Editie-189

Müjde... Müjde... Müjde!

Bizim Tandarts-West açıldı. Bundan böyle sizinle aynı dili konuşuyoruz.

Grote Visserijstraat 35, 3026 CB Rotterdam T. (010) - 846 65 39 www.jeugdtandarts-west.nl info@jeugdtandarts-west.nl

Türkçe ve Hollandaca aylık enformasyon gazetesi / Maandelijks informatieblad in het Turks en Nederlands

Mart/Maart 2014 yıl/jaar 15 sayı/editie 189

e-mail: dogus@dogus.nl www.dogus.nl

ERBAK AuaNHoca dnıldı l a r l a a >> S 34

Özc a n . r D . ç o D ‘De e l i r ı d ı H an’ r o K e d n L e ve ir üzerine bt... sohbe >> S 10

BALCI REIZEN TRAVEL AGENCY Tel. 040 - 286 81 44

Türk Hava Yolları yetkili bilet satış acentası

E-mail info@balcireizen.nl www.balcireizen.nl

Her şeye rağmen oyumuzu kullanalım!

>> Belediyelere büyük yetki ve sorumluluklar verilecek. Bundan dolayı bu seçimler hayati önem taşımaktadır... S 02

“DİVERSITEIT IS EEN VERRIJKING “

TÜRKİYE EMEKLİLİĞİ VE KESİN DÖNÜŞ

S 04

HOTİAD, İŞ FORMU’NDA BULUŞTURDU

P 17

S 33

‘‘BU DEVRAN BÖYLE GİTMEZ”

LALELİ CAMİİ HİZMETE AÇILDI

S 20

S 30

redactie

02 yayın odası Editörden

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 189 - 2014

adnan@dogus.nl

Adnan Şahin

Sandığa gitmemenin bedeli ağırdır

dayanabilir… Yaşananlar, zücaciyeciye dükkânında fillerin savaşmasıdır.

Ortalık, savaş alanı; her yer kırık dökük. Kaybeden sadece memur, işçi, köylü değil elbette, ülke kan kaybediyor, itibarı ve saygınlığı büyük zarar görüyor.

Değerli okurlarımız, bu sayımızda, 19 Mart yerel seçimler münasebetiyle ağırlıklı olarak seçimi işledik, siyasilere ve yeni kurulan yerel partilere yer vermeye çalıştık. Büyük kentlerde yabancı kökenliler bir araya gelip partiler kurdular. Şimdilik fazla bir şey ifade etmeyen bu partiler yerel yönetimlerde kilit parti konumuna gelebilirler. Bunlar arasında yeni kurulan NIDA Partisi Rotterdam’da emin adımlarla ilerlerken genel ve yerel basının da dikkatini çekmeye devam ediyor. Biz hepsine başarılar diliyor, herkesin sandık başına gitmesinin büyük bir sorumluluk olduğunu hatırlatmak istiyoruz. 28 Şubat denince, Prof. Dr. Necmettin Erbakan’a yapılan postmodern askerî darbe geliyor aklımıza. 27 Şubat ise, Millî Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın Hakk’a yürüdüğü gündür. Vefat yıldönümü münasebetiyle merhum Erbakan tüm dünyada farklı etkinliklerle sevenleri tarafından anıldı.

Ey cemaat! Hizmet Hareketi’ni nasıl bilirdiniz? Şahsen cemaati çok ama çok eksik bilip, yanlış algıladığım kanısına vardım. Şöyle biliyordum: Pek çok ülkede okullar açarlar; oralarda bulunan fakir, yetim, mazlum çocukları Allah rızası için okutup eğitirler. Bununla beraber onlara Türkçe öğreten bir gönül kuruluşu olarak biliyordum. Ama artık öyle olmadığını düşünüyorum.

Yıllar önce, pek çok konuda söyledikleri birer birer gerçekleşen Erbakan Hoca daha çok anılıp, çok anlatılacak. Onu anmaktan öte anlamaya çalışmak, memleketimizin geleceği için büyük önem arz etmektedir. Söz buraya gelmişken şu sıralar Türkiye’mizde yaşananları görmezden gelemeyiz. Zira yaşananlar öyle yenilir yutulur cinsten olaylar değil. Ülkenin geleceği üzerinde oyunlar oynanıyor.

Görünürde, hükûmetle hizmet hareketi arasında kıran kırana bir soğuk savaş rüzgârı esiyor, estiriliyor. İnsan düz mantıkla düşündüğünde, akıl dışı girişimlerin yaşandığı kanısına varıyor. Seçime çok az bir zaman kala ve önemli bir oy potansiyelini karşısına alarak başbakanın “Dershaneleri kapatacağım” demesini nasıl anlamak gerekir?! “Bu da neyin nesi?” diye düşünmeden edemiyorsunuz.

Karşı taraf bu girişime, eller göğe kaldırarak, gümbür, gümbür beddualarla karşılık veriyor.

Bir yaşınıza daha giriyorsunuz. Ve arkasından kıyametler kopmaya başlıyor… Borsa deliriyor… Euro ve Dolar başını alıp gidiyor. Ve olanlar oluyor. Tarlasına bu yıl bir damla yağmur düşmediği için hasattan umudunu yitiren köylü Mehmet’im, bir maaşıyla bilmem kaç nüfusa bakmak zorunda kalan memur Hasan’ım, açıkça bu savaşın kaybedenleri oluyorlar. Eğer varsa kıyıda kenarda üç beş kuruş birikmişleri, bir anda o da eriyiveriyor. Şimdi düşünün bakalım! Ne ve kimin için yapıldığı tam bilinmeyen bu savaşta mağdur olan memurun, işçinin ve bilhassa Mehmet’in göğe açılan nasırlı elleri ve çatlamış dudaklarıyla bu duruma sebep olanlara yapacağı bedduanın karşısında hangi beddua

Şimdi artık, cemaat denilince, hükûmet kuran ve hükûmet deviren dev bir güç, gizli bir çark geliyor aklıma. Tam hacmini ve kütlesi bilemediğimiz, kontrolü, kumanda edilemeyecek kadar uzaklarda bulunan ‘Tek’ birinin elinde olan ve ne vakit, kimin lehine, kimin aleyhine kullanılacağı bilinemeyen bir güç olarak düşünüyorum. Ve gidişatı algılayamamış cahil biri olarak şimdi geriye dönüp bakıyor ve bir takım sorular üretmeye çalışıyorum. Acaba bu hükûmeti o zor dönemlerde iktidara taşıyan da kendileri miydi?

Peki, o halde ne oldu da bu duruma gelindi? Oysa ne kadar ballı-güllü oldukları herkes tarafından yaknîen biliyordu. Ve en önemli soru şu?

Yoksa bu iki devi, “tavşana kaç, tazıya tut” mantığı ile ayrı ayrı idare eden görünmez devden de büyük bir dev daha mı var? Ne dersiniz?

Bu konu da cevabını bilemediğim, bulamadığım onlarca hatta yüzlerce soru üretebilirim. Aynı şekilde sizler de üretebilirsiniz. “Yolsuzluklar yoktur” demiyorum ama onca yolsuz ve kanunsuz dinleme, gözetleme gibi tezgâhların sahnelendiği bir ortamda insan pek çok şeyin o sahneye uygun bir şekilde kurgulanacağından kuşkulanıyor.

Hollanda’da veya Almanya’da böyle bir şey söz konusu olabilir mi?. Buralarda hükûmetlerin sadece “Seni kapatıyorum. Sen artık yasaklısın” demesinden sonra sokağa çıkıp “Sen kim oluyorsun da beni kapatmaya kalkıyorsun?” diyerek devlete kafa tutabilecek yerli veya yabancı kaç kurum, kuruluş, örgüt veya cemaat gösterebilirsiniz? Ha, tele kulak skandalı burada da yaşanmaktadır.

Ancak durum çok farklıdır. Burada örgüt devleti değil, devlet örgütü dinliyor. Devletin selameti için dinliyor. Bunun da ne kadar ahlakî olup olmadığı zaten tartışılıyor.

Neyse bu kadarla yetinelim. Hizmet hareketi içerisinde sayıp sevdiğim arkadaşlarım, dostlarım var. Belki bu tespitler hoşlarına gitmeyecektir.

Bunu samimi bir öz eleştiri olarak alabilirler. Belki onların arsasında da, gelişen olaylar karşısında benim gibi bir ‘irkilme’ yaşayanlar olmuştur ve benzer sorular onların da zihinlerini karıştırmış olabilir. Şahsen kimseye kişisel bir tavrımız söz konusu değildir. Bizi üzen, ülkenin bilerek veya bilmeyerek topyekûn zarara uğratılmasıdır. Bu konuda itirazımız vardır.

Bu bağlamda doğru bildiklerimizi yazmaktan da geri duracak değiliz.

Dosya - Seçimler



19 Mart yerel seçimlerine sayılı günler kaldı.

“Her şeye rağ oyumuzu kullanalım” 19 Mart’ta yapılacak yerel seçimler öncesi çeşitli partilerden siyasetçilerimizle sık sık bir araya gelerek halkın siyasetle ilişkisini kendileriyle konuşmaya çalıştık.

Siyasetçilerimizi dinlerken amacımız, halkı oy kullanmaya teşvik ve ikna etmekti.

Ancak bunu yaparken karşımıza bir de “Türk kökenli siyasetçi” portresi çıkmış oldu. İçinde yaşadığımız toplumsal olumsuzluklara ve bu portreye bakarak “her şeye rağmen oy kullanalım” çağrısının anlamlı olduğu söylenebilir.

B

ir toplumda yabancı ya da göçmenlerin başarılarının bireysel, hata ve yanlışlıklarının ise genel grup davranışı çerçevesinde değerlendirilmesi genel sosyolojik bir gözlemdir. Bu gözlemi Hollanda’daki Türk kökenli siyasetçilerin “davranış kodları”na baktığımızda somut olarak müşahede etmek mümkün görünmekte. Her ne kadar normal şartlar altında seçilemeyeceklerinden Türk kökenli seçmenin “tercihli oyu”na muhtaç olsalar da, Türk kökenli siyasetçi portresinde ilk karşımıza çıkan davranış kalıbı, genel eleştirileri de göz önüne aldığımızda, “seçimden seçime” ortalıklarda görünme alışkanlığıdır.

Siyasetçi, seçildikten sonra birden “birey” olduğunu fark etmekte ve bir toplulukla hareket etme alışkanlığını daha sonra göz ardı edebilmektedir.

Bu gözlemi genelleştirmekte yanlıştır, ama seçmenin sandığa küs ve kırgın oluş sebep ve gerekçelerinden biri ve belki de en önemlisi bu davranıştır.

arasına kapanması zor bir uçurum açacaktır. Umarız siyasetçilerimiz, “başarılar bireysel, hatalar ve yanlışlıklar toplumsal” anlayışının yanlış olduğunu gözler önüne serecek, bertaraf edecek bu ve benzeri oluşumları geliştirirler.

Halk, siyasilerimize kırgın Son zamanlarda özellikle Meclis’te bulunan Türk kökenli milletvekillerinde de gözlemleyebileceğimiz bu kırgınlık ve küslük durumunun siyasetçiler arasında da yüksek sesle dile getirilmesi ve çeşitli “çalışma grupları” oluşturulması ise sevindirici bir gelişme. Özellikle siyasetçiler arasında bir iletişim ve karşılıklı tecrübelerden faydalanma gibi “platform” oluşturmak ve sayede sorunların çözümüne odaklanmak gibi bir önceliğimiz olmalı; aksi takdirde bu gidişat, insanımızla seçim sandığı

Yerel siyasetçiler de artış Buna rağmen, siyasetçilerimizle yaptığımız söyleşilerden de anlaşılacağı üzerine, siyaset yapmak isteyen Türk kökenliler arasında önemli bir artış var. Sevindirici bir gelişime olarak yorumlanması gereken bu durumun bir yansıması, “siyasette biz de varız” anlayışının giderek yaygınlaşmaya başlamış olmasıdır. Yerel sorunlara ilgi gösteren Türk kökenliler, siyaset içinde daha fazla yer almak isteyerek topluma uyum sağlandığını da göstermiş oluyor. Öte yandan, artık

“Halk siyasete küskün değil” “Türk kökenli seçmenin neden oy vermediği” konulu bir dosyaya böyle bir gözlemle başlamanın anlamlı bir tarafı var aslında. Çünkü Türk kökenli seçmen, toplumda yaşanan olumsuz havanın yanında, siyasetçilerin kendilerinden bunca kopuk olmasını bir türlü kabullenemiyor. Aslında ilginç olanı, Türk kökenli seçmenin bu küskünlüğünün de, “siyasete ilgisizlik” değil, bizatihi “siyasi bir tavır” olmasıdır. Türk kökenli seçmen, Türk kökenli siyasetçiyle aralarındaki kopukluğa, sandığa fazla tenezzül etmeyerek, “siyasi bir tavır” gösteriyor. Siyasiler ne der bilmeyiz; ancak bu küskünlük bile Türk kökenlilerin bir tür topluma “uyum” sağladıklarının bir göstergesi.



Türk kökenli siyasetçi portresinde de, bir gençleşme ve eğitim düzeyi yüksek olma özellikleri önplana çıkıyor. Daha önceki nesiller arasında görülen “senin Hollandacan iyi” ya da “senin başkanlık yaptığın cemiyet geniş; gel seçimlere katıl” anlayışıyla başlayan siyasi macerada, artık daha bilinçli bir siyasetçi portresiyle karşı karşıya olduğumuz söylenebilir. Ancak, bu durumun en olumsuz tarafı, genç siyasetçilerin tecrübesizliği ve kendi kitleleriyle iletişimi nasıl kuracakları konusunda yeterli donanıma sahip olamamaları.

“Halk niye size oy versin?”

Siyasetçilerimize böyle bir soru yönelttiğimizde öncelikle artık kendilerinin eskiden olduğu gibi “dokunulmaz” olmadığını; “eleştirilebileceklerini” söyleyerek cevaplandırmaya çalışan siyasetçilerimiz, halkın “bilinçsiz” olduğu ve bu nedenle siyasete ilgi göstermediği düşüncesine büyük oranda karşı çıkıyor.

Halkla iletişime girildiğinde onların zaten siyasetin içinde olduklarının görülebileceğini ifade eden siyasetçilerimizin en büyük sıkıntıları olarak gösterdikleri bir durum ise, halkın siyasetçiyi bir “temsilci” olarak değil, “sorun çözen” birisi olarak algılamaları. Bu nedenle “artık yapamayacağımız işleri halka vaat etmeyelim” anlayışı siyasetçiler arasında yaygınlaşmış görünüyor.

“Sütten çıkmış ak kaşık değiliz” Siyasetçilerimizin bir sıkıntısı da, bazılarının siyaseti bir araç olarak





agenda

gündem 03

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 189 - 2014

Pek çok insanımızın kararsızlığı sürüyor...

Kısa haber

men

Kriz ömrü kısaltıyor





değil amaç görmeleridir. Sadece kendilerinin yükselmeleri ve toplumda daha iyi yere gelmeleri için bir amaç olarak kullanmaları bazı siyasilerin bir zaafı olarak karşımıza çıkıyor ki, bu da, iyi niyetli olanların önünü tıkıyor.

Toplumun sıkıntılarıyla örtüşmeyen partilerde ya da davranışlarda bulunan bu siyasetçilerin halkın “temsilcisi” olamayacaklarını belirten siyasetçilerimiz, bütün olumsuzluklara rağmen, halkın, kendi “temsilcileri”ni

yerel meclislerde görmeleri için oy kullanmaları gerektiği üzerinde duruyor.

“Niye oy kullanalım?”

Halkın “niye oy kullanalım” sorusuna cevap teşkil edebilecek bir soru olan “bunca olumsuz şartlarla yüz yüze kalıyoruz; haklar hiçe sayılarak üzerimize geliniyor; niye siyasetle uğraşalım” sorusuna ise, elli yıl içinde Türk toplumunun geldiği mesafeye

bakılması gerektiğini söyleyerek cevap verme eğilimindeler. Özellikle yaşadığımız yerel belediyelerde ya da sokakta karşılaşılan sıkıntılarla birebir uğraşmak için siyasetin içinde yer alınması gerektiğini dile getiren siyasetçilerimiz, “kendimizi Don Kişot gibi hissetsek de yola devam edelim” görüşündeler.

“Tabanımız yok” Siyasetçilerimizin en önemli sıkıntılarından birisi ise, Türk

kökenlilerin siyasette daha çok “temsilci” düzeyinde yer almaları; ancak partiye üyelik konusuna eğilim göstermemeleri. Bu durumun en önemlisi sonucu ise, bir “temsilci” olarak seçilmelerine rağmen, partilerinde yeterli “tabanları” olmadığından yalnız kaldıkları duygusu.

Haber: Tâha Yalçın

«

Hollanda’da yapılan bir araştırmaya göre ekonomik kriz halkın ömrünü ortalama 9 ay kısaltıyor. Rotterdam Erasmus Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mathijs van Dijk, incelemelerinde bir ülkedeki mali krizin ilk 6 yılda insanların ömrünü yaklaşık 9 ay kısalttığı sonucuna vardı.

Araştırma, ekonomik krizin doğum rakamlarını da olumsuz etkilediğini ortaya koydu. Finansal piyasalar profesörü araştırmasında 1970-2009 döneminde 126 ülkede yaşanan 187 banka krizine ait verileri inceledi.

Mali krizin insanlarda neden olduğu stresin kalp ve damar hastalıklarını arttırdığı, kriz dönemlerinde intihar vakaları ile alkol ve uyuşturucu bağımlısı sayısının da tırmandığı ifade edildi. Hollandalı profesör, kriz dönemlerinde insanların parasızlık nedeniyle sağlıklı beslenemediklerini, ayrıca kısıtlamaların sağlık ve bakım hizmetlerini de olumsuz etkilediğini kaydetti.

Doğumlar yüzde 5,5 oranında düşerken, 18 yaş altı kızlarda istek dışı gebeliklerin yüzde 4,5 oranında artması, mali krizin beraberinde getirdiği olumsuzluklar arasında gösterildi. Çocukların ailenin geçimine katkı sağlamaları için çalışmaya başlamalarının özellikle gelişmemiş ülkelerde okula giden çocuk sayısını azalttığı belirtildi.

nieuws

04 haber Kısa haberler

Ekmeklerde insan saçı mı var Hollanda’da asbestli ekmeklerden sonra içinde insan saçı bulunan ekmekler tartışılıyor. Çin’deki bir fabrikada gizli çekilen görüntülerin ekrana getirileceği Keuringdienst van Waarde adlı televizyon programa göre, L-sistein adlı katkı maddesi ördek tüyü yerine insan saçından yapılıyor. Çin’deki fabrikaların amino asitlerin üretiminde insan saçını ucuz olduğu için kullandıklarını itiraf ettikleri belirtiliyor. Amino asitlerin üretiminde kullanılan insan saçının yaklaşık yüzde 80’inin kuaförlerden alındığı ifade edildi.

Ekmek Hammaddeleri Üreticileri Derneği Başkan Yardımcısı Cees Hack, Hollanda’daki ekmek üreticilerinin yüzde 90’ının bitkisel katkı maddesi kullandığına dikkati çekti. Hack, Avrupa’da insan kaynakları hammaddelerin gıda ürünlerinde kullanılmasının yasak olduğuna işaret etti. Çin’deki üreticilerin kaz tüyü yerine insan saçı kullanmalarının, ürüne ait belgelerde de sahtecilik yapıldığı anlamına geldiği kaydedildi.

Hastaneye göre değişiyor Hollanda’da kanser tedavisi kalitesinin hastaneye göre değiştiği belirtildi.

Kanserle Mücadele Derneği tarafından hazırlanan bir raporu kaynak olarak gösteren Volkskrant, bazı hastanelerdeki tedavinin hastanın hayatta kalma şansını arttırdığını, bazılarında ise bu şansın azaldığını yazdı.

Bazı onkologların belirli bir kanser türünün tedavisinde yeterli deneyime sahip olmamaları nedenler arasında gösterildi. Özellikle prostat kanseri tedavisinde hastaneler arasında çok büyük farklılıklar gözlendiği ifade edildi. Agresif prostat kanserinde hastaların bazılarına ışın tedavisinin yanı sıra hormon terapisi de uygulanırken, bunun bazılarına ise uygulanmadığına vurgu yapıldı.

Lahey Büyükelçiliği’nde “Aile Hukuku” konulu seminer verildi Hollanda’nın çeşitli kentlerinde görev yapan Türk kökenli avukatlara Türkiye’nin Lahey Büyükelçiliği’nde “Aile Hukuku” konulu seminer verildi.

Avrupalı Türk Avukatlar Birliği ile Lahey Büyükelçiliği’nin işbirliğinde gerçekleşen seminere çok sayısı Türk kökenli avukat katıldı.

Büyükelçiliğin Ahmet Benler Salonu’nda verilen ve Lahey Büyükelçisi Sadık Arslan’ın açış konuşmasını yaptığı seminerde Lahey Büyükelçiliği Adalet Müşaviri Hakim Abdullah Cebeci, Türk Aile Hukuku’nun genel prensipleri, boşanma kararları, velayet kararları, nafaka kararları ve bunların tenfizi hakkında kapsamlı bilgiler aktardı.

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 189 - 2014

Gündem



Lahey Büyükelçiliği Çalışma ve Sosyal Güvenlik Müşaviri Mehmet

“Eğer Türkiye’ye kesin dönmeyi düşünmüyors çifte emekliliği unutun” Lahey Büyükelçiliği Çalışma ve Sosyal Güvenlik Müşaviri Mehmet Sevim ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ataşesi Özkan Suat Özmen, vatandaşları çifte emeklilik, malvarlığı araştırmaları başta olmak üzere bir çok konuda bilgilendirdiler.

H

OLLANDA’DA VATANDAŞLAR ‘ÇİFTE EMEKLİLİK’E DAİR BİLGİLENDİRİLDİ Hollanda’da düzenlenen vatandaşları bilgilendirme toplantılarına katılan Türkiye’nin Lahey Büyükelçiliği Çalışma ve Sosyal Güvenlik Müşaviri Mehmet Sevim ve Rotterdam Başkonsolosluğu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ataşesi Özkan Suat Özmen, vatandaşları çifte emeklilik, malvarlığı araştırmaları başta olmak üzere bir çok konuda bilgilendirdi.

KESİN DÖNÜŞ ŞARTI Kuzey Hollanda’nın Zaandam kentinde düzenlenen toplantıda çifte emeklilik konusuna ağırlık veren



Mehmet Sevim, “Eğer Türkiye’ye kesin dönmeyi düşünmüyorsanız, çifte emekliliği unutun” diyerek çifte emeklilikte Türkiye’ye kesin dönüş şartının olduğunu yineledi.

Mehmet Sevim, “Belki sizin için karamsar konuşmuş olabilirim, ama doğruyu söylüyorum. Aslında Türkiye’de emeklilik konusunda kapımız size sonuna kadar açıktır. Lahey Müşavirliğimiz de veya Deventer ve Rotterdam Ataşeliklerimizde bizlere ulaşabilirsiniz. Bu konuda doğru bilgileri doğru adreslerden alın.

Komşunuzdan, televizyonlardan veya ondan bundan duyduğunuz her şeye inanmayın. Çifte emekli olabilmenin en önemli

şartı ülkenize kesin dönüş yapmanızdır. Şayet bunu düşünmüyorsanız çifte emekliliği unutun. Ama eğer 65 yaşından emekli olmuşsanız veya malulen emekliyseniz o zaman sizden kesin dönüş şartı istenmez” dedi.

MAL VARLIĞI ARAŞTIRMASI Türkiye’nin Lahey Büyükelçiliği Çalışma ve Sosyal Güvenlik Müşaviri Mehmet Sevim, mal varlıklarının araştırılması konusunda bir hayli sıkıntılı olan vatandaşlara “Adli yardımlaşma anlaşması çerçevesinde yargı kararları, mahkemenin aldığı kararlar çerçevesinde bilgi talepleri daha farklı bir konudur.

Bunu farklı bir şekilde incelemek lazım. Ama gidip de idari yolla, yahut şahsen gidip her hangi bir kamu kurumundan, her hangi bir kişi hakkında şahsi bilgi alınması mümkün değildir. Şayet böyle bir şey olmuşsa vatandaş, bir üst makama gidip şikâyetini dile getirsin. Neden öyle olduğunun araştırılması lazım. Bu konuda bize de gelip bizlerden de yardım talep edebilirsiniz” diyerek sadece mahkeme kararıyla istenen bilgileri verdiklerini, mahkeme kararı dışında verilen bilgilerin ise doğru bir uygulama olmadığını söyledi.

UYUM, ÇİFT TARFLIDIR Uyum ve entegrasyon konusuna da

“Tercihli oy, parti içerisindeki söz hakkı ve ağırlığın ifadesidir” Mahmut Erdem, PvdA 9. sıra adayı ... 1981 yılı Schiedam doğumlu. Eğitimini 2005 yılında tamamladı ve akabinde çeşitli firmalarda 5 sene mühendis / mimar olarak çalıştı.

2010 yılında kendi şirketini kurdu, müteahhitlik ve mimarlık alanında hizmet sunuyor. İş hayatınınyanı sıra çeşitli sivil toplum kuruluşlarında yöneticilik yaptı. Sivil organizasyonlardaki yöneticilik süresince edinmiş olduğu bilgi ve tecrübelerini önümüzdeki yıllarda Schiedam belediyesinde faydalı hizmetler yaparak kullanmayı arzu ediyor. Siyasete her zaman ilgisi olmuştur. Doğru siyasetin ve dürüst siyasetçilerin büyük bir önemi olduğuna inanıyor. Mahmut Erdem; “Benim gayem, önümüzdeki dönemde

Sivil Toplum Kuruluşları ile belediye arasında yeni, sağlıklı ve kalıcı köprüler inşa etmektir. Problemlerimizi belediye meclisine taşımak, mecliste görüşülen önemli konuları, toplum yöneticileri ile paylaşmak, karşılıklı bilgi ve fikir alışverişinde bulunmak siyasi çalışmalarımın omurgasını oluşturacaktır. İnanıyorum ki, siyasiler olarak bizlerin, STK’lar ile bağları ve iletişimi ne kadar güçlü olursa, doğru orantılı olarak toplumumuza o derecede faydamız olur. İnsanlarımız oylarını mutlaka kullansınlar. Bu, bize ve-

rilmiş demokratik bir hatır. Vatandaş olma sorumluluğunu yerine getirmek ve geleceğimize yönelik olarak alınacak kararlarda ve yapılacak çalışmalarda söz hakkına sahip olmak için oylarımızı mutlaka kullanalım. Şahsi olarak alınacak oylar biz siyasetçiler için çok büyük önem arz ediyor, zira ne kadar çok tercih oyu alırsak, parti içerisindeki ağırlığımız ve sözümüzün gücü o kadar etkili olacaktır. Ayrıca şu hususu da hiç bir zaman unutmamalıyız ki, “Halka hizmet, Hakk’a hizmettir.” şeklinde düşüncelerini ifade etti.





samenleving

toplum 05

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 189 - 2014

Foto haber

Sevim:

Sabri Aksoy’un 36 yıllık Kütahya serüveni

sanız, ”

Kütahya Porselen ürünlerinin Hollanda ana bayiliğini büyük bir özveriyle 36 yıldır sürdüren Sabri Aksoy’u Rotterdam’daki sergi mağazasında ziyaret ettik ve büyük bir azim ve sevda ile bu işi yürüttüğüne şahit olduk. Hollandalı müşterilerinin ağırlıklı olduğu mekânda toptan ve perakende satış yapılmakta...

AFRA Meubel, dostların buluşma mekânı

Yaklaşık 20 yıldır halı-muşamba ve mobilya sektöründe hizmet veren Afra Mobilya sahibi Adnan Mutlu’nun işyeri âdeta bir sohbet, muhabbet mekânı haline gelmiş. her ziyarette değişik dostlarla çay sohbeti yapma imkânı bulunan işyerinde, büyük yenilikler yapıldığına, fiyatların indirildiğine şahit olduk





değinen Sevim, “Vatandaşlarımız bulundukları ülkenin dilini çok iyi derecede konuşmalı ve bilmelidirler.

Onları bu konuda uyarıyor ve onlara teşvikte bulunuyoruz. Tabi ki uyum tek başına bu ülkenin dilini bilmek değildir. Uyum, tek taraflı bir konu da değil, karşılıklı bir konudur.

Dolayısıyla bizim vatandaşlarımızın Hollanda toplumuna entegrasyonu, uyumu demek, kendi kültürlerinden

uzaklaşması anlamına gelmez” diyerek uyum ve entegrasyonun sadece tek taraftan beklenmemesi gerektiği yorumunu yaptı.

ARAÇ SÜRELERİNDE DEĞİŞİKLİK YOK Sevim, yurt dışında araç süreleri konusundaki bir soruyu ise “Bu konuda henüz bir değişiklik yapılmadı. Şu andaki uygulama,

emekli olanlar 1 yıla kadar, emekli olmayanlar 6 aya kadar araçlarını Türkiye’de tutabilir. Yani eski sistem devam ediyor. Bu konunun iki yıla çıkarılması konusundaki talepleri ilgili yerlere ilettik, bizlerde bekliyoruz” diyerek cevapladı.

Haber Merkezi Zaandam

Hizmetin görünmez kahramanları

Rotterdam Başkonsolosluğu çalışanlarının vatandaşa verdiği hizmetin arka planında görünmeyen isimler de var. Mütevazı, dost canlısı, saygın ve sevilen isimlerden olan Mehmet Çolak ve Nurettin Yılmaz da bunlar arasında olan sadece iki güzel insan..

«

Turnuvada bile Doğuş okunur...

Hollanda Mehteran’ın düzenlediği ve ülke genelinden 12 takım ve 200’e yakın insanın katıldığı ve bir dostluk havasında geçen voleybol turnuvasının pek çok da özel misafiri vardı. Yılmaz Oğuz da onlardan biriydi. herkes pür dikkat maçları takip ederken, o, Doğuş’un sayfalarından birine takılıp kalmıştı...

NIF Genç Kızlar Teşkilatı kamptaydı...

Birim eğitimi içerikli bir kamp programı çerçevesinde bir araya gelen genç kızlarımız, gazetemizin iyi bir okuru olduklarını; dağıtımından abonesine, içeriğinden reklamına varıncaya kadar her şeyiyle ilgilendiklerini dile getirdiler.

Dolu dolu geçen bir kampın ardından gençler, motive olarak ayrıldılar...

nieuws

06 haber

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 189 - 2014

Deniz Çatıkkaş

Ey dost, yüreğini yokla!

Bir gülü dalından koparmak ya da bir anayı evladından ayırmak...

Ferhat’ı Şirin’den, Mecnun’u Leyla’dan ayırmak...

Yunus’u Taptuk’tan, Uveys’ i kapıdan ayırmak, yani Sultan’ı taçsız, bülbülü gülsüz bırakmak…

Anne ve babanın değerini sayfalarca yazsak kalemimizin mürekkebi yetmez, evlat sahibi olmanın verdiği mutluluk kelimelerle ifade edilmez.

Kimi zaman sahip olduğumuz değerlerin kıymetini anlamak için; “dur ve yüreğinin sesine kulak ver, neler oluyor” denmelidir!

Özel haber

ve şefkati yanlış kişilerin yanında arayan, hapislerde çürüyen, boşlukta kalmış gençler, masum çocuklar var. Çocuğunun yanında alkol, esrar, uyuşturucu kullanarak ona kötü örnek olup esrar ve uyuşturucuyu evlâdına tercih eden ebeveynler, eğitimciler var…

Çocuğunun ona en çok ihtiyacı olduğu dönemde onun yanında bulunmayıp, iş işten geçtikten sonra “kızım/ oğlum beni dinlemiyor” diyen biçare analar, babalar var… İnsan tacirlerinin eline düşen genç kızlarımız, dizini döven, sabahlara ka-

Hollanda Diyanet Vakfı tarafından “HDV Şube Yöneticileri Eğitim-Yöneticilik ve Gelişim Kampı” düzenlendi. Hollanda’nın Elspeet şehrindeki Hotel Mennorode’de yatılı olarak düzenlenen yöneticilik kampına, 39 camiden 100 HDV Şube Yöneticisi katıldı.

D

süye gelen Diyanet İşleri Başkanlığı Dış İlişkiler Genel Müdürü Prof. Dr. Mehmet Paçacı da bir selamlama konuşması yaparak şube yöneticilerine hitap etti.

İki gün boyunca yoğun seminer programlarına tabii tutulan şube yöneticileri, 21 Şubat 2014 Cuma günü akşam saatlerinde otele yerleştiler. 22 Şubat 2014 tarihinde sabah başlayan program, HDV Harderwijk Mehmet Akif Camii din görevlisi Zinnuri Kurt tarafından okunan Kur’an-ı Kerîm ile başladı. Seminer açılış konuşması HDV Başkanı Prof. Dr. Mustafa Ünver tarafından yapıldı. Daha sonra kür-

Biz büyük bir milletiz, büyüklüğümüz tevazudan kaynaklanır, D.İ.B. Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Özafşar da davetlilere bir selamlama konuşması yaptı ve konuşmasında özetle şunlara değindi: “Diyanet İşleri Başkanlığı 3 Mart 1924 tarihinde kurulmuştur. 1979’da kanun değişikliği yapılmış, 2010 yılında da yeni teşkilat yasası çıkarılmıştır. Bugün itibariyle Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kadrosu, 60 binden 130 bine ulaşmıştır. Biz büyük bir milletiz, büyüklüğümüz tevazudan kaynaklanır, Avrupa’da 5 milyon insanımız var ki bunlar Avrupa’nın gelişmesine çok büyük katkı sağlamıştır, Camilerimiz barış ve sükûnetin sembolü olan bir gençlik yetiştiriyor, İnsanlarımız hiçbir aşırılığa katılmazlar, Washington’da büyük bir merkez yapılıyor. 60 dönüm bir arazi üzerinde. 100 milyon dolara mal olacak. Köln, Moskova, Bişkek,

üzenlenen kamp programına Türkiye’den Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Özafşar, Dış İlişkiler Genel Müdürü Prof. Dr. Mehmet Paçacı, Dinî Yayınlar Genel Müdürü Dr. Yüksel Salman katıldı. Seminere Hollanda’dan Lahey Büyükelçisi Sadık Arslan, Deventer Başkonsolosu Yunus Belet, Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral, Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı ve Lahey Din Hizmetleri Müşaviri Prof. Dr. Mustafa Ünver, Deventer Din Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Mehmet Malkoç, HDV Genel Kurul Üyeleri, Yönetim Kurulu Üyeleri ile Şube Yöneticileri katıldı.

Çocuklarını avutmak için tenceresinde aş yerine taş kaynatan, bebelerini dağ yollarında doğuran çilekeş analar, gözleri hep bir iş umudunda sönen, evine her akşam ekmeksiz dönen, çaresiz babalar var…

Dur ve bak etrafına…

Anne babasını beğenmeyen, asi, yoldan çıkmış gençler, anne şefkatinden, baba sevgisinden yoksun, sevgi

“Camiler, barış ve sembolüdür”

Yatırımını çocuğuna değil; taşa toprağa yapan insanlar var…

Orada…

Karlar üzerinde yırtık pabuçlarıyla, deftersiz, okula giden çocuklar var.

Bir harf öğrenebilmek için çamurlu yollarda yırtık ayakkabısı ile saatlerce yürüyen minik yavrular…

Soğuktan titreyen küçük bedenler, bir lokma ekmeğe muhtaç öksüzler var…

Kapısını soğuk rüzgârlardan başka kimsenin çalmadığı garipler, bir sıcak çorbaya muhtaç yetimler, doktorun olmadığı, ilacın bulunmadığı, mezar sessizliğiyle kuşatılmış evlerinde yardım bekleyen nice yaşlılar, dullar, yatalak hastalar var.

HDV Şube Yöneticileri kampta buluştular...

dar ağlayan anneler, çaresiz babalar var…

Edep ve ahlaktan yoksun, çocukları istismar eden, fuhşa zorlayan insanlıktan nasibini almamış hasta ruhlu birileri var…

Yüreğini yokla ey dost, daha neler neler var…

“Oyunuzu kullanmaya çağırıyorum” Günlük hayatta öğretmenlik yapan ve aynı zamanda Gençlik Dairesi’nde uzman olarak çalışan Deniz Çatıkkaş 2006’dan itibaren Feijenoord Belediyesinde encümen üyesidir ve halen Feijenoord Belediyesi PvdA Partisinin grup başkanlığını yürütmektedir.

Deniz Çatıkkaş Bey’den bölgeyle ve yapacaklarıyla alakalı bilgi aldık: Deniz Çatıkkaş özetle şunlara değindi: “Feijenoord Belediyesinin nüfusu yaklaşık 75.000’dir. Bunun % 49’u, 0 - 35 yaş arasıdır. Hollanda’nın en genç nüfusu burada yaşamaktadır. Bu gençler arasında okulu diploma almadan terk edenlerin oranı % 21’dir.

Bu rakam Hollanda’nın en yükseğidir. Gençlerin okulu diploma almadan terk etmesi, fakirliğin, işsizliğin artma-

sı anlamına gelmektedir. Bu konuda gerek gençlere gerek anne babalara gerekse biz siyasetçilere büyük görevler düşmektedir.

Eğitimin ilk başladığı yer ailedir. Aile toplumun çekirdeğidir.

Diplomasız okulu terk eden her genç, dostun yüzkarası düşmanın maskarası olma durumuna düşmektedir. Onun için ben bir eğitimci olarak eğitimin ne kadar önemli olduğuna vurgu yapmak isterim. Ben her zaman öğrencilerime diplomanızı alın, gerisi kolay demişimdir. Buradan sizin aracınızla bütün vatandaşlarımızı oy kullanmaya çağırıyorum.

Sizin o gün bir kraldan, bir kraliçeden, bir başbakandan farkınız yok. Onların da kullanacağı bir oy sizin de...”

n e l a t e b 1 = n ale = 1 betalen 2h halen > Merkez Schiedamseweg 116 - 118 3025 AH Rotterdam-West Tel. 010 476 41 83 > Şube I Bijerlandselaan 176 3074 BJ Rotterdam-Zuid Tel. 010 419 61 73 > Şube II Dr. Orhan Maltepe Cad. No. 18/E Pendik-İstanbul Tel. 0090 216 390 80 82

Tokyo ve Afrika’da çok önemli yatırımlarız var; değerlerimizi tüm küreye taşıyoruz. Milletimizin teşkilatlanma becerisi var. Ancak yine de eksikliklerimiz var. Kadınlarımızın katılımı sağlanmalı. Eğitim durumumuzu yükseltmemiz lazımdır.”

Lahey Büyükelçisi Sadık Arslan ise yaptığı konuşmada, toplumumuzun eğitimine çok önem verilmesi gerektiğini, toplumumuzun burada kalıcı olduğunun bilinciyle, planların buna göre yapılması gerektiğini belirtti.

