4 Mevsim Bahçeşehir Sayı 26

Page 1

YIL: 3 HAZİRAN 2012

AYLIK AKTÜALİTE ve YAŞAM DERGİSİ




rakkas

pastorale

jazz

arya


alexandra

www.mattressharmoni.com

Süzer Bulvarı No:47/3 Bahçeşehir/Başakşehir/İstanbul Tel: 0212 608 20 88-89




1. DÖNEM: 2. DÖNEM: 3. DÖNEM:

18 HAZİRAN 16 TEMMUZ 13 AĞUSTOS

- 13 TEMMUZ ARASI - 10 AĞUSTOS ARASI - 07 EYLÜL ARASI

YAZ OKULU PROGRAMI 04 YAŞ - 16 YAŞ ARASI ÖĞRENCİLERİMİZE UYGULANMAKTADIR. %10 KARDEŞ İNDİRİMİ UYGULANMAKTIR. ÖĞLE YEMEĞİ VE İKİNDİ KAHVALTISI FİYATLARA DAHİLDİR. SERVİS HİZMETLERİ AYRICA ÜCRELENDİRİLECEKTİR. 3 AYRI DÖNEM OLARAK UYGULANACAK OLAN YAZ OKULU PROGRAMINDA, HER DÖNEM İÇİN AYRI AYRI KAYIT YAPTIRILABİLİR ARA DÖNEMLERDE KAYIT ALINACAKTIR, YARIM GÜN YAZ OKULU PROGRAMI 800.00 TL TAM GÜN YAZ OKULU PROGRAMI 1.300.00 TL’DİR. www.dogulumuzik.com.tr


PAZARTESİ

SALI

ÇARŞAMBA

PERŞEMBE

CUMA

13:30 14:30

Fransızca İngilizce

Resim Dans

Fransızca İngilizce

Resim Dans

Fransızca İngilizce

14:30 15:30

Satranç Dans Resim

Bale Jimnastik Fotoğrafçılık

Satranç Dans Resim

Bale Jimnastik Fotoğrafçılık

Satranç Dans Resim

15:30 16:30

Bale El Sanatları Tiyatro-Drama

Perküsyon Atölyesi

Bale El Sanatları Tiyatro-Drama

Perküsyon Atölyesi

Bale El Sanatları Tiyatro-Drama

16:30 17:30

Piyano Gitar Keman

Bateri Gitar Şan Eğitimi

Piyano Gitar Keman

Bateri Gitar Şan Eğitimi

Piyano Gitar Keman

Servisle eve dönüş

Servisle eve dönüş

Servisle eve dönüş

Servisle eve dönüş

Servisle eve dönüş

PAZARTESİ

SALI

ÇARŞAMBA

PERŞEMBE

CUMA

08:30

Servisle Spor Okuluna

Servisle Spor Okuluna

Servisle Spor Okuluna

Servisle Spor Okuluna

Servisle Spor Okuluna

09:00

Tenis Voleybol Basketbol

Tenis Voleybol Basketbol

Tenis Voleybol Basketbol

Tenis Voleybol Basketbol

Tenis Voleybol Basketbol

10:30 11:30

Yüzme

Yüzme

Yüzme

Yüzme

Yüzme

12:00 12:30

Servisle dönüş

Servisle dönüş

Servisle dönüş

Servisle dönüş

Servisle dönüş

12:30 13:30

Öğlen yemeği

Öğlen yemeği

Öğlen yemeği

Öğlen yemeği

Öğlen yemeği

13:30 14:30

Fransızca İngilizce

Resim Dans

Fransızca İngilizce

Resim Dans

Fransızca İngilizce

14:30 15:30

Satranç Dans Resim

Bale Jimnastik Fotoğrafçılık

Satranç Dans Resim

Bale Jimnastik Fotoğrafçılık

Satranç Dans Resim

15:30

Bale El Sanatları Tiyatro-Drama

Perküsyon Atölyesi

Bale El Sanatları Tiyatro-Drama

Perküsyon Atölyesi

Bale El Sanatları Tiyatro-Drama

16:30 17:30

Piyano Gitar Keman

Bateri Gitar Şan Eğitimi

Piyano Gitar Keman

Bateri Gitar Şan Eğitimi

Piyano Gitar Keman

Servisle eve dönüş

Servisle eve dönüş

Servisle eve dönüş

Servisle eve dönüş

Servisle eve dönüş

*

Yukarıdaki programlarımız seçmeledir.

SANAT EĞİTİM MERKEZİ VE ENSTRÜMAN SATIŞ MAĞAZASI: 3. CADDE KC VİLLA 12 BAHÇEŞEHİR 212 669 01 43 - 212 669 01 53

Yetenek Geliştirme Merkezi’mizde de YAZ OKULU KAYITLARIMIZ DEVAM ETMEKTEDİR 3-6 YAŞ ANAOKULU VE YETENEK GELİŞTİRME MERKEZİ: 1. KISIM ÇINAR 10 VILLA 4 BAHÇEŞEHİR 212 669 92 67


Avni Akyol Bulvarı Bahçeşehir 2. Kısım Mah. Loca No:3


LEZİZ YÖRESEL TADLARLA BAHÇEŞEHİR’İN HİZMETİNDEYİZ

212 669 87 88 - 532 683 44 22






‘DE NELER VAR?

EDİ TÖR ,ün Notu

Aman Allahım okullar kapandı! Önceki senelerde Haziran ayı geldimi içimi sevinç kaplardı. Kızım bir sene daha bitirdi, bir üst sınıfa geçti sevinci içimin kıpır kıpır olmasına neden olurdu. Bu aynı zamanda kızımın bir yaş daha büyüdüğü anlamına da gelirdi, benim için. Doğum günü Eylül ayında olmasına rağmen sanki bir sınıf daha bitirdiği zaman bir yaş büyüyormuş gibi gelirdi. Ama bu sene... Aylardır süren 4+4+4 sistemi tartışması yüzünden, kızımın bir sene daha büyüdüğünün farkına bile varamadım, sevinemedim bile, bir sene daha bitirmiş olmasına... Belirsizlikler, ne olacaklar yüzünden ben daha ne olacağını net öğrenemediğimden ona da anlatamadım. Daha birkaç hafta öncesine kadar 5. sınıfa geçecek diye biliyordu. Sonrasında daha mezuniyetin bile ne olduğunu bilmeden ona sen mezun oluyorsun dedim. Apar topar mezuniyet baloları, yemekleri organize edilmeye başlandı. Aslında ne kadar önemlidir mezuniyet yemekleri, aylar öncesinden heyecanı kaplar insanın içini. Mezuniyetin ne olduğunu elimden geldiğince anlatmaya çalıştım. Ondan sonrasında biraz da olsa havasına girmeye, baloda ne giyeceğini, saçını nasıl yaptıracağını düşünmeye başladı ama eminim içinde anlamsızlıklar devam ediyor. Ya biz veliler, bütün amacımız onların iyi bir eğitim alması iken bu karmaşa içinde ne olacağını bilmemek eminim benim gibi birçok ailenin uykularını kaçırıyordur. Evet, yeni sisteme göre kızım mezun oldu ve ortaokula başlayacak. Umarım korkularım yersiz kalır. Kızım geçiş döneminde arada kalan bir öğrenci olarak sistemin kurbanı olmaz. Gelelim diğer konulara... Haziran ayı sayımızın hazırlığı yine hem yorucu, bir o kadar da keyif verici oldu. Bu ay gezi sayfalarımız için gittiğimiz Güre’den dergimize iki konu hazırlamış olmak bizi çok mutlu etti. Ya Haziran ayının bir diğer anlamı olan Babalar günü... Babasızlığımdan mıdır nedir bilinmez bu konuda hazırlayacak hiçbir şey bulamıyorum. Belki de kıskançlığımdan hiçbir şey yapmak istemiyorum. Benim yok, neden babalar günü olsun ki! Ama babalar gününe değinmeden olmaz. Araştırırken bulduğum ve gözyaşlarıyla okuduğum bir yazıyı belki de babaları olanların babasızlığı anlamaları adına sayfalarımıza taşıdım. Eğer babanız yaşıyorsa ne olur kıymetini bilin... Ona bir konuda kızdığınızda bir an onun olmadığını, onu kaybettiğinizi düşünün. İçiniz acıdı değil mi? Şimdi onsuz bir hayatı düşünmeye çalışın. Ne olursa olsun, kaç yaşında olursanız olun, yanınızda olmasa bile o koca çınarın gölgesinde nasıl rahat rahat oturduğunuzu, onun arkanızda bir güç, sığınacak liman olduğunu eminim anlayacaksınız. Biliyor musunuz benim çınarım daha ben 10 yaşındayken devrildi, ben 10 yaşında büyüdüm... Sizin hiç büyümemeniz dileğiyle...

16. 1. Bahçeşehir 10 km. koşusu ve 3 km. halk koşusu yapıldı 18. Bölgeden 26. Kısa Haberler 40. KAPAK KONUSU Evinizdeki tehlikenin farkında mısınız? 48. Bahçeşehir’de ORGANİK PAZAR kurulsun mu?

108 56. Tanrıların iksiri: Zeytinyağı 68. Babanız yaşadığı sürece hep çocuksunuz... 70. Bahçeşehir’de yaz okulları 86. Okyanus Kolejleri Genel Müdürü Nazım Boduroğlu: “Bilgiyi ezberletmek yerine, bilgiye ulaşmayı öğretiyoruz” 108. GEZİ Dünyadaki cennet; GÜRE

48

HER AY SİZLERLE

20. İYİSİYLE-KÖTÜSÜYLE Özkan Erdoğan 34. BAHÇEŞEHİR FİLİZLENİYORFiliz Süzer 36. EKONOMİ- Kayhan Öztürk 62. HAVADAN SUDANMüjde Köseoğlu 64. HAYATIN İÇİNDENAylin Şengün Taşçı 78. EĞİTİMDoç. Dr. Nilgün Uluser İnan 90. SPOR- Savaş Kahraman 96. DOĞAL YAŞAMIN SIRLARI Prof. Dr. Murat Kartal

98. YEMEK - Hatice Koç 100. GÜZEL FİKİRLERYasemin Yurtman Candemir 102. DEKORASYONSerpil Özkan 104. MODA - Bengü Arslan 106. ASTROLOJİ- Nisa 114. EN GÜZEL ÇOCUKLAR 115. KÜLTÜR SANATHatice Gülçür İnanç 116. HUKUK- Avukat Ümit Uysal 118. POLİTİKA- Cemal Subaşı 120. BULMACA 121. REHBER

HER REKLAM BİR KAZANÇTIR DİYORSANIZ

BİZE ULAŞIN

607 10 28 532 371 76 93 212

Melike Güntürk

İmtiyaz sahibi: HAZAN YAPIMEVİ Genel Yayın Yönetmeni: Hasan Güntürk

14

I HAZİRAN 2012

Yayın Koordinatörü (Sorumlu Müdür): Melike Güntürk

Yayın Kurulu: Hatice Gülçür İnanç Kazım İlter İnanç

Tasarım ve Uygulama: Hazan Yapımevi

Kapak Tasarım: Naci Koç

Yayın Danışmanı: Ali Polat

Hukuk Danışmanı: Av. Şahin Zenginal

Reklam Müdürü: Nurcan Ercan Güler

Teknik Müdür: Aziz Serdar Taştan

İLETİŞİM: Boğazköy Hoşseda Sit. H Blok 7/14 Bahçeşehir/Başakşehir/İst. Tel: 0212 607 10 28 e-mail: 4mevsimbahcesehir@gmail.com 4mevsim@hazanyapimevi.com Facebook: Dort Mevsim Bahcesehir web: www.hazanyapimevi.com

Dağıtım: 4 Mevsim Bahçeşehir Dergisi Baskı: Filmon Ofset Filmcilik San. ve Tic. Ltd. Şti. İkitelli-İstanbul 212 671 57 40

4 Mevsim Bahçeşehir Dergisi ayda bir yayınlanır. Bahçeşehir’de evler ve işyerleri başta olmak üzere, Ispartakule, Ardıçlı Evler, Spradon, Mesa Nurol, Eston, City Court, Günışığı, Uphill, Banu Evleri, Manolya Evleri, Hill Park, Yasemin Evleri, Kardelen Evleri, Esenkent, Boğazköy (Avc›lar-Beylikdüzü E5 işyerleri) bölgelerine ücretsiz dağıtılır. Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazı sahibine, reklamların sorumluluğu reklam verenlere aittir.

Katkıda bulunanlar: Ece Sevinç, Ertan Dağhan, Murat Sevinç, Onur Yurtseven, Seda Asparuk, Serkan Güler, Yasemin Sevinç, Yücel Akkoyunlu, Z. Hazan Güntürk Dağıtım ekibi: Devran Öztürk, Sergen Demirtaş, Can Çataltaş, Sadık Can Düzgün, Egemen Akalın, İsmail Karatuna, Veli Akgül, Andaç Alp Yaba, Samet Tanoğlu, Hasan Katrancı, Alper Yılmaz, Sergen Ateş



BOLGEDEN

Başakşehir Belediyesi tarafından organize edilen “Yaza Merhaba Koşusu” öncesi sporculara seslenen Başkan Mevlüt Uysal “Başakşehir Belediyesi olarak, sportif organizasyonların düzenlenmesine büyük önem veriyor ve Başakşehirʼin bir spor kenti haline gelmesi için çalışıyoruz. Bahçeşehir 90ʼlı yıllardan beri insanların rahatça spor yapabildiği nadide yerlerden. Sporu bütün İstanbulʼa, gençlere sevdirme adına burada bir koşu düzenliyoruz” dedi. Organizasyonun sürekli hale geleceğinin müjdesini de veren Uysal, sözlerine “Her yaştan Başakşehirliʼnin sağlıklı bir kent yaşamında huzurlu yaşayabilmesi için çalışıyoruz. Bu güzel ortamda, genci yaşlısı profesyonel sporcular ile gerçekleştirdiğimiz koşumuzu gelenekselleştirmek istiyoruz. Önümüzdeki sene organizasyonumuz 10 kmʼlik kulvarla kalmasın, yarı maraton, maraton ve farklı spor dalları da eklemek istiyoruz” diye kaydetti. Sağlığın yaşamdaki önemini de hatırlatan Başkan Mevlüt Uysal “Bugün burada sadece bedenimiz için değil geleceğimiz için de koşacağız. Unutmayalım ki Avrasya maratonu ilk başladığında sadece 38 kişi ile koşulmuştu” diyerek hedeflerinin büyük olduğunu vurguladı. Uysal “Her fırsatta büyük organizasyon-

16

I HAZİRAN 2012

tandaşlara, organizasyonun gerçekleşmesinde, sporun sevilmesinde, tanıtılmasında katkılar sağlayan sporculara, platform temsilcilerine, sivil toplum kuruluşlarına; Başkan Mevlüt Uysal ve Başakşehir Kaymakamı Cevdet Can tarafından plaketleri takdim edildi. Başakşehir Kaymakamı Cevdet Can, Başkan Yardımcıları, sporcular ve çok sayıda sporseverin katıldığı yarışmada Başakşehir Belediye Başkanı Uysal da sporcularla birlikte yarışın başlayacağı çizgiye geçti. 10 km koşusunda, vatandaşların “yarış start silahını patlat” isteklerini “Silahsız bir toplum istiyoruz ve şiddete karşıyız” diyen Uysal, 10ʼdan geriye doğru sayarak yarışmayı başlattı. Mevlüt Uysal, 1 Noʼlu göğüs numarası ile Halk klasmanında sporcularla birlikte koştu, Uysalʼa Başakşehir Kaymakamı Cevdet Can ve Başkan yardımcısı Nurettin Ertemelʼde eşlik etti.

lara talip olan ve ev sahipliği yapan İstanbulʼun spor denilince de ilk akla gelen ilçesi olacağız” diyerek sözlerini tamamladı. Koşu öncesinde; koşuya katılan va-

“Çip”lerle adil ve kusursuz bir koşu gerçekleşti Marathonistʼin de destek verdiği “Yaza Merhaba Koşusu” iki etapta yapıldı. 10 km.ʼlik koşuʼnun 6 dakika sonrasında, vatandaşların aileleri ile birlikte katıldıkları 3 kmʼlik halk koşusu gerçekleşti. Koşular, Bahçeşehir Gölet Mevki Doğa Parkıʼndan başladı. Bahçeşehir


1. Bahçeşehir 10 km. koşusu ve 3 km. halk koşusu yapıldı

Sağlık ve birliktelik için koştular

Türkiye ve dünyanın değişik ülkelerinden 1200 sporcu Başakşehir’de sağlık ve birliktelik için koştu. “Yaza Merhaba Koşusu”nda madalyalar Etiyopyalı iki kardeşin oldu. Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal’ın başlattığı, iki etaptan oluşan yarışlarda, profesyonel sporcuların yanı sıra üç kuşağın birlikte yer aldığı halk koşusunda, renkli görüntülere sahne oldu. sokaklarında devam eden yarış Bahçeşehir Gölet Mevkiiʼnde bulunan Doğa Parkıʼnda sona erdi. Yarışın 10 kmʼlik parkuru sporcu tasnifinin hatasız yapılabilmesi için “çipli” koşuldu. Kayıt yaptıran herkese özel anı tişörtü ve spor çantası, 3 km ve 10 kmʼlik parkurları bitirenlere anı madalyasının verildiği organizasyonda, 30 kişilik gönüllü sporsever çalıştı.

Erkelerde madalyalar Etiyopyalı iki kardeşe gitti 10 kmʼlik koşuda Erkekler Kategorisiʼnde birinci olan 947 göğüs numarası ile Etiyopyalı Somuel Loetochew Demie parkuru 30ʼdk ile bitirdi. 2.liği Somuelʼin kardeşi Biruk Loetochew Demie, üçüncülüğü Hasan Pak isimli sporcu kazandı. Kadınlar klasmanında ise birinciliği Türkiyeʼyi Londra Olimpiyatlarında temsil edecek Milli Atletimiz Bahar Doğan kazanırken, ikinciliği Svetlana Shepeleva üçüncülüğü ise Yeliz Ayyıldız kazandı. Kazanan atletler kupalarını Başkan Mevlüt Uysalʼın elinden aldı. Dereceye girenlere ödül yağdı “Yaza Merhaba Koşusu”nda dereceye giren sporculara ödül yağdı. Erkeklerde ve kadınlarda genel klasmanda ilk 3ʼe girenler “para ödülleri”, “koşu ayakkabısı” ve “yemek seti” ile ödüllendirilirken, genel klasmanda dördüncü, beşinci ve altıncı sırayı alan sporculara ise profesyonel koşu saati hediye edildi. 35 yaş üstü sporcuların sınıflandığı “Masterler” ve engelli spor-

cuların yer aldığı “Paralimpik” kategorilerinde yaş gruplarına göre ilk 3 sırayı alan sporculara da para ödülü verildi. Ayrıca ilk 10 sırayı alanlara antrenman programı verilerek ödüllendirildi. Halk Koşusunda ise birinciliği Aysel Uzunok, ikinciliği Dilek Çakır üçüncülüğü de Ebru İşseven alırken; Erkekler klasmanında birinciliği Bünyamin Akçiğdem, ikinciliği Uğur İmir ve Üçüncülüğü Şerif Akça kazandı. 3 kuşak birlikte koştu “Yaza Merhaba Koşusu” 3 kmʼlik Halk Koşusu ve 10 kmʼlik Yol Koşusuʼndan oluştu. Başta İstanbul olmak üzere Ankara, İzmir, Kocaeli, Eskişehir, Bursa ve Türkiyeʼnin dört bir yanından yaklaşık 1200 sporcunun ter döktüğü yarışlarda 3 kuşağın birlikte koştuğu

halk koşusu parkuru da renkli görüntülere sahne oldu. Yarışa katılanlar arasında Türkiyeʼnin en yaşlı koşucusu 85 yaşındaki Safder Kartoğlu, 62 yaşındaki E. Semra Hergülmanʼda bulunuyordu. Daha önce Ağrı Dağıʼna tırmanarak büyük bir başarı gösteren görme engelli Necdet Turhanʼda 1. Bahçeşehir Yaza Merhaba Koşusuʼnda ter döken isimlerden biriydi. Her yaştan sporseverin keyifli bir gün geçirdiği etkinlikte İstanbulʼun Anadolu ve Avrupa Yakasıʼndan katılmak isteyenlere; Taksim, Levent, Suadiye, Altunizade (Burhan Felek Stadyumu) ve Gebzeʼden ücretsiz servisler kaldırılarak destek sağlandı. Yarış sonunda çeşitli ikramların yer aldığı etkinlikte katılımcılar gün boyu DJ eşliğinde sınırsız eğlenme imkânı da buldu. HAZİRAN 2012 I

17


BÖLGEDEN

Bahçeşehir’de pilates günleri başladı Başakşehir Kent Konseyi önemli projeler üretmeye devam ediyor. Kent Konseyi, Başakşehir sınırları içerisindeki yeşil alanları değerlendirerek sağlıklı yaşam için, “Egzersizi Sev, Uzun Yaşa” sloganıyla uzman denetiminde spor günleri düzenliyor. Obezite, kanser, kalp sağlığı, diyabet gibi birçok sağlık probleminin hüküm sürdüğü günümüzde, sağlıklı kalmanın ancak dengeli beslenme, düzenli egzersiz ve sporla giderilebileceğini anlatmaya çalışan Kent Konseyi, spor aktiviteleri düzenleyerek sağlık problemlerinin yaşanmasının önüne geçmeye çalışıyor. Bahçeşehir Göletʼte sabah 07:00-08:00 saatleri arasında düzenlenmeye başlayan pilates uygulaması ile Bahçeşehirliler bambaşka bir hayata merhaba diyecek.

23 Mayıs-20 Ekim 2012 (Pazartesi, Çarşamba, Cumartesi) Saat: 07:00-08:00 Yer: Bahçeşehir Gölet

Türkiye geneline baktığımız zaman Türk insanı spor ya da egzersizi sevmiyor diyen Dr. Haluk Saçaklı, “Yapılan bilimsel araştırmalarda düzenli egzersiz ya da spor yaHaluk Saçaklı panların genele oranla 5.6 olduğu tespit edildi. Arada sırada yapanlarla birlikte %26.7, hiç yapmayanlar ise %68 olarak tespit dikkat çekiyor. Bu çok kötü bir oran. Bizim sporu insanlara

sevdirmemiz gerekiyor. Çünkü bu eksiklik tüm hastalıkların kapısını açıyor” dedi. İnsanlar düzenli egzersiz yapmasına rağmen bilinçsiz yaptığına da değinen Saçaklı, “Aç karnına gelmeleri kalp krizlerine bile sebep olabilir. Bu çalışmalarımız sadece uygulamalı değil hazırlanacak bir kitapçıkla da yaşlanmayı nasıl geciktireceğimiz konusunda da aydınlanacağız. İnşallah Başakşehirʼde bunun yayılmasını sağlayarak egzersizi ve sporu sevdirmeye çalışacağız” şeklinde konuştu.

Başakşehirli gençler obeziteye dur diyecek

Başakşehir İSKİ şubesi açıldı Başakşehir İSKİ şubesine kavuştu. Altınşehir Mahallesi’nde açılan İSKİ şubesi ile vatandaşların konuyla ilgili bütün işlemleri çözülüyor. Daha önce Küçükçekmece İSKİ dairesine giden vatandaşlar, artık Altınşehir’deki Başakşehir İSKİ şubesine gidecek. Başakşehir ilçesine ait 90 bin abonenin olduğu ofiste, şikayet ve taleplere de cevap veriliyor.

18

I HAZİRAN 2012

Başakşehir Kent Konseyi, günümüzün en önemli sağlık problemlerinden olan obeziteye karşı önemli bir çalışmayı hayata geçirdi. Başakşehirʼdeki, tüm liselerde başlatılan “Gençlerde kilo kontrolü, taranması ve önlenmesi” projesi ile günümüzde insan sağlığı için büyük bir tehdit olan obeziteye karşı dur denilmesi hedefleniyor. Bu kapsamda başlatılan taramalarda, gençlere beden kitle endeksinin tespiti için ölçümler yapılarak riskli gruplar tespit ediliyor. Proje kapsamında Başakşehir genelinde bir ayda toplam 6 bin öğrenciye kilo kontrolü taraması yapıldı. Aralarında risk grubuna giren 330 öğrenciye adımsayarlar teslim edildi. Günde en az 10 bin adım atmaya teşvik edilen gençlere her haftanın sonunda yeniden ölçüm yapılarak, beden kitle indeksleri kontrol altına alınıyor.



İYİSİYLE KÖTÜSÜYLE

ÖZKAN BABA

Serenderin suçu ne?

SERENDER Orta ve özellikle Doğu Karadeniz bölgesine özgü, tepesinde teker bulunan 1,5-2 metre yüksekliğindeki kazıkların üstüne oturtulan 4x5 m. boyutlarında, ağaçların birbirine geçirilmesi ve ahşap yığma tekniği ile yapılmış estetik mısır ambarına Serender denir.

Bahçeşehirimizin yegane tarihi eserlerinden sayılan Belediye binamızın tam karşısındaki parkın içinde bulunan (belediye derken eski Bahçeşehir Belediyemizin) şirin mi şirin, baktıkça köylerimizi hatırlatan Serender’imizin son hali içler

acısı. Doğalgaz geldi ama halen bizim serenderin kolunu bacağını kopartıp yakan, nüfus kağıdında insan yazan kişiler var galiba. Ama sadece nüfus kağıdında insan. Ne istersiniz kardeşim bu şirin Karadeniz mısır ambarından. Her ne kadar içine

mısır dolduramasak da gördükçe ruhen bizi köyümüze götüren Serenderimizin daha çok dağılmadan belediye yetkililerimiz bir an önce onarılmasını ve bir şekilde de korunmasını rica ediyorum. Tabii ki bu isteğim Bahçeşehirliler adına...

Bahçeşehir’de açılıp kapanan mekanlar beni daima çok üzmüştür. Niye mi? Çünkü bende Bahçeşehir’de bir mekan açıp, sonrasında devrettim. Ya meslekten haberleri yok, ya da ciddi araştırmalarını, gelir ve giderlerini, hesabını yapmadan yani benim gibi:) atlıyorlar işe. Ondan sonra ya kapatıyorlar, ya devrediyorlar. Ama zarar kesin... Aslında burada iyi bir de örneğim var. Bahçeşehir’in genç tayfasından Sezer Erdi kardeşim hiç ummadığım kadar işini başarılı yapıyor. Bu haytadan böyle bir performans, iş disiplini beklemiyordum. Beni şaşırttı. Vay Sezer’im Tantuni kralı oldu. Hatta rakibi Mersin Tantuni kapattı gitti ama Sezer yoluna emin adımlarla devam ediyor. Yolun açık olsun kardeşim... Bunu yazarken aklıma da şöyle bir şey geldi. Bölgedeki genç esnafı, özellikle genç diyorum çünkü diğer gençlere örnek olması

adına bir sıradan ziyaret etmek istiyorum. Önümüzdeki sayılarda hem dertlerini dinleyip, hem de işlerinde ne kadar başarılı olduklarını genç esnaf adaylarıyla paylaşmak isterim. Geçenlerde bir mekana uğradım. İçeride bir kaç arkadaşıma rastladım. Derin bir sohbet içindeydiler. Ben de bölmeden kulak misafiri oldum. Konu pilates... Pilates hocalığı yapan Berrak Bostancı masadakilere Pilates’in faydalarını anlatıyordu. Uzun uzunda faydalarını anlattı.

Aslında bayağı faydalı bir şeymiş bu pilates ama ben aklımda tutamadım ki size anlatayım. İlgilenenler enberrak@hotmail.com mailinden Berrak hanım’dan bilgi alabilirler. Bu aylıkta bu kadar, kendinize iyi bakın...

Birazda mahalleyi gezelim...

20

I HAZİRAN 2012

Siz de Bahçeşehir’de şahit olduğunuz iyileri ve kötüleri bana yazın. Ben de araştırıp, herkesi buradan bilgilendireyim… 4mevsimozkan@gmail.com


a4.pdf

1

28.05.2012

15:24



ADVERTORIAL

‘BİRİNCİ’

YABANCININ GÖZÜ OLACAK İstanbul Beylikdüzü'nde 40 milyon dolarlık yatırımla açılan Özel Birinci Göz Hastanesi, sağlık turizmine yönelik çalışacak. Hastanenin Yönetim Kurulu Başkanı Op. Dr. Ali Aksu, "Hastalarımızın yarısının yurt dışından gelmesini sağlayacağız" dedi.

Özellikle son yıllarda Türkiye'nin ekonomik anlamda güvenli liman olarak görülmesi, sağlık turizmine de olumlu yansıdı. Bu nedenle artan sağlık yatırımlarından birisi olan Özel Birinci Göz Hastanesi de İstanbul Beylikdüzü'nde 11 bin metrekarelik alanda yurtdışından da hasta tedavi etmeyi hedefliyor. 2008'de inşaatına başladıkları hastaneye 40 milyon dolarlık yatırım yaptıklarını söyleyen Özel Birinci Göz Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Op. Dr. Ali Aksu, “41 özel hasta yatağımız var. Göz hastalıklarının yüzde 80'inde yatış gerekmiyor. 26 Mayıs'ta resmi açılışını gerçekleştirdiğimiz hastane, Türkiye'nin ikinci büyük göz hastanesi oldu” dedi. Aksu, önümüzdeki yıllarda sağlık yatırımlarına devam edeceklerini, Adana ve İstanbul'da da hastane açmayı planladıklarını söyledi. 200 KİŞİYE İSTİHDAM

Beylikdüzü bölgesinde özellikle göz alanında böyle bir hastaneye ihtiyaç olduğunu vurgulayan Dr. Ali Aksu, ileri göz hastalıklarına ileri teknolojiyle çare bulacaklarını belirterek, “21 hekim kadromuz var. Part-time hekimler de olacak. Günde 700 hastayı muayene edebileceğiz. Şu an 110 kişiye istihdam sağladık. 2012 sonuna kadar da bu sa-

yıyı 200'e çıkarmayı hedefliyoruz” diye konuştu. Yılda yüzde 10 büyümeyi amaçladıklarını söyleyen Aksu, "Ağırlıklı olarak retina hastalıkları, katarakt cerrahisi, göz nakli ön planda olacak. Özellikle göz nakline eğilmek istiyoruz. Çünkü bu alanda yurtdışından ciddi hasta gelebilir. Hindistan'a giden hastaları ülkemize çekebiliriz" dedi. Doktorların eğitimine yönelik konferanslar da düzenleyeceklerini söyleyen Ali Aksu, halen çoğu doktorun konferanslar için Hindistan'a gittiğini, bu alanda da çalışmalar yapacaklarını açıkladı. "TÜRKİYE GÜVEN VERİYOR"

Türkiye'de sağlık turizmine yönelik çalışmaların arttığına dikkat çeken Ali Aksu, konuyla ilgili şu açıklamaları yaptı: “Özellikle Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'dan Türkiye'ye ciddi talep var. Arap Baharı nedeniyle Türkiye'yi tercih eden yabancı hasta sayısı arttı. Türkiye istikrar adası gibi. Sağlık da istikrar arıyor. Olayların olduğu, siyasi karışıklıkların yaşandığı bir ül-

kede kimse ameliyat olmak istemez. Türkiye'nin güvenli olması sağlık turizmini de olumlu etkiliyor.” Sağlık turizmine yönelik ajanslar aracılığıyla çalışmaları olduğu bilgisini veren Aksu, yurtdışında öncelikli olarak Almanya, Cezayir, Azerbaycan ve Kuzey Irak'ta görüşmelerinin devam ettiğini, daha farklı pazar arayışları olduğunu da vurguladı.

AVRUPA'DAN ÜÇTE BİR DAHA UCUZ Hastaların yarısının sağlık turizminden gelmesini hedeflediklerini belirten Ali Aksu, özellikle göz, diş ve estetik için yurt dışından hasta geldiğini belirterek, Türkiye'nin tercih edilmesiyle ilgili şöyle konuştu: “Türk hekimlerine güven duyuluyor. Özellikle diş ve göz alanlarında tedavi ücreti Avrupa'ya göre üçte bir daha ucuz. Son zamanlarda yaşanan siyasi gelişmeler nedeniyle de Arap dünyasının ve Orta Asya'nın Türkiye'ye sempati duyması yabancı hastaların Türkiye'yi tercih etme sebeplerinden.”

Özel Birinci Göz Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Op. Dr. Ali Aksu, özellikle göz nakline eğilmek ve doktorların eğitimine yönelik konferanslar düzenlemek istediklerini belirtti.

444 66 56 halklailiskiler@birincigozhastanesi.com HAZİRAN 2012 I

23


ADVERTORIAL

Mutfak deyip geçmeyin onlarında ilgiye ve bakıma ihtiyacı var Kaliteli malzeme ve işçiliğin mükemmel uyumu ile üretilerek ithal edilmiş olan Nobilia ve Spagnol mutfaklar, temizlik ve kullanıma dikkat edildiği takdirde yıllarca ilk günkü yeniliğinde kalarak size hizmet edecektir.

Yaşam kalitenizi artırmak, evinize değer katmak için Akbatı Arçelik mutfak bölümüne uğrayabilirsiniz. Konu mutfak olduğunda, hayalini kurduğumuz mutfağın beklentilerimizin üzerinde gerçeğe dönüşmesini arzu ederiz. Tüm bu ihtiyaç ve beklentilerin ışığında, Akbatı Arçelik, mutfak tasarımlarınızı yaşam stillerinize göre yeniden şekillendiriyor. MUTFAK BAKIMI: G Tüm ürünlerde, pamuk esaslı nemli bez kullanılmalı,duru su,sabunlu su, cam temizleyici sıvılar, ağır alkali eleman içermeyen sıvı temizleyiciler tercih edilmelidir. Islak bez sonrasında mutlaka kuru bez ile kurulamayı unutmayınız. G Dolap içlerine ve çekmecelere ıslak tabak,bardak vb. malzemeler koymayınız. G Ocaktan aldığınız sıcak tencere,

tava ve benzeri malzemeleri tezgah ve mutfak mobilyası ile temas ettirmeyiniz. G Yüzeyleri sert, çizici ve sivri cisimlerden koruyunuz. G Koruma folyoları, nakliye esnasında parçaların hasar görme tehlikesini azaltır ve böylece yüksek kaliteli mobilya yüzeylerinin düzgün şekilde korunmasını sağlar. G Yüzeyler üzerindeki folyoları çıkardıktan sonra kapakların yüzeyini pamuklu, nemli bir bez ile silip daha sonra kuru bez ile kurulayınız. G Atık depolamaya yarayan, çöp kovalarının kullanımında çöpleri bastırarak sıkıştırmayınız. Böylece çöp kutularınızın bağlantı yerlerinden kırılmasını önlemiş olursunuz. G Ahşap çatal kaşıklıkları kesinlikle bulaşık makinesinde veya suyun altında yıkamayınız. G Temizlik için nemli bez veya nemli sabunlu bez kullanınız. G Doğal ahşap yüzeyleri, ağartıcı etkisinden dolayı direkt güneş ışığından koruyunuz. G Ahşabın doğasından gelen yapısal renk ve desen farklılıkları olabilir, bu doğaldır.

ÇETİNLER DAY. TÜK. MAL. SAN. VE TİC. A.Ş. Akbatı AVM 5 Noʼlu Mağaza

0 212

397 70 50


DE R E L ÜRÜN

M İ R İ D N İ

0 2 %

N BÜTÜ

ur. R YE sust OTU ÖYLE R mah E a T y S İS E efa bir d R EV upon İSTE

kta kapa nya a p *Kam

K dir. çerli a ge d n ı rşılığ n ka kupo n a n bulu

Pide Çeşitleri

Adana Dürüm

IR T A R DİKK AT! BAĞIMLILIK YA By Dürüm Çöp Şiş

Yerken duyulan o Çıtır sesi; gerçekten bu hamur değil mi? diye sordurur insana, daha sonra o lezzet ve o müthiş koku alır sizi uzaklara ve farkında bile olmadan bağımlı olmuşunuzdur artık Kıtırcık ve Çıtırcık'a ......

669 52 52

Süzer Bulv r e.com.t arı No: 1 (Cami Kar d i p y m . w w şısı) Bahçeşehir-İstanbul w


KISA KISA

Banu Evleri Ispartakule yükseliyor Hasanoğlu İnşaat, Bahçeşehir’de bir marka olan ve sakinlerine huzurlu bir yaşam sunan Banu Evleri Bahçeşehir Projesi’nden sonra bu kez de Banu Evleri Ispartakule ile sizlere kaliteli yaşam sunmaya devam ediyor. Hasanoğlu İnşaatʼın, butik tarzda ve aile konseptine uygun olarak, 15.000 m² arazi üzerine konumlandırdığı BANU EVLERİ ISPARTAKULEʼde, 10 farklı tipte, 160 adet dairenin bulunduğu 2 yüksek katlı blok, 3 farklı tipte 16 adet KENT VİLLASI, ticari alanlar, sosyal alanlar ve mescit bulunuyor. Kapalı ve açık otoparklara sahip projede, yeşil alanlardaki peyzaj düzeni ve süs havuzları ile huzur veren bir ortam sizleri bekliyor.

