Dogus 251

Hayırlı yolculuklar, iyi tatiller diliyoruz...

Türkçe ve Hollandaca aylık enformasyon gazetesi / Maandelijks informatieblad in het Turks en Nederlands



Sevgiye, Özgürlüğe, Adalete; Barışa...

Haziran-Temmuz/Juni-Juli 2019 yıl/jaar 20 sayı/editie 251-252

e-mail: dogus@dogus.nl www.dogus.nl

Hayırlı yolculuklar, iyi tatiller diliyoruz...

ızı im “Biz dık larım z ya ş a m a m a n ı ya ş a b i l i n ç l i i ç i n , ay a t ı n ı z bir h !..” n olsu S 14

>> S

>>

26

Kazasız, belasız, arızasız, gönlünüzce bir izin geçirmenizi diliyoruz...

YOLUNUZ AÇIK OLSUN 0090 532 232 35 25 5 Bin Euro’ya Türkiye’de Yatırım Fırsatı

>> S 09-11





a ımız lr a l u un “ S o r çöz ü m b i r k or ta çin asga i e m a k re k l e rd te müş malıyız ” ş bulu

“Bir gurbet dönüşü içilen çayda,/ Bin yıllık huzuru demlemiş annem.” (Yahya Akengin)

İstanbul’da Mega Projelerin Merkezi Arnavutköy ve Çatalca ’ da Kazandıracak Arsa - Tarlalar…

Siz de Emlak’ta Küresel Bir Marka Olan COLDWELL BANKER Güvencesinden ve Network Gücünden Faydalanın!..

Türkiye’deki Evinizi, Arsanızı Satmak mı İstiyorsunuz veya Yeni Bir Gayrimenkul Yatırımı mı Planlıyorsunuz Beni Arayın, Bir Uzmana Danışın!..

Venlo Tevhid Camii Hizmete Açıldı

İslam İlkokullarının Başarı Grafiği Yükseliyor

Venlo kentinde Hollanda Diyanet Vakfına bağlı yepyeni bir cami daha resmî açılışla hizmete girdi. Yapımı 2 yıl süren Venlo Tevhid camii bugün (20 Haziran 2019) Diyanet işleri başkanı Ali Erbaş tarafından resmen hizmete açıldı.

SIPOR yönetimi altında eğitim vermekte olan AlGhazali, İbn-i Sina, İkra ve Noen adlı okullar, bu yıl IEP sınavlarında 6 öğrencisinin 100 tam puan almasıyla ve puan ortalamasında diğer okulları geride bırakmasıyla yeniden gündeme geldi.

>> S 18

>> S 27

HOLLANDA İTİDALİ, TÜRK CESARETİ...

Hayırlı yolculuklar, iyi tatiller diliyoruz...

Köse Hukuk Bürosu

Bree 35A - 3074 BB Rotterdam Telefon: (0031)10-215.13.11-Fax: (0031)10-486.45.64 E-posta: info@koselaw.nl - www. hukukburosu.nl STAR ARABA PARÇA MAĞAZASI HOLLANDA’YI ELE GEÇİRDİ

S 04

BOŞANMA DURUMUNDA EMEKLİLİK MAAŞI PAYLAŞIMI

S 05

YILDIZ EĞİTİM MERKEZİ 8’İNCİ HAFIZINI TAÇLANDIRDI

S 05

Faaliyet alanlarımız Şirketler / İşletme Hukuku Kira Hukuku Oturum ve Vize Sözleşme Hukuku Uluslararası İhtiyati tedbir Para Tahsİlİ ve İcra Takİbİ Uluslararası Tahkim Kurulları / Mahkemeleri Aile Hukuku ve boşanma davaları Yabancılar ve Göçmen Hukuku Sosyal Güvenlik Hukuku Yurt dışı mal varlığı araştırması

YOLA ÇIKARKEN DİKKAT! TÜRKİYE BAĞLANTILI KAZALAR

S 07

NIF’TEN MÜSİAD ROTTERDAM’A İADEİZİYARET

S 21

02 yayın odası

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 251-252 - Haziran/Temmuz- Juni/Juli 2019

redactie

Adnan Şahin

Editör’den

adnan@dogus.nl

Mehmet Erdoğan:



“Amacımız, sağlıklı, şuurlu, ahlâklı bir neslin yetişmesidir”

Sıla-i Rahim Başlıyor…

D

eğerli okurlarımız, Hollanda’da çok da sık rastlamadığımız oldukça sıcak, tropik sıcaklıkta yani 30 derece üzerinde seyreden sıcak günler içinden hepinizi bir kez daha sevgi, saygıyla ve hürmetle selamlıyorum, Herkes kendince bir yıl boyu yapageldiği yoğun veya az yoğun işini bitirdi veya bitirmek üzere. Şimdi sırada tatil, izin veyahut başlıkta kullandığımız sıla-i rahim var.

Peki, nedir sıla-i rahim, biraz yakından bakalım isterseniz.

“Sıla” kelimesi, vuslattan gelen, kavuşmak, ulaşmak manasına gelmektedir. “Rahim” ise kelime olarak rahmetten gelmektedir ve acımak ve şefkat duymak manaları içerir. Kısaca sıla-i rahim, hısımı, akrabayı ziyaret etmek, onlarla olan ilişki ve alakayı devam ettirmek demektir. Muhtaçsa yardım etmek, hastaysa ziyaret etmek demektir.

Sevinçli, mutlu günlerinde tebrik etmek, hüzünlü ve acılı günlerinde teselli etmek demektir.

Sıla-i rahim öncelikle akrabaları ziyaret olarak zikredilmiş olsa da aslında daha çok anlamlara daa gelmektedir. Arkadaşlara, meslektaşlara iş arkadaşlarına, komşulara ve din kardeşlerine de sıla-i rahim yapmak borç kılınmıştır. Sözgelimi, karşılaştığımız bir mümine, tanımasak bile verilen bir selâm, yaşlı bir kimseye yer gösterme, otobüste yer verme, düşen bir çocuğu kaldırma, soran kimseye adres tarif etme, içtimâî münasebetlerde güler yüzlü, tatlı sözlü olma, hayırhah ve yardımsever tavrı takınma vs. hepsi birer sıla-i rahim’dir. Şu hâlde sıla-i rahmi, bu sayılanlardan sadece biri olarak anlamak büyük bir eksiklik olur. Âlimler sıla-i rahmin dereceleri olduğunu, en yüksek derecesinin nikâh düşmeyecek derecedeki yakın akrabalar arasında bulunduğunu, buna riayetin farz olduğunu söylerler.

Umarım böylece sıla-i rahimin ne anlama geldiği konusunda bir fikir sahibi olmuşuzdur. Şimdi sıra bunu fiiliyata dökme sırasıdır.

Bizler yurt dışında çalışan insanlar olarak

hamdolsun belli bir gelir düzeyine sahibiz. Ülkemize giderken tedarik ettiğimiz bir harçlıkla yola çıkıyoruz. Çeşitli amaçlarla harcamalar yapıyoruz. İşte tam burada çok seçici olmalıyız. İnanmış insanlar olarak israfın haram olduğunu biliriz. Ama bazen yapılan harcamalarda hiç farkında olmadan büyük israf, hatta haramlar yapabilmekteyiz.

Burada sizce israf veyahut haram söz konusu olabilir mi?

Birer Müslüman olarak her birerimizin zaman zaman yaptığı şey şudur: Çoluk çocuk hep birlikte mütedeyyin insanların gittiği ‘helal’ ve gösterişli ve dolayısıyla pahalı otellerde bir hafta tatil yapmak. Bir yıl boyu çalıştıktan sonra böyle bir dinlenmeyi hak ettiğimizi düşünürüz. Peki, böyle bir yerde yapılan tatil gerçekten insanın dinleneceği bir yer midir, yoksa tam aksine hem maddî hem manevî zarara uğramanın yanında zihnimizin de allak bullak olduğu bir yer midir? Bunu hiç düşündük mü? Böyle bir tatil nedir sizce?

Gelin bir de tatil yapma konusunda söylenenlere kulak kabartalım... Türkiye’nin çok değerli saygın bir şairi olan İsmet Özel bu konuda şöyle diyor: “Tatil yapan herkes ahlâken düşük bir insandır. Kim ki tatil yapıyor, o insanı sefil kabul etmemiz lâzım.”

Gelin biz şöyle yapalım, alalım çoluk çocuğumuzu binelim arabalarımıza ve ülkemizi karış karış dolaşalım. Çocuklarımıza Anadolu’muzu gezdirip tanıtalım. Önce Saraybosna’dan başlayabiliriz mesela.

Edirne’den devam edip bir mimari harikası olan Selimiye Camii’ni gezebiliriz. Sinop’tan Ayancık’tan Konya’ya Meram’a uzanalım. Hz. Mevlânâ’yı yakından tanıyalım. Peygamberler diyarı Urfa’ya gidip mütevazı bir otelde birkaç gün kalıp yörenin kültürünü koklayalım.

Listeyi uzatabiliriz. Tamam, hepsi bir defa da olmaz ama her yıl bunun bir kısmını planlayıp gerçekleştirelim. Ön araştırmalar yapıp gideceğimiz yerlerin özellik ve güzelliklerini önceden öğrenip hikâyelerini dinleyelim.

Sonra da o öğrendiklerimizi yerine aynelyakin olarak görmeyi onlara dokunmayı keyifli bir icraat olarak düşünelim. Her gittiğimiz yerde hem tanıdık akraba eş dost kim varsa ziyaret edelim hem de yeni dostlar edinelim. Böylece lüks otellere vereceğimiz o paralarla çok daha faydalı bir tatil ya da sıla-i rahim yapmış oluruz.

Her ne yaparsanız yapın her nerede olursanız olun Rabbim yâr ve yardımcınız olsun… ◄◄

TEMEL BİLGİLER YARIŞMASI YAPILDI Hollanda İslam Federasyonuna bağlı cemiyetlerde eğitim gören çocuklar, IGMG’nin hazırladığı Temel Bilgiler 1 ve 2 kitaplarından çıkarılarak hazırlanan sorulara cevap vermekte yarıştılar.

H

ollanda İslam Fe d e r a s y o n u n u n geleneksel olarak yıllardır düzenlediği “Bilgi Yarışması” bu yıl Leiden’de yapıldı.

Düzenlenen yarışmaya 10 cemiyetten toplam 30 çocuk katıldı. Tilburg minikler mehteran ekibi, gösterileriyle göz doldurdular; hem yarışmacılara hem de katılımcılara coşkulu anlar yaşattılar. Yarışmacılara 20 soru soruldu. Bölge Eğitim Başkan Yardımcısı Yılmaz Bilgiç’in sunduğu program oldukça heyecanlı geçti.

Bilgiç, “Marifet iltifata tabiidir. Çocuklarımızın başarılarını takdir edeceğiz ki onlar daha güzelini ortaya koysunlar.

Onlara hak ettikleri değeri vermeliyiz.

Medenî cesaret göstererek bu yarışmaya katılan bütün yarışmacılarımızı şimdiden birinci ilan ediyoruz. Hepsi kalbimizin şampiyonudurlar.

Bir toplumun ve ülkenin geleceği, o tolumu oluşturan ve ülkede yaşayan neslin aldığı eğitime bağlıdır. Bizler bu yolda durmadan en doğru, sahih bilgilerle evlatlarımızın zihinlerini aydınlatmaya

devam edeceğiz” şeklinde günün önemine işaret eden bir konuşma yaptı.

Sorulara verilen cevaplar jüri masasında bulunan Sefa Bağcı, Mehmet Öztürk ve Süleyman Küçükuysal tarafından hesaplanarak dereceye girenler açıklandı.

Bölge Eğitim Başkanı İsmail Kızılırmak ve Bölge İrşad Başkanı Hasan İnan’ın koordine ettiği programda, Bölge Başkanı Mehmet Erdoğan kısa bir selamlama konuşması yaparak, yarışmaya katılan çocukları ve onları yetiştiren anne baba ve eğitmenlerini kutlayarak teşekkür etti.

Dereceye girenler...

Küçükler, grup yarışması birincileri: Tilburg şubesinden Muhammed Aydın, Mustafa Duman. İkinciler: İskender Paşa Cemiyetinden Sude



Aktaş, Eren Oğuz. Üçüncüler, Den Haag Mimar Sinan Cemiyetinden Muhammed Ammar Aydın, Belinay Ataş.

Büyükler kategorisinden birinci: Tilburg Cemiyetinden Ravza Nur Başar. İkinci, Schiedam Cemiyetinden Sena Tümer. Üçüncü, Dordrecht Cemiyetinden Ecenur Açıkel.

Programın sonunda bütün yarışmacılara ödüller verildi, yemek ikramı yapıldı.

Doğuş Haber Merkezi ◄◄

Hayırlı yolculuklar ve iyi tatiller diliyoruz...

Yenilikçi ve başarı odaklı hizmetler sunma anlayışıyla hareket eden Av. Dilek Sarıkaş ve Av. Ali Agayev, “Sarikas & Agayev Avukatlık Bürosu” birçok hukukî konularda avukatlık ve danışmanlık hizmet vermektedir.

Hukuksal sorunlarınız için bizimle irtibata geçebilirsiniz!

Faaliyet alanlarımız: Oturum Davaları Mesuliyet İş Hukuku Sözleşme Hukuku Sosyal Güvenlik Hukuku Yabancılar Hukuku Kira Hukuku Vize Hukuku Aile ve Boşanma Hukuku









panorama 03 uitzicht

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 251-252 - Haziran/Temmuz- Juni/Juli 2019

Haklarımız...

info @erasmusak.nl

Şerife Süzen-Akdemir

Çocuk üzerinden alınan oturum hakkı... bir şeylerinin olmadığı gibi, ilk başvurudan itibaren çalışma izni almak mümkündür. Yani başvurusunu yapan kişi yasal olarak bir firmada çalışabilir.

Bunun yanı sıra kararı bekleme esnasında sınır dışı edilme riski yoktur.

D

aha önceki yazılarımda Avrupa Birliği’nin vermiş olduğu önemli bir karara değinmiştim. Bu kararla birlikte oturum izni olmayan ve Hollanda vatandaşı çocuğu olan anne ve babalara oturum izni müjdesini vermiştim.

Maalesef hâlâ bu karardan ve haktan bilgisi olmayan bir çok vatandaşımız var. Tahmin ettiğim gibi IND gün geçtikçe bu hakkı kısıtlamaya çalışıyor.

Karar ilk çıktığı dönemlerde başvuruların hemen hemen hepsi kabul olurken, bu gün maalesef bir çok red kararıyla da karşı karşıyayız. Başvuruya red geldiği an 4 hafta içinde itiraz yapılabilir. Bu süre son derece önemlidir.

Daha fazla zorlaşmadan veya karar değişmeden Hollanda vatandaşı çocuğu olan ebeveynlerin en kısa zamanda oturum izni başvurusu yapmalarını yeniden vurguluyorum. Kaybedecek

Bu kararı isterseniz yeniden inceleyelim: ChavezVilchez adlı Venezuelalı bir annenin Hollandalı bir babadan çocuk sahibi olduktan sonra ülkeden sınır dışı edilmesine karar verildi. Aile yardımı alamayan anne, babadan da maddî destek görmeyince Avrupa Adalet Divanı’na başvurdu. Avrupa Adalet Divanı oturum izni verilmeyen bu çocuğun annesinden veya babasından ayrı kalması anlamına geldiğini, böyle bir kararın da çocuk haklarına aykırı olduğu kanaatine varmıştır. Oturum izni verilmeyen ebeveyn, ülkeyi terk etmek zorunda kaldığında ya çocuğunu bırakmak zorunda kalacak ya da çocuğuyla beraber ülkesine geri dönecek. Bu iki durumunda çocuğa zarar vereceğinden dolayı, Hollanda’nın anneye oturma izni vermek zorunda olduğu belirlendi.

Bu kararın artısı, vize şartının, gelir şartının ve dil şartının istenmemesidir. Bu karardan faydalanmak için aşağıdaki şartlara uyulması gereklidir: - Hollanda vatandaşı çocuğunuzun olması; - Çocuğun 18 yaşından küçük olması; - Çocuğunuzla aile bağının olması, burada çocukla birlikte yaşama şartı yoktur. Çocuğun annesinden ayrılmış olan bir baba, eğer çocuğuyla görüşme hakkı olduğunu ispat edebilirse yine aynı haktan faydalanabilir.

- Hollanda vatandaşı olan fakat çocuğuyla beraber Hollanda’da yaşamayan babalar ve annelerde bu karardan faydalanabilir.

Başka bir yazıda görüşmek dileğiyle, adaletle kalın. ◄◄

- Taziye... Üyelerimizden Perüze Yar, Kaya Kılıç, Hediye Giritli, Ramazan Akdoğan, Husein Hasan Huseinov vefat etmişlerdir.

Merhumelere Allah’tan rahmet, kederli ailesi ve sevenlerine sabır ve başsağlığı dileriz. İslam Üniversitesi’ne öğrenci olmak ister misiniz? Öyleyse, bizimle irtibata geçiniz!

Bakış Açısı Elif Bayraktar

elif_1705@hotmail.com

GENÇLER ARASINDA ‘DEİZM’ TEHLİKESİ

S

on zamanlarda gençler arasında artan bir inanıştan söz etmek istiyorum. Allah’ın varlığına, bir Yaratıcı’nın olduğuna inanıp, peygamberleri ve dinleri inkâr eden ‘Deizm’ tehlikesinden. Gençleri bu inanca sevk eden şeyler üzerinde düşünmemiz gerekiyor.

Geçtiğimiz günlerde tanıdığım muhafazakâr bir ailenin kızıyla aramızda bir konuşma geçti. Kendisi Ramazan ayında oruç tutmuyordu.

“Neden tutmuyorsun?” diye sorduğumda; aldığım cevap ne yazık ki bu gencimizin düşüncelerinin Deizm’e doğru kaydığını gösteriyordu.

“Bana göre Allah çok merhametli, fakat anlamadığım nokta şu; Hristiyanlar, Yahudiler veya ateistlerin de içinde iyi insanlar var, onlar neden cehenneme gitsin ki? Kötülük yapanların yeri cehennemdir. Adam öldüren, tecavüz eden, hırsızlık yapanların yeri cehennemdir. Hangi dine mensup olursa olsun. Kur’an’a göre cennet-cehennem ayrımı yapılmış, Yahudilerin kitabında da Müslümanların cehenneme gidecekleri yazıyor. Tüm dinler kendi inancına göre cennet-cehennem sınıflandırması yapıyor.

Körü körüne bağlanmak istemiyorum buna. Ben kimseye zarar vermiyorum, iyi bir insan olmaya çalışıyorum. Allah’ın çok merhametli olduğuna inanıyorum bu sebepten kalplerimize bakacağını düşünüyorum.”

Bu sözleri duyunca gerçekten çok üzüldüm. Çünkü insanı imandan çıkaran bu sözler aynı zamanda karşıdaki insanın ‘Deizm’ inancına meylettiğinin ispatı oluyor. Ve tanıdığımız, sevdiğimiz bir kişi olması ve ailesinin namazını kılan, orucunu tutan muhafazakâr bir aile olması sebebiyle insanın içi daha çok acıyor.

Ona, kendi dilim döndüğünce şöyle

bir örnek verdim; ‘Bir sınıfta herhangi bir dersin öğretmeni olduğunu düşün.

Sınıftaki tüm öğrencilerine aynı şekilde ders anlatıyorsun ve sınıftaki öğrencilerin çok iyiler. Fakat dersten geçmeleri için onlara bir sınav yapmak zorundasın. Bazı öğrenciler çok iyi mizaçlı olsalar da eğer seni dinlemedikleri ve anlattıklarını önemsemedikleri için dersi geçemiyorlarsa, burada sen neden onları dersten geçirmiyorsun diye bir soru sormak mantıksız olmaz mı? Ve farz edelim onları dersten geçirdin bu sefer dersini gerçek anlamda dinleyen, öğrenen ve uygulayan diğer öğrencilere adaletsizce davranmış olmaz mısın?’ ‘Ne de olsa bizim öğretmenimiz çok iyi, çok merhametli, çalışsak da çalışmasak da bu dersten geçeriz diyen öğrencilerin olması seni memnun eder mi? Böyle bir durumda dersinin değerini ve anlamını yitirmiş olmaz mısın?’

Her şeye akıl ile cevap bulmaya çalışan Rasyonalizmden, her şeye şüphe ile yaklaşan ve Allah’ın varlığını dahi şüpheyle karşılayan Agnostisizm’den, sadece Yaratıcı’nın varlığına inanıp tüm dinleri yok sayan Deizm’den, her şey tesadüfle olmuştur, öldükten sonra toprak olup gideceğiz bir Tanrı yoktur (haşa) diyen Ateizm’den korunmak, çocuklarımızı ve çevremizdekileri bu tehlikelerden korumak, hepimizin üzerinde bir yük değil de nedir!

Asıl soru şu: Gençlerimizi bu yola sürükleyen sebepler nelerdir?

1. Aile ve çocuk iletişiminde, özellikle din öğretiminde gösterilen yanlışlar. (Baskıcı ve dikte edici yaklaşım) 2. Küresel kültürden kaynaklı, gençler arasındaki özenti din anlayışı.

3. Özellikle deizm ve ateizm inançlarını yaymaya çalışan misyonerlerin etkisi.

4. İnternet çağında yetişen gençlerin daha fazla ruhsal bunalıma giriyor olması, bu sebepten farklı arayışlara meyletmeleri.

Ve daha sayamadığımız bir çok sebepten ötürü Deizm tehlikesi gün be gün artıyor.

Sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada yayılan bir dinsizlik anlayışı bu.

Rabbim bizleri, ailelerimizi, akraba ve arkadaşlarımızı Sırat-ı Müstakim’den ayırmasın. ◄◄

HUKUKSAL KONULARDA HER ZAMAN YANINIZDAYIZ! Hayırlı yolculuklar ve iyi tatiller diliyoruz...

Çalışma alanlarımız: Yabancılar Hukuku (Oturum, Vize sorunları) İş Hukuku (İşten çıkarılma, iş sözleşmeleri vs.)

Aile Hukuku (Boşanma, nafaka, mal rejimi vs.)

Kira Hukuku (Kira sözleşmeleri vs.) İcra Hukuku (Alacak-verecek, tahsil davaları) Sosyal Güvenlik Hukuku (işsizlik - hastalık ödemeleri vs.)

Schiekade 560, 3032 AZ Rotterdam Tel: 010-4655115 Fax: 010-4657753 E-mail info@erasmusak.nl www.erasmusak.nl

mr. Ş. Süzen-Akdemir mr. M. Gümüş

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 251-252 - Haziran/Temmuz- Juni/Juli 2019

nieuws

04 haber KALEMDÂR

oflaz-aliya@hotmail.com

Mehmet Şükrü Oflaz

Süveter Sabah mahmurluğunda ne ettiğimizden habersiz, özenle hazırlanıp en son süveter giydirilip, yer sofrasına uğurlanırdık. Beyaz peynir, kete ve çay ile kahvaltı.

Otobüs terminaline varıp, koltuklarımıza kurulduğumda anlardım ki, başka bir şehre taşınıyoruz. Ekmek davasıydı sebep olan. Bana yabancıydı ekmek davası. Başka bir şehir, başka bir okul, başka insanlar.

Her şey başkaydı.

Ama alışıyordu insan.

Süveterim sandıkta, başka bir taşınma gününe giyilmek üzere sandığa yerleştirilirdi.

Bu resim aklımda kaldı hep. Özellikle süveterim.

Uzun zaman giydim.

Fabrikasyon değildi, el örgüsü.

“Para harcanmasın” diye, “ek külfet olmasın” diye özenle örülürdü süveter. Oğula örülürdü, küçükken ölen oğuldan sonra gelen oğula örülen süveter.

O süveterden sonra bir daha süveter giyemedim. Hayatımıza fabrikasyon elbiseler girdi. Yavaş yavaş değişti her şey. Kanıksadık. Kimse farkına varmadı. Ekmek davası için mücadelenin içinde fark edebilmek zordu belki.

Ama değişti her şey işte. Bizde değiştik. İnsan zaman geçtikçe, sorgulama ihtiyacı duyuyor. İhtiyaç duyuyoruz, zira ölüme yaklaşıyoruz. Bir korku kaplıyor içimizi, ürperti. Şimdi buradayız, hâlimiz bu. Neden? Herkes kendine göre açıklamalar getiriyor. Açıklamalar, bir şeylerin sahih olarak anlaşılmasına yardımcı oluyor mu bilmiyorum. Zira görebildiğim kadar, yaptığımız açıklamalar daha çok kaçmak için güzergâh belirlemeye yarıyor.

Veli Tongel:



“Star Oto Yedek Parçaları adlı şirketimiz, 1993 yılından bu yana başarılı bir şekilde toptancılar ve müşteriler arasında önemli bir rol oynamaktadır”

..............................

Geçenlerde pek kıymetli arkadaşım Hüseyin, bir bilgi verdi.

“Efendimiz’in (AS) ilk hadisinin mağarada Cebrail’e (AS) söylediği ‘Ben okuma bilmem’ sözünün olduğunu” söyledi. “Ben okuma bilmem”. Burası ilginç. İlginç zira, safiyeti ifade ediyor kanaatimce.

Saflık. Zihne yerleşecek hakikatin ortamı saf olmalı. O saflık hayata ve insana dokunabiliyor. Tabi bu saflık hâli, bizim için hayatın içinde ne kadar sürdürülebilir olduğunu belirleyecek olan şey ise, yüksek fedakârlık duygusu. Bizim ise bu saflık hâlinden uzak olduğumuzu söyleyebiliriz. Çünkü biz, hakikatin karşısında “ben okuma bilmem” diyemiyoruz. İnsanlarımızın zihin ve günlük yaşamında yoğun bir hercümerç var ve bunun sonuçlarını hep birlikte seyrediyoruz.

Kazanıyoruz, geziyoruz, alış veriş yapıyoruz, tatile gidiyoruz sonra başa sarıp aynı güzergâhı takip ediyoruz. .............................

Süveteri ören ellerin sahibi, çok çekti. Çok ama. Örerken ve bittiğinde, sonrasında oğluna giydirirken bir saflık hâli vardı ve yüzüne yansırdı. Elde avuçta ne varsa onlar ile hayata dâhil olurdu.

Elifi okurdu, elif ile başlardı.

Elif’ten Ye harfine kadar parmak ucuyla takip ederdi. Oğlunun mezarına hiç uğramadı. Ondan kalan nazar boncuğunu ikinci oğluna takardı misafirliğine giderken. Nazar haktı. Kötü nazarlı insanlar vardı zira. (Hiç eksik olmadı zaten dünyada). Uzun bir hikâyesi var. Yerimiz müsait değil.

Başka zaman uzun uzun anlatırız. Şunu eklemek isterim. “Ben okuma bilmem” demeyi “ar” eden ademlerin çok olduğu bu dünyada, her şeyi bildiğini zanneden bizlerin iki milyar olduğu bu dünyada, bize rağmen –her şeyi bir kenara bırakarak söylüyorum- Muhammed Mursi zindanda yalnız ve garip öldü.

Bakalım bildiklerimiz bizim ne işimize yarayacak... göreceğiz.

Bu böyledir... ◄◄

3 Türk, oto yedek parça dalında Hollanda’yı ele geçirdi Hollanda’nın 7 bölgesindeki şubeleri ile, binlerce oto tamircisine yedek parça servisi yapılıyor.

H

ollanda’da başarılara imza atmış pek çok Türk’ten söz etmişizdir.

Kimine ‘Tereciye tere satan Türk’ dedik, kimine de ‘Hiç deniz görmediler ama balıkçı kralı oldular’, dedik.

Türklerin başarıları sadece iş dünyası ile sınırlı değil tabii.

Yüksek eğitim yapıp, devlette ve holdinglerde önemli postları ele geçirmiş Türkler ile, siyasete girip milletvekili ve meclis üyesi olan Türklerin sayıları da çok yüksek.

Geçen hafta, gelen bir açılış daveti nedeniyle, bir grup Türk’ün oto yedek parça dalında çok büyük bir başarıya imza atmış olduklarını öğrendim. Amersfoort şehrindeki bu açılış, STAR OTO YEDEK PARÇALARI’na aitti. Üçü de Kayserili olan Mustafa Kaya ve ikisi de Ali Kaya olarak aynı adı taşıyan kafadarlar, 1993 yılında birlikte çalışmaya karar vermişler. Almanya’da bir süre çalıştıktan sonra Amsterdam’a göç eden ve daha sonra Schiphol Havalimanı’nda çalışan Mustafa Kaya, Yüksek Makina Mühendisi olan hemşehrisi Ali Kaya (Senior) ve bir firmada muhasebe sorumlusu olan Ali Kaya (junior)) ile oto yedek parça işi için bir şirket kurdular. İşlerin iyi gitmesi üzerine şube sayısını artırmaya karar veren üçlü, bugün Hollanda’da tam 7

şube ile hizmet veriyorlar. Binlerce oto tamircisine en kısa sürede parça yetiştiren STAR, Amersfoort’taki şubeyi yeni bir yerde daha da büyüterek açılışını yaptı. Üç ortak ve şirketin Genel Koordinatörlüğü’nü yapan Veli Tongel, Hollanda’nın dört bir yanından gelen oto tamircilerinin katıldığı açılış töreninde, Türk mutfağının en leziz yemeklerini sundular. Şirketleri hakkında bilgi veren Veli Tongel şunları anlattı: “Star Oto Yedek Parçaları adlı şirketimiz, 1993 yılından bu yana başarılı bir şekilde toptancılar ve müşteriler arasında önemli bir rol oynamaktadır. Başlangıçta tek bir şube olarak piyasaya giren Star, günümüzde yedi büyük şubesiyle, Amsterdam’daki üç

şubemiz ile, Arnhem, Haarlem, Utrecht ve Amersfoort şehirlerinde müşterilerine hizmet vermektedir.

Otomotiv alanında oldukça geniş ve zengin yedek parçalarıyla tüm müşterilerimize seri hizmet yapıyoruz.

Star, çeşitli alanlarda verimliliği ve rekabet imkânlarını artırmak için yenilikçi düşüncelere açık ve destekleyici tutum izlemektedir.

Bilişim dünyasını yakından takip eden uzmanlarıyla şirketimizin tüm birimlerinde çağın gereklerine uygun, bilgisayar programlarını başarıyla adapte etmiştir. Müşterilerine yönelik reklam tanıtımları ve ürünlerinde kaliteye ve fiyat indirimlerine dikkat ederek piyasaya uygun dengeleri bulmaya çalışıyoruz. Önümüzdeki süreçte yatırım stratejimize uygun olarak, şube sayımızı 10’a çıkarmayı hedeflemekteyiz.” İlhan Karaçay/ Amersfoort ◄◄



Ramazan Hayırlı Bayramınızı yolculuklar tebrik veediyor, iyi tatiller esenlikler diliyoruz... diliyoruz...









prizma 05 prisma

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 251-252 - Haziran/Temmuz- Juni/Juli 2019

Mustafa Yüce:

“Hafızlarımız diplomalarını aldıklarında, onları cemiyet olarak umreye gönderiyoruz, Genel Merkezimiz de 1000 Euro hediye ile talebelerimizi ödüllendiriyor.”

Haklarımız

info@soytekin.nl

Meral Soytekin

Yıldız Eğitim Merkezi’nde 8’inci hafızlık heyecanı yaşandı Güney Hollanda Millî Görüş Teşkilatına bağlı Schiedam İslam Merkezi bünyesinde faaliyet gösteren Yıldız Eğitim Merkezi 2013-2014 eğitim ve çalışma sezonuyla başlattığı hafızlık kurslarının meyvelerini almaya başladı.

5

yıl içerisinde yetiştirilen 8’inci hafız için eğitim merkezinde bir tören düzenlendi. Taç giyme merasimine, kurs gören talebeler, eğitim merkezi görevlileri, öğrenci velileri, cami yöneticileri katıldılar.

3 yıldır Yıldız Eğitim Merkezi Müdürü görevini yürüten Mustafa Yüce, selamlama konuşmasında özetle şunlara değindi: “Eğitim merkezimizde 315 talebeye hizmet veriliyor.

Hafızlık kursumuzda ise 6’sı son aşamaya gelmiş 21 talebemiz eğitim görmekte. Hafızlık kursumuz başladığından beri, kursu başarıyla bitiren sekizinci hafızımıza taç giydirme merasimine hoş geldiniz. Her taç merasimini sanki ilk kez yapıyormuşuz gibi heyecanlanıyoruz. Bugün Ayşe Sara Taner kızımız için buradayız. Ayşe Sara, en fazla gözyaşı döken hafize kızlarımızdan birisi. Hakkıyla bu şerefe nail oldu, tebrik ediyorum. Ben başta bu kurumu ayakta tutan Cemiyet Başkanımız Zekeriya Budak olmak üzere, Eğitim Başkanımız Bilal Yanık’a, eğitmenlerimiz Nefise Kondu, Şerife Demir, Selim Kondu Hocama ve önceki müdürümüz Kenan Aslan Hocamıza kalbi şükranlarımı sunuyorum.

Anne ve babası, aile ve yakınlarını da tebrik ediyor, desteklerinden dolayı teşekkürlerimi iletiyorum.

Osmanlı sultanı I. Murat Kosova Meydan Muharebesini kazandıktan sonra savaş alanında yürürken bir Sırp tarafından şehit edilmişti. Yani biz de hafızlığımızı bitirdik, mücadeleyi kazandık amma, onu korumak zorundayız. Hafızlarımız diplomalarını aldıklarında, onları cemiyet olarak umreye gönderiyoruz, Genel Merkezimiz de 1000 Euro hediye ile talebelerimizi ödüllendiriyor.”

“Hıfzetmek yetmiyor, onu muhafaza etmek ve bildikleriyle amel etmek gerekiyor” Schiedam İslam Merkezi Başkanı Zekeriya Budak da törende bir konuşma yaparak şunlara vurgu yaptı: “Hafızlık zor bir yolculuk ve şerefli bir meziyettir. Bu yolculuğun zorluğunu da aileler çok iyi bilirler. Peygamber Efendimiz, hafız olanların pek çok insana şefaat edeceği müjdesini veriyor. Ayşe Sara

Boşanma durumunda emeklilik maaşı paylaşımı (Pensioenverevening)

K Ayşe Sara Taner’in hafızlık taç giyme merasimine, kurs görevlileri, aile ve yakınları katılarak, onun sevinç ve heyecanına ortak oldular. “En çok gözyaşı döken” talebeler arasında olan Ayşe Sara Taner 12 yaşında ve 3 buçuk yılda hafize oldu...

kızımızın bu zorlu yolculuğu burada bitmiyor, daha zorlu bir sürece giriliyor; o da, hıfzettiklerini muhafaza etmek ve daha da önemlisi o bildiklerini hayatına geçirmek, yaşamında tatbik etmek. Ben bu güne emeği geçen ve talebeleri en güzel şekilde yetiştiren, eğiten herkesi tebrik ediyor, şükranlarımı sunuyorum.”

Merasimde, Kenan Aslan, Ayşe Sara Taner’in anne ve babası da söz alarak duygularını dile getirdiler.

Ayşe Sara Taner’e aile ve yakınları büyük bir teveccüh göstererek onu hediyeye boğdular. Merasim, Taner ailesinin katılımcılara ikramıyla sona erdi. ◄◄

Hayırlı yolculuklar ve iyi tatiller diliyoruz...

anunen, boşanma durumunda, ikiniz de evlilik ya da evliliğiniz sırasında tahakkuk eden emekli maaşının yarısına hakkınız

vardır.

Bu paylaşıma “emeklilik eşitliği (pensioenverevening)” denir ve boşanmalardan sonra yasal olarak standart uygulanır.

Paylaşımla ilgili başka düzenlemeler, farklı bir anlaşma de yapabilirsiniz. Örneğin, bu haktan ortak kararla vazgeçip, kendi tahakkuk eden emeklilik haklarınızı saklı tutarsınız (“uitsluiting pensioenen”). Yani her es kendi emeklilik birikimini kendi alır. Aynı miktarda emekli maaşı tahakkuk ettirdiyseniz, bu paylaşım durumunu seçebilirsiniz.

Lütfen su konuda dikkat edelim: Emeklilik durumunu boşanma esnasında boşanma avukatınızla görüşün. Eğer hiçbir şey düzenlemezseniz standart dağıtım otomatik olarak uygulanır.

Yasal (standart) dağıtımı mı tercih ediyorsunuz? Bu durumda, emeklilik fonuna emekli maaşı paylaşımını boşanmanızdan sonra iki yıl içerisinde bildirim formu aracılığıyla bildirmelisiniz.

Eski esinizin emekli maaşının bir kısmı, eski eşiniz emekli olur olmaz doğrudan size ödenecektir.

Formu çok mu geç, yani iki yıldan sonra, mı gönderiyorsunuz? Paylaşım hakkına yine de sahipsiniz, fakat bu paylaşım hakkı emeklilik kurumu tarafınındın otomatik olarak düzenlenmez.

Bu durumda avukatınız aracılığıyla eski eşinize yasal işlemler başlatmanız gerekir.

Size bu konuda yardımcı olabiliriz. ◄◄

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 251-252 - Haziran/Temmuz- Juni/Juli 2019

nieuws

06 haber Rihle

muhammedakbas@gmail.com



Yol bilgileri...