Protokol konuşmalarından sonra açılış seminerlerinde şube yöneticilerine ilk olarak D.İ.B. Dış İlişkiler Genel Müdürü Prof. Dr. Mehmet Paçacı hitap etti. Paçacı konuşmasında Diyanet İşleri Başkanlığının yurtdışı hizmetlerinden bahsederek, şube yöneticilerinin bu hizmetlere katkılarını dile getirdi. Paçacı, bütün gelişmelere rağmen bazı konularda eksiklikler olduğunu, bunları giderme konusunda birlikte çalışmaya önem verilmesi gerektiğini belirtti. İkinci seminer Avukat Ejder Köse tarafından verildi. Köse, Türk

het leven

yaşam 07

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 189 - 2014

sükûnetin

Hukukçular Birliği adına yaptıkları faaliyetler hakkında bilgi vererek bazı hukukî konularda şube yöneticilerine bir sunum yaptı. Üçüncü semineri ise Rotterdam İslam Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Doç. Dr. Özcan Hıdır verdi ve “Hollanda Basın ve Kamuoyunda Türk ve İslam Algısı” konulu bir sunum yaptı.

Dördüncü Seminer araştırmacı-yazar, mühtedi Abdülwahid van Bommel tarafından verildi. Van Bommel, “Mühtedilerin HDV’den ve Camilerden Beklentileri” konulu bir sunum yaptı.

Akşam yemeğinden sonra Diş İlişkiler Genel Müdürü Prof. Dr. Mehmet Paçacı ile Dinî Yayınlar Genel Müdürü Dr. Yüksel Salman şube yöneticilerinin sorularını cevaplandırdı. İkinci günün ilk semineri Türkiye’den

davet edilen kişisel gelişim uzmanı Oğuz Saygın tarafından yapılan sunum ile başladı. Oğuz Saygın “Etkili Yöneticilik ve İletişim Teknikleri” konulu bir sunum gerçekleştirdi.

Daha sonra HDV Yönetim Kurulu Muhasibi Yeminli Müşavir İsmail Şen ve muhasebe görevlisi Turgay Ergezen tarafından “Malî Kaynakların Etkili Kullanımı, Kontrolü ve Şube Muhasebesi” konularını içeren sunumlar yapıldı. Sunumun ardından Şen ve Ergezen, şube yöneticileri tarafından yöneltilen soruları cevaplandırdılar.

Programın son günü öğleden sonraki kısmında ise, HDV Eğitim Komisyonu üyeleri Ayhan Tonca ve Bekir Cebeci tarafından, Hollanda eğitim sistemi, eğitimin önemi ve okul seçiminde dikkat edilecek hususlar bağlamında HDV şubelerinin eğitim ve öğretime katkısı konularını içeren sunumlar

Groothandel in levensmiddelen Industrieweg 171, 3044 AS Rotterdam Tel. (010) - 810 40 23 Fax (010) - 465 00 76 Mob. 06-41 37 06 26 E-mail info@ozpas.nl www.ozpas.nl

gerçekleştirildi ve sorular cevaplandırıldı. Şube yöneticileri kampının son seminerinde, Hollanda Meclisi üyelerinden İşçi Partili Milletvekilleri Selçuk Öztürk ve Tunahan Kuzu, şube yöneticilerine hitap ettiler. Daha ziyade soru cevap şeklinde geçen bu bölümde, Hollanda siyasî yapılanması, siyasetin Müslümanlara bakışı, şube yöneticilerimizin milletvekillerinden beklentileri gibi konular konuşuldu.

Hollanda Diyanet Vakfı tarafından Elspeet şehrindeki Mennorode Otelinde organize edilen “1. HDV Şube Yöneticileri Eğitim-Yöneticilik ve Gelişim Kampı”, HDV Başkanı Prof. Dr. Mustafa Ünver’in yaptığı değerlendirme konuşmasıyla sona erdi.

Adnan Şahin

«

Pronk, bitişin son noktasını işaret etti PvdA’lı (İşçi Partisi) eski Bakan Jan Pronk, 19 Mart tarihinde yapılacak olan belediye meclisi seçimlerinde oyunu GL’ye (Yeşil Sol) kullanacağını açıkladı.

1962 yılından bu yana tercihini ilk kez PvdA dışında bir partiye yapacağını belirten Jan Pronk, GL’nin Lahey ilçe teşkilatı web sitesinde yayınlanan yazısında, PvdA üyeliğini geçtiğimiz yıl durdurduğunu anımsatarak, “Sosyal demokrasinin ilkelerini inkar ettiği için yerimin artık PvdA olmadığını bildirmiştim” ifadesinde bulundu.

Kendisini Yeşil Sol (GL) partisine her zaman yakın hissettiğini ifade eden Jan Pronk, “Yeşil Sol’un Lahey teşkilatının azınlıklar, çok kültürlü toplum

ve kentteki illegaller konularındaki tavrı beni etkiledi” ifadesini kullandı.

73 yaşındaki Jan Pronk, 30 yıl politikanın içinde yer aldı ve 1972-1977 ile 1989-1998 dönemlerinde Kalkınma İşbirliği, 1998-2002 döneminde de İskan, Bayındırlık ve Çevre Bakanı olarak görev yaptı.

PvdA yönetimine geçtiğimiz mayıs ayında istifa yazısı gönderen Jan Pronk, partinin azınlıklar politikası ile kalkınma işbirliği konularındaki tavrını eleştirerek, dayanışmadan uzaklaşıldığını ifade etmişti. Geçtiği-

miz Nisan ayında De Halve Maan adlı televizyon programına katılan deneyimli politikacı, partisinin Liberaller (VVD) ile ortaklığını sert bir şekilde eleştirmişti. VVD ile ortaklıktan ve ülkede kaçak bulunmanın suç sayılması planından dolayı PvdA’dan kopan Jan Pronk, koalisyon protokolüne ilişkin “PvdA ruhunu sattı” değerlendirmesinde bulunmuştu. Üç kez bakanlık yapan Pronk, ülkede kaçak bulunmanın suç sayılmasını isteyen bir hükümete hiçbir PvdA’lının girmemesi gerektiğini kaydetmişti

nieuws

08 haber

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 189 - 2014

Halil Yanar

Filmdeki değil gerçek Kanunî’nin torunlarına Genellikle spor ağırlıklı yazılarla sizlerle buluşurken, bu kez televizyon hastalığımızın son kazası Kanunî Sultan Süleyman’ın anlatıldığı dizi ile ilgili bir şeyleri sizinle paylaşmadan geçemedim. Aslında Kanunî’yi anlatmaya çok daha farklı kelimelerle, cümlelerle, mürekkebin yetemeyeceği gerçek tarihle başlamak isterdim. Son günlerde çokça konuşulan, amaçları, reyting uğruna ecdadı karalamak olan kişi ve kurumlar hakkında elbette bilgi sahibisinizdir. Senaristinden yapım şirketine kadar kimler tarafından beslenip yönetildiği belli olan ve sözde Kanunî’yi anlatan bir dizideki, Şehzade Mustafa’nın ölümüyle ilgili bazı detayları sizlerle paylaşmak istiyorum. Osmanlıyı sadece ‘Harem’ dairesinden ibaretmiş gibi göstermeye çalışanlar amaçlarına nerdeyse ulaşmış gibiler. Peygamber sevdâlısı bir padişahı, önce Harem’den çıkmayan bir ‘uçkur düşkünü’, ardından da oğlunu öldürten ‘katil bir baba’ olarak göstermeye çalışanlar, ulaştıkları son noktadan duydukları hazdan dolayı bir köşede gizli gizli keyif çatıyorlardır. 16. yüzyıl Osmanlısında hele de Kanunî döneminde bir şehzadenin ordu içinde ayaklanmaya sebebiyet vermesi, tahta çıkabilmek için başka devletlerle ittifak sağlamaya çalışması, kendi tuğrasını çekmesi gibi sebepler kesinlikle sineye çekilebilir olaylar değildi. Şehzadenin ölüm sebebi; Osmanlının bekâsı içindi. Bu konuyla ilgili doğru kaynaklardan bilgi edinilirse şanlı tarihimize bu tür lekeler bu kadar kolay sürülemez.

Esas bilinmesi gereken konu, Sultan

Güncel

Süleyman Han’ın filimdeki değil, gerçek yaşamıdır. Peygamber âşığı Süleyman Han’ın yaşadığı birkaç olayı anlatarak yorumu size bırakıyorum.

Süleyman Han, bildiğiniz gibi el işlerinde çok maharetli bir padişâhtı.

Kendi el emeğiyle tahtadan kutular, sandukalar yapar onları da gizlice pazarda sattırırmış. Oradan gelen parayı da bir kenarda biriktirip Surre Alayıyla hac zamanı hicaza gönderirmiş. İşte, Kanunî biriktirdiği parayı alaydan birine verip gizlice tembihler şöyle dermiş: “Bu para alin teri, ve bu parayla Ravza-i Tahir’in kandillerine gülyağı alınsın. Belki şefaatimize nail olur.” Yine aynı Kanunî hac zamanı Mescid-i Nebevî’de namaz kıldıktan sonra görevlilere, mihrabın biraz öne çekilmesini emrediyor. “Peygamberimizden bu yana o şekilde duran mihrabı neden öne aldırtmak istediği” sorulunca Süleyman Han’ın cevabi ders niteliğinde: “Resulullah’ın namaza durduğu yerde namaz kılanlar var.

Bunu hak eden var, edemeyen var, Buna layık olan olur, olmayan olur. O yüzden mihrabı öyle bir dengeyle öne alın ki, Efendimizin namazdayken ayaklarının denk geldiği yere bizim başımız denk gelsin.”

Yine Süleymaniye Camii’nin yapımı için rüyasında Peygamberimizden aldığı talimatlarla camiyi inşa edişi ve Mimar Sinan’la bu rüya üzerine yaptıkları konuşmalar Cihan Padişâhı Sultan Süleyman’ın nasıl bir insan olduğunun açık delilidir.

Peygamber âşığı bir sultanı sadece harem dairesi ve cariyelerle insanlara lanse etmeye çalışanları Allah’a havale ederken, bizlerin de seyrettiğimiz filmleri seçerken, özellikle bu dönemlerde daha dikkatli olmamız gerektiğini tekrar hatırlatırım. Belki vatandaş olarak senaryolara, yapım firmalarına pek gücümüz yetmiyor ama unutmayalım ki kumanda bizim elimizde. hm_yanar@hotmail.com



Multicultureel Plus Partij Başkanı Ekrem

“Uygulamalarda çokkültürlü toplu katılmıyor” Amsterdam’da yabancı kökenlilerin kurdukları “Multicultureel Plus Partij” adlı siyasi parti, düzenlediği basın toplantısıyla 19 Mart 2014’te yapılacak olan yerel seçimlere hangi adaylarla katılacağını açıkladı. Multicultureel Plus Partij yetkilileri Amsterdam’da bulunan Piri Reis Grand Cafe’de düzenledikleri kahvaltılı basın toplantısıyla kendilerini tanıttılar.

M

ulticultureel Plus Partij yetkilileri Amsterdam’da bulunan Piri Reis Grand Cafe’de düzenledikleri kahvaltılı basın toplantısıyla kendilerini basına tanıttılar. Amsterdam Anakent liste başı olan Ayberk Köprülü Nieuwe West semt belediyesinden liste başı Neslihan Bedirhanoğlu ve West Semt Belediyesinden liste başı olarak seçime girecek olan Fas asıllı Fatıma Zohra Budıl basının karşısına çıkarak kısaca kendilerini tanıttılar ve neden siyaseti seçtiklerini kısaca açıkladılar.

Bulunduğu konum itibariyle sadece yerel seçimlerde adaylık koyabiliyor.

Hazırlanan kısa tanıtım videosuyla, liste başı adayların siyasete ilişkin söylemleri anlatıldı.

“Willem Van Oranje yaşamış olsaydı, bizim partiye oy verirdi” Parti Başkanı olan Ekrem Karadeniz, tarih öğretmeni ve şuan Savunma Bakanlığı’nda subay olarak çalışmakta.

Toplum olarak zaten çok kültürlü bir toplum geleneğine sahibiz. Çok kültürlü bir toplum iflas edemez. Ama buna mukabil Amsterdam, siyasî uygulamalarda tek taraflı davranıyor.

Ekrem Karadeniz, çalışmalarını şu cümlelerle özetledi: “Amsterdam’da yaklaşık 24 tane yerel parti bulunmaktadır. Doğrusu bu partilerin içerisinde öne çıkmak hayli zor. Ama bizim çok ünik bir savımız var; o da şudur: Biz çok kültürlü toplumun iflas etmediğine; aksine mevcut siyasi partilerin iflas ettiğine inanıyoruz.

Sözlü yaklaşımlardan bahsetmiyoruz.

Onlar çok güzel. Gelip Shoarma’da yerler lahmacun da yerler, çok güzel olduğunu beyan ederler. Türkiye’ye Fas’a gittiklerini söylerler. Ama siyasî, ekonomik, ticarî, eğitim, kültürel ve sosyolojik alanlardaki, uygulamalarda maalesef Amsterdam’da siyasî arenadaki insanlar “çoklu toplumu” hesaba katmıyorlar. Bu yüzden de problemler her gün biraz daha artıyor.

Yıllar önce yaşanan problemler hakkında o zaman yazılanların sadece tarihlerini değiştirip yeniden yayınlasak hiç kimse onun yıllar önce yaşanan bir sorunla ilgili olduğunu anlayamaz.

Zira sorunlar aynen devam ediyor.

Sadece şimdilerde biraz daha çoğaldı.

Bundan dolayı biz de sorumluluğumuzu yerine getirmek için elimizi taşın altına koyarak bu partiyi kurduk. Pek



Seçmen sürekli tercih değiştiriyor Ipsos’un yaptığı kamuoyu araştırmasına göre seçmenlerin üçte biri, oyunu Eylül 2012’de yapılan genel seçimlerde kullandığı partiye verme niyetinde değil.

Oz&Er FOOD B.V.

Rooseveltstraat 39 2321 BL Leiden

E-mail info@ozener.com Tel. +31(0)71 - 589 09 99 Fax +31(0)71 - 589 20 26 www.ozener.com

EN ÇOK PvdA KAYBETTİ Koalisyon ortağı PvdA (İşçi Partisi) kaybedenlerin başında geldi. Koalisyonun büyük ortağı VVD (Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi) de oy potansiyelinde en çok düşüş kaydedilen ikinci parti oldu. VVD’li seçmenler en çok PVV’ye (Özgürlük Partisi), PvdA’lı seçmenler ise en çok SP (Sosyalist Parti) ve D66’ya (Demokratlar 66) kaydılar.

VERİLEN SÖZLER TUTULMADI Liberal VVD ve Sosyal Demokrat Pv-

dA’nın oyunu bu seçimlerde bir başka partiye vereceğini söyleyen seçmenleri, bu değişime “tutulmayan sözleri” gerekçe olarak gösterdiler. Oy verdikleri partinin kabinedeki tutumundan memnun olmadıklarını ifade eden seçmenler, partinin izlenen politikalar ile seçimlerden önce verdiği sözü tutmadığını kaydettiler.

OY POTANSİYELLERİ Bugün seçimler yapılsa, Temsilciler Meclisi’ndeki 150 sandalyenin partilere dağılımı Ipsos’un anketine göre

şöyle olacak: VVD(-14) 27, PvdA(20) 18, PVV(+13) 28, SP(+2) 17, CDA(+2) 15, D66(+9) 21, CU(0) 5, GL(+2) 6, SGP(+1) 4, PvdD(+2) 4, 50Plus(+3) 5.





actualiteit

aktüalite 09

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 189 - 2014

Analiz

Karadeniz:

Ergün Madak

Kopyala Yapıştır!

Al Sana Vahşi İslam

um hesaba



kolay oldu diyemem. Ama arkadaşlarımızın gayretli çalışmaları sonucu partiyi kurduk.

Peki, amacımız nedir? Şudur: Bizler, etnik köken, dil, din, ırk ayrımı yapmadan Amsterdam halkının haklarını korumak için yola çıktık. Ve aynı zamanda da hakların yanı sıra halkımızın sorumluluklarını izah etmeyi de bir sorumluluk olarak görmekteyiz.

Kısacası ne hakkımızı yedirteceğiz ne de başkalarının hakkını yiyeceğiz.

Bu bizim için çok önemli. Her zaman savunduğumuz şey şudur: Biz çok kültürlü toplumun zenginliğine inanıyoruz. Eğer bir toplum çok kültürlü ise bu doğal olarak o toplumun uluslararası alanda daha çok bilgi birikimine sahip olması demektir.

Biz bu zenginliğin yeterince iyi kullanılmadığını düşünüyoruz. Ve ben şunu da iddia ediyorum: İspanya Krallığına, ekonomik özgürlük, inanç özgürlüğü ve siyasete çoğulcu katılımı savunarak isyan eden Hollanda halkının atasının atası Willem Van Oranje bu gün yaşamış olsaydı, ben inanıyorum ki bizim partiye

oy verirdi. Zira bizlerde şimdi aynı konuları savunmaktayız.”

“Güvenli bir Amsterdam inşası için yola çıktık” Daha sonra adaylar kendilerini tanıttılar. Amsterdam anakentte liste başı olan Ayberk Köprülü siyasal bilimler uluslararası ilişkiler mezunu. Yakında polis akademisinde tekrar okula başlayacağını belirten Köprülü, Amsterdam belediyesinde “radikalleşme araştırmacısı” olarak çalışmaya başlayacağını söyledi.

Amsterdam’ın çok ama çok renkli bir kent olduğunu ancak idare sistemine bakıldığında sadece beyaz rengin görüldüğünü vurgulayan Köprülü, burada da çok renkliliğin olması yönünde gayret edeceğini söylüyor.

Neslihan Bedirhanoğlu Türkiye’de doğmuş ve 2 yaşından itibaren Hollanda’da yaşayan biri. Finansal sorunları olan insanlara danışmanlık, suç işleyen gençlere da rehberlik yapıyor. Siyasetteki öncelikli hedefinin ‘daha güvenli bir Amsterdam inşa etmek için çalışmak’ olduğunu söylüyor. Bunun yanında mevcut kül-

türel zenginliğimizin önemine inanıyor ve bunun herkes tarafından bilinmesi için tüm imkânların kullanılmasından yana olduğunu belirtiyor. Doçent pedagog olan Fas kökenli Fatıma Zohra Budil ise, eğitim alanındaki eksikliklere dikkat çekerek bunları giderilmesi gerektiğini savunuyor. Eğitimde ortaya çıkan sorunların zamanında tespit edilerek çözüme kavuşturulmasını önemsiyor. Bu sayede suç olaylarının azalacağını ve devamsızlığın önleneceğini düşünüyor. Bu alanda bütün bilgi ve becerisini ortaya koyarak topluma en iyi şekilde faydalı olmayı amaçladığını ifade ediyor.

M. Plus Partisi olarak bu ilk seçimde meclise en az bir temsilci gönderebileceklerini düşünüyorlar. Parti’nin toplam 8 adayı bulunuyor. Diğer adaylar şu isimlerden oluşuyor: Yaşar Coşkun, Asım Alıcı, Ekrem Karadeniz, Ahmet Karacabey ve Fatma Dokcan.

Bu gün ayrıca yoğun bir parti tanıtım çalışması için start verildi.

Adnan Şahin Amsterdam

DEURWAARDER VE INCASSOBUREAU’LARIYLA

BAŞINIZ DERTTE Mİ?

PA S Juridisch / Financieel Advies

BURO



ergunmadak@hotmail.com

& Schuldhulpbemiddeling

A: Slinge 584 1. Kat. 3086 EX Rotterdam T-F: (010) – 737 06 76 M: info@buropas.com

W: www.buropas.com

«

Bu satırları okuduğunuzda, belediye seçimleri yapılmış, meclislere giren Türkiyeli azınlıkların kimler olduğu belirlenmiş olacaktır büyük bir ihtimalle. Biraz rötarlı da olsa, Belçika siyasetine ve biraz da onun Hollanda’daki benzerlerine değinmek istiyorum. Makalede bahsi geçen fotoğrafı, geçen yıl seçim kampanyasında, Vlaams Belang Partisi’nden Anke Van dermeersch, kendisi de poz vererek kullanmış. Van dermeersch, şu an Belçika Senatosu üyesi ve 1991 yılında da Belçika Güzeli seçilmiş. Kampanyanın amacı ise anti-İslam temasını “Kadınlar İslamlaşmaya Karşı” sloganı ile işlemekti. Belçika’da Müslümanlar nasıl tepki verdiler bilmiyorum ama ben olaydan, NRC’de çıkan bir yazıyla karşılaşınca haberdar oldum.

Haber de şuydu: Van dermeersch’in fotoğraflarda kullandığı Louboutin (ilk kez duyduğum bir marka bu arada) ayakkabılarının izinsiz kullanılması sonucu Louboutin mahkemeye başvuruyor ve mahkeme, ayakkabıların kullanılamayacağı kararını veriyor.

Louboutin, markalarının siyasette kullanılmasından rahatsız olduğu için mahkemeye başvurmuş.

Yoksa Müslümanlara özel bir sempati beslediklerine dair bir bilgi zaten yok. (Geçen yıl, başı kapalı bayanların giydikleri kıyafetleri ve bu tip ayakkabıları giydiklerini gördüğümden iki eleştiri yazısı yazmıştım. “Yoksa bizim başı örtülü Müslümanlar Louboutin mi giyiyor?” diye kendime sormadan edemedim).

Daha bitmedi, internette biraz daha araştırdığınız zaman mini etek fikrinin esinlenildiğini de öğreniyorsunuz. Fikrin asıl sahibi Kanadalı bir grafik öğrencisi. O da maalesef parası olmadığı için Van dermeersch’i mahkemeye verememiş.

Peki Kanadalı öğrenci ne anlatmak istemiş etek ölçüsüyle? O da etek boyuna göre, genel olarak insanların kadınlara bakış algısını işlemiş.

Hiç bir milliyet, din gözetmeden.

(Google’a girin ve ‘Anke van dermeersch Louboutin’ yazın, ne demek istediğimi anlarsınız.)

11 Eylül 2001 sonrası, Avrupa’da ilgi odağı olmak istiyorsanız, İslam ve Müslümanlar kelimesini sağa sola serpiştirerek dikkat çekmeniz çok kolay. 11 Eylül öncesinde ise bunun adı yalnızca -beyaz, batılı olanları dışarıda tutarak- “yabancılar”dı. İşsizliğin, hırsızlığın, tecavüzün faturası hep yabancılara çıkarılmak istendi. Belki de, yeni konular üretmede zorluk çektiklerindendir, aşırı sağ biraz daha ‘belden aşağıya’ vurmaya karar vermiş olmalı.

Gelelim fotoğrafın içeriğine: Etek yerlerde gezince “Şeriat ölçüsü”, en kısa seviyede ise “Taşlanma” yani taşlanarak öldürülme olarak ifade edilmiş. Taşlanma gerekçesi olan, 4 kişinin önünde zina eden, bir başka deyişle uluorta zina eden kişilerin, İslam toplumlarında ve ceza hukukunda varsa eğer, cezasını ‘taşlama’ olarak verebilir. Taliban’ın bir süre iktidarı ele geçirdiği dönem dışında, bildiğim kadarıyla böyle

bir cezalandırma biçimi çoğunluğu Müslüman olan ülkelerin hiç birinde uygulanmıyor.

Tarihte, Asr-ı Saadet’te, bir kadın, hiç bir şahit olmamasına rağmen, Allah Rasulü’ne kendisi gelip, zina ettiğini söylüyor, O da iyice düşünmesi için geri gönderiyor, kadın ısrar ediyor. Özetle; Allah Rasulü kadın hamile olduğundan, çocuk elinde ekmeği tutacak yaşa kadar bekledikten sonra gelmesini söylüyor ve ondan sonra, ‘kadının isteği’ üzerine ceza infaz ediliyor. Eğer kadın isteseydi bu cezayı ahirete bırakabilirdi.

Fakat kendi tercihi ile ahiretini garantiye almak istemesinden olsa gerek böyle bir tercih yapıyor. İslam konulu bir sürü tartışmalarda olduğu gibi burada da konunun felsefesi gözden kaçıyor: • İslam; belli sorumlulukları olmayan ve toplumun bilmediği gizli kapaklı evlilikleri kabul etmiyor. Bunun en temel sebepleri de, kim kiminle evli olduğu bilindikten sonra ortaya sonradan çıkabilecek sorunlarda tarafların yükümlülüklerini yerine getirmeleri içindir. Örneğin, ailenin geçimi, boşanma ya da ölüm durumlarında miras vs. gibi konularda açıklık sağlamak ve hak bölüşümünde İslam hukukunu uygulayabilmek için.

• İslam, nesil emniyetine çok önem atfeder. Zina gibi gayrimeşru ilişkilere imkân tanımayan İslam’ın temel ölçüsü, eğer bir beraberlik olacaksa, bunun en meşru zemini, şahitlerin de olduğu nikâhtır. Böylelikle bu evlilikten doğan çocukların annebabaları bilinecek, çocuklar ortada kalmayacak ve ebeveynler çocukların bakımı konusunda sorumlu tutulabileceklerdir. Bu kısa özeti okuduğunuzda, İslam’ın kadına, aileye, çocuklara zulmettiği sonucuna mı varırsınız? Aslında teoride Hristiyanlık ve Yahudilik, bu konuda İslam’dan hiç farklı değil. Fakat onlar 1789’dan beri kendi köşelerinde inzivaya çekilmiş durumdalar. “Özgürlük veya İslam” (Vrijheid of Islam) sloganını da kullanan Belçikalı politikacıya şunları da sormak lazım: • İslam geldiği çağda, kızları diri diri toprağa gömmekten kurtardı, bundan haberin var mı?

• Köleliğin iyi bir sistem olmadığı ve köle azad etmenin teşvik edildiği bir sistem getirdi İslam 1400 yıl önce. “Özgürlük veya İslam” sloganı atarken, fazla uzaklara gitmeye de gerek yok, acaba Belçika’nın 1908-1960 arasında Kongo’da neler yaptığına da girelim mi bu arada?

• Dünya ya da Müslüman kadınlarını savunma adına yola çıktığınıza göre, şu fikrinden ‘esinlendiğiniz’ Kanadalı öğrenci kıza telif hakkı olarak biraz burs vererek örnek bir kadın politikacı olamaz mıydınız?

Mesele üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olduğuna göre, ‘konu kadınlar değil, olsa olsa İslam’ı payanda olarak kullanarak popüler olmak mıdır?’ acaba diye insan sormadan edemiyor? Üstelik bu işi yaparken hiç de orijinal olunmamış. Kopyala, yapıştır! Bu kadar basit.

nieuws

10 haber Mehteran turnuvasında dostluk ...

Mehteranın ‘2. Yıl’ Turnuvası şölene dönüştü

Gazetemizin geleneksel hale getirdiği ve 11 yıl aralıksız sürdürdüğü “Doğuş Dostluk Voleybol Turnuvası”, son iki yıldır Hollanda Mehteran tarafından organize ediliyor… Bu konuda yoğun bir gayret harcayan organize ekibi, bu y ılın turnuva birincilik kupasını Nogay 1 ekibine verdi.

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 189 - 2014

Gündem

Doç. Dr. Özcan Hıdır ile “De Levende Koran”

Yaşayan Ku Hollandaca

Dünya (1) turnuva ikinciliğini elde etti

Farklı bölgelerden, farklı etnik köken ve farklı düşüncelerden insanlarla bir araya gelerek tanışmayı, kaynaşmayı ve dost olmayı hedefleyen turnuva, her geçen yılın ardından amacına ulaşıyor. Adına yaraşır bir şekilde dostça başlayan ve öylece sona eren turnuvada, 2 grup halinde 6’şar takım yarıştılar.

 Hollanda’da -bize göre- kısa bir geçmişe sahip olan Özcan Hıdır, bu kısa dönem içinde çok önemli, anlamlı, hayırlı işlerin altına imza attı. Halen IUR İlahiyat Fakültesi Dekanlığı’nın yanı sıra YTB Danışma Kurulu üyeliği de yapan Doç. Dr. Özcan Hıdır’ın, VU’de doktorasını bitirmek üzere olan Fatih Okumuş ile beraber gerçekleştirdikleri, yeni yayımladıkları Hollandaca açıklamalı Kur’an meali “De Levende Koran”ı konuştuk.

Ü Hollanda Mehteran, turnuva üçüncüsü oldu

3 yıldır Avrupa’nın çeşitli kentlerinde 100’ü aşkın program yapan Hollanda Mehteran, bu tür etkinliklerle de adını duyurmakta. Turnuvanın İlk dört sırası şu şekilde belirlendi. 1. Nogay(1), 2. Dünya Market, 3. Hollanda Mehteran (1), 4. Nogay (2).

Turnuvadan öte, âdeta bir ‘Şölen’di

Turnuvamıza katılan herkesin genel kanaati böyleydi. “Yüzlerce insanı 6 saat boyunca küçücük bir salonda, bir şölen havası atmosferinde bulundurmanın başka bir ismi olamaz” diye görüş bildiren katılımcıların, bu düşüncesine katılmamak mümkün değil.

Centilmenlik kupasını Zwijndrecht ekibi aldı

Bu yıl içerisinde bir kez daha bu amaçla bir araya gelinmesini isteyen katılımcılar, bu manada Mehterbaşı Ünal Fırat’tan söz aldılar. Turnuvaya katılan takımlar: Dünya 1, Mehteran 1, Ay-Yıldız, Zafer Gençlik, Nogay 2, Zwijndrecht, Volley Zuid, Nogay 1, Zopo Benelux, De Opperd, Dünya 2, Mehteran 2.

çüncü ve ondan sonraki neslin, rüyalarını bile Hollandaca görmeye başlamasıyla birlikte, onlara yapılacak en büyük iyiliğin onlara anlayacağı bir lisan ile seslenmek olacaktır. İslam karşıtlığının yoğun olarak yaşandığı Hollanda’da pek çok insanın, bu davranışa tepki olarak İslam’ı araştırdığını hatta İslam’ı seçtiğini biliyoruz. Elde dolaşan meallerin güvenirliği noktasında sıkıntı yaşayan insanlarımızı da bu gruba ekleyince, yapılan bu çalışmanın ehemmiyeti kendini biraz daha belirgin hale getiriyor. Hem burada doğup yetişmiş gençliğin, hem İslam’ı araştıran ve seçenlerin, hem de Ehl-i Sünnet anlayışıyla hareket edenlerin bir başucu eseri olarak kullanacağı bu çalışmanın hazırlanış serencamını Özcan Hıdır Hocamızdan dinledik.

Doç. Dr. Özcan Hıdır kimdir?

Hocamız yaklaşık 10 yıldır Hollanda’da bulunmakta ve halen Rotterdam İslam Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanlığının yanı sıra YTB Danışma Kurulu üyeliği de yapmaktadır. Son dönemlerde “Hollanda’daki Türkler: Kurumlar, Sorunlar ve Geleceğe Yönelik Perspektifler” (IUR Press 2012), “Avrupa’da İslami Hayat” (Semerkand 2010) ve “Avrupa’da Müslüman Olmak” (Hayat 2013) adlı kitapları yayımlanan Özcan Hıdır Hocamız’ı ve bu meale emeği geçen ekibi, yayımında emekleri olan İUR ve Lezen Leven Vakfı mensuplarını tebrik ediyor, kurum ve kuruluşlarımızın bu kıymetli çalışmayı layıkıyla değerlendireceğini umuyor, sohbetimizle sizleri baş başa bırakıyoruz…

Hocam, çok büyük emek isteyen böyle bir çalışmaya neden gerek duyuldu ve bu yolculuk nasıl başladı?

Hollanda’ya geldiğim günden beri düşündüğüm ve eksikliğini hissettiğim bir çalışmaydı bu. Yaklaşık 25 milyon insanın konuştuğu Hollandaca dilinde hazırlanmış, güvenilir, Ehl-i Sünnet’in temel ilkeleri doğrultusunda hayatına yön veren insanların kullanabileceği mealler sınırlıydı. Hollanda’ya işçi

göçünün 50. yılını idrak ettiğimiz şu günlere dek kurum, kuruluş ve cemaatlerimiz esasen pek çok alanda insan yetiştirdiler. Ancak teolojik anlamda, yani İslamî ilimleri bilen, aynı zamanda dillere ve bu dillerdeki teolojik terim ve terminolojilere vakıf olan, bu terimleri söz konusu dillere tercüme edebilecek insan maalesef fazla yetiştiremedik. Bir yandan da ihtiyaç ortada duruyordu. Zira cemaatlerimiz, böyle bir çalışmaya alabildiğine ihtiyaç hissetmelerine rağmen, ciddi anlamda adım atmadılar, atamadılar.

Dolayısıyla, esas itibariyle bu ihtiyaç, böyle bir meal çalışmasına zemin hazırlamış oldu, diyebiliriz.

Hollandaca’da daha önce var olan mealler bu ihtiyacı karşılamıyor muydu?

Hollandaca dilinde bugüne kadar hazırlanmış olan 7-8 civarında Kur’ân-ı Kerîm meali var. Bunlardan 3 tanesi de son dönemlerde ortaya çıktı. Daha önceleri var olan meallerden ikisi, oryantalistler-islamologlar (Müslüman olmayan ancak İslam’la alakalı araştırma yapan kişiler) tarafından hazırlanmıştır. Biliyorsunuz oryantalizm konusunda Hollanda, çok önemli bir geçmişe sahip. Özellikle Leiden Üniversitesi bu anlamda dünyaca meşhur pek çok insan yetiştirmiştir. Diğer iki meali de Ahmediye Grubu hazırlamıştır. Bu grup da ikiye ayrılmaktadır. Biri Kadıyaniyye, diğeri de Lahoriyye’dir.

Her iki grubun da mealleri vardır.

Hatta Ahmediyye Grubu, 1952 yılında Hollanda’ya gelen ilk Müslümanlardan olup, Den Haag’da “Mübarek” adlı ilk camiyi açanlardır.

Daha sonra Endonezya asıllı Sofyan Siragar adlı bir kardeşimizin “De Edele Koran” adlı bir çalışması olmuş. Ki, en fazla kullanılan ve cemaatlerimiz tarafından da takip edilen bu meal olmuştur. Yeni yayımlanan mealler hariç, önceden var olan diğer mealler araştırmalar için kullanılsa da, Sünnî cemaatlerimiz tarafından pek uygun bulunmadığı için fazla itibar görmemiştir.

Bununla birlikte Hollandaca’da var olan bu meallerin kanaatimce bazı önemli terim-terminoloji ve genel

kabuller anlamında hatalı ve eleştirilmesi gereken yanları vardır. Bunlara dikkat edilerek istifade edilebilir. Ayrıca bunların hepsi, son tahlilde Hollanda’daki Kur’an araştırmaları ve İslamî literatüre bir katkı olarak değerlendirilmelidir. Emeği geçenlere de teşekkür ediyorum.

Bununla birlikte şunu söyleyebiliriz ki, Ehl-i Sünnet inancını yansıtacak ve bu inanç-anlayış doğrultusundaki açıklamaları (tefsir) da içerisinde barındıracak bir meal Hollandaca’da mevcut değildi. Biz bu eksikliği ve ihtiyacı görüp yola çıktık.

Tam olarak ne zamandı bu, Hocam?

2005-2006 yıllarında bu düşünce olgunlaştı ve çalışmanın başlatılması kararı alındı. İlk adımı Fatih Okumuş attı.

Ardından da meseleyi bendenize teklif olarak getidiler. Bendenizin de zaten bu yöndeki ihtiyacı biliyor olmam hasebiyle hemen çalışmalara başladık.

Bendeniz ve Fatih Okumuş’un teolojik koordinasyonu ile başlıca iki ekip olarak çalıştık. Ekipte Hollandaca’ya edebi ve teolojik olarak oldukça vakıf kimseler de yer aldı. Bu çalışma seyrini ve ekipte yer alan diğer kimseleri mealin girişinde açıkladık. Çalışmalar belli bir aşamaya gelince bu amaçla “Lezen Leven” adıyla bir vakıf kuruldu ki, kurucu üyeleri arasında bendeniz ve Fatih Okumuş da vardır. 2012 yılının başında ham haliyle meal tamamlanmış oldu. Bundan sonra Fatih Okumuş’un Türkiye’ye dönmesiyle son okumalar ve redaksiyon işini bendeniz üstlendim. Ekipte yer alan ve Wolfart van Borselen okullarrında uzun yıllar Hollandaca hocalığı yaptıktan sonra emekli olan, ardından da İslam’a ihtida eden Kees Musa Hoek ile yaklaşık iki sene son okumaları yaptık. Bu arada farklı kesimlerden kimseler de mealin belli bölümlerini okudular. Önemli kurum ve kuruluşlarımıza da görüşlerini almak üzere meali takdim ettik. Pek kayda değer geri dönüşler almasak da, en azından hayır dualarını ve muvaffakiyet dileklerini iletmeleri bizi alabildiğine motive etti. Şunu söylemem gerekir ki yaklaşık 6-7 yıl süren bu dönem

interview

söyleşi 11

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 189 - 2014

Kısa haberler

üzerine konuştuk...

ur’an’ın a çağrısı son derece zor bir dönem oldu. Ne var ki Kur’an’a hizmet ve arkamızdan “sadaka-i câriye” olacak bir hizmet etme duygusu motivasyonumuzu hep diri tuttu. Neticede 2013’ün güz döneminde meal tamamlanıp Aralık ayında da piyasaya çıkmış oldu.

Hocam, özelliklerine kısmen değindiniz ama bu mealin özellikleri sadece Ehl-i Sünnet anlayışıyla hazırlanmış olması mıdır, başka ne tür ayrıcalığı var çalışmanızın?

“De Levende Koran” adlı çalışmamızın kanaatimce diğer çalışmalardan ayrı pek çok özelliği var. Öncelikle bu çalışmamızın “açıklamalı” bir meal olduğunu belirtmek isterim.

Açıklamalı mealin özellikle Batı toplumlarında öneminin büyük olduğunu düşünüyorum. Zira meal okumaları yaparken Kur’an ayetlerinin tefsirine ihtiyacımız var. Bazı ayetler de bu ihtiyaç çok daha belirgindir. Belli bir İslamî ilimler altyapısına sahip olmayanların o ayetleri anlaması, yorumlaması ve onlardan istifade etmesi; biraz da o tefsir geleneğimizin yansıtılmasıyla ilgilidir. Dolayısıyla biz bu meali hazırlarken, açıklama gerektirdiğini düşündüğümüz ayetlerle ilgili tefsirlerdeki bilgileri özet olarak açıklamalarımızda yansıtmaya çalıştık.

Anlaşılması ve okunması daha kolay olsun diye de bu açıklamaları ayet meallerinin aralarına kırmızı renkli olarak koyduk.