Her metrekarenin titizlikle değerlendirildiği bloklarda, 2+1 daireler 115 – 123 m², 3+1 daireler 150 - 153 m², 4+1 daireler 173 m², 3+1 çatı dubleksleri 260 - 290 m² ve 4+1 çatı dubleksleri 275 – 290 m² büyüklüğünde her ihtiyaca cevap veriyor. Bölgesinde tek olma özelliğine sahip KENT VİLLALARIʼnda ise 4+1 bahçe dubleksleri ve 3+1 ara dubleksler 204 m², 3+1 üst dubleksler 205 m² büyüklüğünde konforlu

yaşam alanları sunuyor. Yerleşimin yeni çekim merkezi haline gelen Ispartakuleʼde şehrin gürültüsünden uzakta, her detayın düşünüldüğü, konfor ve enerjiyle yüklü BANU EVLERİ ISPARTAKULEʼde kaliteli bir yaşamdan beklediğiniz her şeyi ve daha fazlasını bulacaksınız.

Akbatı AVYM & Blue Jean Gençlik Festivali

19 Mayıs’a damgasını vurdu

İstanbulʼun en büyük alışveriş merkezlerinden biri olarak hayata geçen Akbatı Alışveriş ve Yaşam Merkezi; Blue Jean Dergisi ile ortaklaşa düzenlediği Gençlik Festivali ile 19 Mayıs Atatürkʼü Anma Gençlik ve Spor Bayramıʼna damgasını vurdu. Alışveriş ve sosyal aktivitelerin merkezi Akbatı Alışveriş ve Yaşam Merkezi, düzenlediği etkinlik ve sanat aktiviteleriyle Mayıs ayında da farkını ortaya koydu. 19 Mayıs Atatürkʼü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kapsamında 2 gün boyunca eğlenceli ve sürpriz dolu etkinliklerle alışveriş keyfini doyasıya yaşatan Akbatı AVYM, Festival Park alanında muhteşem bir şölene de ev sahipliği yaptı. 19-20 Mayıs 2012 tarihlerinde 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı coşkusunun yaşandığı Gençlik Festivaliʼnin yoğun ilgi gören ilk gününde Gripin ve Manga sahne alırken, ikinci gün ziyaretçiler Yalın konseri ve Power FM DJ Emre Karakurt performansıyla eğlenceli dakikalar yaşadı.

26

I HAZİRAN 2012

Elin Elimde Derneği’nden anlamlı organizasyon

Elin Elimde Derneği tarafından 10-16 Mayıs Engelliler Haftası nedeniyle “Engellilik Bilincinin Arttırılması” amacıyla Kuleli Yakamoz Restaurantʼta düzenlenen kahvaltıya İstanbul Milletvekili Belma Sekmen SATIRʼın yanında birçok iş kadını ve gönüllüler katıldılar. Belma Sekmen SATIR “engellilik bilincinin arttırılmasının kadınlarımızın çalışmalarından geçtiğini, kadın girişimcilerimizin sayısının arttırılması gerektiğini, bu sayede toplumun refah düzeyinin artacağı gibi sosyo-ekonomik gelişmelerin hız kazanacağını” vurguladı. Engellilik konusunda çalışmalarını takdirle izlediği Elin Elimde Derneği başkanı Serap Çebi Tancaʼya çok teşekkür eden Satır, her türlü desteğe hazır olduğunu belirtti. Dernek Başkanı Serap Çebi Tanca da kendilerini yalnız bırakmayan Belma Sekmen Satır başta olmak üzere tüm gönüllü dostlarımıza teşekkür ediyoruz, “hepimiz birer potansiyel engelliyiz” sloganıyla hareket ettiklerini, bu hafta nedeniyle çeşitli etkinlikler yaptıklarını, Metin Sabancı Spastik Çocuklar Merkeziʼnde kalan koruma ve bakım altındaki çocuklarımızla faaliyetlerine devam ettiklerini belirtti.



KISA KISA

Birinci Göz Hastanesi’ne

Beylikdüzü’nde görkemli açılış

Türkiye‘nin en modern göz hastanelerinden olan Birinci Göz Hastanesi’nin açılışı görkemli bir törenle gerçekleştirildi. İstanbul Beylikdüzü’nde 40 milyon dolarlık bir yatırımla hizmete başlayan Özel Birinci Göz Hastanesi göz sağlığı alanında Türkiye’de yapılmış en büyük yatırımlardan biri olma özelliğini taşıyor. Sağlık Bakanlığı Bakan Yardımcısı Agah Kafkasʼın katılımıyla gerçekleşen açılış törenine Ak Parti Meclis Grup Başkan vekili Ahmet Aydın, Milletvekilleri Vahit Kirişçi ve Hüsrev Kutlu, Beylikdüzü Belediye Başkanı Yusuf Uzun, Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, Ak Parti Beylikdüzü İlçe Başkanı Av. İbrahim Bülbüllü, CHP Beylikdüzü İlçe Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul Cumhuriyet

Başsavcısı Turan Çolakkadı, Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcısı İsmail Yalçın, belediye meclis üyeleri, iş dünyasından ve sağlık sektöründen birçok üst düzey davetli katıldı. Çiğdem Tunçʼun sunuculuğunu üstlendiği açılış, Yönetim Kurulu Başkanı Göz Hastalıkları ve Cerrahisi uzmanı Op. Dr. Ali Aksuʼnun konuşması ile başladı. Türkiyeʼnin en büyük ikinci özel göz hastane-

BSD'nin sultanları Türkiye 4.sü oldu Bahçeşehir Süleyman Demirel İlköğretim Okulu İstanbul 3.sü olarak, Isparta’da yapılan Türkiye finallerinde ilçemizi ve ilimizi başarıyla temsil ederek Türkiye 4.sü oldu. Yıldızlar kategorisinde bir ilke imza atan takım antrenörü Savaş Kahraman, turnuvanın ardından sıcağı sıcağına açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin en iyi 8 okulunun mücadele ettiği turnuvada, ellerinden geleni yaptıklarını belirterek, çok heyecanlı geçen zor bir turnuva da elde ettikleri başarının ardından geleceğin yıldız voleybolcuları olarak tanımladığı öğrencileriyle gurur duyduğunu söyledi. “İstanbul 3.lüğü ve Türkiye 4.lüğüne giden bu zorlu yolda destekle-

rini hiçbir zaman esirgemeyen Belediye Başkanı Mevlüt Uysal'a, Okul müdürü İbrahim Sönmez ve tüm idarecilere, her fırsatta sporculara destek olan öğretmen arkadaşlarıma ve bizlere inanarak çocuklarını teslim eden sporcuların çok değerli anne-babalarına teşekkür ederim" diyerek başarılarını tüm Başakşehirlilere ve İstanbul'a armağan etti.

Bahçeşehir Voleybol Spor Kulübü ailesi Prima’da kahvaltıda buluştu Bahçeşehir Voleybol Spor Kulübü Koordinatörü Savaş Kahraman Türkiye 4.lüğünü sporcuları ve aileleriyle Prima’da ailece yapılan bir kahvaltıda kutladı.

sini Beylikdüzüʼne kurmaktan büyük memnuniyet duyduğunu belirten Aksu yaptıkları yatırımın önemine dikkat çekti. Toplam 11 bin metrekarelik bir alan üzerinde 5 yıldızlı otel konforunda 8 katlı akıllı bina olarak inşa edilen Birinci Göz Hastanesiʼnde 25 muayene odası, son teknoloji ile donatılmış 8 ameliyathane, uzman psikologlar tarafından dizayn edilmiş 41 hasta odası bulunuyor.

Belemir Perde’nin yaz kampanyası

Havalar soğuk geçti, kış mevsimi uzun. Şimdiyse sıra evleri yenilemede. Bahçeşehir hanımlarına müjde! Belemir Pardeʼden özel kampanyalar... Salon perdeleri için; yağlıboya tablo hediyesi, yatak odasının perdelerine; nevresim takımı hediyesi, mutfak perdelerine havlu takımı hediyesi, çocuk odalarının perdelerine, çocuk bornozu hediyesi, Çalışma odaları ve oturma odaları perdelerine dekoratif örtü hediyeleri… Bir dünya markası olan Belemir Perde; Bahçeşehir Mobilyacılar Çarşısıʼnda… 2012ʼnin son trendlerini, son moda perdeleri görün, şaşırtan fiyatlarla mutlu olun ve hediye kampanyasından yararlanın…



KISA KISA

Bahçeşehir’de yılın annesi Özge Uzun Bahçeşehir Prestige Mall Avm tarafından organize edilen “Bahçeşehirʼde yılın en özel annesi” organizasyonu ile CNN programcısı Özge UZUN yılın annesi seçildi. Programa oğlu Dağhan ile katılan Özge Uzun kendisi ve oğlu için Bahçeşehirʼdeki okullar tarafından hazırlanan çok özel gösterileri izledi. Bahçeşehir Abdi İbrahim İlköğretim Okulu Dans gösterileri, Beşyıldız anaokulu şiir dinletisi ve dans gösterisi, Denizatı çocuk evi bando gösterisi, Okyanus koleji müzik dinletisi eşliğinde yapılan anneler günü etkinlikleri sonunda yılın en özel annesi ödülünü Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysalʼdan alan Özge Uzun yaptığı konuşmayla tüm katılımcılara duygusal anlar yaşattı. “Bana hep özel bir çocuk sahibi olmanın nasıl bir duygu olduğunu soruyorlar ve eğer bilseydim ne yapacağımı öğrenmek istiyorlar; ama şimdi Dağhanʼın annesi olmakla o kadar mutluyum ki, daha iyi bir insan, daha toleranslı ve farkında bir anneyim..” diyen

Uzun tüm özel çocukların annelerine seslenerek onlar içinde umut oldu. Bahçeşehirʼdeki okulların Dağhan için hazırladığı ödülleri ve Prestige Mall Avm tarafından hazırlanan şilti; Avm yöneticisi Mr. Paul Maloneyʼden alan Özge Uzun, Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal nezdinde tüm Bahçeşehirlilere teşekkür etti.

Murat Apaydın Dershanesi’nin görkemli açılışı

Birinci Sınıf Eğitim anlayışını benimseyen Murat Apaydın Dershanesi büyük ve görkemli bir açılışla eğitimöğretim hayatına ʻmerhabaʼ dedi. Yoğun ilginin yaşandığı açılışta Vedat Sakman muhteşem bir konser verdi. Uzun yıllar Bahçeşehirʼde öğrencilerine Matematik dersi veren ve ʻBahçeşehirʼin Matematik Sihirbazı olarak adlandırılan Murat Apaydın, kendi dershanesini eğitim-öğretime açmanın mutluluğunu ve gururunu yaşıyor. Defne 04 Villa 21ʼde hizmete giren dershanenin açılış kurdelesini Beykent Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mahir Resulov, iki senedir üst üste birinci olan öğrencisi Ali Ege Gürsoy ve Dershane Kurucusu Murat Apaydın birlikte kestiler.

30

I HAZİRAN 2012

Rock’n Bowl Bahçeşehir’de

Bahçeşehirʼin yeni “eğlence merkezi” RockʼnʼBowl kapılarını açıyor. RockʼnʼBowl Prestige Mall Avm otopark katında 1250 m2ʼlik bir alana kurulmuş, sınırsız eğlence vadeden, saatlerin nasıl geçtiğini anlamayacağınız bir aile eğlence merkezi. 8 hatlı bowling dışında içerisinde bilardo, dart, gerçek ralli arabaları, simülatörler, slotcar, playstation bölümleri ve daha birçok oyunun yer aldığı spor restaurant ve bar bulunuyor. “Biz sizin için bowling salonundan ziyade bir eğlence merkezi dizayn ettik ve düşündük ki Bowling dünyada bir dedenin torunuyla yapabileceği tek spor olmasının yanı sıra, aynı zamanda yiyip içilebilen alternatifsiz bir eğlencedir” diyen Rockʼnʼ Bowl yetkililerine bu eğlence dünyasının içerisinde, neler olduğunu sorduk: “8 hatlı bowling, bunun yanında, playmotion (simülatör), dart, pinball, langırt, basketbol, boks ve bilek güreşi gibi jetonlu oyunlar. Ayrıca, 4 adet bilardo, 4 adet birbirinden bağımsız özel bölmelerle ayrılmış playstation alanları, av simülasyonu, slotcar ve 2 adet gerçek yarış arabalarımızla saatlerin nasıl geçtiğini anlamayacaksınız. Yorulduğunuzda da masaj koltuklarında rahatlama imkanı da cabası. Eğlenceye ramak kaldı… RockʼnʼBowl çok kısa bir zaman sonra kapılarını açıyor…”



KISA KISA

Vestel ve Doğa Koleji Türkiye’nin ilk “Akıllı Okul”unu hayata geçiriyor

Vestel ve Doğa Koleji, Türkiyeʼde bir ilk olacak “Akıllı Okul” projesini hayata geçirmek amacıyla işbirliği başlattı. İş ortaklığı kapsamında Doğa Kolejiʼnin birçok yeni kampüsü Vestel akıllı tahtalarıyla donatılacak ve yeni kampüslerde Vestel teknoloji sınıfları kurulacak. Ayrıca Vestel ve Doğa Koleji ArGe birimleri, eğitimde teknoloji kullanımının geliştirilmesi konusunda inovatif çözümler geliştirecek. Vestel İcra Kurulu Üyesi Özer Ekmekçiler “Teknolojinin eğitim alanını dönüştürdüğü, okulların son

teknolojiye uygun bir konseptle yenilendiği bu akıllı okul projesine adım atmaktan büyük kıvanç duyuyoruz” diye konuştu. Doğa Koleji CEOʼsu Uğur Gazanker, “Bu işbirliği, Vestel ve Doğa Koleji Ar-Ge birimlerini bir araya getirerek eğitimde teknolojinin kullanımı konusunda yeni ufuklara yelken açıyor” dedi. Anlaşmayla birlikte, Doğa Kolejiʼnin yeni eğitim-öğretim yılında hizmet vermeye başlayacak Bahçeşehir ve Halkalıʼda “Vestel teknoloji sınıfları” açılacak.

Jotun: “Dünyayı boyadık sıra Bahçeşehir’de” diyor

32

Uzman kadrosu, profesyonel uygulama ekibi ile dünya devi Jotun boya, 20 yıl garantili dış cephe boyaları ve evlerinizi koruyan dekoratif iç cephe boyaları, sınırsız renk seçenekleri ile Bahçeşehir’de açıldı. Jotun Bahçeşehir’in kurdelasını TÜMSİAD İstanbul Şube Başkanı Eyüp Topal keserken, Sektörler Kurulu Başkanı Yusuf Ziya Altuntaş, Jotun boya yetkilileri ve bölgedeki inşaat firma sahipleri açılışı renklendirdi...

I HAZİRAN 2012

Bosch,

Bahçeşehirpark Çarşı’da açıldı

Şelale Caddesi, Bahçeşehirpark Çarşıʼda yeni açılan Bosch, kullanıcıları için bir düşü gerçeğe dönüştürüyor. Geniş ürün yelpazesi ile solo ürünlerden ankastreye, küçük ev aletlerinden elektrikli süpürgeye kadar tüm ürün gamlarında, her tüketicinin ihtiyacını tam olarak karşılayacak ürünler sunuyor. Avrupaʼnın ilk bulaşık makinesi, ilk ev tipi buzdolabı BOSCH markasını taşıyor. Bugün Bosch fabrikalarında üretilen en gelişmiş beyaz eşyalar; ev işlerinin sizin olan zamanı size bırakmasını sağlıyor. Bugün Bosch dendiğinde dünyanın her yerinde akla tek bir şey geliyor: “Güven”. Çünkü, tüketiciler Bosch markalı bir ürün satın aldıklarında, onu uzun yıllar sorunsuz bir biçimde kullanacaklarını biliyor. Bosch tüketicilerine her zaman güvenebilecekleri çözümler sunuyor.

Bahçeşehir Tenis Kulübü ‘Senyor’ turnuvası başlıyor

2001 yılında Bahçeşehirʼde Şelale Parkı içerisindeki spor alanında kurulmuş olan Bahçeşehir Tenis Spor Kulübü 400ʼe yakın üyenin yanısıra yaklaşık 500 kişi yaz-kış kulüpten kurs, özel ders alan örencileri ve konuk oyuncuları ile beraber yılda bini aşkın kişiyi tenisle buluşturmaktadır. Biri ilkbahar ve diğeri sonbaharda olmak üzere yılda iki kez düzenlediği Senyor (veteran) turnuvalarına yaklaşık 400 kişi katılmakta, Bahçeşehirlilere festival havasında yirmi gün yaşatmaktadır. Bu yıl 11. kez düzenlenecek olan turnuva 14-24 Haziran tarihleri arasında gerçekleşecektir.

Minik Beliz’in büyük başarısı

İstanbul genelinde yapılan resim yarışmasına “Oyun Kardeşliği” temalı resmiyle katılan Bahçeşehir Boğazköy İlköğretim Okulu ve Bahçeşehir Gelişim Akademisi öğrencisi Beliz Sema Açık büyük başarı göstererek önce İstanbul birincisi, ardından Türkiye birincisi oldu.



BAHÇEŞEHİR FİLİZLENİYOR

Bahçeşehirli olmak

“Aslında bugün bakıyorum da bizler yani eski Bahçeşehirliler çok FİLİZ SÜZER şanslıymışız. Çünkü buranın en güzel zamanlarının tadını keyfini bizler çıkardık. İşte bu güzellikleri yaşayan biri olarak belki de Bahçeşehir’in şimdiki halinden kaçmak istemem, artık yaşadığım yerin bana keyif, mutluluk ve huzur vermiyor olmasındandır.” Bahçeşehirli olmak Bahçeşehir’de yaşamak bizler için inanılmaz bir keyifti. Mutluyduk Bahçeşehirimizde, huzurluyduk. Çocuklarımızı güvenle ve huzur içerisinde büyütebilmek bir ayrıcalıktı bizler için. Herkes herkesi tanırdı. İsmen kimin kim olduğunu bilmesekte hep tanıdık gelirdi simalar. Aslında bugün bakıyorum da bizler yani eski Bahçeşehirliler çok şanslıymışız. Çünkü buranın en güzel zamanlarının tadını keyfini bizler çıkardık. İşte bu güzellikleri yaşayan biri olarak belki de Bahçeşehir’in şimdiki halinden kaçmak istemem, artık yaşadığım yerin bana keyif, mutluluk ve huzur vermiyor olmasındandır. CAMLARIMIZ AÇIK UYURDUK Bahçeşehir’de o yıllarda camlarımız açık uyuduğumuzu bilirim. Yaşadığımız yerde yapılaşma arttıkça her geçen gün yeni yeni sorunlar yaşamaya başladık. Eskiden yaşadığımız o güvenli site hayatından artık çok uzaklardayız. Ve bir daha o güzellikleri yaşayamayacak olmak beni çok üzüyor. Bahçeşehir büyüdükçe sorunlarımız da onunla birlikte büyümeye devam ediyor.

PATATES SOĞAN !... Bir gün evimde sabah kahvemi yudumlarken duyduğum sese inanamadım. Birisi şaka yapıyor sandım. Sokaktan müzik sesi geliyordu. Ve o müziğin arasından ‘ patates…, soğan…’ diye bağıran bir adam. Evet, kulaklarıma inanamadım. Hemen kapıya koştum. Beyaz bir minibüs içi patates ve soğan doluydu. ‘Neredeyim, nerede yaşıyoruz’ diye sormaya başladım kendime. Birkaç gün sonrası oğlumu okula göndermiştim. Yine gazetemi okurken ve kahvemi yudumlarken duyduğum sesle irkildim. Türkü çalıyordu çok yüksek sesle ve ‘overlokçunuz geldi’

34

I HAZİRAN 2012

diye bir kadın bağırıyordu, o türkünün arasından. Şaka gibiydi duyduklarım. Duyduklarıma inanmakda çok zordu bir Bahçeşehirli olarak. Bir kafeye gidip oturduğumda yanıma gelen dilencilerin sayısı her geçen gün daha da artıyor.

VE EN BÜYÜK SORUN Hırsızlık, kapkaç ve gasp. Evet, yanlış duymadınız. Şu an Bahçeşehir’de yaşadığımız en büyük sorunlardan biri bu. Günün her saatinde, her an yaşanıyor olması bütün keyfimizi kaçırdı ve huzurumuz tamamen kayboldu. Ben yaşadığım mahallemde hemen hemen her gece öyle olaylar gördüm ki yaşadıklarıma hala inanamıyorum. Arkadaşlarım evdeyken evlerine giren kişiler tarafından soyuldular. Hem de akşam saat 22:00 da. Yani herkesin uyanık olduğu bir saatte. Diğer bir arkadaşıma giren hırsız da arabalarına kadar birçok şeyi aldı ve gitti. Bir ay içerisinde aynı eve ikinci kez gelip soymaları da enteresan. Hani derler ya ‘ hırsıza kilit dayanmaz’. Gerçekten de dayanmıyor. Ne kadar çok önlem alırsanız o kadar çok ilgi

çekiyorsunuz sanki hırsızlar tarafından. Bir arkadaşım bahçesindeki eğitimli kurt köpeğine çok güveniyordu ve ayrıca evinde alarm sistemi vardı. ‘Ben huzurluyum çok zor bize girmesi’ derken bir sabah onun telefonuyla uyandım. Bahçesindeki kurt köpeğini ilaçla uyutup, alarm sistemini de durdurmayı başarıp eve girmişlerdi. Çok tehlikeli oldu Bahçeşehir. Belki diyeceksiniz hırsızlık her yerde var. Tabiî ki ama burası bu suçların en az işlendiği yerlerden biriydi bir zamanlar. Hepimize özlediğimiz günlerdeki gibi mutlu ve huzurlu Bahçeşehir diliyorum. Ve annelerimiz kadar üzerimizde ödenmeyecek hakları bulunan tüm babalarımızın babalar gününü kutluyorum.



EKONOMİ

Merkez Bankası’nın kararları nasıl okunmalı? “Geçen yıl yüzde 8.5 büyüyen Türkiye’nin bu yıl yüzde 4-4.5 civarında büyümesi bekleniyor. En olumlu beklentiler böyle. IMF ve Dünya Bankası ise daha karamsar…” Global piyasalarda, özellikle Avrupa’da ekonomik istikrarın bir türlü sağlanamaması dünya genelinde piyasaları diken üstün tutuyor. Yunanistan’ın Euro’dan çıkarılmasının tartışıldığı bugünlerde, Portekiz, İspanya, İtalya ile ilgili her gün yeni bir haber çıkıyor. Bu haberler de ne yazık ki çok olumlu değil. Genellikle bu ülkelerde yeni sorunların çıkacağına ilişkin endişeleri körükleyen haberler geliyor. Bu durum ihracatının yüzde 60’ından fazlasını Avrupa’ya yapan Türkiye’yi de etkiliyor. Geçen yıl yüzde 8.5 büyüyen Türkiye’nin bu yıl yüzde 4-4.5 civarında büyümesi bekleniyor. En olumlu beklentiler böyle. IMF ve Dünya Bankası ise daha karamsar… Bu kurumlara göre Türkiye en fazla yüzde 2-2.5 civarında büyüyecek. Yani Türkiye küçülmese bile geçen yıla göre büyümesi yavaşlayacak. Bu da şirketlerin daha az iş yapacağı, daha az kar yapacağı anlamına geliyor. Bu noktada herkes gardını almaya çalışıyor. Bunun için de geleceğe ilişkin, özellikle makro ekonomideki gelişmeleri, özellikle büyümeyi kestirmeye çalıyor. Bu konuda ipuçlarını almak için ise takip edilen kurumların başında doğal olarak Merkez Bankası geliyor. Bu nedenle bütün ekonomik aktörlerin gözü kulağı 29 Mayıs’ta yaptığı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısındaydı. Bu toplantıda alınan kararlar ve yapılacak tespitlere bakarak yılın geri kalan kısmına ilişkin ipuçları elde etmeye çalışıyorlardı. Bu nedenle PPK’dan sonra yapılan açıklama ve bu açıklamalara ilişkin aracı kurumların araştırma ve analiz birimleri ve ekonomistlerinin yaptığı iki analizi aktarmanın anlamlı olduğunu inanıyorum. Bunlardan birincisi İş Yatırım Kıdemli Analisti Burcu Ünuvar, di-

36

I HAZİRAN 2012

KAYHAN

ÖZT

ÜRK FİNANS GENEL GÜNDEM.COM YAYIN YÖ kozturk@ N finansgu ETMENİ ndem.co m

ğeri ise İntegral Menkul Değerler Analiz Departmanı’nın değerlendirmelerinin konuya ışık tutacağını düşüncesiyle sizlerle paylaşmayı uygun buldum. İşte o analizler…

Merkez Bankası Rötuş Seviyor

Burcu Ünüvar / İş Yatırım Kıdemli Ekonomist Bugün gerçekleştirilen Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında, Merkez Bankası (MB) beklendiği üzere bir hafta vadeli repo faizini %5,75 olarak korudu. Borçlanma ve borç verme faiz oranları da sırasıyla %5 ve %11,5 seviyesinde sabit bırakıldı. MB Başkanı Erdem Başçı’nın daha önce ipuçlarını verdiği üzere, zorunlu karşılıkların kompozisyonundaki esnekliğin de bir miktar arttırıldığını gördük. Buna göre, bankalar TL

yükümlülükler üzerindeki zorunlu karşılıkların %45’ini yabancı para cinsinden tutabilecek. Daha önce %40 olan oranın üzerine gelen yeni 5 puandan faydalanmak isteyen bankalar, yeni dilime denk gelen tutarı daha önce kullanılan 1 yerine 1,4’lük bir katsayı ile yabancı paraya çevirecekler. Şu anda bankacılık sektörü, bu esnekliğin %90’ını kullanıyor. Ek esnekliğin de bu ölçüde kullanılacağı varsayılırsa, MB piyasaya 2,8 milyar TL likidite sağlayacak ve brüt rezervler 2,1 milyar ABD Doları artacak. MB bu yeni çarpan uygulamasıyla, kazandığı döviz likiditesine karşılık daha sınırlı bir TL likidite sağlayacak. Bu da, hareketin TL kredi piyasasından ziyade kur üzerinde etkili olmak üzere kurgulandığını gösteriyor. Nitekim, MB iktisadi aktive cephesindeki görüşlerini değiştirmiş değil ve 2. çeyrek için ılımlı toparlanma öngörüsünü hâlâ koruyor. Kredi


Her Pazar 10.30-15.00 arası Bella Vista Restaurant'da piyano eşliğinde ailenizle ve dostlarınızla birlikte açık büfe brunch keyfi.

BAHÇEŞEHİRDE İLK VE TEK

140 ÇEŞİT (dönüşümlü) AÇIK BÜFE BRUNCH

(0-6 yaş ücretsiz, 6-12 yaş % 50)

Ristorante Bella Vista'da İtalyan mutfağının benzersiz lezzetleri seçkin şaraplar eşliğinde sizleri bekliyor.

Gölet Mevkii Merkez Bahçeşehir-İstanbul

Rezervasyon ve bilgi için:

0212

669 42 55-56-57


EKONOMİ piyasasındaki gelişmeler MB’nin bu öngörüsünü desteklese de, öncü göstergeler daha olumsuz bir havaya işaret ediyor. Her ne kadar piyasa, büyümede yenilenen aşağı yönlü riskleri şimdilik fiyatlamıyor olsa da, bu konuda temkinli olmak gerektiğini düşünüyoruz. Enflasyon cephesinde, MB sene sonu için %6,5 olan öngörüsünü bu kez PPK özetine taşımış. Aslında verilen mesaj, daha öncekinden farklı değil: MB, sene sonu enflasyon tahminini güncellemektense, para politikası duruşunu güncellemeyi tercih edecektir. Mayıs ayında gıda cephesi kaynaklı olumlu bir enflasyon verisi, baz yılının da katkısıyla yıllık enflasyonun keskin bir şekilde düşmesine neden olacaktır. Bu olasılık MB’nin PPK’daki kuvvetli mesajıyla birleştiğinde, beklentileri şekillendirmek için bir fırsat yaratılabilir. Ancak böylesine olumlu bir senaryo bile piyasayı uzun süre rahatlatmayacaktır. Nitekim, Haziran ayında bu kez düşük baz yılıyla birlikte, yıllık enflasyonun keskin bir şekilde yükselmesini bekliyoruz. Yıllık enflasyonun yılın ilk dokuz ayında dalgalı seyredecek olması, kısa vadeli faizlerin de dalgalı bir seyir izleyeceğinin habercisi. MB, gerektiği takdirde “kısa süreli ek parasal sıkılaştırmanın” da kullanılabileceğini ve mevcut sıkı duruşun korunacağını altını çizerek vurguluyor. Enflasyon konusunda risklerin yukarı, buna karşın büyüme cephesinde risklerin aşağı yönlü olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle, enflasyonla ilgili görece kalıcı bir iyimserlik yaratılır yaratılmaz MB’nin faizleri düşürmek konusunda istekli olacağına inanıyoruz. Ancak bu yine de, yönetilmesi zor bir denge.

Merkez Bankası dizginleri çok sıkı tutmuyor

İntegral Menkul Değerler / Analiz Departmanı Bugün gerçekleşen Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faizler beklentiler dâhilinde yüzde 5,75 olarak

38

I HAZİRAN 2012

“Merkez Bankası’nın, enerji fiyatlarındaki sert çekilmeler nedeniyle kısa vadede enflasyonda görülebilecek gevşemelerin yüksek seyreden serbest piyasa dövizleri nedeniyle dengelendiğini ve kısa vade enflasyon riskinin hala geçerli olduğunu enflasyon hedefini değiştirmeyerek açıkladığını düşünüyoruz.”

değiştirilmedi, gecelik borç verme ve borçlanma faiz oranları yüzde 11,5 ve yüzde 5’te sabit tutuldu. Aynı zamanda geç likidite penceresinin faiz oranını da yüzde 0’da tutan Merkez Bankası’nın dünya genelinde gözlemlenen ekonomik sıkıntıların devamı nedeniyle para politikasındaki esneklikleri desteklediğini görüyoruz. Merkez Bankası’nın, daha önceki toplantıda hedeflenen yüzde 6,5 yılsonu enflasyon tahminini de koruduğunu görüyoruz. Diğer taraftan, beklentilerimiz dahilinde döviz cinsinden munzam karşılıklarda sınırlı ölçüde artırımlara gidilebileceğini belirten Merkez Bankası’nın bu uygulamayı “istisnai gün” uygulamalarıyla kombine ederek serbest piyasada dövize müdahalelerde bulunabileceğini düşünüyoruz. Zorunlu karşılıklar konusunda, TL’nin döviz cinsinden tutulabilmesine ilişkin üst sınırı yüzde 45 seviyelerine yükselten Merkez Bankası’nın açıkladığı bu oran, piyasaların beklediğinden az da olsa düşük kaldığı. Merkez Bankası’nın,

sağlanan ek likiditeyi 2.1 milyar dolar olarak belirlediğini ve bu değerin de piyasanın beklentilerinin sınırlı ölçüde altında kaldığını görüyoruz. Son olarak, 21 Haziran’a kadar açılacak repo ihalelerinin miktarlarının 1 milyar ile 5 milyar TL arasında olacağı da belirtildi. Merkez Bankası’nın, enerji fiyatlarındaki sert çekilmeler nedeniyle kısa vadede enflasyonda görülebilecek gevşemelerin yüksek seyreden serbest piyasa dövizleri nedeniyle dengelendiğini ve kısa vade enflasyon riskinin hala geçerli olduğunu enflasyon hedefini değiştirmeyerek açıkladığını düşünüyoruz. Bu aşamada, Euro Bölgesi’nde özellikle Yunanistan kaynaklı politik sıkıntılar ve dünya genelinde görülen ekonomik sıkıntılar dolayısıyla Merkez Bankası’nın dolardaki yükselişlerin enflasyonist etkisinden çekinmesinin ön planda olduğunu görüyoruz. Merkez Bankası’nın, özellikle dolar/TL paritesindeki yükselişlerin önüne geçmek adına almayı düşündüğü önlemlerden biri olan döviz munzamlarındaki artışı küresel ekonomiye dair belirsizlikleri takiben uygulayacağını ve bu uygulama süresinde istisnai gün uygulamalarıyla piyasadaki TL likiditesinin daraltılarak yine dolar/TL paritesine baskı yapılabileceğini düşünüyoruz. Genel olarak Merkez Bankası kararları beklentiler dahilinde geldi. Bu aşamada Merkez Bankası’nın günlük uygulamalarını dünya ekonomisinin yönüne, enerji fiyatlarının durumuna ve Euro Bölgesi sıkıntılarının dolardaki etkilerine göre belirleyebileceğini düşünüyoruz. Kısa vadede, bu uygulama dolarda sınırlı yükselmelere izin verilmesi gibi düşünülebilirken, Euro Bölgesi’nin 17 Haziran’daki Yunanistan seçimlerinin ardından netleşecek akibetinin Merkez Bankası’nın hareketleri için de önemli olacağını ve doların daha da güçlenmesi durumunda günlük müdahaleler ile enflasyonun kontrol altında tutulmaya çalışabileceğini düşünüyoruz. Merkez Bankası’nın dizginleri orta sıkılıkta tutmasının en büyük etkeninin, daha önceki yorumlarımızda bahsettiğimiz üzere, sert düşen petrol fiyatlarında görülen çekilmelerin enflasyona olan olumlu etkilerinden dolayı olabileceğini düşünüyoruz. I



KAPAK KONUSU

Evinizdeki tehlikenin Bugünlerde Türkiye sahte gıda skandallarını tartışırken bir skandal da meyve ve sebzede çıktı. Özellikle semt pazarlarında iyi tarım sloganıyla piyasaya sürülen meyve sebzeler de zirai ilaç kalıntıları içeriyor. Üstüne üstlük bu kalıntılar meyvelerin içine işlediği için çok iyi yıkansa bile bu kalıntılara doğrudan maruz kalıyoruz. Dolayısıyla sağlıklı yaşayalım derken, hastalıklara davetiye çıkarıyoruz.. Peki nedir bu kimyasallar? İnsan vucudunda birikebilen kimyasallaın sayısı 320ʼden fazla ve dolayısıyla günlük hayata sızmış bu kimyasallar hayatımızın her anında vücudumuzu ciddi bir şekilde etkilemektedir. DDT ve PCBʼler; kurşun, civa ve dioksinler gibi çevre kirleticiler; daha önce sayılanlarla kıyaslandığında, görece yeni olan pestisitler (tarım ilaçları), plastik ürünler ve modern yaşamda pusuya yatmış bekleyen; şampuanları kokulu, tavaları yapışmaz, kumaşları su geçirmez ve yanmaz kılan, neredeyse mucizevi sayılabilecek bileşikler. Eğer vücudunuzda yaşamınız boyunca hangi maddelerin biriktiğini ve bunların olası kaynaklarını öğrenmek isterseniz bazı testler yaptırabilirsiniz. Ancak yapılan testlerin pek çoğu, ödeme gücünü çok aşan rakamlara ulaşabilir –ki bu rakam normal koşullarda 15.000 dolar civarıdır. Yaklaşık 27 bin tl. Üstelik kanda çok düşük miktardaki kimyasalları saptayabilecek uzmanlığa sahip olan laboratuvar sayısı bizim ülkemizde neredeyse yok. Yurtdışında olanlar ise çok az. Bu yazıyı paylaşmaktaki amacım sadece hepimizin vücudundaki, kimyasal “yükün” getirdiği kâr–zarar ilişkisini araştırmak. Bunlardan bir kaçını maddeler halinde paylaşacağım sizlerle. Bebekler büyük risk altında Fitalatlar olarak bilinen kimyasal bileşik grubu, esneklik kazandırmak üzere plastiklere ekleniyor; bazı “streç filmler” de bu gruba dahil. Her iki kimyasal da görece düşük dozlarda dahi hayvanlarda gelişim sorunlarına yol açıyor. Bebekler, anne sütünden aldığı

40

I HAZİRAN 2012

kimyasallara ek olarak, ev eşyalarından çıkan tozdaki yanmayı geciktirici kimyasalları da soluyor. Kurşun: Civa kadar tehlikeli değilse de çevremizde çok daha fazla rastlanır, kalaylanmış kaplarla kurşun zehirlenmesi olabilir. Beethovenʼin ağır işitmesi ve erken ölümüne yıllarca çok sevdiği su kabını kullanması sorumlu tutulmaktadır. Kurşunla düşük oktanlı ucuz benzinin, oktanı artırılıp yüksek fiyatlarla satılmaktadır. Ayrıca eskiden su borularında da kurşun borular kullanılmakta idi. Bu borulardan geçen sular da vücutta kurşun birikimine yol açar. Kurşun, kansere yol açan bir kimyasaldır. Kurşun içeriği arttıkça kanser riski de artar. Özellikle kalıcı rujların en çok kurşun içeren rujlar olduğu saptanmıştır. Civa: Ağır metallerden çevremizde en sık karşılaştıklarımızdan olmaları nedeniyle özellikle civa ve kurşun sağlığımız için en tehlikeli olanlardır. Civa ve kurşun bilinmeden küçük miktarlarda uzun süre alınırsa yavaş yavaş zehirler. Vücuttan atılımları çok zor ya da olanaksız olduğundan giderek tehlikeli bir zehir deposu oluşturur. Sonuçta; ağır beyin fonksiyon bozukluğu ve kalp damar hastalıklarına neden olur. Diş hekimliğinde kullanılan civa içeren amalgam dolgularındaki civa molekülleri tükürük asitleri ile serbest hale geçip kana karışabilir. Zamanla tehlikeli civa zehirlenmesine neden olur. Aynı tehlike civalı termometrelerde de olabilir. Ağızda termometre kırılabilir ve civa yutulabilir. En iyisi civalı termo metre yerine dijital termometreleri yeğlemelidir.


farkında mısınız?

