YIL: 2 HAZİRAN-TEMMUZ 2011
AYLIK AKTÜALİTE ve YAŞAM DERGİSİ
kahvaltı ev yemekleri spesyaller butik tatlılar paket servis catering hizmeti toplantı ve davetler do um günleri özel butik pasta pasta kursu
SİHİRLİ MUTFAK butik cafe ilk şubesini Bahçeşehir’de açtı. Bir kafe mutfağından çıkarak ev lezzetlerini, kendisine özel spesyalleri şıklıkla birleştirerek size sunmayı ve damağınızda o muhteşem tadı unutmamanızı hedef seçti. Katkısız butik lezzetler, tatlılar, pastalar, sadece SİHİRLİ MUTFAK’ta bulacağınız organik içeçekler, şifa şatları ve menüsü sizi bekliyor. SİHİRLİ MUTFAK, eski toplama eşyaların biraraya getirilerek kendi tarzını yaratan dekorasyonu ve Marilyn Monroe fotoğrafları ile büyülüyor. Catering hizmeti, doğum günü ve toplantılarınız da ev sahibi olmayı bekliyor. Ayrıca mutfağımızda yemekleriniz nasıl pişiyor görebiliyorsunuz. Butik pastaların lezzetine hayran kalmanız sizi mutfağa yönlendiriyorsa, butik pasta kurslarımıza katılabilirsiniz. 2. Kısım Şelale Mevkii Barış Sok. Bahçeşehir Park Cad. Hill Park H Blok No: 5
sihirlimutfak.com.tr - 0212 608 03 93
Bahçeşehir Ticaret Merkezi No:3 (Ziraat Bank Arkası)
Sipariş ve Rezervasyon hattı: 0212 608 11 40 - 41
‘DE NELER VAR?
EDİ TÖR ,ün Notu
Geleceğimizi kirletmeyelim
Yeni bir yaz, yeni bir Haziran, dergimizin yeni bir sayısı... İki sayıdır bahar çığırtkanlığı yapıp durdum... Gelmiyor, ne zaman gelecek diye baharı beklerken yaz geldi. Her yıl olduğu gibi biz de yaz sayımızı Haziran-Temmuz olarak tek bir sayı çıkartıyoruz. Neden mi? Çünkü Temmuz ayında herkes tatilde. Eeee tabii ki tatil, bizim için de yeni projeler ve yepyeni konularla, kafamızı boşaltmış, dinlenmiş bir şekilde sizlerle beraber olabilmemiz için bir fırsat. Haziran-Temmuz sayımız yine dopdolu içerikle sizlerle... Babalar günü, okulların kapanması ve tabii ki en önemlilerinden biri çevre konuları bizim zevkle hazırladığımız, sizlerin de zevkle okuyacağına inandığımız konularımız. Yazarımız Müjde Köseoğlu’nun hazırladığı babalar günü sayfalarımızı, “Sizin hiç babanız öldü mü?” başlığından dolayı çok zor, hatta gözyaşları içinde hazırladığımı itiraf etmek zorundayım. Herkesin duygularını ifade etme yöntemi farklıdır ama Cemal Süreya bu şiirinde duygularını, yaşadığı acının büyüklüğünü öyle güzel anlatmış ki, şiiri okuyan herkes aynı hissi yaşayabilir. Hele aynı duyguları kendimiz de yaşamışsak, ‘Evet, bende kör oldum’ diyoruz. Dergimizin bir başka konusu yaz okulları. Eminim, tatilini Bahçeşehir’de geçirecekler için okunacak ilk sıradaki haberlerimizden biri. Okulların kapanmasıyla en büyük sorun çocuklarımızın evde nasıl vakit geçireceği. Bir gün oyuncaklarıyla oynuyor, iki gün seninle bir şeyler yapıyor, üçüncü gün, dördüncü gün derken yapacak bir şey kalmıyor. Söylenmeler başlıyor, ‘Sıkıldım, ne yapacağım, nereye gideceğiz?’ gibi... Ben kendi çocukluğumu düşününce bizim hiç böyle sorunlarımız olmadığını hatırladım. Tatili dört gözle beklerdik. Sabahtan sokağa çıkar, akşama kadar sokaklarda arkadaşlarımızla ip atlar, ağaçların üzerinde evcilik oynar, çamurlardan oyuncak yapar, birdirbir, saklambaç, yakalamaca, istop, körebe, kuka, yakartop, yağ satarım bal satarım gibi daha bir sürü oyunlar oynardık. Hava kararmadan da eve girmezdik. Bizim yaz okulumuz evlerimizin önüydü. Annelerimiz bizi hiç merak etmez, yemek yedirmek için bile eve zor sokarlardı. Ya şimdi... Çocuklar ne kadar şanssız. Tamam yaz okulları var ama onlar da okul. Çocuklar tatile mi çıkıyor sanki. Ne kadar ders yapmasalar bile yine okul disiplini içinde geçiriyorlar tatillerini. Dedim ya, şimdiki çocuklar bizim dönemimize göre çok şanssız. Bunu kapak konumuzu hazırlarken daha iyi anladım. Kısa bir zaman sonra doğamızı korumazsak, bu konuda gerekli tedbirler alınmazsa maalesef çocuklarımızın çocukları bizim yaşadığımız ve gördüğümüz birçok güzel şeyi göremeyecekler. Bizim şanssız gördüğümüz çocuklarımız bile torunlarımıza göre şanslı olacak... Sonuç olarak biz tüm dergi ekibi olarak; “GELECEĞİMİZİ KİRLETMEYELİM, ÇEVREMİZE KARŞI DUYARLI OLALIM” diyoruz...
14. 18. 24. 30.
Bölgeden Sizin Sokak Kısa Röportaj: Westmix Cafe&Restaurant Genel Müdürü Kayhan Aksoy 36. Kapak Konusu Geleceğimizi kirletmeyelim
94 56. Düğün mekanları: Bembeyaz ve çok ayrıntılı bir rüya bu 64. Psikoloji: Karneye sağlıklı yaklaşım nasıl olmalı? 66. Bahçeşehir’de yaz okulu seçenekleri 72. Yurtdışı eğitim: Neden Amerika 76. Her öğrenci sınıfının birincisidir 86. Hipnoz ile daha rahat bir doğum 90. Evim benim hayatımdır 94. 2011 plaj modası
36
HER AY SİZLERLE
20. BAHÇEŞEHİR FİLİZLENİYORFiliz Süzer 34. EKONOMİ- Kayhan Öztürk 52. HAVADAN SUDANMüjde Köseoğlu 62. YAŞAM KOÇU- Aşkım Kapışmak 68. SPOR- Savaş Kahraman 78. EĞİTİM- Nilgün Uluser İnan 82. SAĞLIK- Dr. Süha Alzafer 84. ÇOCUK SAĞLIK- Tahsin Akbaş 88. GEZİ- Hülya Meral
92. DEKORASYON 96. GÜZEL FİKİRLERYasemin Yurtman Candemir 98. ASTROLOJİ- Nisa 100. ONLARA SORDUK 101. YEMEK 102. POLİTİKA- Cemal Subaşı 103. KÜLTÜR SANATHatice Gülçür İnanç 104. BULMACA 105. REHBER
HER REKLAM BİR KAZANÇTIR DİYORSANIZ
BİZE ULAŞIN
607 10 28 532 371 76 93 212
Melike Güntürk
İmtiyaz sahibi: HAZAN YAPIMEVİ Genel Yayın Yönetmeni: Hasan Güntürk
12
Yayın Koordinatörü (Sorumlu Müdür): Melike Güntürk
Yayın Kurulu: Hatice Gülçür İnanç Hülya Meral
Tasarım ve Uygulama: Hazan Yapımevi
Kapak Tasarım: Naci Koç
Yayın Danışmanı: Ali Polat
Hukuk Danışmanı: Av. Şahin Zenginal
Reklam Müdürü: Nurcan Ercan
Teknik Müdür: Aziz Serdar Taştan
İLETİŞİM: Boğazköy Hoşseda Sit. H Blok 7/14 Bahçeşehir/Başakşehir/İst. Tel: 0212 607 10 28 e-mail: 4mevsimbahcesehir@gmail.com 4mevsim@hazanyapimevi.com Facebook: Dort Mevsim Bahcesehir web: www.hazanyapimevi.com
Dağıtım: 4 Mevsim Bahçeşehir Dergisi Baskı: Veritas Printing Center Ltd. Co. Seyrantepe/İst.
4 Mevsim Bahçeşehir Dergisi ayda bir yayınlanır. Bahçeşehir’de evler ve işyerleri başta olmak üzere, Ispartakule, Ardıçlı Evler, Spradon, Mesa Nurol, Eston, City Court, Günışığı, Uphill, Banu Evleri, Manolya Evleri, Hill Park, Yasemin Evleri, Kardelen Evleri, Esenkent, Boğazköy (Avc›lar-Beylikdüzü E5 işyerleri) bölgelerine ücretsiz dağıtılır. Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazı sahibine, reklamların sorumluluğu reklam verenlere aittir.
Katkıda bulunanlar: Bengü Çelik Saltık, Ece Sevinç, Ertan Dağhan, Murat Sevinç, Onur Yurtseven, Seda Asparuk, Serkan Güler, Yasemin Sevinç, Yücel Akkoyunlu, Z. Hazan Güntürk Dağıtım ekibi: Devran Öztürk, Sergen Demirtaş, Can Çataltaş, Sadık Can Düzgün, Egemen Akalın, Gürkan Özbulak
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
SHE ‘’KOM ile Plajlar Yine Şenleniyor’’
Mayo ve Bikini’de
%20 İNDİRİM
Süzer Bulvarı Şehr-i Bazaar AVM E Çarşı Kat:1 BAHÇEŞEHİR Tel: 0212 608
00 44
BÖLGEDEN
Ekonomiye katkı için;
Geri Dönüşüm Başakşehir İlçesiʼnde kurulduğundan bu yana çevre ve çevreye duyarlılık bilincinin oluşturulması için çalışmalarını sürdüren, Başakşehir Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü, kimi zaman kapı kapı dolaşıp, kimi zaman da okullarda eğitimler düzenleyerek erken yaşta çocuklarımız ve gençlerimizi bilinçlendirmenin farkındalığıyla çalışmalarını sürdürüyor ve ülke ekonomisi için büyük çaba sarf ediyor. 2010 yılında Ambalaj Atıklarıʼnın ekonomiye kazandırılması kapsamında yapılacak her çalışmanın tertemiz bir geleceğe açılan bir kapı olduğunu ifade eden yetkililer;
Bir cam şişenin 4000 bin yıl, plastik atıkların 1000 yıl, metal kutuların 10100 yıl, kağıtların 1 ay kadar doğada yok olmadan kaldığını, çok geçmeden geri dönüşüme kazandırılan bu malzemelerin ekonomiye çok büyük katkılar yaptığını da söylediler. Başakşehir Belediyesi, 2010 yılı ile yapılan mukayeseli değerlendirmelere göre; Başakşehir İlçesiʼnde 2696 ton atık kağıt toplanarak, 45 bin 832 ağacın kesilmesinin önüne geçildi. 569 ton plastik atık toplanarak 7milyon 966 bin kwh enerji tasarrufu sağlandı ve 926 ton cam atık geri dönüştürülerek 92 bin 600 litre petrol tasarrufu yapıldı.
Dünya Çevre Günü’nde düzenlenen piknikte konuşan Başkan Mevlüt Uysal:
“Çevreye gözümüz gibi bakmalıyız” Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal; “Gelecek çocuklarımızındır. Dünyayı çocuklarımıza bırakacağız, onlara daha iyi ve temiz bir çevre bırakmamız gerekiyor. Hem çocuklarımıza hem de çevremize gözümüz gibi bakmalıyız” dedi. Çevre Haftası çerçevesinde Başakşehir Belediyesi Şamlar Mesire Alanıʼnda çocuklara yönelik bir piknik gerçekleştirdi. İlki geçen yıl 1500 öğrencinin katılımıyla gerçekleşen pikniğe bu yıl yaklaşık 4000ʼe yakın öğrenci ve veli katıldı. Nur Haktanʼın sunuculuk yaptığı piknikte, mini konser, palyaço, Hacivat- Karagöz, ilüzyonist, halk oyunları ve dans gösterileriyle doya doya eğlenen çocuklar kolbastı ve halay müziğine de eşlik ederek gönüllerince oynadılar. Piknikte, atık pil ve ambalaj atığı toplama kampanyası ile çevre konulu resim yarışmasında dereceye girenler açıklandı ve ödülleri takdim edildi.
14
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
Bütün yarışma ve kampanyaların yanı sıra piknik alanında düzenlenen ip çekme, çuval, basket, resim, kahkaha ve çığlık atma yarışmalarında dereceye giren öğrenciler hediyelerle ödüllendirildi. “Çocukların Gözüyle Dünya” konu başlıklı resim yarışmasında çocuklar açık havada resim yapmanın keyfini yaşarken, birbirinden güzel eserler ortaya çıkardılar. Pikniğe katılan her çocuğa tişört, şapka ve çevre, atık ve geri dönüşüm konusunda bilgilendirmek üzere hazırlanan çevre broşürü dağıtıldı. Ekmek arası döner ve ayranla pikniğin keyfini çıkaran öğrenciler, dağıtılan çöp poşeti ve eldivenlerle piknik sahasını temizleyerek alandan ayrıldılar.
BÖLGEDEN
Gelenekselleşen Gelişim Akademisi yıl sonu sergisi büyük ilgi gördü Kültürel zenginliklerin yaşatılması, hangi yaştan olursa olsun her insanın öğrenebilmesi, üretebilmesi olgusuyla açılan Başakşehir Belediyesiʼnin devam ettirdiği Gelişim Akademisi Sergisiʼnde: Bütün bir yıl boyunca emek harcanarak yapılan el nakışı, ahşap boyama, tezhip ve ebru sanatı, resim ve fotoğrafçılığa kadar her yaştan ve her kesimden kursiyerin çalışmaları göz doldururken, Akademi öğrenci ve hocalarının hazırlamış oldukları keman ve gitar resitalleri de açılışa renk kattı. Açılışa katılan Ak Parti 3. bölge Milletvekili adayı ve İçişleri eski bakanı Ab-
Başakşehir Belediyesi’nin geleneksel hale getirdiği, büyük ilgi gören kursları ve burada kurulan uzun soluklu arkadaşlıklarla adından bahsettiren Gelişim Akademisi, yıl sonu sergisini gerçekleştirdi. dülkadir Aksu, Kaymakam Cevdet Can, Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, Sanatçı Berdan Mardini, İlçe Milli Eğitim
Başakşehir Belediyesi daha hızlı hizmet verecek
Resmi kurumlarda artık beklemek yok Başakşehir Belediyesi her Başakşehirli vatandaşın en yüksek derecede ve eşit biçimde hizmet alması hedefiyle çıktığı yolda yeni bir uygulamayı daha hizmete sokuyor. Planlı ve düzenli şehircilik anlayışıyla herkesin yaşamayı tercih edeceği bir kent için vatandaşların memnuniyetini sağlayacak bu uygulama ile vatandaşlar artık daha hızlı hizmet alacak. Kent Bilgi Sistemi kapsamında her vatandaşın evi ve işyerine ait yapılara Başakşehir Belediyesi görevlilerince bir numara verilecek ve Belediye binasına vatandaş girdiği
16
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
andan itibaren bu numara ile işlem yapacak. Vatandaşlarımızın ev / işyeri kapısına küçük bir tabela olarak monte edilecek bu numaranın muhafaza edilmesinin önemli olduğunu belirten yetkililer bu numarayı söylediklerinde işlemlerin daha hızlı ve daha güvenli sonuçlanacağını ifade ederlerken resmi kurumlarda adrese dayalı her işlemde bu numarayı kullanacaklar. Uygulanacak bu sistem ile artık vatandaşların resmi kurumlarda adrese dayalı işlemler için beklemelerine gerek kalmayacak.
Müdürü İsmail Baltacı ve İlçe Emniyet Müdürü Ekrem Güneyisi Ak Parti İlçe Başkanı Ayhan Özgürel, Ak Parti İlçe teşkilat üyeleri, Belediye Başkan Yardımcıları, Mahalle Muhtarları, kursiyerler ve çok sayıda Başakşehirli daha sonra sergiyi gezerek yapılan çalışmalar hakkında bilgiler aldılar. Serginin gezilmesinden sonra Gelişim Akademisi Türk Halk ve Türk Sanat Müziği kursiyerlerinin konseri izlemek üzere Muhsin Ertuğrul Tiyatrosuʼna geçildi. Türk Halk ve Sanat Müziğiʼnin seçkin eserlerinin seslendirildiği konser alkışlarla sona erdi.
GEÇEN AYDAN KISA... KISA...
Başakşehirli gençlik Atatürk’ü andı 19 Mayıs Atatürkʼü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı Başakşehirʼde coşkuyla kutlandı.
19 Mayıs Başakşehir’in çifte bayramı oldu Başakşehir, hem 19 Mayıs Atatürkʼü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı, hem de Nimet Çubukçuʼnun katılımı ile 5 okula birden kavuşmanın sevincini yaşadı.
Keremcem, Başakşehir'de keyifli bir akşam yaşattı Başakşehir Belediyesi, 19 Mayıs Gençlik Konserleri kapsamında düzenlediği etkinliklerin sonuncusu olan Keremcem Konseri, Bahçeşehir Gölet Bölgesi'nde büyük bir coşkuyla izlendi.
SUNSET R
70
TL
56
Babalar Günü’ne özel 50
TL
İNDİRİM
DEVAM EDİYOR
TL
40
TL
Şelale Mevkii Teras Garden No: 28 Bahçeşehir-İst. (Onur Market üstü)
Tel: 0212 669 99 12
Nakit ve Tek çekimde
%20
indirim
SİZİN SOKAK
Çevre kirliliğine karşı önlemler
Bu ayki konumuz çevre... Doğal olarak sokak röportajlarımızda çevre ile ilgili oldu. Arkadaşlarımız Seda Asparuk ve Bengü Çelik Saltık sordu: “Çevre kirliliğine karşı sizce ne gibi önlemler alınabilir?” Nazmiye Koç (46) “Bahçeşehirʼdeki yeşil alanın yok edilmesi ve inşaatların çoğalması çevremizi kötü etkilemektedir. Trafiğin de artması cabası. Çözüm olarak atıklarımızın ayrıştırılmasını istiyorum. Bahçeşehirʼi çok seviyoruz.”
Hilal Temel (24) “Yere çöp atan kimselere çok sinirleniyorum. Çevre kirliliği ile ilgili küçük yaşta eğitim şart. Bunun yanında cezaların çoğaltılması, çoğalan cezaların caydırıcı olması tüm cezaların uygulanması gerekir. Örneğin, cezaların kamuya yararlı hale getirilmesi için uğraşılmalıdır.”
Sedef Akman (37) “Bahçeşehir gölet bölgesindeki yeşil alana sahip çıkılması ve gölet çevresindeki çarpık yapılaşmanın sonlandırılması gerekmektedir.”
Nalan Yılmaz (42) “Belediyelerin halkı geri dönüşümle ilgili bilinçlendirme çalışması yapması gerekir. Halkın bilinçlendirilmesi için yapılacak en önemli şey eğitimdir. Tek sorun eğitimsizliktir. Çocuklarımızın geleceği için bunu yapmak zorundayız.”
Ali Karademir (22) “Atıkların katı ve sıvı olarak ayrılıp kullanılabilirlik derecesine göre geri dönüşümü ve arıtımı yapılıp tekrar doğaya bırakılmalıdır. Çevre kirliliğine karşı toplumu bilgilendirmek için seminerler ve toplantılar yapılmalıdır. En önemlisi doğada yok olması uzun olan elementlerin (plastik, demir vb.) sürekli dönüşümlü kullanılması gerekir.” 18
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
xpress E
KEBAP LAHMACUN PİDE MANTI ve EV YEMEKLERİ
Omletli Kahvaltı
7.5 TL Lahmacun (salata)
Kanat Izgara
Menü: Çorba, Ana Yemek, Pilav
2.5 TL
10 TL
9 TL
Güveçte Kurufasulye Pilav Menü
Pide Çeşitleri
7 TL
8-13 TL
Hatay Künefesi
7 TL
Kayseri Mantısı
9 TL
Dürüm Çeşitleri
8 TL
Çiğ Köfte
5 TL EVLERE ve İŞYERLERİNE PAKET SERVİSİMİZ VARDIR
KC Şehri Bazaar AVM D-Blok No: 8 Bahçeşehir
ALO PAKET
669 90 00
Patlıcanlı Kebap
18 TL
İşyerlerine Tabldot yemek verilir
BAHÇEŞEHİR FİLİZLENİYOR
Hazırlıklar tamam mı? HAYDİ DENİZE...
FİLİZ SÜZER
“Baharla yeşillenen doğa şimdi güneşin yaratıcı ışıklarını içine sindiriyor. Çimenler büyüyor, fidanlar serpiliyor, güller, papatyalar, sardunyalar, ortancalar patlıyor. Heryer pırıl pırıl. Ve doğa rengarenk. Ben güneşi ve güneşle parlayan doğayı çok seviyorum. İlkbahar ve yazın güzelliği bir başka.” Çok klasik bir giriş olduğunu biliyorum ama farklısını da bulamadım doğrusu: Evet yaz geldi. Güneş yüreklerimizi ısıtmaya başladı. Yüreklerimizle birlikte doğa da ısınıyor. Baharla yeşillenen doğa şimdi güneşin yaratıcı ışıklarını içine sindiriyor. Çimenler büyüyor, fidanlar serpiliyor, güller, papatyalar, sardunyalar, ortancalar patlıyor. Her şey pırıl pırıl, heryer pırıl pırıl. Ve doğa rengarenk. Ben güneşi ve güneşle parlayan doğayı çok seviyorum. İlkbahar ve yazın güzelliği bir başka. BAHÇEŞEHİR’DE DAHA DA BAŞKA Ama ben bütün bu güzellikleri Bahçeşehirimiz de seviyorum. Yazı
başka, baharı başka, kışı başkadır Bahçeşehir’in. Çiçekler bir başka açar bir başka kokar Bahçeşehir’de. Şimdi yine gelelim yaz hazırlığına. Mayolarınızı, havlularınızı yazlık giyisilerinizi hemen çıkarın. Belki de çıkardınız. Özenle bavullarınıza yerleştirin. Çocuklarınız ve sevdiklerinizle birlikte güzel bir tatil hayalini yaşamaya başlayın. Güneş ve deniz. İkisi de hazır sizi bekliyor. Biz de biraz dinlenelim değil mi? İzin verirseniz biz de tatil hayallerimizi yaşıyalım. Biz de yaza ‘Merhaba Yaz’ diyelim. Tatil dönüşünde buluşmak üzere hoşçakalın. Anneler günü, Babalar günü,
Sevgililer günü bana göre ekonominin ilan ettiği ve insanları etkilediği günlerdir. Annelerimizi, babalarımızı, sevdiklerimizi yılda sadece bir gün mü anacağız Allah aşkına? Sadece o gün mü onlara çok sevdiğimizi söyleyeceğiz? Sadece o gün mü elimizde çiçekler ya da küçük bir hediyeyle onlara koşacağız? Sadece o gün mü ellerini öpeceğiz? Özür dilerim ama ben bunu yadırgıyorum. Annelerimize, babalarımıza, sevgililerimize, onları çok sevdiğimizi her gün, her saat söylersek dünya hepimiz için daha da güzelleşir, daha bir aydınlanır, daha bir mutluluk dolar. Bunları neden söyledim. Çünkü 19 Haziran 2011 Pazar günü ‘Babalar Günü’. Öncelikle tüm Babalarımızın Babalar gününü kutlayalım. Anneler gününde yazdıklarımızın tümünün aslında onlar için de yazılmış olduğunu söyleyelim. BİR ELİMİ SEN TUTTUN Daha önce yine bir Babalar Günü’nde okuduğum ve unutamadığım birkaç mesajı vermek istiyorum. ‘Sevgili babacığım gurbet o kadar uzak olsa da sevgin o kadar yakın ki bilemezsin’ ‘Bugün başardığım ve elde edebildiğim her şeyde da senin payın var’ ‘İlk adımlarımı atarken bir elimi sen tutuyordun. Şimdi fark ediyorum ki elimi hiç bırakmamışsın.’ ‘Bana yaptığın en büyük iyilik bana dünyanın en iyi örneği olmandır’ ‘Sensiz bir babalar günü geçiriyorum ama inan ki tüm gücünü bana veriyorsun’ Babalarımız; annelerimiz kadar kutsal, annelerimiz kadar yakın, annelerimiz kadar sıcaktır bize. Onları sadece bir gülle bile olsa bugünde yarında yaşamımızın sonuna kadar kutlayalım, analım.
20
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
DEKORASYON ÇÖZÜMLERİMİZ:
Eviniz için herşey...
Zebra perde (Altın, Dantel, Bambu, Plise ve Klasik Temalarda Özel Koleksiyonlar) Sürpriz perde; Aris -Bir ilk; Dantel Stor perde -Stor perde de dekoratif desenler -Tül ve Fon perde de bol çeşit -Döşemelik Kumaşlar -Ev tekstili ve aksesuarlarında farklı çizgiler -İtalyan ve yerli duvar kağıtları -Özel yapım ayna ve dresuar çeşitleri ...
www.belemirstorperde.com
Şaşırtan fiyatlar size özel tasarımlar. Hoşdere Yolu Üzeri Bahçeşehir Mobilyacılar Çarşısı H 2 Blok No: 2 Tel: 0212 605 03 77-78
KISA İnşaat firmalarına satış ve pazarlamada profesyonel hizmet
2
m MARKETING Uzmanlığını gayrimenkul konusunda geliştirmiş olan ‘m2 MARKETING’, inşaat firmalarına profesyonel anlamda gayrimenkul satış ve pazarlama hizmeti veriyor.
İnşaat sektöründe profesyonel satış ve pazarlama çözümleri ön plana çıkmaya başladı. 2008ʼin ilk çeyreğinden itibaren küçülmeye başlayan inşaat sektörü, 2010 yılında toparlanmaya geçti ve 2010 yılının son iki çeyreğinde en hızlı büyüyen sektör olarak zirveye yerleşti. 2011 yılında ise sektörün beklentileri istikrarlı büyümeyi gösteriyor. Bu yıl %8 ile %10 arasında büyüme göstermesi beklenen inşaat sektöründe rekabet koşulları sertleştikçe, inşaat firmaları ürettikleri kampanyalar ve projelerine kattıkları ek özelliklerle, tercih edilen olabilmek için birbirleri ile mücadele ediyorlar.
Zorlu rekabet koşullarında pazardaki yerini korumak ve/veya büyümek isteyen firmaların sadece konut üretiminde değil, satış ve pazarlama konusunda da uzmanlaşmaları gerekiyor. Kaliteli üretilmiş olmasına rağmen, satış ve pazarlama organizasyonu doğru kurgulanmamış olan projeler hedefledikleri satış grafiğini yakalayamıyorlar. Doğru fiyat politikası, satış ekibinin yeterli bilgi ve donanıma sahip olması, pazarlama argümanlarının doğru seçilmesi, başarılı bir teslim süreci ve satış sonrası verilecek hizmetlere kadar tüm organizasyonun iyi planlanması ve yönetilmesi gerekiyor. Sektörün ihtiyaç duyduğu bu konu üzerine bilimsel bir yaklaşımla eğilerek,
Genel Müdür Gökhan KÖSE, Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ümit BOZDOĞAN, Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Özlem BÜYÜKDALLI DOLU
satış ve pazarlama alanındaki uzmanlığını gayrimenkul konusunda geliştirmiş olan ʻm2 MARKETINGʼ, inşaat firmalarına profesyonel anlamda gayrimenkul satış ve pazarlama hizmeti veriyor. Ülke ekonomisinin lokomotiflerinden olan inşaat sektörüne pazarlama ve satış anlamında katma değer oluşturmak amacıyla farklı bakış açıları sunan ʻm2 MARKETINGʼ, konut projelerinin özelliklerine göre stratejiler geliştirerek, zorlu rakiplerinin arasında öne çıkmayı hedefleyen firmalara rekabet avantajı sağlıyor. Projelendirme sürecinden fiyatlandırma çalışmalarına, konsept ve satış ofisi kurgusundan kampanya modellemelerine kadar geniş bir yelpazede tüm detayları çözümlüyor.
Taksim Rotary Kulübü engelliler uçurtma şenliği Taksim Rotary Kulübü üyeleri, Ziçev (Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı) ve Kartal Belediyesi Engelliler Koordinasyon Birimi aracılığı ile 20 engelli çocuğu ve 25 aile üyelerini Kilyos Şömine Restaurant'ta ağırladı. Kartal Belediyesi aracılığı ile temin edilen otobüs başlangıçta Kartal Belediyesi katılımcılarını daha sonra Ziçev Vakfı katılımcılarını alarak Uçurtma Şenliği alanına getirdi. Çocuklar piknik alanına ilk girdiklerinde tesiste bulunan tavuk, ördek, kazlar ve köpekleri görerek onlarla ilgilenmeye ve onları beslemeye çalıştılar. Dinlenmelerini müteakip Taksim Rotary Kulübü tarafından temin edilen uçurtmalar katılımcılara dağıtılarak
24
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
uçurtma yapma ve uçurma, açık havada hareket etme imkanı yaratıldı. Bu esnada engelli çocuklarla Rotary Kulüp üye ve ailelerinin ilgilenmesi neticesi çocukların ebeveynlerinin birbirleri ile rahatça sohbet etmeleri, dertlerini paylaşmaları sağlandı. Öğle üzeri kendilerine yemek ikramı yapıldı. Yemekte ailelerin çocuklarından ayrı rahatça yemek yeme imkanları sağlandı. Bir veli “Uzun bir aradan sonra ilk defa iki elimle yemek yiyorum” diyerek teşekkür etti. İsteyenlere ata binme imkanı sağlanarak piknik alanında dolaşmaları sağlandı. Katılımcılar ve çocuklara verilen küçük hediyeler sonrası Saat 11.30'da başlayan etkinlik 15.30'da son buldu.
Hayatınızı Hay yatınızı a taz tazeleyin... zeleyin...
KISA
Prestige Mall’den çocuklara satranç turnuvası Prestige Mall AVM, Başakşehir ilçesindeki okulların katılımı ile okul öncesi çocuklar ile satranç turnuvası düzenledi. 100 çocuğun katılımı ile ve 7 hakemin gözetiminde gerçekleşen turnuvaya yoğun ilgi vardı. Yarışma sonrasında katılan tüm çocuklara madalya verildi.
Prestige Mall AVM, her hafta sonu çocuklara farklı eğlenceler düzenlemeye devam etmektedir. Müzik grupları, tiyatro gösterileri, müzikal kukla gösterileri, palyaço ile yarışmalar, eğitici ve öğretici atölyeler ile çocuklara ve ailelere keyifli vakit geçirebilecekleri saatler yaşatıyor.
