakında erkek ayakkabısı dalında da bir yatırımımızın olacağını söyleyebilirim. Mevcut çalışmalarınızın ve faaliyetlerinizin verimliliğini nasıl arttırıyorsunuz? Verimli yatırım planları için nelere dikkat etmeli? Verimliliği, eğitim ve optimizasyonla sağlıyoruz. Elemanlarımızın eğitimine önem verirken, nakliyeden üretime hatta model seçerken bile hız ve verimliliğe odaklanıyoruz ki sürdürülebilir olabilelim. Verimli yatırım planları için ilk olarak piyasa iyi analiz edilmeli. Maliyet kontrolüyle piyasanın istediğini en kısa zamanda, en doğru şekilde sunmalısınız.

Yeni mağaza açmak kadar mevcut mağazalarda verimliliği sağlamak da önemli bir yatırım… Bu noktada sizin tercihiniz daha çok hangisine yönelik oluyor, bu tercih hangi şartlara göre değişkenlik gösteriyor? Mecrea olarak, halihazırdakilerden tam verim alınmadığı sürece yeni mağaza açmanın bir yatırım olmadığını düşünüyoruz. Yatırım geri dönüşlerinin kısalması, şirketin yatırım yapabilme kredibilite ve iştahını artıracaktır. En büyük yatırımın mevcut networkten daha fazlasını almak olduğunu düşünüyoruz. Buradaki en önemli değişken olan kredi faiz oranları, ileriki dönemde Türk markalarının hızlı değil, emin adımlarla büyümesini gerektirecek. Yurt dışına yönelik gerçekleştirilen yatırımların temel sebepleri neler? Yurt dışına açılan markaların ne gibi avantajları oluyor? Yurt dışına açılan marka, dövizin mevcut paritesi dolayısıyla gelirlerini artırmakta ve rakiplerine göre avantaj sağlamaktadır. İhracatı geliştirmek için verilen devlet desteği bir diğer ana yatırım sebebidir. Markalar yurt dışında geçirecekleri ilk dönemlerinde devlet desteği görerek, daha az yatırım ve giderle yurt dışında büyüyebilmektedirler. Yatırımın belki en önemli sebebi de, pazar büyüklüğü ve risklerin dağılımıdır. Markalar ekonomik durgunluk ve kurlardan en az seviyede etkilenmek için yurt dışına açılarak kendilerini sigortalamış oluyorlar.

68



PERAKENDE

Daima daha ilerisi…!

“İlk ihracatımızı yaptığımız günden bu yana Vestel teknolojisini 153 farklı ülkenin insanına ulaştırıyoruz” diyen Vestel Ticaret A.Ş. Genel Müdürü Ergün Güler, “Bugün dünyanın 4’te 3’üne yaptığımız ihracat ile elektronik sektöründe 18 yıldır ihracat şampiyonu, tüm sektörler bazında ise 5’inci sıradayız” dedi. Mevcut çalışmalarınızın ve faaliyetlerinizin verimliliğini nasıl arttırıyorsunuz? Verimli yatırım planları için nelere dikkat etmeli? Türkiye’nin teknoloji devi Vestel olarak, tüketicilere fayda sunan hizmetlerle yarattığımız değeri maksimize etmeye odaklanan bir firmayız. Bu nedenle iş süreçlerimizde yüksek teknolojili ürünlerimizin yanı sıra fark yaratan hizmet ve projeler sunmaya odaklanıyoruz. Yaptığımız her işin hedeflere dayalı olarak ölçülebilir olması ve titiz bir fizibilite ile stratejik olarak planlanması önemli. Bu nedenle Vestel olarak her yıl sürek-

70

li gelişim gösterirken aynı zamanda da farklılaşmayı sağlayabiliyoruz. Verimliliğimizin en önemli unsurları perakendecilik alanındaki gelişme ve teknolojilerin işimize yansıtılması, tasarım ve tüketici trendlerinin aktif takip edilerek uygulamaya alınması ve de müşteri odaklı bir yaklaşımla, müşteri deneyiminin faaliyetlerimizin merkezine konulması. Müşterilerimize verdiğimiz değerin yanında, çalışanlarımıza ve iş ortaklarımıza da değer veriyoruz. Onlar için daimi bir motivasyon ve eğitim kurum kültürümüzün ayrılmaz bir parçası. Çalışanlarımız, aile olmanın sağladığı güvenle katma değeri yüksek projelere

imza atıyor, bu da yaptığımız tüm çalışma ve faaliyetlere verimlilik olarak yansıyor. Diğer yanda hem şirket içerisinde hem de satış noktalarında perakende kültürünü tam anlamıyla içselleştirmek için Vestel Perakende Akademisi’ni (VPA) kurduk. Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi tarafından Vestel’e özel tasarlanan Perakende Akademisi programı tüm farklı kanalları kapsayacak ve faydalı olacak dersler içeriyor. Vestel Perakende Akademimizin verdiği perakendecilik eğitimleri ile çalışanlarımız ve iş ortaklarımız verimli ve başarılı perakendecilik alanında sürekli geliştirilme fırsatı yakalıyor. Örnek vermek gerekirse, yeni bir mağazanın yatırım hikayesi bizde lokasyon analizleri ile başlıyor. Müşterilerimize en iyi şekilde hizmet vereceğimiz en doğru lokasyonları bulmayı hedefliyoruz. Teknolojik yazılımlar ve veri analiz yöntemleri ile bölgenin sosyolojik, ekonomik


PERAKENDE

ve demografik yapısını detaylı olarak değerlendiriyor, pazar araştırmaları ışığında nokta için stratejik fizibilite çalışmalarımızı yaparak ideal mağaza lokasyonumuzu belirliyoruz. Sonrasında müşterilerimize en iyi deneyimi sunabilmek adına, mimari sürecimizi başlatıp, bu çalışmayı detaylı planogramlar, müşteri yol haritaları ve mağaza iletişim planı ile destekliyoruz. Doğru ürün ve hizmet, doğru nokta ve zamanda, doğru şekilde müşterilerimize sunuluyor. Verimlilik sağlanırken, ölçümleme ve veriye dayalı planlama son derece önem arz ediyor. Verimliliği artırması ve yol haritalarımızı oluştururken bize ışık tutması için, perakende metriklerine ve detaylı bir perakende matematiğine tüm süreçlerimizde başvuruyoruz. Yeni mağaza açmak kadar mevcut mağazalarda verimliliği sağlamak da önemli bir yatırım… Bu noktada sizin tercihiniz daha çok hangisine yönelik oluyor, bu tercih hangi şartlara göre değişkenlik gösteriyor? Vestel olarak bugün geldiğimiz noktada mağazalarımızın verimliliği çok üst seviyelerde seyrediyor. Bu başarıda, Vestel’in vizyonu yanında bilimsel yaklaşım, güncel trendleri takip ve insan kaynağı gücünün de oldukça etkili olduğunu düşünüyorum. Mağazalarımızı daima verimliliğe öncelik vererek yönetiyoruz. Verimliliğin esas olduğu bu noktada, müşteri algısını etkileyen tüm faktörler bizim için önemlidir. Müşteri deneyimini her zaman ön planda tutuyor ve bu deneyimi güncel perakende

teknolojileri ile destekliyoruz. Mağazalarımız müşterilerimize bir hikaye sunmalı, onları eğlendirmeli ve aynı zamanda bilgilendirmeli. Son olarak mağazalarımızda deneyim ve eğlence sunma hedefimizin bir parçası olarak, Kafe Vesto ile müşterilerilerimize gururla yerli lezzetlerle tanışacakları sıcak bir muhabbet ve deneyim ortamı sunduk. İlk şubeleri İstanbul Beşiktaş ve Kavacık mağazalarımızda yer alan Kafe Vesto, dokusu ve lezzetleri ile müşterilerinden tam not aldı. Daima daha ileriyi hedeflerken, müşterimizi daha iyi anlamak, beklentilerini yakalamak ve işimizi analiz etmek de son derece önemli. Mağazalarımızda oluşturduğumuz teknoloji alt yapıları ile yaptığımız anket ve bilgilendirmelerle onlarla sürekli iletişim halindeyiz. Bunun yanı sıra video analizi yöntemiyle ürün teşhir ve deneyim alanlarımızın performansını ve müşteri üzerindeki etkisini ölçümlüyoruz.

Tüm Vestel mağazalarımızın performans karneleri var. Perakende metrikleri, hedef analizleri, ziyaretçi istatistikleri ve dönüşüm oranları ile mağazalarımızın verimliliklerini daima artırarak desteklemek adına onlar için dönemsel karneler düzenliyoruz. Diğer yandan da olmazsa olmazımız, mevcut mağaza personellerimizin mükemmel birer perakende elçisi olarak eğitilmesi. “Sektörün Lider Perakendecisi” olma hedefiyle, mevcut mağazalarımızda ortak perakende kültürünü oluşturmak üzere 2015 yılında Vestel Perakende Akademisi’ni kurduk (VPA) ve o yıl 100 iş ortağımız ile eğitimlere başladık. 2016 yılında ise bu hedefimize 100 iş ortağımızı daha ekledik. Bu çerçevede sadece iş ortaklarına değil, mağaza müdürlerinden satış danışmanlarına, genel müdürlük çalışanlarından saha ekiplerine kadar Vestel Hizmet Kalitesi’ni artıracak bütün profillere 36 farklı eğitim verildi. Bugüne kadar 155 sınıf açan VPA, 38 bin 880 saat eğitim vererek bin 252 kişiyi ortak perakende kültüründe birleştirdi. 2017’de ise VPA, sınıf sayısını 195’e yükselterek 49 bin 920 saat eğitimle toplam 2 bin kişiye ulaşmayı hedefliyor.

Yurt dışına yönelik gerçekleştirilen yatırımların temel sebepleri neler? Yurt dışına açılan markaların ne gibi avantajları oluyor? Dünya standardındaki üretim anlayışı, yenilikçi ve kaliteli ürünleri ve geniş vizyonuyla sadece ülkemizde değil küresel piyasalarda da pazarı yönlendiren güçlü bir şirket olan Vestel, dünyaya teknoloji ihracı alanında Türkiye’nin simgesi ve gururudur. İlk ihracatımızı yaptığımız günden bu yana Vestel teknolojisini 153 farklı ülkenin insanına ulaştırıyoruz. Bugün dünyanın 4’te 3’üne yaptığımız ihracat ile elektronik sektöründe 18 yıldır ihracat şampiyonu, tüm sektörler bazında ise 5’inci sıradayız. Dünyanın her bir köşesine ulaştırmış olduğumuz teknolojimiz, her kültüre göre şekil farklı şekil alıyor, bu da bize ihracatta başarıyı getiriyor. Markalar, yurt dışındaki yatırım fırsatlarını değerlendirerek yaygınlık, bilinirlik ve pazar payı açısından önemli başarılar elde ediyor. Yabancı ülkelerde karşılaşılan farklı dinamikler, farklı beklentiler, her şeyden önce Türk markalarının vizyonunu geliştiriyor. Neticede, global pazarda daha çok tanınır hale gelip, marka algısı yükselirken, yurt içinde de itibarımız artış gösteriyor.

71


PERAKENDE

Miniço yatırımlarında hız kesmiyor Miniço Genel Koordinatörü Recep Albayraktar: “2017 yılı Miniço için verimlilik esaslı büyümenin devam edeceği bir yıl olmasının yanı sıra başta Ege Bölgesi olmak üzere lokasyon sayımızı artırmaya devam edeceğimiz bir yıl olacak” dedi.

Yatırım anlamında neler yapıyorsunuz ya da yapmayı planlıyorsunuz? Geride kalan 2016 yılı, Miniço olarak değer yaratma ve verimlilik esaslı büyümeyi sürdürmeyi devam ettirdiğimiz ve mağaza sayımızı arttırdığımız başarılı bir yıl olarak geride kaldı. 2017 yılı ise Miniço için verimlilik esaslı büyümenin devam edeceği bir yıl olmasının yanı sıra başta Ege Bölgesi olmak üzere lokasyon sayımızı artırmaya devam edeceğimiz bir yıl olacak. Mevcut çalışmalarınızın ve faaliyetlerinizin verimliliğini nasıl arttırıyorsunuz? Verimli yatırım planları için nelere dikkat etmeli? Aslında çok kapsamlı olan mağazacılığın temelinde yüzde 80 matematik, yüzde 20 planlama yatmaktadır. Örneğin bin metrekarede yaptığınız işi 3 bin metrekareye taşıdığınızda cironuz artar fakat metrekare verimliliğiniz düşer yani aslında büyümemiş, şişmanlamış olursunuz. Bu ikisini birbirinden iyi ayırt etmek gerekir. Buradan yola çıkarak lokasyonlarımızın verimliliğini, tüm süreçlerimizi rakamsal olarak ölçümlüyor ve kararlarımızı sonuçlara göre alıyoruz. Her perakendecinin dinamikleri farklı… Miniço olarak bu anlamda verimli yatırım planlamasında lokasyonun demografik yapısından

72

gayrisafi milli hasıladan aldığı orana, mağazanın giriş kapısının önündeki basamak sayısından il ya da ilçe ise mevcut nüfusun içindeki çocuk oranına, lokasyonun önünden dakikada geçen müşteri sayısından kolay ulaşılabilirliğine kadar birçok kalemde fizibilite çalışması yapıyor, CRM çalışmaları ile mech ederek nihai kararlarımızı alıyoruz. Yeni mağaza açmak kadar mevcut mağazalarda verimliliği sağlamak da önemli bir yatırım… Bu noktada sizin tercihiniz daha çok hangisine yönelik oluyor, bu tercih hangi şartlara göre değişkenlik gösteriyor? Öncelikli tercihimizi her zaman mevcut lokasyonların verimliliğini artırmak olarak görüyoruz. Mevcut lokasyonların verimliliklerini artırmadan lokasyon sayınızı artırmak doğru değil. Bu anlamda mevcut lokasyonlarımızın bir yandan renovasyon çalışmalarını yürütürken diğer yandan da yeni lokasyon çalışmalarımızı yürütüyoruz. Tercih kullanmadaki en önemli parametre, lokasyonların bulunduğu pazardaki değişkenlerin size getireceği artı ya da eksileri ön görebilmeniz…

Yurt dışına yönelik gerçekleştirilen yatırımların temel sebepleri neler? Yurt dışına açılan markaların ne gibi avantajları oluyor? Ticarette tüm risklerinizi bir çatı altında toplayamazsınız. Sürekli bir B planınız ve farklı pazar paylarınız olmak zorunda. Tüm mağazalarınızı AVM’lerde konumlandırmak ne kadar yanlış ise tüm ticaretinizi ülke içinde sınırlamakta o kadar riskli…

Yurt dışında faaliyet göstermek için temel olarak konumlandırma yapacağınız ülkenin ürün giriş çıkışındaki süreçler, gidilecek ülkenin vergi uygulamaları ve personel temini konusunda yaşanabilecek güçlükler en önemli konular, fakat Turquality uygulamasındaki destekler tüm bu süreçlerin aşılmasında ciddi avantajlar sağlıyor.

Son olarak, yurt dışındaki AVM’lerin Türkiye’deki AVM’lere kıyasla ne gibi avantajları olduğunu düşünüyorsunuz? Neden? Son yılarda ülkemizde faaliyete geçen modern alışveriş merkezleri dünyadaki örneklerinden farksız ve dünyada bu anlamda dağıtılan ödülleri almayı başaran mimari konsept ve dizaynlara sahipler. Dolayısıyla mimari bir avantajdan daha çok yeni bir ülkeye girdiğinizde, ülke insanlarının yoğun uğrak yerleri olan alışveriş merkezlerinde konumlanmak her zaman daha avantajlı… Fakat alışveriş merkezlerindeki perakendecilerin yurt içi ya da yurt dışı farketmeksizin, karlı çalıştıkları sürece AVM’lerdeki yerlerini koruyabileceklerini unutmamak gerekli…



PERAKENDE

Rekabetçi olabilmek için verimliliği sürekli ölçmek gerekir “Her sektörde olduğu gibi bizim faaliyet gösterdiğimiz spor giyim sektörü de yoğun rekabet yaşanan alanlardan biri” diyen NeoTrend Genel Müdürü Tuğçe Akbulut, “Biz öncelikle marka yatırımımızı yaparken benzersiz ve lider markalar seçerek rekabette bir avantaj yarattık” dedi.

74

Y

atırım anlamında neler yapıyorsunuz ya da yapmayı planlıyorsunuz? Biz yatırımlarımızı; markalar, mağazalaşma ve yeni lokasyon geliştirme, pazarlama ve insan kaynakları olarak dört ana bölümde değerlendiriyoruz. 2015 yılının sonunda Freddy markasının tekstil ürünleri ve Anta’nın ayakkabılarıyla tek bir mağaza konsepti geliştirip, tüketicinin gözünde Freddy-Anta algısını yaratmak için yola çıktık. Neo Trend çatısı altında bu iki markayla ilerlemeyi planlı-

yoruz. Bu iki marka için, 2016 yılının sonuna kadar 15 milyon dolar yatırım gerçekleştirdik. Bu miktar artacak... 1994 yılında kurulan Anta, 2007 yılında Hong Kong borsası üzerinden halka açılmış bir şirket. Anta, spor kategorisinde dünyanın en büyük dördüncü markası. Her sezon, 2 binden fazla yeni ayakkabı tasarımı çıkarıyor, tekstil ürünlerinde 3 bin, aksesuar ürünlerindeyse bin 500 tasarımı kendi bünyelerinde tasarlayıp üretiyorlar. NBA Ligi’nin resmi sponsoru olan marka, Klay Thompson, Kevin Garnett, Rajon Rondo gibi yıldız basketbol oyuncularının sponsoru. Ayrıca dünyanın en büyük 2 bilim laboratuvarından birine sahip. 1976’da İtalya’da kurulan Freddy markası ise, İtalya başta olmak üzere modaya öncülük eden, birçok ülkede başarı grafiği yüksek bir marka. Güçlü bir tasarım ekibiyle yaratılan aktif spor giyim markası Freddy’nin; Kate Beckinsale,

Eva Longoria, Britney Spears, Katie Price, Hillary Duff, Abby Clancy, Lea Michele, Hayden Panettiere gibi birçok ünlü müşterisi bulunuyor. Marka yatırımlarımızın ardından mağazalaşma sürecimiz başladı. Şu an mağaza olarak 9 noktada, corner/bayi olarak 62 noktada bulunuyoruz. Şubat ayında Susurluk’ta ve Adana Real’de iki mağaza açılışımız daha olacak. Devamında da uygun projelerde yer almaya devam edeceğiz.

Mevcut çalışmalarınızın ve faaliyetlerinizin verimliliğini nasıl arttırıyorsunuz? Verimli yatırım planları için nelere dikkat etmeli? Her sektörde olduğu gibi bizim faaliyet gösterdiğimiz spor giyim sektörü de yoğun rekabet yaşanan alanlardan biri. Biz öncelikle marka yatırımımızı yaparken benzersiz ve lider markalar seçerek rekabette bir avantaj yarattık. Ancak rekabetin yoğun olduğu ortamlarda rekabetçi olabilmeniz için verimliliği sürekli ölçmeniz ve artırmanız gerekiyor. Bu da iş süreçlerinizi iyi planlamanız ve yönetmenizden geçiyor. Geçmişteki Hummel markasından gelen perakende tecrübemiz bize bu planlama ve yönetme becerisini kazandırdı. Diğer önemli bir etken de; perakende sektöründe istihdam çok hassas bir konu... Bizim için müşteri memnuniyetinden bile daha önce çalışan memnuniyeti gelir. Çünkü, ancak çalışanların tatmini ve bağlılıklarıyla mutlu müşteriler yaratmak ve müşteri sadakati oluşturmak mümkün olabiliyor.


PERAKENDE

Yeni mağaza açmak kadar mevcut mağazalarda verimliliği sağlamak da önemli bir yatırım… Bu noktada sizin tercihiniz daha çok hangisine yönelik oluyor, bu tercih hangi şartlara göre değişkenlik gösteriyor? Mevcut mağazalarınızda aksayan bir iş süreciniz varsa yeni mağazalara bu aksaklıkları taşıyarak büyüyemezsiniz. Ancak biz en baştan sistemimizi iyi bir şekilde planlayarak yola çıktık. Bu nedenle, büyüme sürecimizde ‘mevcut mağazalarımızda verimliliği artıralım odan sonra yeni yatırımlara bakalım’ gibi bir yaklaşımımız yok. Mağazalaşma sürecinde piyasa koşulları ve ekonomik ortam da önemli bir etken. Türkiye’de 2016 başın-

dan beri gerçekleşen patlamalar, perakende sektörünü olumsuz yönde etkiledi. Bu süreç bizi de yavaşlattı. Yurt dışına yönelik gerçekleştirilen yatırımların temel sebepleri neler? Yurt dışına açılan markaların ne gibi avantajları oluyor? Freddy ve Anta markalarıyla gerçekleştirdiğimiz perakende yatırımımız dışında, üretici firma olmamız önemli bir avantajımız. 35 yılı aşkın geçmişimizde bu yönümüz bize yurt dışındaki pazarları tanıma olanağı sundu. Bu gün üretici firma kimliğimizle, ağırlıklı olarak Avrupa markaları için üretim yapıyoruz. Kaliteli ürün talebi, ticaret mantıklarının

oturmuş olması, ödeme yapıları düzgün olması gibi nedenlerle Avrupa bizim için en uygun alıcı. Yeni Dünya’da (Rusya, Afrika, Ortadoğu vb.) bizim sunduğumuz hizmeti alabilecek yapıda gelişen pazar henüz yok. Yurt dışına marka yaratma vizyonunun temelinde gelişim ve iş tatmini yer alıyor. Yurt dışına açılacak markaların, tüm iş süreçlerini ve rekabet stratejilerini, dünya pazarlarına uygun olarak şekillendirmeleri gerekiyor. Yurt dışı pazarlarda başarı sağlamış olmanın sanırım en büyük kazanımı marka değerini önemli ölçüde artırmış olmak.

Son olarak, yurt dışındaki AVM’lerin Türkiye’deki AVM’lere kıyasla ne gibi avantajları olduğunu düşünüyorsunuz? Neden? Özellikle gelişmiş ülkelerdeki AVM’lerin Türkiye’deki AVM’lere kıyasla, kiraların ve işçilik maliyetlerinin yüksek olması gibi dezavantajları olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle başta İngiltere, İtalya, Danimarka olmak üzere Avrupa’daki birçok ülkede mono-brand mağazalar yerine daha fazla multi-brand mağazaların açıldığını görüyoruz.

75


PERAKENDE

EN İYİLERİ SİZ SEÇİN!

Watsons Güzellik ve Kişisel Bakım Ödül Kategorileri: •Yılın En İyi Ağız Bakım Ürünü •Yılın En Yenilikçi Saç Ürünü •Yılın En İyi Şampuanı •Yılın En İyi Saç Bakım Ürünü •Yılın En iyi Saç Boyası •Yılın En Yenilikçi Yüz Bakım Ürünü •Yılın En İyi Yüz Bakım Ürünü •Yılın En İyi Erkek Bakım Ürünü •Yılın En İyi El & Vücut Bakım Ürünü •Yılın En İyi Deodorant Ürünü •Yılın En İyi Duş Jeli •Yılın En İyi Güneş Ürünü •Yılın En Yenilikçi Makyaj Ürünü •Yılın En İyi Yüz Makyaj Ürünü •Yılın En İyi Far Paleti •Yılın En İyi Maskarası •Yılın En İyi Dudak Makyaj Ürünü •Yılın En iyi Watsons’a Özel Ürünü •Yılın En İyi Sağlıklı Yaşam Ürünü •Yılın En İyi Bakım & Güzellik Cihazı Ayrıca bu kategorilere aday olan ürünlerin özel kategori adaylıkları da bulunuyor: •Watsons Card Özel Ödülü

Watsons Güzellik ve Kişisel Bakım Ödülleri’nde, güzellik ve kişisel bakım ürünlerinin “en iyileri” yine sizin oylarınızla belirleniyor. watsons.com.tr’deki oylamaya katılarak hem en sevdiğiniz ürünleri destekleyin hem de sürpriz hediyelerin sahibi olun. Watsons, müşterileri ile birlikte bir kez daha güzellik ve kişisel bakımın en iyilerini belirliyor. Bu yıl 3.’sü düzenlenecek Watsons Güzellik ve Kişisel Bakım Ödülleri’nde oylama heyecanı watsons.com.tr adresinde 12 Mart Pazar gününe kadar devam ediyor. Yıl boyu güzelliğinize ve bakımınıza yardımcı olan ürünler için şimdi destek sırası sizde! Makyajdan cilt bakımına, saç bakımından erkek bakımına kadar 20 farklı kategoride onlarca aday ürün tüketiciler, blogger’lar ve basın mensupları tarafından oylanacak. Kategorilerinde en çok oy olan ürünler Watsons tarafından ödüllendirilecek.

76

•Blogger Özel Ödülü •Basın Özel Ödülü •Yılın Yeni Ürün Lansmanı •Yılın Ürünü •Yılın İş Ortağı

OY KULLANANLAR KAZANACAK! Watsons Güzellik ve Kişisel Bakım Ödülleri’nde en sevdiğiniz ürünleri desteklerken, aynı zamanda siz de kazanabilirsiniz. Oylamaya katılanlar arasından seçilecek 500 kişi Watsons hediye seti ve oylamaya Watsons Card numarası ile giriş yaparak katılan Watsons Card sahiplerinden seçilecek beş kişi ödül gecesi için çift kişilik davetiye sahibi olacak. Üstelik oylama boyunca aday ürünlerden yapılan alışverişlerde 10 kat daha fazla Watsons Card puan elde edeceksiniz.

OYLAMALARA NASIL KATILACAKSINIZ? Oylamaya katılmak için www.watsons.com.tr adresinden ödül bölümüne tıklayarak Facebook hesabınız, Twitter hesabınız ya da Watsons Card numaranız ile giriş yapabilirsiniz. Giriş yaptıktan sonra, önünüze gelecek ekrandaki kategorilerden dilediğiniz adaylar için oy kullanabilirsiniz. Her kategoride sadece bir adayı destekleyebilirsiniz. Kazananlar Mart ayı sonunda düzenlenecek çok özel bir gecede açıklanacak. Siz de hemen www.watsons.com.tr adresinden oylamaya katılın, tüm yıl yanınızdan ayırmadığınız, severek kullandığınız ürünler arasından favorilerinizi seçin. Watsons’ta her zaman daha fazlası var.



PERAKENDE

Ev tekstili rekabetine yeni oyuncu: Bella MaIson Bella Maison Yönetim Kurulu Başkanı Muhammed Tan: “En iyi üretim kalitesine sahip ürünlerle, müşterilerimize A Plus ayrıcalığı ve yine hediye paketlerimizden ürün konseptlerimize kadar A’dan Z’ye farklılığı hissettireceğiz” dedi. Tan Ailesi, 14 yıl aradan sonra Türkiye’de de yatırım yapma kararı aldı ve ailenin 2. kuşak üyesi Muhammed Tan tarafından ev tekstili ve ev dekorasyon sektörü üzerine Bella Maison markası kuruldu. İstanbul ile aynı anda Cezayir'de de ilk mağaza açılışını gerçekleştirecek olan şirketin 1 yıl içerisinde İstanbul’da 5 mağaza, Cezayir’de 1 mağaza, Kuveyt’te alışveriş merkezi içinde 1 corner olmak üzere toplam 7 mağaza hedefi bulunuyor. Cezayir’de iki tane firmanız yer alıyor: Sarl Cocon ve Coccinelle. Bu firmalarınızı ve faaliyetlerini anlatır mısınız? 2002 yılında kurulan Sarl Cocon, mobilya üretiminde kullanılan hammadde tedariğini sağlayan büyük bir toptancı marka ve Cezayir’in her bir noktasına dağıtım yapıyor. Sarl Cocon, aynı zamanda dünya devi iki ankastre markasının Cezayir distribütörlüğünü de üstleniyor. 2006 yılında kurulan Coccinelle ise ayda bin yatak odası ve yılda 10 bin mutfak üretme kapasitesine sahip firmamız… Kısaca ticaret öykünüzü dinleyebilir miyiz? Markanızın geçmişi ve ticaret hayatına nasıl adım attığınıza dair bilgi verir misiniz? Markamızın ismi, aslında Tan Ailesini anlatıyor. Ispartalı bir ailenin çocuğuyum. Babam 1996 yılına kadar astsubaylık yapmış ve daha sonra ticarete atılmaya karar vermiş. O yıllara kadar babamın mesleği nedeniyle neredeyse Türkiye’nin her yerini dolaştık. Daha sonra babam Samandıra’da bir mobilya fabrikasına ortak oldu ve 2000 kriziyle birlikte rotasını Cezayir’e çevirmeye karar verdi.

78


PERAKENDE

Cezayir’de iki tane firma kurduk: Sarl Cocon (koza anlamına geliyor) ve Coccinelle (uğur böceği anlamına geliyor). Biri mobilya üretiminde kullanılan hammadde tedariğini sağlayan Cezayir’in en büyük toptancısı, diğeri ise mutfak ve yatak odası imalatı ile ülkenin en prestijli mutfaklarını, yatak odalarını üreten Coccinelle. Ben de tüm bu süreçlerde eğitim hayatıma Türkiye’de başlayıp lisans eğitimimi Cezayir’in en iyi Fransız üniversitesinde tamamladım. Aslında ne Türkiye ne Cezayir bizim yabancı olduğumuz bir pazar değil. Eğitim hayatımı ABD’de devam ettirdikten sonra babamın görevlendirmesiyle bir iş için Türkiye’ye geldim. Önce birkaç yerde çalışarak iş hayatında tecrübe kazandım. Ailemle görüşmelerim sonucunda ve onların da desteğiyle Cezayir’deki işlerimizi artık Türkiye’de yapılandırmamız gerektiğine karar verdik. Cezayir’de işlerimiz arttıkça burada bir dış ticaret departmanı ve ihracat lojistik hizmeti veren bir firma ihtiyacı doğdu. Departmanımızı kurunca işlerimizi de yavaş yavaş büyütmek istedik. Projelerimizin startını yatak ile başlattık. Kayserili bir firmanın İstanbul bölge toptancılığını aldık. Yatak satışlarımız artmaya başladıkça da yatakla birlikte ev tekstilinin de ne kadar önemli olduğunu anladık. Bu anlamda yatak işi, ev tekstil pazarını doğru anlayabilmemiz açısından bizim için doğru bir mecra oldu.

yolu ararken gittiği Cezayir’de kurduğu, bize uğur getireceğine inanarak adını verdiğimiz Coccinelle, bize gerçekten de uğur getirdi. Şimdi de Bella Maison markamızla “Benim Evim” diyoruz.

Maison’da bulabileceksiniz. Bella Maison mağazalarının ferah dekorasyonuyla keyifle alışveriş yaparken, hem müşteriye yaklaşımımız hem de ürün kalitemizle kendinizi özel hissedeceksiniz.

Ev tekstili ve ev dekorasyonu sektörü rekabetin yoğun bir şekilde yaşandığı bir sektör, oldukça başarılı birçok marka da var. Peki, Bella Maison’un bu sektöre katkıları neler olacak? Bu denli yoğun rekabet içerisinde hangi özellikleriniz sizi bir adım öne çıkaracak ve rekabette ayakta tutacak? Bella Maison’da ev tekstiline dair her şey bulunurken, ev giyimi de diğer bir özelliğimiz olacak. Kaliteli ürünleri müşterilerimizle buluşturmak istiyoruz. En iyi üretim kalitesine sahip ürünlerle, müşterilerimize A Plus ayrıcalığı ve yine hediye paketlerimizden ürün konseptlerimize kadar A’dan Z’ye farklılığı hissettireceğiz. 16 yaş üstü her kadın Bella Maison’da keyifli alışveriş yapabilecek. Her şeyden önce Türkiye’de tekstilin merkezi sayılan Denizli, Bursa ve İstanbul’da sadece bize üretim yapan fabrikalarla anlaştık. Koleksiyonumuzu oluştururken sektörün duayenlerinden olan baş tasarımcımız Mehmet Ali Sarı ve ekibi tam 1 yıl boyunca her bir detayla uğraştılar.

2017 yılından neler bekliyorsunuz? İlk mağazamızı bahar aylarıyla birlikte, şu an görüşme içerisinde olduğumuz İstanbul’un en önemli AVM’lerinin birinde açacağız. 2017 yılında İstanbul’da 5 mağaza açmayı hedefliyoruz. İstanbul’un Etiler, Bağdat Caddesi, Nişantaşı gibi prestij noktalarında mutlaka mağazalarımızı açacağız. Fakat bunun dışında amacımız çok fazla yerde mağaza açmak değil. Biz daha niş olmak istiyoruz. Kısacası doğru lokasyonlarda, doğru işlerle var olacağız. Ürün kalitemiz ve marka kimliğimizle, müşterilerimizi sıradanlıktan ve o alışveriş hengamesinden çekip alacağız. Bir yandan ihracata odaklanırken, İstanbul ile eş zamanlı olarak Cezayir’de mağazamızı, Kuveyt’te de cornerımızı açacağız.

Müşterilerimizin her mağazada karşılaşabileceği ürünleri mağazamızda sergilemekten yana değiliz. Biz ev tekstili ve ev dekorasyonu üzerine markamızı oluşturduk. Ürün yelpazemiz yaklaşık 100’e yakın ana kalemden oluşuyor. Yani nevresim takımından battaniyelere, kolonyalardan mutfak bezlerine kadar bir evde ihtiyaç duyulan tüm eşyaları Bella

Yurt dışına yönelik çalışmalarınız neler olacak peki? Yurt içi kadar yurt dışı konusunu da önemsiyoruz. Bu anlamda yurt içi operasyonlarımızla birlikte yurt dışı operasyonlarımızı da paralel olarak başlatma kararı aldık. Cezayir’de iş yaptığımız için sürekli Avrupa ve Arap ülkeleriyle görüşme içerisindeyiz. Uluslararası ticaretin kurallarını çok iyi biliyoruz. Türkiye ile aynı zamanda Cezayir’de de mağazamızı ve yine Kuveyt’in en büyük alışveriş merkezlerinden birinde corner’ımızı açacağız. Bunun dışında İngiltere’ye de ürünlerimizi ihraç etmeye başladık.

Benim burada kalış sebebim hem İstanbul, hem Türkiye’de işler yapabilmek hem de ailemizin bir açmazı olan Türkiye’ye geri dönebilme hikayesi! Evet, Cezayir’de para kazanıyoruz, işlerimiz büyüdü ama artık Türkiye’ye dönme vakti geldi. Babamın ailesi için bir çıkış

79


PERAKENDE

l a n tı a s , l

u b , k e

Ç

Geçtiğimiz yıl mayıs ayında düzenlenen büyük veri (big data) konferansı olan Smartcon2016’da konuşma yapan Boyner Grup Yönetim Kurulu Başkanı Cem Boyner, alışveriş uygulaması Hopi’ye fotoğraf üzerinden ürün arama özelliğini entegre edeceklerini anlatırken şunları söyledi: “Silikon Vadisi’nde aradığımızı en yakınımızda bulduk. Maslak’ta İTÜ’de pırıl pırıl 3 genç aslında aradığımız her şeyi yapmış. Hem de daha iyisini yapmış. Bunun yaratacağı ekonomi dünyasını düşündükçe beynim patlıyor” dedi. Boyner’in bahsettiği girişimin adı ‘Bunsar’. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Teknokent’te yer alan Bunsar, görüntü işleme konularına odaklanmış durumda. Bu konuda perakende şirketlerine altyapı geliştiren şirket, “görsel arama motoru” ile çekilen fotoğraflardaki ürünleri buluyor. Bulmakla da kalmıyor, satın almanız için size bir link sunuyor.

SANAL GİYİNME KABİNİ Bunsar’ın 2012 yılında kurulduğunu ifade eden Bunsar CEO’su Soner Demiray,

daha önce bir şirkette bilgi teknolojileri yöneticisi olarak görev yaptığını ifade ederek, Bunsar’ın ikinci girişimi olduğunu belirtiyor. Demiray, daha önce sanal giyinme kabini projesi üzerine yoğunlaştıklarını belirterek, “Tüketicilerin giysileri, kendileri yerine sanal mankenler üzerinde görmesi satın alma psikolojisi açısından daha olumlu sonuçlar veriyor. Giysileri otomatik olarak sanallaştıran bir robotik manken geliştirdik. Projeyi erkek giyim markalarından Ramsey ile ‘Ramsey Gardırobum’ adı altında hayata geçirdik. Görüntü işleme ve makine öğretisi (machine learning) konusundaki yeteneklerimizi Vodafone’un kadına karşı şiddeti engellemeye yönelik kampanyasında kullanıldık. Tanıtım filminin kamuya açık alandaki ekranlarda erkeklerin bakmadığı hallerde sadece kadınların (çocuklar ve gençler hariç) görebileceği bir şekilde ulaştırılması için kullandık. Ödül alan bu proje sonrasında çalışmalarımızı bu alanda yoğunlaştırarak sürdürdük” diyor.

Görsel arama motoru geliştiren ‘Bunsar’ adındaki girişim, fotoğrafı çekilen karelerdeki ürünleri bulma teknolojisi üzerinde çalışıyor. Cem Boyner’in “Yaratacağı ekonomi dünyasını düşündükçe beynim patlıyor” dediği Bunsar, Silikon Vadisi’ndeki rakiplerine meydan okuyor. DÜNYANIN EN HIZLISI Bu esnada Hopi ekibiyle tanıştıklarını aktaran Demiray, Hopi için geliştirdikleri “görsel ürün arama” özelliğini şu şekilde anlatıyor: “Tesadüfen yollarımızın kesiştiği bu proje için son derece hazırdı ve vakit kaybetmeden kolları sıvadık. Ekibi genişlettik, çok sıkı çalıştık. Geliştirdiğimiz ön prototiple müşterimizi Silikon Vadisi’ndeki rakiplerimizden daha iyisini yapabileceğimize ikna ettik ve geldiğimiz noktada, müşterimizin de desteği ve güveni sayesinde bu sefer doğru biz pazarda doğru bir ürüne kavuşmuş olduk. Rakiplerinin aksine kendisine verilen bir fotoğraf içerisindeki tüm aranabilir ürünleri otomatik olarak imleyen ve ister tek tek ister toplu halde arayabilen Bunsar görsel ürün arama motoru, aynı zamanda e-ticaret siteleri için görsel benzerlik bazlı ürün önerileri yaparak satışa dönüşlerin artışına katkı sağlayan bir ürün. Dünyanın en hızlısı olabilmesinin altında ciddi bir ekip çalışması ve mühendislik var.”

STRATEJİK YATIRIM ARIYOR Şu ana kadar resmi olarak 100 bin dolarlık bir melek yatırım, 120 bin dolarlık bulut desteği, yaklaşık 130 bin dolarlık da Ar-Ge teşviği aldıklarını aktaran Demiray, “Henüz kesinleşmemiş yeni bir yatırım da söz konusu görüşmelerimiz devam ediyor. Yeni tekliflere de her zaman için açığız. Bizim gibi erken evre girişimler için sadece para vermekten ziyade iş bağlantıları ile oyunun içine dahil olacak yatırımcı bulmak daha önemli. Bu yüzden stratejik yatırımlara daha sıcak bakıyoruz” diye konuştu. Ayrıca Demiray, gelecekteki planları için şunları söyledi: “Hedefimiz başta Avrupa olmak üzere yurt dışı pazarlara açılmak. Bunun için de çalışmalarımızı Londra’da yoğunlaştırmış durumdayız.” Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/

80



PERAKENDE KİPA, ÜRÜNLERİNİN GÜVENLİĞİNİ SAĞLAMAK İÇİN YILIN 290 GÜNÜ MAĞAZALARINDA; 250 GÜNÜ ÖZ MARKA TEDARİKÇİLERİNDE DENETİM GERÇEKLEŞTİRİYOR, YILDA ORTALAMA 4 BİN 500 ÜRÜN ANALİZİ YAPIYOR VE ÇALIŞANLARINA 14 BİN SAAT EĞİTİM VERİYOR.

Güvenilir alışverişin adresi Kipa Kipa Kalite Müdürü Gülten Mutlu Dereli, “Amacımız müşterilerimizin kaliteli, güvenli ve aynı zamanda beğenilerine uygun ürünleri içleri rahat bir şekilde evlerine götürmelerini sağlamak” dedi. Günümüzde, tüketicilerin aklındaki “Tükettiğim gıda güvenilir mi?”, “Aldığım gıda ve gıda dışı ürünler istediğim kalitede mi?”, “Giydirdiğim t-shirt’ün boyası çocuğumun sağlığına uygun mu?” gibi sorular Kipa’da yanıt buluyor. Kipa Kalite departmanı mağazalarındaki ürünlerin güvenilirliğini garanti altına almak için 290 gün mağazalarda 250 gün tedarikçilerde denetim yapıyor, 14 bin saat çalışanlarını eğitiyor ve ürünlerinde ortalama 4 bin 00 analiz yapıyor. “Ürünleri sürdürülebilir kalitede yasal mevzuatlar çerçevesinde güvenli bir ortamda müşterilerimize sunmak” sloganıyla yola çıkan Kipa, öz markalı ürünlerinde genetiği değiştirilmiş organizma (GDO) ihtiva eden ham madde kullanmıyor.

ÜRÜN GÜVENLİĞİ İÇİN DENETİM VE EĞİTİMDE SÜREKLİLİK Kipa Kalite departmanı Kipa’nın öz marka ürünlerini ulusal ve uluslararası standartlara göre analiz ettikten sonra müşterilerinin beğenisine sunuyor, beğenilmeyen ürünler rafa çıkmıyor. Kipa, mağazalarda ise belirlediği gıda güvenliği ve hijyen standartları ile tüketicilere

82

güvenli ürün sunulmasını sağlıyor. Bu amaçla Kipa’da çalışanların eğitimlerine öncelik veriliyor, düzenli denetim ve analizler ile sürecin devamlılığı takip ediliyor. Soğuk ürünlerin 4 derecede, donuk ürünlerin ise -18 derecede tüketiciye ulaşması için Türkiye’de sıcaklık göstergeli etiket kullanan il perakendeci Kipa oldu.

“HEM GÜVENLİ HEM DE MÜŞTERİLERİMİZİN BEĞENDİĞİ ÜRÜNLERİ RAFA ÇIKARIYORUZ” Kipa Kalite Müdürü Gülten Mutlu Dereli, “Tedarikçi seçiminde öncelikli olarak yerel tedarikçileri tercih ediyoruz. İş olanaklarının artması adına küçük ve orta ölçekli işletmeleri desteklerken, eğitim ve teknik altyapı iyileştirmeleri-

ni de sağlıyoruz. Bunun yanı sıra bazı öz marka ürünlerimizi pazar lideri firmalara ürettiriyoruz” dedi. Dereli sözlerini şöyle sürdürdü: “Kipa’nın öz marka ürünlerinde GDO’suz hammadde kullanımından kızartma yağında yaptığımız ölçümlere kadar her alanda uyguladığımız yüksek standartlarla tüketicilerimizin her aşamada güvenilir ürünlere ulaşmasını sağlıyoruz. Ürünlerimizin kalitesinden eminiz, ürünlerimizi rafa çıkmadan önce ilk olarak müşterilerimize soruyor, onların beğenisini alan ürünleri satışa sunuyoruz. Bu nedenle müşterilerimiz sebebi ne olursa olsun kalitesini beğenmedikleri Kipa markalı ürünleri bize iade edebilirler. Amacımız tüketicilerimizin beğenisini kazanmış ürünleri güvenle sofralarına taşımalarını sağlamak.”


PERAKENDE

ZÜCDER’den 2017’DE yurt dışı çıkarması! nın arttığına dikkat çekerek, “Züccaciye sektörü, Türkiye ihracatında yüzde 2,4’lük düşüş yaşanırken, geçen yılın ilk 6 ayına göre ihracatını yüzde 4 oranında artırdı. Yıl boyunca düzenlediğimiz çalıştayların, düzenlediğimiz fuarların etkisini rakamlarda hissettik. Bu yüzden 2017 yılında fuar konusuna ağırlık vereceğiz. İtalya, Fransa, Çin, Almanya, ABD ve İran’ın da aralarında bulunduğu 10 ülkede düzenlenecek birbirinden önemli 10 tane ev tekstili, dekorasyon, mobilya ve züccaciye fuarında yerimizi alacağız. Amacımız dünya ihracat sıralamasında 6. sırada bulunan sektörümüzü 5 yıl içerisinde 4.’lüğe taşımak” açıklamalarında bulundu.

Başarılı bİr 2016 yılını gerİde bırakan ZÜCDER, 2017’de İtalya’nın, Fransa’nın, Almanya’nın, ABD’nİn, Çİn’İn ve İran’ın da aralarında bulunduğu 10 ülkede 10 ayrı fuara katılarak yıla damgasını vuracak. Sektörünün çatı derneği görevini üstlenen ve kurulduğu günden bu yana züccaciye sektörüne yön veren ZÜCDER, başarılı bir 2016 yılının ardından 2017 yılında da ses getirmeye hazırlanıyor. Türkiye’nin dış ticaret fazlası veren ender sektörlerinden biri olan züccaciye sektörünün ihracat başarısının yaklaşık yüzde 80-85’i ZÜCDER üyeleri tarafından sağlanıyor. İhracattaki başarının sağlanmasında yurt dışındaki fuarlara katılım da büyük önem kazanıyor. Bu anlamda ZÜCDER, 2017 yılında züccaciye sektörünün dünyadaki nab-

zını tutmak için 10 ülkedeki en önemli 10 fuara katılarak dünyanın dört bir yanından gelen binlerce imalatçı, ihracatçı, ithalatçı, zincir mağaza, toptancı, perakendeci gibi önemli mercilere ulaşmayı hedefliyor. Sektörüne ait seçkin ürünlerin tasarım, işçilik ve zanaatkarlığının vitrini niteliğindeki dünyanın en büyük fuarlarında üyeleriyle birlikte yer alacak ZÜCDER’in Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Ertuğrul Erdoğan, 2016 yılı boyunca sürdürdükleri çalıştay ve konferans çalışmaları sonucunda sektörün ihracat rakamları-

TÜRKİYE’NİN EN AKTİF DERNEKLERİNDEN Tüm sektörler içerisinde yurt dışı fuar katılımı konusunda en aktif derneklerden biri olan ZÜCDER’in 2017 yılı boyunca katıldığı ve katılacağı fuarların sıralaması ise şu şekildedir: 09-13 Ocak İran-Meşed’te 15 bin metrekarelik alanda 50’nin üzerinde marka, yerel ve komşu ülkelerden yaklaşık 100 bin ziyaretçiyi ağırlayan Pars Homex Uluslararası Ev Tekstili Dekorasyon Züccaciye ve Mobilya Fuarı, 20-24 Ocak’ta Fransa-Paris’te dekorasyon, tasarım ürünleri, mobilya, aksesuar, tekstil, çocuk dünyası, züccaciye gibi ürünleri bir araya getirerek 360 derece ürün yelpazesi sergileme özelliğine sahip Maison&Objet Paris, 27-30 Ocak’ta Milano’da 345

bin metrekare kapalı fuar ve 60 bin metrekare açık sergi alanında yapılan İtalya’nın en büyük fuarlarından biri Homi, 10-14 Şubat’ta AlmanyaFrankfurt’ta yılda 140 bin ticari ziyaretçi ağırlayan Ambiente Uluslararası Züccaciye Fuarı, 18-21 Mart’ta ABDChicago’da International Home&Housewares Show, 27-29 Mart’ta KazakistanAlmata’da 106 ülkenin katılımıyla 11.’si düzenlenecek Homedeco Uluslararası Ev Tekstili Perdelik, Döşemelik, Mobilya, Dekorasyon-Aksesuar Fuarı, 20-23 Nisan’da Hong Kong’ta ev eşyaları, banyo aksesuarları, evcil hayvan malzemeleri, çevre dostu ürünler, silikon ve cam ürünleri gibi pek çok ürünün sergileneceği Housewares Fair, 23-27 Nisan’da ÇinGuangzhou’da Çin ile ticaretimizi de belirleyen dünyanın 3. büyük fuarı olup, Pazhou Complex’te 1 milyon 180 bin metrekarelik alanda yapılacak Canton Fuarı, 21-23 Nisan’da Filipinler’de ev eşyaları, hediyelik ve dekor ürünleri, moda aksesuarları, kişisel bakım ve sağlıklı yaşam ürünleri, lambalar ve aydınlatmalar üzerine ürünlerin sergilendiği Manila FAME International Show, 05-07 Temmuz’da Afrika’nın stratejik noktası ve önemli pazarlarından olan Nijerya Lagos’ta, Homedeco Uluslararası Ev Tekstili Mobilya ve Dekorasyon ve Züccaciye Fuarı.

83


ARAŞTIRMA

Sektörünün geleceğini

Y ve Z kuşakları belirliyor

Günümüzde teknoloji ve yeni jenerasyonun yetkinlikleri sayesinde reklamcılık sektörü önemli değişiklikler yaşadı. Her zaman kreatif olmayı gerektiren bu sektör için teknolojiyi de iyi bilmek şart. Dolayısıyla problem çözmede grup adaptasyonları ve hareket kabiliyetleriyle harika işler çıkaran Y kuşağını el, göz, kulak ve motor beceri senkronizasyonu konusunda usta olan Z kuşağının desteklemesiyle 21. yüzyılda reklam sektöründe harika işler çıkmaya başladı. Sektörün doğrularına hakim Y kuşağını, teknolojik bilgisiyle destekleyen Z kuşağı ile günümüz reklamcılık anlayı-

Birbiriyle sinerji içerisinde olan Y ve Z kuşakları, günümüz reklamcılık anlayışıyla sektörün geleceğini belirliyor. şında da çok şeyin değiştiğini belirten Union İstanbul Ajans Başkanı Mehmet Erkmen, her zaman kreatif olmayı gerektiren bu sektör için şunları aktarıyor: “Dijital medyanın ortaya çıkması ve kullanımının artmasıyla reklamcılığın bir dönüşüm yaşadığı kesin. İnsanların değişen ihtiyaçlarıyla gelişen yeni nesil pazarlama stratejileri ise bu değişimi etkileyen en önemli unsuların başında geliyor. Bunları göz önüne aldığımızda reklamcılık sektöründe X kuşağı diye tabir edilen deneyimli insanları, en son bilgi ve beceri ile kendini geliştiren Y ve Z kuşakları yoğun şekilde destekliyor ” dedi.