Mealimiz ikinci özelliği aslında isminde tebellür etmekte. “De Levende Koran”, yani “Yaşayan Kur’an” adını vermemizin iki sebebi var: Malumunuz, Efendimiz’i (s.a.v) Hz. Âişe validemiz “yürüyen, yaşayan Kur’an” olarak niteliyor. Kur’an, Efendimiz’e indiği için bu isimlendirrmeyi çalışmamızın adı olarak belirledik. İkincisi de Kur’an’ın mesajının insanlarımız arasında dinamik-aktüel bir dilde yenilenmesi ve yaşanmasını arzu ettik. Biz Müslümanlar olarak, Kur’an’ın metinlerinin “statik” olduğuna ve Kıyamet’e dek değişmeyeceğine inanırız. Ama onun yorumlanması “dinamik” bir süreçtir ve her devirde tefsir ve İslamî ilimler

geleneğinin ana unsur ve usûlleri çerçevesinde yenilenmesi ve bulunulan coğrafyalara mesajının aktüel bir şekilde ulaştırılması gerekiyor. Bu, Hollanda’da yaşayan biz Müslümanlar için de önemli bir görev olsa gerektir.

Terim ve terminoloji kullanımı da bu mealin bir diğer önemli özelliğini oluşturuyor. Bendeniz açısından bu mealin hazırlanmasındaki en temel saiklerden biri budur, diyebilirim. İnsanlar terimlerle düşünüyor, düşüncelerini kavramlara yükledikleri manalarla oluşturuyor ve hayatına bir anlamda terimlerle yön veriyor. Bizler de Müslümanız, gücümüz yettiğince Müslümanca düşünmeye ve hayata Müslümanca bakmaya çalışıyoruz.

Müslümanın hayatına yön veren temel kavramlar da, Kur’an ve Sünnet’in yön verdiği kavramlardır. Dolayısıyla hayat kitabımızdaki temel terimlerin bizim zihin dünyamıza ve hayatımıza nasıl aksettiği hangi manaları çağrıştırdığı büyük önem arz eder. Zira Müslüman bu kavramlarla hayata bakar; amellerini, hareketlerini, faaliyetlerini buna göre yönlendirir.

Dolayısıyla Kur’an’daki bu temel kavramların Batı dillerine aktarılması konusu öteden beri bir problem olmuştur. Zira “Müslüman aklı-kalbi” ile bu terimlerin aktarılmasına ihtiyaç vardır. İngilizce gibi yerleşik ve yaygın Batı dillerinde bu sorun biraz daha aşılabilmiştir. Hollandaca’da ise Kur’anî ve İslamî terimlerin kullanımı henüz istenen düzeyde değildir.

Biz bu mealde söz konusu terimleri Müslüman aklı-kalbi ve İslamî ilimler perspektifi ile aktarmaya gayret ettik.

Bunda ne kadar başarılı olduğumuzu okuyucular takdir edecektir. Bildiğiniz üzere Hadis ilmi de, terim ve terminoloji noktasında çok zengindir. Daha önce yayınladığım ve Hollandaca’da alanında ilk eser olma özelliğini taşıdığını düşündüğüm Inleiding tot de Hadidhwetenschap adlı kitabımızın yazımı esnasında da bu konuda epey bir tecrübem oluştu. Dolayısıyla bu birikimlerimizi Fatih Okumuş ve ekipteki diğer arkadaşlarla bu meal çalışmamıza yansıtmaya çalıştık. Hepsine müteşekkiriz. Öte yandan mealde İsla-

mî terim ve kavramları orijinal haliyle vermeye çalıştık. Ama hemen yanına parantez içerisinde belli aralıklarla kısa açıklamasını koyduk. Bundaki amacımız, bu orijinal terim ve kavramlar insanların ve özellikle de gençlerimizin zihinlerine o halleriyle de yerleştirmekti. Bazı istisnalar dışında, peygamber isimleri, “namaz”, “zekât” gibi kavramlar da hep orijinal haliyle çalışmamızda yer aldı.

Mealin bir diğer önemli özelliği de, Kur’an ile alakalı temel metodolojik ve içerik bilgilerin, Kur’an ile Kitabı Mukaddes arasındaki benzerlik ve farkların ve ayrıca “tematik index” ile mealin temel özelliklerinin yer aldığı uzun bir giriş bölümüne yer verilmiş olmasıdır.

Hocam, mealde yararlandığınız başlıca meal ve tefsirler nelerdi?

Mealin hazırlanmasında tabiatıyla Türkçe, Hollandaca, İngilizce ve Almanca olarak hazırlanan meallerden yararlandık. Dolayısıyla bu birikimleri, özellikle de Türkiye’nin tefsir ve meal birikimini bu meale yansıtmaya çalıştık. Hâlihazırda Türkçe’de 200 civarında meal olduğunu da bu vesile ile hatırlatalım. Türkçe’deki veya daha geniş ifade ile tefsir geleneğimizde son derece önemli bir yer tutan Elmalılı Hamdi Yazır’ın Hak Dini Kur’an Dili ile Celâleyn Tefsiri, Nesefî Tefsiri gibi tefsirlerden istifade ettik.

Bu önemli çalışmanın hedef kitlesi kimlerdir? Öncelikli hedef kitlemiz, Hollanda ve Belçika’nın Flaman bölgesindeki Müslümanlardır, tabiatıyla. Ancak Yüce kitabımızın evrensel mesajını, “Müslüman aklı-kalbi” Hollandaca konuşan gayr-i müslimlere ulaştırmak da önemli bir diğer hedefimizdi. Bu itibarla mealin diline özel itina göstermeye çalıştık. Bu amaçla, yukarıda da söylediğim üzere, işinin uzmanı olan Kees Musa Hoek ile Pieter Coppens adlı, şu an itibariyle tefsir doktorası

Hollanda siyasetinde 2. Bozkurt dönemi

yapan, Müslüman bir Hollandalı ile çalıştık. Dilin anlaşılır, sade ve akıcı olmasına özel önem verdik. Şu ana kadar aldığımız geri dönüşler de kullanılan dilden memnuniyet duyulduğu yönünde.

“Lezen Leven Vakfı” ile İUR işbirliği mi yaptı, bu mealin baskısı için?

Bu projenin sahibi, esas itibariyle Lezen Leven Vakfı’dır. Bu vakıf, basım için Rotterdam İslam Üniversitesi ile işbirliği yapmıştır. Bu yayımın, mensubu bulunduğum İUR ile yapılmış olması tarafımı da memnun etmiştir.

Kur’an mesajının yayılmasına katkı anlamında güzel bir işbirliği olmuştur, diye düşünüyorum. Burada emeği geçen, inisiyatif alan her iki kurumun yetkililerine de teşekkürü bir borç biliyorum. Bundan sonraki baskılarda “Bizler de bu mesajı kurumumuz vasıtasıyla insanlara ulaştırmak istiyoruz” diye düşünen diğer kurum ve kuruluşlar bu anlamda vakıf ile irtibata geçebilirler. Zira vakıf bu çalışmada kâr amaçlı hareket etmiyor, Kur’an mesajının kitlelere en doğru şekilde ulaştırılmasını önemseyip önceliyor.

Malin tanıtım ve diğer baskıları için neler düşünülüyor? Şu ana kadar zaten meal belli yerlere ulaştı, kamuoyunda belli bir yer edindi. Moslim Omroep (MO) televizyonu ile ortadoks hıristiyanlara ait Reformatorisch Dagblad Gaztesi tarafımızla bu konuda röportaj yaptılar. Mart ayının 27’sinde ise bu mealin tanıtımı amacıyla Hollanda’daki önemli kurum ve kuruluşların temsilcilerinin davet edileceği, Türkiye’den de önemli misafirlerin katılacağı bir toplantı planlanmıştır. Bu toplantı katılmak isteyen herkese de açık olacaktır. Bununla ilgili Vakıf ve İUR adına ortak davetiye yakında çıkarılacaktır.

Söyleşi Tâha Yalçın

«

Avrupalı Türklerin yakından tanıdığı Avrupa Parlamentosu´nda 10 yıla yakın bir zamandır Hollanda İşçi Partisi (PvdA)’dan milletvekili olan Emine Bozkurt’un kardeşi Aytekin Bozurt’da siyasete giriyor.

Zaandam belediye meclis üyeliği için ablasının partisi PvdA’dan 15.ci sıradan aday olan Aytekin Bozkurt’un en büyük destekçisi yine ablası. 1980 yılında Zaanstad’da doğan Aytekin Bozkurt, ilk ve orta öğrenimi bu bölgedeki okullarda, yüksek öğrenimini ise Amsterdam’da tamamladıktan sonra yüksek pazarlama ve iletişim uzmanı olarak hayata atıldı.

Halen Türkiye kökenli büyük bir şirketin Avrupa temsilciğini ve bu şirket adına Avrupa genelinde halkla ilişkiler sorumlusu olan Bozkurt’un aktif yerel politikaya atılmasının en önemli sebeplerinden bir tanesi eşit hakların korunması ve kollanmasıyla alakalı.

Konu ile ilgili bir soruya cevaben Aytekin Bozkurt, “Ben şanslıydım güzel bir eğitim aldım ve iyi bir işim var. Ama ne yazık ki bazılarımız hala ayrımcılığa uğruyor! Her insanın kendisini geliştirmeye diğer insanlar kadar hakkı var. Belediye olarak bu insanlara elimizi uzatmamız gerekiyor.

Bu yüzden PvdA Zaanstad’dan aday oldum. Zaanstad’lı vatandaşlarımızdan 19 Mart’ta 9 dakikalarını ayırıp liste bir sıra 15’i işaretleyerek bana oy vermelerini bekliyorum” dediği konuşmasının ardından deneyimli politikacı Ablası Emine Bozkurt ise, kardeşinin seçilmesi halinde toplum yararına güzle işler yapacağına ve başarılı olacağına inandığını ifade etti.

İşten çıkarmalar bekleniyor Sosyal sigortalar kurumu UWV, sağlıkbakım hizmetlerinde bu yıl ve 2015 yılında binlerce kişinin işsiz kalabileceğini bildirdi. Haber ve aktüalite programı Nieuwsuur’e konuşan UWV yetkilisi, özellikle yaşlı bakım, ev işlerine yardım, gençlik ve engelli hizmetlerinde ciddi bir istihdam kaybı yaşanabileceğini kaydetti.

Yaklaşık 1,1 milyon kişinin çalıştığı bu iş kolundaki istihdam kaybı 2015 yılına kadar 20 bine yükselebilecek.

Kısıtlamalar nedeniyle harcamalarda tasarruf yapılması kaçınılmaz hale gelen sağlık-bakım hizmetlerinde işten çıkarıldığı için işsizlik maaşı (WW) almaya başlayanların sayısı yüzde 50 oranında arttı. Tüm sektörlerdeki artış ise yüzde 30 olarak belirlendi.

“Devlet AOW açığını kapatmak zorunda değil” Lehey Mahkemesi Hollanda hükümetinin binlerce insanın emeklilik açığını kapatmak zorunda olmadığına karar verdi. Erken emekli olanlar ya da zorunlu olarak iş bırakanların emeklilik yaşının yükseltilmesi nedeniyle büyük bir mali sıkıntı içine düşme tehlikesiyle karşı karşıya gelmiş bulunuyorlar. On dokuz sendika ile AOW Açığı Kurbanları Vakfı konuyu yargıya taşımışlardı.

Brouwersdijk 149 Dordrecht

• Putselaan 127-A Rotterdam • Volkerakstraat 10 Arnhem



Seyahatiniz için güvenilir adres

İ

D

ABZON • LOND RA •BR UK SE L

KA

ORF

STANBUL•ANKARA İ • • •

LD

TÜRKİYE’NİN 30 NOKTASINA VE DÜNYANIN 196 ÜLKESİNE UÇAK BİLETLERİNİZİ BİZDEN TEMİN EDEBİLİRSİNİZ

SE

YS

ÜS

ER

•İ

ZM

A R•

•TR A N A

•D

İ

1991 yılından bu yana hizmetinizde

• AMSTERDAM • RO

RS

D

A CH

U

TTE R

A

AM

•



M

AA

ST

RIC

HT

• KOL

N • RABAT

• CAS AB

L

AN C

A

•W

• Geniş uçuş ağımızla bütün noktalara ulaşım • Araç kiralama, VIP transfer hizmeti, grup gezileri • 24 yıllık tecrübe ve güler yüzlü hizmet Geniş bilgi için 078-6551655 nolu telefondan ve şubelerimizden bilgi alabilirsiniz.

balcı reizen acentasıdır









financieel

ekonomi 13

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 189 - 2014

Gündem

Pusula

Ekonomi Bakanı Henk Kamp:

Osman Aslan

Vergi beyanında bulunurken nelere dikkat edilmeli?

“Rakamlar umut veriyor”

Değerli okurlar, mart ayının girmesiyle birlikte vergi dairesinden mavi zarf içerisinde 2013 yılına ait vergi beyanında bulunulması gerektiğine dair birçok vatandaşımıza bilgi geldi.

Ekonomi Bakanı Henk Kamp, ülke ekonomisiyle ilgili olarak İstatistik Bürosu tarafından açıklanan rakamların olumlu gelişmelerin devam edeceğinin sinyalini verdiğini ifade etti.

E

konomide 2013’ün son çeyreğinde bir önceki 3 aylık döneme göre yüzde 0,7 oranında büyüme kaydedildiğine işaret eden Ekonomi Bakanı, “Ekonomide Nisan-Aralık döneminde büyüme oldu. Bu da son derece umut verici bir gelişme” dedi. VVD’li (Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi) Bakan, işletmelerin yeniden yatırıma yönelmelerinin olumlu olduğunu belirterek, “Doğru yoldayız” ifadesinde bulundu.

ile büyüyen sanayi üretiminin önemli rol oynadığı belirtilmişti.

Henk Kamp yaptığı açıklamada, bu olumluluklara karşın birçok insanın işsiz kaldığının ve birçok işletmenin iflas ettiğinin de göz ardı edilmemesi gerektiğini belirterek, “Henüz istediğimiz noktada değiliz ve kabine olarak reformlara devam edeceğiz” dedi.

Liberaller (VVD) ile Sosyal Demokratların (PvdA) planladığı 2 milyar euroluk kısıtlamanın yaşlıların ve engellilerin evde bakım hizmeti alamamalarına yol açacağına işaret edildi. GL milletvekili Linda Voortman, “Planlanan kısıtlamaların sonuçları korkunç olur. Ev işlerine sağlanan yardım sayesinde evlerinde yaşamaya devam edebilen insanlar bu yardımdan mahrum kalma tehlikesiyle karşı karşıyalar. Kabine rakamları insanların sağlığından daha önemli buluyor” dedi.

İstatistik Bürosu, 2013 yılının son çeyreğinde de büyüme kaydedildiğini, ancak yıl bazında yüzde 0,8 oranında küçülme olduğunu bildirmişti. Daha önce 2013 yılında yüzde 1 oranında bir küçülme olacağı tahmininde bulunulmuştu. Ekim-Aralık 2013 döneminde ekonomide kaydedilen büyümede artan ihracat ve yatırımlar

“Kabine rakamları insanların sağlığından önemli buluyor” Muhalefetteki partilerden Yeşil Sol (GL), II. Rutte kabinesinin evde bakım hizmetlerinde yapmak istediği kısıtlamalara karşı imza kampanyası başlattı.

İstatistik Bürosu Aralık 2013 işsizlik rakamlarını açıkladı. İşsizlik oranı çalışabilen nüfusun yüzde 8,2’sinden

(Kasım 2013) yüzde 8,5’ine yükseldi. İşsiz sayısı geçtiğimiz yılın son ayında 15 bin kişi ile artarak 668 bine ulaştı.

2013 yılında işsiz sayısında yaklaşık 100 bin kişilik artış kaydedildi. İşsizler arasında 25 yaş altı gençler İstismarcıların teşhirine destek FNV İşçi Sendikaları Konfederasyonu, işçileri istismar eden işverenlerin Sosyal İşler Müfettişliği tarafından teşhir edilmelerini öngören planı destekliyor.

FNV’nin çalışma koşulları koordinatörlüğü tarafından yapılan açıklamada, özellikle Doğu Avrupa’dan gelen işçilerin istismar edildiklerine işaret edildi. FNV yetkilileri, Sosyal İşler ve İstihdam Bakanlığı’nın konu üzerinde çalışma başlatmasını son derece önemli bulduklarını kaydettiler. FNV, toplu sözleşmelere uymayan işverenlere karşı önlemler çerçevesinde özel bir ofis kurulacağını da bildirdi.

Haber Merkezi

«

Tüketici harcamaları yüzde 0,7 oranında arttı Tüketici harcamaları Aralık 2013’te bir yıl öncesi aynı döneme göre yüzde 0,7 oranında arttı İstatistik Bürosu özellikle dayanıklı tüketim mallarına yapılan harcamalarda artış kaydedildiğini bildirdi. Mobilya ve yeni otomobil gibi dayanıklı tüketim mallarına yapılan harcama Aralık 2013’te yüzde 5,8 oranında yükseldi.

Gıda harcamaları ile çay, kahve, sigara, tütün ve alkol gibi keyif verici maddelerin tüketimi de yüzde 0,6 oranında arttı. Enerji başta olmak üzere diğer ürünler için yapılan harcamalar ve hizmet harcamaları ise geçtiğimiz yılın son ayında düşüş gösterdi.

Hizmet harcamaları yüzde 0,1, diğer

ürünler için yapılan harcamalar da yüzde 1,9 oranında geriledi.

Ekonomide düzelme bekliyor 2008 yılında kamulaştırılan ABN Amro’nun net kârı 2013 yılında yüzde 1 oranında artarak 1,16 milyar euroya yükseldi.

ABN Amro CEO’su Gerrit Zalm, “zorluklar dolu bir yılda mütevazı bir sonuç” değerlendirmesinde bulundu.

oaslan@yilmaz.nl

ABN Amro 2013 yılının son çeyreğini 47 milyon euro zararla kapadı. Zararda ödenen banka vergisi önemli rol oynadı.

Konut piyasasında canlanma gözlendiğine, işletmecilerin daha olumlu olduklarına ve tüketici güveninde de kıpırdama yaşandığına dikkati çeken Gerrit Zalm, ekonomide artık düzelme beklendiğini ifade etti. Zalm, orta ve küçük ölçekli işletmelerde yaşanan mali sorunların halen devam ettiğini kaydetti.

1 Mart tarihinden sonra yapılacak beyanlarda Vergi Dairesi’nin sitesinden indireceğiniz vergi beyanı programını kullanmanız durumunda, bazı bilgilerin önceden doldurulmuş olduğunu göreceksiniz. Bu birkaç yıldır süregelen bir uygulamadır ve yıllar ilerledikçe vergi dairesinin dolduracağı bilgiler de artacaktır. Örneğin gelir bilgileriniz ve aldığınız eğitim yardımı (studiefinanciering) bilgilerini kendiniz yazmadan programın içerisinde görebileceksiniz.

Bu bilgilerin yanlış veya eksik olabileceğini unutmayın.

Bazı işverenlerin, gerekli verileri vergi dairesine geç ilettiklerinden dolayı bu bilgiler görünmeyebilir.

Vergi beyanını 1 Nisan tarihinden önce göndermeniz gerekiyor. Bu tarihten önce gönderdiğinizde, vergi dairesi de 1 Temmuz’dan önce size bilgi vereceğini taahhüt ediyor.

2013 yılına kadar Vergi Dairesi, vergi beyanının bir bölümünü seçip o konuda ek kontroller yapıyordu.

2013 yılı beyanından itibaren, sadece bir konu değil, birçok konuyu birden araştırmaktadır.

Bu yıl vergiden düşülebilen her şeyi ekstra kontrol edecekler.

Bunlar arasında, yükseltilen ipotek borçlarını, sağlık harcamalarını, bağışları örnek olarak sayabiliriz.

Gençlerimizin vergi beyanı konusunda ilgisiz ve bilgisiz olduğunu düşünüyorum. Özellikle eğitiminin yanında ardışık olarak (yani aynı anda birden fazla işveren yerine, ardı ardına birkaç işyeri) çalışılmışsa, vergi iadesi ihtimali daha yüksektir.

Gençlerin ve ebeveynlerinin vergi formu doldurulurken baktırmaları kendi çıkarlarına olabilir.

Seyahat masrafları: Eğer işinize toplu taşıma vasıtaları ile gidiyorsanız vergiden bunu düşme imkânınız var. Seyahat edilen mesafenin tek yönlü en az 10 kilometre olması gerekir. Kendi aracınızla yapacağınız seyahatler geçerli değildir.

Eğitim masrafları: Özellikle eğitim yardımı almıyorsanız eğitim masraflarınızı vergiden düşebilirsiniz. Eğitiminizin MBO, HBO veya WO kurumunda olma şartı yok. Aranan tek şart, alınan eğitimin kişinin işinde ilerlemesini sağlayacak bir eğitim olmasıdır. Örneğin bir hobi kursu bu nedenle vergiden düşülemez. Okul masrafları, özel alet ve edevatlar, sınavlar vs. vergiden düşülebilecek miktarlardır.

Emeklilik veya gelir kaybını önleyen sigortalar Sıklıkla karşılaştığımız durumlardan biri de, vergi mükelleflerinin yaptırdıkları özel emeklilik

(lijfrenteverzekering) veya hastalıktan dolayı oluşacak gelir kaybını ödeyen sigortaların primlerinin vergiden düşülmediğidir. Bu sigortaların primlerini de bazı şartlar altında vergiden düşebiliyorsunuz.

Eski eşe, çocuklar için ödenen nafaka Eski eşinize ödediğiniz nafaka da vergiden düşülebilir. Çocuklarınız için yaptığınız bütün harcamaları toplayıp belli bir sınırı geçip geçmediğini belirlemelisiniz. Çocuklarınızın yanınızda kalmıyor olması ve kendi bakımlarını üstlenemiyor olması (yeterince kendi gelirlerinin olmaması), ayrıca 21 yaşından küçük olması gerekir.

Bağışlar: Yapılan bağışların Vergi Dairesi’nde özel bir listeye (ANBI) kayıtlı bir kuruma yapılması durumunda vergiden düşülebilir.

Bağış yaparken muhakkak kurumun bu listede olmasına özen gösterin.

Bazı kurumların vatandaşları yanlış bilgilendirdiğine şahit oluyoruz.

Sağlık harcamaları: Yaptığınız bazı sağlık harcamalarının belli sınırları geçmesi durumunda (sınır gelirinizin yüksekliğine göre değişiklik gösterir). Ödediğiniz prim ve ‘eigen risico’ dışındaki birçok masraf bu sınırı geçip geçmediğinizi belirlerken sayılır. Özellikle bazı mide rahatsızlıklarından dolayı özel diyet uygulayan ve bundan dolayı özel yiyecekler yemek zorunda kaldığından fazla masrafı olanlar için Vergi Dairesi’nin belirttiği diyet listesindeki miktarları vergiden düşebilirsiniz. Bundan yararlanabilmeniz için, Vergi Dairesi doktorunuzdan o diyeti uyguladığınıza dair bir belge isteyebilir ve bu belgeyi onlara beyan etmeniz gerekir.

Ev satışında oluşan zararın faizinin vergiden düşülmesi: 28 Ekim 2012 tarihinden itibaren yapılan konut satışında bir zarar olması ve bu zararın kredi ile ödenmesi durumunda kredi faizi 10 yıl boyunca vergiden düşülebilir.

Vergi formunu pekâlâ kendiniz de doldurabilirsiniz. Fakat ipotekli krediniz (özellikle de ayrılık yaşamışsanız veya bir taşınma söz konusuysa), özel emeklilik sigortanız varsa işin uzmanına doldurtmanızda fayda var.

Size vergiden çok para aldıracağını söyleyenlere değil, yıllardır bu işi yapan ve müşterilerin başını ağrıtmayan birine doldurtun.

Aldığınız fazla paraları daha sonra Vergi Dairesi faiziyle geri alabilir. Büyük miktarda para alacağınız vaadiyle forumlarınızı dolduran vatandaşları da bir daha bulamazsınız.

Bu konuyla veya merak ettiğiniz diğer konularla ilgili bana 0786551655 no’lu telefondan, www. yilmaz.nl sitesinden veya oaslan@ yilmaz.nl adresinden ulaşabilirsiniz.

Bir sonraki yazımızda buluşmak üzere, hoşça kalın.

interview

14 söyleşi

Suçları artıyor Meppel kentinde evine girdikleri bir kadını kaçırmak, şiddet uygulamak ve parasını almak suçlarından aranan 19 yaşındaki Enise Merve Bircan ile 25 yaşındaki Antonio Marcos van der Ploeg, Enschede’de bir kişiyi vurdular.

Polisin “tehlikeli” olarak tanımladığı ikili, Enschede’deki bir kampinge girmeye çalışırlarken kendilerini yakalayan adamı kurşunlayarak yaraladılar.

Hastaneye kaldırılan adamın olayda ağır mı yoksa da hafif mi yaralandığı konusunda bilgi verilmedi. Hem Hollanda, hem de Alman polisi, şiddet, silahlı soygun, tehdit, adam kaçırmak suçlarından aranan Bircan ve Van der Ploeg’un peşinde. Enschede’deki adam vurma olayının ardından aynı şehirde bir aileyi rehin alan tehlikeli ikili, beraberlerinde götürdükleri adamı Almanya’nın Ahaus kentinde salıverdi. Van der Ploeg’un 2005 yılında Groningen kentindeki Adli Psikiyatri Kliniği’nden kaçtığı öğrenildi. Yetkililer, Van der Ploeg’un daha sonra yeniden yakalanıp yakalanmadığı konusuna açıklık getirmediler.

Polis ve savcılık Enise Merve BircanAntonio Marcos van der Ploeg ikilisini görenleri derhal polis imdat numarasını aramaları konusunda uyardı.

Sigara maliyeyi yaktı Sigara vergisine yapılan 35 sentlik, tütün vergisine de 60 sentlik zam, vergi gelirini arttıracağı yerde düşürdü. Tütünlü ürünler satıcıları birlikleri NSO ve TZN, ekstra zammın vergi gelirinde 32,7 milyon euroluk bir düşüşe yol açtığını bildirdiler. Zamların Hollanda’daki tüketicileri sigara ve tütün alımında Almanya ile Belçika’ya yönlendirdiği ifade edildi. Bu ülkelerde sigaranın çok daha ucuz olduğuna işaret eden NSO ve TZN yetkilileri, nüfusu Hollanda’dan az olan Belçika’da sigara ve tütün satışlarının Hollanda’dan çok daha fazla olduğuna dikkati çektiler. 2013 yılında Hollanda’da satılan sigara miktarının yüzde 13, tütün miktarının da yüzde 10 oranında düştüğü belirtildi. Hollanda Maliye Bakanlığı yetkilileri, sigara içenlerin tütüne yönelmelerini ve dükkanlardaki stokları sigara satışlarında kaydedilen düşüşe neden olarak gösterdiler.

Hollanda’da akaryakıt vergisine yapılan zamların da araç sahiplerini benzin ve motorin alımında komşu ülkelere yönlendirdiği eleştirisi yapılmıştı.

Sınır bölgelerdeki benzin istasyonları, akaryakıt vergisine yapılan zamların işletmelerini kapanma tehlikesi ile karşı karşıya bıraktığını belirtiyorlar.

Whatsapp’ta bilmece Facebook tarafından satın alınan mesajlaşma uygulaması Whatsapp kullanıcıları, kişisel verilerinin korunmayabileceğinden kaygı duyuyorlar.

Tüketici hakları ile ilgili televizyon programı Radar tarafından yapılan araştırma, Whatsapp kullanıcılarının yarısının kaygı duyduğunu, yaklaşık yüzde 25’inin de bir başka program kullanmayı düşündüğünü ortaya koydu. 52 bin kişi arasında yapılan araştırmada yüzde 8’lik grup bir başka program kullanmaya başladığını belirtti. Telegram adlı program birçok Whatsapp kullanıcısı tarafından en uygun alternatif bulunuyor.

Tanıtım

Nicole Koops:

“De koeltechniek is toch een apart va

Sosyal İşler Bakan Yardımcısı Jetta Klijnsma’nın (PvdA) sosyal yardım alanları baskı altına aldığı iddia edilen yeni düzenlemesi, Meclis’te direnişle karşılaştı..

Koeltechnische Buro Midden Nederland, bir aile şirketi olarak Orta Hollanda’da soğutma makinaları satım, yerleştirme ve bakımında 40 yıldır hizmet etmekte. Pek çok Türk müşterisi de bulunan şirketi ziyaret ettik, hizmet alanını gördük, ürün yelpazesini öğrendik. İki ayrı mağazada hizmetlerini sürdüren şirket sahibesi Nicole Koops, yaptıkları işin artık yok olmaya yüz tuttuğunu buna rağmen bu mesleği icra ettiklerini söylüyor.

2

kişilik bir ekiple, 24 saat hizmet etmeye çalıştıklarını belirten Koops, kasap, manav, market, lokanta gibi işyerlerine garantili, güvenilir, hesaplı soğutma makinaları yerleştirdiklerini ifade ediyor.

Müşterilerimden aldıkları olumlu tepkilerin kendilerini motive ettiğine vurgu yapan Koops, Türklerin girişimci ruhuna hayran kaldıklarını da dikkat çekti. Nicole Koops ile yaptığımız görüşmeyi sizlerle paylaşıyor, istifade edeceğinizi umuyoruz.

Mogen onze lezers Nicole Koops van dichtbij kennen? En ook uw bedrijf even laten kennen,

www.middennederland.nl - www.koopsretail

Kısa haberler

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 189 - 2014

hoelang bestaat al uw bedrijf Koeltechnische Buro Midden Nederland?

Ons bedrijf bestaat al ruim 40 jaar en het is een familiebedrijf. Mijn schoonvader is daarmee begonnen, die is helaas overleden. Zijn twee zoons zaten toen al in het bedrijf en hebben het bedrijf voorgezet toen mijn schoonvader in 1994 verongelukte.

Het bedrijf is na oprichting als maar meer gaan groeien.

En ik ben getrouwd met een van die zoons.

Zelf doe ik de boekhouding en mijn Schoonzus helpt ook mee op kantoor.

Nu in 2014 werkt de derde generatie zo werk mijn oudste zoon William al jaren mee en sinds kort ook mijn

oudste dochter Bernadet. Mijn neefje Robbert werkt bij ons sinds 2 jaar en ook gaan tegenwoordig mijn jongste zonen Eddy en Bert (tweeling)mee op zaterdag. Wat jammer dat onze vader dat niet meer kan meemaken maar ik weet zeker dat hij super trots zou zijn.

Is een regionale bedrijf of zijn er nog meer filialen in Nederland?

We zijn ooit begonnen in Kesteren, daarna naar Elst (Utrecht) verhuisd omdat daar ook de ruimte te klein werd (opslagruimte van 500M2) zijn wij in de omgeving op zoek gegaan naar een passende bestemming.

Onze hoofdvestiging zit aan de provincialeweg 52 te Ingen. Hier

hebben we 4000M2 opslagruimte waarvan we er een gedeelte van verhuren. Bij onze andere vestiging hebben wij nog 900M2 waar we onze occasions opslaan en nakijken, deze ligt ook in Ingen.

Hoeveel mensen bij uw in dienst?

Wij hebben een aantal mensen in vaste dienst. In totaal werken er 12 mensen bij ons. Ook maken wij gebruik van oproepkrachten en zzpers bij grote projecten.

Wat houd er in en wat bied uw bedrijf aan de mensen?

Wij zitten in een heel ruim gebied in de koeltechniek. Eigenlijk doen wij

KOOPS KOELMEUBELS

nieuwste generatie plaatkoeling van zeer hoge kwaliteit  hoge service 24/7, lage kostprijs  zeer zuinig in gebruik: dus kostenbesparend  extra grote steunverdamper en juiste luchtvochtigheid  ook met geforceerde koeling leverbaar  strakke uitstraling en in alle RAL kleuren  gemakkelijk schoon te houden Koops Koelmeubels is onderdeel van Koeltechnisch Buro Midden-Nederland (0344) 689 393

meningen

görüşler 15

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 189 - 2014

Sağduyu

yerden@tiscali.nl

Dr. İbrahim Yerden

Hollanda da yerel seçimler ve tercihimiz Sevgili okurlar, 2014 yılı belediye seçimlerine sayılı günler kaldı.

19 Mart 2014 günü, yaşadığımız şehirdeki belediye meclis üyelerini belirleyeceğiz. Dört yıl boyunca seçtiğimiz belediye meclis üyeleri ikamet ettiğimiz şehirdeki alınacak yasal politik kararları belirleyecektir.

k” alles op het gebied van Koeltechniek.

Zo kunt u denken aan Slachthuizen, Fruitteelt, grote koelcellen, airco’s, restaurants, ziekenhuisen/ verzorgingshuizen maar ook complete supermarkten. We hebben hiervoor een eigen plaattoonbank ontwikkeld en geproduceerd en deze word nu volop geleverd. Plaatkoeling word gebruikt bij de goede slagers en viswinkels. Het is een toonbank die voornamelijk word gebruikt bij vlees en vis ter voorkoming voor het uitdrogen van het product dus dan kun je het vlees en de vis in de toonbank laten liggen. Het idee om een eigen toonbank te gaan produceren is niet zomaar ontstaan. Mijn man en mijn zwager hebben al van jongs af aan, toen ze jaar of 15/16 waren, al toonbanken gerenoveerd en dan weet je precies wat er wel moet gebeuren en wat er ook mis kan gaan bij een toonbank en al die kennis hebben wij nu in onze nieuwe toonbank gestopt die we voor een betaalbare scherpe prijs kunnen aanbieden. Wij leveren ook glasdeurkasten, koel- en vriescellen, inloop groentecellen etc.

Complete winkelinrichting.

Waarom moet de mensen uw bedrijf kiezen? Door de kwaliteit, vertrouwdheid of door de prijzen…

Ik denk dat het een combinatie is van prijstechnisch en ook de kennis die we in huis hebben. De koeltechniek is toch een uitgestorven vak. De allround-koelmonteur zijn er haast niet meer. Koeltechniek kun je in twee delen opsplitsen, dat is koeltechniek zelf maar ook een stukje elektrotechniek en dan heb je het over een allround-monteur en die beginnen schaars te worden in Nederland. We zijn dringend op zoek naar goed personeel. Niet alleen goed geschoold, maar ook mensen die heel erg gemotiveerd zijn om het vak te leren kennen. Het is heel moeilijk om die mensen nog te kunnen vinden.

Zelf zorgen wij dat ons personeel goed opgeleid word. Zo is iedereen bij ons in bezit van een STEK-diploma en de nodige VAK diploma’s.

Je hebt mensen die bijvoorbeeld een airco kunnen aansluiten. Die kunnen zich ook koelmonteur noemen, maar

Belediyeler, toplumun günlük karşılaştığı sorunların alanıdır. Şu veya bu nedenden dolayı kapısını çaldığımız kurumlardır. Yaşadığımız ev ve yürüdüğümüz sokaklardır.

Hollanda’da yerel yönetimlerin, yaşlıların bakımı (Wmo: Wet maatschappelijke ondersteuning) ve gençlikle ilgili konular belediyelere aktarılarak yetkileri artırılmaktadır.

Yerel seçimler bu anlamda hepimizi ilgilendirmektedir. dat wil nog niet zeggen dat je dan een supermarkt kan laten draaien. Daar zit het verschil in. Wij doen ook in airco’s trouwens. Dat bedoel ik met allround. Je kan van iets heel kleins, zoals koelkast repareren tot hele grote fruitschuren laten draaien, dan praat je zelfs over een CO2 installatie.

We hebben voornamelijk een hele hoop kennis en ervaring en ik vind dat het een groot voordeel is dat we een familiebedrijf zijn. Iedereen gaat ervoor en mijn kinderen, ik heb er vijf, werken allemaal mee in het bedrijf. Als is het maar het meehelpen schoonmaken van de tweedehands supermarktmeubelen. Inderdaad wij doen ook in occasions.

Wij hebben ook een 24-uurs service. Zo staan wij dag en nacht voor onze klanten klaar, 7 dagen in de week/ 24 uur lang.

Voordat wij gaan leveren controleren wij alles of het nu om een nieuw of tweedehands gaat. Onze klanten zijn al jaren lang bij ons klant en dat zeg al genoeg. Die 24 uur service verlenen wij naar de klant toe, maar dat is niet onze broodwinning. Wij leveren die service om de service. Vaak wat wij tegenkomen bij nieuwe klanten van ons is dat er maar aangemodderd is in de koeltechniek, dat mensen maar dingen hebben gedaan, en dan moeten wij het eerst opknappen wil het goed functioneren. Want eerlijk is eerlijk als je een supermarkt goed aansluit dan heb je misschien één keer in het jaar een keer een kleinigheidje en dan is het vaak een personeelslid wat aan een verkeerde knop heeft gedrukt en kan het telefonisch nog opgelost worden.

Als dat goed draait heb je daar ook geen omkijken naar. Uiteraard moet je wel onderhoud plegen aan je installaties etc dit is afhankelijk van de grote van de installatie en moet 1 tot 4 keer per jaar gebeuren. Als je dit netjes bij houd dan kun je storingen voorkomen.

We zijn er zelf achter gekomen dat de mensen hier in de omgeving ons wel allemaal kennen, maar bijvoorbeeld niet in Hoorn, waar we ook een complete supermarkt hebben geleverd. Per toeval zijn we daar eigenlijk terecht gekomen. Ze hadden heel Nederland afgereisd en

hadden nog nooit van ons gehoord en dat zag ik als een gemiste kans. Want zo zijn er nog veel meer mensen / ondernemers die misschien nog nooit van ons gehoord hebben en dat is toch best jammer, want dat kan ze en een hoop geld in de portemonnee schelen en waar ze een goede kwaliteit voor hebben.

Wat is uw boodschap aan de lezers van Dogus?

Wij zijn toch wel nuchtere Nederlanders moet ik zeggen, wij houden er van als iemand zijn woord geeft dat hij zich daar ook aan houd. Dat doen we zelf ook: afspraak is afspraak!

Als wij zeggen dat wij op maandag de toonbank komen plaatsen, dan zijn we er ook op maandag en niet op woensdag, vrijdag of twee weken later. Wij merken heel erg bij de Turkse ondernemers waarmee we tot nu toe zaken mee hebben gedaan en dat zijn er vorig jaar heel wat geweest, ook qua slagerijen, dat ook de Turkse ondernemer zijn woord houd en dan doel ik op de betalingen. Turkse mensen durven nog iets te doen, en ze denken ook goed na hoe ze het beste kunnen investeren. Ze weten dat je beter een goede betaalbare investering kunt doen waar je jaren mee vooruit kan.

Wij weten dat de Turkse ondernemers ook harde werkende mensen zijn, vaak zijn het ook familiebedrijven.

Een investering doe je niet zomaar daar denk je goed over na. Wij zoeken voor iedereen een passende oplossing en proberen zo ook wensen uit te laten komen voor ieder zijn budget.

Als er lezers zijn die er over na denken om binnenkort iets nieuws te investeren zijn ze bij ons van harte welkom.