Isıtmanın ve soğutmanın dev markaları Bahçeşehir’de Isıtmanın devi Buderus ve klimanın değişmez ismi Daikin yeni kurumsal konsepte uygun bayi showroomunu ilk Bahçeşehirʼde açtı. Bosch Termoteknik Bahçeşehirʼde açtığı yeni konsept bayi showroomu ile Buderus ve Daikin markaları ile hizmet veren Türkiye çapındaki bayi ağına bir yenisini daha ekledi. Bahçeşehirʼdeki yeni bayisi Serka Teknik, 250 metrekarelik bir alanda Buderus yoğuşmalı ve konvansiyonel kombiler, kaskad sis-
www.serkanguler.net 26
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
temler, Daikin duvar tipi ve salon tipi inverter split klimalar, multi sistemler, Elicent havalandırma cihazları, Amana buzdolapları gibi yaklaşık 30 çeşit ürünü müşterileriyle buluşturuyor. Bosch Termoteknik Buderus ve Daikin markalı ürünleri ile hizmet veren yeni bayisiyle bölgede kaliteli hizmet anlayışını müşterilerine sunmayı ve bayi sayısını artırarak bayi ağını genişletmeyi hedefliyor.
Serkan Güler, Marmara Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümünden mezun olduktan sonra farklı branşlarda profesyonel olarak çalıştı. 2000 senesinden itibaren ise fotoğraf sanatıyla yakından ilgilenen Güler 2006 yılında İFSAK'dan eğitim aldı. Eğitim sonrası ilgi alanını "Gezi Fotoğrafçılığı"na yöneltti. 2008 yılından itibaren ise hobisini profesyonel mecraya taşıdı. Serkan Güler, fotoğraf sevdasını şöyle anlatıyor: “Bazen saatler hatta günler öncesi başlayan hazırlık, yapan ciddi masraflar, harcanan emek ve en önemlisi sabırla taçlanan bekleyiş. Tüm bunların ardından, parmağın ucuyla zamanı dondurmak... Hayat akıyor, zaman geçiyor ancak "o an" ölümsüzleşiyor. Bunun için her şeye değer.”
Gc is a registered trademark of GUESS?, Inc. Art Dir. Paul Marciano
Sport Class XXL Chronograph White ceramic Sapphire crystal Swiss Made PRESTIGE&TIME Gcwatches.com
ADVERTORIAL WestMix Cafe&Restaurant Genel Müdürü Kayhan AKSOY:
“İyi yemek, güzel bir ambiyans, ve kaliteli hizmet WestMix’de” WestMix ile yemek alışkanlıklarına yeni bir soluk getirdiniz? Bu fikir nasıl gelişti? Marka nasıl doğdu? Kameroğlu Group; Pelican Mall Alışveriş ve Yaşam Merkezi, Capacity Alışveriş Merkezi, Ekol Pırlanta ve Pelican Hill Malikaneleri'nden sonra, son olarak yeme içme sektörüne girdi. Yönetim Kurulu Başkanıʼmız Adem Kameroğlu büyük bir titizlikle, her detayı incelikle düşünerek uzun bir süreç sonunda WestMix Cafe&Restaurant markasını yarattı. İlk restoranın Pelican Mall’de olmasının özel bir nedeni var mı? Çok çeşitli sebepler var Pelican Mallʼı seçmemizde. İlçenin ilk ve tek alışveriş merkezi olması, günlük 40 bin araç trafiğinin olduğu Avcılar E-5 üzerinde yer alması, 4 fakültenin bulunduğu 17 bin öğrencinin okuduğu İsKayhan tanbul Üniversitesiʼne 5 dakiAKSOY kalık uzaklıkta olması, ön kısımda araç trafiğinin, arka kısımda ise araç ve yaya trafiğinin yoğunluğu, çevre bölbölgede bizim konseptimizde bir cafe & gede yer alan iş merkezlerinde yoğun restaurant eksiği olması kısa zamanda olarak beyaz yakalılarının bulunması, bölgenin tartışmasız buluşma noktası çok yakın zamanda metrobüs hattının olmamızı sağladı. Şimdiden müdavimleönünden geçmesi ilk olarak aklıma rimiz oluştu diyebilirim. gelen sebepler diyebilirim. Kısaca bu Çalışma saatleriniz nedir? bölgenin büyük bir potansiyele sahip olAlışveriş merkezleri bildiğiniz gibi ması dolayısıyla ilk olarak buradayız. 10.00-22.00 arası ziyaretçi kabul Hedef kitleniz kim? Kimler tercih eder, biz hafta içi 10.00-24.00, Cumarediyor sizi? tesi -Pazar 09.00- 24.00 saatleri Avcılar, Beylikdüzü, Bahçeşehir ve arası açığız. çevresinden yoğun ilgi görüyoruz. Gün WestMix Cafe & Restaurant'ın meiçerisinde yoğunluklarımız değişiyor. nüsünde neler var? Bahçeşehir sakinSabah işe ve okula gitmeden bahçeleri sizi neden tercih etsin? mizde kahvaltı için tercih ediliyoruz, Dünya mutfağına ait birçok lezzet öğlen çocukları okula gönderen ev hamenümüzde yer alıyor. Dünya mutfanımları toplanıp yemek yemeğe geliyor, ğında oldukça iddalı bir mutfak şefimiz iş çıkışı E-5 üzerinde kolay ulaşılabilir var. Pekmez soslu köy pilicini mutlaka olduğumuz için akşam saatleri yoğunla- denemelisiniz. Meraklıları için tatlı meşıyoruz. Bölgedeki üniversitelerde okunümüzde Panna Cotta'da iddalıyız. Yaz yan öğrencilerden gelen talepler sezonu için bahçemizde yer alan barıdoğrultusunda çok yakın zamanda hafmızda alkollü ve alkolsüz bir çok kokteyl tanın belirli günleri konsept partiler dütadılabilecek. Şarap severleri de unutzenleyeceğiz. Şuan çalışmalarımız madık, zengin bir şarap menüsü oluşdevam ediyor. Özel organizasyon ve turduk. Onun dışında makarnalar, toplantılara ev sahipliği yapıyoruz. Bu pizzalar, salatalar ve hamburgerlerimiz
30
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
menümüzde yer almaktadır. Söylemeden geçemeyeceğim, her gün taze olarak birbirinden lezzetli ekmek çeşitlerimiz ve pastalarımızı da kendi mutfağımızda yapıyoruz. Neden bizi tercih etsinler sorusunun yanıtı çok basit, öncelikle iyi yemek sonrasında güzel bir ambiyans, eğitimli personel, içten ve güler yüzlü hizmet. Şubeleşme ile ilgili planlarınız olacak mı? 2011’de WestMix’i diğer AVM’lerde de görecek miyiz? İleriye dönük hedeflerinizi paylaşır mısınız? WestMix Cafe & Restaurant markası Pelican Mall Alışveriş ve Yaşam Merkezi ile sınırlı kalmayacak. Tecrübeli ekibimizle birlikte uzun bir yola çıktık diyebilirim, ilk durağımızdayız henüz. WestMix Cafe&Restaurant markasını 2012 yılında çok daha fazla duyacaksınız. Planlamamız, markamızın bilinilirliğini ve değerini yükseltmek. Bunun için gerekli alt yapı çalışmalarına devam ediyoruz. Görüştüğümüz alışveriş merkezleri var ama netleşmeden söylemek doğru olmaz sanırım.
EKONOMİ
Seçim ve cari açık kıskacında borsanın seyri
Son günlerde yabancı finans kuruluşlarının Türkiye hakkındaki olumsuz raporları ve buna bağlı olarak borsada yaşanan satışlar dikkat çekiyor. Bu noktada en son ve önemli gelişme geçen hafta JP Morgan’ın Türkiye için tavsiyesini underweight’e düşürmesiydi. Anılan yatırım bankasından yapılan açıklamada Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu güçlükler arasında, yaklaşan seçimlerle birlikte artan siyasi belirsizlik, yüksek manşet tüketici fiyatları endeksi, banka karlarında ki büyüme ile ilgili endişeler ve genişleyen cari açık gösterildi. Bu haberle birlikte günlerdir sıkıntılı olan borsada satışlar tekrar yoğunlaştı. Aslında bu haber satışlar için bahane oldu. Borsadaki paylarından da görüldüğü gibi yabancı yatırımcılar ve büyük yerli yatırımcılar ‘çaktırmadan’ satış yapıyorlardı. Bu nedenle İMKB 100 endeksi de çok konuşulan 62.500 destek seviyesini kırmıştı. Endex teknik olarak biraz daha gerileyebilir. Uzmanlara göre kısa vadede 60.500’deki desteği
34
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
kırması durumunda 58.664 seviyelerinde ki ana desteğe doğru gerileyebilir. JP Morgan’ın açıklamaları bilinmeyen bir şey değil. Türkiye ekonomisi 2010 yılı gibi içinde bulunduğumuz yıl da iyi gidiyor. Açıklanan sanayi üretim verileri büyümenin devam ettiğini gösteriyor. Kapasite kullanım oranı Nisan’da yüzde 74,9 olarak gerçekleşti. İşsizlik geriliyor, enflasyon düşüyor. Ancak bu pozitif görünüme karşın dış açık ve cari açık rekor seviyelere çıktı. İşte yabancılar bundan rahatsız oluyor ve dikkatle izliyorlar. Ayrıca İMKB’de önemli bir paya sahip olan bankacılık sektöründe de yaşanan yoğun rekabet ve artırılan munzam karşılıklardan sonra karlılıktaki büyümenin ivme kaybetmesi beklentisi piyasayı olumsuz etkiliyor. Bu arada Birkaç ay öncesine kadar güçlenen ülke notunun artması beklentisi de zayıflıyor. Borsanın kendi dinamiklerine gelirsek; son dönemde halka açılma furyası yaşanıyor ve bazı şirket
RK KAYHAN ÖZTÜOM
M.C FİNANSGÜNDE ETMENİ N YÖ N YI YA GENEL
“Doğru sektör ve mali bünyesi kuvvetli şirketlere yapılacak uzun vadeli yatırımlar her zamanki gibi karlı olacaktır. Bunun yanında sık sık bedelli sermaye artırımını alışkanlık yapan şirketlerin hisselerinden de uzak durulmalıdır. “ sahipleri bunu fırsat bilerek kısa vadeli düşüncelerle şirketlerini halka açmaya çalışıyor. Halka açık şirket sayısının artması sermaye piyasasının gelişmesi açısından yararlı olur. Ancak burada şirket değerleme ve piyasanın denetimi önem kazanıyor. Mevcut haliyle sermaye birikiminin yetersiz olduğu ülkemizde oluşan tasarrufun da doğru şirketleri finanse etmesi gerekir. Bütün bu gelişmeler ışığında uzmanlar yatırımcılara uzun vadeli ve iyi bir inceleme ve değerlendirme ile yatırım yapmaları öneriyor. Spekülatif hisselerden uzak durulmalı. Siyasi ve ekonomik konjonktür dikkatle takip edilmeli. Doğru sektör ve mali bünyesi kuvvetli şirketlere yapılacak uzun vadeli yatırımlar her zamanki gibi karlı olacaktır. Bunun yanında sık sık bedelli sermaye artırımını alışkanlık yapan şirketlerin hisselerinden de uzak durulmalıdır. Bazı şirketler nominale yakın fiyattan işlem gören hisselerini bir şekilde yükselterek küçük yatırımcıların bedelli sermaye artırımına iştirak etmesini sağlamakta ve sonrasında o yatırımcılar ne olduğunu anlamadan paralarının bir kısmını kaybetmektedir. Bu uyarılar özelikle küçük yatırımcılar için geçerli...
Türkiye’nin En Lezzetli Tantunisi Keyfini ve tadını ancak tadarak anlayacağınız, profesyonel ustalarımızın özenle hazırladığı, meşhur dillere destan tantunimizin lezzetini keşfetmek için sizleri bekliyoruz.
Meşhur Mersin Kerebiç Tatlısı
ZETLİ TANTUNİSİ Z E L N İN E N ’ İYE K R TÜ
ERVİS S T E K A HIZLI P
4
Barış Sokak Hillpark Çarşısı No: 5/11 Bahçeşehir-İST.
3 3 3 5 9 9 6 0212 6 00
0 11.0 -01.
KAPAK KONUSU
BU HABER SİZİN İÇİN DEĞİL
GELECEĞİMİZİ
Biz farkında olmasak da dünyanın dört bir yanında sıcaklık rekorları kırılıyor, buzullar eriyor, nehirler taşıyor, sellerden yollar, evler, insanlar ortadan kalkıyor. 7 milyar insan nüfusunun yaşamı tehdit altında. Günlük yaşantımızdaki ufak detaylarla bireysel olarak bu tehdide bizler destek olurken uygulanan yanlış politiklar sorunun daha da büyümesine neden oluyor. ABD’nin Seattle kentinde gereksiz yere harcanan enerji, Konya’da bir köyün kuraklıkla mücadele etmesine ya da Doğu Anadolu’da sel felaketlerine neden oluyor, dolayısıyla ‘iklim değişikliği’ küresel bir sorun ve bir şeyler yapmazsak gelecek nesillerin yaşayabileceği bir dünya olmayacak. Geleceğimizi kirletmeyelim... ani cenneti görmeden ölmeyin derler ya işte Rize İkizdere böyle bir yer, adeta cennetten bir köşe. Sizlere Karadenizʼi yazdığım günden birkaç gün önceydi. İkizdereʼye doğru ilerleyip, yolumun üstündeki yeşile bürünmüş çay bahçelerinin, derelerin içinden geçerken yol üstündeki hafriyat kamyonlarını idrak etmekte güçlük çekmiştim. Mola verdiğimizde çay servisi yapan Rizeli gence sebebini sorduğumda gürül gürül akan derenin sudan elde edilen elektriğe yani hidroelektrik santraline dönüştürüleceğini öğrendim. Proje ilk bakışta harika bir fikir gibi görünmüştü. Hükümetin sürekli artan nüfusa ucuz, temiz, güvenli ve yerli enerji sağlaması lazım. Ancak biraz araştırıp bilirkişileri dinleyince projenin idealden çok uzak olduğunu öğrendim. Hafriyat kamyonları cenneti altüst etmeye gelmiş meğer. Yüzyıllardır bu coğrafyada yaşa-
H
36
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
yan ailelerin geçimini sağladıkları, varoluşlarının sebebi dereler ve yeşil alanlar, köyler sahiplerinin onayı olmadan ve fikirleri alınmadan enerji üretilmesi bahanesiyle acımasız bir tahriple hatta yok edilişle karşı karşıya. Ülkemizde kalan tek yeşil alan turizmle ekonomiye katkı sağlayacakken insan eliyle ölüme terk edilmek üzere. Şayet HESʼler yapılırsa bu alanda meydana gelebilecek endemik bitki türlerinin ve yaban hayatın yok edilmesi, iklim değişikliği ve doğanın dengesinin bozulması yerel görünmekle beraber hepimizin, tüm dünyanın yaşamını tehdit edecek. İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ İLE YILDA 150 BİN İNSAN KAYBI Dünyanın iklimi bir yıl öncesine göre bile inanılmaz değişim içinde. İklim değişikliği dünyanın karşı karşıya kaldığı şimdiye kadar görülmüş en büyük çevresel, insani ve ekonomik tehdit. Milyonlarca insan halihazırda etkilerini hissediyor ve Birleşmiş Milletler raporuna göre her yıl 150.000 insan iklim değişikliğine bağlı nedenlerle
HÜLYA MERAL
Dünyada her yıl takriben 1,5 milyon civarında insan kirli sudan bulaşan hastalıklardan dolayı hayatını kaybediyor
L ÇOÇUKLARIMIZ İÇİN
KİRLETMEYELİM
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
37
KAPAK KONUSU hayatını kaybediyor. Geçtiğimiz yaz gezegenimizin tarihindeki en sıcak 10 yıl olarak açıklandı. Dünyanın dört bir yanında sıcaklık rekorları kırıldı. Bu yıl Haziran ayında olmamıza rağmen halen yaz geldi diyemiyoruz. Kış ayları da artık kış gibi değil. Örneklerle gidersek; Pakistanʼda sıcaklık gölgede 53 derecenin üstünü gördü. Rusya bin yılın en yüksek hararetiyle kavruldu, 15 bin insan sıcaktan öldü, yangınlar çevrede nükleer tehdit yarattı. Sibirya tundralarında 1 milyon kilometrekare (Türkiyeʼnin birbuçuk katına yakın) donmuş toprağın çözülmesi rekor hıza ulaştı, ülkede tahıl hasatının üçte biri yandı. Rusyaʼdaki sıcak hava dalgasının, insan kaynaklı iklim değişikliğine bağlı olduğu bilim dünyasında tartışmasız kabul edilen ilk felaket oldu. Pakistanʼda meydana gelen sel felaketiyle gökyüzünün tüm suları muson olup bu yoksul insanların başına yağdı, ülkenin pek çok yerinde içdenizler oluştu. Nehirler taştı, ülkenin beşte biri sulara gömüldü, 20 milyon insan evsiz kaldı, tufandan etkilenenlerin sayısı 40 milyona ulaştı. 72 bin çocuğun yaşamı tehlike altına girdi, halen yaralar sarılmaya çalışılıyor ve başkanlarının yaptığı açıklamaya göre ülkenin toparlanabilmesi için bir yüzyıl geçmesi gerekiyor. Öte yandan, Kuzey Kutup bölgesinde deniz buzları görülmemiş bir hızla eriyor, devasa buzdağları kopuyor, okyanusların ısınmasıyla, mikroskobik canlı nüfusun çökmesiyle, denizlerde beslenme zinciri hızla kopuşa doğru gidiyor. Latin Amerikaʼda, Rizeʼde akılalmaz yağışlar dağ yamaçlarını yerle bir etti, otobanları, evleri ve insanları çamur deryasında silip süpürdü. Afrikaʼnın yoksul ülkesi Nijerʼde ise hem sel, hem kuraklık nüfusun yüzde 80ʼini ve 400 bin çocuğu açlık ve kıtlığa mahkûm etti. Televizyonlarımızdan Doğu Avrupaʼda, Keşmirʼde, Hindistanʼda, Çinʼde, Kuzey Koreʼde, Vietnamʼda taşkınlar, heyelanlar, seller sular ve yangınlarla hayatları cehenneme dönen milyonları izliyoruz. Greenpeace: ʻABD’nin Seattle kentinde gereksiz yere harcanan
38
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
Dünyanın ihtiyacı olan şey, sıfır k enerji, Konya’da bir köyün kuraklıkla mücadele etmesine ya da Doğu Anadolu’da sel felaketlerine neden oluyorsa, İstanbul’da yakılan kömür de (ya da Çanakkale’de çalışan bir termik santral) Afrika’da daha çok insanın içme suyu ve gıda sıkıntısıyla karşı karşıya kalmasına veya Pasifik’teki ada ülkelerinin sular altında kalmasına neden olabiliyor.ʼ diyor. Kısacası iklim değişiyor, insana, doğanın dengesine hükmediyor ve dünyadaki tüm insanların kaderi aynı tehlike karşısında ilk kez bu kadar birbirine bağlı. Ve dünya artık bildiğimiz dünya değil. 7 milyar insanın ve bundan sonra dünyaya geleceklerin başa çıkmak zorunda oldukları ciddi bir problem var. YAŞAMAK VE AYAKTA KALABİLMEK. KÜRESEL ISINMA BURNUMUZUN UCUNDA Yıllardır televizyon programlarında tartışılan ve yakamıza yapışması çok uzak bir ihtimalmiş gibi görülen ʻküresel ısınmaʼ mevzusu artık burnumuzun ucunda. Ozon tabakasının incelmesi ve yeryüzüne inen ultraviyole ışınların oranının artmasından kaynaklanan tehlike, yani küresel ısınma sebebiyle son 20
yılda sayılamayacak kadar çok hayvan ve bitki türü yok oldu.Varlığı bilinen 9.000 kuş türünün dörtte 3ʼünün yok olduğunu bilmemiz tehlikenin boyutunu daha iyi anlamamızı sağlayabilir. Dünya üzerindeki ormanlar azalıyor, çöller büyüyor, tarım alanlarının üçte 1ʼi erozyon tehlikesiyle karşı karşıya. İklimin kontrolden tamamen çıkması birkaç yılın meselesi artık. Şimdiye kadar dünyanın sıcaklığını yalnızca 0.8 C derece artırdık. Ama, salımlarla sıcaklık artışı arasında 40 ya da 50 yıllık bir gecikme olduğundan, halihazırda atmosferde bulunan emisyonların, önümüzdeki birkaç on yıl içinde dünya sıcaklığını 0.6 C daha artıracağı kesin. Bu kritik eşiği aşarsak, dünyada sıcaklıklar 6 derece kadar fırlayabilir Böyle birşey olursa eğer, doğal âlem büyük bir kitlesel yıkıma uğrayacak, halihazırda gezegeni paylaştığımız bitkilerle hayvanların büyük çoğunluğu yeryüzünden silinip gidecek aynı zamanda, dünya ekosistemleri eriyip giderken, etrafta çok daha fazla fare, sinek, hamamböceği ve sivrisinek kol geziyor olacak. Yağış dağılım şekilleri değiştikçe, buzulların beslediği ırmaklar kurudukça,
Yetişmiş bir ağaç günde 17 kişinin oksijen ihtiyacını karşılıyor ve 22.5 kilogram karbondioksiti yok ediyor
r karbon emisyonunu hedefleyen bir yol haritası yükselen deniz seviyeleri yeraltı su kaynaklarını tuzladıkça, insanlığın gezegene vurduğu ilk darbe, içme suyuna erişimin hızla ve keskin şekilde azalması şeklinde tezahür edecek. Tarım ürünleri azalır, ormanlar yanıp gider, çöller genişleyip durur, sahil bölgeleri de sürekli sular seller altında kalırken, milyarlarca insan da pılını pırtısını toplayıp, başka yerlerde rızkını aramaya çıkacak. 2°C HAYATİ DERECE İklim değişikliğinin geniş çaplı kuraklık, su baskınları, deniz seviyesinde artış nedeniyle muazzam düzeyde nüfus hareketlerinin oluşması gibi en büyük etkilerini engellemek için sıcaklık artışının 2 derecenin olabildiğince altında tutulması gerekiyor. Ancak 2°Cʼnin altında kalsak dahi geçtiğimiz aylarda önce Yunanistanʼda yaşanan orman yangınları ve daha sonrasında İstanbul ve Tekirdağʼdaki seller gibi felaketler artarak yaşanmaya devam edecek. Ve hatta bilim insanları Akdeniz Bölgesiʼnde en çok etkilenmesi öngörülen bölge olarak Türkiyeʼden başlayarak Tunusʼa kadar olan Güney Akdeniz Bölgesiʼni işaret ediyor.
SERA GAZI SALINIMLARININ ARTIŞI İklim değişikliğinin sera gazı etkisi sebebiyle meteorolojik durumlarda da değişikliklere sebep olması bekleniyor. Dünyanın ihtiyacı olan şey, sıfır karbon emisyonunu hedefleyen bir yol haritası. Sıfır emisyon hedefine ulaşmak için 2015 yılına kadar sera gazı salımlarının artışının durdurulması ve bu tarihten sonra hızlı bir şekilde salımların düşüşe geçmesi gerekiyor. Yüzyılın ortasına geldiğimizde emisyonlar sıfır noktasına olabildiğince yakın bir değerde olmalı. Sera gazı salımlarını düşürme hedeflerine ancak geçerliliği kanıtlanmış yenilenebilir enerji kaynağı seçenekleri ve enerji verimliliği ile ulaşmak mümkün. GELECEĞİMİZİ KİRLETMEYELİM Kendi yaşamımızın ve çocuklarımızın yaşam kalitesi tüm bu iklim değişiklerine karşı göstereceğimiz ilgi ve önemle doğru orantılı. Yaşadığımız gezegenin iklimini istikrara kavuşturmak ahlâki bir mesele, hepimiz için mânevi sorumluluk. Çevrenin ve doğanın korunmasına ilişkin her türlü davranış ve hareket aynı zamanda geleceğimiz olan çocuklarımıza karşı en birincil görevimiz. Gele-
cek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak her şeyden önemli. Geleceğimizi kirletmeyelim. Kendimizi hangi siyasî, ideolojik, dinî, etnik, kültürel gruba, partiye, topluluğa ait hissediyor olursak olalım, fark etmez. Genç, yaşlı, yetişkin veya çocuk gezegeni koruyacak etkili bir politika belirlenmesi için birleşmek, farkındalık yaratmak, somut birşeyler yapmak zorundayız. Artık şurası açıkça görülüyor ki, dönüşüm ve hareket, ancak kamuoyunu oluşturan bizlerin birleşmesiyle mümkün. Yani iklim krizine “zorunlu müdahil” olmamızla. Çünkü artık herkes, iklim değişikliğinin gerçek olduğunu ve çoktan hayatımızı etkilemeye başladığını biliyor. Pekçok insanın bilmediği şey ise çözümün de bizim, bu kuşağın elinde olduğu. NÜKLEER VE RADYASYON 1972'de Sovyetler Birliği'nin parçası olan Ukrayna'da kurulan Çernobil Nükleer Santral'inde, 1986 yılında meydana gelen kazada atmosfere büyük
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
39
KAPAK KONUSU
miktarda radyasyon yayıldı. Kazanın Avrupa üzerindeki etkilerini gösteren harita ve çizelgeler, radyoaktif serpintinin çok geniş bir alanda yayıldığı ve Avrupa'daki pek çok ülkeyi doğrudan etkilediğini gösterdiği gibi, ülkedeki kanser vakalarının artışının nedeninin Çernobil kazası olduğu da bilinen bir gerçek artık. Türkiye'de ise özellikle Karadeniz Bölgesi'ndeki illere radyoaktif parçacıklar yayılmıştı. 1986'dan beri kanser vakʼalarında görülen ve sürekli artan oran içler acısı. 11 nesle kadar etkisinin görülebileceği açıklanan kazanın daha kaç kişiyi ölüme götüreceği, kaç aileyi mağdur edeceği meçhul. Hal böyleyken ülkemizde nükleer enerji santrallerinin kurulması yönünde ciddi adımlar atılıyor, uluslararası alanda kararlar alınıyor. Unutulan şu ki Türkiye nüfusunun büyük çoğunluğunu 0-14 yaş arası çocuklar oluşturuyor. Bu çocuklar hepimizin geleceği ve sağlıklı nesiller yetiştirmeye gayret eden anne babalar nükleer santralin lafını bile duymak istemiyor. Greenpeace Uluslararası Enerji Kampanya sorumlusu Aslıhan Tümer Çernobil faciasının etkilediği toprakları geziyor ve yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "Artık Greenpeace kampanyacısıyım ve Ukraynaʼda bir köy ziyaretindeyiz. Görevimiz sütteki radyasyon oranını ölçmek. Çernobilʼden arabayla 4 saatlik uzaklıktayız ve burada radyoaktif kirlenmeyi görebilmek mümkün; özellikle de günlük hayatımızın vazgeçilmezi sütte. Radyoaktivitenin vücutta uzun vadeli depolanması sonucunda bir çok çocukta seyrek de olsa başağrıları, bi-
40
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
Yeryüzünün üçte ikisi sularla kaplıdır. Ancak bu suyun sadece %3’ü içilebilir linç kaybı, doğum bozuklukları görülüyor. Ve bütün bunları geçim kaynakları süt olan insanlara nasıl söyleyebiliriz ki! Sütteki radyasyon oranının Ukraynaʼda çocuklar için kabul edilen sınırın 5 ile 16 kat, Kievʼde ise 30 kat fazlası olduğunu bulmak sadece bir günümüzü aldı. Asıl endişelendiğim, burada yaşayan anneler, çocuklarına, süt içmeleri için, her sabah ısrar ediyorlar.” Bu yazıyı yazarken Türkiyeʼde ʻNükleere Karşı Annelerʼ adlı bir insiyatifin başladığına ilişkin bir mail aldım. Girişimin hedefi, gelecek kuşakların yaşam haklarına duyarlı kadınlar ve anneler olarak nükleersiz bir gelecek yaratmak. Aktivist 8 kadınla başlatılan insiyatif için Sinoplu aktivist Hale Oğuzʼun Çernobil döneminde yaşadıklarını hatırlatarak söylediği şu sözler sanırım anlatmak istediklerimi özetliyor: “Sinop'tan sıklıkla gittiğim köyümde domatesler, salatalıklar üzerlerine kaynar su dökülmüş gibi yanmıştı. Artık söylenilenin ne önemi olabilirdi ki, belli ki bizim üzerimize radyasyon yağmıştı. Kısa bir ayrılıktan sonra 1992'de görevle tekrar Sinop'a döndüğümde etrafıma bakarken hiç görmediğim kadar engelli çocuk gördüm. Ne zaman yanımda ne zaman canımda hissedeceğim sorusundan kendimi uzak tutmaya çalışırken, Sinop'ta nükleer
santral kurulmak istendiğini öğrendim. İşte bu olamazdı… Ben o manzaraları görmüştüm, ben o çığlığı duydum. Yeni Çernobiller, Fukuşimalar olmasın."… Greenpeace Akdeniz'in A&G araştırma şirketine yaptırdığı kamuoyu araştırmasına göre Türkiye'de kadınların %67,5'i nükleer enerji istemiyor. Bu çoğunluğun sesi olmayı hedefleyen nükleer karşıtı anneler, enerji tasarrufunu ve daha fazla istihdam sağlayan temiz enerjilerin kullanımını yaygınlaştırmayı da hedefliyor. HALA VAKTİMİZ VAR Geçtiğimiz yıl dünyanın dört bir yanından sıradan insanlar Clean Up The World (Dünyayı Temizle) programı aracılığıyla çevrelerini iyileştirmeye yönelik olağanüstü çaba harcadı. Hala da çalışmaya devam ediyorlar. Amaç, sürdürülebilir bir yaşam alanı yaratmak. Bizden önceki kuşaklar HES, nükleer enerji, iklim değişikliği, küresel ısınma, atık, sera gazı hakkında hiçbir şey bilmiyorlardı. Bizden sonra gelecek olanlarınsa bu konuda hiçbir şey yapmaya güçleri yetmeyecek. Bize gelince, bizim hâlâ biraz vaktimiz var! Ama, hemen harekete geçsek iyi olur.. Çünkü kalan bu zamanı yalnız kendimiz için değil çocuklarımızın geleceği için de değerlendirmeliyiz...