DERLEYEN

BURCU BAYRAMOĞLU

‘KİMYASAL DETERJAN KADAR İNSAN SAĞLIĞINA ZARAR VEREN BİR MADDE YOKTUR’’ Sentetik temizlik ürünleri vücuduma dokunmasın gitsinler istiyorsanız 1- Çamaşır makinesinde: Çamaşırlarınızı ( 8 ton) su ile durulamanız gerekir. 2- Bulaşık makinesinde: Bulaşıklarınızı (6 ton) su ile durulamanız gerekir. 3- Banyoda: Şampuan- Vücut jeli kullanmışsanız (2 ton) su ile durulanmanız gerekir. Küçük çocuğu olupda boğaz enfeksiyonu geçirmeden, bademcik problemsiz büyütebilen anne var mı? İnanın bu işin baş müsebbibi bulaşık deterjanlarıdır. Evdeki toksik ortamı azaltmak için toksik etkisi olmayan boraks, sodyum karbonat (çamaşır sodası), karbonat (sodyum bikarbonat), sirke içeren alternatif temizlik ürünlerine yönlenilmelidir HAZİRAN 2012 I

41


Mutfağımdaki bahçem...

KAPAK KONUSU

Yeşilliklerinizin taze kalıp canlılığını uzun süre korumasını ve nasıl büyüdüklerini görmek istiyorsanız bu fikir tam size göre! üstelik bunu yaparken sebze için harcadığınız paranın büyük bir kısmı cebinizde kalacak. Nasıl mı? İşte malzemeler; Plastik kapaklı teneke kutu, Kerpeten, Makas, Yeşillik( nane,fesleğen, maydanoz,biberiye,dereotu,), Askı( elbise askılarından yapılabilir), Kahve filtresi, Çivi, Çekiç, Bıcak, Kumaş veya kağıt (teneke kutuları kaplamak için), Tutkal yada sprey yapıştırıcı

Örneğin klorla beyazlatılmış tuvalet kağıtları, mendiller, peçeteler, süt kutuları dioksin denilen kanserojen bir madde içerir. Kişisel bakım ürünlerinde antimikrobiyel koruyucu olarak kullanılan parabenler kanserojendir. PEG (poly Ethylene Glycol) bileşenleri köpük yapıcı ve nemlendirici ürünlerin % 50′sinde bulunmaktadır ve kanserojendir. Formaldehidʼin kanserojen olduğu bilinmektedir. TARIMSAL İLAÇLAR Tarımsal faaliyetlerde kullanılan ilaçlara genel olarak pestisit denilmektedir. Pestisitlerin yanında büyüme hızlandıran ve gelişmeyi artıran organik maddelere de hormon adı verilmektedir. Besinlerimizin sağlıklı olması, toprağın, suyun ve havanın sağlıklı olmasına, üretim ve işlemelerinin doğru yapılmasına bağlıdır. Sebze ve meyvelerde değişik amaçlarla kullanılan ilaçlar insan sağlığı için uzun sürede tehlike oluşturur. Bazı kimyasalların bedenimize girmesini eve kapanarak engelleyemeyiz. Çünkü evlerimiz de bu kimyasallarla dolu. Bazıları kesinlikle toksik, diğerlerinin de zararlı olduklarından kuşkulanılıyor. Bir sonraki yazımda bu konuya evdeki ve çevredeki kimyasalları da yazarak devam etmeyi düşünüyorum. I http://www.delinetciler.net/forum/ekolojive-cevre-sorunlari/115048-kimyasalmaddelerin-cevreye-zararlari.html National Geographic www.beyazbademsekeri@gmail.com

42

I HAZİRAN 2012

Önce boş teneke kutuların alt kısmını bır konserve açacağı ile kaldırın, çivi ve çekiç yardımıyla merkeze 10-15 adet delik açın. Sonra üzerine delikler açtığınız teneke kapağını, çıkarttığınız yerden 5 cm içeriye bantlayın. Bu işlem sağlam olması için sıcak silikon kullanabilirsiniz. Daha sonra tenekeyi ters çevirin ve karşılıklı gelecek şekilde uçlara yakın kısımdan iki tane delik açın. Tenekeyi çevirin ve yeşillikleri teneke kutunun içine yerleştirin. tenekeye bitkiyi yerleştirdikten sonra kahve filtresinin ortasına bir delik açın ve fotoğraftaki gibi kenardan bir kesik atın. Kahve filtresini ortadan kestikten sonra bitkinin etrafını tamamen kaplayacak şekilde sarın. Kutunun kenarını iyice sıkıştırıp bantlayın böylece toprağın dışarı çıkmasını önlemiş olacaksınız. keskin bir bıçakla ,plastik kapağın ortasına 5-6 cm çapında bir delik açın. Deliğin büyüklüğünü, bitkinin büyüklüğüne göre ayarlayabilirsiniz. Delik gereğinden büyük olursa toprak dökülebilir, fazla küçük olursa da bitkiniz zedelenebilir. Burada önemli olan bitkiye zarar vermeden plastik kapağı yerine koymaktır. Bunu yaparken yaprakları elinizle kavrayarak bitkiye zarar vermeden kapağı geçirmelisiniz. Daha sonra tenekenin etrafına saracağınız kumaşı veya kağıdı sabitlemek için sprey yapıştırıcı tutkal veya şeffaf çift taraflı bant kullanın. Kumaşı ya da kağıdı keserken alt kısımda fazladan kumaş ya da kağıt bırakın. Bıraktığınız bu fazla kısmı su deliklerini kapatmadan içeriye doğru katlayın ve yapıştırın. Evinizdeki tel askıları saksıları asmak için uygun boyutta kesin. Daha sonra bükerek her iki tarafı da eşit olacak şekilde bir eğri oluşturun. Teli eğmek için pense kullanın. . Daha önce yaptığınız deliklerden kancanın uçlarını geçirin ve telin uçunu yukarı sabitleyerek kaldırın.( tıpkı kova kolu gibi ) bunları kancayla takarsanız bitkilerinizi sulamada kolaylık sağlayacaktır. Hemen her yerde bulabileceğiniz tavan kancaları ve perde cubuklarıyla saksılarınızı asabilirsiniz. yemek yaparken onlara kolayca ulaşabilmek için elinizin altında bir yere koyabılırsınız. eğer ışık alan bir yere koyarsanız uzun süre taze ve canlı kalacaklardır.



KAPAK KONUSU

Zehirli Maddeler Kullanmadan

evde TEMİZLİK Temizlik için "hoş kokulu", "beyazdan daha beyaz yapan", "iz bırakmadan pırıl pırıl yıkayan", "mikroplardan arındıran" yardımcılarımız var. Ancak evimizi, eşyalarımızı, giysilerimizi ve yediğimiz yemeğin artıklarını temizlerken (!) bedenimizi, suyu, toprağı, havayı, doğal ortamları nasıl kirlettiğimizin farkına varmıyoruz. Oysa çevreyi ve insan sağlığını tehdit eden temizlik maddeleri yerine ev temizliğinde çevreye karşı sorumlu pek çok seçenek bulunuyor. Bu temizlik maddelerinin sentetik olanlardan daha ucuz olduğu da unutulmamalı. Bu ürünlerin büyük kısmı doğrudan kanalizasyona akıp sonunda da su sistemlerimize karışıyor. Sözünü ettiğimiz kimyasallar, sonunda "fazla yüklenme" olasılığı yaratarak vücudumuzda depolanıyor ve zehirli olma düzeyine ulaştığında çeşitli hastalıklara yol açıyor. (Kronik yorgunluk sendromu, alerjiler, karaciğer sorunları, lenf kanseri gibi.) Peki, doğal temizlik maddelerini kullanmak için nereden başlamalı? İşte size evinizde rahatlıkla uygulayabileceğiniz pratik öneriler… Çamaşır sodası: Sodyum karbonat adlı bir mineraldir. Çok az miktarda yakıcı olup katı ve sıvı yağlar, kir ve pek çok petrol ürününün etkin temizleyicisidir. Aynı zamanda su yumuşatıcı ve sabun köpürtücü özellikleri de bulunur. Yakıcı özelliği nedeniyle, uygularken lastik eldiven kullanmak doğru olur. Zararlı kimyasal dumanlara neden olmaz. Klorsüz olanı tercih edin. Boraks: Su, oksijen, sodyum ve bordan meydana gelen, antiseptik, antifungal, antibiyotik, koku giderici ve dezenfektan özellikleri olan doğal kaynaklı bir mineraldir. Küflenmeyi önler. Boraks yutulursa zehirlidir. (Eczane ve aktarlarda bulunabilir.) Sirke: Meyve ya da tahılların fermantasyonuyla elde edilen bir sıvıdır. Asitli

44

I HAZİRAN 2012

içeriği mikropları öldürmesini, yağı parçalamasını ve mineral kalıntıları çözmesini sağlar. Karbonat: Sodyum bikarbonat, hafif aşındırıcı bir temizlik sağlar, beyazlatıcı ve koku giderici özellikleri vardır. Uçucu bitkisel yağlar: Özellikle doğal ürün satan dükkanlarda çeşitleri bulunabilir. Bir iki damla turunçgil, elma, çilek, nane vb. yağı ile eklenecek koku ev yapımı temizleyicilere hoş bir özellik kazandırır. Bitkisel yağ tabanlı sıvı sabunlar: Bu tür sabunlar hayvan yağı içeren ya da petrol tabanlı sabunlara tercih edilmelidirler. Tarifleri uygularken, püskürtme amacıyla pompalı spreyler, silmek amacıyla yüzde 100 pamuklu bezler, sıkıştırılmış selüloz süngerler, doğal kıl fırçalar kullanılabilir. ÇOK AMAÇLI TEMİZLEYİCİLER Bu tür temizleyicilerin birçoğu amonyak ve klor içerir ve birlikte kullanıldıklarında ölümcül amonyum klorür gazını oluştururlar. Bunun yerine; G İki tatlı kaşığı boraks ve 1 tatlı kaşığı bitkisel sıvı sabun veya yeterince arapsabununu, 1 lt. sıcak suya karıştırarak her yüzeyde; yarım bardak çamaşır sodasını bir kova suya katarak alüminyum, fiberglas ve cilalı zeminler hariç tüm yüzeylerde kullanabilirsiniz. OVARAK TEMİZLEYENLER

Ovarak temizleme için kullanılan tozların neredeyse tümü, klorlu çamaşır suyu içerir. Toz halindeki klor suyla karıştığında, göz, burun ve ciğerler için tahriş edici olabilen klor gazını oluşturur. Kloru asla amonyakla (tuvalet temizleyicisi ya da diğer temizlik malzemelerinin içinde bulunduğu gibi) karıştırmamalısınız, ortaya çıkacak gazlar öldürücü olabilir! Bunlar yerine; G 1 bardak karbonat ve 2 kaşık boraksı karıştırıp bir serpme kavanozuna koyun. Bu karışım banyodaki her şeyi temizlemek için kullanılabilir. Temizlediğiniz yeri su ile durulayıp kurulayın. G Eşit miktarlarda sirke ve su karışımı ile nemlendirilmiş süngere tuz veya karbonat serpip kullanabilirsiniz. DEZENFEKTANLAR Dezenfekte edici temizlik maddeleri, solunursa tehlikeli olacak birtakım uçucu kimyasallar içerirler. Deri ve solunum sisteminin iç zarları yoluyla kolayca emilebilen kresol, bu kimyasalların en sık kullanılanlarından biridir. Dezenfektanlarda bulunabilecek diğer maddeler ise fenol, etanol, amonyak ve klordur. Bunlar yerine; G 4 litre sıcak suya yarım bardak boraks karıştırarak dezenfekte etmek istediğiniz yüzeye uygulayın. Ayrıca birçok yüzeydeki çatlak ve kuytu yerler için karışıma sodyumbikarbonat serpiştirip nemli bir süngerle de silebilirsiniz. G Banyo yerlerini temizlemek için; 4 litre sıcak suya 1 çorba kaşığı karbonat, 1 tatlı kaşığı boraks, iki kaşık çamaşır sodası, yağ parçalayıcı özelliğinden dolayı yarım bardak sirke ve yeterince arapsabunu ekleyin. İyice karıştırıp yerlere fırçayla uygulayın. Temiz suyla ıslatılmış yumuşak bir bezle durulayın. Bu karışım tuvalet çevresini de kokudan arındırıp dezenfekte ederek temizler. Artanını tuvalete boşaltıp birkaç dakika bekletebilir ve fırçalayıp rezervuarı çekebilirsiniz. I

Buğday Dergisinden alınmıştır.

Artık hiçbirimiz anneannelerimiz gibi evi süpürmüyor, çamaşırı küllü sularla yıkayıp güneşte kurutmuyor, yerleri arap sabunuyla fırçalamıyoruz. Buna vaktimiz yok


SEFA USTA

Valizlere Hayat Veren Sefa Usta Bahçeşehir’de

25 yılını bu işe vermiş, 15 yıl DESA, 10 yılda Samsonite Almanyaʼda eğitim almış olan Sefa Usta yıllarca kullanıp kalitesinden vazgeçemediğiniz marka çantalarınıza yeniden hayat veriyor. Sefa Usta, yüzlerce lira vererek aldığınız markalı çantalarınızı şifre, tekerlek, çek çek, fermuar gibi basit arızalar yüzünden çöpe atmayın diyor.

Tüm markaların a arç tamir ve p değişim merkezi

Özel siparişle avul çanta ve b imalatı

Şifre ızda sorunların

24 saat

Deri ta mont - çan boya ve tamiri

hizmet

Süleyman Demirel Caddesi No:4 Çarşı/Pazarkent 1. Kat D. 48 Esenkent / Bahçeşehir / İSTANBUL

Sefa Usta Garantili Valiz-Çanta şatışı

Tel: 0212 672 74 06 Gsm: 0542 764 84 78 www.cicekcanta.com - sefa@cicekcanta.com


KAPAK KONUSU

EVDE BAHÇE Diyelim ki bir bahçeniz yok ve evinizde de elinizin altında yeşillikler olsun istiyorsanız, bu güzel bir haber. Kendi sebzelerinizi hatta meyvelerinizi mutfağınızdaki bahçeden karşılayabilirsiniz.

İşte dünyada yeni trend olan yeni bir yöntemle Mutfak Bahçeciliği. Mutfakta yetiştirebileceğiniz tere, maydonoz, nane, dereotu, semizotu, soğan sarımsak, çeri ( cerry)domates, salata sadece bir kaçı. Son zamanlarda mutfak bahçeciliği çok tercih edilen bir eğilim. Bu sayede hem stresten uzak kalarak meyve ve sebzelerinizin nasıl büyüdüğüne şahit olabilirsiniz. Hem de ne yediğinizden emin olabilirsiniz. Aslına bakarsanız bu çok çevreci bir hareket çünkü aynı zamanda birey olarak dünyada sera gazı salınımını da bir bakıma engellemiş oluyorsunuz. Çünkü siz sebzenizi evde yetiştirince, ülkenin hatta dünyanın öbür ucundaki üreticilerden, daha az kamyon kilometrelerce yol yapmak üzere yola çıkıyor. Afrikaʼda daha az çocuk kuraklıkla yüzleşiyor. Dünya daha yaşanır bir yer oluyor. Mesela zirai ilaç kalıntılarına bu denli maruz kalmıyorsunuz. Bu keyfe çocuklarınız da katılıyor. Onlarda meyve ve sebzeler büyürken onları gözlemleme şansına erişiyorlar. Bir zamanlar ilkokulda pamuğu ıslatıp ektiğimiz fasulyeler gibi. Yemeklerinize yanı başınızdaki bahçeden taze nane, fesleğen, dereotu koymak sizce de keyifli olmaz mı? Peki nasıl? İşte sebze yetiştiriciliğinde bilmeniz gerekenler;

OTSU SEBZELER: Tere, roka, taze soğan, dereotu, turp, maydanoz, soğan, sarımsak, semizotu ve hindiba gibi otsu bitkiler için saksının şekli önemli değil. Sadece en az 15 santim derin olmasına özen gösterin. Saksıya önce toprağı koyun, bastırın. Tohumları her yere eşit miktarda gelecek gibi serpin, üzerlerini

46

I HAZİRAN 2012

da koruyabilirsiniz.

az miktarda toprakla örtün. Sulamayı mutlaka fısfısla, yağmur yağdırıyormuş gibi yapın. Suluk ya da maşrapayla dökülünce oyulma oluyor ve tohumlar sağa sola kaçıyor. Tohumlar çıkana kadar her gün sulamaya devam edin. Tohumlar çıktıktan sonra toprak kurudukça sulama yapın. Bitkilerinizi kuşlardan korumak için, saksının kenarlarına uzun çubuklar dikip tülle kapatın. Sebzeler yeme olgunluğuna erişince maydanozu koparmak yerine makasla keserek toplarsanız ürün almaya devam edersiniz. MEYVELI SEBZELER: Nane de bir kere ekildiğinde yıllarca dayanabilir. Domates, salatalık, ya da biber gibi evlere uygun meyveli sebzeler iki aşamada yetişir. Her tohumu birer küçük saksıda çimlendirin. Fideler yaklaşık 10 santim olduğunda daha büyük saksıya aktarın. Aydınlık bir yerde muhafaza edin. Toprağı kurumaya başladığında sulayın. Ara ara organik besin vermeyi unutmayın. Yaklaşık dört ay sonra ürün alabilirsiniz. Zirai ilaçlardan uzak durarak basit yöntemlerle bitkilerinizi zararlılara karşı

HASTALIKLARA KARŞI; Salyangozlar; Bahçeşehir ve civarında en çok karşılaştığımız problem, Mollusca (yumuşakçalar) grubundan salyangozlardır. Bitkilerin taze sürgünlerini yediği için zarara neden olabilirler. Bunun için greyfurtu ters çevirip bahçeye bırakıp salyangozları toplayabiliriz. Kırmızı örümcek mite’ları; Yaprakların altında bulunan küçük, sarı, kahverengi veya kırmızı kurtçuklardır. İnce örümcek ağları üretirler. Kuru ortamı severler. Nemliliği artırmak amacıyla bitkiyi sık sık spreyleyin. Kabuk böcekleri; Yapraklara ve gövdeye yapışmış duran küçük, sert kabuklu, kahverengi, sarı böceklerdir. Böcekleri ılık sabunlu suyla temizleyip durulayın. Küf; Yapraklarda ve gövdede oluşan beyaz, pudra benzeri oluşumlardır. Mantar ilacı (fungicide) ile spreyleyin. Beyaz sinekler; Güveye benzer ve rahatsız edildiğinde uçuşan küçük, beyaz böceklerdir. Tüm bitkiyi ılık sabunlu suya batırın ve sonra durulayın. Yeşil ve siyah sinekler; Bitkinin büyüyen uçlarında koloni oluştururlar. Yok etmek için Arap sabununu köpürtün ve bununla tüm bitkiyi yıkayın. Botrytis; Yaprak, çiçek ve gövdede bulunan gri küftür. Bitkiyi daha kuru bir ortama alın ve hava akımını artırın. Ölü çiçek ve yaprakları düzenli olarak ayıklayın. Sorun devam ederse mantar ilacı kullanın. Mealy bugs; Yaprakların altında ve gövdede bulunan minik yün yumaklarına benzer oluşumlar. Pamukçuk gibidir. İspirtoya (metil alkol) batırılmış bir pamukla silin. I


DEKORASYON

MUTLULUK

GETİRİR... EVİNİZE

GELELİM;

TARZINIZI

BELİRLEYELİM;

MÜKEMMEL BİR

DEKORASYONUN EKONOMİK DE OLABİLECEĞİNİ GÖSTERELİM...

DÜNYA MARKALARININ ÜRETİCİSİ ÖZEL KOLEKSİYONLAR VE ŞAŞIRTAN FİYATLARLA BAHÇEŞEHİR’DE… Ürünlerimiz:

Tül ve perde koleksiyonları, Dantel-Altın-Bambu ZEBRA VE STOR PERDELER, İtalyan ve Yerli Duvar Kağıtları, Varak Ayna ve Dresuarlar,Yağlı Boya Tablolar,Yatak örtüleri ve Nevresimler, Perde Aksesuarları ve daha birçok çeşit…

Bahçeşehir Mobilyacılar çarşısı H-2 Blok No: 18 ESENYURT-İSTANBUL 605 03 77-78 www.belemirperde.com Belemir Dekorasyon Perde


ORGANİK PAZAR ÇİLEKLERİM VAR ÇOOKKKK TAZEEEEEE!!!!! ÜSTELİK ORGANİKLER DE :)

Bahçeşehir’de ORGANİK PAZAR K

SEDA ASPARU

kurulsun mu? Eminim birçoğunuz içinizden tabii ki evet dediniz. Bunu bildiğim için bu konuyu yazmak istedim. Benimle birlikte çevremdeki birçok arkadaşımın, komşumun cevapları EVET olduğu için en yakın iki organik pazarı sizler için ziyaret ettim

BAHÇEŞEHİRʼE ORGANİK PAZAR KURULSUN MU??? Cevabı EVET olanlarla aynı duyguları paylaşıyoruz. Eminim birçoğunuz içinizden tabii ki evet dediniz. Bunu bildiğim için bu konuyu yazmak istedim. Benimle birlikte çevremdeki birçok arkadaşımın, komşumun cevapları EVET olduğu için bizim bölgeye en yakın iki organik pazarı ziyarete gittim. Tabii ki sadece haber amaçlı değil alışveriş de yaptım. Araştırmamın yanında alışveriş en keyiflisiydi. Çocukluğuma döndüm.

48

I HAZİRAN 2012

Pazarda alışveriş yapanların ellerinde naylon poşetler yerine ipten yapılmış pazar fileleri, kese kağıtları beni çok heyecanlandırdı. Evet dedim olması

gereken budur. Ne naylon poşet, ne de ilaçlı sebzeler, meyveler ve diğerleri yoktu burada. Her şey missssss gibiydi. Domates domates kokar, rengi kan kırmızı, pırasanın “bıyıklarının” aslında ne kadar soğansı koktuğu, elmanın tatlı mı tatlı olduğu beni ve kızımı iyiden iyiye şaşkına çevirdi. Zeynepʼin yani kızımın bu tecrübeyi edinmiş olması beni çok mutlu etti. Üstelik Pazartürkʼte sebil gibi satılan enginarın henüz organik pazarın tezgahlarında yer almamış olması beni şaşırttı.

Organik Pazar e ʼd ir h şe çe h a B e Siz d ız lütfen kurulsun diyorsan evsimbahcesehir m /4 m co k. o o b ce a .f www EVETʼi tıklayın. a d a m a yl o ki e d n adresi



ORGANİK PAZAR

BAHÇEŞEHİRLİ ANNELERE SORDUK

ORGANİK PAZAR İLE İLGİLİ SORDUĞUMUZ SORULAR ŞÖYLEYDİ: - BAHÇEŞEHİR’DE ORGANİK PAZAR KURULMASINI İSTER MİSİNİZ? - HANGİ GÜN KURULMASINI ÖNERİRDİNİZ? - ORGANİK ÜRÜNLERİN FİYATLARI HAKKINDA BİLGİNİZ VAR MI? - BUĞDAY DERNEĞİNİ DUYDUNUZ MU? Sorularına bakın ne cevaplar aldım.

AYSAN ŞENGÖZ: 37, Ev Hanımı

Umarım kızım da ileride ailesine aynı seçimi yapar. Ayrıca kızımın pazarcılarla ilgili tespiti beni şaşırttı. Annecim amca elma ikram etti dedi ama bizim pazarda bırak ikram etmeyi bazen tezgahlara dokunmak bile yasak. Neden? Dedi. Ne demek istediğimi eminim hepiniz anladınız. İnternetten yaptığım araştırma sonucu Buğday Derneğiʼnin (2002 yılında kurulmuş, çevre ve insan sağlığına zarar vermeyen sürdürülebilir tarım yöntemlerinin yaygınlaştırılmasını sağlamayı amaç edinmiş dernek) bu dernek destekleriyle İstanbulʼun muhtelif yerlerinde Organik Pazarlar kurulmakta olduğunu öğrendim. Şişli, Beylikdüzü, Bakırköy, Ataköy ve Kartalʼda. Esnaftan öğrendiğim kadarıyla Buğday Derneğiʼnin destekleriyle kurulan diğer pazarların yanı sıra, Bahçeşehirʼe en yakın olan Ataköy ve Beylikdüzüʼndeki organik pazarları ziyaret ettim. Cuma günü Airport Alışveriş Merkeziʼnin arkasındaki otoparka kurulan pazar, haftada bir kez meraklılarıyla buluşuyor. Pazarda, yeşillikten meyveye, temizlik malzemelerinden ekmeğe, baklagillerden reçele, sebzeden yumurtaya her şeyin organiği satışa sunulmuş. Otopark sıkıntısı bulunmayan Pazar, kalabalıktan uzak ve yemyeşil tezgahlarıyla yakın çevrede yaşayanların uğrak yeri olmuş. Cumartesi günü de Beylikdüzüʼndeki pazarı ziyaret ettim. Beylikpazarıʼnda kurulan pazar, Ataköyʼdeki pazardan daha da sakindi. Hava güneşli ve sıcak olmasına rağmen pazardaki bu sakinlik beni biraz üzdü. Çiftçiden tüketiciye sunulan organik ürünlerin olduğu pazarın böylesine boş ve kimsesiz, öksüz bir çocuk gibi terk edilmiş olmasına şaşırdım. Bu arada Beylikpazarıʼndaki organik pazarcıların ortak fikri ve şiddetle istekleri kesinlikle Bahçeşehirʼe pazar kurmak. Ama bu işin o kadar kolay olmadığını bir

EBRU BEKER: 40, Ev Hanımı

Evet. Organik Pazar kurulmasını isterdim. Hafta içi olursa daha iyi olur. Çarşamba günü bence uygun. Buğday Derneği’ni hiç duymadım. Bununla birlikte fiyatlar hakkında da doğrusu pek bilgim yok.

HÜLYA ÇIVGIN: 46, İnsan Kaynakları Müdürü

Evet isterim. Hafta sonu olması çalışanlar açısından daha uygun olabilir diye düşünüyorum. Pazar günü kurulabilir. Fiyatlar hakkında bilgim var daha düşük olmasını diliyorum. Buğday Derneği hakkında bilgim yok.

NÜKHET ATALAY: 39, Gıda Teknikeri

Evet isterim. Şişli’ye gitmekten kurtulurum. Hafta içi Çarşamba günü kurulabilir. Organik ürünlerin fiyatlarının biraz daha yüksek olduğunu biliyorum. Buğday Derneği hakkında bilgim yok.

AYLA ALBAYRAK: 38, Ev Hanımı

Evet isterim. Hafta içi Çarşamba günü kurulabilir. Beylikdüzü’nde kurulan Organik Pazar’dan zaman zaman alışveriş yapıyorum. Bu yüzden fiyatlar hakkında bilgim var. Buğday Derneği hakkında bilgim yok.

DENİZ TÜRKÖZ: 40, Biyolog

Süper isterim. Hafta içi Perşembe günü kurulmasını isterdim. Kısmen biliyorum. Ancak biraz daha fiyatlı olduğunu düşünüyorum. Buğday Derneği hakkında bilgim yok.

GÜLENDAM KASSAS: 36, Ev Hanımı

Çok isterim. Hafta içi Çarşamba günü olsun. Organik ürünlerle ilgileniyorum ancak güvenmek çok önemli. Belgeleri olan sebzeleri meyveleri tercih ederim. Sebze ve meyve fiyatları hakkında bilgim yok. Buğday Derneği’ni hiç duymadım.

rʼde Organik Pazar Siz de Bahçeşehi eız lütfen www.fac kurulsun diyorsan bahcesehir book.com/4mevsim a EVETʼi tıklayın. ad adresindeki oylam

Bahçeşehir’e Organik Pazar kurulmasını tabii ki isterim. Her cumartesi Beylikdüzü’nde kurulan Organik Pazar’a gidiyorum. Bazen gidemediğim zamanlar da oluyor. Ancak Sertifikalı Organik sebze ve meyveleri almayı tercih ederim. Perşembe günü kurulmasını isterdim. Organik ürünlerin daha önceden fiyatları hakkında bilgim yoktu. Ama şunu söyleyebilirim ki 2-3 TL fazla vermek kesinlikle organik ürünlere değer. Unutmayalım sağlık satın alıyoruz. Buğday Derneği hakkında bilgim var. Basından takip ediyorum.



ORGANİK PAZAR cümlede anlamış bulunuyorum. Bu önemli ayrıntıyı sizlerle paylaşmak isterim. Diğer organik olmayan ürünlerin satıldığı pazarların çalışanları organik tarım ile uğraşan üreticiyi pazarlarda istememelerinin altında yatan cevap hepimizin aklındaki cevapla aynı. Tabii ki tüketici ilaçlı ürünleri değil organik tarımla üretilmiş olanı tercih edecektir... Kaldı ki eskisi gibi yüksek fiyatları olmayan bu ürünler, ciddi anlamda arz talep yaratması nedeniyle zamanla organik olmayan ürünlerin yerini mutlaka alacaktır. Hepimiz biliyoruz ki birçok büyük marketlerde

halihazırda bu ürünler için ayrılmış tezgahlar bulunuyor. Organik Tarım olunca kafamdaki önemli sorulardan bir tanesi fiyatlar, diğeri ise ülkemizde nerelerde organik tarım yapılıyor olmasıydı. İlk sorunun cevabı beni şaşırttı dersem yeridir. Çünkü fiyatlar normal pazardan anormal oranlarda farklı değil. Her iki pazarda da fiyatlar hemen hemen aynı. Tabii ki Pazartürk fiyatlarından bahsettiğimi belirtmeliyim. Esenyurt pazarındaki fiyatların Pazartürkʼten de

ORGANİK PAZAR FİYATLARI BİBER K. Ve DOLMA BAKLA BİBER ÇARLİSTON KURU SOĞAN PATLICAN ELMA SALATALIK DOMATES KABAK NANE ROKA MAYDONOZ DEREOTU BEZELYE SEMİZOTU T. FASULYE (BONCUK) T. FASULYE (AYŞE K.) ÇİLEK MUZ PORTAKAL HAVUÇ ISPANAK KIVIRCIK KİRAZ KAYISI MISIR BARBUN FASULYE PAPAZ ERİK ŞEFTALİ ENGİNAR ARMUT LİMON ICEBERG

PAZARTÜRK 4 TL 3 TL 4 TL 5 TL 3 KG 4 TL 6 TL 2.5 TL 2-3-4 TL 2 TL 2 TL 1 TL 1 TL 1 TL 2.5 TL 3 TL 6 TL 4 TL 4-5 TL 2.5 TL 1 TL / 2 TL 5 TL / 8 TL 3.5 TL 10 TL 8 Tane 8 TL 5 TL 5 TL 2 TL Tane 7 TL 2 TL

MİGROS 8,40 TL 10 TL 8.99 TL 3.50 TL 6.99 TL 6.99 TL 6.00 TL 7.50 TL 5.99 TL 3 TL 8.59 TL 13.99 TL 5.99 TL 4.99 TL 4.99 TL -

ORGANİK PAZAR 7 TL 6 TL 6 TL 2.5 TL 6 TL 5 TL 4.5 TL 5-6 TL 4 TL 1.5 TL 1.5 TL 1 TL 1.5 TL 4.5 TL 3 TL 10 TL 7 TL 6 TL 4 TL 3.5 TL 2 TL 9 TL 6 TL 2 TL Tane 12 TL 6 TL 8 TL 7 TL 4 TL 3 TL

Fiyatlar BEYLİKDÜZÜ ORGANİK PAZARINDA 2 HAZİRAN 2012 CUMARTESİ güncellenmiştir.

52

I HAZİRAN 2012

FİLİZ BOYBEYLERİ: 44, Ev Hanımı

Çok isterim. Hafta içi Çarşamba günü kurulmasını isterim. Zamanında Feriköy’deki pazara gitmiştim. Normal Pazar fiyatlarının iki katı olduğunu tahmin ediyorum. Buğday Derneği’ni tanımıyorum.

SİBEL ASLANOĞLU: 42, Kimya Teknikeri

İsterim. Beylikdüzü’ndeki pazara gitmek istiyorum. Organik ürünlerin piyasadan daha yüksek olduğunu biliyorum. Bununla birlikte markette satılan organik ürünlere hiç güvenmiyorum. Pazarın Pazartesi kurulması uygun olabilir. Buğday Derneği hakkında bilgim yok.

Pazartürk sorumlusu İrfan Özdemir’e ‘Bahçeşehir’de Doğal Pazar’ dedik “Organik ürünlerle ilgili bizim daha öncesinde ciddi çalışmalarımız oldu. Halen de var. Hatta bundan iki sene önce bu konuda girişmelerimiz de oldu. Ekolojik Ürünler Derneği Başkanı Levent bey ile görüşmelerim oldu. Onların şöyle bir beklentisi var. Farklı bir gün olsun istiyorlar. Ama bizim şimdi beldemiz gibi bir konumda olan bir yerde haftada iki gün böyle bir pazarımız varken bir üçüncü günü için, birincisi temizlik şartları, diğer işlerin düzenlenmesi, şartlar nediyle bir de tabii ki buradaki nüfusu göz önünde bulundurursanız haftada üç günlük bir pazar kaldırmayacağı sıkıntı olacağını söyledik. Onlarda dernek içinde kendileri düşündü taşındılar, olmayacağını anladılar. Bizde şu an bu tür çalışmaları erteledik. Çünkü bir iki ay sonra pazarımız taşınacağı için biz kimseyi bağlamayalım, insanlara söz verip yerine getirilemez durumuna düşmeyelim diye oraya geçtiğimiz zaman böyle bir çalışmanın içine girelim düşündük. Sonuç olarak organik pazarı ben herkesten çok istiyorum.”



