Edıtıe 249



Türkçe ve Hollandaca aylık enformasyon gazetesi / Maandelijks informatieblad in het Turks en Nederlands

Sevgiye, Özgürlüğe, Adalete; Barışa...

Nisan/April 2019 yıl/jaar 20 sayı/editie 249

e-mail: dogus@dogus.nl www.dogus.nl

İslam a d an H o l l a s yo n u , r e Fede ye Taziy e Kilis tinde re Z i ya d u n Bulu 4

>> S

i ar tis P K DEN pa u Avru mentos a Parl ı Ayhan l Ad ay a i l e Ö z e Tonc şi... e S öy l 23

1

>> S

BUYRUN, BEN MUSLUMANIM!..





Bir Gül(ü) Ver, Gülsün Yüzler

İnfak ve İkramla Tatlansın Diller

GÖNÜL KÖPRÜSÜYLE BİNLERCE KİŞİYE ULAŞILDI...

>> S 16

Ramazan Ayı’nızı tebrik ediyor, bütün insanlığa huzur, refah, barış ve adalet getirmesini diliyoruz...

HOLLANDA İTİDALİ, TÜRK CESARETİ...

Köse Hukuk Bürosu

Bree 35A - 3074 BB Rotterdam Telefon: (0031)10-215.13.11-Fax: (0031)10-486.45.64 E-posta: info@koselaw.nl - www. hukukburosu.nl HİTABET YARIŞMASINDA ÖDÜLLER SAHİPLERİNİ BULDU

S 09

PRIMAZORG OSS’TA YENİ BİNASIYLA HİZMETE BAŞLADI

ORUÇ TUTMAK ORUCA TUTULMAK...

S 16

S 19

Faaliyet alanlarımız Şirketler / İşletme Hukuku Kira Hukuku Oturum ve Vize Sözleşme Hukuku Uluslararası İhtiyati tedbir Para Tahsİlİ ve İcra Takİbİ Uluslararası Tahkim Kurulları / Mahkemeleri Aile Hukuku ve boşanma davaları Yabancılar ve Göçmen Hukuku Sosyal Güvenlik Hukuku Yurt dışı mal varlığı araştırması

AMSTERDAM KONSOLOSLUK BİNASI RESMÎ HİZMETE AÇILDI

S 20

STK’LAR SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ İÇİN İŞ BİRLİĞİ YAPACAKLAR

S 26

02 yayın odası

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 249 - Nisan/April 2019

redactie

Adnan Şahin

Editör’den



adnan@dogus.nl

Dünya Hayatımız Nereye Evriliyor?

D

eğerli okurlarımız, tekrar merhaba, Tatlı bir Ramazan hazırlığı ile birlikte tatil hazırlığımız da başlamış durumda.

Araba mı uçak mı? Belki buna aylar öncesi karar verilmiştir bile her hâlükârda valizler hazırlanmaya başlanmıştır. Biz şimdiden sıla-i rahim için yola çıkanlara hayırlı yolculuklar diliyoruz. Umarız her şey istedikleri gibi olur.

Herkes artık farkına varmıştır ki günlük hayatımızın işleyişi hızlı bir şekilde değişime uğramıştır, uğramaya devam etmektedir. Hayatımıza giren teknoloji bir yandan hayatımızı kolaylaştırırken diğer yandan da birçok değerimizi, âdetimizi, töremizi alıp götürdü, âdeta silip süpürdü. Ne doğru dürüst komşuluk ilişkisi kaldı ne de eş dost ve akraba ilişkisi. Onları da geçtik, ne de evlerde aile bireyleri arasında sağlıklı bir iletişimden söz etmek mümkün artık. Nereye doğru evriliyoruz?

Beş on yıl sonra nasıl bir yaşam tablosu ile karşı karşıya kalacağımızı kim tasavvur edebilir. Kim öngörebilir. Kısacası bundan sonra ömrümüz yeniliklere ayak uydurmaya çalışmakla geçeceğe benziyor.

Aynı zamanda bir de kimlerin bu sosyal medyayı hangi kötü amaca göre kullanacağına da şahit olacağız ve daha çok korkacağız. Yeni Zelanda ve Sri Lanka olayları bunların çok kötü örnekleri olarak karşımızda durmaktadır. Yani iletişim kaynaklarının gelişmesiyle sevinmemiz gerekecek yerde üzülüyor maalesef. Hatta korkuyoruz. Çocuklarımızın istikbali bizleri son derece endişelendiriyor. İnternet sapıkları bir yanda, okul önlerinde kamp kuran uyuşturucu tacirleri diğer yandalar.

Hayat çok ama çok kaygan bir zemin olmaya başladı. Zararın ne yönden geleceğini kestirmek mümkün değil. Zarara uğramadan yaşamak bir marifet olmaya başladı.

Yani artık herkes “gemisini kurtaran kaptanı” oynamak zorunda olacak.

Elbette karamsar olmanın hiçbir faydası yoktur. Ama tedbiri elden bırakmamak gerekiyor. Belki her şeyi tekrar tekrar yeniden gözden geçirmek, yeniden takibe almak gerekiyor. Zira her şey o kadar hızlı gelişiyor ki, her an her şey olabiliyor.

Seçimden sonra Hollanda’da siyasi arenada bir sessizlik var sanki. Birileri birilerini gözlüyor kolluyor bir araştırma bir soruşturma dönemi. Daha doğrusu bir anlaşma zemini bulma çabaları. Sanki siyaset son seçimde büyük bir başarı elde ederek büyük bir parti olarak ortaya çıkan FvD partisinin çıkaracağı sesleri dinleme modunda. FvD partisi içinde gözlenen parti içi muhalif sesler bir anda siyasi arenayı hareketlendirdi.

Büyük bir esintiyle ortaya çıkan bu yığma çatının zayıf sütunları gözlenmeye başlandı.

Birinci mecliste çoğunluğu kaybeden mevcut hükûmet, desteğine muhtaç olduğu FvD partisiyle nasıl bir ilişki ağı kuracak doğrusu merak konusu.

Bunları izleyip göreceğiz ama bir şekilde yabacı kökenli Hollandalıların yani bizlerin bir bedel ödememiz söz konusu olabilir.

Bu, FvD partisinin seçmenine şirin görünmesi adına yapmayı şiddetle arzu edebileceği şeyler diye düşünüyorum. Eğer hükûmet bir anlaşmaya gidecek olursa mutlaka bu partinin hoşuna gidecek bazı tavizler vermesi gerekecek ve o tavizler neler olacak işte burası önemlidir.

Değerli okurlarımız yine köşe yazarlarımız sizler için araştırıp yazdılar. Her biri değişik konuları ele alıp bize önemli ipuçları vermeye çalıştılar.

Sizden istirhamımız onları okumanız ve hatta yazdıkları ile alakalı onlara düşüncelerinizi iletmeniz. Bizler toplumumuzu tüm katmaları ile birlik ve beraberlik içinde olup birbirimizi tamamlamak durumundayız. Dolayısıyla yazarlarımızın da sizden duyacakları şeyler çok önemli ve onların yönlenmelerinde etkili olacaktır…

İslam Üniversitesi’ne öğrenci olmak ister misiniz? Öyleyse, bizimle irtibata geçiniz!

- Taziye...

Üyelerimizden Ömer Aydoğdu, Fatih Demir, Sebiha Meral, Mualla Sargıt vefat etmişlerdir.

Merhum ve merhumelere Allah’tan rahmet, kederli ailesi ve sevenlerine sabır ve başsağlığı dileriz.

Mekânları cennet olsun.



Hepinize bereketli bir Ramazan ayı geçirmeyi diliyorum. Yeniden görüşünceye dek Allah’a emanet olunuz.

Yenilikçi ve başarı odaklı hizmetler sunma anlayışıyla hareket eden Av. Dilek Sarıkaş ve Av. Ali Agayev, “Sarikas & Agayev Avukatlık Bürosu” birçok hukukî konularda avukatlık ve danışmanlık hizmet vermektedir.

Hukuksal sorunlarınız için bizimle irtibata geçebilirsiniz!

Faaliyet alanlarımız: Oturum Davaları Mesuliyet İş Hukuku Sözleşme Hukuku Sosyal Güvenlik Hukuku Yabancılar Hukuku Kira Hukuku Vize Hukuku Aile ve Boşanma Hukuku









hukuk 03 juridisch

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 249 - Nisan/April 2019

Mavera

recepsoysal123@hotmail.com

Recep Soysal

Bir Yanımızda Rahmet ve Bereket Bir Yanımızda Hüzün ve Matem

Ö

ncelikle bizleri rahmet ve bereket ayı olan Ramazan ayına tekrar kavuşturan Rabbimize şükürler olsun. İnşallah bu ayda fazlalıkları, zararlı olanları atar ve faydalı olanları, rahmet ve bereketli olanları heybemize doldurmuş olarak hayatımıza devam ederiz. Bizim Ramazan ayını idrak etmeye başladığımız şu günlerde bizimle beraber 2 milyara yakın diğer kardeşlerimiz de aynı rahmet ayının atmosferini teneffüs etmeye başlayacak.

Müslüman nüfusunun en yoğun olduğu Endonezya’dan (203 milyon), Pakistan’dan (174 milyon) tutun da en az nüfusa sahip Yemen’e (23 milyon), Suriye’ye (20 milyon), Malezya’ya (16 milyon) kadar hepsi de sahura kalkacak, hepsi de iftar yapacak.

Nüfusu 10 milyonun üstünde 20 küsur ülkeye sahip İslam dünyası bir ay boyunca sahura kalkacak, iftar yapacak.

Dünyanın birçok şehrinde, ilçesinde, kasabasında, köyünde iftar çadırları kurulacak, eşle dostla, komşularla beraber iftar yapılacak. Hızlı akan zamanın hızı bu rahmet ve bereket ayında biraz daha yavaşlayacak.

Hayat her yerde kolay ve güzel geçmiyor.

Avrupa’da, Türkiye’de bizler canımızdan emin, güvenli bir şekilde iken bu maalesef her yerde böyle değil. Bizler yiyecek ekmek, temiz su bulurken bu imkân herkes için yok maalesef.

Dünyanın birçok yerinde Müslümanlar ve gayrimüslimler, canlarından, mallarından emin değiller. Zulüm altında inim inim inleyenler var, Doğu Türkistan’da, Yemen’de, Suriye’de olduğu gibi.

Hapishanelerde haksız yere tutulan ve türlü işkencelere maruz kalanlar var, tıpkı Mısır’da

olduğu gibi… Sofrasında yiyecek bulamayanlar var; Afrika ülkelerindeki kardeşlerimiz gibi..

Klasik sözlerden oluşmuş bir yazı ile yazımı geçiştirmek istemiyorum, müşahhas (somut) örnekler vermek istiyorum. Bu yazımı yazdığım günün akşamında ilk teravihimizi kılacağız inşallah. İsterseniz dünyaya bir göz atalım…

Gazze - Filistin Gazze’de 2 milyona yakın kardeşlerimiz 50 km uzunluğunda, 20-25 km genişliğinde bir alana hapsedilmiş durumda. Bir tarafı deniz, diğer tarafları duvarlarla çevrilmiş bu dünyanın en geniş açık hava hapishanesinde dün yine hapsedilmiş Müslümanların üstüne havadan bombalar yağdı. Yine yaralananlar ve şehit olanlar oldu. Elbette ki bu zulme, zulüm altında olan kardeşlerimiz cevap verebilmek için ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar fakat bu rahmet ayında sorulması gereken birinci soru şu: Diğer 2 milyar Müslüman nerede ?

Arakan - Myanmar (Burma) İslam âleminin bir diğer kanayan yarası Arakan Myanmar’da, Kyauktan köyünde mayıs başında yine 8 Müslüman sivil şehit edildi. Bir meydanda toplanan 100’den fazla erkek, ne olacağından habersiz bekletiliyor. Kendilerine yiyecek ve içecek verilmesi engelleniyor. Endişeli bekleyiş devam ederken, esir alınmış erkeklerin hayatından endişe ediliyor.

Kendi halkına zulüm eden Myanmar hükûmetine daha önceden ambargo kararı alan Avrupa Birliği zulmün bir türlü bitmemesinden dolayı ambargoyu 30 nisan 2020 tarihine kadar daha uzattı.

Bütün bunlar olurken, Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz, Avrupa Birliği’nin kararının aksine, Twitter hesabından yaptığı açıklama ile Myanmar Devlet Başkanı Aung San Suu Kyi ile görüşmesinin fotoğrafını yayınladı ve ekonomik olarak beraber çalışma kararı aldıklarını belirtti.

Elbette daha unutulmaması gereken Doğu Türkistan’daki zulüm var, Yemen, Mısır var.

Zulümden kaçmış sığınmacıların yaşadıkları var.

Söyleyecek ve yazacak elbette daha çok şey var.

Hak-batıl savaşı elbette kıyamet kopuncaya kadar devam edecek. Önemli olan bizim bu kavganın neresinde olduğumuzdur. Rabbim bizleri doğrunun ve güzelin yanında olanlardan eylesin, ayağımızı kaydırmasın.

Rahmet ve bereket ayı Ramazan’ınız mübarek olsun.

Mehmet Erdoğan:

Hollanda İslam Federasyonu Başkanı

“Ramazan, kardeşlik, paylaşma, bereket ve fazilet ayıdır”

O

n bir ayın sultanı, Rahmet, mağfiret ve kurtuluş ayı Ramazan-ı Şerif ayına bir kez daha kavuşmanın sevincini ve mutluluğunu yaşıyoruz. Ramazanın tesiri ve bereketi yedisinden yetmişine toplumun tamamını kapsamaktadır, Ramazan ayında Müslümanlar, orucuyla, mukabelesiyle, iftarıyla, sahuruyla, teravih namazıyla, itikaf, zekât ve fitresiyle, bu mübarek ayı idrak ederler.

Ramazan ayında oruçlarımızla, iftar ve teravih ibadetleri noktasında ayrı bir titizlik gösterilmesi hususunu hatırdan çıkarmamak gerekir. Namazlarımızı camide cemaatle kılmak için azami gayret ederken, çocuklarımız ve diğer aile fertlerimizin de bu manevî havayı teneffüs edebilmeleri için aynı duyarlılığı göstermeliyiz, Dahası komşu ve akrabalarımızı bu konudaki sorumluluklarımız arasına katmalıyız, oruç ve teravih namazlarına teşvik etmeliyiz, İnanç değerlerimiz bağlamında komşuluk hukukunun bir mümin açısından bağlayıcı olduğu; ahiret boyutu itibarı ile de ya mükafat ya da cezayı gerektirecek sonuçlar olması açısından Avrupa toplumunda yaşayan Müslüman bireyler olarak Müslim, gayrimüslim farkı gözetmeden, komşularımıza karşı olan ilişkilerimizi de yeniden güzden geçirmek durumundayız. Komşularımızı iftar sofralarına davet etmek, ziyaretlerimizi daha da sıklaştırmak, hasta olan kardeşlerimizi ziyaret etmek, muhtaç olanın ihtiyacını gidermek, ve kimsesizin kimsesi olmaya çalışmak İslam’ın müminlere yüklediği sorumluluklar arasındadır.

Peygamber Efendimizin (sav) ifadesiyle “Ramazanın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azabından kurtuluştur”.

Bu müjdeye mazhar olabilmek için Ramazan ayını iyi değerlendirmek ve Allah’ın rızasına ulaşmak için gayret etmeliyiz.

Bu ay çocuklar için de çok önemli bir aydır.

Onlara Ramazan ayının bütün hissiyatını vererek, cami içerisinde bir ay boyunca niçin oruç tutulduğunun mahiyetinin yaşayarak öğretilmesi, faydalı olacaktır.

Ramazan ayında, sadece midelerimizi boş bırakarak oruç tutmanın hiçbir faydasının olmayacağı malumunuz. Orucun, bizim için

kalkan olması lazım. Âdeta bütün vücut azalarımız ile oruç tutmamız gerekmektedir.

Hem tefekkür hem nefsimizi terbiye etmeli, hiçbir münakaşaya girmemeliyiz.

Bu ayda oruç ibadetinden sonra en önemli ibadetlerden birisi de toplum olarak gelenek hâline getirdiğimiz mukabele kültürümüzdür. Kur’an-ı Kerim bu ayda; Kadir Gecesi’nde nazil olmuştur. Ayrıca Kur’an-ı Kerim okumasını bilmeyen kardeşlerimiz bu ayı fırsat bilerek öğrensinler. Ramazan ayı Kur’an ayıdır, Kur’an’ın en çok okunduğu aydır, mümin Kur’an’la bütünleşir.

Peygamberimiz “Sizin en hayırlınız Kur’an-ı Kerim’i öğrenen ve öğretendir” buyurarak bu konuya dikkat çekmektedir.Ramazan, oruç ve takva mevsimidir.

Ramazan her şeyden önce oruç ayıdır.

En makbul en faziletli oruç Ramazan orucudur. Orucun amacı takvadır, Allah korkusunun gönülde ve hayatta kökleşmesidir.

Oruçlu, ince ruhlu ve nazik olmalı, gönül kırıcı davranışlardan uzak olmalıdır, Ramazan, ikram ve cömertlik mevsimidir, Ramazan, kardeşlik ve yardımlaşma, bereket ve fazilet ayıdır, Ramazan müminlerin hayra koştuğu aydır. Ramazan, dul, yetim, ve yoksulların gözetildiği aydır, gariban, kimsesiz, ve güçsüzlerin elinden tutulduğu aydır. Bu mübarek ayda Millî Görüş Teşkilatımızın zekât fitre müessesinin başlatmış olduğu “Bir Kelebek de Sen Uçur” kampanyasına katılmanızı, zekâtlarınızı ve fitrelerinizi Hollanda İslam Federasyonu’na bağlı bütün camilerimize vermenizi istirham ederiz. Peygamberimiz (s.a.v.) “Mallarınızı zekât vermek suretiyle temizleyin” buyurmakta. Ayrıca Kadir Gecesi’nde her sene olduğu gibi mazlum ve mağdurlara yardım toplanacaktır, Cenab-ı Allah mâlî yardımlarınızı kabul eylesin. Değerli kardeşlerim Ramazan ayında yapacağımız bütün ibadetlerimizin yüce Allah (c.c) tarafından kabul olunmasını temenni ederim. Şimdiden Ramazan ayınızı, Kadir gecenizi, ve Ramazan Bayramı’nızı tebrik ediyorum.

Bütün Müslümanlara, huzur bereket, hayır ve barış getirmesini; insanlığın kurtuluşuna vesile olmasını yüce diliyorum.

HUKUKSAL KONULARDA HER ZAMAN YANINIZDAYIZ!

Çalışma alanlarımız: Yabancılar Hukuku (Oturum, Vize sorunları) İş Hukuku (İşten çıkarılma, iş sözleşmeleri vs.)

Aile Hukuku (Boşanma, nafaka, mal rejimi vs.)

Kira Hukuku (Kira sözleşmeleri vs.) İcra Hukuku (Alacak-verecek, tahsil davaları) Sosyal Güvenlik Hukuku (işsizlik - hastalık ödemeleri vs.)

Schiekade 560, 3032 AZ Rotterdam Tel: 010-4655115 Fax: 010-4657753 E-mail info@erasmusak.nl www.erasmusak.nl

mr. Ş. Süzen-Akdemir mr. M. Gümüş

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 249 - Nisan/April 2019

nieuws

04 haber KALEMDÂR

oflaz-aliya@hotmail.com

Mehmet Şükrü Oflaz

İlla Hu!..

“Yumak yumak yutkunurum Yakup gibi gamımı, / ne kokusu ne kendisi gelmez Yusuf’un..” mısraları köşe komşum Murat Altun Bey’in. İçinde hüzünlü bir şarkı barındırıyor. Ya da bana öyle geliyor. İçimizde bizi diri tutan bir ses olmalı, her dem çağlayan.

Bazen durulur gibi olsa bile her zaman çağlamalı. Çağlamalı ki, dışımızda olup biten ve insanı düşüren şeylere karşı mukavemet edebilelim. İçimizdeki sesi her dem diri tutan bazı konular var. Mesela Ramazan.

Ramazan ayı, oruç ayı bizi daha çok insan olmaya, gereksiz ağırlıklardan ve gürültülerden kurtarması bakımından çok büyük bir fırsat.

Sınırlarımızı hatırlatması bir yana, kendi içimize doğru derinleştirmesi ayrıca çok mühim. Aç kalıyoruz, sonra doyuyoruz. Sonra aç kalıyor, sonra yine doyuyoruz. Ama bizi aç bırakan, teslim olduğumuz büyük iradeye bağlılığımız, sonra doyduğumuzda, bizi doyuranın Razzak-ı Âlem olan Allah’ın olduğunun farkına varış. Farkına varıldığında içimizde yeni doğmuş bir bebeğin saflığı. Masumiyet sesi ve görüntüsü.

“Bana deli demezseniz, ben Yusuf’un kokusunu alıyorum” dediğinde Yakub (as), başından geçenlerin ve teslimiyetinin kendisine verdiği ilahî hissedişle oğlunu fark edebildi. Göz sınırlıyordu demek. Kalp umman. İçinde biriktirdiği sesi, denk geldiğinde muhatabına izhar ediveriyordu.

Ramazan ayında ne arayıp ne bulacağız. Sofra kurulsun, pide, hurma, TV programları, hızlı teravih namazları, aceleyle içilen çay ve sigara.

Haklarımız



info@erasmusak.nl

Şerife Akdemir - Süzen

Gürültü. İçimizdeki sesi boğacak.

Ramazanın sonunda ise, elimizde bize kalanın ne olduğunu fark edemeden ay geçirmiş olacağız.

Garip bir durum. “İnsan düşerken unutuyor” diye bir söz kaldı aklımda. Nasıl bir düşüş. Zaten cennetten dünyaya düştük. Yükselmek gerekirken, neden daha da düşelim.

Unuttuğumuz için düşüyoruz, hatırladığımız için yükseliyoruz.

Nereye, cennette ki hâlimize.

Unutmamamız gereken şey, ölümlü olduğumuz. Bu bütün hayatı hallaç pamuğu gibi savuruyor. Öleceğim, mükellef sofra, hiç ilgimi çekmiyor.

Yakub’un (as) eline tutuşturulan parçalanmış gömleğin üzerinde kan yoktu. “Ne kadar insaflı bir kutmuş” deyiverdi. Olup biten ortada. Biz gürültünün bizi sağır eden, fark etmemiz önündeki setlerin içinde kaybolup gidiyoruz.

Hayat işte. Hayat, ama öleceğiz.

Ramazan ayı, kulağımıza öleceğimizi fısıldıyor. Geriye kalan on bir ay boyunca içimizde dönecek bir ses. İç sesimiz.

Mevlevî dedesi dervişanı sabah namazına uyandırmak için “Agah ol dedem” dermiş. Kalbinin olduğu fark eden insanların, ulu büyüklerin hareketlerinde teenni var. Acele etmiyorlar. Sakinler.

Sanki bir sesi dinliyorlarmış gibi, dikkat hâlinde. Bu çok hoş bir hâl.

Hafif oldukları için. Tüy gibi. Dünya omuzlarında değil, avuçlarında. Biz dünyayı sırtladık. Kıpırdayamıyoruz.

Yüklerimizden kurtulmamız gerekiyor. Konforumuzdan vazgeçmemiz gerekiyor. Kendimizi kontrol etmemiz gerekiyor. Kalbimizi arada bir yoklamamız gerekiyor, “yerinde mi?” diye.

Ramazan ayı geldi. Her gelişi farklı. Çünkü bizler her an faklıyız.

Yükseliş ve düşüşlerle farklı. Bize ne vereceğini bilebilmek iç sesimize bağlı. Denk getirdiğimizde o zuhurata, kazanımlarımız olacak.

Beşerden insana, insandan Müslümana, Müslümandan mü’minliğe kanat vuracağız.

Ramazan ayının başlangıcında, işin başında gökyüzüne bakarak söyleyebileceğimiz bir sözle zuhuratı bekleyebiliriz.

Oturum Hakkındaki Sorularınıza Cevaplar...

D

aha önceki yazılarımda aile birleşimi ve oturum hakları konusunda sizleri bilgilendirmeye çalıştım. Yoğun talep üzerine, bu yazımda yine sizden gelen sorulara değineceğim.

Soru: Yaklaşık iki sene önce aile birleşimi üzerinden Hollanda’ya geldim. Eşim ile şiddetli geçimsizlik yaşıyoruz ve bu yüzden boşanma davası açmak istiyorum. Çocuğumuz yok ve Türkiye’ye dönme gibi bir ihtimalim de yok.

Oturum kartım 2022 senesine kadar geçerli.

Hollanda’da kalmak için nasıl bir yol izlemeliyim?

Cevap: Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, oturum kartının üzerindeki geçerlilik tarihi böyle bir durumda bir şey ifade etmez. Aile birleşimi üzerinden oturum hakkı kazanılmış, fakat bir boşanma söz konusu.

Dolayısıyla aile birleşiminin şartlarına artık uyulmuyor. Bu durumda oturum kartı değişikliği şart. Yeni bir oturum kartı için başvuru yapılmasını tavsiye ederim. Bu başvuru iş üzerinden veya yeni bir ilişki üzerinden olabilir. İş üzerinden başvuru yapılması için en az bir sene bir iş yerinde işçi olarak çalışmak ve yine en az bir sene aynı iş yerinde çalışabileceğini ispat etmek gerekiyor. Eğer yeni bir ilişki ihtimali varsa onun üzerinden başvuru yapılabilir.

Soru: Hollanda vatandaşı olarak bundan dört sene önce Türkiye’de evlenip oraya yerleştim. Geçim sorunlarından dolayı benim gibi Hollanda vatandaşı olan çocuğum ile birlikte Hollanda’daki ailemin yanına geldim ama eşim hâlâ Türkiye de. Şu an için herhangi bir gelirim olmadığından dolayı eşim için aile birleşimi üzerinden oturum başvurusunda bulunamayacağım söyleniliyor. Eşim için hangi yollardan oturum başvurusunda bulunabilirim?

Cevap: Daha önceki yazılarımda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin vermiş olduğu Chavez Kararı’na değinmiştim. Bu durumda da eğer çocuk ile babanın arasındaki bağı ispatlayabilirseniz çocuk üzerinden oturum başvurusunda bulunabilirsiniz.

Soru: Aile birleşimi üzerinden bir süre önce Hollanda’ya geldim. Eşimden boşanmak istiyorum ama oturum haklarım için tereddüt içerisindeyim. Boşandığımı veya boşanacağımı IND’e bildirmek zorunda mıyım?

Cevap: Aile birleşimi için başvuru yaptığınızda aynı zamanda durumunuzdaki değişiklikleri de bildireceğinizi beyan ediyorsunuz. Dolayısıyla bu tür değişikleri her zaman bildirmekle mükellefsiniz.

Soru: Chavez Kararı üzerinden oturum için

başvuru yaptığınız oldu mu? Ve bu başvurularda beklediğiniz sonuçları elde ettiniz mi?

Cevap: Geçtiğimiz sene bir çok müvekkilim için oturum izni başvurusunda bulunduk ve kesinlikle olumlu sonuçlar aldık. Senelerdir burada oturum hakkı olmayıp hayatlarını sürdüren kişilerin oturum aldığına şahit oldum. Fakat bu karar daha ilk çıktığında da tahmin ettiğim gibi, şartlar maalesef gün geçtikçe zorlaşıyor. Burada oturum hakkı olmadan ikamet eden ve bir Hollanda vatandaşı çocuğu olan herkese en kısa zamanda bu başvuruyu yapmalarını tavsiye ediyorum.

Soru: Bundan 10 sene evvel eşimi aile birleşimi üzerinden Hollanda’ya getirdim ve burada iki çocuğumuz oldu. Sabıka kayıtlarından dolayı IND şu anda eşimin oturum haklarını düşürüp kendisini sınır dışı etmek istiyor.

IND bu tür durumlarda; çocuklarımıza rağmen eşimi gerçekten sınır dışı edebilir mi?

Cevap: Aile birleşiminin şartlarının bir tanesi ülke güvenliği için bir tehdit oluşturmamanız. Bu şarta oturum hakkı aldıktan sonra da uymanız gereklidir. Eğer sabıka kaydınız varsa ve ciddi suçlardan yargılandıysanız IND oturum hakkınızı sonlandırabilir. Hatta bununla da yetinmeyip Avrupa Birliği’ni kapsayan bir kaç senelik giriş yasağı koyabilir. Tabi ki böyle bir durumda sizin özel durumunuzu ve aile hayatınızı göz önünde bulundurması gerekir.



Soru: IND’den, oturum hakkımın sona erdirildiğini belirten bir mektup aldım, ne yapmam gerekiyor?

Cevap: Oturumla olan ilgili kararlara genelde 4 hafta içinde itiraz edebilirsiniz. Bu süreyi geçirmeden bir itiraz dilekçesi hazırlayıp göndermenizi tavsiye ederim, fakat bu konu önemli olduğu için bir avukat veya prosedürleri bilen biri tarafından yapılırsa daha iyi olur.

Başka bir yazıda görüşmek dileğiyle, adaletle kalın.

Sorularınızı doğrudan info@erasmusak.nl ◄◄ adresine yollayabiliniz.

Entel Hadi Etel Hak, Leysel Hadi İlla hu!....

Cami ve Vakıflar için özel hizmet









prizma 05 prisma

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 249 - Nisan/April 2019

Analiz

ergunmadak@hotmail.com

Ergün Madak

a.durmus@letseladvies.nl

Ali Durmuş

To Believe or not To Believe, That is The Question!

“

Haklarımız

“ İnanmak ya da İnanmamak, İşte Bütün Mesele Bu!’

Hayat ve hayatın anlamıyla ilgili neler söylersiniz?” diye soru sorulsa, zannediyorum döner dolaşır ve bu sorunun cevabını ‘inanma’ meselesinde arardım. O yüzden başlığı, ‘İnanmak ya da İnanmamak, İşte Bütün Mesele Bu!’ şeklinde attım.

Herkes bu sorunun cevabını hep aynı yerde aramıyor. Teorik olarak değil pratik olarak gördüklerimden yola çıkarak bu sonuca varıyorum. Meslek olarak uzun yıllardır psiko-sosyal danışman olarak çalışıyorum. Hollandaca ‘client’, Türkçe ise ‘danışan’ olarak çevirebileceğim birisine bir kaç aydır yardımcı olmaya çalışıyorum.

Ağır bir depresyon içerisinde ve ne kendisi iyileşebiliyor ne de ben ona depresyonunu yenmesinde yardımcı olabiliyorum. En son intihar denemesinden sonra kendisini haftada iki kez ziyaret etmeye başladım ve ancak bir kez dışarıda beraber yürümeye ikna edebildim. Her kapı ziline basışımda ‘acaba kapıyı açacak mı?’ endişesini taşıyorum. İster istemez konuşmalarımızda konu inanmaya geliyor; ölümün kendisi için bir kurtuluş olacağını ve şu anki çektiği depresyondan kurtulacağını düşünüyor. İlahî dinlerin ölüm sonrası inancı üzerinde konuşuyoruz ama bir türlü ‘kalbe’ giriş yapamıyorum. İş hayatında çok çok gerekli görürsem, ‘son bir çare olarak’ denediğim bir yöntem, ilahî dinlerin ahiret tasavvuruna yönelmek. Şu ana kadar doğuştan, pratik olarak inananların ahiret inancının var olduğuna, inanmayanların ise hiç gündemlerinde olmadığına defalarca şahit oldum. ‘Ik zie het wel!’ diyorlar. ‘Ölümden sonra hayat var ise göreceğiz o zaman’ diye düşünüyorlar. Bu durumlarda ise benim beyinden kalbe doğru geçiş yapmam imkânsız hâle geliyor ve zaten bu alanlarda insanların pek de hükmünün, etkisinin olabileceğini düşünmüyorum.

Ahiret inancı konusunda ise örneğin Hollandalı Hristiyanların Müslümanlardan farklı düşündüğü sanılmasın. Onlar da bir hesabın görüleceğini, cennet ve cehennemin olduğunu biliyorlar.

Müslümanlar kendilerini nasıl cennette

Kaza Hukuku Sunar!..

görüyorlarsa onlar da kendilerini cennette görüyorlar. Geçen ay da bahsettiğim gibi, herkes önce kendisinin cennete girip giremeyeceğinin endişesini taşısın, bunun için Kur’an’ın getirdiği ahlâk ilkelerine uysun. Ondan sonra da kimin cennete girip girmeyeceğini Allah’a havale etsin.

Randstad Kaza Hukuku Kurumu olarak bu sayımızda kısa sorularla kaza hukuku ile ilgili bazı konuları sizlerle paylaşmak istiyoruz. Gelecek sayılarımızda tatildeki kazaları ele alacağımızı şimdiden haber veriyoruz.

Tekrar ana konuya dönecek olursak, bazıları, ‘eğer bir insan sağlam inançlı ise o kişide psikolojik şikâyetler olmaz’ gibi bende hiç bir karşılığı olmayan cümleler kurabiliyorlar. Oysa gerçek hayat hiç de öyle değil. Çünkü, psikolojik-psikiyatrik rahatsızlıkların sebeplerinden bir tanesi genetik nedenler olabiliyor. Demem o ki, hayatı anlamlandıramamanın temel nedeni kişide Allah ve ahiret inancının olmayışından kaynaklanamayabiliyor.