U kunt ons bereiken op 0344-689393 en vraag vrijblijvend een offerte aan.

Ook willen wij u graag meehelpen met het ontwerpen van uw winkel. Ook hier tellen de praktijk jaren mee en kunnen wij u een hoop handige tips geven.

Kijk gerust eens op onze web-site: www.middennederland.nl en www.koopsretail.nl.

Söyleşi Adnan Şahin

«

Yapılan kamuoyu yoklamalarına bakarsak; Seçimlerde yüzde ellinin altında oy kullanacağı beklentisi var. Konuştuğumuz seçmenlerden edindiğimiz bilgiler ise bu tezi doğrulayacak türden: “Oy kullansam da değişen bir şey olmayacak, hangi partiye oy versem fark etmiyor, hepsi de aynı, benim bir oyumla değişen bir şey olmayacak gibi” anlatımlarda bulunmaktadırlar.

Oyunu kullanmayan veya oyunu hangi partiye kullanacağının tercihini yapamayan seçmenin sayısı; bilinçli oy kullanan seçmenin sayısından oldukça fazla. Bu tablo toplumun içinde bulunduğu olumsuzluğu yansıtmaktadır.

Hollanda toplumu, siyasî partilere neden ilgisiz? Bunu etkileyen faktörler nelerdir?

Siyasî söylemler ve seçim propagandaları önceden, geleneksel ideolojik çizgiler üzerinden belirleniyordu. Seçmen, sağ- sol, liberal ve konservatif siyasî renklere bakarak oyunu kullanıyordu.

Seçim zamanı geldiğinde de hangi partiye oyunu vereceğini biliyordu.

Siyasî partiler geleneksel ideolojik söylemlerini değiştirmişlerdir.

Günümüzdeki siyasîler, daha çok pragmatik, konulara bağlı ve programlar üzerinden siyasî söylemlerini yapmaktadırlar.

Seçmene, içerikten ziyade; politik parti liderlerinin karizmatik yapıları, duruşları ve özellikleri sunularak tercih yapmaları istenmektedir. Seçmen açısından bakıldığında; siyasîlerden veya siyasî söylemlerinden umutlu değiller ve yarının ne olacağını bilememektedir.

Umutsuz ve kararsız seçmen sayısının çok yüksek olduğu gerçeği; belediye seçimlerinde yeni yerel politik partilerin oluşmasına ve çoğalmasına zemin hazırlmaıştır. Bir çok seçmen, yerel politik partilere oyunu vermektedir. Seçmen yeni arayışlara yönelmiştir; seçmen, geleneksel politik partileri protesto etmektedir.

Hollanda toplumu çok kültürlü bir toplumdan oluşmaktadır.

Bu çok kültürlü toplum siyasî partilerde nasıl temsil edilmektedir?

Bir başka deyimle, etnik kökenli adayların siyasî partilerdeki konumları nedir? Etnik kökenli Türk, Faslı ve Surinamlı gibi siyasî

adaylarda; özellikle de yerel seçimlerde gözle görülür bir biçimde artış söz konusudur.

Bu artış olumlu bir gelişme olmasına rağmen yetersizdir.

Etnik kökenli siyasî adaylar politik partilerde kendilerini tam anlamı ile ifade edememekte ve kendilerini kabullendirmeleri için çaba sarf ettiklerini belirtmekteler. Bunu etkileyen bir çok faktör vardır.

Politik ayrımcılığın gölgesini sürekli üzerlerinde hissetmektedirler. Özellikle yerel seçimlerde etnik kökenli adaylara ‘oy deposu’ olarak bakılmakta ya da partinin, toplumun her kesime hitap ettiği imajı verilmektedir.

Bu kişiler daha çok, sembolik ve göstermelik adaylar olarak bakılmaktadır.

Son yapılan anket çalışmalarına bakıldığında etnik kökenli, özellikle de Türk ve Faslı seçmen, oyunu Türk ve Faslı adaya kullanmaktadır. Etnik seçmen, siyasî platformlarda kendisini aynı kökenden gelen siyasilerin daha iyi temsil edebileceğini düşünmektedir.

Adaylar, seçildikten sonra etnik sosyal yapılara bakmaksızın toplunun her kesimini temsil etmektedirler.

Fakat şöylesi bir gerçek de var: Uygulanan politikalar veya alınan kararlar toplum içerisindeki sosyal kategorilerin konumları dikkate alınarak yapılmaktadır. Toplum içerisinde kimler en fazla sosyal, siyasal ve kültürel ayrımcılığa uğruyor. Ekonomik sıkıntılar ve işsizlik en fazla kimleri etkiliyor, sosyal konut sorunları, sosyal alan çalışmaları (çocuklar için olanaklar, park alanları vs.), yaşlılara bakım, gençlik sorunları gibi toplumun sorunları belediyenin yetkileri ve alacağı kararlar dahilindedir.

Etnik kökenli siyasîler veya seçilen politikacılar alınan yasal politik kararlarda bu kesiminin rahatsızlığını dile getirememektedirler. Bu da doğal olarak, zihinlerde farklı soruları beraberinde getirmektedir.

Etnik siyasî adaylar veya seçilen politikacılar neden yetersiz kalmaktadırlar? Gerekli siyasî yetenek ve deneyimlerinin olmadığından mı? Bazılarının ifade ettiği gibi gelir kaynağı olarak mı bakıyorlar? Siyasî ayrımcılığa uğrayacağı endişesi mi etkilemektedir? Türk ve Faslı belediye meclis üyelerinin yoğun olduğu bazı büyük şehirlerimizde toplum arasına kadar yayılan “etnik politik mafyacılık” dedikoduları mı?

Bütün bu soruların muhatabı bizleriz ve yanıtlamak da bizlere düşmektedir. Demokrasinin, çoğunluğun rejimi ilkesi gereği her seçmenin kullanacağı oy belirleyici olacaktır. Bu demokratik hakkı kullanmalı ve toplum içerisinde bir birey ve vatandaş olarak üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeliyiz. Bizi siyasî alanlarda temsil eden politikacılarımızla veya siyasî partilerimizle dört yılda bir de olsa yüzleşmeliyiz. Sizi en iyi şekilde temsil edeceğini düşündüğünüz siyasî parti ve kişilerin programları hakkında bilgi sahibi olduktan sonra tercihinizi yapın. 19 Mart belediye seçim sandığında görüşmek üzere….

Tren, gemi, uçak biletleri, araç kiralama tatil ve seyahatlerinizde kalite ve güvenin adresi...

Goeman Borgesiusstraat 20 7604 XH Almelo Tel. 0546 - 43 34 49 Fax: 0546 - 43 34 49 E-mail info@sarayreizen.nl www.sarayreizen.nl

Administratie Jaarrekeningen Belastingen Bedrijfadviezen Loonadministratie Interim oplossingen

a Almelo’d

SARAY REIZEN

plantı salon to i er el m ze al m f nı sı a an ve rı Okul sınıfla

Leemansweg 2, 6827 BX Arnhem T. (085) - 600 47 47 info@raqam.nl www.raqam.nl

malzemeleri

Çeşitli eğitim araç ve gereçleri ile hizmetinizdeyiz

MONDI CONCEPT

T. 0031 619 259 353 (Erkan Turan) E. info@mondiconcept.com W. www.mondiconcept.com TVV BV, Rijnkade 12 1382 GS WEESP

ıntervıew

söyleşi 17

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 189 - 2014

Gündem Schiedam PvdA adayı Zeynep Erdoğan:

“Onze culturele diversiteit is een verrijking voor Nederland” “Moslims die de politiek niet belangrijk vinden, worden geregeerd door politici die moslims onbelangrijk vinden” Turks oud-premier Prof. Dr. Necmettin Erbakan. Wij als burgers dienen op actieve en verantwoordelijke wijze bij te dragen aan de verbetering van de stad waar wij woonachtig zijn.

M

ensen hebben rechten en plichten. Geniet van je vrijheid, maar neem ook verantwoordelijkheid voor je stad. Waar vind je ze nog; achter x-box, gamen, shoppen, hangen of chatten? Er zijn heel weinig jongeren die politiek actief zijn.

Zeynep Erdogan uit Schiedam durft wel aan en staat op de kandidatenlijst van het PVDA voor de 19 maart verkiezing. Waar leeftijdsgenoten vooral consumeren en chillen op straat of thuis, staat Zeynep stevig in haar schoenen en steek ze haar hand in “ hier ben ik en ik sta voor je klaar.”

Het is typische Hollandse weer deze middag. Ik ontmoet Zeynep in basisschool El-Furkan ( hierbij wil ik de directeur mevr. Yildirim bedanken) die gevestigd is in Schiedam Groenoord. Toen ik haar voor het eerst zag, had ik meteen goed gevoel bij. Zeynep is enthousiast, zelfbewust, hulpvaardig, spontaan, leergierig en heeft duidelijke wil. “ Ik wil iets betekenen voor mijn medemens.” Dat liet ze ook meteen zien.

Zeynep Erdoğan is geboren in Rotterdam, rond drie jaar is ze woonachtig in Schiedam samen met haar ouders, broertje en zusje.

Zeynep is 23 jaar oud en studeer pedagogische wetenschappen aan de Erasmus Universiteit in Rotterdam. Naast haar studie heeft Zeynep druk leven met allerlei vrijwilligs werk zoals geven van huiswerkbegeleiding op diverse basisscholen in opdracht van NIF. Zeynep is ook actief in haar wijk Groenoord waar ik zelf 10 jaar lang heb met plezier gewoond.

Zeynep bezoek de wijkvergaderingen waar meest jongeren niks van af weten wat er allemaal daar besproken worden. Terwijl er dat soort vergaderingen heel belangrijk zijn, omdat het meestal over

het wijk gaat waar je woonachtig bent. Zeynep doet ook mee met de AGG (Activiteiten Groep Groenoord). Daar organiseren zij activiteiten voor kinderen die woonachtig zijn in Groenoord. Zoals te zien is ligt haar interesse bij kinderen en jeugd. In haar vrijetijd is ze bezig met haar familie, lezen, films en muziek.

Ik bedank Zeynep Erdogan voor haar medewerking aan dit openhartige en onderhoudende interview en wens jullie veel leesplezier.

Zeynep jij bent student van derde jaar pedagogische wetenschappen, hoe ben jij eigenlijk in politiek belandt?

Interesse in de politiek kwam bij mij pas echt sinds een jaar of 4. Toen begon ik het echt te volgen. Ik ben nog niet heel lang woonachtig in Schiedam, zo ongeveer 3 jaar nu. Sinds ik in Schiedam ben komen wonen heb ik heel wat vrijwilligerswerk gedaan en heel veel Schiedammers ontmoet.

In relatie tot mijn studie ging dat vaak om vrijwilligerswerk rondom kinderen.

En hoewel ik het allemaal heel leuk vond om te doen, wou ik eigenlijk toch iets meer doen om mensen te helpen.

Na een gesprek met Mario Stam, onze lijsttrekker, heb ik het besluit genomen om mij kandidaat te stellen om de mensen van Schiedam nóg beter te helpen.

Dat is best vrij jong. Hoe heeft jouw ouders gereageerd toen zij het jouw besluit hoorde?

Mijn vader is heel erg trots op me en mijn moeder ook, maar mijn moeder vind het minder leuk dat ik weinig thuis ben. Ik ben ze heel dankbaar. Dat ze trots kunnen zijn op mij hebben ze aan zichzelf te danken.

Wat zijn jouw doelen in politiek en hoe wil je het aanpakken?

Er zijn een aantal dingen waar ik mij hard voor wil maken. Het eerste voor mij, en niet zo gek gezien mijn studie, is zorgen voor beter onderwijs en betere voorzieningen voor jongeren. Dit wil ik bereiken door goed contact te

Schiedam PvdA adayı Zeynep Erdoğan:

“Ik zou jongeren altijd willen adviseren om zoveel mogelijk te doen. Of het nou politieke partijen zijn, vrijwilligerswerk, organisaties, eigen initiatieven en ga zo maar door. Jongeren bieden een ander perspectief en een ander inzicht die in mijn ogen heel wat zou kunnen betekenen voor een stad als Schiedam.“

houden met scholen en te kijken waar knelpunten liggen bij zwakkere scholen. Maar ook brede scholen moeten ‘breder’ worden, denk bijvoorbeeld aan cultuur en sport.

Bovendien valt er voor de jongeren in Schiedam niet veel te doen wat ander problematiek met zich meebrengt. Dus ik zou graag willen zien dat er meer voorzieningen voor jongeren komen. Dit laatste wil ik vooral aanpakken door met jongeren rondom de tafel te zitten en te kijken waar zij behoefte aan hebben.

Heel veel aanpak is afhankelijk van goed contact en aangekaarte problemen aanpakken. In mijn ogen zijn dit dan ook haalbare doelen. Door jongeren te voorzien van goed onderwijs open je talloze deuren voor ze en kunnen ze zich beter voorbereiden op later. En door meer voorzieningen aan te brengen voorkom je jongeren die zich ‘vervelen’ en zich op een andere manier willen vermaken.

Denk jij ook dat er verdrukte minderheden aanwezig zijn in Schiedam maar ook in hele Nederland?

Ik denk dat er inderdaad groepen minderheden aanwezig zijn die niet heel zichtbaar zijn om het maar even zo te noemen. Het gaat vaak om barrières (bijvoorbeeld taal), die ervoor zorgen dat zij niet buiten hun comfort zone gaan.

Wat is jouw plan om het voor een verdrukte minderheden op te nemen?

Zoals ik eerder heb vermeld is iedereen belangrijk in Schiedam. Dat betekent dus dat zij ook zeer belangrijk zijn. Ik wil dan ook mijn best doen om deze groepen de juiste richting in te duwen.

Zolang mensen het zelf willen en wij als partij achter ze staan hoeven zij niet onzichtbaar te blijven.

Ik heb al vaker aan jongeren uit deze minderheden tips gegeven om meer initiatief te nemen in eigen wijken.

Mijn plan is dan dus ook om deze groepen te benaderen, met ze te praten, naar ze te luisteren en ze proberen te activeren. Door te weten waar de moeilijkheden zitten en goed samen te wer-

ken kunnen we al een hoop bereiken.

Waarom PVDA? Omdat PvdA voor iedereen is en ik heel graag iedereen van dienst wil zijn.

Daarnaast kan ik mij heel goed vinden in de grondbeginselen van PvdA; vrijheid, democratie, rechtvaardigheid, duurzaamheid en solidariteit.

Het is een partij die het ‘wij’ gevoel bij mij terugroept in een maatschappij waar het vooral om ‘ik’ gaat.

Zou je het jongeren adviseren om actief deel te nemen een van de politieke partijen?

Ik zou jongeren altijd willen adviseren om zoveel mogelijk te doen. Of het nou politieke partijen zijn, vrijwilligerswerk, organisaties, eigen initiatieven en ga zo maar door. Jongeren bieden een ander perspectief en een ander inzicht die in mijn ogen heel wat zou kunnen betekenen voor een stad als Schiedam. Ik ben van mening dat jongeren vaak meer in zich hebben dan dat ze laten zien en dat zou goed naar voren kunnen komen in bijvoorbeeld een politieke partij.

Ik zou ook aan jongeren willen advi-

seren om politiek goed in de gaten te houden en misschien zelfs lid te worden van een partij als zij niet actief deel willen nemen. En als daar ook geen interesse in ligt zou ik vrijwilligerswerk willen benadrukken. Daar heb je, in mijn ervaring, altijd wat aan.

Buiten mijn kandidaatstelling om zou ik graag iedereen op willen roepen om te stemmen. Je hebt een stem, gebruik deze ook!

Hierbij wil ik je bedanken, dat je tijd voor ons lezers heb gemaakt.

Samen bouwen we stap voor stap aan een samenleving die meer in harmonie is met de bron van ons leven. In de kostbaarheid van het leven en een gezamenlijk streven om er samen het beste van te maken. Vergeet niet dat onze culturele en religieuze diversiteit is een verrijking voor Nederland. Als slotwoord wil ik zeggen tegen politiekers en medebewoners Nederland; “kijk naar de toekomst en niet naar de afkomst van mensen” Röportaj Havva Koç





Schiedam

nr.

3

Stem 19 maart op het CDA indien je: • TEGEN legalisering van soft drugs (wiet) bent • VOOR minder belasting bent • VOOR goede zorg bent • VOOR aanpak eenzaamheid onder ouderen bent • je VINDT dat midden en klein ondernemers moeten worden gesteund door de overheid • je VINDT dat kerken, moskeeën, maatschappelijk middenveld meer wordt betrokken bij beleidsvorming

Stem Nihat Ulusoy 19 maart 2014









uitzicht

panorama 19

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 189 - 2014

Gündem

Oss’daki toplantıya 180 yönetici katıldı

Ayna

Havva Koç

Kadın sömürgesi kıta tanımıyor…

Kapitalist zihniyetin uydurduğu ‘Doğum Günü, Sevgililer Günü, Anneler Günü, Babalar Günü, Öğretmenler Günü’ ve daha örneklerini artırabileceğimiz bu özel günler belki bize masumca görünebilir ve hoşumuza gidebilir ancak, bazı değerlerimizin tek güne sığdırılamayacağı gerçeği dikkate alındığında, bu değerlerimizi tek güne sığdırmaya çalışmanın bencillikten başka bir şey olmadığı açıkça görülecektir.

Kadınlar Teşkilatlarından ortak çalışma planı 8 Şubat 2014 tarihinde Hollanda Bölgesi Güney ve Kuzey Kadınlar Teşkilatları, bölge ve şube idarecileri, Genel Merkez Kadınlar Teşkilatı ve Merkez Yürütme Kurulu üyelerinin gerçekleştirdiği Bölge Eğitim Toplantısı’nda bir araya geldi. NIF Kadınlar Teşkilatı’nın Oss şehrinde ev sahipliği yaptı toplantıya 180 yönetici katıldı.

B

irim eğitim çalışması çerçevesinde bir araya gelen Hollanda İslam Federasyonu Kadınlar Teşkilatı ile Kuzey Hollanda Millî Görüş Kadınlar Teşkilatı, ortaklaşa gerçekleştirebilecekleri projeleri masaya yatırdılar. Oss kentinde gerçekleştirilen toplantı Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. S. Küçük tarafından yapılan yoklamanın ardından Kuzey Hollanda Kadınlar Teşkilatı Başkanı H. Atar bir selamlama konuşması yaparak, bu birlikteliğin önemine değindi. Güney Hollanda Kadınlar Teşkilatı Başkanı N. Erdoğan yaptığı konuşmada, toplantının ehemmiyeti üzerinde durdu. Toplantıya gözlemci ve konuşmacı olarak katılan Genel Merkez Kadınlar Teşkilatı Başkanı H. Şahin, bir de sunum gerçekleştirdi.

H. Şahin verdiği seminerde özetle şu

konulara değindi: “Motivasyonumuzu, Allah’a imandan ve Allah’a tevekkül etmemizden alıyoruz. Hizmette yavaş ve tembel davranmak, hizmetin değerini düşürür. Yaptıklarımızı Hakk rızası ile, aşk ile, heyecan ile yapmamız gerekir. Bize verilen hizmetleri zamanında ve eksiksiz yerine getirmemiz gerekir. Allah yolunda mücadele etmek, çalışmak çok önemli ve kutsaldır. Kur’an-ı Kerîm’de 500’u aşkın cihad ayeti bulunmaktadır.

Millî Görüş Kadınlar Teşkilatı olarak 15 ülkede, 35 bölgede faaliyet yürütüyoruz. 700’e yakın şubemiz bulunmakta., 4.700 yöneticimiz ve 27.000 cami üyemizle en güçlü kadınlar kuruluşunu oluşturmaktayız.

Avrupa Millî Görüş Teşkilatları olarak toplam 120.000 üyeye sahibiz. Bu halkayı daha da genişletmek için camilerimize üye kaydını artırmak için

çalımalar yapmalıyız.”

Molanın ardından, Teşkilatlanma, İrşad, İdari İşler, Muhasebe, Sekreterlik ve Eğitim gibi birim çalışmaları gerçekleştirildi. Yapılan birim çalışmalarında, bu alanlarda yapılan eksikliklerin giderilmesi için çözüm önerileri ve tavsiyeler sunuldu; tecrübeler paylaşıldı. Birim çalışmasının ardından H. Şahin’in yaptığı değerlendirme konuşmasıyla toplantı sona erdi. Bu çalışmanın çok verimli ve keyifli geçtiğini dile getiren katılımcılar, bu tür birlikteliklerin sürekli hale getirilmesi temennisinde bulundular.

Havva Küçükbarutçu NIF Kadınlar Teşkilatı Tanıtma Başkanı

«

Aile içi şiddet sınır tanımıyor Hollanda’da anne ve babaları hedef alan şiddet olaylarının tahminlerin çok üstünde olduğu düşünülüyor.

Bilimsel araştırmalar enstitüsü TNO ile toplumsal sorunları inceleyen Movisie adlı enstitü, aile içi şiddetin önlenmesine katkı sağlayan merkezlere çocuklarının şiddetine maruz kalan en azından 2 bin anne ya da babadan şikayet geldiğini bildirdiler.

Bu konu üzerindeki tabunun yıkılması gerektiğini ifade eden araştırmacılar, 2012 yılında polis kayıtlarına geçen aile içi şiddet vakalarının yüzde 10’unda çocuğun anne ya da babaya yönelik şiddetinin söz konusu olduğu-

nu kaydettiler. 2012 yılında en azından 9 bin 500 anne ya da babanın çocuğunun şiddetine maruz kaldığı belirtildi. Şiddet gören anne ve babaların utandıkları ya da kendilerini suçladıkları için genellikle susmayı tercih ettiklerine işaret edildi.

Sorunun gerçek boyutunun bilinmediğine dikkati çeken araştırmacılar, “Bu rakamlar aysbergin görünen yüzü olabilir” ifadesinde bulundular.

Ebeveynlerine şiddet uygulayanların büyük bir bölümünü 14-15 yaş

grubundaki erkek çocuklarının oluşturduğu ve genellikle annelerin bu çocukların şiddetine maruz kaldıkları belirtildi.

Anne ve babaya yönelik şiddete toplumun her kesiminde rastlandığı bildirildi.

kochavva@live.nl

8 Mart Dünya Kadınlar Günü de bunlardan bir tanesidir ve bu gün, New York’ta tekstil fabrikasında dokuma işçilerinin daha iyi şartlarda çalışmak istedikleri için başlattıkları grev sonucu yaşanan olaylarda ve daha sonra çıkartılan yangında hayatını kaybeden kadın işçiler anısı için yapılan toplantılar, daha sonra Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmaya başlanmıştır.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde, bir ayıbın, bir vahşetin yaşandığı tarihi olayı hatırlatmanın yanı sıra, kadınlar için neler yapılması gerektiğinin konuşulduğu, tartışıldığı bir gün olmalıdır. Günümüzde 8 Mart

Kadına verilen değere baktığımızda; Hint geleneğinde kadın erkeğine kayıtsız şartsız itaat ve sadakat göstermek zorundaydı. Çin ve Japon geleneklerinde kadın, erkeğine ettiği hizmet kadar değer buluyordu.

Roma ve Yunan geleneklerinde ise kadın tam bir eşya niteliğindeydi, alınan ve satılan bir meta idi. Ve Ortaçağda o kadar ileri gidilmişti ki, kadının ruhunun olup olamadığı tartışılıyordu.

Dünya Kadınlar Günü maalesef bir bayram havasında kutlanmakta ve ‘vur patlasın çal oynasın’ şeklinde matinelerde yapılan eğlencelerle geçiştirilmeye çalışılmaktadır. İnsanlık tarihinden bu yana kadınlar fizîken daha narin, kırılgan ve güçsüz olduklarından zaman zaman zulme

uğramış, çeşitli işkencelere maruz bırakılmıştır. Kadınlara ikinci sınıf insan muamelesi yapılmış, hatta daha da ileri gidilerek kadının insan olup olmadığının tartışıldığı zamanlar dahi yaşanmıştır.

Kadına verilen değere baktığımızda; Hint geleneğinde kadın, erkeğine kayıtsız şartsız itaat ve sadakat göstermek zorundaydı. Çin ve Japon geleneklerinde kadın, erkeğine ettiği hizmet kadar değer buluyordu. Roma ve Yunan geleneklerinde ise kadın tam bir eşya niteliğindeydi, alınan ve satılan bir meta idi.

Ve Ortaçağda o kadar ileri gidilmişti ki, kadının ruhunun olup olamadığı hatta şeytan olup olmadığı tartışılmaktaydı.

Cahiliye devrinde de kadın, kimliği ayaklar altında iken İslam’ın gelmesi ile bir anda erkek ile eşit konuma yükseltildi. İslam dinî kadını yermediği gibi yüceltmez de. İslam dinî, cins, ten, ırk, soy odaklı değil, insan odaklı bir dindir. Allah’ın ayetlerde “Ey kadınlar, ey erkekler, ey filanca ırk” değil, “Ey iman edenler” ifadesinin kullanmasında da bu tamamlamayı açıkça görüyoruz. Üstünlüğün ancak takva ile yani Allah korkusu ve O’na olan imân ile ölçülebileceğini bildiriyor. Bundan dolayıdır ki, İslam’da asıl olan imândır.

Cahiliye döneminde metadan farksız durumda olan kadına İslam dinî ile verilen haklar ve getirilen kurallarla âdeta yerlerde sürünen kadınların izzetini, iffetini ve değerini en üst seviyeye çıkartmıştır. Klişe bir ifade olarak düşünebilirsiniz ama yine de söylemek istiyorum; “İslam kadını yüceltmiştir”. Bu durumda kadınlarımız, İslam’a ters düşmeden, dinîn kurallarını ihlal etmeden kendilerini geliştirmeli ve daha iyi nesiller yetiştirmek için okumalı, çalışmalı ve sosyal faaliyetlerde bizzat rol almalıdır.

Geçmişte kadınlara yaşatılanlara takılmadan aksine, geçmişten ders alarak kadının toplumdaki yerinin daha iyi olması için çalışılmalı ve kafa yorulmalıdır. “İslam’da kadının yeri ne?” sorusundan önce, “Dünya da kadının yeri ne?” sorusunu sorabilmeliyiz.

Eğer dünyadan yola çıkarak hareket edersek tespitlerimizi daha sağlıklı ve düzgün yapabiliriz. Kadın dediğimizde aklımıza sadece modern dünyanın kadını aklımıza geliyorsa orada bir yanlışlık var demektir.

Afrika’da kadın nasıl ve ne şekilde sömürülüyorsa, Avrupa’da da kapitalist zihniyet tarafından kadınalar en az o kadar sömürülmektedir.

Dinî değerlerin yerle bir olduğu zamanlarda kadınlar her zaman hor görülmüştür. Dolayısıyla nesillerimizi yetiştiren kadınlarımıza, analarımıza sahip çıkmalı onları eğitmeliyiz.

Zira kadın sömürgesi kıta tanımıyor… sadece kadın mı?!.. Elbette hayır...

nieuws

20 haber NIDA’nın yankısı

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 189 - 2014



NIDA Partisi Rotterdam Anakent 2. sıra adayı Aydın Peksert:

Seçimden seçime gözükenleri sorgulayın!

“Bu devran böyle gitmez!”

19 Mart 2014 belediye seçimleri yaklaştı. Bütün partiler hummalı çalışmalar yapmaktalar. Kapı kapı dolaşan partililer yine her 4 yılda bir olduğu gibi camilerimizin, derneklerimizin kapısını aşındırmaktalar.

D

eğişik vaatlerde bulunup insanlarımızın oyunu aldıktan sonra 4 yıl boyunca ortadan kaybolan politikacılar insanlarımızı bıktırdı artık. Geçtiğimiz 4 yılın hesabını vermeyen, daha doğrusu veremeyen bazı siyasiler acaba hangi yüzle bir 4 yıl daha güven ve oy bekliyor? Bizler seçmenler olarak hesap sormayı öğrenmeliyiz ve futbol takımı tutar gibi politik parti tutmamalıyız.

Bize, ailemize ve toplumumuza faydası dokunmayan siyasilerden ve onların partilerinden uzak durmak gerekir.

Unutmayınız ki seçmenler efendi, siyasiler hizmetkâr olanlardır. Yani başka bir deyimle, biz onları oylarımızla nasıl getirdiysek, yine oylarımızla onları oradan almasını biliriz. İnsanlarımız bunu iyi idrak etmeli ve oy verdiğimiz kişinin bunu gerçekten hak edip etmediğine bakmalı. Sormak lazım, acaba bu oyumu verdiğim kişi benim ve toplumum için ne hayırlı hizmetlerde bulundu? Bundan 4 yıl önceki seçimlerde bulunduğu vaatlerin hangisini yerine getirdi? Benim baş örtümle, dinimle, dilimle uğraşan ırkçı siyasilere karşı

ağzını açmış mı yoksa oturduğu yerde kalıp benim ve toplumumuzun sesi olamamış mı? Ancak 4 yılda bir uğradıkları semtimize ve camilerimize geldiklerinde geçtiğimiz yılların hesabını vermişler mi, verememişler mi acaba?

O aynı kişilere tekrar tekrar oy vermeden önce bizler bu soruları kendimize sormalıyız. Bize hizmet getirmeyene, bizler ezilirken ve haklarımız elimizden alınırken sesini çıkarmayanlara neden oy verelim Allah aşkına?

Seçmenler efendi, siyasiler hizmetkârdır! İnsanı diğer varlıklardan ayıran meziyetlerden biri irade-i cüz’iyedir. Bunun anlamı kısaca şudur: Seçimini kendin yap. İnsanoğlu iyi ve kötüyü birbirinden ayırmada serbesttir. Kendi iradesiyle isterse hayra çalışır, isterse şerre çalışır. Demek ki insanoğlu iyi ve kötünün arasındaki farkı bilecek ve anlayacak kapasiteye sahip. Peki, şimdi bakalım geçtiğimiz 4 yılda ne tür kötülükler kapımızı çaldı. Bu konuyu ulusal bazda ele aldığımız zaman ilk olarak göze çarpan “Helal et kesimi” meselesidir. Rotterdam gibi büyük şehirlerde

yabancıların ve özellikle Müslümanların % 80’i PvdA partisine oy veriyor.

Bu partinin desteklediği önergeyle helal et kesiminin yasaklanması parlamentodan geçirildi. Ne hazindir ki ancak Yahudi lobisinin uğraşları sonucu senatodan geçmeyen bu önergeyle biz Müslümanlar Hollanda’da helal et yiyebiliyoruz.

Peki bu partideki ve bu önergeyi destekleyen diğer partilerdeki Müslümanlar neredeydi bunlar olurken?

Neden bizim haklarımızı savunmadılar

ve bizim sesimiz olamadılar? Rotterdam’dan diğer bir örnek ise, İbn Ghaldoun okulunun kapatılması meselesi.

Bu okul Hollanda’nın tek İslami orta okuluydu. Geçtiğimiz yıllarda yaklaşık 20 öğrencinin karışmış olduğu sınav hırsızlığı yüzünden, masum 650 öğrenci okulsuz kaldı, 200 öğretmen işten çıkarıldı ve okul kapatıldı. Bunlar olurken Rotterdam’ın çeşitli partilerindeki Müslüman vekiller, hakkı ve adaleti savunan diğer siyasiler acaba neden ağzını açamadı ve bunu engelleyemedi?

Neden bu haksızlık karşısında susuldu?

Neden bu kadar insanın mağdur olmasına izin verildi? Lütfen bu siyasilerden bunun hesabını sandıkta soralım. Şayet bunun hesabını önümüzdeki seçimlerde sormazsak ilerde belki de İslami eğitim diye bir şey kalmayacak (buna İslami üniversiteleri dahildir), erkek çocuklarımızı sünnet ettiremeyeceğiz ve mal varlıklarımız yasa dışı yollarla araştırılacaktır. Bütün bu olumsuzluklara “DUR” dememiz lazım.

Sürekli haksızlıklar karşısında susan ve sadece kendi koltuğunu düşünen bu insanlar yine her zaman olduğu gibi kapımızı çalmaktalar ve bizlerin oylarına taliptirler. Peki biz buna razı mıyız?

Bu kötü gidişatı sonlandırmak için yeni bir oluşum gerekiyordu ve artık Rotterdam politikasına çok güçlü ve kaliteli bir ekiple katılan yeni bir partimiz var: NİDA Rotterdam.



Takdir edilen ve saygı duyulan bir parti: ‘NIDA’ Yeni olmasına rağmen geçtiğimiz aylarda çok ses getiren ve hakikaten diğer partilere alternatif bir parti olan NİDA, dostları ve rakipleri tarafından takdir edilen ve saygı duyulan bir parti haline gelmiştir. Bütün ulusal ve yerel gazetelere ve dergilere çıkan, bunun yanı sıra ulusal televizyonlara çıkıp Rotterdam’ın en büyük partisine haddini bildiren NİDA, daima ezilenin yanında olacağının mesajını vermiştir.

NIDA Partisi daha yaşanabilir bir Rotterdam için 5 ana madde hazırlamıştır. Bunlar, canın korunması, aklın korunması, dinin korunması, neslin korunması ve malın korunmasıdır. Her madde için belirlediğimiz önerilerimizi www.nidarotterdam.nl web sitemizden okuyabilirsiniz.

Kızlar Gençlik Teşkilatı ile Asr-ı Saadet yolculuğu...

Güney Hollanda Kadınlar Gençlik Teşkilatı, düzenlediği Orta Öğretim kampı ile gençleri Asr-ı Saadet yolculuğuna çıkarttı. 2 gün süren ve bir köy çiftçiliğinde gerçekleşen kampa, 80 genç kız katıldı. IGMG Genel Merkez KT Teşkilatlanma Başkanı Nefiya Ermiş ve KGT Orta Öğretim Başkanı Tuğba Menba, Kadınlar Gençlik Teşkilatı Başkanı Esra Yılmazer, Kadınlar Teşkilatı Nejla Erdoğan, Özlem Köklü, “NIF Başkanı Mehmet Erdoğan, İrşad Başkanı Halil Kaba ve KGT Orta Öğretim Başkanı Ayşe Gökmen katılımcıları selamlayan birer konuşma ve sunum yaptılar...

Artık toplumumuz kendi gücünün farkına varmalı ve bu zulme karşı direnmelidir. Bizler bu toplumun bir parçası isek, bizim de sesimiz duyulmalı artık.

Bunun en iyi yolu ise kendi insanlarımıza oy vermekten geçer, yani NİDA Rotterdam’a oy vererek politik arenada “biz de varız” demeliyiz. Verdiğimiz oyların kime gittiğini iyi araştıralım ve belediye meclisinde yıllardır koltuklara yapışmış olan insanlardan hesap soralım. Bizler duyarlı bir milletin evlatlarıyız, bu yüzden oyumuzu verirken çok duyarlı ve bilinçli olmalıyız.









introductie

tanıtım 21

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 189 - 2014

Gündem

Kürşat Bal

NIF Başkanı Mehmet Erdoğan:

“Azınlık partiler de mecliste olmalıdır”

“Geleceğimize sahip çıkmak istiyorum” Türk kökenli adayların sırf para için bu işi yaptıkları söyleniyor....

Genel manada meclis üyeliğinden edinilen para, o işi yaparken harcanan zamanın karşısında çok faza değildir. Ayrıca sorumluluğu da ağırdır.

Hollanda İslam Federasyonu Başkanı Mehmet Erdoğan 19 Mart seçimlerine ilişki olarak gazetemize yaptığı açıklamada yerel bazda seçime giren tüm partilerin destelenerek temsil noktasında yerlerini almalarından yana olduklarını söyledi.

D

oğuş gazetemizin değerli okurları, bildiğiniz gibi Hollanda’da 19 Mart 2014 tarihinde belediye seçimleri gerçekleşecek, inşallah.

0 yıldır bu ülkelerde yaşayan Müslümanlar olarak artık bu seçimlere en üst seviyede katılmamız gerekir. Buralı olduğumuzdan dolayı bu seçimler bizler için gerçekten çok önem arz etmektedir. Burada, üçüncü, dördüncü, beşinci neslimiz yetişmektedir. O nedenle ileriye yönelik olarak gençlerimizin kimlikli ve şahsiyetli yetişmesi, bu toplumda belli bir yer edinmeleri açısından bu seçimler çok önemlidir. Hollanda’da pek çok parti var. Bu partilerin bir çoğunda Müslüman kardeşlerimiz aday olmakta ve belli yerlere gelmekteler. Millî Görüş camiası olarak bizim gençlerimizin de değişik partilerin listelerinden aday olduğunu burada belirmek isterim. Son dönemlerde muhtelif yerlerde İslami partiler de kuruldu. Müslümanların, hatta Müslüman olan Hollandalıların içerisinde bulunduğu partiler kuruldu.

Bunlardan biri de Rotterdam’da kurulan NIDA Partisidir.

NIDA Partisinin içerisinde Türkler, Faslılar, Surinamlılar kısaca tüm etnik guruplar

temsil edilmektedir.

Arnhem’de “Verenigd Arnhem” adıyla bir başka parti de bu seçimlere katılıyor.

Bu parti içerisinde de Arnhem’de yaşayan Müslümanları temsil eden insanlar bulunmaktadırlar.

Aynı şekilde Den Haag’da daha önceki yıllarda Müslümanlar tarafından kurulmuş olan “Islam Democraten” adlı parti de seçimlere katılıyor. Ve yine bu seçimlere katılmak amacıyla Amsterdam’da Multicultureel Plus adında bir parti kuruldu. En son yapılan istatistiklere baktığımız zaman lokal olarak kurulan partilerin en üst seviyede oy alacağı düşünülüyor.

Bizim temennimiz ve dileğimiz, bu partilerin hepsinin yerel yönetimlerde yer edinmeleridir. Biz hiç bir partiye karşı ön yargılı değiliz. Mevcut sistem içerisindeki bütün partilerin belediye meclislerinde temsil edilmelerini arzu ediyoruz. Ancak son yıllarda kurulan ve Hollandalı Müslümanlar dahil tüm Müslümanları temsil eden bu partilerin de belediye meclislerinde yer almalarını arzu etmekteyim. Ben bu seçimlerin Hollanda toplumun ve Hollanda’da yaşayan bir milyon Müslümana hayırlar getirmesini temenni ediyorum.

Müslüman partilerin desteklenmesini özellikle

Kadınlar Teşkilatlarından ortak çalışma planı

tavsiye ediyorum. Yine insanlarımızın mutlaka oylarını kullanmalarını ve topluma faydası olacağına inandıkları partileri desteklemelerini istiyorum. Biz Millî Görüş Teşkilatı olarak oy hakkı olan herkesin sandığa gitmeleri yolunda gerekli bilgilendirme ve teşvikleri yapacağız.

Gerek camilerimizde gerekse diğer platformlarda oy kullanılmasını teşvik edeceğiz. Umarız güzel bir katılım olur. Şimdiden hayırlı olsun diyor, seçilenleri şimdiden tebrik ediyor, toplum adına faydalı işler yapmalarını diliyorum.