“Y VE Z KUŞAKLARI REKLAMLARA DAMGASINI VURDU” Günümüz reklamlarında müşteriler ve markalar arasında duygusal bir bağ kurulmak istendiğini aktaran Erkmen, “Reklamın tarihsel geçmişine baktığımızda her biri bir kısa film niteliğinde olan reklamlarda ürün göz önünde tutulmaksızın markanın duruşuna ve karakterine dikkat çekiliyordu. Fakat Y ve Z kuşağının tüm sektörleri etkilemesiyle reklamcılık sektörü de değişti ve çekim dakikaları saniyelere düştü. Günümüzde bir marka, dijital dünyaya, dolayısıyla Y ve Z kuşaklarına reklam izlettirmek istiyorsa reklamın, 10 saniyeden daha uzun olmaması gerekiyor. Çünkü özellikle Y kuşağında olan, özgürlüğüne düşkün, marjinal, otoriteye meydan okuyan, teknoloji hayranı olan gençlerin bu özellikleri 21. yüzyılda reklam sektörüne damga vurdu” diye açıkladı. Öte yandan markaların dikkat çekmek için diğer markalardan daha kreatif bir düşünceye sahip olması gerektiğinin altını çizen Union İstanbul Ajans Başkanı Mehmet Erkmen, bu dönüşümde markaların ve reklamcıların cesaretli olması gerektiği ve bu cesaret sayesinde dikkat çeken işlere imza atmaları gerektiğini belirtti.

84



AVM

Dernekler, AVM'lerdeki

kiralardan şikayetçi BMD, TURYİD VE TÜRES BAŞKANLARI KATILDIKLARI TELEVİZYON PROGRAMINDA AVM’LERDE DÖVİZ ÜZERİNDEN ALINAN YÜKSEK KİRALAR VE ÇÖZÜM YOLLARI KONUSUNDA KONUŞTULAR.

B

irleşmiş Markalar Derneği (BMD) Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Öncel, Turizm Restaurant Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği (TURYİD) Başkanı Kaya Demirer, Tüm Restoranlar Lokantalar ve Tedarikçiler Derneği (TÜRES) Genel Başkanı Ramazan Bingöl, BlombergHT kanalında canlı yayına katıldı. AVM'lerdeki kiraları günlük kurdan hesaplayarak fatura edildiğini söyleyen BMD Başkanı Öncel, “Türkiye'de 370 tane AVM var. Dernek olarak bizim tek problemimiz AVM'lerle kira konuşmak değil. Ama çok ciddi anlamda da insanları yakan bir problem… Bütün dernek ve üyelerimiz bizi bir çare olarak görüyor. 149 firma 500'ün üze-

rinde markaya üyemiz var. Türkiye'de de 65 bin mağazaya tekabül ediyor. Bu kira konularında ortak bir noktaya gelinmediği takdirde bir sulh yoluna kavuşmadığı anda bu problemler devam edecek. Sorunun çözümü için bütün muhataplarımızdan, devlet yetkililerimizden rica ediyoruz. Çünkü bu konu tüm perakende sektörü olduğu kadar imalat sektörünü de çok yakından ilgilendiriyor” şeklinde konuştu. TÜRES Genel Başkanı Bingöl, AVM'lerdeki kiralar ile ilgili kendi üyelerinin de aynı problemleri yaşadıklarını söylerken, “TL ile ticaret yapıp, kirayı da yabancı para ile ödediğinde ayakta durma şansımız çok zor. Yabancı para ile kira alma işini bir şekilde çözmemiz gerekiyor. Kiracılar kiralarını ödemezse AVM'ler ne yapacak” dedi. TURYİD Başkanı Kaya Demirer, AVM'lerdeki kira konusunda bütün firmaların ilk başta dövizin yüksek seyirler izlemediği zamanlarda dövizle kiralarını ödediklerini söyledi. Yatırımcı gözünden bakıldığı zaman AVM yatırımcısı planlarını mevcut kiracıların sözleşmelerine

göre yaptığından dolayı ortada çetrefilli bir problem olduğunu kaydederken, “Ama bizim bir federasyonumuz var. Bu konuda federasyonda iletişimini yapmamız gerekiyor. Ortada kiralayan ile kiracı arasında bir sıkıntı var. İletişimini bu federasyon başlatmalıdır. Konunun sadece AVM'ler ile kalmaması lazım. Üyelerimizin bir kısmı da sokakta… AVM'lerde uzlaşı olduğu zaman sokaktaki kiracılara da emsal teşkil edecek” ifadelerini kullandı. Kiracının bugün tazminatlı veya tazminatsız dükkanından çıkması durumunda kiralayanın da kazançlı olmadığını belirten Demirer, “Kapıda bekleyen yok. Diyelim ki bekleyen var, acaba hangi şartlarda kiralamak üzere hazır. Eğer bugün kiracıya sunulamayan şartlar, yeni kiracıya sunulacaksa eski kiracının suçu nedir. Çözümü STK'lar olarak biz belirlemeliyiz. Ardından Ankara'dan destek istemeliyiz” şeklinde konuştu. Demirer, her AVM'nin farklı dinamikleri olduğunu belirtirken, “Bu AVM'leri kendi içinde yatırımı tamamlamış AVM'ler, yatırımının belli bir miktarını yabancı sermaye ile borçlanmış olan AVM'ler var. Bu borcun miktarı da AVM'nin dinamiğini fark ettiriyor. Bu bizim federasyonumuz çatısı altında kiralayan ve kiracı buluştu. Ankara'da bu buluşmadan mutlu” dedi. Kaynak: www.iha.com.tr

86




AVM

TERÖR SALDIRILARI NEDENİYLE AVM’LER İÇİN ŞART KOŞULAN PLAKA TANIMA SİSTEMİNİN İLK UYGULAMASI, ANKARA ORAN’DA BAŞLADI. OTOPARKA GİREN ARAÇLARIN PLAKALARINI TANIYARAK EMNİYETİN KARA LİSTESİYLE KARŞILAŞTIRAN SİSTEM İLK ŞÜPHELİYİ DE YAKALADI.

AVM'lere plaka tanıma sistemi şartı Ankara'da hayata geçti Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın AVM otoparkları için şart koştuğu otomatik plaka tanıma sisteminin ilk örneği, Ankara’da siyaset, iş dünyası ve diplomatik temsilcilerin yoğun yaşadığı Oran'da devreye alındı. Bir AVM’ye kurulan otomatik plaka tanıma sistemi ile otoparka giren tüm araçların plakası otomatik algılanarak sisteme aktarılıyor. Emniyet de AVM’ye şüpheli ve aranan araçların plakasını bildiriyor. Eskiden gözle yapılan plaka kontrolü, bu sistemle otomatik olarak gerçekleşiyor. Emniyetten gelen şüpheli plakalar, AVM’nin plaka tanıma sisteminde kara listeye kaydediliyor. Bu plakalardan birine sahip araç AVM’ye girdiğinde, sistem kırmızı alarm veriyor.

HIRSIZ YAKALANDI Sistemin kurulduğu One Tower AVM Genel Müdürü Ferhat Bank, uygulamanın ilk meyvesini geçtiğimiz günlerde verdiğini anlattı.

Plaka tanıma sisteminin hırsızlıktan aranan bir aracı tespit ettiğini ve şüpheliyi emniyete teslim ettiklerini söyleyen Bank, “Sistem yakında emniyete doğrudan bağlanacak. Bunun için emniyetin yapacağı teknik çalışmayı bekliyoruz” dedi. Güvenlik tedbirlerini daha da sıkılaştırdıklarını belirten Bank, X-Ray sayısını artırarak ana kapılar dışında dükkan ve kafelerden AVM’ye girişleri de önlediklerini ifade etti.

ANLIK PAYLAŞILACAK Yılbaşında yayımlanan Alışveriş Merkezleri Yönetmeliği’ne göre, AVM’lerde araçla giriş-çıkış yapılan açık ve kapalı otopark gibi kontrollü alanların giriş ve çıkışlarına AVM yönetimi tarafından plaka tanıma sistemi kurulması ve işletilmesi sağlanacak. Bu sistemden elde edilen veriler, kolluk birimleri ile anlık olarak paylaşılacak.

Kaynak: www.cnnturk.com

89


AVM

Türkiye’nin

1 numaralı markaları

ödüllendirildi

Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği (AYD) ve Akademetre Research Company tarafından her yıl gerçekleştirilen araştırma kapsamında, Türkiye’nin 1 Numaralı Markaları, Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde düzenlenen törenle ödüllerine kavuştu.

1 NUMARALI MARKALAR

•Mobilya-Dekorasyon: IKEA

•Kadın Giyim: Koton

•Teknoloji Perakendeciliği: Teknosa

•Erkek Giyim: Kiğılı •Günlük Spor Giyim: LC Waikiki •Ayakkabı-Çanta: FLO •Aksesuar: Altınbaş •Spor Malzemeleri: Adidas •Çocuk Giyim: LC Waikiki

•Teknoloji Üreticisi: Samsung •Self Servis Restoran: Burger King •Restoran: Bay Döner •Kafe: Mado

•Özel Ödül-Anchor Mağaza: •Bebek Ürünleri-Oyuncak: Toyyz Teknosa Shop •Özel Ödül-En Beğenilen Marka •Kişisel Bakım-Kozmetik: Gratis Yüzü: Fahriye Evcen- Koton

90

Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği ve Akademetre Research Company tarafından her yıl gerçekleştirilen 1 Numaralı Markalar Araştırması’nın sonuçları, 21 Şubat Salı akşamı Zorlu PSM’de düzenlenen tören ile açıklandı. Oyuncu ve sanatçı Kadir Çöpdemir’in sunumu ve AYD Başkanı Hulusi Belgü’nün ev sahipliğinde ile düzenlenen 1 Numaralı Markalar Ödül Töreni’ne iş dünyasının önde gelen isimleri katılım gösterdi. Törende konuşma yapan AYD Başkanı Hulusi Belgü: “AVM’ler toplumumuz için sevdikleri ile vakit geçirebildikleri sosyal bir yaşam alanı olmakla birlikte markaları ve kullanıcıları bir araya getiren en önemli unsurlardan birini oluşturuyor. Perakende markalarımızın, edindikleri tecrübelerle gerek ülkemizde gerekse uluslararası arenada hayata geçirdikleri çalışmalar, ülkemiz için çok büyük bir gurur kaynağı. Bugün burada tüm bu başarıları tek potada eriterek Türkiye’nin 1 Numaralı Markası olmuş kurumlarımızı ödüllendirmek için bir araya geldik. Umudumuz, markalarımızın gelecek dönemde daha büyük başarılara imza atarak gerek ekonomimize ve istihdama gerekse ülkemizin uluslararası arenada bilinirliğine katkı sağlaması. Bu güzel gecede emeği geçen ve bizleri onurlandırarak katılan herkese çok teşekkür ederim” şeklinde konuştu. Perakende sektörüne ilişkin 15 kategoride ödüllerin sahiplerini bulduğu törende, LCWaikiki Günlük Giyim ve Çocuk Giyim kategorilerinde ödüle layık görülürken, Teknosa Teknoloji Perakendeciliği ve Anchor Mağaza Özel Ödülü’nün sahibi oldu. Törende En Beğenilen Marka Yüzü Özel Ödülü’nü ise Koton reklam kampanyası ile Fahriye Evcen aldı.



ÜRÜN & HİZMET

Özel güvenlikte yeni dönem Özel güvenlik şirketlerinin kurucu, yönetici, eğiticileriyle orÖzel güvenlik kimlik kartını başkasına kullandıranlara verilen taklarında aranan şartlara ‘güvenlik soruşturması olumlu’ olpara cezası bin liradan 3 bin liraya çıkarıldı. Özel güvenlik gömak hükmü eklendi. Özel güvenlik görevlileri hakkında, silah revlisini koruma ve güvenlik hizmetleri dışında başka bir işte taşısın taşımasın, 5 yılda bir kimlik yenileme sırasında yapıçalıştıran, üniforma giydirmeyen kurum ve kuruluşlara her teslan güvenlik ve arşiv soruşturması, gerekli hallerde bu süre pit için 3 bin lira para cezası verilecek. beklenmeksizin yapılabilecek. Böylece halen sektörde çalışan 320 bin özel güvenlikçi yeniden arşiv ve POLİSE DİRENİNİN KİMLİĞİ İPTAL güvenlik soruşturmasından geçebilecek. OLACAK Özel güvenlik

sektöründe yeni dönem Genel kolluk kuvvetlerine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla direnen veya kullanan ya başlıyor. 680 sayılı da tehdit eden özel güvenlik yöneticisi ve görevlisi KHK’nin 6. maddesiyle ile ateşli silahını bu kanuna aykırı veya görev alanı Özel Güvenlik Hizmetleri dışında kullanan, görevi dışında üniforması ile toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılan özel güvenlik Kanunu’nda bir dizi görevlilerinin kimlik kartları iptal edilecek ve bir daha özel güvenlik alanında çalışamayacak. değişiklik yapıldı. Güvenlik sorumluları en az iki yıllık üniDüzenlemeyle birlikte TERÖRLE İRTİBATI OLAN KAPATILACAK versite mezunu olacak. Valiler kamuya valilere, AVM’ler Yine yasada yapılan değişiklikle amacı dışında faaaçık alanlarda, AVM’ler, konserler, spor başta olmak üzere liyet gösterdiği veya suç kaynağına dönüştüğü ya da karşılaşmaları gibi özel güvenlik izni veterör örgütlerine aidiyeti, irtibatı ya da iltisakı burilen yerlerde alınan tedbirleri yetersiz özel güvenlik izni lunduğu tespit edilen şirketlerin faaliyet izni iptal bulup, artırılmasını isteyebilecek. verilen yerlerde alınan edilecek. Bu şekilde faaliyet izni iptal edilen şirketKENT DIŞINDA SİLAH İÇİN İZNE tedbirlerin artırılmasına lerin kurucu, temsilci ve yöneticileri özel güvenlik alanında faaliyette bulunamayacak. karar verme yetkisi GEREK KALMADI 60 bin çalışanıyla özel güvenlik sektörünün en Yapılan bir başka değişiklikle koruma verildi. KHK ile kanunda yapılan değişiklikle, soruşturması olumlu olmayan bu kişiler özel güvenlik şirketinin kurucu, yönetici, eğiticisi veya tüzel kişi ortağının yetkili temsilcisi olamayacak. Ayrıca bir alanda 15 kişiden fazla güvenlik görevlisi çalışan yerlerde en az bir güvenlik sorumlusu olması gerekecek.

olarak silah taşıma yetkisi olan özel güvenlik görevlileri, korudukları kişiyle birlikte oldukları sürece il değiştirdiklerinde valiliklerden izin alma zorunluluğu kaldırıldı. Ayrıca yanlarında korudukları kişi olmaksızın il sınırları içinde silah taşıyabilecekleri hükmü getirildi.

92

büyük temsilcisi olan Güvenlik Servisleri Organizasyonları Derneği (GÜSOD) Başkanı Murat Kösereisoğlu, KHK değişikliklerinin Kayseri, Beşiktaş, Reina terör saldırılarıyla ilgili olmadığına dikkat çekti. Kösereisoğlu, şöyle konuştu:


ÜRÜN & HİZMET

ÖZEL GÜVENLİKLE TERÖR ÖNLENEMEZ

“Özel güvenliğin silahlı olarak eğitimöğretim kurumları, sağlık tesisleri, talih oyunları, özel toplantı ve gösteri yerleri, içkili yerlerde silahlı görev yapamazlar maddesi halen duruyor. Bu maddenin tamamında değil ama belki bir kısmında sınırlı değişiklik yapılabilirdi. Stratejik tesisler ve kamuya açık alanlarda, özel güvenlik isteğe bağlı değil, zorunlu kılınabilirdi. Örneğin konser, spor karşılaşması, Reina gibi eğlence alanlarında özel güvenlik tedbirleri zorunlu olabilir. X-Ray cihazı, kapı dedektörü, elemanların eğitimi, güvenlik kamerası gibi önlemler zorunlu olabilir. Ama öbür taraftan özel güvenliği görevi küçük asayiş olaylarının ötesine geçti. Şimdi terör konuşuyoruz. Bize boyumuzu aşacak misyon yüklenmesi doğru değil. Özel güvenliğe terör misyonu yüklenemez. O nedenle silah kullanımının yaygınlaşmasını doğru bulmuyoruz. Kapıya gelmiş terörü özel gü-

venlikle önleyemezsiniz. Belki eğitimleri artırarak hasarını azaltırsınız ama silah kullanımının yaygınlaşması başka sonuçlara neden olabilir. Masum insanların ölümüne, yaralanmasına ya da silahların amacı dışında suç örgütlerinin eline geçmesine neden olabilirsiniz. Bu nedenle silaha ilişkin düzenlemelerde dikkatli olmak gerekir.”

VALİ, AVM GÜVENLİĞİNİ ARTIRABİLECEK “Valilikler liman, gümrük, gar, spor müsabakası gibi sınırlı yerlerde alınan özel güvenlik tedbirlerinin artırılmasını isteyebiliyorken KHK ile yetkileri genişletildi. Buna göre özel güvenlik izni verilen yerlerin tamamında alınan tedbirleri yetersiz gördüklerinde valiler, ek önlem alınmasını isteyebilecek. Örneğin market, AVM, hastane, havalimanı gibi özel güvenliğin hizmet verdiği yerlerde tedbirlerin eksikliğini gördükleri takdirde

valiler, daha fazla önlem alınmasını isteyebilecek. Özel güvenlik görevlilerini çalıştıkları her birimde özel güvenlik sorumlusu bulunmuyordu. Eklenen bir fıkrayla hem şubelerinde, hem de kadrosu 15 kişi ve üzerinde olan yerlerde bir güvenlik sorumlusu belirlenmesi şartı getirildi. Böylece AVM’ler gibi 15 kişiden fazla güvenlik görevlisinin çalıştığı yerlerde en az ön lisans mezunu güvenlik sorumlusu istihdam edilecek. Bu da yaklaşık 5 bin kişinin bu konuda görevlendirilmesini gerektirecek. Ayrıca özel güvenlik görevlilerinin sendikalı olmalarına karşı bir engel yoktu ama güvenliğin temini amacıyla grev yapmaları yasaktı. Grev yasağına uymayan güvenlik görevlisine engel yoktu. Bu yasayla grev yapan güvenlik görevlilerine cezai yaptırım geldi. 6 ay boyunca görev yapmalarına izin verilmeyecek.”

REİNA İÇİN DEĞİL, 15 TEMMUZ İÇİN YAPILDI “Geçtiğimiz 6 ayda ortaya çıkan ve olması gereken değişiklikler bu KHK ile yapıldı. Söz konusu düzenleme genel hatlarıyla koruma seviyesinin artırmaktan ziyade 15 Temmuz sonrası yaşanan sürece istinaden yapılan düzenlemeleri içeriyor. Özel güvenlik sektörünü, şirketlerini, yöneticileri ve özel güvenlik çalışanlarının kontrol altında tutulmasını amaçlanıyor. Bu konuda şimdiye kadar bir suistimal söz konusu değil dolayısıyla, bu değişiklikler bir suistimale istinaden değil, olası durumlara karşı tedbir amaçlı yapıldı.”

93


Makale Omni-channel’da müşteri hizmetleri ve akıllı telefonun önemi Dr. M. Vahit İpekçi İyi bir müşteri deneyiminin, sadık müşteri kazanımı için en önemli etken olduğu gerçeğinden hareketle, bu ay “omni-channel” dünyasında bunun nasıl kazanılacağı üzerinde duracağız. Müşterilerimiz ister yüz yüze, isterse call center aracılığı ile olan iletişimdeki beklentisi, kesintisiz servis almak ve kendisinin mümkün olduğunca özel hissettirilmesidir. ABD’ de bulunan Duke Üniversitesi’nin çalışmasına göre tüketiciler için bu hizmet, ürünün fiyatından ve hatta kalitesinden önce gelmektedir. Konuyu biraz daha açarsak, omni-channel uyarınca yapılan alışverişte siparişe karar verilen, evraklamanın, sevkiyatın ve iadelerin yapılacağı mekanların hepsi birbirinden farklı olabilir ve bu konular hakkında bilgi alacağımız call center görevlisi ise yeterli bilgiye sahip olmayabilir veya mağaza bilgi sistemine erişimi dahi yoktur. Burada olan eksikliği basitçe “Sipariş Yönetimi” olarak adlandırabiliriz. Hangi kanaldan olursa olsun siparişlerinizi mükemmel bir şekilde yönetebilmek için, hem mağaza personeli hem de call center görevlileri aşağıda belirtilen konularda bilgili ve yetkili olmalıdır; • Sipariş ve sevkiyat bilgilerine tam erişim • Müşterinin her iki kanaldan da yapmış olduğu geçmiş bilgilerine erişim • Kanallar arası iade prosedürlerinin açık ve anlaşılır olması ve taraflarca ezbere bilinmesi • Gerekli durumda sınırlı oranda taviz verme yetkisi • Mağaza satışlarına uygulanan promosyonların ağdan yapılan satışlara da uygulayabilme seçeneği • Call center görevlileri için mağaza stoğuna erişim yetkisi

94

• Evlilik listesi vb. uygulamaları iki kanalda da geçerli kılabilme pratiği Sipariş Yönetimi özet olarak tüm siparişlere bir sistem dahilinde yaklaşılmasını ve sipariş hangi kanaldan gelirse gelsin söz konusu kanallarda çalışan personelin yeterli seviyede sistem konusunda bilgilendirilmesini kapsar ve en sonunda müşterinin tüm hareketleri değerlendirilmek üzere CRM departmanına iletilir. Bu operasyonun sistemleştirilmesi yani gereği gibi “yönetilmesi” sonucunda perakendeci alttaki kazanımları elde edecektir; • İş hacminde artış • Karlılık artışı • Müşteri başına harcanan adam saat miktarında düşüş • Azalan call center süresi • Sadık müşteri oranında artış Yedi yıldan bu yana dünyanın en büyük sosyal medya network’ ü olan Facebook’ un pazarlama direktörlüğünü yürüten Maz Sharafi, akıllı telefonların omnichannel için en stratejik obje olduğundan hareketle, firmanın kurucusu olan Mark Zuckerberg’ in önüne gelen yeni fikirlerin/projelerin içinde mobil telefondan bahsedilmiyorsa, direkt olarak reddedildiğini belirtiyor. Facebook, yeni oluşturduğu “mobile-first” platformu sayesinde akıllı telefonlar üzerinden müşteri davranışlarını depolayıp analiz edebilecek. Bu, bilgi edinmek amacı ile mobil telefonun kullanılıp, fiziki alışverişin mağazadan yapıldığı durumlar için de geçerli oluyor. Çok yakında bu müşteri tercihlerinin, perakendecilerin ürün şekillendirmesi ve pazarlama kampanyaları için hayati öneme sahip olacağını söyleyebiliriz. Sharafi, Facebook’un perakendecilere tavsiye ettiği, omni-channel stratejilerini belirlerken dikkate almaları gereken altı temel noktayı şöyle detaylandırıyor;

1) Satın almaya giden yoldaki zorlukları elemine edin; Örneğin Facebook akıllı telefonlar için oluşturduğu aplikasyon ile markaların koleksiyonları vs. ihtiva eden aplikasyonlarına ulaşmayı basitleştiriyor. Diğer bir örnek ise, dünyanın 1. ve 10. perakendecileri olan Wall-Mart ve Target’ın, 2016 yılında mağazada teslim hizmetini geliştirmek için dolar bazında 9 haneli bir yatırım yapmalarını gösterebiliriz. 2) Tüm teklif ve promosyonları akıllı telefonlara uygulanabilir hale getirin. 3) Marka reklamları olası tüm mobil cihazlar yolu ile erişilebilir olmalı. 4) Reklamlarda bölgesel olarak bulunabilen ürünlere dikkat ediniz. Örneğin büyük bir ülkenin doğusu ile batısına sunulabilecek değişik ürünlerin promosyonunda bölge faktörünü önemseyin. 5) Aplikasyonlarınız uzun vadeli değer taşısın. Bugün itibarı ile, IOS ve Android cihazlar için 4.2 milyon aplikasyon olduğunu göz önüne alırsak, bunların arasında kalıcı olacak marka aplikasyonumuzun önemi daha da öne çıkıyor. 6) Mobil üzerindeki uygulamalarınızın sonuçları ölçülebilir olmalı; “ölçülemeyen yönetilemez” prensibinden hareketle sürdürülebilir bir büyüme için bu konudaki tüm yatırımlarınızın etkisi ölçülebilir olmalıdır. Sonuç olarak, müşteri hizmetlerinin temelindeki çatlaklar onarılıncaya kadar, markamızın omni-channel yolunda zarar görmeye devam edeceğini bilmemiz gerekiyor.

Hoşçakalın...



AVM

53,5 MİLYAR DOLARLIK YATIRIM

A

VM ve perakende sektörlerinin gündeminde olan kiralamanın döviz üzerinden olmasından kaynaklanan sorunlara yönelik görüşleriniz nelerdir? Ortak bir çözüm için neler yapılabilir? Ülkemiz 2016 yılında ekonomik, siyasi ve sosyolojik olarak ciddi anlamda zor bir yıl geçirdi, ne yazık ki devam eden terör saldırıları ile hala

bu zor günleri geride bırakmış değiliz. Tüm sektörler gibi perakende sektörü de elbette bu zor şartlardan etkilendi. Özellikle dövizdeki artış bireysel olarak hepimizi, kurumsal olarak ise şirketleri olumsuz etkiledi. Bizler AVM yatırımcıları olarak yaşanan sıkıntıların farkındayız. Görmezden gelmemiz mümkün değil zira hepimiz bu bütünün bir parçasıyız. Birimizin zarar görmesi bu ekosistemin de zarar görmesi anlamına geliyor. Dolayısıyla var olan so-

Artan terör olayları AVM’lerde ziyaretçi sayısını nasıl etkiledi? AVM’ler güvenlik tedbirleri anlamında ne gibi çalışmalar yapıyor? AVM’lerde güvenlik konusu bizim için başlı başına bir ele alınacak, her şeyden bağımsız düşünülecek bir konudur. AVM’ler ailelerin çocuklarıyla gelip hoşça vakit geçirdikleri, gençlerimizin arkadaşlarıyla buluşma noktaları ve eğlence mekanları konumundadır. Buralar birer yaşam merkezi... Elbette ki AVM’ler güvenli olmak zorunda. Bu anlamda yapılması gereken ne varsa eksiksiz yapılmalıdır ki öyle de bir durum var. T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığımızın geçtiğimiz günlerde Resmi Gazete’de yayımlayarak yürürlüğe aldığı Alışveriş Merkezleri Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik de temsil ettiğimiz AVM’ler adına bizim için büyük önem taşıyor. Yönetmelik gereği alışveriş merkezlerinin açık ve kapalı otopark alanlarına plaka tanıma sistemi kurulmasının, her

96

ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ VE YATIRIMCILARI DERNEĞİ (AYD) YÖNETİM KURULU BAŞKANI HULUSİ BELGÜ, “BUGÜN GELDİĞİMİZ NOKTADA AVM’LER EKONOMİMİZDE 53,5 MİLYAR DOLARLIK YATIRIMI VE 450 BİN NİTELİKLİ İSTİHDAMI TEMSİL EDİYOR. TÜRKİYE’DE ŞU ANDA 377 AVM HİZMET VERİYOR VE BUNUN 80 TANESİ YABANCI YATIRIMCILAR TARAFINDAN HAYATA GEÇİRİLDİ” DEDİ. runların çözümü için biz AYD olarak her zaman buradayız, sektörümüzün geleceği için de her türlü işbirliği ve çözüm arayışına da varız. Şimdiye kadar bu konuda da çeşitli çalışmalar yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. AVM’lerimizde her ay düzenli olarak yaptığımız değerlendirmeler sonucunda ciro konusunda problem yaşayan kiracımıza çeşitli destekler sunuyoruz. Diğer taraftan kur dalgalanmasının önüne geçmek için

yeni finansal enstrümanlar üzerinde de çalışmalarımız devam ediyor. Perakendeci en çok kurdaki dalgalanmadan şikayetçi, takdir edersiniz ki bunu biz engelleyemeyiz. Kur riskini tek tarafın üzerine yıkmak hakkaniyetli bir yol değil. Biz her iki tarafı da memnun edecek şekilde; içinde perakendeci, AVM yatırımcısı ve bankacının olduğu, kur riskini hedge etmek üzerine bir yöntem üzerinde çalışıyoruz. Şimdiden 3 banka ile görüştük, yılın ilk çeyreğinde bu

şeyden önce kamu güvenliğini sağlamak ve halkımızın güvenle AVM’leri ziyaret edebilmesine olanak sunmak adına atılmış bir adım olduğuna inanıyoruz. Ek olarak şu an ülkemiz genelinde faaliyet gösteren 377 alışveriş merkezimiz, özellikle büyük şehirlerimizde yaşadığımız otopark sorununa çözüm sunmakla beraber bu özelliği ile ciddi bir veri topluyor. ‘Plaka Tanıma Sistemi’ ile bu veriler faydalı bir şekilde kullanılarak kamu güvenliği için de hizmet etmiş olacağız. Elbette ki bu konunun AVM yatırımcısına ciddi bir maliyeti olacaktır, ancak söz konusu kamu güvenliğine hizmet ve emniyet güçlerimiz ile işbirliği olduğunda bu maliyet hiçbir yatırımcı için külfet haline gelmeyecek. Bu noktada odaklanılması gereken en önemli husus ise toplanacak verilerin, ilgili emniyet ve kolluk kuvvetleriyle düzenli ve hızlı paylaşımının sağlanması olduğunu düşünüyoruz.


AVM

işi çözmüş olacağımızı düşünüyorum. Bununla birlikte perakendecilerin kredi ihtiyaçlarına yardımcı olabilmek için de bir model üzerinde çalışıyoruz. 9. AVM Yatırımları Konferansı’nda hangi konular masaya yatırılacak, neler konuşulacak? Perakende sektörünün en önemli buluşma platformlarından biri olan AVM Yatırımları Konferansı’nın bu sene 9.’sunu düzenlemekten dolayı son derece gururluyuz. Bu yıl da, ülkemizden ve dünyadan önde gelen konuşmacılar, sektörümüzü doğrudan ilgilendiren ekonomik ve güncel konuları tüm yönleriyle tartışacak, en yeni uygulamaları paylaşacak, bizlere yeni bakış açıları sunacak. Konferans aynı zamanda, katılımcılara işbirliği ve network imkanı sunuyor. AVM Yatırımları Konferansı 9. yılında AVM yatırımcıları, merkez yöneticileri, perakendeciler, AVM yöneticileri ve sektöre destek veren firmaları buluşturuyor. Konferansta, sektörel konuların yanı sıra ilham veren yol gösterici oturumlar yer alacak. Bu seneki konu başlıklarımız arasında; Türkiye ekonomisindeki sıcak gelişmeler ve küresel ekonominin ülkemize yansımaları, dijitalleşen dünya ve yeni pazarlama yaklaşımları, dünyadan en son AVM tasarım trendleri, yaratıcı ve yeni çözümler, yeni tüketim alışkanlıkları ve perakendeye etkileri, AVM’lerden ilginç hikayeler, farklı uygulamalar,

sürdürülebilir, güvenli, müşterinin yaşamını kolaylaştıran AVM yönetimi ve sektörümüzü yakından ilgilendiren en sıcak konular yer alıyor. AVM yatırımlarının geldiği son durumu değerlendirir misiniz? AVM yatırımları açısından 2017 nasıl bir yıl olacak? Bugün geldiğimiz noktada AVM’ler ekonomimizde 53,5 milyar dolarlık yatırımı ve 450 bin nitelikli istihdamı temsil ediyor. AVM’ler bulundukları bölgenin değerini de yüzde 50 ve yüzde 100 oranında artırıyor. Türkiye’de şu anda 377 AVM hizmet veriyor ve bunun 80 tanesi yabancı yatırımcılar tarafından hayata geçirildi. Toplam 11.1 milyon metrekare olan kiralanabilir alanın ise 3 milyon metrekaresi yine yabancı yatırımcılara ait. YASED verilerine göre;

son 10 yılda ülke genelinde yabancı yatırımcıların gerçekleştirdiği 150 milyar dolarlık yatırımın 14 milyar dolarının AVM yatırımları oluşturuyor. 2016’da 100 milyar TL olan cironun 2017’de 110 milyar TL, 2023’de ise 200 milyar TL olacağını, 377 olan AVM

sayısının 2017 yılında 385, 2023’de ise 475 olacağını öngörüyoruz. 11,1 milyon metrekare olan kiralanabilir alanların ise 2023 yılında 15 milyon metrekareye, ziyaretçi sayısının ise 2,1 milyardan 2,8’e ulaşacağını düşünüyoruz.

AYD olarak 2017 takviminizde neler var? Sektörde öncelikle artan gümrük vergileri, asgari ücretler konusu yani işverenin üzerindeki çalışan maliyeti yükü ve AVM’lerde son yönetmelikle değişen ortak giderler konusunu belli başlı çözülmesi gereken sorunlar arasında sayabilirim. Diğer taraftan ülkenin içinden geçtiği konjonktür gereği perakendecilerin zor bir dönem yaşadığının da farkındayız. Kendilerine destek olmak amacıyla yukarıda bahsettiğim üzere çalışmalarımız oldu, olmaya da devam edecek. Tüm bu sorunların bankalar, hükümet, AVM yatırımcıları ve perakendecilerin ortak bir çözüm bulması gerektiğini düşünüyorum.

97


AVM Seçkin marka karması ile kentte alışveriş, moda ve eğlencenin nabzını tutan Arcadium AVM, Ankara halkının yaşamına canlılık katmaya devam ediyor. ÇOCUK EĞİTİMİNDE YENİ DÖNEM

Çocuklar için eğlendirici ve öğretici etkinlikler düzenleyen Arcadium’da yine çocukların çok ilgisini çekecek bir etkinlik vardı. Çocuklara ve gençlere bilim ve teknoloji alanlarında ilham veren bu atölyede katılımcılar kendi robotlarını kendileri inşa ederek çalışır hale getirdiler. Bu sayede servo motorlar ve ışık sensörleri hakkında temel bilgi sahibi olan çocuklar kendi tasarladıkları robotları finalde yarıştırdılar.

Alışveriş ve eğlencenin kalbi ArcadIum’da atıyor Moda, lezzet ve eğlenceyi kent halkının ayağına getiren Arcadium AVM, şehrin ticari hayatını canlandırırken, kültürel etkinliklerle sosyal yaşantıya da renk katıyor. Birbirinden özel çalışmalara imza atan AVM’de ziyaretçiler bir yandan keyifli zaman geçirirken, bir yandan da öğretici etkinliklerle farkındalık kazanıyor.

ARCADIUM’DA ÖMÜR AKKOR RÜZGARI Arcadium’un düzenlediği etkinliklere bir yenisi daha eklendi. 9 kitabı 8 dilde, 100 ülkede satışta olan ünlü şef ve yazar Ömür Akkor, 12 Şubat tarihinde yemeklerini gözü kapalı yaptığı şovu ile Arcadium’da izleyicilerin karşısına çıktı. Eğlencenin lezzetle harmanlandığı şovun beraberinde Akkor, birbirinden güzel tatlılar yaptı ve Anadolu lezzetleri hakkında engin bilgilerini katılımcılarla paylaştı. İlgi çekici ve keyifli olmasının yanı sıra görme engelliler için de farkındalığı sağlayan “Gözü kapalı yemek yapma” şovunda Çankaya Belediyesi Görme Engelliler Spor Kulübü üyeleri ve değerli yöneticileri etkinlikte yerlerini aldı. Şovda, üyelerden bir edebiyat öğretmeni ile birlikte yemek yapan Akkor, deneyimlerini bu sayede doğrudan katılımcılara aktarmış oldu. Gösterinin bu bölümü izleyiciler tarafından büyük ilgi gördü ve uzun süre alkışlandı. Verdiği ayrıcalıklı eğitim ile bugün Türkiye'nin en iyi aşçılık okulları arasında gösterilen Chef Akademi, Ömür Akkor’un yaptığı gösteride katılımcılar arasında yerini alarak Akkor’un sihirli mutfağına konuk oldu. Arcadium’da gerçekleşen bu gösteride yerlerini alan büyük izleyici kitlesinin yanı sıra basın ve ulusal kanallar oradaydı. İzleyenlerin hayranlıkla deneyimlediği Ömür Akkor Yemek Gösterisi, Ana haber bültenlerine de konu olarak kalitesini ve farkını bir kez daha kanıtlamış oldu.

98

Eğitimin temel amacı teknoloji ilgisi olan çocuk ve gençlere bu fırsatın üniversiteye gitmeden önce verilmesidir. Robotik eğitimleri çocuk ve gençlerin problem çözme becerilerini, matematik ve fen bilgisi derslerindeki ilgilerini ve dolayısı ile başarılarını artırmaktadır. Robot tasarlayan çocukların kendilerine olan güveninin arttığı gözlemleniyor. Bu eğitim ileriki dönemlerde, çocukların kendi tasarım ve yazılım çalışmalarına katkıda bulunuyor. Ekip çalışmasına dayalı bu etkinlikte herkes sırayla parçacı, uygulayıcı ve gözlemci oluyor. Gelinecek son aşamada ise öğrenciler uluslararası yarışmalara takım halinde katılıyorlar. Şubat ayında ilk katılımı düzenlenen atölyenin diğer oturumları için Arcadium alışveriş merkezi sosyal medya hesaplarını takip edebilirsiniz.



AVM

AVM’lerin karne öncesi son hazırlıkları! ULUSLARARASI ÖDÜLLERİN AVM’LERİN PRESTİJLERİ AÇISINDAN OLDUKÇA ÖNEMLİ OLDUĞUNU BELİRTEN NUİT AJANS BAŞKANI TUBA KILIÇ ALMALI, ÖDÜL PLATFORMLARININ HER YIL İÇİN AYRI BİR ÖNEM TAŞIDIĞININ VE AVM’LERİN BAŞARILARINI TAÇLANDIRMAK ADINA BU TÜR PLATFORMLARA HER YIL KATILMASI GEREKTİĞİNİN ALTINI ÇİZDİ.

100

AVM’ler için bir ödül platformu serüveni daha başladı. Bu süreçleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Uluslararası ödüllerin AVM prestiji açısından oldukça önemli olduğunun her fırsatta altını çiziyoruz. AVM’ler için büyük bir emeğin karşılığı olarak nitelendirilebilecek ödüller; ziyaretçi ve AVM kiracıları, hatta yatırımcı tercihlerinde önemli bir etken oluyor. Bu süreçleri aslında bir domino gibi düşünebiliriz. Ödül platformuna uygun güçlü bir dosya sunulabilmesi için tek bir parçanın bile eksik olmaması gerekiyor. Danışmanlığımızda ilerleyen AVM’lerin önemli yönlendirmeler eşliğinde bu süreçleri daha sağlıklı adımlarla geçirdiğini söyleyebilirim. AVM’ler ödül kazanabilmek için nasıl projelere imza atmalı? Başarılı projelere imza atan AVM’ler arasında ziyaretçisini en iyi analiz etmiş olanları açık ara farkla önde görüyoruz. Çünkü projenin başarıya ulaşmasındaki en önemli unsurlardan biri ziyaretçi katılımı... Ziyaretçisini iyi analiz ederek, onların arzu ve dileklerine göre projelerini hayata geçiren AVM’lerin bu tabloda daha çok başarılı olduğunu söyleyebilirim. Fakat bu unsurun yine de tek başına yeterlilik gösteremeyeceği düşüncesindeyim. Projelerde ziyaretçi katılımının yanı sıra başkalıklar da olmalı.


AVM

Başkalıklardan kastım; yapılmamışın yapılması… Bununla birlikte artık yaşam merkezi olarak da görülen AVM’lerin bu özelliğinin göz önünde bulundurulması ve hayatın içinden, hayata, ziyaretçisine dokunan kampanya veya projelerin AVM ziyaretçisi ile buluşması diyebilirim. Böylece her açıdan daha çok yüz güldüren sonuçlarla da buluşabiliriz. Önemli olan yüksek ya da düşük bütçeli bir projeyi hayata geçirmekten ziyade ziyaretçinin kucaklayacağı bir projeyi hayata geçirmiş olmak olmalı. AVM’ler ziyaretçilerini doğru analiz edip ajansa doğru bir brief verdikten sonra, ajans tarafında artık iş başa düşüyor. Proje ajansının projeyi yapmış olmak için yapmaktan ziyade, bir nakışı işlercesine ilmek ilmek tüm detaylarıyla işlemesi gerekir. Bununla da bitmeyip, her bir platformun kendi içindeki kriterleri göz önünde bulundurularak projenin içerik kurgusunun zenginleştirilmesi ise sizi ödüle giden yolda bir adım öne taşır. AVM’ler her yıl ödül platformuna başvuru yapmalı mı? Türkiye’deki birçok AVM’nin en çok yanılgı yaşadığı konulardan bir tanesi işte tam da bu. Bazı AVM’ler başvuru

yaptıkları ya da ödül kazandıkları platformlara tekrar başvurmak noktasında tereddütte kalıyorlar. Halbuki başarı bir seferlik değil sürdürülebilir olmalı. Bir öğrenci üzerinden örneklemek gerekirse; öğrenci yalnızca bir dönem takdir veya teşekkür belgesi aldığında başarılı sayılmıyor. Her dönem takdir veya teşekkür kazanarak başarısını belgeliyor. Marka tarafında ise şöyle düşünebiliriz; her yılın ödülleri yalnızca o dönemin başarısını belgeler. Yalnızca o yıl başarılı bir pazarlama stratejisi kurgulayıp, uyguladığınızı gösterir. Pazarlama süreçleri son derece dinamik ve nabzı tutulması gereken niteliktedir. Bu sebeple bir yıl değil, her yıl başarılı olunmalı ve bunu çeşitli yöntemlerle hedef kitlemize anlatıyor olmalıyız. Hedef kitle özelinde AVM’leri diğer markalardan ayıran unsur ise hedef kitle başlıklarının birden fazla olması. Kiracı hedef kitlesi, ziyaretçi hedef kitlesi ve bazı markalar içinse yatırımcı hedef kitlesi başlığı oluşuyor. Hal böyle olunca farklı yönlerden gelen okları tek merkezde memnuniyet sağlayacak başarılı bir sürecin içerisinde toplamak gerekiyor. Bu süreçlerin karnesi olarak da yorumladığımız ödül platformları her yıl için ayrı bir önem taşıyor.

101


AVM

2010 yılında Isparta’da hizmete başlayan Iyaşpark Alışveriş ve Yaşam Merkezi 7’nci yıldönümünü birbirinden renkli etkinlik ve gösterilerle kutladı. 7’nci yıllarına özel yapılan çalışmalar hakkında görüştüğümüz Iyaşpark AVM Genel Müdürü Celalettin Çalış, “Bölge ve Isparta halkının gözünde ilklerin adresi ve bugüne kadar uzaklara giderek almak zorunda kaldıkları birçok hizmeti kendilerine ulaştırmış olmak, bizler için çok memnun edici ve gurur verici bir hizmet...” dedi.

102

Isparta’nın gözdesi Iyaşpark 7’nci yılını kutladı Iyaşpark AVM’nin 7’nci yıldönümüne özel yapılan çalışmalar neler oldu? 2010 yılında Isparta’nın ilk alışveriş ve yaşam merkezini açarak hizmete başlayan Iyaşpark Alışveriş ve Yaşam Merkezi 7’nci yıldönümünü birbirinden renkli etkinlik ve gösterilerle kutladı. 28 Ocak Cumartesi günü saat 15.00’te başlayan kutlamalar gün boyunca otantik show gösterileri, Sihirbaz Bahattin gösterileri, yöresel folklör gösterileri, pasta kesimi ve kokteylle devam etti. Saat 18.30’da gerçekleştirilen muhteşem havai fişek gösterisi ve yüzlerce dilek balonunun havaya bırakılması ile de kutlamalar sona erdi. Ayrıca AVM firmaları da yıldönümüne özel hazırladıkları indirimlerle müşterilerine sürprizler yaptı. Bölge halkı kutlamalarımıza katılarak mutluluğumuza ortak oldu. Iyaşpark AVM bu 7 yıl içerisinde bünyesinde ne kadar ziyaretçi ağırladı ve kuruluşundan bu yana neler gerçekleştirdi? Iyaşpark AVM açılışından bu yana her yıl artış gösteren bir tablo ile ilerlemiş ve toplamda 35 milyon kişi ziyaretçi sayısına ulaşmıştır. Kuruluşundan bu yana sürekli kendini yenileyerek her alanda güncel kalmayı başaran alışveriş merkezimiz,

bölge halkının gösterdiği ilgiden de ilham alarak hep daha iyiye ve güzele ulaşma hedefine odaklanmıştır. AVM yönetimi olarak bünyemize her yıl yeni markaları kazandırarak, çeşitli etkinlik, kampanya ve pazarlama yöntemleri gerçekleştirerek ve sosyal sorumluluk projelerine de önem verilerek büyüme hızımız sürekli yükselen bir ivme gösterdi. Sizce Iyaşpark AVM ile birlikte Isparta’da neler değişti? Iyaş Park AVM’nin bu 7 yıl içerisinde Isparta’ya katkıları neler oldu? Bölge ve Isparta halkının gözünde ilklerin adresi ve bugüne kadar uzaklara giderek almak zorunda kaldıkları birçok hizmeti kendilerine ulaştırmış olmak, bizler için çok memnun edici ve gurur verici bir hizmet... Birçoğunu büyük şehirlerdeki AVM’lerde görmeye alıştığımız kurumsal büyük firmaları bugün Iyaşpark’ta görmek mümkün hale geldi. Isparta halkı da yüksek standartta hizmet almanın konforunu Iyaşpark Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde yaşamanın memnuniyetini giriş sayılarımız ile bizlere gösterdi. Ziyaretçilerimiz Isparta ve çevresinde aradıkları konfor, kalite ve çeşitliliği Iyaşpark Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde rahatlıkla bulabiliyorlar. Bunların yanı sıra alışveriş merkezimizde sık sık

düzenlediğimiz etkinlikler, çocuklara özel düzenlenmiş programlar ve çekiliş kampanyaları da ziyaretçilerimizin yoğun ilgisini çekiyor. Sadece alışveriş mekanı olmaktan ziyade tam bir yaşam merkezi olma hedefimiz bizlere hizmet noktasında daha fazla girişimlerde bulunmak için fikirler veriyor. Gerek Anadolu alışveriş merkezi olmamız, gerek yaptığımız sosyal sorumluluk projeleri gerekse birçok sivil toplum örgütlerine yapmış olduğumuz katkılar nedeniyle şirket olarak şehrin sahiplendiği bir yapıya sahibiz. Alışveriş merkezimiz Ispartalıların alışveriş merkezi olma özelliğini taşıyor. 7’nci yılını dolduran Iyaşpark AVM bundan sonraki süreçte neler yapmayı planlıyor? Geride bırakmış olduğumuz yedi yıllık süreçte AVM olarak sürekli kendimizi yenileme konusunda çalışmalarımız devam etti. Yedinci yılımızda da bünyemize yeni ve kurumsal mağazalar katma çalışmalarımızı sürdürdük. Alışveriş merkezimiz artık büyük şehirlerde bulunan kurumsal firmalar tarafından öncelikli olarak tercih edilir hale geldi. Bizler de alışveriş merkezimize katmış olduğumuz bu değerleri bölge halkına en güzel şekilde yansıtabilmek için çalışmalarımıza her zamanki coşku ve azmimizle devam edeceğiz.