Nasıl bir kaza hukuku kurumusunuz?

Randstad Personenschade BV, Hollanda’nın ilk kültürlerarası (interculturele letselschadepraktijk) ve kaza hukuku alanında lider bir kaza hukuku kurumudur. 14 yıl Türkiye’de ve 20 yılı aşkın bir süredir de Hollanda genelinde tüm kazazedelere hizmet vermekteyiz.

1960-1970 (özgürlük, eşitlik ve hippi hareketleri) yıllarından sonra başlayan, Batılıların sıklıkla söylediği ‘bir Şey’e’ inandıklarını söylemek, aslında, evrenin sistematik ve ritmik düzenini görenlerin vardığı doğal bir sonuçtan başka bir şey değil. Fakat inanılan, herkesin kendi hakikati (Allah ya da Şey), insanın kendi bilgi ve algı seviyesine doğru orantılı olarak cevaplar sunar ve bu her zaman yeterli olamayabiliyor.

O yüzden Kur’an’da Allah düzenli olarak, düşünmeye, gözlemlemeye ve akletmeye işaret ediyor. Ama herkes kendi kişiliği, algı gücü ve bilgisi oranında akledebiliyor. Bu da benim açıkçası çok hoşuma gidiyor.

Hayatı anlamlandırmak açıkçası hiç de kolay değil. Müslümanlar için Kur’an’da, O’na sonsuz şükürler olsun ki, öyle enteresan ayetler var ki, bizim ruh dünyamıza doğrudan hitap ederek, bazen ayaklarımızı yerden kesebiliyor, bazen ‘ben bu ayete neden önceden dikkat etmedim’ diyerek sanki ilk defa okuyormuş etkisi bırakabiliyor. ‘Kur’an bu kadar önemli, şu kadar değerli’ diye klasik cümleler kurup, sadece ‘yüzünden’ okuyarak onun ruhuna temas etmemek, Kur’an’a yapılan, dolayısıyla, insanın kendine yaptığı bir kötülük olarak algıladım hep.

Ramazan ayı geldi ve bu ayda güzel bir âdet olan hatimler indirilecek. Dileğim o ki, bu okumalar, Kur’an’ı anlama, algılama, nefsi terbiye etme ve kendimizi düzeltmede, hayatımızı anlamlandırmamızda ve manevî açlığı doldurmada bize yardımcı olsun...

To believe of not to believe? To believe! İnanmamak için mi, inanmak için mi? İnanmak!

Kurumunuzda hangi uzmanlar hizmet vermektedir?

Kaza uzmanları, kaza eksperleri, hukukçular, kurum avukatları, danışmanlar, temsilciler, sağlık danışmanları, iş uzmanları, teknik personel gibi ihtiyaç duyulan tüm personel ile en hızlı ve kaliteli hizmet vermek için çalışmaktayız.

Ne tür kaza davalarına bakıyorsunuz?

Her tür trafik kazası (araba, bisiklet, motor, yaya, otobüs, tramvay, vb.), iş ve iş kazaları ve diğer kaza dosyaları için gerekli tüm hukuksal takip hizmetleri veriyoruz. Bizim hizmet anlayışımızda, kaza dosyası için gerekli tüm hukuksal takipleri bizler yaparken, kazazedeler (slachtoffers) ise sadece kendi sağlığı ile ilgilenirler.

Nasıl bir dosya takip sistemi izlenmektedir?

3 yılı aşkın bir süredir tüm dosyalar dijital olarak ele alınır ve gerekli hukuksal takip yapılır. Bütün şubeler olarak, istenilen her zaman ve yerden dosya takibi yapılabilir ve kazazedelere çok rahatlıkla dosya işleyiş süreci ile ilgili bilgiler verilir.

Farklı içerikli ve karakterdeki dosyaların takip sürecinde, müşteri memnuniyetine azami özen gösterilir. En hızlı ve kaliteli hizmet anlayışıyla, müşterinin iyileşme sürecine bağlı olarak dosyalara yön verilir, süreç yönetilir ve sonuçlandırılır.

Kazazedelere düzenli olarak bilgi verilir, hesaplamalar paylaşılır ve en uygun

zamanda sigortalara dosya kapanması için teklif sunulur. Gereksiz yere dosya sürecini uzatmak, dosyaya her zaman avantaj sağlamaz. Çünkü sigorta da kaza sonrası sağlık durumu ve tüm gelişmeleri çok yakından takip eder. Kural dışı uygulamalar dosyaları olumsuz etkiler.

Kazazede herhangi bir ödeme yapar mı?

Bizim dosya takiplerimiz dijital yürütüldüğü için, verilen hizmetlerde harcanan zaman/saatler kayıt altına alınmaktadır.

Dosya kapanırken hukuksal takip hizmeti masrafı kazadan sorumlu sigortadan talep edilir. Sonuç olarak müşteriye verilen hukuksal hizmet ücretsizdir.

Her şeyin şeffaf, açık ve net olabilmesi için, kazazedenin alacağı kaza tazminatı, sigorta tarafından direkt kazazedeye ödenmesi sağlanır.

Kazazedelere dosyalarını bildik, tanıdık, deneyimli işin uzmanı kurumlara vermelerini önermekteyiz. Çünkü günümüzde önüne gelen bir dükkan gibi bu işe soyunmaktadır. Sigortalar da kim kurallara uygun ve hangi kalitede hizmet verdiğini zaten biliyor. Bir kaza dosyasının başarılı hukuksal takibi yapılabilmesi için, bütün tarafların kurallar dahilinde, kaliteli hizmet vermesi çok önemlidir. Şubeleriniz hangi şehirlerdedir?

Randstad Kaza Hukuku Kurumu (Randstad Personenschade BV) Şubat 2019’da hizmete giren Arnhem Şubesi dahil, Hollanda genelindeki 8 şube ile birlikte kaza hukuku hizmetlerine devam etmektedir. Şubelerimiz: Amsterdam, Arnhem, Den Haag, Roosendaal, Rotterdam Centrum, Rotterdam Zuid, Tilburg, Utrecht şehirlerinde yer almaktadır.

Son olarak ne söylemek istersiniz?

Yenilikçi ve sürekli daha kaliteli hizmet sunmak için çalışan Randstad Kaza Hukuku Kurumu, her zaman kazazedelerin yanındadır.

Ayrıca tüm Randstad Kaza Hukuku Kurumu kadrosu olarak, herkese şimdiden iyi Ramazanlar ve iyi bayramlar diliyoruz.

06

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 249 - Nisan/April 2019













aktüalite 07 actualiteit

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 249 - Nisan/April 2019

İbrahim Turgut

B

MİHENK

ortaummet_45@hotmail.com

DÜŞÜNDÜRMEK VE FARKLI MEVZULARA NAZARLARI ÇEKMEK

u yazımda farklı bir format kullanarak, sizleri biraz tefekkür yolculuğuna çıkartarak, bazı alanları ve mekânları beraber temaşa edelim istiyorum!

Bu yazıda mevzu bütünlüğü aramayın lütfen... Her biri kendi içinde bağımsız gibi algılanabilen ve farklı konulara nazarları cezbeden cümleler okuyacaksınız.

Buyurun tefekkür etmeye…

Susmakla susturulmak arasındaki fark sizce nedir? Birinde irade, diğerin ise bağımsız irade yoktur.

Birinde sorumluluk var, diğerinde ise sorumluluk yoktur.

Bunlar, zamana, zemine ve şartlara göre değişkenlik arz eden kavramlardır.

Helal ve haram kavramları, bu disiplinler içinde düşünülmelidir!

“Yalana kul olmuş kişilerin kavline, Kibirlikleriyle ma’ruf şahısların istikbaline, değer verilmez.”

Kişilerin konumunu anlamak için, komşuları üzerinden yapılacak bir araştırmayla mevzu ortaya çıkması mümkündür.

Günümüzdeki komşuluğun, İslami prensipler üzerinden yürümediği ortadadır.

Kişiye en yakın olan komşusudur.

Yüksek apartmanlarda oturanların komşuluk ilişkileri son derece zayıf, birbirlerinden haberleri çoğu zaman olmuyor.

Çocuk terbiyesiyle ilgilenecek kişi, başta anne ve babadır. Çocuğun varlığına sebep olan bu iki mukaddes varlık, konumlarının farkında olurlarsa, yetiştirecekleri çocuğun olgun şahsiyet ve toplumun itibar edeceği bir insan olması mümkündür. Bunun başka tarifi var mıdır? İnsanın aldandığı şey, dünyaya kendini çok kaptırmasıdır.

Hâlbuki dünya bir misafirhane.

Bu misafirhanede kalıcı hesaplar yapması sizce ne kadar mantıklıdır?

Burada geçici olduğunu nefsi bir türlü kabul etmiyor. Kendini bu dünyada kalıcı kılacak iktisadî güce taparak Hakkı unutması, en büyük felaket değil midir? Sermaye ihtiyaçtır, lakin tapılacak mabut değildir!..

Kalıcı fiil işlemek, aklıselim olanların ortaya koydukları eylemin adıdır. Kalıcılık dünyaya ait bir kavram değildir. Bu söylem, dünyayı kalıcı zanneden ve böylece kendini oyalayanların uydurduğu boş sözdür. Kalıcı Darusselam (Barış yurdu) ahirettir. Dünyada ömrümüz sayılı değil midir? İnsanlar arasında güç yarışı, zamanın şartlarına göre farklılık arz etmesi, ihtiyacın kendi ruhundan kaynaklanmaz. Aklın temel işleyişinde yatan müktesebatın içeriğinde ve formatında yatmaktadır.

Aklın mantıksal işleve kavuşturulması ve buna göre geliştirilmesiyle netice alınır!

Her sabah, yeniden bismillah. Her sabah, tıpkı yeniden doğmak. Her sabah, hayata merhaba demek.

Her sabah, ölümü hatırlamak. Her sabah, gurbeti yaşamak. Her sabah

ötelere özlem duymak. Her sabah bambaşka duyguları hissetmek.

“Her şeyin bir raconu var” deyip insanları aptal yerine koyan ve kendi sefahatini başkalarına fatura eden, akli melekleri çalışır vaziyette midir?

Akıllı olmak, doğruyu görmektir.

Akıllı olmak, insanca yaşamaktır.

Akıllı olmak, ileriyi görmektir. Akıllı olmak, doğru düşünmektir. İslam’da aşırı gitmek, yasaklanmıştır.

Her fiilde ölçülü olmak ve bir diğerine güven telkin etmek, Allah’ın razı olduğu davranıştır. Orta yolun tutulması, “ne çok ileriye ve ne de çok geride kalmak” prensibinden ayrılmamak temel kriterdir.

Cinsler arasındaki ilişkilerde mutlak farklılıklar olması, yaratılışla ancak açıklanabilir. İnsanla hayvan arasında en önemli iletişim aracı, merhamettir.

Acıma duygusu inançla açıklanabilen ve insanca işlenen bir hâldir.

Huzurlu ve mutlu hayat yaşamak, Allah’ın muradına uygun bir hayat anlayışını kendi dünyamızda inşa etmekle mümkün olduğunu unutmamak gerekir. Dünyaya gelişimizin hikmeti bu değil midir?

Huzursuz olmamak bu hikmetin manasına uygun yaşamaktır.

Gerisi laf-i güzaftır!.. Şeytanı bırakıp insanları düşman ilan etmek, hangi mantığın ürünüdür? İnsanlık için asıl düşman içimizde taşıdığımız nefsimiz ve dışımızda ona arkadaş olan şeytandır. Bunun dışında insanları şeytanlaştırmaya gerek yoktur. İnsanlara değer vermek, kıymet kazanmaktır!..

Hayatta başarılı olmak, beklentinizle orantılı bir durumdur. İleriye dönük bir planınız yoksa, içinde

bulunduğunuz şartlara boyun eğdiniz demektir. Bunun olumlu ve olumsuz getirilerine razı oldunuz demektir.

Her derdi olan derdinden haberi olsa, tedaviyi niçin geciktirsin.

O kadar dalgın ki, derdini bir felaket sanmaktadır. Hâlbuki bu manevî hastalığı büyüten tetikleyen öncü sancılardır. Unutmayalım!

Doğru yerde durmak, doğru karar almamıza sebeptir!

Sokakta yürüyen iki tesettürlü kız çocuğuna hakarette bulunan ve saldıran kadın, acaba hangi dünyada yaşıyor? Bu kadar öfke niye? Başkalarının yaşam tarzına müdahale hakkına hiç kimse sahip değildir. Kendi hürriyetin, bir başkasının hürriyet sınırlarına kadardır. Ey insaf! Neredesin?

Dünyevî bir takım menfaatlerin kişiyi getirdiği neticeleri görmemesi, bilgi azlığından mı ileri geliyor?

Toplumda kariyer sahibi bilge insanların da, bazen yanlış yollara tevessül ettiklerini ve hatta ısrar ettiklerine şahit olmuyor muyuz?

Demek ki, nereden ve hangi pencereden baktığınız önemlidir!..

Yine ey insan! Her sabah doğan güneş, sana neyi hatırlatıyor?

Düşün! Her eceli gelen insan yanından ayrılıyor. İnsan olmanın verdiği sorumlulukla, her birey iradesini bulunduğu alanda kullanarak yeryüzüne dağılıyor.

Gördüğü her olumsuz olay, içini kanatarak “Benim bunda bir dahlim var mı?” diyerek ağlıyor...

Bugün içinde yaşadığımız dünyanın bütün sorunlarına rağmen, insanları sevmek bir zevk ve iyilik üretmek başka bir zevktir. Sadece fakirler hakkında değil, yaşamın

her yönünü kapsayan iyilik anlayışından bahsediyoruz.

Güven, hayatın olmazsa olmazlarından biridir. Güven genele şamil olmakla birlikte detaylarda arıza olursa, virüslü bir bedenin zaman içinde zayıfladığı gibi, çökmeye mahkûm hâle gelir.

Ailede, cemiyette ve toplumun her kesiminde kıymet bilinirse, huzur, barış ve istikrar olur!

Kişiyi itibarsızlaştıran en büyük gösterge, düşünülmeden ve pişirilmeden ağzından çıkan yalan sözlerdir.

“Yalanla abat, doğrulukla berbat olunmaz”, “Bol keseden atana, ekşi suratla bakana itibar edilmez”.

Aşk, gönülle bütünleşen sevgiyle kendini gösteren ve sahibini muhabbetin kaynağı olan Allah’a götüren bir cevherdir. Allah’ın muradına uygun terbiye edilirse, gerçek aşktan bahsedebiliriz.

Böylece hakkı verilmiş olur.

Her günün kendine göre zorlukları vardır. Bu zorlukların hayatımızı yaşanmaz hâle getirdiğini iddia ederek hayata küsmek, inancımıza aykırıdır. Unutmayın! içinde yaşadığımız dünya, zorluklara karşı mücadele alanıdır.

Her şeyi önüne serdim var mı başka isteğin, dünya servetinden başka? İnsanın dünya tutkusu koşturur arkasından, sonunda yalnız ve biçare bırakarak... Hani birbirimizi sevmiştik, birbirimizi hiç tanımadan.

Demek ki sonuç bir hiçti, farkına varılmadan!..

Ramazan ayınızın güzel geçmesini, oruç ibadetinizin makbul olmasını Rabbimden diliyor ve sizleri Allah’a emanet ediyorum. ◄◄

HTF, Kur’an-ı Kerim, ezan okuma ve bilgi yarışması düzenledi Yarışmaya Hollanda Türk Federasyon icra kurulu, Teşkilat Başkanları, cami din görevlileri, kadın eğitmenler, öğrenci velileri ve çocuklar katıldı.

H

ollanda Türk Federasyon’un hazırlayıp sunduğu ve Rotterdam Versar’ın ev sahipliğini yaptığı ezan okuma, Kur’an-ı Kerim okuma ve din bilgisi yarışması yoğun bir katılım ile gerçekleştirildi.

Hollanda Türk Federasyon’a bağlı teşkilatların bünyesinde eğitim gören 8 ile 14 yaş arası öğrencilerin katıldığı yarışma çok heyecanlı geçti ve büyük ilgi gördü.

Açılış Utrecht Türk Kültür Merkezi Hoca Ahmed Yesevî Camii din görevlisi Abdullah Arık’ın Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından, İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı.

Jüri üyeliklerini Mustafa aydın, Yakup Peker, Cihat Demir ve Ali Hoca’nın yaptığı dinî bilgiler yarışması konuşmalarla devam etti.

Hollanda Türk Federasyonu Genel Başkanı Murat Gedik’in selamlarını ileten Gençlik Kolları Başkanı Ahmet Çömlekçi konuşmasında şunlara değindi: “Her yıl düzenli bir şekilde yapmış olduğumuz bu

Seçici kurulun değerlendirmesinde Kur’an-ı Kerim’i güzel okumada dereceye girenler: Erkeklerde 1. Yusuf Taşköprü - Amsterdam Mescid-i Aksa Cami 2. Zekihan Cerit - Amsterdam Mescid-i Aksa Cami 3. Alper Akar - DenHaag Türk İslam Kültür Vakfı tür programlarda teşkilatlarımızda millî ve manevî eğitim alan yavrularımıza öz güvenlerini kazandırmanın yanında yüce dinimizi yaşama ve yaşatma konusunda gelecek nesillerimize yön vermek ve dini bilgiler yarışması altında sizlere sunmasıdır. Önemli olan dereceler değil buraya katılmak ve daha kaliteli programlar yapmaktır emeği geçen hocalarımıza teşekkür ediyorum jüride görev yapacak hocalara ve tüm çocuklarımıza başarılar dilerim onlar bizim gönlümüzde zaten birinciler” Dinî Bilgiler yarışmasında dunumu yapan Ensar Kalemli de konuşmasında; “Buradaki yarışmanın amacı eğitime teşviktir çocuklarımızı kaynaştırmaktır.

Dinî bilgiler yarışmasında yarışırken eğlenmek eğlenirken öğrenmektir. öğretici eğitici olsun diye yapıyoruz yarıştırmak için değil, Kuran okumada çocuklarımız kendi istedikleri sayfayı okuyacak tüm çocuklarımıza yarışmalarda başarılar diliyorum” dedi Yarışma bölümünde sırasıyla Kur’an-ı Kerim okuma, ezan okuma ve dinî bilgiler yarışmaları yapıldı.

Kızlarda 1.Betül Aktaş - Rotterdam Versaar 2.Şüheda Tapmaz - Amsterdam Mescid-i Aksa Cami 3.Zeynep Tok - Ulu camii / Tükem Ezan okumada dereceye girenler: 1. Metin Sarıkaya - Amsterdam Ulu Camii/Tükem 2. Kerem Yıldırım - Mimar Sinan 3. Resul Tosun - Den Haag Türk İslam Kültür Vakfı Dinî bilgiler yarışmasında dereceye girenler: Son olarak yapılan bilgi yarışmasında

birinciliği Amsterdam Ulu Camii / Tükem ve Den Haag Türk İslam vakfı. İkinciliği Amsterdam Mescid-i Aksa Camii. Üçüncülüğü Yarışmaya katılan diğer camiler aldılar.

Dinî Bilgiler yarışması dereceye giren yarışmacılara ödüllerinin verilmesinin ardından ev sahibi Rotterdam Versam’in ikramı ile son buldu. ◄◄

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 249 - Nisan/April 2019

04 haberler 08 nieuws

Mutluluğun hüzne döndüğü gün, bugün

Kısa haberler...

IĞDIR AİLESİNİN EN ACI GÜNÜ...

Saadet Avrupa Hollanda’da buluştu

Den Haag’da 24 Nisan akşamı geç saatlerde meydana gelen trafik kazasında yaşamlarını yitiren Iğdır ailesinin 3 ferdi gözyaşları arasında toprağa verildi. Den Haag A12 Pernis Clausplein kavşağında henüz nedeni bilinmeyen bir sebepten ötürü aracın hakimiyetinin kaybolması ile yaşanan trafik kazasında yaşamlarını yitiren Iğdır ailesinin 3 ferdi, Den Haag Türk İslam Vakfında kılınan namazdan sonra, Den Haag’da Kamperfoeliestraat da bulunan ermeni soykırımı anıtının bulunduğu mezarlıkta defnedildiler. Gözyaşları arasında toprağa verilen üç kardeş Yunus Iğdır (16), Emre Iğdır (18) ve Muhammed Iğdır’ın (21) cenaze töreninde gözyaşları âdeta sel olurken, aynı kazada yaşamını yitiren Hollandalı damat Joey da toprağa verildi. Iğdır ailesine sabr-ı cemil niyaz ediyor, tekrar başsağlığı diliyoruz.

Büşra’nın hayatındaki yaşayacağı en güzel günlerden biri en karanlık gün oldu.

Büşra sosyal medya hesabından, ‘Dün seninle hayatımın en güzel günlerinden birini yaşadım.

Nişanlım, en sevgili iki kardeşim ve kuzenim’ ile başlayan duygusal bir yazı paylaştı… İşte o insan içini acıtan duygulu yazı…

Gister 1 van de mooiste dagen gehad in mijn leven met jou, met jullie Mijn man, mijn twee liefste broertjes en mijn neefje.

Jullie logeerde met ze alle bij mij, zoals bijna elke dag.

We kwamen thuis en Joey zei tegen Mijn moeder, Bedankt mam voor deze mooie avond met je dochter.

Daarna wilde jullie wat gaan drinken om het te vieren..

Ons henna dag..

Ik wilde dit niet van jullie afnemen dus ik liet jullie gaan.. als ik de tijd kon terug draaien had ik dat nooit gedaan.

Yunus gaf me zoveel kusjes, ik duwde je weg omdat ik het iritand vond.

Vandaag aan je bed was je zo zo koud En het enige wat ik wilde waren kusjes.

Zoveel kusjes tot ik werd weggetrokken door de politie.

Joey, de liefde van Mijn leven Gister voordat je wegging zei je, Buss beloof me dat dit vooraltijd is Laten we anders zijn dan al die andere Wat wij hadden had niemand, ik en jij weten dat.

Je gaf me n knuffel en ging weg Met mijn broertjes, ook jou broertjes Want de band die jullie hadden,...

Mimi me kleine grote broertje, Ik was altijd de enige die jou begreep zei je Ik hou van jou kleine muisje zei je altijd Jullie zeiden me altijd, ik weet echt niet wat ik zonder jou moet buss.

Wat moet ik nu zonder jullie?

Hoe moet ik wakker worden zonder jullie thuis Het huis is zo leeg zonder jullie drietjes, Ik hou van jullie, vooraltijd…. ◄◄ Büşra Iğdır



Saadet Avrupa Temsilciliğinin Hollanda’da düzenlediği Eğitim Kampına büyük bir heyecan ve coşku hâkimdi. Toplantıya Türkiye’den Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Teşkilat Başkanı Mesut Doğan, Tanıtma Başkanı Atik Ağdağ, Eğitim Başkanı İsmail Hakkı Akkiraz, Sosyal İşler Başkanı Fatih Aydın, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Birol Aydın, Saadet Avrupa temsilcisi Abdussamet Temel, Bölge Temsilcileri, Bölge Kadın Kolları ve Gençlik Kolları yöneticileri ve Milli Gazete Avrupa Sorumlusu Dr. Mehmet Karacabey katıldılar.

Rotterdam Mevlânâ Camii üç günde binlerce insanı buluşturdu

Rotterdam Mevlânâ Camii yeni yönetiminin işbaşına geçişiyle beraber pek çok yeni hizmetin altına imza attı. Başkan Selahattin Biçen ve yönetimi bu yılki etkinlikte Hollanda Mehteran’ı da bölge insanıyla buluşturdu. Çok coşkulu geçen etkinlikte, Denk AP adayı Ayhan Tonca da bilgilendirme yaptı.



Groothandelsmarkt 69-78 3044 HC Rotterdam info@tur-ned.nl www.tur-ned.nl +31(0)10 43 78 812

Oz&Er FOOD B.V. Rooseveltstraat 39 2321 BL Leiden

E-mail info@ozener.com Tel. +31(0)71 - 589 09 99 Fax +31(0)71 - 589 20 26 www.ozener.com

Hakkımızda...

Tur-Ned International Trading BV firması 1992 yılında kurulmuş, 27 yıldan beri etnik piyasada kuru gıda grubu ürünlerde Türkiye’nin ve Dünyanın kaliteli markaların marketlere tedariğini yapmaktadır. Bünyemizde yaklaşık 60’a yakın kaliteli marka ürünleri bulunmaktadır.

Türkiye’nin önde gelen, AKFA, ALTINDAMLA, BAKAN, BAŞHAN, ÇAYKUR, COLOMBO ÇAYLARI, ECE, HAZAL, MARMARA BİRLİK ZEYTİNLERİ, NUHUN ANKARA MAKARNASI, ÖNCÜ, ORKİDE ve TUKAŞ gibi kalitede öncü markaları Rotterdam toptancı halinde 1500 m2’lik satış mağazasında ve günlük dağıtım ağıyla müşterilerinin hizmetine sunmaktadır. Haftanın 5 günü (Pazartesi-Cuma) Hollanda’nın tüm bölgelerine servisle ürünlerimizi ulaştırmaktayız. İş ortaklarımızın taleplerini yerine getirebilmek ve tüketicinin kaliteli ürünlerle bulaşmasını sağlamak için yönetim, pazarlama ve servisteki ekibimizle en iyi tedarikçi olabilme prensibiyle çalışmaktayız.

vleeswaren Koç Et Mamulleri B.V.

Hikmet Gürcüoğlu

Adres Productieweg 48 2382 PD Zoeterwoude İleti: info@sancak.nl - Web www.sancak.nl Telefon +31(0)71 581 00 30









hayat 09

het leven

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 249 - Nisan/April 2019

İsmail Kızılırmak:

2

“İslami ilimlerin amacı, bu ülkelerde nesillerimize eğitim verebilecek bu ülkelerin örf, âdet ve kültürünü iyi bilen eğitimciler yetiştirmektir”

NIF - Birlik Camii Öğrencisi İslami İlimler Yarışmasında Birinci Oldu

013 yılında eğitim enstitüsü olarak başlayan ve daha sonra “imam hatip seviyesinde” İslami ilimler olarak devam eden bu arada Almanya’da yapılan yarışma sonucu Hollanda İslam Federasyonu’na birincilik getiren eğitim hakkında NIF Eğitim Başkanı İsmail Kızılırmak’tan bilgi aldık.

İsmail Bey, yürüttüğünüz eğitim faaliyetleri pek çok kuruma da örnek teşkil etmekte. İslami İlimler gibi bir çalışma yürütülüyor. Nedir bu faaliyetin özü ve mahiyeti? İsmail Kızılırmak: Şu an 18 erkek toplam 108 öğrenci İslami İlimler eğitimine devam etmektedir. 2013 yılında başlayan eğitim bu gün daha sistemli ve Millî Görüşün hazırlattığı ders müfredatı üzerinden devam ediyor. 20 Nisan tarihinde Almanya’da yapılan yarışmada Güney Hollanda birincilik kazandı. Rotterdam Birlik Cemiyeti İslami İlimler son sınıf öğrencisi Pınar Çatıkkaş katıldığı bölgeler arası İslami ilimler hitabet yarışmasında birinciliği elde etti.

Eğitim süreci ne zaman başladı?

Daha önce İslami İlimler Enstitüsü olarak biliniyordu 2013 yılının sonları itibariyle genel merkezin bu alanda yaptığı yeniden yapılandırma çerçevesinde “İslami İlimler” olarak adlandırıldı. Bu bir kurs değildir. Bu tamamen dört yıl devam eden bir eğitim sürecidir.

Bu eğitime kimler katılabilir?

Genel merkezin hazırlattığı “Temel Bilgiler 3 Kitabı”nı bitiren tüm öğrenciler İslami ilimlere katılabilir. İslami ilimler

Türkiye’deki imam hatip liseleri statüsünde ve düzeyinde 4 yıllık bir eğitim sürecini kapsamaktadır. Bu süreci tamamlayan öğrenciler genel merkezi düzenlediği sınava katılarak bu eğitimi bitirirler. Şu an itibarıyla Güney Hollanda bölgemizde 18 erkek toplam 118 talebemiz bulunmaktadır. Bu yıl itibariyle Den Haag şubemizden 22 kızımız bitirme sınavına katılacaklar.

Hangi şubelerde verilmektedir? Şuan itibariyle İslami ilimleri bulunduğu şubelerimiz, Den Haag, Schiedam Yıldız Eğitim, Rotterdam Birlik, Uden ve Tilburg. Ve önümüzdeki günlerde İskender Paşa ve Dordrecht şubelerimizde de İslami İlimler eğitim sürecini başlatmayı planlıyoruz.

Ne amaçlanıyor ve mezun olanlar hangi vasfa sahip oluyorlar? İslami ilimlerden mezun olan öğrenci-

lerimiz tamamıyla hocalık vasfına sahip olmaktadırlar. İslami ilimlerin amacı ise bu ülkelerde nesillerimize eğitim verebilecek bu ülkelerin örfünü âdetini ve kültür yapısını da çok iyi bilen eğitimciler yetiştirmektir. Avrupa’da kendi yağımızla kavrularak imam ve eğitimci sorununu ortadan kaldırmaktır.

Bu bağlamda genel merkezimizin bu projeyi desteklemek adına Türkiye’de anlaştığı ve protokol imzaladığı üniversiteler var. Bu üniversiteler aracılığı ile eğitim psikolojisini, yani pedagojik formasyonunu uzaktan destek alarak sağlamış olmaktayız.

Bu eğitim haftada kaç gün verilmektedir?

Bu eğitim hafta sonu kurslarıyla beraber haftada iki gün verilmektedir. Hatta hafta sonu kursa katılamayan öğrencimiz olursa kendi talepleri doğrultusunda uygun olan bir saatte hafta

İsmail Kızılırmak

Pınar Çatıkkaş

arası da bu eğitimi veriyoruz. Verilen eğitim yıl boyunu kapsayan bir sisteme ve bir çizelgeye bağlı kalarak verilmektedir. Belli saatlerde belli konular işlenmektedir. İşlenen konular; Kur’an eğitimi, Akaid dersi, Siyer, Fıkıh, Kelam, Tefsir, Dinler Tarihi, Peygamberler Tarihi, hitabet ve Arapça gibi konular işlenmektedir. Bu eğitim camilerimiz içinde ve formasyon sahibi hocalarımız tarafından verilmektedir. Rast gele birinin bu eğitim sürecinde ders vermesi söz konusu değildir.

Kursumuz genel merkeze bağlı, eğitim başkanlığı bünyesindedir. Bölgemiz de genel merkeze ve şubelerimizde bölgemize bağlıdır. Bu hiyerarşi içinde çalışmaktadır. Bölgemizin genel sorumlu müdiresi Rukiye Şahin Hanımefendidir.

Adnan Şahin / Rotterdam ◄◄

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 249 - Nisan/April 2019

10 tanıtım introduction

Genç Gözüyle

talhayildiz_@hotmail.com

Talha Yıldız

Galip Aydemir:



“Türk kültürüyle örtüşecek ve birbiriyle kenetleneceklerdir.”

Kahramanlarımız var mı?

Son yazımızda, sadece Kur’ân ayetleri ve hâdisleri naklederek ilahî ve nebevî mesajın insanlığın gönlüne nakşedilmesinin güç olduğunu ve bu nedenle, bu yüce mesajın şiir, hikâye, roman, musiki, tiyatro, sinema, dizi ve başka yollarla insanlığa sunmaya gayret etmemiz gerektiğinin altını çizmiştik. Bu çerçevede Hoca Ahmed Yesevî, Mevlânâ, Yunus Emre ve İtrî’den örnekler sunmuştuk.

Bu yazımızda ise, ilk Türk romanlarından biri olarak kabul edilen Ahmet Mithat Efendi’nin “Felâtun Bey ile Râkım Efendi” adlı eseri üzerinden konumuzu detaylandırmaya çalışacağız.

Romanın yayınlandığı 1876 yılı, Osmanlı’da Batılılaşmanın son sürat ilerlediği yıllardı. O yıllarda Batılı hayat tarzı ya da o dönemde sık kullanılan tabirle alafranga hayat tarzı, sürekli güç kazanmaktaydı. Böyle bir ortamda mezkur romanı kaleme alan Ahmet Mithat Efendi, İstanbul’da yaşayan iki genç üzerinden alafranga ve alaturka kişiliğini mukayese eder ve tercihini alaturkadan yana kullanır.

Romanın alafranga kişiliğinden olan Felâtun Bey’in babası Mustafa Meraki Efendi, alafranga özentisiyle yaşamış, hatta bu yüzden Üsküdar’dan Beyoğlu yakınlarına taşınmış ve orada alafranga usullerine göre ev inşa ettirmiştir.