ORGANİK PAZAR

hayli düşük olduğunu herkes bilmektedir. Diğer sorunun cevabına gelince üretim yapılan bazı yerler Afyon, Bursa, Mersin, Çatalca, Kuşadası, Konya, İstanbul, Adana, Antalya, Samsun, İzmir. Bölgelerde yapılmış olan tarımın belgeleri de tezgahlarda mevcut. Siz sormadan hepsinin tezgahında bu belgeyi inceleme hakkına sahipsiniz. Benim incelediğim belgedeki tarih 31.12.2012 tarihine kadar geçerliydi. Denetimi yapılmıştı. Açık söylemek gerekirse Buğday Derneğiʼnin desteği olduğu için bu belgelere de güvenim tamdır. Esnaf ile sohbet ettim. Afyonʼda elma yetiştiriciliği ile uğraşan çiftçi ağabeyin söylediğine göre Şişliʼde kurulan pazarda günde sadece elmayı 1 ton satarken, Beylikdüzü pazarında tüm tezgahtan 200 kg satarsak mutlu oluyoruz diyor. Üstelik tezgahında kırmızı biberden dolmalık bibere, elmadan patlıcana birçok ürün bulunuyor. Çiftçi ağabey kimi zaman yol paramızı çıkartıyoruz diyor. E o zaman neden Beylikdüzüʼne geliyorsunuz dediğimde ise Buğday Derneğiʼnin Beylikdüzüʼne gitmezseniz Şişliʼde de tezgah açamazsınız yaptırımının olduğu cevabını alıyorum. Yeri gelmişken Buğday Derneğiʼni ve bu işte emeği geçen herkesi tebrik etmek ve teşekkür etmek istiyorum. İyi ki böyle yaptırımlarınız var. Bu derneğin işlerini ne kadar önemsediklerini, amaçlarını kah görsel basından kah

54

I HAZİRAN 2012

rʼde Organik Pazar Siz de Bahçeşehi ız lütfen kurulsun diyorsan simbahcesehir ev m /4 m co k. oo eb www.fac n. ada EVETʼi tıklayı m la oy i ek nd si re ad

Organik Pazarların olmazsa olmazı düşümlü kağıttan yapılan kesekağıdı... Eskiden pazarlarda file ve kesekağıdından başka bişi yoktu...

yazılı basından yakından takip ediyorum. Zararın neresinden dönsem kardır diyerek organik ürünlerle yemek yapmaktan huzur duyuyorum. Son zamanlarda çevremde çok sevdiğim dostlarımın ve yakınlarının kanser haberleriyle sarsılmışken elimden ailemi ve çevremi korumak için neler yapmalıyım sorusuna en yakından çözümün Organik Pazarlardan alışveriş yapmakla başladığına karar verdim. Bu sebeple sizlerin de dikkatini biraz olsun çekebilmek esas hedefimdi. Dilerim siz de kararınızı bu yönde verirsiniz. Kısa-

cası, Organik Pazarʼa ve ekolojik olan her şeye EVET. Sağlıklı ve temiz bir dünya için. Çocuklarımızın sağlıklı bir nesil olabilmesi için elimizden geleni yapmalıyız. Başka bir deyişle, ORGANİK veya EKOLOJİK PAZAR konusunu ele almak istememin nedeni geçtiğimiz 2 aydır çok sevdiğim dostlarımın ve yakınlarının kanser hastalığına yakalandığına şahit olmamdır. Üstelik görsel ve yazılı basında da Avrupaʼnın kendi ürettiği ve bunun yanında da Avrupaʼya ihraç ettiğimiz armutlardaki insan sağlığına zararlı kimyasal ilaç oranı Avrupa Birliği standartlarının çok üstünde çıkması beni daha da endişelendirdi. Bizim bildiğimiz sadece armut ve kırmızı biber!!!!!!! Önlem almak istedim Nasıl mı? Elimden ne gelirdi? soruları ile yola çıktım. En azından Organik beslenerek belki kirlenmiş dünyanın etkilerini biraz azaltabilirdim. İşte size aktarmak istediğim mesaj zararın neresinden dönsek kardır diyerek Organik Beslenme diyorum. Sizden vaktinizin sadece 1 dakikasını ayırabileceğiniz bir ricada bulunmak istiyorum. Eğer siz de Bahçeşehirʼde Organik Pazar kurulsun sorusuna EVET diyorsanız lütfen www.facebook.com/4mevsimbahcesehir adresindeki oylamada EVET seçeneğini tıklayın. Şimdiden ilginize teşekkür ederim. Sağlık, mutluluk ve güzel günler dileğiyle. I



ZEYTİNYAĞI

Tanrıların iksiri:

ZEYTİNY Zeytin bahçeli evde doğdu. Zeytinliklerde koştu, zeytin dalları altında dersini çalıştı. Üniversitede mezuniyet tezi bile “Edremit ve yöresi zeytinciliği ve bölgeye katkıları” oldu. 22 yıldır üretici kuruluşu TARİŞ’in Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı olan Cahit Çetin’den ‘Tanrıların İksiri’ dediği zeytinyağını dinliyoruz...

Röportaj: Hatice Gülçür İnanç Türkiye’de zeytinyağı üretimi ve tüketimi nasıldır? Zeytin ve zeytinyağının ana vatanı Türkiyeʼdir. Zeytinyağı üretilen zeytin ağaçlarının orijinali ülkemizdedir ve bütün dünyaya Türkiyeʼden yayılmıştır. Zeytinyağı tüketimi artık medeni dünyada eğitimle doğru orantılı yükseliyor. Günümüzde zeytinyağının faydaları ve insan sağlığı için ne kadar vazgeçilmez bir yeri olduğu kanıtlanmıştır. Yapılan çalışmalarla zeytinyağının, kalp-damar hastalıklarının oluşum riskini azaltmasında ve hastalık oluştuktan sonra tekrar oluşumunu engellenmesinde büyük önem taşıdığı ispatlanmıştır. Ne yazık ki Türkiye bu realitenin dışında kalmıştır. Türkiyeʼde zeytinyağı tüketimi kişi başına 2 kg. ama 2 sene önce ise 900 gramdı. 2-3 senede % 100 artmış gibi görünüyor ama bu yetmez, mesela Midilli Adasıʼnda bu 21 kgʼdır. Şu sıralarda ciddi ekonomik sorunlarla uğraşan Yunanistan ve adalarda zeytinyağı tüketimi bu rakamlardayken bizde neden düşük olsun, bizde de artmalı. Türkiye zeytinin ana vatanıyken neden bu kadar az zeytinyağı tüketiyoruz? Ellili yıllarda Türkiye ve dünya piyasasına margarin girmiştir. Güreʼde o yıl-

56

I HAZİRAN 2012


Y AĞ larda zeytinyağı tüketimine dayalı bir yaşam biçimi vardı. 1951 yılında yabancı sermayenin girmesiyle başlayan süreçte zeytinyağı margarinin baskısı altında kaldı ve herkes margarinin cazibesine, rengine, kokusuna kapıldı. Birden benim köyümde zeytinyağı tüketimi 2. plana düştü ve bu uzun yıllar sürdü. Çıkış noktası Türkiye olan zeytinyağının hele de bizim yöremiz Güreʼde bile 2. plana geçmesi çok dramatik bir şeydi tabii. Sonra yavaş yavaş zeytinyağı yeniden çıkışa başladı. Margarin, 50 yıl süren popularitesini kaybedince zeytinyağlı margarinlere dönmeye başladı. Şimdi artık margarin, içinde zeytinyağı var diye kendi reytingini artırmaya çalışıyor. Zeytinyağı başka gıda maddesiyle karışmaz. Ama TSE Standartʼında margarinle zeytinyağı karışımına kısmen izin verildi ama bana göre doğru değildir. Zeytinyağı bitkisel yağdır, zeytinyağını diğer bitkisel yağlardan ayıran en önemli özellik tohumdan değil meyveden elde edilmesidir. Diğerlerinin madde politikaları birbirlerinden çok farklıdır ve birbirleriyle karıştırılması Uluslararası Zeytinyağı Konseyiʼnin kararıyla yasaklanmıştır. Kuzey Amerikaʼda üzerine “şu yağlarla karıştırılarak mix yapılmıştır” ifadesi kullanılarak etiket yazmak kaydıyla izin veriyorlar ama Türkiyeʼde yasaktır. Türkiye 1 milyon ton civarında sıvıyağ ithalatı yapıyor ve bunun % 95ʼi ayçiçek yağıdır. Bunun karşılığında harcanan döviz miktarı 3 milyar dolardır ve petrolden sonra ikinci büyük ithalattır. Zeytinyağı diğer yağlara oranla neden daha pahalıdır? Zeytinyağı pahalı bir üründür. Sıvı yağlarda kışın

Bin yılların efsanevi meyve suyu, tanrıların iksiri zeytinyağı, sofralarımızda yeniden değerini kazanmaya başladı.


ZEYTİNYAĞI hasat edilen tek yağ zeytinyağıdır. Düşünün kışın yağmurda, karda üretim zorluğunu. İnsanların hasat sırasında yaşadıkları güçlükleri düşünün, bunun kişiye ve üretime maliyetini düşünün. Onun için de zeytinyağı diğer yağlara oranla pahalıdır. Halkımızın zeytinyağı konu-

sunda bilgilendirilmesi gerekiyor. Zeytinyağını alırken nelere dikkat etmeliyiz? Lezzet özellikleri yöreye göre değişir mi? Zeytinyağı diğer yağlar gibi düz bir yağ değildir. Zeytinyağı meyve suyudur ve üretildiği yerin çevresindeki bitkisel aromatik değerleri bünyesine alır. Mesela zeytin ağaçlarının etrafında turunçgiller ya da portakal bahçesi varsa portakal kokusunu, ceviz ağaçları varsa ceviz, elma ağaçları varsa elma, kekik varsa onun kokusunu alırsınız. Tadı ve kokusu çevresindeki flora yani bitki örtüsüne, iklimine ve zeytinin varyetesine yani cinsine bağlıdır.

“Tüketici Edremit yağı mı tüketmek istiyor, Ayvalık yağı mı, Çanakkale, Aydın, Muğla yağı mı onu bile bilmelidir. Bunların her birinin lezzetleri farklıdır.”

Tüketicinin tercihi edebileceği çeşitli lezzette zeytinyağları olmalı, tüketici bunları deneyebilmeli, hoşlandığı lezzeti bilerek almalı ve fikir sahibi olmalıdır. Tüketiciye bu zamana kadar elma, armut, üzüm karışık mix bir zeytinyağı lezzeti tanıtılmıştır. Zeytinyağı bölgesel lezzeti bakımından da çok farklılıklar gösterir. Güneyden kuzeye inildikçe, serin bölgelerden sıcak bölgelere indikçe, denize uzaklıkyakınlık oranına göre çevresindeki bitki örtüsü zeytin yağındaki çeşitli aromatik değerlerini de ortaya çıkarır. Mesela degüstatör dediğimiz tadımcı kullanılan tek bitkisel yağ sektörü zeytinyağıdır. Gıda mühendislerimiz, degüstatör ve tadımcılarımız sürekli iş başındadır. Diğer yağlar tohum yağı olduğu için rafine edilir, kavrulur ve yağı sıkılır. Rafine edildiği için de bir ayçiçek yağının Trakya Bölgesiʼnde mi Akdeniz Bölgesiʼnde mi yetiştirildiği hiç önemli değildir ama zeytinyağı öyle değildir. Tüketici Edremit yağı mı tüketmek istiyor, Ayvalık yağı mı, Çanakkale, Aydın, Muğla yağı mı onu bile bilmelidir. Bunların her birinin lezzetleri farklıdır. Zeytinyağı adına göre değil bölgesine göre ayrılır. Zeytinyağı alırken zeytinyağının markası değil varyetesine yani zeytinyağının (nüfus kağıdını) yani bölgesini aramalısınız. Türkiyeʼde tüketici zeytinyağının şeceresini öğrenmek zorundadır. Mesela Tarişʼin zeytinyağı su gibidir. Hatta bir gün İstanbulʼda bir tüketiciyle karşılaştım ve bu bayan

Bir Markanın Öyküsü 28.000 ÜRETİCİ ORTAK, 99 YILLIK GEÇMİŞ 2001 yılında Tariş Zeytin A.Ş.ʼnin kurulma amacı kooperatif ortaklarının ürünlerinin yurtiçi ve yurtdışı pazarlarda en etkin biçimde pazarlanması, satışı ve dağıtımıdır. Bu, Türk tarımında markalaşma adına örnek bir olaydır. Tariş Zeytinyağı sadece bir ürün markası değil. Tariş bir idealler birliğidir. Çağdaş pazarlama ilkelerinin bir üretici birliğinde uygulanmasının ilk ve umut veren örneği olarak Tariş Zeytin A.Ş.ʼnin öyküsü bir üretici birliğinin kendi ayakları üzerinde durmasının, katma değer üretmesinin öyküsüdür. Tüm dünyada gıda ürünleri pazarlamasını 2 ana faktör yönlendirir: Lezzet ve Sağlık. Zeytinyağı bu her iki özelliğe de

sahip müstesna bir ürün. Orta ve uzun vadeli düşündük ve markamızın varolan değerine yeni değerler katmayı hedefledik. Biz istiyoruz ki tüm Türkiye zeytinyağı tüketsin, gelecek nesillerin sağlığını güvence altına alsın. Türkiyeʼnin kişi başı zeytinyağı tüketimi bugün hala 2 kgʼdır. Ülkemiz, bu tablo ile maalesef dünyada zeytinyağı üreten ama tüketmeyen tek ülke konumunda. Tüketim artışındaki bir diğer etken de eğitim seviyesi. Eğitim seviyesinin yükselmesiyle beraber zeytinyağına sadece yağ olmasının ötesinde kültürel bir anlam yüklendiğini gördük. İnsanlar farklı tat ve aromaları, farklı bölgelerin zeytinyağlarının duyusal özelliklerini yemek sofralarında tartışmaya başladı.



ZEYTİNYAĞI

“Kaliteli zeytinyağı koku yapmaz. Zeytinyağ ile soğanın ya da sebzenin kavrulmasında bir mahsur yoktur. Zeytinyağı pişirildiğinde vitamini kaybolduğu düşünüldüğü için ateşte tutmayın derler. Zararı yoktur sadece faydası azalır.”

“Neden Tarişʼin zeytinyağı su gibi?” diye sordu. Bölgesine göre incelik, kalınlık farkı olur. Mesela Güreʼnin yağı incedir, açık sarıdır. Güneye doğru sıcak bölgelere gidildikçe renk koyulaşır ve kalınlaşır. Bu zeytinin varyetesiyle ve bölgesiyle ilgilidir. Tarişʼin şişelerinde coğrafi işaret vardır ve hangi bölgeye ait olduğu belirtilmiştir.

Zeytinyağı üreticileri şişelere isterlerse etiket yapıştırırlar, mecbur değillerdir. Ama bu konuda tüketici hassas ve bilinçli olursa; ne aldığını, nerenin yağı olduğunu merak ederse üretim yapan sanayiciler de bu konuda hassas davranacaklardır.

Yemek yaparken hangi zeytinyağını

Zeytinyağının Faydaları Zeytinyağı insan sağlığı için önemli olan yaşamsal besin değerlerini içinde barındırır. Bu yaşamsal sıvının kullanımı 7-8 bin yıl öncesine dayanır. İçinde bulunan antioksidan sayesinde hücreleri yeniler ve yaşlanmayı geciktirir. İnsan sağlığı için önemli olan vitaminlerden A,D,E,K vitaminleri içerir. Bu vitaminler sayesinde kemik gelişimi güçlenir. İçinde bulunan E vitamini sayesinde kansere karşı da koruyucu bir kalkan görevini görür. Yine E vitamini sayesinde yaşlanmayı geciktirir ve kozmetik sektöründe de rol oynar. Birçok araştırmaya göre dünyada kalp damar hastalıklarının en az görüldüğü ülkeler zeytinyağının yoğun olarak bulunduğu Akdeniz ülkeleridir. Zeytinyağı, kandaki kolesterol miktarını kontrol ederek damar tıkanıklığını önlemede yardımcı olur. Zeytinyağı bağırsak hareketlerini düzenlerken bağışıklık sistemini güçlendirir. Safra kesesinin kolesterolden temizlenmesine yardımcı olur. Ayrıca kabızlığı önleyerek bağırsakların daha iyi çalışmasını sağlar. İçerdiği oleik asit anne sütünde de vardır, bu yüzden bebeklerin gelişimde temel görev oynar. Kolesterolü düşürür, tansiyonu düzenler, son yıllarda yürütülen bazı araştırmalar şeker hastalığının üzerinde olumlu etkileri olduğunu ortaya koymuştur. Yaşın ilerlemesiyle birlikte ortaya çıkan bir başka sorun da, kireçlenmedir. Aralarında kalsiyumun da bulunduğu bazı mineraller, kireçlenmeyi önler. Zeytinyağı, bu minerallerin vücuttaki etkisini artırarak kireçlenmeye karşı önemli bir rol oynar Ayrıca diş çürüğüne, cilt bakımına kadar birçok rahatsızlığın doğal çözümü olarak nitelendiriliyor.

60

I HAZİRAN 2012

kullanmalıyız? Zeytinyağının sıcak ya da soğuk tüketilen diye bir ayrımı yapılabilir mi? Sıcak tüketilen ve soğuk tüketilen zeytinyağı diye bir şey yok. Doğrudan tüketilmeyen yağlar rafine edilir; rengi beyazdır, kokusu ve lezzeti yoktur. Bunun içine % 10 miktarında sızma yağ katılarak renk ve koku verilir, buna riviera zeytinyağı denir. Kaliteli zeytinyağı koku yapmaz. Zeytinyağı ile soğanın ya da sebzenin kavrulmasında hiçbir mahsur yoktur. Zeytinyağında E vitamini bulunmaktadır. Zeytinyağının pişirildiğinde vitamini kaybolduğu düşünüldüğü için ateşte tutmayın, kavurmayın derler. Zararı yoktur sadece faydası azalır. Bu nedenle yemek pişirirken örneğin; 3 kaşık zeytinyağı kullanıyorsanız bunun bir kaşığını kavurma işleminde kullanıp iki kaşığını piştikten sonra yemeğe eklemek içindeki vitaminlerden daha fazla verim almak için iyi bir yoldur. Ayçiçek yağı ve ısı işleminden geçirilerek rafine edilmiş zeytinyağında hiç vitamin yoktur. Zeytinyağının genelde çiğ tüketilmesi önerilir; böylece kokusunı alırsınız ve vitamini eksilmemiş olur. Zeytinyağı sağlıktır... I


Forma4 (HAZIRAN)

6/6/12

11:28 AM

Page 51


HAVADAN SUDAN

Bir Sümerli beni boğazladı

“Büyük bir çoğunluğunuzun malumu üzere okullarda final sınavları dönemi. Öğrenciler hummalı bir biçimde sınavlara hazırlanmakta. Evlerde de final sınavlarının esintileri hissedilmekte; hafiften hatta orta şiddette saçlarımızı savurmakta ister istemez. Veliler olarak nasibimizi bir hayli almaktayız. ” “Değişmeyen tek şey değişimdir“ sözü birçok konuyu kapsasa da eğitim sistemimizin müfredatını kapsamadığı bir gerçek. Eğitim sisteminde yapılan radikal değişimler maalesef müfredata yansımamakta... Eğitim konusunda uzman değilim. Kesinlikle amacım eğitim üzerine ahkam kesmek değil. Hele dergimizde eğitim üstüne yazılar yazan konunun en iyi bileni eğitim bilimci Nilgün Uluser İnan varken elbette bana söz düşmez, düşemez. Ben sadece lisede okuyan çocuğu olan bir veli olarak, veli gözüyle bazı gözlemlerimi sizlerle paylaşmak, sıkıntılarımı dile getirmek, biraz dertleşmek istiyorum. Bu yazıyı kaleme almamın tek amacı budur. Büyük bir çoğunluğunuzun malumu üzere okullarda final sınavları dönemi. Öğrenciler hummalı bir biçimde sınavlara hazırlanmakta. Evlerde de final sınavlarının esintileri hissedilmekte; hafiften hatta orta şiddette saçlarımızı savurmakta ister istemez. Veliler olarak nasibimizi bir hayli almaktayız. Esinti ve nasip alma konusunda şaka bir yana ama çocuğunuzun derslerle boğuşup adeta bir savaşcı bazı derslerle savaşması duruma bir el atmanıza neden teşkil ediyor. “Neymiş bu savaş” diye kitapları bir bir karşınıza diziyorsunuz. Sonra da “hay dizmez olaydım“ diyorsunuz. Kitapları karşıma dizince karşılaştığım duruma ağlayayım mı güleyim mi bilemedim. Bizde savaşılan derslerin

62

I HAZİRAN 2012

başında tarih geliyor; ucundan coğrafya takip ediyor. Öncelikle tarih kitabı ile kucaklaştım. Çok bir tanıdık geldi. Yılları bile hesaplamakta zorluk çektiğim yıllar yıllar öncesi tarih kitabımdı kucaklaştığım. Hep gözümde Anadolu´nun bir ucunda kocaman bir kapı olduğunu canlandırdığım cümle aynen duruyordu. Malazgirt Savaşıyla Anadolu´nun kapıları Türklere açıldı. Bunca yıla rağmen cümle değişmemişti. Biraz yaratıcılık sözleri dudaklarımdan döküldü acı bir gülümsemeyle... Kitabı incelemem artıkça çocuğuma daha bir acır oldum. İnanın gece rüyamda Sümerliler beni kovalıyordu. Sonunda bir Sümerli beni yakalayıp boğazladı. Çağın gereklerinden çok uzak ezbere dayalı bir kitap vardı karşımda. Sorgulatıcı olmayan, sebep-sonuç ilişkisinden çok uzak tarih biliminin gerçeklerine uymayan bir tarih kitabı. Oysa tarih bilimi çok önemlidir. “Tarih tekrardan ibarettir” sözünden yola çıkarak gerek kendi geçmişimizi, gerek medeniyetlerin kurulmasını ve gelişmesini bilmek geleceğimizi planlamak ve öngörü oluşturmak açısından çok önemli. Tarih bilen geçmişteki hatalardan ders alır. Olumlu olayları ise kendisine örnek oluşturur. Analitik düşünür, vatanına milletine sahip çıkar, iyi vatandaş olur, dünya olayları ile ilgilenir, duyarlı olur. Tarihin kişi gelişiminde etkisi çok büyüktür ama sıkmadan ezberletmeden öğretilirse,

sebep sonuç bağlantısının kurdurulması ĞLU MÜJDE KÖSEO sağlanırsa, en önemlisi de tarihin zevkli yanlarını ortaya çıkararak öğrenciye öğretilirse... Gelelim coğrafyaya, zannedersiniz ki dersin amacı çocukları birer jeodezi mühendisi, harita mühendisi, jeolog, klimatolog gibi bilumum mesleklerin sahibi yapmak. Ülkemizin yerini bile bilmeyen ülkelerin neredeyse akarsu debilerine kadar öğretecek kadar yoğun konusu olan coğrafya kitabının kesinlikle güncellenmeye ihtiyacı var. Şöyle ki kış havası yaşadığımız haziran ayında küresel ısınma yerine iklim tiplerinden bahsetmesi sanırım güncellenme gereğinin bir ispatı. Son kez de tüm hayvanların sindirim sistemini öğreten biyolojiye lafım. Hiçbir işe yaramayan hayvanların sindirim sistemi maalesef sadece çocukları hayvanlardan soğutur hale getiriyor. “Müfredatı hazırlayan hanımlar ve beyler lütfen bilgiyi ezberlemeyi değil de bilgiye ulaşmayı ve paylaşmayı öğreten bir içerik beklemekteyiz sizlerden” diyerek yazımı noktalamadan önce, tüm babaların “Babalar Gününü” kutlar, evlatlarının sağlık ve mutluluklarına şahitlik etmelerini temenni ederim. Sağlıklı ve mutlu bir yaz geçirmeniz dileği ile...



DEN

HAYATIN İÇİN

Nil’in doğduğu yer...

UGANDA

N

AYLİN ŞENGÜ TAŞÇI

Türkiye’den bakınca Uganda imajı son derece silik. Olsa olsa tüm az gelişmiş Afrika ülkelerinde yaşanan sefalet ve açlıkla bütünleştirmişizdir bu uzak ülkeyi. Yanlış değil elbette. Ama gidip de Nil’in bereketli sularıyla yeşermiş topraklarını ve Tanrı’nın yaz kış yağmuru esirgemediği ılıktan çok da uzak olmayan iklimini görünce beyninizdeki bu imaja şaşırmadan edemezsiniz. Ekvator çizgisi tam Uganda’nın üzerinden geçiyor. Dünyanın en uzun nehri Nil bu ülkenin topraklarından doğuyor. Öyleyse Uganda’ya dünyanın merkezi diyenler haklı mı acaba? Tam beş buçuk saatlik aralıksız bir uçuştan sonra Entebbe havaalanına inerken uçağın küçük penceresinden görünen zayıf ışıklar, bu ayrıntıları bilmeyenlere çok da umut vadetmiyor aslında. Zaten gitmeden önce yasal bir zorunluluk olarak vurdurmanız gereken sarı humma aşısı ile “yolculuktan bir gün önce başlamanız ve geldikten sonra bir ay daha kullanmaya devam etmeniz gerekiyor” diyerek elinize tutuşturdukları sıtma hapları içinizdeki seyahat hevesini büyük ölçüde alıp götürüyor. Buna rağmen Kampala Büyükelçiliği’nin daveti üzerine Sheraton Kampala’nın düzenlediği Türk Haftası çerçevesinde konser verme kararımı değiştirmeyi hiç düşünmedim. Öyle ya, böyle güzel bir vesile olmasa, Uganda’yı görme şansım ne kadar olabilirdi? Uçaktan indiğimizde bizi karşılayan gece serinliği ilk şaşkınlığım oldu. İyi ki temkinli davranıp yanıma bir hırka almışım. Otele gidene kadar gecenin karanlığında gördüğümüz şehir

64

I NİSAN 2012

manzaraları yoksulluk konusunda çok da yanlış düşüncelerimiz olmadığının birer kanıtıydı. Sheraton Kampala ve otelin bulunduğu bölge ise sanki ayrı bir dünya. Kocaman palmiyelerin ve yemyeşil bahçelerin çevrelediği büyük yapılar “lüks” kavramını tam olarak karşılamasa da size rahat bir atmosferde kalma imkanını verecek niteliğe sahip. Otele yerleştiğimiz gecenin sabahında merakla gezdiğimiz Kampala çarşısı, hani geçin Mahmutpaşa’yı filan,

Anadolu’nun çok az gelişmiş kasaba çarşılarında yer alan ürünleri dahi bulmakta güçlük çekeceğiniz bir ortam. Beyaz tenli olmanın farklılık olduğunu hissetmek ise garip bir duygu. Çevrenizdeki herkes siyah. Ama herkeste dost bakışlı güzel gözler var. Küçük çocuklarını sevip, birlikte fotoğraf çektirmek istediğimizde rahatsızlık gösteren olmadı. Burada beyazlara “mzungo” diyorlar. Bilinen imajın tersine beyaz olmaya özendiklerini sanmıyorum. Hatta “I’m not mzungo” yazan tişörtler bile satılıyor. Sanırım kendilerini daha üstün bir ırk olarak değerlendiriyorlar. Büyükelçimiz Melih Ulueren üç yıl önce açılan büyükelçiliğimizi geliştirmek için canla başla çalışıyor. Aynı zamanda komşu ülke Ruanda’nın da büyükelçisi. İki yıldır Türk Haftası düzenlemek konusunda büyük çabalar göstermiş ve güzel sonuçlar almanın mutluluğunu yaşıyor. Sheraton’un iki temsilcisi James Rattos ve Basil Hamadeh bu organizasyonun başarıya ulaşmasında iki kilit isim olmuşlar. Türk Haftası’nın sponsorluğunu üstlenen THY’nın Uganda temsilcisi Cem Batu’yu da çabaları için kutlamak gerek.



Uganda’nın iş dünyasında önemli bir yere gelmiş Hintli iş adamlarıyla tanışmak ayrı bir keyif oldu. Manu 75 yaşında ve yaşam boyu parlamenter olma sıfatını kazanmış bir Hint asıllı Ugandalı. İdi Amin zamanında tüm mal ve topraklarına el konup ülkeden gönderilmiş ama İdi Amin’den sonra yeniden ülkesine dönmüş. Bize parlamento binasının özel atmosferinden mahalle aralarındaki sefalete kadar bütün Uganda’yı gösterdi. Nil’in doğduğu bölge tropik anlamda çok etkileyici. Büyükelçimiz Melih bey’le birlikte gittik. Oraya Jinja diyorlar. Nil’in kaynağını Spake adlı bir bilgin keşfetmiş ve burada çok ünlü. Ayrıca Gandhi uzun süre bu bölgede yaşamış ve “Benim küllerimi buraya atın” dediği yerde bir taş kabartma heykeli var. Tekne ile Nil üzerinde gezerken timsah değil ama ilginç yılanlar gördük. Dikkatimizi çeken bir diğer canlı türü ise akbabaya benzeyen iri iri kuşlardı. Maribu denen ve şehirde de dolaşan bu kuşlar çöpleri yiyerek yaşıyorlar. Halk beslenme şekillerinden yola çıkarak “bunlar belediye konsey üyesi” diye dalga geçiyor. İfade etmek lazım ki Ugandalılar çok neşeli insanlar. Kimbilir belki de yoksullukla başetmenin en güzel yolu bu neşeleri. Ülkede yoksulluk ve varlıkla ilgili manzaralar çok çelişkili. İngilizlerin yaptığı lüks villaların hemen bitişiğinde teneke evlerde yaşayan yüzlerce yoksul aile görüyorsunuz söz gelişi. Victoria Gölü’nün hemen kıyısında yedi yıldızlı bir otelin yanıbaşındaki mahallede ise hemen hepsi birer odaya sığışmış 7-8 nüfuslu aileler yaşıyor. Tabii yoksulluğa bağlı olarak çok ucuz bir ülke. 100 dolarla ortalama bir ay rahatça geçinebilirsiniz. Buna karşılık trafikte bayağı lüks otomobil görmek mümkün. Hatta bazılarına Türkiye’de bile rastlamadım. Trafik ise gerçek anlamda kabus. Çünkü yollar hep tek şerit ve Kampala çok kalabalık bir şehir. Belki bu sıkıntıdan

66

I MART 2012

dolayı herkes taksi niyetine motosikleti kullanıyor. Kadın erkek herkesin bir motosikletin arkasına atlayıp, sürücünün beline sarılıp çok çok ucuza ve hızlı bir şekilde istediği yere gittiğini görüyorsunuz. Boda boda diyorlar, bu taşıma yöntemine. Kampala’nın hemen her sokağının başında, inanın abartmıyorum, bir misyoner okulu var. Özellikle Hristiyan Batı ülkeleri bu misyoner okullarında kendi din ve kültürleri için çalışıyorlar. Halk devlet okullarından tatmin olmadığı için çocuklarını misyoner okullarına vermeye çalışıyor. Türkler de son 10 yıl içinde bir tane okul açmışlar. Dünyanın değişik ülkelerinde faaliyet gösteren Işık Okulları zinciri içinde açılan ilkokulu ve liseyi ziyaret ettik.

Çalışanlar müthiş gayretli ve eğitim konusunda harikalar yaratmışlar. Zenci çocukların bize Türkçe “hoşgeldiniz” demeleri ve bizim şarkılarımızı Türkçe olarak söylemeleri gözlerimizin dolmasına yol açıyor. Uganda’da yaşayan halkın bütün zenciler gibi ortak problemleri saçları. Bu ırka mensup olanların saçları biraz uzadığı zaman adeta bir keçe görüntüsünü alıyor ve taranması mümkün değil. Bu nedenle parası olmayan saçını kazıtıyor, biraz parası olanlar ise ya minik örgülerden oluşan yapay saçları takıyor ya da kimyasal bir maddeyle saçlarını düzleştirip 15-20 gün yıkamadan o şekilde kullanıyor. İlginç ama bu probleme karşılık bölgede, iklimin de etkisiyle olmalı, bit yok. Uganda’da tıpkı İngiltere gibi bir kraliyet ailesi, bir de hükümet var. Şu andaki Cumhurbaşkanı Museveni bir iki yıl önce Türkiye’yi de ziyarete gelmişti bildiğiniz gibi. Halk Ona İngilizce 7 rakamının söylenişiyle bağlantılı olarak Mu7 diye hitap ediyor. Kendi aralarında geliştirdikleri bir espri. Sheraton Kampala’da verdiğimiz konserlerin her biri ayrı bir güzeldi. Uganda’da topu topu 130 kadar Türk yaşıyor. Orada olduğumuz süre içinde herhalde hepsi bizi dinlemeye gelmişlerdi. Ama onların yanı sıra Uganda halkının tepkileri harikaydı. Çünkü buradakiler müziksiz ve ritimsiz yaşayamayan insanlar. Yoksul bir Afrika ülkesinde yaşıyor olabilirsiniz. Ama içinizde insan sevgisi ve neşeyi barındırabiliyorsanız kendinizi cennette hissetmeniz mümkün. Ugandalılar bu seyahatte güler yüzleri ve dostluklarıyla bunu öğrettiler bana. Üstelik sadece hissetmiyor, gerçekten de cennette yaşadıklarını düşünüyor ve ülkelerini çok seviyorlar. Biraz da bu yüzden Afrika’nın tam ortasındaki bu yoksul cennet gerçekten görülmeye değer bir yer... I



BABALAR GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN

Babanız yaşadığı sürece

HEP ÇOCUKSUNUZ... Savaşın ortasında komutansız kalmaktır, babasız kalmak. Kaç yaşınızda olursanız olun babanız yaşıyorsa hala çocuksunuzdur... Babanız yaşıyorsa hala çocuksunuzdur. İnsan babası ölünce büyüyor çünkü. Yalnız başına kalıyorsunuz o zaman artık. Çocukken her şeyi bilen, herkesten güçlü olan babamız biz büyüdükçe küçülüyor. Zamanını tamamlamış ve geçmişte kalmış bir yaşlı olarak kendi köşesinden bize bakıyor. Uzakta olsa da, bize dokunamasa da... Usandıracak kadar ayrıntılı sorularla hayatı öğrendiğimiz, her şeyi bilen babamızın sorularıysa biz büyüdükçe artık bize sıkıcı gelmeye başlıyor. Müdahale etmese, soru sormasa ne iyi olur dediğimiz zamanlar çok oluyor

68

I HAZİRAN 2012

artık. Biz ondan daha iyi biliyoruz ya her şeyi. Zaman artık onun zamanı değil ya... Teknoloji gelişti ya... Her şey değişti ya... Oysa ne zaman ki babanızı kaybediyorsunuz, işte o zaman gerçekten büyüyorsunuz. Çünkü çınarın gölgesi yok artık üzerinizde. Sizi fark etmediğiniz halde yağmurdan, güneşten koruyormuş meğer o gölge. Siz de aile kuruyorsunuz, baba oluyorsunuz, sizin de gölge yaptığınız ve koruduğunuz birileri oluyor ama o gölgeyi çok arıyorsunuz. Babanız öldüğünde büyüyorsunuz. Artık soru

soracağınız, öğreneceğiniz, azarını duyacağınız, takdirini alacağınız, akşam eve dönerken yolunu gözleyeceğiniz, korkacağınız bir babanız yoksa büyüyorsunuz. Yarınınızdan sorumlu tuttuğunuz, her istediğinizi almak zorunda olan o kişi yoksa artık... Hep sessiz ağlayan, suskun seven, en zor dönemde bile yıkılmaz görünen, sırtınızı dayadığınız çınar ağacınız yoksa artık... Büyüyorsunuz o zaman işte. Savaşın ortasında komutansız kalmaktır, babasız kalmak. Kaç yaşınızda olursanız olun babanız yaşıyorsa hala çocuksunuzdur...