YATIRIM

Alışveriş merkezlerinde başarının anahtarı,

yakın işbirliği ve yenilikçi olmak

BU YIL DOKUZUNCUSU DÜZENLENEN “ECE TÜRKİYE ULUSLARARASI PERAKENDE KİRALAMA GÜNÜ”, 400’ÜN ÜZERİNDE KATILIMCIYLA PERAKENDE DÜNYASININ ÖNDE GELEN AKTÖRLERİNİ AĞIRLADI. Geleneksel hale gelen ve bu yıl dokuzuncusu düzenlenen “ECE Türkiye Uluslararası Perakende Kiralama Günü”, 400’ün üzerinde katılımcıyla perakende dünyasının önde gelen aktörlerini ağırladı. Toplantıya katılan ECE Yönetim Kurulu üyeleri Klaus Striebich, Joanna Fisher ve ECE Türkiye Genel Müdürü Andreas Hohlmann, ECE’nin Türkiye ve Avrupa’da devam

eden projeleri ile sektördeki inovasyonlar hakkında bilgi verdiler. Toplantıda ayrıca alışveriş merkezi sektörünün her açıdan değerlendirildiği ve sektör oyuncularının geleceğe dair vizyonlarının konuşulduğu bir panel de düzenlendi. Kemerburgaz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Emre Alkin’in moderatörlüğünü üstlendiği panelin konuk konuşmacıları ise Mavi CEO’su Cüneyt Yavuz, ANKAmall Alışveriş Merkezi’nin yatırımcısı olan Yeni Gimat GYO A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Levent Kirman, QNB Finansbank Genel Müdür Yardımcısı Ömür Tan ve ECE Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Nuri Şapkacı oldu. Toplantının açılış konuşmasını yapan ECE Türkiye Genel Müdürü Andreas Hohlmann, 2009 yılında 22 milyar TL ciro yaratan perakende sektörünün hacminin 2016 yılında 110 milyar TL’ye ulaşarak yüzde 400 oranında bir büyüme sağladığını belirtti. Hohlmann, “Sektörün başarısının anahtarı, müşterilerin, perakendecilerin ve AVM yatırımcılarının oluşturduğu zincirin bütünlüğünü koruması için tüm tarafların özen göstermesidir. İçerisinde bulunduğumuz dönem, uzun dönem-

104

li vizyonla hareket ederek doğru projelere yatırım yapmak için doğru zamandır. Bu bağlamda nitelik niceliğin önünde gelmelidir” dedi. Hohlmann sunumunda, 27 Nisan 2017 yılında Bursa’da açılacak olan Sur Yapı Marka projesi ile ilgili de detaylı bilgileri paylaştı. ECE Kiralamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Klaus Striebich, uluslararası pazarlara açılmak isteyen perakende grupları için ECE’nin Avrupa çapındaki inşaat ve planlama aşamasındaki 5 yeni projesinin yanı sıra genişleme ve yenileme aşamasındaki 18 proje hakkında bilgi verdi. Striebich, global anlamda perakende sektörünü etkileyen trendleri paylaşırken perakendede “müşteri odaklı” yaklaşımın önemini vurguladı. Striebich, güçlü ve yenilikçi perakende markalarını Avrupa pazarına açılmaya davet etti. ECE AVM Yönetiminden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Joanna Fisher ise alışveriş merkezlerinin e-ticaret ve offline satışı biraraya getirebilecek önemli bir platform olduğunu iletti. Fisher, “Önümüzdeki dönemde, nihai müşteri, daha da ön planda olacak. Bu sebeple farklılaştırıcı hizmetler sunmak ve


YATIRIM

SEKTÖRÜN BUGÜNÜ VE GELECEĞİ TÜM TARAFLARCA MASAYA YATIRILDI

nın gelişimi yönünde, doğru projelere destek vermeyi sürdüreceklerini bildirdi. Tan, “Ekonomik dalgalanma dönemlerinde çok doğal olarak finansman anlamında hassasiyetler olsa da alternatif ve yapıcı çözümlerle eskiden olduğu gibi önümüzdeki dönemde de müşterilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz” dedi.

Sektörün değerlendirildiği ve sektörü oluşturan tarafların geleceğe dair vizyonlarının konuşulduğu, Prof. Dr. Emre Alkin’in moderatörlüğünde gerçekleşen panelde, Mavi CEO’su Cüneyt Yavuz, dalgalanma dönemlerinde kar marjlarındaki düşüşleri göz önüne alarak yatırımcıların perakendecilere desteklerini sürdürmelerini beklediklerini iletti. Yavuz, güçlü perakende markalarının yurt dışına açılarak riski dağıtabileceklerini kaydetti.

ECE Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Nuri Şapkacı, profesyonel yönetim şirketlerinin en önemli görevlerinden birinin de kiracı ve yatırımcıları fayda sağlayacakları optimum noktada buluşturmak olduğunu söyledi. Şapkacı, “Dalgalanma dönemlerinde maliyetlerin hassasiyetle gözden geçirilmesi önemlidir. Bununla birlikte ciroların artırılmasına yönelik olarak pazarlama planlarının adaptasyonu kaçınılmazdır” dedi.

AVM yatırımcılarını temsilen panelde konuşan ANKAmall Alışveriş Merkezi’nin yatırımcısı olan Yeni Gimat GYO A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Levent Kirman, doğru projelerin doğru fizibilitelerle piyasaya sunulmasının önemini, sektörün sağlıklı bir biçimde büyümeye devam etmesi için tüm oyuncuların sürdürülebilirliğe odaklanması gerektiğini belirtirken zor zamanlarda yatırımcıların perakendecilere desteğinin önemli olduğunu vurguladı.

Panelin moderasyonunu üstlenen Kemerburgaz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Emre Alkin konuşmasında alışveriş merkezlerinin organize perakendenin gelişimi açısından büyük önem arz ettiğini, şehirleşmenin artmasıyla birlikte cadde perakendeciliğinden AVM’lere geçişin devam edeceğini bildirdi. Alkin, döviz riskinin yönetilebileceğini, daha fazla üzerinde durulması gereken konunun gelecek vizyonu, yeni konseptler ve AVM’lerin nasıl daha sosyal alanlar haline getirilebileceği olduğunu iletti. Alkin, AVM yönetiminin üniversitelerde, İşletme Branşı altında bir program olarak yer alması gerektiğini de sözlerine ekledi.

katma değer yaratmak önem kazanacak” dedi. Fisher ayrıca, ECE’nin dijital perakende ve gastronomi alanındaki inovasyonlarından da bahsetti.

Sektöre finansman sağlayan bankacılık kurumunu temsilen panele katılan QNB Finansbank Genel Müdür Yardımcısı Ömür Tan “Alışveriş merkezi yatırımlarının ve perakende markaları-

105


AVM

Kayseri Park AVM 2017 yılında büyüme hedefliyor Çekim merkezi olma liderliğini sürdüren Kayseri Park AVM, her beğeniye, her zevke ve en önemlisi her bütçeye hitap edebilen 130 markası ile ziyaretçilerine hizmet veriyor. 2017 yılında da büyüme hedeflediklerini belirten Kayseri Park AVM Genel Müdürü Taner Aydın, şunları söyledi: “Kayseri Park AVM olarak bünyesinde bulunduğumuz Artaş İnşaat, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısı ile Kayseri Park dahil bünyesindeki 3 alışveriş merkezinde, kiralamaları TL'ye dönüştürme kararı verdi. Her anlamda kiracılarının yanında olmayı başaran alışveriş merkezimiz, TL'ye dönen ilk alışveriş merkezlerinden biri olma özelliğini de kazanmış oldu. Alışveriş merkezi olarak, her geçen yıl rekabetin arttığı günümüz koşullarında, ziyaretçi sayımızda ve toplam ciromuzda artışlar yaşamaya devam edeceğiz ve bu başarı grafiğinin devam etmesi için de, gerekli yönetimsel eylemleri hayata geçirmeye çalışıyoruz. Alışveriş merkezimizdeki 130 mağazada çalışan yaklaşık bin kişiyi dikkate alacak olursak; tedarikçiler, taşeronlar, dışarıdan hizmet üretenler ve ailelerini de düşündüğümüzde, yaklaşık 4-5 bin kişinin geçimini sağladığı bacasız bir fabrika olarak, ilimize ve ülkemize değer katmanın haklı gururunu yaşıyoruz.”

Kayseri'nin ve İç Anadolu Bölgesi'nin yaşam merkezi olan Kayseri Park AVM, bu yıl ciro ve ziyaretçi sayısında yüzde 10 büyüme hedefliyor.

lirten Taner Aydın, konuşmasına söyle devam etti: “Kayseri gurbetçi potansiyelinin de yüksek olduğu illerden birisidir. Özellikle yaz aylarında, gurbetçi ziyaretçilerimizin oranı oldukça artıyor. Ayrıca, yaz ve bahar döneminde, Kapadokya bölgesini Uzakdoğu ülkelerinden gezmeye gelen yabancı tu-

ristler ile kışın Erciyes Dağı'na gelen yerli ve yabancı turistler de, merkezimizi ziyaret etmektedirler. Kayseri Park, Kayseri'ye kazandırdığı yeni markaları, yeni alışveriş alışkanlıkları ve organizasyonlarıyla, açıldığı günden itibaren sadece bir alışveriş merkezi olmadığını, bir yaşam merkezi olduğunu da kanıtlamıştır” diye konuştu.

RENOVASYON PROJELERİ DEVAM EDİYOR İhtiyaçlar doğrultusunda renovasyon projelerinin devam etmekte olduğunu ifade eden Taner Aydın, şunları kaydetti: “Kayseri Park, daima birinci sınıf hizmet sunmayı ilke edinmiş kurumsal yönetim anlayışı gereği, bünyesinde bulunan markaların ve ziyaretçilerinin beğenisini kazanmak amacıyla, dördüncü yılının sonunda 10 milyon doları bulan bir renovasyon projesini gerçekleştirdi. 2015 yılında ise, ‘Kayserililer, her şeyin en iyisine layıktır’ düşüncesiyle, bünyemizdeki markalara değer kazandırmak ve Türkiye'nin en değerli alışveriş merkezleri arasında anılmaya devam etmek için, iç alanlarda 4,5 milyon doları bulan bir renovasyon projesini daha hayata geçirdik. İhtiyaçlar doğrultusunda, renovasyon çalışmalarımız da devam ediyor” şeklinde konuştu.

KAYSERİ VE BÖLGENİN YAŞAM MERKEZİ OLDU Kayseri'nin yanı sıra, Yozgat, Niğde, Nevşehir ve Sivas gibi çevre illerden de ziyaretçi ağırladıklarını beKaynak: www.yenisafak.com

106



AVM

PrIme Development’tan 2 yeni proje daha! Geçtiğimiz yılın son aylarında faaliyete geçen ve bir Prime Development projesi olan Primemall Sivas’ın yoğun ilgiyle karşılandığını ve rekor sayıda ziyaretçi ağırladığını belirten Prime Development CEO’su Artuğ Çetin, “Önümüzdeki dönemde Anadolu’da 2 yeni proje daha geliştirmeyi planlıyoruz” dedi. ması gerekiyor yatırımının karşılığında. Bu anlamda, kiracılarımızın performansını yakından takip ederek, sektörde nerede durduğuna, lokal olarak neleri düzeltebileceğine bakıyoruz. Yatırımcılar için de optimum gelir-gider dengesini sağlamaya çalışıyoruz ki, karlılığını en üst seviyeye çıkarabilsin. Bu noktada bizler için 3 önemli hedef var. Birincisi ziyaretçinin mutluluğu, ikincisi kiracının mutluluğu tüm bunların sonucunda da yatırımcının mutluluğu… Biri diğerinden üstün değil, birbirini zincirleme olarak etkileyen unsurlardan söz ediyoruz. Her birine ayrı aksiyon planları çerçevesinde yaklaşıyoruz.

P

rime Development yatırımcıya ne kazandırıyor? Mutlu yatırımcı ve kiracı için çalışmaları nasıl sürdürüyorsunuz bizlere kısaca bilgi verir misiniz? Prime Development olarak yatırımcıların karşısına yalnızca danışman kimliği ile oturmuyoruz, aynı zamanda yatırımcı kimliğimizle, karşı tarafın hassasiyetlerinin çok farkında olarak, kendi projemiz gibi özel bir ilgiyle yaklaşıyoruz tüm projelere. Alışveriş merkezinde hem yatırımcının hem de kiracının mutlu olabilmesi için elbette yatırımcının ve kiracının yüksek verim al-

108

Prime Development bünyesindeki AVM’lerden bahsedelim biraz. Prime Development çatısı altında hangi AVM’ler yer alıyor? Hem yatırım hem yönetimini üstlendiğiniz ya da sadece yönetimde destek verdiğiniz projeler hangileri? Prime Development olarak Türkiye’de 4 alışveriş merkezi yatırımımız söz konusu. Primemall adı altında, İskenderun, Antakya, Gaziantep ve Sivas’ta hayata geçirdiğimiz alışveriş merkezi yatırımlarımızın tamamının yönetimini Prime Development olarak biz yapıyoruz. 2014 yılından bu yana Prime Development olarak, Türkiye’de farklı yatırımcıların projelerine yönetim danışmanlığı hizmeti veriyoruz. İstanbul’da Ritim İstanbul ve Neomarin projelerinin yanı sıra Isparta’da Centrum Garden, Ankara’da ise Elmar Towers projelerine danışmanlık desteği veriyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AVM yatırımcılarına “Kiraları TL ile alın” mesajı vermesinin ardından pek çok alışveriş merkezi kiralama çalışmalarını TL üzerinden yapmaya başladı. Peki, uygulama ile ilgili genel düşünceleriniz neler?


AVM

Gerek perakendeciler, gerek yatırımcılar olarak bizler, aslında aynı gemideyiz. Bu sıkıntılı süreçte yalnızca AVM yatırımcılarının fedakarlıkta bulunması bekleniyor. Ancak şunu unutmamak gerekiyor ki; alışveriş merkezlerinin zor durumda kalması perakendecilerin satış noktalarını kaybetme riski ile karşı karşıya kalmaları anlamına geliyor olabilir. Kısa vadeli kur çalkantıları söz konusu olduğu dönemlerde, pek tabii ki perakendeciler kendilerini adapte etmekte güçlük çekiyor olabilirler. Ancak unutmamak gerekiyor ki; biz yatırımcılar da banka kredilerimizi yabancı para birimi üzerinden ödüyoruz. Banka kredileri uzun vadeli kontratlar ve bunlara bağlı kalmaya yönelik olarak, yatırımcıların azami özen göstermeleri gerekiyor. Kur ne kadar artarsa; biz de o kadar zarar ediyoruz. Devletimizin Euro bazlı kredi maliyetleri oranında TL kredisi verebilmeye yönelik bir yapı oluşturması durumunda bizler de bu kurguyu destekleriz. Bu süreci birlikte atlatmak ve sonuçta birlikte var olmak önemli. Son projeniz Primemall Sivas… Projeye yönelik bizlere kısaca bilgi verir misiniz? AVM içerisinde kaç mağaza yer alıyor? AVM nasıl bir mağaza karmasına sahip? Proje için ne kadar bir yatırım söz konusu? Ziyaretçilerin AVM’ ye tepki nasıl? Prime Development portföyündeki 4. proje olarak, 250 milyon TL’lik bir yatırımla hayata geçirdiğimiz Primemall Sivas projemizi 14 Aralık’ta açtık.

35 bin metrekare kiralanabilir alana sahip projemiz, ulusal-uluslararası markalar içeren 120 mağazası, bin 150 koltuk kapasiteli 8 sinema salonu, eğlence alanları, yeme-içme üniteleri ve bin araç kapasiteli otoparkı ile Sivaslılara hizmet vermeye başladı. Primemall Sivas ile birlikte Sivas’a aralarında Avşar Sinemaları, D&R, Derimod, Gloria Jeans, Hayal Kahvesi, Hotiç, Kanz, Mango, Network, Ramsey, Roman, ToyzShop, gibi 38 yeni marka geldi. Primemall Sivas, yeni markaların yanı sıra Migros, Teknosa, LCW, Koton, Defacto gibi dünyanın ve Türkiye’nin önde gelen markalarını da Sivaslılarla buluşturdu. Bölge il ve ilçeler de dahil, yoğun bir ilgiyle karşılanan alışveriş merkezimizde ilk ay rekor sayıda ziyaretçi ağırladık. Gerek Primemall Gaziantep, gerek Primemall Antakya, gerek Primemall İskenderun gerekse Primemall Sivas ödüllerle taçlandırılan projeler. Peki, alınan ödüller Prime Development grubuna ve AVM’lere neler kattı? Prime Development olarak çok deneyimli, konularında uzman bir ekiple çalışıyor ve oldukça başarılı işlere imza atıyoruz. Ancak şirket kültürümüzde yaptığımız işleri çıkıp anlatmak gibi bir yaklaşımımız söz konusu değil. Bu nedenle ulusal ya da uluslararası otoriteler tarafından verilen ödüller sektörde bizi başkalarının anlatmasına vesile oluyor ve portföy değerimizin artmasını sağlıyor.

Son olarak, gelecek dönemlere ilişkin projelerinize değinelim. Başta 2017 olmak üzere önümüzdeki diğer yıllarda neler yapmayı planlıyor Prime Development? Yeni AVM projeleri olacak mı? Olacaksa nerelerde ve ne zaman olacak? Önümüzdeki dönemde Anadolu’da 2 yeni proje daha geliştirmeyi planlıyoruz. Ancak projeler henüz geliştirme aşamasında olduğu için detayları netleşince sizlerle paylaşacağız.

109


DOSYA

Kalıcı başarı için

ekip çalışması önemli! Kalıcı başarı için kısa ve uzun vadeli programların oluşturulması gerektiğini belirten Plato AVM Genel Müdürü Salih Tolan, ayrıca tüm yönetim ekibinin organik yapının bir parçası olduğunu hissederek çalışabilmeleri ve kısa sürede çözüm üreterek yaşanabilecek daha büyük problemlerin önüne geçebilmeleri için zemin hazırlanması gerektiğini de vurguladı.

110

Sürdürebilir olmak ve yönetimi verimli hale getirmek adına ne gibi stratejiler izliyorsunuz? Bir sorunu çözmek veya bir uygulamayı daha işlevsel hale getirmek, verimliliği sadece anlık olarak artırabilir. Oysa kalıcı başarılara imza atabilmek için kısa ve uzun vadeli programlar oluşturulmalı ve tüm yönetim ekibinin organik yapının bir parçası olduğunu hissederek çalışabilmeleri ve kısa sürede çözüm üreterek yaşanabilecek daha büyük problemlerin önüne geçebilmeleri için zemin hazırlanmalıdır. Bunu da gündemi uzaktan sadece raporlar aracılığıyla takip ederek değil, ekiple sürekli dirsek teması halinde çalışarak sağlayabilirsiniz.

liklere göre de şekillendirmek gerekiyor. İki taraf arasındaki bu ilişkiyi tesis edebilecek en önemli organ da şüphesiz AVM yönetimidir. AVM yönetimi iki tarafın hassasiyetlerine dikkat ederek ortak yolu tesis ettiğinde bu durum AVM’nin hizmet kalitesine, doluluk oranına ve dolayısıyla ziyaretçi memnuniyetine direkt etki eder.

Gerçekleştirilen etkinlik ve kampanyalar verimliliği nasıl etkiliyor? Pazarlamanın temel ilkesi olan ‘Global düşün, yerel hareket et’ mantığı ile hedef kitlenin beklentilerine uygun olarak düzenlediğimiz etkinlik ve kampanyaların, ziyaretçi sayısını ve alışveriş ortalamasını artırması, kiracılarımızı ve bizleri ziyadesiyle memnun ediyor.

AVM yönetiminin ziyaretçi ile kiracı ilişkisindeki rolü ise, ziyaretçi için konforlu ve güvenli alışveriş yapabileceği bir ortam sağlarken, bir yandan da tesisin tanıtımını etkili bir pazarlama stratejisiyle gerçekleştirmek ve bünyesindeki markaları bulundukları bölgenin ihtiyaçlarına göre yönlendirmek üzerinedir. Tüm bunları eş zamanda gerçekleştirebilmek en öncelikli amacımız...

Hem kiracıyı hem ziyaretçiyi hem de yatırımcıyı memnun etmek zor… Peki, AVM yönetimi bu üçayağı aynı anda memnun etmek adına neler yapıyor? Öncelikle ne yatırımcıya ne de kiracıya hayal satmamak, yani iş ortaklığını sadece iki tarafın ticari beklentilerine göre değil, mevcut durumu daha iyi noktaya getirebilecek gerekli-

AVM’nin lokasyonu ve ulaşım kolaylığı ziyaretçi çekimine ne kadar etki ediyor? Lokasyon ve ulaşım kolaylığı bir AVM’nin tercih noktası haline gelebilmesi için hayati öneme sahip. Mağaza kiralayacağınız markalar gibi alışverişe gelecek müşterilerde kalabalığın olduğu, yani hayatın mer-

kezindeki noktaları daha çok tercih ederler. Sultanbeyli’nin en etkin noktası olan Fatih Bulvarı’nın merkezinde bulunan Plato Alışveriş Merkezi, bu özelliği ve iki yıldır koruduğu yüzde 96 doluluk oranıyla bölgenin en çok tercih edilen alışveriş merkezidir. AVM’lerde yeni güvenlik uygulamaları neler? Ziyaretçilerin kendilerini güvende hissetmesi adına ne gibi tedbirler alıyorsunuz? Son yıllarda sayısı ve etkisi artan terör saldırıları sebebiyle özellikle alışveriş merkezleri gibi yoğun ziyaretçi alan noktalar, devlet tarafından haklı olarak mercek altına alındı. Buna göre, alışveriş merkezlerinin girişlerine X-Ray cihazları, plaka tanıma ve araç altı görüntüleme sistemlerinin konulması ile AVM içerisindeki her noktanın güvenlik kameraları ile takibi yasal zorunluluk haline getirildi. Biz, ziyaretçilerimizin güvenliğini sağlamak için çalışmalarımıza yoğun bir şekilde devam ediyoruz. X-Ray cihazlarımızın alımını tamamladık ve güvenlik personeli sayısını artırdık.



SİNPAŞ GÜVE AVM

Denizli’nin cazibe merkezi: Sinpaş AquaMall atmosferi ile herkesin ihtiyaçlarını karşılayabileceği ve sosyalleşebileceği alanlarıyla AquaMall sadece Aqua City’de yaşayanların değil, şehrin de yeni cazibe merkezi haline geldi.

Sinpaş AquaMall AVM Müdürü Mehmet Yanar: “Cadde tadındaki atmosferi ile herkesin ihtiyaçlarını karşılayabileceği ve sosyalleşebileceği alanlarıyla AquaMall sadece Aqua City’de yaşayanların değil, şehrin de yeni cazibe merkezi haline geldi” dedi.

kende markası bulunmakta olup aralarında Metro, H&M, Starbucks ve Köfteci Yusuf gibi Denizli’ye ilk kez gelen ulusal markalar da bulunuyor. Projemiz lokasyon olarak İzmir anayolu üzerinde şehrin otellerini, ticaret borsasını, fuar ve park alanlarını içine alan ve her geçen gün daha da gelişen batı aksında yer alıyor. Cadde tadındaki

Peki, konum olarak neden Denizli seçildi? Sanayisi, turizmi, ticareti ve hizmet sektörü çok gelişmiş olan Denizli, ülkemizin en kalkınmış kentlerinden de biri. Dünyada tekstilin en önemli başkentleri arasında yer alıyor. Bir yılda milyonlarca yerli ve yabancı turisti ağırlayan ilçe, tarihi ve doğal güzellikleriyle bir turizm kenti olmasının yanı sıra düzenlenen yerel, ulusal ve uluslararası etkinliklerle de bölgenin eğitim, kongre, kültür ve sanat merkezi özelliğindedir. Tüm bu özellikleriyle Denizli, bizim için yatırım açı-

sından değerli şehirlerin başlarında geliyor. Hedeflenen AVM müşteri kitlesi nedir? Yatırım planlamasında hangi demografik özellikler ele alındı? AquaMall İzmir-Denizli ana yolu üzerinde bulunması sebebiyle Denizli halkına hizmet verdiği gibi ayrıca şehirlerarası yolculuk yapanların da ziyaret edebileceği ve keyifli vakit geçirebileceği şekilde tasarlandı. Son olarak, AquaMall’ın 2017’ye yönelik çalışmalarından da kısaca bahseder misiniz? Ana yola cepheli geniş açık otoparkında sirk, çeşitli sahne oyun gösterileri ve meydanında sürpriz nitelikte birçok aktivite ve konserlerin planlaması düşünülüyor.

S

inpaş Yapı güvencesiyle oluşturulan yepyeni bir proje var; Sinpaş AquaMall… Bizlere bu yeni projeyi biraz anlatır mısınız? AquaMall AVM, Sinpaş Yapı’nın Ege Bölgesi’nde yükselen ve Aqua City içerisinde yer alan en büyük konut projesidir. 23 bin metrekare inşa alanı 19 bin metrekare civarında ise kiralanabilir alana sahip projede 30 ulusal ve uluslararası pera-

112

Sinpaş AquaMall’da yer alan perakende mağazalarına yönelik sunulan özel avantajlar ve ayrıcalıklar var mı? Markalar neden Sinpaş AquaMall’da yer almalı? Markaların AquaMall Alışveriş Merkezini seçmesindeki temel nedeni; Denizli’de bir ilk olan temalı sosyal bir projenin yani Aqua City’nin yanı başında olması, açık mimari yapısı ve prestijli yaşam değeri ile projede bulunan bin 500 civarındaki konut yaşamıdır.


ENCESİYLE... AVM

Deposite mağaza karmasını güçlendiriyor Deposite AVM Müdürü Burak Aydoğan: “Deposite Outlet’te 2017 yılında açılacak yeni mağazalarımız ile birlikte dış cephemizde büyük bir marka zenginliği oluşturacağız” dedi.

Sinpaş bünyesinde yer alan outlet projesi Deposite uzun soluklu bir yapı… Peki, bu uzun soluklu yapısını neye borçlu? Deposite Outlet’in uzun soluklu bir yapı olmasının temelinde; markanın 2 sloganından da anlaşılacağı gibi “365 gün indirimin adresi” ve “yüzde 100 Outlet” olması yatıyor. Ve tabii ki mağazalardaki büyük indirim ve kampanyalar da bu yapının güçlenmesine olanak tanıyor. Deposite Outlet’in uzun süredir ayakta durmasını sahip olduğu marka zenginliğine de bağlayabiliriz. Ayrıca bu yılso-

nuna kadar 2 büyük markayı daha bünyemize katacağımızı iletmek istiyorum. Deposite kuruluşundan bu yana ne gibi değişimler yaşadı? Özellikle yeni nesil AVM’lerle rekabet edebilmek ve daha fazla müşteri çekebilmek adına neler yapıyor? “Yüzde 100 Outlet” olma özelliğini bünyemizde barındırmamız, ziyaretçi tarafında bizi tercih edilebilir kılıyor. Hatta bu özelliğiyle birlikte Deposite kuruluşundan bu yana çevre lokasyonlardaki AVM çeşitliliğinin artmasından dahi etkilenmedi. Outlet avantajımızı kullanarak indirimin üzerine indirim sözüyle ‘Garaj Günleri ‘ ni düzenliyoruz ve çok da verim alıyoruz. Aldığımız verim ile mağazalarımız ve ziyaretçilerimiz daha da istekli oldular. Bu yıl ilk defa düzenlediğimiz “Alışverişin Fırsatı Her Perşembe Deposite”de ile yaptığımız halk günü ile özel indirimli alışveriş fırsatlarını müşterilerimiz ile buluşturduk. Öğle ve akşam yemekleri için açık alanda oluşturduğu-

muz birbirinden çeşitli restoranların yer aldığı Lezzet Bahçemiz’de tercih sebeplerimizden bir tanesi diyebilirim. Müşteri çekebilmek için lokasyonumuzdaki reklam alanlarını, radyo reklamlarını ve dijital mecraları kullanıyoruz. Günümüzde bazı AVM her ne kadar outlet çatısı altında toplansalar da aslında outletin dışında faaliyetlerini sürdürüyor. Peki, bir AVM’ye yüzde 100 outlet demek için alışveriş merkezi ne gibi şartları ta-

şımalıdır? Deposite AVM bu şartların tamamını içeriyor mu? Deposite Outlet’e içindeki markaların tamamının outlet ve sezon sonu mağaza olmasından ötürü yüzde 100 outlet diyebiliriz. Bizim genel amacımız bunu korumak, ilerletmek ve outleti müşterilerimize yüzde 100 olarak sunmak diyebiliriz. Son olarak, Deposite’nin 2017’ye yönelik çalışmaları hakkında bilgi sahibi olabilir miyiz? Planlarınızda neler var? Deposite Outlet’te 2017 yılında açılacak yeni mağazalarımız ile birlikte dış cephemizde büyük bir marka zenginliği oluşturacağız. Geleneksel olarak düzenlediğimiz birçok markamızın katıldığı Garaj Günleri’ni düzenleyeceğiz. Ayrıca şu anda aktif olan ve Her Perşembe günü yapmış olduğumuz ‘Halk Günü’ nü daha da canlandırmak düşüncesindeyiz.

113


DOSYA

DENGELER

İYİ KURULMALI

“GÜNÜMÜZDE EN ÖNEMLİ KONU, AVM’NİN TÜKETİCİ İLE ARASINDAKİ İLİŞKİYİ KUVVETLENDİREBİLMESİ VE DENEYİM YÖNETİMİ” AÇIKLAMASINDA BULUNAN CAROUSEL AVM İCRA KURULU ÜYESİ ORHAN DEMİR: “BU NEDENLE CAROUSEL MİSAFİRLERİNİ SADECE ZİYARETÇİ DEĞİL, BİRER SADIK MÜŞTERİ HALİNE GETİRMEYE ÖZEN GÖSTERİYORUZ” DEDİ.

S

ürdürülebilir olmak ve yönetimi verimli hale getirmek adına ne gibi stratejiler izliyorsunuz? Carousel AVM olarak; değişim ve gelişimi takip edip, ziyaretçilerimizin beklentilerini eksiksiz bir şekilde karşılamaya çalışıyoruz. Yenilen mimari konseptimizde açık alan kafe ve bistrolara yer vererek misafirlerimizin buluşma alanlarını genişlettik. Günümüzde en önemli konu, AVM’nin tüketici ile arasındaki ilişkiyi kuvvetlendirebilmesi ve deneyim yönetimi… Bu nedenle Carousel misafirlerini sadece ziyaretçi değil, birer sadık müşteri haline getirmeye özen gösteriyoruz. Müşteri sadakat kartımız Carocard ile anında kazan kampanyalarımızı dönemsel süreçlerde kullanarak, farklı deneyimler kazandırıyoruz. Misafirlerimizin alışveriş alışkanlıklarını öğrenip cevap verebilmek; kategorize etmek, kişiselleştirmek, ödüllendirmek ve geri dönüş alarak iletişim içinde bulunmak çok önemli. Pazarlama sistemlerinde mobil aplikasyonları ne derece kullanıyorsunuz? Led ekran vitrinleri, projeksiyon filmleri, mobil aplikasyonlar, görüntü sistemleri gibi daha pek çok teknoloji destekli bu pazarlama stratejileri AVM’lerde en çok hangi alanlara hitap ediyor, nerelerde kullanılıyor, müşteri çekimine nasıl yansıyor? Tüketiciler artık ‘alışveriş yapıp çıkmak’tan daha fazlasını bekliyor. Carousel Alışveriş Merkezi olarak biz de tüketiciyle daha yakın ve interaktif ilişkiler kurup, kişiye özel etkileşim sağlayan etkinliklerin düzenlenmesini sağlıyoruz. Özellikle sosyal medyayı etkin bir şekilde kullanıyoruz. Yenilenen renovasyon projemizde iç cephede ve dış cephede çözünürlüğü yüksek LED ekranlara geniş bir şekilde yer verdik. Burada hem etkinliklerimizi, hem özel günleri

114

hem de dönemsel dekor tasarımlarını yansıtarak mesajları direkt ziyaretçilerimize sunabiliyoruz. Gerçekleştirilen etkinlik ve kampanyalar verimliliği nasıl etkiliyor? Ziyaretçi sayılarına bakıldığında diğerlerine göre daha çok ziyaret edilen AVM’lerin en büyük özelliği müşterileriyle duygusal bağlar kurmuş olması. Bunu, bulunduğu bölgenin sosyo-demografik özelliklerine hakim işletmelerin yapabildiğini de belirtmek gerekir. Bu yüzden yılbaşı, 14 Şubat, bayram ve yıldönümleri gibi özel günler ve ziyaretçilerin sevdiklerine hediye almak istediği özellikle anında kazan kampanyaları olumlu geri dönüşler vermektedir. Alışveriş yapan ziyaretçi, hediyesini kazanarak çıktığında mutlu oluyor ve AVM sadakatini olumlu yönde geliştiren bir iletişim oluşturuyor. Hem kiracıyı hem ziyaretçiyi hem de yatırımcıyı memnun etmek zor… Peki, AVM yönetimi bu üçayağı aynı anda memnun etmek adına neler yapıyor? Her şeyden önce AVM’ler; yaşayan organizmalar… Güvenliği, çalışanları, mağazaları, yemek mekanları, temizliği, aktiviteleriyle sürekli aktif ve anlık değişen yaşam alanları... İçerdeki dengeleri çok iyi kurmak gerekiyor. Mağazaların ve ziyaretçilerin beklentilerini doğru analiz edip, doğru çözümler sunabilmek çok önemli. Alışverişe dönen ziyaret trafiği arttıkça AVM’nin metrekare başına aldığı kira değeri de arttığı için merkezin gerçek değerini bulması da bu şekilde sağlanıyor. Yani nitelikli ziyaretçiyi lokasyon kolaylığıyla çekmek kadar, başarılı pazarlama kampanyaları ve iletişim çalışmalarıyla çekebilmek de önemli… Doğru zamanda doğru etkinliği planlayıp uygulamak, müşteriye geribildirimleri anında sunabilmek sizi bir adım öne taşıyor.


DOSYA

AVM’nin lokasyonu ve ulaşım kolaylığı ziyaretçi çekimine ne kadar etki ediyor? Alışveriş merkezlerinin sürdürülebilirliğini oluşturan 3 önemli unsur arasında; lokasyon(kolay ulaşım), kaliteli hizmet anlayışı ve müşteri memnuniyetinin kapı girişinden çıkışına kadar sağlanması yer alır. Lokasyonun merkezi ve yürüme noktasında olması ulaşım kolaylığı yaratıyor. Trafiğe girmeden erişilebilen alışveriş merkezleri ziyaretçiler tarafından öncelikli olarak tercih ediliyor. Günümüzde zamanı doğru kullanmak çok önemli… İnsanlar kısıtlı zamanlarında istediklerini kolayca alıp çıkmak istiyorlar, bu da önemli bir avantaj yaratıyor.

AVM’lerde yeni güvenlik uygulamaları neler? Ziyaretçilerin kendilerini güvende hissetmesi adına ne gibi tedbirler alıyorsunuz? Yeni dönemde,AVM'lerde araçla giriş çıkış yapılan açık ve kapalı otopark gibi kontrollü alanların giriş ve çıkışlarına alışveriş merkezi yönetimi tarafından plaka tanıma sistemi kurulması ve işletilmesi sağlanacak. Bu sistemden elde edilen veriler kolluk birimleri ile anlık olarak paylaşılacak. Carousel olarak; giriş güvenliği, otopark güvenliği, katların ve mağazaların güvenliği, müşteri ve personel güvenliği olmak üzere farklı kategorilerde güvenlik konusunu ele alıyor, yenilenen otomasyon sistemimizden alışveriş merkezimizi 7/24 takip ediyoruz. Profesyonel bir ekip ile çalışıyoruz. Modernize ekipmanların iyi projelendirilmiş kamera yerleşimlerini doğru operatörlerle yürütüyoruz.

115


DOSYA

BRANDİUM AVYM GENEL KOORDİNATÖRÜ AŞKIN KAZANKAYA, “HEM MİSAFİRLERİMİZLE HEM DE İŞ ORTAKLARIMIZLA SÜREKLİ YAPTIĞIMIZ ANKETLER İLE OLUŞTURDUĞUMUZ İÇGÖRÜLERİMİZ İLETİŞİMİMİZİN DAHA SAĞLIKLI YÜRÜMESİNİ SAĞLIYOR” DEDİ.

Her bir ayağı memnun etmek iyi bir iletişim gerektiriyor! ortaklarımızdan anketler toplayarak yol haritamızı sürekli misyon ve vizyonumuz neticesinde yeniliyoruz.

Sürdürülebilir olmak ve yönetimi verimli hale getirmek adına ne gibi stratejiler izliyorsunuz? Öncelikle sürdürülebilir çalışmalara ağırlık vermeye özen gösteriyoruz. Çalışanlarımızın ve müşterilerimizin isteklerini zamanında ve eksiksiz karşılıyoruz. Bu amaçla Türk Standartları Enstitüsü ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi, Türk Standartları Enstitüsü ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi ve ISO 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği sertifikalarımızı almakla birlikte atıkların toplanması ve çevreye geri kazandırılması için çalışmalar yapıyor, bununla ilgili sürekli eğitimler alıyoruz. Ayrıca sürekli misafirlerimiz ve iş

Gerçekleştirilen etkinlik ve kampanyalar verimliliği nasıl etkiliyor? Her etkinliğimizde bu durumu açıkça görüyoruz ki verimliliğimiz sürekli artıyor. Kendi lokasyonumuz dışında çevre lokasyonlar hatta illerden gelen misafirlerimiz de bunun kanıtı... Ayrıca daha önceki dönemlerde konserlere ağırlık veriyorduk. Bu durum verimliliği sadece kısa vadede etkiliyor, fakat son zamanlarda yaptığımız anne ve çocuk etkinliklerimiz bu durumu değiştirerek tüm aya hatta yıla yayılan bir verimlilik elde etmemizi sağladı. Hem kiracıyı, hem ziyaretçiyi hem de yatırımcıyı memnun etmek zor… Peki, AVM yönetimi bu üçayağı aynı anda memnun etmek adına neler yapıyor? Aslında iyi bir iletişiminiz var ise zor değil. Öncelikle markalarımızı kiracı olarak görmüyoruz, onlar bizim iş ortağımız. Ziyaretçilerimiz misafirimiz, yatırımcımız

Pazarlama sistemlerinde mobil aplikasyonları ne derece kullanıyorsunuz? Hologram, ekran vitrinleri, projeksiyon filmleri, mobil aplikasyonlar, görüntü sistemleri gibi daha pek çok teknoloji destekli bu pazarlama stratejileri AVM’lerde en çok hangi alanlara hitap ediyor, nerelerde kullanılıyor, müşteri çekimine nasıl yansıyor? Bizler konvensiyonel mecraların yanında dijital mecralara da oldukça yoğun bütçeler ayırıyoruz. Özellikle dijitalin verdiği ölçümler sayesinde yolumuzu daha öngörülebilir şekilde hazırlama imkanı buluyoruz. Bu da bizim İstanbul Anadolu Yakası’nda AVM sosyal medya sıralamasında birinci olmamızı sağladı. Hedefimiz tüm Türkiye’de birinci olmak.

116

ise ev sahibi… Duruma bu bakış açısıyla bakmamız bile iletişimimizi açıklıyor. Hem misafirlerimizle hem de iş ortaklarımızla sürekli yaptığımız anketler ile oluşturduğumuz içgörülerimiz iletişimimizin daha sağlıklı yürümesini sağlıyor. AVM’nin lokasyonu ve ulaşım kolaylığı ziyaretçi çekimine ne kadar etki ediyor? Kendimizi alışveriş merkezi olarak değil, alışveriş ve yaşam merkezi olarak konumlandırıyoruz. Alışveriş ve yaşam merkezimizin Ataşehir ilçesinde yer alması misafirlerimizin ulaşımında oldukça kolaylık sağlıyor. Bunun dışında yaygın misafir servis araçlarımız ile de diğer ilçelerden misafirlerimizin ulaşımı oldukça kolaylaştırıyoruz. Toplu taşıma ile de ulaşımın oldukça kolay olması İstanbul’un diğer yakasından da misafirlerimizin gelmesini kolaylaştırıyor. AVM’lerde yeni güvenlik uygulamaları neler? Ziyaretçilerin kendilerini güvende hissetmesi adına ne gibi tedbirler alıyorsunuz? Son güvenlik gelişmelerini yakından takip ediyoruz. Ülkemizin de gündemini takip ederek gerek kendi güvenliğimiz gerekse çevremizin güvenliği için sürekli toplantılar ve eğitimler ile kendimizi geliştiriyoruz. Emniyet mensupları ile de kurduğumuz iletişim sayesinde profesyonel destekler de alıyoruz. Güvenlikli olmayan girişlerimize anında müdahale ederek, en küçük bir güvenlik zafiyetine anında müdahale ediyoruz.



DOSYA

Sürdürebilirlikte en önemli konu;

müşteri memnuniyeti…

“BİZE GÖRE KİRACI, YATIRIMCI VE ZİYARETÇİ AYRI ALANLARI TEMSİL ETMİYOR” DİYEN CANPARK AVM GENEL MÜDÜR YARDIMCISI VOLKAN F. BİNÖZ, “ARTAN ZİYARETÇİ MEMNUNİYETİ İŞ ORTAKLARIMIZIN VE KİRACILARIMIZIN DA VERİMLİLİĞİNİ ARTIRIYOR. BU İKİ ALANDAKİ BAŞARI DA YATIRIMCI İÇİN KARLILIK VE VERİMLİLİK ANLAMINDA BAŞARININ GELMESİNİ SAĞLIYOR” DEDİ.

118


DOSYA

Hem kiracıyı hem ziyaretçiyi hem de yatırımcıyı memnun etmek zor… Peki, AVM yönetimi bu üçayağı aynı anda memnun etmek adına neler yapıyor? Bize göre kiracı, yatırımcı ve ziyaretçi ayrı ayrı alanları temsil etmiyor. Öncelikle ziyaretçiyi ele aldığımızda; iyi planlanmış, keyifli, uygun, ulaşımı kolay, etkinlik, eğlence ve ihtiyaç yönetimini iyi organize eden, temiz ve güvenli bir yapı ve özenli bir yönetim sunduğunuzda ziyaretçilerimizin memnuniyeti artıyor. Artan ziyaretçi memnuniyeti iş ortaklarımızın ve kiracılarımızın da verimliliğini artırıyor. Bu iki alandaki başarı da yatırımcı için karlılık ve verimlilik anlamında başarının gelmesini sağlıyor. Burada bizim yapmaya çalıştığımız her bir alanı ayrı ayrı değerlendirip memnun etmek yerine Canpark’ı her geçen gün daha kaliteli, yenilikçi ve tercih edilir hale getirerek, pastamızı herkesin payını aynı anda arttıracak şekilde büyütmek. Sürdürülebilir olmak ve yönetimi verimli hale getirmek adına ne gibi stratejiler izliyorsunuz? Sürdürülebilir ve verimli olmak artık hangi iş alanında, hangi sektörde olursanız olun vazgeçilmez öncelikler. Özellikle AVM’ler gibi hizmet vadeden işletmeler için sürdürülebilirlikte en önemli konu bizim için müşteri memnuniyeti. Burada müşteri dediğimizde bu hem ziyaretçilerimizi hem de iş ortaklarımız ve kiracılarımızı kapsıyor. Müşteri memnuniyeti konusunda işimizi şansa bırakmamak için tüm müşteri ilişkileri yönetim sistemimizi ISO 10002:2014 sertifikası kapsamında profesyonel şekilde düzenledik. Bunun yanında genel yönetim sistemimiz de yine ISO10002:2016 standartlarında sertifikalandırıldı. Pazarlama sistemlerinde mobil aplikasyonları ne derece kullanıyorsunuz? Hologram, ekran vitrinleri, projeksiyon filmleri, mobil aplikasyonlar, görüntü sistemleri gibi daha pek çok teknoloji destekli bu pazarlama stratejileri AVM’lerde en çok hangi alanlara hitap ediyor, nerelerde kullanılıyor, müşteri çekimine nasıl yansıyor? Pazarlama faaliyetlerinde, AVM içerisinde ve dışında yer alan kendi mecralarımızı en etkin şekilde kullanıyor, ayrıca bu mecralar vasıtasıyla ziyaretçilerimiz ile daima iletişim halinde oluyoruz. Video wall, LED ekran gibi görüntü sistem-

leri ile pazarlama faaliyetlerimizi destekliyoruz. Diğer mobil aplikasyonların kullanımı konusunda öncelikle hedef kitlenin doğru belirlenmesi çok önemli… Gelen teklifleri değerlendirme noktasındayız. Ziyaretçilerimize, bizi en iyi ifade edecek yönde çalışmaları sürdürüyoruz. Gerçekleştirilen etkinlik ve kampanyalar verimliliği nasıl etkiliyor? İyi planlanmış etkinliklerin yeni nesil AVM konsepti için ziyaretçi sayısında önemli bir yer tuttuğunu düşünüyoruz. Burada iyi planlanmıştan kastım fark yaratan kısım. Etkinlikleri planlarken mutlaka yaş ve sosyal profilin iyi değerlendirilmesi, beklentilerin iyi okunması ve içeriklerin dolu olmasına özen göstermek gerekiyor. Etkinliklerin içerik çeşitliliği ve kalitesi sayesinde ve sağlıklı bir duyuru ile yeni misafirleri davet etmek, bu sayede ziyaretçi yoğunluğunu artırmak bize göre mümkün… Bunun yanı sıra indirim, çekiliş, özel gün kampanyaları da her sektörde olduğu gibi bizim sektörümüzde de büyük önem taşıyor. Artan ziyaretçi sayısı ve memnun müşteriler verimliliği orta vadede daha da yukarı taşıyor. AVM’nin lokasyonu ve ulaşım kolaylığı ziyaretçi çekimine ne kadar etki ediyor? AVM lokasyonu ve ulaşım kolaylığı ziyaretçi sayıları açısından elbette etkili. Ancak lokasyonun getirdiği kolaylık, sadık

ziyaretçi sayıları anlamında ve AVM’de geçirilen zaman anlamında göründüğü kadar hayati önemde olmayabiliyor. AVM’nin vaat ettiği hizmet ve geçirilen zamanın kalitesi burada bize göre daha önemli bir etken. Bunun yanında büyük şehirlerin artık birçok yeni merkeze sahip olması ve toplu taşımanın yaygınlaşması sayesinde içerik daha da büyük önem kazanmaya başladı. Her şeye rağmen hizmet kalitesi açısından servis, vale ve otopark hizmetleri müşteri memnuniyeti ve verimlilik için vazgeçilmez çözümler. Alışveriş merkezimiz için ulaşımda bir diğer kolaylık da çok yakın bir tarihte hizmete açılacak olan ve AVM’mize direkt bağlantılı olacak Üsküdar-Çekmeköy metro sisteminin üzerinde olması. AVM’lerde yeni güvenlik uygulamaları neler? Ziyaretçilerin kendilerini güvende hissetmesi adına ne gibi tedbirler alıyorsunuz? Güvenliğimiz girişten itibaren X-Ray cihazları, kapı boy dedektörleri, el dedektörleri ve araç altı arama sistemleri ile başlıyor. AVM içinde ve dışında, sektörü tanıyan tecrübeli en iyi marka ile de bu konuda iş birliği içerisindeyiz. 7/24 fiziki güvenlik ve güvenlik kameraları ile tüm alanlara aktif olarak hakim durumdayız. Ziyaretçilerimiz, 3. yaşını kutlayacak olan Canpark Alışveriş ve Yaşam Merkezi’ne akıllarında hiçbir soru işareti olmadan geliyorlar.

119


DOSYA

ASIL KONU ZİYARETÇİ ODAKLI OLMAK... den aldığımız geri dönüşlerde, bizi tercih ediyor olmalarının önemli sebeplerinden birinin yapılan etkinliklerin ve kampanyaların beklentilerine cevap veriyor nitelikte olduğunu anlıyoruz. Bizim hedefimiz; Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde ilk kez yapılan ya da en iyi şekilde yapılacak olan, bulunduğumuz dönemin trendine uygun, eğlenceli, interaktif çalışmalara yer vermek.

Gerçekleştirilen etkinlik ve kampanyalar verimliliği nasıl etkiliyor? Günümüzde yalnızca kaliteli hizmet ve doğru marka karması sunmak ziyaretçilerin ilgi ve beğenisini kazanmak için yeterli olmuyor. Ziyaretçilerimize daha iyi seçenekler sunarak, beğenilerini kazanmak, müşteri sadakatini oluşturmak üzerine kurulu bir aksiyon planımız var. Karavil Grup ve Ceylan Grup ortaklığında hayata geçen, yönetim ve kiralaması Bilfinger Real Estate Türkiye tarafından yapılan Ceylan Karavil Park Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük alışveriş merkezi olarak 18 Haziran 2014 tarihinde kapılarını açtı ve açılış tarihinden bugüne kadar ziyaretçilerini birbirinden farklı etkinlik ve kampanyalarla ağırladı. Planladığımız etkinlik ve kampanyaların yaratıcı olması, hedef kitlemize, ziyaretçilerimize, bulunduğumuz bölgeye uygun olması, etkinliğin ya da kampanyanın yeterliliği bizim temel prensibimiz… Bu prensipler üzerinden giderek gerçekten verimli ve keyifli, hem müşteriyi hem de kiracıyı memnun eden işlere imza atıyoruz. Etkinlik memnuniyeti ile müşterilerin alışveriş merkezinde kalma arzuları arasında pozitif yönlü bir ilişki bulunuyor. Tüm etkinliklerimiz sonrasında ziyaretçilerimiz-

Hem kiracıyı hem ziyaretçiyi hem de yatırımcıyı memnun etmek zor… Peki, AVM yönetimi bu üçayağı aynı anda memnun etmek adına neler yapıyor? Başarılı bir AVM yönetiminde dikkat edilmesi gereken en birincil konu, ziyaretçi odaklı olunmasıdır. Hepsi zincirin bir parçası aslında… Yürüttüğümüz stratejiyi tüm ayakların menfaatine yönelik olarak planlıyoruz. Yol haritamızı ve atacağımız adımları yatırımcılarımıza sunuyor, somut öneriler ve çözümler oluşturarak, onların önerileri doğrultusunda, bölgesel farklılıkların yaratacağı handikapların neler olabileceğini beraberce değerlendiriyor ve destekleriyle yola devam ediyoruz. Marka karmasını oluştururken ve yeni kiralamalar yapılırken başta Diyarbakır olmak üzere, Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nde, talep gören, ihtiyaç duyulan, yeni, modern ve farklı markaların getirilmesine önem veriyoruz. Yapılan yeni mağaza kiralamalarında ziyaretçilerimizden aldığımız geri dönüşleri, talepleri ve önerileri dikkate alıyoruz. Marka karmamız içerisinde yer alması gereken, eksikliği duyulan ya da alternatif oluşturulması gereken markalarla ilgili spesifik çalışmalar yapıyoruz. Lokasyon avantajımız hem ziyaretçi hem de kiracı için bir çekim gücü oluşturuyor. Bu avantajı doğru bir politikayla değerlendiriyoruz.

kadar süreyle yürüteceğimizi, bunun alışveriş merkezine olan katma değerini, kiracıya cirosal anlamda sağlayacağı yararı düşünerek planlama yapıyoruz. Aynı şey hizmet alanlarımız için de geçerli… Tüm hizmet alanlarımızın kusursuz hizmet vermesi için kurulu bir sistem oluşturduk. Temizlik ve güvenlik hizmetlerimiz yönetmeliğe uygun ve olması gerektiği gibi ilerlemekte… Ziyaretçilerimizin alışveriş merkezimizde konforlu, huzurlu ve güven içinde hissetmeleri bizim için oldukça hassas bir konu. Diyarbakır başta olmak üzere bölgeye yenilik ve değer katacak her türlü hizmeti sunmaya devam edeceğiz. Dünya standartları kalitesinde hizmet üretmeye ve sunduğumuz hizmetlerde farklılık yaratacak stratejiler geliştirmeye özen gösteriyoruz. Tüm bunlar alışveriş merkezimizin çekim gücünün ayrı elementleri… Ayda 1 milyon 250 bin ziyaretçi girişi, bölge halkının gösterdiği teveccüh bizim doğru bir noktada olduğumuzun ispatı… Dolayısıyla AVM bünyesinde bulunan kiracılarımızın büyük bir çoğunluğu hem cirosal anlamda hem de böyle başarılı bir proje içerisinde yer almaktan dolayı mutlular. Mutlu ziyaretçi mutlu kiracıyı, mutlu kiracı ise mutlu ziyaretçinin oluşmasına hizmet ediyor. Hem ziyaretçinin hem de kiracının mutlu olması haliyle yatırımcı mutluluğunu getiriyor.