Zevkine çok düşkün olduğu için oğlunun terbiyesi için fazla önem vermemiş, bu görevi Fransız bir hocaya devretmiştir. Felâtun Bey de tıpkı babası gibi, alafranga kişiliğe sahiptir ve eğlence/moda düşkünüdür. Roman boyunca hırs ve arzularının esiri olduğu sıklıkla vurgulanan Felâtun Bey, babası vefat ettikten sonra büyük bir servet tevarüs eder. Ancak yaşadığı metres hayatı yüzünden Felâtun Bey servetinden olur ve büyük bir borç içine girer.

Felâtun Bey’in alaturka kişiliğe sahip olduğu için sürekli azarladığı Râkım Efendi ise, tam bir Osmanlı evladır. Râkım Efendi, yetim ve öksüz olarak büyümesine rağmen, üstün gayretiyle dinî ilimlerden doğa bilimlerine kadar farklı alanlarda tahsil görür. Bununla beraber Râkım Efendi, gece-gündüz çalışır, Avrupalı gibi dakiktir, kitap tercüme eder ve zengin bir İngiliz ailenin kızlarına Türkçe dersi verir.

Zamanla zenginleşen Râkım Efendi, kişiliğinden asla taviz vermez ve çevresi tarafından çok sevilir.

Zira Râkım Efendi, dürüst, terbiyeli, mert ve iffetlidir; kısaca mükemmel bir ahlâka sahiptir. Râkım Efendi’nin bu dürüst kişiliğinden yabancılar bile etkilenir, hatta yabancılar Râkım Efendi sayesinde Türk kültürüne yakınlık duymaya başlar.

Ahmet Mithat Efendi, İbrahim Kalın’ın ifadesiyle ‘inşa’ ettiği kahraman Râkım Efendi üzerinden, dönemin alafranga hastalıklarına köklü eleştiriler getirmiştir. Bu yönüyle müellifimiz, alafranga’da her şeyin iyi ve güzel olduğunu, alaturka’da her şeyin geri ve köhne olduğuna karşı çıkmıştır. Bunun yanında müellifimizin içinde yaşadığı topluma, Râkım Efendilerin yetiştirilmesini ve örnek alınmasını öğütlediği de söylenebilir. Bir başka deyişle Râkım Efendi, toplumun ve bilhassa gençlerin ulaşması gerektiği hedeftir.

O dönemde fikrî ve kültürel alanda yaşanan kafa karışıklığına benzer bir durumu, Avrupa’da yaşayan Müslümanlar olarak da yaşadığımızı düşünüyorum. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Ne içindeyim zamanın, ne de büsbütün dışında, yekpâre geniş bir ânın, parçalanmaz akışında” dizelerinde belirtmiş olduğu durum, bizim durumumuzla örtüşmektedir. Çünkü Avrupa’ya yaşanan göçün ardından 50 yıl geçmesine rağmen, “kim” olduğumuza henüz karar veremediğimiz görülmektedir. Özellikle siyaset ve medya tarafından öne çıkartılan bir kesim çareyi “asimile” olmakta bulurken, bu duruma karşı çıkanların önemli bir kısmı bedenen Avrupa’da fakat ruhen Türkiye ya da başka bir ülkede yaşamakta.

Dolayısıyla “ifrat” ile “tefrit” arasında git gel yaşadığımızı söyleyebiliriz. Bu nedenle fikri, tavrı, yaşantısı ve ahlâkıyla bize yol gösterecek güncellenmiş Râkım Efendilere ihtiyaç duyduğumuzu düşünüyorum. Bir taraftan kendi tarihi ve kültürel kökleriyle barışık olan bu kahramanlar, diğer taraftan içinde yaşadığı toplumun fikrî ve kültürel köklerine nüfuz edebilen donanıma sahiptir.

Bu çerçevede sahip oldukları birikimin sadece Müslümanların değil, bütün insanlığın yararına kullanabilen kahramanlardan söz ediyoruz. Bir başka ifadeyle, hayatı ne için ve nasıl yaşadıklarını bilen yol gösterici kahramanlardan bahsediyoruz. İnsanların kahramanlık hikâyelerinden etkilendiği gerçeğinden hareket ederek bu kahramanlık hikâyelerini kurgulayıp, roman, tiyatro, sinema filmi, dizi, sosyal medya videoları veya akıllı telefon uygulamalarına aktarmamız gerekir. Fakat bunu başarabilmek için, kurgulamayı yapabilecek donanıma sahip Ahmet Mithat Efendilere ihtiyaç duyduğumuzu itiraf etmemiz gerekir..

Sizi ve firmanızı Hollanda Türk toplumuna tanıtmamızı isterseniz, bir kahve içimi mekânınızda ziyaret edebiliriz...

Arayınız... DOĞUŞ - 06 24 53 23 66

Kral Willem Alexander’ın doğum günü kutlandı

A

rnhem Türkiyem Camii’nde Kraliyet Günü’nde yapılan kutlamalara T.C. Deventer Başkonsolosu Tuna Yüce Modrak, Din Hizmetleri ataşesi Mustafa Yeşilorman, Arnhem Belediye Başkanı Achmed Marcouch, çevre illerin din görevlileri ve çok sayıda Türk ve Hollandalı vatandaşlarımız katıldı.

Türkiyem Camii Başkanı Galip Aydemir açıklama yaptığı basın bildirisinde, “Arnhem Türkiyem Camii ikinci kez ana teması “Kraliyet Günü” olan bir etkinlik düzenledi.

27 Nisan Cuma günü Türk mutfağından hazırlanmış çeşitli yemeklerle, düzenlenen klasik Hollanda oyunlarıyla, her türlü eşyanın satıldığı pazarı ile ve caminin içini ziyaretçilere gezdirecek olmasıyla

toplumun her kesimine açık hâle getirildi.

Geçen yılki Kraliyet Oyunları’ndan sonra bu yıl organizasyonu büyütmeye yönetim kurulu olarak karar verdik. Geleneksel kermese turuncu bir renk katarak caminin ve önündeki meydanı süsledik. Bu fikri bizim gençlerimiz üretti, ve gençlerimiz sayesinde Hollanda Kraliyet Günü bizim camimizi tanıtmak için

güzel bir fırsat oldu. Yönetimimiz daima yeni faaliyetler ve aktiviteler peşindedir. Mahallemiz ile dayanışma içinde olalım, camimizin ziyaretçileri ile yakın temas kurmaya devam edelim. Üç günlük programda, Hollanda’nın gelenekleri Türk kültürüyle örtüşecektir ve birbiriyle kenetleneceklerdir.”

Haber: Mustafa Koyuncu ◄◄

İslami ilimler sertifika töreni yapıldı



Hollanda Diyanet Vakfı’na bağlı, HDV Amsterdam Noord Kuba Camii ile HDV Purmerend Waterland Camii tarafından organize edilen, İslami ilimler kursu sertifika töreni Amsterdam’da yapıldı.

HDV tarafından da ders materyal desteği yapılan ve imam hatip eğitim programı takip edilerek başarıyla tamamlanan kursa, 35 bayan öğrenci devam ederek kurs sonunda sertifika almaya hak kazandı. Başarılı kursiyerlere sertifikaları, yapılan bir törenle verildi.

20 Nisan 2019 tarihinde gerçekleşen Programa Deventer Din Hizmetleri Ataşesi ve Lahey Din Hizmetleri Müşavir Vekili Mustafa Yeşilorman, HDV Amsterdam bölgesi cami başkanları, eğitimciler, mezun olan talebelerin aileleri başta olmak üzere çok sayıda ilim sevdalısı katıldı.

Programda yapılan konuşmalarda, “Kursiyerler, eğitim programı

boyunca eğitim sorumlusu ve hocaları olan Yasemin Karayiğit, Havva Sayar, Büşra Göksu hoca hanımların yanı sıra, bir çok farklı ders paketlerinde başka hoca hanımlardan da ders aldılar.

Burada İslami ilimler alanında yetişen kursiyerler aldıkları sertifikalarla camilerimizde yardımcı eğitici olarak

İkinci Dünya Savaşı’nda ölenler için “Anma Günü” törenleri düzenlendi Hollanda için 4 ve 5 Mayıs tarihleri önemlidir Bayraklar yarıya indirilir. 4 Mayıs “Savaşta Ölenleri Anma Günü”, 5 Mayıs ise “Bağımsızlık Özgürlük Günü” olarak kutlanır. Arnhem Belediye Başkanı Ahmed Marcouch, 7 dernekten oluşan Türk Sivil Toplum Kuruluşu, Türk Platformu ve diğer resmî kuruluşların yetkilileri ile birlikte saygı duruşunda bulundular, çelenk koydular. Anma töreninde, Hüseyin Türkoğlu Ayasofya Camii ve Platform Arnhem

göreve başlayıp, kaliteli talebelerin yetiştirilmesine yardımcı olmalarını ümit ediyoruz. Burada İslami ilimler alanında yetişen kursiyerler aldıkları sertifikalarla camilerimizde yardımcı eğitici olarak göreve başlayıp, kaliteli talebelerin yetiştirilmesine yardımcı olmalarını ümit ediyoruz.” ifadelerine yer verildi.

Başkanı, Aziz Zeyrek TOV Arnhem Yönetim Kurulu Başkanı, Arnhem Türkiyem Camii Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İsmail Bayram ve diğer yöneticiler hazır bulundu.

Rotterdam’da da Kocatepe Camii’nde Ömer Hünkar Ilık koordinesinde bir anma etkinliği düzenlenerek, İkinci Dünya Savaşı sırasında hayatını kaybedenler anıldı.



Murat Altun

murat.7701@hotmail.com

Muştular

Hızır Kıssasından Hisseler...

- Çocuğu öldürmesine gelince...

Daha doğru ve rencide etmeden anlatabilirsek; bebek, çocuk ve genç ölümler, bize neyi fısıldıyor?.

Bir defa günahsız ve tertemiz bir ölüm. Ahirette şefaat... Ve hayatta kalan ailesi için ahirete bir köprü.

Yâni mezar, artık karanlık bir kuyu, ahirette uzak ve sanal bir menzil olmaktan çıkıyor, canımızın, ciğerimizin yurdu oluyor ve buram buram burnumuzda tütüyor. Tıpkı Yusuf’un kokusu gibi.

Dolayısıyla her ölen çocuğun kaderine değil zatına ağlanır, özlenir ve üzülünür. Kadere inanan her mümin kul inanır ki, ergenliği gelmeden eceli gelmiş her çocuk, bu ölümle büyük bir hesap ve azaptan kurtulmuştur. Tabii en doğrusunu Allah bilir.

“Rüşvet, yalan ve dolandan korunasınız ve bundan dolayı da haramzadeler tarafından kovulasınız” diye de, Allah sizi çalıştığınız iş yerinde, şirket veya fabrikada sorunlu ve sevimsiz kılabilir.

“Dünya bir leştir, leşe de ancak köpekler talip olur. Kim o leşi isterse, köpeklerin arasına karışmaya sabretsin.”

(Ali bin Ebi Talib r.a) İmam Gazâlî de derki: “Eğer bir makama (göz koyup) çok arzuluyorsan , orayı elde etmek için ordakinden daha kötü olmalısın.”

Allah cc. razı olduğu şeyleri sevmeyi bize nasip etsin. ◄◄

si

yo

nu

si n i ve r s i t e

“İslam okulları Cito’da en başarılı, en iyiler”

tÜ

tri

ch

n i ve r s i t e

De Stichting Islamitisch Primair Onderwijs Rijnmond

tÜ

ve M a a s

Başka... “Henüz nefsinizi terbiye etmeden iş başına gelip, haksızlık ve zulme bulaşmayasınız, kul ve yetim hakkı yemeyesiniz, milletin hakkını babanızın çiftliği gibi tepe tepe kullanmayınız” diye de Allah nasip etmeyebilir.

- Duvarın doğrultulmasına gelince...

“Altında hazine varmış fakat, sahipleri henüz çocuk olduğu için muhafaza edemez ve ellerinden alırlar” diye bir müddet daha beklemesi gerekiyormuş.

Bir kaç örnek vereceğiz fakat siz bu konuyu bir çok şeye teşmil edebilirsiniz. Mesela siz, en çok sevdiğiniz sanatı, mesleği, işi veya makamı bu sene elde etmek istiyorsunuz. Halbuki siz bu konuda yeterli bilgi, tecrübe ve otoriter güce

ch

nu

İlim, kariyer, zenginlik, başarı da kenz/ hazinedir. Fakat onu koruyacak bir rüşde ermeden elde edersek, kış mevsiminde ekin ve meyvelerin çıkması gibi hepsini ayaz, don vurur, kavurur.

Yeryüzünde iktidara gelememek, başka başka ideallerimizin gerçekleşmemesi de, henüz hazır olmadığımızın veya yeterli gücümüzün bulunmadığından dolayı, Allah’ın rahmetinden tehir edilebilir. Veya ebediyen de size nasip olmaz. Peygamber ailesine nasip olmadığı gibi.

iz : R TL Telev

yo

“İslam okulları Cito’da en başarılı, en iyiler”

“Kim ki; bir şeyi vaktinden evvel istîcal (acele) eyler ise mahrûmiyetle muâteb (azar/ paylanma) olur.”

(Ahmet Cevdet Paşa.)

cu

Okullarımızdaki kalite çıtası her geçen yıl yükseliyor.

Her yıl CITO sınavlarında 550 tam puan alan talebelerimiz, Hollanda medyasının gündeminden düşmüyor...

iz : R TL Telev

De Stichting Islamitisch Primair Onderwijs Rijnmond

Kariyer, güzellik, zenginlik ve şöhret gibi beğenilecek şeyler, bizi kurtlara iştahla saldırtacaksa, onları cazip olmaktan çıkaracak hâle sokmalıyız, ya da mevcut hâlimizi saklamalıyız. İşte Allah cc. sizi sevdiği zaman “fakirlikle, hastalıkla, çirkinlikle” öyle eksik, “hasarlı” ve “kusurlu” gösterir ki, “zalim, alçak, hırsız eşkıyalar bundan ötürü sizi beğenmesin, ne dost olsunlar ve ne de size musallat olsunlar” diye. Eğer bugün sade, sıradan ve hatta kırık dökük görünen bir hayatımız varsa, bilin ki sahildeki zalimin elinden kurtulmuş, sahili selamete ermişiz demektir, inşallah.

u

Efendimiz (sav.) bu konuyla ilgili: “Allah İmran oğlu Musa’ ya rahmet etsin! Eğer

“İdrak-i maali bu küçük akla gerekmez Zira bu terazi bu kadar sikleti çekmez.” (Ziya PAŞA) ................

Hızır (a.s) bu hadiselerin manasını anlatıverdi elbette ama, hâlâ içinde güncel soru(n)lara cevap olacak tefsirler var.

Mesela -“kral beğenmesin diye bindikleri gemiyi delip hasarlı yapması...”

Bülbülü kafese sokan sebep güzel sesidir. Yâni siz, bir takım özellik ve güzelliklerinizle yeterli seviyeye ulaşamamış, doğumunuzdan gelen veya sonradan bir kaza sonucu cisminizde birtakım nakısalar oluşmuşsa, ilk bakışta bunlar şer gibi gözükebilir ve siz de Musa as. gibi şikâyet edebilirsiniz. Hâlbuki bu eksikler bizi, kendimizi beğenip şımarıklıktan alıkoyduğu gibi, gemiye el koyan kral gibi etrafımızda bize ait ve bize yakın olan maddî-

sahip değilken iş başında olmanız, hem o işi zayi etmenize ve hem de sizden daha uyanık kişilerin hilesine karşın aciz kalarak kendinizi de zayi etmenize sebep olacaktır.

a

Hikâyeyi uzatmadan anlatalım...

Daha ilk sınavda, Hızır (as.) bindikleri gemiyi deldi.

Musa (as.’) bu ya... O direk çıkışı, o kötülüğe tahammülsüzlüğü, O’nu itiraza sevk etti. Halbuki Hızır’a (a.s) karışmayacağı konusunda anlaşma yapmıştı.

İnsan, genellikle varlığı sadece beş duyu ile kavrar ve bu beş duyu da bir boyut/frekans içinde, Allah’ın rahmeti ve imtihanı olarak sınırlı ve kısıtlıdır. Fakat modern insan, kendini kainatta biricik ve hesap sorucu olarak gördüğünden, bilgisinin, görmesinin, kavrama ve kapsama alanının dışında kalan her şeyi inkâr etme küstahlığından geri durmuyor. İşte Allah karşısında haddini bilen bir kul (Hızır as.), Musa’ya (a.s) onca esrarengiz derin ve hikmetli bilgileri öğrettikten sonra söylediği söz: -“ Allah’ın ilmi yanında senin, benim ve bütün mahlukatın ilmi, şu kuşun denizden gagasıyla aldığı su kadardır.”

u

Zaten Musa’da (a.s) önce anlaşıp sonra tahammül edemediğinden, üç merhale sonunda pes etti.

Hızır (as.) O’nu, tâ baştan uyardı ve mazur gördü: “Dedi ki: “Doğrusu sen, benimle beraberliğe sabredemezsin. (İç yüzünü) kavrayamadığın bir bilgiye nasıl sabredersin?..”

(Kehf 67-68.)

Derken orada yıkılmak üzere bulunan bir duvarı Hızır (a.s) doğrulttu.

Musa (a.s) -“ Dileseydin buna karşılık bir ücret alabilirdin!” deyince, Hızır (a.s) dedi ki: “İşte bu, benimle senin aranda ayrılma (zamanı)mız. Sana, üzerinde sabredemediğin şeylerin iç yüzünü haber vereceğim...

- Gemi, denizde çalışan yoksullarındı, onu kusurlu yapmak istedim, (çünkü) ilerilerinde, her gemiyi zorbalıkla ele geçiren bir kral vardı.

- Çocuğa gelince, onun anne ve babası mü’min kimselerdi.

Bundan dolayı, onun kendilerine azgınlık ve inkâra zorlamasından endişe edipkorktuk.

Böylece, onlara Rabb’lerinin ondan temiz olmak bakımından daha hayırlısı, merhamet bakımından da daha yakın olanını vermesini diledik.

- Duvar ise, şehirde iki öksüz çocuğundu, altında onlara ait bir define vardı; babaları salih biriydi. Rabbin diledi ki, onlar erginlik çağına erişsinler ve kendi definelerini çıkarsınlar; (bu,) Rabbinden bir rahmettir.

Bunları ben, kendi işim (özel görüşüm) olarak yapmadım. İşte, senin sabır göstermeye güç yetiremediğin şeylerin yorumu.” (Kehf. 78-82.)

manevî neyimiz varsa şöhrete, servete ve şehvete kurban olmaktan da kurtulacaktır belki de.

ra

İşte bu kıssa, tamamen akıl, mantık, zaman ve sebepler üstü.

Ulûl azim bir peygamberin bile talip olup anlaştıktan sonra tahammül edemeyeceği kadar sınırları ve sinirleri zorlayıcı acayip, garaip bir ‘ilmi Ledün’ kıssasıdır.

Az gittiler, uz gittiler dere tepe düz gittiler. Sonunda bir köye/kasabaya vardılar. Tabii bu arada Hızır’ı (a.s) bilmem de, Musa (a.s) çok acıkmış.

Kasabalılar da yemek vermemişler nedense?...

İşte bu hadiseler bize, fizik âlemi içinde meselelerin ancak ‘SEBEPLER’ ile yaşanıp, anlaşıldığını; bu sebeplerin kaldırıldığı anda da, aklın ne kadar aciz kalıp, hayret ve şaşkınlıkla itiraz edeceğini göstermektedir.

ır t m a s o n

Öyle ki işin zahirine baktığımızda, aklın, mantığın, şeriatın (hukukun) reddedeceği bir hadiseler bütünüyle karşı karşıyayız.

Ek olarak şunu da söyleyeyim; eğer bu hikâye Kur’an’da değil de hadislerde geçseydi, kesin bizim ilahiyatçıların bir kısmı hemen reddederlerdi. Çünkü onlar akıl ve mantıkçı ya...

sabredebilseydi, daha nice acâib ve garâib hadiseleri Hızır, O’na öğretecekti.” buyurmuşlar.

(Buhari, Enbiya,27...

İkinci merhalede Hızır (a.s) işin dozunu daha da artırdı ve bir “masum” çocuğu öldürdü.

Malumunuz Musa’nın (a.s) hayreti ve itirazı daha da arttı...

a şt

M

erhaba değerli dostlar!..

Bu ayın yazısını düşünürken, onlarca başlık geçti aklımdan. Fakat nasipte bu hikmetli ve derin konu varmış. Hızır (a.s) ile Musa’nın (a.s) yolculuğu...

cu



perspektif 11

nr. 249 - Nisan/April 2019

ar



perspective

doğuş aylık gazete/maandblad

ş tır t m a s o n



ve M a a s

tri

Bezoekadres: Paradijsplein 1 - 3034 SL Rotterdam www. sipor nl - T. (010) - 240 94 46

Al-Ghazali

Van Lennepstraat 17 3027 SP Rotterdam Tel. (010) - 415 21 67 E-mail nbelah@sipor.nl www.al-ghazali.nl

Ibn-i Sina

Zegenstraat 120 3082 XZ Rotterdam Tel. (010) - 428 25 90 E-mail adurmus@sipor.nl www.ibn-i-sina.nl

Ikra

Spirea 3 3317 JP Dordrecht Tel. (078) - 639 01 51 E-mail ssalem@sipor.nl www.ikra.nl

Noen

Paradijsplein 1 3034 SL Rotterdam Tel. (010) - 240 94 46 E-mail fkocak@sipor.nl www.ibsnoen.nl

Ibn-i Sina

(Dislocatie) Overijselsestraat 49 3074 VA Rotterdam Tel. (010) - 4484 87 50 E-mail aarabou@sipor.nl www.ibn-i-sina.nl

Al-Ghazali

Van Lennepstraat 17 3027 SP Rotterdam Tel. (010) - 415 21 67 E-mail nbelah@sipor.nl www.al-ghazali.nl

Bezoekadres: Paradijsplein 1 - 3034 SL Rotterdam www. sipor nl - T. (010) - 240 94 46

Ibn-i Sina

Zegenstraat 120 3082 XZ Rotterdam Tel. (010) - 428 25 90 E-mail adurmus@sipor.nl www.ibn-i-sina.nl

Ikra

Spirea 3 3317 JP Dordrecht Tel. (078) - 639 01 51 E-mail ssalem@sipor.nl www.ikra.nl

Noen

Paradijsplein 1 3034 SL Rotterdam Tel. (010) - 240 94 46 E-mail fkocak@sipor.nl www.ibsnoen.nl

Risala

Hollandsestraat 74 3074 TM Rotterdam Tel. (010) - 448 48 750 E-mail aarabou@sipor.nl www.ibsrisala.nl

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 249 - Nisan/April 2019

nieuws

12 haber Hollanda’da hayat...



Saygıdeğer okurlarımız, bu sayfada yayımlanmasını istediğiniz, hem cemiyet haberlerinizi hem kendi fotoğraflarınızı, hem de ilginç bulduğunuz fotoğrafları yorumlarınızla birlikte paylaşabilirsiniz... Bekliyoruz...

yaşadık, olumsuz bir çok haber yazıldı çizildi. Biz bunlara aldırış etmeden yolumuza devam ettik ve 700/800 kişi ile izlenen maçlarda şu an stadımız yüzde 90 doluluk oranını yakaladı ve takımımız başarıları ile Hollanda’da kabul gördü ve adından söz ettiriyor.”

Başkonsolosluktan gençlere sıra dışı etkinlik

F

ortuna Sittard Kulübü Başkanı Işıtan Gün, Rotterdam Başkonsolosluğunda gençlerle buluştu. Türkiye’nin Rotterdam Başkonsolosluğu tarafından başlatılan “Profesyoneller Gençlerle Buluşuyor” adlı dizi programların ilki, Başkonsolosluk binası konferans salonunda gerçekleşti.

Programın ilk bölümünde Başkonsolos Aytaç Yılmaz’ın sorularını cevaplayan Başkan Işıtan Gün, Fortuna Sittard’ı satın aldığında iflas etmiş bir kulübü almanın rizikolarını anlatarak, Hollanda’da 3 yılda yakaladıkları başarının sırrını ve yaşadıklarını gençlerle paylaştı. Kulüp yönetmenin satın almanın bir fabrika işletmek gibi olmadığını vurgulayan Gün, takımların gerçek sahibinin taraftarlar olduğunu söyledi.

Gün, başkanı olduğu Fortuna Sittard’ı aldığı 2016 yılından bu güne geçen süreyi şu sözlerle özetledi: “Doğru bildiğiniz ve inandığınız bir yolda taviz vermeden ısrarla yürürseniz başarı kaçınılmazdır. Elbette çok zorluklar

Yaklaşık 50 gencin pür dikkat takip ettiği buluşmada gençler, başta futbol dünyası ve yöneticilik konularında bilgilendirildiler.

Konferansa katılan gençler ve basın mensupları bu tür buluşmaların çok önemli olduğunu ifade ederek, Başkonsolos Aytaç Yılmaz’a teşekkür ettiler.

TESİAD ve TESAM Heyeti Hollanda’da temaslarda bulundu

T

ürkiye Etkin Sanayici İş Adamları ve İş Kadınları Federasyonu (TESİAD) ile hızlı bir şekilde dünyanın saygın düşünce kuruluşları arasına giren Türkiye Ekonomik, Siyasal ve Stratejik Araştırmalar Merkezi (TESAM) heyeti bazı temas ve görüşmelerde bulunmak üzere Hollanda’ya geldi. TESİAD ve TESAM heyeti ilk olarak Türkiye’nin Lahey Büyükelçisi Şaban Dişli ve Rotterdam Başkonsolosu Aytaç Yılmaz’ı makamında ziyaret etti.

TESİAD Genel Başkanı ve TESAM Kurucu Başkanı İlyas Bozkurt, yurt dışında yaşayan Türklerin dağınık bir halde olduğuna dikkati çekti. Türk toplumunun özellikle de yurt dışında bir araya gelerek kenetlenmesi gerektiğini söyleyen Bozkurt, “Kısır tartışmalarla daha da dağınık hale geliyoruz. Bunları aşmamız ve birlik olmamız lazım” dedi. Ekonomi açısından Türkiye ile Avrupa ülkelerinin ilişkilerinin çok önemli olduğunu ifade eden Bozkurt, bu bağların daha da güçlenmesinde iş insanlarının kurduğu derneklerin değerli roller üstlendiğini belirtti.

Lahey Büyükelçisi Şaban Dişli de TESİAD ve TESAM heyetine teşekkür ederek çalışmalarında başlarılar diledi.



Ramazan Ayı’nızı tebrik ediyor, insanlığın kurtuluşuna vesile olmasını diliyoruz...

Bütçenizi düşünerek hazırlanan Ramazan Ayı özel kampanyamızdan mutlaka yararlanın!

Marketlerimize uğramanız menfaatinizedir...





nr. 249 - Nisan/April 2019

Kardelen

yunus322@hotmail.come.nl

Reyhan Şeker

DÜNYAYI ASKIYA ALMAK

HFC PLEIN ‘40-’45 Voor de heerlijke burgers, krokante hotwings en ook voor een kop koffie of lekker gebak tijdens de middagpauze of om de kinderen teverwennen is HFC Plein’40-’45 de beste keuze.

DAGELIJKS GEOPEND: 11:00 TOT 24:00 UUR!

Koffie & Gebakjes

Overheerlijke Burgers

Krokante Hotwings

Speelruimte voor kinderen

Plein ’40-’45 3 - 1063 KP Amsterdam - T: 020 737 04 26

#HFCPLEIN4045

Ramazan Ayı’nızı tebrik ediyor, insanlığın kurtuluşuna vesile olmasını diliyoruz...

Merhaba, ey şehr-i Ramazan Merhaba, ey şehr-i siyâm Merhaba, ey şehri gufran Merhaba, on bir ayın sultanı Merhaba, Kadir Gecesi gibi mübarek bir geceyi içinde bulunduran ay, Merhaba, masumun yüzünde açan tebessüm ve göz bebeğinde büyüyen mutluluk, Merhaba, ihtişamlı evlerde yaşayanlarla derme çatma evlerde hayat mücadelesi verenleri buluşturan ay, Merhaba, müminlerin balayı… Üstad Necip Fazıl ne güzel söylemiş: “Ramazan mübarek ay, müminlerin balayı.”

Merhaba, çocukluğumuza ait hatıralarda en güzel yere sahip olan sahur geceleri.

Merhaba, merhameti unutanları kendisiyle yüzleştiren ve özünü hatırlamasına fırsat sunan ay, Merhaba, cimrilik hastalığına duçar olmuş yürekleri cömertlikle buluşturan ay, “Merhaba” demeden, “elveda” diyecek olmanın hüznünü bize yaşatan mübarek ay...

On bir ay boyunca pas tutmuş yürekleri, rahmeti ve bereketi ile yıkayacak olan mübarek Ramazan ayı kapımızı çaldı ve bizlere misafir oldu. Hakkıyla misafiri ağırlamak bizlere nasip olsun duasıyla başlamak isterim.

Misafiri ağırlamak için ön hazırlık nasıl ki gerekliyse, Ramazan gibi mübarek bir ayıda yüreklere konuk etmek için manevi bir temizlik elzemdir.

Recep ve Şaban ayları mübarek Ramazan ayına hazırlanmak için büyük bir fırsattır. Hazırlığını yapanların meyvelerini toplayacakları bir aydır bu ay. Ramazan ayının hayatımızda önemli bir yeri olmalıdır.

Bu ayın sıradan bir ay olmadığının idrakinde olmamız gerekir. İnanan her kulun rahmet ayı olan Ramazandan gücü nispetinde pay almak için gayret göstermesi gerekmektedir. Ramazan dışında ibadetlerine dikkat eden bir müminin, Ramazanla birlikte ibadetlerinde ziyadeler yaparak bu ayın bereketinden faydalanmalıdır.

Ramazan oruç ayıdır. Haz odaklı yaşayan insanoğlunun, dünyalık lezzetler içinde kaybolduğu bir zamandayız.

AB AC CO UN TA NC Y.

NL

Ramazanda tutulan oruçların, kişiyi “haz” odaklı yaşamdan uzaklaştırıp gerçek anlamda “kul” olma yolundaki gayretiyle buluşturduğuna şahit oluruz. Çünkü oruç, ruhu ve bedeni onarır. İnsanı sükûnete ulaştırır. Varlık gayesini hatırlatır.

Manevî olgunluğa eriştirir.

Yanı başında olanları göremeyen

“Muhasebe, Mali Müşavirlik ve Vergide zirve nokta”

+31 6 21 38 83 57 numan@inabaccountancy.nl

.IN W

Koningsweg 2-15 3762 EC Soest (NL)

• Mali Müşavirlik ve Dene m hizmetleri

• Muhasebe ve Finansal destek hizmetleri

• Vergi Beyannamesi hizmetleri

• Kurumsal finans

¸ Akyüz RA (Numan) drs. S. Yeminli Mali Müflavir (YMM)

insanın gönül gözünü açar.

Yeryüzünde yaratılmış her ayeti hikmet nazarıyla temaşa eder.

Varlık sebebi olan Allah’a yaklaşır.

Uzun yıllar uzaklaşamadığı kötü alışkanlıklarına oruç ile birlikte veda eder. Oruç ile öfkeler diner ve insanın karakteri olumlu anlamda gelişir.

Mide şehvetini bastıran oruç, ibadetlerin huşu içinde yapılmasına fırsat sunar. Oruçlunun hissettiği açlık, fakirleri ve miskinleri hatırlamasına vesile olur. Yardım etme duygusunu aktif hale getiren oruç, seni dünyanın bir uçunda bulunan mümin kardeşinle buluşturur.

Hiç tanımadığın o fakir mümin, senin cennetle buluşmana sebep olacak bir dua kapısı olur. Daha dünyada iken bu kadar güzel neticelere vesile olan orucun ahirette bize kazandıracaklarını varın siz düşünün.

Peygamber Efendimiz şöyle buyurdular: “Cennette Reyyân denilen bir kapı vardır ki, kıyamet günü oradan ancak oruçlular girecek, onlardan başka kimse giremeyecektir.

Oruçlular nerede? diye çağrılır.

Onlar da kalkıp girerler ve o kapıdan onlardan başkası asla giremez. Oruçlular girince o kapı kapanır ve bir daha oradan kimse girmez” (Buhârî, Savm 4).

Bu müjdeye nail olmak için orucu gerçek anlamda tutmak gerekir.

“Saatler geçmiyor ve çok acıktım” diyerek orucu uykuya tutturanların alacağı payda o nispette olacaktır elbet. Allah gerçek anlamda oruç ibadetini yerine getirenlerden etsin.

Faruk Nafiz Çamlıbel’in şiirinde belirttiği gibi “Alnımız secdede bulsun bizi her lahza ezan/ Ve hazin ömrümüzün her günü olsun Ramazan.”

Rabbimiz, Ramazanda elde edeceğimiz büyük kazançları diğer aylara da yayarak her anı Ramazan gibi yaşamayı bizlere nasip etsin.