:BųBT O PLVMMBS LBQBOE IJJNEJ
TURKUAZOO AKVARYUM
[BNBO ȷ
0212 640 2740 0212 640 2015
NFUSFLBSFMJL EFW BLWBSZVN JO à[FSJOEF EFOJ[ DBOM T EFSFDFMJL QBOPSBNB PEBT %PLVONB IBWV[MBS OEB DBOM MBSB EPLVOBCJMNF G STBU
BEFU DBOM TFSHJ BLWBSZVNV NFUSF TVBMU UàOFMJ ,ÚQFLCBM LMBS ZMB EBM ć JNLBO
7F EBIB GB[MBT
"LWBSZVN ąTUBOCVM
KAPAK KONUSU
Suyumuz tükenmek üzere! Türkiye’de su kaynaklarına yönelik ana sorun suyun plansız kullanılmasıdır. Su kullanımının sektörler arasında dağılımı ise sırasıyla su şekildedir: %72-tarım, %18-evsel, %10-endüstriyel Son 20 yılda kişi başına düşen su miktarı, 4.000 m3ʼten 1.430 m3ʼe gerilemiş durumda. 2030 yılına kadar nüfusumuzun 100 milyona çıkacağı ve kişi başına düşen suyun 1.100 m3ʼe düşeceği öngörülmektedir. Türkiye, son hızla su fakiri olma yolunda ilerlemektedir. Küresel iklim değişikliği, Türkiyeʼyi kuraklıkla vuracak. Küresel iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek ülkeler arasında yer alan Türkiye, BM Çevre Programıʼnın (UNEP) tahminlerine göre Avrupaʼda çölleşmenin ilk önce başlayacağı ülkeler arasındadır. Suyu verimsiz kullanıyoruz. Türkiyeʼde su kaynaklarına yönelik ana sorun suyun plansız kullanılmasıdır. Su kullanımının sektörler arasında dağılımı sırasıyla su şekildedir: %72-tarım, %18-evsel, %10-endüstriyel. Bu üç grup için ortak olan ana sorunlar; kaçak kullanım, aşırı kullanma ve kirlenme olarak sıralanabilir. Türkiye’de şebeke su kaybı yüzde ellibeş Öte yandan tarım, dünyada olduğu gibi Türkiyeʼde de en büyük su tüketicisidir. Tarımsal su kullanımında ana sorun suyun plansız kullanılması ve sulama tekniklerinin verimliliğiyle ilgilidir. Kentlerdeyse şebeke suyundaki sızıntılar suyun yarısının boşa gitmesine neden olmaktadır. 2004 tarihli “Belediye İçme ve Kullanma Suyu Göstergeleri”ne göre, şebeke tarafından sağlanan ve son kullanıcıya ulaşan su miktarının farkı alınarak hesaplanan içme ve kullanma suyu şebeke kaybı %55ʼtir. Türkiye nüfusunun %40ʼının yaşadığı 16 büyük şehirin ortalama şebeke kaybı yaklaşık olarak %50ʼdir. Kontrolsüz yeraltı suyu kullanımı da çok yaygınlaşmıştır. Yeraltı sularındaki düşüşle birlikte giderek daha fazla göl kuruma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Özellikle, tarımsal sulamanın ve endüstrinin yoğun olduğu bölgelerde yeraltı suyu kullanımı kaygı verici düzeydedir. Türkiyeʼnin entegre ve yenilikçi bir su yönetimine ihtiyacı bulunmaktadır. Su yönetiminde arz temelli yaklaşım değiştirilmeli, talep yönetimine öncelik verilmelidir. Suya bakış açımızda köklü değişiklikler yapılmalıdır. Su kaynakları
42
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
Damlayan bir musluktan boşa akan su miktarı ayda 1 tona ulaşır ikame edilemeyen, sınırlı miktardaki sosyal ve ekonomik kaynaklardır. Bu bakış açısı, toplumun tüm kesimleri tarafından benimsenmelidir. Ülkemizdeki 25 nehir havzasının, su bütçeleri ve havza yönetimi planlaması konularında standart bir yaklaşım olarak teşvik edilmelidir. Katılımcı bir süreçle, AB Su Çerçeve Direktifi ile uyumlu, kapsamlı bir Ulusal Su Yasası geliştirilmesi çok önemlidir. Sulak alanlar korunmalı ve daha fazla tahribat önlenmelidir. Su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi için ekosistemlerin korunması öncelik olarak ele alınmalıdır. Bütün yatırımlar “ekosistem gereksinimleri” düşüncesiyle planlanmalıdır. Çevresel Akış, Çevresel Etki Değerlendirmesi, Kapsamlı Seçenek Değerlendirmesi, Fayda-Maliyet Analizi gibi yöntemler, her planlama sürecinde etkin şekilde kullanılmalıdır.
KAPAK KONUSU
AĞAÇ YAŞKEN ir insanın doğumundan ölümüne kadar hayatı bir toplum içinde ve bir fiziki doğal çevrede geçer. Fiziksel çevre içinde yaşadığımız ortam olarak bizi sürekli etkileyen doğal çevremizi oluşturur. Çocuk açısından fiziksel çevrenin önemi, öncelikle bir yaşama alanı olmasından kaynaklanır. Çevreyi tanıması ve yaşama yollarını ve ilkelerini öğrenmesi, gelişim süreci içinde her çocuğun başarması gereken bir ödevdir. Bilinçli bir eğitimden geçmese de herçocuk kendi fiziksel çevresi ile kendine özgü tanıma, ilişki kurma ve yaşama yollarını zaten bir biçimde öğrenir ve bulur. Çocuklar çevrelerinde olup bitenleri büyük bir dikkatle izlerler. Birçok şey onlar için ilginçtir ve her şeyi öğrenmeye isteklidirler. Bir inşaat yapımındaki vincin çalışması, gökyüzündeki uçakların nasıl havada kaldığı, çiçeklerin neden sulandığı, şimşek çakması gibi birçok durum onları meraklandırır. Çevresini tanımaya çalışan çocukların öğrenme isteğinin, ailesi veya öğretmenleri tarafından karşılanması önemlidir. Bir ailede küçük yaşlardan itibaren çocuklar, doğayı inceleyerek bir çok beceri elde edebilir ve bu alanla ilgili deneyimlere sahip olabilirler. Örneğin sonbaharda dökülen yapraklar, inceleme yapmak için çocuklara bulunmaz fırsatlar sağlar. Yine yaprakları inceleyerek farklı böceklerin yaprakları kemirdiklerini gözlemleyebilirler. Yapraklar renk, şekil, büyüklük ve doku olarak da incelenebilir. Bu tür etkinliklerle hem çocuklar doğayı yakından keşfetme yeteneğini kazanacak hem de bazı beceriler edineceklerdir. Böyle ayrıntılı gözlemlerin
B
44
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
dışında doğada birbiriyle ilgili olaylar, çocuklara nedenleri ve sonuçlarıyla anlatılmalıdır. Mevsimsel farklılıklar da çocukların çevre ile ilgili farkındalıklarını artırmada eğitimcilere sınırsız kolaylıklar sağlamaktadır. Çocukların kendi çevrelerini, doğanın dengelerini, doğanın getirilerini ve doğayı korumak için yapılması gerekenleri öğrenmelerini sağlamak temel ebeveynlik görevlerindendir. Ebeveynler, çocuklarıyla gezintilerini zevkli bir hayat ve çevre dersi hâline getirebilirler, getirmelidirler de. Ebeveynlerin yanı sıra zamanlarının çoğunu çocuklarla birlikte geçiren eğitimcilerin de çocukların çevreye duyarlılığını artırmak için, özellikle üzerinde durması gereken birçok nokta bulunmaktadır: Eğitimciler, çocuklarda var olan merak, istek ve hevesleri, farklı öğretim yöntemlerini kullanarak ellerinden geldiğince desteklemelidirler. İlgi çekici öğretim yöntemiyle, çocuklar düşünmeye, araştırmaya ve keşfetmeye teşvik edilmeli ve eğitimcilerle deneyimleri paylaşılmalıdır. Okulla düzenlenen çevre gezileri, çocuklara doğayla ilgili bilgileri sunmak için mükemmel bir fırsattır. Çevre gezilerine çıkılarak doğayla iç içe olmaları ve gözlem yapmaları sağlanmalıdır. Çocuklar ayrıca doğayla ilgili soru sormaları için
yüreklendirilmeli ya da ebeveynler ve öğretmenler tarafından konu ile ilgili sorular sorularak merak uyandırılmalıdır. Çocukların “Bu ne?”, “Neden?”, “Niçin?” gibi sorularını derhal yanıtlamanın, onların öğrenmesine bir yararı olmadığı gibi, çocukların düşünmelerini sağlamadığı için verilen cevabın kalıcı olmayacağı da unutulmamalıdır. Ebeveynler ve eğitimciler doğayı ve doğa ile ilgili olayları ve doğanın dengesini korumanın önemini iyi bilmelidir ki, çocukların keşiflerini ve deneyimlerini ona göre yönlendirebilsinler. Çevre eğitimi ya da fen-doğa ile ilgili kitaplar okunarak, çocuklarda çevre bilinci oluşturulmalı, çevrelerine karşı ilgili, duyarlı ve keşfetmeye istekli olmaları sağlanmalıdır. Zaman zaman hayal dünyalarını geliştirici anlatımlara ve örneklemelere de yer verilmelidir. Doğa ve çevre ile ilgili konularda gerek evlerde gerekse okullarda, çocukların bunları oyunlaştırmaları desteklenebilir. Böylece olayları somutlaştırarak, çocukların yaşayarak ve yaparak öğrenmeleri sağlanmış olur. Küçük yaşlardan itibaren çocuklara sanat eğitimi verilerek, güzelliklere karşı duyarlılık artırılmalı, gözlem yapma yetenekleri geliştirilmelidir. Sanatın hayatın bir parçası olduğu mesajı, çocuklara verilmelidir. Artık materyallerin ve geri dönüşümü olan kağıtların kullanımı ya da beğenilmeyen resimlerin yapıldığı kağıtların yırtılması yerine, arka yüzlerinin kullanımı etkinliklerde dikkat edilmesi gereken çevresel boyutlar olmalıdır. Zaman zaman aile ortamında ve sınıf içinde yer verilen etkinlikler dışarıya taşınmalı,
EĞİLİR çocukların doğayla iç-içeyken şiir yazmaları, hayallerini resme dökmeleri ya da değişik tasarımlar yapmaları sağlanmalıdır. Hikaye kitabı okumak da, doğada yapılabilecek bir diğer etkinliktir. Çocukların doğayı tanımaları ve doğal dünyayı öğrenmelerini sağlayan oyun alanlarının geniş olması önemlidir. Çocuklarla yapılan gezintilerde hayvanlara özgü bazı davranışları ve yaşantıları anlamak, bitkilerin nasıl büyüdüğünü gözlemek ve bakımlarının nasıl yapıldığını öğrenmek ve tüm bunlara bağlı olarak doğaya saygı duymak birincil amaç olmalıdır. Bitkilerin ve hayvanların yaşantılarını incelemek de çocuklar için yararlı olacaktır. Aileler, imkânları dahilinde çocuklarla birlikte bahçe oluşturulabilirler. Bahçede soğan, domates, marul, maydanoz, biber, çilek, patlıcan vb. yiyecekler yetiştirilebilir. Böylece çocukların bitki yetiştirmenin aşamalarını öğrenmeleri sağlanır. Ekmeden önce toprağı kazmak, taş parçalarından ve eski köklerden arındırmak, tohumu ekmek ve üstünü toprakla kaplamak ve beklemek, çocuklar için merak uyandıran, eğlenceli bir faaliyet olacaktır. Topraktan ilk filiz göründüğündeki heyecan, çocuklarla paylaşılmalıdır. Bitki yetiştirirken çocukların ektikleri tohumlara ya da fidanlara etiketler koymak ya da uygun bir yer varsa sınırları belirlenmiş ayrı bir yeri kullanmasına izin vermek, nasıl büyüdükleri, nelere ihtiyaçları olduğu gibi sorular sorarak düşünmelerini sağlamak ve sorularına cevaplar vermek, ortaya çıkan ürünü pişirip yemek, en önemlisi de bu işten zevk almalarını sağlamak gerekmektedir. Çocukların doğal çevreye ait bilgilerini ve farkındalıklarını artırmak için ya-
ÇEVRE BİLİNCİNİ KÜÇÜK YAŞTA ÖĞRETEBİLİRSİNİZ
pılabilecek bir şey de, onların etraflarını doğa ile ilgili, manzara, bitki ve hayvan resimleri ile donatmaktır. Ayrıca aileler çocuklarını, doğa ve çevre ile ilgili yayınlanan dergilere abone yapabilir, hatta aboneliklerini doğum günü hediyesi olarak sunabilirler. Bu dergileri birlikte okuyarak bilgilenmelerini sağlayabilir ve birlikte bir aktivite gerçekleştirmenin güzelliğini yaşayabilirler. Her ne kadar çevre olarak dünyamızda manzara pek iç açıcı olmasa da çocuklarımızın geleceği adına umutlanmamız için pek çok neden var: Her şeyden önce, daha birkaç on yıl evvel, soruna bir avuç insan sahip çıkarken, özellikle son yirmi yıldan beri başta Birleşmiş Milletler olmak üzere, bütün milletlerarası kuruluşlar sorunun farkındadır. Basın ve yayın organları, çevre hakkında çok duyarlı bir yayın anlayışı sürdürmektedir. Hemen herkes dünya çevresinde işlerin yolunda gitmediği duygusuna sahiptir. Birçok resmi ve gönüllü kuruluş, yoğun çevre korumacı
faaliyetler içindedir. Yükselen çevre bilinci ile dünya çocukları, çevre korumacı faaliyetler yürütmek için milletlerarası ve ülkedüzeyinde örgütlenmektedir. Sonuç olarak çocukluk dönemi, gelecek nesillere çevrecilik bilincini taşımada, doğa hakkındaki olumsuz tutumların ve duyguların önlenmesinde, hayat boyunca sürecek olumlu etkileşimin sağlanmasında ve koruyucu alışkanlıkların geliştirilmesinde en uygun dönemdir. Çevrecilik eğitimi, doğal çevrenin korunması ve çocuğun gelişimi için oldukça önemlidir. En önemlisi de doğa, küçük yaştaki çocuklar için eğlence dolu, heyecanlı ve gelişmelerini sağlayıcı bir ortam oluşturduğu için, ona sahip çıkmanın heyecanını çocuklara yaşatmaktır. Ebeveynlere ve eğitimcilere düşen görev ise öncelikle çocukların heyecan, merak ve ilgilerini paylaşmak ve bu doğal ortamdan olabildiğince yararlanmak ve keşfetmek isteyen çocuklara yol göstererek, onların çevreye duyarlı olmalarını sağlamaktır. Unutulmamalıdır ki, çocuğun çevresine karşı duyarlı olabilmesi için çevre hakkında bilgi sahibi olması ve kendi varlığı ile ilişkilendirmesi gerekmektedir. Doğaya saygı, çevreyi tanıyıp öğrenmede ve korumada önemli bir boyuttur. Çocuklarımızda çevre bilinci geliştirirken, “Ağaç yaş iken eğilir” atasözü gereğince hareket etmeliyiz. Kaynaklar DİNÇER, Çağlayan, “Okul Öncesi Dönem Çocuklarının Çevresel Farkındalıklarını Artırma Yolları” GÖKA, Erol (2004), “Çocuk ve Çevre”, Ailede Çocuk Eğitimi
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
45
KAPAK KONUSU
DAHA SAĞLIKLI Organik tarıma destek
Kısa mesafeler yürümek içindir
2 milyon metreküp su, günlük sifon giderimiz
DOĞAYI KORUYUN
Doğada yaşayan canlıların soyu her geçen gün bir bir yok oluyor. Yoksa sıra bizede mi geliyor?
Aracınızı uygun kişilerle paylaşın
Evde elektrik israfına son verin
Çöplerinizi ayrıştırarak dönüşümü sağlayın
Doğal kurutmayı tercih edelim
Geri dönüşüm
En sağlıklı taşıma aracı bisiklet
Her yıl en az 7 ağaç dikin
Toplu taşıma tercih edilmeli
Tasarruflu ampul iyi bir başlangıç
1 derece bile küresel ısınmaya engel
Evinizde yalıtım sistemi uygulatın
Lastik havaları kontrol edilmeli
ÇOÇUKLARIMIZIN GELECEĞİNİ KİRLETMEYELİM
46
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
BİR DÜNYA İÇİN İşte daha sağlıklı bir gezegen yaratmanın birbanızı yeniden çalıştırmanız sırasında atmosfere bırakacağıkaç yolu: nız miktardan daha fazla CO2 salımına neden olur. Yenilenebilir ambalajlı ürünleri satın alın. Naylon poşet Ortalama bir aile arabasıyla yılda 24.000 km yol yapar kullanmayın. ve 5,8 ton sera gazı kirliliği yaratırken benzine 7.500 TL har Evdeki atık miktarını azaltın, yeniden kullanılabilen bez car. Formda kalmak için atmanız gereken adımın bir kısmını torba, cam kavanoz gibi ambalajlarda satılan ürünleri tercih yürüyerek atın, alışverişe arabayla gitmek yerine yürümeyi edin. tercih edin. Sera gazı salımının azalmasına yardımcı olun. Duştayken, diş fırçalarken, traş olurken harcadığınız su İç mekan temizliğinde kullanılan ürünlere dikkat edin. miktarını minimuma indirin. Temizliğinizi mikrofiber temizlik bezi, ılık su ve doğal sabunla Türkiyeʼde her gün 2 milyon metreküpten fazla su, sifon yaparak yutma yoluyla zehirlenmelerin (daha çok çocukçekildiğinde akıp gidiyor. Her çekimde 11 litre su tüketen eski larda) önüne geçin. tip rezervuarınızı 4 litre su tüketen yenisiyle değiştirin, hem Sosyal sorumluluk bilinciyle yatırım yapan ve toplumu ve de faturanız hafiflesin. çevreyi dikkate alan yaklaşıma sahip Çamaşır makinanızı dolmadan şirketlere yatırım yapın. Emeklilik kesindeğil, tam kapasite dolduktan sonra çatilerinizin nasıl değerlendirildiğini öğrelıştırın. Kurutmayı makine programında nin, etik bir yatırım seçeneğini tercih değil dışarda yapın. edin. İSTAÇ (İstanbul Büyükşehir Belediyesi Beyaz eşya satın alırken daha az Çalışır haldeki cep telefonu, telÇevre Koruma ve Atık Maddeleri Deenerji sarf eden A veya A++ sınıf olmaevizyon, bilgisayar, mp3 çalar gibi elekğerlendirme Sanayi ve Ticaret AŞ) vesına dikkat ederek enerjiden tasarruf troniklerinizi atmayın, verin. rilerine göre, sadece İstanbul’da günde edin. Ofiste en son siz çıkıyorsanız çı10.000 ton çöp üretiliyor ve kişi başına Çatınıza kurulacak güneş panellekarken ışığı kapatın. çöp üretim miktarı yaklaşık 1 kg civariyle güneş enerjisini elektriğe dönüştü Ofiste kağıt bardak kullanmayın. rında. Üretilen bu çöpün yaklaşık yüzde rün. Obama bile Beyaz Sarayʼın Ortalama 3.000 kez kullandığınız fin10’luk bir kısmını ise naylon torbaların çatısına güneş paneli yaptırdı, siz can, 30 kat daha fazla atığın önüne olduğu plastikler oluşturuyor. Ambalaj ondan zengin misiniz? geçmenizi sağlar. ve Ambalaj Atıkları Yönetmeliğine Çatıdan, duvardan ve zeminden Ofisinizdeki bilgisayarların yaydığı göre, organik maddelerle ambalaj atıkgelen ısı kaybını azaltmak için yalıtım radyasyonu absorbe etmek ve oksijeni larının, kaynağında ayrı ayrı toplanılsistemleri kullanın. Yazın klimadan, takviye etmek için doğal hava filtreleri ması ve plastik ile kağıt atıkların kışın ısıtıcı kullanımından tasarruf sağolan iç mekan bitkileri satın alın. birbirine karıştırılmaması gerekiyor. larsınız. Çalıştığınız banka, kıyafet satın al Evizinizi aydınlatmak için sadece dığınız mağaza, bilgisayar aldığınız tekelektrikten faydalanmayın. Beyaz duvarlar ve evin çeşitli yer- nomarket çevre için herhangi bir şey yapıyor mu, araştırın. lerinde kullanacağınız aynalar evinize giren ışığı yansıtacak, Kuşlar, kediler ve köpekler için balkonunuza veya apartdaha aydınlık görünmesini sağlayacaktır. manınızın önüne su ve gıda koyun. Doğal dengenin korun Apartmanınızda kağıt, naylon ve pil gibi atıklar için ayrı masına katkıda bulunun. kutular oluşturulmasına önayak olun. Bu atıkları düzenli ola Tükettiğiniz deniz ürünü konusunda bilinçli olun. Belli bir rak toplayan pekçok sivil toplum kuruluşu var, bu kuruluşlarla iriliğe ve uzunluğa gelmemiş, erken avlanma dolayısıyla babağlantıya geçin. lıkların neslini tehdit eden uygulamalara destek olmayın. İşyerinizde kağıt kullanımını azaltın, gereksiz aldığınız Çevrenin korunmasına destek veren ve çevrenin tahrip her sayfa çıkış için doğayı tahrip ettğinizi hatırlayın. edilmesinin önüne geçilmesi için gerçekleştirilen kurumsal Bütün yakıtlar birbirine eşit değildir. Tahıl ve şeker kamıveya bireysel sosyal sorumluluk çalışşından elde edilen Etanol ve bitkisel yağ veya hayvansal malarına dahil olun. atıklardan elde edilen Biyodizel gibi yenilenebilir veya geri Bulunduğunuz ortamda doğaya dönüştürülmüş kaynaklardan elde edilen biyoyakıtlarla karış- zarar veren eylem veya uygulama hatırılmış benzin almaya çalışın. linde bulunan şahıs veya firmaları gördü Bir yerde on saniyeden fazla bekleyecekseniz aracınızı ğünüzde farkındalık sağlamaya gayret stop edin. Motor rölantideyken daha fazla yakıt tüketir ve ara- edin.
Yalnız İstanbul da 10 milyon ton çöp
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
47
KAPAK KONUSU
Geri Dönüşüm neden önemli? Doğal kaynaklarımız dünya nüfusunun artması ve tüketim alışkanlıklarının değişmesi nedeni ile her geçen gün azalmaktadır. Bu nedenle malzeme tüketimini azaltmak, nitelikli atıkları geri dönüştürmek sureti ile doğal kaynaklarımızı verimli kullanmak zorundayız. İşte 4 maddede geri dönüşüm... Kaynaklarımızı Tasarrufu 1Doğal 2 Enerji korur, sağlanır, Geri dönüşüm doğal kaynaklarımızın korunması ve verimli kullanılması için son derece önemli bir işlemdir. Örneğin; kağıdın geri dönüşümü ile ormanlarda ağaçların daha az kesilmesini sağlamış oluruz. Katı atıklarda ayrılan kağıdın yeniden işleme sokulması için gerekli olan enerji normal işlemler için gerekli olanın % 50ʼsi kadardır.Benzer şekilde plastik atıklarının geri dönüşümü ile petrolden tasarruf sağlanabilir.
Geri dönüşüm malzeme üretiminde endüstriyel işlem sayısını azaltmak suretiyle enerji tasarrufu sağlar. Örneğin; metal içecek kutularının geri dönüşümü işleminde bu metaller direkt olarak eritilerek yeni ürün haline dönüştürüldüğünde kullanılan maden cevheri ve bu cevherin saflaştırılma işlemlerine gerek olmadan üretim gerçekleştirilebilmektedir. Bu şekilde bir alüminyum kutunun geri dönüşümünden % 96 oranında enerji tasarrufu sağlanabilir.
Hammadde Kaynağı Maddi 3 4 ve Kimyevi madde Tasarruf sağlanır tasarrufu sağlanır, Atık kağıtların kullanımı, kullanıldığı ölçüde bir hammadde kaynağı oluşturmaktadır. Bu nedenle atık kağıt kullanımı halinde, kağıdın bünyesinde bulunan bazı kimyevi maddeler de geri kazanıldığından kimyevi madde tasarrufu gerçekleşmektedir.
Atık kağıdın ülke içinde toplanıp kullanılması ile yurt dışından selüloz ve atık kağıt ithalinin azalması ile mühim ölçüde tasarruf temin edilecektir. Ayrıca, atık kağıdın toplanması, tasnifi ve nakliyesi dolayısıyla yeni istihdam sahaları ortaya çıkacaktır. Geri dönüşüm uzun vadede verimli bir ekonomik yatırımdır. Hammaddenin azalması ve doğal kaynakların tükenmesi sonucunda ekonomik problemler ortaya çıkabilecek ve bu noktada geri dönüşüm ekonomi üzerinde olumlu olacaktır.
Atık kağıt denince ne anlıyoruz? Atık kağıt Dünya Ekonomisin de o kadar önem arz eden bir ürün ki çoğumuz farkında değiliz, farkında olsak bile atık kağıda karşı duyarsısız. Kağıt için gerekli olan ana madde selüloz ağaçlarımızda bulunmaktadır. Öyleyse atık kağıt; ağaç demek, orman demek, su demek, nefes alıp verdiğimiz hava demek kısacası yaşam demek. Bundan da anlaşılıyor ki ormanlarımızı gözümüz gibi korumamız gerekiyor. Ormanlar: Yenilebilen doğal enerji kaynaklarının en zenginidir. Erezyonun amansız düşmanı, yurt topraklarının bekçisidir. Tarım topraklarının sigortasıdır. Suyu saklayan damla damla harcayan hazinedir. Sel afetlerinin doğal
48
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
engeli, su ekonomisinin bilgisayarıdır. Tüm canlılar için gerekli oksijenin üretim kaynağıdır. Orman, dünyadaki oksijen üreten doğal kaynakların başında gelmektedir. Gerçekten orman ağaçları bir yılda ürettikleri 93 milyar ton oksijenle, karada yaşayan bitkilerin ürettikleri oksijen miktarında %66ʼlık katılım payına sahip bulunmaktadır. Bu nedenle ormanların tahribi, nefes alacak havanın yok edilmesi anlamına gelen bir “ekolojik kriz” olarak nitelenebilir. Ormanların toprak erezyonunu engellemesiyle yarattığı ekolojik işlevin parasal değeri, tahminlerin çok üzerindedir. Yapılan değerlendirmelere göre, ormanların sadece barajlara gidecek toprakları tutmaları sonucunda sağladıkları su ve enerji tasarrufu değerini tüm dünya için bir yılda 6 milyar dolar olduğu
bildirilmektedir. Atık kağıdın öneminin, halkımızı bilinçlendirilmesinde yetkili birimlere (Valilik, Belediye, Çevre Müdürlüğü, Rektörlük) ve sivil toplum örgütlerine büyük görevler düşmektedir. Ülkemizde kağıt ve karton sanayinde 1999 yılından beri %12 civarında bir artış gözlenmektedir. Bu artışın sevindirici yönü; gerek oluklu mukavva sektörüne, gerekse temizlik kağıtları sektörüne yapılan yeni üretim yatırımlarının hız ve genişlik bakımından dünyadaki en gelişmiş teknolojilerin kullanılmasıdır. Atık kağıt özellikle oluklu mukavva ve karton cinslerinin üretiminde yüksek miktarda kullanılmaktadır. Atık kağıdın geri dönüşüm için işlem görme sayısı beştir. Beş kez işlem gören kağıt artık özelliğini yitirmiş olur ve bir daha toplanıp işlemden geçirilmez.
CEO İZ ÜCRETS SERVİS
KURU TEMİZLEME
TERZİ ve LOSTRA SALONU
9 30 - 669 08 5 2 9 6 6 6 Süet
3.99
TL
Mont
Paça
Kaban
3.99
TL
Gömlek TL
TL
Deri
2.99
TL
TL
Kaz Tüyü
Nubuk
3.99
3.99
TL
Gelinlik
3.99
Etek
Pantolon
Ceket
3.99
Abiye
ÜCRETS İZ SERVİS
Battaniye
9.99
TL
Yorgan
9.99
TL
Çanta, Ayakkabı, Valiz tamiri ve bakımı yapılır.
Bahçeşehir Ticaret Merkezi Zemin Kat No: 2 (Ziraat Bankası Yanı)
KAPAK KONUSU PLASTİK torba kullanımı
OUT
Avustralya'da bu yılın sonundan itibaren süpermarketlerde naylon torba kullanımına son verildi. Çin'de 1 Haziran 2008’den beri çok ince plastik torba üretilmiyor ve bu torbaların süpermarketlerde kullanılması yasaklandı. ABD'nin New York eyaletinde ise 5 bin ve daha fazla metrekareden büyük ya da 5’ten fazla şubesi olan mağazalara, plastik torba geri dönüşüm kutusu yerleştirme zorunluluğu getirildi. Türkiye’de birkaç firma bu konuda oldukça duyarlı ancak yaptırım olmadığı için yenilenebilir ambalaj kullanımı hala yetersiz. Siz de bireysel olarak alışverişlerinizde geri dönüştürülebilir veya bez torbaları hatta organik çantaları kullanarak plastik torba kullanımına son verebilirsiniz. Unutmayın İstanbul günde 10 bin ton çöp üretiyor, bunun yüzde 10’u naylon ve plastik. ORGANİK torba kullanımı
İN
Doğa Derneği diyor ki; Artık bir seçim yapmak zorundayız. Ya sınır tanımayan tüketim alışkanlıklarımızı sürdürerek, doğayla birlikte kendimizi de yok edeceğiz ya da onunla uyumlu bir yaşam seçeceğiz. Doğanın varoluşuna, binlerce yıldır bu topraklarda yaşamış olan uygarlıklara, ait olduğumuz topluma ve gelecek nesillere karşı duyduğumuz vicdani sorumluluğun gereği olarak, biz ikincisini seçiyoruz.
Sınırsız Mavi Eğitim Projesi DenizTemiz Derneği'nin kamuoyunda davranış değişikliği yaratma konusundaki en önemli aracı eğitimdir. DenizTemiz Derneği ve Yapı Kredi Bankası AŞ., Milli Eğitim Bakanlığı'nın da desteğiyle ilköğretim ve lise çağındaki öğrencileri, doğal varlıkları korumak konusunda bilinçlendirmek ve farkındalık yaratmak amacıyla 5 yıl sürmesi planlanan "Sınırsız Mavi Projesi"ni hayata geçirmektedir. 5. yılın sonunda hedefimiz, toplam 16.588 okulda 300.000 öğretmen ve okul müdürüne, 6.592.000 öğrenciye ulaşmaktır.
Doğal Hayatı Koruma Derneği (DHKD)
Çevre Koruma ve Ambalaj Atıkları Değ. Vakfı (ÇEVKO)
WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı)
Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği
Greenpeace Akdeniz Kampanya Ofisi
KORDON Derneği (Kent ve Çevre Kültürü Derneği)
Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma Vakfı (ÇEKÜL)
Akyaka’yı Sevenler Derneği
Türkiye Erozyonla Müc. ve Ağaç. Vakfı (TEMA)
Pamukkale Arama Kurtarma Doğa Sporları Derneği
DenizTemiz Derneği (TURMEPA)
ÇevGön
Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV)
İstanbul Su Girişimi
Akdeniz Foku Araştırma Grubu (AFAG)
Türkiye Çevre Koruma ve Yeşillendirme Kurumu
Kuş Araştırmaları Derneği (KAD)
Doğa Derneği
www.dhkd.org
http://www.wwf.org.tr/
http://www.greenpeacemed.org.mt/ www.cekulvakfi.org.tr www.tema.org.tr
www.tudav.org www.afag.org
www.kad.org.tr
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
Doğal kaynakların verimli kullanılması amacıyla “her sektörün üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerektiği” anlayışından yola çıkan MNG Kargo, Deniztemiz TURMEPA Derneği ile beraber, sürdürülebilir kalkınma hedefiyle başlattığı “kargo poşetlerinin geri dönüşümü” projesini Türkiye çapında uyguladı. “Kargo Poşetleri Kutuya, Çocuklar Okula” sloganıyla başlayan proje ile Türkiye çapında yaklaşık 20 milyon adet plastik kargo poşeti toplandı. Toplanan kargo poşetlerinin lisanslı firmalarda geri dönüştürülmesiyle elde edilen gelir, Milli Eğitim Bakanlığı’nca belirlenen, Bitlis Afet Evleri bölgesinde inşa edilen MNG Kargo Bitlis İlköğretim okulunun yapılmasını sağladı. 20 bini aşkın çevre dostu kurum ve kuruluş tarafından toplanan atık plastik poşetlerin geri dönüştürülerek ekonomiye tekrar kazandırıldı.
