4 Mevsim Bahçeşehir Sayı 28

Page 1

YIL: 3 EYLÜL 2012

AYLIK AKTÜALİTE ve YAŞAM DERGİSİ

6

Sayfa 6

Sayfa 72

Sayfa 60

Sayfa 5

0






900 m2’lik Akbatı Arçelik mağazası hizmetinizde.


Türkiye’de A enerji sınıfı ürünlerin öncüsü olmaktan mutluyuz gururluyuz.

ÇETİNLER Çetinler Day. Tük. Mal. San. Tic. A.Ş AKBATI AVM No: 5 Esenyurt/İST 0 212 397 70 50


TC MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖZEL

Doğulu Müzik Bale Eğitim Kurumları olarak; 2011-2012 eğitim yılında, öğretime başladığımız Yetenek Geliştirme Merkezi ile kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Yetenek Geliştirme Nedir? Özellikli olarak 3-6 yaş dönemi, biz eğitimcilerin çocuklarımızın gizil güç (yetenek) dönemi dediğimiz bir dönemdir. Bu dönemde geleceğin tohumlarını doğru yetiştirmek ve bu konuda siz ebeveynlerimize yardımcı olmak amacı ile yetenek geliştirme merkezimizi açmış bulunmaktayız. Çocuğumuzda var

olan gizil güçleri ortaya çıkarmak, onlara öğrenmeyi ve en verimli hale getirip her alanda desteklediğimizi önemle vurgulamak istiyoruz. Sanatın her alanını kapsayan eğitim sistemimizde aynı zamanda 8 farklı zeka

alanını içinde barındıran çoklu zeka eğitim sistemi yaşayarakdeneyerek öğrenme, Maria Montesorri eğitim ilkelerini benimseyip maksimum düzeyde gelişip, eğitim almalarını sağlamaktır.

www.dogulumuzik.com.tr


Yetenek Geliştirme Merkezi Sistem ve İşleyişi Bahçeşehir şubemizde açılmış olan Yetenek Geliştirme Merkezi'nde 3/6 yaş arası çocuklara branş öğretmenleri ve pedagog eşliğinde yaş dönemlerine uygun şekilde sanat ağırlıklı eğitim verilmektedir.

Yetenek Geliştirme Merkezi tam zamanlı BİR OKUL olup, derslerimiz 08:30 18:00 saatleri arasında hafta içi ve CUMARTESİ gerçekleşmektedir.

Merkezimizde İngilizce, gitar, piyano, keman, bateri, perküsyon, bale, jimnastik, dans, tiyatro-drama ve resim dersleri verilmektedir. Bunların yanında tiyatro,

HAFTA İÇİ 3 YARIM GÜN UYGULANAN ÖRNEK HAFTALIK DERS PROGRAMI SAATLER

SALI

PERŞEMBE

CUMA

12:00 - 12:40 PİYANO

İNGİLİZCE

DRAMA

13:00 - 13:30 ÖĞLE YEMEĞİ

ÖĞLE YEMEĞİ

ÖĞLE YEMEĞİ

13:30 - 14:10 BALE

BALE

PİYANO

14:30 - 15:10 BATERİ

PİYANO

ÇOKLU ZEKA

15:30 - 16:10 ÇOKLU ZEKA

EL SANATLARI

JİMNASTİK

16:10 - 16:30 İKİNDİ KAHVALTISI İKİNDİ KAHVALTISI

İKİNDİ KAHVALTISI

SERVİSLERLE EVE DÖNÜŞ

sinema, konser, buz pateni, at biniciliği, yüzme gibi etkinliklerimiz dönem içerisinde gerçekleşecektir. Yetenek Geliştirme Merkezi'ndeki eğitim sistemi klasik okul öncesi eğitim kurumlarının benimsemiş olduğu sistemden farklı olarak

çocukların sözel-dilsel, mantıksal-matematiksel, müziksel-ritmik, görseluzamsal, içsel, kişiler arası, doğa ve bedensel-kinestetik zeka olmak üzere zekanın bütün alanlarını geliştirmeyi hedefleyen Çoklu Zeka Kuramı'na uygun şekildedir.

Bahçeşehir 1. Kısım Çınar 10 Villa 4 Tel: (0212)

669 92 67 669 01 43




‘DE NELER VAR?

EDİ TÖR ,ün Notu

Korkularımdan KORKMUYORUM Korku… “Nereden çıktı şimdi bu” dediğinizi duyar gibiyim… Hemen cevaplayayım. Bir gazete sayfalarında yer alan kitap ilanından… Kitabın adı tahmin edeceğiniz gibi “Korku” idi. Hemen sipariş verdiğimiz kitabı, kitap kurdu arkadaşımız Hatice’ye teslim ettik… Hepimiz merakla kitabın bitmesini beklemeye başladık. Dergimiz emektarlarından Hatice’nin Korku kitabı ve araştırmalarından ortaya çıkan sonucu sayfalarımızda zevkle okuyacağınızı düşünüyorum. Tabii ki bu işin ehli birine Korku’yu sormadan olmazdı. Gelen metinde en çok şu cümle dikkatimi çekti. “Korkular yaşamın bir parçası. Korkularımızı inkar etmek, yok saymak, örtbas etmek yerine, onlara kulak vermeye, anlamaya, korkularımızı belli bir düzeyde tutmaya ve yönetebilmeye ve onlarla yaşamayı öğrenmeye çalışmalıyız.” Evet, herkesin eminim en az bir korkusu vardır ve birçoğumuz etrafımızdaki kişilerin korkularını duyduğumuz zaman “Hadi canım ondan da korkulur mu?” cümlesini sıklıkla kullanıyoruzdur. Aslında benim de korkularım vardı. Daha doğrusu hala var ama artık korkularımdan korkmuyorum. Nasıl mı? Yukarıda bir cümlesini sizlerle paylaştığım psikolog Pınar Önen’in tavsiyesini ben yıllar önce başarmışım meğer. Kendimi bildim bileli benim en büyük korkum karanlıktı. Gece karanlıkta sokakta yürümekten, karanlık ortamlara girmekten korkar, hele hele gece karanlığında aniden kesilen elektrik beni çılgına çevirirdi. Uzun yıllar bunu bu şekilde yaşadım. Ama bir gün kızım daha çok küçükken bir gece elektrik kesilmesi beni kendime getirdi. Kızımın elektriklerin kesilmesinden değil de benim çığlıklarımdan dolayı ağlamaya başladığını fark edince sorgulamaya başladım ve sonuca ulaştım. Nasıl mı? Hani ‘Çocuklar Duymasın’ dizisinin psikoloğu Sinan Bey’in dediği ve hemen hemen hepimizin dalga geçtiği teknikle çocukluğuma indim. Ve inanın karanlık korkumun nedenini orada buldum. Kardeşim Serdar! Çengelköy’de yaşadığımız müstakil, kocaman uzun koridorları olan evimizde bir gece elektrikler kesilmiş iken kardeşimin bana yapmış olduğu bir şaka. Karanlık olmasına rağmen, ben evin içinde rahatça dolaşırken zifiri karanlıkta aniden karşıma çıkması. Beni o kadar çok korkutmuş ki, karanlık olunca, sanki bir yerlerden birileri çıkacak beni korkutacak, bana zarar verecekmiş gibi bir hisse kapılıp karanlıktan korkuyor ve o yüzden krize giriyormuşum. Korkumun nedenini buldum ya artık karanlıktan korkmuyor muyum? Hayır hala korkuyorum ama şiddeti azaldı. Ve galiba her geçen günde azalmaya devam ediyor. Bak şimdi! Korkuyu yazarken, korkumu yendim derken birden son zamanlarda yeni oluşmuş bir korkum olduğunu fark ettim. Hani Eylül ayı, okulların açılmasından dolayı eğitim ayı ya… Biz kapak konumuzu (gerçi derginin içinde hemen hemen herkes hatta politika yazarımız bile eğitim yazdı) niye “Korku” konusunu işledik ki. Tabi ya, birçok veli gibi bizim de kızlarımızın 4+4+4’ün ikinci 4’üne yakalanmasından dolayı başlayan korkunun bilinçaltına yansımaları… Ne diyeyim korkunun ecele faydası yok… Sizin de korkularınızı yönetebilmeniz dileğiyle…

12. 22. 36. 38.

Bölgeden Kısa haberler Bahçeşehir’in yenileri KAPAK KONUSU Herkesin bir korkusu var. Sizinki ne? 50. Yeni sezonda diziler ekrana kilitleyecek

38

104 60. ‘Kim korkar Matematik’ten’ 66. Özel okullar 4+4+4’e nasıl hazırlandı? 72. Çocuğunuz okula hazır mı? 78. Prof. Dr. Sırrı Bektaş, “Çocuklarımızın okul başarısı onların fiziksel, ruhsal ve sosyal sağlık durumu ile yakın ilgilidir” 82. Eğitim röportajları “Çınar Koleji’nde teknoloji eğitimin hizmetinde” 104. GEZİ - Datça

HER AY SİZLERLE 16. İYİSİYLE-KÖTÜSÜYLE Özkan Erdoğan 18. BAHÇEŞEHİR FİLİZLENİYOR Filiz Süzer 30. EKONOMİ- Kayhan Öztürk 46. HAVADAN SUDANMüjde Köseoğlu 48. HAYATIN İÇİNDENAylin Şengün Taşçı 64. EĞİTİMDoç. Dr. Nilgün Uluser İnan 80. POLİTİKACemal Subaşı 86. SPOR- Savaş Kahraman

92. DOĞAL YAŞAMIN SIRLARI Prof. Dr. Murat Kartal 96. YEMEK - Hatice Koç 98. GÜZELLİK Yasemin Yurtman Candemir 100. MODA - Bengü Arslan 102. ASTROLOJİ- Nisa 108. EN GÜZEL ÇOCUKLAR 109. KÜLTÜR SANATHatice Gülçür İnanç 110. HUKUKAvukat Şirin Şilli 112. BULMACA 113. REHBER

HER REKLAM BİR KAZANÇTIR DİYORSANIZ

BİZE ULAŞIN

607 10 28 532 371 76 93 212

Melike Güntürk

İmtiyaz sahibi: HAZAN YAPIMEVİ Genel Yayın Yönetmeni: Hasan Güntürk

10

I EYLÜL 2012

Yazı İşleri Müdürü: Melike Güntürk

Reklam Müdürü: Nurcan Ercan Güler

Sorumlu Müdür: Hatice Gülçür İnanç

Yayın Kurulu: Hatice Gülçür İnanç Kazım İlter İnanç

Tasarım ve Uygulama: Hazan Yapımevi

Kapak Tasarım: Naci Koç

Yayın Danışmanı: Ali Polat

Hukuk Danışmanı: Av. Baycan Şabudak

İLETİŞİM: Boğazköy Hoşseda Sit. H Blok 7/14 Bahçeşehir/Başakşehir/İst. Tel: 0212 607 10 28 e-mail: 4mevsimbahcesehir@gmail.com 4mevsim@hazanyapimevi.com Facebook: Dort Mevsim Bahcesehir web: www.hazanyapimevi.com

Dağıtım: 4 Mevsim Bahçeşehir Dergisi Baskı: Veritas Basım Merkezi Seyrantepe-İstanbul 212 294 50 20

4 Mevsim Bahçeşehir Dergisi ayda bir yayınlanır. Bahçeşehir’de evler ve işyerleri başta olmak üzere, Ispartakule, Ardıçlı Evler, Spradon, Mesa Nurol, Eston, City Court, Günışığı, Uphill, Banu Evleri, Manolya Evleri, Hill Park, Yasemin Evleri, Kardelen Evleri, Esenkent, Boğazköy (Avc›lar-Beylikdüzü E5 işyerleri) bölgelerine ücretsiz dağıtılır. Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazı sahibine, reklamların sorumluluğu reklam verenlere aittir.

Katkıda bulunanlar: Ece Sevinç, Ertan Dağhan, Murat Sevinç, Onur Yurtseven, Seda Asparuk, Serkan Güler, Yasemin Sevinç, Yücel Akkoyunlu, Z. Hazan Güntürk Dağıtım ekibi: Devran Öztürk, Sergen Demirtaş, Can Çataltaş, Sadık Can Düzgün, Egemen Akalın, İsmail Karatuna, Veli Akgül, Andaç Alp Yaba, Samet Tanoğlu, Hasan Katrancı, Alper Yılmaz, Sergen Ateş


21,x29,7.pdf

1

22.08.2012

15:40


BÖLGEDEN

Bahçeşehir’de, Ramazan’da

iftardan sahura etkinlik vardı Başakşehir Belediyesi’nin geleneksel hale getirdiği Ramazan programları, bu yıl beş farklı merkezde gerçekleşti ve dev programlarla muhteşem bir şekilde kutlandı. Birbirinden ünlü isimlerin katıldığı etkinlikler iftardan sahura kadar devam etti.

Ramazan'ın sıcak yaz aylarına denk gelmesi, bu yıl iftar ve sahur arasındaki saatlere ayrı bir renk kattı. Başakşehir Belediyesi, Ramazan ayının bu bereketli, mutlu ve kardeşlik duygularıyla dolu zamanlarını iftardan sahura kadar vatandaşlarına yaşattı. Geçen yıllarda gerçekleştirdiği organizasyonlarla örnek alınan belediye olan Başakşehir Belediyesiʼnin Ramazan etkinlikleri 20 Temmuz Cuma günü başladı ve 17 Ağustos Cuma gününe kadar devam etti. Başakşehir Belediyesi, Başakşehir, Bahçeşehir, Şahintepe ve Güvercintepeʼden sonra bu yıl Kayaşehir bölgesini de Ramazan programlarına ekledi. 5 bölgedeki programlarda hem çocuklar hem de büyükler için ayrı ayrı Ramazan etkinlikleri gerçekleştirildi. Başakşehir Belediyesi, 13 mahallede kurduğu iftar sofralarında on binlerce kişiye iftar verdi. Tüm etkinliklerin haber, duyuru ve görselleri, ʻRamazan ayına özelʼ web sitesinden canlı olarak takip edilebildi.

Ramazan programlarında çocuklar da unutulmadı. Çocuklara özel programlar düzenleyen Başakşehir Belediyesi, onların da dikkatlerini çekecek hazırlıklar yaptı. İftardan hemen sonra başlayan çocuk etkinliklerinde minikler aileleriyle birlikte Ramazanʼın neşesini doyasıya yaşadı. Özdemir Erdoğan, Ahmet Özhan, Şükriye Tutkun, İncesaz, Uğur Aslan, Gülay, Ezginin Günlüğü ve Yeni Türkü gibi önemli sanatçı ve gruplar, Başakşehirʼde sevenlerinin karşısına çıktı.

Bu yıl Bahçeşehir merkezde ilk kez yapılan ve yoğun ilgi gösterilen sokak iftarında Başkan Mevlüt Uysalʼın ünlü konukları vardı.

Ramazan boyunca birbirinden ünlü sanatçı ve gruplar sevenleriyle buluştu...

Bu yıl Ramazan şenliklerinde Cafe4Mevsim olarak bizde Göletʼteydik.



BÖLGEDEN

Gelişim akademisi 10. yılını kutluyor Başakşehir Belediyesi Gelişim Akademisi sekiz kategorideki, 57 dersle yeni dönemde müfredatına eklediği yeni derslerle 10. yılına giriyor.

2012-2013 döneminde 10. yılını kutlayacak olan Başakşehir Gelişim Akademisi, geleneksel el sanatları eğitiminden, modern teknik ve sosyal eğitimlere, bilgisayar eğitimlerinden kültür tarih eğitimlerine, atölye eğitimlerinden, dil eğitimlerine kadar açtığı kurslarla, verdiği nitelikli derslerin sonucunda yetiştirdiği öğrenciler ve öğrencilerinin açtıkları el emeği ürünlerin sergilendiği yıl sonu sergileriyle her zaman göz dolduruyor. 10 yıl önce 8 ders ve 90 kursiyerle başladığı eğitimlerine, bu yıl 60ʼa yakın ders ve 2000ʼe ulaşan kursiyerleriyle devam eden Gelişim Akademisi 8 kategoride 57 dersle eğitim verdiği kurslarına 2012-2013 yılı eğitim döneminde Ney, Osmanlı Sanatı Tarihi, Bizans Sanatı Tarihi ve İtalyanca derslerini de ekliyor. olan İpek Koza İşlemeciliği ve popüler el Sanatlarından Mis Sabun bu yıl ilk kez verilmeye başlanacak eğitimlerin kayıtları sürüyor.

Başakşehir Gelişim Akademisi’nin açtığı kurslar ve eğitimleri

G El Sanatları Ahşap Dekoratif Süsleme, Ahşap Yakma Sanatı, Biçki Dikiş, Cam Dekoratif Süsleme, El Nakışı, Folyo, Gümüş Sim Örücülüğü, Kristal Taş ile Obje Kaplama, Kurdela Nakışı, One-Stroke (Tek Vuruş), Rölyef, Takı Tasarımı, Tel Kırma, Mozaik, Vitray, Sospeso, İpek Koza İşlemeciliği, Mis Sabun

G Plastik Sanatlar Resim, Heykel, Seramik

G Teknik ve Sosyal Eğitimler Diksiyon, Fotoğrafçılık, Bahçe ve Bitki Bakımı, Cilt Bakımı ve Makyaj, Ev Hayvanları Bakımı G Dil Eğitimleri İngilizce, Fransızca, Almanca, Osmanlıca, Arapça G Müzik ve Dans Eğitimleri Türk Halk Müziği, Türk Sanat Müziği, Bağlama, Bale, Gitar, Piyano, Keman, Ud, Ney, Kanun

G Türk İslam Sanatları Tezhip, Porselen Dekoratif Süsleme, Ebru, Hat, Minyatür, Kaat'ı

G Bilgisayar Eğitimleri Temel Office, İleri Office, Web Tasarımı, Web Programlama

G Arkeoloji ve Sanat Tarihi Yunan, Roma, Bizans, Tarihi ve Sanatı, Türk (Selçuk-Osmanlı) Sanatı, Avrupa Sanatı, İstanbul Tarihi, Anadolu Medeniyetleri, Mısır Tarihi ve Sanatı

BİLGİ ve KAYIT: 444 0 669



26 yıllık hayat arkadaşımı bir celsede boşadım

26 yıllık hayat arkadaşımı bir celsede boşadım Başlığı okuyup ta hemen eşimi bıraktığımı düşünmeyin. Ben bir ilki başardım, en büyük düşmanım (yeni farkettim) sigarayı bıraktım. 26 yıllık hayat arkadaşımı nasıl mı bıraktım. Hemen anlatayım. Kızımın en yakın arkadaşının babasının, akciğer kanserinden ani

vefatıyla birlikte, arkadaşını ziyareti sonrası eve gelince ‘Arkadaşımın babası olmasına rağmen benim ne kadar çok ağlayıp üzüldüğümü görseydin bir daha asla sigara içmezdin’ dedi. Ben de ‘Senin bir damla gözyaşına ve üzülmene dayanamam’ diyerek sigarayı bırakmaya karar verdim. Aslına bakarsanız, ben

4 Mevsim terasından kuşbakışı Başakşehir Bahçeşehir Belediyesi kapatılıp, yaklaşık 25 km ilerideki Başakşehir’e bağlandığında kendi kendime ne alaka demiştim. Bahçeşehir niree, Başakşehir niree... Bu ay ki yazıyı yazmak için dergiye gittiğimde terasta sohbet ederken bir şey dikkatimi çekti. Hasan’a sordum “Şu ışıklar Mesa mı?”, “Ne Mesa’sı, orası Kayaşehir” dedi. Şimdi düştü benim jeton. Başakşehir, Bahçeşehir’le betonarme olarak birleşiyor... Haberiniz ola arkadaşlar. Sakın olaki Başakşehir niree, Bahçeşehir niree demeyin...

16

I EYLÜL 2012

İYİSİYLE KÖTÜSÜYLE

ÖZKAN BABA

kızımı sevdiğim için sigarayı bırakmaya karar vermiştim. Ama ilerleyen zaman içerisinde benim onu sevdiğim için olduğu kadar aslında onun da beni ne kadar sevdiğini anladığım için bıraktığımı anladım. Anlayacağınız insan gibi yaşamaya başladım. Nasıl mı? Gençleşiyor muyum ne? Eskiden eve girince bırakın ev ahalisini şirin kedim Çilek bile benden kaçardı. Artık kucağımdan inmiyor. Hanımım fırçalarından da kurtuldum. Ama bunlarla bitmiyor. Gece uykularım rahatladı. Çay ve kahvenin gerçekten ne kadar lezzetli olduğunu anladım. Hatta hanımım, cildimin bir anda değiştiğini, yüzüme kan geldiğini, gençleştiğimi söylemeye başladı. Bütün bu yaşadıklarım hayatımda yeni bir sayfa açtırdı bana. Hani derler ya sigarayı bırakınca kilo alırsınız, yok öyle bir şey. Yemek sonrası aklıma sigara gelmesin diye yemek işleriyle ilgilenmemeye çalıştığım için kilo bile verdim. Darısı bütün sigara içenlerin başına...

Taksi mi, hani nerede! ‘Taksi mi hani nerede’ derken, burada faturayı taksicilere kesmiyoruz. Son zamanlarda etrafımdaki insanlardan sıklıkla duyduğum taksi durakları sorununu sizlerle paylaşmak istedim. Bahçeşehir’de yaşayan herkes bilir, daha öncesinde KC otobüs durağının yanında ve Migros içinde taksi bekleme noktaları vardı. Yapılan düzenlemelerle bu noktalar iptal edildi. Aslında bu duruma taksicilerin isyan etmesi

gerekirken, Bahçeşehirlilerden daha çok tepki geldi. İnsanlar alışverişlerini yapıp ellerinde poşetleriyle Migros’un kapısında kala kalıyorlar. Otobüsten inenler eğer evleri yol güzergahında değilse yol kenarında taksi bekliyorlar. Hele yağmur yağıyorsa vay hallerine... Bence ilgililerin buna bir çözüm üretmesi lazım.

Siz de Bahçeşehir’de şahit olduğunuz iyileri ve kötüleri bana yazın. Ben de araştırıp, herkesi buradan bilgilendireyim… 4mevsimozkan@gmail.com


ADVERTORIAL

“Denedikten sonra vazgeçemeyeceksiniz” diyen My Pide By Dürüm’ün sahibi TOLGA GÜLER:

‘Dikkat bağımlılık yaratır’ Yaklaşık 1.5 yıldır Bahçeşehirlilere hizmet veren, kurulduğu günden bu yana HACCP ve ISO belgeli pide üretimi yapan MY Pide By Dürüm’ün kurucularından Tolga Güler, “7 yıldır aynı kalitede hizmet vermekten mutluyuz” diyor My Pide By Dürüm denince aklınıza ilk ne geliyor? Türk mutfağının geleneksel lezzetlerinden olan ʻpideʼ bizim için sadece doyurucu bir atıştırmalık değil. Biz ona artık sanat, ruh, estetik ve her şeyden önemlisi doyumsuz tat diyoruz.

XX I EYLÜL 2012 Süzer

Lezzetinizi sürekli aynı tutmayı nasıl başarıyorsunuz? İçinde sevgi ile başlayan pide ve kebap çeşitlerimiz ilk adım merkezimizde başlıyor. Merkezimizde hijyenik ortamlarda % 100 dana etinden oluşan özel reçetelerimizle harmanlanıp sevgilerini sanatlarıyla birleştiren ustalarımız ürün içeriklerini hazırlayıp üretimini gıda standartlarına uygun şekilde şubelere soğuk zinciri muhafaza ederek sevkiyatını yaparken sizlerin damak tadınıza ulaşan yolculuk başlamış oluyor. Şubeye gelen ürünler hijyenik ortamlarda saklanırken pide hamuru içine ustalarımız sevgilerini katarak fırınımızda pişirmeye başlıyor. İnce hamurun çıtır tadıyla tabak servisinde görsellik birleşerek garsonlarımız tarafından sizlere sunuluyor. Önce doyumsuz kokusu gelir, ardından görsel şölen derken bir

669 52 52

lokma aldığınızda duyulan çıtır sesi sizi geçmişten günümüze gelen pide lezzetine sürükler... Öyle ki tadına doyamazsınız. Pideleriniz haricinde Çökertme diye bir ürününüzden çok sık bahsediliyor! Çökertme dediğimiz özel ürünümüz İskender kebaba benzer sunumuyla sıkıştırılmış dana etinin ince kıyılmış hali. Sizlerin “Acaba nasıl bir lezzet?” dediğinizde aldığınız ilk lokma sonrası damağınızda bıraktığı bambaşka tadı hissetmenizle vazgeçilmez oluyor. Son olarak Bahçeşehirlilere ne söylemek istersiniz? Bahçesehirʼin merkezinde, balkonu çiçeklerle bezenmiş olan ve terasında en sıcak yaz günlerinde bile esintili akşamlarda misafirlerinizle beraber tadacağınız lezzet şöleninde sizleri ağırlamaktan gurur duyarız.

Bulvarı No: 1 (Cami Karşısı) Bahçeşehir-İstanbul www.mypide.com.tr


Çocuklarımıza başarılar diliyorum

BAHÇEŞEHİR FİLİZLENİYOR

FİLİZ SÜZER

“Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, ikbal nurusunuz. Yurdu asıl nura gark edecek sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim ve kıymetli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şeyler bekliyoruz.” Onlar, Mustafa Kemal’in çocukları... Onların görevi ülkemizi daha ileri, daha modern, daha çağdaş bir düzeye çıkarmak... 4+4+4 sisteminin amacının bu olduğundan kuşkumuz olmamalıdır. Başka amaçlar güdenlerin tarih önünde sorumlulukları büyük olacaktır... Türkiye’mizin, ulu önderimiz Atatürk’ün gösterdiği modern, çağdaş, pırıl pırıl geleceğinin mimarları olacak yavrularımız yeni bir öğretim yılına adımlarını atıyorlar. Hedef ve arzular böyle ama acaba gerçekler böyle mi? Çocuklarımızın çok iyi yetişmeleri, Türkiye’mizi aydınlık ve çağdaş geleceklere taşımaları hepimizin birinci görevi olmalıdır. Yöneticilerimize de sorarsanız bu dileklere katıldıklarını söylüyorlar. Ama ikide bir, insanı kara kara düşündüren olaylar ve gelişmelere tanık oluyoruz. BU NASIL BİR ŞEY?.. Bir dostum eline tutuşturulan bir el ilanını anlata anlata bitiremiyordu: “Caddede yürürken bir kağıt parçasını elime tutuşturdular. Bir özel okulun ilanı. Okulumuzda sadece kadın öğretmenler görev yapacaktır. Çocuklarınız sadece kadın öğretmenler tarafından eğitilecektir.” Çok şaşırdım. Bu nasıl bir şey?.. Türkiye’m nereye gidiyor? Öğretmen, öğretmendir. Evlatlarımızı, çağdaş ve modern bir Türkiye için bilgili, inançlı, ileri görüşlü, aydınlık fikirli olacak şekilde yetiştirecek insandır. Evlatlarımızı bu düşüncelerle emanet ettiğimiz insandır. Kadın olmuş, erkek olmuş ne fark eder? Kadın öğretmen diye vurgulamak neyin nesidir? NEDEN? NEDEN? NEDEN?.. Eğitim, Türkiye’miz için çok önemli. Ailelerimiz için çok önemli. Çocuklarımız için çok önemli. Özellikle çocuklarımızın geleceğini planlıyoruz.