Kıymetli okurlar, gelin bu ay dünyayı askıya alalım. Gerekli olan işler dışında, fazlalıklarımızı hayatımızdan çıkaralım. Çıkaralım ki, Ramazan bize hoş gelsin. ◄◄

• Muhasebe ve Vergi hizmetleri

• Bordro hizmetleri

W



tanıtım 13 introductie

doğuş aylık gazete/maandblad

W



• Yöne m danışmanlığı

• Risk yöne mi danışmanlığı

• Diğer hizmetler

TAZİYE

Mescid-i Cuma Oss Teşkilatlanma Başkanı Mustafa Aydoğdu’nun, kıymetli babası

Ömer Aydoğdu

’nun vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız.

Merhuma Allah’tan rahmet, kederli aile ve sevenlerine sabır ve başsağlığı diliyoruz.

14 tanıtım

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 249 - Nisan/April 2019

introduction

Bakış Açısı

elif_1705@hotmail.com

Elif Bayraktar

Beslenme Psikolojisi

siz kalan çocukların da obezite olma riskleri artıyor. Tabi bir de sağlıksız yiyeceklerin reklamları çekici hâle gelince, şeker-cips-çikolata yemeyi kısıtlamak daha zor oluyor.

Geçtiğimiz günlerde Prof. Dr. Sefa Saygılı’nın kaleme aldığı “Beslenme Psikolojisi” adlı eseri geçti elime.

Yediklerimiz ve içtiklerimizin bedenimize olan etkisi bir yana, ruh dünyamıza olan etkilerinden de bahsediliyor kitapta.

Obezitenin günden güne arttığı toplumlarda psikolojik olarak kendimizi beslenme konusunda eğitmemiz gerekiyor.

Bu sebeplerden çocuklarımızı da en başından sağlıklı yiyeceklerle tanıştırıp, sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırmak zorundayız. Önce bizlerin iyi örnek olması şart tabi ki.

Maalesef toplumumuzda çok yeme ve yedirme alışkanlığı mevcut. Çocukların ağzına zorla tıkınan yiyecekler, sofralarımızda su gibi tüketilen asitli içecekler, akşam oturmalarında yenilen abur-cuburlar hepsi obeziteyi tetikliyor ve bedenimize zarar veriyor. Çocuklarımıza sağlıklı beslenme alışkanlığını küçük yaştan kazandırmakta fayda var.

Bunun için; mutlaka kahvaltı yaparak güne başlamalarını sağlamalıyız.

Anne sütüyle beslemeliyiz. Amerika’daki Yale Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre anne sütü obeziteye karşı uzun süreli koruma sağlıyor. Çocuklarımızı beslerken büyük porsiyonlar değil, küçük porsiyonlarla yemek yedirmeliyiz. Onların bizler kadar yemesi mümkün değil.

Okula gönderirken yanlarına beslenme çantası hazırlamalıyız.

Meyvelerin veya kendi elimizle hazırladığımız yiyeceklerin dışarda satılanlardan çok çok daha sağlıklı olduğu kaçınılmaz.

Akşam yemeklerini ailece yemeye özen göstermeliyiz. Evde pişen yemekler restoranda pişen yemeklere oranla daha az yağlı ve tuzsuz oluyor. İçecekleri kısıtlamalıyız. Çocukların eline tutuşturulan meyve suları veya gazlı içeceklerin çoğu fazla miktarda şeker ve kalori barındırıyor. Bu da çocuklarda obeziteyi tetikliyor.

TV karşısında yemek yedirmemeliyiz. Yemek yerken besmele çekip ne yediğinin farkına vararak yemek yedirmeye alıştırmalıyız çocuklarımızı. Ayrıca TV karşısında hareket-

Öyleyse şunu soralım kendimize: Bir Müslüman nasıl beslenmelidir?

Bunun için bize en güzel örnek Sevgili Peygamberimiz Hz Muhammed’dir (s.a.v). Peygamberimiz günde iki kere yemek yerdi. Az yemeyi tavsiye ederdi. Haram olan yiyecek ve içecekler hâriç, diğer yiyecekleri yerdi. Sadece et veya sadece sebze yemek gibi tek yönlü beslenmezdi.

Bazı yemekleri daha çok sevse de, hiçbir yemek için “sevmiyorum” ifadesini kullanmazdı.

Yemek davetlerine katılırdı. Yemeğe başlamadan önce ve yemekten sonra ellerini yıkardı. Besmele ile başlar, uygun ve kısa bir dua ile bitirirdi. Sağ eliyle yerdi. Sol eliyle yiyenleri ikaz ederdi. Ortaya konulmuş yemeğin, kendi önüne gelen kısmından yerdi. Yemek yerken sağa, sola dayanmaz, yaslanarak yenilmemesini tavsiye ederdi.

Efendimiz ümmeti hakkında korktuğu şeylerden en korkuncunu çok yemek, göbek bağlamak ve bunlardan dolayı iman zayıflığına sahip olmaları olduğunu söylemiştir. “Ümmetim hakkında korktuğum şeylerin en korkuncu (tehlikelisi) şunlardır: Karın büyüklüğü (göbek bağlamak), çok uyku, (maddî ve manevî) tembellik ve yakîn (iman) zayıflığıdır.”

(Suyuti, Fethu’l-Kebir, 1/58) Peygamberimiz haftada iki gün Pazartesi- Perşembe oruç tutardı.

Bazen oruçlarını sadece hurma ve su ile açar, tekrar oruca niyet ederdi. ‘Oruç tutun, sıhhat bulun.’ diye buyururdu.

Yaklaşan Ramazan ayı ile birlikte bedenlerimizi ve ruhlarımızı temizlemek amacıyla ‘Oruç’ ibadetine sıkı sıkı sarılalım. Hakkıyla yerine getirelim inşallah. Senai Demirci’nin dediği gibi ‘Tut beni Ey Oruç’ diyelim.

Tut beni ey oruç; oruçlu olduğum hâlde gıybet etmekten, harama bakmaktan, yalan konuşmaktan, hak yemekten, haksızlık etmekten. azan ile beraber ahlâkımızı da güzelleştirmeye gayret edelim.

Rabbim mübarek Ramazan ayında günahlarından arınan ve temizlenen kullarından eylesin hepimizi.

Selim Saldıran:



“Terörün dini yoktur ve yaptıkları hiçbir dine mâl edilemez”

Güney Hollanda Milli Görüş’ten Kiliseye Taziye Ziyareti

H

ollanda İslam Federasyonu (Millî Görüş) Başkanı Mehmet Erdoğan, yanında Rotterdam Ayasofya Cemiyet Başkanı Mustafa Azmaz, İmam, Selim Saldıran, Kadınlar Teşkilatı Başkanı Nejla Erdoğan, KGT Başkanı Büşra Kandemir ve Sosyal Hizmetler Başkanı Süleyman Küçükuysal ve daha başka bazı yöneticilerle beraber, Sri Lanka’da Hristiyanlara yönelik yapılan saldırıları kınamak ve onları yanında olduklarını göstermek amacıyla Rotterdam’da Slinge 775 adresinde bulunan St. Bavo Church kilisesini ziyaret ettiler.

Hristiyanların yaptıkları Pazar ayinlerinden sonrası Kilise Papazı Frans Wijnen tarafından kürsüye davet edilen Ayasofya İmamı Selim Saldıran, Hollandaca olarak kilisede bulunanlara hitap etti. Terörün dininin olmayacağının altını çizen Saldıran, ayet ve hadis ışığında özetle şöyle konuştu: “Maide suresi 32 ayette.

‘Bir cana kıymaya veya yer yüzünde fesat çıkarmaya karşılık olması dışında, kim bir kimseyi öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur’ buyrulmaktadır. Efendimiz Muhammed (sav) Buhari kaynaklı bir hadisi şerifte ise ‘Haksız yere Yahudi ve Hristiyan’ı öldürenin cennet kokusunu duyamaz’ buyurarak, İslam’ın temelde teröre karşı olduğunun bi-

linmesi gerek. Dolayısıyla ne Yeni Zelenda’da yapılan saldırı Hristiyanlara mal edilebilir ne de Sri Lanka’da yapılan saldırılar İslam’a mal edilebilir. Bu bir terördür ve terörün dini yoktur.

Yeni Zelanda’da yapılan saldırıdan sonra Hristiyanların camilere gelerek Müslümanların acılarını paylaşmaları çok anlamlı bir davranıştı.

Bu bizleri son derece memnun etmişti. Biz de bugün Sri Lanka’da Hristiyanlara yapılan saldırılar ardından aynı şekilde onları ziyaret edip acılarını paylaşmak ve yanlarında olduğumuzu göstermek için buradayız.”

Konuşmasının ardından İmam Selim Saldıran, Kilise papazı Frans Wijnen’e tüm Hristiyanlar adına başsağlığı dileyerek çiçek takdim etti.

Bu ziyaret Rotterdam şehir televizyonu tarafından da kaydedildi.

Haber-Fotoğraflar: Adnan Şahin ◄◄



Çanakkale Müzesi Türker’e uluslararası ödül getirdi Bu yıl 23’cüsü düzenlenen Türk Dünyası Hizmet ödülleri dünyadan 6 kişiye değişik dallarda verildi.

Ankara’da Türk Dil Tarih Kurumu’nda düzenlenen muhteşem törende konuşan TÜRKSAV Vakfı Başkanı Yahya Akangün “Bu yıl Hollanda’da Atatürk ve Çanakkale müzesi kurucusu ve 10 yılda 1 milyondan fazla insana gönüllü olarak Çanakkale’yi anlatan; yurt dışındaki, dünyada tek Çanakkale müzesi sahibi Bülent Türker’e ilk kez jürinin tüm oylarının kararı ile Türk Dünyası Kültür Hizmet ödülünü verdik. Çok mutluyuz. Bu kadar büyük emek ve çaba gösteren yurt dışındaki 6 milyon Türkü temsil eden böylesine değerli bir insanı bu ödülü verdiğimiz için çok mutluyuz ve gururluyuz” dedi.

Ödülü almak için Hollanda’dan gelen Bülent Türker de duygularını şöyle ifade etti: “Çok gururlandım.

10 yıl sonra Uluslararası bir kuruluş tarafından ödüllendirilmek bizleri çok mutlu etti. Bizlere büyük moral verdi. Bir Kırklareli Vizeli olarak çok mutlu ve gururluyuz. Bu ödülü Vizelilere ve yurt dışındaki Türklere

armağan ediyorum. Ayrıca ödülü annem ile birlikte aldık. Annemin Çanakkale müzemize çok büyük emeği geçti. Onun hakkı asla ödenmez” Bülent Türker’e ödülünü eski bakanlardan Namık Kemal Zeybek ve sanatçı Esat Kabaklı verdi.









spotlight

spotlar 15

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 249 - Nisan/April 2019

İbrahim Günay:

“Bu tür programlar gelecek nesillerimize kültürümüzün aktarılmasında çok önem arz etmektedir”

Ayna

kochavva@live.nl

Havva Koç

Arnhem’de Türk Festivali coşkusu yaşandı

Şükürler olsun...

A

B

rnhem Hoca Ahmed Yesevi Türk Kültür ve Eğitim Merkezi (HAYKEM) tarafından bu yıl dokuzuncu kez yapılan Türk Festivali yine yoğun bir ilgi ile gerçekleştirildi. Üç gün süren festivale hem Arnhem’den, hem de çevresinden katılımlar oldu.

Arnhem Belediye Başkanı Ahmed Marcouch ile T.C.Deventer Başkonsolosu Tuna Yücel Modrak ta festivale katılarak vatandaşlarla sohbet ettiler, kurulan stantları gezdiler. Üç gün boyunca Türk mutfağı ve Türk Kültürü tanıtımının yapıldığı, aralıksız programların gerçekleştirildiği festivalde Türk işverenlerin tanıtımı da yapıldı. Çocuklar için gösterilerini sunan tanınmış Türk figürleri ise festivale ayrı bir renk kattı. Festivalin üçüncü gününde

ir kelebeğin ömrü kadar kısa olan hayatımızda, dünyada yaşadıklarımıza, mücadelelerimize, şaşkınlıklarımıza, koşuşturmalarımıza bir an ara verip şöyle bi çalım atsak, kim bilir nelerin farkına varacağız...

Mesela bugün, şimdi başlayabiliriz.

ise yüzlerce insanın katıldığı Türk Günü yürüyüşü yapıldı. Mehteranın öncü olduğu yürüyüşe başta Hollanda Türk Federasyon Genel Başkanı Murat Gedik olmak üzere çeşitli Türk kuruluşlarının da temsilcileri katıldı.

Velper Meydanı’nda başlayan yürüyüş, Hollanda Türk Festivali’nin yapıldığı Presikhaaf Parkı’na kadar sürdü.

Mehteran ve yürüyüşe katılanlar festival alanına yoğun alkış ve tezahüratla ulaştılar. HAYKEM Başkanı İbrahim Günay alanda yapmış olduğu konuşmada her yıl daha da büyüyen festivalin vermiş olduğu mutluluğu dile getirirken katılımcılara teşekkürlerini sundu.

Festival’de, Hollanda Türk Federasyon Genel Başkanı Murat Gedik de bir konuşma yaptı.

Kısa haber

23 Mayıs’ta seçim var!

Vergi borcu olan yolcu Türkiye’ye uçamadı

23 Mayıs 2019 Perşembe günü Hollanda, 23 ile 26 Mayıs 2019 tarihleri arasında diğer 400 milyon Avrupa Birliği seçmeni Avrupa Parlamentosu seçimleri için sandık başına gidiyor. Avrupa Birliği üyeleri kendi ülkelerinde bir seçim yaparak kendi ülkelerinin temsilcilerini belirleyecekler. İngiltere’nin birlikten ayrılma kararından sonra toplam 705 Avrupa Parlamentosu üyesini 400 milyon seçmen belirleyecek. Hollanda toplam 29 AP üyesini belirlemek için 23 Mayıs, Perşembe günü sandık başına gidecek. Geçen yıllara göre katılım yüksek olması beklenmekte. Son yıllarda Hollanda yükselen popülist, aşırı sağcı ve milliyetçi politikacıların temsilinde belirgin bir artış beklenmekte. Bir temsilci üyeye düşen oy toplamı 218.000 olarak beklenmekte olup, 2014’te yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Hollanda Seçim Kurulu’nun www. kiesraad.nl verilerine göre 200.000 oy alan Hayvanlar Partisi (Partij voor de Dieren) Avrupa Parlamentosuna 1 temsilci gönderebilmişti. ◄◄

23 Mayıs 2019 Perşembe günü Hollanda, 23 ile 26 Mayıs 2019 Havalimanlarında yapılan pasaport kontrollerinde ödenmeyen vergi borçları da ortaya çıkıyor. Örneğin Almanya’da Leipzig Halle Havalimanı’ndan Türkiye’ye uçmak isteyen 46 yaşındaki bir yolcunun vergi borcu olduğu anlaşıldı. Devlete 588 Euro vergi borcu çıktı. Geçtiğimiz günlerde, kayıtlarda ismine rastlanan kişi güvenlik güçleri tarafından durduruldu. Uçağa alınmayan yolcunun Berlin savcılığının talimatı ile arandığı tespit edildi. Yetkililer, devlete 588 Euro daha borcu olan kişinin ancak bu parayı ödedikten sonra uçağa alındığını, aksi taktirde gözaltına alınması gerekeceğini bildirdiler. Bu olay yurt dışında devlete borcu olanları korkuttu. Çünkü yaz tatilinin yaklaşmasıyla yurt dışında yaşayanlar tatil için uçakla seyahat edecekler. Böyle bir şeyin başına gelmemesi için önlem almakta fayda var. ◄◄

Yurt dışından telefon götürenler dikkat!

Geçtiğimiz yıl yurt dışından getirilen telefonlar için alınan harç bedeli, 170 TL’den 500 TL’ye yükseltilmişti. Yeni zamlar ile en ucuz harç bedeli 600 oldu. Yurt dışından kendiniz veya başkası adına telefon getirmek mümkün. Bir başkasının size getirdiği telefonu da kayıt yaptırabiliyorsunuz. Burada telefonun yurt dışından gelmiş olması önemli, ne zaman ve kimin getirdiğinin bir önemi yok.

Telefonu yurt dışından dönüşü 120 günü geçmemiş birinin üzerine kayıt yaptırabiliyorsunuz. ◄◄

Nasıl mı? Aynaya bakarak. Rabbim ne muazzam yaratmış her birimizi.

Gözlerimiz, dudaklarımız, burnumuz, kulaklarımız, kaşlarımız, kirpiklerimiz vs. Her sabah uyandığımızda tüm azalarımız görevini yapacağından tereddüt etmiyor, hatta şüphe dahi duymuyoruz. Sanki tüm azalarımızın görevini yapması doğalmış gibi.

Oysa bunlar birer nimet bizlere.

Maalesef ki bu nimetlerin şükrünü eda etmeyi, koşuşturmalarımızın arasına sıkıştırıyor ve unutuyoruz.

Geçtiğimiz hafta uçak yolculuğunda iniş esnasında, basınç nedeni ile kulağım tıkandı. Uçak yolculuğu yapan herkes mutlaka bunu yaşamıştır. Bir kaç dakika sonra genelde bu tıkanıklık geçer.

Lakin bırakın dakikaları saatler sonrası dahi bu tıkanıklık benim kulağımda geçmedi. İlk başlarda çok önemsemedim, hatta bunun üzerine espriler yaptım. Lakin işe başlamamla işin ciddiliğin farkına vardım. Sınıfta çocukların konuşmalarını duyuyor lakin, kimin konuştuğunu anlamak için çocukların dudak oynatmalarına bakıyordum. Uzun lafın kısası: Rabbim bu tip ufak dokunuşlarla kendini hatırlatıyor. Umarım bunun farkında olanlardan olur, şükürlerimizi eksik etmeyiz. ............. İnsan psikolojisi...

Kötü hayat yoktur. O hayatı çirkinleştiren insanlar vardır. Kimi hırsından, kimi kıskançlığından, kimi kompleksinden, kimi cahilliğinden yapar bunu. Kiminle oturup iki lafın belini kırsak, ya eşinden, ya çocuklarından, ya kayınvalidesinden, “ya ya ya” diye şikâyet edilen şahısları çoğaltabiliriz.

Herkes birilerinden şikâyetçi.

Peki şikâyet etmek, birilerine dertlenmek çözüm oluyor mu?

Elbette olmuyor. Arkadaşlar bence şikâyet etmeyi bir kenara bırakın ve aynaya bakarak konuşun.

Etrafınızdaki güzellikleri fark edin.

Gönlü, yüreği güzel insanlarla, özellikle çocuklarla iletişime geçin, beraber bir şeyler yapın. Emin olun size çok şeyin farkına vardıracaklar.

Hayatınıza güzellikler ekleyecek. Şikâyetçi olmak ancak sizin ruhunuzu hasta eder.

Bakın Yavuz Bahadıroğlu ne güzel dillendirmiş; “Ortaya bir sürü “Yaşam Koçu” çıktı hayatımız altüst oldu. Bir sürü “Aile Danışmanı” ile bir “Aile Bakanlığı” çıktı, boşanmalar arttı.

Bir sürü “iyi anne nasıl olur”cu çıktı, anne ile evlatlar arasındaki iletişim koptu! Bir sürü “klinik, psikolog” çıktı, psikolojimiz bozuldu...!

Siz siz olun, kendiniz olun, Allah’ın (cc) kulu olun, insanlarla uğraşmayı bırakın. Yaptıklarınızı Allah rızası için yapın, insanlar için değil…

Beklentilerinizi azaltın, emin olun hayatınız daha kolaylaşır. ……..

Hayırlı Ramazanlar İyi günlerin cesur kararlara ihtiyacı olduğu gibi, bazen bizlerin de yaradılış gayemizi tekrar hatırlamak için Ramazan ayına ihtiyacımız var.

Gönül dünyamızı, yüreğimizi, bedenimizi, beynimizi, ruhumuzu güzelleştirecek, nefsimizi dizginlemeye vesile olacak Ramazan ayını hakkıyla eda etmeyi Rabbim nasip etsin.

Hayırlı Ramazanlar. ……

Not: Heyecanla Türkiye’nin Doğu bölgesine yaptığımız tur gezimizi bekleyen okurlarımızdan özür dilerim.

Maalesef yoğunluktan yazımı bu sayıya yetiştiremedim. inşallah bir sonraki sayıya gezimizi kaleme alacağız.

Lisan, konuşma, kekeleme ve iletişim sorununuz varsa...

Teşhis ve tedavisi bizde!

Türk yaşlıların bu tür sorunları için de tedavi yöntemlerimiz var

Ayşenur Oğuz Logopedist Logopediepraktijk Rabia Telefonnummer: 06-87013119 Web: www.logopedierabia.nl E-mail: info@logopedierabia.nl Adres: Van Lennepstraat 17 Rotterdam

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 249 - Nisan/April 2019

04 etkinlik 16 activiteit



“Böyle bir çalışma çok daha önceleri yapılmalıydı” Millî Görüş, güllerle sokaklara indi, gönüllere dokundu...

Yüz binlere gül ile ‘Merhaba’ denildi...

100.000’den fazla değerli görüşme için teşekkürler...

Millî Görüş bu yıl da Güllerle Sokaklara İndi...

“Buyrun biz Müslümanız” “Hallo, we zijn Moslims” sloganıyla Avrupa’nın birçok kentinde ve 200’ü aşkın noktasında sokağa inen Millî Görüş gençliği ellerindeki güller ve yüzlerindeki tebessümle sokakları renklendirdiler .IGMG - İslam Toplumu Millî Görüş her yıl Avrupa’nın çeşitli yerlerinde düzenlediği “Buyurun

kentinde yakından izlediğimiz Oss Mescidi Cuma Rıhle gençlik teşkilatı gençleri kentte 500 gül dağıttılar ve bunu yaparken takdire şayan bir performans sergilediler.

Güney ve Kuzey Hollanda’nın aynı gün gerçekleştirdikleri bu çalışma hakkında Güney Hollanda Bölge Başkanı Mehmet Erdoğan şunları kaydetti. “Bu bir tebliğ çalışması değildir. Son beş yıldır gerçekleştirdiğimiz bu programla yani “Buyurun ben Müslümanı” ya da “Hallo We Zijn Moslims” başlığı altında yaptığımız bu programla, peygamberimizi temsil eden gülü insanlara ikram etmekteyiz.

“G

S l ü G , r a ü l Al ı rl

le i l ü G , r at a rl a

r a l r a p a Gönül Y

”

“Allermooiste evenement, die georganiseerd is tegen de radicalisering!”



Millî Görüş Teşkilatları, İslam’a karşı oluşan önyargıya son vermek için Avrupa sokaklarında yüzlerce genç ile, 10 binlerce insana gül uzattılar, İslam hakkında yazılan broşür dağıttılar...

Ben Müslümanım” başlıklı gül dağıtarak İslam’ı anlatma projesini bu yılda genişleterek sürdürdü.

Millî Görüş Teşkilatlarına bağlı gençler tüm Avrupa’nın yanı sıra Kanada, Avustralya gibi yerlerde de binlerce gençle kent merkezlerine inerek gül dağıtarak İslam’ın güzel yüzü ile şehir halkını tanıştırmaya çalıştılar.

Her yıl genişletilerek sürdürülen bu çalışmalarla yüz binlere ulaşılmak hedefleniyor. İçinde yaşadıkları ülkelerin dillerinin yanı sıra İngilizce Fransızca gibi diğer uluslararası dillere de hâkim olan gençler sokaklarda İslam’ın güzel yüzünü göstermeye, anlatmaya çalıştılar.

Millî Görüş teşkilatlarında İslam terbiyesi ve bilgisi almış oldukça donanımlı gençler muhtemel gelebilecek pek çok soruya hazırlıklı olarak insanların karşısına çıkan gençlerin son derece güzel çalışmalar ortaya koydukları gözlendi.

Yerel medyanın da oldukça ilgi duyduğu bu hareketin olumlu sonuçlar doğurabileceği umulmaktadır. Bizim de Den Bosch

Bunu yaparken de insanlara İslam’ın sevgi, barış ve kardeşlik dini olduğunu, anlatmaya çalışmaktayız. Bu çalışmayla son yıllarda artan İslami fobiyi ve oluşan ön yargıları bertaraf etmeyi hedeflemekteyiz.

Geçtiğimiz yıl biz Güney Hollanda bölgesi olarak 50 bin kişiye ulaştık. Bu yıl bu rakamın üzerine çıkmayı hedefledik. Tüm Avrupa’da yüzbinlere ulaşılması hedefleniyor. Bugün havanın hayli soğuk olmasına rağmen geçlerimiz çok güzel çalışmalar sergilediler ben özellikle onların hepsine teşekkür ediyorum. Umarım bu çalışmamızdan tüm insanların hayrına olabilecek güzel sonuçların ortaya çıkmasına vesile olur.”

Adnan Şahin - ‘s-Hertogenbosch









hayat ve inanç 17 leven en religie

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 249 - Nisan/April 2019

““Ey namaz kıl beni” demek ile “ey oruç tut beni” demek aynıdır. Namaz nasıl ki musalliyi derler, toplarsa; oruç da oruçluyu tutar, korur, gözetir. Manevî yırtıklarını yamar, eksiğini tamamlar, unuttuklarını hatırlatır, daha çok verdirir, sevilmesi gerekenleri sevdirir, sevindirir, takva elbisesi giydirir.”

ORUÇ TUTMAK ORUCA TUTULMAK M

üslüman, Ramazan gelince farz olan orucu tutar. Böylece oruç da tutar. Bu şu demektir: Hakkıyla oruç tutan, oruç tarafından tutulur.

Aslı “sıyâm, savm” olan, Türkçemizde “oruç” adı verilen ibadet; sözlükte nefsi meylettiği şeylerden alıkoymak, kendini tutmaktır.

Kavram olarak oruç; sabahın başlangıcından, imsak vaktinden güneşin batışına, iftar vaktine kadar yemeden ve içmeden ve cinsî ilişkiden, ibadet niyetiyle nefsi alıkoymaktır.

Sahih bir hadiste geçtiği gibi savmoruç; İslam’ın üzerine bina edildiği temellerden biridir.

Hz. Muhammed şöyle dedi: “İslâm beş temel üzerine bina edilmiştir: Allah’tan başka ilâh (tanrı) olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Elçisi olduğuna şâhitlik etmek.

Namazı dosdoğru kılmak, zekâtı hakkıyla vermek, Allah’ın evi Kâbe’yi haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak.”

(Buhârî, Îmân/1, 2, Tefsîr (2)/30.

Müslim, Îmân/19-22. Tirmizî, Îmân/3. Nesâî, Îmân/13) İslâm, Allah’tan gelen hakka (gerçeklere) teslim olup, bu teslimiyet ve kabul edilen ilahî

ölçülere göre üzere selâmete (kurtuluşa ve mutluluğa) ermek ise, oruç bunu sağlayan önemli ibadetlerden biridir. Oruç bir açıdan imanın en açık isbatı, onu güçlendiren ve kemâle erdiren en önemli sâlih ameldir.

(Unutmamak gerekir ki, bir Müslüman için Allah’ın emrettiği ve O’nun razı olacağı bütün eylemler sâlih ameldir, yani ibadettir.)

Oruç ibadeti, nefsin aşırı isteklerine ve arzularına direnişin adıdır, tahammül ve iradedir. Oruç; Müslümana Allah için bir şey yapabilmenin lezzetini, iradenin değerini, bir görevi başarıyla yapabilmenin sevincini tattıran, sabrın ne büyük bir nimet olduğunu öğreten en güzel kulluktur.

Kur’an oruç tutanları övüyor. (bkz: Ahzab 33/35) Peygamber (sav) de oruç hakkında şöyle buyurdu: Ebu Ümâme (ra) anlatıyor: “Ey Allah’ın Elçisi dedim, bana öyle bir amel göster ki (yaptığım takdirde) Allah beni mükâfatlandırsın.’’ “Sana orucu tavsiye ederim, zira onun bir eşi yoktur” dedi. (Nesâi, Sıyam/43) “Cennette Reyyân denilen bir kapı vardır. Oradan sadece oruçlular girer. Oruçlular girdiler mi artık kapanır, kimse oradan giremez.” (Buhârî,

Savm/4, Bed’ü’l-Halk/9. Müslim, Sıyâm/166 no: 1152. Nesâi, Sıyam/43. Tirmizi, Savm/55 no: 765) “Oruç perdedir. Biriniz oruç tutacak olursa kötü söz sarf etmesin, bağırıp çağırmasın.

Birisi kendisine yakışıksız lâf edecek veya kavga edecek olursa “ben oruçluyum!’’ desin (ve ona bulaşmasın)” (Buhârî, Savm/2, 9, Libas/78. Müslim, Sıyâm/164 no: 1151. Muvatta, Sıyâm/58. Ebu Dâvud, Savm/25 no: 2363. Tirmizî, Savm/55 no: 764). Nesâi, Sıyâm/41. İbnu Mâce, Sıyam/1 no: 1638) - Orucun farz kılınmasının gerekçesi Kur’an, Allah’ın Müslümanlara neden orucu emrettiğinin sebebini açıklıyor: “Ey iman edenler, Allah’a karşı takvalı olasınız diye, sizden önceki ümmetlere farz kılındığı gibi, sizlere de oruç tutmak farz kılındı.”

(Bakara 2/182) Demek ki orucun farz oluşunu gerekçesi takva imiş. Yani Allah’a karşı sorumluluk bilinci taşımak.

Allah’ın kendisini murakabe ettiğini, gördüğünü bilerek davranma şuuru.

Kur’an’da pek çok âyette insanlar, özelde de Müslümanlar takvalı olmaya davet ediliyor.

Mesela; “Ey iman edenler!

Allah’a karşı gelmekten nasıl sakınmak gerekiyorsa öylece sakının (takvalı davranın) ve siz ancak Müslüman ismiyle ölün.” (Âli İmran 3/102) “... Allah’a karşı gelmekten korkup-sakının ve bilin ki, Allah muttakilerle (sorumlu davrananlarla) beraberdir.”

(Bakara 2/194) Pek çok ibadetin gerekçesi de tıpkı oruç gibi daha takvalı olmaya, daha sorumlu davranmaya teşviktir. Mesela; “Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize ibadet edin ki, Allah’a karşı gelmekten sakınasınız (takvalı olasınız).” (Bakara 2/21.

Mü’minun 23/23, 32. A’raf 7/65)

Hikmet Pınarı Hüseyin Kerim Ece kerimece@hotmail.com

Bu hem O’na karşı bir edeptir, hem de iyi, güzel, doğru işler (ameller) yapma konusunda bir bilinç kaynağıdır.

Oruç işte bu bilinci kuvvetlendirir.

Müslümanın davranışlarına dikkat etmesini sağlar. Kimin karşısında olduğunu bir kez daha hatırlatır.

Ramazan bir nevi şuurlanma, bilinç depolama fırsatıdır.

Oruç Müslümanlara farz kılındı ki, hem günahlara ve hatalara karşı korunabilsin, hem de Allah’a karşı sorumluluk bilinci artsın. Zaten Allah’a karşı kalbinin derinliklerinde sorumluluk duyan dikkatli olur.

Günahların ve hataların getirebileceği zararlara karşı ibadet ve itaat ile (tabi ki oruçla) kendini korumaya alır.

“İşte bu, benim dosdoğru yolum. Artık ona uyun. Başka yollara uymayın. Yoksa o yollar sizi parça parça edip O’nun yolundan ayırır. İşte size bunları Allah emretti, belki sorumluluk bilinciyle davranırsınız.” (En’am 6/153)

“Ey namaz kıl beni” demek ile “ey oruç tut beni” demek aynıdır.

Namaz nasıl ki musalliyi derler, toplarsa; oruç da oruçluyu tutar, korur, gözetir. Manevî yırtıklarını yamar, eksiğini tamamlar, unuttuklarını hatırlatır, daha çok verdirir, sevilmesi gerekenleri sevdirir, sevindirir, takva elbisesi (A’raf 7/26) giydirir.

İnsan kul olduğuna göre, Yaratıcısı ve her açıdan kendisine muhtaç olduğu Efendisine karşı sorumluluk taşımalı. O’nun kendisini her an gördüğünü, yaptığı her şeyi bildiğini hesaba katarak hareket etmeli.

Oruçlu, Ramazan’ı inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek geçirir ve değerlendirirse şöyle diyebilir: “Ben bu Ramazan’da oruç tuttum. Şükürler olsun ki o da beni tuttu.” ◄◄

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 249 - Nisan/April 2019

onze rechten

18 haklarımız Haklarımız

info@ibco.nl



Recep Soysal’ın objektifinden...

Mehmet Yamaç

Türkiye’de SGK Emekliliği ile Geleceğiniz Güvencede!

- UWV’den alınacak güncel TH 205 veya Konsoloslukça verilen ayrıştırılmış hizmet belgesi. TH 205 belgesinin Türkçeye tercümesi ettirilmesi gerekmiyor.

Bugünkü sayımızda “emekli maaşı nasıl bağlanır? Bunun için Türkiye’ye gitmek gerekir mi?” gibi genel konularda bilgi vermeye ve sizden gelen soruları cevaplandırmaya çalışacağım.