Türkiye’deki Çevre Koruma Dernekleri
www.turmepa.org.tr
50
Kargo Poşetleri Kutuya, Çocuklar Okula
www.cevko.org.tr www.bugday.org
http://www.kordon.org www.akyaka.org
http://www.pakdos.org.tr/
http://www.cevgon.org.tr.tc/ http://www.istanbulunsuyu.net/anasayfa.htm http://www.turcek.org.tr
http://www.dogadernegi.org
BABALAR GÜNÜ
Sizin hiç babanız YAŞAMIMIZDAKİ EN BÜYÜK DEV ‘Aile nedir?’ diye sorulduğunda hepimizin ağzından “anne, baba ve çocuklardan meydana gelen toplumun en küçük birimidir” sözcükleri ağzımızdan bir çırpıda dökülür. Peki baba nedir? diye sorulduğunda ise bir çırpıda cevap vermek pek kolay olmaz; çünkü annenin çocukla daha yoğun ilişki kurduğu düşünülmüş, daha çok anne üzerinde yazılıp konuşulmuştur. Babanın rolü ve babayla ilgili konulara gereğinden daha az önem verilmiştir. Oysaki babanın çocuk eğitiminde rolü çok önemlidir. BABANIN EĞİTİMİNDE ROLÜ 10 yaşına kadar çocuk gelişiminde annenin katkısı babadan daha fazladır. Yapılan araştırmalar
göstermiştir ki bir çocuğun 10 yaşına kadar ki süreç içerisinde annesini kaybetmesi babasını kaybetmesinden daha yıkıcı sonuçlara neden olmuştur ve bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Ancak 10 yaşından sonra çocuğun anne ya da babasını kaybetmesinin eşit ölçüde örseleyici olduğu yine bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Kısa süreli babanın evden ayrılışları bile çocuğu olumsuz olarak etkilemektedir. Özellikle erkek çocuklar kız çocuklara nazaran daha çok olumsuz etkilenmektedir. Babasının evden ayrı olduğu süreçte ders başarıları düşer ve davranış bozuklukları ortaya çıkar. Eğer babanın evden ayrılışları okul öncesi zamana denk gelmişse çocuk erkek kimliğini kazanmakta geç kalır. Bu bulgular çocuğun yetişmesinde babanın önemini ortaya koymaktadır.
Baba kitapların yazmadığı, okulda öğretilmeyen pek çok yaşam bilgisini çocuğa verir. 52
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
Baba çocuk için güven kaynağıdır, erkek çocukların rol modelidir. Her çocuk için en güçlü baba onun babasıdır. Benim babam senin babanı döver sözünün içeriği şiddete yönelik görünse de aslında çocuk masumiyetiyle söylenmiş babasına hayranlığını ve en güçlü gördüğünü ortaya koyan cümledir. Babanın rol model alınması ise babaya ağır sorumluluklar getirmektedir. Baba kitapların yazmadığı, okulda öğretilmeyen pek çok yaşam bilgisini çocuğa verir. Tersi bir durumda ise çocuk ergenlik döneminde babasından alamadığı yaşam bilgisini dışarıda arar ve tehlikeli sonuçlar ortaya çıkar. Görüldüğü üzere babanın çocuk eğitimi ve gelişimindeki rolü çok önem taşımaktadır. Günümüzün modern babası
öldü mü? (Cemal Süreyya)
öneminin farkında olup sadece sevmek için çocuğuna yaklaşmamakta ve çocuğuna zaman ayırmaktadır. AİLEDE BABANIN EŞ OLARAK ÖNEMİ Kadın için ailenin babası güvenilir bir limandır. Onu sahiplenen ama sahibi görmeyen, omzunda ağlayabileceği, yaşamını paylaştığı, çocuklarını hayata beraber hazırladığı yol arkadaşıdır. Cemal Süreyya´nın bir şiirini sizle paylaşmak isterim. SİZİN HİÇ BABANIZ ÖLDÜ MÜ? Sizin hiç babanız öldü mü? Benim bir kere öldü kör oldum Yıkadılar aldılar götürdüler Babamdan ummazdım bunu kör oldum Siz hiç hamama gittiniz mi? Ben gittim lambanın biri söndü Gözümün biri söndü kör oldum Tepede bir gökyüzü vardı yuvarlak Söylelemesine maviydi kör oldum Taşlara gelince hamam taşlarına Taşlar pırıl pırıldı ayna gibiydi Taşlarda yüzümün yarısını gördüm Bir şey gibiydi bir şey gibi kötü Yüzümden ummazdım bunu kör oldum Siz hiç sabunluyken ağladınız mı?
Ne güzel dile gelmiş baba sevgisi ve önemi. Dünyaya açılan penceremiz gözlerimizi kaybetmeye benzetmiş baba kaybını... Babam öldü göremedim dünyayı, yaşam karardı. Babasını kaybeden biri olarak o kadar iyi anlıyorum ki Cemal Süreyya´nın ne dediğini, babasını kaybedince ne hissettiğini. Babası hayatta olanların ise bu şiiri çok geç anlamalarını diliyorum. Diğer bir dileğim ise tüm çocukların benim babam gibi bir babaya sahip olmaları ve babalarıyla harika yıllar geçirmeleri. Gözümün nuru babamla öyle harika yıllar geçirdim ki güzel anılarımın en tepesinde yer almakta o yıllar. Kaybettiğim gün ise nefessiz kaldım. Nefesimin gidişini çaresiz izledim, o çaresizliği hala içimde taşıyarak... Devimin beni kendisinden mahrum bırakışını hiç unutamadım. Ben babamla geçirdiğim hiçbir anı unutamadım. Unutulmaz bir babaya sahip olmanın şansını her daim hissettim. Mükemmel bir babaya sahip olmuş biri olarak kendimi çok şanslı saydım ve aynı şansa oğlumun sahip olması ise benim mutluluk kaynağım olmakta... Yaşamımızda bu kadar önemi olan çok ama çok sevdiğimiz, hayran olduğumuz , babalarımızın gününün ortaya çıkış hikayesi hakkında çok rivayetler var. İsterseniz buyurun bir göz atalım. BABALAR GÜNÜNÜN ORTAYA ÇIKIŞ HİKAYESİ Babalar Günü, pek çok ülkede her yıl Haziran ayının üçüncü Pazar günü kutlanan özel bir gündür. Anneler Günü kadar eski olmasa da Babalar Günü'nün de bir geçmişi vardır. Bazı tarihçiler, Babalar Günü'nün Antik Roma'da bile kutlandığını belirtiyor. Bazı araştırmacılar tarih belirtmezken Babalar Günü'nün Batı Virginia'da ortaya çıktığını savunuyor. Batı
ĞLU
MÜJDE KÖSEO
Virginia'da yaşayan John Dowdy'nin annesi öldükten sonra onun yerini alan babası için böyle bir gün kutlanmasını istediği söyleniyor. Annesinin ardından hayatını çocuklarına adayan babası William Smart'a özel bir gün armağan etmek amacıyla bu fikri ortaya attığını belirtiyor. Dodd, anneler günü kutlanırken babalar gününün olmayışını büyük bir haksızlık olarak nitelendirmiştir. Hemen babasının doğum günü olan 5 Haziran’ın babalar günü ilan edilmesi için çalışmalara başlamış ama bu çalışmalar bir sonraki yılın 19 Mayıs'ına kadar sürmüştür. HAZİRAN AYININ ÜÇÜNCÜ PAZARI Babalar Günü ilk kez 19 Haziran 1910’da Wasington'un Spokane şehrinde kutlanmış daha sonra diğer eyaletlere yayılmıştır. Ancak Babalar Günü resmi olarak 1924 yılında Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Calvin Coolidge'in desteğiyle kutlanmıştır. 1966 yılında ise o dönemin başkanı Lyndon Johnson, her yıl haziran ayının üçüncü pazarının Babalar Günü olarak kutlanacağını açıklayan bir bildiri yayımlamıştır. Katoliklerin Babalar Günü’ne getirdikleri yorum ise diğerlerinden çok farklıdır. Onlar bu kutlamayı dini açıdan ele alıp peygamberleri Hazreti İsa'nın babası anısına, Mart ayının 19. gününü St. Joseph Günü adı altında babalarına armağan etmektedirler. Avrupa'da ise ilk defa 1954 yılında İngiltere'de kutlanmış ayrıca bu geleneğin kıta da yayılmasına öncü olmuştur. Her ne şekilde ortaya çıkmış olursa olsun özel günlerin olmasını savunan biri olarak “Babalar Günü” olarak bir günün belirlenmesini ve kutlanmasını gönülden destekliyorum. Tüm babaların, baba adaylarının ve içinde çocuk sevgisi barındıran beyefendilerin babalar gününü kutlarım.
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
53
DÜĞÜN MEKANLARI
Bembeyaz ve çok ayrıntılı bir rüya bu
Fotoğraf: Serkan Güler
Bütün gelinler kendi masallarının prensesidir. Düğün mevsiminin yaşandığı şu günlerde prenseslere kolaylık yapalım ve hem bölgemizde hem de yakın çevremizdeki düğün mekanlarını sizler için bir araya getirelim istedik...
ARDIÇ CAFE Ardıç Cafe, bahçesinde yaz döneminde 200-220 kişiye kadar düğün, nişan, mezuniyet ve organizasyonlar yapabiliyor. İsteğe göre süsleme ve aktiviteler de ilave ediyor… Pasta organizasyonunu müşterinin yapmasını isteyen Ardıç Cafe, resim ve kamera çekimi için çalıştığı fotoğrafçıları öneriyor. Tel: 212 699 16 17
CITY CLUB 16 yıldır Bahçeşehirʼe hizmet veren City Club, yaz mevsiminde havuzbaşında unutulmaz günleriniz için organizasyonlar düzenlemektedir. City, Club, alternatif seçmeli menüler, değişik animasyonlar, havai fişek ve ışık şovları, pasta çeşitleri ve video-fotoğraf çekimi de dahil bütün özel davetleriniz için herşeyi en ince ayrıntısına kadar planlıyor. Tel: 212 669 30 00
DÜĞÜN MEKANLARI
GARDEN&CITY Profesyonel ve güler yüzlü kadrosu ile tam bir “Party House” olan Garden and City, tüm toplantılar için rahat ortamının yanı sıra doğum günleri, kına gecesi, nişan, nikah için farklı alternatifler sunuyor. Kendinizi kendi mekanınızda hissedebileceğiniz işletmesiyle özel günlerinizin vazgeçilmezi olmak istiyor... Tel: 212 607 26 27
SAYFİYE Bahçeşehirʼin Gölet Mevkii Doğa Parkıʼnın büyüleyici ortamında yeşilin her tonuna sahip davet alanlarında 1000 kişiye kadar unutulmayacak bir kır düğünü için doğru adrestesiniz. Mekanda yemekli, kokteyl, barbekü büfeli ya da son yıllarda çok popüler hale gelen nikah seremonileri davetleri düzenlenebiliyor. Tel: 212 669 97 68
SPRADON Kumkapıʼyı Bahçeşehirʼe getiren Spradon Havuzbaşı Balık Restaurant, yaz aylarında havuzbaşında, 300 kişilik düğün, nişan, sünnet ve her türlü toplantılarınıza ev sahipliği yapıyor. Spradon, seçim yapmakta zorlanacağınız menüsü ve profesyonel hizmetiyle hayatınızın en özel anlarına ev sahipliği yapıyor. Tel: 212 608 03 50-0538 327 67 74
58
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
İLYAS USTA Hayatınızın en anlamlı ve en önemli gününde; konuklarınız kadar rahat ve stresten uzak, ev sahibi kadar kendinizden emin olmak istiyorsanız kendinizi İlyas Usta ekibinin profesyonel ellerine bırakın... İlyas Ustaʼta düğün için özel hazırlanmış paket programın içinde Aʼdan Zʼye herşey düşünülmüş... Tel: 212 669 72 00
HOLIDAY INN Topkapı Holiday Inn İstanbul City, tarihi surların yamacında, beş yıldızlı konforuyla, farklı lezzetlerin bir arada sunulduğu, düğün, nişan ve tüm organizasyonlar için balo salonu ve havuz başında unutulmaz günleriniz için hayal ettiğinizden daha fazlasını sunuyor. Tel: 212 530 99 00 GARDEN DOĞA RESTAURANT Bakırköy Garden Doğa Restaurant, 100 kişiden 1000 kişiye kadar düğün, nişan, toplantı, yemek ve kokteyl organizasyonlarınızda yılların tecrübesiyle şehrin merkezinde kır düğünleri imkanı sunuyor. Tel: 212 560 16 64-74 DARÜŞŞAFAKA RİT İSTANBUL Maslak Darüşşafaka Rit İstanbul evlenecek çiftlere öyle bir düğün paketi hazırlıyor ki içinde aklınıza gelen ya da gelmeyen herşey var. Düğün paketlerinde standart süsleme, limitsiz yerli içki, davet pastası, karşılama kokteyli de ücretsiz sunulurken, Darüşşafaka Rit İstanbul size havuz üzerinde nikah keyfini de yaşatıyor. Tel: 212 286 26 76
YAŞAM KOÇU
Ebeveynler -2 “Çocuk aileden ayrı olduğu her anda kendisini bulunduğu ortama veremez aklı sürekli evdedir. Ergenlikte ise arkadaşları ile nerde olursa olsun suçluluk duyar. Ben eğleniyorum annem babam evde yalnız, ben şunları yiyorum onlar ne yiyor acaba?” ADSIZ EBEVEYNLER: Bu tip ebeveynler az da olsa çocuklar için çok olumsuz, yıpratıcı olabiliyorlar. Psikolojik rahatsızlıkları vardır, geçmiş travmaları fazla olan ve bunları çözememiş kişilerdir. Rahatsızlıklarını gizlerler dışarıdan bakan için gayet normaldirler. Bu tipler her kesimden çıkabilir; zengin, fakir, ilkokul mezunu, üniversite mezunu, milletvekili, öğretmen, doktor v.b. Yaşamda birçok alanda başarı olmuş olabilirler ama çözmedikleri problemlerini gizli gizli taşırlar. Bazıları ise hiç gizlemez her tavrından, tepkilerinde problemli olduğunu anlarsınız ama yine de evlenmesine izin verilir. (en azından destek aldırılabilinir) Çocuğun olmasıyla bir travma daha yaşarlar. Genelde bu son deneyim eski travmalarını, çözülmemiş problemlerini canlandırır. Hatta kendi anne babalarıyla ciddi sıkıntı yaşamış iseler kendileri anne baba olduklarında bu kimlikleri reddederler. Zamanında olaylar karşısında veremedikleri tüm tepkileri psikolojik olarak çocuğa vermeye başlarlar. Yemek yedirmeden, uyutmaya her şeyde çocuğa karşı öfkelidirler. Sürekli çocuğa lakap takarlar; geri zekalı, aptal, özürlü, şeytan, hasta, uyuz vb. aslında her bir lakap bilinçaltında kendileri için düşündükleri etiketlerdir. Sürekli bir inat durumları vardır, hep haklı olmak isterler, kendileri doğrudur, çocuk yanlıştır. Empati becerileri gelişmediğinden
62
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
taraflı davranırlar. Daha çok sorunlar konuşulur, çözümler anlıktır. Başkalarının yanında daha farklı davranırlar. Örneğin birebir yaşadığım deneyimi anlatayım size: bir alışveriş merkezinde yemek yiyordum mekandan yan masa da gayet hoş, bakımlı bayanlar yanlarında çocukları ile yemek yiyorlardı. İçlerinden birinin çocuğu yeme yemek istemedi birkaç ısrar ettiler istemedi. Annesi tamam yemesin, sabah geç kahvaltı yaptı o zaman biraz sonra yersin dedi. Ama kadının beden dilinden anladım çünkü yüzünde bir öfke vardır. Neyse yemeğimi yedim kalktım dolaşmaya başladım. Yarım saat sonra köşede sakin bir alanda bir asansör vardı, asansörün önünde bu kadın (annecik) çocuğu sıkıştırmış, küçük harflerle, kısık ve baskın bir ses tonuyla aşağılıyordu. Asansörün kapısı açıldı, çocuk ağlıyordu, kadın kolundan tutup içeriye fırlattı. Şimdi bana diyeceksiniz ki her anne, her şeyi temelde iyi niyetler yapar. Buna siz inanın bana da anlatmaya çalışmayın lütfen.
AK AŞKIM KAPIŞLEMRİ ve
LİM DAVRANIŞ Bİ ANI İLETİŞİM UZM .com pismak ka m ki as w. ww
YATIRIMCI EBEVEYNLER: Bu tip ebeveynler çocuklarını geleceklerine dair bir yatırım aracı olarak görürler. Küçük yaştan itibaren onların minik beyinlerine: -sen büyüyeceksin bize bakacaksın. Bakmazsan biz çok üzülürüz, mesajını verirler. Bu tipler gelecekte yalnız kalma korkusu yaşarlar. Bana göre karı koca birbirlerine de güvenmedikleri için çocuklar en iyi garantidir. Eğer birkaç çocukları varsa genelde hepsi aynı davranışı sergilemez. Ebeveynler en duygusal olanı seçerler. Tabi bu seçim bilinçli olmaz tamamen duygusal. Çocuk aileden ayrı olduğu her anda kendisini bulunduğu ortama veremez aklı sürekli evdedir. Ergenlikte ise arkadaşları ile nerde olursa olsun suçluluk duyar. Ben eğleniyorum annem babam evde yalnız, ben şunları yiyorum onlar ne yiyor acaba? Bu düşünceler ayarında sağlıklıdır ama aşırı olunca birey bağımlı olmaya başlar. Özellikle anneler daha müsaittir bu yapıya. Çünkü kadınlar kocalarına güvenmedikleri zaman bu yola başvurabiliyorlar. Böyle yatırımcı ebeveynlerin çocukları ailelerine hem tepkili, kızgın hem de sağlıksız bir duygusal bağ ile bağımlıdırlar. Kızgın olmalarının sebebi tamamen özgür hareket edememelerinin sebebi olarak görmeleridir. Ama bir taraftan da duygularına engel olamazlar. Bazı yatırımcı ebeveynler ise çocukları yanlarında tutabilmek için ara ara problem çıkarırlar çünkü genelde yatırım yapılan çocuk bu problemleri çözüyordur.
Honda Civic Sedan
Honda CR-V
1.6 lt 125 PS i-VTEC motor Sıradışı sportif tasarım Optitrom göstergeler ve ergonomik ayrıntılarla zenginleştirilen fütüristik kokpit Hız Sabitleyici Ön, yan ve perde hava yastıkları Araç Denge Kontrol Sistemi (VSA) Elektronik Fren Gücü Dağıtımı (EBD) ABS 6’lı CD çalar
2.0 i-VTEC, 2.2 i-DTEC 150 PS motor Dual Pump (Gerçek zamanlı 4 tekerlekten çekiş) Akıllı Eğitim Kontrollü 5 ileri otomatik şanzuman 8.4 lt*/100 km ortalama yakıt tüketimi 18” alüminyum alaşım jantlar Araç Denge Kontrol Sistemi (VSA) Römork Denge Kontrol Sistemi (TSA) 8 hava yastığı 6 CD çalarlı ve subwoofer’lı Ses Sistemi Ekstra Güvenlik Paketi Çarpışma Hafifletici Fren Sistemi (CMBS) Aktif Aydınlatma Sistemi (AFS) Uyarlanabilir Hız Sabitleyici (ACC) * ECE101-00 yeni ölçüm metoduna göre, ideal şartlarda elde edilen birleşik test değerleridir.
HONDA PLAZA MARMARA E-5 Londra Asfaltı Haramidere Sanayi Sitesi P Blok Marmara Plaza 34840 Beylikdüzü - İSTANBUL Tel: 0212 456 58 58 - Fax: 0212 458 58 44 www.marmarahonda.com - info@marmarahonda.com
PSİKOLOJİ
Psikolog urt Ferahim Yeşily
AL HOSPİTAL
INTERNATION
“Başarısızlık yol göstericidir. İyi düşünen bir insan başarısızlıklarından çok fazla şey öğrenebilir.” John Dewey
Karne dönemi evlerde birçok farklı duygunun bir arada yaşandığı dönemlerdendir. Hüzünle mutluluk, sevinçle gözyaşı bir arada yaşanabilir. Karne sonrasının aile içinde sağlıklı biçimde değerlendirilememesi sonucu bazı üzücü durumlarla da karşılaşabiliyoruz. Evden kaçan, yaşamına son vermeyi düşünen çocuklar, öfkesine hakim olamayıp çocuğuna şiddet uygulayan ana babalar şahit olduğumuz aile manzaralarından. Bu yazıda karne sürecini sağlıklı biçimde değerlendirmek için ailelerin ve öğrencilerin yapabileceği bazı önerileri bulacaksınız.
Karnesinde düşük notları bulunan öğrenciler neler yapabilirler? Her başarısızlık yeniden değerlendirmeyi gerektirir. Bu değerlendirme de eksiklerinizi görmenizi, eksikleri gidermek için yeni planlamalar ve çalışmalar yapmanızı sağlayarak sonuçta başarıya ulaşmanızı sağlar. Eğer eksiklerimizi göremezsek, tekrar aynı durumla karşılaşabiliriz. Ancak pes ettiğinizde yenilmişsiniz demektir. Başarı kadar başarısızlıklar da doğaldır. Bu durumu kabul ettiğinizde sorunlara daha uygun
çözümler bulabilir, daha uygun önlemler alabilirsiniz. Her başarısızlık daha sonraki başarılar için bir yol göstericidir, bir uyarıdır. Öğrencinin kendine kızması, ders başarısındaki düşmenin sorumluluğunu kendi dışındaki nedenlere bağlaması ve olumsuz duygulara kapılması fayda sağlamayan yaklaşımlardır. Başarısızlıklar karşısında olumsuz duygulara kapılıp pes ettiğinizde, sonraki yenilgiler de kaçınılmaz olacaktır. Sorun üzerinde vakit kaybetmektense çözüm üzerinde odaklaşmaya çalışın. Ders başarısındaki düşme nedeniyle
‘KARNE’ye sağlıklı 64
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
kendinize kızmak, kendi dışınızdaki nedenler bulmak ve bunun bir ceza olduğunu düşünmek yerine şu anki durumu nasıl istediğiniz hale çevirebilirsiniz sorusuna yanıt aramaya çalışın. Kendi kendinizin en iyi dostu olun. Derslerinde istediği başarıyı gösteremeyen bir öğrenci ʻçok aptalca hatalar yaptım, derslerimi başaramadım, ben başarısız bir öğrenciyim ʼ gibi kendisini kötü hissetmesine neden olabilecek ifadeler yerine ʻbazı hatalar yaptım ve bunları düzelteceğim, bu dönem istediğim başarıyı gösterememiş olmam benim başarısız bir öğrenci olduğumu göstermezʼ gibi daha umut dolu ifadeleri kullanabilirler. Sorumluluğu üzerinize alın. Sorgulama yapmak için ilk yapılması gereken, sorumluluğu üzerinize almaktır. Derslerinde başarılı olan öğrenciler ile başarısız olan öğrenciler üzerinde yapılan bir araştırmada başarılı öğrencilerin başarılarından dolayı kendilerini sorumlu hissettikleri, başarısız olan öğrencilerin ise sorumluluğu kendi dışlarında aradıkları bulunmuştur. İyi bir sorgulama ile derslere hazırlık döneminde hangi alanlarda eksiklerinizin olduğunu tespit edebilir ve bu eksiklerinizi gidererek başarılı olabilirsiniz.
Karnesinde düşük notları bulunan çocuklara anne-baba olarak nasıl davranmak gerekir? Öncelikle dönem sonunda alınan karnenin, çocuğun karnesi olmasının yanı sıra, ailenin ve eğitim sisteminin de karnesi olduğu unutulmamalıdır. Öğrencinin başarısında ailenin önemli bir yeri vardır. Aile içi ilişkilerin sağlıklı olduğu, çocuğun kişiliğine saygıda bulunulan ve çocuğun kendini geliştirmesinin desteklendiği bir ailede başarının da o oranda yüksek olması beklenir. Karne sonrasında ailelerde eğer öğrencinin notları düşükse genellikle bu durumdan öğrenci sorumlu tutulur. Eleştirilir, suçlanır. Oysa
yapılması gereken, karnedeki düşük notların nedenlerinin ana-babaçocuk üçgeninde değerlendirilmesidir. Anne-babalar şu soruları kendilerine sorabilirler. a) Acaba çocuğuma kitap okuma konusunda iyi bir model olabildim mi? (Unutmayın, çocuklar nasihatten ziyade gördüklerini öğrenirler.) b) Ona ders çalışma sorumluluğunu verebildim mi? (Yoksa çocuğun yapılmayan ödevini ondan daha çok kaygılanıp biz mi yaptık?) c) Ona aile içinde yoğun kavga ve çatışmaların olmadığı sağlıklı bir aile ortamı yaratabildik mi? d) Ara sınavlardan düşük not aldığında onu eleştirip, yargıladık mı? (Yoksa birlikte konuşup, konuyu çözmeye mi çalıştık?) e) Onun özgüvenini kazanmasına yardımcı olabildik mi? (Yoksa sürekli eleştirip, azarladık mı? Bu değerlendirmeler anne-baba arasında yapılabilir. Diğer taraftan çocukla bu sonuçların nedenleri üzerinde konuşulabilir. Eğer aileçocuk iletişimi iyiyse, çocuk bu sonucun alınmasındaki kendi rolünü görüp, değerlendirmesini yaparak gerekli sorumluluklarını alacaktır. Unutulmaması gereken bir nokta; alınan karne notlarının telafisinin her zaman mümkün olduğu, gelecek dönemlerde yükseltebileceği olmalıdır. Karne çocuğun tüm performansını yansıtmaz. Yani notları çok yüksek bir çocuğa, hayatta çok başarılı olacağı söylenemez. Notlara göre aileler bazen çok katı cezalar verebiliyorlar ya da çocuk sınıfı geçti diye çok büyük ödüller alabiliyorlar. Notlar değerlendirilebilir ancak çok fazla abartılmamalıdır. Son olarak söylemek istediğim; çocuğunuzun karnesinde sorunlar olsa da çocuğunuzun her durumda yanında olacağınızı hissettirmenizdir. Çocuğunuzla ilişkinizi iyi tutarak karne sonrası oluşabilecek bir krizi ilişkinizi geliştirmek üzere bir fırsata çevirebilirsiniz.
yaklaşım nasıl olmalı? HAZİRAN-TEMMUZ 2011
65
YAZ OKULLARI
Bahçeşehir’de yaz okulu seçenekleri ANTSPOR ALKENT 2000
BAHÇEŞEHİR KOLEJİ FLORYA
Her yıl 80 öğrenciye hizmet veren Antspor yaz okulu 6-11 yaş arası çocuklar için, 27 Haziranʼda başlayıp, 4 haftalık dönemler halinde hafta içi 5 gün 10:00-16:45 saatleri arasında, Alkent 2000 sitesi 1. Faz Sosyal Tesisleriʼnde gerçekleşiyor. Yaz okulu aktiviteleri, yüzme, basketbol, tenis, futbol, dans, el sanatları, geziler, oyun ve yarışmalar. Tel: 212 669 79 82
Bahçeşehir Koleji Florya yaz okulu grupları 7-14 yaş arasındadır. Hafta içi her gün 09:15 ile 16:30 saatleri arasında ve aktiviteleri, Yüzme, Basketbol, Voleybol, Masa Tenisi/Kort Tenisi, Futbol, Modern Dans, Resim, İngilizce, Aktivite Zamanı (Satranç, Bilgisayar, Boccha) olarak sıralanıyor. 1. dönem 20 Haziran-8 Temmuz, 2. dönem 11 Temmuz-29 Temmuz. Tel: 212 573 51 00 - Aytuğ Utku
Okulların kapanma vakti gelince aileleri de “Çocuk yaz boyu evde ne yapacak” telaşı alır... Bizim çocukluğumuzda böyle şeyler yoktu, biz tatili sokakta ve arkadaşlarımızla geçirir, tatilin nasıl bittiğini anlamazdık bile... Oysa şimdi çocuklar malesef evlere kapanıyor. Tek çare ise yaz okulları oluyor. Bizde sizler için bölgemizdeki yaz okullarını araştırarak, seçim yapmanızı kolaylaştırmak istedik.