YAZ OKULLARI

Bahçeşehir’de yaz okulu seçenekleri

Okulların kapanmasıyla birlikte, çocuklarının keyifli ve verimli bir yaz tatil geçirmesini isteyen veliler için en doğru adres yaz okulları oluyor. Bizde sizler için bölgemizdeki yaz okullarını araştırarak, seçim yapmanızı kolaylaştırmak istedik

BAHÇEŞEHİR TENİS SPOR KULÜBÜ

Bahçeşehir Tenis Spor Tenis Kulübüʼnde yaz ve kış rdönemi tenis kursları yılın 12 ayı devam etmektedir. Mini tenis eğitimi ve ʻOyna Oyunda Kalʼ felsefesi ile gerçekleştirilen kurslarda 6 yaşından büyük herkes tenisi kolayca öğrenebilir. Yaş ve tenis seviyesine göre öğrencileri sınıflandırıp eski yeni oyuncu herkesi kendi seviyesinde eğitime alıyoruz. Program hafta için pazartesi, salı, çarşamba, perşembe olmak üzere 4 gün ve 1ʼer saat olarak 09-00-10.00 arası 6-9 yaş, 10.00-11.00 arası 9-12 yaş ve 11.00-12.00 arası 13-17 yaş olarak hazırlanmıştır. Tel: 212 669 92 72

BAHÇEŞEHİR VOLEYBOL SPOR KULÜBÜ

Her yaş ve seviyeye uygun gruplarıyla voleybol sevdalısı kız ve erkek sporculara, başarının kapılarını açan kulübün koordinatörü Savaş Kahraman, altyapılarından yetiştirdikleri sporcularıyla bu sene İstanbul 3.lüğü ve ardından Türkiye 4.lüğü kazandıklarını, 11 Haziranʼda başlayacak yaz spor okulları ile de yeni yeteneklere kapılarını açacaklarını söyledi. Bahçeşehir Süleyman Demirel İ.Ö.O. ve Orhangazi İ.Ö.O. spor salonlarında faaliyet gösteren kulüp sporcularına keyifli ve dolu dolu bir yaz okulu planlıyor. Tel: 505 623 26 87

BASKETS SPOR KULÜBÜ

Yoğun ve başarılı bir kış geçiren Bahçeşehir Suleyman Demİrel İ.Ö.O Spor Kulübü ve Baskets Spor Kulübü olarak yaz çalışmalarına 9 Temmuz itibariyle start veriyor. 6 ve 17 yaş arasındaki kız ve erkek sporcular, 3 haftalık bir motivasyon arasından sonra kondisyon-fundemantal ve teknik antrenmanlarla yeni sezon için yazı dolu dolu geçirmeye hazırlanıyorlar. Yapılacak eğitim, antreman ve sosyal aktivitelerle yeni sezonda daha büyük hedeflere imza atmak için yola çıkıyorlar. Tel: 530 580 90 73

70

I HAZİRAN 2012


BAŞAKŞEHİR BELEDİYESİ

Başakşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 7-14 yaş arası ve ücretsiz olan Yaz Spor Okullarʼnda; futbol, basketbol, tenis, tekvando, masa tenisi, satranç ve 11-15 yaş arası izcilik branşları yer alıyor. 31 Mayıs-20 Haziran tarihleri arasında devam edecek Yaz Spor Okulu programına kayıtlar ücretsizdir. Tel: 444 06 69

DOĞULU MÜZİK

Doğulu Müzik&Bale Eğitim Kurumlarıʼnın yaz okulu programı 08.30 - 17.30 saatleri arasında tam gün ve 13.3017.30 saatleri arasında yarım gün olarak yapılıyor. 4-16 yaş arası öğrencilere uygulanacak yaz okulu, 18 Haziran-13 Temmuz, 16 Temmuz-10 Ağustos ve 13 Ağustos-7 Eylül arası 3 ayrı dönem olarak yapılıyor. Tel: 212 669 01 43

BİLFEN

Hafta içi her gün 09.00-16.00 saatleri arasında gerçekleşecek Bilfen Okulları yaz okulu programında İngilizce dersinin yanı sıra öğrencilerin eğlenerek öğrenmelerini sağlayacak müzik, buz pateni, tenis, voleybol, yüzme, satranç, seramik, kaya tırmanışı ve basketbol gibi aktiviteler yer alıyor. Ayrıca etkinlik gezileri de düzenleniyor. Bilfenʼde yaz okulları 2 dönem halinde gerçekleşiyor. 1. Dönem: 18 Haziran-13 Temmuz, 2. Dönem: 16 Temmuz- 10 Ağustos. 4 hafta boyunca toplamda 140 saat yaz okuluna katılmış olacaklar. Tel: 444 44 82

DOĞA KOLEJİ

Doğa Koleji öğrencileri, İstanbul Üniversitesi işbirliğiyle birbirinden önemli bilim dallarında 300ʼü aşkın profesör ve akademisyenden ders alacak. İlköğretim Yaz Okulu ve Lise Yaz Okulu olarak iki ayrı kategoride düzenlenen yaz okulları programında adli tıptan, genetiğe, yazarlıktan, botaniğe ve girişimciliğe kadar pek çok konu işleniyor. Yaz okulu iki döneme ayıran Doğa Koleji, Akademik yaz okulu öğrencilerini 25 Haziran -13 Temmuz 2012 tarihleri arasında İstanbul Üniversitesi kampüslerinde ağırlayacak. Tel: 212 440 02 78

ZANSHIN DOJO

Zanshin Dojoʼda yaz okulunda fiziksel ve zihinsel gelişime dayalı egzersiz yöntemleri ile özgüven, liderlik, uyumluluk ve hiperaktivite kontrolü yönünde çalışmalar yapılmaktadır. Zanshin Dojo, Aikido Capoeira ve Enshin Karete disiplini altında donanımlı ve kendini savunabilen çocuklar yetiştiriyor. Tel: 535 357 80 61

KÜLTÜR KOLEJİ

Kültür Koleji Yaz Okulları, 11 Haziran günü başlayıp, 6 Temmuz 2012 akvaryum gezisi ve kapanış töreni ile sonlandırılıyor. İçeriğinde futbol, basketbol, voleybol, masa tenisi, yüzme ve eğitsel oyunlar gibi sportif eğitimlerin yanında, müzik, seramik-heykel, drama ve modern dans gibi sanatsal eğitimleri de bulunduran yaz okulu İngilizce eğitimiyle desteklenmekte, buz pateni, binicilik, bowling, tırmanma duvarı ve sinema gibi aktiviteler ile de renklendirilmektedir. Tel: 212 559 04 88-1437 HAZİRAN 2012 I

71


YAZ OKULLARI

MGM

MGM yaz okulları 25 Haziran -25 Temmuz arası 1. dönem ve 25 Temmuz - 25 Ağustos arası 2. dönem olmak üzere 2 dönemden oluşmaktadır. 6-18 yaşa hitap edecek olan yaz okulunda sınıflar 8 kişi olurken yaş grupları 6-8, 8-10, 10-14 ve 14-18 şeklinde ayrılmıştır. 12 dersten oluşan paket programın ücretlendirilmesi 250 TL olurken hafta içi ve cumartesi günü sabah saat 9–12 saatleri arasında dersler yapılacaktır. Diğer ücretler ise, Basketbol 10 ders için 250 TL, Dans 12 ders için 250 TL, Tenis 12 ders için 200 TL, Jimnastik 12 ders için 200 TL, Taekwando için de 12 ders 250 TL şeklinde uygulanacaktır. Tel: 212 608 20 20

ANA OKULLARI...

Bahçeşehir’de 2-6 yaş çocuklar için yaz okulu programı bulunan ana okulları...

OKYANUS KOLEJLERİ

Okyanus Kolejleriʼnde yaz okulluları, 18 Haziran-17 Ağustos 2012 tarihleri arasında 6-12 yaş grubu için Yaz Spor Okulu ve 18 Haziran - 26 Temmuz arası Yaz Dil Okulu olarak iki ayrı yaz programdan oluşmaktadır. Okyanus Kolejleri Yaz Spor Okulu, futbol, basketbol, yüzme, masa tenisi, voleybol, tenis, buz pateni branşlarından ve bilgisayar, piknik gezileri, eğitici ve eğelenceli oyunlar, ingilizce oyunlar etkinliklerinden oluşuyor. İngilizce dil okulu ise pazartesi, salı, çarşamba, perşembe günleri olarak hafta içi dört gün olarak 6 hafta devam edecek ve toplam kurs süresi 120 saat olacaktır. Tel: 212 605 06 10

BİLİM ÇOCUK ANAOKULU

Hafta içi her gün 08:00-18:00 saatleri arasında açık olan Bilim Çocuk Anaokulu'nda öğrenciler, belirlenen program dikkate alınarak yaşlarına göre gruplandırılmaktadır. Yaz okulunda ana branşlar yüzme ve ingilizce olarak belirlenmiştir. Yüzme derslerimiz alanında uzman antrenörümüzle hergün gruplar halinde yapılacaktır. İngilizce derslerimiz tüm gün konuşma ağırlıklı yapılacaktır. Bunun yanında eğlenceli fen deneyleri, enjoyable english, yaratıcı sanatlar, binicilik, satranç, zeka oyunları, müzik, resim, sinema, dans, eğitsel oyunlar, drama, yarışmalar, kültürel geziler, piknikler, dönem sonu partileri diğer faliyetlerimizdir. Ayrıca okulumuz yaz tatili boyunca açık olup, 2-6 yaş grubu öğrencilerine ilgi ve yetenekleri ile tanışmalarına yardımcı olacak temel kavramlara başlangıç yapmaları sağlayan özel bir yaz tatili programı düzenlenmektedir. Tel: 212 669 15 86

72

I HAZİRAN 2012


TRAVEL AND VACATIONS “AHOY!! PIRATES” Korsan Haritası Gemi Günlüğü Gemici Düğümü Denizaltı Batıkları Korsan Şarkıları MAD SCIENCE “Çılgın Bilim“ Marsa Yolculuk Ayda Uzay Üssü Kurma Göktaşının Parçalanması Yıldızların Keşfi “Uzay Üssü Eurosun’’

Tel: 212 608 1 000

MATH THEMES Şekillerin dünyası Renkleri Keşfetme Uçurtma Şenliği INVENTION CAMP “Buluşlar Kampı” Çadır Kurma Tabiatı Keşfetme Kamp Ateşi Kamp Şarkıları DANCE CAMP Rock’n Roll, Hip Hop Türk Halk Dansları Cha Cha, Twist

ANIMALS THEMES Okyanus Hayvanları Çiftlik Hayvanları Göl / Nehir Hayvanları Mağara Hayvanları Sürüngen Hayvanlar INTERNATIONAL FUN “Uluslararası Eğlence” Bowling,Bahçe Satrancı, Çubuk, Mini Golf SPORTS ZONE Yüzme, Paten, Kaykay, Basketbol, Aerobik

www.eurosun.com.tr

BEACH AND SEASHORE THEME “Kumsal ve Sahil” Kum ve Su ile Kule Deniz Feneri Deniz Kabukları OUTDOOR ADVENTURES “Maceralar” Kuş Evi Yapma ve Gözlem Akvaryum Müzesi At Çiftliğinde Yaşam INTERNATIONAL GAMES “Uluslararası oyunlar” HOLLANDA, ALMANYA, ÇİN, HİNT, G.AFRİKA

Ilgaz 2/21 Ispartakule/Bahçeşehir


YAZ OKULLARI DOĞA KOLEJİ ANAOKULU

2011-2012 eğitim döneminde açılan ve uzman kadrosu ile minik kampüsünde “Mutlu Çocuk Öğrenir” felsefesi ile bir yılını tamamlayan Bahçeşehir Doğa Koleji Çocuk Üniversitesi Anaokulu, yaz dönemi boyunca Native (Yabancı) öğretmen ve sınıf öğretmenleri eşliğinde tüm gün ingilizce programı ve branş dersleri ile eğitime devam edecektir. 4+4+4 sistemi ile artık çok daha erken yaşta, 2 yaşından itibaren okula başlayacak çocuklarımız, Bahçeşehir Doğa Koleji Çocuk Üniversitesi Anaokulunda ağırlıklı İngilizce eğitiminin yanı sıra, “Çoklu Zeka Modeli” yöntemi ile ilgi alanları ve yetenekleri belirlenerek, özünü ve mantığını üniversite sisteminden alan, Fen ve Bilim, Matematik, Düşünce Yeteneği, Sosyal Bilimler ve Performans modüllerinden oluşan Türkiyeʼnin en donanımlı ve bilimsel anaokulu ile eğitiliyor. Tel: 212 669 98 98

ECOLE ANAOKULU

Ecole Yaz Okulu; 18 Haziran'da ilk üç haftalık dönemine başlıyor. Hafta içi hergün 09:00-16:00 saatleri arasında 2-6 ve 7-10 yaş grubundaki çocuklar tatillerini öğrenerek ve eğlenerek geçirebilecekler. İngilizce, İTÜ Eğlen Bilim ile Atölye çalışmaları, Doğulu Sanat Merkezi'nin öğretmenleri eşliğinde, görsel sanatlar, perküsyon, modern dans, bale, tiyatro ve isteğe bağlı enstrüman dersleri alacak, haftanın 2 günü 7/24 Spor Merkezi'nde yüzme eğitimi, okulumuzda profesyonel öğretmenler eşliğinde yoga ve jimnastik dersleri alacaklar. Yaz Okulumuz 18 Haziran'da başlayıp üçer haftalık dönemler olmak üzere 17 Ağustos'a kadar devam edecektir. Tel: 212 699 26 16

EUROSUN ANAOKULLARI

Eurosun Exclusive “International Preschools”, Türk ve yabancı çocuklara özel tematik yaz tatil köyü ve yaz kampını 1 Temmuzʼ da başlatıyor. Yabancı öğretmenlerle yapılacak “İngilizce Yaz Kampıʼʼ süresince, okulun içinde yer alan çocuklara özel inşa edilmiş yüzme havuzunda Türk ve İngiliz öğretmenlerle yapılacak yüzme dersleri yanı sıra, korsanlar, çılgın bilim, uzay bilim, kaşifler, mağaracılık, outdoor, adventures, surviver, buluşlar, hayvanlar, seashore, beach, kampçılık, izcilik, international sporlar, dans kursları, okulun bünyesinde bulunan paten pistinde paten dersleri temaları ile birbirinden güzel programlar var. En önemlisi de bu yıl ilkokula başlaması zorunlu hale getirilen, 66 ay ve üzeri öğrenciler için eğlenerek, ilkokula hazırlık ve okul olgunluğu oluşturma programı hazırlandı. Tel: 212 608 10 00

74

I HAZİRAN 2012

KindyROO

KindyROO, 0-1 yaş arası bebeklerimizin ve 5 yaşına kadar çocuklarımızın zeka potansiyelini artırmaya yazın da devam ediyor. Doğal uyaran ortamlarında (oyun grupları, ev oyunları, anaokulları, parklar gibi) karşılaşamayacakları uyaranlar ile çocuklar uyarılarak beyin hücreleri arasındaki bağ sayıları artırılmaktadır. Bireysel zekalar arasındaki fark beyin hücresi sayısı ile ilgili değildir. Bu fark beyin hücreleri arasındaki bağ sayılarındaki farklılıktan ileri gelmektedir. Kabaca daha fazla ve doğru şekilde yapılmış nöronlar arası bağ demek daha fazla zeka potansiyeli demektir. Zeka artırılabilen bir değerdir. KindyROO çocukların genetik zeka potansiyellerine ulaşabilmelerini sağlamaktadır. KindyROO programı yaklaşık 30 yıldır dünya genelinde uygulanmaktadır. Tel: 212 669 45 54

ÖZEL BEŞYILDIZ ANAOKULU

Yaz tatili yaklaştığında bazen neler yapacağımızın arayışına giriyoruz. Özel Beşyıldız Anaokulları olarak çocuklarımıza dolu dolu bir yaz okulu programı hazırladık. Onların enerjilerini boşaltıp fiziksel yorgunluklar yaşatacağız ve duygusal banka hesaplarına yatırımlar yaparak yeni döneme hazırlayacağız. Yaz okulumuza kayıtlar Haziran, Temmuz ve Ağustos dönemlerinde, sabah 08:00ʼda başlayıp Akşam 18:00ʼde sona eriyor. Yüzme derslerimiz özel yüzme öğretmenleri ile birlikte okulumuz bünyesinde bulunan havuzlarımızda yapılmaktadır. Yüzmenin dışında okulumuzda kurulacak olan atölyelerde bazen mimar, bazen marangoz, bazen bahçıvan, bazen terzi, bazende aşçı olacaklar. Bunun yanında basketbol, jimnastik, yoga, doğa gezileri, müzik, satranç v.s. Tel: 212 669 86 60

UÇAN BALON

Çocuklar için özel olarak tasarlanmış 750 m2 bahçeli tripleks binasında, oyun, multimedya, fen-doğa, sinema odaları, atölyeler, top havuzu ve spor salonu ile Uçan Balonʼun 6. şubesi Bahçeşehirʼde açıldı. Uçan Balon, ʻEğlenirken eğitim yaz okuluʼ sloganıyla 3-12 yaş çocuklar için hazırladığı yaz okulunda, Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında her yaş grubu için ayrı sınıflarda uygulanan programında, yüzme, ingilizce, müzik-ritim, yaratıcı drama, resim-seramik, bahçe oyunları, bahçe satrancı, jimnastik, multimedya, piknik, külterel geziler, bowling ve hava hokeyi etkinlikleri yer almaktadır. Ayrıca tanıtıma özel %30 indirim ile. Tel: 212 669 90 74





EĞİTİM

EĞİTİM ÜZERİNE DÜŞÜNCELER - 25

Hayat başarısına götüren becerilerin erken dönemde kazanılması-2 . YARD. DOÇ. DR AN İN R NİLGÜN ULUSE VAKFI

ME İTÜ GELİŞTİR MÜDÜRÜ NEL GE RI LA UL OK

Bireyi hayat başarısına götüren ve geçen sayıda: Kendine güven (Yapabileceğini hissetme), Motivasyon (Yapmayı isteme), Çaba (Çok çalışmaya isteklilik), Sorumluluk (Doğru olanı yapmakla yükümlenme), İnisiyatif (Harekete geçme), Sebat (Başladığını tamamlama), Duyarlılık (Başkalarına özen gösterme), Takım Çalışması (Başkalarıyla birlikte çalışabilme), Sağduyu (Basiret sahibi olma, isabetli kararlar alma) ve Problem çözme (Bilgi ve becerilerini kullanabilme) olarak listelenen mega becerilerden bu sayıda ilk 5 beceri aşağıdaki gibi açıklanabilir: Kendine güven (Yapabileceğini hissetme): Kendine güven duyma bir işe başlama ve başladığı işi bitirebilme açısından oldukça temel bir beceridir. Bu beceriyi kazandırmak ne yetişkinlerde, ne de çocuklarda kısa bir zaman diliminde mümkün değildir. Bu önemli ancak yaşantıya dayalı olmadığı sürece de içi boş bir kavramdır. Kendine güven, diğerleri gibi ayrı bir “ders” değildir. Günlük hayat içinde başarı sağlayıcı diğer becerilerle harmanlanmış bir şekilde kazandırılabilir. Kontrol duygusuna sahip olma, yeni ve beklenmeyene karşı

ALMANCA Tecrübeli emekli hanımdan Almanca öğrenebilir veya ilerletebilirsiniz. İkinci lisanı Almanca olan, çocuk gelişiminde yurtdışı tecrübeli emekli hanım, belli günlerde çocuğunuzla ilgilenir. Tel: 0536 947 01 03

M. GÖHL Bahçeşehir Gül 10 D-5

olan korkusunu yenme, kendisine ve başkalarına saygı duyma, kendine güvenin temelidir ve çocuklar hayatları boyunca bu temelin üzerine birikim yaparlar. Kaliforniya’da yapılan bir araştırma, “sıradan” öğrencilerin kendilerinden beklentilerin yüksek olduğu zaman kendilerini aştıklarını göstermiştir. Bu çalışmada, bir okuldaki öğrencilerin akademik potansiyelleri test edilmiş, ancak test sonuçları öğretmenlere söylenmemiştir. Daha sonra, test skorları dikkate alınmadan öğrenciler random atama yolu ile iki gruba ayrılmış ve öğretmenlere bu gruplardan birisinin akademik olarak umut verici bir kapasiteye sahip olduğu açıklanmıştır. Yılsonunda bu grubun akademik başarısının diğer grup aleyhine anlamlı bir düzeyde farklılaştığı saptanmıştır. Bunun nedeninin öğretmenlerin onlardan beklentilerinin yüksek olması ve öğrencilerin başaracaklarına inanmaları olarak düşünülmektedir. Bu öğrenciler, kendine güven geliştirici mesajı almışlardır. Kendine güven duygusunu geliştirmek, uzun zaman gerektiren bir süreçtir. Bunu gerçekleştirmek için sabırlı olmalı, tüm fırsatlar değerlendirilmeli ve özel yaşantılar tasarlanmalıdır. Çocuğun küçük başarılarını vurgulamalı ve onun yapabilecekleri ile başlamalıdır. Okulda sınıf için görev dağılımlarında onun yeteneklerini göz önünde tutarak davranmak, ancak aynı zamanda da onun sınırlarını zorlayacak işlere atamak iki ucu keskin bıçaktır. Öğretmen, öğrencinin yapamayacağından neredeyse emin olduğu bir şeyi istememeye özen göstermeli, gelişim

78

I HAZİRAN 2012

dönemi itibarıyla yapması beklenmeyen becerilerini öne çıkarmalıdır. Ebeveynler için ise evde telefonlara cevap vermesini istemek ve onu yakın akrabalara, arkadaşlara telefon etmesi için teşvik etmek, yaptığında onu övmek iyi bir başlangıç noktasıdır. Motivasyon (Yapmayı isteme): Bireyin başarısını belirleyen en önemli etkenlerden birisi de, bir işi yapmaya ilişkin isteklilik düzeyidir. Teknik beceriler açısından birey ne kadar donanımlı olursa olsun, yaptığı işi sevmez ya da isteklilik göstermezse sonuç nitelik açısından düşük bir düzeyde kalacaktır (i). Hoy ve Miskel motivasyonu, bireyin amaçlarına ulaşmak için, onu davranışlarda bulunmaya isteklendiren, bu davranışların sürmesini sağlayan karmaşık güçler, dürtüler, gereksinmeler, gerilim durumları ve benzeri mekanizmalar bütünü olarak tanımlamıştır. Öğrencinin öğrenme için ayrılan zaman ötesinde çalışmayı isteyip istememesi, çalışma koşullarındaki zorluk, sıkıntı, engellemelere karşı direnci ve başarısızlık karşısında yılgınlık göstermemesi, öğrenmeyi etkileyen güdülenme ile ilgili durum ve etkenlerdir (ii). Henson ve Eller (iii), motivasyonu, bireyin neden bir şeyle ilgilendiğini ve ilgisini çeken bu olaylara neden tepki verdikleriyle ilgili olarak görmekte, bu yönüyle güdülenme ya da motivasyonu, okuldaki öğrenci davranışlarının yönünü, şiddetin, kararlılığını belirleyen en önemli güç kaynaklarından biri olarak tanımlamaktadır. Onlara göre okul ve sınıfta ortaya çıkan disiplin olayları ile öğrenme güçlüklerinin önemli bir



EĞİTİM “Öğretmenler, öğrenmenin gerçekleşmesi için öğrencilerin ilgilerini, dikkatlerini yani motivasyonlarını işlenen konuya çekmeli ya da tüm öğrencilerin ilgi, dikkat ve motivasyonlarını sağlayacak öğrenme yaşantıları planlayarak uygulamalıdırlar.” kısmının kaynağı güdülenme eksikliğidir. Davranışlar hem fiziksel ve sosyal çevre kaynaklı hem de bireyin içinde var olan nedenlere bağlı olarak ortaya çıkar. Soğuktan titremek fiziksel çevrenin, sevdiğini korumak ise iç etmenlerin tetiklediği davranışlardır. Motivasyon bir davranışı yalnızca başlatmaz, o davranışın zaman içindeki yönelimlerini belirler ve sona erdirilmesine ya da sürdürülmesine ilişkin kararları da etkiler. Davranışı başlatan açlık, cinsellik, uykusuzluk gibi fizyolojik; bir gruba ait olma, sevme ve sevilme, kendini gerçekleştirme vb. sosyal ve psikolojik nedenlerin içsel olduğu kabul edilir. Davranışın zaman içinde alacağı yönelimlerde ise konuya ya da işe ilişkin ilgiler söz sahibidir. Bireyin başladığı davranışın sona erdirilmesine ya da sürdürülmesine ilişkin kararlarında da o işten aldığı doyum ya da doyumsuzluk duygusu, başarı/başarısızlık, ödül ve ceza önemli bir rol oynamaktadır.

Bireyin, kendi gereksinimlerini karşılayacak, ilgi duyduğu, yapabileceği etkinlikleri diğerlerine tercih etmesi, eğitimsel açıdan göz ardı edilemeyecek kadar önemli bir bulgudur. Öğretmenler, öğrenmenin gerçekleşmesi için öğrencilerin ilgilerini, dikkatlerini yani motivasyonlarını işlenen konuya çekmeli ya da tüm öğrencilerin ilgi, dikkat ve motivasyonlarını sağlayacak öğrenme yaşantıları planlayarak uygulamalıdırlar. Brophy öğrenme güdüsünü “akademik etkinlikleri anlamlı bulma ve onlardan amaçlanan yararları sağlamaya çalışma eğilimi” olarak ele almaktadır. Öğrenme güdüsü yüksek olan öğrenciler, bilgi edinmeye ve kendilerini yetiştirmeye değer verirler ve bunlardan zevk alırlar. Ayrıca öğrenmek için özel bir dikkat ve çaba harcarlar (iv). Çaba (Çok çalışmaya isteklilik): Başarının temelinin ne olduğuna ilişkin görüşlerde yoğun bir şekilde yetenek ve çaba

tartışması gözlenmektedir. Her ikisi de önemli olduğu halde birbirleri ile çelişiyor gibi görünürler. Öte yandan eğitimciler, bireylerin az ya da çok miktarlarda zekâya, belirli bazı işler için yatkınlıklara ve kimi fiziksel, yaratıcı ve bilişsel beceriler için doğal bir yeteneğe sahip olduklarına inanarak anlayışlar ve kurumlar oluşturmuşlardır. Çocukların bu nitelikleri genetik olarak belirlenmiş potansiyeller olarak görülür; ilk çocukluk yıllarında ebeveynler, eğitimciler ya da kültürel normların diğer taşıyıcıları tarafından bu yetenekler beslenir ya da çürümeye terk edilir. Asıl problem, halkın yetenek ve zekâya atfettiği büyük önemin, çabanın değerini düşürmesidir. Yetişkinler de, çocuklar da çok çalışmayı yeteneksizliği kapatmak için yapılan girişimler olarak değerlendirmektedirler. Çocuklar genellikle ekstra çalışmalar için zaman ayırmakta gönülsüz

İLKÖĞRETİM 6, 7, 8. SINIF,

LİSE VE ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ İLE YETİŞKİNLERE,

ANKARA ÜNİVERSİTESİ İNGİLİZ DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ İLE HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ İNGİLİZCE ÖĞRETMENLİĞİ BÖLÜMÜ MEZUNU CELTA (CERTIFICATE IN ENGLISH LANGUAGE TEACHING TO ADULTS, UNIVERSITY OF CAMBRIDGE) SERTİFİKASINA SAHİP

TECRÜBELİ İNGİLİZCE ÖĞRETMENİNDEN

HER SEVİYEYE VE GRUPLARA, İNGİLİZCE DERSİ VERİLİR

672 17 68

(212)

(532)

483 26 70



EĞİTİM davranmaktadırlar, çünkü aptal görünmekten korkarlar. Hiç ya da çok az çalışarak “pekiyi”ler almak daha havalıdır. Ancak bu anlayışı reddeden çabaya-dayalı sistem olarak adlandırılan yeni bir yaklaşımda, çabanın gerçekten zekâyı yaratabileceğine inanılmaktadır. Yetenekler, çeşitli çabaların sonucu olarak yaratılmakta ve okullar bu anlayış çerçevesinde yeniden yapılandırılmaktadır (v). Abigail Adams’ın söylediği gibi öğrenme şans eseri olarak elde edilmez, yeni bilgi ve becerileri istekle aramalı ve gayret (çaba) ile sürdürmelidir. Sorumluluk (Doğru olanı yapmakla yükümlenme): Bireysel sorumluluk birçok beklendik ya da beklenmedik kaynaklardan gelir ve ortaklık, katılım, taahhüt ve işbirliğini kapsar. Sosyal ve küresel sorumluluk ise bunların hepsinin yanı sıra adalet, insanlık ve tüm insan haklarına saygıyı da gerektirir. Sorumluluk sahibi birey kendisine verilen bir görevi kör bir inatla değil, azim ve sebatla

amaçtan sapmadan tamamlar. Bireyde sorumluluk bilinci olduğunda, rolünü tarafsızlık ve esneklikle oynar. Bu rol doğru bir şekilde oynandığında, üzerinde çalışılan konuda etkililik ve yeterlilik gösterilir, bu da memnuniyet ve doyumla sonuçlanır. Sorumluluk çoğu kez, ego tarafından yaratılan engelleri aşmaya yardım etmesi için alçak gönüllülüğe başvurur. Örneğin, sorumlulukla davranan birey sonucu kontrol etme ya da yönetme davranışını göstermez. Sorumluluk sahibi birey, sorumluluğun ne zaman başkasına devredileceğini bilecek olgunluğa sahiptir. Ancak, sorumluluk alanına ilişkin aşırı bilinçlilik, kaygı, kuşku ve korku doğurarak, bireyin karar verme mekanizmalarının felce uğramasına ve yıkıcı sonuçlara yol açar (vi). Mary E. Maurer, bir anaokulu öğretmeni, sınıf yönetiminde ve sınıf içi etkinliklerde görev verilen öğrencilerin de yetişkinlerin de kendi işlerine ilişkin sorumluluk, ödül ve saygı beklentisi içinde olduklarına dikkat çekmiştir. Çocukların özellikle sınıfta yararlı olabilmelerini sağlayan görevleri alarak, kendilerine güvenilebileceğini ve dünyanın (sınıflarının) işleyişini anladıklarını gösterdiklerini, kendilerini bu yolla önemli hissettiklerini ve gün içinide bir statü kazandıklarını, görevlerin onları grup dışına alarak tekrar birey olmalarını sağladığını söylemiştir (vii). Marshall ise “How to Discipline without Stress, Punishment, or Rewards & Promote Responsibility” isimli makalesinde, eğitimcilerin ve ana-babaların ödülün çocuğa sorumluluk duygusu kazandırmada önemli bir motivatör olduğuna ilişkin inançlarının yanlış olduğunu, cezanın inanılanın aksine sorumluluk bilinci değil, nefret ve düşmanlık duyguları doğurduğunu, çocuklara sürekli olarak nasihat vermenin ise eleştiri olarak algılandığını ve savunma mekanizmalarını harekete geçirdiğini öne sürmüştür. İnisiyatif (Harekete geçme): Bireyin lider olarak kabul edilmesinde aranan en önemli nitelikler, onurlu ve

güvenilir olması, kişisel çıkarlarını kurumun ve kurum çalışanlarının çıkarlarının önüne geçirmemesidir. Başarılı bir lider olmanın anahtarı ve tüm kapıları açan temel beceri Bennet Simonton’a göre kendini güdülemedir. Hannah M. Squier, bir grup liderinin kendini olduğu kadar grup üyelerini de özel ve özgün gereksinimlerine göre güdülemek için onları anlama yeteneğine sahip olmasının önemine değinmiş, grup üyelerinin potansiyellerini tam olarak kullanmaları ve geliştirmeleri için grup içi dinamikleri ve grubun iletişim stilini öğrenmesi gerektiğini savunmuştur (viii). Bass (ix) ise, saygıdeğer bir liderin kendisinin ne olduğuna (inançları ve kişiliği), ne bildiğine (meslek, görevler, insan doğası) ve ne yaptığına (uygulama, motive etme ve yön gösterme) üzerine konsantre olması gerektiğini ifade eder. Lider saygı kazanmak için ahlaklı olmak kadar, geleceğe ilişkin de öngörü sahibi olmalıdır. Bass’ın liderlik teorisine göre insanların lider olması için üç temel yol vardır. İlk ikisi az sayıda insan için liderlik gelişimini açıklar. İlk ikisi az sayıda insan için liderlik gelişimini açıklar. Bu teoriler şöyledir: Kimi kişilik özellikleri insanlara doğal olarak liderlik rolü verir. Bu “Kişilik Özelliği Teorisi”dir. Bir kriz durumu ya da önemli bir olay, sıradan bireyde mevcut olan sıra dışı liderlik özelliklerini ortaya çıkarır. Bu “Büyük Olaylar Teorisi”dir. Bireyler lider olmayı seçer ve liderlik becerilerini öğrenebilir. Bu da “Dönüşümsel Liderlik Teorisi”dir. Günümüzde en yaygın biçimde kabul edilen teori de budur. Eğitimciler, insanların daha çok da yetişkinlerin liderlik becerilerini nasıl kazanabileceklerine ilişkin eğitim programları ve dersler geliştirmişlerdir. İş dünyası yöneticilerinin gereksinimleri düşünülerek hazırlanan bu programlar, erken çocuklukta o kadar da ilgi çekmemiş, aksine liderlik özelliklerini vurgulamak ve geliştirmeye çalışmanın sınıftaki öğretmen hâkimiyetini ve geleneksel sınıf düzenini bozacağı korkusunu yarattığı için kapalı bir şekilde göz ardı edilmiştir. I

KAYNAKLAR: (i) Hoy, Wayne K. and Miskel, Cecil G. Educational Administration: Theory, Research and Practice. New York: Random House. U.S. 1982. - (ii) Fidan, Nurettin. Okulda Öğrenme ve Öğretme, Alkım Yayınları, Ankara, 1997. - (iii) Henson, Kenneth T. ve Eller, F.Ben. Educational Psychology for Effective Teaching Eastern Kentucky University, 1999. - (iv) Ün Açıkgöz, Kamile. Etkili Öğrenme ve Öğretme, Kanyılmaz Yayıncılık, İzmir, 1996. - (v) Resnick L. B. and Hall, Megan W. Principles of Learning for Effort-based Education. 2000. http://www.noycefdn.org/literacy/ecrwfiles/ ECRWPrincipals/PrinciplesLearning.pdf - (vi) http://www.livingvalues.net/values/responsibility.htm - (vii) Maurer, Mary E. Thatʼs My Job! Promoting Responsibility in the Preschool Classroom. http://teachers.net/gazette/APR03/maurer.html - (viii) Squier, Hannah M.. Interpersonal Dynamics: The Lost Art of Effective Team Leadership (http://www.weleadinlearning.org/hsoct03.htm). - (ix) Bass, Bernard, Stogdillʼs Handbook of Leadership: A Survey of Theory and Research, New York: Free Press, 1989. - (x) Rich, Dorothy. Mega Skills. Houghton Mifflin Company, New York, 1992.

82

I HAZİRAN 2012



ADVERTORIAL ULUSLARARASI EUROSUN ANAOKULLARI KURUCUSU SERDA BÜYÜKKOYUNCU:

“Ana okullarımızda yabancı öğretmenlerle tüm dersler İngilizce ve Almanca” “Gün içindeki derslerin tamamı İngilizce ve Almanca çalışılır. Özellikle yabancı aileler için okullarımızda haftanın iki günü çalışmalar Türkçe yapılmakta ve o günlerde İngilizce, Almanca ayrıca ders olarak da verilmektedir” diyen okul kurucusu Serda Büyükkoyuncu ile sizler için ünü sınırlarını aşmış olan Eurosun Okullarını konuştuk...

- Bahçeşehir ve çevresinde çok sayıda yabancı sakinimizin olmasından yola çıkarak bize biraz EUROSUN EXCLUSIVE International Preschools’ dan bahseder misiniz? Elbette.Milli Eğitim Bakanlığıʼna bağlı ULUSLARARASI EUROSUN ANAOKULLARI 1995 yılında İstanbulʼ un en iyi semtlerinden Bahçeşehirʼ de beklentileri yüksek ailelerin ihtiyaçlarını karşılayarak, Okul Öncesi Eğitimin yaygın- laştırılması amacıyla kurulmuştur. - Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir kuruluş musunuz? Evet ULUSLARARASI EUROSUN ANAOKULLARI, Milli Eğitim Bakanlığıʼnın onay verdiği bir kuruluştur. Aynı zamanda Türkiye Özel Okullar Birliği üyesidir. - Duyduğumuza göre sizin bu birlikte de bir göreviniz var. Doğru. Türkiye Özel Okullar Birliği kendi bünyesinde komisyonlardan oluşmuştur. Ben de bu birliğin Okul Öncesi Komisyon üyesi ve 2. Başkanıyım. - Evet devam edelim. Eurosun’lardan söz ediyorduk… Eurosun Anaokulları kurulduğu yıldan itibaren kentin en önemli okul öncesi kurumlarından biri olmuştur. Yıllar içinde başka bölgelerde de Anaokulu ve Etüt

84

I HAZİRAN 2012

Okulu olarak yaygınlaşmıştır. Ülkenin en iyi çocuk bakım merkezlerinden biridir. - Sanırız biraz da ünlüsünüz! Okullarımız bir çok kez yerel ve ulusal yayın kuruluşlarında televizyon, dergi ve gazetelerde haber yapılmıştır. Okullarımız Uluslararası Anaokulu sıfatıyla okul öncesi eğitimde dünya çapında sistemlerle çalışarak, İstanbulʼda yaşayan yabancı uyruklu çocuklara İngilizce ve Almanca dilinde eğitim vermektedir. Öğrencilerimiz, hangi yaş grubunda olurlarsa olsunlar, erken yaşlardan başlayarak doğal bir enternasyonal ortam ile tanışırlar. - Çocukların günlük yaşamda aldıkları eğitimler Türkçe mi?. Gün içindeki derslerin tamamı İngilizce ve Almanca çalışılır. Özellikle yabancı aileler için okullarımızda haftanın iki günü çalışmalar Türkçe yapılmakta ve o günlerde İngilizce, Almanca ayrıca ders olarak da verilmektedir. - Hedeflenen yabancı dil seviyesi nedir? İngilizce eğitimlerde Avrupa Dil Portfolyosuʼna uyum kazandırılmıştır. Kü- resel Ölçek (Global Scale) değerlerine göre öğrencilerimizin (A1-A2-B1) seviyesine gelmeleri hedeflenmektedir. (Yetişkinlerde yabancı bir ülkede tek başına

yaşayabilecekleri seviye anlamına gelmektedir.) İncelemelerde 36 aylık bir öğrencimizin sadece 4 hafta sonrasında bile, temel İngilizce komutları anlayabilecekleri seviyeye ulaşabildikleri gözlenmiştir. 72 aylık bir Türk öğrencimiz için hedef İngilizceʼnin İkinci Anadil olmasıdır. Okullarımızda İngilizce bir ders değil, günlük iletişim biçimidir. Genel Programlarımız gelişmiş Avrupa, Asya ve Amerika ülkelerinin yaygın eğitim programlarına paralel tarih ve sürelerle uygulanmaktadır. - Okul kontenjanlarınızı ve veli profilinizi nasıl oluşturuyorsunuz? Okullarımızda Yabancı Pasaportlu çocuklar için ve Türk ailelerin çocukları için kontenjanlar oluşturulmuştur. Yabancı Veli Profilimiz, • Diplomatik Aileler, • Üniversitelerdeki Yabancı Öğretim Görevlileri, • Yabancı Şirketlerin Yöneticileri. • Expatriate (Expat) Olarak Ülkemizde Bulunan Yabancılar, Türk Veli Profilimiz ise, • Eğitim ve Öğretim Seviyeleri yüksek, • Uluslararası Entellektüeliteye Önem Veren, • Yurtdışı ile bağlantısı olan, • Çocukların yabancı dile karşı ilgi


INTERNATIONAL EUROSUN PRESCHOOLS were founded in 1995 under the Ministry of National Education, in Bahçeşehir, one of the best quarters in Istanbul for the purpose of meeting the requirements of families with high-level of expectations and extending the scope of Preschool Education. INTERNATIONAL EUROSUN PRESCHOOLS is a member of Private Schools Association of Turkey. It has been one of the leading preschool institutions in the city since its inauguration. It is extended in other regions as Preschools and Study Schools over years. It is one of the best child care centers. It has been made news in local and national broadcasting organizations many times. In the capacity of International Preschool, they work with world-wide systems in preschool education and deliver education in English and German to the foreign students living in Istanbul. Our students will meet with a natural international environment at a young age whichever age group they belong. English educations are in accordance with European Language Portfolio(*). Our goal is to enable our students achieve A1-A2-B1 levels according to the Global Scale values. (For adults, it means that they have achieved the level that they can live on their own in a foreign country.) In reviews, it is observed that a 36 month student can achieve a level that they can understand basic English instructions even after only 4 months. The goal for a 72-month Turkish student is to acquire English as a Second Language (At our schools, English is not considered as a course, but a daily mode of communication.) (*)European Language Portfolio is a document in which those who are learning or have learned a language - whether at school or outside school can record and reflect on their language learning and cultural experiences. It is an assessment system based on the Common European Framework. Our general programs are applied on the dates and within periods in accordance with the common education programs in the developed countries in Europe, Asia and America. At our schools, there are quotas established for Foreign students and Turkish students. Foreign Parent Profile, • Diplomatic Families, • Foreign Academicians at Universities, • Managers of Foreign Companies. • Foreigners visiting our country as Expatriates, Turkish Parent Profile, • High-level of Education , • Caring for International Intellectuality, • Having connections with foreign countries, • Believe that the interest and tendency of children for foreign language can be gained at preschool level, Believe multi-nationality. Our schools have a physical structure where virtually all activities can be performed within an indoor area of 1000 m2. Our schools offers continuous services for 12 months a year. It continues to provide service as SUMMER CAMP - RESORT between 1st July and 1st September.