- Çoğu SGK’lar talep etmemekle birlikte talep halinde Hollanda’da serbest çalışma (zelfstandige) nedeniyle vergi mükellefi (belastingschuld) olunmadığına dair bağlı olunan vergi dairesinden (Belastingkantoor) belge. Bu belgeyi ilk etapta istemiyoruz. Ancak SGK bizden talep ederse temin edilmesi ve Türkçeye tercümesi gerekiyor.

Sorularınız varsa beni WhatsApp veya telefonla arayarak sorabilirsiniz.

EMEKLİ MAAŞI NASIL BAĞLANIR? BUNUN İÇİN TÜRKİYE’YE GİTMEK GEREKİR Mİ?

Yurt dışı emeklilik borçlanma işlemi biten ve borçlanma bedelini yatıranlar emeklilik şartlarını yerine getirmişlerse; yani emeklilik primleri ödemiş ve yaşları gelmişse, emekli aylığı bağlanması için SGK’ya maaş bağlanması için müracaat etmek zorundadırlar. Bu işlem için kişi bizzat kendileri Türkiye’de SGK’ya başvurabilecekleri gibi Hollanda’dan da posta yolu ile başvuru yapılması mümkündür. Emekli aylıkları başvurulan ayı takip eden ay başından itibaren başlatılır.

Unutmayın ki başvuru yapılmaz ise emekli aylığı otomatikman bağlanmaz ve geriye dönük emekli maaşı da istenemez.

Yurt dışı borçlanmaya dayanılarak emekli aylığının bağlanması için 3201 sayılı Kanun gereğince Hollanda’da ikamet etmeye devam eden vatandaşlarımızın hali hazırda Hollanda’da çalışmıyor ve ikamete dayalı herhangi bir sosyal yardım ya da ödenek almıyor olmaları gerekmektedir.

Hollanda mevzuatına göre bu ülkede ikamet eden ve maluliyet oranları % 80 – 100 arasında malulen emekli statüsünde olanlara da Türkiye’den emeklilik maaşı bağlanmaktadır.

Bu durumda olanların, 3201 sayılı Kanuna göre aylık talepleri SGK’nın 24.11.2009 tarihli ve 2009/140 sayılı genelgesine göre geçerli sayılmakta ve emekli aylığı bağlanmaktadır.

Prim ödeme gün sayısı, sigortalılık süresi ve yaş şartlarını dolduran vatandaşlarımız emekli aylığı talebi için aşağıdaki belgeleri ulaştırmaları gerekmektedir;

- Yaşanılan beldenin bağlı olduğu sosyal yardım kuruluşundan ikamete dayalı sosyal yardım almadığına dair belge. Bu belge Türkçeye tercüme edilmelidir.

- Nüfus Cüzdanı veya Mavi Kart Fotokopisi.

Yeniden hatırlatmakta yarar görüyorum ve diyorum ki, eğer bu sene yurt dışı emeklilik borçlanması ile Türkiye’den emekli olma gibi bir niyetiniz varsa bunun için fazla beklemeden müracaatınızı şimdiden başlatın. Çünkü ödemenizi Türkiye’ye izine gittiğinizde şahsen yapabilirsiniz ve böylece ikinci bir masraftan kaçınmış olursunuz! Yurt dışı emeklilik için yurtdışı borçlanması başvurusu yapmadan önce Türkiye’deki bir günlükte olsa SSK (4a) kapsamında çalışmanız olmasına dikkat edin. Eğer hâlâ SSK çalışmanız yoksa TR’de izine gittiğinizde 1 günlük SSK sigortalı olarak çalışmanız yeterli olacaktır. Bu nedenle izine gittiğinizde bir günlük SSK başlangıcı yaptırınız.

Bu yıl için 01 Ocak 2019 tarihi ile 31 Aralık 2019 tarihleri arası yurt dışı borçlanma için ödenecek günlük en düşük tutar: 27,29 TL’dir. Örnekleyecek olursak 3600 günlük borçlanma için ödeyeceğiniz miktar toplamda 98.244 TL’dir. Türkiye’ye giriş ve çıkışlarınızda pasaportunuza mühür vurdurmayı unutmayınız, ID kart ile giriş yapanlar ise çıkışta mühürlü kağıdı almayı unutmasın!

Türkiye’deki SSK Emeklilik işlemlerinizi Türkiye’ye gitmenize gerek kalmadan biz buradan hallediyoruz. Mümkünse izin öncesi olmazsa izinden döndükten gelerek sonra emeklilik işlemlerinizi Türkiye’ye gitmeden, buradan hallediyoruz.

KHMG, Genişletilmiş Şube Yöneticileri Toplantısını gerçekleştirdi

Toplantıya Bölge İrşad Başkanının açılış Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlandı. Yoklamadan sonra Bölge Başkanı Oktay Dalmaz açılış konuşması yaptı. Sri Lanka’da yaşanan vahşeti lanetleyerek ölenlere başsağlığı diledi. Yaklaşan Ramazan ayı ile alakalı şubelerde hazırlıkların tam olması gerektiğini ve bu ayda yapılacak olan çalışmaların önem ve ehemmiyetini belirtti. Bunların yanında paralel yapılanmalara fırsat verilmemesi ve teşkilatın her platformda sahiplenilmesi gerektiğini vurguladı. Toplantı, birim sunumları ve değerlendirmeyle sona erdi.

Hollanda Kayserililer Vakfı yönetim kurulu toplantısını gerçekleştirdi Vakıf tüzük gereği yeni yönetim kurulunu oluşturdu. Seçimler sonucunda vakfın başkanlığına Hatice Bayar seçildi. Vakıf Genel Sekreterliğe Semiha Arslan, muhasebeye İbrahim Acer getirildi. Önceki yönetim, yeni göreve gelenlere görevlerinde başarılar dileyerek, devamlı yanlarında olacaklarının sözünü verdiler. Yeni Başkan Hatice Bayar da, başta Hasan Tekten olmak üzere, Mehmet Safrantı, Tekin Ateş ve diğer yöneticilere yaptıkları katkılarından dolayı teşekkür etti.



Daha geniş bilgi veya randevu için bizi telefon veya WhatsApp ile arayabilirsiniz.

Ramazanımız mübarek, Bayramımız Bayram olsun inşallah!

Emeklilik Uzmanı & Konsoloslukta kayıtlı yeminli tercüman Doç. Mehmet Yamaç Tel: 06 222 056 33

Çalışma sezonunu kapatan RYSK sanatçıları gezintiye çıktılar

“Rotterdam Yurttan Sesler Korosu (RYSK)”, gelenekselleştirdiği “İlkbahar Konser”lerinin 6’ncısını, geçtiğimiz 21 Nisan Pazar günü, şef Sami Dalmış yönetiminde, Rotterdam Theater Zuidplein’de gerçekleştirdi. Konser de kuruluşunun 10’uncu yılını da kutlayan koro, bu özel yılın anlamını yansıttığı konser akşamını birbirinden güzel koro ve solo türkülerle süsledi. Yurttan Sesler Korosu, sezonu, yemekli bir gezi programıyla kapattı.





19 23 tanıtım 17 introduction

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 249 - Nisan/April 2019

Hasan Bekleviç:

“Kurumun amacı, müşteriye kendisini evinde hissettirmeye çalışarak, kaliteli hizmet sunmaktır”

Primazorg & Welzijn hizmet ağını genişletti

S

ağlık sektöründe hizmet veren Primazorg En Welzijn Oss’ta yeni bir hizmet binası açarak ağını genişletti.

İkinci Hizmet Binası Oss’ta Açıldı

2013 yılında Tilburg kentinde küçük çapta hizmet vermeye başlayan Primazorg en Welzijn şuan 70’in üzerindeki çalışanıyla birlikte geniş bir hizmet yelpazesine sahip oldu. 300’den fazla müşteriye çeşitli konularda hizmet sunan sağlık hizmet kurumu Primazorg & Welzijn şimdilerde hizmet ağını Tilburg’un dışındaki kentlerde de vermeye başladı. Primazorg & Welzijn geçtiğimiz 25 Nisan Perşembe günü Oss Indutrielaan 93 adresinde yeni bir hizmet binasının açılışını gerçekleştirdi.

Hangi gün ve ne tür hizmetler verilecek Şu an itibariyle tatil dönemi göz önünde bulundurularak haftada iki gün hizmet verecek olan Primazorg & Welzijn Oss hizmet kurumu, tatilden sonra haftada beş gün hizmet vermeye başlayacak. Kurumun genel sorumlusu Hasan Bekleviç’ten edindiğimiz bilgiye göre Oss’ta ilk etap da “Hemşerilik, Hastabakıcılık, Grup aktiviteleri, Rehberlik hizmeti ve Ev temizlik hizmeti verilecek. Bekleviç Oss ve çevresine hizmet alabilecek yüksek bir potansiyelin olduğunu hatırlatarak “biz zaten bize yapılan talep üzerine burada hizmet binamızı açtık” diye konuştu.

Primazorg & Welzijn’in Tilburg’da bulunan merkez binasında daha geniş hizmet çeşitleri sunulmaktadır.

Müşterisinin olanakları çerçevesinde hizmet sunan kurumun amacı müşteriye kendisini evinde hissettirmeye çalışarak daha kaliteli hizmet elde etmeye çalışmak. Bununla birlikte müşterinin dini ve kültürü de göz önünde bulundurularak hizmet verilmektedir.

Yetkililer Primazorg & Welzijn’in kapısının herkese açık olduğunu belirtiyorlar.

ve ilgili katılarak Primazorg & Welzijn’in yeni binasını incelediler ve yetkililerden alabilecekleri hizmetler konusunda bilgi aldılar.

Açılış programına çok sayıda davetli

Adnan Şahin/Oss

Bu ülkelerde yarım asrı çok tan geride bırakan insanımız, yaşlandı ve şimdi yeni hizmetlere, kendine uygun bakıma ihtiyaç duymaktadır. Bunu çok iyi gören genç nesil bu alandaki açığı kapatmak için kolları sıvadılar ve Avrupa’nın bir çok kentinde bu sektörde hızlı bir gelişme var. ◄◄





Göz sağlığı & göz muayenesi

“Göz sağlığı ve kaliteli gözlük için doğru adrestesiniz”

50 Euro değerindeki

Göz Ölçümü de Optiek’de ücretsiz

Komple gözlük

Her zaman

Sigorta geri ödemesi

camlar dahil şimdi 129 Euro

1 saat içerisinde gözlüğünüz hazır

bildirim hizmeti de Optiek’de yapılır

“de Optiek” mağazasında şu hizmetler verilmektedir: Gözlük, ileri/yakın/güneş ve prizma gözlükleri, kontak lens (silikon, sert ve yumuşak lensler), göz ölçümü, katarakt muayenesi, göz arkası muayenesi şeker hastaları/diyabet kontrolü, yüksek göz tansiyon kontrolü, kuru göz ve göz alerji kontrolü, lazere uyumluluk ve takip kontrolü, çift görme, denge sorunları kontrolü, genel göz muayenesi...

20 haber

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 249 - Nisan/April 2019

nieuws

Hollanda’da hayat...



Saygıdeğer okurlarımız, bu sayfada yayımlanmasını istediğiniz, hem cemiyet haberlerinizi hem kendi fotoğraflarınızı, hem de ilginç bulduğunuz fotoğrafları yorumlarınızla birlikte paylaşabilirsiniz... Bekliyoruz...

Amsterdam Başkonsolosluğu’nun resmî açılışı gerçekleştirildi

D

ışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Türk Sivil Toplum Kuruluşlarının (STK) temsilcilerinin katıldığı açılışta konuşan Bakan Çavuşoğlu, Türkiye’nin 242 diplomatik misyonla dünyada en çok misyonu bulunan beşinci ülke olduğunu ve bu sayının giderek arttığını belirterek, “Dünyanın her yerinde var olmamız lazım. Bayrağımızı dünyanın her yerinde dalgalandırmamız gerekiyor.

Dünyanın her yerindeki ülkelerle ve uluslararası örgütlerle ilişkilerimizi güçlendirmemiz gerekiyor.” dedi. Özellikle başkonsolosluklara çok önem verdiklerine dikkati çeken Çavuşoğlu, “Başkonsolosluklar o ülkelerde yaşayan vatandaşlarımıza

hizmet etmek için önemlidir. Bizim temel prensibimiz yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza yerinde, hızlı, ülke ve vatandaşlarımıza yakışır bu gibi mekânlarda en iyi hizmeti vermektir.” ifadesini kullandı.

Hollanda’ya gerçekleştirdiği resmî ziyaretler hakkında bilgilendirme yapan Çavuşoğlu, ziyarette ikili ilişkileri en iyi şekilde değerlendirdiklerini ifade ederek, şunları söyledi: “Herhangi bir aksama olduğu zaman Türk toplumunun da bundan etkilendiğini bir kere daha duyurduk. İlişkilerimiz geliştikçe buradaki Türk toplumunun da Hollanda’ya ve toplumuna entegrasyonunda son derece başarılı olduğunu görüyoruz. Bu ilişkilerin gelişmesinde Hollanda vatandaşları Türk Hollanda toplumu da en iyi şekilde faydalanacaktır.” Çavuşoğlu görüşmeler sırasında bir vatandaşın “Türkiye’yi ‘ana vatan’, Hollanda’yı ‘baba vatan’ olarak tanımladığını dile getirerek bunu görmek istediklerini; bunun da entegrasyonun kendisi olduğunu vurguladı. Çavuşoğlu, açılışa katılan herkese ve orada bulunan Hollanda Dışişleri

Bakanlığı Protokol Genel Müdürü Thijs van der Plas’a teşekkür ederek, “Başkonsolosluklar sadece Hollanda’da yaşayan Türklerin evi değil ama tüm Hollandalı dostlarımızın da evidir.

Tüm Hollandalı dostlarımızı da konsolosluğumuza her zaman bekliyoruz.” dedi.

Türkiye’nin Lahey Büyükelçisi Şaban Dişli de Bakan Çavuşoğlu’nun yönlendirmesi ve desteği ile Hollanda ile yeniden olumlu gündemle yola çıktılarını söyledi. Dişli, “Köklü bir geçmişe sahip Türkiye-Hollanda ilişkilerini

Karamanlılar ‘Birlik’ oldu

H

ollanda Karamanlılar Federasyonu tarafından düzenlenen geleneksel ‘Birlik Şöleni’ çok renkli ve yoğun katılımla gerçekleşti.

Rijswijk Event Center’de gerçekleşen şölene başta Türkiye’nin Lahey Büyükelçisi Şaban Dişli olmak üzere, Rotterdam Başkonsolosu Aytaç Yılmaz, Ticaret Ataşesi Ömer Tarık Gençosmanoğlu, DENK Partisi Lideri Tunahan Kuzu, Karaman Ziraat Odası Başkanı Mehmet Bayram, siyasiler, iş insanları, STK temsilcileri, MÜSİAD Den Haag Başkanı Hamza Çelik, MÜSİAD Amsterdam Başkanı Ümit Akbulut, MÜSİAD Utrecht Başkanı Ali Köklü ve 800 kadar davetli katıldı.

Kur’an tilaveti ve İstiklal Marşı ile başlayan programda bir konuşma gerçekleştiren HOKAF Başkanı aynı zamanda Rotterdam MÜSİAD Başkanı olan Mustafa Duyar, birinci

önceliklerinin dil, din ve kültür alanında, etkin çalışmalar ve programlar yapmak, olduğuna işaret etti.

“Ben değil –BİZ- olarak hareket etmeliyiz” Duyar, “Bizi biz yapan değerlerimizi yaşamak, gelecek nesillerimize aktarmak ve içinde bulunduğumuz toplumla paylaşmak, bir diğer önceliğimizdir. Yarım asırdan fazla bir süredir, biz Karamanlıların; Hollanda’ya ilk günden beri devam eden katkısı, bundan sonra da artarak devam edecektir. Hollanda’da, en fazla Türk nüfusuna sahip olan biz Karamanlılar; Türkiye ve Hollanda arasında, köprü görevi gördüğümüzü de, burada memnuniyetle söylemek istiyorum. Özellikle, son yıllarda sayıları her geçen gün artan Karamanlı girişimcilerimizin, Hollanda ekonomisine katkısı, asla göz ardı edilmemelidir. Öte yandan, Hollanda yüksek okul ve üniversitelerinde ve diğer meslek

her alanda geliştirmek için Büyükelçilik ve başkonsoloslarımız olarak yoğun bir mesai içinde çalışıyoruz. Bu yoğun mesaimizde, iki ülke arasında kıymetli bir köprü vazifesi gören Hollanda’da hayatın her alanına fedakârca katkıda bulunan aktif ve başarılı bireyler yetiştirmiş Hollanda Türk toplumunun varlığı bize güç veriyor.” şeklinde konuştu.

Bakan Çavuşoğlu, açılış sonrası Amsterdam Başkonsolosluğu binasında Başkonsolos Tolga Orkun ve Türk STK temsilcileri ile bir araya geldi.

okullarında, eğitim gören Karamanlı gençlerimiz; bu ülkedeki, geleceğimizin teminatıdır. HOKAF olarak, kendimize addettiğimiz diğer bir görev ve mesuliyet ise, Hollanda’da yaşayan, Karamanlıları bir araya getirerek, Birlik ve beraberliğimizi, daha da perçinlemektir.

Ben değil –BİZ- olarak hareket etmeliyiz düşüncesindeyim.”

“Gençlerimize buradan bir mesaj vermek istiyorum. Yaşadığımız ülkeye sahip çıkıp, örnek vatandaşlar olursanız, ülkemiz insanlarına, vatanımıza en büyük hizmeti etmiş olursunuz. Bizim istediğimiz, çocuklarımıza kültürümüzü, dilimizi ve dinimizi, unutturmamaktır.

Yaşadığımız ülkenin yetkililerinden de, bu çerçevede sadece hoşgörü bekliyoruz” şeklinde konuştu.

“Beraberliğimizi perçinleme adına çok güzel bir organizasyon” Lahey Büyükelçisi Şaban Dişli ise vatandaşlarımıza şöyle hitap etti: “Birlik ve beraberliğimizi perçinleme adına çok güzel bir organizasyon.

Hollanda artık bizlerin sizlerin anavatanı oldu, doyduğumuz yer.

Tabi Türkiye’mizle bağımızı kesmiyoruz kesmeyeceğiz. Üçüncü nesil çocuklarımızın burada çok önemli mevkilere gelmesi hepimizi gururlandırıyor. Bazı zorluklar çıkartılsa da çocuklarımız, yaşıtlarına göre iki kat daha fazla çalışmak zorunda kalsalar da güzel başarılar yakalıyorlar. Türk - Hollanda ilişkileri çok iyi bir çizgiye gelmek üzere.

Geçmişin olumsuzluklarını travmasını bir kenara bırakmış olacağız diyorum.”

DENK Partisi Lideri Tunahan Kuzu ise konuşmasında 28 Mayıs tarihinde gerçekleştirilecek olan Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde mutlaka sandığa gitmek gerektiği konusunda vatandaşlarımıza çağrıda bulundu ve AP seçimlerinde Denk Partisi’nden aday gösterilen Ayhan Tonca’yı tanıttı. Grup Gökkuşağı’ndan Ömer Atıf, temsili olarak Karamanoğlu Mehmet Bey’in fermanını okudu. Sanatçılar Sami Çelik ve Yudum, Hollanda’dan Murat Ay Orkestrası eşliğinde konser verdiler.

Haber: M. Ali Topcu



Harderwijk’te yoğun katılımla “Kültür Şöleni” gerçekleştirildi

H

arderwijk Al Sancak Türk Kültür Ocağı’nın “Kültür Şöleni” muhteşem bir coşku ve katılım ile gerçekleşti. Harderwijk Lorenz Events’de gerçekleştirilen şölene ilgi büyüktü.

Türk Bayrağını dalgalandıran gençler, sevilen sanatçılar Ali Kınık, Gökhan Tekin, ve Hülya Bakır’ın şarkılarıyla coştular. Programa Hollanda Türk Federasyon Genel Başkanı Murat Gedik, teşkilat başkanları, çeşitli sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri ve yüzlerce kişi katıldı.

Kur’an-ı Kerim tilaveti ve bütün şehitlerimiz için saygı duruşu ile İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından açılış ve teşekkür konuşmasını Harderwijk Al Sancak Türk Kültür Ocağı Başkanı Rafet Şahan yaptı. Şahan, katılanları selamladıktan sonra teşkilatlarının amacının Türk milletine hizmet olduğunu söyledi ve teşkilatın kurucu başkan ve yönetimine verdikleri mücadeleden dolayı teşekkür etti. Şahan: “Bizim de amacımız bizden sonra gelecek olanlara bayrağı en iyi şekilde devretmektir.

Hollanda Türk Federasyon’umuzun sloganı olan gelecek

nesiller için sözü bizim için yol göstericidir, hedefimiz gençlerimize milli ve manevi şuuru aşılamak ve onlara sahip çıkmaktır. Bunu yaparken de Harderwıjk halkının desteğini her zaman beklemekteyiz.”

Kültür şöleninde sunuculuğu Harderwijk Al Sancak Türk Kültür Ocağı’ndan İzzet Ünal’ın yaptığı program şiirler ile devam etti.

Şiir sunumunun ardından sahne alan Hülya Bakır ve Hollanda Türk Federasyon sanatçısı Gökhan Tekin seslendirdikleri birbirinden güzel Türkülerle gençleri coşturdular.

Gecede konuşan Hollanda Türk Federasyon Genel Başkanı Murat Gedik konuşmasında şunlara değindi: “Harderwijk teşkilatımız yeni teşkilatlarımızdan biridir, dört beş yıl önce yola çıkan arkadaşlarımız çok şükür bayrağı dalgalandırdılar ve dalgalandırmaya da devam ediyorlar. Yolunuz ülkü yoludur, yolunuz Kızıl Elma’ya giden yoldur, yolunuz açık olsun, kutlu olsun diyorum. Bizler sizleri gördükçe hoşnut oluyoruz. Bizler sizleri gördükçe mutlu oluyoruz. Bizler sizleri gördükçe Tanrı Dağları’ndan esen o soğuk rüzgarın altında, kopuz sesi ile Türk’ün nefes alışını görüyoruz, Bozkurt’un ulumasını görüyoruz.”

Konuşmasında Türk milliyetçilerinin tarihine de değinen Gedik, Milliyetçi Hareketin elli yılından da bahsetti. Milliyetçi Ülkücü Hareket’in her türlü tefrikayı yendiğini belirten Gedik, bunun disiplin içinde olan ülkücüler sayesinde olduğunu belirtti. Dün Başbuğ ile bugün Lider ile ayakta durabildiğini söyledi.”

Harderwijk teşkilatı adına sponsorlara plaket takdiminden sonra Ali Kınık, gençlere unutulmaz anlar yaşattı.

Haber: HTF Basın Masası









mesaj 21 message

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 249 - Nisan/April 2019

................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................. ................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................. ................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................. .................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

Mazlum ve mağdurlara uzatılan eliniz...

“Yardımseverler zekât bağışlarını www.hasene.org sayfası üzerinden online olarak yapabilirler.”

Zekât Fitre Kampanyası ‘19 “Bir Kelebek Uçur”

H

asene Derneği 2019 Zekât ve Fitre Kampanyası’nı başlattı. İslam Toplumu Millî Görüş Teşkilatları ile ortaklaşa yürütülen kampanyada, Müslümanların mâli ibadetinin îfasına aracılık ediliyor, Zekât ve fitre bağışları ile mazlum ve mağdurlara destek olunuyor, Avrupa’da yürütülen İslami çalışmalar destekleniyor.

Kampanyanın mottosu “Zekât ve Fitre Kampanyası ile sen de bir kelebek uçur.” Hasene Derneği kampanya ile Zekâtın kurumsal olarak yapılmasının ve Zekâtta yerelliğin altını çiziyor.

Zekât bağışları sadece ramazan ayında mı verilir?

Zekât ibadeti ramazan ayı içerisinde yoğun olarak îfâ ediliyor. Ramazan ayının son günlerine doğru bu yoğunluk daha da artıyor. Zekât bağışları yılın her günü yapılabilir.

Bağışlar gerek online gerek temsilciler ve şubeler üzerinden toplanıyor. Zekât konusunda bir bilinç oluşturmak ve bu konuda duyarlılığı artırmak maksadıyla, insanların ramazan ayında yardım yapma eğilimlerini de dikkate alarak bu zaman dilimlerinde kampanya başlatılıyor ve çalışmalar bu ay itibarı ile yoğunluk arz ediyor.

Zekât ibadetinin ramazan ayı içerisinde yapılmasının bereketi kampanyaya yansımaktadır. Bir ay gibi kısa bir zaman içerisinde on binlerce hayırsever Zekâtlarını, yüz binlerce insan fitrelerini Hasene’ye ulaştırıyorlar. Ramazan ayında yapılan zekât bağışları yılın diğer 11 ayında yapılan Zekât bağışı ile kıyaslanamayacak kadar fazla.

Ramazan ayının maneviyatı, insanların yoğun bir şekilde camilere akın etmesi, vaazların etkisi, Zekâtın ramazan ayında verilmesinin bir gelenek olması ve bu ayda yapılan yardımlardan daha fazla sevap alma inancı bu aydaki bağışların fazlalaşmasını sağlayan sebepler olarak sıralanabilir.

Zekâtın kurumsal olarak toplanması Zekâtın kurumsal olarak toplanması ve dağıtılmasının önemi nedir?

Zekâtla ilgili ayetlerde ve Peygamber Efendimiz a.s.’ın uygulamalarında şu üç özellik öne çıkmaktadır: Birincisi; sahip olunan mallarda

ihtiyaç sahiplerinin hakkı olduğu uyarısı yapılmaktadır. İkincisi; malların Zekât vermek suretiyle temizlenmesi emredilmektedir. Üçüncüsü ise Peygamber Efendimiz a.s.’a emredilen, ‘Onların mallarından Zekât al’ emri doğrultusunda bu işin kurumsal olarak yapılmasının öne çıkmasıdır.

Peygamberimiz a.s. Yemen’e vali olarak atadığı Muaz b. Cebel’e ‘Oradakilerin Zekâtını al, ihtiyaç sahiplerine ver’ demiştir.

Peygamberimizin vefatından sonra da Zekâtlar kurumsal olarak toplanmaya devam etmiştir. Zekâtların toplanması ve dağıtılması tarih boyunca devletler eliyle yapılmıştır. Bugün Malezya ve Endonezya gibi ülkelerde devlet kurumları eliyle icrası gerçekleşmektedir. Devletin bu görevi îfâ etmediği birçok ülkede de sivil toplum kuruluşları bu görevi üstlenmişlerdir. Kampanya Hasene ve İslam Toplumu Milli Görüş teşkilatları işbirliği ile yürütülmektedir.

Kurumsal olarak toplamanın ve dağıtmanın birçok faydası bulunmaktadır. Zekât toplumsal bir ibadettir. İslam’ın şartlarından biridir. Zekâtın verileceği yerler zikredilirken toplumun bütün katmanlarını içine aldığı gözlenmektedir. Bundan dolayı da, 8 sınıfa ulaşma noktasında ve toplumun sorunlarını en iyi tespit etme noktasında kurumlar üzerinden yapılmasının avantajı vardır.

Zekâtta yerellik anlayışı Müslümanlarda Zekât ibadeti hususunda bir bilinç var mı? İslam’ın şartlarından biri olan ve Kur’an’da üzerinde çokça durulan, mâli ibadetler başlığının zaman ve miktarla bağlayıcı olan bir ibadetin en güzel şekilde yapılması için insanlarda bir bilinç oluşturma hususu önem arz ediyor. Hasene Derneği ve İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) teşkilat mensupları bu ibadetin hakkıyla yerine getirilmesinde toplumsal bir hassasiyet oluşturma gayreti ile hareket ediyor. Bu sebeple Zekât Danışma Hattı oluşturuldu ve bilgilendirme noktasında gelen sorulara yetkin isimler cevap veriyor.

IGMG İrşad Başkanlığı uhdesinde yürütülen bu çalışma ile; insanlar

Zekât ve fitre konusunda kafalarındaki soruları gerek telefon gerekse sanal iletişim yolları ile sorabiliyor ve sorularına cevap alabiliyorlar.

Zekâtta yerellik anlayışı önemli bir husus. Peygamberimiz a.s. Yemen valisi Muaz bin Cebel’e onların zenginlerinden alıp, oradaki ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasını söylüyor.

Her toplumun kendi içerisinde fakir ve zenginleri vardır. Hasene Derneği dünyanın 100 ülkesindeki ihtiyaç sahiplerine insani yardım çalışmaları yapıyor. Bunun yanı sıra en az o derece önemli bir hususu, yerellik prensibi çerçevesinde, Avrupa’daki İslam toplumunun sorunlarına çözüm bulmak maksadına matuf bir şekilde Zekâtların değerlendirilmesi önem kazanıyor.

Zekâtta bir takım kısıtlamalar vardır. Örneğin Zekât birinci derece akrabalara verilemez. Zekâtı kendilerine verilmesi gereken 8 sınıfa hasretmek ve aciliyet durumuna göre değerlendirmek gerekiyor. Zekât yalnızca fakir fukaraya verilmez.

Zekât aynı zamanda ayette zikredilen 8 sınıf içerisine giren insanlara ulaştırılması gerektiği de gözden uzak tutulmamalıdır. İslam Toplumu Milli Görüş ve Hasene Derneği’nin birlikte yürüttüğü bu kampanyada, üzerinde durulan hassasiyetleri de dikkate alarak, yerellik bağlamında Avrupa’da İslam’ın yaşanması, yaşatılması ve tanıtılması çalışmalarına ağırlık verilmektedir. Allah yolundaki çalışmalar kapsamında hayata geçirilen yüzlerce projeye destek olunmaktadır. İslam’ı bu topraklarda temsil edecek nesillerin yetişmesi için, talebe yetiştirmede, hafız ve imamların yetişmelerinde, çift dilli, üç dilli, buradaki toplumun ihtiyaçlarını çözecek meslek dallarında öğrenciler yetiştirmeye bu

kampanya ile destek olunmaktadır.

Bu kampanya ile; toplumun ihya ve inşasında, fertlerin ıslahında, yolda kalmışlar grubuna girenlere el uzatmada, mültecilere yönelik çalışmalarda, Avrupa’da kalbi İslam’a ısındırılacaklar başlığı altında yapılan tüm çalışmalar destekleniyor.

Teşkilat ağı etkin kullanılıyor IGMG teşkilat birimleri kampanyaya nasıl destek oluyor? İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Avrupa genelinde etkin ve güçlü bir teşkilat ağına sahip.

Bu ağ üzerinden Müslümanların malî ibadetlerinin îfasına aracılık ediliyor. Bölge sosyal hizmetler başkanları ile yapılan toplantı ile tanıtım çalışmalarına start veriliyor ve insanlarda Zekât bilincinin oluşması için etkin bir kampanya süreci yürütülüyor. İslam Toplumu Millî Görüş teşkilatları tüm birimleri ile kampanyanın tanıtılması ve anlatılması noktasında destek oluyor. Bu çalışma, şubelerden, camilerden gençlik teşkilatındaki gençlerin oluşturdukları Zekât gönüllüsü ağı ile caminin bulunduğu mahallede ve ulaşabildikleri çevredeki posta kutularına Zekât fitre tanıtım zarfları atmak şeklinde yürütülüyor.

Gençler stant çalışmalarında da Zekât ve fitre kampanyasının tanıtımına destek oluyorlar. Şehir meydanlarında, marketlerin önlerinde, camilerin avlularında stantlar açılıyor. IGMG Kadınlar Gençlik Teşkilatı akraba komşu arkadaş çalışmasına ağırlık veriyor.

IGMG Kadınlar Teşkilatı Zekât kampanyamıza her aşamada büyük destek oluyor.

Kumanya kampanyasında gözlemci olarak görev almış gönüllüler de Zekât fitre çalışmalarına destek oluyor. Her gözlemci kumanya aldığı bağışçıya Zekât zarfı vermek suretiyle kampanyanın tanıtımına ve teşvik edilmesine katkı sağlıyor.

Böylece kumanyada ulaşılan on binlerce kişiye aynı zamanda Zekât çalışmasının da tanıtımı yapılmış oluyor.

Zekâtlar nasıl ulaştırılabilir?

Yardımseverler Zekât bağışlarını www.hasene.org sayfası üzerinden online olarak yapabilirler.

Cemiyetlere ve posta kutularına bırakılan Zekât ve fitre zarfları Zekât toplayan görevlilere ulaştırılmak suretiyle Zekât ve fitre yardımları yapılabilir. Bu zarflarda yer alan el ilanlarında zekâtın nasıl hesaplanacağı bilgisi de yer almaktadır. Hasene gönüllüleri ve IGMG teşkilat mensupları aracılığı ile Zekât yardımları kuruma ulaştırılabilir.