18

I EYLÜL 2012

Onları biçimlendiriyoruz. Türkiye’mizin geleceğini planlıyor ve biçimlendiriyoruz. Şimdi burada bana çok ters gelen bir şey var. Ülkemizin, milletimizin geleceği ile ilgili bu kadar önemli bir konuda, 4+4+4 gibi bir uygulama kararı, neden bu kadar dar bir tartışma içinde alındı? Neden Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde tartışılmadı? Neden bu kadar aceleyle alındı? Eğitimde çok önemli bir sistem değişikliği kararını bakanlık olarak kimselere danışmadan kendiniz alıyorsunuz. Neden? BU ACELE NEDENDİR? Çevremde herkesin bana sorduğu soruları, benim de ilgililere iletmem gerekiyor: 4+4+4 denilen sistem neden gerekli görülmüştür? Eğitimde değişen nedir? Bu acele nedir? Çocuklarımızı çok küçük yaşta okula göndermemizin sebebi nedir? Takla attırılarak, tek ayak üstünde tutularak, garip garip hareketler yaptırılarak çocuğun kabiliyetleri ölçülür mü? Yetenek sizsiniz yarışması mı bu? İlköğretimde yaş küçülünce öğrenci sayısı o kadar arttı ki 80- 100 kişilik sınıfları görünce hiç şaşırmayalım.

Çocuklarımıza böyle mi kaliteli eğitim yaptıracağız? Okullar yetersiz, sınıflar ihtiyacı karşılamıyor, öğretmen sayısı az. Bakanlık yavrularımıza böyle mi kaliteli eğitim verecek? SORUMLULUĞU AĞIR OLUR Geçenlerde yine bir dostumla sohbet ediyoruz. Bütün okullar İmam Hatip Okulları haline getirildi, dedi. Şaşırdım. Ben bu meseleyi oldum olalı anlamış değilim. Şimdi bütün okulları İmam Hatiplere çevirmek ne demek? Bir ülkenin geleceğini hazırlayan eğitim sistemini, sadece iktidar partisi belirleyemez. Biz Türkiye’mizin çok önemli problemlerini neden bir masa etrafında oturup konuşarak, tartışarak çözmeyi beceremiyoruz? Neden konuşmuyoruz? Neden tartışmıyoruz. İlerde çocuklarımızın geleceği ile ilgili ağır sorunlar yaşamaya başlarsak, bunun hesabını kimse veremez. Bunun sorumluluğu çok ağır olur. ENDİŞELERİMİZ BÜYÜK Ne acıdır ki çocuklarımız için büyük endişeler yaşıyoruz. Cumhuriyetimizin kurucusu, sönmeyecek ışığımız, ulu önder Ata’mızın Bursa’da söylediği şu sözlerini hatırlıyorum: “Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, ikbal nurusunuz. Yurdu asıl nura gark edecek sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim ve kıymetli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şeyler bekliyoruz.” Evet, yavrularımızdan çok şey bekliyoruz. Türkiye’mizin parlak ve nurlu geleceği onların omuzlarındadır. Yavrularımızı, böyle bir geleceği hazırlayacak şekilde yetiştirmek de Türkiye’yi yönetenlerin namus borcudur. Allah bütün evlatlarımıza zihin açıklığı, başarılar ve güzel bir gelecek nasip etsin inşallah! I




16. Yıl

NOTEBOOK SERVİSİ

www.isilelektronik.com isilelektronik@hotmail.com

Apple Servisi

ÖZEL

ÖZEL

Blackberry servisi

Orginal yedek parca ve onarım Garantili tamir hizmeti.

Diger Hizmet Verdiğimiz Markalar: HTC Samsung Nokia Sony Ericsson Ayrıca Turkcel, Avea, Vadofone tüm cihazlarının hizmeti

Bahçeşehir Ticaret Merkezi (Çağdaş Nalbur Yanı)

1. Kat No: 17 Ziraat Bankası Üstü

212 669 98 09


KISALAR

Prestige Mall AVM’den, Bahçeşehir’e bir ilk daha

‘Open Garage Sale’

Bahçeşehirʼde Prestige Mall Avmʼde açık otoparkta, Murat Apaydın Dershanesi sponsorluğunda ilk kez yapılan “Open Garage Sale” ramazan ayı boyunca iftar sonrası gerçekleştirildi. Prestige Mall Avm içinde yer alan tüm markaların çok özel indirimlerle Bahçeşehirlilerle buluşması hedeflenen etkinlikte, ikinci hafta sonu MercedesBenz B serisi tanıtımı, yetenek sizsiniz gençlerinin

Rampa Show ve Akordion Show gösterileri, dev Mudo indirimleri ve her Çarşamba Best Fmʼin ünlü program yapımcılarının canlı şovları Bahçeşehirlilerle buluştu. Düzenlenen etkinlikte Bahçeşehirlilere sürpriz hediyeler de verildi. Koton, Label Butik, Berçini, Pet shop, House of Label, Mom Restoran, Krunch, Jimmy Joker, Mudo, RocknBowl gibi markaların yer aldığı etkinliğe Bahçeşehirlilerin yoğun ilgi gösterdi.

Best FM ile her çarşamba Bahçeşehir buluşması

Ramazan boyunca Prestige Mall Avmʼde her Çarşamba Best Fm program yapımcıları Bahçeşehirlilerle buluştu. İlk programlar Bahçeşehirliler tarafından çok dinlenen “Gazoz Ağacı” programcısı Cem Arslan, BEST FM'deki yayın hayatına Ceyhun Yılmaz Show ile devam eden Ceyhun Yılmaz ve “Serdar Yayında” program yapımcısı Serdar Gökalp ile oldu. Yoğun ilgi gören programlar Ramazan akşamlarına renk kattı.

Mercedes Benz B serisi test sürüşü

Ramazan ayında, özellikle iftar sonrası uzun saatlerde Bahçeşehirliler için bir diğer sürpriz Mercedes Benz B serisi test sürüşü ile Has Otomotivʼin yaptığı özel tanıtım oldu. Tanıtıma katılanlara Prestige Mall Avm tarafından bowling ve sinema bileti hediye edildi.

tanıtım günleri

Murat Apaydın Dershanesiʼnin sponsorluğunu üstlendiği etkinlik boyunca, tercih dönemi de göz önünde bulundurularak dershane tarafından rehberlik ve danışmanlık hizmetleri sunuldu. Başarılı kadrosu ile yeni eğitim yılında da Türkiye dereceleri hedefleyen öğrencilerin tek adresi olacak MAD; organizasyon boyunca gençlerle kariyer hedefli buluşma günleri düzenledi.



KISALAR

Birincigöz Hastanesi lazer teknolojisiyle kornea naklini başlattı Kornea nakli, gözün çeşitli hastalıklar sonucu bozulmuş olan ön saydam tabakasının donörden alınan sağlıklı kornea dokusuyla değiştirilmesi olup, halk arasında göz nakli olarak biliniyor. Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye'de on binin üzerinde kornea nakli bekleyen hasta var. Erzurum'un İspir ilçesinde yaşayan ve altı yıldır keratokonus hastalığıyla mücadele eden Süleyman Yılmaz (33), Birincigöz Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Ali Aksu ve Refraktif Cerrahi Klinik Şefi Op. Dr. Faik Oruçoğlu tarafından yapılan Intralase teknolojisi ile kornea nakli ameliyatıyla görmeye başladı. Operasyonu gerçekleştiren Op. Dr.

Faik Oruçoğlu, Süleyman Yılmaz kendilerine başvurduğunda kornea tabakasında ilerlemiş keratokonus hastalığına bağlı olarak ciddi görme kaybı olduğunu söyledi ve sözlerine şöyle devam etti: "Nakil için korneayı ülkemizdeki göz bankalarından 28 gün gibi çok kısa bir sürede temin ettik. Yılmazʼın kornea ameliyatını dünyada kullanılan en son yöntem olan Intralase Lazer teknolojisini kullanarak, lokal anestezi altında gerçekleştirdik. Intralase ile yapılan kornea

naklinin (Intralase Keratoplasti) avantajı; sağlıklı - hasta doku ayrımının yapılabilmesidir. Bunun ise daha önemli avantajı; iyi bir kesi oluşturması, organ reddi olasılığının neredeyse olmayışıdır. Lazerle kornea naklinin bir diğer avantajı ise kornea dikişlerinin daha kısa sürede alınması ve ilaç kullanım süresinin standart yönteme göre daha kısa olmasıdır. Bu rahatsızlığı yaşayan Türkiye'deki tüm hastalarımızı hastanemizde kontrol ve tedavi olmaya davet ediyoruz."

Minifen’den sürpriz tanışma fırsatı 5-14 yaş arası çocukların okul ve hayat başarısını artırmaya yönelik olarak kurulan Türkiye'nin ilk zeka okulu Minifen Zekaokulu'na 21 Eylül'e kadar kayıt yaptıranlar hem indirimli kayıt yaptırıyor hem de Mega Mental Aritmetik eğitimine ücretsiz dahil oluyor. Çoklu zeka teorisine göre eğitim verilecek kurumda Türkiye'nin ve dünyanın

önde gelen lider eğitim programları uygulanacak. Zeka okulu'nda çocukların 6 farklı zeka alanını geliştirmek üzere çeşitli eğitim ve oyun programları uygulanarak öğrencilerin ayrıca temel beceriler, özgüven ve olumlu davranış özellikleri kazanmaları, genel kültürlerinin ve çeşitli alanlarda yeteneklerinin artırılması sağlanacak. Ayrıntılı bilgi: www.megaaritmetik.com, www.minifen.comʼda.

Bahçeşehir’de kebabın en doğal halini sizlerle buluşturacak

Çıra Kebap N Tepe açılıyor

Bahçeşehirʼde lezzet, sunum ve hizmete farklı bir boyut kazandıracak, sizleri kebabın en doğal hali ile tanıştıracak Çıra Kebap N Tepe açılıyor. Çıra Kebap N Tepe Recidenceʼda tüm kebap, lahmacun, pide ve meze çeşitlerimiz ile Güneydoğu Anadolu Bölgesiʼnin en özel lezzetlerini Bahçeşehirlilerin beğenisine sunuyor. Konforunuz ve beğeniniz için en küçük detaylar dahi düşünülmüş, alkolsüz hizmet verecek olan Çıra Kebap N Tepe, lezzet ve dekorasyonda farklılık yaratacak butik kebap konsepti olarak düzenlenmiş. “Kebabın en lezzetli ve doğal sunumu ile tanışmaya hazır mısınız? Biz sizin için hazırlandık. Bahçeşehirʼin en güzel yerinde farklı konseptimiz ve en güzel lezzetlerimizle sizinle tanışmayı bekliyoruz” diyen Çıra Kebap N Tepe, paket servis ile de hizmet verecek.


BODRUM-TÜRKBÜKÜ ARNAVUTKÖY BAĞDAT CADDESİ YEŞILKÖY FENERBAHÇE ULUS’tan sonra Eşsiz lezzeti ve özenli hizmetiyle kısa sürede vazgeçilmeziniz olacak

BAHÇEŞEHİR’DE

KAHVALTI

ÇORBA HAMUR İŞİ ANA YEMEK

KÖFTE

SALATA

TATLI

Peynir Tabağı (3 çeşit) Zeytin Bal Kaymak Domates, Salatalık Jambon, Salam Sigara Böreği

Süzme Mercimek Domates İşkembe

İnegöl Köfte Kaşarlı Köfte Acılı Kaşarlı Köfte Beğendili Köfte

Mevsim Slt. Çoban Slt. Ton Balıklı Slt. Hellimli Slt. Roka Slt.

Sufle Tiramisu Kemalpaşa Bebek Profiterol Sakızlı Sütlaç Dondurmalı Browni

Biber Reçel (Çay)

Mantı Feriye Mantı Temel Feriye Light Feriye Süslü Feriye Kanatlı Feriye

Çökertme Tavuklu Çökertme İskender Çökertme Beğendili Dürüm Cafe de Paris Mantar Soslu Bonfile Mantar Soslu Tavuk

Soya Soslu Tavuk Dana-Tavuk Şinitzel

SICAK SALATA Special Tavuk

Strogunof

Rezervasyon ve Paket Servis: 0212 546 10 10

Avni Akyol Bulvarı LOCA Evleri A Blok D Kapısı Girişi No: 7 Bahçeşehir-İstanbul


KISALAR

Bahçeşehir Sayfiye’de yeni bir mekan

Marakesh Blue Mutlu Çocuk Gelişim ve İhtisas Merkezi

Bahçeşehirʼin yemyeşil doğasında bulunan, hafta içi ve hafta sonu birçok etkinliği ile misafirlerini ağırlayıp güzel vakit geçirmelerini sağlayan Bahçeşehir Marakesh Blue, görkemli bir parti ile yaz başında açıldı. Papalina Balık Restaurantʼın arka tarafında açılan mekanın menüsünde süt danadan yapılan bonfile çeşitleri, lokum bonfile, steak burger, bob bon köfte parmak ısırtan cinsten. Ayrıca oldukça geniş bir bar menüsüyle hizmet veren Bahçeşehir Marakesh Blue gurme nargile çeşitleri ile fark yaratıyor. Bahçeşehirlilerin büyük ilgi gösterdiği Marakesh Blueʼda özel yemeklerin yenebileceği suda yüzen masa yoğun ilgi görüyor. Sevdiklerinize özel bir gece ve unutulmaz anlar yaşatmak istiyorsanız, havuzda çok özel olarak tasarlanmış bu masa tam size göre...

Ecole Anaokulu’nda yeni dönem açılışı yapıldı

Ecole Anaokulu, 2012-2013 eğitim öğretim yılınıdüzenlediği görkemli bir açılışla yaptı. Öğrencilerin öğretmenleri ve sınıf arkadaşlarıyla tanıştırılması amaçlanan açılışta mental aritmetik ve İTÜ EğlenBilim hakkında bilgi verilerek veliler ve çocuklarla tanıştırıldı. Görkemli açılıştan hem veliler, hem de çocuklar mutlu olarak ayrıldı.

Favori Eğitim Kurumu N Tepe Residence’de

“Öğrencilerimizi sadece sınavlara değil kuantum düşünce tekniği ile hayata da hazırlıyoruz. Pozitif düşünceye sahip, kendinden emin, ne istediğini bilen, başarılı bireyler yetiştiriyoruz…” diyen Favori Eğitim Kurumu, 2012-2013 eğitim-öğretim yılında daha geniş kadro ve içerikle Bahçeşehir pazarı yanı N Tepe Residenceʼde hizmet verecek.

4 Mevsim mutluluklar...

Dergimiz 4 Mevsim Bahçeşehirʼin Hukuk Danışmanı avukat Baycan Şabudak ile yine dergimiz hukuk yazarı avukat Şirin Şilli, Kuyumcukent Nikah Dairesiʼnde kıyılan nikah ile hayatlarını birleştirdi. Çiftin evlilik cüzdanını İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı yaptığı bir konuşma sonrası geline verdi. Biz de 4 Mevsim Bahçeşehir ailesi olarak ailemiz üyelerine ömür boyu mutluluklar dileriz.



ADVERTORIAL

UYKUNUN EN DOĞAL HALİ:

Mattress H’armoni Kaliteden ödün vermeyen, tecrübe ve teknolojiyi Bahçeşehirlilerle buluşturan Mattress H’armoni açıldı. Yatak odalarını uyumaktan çok öte konforlu ve sağlıklı mekânlara dönüştürmeyi amaçladıklarını söyleyen firma yetkilisi Saadettin Keleş sorularımızı yanıtladı.

Mattress H’armoni’yi tanıyabilir miyiz? S.Keleş: 1987 Yılında kurulan Firmamız POLYA YATAK SAN.TİC A.Ş Kaliteden ödün vermeden Yatak sektöründe Yıllardır hizmet vermektedir. Edindiğimiz tecrübe ile AVRUPAʼnın tercih ettiği fermuarlı yatak kılıfının Türkiyeʼdeki ilk öncüsü olmaktan gurur duyuyoruz. Mattress Hʼarmoni adı ile modern yatak odaları yaratma iddiası ve her türlü ortopedik yaylı vede yaysız yatak çeşidi ile pazara giriş yaparken, aynı zamanda yurt dışı ile çalışmalarımız devam etmektedir. Müşteriniz için en uygun yatağı nasıl belirliyorsunuz? Mağazanızda yönlendirme yapılıyor mu? S.Keleş: Yatak tavsiye üzerine alınmaz.. “YATAK KİŞİYE ÖZELʼDİRʼʼ Tabiiki müşterilerimize bu konuda yardımcı oluyoruz. ʻBody Mapʼ bilgisayar sistemi ile vücuda en uygun yatak hangisiyse tespit ediliyor ve alıcıya öneriler sunabiliyoruz. Fiyatlar ne durumda? Her bütçeye hitap edebiliyor musunuz? S.Keleş: Yerli yataklarımız; ithal yataklarımıza göre daha uygun. Aʼdan Zʼye her bütçeye uygun ürünlerimiz bulunmaktadır.

En çok hangi ürünler tercih ediliyor? S.Keleş: Ürünlerimiz tamamı ergonomik ve full ortopedik ürünlerdir, daha çok tercih edilen yaysız yataklardır. Mağazamızda standart üstü yataklar sattığımızdan dolayı hemen hemen tüm ürünlerimiz beğeniliyor. Mağazalar zincirinin ilk halkasını Bahçeşehir’de açmanızın özel bir sebebi varmı? Neden BAHÇEŞEHİR? S.Keleş: Araştırmalarımız doğrultusunda Bahçeşehirʼin şirketimizi vede ürünlerimizin kalitesini daha iyi tanıtıp anlatabileceğimiz bir bölge olduğu sonucuna vardık. Dolayısıyla öncelikle burada yer almak istedik. Bilinen tüm yatakların aksine Mattress H’armoni’yi farklı kılan özellikler neler? S.Keleş: Aslında pek çok özellik var bizi farklı kılan. Fakat kısaca sıralamak gerekirse; Ar-Ge çalışmalarımız doğrultusunda, gelişen teknolojiyi yakından takip ederek insan sağlığına uyumlu vede takip ettiğimiz AVRUPA ülkelerinde ekseri kullanılan ürünleri ve teknolojiyi sunmaya çalışıyoruz. Farklı tasarımlar ile hijyene verilen önem, konfor ve dayanıklılık bizi tüm markalardan ayıran en önemli sebepler arasında yer alıyor.

İletişim: Süzer Bulvarı 47/H, Başakşehir-Bahçeşehir-İST.

Tel: 0212 608 20 88 - 89

Mattress H’armoni

Ürünlerde kullanılan malzemeler VISCO: Akıllı sünger olarakta bilinen malzeme VÜCUT ISISINA DUYARLIĞI sayesinde kolayca VÜCUT ŞEKLİNİ ALABİLEN AÇIK HÜCRE “MEMORY FOAM’’ TENOLOJİ İLE ÜRETİLMİŞTİR. OMURGAYA BİNEN YÜKÜ VE BASINCI AZALTMAK İÇİN GELİŞTİRİLMİŞTİR. COCO: BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR ve TIBBI UZMANLAR TARAFINDAN yapılan araştırmalara göre, HİNDİSTANCEVİZİ LİFİNİN özellikle YORGUNLUK HİSSİNİ VE BAZI HASTALIKLARI ÖNLEYİCİ NİTELİKLERİ OLDUĞU KANITLANMIŞTIR.

ALOE VERA: Bitki özü olan ALOEVERA

SİZE KONFORU, RAHATI ve DOKUNUŞTAKİ SEMPATİKLİĞİ EN DOĞAL HALİ İLE SUNAR.

LATEX: Kauçuk ağacından elde edilen sıvı

bir maddedir. % 100 lateks ürünlerde microorganizmalar ve alerjilere yol açan mite'lar yaşayamaz, kendi özelliği olan sürekli havalandırma sağladığından terleme yapmaz ve yatak içersindeki sıcaklığı dengeler ve hijyenik, rahat bir uyku ortamı sağlar.


MENÜ 1 Mercimek Çorbası + Et Döner veya Pide Ekmeğine Et Döner veya Et Döner Dürüm + Sütaş Ayran (20 cl.)

15.90 TL MENÜ 2 MENÜ 3 Et Döner veya Pide Ekmeğine Et Döner veya Et Döner Dürüm + Patates Kızartması + Kutu İçecek

15.90 TL

Mercimek Çorbası + Pilav Üstü Döner + Kutu İçecek

19.90 TL MENÜ 4

Et Döner veya Pide Ekmeğine Et Döner veya Et Döner Dürüm + Patates Kızartması + Tatlı + Kutu İçecek

19.90 TL


EKONOMİ

Piyasaların ezberi bozuldu

KAYHAN

ÖZTÜ

RK FİNANS GENEL GÜNDEM.COM YAYIN YÖ kozturk@ N finansgu ETMENİ ndem.co m

“Ağustos ayında da piyasaların tansiyonu yüksek bir aydı. Herkesin gözü ABD Merkez Bankası Başkanı Ben Barnenke’nin Jackson Hole’da yapacağı açıklamadaydı. Piyasalar Bernanke’nin QE3 olarak adlandırılan parasal genişlemeye yeşil ışık yakmasını bekliyordu. Ama ya yakmazsa!! İşte bu ihtimal toplantı öncesi piyasalarda tansiyonu yükseltiyordu.” Eskiden yaz ayları genelde ekonomik aktiviteler rölantiye alınırdı. Çalışanlar tatil moduna girer, işyerleri tadilat bakım gibi işlerini bu aylarda çözmeye çalışırdı. Turizm, ulaştırma sektörleri canlanırdı, diğer aylara kıyasla. Dolayısıyla yaz aylarında göreceli olarak piyasalardaki hareketlilik azalırdı. Oysa son 2-3 yıldır yaz aylarında piyasalardaki hareketlilik azalmıyor tam tersine bir diken üstünde olma hali var. Yanlış anlaşılmasın, ekonomi canlı, tüketim patlamış, fabrikalar mal yetiştiremiyor demiyorum. Tam tersine herkes durgunluktan şikayetçi. İş dünyası “İşler kesat” diye feryat ediyor. Ama piyasalar hareketli. Döviz kurları, borsa inip çıkıyor. Herkesin gözü merkez bankalarının faiz kararlarında. Peki, son yıllardaki ekonomi ve piyasalardaki bu değişimin nedeni ne? Bana göre global kriz. Global kriz başlayalı neredeyse 4 yıl olacak. Ama kriz devam ediyor. Çaresi bulunamadı. Özellikle Avrupa’da durum vahim. Yunanistan’ın durumu “batık”. Ardından ekonomisi daha büyük olan İspanya, İtalya ile ilgili endişeler piyasaların gündemine girdi. Bu ortamda doğal olarak eskisi gibi piyasaların yaz rehavetine girmesi mümkün olmuyor. Ağustos ayında da piyasaların tansiyonu yüksek bir aydı. Herkesin gözü ABD Merkez Bankası Başkanı Ben Barnenke’nin Jackson Hole’da yapacağı açıklamadaydı. Piyasalar Bernanke’nin QE3 olarak adlandırılan parasal genişlemeye yeşil ışık yakmasını bekliyordu. Ama ya

30

I EYLÜL 2012

yakmazsa!! İşte bu ihtimal toplantı öncesi piyasalarda tansiyonu yükseltiyordu. Piyasaların beklediği gibi olan Bernanke’nin açıklamalarının satır başları şöyleydi. G Ekonomiyi canlandırmak gerektiği kadar parasal genişleme imkanı yaratabiliriz. G FED, ekonomiyi canlandırmak üzere kararlı şekilde adım atacak. G Kalıcı ve yüksek işsizlik ABD ekonomisinin yapısını zedeliyor. G İstihdamın zayıf seyretmesi en büyük endişemizi oluşturuyor. G Yeni tahvil alımı imkanını göz ardı etmiyoruz. G Emlak sektörünün durumu ve Avrupa krizi endişe yaratıyor.

Krizin etkileri daha da kötüleşiyor Peki, alınan bu karar krize çare olacak mı? Pek sanmıyorum. Son 4 yıldır alınan kararlarda olduğu gibi bu da bir pansuman, hastalığa kesin çare değil. Zira yabancı gazetelerde krizin 20-25 yıl daha süreceği yolunda yorumlar, analizler yapılıyor. Dünya liderleri de öyle düşünüyor, Angela Merkel ile Çin’in başkenti Pekin’de görüşmelerde bulunan Çin Başbakanı Wen yaptığı açıklamada, ‘’Küresel mali kriz ve Avrupa’daki borç krizinin etkileri gittikçe derinleşiyor’’ ifadesini kullandı. Avrupa’daki mali krizin kötüleştiğine vurgu yapan Wen, bu durumun uluslararası toplumda

da ciddi endişelere yol açtığını belirterek “Açıkçası ben de endişeliyim’’ dedi. Çin hükümeti, 2008’deki küresel krizden bu yana en derin ekonomik düşüşü yaşayan ülkeyi krizin etkilerinden kurtarmak için mücadele ederken, dün Çin kabinesinden bir yetkili ülkede büyümenin istikrar kazandığını söylemişti. Aslında Çin Başbakanı’nın bu açıklamasında bilinmeyen bir şey yok. Malumu ilan yani... Ama Çin Başbakanı’nın böyle konuşmasında bir kaygının olduğu gözleniyor. O kaygı da global krizin başlamasıyla gelişmiş ülkelerin tökezlemesiyle birlikte



EKONOMİ dünya ekonomisinin yükünün gelişmekte olan ülkelerin omuzlarına binmesinde gizli. Peki, gelişmiş ülkeler krizin pençesinde kıvranırken, gelişmekte olan ülkeler bu yükü daha ne kadar omuzlayabilir? İşte son günlerde en çok tartışılan konulardan biri de bu... Global krizden beri dünya ekonomik büyümenin motoru olma rolünü üstlenen Çin, Hindistan, Brezilya, Güney Amerika, Türkiye gibi gelişen ülkelerin bu performansı devam ettirip ettiremeyecekleri artık tartışma konusu oldu.

Gelişen ülkeler de alarm veriyor! Geçtiğimiz günlerde Ekonomist Uğur Civelek “Gelişmekte olan ekonomilerin durgunlaşması...” başlıklı yazısında bu konuya dikkat çekiyordu. “Gelişmiş ekonomilerden sonra gelişmekte olanların da durgunluğa girmeye başlamasının ne anlama geldiği büyük oranda ihmal ediliyor” diyen Civelek’in yazısı şöyle devam ediyordu: Amerikan ve Avrupa Merkez Bankalarının parasal genişlemeye gideceği beklentisinin abartılması yolu ile bu olumsuzluk geçiştirilmeye çalışılıyor. Güçlenen riskten kaçınma eğilimini nakitten kaçış yaratacak bir müdahale ile yeni sorun yaratmadan ve eskilerini ağırlaştırmadan dengelemek mümkün imiş gibi bir algılama oluşturuluyor. Bu yaklaşım kısa vadede sermaye piyasaları ve bilanço yapısını korumak için doğru olabilir; benzer durumun ekonomi için de geçerli olacağını

32

I EYLÜL 2012

“Durgunluk isterse iç veya dış talep dalgalanmasından isterse maliye politikasının sıkı tutulmasından kaynaklanmış olsa bile sonuç değişmez. Kamu kesiminde bütçe gelirleri azalır, açık büyük ve borçlanma ihtiyacı artar. Mali sektörde ise sorunlu kredi hacmi artar, bilanço dengeleri olumsuzlaşır.”

varsaymak ise cehaletten başka bir şey olamaz. Durgunluğa girmeye başlayan bir ekonomide hem paranın devir hızı düşer hem de iç talep zayıflamaya başlar. Borç-alacak zincirinde kırılmalar yaşanır, karşılıksız çek ve tahsil edilemeyen senet miktarı yükselir; nakit akışı bozulan kurumlar ya varlık satışları ya da yeni krediler yolu ile olumsuzluğun büyümesini önlemeye çalışırlar. Diğer taraftan mal ve hizmet konusunda ortaya çıkan arztalep dengesizliği rekabet gücünü geriletir ve gelir azalmasına yol açarak operasyonel rasyoları bozar; böyle bir şey yokmuş varsayımı ile verilecek yeni kredilerin de geri dönüş ihtimali kademeli olarak azalır. Durgunluk isterse iç veya dış talep dalgalanmasından isterse maliye politikasının sıkı tutulmasından kaynaklanmış olsa bile sonuç değişmez. Kamu kesiminde bütçe gelirleri azalır, açık büyük ve borçlanma ihtiyacı artar. Mali sektörde ise sorunlu kredi hacmi artar, bilanço dengeleri olumsuzlaşır. Böyle bir ortamda canı

yanan herkes, para politikasını gevşetmesi için Merkez Bankasına baskı yapar hale gelebilir; olumlu yanıt gelir ise kısa vadeli bir rahatlama yaşanabilir fakat bunun geçici olma ihtimali oldukça yüksektir.