Tel: 212 608 1 000 - www.eurosun.com.tr Ilgaz 2/21 Ispartakule Bahçeşehir/İstanbul

ve yatkınlığının anaokulunda “Eurosun kazanılacağına inanan, Okullarında • Çokulusluluğa inanan ailelerden 12 ay oluşmaktadır. aralıksız - Okulunuzun fiziksel yapısı süren nasıl? 1000 m2ʼlik kapalı alan, 1800 m2 hizmet açık alan olmak üzere toplam 2800 1 Temmuzm2ʼlik bir kullanım alanına sahiptir. 1 Eylül İçinde hemen tüm aktiviteleri tarihleri bünyesinde gerçekleştirebilecek arasında fiziksel yapıdadır. • Geniş Botanik Bahçelerle Çevrili, Yaz Kampı• Isıtmalı Kapalı Yüzme Havuzu, Tatil Köyü • Paten Pisti, • Satranç Bahçesi, olarak • Tarım Alanları, • Yazlık devam Restaurantı, • Çocuk Diskoteği, etmektedir.” • Vitamin Barı, • Fitness Odası, • Sinema Salonu, • Tiyatro Salonu ortamları bulunacak şekilde dizayn edilmiştir. - Yaz okullarınızın ününü yıllardır duyarız. Bu seneki programınız neler? Bildiğiniz gibi okullarımız yılın 12 ayı aralıksız hizmet verilmektedir. 1 Temmuz-1 Eylül tarihleri arasında YAZ KAMPI-TATİL KÖYÜ olarak devam etmektedir. Bu yıl Tel: 212 608 1 000 Korsanlardan, Define www.eurosun.com.tr adasına, Çılgın Bilimden, Buluşlar gezegenine, kumsal ve sahilden uzay seyehatlerine ulaşan Tematik programların olduğu bir tatil köyü formatı ile hazırlanmıştır.

All the courses during the day are studied in English and German. The studies are made in Turkish two days of the week, and on those days, English and German courses are also delivered separately.


EĞİTİM

Okyanus Kolejleri Genel Müdürü Nazım Boduroğlu:

bilgiye

Hatice Gülçür İnanç

“Okyanus Kolejleri zengin materyaller, konusuna hakim ve karşısındaki öğrencinin tamamının kişisel özelliklerine sahip eğitim öğretim kadrosuyla özel okul kulvarında önemli bir açılım gerçekleştirmiştir.” 86

I HAZİRAN 2012

Sizi tanıyabilir miyiz? 1963 yılında Ankaraʼda dünyaya geldim. İlkokulu Ankaraʼda, liseyi Afyonʼda Afyon Karahisar Lisesiʼnde, üniversiteyi de İstanbul Üniversitesi Coğrafya Fakültesiʼnde okudum. Devlet okullarında ve dershanelerde öğretmenlik ve üst düzey yöneticilik yaptım. Halen Okyanus Kolejleriʼnin Genel Müdürü olarak görev yapıyorum. Okyanus Koleji ne zaman, nerede ve kimin tarafından kuruldu? Okyanus Eğitim Kurumları 2004 yılında İstanbul Avcılarʼda Orhan Özbey tarafından kuruldu. 1979 yılından beri dershane ve kurs alanında faaliyet gösteren grubumuz, dershanecilikteki deneyimini özel okul alanında değerlendirerek İstanbul Avcılarʼda 20.000 m2 kapalı alanı olan bir okul binası inşa ederek çalışmalarına başladı. İlk yıl 400 öğrenci 40 öğretmen ve 30 yardımcı personelle başlayan bu serüven bugün yeni açılacak olanlarla birlikte 7 kampüs ve iki anaokulu ile toplam 9 birime ulaşmıştır. Kaç şubeniz var? Kısa bir sürede bu kadar tanınan bir okul olmanızın sebepleri neler? Halihazırda eğitim veren Avcılar, Bahçeşehir, Beylikdüzü, Güneşli, Beylikdüzü Anaokulu, Solarkent Anaokulu ve yeni eğitim öğretim döneminde faaliyete başlayacak olan Ataşehir, Sancaktepe ve Halkalı şubeleriyle 9 şube olarak hizmet vermekteyiz. Okulun bir öğrencinin sadece öğrenme yeri olmadığı bilincinden hareketle, bu en çok zaman geçirdiği mekanlarda, akademik gelişimlerinin yanı sıra duygusal, fiziksel, sosyal ve zihinsel gelişim düzeylerini ele almayı hedefledik. Bunun için onlarca kulüp kurduk ve şu çağrımızı yaptık: “Sizi evren-


“Bilgiyi ezberletmek yerine

ulaşmayı öğretiyoruz” sel bilgilerle donanmış zihinsel aydınlığa, sanatın her çeşidiyle renklenmiş duygusal heyecana, etik değerlerle yücelmiş ruh bakımına, sporun sağlıkla bütünleşmiş bedensel gelişimine, vizyona, erdeme, Okyanus enginliğinde bir hoşgörü atmosferine çağırıyoruz.” Bu çağrımız öylesine büyük bir karşılık buldu ki İstanbulʼumuzun ve Türkiyeʼmizin birçok yerinde yeni kampüsler açma sorumluluğu ile bizi karşı karşıya getirdi. Okyanus Kolejleri’nin eğitim felsefesi nedir? Okyanus Kolejleriʼnin eğitim sisteminde öğrenci merkezli bir konsept uygulanmaktadır. Deneyimli ve uzman öğretmenler ve rehberlik ekibi tarafından öğrencilerin bireysel farklılıkları dikkate alınarak eğitim - öğretim faaliyetleri yürütülmektedir. Bilgiyi ezberletmek yerine bilgiye ulaşmanın yolları öğretilmektedir. Öğrencilerin öğrenme düzeyleri ve ilgilerinin dikkate alındığı bu yöntemle, dersler sıkıcı bir ortam olmaktan kurtarılıp, ileri teknoloji ve etkinliklerle zevkli ve neşeli bir ortam haline getirilmektedir. Zengin materyaller, konusuna hakim ve karşısındaki öğrencinin tamamının kişisel özelliklerine sahip eğitim öğretim kadrosuyla özel okul kulvarında önemli bir açılım gerçekleştirmiştir. Bahçeşehir şubeniz ne zaman açıldı? Neden Bahçeşehir? Okyanus Kolejleri Bahçeşehir Kampüsümüz 2010 – 2011 Eğitim-Öğretim Yılında açıldı. Bahçeşehir, sosyoekonomik ve kültürel açıdan oldukça gelişmiş, hızla gelişmeye de devam eden bir bölge. Daha önce de belirttiğim gibi Okyanus Kolejleriʼnin bu çağrısına bu bölgeden de çok yoğun bir istek geldi ve bizler de bu istek doğrultusunda 2500 öğrenci ve 30.000

m2 alanlık kapasitesiyle Okulöncesi, İlköğretim, Üstün Zekalılar ve Yetenekliler Bölümü, Anadolu Lisesi, Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi Bölümleriyle Bahçeşehir kampüsümüzü kurduk. Son derece görkemli bir binanız var. Öğrencileriniz burada sıradan bir okul binasından farklı olarak ne gibi hizmetler alıyorlar? Okyanus Kolejleriʼnin bütün kampüslerinin fiziki yapısı sadece okul olarak tasarlanmaz. Eğitimin yaşam boyu devam eden bir süreç olduğunu düşünerek öğrencilerimizin bütün yaşamlarında kullanacakları Kültür, Bilim, Sanat, Spor ve Sosyal Aktivite gibi konularda donatılarak aileleriyle birlikte kullanacakları bir “Eğitim ve Yaşam Merkezi”i haline getirilir. Okullarınızda uygulanan halka açık hizmetler konusunu biraz anlatır mısınız? Biz her zaman “Okyanus Eğitim ve Yaşam Merkezi” düsturumuzu belirtiyoruz. Bu nedenle halka açık hizmetler konu-

“Sizi evrensel bilgilerle donanmış Okyanus enginliğinde bir hoşgörü atmosferine çağırıyoruz.”

sunda oldukça geniş bir yelpazemiz var. Bu hizmetleri; Yaz ve Kış Spor okullarımız, Yaz ve Kış Dil Okullarımız, Bilim Sanat Kurslarımız, Yüzme, Basketbol, PlatesStep-Aerobik, Fitness, Tekerlekli paten, Buz pateni olarak sıralayabiliriz. Üstün Zekalılar Sınıfı oluşturduğunuzu duyduk, bu sınıfa kabul edilen çocuklar hangi aşamalardan geçiyor? Eğitimlerinde özel bir ekip ve yöntem kullanıyor musunuz? Evet, bu öğrenciler için eğitim verdiğimiz sınıflarımız var. Öncelikli olarak başvuruda bulunan öğrencilerimize ön tanılama çalışması yapıyoruz. Uygun olabildiğini düşündüğümüz öğrencileri 1.Aşama olan ön testle değerlendirmeye alıyoruz.1. aşamada başarı gösteren öğrencileri 2. aşamaya alıyoruz. Bu aşamada uluslararası düzeyde kabul gören tanılama tekniklerini kullanıyoruz. Bu aşamayı da geçerse Üstün Zekalılar Bölümüʼne kabul ediyoruz. Okyanus Kolejleri Üstün Zekalılar ve Üstün Yetenekliler İlköğretim Bölümü aynı zamanda Maltepe Üniversitesi Özel Eğitim Bölümü Üstün Zekalılar Öğretmenliği Anabilim dalı uygulama okuludur. Elbette farklı olan ve farklı öğrenen bu öğrencilere alanında uzman akademisyenler ve uzman öğretmen kadromuzla zenginleştirilmiş farklılaştırılmış müfredat ile eğitim veriyoruz. Bahçeşehir ve Ataşehir Kampüsümüzde bu bölümlerin eğitimini veriyoruz. Okulunuzda yabancı dil eğitimi nasıl verilmektedir? Hangi yabancı diller öğretilmektedir? Okullarımızda yabancı dil eğitimine çok önem vermekteyiz. Birinci yabancı dil olarak İngilizce eğitimi, anaokulu seviyesinden başlayarak tüm sınıf seviyelerinde özel hazırlanmış programlar çerçevesinde HAZİRAN 2012 I

87


EĞİTİM

yürütülmektedir. Öğrencilerimizin tamamı ilkokul ikinci sınıftan itibaren Cambridge Üniversitesiʼnin düzenlemiş olduğu sınavlara girerek yabancı dil bilgilerini uluslararası platformda belgelemektedirler. İkinci yabancı dil olarak Almanca eğitimimizin yanısıra, Fransızca, İspanyolca ve Çince kulüplerimizle de öğrencilerimize birden çok dil becerisi kazandırırken, düzenlediğimiz yurtdışı eğitim gezilerimizle farklı kültürleri tanımalarına ve vizyonlarını geliştirmelerine olanak sağlamaktayız. Okulunuzun ücret politikası ve burs sisteminden bahsedebilir misiniz? Okullarımızdaki öğrenci ücretlerini diğer okullarla karşılaştıran herkes ücret politikamızın ne kadar uygun olduğunu fark edecektir. Biz mümkün olduğunca herkesin özel okul ayrıcalığından yararlanması gerektiğine inanıyoruz. Bu konu tabii okul ücretleri karşılığında sunulan imkânlarla da bağlantılı bir konudur. Bununla birlikte tüm okullarımızda burslu öğrenciler de öğrenim görmektedir. Bu imkânı da farklı alanlara göre çeşitlendirmiş bulunmaktayız. Okullarımızda MEB SBSʼde başarılı olanlar, bilim ve sanat alanlarında ulusal veya uluslararası başarı gösterenler, bireysel spor dallarında başarılı olanlar, şehit ve gazi çocukları burslu öğrenim görme hakkından yararlanmak üzere başvuruda bulunabilirler. Bunun yanında en önemlisi de her yıl Aralık ve Mayıs aylarında düzenlenen Düzey Belirleme Sınavı sonuçlarıdır. Buna bağlı olarak da tam burs ve sınav puanlarına uygun olarak belirli indirim oranları söz konusu olmaktadır. Şu an tüm okullarımızda 100ʼe yakın öğrenci ücretsiz, 300ʼe yakın öğrenci de indirimli ücretlerle öğrenim görmektedir. Sizi diğer okullardan farklı kılan özelliklerinizi anlatır mısınız? Veliler, sizi neden tercih etmeliler? Okyanus Koleji Fen ve Proje Lisesiʼnde Milli Eğitim Bakanlığıʼndan alınan özel izinle

88

I HAZİRAN 2012

diğer fen liselerinde olmayan 5 farklı akademik program uygulanmaktadır. Astrofizik (Uzay Bilimleri ve Uygulamaları), Elektrofizik (Elektronik ve Uygulamaları), Jeofizik (Yer Bilimleri ve Uygulamaları), Nan teknoloji ve Genetik (Nano Bilim ve Uygulamaları, Biyoteknoloji ve Uygulamaları), Genetik (Bioteknoloji ve Uygulamaları) Okyanus Kolejleri, öğrencilerinin sosyal, kültürel, sportif ve sanatsal açıdan geliştirecek pek çok yetenek kulüplerini bünyesinde barındırmaktadır. Sporda bireysel ve takım oyunlarına yönelik branşlarda uzman öğretmenlerden her hafta iki ders saati eğitim verilmektedir. Sanat alanında piyano, keman, gitar, ney gibi hemen hemen bütün enstrümanların bireysel olarak eğitimi verilirken, heykel, resim, ebru gibi estetik sanatlarda da yetenek alanları bulunmaktadır. Binicilik, buz pateni, modern dans, bale gibi farklı alanlarda da öğrencinin gelişmesi için her türlü eğitim imkanı sağlanmaktadır. 4+4+4 yasası hakkında ne düşünüyorsunuz? Okullarınızda bu uygulamaya uyum süreci hangi aşamada? Sizce getiri ve götürüleri neler olacak? Bölgesinde lider ülke olmaya aday Türkiye için, eğitim sitemimizdeki bu karar büyük bir atılımdır. Genç ve dinamik nüfus potansiyeli artık zorunlu eğitimi 8 yıl değil 12 yıl alacaktır. Sürenin uzun olması tek başına bir anlam ifade etmez. Önemli olan bu geçen sürenin içinin nitelikli eğitimle doldurulmasıdır. Bir toplumda bir kesimin iyi eğitim alması Ülke kalkınması, huzuru ve ekonomisi için yeterli değildir. Çünkü eğitilmişlerle eğitilmemişler her halükarda birbiri ile karşı karşıya gelmektedir. Öyleyse eğitim herkes için temel bir ihtiyaçtır. Bu konuda ilkokul-ortaokul-lise seviyeleri daha önce uygulanan bir sistemdi. Yeni olan orta okulun 4 yıla çıkarılması ilkokulun 5ʼden 4ʼe inmesi. Bu arada en önemli kararlardan bir bana göre 60-72 aylık çocukların 1. Sınıfa kayıt imkanının verilmesi. 60 ayını dolduracak öğrencilerin 1. sınıfa başlatılması öğrenci ve aile açısından kritik bir karardır. Özellikle duygusal ve sosyal açıdan hazır olmayan öğrencilerin 1. sınıfa başlatılması ileride eğitim hayatlarında telafisi çok zor olacak travmaların gelişmesine neden olabilir. Okyanus Kolejleri olarak önerimiz, çocuklarını uzman olan kişilere danışmadan okula başlatmamalarıdır. Bu sistem AB ülkelerinin çoğunda uygulanmaktadır. Özellikle İlkokul 4. sınıf sonrasında yönlendirmede sınıf öğretmeninin ve okulunun görüşü önem kazanmaktadır. Türkiyeʼde bu sistemin sağlıklı olarak işlemesi birkaç yıllık bir sıkıntıdan sonra devreye girecektir. I


20 YILLIK EGİTİMCİ MATHOUSE KURUCUSU BÜLENT NAMALAN:

‘Öğrencilerimiz sınıfının doğal birincisidir’ KENDİNİZİ TANITIR MISINIZ? 1970 Ankara doğumluyum. Afyon lisesi mezunuyum. Y.T.Ü mühendislik Fakültesi Yeditepe Üniversitesi Matematik Yüksek Lisanslı 20 yıllık dershaneciyim. İmaj dersanesi kuruculuğu yaptım. Birçok tanınmış dershanenin de kuruluş aşamasında görev aldım. 2 yıldır da MATHOUSE eğitime destek kurumu sahibiyim. GENEL KONSEPTİNİZ NEDİR? MATHOUSE HANGİ ALANLARDA HİZMET VERMEKTEDİR? Lise son sınıf öğrencilerini birebir özel derslerle tüm branşlardan üniversite sınavlarına hazırlar. Arasınıf lise öğrencilerinin tüm branşlardan bire bir çalışmalarla yüksek not alma ve temel oluşturma çalışmalarını yapar. İlköğretim 8. sınıf öğrencilerinin tüm derslerden birebir özel derslerle okul takviyesi ve lise sınavlarına hazırlık çalışmaları yapar. MATHOUS’UN ÖĞRENCİLERİNE KATMAK İSTEDİĞİ NEDİR? Öğrencilerimizi sosyal yaşamdan kopmadan eğitimlerini keyifle yürütebilicekleri bir ortam oluşturmak ilk amacımız. ʻHer Öğrencimiz Sınıfının Doğal Birincisidirʼ sloganı ile öğrencilerimizin başarı hazzını en alttan başlayarak yükseltiyoruz. Öz güvenlerini artırarak bu sayede geleceğe güvenle bakabilen bir gençliğin temellerini atmak için

çaba sarf ediyoruz. KURUMUNUZUN ÇALIŞMA STİLİNİ AÇIKLAR MISINIZ? Akşam üstü saat 16.00ʼda okuldan çıkan bir öğrencinin ilk hedefi sıcak bir yemekle karnını doyurmak ve üzerine bir bardak sıcak çay içerek dinlenmek olacağını tahmin ettiğimizden, kayıtlı tüm öğrencilerimize haftanın 7 günü, okul çıkışı ve hafta sonu öğle saatinde yemek imkanı sunuyoruz. Daha sonra zihnen ve bedenen rahatlayan öğrencimize profesyonel kadromuz ofislerinde ağırlayarak, bire bir ders veriyorlar. Dersi biten öğrencilerimizi ödevlerini ve tekrarlarını yapmak üzere çalışma salonumuza davet ediyoruz. Akşam sonunda çalışmalarını tamamlayan öğrencilerimizi gönül rahatlığıyla evlerine uğurluyoruz. Yazılı akşamları gece geç saatlere kadar kendileriyle çalışma zamanları oluşturuyoruz. ÜCRET POLİTİKANIZI ÖĞRENEBİLİR MİYİZ? Tüm derslerimiz birebir verilir. Ders süresi net 45 dakikadır. Yıllık kayıtlarda ders ücretimiz 60 TLʼdir. Private spotene dersler, saat 20.00ʼden sonra 60 dakikası 100 TL oarak belirlenmiştir.

0533 541 55 55

Defne 5 Villa 6 Bahçeşehir


SPOR

Sporun MAN

SAVAŞ KAHRİRA

BAHÇEŞEH OR KULÜBÜ VOLEYBOL SP ÖRÜ AT N Dİ OR KO

Değerli okurlarımız yeni sayımızdan hepinize merhaba.Yaz geldi, havalar ısındı artık bir çoğumuz yaklaşan tatil öncesinde biraz kilo vermek için kendimizi spora adamaya başladık. Bu sayımızda sizlerle spor yaparken bir yerlerden duyduğumuz kulaktan dolma bilgilerin doğruluğu ve yanlışlığını paylaşacağım. Aslında sporun bir yaşam şekli olması, her yaş ve dönemde hayatımızda olması gerekiyor. Ancak yaşadığımız şehir ve yoğun iş hayatı sizlerin yılın belirli dönemlerinde spor yapmanıza imkan tanıyor olabilir. Değerli okurlarımız, unutulmaması gereken şey, sporun sağlıklı bir yaşamın önemli bir parçası olduğunun bilincine varmaktır. Eğer bu bilince varırsak mutlaka kendimize spor yapmak için biraz zaman ayırırız. Peki spor yaparken hangi doğrulara göre hareket etmeliyiz? Nelerin yanlış, nelerin doğru olduğunun farkında mıyız. - HAFTADA BİR YAPILAN SPORUN BİR FAYDASI YOKTUR. Bu düşünce yanlış bir düşüncedir, çünkü hafta bir kez spor yapmak hiç yapmamaktan daha iyidir. Eğer günlük yaşantınızın yoğunluğu içinde zamansızlıktan yakınıyorsanız haftada

90

I HAZİRAN 2012

doğruları ve yanlışları Bu sayımızda sizlerle spor yaparken bir yerlerden duyduğumuz kulaktan dolma bilgilerin doğruluğu ve yanlışlığını paylaşacağım. Aslında sporun bir yaşam şekli olması, her yaş ve dönemde hayatımızda olması gerekiyor. Ancak yaşadığımız şehir ve yoğun iş hayatı sizlerin yılın belirli dönemlerinde spor yapmanıza imkan tanıyor olabilir.

bir yapacağınız spor aktivitesi kalbiniz ve kan dolaşımınız için faydalıdır. Tabii ki sınırlarınızı bilmek şartıyla, günde beş dakikanızı bile ayırarak dolaşımınızı hızlandıracak faaliyetler yapabilirsiniz. Evde işyerinde sürekli asansör kullanmak yerine merdiven bile çıksanız günlük egzersiz yeteneğinizi geliştirmiş olursunuz. - ISINMAK GEREKSİZ… Yanlış bir düşüncedir. Isınma şartı bütün branşlar için gereklidir. Ancak ısınmanın tipleri vardır. Yapılan branşın özelliğine göre önce genel ısınma arkasından branşa özgü özel ısınma yapılmalıdır. Isınma sırasında kaslar oksijenle dolar vücut ısımız artarak egzersize hazır hale gelir ve oluşabilecek sakatlık riskini en aza indirir. - SPOR SELÜLİTİ ÖNLER… Uzmanlara göre bu doğru ancak doğru egzersiz seçildiğinde. Yürüyüş yapmak gibi yumuşak egzersizler selülitin önlenmesinde faydalıdır. Özellikle su jimnastiği selülit oluşumunu minimuma indiriyor. Su içinde yapılan hareketler masaj etkisi yaparak ciltteki portakal görünümünü önlüyor.

- ÇOK TERLEMEK DOĞRU EGZERSİZDİR… Yanlış bir düşüncedir. Bazı inanlar 10 dakikalık bir aktiviteden sonra terlerken bazıları 30 dakika sonra terlemeye başlıyorlar. Bu tamamen kişilerin aktif ve aktif olamayan ter bezlerinin farklılığıdır ve bu durum genetik olarak kendisini gösterir. - DOĞRU NEFES ALMAK EGZERSİZİN YARISIDIR... Doğru bir düşüncedir. Özellikle güç gerektiren sporlarda zorlanırken nefes vermek gereklidir. Doğru nefes alındığında kaslara daha çok oksijen geleceğinden daha canlı ve sağlıklı olarak antrenmanlarınızı yaparsınız. - KASLAR DÖNÜŞÜMLÜ VE ZORLAYICI ANTRENMANA GEREKSİNİM DUYAR. Doğru bir düşüncedir. Hep aynı ağırlıkla çalışıp kendinizi zorlamazsanız kas gelişiminiz olmayacaktır. Gelişmek için kasların sürekli zorlanmaya ve dinlenmeye ihtiyacı vardır. Ağırlık çalışmalarınızda egzersiz sayınız ve kilolarınızı bir yere not etmenizde fayda var. Değerli okurlarımız diğer sayımızda buluşmak üzere sevgiyle ve DÖRTMEVSİM SPORLA kalın.



SAĞLIK

4 BOYUTLU ULTRASON Eski ultrasonografilerde anne karnındaki bebeği (fetus) 3 boyutlu görebilmek için 10-15 dakika kadar zaman gerekiyordu. Teknolojideki gelişmeler 3 boyutlu görüntüyü eş zamanlı olarak görmemizi sağladı ve buna 4 boyutlu ultrason denildi. Yani 4.boyuttan kastedilen zaman faktörüdür.

Yukarıdaki resimlerde görüldüğü gibi özellikle yüz anomalileri ile kol ve bacaklar 4 boyutlu ultrasonlar ile daha ayrıntılı görülebilmektedir. Tüm anne ve baba adaylarının ilk sordukları ʻʼcinsiyeti nedirʼʼ sorusuna da 4 boyutlu ultrasonlarla daha net bir cevap verebiliyoruz. Diğer bir avantajı, doğmamış bebeklerinin yüzlerini gören anne ve baba adayları ile bebek arasında daha doğumdan önce duygusal bir bağ oluşmasıdır.

Avrupa Cerrahi Tıp Merkezi’nden Uz. Radyolog Metin Yıldız, 4 boyutlu ultrasonların üstün özelliklerini ve avantajlarını sizler için anlattı..

4 boyutlu bir ultrasonun işlevi elbette ki bundan ibaret değildir. 2 boyutlu ultrasonlarla yapabildiğimiz tüm incelemeleri de (renkli doppler ve B mode incelemeler) yapabiliyoruz. Ancak bu avantajları o kadar kolay elde edemiyoruz. 3 boyutlu görüntü almak için bazı koşullar gerekiyor. Öncelikle incelemek istediğimiz bölgenin önünde yeterli miktarda amniyon sıvısının olması gerekiyor. Ayrıca bebeğin duruş pozisyonun uygun olması gerekiyor. Uygun bir duruş pozisyonunu bazen inceleme süresini çok uzatır hatta birkaç saat sonra tekrar incelemeyi gerektiriyor.

görüntülerini yakınlarının da izlemeleri mümkün oluyor. 4 d ultrasonlar pahalı cihazlar olduğundan ve yeterli değerlendirecek uzman radyoloğ bulunmadığından belli merkezlerde yapılabilmektedir. Avrupa cerrahi tıp merkezi olarak sağlık hizmetlerinde kaliteyi ön plana aldık ve 2 ay kadar önce Toshiba marka 4 boyutlu yeni ultrason cihazını ekipmanlarımızın arasına kattık. Hamile hastalarımıza artık 4 boyutlu ultrason ile hizmet veriyoruz.

Görüntüler CD’ye kaydedilebiliyor

3 boyutlu ultrasonlarla 3. ayın sonundan itibaren inceleme yapılabilmektedir. Görüntüleri resim olarak veya CDʼye kaydedilmiş olarak verebiliyoruz. Hatta, görüntüleri video formatında CDʼye kayıt edebiliyoruz. Böylece bebeğin video

Hastanemizde; li Sandığı SSK, Bağkur, Emek ve Devlet Memurları is ve tedavi mensuplarına, teşh r. hizmeti verilmektedi

0

92 I HAZİRAN 2012

0 Tel: (212) 699 30 02 Fax: (212) 699 30 aslı Bulv. İnönü Mah.Doğan Ar ESENYURT No:114 Sefaş Durağı





DOĞAL YAŞAMIN SIRLARI

SAĞLIKLI ZAYIFLAMA İÇİN BİRE BİR

ÜZÜM

Sevgili Bahçeşehir’liler bu sayıda metabolik sendrom, kan glikoz ve lipit metabolizma bozukluklarını önleyerek, kalp ve damarlarınızı koruyarak sağlıklı zayıflamada yardımcı üzüm çekirdeğinden bahsedeceğim.

PROF. DR. MURAT KARTAL

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ FARMAKOGNOZİ ANABİLİM DALI

Ankara Üniversitesi ve Bezmialem Üniversitesi Eczacılık Fakültesinde görev yapan yazarımız; Tıbbi Bitkiler, Bitkisel Ürünler, Bitkisel İlaçlar, Aromaterapi, Fitoterapi, Fitokozmetik, Doğal İlaçlar ve Doğal Tedavi Yöntemleri konusunda yurt içi ve yurt dışında dersler ve seminerler vermiştir. Sağlık Bakanlığı’nda Komisyonlarda görev almakta, Farmakognozi ve Fitoterapi Derneği, Antiaging ve Estetik Tıp Derneği yönetim kurulu üyesidir.

96 I HAZİRAN 2012

Özellikle endüstriyel toplumlarda epidemik boyuta tanımlanan obezite, ekonomik, tıbbi ve cerrahi açıdan insanlığı tahrip etmektedir. Özellikle santral tipteki obezite, kardiyovasküler, renal, metabolik, protrombotik ve inflamatuar yanıtları bozarak kardiyometabolik sendrom olarak da adlandırılan ve kardiyovasküler hastalık mortalite ve morbiditesinde artmaya yol açan hipertansiyon, koroner kalp hastalığı, konjestif kalp yetmezliği, kardiyak ani ölüm, inme ve son dönem böbrek yetmezliğine neden olmaktadır. Metabolik sendromun temelinde ise abdominal obezite bulunmaktadır. Her ne kadar obez bireylerde diyabet ve kardiyovasküler hastalıklar gibi kronik metabolik hastalıklar çok görülse de, obezite heterojen bir bozukluktur, burada asıl önemli olan vücuttaki yağ dağılımıdır. Obezite ve obezite zemininde gelişen metabolik sendromun yol açtığı bir diğer sağlık problemi artmış kanser gelişimidir. Amerikan Kanser Birliği’nin araştırmalarına göre obezite; kolon, meme (post-menopozal kadınlarda), endometrium, böbrek (renal hücreli), özofagus (adenokarsinoma), gastrik kardia, pankreas, prostat, safra kesesi ve karaciğer kanserlerine bağlı mortalitenin artmasına yol açmaktadır. Bu araştırmada ABD’de kansere bağlı ölümlerin erkeklerde %14’ünden, kadınlarda ise

Üzüm çekirdek proantosiyanidleri çok güçlü antioksidan bileşiklerdir ve vitamin E’den 20 kat, vitamin C’den 50 kat daha güçlü antioksidan etkileri olduğu belirlenmiştir.

%20’sinde aşırı kilolu olma ya da obezite sorumlu tutulmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde de batı tarzı yaşam ve diyet değişikliği obezitenin ve obezite ile ilgili sorunların gittikçe artmasına yol açmaktadır. Özellikle metabolik sendromda yaşam tarzı değişikliklerinin önerilmesi ile başlayan tedavide geleneksel farmakoterapinin yanı sıra güvenli ve etkili bitkisel tedavilerin kullanılması gerekir. Modern tıpta en sıklıkla kullanılan proantosiyanidin kaynağı üzüm çekirdek ekstresidir. Latince ismi ile Vitis vinifera


ÇEKİRDEĞİ (üzüm) çekirdek proantosiyanidleri çok güçlü antioksidan bileşiklerdir ve vitamin E’den 20 kat, vitamin C’den 50 kat daha güçlü antioksidan etkileri olduğu, vücutta kollajeni stabilize ettiği, vasküler yapıları koruduğu gösterilmiştir. Proantosiyanidinden zengin üzüm çekirdeği ekstresi ile başta Fransa olmak üzere tüm Avrupa’da mikrosirkülatuar bozukluklarda fitofarmakoterapötik olarak kullanılmaktadır. Özellikle endotelial hücreleri oksidatif stresten koruması ve özellikle vasküler dokularda biyoyararlanımının yüksek olması oksidatif stresle giden kardiyovasküler hastalıklardan korunmada etkili bir fitofarmasötik olarak tanımlanmasına neden olmuştur. Kalp-damar sağlığının korunmasında ve kan akımı bozukluklarında oldukça etkilidir. Üzüm çekirdeği ekstresi antioksidan, antiinflamatuar, antimikrobiyal, kardiyoprotektif, hepatoprotektif, nöroprotektif etkileri bulunan, toksisite çalışmalarında 5000mg/kg dozda kullanıldığında bile toksisite oluşturmamış, geniş farmakolojik aktiviteye sahip güvenli bir fitofarmasötiktir. Üzümde bulunan proantosiyanidinler ile yapılan pek çok klinik araştırmada trombosit agregasyonunun azaldığı, endotelial fonksiyonların düzeldiği, kan basıncının düştüğü, aterosklerotik ve aterotrombotik risk markırları olan HDL, LDL, apo-β ve MCP-1 düzeyleri-

Üzüm çekirdeğinde yüksek miktarda bulunan proantosiyanidinlerin obezite zemininde ortaya çıkan metabolik sendrom ve diğer risklerin azaltılmasında etkili ve güvenli bileşikler olduğunu göstermektedir.

nin iyileştiği gözlenmiştir. Üzüm çekirdek ekstresinin pankreatik lipaz ve lipoprotein lipaz inhibisyonu oluşturduğu ve böylece diyetik yağ absorbsiyonunu sınırlandırabileceği ve aynı zamanda lipoprotein lipaz inhibisyonu ile adipositlerde yağ depozisyonuna ve insülin rezistansına yol açan serbest yağ asidi seviyesini düşürebileceği bildirilmiştir. Bu sonuçlar üzüm çekirdek proantosidinlerinin kilo kontrolünün sağlanmasında etkili ve güvenli doğal bileşikler olarak tanımlanmasını sağlamıştır.