Muhammed Akbaş

Günümüz Yüksek Öğretim Öğrencisinin Özellikleri Üzerine...

Sekiz senedir bir yüksek öğretim kurumunda (HBO) öğretmenlik yapmaktayım. Yerli olsun yabancı olsun yüzlerce yüksek meslek eğitimi gören öğrenciyi tanıma fırsatım oldu. Yapmış olduğum izlenimlerden ve bu konudaki okumalardan yola çıkarak bazı tespitlerimi paylaşmak isterim.

Her şeyden önce denilebilir ki günümüzde yüksek meslek eğitimi gören öğrencinin temel özelliklerinden biri asgari çaba ile azami sonuç elde etme eğilimidir. Bir sınava hazırlanırken, bir dersi geçmeye çalışırken en kısa yolun ne olduğu daha dersin başında sorulan ilk sorudur.

Satın aldığı ders kitabını bile sınavı geçtikten sonra nasıl günü geçmeden iade edebileceğini ayarlayan bir yüksek öğretim öğrenci profili ile karşı karşıyayız.

Günümüzde bir derste elde edilecek ilim, beceri ve yeterlilikler kendi başına nihai biri amaç değildir artık. Amaç daha çok bir diplomayı elde edip kısa vadede para, itibar ve kariyer sahibi olmaktır. İçinde yaşadığımız sosyal ve iktisadi gerçeklik bunu gerektiriyor.

Giderek içinde yaşadığı şartlara, hayat tarzına ve cari olan bireysel hedefleri veri olarak kabul edip uyum sağlayan bir genç öğrenci profili ile karşı karşıyayız. İnsan hayatının temel soruları üzerine kafa yoran öğrenci sayısı gün geçtikçe azalıyor. Bu konuda Müslüman öğrencinin gayrimüslim öğrenciden çok farkı yok. Müslüman bir öğrenciyi diğerlerinden ayıran

Yolculukta önemli olan konular Türkiye’ye yolculuk.

Klasik Türkiye güzergahları NRW ve Baden Württemberg den Frankfurt-Nürnberg-Passau-WelsViyana-Budapest-Belgrad yada Darmstadt-Münih-Salzburg-Ljubljana-Zagreb-Belgrad-Sofya’dan Edirne. Birde doğu Almanya tarafından Prag-Brünn-Bratislava-Budapest ve devamı. Bu güzergâh üzerlerinde en çok problem yaşanan yerler Almanya’nın A3 Otobanının Frankfurt Würzburg ve Erlangen arasında

husus onun bireysel ibadetlerinden öteye geçmiyor. Yani bir Hristiyan öğrencinin din/hayat görüşü algısı ile bir Müslümanın din/hayat görüşü algısı arasında pek bir fark kalmadı.

On sekiz yaşlarında yüksek meslek eğitimi gören Müslüman genç, ya tamamıyla kendini mevcut genel geçer olan şartlara, kariyer perspektifine ve bakış açısına teslim ediyor, ya da kendi şahsi çevresinden dışarı çıkmıyor. Birinci seçeneğin sonucu öğrencinin ailesinden aldığı hayat tarzına yabancılaşmak iken, ikinci seçeneğin sonucu dışarıdaki hayattan habersiz olmak ve gelecek konusunda imkânları değerlendirememektir. Ve her iki sonuç ise kıymetli bir hayat yaşamaya engeldir. Öğrencilerin kısa vadeli düşünmesinin ve buna göre hareket etmesinin sonuçlarından biri de yanlış bölüm seçimidir. Türkiye ve Fas kökenli öğrencilerde sıkça görülen bu sorun birçok olumsuz sonucu beraberinde getiriyor.

Bunların başında belki de bir öğrencinin o genç yaşta kaybettiği yıl ya da yıllardır. Birçok öğrenci bundan dolayı hiç gerekmediği hâlde eğitimini 25 yaşından sonra nihayete erdirebiliyor ancak. Bunun sonucunda ise vaktinde ne bir aile kurabiliyor, ne de gelecek vaad edebilecek bir meslek sahibi oluyor.

Daha önce de belirtildiği üzere bu ve benzer gelişmeler müslim ya da gayrimüslim her öğrenciyi etkilemektedir. Bu konuda biz Müslümanların mevcut tavrı, maruz kalmaktan başka bir şey değil maalesef. Böyle gelişmeleri görmediğimizden hazırlık yapmıyoruz, dolayısıyla maruz kalıyoruz. Ve böylelikle art arda gelen nesiller kıymetli bir hayat görüşü ve yaşam tarzından uzaklaşmış oluyor. Bu konuda hem kendimize hem gayrimüslim nesillere verecek neyimiz var?

Hangi teklifi sunacağız?

Oldukça zor olan bu soruya şuradan cevap aramaya başlayabiliriz belki. Çocuklarımıza ilim ile meşgul olmayı, nitelikli meslekler ile ilgilenmeyi ve bir işi titizlikle yapmayı sevdirerek ve bütün bunların kendi başına kıymetli şeyler olduğunu öğreterek bu soruna çare bulabiliriz. İçinde yaşadığımız toplumun bu sorunu ile ilgilenmek kendi varlığımız açısından hayati bir önem taşıyor. ◄◄ Tamirler yüzünden oluşacak olan kuyruklardır. Diğer yoğunluk oluşabilecek yerler ise, A8 in Karlsruhe Pforzheim ve Stuttgart ve çevresidir, birde A99 un Münih çevre yolunda da yoğunluklar beklenmektedir.

Avusturya’dan transit geçişlerinin olduğu Otobanlar ise A10, Tauern Otobanı ve A9 Phyrn Otobanı.

Buralarda ise genelde A10 üzerinde olan Karawankentunnel geçişinde yoğunluklar beklenmekte.

Ancak eğer çıkış saatlerinizi iyi ayarlayabilirseniz bazı kuyruklardan kurtulabilirsiniz. Mesela bu noktalara akşamın geç saatlerinde veya sabah 6’dan önce varmanız isabetli olur.

Otoban ücretleri Genel olarak yapışkanlı vinyetlerde

‘Avrupa’daki vatandaşlarımız daha rahat ulaşım imkânı bulacak’

Y

urtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) Türkiye’ye tatile gelen yurt dışındaki vatandaşlarımızı Sırbistan’da karşılıyor.

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ile Türk Polisi bu yaz döneminde sıla yoluna düşen yurt dışındaki vatandaşlarımızı ilk kez Türkiye sınırlarının ötesinde Sırbistan’daki sınır kapılarında karşılamaya başladı. ‘‘Avrupa’daki vatandaşlarımız bu yaz ülkemize daha rahat bir ulaşım imkanı bulacak’’ Uygulamanın hayata geçirildiğine dair paylaşımda bulunan Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar (YTB) Başkanı Abdullah Eren, “Avrupa’daki vatandaşlarımız bu yaz inşallah ülkemize daha rahat bir ulaşım imkânı bulacak. İçişleri Bakanlığımızın iş birliğiyle ilk kez sıla yolundaki vatandaşlarımızı kendi polisimiz, kendi görevlilerimiz ve Türkçe-Sırpça bilen öğrencilerimizle Sırbistan’daki sınır kapılarında karşılıyoruz.” dedi. YTB Başkanı Eren, geçtiğimiz Ramazan ayı içerisinde Almanya’nın Münih şehrinde gerçekleştirilen iftar programında yaptığı konuşmasında söz konusu uygulamanın müjdesini vermiş ve “Bu izin sezonunda Türkiye’ye seyahat eden Avrupa’daki vatandaşlarımız için Sırbistan sınırında Türk polisi, YTB görevlileri ve YTB’nin uluslararası öğrencileri olacak.” açıklamasında bulunmuştu.

Her türlü ihtiyaç için destek Yurt dışından Türkiye’ye gelen vatandaşlarımız

için önceki yıllarda Türkiye’deki sınır kapılarında karşılama ve uğurlama törenleri yapan ve bu süreçte vatandaşlarımızın yol boyunca duyacakları çeşitli ihtiyaçların temininde bulunan YTB, İçişleri Bakanlığı iş birliğiyle bu yıl bir ilki gerçekleştirerek Türkiye sınırlarının dışında Sırbistan’da karşılama faaliyetlerini gerçekleştirmeye başladı.

Sırbistan polisinin de eşlik ettiği YTB görevlileri ve Türk Polisi sıla yolundaki vatandaşlarımızın gereksinimlerinin karşılanmasının yanı sıra seyahat güvenliği için çeşitli uyarı ve hatırlatmalarda bulunuyor.

Ayrıca Türkçe ve Sırpça bilen YTB bursiyeri öğrenciler ve yerel personel de iletişim için dil sorunu yaşayabilecek vatandaşlarımıza yardımcı oluyor.

Yine YTB tarafından tahsis edilen ve 7/24 hazır bulunan araçla da güzergâh boyunca gerçekleşebilecek olumsuz durumlara destek için bulunuluyor.

7/24 çağrı merkezi YTB’den yapılan açıklamada ayrıca 1 Temmuz itibariyle vatandaşların geçiş güzergâhlarından olan Niş yakınlarındaki Bosphoros Hotel adlı konaklama tesisinde YTB standı ve çağrı merkezi oluşturulacağı; vatandaşların Sırbistan geçişlerinde yaşamış oldukları sorunlar için oluşturulacak +381 63 816 20 30 numaralı hattı arayarak danışmanlık ve yönlendirme hizmeti alabileceği belirtildi. Karşılama törenlerinin Türkiye’deki sınır kapılarında da gerçekleştirileceğinin belirtildiği açıklamada yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın yoğun olarak geldikleri il ve ilçe merkezlerinde de düzenlenecek etkinlikler ile ana vatanda keyifli bir tatil geçirmelerinin hedeflendiği ifade edildi.

Türkiye’den dönüşler için de uğurlama etkinlikleri düzenleyecek olan YTB; dönüş yolunda da İpsala ve Kapıkule sınır kapılarında vatandaşlarımızın ihtiyaç◄◄ larını karşılayacağı imkânları sunacak.



İZİNE GİDECEKLER DİKKAT!

H

er yıl Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde yaşayan Türklerin izin dönemleri hep çileli geçiyor. Özellikle Uçak biletlerinin aşırı pahalı olması nedeniyle kara yolu ile memlekete gitmek isteyen vatandaşlarımız bu kez de Trafik çilesi yaşıyor. Hepsi bir yana değerli takıları ve nakit paralarını evlerinde bırakmak istemeyen bazı vatandaşlarımız bunları Türkiye ye beraberinde götürmeye çalıştıklarında, ya da Türkiye den buraya beraberinde getirdiklerinde sonu hüzünle biten trajediler de yaşıyorlar. Bu yıl yine izin zamanı olması dolayısıyla aynı şeylerin yaşanmaması için uyarı amacıyla bu haberi yaparken ilk önce Arabası ile Türkiye ye gitmekte olan bir Türk ailesinin başına gelenler bizi üzdü. Aile Sırbistan gümrüğüne geldiklerinde polisin şüphelenmesi nedeniyle araç aramaya tabi tutuluyor ve araçtan çöp torbası içinde 60 bin euro nakit para ele geçiriliyor. Polis paraya el koyarken aile de mahkemeye sevk ediliyor.

Yaşanan ikinci bir olayda da Alman polisi, Türki-

camın öngörülen noktalara yapıştırmanız gerekli. Bu da vinyette resimli gösterilmektedir ki eğer o noktalara yapıştırmazsanız kameralar bunları okuyamamaktadır ve Vinyet almamış gibi ceza yersiniz.

Eğer dijital Vinyet tercih ederseniz, aracınızın plakasını ve ülke kodunu doğru yazmalısınız. Avusturya için eğer Asfinag’dan alırsanız 18 gün sonra geçerlilik kazandığını da unutmayınız.

Avusturya Avusturya Otobanına girmeden önce kesinlikle Vinyetlerinizi almalısınız çünkü her girişten 50 metre sonra kamera kontrol sistemi vardır ve sizi çeker bundan kurtuluş yok sonra alacağınız Vinyet işe yaramaz. ADAC ve Oeamtc ve birçok

ye’den dönen iki aracı durduruyor. Araç içindeki şahısların üzerinde Toplam 2800 Euro’yu bulan altınlara el koyuyor.

Almanya’da Nürnberg yakınındaki A9 otoyolunda yapılan kontrollerde Türkiye’den dönen iki araç gümrük kontrolüne takıldı.

Türkiye’den İngiltere’ye dönen araçta değeri 1400 Euro’yu bulan altın bilezik bulan Alman gümrük memurları buna el koyup işlem başlattılar. Bir başka araçta ise yine değeri hemen hemen 1400 Euro’yu bulan altın takı ele geçti. Bunlara da el konuldu. Yetkili makamların belirleyeceği ceza ödendikten sonra takılar iade edilecek.

Yurt dışından getirdiğiniz bilezik veya takılara dikkat edin. Yetkililer, karayolundan seyahatte bir yolcunun beraberinde bulundurabileceği serbest altın değerinin 300 Euro olduğuna dikkat çektiler. Uçakla yolculukta bu 430 Euro.

Türkiye’den Avrupa’da yaşadığı ülkeye karayolundan seyahat edenlerin gümrük kontrollerini unutmaması gerekir. Yetkililer havalimanlarında olduğu gibi otoyol kenarındaki dinlenme tesisi ve benzin istasyonlarında da arama ve kontroller yapıyorlar.

Lütfen Dikkat! Avrupa dan götürdüğünüz para ◄◄ miktarı da 10.000 Euro’yu geçmesin.

Benzinliklerde Vinyet veya dijital Vinyet satılmaktadır. Bu noktalardan alacağınız vinyetler derhal geçerli oluyor eğer Asfinag online shoptan alırsanız burada 18 günlük bekleme süresi var.

Macaristan Macaristan’da Vinyet zorunludur. Önceden bazı muafık olan bölgelerde bu yıl zorunlu oldu ve Kamera kontrol sistemiyle donatıldı. Önemli: Dijital vinyeti aldığınız kasa kâğıdını atmayınız ve iki yıl saklamak zorundasınız. Bu kâğıtlarda yazılar silinebiliyor o yüzden ya fotokopisini çekin ya da fotoğrafının seri numarasını kaydedin. Kameraların okuyamama durumunda ceza gelebilir. Ayrıca bu ülkede, eğer ilk alış noktasından Vinyetinizi alama-

mışsanız 60 dk. zamanınız var daha ileriden de alabilirsiniz.

Slovenya Bu ülkede yapışkan Vinyet kullanılmakta. Burada dikkat etmemiz gereken Vinyeti camımıza yapıştırdıktan sonra, Vinyetin alt kısmını ve kasa kâğıdını kesinlikle atmayınız, çünkü kontrol olduğu taktirde siz bunları gösteremezseniz Vinyetiniz geçersiz sayılıyor ve ceza ödemek zorundasınız. Karawankentunnel geçiş ücreti Vinyete dahil değildir ve ekstra Tünel girişinde alınır ve 7 Euro’dur.

Sırbistan Bu ülkede Otoban başlangıçlarında gişeler vardır buradan pul alınır ve çıkışlarda ödenir. Euro ve kredi kartı ya da EC maestro kartıyla da ödeme yapılabilmekte. (Devamı yan sayfada)









toplum 07

samenleving

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 251-252 - Haziran/Temmuz- Juni/Juli 2019

Sıla Yolu...

Haklarımız

“Hayırlı yolculuklar, iyi tatiller diliyoruz...”

e.emre@letseladvies.nl

Ethem Emre

Türkiye ve Avrupa Bağlantılı Kazalar...

Sıla yolunda hız sınırına dikkat Sıla yolu üzerindeki en popüler güzergâhlardan olan Sırbistan’da Belgrad ve Niş arasındaki 14 noktada 56 kamera ile kontrol yapılıyor. Hız sınırını aşanları para ve hapis cezaları bekliyor. İzin sezonu başladı.

U

çak biletlerinin çok pahalı olması nedeniyle Avrupalı Türkler yine anavatana gidebilmek için otomobilleri ile yollara düştü.

arası gidenlere 10-20 bin dinar (86-172 avro ve 191-210 km arası gidenlere 20-40 bin dinar (172-344 avro para cezası ve ek olarak 1-30 gün hapis cezası veriliyor.

Sıla yolu üzerindeki en popüler güzergâhlardan olan Sırbistan’da Belgrad ve Niş arasındaki 14 noktada 56 kamera ile kontrol yapılıyor.

211-330 km arası hız yapanların 100-120 bin dinar (850-1015 avro) ve ek olarak 15-60 gün hapis cezasına çarptırıldığı ülkede, 331 ve daha fazla hız yapanlar için 30-60 gün hapis cezası öngörülüyor.

Bu bölgede, 130-150 km arası gidenlere 3 bin dinar ( 25 avro), 151-160 km arası gidenlere 5 bin dinar (43 km) avro, 161 170 km arası: gidenlere 10 bin dinar (86 avro), 171-190 km

Sırp yetkililer, aşırı hız yapılması durumunda, polislerin araçları gişelerde durdurup cezaları

tahsil edecekleri izincileri uyardı.

yönünde

NOT: Haberdeki bilgiler tavsiye amaçlı derlenmiş olup, kesinlik içermemektedir.

Yol güzergâhınızdaki hız sınırlamasını tabelalardan takip etmelisiniz.

Hız sınırları, yol çalışmalarına ve hava şartlarına bağlı olarak değişebilmektedir. ◄◄

BULGARİSTAN VİNYETİNİZİ İNTERNET ÜZERİNDEN ALIN!

SILA YOLU FATİH...

Kara yolunu tercih ederek memleket yolculuğuna çıkacak olan Avrupalı Türklere, Bulgaristan Vinyeti’ni internet üzerinden almalarını tavsiye ederim. Bunun en büyük nedeni; yorgunluk veren uzun bir yolculuk sonrasında Bulgaristan Sınır Kapıları’nda vinyet kuyruklarında beklememeniz. Bunun için Bulgar vinyetinizi internet üzerinden satın alın. Çok kolay, aşağıdaki linke basarak tüm işleminizi 2 dakika içerisinde halledebilirsiniz!! https://www.bgtoll.bg/tr/?fbclid=IwAR2YWamli4oLAUsZPu6bbME◄◄ IiScGFiqX3jn32dwFB-lQ34l5O9fb4F4U6yI.

Bu yıl Kapıkule’yi tercih edin. İpsala ve Hamzabeyli’de inşaat var.

185 gün kuralı sorun olmaya devam ediyor.

Vekaletnameler resmî makamlardan olacak. Şirket araçlarına 30 gün izin...

Cezalar ödenmeden çıkış ◄◄ yapılamayacak.

Yanınızda bozuk para bulundurun. Çünkü para üstünü kendi para biriminden verdikleri için eksik olabilir. Bu ülkede ve Bulgaristan’da dikkat etmemiz gereken bir başka unsur ise sahte ADAC ya da OEAMTC çekicileridir. Bunlar kendilerince bu otomobil kulüplerinin logolarını çekicilerine yapıştırarak sizi kandırmakta ve ücret olarak sizlerden daha çok para istemektedirler.

Ayrıca anlaşmaları oldukları tamircilere götürerek yüksek ücreti istemekteler. Böyle bir sıkıntıyla karşılaşmamanız için silayolu. com olarak “ETA Euro Türk Assisti” adlı kendi kulübümüzü kurduk Silayolu içinde bulunan bütün ülkeleri kapsayan tamircilerle ve çekicilerle anlaşmamızı yaptık ve hiç bir gurbetçi mağdur olmayacak artık. Bu konuda geniş bilgiyi Sezai Koç’tan edinebilirsiniz Telefon: 00491777177748 .

Bu sahte çekiciler yanlarında taşıdıkları aletle sizin telefon sinyalinizi bozabiliyor ve arama yapmanıza engel olabiliyorlar. Bu durumda ise Aracınızı kilitleyin bir kaç metre uzaklaşın oradan ve aramak istediğiniz yeri arayın.ADAC için +4989222222 ya da OEAMTC +4312512000 ya da ETA +491777177748.

Hırsızlara karşı kendinizi nasıl korursunuz: - Aracınızı bekçili otoparka park edin. - Değerli eşyalarınızı aracın içinde görünür bir yere bırakmayın. - Navigasyonunuzu park ettiğiniz zaman camdan çıkarıp gözükmeyen bir yerde muhafaza ediniz. - Şehir içi sürüş hâlindeyseniz arabanızın kapılarını kilitleyin. - Yüksek miktarda para veya kredi kartı bankomat kartlarınızı kendinizle taşmayın. Otel odanızın kasasında muhafaza edin. - Kalabalık yerlerde çantanızı ya da sırt çantanızı vücudunuzun ön tarafında ya da kolunuzun altında iyi muhafaza ederek taşıyınız. Kapkaççılara karşı dikkatli olun. silayolu.com

Randstad Kaza Hukuku Kurumu, kaza hukuku alanında hizmette sınır tanımıyor.

Tatil ve tatil yolundaki kazalarla ilgili makalemizi daha önce sizlerle paylaşmıştık.

Randstad Kaza Hukuku Kurumu, merkezi İzmir’de olan EUROASIA kardeş kuruluş şirketimiz ile, Türkiye ve Avrupa bağlantılı trafik kazalarını EUROASIA Genel Müdürü, Ruhan Erdinç’in kaleminden, sizlerle paylaşmak istiyoruz.

Her iki kardeş kuruluşun iletişim adreslerinden geniş bilgi alabilir ve bizlere ulaşabilirsiniz.

Türkiye’de İzmir merkezli olarak kurulmuş olan EUROASIA’nın oluşturduğu iletişim ağı sayesinde Türkiye, Hollanda, Almanya, Avusturya ve Avrupa’nın çeşitli illerinde Eksper ve Avukat Partnerlerimiz ile hizmetlerimizi Eylül 2018 itibari ile Avrupa’da yaşayan Türk gurbetçilerimize sunmaktayız. Uzun yıllar Hollanda Merkezimizdeki Kardeş Şirketimiz Randstad Personenschade BV tarafından, başta Hollanda olmak üzere Almanya ve diğer Avrupalı sigorta şirketlerine ve sigortalılara verdiğimiz hizmetlerle birlikte, bundan böyle bu bilgi birikimimizi ve tecrübelerimizi Hollanda, Almanya ve Avusturya’daki yaşayan Türk vatandaşlarımıza Ferdi Hasar Danışmanlık Hizmetleri sunmaktayız.

EUROASIA‘nın sizlere sunduğu en önemli avantajlar: Kuruluşumuzun Türkiye’de, Hollanda ve Almanya’da aktif olmasıdır dolayısıyla Tecrübeli, sigorta hasar bölümlerinde uzun yıllar çalışmış deneyimli uzman personelimiz ile sigortacılık konusunda uzman avukatlarımız ve Sigorta alanında karşılaşılan sorunları daha hızlı ele alınması ve Hasar dosyalarının daha çabuk sonuçlandırılması Sigortalılar içinde hızlı hizmet anlayışı getirmektedir.

Amacımız Avrupa ıla yolu üzerinde ve Türkiye’de oluşan trafik kazası mağdurlarına, özellikle trafik kazaları ve buna bağlı yanlış tedavi ve mağduriyete uğramış gurbetçilerimizin, oluşan her türlü zararını en aza indirilmesi, ortadan kaldırılması ve zararların giderilmesi amacıyla hukuki bilgilendirme yapılmasıdır, Kaza sonucunda mağdur olan kişilerin tazminat haklarının neler olduğunu ve kaza sonrası Hasar dosyaları takibi, avukatlarımızla Rücu Dosyaları Takibi, Bir çok Araç sahipleri tarafından bilinmeyen

ve önemsenmeyen çok önemli olan Tamir sonrası yapılması gereken Araç Değer Kaybı Dosya Takibi ayrıca Türk ve Avrupalı Partner Eksperler tarafından Ekspertiz hizmetleri konusunda tarafımızdan hizmetin verilmesi ve Sigorta şirketleri tarafından onaylanan tazminatların hak sahiplerine en kısa sürede ulaştırılması en büyük amacımızdır. Şirketimiz bünyesinde Almanca, İngilizce, Felemenkçe ve Türkçe konuşan personelimiz ve bünyemize bağlı Partner Avukatlarımız ile Hollanda, Almanya ve Avusturya’dan Türkiye’ye Avrupa Sılayolu üzerindeki ülkelerde‘ Network’ ağımızda olduğumuz avukat hukuk büroları çoğunlukla Orta Avrupa ve Doğu Avrupa ülkelerinde faaliyet göstermektedirler.

Bunlardan Network ağımızda olan başta Hollanda ve Almanya olmak üzere, Avusturya, İsviçre, Belçika, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Slovenya, Slovakya, Sırbistan, Polonya, Estonya, Litvanya, Letonya, Bulgaristan, Yunanistan, Romanya’da partner Avukatlarımız ile hizmet verilmektedir.

Ayrıca hizmetlerimiz içerisinde, Türkiye genelinde 81 ilde partner avukat büroları ile Avukatlık hizmetlerin verilmesinin yanı sıra, anlaşmalı partner hasar ekspertiz büroları ile hizmetler verilmektedir.

Türkiye’de ve Avrupa’da kaza sonrası bedensel yaralanmalarda ve yanlış ameliyatlarda, dosyalarınızı takip ederek bedensel yanlış tedavi tazminatı, manevi tazminatlar talepleri ve kaza sonrası ölüm ve bedensel yaralanmalarda, maluliyet hesaplaması ve tazminat talepleri yapılmaktadır.

Kazasız bir sıla yolu ve yaşam dileklerimizle, sıla yolunuz açık olsun.

Ruhan ERDİNÇ - Genel Müdür EUROASIA Legal Assist & International Claims Services Ltd. Folkart Towers Adalet Mah. Manas Blv. Nr.39/3107 - 35530 İzmir / Türkiye Cep tel.: + 90 (0) 542 318 05 02 Tel. : + 90 (0) 232 390 92 55 - NL +31 (0) 888 08 78 90 E-mail : ruhan.erdinc@euroasia.com.tr www.euroasia.com.tr www.letseladvies.nl

Hayırlı yolculuklar ve iyi tatiller diliyoruz...

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 251-252 - Haziran/Temmuz- Juni/Juli 2019

04 haber 08 nieuws

Haklarımız

info@ibco.nl

Mehmet Yamaç

Türkiye’de SGK Emekliliği ile Geleceğiniz Güvencede!

Bu sene için günlük prim miktarı 27,29 TL’dir. 3600 günlük borçlanma için ödeyeceğiniz miktar toplamda 98.244 TL’dir.

-Borçlanma kapsamında olmayan süreler hangileridir?

Yurt dışında 18 yaşın doldurulmasından önce; Türk vatandaşlığının kazanılmasından önce veya Türk vatandaşlığının kaybedilmesinden sonra yurtdışında geçen sigortalı çalışma süreleri, işsizlik ve ev kadını olarak geçen süreler borçlanma kapsamında değildir. Demek ki Türk vatandaşlığının kaybedilmesinden sonraki süreleri Yurt dışı borçlanması olarak işleme alamıyoruz.

- Bağlanan aylıkların başlama tarihi nedir?

3201 sayılı Kanuna göre borçlanılan hizmetlere göre bağlanacak yaşlılık aylığın başlangıç tarihi, dilekçe tarihini takip eden aybaşıdır.

- Borçlandırılan sürelere göre aylık bağlanması için aranan şartlar nelerdir?

Borçlanılan sürelere göre malullük, yaşlılık veya emekli aylığı bağlanabilmesi için; Tahakkuk ettirilen borçtan aylık bağlanmasına yetecek en az süre/gün karşılığı kadar ödeme yapılması gerekmektedir. Maaş otomatikman bağlanmaz, bunun için de yapılması gereken bazı işlemeler vardır.

Yurda kesin dönülmüş olması durumunda hiçbir sorun olmadan maaşınızı bağlatabilirsiniz. Yani, aylık tahsis talebinde bulunanların yurt dışındaki çalışmalarının sona ermesini, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği almamaları durumunu ifade etmektedir. “Sosyal yardım ödeneği” ibaresi, bulunulan ülke mevzuatı kapsamında, geçimlerini sağlayacak hiçbir gelirleri olmayan veya mevcut gelirleriyle geçimlerini sağlamakta güçlük çeken kişilerin asgari geçim düzeyi ile sınırlı olmak üzere geçimlerinin sağlanması amacıyla kamu kurum ve kuruluşları tarafından muhtaçlık durumuna ve süresine göre ödenen ikamet şartına bağlı nakdi yardımları, Ancak bunun için mutlaka SGK Kurumuna yazılı başvuruda bulunulması şarttır. Emekli işlemleriniz bittikten sonra maaşınız otomatik olarak başlamayacaktır. Ama biz bu müracaatı sizin için yapabiliriz. Çünkü; Türkiye’deki SSK Emeklilik işlemlerinizi Türkiye’ye gitmenize gerek kalmadan biz buradan hallediyoruz. İzin öncesi veya izinden döndükten gelerek sonra emeklilik işlemlerinizi Türkiye’ye gitmenize gerek kalmadan Hollanda’dan hallediyoruz.

Daha geniş bilgi veya randevu için bizi telefon veya WhatsApp ile arayabilirsiniz. Şimdiden yolunuz ve bahtınız açık olsun. Hayırlı izinler dileklerimle.

Emeklilik Uzmanı - Konsoloslukta kayıtlı yeminli tercüman Doç. Mehmet Yamaç 06 222 056 33 ◄◄

Oz&Er FOOD B.V. Rooseveltstraat 39 2321 BL Leiden

E-mail info@ozener.com Tel. +31(0)71 - 589 09 99 Fax +31(0)71 - 589 20 26 www.ozener.com

Hayırlı yolculuklar, iyi tatiller diliyoruz

Geçen sayımızda; “Yurt dışı borçlanma için aranılan şartlar nelerdir? Borçlanma tarihinden sonra yurtdışında geçen süreler varsa bunlarda borçlanılabilir mi? Yurt dışında geçen hangi süreler borçlandırılır?” gibi soruları cevaplamıştım.

Bugün de yine sizden gelen soruları cevaplandırmaya çalışacağım. Sorularınız varsa beni WhatsApp veya telefonla arayarak sorabilirsiniz.

Ancak; yine bir izin dönemine girdik hayırlısıyla, kısmetse birçoğumuz izine gitmeye hazırlanıyoruz.

Türkiye’de bir (1) günlük SSK sigortalı olarak çalışmanız yeterli olacaktır, buna dikkat ediniz lütfen.

Türkiye’ye giriş ve çıkışlarınızda NL veya TR pasaportunuza mühür vurdurmayı da unutmayınız, eğer ID kart ile giriş-çıkış yaparsanız da, çıkışta mühür basılan kağıdı memurdan istemeyi unutmayınız.

-Yurt dışında bulunduğum dönemlerin tamamı için borçlanma talebinde bulundum, bir kısmının ödemesini yapmadım. Kalan kısım için tekrar borçlanma yapabilir miyim?

Evet. Yurt dışında geçen sürelerden tamamının borçlanılması diye bir zorunluluk yoktur. Başvuru sahipleri, yurtdışında geçen sürelerin tamamını borçlanma isteğinde bulunabilecekleri gibi, bir kısmını ya da aylık bağlamaya yetecek bölümünü borçlanma talebinde de bulunabilirler. Bu konudaki tercihin, başvuru sırasında yazılı olarak belirtilmesi gerekir.

En doğrusu bilen biriyle bu işi yürutmek ve aylık bağlamaya yetücek bölümünü borçlanma talebinde de bulunmaktır.

- Borçlanma miktarının ödenmesinde geçerli bir süre var mıdır?

Evet, 3201 sayılı Kanuna göre tahakkuk ettirilen borç tutarı, tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içerisinde ödenir. Üç ay süre içerisinde ödeme yapmayanların borçlanma işlemleri iptal edilir. Söz konusu üç aylık süre içerisinde borcun bir kısmının ödenmesi halinde, ödenen miktar ile orantılı süre geçerli sayılır, kalan sürenin geçerli sayılması yeni bir borçlanma talebine bağlıdır.

- Yurt dışı borçlanması yaptım, 3 ay içinde borcumu ödeyemedim, tekrar borçlanma yapabilir miyim?

Evet. Yukarıda açıkladığımız üzere, üç aylık süre içinde ödeme yapmayanların borçlanma başvuruları geçersiz sayılacaktır. Belgelendirilen yurtdışı hizmet sürelerinin yeniden borçlandırılarak değerlendirilmesi, bu konudaki yeni başvuruya bağlıdır.

- Yurt dışı borçlanması yaptım, tekrar iadesini isteyebilir miyim?

Evet. SGK tarafından tahakkuk ettirilen borcun tamamını veya bir kısmını ödeyenlerden borçlanmalarının iptal edilmesi için başvuruda bulunanların ödedikleri borçlanma tutarının tamamı faiz uygulanmaksızın Türk Lirası olarak iade edilir.

Ancak, borçlandıkları hizmetler dikkate alınarak aylık almakta olanlar borçlanma talebinden vazgeçemezler ve bunların ödedikleri borçlanma tutarı iade edilmez.

- 2019 senesi için yurt dışı borçlanma için ödenecek günlük en düşük tutar miktarı nedir?



Kısa haberler...

HOTİAD üyelerinden Kudüs’e ziyaret

Balcı Reizen tarafından düzenlenen “Kültür Turları” çerçevesinde Kudüs’ü ziyaret eden HOTİAD üyeleri geziden oldukça memnun kaldılar...

HOTİAD Başkanı Hikmet Gürcüoğlu “HOTİAD olarak bazı üyelerimizle birlikte bir Kudüs gezisi gerçekleştirdik. Kutsal bir yer olan şehri sadece gezi amaçlı olarak ziyaret ettik. Özellikle Mescid-i Aksa ve civarı bir cuma gününde feyzi bol bir ziyaret oldu. Maneviyatın ve tarihin dolu dolu yaşandığı mekânda bulunmak, aynı havayı teneffüs etmek istedik. Bugünün sosyal şartlarını da yerinde görmek için bu ziyaret çok isabetli oldu” dedi.

Tilburg Süleymaniye’de hatim duası...

Tilburg Süleymaniye Camii’nde devam eden hatim okuması sonrası din görevlisi Yakup Etik Hoca’nın yaptığı dua sonunda kendisine ve hafız Rafet Hoca’ya, Ahmet Arslan ve Süleyman Demirci tarafından birer buket çiçek taktim edildi. Kur’an’ın çağlara ışık tutan evrensel mesajı, ışığı bir ay boyunca camilerden dışarı taştı, gönülleri aydınlattı.



Caddeler Kutlu Nebi’nin sözleriyle aydınlandı

Milli Görüş Amersfoort Gençlik Teşkilatı, Ramazan ayı boyunca şehrin otobüs duraklarını Hadis-i Şeriflerle süsledi. Gençler tarafından hazırlanan afişler, halkın yanı sıra sosyal medyada da yoğun ilgi gördü. Hadis-i Şerifler Felemenkçeye çevrilip, Hollandalı vatandaşların anlayacağı şekilde yayınlandı.

Groothandelsmarkt 69-78 3044 HC Rotterdam info@tur-ned.nl www.tur-ned.nl +31(0)10 43 78 812 Hakkımızda...

Tur-Ned International Trading BV firması 1992 yılında kurulmuş, 27 yıldan beri etnik piyasada kuru gıda grubu ürünlerde Türkiye’nin ve Dünyanın kaliteli markaların marketlere tedariğini yapmaktadır. Bünyemizde yaklaşık 60’a yakın kaliteli marka ürünleri bulunmaktadır.

Türkiye’nin önde gelen, AKFA, ALTINDAMLA, BAKAN, BAŞHAN, ÇAYKUR, COLOMBO ÇAYLARI, ECE, HAZAL, MARMARA BİRLİK ZEYTİNLERİ, NUHUN ANKARA MAKARNASI, ÖNCÜ, ORKİDE ve TUKAŞ gibi kalitede öncü markaları Rotterdam toptancı halinde 1500 m2’lik satış mağazasında ve günlük dağıtım ağıyla müşterilerinin hizmetine sunmaktadır. Haftanın 5 günü (Pazartesi-Cuma) Hollanda’nın tüm bölgelerine servisle ürünlerimizi ulaştırmaktayız. İş ortaklarımızın taleplerini yerine getirebilmek ve tüketicinin kaliteli ürünlerle bulaşmasını sağlamak için yönetim, pazarlama ve servisteki ekibimizle en iyi tedarikçi olabilme prensibiyle çalışmaktayız.









hayat ve inanç 09 leven en religie

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 251-252 - Haziran/Temmuz- Juni/Juli 2019

“Yola çıkmadan “doğru yolu gösteren Kitabı hesaba katmak gerekir.”

M. İkbal diyor ki: Bir zamanlar “Yol kesenler, Kur’an-ı okuyup öğrenince (ve yaşayınca), yol gösterici oldular”

YOLA DÜŞMEK A

rtık çoğu ülkelerde yaz mevsimi tatil veya izin mevsimi. Nitekim Hollanda’da yaşayan insanlarımızın gündeminde tatil, anavatana izine gitme gerçeği var.

Bu durum bize “yola gitmek, yola çıkmak, yolcu olmak, yolculuk” gibi deyimleri hatırlatıyor.

Hayatta pek çok yolculuklar var.