Neler oluyor? Bu tartışma orta ve uzun vadede daha çok gündeme gelecek gibi görünüyor. Peki, kısa vadede neler oluyor, önümüzdeki günlerde neler olabilir?? Bu noktada Turkish Yatırım’ın raporunda belirtilen noktalar her şeyi özetliyor; “AB tarafındaki ikili liderler zirve trafiğinden ise her zamanki gibi net bir sonuç çıkmadı. İspanya şartları görelim yardım isteme durumumuzu gözden geçiririz, İtalya ESM’ye banka lisansı verelim, Fransa ECB DIBS faizlerini düşürmek için harekete geç, Almanya reformları geçirmeye devam edin ondan sonra bakarız tavrını korudu. Aslında çıkan sonuç şuydu ‘6 Eylül’den fazla umutlu olmayın, 12 Eylül’e odaklı orası ama net sonuçları 19 Ekim’deki Avrupa Konseyi toplantısında görürsünüz’. Çarşamba akşamı Beige Book’ta piyasalar bir kez daha gördü ki, ABD’de büyüme sürüyor, istihdamda toparlanma var gibi ama eski hızı yok, konut sektörü toparlanırken imalat sanayinde yavaşlama var yani kısaca kötümserlere FED tam karara varmak için beklemek zorunda, iyimserlere göre ise 2012 2. çeyrekteki yüzde 1,7’lik büyümenin artması için adım atmak zorunda. Bizim beklentimizde ise değişiklik yok halen Kasım’dan sonra QE3 adımı beklentimizi koruyoruz. Dolayısıyla Jackson Hole’dan ‘gerekirse/gerektiği takdirde’ haricinde beklentimiz de bulunmuyor.” I



ADVERTORIAL Alman Hastanesi Bahçeşehir Tıp Merkezi Başhekimi Abdullah Soyluoğlu:

“Yep yeni bir kadro ile, sınırsız hizmete devam” “Sağlık sektörürünün duayeni ve Alman Hastanelerinin sahibi Sn. Dr. Azmi Ofluoğlu’nun desteği ve yeni kadromuzla Bahçeşehir halkına en üst seviyede hizmet vermeye devam edeceğiz” diyen Alman Hastanesi Bahçeşehir Tıp Merkezi Başhekimi Op. Dr. Abdullah Soyluoğlu ile görüştük... Bahçeşehirliler sizi tanıyor. Ama birkez daha kendinizi tanıtabilir misiniz? Opr. Dr. Abdullah SOYLUOĞLU. Göz Hastalıkları Uzmanı. Liseyi Kayseriʼde okudum. İstanbul Tıp Fakültesini bitirdikten sonra Haseki Hastanesiʼnde göz ihtisası yaptım. Osmanoğlu Hastanesi ve Laleli Teşhis Kliniğiʼnde göz bölümünü idare ettim. 1999ʼdan beri Alman Hastanesi Bahçeşehir Medical Centerʼda göz hekimliği ve başhekimlik yapmaktayım. 1995ʼden beri Bahçeşehirʼde ikamet ediyorum. Bahçeşehirʼin ilklerindenim. Bahçeşehirʼde çeşitli sivil toplum örgütlerinin kurucularındanım. Amacım sağlık yönünde Bahçeşehirʼe en iyi hizmeti verebilmektir. Çalıştığım kurumu Bahçeşehirlilerin kendi yeri gibi görmelerini arzu ettim ve bu yönde gayret sarf ettim. Şikayetlerin her zaman üstünde durdum. Kusurlarımızı gidermeye çalıştım, buna rağmen eksikliklerimiz muhakkak olmuştur. Bu tarihten itibaren yepyeni bir kadro ile Bahçeşehirlilere sağlık yönünden en iyi hizmeti sunmak istiyoruz. Benim kapım her zaman Bahçeşehirlilere açıktır. Bahçeşehirlilerin kurumumuza en az bizim kadar sahip çıkmaları ve şikayetlerini bizzat bana iletmelerini istiyorum. Kendilerinin her zaman yanında olacağımdan hiç endişeleri olmasın. Hastanenizde hangi branşlar hizmet vermektedir? Hastanemizde şuanda başta Acil olmak üzere G İç hastalıkları G Çocuk Sağlığı ve

Bizde Acil, Laboratuvar ve Radyoloji 7/24 hizmet vermektedir.

Hastanenizde hangi teşhis ve tedavi üniteleri kullanılmaktadır? Acil servisimizde ek müdahale olarak her hastaya bakılmaktadır. Yaralılarda Acil hekim tarafından sütür atılmakta ve pansuman yapılmaktadır. 5 Adet müşahade yatağı vardır. Gerektiğinde hasta yatırılarak gerekli müdahaleler uygulanıp müşahade altında tutulabilmektedir. Hayati tehlike taşıyan hastalara ise ilk müdahale yapılıp, en yakın sağlık kurumumuza sevk edilmektedir.

Hastalıkları G Kadın Hastalıkları ve Doğum G Cilt Hastalıkları Uzmanı kontrolünde Lazerle Cilt Bakım G Radyoloji G Kulak Burun Boğaz G Ultrason G Laboratuvar hizmetleri verilmektedir G Ayrıca randevulu olarak, Nöroloji, Psikiyatri, Ortopedi, Üroloji bölümleri hizmet verecektir.

Hastanenizde bütün tahliller yapılabiliyormu? Hastanemizin laboratuvarı çok geniş kapsamlıdır. Bütün tahliller en güvenilir şekilde yapılmaktadir.

Laboratuvarınız 7/24 hizmet vermektemidir?

yapacağız.

Hangi kurumlarla anlaşmanız var? Hemen hemen bütün sağlık sigortaları ile anlaşmamız mevcut. Bundan böyle talep ederlerse eleman çalıştıran her özel kurumla özel sağlık anlaşması

Bahçeşehir'de hastaların sizi tercih etme sebebi nedir? Biz Alman Hastanesine bağlı bir kurumuz, bu nedenle hastaların bizi tercih etmeleri çok doğal. Alman Hastanesi sağlık yönünden Türkiyeʼde en iyi hizmeti veren kurumlardan biridir. Alman Hastanesi ve buna bağlı bütün sağlık kurumlarının sahibi Sn. Dr. Azmi OFLUOĞLU bu sektörün duayeni. teknolojiyi günü gününe takip eden, dünyada uygulanan her yeniliği ilk defa ülkemize getiren kişilerdendir. Bahçeşehir halkına, sayın Dr. Azmi OFLUOĞLUʼnun da vereceği destek ve yeni kadromuzla en iyi sağlık hizmetini sunmayı amaçlıyoruz.

Kemal Sunal Cad. Defne 01 Bahçeşehir-İstanbul Tel: 0212 669 11 99



Bahçeşehir’in YENİLER

YENİLERİ BODRUM MANTI & CAFE

Loca

BOSCH

546 10 10

BUSSY LIGHTING

N Tepe

36

605 05 34

669 33 43

Loca

572 29 00

DECO&DECOR

669 90 00 I EYLÜL 2012

Hill Park Çarşı

CEVHERİ’S RESTAURANT

ÇÖPÇÜ

KC

Bahçeşehir her geçen gün daha çok gelişiyor ve kalabalıklaşıyor. Doğal olarak da hizmet sektörü için kaçırılmaz bir bölge halini alıyor. Tanınmış markalardan Bahçeşehir’de artık yok yok... Bahçeşehirliye özellikle yaz aylarında çok sayıda yeni işletme hizmet vermeye başladı. Yetişebildiğimiz kadarıyla Bahçeşehir’in yenilerine hep beraber göz atalım mı?

Süzer Bulvarı

669 71 19


ELİTİUM CERRAHİ TIP MERKEZİ

Esenkent

FETHULLAH USTA

605 06 05

GÖKSE MİMARLIK

Boğazköy Yolu

672 72 47

Loca

669 87 88

MATTRESS HARMONİ

669 50 53

RICH FLOWERS ÇİÇEKÇİLİK

Süzer Bulvarı

608 20 30

LEZZET-İ ŞARK ANTEP SOFRASI

LUKCY KIDS

Süzer Bulvarı

Terrace Garden

Süzer Bulvarı

608 20 88

SAFİR ALIVERİŞ MERKEZİ

553 329 11 78

Süzer Bulvarı

609 25 05 EYLÜL 2012 I

37


KAPAK KONUSU

Korku ve endişesiz bir hayat söz konusu değil, acı ve sevinçler gibi korkular da doğal ve kaçınılmaz. Çoğu zaman yokmuş gibi davranıyoruz veya ben korkumu kontrol altında tutabiliyorum diyerek kendimizi kandırıyoruz. Aslında dünyaya geldiğimiz andan itibaren bizimle doğan ve bizimle büyüyen bir duygudur korku... Korkularımızdan kaçmak yerine “BENİM KORKUM NE?” diye kendimize sorsak mı acaba! 38

I EYLÜL 2012


Hatice Gülçür İnanç

orku duygusu tüm canlılarda var olan, normal ve oldukça sıradan, yaşamın devamı için gerekli ve önemli bir duygudur. İngilizceʼdeki “ani bir bela veya tehlike” anlamındaki “Fear” kelimesinden gelmektedir. İnsanın daha doğduğu andan itibaren en net fark ettiği ve yarattığı rahatsızlıktan kaçınmak üzere tüm benliğiyle mücadele ettiği en temel duygulardan biridir.

K

Korkunun insan yaşamında çok önemli yaşamsal bir işlevi vardır. Bu duygu canlıları olası tehlikelere karşı uyarır ve uyanık tutar. Böylece canlılar korku duygusuyla birlikte tehlikeden korunmak ve yaşama devam edebilmek için gerekli önlemleri alma çabasına girişir. Aslında korku bir yanıyla: “Dikkat! Tehlike var. Kendini korumalısın. Kaçmalı (Fly) ya da savaşmalısın (Fight). Aksi halde yaşamın sona erebilir” sinyalidir. Kişi korku yaratan nes-

neden veya durumdan kaçmak ya da kaçınmak üzere harekete geçer. Korkulardan kaçınmak ve onunla mücadele etmek konusunda Fransız yazar Thierry Serfatyʼnin “Korku” adlı romanı çok güncel bir örnek olabilir. Kitap, korkuları nedeniyle çocuk yaştan itibaren küçük düşüp hırpalanan çocukların bir tedavi merkezinde bir klan kurarak korkuyla savaşmayı (Fight) ve bu yolla özgürlüğe kavuşmak için yaptıkları akıl almaz operasyon ve intiharları anlatıyor. Beynin korku merkezi olan beyincik bademciği (amigdal)ʼin korkuyu hissetmemesi için yapılan cerrahi bir operasyonla klan üyelerinin korkuyla savaşıp gözlerini kırpmadan ölüme bile gittiklerini gözler önüne seriyor. Korkuların birçoğu temelsizdir. Birçok insan bazı korkuların aslında temelsiz ve saçma sapan olduğunu bilir. Yine de korkmayı sürdürür. Hayaletlerin var olmadığını ya da gecenin içinden bir vampirin uçarak bize gelmeyeceğini bildiğimiz halde bunları düşündüğümüzde tüylerimiz diken diken olur. Çünkü korkunun akılla bağlaşmayan bir yönü vardır. Aklımız ne kadar mantıklı düşünürse düşünsün korku bütün sesleriyle insana fısıldar. Korkuların bir türü de toplumsal değer yargıları tarafından yaratılan ve desteklenen korkulardır. Sözgelimi kötülük simgesi şeytandan, cin ve peri- EYLÜL 2012 I

3


KAPAK KONUSU kurulmuştur. Korku ve zevk gibi… lerden korkmak, dolayısıyla onların Yani özetlemek gerekirse korku ve neden olduğu ileri sürülen kötü şeyleri haz birbiriyle ilişki hatta biri diğeri için yapmamak toplumsal düzeni koruyatamamlayıcı bir işlev görür. Ne korku caktır. Bu tür korkular bu nedenle toplumsal yaşama eklenmiş olabilir. Ya da tek başına patolojik bir değer taşır öldükten sonra ahirette ceza görme ve nede haz tek başına faydaya yönelen bir işleve sahiptir. Bu iki kavram, fenocehennemde yanma korkusu, insanlamonolojik dünyamızın kimi zaman renrın suç işlememeleri için önemlidir. Bu kli kimi zaman ahenkli kimi zamanda tür korkuların yok edilmesine çalışılmihengi olarak hayatımızda var oluyor. maz, tam da tersi olarak pekiştirilir. Bir şeye karşı duyulan korkunun, biGeçmişte ve günümüzde toplumların hemen hemen hepsinde bu anlayış ge- reyin gündelik yaşamını olumsuz yönde etkilemesi haline ise Fobi denir. çerlidir. Yunanca Phobos kelimesinden gelir. Ayrıca yakın zaman önce yaşadığımız Marmara Depremi'nin ardından da Phobos, Yunan mitolojisinde dehşet tanrısıdır. birçoğumuzda deprem Günümüzde her inkorkusu oluşmuştur. sanda farklı farklı fobiler Deprem haberleri ve konuşmalarından kaolabilir. Fobisi olan insanlar “fobik” diye adçınma, enkazlı yerlerlandırılırlar. Yapılan den geçmemek için araştırmalar toplumda yollarını değiştirme, dik%10 oranında fobi teskat dağınıklığı, dalgınpit etse de tahminen bu lık, kendini işe değer %25 dolaylarınverememe şeklinde çedadır. Fobiler halk araşitli tepkileri zaman sında hastalıktan ziyade zaman yaşamış ve gözhuy ya da kişilik özelliği lemişizdir. Bir dönem olarak düşünüldüğündeprem olmasa bile birden tedaviye başvurançoğumuz kendimizi salların sayısı azdır. lanıyor hissettik. Araştırmalarda fobi sıkBazılarımız evlerine lığının beklenenden sallanan şeyler astı, düşük çıkmasının en gözlerimiz avize ya da önemli nedeni budur. sallanınca ses çıkaraKorku edebiyatına, Kadınlarda erkeklere cak eşyalarda oldu. korku sinemasına, oranla iki buçuk kat Peki, neden korku korku objelerine ve daha fazla görüldüğü filmi izlemekten, arkasaptanmıştır. daşlarla yapılan sohbetdüzenekli korku Filozof Hannah lerde korkunç atmosferlerine Arendtʼin dediği gibi hikâyelerden bahset“Korku, hayatta kalabilmekten hoşlanırız? İninsanların ilgisi sanları eğlendirmek için menin vazgeçilmez bir aşırıdır… unsurudur” Dozunda yapılan lunaparklarda korkularla, korkusuz ve bol adrenalinli neden “hız ve korku” temaları ön planbir yaşam diliyoruz. dadır? Çünkü insanlar heyecanlanmaktan, vücutlarındaki adrenalinin artmasından Aşağıda bu fobileri sizin için derlemeye çalıştık; zevk alırlar. Korkuya tümden teslim olNomofobi madığımız sürece tehlikenin aksine Günümüzün yeni fobisi olan ve İngiuyarıcı ve yapılandırıcı bir etki yaratır. lizce ʻno mobile phobiaʼ dan türetilen Adrenalini yükseltme ihtiyacındaki nomofobi, cep telefonuyla iletişim olainsan, kendini her zaman bu korku sanağından uzak kalma korkusu olarak natına gönüllü olarak teslim etmiştir… tanımlanıyor. İngiltereʼde iki bin cep teKorku edebiyatına, korku sinemasına, korku objelerine ve düzenekli korku at- lefonu kullanıcısı üzerinde yapılan araştırmaya göre, cep telefonuna bu mosferlerine insanların ilgisi aşırıdır… kadar bağımlılığın sebebi ise insanlaHatta korku sporuna bile… rın aileleri ve arkadaşlarıyla sürekli Zihnimiz enerjiyle yüklüdür ve temas halinde olma arzusu olarak uygun olan emirler ile düşünceyi madaçıklanıyor. Araştırmaya göre her iki kideye dönüştürebilir. Korku hissi adreşiden biri telefonunu asla kapatmıyor naline, adrenalin haz ve mutluluğa ve her on kişiden biri de işleri dolayı- dönüşür. Hayat paradokslar üzerine

40

I EYLÜL 2012

Bahçeşehirlilerin Korkuları?

FERİDE CAN (36) Ev hanımı “Korku çok genel bir kavram. Herkesin korkuları olduğu gibi benimde korkularım var. Ama en büyük korkum eşime zarar gelmesidir. Bu da ailemin parçalanması demektir.” BARIŞ YILDIRIM (35) Otomotiv

“Şöyle başlayayım bir tanesi yanlızlık diğeri de başarısız olmak. Herkesin bir amacı vardır, istekleri vardır. Emeklerin boşa gitmemesi adına başarısızlık korkutur. İkincisi ise yalnızlık. Yalnızlık derkende aşk hayatı değil. Dost çevresi ve iş hayatı anlamındaki yalnızlıktan bahsediyorum.”

ASEL ÖZER (23) Öğrenci

“Gelecekten korkuyorum. Çünkü annemin benden önce ölmesinden korkuyorum. Evet korkuyorum çünkü hayat hiç kimseye adil davranmıyor. Geleceğimden endişeleniyorum.”

CANER ER (24) Serbest Meslek

ten biniyorum.”

“Benim hayallerim var, hayallerimin gerçek olmamasından korkuyorum, uçağa binmekten korkuyorum ama mecburiyet-

BÜLENT DOĞAN (37) İşletmeci

“Çocukken havuzda boğuluyordum. Beni son anda kurtardılar. O zamandan beri deniz ve havuzdan korkuyorum. Hep o an aklıma geliyor. Ama en büyük korkum yalan, yılandan korkmam yalandan korktuğum kadar.”



KAPAK KONUSU sıyla her zaman ulaşılabilir olmak istediğini belirtiyor. Uzmanlar, ʻnomofobiʼnin cep telefonu kullanıcılarının yüzde 53′ünü etkilediğini belirtiyor. Erkeklerin yüzde 58′i, kadınlarınsa yüzde 48′inin şarjı bittiğinde, kontörleri tükendiğinde, telefonlarını kaybettiklerinde veya kapsama alanı dışına düştüklerinde, endişelerinin arttığını söylediklerini belirtiyor.

Emetofobi

Kusmaktan korkma hastalığı olarak biliniyor ve tahmin edebileceğinizden çok daha fazla kişi bu problemden yakınıyor. Kusma eğilimi, kişinin isteyerek yapabileceği bir şey değildir. Fiziksel bir sonuçtur. Emetofobi rahatsızlığı yaşayan kimseler koku, kusma sesi ve hatta görme ile ilgili takıntılar yaşar. Kişiler evleri dışında bir yerde

yemek yiyemez. Dış ortamların hijyenik şartlardan uzak olduğunu düşündükleri için her an kusma korkusu yaşar.

Ablütofobi

Yıkanmaktan korkma fobisi olarak biliniyor. Genellikle çocukluk çağında geçirilen bir travmadan kaynaklandığı tahmin ediliyor. Su içinde sorun yaşayan birini görmekten kaynaklanabileceği de olasılıklar arasında yer alıyor. Hatta kişinin böyle bir durumu televizyonda bile görmesi yeterli olabilir. Beyin bu algıyı yıkanmakla ve suyla bağdaştırarak bilinçaltında böyle bir korku ortaya çıkarıyor.

Gefirofobi

Köprüden geçme korkusu. Kendini, avuçların terlemesi, kalp atışlarının

Pınar Önen / Klinik Psikolog /Psikoterapist Medicana International Beylikdüzü

Korkularımızla Nasıl

“Korku ve endişeleriniz, gündelik hayata devam etmemizi engelleyecek ve bizi çok rahatsız edecek boyutta oluyor ve yaşam kalitemizi düşürüyor ise bir ruh sağlığı uzmanından yardım almalıyız.” Korku, insan doğasında evrensel olarak bulunan beş temel duygudan biri. Bu beş temel duygu (sevinç, öfke, korku, üzüntü ve tiksinme duyguları) bizim hayatta kalmamızı sağlayan veya önemli işlevleri olan, insanlık var olduğundan beri bizimle olan duygular. Diğer tüm duyguların (utanç, gurur, suçluluk vb.) toplumsallaşma ve kültürle birlikte ortaya çıktığı, tanımlandığı ve bu beş temel duygunun türevleri olduğu düşünülmekte. Korku en temel tanımıyla, bir tehlike karşısında verdiğimiz reaksiyon. Kaygı ise (anksiyete) bir tür korku, korkunun türevi olarak adlandırılabilir. Korku ile anksiyete arasındaki temel fark şöyledir: korkuda dış dünyada gerçek somut bir tehlikenin varlığı söz konusudur, yani örneğin bir ormanda bir aslanla karşılaştığımızda, bir uçurumun kenarındayken hissettiğimiz şey korku olarak tarif edilebilir. Korkunun özelliği genel olarak evrensel olmasıdır, yani korku uyandıran tehlikeli durumlar karşısında herkes benzer tepkiler verir. Kaygı ise, kökeni çoğu zaman iç dünyada yaşanan çatışmalar, gelecek ve daha soyut tehditlere yönelik verdiğimiz bir tepki olarak tarif edilebilir. Örneğin sınav kaygısı, gelecek kaygısı, sosyal kaygılar buna örnek olarak verilebilir. Korktuğumuz, endişe duyduğumuz şeyler çok çeşitli olabilir. Bir afet veya hayati risk içeren bir hastalıkta söz konusu olduğu gibi yaşamımız tehdit altında olabilir, göz gibi be-

42

I EYLÜL 2012

denimizdeki bazı organları kaybetme tehdidi altında olabiliriz, hasta veya engelli olup yatalak olma, hareket özgürlüğümüzü kaybetme gibi tehditlere maruz kalabiliriz. Ekonomik kayıplar vermekten, iflas etmekten korkabiliriz. İlişkilerimizle ilgili korkularımız olabilir, kaybetmekten, terk edilmekten, sevilmemekten, aldatılmaktan, unutulmaktan, önemsenmemekten endişelenebiliriz. Bazen ise, korkular yer değiştirir. Yani korktuğumuzu sandığımız şeyin altında, bilinçaltımızda aslında başka korkular yatıyor olabilir. Örneğin, çocuğuyla ilgili çok endişeli bir annenin, aslında temel endişesinin evliliğiyle ilgili olduğu ortaya çıkabilir. Evlilikle ilgili endişeler çeşitli savunma mekanizmaları aracılığıyla yer değiştirmiş, çocukla ilgili endişelere dönüşmüştür. Bilinçaltında yatan ve gerçekte kişiyi zorlayan endişeleri anlamak ve çözmeniz gerekir. Korku ve endişesiz bir hayat söz konusu değil, acı ve sevinçler gibi korkular da doğal, kaçınılmaz. Dolayısıyla korku ve endişelerimizi tanımayı, anlamayı ve tolere etmeyi öğ-

renmeye çalışıyoruz. Duyguların fiziksel, zihinsel ve davranışsal boyutları var. Korku hissettiğimizde kalp atışlarımızın ve solunumun hızlanması, ellerin titremesi gibi fiziksel reaksiyonlar veriyoruz. Bu reaksiyonlar, yaşamsal bir tehlike ile karşılaşan bedenin savaş ya da kaç tepkisi (fight or flight) vermek için kendini hazırlarken verdiği doğal tepkiler. Bazı kişilerde bu fiziksel reaksiyonlar kişinin yaşamını olumsuz etkileyecek boyuta gelebiliyor, örneğin kişide kas gerginliğinden boyun ağrıları, çene ağrıları ortaya çıkabiliyor. Kaygı sırasında kişide yoğun mide ve bağırsak problemleri ortaya çıkabiliyor. Fiziksel reaksiyonlara, zihinsel süreçler eşlik ediyor, içinde bulunduğumuz durumu düşünüyoruz, tehlikenin boyutunu hesaplıyoruz, baş etme kapasitemizi hesaplıyoruz, geçmiş benzer anıları hatırlıyoruz ve bir baş etme yolu belirliyoruz. Bu bilinçli yaptığımız bir şey olduğu gibi, bilinç altında da olabilir. Yani örneğin bazen bizi çok korkutan şeyleri farkında olmadan bilinçaltına iteriz. Baş etme yolumuz inkar olur. Bizi korkutan kaygılandıran şeyi düşünmemeye çalışacak, kaçınacak mıyız? Üzerine gidip mücadele mi edeceğiz? Mücadele edeceksek nasıl bir mücadele vereceğiz? Tüm bu soruları bizim kişilik özelliklerimiz ve o özel durumun özellikleri belirliyor. Tek ve doğru bir


aşırı hızlanması, denetimi kaybetme duygusu, kilitlenme veya felç olma gibi şekillerde gösterebiliyor. ABDʼnin Minneapolis kentinde dört ölü ve 79 yaralı bilançosuyla sonuçlanan köprü faciasının ülkede ʻgefirofobiʼ patlamasına yol açacağı haberleri yakın zamanda ABD gündemini uzunca bir süre meşgul etmişti.

Genofobi

Seksten korkma olarak tanımlanıyor. Erkeklerde ʻkadınlardan korkmaʼ fobisi olarak da ortaya çıkabilir. Yalnız bu eğilimi kadınlardan nefret etme şeklinde algılamamak gerekir. Genofobi vakalarında kadınlara karşı nefret değil sadece incitmeme isteği ön plandadır. Cinsel birliktelik sonrasında, kadının erkeği bırakıp gideceği düşüncesinden kaynaklanır.