Haber Merkezi

8 Şubat 2014 tarihinde Hollanda Bölgesi Güney ve Kuzey Kadınlar Teşkilatları, bölge ve şube idarecileri, Genel Merkez Kadınlar Teşkilatı ve Merkez Yürütme Kurulu üyelerinin gerçekleştirdiği Bölge Eğitim Toplantısı’nda bir araya geldi. NIF Kadınlar Teşkilatı’nın Oss şehrinde ev sahipliği yaptı toplantıya 180 yönetici katıldı.Birim eğitim çalışması çerçevesinde bir araya gelen Hollanda İslam Federasyonu Kadınlar Teşkilatı ile Kuzey Hollanda Milli Görüş Kadınlar Teşkilatı, ortaklaşa gerçekleştirebilecekleri projeleri masaya yatırdılar.

«

Türk kökenli siyasetçilerin hizmetten çok kendi gruplarına zarar verdikleri söyleniyor...

Maalesef mevcut siyasi partiler içerisinden siyaset yapmak, toplumuzun sesi olmada kısıtlamalar getiriyor.

Yani her istediğini, toplumumuzun sıkıntılarını, açıkça söyleyemiyor. Çünkü partinin siyasetine uyması gerekiyor. Bazen parti, azınlıkların zararına olan kararı alabiliyor ve bizim oylarımızla seçilen vekiller bunları bizlere karşı savunmaları gerekiyor. Mesela 45 yaş emekliliğin 55’e çıkarıldığında böyle olmuştu. Bunu vekiller isteyerek değil, mecbur kaldıkları için yaptıklarını düşünüyorum.

Yine de mevcut şartlar altında hizmet etmeye çalıştıklarını, ellerinden geleni yaptıklarını düşünüyorum. Ama bu durumun sonuçları işimize maalesef pek yaramıyor.

Amsterdam ve Rotterdam’da bulunan semt belediyelerin sırf Türkleri yönetime dahil etmemek için kaldırıldığı söyleniyor...

Hiç bilemiyorum. Ama öyleyse de şaşırmam. 11 Eylül’den buyana sürekli ilerleyen Müslüman veya yabancılara karşı tırmanan bir güvensizlik var.

Türk insanı siyasilere küs ve kırgın olduğu için sandığa gitmiyor.

Seçime katılım oranı her geçen donem düşmekte. Ne partilerden ne de Türk kökenli adaylardan hiçbir beklentisi kalmayan Türk toplumu şaşkın bir halde… Hem siyasi, hem iktisadi hem toplumsal olarak Hollanda kan kaybediyor...

Evet. Toplumuzun sıkıntıları çoğalarak ilerliyor. Ortalamanın üç misli işsizlik oranı, okuldaki sorunlar, ayrımcılık, camilerimize hoşgörüsüzlük, vs.

Oylarımızı geleneksel partilere verdik, bir şey değişmedi. Hatta kötüleşiyor sorunlarımız. Gençlerimizin sıkıntıları (işsizlik, staj) sürekli artıyor. İktidar partilerin popülist söylemleri ve birbirleri için verdikleri tavizler ırkçı partileri büyütüyor ve göçmenlerin haklarını ellerinden alıyor... İslam düşmanı parti PVV son senelerde sürekli olarak büyüyor görünüyor.

Diğer partiler ondan dolayı Müslümanları gerektiğince sahiplenemiyor.

Bizim oylarımızla seçilen vekillerimizin hareket alanları sınırlanıyor. Sonuç olarak bizlerin sorunları yeterince konuşulmuyor. Sorunlarımız yığılıyor, büyüyor. Bu durum bizlerin buradaki geleceğini zorlaştırıyor. İnsanlarımız sahipsiz kalıyorlar. Toplum olarak sahipsiz kalıyoruz.

İşte tüm bu gelişmeler ışığında 19 Martta Hollanda seçimlere gidiyor. Siz bu meseleyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu durumda, buradaki geleceğimizin tehlikeye girmeye başladığını düşünüyorum. Acil hareket etme zamanı gelip geçtiğini düşünüyorum. Buradaki geleceğimize sahip çıkmalıyız. Bunun iki yolu var, 19 Mart seçimleriyle alakalı; birincisi, birkaç belediyede bizlerin içinden çıkan kardeşlerimiz yeni parti kurdular. Mesela Rotterdam’da NIDA, veya Arnhem’de Verenigd Arnhem (kurucularından biri de benim).

O partilere oy vermeliyiz. O partilerin vekilleri bizlerin sıkıntılarını ifade etmede bir sınırlanmaları olmayacaktır.

Mecliste her kararda bizlerin sıkıntılarımızın gözetilmesini sağlayacaktır.

En azından bugünkü duruma göre bir iyileşme olacaktır. İkinci yol ise, bir belediyedeki bulunan sivil örgütlerin (dernekler) başkanları bir araya gelmeleri gerekiyor. Birlikte partilerle veya toplumumuza yakın adaylarla istişare etmeleri gerekiyor. O istişarenin hedeflerinden birisi 19 Mart’ta birlikte hareket etmeyi sağlamak olmalı. Mümkün olduğunca, koalisyona oynayan bir parti ile anlaşarak o partideki bize yakın duran adaylara destek verilmeli.

Oy verecek misiniz, partiyi mi, adayı mı destekleyeceksiniz?

Ben Arnhemli’yim. Arnhem’de yetiştim. Arnhem bana çok şey verdi.

Ben de Arnhem’e bir şeyler vermek istiyorum. Gençlere, geleceğimize sahip çıkmak istiyorum. Böyle düşünen arkadaşlarla bir sene önce parti çalışmalarına başladık. Toplum önderleri ile istişare ederek ve onların desteği ve zaman zaman ısrarları ile. Su an yeni bir parti ile seçimlere katılıyoruz. İsmi ‘Verenigd Arnhem’.

Yani ‘Birleşik Arnhem’. Hedeflerimiz bütün Arnhemli’lere fırsat eşitliği ilkesi çerçevesinde ve daha güçlü bir Arnhem için birlik içinde çalışılması. Bu ekonomik krizde Arnhem azınlıklarının ve uluslararası ticaretin önünü açarak, önümüzdeki dönemin ekonomisine güç katmasını sağlamak istiyoruz. Ben Verenigd Arnhem liste başıyım. Çocuklarımızın ve Arnhem’in geleceğine sahip çıkmak için bu partiyi kurduk, ve oyumuzu da bu partiye kullanacağız, inşallah.

Bunun önemini anlayan anlamayana, bilen bilmeyene anlatsın. Bir kişi fazla bir şey yapamaz. Ancak birlik içinde hareket eden topluluklar kendilerine ve başkalarına faydalı olabilirler!

Birlik içinde hareket etmeyen topluluklar ise ancak başkalarının hizmetçisi ve başkalarının oyunlarının bir parçası olur.



Spaanse polder ve Ijsselmonde şubelerimiz pazar günleri saat 13:00 - 17:00 arası açıktır.

Acil durumlar için bize 06-543 110 96’dan ulaşabilirsiniz.

Groothandel Zoetermeer Edisonstraat 125 2723 RT Zoetermeer Tel: 010-342 28 85

Spaanse Polder Linschotenstraat 74 3044 AW Rotterdam Tel: 010-485 43 30 Fax: 010-415 00 99

Delfshaven Nieuwe Binnenweg 421 3023 EM Rotterdam Tel: 010-276 30 04 Fax: 010-244 75 26

Afrikaanderplein Pretorialaan 50A 3072 EP Rotterdam Tel: 010-485 77 54 Fax: 010-486 50 33

Waalhaven Sluisjesdijk 86 3087 AJ Rotterdam Tel: 010-294 02 40 Fax: 010-429 99 40

Vlaardingen George Stephensonweg 19 3133 KJ Vlaardingen Tel: 010-434 60 14 Fax: 010-434 50 58

Ijsselmonde Ridderkerkstraat 41 3076 JT Rotterdam Tel: 010-291 74 68 Fax: 010-291 74 69

Kralingen Crooswijk Jonker Fransstraat 84-86 3031 AW Rotterdam Tel: 010-411 11 95 Fax: 010-411 98 00

Breda Boschstraat 110 4811 GK Breda Tel: 076-520 93 53 Fax: 076-514 98 23

Dordrecht Van Oldenbarneveltplein 14 3317 EP Dordrecht Tel: 078-651 52 53 Fax: 078-618 40 76

Schiedam Van Berckenrodestraat 17 3029 AT Rotterdam Tel: 010-473 47 46 Fax: 010-473 86 08

Ridderkerk Mandenmakerstraat 17B 2984 AS Ridderkerk Tel: 0180-48 77 88

aod

Auto Onderdelen Depot Nederland

Free-Parts



Yedek parça ithalatı ve BENELUX bölgesine dagıtımı





samenleving

cemiyet 23

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 189 - 2014

Toplum

Eindhoven Yunus Emre Cemiyeti’nden atılımlar

HDV’nin Genel Kurulu toplandı

Turan Vakfı’ndan 20. yıl kutlaması

Hollanda İslam Federasyonu’na bağlı Eindhoven Cemiyeti, üyeler toplantısında önüne yeni hedefler koydu.

Camii’nin daha büyük bir yere taşınmasının vaktinin geldiğini belirten Cemiyet Başkanı Ali Yılmaz, bu konuda yönetimle istişareli olarak çalışmaların sürdüğünü söyledi.

Mevlana cemiyeti ile de ilişkilerin güçlendirilmesinin önemine değinen Yılmaz, Cemiyet Başkanı Arif Balcı ile çeşitli vesilelerle görüştüklerini söyledi. Toplantıya, federasyon adına Teftiş Başkanı Mehmet Yücel ve Basın Yayın Başkanı Adnan Şahin gözlemci olarak katıldılar. Toplantı, üyelerin dilek ve temennilerini dile getirmesiyle sona erdi.

Hollanda Diyanet Vakfı’nın 17. Genel Kurulu Elspeet kentinde gerçekleşti. DİB Yardımcısı ve HDV Genel Kurul Üyesi Prof. Dr. Mehmet Emin Özafşar başkanlığında yapılan genel kurulda vakfın yeni yönetimi de belirlendi.

Başkan: Din Hizmetleri Müşaviri Prof. Dr. Mustafa Ünver, Sekreter: HDV Leiden Mimar Sinan Camii Başkanı Göksel Arıbaş, Muhasip: HDV Kampen Nebi Camii Muhasibi İsmail Şen, Üyeler: CMO Yöneticisi Deniz Özkanlı, Deventer Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Mehmet Malkoç, Alphen a/d Rijn Hacı Bayram Camii Başkanı Cengiz Korkmaz ve HDV Utrecht Eyüp Sultan Camii Başkanı Battal Şimşek.

Eindhoven şehrinde 20 yıldır faaliyet gösteren Turan Vakfı yoğun bir katılım ile kültür ve sanat şölenini gerçekleştirdi. Turan Vakfı Başkanı Alparslan Güner yapmış olduğu konuşmada, vakfın çalışmaları hakkında bilgi verdi.

Program daha sonra, Ozan Ömer Kadan, Ozan Çelebi ve diğer sanatçıların performansları ve genç kızların okuduğu Nihal Atsız şiirleri ile devam etti. Hollanda Türk Federasyon Başkanı Murat Gedik “Türkçe dil eğitimi projesi” ve “19 Mart Hollanda yerel seçimleri” ile alakalı bir konuşma yaptı. Turan Vakfı’nın 20. yıl kutlamaları Türkiye’den katılan sanatçı Ali Kınık’ın şiir ve türküleri ile son buldu.

Kocatepe Camii’ne yeni yönetim

Daralan ekonomi, fırsata dönüştürülebilir

Başkan Murat Türkmen ve ekibi güven tazeledi

Hollanda Diyanet Vakfı’na (HDV) bağlı Rotterdam kentindeki Kocatepe Camii Derneği’nin yeni yöneticileri belirlendi. Divan kurulunun oluşturulmasından sonra, önceki yönetim tarafından faaliyet ve muhasebe raporları okundu. Açılış ve teşekkür konuşmlarının ardından seçime geçildi. Yapılan seçim sonrası yeni yönetim kurulu şu isimlerden oluştu: Başkan: Ahmet Gündoğdu, Başkan Yardımcıları: Yusuf Bektaş, Zekai Güneş, Muhasip: Kasım Samutoğlu, Sekreter: Mehmet Uzun, Günlük Vezne: Vahdi Polatlı, Koordinatör: Rahmi Albayrak, Muhasip Yardımcısı: Rafi Aslan, Üye: Zafer Akbulut.

Leiden ve çevresinde girişimcilere yönelik çalışmalar yapan Türk Girişimciler Derneği (TOVER) aylık bilgilendirme toplantılarında bu ay Hollanda ekonomisini masaya yatırdı. TOVER Başkanı Durmuş Doğan yaptığı konuşmasında, ‘Hollanda’da daralan ekonominin fırsata dönüştürülebileceğini’ söyledi. Doğan “Leiden ve çevresinde her ay düzenli olarak gerçekleştirdiğimiz toplantılarımızın bu ayki temasını ‘Hollanda’da daralan ekonomi ve Hollandalı Türklerin durumu’ olarak belirledik. Bu toplantılarla hem üyelerimizi hem de katılımcıları uzman kişilerin verdiği bilgilerle bilgilendiriyoruz” dedi.

Hollanda Diyanet Vakfına bağlı Amsterdam Eyüp Sultan Camii’nin Olağan Genel Kurulu’nda mevcut başkan Murat Türkmen, tekrar seçildi. Derneğin olağan genel kurulu, Eyüp Sultan Camii’nin binasında gerçekleştirildi. Hollanda Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyonu Başkan Yardımcısı İbrahim Çitil ve çok sayıda delegenin katıldığı Genel Kurul Toplantısında karara bağlanan Eyüp Sultan Camii’nin yeni yönetim listesi şu isimlerden oluştu: Murat Türkmen, Turan Yıldırım, Derviş Dinler, Sami Üşenti, Akif Dilek, Memiş Yurt, Hüseyin Berber, Murat Karaca, Cemali Çopur, Hasan Güçlü, Emre Aşut ve Mehmet Tutucu.

Mescid-i Aksa’ya Diyanet’ten ziyaret

Hocalı katliamı kurbanları Lahey’de anıldı

Nijmegen’da Kur’an ziyafeti

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Özafşar, Dış ilişkiler Genel Müdürü Prof. Dr. Mehmet Paçacı, Dini Yayınlar Genel Müdürü Dr. Yüksel Salman ve HDV Başkanı Prof. Dr. Mustafa Ünver HDV Den Haag Mescidi Aksa Camii’ni ziyaret etti. Cuma vaazı Dini Yayınlar Genel Müdürü Dr. Yüksel Salman tarafından yapıldı. Daha sonra Prof. Dr. Mehmet Emin Özafşar cemaate hitap etti. Binası eski bir Havra olan HDV Mescid-i Aksa Camii’nin tarihçesi ve camide yapılan faaliyetler hakkında yönetim kurulu başkanı Necip Türe ve din görevlisi Mehmet Eroğlu’dan bilgi aldı.

Azerbaycan’ın Hocalı kentinde 1992 yılında Ermeniler tarafından öldürülenler anıldı. Hollanda Azerbaycan Türk Kültür Derneği tarafından Lahey’deki ‘Hocalı Soykırım Anıtı’ önünde düzenlenen anma programına aralarında çok sayıda siyasetçinin de bulunduğu Türkiye ve Azerbaycan Türkleri katıldı. 2 dakikalık saygı duruşu ve Kur’an okunmasıyla başlayan programda, Hocalı’da öldürülen çocukların isimlerinin yazılı olduğu beyaz balonlar uçuruldu. Azerbaycan Türk Kültür Derneği Başkanı İlhan Aşkın, birçok ülkenin bu olayı soykırım olarak tanıdığını, bu sayının daha da artması için çalıştıklarını söyledi.

Hollanda Diyanet Vakfı’nın her ay bir camide düzenlediği Kur’an ziyafeti programı bu ay, Nijmegen Eyüp Sultan Camii’nde gerçekleştirildi. Düzenlenen Kur’an ziyafeti programında, Nijmegen Eyüp Sultan Camii imamı Servet Kostik, Deventer Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Mehmet Malkoç birer konuşma yaptılar. Daha sonra, Ede Ulu Camii Din Görevlisi Yakup Okutan, Utrecht Eyüp Sultan imamı Serdar Yavaş, Enschede Selimiye Camii imamı Adem Kotan ve Harderwijk Mehmet Akif Camii imamı Zinnuri Kurt okudukları Kur’an-ı Kerîm’lerle ve söyledikleri ilahilerle katılımcıların manevî bir gün geçirmelerine vesile oldular.





nieuws

24 haber

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 189- 2014



Kapsamlı bir eğitim külliyesi olacak Hollanda’da hizmet veren camilerimizi tanıtmaya devam ediyoruz...

Leerdam’da yeni külliye doğuyor

Cami tanıtım bölümümüzde yeni cami projeleri olanlara öncelik tanıyoruz. Bu sayıda yeni bir mekân alarak, orayı camiye çevirmeye uğraşan Leerdam Cemiyetini tanımaya çalışacağız. Leerdam Hollanda’nın merkezi yerlerinden bir yer. Leerdam’da 1989 yılında “Müslüman Gençler Teşkilatı” adı altında bir cemiyet kuruldu.Hollanda İslam Federasyonu’na bağlı olan bu teşkilat halen faaliyetlerini sürdürmektedir.

T

eşkilat, belediyeye ait bir barakayı kiralayarak tam 25 yıl faaliyetlerini orada sürdürdü.

Daha sonra teşkilat, yeni şehir planlaması nedeniyle bulundukları yeri terk etmek durumunda kaldı. Ve geçici olarak bir başka yere taşındılar. Epey bir zamandır satın alabileceği uygun bir yer arayışı içinde olan teşkilat görevlileri son taşınmadan sonra yer arama konusunu hızlandırdılar ve nihayet uygun bir yer buldular. Bu konuda ne tür çalışmalar yapıldı. Bulunan bu yer nasıl bir yer, kaça alındı ve şuan durum nedir, bu konuyu Leerdam’da ilk Teşkilat Başkanlığı yapan ve bir dönem bölgede görev yaptıktan sonra tekrar Leerdam Teşkilat Başkanlığına getirilen Bekir Demirel’le konuştuk.

Bekir Demirel, alınan yeni yer hakkında konuşurken hayli heyecanlanıyordu. Daha uzun yıllar bu teşkilata hizmet etmeye gönüllü olan Demirel, yeni yapılacak külliye ile alakalı hepimizi gerçekten heyecanlandıracak bilgiler aktardı. İşte, Bekir Demirel’in yeni çalışmalarıyla alakalı bizimle paylaştığı bilgiler…

Bekir Bey, cemiyetiniz hakkında okurlarımızı biraz bilgilendirebilir misiniz?

“Leerdam’da, 1989 yılında Müslüman Gençler Teşkilatı adı altında kuruluşumuzu gerçekleştirdik. Millî Görüş Teşkilatlarının bünyesinde kurulmuş bir

Herkese teşekkürler:

teşkilatız. Aşağı yukarı 25 yıl belediyenin tahsis ettiği bir lokalde faaliyetlerimizi sürdürdük. Belediyenin yaptığı kısıtlamalardan sonra elimizdeki bina ile ilgili yıkım kararı çıktı ve geçici olarak bir başka yere taşındık. Böylece elde ettiğimiz bazı haklar alındı. Belediye bize açıkça “Başınızın çaresini bakın. İster bir başka yerden bina kiralayın, isterseniz bir yer satın alın; biz artık derneklere hiçbir yardım yapamayız” dedi. Biz 2006-2007 yıllarında Mustafa Er’in başkanlığında çalışmalarımızı başlatarak üyelerimize bir yar alacağımızı söyledik. Bununla birlikte üyelerimizle yapabilecekleri yardımlar konusunda görüş alışverişinde bulunduk. Şuan 35 üyemiz 10 ile 50 avro arasında değişen aylık aidat ödüyorlar.

Allah’a çok şükür 2006 yılından bu güne kadar yaklaşık 250 bin Euro bir birikinti yaptık.

Bir yandan gerekli parayı tedarik etmeye çalışırken diğer yandan da uygun bir yer konusunda belediye ile olan iletişimimizi sürdürdük. Daha önce kolej olan bu okul binasını belediye satmaya karar verdi ve bunu bize bildirdiler. Biz de gidip kendileri ile görüştük ve sıkı bir pazarlık sonucu bu binayı satın aldık.

Binanın toplam olarak alım-satım ve park parası masrafları ile birlikte bize toplam 440 bin euroya mal olacak.

Eğitim için çok elverişli olan bu binayı genel merkezin eğitim projesi kapsa-

“Anladım ki, imanlı bir neslin devam etmesini, gönülden isteyen daha çok kardeşlerimiz var hamdolsun… Ben bu vesileyle kısaca yardım eden tüm kardeşlerimize teşekkür ediyorum. Allah kendilerinden razı olsun.” Leerdamda ağustos ayında hizmete girecek olan bu külliyede “bir tuğlada benim bulunsun” diyenler için hesap numarası: NL20RABO0106434012

“Binamız çok yönlü kullanılabilecek bir yapıya sahiptir”

2013 yılında belediye, buradaki özörgütleri bir toplantıya davet etti ve bilhassa yabancı gençler özelde Türk gençleri arasında kıriminal olayların, uyuşturucu kullanımının ve aile içi şiddetin arttığını söyleyerek bu konuda neler yapılabilir sorusu üzerinde kafa yormamızı istedi; bizlerin fikirlerine başvurdu. Bizlerde her dernekten ikişer kişilik temsilciyle bir komisyon oluşturulması yönünde tavsiyede bulunduk. Özellikle aile içi şiddete yönelik çözüm önerisi olarak bizim geleneksel uzlaştırma davranışımızı teklif ettik.

mına aldırmak için sunduğumuz plan kabul gördü ve genel merkez bu amaçla 80 bin euro yardım edeceğini beyan etti. Böylece şuan elimizde toplam 330 bin euromuz var. Dolayısıyla 80 bin euro açığımız var. Eğer bu 80 bin euroyu 1 Ağustos 2014 tarihine kadar tamamlayabilirsek Allah’ın izniyle bir kuruş faize bulaşmadan binamıza girmiş olacağız. Biz gayretle çalışarak hayırsever insanlarımızın katkılarıyla bunu da bir araya getireceğimize bütün kalbimizle inanıyoruz.”

“Binamız çok yönlü kullanılabilecek bir yapıya sahiptir” “Binamızın üç katlıdır. 9 adet sınıfı ve zemin katında bir büyük salonu bulunmaktadır. Toplam kullanım alanı 1100 metrekaredir. Çok ideal ve güzel bir bina. Zira biz 25 yıldır faaliyetlerimizi çok dar bir mekânda yürütmeye çalıştık. O nedenle böyle bir yere kavuşmuş olmak bizi son derece mutlu edecek ve faaliyetlimizde bu yere uygun olarak daha güzel daha sık ve daha çeşitli olacaktır inşallah. Üç katlı olan binamızı çok yönlü olarak kullanma imkânımız var. Bilhassa Leerdam’da yaşayan gençlerimizin kendi kimliklerini en iyi şekilde koruyup yaşayabilmeleri için daha etkin bir çalışma yapacağız.”

şımızı teklif ettik. Hollanda’da geçerli olan prosedür; bir kavga olduğunda taraflardan biri şikâyette bulunur ve polis gelir kavga çıkaranı alır götürür.

Tabi ki, bunlar kanun ne diyorsa onu uyguluyor. Oysa bizim bir uzlaştırma geleneğimiz var. Biz belediyeye bunu teklif ettik ve böyle bir aile içi şiddet söz konusu olduğunda komisyonu devreye sokmasını, böylece -büyük bir ihtimalle- meselenin daha yargıya varmadan çözülebileceğini söyledik.

Ve gerçekten de bu teklifimiz belediye başkanı tarafından olumlu bulundu. Dolayısıyla şimdi komisyon olarak böyle bir çalışmayı sürdürüyoruz. Ancak bunlar pansuman tedbirler.

15-20 yaşındaki belli alışkanlıklar edinmiş, gayri meşru yola düşmüş bir genci kurtarmak kolay mesele değil. Bizim asıl hedeflediğimiz çocuğun doğumundan sonra başlayan ve 20 yaşına kadar devam eden köklü bir eğitimdir.

Aile ortamında başlayan ve anaokulu, ilkokul, orta ve lise olarak devam eden eğitim. Bir çocuğum gerçek kimliğinin oluşmasında üç sacayağı vardır; bunlar, aile, okul ve toplumdur. Sonuncusu bizleriz; yani bizler toplum ayağında gerekli etkinliği gerekli faaliyeti göstermezsek bir başkası bu boşluğu derhal dolduruyor.”

Böyle bir mekanda ne faaliyetler yapmayı düşünüyor, hedefliyorsunuz?

“Leerdam’ın kent olarak Hollanda’nın küçük bir maketi olduğunu söyleyebiliriz. Büyük kentlerde gençliğin sorunu neyse Leerdam’da da aynı sorunlar mevcuttur. Gençlerin durumunda ciddi manada bir sıkıntı var. Nedir bu sıkıntı? 2013 yılında belediye, buradaki özörgütleri bir toplantıya davet etti ve bilhassa yabancı gençler özelde Türk gençleri arasında suç olaylarının, uyuşturucu kullanımının ve aile içi şiddetin arttığını söyleyerek bu konuda neler yapılabilir sorusu üzerinde kafa yormamızı istedi; bizlerin fikirlerine başvurdu. Bizlerde her dernekten ikişer kişilik temsilciyle bir komisyon oluşturulması yönünde tavsiyede bulunduk. Özellikle aile içi şiddete yönelik çözüm önerisi olarak bizim geleneksel uzlaştırma davranı-

Kapsamlı bir eğitim küllîyesi olacak “Mesele şu; çocuk aile içinde değişik okulda değişik bir eğitim alıyor. Eğer bizler toplumun nabzını tutan Sivil Toplum Kuruluşları olarak belli bir yaşta çocuğa yardımcı olmazsak çocuk kimlik bunalımına giriyor. Eğer biz anaokulundan itibaren çocuğun eğitimi ile ilgilenirsek toplum içinde daha dengeli bir şekilde kimliğine kavuşacaktır. İnşallah yeni yerimizde bu konularda üzerimize düşeni yapmaya çalışacağız.

Biliyorsunuz İslam okulları da bu konuda önemli bir işlev yapıyor. Kısacası, 12 yaşına kadar da olsa çocuklarımıza kendi kimlik ve kişilikleri konusunda iyi bir eğitim verebilirsek, bu durum çocuğun geleceğine olumlu manada tesir edecektir. Böyle bir donanıma sahip olacak çocukların kolay kolay yasa dışı olaylara girmeyeceğini, hem

ailesine hem de içinde yaşadığı ülkeye faydalı insanlar olacağını düşünüyoruz. Allah’ın izniyle binamızı çok geniş kapsamlı, her yaşa hitap edebilecek bir eğitim küllîyesine dönüştürmek için çalışacağız. Zaten genel merkezin de bu amaca yönelik hazırlamış olduğu çok güzel eğitim materyalleri bulunmaktadır bunu da burada hayata geçirmeye çalışacağız.

Ben özellikle Leerdam’da yaşayan kardeşlerimizin çocuklarının geleceği yönünde çok iyi düşünmelerini istiyorum.

Tedbir alınmadığı takdirde “benim dedem de Müslümanmış” diyebilecek bir nesil yetişmesi kaçınılmaz olarak karşımızda duruyor. Allah göstermesin. Kısacası tüm ailelerden, azıcık ellerini taşın altına koyarak maddî ve manevî olarak bize yardım etmelerini talep ediyorum. Allah bir tuğla karşılığı kadar da olsa yardım eden herkesten razı olsun”



Herkese teşekkürler Cami adına başkanla birlikte madd140 yardım toplamakta çok önemli rol üstlenen Ahmet Ayrancı da, yapılan çalışmaları şu sözlerle dile getirdi: “Benim tek istediğim insanlarımızın duyarlı olmasıdır. Maalesef çoğu kez ailelerin, çocukları konusunda gereken hassasiyeti göstermediklerine şahit oluyoruz.

Elbette gerekeni yapanlarda var. Ben elimden geldiğince işverenlerimizi esnafımızı tek tek dolaşarak onları bu güzel çalışmadan haberdar ediyorum.

Hamdolsun bu ziyaretlerim karşılıksız kalmıyor. Bir işverenimize uğramıştım.

“Size her ay belli bir miktar ödeyeyim.

Ne kadar olsun gönlünüzden ne geçiyor” diye sordu ben “250 euro olsun” deyiverdim. O da hiç itiraz etmeden “tamam” deyip kabul edince çok duyulandım doğrusu. Anladım ki, imanlı bir neslin devam etmesini, gönülden isteyen daha çok kardeşlerimiz var, hamdolsun… Ben bu vesileyle yardım eden tüm kardeşlerimize teşekkür ediyorum.

Allah kendilerinden razı olsun.”

Leerdamda ağustos ayında hizmete girecek olan bu küllîyede “Bir tuğlada benim bulunsun” diyenler için hesap numarası: NL20RABO0106434012





introductie

tanıtım 25

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 189 - 2014

Foto haber

Oss’ta güzel şeyler oluyor...

“Kardeşliğimizi yaşamanın tadına varmalıyız” Yaklaşık 4 bin yabancının yaşadığı Kuzey Brabant bölgesi içinde bulunan Oss kentinde geçtiğimiz Cuma günü güzel bir gelişme yaşandı. Oss’ta, Millî Görüş Mescid_i Cuma ve Diyanet Vakfı’na bağlı Ulu Camii imamları Cuma günü yerlerini değiştirerek cemaate hitap ettiler, birlik ve beraberlik mesajı verdiler. Cami Başkanları da aynı duyarlılıkla hareket ederek kardeşliğe vurgu yaptılar. kısmı “her iki camiye” de üyedirler. Bu yönüyle de Oss ayrıca örnek gösterilecek bir kenttir. Elbette bazı kişisel pürüzler olabiliyor ve bazıları onu umumileştirmeye çalışıyorlar, bu yanlış. Kişilerin dünya görüşleri farklı olabilir. Ama konu İslam olunca tüm ayrışmaların bitmesi esastır. Bizler bu sıcak ve güzel ilişkilerimizin daha da pekiştirilmesi amacıyla Aslan Hocamızı davet ettik kabul etti çok memnun olduk kendisine teşekkür ediyoruz”.





H

DV Oss Ulu Camii imamı İsmail Çatlı ile Oss Mescidi Cuma Camii imamı Aslan Yıldız hoca camilerini değişerek ayrı cemaatlere vaaz verdiler. Her iki imam da birbirlerinden habersiz birlik, beraberlik, hoşgörü ve iyilik güzellik üzerinde durdular. Her zaman iyi ilişkiler içerisinde olan iki cami yönetimi ve cemaati, başkan ve yöneticilerin girişimi ile yapılan imam değişiminden memnun kaldıklarını dile getirdiler.

Ulu Camii Başkanı Yasin Doğruyol ve Mescid-i Cuma Başkanı Ali Çetin böyle bir uygulamayı uzun zamandan beri yapmayı düşündüklerini ama bu güne nasip olduğunu söylüyorlar. Yasin Doğruyol bu güze gelişmeyi şöyle açıklıyor: ”Bizim esasen Mescid-i Cuma ile iyi bir bağımız ve sıcak bir

ilişkimiz var. Sürekli irtibat halindeyiz. Aslan Hocam oraya görevli olarak geldikten sonra kendisine bir nezaket ziyaretinde bulunduk. Ve kendisinden o gün böyle bir Cuma günü değişim teklifinde bulunduk. Sağ olsun bu teklifimizi severek kabul etti. Biz kendisi gibi saygın hocalarımıza her zaman değer vermekteyiz. İ’lâ-yı Kelimetullah davasını Allah’ın arzında tebliğ eden her imamın arkasında saf oluruz. Ta ki, Ehl-i Sünnetin dışına çıkmadığı müddetçe. Hocamın da bu konudaki hassasiyetine vakıfız. Ayrıca Aslan Hocamızın daha önce Almanya’da görev yaptığı sırada da bu tür değişimleri yaptığını biliyoruz. Teklifimizi “neden olmasın?” diyerek kabul etti. Bizim Millî Görüş’e karşı da her hangi bir taassubumuz olmadığı gibi cami üyelerimizin büyük bir

Aslan Hoca ise bu konudaki duygularını şöyle ifade etti, “Değerli başkanımın ifade etiği gibi İsmail Hoca ile birlikte ziyaretime geldiler. Çok memnun olduk. Konuştuğumuz konularda ne Diyanette ne de Millî Görüş’te hiçbir ihtilaflı konuya şahit olmadım.

Kendisi çok güzel bir ölçüden bahsetti “Ehl-i Sünnet” ölçüsü. Bu ne güzel bir ölçüdür. Ben Diyanet’ten emekliyim ve biliyorum ki Diyanet, Ehl-i Sünnetin dışında olanları kapıdan içeri sokmaz. Ne yayınında yer verir ne de fetvasından içeri alır. Bu büyük bir kazanımdır elhamdülillah. Zatıalileri böyle bir teklifte bulundular ve sanki hislerime tercüman oldular. Zira benim de gönlüm istiyordu. Bugün çok güzel oldu, hamdolsun. Duygulandım doğrusu. Ben bugün görev yerimdeki işleyeceğim konuyu burada işledim. iyilik, kardeşlik konusunu işledim.

Ben de bugün öyle yaptım. Ve böyle bir sohbet yapma fırsatı bulmak beni dünyanın en mutlu insanı yaptı. Vesile olanlardan Allah razı olsun…”

“Bizim için çok olumlu bir gelişme oldu. Cemaatimiz çok memnun kaldı. Bunları aşmamız lazım artık” diyen Mescid-i Cuma Başkanı Ali Çetin şu kısa değerlendirmede bulundu. “Avrupalı Türkler olarak bir kardeşlik havasını yakalamamız lazım.

Kimseyi ötekileştirmeden ve ötekileşmeden kardeşliği yaşamamız lazım.

Bu değişimlerin buna büyük katkısı olacaktır”. Ulu Camii imamı İsmail Çatlı ise bu değişimden duyduğu memnuniyeti dile getirdi ve bu güzel uygulamayı haber yapıp yapmayacağımı sordu. Esasen bunun güzel bir haber olacağına işaret ediyordu… Ki, elbette bizce de bu böyleydi…

Rektör’den, Başkonlolos Togan Oral’a ziyaret

Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi (KMÜ) Rektörü Prof. Dr. Sabri Gökmen, ziyaret için geldiği Hollanda’da, Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral’ı da ziyaret etti. BizBize Karaman Vakfı’nın davetlisi olarak Hollanda’ya gelen Prof. Dr. Sabri Gökmen’e, ziyareti sırasında Vakıf Başkanı Fehmi Uzun da eşlik etti...

AP Adayı Kaya Turan Koçak’tan NIF’e ziyaret

Yoğun bir seçim çalışması içerisinde Hollanda’yı altüst eden Kaya Turan Koçak, tanışma ve görüş alışverişinde bulunmak için Hollanda İslam Federasyonu Başkanı Mehmet Erdoğan’ı makamında ziyaret etti. Sıcak bir atmosferde geçen ziyarette pek çok konu değerlendirildi.

Rotterdam’da açan Lale’nin kokusu

Uzun yıllar küçük bir mekânda bölge insanına hizmet sunan Laleli Camii, geçenlerde muhteşem bir açılış töreniyle yeni yerinde yüzlerce insanı ağırladı.

Yönetimden Ali Korkut ile üyelerden Cevat Kılıç, ve önceki başkanlardan Metin Özyürek misafirlerle birer birer ilgilendi, caminin tanıtımını yaptılar.

Rotterdam Oleander caddesinin pazarı

N. Sönmezer: Halka Hakk’a hizmettir “Doğuş okumak ayrıcalıktır” diyor,hizmet, Gülşehir Manavı çalışanımız.

Dordrecht kentinde İşçi Partisi (PvdA) 2’inci Nilüfer Sönmezer’e Müşterilerinin çantalarına gönül rahatlığı ilesırasında Doğuş bıraktığını ifade edenyer verdi. Yeni dönemde Belediye Meclisi’nde yapmasına arakdaşımız, bu kültürDordrecht hizmetinin daha nice 15 yıllarıgörev görmesi dileğindekesin gözle bakılan Nilüfer SönmezerDoğuş’la “Seçilirsem partimin programı doğrultusunda bulundu.

Hollanda gündemini takip edildiğini ifade eden Dordrecht için çaba göstereceğim” kardeşimize bolhizmet kazançetmeye ve bereketler diliyoruz. şeklinde konuştu.

HOTİAD toplantısında Sivaslılar kulisi...

Hollanda Türk İşadamları Derneği, düzenlediği ‘Nitelikli Girişimcilik’ konferansı ile hem girişimcilerin ufkunu açtı hem de dost buluşmalarının kapısını. Program arasında verilen molada ayaküstü sohbetle dostların gündem değerlendirmelerini dinledik…

nieuws

26 haber

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 189 - 2014



Türk Hava Yolları’nın Rotterdam – İstanbul uçuşları düzenlenen törenle hizmete açıldı

THY Rotterdam seferleri başlatıldı Rotterdam Airport yolcu bekleme salonunda düzenlenen programa T.C. Lahey Büyükelçisi Sadık Arslan, Rotterdam Belediye Başkanı Ahmed Aboutaleb, Rotterdam The Hage Airport Müdürü Ronald Wondolleck ve Türk Havayolları Genel Müdürü Temel Kotil, Rotterdam Müdürü Ferhat Yerli katıldılar. THY Genel Müdürü Temel Kotil, Rotterdam-İstanbul hava hattının başlamasına ilişkin şunları söyledi.

“Hayırlı olsun. Rotterdam’a ilk seferimizi başlattık. Bildiğiniz gibi burası çok önemli bir şehir. Çevresiyle birlikte iki milyona yakın insana hitap ediyor.

Ekonomisi çok güçlü. Biz şuanda buraya uçuş seferi başlatmakla hem Türk ve Hollanda işadamlarımızın iki yönlü olarak daha kolay gidip gelmesini

sağlamış olacağız. Aynı zamanda biz Rotterdam’ı İstanbul üzerinden dünyaya bağlıyoruz. Bütün Asya uçuşları Allah’ın izniyle bizde gerçekleşecek.

Belediye Başkanına teşekkür ediyoruz.

Büyükelçimiz, Başkonsolosumuz da törenimizde hazır bulundular. Türkiye yurt dışında çok seviliyor. Uçuşlarımıza haftada dört gün ile başladık ama bunu yediye çıkarma sözü verdik. Daha sonra da günde iki seferi düşünüyoruz. Şuan Amsterdam’a günde beş sefer yapıyoruz. Avrupa’dan çok memnunuz.

Avrupa’dan her uçtuğumuz noktadan çok yolcu geliyor Türkiye’ye. Hem de İstanbul ötesine seyahat ediyorlar.