Online bağış için: www.hasene.org Havale için: Hesap sahibi: Stichting IGMG Hasene Hulporganisatie Nederland Banka: ABN AMRO BANK IBAN: NL72 ABNA 0407 5667 83 | BIC: ABNANL2A Amaç: Adresiniz, 0000569 İletişim: Tel: +31 10 24330-30 mail: info@hasene.nl Zekât Danışma Hattı: Hulusi Ünye İrşad Başkan Yardımcısı ve Fetva Sorumlusu +49 (0) 221 94 22 40 655 +49 (0) 163 2018918 hunye@igmg.org Haber: Murat Kubat

◄◄

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 249 - Nisan/April 2019

04 haber 26 22 nieuws

Mehmet Erdoğan:



“Avrupa’da İslam fıtratı üzere doğan bu gençlerimize sahip çıkmalıyız. Onlara hak ettikleri şekilde değer vermeliyiz.”

Kur’an bülbülleri bu yıl Den Haag’da yarıştılar Kısa adı NIF olan Hollanda İslam Federasyonu (Millî Görüş) 31 yıldır düzenlediği Kur’an-ı Kerim Tilavet yarışması geleneğini bu yıl 14 Nisan Pazar günü Den Haag Mimar Sinan Cemiyetinde gerçekleştirdi.

1

0-13 yaş arası küçükler ve 14-18 yaş arası büyükler olarak iki kategoride yapılan yarışmaya 5’i büyüklerden toplam 13 yarışmacı katıldı. Mimar Sinan Camii konferans salonunda yapılan yarışma saat 12.00’de başladı. Almanya Berlin’den gelen Orhan Sarı Jüri Başkanı olarak yer aldı. İskender Paşa Camii imamı Mustafa Kılıç ve Bölge Genlik İrşad Başkanı ve 2010 Kur’an-ı Kerim Okuma yarışması Avrupa birincisi Ali Rıza Yaman da jüri masasında yer aldılar. Önce küçüklerin yarıştığı programa, çocuklarını izlemek için gelen çok sayıda velinin olduğu gözlendi. Önce ezberlerini okuyan çocuklar daha sonra orada kendilerine gösterilen yeri yüzünden okudular.

Birbirinden güzel sesi genç yarışmacılar ortaya koydukları harika okuyuşlarla dinleyenlere duygulu anlar yaşattılar.

“Bu yarışmaya katılanlar her zaman olduğu gibi bizim gönlümüzde birincidir” diyen Bölge Başkanı Erdoğan, 31 yıldır sürdürülen bu geleneğin bundan sonra da devam edeceğinin altını çizdi. Mehmet Erdoğan ve Bölge İrşad Başkanı Hasan İnan Hoca

yaptıkları kısa konuşmalarla bu ve buna benzer hadis ve müezzinlik gibi yarışmaların önemine işaret ettiler.

Başkan Erdoğan şunları kaydetti: “Bu yarışmaları düzenlemekteki başlıca amacımız çocuklarımıza Kur’an-ı öğretmek. Onları Kur’an’la haşir neşir etmek. Onları yarıştırmak ve öne çıkarmaktır. Bu yarışmanın sonunda dereceye giren birincileri genel merkezin yani İslam Toplumu Millî Görüş düzenlediği Avrupa çapındaki yarışmaya göndererek orada da başarılı olmasını sağlamaktır. Geçmiş yıllarda bu yarışmalardan hem kız çocuklarımız hem de erkek çocuklarımız birincilikler elde ettiler, hamdolsun. İşte onlardan biri olan 2010 yılı Avrupa birincisi olan Ali Rıza Yaman, şu an Jüri masasında görev yapmaktadır. Bunlar bizim medarı iftiharımızdır. Bizler bu anlamda buralarda yani Avrupa’da İslam fıtratı üzere doğan bu gençlerimize sahip çıkmalıyız. Onlara hak ettikleri şekilde değer vermeliyiz. Onları İslam ile Kur’an ile haşır neşir etmeliyiz.

Bizim için, buraya gelen ve insanların karşısına çıkıp Kur’an okuyan her çocuğumuz birincidir. Zira burada çıkıp Kur’an okumak yürek ister, gayret ister, samimiyet ister. Biz bu çocuklarımızda bunu görüyoruz ve onları peşinen birinci ilan ediyoruz. Katılan herkesi ve onlara destek veren imam ve eğitmenleri tebrik ediyorum, tonlara teşekkür ediyorum.

Kur’an’ı Kerim bizim olmazsa olmazlarımızdandır. O kitap ki, yanlış bir algılama sonucu onu saygıyla duvara asıyorlar. Oysa o bize hayatımızın her safhasına hâkim olsun diye indirilmiştir.”

İşte yarışmaya katılan ve dereceye girenler çocukların isimleri.

Küçükler. Furkan Dinç, Arnhem Ayasofya. Musab Akdoğan, Den Haag Mimar Sinan, Muhammed Enes Altıntaş, Dordrecht Mescidi Aksa.

Muhammed Yılmaz, Rotterdam Birlik. Selim Arda Gökmen, İskender Paşa BİRİNCİ.

Ensar Aşıran, Schiedam Yıldız Eğitim Merkezi ÜÇÜNCÜ. Enes Halıcı, Tilburg. Yunus Bilmez, Ulft Selahattin Eyyubi cemiyeti İKİNCİ.

Büyükler. İKİNCİ - Hamza Çelik, Den Haag Mimar Sinan. Faruk Güngör, Dordrecht Mescid-i Aksa.

BİRİNCİ - Doğan Ayhan Rotterdam Ayasofya. Furkan Ökçesiz Schiedam Yıldız Eğitim Merkezi. ÜÇÜNCÜ Yavuz Kerem Özer, Birlik Cemiyeti Rotterdam.

Programın kapanış Kur’an-ı Kerim’ini muhteşem bir seda ile okuyan Jüri Başkanı Orhan Sarı, küçüklerde birinci olan Selim Arda için “Eğer Jüri masasında olmasaydım kesinlikle gözyaşlarımı tutamazdım.

Gerçekten çok duygulandım. Evladımız edasıyla ve sedasıyla çok güzel okudu.” yorumunda bulundu.

Program, Mimar Sinan cemiyetinin ikramı ile hitam buldu.

Adnan Şahin- Den Haag ◄◄



Brouwersdijk 149 Dordrecht Putselaan 127-A Rotterdam Volkerakstraat 10 Arnhem

Konut kredisi uzmanınız 1991 yılından bu yana hizmetinizde

Danışmanlık ücreti SADECE

€ 1899* HAYALİNİZDEKİ EVİ Mİ BULDUNUZ?

• En kapsamlı banka seçenekleri • En düşük aylık giderler • 2013 yılının en iyi konut kredisi uzmanı adayı gösterilen danışmanımız hizmetinizde • 24 yıllık deneyimle kişiye özel danışmanlık hizmeti Randevu için 078-6551655 nolu numaramızdan bizi arayabilir veya en yakın şubemize başvurabilirsiniz * Sartları sorunuz

yilmaz.nl

sigorta, kredi, ipotekli kredi, finansal danışmanlık









toplum 23

samenleving

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 249 - Nisan/April 2019

Ayhan Tonca:

“Artan ırkçılık, yabancı ve İslam düşmanlığı Avrupa için büyük bir tehdit oluşturmakta; birlikte yaşamamızı ve geleceğimizi tehdit etmekte”

“23 Mayıs’ta hep birlikte tarih yazmaya hazırız mıyız?”

23 Mayıs 2019 tarihinde yapılacak olan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Denk Partisi’nden liste başı adayı Ayhan Tonca ile bir söyleşi gerçekleştirdik. İstifade edeceğinizi umuyoruz...

A

yhan Tonca kimdir?

Okurlarımıza kendinizi tanıtır mısınız?

Kısa künye…

Ayhan Tonca 1964 yılında Karaman’da doğdu. Evli ve iki çocuk babası. 1970 yılında 6 yaşında Apeldoorn’a, Hollanda’ya geldi ve ilk, orta ve yüksek eğitimini Hollanda’da yaptı. 1992 yılında Utrecht Üniversitesi Ortadoğu Diller (Arapça, Türkçe ve Farsça) ve Kültürler bölümünden mezun oldu. Çeşitli belediyelerin refah kurumlarında çalıştıktan sonra 2003-2012 yılları arası Overijssel Eyaleti’nde büyük kentler program sorumlusu olarak çalıştı. 2012 -2019 yılları arası çeşitli ilk, orta ve lise İslam okullarında müdürlük yaptı.

Sivil Toplum Kurumları… İş hayatının yanı sıra 1980’den itibaren çeşitli yerel ve ülkesel Sivil Toplum Kuruluşları’nda önemli konumlarda yer aldı. 1980’li yılların başlarında Apeldoorn’da HDV Eyüp Sultan Camii Gençlik Kolları’nın kurucularından olup, 1990 yılına kadar başkanlığını yaptı. 1988 yılında Türkler için Danışma Kurulu’nun (IOT) ilk Ülkesel Gençlik Teşkilatı’nın (STJ) kurucularından ve bu kuruluşun (STJ) Genel Sekreterliğini yaptı. Bu dönemde Türk İslam Kültür Dernekleri

Federasyonu’nun yönetim kuruluna seçildi ve gençlik temsilcisi ve sorumlusu idi. 1990 – 1996 ve 2013- 2019 arası Apeldoorn HDV Eyüp Sultan Cami Yönetim Kurulu Başkanlığını yaptı.

1994 – 2009 yılları arası Türk İslam Kültür Federasyonu’nda (TICF) Başkan ve Başkan Yardımcılığı, 1998 – 2004 yılları arası IOT Yönetim Kurulu Üyeliği ve Başkanlığı yaptı.

2004 yılında kurulan Contact Orgaan Moslims en Overheid (CMO) kurucularından.

Hollanda’daki Müslüman kuruluşlarının çatı oluşumu olan bu kuruluşun (CMO) 2007 yılına kadar başkanlığını yaptı. Bu dönemde İslam yayın hakkı elde edildi. Hapishanelere ve Silahlı Kuvvetlerine imam gönderme yetkisi CMO tarafından alındı. CMO Hollanda Devleti’nin resmî icazet makamı olarak kabul edildi. 2008 2012 yılları arası İslam okullarının üst kurulu olan ISBO’da Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptı.

2016-2018 yıllarında Hollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu üyeliği ve sözcülüğü yaptı.

Siyaset...

1994 yılında CDA’ya üye oldu ve 1998 yılında Apeldoorn belediye meclisine seçildi. 2002-2006 yılları arası Apeldoorn Belediye Meclis Başkan Vekilliği yaptı ve 2006-2010

arası CDA Grup Başkanı idi. 2010 -2012 Gelderland Eyalet meclisinde komisyon üyeliği ve 2012-2014 yılları arası tekrar Apeldoorn Meclis üyeliği yaptı.

1996 yılında CDA ülkesel seçim programı komisyonunda yer aldı ve 2006 seçimlerinde CDA’dan 34’üncü sıradan milletvekili adayı idi. Malum, Ermeni meselesinden dolayı diğer iki adayla (Osman Elmacı CDA ve Erdinç Saçan PvdA) beraber listelerden çıkartıldılar.

CDA Apeldoorn ve CDA Bilim Enstitüsü’nde (WI) Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı.

2018 yılında DENK partisinden 23 Mayıs 2019’da yapılacak olan Avrupa Parlamentosu seçimleri için liste başı adayı gösterildi.

Hollanda toplumuna tüm hizmetlerinden dolayı 2010 yılında Kraliyet Nişanına layık görüldü ve Kraliyet Nişanı aldı.

Hayatınızda hep siyaset vardı.

Zorluğu ve yıpranmışına rağmen, neden böyle bir tercihte bulundunuz?

Uzun yıllar siyasette bulundum ve 20 yıllık siyaset birikimimi DENK partisindeki arkadaşlarla paylaşmak istedim. Ayrıca bu günlerde siyasete daha çok ihtiyacımız var. Sesimizi mevcut klasik partilerde duyurmamız mümkün değil artık.

Tüm partiler, aşırı sağ partilere seçmen kaybettikleri için sağ partilerin söylemlerini söylemeye başladılar ve seçmenleri geri kazanmak için de söylemlerini de uyguluyorlar. Bizlerin seslerini duymazdan geliyorlar ve toplumu geriyorlar. Mesela, Asscher’ın Fas ve Türk kökenli gençler hakkındaki araştırması kötü bir örnek olarak hafızalarımızda. Bu yalan-yanlış araştırmaya göre Fas ve Türk kökenli gençlerin yüzde 80’ IŞİD sempatizanıymış. Bunun böyle olmadığını defalarca söylememize rağmen, bu rapor doğruymuş gibi yayınlandı ve gençlerimizi iş aramakta ve staj yeri bulmakta zor durumda bıraktı ve bırakıyor. Bunun gibi daha çok örnek verebiliriz.

Her seçim önemli ancak, özellikle bu dönemde gerçekleşecek Avrupa Parlamentosu seçimlerinin neden önemli olduğunu anlatır mısınız?

Artan ırkçılık, yabancı ve İslam düşmanlığı sadece Hollanda’da değil tüm Avrupa ülkelerinde görülmekte. Bu aşırı sağ grupların artması siyasete de yansıyor ve bu aşırı sağ partiler tüm Avrupa’da büyümekte. Bu durum, Avrupa için büyük bir tehdit oluşturmakta ve birlikte yaşamamızı ve geleceğimizi tehdit etmekte. Avrupa bunu, İkinci Dünya Savaşı öncesinde yaşadı ve neler getirdiğini gördü. Bunu bir daha yaşamamak için de Avrupa Birliğini kurdu. Şimdiye kadar barış ve huzur içerisinde Batı Avrupa’da yasabildiysek, Avrupa Birliği sayesinde yaşayabildik.

Bu aşırı sağ gruplar ve partiler bu birlikte yaşamamızı tehdit ediyor. Şu ana kadar söylemlerle tehdit ediyordu ama görüyoruz ki, tüm Avrupa’da bu söylemler eyleme dönüşüyor.

Camiler kundaklanıyor, Müslüman kadınlar/kızlar sokak ortasında “başı örtülü” diye tartaklanıyor. Bunu gibi daha çok örnekler verebiliriz.

Ayrıca bu aşırı sağ gruplar daha da örgütlenerek eylem planları içindeler ve Avrupa’da kamplarda eğitim alıyorlar. “İkinci Dünya Savaşı sırasında yaşananlar burada tekrar

yaşanmaz” demeyelim çünkü bunu daha yakın bir tarihte Bosna’da yaşadık. Bunlar buralarda da olabilir onun için hep birlikte sağduyulu insanlar olarak aşırı sağ partilere ve gruplara karşı demokratik mücadelemizi veremliyiz. Bunun için Avrupa Parlamentosu seçimleri çok önemli. Bu aşırı sağ partilere karşı Avrupa’da sesimizi duyurmalıyız. Şimdi orada onlar meydanı boş buluyorlar ve istediklerini yapıyorlar.

Amma 23 Mayıs’tan sonra ayaklarını DENK alsınlar çünkü DENK geliyor.

Avrupa’nın idari merkezi hâline gelen Avrupa Parlamentosu göçmenler ve Müslümanlar için ne anlam ifade ediyor?

Avrupa Birliği yaptığı antlaşmalarla, azınlık ve insan haklarını güvence altına almış. AİHM ve Avrupa Yüksek Mahkemeleri Müslümanların ve azınlıkların haklarının ihlali durumunda baş vurabilecekleri merciler olarak işlev görmekteler.

Onun için de Avrupa, Müslümanlar ve azınlıklar için önemli. Bunun yanı sıra Avrupa Parlamentosu, izin yolundaki gümrük çileleri ve rüşvet olaylarını da çözebilecek bir mercidir. Yani bizlerin uluslararası sorunlarına da çözüm üretebilen bir merci; onun için bu mercide bizler de temsil edilmeliyiz.

Denk partisinin hedefi nedir?

Son olarak neler söylemek istersiniz?

Denk olarak hedefimiz Avrupa’da 2 kişiyle Hollanda’yı temsil etmek.

Bunu yapabilmek için katılımın çok olması gerekiyor. DENK kamuoyu yoklamalarında 3 ile 7 arası gösteriyor. Bu şu demek: Potansiyel 500.000 seçmen DENK partisine oy vermeye hazır. Ancak bunu gerçekleştirmek için sandığa gitmek gerekir. Gönlümüzde DENK partisi var bunu da sandıkta oy kullanarak temsiliyete dönüştürebiliriz. Onun için 23 Mayıs’ta hep birlikte seçime katılıyoruz. Kendimiz gittiğimiz gibi gitmeyenleri ve gidemeyenleri seçim sandığına yönlendiriyoruz. Bizler sizlerle beraber, hep birlikte 23 Mayıs’ta tekrar tarih yazmaya hazırız.

Söyleşi: Doğuş Haber Merkezi ◄◄

Mekânlarınızın konfor ve sağlıkla buluştuğu yeni yüzü

Marmerstone

Terrasvloer

www.cellotec.nl Tel: 0651235935

Betonlook

Epoxyvloer

Troffelvloer

Gietvloer

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 249 - Nisan/April 2019

04 tanıtım 24 introduction

Hollanda’da hayat...



Saygıdeğer okurlarımız, bu sayfada yayımlanmasını istediğiniz, hem cemiyet haberlerinizi hem kendi fotoğraflarınızı, hem de ilginç bulduğunuz fotoğrafları yorumlarınızla birlikte paylaşabilirsiniz... Bekliyoruz...

TORUNOĞULLARININ MUTLU GÜNÜ

“RYSK” KURULUŞU’NUN 10’UNCU YILINI KUTLADI

“

Rotterdam Yurttan Sesler Korosu (RYSK)”, gelenekselleştirdiği “İlkbahar Konser”lerinin 6’ncısını, geçtiğimiz 21 Nisan Pazar günü, şef Sami Dalmış yönetiminde, Rotterdam Theater Zuidplein’de gerçekleştirdi. Konser de kuruluşunun 10’uncu yılını da kutlayan koro, bu özel yılın anlamını yansıttığı konser akşamını birbirinden güzel koro ve solo türkülerle süsledi. İki bölümden oluşan ve büyük ilgi gören konserde “Rotterdam Yurttan Sesler Korosu”, repertuarında yer alan sevda dolu, hasret dolu, hüzünlü ve tabii ki neşeli türkülerle, konuklarını Anadolu’muzun batısından doğusuna, kuzeyinden güneyine bir çok yöreye götürdü. Birbirinden güzel görüntü ve anlara sahne olan konser akşamı, yaşlı, genç, tüm dinleyenleri adeta büyüledi. Akşamın bir ayrı yaşananı ise, koro tarafından özellikle davet edilen yaşlı dinleyicilerin çok sayıda olmasıydı.

Akşamın bir ayrı özelliği de, konserin iki gün sonra kutlanacak olan 23 nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının arefesine denk gelmesiydi.

Koro, bu güzel bayram gününü, Atatürk’ün sevdiği bir Selanik türküsü olan, “Çalın Davulları” türküsüyle, şef Sami Dalmış’ın solo yorumunda kutladı.

Konser sonrası kısa bir konuşma yapan koro dernek başkanı Kamuran Uslu, koronun geçmiş on yılını hazırlanan bir film eşliğinde değerlendirdi.

Koronun hem müzikal hem de organizasyon olarak olgun bir aşamaya ulaştığını ifade ederek, gelinen seviyeye katkısı olan tüm türkü sevenlere

teşekkür etti. Son olarak konserin gerçekleşmesine sponsorluğuyla katkıda bulunan Koç Vleeswaren BV şirketine ve Rotterdam Belediyesine teşekkür etti. Şimdiye kadar birçok podyumda hiçbir bir ticari kaygı gütmeden, amatörlüğe gönül vererek ama profesyonel kalitede sahne almış olan “Rotterdam Yurttan Sesler Korosu”, bu konserde müzikal kalite çıtasını biraz daha yükseltmiş görünüyordu. Bunu, izleyenler, konser sonrası beğeni dolu olumlu yorumlarıyla ve koronun bu konserde daha geniş izleyici profiline ulaştığını söyleyerek dile getirdiler. Bu yorumları değerlendiren koro, Türk Halk Müziğini daha geniş kitlelere tanıtmak amacını gerçekleştirdikleri için mutlu olduğunu ve gelecek yılki Bahar Konserinde yine izleyicileriyle birlikte olmayı, birlikte türkü söylemeyi sabırsızlıkla bekleyeceklerini söyledi.

H

ollanda Beşiktaşlılar Derneği Başkanı ve Edelstaal Yönetim Kurulu Üyesi Aykut Torunoğulları, kızı İnci Torunoğulları’nı sözledi. 31 Mart’ta Edelstaal Group merkezinde gerçekleşen kız isteme törenine ilgi büyüktü.

Törene, Aykut Torunoğulları’nın abileri Turgut, Erdal, Ertan Torunoğulları ve eşleri ile kalabalık akraba topluluğu hazır bulundu.

Damat Yavuz Karalar’ın yakın aile dostları da bu güzel günde kendisini yalnız bırakmadılar. ‘s-Hertogenbosch kentindeki Edelstaal Grup salonunda düzenlenen törenle evliliğe giden yolda ilk adımını atarak sözlenen İnci Torunoğulları ile damat adayı Yavuz Karalar’ın mutluluğu görülmeye değerdi. Her iki aile yakınlarının hazır bulunduğu bu coşkulu günde, kız istendi, söz kesildi ve söz yüzükleri takıldı.

Gençlere söz yüzüklerini takan Aykut Torunoğulları “aile kurulmasının ilk aşaması söz ve akabinde nişan törenidir. Mutlu bir evliliğe giderken siz gençleri kutluyor ve tebrik ediyorum” dedi. Çiftin nişan töreni ise ağustos ayında İstanbul’da yapılacak.

Gaziantepli olan Damat Yavuz Karalar ve ailesi, Cuijk kasabasında yaşamaktalar. Genç çifti tebrik ediyor, mutluluklar diliyoruz...

Celalettin Canatan: “Her bütçeye uygun çeşitlerimiz var. Herkes kendine uygun olanı seçiyor.”

Her türlü zemin oluşturmada “Cellotec Zemin Tasarım” seçeneğini unutmayın!



İBRAHİM TURGUT 39.

HİZMET YILINI TAMAMLADI

Evinizde iş yerinizde çalışma ofisinizde ve daha başka akla gelebilecek her türlü yaşam alanında en uygun en kullanışlı ve tabi ki en güzel bir zemin için Cellotec’in geniş seçenek yelpazesinden istifade edebilirsiniz. Yıllar önce başladığı ve hâlen Cellotec BV Chemical Floors Systems Desingfloor adı altında başarıyla yürüttüğü “zemin tasarım” firması sahibi Celalettin Canatan’la konuşup bu ilginç çalıma hakkında bilgi edindik. İstifade edeceğinizi umuyoruz...

6 kişiyle çalışıyoruz ve yoğun bir tempoda çalışmaktayız hamdolsun.”

Bu zemin çalışmasını kimler yaptırıyor, her yere uygulanır mı?

“Biz her kesime hitap etmekteyiz. Herkes evine, işyerine, çalışma ofisine vesaire yaptırabilir. Tabi büyük firmalar, büyük salonlar her zaman yaptığımız çalışmalar içinde. Bu arada bir çok insanın bildiğini sandığım Rotterdam Ayasofya Camii’nin zemin çalışmasını biz yaptık. Daha önce de Schiedam Yıldız Eğitim Merkezi’nin zeminini yapmıştık.

Okurlarımıza kendinizi tanıtır mısınız?

“Adım Celalettin Canatan. 1976 Hollanda doğumluyum. Oss kentinde doğup büyüdüm.

Evliyim iki erkek çocuğumuz var. KMBO yaptım en son. Machine Bouwkunde üzerine. Ama tabi ki okuduğum okulla yaptığım işin alakası yok. Şuan zemin işi ile uğraşmaktayım.

Ne tür bir malzeme kullanılıyor, sağlıklımı?

Elbette, oldukça sağlıklı bir maddedir. Anti bakteriyel bir maddedir; bilhassa hastanelerde ve diğer sağlık sektöründe çok kullanılan bir zemin türüdür.

Evler için de sık kullanılan bir maddedir.

Yazarlarımızdan Sevgili İbrahim Turgut Hocamız, 17 Nisan 2019’da Avrupa (İslam Toplumu Millî Görüş Teşkilatları) İmamlar Toplantısında, 39. fahri imamet görevi dolayısıyla manevî değeri büyük olan bir plaketle ödüllendirildi. Bizler de Doğuş ailesi olarak kendisini tebrik ediyor, daha nice hizmet yılları diliyoruz.

Pınar Çatıkkaş’a, Hitabet Yarışması’nda ödül

Peki bütçeye uygunluğu nasıl?

“Her bütçeye uygun türevleri var. Ucuzu var, pahalısı var. Kısaca çok geniş bir seçenek sunuyoruz. Herkes kendine uygun olanı seçiyor.

Bu işi meslek edinmek isteyenlere ne tavsiye edersin?

“Mutlaka okuluna gitmelerini tavsiye ederim; aynı zamanda iyi bir firmada tecrübe edinmeleri de çok önemlidir. Gelecek vaad eden bir iş yapmak isteyenlere tavsiye ederim. Zaten biz bu arada 10-15 kişi kadar bu piyasaya insan kazandırdık. Bu arada şunu da belirtmek isterim: 15 yıl bu işi Belçika’da yaptım. Bu iş şuan Türkiye’de de revaçta. Türkiye’den bazı firmalarla temasımız var. Bu iş hakkında bazı bilgi alışverişinde bulunuyoruz.

Bu işe nerede ve ne zaman başladı?

“1994’ten beri bu işi yapmaktayım. Ben bir firmada başka iş yaparken bu zemin işini yapan firma oraya geldi ve bu benim çok ilgimi çekti.

Onlara yardım ettim ve o zaman benim bu işe yatkın olduğumu görünce bana birlikte çalışmayı teklif ettiler. Ben de kabul ettim ve o şekilde bu Teşekkür ederim hayırlı bereketli çalışmalar dilerim. işe başlamış oldum. Daha sonra kendi firmamı “Ben teşekkür ederim. Size de hayırlı çalışmalar.

Adnan Şahin/ Oss kurdum ve kendime çalışmaya başladım. Şu an

Den Haag ve Rotterdam Birlik Şubelerinde eğitim gören, İslami İlimler son sınıf kız öğrencilerin

katılımıyla, 3 Mart 2019 tarihinde, NIF Eğitim Başkanlığı bünyesinde gerçekleştirilen Hitabet Yarışması’nda Pınar Çatıkkaş birinci oldu.

Birincilikle ödüllendirilen Rotterdam Birlik İslami İlimler son sınıf öğrencisi, 20 Nisan 2019 tarihinde Genel Merkez İslami İlimler Yarışması’nda Güney Hollanda’yı temsil etti ve diğer bölgeleri geride bırakarak bölgeyi birinciliğe taşıdı.

Hollanda’dan 55 kişilik bir grupla katılım sağlandı.





panorama 25 uitzicht

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 249 - Nisan/April 2019

Hollanda’da Hayat

Kısa haberler...

“Önceliğimiz memnuniyetinizdir”

Fahri öğreticilere pedagoji seminerleri başladı

H

DV Eğitim Koordinatörlüğü tarafından bütün camilerde görev yapan fahri eğitimcilerin pedagojik yeterliklerinin artırılması için her yıl düzenlemekte olan pedagoji seminerlerine başlandı.

Seminerlerin birincisi 28 Nisan Pazar günü Brabant bölgesinde, Tilburg HDV Süleymaniye Caminde düzenlendi. Seminerde, HDV Camilerinde uygulanan Eğitim sistemi ve materyalleri, derse hazırlanma teknikleri ve sınıf yönetimi konuları işlendi. Seminer programı Cami imamı Yakub

Oryantasyon kursu sona erdi

De Optik gözlük mağaza sahibi Özcan Mert diyor ki: “Güzeli görmek için güzel göze değil, güzel gören göze ihtiyacınız var.” Yazar, Metin Yazarel de mağaza ziyaretini şöyle değerlendiriyor: “Ben bir dostun Yavuz Nufel in tavsiyesiyle tanıştım de Optiek’le. Doktor hanım, şeker hastalığına dayalı hasar ölçümünden, göz tansiyonu ve görme kaybına kadar bir dizi ölçüm ve bakım yaptı. Siz de benim selamımla tanışın, de Optiek’de müşteri memnuniyetine dayalı servis nasılmış görün.”

Etik’in okuduğu Kur’an tilavetiyle başladı. HDV Eğitim Koordinatörü Mücahit Batman, uzman eğitimci ve ilahiyatçı Meral Korkmaz ve Tuba Karanfil tarafından sunumlar yapıldı.

Seminer programına HDV Camilerinde eğitim veren gönüllü eğitimcilerin yoğun ilgi gösterdiği gözlendi. Program sunum yapan uzmanlara çiçek takdimi ile son buldu.

Hollanda genelinde beş bölgede yapılması planlanan pedagoji seminerleri diğer bölgelerde yaz tatilinden sonra devam edecek.

Yarışmalar tamamlandı Geleneksel hâle getirilen ve daha önceki yıllarda “KERMES” adıyla yapılan etkinlik, bu sefer “BAHAR ŞENLİĞİ” adı altında gerçekleştirildi. Cami Başkanı Erkan Yozgat, “Kermes’in, Kilisede ayin sonrası yapılan etkinlik ve yenilen yemeğe verilen isim olduğu gerekçesiyle böyle bir isim altında etkinliklerini gerçekleştiridiklerini” ifade etti. Yerli-yabancı pek çok insanın ziyaret ettiği şenlik için cami yöneticileri hizmet için seferber olmuştu.





Tilburg Süleymaniye Camii’ndeki Bahar Şenliği şölene dönüştü

Hollandaya yeni gelen din görevlileri için organize edilen ve haftada bir gün olmak üzere toplam beş hafta süren oryantasyon kursu tamamlandı. 8 Nisan 2019 tarihinde tamamlanan oryantasyon programına HDV camilerinde son altı ay içinde göreve başlayan biri bayan yirmi iki din görevlisi katıldı. Programın son gününde kursiyer imamlar ve onlara ders veren uzmanlar, Hollanda parlamentosunu ziyaret ettiller.

Hollanda Diyanet Vakfı ile Lahey Din Hizmetleri Müşavirliği tarafından Hollanda genelinde düzenlenen yarışmalar tamamlandı. Yarışmalar iki aşamalı olarak düzenlendi. Birinci aşamada bölgelerde düzenlenen yarışmalarda, ilk üç dereceye giren öğrenciler finallere katılma hakkını elde ediyor. Hollanda genelinde bölgelerden finallere katılan bütün öğrencilere hem bölgele hem de finallerde, para ödülü verilmektedir.

“Sadece sorunlarımız etrafında değil, her zaman böyle yekvücut olmalıyız!”

HDV Aile Seminerlerine ilgi yoğundu Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Amsterdam başkonsolosluk binasının açılışına katıldı. Amsterdam Başkonsolosu Engin Arıkan’ın hoşgeldiniz konuşmasından sonra Çauşoğlu ve Türkiye’nin Lahey Büyükelçisi Şaban Dişli, birer konuşma gerçekleştirdiler. Resmî açılışın ardından Bakan Çavuşoğlu, başkonsolosluk konferans salonunda Hollanda Türk STK temsilcileri ile bir araya gelerek bir görüşme gerçekleştirdi ve birliğe vurgu yaptı.

Apeldoorn Eyüp Sultan Camii” Kültür Günleri” etkinliğine yoğun katılım oldu

H

ollanda Diyanet Vakfı tarafından Din Hizmetleri Müşavirliği ile işbirliği yapılarak Hollanda’da düzenlenen Aile Seminerleri 22 Nisan tarihi itibariyle tamamlandı. 7-22 Nisan 2019 tarihleri arasında düzenlenen aile seminerleri toplam 22 HDV şubede yapıldı. Seminerler son hafta, HDV Hoorn Abdulkadir Geylani Camii, HDV Apeldoorn Eyüp Sultan Camii, HDV Alkmaar Hacı Bayram Camii, HDV Rotterdam Laleli Camii, HDV Arnhem Türkiyem Camii, HDV Enkhuizen Alaattin Camii, HDV Boxtel Mevlana Camii ve 21 Nisan tarihinde HDV Purmerend Waterland

Camii’nde organize edildi. Seminerlere Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından görevlendirilen, aile ve iletişim konusunda uzman olan vaizeler, Amine Nuriye Çıtırık, Ayşe Akkoç ve Habibe Yavaş konuşmacı olarak katıldı. Uzman vaizeler her gün bir veya iki camide katıldıkları aile seminerlerinde, sırayla sunumlarını yaparak işledikleri konularla ilgili dinleyiciler tarafından yöneltilen soruları da cevaplandırdılar. İnteraktif bir şekilde devam eden Aile Seminerleri’nde “Ailenin Önemi ve Evlilik”, “Aile İçi İletişim” ve “Çocuk Yetiştirme” konuları işlendi. Seminerlere özellikle bayanların rağbet ettiği gözleniyor.

Apeldoorn HDV Eyüp Sultan Camii Derneği tarafından tarafından düzenlenen geleneksel Kültür Günleri programına katılan Deventer Başkonsolosu Tuna Yücel Modrak, bölge insanınyla dertleşti ve çocuklar tarafından sergilenen gösterileri, sergilenen ürünleri hayranlıkla seyretti.

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 249 - Nisan/April 2019

04 haber 26 nieuws

Bisiklet kullanırken telefon yasak

Trafik cezaları can yakıyor!