Bahçeşehirlilerin Korkuları? Fagofobisi olan kişiler yutkunma korkusu yaşar. Herhangi bir fiziksel etki olmadığı halde yediği veya içtiği bir şeyi yutmaktan korku duyar. Yalnız sadece yutma korkusu yaşarlar. Yemekle ilgili herhangi bir tedirginlikleri yoktur. Genellikle bulimia veya anoreksi gibi yeme hastalıklarıyla karıştırılır. Çok kronik olmayan durumlarda kişiler sadece sıvı yiyeceklerle beslenebilir.

agofobi

ÇİĞDEM AFACAN (19) Öğrenci

erafobi

ʻ4ʼ sayısından korkma fobisi. Bu sağlık sorununa, Çince ʻdörtʼ kelimesi ile ʻölümʼ kelimesi arasındaki benzerlikten dolayı daha çok Doğu ülkelerinde rastlanmaktadır. Aynı kalıp Japonca ve Kore dillerinde de bulunmaktadır. Her ne kadar fobiden çok korku olarak düşünülse de, bu sağlık sorunu man-

Başedeceğiz? mücadele yöntemi mekana gidemeyen, yok, kişilik özellikleribir kaza olur korkumiz veya duruma göre suyla çocuğunu sokağa bizim için neyin iyi çıkaramayan, veya çıolacağı değişiyor. karsa bile çocuk eve Bazen üzerine gitmek, gelene kadar endişe bazen biraz uzak duriçinde pencere önünde mak veya ertelemek bekleyen, her telefon Bizi korkutan iyi olabiliyor. Her yaçaldığında kötü bir şadığımız olayı kendi içinde, haber alacağını düşünerek kaygılandıran şeyi kendi bağlamında değerlenyerinde sıçrayan bireyler var. düşünmemeye dirmek gerekiyor. Bu değerKorku ve endişeleriniz, günlendirmeyi daha çalışacak, kaçınacak delik hayata devam etmemizi derinlemesine yapabileceği- mıyız? Üzerine gidip engelleyecek ve bizi çok raniz yer ise psikoterapi odası. hatsız edecek boyutta oluyor mücadele mi Yukarıda da belirttiğimiz ve yaşam kalitemizi düşürügibi korku ve kaygılarımız, edeceğiz? Mücadele yor ise bir ruh sağlığı uzmabazen çok işlevsel ve geyardım almalıyız. edeceksek nasıl bir nından rekli. Karşıdan karşıya geAnksiyete bozukluklarında çerken korkmazsak, temkinli mücadele vereceğiz? ilaç tedavisi, sadece psikiolmaz ve dikkat etmeyiz, ve yatristlerin önerileriyle kullayaralanabiliriz. Sınav kaygımız olmazsa, ders nılabilir. İlaç tedavilerinin her zaman kalıcı çalışmayabiliriz. Kanser olma kaygımız olbir tedavi yöntemi olmayabildiğini de unutmazsa, sigarayı bırakmayı hiç düşünmeyebi- mamak gerekli. İlaçlar semptomatik düzeyde liriz. Dolayısıyla korku ve kaygı bize gerekli, (belirti düzeyinde) bir rahatlama getirse bile, bizim için bir uyarıcı ve koruyucu işlev görü- tedavi sürecine psikoterapi dahil edilmediyorlar. Fakat bazen, bu korku ve kaygı bizim ğinde, sıkıntıların tekrarlama olasılığı yükgündelik hayata devam etmemizi engelleye- sek. Psikoterapi, bu korku ve endişelerin cek boyutta ve bizi çok rahatsız edecek boköken ve sonuçlarını anlamayı, çözümlemeyi yutta oluyor ve yaşam kalitemizi düşürüyor. ve bir daha tekrarlamaması için psikolojik Kaygı ile ilişkili psikolojik zorlanmalar, anksi- yöntemlerle önlemler almayı hedefliyor. yete bozuklukları üst başlığında toplanan foKorkular yaşamın bir parçası. Korkularıbiler, panik bozukluk, yaygın anksiyete mızı inkar etmek, yok saymak, örtbas etmek bozukluğu, travmatik stres tepkileri vb. isim- yerine, onlara kulak vermeye, anlamaya, korlerle tanımlanıyor. Sosyal fobisi yüzünden iş kularımızı belli bir düzeyde tutmaya ve yönehayatını sürdüremeyen, kapalı yerde kalma tebilmeye ve onlarla yaşamayı öğrenmeye korkusu yüzünden ev dışında herhangi bir çalışmalıyız. I

biliyorum.”

“Ölmekten korkuyorum, çünkü hiç ölmek istemiyorum. Cehenneme gitmekten korkuyorum ama mekanım cennet bunu

HAZAL EYLEM GÜZELER

(19) Öğrenci “Sevdiklerime birşey olması, yani bu günün anlam ve öneminede uygun bir cevap olur. Aslında, sevdiklerime, yakınlarıma, en sevdiklerime... Bir nedeni yok çünkü kaybetme korkusunun bir nedeni olamaz. Onların en basiti tırnaklarına zarar gelmesi düşüncesi bile beni korkutur.”

MUZAFFER MERTDUR (53) Emekli öğretmen

“Benim korkum yılan. Adını duyamıyorum. Resimlerine bile bakamıyorum. Televizyonda bile gördüğüm zaman hemen dışarı çıkıyorum, kumanda elimdeyse kanalı değiştiriyorum. Sebebini bilemiyorum ama çok korkuyorum. Küçükken korktum desem öyle birşeyde hatırlamıyorum ama tek korkum yılan.”

SEVGİ YAMAN

(58) Serbest Meslek “Benim korkum hayatta mutsuz olmak. Çocuklarımın mutsuz olmasından, onların gözünü yaşlı görmekten korkuyorum. Benim tek korkum bu. Onları her zaman mutlu görmek istiyorum. Kendim içinde öyle, bundan sonraki yaşamımda mutlu olmak istiyorum.”


KAPAK KONUSU tıksızdır ve insanlar ʻ4ʼ rakamından kaçmak için kendi yollarının, isteklerinin dışına çıkabilirler. Batıʼdaki asansörlerde ʻ13ʼ sayısı kullanılmadığı gibi, Doğuʼdaki asansör ve otel odalarında da ʻ4ʻsayısından uzak duruluyor. Palyaçolardan korkma fobisi birçoğumuzun hissettiğinden çok daha kuvvetli bir duygudur ve bazı insanlarda panik atağa hatta kişinin diğerlerinden farklı olduğu hissine yol açıyor. Elbette en sık çocuklarda görülüyor ancak bazı yetişkinlerde rastlamak mümkün. Yine de bu korkunun çocukluk olaylarından kaynaklandığı sanılıyor. Araştırmalar hastane duvarlarına palyaço resmi asmanın hiç de iyi bir fikir olmadığını ortaya koyuyor. Palyaçolardan korkma fobisi, kendi yüzünü saklama korkusu ile bağlantılı olabildiği gibi, yü-

Koulrofobi

zünü saklayan insanlara güvenmemekten de kaynaklanıyor olabilir. En kötü fobi olarak nitelendirilen bu durum ʻyalnız kalma korkusuʼ anlamına gelir, ancak hastalığın az rastlanan versiyonunda insanın kendisinden korkması ya da kendisine güvenmemesi şeklinde ortaya çıkabilir. Hastalı-

Otofobi

ğın belirtileri arasında nefessiz kalma, dudaklarının kuruması, mide bulantısı ve kalp çarpıntısı vardır. Bu korkuya sahip olanlar uzun ve derin terapiler, ve belki de hipnozla iyileşebilir. Ancak bu hastalığın iyileştirme istatistikleri yüzde 5ʼin altında seyrediyor. En kötüsü, bu hastalığa yakalandığınızda kendinizden korkmaya başlıyorsunuz ve kendinize zarar verebiliyorsunuz. I

Sizin KORKUnuz hangisi? Açık yer ya da kalabalık korkusu: AGORAFOBİ Adamlardan korkma: ANDROFOBİ Alkollü içeceklerden korkma: POTOFOBİ Aşı ya da iğne olmaktan korkma: TRİPANOFOBİ Ateşten korkma: PİROFOBİ Aynalardan korkma: EİSOPTROFOBİ Balıklardan korkma: İHTİYOFOBİ Belirli seslerden korkma: AKUSTİKOFOBİ Böceklerden korkma: ENTOMOFOBİ Büyük abdestten korkma: APOPORTOFOBİ Cinsellik korkusu: EROTOFOBİ Çıplaklıktan korkma: NÜDOFOBİ Çirkinlikten, çirkin şeylerden korkma: KAKOFOBİ Çocuklardan korkma: PEDOFOBİ Dalga geçilmekten korkma: KATAGELOFOBİ Derinlik korkusu: BATOFOBİ Diri diri gömülmekten korkma: TAFEFOBİ Dişçiden korkma: DENTOFOBİ Eşcinsellerden korkma: HOMOFOBİ Evlenmekten korkma: GAMETOFOBİ Farelerden korkma: MUSOFOBİ-ÜZOFOBİ Çirkin bir çocuk doğurmaktan korkması: TERATOFOBİ Geceden korkma: NİKTOFOBİ Güzel kadınlardan korkma: VENÜSTRAFOBİ Hayaletlerden korkma: FAZMOFOBİ İnsanlardan korkma: ANTROPOFOBİ Işıktan korkma: FOTOFOBİ İslamdan ve müslümandan korkma: İSLAMOFOBİ Kadınlardan korkma: JİNEFOBİ Kalabalıktan Korkma: OKLOFOBİ-DEMOFOBİ Kan korkusu: HEMATOFOBİ Kapalı yer korkusu: KLOSTROFOBİ

Karanlıktan korkma: AKLUOFOBİ Kedi korkusu: AİLUROFOBİ Kel insanlardan ya da kelleşmekten korkma: PELADOFOBİ Kişinin ağzının kokmasından duyduğu korku: HALİTOFOBİ Köprülerden geçmekten korkma: GEFİROFOBİ Kıskançlıktan korkma: ZELOFOBİ Konuşmaktan korkma: LALOFOBİ Köpeklerden korkma: KİNOFOBİ Kurtçuklardan korkma: AKARFOBİ Kusmaktan korkma: EMETOFOBİ Mikroplardan korkma: MİKROBİYOFOBİ Ölümden korkma: TANATOFOBİ On üç sayısından korkma: TRİSKAİDEKAFOBİ Öpmekten ya da öpüşmekten korkma: FİLEMAFOBİ Örümceklerden korkma: ARAKNOFOBİ Palyaçolardan korkma: KOULROFOBİ Politikacılardan korkma: POLİTİKOFOBİ Sayılardan korkma: ARİTMOFOBİ Simetrik olmayan şeylerden korkma: ASİMETRİFOBİ Şişmanlamaktan korkma: OBESOFOBİ Sürüngenlerden korkma: HERPETOFOBİ Topluluk önünde konuşmaktan korkma: GLOSSOFOBİ Tozdan ve kirden korkma: MİSFOBİ Uçma korkusu: AEROFOBİ Uçurumdan korkma: KREMNOFOBİ Uyumaktan korkma: HİPNOFOBİ Vücut kokusundan korkma: BROMİDROSİFOBİ Yalnızlıktan korkma: MONOFOBİ Yemek yeme korkusu: SİTİYOFOBİ-SİTOFOBİ Yılanlardan korkma: OFİDİYOFOBİ-SİDEROFOBİ Yükseklikten bakma korkusu: AEROFOBİ Zehir korkusu: TOKSİFOBİ

Kaynaklar: Thierry Serfaty : Korku, Pegasus Yayınları, 2012, http://www.aktuelpsikoloji.comhttp://www.genetikbilimi.com, http://www.ruhsalzeka.com, http://www.uzmanportal.com

44

I EYLÜL 2012


Bahçeşehirlilerin Korkuları?

BERNA BİLGİN (4)

“Köpek balığı. Çünkü onlar çok korkunçlar. Dişleri çok korkunç. Aslanda var. Çok kötü onlar. Kaplanda var ama hayaletlerde var. Çünkü onları gerçek sanıyorum. Küçük anştanlarda izledim. Ama içinde ensturman varmış, o yüzden hayalet gibi ses çıkarıyolarmış.”

ECE VE OĞUZ BAYAT (34) Akademisyen

“Biz şuan bebek beklediğimiz için tek korkumuz sağlık problemleri. Bizde veya bebeğimizde. Şuanki en büyük kormuzu bu. Umuyoruz ki sağlıklı bir şekilde bebeğimiz dünyaya gelir.”

CAN CANDAN - Emlakçı

“Korkularımı söylemekten korkuyorum. Çünkü korkularımı bilen benim zafiyetimi biliyor demektir. Dolayısıyla birgün o konuda beni korkutur. Bu insanda olabilir, insan üstü varlıklarda olabilir. Hani derlerya insan üstü varlıklarda var. Onlar da senin korkularını bilirse o yönde seni etkilemeye çalışır. Onun için ben korkularımı yüksek sesle söylemem. Sadece içimden söylerim, Allah’a dua ederken söylerim, İçimden söylediğimi de eminim ki insanlarda duyamaz, insan üstü varlıklarda duyamaz. Dolayısıyla ben korkularımı hiç kimseye söylemem. Sadece Allah’tan korkarım derim. Tabii ki bunun gerçek anlamda tam doğru olduğu söylenemez. İnsanların Allah’tan başka da korkuları vardır, korkusuz kimse yoktur.”

IŞIL ÇAKAR (19) Öğrenci

“Karanlıktan korkuyorum. Çünkü bir gece başıma bir olay geldi. Bir gece kalktığımda heryer karanlık ama tv açıktı. Herkes yattığı ve televizyonu açmadığını söylediğinden çok korkmuştum. O günden beri karanlıktan çok korkuyorum.” I Röportajlar Gözde Düzgün


HAVADAN SUDAN

KORKU BEY

“Korku yaşam süresince gelişiyor. Yani ne ödlek ne de cesur olarak yaşama merhaba diyoruz. İlk korkumuzu bebeklik dönemimizin dört ila altıncı ay arasında yaşıyoruz. Çevre şartları, eğitim, yetiştirilme şekli tabii ki genetik kodlar korkularımızı oluşturuyor ve geliştiriyor.” Kelimelerden yola çıkarak vardığım cümlelerden oluşturduğum yazımın temasının korku olması istenince öncelikle bir araştırma yapmaya karar verdim. Onlarca makale okudum. Çıkardığım sonuç azı karar çoğu zarar olduğu yönünde oldu. Bilim adamları korkuyu tek bir cümlede tanımlamanın çok zor olduğunu konusunda düşünce birliği içindeler. Bununla beraber korkunun irade ve mantıkla kontrol altına alınmadığını açıkça ifade ediyorlar. Korku yaşam süresince gelişiyor. Yani ne ödlek ne de cesur olarak yaşama merhaba diyoruz. İlk korkumuzu bebeklik dönemimizin dört ila altıncı ay arasında yaşıyoruz. Çevre şartları, eğitim, yetiştirilme şekli tabii ki genetik kodlar korkularımızı oluşturuyor ve geliştiriyor. Aslına bakarsanız kararında korku hayata tutunmamız, yaşamımızı sürdürmek adına gerekli. Korku sayesinde sağ duyulu olup itinalı olma yeteneğini kazanıyoruz. Bu yeteneğimizi ise deneyimlerle ya da eğitimle kazanıyoruz. Tehlikeleri öğrenip korkuyoruz ve tedbirlerimizi alıyoruz. Atalarımız boşuna dememişler “ Cesaret, cehaletten gelir” diye... Aşırısı ise insana hayatını zehir ediyor ki artık bu korku hastalık niteliği taşımaya başlıyor. Korku konusunu araştırdıkça dipsiz bir kuyu olduğunu beni fersah fersah aştığını gördüm. Bu nedenden midir bilemem ama her nedense korku ile ilgili absürt bir soru takıldı kafama. Soru şudur: Korkuya bir cinsiyet vermek gerekirse hangi cinsiyeti verirsiniz diye... Yüz kişiye sormadım ama yüze yaklaşır bir sayıya ulaştım. Çoğunluk korkuya erkek derim dedi. Nedenini sorduğumda ise değişik cevaplara ulaştım. Başa baş

46

EYLÜL 2012

giden iki neden oldu. Böylece iki grup oluştu. Birinci grup, erkeklerin fiziksel olarak kadınlardan daha güçlü olduğu için korkuya erkek kimliğini yüklediklerini söylediler. Bu sonuç da bana baş edemediğimiz duygu ve nesnelerden korktuğumuz sonucuna vardırdı. Diğer grubu ise erkekleri anlayamadığını söyleyen hanımlar oluşturdu. “Erkekler Marstan kadınlar Venüsten kıvamında cevaplardı ki anlayamadıklarımızdan, bilemediklerimizden de korktuğumuz anlamını

ĞLU

MÜJDE KÖSEO

çıkardım. Korku Bey, şiddetle bende de mevcut. Ama ben en çok kendimden korkuyorum. Sevdiklerimi koruyup, kollama adına kendimi kontrol edemeyip onlara cehennem hayatı yaşatma potansiyelimden çok korkuyorum. Canlarıma yan gözle bakanlara içimdeki panterin çıkıp saldırmasından korkuyorum. Yanlışlarımı, keşkelerimi, hatalarımı, hayal kırıklıklarımı kendimin oluşturduğumu bildiğim için en çok kendimden korkuyorum. İnsana en çok zarar verenin kendi olduğunu bildiğimden, bile bile korkularımın hayatımı olumsuz etkilemesine izin verdiğim için kendimden korkuyorum. Velhasıl korkularımın kaynağı olduğum için kendimden korkuyorum. Andrea Malraux´ un dediği gibi “korku içimizde “ Hepimizin korkuları olduğu için sizlere korkusuz günler dilemenin çok doğru olmayacağının farkındalığı ile korkularınızın minimum olduğu sağlıklı ve mutlu günler dileyerek Shakespeare ile yazımı sonlandırmak istiyorum. Korkmak... İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için, sevmekten korkuyor. Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için. Düşünmekten korkuyor sorumluluk getireceği için. Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için. Duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için. Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini bilmediği için. Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için. Ve ölmekten korkuyor aslında yaşamayı bilmediği için.



DEN

HAYATIN İÇİN

Türk müziği’nde, baba ve oğul bestekarlar

N

AYLİN ŞENGÜ TAŞÇI

İstanbul Devlet Türk Müziği Topluluğu yeni albüm çalışmasını tamamladı. “Baba - Oğul Bestekârlar” adlı albüm, içindeki eserlerle olduğu kadar temasıyla da dikkati çekiyor.

Müzikte ses veya enstrümanla yapılan güzel icralar kadar önemli bir başka boyut, ortaya çıkarılan sağlam ve kaliteli bestelerdir kuşkusuz. Hele “klasik” özelliğini de taşıyan müzik türlerinin yüzyıllar öncesinden günümüze ulaşan uzun zincirine baktığınızda, nağmelerle zamana atılan imzaların sahiplerini hayranlıkla izlememeniz mümkün değildir. Önemli müzik türlerini incelediğinizde karşınıza çıkan müthiş bestekârların yaşam öyküleri size bambaşka bir dünyanın kapılarını açar. Üstelik eğitim sisteminin biraz da “usta-çırak” geleneğine dayanmış olmasından dolayı Türk Müziği’nde, bestekârların yaşam öyküleri arasında akrabalık ilişkilerinin ön plana çıktığı güzel yakınlıklara da rastlanmaktadır. Sözgelişi babalara ve oğullara... Şöyle bir incelerseniz çok sayıda baba ve oğul bestekârın Türk Müziği’ne birbirinden güzel eserler armağan etmiş olduğunu görürsünüz. Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Devlet Türk Müziği Topluluğu tarihsel süreci gözden geçirip bestekârların yaşam öykülerinden yola çıkarak en tanınmış baba ve oğul bestekârların eserlerini yeni bir albümde bir araya getirdi. Bu çalışmadan yola çıkarak tarihimizdeki müzisyen baba ve oğullara şöyle bir göz atalım istedim yazımızda. Baba ve oğul bestekârlar içinde en çok dikkat çekenlerden ikisi Sultan 2. Mahmud ve oğlu Sultan Abdülaziz. Müziği amcasının oğlu olan padişah 3. Selim’den öğrenen 2. Mahmud, kendi kurduğu Âsâkir-i Mansûre-i Muhammediye ordusu için Acemaşiran makamında bir marş bile bestelemiş. Bu nedenle Türk toplumunda marş besteleyen ilk müzisyen olma sıfatını taşıyor. Sultan Abdülaziz ise hem Türk Müziği hem Batı Müziği eserleri besteleyen bir müzisyen. Sözgelişi Türk Müziği’nin en sevilen Hicaz oyun havalarından biri de, “Invitation a la Valse” yani “Valse Davet” adlı eser de ona ait. Klasik Türk Müziği’nin temel taşlarından Zekai Dede ve oğlu Ahmet Irsoy bir başka önemli baba - oğul bestekâr. Zekâi Dede, büyük bestekâr Hammamizade İsmail Dede Efendi’nin son öğrencisi. Oğlu Ahmet Irsoy ise Osmanlı döneminde Şehzade Seyfettin Efendi’nin imamlığını yapmış, Cumhuriyet’ten sonra ise Dar’ül Elhan adıyla kurulan ilk müzik okulunda başöğretmen olarak çalışmış çok yönlü bir müzik adamı. Tanbur ve kemençenin bugüne kadar gelmiş en büyük virtüözü kabul edilen Tanburi Cemil Bey, Türk Müziği’ne Mesut Cemil adını verdiği

48

I EYLÜL 2012

Tanburi Cemil Bey

oğlunu bestekâr olarak armağan etmiş bir başka müzisyen. İçkiye aşırı düşkünlüğünden dolayı 43 yaşında ölen Tanburi Cemil Bey’in elimize gelebilmiş 20 saz eseri, 14 şarkısı ve aynı zamanda eşsiz güzellikte icra kayıtları var. Oğlu Mesut Cemil ise bestekârlığının yanı sıra İstanbul ve Ankara radyolarında yaptığı başarılı yöneticilikle tanınıyor. Aynı zamanda klasik koro anlayışını Türk Müziği’ne yerleştiren isim. İsmi gençliğinde yaşadığı bir aşkın etkisiyle bir Ramazan ayında bestelediği Suzidil makamındaki klasik takımla özdeşleşen Tanburi Ali Efendi ile müziği ve tanburu ondan öğrenen oğlu Tanburi Aziz Mahmut Bey yine birbirinden güzel eserlerle Türk Müziği tarihinde yer almış bir başka baba-oğul bestekâr. Tanburi Ali Efendi, Tanburi Cemil Bey’e hocalık da yapmış. Bu özel öğrencisi henüz delikanlılık çağındayken, onu dinlediğinde, eline bir daha tanburu almayacağını belirtecek kadar mütevazı bir insan. Oğlu Aziz Mahmut Bey ise hiç evlenmemiş ve yaşamı ne yazık ki yoksulluk içinde sona ermiş bir sanatçı. İyi nota bildiğinden babasının eserlerini o yazmış ama elimizde kendisine ait sadece beş eser var. Ney ailesinden “girift” adlı enstrümanı çok iyi çaldığı için Giriftzen olarak tanınan Asım Bey yine kendisi gibi önemli bir bestekâr Musa Süreyya Bey’in babası. Asım Bey çok hareketli bir yaşam sürmüş. 2. Abdülhamid döneminde, sadece Ayan üyesi Müşir Fuat Paşa ile yakınlığı olduğu için Amasya’ya sürülmüş ve tam 25 yıl orada yaşamak zorunda bırakılmış. İlk eşi

ölünce Amasya’da bir kez daha evlenmiş ve iki eşinden tam 24 çocuğu olmuş. Giriftzen Asım Bey’in Türk Müziği’nde bestekâr olarak bilinen bir çocuğu daha var: Kadın bestecilerimizden Nihal Erkutun. Oğlu Musa Süreyya Bey devlet bursuyla Almanya’ya giderek Berlin Kraliyet Akademisi’nde müzik eğitimi almış ve döndükten sonra ilk müzik okulumuz Darülelhan’da müdür olarak çalışmış önemli bir isim. O da hiç evlenmemiş. Bestekârlığıyla olduğu kadar tarihçiliği, şairliği ve hattatlığıyla da bilinen devlet adamı Mahmut Celâleddin Paşa, oğlu Şemsettin Ziya Bey sayesinde baba-oğul bestekârlar zincirine katılan bir başka önemli şahsiyet. “Vezirlik” ve önemli “nazırlık”larda bulunan Mahmut Celaleddin Paşa müziği Dellalzade İsmail Efendi’den öğrenmiş. Sesinin çok güzel olduğu söyleniyor. Enstrüman çalmamış. Eserlerinin aranağmelerini Kemençeci Vasil’e besteletmiş. Elimizde 25 eseri var. Oğlu Şemsettin Ziya Bey de babası gibi bir devlet adamı. Döneminin Ticaret ve Bayındırlık bakanlıkları ile İstanbul Valiliği’nde çalışarak yüksek rütbeler almış. O da çok iyi bir müzisyen. Galatasaray Lisesi’nden mezun olmuş, müzik derslerini ise babasından almış. Türk Müziği’ne 30 kadar eser armağan etmiş. İsminin başındaki Kanuni sıfatıyla ünlü bestekâr Hacı Arif Bey’den ayırdedilen Kanuni Hacı Arif Bey, 90 kadar eser bestelemiş ciddi ve çok çalışkan bir müzisyen. Oğlu ise yine ünlü bestekâr Zeki Arif Ataergin. Onun da elimize gelen 200 civarında eseri var. Zeki Arif Bey aynı zamanda hukukçu. Daha çok Dilkeşhaveran gibi unutulmaya yüz tutmuş makamlara yönelmiş ve bu makamlarda melodi zenginliği çok fazla olan harika eserler yapmış. Tarihin sayfaları arasına sıkışmış kuşkusuz daha çok sayıda baba-oğul bestekâr bulmak mümkündür. Ama eserleri elimize ulaşmış ve Türk Musikisi’nde belli bir yere sahip bestekârlar arasında ilk akla gelenler yukarıda saydığımız isimler. Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Devlet Türk Müziği Topluluğu’nun albümü bu isimlerin en güzel eserlerini repertuarına almış. Türk Müziği sevenlerin dikkatinden kaçmaması gereken bir çalışma. Albümü dinlerken gözlerinizi kapatıp tarihe kazınmış bu isimlerin birbirinden ilginç ve farklı yaşam öykülerini hayal etmek, müziğin vereceği hazzın yanında bambaşka duygulara da sürükleyecektir sizi. Denemelisiniz bence... I


SÜLEYMAN DEMİREL VE ABDİ İBRAHİM İ.Ö.O KIYAFETLERİ GİYİM’DE

Arinna Giyim yeni e itim ö retim yılında tüm ö rencilere ba arılar diler...

KC-G ÇARŞI KAT 2 NO: 24

Tel: 669 10 19


DİZİLER

Yeni sezonda diziler Yeni yayın dönemi, eski dizilerle 18 yeni projeyi karşı karşıya getirecek ve yine herkesi ekrana kilitleyecek. Yeni sezonda özellikle dönem dizileri dikkat çekerken, dizi yıldızları Mehmet Aslantuğ, Kenan İmirzalıoğlu, Cansu Dere, Fahriye Evcen ve Bergüzar Korel de ekranlara geri dönüyor...