Bu da hayırlı olsun Allah bize kazasız belasız uçuşlar nasip etsin.











interview

söyleşi 27

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 189 - 2014

Gündem Charlois, PvdA liste başı adayı Zeki Baran:

“Biz bu ülkenin asıl unsurlarıyız” 19 Mart yerel seçimleri yaklaştıkça adaylar da görücüye çıkmaya, kendilerini ve parti programlarını tanıtmaya başladılar.Pek çok spekülasyonların altında yapılacak olan seçimlerle alakalı, işin uzmanlarından görüş almaya çalıştık. uzun yıllar siyasetin içerisinde olan ve şuan Rotterdam Charlois bölgesinde İşçi Partisi’nin liste başı adayı olan Zeki Baran’la hem seçimleri hem de partisini konuştuk.

S

eçmenin sandığa küslük devam ediyor, sebebi ve çözümü nedir?

Böyle bir eğilim var. Bunun en önemli sebeplerinden biri ve en önemlisi, var olan sorunların çözümünün gecikmesidir. Hollanda şu beş yıldır belki de son yüzyılın en büyük ekonomik sorunuyla baş başa kaldı.

Belediye, hedefinin ancak yüzde yirmisini gerçekleştirebildi. Önceliklerimizi gözden geçirmek zorunda kaldık.

Bir milyarlık bir kısıtlamaya gidildi ve aldığımız kararlardan birinin sonucunda da ben işsiz kaldım. Bu süreçte insanlar işsiz kaldı, aç kaldı, kira ödeyemeyecek duruma geldiler. Bunun yanı sıra bir de parlamentodan gelen baskılar vardı. İşte, mesleği olduğu halde basit işlerde çalışmaya zorlanması, yüksek okulu bitirdiği halde iş ve staj yeri bulamaması gibi durumlar da diğerlerine eklenince ortaya kabul edilemez manzaralar çıktı. Vatandaş kendi haline düşmüşken, oy vermeyi düşünemezdi elbette. Biz buna rağmen halkın içerisinde olmaya, onların sıkıntılarını, sorunlarını ilgili yerlere duyurmaya ve elimizden gelenin en güzelini yapmaya çalıştık.

Herkes ulaştığımız söylenemez. Siyasetçi ve sandığa küs olanlara çağrım; sorunlarınıza sahip çıkın, oy kullanmak bir haktır ve aynı zamanda bir vazifedir. Bu hak kolay elde edilmedi. Bizi, partimizi ya da çalışmalarımızı sevmiyor olabilir, ama demokratik hakkından bu gerekçeyle vaz geçmesi beni çok üzer, anlamakta zorlanırım Bu sebeplerden dolayı insan, demokratik hakkından asla vazgeçmemelidir.

Oy hakkı babalarımız ve dedelerimize gökten zembille inmedi; kolay kazanılmadı. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak hem seçecek hem de seçileceksiniz. Bunun dünyada bir başka örneği yoktur. Bunun kıymeti bilinmelidir.

Bundan dolayıdır ki, insanımız sandığa gitsin; bize antipatisi varsa bana karşı oy kullansın.

Biz bu ülkenin asıl unsuruyuz.

Artık misafirlik bitmiştir. Bu ülkenin

sorunlarına sahip çıkmalıyız. Birileri iyi yapamıyor ve sen bunu iyi yaptığına inanıyorsan, eleştirmeyeceksin, çıkacaksın ve o iş yapacaksın. Hangi gerekçeyle olursa olsun sandığa gitmemek haklı bir sebep değildir. Sorunun çözümüne katkısı olmaz, aksine sorunun büyümesine sebep olur. Bu motivasyonsuzluk başkalarını da etkiler.

Hollanda Türk toplumu artık yerleşik bir toplumdur. Haklarımız kadar sorumluluklarımız da vardır. Herkes bu bilinçle hareket etmelidir. Küsmek bize yakışmaz. Mücadele edeceğiz. Ben yüksek okula başladığımda, okuyan genç oranımız binde 2 idi. Şimdi yüzde 50’lere yaklaştı. Bununla da yetinmemeliyiz, yerli halkın oranına ulaşmalıyız.

Birbirimize düşmanca davranmaktan vazgeçelim. Birbirimizin önünü açmaya çalışalım. Yerleşik bir toplum görüntüsünden uzakta yaşıyoruz sanki. Bu ülkenin sorunlarına sahip çıkmazsak, olmaz.

Bölge komisyonlarına neden ihtiyaç duyuldu, nasıl işleyecek bu yapı?

Bunun altında başka bir sebep aramaya gerek yok, bunun tek nedeni kısıtlamadır. Böyle bir yapıyla yıllık 40 milyon Euroluk bir miktar tasarruf yapılması planlanıyor ve bunun da halka yansıtılması planlanıyor. Bunun ilk adımı da atıldı. Her bölge komisyonuna 750 bin Euro civarında bir para verilecek. O bölge halkı bu meblağı bölgesindeki gelişmeler için kullanabilecek. Bölge belediyelerinde bulunan 25 kişilik ekip 15 kişiye düşürüldü. Bunun getiri ve götürüsünün ne olacağını şimdiden söylemek güç. Yaşayarak göreceğiz.

Aslında bu uygulamayla Zeki Baran’ın Charlois Belediye Başkanlığı önlendi diye düşünmemiz yersiz midir?

Kafalarının arkasında böyle bir düşünce varsa bilemem ama temel sebep kısıtlamalardı. Kaldı ki, böyle bir şeyi engellemeleri mümkün değil. Zira Rotterdam’ın yüzde 52’sini yabancılar oluşturmakta. Bölge belediyelerinde olmasa bile, anakente belediyede baş-

Rotterdam Charlois liste başı adayı Zeki Baran:

“Oy hakkı babalarımız, dedelerimize gökten zembille inmedi; kolay kazanılmadı.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak hem seçecek hem de seçileceksiniz. Bunun dünyada bir başka örneği yoktur. Bunun kıymeti bilinmelidir. Bundan dolayıdır ki, insanımız sandığa gitsin; bize antipatisi varsa bana karşı oy kullansın.

Biz bu ülkenin asıl unsuruyuz. Artık misafirlik bitmiştir. Bu ülkenin sorunlarına sahip çıkmalıyız. “

kan da olunabilir, başkan yardımcısı da. Nitekim Rotterdam’ın Belediye Başkanı bir Faslı, yardımcısı bir Türk.

Niyet önemli; eğer sen bu şehre hizmet etmek istiyorsan, bunun yolları bellidir. Kısacası, bölge komisyonlarının çalışmasıyla halkın düzeninde köklü bir değişiklik olmayacaktır.

Partiniz ne yapıyor, nereye gidiyor?

Partimiz, Hollanda vatandaşlığına geçme koşulunu 5 yıldan 7 yıla çıkmasını öngören bir yasanın altına imza attı; bu utanç verici bir davranıştır. Bunun bir anlamı da yok, bizim toplumumuz için etkisi de yoktur. Bununla verilmek istenen mesaj nedir, anlamış değiliz.

Yine yasa dışı yollarla Hollanda’ya gelenlerin durumuyla alakalı da parti ilkeleriyle uyuşmayan bir tutum sergilediler. Koalisyon olacağız diye parti ilkesinden vazgeçmek doğru bir anlayış değildir.

Parti içerisinde benim gibi onlarca insan bu yanlış gidişatı yüksek sesle dillendiriyorlar. Ancak bu gibi ödünler verilirken, önemli bazı yasalar da hayata geçiriliyor.

Bizim insanımızın emeklilik açığı bulunmakta. Bundan dolayı maddi anlamda mağdur olmakta, uzun süre izin kullanmamaktalar. Adam 50 yıldır burada, 70 yaşını aşmış, halen 3 aydan fazla izin kullanamıyordu. Bu hükümet bu açığı kapattı. Hollanda’nın yükünü omuzlarında “ortadirek” denilen kesim taşıyor. Dar gelirliler bu uygulamalar sonunda biraz rahatlayacak. Ancak burada 1500 ila 1700 arası maaş alanlar en çok mağdur olanlardır. Onlar hiçbir imkândan yararlanamıyorlar.

Bu kesim, ne kira yardımı, ne bakım parası, ne eğitim katkısı alamaz. İşte, bu kesimi rahatlatacak bir uygulama başlatılmalıdır.

Var mı böyle bir gelişme?

Evet var. Partimizin bu durumu çözmek için plan ve projesi var. İnsanlar işsiz kalmamalı, aç ve açıkta olmamalıdır. İşsizlik bizim insanımızda daha çoğunluktadır. Sistematik bir ayrımcılık olmasa bile bunlar da yaşamın gerçekleridir. İş pazarında yaşananları du-

yuyoruz, bunlar bilinçli bir ayrımcılık göstergesi olmasa bile işsizlik oranları ortada. Hamit Bey, önümüzdeki dönem için 12 bin kişiye istihdam oluşturacaklarının müjdesini verdi.

20 bin girişimcimizin olduğundan bahsediyoruz. İşverenlerimize bir çağrım olacak. Hollanda ekonomisine büyük katkıları var. Bunu inkar edemeyiz. Ancak, geleceğimizin teminatı olan gençlerimiz staj yeri bulmakta zorlanıyor ve eğitimlerini yarıda kesmek ya da tamamlayamadan başka bir iş hayatına atılmak zorunda kalıyorlar. Bu 20 bin işverenimizin okullarla işbirliği yaparak gençlerimize staj imkânı ve fırsatı oluşturmalarına zemin hazırlasınlar.

Gençlerimize bu fırsatı tanıyanlar vardır, mutlaka; ancak henüz böyle bir uygulamayı başlatmamış olan işverenlerimiz lütfen bu soruna bir el atsınlar.

Hollandalı genç, adının verdiği rahatlıkla kolayca iş ve staj yeri bulurken, bizim Ahmet’imiz, Fatma’mız adından dolayı böyle bir imkâna sahip olamıyor. Bu sorunun da bizim işverenlerimiz tarafından çözülmesi gerekiyor. Bu anlamda yaptığım bu çağrının işverenlerimiz tarafından kabul görmesini umuyorum. Herkes bu ülkedeki sorunların bir yerinden tutmalı ve herkes elini taşın altına koymalıdır.

Neden size ve partinize oy versinler?

En büyük özelliğimiz, halkımız tarafından çok kolay ulaşılabilecek biriyim.

Charlois’tan başkan adayıyım. Partim, ilk defa Türk kökenli birini Charlois’ta oy birliği ile başkan adayı olarak gösterdi. Çok Büyük hayallerim yok, tek derdim hizmet etmek.

Bu seçimi kazanıp önümüzdeki 4 yıl iyi bir başkanlık yaparak Charlois bölge insanına farklı bir hizmet vermek istiyorum. Partimiz Rotterdam’da en az 12 bin kişiye iş vadinde bulunmuştur.

Eğitim, önceliğimizdir. Çocuklarımızın okullarını diplomasız terk etmemelerini sağlayacağız. Adama göre iş değil işe göre adam yetiştirmek istiyoruz. Yani yatırımcı, devlet ve meslek okullarının ortak çalışma içerisine girerek var olan işe göre meslek eğitimi verilmesi için çaba göstereceğiz.

Son sözlerinizi alabilir miyim?

Ben seçileyim yahut seçilmeyeyim; bu önemli değil. Önemli olan insanlarımız sandığa küsmesinler, oy hakların kullansınlar. Kullanılmayan oyun bedeli daha ağır oluyor. Halkımız teveccüh gösterirse biz hizmet etmeye hazırız.

Sorumluluğumun bilincinde olalım ve 19 Mart Çarşamba günü 10 dakikamızı ayırarak, oy hakkımızı kullanalım. Allah kimseyi evlatlarıyla imtihan etmesin. Herkese sağlık ve huzur dolu günler diliyorum.

ZEKİ BARAN kimdir?

1 Kasım 1964 tarihinde Yozgat’ın Çayıralan İlçesi’ne bağlı Söbeçimen köyünde dünyaya gelen Zeki Baran, lise eğitimini Çayıralan’da tamamladıktan sonra aile birleşimi yoluyla 1980 yılında Hollanda’da geldi. Kentteki Le Baron adlı restoranda bir süre bulaşıkçılık yaptıktan sonra, 10 yıl boyunca bir lastik firmasında, süpermarkette ve matbaada çalıştı.

Kardeşlerinin de çalışmaya başlamasının ardından 1990 yılında dil eğitimine, 1991 yılında da Rotterdam Sosyal Akademisi’nde eğitime başladı. 1 Kasım 2012 yılına kadar çeşitli alanlarda sosyal danışmanlık görevinde bulundu. 31 Aralık 2012 yılında kendi şirketini kurdu ve halen Hollandalı firmalara Türkiye’de danışmanlık yapıyor.

1998 yılında Sosyal Demokrat İşçi Partisi’ne üye olan Baran, 2000 yılında Rotterdam’ın Charlois İlçe Başkan yardımcılığına seçildi. Bu görevini Mart 2002’ye kadar sürdüren Zeki Baran, yerel seçimlerde tercih oylarıyla Charlois İlçe Belediye Meclisi üyeliğine seçildi. 2002-2006 döneminde Meclis Grup Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Baran, 2006 yerel seçimlerinde Rotterdam Büyükşehir Belediye Meclisi’ne tercih oylarıyla girmeyi başardı.

2010 yılından bu yana Rotterdam Büyükşehir Belediye Meclisi üyeliği görevini yürüten Baran, partisinin grup genel sekreterliğini de yapmakta ve Charlois’te liste başı adayı. Baran evli ve 3 çocuk babasıdır.

Söyleşi-Fotoğraf: Tâha Yalçın

nieuws

28 haber

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 189 - 2014

Kalemdâr - Behçet Ali Şeker

EBEGÜMECİ 26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında yaşanan katliamda, şehit düşenlerin aziz hatırasına ithafen... ... öyle bir ağlasam öyle bir ağlasam çocuklar size hiç gözyaşı kalmasa. öyle bir aç kalsam öyle bir aç kalsam çocuklar size hiç açlık kalmasa. öyle bir ölsem / öyle bir ölsem çocuklar size hiç ölüm kalmasa. (A.N) Gazetenin gündemi takip etmek gibi bir mükellefiyeti vardır. Gazete okuyucuları, normal okuyuculardan farklı olarak haberdar olurlar. Bunun, biraz insanı tahrik eden bir yönü de vardır. İnsanlardan biraz daha fazla haberdar olma gururu. ‘İşte bak ben biliyorum’ falan der insan ve bu zevktir. Hiç gazete okumayan, hiç televizyon seyretmeyen, hiç bilgisayar kullanmayan, hiç cep telefonu kullanmayan insan var mıdır dünyada bilinmez. Böyle bir işe kalkışan insanlar gün/demden ve haberlerden uzak durarak büyük bir ihtimal insanlardan okkalı bir deli yaftası yemekle karşı karşıya kalabilirler! Ne de olsa herkesin aynı olduğu dünyada bu, suç teşkil ediyor.

Acaba bu kadar yoğun enformasyon akışı içinde, bizim dünyadan haberimiz var mı? Dünyadan, ama hangi dünyadan? Bir dünya mı var, yoksa iki dünya mı? Bizim dünyamız hangisi?

Evet haberdarız, lakin bilgi sahibi değiliz. “Benim bildiklerimi bilseydiniz, az güler çok ağlardınız” diyor Efendimiz (AS).

Yoğun bir haber/enformasyon bombardımanı altında şaşkın halde insan/lar. Her şey canlı, görüntülü bir şekilde gözümüzün önüne servis ediliyor. Sanal bir hayat var. Akvaryum içindeki balık gibi insan/lar. İnsan varlığının asla kabullenemeyeceği bir çok hadise bir tuş kadar yakın bize.

Bir şartla bunları kullanabiliriz: Vicdanımızı buzluk da bırakmak şartıyla. Ebegümeci otu, bizim için zayıflamak veya güzelleşmek için işe yarıyorsa bir değer ifade eder yoksa ebegümeci ottur, sıradan bir ot. Ama Suriyeli gözü yaşlı bir çocuk için, bombalanmış evinde bekleyen ailesi için umut iksiridir. Hayata ebegümeci ile tutunabilir misiniz?

Müslüman kadın dergileri ve erkek dergileri çıkalı hayli zaman oldu. En son aldığımız müjdeli! habere göre artık Müslümanların da bir adası var(mış). Otel evleri var o adada; istemediğiniz kadar bol yıldızlı.

Sıkı durun, ismi geliyor; isterseniz sıkı durmayın, Eyyûb el-Ensarî House. Biraz vicdanlı olduğumuz zamanlarda Müslümanım diyen insanlar bunlardan tiksinti duyardı.

Tiksinti bir tavır hali, ahlaklı olma halini ifade ederdi. Şimdi ise kadın/erkek dergilerini, yıldızlı otelleri, moda trendlerini hayatında -maddî imkânları sebebiyle- takip edenler var. Geriye kalanlar ise ihtirasla sınıf atlayıp oralara ulaşmak için çabalıyor. Sınıf atlamak. Evet ip atlamak gibi bir şey olsa gerek bu.

Küllî olana dair bir fikrimiz, tavrımız ve ahlakımız olmadığı için cüz’lere

Güncel mahkûm yaşıyoruz. Hepimizin bir adası var, etrafını tellerle, duvarlarla çevirdiğimiz adalarımız. Herkesin gazetesi, televizyonu, partisi, hocası, şeyhi vs. var. Herkes kendi dünyasında mutlu ve mesud hayatını idame ediyor. Çakılıp kaldık burada, burada dünyada. Ters giden bir şey mi var, hemen kara kaplı kitaptan bir kaide ve biraz tevil sosuyla güzelleştirerek bir fetva ihdas ediliyor.

Elde, taze fırından çıkmış fetva, hemen yetiştirmek için pahalı cipe binerek, nefis Bey’imize yetiştiriyoruz.

Sakın ‘kalbe de sormalı’ demeyin, zira az önce söyledim. O buzlukta.

Brezilya eski cumhurbaşkanı Getúlio Vargas’ın intihar notunda “Tarihe geçmek istemiyorum, tarihin geçmesine izin veriyorum.” diye yazıyordu. Adını tarihe altın harflerle yazmayı aklına koymuş insanlar için sarsıcı bir not. Acaba sahabenin, adını tarihe altın harflerle yazdırmak gibi bir sıkıntısı var mıydı?

Sahabenin sıkıntısı ne idi? O büyük kaynaktan doğarak, tarihin içinden günümüze gelen kutlu yoldan, kendimize tevarüs ettiğimiz bir şeyler var mıdır? Gerçekten bu cinnet hali, bu yorgun toprak, bu sanal hayat neyin nesi? Televizyonlarda, internette konuşan hocalar/ yazarlar kimlerdirler? Neden bu kadar konuşuyor insanlar? Yarım saat içinde, aynı mekânda ve aynı insanlar Arakan’da, Suriye’de yaşananlardan başlayıp tatil, sonra araba, sonra maaş vs., gibi farklı konular üzerine yaptıkları konuşmaları, kalpleri durmadan nasıl yapabiliyorlar? Bu cinnet halidir.

Darmadağın olmuş bir ruh halinin göstergesidir bu.

Sahabiler, Hz.Peygamber’e “Ya Rasulullah, en çok kimi seviyorsun” diye sorduklarında, Allah Resulu (AS); “Aişe’yi” demiş.

Sahabiler “Ya Rasulullah, biz kendimizi kastettik” deyince, Allah Resulu (AS); “Babasını” buyurdu. Hz. Peygamber (AS), mescitte torunları güreşirken, Hz. Hasan’ın tarafını tutarak, O’nu teşvik eden sözler söylüyordu. Sahabi, Hz. Hüseyin’in küçük olduğunu O’nun tarafını neden tutmadığını sorduğunda, Allah Resulu (AS); “Ben Hasan’ı destekliyorum, Cebrail (AS), Hz. Hüseyin’i” buyurmuştur. Bu iki olayı neden buraya yazdım? Nefes almak için, ayakta kalmak için, diyebilirim.

Ağza şeker şerbet olsun, kalbe ümid olsun diye yazdım. Yoksa klavye kahramanlığına yeltenmek için değil. Ama şu soruyu sormalıyım: Hz. Peygamber ve ashabı, bize ne kadar yakın ve ne kadar uzak?...

Yukarıda yazdım, parası yetişmediği için ebegümeci alamayan Suriyeli çocuk, evde aç bekleyen ailesi için ağlıyordu bir duvar dibinde. Ne zayıflamak, ne güzellik ne şu ne bu.

Sadece ölmemek için. Bunu gördük.

Biz aynanın karşısında kendimize, sormaktan itinayla kaçtığımız o esaslı soruyu sormalıyız. Köylü ve taşralı olarak değil Müslüman olarak: “Ben bu dünyada niçin yaşıyorum?”

Acele etmeliyiz, zira Suriye’de, gözü yaşlı bir çocuğun ölmeden önceki son sözü “Her şeyi diyeceğim Allah’a...” idi.

Sonucunu beklemeyi göze alabilir miyiz? Yoksa kaçmaya mı yelteneceğiz? Peki “eynel’mefer (kaçacak yer neresi?”



Vefatının 3’üncü yılında Millî Görüş lideri

“Zifiri karanlığın ardından söken fecr-i sâdıktır, şa Millî Görüş dava lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan vefatının üçüncü yılında Hollanda’da değişik yerlerde düzenlenen programlarla anıldı. 28 Şubat Cuma akşamı Schiedam’da, 1 Mart Cumartesi günü Oss Mescid-i Cuma Camii’nde düzenlenen programlarla dava liderinin misyonu anlaşılmaya çalışıldı.

P

rogram, Kur’an tilavetiyle başladı . Daha sonra, hazırlanan video klipleri aracılığı ile Liderin yaşamı yeniden hatırlandı. Bölge İrşad Başkanı Halil Kaba’nın takdim ettiği ve kendisinin kaleme alıp okuduğu bir şiirle katkıda bulunduğu programda Güney Hollanda Millî Görüş Teşkilatları Başkanı Mehmet Erdoğan kısa bir selamla konuşması yaptı. ‘İman varsa İmkân da vardır’ Mehmet Erdoğan “Dava liderimizi vefatının 3’üncü yılında da tekrar rahmetle anıyor, anlamaya ve anlatmaya çalışıyoruz. Önemli olan onu ve onun düşüncesini anlamaktır. Hayattayken



anlaşılmayan merhum Hocamızın topluma mal olmuş şu sözleri onun liderliğini, mücahitliğini ortaya koymaya yetiyordu. Sadece konuşmamış, konuştuklarını eyleme dönüştürmüş asrın lideriydi.

Onu anlamak için şu sözlerine kulak vermek yeterlidir sanırım: ‘Bizim davamızda kimse kendi için yaşamaz.

Herkes kardeşi için yaşar’, ‘Namaz dinin direği, cihat ise zirvesidir’, ‘Millî Görüş bu milletin inancıdır, tarihidir, kimliğidir, ve bu milletin ruh gücüdür’, ‘İman varsa İmkân da vardır’.

Bu vesileyle hocamızı rahmetle anıyor, bıraktığı davaya sahip çıkmak için gece gündüz çalışmamız gerekti-

ğini yeniden hatırlatıyorum” “Heyecan yoksa, yaşarken ölüsündür” Kendine has akıcı üslubuyla dinleyenlere liderlerinin mücadeleci hayatından örnekler sunan günün hatibi Mustafa Mullaoğlu konuşmasında özetle şunları söyledi: “Allah Teala, dava adamının özelliklerini kitabında Ahzap Suresinin 23’üncü ayetinde belirmiştir. Bunları beş başlık altında şöyle sıralanmıştır. Bu beş özelliğin ilki “imân”dır. Dolayısıyla bir dava adamının her şeyden önce imânlı olması gerekir.

Daha sonra ‘yiğitlik, sadakat, vefa, se-





mozaïek

mozaik 29

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 189 - 2014

Dostça

Erbakan Hoca dualarla anıldı

Murat Gedik

Hollanda’da yerel seçimleri kucaklarken... Çok kısa bir zaman içinde Hollanda’da iki seçim yapılacaktır: 19 Mart’ta yerel seçimler ve 22 Mayıs’ta da Avrupa Parlamentosu seçimleri.

Türkiye’de olduğu gibi sokaklarda afişler, bayraklar gibi seçim belirtileri görünmese de yavaş yavaş partiler ve adaylar şimdilik yerel seçimler için meydana indiler. Herkes çalışmalarını medenice ve hiç kimseye zarar vermeyecek bir şekilde yürütmekte.

afaktır”

Türk toplumu bu seçimleri beklerken birden kendisini seçimlerin içinde buldu. Hollanda siyasetinden uzak olsa da, partiler hakkında genel fikirleri olmasa da ister istemez bu seçimde şimdiden yerini almış oldu.

Nasıl mı? Nihayetinde kendisine “oyunuza talibim” diyerek ayağına gelen Türk adaylardan dolayı tabii ki. Bu sebepten, “iyi ki Türk adaylar var” demek yerinde olacaktır. Yoksa Hollanda’da seçim yapılacağından bile birçoğumuzun haberi bile olmayacaktı.

Bu seçimler yapılacak, ama biz Türkler bu seçimlerde ne kadar hakkımızı kullanacağız? Asıl önemli olan ve cevap bekleyen soru bu olsa gerek. Her şeyden evvel insanımız, ne yapıp edip sandığa gitmeli. Keşke oy vereceği parti ve adayı iyi etüt edebilse ve o sandığa şuurlu bir biçimde gidebilse…





bat’ duygularına sahip olması gerekir.

Bunlar olmadan dava adamı olunmaz.

Hiç kimse de bunlara sahip olmadan, öyle ucuz kahramanlığa bürünerek dava adamı olduğunu iddia edemez.

Dava adamları Cenabı Allah’ın tarifine uygun olan insanlardır. Ayetin kapsamına girenlerdir. İşte bizler, Hocamızda bu özelliklerin tamamını gördük. Ne diyordu Erbakan Hocamız?

‘Heyecan! Heyecan, yani mümindeki heyecan tükenirse, hayatta iken öldü demektir. Yaşı kaç olursa olsun önemi yok; heyecan kalmamışsa, hayatta iken ölmüş hükmündedir. İmam-ı Şafi şöyle der: ‘Eğer bir insan görürseniz; gayesi yok, hedefi yok, heyecanı yok, niçin yaşadığının

farkında değil. Dört cenaze tekbirini getirin, namazını kılın onun’ der. Yani böyle ölü misali Müslümanlar olmayınız. Dünyaya baktığımız zaman bir buçuk milyar Müslümanın pek çoğunda bu heyecana rastlamak mümkün görünmüyor maalesef.” İslam davası uğruna ömrünü harcamış

ve ebediyete göçmüş olanların ruhları için okunan 200 hatim duası, Arnhem Ayasofya Camii imamı tarafından yapıldı. Program, Kur’an-ı Kerim ile sona erdi.

Doğuş Haber Merkezi

«

Tunahan Kuzu ve Hamer eylem planı hazırladılar Koalisyon ortağı PvdA (İşçi Partisi) milletvekilleri Tunahan Kuzu ve Mariëtte Hamer, borçlanmaların önlenmesi konusunda bir eylem planı hazırladılar. Ödenemeyen borçların çok büyük sorunları beraberinde getirdiğine işaret edilerek, “Borçlanma yoksulluk yaratır, mutsuzluğa neden olur, ailelerde gerginliklere yol açar ve işte ya da iş arama çabalarında engel oluşturur” denildi.

telekomünikasyon ve sağlık sigortası şirketlerinin aksayan ödemeleri belediyeye bildirmeleri gerektiğine dikkati çeken PvdA milletvekilleri, böylece borç miktarının daha da artmasının önlenmesine çalışılabileceğini kaydettiler.

Hamer ve Kuzu, “Borçlar çocukların yoksulluk içinde büyümelerine, bir spor kulübüne üye olamamalarına ya da okul gezilerine katılamamalarına neden olmakta” ifadesinde bulundular. Enerji şirketleri, vergi dairesi,

Bu tür borçlarda alacaklıların 2 hafta içinde borçluyu arayıp faturanın ödenmesini sağlamaya, böylece borcun daha da yükselmesini önlemeye çalışmaları gerektiği de savunuldu.

muratgedik@muratgedik.nl

Yaşamış olduğumuz toplumdan uzak olmamızın en büyük gösterge ve sebeplerinden biri de seçimlerde gereken ilgi ve alakayı göster(e) memizden kaynaklanmakta. 50 yıl oldu, hala Hollanda’da ‘ne olup bittiği hususu’ bizi ilgilendirmiyor.

Sanki inat edercesine Hollanda siyasetinden uzak durmaktayız. Oysa inanın yapılan seçimler uyum için kaçırılmayacak bir fırsattır. Bu fırsatı artık değerlendirmek lazım.

Maalesef seçime uzak kalmak için mazeret uyduranlar da az değil.

Zaman zaman sohbetlerde dile getirilen mazeretlerden bazıları şöyle: - Aday olan Türkler sadece kendilerini düşünüyor, toplumu bilmezler bile…

- Rotterdam gibi bazı şehirlerde doğru gerekçeler de olmasına rağmen Türkleri siyasette istemiyorlar…

- Seçilen Türkler seçilince zaten bizi unutacaklar…

- Partilerin hepsi aynı, hepsi yabancıların haklarını kısıtlamak için yeri geldiğinde birleşiyorlar…

- vs.… Çok ilginçtir ki sunulan gerekçelerin çoğu Türk adaylarla ilgili. Herhangi bir partinin programını eleştirme gibi bir şey yok. Gerçi nasıl eleştirecek, partiler doğru dürüst bilinmiyor bile. İnsanımızın Türk adaylar için bu kadar karamsar olmasına hiç bir gerek yoktur, bilakis memnun olması lazım. Doğrudur, gerçekten seçilip de Tük insanını hayal kırıklığına uğratanlar oldu! Örneğin Ermeni sorunu… “Bana fırsat tanıyın, Türklere bu hususu

ben anlatır ve kabul ettiririm” diyenler bile oldu. Ama çok şükür gerçekten çok kaliteli adaylarımız var artık. Şahsen ben seçimlerdeki kaliteden dolayı bazen ‘bir kaç oy hakkım olsa diyorum’ artık.

O kadar kendini iyi yetiştirmiş, bu toplumda ne olup bittiğini takip edebilen ve kendi özünden kopmayan güzel adaylarımız var ki, bunlara artık sahip çıkmamız gerekir. Bugün Hollanda Parlamentosunda gerçekten çok değerli arkadaşlarımız var, hem de birden fazla.

Geçmişe kıyasla Türk siyasilerin bugünlerine bakarak önlerinin açılması için fırsatları artık değerlendirmemiz lazım. Yerel yönetimlerde de gerçekten çok başarılı olanlar var ve seçilirlerse başarılı olacak niceleri sıra beklemektedirler.

Bir parantez açıp şunu paylaşmak isterim: Şahidim ki, bundan yıllarca önce bir kelime dahi Hollandaca konuşamayan büyük bir şehrin alt belediyesine seçilen Türk encümen bile vardı. Abartı değildir bu, çünkü Hollandaca yazıları bana okutuyordu.

Düne baktığımızda gerçekten geleceğe umut ile bakmak yerinde olacaktır. İşte bu sebepten de hak edenleri artık gereken yerlere bu seçimde oylarımızla taşıyalım, yoksa taşımamanın vebali seçmenlerin omzunda kalacaktır.

Maalesef seçime uzak kalmak için mazeret uyduranlar da az değil. Zaman zaman sohbetlerde dile getirilen mazeretlerden bazıları şöyle: “Aday olan Türkler sadece kendilerini düşünüyor, toplumu bilmezler bile” Türk adlarına bakıp da oy vermenin de vebali vardır, bunu da unutmayalım. Her Türk adını taşıyana da sarılmamak lazım. Hatta tekrarlamakta fayda görüyorum.

Keşke imkân olsa da önce partileri ve programlarını inceleyebilsek, sonra adaylara bakabilsek. Fakat bu araştırma işi için herhalde bir kaç seçim daha geçirmemiz gerekecek.

Ama olsun biz biz olalım şu oyumuzu artık kullanalım.

Hollanda, seçimleri kucaklarken biz nasıl seyirci kalabiliriz ki?

nieuws

30 haber

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 189- 2014



Birliktelik, dayanışma ve hoşgörü sembolü

Avrupa’nın Kültür Başkenti Rotterdam’da Laleli Camii dualarla ibadete açıldı

Camiler ibadet, dua ve yakarış mekânlarıdır Laleli Camii açılışına Anakent Belediye Başkanı Ahmed Aboutalep, Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral, Lahey Din İşleri Müşaviri Prof. Dr. Mustafa Ünver, Charlois Belediye Başkanı Ed Goverde, Başkan Yardımcısı Alaattin Erdal, Camii Başkanı Mehmet Doğan, bölge halkı ve Hollanda içeresinden pek çok davetli topluluğu katıldı katıldı.

T

örende konuşan Lahey Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Ünver, HDV Laleli Camii ve Kültür Merkezinin açılış törenine Hollandalı ve Türklerin yoğun bir şekilde katılımı ile açılışında bulunmaktan son derece mutlu olduklarını söyledi. Ünver, “Biz bugün çok mutluyuz. Bu cami ve kültür merkezini bizlerin hizmetine verdiği için Allah Teala’ya sonsuz hamd ve senalar ediyoruz, Sevgili Peygamber Efendimize sonsuz salat ve selamlar yolluyoruz. Camiler bizim için ibadet, dua ve yakarış mekânlarıdır. Camiler bizim için tespihatların ve övgülerin Allah Teala’ya yükseldiği, gönüllerin arınıp gözlerin ıslandığı mübarek mekânlardır. Camiler bizim için huzur bulduğumuz, üzüntü ve sevinçlerimizi birbirimizle paylaştığımız mekanlardır.” dedi.

HOLLANDA’NIN GURURU GURURUMUZ SEVİNCİ SEVİNCİMİZ Ünver, herkesi ve her varlığı Yaratandan dolayı sevip hoş görmeyi camilerde öğrendiklerini söyledi. Mustafa Ünver “Hollanda’nın gururunu gururumuz, sevincini sevincimiz; üzüntüsünü üzüntümüz, kederini kederimiz bilmeyi öğrendik biz camilerde. Entegre olmaya ‘evet’, ama asimile olmaya ‘hayır’ demeyi öğrendik Camilerde. Dinîmi-

zi, dilimizi ve milletimize ait Anadolu gelenek göreneklerini unutmamak gerektiğini de biz yine camilerde öğrendik. İslam Medeniyeti, Allah’ın adının anıldığı tüm kiliselerin, havraların ve camilerin kutsal olduğunu öğretir. Biz bunun için camilere, kiliselere ve havralara saygı duyar, onlara en küçük kötülük ve tehlikenin gelmesini asla istemeyiz. Emeği geçip de bugün aramızda bulunamayan, ahrete göçmüş olan tüm geçmişlerimizi de hayır ve rahmetle yad ediyor, makamları cennet olsun diyorum. Hollanda Diyanet Vakfı Rotterdam Laleli Camii’miz hayırlı olsun.” dedi.

“LALELİ CAMİİ CAHARLOİS BELEDİYESİ SINIRLARI İÇERİSİNDE OLMASI GURUR VERİCİ” Rotterdam Charlois Belediye Başkanı Ed Goverde, semt belediye sınırlarımız içerisinde Laleli Camii’nin açılışında bulunmaktan son derece mutlu olduğunu ifade etti.

Goverde “Rotterdam Charlois’te kısa bir süre içerisinde inşaatı tamamlanıp bu gün açılına Laleli Camii, isminden de anlaşılacağı gibi iki halkın köklü geçmişine uzanan bir sembolü olacak.

Gerçekten burasının halkların ikinci buluşma yeri olacağı kanaatindeyim.

Gerçekten çok güzel bir cami oldu. Vatandaşlarımızın kaynaşması adına son derece önemli bir mekân oldu.” dedi.

Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral:

“Bizler burada hem Türk milletini, hem de mensubu olduğumuz İslam dinini temsil ediyoruz. Bizim sadece Rotterdam Laleli Camini sadece ibadet amaçlı değil, o medeniyet ve o kültürü, o dini ve o güzellikleri bütün Hollandalılara en güzel şekilde anlatmak için bir vesile ve bir fırsat olarak kullanmamız lazım.”

HDV Başkanı Prof. Dr. Mustafa Ünver:

“Biz bugün çok mutluyuz. Bu cami ve kültür merkezini bizlerin hizmetine verdiği için Allah Teala’ya sonsuz hamd ve senalar ediyoruz, Sevgili Peygamber Efendimize sonsuz salat ve selamlar yolluyoruz.

Camiler bizim için ibadet, dua ve yakarış mekanlarıdır. Camiler bizim için tesbihatların ve övgülerin Allah Teala’ya yükseldiği, gönüllerin arınıp gözlerin ıslandığı mübarek mekanlardır. Camiler bizim için huzur bulduğumuz, üzüntü ve sevinçlerimizi birbirimizle paylaştığımız mekanlardır.”

HOLLANDALILARA EN GÜZEL ŞEKİLDE ANLATMAK İÇİN BİR FIRSAT Hollanda adına ne mutlu ve ne güzel bir gün temennisi ile söze başlayan Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral, Cenab-ı Allah’ın güzel bir hava ve günde Laleli Camii’nin açılışını nasip etmesinden dolayı mutlu olduklarını söyledi ve konuşmasında özetle şunlara değindi: “Biz öyle bir dinîn ve medeniyetin mensuplarıyız ki, bu medeniyet binlerce yıl öncesinde farklı bir coğrafyada başladı. Türk milletinin yolculuğu farklı coğrafyalarda binlerce yılda, o süren yolculuk geçtiği her topraktan kendisine bir şeyler kattı.

Ve o topraklara medeniyetten izler bıraktı. Ve o yolculuk bizi Avrupa’nın en ucuna, Hollanda’ya kadar getirdi. Bu medeniyetin mensubu olmakla hepimizin sorumluluğu var. Bizler burada hem Türk milletini, hem de mensubu olduğumuz İslam dinîni temsil ediyoruz. Bizim sadece Rotterdam Laleli Camii’ni sadece ibadet amaçlı değil, o medeniyet ve o kültürü, o dini ve o güzellikleri bütün Hollandalılara en güzel şekilde anlatmak için bir vesile ve bir fırsat olarak kullanmamız lazım.”

KÜLTÜR VE ANANELER ÖĞRETİLECEK Charlois Belediye Başkan Yardımcısı Alaattin Erdal ise, Charlois semtine böyle güzel bir mabedin oluşmasında katkısı olan herkese teşekkürlerini iletti. Erdal konuşmasında “30 yıl önce bu caminin eski binasında tercümanlık yapıyorduk. Bu gün ise semtin belediye başkan yardımcısı olarak camiinin açılışındayız. Bir zamanlar bizim eğitim aldığımız bu camilerde şimdi çocuklarımız okuyorlar. Bu cami ve kültür merkezleri çocuklarımızın kültür ve ananelerini öğrenecekleri önemli yerlerdir.