BAHÇEŞEHİR TENİS KULÜBÜ
BAŞAKŞEHİR BELEDİYESİ
CITY CLUB
Bahçeşehir Tenis Kulübü, grup derslerinin yaz dönemi programı hafta içi 4 gün (Pazartesi, Salı, Çarşamba ve Perşembe) sabahları 09.00-10.00 arası 5-9 yaş 10.00-11.00 arası 10-13 yaş 11.00-12.00 arası 14-17 yaş arası çocuklara ve gençlere tenis eğitimi verilmektedir. Yetişkinler için hafta içi Salı ve Perşembe saat 19.00-20.00 arasında grup eğitimi verilmektedir. Özel ders için Mustafa Akgün ile irtibata geçebilirsiniz. Tel: 212 669 92 72-530 523 51 69
Başakşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Yaz Spor Okulları'na kayıtlar başladı. 7-18 yaş arası ve ücretsiz olan Yaz Spor Okullarʼnda; futbol, basketbol, tenis, tekvando, masa tenisi, judo, satranç ve izcilik branşları yer alacak. 31 Mays-20 Haziran tarihleri arasında devam edecek Yaz Spor Okulu programına kayıtlar, bütün ilköğretim okulları, muhtarlıklar, bilgievleri ve belediye hizmet binalarında yapılacak. Tel: 444 0 669
Haziran ve Temmuz aylarında iki dönem olarak Yaz Spor Okulu seçeneği sunan, 16 yıldır Bahçeşehirʼlilere sınırsız hizmet veren City Clubʼun aktivitelerinde yüzme, tenis, futbol, basketbol, beach volley, modern dans, kids plates, Karete, eğitsel oyunlar, açık havuz eğlenceleri ve dondurma saati bulunmakta. Ayrıca yaz boyunca çocuklara yapılan sigorta ve servis imkanı ekstra ayrıcalıkları. Tel: 212 669 30 00
66
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
BAHÇEŞEHİR VOLEYBOL SPOR KULÜBÜ
ÖZEL SEMBOL İLKÖĞRETİM OKULU
Bahçeşehir Voleybol Spor Kulübü çalışmalarını yıllardır Bahçeşehir bölgesinde yetiştirdiği sporcularla profesyonel spor kulüplerine bir çok oyuncu kazandıran, alt yapıların başarılı antrenörü Savaş Kahramanʼın koordinatörlüğünde yapmaktadır. Bahçeşehir Voleybol Spor Kulübü, 1 Temmuz itibari ile yaz programına geçecek ve çalışmalarını haftada 3 gün şeklinde düzenleyecektir. Ayrıca yaz boyunca çalışmalarda başarı gösteren sporcular lisanslı voleybolcu olarak İstanbul alt yapı liginde mücadele etme hakkını kazanacaklardır. Tel: 505 623 26 87 543 226 28 98
Özel Sembol İlköğretim Okulu, çocukların akademik eğitimlerinin yanı sıra spor alanında da, ilgi ve yeteneklerini ortaya çıkarmaları gerektiği konusunda çok hassas. Bu kapsamda öğrencilerin sportif etkinliklere katılmalarını sağlamak, bedensel, ruhsal ve kişisel gelişimlerine katkıda bulunmak, paylaşmayı, kişilik sahibi, sağlıklı, dinamik, sorumluluğunun bilincinde olan gençler yetiştirmek amacıyla düzenlediği yaz okulunda yüzme, basketbol, voleybol, fransızca ve satranç dallarında 09.30-15.30 saatleri arasında eğitim verecek, ayrıca öğrenciler öğle yemeklerini de okulda yiyebileceklerdir. Tel: 212 607 31 31
OKYANUS KOLEJLERİ Oyun, çocuğun tüm gelişim alanlarını destekleyerek, okul öncesi eğitimin amaçlarına ulaşmasında en büyük katkıyı sağlar. Bu anlayıştan yola çıkarak tatil döneminde çocuklarımıza oyun ve sporla zengin öğrenme ortamları sunuyoruz. Yaz anaokulumuzda çocuklarımız, yaz döneminde sporla ve sanatla iç içe zaman geçirerek eğlenceli ve verimli bir yaz tatili fırsatını yakalamış olacaklar. Okyanus Kolejleri Yaz Spor Okulu 27 Haziran-26 Ağustos tarihleri arasında, 6-12 yaş arası ve aktiviteleri, Yüzme, Jimnastik, Sportif Faaliyetler, Çoklu Zeka Uygulamaları, Fastrackids ve Akıllı Tahta Çalışmaları, İngilizce ve Proje etkinliklerini kapsamaktadır. Tel: 212 444 10 98
YAZ OKULU KÜLTÜR KOLEJİ
SBK MERKEZİ
ZANSHIN DOJO
Deneyimli öğretmenler eşliğinde çocuklarınız hem eğlenecek hem spor yapacak. 5-6 yaş grubu, 7-8 yaş grubu, 9-10-11 yaş grubu, 12-13-14 yaş grupları olarak ayrılan tam gün: 9:00-16:15, yarım gün 09:00-12:00 arasındadır. Futbol, voleybol, basketbol, yüzme, masa tenisi, satranç, İngilizce, satranç, bilgisayar, modern dans branşları ve Buz pateni, tırmanma duvarı, binicilik, bowling, sinema, seramik aktiviteleri bulunmaktadır. Ayrıca İstanbul Modern Sanat Galerisi gezisi yapılacaktır. Tel: 212 559 04 88-Dah.1437-1436
SBK Merkeziʼnde yaz okulu grupları 4-5-6-7 yaşlar içindir. Pazartesi, Çarşamba, Cuma sabah grubu: 09:0012:00, öğlen grubu: 13:00-16:00 saatleri arasında ve aktiviteleri, Geleneksel Oyunlar, SBK (Sportif Beceri ve Koordinasyon), Beyin Cimnastiği (SağSol lop egzersizleri, nefes ve dikkat çalışmaları), Tırmanma Duvarı, Trambolin, İkindi Kahvaltısı olarak sıralanıyor. I. Periyod: 20 Haziran-08 Temmuz, II.Periyod: 11 Temmuz-29 Temmuz III. Periyod: 1 Ağustos-19 Ağustos Tel: 212 672 07 02
Haziranʼda başlayıp, Ağustosʼa kadar devam edecek 3 aylık özel eğitim yaz dönemi Esenkent Outland AVMʼdeki Zanshin Dojoʼda 6-13 yaş arası özgüven, denge, koordinasyon ve büyümeye yardımcı kas, kemik gelişimi mükemmel, kendini savunmayı bilen, ifadesi güçlü bireyler yetiştirmek için Do Eğitim Sistemi yaz kursları başlamıştır. Eğitmenler ise, Capoeira, Japon Aikikai, Bülent Büyük, Eser Kayış, Tuncer Karataş, Tolga Demirkol. Tel: 212 605 10 26 HAZİRAN-TEMMUZ 2011
67
SPOR
MAN
SAVAŞ KAHRİRA
BAHÇEŞEH OR KULÜBÜ VOLEYBOL SP ÖRÜ KOORDİNAT
Yaz okulları “Yaz okulları deyince aklımıza öncelikle spor okulları gelmektedir. Yüzme, Voleybol, Basketbol gibi etkinlikler çocuğunuz için eğlenceli bir tatilin anahtarı olabilir, tabii ki çocuğun ilgi ve zevklerine uygunsa. Sadece siz istiyorsunuz diye çocuğunuzu asla istemediği bir etkinliğe katılmaya zorlamayın.” Değerli okurlarımız yeni sayımızdan hepinize merhaba. Bu ay sizlerle, yaz tatili için çocuklarına spor okulları arayanların dikkat etmesi gereken noktaları paylaşacağım. Okulların kapanmasıyla birlikte yoğun ders temposundan çıkan çocuklar için bir çok anne baba çocuğunun tatilinin daha eğlenceli geçmesi için bir arayışa girer. Bu arayışta çok dikkatli olmanız gerekir. Yaz okulları deyince aklımıza öncelikle spor okulları gelmektedir. Yüzme, Voleybol, Basketbol gibi etkinlikler çocuğunuz için eğlenceli bir tatilin anahtarı olabilir. Tabii ki çocuğun ilgi ve zevklerine uygunsa. Sadece siz istiyorsunuz diye çocuğunuzu asla istemediği bir etkinliğe katılmaya zorlamayın. Aksi halde hem çocuk için hem de sizin için yaz tatili bir kabusa dönüşebilir. Değerli okurlarımız, bölgemizde her yaş grubuna uygun bir çok alternatif yaz okulu bulabilirsiniz. Sizler çocuğunuzun ilgi, ihtiyaçları dogrultusunda bir aktivite seçebilirsiniz. Sadece branş eğitimi veren spor okullarının yanında içinde bir çok aktiviteyi de kapsayan tam gün yaz spor okullarını da tercih edebilirsiniz. Sadece branş eğitimi veren bir spor okuluna çocuğunuzu yönlendirecekseniz, mutlaka çocuğun sevdiği bir branş
68
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
olmasına dikkat edin. Göndereceğiniz okulun çalışacağı salonu, saatlerini, ücretini, antrenör kadrosunu mutlaka araştırın. Antrenör kadrosunun, pedagojik formasyon açısından beden eğitimi öğretmenlerinden ya da spor akademisi mezunlarından oluşmuş olmasına dikkat edin. Antrenör kadrosu beden eğitimi öğretmenlerinden oluşuyorsa o spor okuluna çok büyük bir artı değer katacağı kesindir. Tam gün yaz okulu tercih sebebiyse, sunduğu aktivitelere bakmanızda fayda var. İçinde çok fazla aktivite olan yaz okullarına itibar etmeyiniz. Kısa bir sürede çocuğun alacağı şeyler zaten sınırlıdır, gerisi reklam ve göz boyamadır. İçinde bir ana branş ve yanında mutlaka toplu bir spor branşı, bunun yanında farklı bir aktivite olması çocuğunuza yetecektir. Örneğin, Yüzme, Voleybol ya da Basketbol yanında satranç olabilir. Ya da Yüzme, tenis, tiyatro ya da el becerileri gibi aktiviteler fazlasıyla yeterlidir. Değerli okurlarımız işin içinde çocuk ve su varsa daha dikkatli olunması gerekir. Yüzme için öncelikle, havuzun hijyeni, derinliği, genişliği gibi noktalara dikkat edin. Olimpik havuzda ders gibi safsatalara inanmayın. Antrenörün bile ayağının yere değmediği bir havuzda yüzme bilmeyen bir çocuk ne derece güvende olabilir. Unutmayın çocuğunuz
yüzme bilmiyor ve orada öğrenecek, olimpiyatlarda yarışmayacak. Hocaların içinde rahat hareket edebildiği, küçük eğitim havuzlarını tercih etmeniz daha doğru olacaktır. Tam gün yaz okullarında yemek de verildiği için çocukların ne yediğini ve yemeklerin nereden geldiğini araştırın. Servis hizmeti veriliyorsa servis aracını ve şöförünü de mutlaka araştırın. Tam gün yaz okullarında verilen hizmetlerin komple bir tesiste veriliyor olması önemlidir. Çocuk havuzdan çıkıp servisle başka bir mekana, antrenmana ya da diğer bir etkinliğe götürülmemelidir. Bütün aktiviteler güvenli ve tek bir komplekste sunulmalıdır. Tam gün yaz okulları, daha çok, çocukların eğlenceli vakit geçirmesi üzerine planlanır. Ciddi bir spor eğitimi uzun bir süreçtir ve 1 aylık periyotlarla yapılan bu etkinlikler bu isteğinizi karşılayamaz. Değerli okurlarımız hiçbir antrenörün elinde sihirli değnek yoktur ve 1 ayda hiçbir çocuk 4 stil yüzme öğrenemez ya da Voleybol, Basketbolun temel tekniklerini uygular hale gelemez, dolayısı ile toz pembe hayaller kapılmayın. Beklentileriniz çocuğunuzun mutlu, huzurlu ve sağlıklı bir tatil geçirmesi üzerine kurulu olsun. Diğer sayımızda buluşmak üzere tüm okurlarımıza iyi tatiller diliyorum. Sevgiyle ve 4 Mevsim sporla kalın.
A N A
U L U OK
1 4 2 4 9 6 6 0 0 0 1 608 ehir-İST ş e ç h a B artakule p s I 1 2 / LAR Ilgaz 2 T I Y r A t . K m . o MIŞTIR AKTIR... rosun.c u A e L . Ş w A w B w RIMIZ APILAC
YITLA I İLE Y A S K A İ M M E Ş I KIŞ DÖN İ TANIMA ÇAL E V İ M NC NE YAZ DÖ ŞME VE ÖĞRE Ü ÖN GÖR
BAHÇEDE DERS- İNGİLİZCE TEMA: FLOWERS | FRUITS & VEGGIES | TREES JULY IS FRUIT & AUGUST IS VEGETABLE MONTH (Tamamen konuşma ve anlama tabanlı)
E KAMP D Z İ M E BAHÇ İZCİLİK E V A NÜ KURM ONİ GÜ R A K A M TEMA: GRAPH GÜNÜ PHOTO A GÜNÜ OKUM
PATEN SCOOTER KAY-KAY BADMINGTO N BİSİKLET TENİS DERSLER
BAHÇE RESTAURAN TIMIZ ÖĞLE YEME DA Ğİ (Selfservice ) PATEN DERS LERİ (Dönem son un Paten yarışla da rı) TEMA: FITN ESS GÜNÜ
BAHÇECİLİK, BAHÇE SULAMAÇAPALAMA, HER YAŞ GRUBUNUN KENDİ TARLALARININ BAKIMI (Ay sonlarında En iyi Sebze Bahçesi yarışmaları) TEMA: YAZ RENKLERİ GÜNÜ
ÇOCUKLA R İÇİN İNŞA EDİL ÖZEL AÇIK/YAR MİŞ I AÇIK YÜZME H AVUZUMU ZDA KULAÇ VE SIRTÜSTÜ YÜZME DERSLER İ-I /II
ÜYES OLDU UMUZ KURUMLAR
H ABA S R HE ÇEDE BAH A, YOG ASTİĞİ İMN J H A SAB A: TEM Dİ E KOM Ü GÜN
HER SABAH BAHÇE RESTAURANTIMIZDA KAHVALTI TEMA: MÜZİK GÜNÜ
BAHÇEDE ALLI VE KUR SERBEST YUNLARI AO AÇIKHAV ĞUNUZUN ÇOCUKLU I OYUNLAR ÖREBE, ,K K E G SEK S KLAMBAÇ İSTOP, SA
KUM SANATLARITAKI DİZAYN, KRAFT BOYAMA, KUM KİL KARIŞIMLI HEYKELCİLİK, TEMA: ÇOCUK DİSKOTEK
YURTDIŞI EĞİTİM
?
Neden Amerika The Princeton Review Türkiye, eğitime gönül vermiş Rona ve Nuri Özgür'ün girişimleriyle 1996 yılında kurulmuştur. Kuruluşundan bu yana, öğrencilerini Amerikanʼnın en Nuri Özgür önde gelen lisans, yüksek lisans, yaz okulu, yaz kampı, sertifikat programı, lisan okulu gibi eğitim kurumlarına yerleştirdiklerini belirten Nuri Özgür yurtdışı eğitimi hakkında sorularımızı yanıtladı. Neden Amerika? Lise çağlarına gelen çocuklu ailelelerin en çok konuştuğu konulardan biri de muhakkak ki; evlatlarının lisans eğitimleri, seçecekleri meslekleri ve sonraki kariyerleridir. İşte bu nedenle, bilinçli aileler
72
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
lise yıllarının başından itibaren çocuklarına başarılı bir gelecek için neler yapmaları gerektiğini devamlı sorgularlar. Bir kısım veli de ülkemiz yerine, yurtdışı alternatifleri araştırmaya başlarlar. 4200 civarında üniversiteye sahip olan ABD dünyadaki eğitim pazarlarının açık ara en büyüğüdür. Dünyada 1.500.000 öğrenci kendi ülkeleri dışında eğitim almaktadır. Bu rakamın 700.000ʼi ABDʼlerinde okumaktadır. ABDʼlerinde eğitim alan öğrencilerin ülkelere göre dağılımı ise şöyledir: 1.Çin 127,628/ 2. Hindistan 104,897/ 3. Güney Kore 72,153/ 4. Kanada 28,145/ 5. Tayvan 26,685/ 6. Japonya 24,842/ 7. Sudi Arabistan 15,810/ 8. Meksika 13,450/ 9. Vietnam 13,112/ 10. Türkiye 12,397. Eğitim Sistemi hakkında bilgi verir misiniz? ABDʼlerindeki üniversitelerin üç temel bölümü vardır. Bunlar, mühendislik, iş-
letme, sanat ve fen bölümleridir. Sanat ve Fen Bölümlerinde çeşitli dallar bulunur. Matematik, fizik, kimya, bioloji, ekonomi, politika, uluslararsı ilişkiler, felsefe, psikoloji, sosyoloji, iletisim, bilgisayar yazılımı, sanat, edebiyat, tiyatro, müzik, din, tarih, yabancı lisanlar, v.s. Öğrenci birinci sınıfa başlarken örneğin ekonomi dalında uzmanlaşmak isteyebilir. Ancak ikinci sınafa başladığında ekonominin kendisi için uygun bir bölüm olmadığını farkedip tarih veya bioloji okumayı tercih edebilir. İkinci sınıfın sununa doğru uzmanlaşacak dala karar verilmesi gerekir. ABDʼlerinde hemen hemen tüm branşlar 4 yıl sürelidir. Ancak tıp dereceleri, 4 yıllık tıp öncesi eğitimden sonra 4 yıl daha tıp fakültelerinde okuduktan sonra alınır. Hukuk dereceleri ise 4 yıllık hukuk öncesi eğitimden sonra 3 yıl daha hukuk fakültelerinde okuduktan sonra alınır. Mimarlık ise genelde 5 yıllık bir eğitimdir.
Başvuru koşulları nelerdir? Ne zaman başvurmak gerekir? Lisans eğitimi için ABD üniversitelerinin kabul aşamasında öncelikle dikkat ettikleri kriterler şunlardır: a) Öğrencinin not ortalaması, b) TOEFL puanı, c) SAT I ve SAT II puanları d) Tavsiye mektupları, e) Okul içi ve okul dışında yaptığı etkinlikler, f) Öğrenciyi tanıtan, öne çıkaran kompozisyonlar. Ancak birinci kriterin en önemli olduğunu üzerine basarak belirtmek isterim. Tüm bu kriterlerin gerçekleşmesi için Lise II yılının ikinci döneminde gerekli hazırlıklara başlamak akılcı olacaktır. Başvurular genellikle lise son sınıfın Aralık veya Ocak ayı sonuna kadar yapılır. Başvuru tarihleri üniversiteden üniversiteye değişebildiğinden web sitelerinden takip etmek yararlı olacaktır. ABD üni-
versitelerine başvurular çok özel bilgi ve deneyim gerektirir. Ülkemizde bu konuda az sayıda uzman kişinin olduğunu söyleyebilirim. Robert Kolej, Koç Lisesi, Üsküdar Amerikan, Enka, Hisar Eğitim, İzmir Amerikan, Tarsus Amerikan gibi okulların yurtdışı eğitim danışmanları olduğu gibi; bu işi özel olarak yapan kurumlar da var. Onlardan biri de biziz. Princeton Review, çeşitli dallarda eğitim yapmak isteyen öğrencileri TOEFL, SAT I, SAT II gibi sınavlara hazırlayan dünyanın en önde gelen kuruluşlarından biridir. Ayrıca başvurularda danışmanlık isteyen öğrenciler olursa onlara bu hizmeti veriyoruz. Yurtdışında eğitime devam ederken çalışma olanağı var mı? F1 öğrenci vizesi ile eğitim almakta olan öğrenciler kanuni olarak sadece üniversite sınırları içinde, örneğin kütüphanede, çalışabilirler.
Üniversitelerin eğitim maliyetleri hakkında bilgi alabilir miyiz? Amerikaʼdaki özel üniversitelerin maliyetleri, her şey dahil olmak üzere 57-60 bin dolar arasındadır. Devlet üniversitelerinde ise 25 ile 50 bin dolar arasında maliyetler oluşmaktadır. Bazı başarılı ve çok köklü devlet üniversitelerinin eğitim maliyetleri özel üniversite rakamlarına yaklaşabilir. Örneğin University of Michigan, University of Virginia gibi. Bu toplam tutarları oluşturan maliyetler: eğitim, yemek ve yatak, sağlık sigortası, kitaplar, yılda iki adet uçak bileti, hatta tasarruflu davranılırsa, cep harçlığını bile içermektedir. Dünyanın son üç yıldır yaşadığı ekonomik kriz nedeniyle, burs olanakları oldukça zorlaşmıştır. Genellikle devlet üniversiteleri yabancı öğrencilere burs vermez. Yalnızca çok ilgilendiği öğrencileri kaçırmamak için 5 ile 10 bin dolar arasında sınırlı burslar verebilirler. Amerikaʼda burslar genellikle ihtiyaç bursudur. HAZİRAN-TEMMUZ 2011
73
YURTDIŞI EĞİTİM
?
Neden Amerika
İhtiyaç bursuna başvuru için form doldurulur. Ailenin varlığı, gelir durumu, kaç çocuğu olduğu, bu çocuklardan kaçının yurtdışında okuduğu belirtilir. Ancak burslar çok az ve sınırlıdır. ABD de okuyan 12500 Türk öğrencinin tahminen yüzde %10ʼu burslu olarak eğitimlerini sürdürmektedir. Bursların daha çok yüksek lisans öğrencilerine verilmektedir. ABD’de en çok tercih edilen üniversiteler hangileridir? En çok tercih edilen üniversiteler muhakkakki ABDʼlerinin en saygın üniversiteleridir. Ofisimize gelen ailelerin hemen hepsi ilk olarak “Acaba Harvard olur mu?” diye sorarlar. Benim de cevabım her zaman, “Olabilir, ülkemizden yılda bazen iki, bazen üç öğrenci alıyor. Umarım sizin çocuğunuza da bu piyango
74
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
çıkar” derim. Harvard, Princeton, Yale ve Stanford gibi kurumlar; öğrenci seçerken, onların farklı kişiliğe sahip olmalarına, çok farklı beceri, merak ve hobilerinin olmasına dikkat ederler. Velilerin en büyük arzuları çocuklarını Ivy League üniversitelerinde okutmaktır. Ivyʼnin kelime anlamı bildiğiniz üzere “Sarmaşık”. Yani öğrencilerin ve velilerin en büyük arzu, “Sarmaşık Ligi”ne ait olabilmektir. Bu üniversiteler, ABDʼnin en eski eğitim kurumları olarak kendi aralarında spor etkinlikleri ve çeşitli aktiviteler yapıyorlar. Kuruluş yıllarına göre Ivy League: Harvard (1636); Yale (1701); UPenn (1740); Princeton (1746); Columbia (1754); Brown (1764); Dartmouth (1769); Cornell (1853). Diğer çok saygın üniversiteler ise Stanford, MIT, Cal Tech, University of
Chicago, Northwestern, Emory, Washington University in Saint Louis, Vanderbilt, Rice, Uni. of Michigan, Uni. of Virginia, Georgetown, UC Berkeley, UCLA, NYU, Boston Uni. gibi... Her yıl, iki defa, US News World Report ayrıntılı bir rapor hazırlar ve bu üniversiteleri yeniden pekçok kritere göre değerlendirir. Örneğin en son sıralamada birinci sırada Harvard, ikinci sırada Princeton, üçüncü sırada ise Yale yer alıyor. 4200 üniversite içinde ilk elli hatta 100 üniversiteden birine kabul edilme iyi bir eğitim alınacağının önemli bir teminatı olur. Büyük şehirlerimizden ABDʼlerine gidecek öğrencilerin büyük şehirlerdeki üniversiteleri tercih etmeleri daha akılcı olur. Aslında öğrencilerin üniversiteleri tercih etmelerinden çok, üniversitelerin öğrencileri kabul etmeleri önceliklidir.
“Çocuklarımız için 130 kampüs gezdik”
ÖĞRENCİ GÖRÜŞLERİ
Nuri bey bize kendinizden ve ailenizden bahsedebilirmisiniz? 1951 İstanbul doğumluyum. İngiliz Erkek Lisesi’nde ortaokulu, Robert Kolej’de liseyi okudum. Boğaziçi Üniversitesi Makine Fakültesini 1974 yılında bitirdim. Daha sonra Amerika’ya giderek Endüstri Mühendisliği ve İş İdaresi dallarında iki master derecesi aldım. İ.Ü. İşletme Fakültesi’nde 1977-80 yılları arasında doktora çalışmalarımı tamamladım. 1982 yılında, El Örgü İpliği konusunda dünyada önemli bir yeri olan Ormo-Nako grubunda 24 yıl aralıksız Genel Koordinatörlük görevinde bulundum. Eşim Rona 1951 İstanbul doğumlu. Atatürk Kız Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi mezunu. Kendisi 1982 yılında İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde Pazarlama master derecesini tamamladı. İki yetişkin gurur kaynağımız var. Kızımız İren 1976 doğumlu, kendisi orta öğrenimini Üsküdar Amerikan Lisesinde, lisans derecesini Princeton Universitesinde, master derecesini Harvard Üniversitesinde, doktora çalışmalarını ise Oxford Üniversitesi’nde tamamladı. Halen Princeton Universitesinde Orta Doğu Araştırmaları Bölümünde Doktora sonrası çalışmalara ve kitap yazmaya devam etmektedir. Oğlumuz Eren 1977 doğumlu olup, lise tahsilini Robert Kolej’de, lisans eğitimini Princeton Üniversitesi’nde tamamladıktan sonra 1999-2006 yılları arasında 6.5 yıl süre ile New York JP Morgan da son 5 yıldır da ilk 1.5 yıl JP Morgan Londra sonraki 3.5 yıl ise Deutsche Bank Londra ofisinde Rona İren Nuri Eren yatırım bankacısı olarak çalışÖzgür Özgür Özgür Özgür maktadır. Yukarıda kısaca değindiğim gibi, 17 yıl önce kızımız İren ve 16 yıl önce oğlumuz Eren’i; ailecek yaptığımız çalışmalarımız ve çabalarımızla Amerika’nın en saygın üniversitelerinden biri olan Princeton Üniversitesi’ne yerleştirdik. Bu başarıyı sağlamadan önce, üç yaz boyunca Amerika’daki üniversiteleri inceledik ve 130 kampüsü ziyaret ettik, kabul dekanları (Dean of Admission) ile görüştük. Dolayısıyla, bu özel konuda oldukça yoğun bir bilgi birikimine sahip olduk. Yorucu ama zevkli ve heyecanlı bir serüvendi. Eşim ve ben, yukarıda bahsettiğim gibi önce evlatlarımız daha sonra ise dostlarımızın çocukları ile yurtdışı eğitim konusunda çalışmalarımızı sürdürdük. Gençlerle çalışmak, anne ve babaların hayatta en çok sevdikleri evlatlarının, sağlık sorunlarından sonra, ikinci sırada önemli olan eğitim sorunlarına yardımcı olabilmek, sorumluluk üstlenmek; eşim ve beni çok ama çok mutlu ediyor ve gururlandırıyor. Bizler her öğrenciyi kendi çocuğumuz gibi kabul edip öğrencilerimizi en iyi şekilde bu yolculuğa hazırlamaya gayret ediyoruz. 17 yıldır ekibimiz ile birlikte büyük bir zevk ile yaptığımız danışmanlık görevine sıhhatimiz elverdikçe devam etmek istiyoruz.
YİĞİT SATILMAZ
RİNA ONUR
AYŞE TÜKER
(PRINCETON UNIVERSITY)
(HARVARD UNIVERSITY)
(NORTHWESTERN UNIVERSITY)
Zorlu geçen lise hayatının son senesinde, yolum TPR'a düştü, ve geriye kalan birkaç ay içerisinde belki de hayatımın akışını tamamen değiştirecek olan insanlarla tanıştım. Nuri Abi, Rona Abla ve tüm TPR çalışanları, size teşekkürü bir borç biliyorum. Bana yalnızca SAT sınavlarında daha başarılı olmayı değil, kendime güvenmeyi, kapasitemi keşfetmeyi, ne olursa olsun yılmadan hedefim doğrultusunda ilerlemeyi, ve herşeyden önemlisi, amacıma inanmayı öğrettiniz. Bunu da, herkesten önce kendiniz bana inanarak başardınız.
Amerika'da öğrenim görmek isteyen öğrencilerin mutlak ziyaret etmeleri gereken bir yer Princeton Review. Çünkü Nuri Abi ve Rona Abla'yla bir kez konuştuktan sonra, kendinizi işini severek ve bilerek yapan insanların kollarına bırakmanın rahatlığını yaşayacaksınız. Burası sadece SAT ve TOEFL alanlarında Türkiye'de bulabileceğiniz en iyi kurum değil, aynı zamanda lise ve üniversite hayatınızı sizle birlikte adım adım planlayan bir dost yuvası! Teşekkürler TPR Turkey.
Nuri Ağabey ve Rona Abla benim için birer advisor'dan çok bir aile büyükleri gibiydiler. Gerek üniversite stresinden çok önce yaz okullarımı ayarlarken, gerekse o stresli başvuru döneminde ikisi de ayrı ayrı benden destek ve yakınlıklarını eksik etmeyip bugün olduğum yere gelmemi sağladılar. Princeton Review kursları, sunulan akıl almaz kolay çözüm teknikleri, öğretmenlerin sempatikliği ve yardımseverliği sayesinde hem eğlenceli hem de çok yararlı olmuştu.
The Princeton Review Türkiye Tel: (0212) 324 47 47 info@tprturkey.com - www.tprturkey.com HAZİRAN-TEMMUZ 2011
75
EĞİTİM
“Her öğrenci sınıfının biri n “Bir öğretmenin karşısındaki öğrenciyle empati kurabilmesi, onun karakterini ve duygularını okuyabilmesi ve buna göre kişisel bir yol haritası çıkarması çok önemlidir” diyen 18 yıllık eğitimci ve Mathouse kurucusu Bülent Namalan özel dersin olmazsa olmazlarını Bahçeşehirlilerle paylaştı...
Ekip arkadaşlarının tamamının Boğaziçi Üniversitesi mezunu ve çift diplomaya sahip olduğunu söyleyen Bülent Namalan, “Bizler başarının her aşamasını bizzat tatmış ve nerelerden geçtiğini çok iyi bilen bir kadroyuz” diyor.
76
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
Neden hayata dair eğitim diyorsunuz? Bir insanın en çok hafızasında kalan anıları genelde ilköğretimle başlayıp lise ile son bulan eğitim süreci arasındadır. Bu geniş evreyi sadece lise ve üniversite sınavlarına hazırlığa sığdırmak bir öğrenciye yapılacak en büyük haksızlık olarak düşünüyorum. Bu nedenle eğitimin her aşamasının çok önemli olduğuna inanıyorum. Açıkçası 9. Sınıfa giden bir öğrenci ile lise son sınıfa giden bir öğrenci arasında eğitim önceliği ve önemi açısından hiçbir fark yoktur. Size göre model olabilecek bir eğitim nasıl olmalıdır? Eğitime ve öğrenciye katkılarınızın neler olduğunu düşünüyorsunuz? Her öğrencimizin açığa çıkartılması gereken bir potansiyeli olduğuna inanıyor ve bu anlayışla çalışıyoruz. Gerekli zaman ve ilgi sağlandığı takdirde başarı duygusunun tadılması ve öğrencilerin özgüvenlerinin arttırılması mümkündür. Biz de, birebir derslerimizle ve dakika kısıtlaması olmaksızın öğrencilerimizin ihtiyaç duyduğu ilgi ve desteği sağlıyoruz. Ayrıca önce öğretmen desteği ile çözülen ve anlatılan sorulardan sonra; bireysel performansı ve aktif katılımı sağlayan soru çözümleri ile öğrencilerimizin o konuyu kusursuz öğrenmeleri için çalışmaktayız. Bunların dışında, bir öğretmenin karşısındaki öğrenciyle empati kurabilmesi, onun karakterini ve duygularını okuyabilmesi ve buna göre kişisel bir yol haritası çıkarması çok önemlidir. Başarı için çıkılan ir yolda öğretmen ve öğrenci; saygı, sevgi ve empatiye dayanan bir yol arkadaşlığına ihtiyaç duyacaklardır, biz de bunu sağladığımıza inanıyoruz. Peki, bu empati ve yol arkadaşlığını nasıl sağlıyorsunuz? Zirveye tırmanacak bir dağcıya en büyük destek daha önce o zirveye tırmanmış ve başarılı olmuş dağcılardan gelebilir. Bu nedenle;
i ncisidir” ekibimi lise yıllarında da çok çalışmış ve üniversite sınavlarında iyi bir performans gösterip, bölümlerini derece ile kazanmış arkadaşlardan oluşturdum. Ekip arkadaşlarımın tamamı Boğaziçi Üniversitesi mezunu olup, çift diplomaya sahiptir. Bizler başarının her aşamasını bizzat tatmış ve nerelerden geçtiğini çok iyi bilen bir kadroyuz ve bu kadro öğrencilerimizin başarı duygusunu yaşamaları için nelere ihtiyaç duyduklarını ve motivasyonlarını nelerin etkilediğini çok iyi biliyoruz ve onlara bu zorlu süreçlerinde destek olabilmek adına yoğun mesai harcıyoruz. Şu andaki öğrencilerinizin başarısı hakkında neler söyleyebilirsiniz? “Benim her öğrencim sınıfının birincisidir” eğitim anlayışına sahibim. Şu anda ders verdiğim öğrencilerden 78 zayıfı olan bir öğrencimin dahi matematik notu sınıfında ilk üçte yer alıyor. Demek istiyorum ki, ilk notunuz ne olursa olsun, bizimle tanıştıktan sonra motivasyonunuz değişecek eğitim anlayışınız farklılaşacak ve kendinizi çok değerli hissedeceksiniz. Ders geçme garantisi vermenin böyle bir anlayış olduğuna inanıyorum. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Yıldız Teknik Üniversitesinden mezun olduktan sonra 1993 yılında dershaneciliğin merkez isimlerinden birinde göreve başladım. Mesleğimi çok sevdiğim için kısa sürede yükselerek geometri bölüm başkanı oldum. 1996 yılında yine önemli bir dershanenin proje sınıfları koordinatörlüğü ve genel müdür yardımcılığı yaptım. 1999 yılında ilk dershanemi kurdum. 2001 yılında üniversiteye hazırlık CDʼleri çıkardım ve bütün Türkiyeʼden çok olumlu dönütler aldım. Ardından ulusal bir radyo beni arayarak orada program yapmamı önerdi ve yaklaşık 5 yıl radyodan eğitimle ilgili söyleşilerde bulundum. 2006 yılında kendi yayınevimi kurdum. Kitaplarımı çıkardım ve önemli okullarda bu kitaplar öğretmen arkadaşlar tarafından tavsiye edildi. Etiler ve Bağdat Caddesinde butik dershanecilik yaptım. 2008ʼden sonra da Bahçeşehirʼe taşındım. Bütün mesleki tecrübelerimizle artık Bahçeşehir halkına hizmet veriyorum.