Cansu Dere

Eylül ayında start alacak olan yeni yayın dönemi, geçen sezondan kalan eski dizilerin yanı sıra yeni iddialı projelerle de tam bir ekran savaşına sahne olacak. TRT 1 "Şubat" isimli yeni dizisinin yanı sıra yeni sezonda "Leyla ile Mecnun", "Bir Zamanlar Osmanlı Kıyam", "Sakarya - Fırat", "Avrupa Avrupa" ve "Seksenler" dizilerine devam ederken özel kanallarda ise kıyasıya bir rekabet yaşanacak. Kanal D, Star TV, Show TV, atv ve FOX eski dizilerine 15 yeni projeyi daha ekleyerek reyting pastasından daha büyük bir dilim koparmak için yarışacak. Dönem dizisi rekoru Yeni sezonda dönem dizileri öne çıkıyor. Kanal D, "Kötü Yol"un yanı sıra "Veda", Star TV "Muhteşem Yüzyıl" ve "Atlılar", atv "Karadayı" ve "Son Yaz", Show TV "Ustura Kemal" ile "Fatih" isimli dönem projelerine imza atıyor. Bu sezon ayrıca en gözde dizi yıldızları Mehmet Aslantuğ, Kenan İmirzalıoğlu, Cansu Dere, Fahriye Evcen ve Bergüzar Korel bir sezon ara verdikleri ekrana geri dönüyor. Dikkat çeken bir diğer ayrıntı ise ilk kez bu kadar yoğun dizi oyuncusu transferinin yaşanması... Eski diziler yeni oyuncularla ekiplerini güçlendirirken bazı oyuncular

50

I EYLÜL 2012

da dizilerinden ayrılıp başka projelere geçiş yaptı. Kanal D: İki yeni dizi geliyor Yıllardır Türkiye'nin en çok izlenen kanalı olan Kanal D'de pazartesi "Arka Sokaklar", salı Mine Tugay, Muhammet Uzuner ve Gün Koper'in oyuncu kadrosuna katıldığı "Öyle Bir Geçer Zaman Ki", Perşembe "Kötü Yol", cuma "Yalan Dünya", pazar günü "Umutsuz Ev Kadınları" ile "Kanıt" dizileri önümüzdeki sezon da sürecek. Kanal D bunlara ek olarak 2 iddialı diziye birden başlayacak. Bu dizilerden ilki "Veda", diğeri ise "Kayıp Şehir"... VEDA Ayşe Kulin'in aynı adlı romanından ekrana uyarlanan "Veda"da Mehmet Aslantuğ, Fahriye Evcen ile Burak Yamantürk başrolleri paylaşıyor. Dizide 1920ʼlerde işgal altındaki İstanbulʼda Maliye Nazırı Mehmet Reşat Bey'in konağında yaşananlar ekrana taşınıyor. KAYIP ŞEHİR "Yaprak Dökümü"nün Leyla'sı Gökçe Bahadır, dizide başrolü Nik Xhelilaj ve İlker Kaleli ile paylaşıyor. Dizi, İstanbulʼun arka sokaklarında yaşanan, yoksulluğun sebep olduğu insanlık trajedilerini, kadınların, çingenelerin, travestilerin, hatta siyahların uğradığı


ekrana kilitleyecek?

ayrımcılığı, işçi ile emekçi sorunlarını ve sokak çocuklarının şiddet dolu dünyasını farklı bir dille gözler önüne seriyor. Star TV: 4 yeni dizi sırada

Türkiye'nin ilk özel kanalı Star TV, yeni bomba transferleri Acun Ilıcalı'nın 15 Eylül'de programlarının yayına başlamasının ardından yayın akışına yeniden yön verecek. "Muhteşem Yüzyıl", "Behzat Ç.", "Bir Erkek, Bir Kadın"ın yanı sıra "Hayatımın Rolü", "İşler Güçler", "Evlerden Biri", "Sudan Bıkmış Balıklar" şimdilik kanalın devam eden dizileri arasında görünüyor. 16 bölüm çekilen "Çıplak Gerçek" ile "İffet" ise ekim ayında ekrana veda edecek. MUHTEŞEM YÜZYIL Yine çarşamba reytinglerine damga vurması beklenen "Muhteşem Yüzyıl" bu sezon 4 dev transferiyle senaryosuna renk katacak. Tuncel Kurtiz Ebu Suud, Ozan Güven Rüstem Paşa, Cansu Dere Leyla ve Pelin Karahan Mihrimah Sultan rollerini canlandıracak. 1- DİLA HANIM Kanalın perşembe akşamı ekrana getirmeyi planladığı Gold Film imzalı dizisi, Necati Cumalı'nın aynı adlı romanından ekrana uyarlanıyor. Ada-

na'da çekilmeye başlanan dizide 1978 yılında çekilen film versiyonunda Türkan Şoray'ın oynadığı Dila Hanım karakterini dizi uyarlamasında Hatice Şendil, Kadir İnanır'ın oynadığı Karadağlı Rıza rolünü ise Erkan Petekkaya canlandırıyor. 2- ATLILAR Star TV'nin "Behzat Ç."yi çeken Adam Film ile Bulgaristan'da çekimlerine başladığı dizi, Sarp Levendoğlu, Aslı Tandoğan ve Canan Ergüder'i buluşturdu. Bulgaristan'ın başkenti Sofya'daki dünyaca ünlü Nu Boyana Film Stüdyoları'nda çekilen ilk Türk dizisi olan yapım, tarih öncesi dönemde geçiyor. Dizinin ekran ömrünün 78 bölüm sürmesi planlanıyor. 3- AĞIR ROMAN YENİ DÜNYA Hasan Kaçan'ın 1997 yılında Okan Bayülgen ile Müjde Arʼın başrolünde filme aktarılan "Ağır Roman" dizisinin bu kez filmi çekiliyor. "Ağır Roman Yeni Dünya" isimli dizide Tamer Tıraşoğlu, Onur Saylak, Begüm Birgören, Sumru Yavrucuk, Nesrin Cevadzade, Özge Özpirinçci, Murat Daltaban, Macit Koper ve Erkan Bektaş rol alıyor. Romandan sonra yaşananların konu edildiği dizi Balat'ta çekiliyor.

4- BABALAR VE EVLATLAR Yıllar sonra Fatma Girik ve Serdar Gökhanʼı yeniden buluşturan Mahsun Kırmızıgül imzalı dizide Murat Ünalmış, Sinan Tuzcu, Ceren Hindistan, Adnan Koç ve Ümit İbrahim Kantarcılar gibi ünlü oyuncular var. Tetik çekmeye tövbe etmiş bir kabadayının zorlu mücadelesini anlatacak olan “Babalar ve Evlatlar”ın yönetmeni ise "Aşka Sürgün", "Kurşun Yarası" ve "Gece Sesleri" gibi birçok dizi ve filmden tanıdığımız Cemal Şan...

Sumru Yavrucuk

EYLÜL 2012 I

51


DİZİLER ATV: 5 diziyle geliyor

atv yeni yayın döneminde "Hayat Devam Ediyor", "Alemin Kıralı" ve "Uçurum"un dışında "Huzur Sokağı", "Karadayı", "Benim İçin Üzülme" ve "Krem" isimli 5 yeni diziye başlıyor. 1- HUZUR SOKAĞI Dizi herkesin büyük özlem duyduğu huzurlu bir semtin aynı mahallesinde yaşayan birbirine zıt iki kişinin yaşadığı dramatik ve ibret verici aşk hikâyesini anmlatıyor. Bambaşka dünyaların insanları olan Feyza ve Bilalʼin ölümsüz aşkını anlatacak olan dizide Feyzaʼyı Selin Demiratar, Bilalʼi ise Kutsi canlandırıyor. Dizinin diğer oyuncuları ise; Güven Hokna, Sinem Öztürk, Nilgün Kasapbaşoğlu, Yeşim Salkım. 2- KARADAYI Kunduracı bir baba oğulun hikâyesini ekrana aktaran "Karadayı”da Kenan İmirzalıoğlu'na babası rolünde Çetin Tekindor, sevdiği kadın rolünde Bergüzar Korel eşlik edecek. 3- BENİM İÇİN ÜZÜLME Kadrosunda Öykü Çelik, Fulya Zenginer, Selin Şekerci, Çağlar Ertuğrul ve Tansel Öngel gibi ünlü isimlerin yer aldığı dizi, televizyon tarihinin ilk Karadeniz draması olarak da dikkat çekiyor. Kırmızıgül ilk 4 bölümün yönetmeni. 4- KREM Çirkin bir kızın büyülü bir krem sayesinde rüyalarındaki kadına dönüş-

Bergüzar Korel

Kenan İmirzalioğlu

Mehmet Aslantuğ

Fahriye Evcen

mesi ve etrafında gelişen olaylar konu ediliyor. Kimi zaman Aslı kimi zaman Rüya olan ana karakterin, hem birbiri ile iç içe hem de bir o kadar farklı yaşadıklarını anlatacak olan dizide Duygu Yetiş, Larissa Gacamer ve Kenan Ece başrolde... 5- SON YAZ Tarihi gerçekleri temel alarak oluşturulan hikaye, Balkan savaşının arifesinden Çanakkale savaşına kadar olan süreci konu alıyor. Başrollerinde Hazal Kaya, Tardu Flordun, Furkan Palalı, ve Tuğçe Kazazʻın yer alacağı dizinin çekimleri Makedonyaʼda başlandı. Show TV: 2 yeni diziyle başlıyor

"Suskunlar", "Eve Düşen Yıldırım", "Düşman Kardeşler", "Adını Feriha Koydum" ve "Pis Yedili"nin yayınına yeni sezonda devam edecek olan kanalda, "Ustura Kemal" isimli iddialı tarihi proje nihayet seyirciyle buluşacak. Pis Yedili dizisi yeni sezonda Ayşegül Aldinç, Turan Özdemir, Kadir Doğulu ve Özge Özberk'ten oluşan oyuncu kadrosuna Hande Katipoğlu ve Harun Kolçak'ın da katılacağı öğrenildi. Adını Feriha Koydum - Emir'in Yolu: Haziran ayında yayından kaldırılacağı açıklanan ancak yoğun istek üzerine devam ettirilmesine karar verilen dizi, Feriha karakterinin ölmesi nedeniyle Emir'in Yolu adıyla devam edecek. Dizide Çağatay Ulusoy'a Zeynep Çamcı eşlik edecek. 1- USTURA KEMAL "Ustura Kemal", Üsküdar'da uzun yıllar önce yaşamış ve nam-ı uzak diyarlara ulaşmış bir yiğidin, vatanseverliği ve aşklarıyla dillere destan bir

52

I EYLÜL 2012

kabadayının hikâyesini konu alıyor. Dizide Oktay Kaynarca, Emre Kınay, Naz Elmas, İpek Karapınar ve Esra Ruşan başlıca rolleri paylaşıyor. 2- FATİH Hikâye danışmanlığını İskender Pala'nın üstlendiği dizi, "Fetih 1453" filminden yola çıkılarak çekiliyor. Fatih Sultan Mehmet'i yine Devrim Evin'in oynayacağı dizide Esra Dermancıoğlu ve İsmail Filiz rol alacak. FOX: 3 yapımı görücüye çıkaracak

FOX'un "Lale Devri" ve "Yer Gök Aşk" dizilerinin yanı sıra "Dedemin Dolabı" devam eden projeleri arasında. Sırada ise 3 yeni dizi daha var. 1- HAREM FOXʼta ekrana gelecek olan tarihi komedi "Harem"in proje tasarım ve senaristliği Gani Müjdeʼye ait. Yapımcılığını Tükenmezkalem Filmʼin üstlendiği dizinin kadrosuna Nurseli İdiz'den sonra Mehmet Ali Erbil de katıldı. 2- MERHABA HAYAT Ünlü hastane dizisi "Private Practice"in yerli uyarlaması olan dizide Vahide Gördüm, Yasemin Sanino, Yetkin Dikinciler, Yıldız Kültür, Seda Güven, Ozan Osmanpaşaoğlu ve Keremcem rol alacak. 3- ESİR ŞEHRİN GÖZYAŞLARI Dizi, sınırsız güçle şiddet uygulayan acımasız bir mafya ailesi ve yeşermeye çalışan bir aşk hikâyesini konu alıyor. Yönetmenliğini Çağatay Tosun'un yaptığı dizinin kadrosunda Yiğit Özşener, Sedef Avcı, Fırat Doğruloğlu, Nail Kırmızıgül, Ruhi Sarı, Zeyno Üstünışık, Yasemin Yürük yer alıyor. I


2 DIL TÜRKÇE KONUŞMAYI ÖĞRENİR GİBİ

İNGİLİZCE ALMANCA

NATIVE SPEAKER YABANCI ÖĞRETMENLERLE

HER GUN TAM GUN

YABANCI SINIF ÖĞRETMENLERİ İLE; G G

Ilgaz 2/21 Ispartakule Bahçeşehir

Montessori, Reggio Emilio ve High Scope sentezli DSLS (Different Style of Learning System) İtalya, İngiltere ve Hollanda Commenius Socrates Eğitim Sistemleri ile ikiz IB (International Bacheloria) Compatible ilk yıllar (PYP) 3-12 yaş Algısal Tercihe göre öğrenme

608 10 00 www.eurosun.com.tr - eurosun@eurosun.com.tr


EĞİTİM ULUSLARARASI EUROSUN ANAOKULLARI KURUCUSU SERDA BÜYÜKKOYUNCU:

“Yabancı dil eğitimlerimizde Avrupa Dil Porfolyosu’na uyum kazandırılmıştır” Okulunuz hakkında sizden dinlediklerimiz kadar Eurosun’lı velilerinizden duyduklarımız ve okulunuza misafir olduğumuzda gözlemlediklerimiz bizleri çok etkiledi. Bu sebeple geçen sayıda başladığımız sohbetimize devam edelim istedik.

“Okullarımızda gün içindeki derslerin tamamı İngilizce ve Almanca çalışılır. Özellikle yabancı aileler için okullarımızda haftanın iki günü çalışmalar Türkçe yapılmakta ve o günlerde İngilizce, Almanca ayrıca ders olarak da verilmektedir” demiştiniz. Bahçeşehir ve çevresinde çok sayıda yabancı sakinimizin olmasından yola çıkarak bize veli yapınızı biraz açar mısınız? Memnuniyetle. Okullarımızda Yabancı Pasaportlu çocuklar için ve Türk ailelerin çocukları için ortak kontenjanlar oluşturulmuştur. Yabancı Veli Profilimiz, G Diplomatik Aileler, G Üniversitelerdeki Yabancı Öğretim Görevlileri, G Yabancı Şirketlerin Yöneticileri, G Expatriate (Expat) Olarak Ülkemizde Bulunan Yabancılar,

Türk Veli Profilimiz ise, G Eğitim ve Öğretim Seviyeleri yüksek, G Uluslararası Entellektüeliteye Önem Veren, G Yurtdışı ile bağlantısı olan, G Çocukların yabancı dile karşı ilgi ve yatkınlığının anaokulunda kazanılacağına inanan, G Çokulusluluğa inanan ailelerden oluşmaktadır. EUROSUN EXCLUSIVE International Preschools’ dan bahseder misiniz?

Elbette. Milli Eğitim Bakanlığıʼna bağlı ULUSLARARASI EUROSUN ANAOKULLARI 1995 yılında İstanbulʼun en iyi semtlerinde beklentileri yüksek ailelerin ihtiyaçlarını karşılayarak, Okul Öncesi Eğitimin yaygınlaştırılması amacıyla kurulmuştur. Yabancı dil ve çok dillikte hedeflediğiniz noktaya gelebiliyor musunuz? Hedeflenen yabancı dil seviyesi nedir? İngilizce eğitimlerimizde Avrupa Dil Portfolyosuʼna uyum kazandırılmıştır. Küresel Ölçek (Global Scale) değerlerine göre öğrencilerimizin (A1-A2-B1) seviyesine gelmeleri hedeflen- mektedir. (Yetişkinlerde yabancı bir ülkede tek başına yaşayabilecekleri seviye anlamına gelmektedir.) İncelemelerde 36 aylık bir öğrencimizin sadece 4 hafta sonrasında bile, temel İngilizce komutları anlayabilecekleri seviyeye ulaşabildikleri gözlenmiştir. 66 aylık bir Türk öğrencimiz için hedef İngilizceʼnin İkinci Anadil olmasıdır. Okullarınızdaki öğrencilerin yaşamları nasıl geçiyor? Bize biraz açar mısınız? Elbette çocuklarımızın MUTLU olması, severek gelmesi ve donanımlı hale gelmesi temel amacımızdır. Çocuklarımızın günlük eğitim-öğretim müfredatı dışında yaşamları şu şekilde geçmektedir. G 2 bütün gün tüm programlarda sadece İngilizce, G 1 bütün gün tüm programlarda

Serda Büyükkoyuncu

sadece Almanca, 2 bütün gün tüm programlarda sadece Türkçe, (İngilizce ve Almanca gramer dersleri yapılmaktadır), G 1 gün kişiye özel bireysel İngilizce dersleri, G Her ay bir ülke teması ile o ülkenin dili, oyunları, yemekleri, dansları, elsanatları çalışmaları, G Ayın ülkesinin yemeklerinden okul mutfağında yemek pişirme, G Isıtmalı Kapalı Yüzme Havuzumuzda Yüzme Dersleri, G Paten Pistimizde Roller blade&Scooter, G Tenis Kortumuzda Tenis Dersleri, G Hobby Odalarımızda ve Bahçelerimizde Koleksiyonculuk, Hobby Geliştirme, G Satranç, G Tiyatro ve Sinema Salonumuzda Vizyon Çocuk Filmleri, G Bilgisayar Laboratuarımızda Healty Computing, G Dünya ve Türk Halk Dansları, G Fitness, Aerobic, Yoga, Tae-Bo. G Percussion, Piyano, Bale. Peki yabancı dil yapılandırmanız nasıl? Yani çocukların aktivite eğitimlerinde yabancı dilin yeri ne? Şöyle ki; aktivitelerimiz de 3 dil ile yapılmaktadır. Yabancı dilleri şu biçimde paylaştırdık. Almanca Yapılan Çalışmalar G Sudoku, Tangram, Zaman-Saat-Tarih, G Karnaval ve Partiler, Ülke Dansları, G


ANAOKULLARI Müzik-Koro, Yapılandırılmış Serbest Oyun Saatleri, Uluslararası Kutlamalar-Bayramlar, Öğle Yemekleri, Uyku Masalları, Almanca Dersleri, El Sanatları Dersleri-2, Kurallı Oyunlar2, Geziler. İngilizce Yapılan Çalışmalar G G.E.M.S. Science, G.E.M.S. Math, G G.E.M.S. Deneyler, Zaman-TarihSaat, Görsel Bilmeceler-1, Karnaval ve Partiler, Ülke Dansları, MüzikKoro, G Yapılandırılmış Serbest Oyun Saatleri, G Uluslararası Kutlamalar-Festivaller ve Diğer Ülke Bayramları, Cinema Times, G National Geographic Society Education Program, Kahvaltı ve Yemek Saatleri-Snack, Story Times, Geziler, Hoby-Koleksiyon, İngilizce Dersleri, G El Sanatı Dersleri-1, Kurallı Oyunlar-2. Türkçe Yapılan Çalışmalar G Çıtır-Çıtır Felsefe, Matematik, Güvenli Yaşam Dersi, Görsel Bilmeceler-2, Psikodrama, Satranç, Bale, Perküsyon, Müzik-Koro, M.E.B. Müfredatı, Yüzme, Yapılandırılmış Serbest Oyun Saatleri, Nezaket ve Görgü Kuralları, Milli Bayramlar, Snack, Hikaye Saatleri, Kurallı Oyunlar-3, Sinema-Tiyatro Etkinlikleri, Gazete Haberlerini Dinleme. Böylesi bir okulun ülkemizin her yerinde olması ümidiyle verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederiz. Sizlere ve çocuklarınıza başarılar dileriz. G

Tel: 212 608 1 000 www.eurosun.com.tr Ilgaz 2/21 Ispartakule Bahçeşehir

I STUDENT LIFE

• 2 whole days all programs are only delivered in English, • 1 whole day all programs are only delivered in German, • 2 whole days all programs are only delivered in Turkish, (English and German grammar courses will be delivered.), • 1 day, exclusive individual English courses, • Each month, with a country theme, studies on the language, plays, cuisine, dances and handicrafts of that country, • Cooking the meals in the cuisine of the country of the month at the school’s kitchen, • Swimming Courses at our Indoor Swimming Pool with Heating System, • On our Skating Floor, Roller blade & Scooter, • At our tennis court, Tennis Courses, • In our Hobby Rooms and Garden, Collecting, Hobby Development, • Chess, • At our Theater and Movie House, Children’s Movies, • At our Computer Lab, Healthy Computing, • Percussion, Piano, Ballet, •World-wide and Turkish Folk Dances, • Fitness, Aerobic, Yoga, Tae-Bo

I SCHÜLERLEBEN • Die Internationalen Vorschulen bieten Kindern und ihren Familien aus der ganzen Welt • 2 ganze Tage alle Programme nur in englischer Sprache, • 1 ganzer Tag alle Programme nur in deutscher Sprache, • 2 ganze Tage alle Programme nur in türkischer Sprache (Es werden Englisch- und Deutsch- Grammatik-Unterricht erteilt.) • 1 Tag persönlicher Englischunterricht, • Jeden Monat wird ein Land ausgesucht, deren Sprache, Spiele, Speisen, Tänze, Basteln • Kochen von Speisen von demselben Land in der Schulküche • Beheiztes Hallenbad, Schwimmunterricht, • Auf unserer Schlittschuhpiste, Roller blade & Scooter, • Auf unserem Tennisplatz Tennisunterricht, • In unseren Hobbyzimmern und Gärten Hobby-Sammeln, Hobby Entwicklung, • Schach, • Theater- und Kinosaal Kinderfilme, • In unserem Computer Labor Gesundheitsprogrammierung,

I Courses In English G.E.M.S. Science, G.E.M.S. Math, G.E.M.S., Tests, Visual Riddles, Time-Clock-Date, Carnivales And Parties, Folk Dances, Music - Chorus Structured Leisure Time, International Celebrations And Holidays, Cinema Hours, National Geographic Society Education Program, Breakfast, Story Times, English Courses, Handicraft Courses -1, Games/Plays With Rules2, Tours, Hobby-Collection I Courses In German Sudoku, Tangram, Time-Clock-Date, Carnivales And Parties, Folk Dances, Music-Chorus, Structured Leisure Time, International Celebrations And Holidays, Lunch, Shlafen Geschichte, German Courses, Handicraft Courses -2, Games/Plays With Rules-2, Tours I Courses In Turkish Crispy Philosphy, Math, Live-In-Safety Course, Visual Riddles, Physcodrama, Chess, Ballet, Music/Chorus, Curriculum Of The Ministry Of National Education, Swimming, Unstructured Leisure Time Hours, Code Of Conduct National Holidays, Snack, Story Hours Games/Plays With Rules-3, Movie/Theater Activities, Listening Newspaper Reports

• Welt und türkische Volkstänze, • Percussion, Klavier, Ballett, • Fitness, Aerobic, Yoga, Tae-Bo I Fächer, Die İn Deutscher Sprache

Abgehalten Werden

Sudoku, Tangram, Zeit-Uhr-Datum Karneval Und Partys, Volkstänze Musik-Chor, Frei Strukturierte Spielzeiten Internationale Feiern-Feste, Mittagessen Schlafen-Geschichte, Deutschunterricht Bastelunterricht-2, Spiele Mit Regeln-2 Ausflüge I Fächer, Die İn Englischer Sprache

Abgehalten Werden

G.E.M.S. Naturwissenschaft, G.E.M.S. Mathematik, G.E.M.S. Experimente, Visuelles Puzzle, Zeit-Uhr-Datum, Karneval Und Partys, Volkstänze, Musik-Chor, Frei Strukturierte Spielzeiten, Internationale Feiern – Festivale Und Feste Anderer Länder, Kinostunden, Erziehungsprogramm Über Nationale Geographische Gesellschaft, Frühstück, Geschichtenstunden, Englischunterricht, Bastelunterricht-1, Spiele Mit Regeln-1, Ausflüge, Hobby Sammlung

Tel: 212 608 1 000 - www.eurosun.com.tr - eurosun@eurosun.com.tr




ANAOKULU’NA SAĞLIKLI BAŞLANGIÇ Okul öncesi eğitim kurumu, çocuğun aile dışına attığı ilk adım olarak sosyalleşme sürecinde özel bir öneme sahiptir. Karşılaşılan her yeni durum gibi okul da çocuğun hayatında uyum sağlamayı gerektiren bir düzen değişikliğine yol açar ve başlangıçta bir takım sorunlara neden olabilir. Anaokuluna başlayan çocuğun verdiği ilk tepkiler doğal kabul edilmekle birlikte, çocuğun karakteristik özellikleri, ailenin tutumu, okulun yapısı ve yaklaşım biçimi; bu tepkilerin süresi ve şiddeti üzerinde oldukça etkilidir.

G

Bu süreçte çocuğun okula uyumunu kolaylaştırmak için neler yapılabilir? G

G

G

G

Çocuklar kendi tecrübelerinin ve bilişsel şemalarının yeterli olmadığı durumlarda, güven duyduğu kişilerin tepkilerini model alırlar ve buna göre karar verme eğiliminde bulunurlar. Dolayısıyla anne-babanın bu süreçte olabildiğince sakin, rahat ve kararlı olması çok önemlidir. Okul ile ilgili güvensizliğin ya da karasızlığın çocuğa yansıtılması ya da olumsuz düşüncelerin çocuğun yanında konuşulması; çocuğun da okula karşı güvensizlik geliştirmesine, uyum sürecinin gecikmesine ve zorlaşmasına yol açacaktır. Okula başlanılan ilk günlerde çocuk ile birlikte güven duyduğu bir yetişkinin okulda kalması, yetişkinden kısa sürelerle ayrılması ve ihtiyaç duyduğunda görebilmesi, ayrı kalınan sürelerin kademeli olarak arttırılması, öğretmen ile geçirilen zamanda çocuğun ilgisine uygun keyifli etkinlikler yapılması güven duygusunu geliştirecek ve okula karşı olumlu tutum geliştirmesini sağlayacaktır. İlk zamanlarda öncelik çocuğun okula sağlıklı bir biçimde uyumunu sağlamak olmalı, çocuk yemek yeme, uyku, tuvalet gibi temel alışkanlıkların kazandırılması ya da düzenlenmesi konusunda zorlanmamalıdır. Bir geçiş nesnesi olarak bazı eşyalar, yeni ortamlara ve durumlara uyumu kolaylaştırır.

G

G

G

Çocuğun okula sevdiği bir eşyasını (oyuncak, kitap vs.) getirmesine müsaade edilmelidir.

Anne-babadan ayrılarak yeni bir ortama dahil olmak ve özellikle bunu ilk defa gerçekleştiriyor olmak, çocuğun hayatında oldukça önemli bir aşamadır. Bazen çocuklar okula gayet keyifle başlarken bir süre sonra gelmek istemeyebilir ya da ilk günden itibaren okul konusunda oldukça dirençli davranabilir. Ailenin kararlı duruşu bu aşamada çok önemlidir. Aile, okula uyum sağlayıp sağlamadığı konusunda çocuğun ayrılık anındaki tavırlarını baz almaktan ziyade okuldaki durumu, etkinliklere katılımı, öğretmenleri ve akranları ile iletişimi konusunda bilgi sahibi olmalıdır.

Aile, çocuğun uyum sürecini kolaylaştırmak ve güven duygusunu pekiştirmek için okul ile ilgili verdiği sözleri tutma konusunda kararlı olmalıdır. Örneğin; kimin alacağı çocuğa söylendiğinde o kişinin gelmesine özen gösterilmeli ya da belirtilen zamanlarda okuldan alınmasına dikkat edilmelidir.