Bir etkinlik ya da kampanya çalışması yapacağımız zaman bu projeyi, ne şekilde, hangi hedef kitleye, hangi tarihlerde, ne

“Hem kiracıyı hem de müşteriyi memnun edecek işlere imza atıyoruz” diyen Ceylan Karavil Park Alışveriş Merkezi Müdürü Mert Sakaklı, “Hem ziyaretçinin hem de kiracının mutlu olması haliyle yatırımcı mutluluğunu da beraberinde getiriyor” dedi.

120



EĞLENCE

“Sosyal bir AVM için gereken şey eğlence alanlarına önem!”

Eğlence sektöründeki pek çok firma büyümelerindeki engellerden biri olarak AVM’leri gösteriyor. Bunun başlıca nedeni tabii ki kiralama sorunu… Peki, kiralama konusunda eğlence firmalarının AVM’lerden beklentileri neler? AVM’ler eğlence alanlarına ağırlık vermeli düşüncesindeyiz. Türkiye’de 1995 yılında 12 AVM varken şu an bu sayı 456 AVM’ye ulaşmış durumda. Türkiye AVM kültürüne hızlı bir adaptasyon yaşarken, sektör 2015’ten bugüne hayli artış gösterdi. Ülkemizin aile kurumuna önem vermesi ve iletişimi seven sosyal bir yapıya sahip olmamız AVM’lerde eğlence sektörünü vazgeçilmez kılıyor. Ancak son 3 yılda döviz kurlarındaki dengesiz dalgalanma ve enflasyon oranlarının aynı şekilde seyretmesi biz AVM kiracılarını olumsuz etkiledi. Mağazalarımızın toplam satış rakamının büyük bir yüzdesini kira bedelleri kapsıyor. Kira bedellerinin döviz değerinde olması ve son yıllarda döviz kurlarındaki master artış nedeniyle kira bedellerinin yükselmesi, karlılığımızı ve varlığımızı sürdürme çabamızı zorlaştırdı. Türkiye geneli büyük resimde dövizdeki yükseliş alım gücünü ve tüketim gücünü oldukça olumsuz etkiledi. Tüm bunların yanında kira giderlerinin yüksek olması kar etmemizi engelliyor, dolayısıyla mağaza kapatmaya mecbur kılıyor. AVM’ler bizim için vazgeçilmezler… Bu nedenle AVM’lerin bu konuda iyileştirici aksiyonlar alacağını ümit ediyoruz.

122

“Türkiye geneli büyük resimde dövizdeki yükseliş alım gücünü ve tüketim gücünü oldukça olumsuz etkiledi” diyen Atlantis Funny City Genel Koordinatörü Sedat Dönmez, “Tüm bunların yanında kira giderlerinin master olması kar etmemizi engelliyor, dolayısıyla mağaza kapatmaya mecbur kılıyor. Bu nedenle AVM’lerin bu konuda iyileştirici aksiyonlar alacağını ümit ediyoruz” dedi.

Sizce AVM’ler bünyelerindeki eğlence alanlarına neden sahip çıkmalı? Eğlence firmalarının AVM’lere neler kattığını düşünüyorsunuz? Atlantis Funny City olarak, AVM’lerde minik misafirlerimize keyifli eğlenceli ve öğretici zaman geçirtirken, çocuklarını şubelerimize teslim eden aileler de alışverişlerini rahatlıkla yapabiliyorlar. AVM’lerin tüketici üzerinde birçok etkisi bulunuyor ki bunlardan belki de en önemlisi tüm hizmetleri bir arada alabilme fikridir. Tüketicilerin zamandan tasarruf etmek ve hem faydalı hem de kaliteli zaman geçirmek istemesi AVM’leri tüketici nezdinde vazgeçilmez kılmış, ayrıca eğlence sektörü de AVM tüketicisini motive etmiştir. Bu sebepten dolayı hem çocukların, hem ailelerin hem de AVM’lerin vazgeçilmeziyiz. Son olarak, her iki tarafın da çıkarlarını korumak ve ortak paydada buluşmak adına yapılması gerekenler nelerdir? Eğlence merkezlerinin AVM’lere renk kattığını ve tüketiciye daha motive edici zaman geçirme imkanı tanıdığını düşünüyoruz. Bu nedenle AVM’lerde insanlar daha uzun zaman geçirmeye başlamış, bu durum AVM karlılığını artıracak bir etken yaratmıştır. Dolayısıyla AVM’lerin sektörümüze, AVM’lere ciddi destek sağlayan ve karlılığı artıracak bir sektör olarak bakmasını, kiralarda iyileştirmeler yapmasını bekliyoruz. En can alıcı konu da kira bedellerinde AVM yönetimlerinin esnek olmaları… Sosyal bir AVM düşüncesi ile eğlence sektörüne daha fazla önem verilmesi gerekiyor. Günümüzde takdir edersiniz ki bir AVM’nin kalitesini, eğlence alanlarındaki niteliği gösteriyor.



EĞLENCE

“Karşılıklı çıkarlarımızı gözetmeliyiz” AVM’LERİN YAŞAM HALİNE GELMESİNDE EĞLENCE MERKEZLERİNİN BÜYÜK PAYI OLDUĞUNU BELİRTEN DAL TEMA PARK GENEL MÜDÜRÜ MUSTAFA DAL, “KARŞILIKLI ÇIKARLARIMIZI GÖZETEREK, AVM’LERİN FARKINDALIK YARATMA NOKTASINDA DAHA BAŞARILI OLACAĞINA İNANIYORUM” DEDİ.

Eğlence sektöründeki pek çok firma büyümelerindeki engellerden biri olarak AVM’leri gösteriyor. Bunun başlıca nedeni tabii ki kiralama sorunu… Peki, kiralama konusunda eğlence firmalarının AVM’lerden beklentileri neler? Öncelikle Türkiye genelinde AVM’lerin sayısının yaklaşık 360’a ulaşmış olduğunu belirtmek isterim. Önümüzdeki 2 yılda da 25’e yakın AVM daha açılacağı planlanıyor. Anlayacağınız her geçen gün rekabet artıyor… Bu denli yoğun rekabette ayakta kalabilmek adına eğlence merkezleri de yatırımlarında hız kesmiyor. Eğlence firmalarının AVM’lerden kiralama konusunda beklentisi, kiralamada dövizden

TL kuruna geçilmesidir. Eğlence alanlarının metrekare fiyatları diğer işletme alanlarından farklı tutulup, gerekli hallerde ise cirosal bazda kiralama yapılmalıdır. Kiralama ile ilgili sorunların çözülmemesi hele ki döviz ile kiralamaların devam etmesi halinde ciddi ödeme sıkıntılarının yaşanacağını söyleyebilirim.

merkezleri önemli rol aldı. Şunu söyleyebilirim ki, eğlence merkezleri artık AVM’lerin öncü çekim merkezi konumunda. Örnek vermem gerekirse Viaport’un ziyaretçi sayısının yüzde 40’ını tema parkın ziyaretçileri oluşturuyor. Bu sebeple eğlence merkezleri AVM yönetimi tarafından daha çok desteklenmeli diye düşünüyorum.

Sizce AVM’ler bünyelerindeki eğlence alanlarına neden sahip çıkmalı? Eğlence firmalarının AVM’lere neler kattığını düşünüyorsunuz? Dal Tema Park olarak, AVM yönetimlerine markalaşmış ve bu işin tecrübesini oluşturmuş firmalar ile çalışmalarını tavsiye ediyoruz. AVM’ler artık yaşam alanı haline geldi ve bunda eğlence

Eğlence alanları ailelerin AVM’lerde daha çok zaman geçirmesini sağlıyor ve iyi bir eğlence merkezi AVM’nin popülaritesini artırıp, bu sayede sadece kendine değil bütün işletmecilere de kazandırıyor. Yaşam alanlarıyla birlikte eğlence ve alışverişi de birarada sunan AVM’lerde her yıl ciro artışı görülüyor.

Son olarak, her iki tarafın da çıkarlarını korumak ve ortak paydada buluşmak adına yapılması gerekenler nelerdir? Tabii ki bu konuda düşüncem AVM yönetimlerinin öncelikle markalaşmış, uzun vadede AVM ile ekip olarak çalışabilecek ciddi firmalarla çalışmasıdır. Gördüğüm kadarıyla AVM kiralama şirketleri, alan kiralamada firma gözetmeksizin en yüksek kirayı veren firmalarla çalışıyorlar ve sonrasında işletme ile alakalı ciddi problemler yaşayabiliyorlar. İlk olarak bunun düzenlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Diğer bir konu ise, eğlence merkezlerinin yatırım ve ekipman maliyetleri her zaman diğer işletmelere oranla çok daha yüksek olmuştur. Kiralama şirketleri sözleşme esnasında bu durumu gözönünde bulundurmalıdırlar. Karşılıklı çıkarlarımızı gözeterek, AVM’lerin farkındalık yaratma noktasında daha başarılı olacağına inanıyorum.

124


EĞLENCE OPS!CO ŞİRKETLER GRUBU YÖNETİM KURULU BAŞKANI KORAY DİLMAÇ: “PERAKENDE DÜNYASININ LOKOMOTİFLERİ OLAN AVM’LER, ÜLKEMİZDE YAŞANAN EKONOMİK DALGALANMA SÜRECİNDE KİRACILARININ ÇIKARLARINI GÖZETEREK ADIMLARINI ATMALI, BU YÖNDE STRATEJİK PLANLARINI HAZIRLAMALILAR” DEDİ.

Ekonomik dalgalanmayı kimse görmezden gelmemeli! farklılıklarını anlatarak ticari altyapı ve sözleşme şartları hususunda önceki dönemlere göre çok daha iyi noktalara ulaştığımızı düşünüyorum. AVM yönetimleri ile oluşturduğumuz bu köprüyü daha da geliştirerek özellikle sözleşme şartlarında yapılacak olan iyileştirmeler için çalışmalarımıza devam edeceğiz.

Eğlence sektöründeki pek çok firma büyümelerindeki engellerden biri olarak AVM’leri gösteriyor. Bunun başlıca nedeni tabii ki kiralama sorunu… Peki, kiralama konusunda eğlence firmalarının AVM’lerden beklentileri neler? Ops!Playkids olarak kiralama ekibimiz Türkiye’nin birçok noktasında değerlendirme çalışmalarını yürütüyor. Sektörde sahip olduğumuz prestij ve marka gücümüz ile kiralama sürecinde AVM yönetimlerini bir engelden çok karşılıklı faydalarımızı gözettiğimiz bir partner olarak görüyoruz. Uzun süredir yapmış olduğumuz çalışmalar neticesinde AVM yönetimleri ile güzel bağlar oluşturup, eğlence merkezlerinin ve özellikle Ops!Playkids marka konseptinin

Sizce AVM’ler bünyelerindeki eğlence alanlarına neden sahip çıkmalı? Eğlence firmalarının AVM’lere neler kattığını düşünüyorsunuz? Doğru konumlanmış ve belirli bir konsepte sahip eğlence alanları her zaman için bir cazibe merkezi olmuştur. Ailelerin hedef kitle konumunda olduğu AVM’ler, bu nedenle eğlence merkezlerini her zaman büyük metrekarelerde planlıyor. Ailelere ve çocuklara dönük birçok faaliyeti içeren konsepti ile Ops!Playkids, bugün Türkiye’nin en genç ve sevilen aile eğlence merkezi markası ve ailelerin çocuklarını oyun alanlarındaki görevlilere bırakıp rahatça alışveriş yapabildikleri “emanet sistemi” konseptini Türkiye’de ilk kez uygulayan marka-

dır... Oluşturduğumuz “kum oyun alanları” ile ortak alanlara renk ve hareket katıyoruz. Aslında biz bulunduğumuz her AVM’de herkese özgür, nefes alabilecekleri, eğlenebilecekleri birkaç saat armağan ediyoruz. Yarattığımız konsept, ziyaretçilerimizde kalite ve güven duygusunu pekiştirirken, AVM’ler açısından alternatifler karşısında bir adım öne çıkmalarını sağlayacak nedenler oluşturuyor. Son olarak, her iki tarafın da çıkarlarını korumak ve ortak paydada buluşmak adına yapılması gerekenler nelerdir? Bu anlamda AVM yönetimleri çok önemli bir rol üstlenmekte… Perakende dünyasının lokomotifleri olan AVM’ler, ülkemizde yaşanan ekonomik dalgalanma sürecinde kiracılarının çıkarlarını gözeterek adımlarını atmalı, bu yönde stratejik planlarını hazırlamalılar. Birçok AVM yönetimi bu yönde kararlar alıp daha yapıcı adımlar atarken çok üzülerek görüyoruz ki hala bu durumu görmezden gelenler de yok değil. Kimse ülkemizin geçmiş olduğu darboğazı ve yaşanan ekonomik dalgalanmayı bu süreçte görmezden gelmemeli. Koruyucu, yapıcı ve uzun vadede alınacak her karar unutulmamalı ki perakende dünyasının stabil bir zemine oturabilmesi için güçlü bir adım olacaktır.

125


EĞLENCE

Kur farkı kiraları yüzde 30 artırdı AVM’lerin fahiş kira politikalarından biran önce vazgeçmeleri gerektiğini belirten Bursapark Genel Koordinatörü Ersin Aldanoğlu, “Daha makul ve daha ödenebilir kiralar AVM’lerin geleceği açısından büyük önem arz ediyor” dedi. Eğlence sektöründeki pek çok firma büyümelerindeki engellerden biri olarak AVM’leri gösteriyor. Bunun başlıca nedeni tabii ki kiralama sorunu… Peki, kiralama konusunda eğlence firmalarının AVM’lerden beklentileri neler?

Özellikle son dönemde dolar ve eurodaki ciddi artış birçok sektörde olduğu gibi çocuk eğlence sektöründe de ciddi sıkıntılara yol açtı. Zaten halihazırda yüksek olan kiralar kur farkı dolayısıyla birden yüzde 30 daha artarak ödenmesi güç duruma geldi. Birçok firmanın yüksek kiralı AVM’lerden çıkma kararı aldıklarını duyuyoruz. Çünkü işletmeci firmalar müşteri kaybı yaşamamak adına kira artışlarını fiyatlarına yansıtamıyorlar. AVM’lerden beklentimiz daha ödenebilir kiralarla uzlaşma yoluna gitmeleridir.

Sizce AVM’ler bünyelerindeki eğlence alanlarına neden sahip çıkmalı? Eğlence firmalarının AVM’lere neler kattığını düşünüyorsunuz? Çocuk eğlence merkezleri AVM’lerin olmazsa olmazı konumundalar. Özellikle çocuklu ailelerin AVM seçimlerinde çocuk eğlence merkezleri büyük rol oynuyor. Artık birçok çocuk eğlence merkezinde çocuk emanet sistemleri mevcut... Aileler bu güvenli alanlara çocuklarını emanet ettikten sonra rahatça kendi ihtiyaçlarına yönelik AVM’yi dolaşabiliyorlar. Bütün bunları göz önüne alırsak çocuk eğlence merkezlerinin AVM’lerin ziyaretçi sayısında büyük rol oynadığını söyleyebiliriz. Son olarak, her iki tarafın da çıkarlarını korumak ve ortak paydada buluşmak adına yapılması gerekenler nelerdir? AVM’ler fahiş kira politikalarından biran önce vazgeçmelidirler. Daha makul ve daha ödenebilir kiralar AVM’lerin geleceği açısından büyük önem arz ediyor. Yüksek kiraları ödeyemeyen firmalar kepenk kapatmak durumunda kalıyor ve gün geçtikçe AVM’lerdeki boş mağazalar çoğalıyor. Mevcut eğlence merkezlerinin kapanması ya da yenilerinin açılamaması çocuk eğlence sektöründeki birçok firmanın genel tedarikçisi olarak bizleri de ciddi anlamda etkiliyor.

126



EĞLENCE

Döviz endeksli kira yatırımları yavaşlatıyor Eğlence sektöründeki pek çok firma büyümelerindeki engellerden biri olarak AVM’leri gösteriyor. Bunun başlıca nedeni tabii ki kiralama sorunu… Peki, kiralama konusunda eğlence firmalarının AVM’lerden beklentileri neler? Eğlence merkezleri de diğer işletmeler gibi AVM içerisinde kiracı konumundalar fakat yatırımcı ya da kiralama şirketlerinin eğlence merkezlerini; birlikte strateji üretmeden, ortak çalışmalar yapmadan ve tanıtım faaliyetlerine destek vermeden sadece kiracı olarak görmesi en büyük yanılgı olur. Bu sebeple eğlence merkezleri; gerek kira beklentilerinde gerekse verilecek desteklerde kiracıdan çok bir partner olarak görülmelidir. Ülkemizde bu sektörde zincir mağaza konseptine uyan söz konusu kaliteyi yakalayabilmiş çok fazla yatırımcı olmadığından öncelikli tercih, metrekare başına eğlence firmasından alınacak kiranın yüksekliği

ya da ne kadar büyük metrekare kiralanabilmesinden ziyade marka ve bu markanın arkasında durabilecek bir kurumsal yapının olup olmadığıdır. 1 puan daha fazla birim kira alabilmek adına 1 sene sonra gerekli hizmeti gösteremeyecek ve sözleşmesini feshedecek bir işletmeye kiralama yapmak hem AVM’ye hem de sektöre zarar verir. Sizce AVM’ler bünyelerindeki eğlence alanlarına neden sahip çıkmalı? Eğlence firmalarının AVM’lere neler kattığını düşünüyorsunuz? Eğlence merkezleri tek başlarına dahi AVM’lerde aileler için çekim merkezidir. AVM içinde rekabetten uzak ama AVM dışında diğer AVM’ler ile yapılan rekabette AVM ile birlikte mücadele veren bir işletmedir. Eğlence merkezleri de sabah evden çıkan bir ailenin AVM seçimindeki, sinema, market ve konsept mağazalar gibi tercih edilebilen ve AVM’ye geliş sebebi

olabilen işletmelerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Sonuçta AVM’ye giden aile yapısında, istisnalar dışında kabul edilen öncelikli istatistiğe göre; AVM seçiminde ilk söz hakkının çocukta olduğunu düşünürseniz zaten olay çok açık ortaya çıkıyor. Son olarak, her iki tarafın da çıkarlarını korumak ve ortak paydada buluşmak adına yapılması gerekenler nelerdir? Aslında bakarsanız AVM yönetimlerinin eğlence merkezlerini, tüm yatırımını kendisi yapmış, koşulsuz müşteri memnuniyeti yaratılmaya çalışılan, profesyonel yöneticiler ile anlaşılmış ve fiyat politikalarını bile birlikte belirledikleri, bunu yapabilmek adına giderlerine destek olduğu kendi yerleri gibi görmeleri gerekmekte. Eğer bu sağlanabilirse her şey çok daha şeffaf ve her iki taraf da gerek kiralar gerekse çalışma şartları konusunda çok daha uyumlu ve verici olarak çalışacaktır. Diğer taraftan tüm sektörlerde gerekli olmakla birlikte eğlence sektöründe de kiraların TL olması gerekir. Tüm gelir ve giderlerin TL ile karşılanıp, yalnızca AVM giderlerinin döviz endeksli olması, birçok planı ve büyüme hedeflerini olumsuz etkilemekte, yenileme ve kalite artırıcı çalışmaları yavaşlatmaktadır.

128

Bowlingo ve Playpark markaları ile sektörde faaliyet gösteren Ayzer Döküm yönetim kurulu başkanı FATİH KEÇEBİR: “TÜM GELİR VE GİDERLERİN TL İLE KARŞILANIP, YALNIZCA AVM GİDERLERİNİN DÖVİZ ENDEKSLİ OLMASI, BİRÇOK PLANI VE BÜYÜME HEDEFLERİNİ OLUMSUZ ETKİLEMEKTE, YENİLEME VE KALİTE ARTIRICI ÇALIŞMALARI YAVAŞLATMAKTADIR” DEDİ.



EĞLENCE

Ekonominin düşüşte olması ortak endişe ORTAK ENDİŞE OLARAK EKONOMİNİN DÜŞÜŞTE OLMASINI GÖSTEREN STAR PARK GENEL MÜDÜRÜ SELİN SAKDER, “AVM’LERİN MÜŞTERİ ÇEKMESİ İÇİN YAPACAĞI ETKİNLİKLER TEK BAŞINA YETERLİ DEĞİL. BEKLENTİM, PERAKENDE SEKTÖRÜNDE BULUNAN MARKALARIN BİRLİKTE HAREKET EDEREK EKONOMİYİ CANLANDIRMAK ADINA FİKİR BİRLİĞİ VE ÇALIŞMALARDA BULUNMASIDIR” DEDİ. 130

Eğlence sektöründeki pek çok firma büyümelerindeki engellerden biri olarak AVM’leri gösteriyor. Bunun başlıca nedeni tabii ki kiralama sorunu… Peki, kiralama konusunda eğlence firmalarının AVM’lerden beklentileri neler? AVM kültürü ülkemizde bilinçsizce yaygınlaşmış olsa da eğlence sektörünün en önemli parçası olan eğlence parkları ile ayrılmaz bir ikili haline geldiler. Öyle ki, müşterilerin eğlence park beklentisi market ihtiyacı ile hemen hemen aynı durumda... Star Park Eğlence Parkları adına, AVM’lerin eğlence parklarının büyümesindeki engel olma görüşünü bir kafa karışıklığı olarak değerlendirebilirim. Kiralama konusunda, karşılıklı taleplerin göreceli olması açısından bir değerlendirmede bulunma-

ma taraftarıyım. Çalıştığımız AVM’ler marka karması ve konumları açısından en çok tercih edilen firmalar olması bakımından doluluk oranları beklentilerimizi karşılıyor. Sizce AVM’ler bünyelerindeki eğlence alanlarına neden sahip çıkmalı? Eğlence firmalarının AVM’lere neler kattığını düşünüyorsunuz? TUİK (Türkiye İstatistik Kurumu) tarafından 2015 yılında yapılan değerlendirmelere göre Türkiye nüfusunun yüzde 29’luk kesimi çocuklardan oluşuyor. Star Park “aile” eğlence merkezi olarak hizmet veriyor. Kapalı alanda lunapark eğlencesinin her yaştan kesime hitap etmesi AVM’ler açısından bir hamburger firması kadar değerli. Öteki yanda yüzde 29’luk bir kesim olan çocuklarımız var. Aile

büyüklerinin günlük ya da lüks ihtiyaçlarını karşılarken çocuklarının eğlenceli vakit geçirmesini istemesi bizim bu boşluğu doldurmamıza olanak sağlıyor. Sinema ve eğlence parkları için tercih edilen AVM’ler, bu sektörde bilinen bir gerçek. Eğlence sektörü ile bir tanışıklığı olmayan inşaat firmalarının yatırımlarını bu yöne kaydırması değerlendirmelerime örnek oluyor. Son olarak, her iki tarafın da çıkarlarını korumak ve ortak paydada buluşmak adına yapılması gerekenler nelerdir? Ekonominin düşüşte olması her sektörden firmaların ortak endişesi… Geçtiğimiz altı ay içerisinde iflas beyanında bulunan dev markalara şahit olduk. AVM’lerin müşteri çekmesi için yapacağı etkinlikler tek başına yeterli değil. İçinde bulunduğumuz durumdan yola çıkarak beklentim, perakende sektöründe bulunan markaların birlikte hareket ederek ekonomiyi canlandırmak adına fikir birliği ve çalışmalarda bulunmasıdır.


EĞLENCE

“İki tarafta çözüm ortağı olmalı” “AVM’LER SAHİP OLDUĞU EĞLENCE MERKEZİ İLE HATRI SAYILIR BİR ZİYARETÇİ SAYISINA SAHİP OLABİLİYOR” AÇIKLAMASINDA BULUNAN BOWLİNG ADASI ORTAĞI HALİL KEÇEBİR, “ÖZELLİKLE BU ZOR DÖNEMLERDE AVM’LERİN EĞLENCE FİRMALARINA SAHİP ÇIKARAK, ZİYARETÇİ ÇEKİM GÜÇLERİNİ ARTIRMASI HATTA VAROLAN ZİYARETÇİ POTANSİYELİNİ KAYBETMEMESİ GEREKTİĞİ KANAATİNDEYİM” DEDİ.

Eğlence sektöründeki pek çok firma büyümelerindeki engellerden biri olarak AVM’leri gösteriyor. Bunun başlıca nedeni tabii ki kiralama sorunu… Peki, kiralama konusunda eğlence firmalarının AVM’lerden beklentileri neler? AVM’ler bünyelerinde bulunan ve bir tercih sebebi haline gelmiş olan eğlence merkezlerine gerek kira bedelleri gerekse kiralama alanları noktasında gerekli önemi göstermiyor. Kiralama konusunda en önemli husus, dönemsel olarak ülke ekonomisinde oluşan ekonomik daralmalarda, piyasa koşulları nedeniyle sıkıntıya düştüğümüz gider kalemlerinin en başında gelen yüksek kira bedelleridir. AVM’lere verilen bu yüksek bedeller, yatırım yapma ve büyüme anlamında eğlence firmalarının belini büküyor. Kiralamadaki diğer bir husus da eğlence merkezi kurulacak alanın proje aşamasında

düşünülmeyip, boş kalan veya kalacak alanların değerlendirilmesi gibi planlanmasıdır. Ortaya çıkan alanlar fiziksel olarak elverişli olmadığı gibi işletme kurulum aşamasında imalatların maliyetini artırıyor. Sizce AVM’ler bünyelerindeki eğlence alanlarına neden sahip çıkmalı? Eğlence firmalarının AVM’lere neler kattığını düşünüyorsunuz? Yapılan araştırmalara göre eğlence merkezleri alışveriş merkezleri için ciddi bir çekim gücü haline gelmiş durumda.

Özellikle sinema ve eğlence alanlarını tercih edenlerin sayısı sadece alışveriş amaçlı gelen ziyaretçilerin sayısından oldukça fazla... Eğlence merkezi tek başına AVM’leri bir tercih sebebi haline getirmiş durumda, eğlence merkezine gelen ziyaretçiler de küçük de olsa alışveriş yapmadan gitmiyor. Dolayısıyla AVM’ler sahip olduğu eğlence merkezi ile hatrı sayılır bir ziyaretçi sayısına sahip olabiliyor. Özellikle bu zor dönemlerde AVM’lerin eğlence firmalarına sahip çıkarak, ziyaretçi çekim güçlerini artırması hatta varolan ziyaretçi potansiyelini kaybetmemesi gerektiği kanaatindeyim.

Son olarak, her iki tarafın da çıkarlarını korumak ve ortak paydada buluşmak adına yapılması gerekenler nelerdir? Bu konuda söyleyebileceğim şey; AVM'ler eğlence merkezlerini desteklemeli ve iki tarafta çözüm ortağı olmalı yönünde olacaktır.

131


EĞLENCE Son olarak, her iki tarafın da çıkarlarını korumak ve ortak paydada buluşmak adına yapılması gerekenler nelerdir? Öncelikle yapılması gereken her iki tarafında birbirlerine olan ihtiyaçlarını anlamalarıdır. Kim bir diğerine yukardan bakarsa yenik düşmeye mahkumdur. Özellikle yöneticilerin birbirleriyle kontakları bu algılayış ve anlayış içinde olmalıdır. Sonrasında bütün sorunlar çözülür diye düşünüyorum. Daha öncesinde de bahsettiğim gibi her iki taraf, birbirini yaşatmak adına kazan kazan formülü ile hareket etmelidirler. O zaman göreceğiz ki zararlı kimse olmayacaktır. Mesela biz her zaman bu tarz birlikteliklere sıcak bakmışızdır.

Taraflar birbirlerine olan ihtiyaçlarını anlamalı! Ice Park Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Kara: “AVM’lerin rutinlikten kurtulup, sürekli ve canlı kalabilmesinin tek yolu, eğlence alanı ile ilgili faaliyet gösteren firmalara kapılarını aralamalarıdır. Bizler yatırımcı olarak buna her daim açığız” dedi. Eğlence sektöründeki pek çok firma büyümelerindeki engellerden biri olarak AVM’leri gösteriyor. Bunun başlıca nedeni tabii ki kiralama sorunu… Peki, kiralama konusunda eğlence firmalarının AVM’lerden beklentileri neler? Icepark, AVM’lere buz pistleri kuran bir firma… Gelişmiş ülkeler ile kıyaslandığında ülkemizde yeni yeni yaygınlaşmakta olan buz pistleri aslında bulunduğu yere farklı bir dinamiklik kazandırıyor. AVM’lerdeki diğer mağazalara hareketlilik ve canlılık kazandırmak için özellikle buz pisti gibi eğlence sektöründeki birçok alana farklı toleranslar tanınarak imkan sunulmalıdır diye düşünüyorum. Maliyet açısından yüksek meblağlar gerektiren eğlence sektöründe yatırımcı yüksek kira maliyetleriyle karşılaşınca ve buna birde işletme maliyetleri de eklenince zorluklar iki kat daha artıyor. Özellikle buz pistleri AVM’ler için cazibe merkezleri oluşturuyor. AVM’ler bunun avan-

132

tajı ile buz pisti yatırımcılarına farklı muamele etmeliler. Karşılıklı kazan kazan formülü üretmek daha doğru diye düşünüyorum. AVM’ler yatırım maliyetine girmeksizin, yatırımcıya sembolik bir rakamla mevcut alanı kiraya vermelidir. Ayrıca elektrik masrafını mutlaka AVM’ler üstlenmeli, personel ve diğer işletme giderini yatırımcı yüklenmelidir. Toplam ciro paylaşımı yapılarak ve karşılıklı kazanarak işletme yoluna gidilmelidir.

AVM’lerin rutinlikten kurtulup sürekli ve canlı kalabilmesinin tek yolu, eğlence alanı ile ilgili faaliyet gösteren firmalara kapılarını aralamalarıdır. Bizler yatırımcı olarak buna her daim açığız. Sizce AVM’ler bünyelerindeki eğlence alanlarına neden sahip çıkmalı? Eğlence firmalarının AVM’lere neler kattığını düşünüyorsunuz? Eğlence sektörünün birçok unsurunu bünyesinde barındıran AVM’ler her zaman daha fazla kitleye ulaşıyorlar. İnsanlar AVM’lere sadece alışveriş için değil, aynı zamanda güzel vakit geçirmek için de gidiyorlar. Yenilikçi ve orijinal her eğlence aracı insanlara cazip geldiği gibi bilinen klasik eğlence araçlarına da ilgi hiçbir zaman azalmadı. Eğlence sektörünün her alanı AVM’ler için farklı bir heyecan kaynağıdır. 7’den 70’e her kesime hitap eden eğlence sektörü, insanların sosyal dokularını da zenginleştirerek toplumun mutluluğunun artmasına da vesile oluyor. Buz pistlerinde olduğu gibi birçok alanda özgüven aşılama ve artma noktasında kişilere katkı sağladığı görülüyor.



EĞLENCE

Sweetbox ve Gold Class ile sinema keyfi Cinemaximum'da...

C

inemaximum sinemaları dünya standartlarındaki teknolojiyi, konfor, ergonomi ve üstün hizmet kalitesiyle birleştirerek beklentilerin ötesinde bir hizmet anlayışıyla sinemaseverlere mükemmel sinema deneyimi yaşatıyor. Mars Cinema Group, geçtiğimiz günlerde açılan Cinemaximum Watergarden İstanbul’da beklentilerin ötesindeki hizmetlerine bir yenisini daha ekledi.

Gelişmiş sinema teknolojileri ile Türkiye’de sinemaseverlere ilkleri yaşatan Cinemaximum, salonlarının konforunda da üstün ayrıcalıklar sunuyor. Watergarden İstanbul’da açılan Cinemaximum’un iki salonu Gold Class konseptinde tasarlandı. Salonlarda ayrıca Sweetbox konseptinde koltuklar da bulunuyor. Sinema keyfini ev sıcaklığıyla buluşturan salonlar, Türk sinema izleyicisini beş yıldız konforunda ağırlıyor.

Sweetbox koltuklarda, sevdiğinizle birlikte kendinizi gerçekten bir çikolata veya şekerleme kutusundaymışsınız gibi hissediyorsunuz. Bir sinema salonunda ama baş başa film izleme keyfi bir de Cinemaximum’un ileri teknoloji film sunumu ile birleşince salondan hiç çıkmadan üst üste film seyretmek kaçınılmaz oluyor. Cinemaximum Watergarden İstanbul’daki Gold Class koltukların keyfi de bir başka… Yumuşacık bir koltukta, hafif yatış pozisyonunda, ayaklarınızı uzatıp şöyle huzurla bir sinema keyfi yaşamak istiyorsanız Gold Class koltuklara sahip Cinemaximum Watergarden en doğru adres… Üstelik bu beş yıldız konforunuza terlik ve şal da dahil… Bu arada telefonunuzun şarjı bitiyor diye sakın endişelenmeyin… Salonda cep telefonunuz için şarj üniteleri de bulunuyor.

134

Sinemada lüks ve konfor arayanlar için Cinemaximum’dan büyüleyici bir salon… İçine gömüleceğiniz, izlerken kendinizi rahatlamış ve huzurlu hissedeceğiniz Gold Class koltuklar veya film izlerken baş başa kalmak istediklerinizle size özel Sweetbox koltuklar şimdi Cinemaximum ayrıcalığı ile Türkiye’de!



ORGANİZASYON

“Organizasyon yapma şansınızın kalmadığı durumlarda rotanızı iptal olmayan etkinliklere doğru çevirmeye başlıyorsunuz” açıklamasında bulunan Koşanadam Organizasyon Şirket Sahibi Berkant Acil, aynı yöntemle 2017’yi en az zararla atlatmayı planladıklarını belirtti.

Kriz dönemlerinde

çare; rotayı başka alanlara çevirmek Kriz yönetimi üzerine yıllardır çeşitli eğitimler, sertifika programları ve seminerler düzenlenir. Peki, siz tansiyonun yükseldiği zamanlarda nasıl yöntemler uyguluyorsunuz? Bu dönemlerde neler yapılması gerekiyor? Tansiyonu yükseltecek herhangi bir terör saldırısında organizasyonlarımızın tümü iptal oluyor, özellikle müzik ile ilgili tüm etkinlikler artık planlamaya bile alınmıyordu. Bu atmosferde etkinlik yapmak zorlaşınca ilk aklımıza gelen şey, ‘Hangi etkinlik çeşidi iptal olmuyor?’ sorusuna cevap aramaktı. Eleman çıkartmak ve masrafları anlamsız kısmak yerine bu soruya cevap aradığımızda bir çıkış yolu bulabiliyorduk. Ve bu sorunun cevabını müşterilerimizle birlikte bulup, geçici olsa da bu alana yöneldik. Müşterilerimizin istediği seminer programları, açık oturumlar, dini sohbet programları ve tiyatro gösterimleri gibi organizasyonları yaptıkça hem iptal yaşamıyor hem de günü kurtarabiliyorduk. Sizce bu kadar iptaller yaşanırken organizasyon firmalarının ayakta kalma şansı var mı? Organizasyon şirketleri teker teker kapanmaya başladı. Çünkü bu şirketlerin ayakta durmasının tek dayanağı, iş sayısının fazlalığıdır… Karlılık çok az olduğu için firmalar çok fazla iş yaparak kar edebiliyor ve uzun süreli yaşam şansını yakalayabiliyorlar. Ama ayda bir etkinlik bile yapamayan bir organizasyon şirketi maliyetlerinin altında kaldığından uzun

136

ömürlü olamıyor. Hiçbir şirket hem karlılığı hem de iş sayısı az bir ortamda mücadele etmek istemez. Siyasi ve ekonomik problemlerde alınan kararlar nasıl belirleniyor? Ülke geçmişte olmadığı kadar ikiye bölünmüş durumda. Öyle ki Onuncu Yıl, İzmir ve Mehter Marşı’nın bile çalındığı zaman siyasi algılandığı durumları yaşıyoruz. Bu yüzden etkinliklerde olabildiğince hassas davranıyor ve duygudan uzak kararlar alıyoruz. Biz hiçbir siyasi yönümüzü belli etmeden müşterilerin istediği şeylere odaklanı-

yoruz. Kimisi ilahi müzik organizasyonu isterken kimisi jazz müziği ya da rock müziği konserleri düzenlemek istiyor. Biz de gelen istek ve talepleri elimizden geldiğince değerlendirmeye ve karşılamaya çalışıyoruz. Son dönemlerde yaşanan durumlardan sonra 2017 planlarınız neler? Bizim asıl işimiz konser sanatçılarının menajerliğini yapmak ve konserlerini organize etmek. Ayrıca belediye festivallerinin tüm süreçlerini de takip ediyor, müşterilerimizin bu anlamda ihtiyacı olan her şeyi karşılamaya çalışıyoruz. Fakat daha öncesinde de bahsettiğim gibi organizasyon yapma şansınızın kalmadığı durumlarda rotanızı iptal olmayan etkinliklere doğru çevirmeye başlıyorsunuz. 2017 yılında AVM imza günü ve celebrity etkinliklerine, belediyelerin kültür merkezlerindeki seminer programlarına, Ramazan ayındaki ilahi konserlerine ve özel sektörün yılsonu kutlamaları için yaptıkları konser programlarına yönelerek, yılı en az hasarla atlatmayı planlıyoruz.



ORGANİZASYON

“Kriz yönetimi esnasında en önemli aksiyon zamanlama…” “SEKTÖREL AĞIRLIĞI EĞLENCE OLAN ORGANİZASYON İŞİNDE TÜM TOPLUMU İLGİLENDİREN OLAYLAR YAŞANDIĞINDA AJANSLAR OLARAK BİZLER DE GEREKLİ DUYARLILIĞI GÖSTERMEK İÇİN MAKSİMUM ÇABAYI GÖSTERİYORUZ” DİYEN Kriz dönemlerinde çare rotayı başka alanlara çevirmek Kriz dönemlerinde çare rotayı başka alanlara çevirmek ORGANİZASYON AJANS BAŞKANI BURAK KARASOY, “ÖZELLİKLE BİR MARKA ADINA HİZMET ÜRETİRKEN, MARKANIN YAŞANAN KRİZE KARŞI GÖSTERDİĞİ REAKSİYON BİZİM İÇİN DE REFERANS NOKTASI OLUYOR” DEDİ.

138

K

riz yönetimi üzerine yıllardır çeşitli eğitimler, sertifika programları ve seminerler düzenlenir. Peki, siz tansiyonun yükseldiği zamanlarda nasıl yöntemler uyguluyorsunuz? Bu dönemlerde neler yapılması gerekiyor? Kriz, bir işletmenin doğal çalışma akışını bozan, bir an önce çözülmesi gereken, genellikle de aniden ortaya çıktığı belirtilen sorunların tümü için kullanılan bir tanımdır. Geniş perspektiften bakarsak tüm ülkedeki genel hayatı etkileyen problemler dolaylı ya da

doğrudan hepimizin; bu ülkede yaşayan tüm birey ve varolan tüm işletmelerin negatif yönde etkilenmesi anlamı gelir. Kendi adımıza ve iş ürettiğimiz markalar adına hızlı durum tespiti, iş hedeflerinin tekrar belirlenmesi ve yeni eylem planlarının oluşturulması kriz anındaki yönetim metodumuzdur. Organizasyon firmaları tüm toplumu ilgilendiren olaylarda nasıl tutumlar sergiliyor? Sizin tutumunuz ne yönde oluyor? Sektörel ağırlığı eğlence olan organizasyon işinde tüm toplumu ilgilendiren olaylar yaşandığında ajanslar olarak bizler de gerekli duyarlılığı göstermek için maksimum çabayı gösteriyoruz. Özellikle bir marka adına hizmet üretirken, markanın yaşanan krize karşı gösterdiği reaksiyon bizim için de referans noktası oluyor. Pek çok durumda biz de deneyimlerimizi ve öngörülerimizi marka ile paylaşarak ortak bir eylem planı oluşturuyoruz. Bu genellikle yapılacak işlerin takviminin yeniden düzenlenmesi ya da etkinlik içeriğinin farklılaştırılması şeklinde oluyor. Siyasi ve ekonomik problemlerde alınan kararlar nasıl belirleniyor? Kriz yönetimi esnasında en önemli aksiyon zamanlamadır. Olayın gerçekleşme anı itibariyle marka olarak krizin sebebinden bağımsız yeni eylem planını en hızlı şekilde oluşturup, hayata geçirmeye çalışıyoruz. Son dönemlerde yaşanan olağandışı durumlardan sonra 2017 planlarınız neler? Biz 2017 adına umut taşımaya devam ediyoruz. 2016’da yaşadığımız olaylardan sonra bu yılın daha sakin ve sektörel anlamda güven ortamının sağlanması ile süreceğini düşünüyoruz. Bu doğrultuda da farklı lisanslara yatırımlarımız devam ediyor. Retro bir efsane olan RedKit ve yeni jenerasyon çizgi dizilerinden Miraculous’u portföyümüze kattık. Özellikle yeni teknoloji ile sahibi olduğumuz lisansları bir araya getirecek saha yatırımları yapmaya devam edeceğiz.



ORGANİZASYON

Olumlu düşünceler, güzel günleri getirecek “GENEL KİTLENİN DÜŞÜNCESİNİN TERSİNE, 2017 YILININ GÜZEL GEÇECEĞİNE DAİR BİR HEYECAN VE UMUT VAR İÇİMDE…” DİYEN EVENT PARTNERS ORGANİZASYON MÜDÜRÜ FATİH ÇOBAN, “EVENT PARTNERS OLARAK BİZ, BİRAZ DA DÜŞÜNCELERİN VE HAYALLERİN HAYATIMIZI YÖNETTİĞİNE İNANIYORUZ. BU NEDENLE OLUMLU DÜŞÜNCELERİN, GÜZEL GÜNLERİ BERABERİNDE GETİRECEĞİ KANISINDAYIZ” DEDİ. kanlılığı korumak, heyecana kapılmamak, panik enerjisi yaymamak olduğunu biliyorum ve çevremdeki herkesi bu şekilde koordine etmeye çalışıyorum.

Kriz yönetimi üzerine yıllardır çeşitli eğitimler, sertifika programları ve seminerler düzenlenir. Peki, siz tansiyonun yükseldiği zamanlarda nasıl yöntemler uyguluyorsunuz? Bu dönemlerde neler yapılması gerekiyor? Uzun zamandır sektörde organizasyon hizmeti sunan biri olarak, krizlerden oldukça fazla etkileniyoruz. En büyük krizlerimiz de genellikle ülke gündemi ile ilgili durumlarda ortaya çıkıyor. Güvenlik endişesi, döviz kurlarındaki büyük dalgalanmalar, sosyal medyadaki gerçek ya da abartılmış öngörüler ya da uyarılar bizim sektör için büyük kriz nedeni olabiliyor. Bu tarz durumlarda, genellikle sakin kalıp, olayların gidişatını seyretmeyi ve bu doğrultuda planlama yapmayı tercih ediyoruz. Çalışma içinde olduğumuz kurumlar, markalar ve alışveriş merkezleri ile bu anlamda güzel bir uyum içinde olduğumuzu söyleyebilirim. Karşılıklı alınan ortak kararlara göre hareket edip, krizi her iki taraf için de en minimal zararla çözme yoluna gidiyoruz. Kriz yönetimi konusunda özel bir eğitim almadım; ancak uzun yıllardır sektörün içinde deneyimlediğim pek çok olay, benim bu konunun içinde eğitim almamı sağladı. Kriz durumunda en önemli konunun soğuk-

140

Organizasyon firmaları tüm toplumu ilgilendiren olaylarda nasıl tutumlar sergiliyor? Sizin tutumunuz ne yönde oluyor? Event Partners olarak, toplumun tamamını ilgilendiren hassas dönemlerde, biz de aynı hassasiyeti korumaya ve organizasyonlarımızın içeriğini bu doğrultuda şekillendirmeye çalışıyoruz ve sanırım bu anlamda doğru uygulamalar yapıyoruz. Ayrıca elimizden geldiğince marka ve kurumları da yönlendirmeye çalışıyoruz. Çünkü yıllardır süregelen çalışmalarımızın sonucunda, pek çok marka ve kurumun yönetici kadrosuyla aramızda karşılıklı bir güven duygusu oluştu. Büyük kriz dönemleri hepimizin sağduyulu davranması gereken, ama genel işleyişi de çok aksatmadan devam ettirmesi gereken dönemler oluyor. Duyarlı olmak ama hayatı da durdurmamak en doğru karar. Siyasi ve ekonomik problemlerde alınan kararlar nasıl belirleniyor? Kurum ve markalarla karşılıklı alınan karar doğrultusunda hareket ediyoruz. Çok büyük etkisi olan olaylarda genellikle iptal ya da erteleme yoluna gidiliyor son zamanlarda. Bizde çok fazla iptal olmadı ama ileri tarihe ertelenen, hatta birkaç kez ertelenmek durumunda kalınan organizasyonlarımız oldu. Çocuk etkinliği ya da benzeri kurulumlu etkinliklerle ilgili ciddi sorun olmamasına karşın, özellikle celebrity odaklı konser ya da benzeri organizasyonlarda mutlaka erteleme yapılıyor ya da organizasyonun olacağı gün gerçekleşen bir kriz durumuysa, daha soft bir şekilde organizasyonu tamamlama yoluna gidebiliyoruz. Son dönemlerde yaşanan olağandışı durumlardan sonra 2017 planlarınız neler? Genel kitlenin düşüncesinin tersine, 2017 yılının güzel geçeceğine dair bir heyecan ve umut var içimde… Event Partners olarak biz, biraz da düşüncelerin ve hayallerin hayatımızı yönettiğine inanıyoruz. Bu nedenle olumlu düşüncelerin, güzel günleri beraberinde getireceği kanısındayız. 2017’de kurumlar, markalar ve alışveriş merkezlerinde çok güzel şeyler olacak, buna inanıyoruz. Tüm planlamalarımızı da bu doğrultuda yapıyoruz ve sürekli yeni, farklı, özel ve dikkat çekici projelerle kendimizi yenilemeye devam edeceğiz.



ORGANİZASYON

214 Event Co. ile “sadece lüks” davetler

Türkiye’nin en önemli etkinlik ajanslarından AdStation, organizasyonun her alanındaki deneyimini “only luxury” mottosu ile yola çıkarak 214 Event Co. şirketiyle A plus davetlere taşıma kararı aldı. Lüks kavramını yeniden tanımlayan 214 Event Co., en seçkin ve şimdiye kadar alışılagelmiş lüks kavramının ötesindeki davetlere imza atıyor. Düğün, kurumsal organizasyon, parti gibi düzenlediği A Plus davet organizasyonlarıyla daha şimdiden konuşulmaya başlayan 214 Event Co.’nun portföyü Türkiye sınırlarını da aştı. Avrupa ve Ortadoğu’dan da geniş bir portföye sahip 214 Event Co., sizi günlük yaşamınızdan alıkoymadan bir davete ait her şeyi en lüks ve kusursuz şekliyle A’dan Z’ye gerçekleştiriyor. Sektörün uzman isimlerini kendi ekibinde bulunduran 214 Event Co., en şık ve en prestijli organizasyonları hayata geçiriyor. Siz isteklerinizi 214 Event Co.’ya söylüyorsunuz, onlar düşlerinizi gerçeğe dönüştürüyorlar. 214 Event Co.’dan gelen yetkililer önce sizinle görüşerek isteklerinizi dinliyorlar. Daha sonra size en uygun konseptleriyle tüm planlamaları gerçekleştiriyorlar. Adeta ailenizden bir yakınınız gibi tüm süreçlerde yanınızda olan 214 Event Co., söz, nişan, kına, düğün öncesinden başlayarak, davetli listesinden balayı seyahatine kadar uzmanlığını sizlerle paylaşıyor. Böylece size sadece mutluluğa odaklanmak kalıyor. Düğün, nişan, kına, söz, kurumsal organizasyon, parti başta olmak üzere her türlü organizasyon ihtiyacına cevap veren 214 Event Co. hakkında detaylı bilgi sahibi olmak için web sitesini incelemeniz yeterli!

142

Düğünler, kurumsal organizasyonlar, partiler bundan böyle deneyimli ellere emanet! Türkiye’nin en önemli etkinlik ajanslarından AdStation’ın “only luxury” mottosuyla kurduğu 214 Event Co., her detayda lüksü hissedeceğiniz davetlere imza atıyor.



GIDA

Uzunköprü Köftecisi sektörde

emin adımlarla ilerliyor Yeme içme sektörü her geçen gün büyümesini sürdürüyor. Peki, bu büyüme karşısında siz nasıl yatırımlara imza atıyor, ne şekilde büyüyorsunuz? Öncelikle şunu söylemeliyim ki, biz bu büyümede yaşanmışlığımız ile öne plana çıkıyoruz. 1936 kuruluşlu bir markayı, lezzet severlerle, 7’den 70’e herkesin sevdiği bir ürünle buluşturmanın avantajını günümüz rekabet koşullarında haliyle yaşıyoruz. Müşterilerimize en iyi ve en kaliteli hizmeti verebilmek adına AVM ve diğer doğru lokasyonlarda lezzethaneler açamaya çalışıyoruz. Yatırım maliyetleri çok yormayan, kolay hayata geçirilebilir ve karlılığı fazla projeler üretmek için çalışıyoruz. Örneğin Uzunköprü Express projesi gibi her yerde kolayca hayata geçebilir mobil restoranlar tasarladık ve şu anda ciddi bir bayilik talebi almış durumdayız.