Hayata dair eğitim İlköğretimden liseye, Liseden üniversiteye… …başlarken, ben ve ailem okula gidiyoruz. Öğretmenimi çok seviyorum. İlk okuduğum cümleler ve el yazım, İlk toplama ve çıkarma işlemlerim, Okula gitmek için can atıyorum.
4.5. Sınıf Fen bilgisi çok zevkli Ama matematik biraz zor geliyor Yeni bir dil öğrenmeye çalışıyorum Yeni yeni test kitaplarıyla tanışıyorum
6.7.8. Sınıf Ailem bana iyi bir lise kazanmalısın diyor, Sorumluluklarımın arttığını düşünüyorum Bu da ben de kaygı uyandırıyor Acaba kazanamazsam ailem beni eskisi gibi sevmeyecek mi?
9.10.11.12. Sınıf Lise dersleri ilköğretimden çok farklı Dersi derste öğrenemiyorum Bir de ergenlik sorunlarım var Üniversite sınavlarım da yaklaşıyor Acaba hangi mesleği seçsem; Soru ve sorunlarınızda sizinleyiz. “Sizi gülerken görmek bizi çok mutlu ediyor” like your home
MATHOUSE Education Office
0533 541 55 55
EĞİTİM
EĞİTİM ÜZERİNE DÜŞÜNCELER - 16
Sınav kaygısının üstesinden gelmek Bu yazımda özellikle önümüzdeki SBS ve LYS sınavlarına girecek öğrencilerin çoğunun deneyimleyeceği, ancak yıl boyunca da girdiği tüm sınavlarda öğrenciye kafasını tamamen boşalmış gibi hissettiren, kalp çarpıntısına neden olan, başını veya midesini ağrıtan, onun soğuk soğuk terlemesine, ellerinin titremesine, sorulara konsantre olmasına engel olan sınav kaygısından söz etmek istiyorum. Unutulmamalıdır ki öğrencilerin çoğu, bir sınav öncesinde ya da esnasında belli bir düzeyde kaygıya sahiptirler. Bu kaygı ancak sınav performansını olumsuz etkilediği zaman sorun olarak düşünülebilir. Öğrencilere, sınav kaygısının üstesinden gelebilmede onlara yardımcı olabilecek hem sınav öncesi (uzun ve kısa vadeli) ve hem de sınav
esnasında kullanabilecekleri bazı tekniklerden söz etmek ve onların bunları uygulamalarına yardımcı olmak, bu sorunun çözümünde yararlı olacaktır. Adım 1: Genel HazırlıkKendine Güvenmek Bireysel durumunuzu, becerilerinizi ve yeteneklerinizi gözden geçiriniz. Bunlar bütün yılı kapsayan hazırlıklardır. Bu konuda kılavuzlanmanıza; bir akademik danışman, tercihan bir rehberlik uzmanı (okulunuzdaki ya da dershanenizdeki) size bu konuda yardımcı olabilir. Başlıklar halinde bu genel hazırlık alanları: İyi çalışma alışkanlıkları ve teknikleri geliştirmek, Zamanı iyi yönetebilmek (oyalanmak, tembellik ve dikkatin kolay dağılması gibi
. YARD. DOÇ. DR AN İN NİLGÜN ULUSERVAKFI
ME İTÜ GELİŞTİR MÜDÜRÜ EL N GE RI LA OKUL
kötü alışkanlıkların önüne geçebilmek), Çalışılacak ve öğrenilecek materyali organize etmek (dersler-konular içinde boğulmamak için adım adım yürünebilecek bir strateji geliştirmek), Sınıf geçme, mezuniyet vb. durumlarda başarı ya da başarısızlığı konu alan; akrandan, aileden ya da tanıdıklardan gelen karşılaştırma tabanlı dış baskılara karşı koyabilmek, Yaşantılardan öğrenmek ve kendisini geliştirmek için sınavlardaki performansı iyi analiz etmek, Adım 2: Sınavın Hemen Öncesindeki Hazırlık Sınavı, üstesinden kolaylıkla gelebileceğiniz bir kendine güven tavrıyla karşılayınız. Başarıyı kişiselleştirebileceğiniz
İLKÖĞRETİM 6, 7, 8. SINIF, LİSE VE ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ İLE YETİŞKİNLERE, ANKARA ÜNİVERSİTESİ İNGİLİZ DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ İLE HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ İNGİLİZCE ÖĞRETMENLİĞİ BÖLÜMÜ MEZUNU CELTA (CERTIFICATE IN ENGLISH LANGUAGE TEACHING TO ADULTS, UNIVERSITY OF CAMBRIDGE) SERTİFİKASINA SAHİP
TECRÜBELİ İNGİLİZCE ÖĞRETMENİNDEN
HER SEVİYEYE VE GRUPLARA, İNGİLİZCE DERSİ VERİLİR
(532)
483 26 70
BERNA ÖZERDEM
EĞİTİM “Eğer kendinizi sınav esnasında panikliyor ya da kaygılanıyor hissederseniz; Rahatlayınız, kontrol sizde. Yavaş ve derin nefes alınız. Kaygınızı, korkunuzu düşünmeyiniz. Durup bir sonraki adımı düşününüz, konuyu daha derinlemesine gözden geçirmeyi tercih ediniz.”
ALMANCA Tecrübeli emekli hanımdan Almanca öğrenebilir veya ilerletebilirsiniz. İkinci lisanı Almanca olan, çocuk gelişiminde yurtdışı tecrübeli emekli hanım, belli günlerde çocuğunuzla ilgilenir.
Tel: 0536 947 01 03 M. GÖHL Bahçeşehir Gül 10 D-5
ne kadar stratejiniz varsa, hepsini kullanınız: görselleştirme, mantık, kendinizle sesli konuşma, alıştırma yapma, grupla çalışma, not alma vb. Konuları iyice çalışınız ve sınav için kullanacağınız bir kontrol listesi oluşturunuz. Sınavdan önce yapmanız gereken şeyler için (erken kalkma, duş alma, malzemeleri hazırlama vb.) bolca zaman ayırınız. Sınav yerine erken gidiniz. Sınavdan hemen önce, hala çalışmanız gereken yerler olduğunu ya da yeterince çalışamadığınızı düşünmekten kaçınınız. Sınavdan önce yeteri kadar hazırlanamadığını söyleyebilecek ya da olumsuzluk yansıtabilecek arkadaşlarınızla konuşmaktan kaçınınız. Kaygının bir “alışkanlık” olabileceğini göz önünde tutunuz. Bu kaygının başarmaya yardımcı bir araç olarak kullanılabilmesi için pratik yapmak gerekir. Sınavı, ne kadar çok çalıştığınızı gösterebileceğiniz bir fırsat olarak değerlendiriniz ve alacağınız notu ya da puanı çalışmalarınızın bir ödülü olarak göstereceğinizi düşününüz. Bedensel egzersizin beyni keskinleştirdiği söylenir, denemekte fayda vardır. Kısa doğa yürüyüşleri, piknikte oynanan sportif oyunlar, balık tutma vb. rahatlatıcı ve gevşetici egzersizler hem psikolojik hem de bedensel yönden yararlı olacaktır. Sınavdan önceki gece iyi bir uyku uyuyunuz. Sınava aç karnına gitmeyiniz. Ağır bir kahvaltı yerine, taze meyveler ve sebzeler stresi azaltmak için tavsiye edilir. Stresi artırıcı yiyecekler ise; işlenmiş yiyecekler, yapay tatlandırıcılı yiyecekler, gazlı içecekler, çikolata, yumurta, kırmızı et, şeker, beyaz un ürünleri, patates cipsleri ve benzeri paketli ürünler, koruyuculu ve ağır baharatlı yiyeceklerdir, uzak durunuz. Adım 3: Sınav Esnasında Yapılacaklar Yönergeleri dikkatle okuyunuz. Sınav süresini nasıl kullanacağınızı baştan kararlaştırınız. Gevşemenize yardım edecek şe-
kilde, zaman zaman pozisyon değiştiriniz. Eğer beyniniz boşalmış gibi hissederseniz, soruyu atlayınız ve devam ediniz. Paniklemeyiniz. Panik sizin stresinizin en önemli besleyicisidir. Eğer kendinizi sınav esnasında panikliyor ya da kaygılanıyor hissederseniz; - Rahatlayınız, kontrol sizde.. Yavaş ve derin nefes alınız. - Kaygınızı, korkunuzu düşünmeyiniz. Durup bir sonraki adımı düşününüz, konuyu daha derinlemesine gözden geçirmeyi tercih ediniz. - Kendiniz için olumlu pekiştirme yapınız. Yani, şu ana kadar elinizden gelenin en iyisini yaptığınızı, şu anda da onu yapıyor olduğunuzu hatırlayınız. - Birazcık kaygının normal olduğunu, hatta bu kaygının size daha fazla enerji sağlayacağı için istenen bir şey olduğunu biliniz. Yalnızca bunu kontrol edilebilir düzeyde tutmak önemlidir. Adım 4: Sınav Sonrasında Yapılacaklar Sınav sonrasında, akademik anlamdaki sınav performansınızı değerlendirdikten sonra, hayattaki diğer sınavlar için şunları yapmayı unutmayınız: Yukarıdaki stratejileri ne kadar kullandığınızı gözden geçiriniz. Sizin için işe yarayanları not ediniz. Yaptığınızın ne kadar küçük olduğunun önemi yok. Başarınıza yardımcı oluyorlarsa, küçük ya da büyük görevlerini yerine getiriyorlar demektir ve bunun için değerlidirler. İşe yaramayanların yerine nelerin konulabileceğini, bir akademik danışmanla ya da rehber öğretmeninizle konuşunuz. Sınav kaygısının üstesinden gelme yolunda önemli mesafeler kat ettiğiniz için kendinizi kutlayınız. Girdiğiniz tüm sınavlarda başarılar sizin olsun sevgili öğrenciler. KAYNAKLAR: Overcoming test anxiety, http://www.studygs.net/tstprp8.htm Test Anxiety, Counseling Services, University at Buffalo, State University of New York. http://ub-counseling.buffalo.edu/stresstestanxiety.shtml
SAĞLIK
Çevre kirliliğinin insan sağlığına etkileri
Dr. Süha Alzafer
KIRKÖY ACIBADEM BA ĞÜS GÖ İ ES AN ST HA RI UZMANI HASTALIKLA
“Çevre sadece bizim değil gelecekte çocuklarımızın, torunlarımızın da sağlığını etkileyecek bir ortamdır. Sağlıklı bir toplum için olmazsa olmaz şartlardan biri çevre sağlığıdır.” Her türlü madde ya da enerjinin, doğal birikimin çok üstündeki miktarda çevreye katılmasına çevre kirliliği denir. Çevre, üzerinde yaşadığımız toprak, içtiğimiz su ve soluduğumuz havadan oluşan bir ortamdır. Çevre kirliliği; hava kirliliği, su kirliliği ve toprak kirliliği şeklinde 3 başlık altında incelenebilir. Hava kirliliği, en önemli çevre kirliliği sorunudur. Dünya nüfusu arttıkça, enerji kullanımı artmakta, bu durum da beraberinde hava kirliliğini getirmektedir. Hava kirliliği sadece insan sağlığını etkilemekle kalmayıp, doğada yaşayan diğer canlıları da olumsuz etkilemekte ve bu da ekolojik dengeyi bozmaktadır. Bozulan ekolojik denge de insan sağlığını endirekt olarak etkilemektedir. Hava kirliliğine yol açan faktörlerin başında petrol ürünleri ve endüstriyel kirleticiler gelmektedir. Şehirleşme arttıkça, havayı kirleten maddeler de artmaktadır. Atmosfere kirletici kaynaklardan yayılan kirleticiler; kükürt dioksit, azot oksitler, karbonmonoksit ve hidrokarbonlardır. Katı yakıtlar ve akaryakıtlar gibi karbonlu maddelerin tam yanmamasından oluşan duman, hava kirliliğinin bir türüdür. Atmosferde yüksek miktarda zararlı maddelerin solunması öncelikle solunum yollarında olumsuz etkiler ortaya çıkartır. Bu tür kirleticilere uzun yıllar maruz kalınınca kronik bronşit, akciğer kanseri gibi hastalıklar ortaya çıkar. Astımlı hastaların hastalıkları kötüleşir. Ayrıca burun ve boğaz hastalıkları da ortaya çıkabilir. Su kirliliği genellikle fabrikaların endüstriyel atıklarıyla oluşur. Fabrikalar, atıklarını usulüne uygun olarak arıtmadıkları zaman su kirliliği
82
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
ortaya çıkmaktadır. Hayatımızı sürdürebilmemiz için en temel ihtiyaçlarımızdan olan su, kirlendiği zaman fayda yerine zarar verebilmektedir. Örneğin; suyun civa ile kirlenmesi sonucunda felç, şuur bulanıklığı, körlük ve hatta ölüm bile görülebilmektedir. Şehirlerdeki kanalizasyon sistemleri de sularımızı kirletebilmekte, bu durumda bir takım barsak enfeksiyonlarına yol açabilmektedir. Su kirliliği ayrıca sudaki ekolojik dengeyi bozmakta, bu da sağlımızı olumsuz etkilemektedir. Toprak kirliliği ise; toprağın, zararlı organik ve inorganik maddelerle bulaşması sonucu ortaya çıkar. Tarımsal verimi arttırmak için kullanılan maddeler, önemli kirleticilerden biridir. Toprağı kirleten faktörlerden biri de gübredir. Hayvansal atıklar da toprağı kirletir. Bazı kaynaklar, çevre kirliliği başlığı altında gürültü ve ışık kirliliğini de zikrederler.Gürültü kirliliğinin hem ruh sağlığını hem de kulak sağlığını olumsuz etkiler.Işık kirliliği de göz sağlımıza zarar verir. Sonuç olarak; çevre sadece bizim değil gelecekte çocuklarımızın, torunlarımızın da sağlığını etkileyecek bir ortamdır. Sağlıklı bir toplum için olmazsa olmaz şartlardan biri çevre sağlığıdır. Çevre kirliliği konusunda devlet üzerine düşeni yapmalı, ancak bireyler de gelecek kuşakları düşünerek gereken hassasiyeti göstermelidir.
ÇOCUK SAĞLIK
Yaz ishallerine DİKKAT Günde 3-4 kezden fazla sayıda sulu dışkılama ishal olarak kabul edilir.
Yaz mevsiminin başlaması nedeniyle bu mevsimin kendine özgü bazı hastalıkları da görülmeye başladı. Özellikle aşırı sıvı kaybı ile devam eden ve çocuklarda büyük problemlere neden olan ishal vakaları, sıcak yaz günlerinin en çok dikkat edilmesi gereken hastalıklarındandır. Havaların ısınmasıyla birlikte dış ortama açılan çocuklarımızı oyun alanlarında yüzme havuzlarında, denizlerde ve açıkta satılan yiyecek ve içeceklerden geçebilen birçok riskler beklemektedir. Buralardan alabilecekleri bazı
SÜNNET Binlerce yıldır, birçok toplumda dini ya da geleneksel olarak yapılmakta olan sünnet insan sağlığı açısından çok önem arz etmektedir. Bir çok bulaşıcı venerial hastalıklar sünnet sayesinde önlenebilmektedir. Özellikle bebeklerde ve küçük çocuklarda doğumsal nedenlerden kaynaklanan sorunların fazla bekletilmeden, sünnet edilerek giderilmesi gerekmektedir. Çocuklarınızın da bu açıdan bir problemi var mı, yok mu diye mutlaka doktorunuza danışın. SÜNNET KAMPANYAMIZ BAŞLAMIŞTIR. LÜTFEN RANDEVU ALINIZ.
84
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
virüs, bakteri ve basiller onların birçok hastalıklara yakalanmasına neden olabilmektedir. Özellikle kusma ve ishalle kendini belli eden Akut Gastro Enteritler onların çok büyük sorunlar yaşamasına neden olabilmektedir. Büyük çoğunluğu gelişmekte olan ülkelerde olmak üzere dünyada her yıl ishalden 4-5 milyon çocuğun yaşamını kaybettiğini Dünya Sağlık Örgütü istatistiklerinden bilmekteyiz. Ülkemizde her yıl onlarca çocuk ishal vakalarından kaybedilmektedir. Akut ishal en sık 0-5 yaş grubunda rastlanan ve özellikle ilk 2 yaştaki ölüm nedenlerinin başında gelen bir hastalıktır. Günde 3-4 kezdan fazla sayıda sulu dışkılama ishal olarak kabul edilir. Yalnız küçük çocuklarda sık dışkılama kıvamı bozuk değilse ishal sayılmaz. Bu geçiş dönemi kakası dediğimiz tanımlama ile uyumludur. Dışkının miktarı esas alınarak, ishal tanımı daha objektif kriterlere dayandırılabilir. Günlük dışkı miktarının süt çocuğunda 10/kg/gün, daha büyük çocukta ise 200/kg/gün üzerine çıkması ishal kabul edilir. Yeni doğan süt çocuklarında ileri yaşlara oranla ishal daha kolay oluşur ve daha ağır bir gidiş gösterir. Bu durum ishal yapabilen patojen organizmalara henüz bağışıklık kazanmamış olmaları ile açıklanır. Akut ishal yapan virüsler içinde Rotavirüsler ön sırada yer alır. Paraziter enfestasyonlar daha çok sabakut ve kronik ishale yol açmaktadır. Giardia Lamblia küçük çocuklarda akut ishale yol açan en yaygın parazittir.
BAŞ Dr. TAHSİN AK Çocuk Hekimi
Bakteriyel ajanlar içinde süt çocuklarının ishallerinde Enterotoksijenik E. Coli Campylobacter jejuni ve şigella sık rastlanan mikroorganizmalardır. Vibrio Cholera ilk 2 yaşta nadir olmakla birlikte her yaşta ishale neden olmaktadır. Yaz aylarında en çok E.Coli, şigela (ince bağırsak formu, kalın bağırsak formu) vibrio cholera ve solmonella enfeksiyonlarına rastlanmaktadır. Akut ishalde Klinik bulgular etiyolojiye, bağırsak tutulmasının Lokolizosyonuna ishalin ağırlık derecesine ve süresine göre değişik olur. Laboratuvar bulguları tedavide en önemli yardımcı faktörlerdendir. Tedavi de genelde laboratuvar bulgularına göre düzenlenir. İlk önce yapılacak olan hastanın kaybettiği su ve tuz kaybının oral sıvı tedavisi ile karşılanması ve beslenmenin başlatılması olarak özetlenebilir. Ancak laboratuvar bulgularının sonuçları ilaç kullanmayı gerektiriyorsa en uygun ilaç ile tedavi devam ettirilir. Hafif ishalde orta şiddette ve ağır ishalde tedavi protokolleri farklı olarak devam ettirilir. Sağlıcakla kalınız.
Dr. TAHSİN AKBAŞ
Defne 01 B-7 Blok D:1 Akbank-Mavi Çarşı karşısı 0212 669 23 18 0532 342 94 42 TÜM ÖZEL SAĞLIK SİGORTALARI İLE ANLAŞMASI VARDIR Dr. Tahsin AKBAŞ’ın muayenehanesinde 0-12 ay arası bebeklerinizin aylık periyodik büyüme, gelişme takipleri yapılıyor. Ayrıca ithal aşılarla aşı takibi ve uygulaması da yapılıyor.
GÜZELLİK SALONU Altın maske? Zamanında kleopatranın güzelliği için kullanılan altın son dönemde hollywood dünyasında maske olarak kullanılıyor. Altın maskenin yararları (kırışıklıkları giderir, siyah noktaları Altın temizler, sivilce ve benzeri izleri yok Maske: eder, cilde parlaklık verir cilttek, ölü 5’li paketi hücreleri canlandırır) saymakla bitmez. 1.250 TL yerine Haftalık uygulanır en az 4 yada 5 kez uygulamak gerekir. 1000 TL Normal seans ücreti 250 tl dir.
Pembe maske? Piyasada ve internette satılan hazır maskeler orjinal ve profosyonel pembe maske değildir. Pembe maske içeriğinde bio moleküller mevcuttur, hamur şeklinde yüz ve boyuna uygulanır. Pembe Ciltteki problemlere göre göre sean Maske: sayısı değişebilir. En az 5 seans 5’li paketi uygulamak gerekir. Normal seans ücreti 200 tl dir. 1.000 TL yerine
800 TL
KAVİTASYON Kavitasyonla zayıflama eximia uygulamasının gücü bilimsel araştırmalara dayanmaktadır. Endolift patentli ultraporasyon teknolojisi bir araya gelerek vücuttaki selülit ve yağ birikimi gibi en inatçı ve sorunlu problemlerle savaşırlar... Hızlı sonuç mükemmel birleşim.
Kavitasyon kampanya paketimiz (15 seans kavitasyon, 15 seans lenf drenaj masajı, 6 seans pasif jimlastik) kısa bir süre için 1.000 Tl.
Merkezimizde haftada bir gün plastik cerrah ve akupunktur uzmanı görüşmeleri vardır.
Tasarımcılar İş Merkezi 1115 Sok. Kat 1 No: 10 Esenyurt/İstanbul Tel: 620 64 54 Gsm: 0535 086 38 03
SAĞLIK
Hipnoz ile daha rahat bir doğum Özel Avcılar Hospital, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Tülay EGELİ Doğumda Hipnoz Tekniği ile anne adaylarını nasıl rahatlattığını anlattı. HİPNOZ NEDİR Hipnoz en basit tanımıyla bir telkinin kabul edilme halidir. Hipnoz hayatımızın içindedir. Çocukluğumuzdan beri bir şekilde toplumun ( aile, çevre, okul yaşantısı) bize, dayattığı telkinleri kabullendik ve bu telkinleri kendimiz ve dünya hakkında inançlara dönüştürerek, bir program halinde işletmeye başladık. Kimliğimizi ve kişiliğimizi belirleyen bu işleyiş tamamen bilincimizin dışında oluştu, çünkü bilincimiz de, bu süreçte oluştu. Hipnoz hangi konu üzerinde çalışıyorsak o konuda verilen telkinin kabul edilmesi anlamına gelir. Bir davranışı tanımlayan hipnozla, bir zihinsel durumu tanımlayan transı birbirinden ayırmamız da fayda var. Hipnotik trans durumu zihni telkine açık duruma getirmek için oluşturmaya çalıştığımız zihinsel durumdur, hipnoz değildir. Telkin kabul edilip otomatik davranışa dönüştüyse hipnozdur. Yani kişinin gerçekten hipnoz olup olmadığını, geriye dönüp baktığımız zaman anlayabiliriz. Kişi verilen telkine göre bir değişim yaşadıysa işte o zaman buna hipnoz diyoruz.Bu değişim gerçekleşmediyse, sadece hipnotik trans durumu yaratmıştır. Hipnoz çok çeşitli konularda kullanılmakta ve çok faydalı sonuçlar alınmaktadır. Öğrenme, performans, motivasyon, eğitim, sınav kaygısı, fobiler, alışkanlıklarla mücadele, kilo, sigara v.s, doğumda, vaginusmus gibi birçok konuda kullanılmaktadır. Ben branşım gereği anne adaylarının normal doğuma hazırlanmasında ve vaginusmus (cinsel ilişkiye girememe) hastalarımda uyguluyorum. HİPNOZ VE NORMAL DOĞUM Normal doğum normal olması gereken fizyolojik bir doğum şeklidir. İlkel kabilelerde doğum yapan kadınlar son derece rahat ve doğal bir doğum yaparlar çünkü hiç bir ön yargıları yoktur. Tanrı kadına doğum yapmanın fiziksel yeteneğini vermiştir. Doğum doğal bir iş-
lemdir. Ama zamanla zor doğumların yarattığı korku kadınların zihninde doğumun zor ve ağrılı olduğu hipnozunu yaratmıştır. Çocukluktan itibaren doğumla ilgili dehşet hikayeleri dinlerler genellikle kız çocukları bunları dinler. Filmler, TV dizileri, reklamlar bağırarak doğum yapan insanları gösterir. Kız çocuğu büyüdükçe doğumla ilgili duyduğu her sözde, gözlemlediği her olayda bilinçaltında daha önceki normal doğumla ilgili olumsuz inancını güçlendirir. “Hayatta yaşayacağınız en kötü şey doğumdur” bilgisi pekişir. Özetle bir kadın hamile kalana kadar doğumla ilgili olacak negatif programlanır, hipnotize edilir. Doğum ağrısı, doğum sancısı, anne adaylarının 9 ay boyunca duyacağı kelime tamlamalarıdır. 9 ay bitince ilk kasılma geldiğinde panik başlar. Dayanacağım der ama dayanamaz. İrade uçar gider, kaygılardan, korkulardan dolayı tüm negatif beklentiler ger-
çekleşmeye başlar. Doğum ilerledikçe yumuşak ve gevşek doğum kanalı kasılacağı en son kasılmaya kadar kasılır. Bilinçaltı ve tüm bedeni gergin hale gelir. Onu hiçbir güç aşamaz. Kadın ağrı hissettikçe tüm kasları kasılır. Doğum kanalı da kasılır, daha fazla kasıldıkça bu engeli yenmek için uterus (rahim) kası daha fazla güç harcar bu da kadının daha fazla ağrı hissetmesine neden olur. Kısır döngü kurulmuştur. Burada esas ağrıya neden olan bebeğin başının, kaygılarla,
Özel Avcılar Hospital Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Tülay EGELİ
korkularla daralan doğum kanalını zorlamasıdır. Ön görüşmede tüm bu bilgiler anne adaylarına aktarılmalıdır. Tüm bu yanlış programlanmaların hipnotik çalışmalarla ortadan kaldıracağımızı da anlatırız. Her şeyden önce hipnotik trans tüm kaslarda gevşeme sağlar, doğum kanalı açılır. Hipnotik ortamda doğum kanalı gevşek olduğundan çok hafif kasılmalarla bile bebek kolaylıkla ilerler, doğum süresi kısalır, hızlı açılma olur. Normal doğumda ağrı ve endişeyi azaltmak ve ortadan kaldırmak için hipnoz uygulaması Amerikan Tıp Derneği tarafından kabul edilmiş tıbbi bir yöntemdir. Hipnozla doğum keyifli bir yolculuktur. Normal doğum için hipnoz ideal bir ortam sağlar. Hele önceden hipnoz ile normal doğuma hazırlanmak doğumun rahatlığını kat kat arttırır. Hipnoz ile normal doğum öncesi dönemlerde öncelikle bilinçaltındaki yanlış koşullanmalar ortadan kaldırılır. Yerine doğru bilgiyi yerleştiririz. Yine gözleri açık konuşarak, ama hiç ağrı hissetmeyecek bir ortam oluşturma, otohipnoz yöntemlerini öğretmek mümkündür. Hipnozun kendisi doğal olarak ağrısız yani anestezik bir ortam oluşturur. Hipnoz huzur demektir. Hipnoza girmiş bir kişinin tüm beden kasları son derece gerçek ve hareketsiz bir hal alır. Bu gevşeklikle normal doğum kanalını son derece rahat ve esnek hale sokar. Oldukça hafif kasılmalar bebeğin doğum kanalında ilerlemesini sağlar. Bebek kendiliğinden kolaylıkla doğar.
SGK ve Özel Sigorta Kurumları ile anlaşmamız vardır.
sizidinliyoruz@avcilarhospital.com - 444 2 999 86
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
Güzellik / Cilt Bakımı Epilasyon / Zayıflama El&Ayak Bamımı / Solaryum Protez Tırnak / Saç Birimi
www.kubratoksoy.com
NUR ESİ:
0537 838 20 00
İlk dövmenizde Atatürk imzası size veya arkadaşınıza hediye...
Süleyman Demirel Cd. Sun flower AVM. Kat 1 No:32 Esenkent / 0212 672 89 85
GEZİ
HUZURUN KIYISINDA Dört mevsim boyunca ziyaret edilebilecek, şehrin rutininden ve trafiğinden kaçmak için nefes alabileceğiniz yemyeşil ve iki dere arasındaki Ağva’da huzurlu bir hafta sonune ne dersiniz? Geçtiğimiz hafta şehrin bunaltıcı sıcağından sıkılıp kendimi nereye atsam diye düşünürken hem güzel bir kahvaltı yapıp hem de orman yürüyüşüyle serinleyebileceğim Ağva geldi aklıma. İstanbulʼun yanıbaşındaki Karadenizʼe komşu kıyı kasabasına yaklaşık 110 km yaparak 1,5 saatte ulaştım. Tem üzerinden gidecekseniz SarıgaziŞile yönüne sapıyorsunuz, Şileʼden sonra doğuya Ağva yönüne devam edince Çayırbaşıʼna gelip ikiye ayrılan yoldaki sahil yolunu tercih edip Kabakoz, Akçakese, İmrenli, Karacaköy, Bozgoca,
Şuayipli, Kurfallı üzerinden varabiliyorsunuz. Çayırbaşıʼndan Teke Köyüʼne giden yolu takip ettiğinizde Teke, Gökmaslı ve İsaköy tabelalarının devamında Ağvaʼya geliyorsunuz. Her iki güzergahta da mola verilip oksijenden sarhoş olunabilir. Ağva latincede ʻsuʼ (aqua) veya ʻiki dere arasındaki köyʼ anlamına geliyor. İzmitʼin Çal Tepesiʼnden doğup gelen Yeşilçay ve Göksu derelerinin buluşma noktası olan zümrüt yeşili nehre sahip kasaba gerek kahvaltı edip hamakta sallanmak gerekse mangal yapıp armut yastıklarda tembellik yapmak isteyenler için biçilmiş kaftan. İlk durağım bu sezon mi-
safirlerine merhaba diyen Wineport Lodge oluyor. 350 m2 iskeleye sahip tesiste bir yandan güneşin yavaş yavaş yükselişiyle ısınıyor bir yandan da leziz kahvaltı eşliğinde sabah çayımı yudumluyorum. Özellikle otelin kendi odun fırınında pişen ekmeklerine ve böreklerine bayıldığımı belirtmeliyim. Dinlencenin en yakın adresi Otelin bahçesindeki Şile Feneriʼnin minyatürü hoş bir hava vermiş, fenere çıkıp açık seyir terasından alabildiğine zümrüte çalmış nehri doyasıya izleyebiliyorsunuz. Fenerin terasından panoramik bir fotoğraf aldıktan sonra nehir kenarındaki yastıklarda kedi gibi gerinip biraz gazete karıştırıyorum. Güneş yavaş yavaş yükselip kendini gösterirken nehir bisikletine atlayıp sabah kahvaltısında kaçırdığım kalorileri yakmaya koyuluyorum. Sazlıklara yaklaşınca ağaçların
HÜLYA MERAL
88
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
AĞVA üzerindeki birkaç kocaman mantarı elçabukluğuyla koparıyorum. Biraz ileride kırılmış ve suya düşmüş ağaç dalının üzerinde güneşlenen su kaplumbağalarına rastlıyorum. Ağvaʼda nehrin iki kanadında yıllardır hizmet veren pek çok otel ve tesis bulunuyor. Dingin ve huzurlu bir ortam sunan otellerin önünden ilerlerken haşlanmış mısır satan bir amcaya denk geliyorum. Nehir bisikletinden inmeden haşlanmış sütlü mısırı alıp parasını ödeyip otel yönüne ilerliyorum. Wineport Lodgeʼun otel misafirlerine hazırladığı bir sürprizle kendimi fındık ağaçları ve yoncalıkların arasından Cuma Ovasıʼna doğru ilerlerken buluyorum. İsmi cuma namazından gelen Cuma Ovasıʼnda 1- 5 Ağustos arası fındık hasat zamanıymış. Yaklaşık 15 dk.lık yolculuk sonrasında İzmit üzerinden ilerleyerek çınar ağaçlarının serininde Kalemköyʼden geçiyoruz. Biraz ilerisindeki şarkılara konu olmuş karlı kayın ormanındaki kayın ağaçları arasından süzülerek ve elbette şarkıyı
mırıldanarak Gökbiat Şelalesiʼne varıyoruz. Ağaçlar arasından sessiz sessiz akan şelalede mola verdikten sonra dönüş yoluna geçip ilgisizlikten harap halde bulunan 5.yy.ʼdan bugüne kalabilmiş kaleye geliyoruz. Ağvaʼya bağlı civar köylerde Ceneviz, Venedik ve Bizans dönemine ait birçok kalıntı bulunuyor. Örneğin Kalemköyʼde Romalılara ait kilise kalıntıları ve mezar taşları, Hacıllı köyünde 3.yy.sonu -4.yy. başlarında bulunan Gürlek Mağarası, Hisar Tepeʼdeki kale kalıntısı, Sungurlu mahallesindeki dağ değirmeni bölgenin önemli kalıntılardan. Mihmandarımız Haşim Beyʼden öğrendiğime göre Ağvaʼnın hayvan nüfusu ve çeşitliliği de oldukça fazla. Ormanda sincap, köpeğin yavrusu çakal, ceylan (maral) çok ancak zararlı değiller. Yazları
nadir de olsa yılan görülebiliyor, kışın kış uykusundalar. Ormanın içinde çeşit çeşit ağaçlar arasında yürürken bitki çeşitliliğinden de söz ediyor Haşim Bey. İstanbulʼun mangal kömürü ihtiyacının çoğunu sağlayan meşe ağacından tutun da kestane, gürgen, palamut ve kayına kadar pek çok ağaç olduğunu öğreniyoruz civarda. Doğa sevgisini küçük yaşlarda aşılamak için ilkokulda nerdeyse her öğrenciye öğretilmiş ʻkestane, gürgen palamut altı yaprak üstü bulutʼ şarkısı eşliğinde eğlenerek kolay bir parkurla ilerlediğimiz zirveye varıp yeşile doymuş vadiyi izliyoruz. Fotoğraflarımızı çektikten sonra aracımıza binip tekrar otele dönüyoruz. Bu kadar oksijenden sonra acıkmış midelerimiz zil çalıyor, nehir kenarında aldığımız geç öğlen yemeğinden sonra teknemiz yanaşıyor ve 20 kişilik tekne ile akşamüstü güneşi eşliğinde Göksu nehri boyunca sazlıklardan ilerliyoruz. Sazlıkları geçtikten sonra Göksuʼnun Karadenizʼe dökülen ve kumsala açılan 3 km uzunluğa sahip geniş ağzına geliyoruz.