Okul ile birlikte çocuklarından ayrılıyor olmak çocuk için olduğu kadar aile için de sancılı bir süreçtir ve aile de bu sürece uyum sağlamakta zorluk yaşayabilir. Hatta bazı durumlarda çocuğun okula hazır olup rahat tavırlar gösterebildiği, ailenin ise oldukça tedirgin ve kaygılı olduğu gözlenmektedir. Kaygı, suçluluk, bağımlılık, yalnızlık gibi duygularla baş etme konusunda aile de profesyonel yardım almaktan çekinmemelidir. Okulla işbirliği içinde olmanız çocuğunuzun sosyal, duygusal ve zihinsel olarak sağlıklı bir gelişim göstermesini destekleyecektir. Bu süreçte rehberlik servisi olarak, çocuğunuz bireysel gelişimini takip edip, gelişimini olumlu yönde destekleyeceğiz, sizler de ev ortamında yaşadığınız süreçleri bizlerle paylaşabilirsiniz.

Pelin Kuzugüdenli / Uzman Psikolog Ardıçlı Evler Yakut 8 Esenyurt / İSTANBUL T: 0212 699 26 16 www.ecole.com.tr - info@ecole.com.tr



ADVERTORIAL

KİM KORKAR Matematik’ten Son yıllarda revaçta olan Mental Aritmetik ile ilgili bilgi aldığımız Bireysel Eğitim Merkezi Dershanesi kurucusu, matematik öğretmeni, Akılmatik Bahçeşehir temsilcisi ve Türkiye’de mental aritmetik üzerine ilk tezi hazırlayan Harun Reşit Sivritepe, “Mental aritmetik eğitiminden sonra öğrenciler matematikten korkmayacaklar” diyor. I Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? 1969 Afyonkarahisar doğumluyum. Liseye kadar eğitimimi Afyonʼda tamamlayıp, sonrasında Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümüʼnden mezun oldum. Kolej ve dershanelerde matematik öğretmeni ve matematik zümre başkanı olarak görev yaptım. Şu an Bireysel Eğitim Merkezi Dershanesi kurucu ve matematik öğretmeni olarak görev yapmaktayım. Matematik Olimpiyatlarıʼna öğrenci hazırlarken işlem hatalarını en aza indirebilmenin yolunu ararken, Mental Aritmetik ile tanıştım. Akılmatik kurucusu ve akademisyen, zeka eğitim uzmanı olan Ahmet Bülent Atasoyʼdan Mental Aritmetik eğitimi aldım. Türkiyeʼde Mental Aritmetik üzerine ilk yüksek lisans tezini Afyon Kocatepe Üniversitesiʼnde hazırladım I Bize Mental Aritmetik (Akılmatik) eğitimi anlatabilir misiniz? Akıldan hesap yapma manasına gelen Mental Aritmetik çocukların hiç zorlanmadan toplama, çıkarma, çarpma ve bölme işlemlerini zihinden ve 1-2 saniyede yapmalarını sağlayan bir eğitimdir. Bu eğitimde temel materyal abaküsdür. I Akılmatik’in içeriği nedir? Çocuklarda zeka gelişimini sağlayan oldukça özel bir beyin gelişim sistemidir. Akılmatik, 4-12 yaş grubundaki çocuklar için tasarlanıp geliştirilmiş bir programdır. Amacı, her çocukta var olan ancak atıl durumdaki zeka potan-

60

I EYLÜL 2012

siyelini harekete geçirmek ve kapasitesini artırmaktır. Önce rakam ve sonra sayılarla başlayan abaküsün kullanımı öğretilir. Zihinsel canlandırma çalışması, yani mental çalışmalarla yapılan egzersizlerle yeterli amaca ulaştıktan sonra abaküs kaldırılır. Böylece bellekte, abaküsün fotografik görünümü oluşturularak hesap yapma işlemine geçilir. Zaten uzun süredir abaküsle çalışma yapmış öğrenciler, sanki beyinlerinde bir abaküs varmışçasına yine boncukları hareket ettirirler. Parmaklarını kullanarak işlemlerin sonuçlarını süper bir hızla ve doğrulukla bulurlar. Bir süre sonra parmak yöntemini de bırakarak tamamen akıldan mental olarak tüm işlemleri yaparlar. Bu zihinsel beceri çocukların matematik yeteneklerini güçlendirerek geliştirmekte ve hesap makinesinden daha hızlı olarak zihinsel aritmetik işlemlerini doğru bir şekilde yapmalarını sağlamaktadır. Harikulade çocuklar bu akıl olmaz becerileriyle karşılarındaki her-

kesi büyülemeye başlarlar. I Akılmatik’in faydaları nedir? Akılmatik programıyla öğrencilerin görsel, işitsel, dokunsal ve imajinasyon yetenekleri devamlı gelişir. Odaklanmaları ve dikkatlerini toplamaları üst seviyeye ulaşır. Zeka seviyeleri artan çocuklarımız Akılmatik sayesinde sarsılmaz bir özgüven kazanırlar. Kendilerini daha iyi ifade ederler. Akılmatik sistemiyle yapılan egzersizlerde beynin her iki yarım küresi de uyarılmakta ve beynin düşünme kapasitesi maksimum seviyeye çıkartılmaktadır. Akılmatik'te boncuklarla hareket çalışmaları sayesinde beynin göz ve elle olan koordinasyonu gelişir. Gözlem, hayal etme, ileriye doğru tasarımlayabilme, zihinsel canlandırma yetenekleri ve hızlı hesaplama becerileri gelişir. İşitsel bellek kapasiteleri gelişerek odaklanma artar. Parmak temaslarıyla algılama ve yorumlama becerileri gelişir. Sayısal işlemlerde doğru yanıt verebilme ve hızlı sonuca ulaşabilme öğrenilir. I Çocuklarımız Akılmatik sistemini neden öğrenmeli? Sadece et ürünleri yiyerek yaşamak mümkün iken neden daha sağlıklı olmak için sebze, meyve, tahıllar… gibi diğer gıdalardan faydalanırız? Tabii ki daha sağlıklı ve zinde olmak için diyeceksiniz. Niçin doktorlar ʻSağlıklı kalmak için belli mesafeleri her gün yürüyünʼ derler? Araba ile gitmekte mümkündür fakat spor yapmak için yü-

Matematik’ten korkmak istemiyorsanız,


Akılmatik sisteminin kullandığı malzemeler, araçlar, online yazılımlar ve müfredat çocukların aynı zamanda okuldaki başarısını da arttırmaktadır.

rümeye çalışırız. Çünkü bedenimizin zinde kalmasını ve güçlü olmasını isteriz. Beynimizin de gelişmek ve zinde kalmak için egzersizlere ihtiyacı vardır. Hafıza ve zekâ sağlığımız için de, sağ ve sol beyin loblarının birlikte ve senkronize katılacağı egzersizlere şiddetle ihtiyacımız vardır. Teknolojik gelişme ve araç-gereçler ise hayatımızı kolaylaştırdığı kadar hafıza ve zekâ potansiyelimizi de olumsuz yönde etkilemektedir. Bilimsel araştırmalar göstermiştir ki; sayılarla işlemler yapma, hafıza egzersizleri yapmak beyin hücrelerini uyarıyor ve beyni geliştiriyor. I Akılmatik beynin her iki yarım küresini kullanmamızı nasıl sağlıyor? Beyin sağ ve sol olmak üzere iki yarım küreden oluşur. Her lop farklı çalışmalar yapar. Genelde sol beynimizi kullanırız. Bunun nedeni okuldaki öğretim metotlarının daha çok sol beyni yoğun kullandıran ve beynin sağ yarım küresini çok az işin içine katan bir müfredat programı takip etmesidir. Böylece sağ beyin fazla kullanılmamaktadır. Beynin sağ bölümünde maksimum gelişme sağlanamamaktadır. Akılmatikʼin geliştirdiği sistemle beynin sağ yarım küresi de aktif kullanılmaktadır. Bu da beyin gelişimine ciddi bir katkı sağlamaktadır. Matematik öğrenmede, sayılarla işlem yapmada, kelimelerle düşünmede, dil öğrenmede, analiz yapmada hep maalesef sol beyni kullanırız. Halbuki sağ beyin birçok çalışmayı yapmak için harika donatılmıştır. Mesela hayal edebilme, fotoğraflayabilme, resimlerle düşünebilme, üç boyutlu düşünebilme, müzik ve ritim öğrenebilme, görsel sa-

Akılmatik çocukta ne gibi gelişmeler sağlar? 1. Daha gelişmiş sol ve sağ beyin 2. Gelişmiş hızlı ve doğru hesaplama 3. İleri odaklanma ve dikkat 4. Gelişmiş analitik düşünce 5. Yaratıcılık 6. Çok daha güçlü bir bellek 7. Keskin gözlem, işitme ve algılama 8. Hızlı refleks, görsel hafıza 9. Keskin görüş, işitme ve anlama becerileri 10. Gelişmiş özgüven ve imajinasyonda artış

natsal çalışma düşünebilme… gibi. Neden her iki beynimizi aktif kullanıp örneğin matematik öğrenmeyi kolaylaştırmayalım? İşte Akılmatik burada devreye giriyor ve işimizi çok kolaylaştırıyor. Hayal ederek veya fotoğraflayarak sağ beyni işin içine katıp işlemleri yapmamızı sağlıyor. Kısacası Akılmatik eğitimi sonrası ʻKim korkar Matematikʼtenʼ. I Akılmatik’in birçok anne babanın korkulu rüyası dikkat eksikliğine faydası var mı? Evet, var. Konsantrasyon ve dikkat çalışmalarının öğrencinin dikkatini bir noktaya toplaması ve sürdürebilmesi, bu çalışmalar ile desteklenmekte ve dikkat kalitesini arttırabilmektedir. Akılmatik programındaki anlık dikkatin süresinin ve hızının artması büyük ölçüde çocukların dikkatinin artmasına neden olmaktadır. I Akılmatik eğitimi için en doğru yaş aralığı kaçtır? Çocukların zekâsının % 95'i 12 yaşına kadar tamamlanmaktadır. Yani 012 yaş arası çok ama çok önemlidir. Çocuğunuzun gelecekteki başarısının tohumlarını atmak için bu yaş aralığının ne kadar önemli olduğunu bilmek zorundayız. Akılmatik eğitimi 5 yaşın-

dan itibaren başlamaktadır. Burada 5 yaşın seçilmesinin 2 nedeni vardır. Birincisi çocuklarımızın kendi kendine yetebildiği bir yaş olmasıdır. İkincisi genellikle çocukların 0'dan 9'a kadar olan rakamları yazmaya başladığı dönemdir. Bu yüzden 5 yaş başlangıç için çok uygundur. Akılmatik 5-12 yaşında çok sayıda öğrenciyi başarılı şekilde yetiştirmiştir. I Son olarak anne babalara bu konuda ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz? Akılmatik, ülkemizde ve tüm dünyada çocukların zekalarını hızla geliştiren “mental aritmetik sistemi” olarak kabul gören ve öğrenciler üzerinde başarısı ispat edilmiş bir sistemi geliştirmekle kalmamış, yeni metotlarıyla çocuklarda beyin gelişimine katkıda bulunmuştur. Beyin ne kadar çok kullanılırsa, beyin hücrelerinin uzunluğu ve kalınlığı o derecede artmaktadır. Bu da daha zeki olmayı sağlamaktadır. Bu yüzden eğitime mümkün olduğunca erken yaşta başlanmalıdır. Anne babaların, okul ödevlerinin henüz başlamadığı bu yaşı, çocukları için Mental Aritmetiği öğrenme fırsatı olarak değerlendirmelerini ve asla kaçırmamalarını tavsiye ediyorum.

669 98 52 veya 0555 996 12 43’ü arayıp ücretsiz bilgi alınız...


EĞİTİM

62

I EYLÜL 2012



EĞİTİM

EĞİTİM ÜZERİNE DÜŞÜNCELER - 27

BAĞ BOZUMU OKUL DİZİMİ

“İşte yine güz geldi ve asırlardır devam eden gelenekle yine Eylül ayında okullar açılıyor. Uzun zamandır bir öğrenci velisi olan anne-babalar da, konuda hiç tecrübe edinmemiş olanlar da en az öğrenci adayları kadar heyecan içinde. 2007 doğumlu çocukların (ilk üç aylıklar, mart doğumlu olanlar dahil) anne-babaları ise alabildiğine kaygılı…” Sahi okullar neden sonbaharda başlar? wiki.answers.com’a göre, 14. yüzyılda kendi beğenisine uygun, özgün bir üniversite kurmak isteyen Richard ailesinden Lord Langdon, üniversitenin son baharda başlamasına karar vermiş. Okulu o kadar başarılı olmuş ki (yazılana göre bu başarının bir kısmı öğrencilerini çok iyi eğiten O'Rielly Tabersmith adında bir profesöre aitmiş) diğer okullar bu üniversitenin stilini taklit etmeye başlamışlar ve bu gelenek nesiller boyu sürerek 21. yüzyıldaki bizleri de etkilemiş. Diğer kaynaklarda ise (answers.yahoo.com) iki temel neden var –ki bana göre birbirini destekliyor– birisi öğretmenler: Öğrencilerin

sıcakta öğrenme hızları düştüğü ve onları motive etmekte zorluklar yaşadıkları için yazın öğretim yapmayı reddetmişler. İkincisi ise veliler: Tarım toplumunda aileler; çapa, bakım ve hasat gibi birçok işe koşulacak bedava işçiler olan çocuklarının yazın okula gitmesini istememişler ve ancak hasat sonrası (işin azaldığı dönemde) izin vermişler. İşte yine güz geldi ve asırlardır devam eden gelenekle yine Eylül ayında okullar açılıyor. Uzun zamandır bir öğrenci velisi olan anne-babalar da, konuda hiç tecrübe edinmemiş olanlar da en az öğrenci adayları kadar heyecan içinde. 2007 doğumlu çocukların (ilk üç aylıklar, mart doğumlu olanlar

dahil) anne-baYARD. DOÇ. DR baları ise alaNİLGÜN ULUSER . İNAN bildiğine İTÜ GELİŞTİR OKULLARI GE ME VAKFI kaygılı… Bir NEL MÜDÜR Ü yandan Milli Eğitim Bakanlığı’nın uzmanlığına güvenmek istiyorlar, diğer yandan kendi çocuklarına bakıp-kendi çocukluklarını hatırlayıp; yapamayacaklarına kanaat getirerek endişeleniyorlar. Okuyanlar ve araştıranlar için ise durum daha vahim, çünkü birçok eğitim bilimci ilkokul için bu çocukların daha çok küçük olduklarını söylüyor. Diğer yandan da okulları başka bir okul düzeyine dönüştürülmüş minikler var. Kapı-

İLKÖĞRETİM 6, 7, 8. SINIF,

LİSE VE ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ İLE YETİŞKİNLERE,

ANKARA ÜNİVERSİTESİ İNGİLİZ DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ İLE HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ İNGİLİZCE ÖĞRETMENLİĞİ BÖLÜMÜ MEZUNU CELTA (CERTIFICATE IN ENGLISH LANGUAGE TEACHING TO ADULTS, UNIVERSITY OF CAMBRIDGE) SERTİFİKASINA SAHİP

TECRÜBELİ İNGİLİZCE ÖĞRETMENİNDEN

HER SEVİYEYE VE GRUPLARA, İNGİLİZCE DERSİ VERİLİR

672 17 68

(212)

(532)

483 26 70


sının önündeki İlköğretim Okulu, ortaokula dönüştürülen ve 1-2 km ötedeki okula gitmek zorunda bırakılan ilkokullu; çalışan, dolayısı ile de zamanla yarışan anne-babasına ne kadar yük olacağını bilmeden okulunu sabırsızlıkla bekliyor. Kayıtlarını henüz gönül ve beyin rahatlığı ile tamamlayamamış veliler var. Çelişen bilgilerle “çocuğunun zihinsel ya da bedensel gelişimini henüz tamamlayamadığını gösterir raporu” almanın mı, almamanın mı daha doğru olduğuna; bu raporu bir psikologdan mı, bir pratisyen hekimden mi, yoksa “çocuk sağlığı ve hastalıkları” uzmanından mı almak gerektiğine; alınan raporu çocuğunun e-okul sistemi üzerinden kaydı yapılan okula mı yoksa çocuğu kaydettirmek istediği okula mı götürmek zorunda olduğuna; ilkokuldaki sınıf öğretmenlerinin yazın hizmet-içi eğitim geçirmediklerini bir şekilde duyduğundan “okul değil-öğretmen seç” ezberinin yerine ne koyacağına karar verememiş veliler... Hep bir uzmana başvurun diyorum ya, şimdi uzmanlara başvurun diyorum artık. Çünkü sorunlarınız daha geniş yelpazede ve size yalnızca bilimsel verileri sunan değil, teşkilat yapısını, mevzuatı ve muhitinizi de iyi bilen birileri gerek... Son olarak da, çok sevdiğim ve bunca kafa karışıklığının içinde mesajının çok net olduğuna inandığım, Abraham Lincoln’un oğlunun öğretmenine en estetik biçimiyle kaleme almış olduğu mektubu (her ne kadar daha önce okumuş olma olasılığınız büyük olsa da) paylaşırken; küçüğünüze tüm bu erdemleri öğretme işini öğretmenlere bırakmayınız, daha iyi bir Türkiye, eğitim sorumluluğunu herkesin paylaştığı bir anlayışla gerçekleşir diyor, tüm öğrencilere 2012-2013 öğretim yılında başarılar ve sağlıklar diliyorum. I

OĞLUMUN ÖĞRETMENİNE

“ Tüm insanların dürüst ve adil olmadığını öğrenmesi gerekli biliyorum; ancak şunu da öğretin ona: Her alçağa karşı bir kahraman, her bencil politikacıya kendini adamış bir lider vardır. Her düşmana karşı bir dost olduğunu da öğretin ona. Zaman alacak biliyorum, fakat eğer öğretebilirseniz ona… Kazanılan bir doların, bulunan beş dolardan daha değerli olduğunu öğretin ona. Kaybetmeyi öğrenmesini de öğretin ona ve kazanmaktan neşe duymayı da. Kıskançlıktan uzaklara yöneltin onu. Eğer yapabilirseniz, sessiz kahkahaların gizemini öğretin. Bırakın şimdiden öğrensin, zorbaların görünüşte galip olduklarını... Eğer yapabilirseniz; kitapların mucizelerini öğretin ona. Ama ona sessiz kalabileceği zamanları da tanıyın ki güneşin,; gökyüzündeki kuşların ve yemyeşil yamaçtaki çiçeklerin gizemini düşünebilsin. Okulda hata yapmanın, hile yapmaktan çok daha onurlu olduğunu öğretin oğluma… Herkes onun hatalı olduğunu söylediğinde bile kendi fikirlerine inanmasını öğretin. Nazik insanlara karşı nazik, sert olanlara karşı da sert olmayı öğretin ona. Herkes birbirine takılmış bir yönde giderken, kitleleri izlemeyecek gücü vermeye çalışın oğluma. Tüm insanları dinlemeyi öğretin ona. Fakat bütün dinlediklerini gerçeğin eleğinden geçirmesini ve sadece iyi olanları almasını da öğretin ona... Eğer yapabilirsen; üzüldüğünde bile nasıl gülümseyebileceğini öğretmelisin ona. Gözyaşlarında hiçbir utanç olmadığını da… Herkesin sadece kendi iyiliği için çalıştığına inananlara dudak bükmesini öğret ona ve aşırı ilgiye dikkat etmesini de... Ona, kuvvetini ve beynini en yüksek fiyata satmasını, fakat hiçbir zaman kalbine ve ruhuna fiyat etiketi koymamasını öğretin. Uluyan bir insan kalabalığına kulaklarını tıkamasını öğret ona. Ve eğer kendisinin haklı olduğuna inanıyorsa dimdik ayakta kalıp savaşmasını da öğret ona… Ona nazik davranın ama, onu asla kucaklamayın. Çünkü, ancak ateş çeliği saflaştırır. Bırakın sabırsız olacak kadar cesarete sahip olsun, bırakın cesur olacak kadar da sabrı olsun. Ona her zaman kendine karşı derin bir inanç taşımasını öğret. Böylece insanlara karşı da derin bir inanç taşımasını da öğret... Evet biliyorum, sizden isteklerim çok büyük. Yine de siz ne kadarını yapabileceğinize bakın ve elinizden geleni yapın lütfen. Çünkü oğlum henüz çok masum ve küçük bir çocuk.”

ALMANCA

Tecrübeli emekli hanımdan Almanca öğrenebilir veya ilerletebilirsiniz. İkinci lisanı Almanca olan, çocuk gelişiminde yurtdışı tecrübeli emekli hanım, belli günlerde çocuğunuzla ilgilenir. Tel: 0536 947 01 03

M. GÖHL - Bahçeşehir Gül 10 D-5


DOSYA/EĞİTİM

4+4+4’e hazır mı? “Öğrencilerimiz ‘yaşayarak öğrenme’ sistemiyle edindikleri bilgilerin yaşamdaki karşılıklarını da uygulamalı olarak görerek kendilerine bir gelecek inşa eder” diyen Bilfen Eğitim Kurumları Genel Müdür Yardımcısı Nurşen Kayatürk 4+4+4 hakkındaki sorularımızı yanıtladı

Bilfen Okulları, eğitim hayatına 1988 yılından beri eğitim çıtasını yükselterek devam ediyor. Bugün bünyesine dahil ettiği Bilfen Florya ve Kurtköy İlköğretim Okulu, Etiler ve Ankara Oran Anaokulu ile büyüyerek eğitim hayatını sürdüren Bilfen, 5 lise, 8 ilköğretim okulu ve 19 anaokulu ile toplam 32 okuluyla bir eğitim zinciri haline geldi. Bilfen Eğitim Kurumları Genel Müdür Yardımcısı Nurşen Kayatürk, ana hedeflerinin eğitim-öğretim sürecinde araştırmayı desteklemek, öğrencinin düşünsel ve fiziksel gelişimini artırmak, böylece “tam öğrenmeyi” sağlamak olduğunu söyledi. Bunu sağlarken öğrencinin farklı algısal tercihleri (görsel, işitsel, kinestetik, dokunsal), bilgiyi işlemedeki zihinsel süreçleri (analitik, bütünleşik, global) gibi öğrenmeyi etkileyen tüm faktörleri içeren “Öğrenme Stilleri Modeli”ni temel aldıklarını da vurgulayan Kayatürk, “Uygulanan ʻyaşayarak öğrenmeʼ sistemiyle öğrenciler edindikleri bilgilerin yaşamdaki karşılıklarını da uygulamalı olarak görerek kendilerine bir gelecek inşa eder. Bu temelden aldığımız kuvvetle, akademik anlamda donanımlı öğretmenlerimiz ve başarısını kanıtlamış eğitim programımızın desteğiyle öğrencilerimizin başarısını zirveye taşıyoruz” diye konuştu.

Türk eğitim sistemi okul öncesinden yükseköğretime varıncaya kadar önemli bir değişim sürecinden geçiyor. Bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz? Meclisten onaylanarak geçen yeni yasa tasarısı ile zorunlu eğitimin 12

Bilfen Eğitim Kurumları Genel Müdür Yardımcısı Nurşen Kayatürk

yıla çıkması elbette ki sevindirici. Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülkede bütün çocuklarımızın temel eğitimden 12 yıl faydalanması önemli bir adım. Ancak birinci sınıfa başlama yaşının zorunlu olarak 66 aya düşürülmesi bazı karışıklıklara yol açabilir. Bakanlığımızın hem program hem de yerleştirme adına çok titiz bir çalışma yapması gerekmektedir. Bilfen olarak 4+4+4 eğitim sistemiyle ilgili neler yapıyorsunuz? 4+4+4 eğitim sistemi Bilfen Okulla-

Bilfen Bahçeşehir Bahçeşehir 2. Kısım Mahallesi Pazartürk Caddesi No:10 Bahçeşehir - İST. Tel: +90 (212) 608 0060 66

I EYLÜL 2012

rıyla ilgili herhangi bir sorun yaratmadı. Çünkü zaten ilköğretim 6,7,8. sınıf öğrencileriyle 1.2.3,4. sınıftaki öğrencileri hiçbir zaman aynı katlarda, aynı alanlarda eğitim görmediler. Aynı bahçede teneffüse çıkmadılar. Okulda girişleri, çıkışları, laboratuvarları, yemekhaneleri hep farklı oldu. Yerleşim açısından 4+4+4 ü uyguluyorduk. Zaten doğru olanda böyle bir modeldi. 4+4+4 eğitim sistemiyle ilgili ciddi anlamda hazırlık yaptığımız özellikli durum; Ocak, Şubat ve Mart 2007 doğumlu çocuklarımız. İlköğretim için bu yeni bir adım. Onunla ilgili tüm hazırlıklarımızı yaptık. Çocuklarımızı bekliyoruz. Bilfen hazır. Eğitimci kadronuzu oluştururken nelere dikkat ediyor ve hangi kriterleri göz önünde bulunduruyorsunuz? Öğretmenliğe gönül vermiş olmaları en önemli kriterdir. Öğretmenliğe gönül veren öğrencisine de değer verir ve sever. Bunun yanı sıra iletişim becerisi yüksek, alanında akademik bilgisi güçlü, teknolojiyi iyi kullanabilen ve yeniliklere açık olmaları da çok önemlidir. Kayıt döneminde velilerin 4+4+4 eğitim sistemi ile ilgili çekinceleri oldu mu? Kafalarında en çok hangi sorular vardı? Bu konuyla ilgili olarak velilere neler tavsiye edersiniz? 4+4+4 ile ilgili okul programımızda çok büyük değişiklik yok. Ancak 2007 doğumlu çocuğu olan bazı anne ve babalar ilkokul 1.sınıfın çocukları için erken olduğunu düşündüler. Fakat uyguladığımız programları ve hazırlıkları öğrendikten sonra güven içinde kayıtlarını yaptırdılar.

Bilfen Okulları Web: www.bilfen.com Tel: 444 44 82


KindyROO Çocukları Okula hazırlar. Nasıl mı? bahcesehir@kindyroo.net adresine iletişim bilgilerinizi atın sizi ücretsiz çocuk gelişim seminerimize davet edelim...

Çocuğunuzun okul başarısı ve genel olarak öğrenme becerileri 0-3 yaş erken çocukluk dönemini ve 3-5 yaş anasınıfı dönemini nasıl değerlendirdiğiniz ile doğrudan ilişkilidir. Hareketsiz ve Hareketli Bebek Programlarını içeren BabyROO Bebek Gelişim Programı ve yürümeye başladıktan sonra 5 yaşına kadar gelişimlerini en

doğru şekilde destekleyen KindyROO Çocuk Gelişim Programı ile ebeveynlerimizin yanındayız. Ücretsiz Çocuk Gelişim Semineri ve Ücretsiz deneme dersleri için 0212 669 45 54 no.lu telefondan veya bahcesehir@kindyroo.net adresine iletişim bilgilerinizi göndererek randevu alabilirsiniz.

ersi İndirimlerimize Geleneksel Deneme D ılış Ek Olarak Özel Aç

Fırsatımızı Kaçırmayın

size yardımcı olacak bilÇocuğunuzu büyütürken eniz gilere sahip olmak isters .net adrebahcesehir@kindyroo KindyROO sine mail atarak ücretsiz e üye olmak Çocuk Gelişim Bülteni'n yeterlidir. istediğinizi belirtmeniz www.kindyroo.info ups/kindyroobahcesehir/ www.facebook.com/gro

HERKES ÇOOOOK GÜZEL! ☺

(1,5 Yıldır KindyROO eğitimi alan 28 aylık bir çocuğumuzun söz ve müziğini yaptığı ikinci şarkısının adıdır. Şarkının videosuna KindyROO Bahçeşehir facebook sayfası videolar kısmından ulaşabilirsiniz.)