2017 yatırım planlarınız neler? Önce lezzetimizi korumak, ardından doğru iş ortağını bulmak ve doğru noktada, uygun konsepti açmak. Ekspress ve AVM konseptimizi iyi sergileyebileceğimiz her yerde olmak istiyoruz. İstanbul’da yaygınlaşmak için hızla çalışmalar devam ediyor. Ayrıca kendini ispatlamış büyük zincir marketlerde projelerimiz var, ama Adana ve Erzurum’un bizim kalemiz olmasını temenni ediyoruz. Dövizdeki artışın yatırımlara etkisi nedir? Yatırımlardaki döviz etkisini en aza indirmek adına neler yapılabilir? Burada bence dikkat edilmesi gereken tek şey döviz cinsinden borçlanmamak ve buna bağlı olarak kurlardan etkilenmemek… AVM’ler ve tedarikçiler ile bunun inanılmaz savaşını veriyoruz.

Büyüme sisteminizde hangi konseptleri tercih ediyor, iş ortaklarınıza neler sunuyorsunuz? Bizde her türlü yatırımcıya uyabilecek 3 ayrı konsept var. Birincisi ekspress yani mobil restoran… Bu konsept için yatırımcının sadece yer göstermesi yeterli… Diğeri 100 metrekareyi geçmeyen AVM’lerde şu an açık olan Uzunköprü Köftecileri, birde daha fazla metrekarede daha geniş bir menüsü olan Uzunköprü Plus, ama şu an ekspress inanın çok gözde ve talep görüyor. Siz yeri gösteriyorsunuz, biz gelip hemen dükkanı kuruyoruz. Ayrıca yatırım maliyetini bir yılda, doğru bir lokasyonda geri döndürme şansınız var. Bayilerimize, iyi bir satış noktası olabilmeleri adına gerekli lojistik ve ürün desteğini veriyoruz.

“BİZDE HER TÜRLÜ YATIRIMCIYA UYABİLECEK 3 AYRI KONSEPT VAR” AÇIKLAMASINDA BULUNAN UZUNKÖPRÜ KÖFTECİSİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI OKAN KARACAN, BU KONSEPTLER İÇERİSİNDE EN FAZLA TALEP GÖREN KONSEPTİN İSE EKSPRESS YANİ MOBİL RESTORAN OLDUĞUNU BELİRTTİ. 144



GIDA

2017 dış pazarda yapılanma yılı olacak… “Waffle Art markasını dünya markası haline getirebilmek için yurt içi ve yurt dışı pazarındaki çalışmalarımız devam ediyor” diyen Waffle Art Kurumsal İletişim&Pazarlama Direktörü Can Ersoy, “2017 yılı Waffle Art için yurt dışı pazarında yapılanma yılı olarak planlı bir şekilde sürüyor. Yurt dışındaki önemli lokasyonlarda merkeze ait şubeler açmayı planlıyoruz. Aynı şekilde yurt içinde de birçok noktada Waffle Art şubeleri hizmet vermeye başlayacak” dedi. Yeme içme sektörü her geçen gün büyümesini sürdürüyor. Peki, bu büyüme karşısında siz nasıl yatırımlara imza atıyor, ne şekilde büyüyorsunuz? Waffle Art olarak franchise sistemi ile büyümeye devam ediyoruz. Franchise vermek yalnızca markanın kullanımını vermek değil, ilişki sözleşmesinin imzalanmasından sonra başlayan bir evlilik gibidir. Bu evlilik, sözleşme boyunca karşılıklı sorumlulukların bilincinde olunması ve yerine getirilmesi ile yürür. Frachising sisteminin en önemli unsuru olan marka bilinirliği yanında, sözleşme boyunca devam eden iş ilişkisinin de iyi şekilde yürütülmesi gerekir. Bayilikleri süresince franchise’ları ayda en az bir kere denetliyoruz. Temizlikten üretime, kılık kıyafetten sipariş almaya kadar her alanda şubelerimiz denetleniyor, eksikleri tespit edip düzeltilmesi için eğitimler veriliyor. İstenilen standartlar oluşmuş olsa dahi denetlemeler standartlarımızın korunabilmesi ve sürdürebilmesi için rutin olarak devam ediyor. 2017 yatırım planlarınız neler? Waffle Art markasını dünya markası haline getirebilmek için yurt içi ve yurt dışı pazarındaki çalışmalarımız devam ediyor. 2017 yılı Waffle Art için yurt dışı pazarında yapılanma yılı olarak planlı bir şekilde sürüyor. Yurt dışındaki önemli lokasyonlarda merkeze ait şubeler açmayı planlıyoruz. Aynı şekilde yurt içinde de birçok noktada Waffle Art şubeleri hizmet vermeye başlayacak.

146

Dövizdeki artışın yatırımlara etkisi nedir? Yatırımlardaki döviz etkisini en aza indirmek adına neler yapılabilir? Son günlerdeki döviz kurlarının aşırı yükselişi ile küçükten büyüğe hepimizin elini taşın altına koyması gerekiyor. Bizde bu duruma kayıtsız kalmayarak franchise bedelimizi ve kurulum maliyetlerindeki dolar fiyatlarımızı kuru sabitleyerek Türk Lirası’na çevirdik. Bundan böyle bizden franchise alacak olan yatırımcılar dolar cinsinden değil, kendi para birimimizden ödeyecekler. Büyüme sisteminizde hangi konseptleri tercih ediyor, iş ortaklarınıza neler sunuyorsunuz? Waffle Art olarak, markamızı doğru temsil edebilecek, girişimci ruha ve başarma hırsına sahip işletmeci franchise adaylarını tercih etmeye çalışıyoruz, bu bizim ilk kriterimiz… İkinci ve en önemli kriterimiz ise, işletmeciye para kazandıran bir yer olması... Sonuçta insanlar para kazanmak için bu hamleyi yapıyorlar. Bu anlamda yatırımcıya avantaj sağlayacak yer kriteri bizim için oldukça önemli.





GIDA Son aylarda yaşadığımız döviz kurundaki yükselmelerden sonra yatırımlar ile ilgili sadece gıda sektöründe değil, ülkemizin tüm kurumlarında temkinli davranma, biraz daha bekleyerek hareket etme durumu oluşmuştur. Döviz kurlarındaki yükselmeler sonucu, kol kola çalıştığımız AVM sektörünün yatırımlarını yavaşlatması, tüketicinin ev dışı yeme alışkanlığına ara vermesi ya da azaltması bizleri adım atmadan önce iki kere düşünmeye itti.

Köfteci Ramiz’in 2017 büyüme programında Avrupa var “2017 yılı yurt dışı büyüme programımızı Avrupa’da şubeleşme üzerine planladık” diyen Köfteci Ramiz Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Taşkınlar, “Almanya’da sürecek olan şubeleşmemizden sonra bölgeye yakın olan ülkeler Hollanda ve Belçika başta olmak üzere diğer Avrupa ülkelerinde de şubeleşmemizi devam ettireceğiz” dedi. Yeme içme sektörü her geçen gün büyümesini sürdürüyor. Peki, bu büyüme karşısında siz nasıl yatırımlara imza atıyor, ne şekilde büyüyorsunuz? Ramiz, Akhisar Çarşı içindeki küçük bir dükkandan, lezzet ve kalitesinden ödün vermeden günümüze kadar ulaşmış köklü ve yerli markadır. Türkiye genelinde franchising sistemiyle 150’ye yakın şubesiyle hizmet veren ve bu şekilde ülke ekonomisine istihdam sağlayan markamız, tüm yatırımlarını yüzde 100 öz sermayesiyle gerçekleştiriyor. Kendi bünyesinde 200, işletmelerde ise bin 600 çalışana sahip olan Ramiz, her geçen gün büyümesini istikrarlı şekilde devam ettirip ekonomiye olan katkısını sürdürmeye devam edecek. Çok yakın zamanda Avrupa’da yapacağımız yatırımlarla birlikte, uluslararası marka olmayı ve ülkemizi onurlandırmayı hedefliyoruz. Yeme içme sektörü büyük bir yelpazeyle büyümeye devam ediyor. Sektöre yeni giren markalar, ayakta durmaya çalışan markalar ve gücüne güç katan markalar; hep bir

150

arada tatlı bir rekabet ortamı oluşturuyor. Sektördeki bu gelişmeyi arz talep meselesi olarak ele alıyor, büyümemizi buna göre programlıyoruz. 2017 yatırım planlarınız neler? 2017 yılı yurt dışı büyüme programımızı Avrupa’da şubeleşme üzerine planladık. Köln’de et işleme tesisimizi tamamladık. 2017 ilk çeyrekte açılacak olan Saarbrücken şubemize bu et işleme tesisi üzerinden ürünlerimizi yine dondurmadan soğuk hava araçlarıyla göndereceğiz. Bundan sonraki süreçte Almanya’da yer alan diğer illerde de şube açarak büyümemizi devam ettireceğiz.

Yatırımlarda döviz etkisini indirebilmek çok da kolay çözülebilecek bir konu gibi görünmüyor. Ülkemiz pek çok konuda dışa bağımlı ve üretimin az olmasından dolayı ülke dışındaki hareketlerden çok ciddi olarak etkileniyor. Yatırımcılarımız döviz üzerinden borçlandıklarından, ülke içerisinde döviz alımı yaptıklarında kurda da maalesef yükselmeler gerçekleşiyor. Çözüm ise uzun vadede daha çok üreten bir toplum olmamız ve dövize olan bağımlılığımızın şimdikine oranla daha az olması olacak. Büyüme sisteminizde hangi konseptleri tercih ediyor, iş ortaklarınıza neler sunuyorsunuz? Şubelerimizi konumlandırırken, doğru lokasyon unsurlarını ve tüketicinin yeme-içme alışkanlığını göz ardı etmiyor, dikkatlice analiz ediyoruz. Yaya ve araç trafiğinin yoğun olduğu caddeler, yoğun araç geçişinin olduğu karayolları ve girişçıkış sayısının, alışveriş oranının yüksek olduğu prestijli AVM’lerde şubelerimizi açıyoruz. Şubeleşme konusunda danışmanlık hizmeti almıyor, bünyemizde yer alan deneyimli Franchise Departmanı çalışanlarımız ile sistemli şekilde yürütüyoruz.

Almanya’da sürecek olan şubeleşmemizden sonra bölgeye yakın olan ülkeler Hollanda ve Belçika başta olmak üzere diğer Avrupa ülkelerinde de şubeleşmemizi devam ettireceğiz. Tüm bu ülkelere master franchising sistemiyle Ramiz şubeleri açacağız.

Bunlar dışında, ürünlerimizi tek bir merkezden yani Akhisar’daki et işleme tesisimizden günlük olarak, dondurmadan, soğuk hava araçlarıyla şubelere ulaştırıyoruz. Şubelerde satışı gerçekleştirilen şarküteri ürünlerinden, pidelerimize, baklagillerimize kadar her şey bu merkezden şubelere ulaştırılıyor. İstanbul’da yer alan tatlı imalathanemizden ise İstanbul şubelerine gün aşırı tatlılarımızın gönderimini sağlıyoruz.

Dövizdeki artışın yatırımlara etkisi nedir? Yatırımlardaki döviz etkisini en aza indirmek adına neler yapılabilir?

Ayrıca Ramiz restoranlarına elemanlar yetiştiriyor, her bir noktayı sürekli denetleniyor ve her noktada standartların aynı kalmasını sağlıyoruz.



GIDA

Her yatırım hedefe bir adım daha yaklaştırıyor

Yatırımlarında hız kesmeyen Gönül Kahvesi 2017’de de şube ataklarına devam edecek. Şubat ayında Bahreyn ve Avusturya’da şube açacak olan Gönül Kahvesi, Mart ayında ise Saray-Bosna’da ikinci şubesini açacak. Tüm bunlara ek olarak yurt içinde de yatırımlarının olacağını belirten Gönül Kahvesi Yönetim Kurulu Başkanı Yaman Yardımcı, “2017 yılı içerisinde yurt içinde birçok nokta da Gönül Kahvesi hizmete girecek” dedi. 152

Yeme içme sektörü her geçen gün büyümesini sürdürüyor. Peki, bu büyüme karşısında siz nasıl yatırımlara imza atıyor, ne şekilde büyüyorsunuz? Gönül Kahvesi olarak; franchise sistemiyle büyüyor; doğru lokasyonda, doğru maliyet ve yatırımcılarla büyüme çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Gönül Kahvesi bugün Türkiye’de ve yurt dışında 90 şubesiyle, kendi iş alanında en bilinen marka olma hedefini belirleyerek, kendine özgü zengin ürün gamı, konsepti ve yaratıcı yenilikçi yaklaşımıyla, hedefine her geçen gün daha da yaklaşıyor. 2017 yatırım planlarınız neler? “Dünyada bir gün herkes Türk kahvesini tadacak” sloganımızla, Gönül Kahvesi’ni dünyada tanınır bir marka haline getirebilmek üzere, yatırım planlarımızı yurt içi ve yurt dışı olarak birlikte uyguluyoruz.

Şubat ayında Bahreyn ve Avusturya’da, Mart ayında ise Saray-Bosna’da ikinci şubemiz açılmış olacak. Aynı şekilde, 2017 yılı içerisinde yurt içinde birçok nokta da Gönül Kahvesi hizmete girecek. Dövizdeki artışın yatırımlara etkisi nedir? Yatırımlardaki döviz etkisini en aza indirmek adına neler yapılabilir? Yatırımcılarımız için, 40 bin USD olan franchise bedelimizi kuru sabitleyip, Türk Lirasına çevirip 130 bin TL+KDV olarak belirledik. Bana göre; kiralama maliyetleri dünya ortalamalarına çekilmeli ve yüksek maliyetlerde kiralamalardan kesinlikle kaçınılmalıdır. Büyüme sisteminizde hangi konseptleri tercih ediyorsunuz? Bizim için üç önemli unsur var; uygun kira, kolay ulaşılabilirlik ve doğru lokasyon… Bu üç unsurun karşılanması dahilinde cadde de yer alabiliriz, AVM’de de… Bu noktada bir sınırlamamız yok.



GIDA

Dönerci Orhan yeni yatırımlarıyla büyümeye devam ediyor “Ne yazık ki içinde bulunduğumuz ekonomik süreç durağan ve sıkıntılı… Fakat, yeme içme sektörü bu anlamda diğer sektörlerden daha az sekteye uğradı diyebiliriz” açıklamasında bulunan DOR Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Rahmanoğlu, böylesi bir dönemde daha az riskli gördükleri AVM’lerde şubeleşme yoluna gittiklerini belirtti. Yeme içme sektörü her geçen gün büyümesini sürdürüyor. Peki, bu büyüme karşısında siz nasıl yatırımlara imza atıyor, ne şekilde büyüyorsunuz? Ne yazık ki içinde bulunduğumuz ekonomik süreç durağan ve sıkıntılı… Fakat, yeme içme sektörü bu anlamda diğer sektörlerden daha az sekteye uğradı diyebiliriz. Biz de stratejik olarak daha az riskli

gördüğümüz AVM’lerde şubeleşme yolunda adımlar atıyoruz. Bu anlamda merkez firmaya ait ilk AVM şubemizi Balçova Agora AVM’de, geçtiğimiz Aralık ayında faaliyete geçirdik. 2017 yatırım planlarınız neler? 2014 yılında faaliyete geçirdiğimiz fabrikamızda, sık sık hijyen standartlarını artırma ve günlük çiğ hazır döner üretim

kapasitemizi yükseltme adına yatırımlar yapıyoruz. Bunun dışında sadece bayilik vererek değil, merkez firmaya ait şubeler açarak da daha fazla tüketiciye hizmet götürmeyi amaçlıyoruz. Dövizdeki artışın yatırımlara etkisi nedir? Yatırımlardaki döviz etkisini en aza indirmek adına neler yapılabilir? Döviz artışı sadece kuruluş aşamasında etkisini gösteriyor. Şube inşaatı ve teknolojik ekipman safhasında bu etkiyi gözlemleyebilirsiniz. Bunun dışında kullandığımız ve ürettiğimiz ürün ve ekipmanlarda herhangi bir artış söz konusu değil. Büyüme sisteminizde hangi konseptleri tercih ediyor, iş ortaklarınıza neler sunuyorsunuz? Büyüme sistemimizde daha çok butik konseptleri tercih ediyoruz. Butik konseptten kastımız, dükkan seçiminde küçük metrajlı ve sirkülasyonu fazla olan lokasyonlar tercih ediyoruz. İş ortaklarımıza; lokasyon bulma, personel sağlama, eğitim, ürün sevkiyatı ve reklam tanıtım konularında da destek veriyoruz.

154


GIDA

Coffeetopia

zinciri genişliyor “2014 Haziran’da kurduğumuz Coffeetopia’lar için yapılan doğrudan yatırım miktarı 2,2 milyon TL ve bu alandaki yatırımlarımız halen devam ediyor” diyen Coffeetopia Kurucusu Şerif Başaran, “Faaliyet gösteren 3 adet Coffeetopia işletmemize 2017 yılı içerisinde 3 veya 4 Coffeetopia daha katmayı planlıyoruz” dedi. Yeme içme sektörü her geçen gün büyümesini sürdürüyor. Peki, bu büyüme karşısında siz nasıl yatırımlara imza atıyor, ne şekilde büyüyorsunuz? Yeme içme sektörünü öncelikle tanımlamak gerekir. Türkiye bin 700 kadar marka/franchise cafe ve marka olmayan bin 400’e yakın işletme ile Avrupa’nın dördüncü büyük kahve/kafe pazarına sahip ülkesidir. Daha çok yemek ağırlıklı olup, ayrıca kahve satan mekanları bu rakamlara eklemedim. Nüfusun yüzde 40’ı 24 yaş altında olan başka bir Avrupa ülkesi yok. Türkiye’nin demagojik yapısı da göz önünde bulundurulursa, hem kafe sayısında hem de bilinçli tüketici sayısında artış gözlemlenecektir. Biz de bu doğrultuda hem kahve üretim tesislerimizde kalite kontrol alanında hem de işletmelerimizin B2C iletişimlerinde eğitimler, ürün kalitesinde denetimler, müşteri memnuniyeti alanında ivedi çözümler üretebilmek için yatırımlar yapmaya başladık. Tüm bilinen yerli ve yabancı sosyal medya platformlarında aldığımız puanlar da bu yatırımların bizi doğru yola götürdüğünü gösterdi. 2017 yatırım planlarınız neler? 2014 Haziran’da kurduğumuz Coffeetopia’lar için yapılan doğrudan yatırım miktarı 2,2 milyon TL ve bu alandaki yatırımlarımız hala devam ediyor. Faaliyet gösteren 3 adet Coffeetopia işletmemize 2017 yılı içerisinde 3 veya 4 Coffeetopia daha katmayı planlıyoruz. Bu şubeler franchise da olabilir, bizim kendi açıp da işlettiğimiz şubeler de... 2017 yılının son çeyreği için hedefimizde; kek ve pasta üretimini de kendi bünyemizde oluşturabilmek için yeni bir imalathanenin kurulması da bulunuyor. Dövizdeki artışın yatırımlara etkisi nedir? Yatırımlardaki döviz etkisini en aza indirmek adına neler yapılabilir? Yurt içi yatırımcısı için tabii ki ek bir maliyet oluşturdu, zira bir kafe için yatırım yaptığımızda alınan ekipmanların yüzde 70’ini yabancı menşeili ürünler oluşturuyor. Aynı şekilde Türkiye’de kahve ağacının yetişmemesi, kahve borsaları, kahve çiftlikleri ve kahve kooperatiflerinin fiyatları dolar üzerinden belirlemesi istemesek de Türkiye pazarındaki kahve fiyatlarına yansıyor. Bu noktada döviz etkisini minimuma indirmek amacıyla kafelerin kira kontratlarının mutlaka TL bazlı olmasına dikkat edilmeli diye düşünüyorum. Büyüme sisteminizde hangi konseptleri tercih ediyor, iş ortaklarınıza neler sunuyorsunuz? Coffeetopia, her zaman yenilikçi yapısıyla ve müşteri isteklerine konseptinden çıkmadan, hızlı reaksiyonları ile cevap verebilme özelliğiyle öne çıkan bir marka oldu. Şubelerimizi dinliyor ve birlikte hareket ediyoruz. Coffeetopia sistemini diğerlerinden ayıran ve en büyük özelliği; kahve, barista ve servis personeline tarafımızca verilen eğitimlerdir. Marketing hedefimiz; özellikle müdavimlere ve nitelikli kahve arayanlara yönelik... Ayrıca takipçilerimizi Coffeetopia olarak; çeşitli tadım etkinlikleri, workshoplar, yarışma ve ödüller ile de yeniliklerden haberdar ediyor, daha sık şubelerimizi ziyaret etmelerini sağlıyoruz.

155


GIDA

Operasyonel verimlilik 2017’de ön planda olacak

“Yeme içme sektöründeki büyümenin devam edeceğini düşünerek bizler de yeni yatırımlara imza atıyor ve daha çok kendi müşteri kitlemize hitap eden AVM'ler ile beraber büyümek istiyoruz” açıklamasında bulunan Sarper Lahmacun Genel Müdürü Yunus Emre Sarper, “Bunun yanı sıra ticari koşulları göz önüne alarak; ticari şartları ağır olmayan, perakendecilerine destek veren ve birbiri ile uyum içerisinde çalışan AVM'leri tercih ediyoruz” dedi ve sözlerine ekledi: “2017 yatırımlarımızda şu an için kesinleşen Sur Yapı’nın yapmış olduğu Marka AVM bulunuyor. Ayrıca İstanbul ve Bursa'daki diğer AVM projeleri ile de görüşmelerimiz devam ediyor. Bu yıl minimum 3 restoran daha açmayı hedefliyoruz.”

156

“2017 yatırımdan daha çok bizler için karlılığı artırmaya yönelik bir yıl olacak” diyen Sarper Lahmacun Genel Müdürü Yunus Emre Sarper, “Zarar eden restoranlarımızı revize ederek veya kapatarak toplamdaki karlılığımızı artırmayı hedefliyoruz” dedi.

“2017 YATIRIMDAN ÇOK KARLILIĞA ÖNEM VERDİĞİMİZ BİR YIL OLACAK” “2017 yatırımdan daha çok bizler için karlılığı artırmaya yönelik bir yıl olacak. Zarar eden restoranlarımızı revize ederek veya kapatarak toplamdaki karlılığımızı artırmayı hedefliyoruz” diyen Sarper, “Döviz bizleri direkt ve dolaylı olarak etkiliyor. Öncelikli olarak kira bedeli en önemli gider gurubumuzu oluşturuyor. Tüm kiralamalarımız döviz ile… Bunun yanı sıra yatırımda kullanılan malzemelerin çoğu da döviz ile olduğundan yatırım bedelimiz artıyor. Dövizin etkisini minimuma indirmek için Türk Lirası ile kira sözleşmesi yapmak gerekiyor, fakat o şu an için mümkün görünmüyor. Çünkü hiçbir yeni AVM TL sözleşme yapmıyor. Bizim bünyesinde bulunduğumuz bazı AVM’ler kur sabitlemesi yaparak bizlere destek oldu. Bizler de bundan sonraki süreçte kur dalgalanmalarında bizlere kur sabitleyerek destek çıkan AVM'ler ile çalışmaya devam edeceğiz” dedi. Sarper sözlerine, “Büyüme sisteminde selfservis konseptimiz ile büyümeyi tercih ediyoruz. Lahmacun, pide, kebap ürün gamı ile 40-60 metrekare arası metrajlar bizlere yeterli oluyor” diyerek son verdi.



GIDA

Büyümek için tüm altyapılar hazır Yeme içme sektörü, her geçen gün büyümesini sürdürüyor. Peki, bu büyüme karşısında siz nasıl yatırımlara imza atıyor, ne şekilde büyüyorsunuz? Türkiye’de ev dışı gıda sektörü, hem gelişen ekonomi hem de her gün hayatımıza giren yeni trendlerin etkisiyle hızla büyüyor. Sektörün, her yıl yüzde 10 civarında büyüme kaydettiğini düşünüyoruz. Bu büyümeyi, tüketim alışkanlıklarının değişmesine, ev dışında vakit geçirilen noktalara ulaşılabilirliğinin artmasına ve bireylerin yaşam standartlarının yükselmesine bağlayabiliriz. Büyümede en az bu kadar önemli bir başka konu daha var ki o da trendler… Restoranlar, gelişen trendleri dikkate alarak menülerini şekillendiriyor. Ayrıca ev dışında yemek yemeyi tercih eden misafirler, restorana geldiklerinde iyi yemekten daha çok, yemek yerken farklı bir deneyim yaşamayı, eğlenmeyi, hızlı servis hizmeti almayı ve mekanla duygusal bir bağ kurmayı istiyor.

“NELİPİDE GURME OLARAK, 2017 YILINDA FİZİBİLİTE ÇALIŞMALARINI TAMAMLAYARAK AVRUPA’DA BİR TESİS AÇMAYI PLANLIYORUZ” DİYEN AKTAŞLAR LEZZET GRUBU YÖNETİM KURULU BAŞKANI TAMER AKTAŞ: “ÇÜNKÜ BİZ, HEM RESTORAN SEKTÖRÜNDE HEM DE DONDURULMUŞ PİDE SEKTÖRÜNDE KALİTELİ VE KATKISIZ ÜRÜNLERİMİZ İLE FARK YARATTIK. AMACIMIZ, HER İKİ KULVARDA DA PROAKTİF YAPIMIZI SÜRDÜREREK SEKTÖRDE LİDER OLMAK” DEDİ.

158

Bu bilinçle Nelipide Gurme olarak, günümüzde geleneksel Türk pidesinin, fast food’a rakip olduğunu düşünüyoruz. Her geçen gün restoran sayısı artıyor ve mevcut firmalar da şubeleşmek için bayi arıyor. Bu bakış açısıyla yüksek kazanç vaat eden sektörümüz, yeni yatırımcılarını bekliyor. Öte yandan son dönemde, pide restoranı sayısında bir artış gözlemliyoruz. Türk damak tadına uygun olması ve fast food anlayışına benzerliği nedeniyle gittikçe popülerleşiyor. Maliyeti düşük Türk pidesi, henüz dünyaya açılmadı. Bu nedenle Biz Nelipide Gurme olarak, Ordu pidesini tüm dünyanın tatması için çalışıyoruz. 2017 yatırım planlarınız neler? Nelipide olarak, 2017 yılında Avrupa’da yeni bir fabrika kurarak dondurulmuş gıda ihracatındaki zorlukları bir nebze törpülemeyi amaçlıyoruz. Çünkü marketleri gezdiğinizde görüyorsunuz ki dondurulmuş ürün rafları, her geçen gün artıyor. Özellikle günümüzde aile bireylerinin hepsinin çalışmasından dolayı sağlıklı, lezzetli ve çabuk tüketilebilen dondurulmuş ürünlere yöneldiklerini görüyoruz. Bu arz-talep dengesini karşılamak için sektöre yeni oyuncular giriyor ve sektör, bu artışla doğru orantılı olarak her geçen gün büyüyor. Bu nedenle Nelipide Gurme olarak, 2017 yılında fizibilite çalışmalarını tamamlayarak Avrupa’da bir tesis açmayı planlıyoruz. Çünkü biz, hem restoran sektöründe hem de dondurulmuş pide sektöründe kaliteli ve katkısız ürünlerimiz ile fark yarattık. Amacımız, her iki kulvarda da proaktif yapımızı sürdürerek sektörde lider olmak.

Büyüme sisteminizde hangi konseptleri tercih ediyor, iş ortaklarınıza neler sunuyorsunuz? Nelipide Gurme olarak, hacmi çok büyük olan pidecilik sektörünün en büyük probleminin, kurumsal olarak hizmet verebilecek markalara sahip olmaması olarak görüyoruz. Ve biz, bu bakış açısını yıkmak için Türkiye’nin her noktasında aynı sıcaklıkta, aynı kalite ve aynı sunumda hizmet veriyor olabilmek için çalışıyoruz. Bunun için gerekli olan bütün altyapımız hazır ve büyüme hedeflerimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerliyoruz. Ayrıca sistemin getirdiği yoğun çalışma temposunda artan hazır tüketim talebi doğrultusunda insanlar, hızlı tüketilebilecek ürünlere yöneldi. Bu ürünlerin çoğu fast food… Pideyi diğer fast food ürünlerinden ayıran en temel özellik, hem hızlı tüketilebilmesi hem de sağlıklı ve bizim damak tadımız olması. Bunun yanı sıra yöresel lezzetler olarak çok zengin çeşitliliğe sahip. Bunu gören tüketiciler de pidedeki hızlı büyümeyi tetikledi. Dolayısıyla yatırımcılara, yatırım yapmak istedikleri markanın franchise sistemini, eleman seçimini ve eğitimini, ürün ve hizmetlerini, lojistik desteğini, işletme yönetimini ve pazarlama iletişimini sorgulayıp karşılaştırmalarını ve buna göre yatırım yapmalarını öneriyoruz. Bu bakış açısıyla çalışan bir marka olarak biz, yatırımcılarımızla seçilecek lokasyonları, restoranla ilgili kriterleri ve potansiyel bölgeleri paylaşıyoruz. Hatta ekspertiz çalışması, mimari proje desteği, mutfak proje desteği, mimari kontrol desteği, insan kaynakları danışmanlık desteği, resmi kurulum danışmanlık desteği ve eğitim desteği veriyoruz. Dövizdeki artışın yatırımlara etkisi nedir? Yatırımlardaki döviz etkisini en aza indirmek adına neler yapılabilir? Biz yaptığımız işlerin hepsinde milli sermayeye dayalı ürünler kullanmaya çalışıyoruz ama ne var ki özellikle bazı mutfak malzemelerindeki ürünlerin fiyatları tamamen dolara endeksli. Dövizin artması maliyetlerimizi etkiliyor ve yatırımcıların da gözünü korkutuyor.



GIDA

Yatırımın keyifli ve avantajlı adresi “Vizyonumuz, adımızı global markalar arasında iddialı bir konuma getirmek” diyen Ch Coffee House Genel Müdürü Kadir Yarluğluolan, “Son beş yıldır sürekli artan marka değerimiz katlanarak büyümeye devam ediyor. Bu değeri korumak ve geliştirmek Ch Coffee House ailesinin başlıca hedefidir” dedi. Coffee House macerası; iki arkadaşın tıpkı evleri gibi sıcacık bir ortam yaratma hayaliyle Londra’da Upper Street’te başladı. İsmini, keyifli sohbetlerin ortak paylaşımı ‘coffee’ ve sıcaklığı yansıtan ‘house’ kelimelerinden aldı. İnsanlar Coffee House’a sıcacık dostluğu, keyifli sohbetleri ve elbette lezzeti bulmaya geliyorlardı. Ve yıl 2011… Coffee House yeni dostluklar için Türkiye’de ilk şubesini Yalova’da açtı. Dünyadan farklı lezzetleri keyif dolu sohbetlerle harmanlayan Coffee House’un şubeleri de tıpkı dostları gibi her geçen gün artmaya devam etti ve artmaya da devam ediyor. Ch Coffee House tüm ihtiyaçları karşılayacak ürün çeşitliliğine sahip bir firma... Buna rağmen Ar-Ge departmanı sürekli olarak yeni ürün geliştirme çalışmalarını sürdürüyor. “İyi mükemmelliğin düşmanıdır” açıklamasında bulunan Ch Coffee House Genel Müdürü Kadir Yarluğluolan sözlerine, “Sürekli gelişmek ve daha

iyi performansları hedeflemek prensiplerimiz arasında yer alıyor. Yeşilseniz büyürsünüz, olgunlaştıktan sonraki safha çürümedir. Biz hep yeşil kalacağız” diyerek devam etti.

İŞİNİZİ KURMADA TECRÜBELİ DESTEK “Ch Coffee House sahip olduğu mükemmel franchising sistemiyle, bu ailenin bir ferdi olmak ve kendi işinim patronu olarak ideallerini gerçekleştirmek isteyen herkese bu fırsatı sunuyor” diyen Yarluğluolan, “Ekibimizin ulusal-uluslararası deneyimleri ve sadece işini bilmekle kalmayıp, rekabetçi yönetim tarzı ile sunduğumuz desteklerle franchise’larla sürekli hedef büyütüyoruz. Keyifli, karlı ve sürekli büyüyen bu yapıda yer almak için fırsat ellinizin altında” dedi. Yarluğluolan, franchise olma sürecini ise şu şekilde aktardı: “İlk etapta adaylarla yüz yüze görüşme gerçekleştiriyoruz. Bu görüşmede işletme-

ci adaylarını yakından tanımayı, karşılıklı beklentileri paylaşmayı ve mükemmel sistemimiz hakkında ayrıntılı bilgi aktarmayı amaçlıyoruz. Görüşmesi olumlu gerçekleşen adaylarla lokasyon belirleme sürecine giriyoruz. Bu aşamada Ch Coffee House büyüme stratejileri doğrultusunda hedeflenen bölgelerden seçim yapılabileceği gibi adaylardan gelen önerilere de açığız. Bölge konusunda mutabık kaldıktan sonra adaylardan bölgeyi analiz ederek bir iş planı eşliğinde bizimle paylaşmasını bekliyoruz. Ardından İş Geliştirme Departmanımızın uzmanlığında kiralama süreci başlıyor ve standartlarımıza uygun bir yerin her aşamasına ticari ve hukuki destek verilerek kiralanması sağlanıyor. Ayrıca adayların eğitim departmanı uzmanlığında ve danışmanımız refakatinde standart teorik ve pratik eğitimden geçirilmesi, işinin her yönünü çok iyi yönetebilmesi sağlanıyor. İnşaat ve dekorasyon süreci devam ederken, açılış ve takip eden dönemler için pazarlama planı adaylarla paylaşılıyor ve kendilerine materyal siparişler veriliyor. Son olarak açılış aşamasına geliyoruz. Açılış bir şölendir. Çok iyi bir hazırlıkla kusursuz bir operasyon hedefleyerek müşterilerimizi memnun etmek, deneme amaçlı gelenleri dahi etkileyerek sadık müşteriye çevirmek olağan becerimizdir.”

YENİLİKÇİ İnovasyona inandıklarını ve gelişime açık bir marka olduklarını belirten Yarluğluolan, müşterilerinin ihtiyaçlarını, dolasıyla pazarın taleplerini çok yakından takip ettiklerini de dile getirdi.

GLOBAL HEDEFLER, ARTAN MARKA DEĞERİ “Bu güzel ürünleri ve mükemmel sistemi istesek de ulusal sınırlar içinde tutamayacağımızı biliyoruz” ifadesinde bulunan Yarluğluolan, “Vizyonumuz, adımızı global markalar arasında iddialı bir konuma getirmek” dedi ve sözlerine ekledi: “Son beş yıldır sürekli artan marka değerimiz katlanarak büyümeye devam ediyor. Bu değeri korumak ve geliştirmek Ch Coffee House ailesinin başlıca hedefidir.”

160


GIDA

Küçük yatırım bütçeleri ile siz de

işinizin patronu olun! food bar ve tercihen 20 kişilik sigara içilebilir alanda yemek yeme imkanı sağladık. Bunun yanında 100 metrekarelik alanda franchising sistemimiz için 100 şubeye kadar hizmet verebileceğimiz ve alt yapısını hazırladığımız mutfağımız yer alıyor.

“Tasarımı ve üretimi için 1 yılı aşkındır üzerinde çalıştığımız ve şu anda tamamlamış olduğumuz ‘Tezgahım’ projemiz ile çok yakında sektöre giriş yapacağız” diyen Tantuni Sofrası İşletme/ Marka Sahibi Fatih Aşçı, “Ortalama 300-400 bin TL’lik bir yatırım maliyetini 100 bin TL’lere kadar düşürdüğümüz bu iş modelimizde küçük yatırım bütçeleri ile herkes iş sahibi olabilecek” dedi. Yeme içme sektörü her geçen gün büyümesini sürdürüyor. Peki, bu büyüme karşısında siz nasıl yatırımlara imza atıyor, ne şekilde büyüyorsunuz? Tantuni Sofrası olarak, Esentepe Astoria AVM ve Güneşli Park AVM’de ilk AVM konsepti dükkanlarımızı açtık. Müşterilerimiz hem lezzetli, hem doyurucu hem de hızlı olduğumuz için bizlere tam not verdi. Farklı sunum şekilleri ve yeni lezzetlerimiz ile bizleri tercih eden müşterilerimiz iskender tantuninin lezzetine Tantuni Sofrası'nda vardılar. Yine tavuk şadra ürünümüz özel soslarımız ile damaklarda değişilmez lezzetler bırakma konusunda benzersiz. Bütün bunlar bir araya geldiğinde yeni müşterilerimiz kadar bizlere müptela olmuş müşterimiz de hayli fazlalaştı ve Tantuni Sofrası markasını caddelerde arar hale geldiler. Bu ihtiyaca bağlı olarak bizlerde Tantuni Sofrası markasının artık AVM standartlarının yanında cadde konseptine de geçme zamanının geldiğini fark ettik ve Mecidiyeköy meydan şubemizi açtık. Burada 300 metrekare alanda toplu ve kalabalık yemeklere uygun salonumuz, yine çizgimizden çıkmadan lezzetli, doyurucu ve hızlı konsepti devam ettiren fast

2017 yatırım planlarınız neler? 2017 Ocak ayında açtığımız Mecidiyeköy meydan şubemiz, markamıza yatırım yapmış ve yapacak olan kişilere kusursuz ve kaliteli hizmet vermek amacıyla kuruldu. Bu noktada mutfağımızda yer alan tantuni, tavuk şadra, kuzu ciğer ve kuzu şiş ürünlerimizi mevcutta bulunan ve yeni açılacak olan şubelerimize tek noktadan servis yaparak aynı kaliteyi yakalamayı planladık. Yine teknolojik olarak sektörümüzde bulunmayan inovatif ürünlerle hem sektörümüze hem de yatırımcılarımıza iş yükünü hafifletici imkanlar sağladık. Tasarımı ve üretimi için 1 yılı aşkındır üzerinde çalıştığımız ve şu anda tamamlamış olduğumuz “Tezgahım” projemiz ile çok yakında sektöre giriş yapacağız. Ortalama 300-400 bin TL’lik bir yatırım maliyetini 100 bin TL’lere kadar düşürdüğümüz bu iş modelimizde küçük yatırım bütçeleri ile herkes iş sahibi olabilecek. Dövizdeki artışın yatırımlara etkisi nedir? Yatırımlardaki döviz etkisini en aza indirmek adına neler yapılabilir? Biz yerel bir marka olarak çok uluslu şirketlerle rekabet edebilir bir yapıda ortaya çıktık.

Yatırımlarımızda ve yatırımcılarımızın yaptığı yatırımlarda döviz etkisini en aza indirmek adına ithal olmayan yani yerli ürünleri ve yerli para birimimizi kullanmayı tercih ettik. Bu da genellikle yatırımcılarımızın kur farklarından etkilenmemelerini ve yaptıkları yatırımlarda orta ve uzun vadeli planlarını daha sağlıklı yapmalarını kolaylaştırdı. Büyüme sisteminizde hangi konseptleri tercih ediyor, iş ortaklarınıza neler sunuyorsunuz? Tantuni Sofrası olarak AVM konsepti ve sonrasında cadde konsepti ile müşterilerinin karşısına çıktık. Bu konseptleri devam ettirirken, küçük yatırım bütçeleri ile herkesi iş sahibi yapabilecek “Tezgahım” projemiz ile “Tezgahım” konseptimizi hayata geçirdik. “Tezgahım” konsepti ortalama 300-400 bin TL’lik bir yatırım maliyetini 100 bin TL’lere kadar düşürdüğümüz bir iş modeli. Yatırımcılarımız ile birlikte karar verdiğimiz lokasyonda 9-50 metrekare arası bir dükkana, geliştirdiğimiz “Tezgahım” konseptini uyguladığımızda; tantuni tezgahı, kömür ızgarası, soğuk sebze ve meşrubat alanı, yayık ayran alanı, künefe alanı vb. gibi ihtiyaç duyulan bütün malzemeleri tek bir tezgahta sunmuş oluyoruz. Bir usta, bir ara eleman ve bir kasa elemanı ile yürütülebilecek bu sisteme usta garantisi ve ürün tedariği ile destek veriyoruz.

161


GIDA

Bereket, 2017'de lezzet fırtınası estirecek

T

ürk dönerinin küresel temsilcisi Bereket Döner, 2017 yılında geleneksel tatları koruyarak farklı lezzetler tattırmayı hedefliyor.

2017 yılının ilk restoran müdürleri ve bayi temsilcileri ile bir araya gelen Bereket Döner CEO'su Muhammet Nezif Emek, özellikle gençleri hedefleyen yeni lezzetler ve farklı tatlar üstünde çalıştıklarını söyledi.

GENÇLERİMİZ KENDİ KÜLTÜRLERİNİN LEZZETİYLE GURUR DUYACAK Türk dönerinin dünya çapında en güçlü rekabet aracı olduğunu söyleyen Muhammet Nezif Emek, 2017 yılında Bereket Döner'in kendi markasıyla özdeşleşen yeni lezzetlerle gençlerin gönlünü fethedeceğini söyledi. Türk dönerinin hem ideal bir lezzet hem de sağlıklı bir

seçenek olduğunu belirten Emek şunları söyledi: “Döner bütün insanlığın ortak damak tadı olacak kadar güçlü ve sağlıklı bir yemek türü olarak kendini kanıtlamıştır. Yeni dönemde Türk dönerine yeni tatlar yeni lezzetler katarak tüketiciye ulaşacak, 2017'de aramıza yeni katılan restoranlarla birlikte dünyanın değişik ülkelerindeki müşterilerimiz yeni sürprizlerimizi konuşacak.”

ÜRETİM KAPASİTEMİZİ ARTIRACAĞIZ İki yıl içerisinde 81 ilin tamamında 300'den fazla şubeye ulaşmak istediklerini belirten Emek, restoran müdürlerinden ve şube yöneticilerinden ürün ve sunum kalitesinden taviz vermemelerini istedi. Aylık bin tonluk üretim kapasitesini artıracakları müjdesini veren Muhammet Nezif Emek, yeni katılan şube yöneticisi ve çalışanlarının da Döner Akademisi'nde eğitimden geçeceğini sözlerine ekledi.

162



GIDA

“Bu ödül sadece Bursa Kebap Evi’ne değil, ülkemize ve Türk Mutfağı’na verilmiştir!” Bursa Kebap Evi, Bursa lezzetlerini 70 şubelik dev bir markaya dönüştürmesi ile adından sıkça söz ettiriyor. Son olarak firma, “üstün lezzet ödülü” ile de iskender restorancılığında yeni bir dönemi başlattı.Bu sayımızda, markanın bu başarısında belki de en çok emeği geçen kişi ile BKE Yönetim Kurulu Başkanı Cem Helvacı buluştuk. Bursa Kebap Evi markası ve lezzetlerinin ünü sınırlarımızı aşarak, dünyanın en prestijli lezzet ödüllerinden olan “ITQI Üstün Lezzet Ödülünü” aldı. Sizleri tebrik ediyoruz. Bu ödülün perde arkasını bizimle paylaşır mısınız? Öncelikle, ödülün içeriği hakkında bilgi vermek isterim. Merkezi Brüksel'de bulunan Uluslararası Tat ve Kalite Ens-

164

titüsü (iTQi) dünya genelinde, mükemmel tat ve kalitedeki yiyecek ve içecekleri test etme ve tanıtma faaliyetlerini yürüten bağımsız bir derecelendirme kuruluşudur. Bir nevi, yiyeceklerin Michelin rehberi diyebiliriz. Biz, 2016 yılında bu kuruma başvurduk. Başka bir ifade ile test ve yarışma odaklı bir süreç diyebiliriz. Şubelerimdeki lezzetimiz ne ise, onu sunduk

bu kuruma. Sonucunda ise, lezzette kalitenin tek tescili olarak kabul edilen bu ödülü alan ilk ve tek iskender markası olduk. Bu ödül sadece Bursa Kebap Evi'ne değil, ülkemize ve Türk Mutfağı'na verimiştir. Sizin, Türk iskenderini dünyaya tanıtmak gibi bir misyon sahibi olduğunuzu biliyoruz. Bu ödül, bu anlamda yeni gelişmelerin habercisi, diyebilir miyiz? Elbette, “üstün lezzet ödülü” taşıdığı anlam itibariyle, küresel vizyonumuzu daha da pekiştirdi. Bizim bir hayalimiz var. Türk mutfağını Pekin'den New York'a, dünya genelinde hak ettiği yere taşımak ve iskenderimizi dünya insanıyla buluşturmak. Biliyorsunuz, ilk yurt dışı açılımımızı Almanya

merkezli olarak, Avrupa'nın pek çok ülkesini içeren master franchising anlaşması ile yapmıştık. Nitekim, Saarbrücken kentinde ilk yurt dışı şubemiz açıldı. Ardından, yine Dubai merkezli Orta Doğu'da şubeleşme sürecine girdik. Bu bölge beraberinde birçok fırsatı barındırıyor. Yatırımcıların ilgi odağı haline gel-


GIDA

dik diyebiliriz. Ben nerdeyse bir ayın yarısından fazlasında seyahat ediyorum; yer bakıyorum, görüşmelerde bulunuyorum. Gerek Avrupa pazarında gerekse de Orta Doğu coğrafyasında önemli bir mesafe aldık. Çok yakında, gelişmeleri kamuoyu ile paylaşacağız. Bursa Kebap Evi son dönemde sosyal sorumluluk projeleri ile de adından sıkça söz ettirmeye başladı. Bu konuda neler söylemek istersiniz? Ürettiğini paylaşmak bizim kültürümüzde vardır. Anadolu

insanını farklı kılan; cömertliği, yardımseverliği, dayanışma bilincidir. Bursa Kebap Evi, gerçek başarının sosyal kalkınmada yattığına inanıyor. Bu minvalde, kurumsal iletişim departmanız yılboyu birçok projeyi hayata geçiriyor. Üniversite öğrencilerine ücretsiz ürün ve hizmet sunan “Askı-

da Ne Var” sosyal girişimiyle işbirliği, amatör spor branşlarına verdiğimiz destekler, çocuklarımızın el becerilerini ve zihinsel gelişimini artırmak için özel olarak hazırladığımız çocuk kitabımız ve sivil toplum örgütleri ile birlikte ihtiyaç sahiplerine yönelik verdiğimiz destekleri bu kategoride değerlendirebiliriz. Eğitime ve insan kaynağının gelişimine de oldukça önem verdiğinizi biliyoruz. BKE Akademi projesinin içeriğini bizimle paylaşır mısınız?

BKE Akademi, markamızın en kıymetli projelerinden biridir. Biz, insana yatırımın, geleceğe yatırım olduğuna inanıyoruz. Bugün tüm sektörün en ciddi sorunu insan kaynağı ile ilgilidir. Bu alanda, bundan böyle markalar kaderleriyle başbaşa kalmış durumda. Başka bir ifadeyle, her marka

artık kendi insan kaynağını geliştirmek zorunda... Bundandır ki, genel merkezimizde BKE Akademi birimini kurduk. Bu birim şubelerimizin en kıymetli kaynağından, yani insan kaynağından sorumlu. Personel temini ve eğitimi, kurum kültürü oluşturma, verimlilik, kariyer planlaması ve motivasyon bazlı etkinlikler BKE Akademi tarafından yönetiliyor.

besinin her ay, hatta her özel günde görsel olarak baştan aşağı hazırlandığını biliyor muydunuz? Bu yaklaşım işimize ve insana verdiğimiz değerin küçük bir göstergesidir. Son olarak, 2017 yılı ile ilgili beklentilerinizi ve yatırım planınızı bizimle paylaşır mısınız? 2017'den tabii ki umutluyuz. Şu an aktif 70 şubemiz var. Bu

BU ÖDÜL TÜRK MUTFAĞI'NA! “Michelin ödüllü şef ve sömeliyelerden oluşan kanaat liderleri ve uzmanlar tarafından kör tadım testiyle, Uluslararası Tat ve Kalite Enstitüsü (iTQi) tarafından düzenlenen yarışmada, Bursa Kebabı ürünüyle ‘Üstün Lezzet Ödülü’ almaya layık görülen, Türkiye'den tek ulusal iskender markası oldu.”

Tüm bunların yanında, marka iletişimi alanında da proaktif bir dönemde olduğunu görüyoruz. Bu alanda ne gibi gelişmeler var? Biliyorsunuz, geleneksel iskender restorancılığında ezberleri bozduk. AVM'ler başta olmak üzere, bulunduğumuz her lokasyonda BKE fark yaratan uygulamaları ile adından söz ettiriyor. Tasarımın ve marka iletişiminin gücünü sonuna kadar kullanıyoruz. Yaptığım her uygulamada en iyi olmak gibi bir hedefimiz var. Öte yandan, geleneksel reklam mecralarının yanı sıra sosyal medya gibi yenilikçi medya alanında da oldukça aktifiz. Tüm bunların yanında, sinema salonlarında ve internet mecrasında yayınlanan son reklam filmimiz de hayli beğeni aldı. Küçük bir örnekle, enerjimizi anlatmak isterim. Bir BKE şu-

yıl içinde daha önce olmadığımız bazı illerde şubelerimiz birer birer açılacak. İstanbul Bahçeşehir 3. Cadde, Denizli Çamlık Caddesi, Edirne Erasta AVM, Sivas Primemall AVM, Elazığ Forum AVM, Erzurum MNG AVM, Adıyaman AVM’de gerçek iskender ile tanışacak. Yıl sonu 100 şube hedefimize iyice yaklaşacağımızı düşünüyorum. Öte yandan, Dubai merkezli Orta Doğu açılım planımız bu yıl hayata geçecek. Bu gelişme markamıza yeni bir boyut katacak. Küresel bir oyuncu olmak için altyapımızı daha da güçlendireceğiz. Kurumsallaşma ve rasyonel yönetim felsefesi için tüm imkanları seferber ediyoruz. Son olarak, şunu belirtmeden geçemeyeceğim. İskender restorancılığı belki bizimle başlamadı; ama bizimle çok şey değişti!