Herkes her gün bir yola girer, yolculuk yapar. Kısa veya uzun.

Yakın bir mesafeye veya uzak bir yere. Arabayla, otobüsle, trenle, uçakla, bisikletle, vapurla, ya da yaya. (Atla demeyeceğim zira atla yolculuk yapmak artık tarihe karıştı.)

Herkesin bir hedefi var, herkesin varmak istediği bir menzili var.

Kimisi hedeflediği menzile varıyor, kimisi varamıyor. Kimisi kısa veya uzun yolculuktan sonra evine dönüyor. Yolculuğundan dönmeyeler de oluyor. Ne yollar tükeniyor ne yolculuklar. “Ben ömrümü harcadım bu yollar tükenmedi” diyen şair gibi.

Hayat devam ettiği sürece yolculuk da devam ediyor. İnsanın ihtiyacı olduğu sürece yolculuklar da sürüyor. İnsan aktif olduğu sürece, yolculuk bu aktifliğin bir gerçeği.

Kimisi iş için, kimisi ziyaret için, kimisi toplantı için, kimisi tahsil için, kimisi sevdiklerine kavuşmak için... Kimisi sevincinden, kimisi üzüntüsünden, kimisi kahrından,

kimisi keyfinden, kimisi avâre olduğundan, kimisi de gezme tutkusundan yollara düşüyor.

“Yol Türküsü Göğsümüz kuvvetli, gönlümüz temiz /Tükenmez yolları tüketiriz biz /Ne saray, ne hamam, ne han isteriz /Nerde gün batarsa orda yatarız ...

Hey anam hey! Yolcu yolunda gerek...” (N. Hikmet) Aslında insan doğumdan ölüme doğru yol alan bir yolcudur. Ârif bir şairin dediği gibi.

“UZUN İNCE BİR YOLDAYIM Uzun ince bir yoldayım / Gidiyorum gündüz gece / Bilmiyorum ne haldayım / Gidiyorum gündüz gece Dünyaya geldiğim anda / Yürüdüm aynı zamanda /İki kapılı bir handa /Gidiyorum gündüz gece ..... Şaşar Veysel işbu hâle/Gâh ağlaya gâhi güle/Yetişmek için menzile/Gidiyorum gündüz gece...”(A. Veysel) Kim ne derse desin, kim nasıl anlarsa anlasın hayat bir yolculuktur. Bu yolculuk kimisi için uzun, kimisi için kısa sürer.

Sonunda yolculuk biter ve insan varacağı menzile varır.

Gideceği, ya da gitmesi mukadder

yere mutlaka gider. İnsanın eninde sonunda varacağa yere gitmesi, yani ölmesi de bir çeşit yolculuk değil midir? Nitekim ölüm için “âhirete yolculuk” denir.

Dilimizde ölüm için “irtihal”, ya da “âhirete irtihal” kelimesi de kullanılır. Yani yolculuk, ya da âhirete yolculuk. Bunun asıl “rıhl” kelimesidir ki bu da yol demektir.

Bu kökten gelen “rıhle” dünya yolculukları hakkında, irtihal ise âhirete giden yolculuk hakkında kullanılır.

“Yolculuk, her zaman düşündüm onu;/İçimde bu azgın davet ne demek?/Oraya, nemdeyse güneşin sonu,/ Uçmak, kayıp gitmek, kaçıp dönmemek” (N. Fazıl) Şair şiirinde acaba gurbete doğru bir yolculuğu mu kasdediyor?

Acaba irtihal etmeyi anlatıyor?

Acaba kaçınılmaz olan son yolculuğu söz konusu ediyor? Öyle hayatta her ne kadar yolların sonu olmasa da nihayet herkes için günün birinde yolun sonu var.

“Geçtim dünya üzerinden/Ömür bir nefes derinden/Bak feleğin çemberinden/Yolun sonu görünüyor...

Azrail’in gelir kendi/Ne ağa der ne efendi/Sayılı günler tükendi/ Yolun sonu görünüyor” (D. A. Akınet)

Hayırlı yolculuklar, iyi tatiller diliyoruz...

Bir de yol ve yolculuk üzerine söylenenleri hatırlamalı. Herkes kendi penceresinden, kendi dünyasından, kendi bakışı açısından bakıyor; yolu ve yolculuğu değerlendiriyor. Âşık Seyrânî; “Yolcular yanılır, yollar yanılmaz” demiş.

C. Rîmî ise insanın içine doğru bir yolculuğu tavsiye ediyor: “Yolcu, kalbe yürü, orayı seyret, orada gez dolaş.” Bunu R. M. Rilke şu sözüyle tamamlıyor: “Tek gerçek yolculuk, insanın kendi içine yaptığıdır.”

Yolun eğrisi var düzü var, güvenli olanı var, tehlikeli olanı var. İnsanı hedefe götüreni varan, insana hedef şaşırtanı var. İblisin yolu, hakkın yolu var. Kişiyi gül dağına götüreni var, ateş çuruna vardıranı var. Kişiyi vuslata erdireni var, perişan ve pişman ettireni var. İnsanı yâr’a kavuşturanı var, insanı en sevgili yâr’dan ayıranı var.

Kişinin bir hedefe, bir amaca, odaklanması, bir şeye kavuşmak istemesi vuslattır. Bazı yollar kişiyi vuslat gibi bir mutluluğa taşır.

Bazı yollar da kişiyi hicran acısına ulaştırır.

Yol varsa yol haritası ve kılavuzu da olmalı. Yol haritası düzgün değil, kılavuz da karga ise, kişinin yolculukla amacına ulaşması, doğru yolu bulması zordur.

Hikmet Pınarı Hüseyin Kerim Ece kerimece@hotmail.com

O yüzden Y. Emre; “Yol odur ki doğru vara. Göz odur ki, hakkı göre” demiş.

Bir de yol kesenler var. Bunlara yol eşkıyası diyebilirsiniz. Onlar ya yola yatarlar, ya yanlış yol gösterirler, ya da yol keserler. Yola çıkmadan “doğru yolu gösteren Kitabı hesaba katmak gerekir.”

M. İkbal diyor ki: Bir zamanlar “Yol kesenler, Kur’an-ı okuyup öğrenince (ve yaşayınca), yol gösterici oldular” Yolculuk zordur, meşakkatlidir, yorucudur. Ama güzel ve faydalı bir amaca yönelikse yorulmalı.

Nitekim anavatana doğru, sıla-i rahim yolculukları bu açıdan değerlidir. Amaç güzel olunca yola çıkmak, yolcu olmak, yolda düş görmek de güzeldir. E. Temelkuran; “Yolculuk, bir düşmek ve kalkmak meselesidir. Eve yaralarla dönülmüyorsa hiç gidilmemiştir...” diyor. https:// www.guzelcumleler.com/yolculuk-ileilgili-sozler Demek ki yolculuk da bedel ister. Her sevilen nimetin, her güzel sonucun, her hayırlı kazancın, her arzu edilen başarının bedel, emek, gayret istediği gibi. Sonunda vuslat, sevdiklerimize kavuşmak varsa, hayra ve güzelliğe, tecrübe ve görgüye kavuşmak söz konusu ise, yorulmaya değer, yola çıkmaya değer.

“Erişir menzil-i maksûda âheste giden” ◄◄

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 251-252 - Haziran/Temmuz- Juni/Juli 2019

04 haber 26 10 nieuws



NIF Eğitim Başkanı İsmail Kızılırmak: “Bir ülkenin ve bir toplumun geleceği oradaki insanların aldığı eğitime bağlıdır”

İSLAMÎ İLİMLER İLK MEZUNLARINI VERDİ

D

ört yıldır okullarının yanı sıra hafta sonları İslami İlimler derslerine katılan 22 genç kız, Schiedam Yıldız Eğitim Merkezi salonunda mezuniyet için bir araya geldiler.

Hollanda İslam Federasyonuna bağlı cemiyetlerde verilen “dört yıllık” İslami İlimler Eğitimi ilk mezunlarını verdi.

Rotterdam Ayasofya, Schiedam Yıldız Eğitim Merkezi, Uden, Tilburg, Rotterdam Birlik ve Den Haag şubelerinde devam eden eğitimin ilk mezunlarını Den Haag ve Birlik şubeleri verdiler.

Düzenlenen diploma törenine öğrenciler, öğretmenler ve veliler katıldılar.

IGMG tarafından Avrupa genelinde uygulanan projenin genel sorumluluğunu Sultan Balkaya yürütüyor. Projenin Hollanda sorumlusu ise Rukiye Şahin. NIF Eğitim Başkanı İsmail Kızılırmak ve Federasyon Başkanı Mehmet Erdoğan da programda hazır bulunup kısa bir selamlama konuşması yaptılar.

Selim Arda Gökmen’in okuduğu Kur’an tilavetiyle başlayan programı Yıldız Eğitim Merkezi Müdürü Mustafa Yüce sundu. İsmail Kızılırmak diplomayı alıp artık birer “eğitmen” olarak salona gelen genç kızları tebrik etti ve eğitimin önemini şu sözlerle vurguladı: “Bir ülkenin ve bir toplumun geleceği oradaki insanların aldığı eğitime bağlıdır. Evlatlarımızı eğitim alan ve eğitime yatırım yapan bir nesil olarak yetiştirmek zorundayız” Ardından kürsüye gelen Sultan Balka-

ya davet edilmesinden dolayı memnuniyetini dile getirdi. Güney Hollanda Bölgesinin bu projede çok büyük bir adım attığını belirten Balkaya bu çalışmanın gerek öğrenciler, veliler ve gerek hocalar arasında ortaya konan karşılıklı fedakârlıklarla gerçekleştiğini ifade etti. Balkaya şunları kaydetti: “Sizlerin bu toplumda, bu çalışmanın içinde, okulun, eğitimin, meslek eğitiminin yanında ailenizin yanında İslam dinini kaynaklarından öğrenme, öğrenmeyi öğretme, nasıl öğretilir öğrenme ve yaşama ve yaşatma arzunuz, sizi bugün Rabbimin izniyle buraya getirdi.

Bu mezuniyetle çalışmamız bitmedi.

Teşkilatın eğitim alanında mensuplarına sunduğu faaliyetler devam ediyor.

Beşikten mezara kadar eğitim yolculuğumuz sürecektir.”

Hollanda İslam Federasyonu Başkanı Mehmet Erdoğan konuşmasında şunlara değindi: “Sizler bölgemizin medarı iftiharı olan değerli öğrencilerimizsiniz.

Ben özellikle dört yıldan beri gecesini gündüzüne katarak İslami İlimler kursumuzu şube şube işlemiş olan şube Eğitim Başkanımız İsmail Kızılırmak kardeşimize ve İslami İlimler sorumlumuz Rukiye Şahin Hanımefendiye yürekten teşekkür ediyorum. Allah kendilerinden razı olsun. Müslümanın beşikten mezara kadar ilim öğrenme mesuliyeti olduğu malumunuz. Millî Görüş Teşkilatları olarak ihtiyaç duyulan tüm ilimleri vermek için büyük gayret sarf etmekteyiz. Bundan da büyük gurur duyuyoruz. Cenab-ı Allah

sizlerin eksikliğini vermesin ve bu teşkilatımızı da ilelebet Avrupa’da İslam’ı temsil eden nesillerin oluşmasına vesile kılsın. Avrupa’da İslami kimlik kazandırmak ve İslami bir duruş sergilemek çok zor. Asıl bundan sonraki aşama daha önemli. Öğrendiklerinizi hayatınızda uyguladığınız takdirde bu ilim ve bilim anlamlı olacaktır.

Başkan her iki grubun genel sınavlarda yüksek puan alan iki öğrencisine birer başarı ödülü verdi.

Programda ilk olarak Den Haag’da eğitim alan öğrenciler, grup sorumlusu Zehra Erik tarafından; her birine ayrı yazılmış ve sınıf içindeki tanınırlığını ortaya koyan dörtlüklerle sahneye davet edildi ve kendilerine diplomaları Genel Merkez İslami İlimler Proje Sorumlusu Sultan Balkaya tarafından verildi.

Daha sonra Rotterdam Birlik Cemiyetinde ders gören kızlar aynı şekilde dörtlüklerle grup sorumlusu Gülay Köse tarafından sahneye çağırıldılar. Onların diplomasını da İslami İlimler Hollanda Sorumlusu Rukiye Şahin verdi. İsmail Kızılırmak ise kendi kızının diplomasını verdi. Sonsuz bir onur ve mutluluk duyduğunu dile getirdi.

NIF Eğitim Başkanı İsmail Kızılırmak, kızına diploma ve ödülünü kendisi takdim etti

Programın kapanış Kur’an tilavetini ise İslami İlimler ders hocalarından Ali Türk yaptı. Program çekilen toplu hatıra fotoğrafı ile hitam buldu.

Haber-Fotoğraflar: Adnan Şahin ◄◄



Hollanda’da hayat...

Hayırlı yolculuklar ve iyi tatiller diliyoruz...

Versaar Türk-İslam Kültür Merkezi dolu dizgin gidiyor Hollanda Türk Federasyon’a bağlı Rotterdam Versaar Teşkilatı, geleneksel iftar programı tertip etti, Kadir Gecesi’ni ihya etti. Bu yıl üçüncüsü düzenlenen programa Rotterdam’ın yanı sıra başka şehirlerden 400 civarından vatandaş katıldı. Teşkilatın tamamen dolduğu akşamda iftar sonrası Türk çayı eşliğinde sohbet edildi. Daha sonra Kadir Gecesi programında ilahiler, kasideler okundu, hatim duası yapıldı, Kur’an tilaveti yapıldı. Eller semaya açıldı, dualar edildi. İftar sonrası basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Versaar Başkanı Muammer Bilgişli, “Geleneksel olarak her sene düzenlediğimiz ‘İftar Sofrası ve Kadir Gecesi’ programımızın, yeni binamızda bu sene üçüncüsünü gerçekleştirdik. Toplumumuzun her kesiminden başta üyelerimiz, birçok STK temsilcisi programımıza iştirak etti. Ekim ayında nasip olursa Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı hocamızı konferans için davet etmeyi düşünüyoruz. Derneğimizin ismini ‘Versaar Türk İslam Kültür Merkezi’ şeklinde değiştirdik. Rotterdam’da İslam ve Kültür merkezi olmak istiyoruz, o yüzden isim değişikliğine gittik. Başta hanımlarımıza yönelik, her hafta sohbet programlarımız var. 72 çocuk ve gencimize anadil dersleri veriyoruz. 140 gencimiz de Kur’an-ı Kerim ve dini eğitim alıyor. Gençlerimize yönelik sportif faaliyetlerimiz, saz kurslarımız var. Genç kızlarımıza yönelik el işi kurslarımız var. Yeni binamıza geçtikten bu yana özellikle Hollandalı komşularımızla iyi ilişki içerisinde olduk, onlarla zaman zaman farklı programlarla, kahvaltılarda buluşuyoruz.” şeklinde açıklamalarda bulundu.









aktüalite 11 actualiteit

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 251-252 - Haziran/Temmuz- Juni/Juli 2019

İbrahim Turgut

ortaummet_45@hotmail.com

MİHENK

AKRABA İLİŞKİSİNİ KESMEK VE CENNETE GİREMEMEK

Z

aman zemin ve şartlara bağlı olarak insanoğlunun olaylara bakışının ve algılayışının değişmesi ve meydana gelen gelişmelerin, sosyal hayata yansımaması mümkün değildir. “Her gelişme yeniliği celbeder” kaidesi, bazı gerçekleri anlamada ve kavramada yardımcı olması, aklın ve ilmin kabul ettiği hakikat olması bakımından, ilim adamlarının ihtilafı söz konusu değildir.

Ancak, her gelişme dinimizin sabiteleri (i’tikadi ve âmeli) olan hakikatları tebdil etmesini gerektirmez. Bunu iddia edenler, tarihselci anlayışın bir hezeyanı ve kendi fikirlerini başkalarına dikte etmekten ibaret, günümüzde ortaya çıkmış ve aslı rotasından ayrılmış hasta ruh hâlinden başka bir şey değildir. Bu hâl gaflet değilse ihanetin girdabına düşmüşlüğün bir ifadesi veya bilmişliğin (?) tezahürü değil de ya nedir? İslam’ın Merkezinde “tevhid inancı” yer almaktadır. Hayat ve ibadetler buna göre tanzim

edilmiştir. Her Müslümanın buna göre hayatını inşa ve idame etmesi, yeniliklere kapalı anlamına gelmemektedir.

Yenilik (Teceddüt), insanlığın faydasına olan ve hayatı kolaylaştıran teknolojik gelişmelerden ve buna bağlı insanların düşünce hayatlarında yansıyan eğilimlerden ibarettir.

Bütün yeryüzündeki insan topluluklarının ürettiği teknoloji, zaten insanlığın mirası ve değeri olduğu kadar da, kaderi sayılmakla beraber ortak müktesebatıdır.

Asıl mevzuya gelecek olursak Sıla-i Rahim, fıkhen hükmü vacib ve terki haram olan en önemli bağlardan sayılmasına rağmen, bugün eskiye nazaran zayıflamış ve yerine menfaat eksenli bir anlayışın hakim olmaya başladığını maalesef üzülerek görüyor ve yaşıyoruz.

Sıla-i Rahim kavramına istilahı olarak (Dinen) yüklenen manalara bakılacak olursa, uzakta olan birinin yakınlarıyla ilişkilerini kesmemesi ve zaman zaman onları ziyaret etmesi anlamlarına gelmektedir. Özelde akraba ve genelde bütün insanları içine alacak manada kullanımını Kur’an’dan şu ayetle göstermemiz mümkündür: “Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik

edin. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez”.

(Nisa:36) Sıla: Varmak, yetişmek ve bütünleşmek anlamlarına gelmektedir. Rahm ise: Ana rahmi (döl yatağını) ifade etmektedir.

Mecazen insanlar arasındaki akraba ve yakınlığı en güzel ifade eden kavram olması bakımından tam yerine oturmuştur. Nasıl ki cenin (Embriyo), gelişim süresinde ana rahminden ayrılması mümkün değilse, akraba ilişkilerini koparmak da o kadar kolay olmamalıdır. Çünkü bu ilişkiler, ibadet anlamı taşıyan ve sosyal hayatın vazgeçilmez gerçekleridir. Müslümanın bu ahkama uymak zorunluluğu vardır.

Mevzuyla ilgili gerek Kur’an’da ve gerekse Sünnetten bir çok delil istinbat etmek mümkündür. Ancak, sorun, bizim bu delilleri bilmemiz ve gerçek hayatta uygulamamızdır. Eğer, “inandığımız Kitap ve Sünnet bize neyi emrediyor” sualini kendimize sormaz ve gereğini yapmazsak, “bu iki temel kaynakta geçen ahkamın hayatımızda karşılığı ne olacaktır?” sualini kendimize sorarak cevabını bulmamız gerekmektedir.

Her zaman ifade ettiğimiz gibi, “dünya sevdası hayatımızın her alanına hâkim durumdadır”.

Başımızı kaldırıp da üzerimizde büyük bir vebalin yükünü taşıdığımızın farkına varamayışımızın en büyük tefsiri gafletten başkası değildir!

Sürekli uyku hâlinde hayatımızı

idame etmekten, Allah’ın “Oku” emrine dönüşümüz zorlaşmakta ve bu illetten kurtulmamız gecikmektedir. Bu gafleti atar kendimize gelerek, kaybettiğimiz vakitleri telafi etmeye çalışırsak, bunun mümkün olduğuna karar verdiğimiz gün, gerçek fıtratımıza iltisak etmiş olacağımızı unutmamalıyız.

O kadar okumaktan uzaklaştık ki, önümüzdeki Kitabı, Gazeteyi, Mecmuayı veya her hangi bir yazıyı merak edip de “acaba bunda ne yazıyor” diye elimizi uzatıp dokunmuyoruz bile!.. Öyleyse, okumadan mü’mince yaşamak nasıl olacaktır?

Peygamber Efendimiz (a.s) in Sıla-i Rahimle ilgili Hadisleri çoktur. Biz onlardan bir iki tanesini vererek, bundan sonra aynı hataya düşmemeğe gayret edelim: Abdurrahman b. Avf’ın işittiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Yüce Allah şöyle buyurur: ‘Ben Rahmân’ım, o (akrabalık bağlarının adı) da rahimdir. Ona kendi ismimden türeyen bir isim verdim.

Onunla ilişkiyi sürdürenle ben de ilişkimi sürdürür, onunla ilişkiyi kesenle ben de ilişkimi keserim.” ( Ebû Dâvûd, Zekât, 45; İbn Hanbel, I, 195) Muhammed b. Cübeyr b. Mut’im’in, babasından naklettiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: “Akraba ilişkisini

kesen, cennete giremez.”

(Müslim, Birr, 19; Buhârî, Edeb, 11) Bundan otuz sene önce yakın tarihte insanlar birbirlerine daha yakındı.

Geçen zaman içinde bu ilişkilerin zayıflamasının nedenlerini burada sırlamak elbette zordur.

Ancak işareten olsa da bunlara dokunmadan geçmek doğru olmaz: “Okuma oranımızın düşmesi” “Yeni neslin buna paralel yetiştirilmesi” “Yaşam standartlarının yükselmesiyle, insanların birbirlerine ihtiyaç duymaması ve dünyevi hazların inancın önüne geçmesi” “Teknolojik gelişmeyle birlikte, bu nimetin yanlış kullanılması” “Sosyal medyayı (akıllı telefon vs.) hikmete ve ihtiyaca binaen kullanılmaması ve zamanın israf edilmesi...”

Sırladığımız sebepler bundan ibaret değildir. Daha bir çok neden olmakla birlikte, önemli olan bizim bundan sonraki hayatımızı değerlerimize ve dünya gerçeklerine uygun nasıl ikame edeceğimizdir.

Buna kafa yormak ve istikbale yönelik yaşam anlayışımızı yeniden dizayn etmektir.

Hayat, hazların girdabından kurtarılmadığı müddetçe sancıların dinmesini beklemek, hayatın anlamından uzak hayalin gölgesinde, ecelinin ardından koşmakta olduğun unutmaktır!.. ◄◄

Göz sağlığı & göz muayenesi

“Göz sağlığı ve kaliteli gözlük için doğru adrestesiniz”

50 Euro değerindeki

Göz Ölçümü de Optiek’de ücretsiz

Komple gözlük

Her zaman

Sigorta geri ödemesi

camlar dahil şimdi 129 Euro

1 saat içerisinde gözlüğünüz hazır

bildirim hizmeti de Optiek’de yapılır

Hayırlı yolculuklar ve iyi tatiller diliyoruz...

“de Optiek” mağazasında şu hizmetler verilmektedir: Gözlük, ileri/yakın/güneş ve prizma gözlükleri, kontak lens (silikon, sert ve yumuşak lensler), göz ölçümü, katarakt muayenesi, göz arkası muayenesi şeker hastaları/diyabet kontrolü, yüksek göz tansiyon kontrolü, kuru göz ve göz alerji kontrolü, lazere uyumluluk ve takip kontrolü, çift görme, denge sorunları kontrolü, genel göz muayenesi...

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 251-252 - Haziran/Temmuz- Juni/Juli 2019

12 tanıtım introduction

Genç Gözüyle

talhayildiz_@hotmail.com

Talha Yıldız

Kör dünya seyirci...



Çin Zulmünü Bir Yıldır Tek Başına Amsterdam’da Protesto Ediyor

Düşüş üzerine düşüş

B

ir önceki yazımızda, hızla gerçekleşen teknolojik yeniliklerin hayatımızı derinden etkilediğini ve esasen insanlığa hizmet etmesi gereken teknolojinin gün geçtikçe nasıl yaşadığımızı, nasıl davrandığımızı ve nasıl düşündüğümüzü belirlediğinin altını çizmiştik. Ayrıca bu çerçevede akıllı telefonların hayatımızı nasıl etkilediği üzerinde durmuştuk. Bu yazımızda, akıllı telefonların etkilerini bir başka açıdan ele almaya çalışacağız.

Bunun için öncelikle Antik Çağ Yunan filozoflarından Platon (M.Ö.

427-347) ya da İslam dünyasında daha çok bilinen adıyla Eflatun’un mağara benzetmesine değinelim: Bir mağara içerisinde çocukluktan beri zincire vurulmuş ve bu yüzden yerlerinden kıpırdayamayan ve başlarını çeviremeyen mahkûmlardan bahseden Eflatun, mahkûmların ancak karşıdaki duvarı gördüklerini söyler.

Mağaranın arka kısmından bir takım insanlar nesneler taşır ve bu nesnelerin gölgesi, mağarada yanan ateş nedeniyle mahkûmların önündeki duvara yansır.

Duvara yansıyan nesnelerin gölgeleri ise, mahkûmlar tarafından hakikat olarak algılanır. Sonra tutsaklardan birisi zincirini çözer ve dışarı çıkar. Gözleri karanlığa alıştığı için, gün ışığına alışması biraz zaman alır. Ardından eski mahkûm peyderpey yeni hayatına uyum sağlar ve anlar ki, mağarada gördükleri hakikatin yansımasından ibaretmiş. Yaşadığı bu tecrübeyi mağaradaki arkadaşlarına anlatmak için mağaraya dönen bu kişiye, kimse inanmak istemez.

Eflatun mağara benzetmesiyle, içinde yaşadığımız dünyanın aslında bir nevi ‘ikinci el’ dünya olduğunu anlatmaya çalışır. Dolayısıyla bu dünya, Eflatun’un idealar âlemi olarak nitelediği ve ruhumuzun ait olduğu asıl dünyanın yansımasından ibarettir. Ruhun bedenle münasebetini “ten kafesinde hapsedilen can kuşu” diye niteleyen Eflatun, bedenle buluşan ruhun hakikat bilgisini unuttuğunu ve bu açıdan bir düşüş yaşadığını söyler. Bu sebeple insan, dünya hayatında hakikati hatırlamak için gayret sarf etmeli ve içinde bulunduğu ‘mağaradan’ çıkmanın yollarını aramalıdır.

Eflatun’un mağara benzetmesini akıllı telefon kullanan gençlere uyarlayan Hollandalı filozof Hans Schnitzler, bize şu örneği verir: Bir grup genç ellerinde akıllı telefonlarla bir odada oturur. Sırtları odanın girişine dönük bu gençler, Google ve Facebook gibi platformların sundukları görüntülere bakarlar. Sonra bu gençlerden birisi aniden telefonunu kapatır ve dışarı çıkar. Telefonsuz hayata alışması biraz zaman alır, fakat gün geçtikçe yapmış olduğu tercihten kıvanç duyar. Zira bu genç, Instagram ve Facebook gibi sosyal medya platformlarının sunduğu görüntülerin gerçek dışı olduğunu yakinen idrak eder.

Bugün gerek günlük hayatımızda gerek tatil günlerinde, her anın fotoğrafını ve görüntüsünü kayıt altında alma ve bu kayıtları paylaşma ihtiyacı hissediyoruz.

Burada kayıt söz konusu olduğu için, gerçeği değil sadece gerçeğin bir imajını kayıt altına alıyoruz. Fakat gün geçtikçe bu gerçeği unuttuğumuzu düşünüyorum. Örneğin bir camiye ilk defa girdiğimiz zaman, caminin mimarisini ve estetiğini incelemek yerine vakit kaybetmeden telefonlarımıza sarılıyoruz. Gece vakti dolunayı gördüğümüzde ya da şiddetli yağmur yağdığı zaman, soluğu fotoğraf/video çekmede alıyoruz. Hâlbuki her biri içinde ayrı bir güzellik barındıran ve insanın gönül dünyasını harekete geçirme potansiyeline sahip olan bu özel anlarda, öncelikle tefekkür etmemiz gerekir.

Unutulmamalı ki, telefon sadece anı kayıt altına alabilir. Fakat tefekkür hiçbir aygıt tarafından kayıt altına alınamaz. Öte yandan sosyal medyada da genellikle mutlu anlarımızı paylaşmamız da dikkat çekicidir. Oysa günlük hayatta hiç kimse her daim mutlu değildir, zira hayatın inişli çıkışlı olması, hayatın doğasında vardır.

Böyle yapmakla, mutlu olmadığımız hâlde mutlu, güçlü olmadığımız hâlde güçlü ve yakışıklı olmadığımız hâlde yakışıklı olduğumuzu insanlara inandırmaya çalışıyoruz.

Burada anın kaydı söz konusu olduğu için, bu konuda başarılı olmanın oranı çok yüksek. Bu şekilde davranmakla, insanlar nezdinde bir imaj ortaya koymaktayız ve bizi yakından tanımayanlar, bizi o imajla özdeştirmesini sağlıyoruz. Fakat bu aldatmaca, insanların bizimle tanıştığında sona ermektedir.

Neyse lafı uzatmadan şu sözle yazımızı sonlandıralım: Ruhun bedene girmesiyle bir düşüş yaşamışız, bir artı düşüş yaşamanın kimseye faydası olmaz. ◄◄

“Bu zulme artık bir ‘dur’ deyin!”

B

ir yıldır her Cumartesi ve Pazar günleri, kar, kış, sıcak ve soğuk demeden Hollanda’nın Soest şehrinden kalkarak, Çin’in Müslüman Uygur Türklerine sistematik uyguladığı zulmü protesto ederken, azda olsa tehditler aldığını ve çoğunlukla duyarlı insanların haklı davalarına destek verdiklerini belirten Abdurehim Gheni şöyle konuştu; “Tüm dünyanın gözü önünde bir insanlık dramı ve soykırım yaşanıyor. Gerek Türk dünyası, gerekse İslam dünyası ise bu zulme sessiz kalıyor. Her gün buraya gelen yüzlerce değişik milletlere mensup kişiler, Çin zulmü hakkında bilgi sahibi oluyor ve imzalarıyla Çin’i protesto ederek bana destek oluyorlar. Biz hiçbir dine ya da millete karşı değiliz. Biz sadece Doğu Türkistan’da yaşanan zulmü protesto ediyoruz.’’ dedi.

Dam meydanındaki birinci protesto yılı münasebetiyle bir etkinlik düzenleyen Abdurehim Gheni, Doğu Türkistan’ın önceden özgür bir Türk devleti olduğunu ve vatandaşlarının dini ibadetlerini rahatlıkla yerine getirdiklerini ve Uygur Türkçesini rahatlıkla konuştuklarını yaptığı açıklamasında, Uygur Türklerinin yaşadığı ‘’Doğu Türkistan, 1949’da Çin tarafından işgal edildi. O tarihten günümüze dini ve dili yasakla-

nan 3 milyondan fazla Müslüman Uygur Çin devletinin oluşturduğu toplama kamplarında zulme ve soykırıma tabii tutuluyor. Her geçen gün namuslarını korumaya çalışan milyonlarca Uygur kadını Çin vatandaşı erkeklerle zorla evlendiriliyor ve erkekleri kamplara götürülen ailelere koruyucu aile projesiyle Çinli erkekler yerleştiriliyor.

Bu ve buna benzer yapılan zulümleri buraya gelen turistlere ve yerli halka anlatarak, Uygurların dramını duyuruyorum.” diye konuştu.

Abdurehim Gheni’ye destek vermek amacıyla Amsterdam’ın Dam meydanında bir basın açıklaması yapan Uygurların sürgündeki lideri Rabia Kadir, uluslararası toplumun, Doğu Türkistan’daki Çin zulmüne seyirci kalmaya devam ettiğini söyleyerek: ‘’ İslam dünyasının Uygurlara sahip çıkmasını istiyoruz. Çinli yetkililerin Uygurları, ibadet yerleri dahil, toplu olarak gördükleri her yerde sorgulamadan öldürdüklerini ve Uygurlu kadınların kıyafetlerini yırttıklarını ve dünyanın bu zulme dur demesini istiyoruz.

Bize sahip çıkan ve davamızı kollayan ve destekleyen olan İslam ülkeleri var. Ancak, bunların katkı ve destekleri yeterli değildir.

Hatta bir çok İslam ülkesi beni sınırlarına sokmuyor ve girmeme izin

vermiyor. Günümüzde ABD’nin başı çektiği bir kısım Batı ülkeleri bizim problemlerimiz ile daha yakından ilgilenmektedirler.

Günümüzde Çin ekonomik olarak çok güçlendi ve bu gücü kullanarak istediğini elde ediyor. Eğer bütün hür ve demokratik ülkeler, ekonomik çıkarlarını ön plana almanın yerine, insan hakları ve demokrasi gibi evrensel ve insani değerleri öne çıkararak ve bu sorunlara ciddi olarak müdahil olabildiği taktirde, Çin Doğu Türkistan’da yaşayan halkımıza karşı bu kadar acımasız olamaz ve zorbalık de yapamaz.

Değişik ülkelerde Doğu Türkistanlıların yapmış olduğu faaliyetler Çin tarafından anti demokratik yollarla engelleniyor. Bu tür etkinlilere destek veren herkese teşekkür ediyorum.” diyerek konuşmasını bitirdi.

Doğuş Haber Merkezi ◄◄



Hayırlı yolculuklar, iyi tatiller diliyoruz...

vleeswaren

Koç Et Mamulleri B.V.

Hikmet Gürcüoğlu

Adres Productieweg 48 2382 PD Zoeterwoude İleti: info@sancak.nl - Web www.sancak.nl Telefon +31(0)71 581 00 30

Hayırlı yolculuklar, iyi tatiller diliyoruz...



Hollanda’da 9’uncu infaz

İhtişam Baktığında Değil, Bakışlarında Olmalı...

Hayırlı yolculuklar, iyi tatiller diliyoruz...

yo

nu

si

“İslam okulları Cito’da en başarılı, en iyiler”

n i ve r s i t e

ve M a a s

tÜ

De Stichting Islamitisch Primair Onderwijs Rijnmond

tri

ch

nu

Hollanda Merkezi İstatistik Bürosu’nun (CBS) yapmış bulunduğu araştırma verilerine göre; Türklerle birlikte Faslılar ve Antilliler Hollandalı emsallerine göre daha fakirler. Fakir olmalarının sebepleri ise, eğitim düzeyi, çalışılan iş sektörleri ve iş pazarında var olan ayrımcılık olarak belirtilmiştir.

Göçmen Türk’ler emsallerine göre, yüzde 26 daha az kazanmaktalar.

Geçen 15 yılda ise, gelir seviyesinin artmasında olumlu bir gelişme gözlenmemiştir. Türk göçmenleri Hollandalı emsallerine göre yüzde 25 daha az harcama gücüne sahip bulunmaktalar.

Gelir düzeyinin iyileştirilmesi için; iş pazarında ayrımcılıkla mücadele, eğitimlerini takip edenlerin diplomalı iş pazarına katılmaları ve daha fazla süresiz iş sözleşmelerine sahip olmaları gerektiği belirtilmiştir. ◄◄

iz : R TL Telev

yo

“İslam okulları Cito’da en başarılı, en iyiler”

Eğer bir mü’min ferasetiyle bakabilsek kainata, eşyanın iç yüzünü kavrayabiliriz.

Andre Gide’nin dediği gibi; “İhtişam baktığın şeyde değil, bakışında olmalı.” ◄◄

Türkler daha fakir!..

cu

Okullarımızdaki kalite çıtası her geçen yıl yükseliyor.

Her yıl CITO sınavlarında 550 tam puan alan talebelerimiz, Hollanda medyasının gündeminden düşmüyor...

iz : R TL Telev

De Stichting Islamitisch Primair Onderwijs Rijnmond

Arapçada kalp, dönen, hâlden hâle giren manasına gelir. Bazen sevinç, bazen hüzün. Bazen özlem, bazen keder. Bazen korku, bazen ümit.

Heyecan, öfke, sekinet.

Hollanda’da son iki yılda 9 Türk işadamı öldürüldü. Spor okulunun önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden, Şaban Berk, Amsterdam şehrinde bir zaman kahraman ilan edilmiş. Sempatik ve girişkenliği ile bilinen ve birçok kişinin “Abi” diye hitap ettiği Şaban Berk, henüz bilinmeyen bir nedenden dolayı, Şaban Gym spor okulunun önünde, başından vurularak infaz edildi. Olay ile ilgili olduğu düşünülen Belçika plakalı Gri BMW bulundu ancak failler yakalanamadı.

Zamanın Amsterdam Belediye Başkanı Cohen tarafından “Held”, yani “kahraman” ilan edilmiş. Şehirde ırkçı ve dışlayıcı düşüncede olan gençler için otobüs ile Auschwitz-Birkenau Alman Nazi Toplama ve İmha Kampına tur düzenlemiş ve gençlere zamanında ırkçılık yüzünden yaşananları bire bir göstermiş. 53 yaşındaki Berk, evli ve bir çocuk babası. Aslen Kırşehirli olan Şaban Berk, yaklaşık 50 yıldır Amsterdam şehrinde yaşıyordu. ◄◄

si

Ve yine insanların ve Cinlerin çoğunun cehenneme girme sebebini: “Kalpleri vardır kavramazlar, gözleri vardır (hakikati) görmezler, kulakları vardır (ses olarak duyarda, manayı) duymazlar...” diyerek çoğunluğun hakikatten nasibi olmadığını ve referans alınmayacağını öğretiyor.

Kur’an ne zaman dünyadan bahsetse hemen ardından gelen ayetler, ahiretin daha hayırlı ve bâki olduğundan haber verir. Çünkü yukarıdaki şiirimizde de

Siz hiç ıssız bir dağın başında, tek başına, boynunu bükmüş bir ağacın yalnızlığını merak ettiniz mi?..