DOSYA/EĞİTİM

4+4+4’e hazır mı? “Öğrenmekten zevk alan, sorgulayabilen ve araştırabilen öğrenciler yetiştiriyoruz” diyen Doğa Koleji Anaokulu ve İlköğretim Koordinatörü Ayfer Erdem Batı 4+4+4 hakkındaki sorularımızı yanıtladı...

Doğa Koleji Anaokulu ve İlköğretim Koordinatörü Ayfer Erdem Batı, yeni eğitim yılında uygulamaya geçecek olan 4+4+4 modeline dair sorularımızı yanıtlıyor.

Veli ve öğrencileri önümüzdeki eğitim yılında neler bekliyor? 2012-2013 eğitim öğretim yılıyla ilgili sizlerin de kamoyundan takip ettiğiniz gibi, kesintisiz olan 8 yıllık zorunlu ilköğretim sistemi 4+4+4 modeliyle süreli zorunlu oldu. Bu anlamda ilköğretim kurumları “4 yıl süreli ve zorunlu olan ilkokul” ile “4 yıl süreli ve zorunlu, ancak farklı programlar arasında tercih imkanı veren ortaokul” şekline bürünüyor. 2012-2013 eğitim-öğretim yılında 1. sınıfa hangi yaş grubundaki öğrenciler başlayacak? Yeni eğitim sistemine göre, 1. sınıf kayıtları 31 Mart 2007 tarihinde ve öncesinde doğan öğrencilere zorunlu iken; 31 Mart 2007 tarihinden sonra doğan öğrenciler için ise velilerinin talepleri ve öğrencinin gelişiminin eğitimciler ve veliler tarafından desteklenmesiyle mümkün olacak. Doğa Koleji’nde sınıfları oluştururken hangi kriterleri göz önünde bulunduracaksınız? Doğa Koleji olarak 1. sınıf öğrenci yerleştirmelerini yaparken öğrencinin içinde bulunduğu yaş gelişim özelliklerini göz önünde bulunduracağız. Buna bağlı olarak, 2006 yılı doğumlu öğrenciler ve 2007 yılı doğumlu öğrenciler ayrı sınıflarda eğitim alacaklar. Sınıftaki kız-erkek dağılımı, öğrencinin sosyo-duygusal gelişimi, öğrenciyle ilgili özel durumlar belirleyici faktörler arasında olacaktır. 2007 doğumlu öğrencilerimizin yoğunluklu olduğu sınıflarda müfredatın içeriği farklılaştırılacak mı? MEBʼin belirlemiş olduğu 1. sınıf

68

I EYLÜL 2012

Doğa Koleji Anaokulu ve İlköğretim Koordinatörü Ayfer Erdem Batı

müfredatı tüm öğrenciler için aynı. Bizim Doğa Koleji olarak yaklaşımımız ise ay olarak küçük öğrencilerimizin yoğunlaştığı sınıflarda kazanımlara ulaşılan sürelerde farklılıklar olması yönünde. Örneğin; seslerin tamamlanması süresi Ocak sonuyken, küçük yaş gruplarda aynı hedef Mart sonunda tamamlanacak. Eğitim sistemimiz sayesinde öğrencilerimiz 2. sınıfa başladıklarında aralarında akademik açıdan herhangi bir farklılık oluşmayacak.

60-66 ay arasındaki öğrencilerin velileri, çocuklarının 1. sınıfa hazır olması hakkında nasıl geri bildirim alabilir? Eğer 60-66 ay arasındaki öğrencilerin velileri, çocuklarını 1. sınıfa gönderip göndermeme konusunda kararsızlık yaşıyorlarsa, Doğa Koleji Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimiʼnden destek isteyebilirler. Buna göre PDR birimimiz, bu öğrencilere Metropolitan Okul Olgunluk Testi uygulayacaktır. Bu test sonucunda


Doğa Koleji Çocuk Üniversitesi Anaokulları Eğitimde Devrim Yaratıyor Eğitim sistemi değişiyor. Eğitimden beklenenler yeniden tanımlanıyor. Doğa Koleji Çocuk Üniversitesi Anaokulları bu bilinçle yapılanarak yeni 4+4+4 sistemi ile artık çok daha erken yaşta ilkokula başlayacak öğrencilerimizi; özünü ve mantığını üniversite sisteminden alan, Fen ve Bilim, Matematik, Düşünce Yeteneği, Sosyal Bilimler ve Performans modüllerinden oluşan Türkiye’nin en donanımlı ve bilimsel anaokulu eğitimi ile eğitiyor.

öğrencilerin bilişsel seviyeleri incelenecektir. Bu öğrencilerin aileleri, Okul ve Aile Birliği ile öğrencinin 1. sınıfa başlamasıyla ilgili olarak bir karara varacaktır. Bu yaş grubu öğrencileri için okul yalnızca “öneren” konumundadır. Eğer aileler öğrencinin 1. sınıfa başlamasını talep ediyorsa herhangi bir engel olmaz. Hazırlık eğitimi almamış öğrenciler için “İlkokul Oryantasyon Programı”nda öğrencilere yönelik hangi çalışmalar yapılacak? Doğa Kolejiʼnde uygulanan İlkokul Oryantasyon Programı, ilköğretim sınıf

öğretmenleri tarafından desteklenen Akademik Süreç ve Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi tarafından yürütülen Psiko-Sosyal Süreç olmak üzere iki ana bölümden oluşuyor. Aşamalı olarak uygulanan bu programda, öğrencilerimiz 1. sınıf öncesi gerekli zihinsel, fiziksel, sosyal ve duygusal olgunluğa yaklaşmış olacaklar. İlkokul Oryantasyon Programı dahilinde öğrencilerimize Metropolitan Okul Olgunluk Testi uygulanacak, öğrencilerimiz kendi profili içinde zayıf kalan yönleri ev ödevleriyle desteklenecektir. Bunun yanında öğrencilerimiz ilköğretim derslerine ve

Bahçeşehir Doğa Koleji Esenkent Mah. Kemalpaşa Cad. No:3 (Aqua Park Yanı) Bahçeşehir / İstanbul Tel: +90 (212) 672 79 72

teneffüs simülasyonlarına katılarak buradaki havayı yaşayacaklardır. Akademik kadro planlaması ve hizmet içi eğitim süreçleri nasıl yapılandırılacak? 2007 doğumlu öğrencilerimizin sınıf öğretmenleri, yaz döneminde bu yaş grubundaki gelişim özellikleri ve öğrenme stilleri konularında üniversitelerin ilgili bölümlerindeki akademisyenlerden eğitim alacaklar. Öğretmen kadro yerleştirmesinde, öğretmenlerin sınıf yönetimi becerilerinin bu yaş gurubuna uygunluğuna bakıyor olacağız.

Doğa Koleji Web: www.dogakoleji.com Tel: 537 0 537 EYLÜL 2012 I

69


DOSYA/EĞİTİM

4+4+4’e hazır mı? “Çoklu Zeka Kuramıyla’ özellikle küçük yaş grubu öğrencilerimizin potansiyellerini rahatlıkla ortaya çıkarmayı planlıyoruz” diyen İstanbul Akademi Koleji Müdür Yardımcısı Lale Muti 4+4+4 ile ilgili sorularımızı yanıtladı.

11 Nisan 2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6287 sayılı yeni eğitim yasası yani eğitimi kesintili ama zorunlu hale getiren 4+4+4 tartışılmaya devam ediyor. İstanbul Akademi Koleji Müdür Yardımcısı Lale Muti yeni eğitim sistemiyle ilgili yaptığı değerlendirmede başlangıç yaşının 6ʼya çekilmesinin anne babaları kaygılandırdığını ifade etti. Lale Muti, “Başta ABD olmak üzere, bir çok Avrupa ülkesinde eğitim yaşının 4ʼe kadar düştüğünü görüyoruz. Burada dikkat edilmesi ve üzerinde düşünülmesi gereken asıl konu; sadece çocukların eğitime hazır olması değil, okulların ve eğitim programlarının çocukların ihtiyaçlarına karşılık vermeye hazır olup olmamasıdır. Dolayısıyla burada bizlere çok büyük sorumluluklar düşüyor” diye konuştu. İlköğretim Okulunuzu ilkokul ve ortaokul olarak girişleri ayrı iki okul binasına böldünüz mü? İlkokul, ortaokul ve lise binamızı bu sene faaliyete geçirdiğimiz için yapılanmamızı 4+4+4 Kademeli Eğitim Sistemine uygun oluşturma şansımız oldu. Yani yeni sisteme farklılıklar yaparak değil, modeli esas alarak başlıyoruz. Sınıflarda, tuvaletlerde, koridorlarda, yemekhanede 2007 doğumlu öğrenciler için özel düzenlemeler (mobilya, eğitim araçları vb.) yaptınız mı? Yeni eğitim öğretim yılı için öğrencilerinin kullanacağı bahçeden dersliklere kadar tüm mekanları 4+4+4 sistemine göre dizayn ettik. 1.sınıflarla ilgili de yaş gruplarına göre düzenleme yaparak çocuklarımızın gelişimlerine uygun sınıf ortamları oluşturduk. Tüm mobilyalarımızı, akıllı tahtalarımızı, bilim köşelerimizi ve eğitim araçlarımızı yaş gruplarına uygun olarak bu sene yurt dışından ithal ettik. 2007 doğumlu öğrencilerin bahçe etkinlikleri için özel mekânlar ve oyuncak grupları hazırladınız mı? Öğrencilerimizin sadece biyolojik

70

I EYLÜL 2012

“Biz sisteme geçiş açısından bu yıl sınıflarımızı en fazla 15 de tutmayı düşünüyoruz. Ancak o zaman bireysel farklılıkları ön plana çıkarabiliyorsunuz. Bu sayı 20’yi aşmamalı.” yaşlarını dikkate alarak etkinlikler düzenlemenin yeterli olmadığını biliyoruz. Çocuklarımızın zihinsel, duygusal, sosyal ve bedensel gelişimlerini dikkate almamız gerekiyor. Bu yüzden sadece 2007 doğumlu öğrencilerimiz için değil, farklı gelişimsel özellikleri ve yetenekleri olan çocuklarımızı da dikkate aldık. Yaparak, yaşayarak ve eğlenerek öğrenme politikasını benimsediğimiz için bizler vaktimizin çoğunu sınıf dışı eğitim alanlarında geçirmeyi planlıyoruz. Dedektiflik laboratuarımız, Yapı İnşa laboratuarımız, Digital Kütüphanemiz, Planetaryumumuz özellikle bu yaş gruplarımıza hitap edecek alanlarımız. Birden bire iki katına yakın bir sayıya ulaşan yeni ilkokullular için yeterli dersliğiniz var mı? Daha önceden de bahsettiğim gibi biz binamızla, sistemimizle yeni programa hazır durumdayız. Sınıf mevcutlarınız kaç? Mevcutlarda artış oldu mu? Biz sisteme geçiş açısından bu yıl sınıflarımızı en fazla 15 de tutmayı düşünüyoruz. Ancak o zaman bireysel farklılıkları ön plana çıkarabiliyorsunuz. Bu sayı 20ʼyi aşmamalı. Bu açıdan

devlet okullarındaki meslektaşlarımızın işleri çok zor. İki ayrı yaş grubunu kalabalık sınıflarda yönetmeniz imkansız gibi. Öğretmenleri ve idari personeli okullara göre ayırdınız mı? Evet, yaş gruplarını dikkate almanız gerekir. Sınıf öğretmenlerine 5 yaşındaki öğrencilerin gelişim özellikleri ile ilgili tamamlayıcı eğitim seminerleri verdiniz mi? Öğretmenleriniz bu yaş grubu ile ilgilenecek teknik ve mesleki bilgiye sahip oldular mı? Okulumuzda eğitim politikalarına bilimsel katkı sağlamak, yeni stratejiler geliştirmek, eğitim bilimleri alanlarında araştırma ve uygulamalar yapmak üzere görevlendirilmiş bir Bilim Kurulu bulunmakta. Aralarında Sayın Haldun Dormen, Ahmet Doğan, Haluk Saçaklı gibi çok değerli akademisyen ve uzmanların bulunduğu kurulumuz 1 Ağustostan bu yana hizmet içi eğitimlerimizi sürdürmekte. ABA terapi ile davranış düzenleme ve rehberlik uzmanımız NÜKTE ALTIKULAÇ ise özellikle bu yaş grubu öğrencilerimiz için öğretmenlerimizi teknik ve mesleki açıdan desteklemekte.


Geleneksel olarak okullar mantıksal ve sözel/dilsel (özellikle okuma ve yazma) zekânın gelişimini vurgulamaktadır. Okulumuzda benimsediğimiz “Çoklu Zeka Kuramıyla” özellikle küçük yaş grubu öğrencilerimizin potansiyellerini rahatlıkla ortaya çıkarmayı planlıyoruz. Öğretmenler farklı metodolojiler, alıştırmalar ve etkinliklerle her öğrenciye ulaşabilecekler. 2007 doğumlu öğrenciler için sınıflarda birden fazla öğretmen ya da yardımcı personel istihdam ediyor musunuz? Evet. 1. Sınıflarımızı destekleyecek bir öğretmenimiz daha bulunmakta. Bunun yanı sıra İstanbul Akademi Koleji olarak bir ilki daha gerçekleştireceğiz. Okul sonrasında öğrencilerimiz 1 saat daha bizlerle kalarak öğretmenleri eşliğinde ödevlerini okulumuzda tamamlayacaklar. Aynı zamanda bu saat içersinde sosyal ve iletişimsel becerilerini geliştirecek klüplere de katılma imkanlarına sahip olacaklar. Özellikle küçük yaş grubu öğrencilerimiz için bu çok faydalı olacak. Bakanlık 2007 doğumlu 1. sınıflar için yeni program (müfredat) yapmayacağını söyledi. Siz program yapmayı düşünüyor musunuz, yaptınız mı? Milli Eğitim Bakanlığı 4+4+4 sistemi ile birlikte 2012 – 2013 Eğitim Öğretim yılı için hazırlamış olduğu ders programını yayınladı. Ancak Eğitimde programı geliştirmek çok önemli. Biz İstanbul Akademi Koleji olarak yüzlerce eğitimci desteğiyle California Üniversitesi Berkeley tarafından

“Amacımız kendi deneyimlerini ve kendi anlayışlarını kendi inşa eden, aktif öğrenen öğrenciler yetiştirmektir.”

Lawrence Hall of Scienceʼda geliştirilmiş bir eğitim programını baz alıyoruz. Bu program Dünya Bilim Kurumuʼnun da desteklediği doğal dünyaya birçok değişik yoldan bakış açısı sağlayan, kavramsal açıdan çocuklar için yaratıcı düşünmeye cesaret verici bir altyapıya sahip. Amacımız kendi deneyimlerini ve kendi anlayışlarını kendi inşa eden, aktif öğrenen öğrenciler yetiştirmektir. Ayrıca okulumuzda uygulanacak olan GEMS ve FOSS programları da 2007 doğumlu 1. Sınıf öğrencilerinden, 8. sınıfa kadar öğrencilere çeşitli öğrenme fırsatları sunmaktadır. 2006 doğumlu öğrencilerle birlikte ilkokula başlayacak ve onlarla aynı yıl ilkokulu bitirecek olan 2007 doğumlu (5 yaş grubu) öğrenciler için takip eden yıllarda da program açısından önlemler aldınız mı, aldıysanız neler yaptınız? Eğitimi tesadüflere dayalı gerçekleştiremezsiniz. Bir önceki sorularınızda bahsettiğim tüm programları 8 yıl sonrasını düşünerek, uzun vadeli olarak planladık. Bu çok ciddi bir çalışma. Sınıflarınız bu iki yaş grubu için ayrı ayrı mı oluşturuldu, yoksa karma sınıflar mı oluşturdunuz? Ben sınıf ortamını dış yaşamın minyatürü olarak algılıyorum. Bu çocuklar aynı kulvarda ilerleyecek, aynı sınavlara aynı zamanda girecek ve hayata aynı anda atılacaklar. Dolayısıyla

beceri bu çocuklarımızı aynı anda bireysel farklılıkları gözeterek harmanlamakta. Biz bunu yapıyoruz. Yani sistemimizde ayrıştırma yok. Sistemde 66 ayını dolduran çocuklar birinci sınıfa kayıt yaptırmak veya çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanından rapor almak zorunda. Bu yaş grubu velilerinizin yaklaşık olarak yüzde kaçı çocukları için rapor alma yoluna gitmişlerdir? Veliler bundan korkuyor ama öte yandan çocuklarının okula başlamasından da korkuyorlar. Burada önemli olan velilerimizi bilinçlendirmek. Okulumuza başvuran ailelerimiz ile bu durumu tüm detaylarıyla konuşuyoruz. Rehberlik birimimiz ise bilimsel dayanaklarla oluşturduğumuz “Okul Olgunluk Çalışmalarını” çocuklarımıza uyguluyor. Sonuçları ve eğitim sistemimizi duyan velilerimiz ise rapor alma yoluna zaten gitmiyorlar. Çocuğun zihinsel ya da bedensel olarak gelişmediğine ilişkin tıbbi tanılı rapor alınması konusunda bir eğitim kurumu olarak görüşünüz nedir? Özellikle “zihinsel ya da bedensel olarak gelişmemiş” ibaresini bir ebeveyne en değerlisi için söylemek ve bunu yazılı bir rapora dönüştürtmek hayli zor bir karar. Kayıtlar konusunda velilere tavsiyeleriniz nelerdir? Öncelikle veliler kaygılarını çocuklarına yansıtmamalılar. Aksi takdirde bu çocukta da aynı kaygı gelişecektir. İnanın bizler için çocuklarımız eğitmek çok kolay; ancak kaygılı anne ve babayı yatıştırmak en zoru. Bu nedenle velilerimize tavsiyemiz düşündükleri okula öncelikle çocuksuz olarak gitmeleri ve sizin bana sorduğunuz her soruyu ilgili yetkiliye sormaları. Kadro burada çok önemli. Dediğim gibi eğitim tesadüflere bırakılamaz.

İSTANBUL AKADEMİ KOLEJİ Bahçeşehir Pazartürk Cad. No:12

444 3 017 info@istanbulakademikoleji.com www.istanbulakademikoleji.com EYLÜL 2012 I

71


DOSYA/EĞİTİM

’nun hazırladığı sorulara bakarak

çocuğunuzu gözlemleyin

Yeni eğitim sistemimizle birlikte özellikle 5-6 yaşında çocukları olan ailelerimiz çocuklarının ilköğretime hazır olup olmadığı konusunda haklı endişeler taşıyor. Bahçeşehir Merkezini arayarak çocuklarınızın ilk 5 yılını nasıl değerlendirebileceğinizi öğrenin.

Son dönemlerdeki araştırmalar 0-5 yaş aralığında çocuk gelişimi ve eğitiminin desteklenmesi için ebeveynlerin bilinçli katkılarının en önemli kaynak olduğunu gösteriyor. Özellikle 0-4 yaş aralığında ebeveynlerinin eğitimlerine birebir katılımı olan çocukların, okulda çok daha başarılı oldukları artık bilinen bir gerçek. , ebeveynlerin ihtiyaç duydukları eğitim desteğini başarısı kanıtlanmış sistemi ile sunuyor. Bebeğinizin doğumu ile almaya başlayabileceğiniz danışmanlık hizmeti bebeğiniz 6 haftalık olduktan sonra merkezlerimizde verilen BabyROO eğitimleri ile devam ediyor. Yürümeye başladıktan sonra sınıflarına başlayan bebekleriniz 5 yaşına kadar eğitimlerine devam edebiliyorlar. Bu eğitim ile çocukların okula, öğrenmeye hazır oluş becerilerini kazanmalarını sağlamış oluyorsunuz. ʼnun “Just Noticeable Differences” (Göze Çarpan Farklılıklar) makalesin72

I EYLÜL 2012

den faydalanılarak hazırlanmış aşağıdaki sorulara göz atarak çocuğunuzu gözlemleyebilirsiniz. Bahçeşehir Merkeziʼni arayarak eğitim uzmanlarımıza danışabilir, ücretsiz çocuk gelişim semineri ve ücretsiz deneme dersi için randevu alabilirsiniz. Şimdi 3-5 yaş aralığından itibaren çocuklarımızda gözlemlemeye başlamamız gereken gelişim göstergelerine bir göz atalım. Bazı çocuklar, onlara sağlanmış gelişim ve eğitim çevresinin zenginliğine bağlı olarak genetik potansiyellerini daha hızlı ve çok açığa çıkarabilmekte ve belirtilen yaş aralığının daha başlarında akademik öğrenme için gerekli temel becerileri kazanmaya başlayabilmektedir.

Bu becerilerin kazanılıp kazanılamamış olması arasındaki fark çocuğun okuldaki başarısı ve başarısızlığı arasındaki farkın en temel basamağıdır. Çocuğunuz; 1 Üç tekerlekli bisikleti tam pedal çevirerek sürebiliyor mu? 2 Dengesi bozulmadan tek ayağı üstünde bir süre durabiliyor mu? 4 yaş üzerinde ise tek ayak üstünde dengesi bozulmadan sekebiliyor mu? 3 3 tekerlekli scooter kullanabiliyor mu? 4 Tutunmadan her basamağa bir ayak olmak üzere merdivenden yukarı çıkabiliyor mu? 5 Tutunmadan her basamağa bir ayak olmak üzere merdivenden aşağı inebiliyor mu? (Aşağı inerken her basamağa iki ayak konabilir) 6 Merdivenin son basamağından iki ayak üstü atlayabiliyor mu?


21 7

8

9

10 11 12 13

14

Engellerin arasından düşmeden ve engellere çarpmadan koşabiliyor mu? Bir eli ile kağıt tutup diğer eli ile tuttuğu kağıdı düz olmasada düze yakın bir çizgide kesebiliyor mu? Elini değiştirmeden sayfanın solundan sağına vücudunun orta çizgisini geçerek boyama yapabiliyor mu? (KindyROO Bahçeşehir Merkeziʼnde verilen ücretsiz “Çocuk Gelişim Semineri”inde detaylandırılmaktadır.) Sizin yaptığınız bir daire ve bir V’yi kopyalayabiliyor mu? Kolları ve bacakları olan (boynu da olabilir) bir insan resmi çizebiliyormu? 3 yaş civarı 3 parmak ve 5 yaş civarı bir yetişkin gibi kalem tutabiliyor mu? Atma becerileri kaba motor becerilerinin olması gereken seviyede olduğunu gösteriyor mu? (KindyROO Bahçeşehir Merkeziʼnde verilen ücretsiz “Çocuk Gelişim Semineri”inde detaylandırılmaktadır.) Uzak-yakın odaklanma becerileri yeterli mi? (KindyROO Bahçeşehir Merkeziʼnde verilen ücretsiz “Çocuk Gelişim Semineri”inde detaylandırılmaktadır.)

15 Başparmak ve işaret parmaklarını bağımsız hareket ettirebiliyorlar mı? Bu parmakların uçlarını birbirlerine değdirebiliyorlar mı? 16 2-3 basit komutu alıp sıra ile uygulayabiliyorlar mı? (KindyROO Bahçeşehir Merkeziʼnde verilen ücretsiz “Çocuk Gelişim Semineri”inde detaylandırılmaktadır.) 17 Vücut farkındalıkları ve vücudun iki tarafının koordinasyonunu gerektiren hareket becerileri öğrenmeyi destekleyecek seviyede mi? (KindyROO Bahçeşehir Merkeziʼnde verilen ücretsiz “Çocuk Gelişim Semineri”inde detaylandırılmaktadır.) 18 Bir futbol topu büyüklüğünde bir topu dengeleri bozulmadan yakalayabili-yorlar mı? 19 Duran topa dengeleri bozulmadan koşarak tekme atabiliyorlar mı? 20 Başlarını oynatmadan gözleri ile hareketli

22

23

24

nesne takip becerileri gelişmiş mi? (KindyROO Bahçeşehir Merkeziʼnde verilen ücretsiz “Çocuk Gelişim Semineri”inde detaylandırılmaktadır.) Çatal ve kaşık kullanabiliyorlar mı? Tuvalet eğitimleri tamam mı? Zamir kullanarak en az 4-5 kelimelik anlaşılır ve anlamlı cümleler kurabiliyorlar mı? Adlarını, yaşlarını, bazı durumlarda adreslerini söyleyebiliyorlar mı? Geçmiş ve şimdiki zaman ayrımı yapabiliyorlar mı? İsteklerini erteleyebiliyorlar mı? Paylaşabiliyor ve arkadaşları ile oyun kurgulayabiliyorlar mı?

Yukarıdaki becerileri tam anlamı ile çocuğunuzda gözlemleyemiyorsanız

bahcesehir@kindyroo.net adresine iletişim bilgilerinizi

mail atarak ücretsiz çocuk gelişim seminerimize katılabilirsiniz.

EYLÜL 2012 I

73


DOSYA/EĞİTİM

4+4+4’e hazır mı? 53 yıllık Kültür Koleji geleneğinin güvencesi ve 15 yıllık Kültür2000 Koleji dinamizmiyle 4+4+4 sistemine tüm kadrolarımız ve programlarımızla hazırız ve “BUGÜNÜN ÖĞRENENLERİ GELECEĞİN LİDERLERİ” sloganıyla öğrencilerimizi bekliyoruz.

11/04/2012 tarihli ve 28261 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 30/03/2012 tarihli ve 6287 sayılı ilköğretim ve eğitim kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair Kanun yürürlüğe girmiştir . Buna paralel olarak 8 yıllık kesintisiz eğitim 4+4+4 ile 12 yıllık kademeli zorunlu eğitime dönüştürülmüş ve okula başlama yaşı ile müfredatlarda değişiklikler olmuştur. 30 Eylül 2012 tarihiyle 66 ayını tamamlayan tüm çocukların 1.sınıfa başlamaları yasalaşmış ve merkezi sistemle zorunlu hale gelmiştir. Yukarıda sözü geçen yasanın kesinlik kazanmasıyla Kültür2000 Koleji olarak yeni ders yılına hazırlık amacıyla 5 noktada özel çalışmalar yapılmıştır. a) Öğretim programı: okulumuzda okul müdürü, müdür yardımcısı, ilgili rehber öğretmen ve sınıf öğretmenlerinden oluşturulan bir komisyonla anaokulu 5 yaş programı ve 6 yaş programı üzerinde çalışmalar yapıldı. Öğrencilerin 1. Sınıfa hazır bulunuşluklarını arttırmak üzere programlar üzerinde değişiklikler yapıldı. Ayrıca bu kanunun bize tanıdığı hak doğrultusunda 5. Sınıflarımızda yoğunlaştırılmış İngilizce programı yapılandırıldı. Öğrencilerimize haftalık ders çizelgesi üzerinden zorunlu temel dersler dışında toplamda 18 saat İngilizce dersi planlandı. Bununla birlikte 3

Kültür2000 İlköğretim Okulu Müdürü Müfide VAN DER HOEVEN

saat 2. seçmeli yabancı dil uygulamamız da İtalyanca ve Almanca olarak devam etti. b) Öğretmen eğitimi: 4+4+4 sistemiyle ilgili olarak tüm ilkokul öğretmenlerimize yapılan değişiklikler ve öğrencilerin yaşlarına göre gelişim özellikleri hakkında okul yöneticileri ve rehber öğretmenler tarafından bilgilendirme toplantısı yapıldı. Sistemle ilgili bilgi akışı geldikçe paylaşımlar devam etti. Ayrıca Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesiʼnden Yardımcı Doçent Doktor Sayın Özgür Polat tarafından yeni sistem ve müfredat yapılandırmasıyla ilgili seminer verildi. c) Veli eğitimi: Kültür2000 Koleji olarak öncelikle velilerimize yasayla ilgili olarak düşüncelerini ve görüşlerini almak üzere bir anket çalışması uygulandı. Daha sonra sistemle ilgili ve kurumun değişik-

liklerle ilgili aldığı önlemleri paylaşmak üzere velilerimizle toplantı yapıldı. Sayın Özgür Polat aynı eğitimi velilerimizle de paylaştı. d) Fiziksel koşulların düzenlenmesi: Kültür2000 Koleji olarak, K-12 sistemini uygulamaktayız. Giriş-çıkışlar, kantin, yemekhane, bahçe imkan ve şartlar elverdiği ölçüde birbirinden fiziki olarak ayrı kullanılmaktaydı. Bu nedenle öğrencilerin ortak alanlarının yaş grubuna göre düzenlenmesi okulumuz için bir sorun teşkil etmedi. Sınıf ortamlarımızda, gelişim dönemindeki çocukların eğitim-öğretimine uygun olarak farklı alanlar (öğrenme merkezleri) oluşturuldu. Oyun, kitap, sanat, matematik, bilgisayar gibi öğrencilerimizin farklı ilgi, merak ve zekalarını geliştirmek üzere planlamalar yapıldı. e) İnsan kaynaklarının planlanması: 1.sınıfta farklı gelişim dönemlerindeki öğrencilerin etkin bir ders yılı geçirebilmeleri için; sosyal, psikolojik, bilişsel, dil ve motor gelişimlerine destek vermek üzere öğretmenler ve psikolojik danışmanlar belirlendi.