Laleli Camii böyle nezih bir ortamda ibadete açılması ile çok yönlü faaliyet verecektir.” ifadelerini kullandı.

“BİRLİKTELİĞİN DAYANIŞMANIN VE HOŞGÖRÜNÜN SEMBOLÜDÜR İBADETHANELER” Hollanda Diyanet Vakfı’nın hazırladığı “İslam ve Cami” konulu sinevizyonunun izlenmesinin ardından, salona

teşrif eden Kraliyet ailesi temsilcisi ve Rotterdam Anakent Belediye Başkanı Ahmed Aboutaleb, Rotterdam’da 174 farklı milletin yaşadığını, her milletin bu şehirde kendisini evinde hissettiğini söyledi. Aboutaleb, “Birlikteliğin dayanışmanın ve hoşgörünün sembolü olan ibadethaneler halkların soluk alacakları bir buluşma merkezleridir. İsminden de anlaşılacağı gibi lale (tulp) iki ülkenin ortak noktalarıdır. İnsanların kesinlikle birbirlerinden üstünlükleri yok. Cenab-ı Allah, Hucurat Suresinde şöyle buyuruyor: “Herkes Allah katında eşittir, üstünlük ancak takva iledir.” Bu gerçekten günümüzde son derece önemli. Burada işadamları, halk ve siyasilerin ortak girişimi ile Rotterdam Charlois Laleli Camii’nin hizmete açmanın mutluluğunu paylaşıyoruz. Herkesin kendisini bulacağı bu tür ibadet yerleri toplumumuzun güç birliği içerisinde olması açısından önem teşkil ediyor. Bu açıdan Rotterdamlı Türklere bu güzel mabedi şehrimize kazandırdıkları için teşekkürlerimi iletiyorum.” şeklinde konuştu KÜLTÜR VE TOPLANTI MERKEZİ OLACAK Rotterdam Charlois Laleli Camii Başkanı Mehmet Doğan, 33 yıl önce faaliyete başlayan, Laleli Camii’nin bugün yeni binasını hizmete açmaktan son derece gururlu olduklarını söyledi. Do-

ğan, önceki yerin küçük olması nedeni ile cemaatin sığmaması nedeni ile bu yeni yere taşındıklarını söyledi. Doğan “Uzun yıllardır süren uğraşımız neticesinde, 2013 yılında Belediye ve halkın yardımı ile bu semt evini 830 bin euroya satın aldık. Laleli Camii’nin 1316 metrekare alanı var. Sadece mescit bölümünde 400 kişi aynı anda ibadet edebilecek. Diğer salonlar ile beraber 1000 kişi aynı anda namaz kılabilirler.

Camimizin büyük bir konferans salonu ve kantinin yanı sıra, erkekler ve kadınlara ait sınıflar da mevcut. Laleli Cami’miz Rotterdam’ın en önemli semtlerinden bir olan Charlois merkezinde bulunuyor. Burası bir kültür ve toplantı merkezi olarak hizmet verecektir.” dedi.



Konuşmaların ardından katılımcılar konferans merkezinde oluşturulan kurdele merasimi ile Rotterdam Anakent Belediye Başkanı Ahmed Aboutalep, Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral, Charlois Belediye Başkanı Ed Goverde, Başkan Yardımcısı Alaattin Erdal, Lahey Din İşleri Müşaviri ve HDV Başkanı Prof. Dr. Mustafa Ünver, Laleli Camii Başkanı Mehmet Doğan ve Cami imam hatibi Niyazi Atmaca ile birlikte açılış kurdelesi kesildi. Akabinde, beraberce cami gezildi. Çifte ezanlar okundu ve birlikte yemekler yenildi.

Doğuş Haber Merkezi

Laleli Camii Başkanı Mehmet Doğan:

“Uzun yıllardır süren uğraşımız neticesinde, 2013 yılında Belediye ve halkın yardımı ile bu semt evini 830 bin euroya satın aldık. Laleli Camii’nin 1316 metrekare alanı var. Sadece mescit bölümünde 400 kişi aynı anda ibadet edebilecek.

Diğer salonlar ile beraber 1000 kişi aynı anda namaz kılabilirler.”





juridisch

hukuk 31

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 189 - 2014

Doğuş okuruz ...

Hollanda Hukukçular Birliği uyardı:

“Savcı izni olmadan evlerinizi polise açmayın!”

Apeldoorn Eyüp Sultan’da Doğuş’lu sohbet

Gazetemizin iyi dağıtıldığı ve iyi okunduğu şehirlerden biri de Apeldoorn’dur.

Eyüp Sultan Camii cemaati ve üyeleri cami lokalinde çay sohbeti eşliğinde okumanın da keyfini çıkarıyorlar. Doğuş’un dağıtımında gösterdiği ilgi ve hassasiyeti için Mustafa Bey’e teşekkürler.

Simit Sarayı’nda İstanbul tadında kahvaltı Hollanda Türk Hukukçular Birliği (THB) Başkanı Avukat Ejder Köse, Hollanda makamlarının bu ülkeden sosyal ödenek alan Türk vatandaşlarının yurt dışındaki mal varlıklarını araştırmada son yıllarda yasal olmayan yollara başvurduğunu belirterek, bu durumun büyük mağduriyetlere yol açtığını söyledi.

Bir yıl önce Rotterdam’ın Bijerlandselaan caddesine açılan, 12 kişilik personeli, 110 kişilik mekan kapasitesiyle Avrupa’nın en büyük Simit Sarayı, verdiği hizmet ve sunduğu lezzet ile adını ülke geneline duyurmaya devam ediyor. İşletme müdireleri Saadet Koral ve Zeynep Yılman, bu lezzeti herkes tatsın istiyor.

larınızdan faydalanma imkânlarınız var. Yoksa sonradan pişmanlık fayda vermez. “





ASLA T.C. KİMLİK NUMARANIZI KİMSEYE VERMEYİN Özellikle bu tür kontrollerin tek amacının gerek burada gerekse Türkiye’deki malvarlığı araştırmaları yapmak olduğunu söyleyen avukat Ejder Köse T.C. kimlik numarası ile Türkiye’de kolaylıkla araştırma yapılabildiğine dikkat çekerek, bu numaranın kimseye verilmemesi gerektiğini söyledi.

S

avcı izni olmadan evlerinizi polis veya diğer görevlilere açmayın!

Hollanda Türk Hukukçular Birliği Başkanı Avukat Ejder Köse, bu tür ani baskınların kabul edilmesinin mümkün olamayacağını söyledi.

Hollanda ekonomisindeki daralma ve kriz nedeni ile işten atılmaların sıklaştığı ve bunun akabinde gerek işsizlik ve gerekse sosyal ödenek alan kişilerin artması ile kontrollerin daha da sıklaştırıldığı belirtiliyor. Özellikle sosyal görevliler ve polisin aniden bazı şikâyetler veya kendi istekleri doğrultusunda kontroller yaptıkları ifade ediliyor. Çoğu ailelerin bu durumu dışarıya yansıtmadığından dolayı ödeneklerinin kesildiği belirtiliyor.

Konu ile ilgili olarak Hollanda Türk Hukukçular Birliği Başkanı Avukat Ejder Köse, bu tür ani baskınların kabul edilmesinin mümkün olamayacağını söyledi. Köse “Vatandaşlarımızın özellikle bu konuda son dere dikkatli ve uyanık davranmaları lazım. Hiç kimse bir eve mecburen, zorla giriş yapamaz. Hangi kurum gelir ise gelsin, SVB, FİOT ve hatta polis dahi olsa, kapıyı açmamaları lazım. Vatandaşların onlara ‘mahkeme kararlarının olup olmadığını’ sormaları lazım. Kontrol için gelen kişiler ‘böyle bir karar yok’ derlerse, eve almamaları lazım.”

KAPIYA GELEN MEMURLARA SAVCILIK VEYA MAHKME KARARINI SORSUNLAR Hollandalı Türk ailelerinin, Anadolu geleneğinden gelen misafirperverlik duyguları nedeni ile eve kapıya geleni içeri aldıklarını söyleyen avukat Köse “Kapıyı çalan kişilere buyurun gelin diyorlar. Aslında ben o teyzemizi veya amcamızı çok iyi anlıyorum.

Bizlerin kanımızda ve kültürümüzde var. Fakat biz vatandaşlarımızı uyarıyoruz. Kesinlikle böyle yapmasınlar.

Fakat bizim 60-70 yaşındaki teyzelerimiz, kültürümüzden gelen misafirperverlikten dolayı, gelenler kapıda kalmasınlar, ayıp olur diye içeri alıyorlar.

Burası Hollanda. Burada bu tür durumlar son derece normaldir. Çünkü benim kapıma bir kişi geldiğinde ‘necisin, neden geldiniz?’ diye soruyorum. Vatandaşlarımız da bu tür polis veya herhangi bir resmi bir görevli geldiği zaman savcılık ve mahkeme kararını sormaları lazım.

Sormadıkları takdirde, haklıyken haksız konuma düşebiliyorlar. Bu da, haklarımızı yeterince bilmemekten kaynaklanıyor.

Tekrarlıyorum herhangi bir kişi içeriye girmek istediğinde, kimliğini sormadan kesinlikle içeri almasınlar. Ondan sonra o kurum gitsin mahkemeye başvursun. Öyle olursa sizin de bir savunma hakkınız oluşuyor. Savunma hak-

Köse “Hollanda’dan sosyal ödenek alan yabancı kökenli vatandaşların, yurtdışında mal varlığı olma ihtimaline dair araştırma yapılmaktadır. Bu nedenle, sosyal ödenek alanlardan özel bilgiler talep edilmektedir. Rotterdam Mahkemesi’nin vermiş olduğu bu karar ile belediyenin sınırsız bilgi isteyemeyeceğinin onaylandığı açıkladı. Vatandaşların bu hususta haklarını bilmeleri, daha cesaretli ve özgüvenli davranmaları önem taşımaktadır. Aksi takdirde, T.C. kimlik numarası verildiğinde, kendi aleyhlerine kullanılabilir.” dedi.

Hollanda Türk hukukçular Birliği Başkanı Avukat Ejder Köse, Hollanda’nın ‘genel risk profilinden’ hareket ederek, Türkiye’deki Çalışma Ataşeliği memurlarına veya onların Türkiye’de görevlendirdiği hukuk bürolarına kişiler hakkında araştırma yaptırdığını ve bu araştırmaların genellikle kişinin T.C. kimlik numarası üzerinden yürütüldüğünü söyledi.

TCK ve ANAYASAYA AYKIRI Avukat Ali Durmuş, T.C. kimlik numarası ile Türkiye’de kolaylıkla araştırma yapılabildiğine dikkati çekerek, bu numaranın kimseye verilmemesi gerektiğini vurguladı. Durmuş, Hollanda’nın “genel risk profilinden” hareket ederek, Türkiye’deki Çalışma Ataşeliği memurlarına veya onların Türkiye’de görevlendirdiği hukuk bürolarına kişiler hakkında araştırma yaptırdığını ve bu araştırmaların genellikle kişinin T.C. numarası üzerinden yürütüldüğünü ifade etti.

Sivaslılar’ın buluşmaları devam ediyor...

Hollanda Sivaslılar Platformu’nun geleneksel hale getirdiği buluşma günleri devam ediyor. Amsterdam’da gerçekleşen Hingel-Mantı buluşmasına yüzlerce Sivas sevdalı katıldı. Diş doktoru Ahmet Kaya, Gentle İncasso’dan Nuri Şekercan hemşerilerini yalnız bırakmadılar.

Doç. Dr. Kudret Bülbül YTB Başkanı oldu

Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı’na Doç. Dr. Kudret Bülbül getirildi. Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Emrullah İşler’in katılımıyla gerçekleşen görev teslim töreninde Bülbül görevi, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar kurucu Başkanı Kemal Yurtnaç’tan devraldı.

THY Rotterdam’dan haftada 4 sefer yapacak

4 Martta Rotterdam Airport’tan İstanbul Atatürk havaalanına ilk seferini başlatan THY, sefer sayısını günde 2 defaya çıkarmayı planlıyor. THY Rotterdam müdürü Ferhat Yerli, pazarlama şefi Cumhur Korkmaz ve marketing sorumlusu Hüsrev Yiğit ile birlikte gazetecilere Rotterdam uçuşlarına ilişkin bilgiler verdi.

nieuws

32 haber Oturma

guruplarında yüzde 20’ye

varan indirimler sizi bekliyor...

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 189 - 2014

Güncel



HOTİAD Başkanı Hikmet Gürcüoğlu:

“İlham kaynağı için uğraşıyoru Ekonomi Bakanı Kamp, HOTİAD’ı övdü Lahey kentinde düzenlenen iş forumunda çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren girişimciler bir araya geldiler. Lahey Büyükelçisi Sadık Arslan, Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral, Deventer Başkonsolosu Yunus Belet’in yanı sıra çeşitli kuruluşlardan temsilcilerin de katıldığı “nitelikli girişimcilik” konulu forumda bir konuşma yapan Hollanda Ekonomi Bakanı Henk Kamp, Türk girişimcilerin Hollanda toplumunun ayrılmaz bir parçası olduklarını belirtti ve ülkeye önemli katkılar sağladıklarına işaret etti.

K

amp, “Farklı sektörlerde başarılı grafikler çiziyorsunuz” ifadesini kullandı.

Henk Kamp, girişimcilere her alanda desteğin hükümetin öncelikli politikaları arasında bulunduğunu kaydetti.

lerini istiyoruz. Bu yüzden insanlara ilham kaynağı olmak için çabalar harcıyoruz. İş pazarında yeni fırsatlar oluşturmak, Türk girişimcilerin sayısını çoğaltmak, onlara cesaret vermek, sorunlarımızı birlikte çözmek için gün geçtikçe çoğalıyoruz” dedi.

Hollanda Liberal Parti (VVD) Eski Milletvekili Fadime Örgü’nün sunumuyla başlayan programda HOTİAD Başkanı Hikmet Gürcüoğlu ev sahibi ve ilk konuşmacı olarak davetlilere hitap etti. Gürcüoğlu; “Biz sorumluluğumuzu en iyi şekilde yerine getirmek için bilgi paylaşımına önem veriyoruz Bu yüzden firmaları bilgi ve paylaşımla güçlendirmek için seminerler, sempozyumlar düzenliyoruz. Baita öğrencilerin kendilerine güvenme-

THY’nin tek rakibi yine kendisi Türk Hava Yolları CEO’su Temel Kotil, THY’nin çizdiği grafikten söz etti. Kotil, “Bu yıl 60 milyon yolcu taşımayı hedefliyoruz. Yolcuyu sevmek, saygı duymak başarı felsefimizin temelidir.

Başarıdan başarıya koşmak için çalışmalarımız devam ediyor” dedi.

Kotil, yatırımcıları ve işletmecileri Afrika’ya ticaret yapmaya davet ettiği sunumunda, “THY olarak yolcular bizim patronumuzdur. Dünyada yolcu-

yu en çok seven şirket biziz. Üç ABD şirketinden sonra dünyada dördüncü sıradayız. Dünyanın 246, Avrupa’nın ise 93 noktasına uçuyoruz. 2006 ile 2012 arasında yüzde 19 kâr artışı oldu. Ekonomik krizin olduğu 2009 yılında çok büyüdük. İyi ürün çıkarırsanız, kaliteniz ve tutarlılığınız birlikte gelir. Günde 25 saat çalışıyoruz. Kalite ve hizmette dünyada birinciliğimizi sürüyor” ifadelerini kullandı.



Lahey’de İş Forumu Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ve Dünya Türk İş Konseyi (DTİK) Avrupa Bölge Komitesi Başkanı Turgut Torunoğulları, Avrupa’daki Türk toplumunun profilinin geçen 50 yıllık süreç içinde olumlu bir yönde değişim gösterdiğini anlattı. Aile şirketi olarak

“Müslümanlar siyasette aktif olarak yer almalılar” 1981 Schiedam doğumlu olan Nihat Ulusoy (CDA), Erasmus Üniversitesinin İşletme fakültesinde, Master of Accountıng & Control uzmanlık bölümünü bitirdi.

AFRA TAPIJT & MEUBELHUIS

Zwart Janstraat 79 81, 3035 AM Rotterdam Tel.: (010) - 285 74 64

Gorinchem Interieurhuis

Westwagenstraat 82, 4201 HJ Gorinchem Tel.: 010-2857464

19 Mart 2006 tarihinde ilk defa Schiedam belediyesine meclis üyesi olarak seçildi. Nihat mesleği ve siyasetin dışında da kültürel faaliyetlerde bulunmakta. “Bezmi Safaa” adında Tasavvuf Musikisi icra etmekte. 19 Mart yerel seçimlerde CDA’dan 3. sıradan aday. Nihat 1 çocuk babasıdır.

Ulusoy: “Yerel siyasette Müslümanlar olarak aktif bir şekilde yer almamızın önemini vurgulamak isterim. Hollandalılar bizlerin nasıl düşündüğünü bilmeyerek karar alma durumunda olu-

yorlar. İslamî cemaatlerle iç içe olan meclis üyeleri bulunduğunda, Müslümanların da fikir ve düşünceleri kale alınmak zorunda kalınıyor. Bugüne kadar gözlemlediğim ilginç bir durum var: Bazı kararların alınmasında, Hollandalıların kötü niyetlerinden değil de, Müslümanların hangi düşüncede olduklarını bilmediklerinden kaynaklanıyor. Müslüman asıllı bir meclis üyesi düşüncelerini söylediğinde kararların değiştiğini görebilirsiniz. Bir meclis üyesi belki tek başına fazla bir şey ba-

şaramayabilir, ama hem parti içerisinde olsun hem de mecliste varlığımızı hissettirebilir. Üstelik diğer bir kaç partilerde de Müslüman asıllı meclis üyeleri olduğu taktirde daha da etkili olabileceğimize inanıyorum. İki dönemdir tecrübe edindim ve siz değerli seçmenlerin desteği ile tekrar meclise girerek daha aktif bir şekilde mecliste ağırlığımızı koymayı hedefliyorum.

Diğer aday arkadaşlarıma da başarılar dilerim. Allah hakkımızda hayırlısını versin”.





het leven

yaşam 33

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 189 - 2014

Kısa haberler

Kabineye desteği geri çekecek

ı olmak z”





önemli başarılara imzalar attıklarını belirten Torunoğulları, “Aile birlikteliği çok önemlidir. Aile bireyleri olarak birbirimize saygılı ve hoşgörülü davranarak önemli başarılara imza attık.

Başarıların sırrı, çalışmak, çalışmak, çalışmak. Hayalleriniz hiç bitmemeli. İşlerinizi büyütmek için güzel hayaller kurarak geleceği görmelisiniz. Ben bizim aile şirketimizin beş yıl sonraki hayalini görerek gelecekte ne kadar yükselebileceğini tahmin etmekteyim. Şirketlerimiz Avrupa’da Türkiye’nin tanıtımında da önemli görevler üstlenmektedir” ifadesini kullandı.

HOTİAD Nitelikli Girişimcilik Konferansının 2. bölümü Hollandalı komedyen Jörgen Raymann’ın gösterisi ile başladı. Raymann mizahi bir dille Türk girişimciliğinin geldiği nokta-

CU (Hıristiyan Birlik) lideri Arie Slob, ülkede kaçak bulunmanın suç sayılmasını öngören planda ısrar edilmesi durumunda, kabinenin bütçe programına senatoda destek vermekten vazgeçebileceklerini söyledi.

Bir televizyon programına konuşan Arie Slob, bu plana başından beri karşı olduklarını anımsatarak, özellikle Güvenlik ve Adalet Bakanlığı Müsteşarı Fred Teeven’ın sığınmacı çocuklara affı “ekşi”, ülkede kaçak bulunulmasının suç sayılmasını öngören planı da “tatlı” olarak tanımlamasından büyük rahatsızlık duyduğunu belirtti. Teeven, kaçaklarla ilgili plana işaret ederek, “ekşinin ardından tatlı geliyor” ifadesinde bulunmuştu.

CU lideri, “İnsanların burada oldukları için suçlu sayılmalarını anlamak mümkün değil” dedi. Arie Slob, bu yasanın kaçakların hastalandıklarında doktora da gitmemelerine yol açacağı uyarısını yaptı.

Senatoda çoğunluğa sahip olmayan koalisyon ortakları Liberaller (VVD) ve Sosyal Demokratlar (PvdA), 2014 yılı bütçesini parlamentonun üst kanadından da geçirebilmek için muhalefetteki Sosyal Liberal D66, Hıristiyan Birlik ve Kalvin Yanlısı Siyasi Parti (SGP) ile anlaşma yapmışlardı.

yı anlattığı programında davetlileri gülme krizine soktu. Daha sonra ise “Kennis, ervaring en ambitie” konulu açık oturumda, “Aile şirketlerinin deneyimleri, Girişimcilerin karşılaştıkları güçlükler, Kaliteyle ilgili zorluklar nasıl etkin bir şekilde aşılır, Kalitenin, bir şirketin markalaşması konusundaki rolü nedir, Aile şirketleri, profesyonelleşme, yapısal değişiklikler, şirket devamlılığı ve uluslararası boyutu başlıklı sorulara cevap arandı ve tartışıldı. Fadime Örgü’nün yönetiminde gerçekleştirilen açık oturumda, Hikmet Gürcüoğlu(HOTİAD Başkanı), Turgut Torunoğulları(DEIK Başkanı), Bas de Voogd (Voogd & Voogd CEO’su), Henk van der Broek (De-

Pazarlık kültürü Hollanda’ya taşındı

tailresult Başkanı ve CEO’su), Emin Ateş(Ricoh), Selçuk Özdemir(PvdA Milletvekili), Veysel Hut(HOTİAD Yönetim Kurulu üyesi) konuşmacı olarak yer aldılar. Forumda Köksal Şahinbaş’a spor, Yavuz Nufel’e kültür-sanat

ve Semra Abus’a da başarılı öğrenci dalında ödüller verildi.

Adnan Şahin Rotterdam

“Gelin hep birlikte geleceğimizi inşa edelim...”

Bağımsız aday Refik Malkoç kimdir? 1976 Kırşehir doğumlu, evli ve 2 çocuk babası. 1978 yılında aile birleşim nedeni ile Hollanda’ya geldi. Mesleği, elektronik teknisyen.

Bir çok farklı sivil toplum kuruluşlarında yönetici olarak görev yaptı. Her zaman çalışmaların da insanlara faydalı olan işlerde öncü olmaya, insanlara zararlı olan faaliyetlerde ise fren olmayı kendisine prensip etti. Yaptığı bütün işlerde, Allah rızasını ön planda tutmaya gayret etti.

Küçüklüğünden itibaren siyasetle içli dışlı oldu. Yaklaşık 10 sene önce aktif siyasete katılması için bir partiden teklif geldi ancak o zaman bu gelen teklife soğuk bakmıştı. Çünkü

geleneksel partilerin biz yabancı kökenli siyasetçileri bir oy çekme aracı olarak gördüklerini düşünüyordu. O partilerin içerisinde de faydalı olabileceğine inanmıyordu. Bu sebepten dolayı önümüzdeki yerel seçimlerde Hollanda seçim kanunlarının bizlere vermiş olduğu seçme ve seçilme hakkını bağımsız ( bağımsız adaylarda diğer partilerin sahip olduğu tüm haklara sahiptir.) liste olarak Schiedam belediye meclis üyeliği seçimlerine katılmakta.

Malkoç: “Bağımsız olarak yapmak is-

tediğimiz projelerimizi diğer partilerin parti programlarına bağlı kalmadan halkımıza faydalı olacak çalışmaları daha rahat ve hızlı bir şekilde gerçekleştirmeyi düşünmekteyiz. Üzerinde duracağımız konuların başında gençler, bayanlar ve yaşlılar gelmektedir.

Onlara yönelik yapacağımız çalışmaları da sivil toplum kuruluşlarıyla ortak yürüteceğiz. Halkımıza faydalı olacak projelerin gerçekleşmesinde halkımızla belediyemiz arasında köprü olacağız. Gelin hep birlikte geleceğimizi inşa edelim...”

«

Pazarlık kültürü artık Hollanda’ya da yerleşmeye başladı. Tüketicilerin hemen, hemen yarısının özellikle mobilya, beyaz eşya ve elektronik cihaz alırken pazarlık yaptığı belirlendi.

I&O tarafından yapılan araştırmaya göre, bir şey satın alırken pazarlık yapanların yüzde 30’u birkaç yıl öncesine göre daha sık fiyat düşürmeye çalışıyor. Ankete katılanların yüzde 52’si hiç pazarlık yapmadığını belirtti ve buna pazarlık yaparken kendisini rahat hissetmemesini neden olarak gösterdi.

Dünya sıralamasında 3’üncü oldular Sağlıklı oldukları belirlenen Hollanda’daki gençler, dünya sıralamasında 3’üncü oldular. Gençlerin çoğunluğunun kendisini sağlıklı hissettiği ve gerçekten de sağlıklı olduğu belirlendi.

Hollanda Sağlık Bakanlığı tarafından Devlet Halk Sağlığı ve Çevre Enstitüsü (RIVM) ile Hollanda Gençlik Sağlık Merkezi’ne (NCJ) yaptırılan araştırma, 0-19 yaş grubundakilerin sağlıklarında son 10 yıl içinde önemli bir değişim olmadığını ortaya koydu. Gençlerin yüzde 80’i “kendimi sağlıklı hissediyorum” dedi.

Sigara ve alkol kullanan genç sayısı 10 yıl öncesinde göre azalırken, aşırı alkol tüketimi sonucu hastanelik olanların sayısında ise artış kaydedildi. Fazla kilo sorunu ile bilgisayar bağımlılığının da arttığı saptandı. Bebek ölümleri azalırken erken doğumlarda artış belirlendi. Erken doğan bebeklerde sağlık sorunları riskinin daha yüksek olduğuna işaret edildi.

nieuws

34 haber

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 189 - 2014



Prof. Dr. Necmettin Erbakan dualarla anıldı...

“Önde gittiler, öncü oldular…”

Ö

nde gittiler, öncü oldular…

Müslümanlara siyaset yolunu açan, sahipsiz olan Müslümanlara ümmet birliği düşüncesini aşılayan ve adil bir dünyanın inşası için ömrünü harcayan merhum Necmettin Erbakan, başta Türkiye olmak üzere bütün dünyada adına yaraşır bir şekilde dualarla anıldı. Bu manada, Hollanda İslam Federasyonu(NIF)’da, Merhum Genel Başkanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın ölümünün üçüncü yıl dönümünde Schiedam İslam Merkezi Salonu’nda ve Oss kentinde birer anma programı gerçekleştirdi.

Yoğun bir katılımın olduğu gözlenen ve Avusturya Bölge Başkanı, Genel Merkez Vaizi Muhammed Turhan’ın konuşmacı olarak katıldığı programa, bölge yönetimi, bölge cemiyetleri yönetici ve üyeleri, STK temsilcileri ve pek çok Erbakan sevdalısı katıldı.

Söz karşılığını bulmuş, dualar kabul olmuştu…

Bölge Sosyal Hizmetler Başkanı Bilal Yanık’ın sunduğu program, Ali Rıza Yaman’ın okuduğu Kur’an-ı Kerim ile başladı. Erbakan Hoca’nın misyon, vizyon ve hayatının anlatıldığı sinevizyon gösterisinin ardından Güney Hollanda Millî Görüş Teşkilatları Başkanı Mehmet Erdoğan katılımcıları selamlamak üzere kürsüye davet edildi.

“Millî Görüş bu milletin tarihi, kimliği, inancı ve ruh köküdür” Bölge olarak düzenledikleri “Önden Gidenler” programına gösterilen ilgiden duyduğu memnuniyeti ifade eden ve katılımcılara teşekkürle başlayan Erdoğan konuşmasında özetle şunlara değindi: “Erbakan Hoca’mızı anmaktan ziyade anlamamız gerekir. Onun, cihad ruhuyla ve çilelerle örülen 85 yıllık ömrünün bütün safhaları bize örnek olmalıdır. O, son anına kadar Hakk’ın hakimiyeti ve Allah rızası için uğraştı. Tek başına Konya’dan başlattığı hareketi, ebedi aleme irtihalinden sonra milyonlara emanet etti. Bizler de bu davanın, bu camianın birer erleri olarak onun ideallerine, gösterdiği hedeflere sahip çıkmalıyız. Müslümanlar olarak ağır bir imtihandan geçiyoruz, bu imtihandan yüz akıyla geçmek için çok çalışmalı, dinimizin emirlerini eksiksiz uygulamalıyız. Hocamız, ‘İman varsa, imkân da var’ derdi. Bu düsturu rehber olarak kabul eden Millî Görüşçüler, zorluklar karşısında asla pes etmez, vazgeçmezler, mücadeleye devam ederler” Erbakan Hoca’mızın milletine adadığı bu ömür içerisinde söylediği bu sözler onun mücadelesiyle özdeşleşmiştir.

Yani söylemini eylemiyle bütünleştirmiştir. Bizler de Millî Görüşçüler olarak bu sözlerin, hayatımızın her alanına nüfuz etmesini sağlayarak, Hoca’mızı

Büyükelçi Sadık Arslan Türk basınıyla bir araya geldi 9 Ocak 2014 tarihinde krala sunduğu güven mektubunun ardından görevine resmen başlayan Lahey Büyükelçisi Sadık Arslan Büyükelçi Sadık Arslan, göreve gelişinin ikinci ayında Hollanda’da hizmet veren Ulusal ve Yerel Türk basın mensuplarıyla da bir araya geldi.

T.C., Lahey Büyükelçilik toplantı salonunda gerçekleştirilen tanışma toplantısında Ulusal ve Yerel basın mensupları hazır bulundular. Büyükelçi Sadık Arslan, verdiği davette basına verdiği önemin üzerinde durdu ve ya-

pacağı çalışmalar hakkında da bilgi verdi.

“Hollanda’da güçlü bir basın, örgütlü bir toplum var” Hollanda’da görev yapmaktan büyük memnunluk duyduğunu belirten Sadık Arslan “Görevde bulunacağım süre içerisinde tüm toplumuzun temsilcileri ile eşit bir yaklaşım içerisinde olacağım. Bu görevin, omuzlarımıza ciddi bir mesuliyet ve sorumluluk yüklediğinin bilincindeyim. Türk basınının arasındaki dayanışmanın güzelliğini duydum ve bu durumdan son

anlamış olacağız. Bu uğurda gecesini gündüzüne katıp mücadele eden bütün Millî Görüşçü kardeşlerimi tebrik ediyor, yaptıkları hizmetlerin Allah katında kabul olmasını diliyor, hepinizi en kalbi duygularımla selamlıyorum.”

O, İslam davası adına büyük bir çığır açtı” Günün konuşmacısı Muhammed Turhan, “Allah onlardan razı olmuş; onlar da O’ndan razı olmuşlardır. Allah, onlara içinden ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler hazırlamıştır. İşte bu büyük başarıdır.” mealindeki Tevbe Suresinin 100. ayetine atıfta bulunarak, önden gidenlerin müjdelendiğine işaret etti ve Erbakan Hoca’nın da önden gittiğine, İslam davası adına büyük bir çığır açtığına, boşluğunun kolay doldurulamayacak derecede büyük olduğuna dikkat çekti.

Erbakan Hoca’yla yaşadığı pek çok hatıratı anlatarak, Abdülhamid Han’ın, Said Havva’nın, Seyyid Kutub’un hayatından örnekler vererek salonda duygulu bir atmosferin oluşmasına yol açan Muhammed Turhan bir buçuk saatlik konuşmasında özetle şunlara değindi: “Önden gidenler, duruma göre vaziyet değiştirenler değil, sert rüzgârlara karşı bile ayakları yere sağlam basanlardır.

Kale gibi imana sahip olan insanlardan biri de, merhum, cennetmekan Erbaderece memnun olduğumu belirtmek isterim. Sizler basın mensupları olarak daha bilinçli, daha iyi bir toplum oluşması için bir kamu görevi yapıyorsunuz. Bu açıdan bakıldığında, güçlü bir basın ordusu ve ülkedeki Türk toplumunun diğer ülkelere göre daha örgütlü olması memnuniyet verici.” dedi.

“Göçün 50. yılı etkinliklerle kutlanacak” Hollanda Dışişleri Bakanı Frans Timmermans’ın Türkiye ziyaretinin önemine vurgu yapan Büyükelçi Arslan, ziyaretin yansımalarının son derece olumlu olduğuna dikkat çekti ve Hollanda hükümetinin Türkiye’ye karşı duyduğu sempatinin giderek arttığını ifade etti.

“Seçimin kutuplaştırmaması ve güvenli yapılması için çalışmalar yürütüyoruz” Yurtdışında oy kullanma meselesine de değinen Büyükelçi Sadık Arslan “Vatandaşlarımız 50 yıl sonra ilk kez bu yıl ağustos ayında Cumhurbaşkan-

kan Hoca’mızdır. Bütün dünya karşındaydı, o Hakk bildiği davasından zerre miktar sapmadı, taviz vermedi. O, milletine sevdalı büyük bir vatanseverdi.

Hedefine kilitlenmiş bir füzeydi, dünya üzerine gitse onu hedefinden döndüremezdi. En zor şartlarda en büyük işleri Allah’ın yardımıyla başardı.

Abdülhamid Han, o büyük devlet adamı anlayışıyla 33 yıllık iktidarı döneminde Osmanlı’nın ayakta kalmasını sağladı. Onun elinde var olan bir yapı vardı; o yapıyla 33 yıl ayakta kaldı.

Erbakan Hoca’mız ise, var olan yapıların kendisine karşı olduğu halde pek çok şeyler başardı. Türkiye’de iki kişi inkılap gerçekleştirdi. Biri bu inkılabı gerçekleştirirken bütün dünya destek verdi; Erbakan Hocamızın ise bütün dünya karşısındaydı. Birinci inkılaplar geçicidir, kalıcı olan Erbakan’ın inkılaplardır. Zira biri, milleti köklerinden koparan, diğeri o köklerle buluşturan devrimlerdir.

En büyük hedefi ‘Ümmet Birliği’ idi Türkiye dışındaki Müslümanların, ‘Osmanlı mefkuresini temsil eden tek anlayışın Millî Görüş’ olduğunu söyler-

ken, Erbakan Hoca’nın idealini anladıklarına da dikkat çekiyorlardı.

Hocamız, dünyadaki bütün İslami hareketleri etkilemiş ve onlara yön vermiştir. Allah Resulü, hendek kazarken, taş kırarken yeni fetihleri müjdeliyor; münafıklar kıs kıs gülüyorlardı. Erbakan Hoca’da, 1998 yılında Arena Stadyumu’nda ‘Çok yakında dünyada lığı seçimleri için oy kullanacaklar.

Seçimin Hollanda’da sorunsuz ve güven içerisinde yapılabilmesi için Hollanda’nın ilgili kurumlarıyla görüşmelerimiz sürüyor.” ifadesini kullandı.

“Osmanlı dönemi büyükelçileri de tanıtılacak” İki saat süren tanışma toplantısında, basın mensupları kendilerini tanıttılar. Sohbet atmosferinde geçen tanışma toplantılarının devam edeceğine dikkat çeken Büyükelçi Arslan, Hollanda ile Türkiye arasında 1964 yılında başlayan resmi işçi göçünün 50. yılı dolayısıyla yıl sonuna değin bir çok etkinliğin yapılacağını duyurdu.

Osmanlı döneminde görev yapmış birçok büyükelçinin fotoğrafının eksik olduğunu, onları da diğer fotoğrafların arasına yerleştireceklerini belirten Sadık Arslan, ‘Makber’ adlı eserin şairi olan Abdülhak Hamid Tarhan’ın 1895 yılında, Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nu da 1940 yılında Lahey Büyükelçisi olarak görev yaptığını söyledi.

bütün dengeler değişecek’ demişti, 3 yıl sonra İkiz Kule saldırısıyla dünya coğrafyası kanla yeniden yapılandı.

O gün Hocamızın ne demek istediğini anlayamamıştık, zaten anlamış olsak; lider olmazdı.

“Zifiri karanlığın ardından gelen fecr-i sadıktır” Bir gün seçim çalışmasından dönmüşüz, 6 mitinge katılmışız, yorgunuz, gece saat 02.00. Sabah namazıyla uyanacağız. ‘Hocam, yatsı namazını farzdan başlayarak kılalım, arkadaşlar yorgun, dinlensinler’ dedim. ‘Hayhay! Allah Rasulü’nün sünnetini eda etmekten daha güzel, daha hayırlı daha önemli bir başka iş yapılacaksa olur’ dedi. O, böyle bir liderdi. Edep timsaliydi. Toplumumuz, onu sadece siyaset yapan biri olarak algıladı, oysa hocamız bunun çok ötesindeydi.

Hasta yatağında bile, saatlerce bize davayı anlatırdı. Bize hep çelikleşmeyi, ihlası, takvayı, ahlakı, maneviyatı, ihsanı, cihadı anlatırdı. Su testisi su yolunda kırıldı. Son günlerinde yanındaydık. Önce ‘görüşmeye’ dedi, ardından da ‘hepinizi Allah’a emanet ediyorum’ dedi ve o kutlu yolculuğa çıkıverdi. Ölüme giderken bile o hep Allah’la ve O’nun Rasulüyle meşguldü, Onlarla beraberdi. Cenabı Hakk, ruhunu şad eylesin. Peygamberimize komşu eylesin. Bize de onun yolundan gitmeyi nasip eylesin.”

Organize adına Bölge İrşad Başkanı Halil Kaba’nın teşekkür konuşmasının ardından, aylar önce merhum Erbakan’ın ruhuna hediye olsun diye başlatılan ve okunan yüzlerce hatm-i şerifin duası ve Kur’an tilaveti ile program sona erdi.



Lüzum üzerine…

“Bizim davamız İslam’dır. Gayemiz Allah’ın rızasını kazanmaktır. Hedefimiz Hak nizamı hakim kılmaktır. Arzumuz tüm insanlığın saadetidir. Yolumuz cihattır. Yolumuz ikna metodudur. İnsanlığın kurutuluşu ancak İslam ile mümkündür. İslam ise Allah yapısıdır.

Dolayısıyla mükemmeldir, eksiklik ve fazlalık kabul etmez. Bu dava için çalışmak herkese nasip olmaz. İster gecenizi gündüzünüze katıp bu hak dava için çalışın, ister yan gelip yatın. Bu hak davanın başarısını ne bir gün öne alabilirsiniz, ne bir gün geciktirebilirsiniz. Bütün mesele bu şerefli davada nasıl bir imtihan vereceğimizdir. (…)

Ben bu mücadeleyi ikbal, makam, şöhret veya seçimlerde bana oy versinler diye yapmadım. Ne yaptıysam, Allah rızası için yaptım.”