Yeni yağ hücresi oluşumunun engellenmesi ile obezite ve obezite ile ilintili hastalıkların önlenmesinde üzüm çekirdek proantosiyanidinlerin kullanılabileceği anlaşılmaktadır. Randomize, plasebo kontrollü ve çift kör yapılan klinik bir araştırmada günlük 300mg üzüm çekirdek ekstresi kullanımının kilo kaybı sağladığı gösterilmiş ve kilo kontrolü sağlanmasında kullanımı önerilmiştir. Metabolik sendromu bulunan hastalarda günlük 150 ya da 300mg üzüm çekirdek ekstresinin kullanımının plasebo kontrollü olarak araştırıldığı bir çalışmada her iki dozda da sistolik ve diastolik kan basıncının yaklaşık %10 düşürüldüğü, okside LDL konsantrasyonunun ise 300mg /gün dozunda istatistiki olarak anlamlı ölçüde azaldığı gösterilmiştir. Tüm bu farmakolojik, epidemiyolojik ve klinik sonuçlar üzüm çekirdeğinde yüksek miktarda bulunan proantosiyanidinlerin obezite zemininde ortaya çıkan metabolik sendrom ve diğer risklerin azaltılmasında etkili ve güvenli bileşikler olduğunu göstermektedir. Günlük 200 mg - 400 mg üzüm çekirdek proantosiyanidin ekstresi kullanımı ile metabolik sendrom, kan glikoz ve lipit metabolizma bozuklukları önlenerek, kalp ve damarlarınızı koruyarak sağlıklı zayıflama gerçekleştirmek mümkündür. mkartal@ankara.edu.tr

HAZİRAN 2012 I

97


YEMEK

TUPPERWARE

“Anne eli değmiş gibi” size özel dondurmalar HATİCE KOÇve

I ÜRÜN UZMAN İSTİ EV EKONOM

YOĞURTLU LOLİBUZ MALZEME G 220

gr çilek, böğürtlen, frambuaz karışımı G 200 gr yoğurt G 1 paket vanilya G 2 yemek kaşığı kremşanti G İsteğe göre pudra şekeri veya bal

HAZIRLANIŞI

Meyveleri Süper Şef II ʻ de doğrayın. 1 yemek kaşığı kremşantiyi ekleyip karıştırın. Süper Şefi IIʼnin içine karıştırıcı parçasını taktıktan sonra yoğurt vanilya ve kalan kremşantiyi pudra şekeri veya bal ile karıştırın. Lolibuzların içine koyup derin dondurucuda 1 gece bekletin.

MEYVELİ LOLİBUZ MALZEME

6 adet Lolibuz için, G 250 gr mevsim meyvesi G 120 ml taze sıkılmış meyve suyu G İsteğe göre bal veya pudra şekeri

HAZIRLANIŞI

Meyvelerin kabuklarını soyup, Süper Şef II de doğrayın. Meyve suyu ve isteğe göre bal veya pudra şekerini ekleyip karıştırın. Lolibuzların içine koyup 5 saat derin dondurucuda bekletin.

0800 261 21 37 www.tupperware.com.tr



GÜZELLİK

GENÇLİK VE GÜZELLİK

REÇETENIZ!.. Doğru beslenme alışkanlığı kazanarak, cildinizin gençliğini ve güzelliğini uzun yıllar koruyabilirsiniz! Hangi vitaminlerin cilde iyi geldiğini, hangi meyvelerin kırışıklıkları geciktirdiğini, ne yerseniz cildinizin daha nemli olacağını, serbest radikallerle savaşan besinleri bilirseniz; hayalinizdeki genç ve ışıltılı cilde kavuşabilirsiniz. Dengeli tüketeceğiniz omega3 ve omega6 yağ asitleriyle cilt güzelliğinin ilk şartı olan sağlıklı kan dolaşımını sağlayabilirsiniz. Küçük meyvelerin içinde bulunan antioksidanlarla, serbest radikallerin zararından hücrelerinizi koruyabilirsiniz. Vitaminlerin antioksidan etkileriyle kırışıklıkları uzun yıllar öteleyebilirsiniz… Sağlıklı bir cilt, sağlıklı bir bedenin yansımasıdır. Doğru beslenme alışkanlığı kazanarak; cildimizin gençliğini ve güzelliğini uzun yıllar boyunca korumak mümkün. Unutmamak gerekir ki; genç ve güzel bir cilt için doğru beslenme, sağlıklı bir psikolojik yapı ve genler çok önemli! Vücudumuzun yaklaşık yüzde 7’si deri dokusundan oluşur. Yani 50 kg ağırlığındaki bir kadında 3.5 kg kadar deri bulunur. İnsan derisi, bireye bağlı olarak 15 gün ila 3 ay arasında değişir. Bu kadar hızlı değişen bir dokuyu beslenme durumu önemli ölçüde etkiler. Yeterli ve dengeli bir beslenme, cilt hücrelerini güçlü ve nemli tutar. Vücudumuzdaki dengeyi iyi anlayıp ona göre hareket etmemiz, organizmanın daha düzenli çalışmasını sağlar. Vücudumuz yaDENGELİ BESLENİN

100 I HAZİRAN 2012

Hızlı kan dolaşımı için Omega, serbest radikaller için Antioksidan, Kırışıklıkları C vitaminiyle geciktirin, havuç nemlendiriciniz ginseng toniğiniz olsun… Gençlik ve güzelliğinizi uzun yıllar korumak istiyorsanız işte size reçetesi!..

şadığımız ortamla; yediklerimiz, duygularımız, genlerimiz ve sosyal çevremizle sıkı bir bağ içindedir. Cildimiz de organizma ile dış çevre arasındaki yoldur. Vücudumuzun her işlevi bir diğerini belirler. Örneğin; karaciğerimizde yaşadığımız küçük bir problem, yüzümüzde kocaman sivilcelere sebep olabilir. Eğer kişi doğru beslenemiyorsa; bu durum ciltte solgunluk kuruluk ya da lekelerle kendini belli eder. Örneğin; vücutta elzem yağ asidi eksikliği, cildin kurumasına ve çabuk yaşlanmasına neden olur. Katı yağlar, kılcal damar tıkanmalarına yol açar. Uzun süren dolaşım bozukluklarında, en güzel cilt bile doğal rengini kaybeder ve sağlıksız bir görünüm alır. Oysa ki; cilt güzelliğinin ilk şartı sağlıklı kan dolaşımıdır! Omega 3 ve omega 6 yağ asitlerini dengeli tükettiğimizde, kan dolaşımı düzene girer ve cilde daha fazla oksijen taşınır. Bu yağ asitleri ayrıca hücre zarını güçlendirir ve cildin daha genç görünmesini sağlar. OMEGAYLA OKSİJEN TAŞIYIN

SERBEST RADİKALLERE KARŞI BİR AVUÇ YABAN MERSİNİ!

Vücutta serbest radikal sayısı arttığında cildimizde kırışıklıklar oluşur, cilt soluklaşır. Serbest radikaller; stres, sigara, alkol, fazla kafein, kızartılmış ve kavrulmuş besinlerin vücuda

alımı sonucu oluşan ve sağlıklı hücrelere zarar veren molekülerdir. Cildin çabuk yaşlanmasına sebep olduğu gibi kanserin de ana sebebidirler. Ama serbest radikallerden, besinler aracılığıyla kurtulmak mümkün! Küçük meyvelerin içinde bulunan antioksidanlar, serbest radikallerin zararından hücreleri korur. Antioksidanlar sayesinde; cilt kendini güneş ışınları ve çevre kirliliği gibi çevresel etmenlerin zararlı etkilerinden korur. A, C ve E vitaminleri önemli antioksidan vitaminlerdir. Bir avuç çilek veya yaban mersini, 1 orta boy kivi veya portakal veya mandalina cildin ihtiyaç duyduğu C vitamini ihtiyacını karşılar. KIRIŞIKLIKLARI VİTAMİNLERLE GECİKTİRİN!

Vitaminlerin antioksidan etkileri, özellikle doğru beslenme ile vücuda alındığında cilde hayli yarar sağlar. Cilt sağlığı, kırışıklıkların giderilmesi veya oluşumunun engellenmesinde önemli rol oynarlar. A, C, D, E vitaminlerinin eksikliği ise; cildin cansız, kuru veya fazla yağlı olmasına neden olur. İşte sağlıklı bir cilt için gerekli olan vitaminler: A vitamini ve beta karotenler: Yaşlanmayı geciktirici etkileri için kullanılır. Sarı, turuncu ve yeşil renkli sebzeler, yumurta akı, ciğer,


ER

GÜZEL FİKİRL tereyağı (doğal koşullarda üretilmiş) ve balık yağlarında bulunur. B vitamini: B vitamini türü olan niasin (B3 vitamini) akne tedavisinde kullanılır. Tavuk, balık, şam fıstığı, hindi ve tam tahıllı ürünlerde bulunur. C vitamini: İyi bir antioksidan vitaminidir. Yara tedavisi üzerinde etkilidir. Yüzeysel olarak ince çizgi ve kırışıklıkların giderilmesinde, cilt yanıklarının tedavisinde kullanılır. Limon, greyfurt, portakal, çilek, kivi, frenküzümü ve kuşburnu gibi meyveler; lahana, domates, karnabahar, kırmızı biber ve yeşil biber gibi sebzeler C vitamini açısından hayli zengindir. E vitamini: İyi bir antioksidandır. Yüzeysel olarak uygulandığında cildin nemlenmesine yardımcı olur. Yumuşaklık ve pürüzsüzlük sağlar. HAVUÇ NEMLENDİRİCİNİZ GINSENG TONİĞİNİZ OLSUN!

Aynısafa çiçeği: Cilt hücrelerinin gelişimini arttırır. Güneşten etkilenmiş cildi yumuşatır ve mikrop kapmaya karşı korur. Cadı fındığı: Cildin dokusunu güçlendirir. Maydanoz, ısırgan: İçerdiği antioksidan ve C vitamini içeriğinin etkisiyle cildin genç kalmasını sağlar. Maydanoz aynı zamanda cildin sıkı olmasını sağlar. Papatya: Yara iyileştirici özelliği bulunur. Ginseng: Dolaşım problemlerine iyi gelir ve hücre içi metabolizmayı geliştirdiğinden, cilt için iyi bir tonik etkisi bulunmaktadır. Ayrıca cildi gençleştirir. Kekik: Sakinleştirici, antiseptik ve dezenfektan özellikleri vardır. Kırışıklıkların giderilmesinde etkilidir. Kavun: İçerdiği betakaroten sayesinde, kollajen hasarını en aza indirerek kırışıklıklara ve lekelere engel olur. Haftada 3 kez bir iki dilim kavun yenmesi cildin pul pul dökülmesini engeller. Brokoli: Ciddi

TMAN YASEMİN YUR CANDEMİR

oranda A ve C vitamini içerir. Cilt kanseriyle savaşan moleküllere de sahiptir. Cildin elastikiyetini korur, çürükleri önler ve aynı zamanda akne tedavisine yardımcıdır. Havuç: A vitamini öncüsü olan beta karoten deposudur. Havuç ve turuncu renkli sebzeler, güneş koruması sağlar. Ciltteki elastikiyeti korur, kurumayı önler. SİVİLCELERE MARUL AKNEYE BROKOLİ

Ciltteki koyu renkli halkalar ve sivilceler için; ıspanak, roka, karahindiba, marul ve maydanoz gibi koyu yeşil yapraklı sebzeleri tercih edin. Salatalara keten tohumu eklemek, hem kabızlıktan hem de sivilceden kurtarır. Eğer akne sorununuz varsa; brokoli tüketmek faydalı olacaktır. Bir porsiyon zeytinyağı-sarımsak soslu brokoli salatası, cildinizin gençleşmesine ve nemlenmesine yardımcı olur. Cilt kuruluğunuz ön planda ise; günde on bardak su için ve mutlaka hakiki zeytinyağı kullanın. Salatalara bir tatlı kaşığı zeytinyağı ekleyin ya da yemeklerinizi zeytin-

KURU CİLTLERE ZEYTİNYAĞI

yağıyla pişirin. Günde bir dilim kavun da cildin kurumasını önleyecektir. Cilt kırışıkları için; çilek, yaban mersini, ahududu, böğürtlen, somon balığı, havuç, nar ve portakal tüketin. İçerdikleri zengin antioksidanlar sayesinde serbest radikallerle savaşır, vücudu kanserden korur, cildin yaşlanmasını geciktirir ve kırışıklıkları önlerler. Zeytinyağı da kırışıklıkların azalmasına yardımcıdır. SOMON CİLDİ GENÇLEŞTİRİR

HAZİRAN 2012 I

101


DEKORASYON

Önce sevginin, aşkın enerjisi evinize dolsun

TASARIMIN IŞIKLA DANSI

Serpil ÖZKAN.com

irperde serpil@belem “Bu ay romantizm temasını işleyelim istedim… Yaza girerken şöyle bir hayallere dalalım... Öyle bir sihirli değnek olsun ki evimizin ambiyansı değişsin. Eşimiz keyifle koltuğuna otursun, gülümseyerek sevgisini anlatsın, arkasına sakladığı çiçekleri bir buseyle sunsun.”

Sevgili Bahçeşehir hanımları; hepinize merhaba; Bu ay romantizm temasını işleyelim istedim…Yaza girerken şöyle bir hayallere dalalım... Öyle bir sihirli değnek olsun ki evimizin ambiyansı değişsin. Eşimiz keyifle koltuğuna otursun, gülümseyerek sevgisini anlatsın, arkasına sakladığı çiçekleri bir buseyle sunsun. Tabii ki öncelikle sevginin, aşkın enerjisi dolsun önce evimize, sonra hayatımıza… Romantizm; biliyoruz ki ortamla gelişir. İşte burada bizim dekorasyon işleri de devreye girer. - Renkleri muhakkak yumuşatalım. Romantizm deyince tabii ki önce

pudralar, pembeler, bazen şarap renkleri ilk önce akla gelir. Ama unutmayalım ki iki önemli alternatif daha vardır. Biri; hangi renk olursa olsun soft, yani en açık tonlamalar ortamı yumuşacık yapar. İkincisi renklerin evliliğidir. Yani, açık tonlamalara ilave edilecek bir veya iki ayrı tonla da alınabilir, aradığımız romantik etki…

En kolay üç parça -Romantik parçalar vardır; bir de romantik olmayan parçalar. Bakın, bir düşünün: Erkek, dişi diye ayırın evdeki malzemeyi... Koltuklar, perdeler, duvar kağıtları, mobilya aksamları, halılar vb.

Romantik parçalar vardır; bir de romantik olmayan parçalar. Bakın, bir düşünün: Erkek, dişi diye ayırın evdeki malzemeyi.

102 I HAZİRAN 2012

Bu konu kısıtlı bir alanda nasıl başka türlü anlatılır ki acaba? Yazın tüm parçaları ve düşünün en kolay hangi parçalarla evi dişi, romantik bir hayal dünyasına çevirebilirim? Kopya: Duvar kağıtları, perdeler, aksesuar örtüleri… En kolayı bu üç parçayla pozisyonu almaktır... Tabii ki diğer profesyonel planlama evinizi bambaşka, müthiş bir hale getirir; her şeyin özel planlaması ile. Tabii ki biraz pamuk eller cebe. Şaka bir yana; İnsan ne için yaşar? Ne için kazanır ki! - Son bir not; ki hepimiz biliriz: Bir, iki parça mum, bir buket çiçek, değişik bir aksesuar buketi... Aklımız, gönlümüz nerelere giderse… Romantizmi; çekmeliyiz önce hayatımıza… Haydi canlanalım ve istemesini bilelim sevgili Bahçeşehirli dişi kuşlar....


E Vİ N

İZDEKİ ŞIKLIK

lu, pike

Bornoz, hav

kımları

Nevresim ta

rvisler

Amerikan se

a örtüleri s a m e v r e n Run ta keseleri n a v la , r la n Sabu rı v aksesuarla e e v i r le tü r Tepsi ö

Şehri Bazar 3. Cd. E Çarşı Blok No:30 Bahçeşehir

Tel: 0212 669 10 99 - www.elishe.biz


MODA HER YERDE

Dolce Vita

Chanel

Dolce Vita

Sandaletlerin Her yazın gelmesiyle geleneksel bir şekilde olduğu gibi sandaletler de dolaplarımızda ön sıraları almaya başladı, havalar azıcık daha ısınsın ayaklarımızda da yerlerini bulacaklar… Taşlı sandaletlerden, tek ipli sandaletlere, gold lame gibi çarpıcı renklerdeki sandaletlerden, rengârenk sandaletlere kadar bu yaz o kadar çok çeşit var ki… Aklınız oldukça karışacak dersek yeridir. Bu yaz ayaklarınız, sandalet istiyorum diye adeta çılgına dönecek… Yazın elbiselerinizin ve kısa şortlarınızın altına harika kombinler yapabileceğiniz birbirinden renkli ve gösterişli modellerle kendinizden geçeceksiniz. Hem rahat, hem şık olmanın keyfini ayaklarınızda hissedeceksiniz. Bakalım, bu yazın en gözde modelleri neler?...

104 I HAZİRAN 2012


Mahnolo Blahnik

Ruthie Davis

N BENGÜ AerRyeSrdLe.Acom www.modah netmeni Genel Yayın Yö

Charlotte Olympia

Roberto Cavalli

Tabitha Simmons

Giuseppe Zanotti

Kurt Geiger

Brian Atwood

Gücü Adına Burberry Prorsum

Nina Ricci

Sam Edelman

D&G

Pierre Hardy Prada

Mulberry

Jimmy Choo

D&G

Donna Karan

Missoni

Charlotte Olympia

Alessandro Pianta

HAZİRAN 2012 I

105


ASTROLOJİ

Bahçeşehir Aşiyan Cafe’nin müdavimlerinin vazgeçilmez tarotçusu Nisa, her burca özel aylık burç yorumunuzu yaptı... 2012 Haziran ayına maceracı ruh halinizle, özgür ve bireysel taraflarınızla eğlenceli konular hayatınızın merkezinde oluyor. Yalnız kafanıza buyruk davranışlar ve rahat davranma isteğiniz iş alanlarınızda kolay tepki vermenize ve sinirli olmanıza neden olabilir. Yapacağınız kısa planlar, uzak seyahatler birkaç gün boyunca hayattan alacağınız keyfi arttırabilir. Maddi konularda bazı zorlanmalarınız olacağını düşünseniz bile, isteklerinizi gerçekleştirin.

KOÇ

Haziran ayına ortaklaşa para konularınız devrede olarak başlıyorsunuz. Bir çok konuda işin fiziksel yönüne odaklı olacaksınız. Siz yaptığınız her şeyin fiziksel olarak karşılığını görmedikçe tatmin olamıyorsunuz. 8 Hazirandan itibaren isteklerinizi gerçekleştirmek üzere para harcamalarınız yoğun olabilir. Sevdiğiniz insanla beraber hareket ederseniz daha karlı çıkabilirsiniz. Beklenmedik yerlerden güzel iyilikler görmeye müsait olacağınızdan planlarınız iyi çalışacak. Haziran ayı boyunca kendinizi daha rahat ifade edecek, hayatınızla ilgili görüşmelerinizi hızlandıracaksınız.

BOĞA

Hayatınızı güzelleştirecek ve harekete geçirecek konu ve alanlara yönelmeniz sizi biraz rahatlatabilir. Harcamalarınız ve ödemeleriniz konusunda fazla hayalci davranarak hareket edebilirsiniz. 5 Haziranʼda aşk, keyif ve eğlence dolu bir ay sizleri bekliyor olacak. Kendinizi özgür, rahat ve iyi hissedecek, seyahat yapacaksınız, mutlu olacaksınız.18 Haziran tarihinden sonra kariyerinizde insanların desteğini ve yardımını kolay sağlayacaksınız. İnsanların sizin hayatınızı daha ileri seviyeye taşıyacak oluşumlar konusunda istekli olması sizi mutlu edebilir.

ASLAN

Sevgili Başaklar; Enerjinizi bu ay evinize ve ailenize yönelik konularda kullanacak, kendinizi daha güvende hissedeceksiniz. Hayata karşı bazı korku ve tereddütleriniz rahat hareket etmenizi zorlaştırıyor. Sorumluluklarınızın omuzunuza yük olmasına izin vermemelisiniz. Her ne kadar bir yerlere gitmek, dolaşmak ve gezmek etkileriniz yüksekse de, siz daha çok evinizle ilgilenmek veya dinlenmek arzusunda olabilirsiniz. İster gezin, ister evinizde vaktinizi geçirin, kendinizi şanslı ve mutlu hissetmeniz kolay olacak.

BAŞAK

Biraz fedakarlıkla, sevdiğiniz insanla bir hareket edebilir, gününüzü daha verimli geçirebilirsiniz. Sosyal çevrenizden destek alacaksınız. Ayrıca sevdiğiniz insanın veya hayatınızı paylaştığınız kişinin isteklerine ve beklentilerine göre hareket etmeyi tercih edeceksiniz. Beraber sosyalleşmek, arkadaşlarınızın ve sevdiğiniz insanların arasında olmak isteyeceksiniz.2012 Haziran ayı boyunca derin düşünceler hayatınızda etkili olabilir. Kendinizi ifade etmekte zorlanabilirsiniz. Yine bu dönem arkanızdan konuşmalar yapılabilir ve dedikodunuz yapılabilir.

Haziran ayında iş ve hizmet alanlarında ortaklaşa hareket etmeniz gereken konular gündeme gelebilir. İş alanlarında yaratıcı değişimler yapabileceksiniz. Başkalarına yardım etmek sizi mutlu edecek. Aşk hayatınız devreye girmeye başlıyor. Tutkularınız ve sahip olma isteğiniz sevdiğiniz kişiyle fikir ayrılıkları yaşamanıza neden olabilir. Ay sonu ise, sevdiğiniz insanın parasal durumundaki güzel gelişmeleri kutlayabilirsiniz. Paranızın çoğaldığına tanık olacaksınız.

Kalabalık ortam ve yerlerden alacağınız güzel haberlerle keyfiniz yerinde olacak. Arkadaş çevrenizle iş konularında tartışmalara girmeyin çünkü aynı fikirleri paylaşmayacaksınız.12 Haziran tarihinden sonra arkadaşlarınız ve sosyal çevrenizle olan iletişiminiz artacak, sosyalleşme isteği duyacaksınız. İşten elde edilen gelirlerinizi arttırmak için plan ve fikirlerinizi uygulamanın tam zamanı, bu güzel dönemi iyi değerlendirmelisiniz sevgili yengeçler. Aynı zamanda grupsal işlerinizde, yabancılarla olan planlarınızda olumlu ve yaratıcı etkiler altında olacaksınız.

Haziran boyunca özel hayatınızla ilgili konularda kafanız çözüme ve anlaşmaya yönelik çalışacak. Gün içinde parasal konular ve sahip olduklarınız kafanızı kurcalayabilir. Her şeyin hesabını, kitabını yapmaya çalışıyorsunuz, biraz daha rahat düşünmeye özen gösterin. Ortaklı işleri olanlar önemli konuşma ve görüşmelerini bu dönemde yapabilirler. Aşk hayatınızda oldukça yaratıcı ve romantizm dolu bir gün geçirebilirsiniz. Sevdiğiniz insanla iletişiminiz paylaşımcı olacak.19 Haziran tarihinde ev ve aile hayatınız önem kazanmaya başlayacak.

İKİZLER

YENGEÇ

106 I HAZİRAN 2012

TERAZİ

AKREP


Çok yoğun bir iş temposuna sahipsiniz ve haziran ayında çalışmasanız bile, aklınız yapacağınız işlerde olabilir. Açık hava yürüyüşleri, sevdiğiniz arkadaşlarınızla paylaşımlarınızı arttırmalısınız. İş görüşmeleri, anlaşmalar, iş yeri iletişiminizde artışlar görülecek. Ayrıca bu dönem sağlığınızı gözden geçirebilir, kontrollerinizi yaptırabilirsiniz.19 Haziran tarihi ile birlikte aile hayatınızda yapılması gerekenler konusunda düşünmek zorunda kalacaksınız. Bu alandaki sorunlarınıza yaratıcı bir şekilde yaklaşabilirsiniz.

YAY

Haziran ayında gerek özel, gerek iş yaşantınızı iyi değerlendirin. Kafanızda kurup biriktirdikleriniz rahat nefes almanızı engelleyebilir. Özel yaşamınızdaki değişiklikler ve ev ortamları rahatınızı arttıracak, bu sıralar dış ortamlarda çabuk sinirlenmelere açıksınız. 7 Haziranʼdan sonra canınız fazla bir şey yapmak istemeyebilir. Geçmişi düşünmek, konuşmak, evinizde vakit geçirmek gibi konulara yöneleceksiniz.Yine yaratıcılığa dayalı işleriniz için oldukça şanslı bir ay olabilir.

OĞLAK

9 Hazirandan sonra ortaklaşa para konularında, bir borç veya ödemeleriniz konusunda sabırsızlanmaya başlayacaksınız. Bu hemen hareket etme isteği parasal konularda yanlış adımlar atma ihtimalinizi kuvvetlendirebilir. Ayrıca evinize yönelik harcamalarınızda keyfiniz yerinde olacak. Aşk hayatınızda, yakın çevrenizden bir insanın size açılabilir. 23 Haziran gününden itibaren kariyer alanlarınızda yeni iş ve teklifler gündeme gelebilir. Önemli kararlar aşamasına gelebilirsiniz. Aile hayatınıza ve iş konularınıza dair hassaslıklara açık birkaç güne hazırlıklı olmalısınız. Düşüncelerinizdeki olumsuzlukları bir kenara bırakmalısınız.

KOVA

2012 Haziran ayında iş yapacağınız alanlarda duygusal yapınız ön planda olabilir. Özellikle iletişim halinde bulunacağınız insanlarla kısa vadeli planlar oluşabilir. Haziran ayına yakın çevreyle ilişkilerinizde ve satış, reklam, pazarlamaya dayalı iş alanlarında aktif olarak çalışmaya başlayacaksınız. Etrafınızdaki insanlara karşı biraz daha anlayışlı davranmalısınız. Ayrıca özel hayatınız daha keyifli etkiler altında olacak. Aile hayatınız için para birikimleriniz ve bununla ilgili konuşmalar devrede olabilir.

BALIK

EYLÜL 2010 I

XX


GEZİ

Doğanın mucizesi Termal su, oksijen, “Hedefimiz sürdürülebilir bir enerji, sürdürülebilir bir yaşam ve sürdürülebilir bir Güre. Onu da bozmadan, yok etmeden yapmaya çalışıyoruz” diyen Güre Belediye Başkanı Kamil Saka:

Dünyadaki cennet; Mayıs ayında gezi ekibimizden iki kişinin doğum günü olmasından mıdır bilinmez 4 Mevsim gezi ekibinin rotası Güre oldu. Hani şu kaplıcalarıyla ünlü Kaz Dağı’nın eteklerinde yer alan şirin belde… Güre Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet Çetin beyʼin davetlisi olarak cuma gününden yola çıktık. Çıktık çıkmasına ama gezi rotamızı Bursa üzerinden gidip, Çanakkale üzerinden dönmek üzere planlayıp cuma trafiğini de dikkate almayınca İstanbulʼdan çıkmamız 2 saati buldu. Aslında bu süreyi farklı şekillerde kısaltmak, mesela feribotla Yenikapıʼdan Bandırmaʼya, oradan Güreʼye gitmek çok daha kolay olabilirdi. Bu uzun ve zahmetli yolculuğun en güzel yanlarından biri Susurluk ayranı ve çift kaşarlı tosttu. Başa gelen çekildi diyerek bitireyim. Geç saatlerde vardığımız Güreʼde kalacağımız Afrodit Termal Otel temiz ve geniş odaları hele kaplıca suyunun içinde olduğu kocaman hamam gibi banyosu ile bütün yorgunluğumuzu unutturdu. Cumartesi sabahı kahvaltının ardından, ilk işimiz Güre Belediye Başkanı Kamil Saka bey ile tanışmak ve Güreʼyi ondan dinlemek oldu. Kamil bey ile o bildiğimiz makam odalarında değil sahil kenarında bir çay bahçesinde oturduk. 1987 yılından beri Güre Belediye Başkanı olduğunu öğrendiğimiz Kamil Bey tam bir Güre aşığı. Hele bir Güreʼyi anlatışı vardı ki dinlemeye değerdi. Noktasına dokunmadan Kamil Beyʼin Güreʼsini ben de sizlerle paylaşayım; “Güreʼye coğrafi olarak baktığımızda Kuzey Egeʼde mitolojideki adıyla İda Dağları, günümüzdeki adıyla da Kaz

Dağlarıʼnın içinde, denizle Kaz Dağlarıʼnın zirve noktasına kadar uzanan bir belde. Edremitʼe bağlıyız. Edremit Körfeziʼne açılan denizde 11 km sahile cephemiz var. Güreʼyi diğer yerlerden ayıran en önemli özelliği termal suya sahip olması ve bakir kalabilmiş, beton istilasına uğramamış ender beldelerden biri olmasıdır. Bunda uzun yıllardan beri yönetimin istikrarlı bir şekilde sürmesinin en önemli etken olduğu kanısındayım. Güreʼyi 1988 yılında yapmış olduğumuz imar planlarında tamamıyla turizm kenti olarak planlamıştık. Bu doğrultuda yaptığımız çalışmalarda 1993 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla termal turizm merkezi ilan ettirdik. Tabii ki bürokrasi işlemleri geç dönen bir çark olduğundan dolayı turizm planlaması yapılması uzun yıllar aldı. Son sekiz yılda 2500 civarında yatak sayısına ulaştık. Birkaç yıl içerisinde de yaklaşık altı bin yatağa ulaşacağımız kanısındayım. Güreʼde olmayan bir şey yok. Güre dediğimiz yer, mitolojide ilk yazılı destan olan Homerosʼun İliadaʼsında tanrılar tanrısı Zeusʻun Güre topraklarında doğduğu

Konakladığımız Afrodit Termal Otel, temiz ve geniş odaları hele kaplıca suyunun içinde olduğu kocaman hamam gibi banyosu ile bütün yorgunluğumuzu unutturdu.

Güre Belediye Başkanı Kamil Saka

Güre Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet Çetin bir nevi rehberimiz gibiydi

108 I HAZİRAN 2012


tarih, deniz ve yeşil hepsi bir arada

GÜRE Güre köyünün hemen üstünde bulunan Pınarbaşı’nda ister mangalınızı yakıp keyif yapın, isterseniz doğanın huzurlu kuçağına kendinizi bırakın

ve halen daha Kaz Dağıʼnın zirve noktasında akan Kartal Çimi Çeşmesiʼnde yıkandıktan sonra, babası yemesin diye Olimpos Dağıʼna gönderildiğinden bahsedilir. Yine dünyanın ilk güzellik yarışması İdaʼda, bu topraklarda yapılmıştır. Bir yandan bakıyorsunuz pırıl pırıl bir deniz, bir yanda mineral zenginliği bakımından Türkiyeʼnin en faydalı sularından termal suyumuz var, tarih var, dünyanın en kaliteli zeytinyağlarının yetiştiği bir merkez, onun dışında da dünyada hava kalitesi bakımından oksijen oranının en yüksek

olduğu bölgelerden bir tanesi. Güreʼnin içinde yer aldığı Kaz Dağları ender bulunacak bir bölge. Yaklaşık 143 değişik bitki sadece Kaz Dağlarıʼnda bulunuyor. Bunların yaklaşık 30 küsur tanesi dünyada başka hiçbir yerde yok. Böyle bir zenginliğin ortasında turizmin dışında başka sanayiye şuna buna kaymak suretiyle, burasını parçalamak yönünde çalışma yapmak insanlığa ihanettir. Yani biz hakikaten Güreʼde çok şanslıyız; muhteşem bir doğada yaşıyoruz ve bu muhteşem doğayı, bölgeyi korumak zorundayız. Bu-

güne kadar halkımızın, çevreyi seven insanların desteğiyle Güreʼyi koruduk. Fazla bozmadan doğayla uyumlu bir yapılaşma ile Güreʼyi bir turizm beldesi haline getirdiğimiz kanısındayım. Kış nüfusumuz 4 bin, yaz nüfusumuz 60 bin civarında. Güreʼde termalden dolayı sezon hiç bitmez. Hemen hemen 12 ay hafta sonları tüm yataklarımız doludur. Bunun yanında en önemli sorunlarımızdan bir tanesi ulaşımdı. Terminal binamız tamamlandığında o konudaki sıkıntıyı da aşacağız. Şu andaki HAZİRAN 2012 I

109


GEZİ

Başkan Kaya, Bahçeşehir Belediyesin de olduğu gibi Güre’nin de Edremit Belediyesine bağlanma ihtimalinden bahsetti.

hedefimiz yatak sayımızı arttırmak ve uluslararası alanda daha fazla tanınıp uluslararası payı artırmak. Güreʼdeki en önemli şeylerden bir tanesi de 2500 civarında konutun kapısında termal sudan faydalanmak suretiyle ev ısıtma vanası vardır. Bir ev başına bir ton petrol ürünü harcanıyor desek yaklaşık 1500 ton petrol ürününü ekonomimize kazandırdığımız kanısındayız. Müthiş bir çevre dostu, müthiş bir sistem. Türkiyeʼnin en gelişmiş sistemlerinden biri. Kullandığımız suyun 72 derecelik ısısı var. Otellere verdiğimiz suyun fazlasını da kayıp olmaması için tekrar yer altına enjekte ediyoruz. Sahip olduğumuz bu harika kaynakların damlasını ziyan etmeden geri kazanıyoruz. Yani hedefimiz sürdürülebilir bir enerji, sürdürülebilir bir yaşam ve sürdürülebilir bir Güre. Onu da bozmadan, yok etmeden yapmaya çalışıyoruz. Eğer dünyada cennet varsa bizce bu cennet Güre.” Başkanın Güre anlatımından sonra Ahmet Bey refakatinde Güreʼyi gezmeye başladık. Ama ilk durağımız tekrar Afrodit Termal otel oldu. Çünkü Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı Cahit Çetin ile randevumuz vardı. Eee zeytinyağının memleketine gelipte onun babasıyla konuşmadan olur muydu. Cahit Beyʼle keyifli sohbetimizi dergimizin diğer bir konusu olan zeytinyağında sizlerle paylaşacağız. Biz Güre turuna devam edelim. Ahmet Bey bize ilk önce jeotermal tesislerini gezdirdi. Oradan uluslararası standartlarda Türkiyeʼnin ve Avrupaʼnın en büyük termal devre tatil tesisi olarak kurulan ettiği Hattuşaʼya geçtik. Hattuşaʼyı bize pazarlama müdürü Cansev Hanım gezdirdi. Hattuşaʼnın hani şu bildiğimiz Antalya bölgesindeki tatil köylerinden fazlası var eksiği yok. “Genç kalmak”, “Geç yaşlanmak” sloganıyla isteyen her yaş gurubuna hitap eden sağlık merkezi tesiste, 4 mevsim ayrımı olmaksızın tatilinizi yaparken, bir sağlık kurumunda olması gereken bir çok olanaklardan da yararlanabilirsiniz. Yani burada doğanın

110 I HAZİRAN 2012

Cansev Hanım Hattuşa hakkında ayrıntılı bilgi verirken

mucizesi Termal su, oksijen, deniz ve yeşil hepsi birarada... Sahilden yukarı doğru yani köye ilerlemeye başladık. İlk durağımız 800 yıllık çınar ağacı altına kurulmuş ilk bakışta küçük bir çay bahçesi görüntüsü veren ama sonrasında içeriğini öğrendiğimizde hayran kaldığımız bir yer oldu. Anıtçınar Sarıkız Sofrası... İsterseniz Gönül Polat hanımdan dinleyelim; “Kadınlarımızın ekonomik bağımsızlığını kazanıp ayaklarının yere basması gerekiyor. Bu ülkenin kurtuluşu kadınların elinde çünkü. 7 kadın bir araya gelerek bir kooperatif kurduk. Başkanımıza dedik ki, biz bir yer açmak istiyoruz. Hanımlarımızın ürünlerini sergileyelim. Hanımlarımız evi için yaparken biraz fazla yapar, onları satarız ve gelir olur dedik. Sağolsun başkanımız da bize burayı verdi. Biz de elimizdeki imkansızlıklarla burayı ancak bu kadar yapabildik. Tamamen doğal kahvaltı veriyoruz burada, gözlememiz var. Sadece dondurma ve kola, doğal değil ama çocuklar istediği için mecbur kaldık. Biz çok kar gütmüyoruz, çünkü buradan kazanacağımız para ile çocuk okutmayı, ihtiyacı olan insanlara yardım etmeyi düşünüyoruz. Buradan hiçbirimizin hiçbir beklentisi yok. Sadece kadınlara örnek olmak istiyoruz.” Mis gibi çaylarımızı içtikten sonra Güreʼye gelipte zeytinyağı fabrikası gezmemek olmaz diyerek Ferhatoğlu Zeytinyağlarıʼnın fabrikasına gittik. Zeytinin zeytinyağına dönüşme aşamalarını dinledikten sonra diğer bir bölümde zeytin seçme işlemi yapan kadınları görüntüledik. Hele burada bir bölüm vardı ki kızlar kadar bizde çok şaşırdık. Kızımın çok sevdiği biberli zeytin tek tek elle dolduruluyor. Sadece çekirdek çıkartma işlemi makine ile yapılıyormuş. Bazen

Anıtçınar Sarıkız Sofrası’nda emekli hemşire Gönül hanımla kısa bir sohbet yaptık

Biberli zeytin tek tek elle dolduruluyor. Sadece çekirdek çıkartma işlemi makine ile yapılıyormuş.

bunun burası ezik diye ayırdığı yemediği biberli zeytinin yapılış aşamasındaki emeği görmesi aslında kızım için çok güzel bir tecrübe oldu diyebilirim. Artık doğayla başbaşa kalma zamanı gelmişti. Tamam Güre termal suyu, kaplıcalarıyla ünlü ama sadece kaplıcaya



GEZİ

Hasan boğuldu, merak etmeyin bizimki değil şelalenin ismi :)

Bağlı’da misafir olduğumuz Adile teyze ile Muharrem amca bahçelerindeki kestane ağacının açmaya başlayan çiçeklerini gösterirken.