Bu başka bir şey de olabilir. Bir çiçek, bir böcek, bir kuş, bir taş vs... Onun orada yalnız kalması sizi hüzne boğar ve “acaba bu ne yapar?” diye bir anlam kaygısı da olursa, işte o zaman imdadınıza Kur’an yetişir: “Yedi gök ve yer, bir de bunların içinde bulunanlar Allah’ı tesbih ve tenzih ederler.

Hiçbir şey yoktur ki, O’nu hamd ile tesbih etmesin.

Fakat siz onların tesbihlerini anlamazsınız. O halim olandır, çok bağışlayandır.” (İsrâ: 44) Demek ki hiçbir şey yalnız ve başıboş değilmiş, boşuna üzülmüşüz.

n i ve r s i t e

Demokrasiler ve halkın genel kanaati, bir şeyi insanların çoğunluğu beğeniyor ve yapıyorsa onu meşru görmektir.

Allah cc. ise, Kur’an’ın muhtelif ayetlerinde: “İnsanların çoğu akletmez, şükretmez, iman etmez. Onların çoğuna uyarsan seni doğru yoldan saptırırlar.” buyuruyor.

Bugün “seküler” dediğimiz, dini iddiası olmayan insanlar, hem ahlâk konusunda bir çok dindar geçinenlerden daha iyi, dünyaya karşı ise kıyaslanmayacak derecede bizden daha az düşkünler.

Mal biriktirmiyor, miras kavgası yapmıyor, düğün masrafı çıkarmıyor, altın, inci ve arabalarıyla hava atmıyorlar.

Kardeşim, insanın gerçekleri bilmesi, belki onu mutlu etmez ama huzurlu edebilir.

Yine yukarıdaki şiire atıfta bulunarak ve psikolojik anlamda da önemli bulduğum bir hadisi paylaşacağım. Efendimiz (sav.) Sahabesine: “Allah’ın yaratmadığı şeyi istemeyiniz.” buyurdular.

Onlarda: “Allah’ın yaratmadığı şey nedir yâ Rasulallah?...” dediler.

“Bir gün boyunca mutlu olmak.” buyurdu.

Yavuz Sultan Selim gibi dünyanın mülk ve saltanatına da sahip olsanız, zaman zaman varlık sorgusunda, aciz kalır ve şunu sorarsınız: “Bütün dünya benim olsa gamım gitmez nedendir bu?..”

Yürek yakan bu sorunun cevabını, kendi şairi Hikmetin naziresinden öğreniyor: “Ezelden gam turâbıyla yoğrulmuş bir bedendir bu.”

tÜ

Örneğin beş yüz Euro paranızdan iki yüzünü sadaka verdiniz. Hesap makinesi/matematik diyor ki “üç yüz kaldı”.

Yani eksiye düştünüz. Allah ise, “en az on misli, hatta yüz, yedi yüz ve daha fazla arttığını” söylüyor.

“Hayır bildiğimize şer, şer bildiğimize de hayır” diyor.

“Düşünüyorum o hâlde varım.”

(René Descartes.) sözüne başka bir cihetten; “Hüzünlüyüm o halde varım.” Sözünü de eklemek gerekiyor.

ch

Adam cihat etmiş, vurulmuş, (tıbben ölü) ama Allah, ölü demeyi haram kılıyor, “Onlar diridir.” buyuruyor. Diri bildiğimiz (dik sürüngenlere) de ölü diyor.

“Yâ muqallibel Kulûb, sebbit kalbî alâ dînike!..” İmanda sabit kalması için sevgili Peygamberimiz (sav.) bu duayı çok yaparmış.

u

Merhaba sevgili dostlar. İnsan, dünyaya (cennetten) düştüğünden beri, varoluş sancısının çaresini aramış durmuş tarih boyunca.

Fakat bu insan, ne kadar iyi niyetli, dindar ve zeki olsa da, Kur’an ve hadisleri okuyup üzerinde düşünmeden hakikati/ hikmeti kavrayamayacaktır.

Neden?.. Çünkü yaşadığı hayatın kuralları, öğretileri, algıları ile hakikatin bir çok şeyde çatıştığını görecektir.

Hatta peygamberler dâhil, hayatamemata dair en esaslı haberleri ki -bunlar gaybi bilgilerdir- Allah’tan öğrenmişlerdir. Âlemde var olan maddî- manevî ne varsa, dış yüzüne baktıktan sonra bir de iç yüzüne nazar etmeliyiz. Bu feraseti elde etmek içinde Peygamberimizin (sav.) şu duasını yapmalıyız: “Ya Rabbi!..

Eşyanın hakikatini bana göster.”

Mesela, bizim için zenginlik, şöhret, kudret vd. imkânları elde etmek, salt kazanım gibi görünürken, Allah (cc.) bunu kimileri için zorlu bir imtihan, zalimler ve kafirler içinse

Bir muhabbet, bir nefret. Bir iman bir küfür...

a

Allah (cc.) mallara, tipe/ kalıba bakmıyor; kalplere bakıyor.

Bundan ötürü, gönül yoksunu olana, görse de “kör”, duysa da “sağır” diyor.

değindik, Efendimiz (sav.) ahirette dünyanın yaşlı, beli bükük, dişi dökük, maskesi düşmüş çirkin bir acûze sûretinde geleceğini ve insanların hayıflanarak ah-vah edip pişman olacaklarını bildiriyor.

Onun için zulüm etmek, yalan, yanlış ne varsa bulaşmak. Anne ve babayı ötelemek, akraba ilişkilerini koparmak, kazanma hırsıyla her türlü hileye girmek, haset etmek, iş -güç, çoluk-çocuk, arsa-tarla ne varsa, “Allah’ı unutturan her şey dünyadır.” İşte o dünyanın gerçek yüzü orada görünecek. Şimdi hacısına, hocasına, en dindar geçinen kimselere bakın herkesin ağzında: “Aman canım dünya malı değil mi. Ölmeyecek miyiz. Malda yalan mülkte yalan. Biz emanetçiyiz.” falan vs... onlarca laf ama deveyi hamuduyla götürüyorlar.

u

tamamen istidraç kılmıştır. İstidraç, bir şeyi hayır gibi göstererek/ kandırarak onu tuzağa düşürmektir.

ır t m a s o n

Zevk nedir?.. Sefâ askerlik arkadaşı!..

Huzur!.. bilmem ki o nerenin sokağı?..

Dünya dediğin vefasız, yalancı, maskeli cadı. İnsanın zâhiri güzel zahîr, bâtını tahîr olmalı; “İhtişam baktığında değil, bakışlarında olmalı.”

(2010. Silvolde.)

a şt

“

Kısa haber

murat.7701@hotmail.com

Muştular

ra

Murat Altun

cu



perspektif 13

ar



perspective

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 251-252 - Haziran/Temmuz- Juni/Juli 2019

ş tır t m a s o n



ve M a a s

tri

Bezoekadres: Paradijsplein 1 - 3034 SL Rotterdam www. sipor nl - T. (010) - 240 94 46

Al-Ghazali

Van Lennepstraat 17 3027 SP Rotterdam Tel. (010) - 415 21 67 E-mail nbelah@sipor.nl www.al-ghazali.nl

Ibn-i Sina

Zegenstraat 120 3082 XZ Rotterdam Tel. (010) - 428 25 90 E-mail adurmus@sipor.nl www.ibn-i-sina.nl

Ikra

Spirea 3 3317 JP Dordrecht Tel. (078) - 639 01 51 E-mail ssalem@sipor.nl www.ikra.nl

Noen

Paradijsplein 1 3034 SL Rotterdam Tel. (010) - 240 94 46 E-mail fkocak@sipor.nl www.ibsnoen.nl

Ibn-i Sina

(Dislocatie) Overijselsestraat 49 3074 VA Rotterdam Tel. (010) - 4484 87 50 E-mail aarabou@sipor.nl www.ibn-i-sina.nl

Al-Ghazali

Van Lennepstraat 17 3027 SP Rotterdam Tel. (010) - 415 21 67 E-mail nbelah@sipor.nl www.al-ghazali.nl

Bezoekadres: Paradijsplein 1 - 3034 SL Rotterdam www. sipor nl - T. (010) - 240 94 46

Ibn-i Sina

Zegenstraat 120 3082 XZ Rotterdam Tel. (010) - 428 25 90 E-mail adurmus@sipor.nl www.ibn-i-sina.nl

Ikra

Spirea 3 3317 JP Dordrecht Tel. (078) - 639 01 51 E-mail ssalem@sipor.nl www.ikra.nl

Noen

Paradijsplein 1 3034 SL Rotterdam Tel. (010) - 240 94 46 E-mail fkocak@sipor.nl www.ibsnoen.nl

Risala

Hollandsestraat 74 3074 TM Rotterdam Tel. (010) - 448 48 750 E-mail aarabou@sipor.nl www.ibsrisala.nl

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 251-252 - Haziran/Temmuz- Juni/Juli 2019

04 söyleşi 14 interview

Edin Salkoviç:



“Siz gençler, bu söylemlere karşı çok dikkatli olmalısınız ve bu yönde bilinçli bir nesil olarak hayatınızı sürdürmek ve neslinizi de o şekilde yetiştirmek zorundasınız. Yoksa, Avrupa’nın göbeğinde bile olsanız bizim yaşadıklarımızı yaşamamanız için hiçbir sebep kalmaz.” ”

Avrupa’nın Ortasında Yaşayan Boşnakların Başına Neler Geldi?

IGMG Balkanlar Bölge Başkanı Edin Salkoviç Güney Hollanda gençlerine tarihî süreçte Boşnakların başına nelerin geldiğini anlatarak, gençlerin ders çıkarmalarını istedi. Avrupa’dan Kanada’ya Avustralya’dan Amerika’ya dünyanın birçok ülkesinde temsilcilikleri bulunan İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) elbette Balkanları da ihmal etmedi. Uzun bir süredir teşkilatın içinde olan ve çok güzel Türkçe konuşabilen Edin Salkoviç’i Balkanlara Bölge Başkanı olarak atadı.

S

ancak, Kosova, Makedonya ve Bosna-Hersek’te çalışmalar yapan Salkoviç, Balkanlarda ve bilhassa Bosna’da yaşananları genç nesillere anlatmaya devam ediyor.

Oss’da düzenlenen bir programda gençlere hitap eden Edin Salkoviç bir saati aşkın bir süren sunumunda Boşnakların yaşadıklarını ve onlara Allah’ın bir lütfu olarak gelen kurtarıcı Aliya İzzetbegoviç’in hayatından önemli kesitler anlattı.

Oss Mescidi Cuma gençliğinin katkıları ile Bölge Gençlik Başkanlığı tarafından Oss’daki De Ruivert salonunda “Genç İlim Seminerleri” adıyla düzenlenen programda hazır bulunan bölge başkanı Mehmet Erdoğan programın başında ve gençlik başkanı Mustafa Aktalan da programın sonunda kısa selamlama konuşması yaptılar.

Erdoğan ilim öğrenmenin çok önemli olduğunun altını çizdi. Erdoğan, ilim öğrenmek için yola çıkan birinin evine dönünceye dek Allah’ın himayesi altında olduğunu belirten hadisi şerifi hatırlattı. Erdoğan, bugün burada Balkanların özellikle Bosna-Hersek’in yakın tarihi anlatılacak çok önemli bir konu olduğuna işaret eden Erdoğan bu gençlerin dikkatle takip etmesini tavsiye etti. Erdoğan, bu vesileyle adın tarihe altın harflerle yazdıran aynı kaderi paylaşan Aliya İzzetbegoviç ve Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı rahmetle ve saygıyla anmak istediğini söyledi. Erdoğan, bu güzel ortamı tertip edenlere teşekkür etti.

“Sizlere evladı Fatihandan selam getirdim. Dönüşte de sizlerin selamını onlara götüreceğim” diye sözlerine başlayan Edin’in konuşmasından bazı önemli bölümler şunlardı: “Ben sizlere birkaç şeyden dolayı teşekkür etmek istiyorum.

Osmanlıdan 100 yıl sonra unutulmaya yüz tutmuş olan Bosna Müslümanlarının Avrupa’ya gelen sizlerin dedeleriniz babalarınız tarafından yeniden hatırlandığı için ben sizlere çok teşekkür ediyorum. Allah razı olsun siz onların içinde yaşıyorsunuz ve güzel bir şekilde diğer kardeşlerinizi de düşünüyorsunuz. Bilhassa Hollanda’da yürütülen mahkemeler sırasında Hollanda’ya gelen Srebrenica annelerinin hep yanında oldunuz onları; önceki ve şimdiki bölge başkanlarım asla yalnız bırakmadılar.

11 defa soykırım gören Boşnak halkı ilk defa bu soykırımı sizlerin sayesinde uluslararası bir mahkeme tarafından tanınmış hale getirdik. Bunun için de sizlere teşekkür ediyorum.

Osmanlının çekilmesinden sonra defalarca soykırım yaşandı ve yüz binlerce insanımız katledildi. Ama bunlar bilinmiyor. Ve bunların hesabı kimseye sorulmadı. Ama Ermeni meselesine gelince bazı güç odakları bunu sürekli gündem de tutuyor.

Bu teşkilat, ta seksenli yıllardan beri Balkanlarla ilgilenmekte ve oraya

azami hassasiyet göstermektedir. Bu ilişki ve ilgi, 2014 yılından beri deise kurumsal olarak işlev yürütüyor. Ben de Saraybosna’da bulunan bölge merkezimizden bu çalışmayı yürütüyorum. Bu mücadelede, bilge lider Aliya İzzetbegoviç hem de Millî Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan dava bayrağını daha yükseklere taşımaya çalıştılar. Sıla-i rahim için kara yoluyla Türkiye’ye gidecek olanlara çağrıda bulunmak istiyorum ve hepinizi Balkanlarda bilhassa Saraybosna’da konaklamaya davet ediyorum.

Unutmayın orada sizin bir eviniz var ve sizler istediğiniz zaman uğraya bilirsiniz.

“Balkanlar sizler için niçin önemli?”

Batı Avrupa’da yaşayan gençler için Balkanlar çok önemlidir. Müslümanların Avrupa’ya ilk gelişleri, Peygamber Efendimizin vefatından 90 yıl sonra Tarık bin Ziad’ın Afrika’dan Endülüs’e gelişiyle başlamıştır. 711 yılında Avrupa’yı güney tarafından İslam’a açmıştır. Müslümanlar, 1492 yılına kadar tüm İspanya’yı ve Fransa’nın bir bölümünü fethederek o bölgede medeniyet bakımından bir zirveye ulaştılar. Oralara adaleti, insan haklarını, ilmi ve sanatı getirdiler.

Hatta Avrupa, kendisini aydınlatmaya, geliştirmeye dönemeden sonra başladı. Daha sonra ise Müslümanları oralarda hazin bir şekilde yok edildi. İşte tam o dönemde Endülüs’te bir güneş batarken Rabbimiz Balkanlarda ikinci bir güneşin doğmasını takdir etti. Anadolu’da, İznik’te Osmanlı devleti kuruldu. Osmanlılar 1351 yılında Gelibolu’yu geçerek balkanları yavaş yavaş fethe hazırlamışlar. İşte birinci Murad Hüdavendigar bizzat ordunun başında gelerek, daha sonraları Bosna’yı da ilgilendiren bir kapıyı açmıştır. 1389 yılında Osmanlı ordusu Birinci Murad Hüdavendigar’ın da şehit edildiği Kosova Meydan Muharebesinde Sırp ve haçlı ordusunu yenerek bu kapıyı açmıştır.

Benim doğduğum yer olan Sancak, 1391 yılında Osmanlının eline geçmiş.

Yani bizler ta o yıllardan beri Osmanlı topraklarına dahil olmuşuz.

Daha sonraları 1453 yılında Fatih Sultan Mehmed Han İstanbul’u fethetmiş ve on yıl sonra ise bu Sultan at sırtında Saraybosna’ya gelerek Bosna’yı fethetmiştir. Tabii ki bu sultan Bosna’nın yemeklerini çok sevdiği için oralara gelmedi. Onlar sırf Allah rızası için ve ilahi kelimetullahın her yere ulaşması için geldiler. Bugün biz de bu çatı altında bu gaye ile bir araya gelmiş bulunmaktayız hamdolsun.

Avrupa’da toplu olarak dinini değiştiren iki devlet var; bunlardan birisi Boşnaklar, diğeri ise Arnavutlardır.

Balkanlarda, Osmanlı idaresine giren tüm devletler, uzun yıllar çok huzurlu ve refah içerisinde bir hayat sürdüler.

Gençler, günümüze gelinceye dek balkanlarda neler yaşadığını mutlaka

Haber- Fotoğraflar : Adnan Şahin

Edin Salkoviç:

”Tito döneminde bir rahatlama oldu ancak Müslümanlar dinden uzaklaşmaya başladılar Ancak, Bosna’nın Avrupa’da bir devlet olarak tanınmasını ve Boşnakların ellerinden alınan millî kimliklerine yeniden kavuşmalarını sağlayan bilge lider Aliya İzzetbegoviç’in verdiği mücadelenin, Müslümanların yeniden özlerine dönmelerine ve kimliklerine sahip çıkmalarına zemin hazırladı. Biz Avrupa’nın ve Balkanların yerli olan Müslümanlarıyız. Biz bu topraklara bir yerlerden gelmedik. Biz buralarda hep vardık. Tito döneminde bir rahatlık vardı. Ama bizi dinimizden uzaklaştırıyorlardı. Biz bunun sonradan farkına vardık. Bizi dinimizden uzaklaştırarak 1990’larda yapılacak katliamlara hazırlıyorlardı. Zira bir insanın dinini elinden alırsanız bu insan kendini unutur, kimliğini unutur ve uğruna savaşacağı bir şeyi kalmayınca direncini de kaybeder.” öğrenin. Müslümanların bilhassa Sırplar ve Hırvatlar tarafından ne tür haksızlıklara uğratıldıklarını, nasıl oyunlara getirildiklerini hatta İkinci Dünya Savaşı sonrası yüz binden fazla Müslümanın katledilerek nasıl yok edilmeye çalışıldığını ve arka planını mutlaka bilin..

“Dini elinden alınan insan kendini unutur, kimliğini unutur, uğruna savaşacağı bir şeyi kalmayınca direncini kaybeder.”

Tito döneminde bir rahatlama oldu ancak Müslümanlar dinden uzaklaşmaya başladılar Ancak, Bosna’nın Avrupa’da bir devlet olarak tanınmasını ve Boşnakların ellerinden alınan millî kimliklerine yeniden kavuşmalarını sağlayan bilge lider Aliya İzzetbegoviç’in verdiği mücadelenin, Müslümanların yeniden özlerine dönmelerine ve kimliklerine sahip çıkmalarına zemin hazırladı. Biz Avrupa’nın ve Balkanların yerli olan Müslümanlarıyız. Biz bu topraklara bir yerlerden gelmedik. Biz buralarda hep vardık. Tito döneminde bir rahatlık vardı. Ama bizi dinimizden uzaklaştırıyorlardı. Biz bunun sonradan farkına vardık. Bizi dinimizden uzaklaştırarak 1990’larda yapılacak katliamlara hazırlıyorlardı. Zira bir insanın dinini elinden alırsanız bu insan kendini unutur, kimliğini unutur ve uğruna savaşacağı bir şeyi kalmayınca direncini de kaybeder.

Kısaca mini bir Avrupa Birliği gibi ortaya konulan Tito döneminde biz büyük bir rehavete kapılarak, camilerimizi, teşkilatlarımızı terk ettik. Özümüzü terk ettik. Kendimizi kaybettik ve 1992 yılında büyük bir soykırım ve katliam yaşadık. Ve daha sonra ise Srebrenitsa yapılan soykırım. Kısaca bizi beş yüz yıl önce Endülüs’te yaptıkları gibi yok etmek istediler. Bizim bin yıllık tarihimiz var. Ve biz bu bin yıl boyunca çok şeyler gördük ve yaşadık. Ama en son 1992 yılında topluca yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığımız bir dönemde Allah bize Aliya’yı bir kurtarıcı olarak gönderdi. Tabi ki o gökten zembille inmedi. Bilakis o, Allah’ın yardımıyla bu toplum içinde kendini yetiştirdi.

“Ben Dindarlığımı anneme borçluyum” diyen Aliya çok dindar olan annesi tarafından yetiştirildi. Annesi onu her sabah uyandırıp camiye namaza yolladı. Ayrıca annesi, o dönemde okullarda okutulan tarih derslerinin tamamen Müslümanları kötüleyen şeyler olduğunu bildiği için ona, her gün okulda neler öğrendiğini sordu ve tarihî gerçekleri doğru bildiği şekilde öğretti.

Benim okul hayatımda da tarih derslerinde Osmanlı ve Türkler

sürekli kötülenirdi. Bunu babam ile paylaştığımda babamın bana “Oğlum onlar Türkler derken Müslümanları kastediyorlar” derdi. Müslümanlara karşı bir algı oluşturuluyor. Bugün Avrupa’nın birçok ülkesinde medya yoluyla bu algı operasyonu hız kesmeden devam etmekte ve Müslümanlar suçlu olarak gösterilmeye çalışılmaktadır. Siz gençler, bu söylemlere karşı çok dikkatli olmalısınız ve bu yönde, bilinçli bir nesil olarak hayatınızı sürdürmek ve neslinizi de o şekilde yetiştirmek zorundasınız.

Yoksa, Avrupa’nın göbeğinde bile olsanız bizim yaşadıklarımızı yaşamamanız için hiçbir sebep kalmaz.”

ALİYA İZZETBEGOVİÇ KİMDİR? Aliya, 1925 yılında Bosna Hersek’in Bosanzki Samac ilinde doğdu. Babaannesi Üsküdarlı bir Türk kızıdır. İki yaşındayken ailesi ile birlikte, hayatının en önemli kısmının geçeceği Saraybosna’ya taşındı. Hukuk eğitimi gördü ve avukat olarak çalıştı.

Genç yaştan itibaren İslami çalışmalara Müslümanların sorunlarına ilgi gösterdi. Genç Müslümanlar Örgütüne üye olduğu gerekçesiyle 1946 yılında üç yıl hapse mahkûm edildi. Kendini entelektüel çalışmalara verdi. İslam Deklarasyonu’nu yayınladı. 1983 yılında düşüncelerinden dolayı 14 yıl hapse mahkûm oldu. Cezasının 5 yılını hapiste geçirdi.

Yugoslavya’nın dağılma sürecine girdiği dönemde Demokratik Eylem Partisi’ni (SDA) kurdu ve gelen başkan seçildi.

Komünist yönetimin çökmesiyle birlikte yapılan ilk serbest seçimlerde Bosna Hersek Federal Cumhuriyeti Devlet Başkanı seçildi. Sırp ve Hırvat güçlere karşı yürütülen bağımsızlık savaşına liderlik yaptı.1995’te savaşa son veren Dayton Antlaşmasını imzaladı. 1996 yılında yapılan seçimlerde üçü başkanlık konseyine seçildi. Uluslararası gücün baskısına karşı çıkan İzzetbegoviç 2000 yılında sağlık nedenlerini gerekçe göstererek başkanlık görevinden istifa etti.

Aliya İzzetbegoviç entelektüel, eylem adamı, siyasetçi, özgürlük savaşçısı ve düşünür kimliği ile halkına öncülük etmiş bir isimdir. Bu özellikleriyle İslam dünyasında yeni bir lider tipinin öncüsü sayılmaktadır. İzzetbegoviç’in Doğu ve Batı Arasında İslam isimli eseri dilimize kazandırılmıştır. ◄◄











hayat 15

het leven

doğuş aylık gazete/maandbladnr.

251-252 - Haziran/Temmuz- Juni/Juli 2019

İstişare ve bayramlaşma...

“Nasihatçileri olmayan ve nasihati sevmeyen bir kavimde, bir toplulukta hayır yoktur” Hz. Ömer

Mehmet Erdoğan: “Rahmet, mağfiret ve bereket dolu

H

ollanda İslam Federasyonu (Millî Görüş Güney Hollanda) Rotterdam Ayasofya Cemiyetinin ev sahipliğinde cemiyet başkanları ile bir kez daha bir araya gelerek hem bayramlaştılar hem de istişare ettiler.

Genel Merkezden İrşad Başkanı Yardımcısı Mehmet Dal’ın da hazır bulunduğu toplantıda başkanlar önce bayramlaştılar, sonrada teşkilatın gündemdeki konu ve faaliyetlerini konuştular.

Kur’an tilaveti ve başkanın açılış konuşmasının ardından Bölge İhsan Sohbetleri Başkanı Erkan Turan, Bölge Genel Muhasibi Bedrettin Budak, Genel Merkez Üyelik Sorumlusu Mehmet Zararsız, Güney Hollanda HASENE Sorumlusu Bünyamin Karaman ve Bölge İrşad Başkanı Hasan İnan birer sunum yaparak birimlerinin bu sezon yaptığı çalışmaları anlattılar.

Başkan Mehmet Erdoğan yaptığı açılış konuşmasında başkanların bayramlarını tebrik etti ve katılımlarından dolayı teşekkür etti. Başkan, yapılan faaliyetlere değinerek başkanlara gayretlerinden dolayı da teşekkür etti. Başkan şunları kaydetti: “Değerli başkanlarım, rahmetiyle, bereketiyle ve mağfiretiyle güzel bir Ramazan ayını geride bıraktı-

Ramazan ayını geride bıraktık”

ğımıza inanıyorum. Genel merkezimiz ve bölgemiz yaptığı çalışmalar neticesinde şu başkanlarımızın, şubedeki imam hatiplerimiz ve idarecilerimiz desteği ile şubelerimizde cemaatimizle, üyelerimizle bir araya geldik, hasbihal ettik. Değişik irşat programlar icra ettik. Dolayısıyla ramazan içinde yapmamız gereken bütün ibadetleri bir bütünlük içinde, kendi halkımız ve camiamızla icra etmeye çalıştık. Bu vesileyle cenabı Allah tuttuğumuz oruçlarımızı, okuduğumuz mukabeleleri, kıldığımız teravihlerimizi ve zekât-fitre gibi sair ibadetlerimizi dergâhı izzetinde kabul buyursun. Rabbim sizlerden razı olsun. Bu güzel ibadetlerimizi yaparken cemaatimizle iç içe olduk. Teravihlerde kardeşliğimizi pekiştirdik. Bu arada komşularımıza, akrabalarımıza ve üyelerimize özen gösterdik önem verdik. Kısaca dolu dolu bir Ramazan ayı yaşadık Allah’a hamdolsun. Sosyal yardımlaşma, mağdur ve mazlumlara yardım konusunda da hamdolsun cemiyetlerimiz ve bölgemiz çok güzel bir çalışma sergiledi.”

Toplantıda cemiyet başkanları dilek ve temennilerini dile getirdiler.

Daha sonra Mehmet Dal söz aldı ve özetle şunları söyledi. “Cenabı hak çıkmış olduğumuz bu yollarda bizleri

Haber- Fotoğraflar : Adnan Şahin

mahcup eylemesin. Elhamdülillah bizler bu yola onun rızası için çıktık. Kişinin kıymeti yaptığı işin kıymetiyle ölçülür.

Ne yaptığımıza bakalım kendi değerimizi anlayalım. Hamdolsun bizler bu değerlere peşinen inanmış ve iman etmiş bir fert olarak, idareci olarak bu günlere geldik. Ve inşallah bugünden sonra da son nefesimize kadar Allah’ın dininin yer yüzünde yücelmesi, yükselmesi, insanların bu güzelliklerle hem hal olması hayatını bütünleştirebilmesine bizleri vesileler kılsın diye dua ediyoruz. Değerli başkanlarım, Hazreti Ömer efendimiz bir sözünde şöyle buyuruyor: “Nasihatçileri olmayan ve nasihati sevmeyen bir kavimde, bir toplulukta hayır yoktur”. Efendimiz de kendisine biat eden kimselere, “birbirilerinize nasihat etmeniz şartıyla biatınızı kabul ederim” buyurmuştur… Sizlerin şuan birimler olarak birbirilerinize anlattıklarınız birer nasihattir. Birer iletişimdir.

Yani bu din yaşanacaksa nasihat olacaktır, tebliğ olacaktır ve iletişim olacaktır...

Bu cemaat bu topluluk yıllarca koltuğunun altında video kasetleri dolaştırdı. Bu davanın anlaşılması için inanın çok ciddi fedakarlıklar ortaya koydu. Bugünde aynı şeyler yapılıyor hamdolsun. Bugün imkânlar daha geniş ve dolayısıyla daha güzel şeyler yapılabilir.” Toplantı Cemiyetin verdiği ikram ile hitam buldu. ◄◄

Ziyaret

HOLLANDA’DAN TESİAD’A ZİYARET

TESİAD Hollanda Temsilcisi Fikret GÜR ve Hollandalı Türk İş Adamı Güven Budak; TESİAD Genel Başkanı M. İlyas Bozkurt’u makamında ziyaret etti. TESİAD Genel Merkezinde gerçekleşen ziyarete TESİAD Genel Başkanı Bozkurt Avrupa’da yaşayan Türk nüfusunun çok ciddi bir potansiyel oluşturduğunu söyledi ve sözlerine şöyle devam etti: “Doğu Avrupa’ya Türkiye’den giden 6,5 milyon kişinin 4,5 milyonu Ruhr Bölgesinde yaşıyor. Bu bölgeye odaklanarak yapılacak çalışmalar son derece önemli.

Ayrıca Avrupa’daki Türklerin çocuklarıyla bu rakam 15 milyonu bulabiliyor. Bu kardeşlerimizle yapılacak ticari ve kültürel işbirliklerinin çok faydalı olacağını düşünüyorum. Batı Avrupa’ya Doğu Avrupa’yı da ilave ettiğimiz zaman 30 milyona yakın çok büyük bir potansiyel ortaya çıkıyor.

“LOBİ DEĞİL DİASPORA YAPMALIYIZ” “Bizim bugüne kadar Avrupa’da yaptıklarımız lobicilikten öteye geçemedi. Bizim lobicilik değil diaspora yapmamız lazım. Diasporanın en önemli saç ayağı; banka desteği, medya desteği ve iş adamları teşkilatıdır. Bu üçlü yapıyı bizim Avrupa’da güçlendirmemiz lazım. Avrupa’daki Türk vatandaşlarımız bu üç konuda desteklendiğinde oradaki iş adamlarımızın çok güzel çalışmalara imza atacaklarına inanıyorum. Başarılı olmak istiyorsak tarafsız ve bağımsız olmalıyız. Bu yüzden cumhuriyet, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve seküler laiklik bizim kırmızı çizgimizdir. Bu kavramları ve Atatürk’ü tartışmaya açmayız. Metehan, Alp Er

Tunga neyse Atatürk odur. Sürdürülebilir stratejilerimiz için bizlerin iki şeye odaklanması lazım.

Birincisi; insanları dinine, partisine, ideolojisine göre ayırım yapmadan ancak dürüst ve güvenilir iş adamlarından oluşan bir network kurmalıyız. İkincisi; geleceğimiz için akademik çalışmalara, özellikle yüksek lisans ve doktora çalışmalarına önem vermemiz lazım.”

YENİ NESİL DAHA LİBERAL “Avrupa birliği içinde doğan yeni nesil, ulus milliyetçiliği anlayışından bıkmış durumda. Yeni nesil sınırların kalkmasını istiyor. Daha liberal bir gençlik geliyor. Bunu dikkate almalıyız.

“ASİMİLE DEĞİL ENTEGRE OLMALIYIZ” Diğer bir konu da asimilasyonla entegrasyonu birbirine karıştırıyoruz. Bu yüzden aileler, gençlerimiz asimile olmasın diye uğraşırken entegrasyonu sağlayamıyor. Böyle olunca da hem Türkler başarılı olamıyor; hem de Avrupalıların Türklere bakışını olumsuz yönde etkiliyor.

Mesela , Hollanda’nın özel bir gününde oradaki Türklerimizin bir elinde Türk bayrağı, bir elinde Hollanda bayrağı sallayarak bu şenliklere katılması tüm Hollandalıların kalbini fetheder.”

TESİAD Hollanda Temsilcisi Fikret GÜR Avrupa’da yapılacak çalışmalarda tarafsızlığın önemine vurgu yaptı ve TESİAD’ın Avrupa’da bu kadar güzel karşılanmasının en önemli nedeninin tarafsız, bağımsız ve net bir duruş ortaya koymasından kaynaklandığını söyledi.

Hollandalı Türk İş Adamı Güven Budak; ‘Birlik olduğumuz taktirde, Avrupa’nın geleceğinde ◄◄ Türkler de söz sahibi olacaktır’ dedi.

Konsolosluğun askerlik kanunu ile duyurusu

‘Yüzyılın Anlaşması’ ve ‘Bahreyn çalıştayı’ protesto edildi

1111 sayılı Askerlik Kanunu ve 1076 sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askeri Memurlar Kanunu’nu yürürlükten kaldıran 7179 sayılı Askeralma Kanunu 26 Haziran 2019 tarihli ve 30813 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Bu çerçevede yapılan başlıca değişiklikler: 1- Erteleme yaş sınırı 38 yaş sonundan 35 yaş sonuna indirilmiştir. 26 Haziran 2019 tarihinden önce, 38 yaş sonuna kadar yapılan erteleme işlemleri geçerliliğini korumakta olup, belirtilen tarih sonrasında yapılan erteleme işlemleri 35 yaş sonuna kadar yapılmaktadır.

2- Dövizli askerlik bedeli 5.133 Avro (ayrıca 128.33 Avro havale ücreti)olarak belirlenmiştir.

3- Yurtdışında ikamet eden ve çoklu vatandaşlık hakkına sahip olan vatandaşlarımızın, en az üç yıl süre ile fiilen yabancı ülkelerde bulunmaları halinde çalışma şartı aranmadan, dövizle askerliğe başvuru hakkı tanınmıştır.

4- Dövizle askerlik başvuruları çerçevesinde ayrıca, oturma ve çalışma izni kartına (Verblijfsvergunning) sahip olarak yurtdışında bulunan vatandaşlarımız için en az 3 yıl süre ile fiilen çalışma şartı devam etmektedir.

Gerekli belgeler ve başvuru yöntemi hakkında aşağıdaki linkten ayrıntılı bilgi notumuzu ve Resmi Gazete’de yayımlanan kanun metnini ( Erteleme ve dövizle askerlik: 7. Bölüm38. ve 39. Maddeler) incelemeniz önemle rica olunur. http://rotterdam.bk.mfa.gov.tr/Mission/ShowInfoNote/359725 h t t p : / / w w w. r e s m i g a z e t e . g o v. t r / e s kiler/2019/06/20190626-6.pdf Not: Dövizle askerlik başvuruları teknik çalışmaların tamamlanmasını müteakip alınmaya başlanabilecektir. Dövizle Askerlik Hizmeti başvuruları tekrar alınmaya başlandığında Başkonsolosluğumuz internet sitesi ve sosyal medya hesaplarından gerekli duyuru yapılacaktır. ◄◄ Saygıyla duyurulur

Hollanda‘da, ABD’nin İsrail-Filistin meselesine çözüm bulmak iddiasıyla hazırladığı “Yüzyılın Anlaşması” planı ve Bahreyn’in başkenti Manama’da başlayan ekonomi çalıştayı protesto edildi. Hollanda Filistin Topluluğu Vakfınca (PGNL) düzenlenen gösteride, ABD’nin “Yüzyılın Anlaşması” planı ve Bahreyn’in başkenti Manama’da başlayan ekonomi çalıştayını protesto etmek için bir grup Filistinli, Manama’daki ABD Büyükelçiliği önünde toplandı.

ABD’nin “Yüzyılın Anlaşması” adlı planının kınandığı gösteride gruptakiler, “Yüzyılın Anlaşması planına hayır, Manama çalıştayına hayır, Filistin haklarına evet” pankartı açıp, “Özgür Filistin, var ol, diren, geri dön” ve “Filistinli siyasi mahkumlarla dayanışma” yazılı dövizler taşıdı.

Gruptakiler, “Özgür Filistin”, “Filistin bizimdir” ve “ABD aşağı, terörist İsrail” şeklinde slogan attı, plan ve çalıştayın İsrail’in çıkarlarına hizmet edeceğini belirterek reddedilmesi için çağrı yaptı.

Gösterinin sonunda Arapça ve İngilizce okunan basın bildirisinde, “Yüzyılın Anlaşması” planının “felaket”, “tek taraflı” ve “yalnızca İsrail işgalinin çıkarlarına hizmet ettiğine” vurgu yapıldı.

Bildiride ayrıca, uluslararası hukukun ve Birleşmiş Milletler (BM) kararlarının Filistin halkının haklarını güvence altına aldığı hatırlatılırken, bu kararların uygulanması için bir mekanizmaya ihtiyaç olduğuna dikkat çekildi.

Filistinlilerin haklarının geri verilmesine işaret edilen bildiride, bunun için insan haklarına saygılı olunmasının, Filistin topraklarının işgaline son verilmesinin, yasalara ve BM kararlarına uyulmasının tek çözüm ◄◄ olduğu ifade edildi.