165


GIDA

Coffee Gutta, kahveye yatırımla büyüyor

Türkiye’de üçüncü nesil kahve akımının en önemli temsilcisi olan Coffee Gutta, kararlı adımlarla büyüyor. İstanbul’daki üçüncü şubesini Galata’da açan Coffee Gutta’nın hedefi, lezzetleriyle Türkiye’yi sarmak…

166

Kısa sürede kahveye kattığı lezzetle dikkatleri üzerine çeken Coffee Gutta, kahve tutkunları ve gençler tarafından tercih edilen bir marka oldu. 2017 yılı itibarıyla büyümeye hız veren Coffee Gutta, İstanbul’daki üçüncü şubesini Galata’da açtı. Kamber Çal, 2017 yılı sonuna kadar üç yeni şube daha açmayı hedeflediklerini belirterek şunları söyledi: “Coffee Gutta ile sunduğumuz orijinal kahve lezzetleriyle damakları tatlandırırken, yatırım sayesinde istihdama da katkı sağlıyoruz. ‘Kahvenin rotası’ sloganıyla çıktığımız yolda bulunduğumuz bölgelerde 3. nesil kahve akımının en önemli temsilcisi rolünü üstleniyoruz. İlk olarak Türkiye’ye genelinde bir lezzet ağı oluşturmayı planlıyoruz. Önümüzdeki beş yılda dünyaya açılan bir zincir olma yolunda ilerliyoruz.”

YATIRIM İÇİN CAZİP BİR SEKTÖR Coffee Gutta ailesine katılmak isteyenler için özel yatırım fırsatları sunduklarını vurgulayan Kamber Çal, “Kahve sektörü, orijinal ve ilgi çekici konseptiyle yatırım açısından oldukça cazip. Biz de yatırım için istekli olanlara özel fırsatlar sunacağız. Bununla birlikte personel alımı ve eğitimi, açılış ve operasyon yönetimi gibi destekleri de ücretsiz vereceğiz. Marka yatırımımız ve üstün hizmet anlayışımızla üçüncü nesil kahvecilik alanında atağa kalkacağız” şeklinde konuştu. Dünyanın değişik bölgelerinden getirttiği kahve çekirdeklerini özenle kavurarak öğüten ve demleyerek Türk kahve müdavimlerinin beğenisine sunan Coffee Gutta, kişiye özel hizmeti, özenle tasarlanmış konsepti ve kaliteli menüsüyle kahve sektöründe fark yaratıyor.


GIDA

Dobby’s Burger Place’in yeni şubesi 42 SHOPS’ta açıldı 42 Shops, lezzeti Maslak’a taşıyor. Yüzde 100 yerli fast-food markası Dobby’s Burger Place’in yeni mağazası 42 Shops’ta kapılarını açtı.

Her damak zevkine ve beklentiye uygun alternatiflerin yer aldığı 42 Shops, ziyaretçilerini yeni lezzetlerle buluşturmaya devam ediyor. Dobby’s Burger Place, burger severlerin yeni uğrak noktası olmak üzere 42 Shops’ta hizmet vermeye başladı. Yenilikçi, farklı ve taze ürünleriyle meşhur Dobby’s Burger Place'te burger ve hot dog ekmekleri özel reçeteyle günlük olarak yoğurulup pişiriliyor. Ülkemizin geleneksel tatlarından oluşan burger çeşitlerinin tadılabileceği Dobby’s Burger Place’in menüsünde Pirzola Burger, The Big Anatolian Burger, Tandır Burger gibi tadına doyulmaz birçok lezzet yer alıyor. Türk, Uzakdoğu, Avrupa ve Dünya mutfaklarının en seçkin örneklerinin bulunduğu restoranları, kafe ve barları ile her damak tadına uygun alternatiflerin yer aldığı 42 Shops, yeni restoranı Dobby’s Burger Place’te ziyaretçilerine kalite, eğlence ve lezzet vadediyor.

Caffe Nero artık Ankara şehir merkezinde Caffe Nero, yeni mağazasını Ankara Yüksek Hızlı Tren Garı’nda açtı. Caffe Nero’nunAnkara şehir merkezindeki ilk mağazası olan Ankara Yüksek Hızlı Tren Garı; sıcak atmosferinde sadece seyahat edecek yolcuları değil kahvesini keyifle yudumlamak isteyen herkesi misafir ediyor. Caffe Nero’nun yeni mağazası bavul, tren fotoğrafları, nostaljik objelerin kullanıldığı farklı mimari konseptiyle de dikkat çekiyor. Misafirlerine her zaman lezzetli kahveler sunan Caffe Nero’nun en kaliteli çekirdeklerden oluşan harmanı geleneksel İtalyan tarzında kavruluyor. Mükemmel espresso için kahve siz sipariş verdiğinizde her fincan için anında, taze öğütüyor. Ardından baristalar kahvenin yoğunluğunu, kıvamı ve köpüğü tercihe göre ayarlayarak misafirlerin damak tadına en uygun lezzeti sunuyor. Caffe Nero’nun menüsünde americano, latte, flat white gibi tüm lezzetli kahve çeşitlerinin yanı sıra İtalyan panini ekmeğinden yapılan paniniler, wrap’ler, geleneksel çorbalar, salatalar, cheesecake’ler, tartlar, kruvasan gibi kahvaltılık ürünler, granola bar, keten tohumlu kraker ve çikolata çeşitleri gibi çok sayıda atıştırmalık da bulunuyor.

MİLANO’DA DEĞİLSENİZ EN İYİ KAHVECİ UNVANINA SAHİP CAFFE NERO, TÜM ANKARALILARI ŞEHRİN EN MERKEZİ NOKTALARINDAN BİRİ OLAN ANKARA YÜKSEK HIZLI TREN GARI’NDA AÇTIĞI YENİ MAĞAZASINDA MÜKEMMEL KAHVELERİYLE TANIŞMAYA ÇAĞIRIYOR.

167


GIDA

Hedef, 2017’yi en az 35 şube ile kapatmak! Yakında Uşak, Erzurum, Ankara ve İstanbul’un farklı bölgelerinde yeni Somunarası şubelerinin açılacağını belirten Somunarası Kurucu Ortağı Arif Avcı, ayrıca birçok il için de görüşmelerinin devam ettiklerini dile getirdi. Avcı, “2017’yi 35 şube hedefini geçerek kapatmak niyetindeyiz” dedi. Hala daha anlatıyoruz ve birbirimize inandığımız yatırımcılarımızla hikayemizi yazmaya devam ediyoruz.

S

omunarası markanızdan bahseder misiniz? Ne zaman kuruldu? Gıda sektörüne girme fikri nasıl ortaya çıktı? İki göçmen ailenin bir araya gelmesi ile hayat bulmuş bir marka Somunarası... Aslında temeli uzun zaman öncesine dayanıyor diyebilirim. Kavara ailesi 1993 Balkan Savaşı’nda zorunlu olarak Türkiye’ye geliyor. Geçen zorlu yıllarda Dzevada Hanım, oğlu Nino ile birlikte sektör içerisinde çeşitli faaliyetlerde bulunuyorlar. Köfte bu aşamada önemli bir yer oluşturuyor. Benimse sektörde akademik anlamda bir geçmişim olmasına rağmen, ticari geçmişim daha çok başka alanlarda olmuştu. Sonrasında 2011’de yollarımız kesişiyor ve gastronomi sektörüne yeni bir soluk katmak adına güç ve işbirliği yapıp, franchise tabanlı bir marka oluşturmak için yola çıkıyoruz. İki yıla yakın bir dönem sadece Ar-Ge için çalışıp, altyapı yaptık. Bu dönemi hem yatırım anlamında hem de emek anlamında yorucu yıllar olarak adlandırabilirim. Ancak bayilik ile büyüme planı ile yola çıkıyorsanız, sisteme inanmalı ve tüm altyapınızı bunun üzerine konumlandırmalısınız. Hazır olduğumuza inandığımız bir dönemdi ve ilk şubemizi 2014 yılının Haziran ayında İzmir Karşıyaka’da açtık. İlk şubemizde bir franchise! Doğrusu zor bir iş… Çünkü size inanan ve hayalinize yatırım yapacak insanlar bulmak demek. Ancak biz çok doğru bir altyapı ile doğru bir işin sahibi olduğumuzu biliyorduk artık ve bunu anlatmak kalmıştı geriye.

168

Hali hazırda kaç mağazanız bulunuyor? Şubelerinizin kaçı franchise? Yakın zamanda açacağınız mağazalar nerede olacak? Biz tam bir franchise firmasıyız. Kendimize ait bir şubemiz yok. Aslında olması yönünde bir planımız da yok. Çünkü bir merkezi yönetim planı içinde çalışıyoruz, kendinize ait şube demek farklı bir kadro derinliği ve farklı fokus noktaları demek. Odaklandığınız yeri bir anlamda dağıtmanız demek. Bu açıdan büyüme planımızı franchise sistem üzerine kurgulama-

ya devam ediyoruz. Netice olarak halihazırda işleyen 12, şantiyesi devam eden 6 şubemiz var. Bunlara inşasına başlamak üzere olduğumuz 2 şubeyi de ilave edersek, toplam 13 ilde 20 şubeyi bulduğumuzu söyleyebiliriz. Şu an İzmir, İstanbul, Antalya, Afyon, Denizli, Kocaeli, Isparta, Yozgat, Kayseri ve Eskişehir’de açık olan şubelerimizle faaliyetimize devam ediyoruz. Yakında Uşak, Erzurum, Ankara ve İstanbul’un farklı bölgelerinde açılacak şubelerle de büyümemize devam edeceğiz. Bu arada birçok il için de görüşmelerimiz devam ediyor. 2017’yi 35 şube hedefini geçerek kapatmak niyetindeyiz.



GIDA yoruz. Seçkin danaların, en kıymetli yerlerinden özel reçetelerle üretilmiş köfteler sunuyoruz misafirlerimizin beğenilerine. Asıl kazanımımızın da bu olduğu görüşündeyim. Arkadaşlarımızın yaptığı çalışmalarda görüyoruz ki, bize gelen müşterimiz, mutlaka bir daha geliyor ve mutlaka birilerine önerip onları da müşteri haline getiriyor. Bunu ürün odaklı yapımıza bağlıyoruz. Nitelikli ürün prensibinden asla taviz vermeyeceğiz. Bir de sisteme olan inancımızdan bahsetmek sanırım yanlış olmaz. Burada kişilere değil de sisteme bağlı bir model oluşturmak için çalıştığımızı söyleyebilirim. Yatırımcılarımızın tüm organizasyonu en basit haliyle kontrolü için teknolojik yardımcılar oluşturduk. Uzun zaman üzerine çalışıp emek verdiğimiz çözüm ortağı olan yazılımcı firmalarla ortaya koyduğumuz efektif çalışmalar sonucunda, tamamlamaya yakın olduğumuz sistemlere sahibiz. Neticede hem web tabanlı hem de mobil cihazlarda uygulamalar yardımıyla çalışan bu yardımcılar, işleri inanılmaz kontrollü götürebilme olanağı sağlıyor. Oluşturduğumuz bu farklılıklarla yatırımcılarımızın yatırımlarını da koruyabilmelerine fırsat veriyoruz. Uzun zaman emek verdiğimiz bu çalışmaları çok yakın bir zamanda sonuçlandırıp, yeni program ve aplikasyonları bayilerimizin kullanımına sunacağız. Franchise verirken öncelikli kriterleriniz neler? AVM mi yoksa cadde mağazası mı tercih edersiniz? Aslında ilk kriteri, yatırımcı odaklı cevaplamak daha doğru olur kanısındayım. Size farklı gelecek belki ama Türk insan yapısına uygun olmayan bir sistem aslında franchise sistem. Çünkü insanımız inisiyatif kullanmayı seven ve çok sistem içinde bir kalıpta olmayı kısıtlayıcı bulan, daha özgür hareket etmeyi tercih eden bir yapıya sahip. Bu sebepten dolayı bizim ilk kriterimiz oluşturduğumuz sistemi harfiyen uygulayacak ve bunu para kazanma fırsatına çevirecek profildeki adaylar. Bu kriter bizler için önemli. Lokasyon ise sonrasında önem arz ediyor. Burada da hem AVM, hem cadde mağazalı konseptler üzerinde yürüyoruz. İş yapabileceğine kanaat getirdiğimiz ve yatırımcımızın para kazanabileceği inancını taşıdığımız yerleri öncelikli tercih ediyoruz. Bir yeri beğenmek sadece yeterli olmuyor. Çok parametre var bir yere doğru lokasyon demek için... İş geliştirme dediğimiz bu süreç, bazen o lokasyonu bünyeye katmak için çok uzun zamanları harcamayı gerektiriyor. 2 buçuk yıl uğraşıp sonrasında bünyeye kattığımız lokasyon dahi var. Aslında çok hassas bir konu… Bizim sektörde doğru lokasyon, işin yüzde 60’ını oluşturuyor düşüncesindeyim. Geriye kalan yüzde 40 belki içinde yüzlerce detay barındırıyor, ama işte orası da bizim işimiz… Günümüzde varlığı yoğun bir şekilde hissedilen rekabete yönelik yapmış olduğunuz çalışmalar nelerdir? Rakiplerinizden ayrışmak adına neler yapıyorsunuz? Aslında tercih edilen bir marka olmak, farklılıklarınızı ortaya koymaktan geçiyor. Sektörün üç ana yapı üzerinde konuşlandığını düşünüyorum. Konsept odaklı modeller, fiyat odaklı modeller ve ürün odaklı modeller. Hepsine örnek oluşturabilecek firmaları zannederim sıralamak zor olmaz. Biz kendimizi ürün odaklı görüyoruz. İşimizin merkezine ürünü koyduk biz. İddialı bir söylem diyebilirsiniz, ama bizce Türkiye’nin en iyi köftelerinden birini yapı-

170

Sorunuza şunu da eklemek isterim. Bir iş sahibi hayal ettiği işi, partner veya çalışanlarının kafasına kendi hayal ettiği şekilde yerleştiremezse, o işin başarıya ulaşması beklenemez. Bu fikirden hareketle merkezi yapıda en önem verdiğimiz oluşum işimizin operasyon ve pazarlama kadrosu. Arkadaşlarımızla sürekli yaptığımız iletişimler, onların sahada eğitimlerle oluşturduğu Somunarası çalışanlarını besliyor. Bu öğretiler de ortaya çıkarmaya çalıştığınız Somunarası prensiplerini tamamlıyor. Bu zorlu ve meşakkatli süreç imtina edilmediği sürece sizi çok yükseklere taşır fikrindeyiz. Sizin vesilenizle de bu emeği sahada veren tüm ekip arkadaşlarıma da teşekkürlerimi iletmiş olayım…



GIDA

2017’de tüm şubelerde kadın döner ustası ve kadın motor kurye olacak

TÜRKİYE’NİN EN SIRA DIŞI DÖNER MARKASI KASAPDÖNER’İ BÜNYESİNDE BULUNDURAN GLOBAL RESTORAN YATIRIMLARI A.Ş., 2016 YILINI 46 MİLYON TL CİROYLA KAPATTI. BÖYLECE BİR ÖNCEKİ YILA GÖRE YÜZDE 30 BÜYÜME KAYDEDEN FİRMANIN ŞİMDİKİ HEDEFİ İSE MARKASINI YURT DIŞINDA VE ANADOLU’DA BÜYÜTMEK…

172

“Hamburger çocuklarına döner yedirmeye geliyoruz” sloganı ve ses getiren reklam filmleriyle dikkatleri üzerine çeken Türkiye’nin en sıra dışı döner markası KasapDöner, ete ve tavuğa yeni bir yorum getiren İkiSatır ve KöylüGüzeli gibi markaları bünyesinde barındıran Global Restoran Yatırımları A.Ş., 2016 yılında da hızlı büyümesine devam etti. 2016 yılında 46 milyon TL ciro yapan Global Restoran Yatırımları, yüzde 30’luk bir büyüme rakamı elde etti. Firmanın 2017 yılındaki hedefleri arasında ise Anadolu’da büyümek yer alıyor.

HEDEF YIL SONUNA KADAR 80 ŞUBE 2015 yılını 36 milyon TL ciro ile kapattıklarını anlatan Global Restoran Yatırımları A.Ş. Genel Müdürü Bahar Özürün şunları söyledi: “2016 yılı, yaşanan birçok olumsuz gelişmeye rağmen başta KasapDöner olmak üzere tüm Global Restoran Yatırımları A.Ş. markaları için hızlı bir büyüme süreciyle geçti. 2015 yılını 35, 2016 yılını da 47 şube ile kapattık. 2017 yılı sonuna kadar bu sayıyı 80’e ulaştırmayı hedefliyoruz. 2017 yılı, tüm Anadolu’da büyümeye devam ettiğimiz bir yıl olacak. Bunun ilk adımlarını bu yıl attık. Her şeyden önce etin ve kebabın anavatanı diyebileceğimiz Adana’da ilk KasapDöner şubesini açtık, 2017’de iki tane daha açıyoruz. Yine Başkent’te ilk şubemizi Ankara Yüksek Hızlı Tren (YHT) Garı’nda bu yıl açtık. İnşası devam eden Konya şubemiz Mart ayında hizmet vermeye başlayacak. Sırada Eskişehir ve Antalya şubeleri bulunuyor. 2017 yılında bu atılımlarımız sürecek.”

HEDEF HER RESTORANDA 1 KADIN DÖNER USTASI VE KADIN MOTOR KURYE 2016 yılında iş hayatında daha çok kadın bulunmasını sağlamak için başlattıkları sosyal sorumluluk projelerine 2017 yılında da devam edeceklerini belirten Özürün, 2017 yılında en büyük hedeflerinin tüm şubelerinde en az 1 kadın döner ustası ve 1 kadın motor-kurye istihdam etmek olduğunu da sözlerine ekledi.

2017’DE DE FRANCHİSE BEDELİ DOLAR DEĞİL TÜRK LİRASI OLACAK Geçtiğimiz aylarda doların hızlı artışı üzerine TL’ye döndüklerini anımsatan Özürün, “2017 yılında da bu uygulamaya devam edeceğiz. 50 bin dolar olan isim hakkı bedelini sabitlediğimiz 150 bin TL olarak uygulamaya devam edeceğiz” açıklaması yaptı.



GIDA

Dardenia büyümeye devam ediyor Dardenia Genel Koordinatörü Selin Daniyel: “Gelecek dönemde kendi açacağımız mağazalarımız ve franchise vereceğimiz iş ortaklarımızla şube sayımızı çoğaltırken, aynı lezzeti ve kaliteyi korumaya, müşterilerimizle duygusal bağımızı güçlendirmeye devam edeceğiz” dedi. “Dardenia, 2011 yılında Dardanel’in kurucusu Niyazi Önen’in tamamen kendisinin Türk halkının balık yeme alışkanlığını artırmak amacıyla yola çıktığı bir konsept olarak doğdu” diyen Dardenia Genel Koordinatörü Selin Daniyel, “İlk şubemizi 2011 yılında Bağdat Caddesi’nde açarak Türkiye'nin ilk ve tek balık-ekmek zinciri unvanına sahip olduk. 30 yıllık Dardanel tecrübesiyle kurulan Dardenia, Dardenel’in Ar-Ge yatırımları ile kısa sürede balık tutkunlarının vazgeçilmez adresi oldu” dedi ve sözlerine ekledi: “Dardanel olarak tüketicilerimizle her zaman yakın ilişkilerimiz vardı, ancak Dardenia müşterilerimiz için de farklı bir deneyim oldu. Biz nihayetinde rafta satışa sunulan ürünler üreten bir firmayız. Müşterilerimizin, tasarımları ile de dikkat çeken Dardenia mağazalarında Dardanel lezzetlerini tadabiliyor olmaları ve keyifli saatler geçirmeleri Dardanel ile olan duygusal bağlarını da güçlendirdi. Açıldığı ilk yıl 130 bin kişi Dardenia lezzetlerini tattı. Dardenia’da sunulan sıra dışı balık lezzetleri, balıkseverler için ‘Balığın adı Dardanel, adresi Dardenia’ duygusunu yarattı.”

ŞUBE SAYILARI ARTACAK Şu an 11 şube ile hizmet verdiklerini belirten Daniyel, “Dardenia şubelerimizde balık&ekmek ve balık&suşi olmak üzere iki konsept bulunuyor. Şubelerimize gösterilen yoğun ilgi üzerine franchise vermeye de başladık. Gelecek dönemde kendi açacağımız mağazalarımız ve franchise vereceğimiz iş ortaklarımızla şube sayımızı çoğaltırken, aynı lezzeti ve kaliteyi korumaya, müşterilerimizle duygusal bağımızı güçlendirmeye devam edeceğiz” dedi.

174

ÇITIR BALIK KASA ÜRÜNÜNÜN AYLIK GELİRİNİN YÜZDE 10’UNU BARINAKLARA BAĞIŞLANIYOR “Türkiye’nin ilk balık ekmek zinciri Dardenia olarak hayvan dostlarımızla da bağımızı hiçbir zaman koparmamaya dikkat ediyor, tüm Dardenia şubelerinin kapısının yaşamımızın bir parçası olan hayvan dostlarımıza her zaman açık olduğunu da belirtmek istiyorum” açıklamasında bulunan Daniyel, “Dardenia’nın tüm aileye hitap eden Çıtır Balık Kasa ürününün aylık gelirinin yüzde 10’unu barınaklara bağışlıyoruz. Bu tür sosyal projelerin her zaman destekçisi olduk, olmaya da devam edeceğiz. Temennimiz bunun diğer restoranlara da örnek teşkil etmesi” dedi.

“YENİLİKÇİ ÜRÜNLERİMİZLE TÜRK HALKINI ÇEŞİTLİ LEZZETLERLE BULUŞTURUYORUZ” Dardenia’nın zengin menüsünden de kısaca bahseden Daniyel, “Dardenia’nın menüsünde hepsi tartar sos, karamelize soğan ve yeşillikle servis edilen Norveç somon, limonlu levrek schnitzel, Ege levrek, Norveç uskumru ve mezgit schnitzel

balık ekmek çeşitlerine ek olarak, bazı şubelerimizde sushi çeşitleri de yer alıyor. Ayrıca menümüzde Brüksel midyeden fish cheeseburgere, midye dolmadan balık çorbasına, kalamar tavadan sushi ve tempura usulü sağlıklı kızartma yöntemiyle hazırlanmış atıştırmalıklara kadar farklı damak tatlarına hitap eden seçenekler de bulunuyor. Dardenia olarak kendimize özgü ekmeğimiz, soslarımız ve menümüzle yeme-içme dünyasına farklı bir soluk getirdik. Kısa bir süre öncede menülerimizi çeşitlendirmek amacıyla bazı yenilikler yaptık. Örneğin ‘Fırından Ev Yapımı Lezzetler’ isimli yeni kategorimizle nohutlu dardanel ton, fırında patatesli uskumru buğulama ve fırında çipura buğulama ile fırın yemeklerini müşterilerimizin beğenisine sunduk. Bunun yanı sıra surimi salata ve fit menüler gibi alışılmadık tatlar da balıkseverlerden tam not aldı” dedi.

OLUŞTURULACAK AKADEMİ İLE YENİ İSTİHDAMLAR YARATILACAK Önümüzdeki dönemde hem Ar-Ge faaliyetlerini yürütebilecekleri hem de kendi personellerini yetiştirebilecekleri bir akademi kuracaklarını belirten Daniyel sözlerine, “Şu anda 150 civarında personelimiz var. Akademi ile birlikte bu sayı daha da artacak. Bu anlamda 100 kişilik bir personel almayı hedefliyoruz. Sektöre de bu anlamda katkı sağlamış olacağız” diyerek son verdi.



SIESTA SIESTA

PERAKENDE

EN YENİ ÜRÜNLERİNİ TANITTI En yeni ürünlerini geçtiğimiz günlerde görücüye çıkaran Siesta, gerek rattan gerekse contract ürünleriyle tüketicilerden yoğun ilgi gördü. Siesta Proje Satış Müdürü Yusuf Özşirin, gösterilen ilginin son derece kendilerini mutlu ettiğini belirtti.

Peki, bu sene öne çıkan renkler ve tasarımlar neler olacak? Düğün koleksiyonumuzda biraz daha retro havası hakim… Neoklasik havasını sandalyelerimizde yansıtmak istedik. Diğer taraftan spor-modern diyebileceğimiz tasarımlarımız da var ve mayıs ayına kadar 13 farklı ürünümüz daha çıkacak bu grupta. Renk olarak ise biz bu sene sarının üzerinde durduk. Sarı bir yandan soğukluğu yansıtırken diğer yandan içerisinde bulunan kırmızı ve turuncu gibi geçiş renklerinden kaynaklı herkeste hoş bir ilgi uyandırıyor. Bu nedenle 2017’deki rengimiz sarı olacak diye düşünüyorum. hitap ederken, rattan gruba oranla daha renkli ürünlerden oluşuyor. Yine bu grup için oluşturduğumuz en yeni ürün grubumuz ise Wedding Collection... Dünyada ilk polikarbondan üretilen ve 65-75 cm’lik bar tabureleri bu ürün grubu içerisinde yer alıyor.

Yeni koleksiyonunuzda öne çıkan ürünler neler? Contract ve rattan grupta üretim yapmamızdan ötürü yeni ürünlerimiz de hep bunlar üzerine… Rattan grubumuz içerisinde en yeni ürünümüz salıncağımız... Ürün, örgü olmayıp, tamamen plastik enjeksiyondan oluşturul-

du ve bu alanda dünyada oldu ki salıncak bizim külbir örneği yok. türümüzde hala varolan bir Biz daha öncesinde müş- ürün. O nedenle oldukça terilerimize hem oturma ilgi çekiyor ve bu ilgi bizi grubu, hem yemek masası son derece mutlu ediyor. hem de şezlong gibi dış mekana ait ürün seçeneği zaten sunuyorduk. Salıncak da müşterilerimize sunmuş olduğumuz ekstra bir ürün

Rattan ürün grubumuz dışında bir de contract grubumuz var. Bu grup; kafe, restaurant, otel, bar, pastane, hastane… gibi alanlara

2017 için yatırım planlarınızdan kısaca bahseder misiniz? Yurt içindeki kur dalgalanmasından herkes gibi biz de etkileniyoruz ama ihracat ayağımızın güçlü olmasından kaynaklı bunu müşterilerimize yansıtmıyor, hatta onları koruma altına almaya çalışıyoruz. 2017 diğer yıllara nazaran biraz daha zor geçecek gibi gözüküyor, bana göre güçlüler ayakta kalacak... Siesta bugün 106 ülkeye ihracat yapan bir firma ve tüm mobilya firmaları içerisinde 5. sırada yer alıyor. Bu arada Çin’in, ithalata gelen vergi zamları ve kur fiyatları nedeniyle herhangi bir avantajı kalmadı. Çin’den gelemeyen ürünlerden kaynaklı olarak bizim üzerimizde eskisine nazaran daha ağır bir yük var, daha fazla şey bekleniyor bizden… Bu nedenle 2017 yılında elimizden geldiğince beklenenleri karşılamaya çalışacağız.

176


PERAKENDE

“Siesta tüm mobilya firmaları içerisinde 5. sırada yer alıyor” dediniz. Peki, duruma masa sandalye olarak bakarsak… Tüm mobilya haricinde masa-sandalye grubunda ihracat birincisiyiz ki baktığınızda fiyatlarımız diğer oturma gruplarına göre daha düşük kalıyor. Bu başarıyı adetsel ürün ihraç ederek sağlıyoruz.

aynı başarıyı ve ürün çeşitliliğini bekler oldu bizden. Piyasada artık yön veren bir firma olduk. Birileri bizim yapmış olduğumuz hareketlerle beraber üretim planı yapar oldu. Elimizi attığımız ürün bir anda popülaritesini artırabiliyor. Bu başarı kolay sağlanmadı tabii, arkamızda koskoca 30 yılı bıraktık…

Avrupa’da çalıştığınız ülkeleri güçlendirmek adına yurt dışında da fuarlara da katılıyor musunuz? Evet, Avrupa’daki müşterilerimizin toplu olarak geldiği Almanya Köln Fuarı var, geçen sene bu fuarda 440 metrekarelik bir stant ile yerimizi aldık ve bayrağımızı güzel bir şekilde dalgalandırdık. Ayrıca yine İtalya’da katılmış olduğumuz bir fuar var. Biz biraz agresif oyuncuyuz, her yıl en az 12 ürün piyasaya sürüyoruz. Bu rakam bırakın Türkiye’yi Avrupa’daki çoğu firmanın 3-4 senelik bir programı. Bu tür yatırımlar küçük yatırımlar değil, oldukça büyük hareketler… Bu nedenle tıpkı Türk müşterilerimiz gibi Avrupa’daki müşterilerimiz de her sene

Bakıldığında Avrupa pazarı biraz daha kıymetli sanırım… Tabii ki, bütün dünya için bu pazar kıymetli. Bugün biz Avrupa diyoruz ama aynı zamanda Amerika ve Günay Afrika pazarında da son derece güçlüyüz. Baktığımızda en zayıf olduğumuz pazar Ortadoğu... Bu zayıflığın tabii ki nedenleri var; öncelikle tasarım çizgilerimiz Ortadoğu müşterisinin beklediği orient tarza sahip değil, bu nedenle pek onlara hitap etmiyoruz diye düşünüyorum. Bir de ticaret bakış açımız uyuşmuyor. Ortadoğu müşterisi daha çok kilo hesabı yaparak ticaret yapmaya çalışıyor, ancak bu bakış açısı oldukça ters bize. Bu tür yaklaşımın en başta emeğe saygısızlık olduğu kanaatindeyim.

Siesta’nın TV programlarına yönelik sponsorluk çalışmaları da var sanırım. Bu çalışma marka imajını güçlendirmek adına yapılan bir çalışma mı yoksa ürün tanıtımına yönelik mi? Yapmış olduğumuz ürünlerin bir yerlerde görülmesi ve insanların bu ürüne aşina olması işlerimizi daha da hızlandırıyor. Biz uzay mekiği yapmıyoruz ya da Amerika’yı yeniden keşfetmiyoruz ama insanlara sandalye üzerine olan en üst tasarımları gösteriyor ve bu tasarımları aktarıyoruz. Tasarımları aktarırken de insanların daha hızlı adapte olması adına en önemli mecrayı televizyonu kullanıyoruz. Öyle ki televizyonda gösterilen en ufak detay bile bir anda popüleritesini artırabiliyor. Bizim daha çok evdeki bayan kuşağına hitap eden programlara ürün sponsorluklarımız oluyor. Buradaki amaç da demin de bahsettiğim gibi kadınların ürünlerimize aşina olması…

Son olarak, özellikle AVM’lerin ortak food court alanlarında ya da kafe ve restoranlara mobilya tedariği gibi alanlarda neler yapmayı planlıyorsunuz? AVM ve kafe-restoran grubuna bu sene hem renkli, hem belli bir tasarım çizgisi olan hem de uygun fiyatlı ürünleri sunmuş olacağız. Biz ürünlerimizde daima üst düzey hammaddeyi kullandığımız için fiyat skalamız rakiplerimize oranla daha yüksek olabiliyor. Bu durumu bazı AVM’ler olumlu bazıları ise olumsuz karşılıyor. Olumsuz karşılayan AVM’ler tercihlerini daha uyguna mal edilen metal, demir, vidalı ürünlerden yana kullanıyor. Ancak bu tür ürünler monolog olmadıkları için sürekli kullanıldıklarında sıkıntı oluşturabiliyor ve deformasyonları daha kolay olabiliyor. AVM satınalamacıları ve kafe grubu bu durumu tecrübe edinerek anlıyorlar.

177


ÜRÜN & HİZMET

G’Offices rekabete hazır Firmaların ihtiyaçlarını çok iyi analiz ettiğimiz için maliyetlerini en aza indirdiğimiz hazır ofis alternatiflerimiz ve sanal ofis sistemimizde resepsiyon hizmeti ve adres paketi dahil hizmetimiz mevcut, ekstra ayrı ayrı paketlere bölmeden tüm ofis ihtiyacını sanal ofis müşterilerine sunuyoruz.

2002 yılından bu yana Tanıtım Organizasyon Danışmanlık Turizm alanında hizmet veren G&G Organizasyon, 2015 yılında Şişli merkezde hazır ofis/sanal ofis ve toplantı hizmetleri vermek amacıyla G’Offices markasını kurdu. Yeni başlayan girişimcilerden tutun da çok uluslu şirketlere kadar tüm firmaların bir hazır ofis ve sanal ofis sisteminden neler beklediğini çok iyi biliyoruz ve ona göre alternatif çözümler sunduk. Sistem ve ücretler konusunda çok netiz, faturalara ekstra fazla ücretler yansıtmıyoruz ki bu sistemde en çok şikayet edilen konu bu… ‘Nefes alsan para’ ilkesiyle hareket etmekte birçok firma… Bu anlayışı yıktık ve müşterilerin ihtiyacı, bütçesi, konsepti ne ise ona uygun çözümler sunuyoruz.

178

Çok fazla firma olmasına karşın halen hazır ofis/sanal ofis sisteminin çok fazla bilinmemesi hakkında ne düşünüyorsunuz? Sanal ofis sistemi henüz yeni yeni yaygınlaşan bir kavram firmalar için. Djital devirdeyiz ve teknoloji ilerledikçe firmalar için aktif bir ofis ihtiyaç olmamaya başladı. Ofis maliyetlerini azaltmak için ve aynı zamanda prestijli ve merkezi bir lokasyonda sekretarya ve faturalar dahil sistemde yer almak daha çok ihtiyacı karşılamaya başladı ve yaygınlaştı. Bu nedenle artık işletme kuruluşunda yeni bir girişimci

de, merkezi bir imalathanesi veya fabrikası olan bir firma sahibi farklı lokasyonlarda şubeler açmak istediğinde de, freelance çalışanlar sadece toplantı ihtiyacını karşılamak istediğinde de bu sistemi araştırmaya ve kullanmaya başladı. Önümüzdeki 5-10 yıl içerisinde de teknoloji ilerledikçe fiziksel bir ofise ihtiyaçtan çok firmaların tamamen bu sisteme geçeceğini düşünüyorum. Çünkü tüm firmalar için ihtiyaçlar değişse de temel ihtiyaçlar net… Bu nedenle firmalar, fatura, mobilya, aidat, ofis giderleri vs. ile uğraşmak istemeyeceği, çağrı kaçırmayacağı, sekretarya hizmetinin dahil olduğu sistemlere yöneliyorlar. Sadece toplantı, lansman ya da seminer vs. olduğu zaman toplantı odası kullanımı mevcut ve aktif, şehir ve yurt dışında koşturma halinde insanlar… Dolayısıyla tüm bu hizmetlerin dahil olduğu hazır ofis sistemine yöneliyorlar.

Öncelikle G’Offices fikri nasıl ortaya çıktı ve sanal/hazır ofis sisteminin sektörde yerini alması hakkında ne düşünüyorsunuz? Aslında ‘dertten dertlendik’, sanırım bu tabir tam olarak anlatır bizi. Çünkü hazır ofis ve sanal ofis sistemini bilen ve kullanan bir firma olarak, sektörün revaçta olmasını ve hizmete sunan firmaların eksikliklerini fazlasıyla tecrübe etme imkanımız oldu. Ayrıca bir Türk firması olarak, sektörde gerek Türk gerekse yabancı firmaların da ihtiyaçlarını iyi analiz ettik ve ortaya G’Offices Ofis İşletmeciliği ortaya çıktı.



ÜRÜN & HİZMET

Görünenlerin yanı sıra görünmeyen önlemler de var “AVM’LERDE GÖRÜNÜR ÖNLEMLERİN DIŞINDA, GÖRÜNMEYEN VE ARKA PLANDA ÇALIŞAN SİSTEMLER VAR. ASIL ANALİZ VE MÜDAHALE KARARI BU SİSTEMLER ARACILIĞIYLA ALINIYOR” AÇIKLAMASINDA BULUNAN SECURITAS TÜRKİYE ÜLKE BAŞKANI MURAT KÖSEREİSOĞLU, “Bİz Securitas olarak, Türkİye’nİn önde gelen AVM’lerİNİ bu sİstemlerle koruyoruz ve İYİ sonuçlar alıyoruz ” DEDİ.

180

Türkiye'de terör örgütünün halkın yoğun olduğu yerlere yönelik saldırılarını artırması üzerine güvenlik güçleri önlemleri en üst seviyeye çıkardı. Bu kapsamda 680 sayılı KHK’nin 6. maddesiyle Özel Güvenlik Hizmetleri Kanunu’nda bir dizi değişiklik yapıldı. Peki, yeni düzelemeye yönelik siz neler düşünüyorsunuz? Düzenlemeleri olumlu buluyorum. Geçtiğimiz son 6 ayda ortaya çıkan ve olması gereken değişiklikler bu KHK ile yapıldı. Söz konusu düzenleme genel hatlarıyla koruma seviyesini artırmaktan ziyade 15 Temmuz sonrası yaşanan sürece istinaden yapılan düzenlemeleri içeriyor. Özel güvenlik sektörünü, şirketleri, yöneticileri ve özel güvenlik çalışanlarının kontrol altında tutulmasını amaçlıyor. Bu konuda şimdiye kadar bir suistimal söz konusu değil, dolayısıyla bu değişiklikler bir suistimale istinaden değil, olası durumlara karşı tedbir amaçlı yapıldı. Söz konusu düzenlemeler arasında AVM’leri en çok ilgilendiren kısım 6.maddede yer alan değişiklik. Bu değişiklik ile daha önce liman, gümrük, gar, spor müsabakası gibi sınırlı yerlerde alınan tedbirlere müdahale yetkisine sahip olan valilerin mevcut yetki alanı genişletiliyor. Valiler özel güvenlik izni verilen yerlerin tamamında alınan tedbirleri yetersiz gördükleri takdirde ek önlem alınmasını isteyebilecekler. Ör-

neğin market, AVM, hastane, havalimanı gibi özel güvenliğin hizmet verdiği yerlerde tedbirlerin eksikliğini gördükleri takdirde valiler, daha fazla önlem alınmasını isteyebilecek yetkiye sahip oluyorlar. Valilikten verilen emri yerine getirmeyen şirketin yöneticisine 6 bin TL para cezası veriliyor. Bu uygulama hızla hayata geçirildi. Gerçekleştirilmesi planlanan önlemlere yönelik güvenlik firmalarının yapması gerekenler neler? Söz konusu düzenlemelerde güvenlik firmalarını en çok ilgilendiren değişiklik, 15 kişi ve üzeri güvenlik görevlisi çalıştıran yerlerin özel güvenlik sorumlusu bulundurulması zorunluğu. Daha önce özel güvenlik görevlilerinin çalıştıkları her birimde özel güvenlik sorumlusu bulunmuyordu. Madde 5’e eklenen fıkra ile hem güvenlik şirketlerinin şubelerinde hem de güvenlik kadrosu 15 kişi ve üzerinde olan yerlerde bir güvenlik sorumlusu belirlenmesi şartı geliyor. Bu sorumlunun sabıkasının olmasının yanı sıra en az ön lisans mezunu olması şartı geliyor. Bu da başta AVM’ler olmak üzere 15 kişiden fazla güvenlik görevlisinin çalıştığı yerlere güvenlik sorumlularının geleceği anlamını taşıyor. Bir diğer düzenlemede güvenlik şirketlerinin dolaylı şekilde kontrol altına alınması için getirilmiş. Güvenlik şirketlerinin tüzel kişi ortakları bulunabiliyor. Örneğin A güvenlik şirketine B inşaat ve turizm şirketi ortak olabiliyor. Yeni düzenleme ile bu tüzel kişi ortakların güvenlik şirketindeki gerçek şahıs tem-


ÜRÜN & HİZMET

silcisinin de diğer yönetici ve kurucular gibi nitelikleri sahip olmasın şartı getiriliyor. Kanunda ceza ve yaptırım gerektiren maddelerde de bir dizi düzenleme de mevcut. Bunlar da sektörü ilgilendiriyor. Kimlik kartını başkasına kullandırma, valiliğe bilgi vermeden yapılan hizmetler vb. cezayı yaptırımları içeriyor. Bir suçu farkına varıp bildirmeyenler, özel güvenlik görevlisi, bildirmemesini telkin eden güvenlik amiri ya da çalışılan şirket yöneticisi bu sektörde çalışamaz hale geliyorlar. Alınan önlemler yeterli mi? Öncelikle bir konuyu netleştirmek gerek. Terör, kolluk güçleri dediğimiz polis ve askerin ilgilenmesi gereken bir konu. Biz özel güvenlik olarak ancak asayişin sağlanması ve hırsızlık gibi bazı adi suçların önlenmesi konusunda destek olabiliriz. Alınan önlemlere gelince, genel olarak baktığımızda önlemleri yeterli buluyorum, ancak AVM’nin kapısına kadar gelmiş bir canlı bombayı özel güvenlik görevlileri ile engellemek çok mümkün değil. Bu konuda sorumluluk kolluk güçlerinde…

AVM’lerde yeni güvenlik uygulamaları gündeme gelirken, ziyaretçilerin artan güvenlik beklentilerini karşılamak büyük önem taşıyor. Güvenliğe dair riskler neler? Nasıl tedbirler almalı? Ziyaretçiyi güvende hissettirmek için ne yapmalı? AVM’lerde görünür önlemlerin dışında, görünmeyen ve arka planda çalışan sistemler var. Asıl analiz ve müdahale kararı bu sistemler aracılığıyla alınıyor. Üzerinde özel yazılımlar bulunan kameralarla tarama yaparak şüpheli paketler anında tespit ediliyor ve operatörlerimizin önüne getiriyor ve ihtiyaca göre o bölgeye güvenlik görevlisi yönlendiriliyor. Biz Securitas olarak, Türkiye’nin önde gelen AVM’lerini bu sistemlerle koruyoruz ve iyi sonuçlar alıyoruz. Bu konuda dünyaya örnek olacak uygulamalar yapıyoruz. Tabi AVM misafirlerine bu teknolojileri anlatmak çok mümkün olmuyor, o nedenle girişlerdeki X-Raylar halen kullanılıyor. Ben tüm AVM’lere Uzaktan İzleme Teknolojisi’ni öneriyorum. Bu sistemler hem riski minimize ediyor hem de orta vadede AVM’lere büyük maliyetler getirmiyor.

181


ÜRÜN & HİZMET

Yeni uygulama güvenliğin artmasını sağlayacak AVM’ler açısından zorunlu hale gelen Plaka Tanıma Sistemleri’ne yönelik görüşlerini aldığımız Açık Kart Genel Müdürü Murat Kibaroğulları, Plaka Tanıma Sistemleri ile toplum güvenliğinin daha da artacağına inandıklarını belirtti. Firmanızın çalışma alanlarına kısaca değinebilir misiniz? Abalıoğlu Holding iştiraki Açık Kart olarak 2007 yılından beri satış artırıcı ve sadakat sağlayıcı “terzi dikim” projeler üretip çeşitli sektörlerdeki iş ortaklarımızın müşterilerine, satış kanallarına ve çalışanlarına uygulayarak başarılı ve ödüllü sadakat programlarını hayata geçirmekteyiz. Program analiz ve tasarımından başlayarak, uygulama, devreye alma, işletme, raporlama, hediye ödül tedarik ve teslim süreçleri dahil anahtar teslim teknolojik çözümlerle projelerimizi yönetiyoruz. Hizmetlerimiz arasında; ödeme sistemleri, kampanya tasarım-iletişim-platform sağlama ve yönetim hizmetleri, marka indirim kulüpleri, danışmanlık hizmetleri, analitik hizmetler, kurumsal teşvik ve çalışan teşvik programlarını da kapsayan uçtan uca çözümler ve saha hizmetleri ile mobil aplikasyonlar ve dijital çözümler bulunuyor. Bugüne kadar başta perakende sektörü ve AVM’ler olmak üzere, FMCG, finans, akaryakıt, otomotiv, turizm, seyahat, yapı ve sağlık sektörlerinde 120’den fazla markayı iş ortaklarımız arasına kattık. AVM ve perakende sektörüne baktığımızda ise, 2016 itibariyle 3 ülkede 30’dan fazla şehirde 50’ye yakın AVM ve yüzü aşkın perakende markasına hizmet vermekten büyük gurur duyuyoruz. Geçtiğimiz yıl sistemlerimiz üzerinden 392 bin tekil müşteri 1.3 milyon işlem gerçekleştirdi ve 4.1 milyon değerinde ödül dağıtıldı.

182

Ayrıca, kamu sektörüne anahtar teslim sistem entegrasyonu, yazılım, donanım hizmetleri ile danışmanlık hizmetleri kapsamında en son teknolojik altyapı hizmetlerini içeren Plaka Tanıma Sistemleri (PTS), Elektronik Denetleme Sistemleri (EDS), trafik kontrol ve sinyalizasyon ile akıllı kavşak sistemleri (AKS), Kent Güvenlik Yönetim Sistemleri (KGYS), dinamik mesaj sistemi (DMS) ve belediyelerin sosyal yardım çalışmaları kapsamında sosyal yardım kartları, sosyal market çözümleri, kampüs kart, akıllı otopark çözümleri, ödeme ve tahsilat sistemleri, mobil belediyecilik uygulamalarını sunmaktayız. Kamu sektöründeki entegratör kimliğimiz ile son dönemde gündemde olan ve AVM’ler açısından zorunlu hale gelen Plaka Tanıma Sistemleri teknolojileri ile AVM’lerin güvenlik ihtiyaçlarına cevap verecek çözümler sunuyoruz. AVM’lerle çalıştığınıza değindiniz. Son dönemde terör saldırıları nedeniyle AVM’ler için şart koşulan Plaka Tanıma Sistemleri’ne yönelik kısaca bilgi alabilir miyiz? Sistem nasıl çalışıyor? Ayrıca AVM’lerin bu şartı yerine getirmesi için ne kadar süreleri bulunuyor? Son zamanlarda ülkemizde ve dünyada yaşanan terör saldırıları insan yoğunluğunun olduğu AVM’ler için güvenlik kavramını daha da önemli hale getirmiştir. Bu bağlamda 31.12.2016 tarihli Resmi Gazetede AVM Plaka Tanıma Sistemleri ile ilgili yönetmelik yayımlanmıştır. Sistemin teknik isterleri için emniyet birimleri tarafından Teknik Şartname yayımlanacaktır. Teknik şartname yayınlanması öncesinde Açık Kart olarak tüm hazırlıklarımızı tamamlamış durumdayız.

Açık Kart’ın emniyet birimleri ile gerçekleştirdiği görüşmelere göre hazırlıkları tamamlanan Plaka Tanıma Sistemi’nin çalışma şekli kısaca şöyle; AVM’de yer alan açık ve kapalı otoparkların giriş ve çıkış noktalarına konumlandırılacak olan ileri teknolojiye sahip kameralar, AVM’ye aracı ile giriş yapan ziyaretçinin araç plakasını, araç rengini, araç cinsini ve araç içi sürücüsünü kapsayacak şekilde görüntüsünü alır. Bu bilgiler emniyet birimlerinin belirlediği iletişim alt yapısı ile merkezi donanım yazılım ve verilerin ortak tutulduğu alana iletilir. Plakaların sakıncalı sorguları online olarak gerçekleştirilir. Peki, siz Açık Kart olarak bu konuda AVM’lere ne gibi hizmetler sunuyorsunuz? Açık Kart olarak müşterilerimize verdiğimiz tüm hizmetlerde uçtan uca anahtar teslim çözümlerle ilerlemeyi ilke edindik. Bu kapsamda AVM Plaka Tanıma sistemlerinde donanım, yazılım, keşif, kablolama, montaj, bakım ve servis hizmetlerinin tamamını kapsayan bütünleşik çözümler sunuyoruz. Sizce plaka tanıma sistemi ülkemizdeki güvenlik sektörüne dair eksiklikleri giderme noktasında ne derece etkili olacak? Ülkemizde kullanılan Plaka Tanıma Sistemleri ile terör olaylarının önlenmesi, şüpheli araçların takip edilmesi, güvenlik birimlerine anlık olarak veri akışının sağlanması ile toplum güvenliğinin daha da artacağına inanıyoruz.



ÜRÜN & HİZMET

SMG’nİn etkİLİ çözümlerİ, zİyaretçİlerİn AVM’lerde geçİrdİĞİ süreyİ artırıyor.

Marka ve müşteri arasında bağ oluşturan etkili çözümler Müzik ve teknolojiyi birleştirdiği hizmetleriyle Türkiye’de bir ilki gerçekleştiren ve sektörde lider konumda bulunan SMG, markalara özel çözümleriyle dikkat çekiyor. Müzik, anons, reklam, yazılım, ses sistemi ve görüntü çözümleri sunan SMG, 350’nin üzerinde firmaya 8 bin 500’e yakın noktada hizmet veriyor. Alışveriş merkezlerindeki mağazalar, restoranlar ve kafeler, SMG’nin başta müzik, anons ve reklam hizmetleri ile hareketlilik kazanırken, bu durum satışlara da olumlu yansıyor.