Denizin mavisi ile kumsalın beyazının buluşması görülmeye değer. Taze balık cenneti Ağva küçük bir balıkçı kasabası olduğu için her daim çeşit çeşit taze balık bulmak mümkün. Balık o kadar bol ki İstanbulʼun ihtiyacının çoğu bu şirin kasabadan sağlanıyor. Yeşilçay kıyısındaki balıkçı teknelerinden denizden yeni çıkmış balık satın alabilirsiniz. Nehirde sazan, kefal, ateşböcekleri ve su kaplumbağası en sık görülen su canlılarından. Lüfer, istavrit, palamut, kalkan da sık çıkan balık çeşitlerinden. Dört mevsim boyunca ziyaret edilebilecek, şehrin rutininden ve trafiğinden kaçmak için nefes alabileceğiniz yemyeşil şanslı kasabalardan Ağvaʼdaki otellerin ortak noktası tek gece konaklamaya pek sıcak bakmamaları. Sezonda, bayramlarda veya özel günlerde değişen paket fiyatları var. 2 kişi - 2 gece 3 gün (Cuma- Cumartesi) konaklama ortalama 450- 550 TL arası. Haftaiçi biraz daha uygun rakamlarda konaklanılabiliyor.
Ağva hakkında... • Hacıllı Köyü’nün güneydoğusundaki tepede bulunan Gürlek Mağarası ilk hristiyan hapishanelerinden. Sarkıtları ve manzarayı görmek için tırmanılabilir. Hacıllı Köyü’nde ikinci bir seçenek Değirmen Deresi’ni takip edip kolay ama kaygan bir parkurla kayaların üzerinde ilerleyerek de tırmanabilirsiniz. Yürüyüş sonrasında köyün meydanındaki köy kahvesinde soluklanıp çınar ağacına karşı çay içilebilir. Nerede kalınır? • Kilim Koyu, Gelin Kayası, Saklı Göl mutlaka keşfedilmesi gereken yerlerden. • Malzemelerinizi yanınızda bulundurun, oltayı nereye atsanız bir balık türüne rastlıyorsunuz. Piccolo Mondo (0216 721 73 79) • Kaplumbağa, karaca, bülbül, çakal, Greenline (0216 721 84 91) yaban domuzu, saka, sincap ve yalı çapAcquaVerde (0216 721 71 43) kını gibi av hayvanlarını barındıran Ağva Club Grand Becassier (0216 721 72 86) avcılıkla uğraşanlar için ideal. Riverside Club (0216 721 82 93) • Cuma günleri kurulan pazarından alışWineport Lodge (0216 725 75 25) veriş yapabilirsiniz.
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
89
EVİM BENİM HAYATIMDIR
Hayalim vardı, ‘merdivenli evim olunca tablolar koyacağım’ diye Badem villalarında bir sene önce yaşamaya başlayan Yeşim Güncü hanımın evini ziyaret ettik bu ay... Yeşim hanım, bize çatı katından en alt kata kadar, evinin ayrıntılarını anlattı. 2010 yılında Bahçeşehir'e taşındık. Memnunum. Evim çok güzel, tadilat yaparak girdik. Biz buraya geldiğimiz 14 yıl oturmuş bir aile vardı ama bir çivi bile çakmamışlar eve. Aynen kullanmışlar. Biz olduğu gibi hepsini yıktık ve tekrardan yaptık. Ama maddi durumu göz önüne alarak yaptık. Mesela salon dekorasyonum da tek duvarı ithal kağıt istedim, hala bile moda. Diğer duvarlar boya. Görüntü olarak hem yakıştı, hem şık durdu. Parkelere cila yaptırdım. Dekorasyonum da kullandığım özellikle teshiplerimi ablam yaptı, mükemmel. 97 yılında teship sanatı kursuna gitmişti o zaman yaptığı tabloları bana hediye etti. Bende çerçevelerini değiştirip astım, benim için çok değerli. Merdivende de çok şık duruyor. Hayalim vardı, merdivenli evim olunca tablolar koyacağım diye. Buraya taşınınca herkes kendine bir oda, bir pay seçti. Çatı katını büyük oğluma dizayn ettik. Bir tek kapı olayı eksik, o da
askerdeydi o kadar önemsemedim, ama şimdi yapmayı düşünüyorum artık. Çünkü kendine ait bir yer istiyor. Alt kata indiğimizde de üç tane yatak odamız var. Yine kendilerine ait banyoları var. Bu kattaki bir odayı annelere yaptım. Geldiklerinde burada kalsınlar diye odayı onlara süsledik. Diğer oda ise küçük oğlumun odası. Ve benim yatak odam. Camdan köpeğimi de görüyorum. Kime havladığını görebiliyorum. Buradan giriş ve salon katına iniyoruz. Çok rahat bir salon, rahat rahat misafirlerimi ağırlıyorum. Hatta bazı evlerde salondaki duvarı yıkıp mutfağı da salona katmışlar. Ama ben yapmadım. Alt kattaki mutfağa inip çıkmak çok zor. Çünkü misafirlerimi burada ağırlıyorum. Kış bahçem de burada olduğu için mutfağın burada kalması daha doğru geldi. Kış bahçem çok güzel oluyor. Özellikle yazın harika. Gelelim en alt kata. Daha önce orayı bakıcı katı olarak düzenlemişler ama ben kendime oturma odası yaptım. Mutfak, banyo ve sauna yaptırdım. Bir de burada çamaşırhanem var. Eksikleride yavaş yavaş tamamlıyorum. Sıra bahçemde... Köşe villa olduğum için büyük bir bahçemiz var. Bahçemde bitkilerim var. Nisan ayı itibariyle bahçe düzenlemesine başladık. Ne bulsam getirip ekmeye çalışıyorum. Bir de bahçemize köpek aldık. Adı Buffy. Temmuz 25'te buraya geldik, o da Temmuz 25 doğumluymuş. 35 gün sonra bize geldi. Biraz zor büyüttük ama maşallah kocaman oldu. Sonuç olarak fazla bir dekorasyon işine girmedim. Şimdilik sade ve uygun yapılabilecek bir dekorasyon oldu.
Siz de “Evim benim hayatımdır” diyorsanız, 4mevsimbahcesehir@gmail.com adresine mail atın, size de misafir olalım.
DEKORASYON
Doğaya ve doğala Ev dekorasyonunda farklı stiller tercih edilse de, artık daha çevreci seçimler ön plana çıkıyor: Geri dönüşümlü malzemeler, cam ve ahşap aksesuarlar, doğal ahşap mobilyalar ve elbette mekanlara her zaman sıcaklık katan yeşil... Günümüzde oturduğumuz koltuktan su içtiğimiz bardağa, hatta boyalara kadar her şey çevreci bir yaklaşımla üretiliyor. Dekorasyonda da ağırlığını hissettiren yeşil etkiyi yaşam alanlarınıza rahatlıkla uygulayabilirsiniz.
SALONDA Ahşap, cam ve yeşili bir arada kullanabilirsiniz. Tüm bunlara hareket katmak için metal malzemeyi de ekleyebilirsiniz. Doğaya dönüş düşüncesini, bitkiler ve geri dönüşümlü malzemelerin yanı sıra doğal dokumalar ve renklerle de yakalayabilirsiniz. Örneğin yüzde 100 pamuklu kumaş örtü, yastık ve kılıflar, yeşil tonlarında aksesuarlarla da istediğiniz havayı yansıtabilirsiniz. Saksı seçimlerinizi dekoratif olanlardan yana yaparsanız çiçeklerinizi masanızın üstünde de rahatça kullanabilirsiniz. Yeşil çiçekler ve açık tonlara biraz renk katmak için yapma çiçekler de kullanabilirsiniz. Uzun bitkileriniz için saksı yerine hasır sepetler de çok uygun. Doğal ipliklerden üretilen halılarla yaz mevsiminde hafif ve olabildiğince doğal bir görünüm yaratabilirsiniz. Koltuk ve kanepelerde koton kumaş, ahşap ya da bambu iskeletli olanları yaşam alanınızda kullanarak doğayı evinize taşıyabilirsiniz. Masif çamdan raf üniteleri ya da kitaplıklar da sizin için uygun olabilir. Tüm aydınlatmalarınızda kullanabileceğiniz enerji tasarrufu sağlayan am-
92
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
pullerle doğaya ve yeşile saygı göstermiş olursunuz. Koltuk ve kanepe döşemeleriniz için seçeceğiniz yüzde 100 pamuk, keten ya da ipek kumaşlar daha sağlıklı, mikropsuz ve antialerjik bir ortama kavuşmanızı sağlar. Üstelik bunun için şimdilerde piyasada pek çok renk ve desen seçeneği mevcut. Ahşap parkelerde mekanınıza sıcaklık katmanızı sağlayacaktır. Okuma köşenizi yenileyecekseniz beyaz ağırlıklı bir dekorasyon tercih edebilirsiniz. Beyazın huzur veren dinginliği içinde kullanacağınız iri bitkiler, daha canlı ve dikkat çekici durabilir.
YEMEK ODASINDA Yemek takımlarınız için kurşunsuz cila kullanılan ürünler tercih edebilirsiniz. Ahşap ürünlerle sofranızda daha sağlıklı sunumlar yapabilirsiniz. Ekmeklerinizi ahşap sepetlerde saklayabilirsiniz. Kanserojen madde barındırmadığı için özellikle ahşap kullanımı çok önemli. Duvar kağıtları da artık doğayla dost. Farklı desenlerde sunulan kaplamalar ile duvarlar nefes alabiliyor. Ayrıca maksimum hijyen sağladığı için sağlıklı ortamlar sunuyor. Dünyada kullanılan bütün enerjinin ve dolayısıyla bütün sera gazı salınımının yaklaşık yüzde 75ʼinden kent alanları sorumlu. Bunu önlemek ve çevremizi korumak amacıyla üretilen cam filmleri pencereden geçen güneş ısısını azaltarak kızıl
ötesi ışığı kesiyor ve böylece enerji maliyetlerini azaltıyor. Ayrıca güneşin zararlı ışınlarını keserek cildi güneşin zararlı etkilerinden, halı ve mobilyaları da solmaktan koruyor.
MUTFAKTA Mutfakta sağlık ve hijyen önemli. Silinebilir boya ya da seramik duvarlar, bakteri üretmeyen cam ve seramik kaplar, nefes alan ahşap dolaplar ve yüzde 100 doğal keten, ipek ve pamuklu mutfak tekstili. Bunları kullanarak mutfağınızda doğayla barışık bir alan yaratabilirsiniz. Kavak ağacından birbirlerine yapıştırılmış katmanlar halinde üretilen aksesuarlar daha sonra çam ağacı ile kaplanıyor. Özellikle zehirli madde içermeyen ve doğaya zarar vermeyen boya kullanılıyor ve tamamen el yapımı. Böylece dilerseniz mutfakta dilerseniz çocuğunuzun odasında rahatça kullanabilirsiniz.
YATAK ODASINDA Yüzde 100 doğal iplikten bir yatak örtüsü uyku keyfinizi artırabilir. Organik dokumaları da tercih edebilirsiniz. Sağlıklı bir uyku için uzmanlar sentetik esaslı kumaşlar yerine, özellikle terletmeyen ve yüzde 100 pamuklu kumaşları öneriyor. Kağıt gibi geri dönüşümlü bir malzeme olan bitkisel soya elyafından üretilen iç çamaşırları lifli dokusu sayesinde kan dolaşımını düzenleyerek sağlıklı bir yaşam sunuyor. Bunun dı-
dönüş... şında nem kontrolü, antibakteriyel yapısı ve mineral geçirgenliği sayesinde cildin ısı dengesini koruyor. Yatak odanızın havasını tazelemek için raflarınıza birkaç çiçek koyabilirsiniz. Bunun için uygun saksılar bulabileceğiniz gibi kullanmadığınız seramik sürahi ya da çay potunu da saksı olarak değerlendirerek farklılık yakalayabilirsiniz.
BANYODA Alerji yapmayan bambu lifinden bornoz, banyodan sonra da keyfinizi sürdürür. Bambu lifleri ve pamuk karşışımından havlular ise yüksek emiciliği ile vücutta nem oluşumunu engeller. Ham keten ve ipekten dokunmuş banyo havluları ve peştamallar ise doğaya dönüş tutkunları için iyi bir seçim. Su tasarrufunun önem kazandığı kullanım alanlarından biri de klozetler. Yeni üretilen su tasarruflu klozetler sayesinde 4 kişilik bir aile yılda ortalama 17,5 ton su tasarrufu sağlayabiliyor. Cildiniz doğal yollarla şımartmak için doğal banyo lifleri kullanmanızı öneriyoruz. Özelikle kan dolaşımını hızlandırarak cildinizin ışıldamasını sağlıyor. Kim demiş banyoda çiçek olmaz diye? Doğal dokuma havlular, yeşil bitkiler, şifalı sabun ve taşlarla banyonuzda keyifli bir spa köşesi yaratabilirsiniz. Dilerseniz kokulu kuru çiçekleri de dekorasyonun bir parçası haline getirebilirsiniz.
Ahşap ve hasır sandalyeler doğaya dönüş tutkunları için doğru bir seçim..
MODA Nefes Kesen Detaylar Beachwear 2011 koleksiyonu iddialı bikini, mayokini ve mayo modelleri ile plajlarda nefes kesecek. 2011 katalog çekimlerini Miami South Beachʼde Polonyalı ünlü model Kashia Gogolkiewicz ile gerçekleştiren Argentoʼnun mayo, mayokini ve bikinileri plajlarda yine fırtına gibi esecek. Sezona bu sene değişik renklerde ve desende kumaşlar damgasını vururken vazgeçilmez siyah ve beyaz her zamanki gibi yerini koruyacak.
ı s a d o m 2011 plaj
te markalar lik ir b ile i liş e g ın n Malum yaz ayları larını kadınlarla bu n yo si k le o k lı ia d id birbirinden ikini ve mayokinib , yo a m n u n zo se luşturdu. Bu landa. Özellikle p n ö r a yl ta e d k n esi lerinde rengare farklı kombinlenm n rı la lt a ve st ü e bikinilerd azesi sunuyor. Pla lp ye n rü ü ir b iş n e size daha g eye ne dersiniz? sm e i ib g a ın rt fı r, jlar sizi bekliyo
Beyazın Asaleti F&F 2011 İlkbahar Yaz Koleksiyonuʼnda beyazın vurgusuna dikkat çeken tasarımlar yer alıyor. Bu sezon, tüm defilelerde ön planda olan beyaz, sade ama bir o kadar şık duruşu ile adeta asaletin bir diğer adı! F&F Plaj Koleksiyonundaʼda mayo ve bikinilerde de sıklıkla kullanılan beyaz, kumaş detayları ile öne çıkıyor. Çiçek desenli aplikeler, boncuk ve işlemeler plajın en seksi kadınını şimdiden belirliyor gibi.
94
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
Straplezin Zaferi Renk renk ve farklı modellerle sıcak yaz günleriniz muhteşem geçeceğe benziyor. Bu yaz Sunset, özellikle straplez bikinilerdeki iddiasını koruyor. Straplez bikinin yanı sıra ipli bikiniler, farklı aksesuarlarla tasarlanmış bikiniler de çok gözde. Aynı zamanda hepsi de oldukça seksi modeller. Fiziğine güvenen ve cesur kadınlar kendilerini Sunsetʼte bulacaklar.
Koton’da Alessandra Ambrosio Rüzgarı Koton Beach Wear çekimleri için, Kocaeliʼnin doğal güzelliği ile ünlü kıyısı Kerpe seçildi. Fotoğraflar ise Koray Birand tarafından çekildi. Koray Birandʼın objektifi, Alessandraʼnın güzelliği ve Kotonʼun değerli taşları anımsatan renkleriyle muhteşem karelere dönüşmüş.
N BENGÜ AerRyeSrdLe.Acom www.modah netmeni Genel Yayın Yö
Modern ve Cesur Komʼun 2011 Yaz Koleksiyonu modern ve cesur çizgileri bir araya getiriyor. Mükemmel tasarımlarıyla yepyeni mayokini, mayo ve bikini modellerini sizlerle buluşturuyor. 2011 yazına farklı desen, renk ve muhteşem tasarımlarıyla merhaba diyen Kom beyaza ağırlık verdiği koleksiyonunda simli modelleri ve leopar detayları ile de kadınların vazgeçilmezi olacak.
Plajları fethetmeye hazır mısınız? Dünyaca ünlü iç giyim, mayo ve plaj kıyafet markalarını çatısı altında toplayan Mendʼs, 2011-yaz plaj modasına yön veriyor. Plaj alışverişine çıkmayı düşünen hanımlar! Maryan Mehlhorn marka mayoları görmeden alacağınız mayoya karar vermeyin. Kadının, kadınlığın en somut dışa vurumu hiç bu kadar yürek hoplatıcı olmamıştı!
Görkemli Koleksiyon St. Tropez, Capri, Sardunya ve Portofino gibi dünyanın en gözde plajlarının vazgeçilmez markası Stella Marina, yepyeni koleksiyonu ile exclusive olarak Harvey Nicholsʼta. Mayo, bikini, pareo, kaftan, şort gibi plaj kıyafetlerinden oluşan Stella Marina 2011 Koleksiyonu, swarovski taşlar, boncuk işlemeleri, özel boyama teknikleri ve tamamı el yapımı ürünleriyle havuz davetlerinde ve beach partilerde kadınlara ayrıcalıklı bir şıklık katacak.
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
95
GÜZELLİK
Sezonun “en” güzelleri
Sezon baştan çıkarıcı güzellik ürünlerinin bir bir piyasaya girmesi ile açıldı. 90 günde gençlik vaat eden içten besleyiciler, evde french manikür yapmaya olanak tanıyan setler, doğal bronzluk veren pudralar kozmetik marketlerde yerini aldı bile…
French manikür yapmak artık çok kolay! “Mara French Manikür Yüzükleri”, kadınların kuaföre giderek yaptırmak zorunda olduğu bu zor işlemi, evde hiçbir profesyonel yardım almadan yapabilecekleri pratik ve ekonomik bir çözüm sunuyor.
96
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
Mara Kozmetik; Fransaʼdan dünyaya yayılan French manikürü, dünyada ilk ve tek olan patentli “Mara French Manikür Yüzükleri” ile tanıştırdı. French manikür, kadınların %80ʼinin uyguladığı klasikleşen bir oje sürme tekniği. “Mara French Manikür Yüzükleri” kadınların kuaföre giderek yaptırmak zorunda olduğu bu zor işlemi, evde hiçbir profesyonel yardım almadan yapabilecekleri pratik ve ekonomik bir çözüm sunuyor. “Mara French Manikür Yüzükleri” el ve ayak parmaklarına göre numaralandırılmış ve tüm kadınların tırnak ölçülerine göre ayarlanabilir özelliğiyle toplam 20 adet yüzükten oluşuyor. French manikürün zor olan beyaz şeridini çizmek için, şablon niteliği taşıyan yüzüklerin iki ayrı ucuyla düz ve oval french modelleri yapılabiliyor.
Bronz cazibe: Maxi Terra Bronzer Deborah Milano, “Maxi Terra Bronzer” pudrasıyla dört mevsim kusursuz, doğal, sağlıklı ve ışıltılı bronzluğun cazibesini yaşatıyor. Bronz pudralarda oldukça sık rastlanan maske etkisi ve lekeli görünüm “Maxi Terra Bronzer” ile artık tarih oluyor. Tenle eşsiz bir uyum sergileyen pudra dokusunu, gün boyu bronzluk etkisini koruyan ve ruhu dinginleştiren badem çiçeği esanslı formülü “Maxi Terra Bronzer”la keşfedeceksiniz. Formülünde yer alan talcum pudra özleri, bronz pudraların ciltte yarattığı suni parlamayı
ER
GÜZEL FİKİRL
engelleyerek, doğal bir güzellik kazandırıyor. Partiküllü özel doku tenle anında bütünleşerek, lekeli maske görünümü ortadan kaldırıyor. Pudraya yumuşak ve kremsi bir his kazandıran silikon özleri, pürüzsüz ve gün boyu etkili bir bronzluk yaşatıyor. Yumuşatıcı esterler ise ciltte ipeksi bir his yaratıyor.
Kirpikler artık iki kat hacimli ve uzun! Max Factor False Lash Effect Fusion maskaranın sahip olduğu fırça teknolojisi ile kirpikleriniz formunu kaybetmeden hem daha hacimli hem de iki kat daha uzun! Aynı anda hem uzun hem de hacimli kirpiklere sahip olmak isteyen kadınlar bunca zaman hep iki ayrı maskaraya sahip olmak zorunda kaldılar. Makyaj uzmanlarının tercihi Max Factor False Lash Effect Fusion, uzun kirpiklerle dolgun kirpikler arasında tercih yapmak zorunda kalan kadınların yeni maskarası olacak. Neutrogena Pembe Greyfurt Serisi Türkiye’de! Sivilce ve siyah noktalarla savaşınız hiç bu kadar güzel kokmamıştı! Neutrogena Pembe Greyfurt Serisi, problemli ciltler için geliştirilmiş, yüz temizleme jeli ve günlük pee-
ling jelden oluşuyor. Dermatologların önerdiği cilt bakım ürünleri markası Neutrogena, sivilce ve siyah noktalarla, içerdiği pembe greyfurt özleri ve patentli MicroClear teknolojisi ile etkin bir şekilde savaşan ve eşsiz kokusu ile duyuları harekete geçiren yeni cilt temizlik ürünleri “Neutrogena Pembe Greyfurt Serisi”ni Türk tüketicisiyle buluşturuyor. Hydropeptide ürünleri Türkiye’de Nanoteknoloji ile üretilen akıllı moleküllü kremler sayesinde yaşlanmayı tarihe karıştırmayı vaat eden ABDʼli kozmetik markası Hydropeptide artık Türkiyeʼde. Hydropeptide kirpik besleyicisi Bu ürün kirpik ve kaş problemi yaşayanların imdadına koşuyor. İlk etkisini dört hafta gibi kısa bir sürede almaya başlayacağınız ürünü bayi eczanelerde 239 TLʼye bulabilirsiniz. Ürün ile 4-6 hafta içinde daha gür kirpiklere sahip olabilirsiniz. Hydropeptide SPF 30 güneş koruyucusu: Cildinizin görüntüsünü hemen güzelleştirirken, UVA ve UVB koruması sayesinde erken yaşlanmayı minimize eden Hydropeptide SPF 30 güneş koruyucusu, cilt tonunuzun rengine kendinden ayarlı olup ten renginizi zenginleştirir ve yumuşak, pürüzsüz bir görünüm sunar. Üzerine rahatlıkla mak-
yaj uygulayabileceğiniz ürünü bayi eczanelerde 89 TLʼye bulabilirsiniz.
TMAN YASEMİN YUR CANDEMİR
90 günde mükemmel cilt garantisi! Anti-aging cilt bakım ürünü Imedeen, iddiasını bir kez daha ortaya koyuyor. 90 gün boyunca Imedeen kullanıp memnun kalmazsanız, paranız iade…Üstelik 3 ürün alan herkese 1 ürün hediye! Anti-aging ürünü Imedeen, tüm kadınları 90 gün testine davet ediyor. Anti oksidanlar ve soya proteinleri ile zenginleştirilen Imedeen, 90 gün boyunca kendi yaş grubuna uygun ürünleri kullanan, ancak sonuçlarından memnun kalmayanlara para iade garantisi veriyor. Türkiyeʼde yaşayan 18 yaşından büyük herkesin katılabileceği kampanyada 3 adet Imedeen ürünü alan herkes bir form doldurarak kampanyaya katılabiliyor. Kampanyaya dair ayrıntılı bilgiye www.imedeen.com.tr adresinden ulaşabilirsiniz. Sadece seçkin eczanelerde bulabileceğiniz Imedeen ürünlerinin fiyatları 105 ile 170 TL arasında değişiyor.
ASTROLOJİ
Bahçeşehir Somun Ekmek Cafe’nin müdavimlerinin vazgeçilmez tarotçusu Nisa, her burca özel aylık burç yorumunuzu yaptı... Bugün çok büyük bir fırsat var. Ancak bunun için kararlı davranmanız gerekiyor. Para durumunuz çok iyi. Iş arkadaşlarınız performansınızı kıskanıyor. Kendinize inanacak ve güveneceksiniz. Yoldan haber alacaksınız. Bu haber olumlu gelişmelere neden olacak. Seviyor ve seviliyorsanız aranızdaki bütün sorunları halledebilirsiniz. Güçlü cinselliğinizle onu tam anlamıyla kendinize bağlayabilirsiniz. Sevdiğiniz yoksa sizi çok beğenen iki kişi arasında kalabilirsiniz.
KOÇ
Sevgili boğa burçları, haziran ayında her konuda daha iyimser ve olumlu düşünmeniz partneriniz ile olan ilişkinizde size artı puanlar kazandıracaktır. Romantik anlar yaşabilirsiniz. Ayrıca ilişkinizi bir sonraki seviyeye taşımak için haziran ayı çok elverişlidir. İş hayatınızda ise, yeni girişimler yapmak yada çalışma ortamınızı genişletmek isteyeceksiniz. Fakat biraz kendinize zaman ayırmalı ve kendinize güzel bir tatil planı yapmalısınız.
BOĞA
İkizler için seyahat, yeni şeyler öğreneceği, heyecanlı deneyimler yaşayacağı, ufkunu genişleteceği ve hayatına yeni bir bakış açısı kazanacağı harika bir fırsat demektir. İkizler insanı tatile dinlenmek için değil, değişiklik için gider. Tatil programı yaparken dikkat etmesi gereken en önemli konu, gittiği yerde kafaca ve fiziksel olarak tamamen meşgul olabileceği aktivitelerin olmasıdır. Haberci ruhlu İkizler'in odasında bir TV, yakınlarda ise gazete bayii ya da kitapçı olmalıdır.
İKİZLER
Geçmişte atmış olduğunuz yanlış adımlar, sizi aşk konusunda güvensizliğe sürüklemiş. Bu nedenle size ilgi duyanları göremiyorsunuz. Yetenekleriniz sayesinde işinizdeki hedefinize yaklaşıyorsunuz. Uzaktaki bir dostunuzun maddi zorluklarına duyduğunuz ilgi, bugünlerde sizi birtakım harcamalara sokabilir. Çalışma şartlarınız oldukça yıpratıcı. Bu da, paranızın değerini bilmenizi sağlıyor. Şans sizden yana ama tavizsiz ya da inatçı olmak da sanki iyi olmaz gibi.
ASLAN
1-10 Haziran arasında yabancılar, yurt dışı bağlantılı konular, yüksek eğitim, kişisel gelişime yönelik eğitimler ve seyahatler ön plana çıkıyor. Yine bu dönemde ortaklaşa işlerinizde küçük anlaşmalara imza atabilirsiniz. 6 Haziranʼdan başlayarak ay genelinde başkalarından beklenen maddi manevi destekler ön plana çıkacak. Bu dönemde sizin için sürpriz olabilecek gelişmelerle karşılaşmanız mümkün. Başkalarının kaynakları aracılığıyla gelirlerinize kaynak yaratabilirsiniz.
BAŞAK
İnsanoğlu çekilen sıkıntıları şanssızlık olarak değerlendirdiği için, ne söylense kaderi suçlamaya devam edecektir. Geri hareketin zorlu olmasının sebebi, siz iç dünyanıza çekilip kendinizi gözden geçirirken, dışarıdaki dünyanın her taraftan üzerinize gelerek otoritesini kabul ettirmeye çalışmasıdır. İşte tam bu noktada yapılması gereken, bu zorlukların altında yatan nedenleri bulmaktır.
TERAZİ
Özel hayatına ve mahremiyetine düşYeni bir iş teklifiyle karşılaşabilirsikün Yengeçlerin büyük ve ticari otelniz. Birkaç işi de birarada yapmak ler hiç tarzı değildir. Küçük apart zorunda kalabilirsiniz. Bazı sürprizoteller, villa tipi yerler tam size göreler sizi bekliyor olabilir. Bunlar gedir. Hatta kadın olsun erkek olsun nelde olumlu sürprizler ve Yengeçler gittikleri tatil yöresinin paduyduğunuzda hoşunuza gidecek zarına uğramadan ve oradan taze olan gelişmeler. Parasal konularınıbaharatlar, otlar, sebzeler, meyveler, zın çözümü vereceğiniz kararlara kuru meyveler almadan duramazlar. Her Yengeç bir miktar bağlı. Böylece toplum yaşamına ve aşka epey zaman kaaşçı doğmuştur çünkü. Şifalı kaplıcalar, aromaterapi merkez- lacak. Duygusal yaşantınız da bu yüzden hareketlenebilir. leri de tercih edeceğiniz tatil seçenekleri arasında olabilir. Tatil planları yapabileceksiniz.