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 251-252- Haziran-Temmuz/Juni-juli 2019

04 tanıtım 26 16 introductie

İzin yolu haritası 2019



ve gazetede isimleri bulunan firmalar olarak hayırlı yolculuklar ve iyi tatiller dileriz...

Hayırlı yolculuklar, iyi tatiller diliyoruz.

Kredi yönetimi uzmanınız

Hayırlı yolculuklar, iyi tatiller diliyoruz.

Nuri Şekercan Provincialeweg 302 1506 MJ, Zaandam www.gentleincasso.nl E-mail: info@gentleincasso.nl Telefoon: 075 - 77 14 636

Uw verzekeringen zijn onze zorg Lisan, konuşma, kekeleme ve iletişim sorununuz varsa...

Teşhis ve tedavisi bizde!

Incassobureau- en Adviesbureau Cashback olarak sizin borcunuzu tahsil etmek için uzman kadromuzla hizmetinizdeyiz. Bu hizmetimizi şirketlere ve şahsi kişilere vermekteyiz. Bu branşta 22 senelik tecrübemizle size en iyi tavsiyeyi ve hizmeti verebileceğimizden emin olabilirsiniz. Bu hizmetimiz ücretsizdir. Yani “no cure no pay” prensibi üzerinden hizmet vermekteyiz. Uygulanan tarife borçludan tahsil edilir.

Tecrübemize dayanarak tavsiyemiz, borcunuzu tahsil etmek için beklemeyin.

Geç kalmak borcunuzu alamamak anlamına gelebilir.

Bilgi için aşağıdaki telefon numarasından ve mail adresinden bize ulaşabilirsiniz.

Incassobureau- en Adviesbureau Cashback olarak hayırlı yolculuklar, iyi tatiller dileriz...

Aslıhan Karakayalı Steffensweg 30 7601 EB Almelo www. cashbackincasso.nl - e-mail: info@cashbackincasso.nl Telefoon: +31(0)851306891 / +31(0)617516556

Ayşenur Oğuz Logopedist Logopediepraktijk Rabia Telefonnummer: 06-87013119 Web: www.logopedierabia.nl Hayırlı yolculuklar, iyi tatiller diliyoruz.

E-mail: info@logopedierabia.nl Adres: Van Lennepstraat 17 Rotterdam





Rooseveltstraat 39 2321 BL Leiden

(A4)

vleeswaren

E-mail info@ozener.com Tel. +31(0)71 - 589 09 99 Fax +31(0)71 - 589 20 26 www.ozener.com

Al-Ghazali

Van Lennepstraat 17 3027 SP Rotterdam Tel. (010) - 415 21 67 E-mail nbelah@sipor.nl www.al-ghazali.nl

Ibn-i Sina

Zegenstraat 120 3082 XZ Rotterdam Tel. (010) - 428 25 90 E-mail adurmus@sipor.nl www.ibn-i-sina.nl

Ikra

Spirea 3 3317 JP Dordrecht Tel. (078) - 639 01 51 E-mail ssalem@sipor.nl www.ikra.nl

Noen

Paradijsplein 1 3034 SL Rotterdam Tel. (010) - 240 94 46 E-mail fkocak@sipor.nl www.ibsnoen.nl

iz : R TL Telev

tri

Ibn-i Sina

ve M a a s

(Dislocatie) Overijselsestraat 49 3074 VA Rotterdam Tel. (010) - 4484 87 50 E-mail aarabou@sipor.nl www.ibn-i-sina.nl

yo

“İslam okulları Cito’da en başarılı, en iyiler”

nu

cu

Bezoekadres: Paradijsplein 1 - 3034 SL Rotterdam www. sipor nl - T. (010) - 240 94 46

De Stichting Islamitisch Primair Onderwijs Rijnmond

u

Oz&Er FOOD B.V.

ır t m a s o n

Yol bilgileri için ww.silayolu.com adlı siteyi takip edebilirsiniz. Güncel bilgilere anında ulaşabilirsiniz...

si

n i ve r s i t e

nr. 251-252 - Haziran-Temmuz/Juni-juli 2019

tÜ

a şt

 ar



doğuş aylık gazete/maandbla

ch



reizen

seyahat 17

ve gazetede isimleri bulunan firmalar olarak iyi yolculuklar ve iyi tatiller dileriz...

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 251-252 - Haziran/Temmuz- Juni/Juli 2019

04 söyleşi 18 interview

Ali Erbaş:



“Mezhebi, ırkı ne olursa olsun önce Müslümanlar ibadetini yapacaklar, sonra farklı inançlardan insanların da bu caminin bahçesinde bu külliyenin içinde bir araya gelerek dertlerini ve düşüncelerini paylaşacaklardır.

Venlo Tevhid Camii’ni hizmete açan D.İ.B. Ali Erbaş:

“Tevhid, Bir’e ve Birliğe davettir” Hollanda’nın Venlo kentinde Hollanda Diyanet Vakfına bağlı yepyeni bir cami daha resmî açılışla hizmete girdi. Yapımı 2 yıl süren Venlo Tevhid Camii bugün (20 Haziran 2019) Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş tarafından resmen hizmete açıldı. Açılışta önemli davetliler ve çevre kentler ve Venlo’dan gelen cemaat hazır bulundu. Protokolde bulunan bazı davetliler kısa selamlama konuşması yaptılar.

V

enlo Cemiyet Başkanı Ahmet Dursun, HDV Başkanı Muhlis Koç, Lahey Din Hizmetleri Müşavir Vekili Dr. Ali Parlak, Brabant ve Limburg Kiliseler Birliği vaizi Marco Luid, T.C. Lahey Büyükelçisi Şaban Dişli ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş birer konuşma yaptılar. Ayrıca protokolde Deventer Başkonsolosu Tuna Yücel Modrak, DENK partisi Hollanda meclis üyesi Selçuk Öztürk ve Avrupa Parlamento adayı Ayhan Tonca, İlahiyat Profesörü Özcan Hıdır hazır bulundular.

Cuma namazını müteakip Kur’an tilavetiyle başlayan programda ilk konuşmayı Ahmet Dursun yaptı. Ahmet Dursun yapımı iki yıl süren cami ile alakalı şu bilgileri paylaştı: “Tevhid Camii külliyesi, 10 bin metre kare açık ve 3200 metre kare kapalı alana sahip olan külliyede 1500 kişi aynı anda namaz kılabilecek. Ana okulu ve kreşinde mevcut olduğu 7 adet sınıfı bulunuyor.

Yönetici birimlerin kendi özel odaları bulunuyor. Ve külliyenin çok yönlü kullanılabilecek bir konferans salonu bulunmaktadır. Katkısı bulunan ve davete icabet eden herkese teşekkür eden Dursun, birlik beraberlik ve dayanışma içinde yapılan bu külliyenin amacının İslam dininin güzelliklerini yaşamak ve yaşatmak olduğunun altını çizdi.

Bu camileri maddî ve manevî olarak destekleyen HDV Başkanı Muhlis Koç da yaptığı kısa konuşmasında HDV’nin gayelerinden birinin de Müslümanların dini görevlerini yerine getirebilmeleri için mevcut imkânları korumak ve geliştirmek olduğunu söyledi. Koç, “Bugün bu görevi yapmanın bahtiyarlığı içerisindeyiz. Hollanda’yı güzelleştirmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

Programa Brabant ve Limburg Kiliseler Birliği adına gelen heyetten Marco Luid de bir konuşma yaptı. Türkçe selam vererek konuşmasına başlayan Luid özetle şunları söyledi: “Sizin için çok önemli olduğunu öğrendiğim bu gününüze bizi de davet ettiğiniz için teşekkür ederim. Başkana teşekkür ederim ve tüm Venlo Müslümanlarını da bu güzel eserlerine kavuştukları için tebrik ederim. Hristiyanlığın yanında Müslümanların da olması bir zen-

ginliktir. Din mensuplarının karşılıklı birbirlerine gidip gelmeleri, özellikle Müslümanları bizatihi kendilerinden öğrenmek çok önemlidir. Oysa bazıları maalesef önyargılı insanlardan duyduklarıyla yetinmekteler. Son zamanlarda iyice katılaşan seküler, laik düzenin altında zaman zaman Hristiyanlar ve Müslümanlar ortak sorunlar yaşamaktalar. Her iki din mensuplarının -seslerini duyurmak adına- birbirlerine ihtiyaçları var” Lahey Din Hizmetleri Müşavir Vekili Dr. Ali Parlak yaptığı kısa selamlama konuşmasında Türkiye’den davete katılan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a, Lahey Büyükelçisi Şaban Dişli’ye ve üç kentin başkonsolosuna katıldıkları için teşekkür etti.

Parlak , yapılan bu mabetlerin Hollanda’nın, Hollanda’da yaşayan vatandaşların ve tüm toplumun huzur ve barışına katkı sağlamasına bir vesile olacağını söyledi. Parlak, sözlerini bir Hadis-i Şerif’te Müslümanların bal arısına benzetildiğini ve onları kondukları yerleri incitmediği gibi güzel şeyler ürettiğini söyledi.

Lahey Büyükelçisi Şaban Dişli şunları kaydetti: “Birlik ve beraberliğimizin tecelli edeceği bu güzel mekânı açmak için bir araya geldik, hepinizi en derin saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Hollanda’nın bir çok yerinde açılan pırıl pırıl cami ve cemaatlerin varlığından büyük memnuniyeti duyuyorum.

Allah eksikliğini vermesin. Hollanda, beş yüz yıldır ticaretle uğraşmakta,

dolayısıyla her kültüre açıktır. Bu güzel ve engin özgürlükten en iyi şekilde bizler de faydalanıyoruz. Türk kökenli Hollandalı kardeşlerimiz de faydalanıyorlar. Bu eserleri meydana getirmek işin ilk adımıdır. Benim, tüm cami yöneticilerinden bir ricam var: Bir fırsat oluşturarak bu güzel eserlere Hollandalı komşularınızı, Hollandalı kardeşlerimizi de davet edelim. Bu, birlikte yaşamı daha da çok pekiştirecektir. Hollanda gerçekten bir özgürlükler ülkesidir. Bizlerin de Müslümanlar olarak bu özgürlüğe ne derece katkı verdiğimizi, barış ve kardeşlik dini olan İslam’ın ne kadar güzel yaşandığını komşularımıza, Hollandalı kardeşlerimize de gösterelim istiyorum. Hollanda ile ilişkiler yeniden güzel bir safhaya girdi. Üst düzey görüşmeler yapılıyor, karşılıklı ziyaretler devam ediyor. 3 Temmuz’da Hollanda Ticaret Bakanı resmî ve iş ziyareti için Türkiye’ye gidecek. 11 Kasım’da ise Rutte, Cumhurbaşkanının davetlisi olarak Türkiye’de ağırlanacak.”

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş önce Cuma hutbesi irat etti ve hutbeden birlik ve beraberlik çağrısında bulundu. Erbaş, “Allah’ın ipine (yani İslam’a) topluca sımsıkı sarılınız. Tefrikaya düşmeyiniz. Bölünüp parçalanmayınız” mealindeki ve “Müminler ancak kardeştirler.” mealindeki ayetleri okuyarak bu ayetlerin ne anlama geldiğini açıkladı.

Erbaş daha sonra açılış konuşmasında ise özetle şunları kaydetti: “Sizlere T.C. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türk milletinin, Anadolu’daki kardeşlerinizin, yani ana yurdundan, -aranızda bazı kardeşlerinizin ifadesiyleAta yurdu olan Hollanda’ya selamlarını getirdim. Mabetler, birliğin ve beraberliğin en önemli vasıtalarından biridir. Bu, her dinde böyledir. Yapılan arkeolojik kazılar bu gerçeği ortaya koymaktadır.

Mabetler, din mensuplarının olmazsa olmazlarıdır. Venlo kentinde açılan Tevhid Camii’nin ismi çok anlamlıdır. Bir’e ve Birliğe davet etmektedir. Dolayısıyla burada inşallah mezhebi, ırkı ne olursa olsun önce Müslümanlar ibadetini yapacaklar, sonra farklı inançlardan insanların da bu caminin bahçesinde bu külliyenin içinde bir araya gelerek dertlerini ve düşüncelerini paylaşacaklardır.Hz. Ali’nin ifadesiyle, ‘İnsanlar senin ya dinde kardeşindir, ya da hilkatte eşindir.’ Hz. Adem, hepimizin babasıdır. Bizim birbirimizden her yönden istifade etmemiz gerekiyor. İslam’ın en önemli yönlerinden birisi de, onun barış dini olmasıdır. Müslüman, toplumda barışın tesisi için mücadele veren insan demektir. Camilerde ibadete olduğu kadar eğitime de önem verilmelidir.

Peygamberimiz, ilk mescidi imar ettikten hem sonra onun içinde Suffa’yı kurmuştur.”

Konuşmaların sonunda bazı protokol davetlilerine plaketler verildi. Ardından kesimine geçildi. Erbaş caminin bölümlerini gezerek yetkililerden bilgi aldı.

Haber-Fotoğraf: Adnan Şahin ◄◄







251-252 - Haziran/Temmuz- Juni/Juli 2019

Analiz

ergunmadak@hotmail.com

Ergun Madak var, var da var. Ama gelin görün ki, gönlüme bir türlü anlatamıyorum. İki hoca internet üzerinden birbirlerine laf yetiştiriyorlar: Cennet şu an yaratılmış vaziyette mi yoksa kıyamette mi yaratılacak?

Ya sabır çekmemek ve acınası hâlimize gülmemek elde değil!

Hocalar, hiç bir ulvî amaca hizmet etmeyen konularda tartışadursun, BBC ise diğer tarafta Arap gençler arasında, kendisini dindar olarak görenlerin oranını araştırmış ve ortaya bazı rakamlar çıkarmış.

Rakamlara gelmeden önce aslında şu soruyu sormak lazım: BBC, yani İngiliz medyası acaba bu konuyla neden alakalı? Hollandalıların da düzenli olarak camiye giden gençlerin oranı olarak araştırmalar slı var mıdır bilmem, bir yaptığını zaten biliyoruz. zamanlar, Millî Eğitim Neden bu kadar ilgililer? Uzaklarda Bakanlarından bir tanesi komplo teorileri aramaya gerek yok şöyle demiş derler: ‘Eğer zannediyorum: Camiiler ve dolayışu okullar ve öğrenciler olmasıyla dinlere olan gençlerin ilgisinin saydı, ben şu bakanlığı öyle bir oranı aynı zamanda, potansiyel yönetirdim ki!’ bir dinciliğin işareti algısını ortaya Ben de diyorum ki: Eğer şu kötü çıkarıyor. hocalar ve bazı ilahiyatçılar Oysa genel olarak camilerin, bugüolmasaydı, İslam, ne kadar da nün gençliğinin kimliğinin oluşugüzel bir din! Hâlâ da öyle, gön- mundaki konumu ayrı bir araştırmalümün baş tacı. Fakat İslam şu tartışma konusu ve bu konuyu bir anki imajını hiç hak etmiyor. arkadaş grubuyla gündeme taşıyıp cami, vakıf ve gençlerle tartışmak Her şeyin ben de farkındayım. Yani için bir girişim başlattık. Bakalım inbir imtihan dünyasındayız, çiğ süt sanları akıllı telefonlarından koparıp emdik, ihtiraslarımız var, şeytanın bir araya getirmeyi başarabilecek vesveseleri var, kibir var, enaniyet miyiz?

BBC Anketi ve Dindarlık

A





gündem 19 agenda

doğuş aylık gazete/maandbladnr.

Hayırlı yolculuklar, iyi tatiller diliyoruz...

Neden bu kadar ilgililer?

BBC araştırmasına yeniden dönecek olursak, çıkan ilk sonuç şu: Arap gençler arasında kendisini dindar olarak görmeyenlerin oranı % 13.

Bu rakam 2013 yılında % 8’miş.

Dindarlığını muhafaza edenlerin oranı ise % 87. 2013 yılındaki bu rakam ise demek ki % 92 oluyor.

Genelde istatistiklere temkinli yaklaşmak lazım. Çünkü hiç bir zaman objektif ve toplumun genel perspektifini tam olarak veremezler. Fakat sonuçta bir algı ortaya çıkar ve herkes kendi aidiyetine göre yorum yapar. Burada verilen mesaj ise; 6 yıl içerisinde dindarlık geriye gidiyor. Aklıma ilk takılan soru, acaba 2013 yılındaki kişilere 2019 yılında tekrar mı soruldu? Aynı ülkede, başka bölgelerde mi anket çalışması yapıldı vs. vs.?

Arap Dünyası için rakamların çok iddialı olduğunu itiraf etmeliyim.

Aynı sorular Hollanda’daki, Türkiye ve Fas’taki gençler için sorulduğunda çıkabilecek rakamları çok merak ediyorum. (Bundan bir kaç yıl önce Türkiye’de namaz kılmak ile ilgili bir anket yapılmış ve ilginç sonuçlar çıkmıştı.)

Bir an için verilerin doğru olduğundan hareket edersek, herhalde, İslam Dünyası’na, Müslümanlara ve kendimize şu soruları sorabiliriz: • Kendisini dindar olarak görmeyenler, neden görmüyorlar?

• Kendilerini dindar olarak gören çoğunluk ise dindarlıktan ne anlıyorlar ve nasıl bir dindarlık yaşıyorlar?

• Dindar olduğunu söyleyenler, kendilerine ve çevrelerine bunu nasıl yansıtıyorlar?

Dindarlık ve/veya imanla ilgili Gazali’nin kategorik bir çalışması var.

O zaman dindarlıkla ilgili her şey çok daha net anlaşılıyor. Gazali’de okuduktan sonra zihnimde iman ve Müslümanlar kategorik olarak daha da berraklaştı ve neden gibi sorular sormaya gerek kalmadı. Belki başka bir yazıda buraya alıntılarız.

Kadir Mısıroğlu Atatürkçü olan bir arkadaşın, rahmetli Kadir Mısıroğlu ile ilgili menfi sözleri üzerine, geçtiğimiz Ramazan ayının büyük bir bölümünü, Youtube, kendi resmî sayfasındaki videoları izleyerek geçirdim ve şu sonuç ve bilgilere vardım: • Bilgisinin % 80’lik dilimini, üniversiteye başlamadan önce edinmiş.

• Yanına giden bir arkadaş, insanlara pek pas vermediğini söyleyince ‘acaba kibirli birisi mi?’ diye düşünmüştüm. Oysa edindiğim intiba, insanlardan aldığı darbeler onu bu hâle getirmiş. Eğer 50 kişi yanına gelip siyasette aday olduğunu ve ricacı olduklarını söylerse, ya da sizden kitaplar alıp, sırf size zarar vermek için ödemezlerse, 50.000 mark dolandırılırsa, zannediyorum siz de mesafeli olursunuz.

• İleriye dönük, yerinde projeksiyonlarının olduğunu ve genelde tuttuğunu, ama bunun kendisinde bir keramet olmadığını, sadece tarihin sürekli tekerrür ettiğini söylemiş.

• İçerik olarak tarih, fıkıh ve Kur’an konularına oldukça hâkim olduğunu gözlemledim.

• Çok ‘dolu’ olmasına rağmen üslup olarak kendisini sevmeyenleri yadırgamadığımı da söyleyebilirim.

Sonra eşi ile yapılan bir röportaj da denk geldi ve açıkçası mazbut bir aile görüntüsü verdiğinden dolayı çok sevindim.

Hocam; sevmediğin Atatürkçüler vesilesiyle, seni azıcık da olsa yakından tanımak nasip oldu. Makamın cennet olsun, eşine, çocuklarına ve torunlarına da Rabbim sabırlar versin.

Yeni Bir Girişim Haber Gazetesi’nden tanığımız sevgili İbrahim Karaman ile ayak üstü sohbet ederken, Youtube’ da Life 24 adında bir kanal kurduklarını söyledi. Kendisine ve çalışma arkadaşlarına başarılar diliyorum. Çıkacağınız izin yolculuğunun hayırlı olmasını ve gönlünüzce bir tatil yapıp dönmenizi diliyorum, Yeni yayın döneminde buluşmak ümidiyle, Allah’a emanet olunuz! ◄◄

20 haber

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 251-252 - Haziran/Temmuz- Juni/Juli 2019

nieuws

Hollanda’da hayat...

Saygıdeğer okurlarımız, bu sayfada yayımlanmasını istediğiniz, hem cemiyet haberlerinizi hem kendi fotoğraflarınızı, hem de ilginç bulduğunuz fotoğrafları yorumlarınızla birlikte paylaşabilirsiniz... Bekliyoruz...

İstanbul Medeniyet Üniversitesi, Millî Görüş Eğitmenlerine Eğitim Sertifikası Verdi

H



ollanda İslam Federasyonu (Millî Görüş Güney Hollanda) cemiyetlerinde çocuklara ders veren 36 eğitmen, Medeniyet Üniversitesi’nin uzaktan katılımla verdiği psikoloji eğitimi formasyon dersini tamamlayarak sertifikalarını aldı.

Hollanda’nın çeşitli kentlerinden bu eğitime katılan bay-bayan 36 eğitmen Oss kentinde düzenlenen programda hak ettikleri sertifikaları aldılar.

Güney Hollanda Millî Görüş Eğitim Başkanı İsmail Kızılırmak bu eğitimle alakalı şunları kaydetti: “İslam Toplumu Millî Görüş Teşkilatları olarak

Avrupa genelinde, genel merkez tavsiyeli, İstanbul Medeniyet Üniversitesi’yle uzaktan eğitim psikolojisi dersi aldırdık. Bunun içerisinde eğitim, öğretim, gelişim, materyal, teknik gibi 8 tane pedagojik formasyon dersi aldırdık.

Bu eğitim tam dört ay sürdü.

Uzaktan eğitimimin finalinde iki gün boyu altı saat süren yüz yüze bir eğitim aldırdık. Ve bir ay sonra da yine uzaktan bir sınav yapıldı ve bugün bu sınavı veren sertifika almaya hak kazanan eğitmenlerimize yaklaşık altı aylık bir eğitimin ardından sertifikalarını vereceğiz inşallah. Dolayısıyla şubelerimizde çocuklarımıza ders veren öğretmenlerimiz eğitim psikolojisi formasyonuna sahip oldular. Bu sertifika bir devlet üniversitesi olan İstanbul Medeniyet Üniversitesi tarafından verilmektedir.

Amacımız, şubelerimizde ders veren bütün öğretmenlerimizin çocuklarımıza daha kaliteli ders vermeleri için bu pedagojik formasyonunu almalarını sağlamak.

Aslında normal şartlarda bir üniversite mezunu olmayan bir kişinin üniversiteden bu sertifikayı alması mümkün değil. Burada teşkilatın

büyük bir girişimi var. Genel Merkezimizin bazı üniversitelerle imzaladığı protokoller var. Bu da bu çerçevede gerçekleştirilmiş bir çalışmadır. Ayrıca başta Necmettin Erbakan Üniversitesi olmak üzere protokol imzalanan bazı üniversitelere Avrupa’dan öğrenci yollama imkânımız var. İlgi duyan gençlerimize bu konuda yardımcı olunmaktadır.”

Programda Güney Hollanda Millî Görüş (NIF) Başkanı Mehmet Erdoğan’da hazır bulundu ve eğitmenleri tebrik etti. Erdoğan şunları söyledi: “Değerli kardeşlerim her biriniz bir teşkilatımızın bünyesinde, Millî Görüş davasında çocuklarımıza kimlik, şahsiyet ve aidiyet kazandıran konum ve görevdesiniz. Hepinizi tebrik ediyorum, başarılarınızın devamını diliyorum. Tabi ki, bu formasyon dersleri burada bitmedi. Bunun ikinci bir etabı var. Devam etmek isteyen kardeşlerimizin bir başka merhalede kendisini geliştirebilir. Bu konuda bir değerlendirme yapmanızı ve bunu eğitim başkanımıza bildirmenizi hassaten sizlere tavsiye ediyorum.

Teşkilatlarda verilen eğitim uzun

“Gurbette” fotoğraf Sergisi Ankara’da büyük ilgi gördü

A

tlas Atlas Kültür Merkezi ve Zülfü Livaneli Kültür Merkezi’nin ortaklaşa düzenlediği Hollanda’ya göç fotoğraf sergisi “Gurbette” 14 Haziran 2019’da Hollanda büyükelçisi Marjanne de Kwaasteniet, Eski Çalışma Bakanı Ali Naili Erdem ve proje sorumlusu Şahin Yıldırım ve yurt dışından, yurt içinden bir çok katılım ile büyük bir coşkuyla açıldı.

Hollanda Büyük Elçisi, Marjanne de Kwaasteniet: “Gurbet” kelimesinin ne Hollandaca ne de İngilizce tam bir karışlığı yok. Anladığım kadarıyla ‘Abroad’ yani yurt dışında ve ‘Emotion” duygu anlamlarına geliyor. Bu duyguda kendi yaşadığımız ülkeyi etmek edip bilmeği yabancı bir ülkeye gitme duygusu. ‘Emotion’ duygu anlamlarına geliyor. Biliyorsunuz 19 Ağustos 1964 hayata geçirilen “işçi anlaşması” yapıldı. Bu anlaşma çerçevesinde ‘işçiler” kısa bir dönem Hollanda’da

kalacaklardı. Ama bir çoğu için bu geçici kalış- son derece kalıcı hâle geldi. 50 yıl sonra 2014 yılında Atlas Kültür Merkezi ve Şahin Yıldırım’ın girişimiyle birinci nesle vefa borcunu ödemek için Hollanda’da bir çok faaliyet düzenlendi. Bu sergi bugün de “Gurbette” olarak Ankara’ya getirildi. Elbette Türkiye’den Hollanda’ya giden birinci neslin hayatları sanıldığı kadar kolay olmadı. İlk yıllarda özellikle ağır işlerde çalıştılar. Bir çoğu bir odayı onlarca kişi ile paylaşıyorlardı, dil sorunu çektiklerinden elleri ve ayakları ile iletişim kurmaya çalışıyorlardı. Tabii bunların yanında aile özlemleri vardı. Bu yüzden 1970 yıllardan sonra da ailelerini Hollanda’ya getirmeye başladılar. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki Türkler ve Hollandalılar 55 yıl içinde çok güzel bir ilişkiler kurdular.

Aradan geçen 55 yıl sonra Türkler Hollanda’nın önemli bir parçası hâline geldiler. Ayrıca Türklerin Hollanda

soluklu bir faaliyettir. Avrupa çapında teşkilatlarımızda eğitim alan çocuk sayısı artık yüz binlerle ifade edilmekte. Onlara ders veren eğitmenlerin sayısı ise on binleri aşmış bulunmakta. Çocuklarla sağlıklı iletişim kurmak ve onları en doğru biçimde yetiştirmek asli görevlerimizdendir.

Dolayısıyla bu eğitimi verenlerin de daha donanımlı daha tecrübeli olmaları çok önemlidir. Teşkilatlarda yıllar önce verilen ders metodu çok farklı idi. Artık 3 yaşından itibaren çocuklara dersler verilmekte. Ve bunun yeni formasyonla daha özenli verilmesi yönünde büyük gayret göstermekteyiz. Son on yılda yüzden fazla okul açarak eğitime en geniş anlamda yatırım yaptık.

Her yaşta çocuğun ders alabileceği çeşitli seviyelerde, imam hatip, ilahiyat ve meslek okulları gibi okul ve yurtlar açıldı. Ne kadar hamd etsek azdır. Amsterdam’da geçen yıl açılan Amsterdam İlahiyat Fakültesi de eğitimine devam etmekte. Gençlerimizin oraya yönlendirilmesini de hayli önemsiyorum” Toplantıda bayanların sertifikasını bu eğitimin genel sorumlusu Rukiye Şahin verdi. ◄◄

ekonomisine katkıları da çok büyük oldu. Hollanda’da şuanda 3. ve 4. nesilden bahsediyoruz. Bunlar toplumun her alanında temsil ediliyorlar. Hollanda’da önemli siyasetçilerimiz, iş adamlarımız, eğitimde çalışanlar ve diplomatlarımız var. Yeni neslin eğitim refahı çok daha yüksek ve imkânları ise daha fazla. Şuanda 2. ve 3. nesilden Türkiye’deki Elçiliğimizde çalışan Türkler var. Atlas Kültür Merkezi nezdinde Şahin Yıldırım’a “Gurbette” sergisini hazırladıkları ve Hollanda-Türkiye ilişkilerine katkı sundukları için teşekkür ediyorum.

14 Haziran 2019 yılında yani bugün Ali Naili Erdem Bey tam olarak 51 yıl önce Türkiye Çalışma Bakanı olarak Hollanda’yı ziyaret etti. 14 Haziran 1968 yılı Cuma günü Hollanda Sosyal İşler Bakanı Rolvink tarafından kabul edildi. Bugün 92 yaşında ve eşiyle birlikte sergimizi ziyaret etiği için kendisine teşekkür ediyoruz.

Eski Çalışma Bakanı Ali Naili Erdem kısa bir konuşma yaptı. Şahin Yıldırım da özetle şunlara değindi: Hollanda’daki kolektif tarihimize sahip çıkmak ve birinci nesle vefa borcumuzu ödemek için 2009 yılında başladım. Çok uzun soluklu olan bu maraton 2012 yılında şekil almaya başladı. Kitap, belgesel ve sergi fikrini haklaştıkça güzelleşiyordu. Konuştuğum herkes bu projeyi merak ediyordu. Çünkü göçün 50. Yılı çerçevesinde daha önce hiç böyle bir çalışma yapılmamıştı. Hollanda’ya Göç hikâyemizi “50 jaar, 50 verhalen” yani “50 yılda, 50 hikâye” kitabı olarak çıkardım.

Toplamda birinci nesil ve Hollandalı ile bire bir röportajlar yaptım.

Bunlardan en öne çıkan ve geçmiş 50 yıla ışık tutacak hikâyeyi seçtim ve kitap hâline getirdim. Yine sergimizde 2014 yılında işçi göçünün 50. yılı çerçevesinde hazırlandığından dolayı 50 adet fotoğraftan oluşmaktadır. Sergide bu fotoğrafların yanı sıra kişilere ait hikâyelere, geçmiş döneme ait fotoğraflara ve pasaport, mektup gibi kişisel eşyalara yer verilmektedir. Tarih boyunca hem ekonomik hem de kültürel bir çok alanda ortak paydası olan iki milletin 19 Ağustos 1964 yılında ilişkileri işçi anlaşmasıyla daha bir ivme kazandı” ◄◄



EUBA, işveren ve üyelerini ‘Ticari Sözleşmeler’ konusunda bilgilendirdi

A

vrupalı İş İnsanları Derneği (EUBA) Hollanda birimi, Rotterdam Ticaret Odası(KvK)’nda düzenlediği etkinlikte işverenleri ulusal ve uluslararası ticari antlaşmalar konusunda bilgi ve tecrübelerini arttırmaya yönelik bilgilendirdi.

Sunumunu Euba Hollanda Sekreteri İskender Tosun’un yaptığı programda, EUBA Hollanda Başkanı Hasan Aras, “Dernek olarak belirli aralıklarla, belirli konular hakkında üyelerimizi bilgilendirme seminerlerimiz bundan sonra da devam edecektir.

Bir takım önemli konular hakkında üyelerimizin bilgilenmelerini, onların kendilerini geliştirmeleri konusunda elimizden geleni yapma gayreti içersinde olacağız. İşyeri ziyaretleri, geziler ve network çalışmalarımızı bundan sonra da gerçekleştireceğiz.” dedi.

Seminerin ağırlıklı ana teması Hollanda’daki şirket türleri, kuruluş işlemleri, yapılan ticari antlaşmalar, karşılıklı

kişilerin zaman zaman yapılan ticari antlaşmalarda ciddi sorunlar yaşadıkları, tarafların yükümlülükleri ve muhtemel ihtilaflarda izlenecek yollar masaya yatırıldı.

Bu konularda da kanuni düzenlemeleri anlatan Avukat Gijs van der Spek, iş hayatında sıkça karşılaşılan örneklerle katılımcıları bilgilendirdi. Öte yandan ev sahibi Rotterdam KvK adına Serkan Çevirgen de kısa bir konuşma yaptı. Seminerin sonunda resepsiyon düzenlendi, katılımcılar birbirleriyle tanışıp, sohbet etme imkânı buldular.

Haber: GürMedia ◄◄

yükümlülükleri üzerine oldu. Bu konularda Rotterdam’da Yur avukatlık bünyesinde çalışan Avukatlar Gijs van der Spek ve Erik Verweij tarafından katılımcılara bilgiler verildi.

Seminerde vurgulanan diğer bir konu da şirket sahibi









mesaj 21 message

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 251-252 - Haziran/Temmuz- Juni/Juli 2019

................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................. ................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................. ................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................. .................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

Erkan Turan:

“İslam’ın dünyaya yayılmasında Müslüman tüccarların rolü büyüktür. Sizler yaşayışınızla, doğruluk anlayışınızla, dürüstlük ve ahlâkınızla örnek ve rol model olmalısınız.”

Hollanda İslam Federasyonu’ndan MÜSİAD Rotterdam’a ziyaret

G

üney Hollanda Millî Görüş Teşkilatı (NIF) yöneticileri, MÜSİAD Rotterdam yöneticileriyle iade-i ziyaret çerçevesinde MÜSİAD Rotterdam merkez çalışma şubesinde bir araya geldiler. NIF Başkanı Mehmet Erdoğan ve beraberinde bulunan Erkan Turan, Muhammed Başalan, Mustafa Taner ve Mustafa Kılıç’tan oluşan heyet, MÜSİAD Rotterdam Başkanı Mustafa Duyar ve çalışma ekibinden Gülali Alkılıç, İlhami Gülmüş, Mustafa Azmaz, Özgür Çetin tarafından kapıda karşılandı. Ziyaretlerinin sebebinin kurumlar arası diyalog ve işbirliği olduğunu ifade eden NIF Başkanı Mehmet Erdoğan, federasyonun çalışmaları hakkında MÜSİAD yönetimini bilgilendirdi.

Türkiye’nin sosyal, siyasal dalgalanmaların Hollanda’da yaşayan insanlarımızı etkilediğine dikkat çeken Erdoğan, “Bizler, yönümüzü ve yüzümüzü buraya dönerek ancak burada bir şeyler başarabiliriz. Hiç kimseyi ötekileştirmeden, belli bir siyasi kalıba sokmadan, Peygamber Efendimizin ticaret ahlâkıyla donatılmasına, helal ve haramın hayatımızdaki yerinin belirlenmesine zemin hazırlayan ve herkesi kucaklayan bir anlayışla İhsan Sohbetleri adlı çalışmaları sürdürüyoruz. İnsan unutkan bir varlık. Bu sohbetlerle bir yerde, bilmemize rağmen ıskaladığımız ama hayatımızın çok önemli detaylarını yeniden hatırlatmak; hayır ve güzellikleri hayatımıza kazandırmak, kötülüğü, şer olanları uzaklaştırmak adına bu sohbetleri düzenlenmekteyiz.

MÜSİAD üyelerini de bu çalışmamızda aramızda görmek isteriz” dedi.

Kendi teşkilatları içerisinde büyük bir esnaf potansiyeli olduğuna dikkat çeken İhsan Sohbetleri Başkanı Erkan Turan, MÜSİAD ve üyelerinin ilgi alanı olan İhsan Sohbetleri’yle alakalı katılımcılara bilgi verdi.

Erkan Turan konuşmasında şunlara değindi: “Bizler, hiçbir esnaf ve girişimcimizden maddî ve dünyevî bir beklenti içerisinde olmadan İhsan Sohbetleri adlı programlarımızı gerçekleştiriyoruz. Kimseyi sömürme, kimseden maddî manada istifade etmek gibi bir niyetimiz olmadı, asla olmayacak. İş adamlarımızı, esnaflarımızı gündelik o yoğun, keşmekeş süreçten kopartıp, manevî bir atmosferin içerisinde nefes almasına, soluklanmasına zemin hazırlıyoruz. İrşad sohbetlerimizle, esnaflarımızı şuurlandırma, İslami ticaret ahlâkıyla donatma gibi bir amaca matuf hizmet sunmaktayız.

Sezon başlangıcında yapacağımız İhsan Sohbetleri’ni MÜSİAD Rotterdam ile birlikte yapmayı teklif ediyorum. Şu an bu sohbetlere devam eden bir gurup Müslüman tüccar kardeşimizle, MÜSİAD Rotterdam’ın üyelerini buluşturmak istiyoruz.

Mevcut yapılarla sorunlarımıza çözüm olamıyoruz. Düzenlenen programlarla, omuzlara yüklenen ağır yükleri hafifletmeye ve sıkıntıları azaltmaya çalışıyoruz. Esnaflarımızın bu dünyanın yoğunluğu arasında kaybolmasına meydan vermeme gayreti içinde oluyoruz. İslam’ın dünyaya yayılmasında Müslüman tüccarların rolü büyüktür. Sizler yaşayışınızla, doğruluk anlayışınızla,

dürüstlük ve ahlâkınızla örnek ve rol model olmalısınız. İşte, bu sohbetlerin de ana teması ve maksadı da budur. Hollanda içerisinde ticaret yapan tüccarlarımızın buranın ticaret odalarıyla, buranın ticaret bakanlıklarıyla ilişkisi olması gerekiyor.

Gülali Alkılıç: “Millî Görüş Teşkilatlarının, Müslümanlara, siyasi şuur verme ve uyandırma noktasında çok büyük bir katkısı olmuştur.