(Prof. Dr. Necmettin Erbakan, DAVAM adlı kitaptan) Cihat” ibadetini bihakkın yapabilmek için Erbakan hoca, soyut düşünceyi matematik formülleştirme yoluyla anlatma yöntemini kullanarak, “9 tane ‘İ’yi” çok iyi bilmek gerektiği üzerinde dururdu. Bunlar: 1. “İnanç sahibi olmak”, 2. “İhlas sahibi olmak”, 3. “İttika sahibi olmak”, 4. “İttifak içinde olmak”, 5. “İyi ahlak sahibi olmak”, 6. “İhsan sahibi olmak”, 7. “İstişare ile çalışmak”, 8. “İtaat etmek”, 9. “İstikamet sahibi olmak”… Bunlara ilaveten “sadakat”i de unutmamak gerekir.) age, s. 26-27) Fotoğraflar: Tâha Yalçın





samenleving

cemiyet 35

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 189 - 2014

Birlikte yaşamak...

Karaman’a daha fazla Hollandalı turist götürülmesi amaçlanıyor

3 boyutlu Karaman’ programı coşkulu geçti Tamamen gönüllülük esası üzerine çalışmalar yapmak için 2012 Ekim ayında kurulan Bizbize Karaman Vakfı, ‘3 Boyutlu Karaman’ı Gezelim’ adlı kültür programı tertip etti, programa değişik kentlerden yaklaşık 1000 vatandaşımız katıldı.

Hollanda’da 5. yıl etkinlikleri kapsamında Hollanda’daki Sivaslı hemşerilerine sosyal ve kültürel etkinlikleri ile adından sıkça söz ettiren Hollanda Sivaslılar Platformu, hemşerilerini Amsterdam Sivas Kümbetliler Vakfında ‘Bizbize Hingel Mantı’ ekinliğinde buluşturdu.

SV Nieuw Utrecht Koordinatörü Ömer Soner’in sunuculuğunu yaptığı günde, Hollanda Sivaslılar Platformu Başkanı İbrahim Çitil ise bu

da geliştirebilmek için o topraklardan uzakta bile olsak Hollanda, Almanya, Belçika nerede olursak olalım, el ele verip onun dibine suyunu, gübresini el birliğiyle vermemiz lazım. Yoksa bizim torunlarımızla sohbet edecek imkânımız olmayacak. Bugün bu salonda görüyorum ki, sizlerin katkılarıyla, bu çınar daha da büyüyecek, gelişecek.”





Sivaslılar ‘Hingel Mantı’ ekinliğinde buluştular

P

rograma Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral, Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi (KMÜ) Rektörü Prof.

Dr. Sabri Gökmen, Sosyal Demokrat İşçi Partisi (PvdA) milletvekili Selçuk Öztürk, Karaman İl Kültür ve Turizm Müdürü Cengiz Orta, siyasiler, politikacılar, işadamları ve STK temsilcileri de katıldı. Kuranı Kerim ve İstiklal Marşı ile başlayan programda Bizbize Karaman Vakfı Başkanı Fehmi Uzun, vakfın kuruluş amacını ve faaliyetlerini anlattı.

-YAŞAM, DOST KAZANMA MÜCADELESİDİRKaramanoğlu Mehmetbey Üniversitesi (KMÜ) Rektörü Prof. Dr. Sabri Gökmen, “BizBize Karaman Vakfı’nın davetlisi olarak geldim. Buraya gelişimin nedenlerinden biri ‘tanışlarımın sayısını artırmak, sizinle tanış olmak’ ve buradaki eğitim kurumlarına bazı ziyaretlerde bulunmaktı. Hayatın anlamı olan yaşamı, ‘dost kazanma mücadelesidir’. Başka bir ifadeyle yaşam, ‘tebessüm biriktirme yarışıdır’.

Yaşamın değeri kaç yıl yaşadığınızla ilgili değildir, ancak ve ancak nasıl yaşadığınızla ilgilidir. Zira nerede, ne kadar yaşayacağımız belli değildir, bunu hiçbirimiz bilmiyor. Ama bildiğimiz bir şey vardır ki, nasıl yaşayacağımız biz karar veriyoruz. Dolayısıyla Allah’ın

yarattığı kullar olarak bizim görevimiz, birlikte yaşadığımız insanların yüzünde bir tebessüm ve gözünde ışıltı oluşturmaktır. ‘İnsanlara katkı vermeyi bıraktığınız zaman ölmeye başlarsınız’ sözünün aksini yapmalıyız, biz yaşarken ölmemeliyiz. Ben bu programa sadece yaşarken ölmemek için değil, öldükten sonra da yaşamak için geldim. Yüce Peygamberimizin, ‘insanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır’ diye buyurmuştur. Burada sizlere büyük görevler düşüyor. Çocuklarınızı yetiştirirken öncelikle, doktor, mühendis, avukat vs. için değil, adam olması için gayret sarf edin. Çünkü bu her şeyin zeminidir..” şeklinde konuştu.

-TÜRK MİLLETİ KOCA BİR ÇINARDIRDaha sonra kürsüye gelen Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral, “BizBize Karaman vakfına gönül desteği veren herkese teşekkür ediyorum. Meşhur Bir söz vardır, ‘Bir ağacın kökleri ne kadar derinlere ulaşırsa gövdesi ve dalları da o kadar büyür, gelişir.’ İşte Türk milleti kökleri çok derinlere giden koca bir çınardır. Ancak bu çınarın köklerinin beslenmeye ihtiyacı var. İşte beslendiği kaynakların, o güzel toprakların en bereketlilerinden bir tanesi de bizim Karaman şehrimiz.

Bizim bu çınarı kurutmayıp, onun dallarını, gövdesini, yapraklarını daha

-TÜRKİYE’Yİ DE HOLLANDA’YI DA SEVELİM“Önceliğimiz birlik ve beraberliğimizdir. Bütün Türk toplumu olarak Hollanda genelinde bu beraberliği sağlayabiliriz. Bizim ait olduğumuz medeniyet bize bunu öğretiyor, bu sorumluluğu öğretiyor. O yüzden lütfen bu sorumluluğun bilinciyle hareket edelim. Ve bu medeniyeti, bu kültür ve değerleri özellikle de çocuklarımıza aşılayalım. Bunun için onlara anlatmak değil yaşatmaktır. Ayrıca bizler elbette anavatanımız Türkiye’yle bağımızı kesmeyeceğiz ancak bize aş veren, işveren, havasını soluduğumuz bu ülkeyi de sevelim. Çünkü insan sevdiği yeri güzelleştirmek için çalışır, sevmediği yere hiçbir katkıda bulunmaz. O yüzden biz Hollanda’yı çok seviyoruz. Türkiye Cumhuriyeti olarak sizlerle gurur duyuyoruz. Artık sizlerin bize ihtiyacı yok bilakis bizlerin size ihtiyacı var. Biz sizlerden talepte bulunuyoruz artık.” ifadelerini kullandı.

-KARAMAN’A DAHA FAZLA HOLLANDALI TURİSTKaraman İl Kültür ve Turizm Müdürü Cengiz Orta ise Karaman’ın farklı yerlerinin ‘3 boyutlu’ olarak özel çekimini salonda bulunanlara slayt eşliğinde gösterdi.Cengiz Orta, daha fazla Hollandalı misafiri Karaman’a çekmek için çalışma yaptıklarını söyledi. Şair Abdullah Güven’in okuduğu şiir sonrası TRT Spikeri Acar Acartürk tarafından sunulan programın eğlence bölümünde Sanatçı Sami Çelik özellikle Karaman yöresine ait söylediği türkülerle salonda bulunanlar tarafından büyük alkış topladı. Ayrıca BizBize Karaman Vakfı tarafından hazırlanan VTR ise ilgiyle izlendi.

M. Ali Topcu - Rotterdam

yıl seçilen temanın ‘Bizbize Hingel Mantı’ ekinliğinde ve Türkü şöleni olduğunu belirterek, “”Sivas denince akla hep aşıklar ve ozanlar gelir, türkü gelir, özlem gelir, hasretlik gelir.

Her Sivaslının gönlünde mutlaka olması gereken, saz çalmak, halay çekmek ve şiir okumak gelir. Bunlarsız bir Sivas ve Sivaslı düşünemezsiniz bulunduğumuz her yerde marka olmamız gerekir. Hollanda Sivaslılar Platformu’nu Hollanda’daki 55 bini aşkın Sivaslıyı bir araya getirmek, onlarla güç birliği yapmak sevinç ve kederlerinde bir arada olmak gayesi ile kurduk.” dedi.

Birlikte yaşama kültürünü benimsemek ve sevgi toplumu oluşturmak için yola çıktıklarını söyleyen Çitil, “Sivaslıların yararına olan her türlü hizmete destek vermek, örf ve adetlerimizi unutmadan içinde yaşadığımız ülkeye ve insanına imkanlarımız nispetinde katkı sağlamak istiyoruz. İçinde yaşamakta olduğumuz ülkenin hayat koşulları ve özümüzdeki Sivaslılığı korumakla birlikte, iyi bir Hollanda vatandaşı olabilmek ve Sivas kökenli işadamlarımızla, siyasetçilerimizle, öğrencilerimizle Sivas’ın tarihini, kültürünü, sanatını ve sanatçısını tanımak ve de yetişmekte olan çocuklarımıza aktarmaya devam edecek.” dedi.

DAHA NİCE 5 YILLARA Amsterdam Muavin Konsolosu Ahmet Demir, Hollanda’da Sivas kültür ve geleneğini, en güzel bir şekilde tanıtmalarından dolayı Hollanda Sivaslılar Platformu’na teşekkür etti. Demir “Bu tür birlikteliklerin son derece önemli.

Amsterdam’da böyle anlamlı ‘Bizbize Hingel Mantı’ ekinliğinde olmaktan son derece gururluyuz. Hollanda Sivaslılar Platformu’nun 5. yılı ekinliğine ulaşmış olduğunu öğrendim.

Daha nice başarılı etkinlik dolu nice yıllar diliyoruz.” dedi.

BU TÜR BİRLİKTELİKLER DEVAM ETMELİ Hollanda Türk İşadamları Derneği Başkanı ve Sivaslılar Platformu Onursal Başkanı Hikmet Gürcüoğlu, bu tür birlikteliklerin son derece önemli olduğunu söyledi. Gürcüoğlu “Sivaslı olmaktan gurur duyduğumu belirtmek isterim. Bu güzel kültürel etkinlik çerçevesinde Başkent Amsterdam’da hemşerilerim ile bir arada olmaktan son derece mutlu olduğumu belirtmek isterim. Bizler Hollanda’da yaşayan Sivaslılar olarak, bu birlikteliklerimizi her daim devam ettirmeliyiz.” dedi.

Düzenlenen etkinliğe aralarında Sivas kökenli Hollanda Türk İşadamları Derneği Başkanı Hikmet Gürcüoğlu, THY Hollanda Amsterdam Müdürü Ahmet Şahin, Hollanda Sivaslılar Platformu Başkanı İbrahim Çitil, Amsterdam Muavin Konsolosu Ahmet Demir, Rotterdam Eğitim Vakfı Müdürü Adil Çiftçi, Hıristiyan Demokratlar (CDA) AP 6. sıra adayı Kaya Turan Koçak, Hollanda Mehtrean Koordinatörü Ünal Fırat, Amsterdam Merkez Belediye Meclis Üyesi Adayı Orhan Kayar, SV Nieuw Utrecht Koordinatörü Ömer Soner, Amsterdam West 10.sıra adayı Mustafa Şahin, işadamları, yerel politikacılar, Hollanda’nın değişik şehirlerinden katılan Sivaslılar ve basın mensupları katıldı.

“Birlikte yaşamak ve sevgi toplumu oluşturmak için yola çıktıklarını söyleyen Çitil, “Sivaslıların yararına olan her türlü hizmete destek vermek, örf ve adetlerimizi unutmadan içinde yaşadığımız ülkeye ve insanına imkanlarımız nispetinde katkı sağlamak istiyoruz. Sivas’ın tarihini, kültürünü, sanatını ve sanatçısını tanımak ve tanıtmak istiyoruz” dedi...

leven en religie

36 yaşam ve inanç Hikmet Pınarı Hüseyin Kerim Ece kerimece@hotmail.com

İslam’da seçimle, yetki vermeyle ilgili ‘biat’, ‘biat etmek’ diye bir kavram var.

‘Biat’, yönetim yetkisini isteyerek birine vermek, bir kimsenin yöneticiliğini benimsemek demektir. Biat, Peygamberin hayatında ona bağlılık, ona destek sözü manasında kullanılıyordu.

Daha sonradan Müslümanların yönetilmesi, din ve dünya işlerini idare etmede yetki vermek manası kazandı.

Biat şartları oluştuğu zaman Müslümanlar kendilerini yönetme yetkisini gönül rızası ile ehil olana verirler.

Bu da tıpkı rıza ile bir mal alım-satımındaki anlaşma gibidir. Bir taraf kendi isteği ile, yönetim emanetini hakka-hukuka uyma şartıyla biat ettiği kimseye verir ve ona bağlı kalacağını ilan eder.

Bu hükümler Müslümanların çoğunlukta ve hakimiyetin onlarda olduğu ülkeler içindir. Müslümanların çoğunlukta olmadığı veya yönetimin Müslümanların elinde bulunmadığı yerlerde Müslümanlar yönetimle ilgili konularda ne yapacaklar? Biat olayı böyle yerlerde de gündeme gelir

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 189 - 2014



Her seçim bir imkândır mi? Müslümanların azınlıkta olduğu yerlerde imam (halife) seçmeye kalkışmalı mı? Müslümanlar demokratik denilen seçimlerde oy kullanabilir mi?

Oy kullanmayı caiz görenler kimlere oy verebilirler? Herhangi bir ülkedeki seçime katılmak ‘biat’ sayılır mı? Sorular uzatılabilir.

Esasen biat, bir kimseyi yönetici olarak seçmek, onaylamak, bir vazife için insanlar arasında en uygun olanını seçmek ve ona halkın sorumluluğunu vermektir. İnsanlar serbest iradesiyle seçtikleri kimselere gönül rızasıyla itaat ederler. Böyle bir seçimin, ya da yetkin insanlara görev vermenin faydaları sayılamayacak kadar çok, bu seçimi terk etmenin zararları ise sayılamayacak kadar fazladır. Bunun şekli çok önemli değildir. Öyleyse bugün seçim yoluyla, yani oy kullanarak bu görev yerine getirilebilir Bir iş konusunda serbest iradeye dayalı seçim varsa; orada en iyiyi, en yetkini bulmak mümkün olur. Tayin ve seçim işi bir kişiye veya bir zümreye bırakılırsa, insanlar bir kişinin veya bir zümrenin beceriksizliğine mahkûm olurlar. Bunun da pek çok işin aksat-

tığı, pek çok zarara yol açtığı bilinen bir şeydir. İnsanlardan kendi işlerine ilişkin karar ve çeşitli konularda seçim ve tercih hakkını almak hem onlara güvenmemek, hem de daha iyisini bulmada bir engeldir.

olacaklarını, din ve dünya işlerini kime bırakacaklarını, ‘kamu velâyeti’ anlamına gelen yönetme yetkisini kime vereceklerini imanlarına uygun bir şekilde bilmeliler.

Allah (cc), bırakın insanların kendi dünya işleriyle ilgili seçim hakkını vermeyi; dinlerini ve tanrılarını bile (sonucuna katlanmak şartıyla) seçmede onları serbest bırakmıştır. Biat, yani bir açıdan makul bir seçim hem güven yenileme, hem iradelerin ve fikirlerin önünü açma, hem de emanetleri emin kişilere teslim etme imkânıdır. Yönetim gibi çok ciddi bir emanet ehil olmayanın, haksızlık yapanların eline geçerse bundan herkes zarar görür.

Şimdilerde pek çok ülkede yapılan seçimler her ne kadar her sorunun çözümü demek değilse de en azından, ortada olanlardan belki en iyisini, belki kötülerin içinde en az kötü olanı seçme imkânını verir. İnsanlar kendileri ile ilgili verilen kararlara niçin ortak olmasınlar? Toplumu ilgilendiren konularda niçin toplum suskun kalsın?

Seçimlerde oy vermek halkın doğrudan karar yetkisi değil elbet. Ama en azından uygun karar alabileceklere yetki vermede az da olsa bir imkândır.

Biat, bir açıdan serbest iradeyle yapılan bir seçimdir. Bu biat metodu aynı zamanda insanların (özelde mü’minlerin) bir konu üzerinde düşünüp anlaşmalarını, bir araya gelmelerini sağlar. Onların işlerini istişare ile yapmalarına kapı açar. Bu nedenle İslam’ın biat metodu üzerinde, kapsamı genişletilerek yeniden düşünülmeli ve iyi değerlendirilmeli. Müslümanlar ‘biat’ şuuruyla, kime ve nasıl destek

Burada oy vermek caiz midir, İslam’ın geçerli olmadığı bir yerde birisine oy vererek biat etmek doğru mudur, diye tartışmak faydasızdır. Bulunduğumuz ülkede işleyen bir düzen var ve bazı Müslümanlar burada yaşamaktadır. Bu ülke birileri tarafından yönetilmekte, bu ülkenin ve buradaki Müslümanların sayısız sorunları var. Bu sorunları da ancak yetki verilenler, yani seçilip karar merciinde olanlar çözmektedir.



Başkası değil. Bu sebepten, Mart ayında mahalli seçimlerde genelde topluma, özelde yabancılara faydalı olabilecek adaylara oy verilmesi, yani yetki verilmesi daha doğrudur. Ya da yabancıların haklarını en az kısıtlayacak olanların iç başına getirilmesi gerekir. Biz biliyoruz ki Avrupa’da yabancıların ve özelde Müslümanların etrafındaki çember giderek daralıyor.

Bu çemberi daha da daraltmayacak, yabancılara daha hoşgörülü yaklaşan, insan haklarına daha saygılı, yabancı aleyhtarlığı yapmayacak adaylara destek vermek akıllıca olur. Eldeki bu küçük imkânı kullanmayıp, sonra ‘bu adamlar şunu kısıyorlar, aleyhimize çalışıyorlar, yabancı düşmanlığı yapıyorlar’ diye feryat etmenin faydası olmaz. Unutmamak gerekir, her seçim bir haktır ve aynı zamanda bir imkândır. ◄◄

Biz biliyoruz ki Avrupa’da yabancıların ve özelde Müslümanların etrafındaki çember giderek daralıyor. Bu çemberi daha da daraltmayacak, yabancılara daha hoşgörülü yaklaşan, adaylara destek vermek akıllıca olur.









ons pagina

38 bizim sayfa

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 189 - 2014

Söz sizde Tebrik Taziye Şifa dileği Taziye Abonelerimizden ve Afra Tapijt/Meubel sahibi Sevgili Adnan Mutlu’un kıymetli validesinin vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhumeye Allah’tan rahmet, başta Adnan Mutlu olmak üzere bütün aile, eş-dost tanıdıklara sabr-ı cemil ve başsağlığı diliyoruz…

Abonelerimizden, Doğuş Gazetesi emektarlarından ve Rotterdam Birlik Camii önceki başkanlarından, Sevgili Ahmet Şengönül’ün ablasının vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhumeye Allah’tan rahmet, başta Ahmet Şengönül olmak üzere bütün aile, eş-dost tanıdıklara sabr-ı cemil ve başsağlığı diliyoruz…

Stichting Yeni Çınar Cenaze Vakfı Postbus 3699, 3003 AR Rotterdam T. (010) - 471 68 47 F. (010) - 471 95 13 Mob. 06-53 639 338 (Bij spoedgeval) E-mail cinar@nifonline.nl www.nifonline.nl

Abonelerimizden ve Rotterdam Birlik Camii üyelerinden Sevgili Resul Yılmaz’ın vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız.

Merhuma Allah’tan rahmet, bütün aile, eşdost tanıdıklara sabr-ı cemil ve başsağlığı diliyoruz…

Zuidergracht 47/6, 3763 LS Soest T/F (030) - 699 34 33 Mob. 06 19 202 699

Torku Hollanda’ya

tat katacak

Oss Mescid-i Aksa Camii önceki başkanlarımdan, Sevgili Salih Can'ın kıymetli babası Abdullah Can'ın vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, bütün aile, eş-dost tanıdıklara sabr-ı cemil ve başsağlığı diliyoruz

Abonelerimizden ve Rotterdam Birlik Camii önceki başkanlarından, Hollanda Mehteran Koordinatörü Sevgili Ünal Fırat'ın halası Nafiye Baş’ın vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhumeye Allah’tan rahmet, başta Ünal Fırat olmak üzere bütün aile, eş-dost tanıdıklara sabr-ı cemil ve başsağlığı diliyoruz…

Tebrik Hoş geldin bebek! Yaşama sırası sende…

Abonelerimizden ve Regenboog Sanat Vakfı Koordinatörü Sevgili Sezer ve Ayşe Değmez’in Ahmet Ensar adını verdikleri çocukları dünyaya gelmiştir.

Değmez ailesini tebrik ediyor, Ahmet Arif’e hoş geldin’ diyor, adına yaraşır, hayırlı bir ömür diliyoruz…

Abonelerimizden ve Zaandam kentinin sevilen simalarından Sevgili Şahin Çalışkan’ın biricik eşinin genç yaşta vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız.

Merhumeye Allah’tan rahmet, bütün aile, eş-dost tanıdıklara sabr-ı cemil ve başsağlığı diliyoruz…

Türkiye’nin sevilen markası TORKU şimdi Hollanda’da.

Marketinizden ısrarla isteyiniz…

Hoş geldin bebek! Yaşama sırası sende…

Abonelerimizden, gazetemiz bölge dağıtım sorumlusu ve Saray Reizen sahibi Sevgili Cihan Uslu’nun Asyin adını verdiği bir kız çocuğu dünyaya gelmiştir. Uslu ailesini tebrik ediyor, Aysin’e ‘hoş geldin’ diyor, hayırlı bir ömür diliyoruz…

Taziye Oss Mescid-i Aksa Camii başkanı, Sevgili Ali Çetin'in kıymetli ninesinin vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhumeye Allah’tan rahmet, bütün aile, eş-dost tanıdıklara sabr-ı cemil ve başsağlığı diliyoruz.

Soğutucu dolaplarınıza CAM KAPI takalım, % 60`a varan enerji tasarrufu sağlayın Süpermarket, Elektronik ve Tekstil mağazaları, Döner dükkanları için aradığınız tüm malzemelerin gerçek adresi. Servis garantisi ile

ULU IMPEX tarafından Hollanda ve Belçika’da bölge bayilikleri verilecektir.

Metal raflar / Ahşap raflar - Vitrinler / Vitrin tezgahları - Pasta / Ekmek reyonları - Duvar soğutucuları - Freezer / Meşrubat dolapları Soğutucu Meyve, Sebze dolapları - Et dolapları ve Kasap malzemeleri - Barkodlu elektronik kasa sistemi - Her iş yerine uygun Teraziler / Kasalar Döner ve mutfak ekipmanları - Klimalar, motor ve motor grupları - Soğuk ve derin dondurucular

Mob. 06-30 35 60 40 info@aclass.nl www.aclass.nl

Uitgever/Sahibi Stichting Dogus/Doğuş Vakfı Hoofdredacteur/ Yayın Yönetmeni Adnan Şahin Eindredacteur/Yazı İşleri Müdürü Doğukan Ergin Art Directeurs/Görsel Düzenleme Osman Akın Advertenties/İlan- Reklam Servisi dogus@dogus.nl Mob. 06-43 85 74 32 Afdeling Nieuws en Tips/Haber Dairesi A. Şahin Abonnement / Abone Servisi dogus@dogus.nl Oplage/Tiraj 8.000 Verspreiding/Dağıtım Alanı Landelijk/Hollanda Geneli adres Strevelsweg 700 unit 413, 3083 AS Rotterdam tel. (010) 471 68 47 fax (010) 471 95 13 / Mob. 06-43 85 74 32 e-mail dogus@dogus.nl website www.dogus.nl Met dank aan InterAjans.nl, SONHABER.nl, M.Ali Topcu, B. Doğan Ingezonden artikelen vallen niet onder de redactionele verantwoordelijkheid. Alle auteursrechten van deze uitgave worden uitdrukkelijk voorbehouden.

Druk/Baskı Wegener

MACHTIGINGSKAART

Doğuş is een maandelijks informatieblad in het Turks en af en toe Nederlands o.a. kunst, cultuur, politiek, educatie, wetenschap, literatuur en filosofie.

Abone Ondergetekende verleent hierbij tot wederopzegging aan de STICHTING DOGUS (Dogus) om van zijn/haar hierondergenoemde (giro-)rekening het bedrag af te schrijven voor jaarlijksabonnement maandblad Dogus. (Abonesi olduğum Doğuş gazetesi için, bağlı olduğu Doğuş Vakfı'na aşağıda belirtilen abone ücretin banka hesap numaramdan çekilmesi için yetki vererek bu formu imzalıyorum.

Tenzij ik mijn abonnement schriftelijk opzeg, zal mijn abonnement automatisch 1 jaar verlengd zijn en de kosten hiervan van mijn bank of girorekening afgeschreven worden. (Aboneliğim yazılı olarak iptal edilmediği sürece, abone sürem 1 yıl otomatik olarak uzatılmış olur.

Over te schrijven / stortingsbedrag: € (abone ücreti)

2 9 ,-

Giro of bankrekening: (banka numarası)

Naam en Voorletters: (Adınız ve Soyadınız)........................................................................................................................

Adres:................................................................................

Geb. datum: (Doğum tarihi)........................................

Telefoon:..........................................................................



Colofon

Bu formu doldurduktan sonra mektup zarfına Postcode: (Posta kodu)............................................................ uygun pulu yapıştırıp posta ile aşağıdaki adresimize Woonplaats: (Şehir).................................................................. gönderiniz: Maandblad Dogus afd. abonnementen Datum: (Tarih)............................................................................

Strevelsweg 700 unit 413 3083 AS Rotterdam

E-mail:............................................................................... Handtekening: (İmza)..............................................................

puzzels - raadsels

bilmece - bulmaca 39

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 189 - 2014

Çengel bulmaca

Hazırlayan: Mücahid Çeçen

Az olan ---------------Takma isim

Genel kültür...

Et satan ---------------Kalsiyum

Ayrıntı ---------------Tekrarlama İlgi ---------------Babanın kız kardeşi

İncelik ---------------Uzaklık

Kükürt ---------------İmitasyon

Acımak ---------------Resimdeki kişi ---------------Hudut

Uzaklık ---------------Gerçek Tatmin olma ---------------Argon Kırmızı ---------------Hayali

Harfin okunuşu ---------------Yaşlık

Utanma ---------------Erkek keçi

Kumaş ---------------Argon Elemek emir ---------------Boyun eğme

Fecir ---------------Boş söz

Kısa zaman

Geçici ---------------Güzel konuşma

Yiğit ---------------Cet, soy

Dokuma sergi ---------------Gizem

Ulamak ---------------Nezir

Zaman, yer

Gaye ---------------İnanç

Yüksek okul ---------------İnanç

Uzaklık ---------------Bağlaç

Azot ---------------Düzen

Uzak ---------------Mavera

Harf ---------------Nota Anne, baba, çocuk ---------------Ödenti

Acemi ---------------İyod simge Ölümsüzlük suyu ---------------Karışık renk

İyod ---------------Boş

Belirti

Binek hayvanı ---------------İlimiz

Argon ---------------Dolaylı anlatım

Geleneksel ---------------Mera

Trityumun simgesi

Uzaklık ---------------Takım, kabile

Kara parçası ---------------Kötülük etme

N E C M E T T İ N E R B A K A N

Resimdeki lider ---------------Yükselme

Okyanus ---------------Savaş aleti

Uzaklık ---------------Yemek emir

T

Çok değil ---------------Karışık renk

Karbon ---------------Görmeyen

A Valide ---------------Kısımlar

Demir yolu ---------------Merhale

Döşek ---------------Oksijen

Terek ---------------Boru sesi

Donuk renk ---------------At çiftliği

Besin ---------------İlimiz

Bir nota

Yazınsal ---------------Hayvan

A Bir ---------------Ne kadar

Lakırdı ---------------Helyum

N Büyük anne ---------------Kötü

Azot ---------------Baston

Potasyum ---------------Hatıra

Toplanma ---------------İtriyum

Kükürt ---------------Resimdeki paşa

Soyum ---------------Bir harf

Ş

Kuşatma ---------------Uyanık

Dingil ---------------Utanma

Süs ve gölge ağacı

Kalın kumaş

A

Harf ---------------Nikel

Valide ---------------Pamuk

A

Oruç ayı ---------------Potasyum

p

bilmece -

Çengel Geçen bulmaca sayının çözümü

Nezir ---------------Büyük kardeş

Radyum ---------------Tasvip

Oksijen ---------------Kısa zaman

Kükürt ---------------Sınırlama

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 188 - 2014

İyot ---------------Mekke'de dağ

İyot ---------------Gelir

Tarik ---------------Zaman ölçer

Uzuv ---------------Ortalık

Uyarma, uyarı

Genel Kültür Sorularının Doğru Cevapları

Hidrojen ---------------Üretim

Arap kökenli ---------------Gizleme

1- İnsan hücrelerinde kaç adet kromozon bulunur?

2- Eski adı “Nebatat” olan ve bitkileri inceleyen bilim dalına ne ad verilir?

3- Sinema tarihinde ilk sesli film hangisidir?

4- Osmanlı İmparatorluğun da kullanılan para birimi hangisidir?

5- Ata sporumuz cirit’te kullanılan sopaların yapıldığı ağaç hangisidir?

6- Tataristan’ın başkenti neresidir?

7- Futbol da Avrupa Şampiyon kulüpler kupasını 1974, 1975 ve 1976’ da üst üste üç kez kazanan Alman takımının adı nedir?

8- Kırşehir ilinde yer alan barajımızın adı nedir?

9- Basketbol da, üç adım’ın diğer adı nedir?

10- Asıl yemeğin yanında süsleyici olarak kullanılan sebze türünden yiyeceklere ne ad verilir?

11- Sakarya ilindeki gölümüzün adı nedir?

12- Yük treni’nin daha çok bilinen karşılığı nedir?

13- İnsan vücudundaki en küçük iç organ hangisidir?

14- Eski dilde, Rie ve Şüş de denen organımızın adı nedir?

15- Fethiye yakınlarındaki antik kentin adı nedir?

Tok değil ---------------Kısa zaman

Bir harfin okunuşu

A Duman kiri

Sunma

R Kumaş ---------------İsim

A D E R E K C E İ N R K A N A A L Ç A A Y L A İ Z

Sinirli ---------------Geç karşıtı

Bir nota ---------------Sevap

Başıboş ---------------Potasyum

Bir ölçek ---------------Yavru yapan

Nota ---------------Kırmızı

Radyum ---------------Soğuk

Topallamak ---------------4. halife

El içi

İ S

T A İ F E

Bir nota

Resimdeki lider

T A H A K R İ T A A S B İ E E T E H A İ L L A Y A R A K S A T Z E

Nebat ---------------Yakıcı

Argon ---------------Yazıt

O T

A S A A S İ O L N İ K A İ Z A İ M H İ A T İ A M A E N K A K R T A E G

Beddua ---------------Soylu

Baston

Gerçek değil ---------------Uzunluk ölçüsü

K A M N M İ A B A K R L E A V A Y T E T E L N A A M Y A E T B

Adele ---------------Tören

Azot ---------------İsyan eden

Hiç olamaz ---------------Sayı

Hadise ---------------Söz

Bahçe

Harf ---------------En fazla

Yüksek okul ---------------Yazı tuşları

Kıt bulunma ---------------Besin

Elemekten emir

Paye ---------------Kuşatma

Dolaylı anlatım ---------------Hayvan

Uzaklık ---------------Usta

Tehlikeli ---------------Askeri birlik

Yavaş ---------------İnanç

Yağlı su ---------------Paramız

Eksik değil ---------------Genişlik

Rüzgar ---------------Geri

Azot ---------------Asmak emir

Uyarlayıcı ---------------Saf dışı edilmek

Genişlik ---------------Görmeyen

Beyaz ---------------Kur'an'da bir bölüm

Uçurum ---------------Cetvel

Azot ---------------Potasyum

Kırmızı ---------------Gümüş

Uzaklık ---------------Bor simge

Bir tür cetvel

A H

D T E O V A M K A N A Y B O S T E A D E M İ L İ S Ş A M A A İ M Y E A H E S R İ T C A D A P T P A K N R İ A K A L T E M A O V İ Ç Şifa ---------------Japonya'nın başkenti

Kısa zaman

Meyve ---------------Kısa zaman

Düzlük ---------------İbadethane

Samimi olma durumu

Argon ---------------Göz rengi

Argon ---------------İtriyum

Cilt ---------------Peygamber

Dil ---------------Tokat

Azot ---------------Esmek emir

İdoyun simgesi

Yemek emir ---------------Utanma

Yapma, etme ---------------Şal

Karbon ---------------Döteryum

Argon ---------------Gezi yeri

Temiz ---------------Azot

Sürme ---------------Kıvılcım

Telefon lakırdısı ---------------Başlık

Beyaz ---------------Argon

A N A N S I A A N T E S A N E N N T E İ F E Ö R

A R A Z İ

Zirai alan ---------------Hatıra

Sodyum ---------------Zaman ölçer

İyot ---------------Obje

Nikel simge

N İ

Bir nota ---------------Argon

At ayakkabısı

Genişlik ---------------Azot

Argon ---------------Asker

Hollanda plakası ---------------Boru sesi

N A L

Genel kü

01 - Nobel öd 02 - İlk atom 03 - 2010 Kül 04 - Türkiye’n lerden hangisi 05 - 2003 Eur çımız kimdir?

06 - İstiklal M 07 - Şuanda g ismi nedir?

08 - Altın Palm de verilmekted 09 - Türkiye’d vakfın kısa adı 10 - Türk tarih 11 - Türk Med nundan esinle 12 - Hababam canlandıran sa 13 - Bulgarista 14 - Devlet Su mıza bağlıdır 15 - Mimar Si ne’deki eserin

pları BU – 04GÖR -07EMA – 10AL SUNAL KANLIĞI

Hiddet ---------------Gönül kayma

Matematik ---------------Moda

Kuzu sesi

1- 46 adet * 2- Botanik * 3- Caz Şarkıcısı * 4- Akce * 5- Hurma * 6- Kazan * 7- Bayern Münih * 8- Hirfanlı barajı * 9- Turnike * 10- Garnitür * 11- Sapanca Gölü * 12- Marşandiz * 13- Karaciğer * 14- Akciğer * 15Pinara *

Yerine geçme ---------------Zaman ayarı

Sodyum ---------------Aşama

Kısa zaman parçası

A N

Genişlik

Geçen sayının ç

Telefon lakırdısı

A M E L A L O

Eski dilde su

Argon ---------------Uzuv

İtriyum ---------------Nota

Bağırsaklar ---------------Oksijen

Sudoku Geçen sayının cevapları

*

Sudoku Geçen sayının cevapları

*

* *

* * *

9 5 1 6 8 7 3 2 4

7 2 4 9 5 3 6 8 1

3 8 6 1 2 4 9 7 5

1 7 5 3 6 2 8 4 9

8 6 2 4 9 1 7 5 3

4 9 3 8 7 5 1 6 2

2 3 7 5 1 6 4 9 8

5 1 8 7 4 9 2 3 6

6 4 9 2 3 8 5 1 7

9 5 4 8 7 6 2 3 1

7 3 8 1 2 9 5 4 6

2 6 1 3 5 4 8 9 7

6 4 2 7 9 5 3 1 8

3 8 5 6 4 1 9 7 2

1 9 7 2 3 8 4 6 5

4 7 6 9 8 2 1 5 3

8 1 9 5 6 3 7 2 4

5 2 3 4 1 7 6 8 9

4 7 2 3 8 5 6 1 9

6 9 8 4 1 7 2 5 3

3 1 5 2 6 9 4 7 8

9 2 7 6 4 1 8 3 5

8 4 3 7 5 2 1 9 6

1 5 6 9 3 8 7 4 2

7 3 1 8 9 6 5 2 4

5 6 9 1 2 4 3 8 7

2 8 4 5 7 3 9 6 1

*

**

1 2

3 9 6

3

7

4

3 5 1

6 4 2

9

8 7 6

5 6

2

5 9

9 8 1

3 7 8

8 2 5 3 9 4 6 1 7

5 6 4 7 2 1 9 3 8

3 1 8 4 6 9 7 2 5

9 7 2 8 3 5 4 6 1

2 8 9 5 4 3 1 7 6

7 4 3 6 1 2 8 5 9

6 5 1 9 8 7 2 4 3

1 8 4 9 7 5 3 6 2

9 3 7 2 4 6 1 5 8

5 6 2 1 3 8 7 9 4

4 2 9 6 1 7 5 8 3

3 1 5 4 8 9 2 7 6

8 7 6 5 2 3 9 4 1

6 5 3 8 9 2 4 1 7

2 4 8 7 5 1 6 3 9

7 9 1 3 6 4 8 2 5

5 3 7 8 9 2 6 4 1 4 7 5 2 1 8 9 6 3 1 8 4 3 5 9 7 2 6

8 1 7 2 4 5 3 6 9

9 5 2 6 3 8 7 1 4

6 4 3 1 9 7 2 8 5

4 3 5 8 6 2 9 7 1

1 7 9 3 5 4 6 2 8

2 6 8 9 7 1 5 4 3

9

*

**

3 1 8 7 3

6 1

3

3 6

9 7

7 5 3

3 8

2 8

7

5 1 6

3 7

9 5

8 7

6 4 8

9 2 3 5

***

7 9 8

5 3

1

4

7 6

1

7

4 1

4

4

8

8

4

9 1

5

3

6

2

7 1 7 4

3

2

6

1

9

5

7

8

3

4

4

7

3

4 7

8

7 1

9 5 3

7 4

9 2

4 1

2 6

5

8

3 8

7

6

6

5

2 4 7

* * *

2

9 4

1 3 6 2 7 8 5 9 4

*** * *

1

4 9 7 1 5 6 3 8 2

8 9

8 5 6

4 1

Sa at Se am

na O Olsun

Muhammed’e Peygamberimiz

Hz.

s.a.v

Sevgi Programı

GELENEKSEL KUTLU DOĞUM PROGRAMLARI

UFUK AKIN / SANATÇI

ABDURRAHMAN SADIEN

KUR’AN TİLAVET YARIŞMASI DÜNYA BİRİNCİSİ

MEHMET ERDOĞAN

NIF BAŞKANI

KEMAL ERGÜN

IGMG GENEL BAŞKANI

PROF. İHSAN SÜREYYA SIRMA

TARİHÇİ-YAZAR

NAZAR DÜĞÜN SALONU - EINDHOVEN Grobbendonkstraat 32 5628 RE

Giriş: 12.00 Program:13.00

06 NİSAN 2014 - PAZAR İrtibat Telefonları:

0618 48 69 44 - 0634 56 67 52 - 0622 38 06 51

Bilet: € 6 www.nifonline.nl EINDHOVEN MEVLANA