Rotterdam Polis Teşkilatının sosyal medya üzerinden yaptığı yazılı açıklama ile, 1 Temmuz tarihinden itibaren bisiklet kullanırken de telefon ile konuşmak yasaklanıyor.

Hollanda, Avrupa ülkeleri içerisinde en yüksek vergi alan, ceza kesen ülke unvanını hep korudu ve yeni artışlarla da korumaya devam ediyor... İşte artan cezalardan bazıları...

1- Gereksiz yere devamlı sol şeriti kullanmak, 140 euro 2- Sağdan sollama, 240 euro 3- Elinde telefon tutmak, 240 euro 4- Otoban çıkışlarında sinyal vermemek, 95 euro 5- Plaka okunamaması, 45 euro 6- Emniyet şeritini kullanmak, 240 euro 7- Tramvay ve otobüslerden inen yolculara üstünlük/geçiş vermemek (yaya geçidi!), 380 euro 8- İki araçlık yere park yapmak, 95 euro 9- Gereksiz sis lambası yakmak, 95 euro 10- Arka sis lambası, 140 euro 11- Fren lambası arızası, 140 euro

Bisiklet sürücülerinin de dikkatlerinin dağılması kötü sonuçlanan kazalara neden olduğu gerekçesi ile çıkarılan yasada, bisiklet navigasyonları ve müzik aygıtları da dahil hiçbir iletişim ve oyun cihazlarınI bisiklet kullanırken sürücülerin elinde tutması 1 Temmuz tarihinden itibaren yasak olacak.

Bisiklet sürücülerinin bu tür cihazları mutlaka kullanmaları gerekiyorsa, bisikleti durdurarak işlerini hâlletmeleri gerekiyor. Sürüş anında hiçbir mazeret kabul edilmeyecektir. ................................................................................................................................... ................................................................................................................................... ...................................................................................................................................

Azmin zaferi...



.................................................................................................................................................................................................................. .................................................................................................................................................................................................................. ..................................................................................................................................................................................................................

STK’lar, IOT’nin davetiyle, sorunların çözümüne yönelik iş birliği çerçevesinde bir araya geldiler

‘Yılın Altın Adamı Ödülü’ Edelstaal Group Orka Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Torunoğulları, ‘Yılın Altın Adamı Ödülü’ne layık görüldü. Ödül sonrası Gagauz Cumhurbaşkanı İrina Vlah, Torunoğlulları’na “ülkemize de yatırım yapabilirsiniz” davetinde bulundu.

Enerji ve Turizm sektöründeki girişimleriyle ön plana çıkan, aynı zamanda Türkiye-Hollanda krizinin çözümünde etkili isimlerden biri olan Edelstaal Group Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Torunoğulları, ‘gelen teklifi değerlendireceklerini’ belirtti. “ÜLKEMİZDE YATIRIM YAPABİLİRSİNİZ” Ödül törenine Türkiye’den ve dünyadan birçok siyasetçi, iş adamı ve diplomat katılırken Gagauz Cumhurbaşkanı İrina Vlah, Torunoğulları’nı Türkiye ekonomisine katkısından dolayı tebrik etti. Cumhurbaşkanı Vlah, Turgut Torunoğulları’na Avrupa’daki birikimlerinizle Türkiye ekonomisine katkıda bulunuyorsunuz yatırımcı arkadaşlarınızla bizim ◄◄ ülkemize de yatırım yapabilirisiniz” dedi.

Van Doorn, Müslümanlar için ‘Helal Plaj’ istiyor Lahey’de, Birlik (Eenheid) Partisi Belediye Meclisi Üyesi Arnoud van Doorn, Müslümanlar için “helal plaj” talebinde bulundu. Van Doorn, Lahey sahiline giden Müslümanların, “az giyimli çirkin insanlardan rahatsız olduğunu” savundu.

Daha önce aşırı sağcı Özgürlük Partisi’nde (PVV) politika yaparken Müslüman olan van Doorn, “helal plaj” talebini, resmî başvuru ile Lahey Belediyesi’ne iletti. Kentte yaşayan Müslümanların kendilerini evinde hissetmediklerini savunan Hollandalı politikacı, “Müslümanlar, az giyimli çirkin insanlar nedeniyle rahatsız oluyor” dedi.

Arnoud van Doorn, “estetik olmayan yarı çıplak kişilerden” sadece Müslümanlar değil, diğer bölge sakinlerinin de rahatsız olduğunu öne sürdü. Hollandalı siyasetçi, “Özellikle kadınlardan karşı cinsten insanların sahilde istenmeyen istek ve davranışları nedeniyle artan şikâyetler geliyor” dedi. Lahey sahillerinde bir “helal plaja” ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan belediye meclisi üyesi, “Bu nedenle, Lahey Belediyesi, Müslümanlar için böyle bir plaj yeri konusunda gerekeni yapmalı.

Sahilde çıplaklar için plaj varken, neden Müslümanlar için olmasın?” ◄◄ görüşünü dile getirdi.

Trafik kazasında ölenlerin sayısı yüzde 11 arttı Hollanda’da 2018 yılında bir önceki yıla göre trafik kazalarında ölenlerin sayısı yüzde 11 oranında artarak 678’e yükseldi.

Bisikletleri ile ünlü Avrupa ülkesi Hollanda’da trafik kazalarında ölen bisikletçi sayısı, araç içinde ölenlerin sayısına yaklaştı.

Devlet İstatistik Kurumu (CBS) verilerine göre geçen yıl trafik kazalarında hayatını kaybeden 678 kişinin 228’sı bisiklet sürücüsü, 233 kişi ise araç kullanıcıları. Son 10 yılın en yüksek değerine ulaşan ölümlü bisiklet kazalarında hayatını kaybedenlerin 3’te 2’si 65 yaş üstü kullanıcılar. 2018 yılında Hollanda’da trafik kazalarında en çok hayatını kaybedenler grubu şöyle: 228 bisiklet sürücüsü, 233 araç kullanıcıları, 44 motosiklet sürücüsü, 54 yaya, 42 mobilet binicisi.

22.5 MİLYON BİSİKLET 17 milyon 300 bin nüfuslu Hollanda’da 22,5 milyon adet bisiklet bulunuyor. Kişi başına ortalama 1.3 adetin düştüğü bisiklet, Flemenk ◄◄ kültüründe günlük hayatın vazgeçilmezi.

Hollanda’da Türkler İçin Danışma Kurulu’nun (IOT) daveti üzerine Cuma günü Rotterdam’da bir araya gelen Türk STK (sivil toplum kuruluşları) temsilcileri, artan sorunların iş birliğini zorunlu hale getirdiği konusunda görüş birliğine vardılar.

IOT Başkanı Zeki Baran, toplantıyı açış konuşmasında, Hollanda’da yaşadığımız göçmen ve İslam karşıtı anlayışın toplumsal grupları birbirinden ayrıştırdığını, ayrımcılığın günlük yaşamın her alanında neredeyse normal hâle geldiğini belirtti.

Hollanda Parlamentosunun 2016 yılında aldığı bir kararla hükümetten, Türk Sivil Toplum Kuruluşlarıyla görüşülmemesini istediğini hatırlatan Baran, ayrımcılık, özellikle gençler arasında işsizlik, eğitim düzeyinin yükseltilmesi, ana dilde eğitim hakkı ve yaşlıların maruz kaldığı gelir ve bakım sorunlarının çözümüne yönelik ivedilikle çalışmalar yapılması gerektiğini ifade etti. Bu amaçla en kısa zamanda Entegrasyondan Sorumlu Bakan ve siyasi partilerin İkinci Meclis Entegrasyon Politikaları Sözcüleriyle görüşülmesi gerektiğini vurguladı.

Toplantıda söz alan katılımcılar, önce sorunların bir analizinin yapılması gerektiğini ve buradan hareketle öncelikler belirlenerek, siyasilerle görüşmelerin bu temelde yapılmasını kararlaştırdılar.

IOT’nin daha önce STK’lar ve uzmanlarla birlikte hazırladığı “Gelecek Gündemi” başlığı altında derlenen sorunların katılımcı kuruluşların görüşleriyle geliştirilmesi ve buradan belirlenecek öncelikli konuların, ilgili bakan ve milletvekilleriyle yapılacak görüşmelerde temel alınması benimsendi. Toplantıya katılan STK temsilcileri yapılacak çalışmaları yürütmek üzere 6 kişilik bir komisyon kurulmasını kararlaştırdılar.

Toplantıya, IOT’nin yanı sıra, Edelstaal Şirketler Grubu, Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyonu, Hollanda Türk Federasyon, HOTİAD, Hollanda Kayserililer Vakfı, Avrupa Sivaslılar Birliği gibi kuruluşların başkan ve temsilcileri katıldı. Hollanda’daki sorunlarımızın çözümüne yönelik birlikte çalışma konusunda, kuvvetli bir irade olduğunu gördüklerini belirten katılımcılar, tartışmaların düzeyli ve verimli geçmesinden duydukları memnuniyeti dile getirdiler.

Bunun bir başlangıç olarak görülmesi gerektiğini belirten IOT Başkanı Zeki Baran ise, hedeflerinin zamanla diğer toplumsal kesimlerin de katılımıyla daha geniş bir güç birliği oluşturulması olduğunu belirterek, katkılarından dolayı STK temsilcilerine teşekkür etti.

Haber: Mustafa Koyuncu ◄◄



TESİAD Avrupa’da ilk temsilciliğini Rotterdam’da açtı Türkiye’nin üçüncü büyük işadamları derneği ve STK’sı olan TESİAD ( Tüm Etkin Girişimci İşadamları ve İşkadınları Dernekler Federasyonu ) Avrupa için Hollanda’yı merkez seçti. Bursa merkezli 2003 yılında kurulan TESİAD kuruluşunun 15. yılında dünyaya açılmak için Türki Cumhuriyetlerden Kazakistan, Azerbaycan, Özbekistan’da açılan temsilciliklerin ardından, Avrupa’da yapılanmaya ise Hollanda’dan başladılar. Hollanda Türk Toplumunun sevilen şahsiyetlerinden ve sosyal-kültürel faaliyetleri ile tanınan Fikret Gür TESİAD Hollanda Temsilcisi olarak resmen görevine başladı.

Hollanda’da bulunan TESİAD Genel Başkanı İlyas Bozkurt ve ekibi çeşitli görüşmelerin ardından Schiedam Semazen restoranda STK temsilcileri, işadamları ve basın mensupları ile kahvaltılı toplantıda bir araya geldi.

Programa Türkiye’nin Rotterdam Başkonsolosu Aytaç Yılmaz da katılarak bir konuşma yaptı. Yılmaz konuşmasında, Hollanda’da açılan temsilciliğin iki ülke arasındaki ilişkilere katkısının önemine değindi. Yılmaz, işadamlarından ve STK temsilcilerinden gençlere ve gençlere yönelik çalışma ve projelere ağırlık vermelerini istedi.

TESİAD Genel Başkanı İlyas Bozkurt ise konuşmasında TESİAD’ın kuruluşunu, vizyonunu ve misyonunu anlattı. TÜSİAD ve MÜSİAD’dan sonra Türkiye’nin 3. Büyük İşadamları derneği olduklarınla vurgu yapan Bozkurt, aralarındaki farkı ise siyasi yapılanmalardan, dini cemaatlerden uzak tam bağımsız bir STK olarak belirtti. Bozkurt bünyelerinde bulunan akademisyenler ve araştırmacılarla çeşitli araştırmalar yaptıklarını ve en son “Göç” konulu bir araştırmadan söz etti. Dünyaca tanınmış düşünce dernekleri (Think Tank) arasında ilk yüze giren bir de düşünce derneklerinin de olduğunu ifade eden Bozkurt, bir soru üzerine, “Üyelerimiz genelde KOBi’lerden oluşuyor. Büyük sermayeli iş adamlarının dernekleri zaten var. Avrupa’da temsilciliklerimizin ilki Hollanda’da açılıyor olması Hollanda bizim için Avrupalı Türklerin merkezi olmasındandır. Buradan sonra Almanya ve diğer ülkelerde de ilk etapta 6 temsilcilik açacağız. 6 gündür Hollanda’da bulunuyoruz. Netice olarak beklediğimizin ve tahminimizin üstünde bir canlılık, ekonomik hareketlilik ve insanlarımızın başarılarına tanık olduk” dedi.

Diğer derneklere üye olmanın kendileri için bir sorun teşkil etmeyeceğini söyleyen Bozkurt, “Her düşünce ve inanca kapımızı açıktır. Biz kendimiz milli muafazakâr bir düşüncedeyiz” diyerek katılımcılara teşekkür etti.

BaşkaHaber.eu ◄◄









27 mozaïek 23 mozaïek

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 249 - Nisan/April 2019

Aracınızın yakıtı bitip yolda kalırsanız 1500 Avro ceza

Fatima Talbi (46) hayatını kaybetti

Hollanda’da daha önce yakıtı bittiği için yolda kalan araçlara uygulanan para cezasının 1500 Avroya çıkartılması isteniyor.

VVD Milletvekili Remco Dijkstra geçen yıl yakıtı bittiği için yolda kalan aracın durumuna Limburg Mahkemesinin “acil durum” kararı verip, sürücüyü para cezasına çarptırmaması üzerine harekete geçti.

PvdA partisi belediye meclisi eski üyesi Faslı Fatima Talbi (46) hayatını kaybetti.

2006 - 2018 yılları arasında semt ve anakent olmak üzere belediye meclislerinde bulunan ve pek çok hizmetin altına imza atan Fatima Talbi yakalandığı mide kanserine yenik düştü.

Genç yaşta siyaset hayatına atılan ve 24 yaşında iken Feyenoord Semt Belediyesine seçilen Talbi, muhtaç insanlara yardım etmeyi hayat felsefesi hâline getirmişti.

“Her çocuğa bir okul çantası” projesiyle binlerce muhtaç çocuğa okul malzemeleriyle beraber çanta hediye etmişlerdi.

Hem şikâyetlerinin artması hem de daha fazla yer işgal etmemesi gerektiğine inanan Fatima Talbi geçen yıl siyaset hayatını noktalamıştı.

Fatima Talbi geride, 2 çocuk ve yüzlerce seveni bırakarak ebediyete uğurlandı.

VVD’li vekil para cezasının hâlâ yürürlükte olan cezanın 230 Avrodan 1500 Avroya çıkarılması önerisine gerekçe olarak, “Hangi çağda yaşıyoruz, araçlardaki teknik göstergeler her konuda sürücüyü uyarıyor.

Sürücü bunlara dikkat etmiyor, yolda kalıyorsa bu sürücünün kendi suçudur ve 230 olan ceza 1500 Avroya çıkartılmalıdır” dediği öğrenildi.

................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................. ................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................. .................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

Anma...

Başkonsolosluk koltuğuna çocuklar oturdu

Türkeş Enschede’de anıldı Hollanda Türk Federasyon’a bağlı teşkilatlarda, ülkücü camianın merhum lideri Başbuğ Alparslan Türkeş’i anma etkinlikleri düzenlendi.

Hollanda’nın çeşitli kentlerinde yoğun katılımlarla gerçekleştirilen anma etkinliklerin en kapsamlısı Enschede Türk Kültür Derneği’nin ev sahipliğinde Enschede’degerçekleştirildi. Her sene yaklaşık 15 yerde anma programları yapılmakta ve Hollanda Türk Federasyon’un belirlemiş olduğu bir yerde de Hollanda Türk Federasyon adına geniş kapsamlı olarak Başbuğ Türkeş Anma Programı yapılmakta.

Bu seneki programa 500 kişinin üzerinde katılım gerçekleştirildi. Enschede’de yapılan anma programında Alparslan Türkeş’in aziz hatırası ◄◄ ve ruhu için Kur’an-ı Kerim okundu ve dualar edildi.

Zehra Türker’e (82) Kraliyet Madalyası verildi Hollanda’da her yıl yardımsal konularda çalışan ve çevresi tarafından çalışmaları ödüle layık görülebilecek seklinde hizmetleri Kraliyet yetkililerine iletilen ve belirlenen çalışma grubunun onayını aldıktan sonra da topluca düzenlenen bir tören ile ödüle layık görülenlere ödülleri dağıtılan bu törenlerin bu yılki bölümünde belirlenen 35 kişi arasında 82 yaşındaki Zehra Türker de bulunuyor. Hollanda’nın tanınmış simalarından Bülent Türker’in annesi olan Zehra Türker bu yılki ödül töreninde ödüle layık görülen en yaşlı kişi olarak da göze çarptı.

Türker ailesinin bu ödüle layık görülenlerinden Bülent Türker 18 yıl önce en genç yabancı olarak aldığı ödülden sonra bu yılın seçilenleri arasında da yabancılar içinde en yaşlı ödüle layık görülen de Zehra Türker oldu.

Lahey kentindeki Diligentia tiyatro salonunda düzenlenen törende, 1997 yılından beri farklı gönüllü çalışmalarda bulunan Türker, kraliyet nişanını Lahey Belediye Başkanı Pauline Krikke’nin elinden aldı. Hollanda’da uzun yıllar farklı kentlerden topladığı yardımları, Türkiye’de farklı kurumlar aracılığıyla muhtaç kişilere ulaştıran Türker, yaptığı çalışmalarla iki ◄◄ ülke arasında köprü oldu.

Kur’an neslinin heyecanı 30 yıldır Rotterdam’da bölge insanına dinî, millî, sosyal, kültürel alanda hizmet veren Birlik Cemiyeti, kız ve erkekten oluşan 45 talebeye Kur’an’a geçiş sertifikası verdi. Hediyelerle ödüllendirilen çocukların heyecanı görülmeye değerdi. Yoğun bir katılımla gerçekleştirilen program, Mustafa Erdoğan tarafından sunuldu.

Törende, Birlik Eğitim Müdürü Oğuzhan Mücahid Kılıç, yaptıkları çalışma◄◄ larla alakalı katılımcıları bilgilendirdi.

Bir haftadır çeşitli tarih ve şehirlerde süren 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları son olarak T.C. Rotterdam Başkonsolosluğunda kutlandı Başkonsolos Aytaç Yılmaz ve eşi Belgin Yılmaz’ın ev sahipliğinde ve Rotterdam Başkonsolosluğu konferans salonunda gerçekleşen kutlamaya yaklaşık 50 çocuk aileleri ile birlikte katıldı.

Hep birlikte İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan kutlama töreninde Başkonsolos Aytaç Yılmaz günün mana ve önemini anlatan bir konuşma yaptı. Ardından Tuana Gökçedere adlı küçük kızın okuduğu 23 Nisan şiiri ile devam eden törende gelenek bozulmadı. Makam koltuğunu çocuklara veren Başkonsolos Aytaç Yılmaz, çocuklardan talimat, görüş ve düşünce aldı.

Kırmızı -Beyaz Bayrak ve balonlarla süslenen salonda çocuklara patlamış mısır, pamuk şeker ikramı yapılırken, örümcek adam ◄◄ ve değişik çizgi film karakterleri ise çocukların neşeli dakikalar geçirmesi için çaba sarf ettiler.

DENK’in Avrupa turu coşkulu ve renkli başladı 23 Mayıs’ta yapılacak Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri için DENK Partisi adam adım Avrupa turuna çıktı. Rotterdam’da bulunan genel merkez binasından törenle uğurlanan DENK Partisi AP adaylarının ilk durağı Brüksel olacak.

Yaklaşık 150 DENK partili tarafından uğurlanan adaylar Brüksel’in ardından Almanya üzerinden Bosna Hersek ve Bulgaristan’a gidecek.

Uğurlama töreninde DENK Parti Lideri Tunahan Kuzu, Başkan Selçuk Öztürk, Fas asıllı Milletvekili Farid Azarkan ve AP adaylarından liste başı Ayhan Tonca da hazır bulunup birer konuşma yaptılar.

Konuşmalarda Avrupa genelinde artan aşırı ırkçılığa dikkat çekilerek bu sorunu AP’ye taşıyacakları ve önlem alınması için var güçleri ile çalışacakları vurgulandı.

“Irkçılık ülke sorunu değil Avrupa’nın sorunudur” Tunahan Kuzu konuşmasında sadece Hollanda’da değil Fransa, Belçika, Almanya, Avusturya, Danimarka başta olmak üzere aşırı sağcı ve ırkçı partilerin yükselişe geçmesi Avrupa için büyük tehlike oluşturduğunu ifade ederek, “DENK Partisi olarak bu tehlikeli durumun önüne geçmek için çalışmak zorundayız” şeklinde konuştu.

“Hedef AP’ye 2 vekil” DENK Genel Başkanı Selçuk Öztürk ise hedeflerinin AP’ye Ayhan Tonca ile birlikte iki kişi yollamak olduğunu söylediği konuşmasında, “DENK Partisi tarih yazmaya devam ediyor. Gönüllülerimize çok teşekkür ediyoruz. 23 Mayıs’a sayılı günler kaldı. Gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz.

Daha önce başlattığımız kampanyaya destek veren gönüllülerimize teşekkür belgesi hazırladık. Huzurunuzda kendilerine takdim edeceğiz” dedi. DENK Partisine maddî destek verenlere teşekkür belgelerinin verilmesinin ardından bir konuşma da Ayhan Tonca yaptı.

“Hollanda’yı karış karış dolaştık” AP adaylığının açıklanmasının ardından seçim minibüsü ile Hollanda’yı karış karış dolaşan Ayhan

Tonca gördükleri ilgiden ziyadesi ile memnun olduğunu, gittikleri her yerde etraflarında sevgi çemberi oluştuğunu söyledi. DENK logolu seçim minibüsünün trafikte de de sürücüler tarafından korna çalarak selamlandığını, Hollanda’nın ve Hollandalıların DENK gerçeğini kabul ettiğini ifade ederek “Tarih yazmaya devam edeceğiz. Hollanda hepimizin ülkesidir. DENK partisi Hollanda’nın geleceğidir. Dil, din, ırk, renk ayrımı yapmadan herkesin sorunları için, Avrupa’nın sorunlarına çözüm için Brüksel’de olmak zorundayız.” dedi.

“Bosna’da yaşananları unutmadık” Avrupa’da yükselen aşırı sağ ve ırkçılığa da dikkat çeken Tonca, “20 yıl önce Avrupa’nın göbeğinde Sırplar tarafından katledilen 8 bin küsur Bosna-Hersekli kardeşlerimizi unutmadık. Bosna yarası henüz kanarken, yeni Bosna katliamları yaşanmaması için bizlere büyük görevler düşüyor. Bu yüzden DENK Partisi olarak ırkçılığın acılarını göz önüne sermek, hatırlatmak için Avrupa turumuzun önemli bölümünü Bosna oluşturuyor. Gittiğimiz yerlerde yapacağımız çekimlerle dikkatleri çekmeye çalışacağız. Bosna katliamında hayatlarını kaybedenlerin mezarlarını ziyaret edeceğiz. Bu kanayan yarayı AP’ye taşıyacağız. “İzin yolu çilesine son vermek için Bulgaristan’a gidilecek” Tonca, her yıl çile yoluna dönen, milyonlarca Avrupalı Türk’ün Anavatana giderken Bulgaristan’da yaşadıkları sorunları Bulgar yetkililere iletileceklerini söylediği konuşmasında, herkesi 23 Mayıs seçimleri için sandık başına gitmeye davet etti.

Konuşmaların ardından DENK Partisi logolu, AP adaylarının fotoğraflarının bulunduğu kartvizitlere dilek ve istekler yazılarak doğa dostu olduğu belirtilen balonlar gökyüzüne salındı.

Faslı bir müzik gurubunun eşliğinde DENK Partili AP adayları Avrupa ◄◄ turu için uğurlandı.

BaskaHaber.eu

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 249 - Nisan/April 2019

cultuur & kunst

28 sanat ve kültür ..

Spotlar

HURAFATTAN HAKİKATE...

Mehmet Şükrü Oflaz oflaz-aliya@hotmail.com Merhaba...

“Sonsuz sessizliğini dinlemek istiyorum./Bilirim ki taşlığın bir döşek kadar ılık,/ Sana az daha yakın yaşamak için artık,/Rabbim, ben yalnız zeytin ve ekmek istiyorum.” Hüzün şairimiz Ziya Osman Saba’nın mısraları.

Yalnız zeytin ve ekmek istiyoruz. Ama gün geçmiyor ki uğursuz eller dünyada masum insanlara kıymasın. Mabedlerde insanlar acımasızca katlediliyor.

Kadınlar ve çocuklar can veriyor dünyanın her bir yanında. Elimizde ki zeytin ve ekmeğimize göz diken azgınların bu ettiklerinin son bulmasını dua ediyoruz.

Bu sayımızda Vatan şairi Namık Kemal Bey’i konuk ediyoruz. Kendi zamanının şahidi, kendi toplumunun içinde, ait olduğu toplumu arayan bir münevver. Tarihten çekilen ulemanın yerini alan aydınlarımızdan olan Namık Kemal bu sayımızda misafirimiz.

“Oruç da Acıkır” yazısıyla kıymetli büyüğümüz Sezai Karakoç Bey bize Ramazan ayının insanı dirilten vechelerini haber ediyor.

Diriliş ufku veriyor. İslam Milleti’nin yeniden dirilişinin yol hattını çizen kıymetli büyüğümüzün eserlerini mutlaka okumalıyız.

“Resimler Dile Gelse” bölümünde paylaştığımız resimde ki yazı Türkçe’dir.

Biz amenna ile mukabelede bulunduk. Bütün olup bitenlerin sonunda, sarsılmaz hakikat olarak duran gerçeği bize ihbar eden bir resim.

Kendinize iyi bakın ama iyi bakın. İyi okumalar dileriz...

AY’IN KİTABI

O

Oruç geldi, ondan bize ölümsüz bir şeyler katılacak demektir.

Giderken, bizden de ona ölümsüzleşecek birkaç şey katılmalı.

ORUÇ DA ACIKIR Evet. Oruç da susar, oruç da acıkır. Orucun susadığı ve âb-ı hayat gibi kanamadığı su, Kur’ân sesi, acıktığı namaz, örtündüğü merhamet, kuşandığı giyindiği, Allah adının yükseltilmesi, yani cihattır.

Ve orucun da iftarı vardır. Oruç müminin kalbinde iftar eder.

Onun sofrasında, işte saydığımız, göğe mahsus yiyecekler bulunur.

Oruç, boş bir çerçeve olarak veya bir mevsim gibi sadece tabiatın bir parçası olarak gelmedi. Tarihin bir parçası olarak geldi.

Dolu geldi. Kendindekini boşaltacak. Giderken de dolu gidecek.

Dolu gitmeli.

Her yılın orucu, büyük “oruç kitabı”na, sabırla ve meleklerin üslubuyla işlenmiş bir sayfa, bir yaprak gibi eklenir.

Demek ki, oruç, çağımıza, göklere mahsus nişanlarla donanmış büyük ve yetkili bir şahit olarak geliyor ve geldi.

Siz sanmayın ki, oruçta yalnız siz susar, siz acıkırsınız. Oruç da susar, oruç da acıkır. Çünkü: Oruç da canlıdır. Sizin gibi. Hatta sizden fazla. Çünkü: Onda, ölümün eriteceği et ve kemik de yok. İnsan, sağken bile ölüme karışıktır. Biz, hayatla ölümün karıştığı bir terkibiz. Sağken, hayat ölüme baskındır ve ölümü kullanır.

Sonra yaşlandıkça, ölüm güçleri yavaş yavaş artar ve ölüm yüzdesi, hayat yüzdesinin üstüne çıkar bir gün. İşte o gün ölmüşüzdür, ölüm hayatı kullanmaya başlamıştır.

Toplum yaşayışında da böyle. Ecel olarak gelen ölüm, bu hayat-ölüm çatışmasını kesin bir sonuca bağlar.

Ama oruç yüzde yüz diri, saf olarak diridir. Net diridir, insan gibi brüt değildir.

Bizden daha canlı, bizden daha cıvıl cıvıl olan bu gök varlığı orucun susadığı su, acıktığı yemek nedir öyleyse? Şairin, şair için dediği: “Cins şaire mahsus yiyecekler.

Deniz yosunları mavilik medüzaları tarzında, Oruca, gök şahidi oruca mahsus besinler, Yükseltilen dualar, derinleşen secdeler,

Yalnız, insan orucu özlemez, oruç ise insanı özler. Ramazan ayı gelince sıla-ı rahim edenler gibi, meleklerin bile önünde eğildiği insana koşar. Oruç, insana acıkır ve koşar gelir.

Oruç geldi, öyleyse oruca yemek taşımalı, su sunmalı, orucun lambasını yakmalı, örtüler atmalı üzerine ki geldiğinden daha zengin gitsin. Verdiğinden daha çok alsın. Yanına gideceği eski oruçlara katacağı, söyleyeceği çok şeyler bulunsun. Çağımız Müslümanlarının portresini eski çağ müminlerinin portrelerinin yanına çizecek ya, bizim öyle bir portremizi çizsin ki ilerde gün olur ki, o portreyi bize gösterirler, utanmayalım o zaman ondan.

Oruç geldi, ondan bize ölümsüz bir şeyler katılacak demektir. Giderken, bizden de ona ölümsüzleşecek birkaç şey katılmalı.

SEZAİ KARAKOÇ / SUTUN

Gâle Seyyidü’l-enâm Aleyhi’t-tahiyyetü ve’s-selâm Zinâ’l-lisâni el-kelâm ------------

“Dilin zînası, fuhşiyata meyl ettirecek sözlerdir.”

------------

“Allah, Âdemoğluna zinâdan nasîbini yazmıştır, mutlaka o nasibini alır.

Gözün zinâsı bakmak, dilin zinâsı –zinâdan, fuhşiyattan– konuşmaktır.

Nefis arzu eder, ister; ferc de (onun isteğine uyarak) onu doğrular veya (uymayarak) onu yalanlar.

Cinsel olarak nefsin eğitimi ve isteklerinden engellenmesi, her şeyden önce gözü sakındırma ve onu helal olmayandan uzaklaştırmaya bağlıdır.

Göz kırptığın o âteşîn renkten sonra, dil elbette o güzele kavuşmanın yollarını arayacaktır hafazanallah…”



---◄◄

HEDİYELİ SORU Yapma dil çalışmalarının bilinen ilk müşahhas örneği olan “Baleybelen” adlı kitabın yazarı kimdir?

DEVR-İ İFSAT

Halil Kemerli

Sorunun cevabını yukarıdaki mail adresine ulaştıran ilk 5 okurumuz arasında çekilecek kurada, adı belirlenecek olan talihli okurumuza

BAHA YAYINLARI

Küreselleşmeden sonra, aktif olarak yeryüzünde hükmünü sürdüren program sayısı teke indi. Şu anda, yapı olarak hükümranlığını devreye sokabilen tek program, ifsat programı. Yani artık devir ifsat devri! İfsat programının, hükümranlığını ilan ettiğini ve hayatın neredeyse tamamını kendi rengine boyadığını; vicdanlarda varlığını sürdürebilen ve ifsat yapılanmasının kuşatmasına maruz kalmış olan ıslah programının ise, hükmünü icra etmekten çok uzak olduğunu açıkça görmek ve ortaya koymak zorundayız. Bunu yapamadığımız için insanoğlu, ifsadın program olarak, ıslahınsa vicdanlarda ve ancak ifsadın bir parçası olarak parlayıp sönmesini anlamlandıramıyor, problemli ve bunalımlı

40 HADİS - (22)

Kur’an sesiyle aydınlanan ikindiler, Allah adıyla diriltilen geceler” diyebiliriz belki.

ruç, hiç gecikmeden, yolunu şaşırmadan, tam saatinde, dinç ve genç, tarihin dinamizmini de özünde gaybın bir üfleyişi gibi taşıyarak geldi. Mademki geldi onu iyi tanımak gerek.

Taşların, ağaç kovuklarının, toz zerrelerinin bile, en keskin bir hafızayla şahitlik yapacağı büyük Hesap Gününde, şüphesiz, “oruç kitabı”, en büyük şahitler arasında, dosyasında en çok belge bulunduran suç ve sevap araştırıcıları arasında görünecektir.



bir dönemde yaşadığını fark edemiyor. Bu dönemin de her zamanki dönemler gibi olduğunu ve endişe duyulacak bir şey olmadığını düşünüyor...

Bu hâl, insanlığın gafletten

uyanmasına mâni olurken, ifsatçılara da uygun bir ortam hazırlıyor.

Devr-i ifsadın canına can katıyor ve ömrünün uzamasını sağlıyor. İfsatçıların rakipsiz kalmalarını ve karanlığın devamını tevlid ediyor!..

Doğuş Kütüphanesi’nden

bir kitap, hediye olarak gönderilecektir.

RESİMLER / FOTOĞRAFLAR DİLE GELSE...

“ALLAH BİZİMLE”

“AMENNA”









kültür ve sanat

doğuş aylık gazete/maandblad

göçtü kervan, kaldık dağlar başında

nr. 249 - Nisan/April 2019

K

, ER ER, .

L ÜÇ DİL AR..