MARKALARIN İMAJINI YANSITAN MÜZİKLER Türkiye’de kendi yazılımı ile müzik yayını yapan tek şirket olan SMG, marka konseptinin en önemli parçalarından biri olan müzikleri belirlerken, firmanın kimliğini, imajını, hedef kitlesini ve hizmet verdiği lokasyonun dinamiklerini göz önünde bulunduruyor. Örneğin; bir çocuk mağazasında hareketli müzikler tercih edilirken, alışveriş merkezi genelinde ise, fon müziği işlevi gören ama aynı zamanda ziyaretçilere keyif veren şarkılardan oluşan listeler hazırlanıyor. Tüm telif hakları SMG tarafından markaya özel olarak alınan müzikler, güne, saate ve döneme özgü yayınlanıyor. Çok şubeli markalarda her nokta için aynı ya da ayrı müzik yayını programlanırken, müzik listeleri uzaktan erişim yöntemiyle güncelleniyor. Yayınları, internet üzerinden değil depola-çal yöntemiyle gerçekleştiren SMG, bu sayede internet kotalarının bitmesinin önüne geçiyor ve kasa işlemlerine engel olmuyor.

184

SATIŞLARI ARTIRMADA EN ETKİLİ YOL: ANONS SMG Yönetim Kurulu Başkanı Gül Gürer Alimgil’in, ‘mağazaya gelen müşterinin o anda karar vermesini ve ürünü satın almasını sağlayan en etkili yol’ olarak tanımladığı anonslar, SMG’nin profesyonel seslendirme sanatçılarından oluşan ekibi tarafından hazırlanıyor. Markaların kampanya ve etkinliklerini doğrudan iletebileceği, sosyal medya hesapları konusunda bilgilendirme yapabileceği anonslar, markanın istediği noktada, sıklıkta ve tarihte yayına alınıyor. Anons girdiğinde duran müzik yayını ise, anonsun ardından kaldığı yerden devam ediyor.


ÜRÜN & HİZMET AVM REKLAMLARINDA YENİ DÖNEM Türkiye’de kendi yazılımı ile müzik yayını yapan tek şirket olan SMG, AVM ve mağazalarda yeni bir reklam dönemi başlatıyor. Müzik yayınında olduğu gibi, markaların mesajlarını tüketiciye en keyifli şekilde ulaştırmayı mümkün hale getiren SMG, tüketici davranışları ve beklentilerini doğru analiz ederek markalara uygun bir reklam mecrası daha kazandırıyor. Bu durum ayrıca, markaların müzik yayınları arasına alacakları reklam spotlarıyla ek gelir elde etmelerine de olanak sağlıyor.

SMG’DEN MARKALARA ÖZEL HİZMETLER Müzik, bekleme müziği, anons, reklam yayınları, koku, ses sistemleri konusunda hizmet veren SMG’nin bugüne kadar yaptığı/geliştirdiği işler arasında; görüntü işleme/video analiz yazılımları, gerçek zamanlı greenbox uygulamaları, hiçbir ekstra donanım ya da yazılıma gerek duymayan canlı video konferans sistemleri, ses analizi, ses parmak izi, gelişmiş multimedya uygulamaları, vücut hareketlerini algılayan vitrin uygulamaları, etkileyici IOS/Android mobil uygulamaları, saha personel takip sistemleri, mobil anketler, GSM/SMS/IVR uygulamaları, mağazalar için kişi sayma sistemleri, finans uygulamaları, veri madenciliği ve iş zekası raporlama araçları, işletim sisteminden ve platformdan bağımsız çalışan uygulamalar yer alıyor.

185


ÜRÜN & HİZMET

Temizlikte tasarruf sağlayan SEKTÖRÜN GÜNÜ KURTARMA ZİHNİYETİNDEN KURTULMASI GEREKTİĞİNİ BELİRTEN ERMOP TÜRKİYE SATIŞ MÜDÜRÜ CİHANGİR ERBOY, “BU ANLAMDA FİRMALAR, DAHA ÇOK İLERİYE DÖNÜK, MALİYETLERİ DÜŞÜREN, YENİLİKÇİ VE KALİTELİ ÜRÜNLER KULLANMALI’’ DEDİ. Ermop’tan kısaca bahseder misiniz? Ermop, endüstriyel temizlik ürünleri ve sistemleri üreticisi olarak 1990 yılında üretime başlamış, Türkiye’nin önde gelen firma ve kurumları ile iş ortaklığı bulunan, merkezi İstanbul’da, fabrika üretim tesisi ise Düzce Organize Sanayi Bölgesi’nde olan, ayrıca Almanya’nın Frankfurt kentinde Avrupa satış ve dağıtım deposu bulunan, daima müşteri memnuniyeti prensibi ile hareket eden bir kuruluştur.

186

Başlıca ürünleriniz neler? En fazla çalıştığınız sektörler hangileri? Üretimini yaptığımız başlıca ürünler dahilinde; mop grupları, aparat gruplar, presli kovalar, sap grupları, cam ve zemin grupları yer alıyor. Bunlara ilave olarak çalıştığımız firmalara çözüm ve maliyet odaklı sistemler de sunuyoruz.

son teknoloji

Çalıştığımız sektörler ise AVM’ler, eğitim ve sağlık kurumları, zincir restoranlar, oteller, plazalar, zincir giyim mağazaları, fabrikalar başta olmak üzere tüm dikey ve yatay binalardır.

Step Mop Sistemi, gün içinde hızlı ve anlık problemlere çözüm odaklı hareket edebilen, yürüyen merdivenlerin kapatılmasına ve büyük makinelerin kullanılmasına gerek kalmadan, hızlı, kolay ve hijyenik bir temizlik sunan bir sistemdir. En önemli özelliği; tek bir kişinin, kolayca günün her saatinde, sadece 5 dakikada içinde, merdivenleri durdurmadan, elektriğe gereksinim duymadan, çok daha az kimyasal ve su kullanarak işini tamamlayabilmesidir.

Türkiye’de ilk olarak gerçekleştirdiğiniz ve Step Mop Sistem adını verdiğiniz yürüyen merdivenlerin temizliğine yönelik ürününüzden ve içeriğinden bahseder misiniz?

Ürünün kullanım ömrü ne kadar? Aparat ve borusu kırılıp, kaybolmadıktan sonra ürün uzun yıllar kullanılabilir. Sünger pedler ise her temizlik-

ten sonra yıkanıldığı taktirde en az 15-20 kez kullanılma ömrüne sahiptir. Eklemek istedikleriniz? Son olarak şunu belirtmek isterim ki, sektörümüzün hem tedarikçi hem de son kullanıcı tarafının ucuz ve kalitesiz ürünlerden kurtulup, günü kurtarma zihniyetinden vazgeçmeleri gerekiyor. Bu anlamda firmalar, daha çok ileriye dönük, maliyetleri düşüren, yenilikçi ve kaliteli ürünler kullanmalı; günümüz için çok önemli olan sudan, elektrikten, kimyasaldan, iş gücü ve zamandan büyük tasarruf sağlayan mop yıkama ve yürüyen merdiven temizleme gibi sistemlere yönelmeli… Açıkçası en büyük arzumuz şu an bu yönde.



ÜRÜN & HİZMET

Polın Waterparks Ar-Ge merkezi oldu Yüzde 100 yerli sermaye ve iş gücüyle hizmet veren, su parkları tasarım, mühendislik, üretim ve montajında sektörün global lider markası Polin Waterparks, Türkiye'nin sayılı AraştırmaGeliştirme (Ar-Ge) merkezlerinden biri olmanın gururunu yaşıyor. Polin Waterparks böylece kendi sektöründe Ar-Ge merkezi olan ilk firma oldu. 1976 yılında kurulan ve 40. yılını geride bırakan Polin Waterparks nitelikli inovasyon çalışmalarıyla Ar-Ge Merkezi belgesine layık görüldü. 28 Aralık 2016 tarihinde resmi başvurusunu gerçekleştiren Polin Waterparks'ın dosya değerlendirmesi ve hakem atamaları 12 Ocak 2017 tarihine kadar sürdü. 19-23 Ocak 2016 tarihlerinde hakem ziyaretleri gerçekleşti. 21 Şubat 2017 tarihinde Ankara'da Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nda yürütülen denetlemelerin ardından, firma Ar-Ge Merkezi belgesi ile belgelendirildi. Haber, 22 Şubat 2017 itibariyle Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın web sitesinde yayınlanarak duyuruldu. 2015 ve 2016 yıllarında Türkiye İhracatçılar Merkezi (TİM)'in yayınladığı listede Ar-Ge'ye en çok yatırım yapan 200 şirketten biri olmayı da başaran Polin Waterparks, bu önemli belgeyle kendi sektöründe bir ilki daha gerçekleştirmiş ve Ar-Ge gücünü tescillemiş oldu. Farklı sektörlerdeki yerli markaların sahip olduğu Ar-Ge Merkezi belgesi, kurumların Türkiye ekonomisine yaptığı yatırımın önemli bir göstergesi sayı-

188

lıyor. Üniversitelerle akademik tabanlı işbirliği çalışmalarına önem veren Polin Waterparks, özgün tasarım ve patent odaklılığını sürdürürken, su parklarında inoavatif uygulamalar konusunda öncü konumda bulunuyor.

AR-GE MERKEZİ BELGESİ İLE YİNE İLKLER HEDEFLENİYOR Polin Waterparks, Ar-Ge stratejisinde finansal, müşteri ve süreç perspektifleri ile besleyen; öğrenme, yaygınlaştırma ve inovasyon kültürünü odağına alıyor. 2006 yılında kaydırak üretiminde son teknoloji olan ve daha önce uygulanmamış Light-Resin Transfer Molding (L-RTM) kapalı kalıp teknolojisini de sektöre kazandıran Polin Waterparks'tı. Su parkı sektöründe tarihi değiştiren bu gelişmeden sonra, Polin Waterparks ışıklı, desenli, şeffaf, ses entegre ve özel tasarım kaydırak uygulamalarıyla her yıl sektöre yepyeni uygulamalar kazandırdı. Polin Waterparks, sektöre kazandırdıklarıyla 2016 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde Dünya Su Parkları Birliği'nce ( World Waterpark Association) sektörün en prestijli ödülü olan

“Leading Edge” ödülüne layık görüldü. 2010 yılında lanse ettiği ve sektörde yeni bir kilometre taşı olarak gösterilen Dünya'nın ilk kendinden temalı su kaydırağı olan “King Cobra” su kaydırağı, 2012, 2013, 2014, 2015 ve 2016 yıllarında üst üste “Avrupa’nın en iyi su kaydırağı”, 2013 yılında ise Kompozit Sanayicileri Derneği tarafından “Eğlence Sektöründe En İnovatif Ürün”seçilmişti. Polin Waterparks, tüm üretimini 35 bin metrekarelik, adeta bir kompozit üretim akademisi olan fabrikasında Türkiye'de gerçekleştiriyor. 100 ülkede kendi markasıyla 2 bin 500'ün üzerinde su parkı projesini hayata geçirmiş olan Polin Waterparks, sektöründe dünyanın en geniş ürün çeşitliliğine sahip markası olarak biliniyor. Polin Waterparks, 2017 yılında da ürünlerini ve hizmetlerinin verimliliğini artırarak, müşterilerine daha fazla yenilik ve daha kaliteli hizmetler sunmayı amaçlıyor. Ar-Ge yatırımlarını geliştirerek teknoloji ve inovasyonda Türkiye'yi global arenada başarıyla temsil etmeyi ve öncü kimliğini korumayı hedefliyor.


ÜRÜN & HİZMET

DİGİTAL PLANET “CUTU” PROJESİ İLE SEKTÖRDE FARK YARATIYOR nı yaptığımız Ar-Ge projelerimizden en önemlilerinden bir tanesi. Canlı ortamda bilgi gelirken el sürmeden onu alıp, içeriğine bakan ve uygun algoritmalardan geçirerek sıkıştırıp saklayan bir kutu… Bu ürünün sektörde bir rakibi yok. Yakında patentini alacağız. Şu anda geliştirme çalışmaları devam ediyor, çok yakında sahada denemelere başlayacağız. Ürünü aşama aşama geliştirmeyi hedefliyoruz. Digital Planet olarak yeni yatırım hedefleriniz nelerdir? Özellikle dijitalleşme alanında neler yapmayı planlıyorsunuz?

Müşteri sayısı bakımından ilk 5’te olduklarını belirten Digital Planet CEO’su Şerif Beykoz, bu kategoride bu yıl ilk 3’e, ondan sonra da 1’nciliğe oynamayı hedeflediklerini dile getirdi. Digital Planet olarak iş dünyasına sunduğunuz inovatif çözümlerden bahseder misiniz? Digital Planet, e-fatura dünyasının önde gelen ilk şirketlerinden bir tanesi. Zaten e-fatura kavramını Türkiye’ye tanıtan ve gelişmesine katkı veren şirketiz. E-fatura mevzuatı yokken bile Türkiye’de 2013’ten önce Digital Planet, e-fatura basıyordu. O zamanlar e-fatura mecburi değildi, ama biz hem doğaya katkısı olması, hem kolaylık olması hem de maliyetleri çok ciddi düşürmesi açısından e-faturaya Türk Telekom ile geçmiştik. Türk Telekom’un bütün faturaları o zamanlar e-fatura olarak gidiyordu. Bu da ayda 24-25 milyon fatura anlamına geliyor. Daha sonra mevzuatın çıkmasıyla beraber özel entegratör kavramı ortaya çıktı. Entegratör kavramını da ortaya çıkartan Digital Planet’tir.

Sektörde sahip olduğunuz pazar payınız hakkında bilgi verir misiniz? Digital Planet olarak şu anda elimizde yaklaşık 5 milyar fatura var. Bu faturaları yıllardır saklıyoruz. Ayda 70-80 milyon fatura çekiyoruz. Bu da bizi sektörde liderlik pozisyonuna getiriyor. 2016 yılı sonu itibariyle pazarın yüzde 22-23’ünü aldık. Müşteri sayısı bakımından da ilk 5’teyiz. Bu kategoride bu yıl ilk 3’e, ondan sonra da 1’nciliğe oynamayı hedefliyoruz. 2016’da geliştirdiğiniz ‘Cutu’ yazılımı projeniz iş dünyasına neler kazandıracak? ‘Cutu’ projesi 2016’da lansmanı-

Firma olarak, e-dönüşüm konusuna odaklanmış durumdayız. E-fatura, e-arşiv, e-defter işini tamamen bitirdik. E-irsaliye, e-ihracat faturaları çıkartıyor, onları yakından takip ediyoruz. Kişiselleştirilmiş doküman yönetimi işini de yapıyoruz. Katma değerli yeni ürünlerimiz mevcut. ‘PO’ diye bir ödeme sistemi geliştiriyoruz. Sistem, ödeme sistemini kolaylaştırıcı bir ürün. Faktoring ile ilgili ürünümüzün Ar-Ge ve üretim çalışmaları devam ediyor. Bunun yanında bütün e-dönüşümle ilgili projelerde rahatlıkla yer alabileceğimizi düşünüyoruz. Digital Planet olarak Türkiye’de e-dönüşüm dünyasında hem iş hem de teknoloji anlamında kesinlikle vazgeçilmez bir yerimiz olacak.

189


ÜRÜN & HİZMET

Aradığınız ürünü bulamama kabusu sona eriyor!

P

erakende mağazalarında sergilenen yüzlerce ürünü inceliyor, zaman harcıyor ve sonunda birini beğeniyorsunuz. Ancak beğendiğiniz ürünün bedeninin rafta olmadığını fark ediyorsunuz. Ne yaparsınız? Muhtemelen yeterli zamanınız varsa ve ürünü de çok istiyorsanız satış danışmanlarından yardım isteyebilirsiniz. Depoda varsa kendinizi şanslı hissedersiniz. Ama bazen cevap ‘sistemde, ürün depoda gözüküyor ama bulamadım’ olur. Mutluluğunuz kısa sürer.

RFID TEKNOLOJİSİ İLE ARADIĞINIZ ÜRÜN ARTIK HEP REYONDA… Dünyaca ünlü markalar, bu soruna RFID teknolojisi ile çözüm sağlıyorlar. RFID, en basit anlatımıyla üretildiği andan satıldığı ana kadar ürünü takip edebilmeyi sağlayan bir teknoloji. Bu teknoloji ile adeta birer kimlik kartına sahip olan ürünler, müşteriye daha hızlı ulaşıyor. Satış danışmanlarının mobil olarak taşıyabildikleri kablosuz el terminalleriyle mağaza içerisindeki her bir ürünün hangi reyonda, hatta hangi rafta olduğu bilgisine anında ulaşmak mümkün oluyor. Böylece müşteri taleplerine anından cevap verilirken, eksik ürünler günlük olarak takip edilebiliyor, yerine yenileri konulabiliyor. Fazla stokların azalması ve ürünlerin reyonda bulunurluğunun artışı ile müşterilerin istedikleri zaman istedikleri ürüne ulaşarak, satın alma yapabilmeleri sağlanıyor.

190

Sensormatic CEO’su İsmail Uzelli : “RFID teknolojisinin kullanımı ile hızlıca yapılan stok sayımları ve stokta ürün bulunurluğunun artması sayesinde hem perakendeci verimliliği hem de müşteri memnuniyeti artıyor” dedi.

DAHA HIZLI SAYIM SAYESİNDE MÜŞTERİYE DAHA FAZLA ZAMAN AYRIYOR RFID teknolojisinde, ürünler paketliyken de veri aktarımı mümkün oluyor. Bu sayede kutu içindeki ürünler hızlıca sayılarak, envanter sayım süresi kısalıyor. RFID kullanmayan perakendeciler sayımları ayda ya da 6 ayda bir yapabilirken, RFID sistemi ile istenilen herhangi bir sıklıkta, çok kısa bir sürede gerçekleştirilebiliyor. Satış personelinin envanter konularına daha az zaman harcaması ile müşteriye harcanacak sürenin artmasını sağlıyor ve müşteri memnuniyetini olumlu yönde etkiliyor. Dünya’da pek çok perakendecinin kullanmaya başladığı RFID teknolojisini değerlendiren Sensormatic CEO’su İsmail Uzelli, “Perakende sektöründeki yoğun

rekabet, marka karlılıklarını olumsuz etkiliyor. RFID teknolojisinin kullanımı ile hızlıca yapılan stok sayımları ve stokta ürün bulunurluğunun artması sayesinde hem perakendeci verimliliği hem de müşteri memnuniyeti artıyor” dedi.

MÜŞTERİLERİN YÜZDE 30’U ARADIĞI ÜRÜNÜ REYONDA BULAMAYINCA SATIN ALMAKTAN VAZGEÇİYOR Hemen hemen tüm tüketicilerin başına gelen, aradığı ürünü bulamama sorunu, alışverişi keyif olmaktan çıkartarak zaman kaybı ve hayal kırıklığına dönüştürüyor. Yapılan araştırmalar da aradığı ürünü rafta bulamayan müşterilerin yüzde 30’u satın almaktan vazgeçtiğini gösteriyor.



ÜRÜN & HİZMET

Online alışverişlerdeki tehlikeye dikkat! TÜRKİYE’DE E-TİCARET SEKTÖRÜNÜN BÜYÜMESİ VE EKONOMİK GÖSTERGELERE PARALEL OLARAK DOLANDIRICILIK GİRİŞİMLERİ DE ARTIYOR. 2016 YILINDA TÜRKİYE’NİN E-TİCARET SEKTÖRÜNDE 56 MİLYON LİRALIK DOLANDIRICILIK GİRİŞİMİNİ ENGELLEYEN PAYU, YÜZDE 100’E YAKLAŞAN YAKALAMA ORANI İLE HEM MÜŞTERİLERİ HEM DE İŞYERLERİNİ KORUMAYA DEVAM EDİYOR.

192

Sahtecilik veya dolandırıcılık anlamına gelen “fraud”, e-ticaret sektörünün büyümesine paralel olarak artış gösteriyor, şüphesiz ekonomik alandaki gelişmeler de fraud hacimlerinin artmasına olumsuz etki yapıyor. Çoğunlukla finansal ve itibari kayba yol açan, adli soruşturmaya konu olabilen “fraud” ödeme sistemleri alanında ise başkalarına ait kredi ya da banka kartı ile herhangi bir işyeri ya da ATM'den işlem yaparak haksız kazanç sağlamak, bu sayede gerçek kart hamili, işyeri ya da bankayı zarara uğratmak anlamına geliyor. Türkiye'de e-ticaret sektörünün lideri olan PayU aynı zamanda güvenlik çözümleri ile de öne çıkıyor. PayU modern teknolojileri sayesinde 2016 yılında Türkiye'nin e-ticaret sektöründe kendi sistemleri üzerinden yapılan işlemlerde, 56 milyon liralık dolandırıcılık (fraud) girişimini engelleyerek bin 230 işyeri ve 33 bin 896 müşteriyi dolandırılmaktan kurtardı. Sene içinde tek seferde gerçekleştirilmeye çalışılan en yüksek tutarlı dolandırıcılık girişimi ise 64 bin 527 TL oldu. PayU, birçok katma değerli servisini sunduğu, entegre e-ticaret işletmeleri üzerinden geçen

işlemlerde, 2015 yılında da yine yüzde 100'e yakın bir yakalama oranı ile 48 milyon liralık dolandırıcılık girişiminin önüne geçmiş ve 888 işyeri ile 33 bin müşteriyi zor duruma düşmekten kurtarmıştı. Böylece PayU ödeme altyapısını kullanan kart hamili, işyeri ya da bankaları sektörde güvenilirliği kabul görmüş teknolojiler ile koruma altına alarak mali açıdan büyük zararlara uğramalarının önüne geçiyor. İleri düzey teknoloji üzerine kurulmuş sanal POS çözümleri ile birlikte müşterilerine gelişmiş dolandırıcılık filtreleri hizmeti de veren PayU yaptığı açıklamada, sektörel bazda dolandırıcılık girişimlerinin oranlarını da kamuoyu ile paylaştı. 2016 yılında elektronik sektörü dolandırıcılık girişimlerinin en fazla yaşandığı sektör olmaya devam ederken onu sırası ile “katalog” kategorisi içerisinde değerlendirilen çok amaçlı ürün satan mağazalar ve ardından turizm, giyim, kuyum, aksesuar ve kırtasiye sektörleri takip etti. Bazı müşteri ve işyerlerinin birden fazla “fraud” girişimine uğraması da PayU'nun yayınladığı verilerden öne çıkan bir diğer önemli nokta oldu.


ÜRÜN & HİZMET DOLANDIRICILIK İŞLEMLERİ EN ÇOK GECE GERÇEKLEŞİYOR! Yine PayU'dan yapılan açıklamada mobil ve masaüstü üzerinden gerçekleşen dolandırıcılık girişimleri karşılaştırıldığında masaüstü yüzde 80 oranla dolandırıcılık girişimlerinin en çok yapıldığı platform oldu. En yüksek risk grubu altında ise cep telefonu, elektronik eşya, kuyum, uçak bileti gibi hızlı nakde dönüştürülebilen, “yükte hafif pahada ağır” ürünler satan işyerleri bulunuyor. Şirkete göre yeni ürün lansmanları ile birlikte ya da kampanya dönemlerinde, örneğin Black Friday gibi özel dönemlerde, Arife Günü gibi tatil öncelerinde, Dünya Kupası ve Avrupa Şampiyonası öncesinde dolandırıcılık girişimleri yüzde 30'a yakın bir artış gösteriyor. Gün içerisinde ise en çok 21.00-00.00 ve daha sonra 17.0020.00 saatleri arasında bu tür girişimlerin yoğunluğu artıyor. PayU'nun verilerine göre gün içinde 07.00 saati 456 fraud girişimi ile en az girişimin yaşandığı saat olurken saat 23.00 ise 3 bin 763 fraud girişimi ile fraud girişimlerinin en yoğun görüldüğü saat olarak zirvede yer alıyor. Fraud çözümlerine yönelik bilgi veren PayU Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Tarık Tombul, “Fraud çözümlerimizle işyeri bazında fraud oranını yüzde 99 oranında azalttığımız durumlar söz konusu. Bu oranı rakamla ifade etmek gerekirse; örneğin kartla gerçekleştirilen işlemlerde aylık 10 bin TL değerinde fraud problemi yaşayan bir işyeri bunu 100 TL'ye kadar düşürebiliyor hatta bazı işyerlerimizde bu oran sıfırlanıyor” dedi.

DOLANDIRICILIKTAN KORUNMAK İÇİN DİKKAT ETMENİZ GEREKENLER PayU, işyerleri ve kart sahiplerinin fraud konusunda dikkat etmesi gereken hususlara da açıklamasında yer verdi:

KART SAHİPLERİ • Kart bilgilerini kimse ile paylaşmamalıdır. • Fiyatın ürün ile karşılaştırıldığında mantıksız olduğu senaryolar için sipariş vermemelidir (Örn. 4 bin TL'lik bir telefonun 2 bin TL'ye satılması). • E-posta adresine gönderilen, kaynağı belirsiz linkler üzerinden işlem yapmamalı, kart bilgilerini paylaşmamalıdır. • Kartından gerçekleşmiş olan işlemleri düzenli olarak takip etmelidir.

İŞYERLERİ • Fraud konusunda bilinçli olmalı, anti fraud hizmeti sunan ödeme kuruluşları ve bankalar ile çalışmayı tercih etmelidir. • Olağandışı siparişler ve teslimat adresinin değiştirildiği veya kurye merkezi, çay ocağı, büfe vb. teslimat talep edildiği senaryolar için dikkatli olmalıdır. • Şüpheli buldukları işlemler için bankalar veya ödeme kuruluşları ile irtibata geçmelidir. • İade işlemlerini POS üzerinden yapmalıdır, talep edilen hesaba ya da elden iade yapmamalıdır. • Chargeback konusunda bilinçli olmalıdır.

2015

2016

Sektör

Oran

Sektör

Oran

Elektronik

%37

Elektronik

%30

Katalog

%25

Katalog

%16

Turizm

%13

Turizm

%15

Mobilya

%7

Giyim

%10

Giyim

%6

Kuyum

%9

Aksesuar

%3

Aksesuar

%4

Besin Takviye %2

Kırtasiye

%4

Diğer

Diğer

%12

%7

YIL

2015

2016

Tespit Tutar

47.832.381

56.379.780

Tespit Adet

52.512

56.627

Tespit Oran

%99

%99

Etkilenen İşyeri 888

1.230

Etkilenen Kart Sayısı

33.896

33.026

193


ÜRÜN & HİZMET

“TRN Assistance olarak; ihtiyaç olan her konuda yardım değil, fayda öneriyoruz” diyen TRN Assistance Kurucu Ortağı Serkan Turan: “Güven ve mutluluk odaklı olarak belirlediğimiz kurumsal değerlerimizi kapsamlı, organize ve sürdürülebilir somut projeler ile hayata geçirmeyi hedefliyoruz” dedi.

Kurumsal sağlık asistanınız…

TRN Assistance’ın hizmet verdiği alanlardan bahseder misiniz? Kimlerle çalışır? TRN Assistance olarak ihtiyaç olan her konuda yardım değil, fayda öneriyoruz. “Güven” ve “mutluluk odaklı” olarak belirlediğimiz kurumsal değerlerimizi kapsamlı, organize ve sürdürülebilir somut projeler ile hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Müşteriye özel çözümler oluşturma ilkesine odaklanarak, Türkiye’deki güçlü hizmet ağımız ve tecrübemizle müşterilerinin ihtiyaçlarına göre uyarlanabilir hizmetler geliştiriyoruz. Ayrıca TRN Assistance olarak önde gelen kurumlar ile işbirliği içerisinde çalışıp, sağlık alanında kurumların ihtiyacı olan hizmetler alanında çözüm ortağı olarak hizmet veriyoruz. Sunmuş olduğunuz hizmetleri AVM ihtiyaçlarına göre mi yoksa direkt mevzuata uygun olarak mı yapıyorsunuz? AVM’lere yönelik olarak hazırlamış olduğumuz hizmetlerimiz tabii ki öncelikli olarak Alışveriş Yönetmeliği’ne uygun olarak dizayn edildi. Fakat hizmetin daha dinamik ve etkili olması amacıyla, firma olarak bilgi birikimimiz ve tecrübelerimiz ışığında AVM yönetimleri ile tam bir koordinasyon gerçekleştiriyor, hizmetin çok daha üst seviyede verilmesini sağlıyoruz.

Deneyimiyle alanında lider olma hedefiyle 2015 yılında kurulan TRN Assistance, müşterilerine şeffaf, finansal olarak erişilebilir ve kolay anlaşılır ürünler ve hizmetler sunuyor. Yeni yapılan AVM’lere acil yardım ünitesi kurulumu konusunda danışmanlık hizmeti sunan firma, sıfırdan birçok işlemin yerinde, doğru hatlarıyla oluşmasına katkıda bulunuyor. Hiçbir revir kurulumu ve aksiyonu olmayan AVM’lere yönelik hizmet paketi oluşturarak, acil yardım ünitelerinin mevzuata uygun olarak kurulmasını sağlayan TRN Assistance, ayrıca gerekli personel temini de yaparak ünitelerin aktif ve yüksek verimli hale getirilmesini sağlıyor. Acil yardım ünitesi bulunan AVM’lerde ise firma, gerekli tespitler yaparak ünitenin eksiklerinin giderilmesini ve personel takviyesinin sağlanmasını, çalışanlara yönelik hem sertifikalı hem de sertifikasız ilk yardım seminer ve eğitimlerinin verilmesini de sağlıyor. Kısaca TRN Assistance ile AVM’ler sağlıkla ilgili tüm hizmetleri tek elden alma imkanını yakalıyor diyebiliriz.

194

Peki, hizmet vermeden önce AVM’nin vaka geçmişini araştırıyor musunuz? Evet, AVM’de gerçekleşen olaylar ışığında hizmet konseptimize gereken eklemeleri ve takviyeleri yapıyoruz. Verilen hizmet bölgelere göre değişkenlik gösteriyor mu? Kesinlikle lokasyon çok önemli… Bu, AVM müşteri çeşitliliğini değiştirmekte ve karşılaşılabilecek vaka çeşitliliğini de etkilemektedir. Hem daha uyguna halledilen hem de verimliliği artıracak bir sistemden bahsedebilir miyiz? Evet, bu tam da bizim sistemimiz… Revir işini, bilgi birikimimiz ve tecrübemizle tam olarak AVM yönetimlerine sağlıyoruz. TRN Assistance hizmet verdiği alanlarda eğitimler veriyor mu? Tabii ki… Hizmet verdiğimiz alanlarda ilkyardım ve yangın eğitimlerini veriyoruz.



T

uvaletler hijyen gerektiren ve sürekli temiz kalması gereken saniter alanlardır. Ancak sürekli olarak temizlenmesine rağmen kokuyu engellemek oldukça zor... Bu durumun pek çok nedeni olduğu gibi çözümleri de var. Konuyla ilgili görüştüğümüz D/S/H Destek Servis Hizmetleri Operasyon Koordinatörü Yılma Berik tuvaletlerde kötü

ÜRÜN & HİZMET kokuya sebep olan olguları ve çözümleri şu şekilde sıraladı; “Pisuarlarda biriken üre, yağ ve kireç; klozet, lavabo, yer sifonlarında benzer birikim; erimeyen tuvalet kağıtları ve bu sebeple logarlar da oluşan çamurlaşma kötü kokunun oluşmasına neden olur. İdrar esasen kokusuzdur, fakat ortamda bulunan zararlı mikro organizmalar idrarın yapısını bozarak kuvvetli amonyak kokusu üretirler ve

hatlarda kireç oluşumuna sebep olurlar. İdrar içeriğindeki ürik asit suda çözünmeyen bileşikler içerir ve bunlarda pisuarın çeşitli noktalarında çökerler. Bazı noktalarda bu çökeltiler pisuarın tıkanmasına sebep olur. Mikroorganizmalar içeren Tuvalet Hijyeni Ürünleri ürik asidi parçalar pH değerini düşürür ve tamamen kokusuz hale geçirir. Bakteri üretip, kötü koku yayılmasına sebep olan

organik maddelerin mikro organizmalar tarafından parçalanmasıyla koku oluşması engellenmiş olur. Değişik mikroorganizmalar boru içerisine yerleşerek organik atıkların sıvılaştırılmasını ve boru üzerine birikmesini engeller. Bu reaksiyon borulardan sonra kanalizasyonda ve fosseptik tanklarında da devam eder. Görüldüğü üzere süreç fosseptik tanklarına kadar devam eder.”

Tek çözüm kokuyu kaynağında yok etmek DOĞANIN ÇÖZÜMÜ “Tuvalet Hijyeni olarak ithalatını yaptığımız ürünlerimiz doğanın bir parçasıdır ve bu konuda referans edinmiş olduğumuz ilke, doğanın kendisini temizlemesi için kullanmış olduğu materyaller ve sistemdir” diyen Berik, “Doğa, içinde oluşan atıklardan ve kirlilikten kurtulabilmek için mikroorganizmaları (bakterileri) kullanır. Bu canlıların, enzimleri sayesinde atıklar parçalanır ve yok olur. Mikro organizmalar (bakteriler) tabiat, insan, hayvan ve bitkiler için faydalı varlıklardır. Yiyecek bulurlarsa 25-30

gün yaşarlar. Çoğalırlar ve ölürler. Yiyecek bulamazlarsa 10 gün gibi ömürleri vardır. Su ve oksijenle çalışır, bunlar eksik olursa çalışmaz ve çoğalamazlar. Bakteriler canlılığını yitirmiş organik atıkları parçalar ve enzim üretirler. Enzimler de parçalanmış atıkları değişikliğe uğratıp tabiata faydalı hale getirirler. Böylece koku çıkartan atıkların kokuları kalmaz. Enzimler çalışma sonrasında enerji, CO.2, H.2O açığa çıkar. Görüldüğü gibi faydalı bakteriler çevreye zarar vermiyor, tam tersi ekolojik dengeyi koruyup onarmaya yardımcı

oluyorlar” dedi ve sözlerine, “Portföyümüzde bulunan enzim ve bakterileri içeren ürünlerimiz; toz, likit ve katı formlarda bulunuyor ve bu şekilde ambalajlanmışlardır. Tuvalet süzgeci olarak da kullanılan katı formdaki ürünler pisuarlara konulur. Kokulu süzgeçlerin içinde yer alan enzim ya da bakterilerin tükenmesinin ardından çıkartılıp yenisi ile değiştirilir. Bu ürünler kullanım alanına göre 20-30 gün arası işlevselliğini korur. Likit ürünler enzim içermektedir. Hafif bir esansla desteklenmişlerdir. Tüm pis su giderlerine belirli aralıklarla direk olarak döküleceği gibi sprey şişelerinde giderlere ya da saniter alanlara direkt olarak püskürtülerek kullanılabilir” diyerek devam etti.

TÜM ALANLARDA GÜVENLİ KULLANIM Tuvalet Hijyeni ürünlerinin, tuvaletlerinde kötü koku problemi yaşayan tüm işletmelerin tuvaletlerinde ve pis su giderlerinde itina ile kullanılabileceğini belirten Berik, bununla birlikte kötü koku yaşanmamasına rağmen bakım amaçlı olarak ürünün AVM, hastane, benzin istasyonları, okul, kamu kurumları, ibadethane, fabrika ve Yeşil Sertifika sahibi plaza gibi alanlarda da güvenle kullanabileceğini dile getirdi. Nihai tüketicinin üründen son derece memnun kaldıklarını ise Berik, “Direkt kullanıcılar şimdiye kadar benzer ürünler ile karşılaşmadıklarını, ürünlerin son derece etkin ve hızlı sonuca erişebildiğini dile getiriyor. En önemlisi, kimyasaldan uzak olarak sorunlara doğal çareler ile çözüm bulunmuş olmasının sevindirici olduğunu belirtiyorlar” diyerek açıkladı.

İNOVATİF ÇÖZÜMLER D/S/H Destek Servis Hizmetleri olarak gelecek dönemlere ilişkin hedeflerini sorduğumuzda Berik, “İnovatif fikirler üreten D/S/H Destek Servis Hizmetleri, kuruluşların ana faaliyet alanları dışında hizmet ve malzeme tedariği konularında ‘stratejik hizmet ortağı’ rolünü üstlenerek, müşterilerin benzersiz gereksinimlerine uyan özgün çözümler üretmeyi hedefliyor. Ayrıca internet sitemizle ekolojik temizlik konusunda bir ilki gerçekleştirip, ülkemizde tuvalet hijyeni konusunda farkındalık yaratmaya çalışıyoruz” dedi.

196



ÜRÜN & HİZMET

Multinet Up ikinci kez Dijital Öncü Markalar arasında

106 şirketin değerlendirildiği Accenture Dijitalleşme Endeksi’nde Multinet Up, yüzde 82’lik oranla Türkiye ve sektör ortalamasının üzerine çıktı.

Strateji, yönetim danışmanlığı, dijital, teknoloji ve operasyon alanlarında hizmet ve çözümler sunan saygın uluslararası profesyonel danışmanlık şirketi Accenture, Türkiye’de farklı sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin 2016 yılına ilişkin dijitalleşme yetkinliklerini inceledi. Şirketler “Dijital Strateji”, “Dijital Hizmetler” ve “Dijital Operasyonel Yetkinlik” alanlarında toplam 10 kritere ve 119 göstergeye göre incelendi. 106 şirketin değerlendirildiği Accenture Dijitalleşme Endeksi’nde Multinet Up elde ettiği yüzde 82’lik dijitalleşme oranıyla Türkiye ve sektör ortalamasının üzerine çıktı ve Dijitalleşme Öncüleri arasında yer aldı.

TÜRKİYE ORTALAMASININ YÜZDE 61 OLDUĞU ENDEKSTE MULTİNET UP YÜZDE 82’LİK ORTALAMA İLE TÜRKİYE’NİN VE SEKTÖRÜN ÖNCÜSÜ OLDU Finansal hizmetlerin en iyi performans gösteren sektör olduğu belirlenen Dijitalleşme Endeksi’nde Multinet Up, incelenen 106 şirket içerisinde “Dijitalleşme Öncüleri” arasında yer aldı. Şirketlerin güçlü ve gelişime açık alanlarının sektörel bazda ele alındığı Dijitalleşme Endeksi’nde, Multinet Up, kendi sektör grubu içerisinde değerlendirildiği “Dijital Strateji” ve “Dijital Hizmetler” kriterlerinde sektör ortalamasının da üzerinde bir skor elde etti. Türkiye ortalamasının yüzde 73 olduğu Dijital Strateji kategorisinde sektör ortalaması yüzde 93 iken, Multinet Up’ın ortalaması yüzde 97 oldu. Türkiye ortalamasının yüzde 61 olduğu Dijital Hizmetler kategorisinde sektör ortalaması yüzde 76 iken, Multinet Up yüzde 82’lik ortalamasıyla Türkiye’nin ve sektörün öncüsü oldu.

BAŞARININ SIRRI İNOVASYONA VERİLEN ÖNEM BAŞARININ SIRRI İNOVASYONA VERİLEN ÖNEM

Endeksi değerlendiren Multinet Up COO’su Demirhan Şener şunları söyledi: “Multinet Up’in hizmet sektöründeki başarısının altında inovasyonu kurumsal kültürünün ayrılmaz bir parçası haline getirmesi, teknoloji geliştirmesi ve en ileri teknolojilerle gerçek anlamda değer yaratan çözümler sunabilmesi yatıyor. Bu bakımdan şirketimizin dijitalleşmede önde koşan kuruluşlar arasında olması doğaldır. Uluslararası düzeyde saygın ve bağımsız bir kuruluş olan Accenture’un hazırladığı Accenture Dijitalleşme Endeksi’nde Multinet Up’ın ikinci kez Dijitalleşme Öncüleri arasında yer alması bizim bu yönümüzü bir kez daha tescil ederken, doğru yolda ilerlediğimizi de ortaya koyuyor. Multinet Up, öncü olmanın getirdiği sorumluluğu da taşıyarak bu alandaki yatırımlarını artırmaya devam edecek.”

198



ÜRÜN & HİZMET

Ses ve görüntü sistemlerinde profesyonel çözümler Set Elektronik Şirket Sahibi Mustafa Tanrıverdi: “40 senelik tecrübemiz, Karadeniz’in ilk seslendirme firması olmamız, yapmış olduğumuz işlerdeki hizmet kalitesi ve her işe göre ekonomik çözümler üretmemiz bizi rakiplerimizden ayıran ve bizi tercih edilebilir kılan özelliklerimiz…” dedi. Set Elektronik neler yapar, kısaca bahseder misiniz? Set elektronik; profesyonel ses, ışık, görüntü ve konferans salonu sistemleri sektöründe uzmanlaşmış bir firmadır. 1977 yılından bu yana müşterilerine ilgili alanda tecrübeli personeli ve teknik servisiyle hizmet veren firmamız, ses sistemleri üretimi konusunda ve proje anahtar teslim işlerde Türkiye'nin birkaç firmasından biri...

Projelerinizin kusursuz bir şekilde işlemesi adına almış olduğunuz önlemler ya da yapmış olduğunuz ön çalışmalar var mı? Varsa kısaca bunlardan bahsedebilir misiz? Tecrübeli personel ve projede kullanılan ürünlerin kalitesi kusursuz projenin kusursuz işlemesi adına olmazsa olmaz… Bu doğrultuda her iki unsura projelerimizde önem veriyoruz. Ayrıca satış sonrası hizmete verdiğimiz önem de, projelerin kusursuz bir şekilde işlemesi adına almış olduğumuz önlemler arasında yer alıyor.

Müşteri portföyünüzde kimler var? Faaliyet alanlarınız nereler? Faaliyet alanlarımız dahilinde; düğün salonları, kafeler, alışveriş merkezlerindeki işletmelerin acil anons ve müzik sistemleri, konferans salonları, oteller, hastaneler, spor kompleksleri, öğrenci yurtları, eğitim kurumları ve konser sistemleri yer alıyor.

Peki, Set Elektronik’i tercih edilebilir kılan sizce nedir? Başka deyişle Set Eelektronik’i rakiplerinden ayıran özellikleri nelerdir? 40 senelik tecrübemiz, Karadeniz’in ilk seslendirme firması olmamız, yapmış olduğumuz işlerdeki hizmet kalitesi ve her işe göre ekonomik çözümler üretmemiz bizi rakiplerimizden ayıran ve bizi tercih edilebilir kılan özelliklerimiz…

200



ÜRÜN & HİZMET

75 ÜLKE, 890 BİN DATA

R

enkli bir tarihçesi var Yellow Pages’in… 1883 yılında Amerika’nın Wyoming eyaletinde firma telefon rehberi basan bir matbaacı, elinde beyaz kağıt kalmayınca sarı kağıda geçiyor ve “yellow pages” doğuyor. Bugün tanıdığımız haliyle “Yellow Pages” firma rehberi ve ünlü “yürüyen parmaklar” logosu ise 1970’lerde, ünlü telekomünikasyon şirketi AT&T tarafından sektöre tanıtıldı. Firmalardan oluşan telefon rehberi olarak doğan “Yellow Pages”ın arkasındaki AT&T’nin kurucusu ise telefonun mucidi Graham Bell. Dijitalleşme ile birlikte internete taşınan ve teknolojik bir alt yapıya sahip Yellow Pages siteleri bugün, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 75’ten fazla ülkede online firma rehberi olarak yayınlanıyor. Yellowpages.com.tr adresinde yayın yapan online firma rehberi Yellow Pages, 890 binden fazla firma datasına sahip. Firmaların bilgilerini Yellow Pages Türkiye’ye kaydettirmeleri tamamen ücretsiz. Bu dönüşüm rehberin online versiyona çevrilmesiyle sınırlı değil. Yellow Pages bulunduğu her ülkede her zaman en fazla sayıda KOBİ’ye ulaşan ve temasta olan, KOBİ’leri en iyi tanıyan “bulunma” hizmeti veren kurum oldu… “Bugün ‘bulunma’nın yolu, mobil uyumlu web siteleri, lokasyon bazlı web siteleri, dijital haritalar ve online rehberlerden geçiyor” diyen Yellow Pages Genel Müdürü Serhad Akkoç, “İşte tüm bu bilgi ve deneyim ile Yellow Pages bugün KOBİ’lere uygun maliyetlere ve hızlı hayata geçen dijital pazarlama çözümleri sunan hizmet sağlayıcısına dönüştü” dedi.

202

Firma rehberine üyelik sistemi ve dijital pazarlama hizmetlerinizden bahseder misiniz? Online firma rehberi YellowPages.com. tr’ye kayıt olmak ve temel firma bilgilerinin yayınlanması ücretsiz. Diğer müşterilerine daha detaylı bilgi vermek isteyen firmaların, çalışma saatleri, firma tanıtım yazısı, logo, fotoğraf, video, makale, kampanya, tek sayfalık mini web sitesi gibi özel içeriklerini yayınladığımız, Süper Sayfam adını verdiğimiz ücretli reklam paketimiz mevcut. Gerek çok fazla sayıda lokasyonu olan markalarla, gerekse dijital pazarlamaya önem veren KOBİ’lerle, Süper Sayfam ile çalışıyoruz. Bu zengin içerikli, gelişmiş web sayfalarını Google AdWords reklamlarıyla da birleştirebiliyoruz. İşletmelere ayrıca, Süper Sayfam paketi ile bağlantılı Apple, Google My Business, Yandex gibi dijital haritalara kayıt hizmetleri de veriyoruz. İkinci bir adım olarak müşterilerin, aradıkları firmayla ilgili detaylı bilgi almak için doğrudan web sitesine ulaştığını biliyoruz. Bu kapsamda da dijital pazarlama hizmetimizin bir uzantısı olarak KOBİ’lere özel web sitesi tasarlıyoruz. Tüm ekranlarla uyumlu web siteleri, mobil web siteler ve lokasyon bazlı web sayfaları, KOBİ’lere sağladığımız dijital pazarlama hizmetlerimiz arasına girdi. Burada profesyonel bir tasarıma sahip, SEO (Arama Motoru Optimizasyonu) yapılmış, son teknolojiye sahip mobil uyumlu web siteleri sunuyoruz. Yine bu web sitelerini, firmaların pazarlama aktivitelerine, kampanyalarına uygun Google AdWords reklamları ile bağlayarak firmaların dijitalde bulunurluğunu ve müşteri kazanımını artırıyoruz. KOBİ web siteleri için yıl boyu güncelleme ve bakım hizmeti de veriyor, dijital pazarlama konusunda da ücretsiz

danışmanlık sağlıyoruz. KOBİ’lerin dijital dünyada varlığını güçlendirecek bu siteleri ulaşılabilir fiyatlarla sunuyor ve bünyemizde kurulan özel ekiple firmalara danışmanlık veriyoruz. Dijitalde var olmak artık çok önemli! KOBİ’ler Yellow Pages sayesinde neler kazanıyor? Farkınız nedir? Yerel arama ve dijital pazarlama uzmanlığımızın bir uzantısı olarak, KOBİ’lerin yerel aramalarda üst sıralarda bulunması amacıyla platform ve danışmanlık sağlıyoruz. Bugün 890 binden fazla firma datasını barındıran YellowPages.com.tr, bu açıdan KOBİ’lerin yerel arama performanslarına sağladığımız en önemli desteklerden biri. Online firma rehberinde bulunmak çok önemli ama tek başına yeterli değil. Bugün dijital dünyada öne çıkabilmek için mümkün olduğunca fazla noktada, web sitesinden online firma rehberlerine, mobil sitelere, portallara, bloglara, sosyal medya platformlarına kadar var olmak gerekiyor.


ÜRÜN & HİZMET

Rehberimizde bulunan firmaları, Apple, Bing, Facebook, Foursquare, Google ve Yandex gibi platformlara ve bunların dijital haritalarına yerleştiriyoruz. Türkiye’de KOBİ’leri Apple Haritalarına yerleştiren tek firmayız. Ayrıca KOBİ’lere Google Adwords hizmeti sunuyoruz. Günümüzün popüler online reklam modeli olan Google Adwords, kendi içinde bir matematik. Sahip olduğunuz kısıtlı bütçeden en iyi şekilde faydalanmak için seçilecek anahtar kelimeden reklamın yönlendiği sayfa seçimine kadar her türlü detay çok önemli. Doğru

kurgulandığında reklamların görünürlüğü ve satışa dönüşme olasılığı ciddi ölçüde fark ediyor. Bünyemizde bu konuda son derece iyi eğitim almış, dijital pazarlama dinamiklerini iyi tanıyan bir proje ekibimiz var. Küçük bütçelerle optimize işler yapmak ve dijitalde varlığını kuvvetlendirmek isteyen KOBİ’lere dürüst ve doğru hizmet veriyoruz. Burada altını çizmek istediğim diğer önemli nokta mobilite. Google’ın yayınladığı araştırma, mobil cihazlardan yerel arama yapan her 2 kişiden 1’inin aynı gün içinde arama yaptığı mağazaya gittiğini

söylüyor. Bu aramaların yüzde 54’ünde işletmenin çalışma saatlerine, yüzde 53’ünde yol tarifi bilgisine bakılıyor. Yellow Pages olarak, kendi müşterilerimizde de bu arama ihtiyaçlara cevap verme kaygısını çok yakından görüyoruz. Eskilerin tipik kurumsal müşteri talebi “logomu bir tık daha büyütür müsünüz?”lerin yerini şimdi, çalışma saatlerini ya da o işletmeden geçerli olan ödeme yöntemlerini gösterme, dijital haritalarda işyeri pininin doğru yerde olması, yanlış açılmış pinlerin temizlenmesi gibi talepler aldı.