Kızların İliada Otel’in bahçesindeki çimlerde yuvarlanması görülmeye değerdi.

112 I HAZİRAN 2012

Göz hakkını biraz abartıp, ağacın altına örtümüz serip dut silkeledik.

girip sağlık depolamaktan başka ruhunuza iyi gelecek güzelliklere de sahip ve bunlardan biri de Pınarbaşı. Burası bir harika... Kendini tamamen doğayla iç içe hissedebileceğin muhteşem bir yer. Işığın ağaç aralarından zor sızdığı pınar diplerine kadar inebiliyorsunuz. Çeşitli yerlere yerleştirilmiş tabelalar en çok çocukların dikkatini çekti. “DİKKAT..! DAL DÜŞEBİLİR, TAŞ DÜŞEBİLİR, YILDIRIM DÜŞEBİLİR” Pınarın hemen yanında hazırlanmış mangal bölümlerinde mangalınızı yapıp, tamamen ruhunuzu arındırabileceğiniz güzellikteki Pınarbaşıʼdan çıkışa geldiğimizde yine göz hakkı olayı devreye girdi. Ama galiba bu sefer biraz abartıp örtümüzü alıp dut silkelemeye kadar vardırdık işi. Gezimizin bundan sonraki durağı yine Pınarbaşıʼnın bir benzeri harikalıktaki Hasan Boğuldu oldu. Yanımızda getirdiğimiz malzemelerimizle çayımızı demleyip şelaleden akan suyun sesiyle öyle bir keyife dalmışızki havanın karardığının farkına bile varamadık. Gezimizin son gününe geldiğimizde dönüş yoluna geçmeden önce İliadaʼya çıkmadan olmaz dedik. Edremit şehir merkezinden orman içine doğru yol boyunca Kazdağlarıʼnın muhteşem manzarası eşliğinde yolumuza devam ettik. Yolun üzerindeki hemen hemen her yerde bulunan doğal çeşmelerden su içmek ayrı bir zevkti. Tepelere doğru geldiğimizde karşımıza çıkan İliada Hotelʼi gezdik. Eğer İstanbulʼun yoğunluğundan bunalıp, arınmak istiyorsanız size tavsiyem hemen yerinizi ayırtın. Bizim için ise

gözünüzün alabildiğince doğa manzarısı içindeki hotelin bahçesinde kızların çimlerde yuvarlanması görülmeye değer bir manzaraydı. Kışın av oteli olarak hizmet veren İliada Hotelʼin av hayvanları müzesi gerçekten görülmeye değerdi. Sadece, otelin bir ilerisinde o muhteşem göz alabildiğine uzanan orman ve dağ manzarasının içinde maden ocağı ve konteynerlerinin görüntüsü hepimizi özellikle de geçmiş yıllarda buraya gelen arkadaşlarımız Hatice ve İlterʼi çok üzdü. Hotelʼden ayrılıp, dönüş yoluna geçtiğimizde yolumuzun üzerinde bulunan Bağlı Köyüʼne uğradık. Daha önceki yıllarda Haticeʼlerin gittiği köy o kadar doğal bir köy ki, köylülerin tek şikayeti gençleri köyde tutamaları... Evlerini kafetaryaya çevirmiş olan Adile teyze ile Muharrem amcaʼnın bahçesine oturduk. Kafeterya dedim ama öyle bizim bildiğimiz türden değil. Etrafımızda tavuklar, horozlar, köpekler... Hele kızların direk tavuk kümesinden aldıkları sıcak sıcak yumurtayı Adile teyze koca bir tavayla pişirip ortaya getirince hepimiz kendimizi içinde bulduk. Sanki kırk yıldır tanıyormuşçasına yapılan sohbet sonrası Adile teyzeʼnin “derginin bir ucuna koyun, bizi bu halimizle” yorumu bizi çok güldürdü. Kısa bir süreliğine uğradığımız köyü gezerken köy halkının sanki bizi tanıyormuşçasına hoşgeldiniz diyerek hal hatır sorması o kadar güzel geldi ki saatlerce köyden ayrılamadık. Dönüş yoluna geçtiğimizde ise aklımızda olan tek şey 2 gündür yaşadığımız doğal güzellikler sonrası taş bloklar içinde ne yapacağımız oldu diyebilirim... I


FURKAN TİCARET YAPI ve DEKORASYON ÜRÜNLERİ

PVC PENCERE ve KAPI SİSTEMLERİ YETKİLİ BAYİ

PİMAPEN’de % 30 PEŞİN 8 AY VADE Pvc kapı ve pencere Sineklik profilleri Sürme sineklik Dikey stor sineklik Alüminyum doğrama mağaza vitrin sistemleri Küpeşte, korkuluk ve mermer imalatı Otomatik panjur Otomatik kepenk ve garaj kapısı Alüminyum pergole Banyo dolapları Çelik kapı Duşakabin

ÖLÇÜ-PROJE VE DETAYLANDIRMA İÇİN HAFTANIN 7 GÜNÜ SABAH 08:00 AKŞAM 22:00

FURKAN TİCARET YAPI ve DEKORASYON ÜRÜNLERİ Çamlık Cad. Begonya Sokak No: 5 Yayla-Bahçelievlir / İSTANBUL Tel: 0212 504 44 54 - Fax: 0212 504 44 25 - GSM: 0532 206 94 www.furkanticaret.com - info@furkanticaret.com

82


EN GÜZEL ÇOCUKLAR Emir Altun Demircioğlu

Asya

az

Batm

Efe

loğlu yküm Güve

Nurse Atak

Ö

Ka

hra

ma

n

Simay İçten

Duru Ataç

ÇOCUĞUNUZUN EN ÖZEL ANININ (En güzel güldüğü , ağladığı, doğum g ünü v.s.) FOTOĞRAFINI BİZ E YOLLAYIN YAYIN LAYALIM... BEBEĞİNİZİN, ÇO CUĞUNUZUN DE RGİMİZDE YER ALMASINI İS TİYORSANIZ 4

mevsimsizden@g mail.com ADRESİNE YOLLA YIN

114 I HAZİRAN 2012

n

apla

Y

nK ama

SİZİN ÇOCUĞUN UZ DA SAYFALARIMIZI S ÜSLESİN...


KÜLTÜR - SANAT

Derleyen: Hatice Gülçür İnanç

İstanbul Yaz Konserleri başlıyor Madonna’dan Tom Jones’a, Guns N’Roses’dan Red Hot Chilli Peppers’a dünyaca ünlü şarkıcılar bu yaz konserleriyle İstanbul’u kasıp kavuracak. Turkcell Kuruçeşme Arena da bu yıl BKM organizasyonuyla Ekim ayına kadar devam edecek olan etkinliklerle yerli ve yabancı birçok yıldızı ağırlayacak. Boğaz manzaralı 17 bin kişi kapasiteli Turkcell Kuruçeşme Arenaʼda bu yaz Lenny Kravizt, Tom Jones, Macy

İstanbul Müzik Festivali 40. yılını kutluyor İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) ilk festivali İstanbul Müzik Festivali, 40. Yılını kutluyor. Bugüne kadar 3 bine yakın gösteriyle, Türkiye’den ve yurtdışından 40 bini aşkın sanatçıyı ağırlayan festivalde bu yıl 25 gösteri yer alacak. 31 Mayıs–29 Haziran tarihleri arasında 750’nin üzerinde yerli ve yabancı sanatçıyı İstanbul’da ağırlayarak klasik müzikseverlere yine dopdolu bir Haziran ayı yaşatacak. 40. İstanbul Müzik Festivali, iki dünya prömiyerine ve üç Türkiye prömiyerine ev sahipliği yapacak. Festivalde senfoni ve oda orkestraları, vokal konserler, oda müziği, resitaller olmak üzere toplam 25 gösteri yer alacak. Gösteriler, festivale 40 yıldır ev sahipliği yapan Aya İrini Müzesi’nin yanı sıra Haliç Kongre Merkezi, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı, Hollanda Başkonsolosluğu Bahçesi, Süreyya Operası, Cemal Reşit Rey Konser Salonu, İstanbul Üniversitesi Rektörlük Binası ve İstanbul Arkeoloji Müzesi olmak üzere sekiz farklı mekânda gerçekleştirilecek.

Gray, Enrico Macias, Beirut ve Jill Scott gibi dünya starları ile Türkiyeʼnin starları Ajda Pekkan, Kenan Doğulu, Sibel Can, Funda Arar, Sertab Erener, Zülfü Livaneli ve daha birçok ünlü yıldız ve grup, Boğaz kıyısındaki konser alanında sahne alacak. Turkcell Kuruçeşme Arena Yaz Etkinliklerinden sizin için seçtiklerimiz: MFÖ 14 Haziran Sertab Erener 15 Haziran Murat Boz 20 Haziran Yeni Türkü 22 Haziran Sıla 23 Haziran Tom Jones 26 Haziran Serdar Ortaç 1 Temmuz Anadolu Ateşi 5 Temmuz Sibel Can 6 Temmuz Funda Arar 7 Temmuz Zülfü Livaneli 10 Temmuz Ajda Pekkan 13 Temmuz

Diğer gösteri ve konserlerden sizin için seçtiklerimiz;

G Disney Live! Mickey’nin Müzik Festivali 9-10, 15-17 Haziran Trumph Towers Mall, İst. G Hi-Voltage : MegadethTrivium-KurbanComma-Gitarizma 19 Haziran 2012 Küçükçiftlik Park G Mono Festival 30 Haziran 2012 Solar Beach G Olmeca Golden Nights Presents Pitbull 30 Haziran 2012 Küçükçiftlik Park G Chris de Burgh 10 Temmuz 2012 Küçükçiftlik Park G 19. İstanbul Caz Festivali 3-19 Temmuz 2012 Konserlerle ilgili ayrıntıları Biletix sayfasından öğrenebilirsiniz.

Vizyona girecek filmler 8 HAZİRAN: Madagaskar 3: Avrupa’nın En Çok Arananları, Mahşer Günü, Liseli Polisler, Skor Sıfır, Mükemmel Plan, Nuit Blanche, Lanetli Kız 15 HAZİRAN: Karanlık Gölgeler, Şeref Madalyası, Gizemli Kadın, Azrail’i Beklerken, Babam için 22 HAZİRAN: Gizli Hedef, Piranha

3DD, The Innkeepers, Ruh eşim, Aşk Perisi, Kırık Midyeler, Des Vents Contraires, Can Yoldaşım 29 HAZİRAN: Buz Devri: Kıtalar Ayrılıyor (3D), The Incident, Faust, Les Infideles, Ya Aşk Olmasaydı 6 TEMMUZ: İnanılmaz Örümcek Adam, Dedektif Dee ve Gizemli Alev, Peki Şimdi Nereye, L’art D’aime HAZİRAN 2012 I

115


HUKUK

BİLGİ EDİ AVUKAT ÜMİT UYSAL

Kurum ve kuruluşlar belirlenen esas ve usullere göre başvuranların yararlanmasına sunmak ve bilgi edinme başvurularını etkin, süratli ve doğru sonuçlandırmak üzere gerekli idari ve teknik tedbirleri almakla yükümlüdür.

116 I HAZİRAN 2012

Değerli dört mevsim okurları; Kamu Yönetimine soru sorma ve bilgi edinme her vatandaşımızın doğal hakkı olup, bu hak demokratik toplumlarda vazgeçilmezdir. Bu hakka ilişkin olarak sizleri bilgilendirmek istedim. GENEL BİLGİ Demokratik ve şeffaf yönetimin gereği olan eşitlik, tarafsızlık ve açıklık ilkelerine uygun olarak kişilerin bilgi edinme hakkını kullanmalarına ilişkin esas ve usulleri düzenleyen 4982 sayılı “Bilgi Edinme Hakkı Kanunu” 24.10.2003 gün ve 25269 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmış ve 24.04.2004 tarihinden itibaren de yürürlüğe girmiştir. Bilgi Edinme Hakkı Kanununun Uygulamasına İlişkin Esas ve Usulleri düzenleyenyönetmelik de 27.04.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

MÜRACAAT ŞEKLİ Bilgi edinme başvurusu, başvuru sahibinin adı, soyadı, imzası, ikametgahı veya iş adresi, başvuru sahibi tüzel kişi ise, tüzel kişinin ünvanı ve adresi ile yetkili kişinin imzasını ve yetki belgesini içeren dilekçe ile yapılabilir. Bu başvuru kişinin kimliğinin ve imzasının veya yazının kimden geldiğinin

tespitine yarayacak başka bilgilerin yasal olarak belirlenebilir olması kaydıyla elektronik ortamda veya diğer iletişim aracıyla da yapabilir. Başvurunun Kurum ve Kuruluşa ulaştığı tarih, başvuru tarihidir. Başvuru dilekçeleri posta yoluyla da Kurum ve Kuruluşlara gönderilebilir. 4982 sayılı yanın en şümullü maddesi olan 6. maddeyi alıntı yapıyorum. Bilgi verme yükümlülüğü kapsamında alınacak tedbirler Madde 6 - Kurum ve kuruluşlar, Kanunda yer alan istisnalar dışındaki her türlü bilgi veya belgeyi, Kanunda ve bu Yönetmelikte belirlenen esas ve usullere göre başvuranların yararlanmasına sunmak ve bilgi edinme başvurularını etkin, süratli ve doğru sonuçlandırmak üzere gerekli idari ve teknik tedbirleri almakla yükümlüdür. Kurum ve kuruluşlar, ellerinde mevcut olan ve bilgi edinme başvurusuna konu olabi-


NME HAKKI lecek bütün bilgi veya belgeleri, bilgi edinme hakkının kullanımını kolaylaştıracak şekilde tasnif ederler. Bu amaçla kurum ve kuruluşların belge kayıt, dosyalama ve arşiv düzeniyle ilgili gerekli idari ve teknik tedbirler alınır. Bilgi edinme hakkının etkin olarak kullanılabilmesi ve bilgi edinme başvurularından kaynaklanan iş yükünün en aza indirilebilmesi amacıyla kurum ve kuruluşlar; a) Görev ve hizmet alanlarına giren konulardaki bilgi veya belgelerin konularını ve bunların hangi birimde mevcut olduğunu ihtiva eden kurum dosya planlarını, b) Görev ve hizmet alanlarına giren konulardaki temel nitelikli karar ve işlemlerini, mal ve hizmet alımlarını, satımlarını, projelerini ve yıllık faaliyet raporlarını, c) Görev ve hizmet alanlarına giren konulardaki kanun, tüzük, yönetmelik, Bakanlar Kurulu kararı veya diğer düzenleyici işlemlerin neler olduğunu, yayımlanmışsa hangi tarihli ve sayılı Resmi Gazetede yayımlandığını, görev ve hizmet alanlarıyla ilgili mevzuatın değişiklikleri işlenmiş halini, bilgi iletişim teknolojilerini kullanmak suretiyle kamuoyunun bilgisine sunarlar. Kesinleşen faaliyet ve denetim raporları uygun vasıtalarla kamuoyunun incelemesine açık hale getirilir.

Kurum ve kuruluşlar, Kanun ve bu Yönetmelik hükümleri çerçevesinde, bilgi edinme hakkının etkin olarak kullanılabilmesi ve bilgi edinme başvurularından kaynaklanan iş yükünün en aza indirilebilmesi amacıyla kurumsal internet sayfalarını bu madde hükümlerine göre yeniden şekillendirir. Bu Yönetmelik kapsamındaki kurum ve kuruluşlar, bu bilgileri tek tek birimler bazında, aynı kurumsal internet sayfası üzerinden; zorunlu hallerde kurumsal internet sayfasından link verilmek suretiyle birime ait internet sayfası üzerinden kamuoyunun bilgisine sunarlar. Kurum ve kuruluşlar, görev ve hizmet alanlarına giren konulardaki bilgi veya belgelerin konularını ve bunların hangi birimde mevcut olduğunu ihtiva eden kurum dosya planlarını, konuyla ilgili mevzuatta belirlenmiş ilkelere uygun olarak düzenlerler. Kurum dosya planları, kurum ve kuruluşların basın ve halkla ilişkilerle görevli birimlerinde oluşturulacak bilgi edinme birimlerinde bulundurulur ve bunlardan yeterli sayıda nüsha başvuru sahiplerinin istifadesine sunulur. Kurum dosya planlarının bir örneği de kurum ve kuruluşların kurumsal internet sayfalarından kamuoyunun bilgisine sunulur.

Herkese saygı ve sevgiler…

Kurum dosya planları, kurum ve kuruluşların basın ve halkla ilişkilerle görevli birimlerinde oluşturulacak bilgi edinme birimlerinde bulundurulur ve bunlardan yeterli sayıda nüsha başvuru sahiplerinin istifadesine sunulur.

HAZİRAN 2012 I

117


POLİTİKA

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin

Sağlık Bakanı Recep Akdağ

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan

Erkek gözüyle,

118 I HAZİRAN 2012

Kürtaj konusunu gündeme ilk Başbakan getirdi, sonrasında Sağlık Bakanı Akdağ ve ardından Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Şahin konuştu. Yani önce iki erkek, sonra bir kadın görüşlerini açıkladı. Biber gazı nedeniyle İçişleri Bakanı da görüşlerini açıklamalı.

Malum, gündem kürtaj. Konuya girerken üç açıklamayı arka arkaya göz önüne getirmek istiyorum: Birinci açıklama Başbakan’ın, ikincisi Sağlık Bakanı, üçüncüsü ise Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı’nın; şöyle: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan: “Ben sezaryenle doğuma karşı olan bir Başbakanım ve bunların özellikle planlı yapıldığını biliyorum. Bunun bu ülke nüfusunun artmaması için atılan adımlar olduğunu biliyorum. Bunun bir taraftan da kendilerine mali kaynak teşkil etmesi için atılan adımlar olduğunu biliyorum ve bununla bu ülkenin nüfusu bir yerde donduruluyor. Kürtajı bir cinayet olarak görüyorum ve bu ifademe karşı çıkan bazı çevrelere, medya mensuplarına da sesleniyorum; yatıyorsunuz, kalkıyorsunuz Uludere diyorsunuz. Her kürtaj bir Uludere’dir diyorum.” “Anne karnında bir yavruyu öldürmenin doğumdan sonra öldürmeyle ne farkı var? Bunun mücadelesini hep birlikte vermeye mecburuz. Bu milleti dünya sahnesinden silmek için sinsice bir plan olduğunu biliyoruz. Bu milletin çoğalması için asla bu oyunlara prim vermemeliyiz. Genç, dinamik nüfusa ihtiyacımız var. İnsan ekonominin temelidir, insan varsa sermaye, emek, tüketim, üretim var. İnsan yoksa bunların hiçbiri yok. Onun için genç nüfusu artırmanın gayreti içerisinde olacağız. Aksi takdirde 2037’de ihtiyar

bir nüfusla gerileme dönemine başlarız.” Sağlık Bakanı Recep Akdağ (Bir gün sonra): “Kişisel yaklaşımım, prensip olarak gerekmedikçe, tıbbi gereklilik olmadıkça kürtaj yapılmamasıdır. Önümüzdeki ay içerisinde bu çalışmaları Bakanlar Kurulu’na yetiştirmeyi planlıyoruz. Ondan sonrası Bakanlar Kurulu ve Meclis’in işi.” Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin: “Kürtajla ilgili yapılan son çalışmalarda görülen bir şey var ki kürtaj sanki aile planlaması yöntemiymiş gibi ciddi manada artmış durumda. Halbuki hayat hakkı anne karnında başlıyor. Tartışma kültürünü


KÜRTAJ!

çok zayıf yapıyoruz. Ona üzülüyorum ben. 74 milyonla doğruyu tartışmalıyız. Karşı taraftan da fikir gelebilir. ‘Seçim hakkı, hayat hakkı’ da diyebilir ama ‘ondan geldi yanlıştır, benim dediğim doğrudur’ ile bu ülke keskinleşiyor, sivrileşiyor. Bunlara gerek yok. Burada bütün bilgileri vereceğiz, bilinçlendireceğiz, farkındalığı artıracağız. Kadınımızı eğiteceğiz. Kürtajın bir aile planlaması yöntemi olmadığını anlatacağız.” İlk önce kadın bakan konuşsaydı Bence, bu işte bir terslik var. Daha doğrusu açıklama sıralamasında bir

terslik var. Konuyu gündeme ilk Başbakan getirdi, sonrasında Akdağ ve ardından Şahin konuştu. Yani önce iki erkek, sonra bir kadın görüşlerini açıkladı. Erkek gözüyle kadınların sağlık sorunlarını tartışmak doğru değil diye düşünüyorum. Meseleyi sağlık açısından ilk Sağlık Bakanı Recep Akdağ gündeme getirse yine anlayışla karşılayacağım, ama yok, önce Başbakan… Meselenin, Başbakan’ın ileri sürdüğü gibi nüfusumuz üzerindeki sinsi hareketler bölümüne hiç girmeyeceğim, haklı da olabilir, ama her konuda ilk önce Başbakan’ın konuşması, fikir beyan etmesi ne kadar doğru acaba? Mesela

I

CEMAL SUBAŞ

İSİ TEMPO DERG ÜDÜRÜ YAZI İŞLERİ M

neden kadınlarla ilgili konuyu ilk önce Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı gündeme getirmiyor? Basit gibi görünebilir, ama önemli bir soru. Aslında tartışmaya İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in de katılmasını bekliyordum, ancak Başbakan’ın ayarından sonra bu beklentimden vazgeçtim. Ama, kürtaj tartışmalarını protesto etmek için eylem yapan kadınlara karşı kullanılan biber gazı nedeniyle, onun da görüşlerinin alınması gerekiyor. Tamam, belki polisin fiziki gücü erkekleri dağıtmaya yetmiyor, bu durum kadınlar için de mi geçerli? HAZİRAN 2012 I

119


BULMACA

120 I HAZİRAN 2012


NÖBETÇİ ECZANELER

REHBER ÖNEMLİ TELEFONLAR Başakşehir Belediyesi Bahçeşehir Karakolu İtfaiye Alo Ambulans

212 444 06 69 212 669 26 21 212 669 31 37 212 669 55 66

3. CADDE ECZANESİ 608 00 26 8 HAZİRAN

Bahçeşehir Aile Sağlık Mer. Bahçeşehir Taksi Durağı Esenkent Taksi Durağı PTT 1. Kısım Muhtarlık 2. Kısım Muhtarlık

212 669 63 60 212 669 86 86 212 672 09 46 212 669 16 00 212 669 62 10 212 669 80 25

ARMAĞAN ECZANESİ 669 93 00 23 HAZİRAN

BAHÇ. AYDIN ECZANESİ 608 00 37 15 HAZİRAN

BAHÇEŞEHİR ECZANESİ 669 34 34 11 HAZİRAN

BOĞAZKÖY ECZANESİ 607 06 06 16 HAZİRAN

DEFNE ECZANESİ 669 96 59 2 HAZİRAN G 25 HAZİRAN

76D

146T

BAHÇE'EH&R-TAKS&M (Ç&FT KATLI) hatt› Gidi -Dönü sefer süresi: 180 dakika KITA ND. hatt›r

BO%AZKÖY MH.-BAHÇE'EH&R-YEN&KAPI hattı Gidi -Dönü sefer süresi: 155 dakika

05:55 06:10 06:25 06:35 06:45 06:55 07:05 07:15 07:30 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:20 09:40 10:00 10:15 10:30 10:45 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:45 13:05 13:25 13:45 14:00 14:20 14:40 14:55 15:10 15:25 15:40 15:55 16:10 16:25 16:40 16:55 17:10 17:30 17:50 18:05 18:25 18:45 19:05 19:25 19:45 20:05 20:20 20:35 21:00 21:20 21:40 22:00

06:10 06:25 06:40 06:55 07:05 07:15 07:30 07:45 07:55 08:10 08:25 08:40 08:55 09:10 09:25 09:40 09:55 10:10 10:25 10:40 10:55 11:10 11:25 11:40 11:55 12:10 12:25 12:40 12:55 13:10 13:25 13:45 14:05 14:20 14:35 14:50 15:05 15:20 15:35 15:50 16:05 16:20 16:35 16:50 17:05 17:25 17:45 18:05 18:20 18:35 18:55 19:10 19:30 19:50 20:10 20:30 20:50 21:10 21:30 21:55

07:00 07:20 07:40 08:00 08:20 08:40 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:15 10:30 10:45 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:15 14:30 14:45 15:05 15:20 15:35 15:50 16:05 16:20 16:35 16:50 17:05 17:20 17:35 17:50 18:05 18:20 18:35 18:55 19:15 19:35 19:55 20:15 20:35 20:55 21:15 21:40 22:05

TAKSİM Kalkış saati İş Günleri Cumartesi

07:25 07:45 08:05 08:25 08:40 08:55 09:10 09:25 09:40 09:55 10:10 10:25 10:40 10:55 11:10 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:15 14:30 14:50 15:10 15:30 15:50 16:05 16:20 16:40 16:55 17:10 17:25 17:40 17:55 18:10 18:25 18:40 18:55 19:10 19:30 19:50 20:10 20:30 20:50 21:10 21:30 21:45 22:00 22:15 22:30 22:45 23:00 23:25 23:50

07:40 07:55 08:15 08:30 08:45 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:15 10:30 10:45 11:00 11:15 11:30 11:45 12:05 12:20 12:35 12:50 13:05 13:20 13:35 13:50 14:05 14:20 14:35 14:50 15:05 15:25 15:45 16:05 16:20 16:35 16:50 17:05 17:20 17:35 17:50 18:05 18:20 18:35 18:50 19:05 19:20 19:40 20:00 20:15 20:30 20:50 21:10 21:30 21:50 22:10 22:30 22:50 23:10 23:30 23:50

Pazar/Tatil 08:30 08:50 09:10 09:30 09:50 10:10 10:30 10:50 11:10 11:30 11:50 12:05 12:20 12:35 12:50 13:10 13:25 13:40 13:55 14:10 14:25 14:40 14:55 15:10 15:25 15:40 15:55 16:10 16:25 16:40 17:00 17:15 17:30 17:45 18:00 18:15 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:15 20:30 20:50 21:10 21:30 21:50 22:10 22:30 22:50 23:10 23:30 23:50

Not: OTOLAR AVCILAR YANYOLA GİRMEZ, E-5 YOLUNDAN GİDER. Altı-Çizgili ve Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.

76E ESENKENT-BAHÇE'EH&R-TAKS&M (EKSPRES KATLI) hattı Gidi -Dönü sefer süresi: 150 dakika BOĞAZKÖY SON DURAK Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil 06:00 06:20 06:40 07:00 07:20 07:40 08:00 08:30 09:00 09:30 10:00 10:30 11:00 11:25 11:50 12:15 12:40 13:05 13:30 14:00 14:25 14:50 15:15 15:40 16:10 16:40 17:10 17:40 18:10 18:40 19:05 19:30 20:00 20:30 21:00

06:30 07:00 07:25 07:50 08:10 08:30 08:50 09:10 09:30 10:00 10:30 11:00 11:25 11:50 12:15 12:40 13:05 13:30 14:00 14:25 14:50 15:15 15:40 16:10 16:40 17:10 17:40 18:10 18:40 19:05 19:30 20:00 20:30 21:00

06:30 07:00 07:25 07:50 08:10 08:30 08:50 09:10 09:30 10:00 10:30 11:00 11:25 11:50 12:15 12:40 13:05 13:30 14:00 14:25 14:50 15:15 15:40 16:10 16:40 17:10 17:40 18:10 18:40 19:05 19:30 20:00 20:30 21:00

BOĞAZKÖY SON DURAK Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil 05:30 05:45 06:00 06:10 06:20 06:30 06:40 06:50 07:00 07:15 07:30 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:15 10:30 10:45 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:40 12:50 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:15 14:30 14:45 15:00 15:15 15:30 15:45 16:00 16:15 16:30 16:45 17:00 17:15 17:30 17:50 18:10 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:15 20:30 20:45 21:00 21:15 21:30 21:45 22:00

05:30 05:45 06:00 06:10 06:20 06:30 06:40 06:50 07:00 07:15 07:30 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:15 10:30 10:45 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:40 12:50 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:15 14:30 14:45 15:00 15:15 15:30 15:45 16:00 16:15 16:30 16:45 17:00 17:15 17:30 17:50 18:10 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:15 20:30 20:45 21:00 21:15 21:30 21:45 22:00

05:30 05:45 06:00 06:10 06:20 06:30 06:40 06:50 07:00 07:15 07:30 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:15 10:30 10:45 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:40 12:50 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:15 14:30 14:45 15:00 15:15 15:30 15:45 16:00 16:15 16:30 16:45 17:00 17:15 17:30 17:50 18:10 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:15 20:30 20:45 21:00 21:15 21:30 21:45 22:00

YENİKAPI Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil

06:30 06:50 07:10 07:30 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:15 10:30 10:40 10:50 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:15 14:30 14:45 15:00 15:15 15:30 15:45 16:00 16:15 16:30 16:45 17:00 17:15 17:30 17:45 18:00 18:15 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:20 20:40 21:00 21:15 21:30 21:40 21:50 22:00 22:15 22:30 22:45 23:00 23:15 23:30 23:45

06:30 06:50 07:10 07:30 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:15 10:30 10:40 10:50 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:15 14:30 14:45 15:00 15:15 15:30 15:45 16:00 16:15 16:30 16:45 17:00 17:15 17:30 17:45 18:00 18:15 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:20 20:40 21:00 21:15 21:30 21:40 21:50 22:00 22:15 22:30 22:45 23:00 23:15 23:30 23:45

06:30 06:50 07:10 07:30 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:15 10:30 10:40 10:50 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:15 14:30 14:45 15:00 15:15 15:30 15:45 16:00 16:15 16:30 16:45 17:00 17:15 17:30 17:45 18:00 18:15 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:20 20:40 21:00 21:15 21:30 21:40 21:50 22:00 22:15 22:30 22:45 23:00 23:15 23:30 23:45

07:50 08:15 08:45 09:20 09:45 10:05 10:30 10:55 11:20 11:45 12:10 12:40 13:05 13:30 13:55 14:20 14:50 15:20 15:50 16:20 16:50 17:15 17:40 18:05 18:30 18:55 19:20 19:50 20:20 20:45 21:10 21:35 22:00 22:30

Altı-Çizgili ve Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir

07:50 08:15 08:45 09:20 09:45 10:05 10:30 10:55 11:20 11:45 12:10 12:40 13:05 13:30 13:55 14:20 14:50 15:20 15:50 16:20 16:50 17:15 17:40 18:05 18:30 18:55 19:20 19:50 20:20 20:45 21:10 21:35 22:00 22:30

9 HAZİRAN

DİLEK ÖZ ECZANESİ 669 70 10 6 HAZİRAN

ECZANE AKBATI 397 01 17 22 HAZİRAN

ECZANE FİLİZ 672 01 03 5 HAZİRAN G 28 HAZİRAN

ELİT ECZANESİ 672 33 32 21 HAZİRAN G 29 HAZİRAN

ELVİN ECZANESİ 669 18 27 19 HAZİRAN

GÜNGÖR ECZANESİ 672 94 01 1 HAZİRAN G 24 HAZİRAN

İSTANBUL ECZANESİ 672 33 30 12 HAZİRAN

KENT ECZANESİ 596 55 53 7 HAZİRAN G 30 HAZİRAN

MAVİ ECZANE 669 59 51 20 HAZİRAN

MOLİNO ECZANESİ 607 32 12 18 HAZİRAN G 27 HAZİRAN

OKSİJEN ECZANESİ 669 44 66 4 HAZİRAN

SU ECZANESİ 669 97 97 13 HAZİRAN

ŞEHİR ECZANESİ 608 17 27 10 HAZİRAN

ŞELALE ECZANESİ 669 09 11 17 HAZİRAN

YILDIZ ECZANESİ 607 08 10 3 HAZİRAN G 26 HAZİRAN

E-58

Altı-Çizgili ve Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.

ESENKENT-BAHÇE'EH&R-MEC&D&YEKÖY EKSPRES hattı Gidi -Dönü sefer süresi: 100 dakika

TAKSİM Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil

07:20 07:50 08:15 08:45 09:20 09:45 10:05 10:30 10:55 11:20 11:45 12:10 12:40 13:05 13:30 13:55 14:20 14:50 15:20 15:50 16:20 16:50 17:15 17:40 18:05 18:30 18:55 19:20 19:50 20:15 20:45 21:10 21:35 22:00 22:30

14 HAZİRAN

DERMAN ECZANESİ 605 02 14

ESENKENT Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil

E-57 ESENKENT BAHÇE'EH&R-BAKIRKÖY hattı Gidi -Dönü sefer süresi: 100 dakika KITA ND. hatt r ESENKENT Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil

06:25 06:50 07:10 07:30 08:00 08:30 09:00 09:30 10:00 10:30 11:00 11:30 12:00 12:30 13:00 13:30 14:00 14:30 15:00 15:30 16:00 16:30 17:05 17:40 18:10 18:40 19:15 19:50 20:25 20:50

06:25 06:50 07:10 07:30 08:00 08:30 09:00 09:30 10:00 10:30 11:00 11:30 12:00 12:30 13:00 13:30 14:00 14:30 15:00 15:30 16:00 16:30 17:05 17:40 18:10 18:40 19:15 19:50 20:25 20:50

07:10 07:35 08:00 08:20 08:40 09:10 09:40 10:10 10:40 11:10 11:40 12:10 12:40 13:10 13:40 14:10 14:40 15:10 15:40 16:10 16:40 17:10 17:40 18:10 18:40 19:10 19:40 20:10 20:40 21:10

BAKIRKÖY Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil

07:40 08:15 08:40 09:05 09:30 10:00 10:30 11:00 11:30 12:00 12:30 13:00 13:30 14:00 14:30 15:00 15:30 16:00 16:30 17:00 17:30 18:00 18:35 19:10 19:45 20:15 20:45 21:20 21:50 22:20

07:40 08:15 08:40 09:05 09:30 10:00 10:30 11:00 11:30 12:00 12:30 13:00 13:30 14:00 14:30 15:00 15:30 16:00 16:30 17:00 17:30 18:00 18:35 19:10 19:45 20:15 20:45 21:20 21:50 22:20

Not:Altı-Çizgili ve Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.

08:10 08:40 09:10 09:40 10:10 10:40 11:10 11:40 12:10 12:40 13:10 13:40 14:10 14:40 15:10 15:40 16:10 16:40 17:10 17:40 18:10 18:40 19:10 19:40 20:10 20:40 21:10 21:40 22:10 22:40

06:05 06:30 07:00 07:20 07:40 X08:00X 08:30 09:00 09:30 10:00 10:30 X11:00X 11:30 12:00 12:30 13:00 13:30 X14:00X 14:30 15:00 15:30 16:00 16:30 X17:00X 17:30 18:00 18:30 19:00 19:30 X20:00X

06:30 07:00 07:30 08:00 08:30 09:00 09:30 10:00 11:00 12:00 13:00 14:00 15:00 15:45 16:30 17:15 18:00 18:45 19:30 20:10

07:30 08:30 09:30 10:30 11:30 12:30 13:30 14:30 15:30 16:30 17:30 18:30 19:30 20:30

MECİDİYEKÖY-M.BUS Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil

07:20 07:50 08:20 08:45 09:10 X09:30X 10:00 10:30 11:00 11:30 12:00 X12:30X 13:00 13:30 14:00 14:30 15:00 X15:30X 16:00 16:30 17:00 17:30 18:00 X18:30X 19:05 19:40 20:15 20:50 21:25 X22:00X

07:45 08:15 09:00 09:30 10:00 10:30 11:00 11:30 12:30 13:30 14:30 15:30 16:30 17:15 18:00 18:45 19:30 20:15 21:00 21:45

Altı-Çizgili ve Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.

08:45 09:45 10:45 11:45 12:45 13:45 14:45 15:45 16:45 17:45 18:45 19:45 20:45 21:45

Otobüs saatleri 3 HAZİRAN 2012 tarihinde www.iett.gov.tr sitesinden güncellenmiştir

BAHÇEŞEHİR Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil

DENİZ ECZANESİ 672 43 03





Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.