Türkiye’nin değişim ve dönüşümünde bu hareket etkili olmuştur. Federasyon olarak Hollanda’daki iş adamlarına bu şekilde bir hizmet sunmak çok önemli ve hayırlı bir iş. Bu ülkede sorumluluğumuzu ve mükellefiyetimizi bilerek yollarımızın kesiştiği yerlerde birlikte hareket etmek her iki kurumu da güçlendirir. Çok büyük fezy alacağımız, irşad olacağımız İhsan Sohbetlerine kişisel olarak seve seve katılırız, üyelerimizi bu güzel oluşuma yönlendiririz.

Mustafa Duyar da ziyaretten duyduğu memnuniyeti ifade ederek şunları dile getirdi: “MÜSİAD Hollanda, 25 yılını doldurmuş köklü bir kurum. 2 yıl önce

Türkiye’nin tavsiyesiyle bölgesel bir yapılanmaya giderek 4 büyük şehirde şubelerini oluşturdu. Daha çok iş insanına ulaşmak adına atılan bu adım, bizleri hedefe daha çok yaklaştırmakta. Bizler MÜSİAD Rotterdam olarak 100’e yakın bir üyeye hitap ediyoruz. Haftalık yönetim kurulu toplantılarımız, aylık üye toplantılarımız ve her iki ayda bir de kahvaltı buluşmalarımızla her geçen gün misyonumuza yakışır bir şekilde büyüyoruz. Üyelerimizi bilgilendirmek amacıyla düzenlenen seminerlerimizle, ilişkilerini geliştirmek için yürütülen workshoplarımızla, ticari amaçlı yapılan dış ülke gezilerimizle ciddi bir çalışma yürütülüyor.

Genel Merkezin bizi muhatap alan programlarına da ilgili birimlerle katılarak çalışmalarımızın çerçevesini genişletmekteyiz.

MÜSİAD üyeliği, herkesin birbirini tanıma kolaylığı sağlıyor. İşbirliği yapacağı kişinin güvenirliği noktasında MÜSİAD bir referans olarak kişinin yolunu açıyor.

Hollanda İslam Federasyonu bünyesinde yürütülen ve içeriği, manası ve amacı çok büyük olan İhsan Sohbetleri’ne de hem şahıs hem de kurum üyeleri olarak katılmayı, istifade etmeyi çok isteriz. Bu davetinizi kendi içimizde değerlendirip, herkese çağrınızı ulaştıracağım.”

Muhammed Başalan ve Mustafa Kılıç da söz alarak, girişimcilerimizin eğitim kurumlarına ve öğrenci derneklerine de gereken duyarlılığı ve ihtimamı göstermeleri gerektiğini vurguladılar.

Toplantı, çay sohbeti ile sona erdi.

Doğuş Haber Merkezi ◄◄

HDV Denetleme ve Rehberlik Komisyonu toplandı Hollanda Diyanet Vakfı Denetleme ve Rehberlik Komisyonu üyeleri HDV Genel Merkezinde toplandı.

15 Haziran 2019 tarihinde yapılan toplantıya, Lahey Din Hizmetleri Müşavir Vekili Dr. Ali Parlak, HDV Başkanı Muhlis Koç, HDV Yönetim Kurulu Üyesi ve Denetleme ve Rehberlik Komisyonu Başkanı Recep Erkoç ile eski ve yeni komisyon üyeleri katıldı.

Yaklaşık bir yıldır, çalışmaları durdurulan HDV Denetleme ve Rehberlik Komisyonun, Şubelerden gelen talepler ve ihtiyaçlar doğrultusunda yeniden çalışmalara başlamasına karar verildi.

Bu itibarla, öncelikle HDV Şubeler Yönetmeliği, yapılan yeni değişikliklerle aktüel hale getirilerek şubelere gönderildi. Daha sonra 2013 yılında kurulan ve o günden beri Denetleme ve Rehberlik görevini yerine başarıyla yerine getiren ancak bir yıldır çalışmaları durdurulmuş olan, HDV Denetleme ve Rehberlik komisyonunun, yeni üyelerle takviye edilerek çalışmalarına başlamasına karar verildi.

HDV Denetleme ve Rehberlik komisyonu, HDV şubelerinde yönetim kurullarının talebiyle veya HDV Yönetim Kurulu’nun görevlendirmesiyle, Genel Kurul toplantılarını yönetmek ve şube faaliyetlerini denetlemek gibi görevleri yerine getiriyor.

HDV Basın Masası ◄◄

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 251-252 - Haziran/Temmuz- Juni/Juli 2019

22 haber 04 26 nieuws

Bireysel Eğitim ve Gelişim Bütçesi

Tatil süresinde evini kiraya verenler dikkat!

Değişen ve gelişen iş pazarında kalıcı eğitim, gelişim ve istihdam için Hollanda’da bireysel eğitim ve gelişim için, çalışan ve çalışmayanlar € 1000 ile 2000 Euro arasında devlet desteği alabilecekler.

Devlet tarafından verilen destekle Orta Dereceli Meslek Eğitimi (MBO) diploması veya Hollanda Milli Eğitim ve Bilim, Çalışma ve Sosyal İşler Bakanlıklarının kabul ederek onayladıkları kursları da takip etmek mümkün olacak.

Uzun tatil döneminde veya bir geceliğine olsun evini kiraya veren kişiler için önem taşıyan bu haberi, evinizi kiraya vermeden okuyun…

Yakın bir zamanda başlayacak olan uygulamadan 100.000 ile 200.000 arası Hollandalının faydalanması beklenmekte. Aynı zaman bu yeni destekle, çalışanların Emeklilik yaşına (AOW) kadar sağlıklı ve verimli bir hizmet vermeleri amaçlanmaktadır. ................................................................................................................................... ................................................................................................................................... ...................................................................................................................................

Normal şartlarda bir konut sahibinin uyması gereken şartların aynen kiracılar için de geçerli olduğunu belirten Belediye, sosyal konutların kiraya verilemeyeceğini, bunun ortaya çıkması hâlinde de gerekli cezaların verileceğini belirtti.

Anma...

- Taziye...

Muhammed Mursi’nin vefat haberini derin bir üzüntü ile aldık. Cenâb-ı Hak ona rahmetiyle muamele buyursun. Mısır halkının acısını yürekten paylaşıyoruz.

Basından öğrendiğimize göre Muhammed Mursi mahkeme salonunda rahatsızlanmış ve hayatını kaybetmiştir. Kendisi Mısır’ın demokratik yollardan seçilmiş ilk cumhurbaşkanı iken askerî darbeye maruz kalmış, Mısır halkının iradesi zorba cunta rejimi tarafından yok sayılmıştır.

Dünya kamuoyunun bu zulme ve haksızlığa sessiz kalmış olması utanç verici bir durumdur. Mısır halkının demokratik tercihi görmezden gelinirken, darbeci Sisi’ye resmî ziyaretlerde şaşaalı karşılamalar yapılmıştır. Bu utanç uluslararası bir leke olarak hafızalara kazınmıştır. Uluslararası toplum Mısır halkının demokratikleşme çabasına destek olmak zorundadır.”

DAĞ GİBİ BİR KADINA SAYGIYLA...

“Muhammed Mursi’nin vefat haberini aldığım zaman, iki kardeşimle oturmuş, bazı meseleleri istişare ediyorduk. Haber gelince, bir süre hareketsiz kaldık; sonra feri kaçmış birkaç cümle daha kurup ayrıldık. İstikametimi yitirmiş bir şekilde direksiyon sallarken, canlı yayın ve röportaj telefonları / mesajları gelmeye başladı. Bazılarını kasten açmadım, açmak durumunda kaldıklarıma da mazeret bildirdim. Ne konuşacaktım ki? Söylenecek ne vardı?

Sakin bir camiye çekildim, elimden ve dilimden geldiği kadar bize ve kendimize dua ettim. Mursi değildi duaya muhtaç olan, bizdik. O -Allah’ın izniyle- kurtulmuş ve dünyadaki imtihanını en güzel biçimde savmıştı. Geride kalan bizler, uzatmaları oynadığımız hayatlarımızda ne kadar onur ve şeref kaldığıyla ilgileniyor muyduk acaba?”

Necla Ali Mamod Mursi

- Taziye... “Âlimin ölümü, alemin ölümü gibidir.” Çok yakından takip ettiğimiz Çin zulmü altında inleyen Uygur Türkleri düşünürü, yazarı ve fikir adamı Nur Muhammed Tohti şehadet şerbetini içti. Allah şehadetini kabul etsin. Nur içinde yatsın. Mensup olduğumuz Medeniyetin omuzlarımıza yüklediği sorumluluğun ne kadar alemşümul olduğunu her geçen gün daha çok farkediyoruz.

Gönlümüz, dünyanın neresinde olursa olsun, haksızlığa karşı mücadele verenlerle birlikte. İnanıyoruz, zulüm ebedi olamaz...

Araç sahiplerinin dikkatine!

Hükûmet yıllardır üzerinde tartışılan yol vergisinde değişikliğe gitmeye hazırlanıyor. Yapılacak değişiklik ile halihazırda ödenen sabit yol vergisi kalkıyor ve yerine kilometre başı vergi sistemi geliyor. Bu sistemin işleyebilmesi için araçlara kat edilen mesafeyi ölçen cihaz yerleştirilecek. Hazırlanan alternatiflerde trafiğin yoğun olduğu saatlerde daha yüksek vergi alınması da var. Yıllardır bu konu açıldığında ilk gelen itiraz özel hayatın gizliliği ile ilgili oluyor. Nitekim araçlara yerleştirilecek cihazla kimin nereye gittiği de takip edilebilir.

Hükûmetin bu konuda nasıl bir tavır alacağı ve teklifin detayları şimdilik merak konusu. Geçtiğimiz aylarda Amsterdam, Rotterdam, Utrecht gibi kentlerde şehir merkezine eski araçların girişi yasaklanmıştı. Hatta Amsterdam Belediyesi bu konuyu daha da ileriye götürerek 2030’dan itibaren şehre dizel ve benzinli araçların alınmayacağını ilan etti. Başka şehirlerin ve zamanla Hükûmetin Amsterdam belediyesini takip edeceğine kesin gözüyle bakılıyor. Hollanda’da bu tür değişikliklerin hep insanların cebine negatif yansıdığı bir sır değil. Örneğin Ov-Chipkaart’a geçildiğinde toplu taşıma pahalandı, Ziekenfonds kalktığında sağlık sigortasına kişi başı yüzlerce Euro öder duruma geldik. İstenildiği gibi kilometre başı ödenecek araç vergisine geçersek araç sahiplerine etkisi ne kadar olacak? Maddi durumu iyi olmayan vatandaşların nasıl pahalı bir elektrikli araç sahibi olacakları. Yani halk diliyle; Bin Euro’luk arabaya zor binen vatandaş, ◄◄ €40.000’luk elektrikli arabaya nasıl binecek?

Süleyman Koyuncu



Amsterdam’da oturan konut sahipleri uzun süreli tatile çıktıkları zaman kendi evini başka birine kısa dönem için kiralama hakkına sahip. Fakat Amsterdam belediyesi bu konuda yaptığı bir açıklamada, bu türden kiraya verilen evlerin daha sıkı bir şekilde kontrol edileceğini belirtti.

.................................................................................................................................................................................................................. .................................................................................................................................................................................................................. ..................................................................................................................................................................................................................

Rotterdam Başkonsolosluğunda verilen miniklerin dev konseri büyüledi

Hollanda’da çocuklara yönelik tek müzik okulu olan Semih Arıkan Müzik Okulu, her yıl olduğu gibi bu yıl da yine miniklerden oluşan “Do Re Mi Korosu” ile, Rotterdam Başkonsolosluğundaki yıllık konserini gerçekleştirdiler. Ailelerin de katıldığı ve her yıl sezon sonuna doğru ders süresi boyunca öğrendiklerini sergileme fırsatı bulan Semih Arıkan Müzik okulu öğrencileri bu yıl da yine kendilerinden büyük işler başardılar. Okulun sahibi ve öğretmenlerden olan Hollanda’nın tanınmış müzik adamlarından Semih Arıkan ve Müzik öğretmeni Feza Arıkan’ın hiç bir devlet desteği almadan, sadece öğrenci ailelerinin aidatları ile bu hizmeti devam ettirmeye çalışıyor ve minik müzik severleri geleceğin sanatçıları yapmak için ortaya koydukları çabalar ailelerce de takdirle karşılanıyor. Mini konsere ev sahipliği yapan Rotterdam Başkonsolosu Aytaç Yılmaz da bu çalışmaları takdir ile izlediğini belirterek “Bizim atalarımızın bir sözü vardır, ‘ağaç yaşken eğilir’ derler. Şimdi şu arkamda görmüş olduğum şu pırıl pırıl çocuklara bakıyorum, burada şuan yanlarınızdaki çocuklarımızın bakıyorum, bu sözün doğruluğunu ne kadar güzel kanıtladığınızı görüyorum. Siz velilerin bu kadar bilinçli olması nedeniyle teşekkürü hak ettiğinizi söylemek istiyorum. Çocuklarınızı geleceklerine etki edecek böyle bir kulvara yönlendirdiğiniz için. benim için çok önemli olan, sanat, müzik ve edebiyat gibi şeylerle ilgilenmeyen insanların ben her zaman kişisel gelişimlerini tamamlamada bir adım geride olduğunu düşünüyorum.” dedi. Sevilen çocuk şarkıları ile sahneye çıkan miniklerin ardından saz ekipleri ve grup çalışması yapan öğrenciler seslendirdikleri türküler ile tüm davetlilere Türkiye’yi gezdirdiler. Organizenin mimarı Semih Arıkan “Müzik Okulundaki öğrencilerle her yıl Rotterdam Başkonsolosluğumuzda verdiğimiz bu mini konseri ben çok önemsiyorum. Çocuklarımız bu sayede Başkonsolosluklarımızı daha çocukken tanıyıp, devlet ve millet ile bağlarının güçlenmesine yardımcı oluyor düşüncesindeyim. Hollanda’da müzik okulu olarak bu şekilde faaliyet gösteren ve kâr amacı gütmeyen tek okuluz.

Amacımız, çocuklarımıza Avrupa’da da yaşıyor olsak da devletimizden uzak olmadan, sadece işi olduğu için gittikleri bir yer olmadığını göstermek. Her yıl Eylül – Haziran ayları arasında müzik kurslarımız devam etmekte. 40 öğrencimiz ile birlikte her sene eğitim sezonumuz boyunca yaptığımız çalışmaların neticesini 17 Temmuz’da Zuid Plein Tiyatrosunda gerçekleştireceğimiz bir konser ile ortaya koyacağız.” dedi. Unutulmaz bir müzik ziyafetinin ardından tüm katılımcı ve davetliler Rotterdam Başkonsolosu Aytaç yılmaz ile birlikte hatıra fotoğrafı çekildiler.

Haber: DRT/GürMedia ◄◄



Hollanda’da geçen yıl 1829 kişi intihar etti!

Hollanda’da geçen yıl intihar edenlerin sayısının 2017’ye göre yüzde 5 azaldığı kaydedildi. Merkezi İstatistik Bürosu (CBS), Hollanda genelinde 2018 yılında 1829 kişinin intihar ettiğini açıkladı. Ülkede İntihar edenleri sayısı bir önceki yıla göre yüzde 5 oranında düşmüş olmakla beraber hâlâ 1984 yılı rakamlarını aşarak, yeni bir rekora ulaştı. 1782 kişinin intihar yoluyla hayatını kaybettiği 1984’ten bu yana ise ülkede her yıl ortalama 1500 vatandaş canına kıyıyor. 2018 yılında intihar edenlerin bin 1176’ının erkek, 653 ünün ise kadın olduğu bildirildi. Günde 5 intihar vakasının yaşandığı ülkede, ölümü seçenlerin büyük kısmı tren önüne atlayarak yaşamına son veriyor. CBS’in araştırmasında çok çarpıcı veriler var. Buna göre, hayat mücadelesini tek başına sürdüremediğini bahane ederek ölümü tercih eden boşanmış erkeklerin sayısı evli erkeklere oranla 4 kat daha fazla. İntihar eden erkeklerin sayısı kadınlardan yüksek. Neredeyse iki katı. İntihar vakaları özellikle genç erkekler arasında yoğunluk gösteriyor. 20 ile 40 yaş arası erkeklerin intihar oranı kalp krizi, kanser ve trafik kazalarında ölenleri katlamış durumda. İntihar eden 60 yaş üstü insanların sayısında azalma söz konusu.40 ila 60 yaşlarındaki kişilerin intihar girişiminde ise sadece on kişiden biri hayatını kaybetti. İntihar ederek hayatını sonlandıranların sayısı son 11 yılda sürekli arttı.

Yıllara göre intihar vakıaların dağılımı: • 2017: 1917 - 2016: 1897 - • 2015: 1871 - • 2014: 1835 - • 2013: 1854 - • 2012: 1753 - • 2011: 1647 - • 2010: 1600 • 2009: 1525 - • 2008: 1435 - • 2007: 135 Platformmedia ◄◄

Türk Tur Operatörleri Marmaris, ORKA’da buluştular Marmaris Sentido ORKA Lotus Beach Hotelde yapılan toplantıda. Orka Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Torunoğulları Almanya’dan gelen Türk tur operatörlerine ev sahipliği yaptı. Toplantı öncesi Almanya’dan gelen Türk tur operatörlerine konuşma yapan Turgut Torunoğulları. “Hayaller bitmez. Turizmde kaliteye, tanıtıma ve iyi hizmete önem vererek, hedeflerimizi yüksek tutarak her zaman en iyisini yapmaya çalışmalıyız. Kültür ve Turizm Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy Turizm sektörü çok iyi biliyor. Çalışmalarıyla projeleriyle Tük turizmini en iyi yerlere getireceğine inanıyoruz. Bu yüzden Türk ekonomisine güveniyoruz. Avrupa’daki Edelstaal şirketler grubundaki kazandığımız dövizlerimizi bozdurarak turizm ve inşaat sektöründe değerlendiriyoruz. Marmaris Belediyesi ile yaptığımız istişareler sonunda Marmaris ilçemizi en iyi nasıl tanıtabiliriz, İlçemizin turizm potansiyelin nasıl artırabiliriz gibi çalışmalarımız devam etmelidir. Birlikte yaptığımız toplantı verimli geçmiştir.

Marmaris Belediyesi yetkililerine bu girişimlerinden dolayı tebrik ve teşekkür ederim” dedi. Marmaris Belediye Başkan Vekili Aylin Yüksel ve Meclis Üyesi Ali Kırlı, Almanya’nın önde gelen 17 Türk acente temsilcisi ve tur operatörüyle bir otelde düzenlenen yemekte bir araya geldi. Acente ve Sun Ekspres temsilcileri de gelecek yıldan itibaren bölgeye daha çok ağırlık vereceklerini ifade ederek, uçak sayısı artarsa bölgeyi daha rahat pazarlayacaklarını belirttiler. Mustafa Koyuncu ◄◄









mozaik 23 mozaïek

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 251-252 - Haziran/Temmuz- Juni/Juli 2019

Hollanda’da konut piyasasındaki en büyük risk

İşsizlikte azalma, çalışan ücretlerinde artış...

De Nederlandsche Bank (DNB) Hollanda’daki en büyük risk: konut piyasasındaki dengesizlikler olarak gözüküyor.

DNB çarşamba günü yaptığı açıklamada “Ev fiyatlarındaki olası yeni bir düşüş Hollanda ekonomisi ve ayrıca Hollanda bankacılık sistemi için önemli sonuçlar doğurabilir” ‘Son yıllarda konut piyasasındaki keskin fiyat artışları ekonomiye hız kazandırdı.

Hollanda Merkez Bankası’nın raporuna göre (DNB); çalışanların kazançlarında artış beklemekte.

Aylıkların 2020’de yüzde 2,8 ve 2021 ise 2,9 artması beklenmektedir.

Sürekli sözleşmelerde (vaste contract) son on yılın en büyük artışı gözlenmiş bulunmaktadır.

2018’de yüzde 3,8 olan işsizlik oranı, 2019’da yüzde 3,3 olarak gerçekleşecek.

2020 ve 2021’de işsizlik oranı rekor bir düzeye düşmeye devam edecek.

Sağlam ekonomik temellere dayanan Hollanda ekonomisi 2019’da yüzde 1,6 2020 ve 2021’de yüzde 1.5 büyümeye devam edecektir. Hollanda Merkez Bankası, bu hesaplarında var olan uluslar arası ekonomik sorunları da dikkate aldığı gözlenmekte.

Ancak fiyatlar kriz süresinde düştüğünde , bunun ekonomik bir gerilemeyi güçlendirdiği de kaçınılmaz’ deniyor.

Brexit ile ticaret savaşı finansal piyasalarda olası bir düzeltmeye neden olabilir.

Atalay Kızılay

................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................. ................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................. .................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

Harcamalar nereye?

Hükûmet, sosyal yardım almasını engellemeyi planlıyor

Hollanda 2018 yılında, tüm sosyal ödemelere ve yardımlara 155,6 milyar avro harcadı Hollanda devleti, 2018 yılında, tüm sosyal ödemelere ve yardımlara toplam 155,6 milyar avro harcadı. Bu da, ülke gelirinin hemen hemen yarısına denk geliyor.

Sağlık Sigortası, Kira yardımı, Genel Yaşlılık Yasası, Sağlık Bakım Yardımı vs. gibi tüm sosyal ödenek kalemleri, Hollanda hükûmetinin toplam giderlerinin yüzde 50’sini oluşturuyor.

Merkezi İstatistik Bürosu CBS tarafından açıklanan rakamlara göre, geçtiğimiz yıl tüm sosyal ödenek ve gidelerin toplamı, bir önceki yıla göre 4 milyar avro artarak 155,6 milyar avroya ulaştı. Bu rakamlar, Hollanda devletinin toplam giderlerinin yüzde 47,8’ini oluşturmakta.

Geniş ve sosyal haklara sahip bir devlet olan Hollanda’da, sosyal güvence dâhil, sosyal devlet olmanın gerektirdiği gideler, giderek artmakta.

Bütçenin neredeyse yarısı sosyal yardım ve ödeneklere gidiyor.

Hollanda devletinin soyal gidelerleri: Kategoriler: 2018 - 2017 Zorgverzekeringswet (Sağlık Sigortası Kanunu) 42,2 40,7 Algemene ouderdomswet (Genel Yaşlılık Yasası) 38,1 37,4 Wet langdurige zorg (Uzun Süreli Bakım Kanunu) 19,4 18,2 Participatiewet (bijstand) (Katılma Yasası-yardım) 6,1 6,3 Wet maatsch.ondersteuning (Sosyal Destek Yasası) 5,5 5,5 Werk en inkomen arbeidsvermogen(İş ve Gelir İşgücü Kapasitesi) 5,1 4,5 Zorgtoeslag (Sağlık Yardımı) 4,6 4,2 Werkloosheidswet (İşsizlik Sigortası Kanunu( 4,3 5,1 Wet arbeidsongeschiktheid (İş Engellilik Yasası) 4,1 4,3 Huurtoeslag (Kira Sübvasyonu) 3,5 3,4 Algemene kinderbijslagwet )Genel Çocuk Hakları Kanunu) 3,3 3,3 Wet Wajong (Wajong Yasası) 3,2 3,2 Jeugdzorg (Gençlik Bakımı) 3,1 2,9 Kinderopvang (Bebek Bakımı) 2,7 2,4 ◄◄ Overige sociale uitkeringen (Diğer Sosyal Giderler) 10,4 10,3

Software problemen in Windows verhelpen Componenten in uw computer vervangen bij upgrade Installeren van compleet ADSL of kabel internet pakket (UPC, KPN, Telfort, Ziggo enz.)

Volledig thuisnetwerk installeren incl. backup functies Draadloos internet installeren of hulp bij storingen/klachten Antivirus Software DATA Recovery Online Backup LCD en Plasma TV reparatie Saratech PC Service geeft support aan alle versies van Microsoft: Windows 98/ME/2000/XP Vista/Windows 7 en Windows 8

SARATECH ICT Quintstraat 60 3083 JN Rotterdam Tel. +31 649 77 76 78 E-mail info@saratech.nl www.saratech.nl

ed spooed VVoooorr sp ku kunntt uu lenn!! elle /7 bbel 2244/7 76 77 76 49 77 06 06 -- 49

78 78

Hollanda hükûmeti, Türkiye’de daire, yazlık ve diğer taşınmazları bulunan kişilerin Hollanda’da sosyal yardım almasını engellemek amacıyla yasa değişikliğine gidiyor. Yeni düzenlemeye göre, Türkiye’de mal varlığı olan kişilerden, önce bunları satıp geçinmeleri istenecek. Türkiye’deki mal varlığı konusunda Hollanda makamlarına doğru bilgi vermediği belirlenenler ise, aldıkları sosyal yardımı geri ödeyecek. Hollanda, Türkiye’deki mal varlığı konusunda doğru beyanda bulunmayanlardan, aldıkları sosyal yardımı şu anda da geri istiyor.

Ancak, yasalar insanların belirli bir gelir düzeyinin altında yaşamasına izin vermediği için, borçlu sayılan bu kişiler yeniden sosyal ödenek alma hakkı kazanıyor.

Sosyal İşler ve İstihdam Bakan Yardımcısı Tamara van Ark, yeni düzenleme ile artık buna izin vermeyeceklerini söyledi.

Mal varlığı konusunda yolsuzluk yapanların tekrar bir çuval dolusu parayla ödüllendirildiğini söyleyen van Ark, bu kişilerin cezalandırılacağını açıkladı.

Van Ark tarafından hazırlanan yasa önerisine göre, mal varlığı konusunda yalan söylediği belirlen kişilerin ödediği ceza, “borç” olarak sayılmayacak.

Bu nedenle, bu kişilerin ertesi günü gidip tekrar sosyal yardım başvurusu yapması engellenecek.

Yeni düzenleme ile sadece hiçbir geliri olmayan ya da sahibi olduğu malını satmak istediği halde elden çıkaramayanlar sosyal yardım alabilecek. Türkiye’deki mal varlığını satmak isteyen ancak elden çıkaramayanlara, geri ödemeleri koşuluyla sosyal ödenek verilecek. Mallarını sattığında bu parayı geri ödemesi istenecek. Bakan yardımcısı van Ark tarafından hazırlanan ve tartışmaya açılan yasa önerisine meclis çoğunluğu destek veriyor.

Hollanda basınına göre yasanın kısa süre içinde

Meclis’ten geçmesi bekleniyor. De Telegraaf gazetesine göre, pahalı sanat eseri ya da koleksiyona sahip kişiler de, bunları satmadan sosyal ödenek alamayacak. Tamara van Ark, belediyelerin de sosyal yardım alan göçmenlerin Türkiye’deki mal varlıklarının araştırılması konusunda hükümete yardımcı olduklarını söyledi. Hollanda Danıştay’ı uygulamayı ayrımcı bulmuştu. Amsterdam Belediyesi, bir süre önce isimsiz bir ihbar üzerine, sosyal yardım alan bir kadınla ilgili inceleme başlattı.

Ankara’daki Hollandalı yetkililerin araştırması sonucu, bu kadının son 6 yılda Türkiye’de iki apartman dairesi aldığı belirlendi.

Amsterdam Belediyesi, ödenen yardımların alınmasını kararlaştırdı.

Mahkeme, belediyeyi haklı buldu. Hollanda Danıştay’ı, yurt dışında mal varlığı araştırmasını sadece Türkiye kökenliler aleyhine kullanıldığı için “ayrımcı” bularak iptal etmişti. Ancak hükümet, yeni bir düzenleme ile uygulamaya devam etmişti. Hollanda Türk Hukukçular Birliği Başkanı avukat Ejder Köse, bu uygulamanın özel hayatın gizliliğini ihlal ettiğini savunuyor. Köse, Hollandalı yetkililerin hiçbir kurumu bilgilendirmeden Türkiye’de Hollanda’daki vatandaşlar ile ilgili bilgi topladığını belirtiyor.

Bunun Türk Ceza Yasası’na göre suç olduğunu söyleyen Köse, bir süre önce, konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyacaklarını açıklamıştı. ◄◄ Haber: Yusuf Özkan

“O evi vatandaşın elinden almana razı değilim”

8

0 yaşındaki amcam veya teyzem, zamanında 3 işte çalışarak zar zor bir ev almışlar, çok mu?.

Onların üzerinden ellerini çek Hollanda!

Arkadaşlar, geçenlerde meclise sunulan yeni yasa tasarısı ile, yurt dışında evi (mülkiyeti) olanlar, sosyal ödenekten men edilecektir.

Yapılan değişim ile, mülkün farkına varılmasıyla vatandaştan yıllar üzerinden almış olduğu ödeneğin geri istemi, hatta üzerine konulan cezası, borç olarak kabul edilip yeni bir başvuruda bu borcun değerlendirmeye alınması son bulacaktır. Örneğin € 150.000,— tutarında eviniz var, sizden ceza ile beraber € € 145.000,— geri istemekte, şimdiki sistemde varlık ve borç hesaplaştırılıp, yeni başvuruda değerlendirmeye alınan mülk değeri € 5.000,— olmaktadır ve yine ödenek almaya hakkınız doğmaktadır, zira mülk sınırı yalnız yaşayanlar için € 6.000,—, aileler için € 12.000’dir.

Eğer yeni yasa kabul görür ise, € 145.000’luk borç artık borç olarak hesaba girmeyecek ve € 150.000’luk varlıktan yola çıkılacak ve ödenek hakkı olmayacaktır. Özellikle ilginize sunuyorum: Korumayı amaçladığım kişiler, yolsuzluk yapanlar, “çalışamıyorum” deyip orada burada “kaçak” çalışarak mülk edinenler değil, yıllarca çalışmış, iyi kötü bir ev edinmiş veya miras edinmiş, mesela iş yerinin kapanması veya iflası sonucu işsiz kalarak devlet yardımına başvuru yapmak zorunda kalmış olanlardır.

Eğer 40 yıllık bir emeğin karşılığıysa o ev, veya emeklilik sonrası Hollanda’ya 16 yaş sonrası gelinmesi sonucu emeklilik maaşındaki eksiklik “devlet yardımı” adı altında tamamlanıyorsa eğer, mecburi ödenek durumunda o evi vatandaşın elinden almalarına veya gelirsiz bırakmalarına gönlüm razı değil…

Nursel Köse-Albayrak ◄◄

04 cemiyet 24 samenleving

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 251-252 - Haziran/Temmuz- Juni/Juli 2019



Hollanda’da hayat....

HOLLANDA’DA MEMLEKET TÜRKÜLERİ SÖYLENDİ Hollanda Sivaslılar Platformu, 10. Kuruluş yılını düzenlenen özel bir konserle kutladı.

Memleket Türküleri özel konserine yoğun ilgi gösteren ve keyifli saatler geçiren konuklar, Amsterdam Başkonsolosu Engin Arıkan’la birlikte birbirinden güzel türküleri coşkulu bir şekilde söylediler. Bu yıl 10. kuruluşunu kutlayan Hollanda Sivaslılar Platformu, “Memleket Türküleri” temalı konserinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sivas Devlet Türk Halk Müziği Topluluğu’nun sevilen sanatçıları Cafer Üvenç ve Sait Döşkaya’nın solo ve koro halinde olmak üzere seslendirdikleri birbirinden güzel Türkülerin yer aldığı programa Amsterdam Başkonsolosu Engin Arıkan, STK temsilcileri çok sayıda davetli katılım gösterdi. Konser programı Sivaslılar Platformu Başkanı İbrahim Çitil’in açılış konuşmasıyla başladı. Çitil, On yıl önce kuruldukları aşk ve heyecanla faaliyetlerimizi gerçekleştirmeye ediyoruz. Bu güne kadar çeşitli faaliyetlerde bulunduk. Bunların başında engelliler için akülü araba kampanyası ve muhtaçlara yardım geliyor” dedi.

Rotterdam’da sokak iftarı düzenlendi Hollanda İslam Federasyonu (Millî Görüş Güney Hollanda) bu yıl (2019) ramazanda bir ilke daha imza attı. Rotterdam’ın en cazibe merkezi Blaak meydanında sokak iftarı vererek gelecek yıllarda devam edilmesi arzu edilen bir faaliyeti gerçekleştirdi. Hollanda’nın değişik yerlerinden katılan yaklaşık iyi yüz kadar üniversiteli genç meydanda birlikte iftar ettiler. Akşam namazını cemaatle kıldılar. Üniversiteliler Başkanı Mustafa Şener İslam dininin güzelliklerinin paylaşılmaya çalışıldığı bu iftar sofrasının Müslüman ve Müslüman olmayan herkese açık olduğunu belirtti. İftarda, Güney Hollanda Bölge Başkanı Mehmet Erdoğan, NIF Gençlik Başkanı Mustafa Aktalan ve İslam Color Başkanı Dr. Bahri Bulut kısa selamlama konuşmaları yaptılar.

Konuşmalarda Hollanda İslam Federasyonunun nasıl bir teşkilat olduğu, İslam’ı nasıl anladığı ve günümüzde sosyal hayatta oynadığı rol ortaya konulmaya çalışıldı. Ayrıca konuşmalardan ortaya çıkan bir diğer önemli ortak mesaj ise Müslümanların bu toplumun bir parçası olduğu vurgulandı. Müslümanların bu toplumda birer vatandaş olarak kalıcı oldukları ve ülkenin yasalarına uymanın yanı sıra kendi dini vecibelerini de en güzel biçimde yaşamaya devam edeceklerinin altı çizilmeye çalışıldı. Üniversiteliler Başkanı Mustafa Şener ilk olmasına karşın başarılı bir iftar programı olduğunu, çevreden geçerken kendilerini izleyen Hollandalıların sofraya davet edildiğini ve katılanların olduğunu belirtti. Şener bu programı artık Güney Hollanda olarak her yıl yapmayı bir gelenek haline getirmeyi planladıklarını ifade etti. Şener bu yıl iki yüz kişiyle yapılan bu programın seneye beş kişilik olarak yapılması için çalışacaklarını kaydetti.

HDV bayramlaşma programıyla bir araya getirdi Hollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu tarafından Ramazan Bayramı vesilesiyle Şube yöneticileri, din görevlileri ve vatandaşlarımızın katıldığı bir bayramlaşma programı düzenlendi. HDV Veghel Selimiye Camii konferans salonunda düzenlenen programa, Lahey Din Hizmetleri Müşavir Vekili Dr. Ali parlak, HDV Başkanı Muhlis Koç, HDV Yönetim Kurulu Üyeleri, Deventer Din Hizmetleri Ataşesi Mustafa Yeşilorman, TİCF Başkanı Ömer Altay, HDV şube Yöneticileri ve din görevlileri katıldı.



Hayırlı yolculuklar ve iyi tatiller diliyoruz...





uitzicht

görünüm 25

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 251-252 - Hazian/Temmuz- Juni/Juli 2019

Haollanda’da hayat...

Saygıdeğer okurlarımız, bu sayfada yayımlanmasını istediğiniz, hem cemiyet haberlerinizi hem kendi fotoğraflarınızı, hem de ilginç bulduğunuz fotoğrafları yorumlarınızla birlikte paylaşabilirsiniz... Bekliyoruz...

OLEANDER SEMT EVİ’NDE BULIŞMA...

“Farklılıklarımız zenginliğimizdir” Belediyelerin bütçeleriyle semt sakinlerine sosyal, kültürel faaliyetler yapma zemini sunan semt evleri, belediyelerin tasarruf tedbirleri gerekçesiyle önceki verimliliğini tamamen kaybetmek üzere.

Semt sakinleri ve bu mekânlarda faaliyet yürüten dernek ve kurum çalışanları da bu mekânların ayakta kalması için büyük mücadele veriyorlar.

Semt evi çalışanları, orada faaliyet yürütenler ve semt sakinleri düzenlenen bir iftar programıyla bir araya geldiler. Çoğunluğunu Hollandalıların oluşturduğu programda, 10 masa etrafında buluşan 100’e yakın insan, semt sorunlarını da tartışma, görüş sunma ve teklif sunma imkânı buldular.

“Neden Müslümanlar semte katılım sağlamıyorlar?”, “Farklılıklarımız zenginliğimizdir”, “İş yerinde başörtüsü takılabilir mi?”, “Neden hâlâ lisanı konuşamayan insanlar var?”, “Faslı gençler rahatsızlık veriyor” başlıkları altında oluşturulan tezler etrafında katılımcılar gözlem ve düşüncelerini paylaştılar.

Belediye görevlileri tarafından ortaya atılan bu görüş ve düşünceleri bir rapor olarak ilgililere ulaştırılacak.

Organizeye büyük katkı sunan Hollanda Mehteran Genel Koordinatörü Ünal Fırat tarafından okunan ezan ile iftar edildi. Program, çay sohbetiyle sona erdi.

Gemril Şirketi 25. Kuruluş Yılını Kutladı Gemril Şirketi, kuruluşunun 25. yılını Zevenaar HDV Mevlana Camii’nde iftar yemeği vererek kutladı. Zevenaar HDV Mevlana Camii avlusunda verilen iftar programına Mevlana Camii din görevlisi Ekrem Bölükbaşı, Arnhem Türkiyem Camii din görevlileri, Terborg din görevlisi, Zevenaar Belediyesi Başkan vekili (Loco) Belinda Elfrink, Nanne van Dellen Cevre ve Ekonomiden Sorumlu (wethouder), Belediyeden de birçok yetkili katıldı. Ayrıca Gelderland bölgesi girişimci işverenleri ve aktif sivil toplum temsilcileri.