YE R K L KI

ısaca Hayatı: Mehmed Nâmık Kemal 26 Şevval 1256’da (21 Aralık 1840) Tekirdağ’da doğdu. Meclis-i Mâliye âzası, esham müdürü, II. Abdülhamid’in müneccimbaşısı Mustafa Âsım Bey’in oğludur.

Annesi Tekirdağ mutasarrıfı Koniçeli Abdüllatif Paşa’nın kızı Fatma Zehra Hanım’dır. Nâmık Kemal’in çocukluk hayatı babasından ziyade Abdüllatif Paşa ailesi yanında geçmiştir. 1846’da Afyon’a gelişlerinin ikinci yılında annesinin genç yaşta ölümüyle (31 Ağustos 1848) öksüz kalan Nâmık Kemal’in hayatının ilk on yedi senesi dedesinin tayin edildiği vazife ve memuriyetler sebebiyle memleketin çeşitli köşelerini dolaşmakla geçti Kars’ta iken müderris Vâizzâde Mehmed Efendi’den tasavvuf ve edebiyat öğrenmiş, Nâbî, Sünbülzâde Vehbî gibi şairlerin divanlarını okumuşve hocasının uyandırdığı hevesle küçük şiir denemelerine girişmiş ders ve okuma yanında Kara Velî Ağa adlı bir binicinin yardımı ile binicilik, cirit ve av gibi sporlarla meşgul olmuş, buraya gelişlerinden üç ay kadar sonra patlak veren Kırım muharebesi sırasında cephelere giden askerlerle dolup taşan bu serhad şehrinin galeyanlı havası içinde yaşamıştır. İstanbul’a dönüldükten on ay sonra Abdüllatif Paşa Mayıs 1855’te Sofya kaymakamlığına tayin edildi Onun asıl fikrî gelişmesi Sofya’da başlamış, bir buçuk yıla yakın kaldığı bu şehirde bazı şairlerle tanışmış, onların yardımıyla eski şairleri okumaya yönelmiştir. Hususi hocalardan Farsça, Arapça, meânî, âdâb, mantık öğrenmeye çalışan Nâmık Kemal kendini yetiştirmek için giriştiği bu çalışmaların yanında şiire ciddi şekilde Sofya’da başladı. Şair Binbaşı Eşref Bey (Paşa), misafir olarak Sofya’da Abdüllatif Paşa’nın yanına geldiğinde onun birikmiş bir hayli şiiri olduğunu görmüş, bir mahlasnâme tanzim ederek ona “Nâmık” mahlasını vermiş, bu mahlas zamanla göbek adı Mehmed’in yerini tutmuştur.

Kemal, Sofya’dan ayrılmasına yakın Abdüllatif Paşa’nın ve anneannesinin ısrarıyla Niş Kadısı Mustafa Râgıb Efendi’nin kızı Nesîme Hanım ile evlendi Nâmık Kemal, büyük annesi Mahdûme Hanım’ı ve büyük babası Abdüllatif Paşa’yı birer yıl ara ile (1858 ve 1859) kaybettikten sonra eşi Nesîme Hanım ile birlikte babasının evlendiği, devrine nisbetle fevkalâde kültürlü, kendisini de çok seven Dürriye Hanım’ın Hobyar’daki evine yerleşti. Nâmık Kemâl’in ilk memuriyet hayatı da İstanbul’a bu dönüşünden az sonra başladı. Ebüzziyâ Tevfik, Nâmık Kemal’in on yedi yaşından itibaren Tercüme Odası’na devam ettiğini belirtir.

Oğlu Ali Ekrem, babasının Sofya’dan döndükten sonra zamanın büyük ulemâsından tefsir, hadis, fıkıh, tasavvuf, Arap ve Acem edebiyatı dersleri aldığını söyler. Nâmık Kemal’in İstanbul’da edebiyat çevresi olarak ilk defa Tercüme Odası’ndaki kalem arkadaşları ve onların muhitiyle temas ettiği söylenebilir. O

29

KIRK SEKİZ SENEYE SIĞAN ASIRLIK ÖMÜR:

NAMIK KEMAL

tarihlerde Batı tarzı şiir yolu henüz açılmamış olduğundan bu gençlerin hepsi eski tarzda şiir yazıyordu.

Haftada bir Hersekli Ârif Hikmet’in evinde buluşarak aradan geçen bir hafta zarfında hazırlamış oldukları şiirleri birbirlerine okuyor, bunlar üzerinde konuşuyor, fikir yürütüyorlardı. Encümende bu şiirlerin okunması işi üstün inşad kabiliyetinden dolayı Nâmık Kemal’e verilmişti.

Nâmık Kemal İstanbul’a gelişinin beşinci yılında Şinâsi ile tanıştı.

Bu sırada Şinâsi Tasvîr-i Efkâr’ı çıkarmaya başlamıştı (27 Haziran 1862). Bir gün eline verilen, küçük bir risâle halinde basılmış “Münâcât” onu o zamana kadar yalnızca nesrini tanıdığı ve beğenmediği Şinâsi’ye sevketti ve bu manzumenin verdiği heyecanla hemen onun gazetesinde vazife aldı. Nâmık Kemal’in burada başlangıçta fıkra türü yazılar yazdığı ve havadis tercümeleri yaptığı söylenebilir. Şinâsi ile tanışması Nâmık Kemal’in hayatına yepyeni bir istikamet vermiş, gazete, o zamana kadar yalnız nazım sahası ile Tercüme Odası’nın resmî kitâbet tarzına yatkın bir yolda çalışmış olan kalemini Şinâsi’nin tesiriyle yeni bir nesir tarzına yöneltmiştir.

Kendisinin de belirttiği gibi Şinâsi onun düşüncesini siyasî ve içtimaî meselelere yöneltmiş, şiirinin muhteva ve mevzuunu değiştirmiş artık eski şiirin ve tasavvufî remizlerin mücerret dünyasında yaşayan bir insan olmaktan çıkarak cemiyet davalarının adamı olmuştur. İlk hareket noktasını teşkil eden Montesquieu, her zaman için Nâmık Kemal’in fikirlerini en çok benimsediği Batılı müellif olmuştur.

Nâmık Kemal, Şinâsi’nin siyasî bir sebepten dolayı 1865 baharı sonunda Paris’e kaçmasının ardından Tasvîr-i Efkâr’ı kendi başına çıkarmaya başladı. Şinâsi ayrılıncaya kadar Nâmık Kemal’in gazetedeki faaliyetinin tercüme ve küçük fıkra gibi yazılarla sınırlı olduğu söylenir. Nâmık Kemal’in asıl hüviyetini veren yazılar, sanıldığı gibi Şinâsi’nin ayrılışının hemen ardından değil daha sonraları görülmeye başlamıştır.

Kendi başına kaldığı gazetede Cerîde-i Havâdis ile münakaşa ettiği ve zaman zaman üzerine döndüğü kolera meselesinden başlayarak kalemi yeni yeni mevzu ve meselelere açılmış; şehir işleri, maarif, bazı sosyal müesseselerin durumu, maliyenin ıslahı gibi hususlar yazılarının temel konuları olmuştur. Nâmık Kemal Tasvîr-i Efkâr’daki yazılarında devamlı olarak maarif meseleleri üzerinde durmuş, kadınların okutulması meselesini ilk defa o ortaya atmıştır. İstanbul’un yangınlardan kurtarılması konusunda yazdığı makale takdir uyandırarak Sadrazam Âlî Paşa tarafından rütbesi mütemâyize yükseltilmek suretiyle taltif edilmiştir. Edebiyat ve dilimizin haline, Tıp Fakültesi’nde tedrîsatın Fransızca olmasına, Tepebaşı kahvehanelerinde Rumca şarkılar söylenmesine dair yazdığı tenkidî yazılar onun daha o zamandan itibaren millî konular üzerindeki hassasiyetini göstermektedir.

1866 yılı yazında neşrettiği, Türk dili ve edebiyatının meselelerini toplu bir şekilde ilk defa ele alan

makalesinde devrini aşan görüşler ortaya koymuştur.

Tasvîr-i Efkâr’da, Muhbir sahibinin gazetesinin kapatılmasına itiraz eden yazısı ile birlikte aynı nüshada Nâmık Kemal’in Girit hadiseleri dolayısıyla kaleme aldığı “Şark Meselesi” adlı makalesi çıktı (nr.

465, 4 Zilkade 1283 / 10 Mart 1867). Gütmekte olduğu siyasete dokunduğu için hükümeti hiddete düşüren bu neşriyat üzerine makalenin yayımından dört gün sonra matbuatı çok sıkı kayıtlar altına alan “Kararnâme-i Âlî” ismiyle meşhur tebliğ neşredildi (15 Mart 1867). Ali Suâvi tevkif edilerek Kastamonu’ya sürüldü. Tasvîr-i Efkâr’ın 465. nüshasından itibaren Nâmık Kemal muharrirlikten menolundu. Yeni Osmanlılar, aynı ayın ilk günlerinde Mustafa Fâzıl Paşa’nın Abdülaziz’e hitaben neşrettiği Fransızca mektubu Türkçe’ye çevirerek taşbasma risâle şeklinde ve binlerce nüsha olarak İstanbul’da dağıttılar.

Nâmık Kemal, İstanbul’dan uzaklaştırılmak istendiğinden iki hafta sonra rütbesi rütbe-i sâniye sınıf-ı evvel mütemâyize yükseltilerek Erzurum’a vali muavini tayin edildi. Ancak Nâmık Kemal türlü bahanelerle Erzurum’a hareketini geciktirdi. Tayininden on dokuz gün sonra Ziyâ Paşa ile birlikte Courrier d’Orient gazetesine çağırıldı; Yeni Osmanlılar adına neşriyatta bulunmak üzere Paris’e davet eden Mısırlı Mustafa Fâzıl Paşa’nın mektubu kendilerine bildirildi.

Ziyâ Paşa ile Nâmık Kemal bu teklifi kabul ederek gazetenin patronu ve başmuharriri Giampiétri’nin aracılığıyla Avrupa’ya kaçtılar (17 Mayıs 1867). Aynı şekilde Kastamonu’dan kaçması sağlanıp kendilerine Mesina’da katılan Ali Suâvi ile birlikte 30 Mayıs 1867’de Paris’e ulaştılar. Gelişlerinden bir ay sonra Abdülaziz’in Fransa’yı ziyareti dolayısıyla Yeni Osmanlılar’ın Paris’te bulunmasını uygun görmeyen Fransız hükümetinin isteğiyle aralarından bir kısmı haziranın son haftasına kalmadan Paris’i terkederken Nâmık Kemal ve Ziyâ Paşa Londra’ya gitmeyi tercih ettiler.

Gazetenin nerede çıkarılacağı, nasıl yönetileceği, kimin idaresi altında olacağı cemiyet üyeleri arasında problem doğurmuş, sürüp giden anlaşmazlık ve çekişmeler yüzünden yayımına bir türlü geçilememiş, Mustafa Fâzıl’dan nihayet çıkarılmasına izin alınabilmişti.

Hürriyet adı verilen gazetenin ilk sayısı 29 Haziran 1868’de Londra’da yayımlandı. İlk iki sayısı tatmin edici bulunmayınca idaresi üçüncü sayıdan itibaren Nâmık

Kemal’e verildi.

Avrupa’ya gelişinden beri yazı ve yayın faaliyetinde bulunmasına izin verilmeyen Nâmık Kemal’in iş başına geçmesiyle Hürriyet büyük bir atılım yaparak Bâbıâli’yi rahatsız eden kuvvetli bir muhalefet cephesi oluşturdu. Hürriyet’te şiddetli bir siyasî mücadeleye girişen Nâmık Kemal’in en çok üzerinde durduğu meseleler ülkede meşrutiyet idaresinin kurulması, idarî ve içtimaî müesseselerdeki bozukluklarla bunların ıslahı çareleriydi. Bütün bu meselelerde onun çıkış ve varış noktası ferdin ve halkın siyasî hürriyetini elde etmesi, iktidara karşı vatandaşlık haklarının korunması, idarî keyfîliklerin önlenmesi, idarenin parlamento tarafından denetlenmesi hususlarıydı.

Avrupa’da hayatlarını sürdürmekte olan Yeni Osmanlılar’ın çoğu, uğrunda gurbete düştükleri gayenin mevcut şartlarda gerçekleşmesinin mümkün olmayacağını anlayarak ülkeye dönüş çarelerini aramaya başlamışlardı. Etrafındakiler gittikçe azalırken Nâmık Kemal’in de yurda dönmesine zemin hazırlayıcı bazı teşebbüslere girişilmiş bulunuluyordu. Onun dönüşünün herhangi bir şarta bağlanmaması üzerinde ısrar ettiği, bu yüzden İstanbul’a gelişinin geciktiği anlaşılmaktadır.

Nihayet Haydar Bey’in halefi ve Mustafa Fâzıl Paşa’nın damadı Halil Paşa’nın sefirliği zamanında 1870 Ekiminde Viyana’ya gelen Nâmık Kemal 24 Kasım 1870’te İstanbul’a ulaştı.

Nâmık Kemal’in Avrupa’da kaldığı dönemde edebiyat ve fikir sahasında ne gibi çalışmalar yaptığı hususunda fazla bilgi yoktur. Bu yıllarda onun sanat hareketlerinden ziyade Avrupa’nın umumi yaşayışı, idarî durumu, iktisadî seviyesi, hukuku, siyasî müesseseleriyle ilgilendiği söylenebilir. Rivayete göre Paris’te hukuk âlimi Emile Accolas’dan hukuk dersleri almış, ekonomi-politik alanına yakın bir ilgi göstermiştir.

Nâmık Kemal, Batı kültürünü Londra ve Paris’ten başka Brüksel ve Viyana gibi diğer büyük merkezlerinde yaşayarak tanımıştır.

Bu kültürle temaslarının asıl sonuçları yurda dönüşünde kendini hissettirmiş, siyasî ve edebî hüviyeti bu devrede büyük bir gelişme göstermiştir. Dönüş izni verilirken yazı yazmaması şart koşulduğundan Âlî Paşa hayatta olduğu müddetçe yazı faaliyetinde bulunmamış, Âlî Paşa’nın kendisinden Fransız-Alman harbine dair bir lâyiha istemesi üzerine paşanın takdirini kazanan bir lâyiha hazırlamıştır.

Yeni Osmanlılar, örgütleri dağılmış ve başları eğik olarak yurda döndüklerinde daha sert ve daha otoriter bir Abdülaziz Türkiyesi’yle karşılaşmışlar, birbirlerinden kopuk vaziyette bir kısmı hükümet cephesinin kanatları altına girmiş, bazıları da kabullendikleri taşra memuriyetleriyle birer köşeye dağılmıştır. Nâmık Kemal ve Ebüzziyâ gibi İstanbul’da kalanların münasebetleri, eski hâmileri Mustafa Fâzıl Paşa bir müddet sonra sahneden tamamıyla çekilmiş olmakla kendilerine zaman zaman para yardımında bulunan ve durumu perde arkasından takip

eden Veliaht Murad Efendi etrafında gelişmiştir.

Dağılmış cemiyetin Avrupa’da kalan son üyelerinin de İstanbul’a gelmesiyle kalemi bırakma niyetinde olmayan küçük bir grup çok geçmeden seslerini duyurma arayışı içine girdi. İstenilen izin verilmeyince bir mizah ve haber gazetesi şeklinde neşredilen İbret gazetesini kiralayan grup, gazetenin yeni kadrosunu ve takip edeceği gayeyi ilân eden bir beyannâme ile 13 Haziran 1872’de neşriyata başladı. Nâmık Kemal’in başmuharrirliğini üstlendiği İbret onun en geniş kalem faaliyeti gösterdiği gazete olmuş, en olgun ve en parlak makalelerini burada neşretmiştir Nâmık Kemal memlekette tiyatro kültürü ve sevgisini yaymak, bu yolda seviyeli temsiller sahneye koymak maksadıyla İstanbul’da teşekkül etmiş tiyatro komitesinin üyeleri arasında bulunuyordu.

Kendisinin ilk tiyatro eseri olan Vatan yâhud Silistre’yi buraya vermek üzere kaleme almayı üstlenmişti.

Vatan yâhud Silistre’nin 1 Nisan Salı gecesi Gedik Paşa Tiyatrosu’nda gerçekleştirilen ilk temsili tarihî bir hadise oldu. Tiyatroyu doldurmuş olan seyirci kitlesi tarafından yükselen, “Yaşasın vatan! Yaşasın Kemal! Yaşa vatanın Kemali!” nidaları gittikçe artarak sokağa taştı. Bununla da kalmayarak tiyatroda bulamadıkları Nâmık Kemal’i görmek ve tebrik edebilmek için oradan harekete geçen bir kafile gece yarısı elde fener yollara düşüp Unkapanı Köprüsü’nü aşarak Galatasaray’da gazetenin idarehanesine dayandı.

Orada da bulamadıkları Nâmık Kemal’e kendilerine müstesna duygular yaşattığı için şükran ve tebriklerini sundukları bir mesaj bıraktılar. Bir gün sonraki İbret temsilde yaşananları anlatan yazılarla çıktı.

Temsilin tekrarlanması yolunda umumi arzu üzerine 3 Nisan 1873’te Vatan yâhud Silistre’nin ikinci temsili gerçekleştirildi.

Bu gece de aynı tezahürat devam etti. Türk tiyatro tarihinin henüz başlangıçta şahit olduğu bu müstesna vak‘ayı haberleri ve çeşitli yazılarıyla parlak bir şekilde kamuoyuna aksettiren İbret’i hükümet 132. sayısında bu defa çıkmamak üzere toptan lağvetti (5 Nisan 1873). İbret’in yanı sıra Sirâc da kapatılmıştı.

Ertesi gün Nâmık Kemal ve gazetenin yazar kadrosunun ileri gelenlerinden Ebüzziyâ Tevfik, Nûri, Bereketzâde İsmâil Hakkı ile Ahmed Midhat tiyatroda bulundukları sırada bir bir tevkif edilip hapishaneye gönderildi (6 Nisan 1873) ve mahkemeye dahi çıkarılmaksızın, Sultan Abdülaziz’in hepsini muzır neşriyat ve harekette bulunmakla suçlayan 9 Nisan 1873 tarihli fermanıyla aynı gün gemiyle kalebent olarak gönderildikleri sürgün yerlerine gitmek üzere yola çıkarıldı. ... devam edecek...

(Not: Türk Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi’nden özet olarak ---◄◄ alınmıştır.)

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 249 - Nisan/April 2019

ons pagina

30 bizim sayfa



Tebrik Taziye Şifa dileği - Taziye...

Oranje Instituut Müdürü sevgili Mevlüt Koç’un kıymetli validesinin vefatını üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayız.

Merhumeye Allah’tan rahmet, kederli aileye sabır ve başsağlığı diliyoruz.

- Taziye...

Apeldoorn sakinlerinden Sevgili Ömer Doğan’ın (22) elim bir kaza sonucu vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.

- Taziye...

Süleyman Palaz’ın vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.

- Taziye...

Kocatepe Camii cemaatinden Yaseddin Elibol’un vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.

- Taziye...

First-Class mağaza sahibi Sevgili Hasan Savaş’ın teyze kızının ebediyete irtihalini teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhumeye Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.

- Taziye...

Den Haag’da yaşayan aslen Iğdırlı olan Yunus (16), Emre (18) ve Muhammed Iğdır (21) ve Rotterdamlı Joey’ın (26) elim bir kaza sonucu ebediyete irtihallerini teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhumlara Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.

- Taziye...

Lasertulp atölye sahibi Sevgili Yusuf Türkmen’in kayınbabasının ebediyete irtihalini teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.

- Taziye...

Afra Tapijt/Mobilya mağaza sahibi Sevgili Adnan Mutlu’nun bacanağı Bekir Özdemir’in ebediyete irtihalini teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.

- Taziye...

Güler Finans sahibi Sevgili Bahattin Güler’in halasın torununun ebediyete irtihalini teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.

- Taziye...

Anadolu Camii üyelerinden Sevgili Emir Metin’in yeğeninin genç yaşta (24) ebediyete irtihalini teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.

Colofon Doğuş is een maandelijks informatieblad in het Turks en af en toe Nederlands o.a. kunst, cultuur, politiek, educatie, wetenschap, literatuur en filosofie.

Uitgever/Sahibi Stichting Dogus/Doğuş Vakfı Hoofdredacteur/Yayın Yönetmeni Adnan Şahin Eindredacteur/Yazı İşleri Müdürü Oğuzhan Kılıç Art Directeurs/Görsel Düzenleme Ali Alemdar Advertenties/İlan- Reklam Servisi dogus@dogus.nl Afdeling Nieuws en Tips/Haber Dairesi M. Şahin Abonnement / Abone Servisi dogus@dogus.nl Yayın Kurulu/ Redactie Raad Adnan Şahin, Ergün Madak, Mehmet Şükrü Oflaz, Zeynel Abidin, Ercan Kuzu, Sezer Değmez, Recep Soysal, Havva Koç.

Oplage/Tiraj 8.000 Verspreiding/Dağıtım Alanı Landelijk/Hollanda Geneli Adres Strevelsweg 700 unit 413, 3083 AS Rotterdam Tel. (010) 471 68 47 e-mail dogus@dogus.nl - website www.dogus.nl Met dank aan InterAjans.nl, SONHABER.nl, M.Ali Topcu, AA Verzonden artikelen vallen niet onder de redactionele verantwoordelijkheid. Alle auteursrechten van deze uitgave worden uitdrukkelijk voorbehouden.

Druk/Baskı Rodi

- Tebrik...

Devren Satılık...

Çınar Cenaze Yardımlaşma Fonu Sorumlusu Sevgili Feyzi ve Suna Aksoy’un biricik evladı Nusret Zeki’nin erkekliğe adım atarak sünnet olduğunu ve eş-dost ile bu anı kutladıklarını duyduk.

Geçmiş olsun diyor, tebrik ediyor; Aksoy çiftine, ve evlatlarına hayırlı ömürlerle beraber daha pek çok güzel günler görmelerini diliyoruz.

- Şifa dileği...

Okurlarımızdan ve IOT önceki başkanlarından Sevgili Osman Bahadır’ın rahatsızlığı nedeniyle hastanede tedavi amaçlı müşahede altında olduğunu ve bir ameliyat geçirdiğini duyduk. Hastamıza ve yakınlarına geçmiş olsun diyor, acil ve hayırlı şifalar diliyor, dualarınızı bekliyoruz.

- Şifa dileği...

Gazetmiz emektarlarından ve Edelstaal Lyon Bölge Temsilcisi Sevgili Zeliha Ulusoy Yıldırım’ın biricik evladı Neslihan’ın rahatsızlığı nedeniyle hastanede müşahede altında olduğunu ve tedavi gördüğünü duyduk. Hastamıza ve yakınlarına geçmiş olsun diyor, acil ve hayırlı şifalar diliyor, dualarınızı bekliyoruz.

- Şifa dileği...

Okurlarımızdan ve Aktif Garage sahibi Sevgili Muttalip Öktem’in rahatsızlığı nedeniyle hastanede tedavi amaçlı müşahede altında olduğunu ve bir ameliyat geçirdiğini duyduk. Hastamıza ve yakınlarına geçmiş olsun diyor, acil ve hayırlı şifalar diliyor, dualarınızı bekliyoruz.

- Tebrik..

Okurlarımızdan Sevgili Tülay - Ay- Saleh ve Kerim Keskin çiftinin mahdumu Besim ile Eva ve Jenö Szabados’un Anna 29 Mart 2019 tarihinde dünya evine girdiler.

Anna ve Besim’i tebrik ediyor, iki cihan saadeti diliyoruz.

- Tebrik..

Okurlarımızdan Sevgili Şaban ve Sevgi Esen çiftinin mahdumu Nuri ile Gülseren Şengül’ün kerimesi Saniye 6 Nisan 2019 tarihinde dünya evine girdiler. Saniye ve Serkan’ı tebrik ediyor, iki cihan saadeti diliyoruz.

KRAL LAHMACUN devren satılıktır.

Tel: 061183 52 20

- Tebrik..

Birlik Camii üyelerinden Sevgili Cengiz ve Fatma Akpınar çiftinin mahdumu Samed ile Köksal (merhum) ile Fatma Selvi’nin kerimesi Merve 7 Nisan 2019 tarihinde dünya evine girdiler. Merve ve Samed’i tebrik ediyor, iki cihan saadeti diliyoruz.

- Tebrik..

Okurlarımızdan ve Rotterdam Versaar Dernek Başkanı Sevgili Muammer ve Filiz Bilgişli çiftinin mahdumu Bünyamin ile Mustafa ve Gülbeyaz Aslan’ın kerimesi Sevgi 26 Nisan 2019 tarihinde dünya evine girdiler. Sevgi ve Bünyamin’i tebrik ediyor, iki cihan saadeti diliyoruz.

- Tebrik..

Okurlarımızdan ve Rotterdam Birlik Camii Başkanı Sevgili Ayhan Ateş’in kardeşi, Aladdin ve Mümine Ateş’in mahdumu Abdullah ile Mehmet ve Şerife Karaca’nın kerimesi Makbule 28 Nisan 2019 tarihinde dünya evine girdiler. Makbule ve Abdullah’ı tebrik ediyor, iki cihan saadeti diliyoruz.

- Tebrik..

Hoş geldin Muaz!

Okurlarımızdan ve Haarlem Fatih Camii Başkanı Orhan Köse’nin 29 Mart 2019 tarihinde Muaz adını verdikleri bir bebeleri dünyaya geldi. Muaz’a hoş geldin diyor, genç çifti tebrik ediyor, minik yavrumuza bir ömür boyu, mutluluk ve sağlık diliyoruz.

- Tebrik..

Hoş geldin Zübeyir Mustafa!

Okurlarımızdan ve Birlik Camii üyelerinden Sevgili Talha ve Hilal Çelikkaya’nın 30 Mart 2019 tarihinde Zübeyir Mustafa adını verdikleri bir bebeleri dünyaya geldi.

Zübeyir Mustafa’ya hoş geldin diyor, genç çifti ve dedelik ninelik makamına oturan

Mustafa ve Emine Çelikkaya’yı tebrik ediyor, minik yavrumuza bir ömür boyu, mutluluk ve sağlık diliyoruz.

- Tebrik..

Hoş geldin Muaz!

Okurlarımızdan ve Haarlem Fatih Camii imam ve hatibi Mustafa Yıldırım ve Kadınlar Teşkilatı Kurumsal İletişim Başkanı Rukiye Yıldırım’ın Muaz adını verdikleri bir bebeleri dünyaya geldi. Muaz’a hoş geldin diyor, genç çifti tebrik ediyor, minik yavrumuza bir ömür boyu, mutluluk ve sağlık diliyoruz.

- Tebrik..

Hoş geldin Hamza Melih Zeyd!

Okurlarımızdan ve Birlik Camii üyelerinden Resul ve Nurşen Yörü çiftinin 9 Nisan 2019 tarihinde Hamza Melih Zeyd adını verdikleri bir bebeleri dünyaya geldi. Minik Hamza Melih Zeyd’e hoş geldin diyor, gençleri tebrik ediyor, minik yavrumuza bir ömür boyu, mutluluk ve sağlık diliyoruz.

- Tebrik..

Hoş geldin Taha Yılmaz!

Okurlarımızdan Müslim ve Tuba Keskin çiftinin 3 Mart 2019 tarihinde Taha Yılmaz adını verdikleri bir bebeleri dünyaya geldi. Minik Taha Yılmaz’a hoş geldin diyor, gençleri ve dedelik ninelik makamına oturan Naci ve Elmas Keskin’i tebrik ediyor, minik yavrumuza bir ömür boyu, mutluluk ve sağlık diliyoruz.



Koenendelseweg 1 5222 BG ‘s-Hertogenbosch Tel.: +31(0)73 6220025 www.sws-simtronic. com info@sws-simtronic.com

Abone





doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 249 - Nisan/April 2019

Bulmaca

Hazırlayan: Mücahid Çeçen Soldan sağa: 1- Ayırt edici nitelik * Şehirden küçük, köyden büyük, henüz kırsal özelliklerini yitirmemiş olan yerleşim merkezi, belde. 2- Er, onbaşı ve çavuşlara verilen genel ad * Güvenli * Tarlayı sürerek dinlenmeye bırakma. 3- İlkbahar * Bir aygıtın gereken işi yapabilmesi durumu * Utanma duygusu. 4- Baston * Nebat * Hasta üzerinde tedavi amacıyla uygulanan kesme ve dikme işlemi, cerrahi müdahale, operasyon.

5- Patlıcangillerden, yaprakları ve sürgünleri acı bir bitki * Aynştaynyum elementinin simgesi * Olur, peki veya fena değil anlamlarında kullanılan bir söz * Trityum elementinin simgesi. 6- Trityum elementinin simgesi * Evlenmekte olan bir erkeğe, evlenme töreni sırasında verilen ad, güveyi * (Tersi) bir uzvumuz * Potasyumun simgesi * Borun simgesi. 7- Azotun simgesi * Bir nota * İyodun simgesi * Yükseklik.

8- Üzme, sıkıntı verme * Çok olmayan * Kısaca metre * Kuran’ı Kerim’in yedinci suresi. 9- Bir şeyin, bir olayın yol açtığı çıkar kaybı veya olumsuz, kötü sonuç, dokunca, ziyan, mazarrat * Beyaz renk * Argonun simgesi * Alfabemizde yirmi birinci harf. 10- Utanma duygusu * Zaman gösteren alet * Suriye Devlet Başkanının soyadı * (Tersi) Çok olmayan. 11- Potasyumun simgesi * Trityum elementinin simgesi * Üstüne öteberi koymak için duvara veya bir dolabın içine birbirine paralel olarak tutturulmuş, genellikle geniş, uzun tahta veya metal levha * Nebat * (Tersi) beyaz renk. 12- Fotoğrafta görülen Elazığ doğumlu bir halk müziği sanatçısı * Bal yapan böcek. 13- Bir devletin yönetimi altında bulunan bireylerin tamamı, uyruk * Bir Peygamber adı * Kabakgillerden, sürüngen gövdeli, sarı çiçekli, birçok türü olan bir bitki. 14- Köy ve mahallenin yasalarla belirtilmiş işlerini yürütmek için o köy veya mahallede oturanların seçtikleri kimse * Bir nota * Bir ay. 15- Taşıt dizisi * Yapıt * Kısa zaman parçası * Argoun simgesi.

Yukarıdan aşağıya: 1- Doğrudan doğruya ateşte veya kap içinde susuz olarak pişirilmiş et * Başkalarına karşı saygılı ve incelikle davranma, incelik, naziklik, zarafet * Potasyumun simgesi.

2- Cennetle cehennem arasında olduğu düşünülen yer, Araf * İnce perde veya örtü * Gök. 3- İnsanda üzüntü, sıkıntı, tedirginlik olmama durumu, huzur * Taşıtların ön bölümünde bulunan, kısa ve uzun mesafeyi aydınlatmaya yarayan ışık düzeneği * Ölünün içine konulduğu sandık biçiminde araç, sal. 4- Cet, soy * Etrafı sularla çevrili kara parçası * Asmaktan emir * Kur’an-ı Kerim’in yüz otuz beş ayetten oluşan yirminci suresi. 5- Potasyumun simgesi * Bir gemi veya uçağın gidiş yönü, izleyeceği yol * Fasıla * Potasyumun simgesi * Türkiye’nin plaka işareti. 6- Bir tür cetvel * Pis olmayan * Bulmaya çalışma. 7- Bağırsaklar * (Tersi) asmaktan emir * Sırt ve kol dayayacak yeri olmayan iskemle. 8- İkiyüzlülük * Trityum elementinin simgesi * Kuzey Afrika’da yaklaşık otuz iki milyon nüfuslu bir devlet * Kükürdün simgesi.

9- Mektup * Aynştaynyum elementinin simgesi * Kenarları ve açıları birbirine eşit olan dörtgen, dördül, murabba. 10- Potasyumun simgesi * Bir nota * Üç yüz yıl Osmanlı yönetiminde kalan Kıbrıs’ta bir şehir * Rütbesiz asker. 11- Kısa zaman parçası * (Tersi) gerçek * Ekmekle karın doyurmak gerektiğinde, ekmeğe katılan peynir, zeytin, helva vb. Yiyecek. 12- Gerçek, doğru, sağın, hakiki * Uzaklık işaret eder * Döteryumun simgesi * Gözleri görmeyen. 13- Bir görev, bir iş için kendini ileri süren veya başkaları tarafından ileri sürülen kimse * İcar * Çeşitli kumaşlardan yapılmış, kalçaya kadar inen ve paltoya benzeyen üst giysisi. 14- Taze olmayan * Bir nota * Ziyan. 15- (Tersi) Üzüntülü düşünce durumu, kaygı, endişe, gam * Samsunda bir ilçe * (Tersi) Soğuğa karşı omuzlara, başa, sırta veya boyna alınan örtü.





bilmece-bulmaca 31 puzzels - raadsels

OKULLARIMIZIN BAŞARI GRAFİĞİ HER GEÇEN GÜN YÜKSELİYOR...

BİZİ TANIMAK İSTERSENİZ, BİZLER BURADAYIZ!..

BEKLERİZ, EFENDİM...

32

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 249 -Nisan/April 2019