Son dönemlerde gerçekleştirdiğiniz, “ilk biz yaptık” dediğiniz bir yenilik var mı? 2016’nın son çeyreğinde sunduğumuz hizmetlere bir yenisini daha ekleyerek bir ilki gerçekleştirdik ve Türkiye’nin ilk firma rehberi robotu RehberBot’u hayata geçirdik. RehberBot, Türkiye’nin ilk rehber robotu olduğu gibi dünyadaki Yellow Pages’lar arasında da bir ilk... YellowPages.com.tr üzerinden Mesaj Gönder butonundan ya da Facebook Messenger ile Yellow Pages Türkiye hesabından ulaşılan RehberBot ile kullanıcılar rehberde firma arayabiliyor ya da rehbere firma ekleyebiliyorlar. RehberBot kullanıcı davranışları ise oldukça ilginç... Hemen ilk günlerde kullanıcıların RehberBot’u anlamadıklarını ve bir yapay zeka ile konuştuklarının farkında olmadıklarını gözlemledik. Hızla konuşma dilimizi yumuşatıp, daha samimi, günlük konuşmaya çektik. Cümlelerimizi kısalttık, böldük. Ve en önemlisi, bugün mesajlaşma yazışmalarının en önemli desteği olan “emoji” görsellerini ekledik. Yönlendirmelerimizi daha açıklayıcı yaptık ve örnekler verdik. Yaptığımız her değişikliğin hızlı bir şekilde olumlu sonuçlarını aldık. Dijitalin büyüsü de burada zaten. Her şey gerçek zamanlı ve hızlı... İlk gelen mesajlar ile son gelen mesajları karşılaştırdığımızda doğru kullanımda yüzde 80’in üzerinde bir artış gözlemledik. Kullanıcı davranışları tüm geliştirmelerimizde her zaman bize rehberlik ediyor. İstatistiklere bakacak olursak RehberBot’la konuşan kullanıcıların yüzde 55’i RehberBot’u “firma arama”, yüzde 37’si “firma ekleme” için kullanıyor. En çok arananlar ise “kafe, hastane, çiğ köfteci’’ gibi lokasyonu önemli olan işletmeler.

203


8 MART İŞ HAYATI KADINLARLA DAHA DA BÜYÜYECEK MAMACO GENEL MÜDÜR YARDIMCISI ÇİĞDEM ZORLU: Kadın olmak sevgi dolu olmak, huzur, bereket, zerafet ve verimli olmak demek. Kadınların iş hayatına katılması, iş dünyasının da güzelleşmesi, bereketli ve verimli olması, aynı zamanda ekonominin ve üretimin daha çok büyümesi demek. Çünkü kadın doğuran, büyüten, besleyen; güçlü, dayanıklı, sevgi dolu ve birleştiricidir. Kadınlarımızın eğitimli olsun olmasın, maddi ihtiyacı olsun olmasın imkan buldukça çaba harcaması, güçlerini daha fazla göstermesi, daha çok sayıda kadınımızın iş hayatına girmesi gücüne güç, değerine değer katmasına ihtiyacımız var. Kadınların ekonomiye, üretime , gelişime, büyümeye emeğini katmasını, çok sayıda başarılara imza atmalarını diliyorum. Yönetici kadrolarında daha fazla sayıda kadın görelim. İş hayatı kadınlarla daha da güzelleşecek , daha çok bereketlenecek ve büyüyecek . Çalışarak, güçlenerek, varlığımızla her alanda kendimizi ön plana çıkartmalıyız. Kadınlarımıza değerli günler diliyorum.

1K Kimya CEO’su Kimyager Sevginar Baştekin: Kadın olmak pek çok güzel şeyi içinde barındırır, birçok zorluğu da yanında getirir. İş hayatında kadın olmak ise çok daha fazla emek vermeyi ve çalışmayı gerektirir. Çünkü bizim yaşamımız sadece işten ibaret değildir. Bizler, eş ve anne olmanın getirdiği sorumlulukları da birlikte yürütürüz çoğu zaman. Bizi eşsiz kılan da budur. Çalışan bir kadın olmak; algınızın her zaman açık, yorgunluğunuzun her zaman az ve enerjinizin her zaman yüksek olmasını gerektiren bir durumdur. Birlikte çalıştığımız kadın çalışanlarımızla eşit ise eşit ücret politikası izliyoruz ve 1K Kimya olarak bu konuyu çok önemli buluyoruz. Almanya, İngiltere gibi gelişmiş Avrupa ülkelerinde bile, aynı işi yapan kadın ve erkek çalışan arasında maaş farkı bulunurken, biz şirket politikası olarak kadın çalışanlarımıza her zaman eşit ücret imkanı sunuyoruz. Şirketimizde kadınları daha fazla istihdam ederek onları desteklemeyi kadın bir işveren olarak çok önemsiyorum. 1K Kimya olarak toplumumuzun, ancak kadınların iş hayatının tüm kollarına dahil olmasıyla ilerleyebileceğine inanıyoruz. Bu vesileyle tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum.

KADINLAR GÜNÜ


8 MART ATALIAN Global Services Grup Kurumsal İletişim Müdürü Deniz Pala: Erkek egemen toplumların kadınları, kadın-erkek eşitliğinin olduğu toplumlara kıyasla çok daha fazla yük ve sorumluluk taşıyor omuzlarında. Kadınların birden fazla kimliği başarıyla taşıması beklendiği için gerek özel yaşamlarında gerekse iş hayatında daha fazla mücadele bekliyor onları. Çocuklu bir hayatı tercih eden kadın kariyeriyle, evinin işlerine, eşinin ve çocuklarının ihtiyaçlarına ayırdığı zamanı iyi dengelemek zorunda. Çocuksuz bir hayatı tercih eden kadınlarınsa önyargıları kırmak ve kendi doğrularını savunmak için çaba harcaması gerekiyor. Kadının, kendisine yüklenen sorumluluklar ve iş yaşamında karşılaşılan güçlüklerle başa çıkarken tükenmişliğe sürüklenmemesi için kendini her fırsatta geliştirmesi, ilgi alanlarına göre okuyarak, yazarak, çizerek, kültür ve sanatla beslenerek hayatını anlamlandırıp zenginleştirmesi çok değerli…

Sofra/Compass Group Türkiye Pazarlama ve Kurumsal İletişim Direktörü Burcu Güvenç: 22 binden fazla kişiye iş alanı sağlayan Sofra Compass Group olarak Türkiye’nin en büyük işverenlerinden biriyiz. Tüm çalışanlarımızın yüzde 35’i, yönetim kademelerimizin yüzde 51’i kadınlardan oluşuyor. Capital’in araştırmasına göre en fazla kadın yönetici istihdam eden 4. firmayız. Kadın istihdamına çok önem veriyoruz. Kadının işgücüne katılımı konusunda destekleyici projeler gerçekleştiriyoruz. Geçtiğimiz yıl, yiyecek ve içecek sektöründe tercih edilecek vasıflara sahip, özgün ve profesyonel çalışma prensiplerine göre eğitim almış kadın aşçı yardımcıları yetiştirilerek kadın istihdamının ve kadınların iş gücüne katılımının artırılması amacıyla Kadın Şefler Akademisi’ni hayata geçirdik. Kağıthane Belediyesi ve ilgili İşkur Müdürlüğü ile yaptığımız işbirliği sayesinde de 6 aylık kursu başarı ile bitiren kadın aşçı yardımcılarına şirket bünyesindeki çeşitli projelerimizde çalışma imkanı sunduk. Benzer işbirlikleriyle bu çalışmayı başka bölgelerde de yapma hedefindeyiz. Kendine güvenen, çalışmaktan asla vazgeçmeyen kadınların desteklenmesi ve yüreklendirilmesiyle başarılı kadınların sayısının artacağına inanıyorum. Ayrıca şunu eklemek isterim; tüm dünyanın dikkati ve ilgisinde olan toplumsal cinsiyet eşitliği, sadece kadınları ilgilendiren bir konu değil. Kadın-erkek hepimizin üzerinde durması gereken bir konu... Öncelikle bir anne, ardından iş hayatında bir kadın yönetici olarak; kadınların ve kız çocuklarının yaşadığı her türlü ayrımcılığın karşısında olduğumu da ifade etmek isterim. Hepimizin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum.

KADINLAR GÜNÜ


8 MART Porland Kurumsal İletişim Yöneticisi Esen Karatekin: Eşitlik ilkesinin tam karşılığını bulamadığı iş fırsatlarına rağmen kadın varlığının bir miktar normalleşmeye başlandığı bir süreçten geçiyoruz. Kadının üretkenliğini ve özgüvenini artıran iş hayatı, aynı zamanda ekonomik özgürlüğünü sağlarken, geleneksel değerlere dayalı tutumların sürdürülmesi kadın için çeşitli sorunları beraberinde getiriyor. Kadınların çalışma yaşamında karşılaştığı problemleri tek tek saymak mümkün ama bütüne baktığımızda temel sorunun toplumun kadına yüklediği anlamda yattığını söylemek mümkün. İş ya da özel hayat ayrımlarına girişmeden kadının geleneklerden doğan beklentilerden sıyrılıp birey olma hakkını sonuna kadar kullandığı ve bir gün ile sınırlı olmayan yaşamı boyunca ayrıcalık değil eşitlik düzeyinde toplumda varlığını güçlendirmesi dileği ve özlemi ile…

MC Donalds Pazarlama Müdürü Selin Süzer: Kadın olmak… Bugün, birçok bağlamda bu konuyu tartışıyoruz. Kadın olmak kimisi için anne, kimisi içinse bir eş olmak… Kadın olmak kimisi için duygusal olmak kimisi içinse bir durumu tüm koşulları ve detaylarıyla düşünebilmek… Kadın olmak kimisi için “hanımefendi” olmak kimisi içinse çok konuşmak… Oysa bence kadın olmak sadece tesadüfi bir gen dizilimi... Kolay olmadığı doğru ama zoru başarmak da bizim işimiz. Simone de Beauvoir’ın dediği gibi: “Bir kadını ezen sadece erkek değildir. Kadın kendi hayatından sorumlu olmaktan vazgeçerek kendi kendini de ezer.” Kadın erkek değerlerinden bağımsız olarak kendini değerlendirmeli ve kendisinden bahsedilmeli. Tıpkı erkekler için geçerli olduğu gibi. Dünyada her şey zıttı ile birlikte var. Kadın da her insan gibi kendi nedenleri, kendi düzeni, kendi amacı, kendi görüşü olan ve yaşamı oldukça iyileştirendir. Sevgili bir dünya için kadınlar günümüz kutlu olsun!

KADINLAR GÜNÜ



8 MART Mommy and Kiddy Anne - Çocuk Etkinlik Ajansı Kurucuları Özgün Ayvaz&Pınar Akpınar: “Kadın olmak ayrıcalık gerektirir” Kadın olmak şanslı doğmaktır… Kadın olmak büyüklüktür… Kadın olmak anne olmaktır, kutsaldır… Kadın olmak sorumluluklardır, güçtür... Kadın olmak aileye yön vermek, gelecek nesilleri yetiştirmektir… Kadın olmak özeldir… Ayrıcalıklarını her yerde hissetmektir... “Önemli olan fark yaratmak” düşüncesi ile birebir bayan ziyaretçileri hedefleyerek, sadece onlara özel “Kadınlar Kulübü” etkinlik planlamaları yapıyoruz. Bu etkinlikler; AVM’ler arasındaki artan rekabet ortamında, bayan tüketicileri alışveriş merkezine çekmede ve alışverişin canlanmasında büyük rol oynuyor. Ayrıca AVM’yi sıradanlıktan kurtaran ve sirkülasyonu sağlayan “Kadınlar Kulübü” etkinlikleri, müşteri memnuniyetini artırıp, alışveriş merkezine duyulan sadakatinin de uzun vadeli olmasını sağlıyor. Bayan tüketiciler açısından yararları ise; kendilerine vakit ayırmaları, workshoplarla hem yaratıcılıklarını geliştirmeleri hem de yeni dostluklar kazanmalarıdır. Sohbet ve seminerlerle ise merak ettikleri konulara cevaplar bularak keyifli ve verimli zamanlar geçiriyorlar. 2017 yılı için hedefimiz her alışveriş merkezinde “kadın olmanın ayrılacağını” yaşatabileceğimiz etkinliklere imza atmak. Çünkü kadın olmak ayrıcalık gerektirir…

NTS danışmanlık Kurucusu Behiye Savaşkan: “İş hayatı her zaman zordur. Kadın olunca daha bir zordur” Ülkemizde kadınların eğitim seviyelerinde istenilen kadar olmasa da bir artış olduğu ve buna paralel olarak işgücüne katılan kadın sayısının da artmakta olduğu bir gerçek. Bu yüzden işverenlerin ve insan kaynakları departmanlarının kadınların işyerlerinde yaşadığı sorunlara daha fazla eğilmesi ve çözüm üretmesi gerekiyor. Kadınların iş hayatında yükselememesinin önemli nedenlerinden biri de kadın olduğu için bir erkek kadar güçlü olmadığının düşünülmesi, bu yüzden önemli pozisyonlara getirilmemesi iş hayatında sıklıkla rastlanılan bir durum. Ataerkil toplumlarda kadınlar, kadın-erkek eşitliği konusunda çok daha fazla savaş verdi, ve vermeye de devam ediyor. Günümüzde maalesef hala tartışma konusu olan kadının sosyal yaşamdaki statüsü, misyonu ve hakları en çok erkekler tarafından konuşuldu ve belirlendi. Kadınların anne, eş ve çalışan olarak birden fazla kimliği olması, aile ile kariyeri arasında tercih yapmak zorunda kalmak ve toplumun ön yargılarını da kırmak için çok daha fazla mücadele etmesi gerekiyor. İş hayatında erkekten daha az kazanan, işe alımlarda evlilik ya da çocuk planlarının belirleyici unsur olduğu, haklarının verilmediği ya da sorgulandığı, kariyer basamaklarını tırmanırken aile hayatını da sırtlanmak zorunda olan daha fazla destekle ilerlemesi gerektiğini düşünüyorum. Başarılı bir kadın, başarılı bir anne ancak küçük yaşta kızların eğitimi, bilinçlendirilmesi ve desteklenmesi ile başlar. Kendine güvenen, cesur, ekonomik olarak özgür, eğitimli, kültürel ve ahlak seviyesi yüksek güçlü bir toplum ancak güçlü ve bağımsız kadınların ellerinde şekillenecektir.

KADINLAR GÜNÜ


8 MART Yoyo Events Şİrket SahİBİ Burcu Erkİn Yıldızak: Kadın olmak; eskilerin dediği gibi on parmağında on marifet olması ile bir koltukta acaba kaç karpuzu taşırım arasında gidip gelir. Günümüzün hayat şartlarında, daha iyi şartlarda yaşamak, çocuklarına daha iyi fırsatlar sunmak isteyen kadın; hem evinin kadını hem de işinin kadını olarak 2 kimliği taşımak durumundadır. Kadın, yuvayı kuran dişi kuştur; çocuk doğurur, bakar, büyütür, eşini mutlu eder, evi çekip çevirir ama aynı zamanda erkek egemen iş dünyasında ayaklarının üzerinde duran, güçlü bir duruş sergileyen, asla pes etmeyen, bazen inatçı, ama başarının detay ve ayrıntılar içinde saklı olduğunu bilen titiz, sorumluluk sahibi ve özverili kimliktir. Kendinden öte başkalarını düşünen kadını besleyen en önemli olan şey ise sevgidir. Kadın severse, yaptığı işlerden keyif alırsa tıpkı bir çiçek gibi coşar, bir mücevher gibi parlar. Sevgi ile içinden gelen ışık çevresindekilere de yansır ve dalga dalga büyür. İşte bu yüzden kadınlar özeldir, ana, bacı, çocuk, kardeş demeden kadınlara özen gösterilmesi, bir gün değil her gün hatırlanmaları gerekir.

Selimakar Marka Ofisi Halkla İlişkiler Müdürü Beste Öner: GÜÇLÜ KADINA HER GÜN KADINLAR GÜNÜ! Utandırıcı istatistiki verilere karşın her Martın 8’inde kutlanan o gün Dünya Kadınlar Günü’dür. Kadınların yaşadıkları sorunlara karşı duyarlılık kazandırmak, şiddete karşı uyanmak ve uyandırmak için kullanıldığında güzel bir gün. Güçlü kadınlarımıza her gün kadınlar günü. Önemli olan sesini duyuramayan kadınlarımızın bu konuda daha bilgili ve atak hale getirilebilmesidir. Ama kapital sistemde daha çok “bugün kadınlar günü bir çiçek, hediye al” ya da “Kadınlar Günü’ne özel mağaza indirimleri” amaçlarıyla kullanıldığında gerçek amacından sapıyor ve daha anlamsız hal alıyor. SESSİZ KALMAK YOK! Psikolojik ve fiziksel şiddete karşın eli kolu bağlayıp, duruma itaat söz konusu olmaması için farkındalık yaratmak gerekmektedir. Bu farkındalığın uzun ya da kısa vadede etki yaratması için böylesine bir günü kapitalist sistem dışında kutlamak, duyurmak ve bilgilendirmek gerekiyor. EMEKÇİ VE DOKUNDUĞUNU YEŞERTEN KADINLARIMIZ Güçlü kadınlar güçlü toplumları oluşturur. Emekçi ve dokunduğunu yeşerten kadınlarımızın; saygılı, sevgili ve adaletli yaşama kavuşması için, Dünya Emekçi Kadınlar Günü her gün hepimize kutlu ve yaşamaya değer olsun.

KADINLAR GÜNÜ


8 MART JLL Mülk ve Varlık Yönetimi Müdürü Mirşad Kalan: “Kadın olmak; kadınlara özgü yüksek duygusal zekayı iş hayatında rekabet gücü olarak kullanmak, güçlü önseziler ve zarafet ile de başarıya ulaşmaktır. Kadınları erkeklerden ayıran en önemli özelliklerden bir tanesi yüksek duygusal zekalarıdır, bu da beraberinde etkin liderliği ve üstün iş performansını getirmektedir. Buna bir de günümüz değişken piyasa koşullarında özellikle ihtiyaç duyulan güçlü önseziler eklendiğinde başarı kaçınılmazdır.”

Nuit Ajans Başkanı Tuba Kılıç Almalı: Kadın olmak, mayasındaki sevgisi ve sabrıyla elinin değdiğini büyütebilmektir, büyüttüklerini bir arada tutabilmektir. Kadın olmak, bir hamurun mayasını tutturmak gibi hayatın dengesini kurabilmektir. Kadın olmak, zerafetin, naifliğin, nezaketin var olması demektir. Kadın olmak; insanlığın var oluşunda ki en önemli mücadelecisidir, insanlığın ilk cemresi bile onun içine düşerek yeşermez mi? Kadın olmak, yazılanın, çizilenin çok daha ötesinde olmasına rağmen mütevazı olmayı başarabilmektir. Ve kadın olmak, bunca güzelliğine rağmen, hayattaki edinimlerinin karşılığını bulmasa da dimdik durabilmeyi başarabilmektir.

Bİr gün değİl, her gün kadınlar günü olsun…

SONSÖZ…

Kadın; narindir aslında. Ancak narin olması onun hemen yenilmesi anlamına gelmez. Hem narin hem de güçlüdür, kolayca pes etmez. Dünyanın yaratıcı, doğurgan, yenilenen, temizleyen, sakin yanıdır kadın. Sevgi ile yapamayacağı şey yoktur ki kadının… Yeter ki ihtiyacı olan sevgi ve güveni alsın karşısından. Kadın olmak güzel olmaktır, gülümsemektir, huzur vermektir. Aynaya baktığında kendini sevme sanatıdır. Saf olmak, iyi düşünmektir kadın olmak. Akıldır ama daha çok duygudur ve yanılmaz duygularında asla. Sevildikçe güzelleşen ve hayatı güzelleştirendir kadın. Bu yüzdendir kıymetli oluşu... Kadın olmak çok hoş bir duygudur aslında… Özellikle kendi toplum bireylerimizin kadınlara karşı bakış açısının değişmesi gerekiyor artık. Sadece erkekler değil, kadınlar da farklı bakmalı kadınlara… Öncelikle kadınlar değer vermeli kendilerine ve özünü bulmalı. Yalnızca bu şekilde değişir düşünceler ve nesiller… Bize mesajlarını ileten, sektörün tüm kadınlarına teşekkür eder, içindekileri dünyaya aktaran tüm kadınların Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutlarız. Bir gün değil her gün kadınlar günü olsun…

EDİTÖR:BAŞAK TANRIVERDİ

KADINLAR GÜNÜ



KÜLTÜR & SANAT

Hollanda’da gezilecek 10 yer!

Hollanda’yı gezmek sadece başkent Amsterdam’ı gezmek değildir. Yel değirmenlerden muhteşem köylere, eşsiz tarlalardan lale bahçelerine… Hollanda’da görmeye değer birçok yer bulunuyor. Bunların arasından en önemli 10 tanesini Hollanda’da gezilecek yerler yazısında toplamış gezirehberleri.com… İşte Hollanda’da gezilecek 10 önemli yerin geri sayımı; 10-Gouda: Gouda, çok sayıda eski binaya ve güzel kanallara sahip tipik bir Hollanda şehridir. Büyük demiryolu ve otoyol bağlantıları sayesinde günlük gezi için popüler bir destinasyon. Şehir; peynirleri, leziz gofretleri ve mumlarıyla ünlü... Gouda’daki 2 önemli turistik yer: 15. yüzyıldan kalma güzel belediye binası ve St. Janskerk’teki muhteşem cam pencereler. 9- Rotterdam: Bir zamanlar sadece 13. yüzyıldan kalma bir balıkçı köyü olan Rotterdam bugün Hollanda’nın en modern şehirlerinden biridir. Amsterdam gibi bisiklet dostu olan Rotterdam, keşfedilmeyi bekleyen birkaç tarihi bölgeye sahip… Popüler Delfshaven bölgesinde düzenlenen festivaller ve karnavallar her yıl Avrupa ülkelerinden ziyaretçilerin gelmesini sağlıyor. En popüler ziyaretçi noktaları: Dali, Van Gogh, Bosch ve Rembrandt’ın şaheserleri de dahil olmak üzere Orta Çağ’dan modern zamana kadar uzanan sanat eserlerinin sergilendiği Boijmans Van Beuningen Müzesidir. 8- Groningen: Bu kültürel açıdan çeşitlilik gösteren üniver-

212

site şehri her ne kadar küçük olsa da Hollanda’da sanat, iş ve eğitim ile ilgili iki önemli koleje sahip. Groninger Müzesi, Hollanda’nın en yenilikçi ve en modern yapıtlarından biri. Groningen’de müzik ve tiyatro bol miktarda bulunur ve birçok kafesinde canlı müzik&eğlence bulunur. Yüksek öğrenci nüfusu nedeniyle gece hayatı da oldukça hareketlidir. 7- Giethoorn: Amsterdam’dan tren ve otobüs ile gidilebilen bu köy sadece 1.5 saat uzaklıkta. Köye herhangi bir motorlu araçla girmek yasak! Yemyeşil alanın içerisinde bulunan akarsularda ulaşım sandallarla yapılıyor. Müstakil evleri birbirine bağlayan köprüler, muazzam


KÜLTÜR & SANAT bir güzellik içerisinde. Henüz teknolojinin girmediği bu köy tam da hayalinizdeki evleri içeriyor. Amsterdam’a gitmişken buraya uğramadan dönmek olmaz! 6- Utrecht: Ortaçağ tarihi, Utrecht mimarisinde çok belirgindir. Şehrin en benzersiz özelliği, Ren Nehri’nin şehir merkezinin her noktasına ulaşıyor olmasıdır. Utrecht Üniversitesi’nin Hollanda’nın en büyük üniversitesi olduğu iddia ediliyor. 200 yıllık yapısal bir başarı olan Saint Martin’in Gotik Katedrali mutlaka görülmeli. Mimarlık ve müze tutkunları Dom Tower’ı, Rietveld Schroder House’u ve Museum Speelklok’u kaçırmamalıdır. 5- Maastricht: Güney Hollanda’da bulunan Maastricht, Saint Servatius Kilisesi ve Saint Jan Katedrali’nin ihtişamıyla biliniyor. Eski surlar ve kanallar da şehre ayrı bir atmosfer katar. Sonbahar ve kışın yerel halkın gerçekleştirdiği festivallere yoğun ilgi vardır. Şehrin merkezinde birçok ilginç ve ilgi çekici kafe bulunur.

4- Den Haag (Lahey): Hollanda’nın en büyük üçüncü şehri. Lahey, Den Haag’ın sadece şehirdeki bir bölümü. Fakat en önemli bölümü olduğu için şehir Lahey olarak da biliniyor. Büyükelçilikler ve Kraliyet Sarayı burada bulunduğu için Hollanda adına oldukça önemli bir şehir. 3- Delft: Markt Meydanı’ndaki Rönesans tarzı Belediye Binası’ndan kentin geleneksel Hollanda kanallarına ve mimarisiyle ilgi çeken Delft, eski ve modern görünümünü bir arada tutmaya çalışan bir şehirdir. Bu bozulmamış kasaba, Amsterdam’daki yoğun caddelerden farklı bir hava solumak isteyenler için ideal bir günlük varış yeridir. Popüler yerleri arasında The Prinsenhof Müzesi yer alıyor. Bu müze, Seksen Yıl Savaşı’nın hikayesini anlatıyor ve birçok ilginç sanat eserine de ev sahipliği yapıyor. 2- Leiden: Leiden’in eski yel değirmenleri, ahşap köprüleri, yemyeşil parkları ve ağaçlarla kaplı kanalları burayı harika bir şehir haline getiriyor! Bu güzel kanallarda yapacağınız bir tekne yolculuğu, unutulmaz bir deneyim yaşatır. Leiden’de

bilim ve doğa tarihinden, yeldeğirmenleri ve Mısır tarihi eserlerine kadar keşfedebilecek birçok müze bulunur. Hortus Botanicus, geniş botanik bahçelerine ve dünyanın en eski akademik gözlem evine sahip.. Ziyaretçiler ayrıca, 16. yüzyıldan kalma St. Peter Kilisesi’nin güzel mimarisini de es geçmemeli! 1- Amsterdam: Avrupa’nın en popüler turistik yerlerinden biri olan Amsterdam; parti atmosferi, özgür yaşamı ve Red Light District ile ünlüdür. Kanalları ve bu kanalları bağlayan köprüleri şehri eşsiz bir atmosfere büründürüyor. Ayrıca birbirinden değerli müzeler ve yapıtlar da burada yer alınca Amsterdam, Avrupa’nın en önemli şehirlerinden biri olma özelliğine tabi ki sahip oluyor! Anne Frank Evi, Van Gogh Müzesi ve Rijksmuseum tarih ve sanatseverler için en popüler duraklar arasında.

213


KÜLTÜR & SANAT

RAFTAKİLER Ticaretin Altın Kurallarının Yazıldığı Yer/Sultanhamam: Uzakdoğu’nun baharatı, Kırım’ın buğdayı, Rusya’nın kürkü, Yunanistan’ın şarabı, Batı Anadolu’nun şapı, Küçük Asya’nın yünleri, İran’ın ipekleri, Ermenistan’ın ve Doğu’nun kumaşları... Tarih boyunca ticaretin kalbinin attığı yerlerden Sultanhamam’ın kitabı yazıldı, belgeseli çekildi. Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TETSİAD) tarafından hazırlanan “Ticaretin Altın Kurallarının Yazıldığı Yer/Sultanhamam” isimli eserde, tarih boyunca Sultanhamam ve civarı anlatılıyor. Kitapta ve belgeselde ticaretin beşiği, Sultanhamam’dan çıkan ünlü işadamlarının ağzından anlatılıyor.

Onda Tanrıyı, Tanrıda Onu Görmek… Aşkın Sırrı: “Hep bir şey eksik… Bilinemez, anlamlandırılamaz, tarif edilemez bir şey… Hayat onun arayışında, onun peşinden koşarak geçerken, her yakınlaştığımızda uzağına düştüğümüz bir şey… Eksik… Tam yakalarken avuçlarımızdan kayıp giden bir şey… Bizi yarım bırakan, çaresiz ve hep bir arayışta mahrumiyette bırakan bir şey… Ya o eksik, var oluşun temel dinamiği ise?”

Zamanımızın en derin ve en ıstırap verici yarası nedir hiç düşündünüz mü? Yakınlık korkusu, aşk ve ilişkiler... Her gün daha da derinleşmekte olan yalnızlığımız içinde insanlığımız acı çekmekte. Kendi içine gömülmüş kendi varlıklarını kendisine mezar etmiş narsistik ruhlarımız kendi yalnızlığının kuraklığı ile yaşamdan, kendinden ve yaratıcısından uzak düşüyor. İlişkisizlik, yalnızlık, anlamsızlık ve hasretler, çare arıyor. İnsan çektiği hasretin yangınıyla, kızgın ve yoksun olduğunun, tam olarak ne olduğunu bilmeden umutsuzca arıyor aşkı… Doğru! Çare aşk… Ama aşk

nerede? Aşkı kendi yalnızlığımızdan duyduğumuz acıya merhem olarak mı arıyoruz? Yoksa yaralarımızı dindirmek için mi aşık oluyoruz? Sevgiliyi merhem ederek kullanıyor olabilir miyiz? Ya bizler aşkı yanlış anlamış veya hiç anlamamışsak. Hasretini görkemli yangınlar içinde çektiğimiz aşk, ya hiç bilmediğimiz ve hayal bile edemeyeceğimiz dönüşümü sağlıyorsa?

Huzursuzluk: İstanbul’un kargaşası içinde sıradan bir yaşam süren İbrahim, çocukluk arkadaşı Hüseyin’in ölüm haberi üzerine doğduğu kadim kent Mardin’e gider. Onun, önce sevdaya sonra ölüme yazılmış, Mardin’de başlayıp Amerika’da sona ermiş hayatını araştırmaya koyulur. Böylece âdeta bir girdabın içine çekilir, tutkuyla ve hırsla gizemli bir kadının peşine düşer. Harese nedir, bilir misin? Develerin çölde çok sevdiği bir diken var. Deve dikeni yedikçe ağzı kanar. Tuzlu kanın tadı dikeninkiyle karışınca bu, devenin daha çok hoşuna gider. Kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına doyamaz… Ortadoğu’nun adeti budur, tarih boyunca birbirini öldürür ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz. Kendi kanının tadından sarhoş olur. Mardinli Hüseyin ile IŞİD zulmünü misliyle yaşamış Ezidi kızı Meleknaz’ın ve kelamın çocuklarının hikayesi... Livaneli okuru, sevda ile acının iç içe geçtiği bir Ortadoğu gerçeğiyle buluşturuyor.

214



Özel

Röportaj

PSİKOLOG ŞENİZ DOĞAN’IN TAKİPÇİLERİ TARAFINDAN UZUN ZAMANDIR BEKLENEN KİTABI AŞKIN SIRRI, DOĞAN NOVUS ETİKETİYLE TÜM KİTAPÇILARDA YERİNİ ALDI. “BİZİM YANA YANA ARADIĞIMIZ TEK GERÇEK ÇARE AŞK…” DİYOR ŞENİZ DOĞAN KİTABINDA VE HER ŞEYİN BİR İNSANI SEVMEKLE BAŞLADIĞINI BELİRTİYOR.

ONDA TANRIYI, TANRIDA ONU GÖRMEK…

216


Özel

Röportaj

“Aşkın Sırrı” kitabını yazma fikri nasıl ortaya çıktı?

Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz? Şeniz Doğan kimdir? Hepimiz gibi kendi hikayesinin kahramanı, kendini ve varlığının anlamını, amacını arayan bir yolcu ve insanın isimler, sıfatlar ötesi muhteşem bir varlık olduğuna inanan ve kendini bulma yolunda ilerlerken, yaşayan, değişen ve gelişen her varlığa, kardeşlerine, kendi yollarında kolaylık, neşe, heyecan, uyum, oyun ve sağlıkla yürümeleri adına destek vermek için çabalayan, onları ve kendini ‘’bize’’ yaklaştırmak için sevgiyle, hürmetle, takdirle çalışan bir hizmetlidir. Basit biridir, evrendeki yerine minnettar ve gürültü, patırtı çıkarmadan, sukut içinde gerçek varoluş deneyimini yaratmaya gayret eden biridir. Şeniz Doğan’ın edebiyat aşkı ve tutkusu nereden geliyor? Tam da bu varoluş deneyimi nedir rahatsızlığından… İnsan görünenden başka bir şey olmalı hissinden, varoluşun, insan oluşun derinliklerini bir yerde duyumsamış olmasından, benzer dertlere sahip kardeşlerin, dostların sesini duymak, onları dinlemek arzusundan, sözcüklerle fısıldanan ortak ruhsal şahitliklerin hakikati insanın ruhuna üflemesinden edebiyat, sanat ve doğa aşkı. Bu karışımın insanı otantik özüne yakınlaştırdığını hissetmesinden…

Bir derin üzüntüdür beni yazmaya sevk eden. İnsanların, güzel insanların çektikleri yalnızlık ve ızdıraba dayanamamak. Bazen çözüm çok kolaydır ama ya yönü bilmezsiniz, ya nasıl yapmanız gerektiğini, bazen sadece açınızı değiştirmeniz gerekir, bazen sorulmamış olanı sormaya cesaret etmeyi… Yıkıcılığın bu kadar etrafımızı sardığı ve bizi her an bir ölümkalım meselesine maruz bıraktığı bu zamanlarda kendi kendime sorduğum “Neden?” sorusuna verdiğim kendi cevabımdı kitap. Bazı kulaklar duyarsa yardımı olur umudum oldu. Umut en önemli şey… Umut ve anlam oldukça, mutluluğa imkan var. Mutlu olmak içinde anlamlı bir yalnızlık içinde ötekinin varlığıyla ısınmak gerekliliği. İnsan olmanın koşulu gerçek ilişki kurmak, 40 yaşımda bunu anladım. Var olmak ve yaşamak için ilişki kurmaya, birbirimize, aşka ihtiyacımız var. Ancak ölüme karşı savunma olarak idealize ettiğimiz aşktan, ulaşılmaz kılınan aşktan öte, ulaşılır ve sürdürülebilir aşka ihtiyacımız var. Bir efsane mit olarak aşka ne yaptık ve neden yaptık merakı ve acaba başka bir şey mümkün mü derdi ile yazdım. Kitabın içeriği hakkında da bilgi alabilir miyiz? Okuyucular kitapta neler bulabilecek? Aşk aslında nedir? Sandığımızdan daha farklı, daha öte bir şeye hizmet ediyor olabilir mi? Aşkı yanlış tanımladığımız için yalnız ve ilişki kuramayan kendi uzayına gömülmüş varlıklar olabilir miyiz? Buradan nasıl çıkarız? Sürdürülebilir ve yaşantılanabilir aşkın nasıl deneyimlenebileceğine dair öneriler, farklı bakış açıları ve çözümler sunuyor. Ayrıca her okuyucunun kitabı okurken kendi derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkmasını da umut ederek yazılmış bir kitap. Çünkü her insan yaşayan bir kutsal kitaptır. Eserlerinizin konularını seçerken nelerden beslenirsiniz?

Ben bir yazar değilim, kendimi yazar diye tanımlayamam. Kardeşlerine söyleyecek üç beş sözü olan sıradan sokaktan biriyim. Bu sebepledir ki konu seçerken benim tek ölçüm hissettiğim bunaltı ve vicdanım. Beni hareketlendiren, söz söylemek arzusu yaratan, yaşamımıza, size, ona ve bana dair şeyler, hayata, varoluşa dair şeyler… Tanrının mucizelerine ve düzenine şahit olduğunuz anlarda yaşadığınız, sizde aşkın, heyecan, şaşkınlık ve hayranlık yaratan her şey. Doğa, sanat, edebiyat, felsefe, psikoloji, fen, matematik, uzay, evren… Artık ne derseniz deyin her an gözümün değdiği ve beni anlamaya, anlamlamaya ve derine götüren her şeyden minnetle beslenirim. Bir eserin başarılı olabilmesi için olmazsa olmaz koşullar var mıdır? Varsa bunlardan kısaca bahseder misiniz? Benim için tek ölçüt samimi ve dürüst olmak. Bende o kadar çok şeyi bilmiyorum ki. Başarmak istediğim tek şey paylaşabilmek. Paylaşmak arzusunda olduklarımın karşılıklılığı var mı? Tabii ki bilmiyorum ama herkes neye sahipse ancak onu ikram eder. Bu kitapta benim kalbimin ikramıdır. Umarım kabul edilir ve keyif alınır. Peki, Şeniz Doğan hangi tür kitapları ve yazarları okumaktan hoşlanıyor? Neden? Her şeyi okuyabilirim ama asıl merakım çocuk kitapları. Ancak mesleki alanda okumak zorunluluğumuz sebebi ile psikoloji, felsefe, sosyoloji, tarih, antropoloji, fen bilimleri vs. konularında sürekli okuyorum. Ayrıca edebi romanları seviyorum ve sanırım 40’dan sonra biraz daha olgunlaşınca ruhum, şiirde az biraz anlayabilir ve okur oldum. Son olarak, okurlarınız için bir mesajınız var mı? Alıp vermek, gerçek ilişki kurmak ve hakikate yaklaşmak mümkün… Lütfen deneyin! Yaşamaya cesaret edin! Kendinize, sevdiklerinize ve tanrıya bir şans verin! Daha anlamlı, daha sakin, daha nazik bir şey mümkün… Lütfen deneyin!

217


Özel

Röportaj “Başkalarını taklit etmeyin, kendi tarzınızı bulun!”

Lüks giyinmenin ve trendleri takip etmenin kişiyi stil sahibi yapmakta yeterli olmadığını belirten Stil ve İmaj Danışmanı Burçak Ilıman, “Alışveriş yaparken gerçekte kullanmaktan keyif alacağı parçaları seçmeli insan” diye sözlerine ekliyor. Ayrıca Ilıman, kişilerin başkalarını taklit etmekten ziyade kendi tarzlarını bulmaları gerektiğinin de altını çiziyor. madan önce mutlaka deneyin. Üstünüze uyup uymadığını en iyi siz bilirsiniz. İyi bir elbise, bedeni size tam uyan bir elbisedir.

Nasıl stil sahibi olunur? Bir insanı sadece lüks giyinmek veya bir ürünü sadece sezon trendi olduğu için almak stil sahibi yapmaz. İyi bir stil sahibi olmanın yolu öncelikle insanın kendisine güvenmesidir. İnsanın kendinden emin olması ve giydiği kıyafetler içinde kendisini iyi hissetmesi gerekir. Dolayısıyla özgüven sahibi her insan stil sahibi de olabilir. Dergilerde, reklam kampanyalarında ya da arkadaş gruplarında dayatılan dönemin trendlerini takip etmemek gerekir. Alışveriş yaparken gerçekte kullanmaktan keyif alacağı parçaları seçmeli insan. Seçtiğiniz kıyafetler, ilk bakışta sizin hakkınızda bir şeyler anlatırlar, bu yüzden boyunuza, ten ve saç renginize göre seçim yapmalısınız. Başkalarını taklit etmeyin, kendi tarzınızı bulun. Hem iyi görünen hem de içinde kendimizi iyi hissettiğimiz kıyafetler giymeliyiz. Kıyafetleri satın al-

218

En çok yapılan stil hataları nelerdir? Yapılan moda hatalarının başında yanlış kıyafet seçimi geliyor. Trend kıyafetleri giymek uğruna vücudunuza uygun olmayan kıyafetler tercih etmemelisiniz. Kalçanız genişse skinnyjeanler, taytlar size uygun olmayabilir. Göbek bölgeniz genişse düşük bel pantolonlar hoş durmayabilir. İç çamaşırlarının yanlış tercih edilmesi yapılan hatalar arasında yer alıyor. Kıyafetin üzerinde gereksiz detayları görünen, pot duran, hatlarınızı olduğundan büyük veya küçük gösteren iç çamaşırları kıyafetlerinizin görünümlerini mahvedebilir. Vücudunuzu tanıyarak iç çamaşır seçimlerini yapmak gerekir. Kıyafete göre uygun aksesuar seçimi nasıl yapılmalı? Bir kadını şık gösteren detaylar olduğu gibi tüm şıklığını yok edecek hatalar da var. Aşırı ya da kaba aksesuarlar bizleri bir anda eleştirilere maruz bırakabiliyor. Kombinlerimizi öne çıkartmak isterken onları

gölgede bırakacak aksesuar seçiminden uzak durmalıyız. Sonuçta her şeyin fazlası zarar ve bu aksesuarlar için de geçerli. Pantolon veya eteğinizin daha iyi görünmesi için pahalı olmayan deri kemerler alarak kenarları uygun bir şekilde yeniden işleyin, bitirdiğinizde çok daha güzel görünecektir. Çantalar seçtiğiniz kıyafetler ile bütünleşmelidir, rastgele giyinmiş biri bile bir evrak çantasıyla işadamı havasını yakalarken, takım elbise giyen birisinin taşıdığı bir poşet ya da ağzına kadar dolu bir çanta bütün imajını mahvedebilir. Büyük ve omuzdan askılı çantalar da kilolu gösterir, minyon görünmek için orta boy çantaları tercih etmelisiniz. Çanta seçimi yaparken, ayakkabılarınızın rengine uygun kıyafetleri tercih edebilirsiniz. Desenli kumaşlar kullanırken nelere dikkat etmeliyiz? Çok fazla aksesuar kullanmak gibi, fazla ve farklı desenleri de bir arada kullanmak, göz yoran bir görüntü yaratır. Desenli bir parça tercih ettiyseniz, mutlaka bunu düz bir parçayla kullanmaya dikkat edin ya da tek parça giysilerde desen tercih edin. Bu sezon birçok ünlü ta-

sarımcının, farklı desenleri bir arada kullandığını görsek de, bu herkesin kullanabileceği bir stil değildir. Siz siz olun, eğer üstünüze desenli bir bluz giyiyorsanız, altınızdaki pantolonunuz veya eteğiniz mutlaka düz ve tek renk olsun. Vücudumuza uygun kıyafet seçimi önerileri… Kendimize uygun olan kıyafetleri belirlemek ilk önce kendi vücut tipimizi ve alt ten rengimizi bilmemizden geçiyor. Bayanların en büyük sorunu vücut tiplerine göre giyinmeyi bilmemeleridir. Her kadının vücutlarında beğenmedikleri bir yer vardır. Eğer bu yerleri doğru şekilde kapatmayı öğrenirlerse hem kendilerine özgüven gelir hem de mutlu olurlar. Bayanlara has 6 tane değişik vücut tipi var. Size yakışan en doğru rengi bulmak için; renk denemesi yaptığınız kıyafeti giyip ayna karşına geçip, kendinizi inceleyin. Gözlerinizin rengi ortaya çıkıyorsa, yüzünüz aydınlanıyorsa, doğru rengi seçtiğinizden emin olabilirsiniz. Ten rengine göre denemeler yapmak için elinizde doğruya yakın renklerde kıyafetler olmalıdır. Renk seçiminin temel kurallarını bilerek alışveriş yapmakta fayda vardır.



Özel

Röportaj Fit görünümü ve yakışıklılığı ile genç kızların yeni gözdesi “Genco Ecer” PDND Müzik etiketi ve Soner Sarıkabadayı prodüktörlüğünde “Vur” adlı şarkısı ile müzik piyasasına hızlı bir giriş yaptı. Söz ve müziği kendisine ait olan şarkının aranjesi Osman Çetin imzası taşıyor. Genco Ecer yorumu ve farklı tarzı ile müzik piyasasında isminden sıkça söz ettireceğe benziyor…

Soner Sarıkabadayı’nın yeni keşfi

“Genco Ecer” 220


Özel

Röportaj

Genco Ecer’in Kıbrıs’tan Türkiye’ye uzanan hikâyesini kısaca dinleyebilir miyiz? Bu serüven nasıl başladı? Kıbrıs'tan Türkiye’ye hayallerimin peşinden koşmak için ilk kez 18 yaşımda geldim. O dönemin başarılı şirketlerinden birinin patronu benimle tanışmak, bestelerimi dinlemek için beni İstanbul’a çağırmasıyla bu serüvene başladım. İlk çıktığı andan itibaren farklı tarzıyla dikkatleri üzerine çeken bir karakterden bahsediyoruz. Peki, bu farklılığın avantajlarını ya da dezavantajlarını yaşadın mı? Malum Türkiye’de farklılıkları kabullenmek zor olabiliyor… Öncelikle farklı biri olmak için hiç çaba harcamıyorum. Olduğum gibiyim. Açıkçası çokta farklı biriymişim gibi görmüyo-

rum kendimi. Eğer farklılıktan kastınız vücudum ve tarzımsa, evet avantajlarını yaşıyorum. Beğenilmek güzel bir duygu… Müzik dışında başka projeler için teklifler alıyor musun? Vur çıkmadan önce birkaç dizi projesi için teklif aldım fakat oyunculuk konusunda hiçbir altyapım yok. Bu sebepten pek düşünmedim. Benim için öncelik müziğimi insanlarla buluşturmak, sevdirmek. Ama ilerde hayat beni nereye doğru sürükler bunu şimdiden kestirmek zor. Türkiye’de beğendiğin ve takip ettiğin bir şarkıcı var mı? Tabii ki beğendiğim takip ettiğim sanatçılar var. Ajda Pekkan, Kayahan, Sezen Aksu gibi Türk müziğine damga vuran isimleri tüm Türk halkı gibi bende severek dinliyorum.

Genco Ecer’in müzik kariyerinde gelmek istediği nokta nedir? Bunun için neler yapıyor ya da yapmayı planlıyor? Çok büyük kitlelere ulaşmak, yaptığım müziği insanlara sevdirmek en büyük arzum. Bu sektörde kalıcı olmak istiyorum, bunun için de sürekli üretiyorum, beste yapıyorum, söz yazıyorum, vizyonumu geliştiriyorum, gözlemliyorum, hayal ediyorum...

Biraz da yeni albümden bahsedelim. Uzun bir aradan sonra piyasaya çıkan bir albüm ne de olsa… Öncelikle araya neden bu kadar uzun bir süre girdiğini öğrenelim, ardından albümde hangi isimler yer alıyor, albüm için ne gibi hazırlıklar yapıldı bunların cevabını alalım. Elimde olmayan nedenlerden dolayı gelişen bir süreçti. Vatani görevimi ve müzik için ara verdiğim eğitim hayatımı bitirdim. Bana ve müziğime katkıları olan bir süreçti ve bu dönemin, bestelerime katkısı olduğuna inanıyorum. Bu uzun aradan sonra Vur single çalışmamla sevenlerimle yeniden buluştum. Açıkçası Vur, bugüne kadar içime en çok sinen parçam. Aranjesini sevgili arkada-

şım Osman Çetin yaptı. Fotoğraflarımı, bence Türkiye'nin en yetenekli fotoğrafçılarından biri olan Serhat Hayri çekti, stil danışmanlığımızı da Alexander Koko üstlendi. Bu sürecin en başından sonuna kadar desteğini ve güvenini benden esirgemeyen abim Haluk Şentürk'ün bu projedeki katkısı çok büyük. Kısacası, her adımımda yanımda olan, bu projeye katkı koyan herkese kalpten teşekkür ediyorum. Vur’un klip çalışması da Ocak ayında izleyicilerle buluştu. Klip kimin imzasını taşıyor? Kaç gün sürdü çalışmalar? Klip yönetmeni, Altın Kelebekli sevgili arkadaşım Gülşen Aybaba. Klibin çekim süreci yaklaşık bir gün sürdü ve inanılmaz keyifli geçti. Aldığımız sonuçtan da oldukça memnunum. Gerek şarkıya gerekse klip çalışmasına yönelik nasıl tepkiler alıyorsun? Geri dönüşler gayet olumlu. Zaten bunun böyle olacağını hissediyor ve biliyordum. Kafamda en ufak bir soru işareti yoktu çünkü bu projeye güvenim tamdı. Son olarak, Soner Sarıkabadayı 2017’nin Erkek Pop Yıldızı olarak seni işaret ediyor. Bununla ilgili düşüncelerin neler peki? Soner Sarıkabadayı öngörü sahibi, iş disiplini ve iş ahlakı olan, bu sektörün en başarılı isimlerinden biri... Bu sebeptendir ki, Soner Sarıkabadayı birini işaret ediyorsa bir bildiği vardır…

221


R E Y İ R A K

Gizem Turan

-Kadın üst düzey yönetici sayısı ile öne çıkan ve kadın çalışanların kariyer yapmak için tercih ettiği firma olarak tanınan PepsiCo Türkiye’de başarılara imza atmış olan Yiyecek Pazarlama Kıdemli Müdürü Gizem Turan, PepsiCo Türkiye Dönüşüm Direktörü olarak görevine devam edecek. -Mobilya sektörünün çatı kuruluşu olan MOSDER’in 9. Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda oyların büyük çoğunluğunu alan Yataş Grup CEO’su Nuri Öztaşkın, MOSDER Başkanı olarak seçildi.

Nuri Öztaşkın

Suna Sarıkurt

222

-Sektörde 17 yıllık deneyimi bulunan Suna Sarıkurt, Koton’un Medya ve Uluslararası Pazarlama Müdürü olarak yeni görevine başladı.

Füsun Kuran Başkan Yardımcısı olarak dernek faaliyetlerine destek vermeye devam edecek. -Gıda Perakendecileri Derneği (GPD) Olağan Genel Kurulu geçtiğimiz günlerde gerçekleştirildi. GPD’nin 2017-2018 dönemi Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Songör oldu. -Kategori Mağazacılığı Derneği (KMD) Olağan Genel Kurulu geçtiğimiz günlerde gerçekleştirildi. Genel Kurul sonrasında yapılan ilk yönetim kurulu toplantısında görev dağılımı yapıldı. KMD’nin yeni Yönetim Kurulu Başkanı Tekin Acar Cosmetics Yönetim Kurulu Başkanı Tekin Acar oldu.

-Türkiye’de varlık yönetimi şirketlerini aynı çatı altında buluştu-Tescilli Markalar ran Varlık Yönetim Derneği’nin (TMd) Şirketleri Derneği’nin geçtiğimiz günlerde (VYŞD) yönetiminde gerçekleştirilen genel bayrak değişimi yakurulunda Füsun Ku- şandı. Dernekte Yöneran, başkanlık göre- tim Kurulu Başkanlığı vini Hülya Aslantaş’a görevine, finans sektödevretti. Yeni dönem- ründe 20 yılı aşkın dede TMd Başkanı Hül- neyime sahip olan Selya Aslantaş olurken, çuk Tuncalı getirildi.

Mustafa Songör

Tekin Acar

Selçuk Tuncalı








Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.