YENGEÇ
98
HAZİRAN-TEMMUZ 2011
AKREP
Bu günlerde zihniniz Çok açık. özellikle mesleki konularda bundan yararlanabilirsiniz. Bu da sizin yararınıza olacak. Fikirleriniz çevreniz tarafından takdirle karşılanıyor. Sevildiğinizi bilin ve ona göre davranın. Gereksiz kuruntulara kapılmayın. Alışveriş yaparken biraz daha eli açık davranabilirsiniz. Evinizin bir ihtiyacını ertelemek zorunda kalacaksınız. Sağlığınızda önemli bir değişiklik yok. Aşk yaşantınızdaki dalgalanmalara gereken önemi vermediğinizi kabul etmelisiniz.
YAY
Yaratıcılığınıza güveniyorsunuz. Başlattığınız işi sabırla tamamlama ve sorumluluk duygunuz yoğun olduğu için, bugün bir çok kombinasyon çalışmayı beraber yapacaksınız. Evinizle ilgili değişim yapmak ve eşyaların yerini değiştirmek isteyebilirsiniz. Rutin işler için güzel bir hafta sonu. Ellerinizi kullanırken dikkatli olun. Bittiğini düşündüğünüz bir problem kendini tekrarlıyor. Buna izin vermemelisiniz
OĞLAK
Hayal güçleri sınırsız olmakla birlikte, düşünceleri bulundukları anın ötesinde, akılcı ve sezgiseldir. Kovalar dik kafalıdırlar. Kendilerini dinleyenlerin ne demek istediklerini anlamadıklarını sanırlar. Ayın ikinci yarısına kadar iş ve koşturmacaya devam. Ayrıca sürpriz iş yolculukları da çıkabilir. Zaten bu ay yoğun bir şekilde iş, tanıtım vs işleri doğru adımlardır sizin için. Kariyer tırmanışında, bu ay payınıza bol reklam, insanların ayağına giderek görüşmeler var.
KOVA
Cinsel istekler ve tutkular konusunda kendinize bazı kurallar koyabilir veya başkaları yüzünden bu konuda kısıtlanabilirsiniz. Kişisel istek ve arzularınız artıyor. Duygusal anlamda huzursuz ve endişeli olabilirsiniz. Bu konularda bazı sınırlamalar içinde olsanız bile yepyeni dostluklar kurup, farklı kişilerin yanında kendinizi iyi ve moralli hissedebilirsiniz. Sizi mutlu edecek ilişkileriniz sayesinde ileriye yönelik umutlarınız daha da artabilir, aşk hayatınızı ve ilişkilerinizi geliştirecek fırsatlarla karşılaşabilirsiniz.
En iyi dileklerimizle tüm babaların ‘Babalar Günü’nü kutlarız
Kitabınızı okurken Kitabınızı okurken kahvenizi kahvenizi yudumlayacak; yudumlayacak; kahvaltıdan kahvaltıdan akşam yemeğine yemeğine akşam kadar lezzetli lezzetli kadar tatları tatları deneyebileceğiniz özel bir mekan...
BALIK
EYLÜL 2010
XX
ONLARA SORDUK
“Babanın yerinde sen olsan çocuğuna nasıl davranırdın?” Ne Ba hir lc oy na pa ı (6) na rk ler tırdım ta oy eg un , res ötür gezm ü im e yap rdüm bir , a likt rdık e.” “O
Elif 7) mir ( e d z . Ö ırdım n a r v a . “İyi d azdım m z ı Hiç k parka a l m ğu Çocu dim.” r e d i g
Tuğ ba Ery asu n (5 "Ço ) cuk l oyu n oy arımla n çıka ar, tati le rırdı m."
Berk Kızılöz ( 6) "Babamın yerinde olsaydım çocuklarımı bask et maçın a götürürd üm."
an Ka (6) ım, dız Yıl ranırd irip v d i da e gez nla. y i “ tt u rke m on naa ı y m ard le o n y im o peğ dım.” ö K tır
100 HAZİRAN-TEMMUZ 2011
ÇOCUĞUNUZUN DERGİMİZDE YER ALMASINI İSTİYORSANIZ BİR DAHAKİ AYIN SORUSU OLAN “Rüyanda ne görmek istersin?” SORUSUNA VERDİĞİ CEVAP İLE BİR RESMİNİ 4mevsimbahcesehir@ gmail.com ADRESİNE YOLLAYIN SİZİN ÇOCUĞUNUZDA SAYFALARIMIZI SÜSLESİN...
YEMEK
Portakallı Krem Karamel 6 kişilik Hazırlama süresi 10 dk Pişirme süresi 15 dk Önceden ısıtılmış fırın 180 derece
MALZEME G
9 yumurta 450 ml süt G 150 ml toz şeker G 2 portakal kabuğu rendesi G
Karemel için G
50 gr şeker G 100 ml su
HAZIRLANIŞI 50 gr şekeri teflon tavada karıştırarak eritin üzerine dikkatli ve yavaş suyu ekleyip ocağı kapatın. Mega şek şek içinde bütün malzemeleri karıştırın. Karemeli koketlerin içine paylaştırın. Ultra pro lazanya içine sıcak su koyup koketleri içine dikkatlice koyun. 180 derecede ısıtılmış fırında pişirinp soğuduğunda servis tabaklarına ters çevirip servis edin.
Keçi Peynirli, Meyveli
Havuç Salatası MALZEME
HAZIRLANIŞI Kuru üzümü yıkayıp, portakal suyunda bekletin. Havuçları suyun ve rendeleyin. Peyniri küp doğrayın. Mangoyu soyup soy soy ile dilimleyin. Bütün malzemeleri harmanlayıp frenk soğanı ile süsleyip servis edin.
0800 261 21 37 www.tupperware.com.tr
Hazırlayan: Hatice Koç- Tupperware Eğitim Müdürü ve Ev Ekonomisti
G
3 havuç G 100 gr keçi peyniri G 50 gr kuru üzüm G 30 ml portakal suyu
G
15 ml zeytinyağ G 1 mango veya şeftali G 4-5 dal frenk soğanı G Yeteri kadar tuz
POLİTİKA
13 Haziran’da nasıl bir doğaya uyanacağız?
I
CEMAL SUBAŞ
İSİ TEMPO DERG Ü İTÖR POLİTİKA ED
Nükleer enerji santrali Fukuşima’daki sızıntı, binlerce insanın hayatını tehdit etmesinin yanı sıra, onlara göre dünyanın bir ucundaki Almanya’nın siyasetini bile değiştirdi, belki iktidarını da değiştirecek. Peki Türkiye?
Tamam, ekonomi önemli… Dış politika da; AB de, Ortadoğu’daki ayaklanmalar da. Laiklik, baskı iddiaları, kaset politikası, yargı da… Ama hepsi bu değil. Ya çevre? Yani geleceğimiz… Yeşil alanlar; ormanlar, dereler hatta denizlerimiz. Bunlar ne olacak? Şu bir gerçek ki, doğa affetmiyor. Örnek mi, Fukuşima ortada. Depremi, günlük yaşamın bir parçası kabul eden, önlemlerini ona göre alan Japonya, yer sarsıntısıyla değil ama tsunami ile adeta yıkıldı. Yıkılmakla kalmayıp, dünyayı da tehdit etti. Nükleer enerji santrali Fukuşima’daki sızıntı, binlerce insanın hayatını tehdit etmesinin yanı sıra, onlara göre dünyanın bir ucundaki Almanya’nın siyasetini bile değiştirdi, belki iktidarını da değiştirecek. Nükleer santrallere karşı olan Alman Yeşiller Partisi, yerel seçimlerde Merkel’i bozguna uğrattı. Bunun üzerine Merkel hükümeti, Almanya’daki nükleer santrallerin önemli bir bölümünü 2029’a kadar kapatma kararı aldı. Bakalım bu karar Angela Merkel’i kurtaracak mı? Ama pek mümkün görünmüyor. Yani, dünyanın bir ucunda yaşanan
102 HAZİRAN-TEMMUZ 2011
olaylar, artık dünyanın diğer ucundaki bir ülkeyi yakından etkileyebiliyor. Almanya gibi Fransa da Fukişama’dan sonra nükleer santralleri kapatmayı tartışmaya başladı. Peki biz? Türkiye ise ilk nükleer santralini kurma kararı aldı. Hatta aktif deprem hattındaki Akkuyu’ya kuracak. Elbette, AKP iktidarı 13 Haziran 2011’e yine iktidar olarak uyanırsa! Kesin gibi görünüyor, ama yine de TBMM’ye girmesi kesin olan dört partinin bu konuya nasıl yaklaştıklarına bakmakta fayda var. PARTİLER NE DİYOR? AKP: Derelerin, nehirlerin üzerine yapılması planlanan 2 bine yakın HES, barajlar, plansız madencilik, nükleer enerji konusunda ısrar, İstanbul’a yapılması planlanan üçüncü köprü, Kanal İstanbul gibi projeler bu dönemde de seçilmesi durumunda devam ettireceği politikalar olarak görünüyor. AKP programında hep yatırım öncelikleri var. CHP: “İnsanın ekolojik dengenin sahibi değil, parçası olduğu yaklaşımını benimseyeceğiz” diyerek bir doğa koruma vizyonu oluşturuyor, ama her söylemi bu fikri beslemiyor. Su kaynaklarının korunması ve geliştirilmesi için uzun vadeli planlar öngörmesi, ekolojik dengeyi gözeterek yaban yaşamı, bitki ve hayvan türlerinin yaşama ortamlarının korunması gibi söylemleri olumlu. Ama nükleer enerji konusunda net bir tavır koymuyor. “Gelecek kuşakları da
düşünen bir duyarlılıkla yaklaşacağız, referandum yapacağız” diyor. Nükleer enerjiye karşı mı, değil mi anlaşılamıyor. MHP: HES’leri artıracağını söylüyor. Petrol, doğalgaz ve kıymetli madenlerin üretimine hız vereceğini ifade ediyor. Aynı zamanda “Çevre sorunlarını kalkınma ve çevre koruma ikilemi yerine, akılcı bir koruma, kullanma ve geliştirmeyi öngören sürdürülebilir kalkınma modeliyle aşarak, gelecek nesillere temiz, doğal ve kültürel değerleri korunmuş yaşanabilir bir çevre sağlanacak” diyor. MHP de CHP gibi net değil. BDP: ‘Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu’ adı altında bağımsız adaylarla seçimlere giren BDP, CHP ve MHP göre daha net. Programlarında havanın, suyun, ormanların, balıkların, yabanıl yaşamın ve yenilenebilir olmayan kaynakların korunması gibi çevre haklarının gözetilmesi vaat ediyor. BAŞIMIZA GELMEDEN! Şimdi biz bu programlara bakıp oy verebilecek miyiz? AKP ve BDP dışındaki TBMM’ye girmesine kesin gözüyle ana muhalefet ve ardındaki muhalefet partisi muallakta. İşin gerçeği, pek çok siyasi parti gibi, pek çok seçmenin de umurunda değil çevre. Ancak başına geldiğinde tepki gösteriyor. Oysa tem tersi olması gerekiyor. Yani, başına gelmeden, oy sandığında hesabını sorması şart.
KÜLTÜR - SANAT Derleyen: Hatice Gülçür İnanç
2011 yaz konserlerinde dünyaca ünlü starları ağırlayacağız...
Elton John, Bon Jovi, Ricky Martin... Yaz aylarının vazgeçilmezi haline gelen yaz konserelerinde bu yıl dünyaca ünlü starları dinleme fırsatı bulacağız... Haziran-Temmuz dönemi sizin için seçtiğimiz konserlere göz atalım mı?
39. İstanbul Müzik Festivali 4-29 Haziran 2011 İstanbul Müzik Festivali, Türkiyeʼden ve yurtdışından seçkin sanatçıları ve nitelikli yapıtları İstanbullu sanatseverlerle buluşturuyor. İstanbulʼun ve Türkiyeʼnin kültür ve sanat yaşamının simgeleri haline gelen İstanbul Festivallerinin en eskisi olan Uluslararası İstanbul Müzik Festivali, müzik alanındaki araştırmaları teşvik eden ve ortak kültürel değerleri ön plana çıkaran yaklaşımıyla dünya çapında saygınlık kazanmış bir etkinlik.
Elton John Konseri Maçka Küçükçiftlik Park 5 Temmuz 2011
Dünya turnesi kapsamında 21 ülke ve 47 farklı şehirde konser verecek olan “Sir” ünvanlı Elton John, Rolling Stone dergisi tarafından gelmiş geçmiş en iyi ilk 50 müzik sanatçısından biri olarak gösterilmişti. Elton John, 5 Temmuz Salı günü İstanbul’da hayranlarıyla buluşacak.
Ferhat Göçer 10 Tenör Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi 11 Haziran 2011 21:00
Goran Bregovi , Wedding & Funeral Band Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi 14 Haziran 2011 21:00
Amy Winehouse Maçka Küçükçiftlik Park 20 Haziran 2011 19:00
Sibel Can Turkcell Kuruçeşme Arena 2 Temmuz 2011
Serdar Ortaç Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi 16 Haziran 2011 21:00
Sonisphere Festival 2011 Maçka Küçükçiftlik Park 19 Haziran 2011 12:30
Kenan Doğulu Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi 15 Haziran 2011 21:00
Soner Sarıkabadayı Jolly Joker Balans, İstanbul 17 Haziran 2011 22:00
Bon Jovi Maçka Küçükçiftlik Park 10 Temmuz 2011
Funda Arar Turkcell Kuruçeşme Arena 16 Temmuz 2011
Ricky Martin Turkcell Kuruçeşme Arena 18 Haziran 2011
Rock’n Coke Festivali Hezarfen Havaalanı 16-17 Temmuz 2011
Zülfü Livaneli Turkcell Kuruçeşme Arena 21 Temmuz 2011
Joss Stone Santral istanbul Kıyı Amfi 28 Temmuz 21:00 HAZİRAN-TEMMUZ 2011
103
BULMACA Fotoğraftaki aktris
Ata Deste
Aks
Kemik arası kıkırdak bölümü
Süsleme
Saray çiçeği
Tiftikten bir cins ince kumaş
Küçük bir kelebek türü
Kesintiye uğrama
Ayla
Telefonda ses iletim parçası
Elin iç yüzüyle tokat
Program sunucu
Temel
Kadınlara özgü cezaevi Metandan türeyen bir kök Nar çiçeği renkli bir süs taşı
On kenarlı çokgen
Kalp hastalığı olan Bilim Tavuk balığı
Edim
Yıkım
Naaş
Yükseklik
Bütün aile birlikte
Yiğit
Balıkesirʼde ünlü bir kaplıca
Parıltılı, kareli kumaş
Sıtında yüklük olan
Seçme yarışı
Yetinme
Cilalı
Kedi, köpek doğumu
Lesotoʼnun başkenti
Uzak
Yapılan iş
Tahviller
Saniyenin altmışta biri
Yardakçı
Sert, katı
Bir yük hayvanı
İstanbulʼun bir ilçesi
Kudret
Orijinal
Güvenilir
Üzüntü
O yer
Levha yapan kimse
Beşiktaşʼta bir semt
Hidrokarbon köklü amonyak
Çembersel düzlem parçası
Bunama
İletki
GDʼda, süt verimi yüksek koyun türü
Yukarı kaldırmak
İklimleme cihazı
San
Dalış
Asıl konu
Fena değil
Melun
Girişik bezeme
Yeniçeriʼde en kıdemli er
Düzgün konuşma
Çabukluk
Gemi için yükleme boşaltma süresi
Köpek Sahte aydın Akıl Nilüfer cinsi bitkilerin adı İhsas Muvazeneli
İki bacak arası
Birdenbire ve gürültüyle
Hırsızlık
İlk örnek
-den beri Hastalık derecesinde aşırı tepki Parlatıcı ve koruyucu sıvı Kainat
Eski dilde ilaç
Sevinçli
Savunulan en belli başlı ilke
Yönetim meclisi
Varlıklı Gedik Defalarca Sert
Kabarık tüylü bir tavuk ırkı İlgi Kısa hatırlatma yazısı Tellürün simgesi
Tekel
Şeffaf ve yapışkan bir madde
Duman lekesi
Tanrı tanımaz
Mundar
104 HAZİRAN-TEMMUZ 2011
Derleme
NÖBETÇİ ECZANELER
REHBER
3. CADDE ECZANESİ 608 00 26 4-23 HAZİRAN 3-12 TEMMUZ
ÖNEMLİ TELEFONLAR Başakşehir Belediyesi Bahçeşehir Karakolu İtfaiye Alo Ambulans
212 444 06 69 212 669 26 21 212 669 31 37 212 669 55 66
Bahçeşehir Aile Sağlık Mer. Bahçeşehir Taksi Durağı Esenkent Taksi Durağı PTT 1. Kısım Muhtarlık 2. Kısım Muhtarlık
212 669 63 60 212 669 86 86 212 672 09 46 212 669 16 00 212 669 85 10 212 669 80 25
ARMAĞAN ECZANESİ 669 93 00 7-26 HAZİRAN 15 TEMMUZ
BAHÇ. AYDIN ECZANESİ 608 00 37 3-22 HAZİRAN 11-30 TEMMUZ
BAHÇEŞEHİR ECZANESİ 669 34 34 10-29 HAZİRAN 18 TEMMUZ
BAHÇE EH R-TAKS M (Ç FT KATLI) hatt› Gidi -Dönü sefer süresi: 180 dakika KITA ND. hatt›r BAHÇEŞEHİR Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil
TAKSİM Kalkış saati İş Günleri Cumartesi
05:55 06:10 06:25 06:35 06:45 06:55 07:05 07:15 07:30 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:20 09:40 10:00 10:15 10:30 10:45 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:45 13:05 13:25 13:45 14:00 14:20 14:40 14:55 15:10 15:25 15:40 15:55 16:10 16:25 16:40 16:55 17:10 17:30 17:50 18:05 18:25 18:45 19:05 19:25 19:45 20:05 20:20 20:35 21:00 21:20 21:40 22:00
07:25 07:45 08:05 08:25 08:40 08:55 09:10 09:25 09:40 09:55 10:10 10:25 10:40 10:55 11:10 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:15 14:30 14:50 15:10 15:30 15:50 16:05 16:20 16:40 16:55 17:10 17:25 17:40 17:55 18:10 18:25 18:40 18:55 19:10 19:30 19:50 20:10 20:30 20:50 21:10 21:30 21:45 22:00 22:15 22:30 22:45 23:00 23:25 23:50
06:10 06:25 06:40 06:55 07:05 07:15 07:30 07:45 07:55 08:10 08:25 08:40 08:55 09:10 09:25 09:40 09:55 10:10 10:25 10:40 10:55 11:10 11:25 11:40 11:55 12:10 12:25 12:40 12:55 13:10 13:25 13:45 14:05 14:20 14:35 14:50 15:05 15:20 15:35 15:50 16:05 16:20 16:35 16:50 17:05 17:25 17:45 18:05 18:20 18:35 18:55 19:10 19:30 19:50 20:10 20:30 20:50 21:10 21:30 21:55
07:00 07:20 07:40 08:00 08:20 08:40 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:15 10:30 10:45 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:15 14:30 14:45 15:05 15:20 15:35 15:50 16:05 16:20 16:35 16:50 17:05 17:20 17:35 17:50 18:05 18:20 18:35 18:55 19:15 19:35 19:55 20:15 20:35 20:55 21:15 21:40 22:05
07:40 07:55 08:15 08:30 08:45 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:15 10:30 10:45 11:00 11:15 11:30 11:45 12:05 12:20 12:35 12:50 13:05 13:20 13:35 13:50 14:05 14:20 14:35 14:50 15:05 15:25 15:45 16:05 16:20 16:35 16:50 17:05 17:20 17:35 17:50 18:05 18:20 18:35 18:50 19:05 19:20 19:40 20:00 20:15 20:30 20:50 21:10 21:30 21:50 22:10 22:30 22:50 23:10 23:30 23:50
Pazar/Tatil 08:30 08:50 09:10 09:30 09:50 10:10 10:30 10:50 11:10 11:30 11:50 12:05 12:20 12:35 12:50 13:10 13:25 13:40 13:55 14:10 14:25 14:40 14:55 15:10 15:25 15:40 15:55 16:10 16:25 16:40 17:00 17:15 17:30 17:45 18:00 18:15 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:15 20:30 20:50 21:10 21:30 21:50 22:10 22:30 22:50 23:10 23:30 23:50
Not: OTOLAR AVCILAR YANYOLA GİRMEZ, E-5 YOLUNDAN GİDER. Altı-Çizgili ve Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.
BOĞAZKÖY ECZANESİ 607 06 06
146T
14 HAZİRAN 22-31 TEMMUZ
DEFNE ECZANESİ 669 96 59
BO AZKÖY MH.-BAHÇE EH R-YEN KAPI hattı Gidi -Dönü sefer süresi: 155 dakika BOĞAZKÖY Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil
YENİKAPI Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil
05:30 05:50 06:00 06:35 06:35 07:00 05:55 06:05 06:30 06:45 07:05 07:30 06:05 06:10 06:50 07:05 07:30 08:00 06:05 06:30 07:15 07:35 07:50 08:20 06:20 06:45 07:30 08:10 08:10 08:35 06:30 07:00 07:45 08:30 08:30 08:55 06:30 07:15 08:00 09:00 08:50 09:10 06:40 07:30 08:20 09:15 09:05 09:30 07:00 07:45 08:35 09:30 09:25 09:50 07:15 08:00 08:50 09:45 09:45 10:10 07:30 08:15 09:05 10:00 10:00 10:25 07:30 08:45 09:20 10:15 10:20 10:40 07:50 09:00 09:35 10:30 10:40 10:55 08:10 09:20 09:50 10:50 11:00 11:10 08:30 09:40 10:10 11:10 11:20 11:30 08:30 10:00 10:30 11:30 11:40 11:50 08:50 10:20 10:50 11:50 12:00 12:10 09:10 10:40 11:05 12:05 12:20 12:25 09:35 11:00 11:20 12:25 12:40 12:40 10:00 11:20 11:40 12:40 13:00 13:00 10:20 11:40 11:55 13:00 13:20 13:15 10:40 12:00 12:10 13:20 13:40 13:30 11:00 12:20 12:30 13:40 14:00 13:50 11:15 12:35 12:50 13:55 14:20 14:10 11:30 12:55 13:10 14:15 14:40 14:30 11:45 13:10 13:30 14:30 15:00 14:50 12:00 13:30 13:45 14:55 15:20 15:10 12:20 13:50 14:00 15:10 15:40 15:30 12:40 14:10 14:20 15:30 16:00 15:50 14:35 14:40 15:50 16:20 16:05 13:00 13:20 14:55 15:00 16:10 16:40 16:25 13:40 15:15 15:20 16:30 17:00 16:40 14:00 15:35 15:40 16:55 17:25 16:50 14:20 15:55 16:00 17:15 17:45 17:20 14:40 16:15 16:20 17:35 18:00 17:40 16:35 16:40 17:55 18:20 18:00 15:00 15:20 16:55 17:00 18:15 18:40 18:20 15:40 17:15 17:25 18:35 19:00 18:40 18:55 19:20 19:00 16:00 17:40 17:40 16:20 18:00 18:00 19:15 19:40 19:15 16:35 18:20 18:15 19:40 20:00 19:30 16:40 18:40 18:30 19:55 20:15 19:45 17:00 19:00 18:45 20:15 20:30 20:00 17:20 19:20 19:05 20:30 20:45 20:20 19:40 19:25 20:50 21:00 20:40 17:40 17:50 20:00 19:45 21:05 21:20 21:00 18:00 20:25 20:05 21:25 21:40 21:20 20:50 20:35 21:40 22:05 21:45 18:20 18:30 21:15 21:00 22:00 22:30 22:10 18:40 21:40 22:20 22:50 19:00 22:45 19:00 19:20 19:40 20:00 20:20 20:45 21:05 21:30 Not:AKSARAY GÜZERGAHINDA ÇALIŞIR. GÜZERGAHINDA DEPAR SEFER YAPILIR. İŞ GÜNLERİ SAAT 06:25TE AKSARAYF.ZADE-TOPKAPI-İNCİRLİ-AVCILAR-ESENYURT İŞ GÜNLERİ YEŞİL RENKLİ SEFERLERDE ESENYURT İNCİRTEPE-ESENKENT-ALTINŞEHİR-MASKO-E.6 YOLU-VATAN CD.-
20 HAZİRAN 8-27 TEMMUZ
DERMAN ECZANESİ 605 02 14 18 HAZİRAN 7-26 TEMMUZ
DİLEK ÖZ ECZANESİ 669 70 10 1-19 HAZİRAN 9-28 TEMMUZ
ECZANE FİLİZ 672 01 03 15 HAZİRAN 4-23 TEMMUZ
ELİT ECZANESİ 672 33 32 2-21 HAZİRAN 10-29 TEMMUZ
ESENKENT ECZANESİ 672 11 60 17 HAZİRAN 6-25 TEMMUZ
GÜNGÖR ECZANESİ 672 94 01 6-25 HAZİRAN 14 TEMMUZ
MAVİ ECZANE 669 59 51 5-24 HAZİRAN 13 TEMMUZ
MOLİNO ECZANESİ 607 32 12 13 HAZİRAN 2-21 TEMMUZ
OKSİJEN ECZANESİ 669 44 66 8-27 HAZİRAN 16 TEMMUZ
SU ECZANESİ 669 97 97 12 HAZİRAN 1-20 TEMMUZ
ŞEHİR ECZANESİ 608 17 27 16 HAZİRAN 5-24 TEMMUZ
ŞELALE ECZANESİ 669 09 11 9-28 HAZİRAN 17 TEMMUZ
YILDIZ ECZANESİ 607 08 10 11-30 HAZİRAN 19 TEMMUZ
SELİN ECZANESİ 669 30 40 NÖBET DIŞI
Altı-Çizgili ve Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.
76E
ESENKENT-BAHÇE EH R-TAKS M (EKSPRES KATLI) hattı Gidi -Dönü sefer süresi: 150 dakika
E-57
ESENKENT BAHÇE EH R-BAKIRKÖY hattı Gidi -Dönü sefer süresi: 100 dakika KITA ND. hatt r
E-58
ESENKENT-BAHÇE EH R-MEC D YEKÖY EKSPRES hattı Gidi -Dönü sefer süresi: 100 dakika
ESENKENT Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil
TAKSİM Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil
ESENKENT Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil
BAKIRKÖY Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil
ESENKENT Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil
MECİDİYEKÖY-M.BUS Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil
06:00 06:20 06:40 07:00 07:20 07:40 08:00 09:05 09:30 10:00 10:30 11:00 11:25 12:40 13:05 13:30 14:00 14:25 14:50 16:10 16:40 17:10 17:40 18:10 18:40 20:00 20:30 21:00
07:20 07:50 08:15 08:45 09:20 09:45 10:55 11:20 11:45 12:10 12:40 13:05 14:20 14:50 15:20 15:50 16:20 16:50 18:05 18:30 18:55 19:20 19:50 20:02 21:35 22:00 22:30
06:30 06:50 07:10 07:35 07:55 08:15 08:50 09:30 10:05 10:35 11:05 11:45 12:30 13:10 13:40 14:10 14:45 15:30 16:10 16:35 17:10 17:45 18:00 18:30 19:10 19:35 20:10
07:40 08:25 08:50 09:20 09:40 10:10 11:00 11:35 12:05 12:35 13:15 14:00 14:40 15:10 15:40 16:10 16:35 17:00 17:40 18:10 18:40 19:05 19:25 20:30 21:10 22:00
06:15 06:45 07:10 07:25 07:40 08:00 08:30 09:00 09:40 10:10 10:40 11:20 12:00 12:40 13:20 14:00 14:30 15:00 15:30 16:10 16:45 17:25 18:10 18:50 19:25
07:20 07:20 07:55 07:55 08:30 08:30 09:00 09:00 09:30 09:30 10:00 10:00 10:30 10:30 11:00 11:00 11:30 11:30 12:10 12:10 12:50 12:50 13:30 13:30 14:10 14:50 15:25 16:00 16:40 17:10 17:35 18:00 18:35 19:10 19:45 20:30 21:30
06:10 06:35 07:00 07:25 07:50 09:05 09:30 10:00 10:30 11:00 11:25 12:40 13:05 13:30 14:00 14:25 14:50 16:10 16:40 17:10 17:40 18:10 18:40 20:00 20:30 21:00 21:30
06:30 07:00 07:25 07:50 08:10 09:10 09:30 10:00 10:30 11:00 11:25 12:40 13:05 13:30 14:00 14:25 14:50 16:10 16:40 17:10 17:40 18:10 18:40 20:00 20:30 21:00
07:50 08:15 08:45 09:20 09:45 10:55 11:20 11:45 12:10 12:40 13:05 14:20 14:50 15:20 15:50 16:20 16:50 18:05 18:30 18:55 19:20 19:50 20:20 21:35 22:00 22:30 23:00
Not:EKSPRES HATTIR, ÇİFT BİLETLE SEYAHAT EDİLİR. Altı-Çizgili ve Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.
07:50 08:15 08:45 09:20 09:45 10:55 11:20 11:45 12:40 13:05 14:20 14:50 15:20 15:50 16:20 16:50 18:05 18:30 18:55 19:20 19:50 20:20 21:35 22:00 22:10 22:30
06:30 07:10 07:35 07:55 08:15 08:50 09:30 10:05 10:35 11:05 11:45 12:30 13:10 13:40 14:10 14:45 15:30 16:10 16:35 17:10 17:45 18:30 19:10 19:35 20:10
07:10 07:40 08:10 08:40 09:10 09:40 10:10 10:40 11:10 11:40 12:15 13:00 13:40 14:10 14:40 15:15 16:00 16:40 17:20 18:00 18:40 19:20 20:00 20:40 21:20
07:40 08:25 08:50 09:20 09:40 10:10 11:00 11:35 12:05 12:35 13:15 14:00 14:40 15:10 15:40 16:10 16:35 17:40 18:10 18:40 19:05 19:25 20:30 21:10 22:00
Not:Altı-Çizgili ve Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.
08:10 08:40 09:10 09:40 10:10 10:50 11:30 12:10 12:40 13:10 13:45 14:30 15:10 15:45 16:15 16:45 17:20 18:00 18:10 19:20 20:00 20:40 21:20 22:00 22:40
06:30 07:00 07:30 08:00 08:30 09:00 09:30 10:00 11:00 12:00 13:00 14:00 15:00 15:45 16:30 17:15 18:00 18:45 19:30
07:30 08:30 09:30 10:15 11:00 11:45 12:30 13:30 14:30 15:30 16:15 17:00 18:00 19:00 20:00
07:45 08:15 09:00 09:30 10:00 10:30 11:00 11:30 12:30 13:30 14:30 15:30 16:30 17:15 18:00 18:45 19:30 20:15 21:15
Not:Altı-Çizgili ve Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.
08:45 09:45 10:45 11:30 12:15 13:00 13:45 14:45 15:45 16:45 17:30 18:15 19:15 20:15 21:15
Otobüs saatleri 5 Haziran 2011 tarihinde www.iett.gov.tr sitesinden güncellenmiştir
76D