Arnhem ve Zevenaar cemaati de katıldı.

Yemek öncesi din görevlileri ilahiler Kur’an-ı Kerim okuduktan sonra konuşma yapan Zevenaar din görevlisi Ekrem Bölükbaşı, “Saygın Gemril ailesinin 25 yıl önce kurduğu canlı tavuk yükleme şirketinin Arnhem ve çevresinde faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarına maddi ve manevi birçok faydaları dokunmuştur. Küçük büyük demeden insanlara saygı ve sevgiyle yaklaşan Gemril ailesine işlerinde başarılar dileriz, Allah’tan bu verdiği iftar yemeğinde, okuttuğu Mevlid-i Şerif ile geçmişlerin ruhuna rahmet diler, işlerinin daha ileriye başarıyla götürmesini niyaz eyleriz İnsanlar sağlığında adıyla anılacak eser bırakmalılardır. Ancak bu şekilde saygınlığını korur çevresindekiler tarafından da saygınlık görür. 25 yıldır Gemril ailesi bu saygınlığı bıraktığı eserle kazanmıştır. Kendisine teşekkürlerimizi sunarız” dedi.

Haber-Fotoğraf: Mustafa Koyuncu





GELECEĞİN YILDIZLARI ARASINDA GÖRÜLÜYOR

TOV GİRİŞİMCİLER DERNEĞİ YAZA MERHABA DEDİ Arnhem TOV Girişimciler Derneği Steenderen köyündeki alabalık çiftliğinde geleneksel balık tutma yarışmasıyla yaza merhaba dedi. Yarışma öncesi katılımcılara konuşma yapan Arnhem TOV Girişimciler Derneği yönetim kurulu başkanı Aziz Zeyrek, “İlkelerimiz, “girişimciler ile iletişim, berber çalışırsak kuvvetli oluruz, girişimcilerin birbiriyle tanışması başarıyı getirir”. Hollanda’da girişimciler olarak sorunlarımızı birlik beraberlik içerisinde çözümleme çalışmalarımız devam etmektedir. Yabancı girişimciler sorunları çözmekte zorlanmaktadır. Eğer birlikte hareket edersek bu sorunların daha basit çözüleceğine inancımız tamdır. Yıl boyunca birçok bilgilendirme ve sosyal faaliyetler düzenliyoruz. Bu faaliyetlere politikacıları, Vergi Dairesinden, emniyet yetkililerinden ve belediyeden üst düzey yetkilileri davet ediyoruz. Hollanda’da yatırımcı olarak yabancı uyruklu birçok insanların bulunduğunu ekonomiye katkıda sağladıklarını, bunun göz ardı edilmemesi gerektiğini, Hollandalı yatırımcılarla eşit şartlarda olmamız gerektiğini vurguluyoruz. Bugün burada toplanmamızın sebebi ‘yaza merhaba’ diyerek yılın yorgunluğunu atmak için buradayız. Hoşça vakit geçirmenizi dilerim” dedi. Arnhem ve çevresindeki girişimcilerin katıldığı balık tutma yarışması sırasında ailelerin birlikte hazırladıkları yiyeceklerle, derneğin hazırlattığı mangal partisiyle alabalık çiftliğinde güzel bir piknik alanına çeviren aileler, hoşça güzel bir gün geçirdiler. Arnhem TOV Girişimciler Derneği üyeleri ve diğer misafirler çuval giyme, halat çekme, yumurta ile koşma yarışmalarında dereceye girenlere çeşitli hediyeler sundular. Oltalarıyla balık tutma yarışmasına katılan yarışmacılar günün sonunda tuttukları balık sayısına göre 1. Köksal Alkan, 2. Bayram Varlı, 3. Aydın Kayhan oldular. Bu dereceye giren yarışmacılara TOV Yönetim Kurulu Başkanı kupalarını takdim etti.

Haber-Fotoğraf: Mustafa Koyuncu

Beşiktaş’ta geleceğin yıldızları arasında görülen Hazar Torunoğulları, 4 yaşında Avusturya Oberalm kulübünde futbola başladı daha sonra Hollanda’ya gelerek Den Bosch şehrinde ikamet eden Hazar Torunoğlulları CHC Denbosch, BVV ve FC ENGELEN kulüplerinde futbol oynayarak başarılı bir grafikle hızla yukarılara çıkmayı başardı. Torunoğlulları, dönemin Beşiktaş futbol Scout’u Gökhan Keskin’in dikkatinden kaçmadı. Güçlü fiziği, sert şutları ve kafa topları hâkimiyeti ile oynadığı kulüplerin vazgeçilmezi olan Hazar, Gökhan Keskin tarafından yakın takibe alınarak 2016 yılında Beşiktaş altyapısına kazandırıldı.

U17 U19 ve halen devam ettiği U21 takımlarında disiplini ve başarılı performansı ile Beşiktaş’ta geleceğin yıldızları arasında görülüyor. Hedefleri arasında Hollanda’da doğmuş ve futbola orada başlamış olan, daha sonra yıllarca Beşiktaş kaptanlığı yapan Oğuzhan Özyakup gibi olmak olduğunu belirten Hazar, İstanbul’da takım arkadaşları ile mükemmel bir iletişim sağladığını ve geçen sezon şampiyon olarak bitirdikleri U 21 liginin bu yıl da hâlâ lider olduğunu ve şampiyonluk ile tamamlamak için takım olarak çok iyi çalıştıklarını belirtti. İstanbul’da eğitim hayatına da devam ettiğini, takımın izin dönemlerinde Hollanda’ya geldiğini ve en çok patates-friets özlediğini, arkadaşları ile vakit geçirmeyi sinemaya gitmeyi sevdiğini belirtti. Hazar Torunoğulları Mayıs 2019’ta Beşiktaş kulübü ile 2 yıllık profesyonel sözleşme yaptı.

Hazar Torunoğulları, “Torunoğulları ailesinden, dedelerimden, amcalarımdan, babam ve annemden aldığım terbiye ile Beşiktaş spor kulübünde başarıdan başarıya koşmak istiyorum. Torunoğulları ailesi bir akademi gibi çalışır. Saygı, sevgi, dürüstlük aile içerisinde ön planda tutulur. Ben de büyüklerimden aldığım bu terbiye ile bu konularda taviz vermeden ilerlemek istiyorum. Büyük amcam Turgut Torunoğulları’nın dediği gibi, “hayaller bitmez”. Başarmak için çok çalışıp hedefe doğru emin adımlarla ilerlemeniz gerektiğini küçük büyük hepimize aşılamaya çalışmıştır. Uyum içerisinde çalışarak turizm ve inşaat sektöründe başarılı birçok yatırım yapan Torunoğulları ailesinin bir ferdi olarak ben de sporda başarıya ulaşmak istiyorum” dedi.

- Tebrik..

Hoş geldin NİSA!

Hollanda İslam Federasyonu Başkanı Sevgili Mehmet Erdoğan’ın mahdumu Kadir ile gelinkızı Sultan Erdoğan’ın 9 Haziran 2019 tarihinde Nisa adını verdikleri bir bebeleri dünyaya geldi. Nisa’ya hoş geldin diyor, genç çifti ve dede ile nineyi tebrik ediyor, minik yavrumuza bir ömür boyu mutluluk ve sağlık diliyoruz.

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 251-252 - Haziran/Temmuz- Juni/Juli 2019

04 söyleşi 26 interview

IOT Başkanı Zeki Baran:



“Türkiye’deki seçimlere verdiğiniz önemin onda birini buraya verirseniz sorunlarımızın çözümü kolaylaşır”

“Sorunlarımızın çözümü için, ortak konularda geniş katılımlı bir birliktelik oluşturalım” Türkler İçin Danışma Kurulu IOT, Azınlıklar Politikası Müzakere Kanunu (WOM yasası) uyarınca, İçişleri Bakanlığınca kabul edilmiş ve statüsünde belirlendiği üzere, temsil ettiği grubun çıkarlarını korumak üzere kurulmuş bir müzakere kuruludur. IOT kurulduğu 1985 yılından beri Hollanda’daki Türklerin hakları için mücadele ediyor. Ancak Hollanda Devleti göçmenlerin söz hakkı kuruluşlarının finansmanını durduruyor. Hak mücadelesinin devam edebilmesi için de bu kuruma destek gerekiyor. Yeniden yapılanma aşamasına giren IOT’nin son geldiği durumu çiçeği burnundaki başkanı Zeki Baran’dan öğrenmeye çalıştık. Kısa söyleşimizden istifade edeceğinizi umuyoruz.

I

OT hakkında kısa bilgi verebilir misiniz?

IOT seksenli yıllarda Hollandalı Türkler tarafından kurulun ve doğrudan Hollanda’da Uyum Bakanlığından alınan sübvansiyonlar ile ayakta duran ve Hollanda hükûmetinin resmî danışma kurumudur.

Geçtiğimiz yıllarda danışma kurullarına sağlanan sübvansiyonların kesilmesi ile projeler ile varlığını sürdürmeye devam etmektedir.

Hollanda Türk İslam Federasyonu, Hollanda İslam Federasyonu ve Hollanda Türk İslam Birliği çeşitli sebeplerden dolayı IOT’den ayrılmıştır.

IOT başlangıçta Hollanda’da bulunan tüm dünya görüşlerini temsil eden bir kuruluştu fakat ayrılmalardan dolayı bu özelliği zayıflasa da Hollanda’da bulunan tüm dünya görüşlerinin hassasiyetlerini göz önünde bulundurarak adımlar atmaktadır.

Başkanlığa gelince yaptığınız çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz?

IOT şuan 3 büyük proje ile Hollanda Türk toplumunun probleminin çözümüne katkı sağlamaktadır.

Ben başkanlığa geldikten sonra önce Uyum Bakanlığı ile tanıştık. Bu tanışma çok önemli idi. Kendilerine Hollanda Türk toplumunun Hollanda’da bir güvenlik sorunu olmadığını anlattım ve kendileri ile asıl konuşulması gerekenlerin, benden önceki başkanların hazırladıkları “geleceğin gündemi” adlı bir manifestoyu görüşmek istediğimizi ve kendilerine bu konu ile alakalı Hollanda Türk toplumu ile bir araya geleceğimizi söyledim.

Daha sonra çok geniş katılımlı olmasa da yıllar sonra Hollanda Türk toplumunu bir araya getirip asıl sorunlarımızı konuşma imkânı bulduk ve Hollanda Türk toplumun sorunlarının ortak olduğunu gördük. İvedilikle ele alınması gereken sorunlarımız nelerdir ve nasıl bir yol izleyeceksiniz?

Başlıklar altında öncelikli olan şu sorunları bakanlık ile paylaştık.

- İş pazarındaki ayrımcılık.

- Gençlerimizin diplomasız okulu terk etmesi.

- Ana dili.

- Yaşlılarımızın hem geçim hem de mal varlığı araştırması ve yaşlılıktan kaynaklanan sorunları.

Bakanlığın bu sorunların çözümüne dönük sunduğunuz önerilere tepkisi nasıl oldu?

Hollanda hükûmeti bunları duymak istemediği için bunları çok fazla konuşmak istemiyor. Biz de zaten birlik olamıyoruz. Yani herkes hayatından memnun! Ayrıca bizim Türkiye’den kaynaklanan sorunlarımız var. Bu gün askerlik dövizle askerlik yasası yine değişti, olur olmaz mal varlığı araştırması yapılmakta ve vatandaşlarımız maalesef mağdur edilmekte! Bu arada Hollanda İnsan Hakları kuruluşu ile de bir görüşme gerçekleştirdik.

Hollanda Futbol Federasyonu ile çok renklilik konusunda görüşmelerimiz devam etmekte. Bu iki kurum ile ileriki günlerde beraber çalışmalarımız olacak bunu da sizlerin aracılığı ile halkımıza duyuracağız!

Ayrılan kurumların gerekçeleri neydi, sizce bu sebepler ayrılma nedeni olabilir mi?

Ayrılan kurumların tabi ki kendilerine göre gerekçeleri var ama geçmişe değil onumuz bakalım. Eğer birlik olup tek ses çıkaramaz isek sorunlarımız katlanarak devam edecektir. Kurumlarımıza, kanaat önderlerimize önerim şudur: Türkiye’deki seçimlere verdiğiniz önemin onda birini buraya verirseniz sorunlarımızın çözümü kolaylaşır.

Söyleşi : Zeynel Abidin

Zeki Baran Kimdir?

Zeki Baran 1964 Yozgat doğumlu. Aile birleşimi çerçevesinde 1980 yılında Hollanda’ya geldi. Gelişinin ilk 10 yılında çeşitli işlerde çalışarak tecrübe edindi. 1990 yılında eğitim hayatına başladı ve bu süreçte Toplum Yapılanma Enstitüsü’nde işe başladı. 2012 yılına kadar bu işte çalıştı.

1998 yılında Sosyal Demokrat İsçi Partisi’ne (PvdA) üye oldu hemen arkasından partinin Rotterdam bölümünde asistan yardımcılığı görevi aldı. 2002-2006 arası Charlois Semt Belediyesi Meclis Üyeliği ve başkan yardımcılığı yaptı. 2006-2014 yılları arasında da Rotterdam Anakent Belediyesi Meclis Üyeliği görevini yürüttü. Hollanda Kraliyet Nişanı da bulunan Baran’ın, Pvda İl Yönetim Kurulu Üyeliği hâlen devam etmekte.

Bir ara Demokratik Sosyal Dernekler Federasyonu başkanlığını da yürüten Baran, hâlen Yozgatlılar Derneği ve Hollanda’da Türkler için danışma Kurulu IOT’nin de başkanlık görevini sürdürmekte. Kendine ait bir danışma şirketi bulunan ve 20 yıllık siyaset hayatına 2018 yılında veda eden Zeki Baran evli 3 çocuk babası ve 2 torun dedesi.

Türkiye kaynaklı sorunlarımız için Türk yetkilileriyle mi görüşüyorsunuz. Mesla askerli ve mal varlığı araştırması gibi...

Askerlik konusu göstere göstere geldi.

Biz hemen Türkiye Büyük Millet Meclis Başkanlığına mektup yazarak Avrupa’da yaşayan Türkler için aslında askerliğin tamamen kaldırılmasını, o olmaz ise mevcut durumun devam

“Gözler ihmale gelmez” Gökhan Yıldız - Özcan Mert

etmesi için çağrıda bulunduk. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı’nın Hollanda ziyaretinde konuyu bizzat kendisine iletmemize ve sayın bakanın “ilgileneceğim” demesine rağmen askerlik yasası bu gün (26 Haziran 2019) itibari ile yürürlüğe girmiştir.

4500 Euro bedel ödeyerek gençlerimiz askerlik görevinden muaf tutulacaklar. İşte Türkiye’den kaynaklanan bir sorun daha ve bu sorunlara sahip çıkıp çözümüne katkı sağlamanın yolu Türkiye’deki seçimler ile değil buradaki sorunlarımıza sahip çıkıp çözümüne katkı sağlamaktan geçmektedir.

“Gözlerinize bir de biz bakalım” Rotterdam’ın merkezinde Nieuwe Binneweg Caddesi 300 numarada, hizmet veren de Optiek adlı gözlük dükkânı izin öncesi insanlarımızın uğrak yeri oldu. İşletmeciliğini yapan Gökhan Yıldız ve Özcan Mert tarafından yapılan gözlükçüye girdiğinizde sizi rahatlatan bir havayla karşılaşıyorsunuz. Ortam, dükkânın dizaynı, tasarımı, diğer gözlükçülerde göremediğiniz kadar zengin ürün çeşidi, göz rahatsızlıklarını ölçen alet-edevatlarına bolluğu ve özellikle Özcan ve Gökhan’ın müşteriyle olan yakın, sıcak ve güler yüzlü tavırları bu işte iddialı olduklarını ortaya koyuyor. Türk insanının gözlükçüye gitme noktasında bir korkusu olduğuna dikkat çeken ortaklar, “insanımız bu dükkâna atım attıkları anda bütün korkularını yeneceklerdir” iddiasında bulunuyorlar. Türkiye’de alınan gözlüklerin hem kalite hem göze uyum noktasında sıkıntı oluşturduğuna vurgu yapan Gökhan Yıldız, bu işin eğitimini almış ve bu alanda 20 yıllık tecrübesi olan biri. Göz tansiyonlarının

Hollanda hükûmetinin kurum ve kuruluşlarını muhatap almamasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Üstelik, bu aşamada daha çok kenetlenip birlik olunması gerekirken dağılma ve birbirimize sırt çevirme pozisyonuna girdik. Birlik hâlinde nasıl hareket edilecek?

Biliyorsunuz 2017’de Hollanda parlamentosu “Hollanda hükûmetinin Hollandalı Türk kuruluşları ile görüşmemesi gerekir” diye bir karar aldı, karar parlamentoda bu oylandı ve kabul edildi. Türk Toplumu ile bir araya geldiğimizde bu konunun çözümü için kısa zamanda bir çalışma yapılmasını kararlaştırdık. Yani 50 yılda geldiğimiz nokta şu: Uyum Bakanı istişare için en 30 kuruluş davet ediyor, gündemi kendisi belirliyor ve bir saat içinde toplantı bitiyor. Siz daha ne konuşulduğunu anlamadan ve sizi dinlemeden toplantı sona eriyor. Söz verilse bile iki dakika içerisinde ne anlatabilirsiniz ki?



Son söz olarak neler söylemek istersiniz?

Buradan kuruluşlara çağrımdır: Hem Türkiye’den kaynaklanan sorunlarımızın çözümü hem de Hollanda’dan kaynaklanan sorunlarımızın çözümüne katkı için ortak konularda geniş katılımlı bir birliktelik oluşması lazım. Herkes hayatından memnun ise sorun yok!

Tüm Hollanda Türk toplumuna iyi tatiller diliyor, herkesin iyi dinlendikten sonra Hollanda’daki sorunlarımıza yoğunlaşmasını umuyor, bekliyorum. ◄◄ ve ihmal edilen göz rahatsızlıklarının, bozukluklarının ileride ciddi olumsuz sonuçlar doğuracağını ifade eden ortaklar, zamanında müdahalenin önemli olduğunu ve bu yüzden kendi dillerinde hizmeti ayaklarına kadar getirdiklerinin altını çiziyorlar.

Her türlü sigorta şirketiyle çalıştıklarını belirten Özcan Mert, insanlarımızın hakları olmasına rağmen bu hakkı yeterince kullanamadıklarına dikkat çekiyor ve sigortalarının sağladığı bu imkânın mutlaka kullanılması gerektiğine işaret ediyor.Gözlerinden rahatsız olan bir müşterisinin sıkıntısını ve şikâyetini giderdiğini ifade eden Gökhan Yıldız, “ne ev doktoruna ne de bir başka gözlükçüye derdini anlatamayan bu insanımız, burada bir yandan kahvesini yudumlarken, bir yandan kontrolleri yapıldı ve kendi lisanı ile konuşan birinden, gözlerinde tansiyon sorunu olduğunu duydu. Sorunu olduğunu duymasına rağmen vatandaşımız sevindi. Çünkü yıllardır bir teşhis konulamamış” diyerek, verdikleri hizmeti özetledi









panorama 27 panorama

doğuş aylık gazete/maandbladnr.

251-252 - Haziran/Temmuz- Juni/Juli 2019

Cihan Gerdan:

“Bizler, bu ülkeye faydalı birer yurttaş ve Allah’ını bilen birer insan yetiştiriyoruz”

SIPOR OKULLARI BU YIL DA HOLLANDA’NIN EN BAŞARILILARI OLDU

S

IPOR yönetimi altında eğitim vermekte olan AlGhazali, İbn-i Sina, İkra ve Noen adlı okullar, bu yıl IEP sınavlarında 6 öğrencisinin 100 tam puan almasıyla ve puan ortalamasında diğer okulları geride bırakmasıyla yeniden gündeme geldi.

Bu yıl da SIPOR’a bağlı olarak eğitim veren Al-Ghazali, İbn-i Sina, Risala adlı İslam ilkokulu öğrencilerinden Selman Coşkun, Miray Atik, Muhammad Pan, Zarrar Malik, İsa Amzi, Saba Ahmed IEP sınavlarında 100 tam puan alarak okullarının adını Hollanda’ya duyurdu.

6 öğrencinin elde ettiği başarı NOEN okulunda düzenlenen bir törenle kutlandı. Kutlamada, SIPOR Müdürü Cihan Gerdan, Risala-Ibn-i Sina Okul Müdürü Alâeddin Durmuş, NOEN Okul Müdiresi Fadime Koçak ve yüksek puan alan öğrencilerin aileleri hazır bulundular. Çocuklarla sohbet eden Gerdan, onlara çıkacakları yol ile alakalı bilgi verdi, hedeflerini ve ne olmak istediklerini sordu. Okumayı çok seven öğrencilerin çoğu, hâkim, avukat, ve büyük şirketlerde yönetici olmak istediklerini söylediler.

14 yıldır SIPOR ,Müdürü olan Gerdan, İslam okullarındaki başarının RTL kurumunun araştırma raporlarıyla tescillendiğini ifade etti.

Maastricht ve Lelystad’taki okullarının da “excellent” mükemmel olarak duyurulduğuna dikkat çeken Gerdan, sadece 1 tane okullarında sıkıntı olduğunu onun da en kısa zamanda düzeleceğine inandığını söyledi.

Cihan Gerdan ve ödüllendirilen talebeler

Selman Coşkun - Al Ghazali

Miray Atik - Ibn-i Sina

Muhammad Pan - Risala

Pusula

ahmethulya@live.nl

Ahmet Yıldırım

“Check-in yap gitsin!”

Y

üzbinlerce genç haftalardır sınav hazırlıklarında ve sınavlarında ter döktüler.

Kısmetse olduysa diplomalarına, kısmet olmadıysa tekrarına veya ek süreye, zamana kaldı artık. Bu eğitim döneminde yine VAVO gibi, akşam eğitimleri, devam ederek, sertifikayla, okulunuza devam etme olasılığı mevcut.

Gençler bunu göz ardı etmeyin. Bir yıl boyunca dişinizi sıkın ve sonuca ulaşın… Başarıya bir yoldan veya bir metotla ulaşılmıyor. Roma imparatorluğunda bir ata sözü diyor ki: “Bütün yollar Roma’ya çıkar”.

Gelişen, değişen, ilerleyen jenerasyon, bilgi ve bilime dayanıyor.

Yani kaliteli ve donanımlı kişilik aranıyor. Rabbimiz, Kur’an’ımızda ne diyor: “İkra! Bismi Rabbike”. Yani, “Oku! Yaratan Rabbinin adıyla oku!” buyuruyor.

Biliyoruz, saatlerce, günlerce, aylarca ders çalışmakla da olmuyor bu hayatta. En güzeli devamlı ve programlı bir şekilde, yani disiplinlice yürütülen ders programlarıdır.

Rooster, plan yaparak çalışmanız başarıyı sağlayan en önemli faktördür.

Kimse size “chill yapma, lounge’larda keyifli vakit geçirme” demiyor, diyemiyor da.

Ramazan ayında, ijssalona saat

12’de gitme demiyor. Git, ama sorumluluğunu da bil!

Avrupa’da yaşamak, daha bilinçli, daha eğitimli, daha kaliteli bir yaşam, daha güzel iş imkânları, daha fazla gelir, sermaye etmek istiyorsanız, bunun yolu donanımlı bir eğitim ve zırhlı bir kişilikten geçiyor. Hele hele bir de Müslüman oğlu veya kızı isen, işte beklentiler daha da yüksek; bunu da bir yere not alın.

Bilimciler ve analizciler şunu da belirtmeden edemiyorlar: “Ne kadar bildiğin değil, kimleri bildiğinle daha fazla başarı elde etmeniz mümkündür” diyorlar. Yani bizim anladığımız dile göre etrafında dayın, amcan var ise, veya donanımlı bir networka/ilişki ağına sahip isen, daha fazla başarı, pek de uzak sayılmıyor.

Zaten o güzel elleri öpülesi atalarımız asırlar önce ne demişler biliyor muydunuz… “Çok bilen değil, çok gezen bilir” demişlerdi.

Gençler, fırsatınız varsa, cüzdanınızda buna el veriyorsa, gezin dünyayı, benden size izin çıktı!

Zira bunu rahatlıkla şimdi söyleyebilirim: İzin döneminiz, (zomervakantie), hayırlı olsun.

Eğer bu belirtilenleri yapar ve memnun olmazsanız, gelin bir zaman diliminde sohbet edelim.

Eğer başka bir konu kalmadıysa, veya sorularınız tam anlamıyla karşılandığı ise… check-in/giriş yap, gitsin!

Tatilden sonra, eğitim seviyeni kontrol etmeyi unutma, bu da bir hatırlatmadır!

“Cabin Crew, have your position please!” (Kabin Ekibi: “Lütfen pozisyonunu al!” ◄◄.

Zarrar Malik - Ibn-i Sina

Her yıl 550 tam puan alan öğrencilere bir ödül töreni düzenleyen SIPOR Müdürü Cihan Gerdan, bu yıl da tam puan tutturan 6 öğrenciye ve ailesine özel bir başarı madalyası, hediye çeki ve birer buket çiçek takdim etti.

Doğuş Haber Merkezi ◄◄.

Isa Amzi - Risala

Mekânlarınızın konfor ve sağlıkla buluştuğu yeni yüzü

www.cellotec.nl Tel: 0651235935

Hayırlı yolculuklar ve iyi tatiller diliyoruz...

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 251-252 - Haziran/Temmuz- Juni/Juli 2019

cultuur & kunst

28 sanat ve kültür Spotlar

..

HURAFATTAN HAKİKATE...

Mehmet Şükrü Oflaz oflaz-aliya@hotmail.com Başlarken, Bir anneden gurbetteki kızına mektup (1981) “Almanya’nın ortası da çormuş Sıcağında hep suları kurumuş Sana söylüyorum Meliham Senin ayrılığın alayından zormuş Kaba bulut gibi göğe ağarım Sulu yağmur gibi yere yağarım Meliham aklıma düştü mü Ah çekerde ben boynumu eğerim Tez gel Meliham, tez gel gelenlerle Sılanın yolunu bilenlerle Ay karanlık göremedim yolunu Felek kırdı kanadımı kolumu Yalan dünyanın zulmüne baktım da Ben kendime layık gördüm ölümü.

Mektubu yazmadığım için ben de sana bunları yazdım. Ben gönlümü neyle eğleyeceğim.”

Böyle yazmış içli bir anne.

Her ikisine hayırlar dua ederiz. ...... İki milyara yakın Müslümanın yaşadığı bu dünyada, içimizi acıtan kayıplar yaşıyoruz.

Elimiz kolumuz bağlı. Ağır, kasvetli bir hüzün başımızda dönüyor. Bu kara bulutların dağılması için bize düşen sorumlulukları hatırlatacak yazısıyla İhsan Fazlıoğlu hocamızı konuk ettik. Allah’tan hayırlı uzun ömürler dua ederiz.

Millet hayatımızın yücelerek devam etmesi için gayret sarf eden büyüklerimizi konuk ediyoruz. Hayatlarına baktığımızda göreceğimiz ilk özellik hasbilik. Amentüsünün bedelini ödemeye talip olmak.

Tatil günleri geldi. Yola çıkacaklarımız olacak. Yola çıkarken sadakayı, vardığınızda şükür namazını ve akrabayı ihmal etmeyin. Otelleri doldurmak, seni beni turist yapar. Toprağa kulak verin. İnsanların yüzüne bakın. Ki yolculuk yolculuk olsun. Hayırlı yolculuklar dua ederiz.

250. sayımızla 20. yılımıza erdik Doğuş olarak. En baştan bugüne emeği geçenleri hayırla, rahmetle, dua ile anıyoruz.

Daha nice güzel yıllara hep birlikte... İyi okumalar...

AY’IN KİTABI Mustafa Kutlu’nun Ya Tahammül Ya Sefer’i 70 kuşağının hayata bakışını, karşılaştıkları problemleri ve çıkmazlarını anlatan bir dönem hikâyesidir. Dünyayı değiştirmek isteyen bir neslin, kendini bir davaya adamış ruhların serencamıdır. Dahası dünyayı değiştirmek isterken kendisi dönüşen, hayatın zaruretleriyle boğuşurken davası elinden kayıp giden bir neslin trajedisidir. Mustafa Kutlu, kitapta 70 kuşağının ahvalini tasvir etmekle yetinmez, bu başarısızlığının sebeplerini de sorgular. Bu sorgulama iki boyutlu bir şekilde açımlanır hikayede: 70 kuşağının geriye dönüp ideallerini veya davalarını sorgulaması ve kendilerini hesaba çekmeleri. Bu katmanlı muhasebe ameliyesini katmanlı bir keder takip eder.

Bu büyük hesaplaşma ruhlarda büyük yaralar açar. Ağır bir kederi yüklenmiştir Ya Tahammül Ya Sefer.



Şiir, Türkleri Kurtarabilir mi?

“Türkler şair millet; onları dört duvar arasına hapsedemezsin”

H

er medeniyetin ‘Varlık’la, ‘var-olan’la ve ‘bu-aradaolan’la ilişki kurma tarzı/tarzları vardır. Bir medeniyet bu ilişki tarzının/tarzlarının bilincinde ise, kısaca kendisinin bilincinde ise, kendi bilincine sahipse o medeniyet felsefileşmiş medeniyettir; neyi, niçin ve nasıl yaptığını bilen, niyeti olan, iddiası/ davası bulunan bir medeniyettir. Böyle bir medeniyeti kuran ‘millet’ ise bir siyasi irade etrafında toplanan, kenetlenen, ortak bir anlam/değer dünyası ile ortak bir tasavvur/resim dünyasını paylaşan, kısaca sahip olunan niyeti, iddiayı/davayı gerçekleştirmek için vuruşan, savaşan ve çekilen insan topluluğudur.

Kendi bilincine sahip olmanın, kendisi hakkında kanaat sahibi bulunmanın en güzel örneklerinden birisini sunar bize ünlü Osmanlı bilgin ailesi Fenarîlere mensub Talikî-zade namıyla meşhur Mehmed oğlu Mehmed [öl. 1599 civ.]. Talikî-zade hem Şehname-i Hümayun hem de Şemail-name adlı eserlerinde Osmanlıyı Osmanlı yapan, dolayısıyla milleti millet yapan yirmi hasleti, özelliği sıralar. Bu hasletler arasında merkezinde ‘tevhid’in bulunduğu İslam dinine mensup olma, yani Müslüman olma ilk ilkedir. İstanbul gibi Dünya’nın merkezi bir şehrin başkent olması; hem kara hem de denizi içerisine alan geniş bir coğrafya üzerinde hakimiyet kurulması; farklı etnik-dinî taifelerin barış içerisinde bir arada yaşaması; hukuka bağlılık ve bilginlere saygı gösterilmesi; ülke içerisinde adaletin hakim kılınması ve emniyetin sağlanması; güçlü bir iktisadî yapının kurulması; siyasi iradenin otoritesini sürdürecek güçlü ve daimi bir orduya sahip bulunulması gibi değişik, dinî, ictimaî, askerî, siyasî, idarî ve hatta şahsî hasletler dikkati çekerler…

Talikî-zade’nin yirmi maddesinde göze çarpan hasletlerden birisi oldukça ilginç: Şiir yazabilme gücüne sahip olmak… Şöyle diyor Talikî-zade: “On birinci hassa kuvvet-i şi’riyedür. Bu nesl-i hümayundan gelen padişahan-ı zü-funun cümlesi sahib-i tab-ı mevzundur. Saltanat nice mevrusları ise kuvvet-i şi’riyye dahi ol vechle mevruslarıdur. Sultan Osman Gazi’den berü cümle gelen padişahlar şair ve irad-i nazma kadirlerdür.” [Şemail-name’de şöyle geçer: Hassa-i hamise: kuvvet-i nazmiye]. Şiir Varlık’la bir ilişki kurma tarzı hiç şüphesiz. Ya da Hegel’in deyişiyle: ‘tüm sanatların hülâsası’. Sese, söze ve dile hakimiyetin adı; tüm zıtları sonsuzluk duygusunda terkip eden, biraraya getiren sanatların sanatı… Şiir yalnızca söylemez, ifade etmez, dile getirmez; ama aynı zamanda resmeder, heykel yapar ve şarkı söyler; o hem mimaridir, hem resim hem de musiki… Sinan ile İtri, Yunus ile Fuzuli’nin açtığı varlık çanağında hayat bulur. Türkler Varlık’a, ‘var-olan’a ve ‘bu-arada-olan’a şairane bakarlar; şairane duruş ayıklıktır çünkü. Ve şiir insana evrendeki yeri konusunda takdir edilemez bir şuur verir. XIX. yüzyıl sonunda İstanbul’daki bir fabrikayı gezen Alman seyyahın vurguladığı gibi: “Türkler tenbel değil; yalnızca arasıra dışarı çıkıp gökyüzüne bakmak isterler.

Türkler şair millet; onları dört duvar arasına hapsedemezsin; çünkü fabrikaların seması yok”. Öyleyse gökyüzüne bakabilmek için şairane bir duruşa gerek var. Gökyüzüne baktığınızda yeryüzünü de fark edersiniz. Şiir yazabilmeyi bir haslet saymak ve kabul etmek; hatta bu hasleti ‘saltanat’la eşdeğer gibi kılmak; tevarüsün halkalarından kabul etmek.

Elbette burada Sultan’a nisbet edilen bir haslet sözkonusu. Ancak unutulmamalı ki ‘Asıl’a ait bir haslet ‘unsur’a da sirayet eder (tecelli).

Yöneticilerin amelleri, yönetilenlerin eylemleridir çünkü. Burada önemli olan bunun bilincinde olmak ve koca bir devletin, medeniyetin olmazsa olmaz unsurları arasında saymak, varlık-şartı olarak görmek. Şiir, Osmanlı-Türk medeniyetinin kurucu [mukavvim] unsurudur demek

Ya Tahammül Ya Sefer Çünkü sefere cesaret edemeyenlerin ve kendisi kalamayanların hikâyesidir. Kitap Türkiye’deki bir neslin yaşadıklarına odaklanmış olsa da Hz. Âdem’den günümüze kendini bir davaya adayan her insanın yaşaması kaçınılmaz bir çatışmaya ayna tutar: İdeallerle dünyanın realitesi arasındaki tenakuza.

Hikâyeden dikkat çeken 10 alıntı: 1. “Bizim hareketimiz mesuliyet hareketidir. Davamız hayata uymak değil, hayatımızı Hakk’a uydurmaktır...”

2. “Özgürlük, perdeleri dalgalandıra dalgalandıra içeriyi boşaltıyor.”

3. “En kutlu seferin bileti Azrail’in elinde ne yazık ki. O yüzden gittiği yere kadar tahammül. Gidemediği yerde beyaz bir gömlek kâfi.”

4. “İçinde olması gereken bir şeyin kaybından hangi mağaraların ücrasına saklandığımı, oradan hiç çıkmamak üzere kendime dava-

Mustafa KUTLU lar aradığımı anlıyorum. Her şeyi tamamlayacak olan o şey. Ancak onunla varolabilirim. Irmak bir başlangıç. Bir düş. Ama bir yol ve bir yoldaş. Ne tabiat parçası, ne çiftlik hayali. Ne kaçıp gitmek, ne ekip biçmek. Sefer de içimde, tahammül de.”

5. “Cemiyetin vahşi, zehirli bitkilerle dolu, her dalında uğursuz baykuşların mânâsız telkinler yaptığı sık ağaçlı ormanlarında çetin yolculukların başlangıcı için sabahı beklemeyiniz. Sabahı beklemek öğleni, öğleni beklemek akşamı beklemek gibi bir ruh gevşekliğini doğurur.”

6. “Evet hayatın zaruretleri ayaklarımıza dolanmış zincirlerdir ve ızdıraplarımıza çeşni katarlar. Fakat bu vahşi sahayı geçmek için hiçbir zaruret kâfi bir mazeret değildir. Ruhumuzu aldatmayalım, ebedî gayeye ihanet etmiş oluruz.”

7. “Durduğumuz noktada inançları-

kendisi hakkında bir üst-bilincin tezahüründen başka bir şey değildir. İşte kendisinin bilincinde olan felsefileşmiş medeniyet derken kastettiğimiz bu. Ancak ve ancak kendisinin bilincinde olan bir insan yeryüzünde kapladığı mekanın, bulunduğu yerin anlamını idrak edebilir; gökyüzünün ayrımına varır. Böyle bir eşiğe ulaşmanın tek yolu var: Kişinin, milletin kendine, kendisine ait bir dünyasının bulunması… Öyleyse kendi dünyanı kur, orada kök sal, derinleş. Başkasının dünyasına özenen, o dünyayı taklid eden kendi dünyasını kaybeder. Araç olan amaç halini alır. Öyle ya Tanzimat’tan bu yana ‘mukabele-i bi’l-misl’ ilkesiyle yola çıkanlar kendi misallerini kaybettiler, kendileri misal olmaktan çıktılar. İhtiyaç amaç oldu; amaç ise ihtiyaç.

Denilenlere örnek olması bakımından şu hatıram yeterlidir sanırım: 2002’de ABD’li bir oryantalist-casus İslam felsefesi uzmanına ‘Türkiye’yi nasıl buldunuz’ diye sorduğumda şöyle bir cevap vermişti: “Kendimi biraz katolik hissettim”. O zaman anladım ki ‘unsur asılla ilgili değilse, asla dönmüyorsa bize yabancıdır’. Yabancılık ise kişinin kendisi hakkındaki bilinç yoksunluğudur; tarihsizliktir desek yeridir.

Taliki-zade’nin Şehname-i Hümayun’da Osmanlı Hanedenı’na dolayısıyla Osmanlılara nisbet ettiği yirmi ‘haslet’ 1. ‘La-şerefe mine’l-İslam’ mucibince, siyadet-i suriyeye, saadet-i maneviyeye munzamm olub, malik-i memalik-i riyaseteyn ve nail-i nevail-i neşeteyn olduklarıdur [İslam’a mensubiyet ve bağlılık].

2. Hami’l-Haremeyni’ş-şerifeyn ve harisü’l-Beledeyni’l-mükerremeyn olduklarıdur [Kutsal şehirler olan Mekke ve Medine’nin bekçisi ve koruyucusu olmaları].

3. İbn ale’l-ebdür. /…/ Oğul babasına terakki itmek ancak nesl-i şerifü’l-asl-i Osmaniyeye mahsusdur [Devletin gücünün babadan oğula artarak devam etmesi; süreklilik].

4. Sultanu’l-berr ve’l-bahr olduklarıdur [Hem karaya ve hem de denize hakim olmaları].

5. Leşker-perveridür [Devamlı orduya sahip olmaları].

6. İstanbul gibi darü’s-saltanati’s-seniyeye malik olmışlardur [İstanbul’un başkent olması].

7. Akalim-i sebaya malik olduklarıdur [Yedi iklimde şehirlerinin olması; coğrafi genişlik].

8. İmaret-i bilad ve servet-i ibaddur [Ülkenin mamur, halkının zengin olması].

9. Teraküm-i milel ve telatum-i nihaldür [Ülkelerinde farklı ırk ve dinlerin birarada barış içerisinde yaşaması].

10. Şecaat. /…/ Zamanı geldükde kuvvetten file ve azmden cale gelür [Her birSultanın şahsi cesaret ve teşebbüs sahibi olması].

11. Kuvve-i şiriyye [Şiir yazma].

12. Adem-i istimdad [Dışarıdan yardım almama, dışarıya muhtaç olmama].

13. Saffet-i saltanat. /…/ Emn ü eman [Ülkenin adalet ve güvenlik içerisinde olması].

14. Beraet ani’l-istinsaktür [Sağlıklı olmaları].

15. Şeref-i haseb ü nesebdür [Sultan olabilecek seçkin bir soya mensup olmaları. Hz. Nuh’un oğlu Yafes [Abulca Han] oğlu Batu Han oğlu Kara Han oğlu Oğuz Han nesline mensub olmaları].

16. Riayet-i şer-i şerifdür [Hukuka (Şer-i şerife) uygun davranmaları; bilgiyi yaymaları, bilginlere saygı göstermeleri].

17. Edebdür [İyi bir eğitim ve terbiyeye sahip olmaları].

18. Tevfiratdür [Zengin ve güçlü bir hazineye malik olmaları].

19. Nüfuz-i emr-i mutadur [Ülkenin en ücra köşesinde bile olsa kanunları uygulama gücüne sahip olmaları].

20. Adem-i müsaderedür [Şahsi mülkiyete saygı] İhsan Fazlıoğlu Kaynak: Anlayış Dergisi, 4. Sayı, Eylül 2003 ---◄◄

Dergah Yayınları 1997

mızın eskidiğini, yabancılaştığını hiç tecrübe etmediniz mi? En acı kayıp budur: Gerilemiş ruhların mütemadiyen tavizler vererek hayatla, zaruretle uyuşmaları...”

8. “Neslimizin nasipsizliği aradığının ne olduğunu tanıtacak bir mürşide rastlamamış oluşudur, devrimiz makine gıcırtısının ahlâk ilahilerini susturduğu devirdir” 9. “Bizim ahlakımız hörmet, hizmet ve merhamet prensiplerini kendinde birleştiren aşk ahlakıdır.”

10. “İçimizdeki aslanların yelelerini okşamaya başladığımızda kaleleri terk ettik.” (Alıntı: Dünya Bizim)



FOTOĞRAFLAR DİLE GELSE...

Gurbetçinin hatıra defterinden Eşim Almanya’dan bant doldurup yollamış. “Nasılsınız inşallah?” diyor, “İyiyiz” diyorlar hep bir ağızdan. “Köye kar indi mi?” diyor, “İndi” diyorlar hep bir ağızdan.

Anasını, babasını, kadasını, bacısını ve herkesi sordu...

“Kalanlara da hasretle selam ederim” dedi... İşte, o “kalan” bendim...









kültür ve sanat

doğuş aylık gazete/maandblad

göçtü kervan, kaldık dağlar başında

nr. 251-252 - Haziran/Temmuz- Juni/Juli 2019

H

, ER ER, .

L ÜÇ DİL AR..

YE R K L KI

29

MİLLÎ MÜCADELENİN SEÇKİN SİMASI; ÂLİM, MÜCAHİD, MÜTEFEKKİR:

ayatı: 1887 yılında Balıkesir’de doğdu. Babası Balıkesir tüccarlarından ve ulemâdan Çantayoğlu Halil Cenâbî Efendi, annesi Sincanoğulları’ndan Kepsutlu Hatice Hanım’dır. Ailenin tek erkek evlâdı olan Hasan Basri, ilk tahsilini İbtidâ-i Kebîr Mektebi’nde gördükten sonra Balıkesir İdâdîsi’ne girdi. İdâdînin dördüncü sınıfında iken babasının ölümü üzerine (1903) ailenin geçimini tek başına sağlayabilmek için mektebi bırakmak zorunda kaldı. Kendisine Nâfia Dairesi’nde bir memuriyet verildi. Bu arada müftü Osman Nûri Efendi ile Müstecâbîzâde Âdil Efendi’den Farsça öğrendi; Balıkesir Mevlevîhânesi’nde Râgıbzâde Ahmed Nâci Dede’den Arapça okudu. Babasının yakın dostu olan bu zat ona hem hocalık hem de mânevî babalık yaptı. Bir taraftan Arapça ve Farsçasını ilerletmeye çalışırken diğer taraftan edebiyat, hukuk ve felsefe ile meşgul oldu.

II. Meşrutiyet’in ilânından sonra Balıkesir’de yayımlanan Nasihat ve Balıkesir gazetelerinde yazılar yazdı.

Mutasarrıf Mümtaz Bey’den hukuk, iktisat ve maliye okudu. Sâmih Rifat Bey’in mutasarrıflığı zamanında Yıldırım gazetesini çıkardı. İdâre-i Husûsiyye’nin (özel idare) ilk teşkilâtlanmasında (1913) Balıkesir Dâimî Encümeni’nin başkâtipliğini yaptı. Daha sonra mutasarrıf Reşid Bey’in emriyle bütün sorumluluğunu yüklendiği Karesi adlı bir gazete yayımladı. Balıkesir’de matbuat hayatının gelişmesinde önemli rol oynadı. Lise dengi olan Dârülhilâfe Medresesi’nde Türkçe, edebiyat, yazı ve Arapça muallimliği yaptı. I. Dünya Savaşı sonlarına doğru Ses gazetesini çıkardı. Mütareke yılları boyunca Türk milletinin haklarını savunan en hür ve yürekli yazıların yayın organı olan Ses’in kapatılarak sahibinin İstanbul’a celbedilmesiyle ilgili emir geldiği zaman Hasan Basri, Balıkesir’i temsilen I. İzmir Kongresi’ne katılmak üzere şehirden ayrılmış bulunuyordu. Tevkif emrini öğrenince çareyi kaçmakta buldu.

Burhaniye, Kepsut, Dursunbey kasabalarında ve köylerde dokuz aydan fazla dolaştı; o yörede Millî Mücadele’nin başlaması ve halkın silâhlanması konusunda önemli faaliyetler gösterdi. I. Büyük Millet Meclisi’ne Balıkesir mebusu olarak girdi, hiçbir gruba temayül göstermeyip sonuna kadar bağımsız kaldı. Aynı mecliste mebus olarak bulunan şair Mehmed Âkif ile yakın arkadaş oldu, ondan Arap edebiyatı okudu. Mehmed Âkif, Bursa ve Balıkesir çevresinden gelen Yunan mezâlimi haberlerinin tesiriyle yazdığı “Bülbül” şiirini Çantay’a ithaf etmiştir.

Hasan Basri Çantay 3 Aralık 1964’te İstanbul’da vefat etti. Mezarının çok sevdiği dostu Mehmed Âkif’e yakın olması hususundaki vasiyeti üzerine Edirnekapı Şehitliği’ne defnedildi.

Milli Mücadele Şuuru: Çantay, millî mücadele yılları sırasında etrafında kümeleşen insanlarla yaptığı sohbetlerde daima halkı birlik ve beraberliğe çağıran konuşmalar yapmış, millî mücadele şuuru uyandırmaya çalışmıştır.

Padişah Vahdettin ve Sadrazam Damat Ferit aleyhine yazdığı yazılar sebebiyle hükümet ve İngiliz ajanları tarafından takibata uğradığı bir sırada çektiği sıkıntılar ruhunda öyle derin izler bırakmıştı ki, “Kendi

HASAN BASRI ÇANTAY

vatanımda sırf Türklüğümden dolayı maruz kaldığım felaket ve esaret gücüme gidiyor!” diye haykırmıştı. Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Karesi mebusu olarak görev yaptığı yıllarda meclis müzakereleri esnasında söz alıp konuştuğu zaman da daima Türk halkının istiklâl tutkusundan söz etmiş, hür yaşama hakkını savunmuştur Bununla birlikte bütün kötü gidişattan yöneticileri sorumlu tutarak millet olarak kendimizi hiç hesaba katmamak da doğru değildir. İçine düştüğümüz felakette bizlerin de payı ve sorumluluğu büyüktür. İşte, “Siz (ey millet), ne (halde) bulunuyorsanız, başınıza da öyle idare eden adamlar geçirilir.” hadisinin yorumu vesilesiyle bu duruma işaret eden Çantay, şu değerlendirmelerde bulunmuştur: “Hükümetler içtimâî bünyelerden doğarlar. Bünye yani millet ne kadar iyi ve sağlam olursa, onun hükümeti de öyle olur. Bünyeyi ihmal edip de her işi hükümetten beklemek hatadır.

Evvela fert olarak kendimizi, sonra cemiyetimizi ıslah edelim; o vakit görürüz ki her şey düzene girmiştir.

Kurtuluşun gerçekleşmesini izleyen günlerde Meclis’in kendi kendini feshetmesi üzerine Çantay Balıkesir’e dönmüştür.

Onun gözünde bu ilimizin çok farklı bir yeri vardır. Çünkü ne yakın ne de uzak tarihimizde Türk boylarının yerleştiği Balıkesir ve havalisinden devlet ve millet haini çıkmamış olması onun gurur duyduğu hasletlerden biridir. Çantay bu ilde gazeteciliğini sürdürmüş; kendi çıkardığı Zafer-i Millî gazetesinde memleket meselelerine dair çok değerli yazılar yazmıştır. Bu yazılarında çeşitli badirelerden geçerek kazanılan hürriyet ve istiklâlin son derece kıymetli olduğunu, değerinin bilinerek korunması gerektiğini vurgulamış ve gençlere hitap ederek, sıranın kalkınmaya geldiğine, bunu sağlayabilmek için de idealist olmalarının lüzûmuna dikkat çekmiştir. Bu bağlamda bütün gençler, toplumun dertlerine eğilmeli, vatanın acılarını, sosyal dertlerini ve ıstıraplarını terennüm etmeliydi. Çantay’a göre Türk milleti olarak bizim felaketimizi doğuran birinci sebep ahlâksızlıktır. Bizi can evimizden vuran düşman ne İngiliz, ne Fransız, ne Moskof ve ne de Alman’dır. Onun ifadesiyle: “Kendimiz, kendimiz, kendi ahlâksızlığımızdır. ”Çantay, bütün dindaşlarımızı da en mühim ve ahlâkî diğer bir vazifeye davet etmiştir ki o da millî muavenettir. Çünkü ıssız ve perişan kalan kulübeler,

viraneler bizden merhamet ve imdat beklemektedir. Ona göre vatan ve din bir bütündür, birbirlerinden asla ayrılamazlar, biri giderse öbürü de gider. Vatan giderse din gider; din giderse vatan kalmaz.

1950 yılından itibaren demokratik yönetimin sağladığı kısmî din ve vicdan hürriyetiyle birlikte başlayan, İslâm dininin öğrenilmesi, öğretilmesi, yaşanması, yayınlar ve diğer vasıtalarla desteklenmesine dönük faaliyetlere Hasan Basri Çantay da katılmıştır. Onun çalışmaları bir taraftan eser telif etmek, diğer taraftan yol göstermek ve uyarılarda bulunmak şeklinde olmuştur. Din ve vicdan hürriyetinin sağladığı haklar bakımından uzun süren bir fetret döneminden sonra Türkiye’de başlayıp hızla gelişen faaliyetler, bir bakıma tabii olarak karşılanabilecek farklı görüşler, gruplar, usuller de ortaya koymuştur. Bu farklılık ve çeşitlilik içinde Hasan Basri Çantay zengin ilmî, fikrî birikimi, siyasî tecrübesi ve güvenilir şahsiyetiyle gruplar arasında hakemlik yapmış, görüş ve metotların isabetli ve uygulanabilir olanlarını belirlemeye çalışmış, böylece din âlimlerinin, muhafazakâr aydınların, hamiyetli zenginlerin yol göstericisi ve nihaî mercii olmuştur.

Kişiliği, Ahlâkî Yönü: Kimseye bağımlı olmama, gerçeği olduğu gibi algılama, problemlere çözüm odaklı olma, kendine güvenme, espri sahibi ve yaratıcı yönü kuvvetli olma, kaygı ve tereddütlerinden arınma, başkalarını takdir etme, empati kurma, toplumsal farklılıkları zenginlik olarak görme gibi özellikleri bünyesinde bulunduran kişiler için kullanılan bir kavram olan kendini gerçekleştirme kavramı en fazla kültür tarihinin şekillenmesine önemli katkılar sağlayan kişiler için mevzu bahis olabilir. Bu bağlamda Hasan Basri Çantay yaşamı boyunca sergilemiş olduğu tutum ve davranışlarıyla böyle bir kişi olduğunu fazlasıyla ispat etmiştir.

Konunun daha iyi anlaşılması için şöyle bir örnek verilebilir: Kurtuluş mücadelesi sırasında saklandığı Burhaniye’deki bir çiftlikte kaçak bir hayat sürmenin ve insanlara yük olmanın ağırlığı altında ezildiği sıralarda intiharı düşünmüş fakat dinî inançları ve ailesine olan sadakat ve bağlılığı sayesinde bu sıkıntılı durumu atlatmıştır. Dokuz ay on gün süren kaçaklık döneminde herkesin korkuya kapılıp ümitsizlik içerisinde kıvrandığı sırada Kepsut civarındaki dağlarda efelerle beraber hem düşmanlara hem de eşkıyalara karşı silahlı mücadeleler içerisinde bulunmuştur Toplumuna yön vermiş, milletini tutum, davranış ve yaptığı işlerle etkilemiş her simanın özelliği olan sorumluluk ve fedakârlık duygusu, bencillikten uzak olma, idealleri uğruna her şeyi göze alarak büyük fedakârlıklar gösterme gibi kişilik yetileri Hasan Basri Çantay için de söz konusudur. Kendisinden önce başkalarını düşünmeyi, benden ziyade biz olma için çaba sarf etmeyi, sorumluluklar ne kadar ağır olsa da onu omuzlayabilmeyi o, daha küçük yaşlarda öğrenmiştir.

Babasının vefatının akabinde ailesinin nafakasını temin etme, onlara kol kanat germe uğrunda edindiği hasletler onun daha sonraki hayatının şekillenmesine de vesile

olmuştur. Nitekim gazetecilikten Kuva-yı Milliyecilik’e, siyaset ve devlet adamlığından ilim, edebiyat ve fikir adamlığına, girişmiş olduğu her bir faaliyetin merkezinde toplumsal sorumluluk, daha iyi ve müreffeh bir ülke için her türlü fedakârlığı yapma, asla bencil olmama, tam bir takım ruhu anlayışı sergileme gibi özellikler yer almıştır.

Hasan Basri Çantay’ın Türk-İslam kültür tarihine damgasını vuran şahsiyetler arasına girmesinin yolunu açan kişilik hasletlerinden bir diğeri onun hayal ve sezgi dünyasının güçlü olmasıdır. Yazmış olduğu şiirlerde, millî mücadele döneminde peşindeki hafiyeleri atlatma noktasında göstermiş olduğu gayretlerde, kurtuluş mücadelesine sekte vurur düşüncesiyle meclisin Ankara’dan taşınmasına karşı çıkmasında, İstiklal Marşı’nın ancak Akif gibi birisi tarafından yazılabileceğini düşünüp onu bu iş için ikna etmesinde Hasan Basri Çantay’ın bu özelliğinin ne kadar ön planda olduğu gün yüzüne çıkmaktadır. Onun ülkü birliği yaptığı arkadaşları Mehmet Akif Ersoy, Ahmet Naim Bey gibi şahsiyetler bu hayal ve sezgi gücünün gelişip güçlenmesine vesile olmuşlardır. Haddizatında Hasan Basri Çantay’ın etrafındaki arkadaş ve dost halkasının toplumun fikir dünyasının önemli şahsiyetlerinden olması onun hayal ve sezgi dünyasının güçlü olmasının bir ürünüdür. Zira böyle bir yetiye sahip olma, insanın sıradan ve dostunun gelişmesine katkı sunmayan kişilerle yarenlik yapmasına izin vermez.

Nebevî dindarlık kavramı içerisinde nitelenen kişilerin ahlak anlayışları onların devamlı toplum ile içli dışlı olmaları hasebiyle uygulanabilir bir ahlak anlayışıdır. Zaten ete kemiğe bürünmeyen ve yaşanabilir bir yönü olmayan ahlak ne dinî bir değer taşır ne de kültürel ve sosyal dünyamıza yön verebilir. Bu bağlamda Hasan Basri Çantay da ahlakın ideal ve felsefî yönünden ziyade pratik yönü üzerinde durmuştur. Onun, halkı aydınlatmak ve onlara öğüt vermek için kaleme almış olduğu eserlerde, çıkarmış olduğu gazetelerde bu hususu her zaman görmek mümkündür.

Hasan Basri Çantay’ın fikir dünyasını anlamak için, “Bana arkadaşını söyle; sana kim olduğunu haber vereyim.” deyişi çerçevesinde arkadaşlarına bakmak yeterli olacaktır. Mehmet Akif Ersoy ile uzun yıllara dayanan samimi dostluğu, bu büyük fikir, aksiyon ve dava adamının rahle-i tedrisinden geçmiş olması, onun fikirlerinin içerik ve yönü hakkında bize yeterli bilgiler vermektedir. O, dinî ve millî değerlere sonuna kadar sahip çıkan, milletin ve vatanın kurtuluşunu bu değerlere sımsıkı sarılmakta gören, bunun yanında ilerlemek için Batı’nın fen ve teknolojisini öğrenmenin muhakkak olduğuna inanan, toplum fertlerinin bedenen ve ruhen sağlıklı olmaları gerektiğini düşünen, gerek ilim ve bilginin gerekse edebiyat ve sanatın halkın menfaatlerine hitap etmesi zaruretini vurgulayan bir fikir ikliminin adamıdır. Onun toplumu aydınlatma sadedinde spor ve spor yapma hakkında bile yazdığı bir vakıadır Eserleri: Kur’ân-ı Hakîm ve Meâl-i Kerîm. Hasan Basri Çantay’ın en önemli eseri olup açıklamalı

bir Kur’an tercümesidir. Kitabın önsözünde mütercim, Kur’an gibi her yönüyle eşsiz olan bir eserin tercüme edilmesinin güçlüklerini dile getirdikten ve yayımlanmış bazı Türkçe tercümelerin değerlendirmesini yaptıktan sonra kendi tercümesinin özelliklerini on üç madde halinde sıralamıştır.

Eserin hemen her sayfasında bol dip notları vardır. Yer yer âyetlerin tercümesi hacmine ulaşan dip notu açıklamalarında genellikle Zemahşerî, Râzî, Beyzâvî, Celâleyn, Medârik ve Hâzin tefsirleriyle güvenilir hadis kitapları ve Arapça sözlükler kaynak olarak kullanılmıştır. Burada âyetlerin tercümesinde tercih edilen mânaların kaynakları gösterilmiş, farklı anlayışlara dayanan anlamlar kaydedilmiş, Kur’ân-ı Kerîm’in daha iyi anlaşılması amacıyla açıklayıcı ve destekleyici bilgiler verilmiştir Diğerleri; Mektepli Yavrularıma (Balıkesir 1922), Müslümanlıkta Himâye-i Etfâl (Ankara 1341), Ülkü Edebiyatı (Balıkesir 1939), Zekâ Demetleri (Balıkesir 1939, İstanbul 1962), Kara Günler ve İbret Levhaları (İstanbul 1964) adlı eserleri de vardır.

Hasan Basri Çantay’ın şiirleri Mürşit Çantay tarafından Babamın Şiirleri adıyla neşredilmiştir (İstanbul 1964).

Basılmamış eserleri de şunlardır: Türk Savları, İslâm’da Cihad ve İdman, Dîvânü lugâti’t-Türk Tercümesi (tamamlanmamış), Kalendernâme (fikrî ve felsefî denemeler), İstimlâk Kanunları ve Şerhleri, Ticarî İkrar, ---◄◄ Şifâ-i Şerîf Tercümesi.

40 HADİS - (24) “Gâle Sâhibü’l-ahlâk Aleyhi salâtü’l-Hallâk Bu’istü bi-mekârimi’lahlâk ” ------------

“Ben, güzel ahlâkı tamamlamak üzere gönderildim.”

-----------“Şüphesiz sen yüce bir ahlâk üzeresin.” (el-Kalem:4) El-mütemmim tamamlayan manasına O’nun güzel isimlerindendir.

Mekârim-i ahlâk, insanı doğrudan Allah’a vasıl eden ahlâk demektir.

Bu ahlâkın zâhirî ölçülerini bizim âlemimizde Rahmeten lil âlemîn olan Efendimiz göstermiştir.

Yâ Rasûlallah geldim aslıma eyle kabûl Fer’ini hubb-u vatandan red edip etme melûl Hazreti Hassan bin Sabit’in söylediği gibi. Allah Resûlü’nün şairi öyle diyor Ve ahsene minke lem tera kattu aynun Ve ecmele minke lem telidi’n-nisau Hulikte müberreen min külli aybin Fe-keennema hulikte kema teşaü Sanki Allah’la başbaşa vermişsin de, Allah sana ahlâkını öyle giydirmiş diyor. Adeta danışa danışa sana giydirmiş bu ahlâkî elbiseyi diyor. En mükemmel hâl nasıl olacaksa öylece yaratıvermiş seni manasına…

“Görmedi senden güzel bir cism-i alî gözlerim Etmedi senden güzel tevlîd evlad bir ana Ayb ü noksandan müberrasın Resûlullah sen Sanki arzu ettiğin hilkatte halketmiş Hüda”

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 251-252 - Haziran/Temmuz- Juni/Juli 2019

ons pagina

30 bizim sayfa



Tebrik Taziye Şifa dileği - Taziye...

Başkent dükkân sahibi, Seyfi, Ekrem ve Said Gür’ün biricik kardeşleri Sevgili Mürsel Gür’ün (53) Türkiye’de tedavi gördüğü hastanede vefat ettiğini, üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli aileye sabır ve başsağlığı diliyoruz.

- Taziye...

Rotterdam Birlik Camii üyelerinden, Mehmet ve Duran Akdoğan’ın kıymetli babaları, Mustafa Çelikkaya ve Recep Soyyiğit’in kayınbabaları Ramazan Akdoğan’ın vefat ettiğini, üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli aileye sabır ve başsağlığı diliyoruz.

- Taziye...

Hollanda Türk Müzesi Müdürü Sevgili Salih Dadak’ın kıymetli babasının vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.

- Taziye...

Okurlarımızdan ve İhsan Vakfı Başkanı Sevgili Hasan Yar’ın kıymetli validesi Perüze Yar’ın ebediyete irtihalini teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhumeye Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.

- Taziye...

Anadolu Camii cemaatinden Sevgili Yusuf Çalımlı’nın vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.

- Taziye...

Okurlarımızdan Sevgili Rıdvan Fırat’ın anneanesinin ebediyete irtihalini teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhumeye Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.

- Şifa dileği...

Okurlarımızdan Sevgili Bekir Albayrak’ın rahatsızlığı nedeniyle hastanede tedavi amaçlı müşahede altında olduğunu ve bir ameliyat geçirdiğini duyduk.

Hastamıza ve yakınlarına geçmiş olsun diyor, acil ve hayırlı şifalar diliyor, dualarınızı bekliyoruz.

- Şifa dileği...

Usta gazeteci dostlarımızdan Sevgili Ergün Kula’nın biricik annesi Fethiye Kula’nın rahatsızlığı nedeniyle müşahede altında olduğunu ve bir ameliyat geçirdiğini duyduk. Hastamıza ve yakınlarına geçmiş olsun diyor, acil ve hayırlı şifalar diliyor, dualarınızı bekliyoruz.

Colofon Doğuş is een maandelijks informatieblad in het Turks en af en toe Nederlands o.a. kunst, cultuur, politiek, educatie, wetenschap, literatuur en filosofie.

Uitgever/Sahibi Stichting Dogus/Doğuş Vakfı Hoofdredacteur/Yayın Yönetmeni Adnan Şahin Eindredacteur/Yazı İşleri Müdürü Oğuzhan Kılıç Art Directeurs/Görsel Düzenleme Ali Alemdar Advertenties/İlan- Reklam Servisi dogus@dogus.nl Afdeling Nieuws en Tips/Haber Dairesi M. Şahin Abonnement / Abone Servisi dogus@dogus.nl Yayın Kurulu/ Redactie Raad Adnan Şahin, Ergün Madak, Mehmet Şükrü Oflaz, Zeynel Abidin, Ercan Kuzu, Sezer Değmez, Recep Soysal, Havva Koç.

Oplage/Tiraj 8.000 Verspreiding/Dağıtım Alanı Landelijk/Hollanda Geneli Adres Strevelsweg 700 unit 413, 3083 AS Rotterdam Tel. (010) 471 68 47 e-mail dogus@dogus.nl - website www.dogus.nl Met dank aan InterAjans.nl, SONHABER.nl, M.Ali Topcu, AA Verzonden artikelen vallen niet onder de redactionele verantwoordelijkheid. Alle auteursrechten van deze uitgave worden uitdrukkelijk voorbehouden.

Druk/Baskı Rodi

- Taziye...

Kuzey Hollanda Millî Görüş Eğitim Başkan Sevgili Ünal Büyüktaş’ın kıymetli babası Ahmet Büyüktaş’ın vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.

- Taziye...

Okurlarımızdan Sevgili Azmi Demir’in kıymetli eşi Rabia Demir’in ebediyete irtihalini teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhumeye Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.

- Taziye...

Okurlarımızdan Sevgili Rıdvan Fırat’ın anneanesinin ebediyete irtihalini teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhumeye Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.

- Taziye...

Mevlana Camii cemaatinden Sevgili Emsalattin (Remzi) Yıldız’ın ebediyete irtihalini teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.

- Tebrik..

Hoş geldin Züleyha!

Yaşama sırası sende...

Okurlarımızdan Sevgili Seyfettin ve Sıdıka Eser’in 20 Mayıs 2019 tarihinde Züleyha adını verdikleri bir bebeleri dünyaya gel di. Züleyha’ya hoş geldin diyor, genç çifti ve 10. kez dedelik ninelik makamına oturan Hasan ve Nesibe Kaya’yı tebrik ediyor, minik yavrumuza bir ömür boyu, mutluluk ve sağlık diliyoruz.

- Tebrik..

Hoş geldin MUAZ! Yaşama sırası sende...

Okurlarımızdan ve Rotterdam Birlik Camii Gençlik Teşkilatı Başkanı Sevgili Samet Soyyiğit’in 18 Haziran 2019 tarihinde Muaz adını verdikleri bir bebeleri dünyaya geldi. Muaz’a hoş geldin diyor, genç çifti tebrik ediyor, minik yavrumuza bir ömür boyu, mutluluk ve sağlık diliyoruz.

- Tebrik..

Okurlarımızdan Sevgili Gülfer Soyugüzel’in kerimesi Reyhan ile Elvan ve Aykut Kenç’in mahdumu Özay 16 Haziran 2019 tarihinde dünya evine girdiler. Reyhan ve Özay’ı tebrik ediyor, iki cihan saadeti diliyoruz.

- Tebrik..

Okurlarımızdan Sevgili Yücel ve Meliha Türkmen’in mahdumu Yasin ile İsmail ve Nurten Toker’in kerimesi Esra 24 Haziran 2019 tarihinde dünya evine girdiler. Esra ve Yasin’i tebrik ediyor, iki cihan saadeti diliyoruz.

- Tebrik..

Okurlarımızdan Sevgili Murat ve Gülay Derman’ın mahdumu Murat ile Tamer ve Meryem Cevher’in kerimesi Havva 26 Haziran 2019 tarihinde nişanlanarak, evliliğe giden kapıyı aralamışlardır. Havva ve Murat’ı tebrik ediyor, iki cihan saadeti diliyoruz.

- Tebrik..

Hoş geldin Rana! Yaşama sırası sende...

Rotterdam Birlik Camii Gençlik Teşkilatı önceki başkanlarından Sevgili İrfan Akkanoğlu’nun 29 Haziran 2019 tarihinde Rana adını verdikleri bir bebeleri dünyaya geldi. Genç çifti tebrik ediyor, Rana’ya ömür boyu, sağlık ve mutluluk diliyoruz.

- Taziye... İş adamlarımızdan Sevgili Adil ve Adem Karakaya’nın kıymetli babası Sefer Karakaya’nın (84) vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.

- Taziye...

Okurlarımızdan ve Versaar Dernek yöneticilerinden Sevgili İlyas ve Erdal Özdemir’in kıymetli amcası Yusuf Özdemir’in vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.

- Taziye...

Okurlarımızdan ve Hollanda Türk Federasyon Genel Başkan Yardımcılığı ve Schiedam Teşkilat Başkanlığı yapmış olan Ramazan Kaynar’ın vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız.

Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.

- Taziye...

Okurlarımızdan ve Anadolu Camii Cemaatinden ve yönetim kurulu üyelerinden Sevgili Mahmut Keskin’in vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.

- Taziye...

Okurlarımızdan ve Tilburg Süleymaniye Camii önceki başkanlarından ve İkinci Bahar Vakfı Başkanı Sevgili Ahmet Arslan’ın kayınbabası Hacı Osman Eker’in vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.



- Şifa dileği...

Okurlarımızdan Sevgili Ercan Elibol ve İsmail Düzgün’ün büyük bir kaza geçirdiklerini ve hastanede tedavi altına alındıklarını üzüntüyle duymuş bulunuyoruz. Hastalarımıza ve yakınlarına geçmiş olsun diyor, acil ve hayırlı şifalar diliyor, dualarınızı bekliyoruz.

Hayırlı yolculuklar, iyi tatiller diliyoruz...

Koenendelseweg 1 5222 BG ‘s-Hertogenbosch Tel.: +31(0)73 6220025 www.sws-simtronic. com info@sws-simtronic.com

Abone





doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 251-252 - Haziran/Temmuz- Juni/Juli 2019

Bulmaca

Hazırlayan: Mücahid Çeçen Soldan sağa: 1- Fotoğrafta görülen ve 1 Eylül 2018 tarihinde göreve atanan Rotterdam Başkonsolosumuz * Bağırsaklar. 2- Bir Peygamber adı * Radyumun simgesi * Birinin suçunu bağışlama, yarlıgama, merhamet etme. 3- Asya halkından olan * Helyum elementinin simgesi * Geri çevirme * Alfabemizde on beşinci harf. 4- (Tersi) çok olmayan * Okuma * İnanç. 5- Bir nota * Kalbur, tel vb. şeylerin tahta çemberi * Allah’ın buyruklarını yerine getirme, ibadet etme. 6- Zaman zaman kendini kaybederek olduğu yere düşme, vücutta şiddetli çırpınmalar ve ağız köpürmesi ile ortaya çıkan bir sinir hastalığı, tutarık, tutarak, tutarga, yilbik, epilepsi * Hükümdar , hakan * Uzaklık işaret eder * Nikelin simgesi. 7- Alfabemizde yirmi altıncı harf *Avuç içi * Atların yetiştirildiği ve bakımlarının yapıldığı yer * Alfabemizde son harf. 8- Kötü, sevimsiz * Vanadyum elementinin simgesi * Mikroskopta incelenecek maddelerin üzerine konulduğu dar, uzun cam parçası. 9- Batı Anadolu köy yiğidi * Utanma duygusu * İyodun simgesi * Oy. 10- Bir nota * En çok * Acıklı, üzüntülü olayları, bazen güldürücü yönlerini de katarak konu alan sahne oyunu veya televizyon filmi * Alfabemizde sekizinci harf. 11- Eli işe alışmamış olan * Bir işte yetkili olan, erbab * Florun simgesi * Bir nota. 12- Üye * Cet, soy * Oturma, eğleşme. 13- Birden bire * karabuğdaygillerden, dere kenarlarında, sulak yerlerde kendiliğinden yetişen, bahçelerde ıspanak gibi de yetiştirilebilen, boyu kimi zaman iki metreyi bulan, yaz aylarında yeşilimtırak renkli küçük çiçekler açan, kökünden ve yapraklarından tıpta yararlanılan, yaprakları sebze olarak yenilebilen bir bitki * Argonun simgesi. 14Kükürdün simgesi * Pişmanlık * Becerikli, yetenekli. 15- Bir bağlaç * Bir sultanlık olarak 1514’te kurulmuş Endonezya’da bir bölge * Bir komşu ülke * Azotun simgesi.

Yukarıdan aşağıya: 1-Kuru soğuk * Trabzon’un Maçka İlçesinin Altındere Köyü sınırları içinde, Altındere Vadisi’ne hakim Karadağ’ın eteklerinde sarp bir kayalık üzerine kurulmuş olan Manastır * İsyan eden. 2- Yasa koyma, yasa yapma * Zeki ve yaramaz çocuk * Alfabemizde on beşinci harf. 3- Türk Hava yollarını simgeleyen harfler * Bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücü * Çanakkale’de bir ilçe. 4- Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri * Avuç içi * Hazır. 5- Çarpık * Yeryüzü parçası * Naz, işve. 6- İtriyum elementinin simgesi * Komşu bir ülke * Fasıla * Yavru yetiştirecek duruma gelmiş olan hayvan. 7- Şarkı, türkü * Baston * Kabarma * Kuzu sesi. 8- Bir kış sebzesi * İş, mal vb.ni birçok istekli arasından en uygun şartlarla kabul edene verme, eksiltme veya artırma. 9- Kısaca metre * Kokusuz ve renksiz bir gaz * İyodun simgesi * Gelecek. 10- Utanma duygusu * Potasyumun simgesi * Hidrojenin simgesi * Suriye’nin kuzeybatısında bulunan ve aynı isimli yönetim bölgesinin merkezi olan şehir * Alfabemizde yirmi birinci harf. 11- Sivas’ta bir ilçe * En uygun durum ve zaman * Alfabemizde yirmi birinci harf * Silah olarak kullanılan, ucu sivri, iki ağzı da keskin uzun bıçak. 12- On bin metrekarelik ya da on dönümlük alan ölçüsü birimi * Az pişmiş yumurta. 13- Mal (Arapça) * Minare, kubbe, sancak direği vb. yüksek şeylerin tepesinde bulunan, madenden yapılmış ay yıldız veya lale biçiminde süs, ayça * Ay. 14- Kuzu sesi * Uzak doğu sporlarında derecelere verilen ad * Kamer * Kuzu sesi * Yabani hayvan barınağı. 15- Beden gücünü, çevikliği, yetenekleri geliştirmeye yarayan koşu, atlama, ağırlık kaldırma, atma vb. tek başına yapılan bireysel sporların genel adı * Genellikle ahşap gövdeli, perdeli, altı teli olan, telleri parmakla çekilerek veya pena ile vurularak çalınan bir telli çalgı.





bilmece-bulmaca 31 puzzels - raadsels

OKULLARIMIZIN BAŞARI GRAFİĞİ HER GEÇEN GÜN YÜKSELİYOR...

BİZİ TANIMAK İSTERSENİZ, BİZLER BURADAYIZ!..

BEKLERİZ, EFENDİM...

Hayırlı yolculuklar, iyi tatiller diliyoruz...

Hayırlı yolculuklar ve iyi tatiller diliyoruz...

Hayırlı yolculuklar ve iyi tatiller diliyoruz...

32

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 251-252 - Haziran/Temmuz- Juni/Juli 2019