Kültür2000 Koleji

Kültür2000 Koleji Anaokulu Bahçeşehir

Adres : Alkent2000 2.Faz Yanı Karaağaç Köyü Yolu Büyükçekmece 34500 İstanbul Tel : 0212 850 81 81 Fax: 0212 850 81 48 Web : http://kultur.k12.tr

Adres : Badem 01 Villa, Bahçeşehir Tel : 0212 669 03 35 - Fax: 0212 669 05 84 Web : http://www.kultur2000.k12.tr/kultur2000/okul/ 9/Bahcesehir-Anaokulu

74

I EYLÜL 2012



DOSYA/EĞİTİM

4+4+4’e hazır mı? “Her bir çocuğun gelişim düzeyini, becerilerini, yeteneklerini ve kişilik özelliklerindeki farklılıkları dikkate alırız” diyen Bahçeşehir Okyanus Koleji Okul Müdürü Erdem ÜZAM 4+4+4 hakkındaki sorularımızı yanıtladı... Sizi kısaca tanıyabilir miyiz? 1978ʼde İstanbulʼda doğdum. Hacetepe Üniversitesi Psikoloji bölümünü bitirdikten sonra özel ve resmi çeşitli kurumlarda okul psikologluğu ve rehberlik birimi koordinatörlüğü yaptım. Halen Bahçeşehir Okyanus Kolejiʼnin müdürlük görevini yürütüyorum. İlköğretim Okulunuzu ilkokul ve ortaokul olarak girişleri ayrı iki okul binasına böldünüz mü? Okulumuzun binası dört ayrı bloktan oluşmaktadır. Bu blokların her biri kademe bazında birbirinden ayrılmıştır ve dört farklı geçiş bölümü ile birbiriyle bağlantısı bulunmaktadır. Sınıflarda, tuvaletlerde, koridorlarda, yemekhanede 2007 doğumlu öğrencilere özel düzenlemeler (mobilya, eğitim araçları vb.) yaptınız mı? Sınıflardaki sıra ve masa düzeni, yazı tahtası yüksekliği, pano düzenlemeleri, koridorlar, yemekhane masa ve sandalye düzeni, tuvaletlerdeki lavabo yüksekliği ve tuvaletle ilgili her tür düzenleme, 2007 doğumlu öğrencilerin fiziksel durumları dikkate alınarak hazırlanmıştır. 2007 doğumlu öğrencilerin bahçe etkinlikleri için özel mekânlar ve oyuncak grupları hazırladınız mı? Bu etkinlikleri rahat bir şekilde uygulayabilmek için okulumuzun iç ve dış bahçesinde gereken düzenlemeler yapıldı. Eğitici oyuncak grupları zenginleştirildi. Rehberlik odalarımızda da bu yaş grubuna özel oyuncaklar yer almaktadır. İlkokul oyun parkımızda yer alan salıncak, kayak, tahterevalli ve basketbol potası gibi materyaller 2007ʼli çocuklarımıza uygun hale getirildi. Birden bire iki katına yakın bir sayıya A ulaşan yeni ilkokullular için yeterli dersliğiniz var mı? Okulumuzdaki derslik sayısını, gelecek talepleri karışlayabilecek şekilde planladık ve sınıf oluşturma çalışmalarımızı bu doğrultuda devam ettirmekteyiz. Sınıf mevcutlarınız kaç? Mevcutlarda artış oldu mu? Sınıf mevcutlarımız en fazla 24 olacak şekilde planlanmıştır. Yeterli sayıda derslik

www.okyanuskoleji.k12.tr 76

I EYLÜL 2012

ve sınıf öğretmenine sahip olduğumuz için mevcutlarda artış yapmak yerine gelen talepler doğrultusunda yeni sınıf oluşturmayı tercih ediyoruz. Öğretmenleri ve idari personeli okullara göre ayırdınız mı? Öğretmenlerimizi ve idari çalışanlarımızı görev yapacakları kademelere göre ayırmış ve görev tanımlarını hazırlamış bulunuyoruz. Sınıf öğretmenlerine 5 yaşındaki öğrencilerin gelişim özellikleri ile ilgili tamamlayıcı eğitim seminerleri verdiniz mi? Öğretmenleriniz bu yaş grubu ile ilgilenecek teknik ve mesleki bilgiye sahip oldular mı? Hizmet içi eğitimlerimiz kapsamında ilkokul sınıf öğretmenlerinin yanı sıra ilkokulda derse girecek branş öğretmenlerine de 5 yaş çocuğunun gelişimsel özellikleri ile ilgili kapsamlı bir eğitim semineri düzenlendi. Bu sayede 2007ʼli çocuklarımızdan oluşan sınıflarda görev alacak öğretmenlerimiz bu yaş grubu hakkında gereken mesleki ve teknik bilgiyi edinmiş oldu. Ayrıca bu yaş grubundaki öğrencilerimizi ilkokul birinci sınıfa hazırlamak amacıyla okulumuzda düzenlediğimiz yaz kampı süresi boyunca öğretmenlerimiz, seminerlerde edindikleri teorik bilgileri, 5 yaş öğrencileriyle birebir ilgilenerek pratiğe dönüştürme fırsatı elde ettiler. Tüm bunlarla birlikte Maltepe Üniversitesi ile işbirliği yaparak sınıf öğretmenlerimizi Prof. Dr. Ümit Davaslıgil ve İstanbul Üniversitesi Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölüm Başkanı Doç.Dr.Serap

Erdem ÜZAM Bahçeşehir Okyanus Koleji Okul Müdürü

Emir liderliğinde farklılaştırılmış ve zenginleştirilmiş eğitim programı atölye çalışmalarına dahil ettik. 2007 doğumlu öğrenciler için sınıflarda birden fazla öğretmen ya da yardımcı personel istihdam ediyor musunuz? Bu sınıflarda hem ilkokul sınıf öğretmeni hem ana sınıfı öğretmeni görevlendireceğiz. Müfredatta yer alan ana okulu dersleri anasınıfı öğretmeni, ilkokul dersleri ise ilkokul sınıf öğretmeni tarafından işlenecektir. Sınıflarınız bu iki yaş grubu için ayrı ayrı mı oluşturuldu, yoksa karma sınıflar mı oluşturdunuz? Eski başlayan 1.sınıflarımızı bile biz sınıflara yerleştirirken ay gruplarına dikkat etmeye çalışıyoruz. 2007 doğumlu öğrencilerimiz tabii ki diğer 1.sınıflardan ayrı olarak sınıflara yerleştirileceklerdir Kayıtlar konusunda velilere tavsiyeleriniz nelerdir? Velilerin öğrencilerini teslim edecekleri kurumun 4+4+4 konusunda hazırlığı bulunup bulunmadığı ile ilgili olarak bilgi sahibi olmaya çalışmalılar. Çocuğun bilişsel, psikomotor ve sosyal-duygusal açıdan ilkokula hazır olup olmadığı konusunda uzman bir okul psikologuna başvurulmasında fayda vardır. Kurumumuza başvuran velilere psikologlarımız tarafından böyle bir rehberlik hizmeti sunuluyor. Çocuğa yapılan bu uygulamalar sonucunda ilkokula hazır olup olmadığı tespit edilip veli ile ortak bir karar verilir.

Okyanus Kolejleri Bahçeşehir Kampüsü Tel No: 212 605 06 09 - Talatpaşa Cad.Yeşilırmak Sok.No.1 Pazartürk Karşısı



ÇOCUK SAĞLIK

“Çocuklarımızın başarısı

fiziksel, ruh

sağlık durumu ile yakın ilgilidir” Kızım bebekken, anne sütü sarılığı olduğunda tanıştığımız ve yanından hep mutlu ve soru işaretlerimizden arınmış bir şekilde ayrıldığımız sevgili doktorumuz Prof. Dr. Sırrı Bektaş, bu yıl mesleğinde 40. yılını kutluyor. Eylül ayında tam da okullar açılmadan çocuklarımızın sağlık kontrolleri ve okula başlayan çocuklar konusunda sorular sorduk kendisine.

vamını sağlarken bazı konularda dikkatli olmalarında yarar vardır. Öncelikle beslenmeleri önemlidir. Sabahları iyi bir Yıllardır sizi tanıyoruz ama bir de okurlarımız için kendikahvaltı yapmakta yarar vardır. Çocukları zorlamadan telkin nizi kısaca anlatır mısınız? ile onların sabahları süt, yumurta, peynir, zeytin ve yeşil seb1972 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesiʼni bitirzelerden onların isteğine göre verilmelidir. Bazı çocuklar teredim. Aynı üniversitede Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları İhtisasımı yağı, reçel ve bal sevebilir. Bazıları ceviz, pekmez gibi gıdaları tamamladım(1976). 1977-1979 yılları arasında Lyon Claudetercih edebilir. Çocukların isteğine göre bu gıdalardan zorlama Bernard Üniversitesi ve Paris Henry Mondour Üniversitesi olmaksızın verilebilir. Az veya çok yedi gibi kaygılara düşmek hastanelerinde kan hastalıkları üzerine eğitim aldım ve doistemezseniz çocukların isteğine uymanızı öneririm. Obezite çentlik tezi çalışmalarını tamamladım. 1981 yılında Doçent, riski olan çocuklara da çok dikkat edilmelidir 1987 yılında ise Profesör oldum. Üniversite öğretim üyeliğine Anne ve baba olarak çocuklarımızın aldıkları eğitimi, veri1990 yılına kadar devam ettim. 1990 yılında Internationational len ödevleri, çalışma ve dinlenme saatlerini iyi ayarlamak geHospital Çocuk Kliniğiʼni kurdum. Daha sonra Memorial Hosrekir. Kontrol çok önemlidir. Verilen eğitimin içeriği, öğrencinin pital Çocuk Kliniğiʼni kurdum. 1994 yılından beri İstanbulʼda aklını kullanma becerisini geliştirip geliştirmediği, sorgulayıcı muayenehanemde çalışıyorum. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları olup olmadığı eğitimin çok önemli parçalarıdır. konularında çocuklarımızın (0-18 Yaş arası) her türlü sorunları Hasta olduğu zamanlar (ateş, ishal, kusma, psikolojik soile ilgilenmekteyim. runlar, şiddetli öksürük, kusma vs.) Bu yıl çocuklarımızın bir bölümü çocuklar yakından izlenmeli ve dokilkokula 5,5 yaşında başlayacak tor kontrolünden geçirilmelidir. Böyve muhtemelen oldukça kalabalece diğer çocukların hasta olması lık sınıflarda bulunacaklar. Hem önlenmiş olur. Ayrıca çocuklarımıanaokuluna hem de ilkokula zın aşılarını tam alıp almadığına da yeni başlayan çocukların maruz dikkat etmek gerekir. Aşılar bilindiği kalabileceği hastalıklar hangilegibi birçok ağır hastalıklara karşı ridir? koruma yapmaktadır ve bu hastalıkBenim görüşüme göre 5,5 yalar ancak aşı ile önlenebilmektedir. şındaki çocuklarımızın daha oyun Aşıdan bahsetmişken okula başçağını tamamlamadan erken yaşta lama yaşı olan 5.5 yaştan 12 yaşa ilkokula başlamalarında sakıncalar kadar çocuklara rutin yapılması olabilir. Gerek el becerileri, gegereken aşılar hangileridir? rekse de eğitim ve öğretimin kaliBeş buçuk ile 12 yaş arasında tesi yeterli olmayabilir. Belki de en çocuklar karma aşılarını, kızamık, Sırrı Bektaş eskiye oranla günümüzde obezite, iyi yaklaşım; çocukları en az stres kızamıkçık, kabakulak aşılarını ve psikolojik sorunlar, alerjik problemler ve çocuk yaratacak şekilde eğitmek, mutlu zatürree aşılarını tam olarak almış kanserlerini daha çok görüyoruz diyor. olmalarını sağlamaya çalışmak, olmalıdır. yeterli oyun oynamalarını sağlayarak bu geçişi kolaylaştırabil- Çocuğun okul başarısını etkileyen sağlık sorunları hangimek olmalı. leridir? Sınıfların kalabalık olması, sonbahar mevsimi hastalıklarını Çocuklarımızın okul başarısı onların fiziksel, ruhsal ve soshem kolaylaştırır hem de arttırır. Okulların açıldığı ilk günlerde yal sağlık durumu ile yakın ilgilidir. Onların vücut sağlığı, psiözellikle gribal enfeksiyonlar sık görülür. Ateşli hastalıklar, iskolojik sağlığı, dengeli beslenmesi, eğitimlerinin dikkatli takibi haller, alerjik hastalıklara da rastlanabilir. Okulların ilk günle(verilen eğitimlerin içeriği, bilimsel olmayan bilgilerin dikkatle rinde psikolojik sorunlarda görülebilmektedir. Konuşma ve değerlendirilmesi gibi) onların ileriki yıllardaki başarısına etki davranış bozuklukları, gece idrar kaçırmaları, gece kabuslaeder. rına rastlanabilmektedir. Hangi muayene ve testleri mutlaka yaptırmalıyız? Veli olarak bizler hangi önlemleri almalıyız? Çocukların okula başlamadan önce çocuk doktoru veya Anne ve babalar çocuklarının sağlıklı bir şekilde okula deaile doktoru tarafından muayenesi iyi olur. Gerekirse tetkik Hatice Gülçür İnanç

78

I EYLÜL 2012


+ + + =

KOÇLUK SİSTEMİ

sal ve sosyal

(kan, idrar, gaita testleri) yapılabilir. Görme kusuru şüphesi varsa (çok yakın okuma veya televizyon izleme gibi) çocuk göz doktoru muayenesi yapılmalı uygun gözlük kullanılmalıdır. Kreş ve ilkokula başlayan çocukları bulaşıcı hastalıklara karşı korumak için nelere dikkat etmeliyiz? Grip aşısı yaptırmak doğru mudur? Okullarda bulaşıcı hastalıklara sık rastlanır. Hasta olan çocuk iyileşene dek okula gitmemelidir. Doktor muayenesinden geçirilmelidir. El temizliğine çok dikkat edilmelidir. Öksürme tekniği öğretilmelidir. Çocuklar öksürürken el bilek sırtı tarafına öksürürlerse ve ellerini sık yıkarlarsa bulaşıcı hastalıklar daha az görülür. Gribal enfeksiyonlara da okul zamanı sık rastlanır. Bu nedenle risk altındaki çocuklar grip aşısı alabilirler. Sık üst solunum yolu enfeksiyonu geçiren çocuklar özellikle grip aşısına ADAYDIR. Okula yeni başlayan bir çocuğun alerjik hastalıklardan en az etkilenmesi için tavsiyeleriniz neler? Okulda ve evde ne gibi önlemler alınmalıdır? Alerjik hastalıklara okul döneminde sık rastlanır. En korkulan ise astım ve kurdeşendir. Alerjik olan çocuklar okula bildirilmeli ve gerekli önlemler alınSayın Prof. Dr. malıdır. Tozlu ortam, terleme, rutubet, çikolata yemek gibi du- Sırrı Bektaş’ın rumlar alerjiyi çok arttırır. Dokmeslekte 40. torun önerdiği ilaçlar düzenli yılını biz de kullanılmalıdır. Uzun yıllardır bu mesleğin kutluyor, daha içindesiniz? Çocuk hastalıklarında ilk başladığınız yıllarla uzun yıllar günümüzde görülen hastalık- sağlıklı, güzel lar arasında farklılıklar var bir yaşam mı? Hangi hastalıklarda çogeçirmesini ğalma hangilerinde azalma görüldü? diliyoruz... Ben bu yıl çocuk doktorluğunda 40 (kırk yıl) yılımı doldurdum. Doktorluğumun ilk yıllarında çocuk felci, kızamık, kabakulak, difteri, boğmaca, menenjit, zatürree, ağır beslenme bozuklukları gibi hastalıkları çok görürdük. Bu çocuklar içinde ölen ve sakat kalanlar çok olurdu. Şimdi bu hastalıkların hiçbirini görmüyoruz. Günümüzde ise obezite, psikolojik sorunlar, alerjik problemler ve çocuk kanserlerini daha çok görüyoruz. Bunda da çevresel sorunlar ve hatalı beslenmeler önemli etkenler arasındadır. Okurlarımızla başka paylaşmak istediğiniz bir şey var mı? Çocuk doktorluğunu çok seviyorum. Büyüyen ve gelişen bir yapıyı izlemek beni çok mutlu ediyor. Bu nedenle kendimi şanslı sayıyorum. Gücüm ve aklım yettiğince bu mesleği sürdürmekten mutlu oluyorum. EYLÜL 2012 I

79

ÖĞRENCİ ODAKLI EĞİTİM

TEST TEKNİĞİ EĞİTİMİ

DUAYEN ÖĞRETMENLER

MURAT APAYDIN DERSHANESİ

Defne 04 Villa 21 48/A Bahçeşehir 0212

669 69 75

www.muratapaydin.com.tr


POLİTİKA

Yeni, eğitim sistemi ERTELENMELİ! 4+4+4 eğitim sisteminin olumsuz olduğu kadar, olumlu yönleri de var kuşkusuz. Ama hükümetin uzmanlara kulak verip, sistemi birkaç yıl ertelemesi, eminim ona oy olarak geri dönecektir.

80

I EYLÜL 2012

Başlığa bakıp, hemen “Nasıl böyle bir teklifte bulunabilirsin?” demeyin. Önce, sistemin ne getirip, ne götürdüğüne bakalım. Sonuçta söz konusu olan çocuklarımız. Eğitim sisteminde köklü değişiklikler yapıldı. Özellikle de 4’er yıllık ilk ve ortaokul bölümlerinde, ama az da olsa liseleri de etkiliyor. Tüm tartışmalar bir yana, veliler üç nokta üzerinde duruyor. Birincisi, 5.5 yaşındaki (66 aylık) çocukların okula başlayacak olması. Diğeri bu çocukların 7 yaşındakilerle aynı sınıfta okuma zorunluluğu. Üçüncüsü ise imam hatip ortaokulları ile seçmeli dini dersler. Okulların fiziki yeterliliği üzerinde de duruluyor. Okula başlama yaşı düştüğü için 20122013 eğitim öğretim döneminde, geçen yıldan farklı olarak, yaklaşık 1 milyon fazla öğrenci okula gitmeye başlayacak. Peki, bu okullardaki sıraların, lavaboların, yazı tahtalarının ve klozetlerin

I

CEMAL SUBAŞ

İSİ TEMPO DERG ÜDÜRÜ YAZI İŞLERİ M

boyları 66 aylık çocuklar için uygun mu? Soru çok, kafalar karışık. “Çocuğun tuvalet eğitiminin iki önemli şartı vardır. Biri çocuğun çişini ve kakasını hissetmesi ve bunu kendi yarattığı kelime veya hecelerle de olsa ifade edebilmesi, diğeri ise kaslarının buna hazır olmasıdır. Kaslarının hazır olması, çocuktan çocuğa birkaç ay fark edebilir, ama çocuğa 2-2.5 yaş yerine, iki yıl önce, yani bir aylık bebeğe tuvalet eğitimi veremezsiniz.” Bu sözler, ulusal basında da yer alan bir pedagoga ait. Ayrıca çocuğunu yetersiz gören ailelerin rapor almasını savunuyor. Pedagog bir noktaya daha dikkat çekiyor: “Günümüzde duygusal olgunluk yaşı giderek artıyor. 8-9 yaşındaki çocuklar bile 3-4 yaş çocuğunun duygusal, sosyal gelişim seviyesinde bir gelişim sergiliyorken, 66 aylık ve 7 yaşındaki çocuklar arasındaki iki yıllık fark, aralarında büyük problemler ortaya çıkarır.” Bu düşünceleri eğitmenlerin sendikası, Eğitim Sen de destekliyor. Üstelik “Öğretmenler de hazır değil” uyarısında bulunuyorlar. Çünkü, eğitim fakültelerinden 5.5 yaşındaki çocukları eğitecek şekilde diploma alıp, öğretmen olmadık diyorlar. 5.5 yaşındaki çocuğun okula gitmesini sakıncalı bulan velilerin imdadına, rapor genelgesi yetişti. Buna göre, devlet ve üniversite hastanelerinin çocuk servislerinde, doktorların yapacağı genel muayene sonucunda hazırlayacakları rapor doğrultusunda çocuk, ilkokul yerine anasınıfına gidebilecek. MEB’in ‘rapor’ genelgesini bilinçli çıkardığı, yeterli okul ve sınıf olmadığı için bu yola başvurduğunu ileri sürenler de var. Rapor yöntemine, İstanbul Tabip Odası, özel hastanelerden alınmasını önlediği için eleştirip, çocukların farklı testlerden


geçirilmesi gerektiğini söylüyorlar. Ama bu testlerin yapılması okulların açılmasına yetişmez fikrinde birleşiyorlar. Rapor konusuna bazı veliler kuşkuyla yaklaşıyor. “Rapor alırsam çocuğum fişlenir mi?” diyenler bile var. Bu arada, sadece eylül ayında alınacak raporlar geçerli sayılacak. Daha önce alınanlar kabul edilmeyecek. Kuşku, ‘rapor’un yanı sıra seçmeli dersler için de geçerli. Yine kimilerinde fişlenme korkusu yaşanıyor. Yeni sisteme göre, ikinci 4, yani ortaokullarda ‘Kuran-ı Kerim’, ‘Hz. Muhammed’in Hayatı’ ve ‘Temel Dini Bilgiler’ dersleri seçmeli. Bu derslerden en az birini seçmeyenin baskı altına alınacağı, hatta öğrencilerin bu dersleri almaları yönünde baskılar yapılacağını düşünenler var. Birçoğunun imkânları devlet okullarından çok daha iyi olan ‘özel’lerin bile böyle düşünmesi, dikkat çekici. Tabi yeni sistemi savunan, olumlu bulanlar da var. Kimi çok çocuklu ve düşük gelirli aileler, kimi çocuğu dini eğitim alacağı için sevinenler… Ama olumlu yönleri olsa da, hükümet, yeni sistemi uygulamakta aceleci davrandı gibi görünüyor. Belki gerekli alt yapı hazırlanıp birkaç yıl sonra sistem değişikliğine gidilebilirdi. Aslında hükümet bunu hala yapabilir, okullar açılana kadar zaman var. Üstelik, bu yasanın yürürlüğünü birkaç yıl ertelerse, eminim oy oranı bile artacaktır. I

ODTÜ’lüler BAHÇEŞEHİR’de Orta Doğu Teknik Üniversitesi mezunu öğretmenler

Cengiz Hoca ve Hüseyin Hoca’dan özel ders • SBS-YGS-LYS’ ye hazırlık • İlköğretim ve Lise öğrencileri için okula yardımcı Matematik, Fizik, Fen Bilgisi ve İngilizce dersleri • İngilizce eğitim gören öğrenciler için İngilizce olarak Matematik ve Fizik dersleri

0532 525 93 67 0555 525 08 21 0554 592 40 14 0505 685 72 82

Cengiz Hoca

Hüseyin Hoca


EĞİTİM

82

I EYLÜL 2012


EYLÜL 2012 I

83


EĞİTİM

I

84

I EYLÜL 2012



SPOR

MAN SAVAŞ KAHRİRA

BAHÇEŞEH OR KULÜBÜ YB VOLE OL SP ÖRÜ KOORDİNAT

Aslı abla arkandayım Koş... Değerli okurlarımız Eylül sayımızdan hepinize merhaba… Bu ay köşemizde 27 Temmuz- 12 Ağustos tarihlerinde LONDRA’da gerçekleşen 30. Yaz Olimpiyatları’nda ülkemizin durumunu paylaşacağım. Bildiğiniz gibi olimpiyatlar dünyanın en önemli spor organizasyonlarıdır ve her sporcunun hayalinde olimpiyatlarda yer almak düşüncesi vardır. Madalya alsın almasın, olimpiyatlarda mücadele etmek bir sporcu için son derece önemlidir. Orası iyilerin değil, en iyilerin, dünya şampiyonları ve rekortmenlerinin mücadele ettiği yerdir ve o platformda yarışmak sporcuların kariyerinin zirvesi olarak bilinir. Elbette olimpik sporcu olabilmek o kadar da kolay değildir. Yıllarca bir disiplin içinde çalışmanız ve yaşamanız gerekmektedir. Bu açıdan olimpik sporcular benim için çok özeldir ve dereceleri ne olursa olsun onlara saygı duyarım. Değerli okurlarımız, Londra’da gerçekleşen olimpiyatlara, kırılan rekorlar damgasını vururken Olimpizm ruhunu da en üst düzeyde hissetmemizi sağladı. Sakatlanmalarına rağmen yarışları bitirmek için çabalayan sporcular bütün dünyanın, olimpizm ruhunu çok derinden hissetmesini sağladı. Ülke olarak 114 sporcu ile katıldığımız olimpiyatlardan maalesef istediğimiz sonuçları alamadık ve 5 madalya ile evimize döndük. 2008 Pekin Olimpiyatları’na 68 sporcu ile katılmış ve 8 madalya ile dönmüştük. 2012 Londra’da sporcularımız istenilen dereceleri yapamayarak bir bir elenirken, Olimpizm ve popülizmi bir-

86

I EYLÜL 2012

birine karıştıran bir çok kişi tarafından acımasızca eleştirilere maruz kaldılar. Sporumuza yön verenler de bir anda ortadan kayboldu ve sporcularımızı bu eleştiri oklarına hedef haline getirdiler. Elbette istenilen sonuçların alınamamasının üzüntüsünü yaşayabiliriz ama bu sporcularımıza acımasızca saldırmak hakkını da kimseye vermiyor. Unutmayalım ki bizden daha fazla orada yarışan sporcularımız bu duruma üzülmüşlerdir. Sporla ilgilenenler bilirler ülke olarak olimpiyatlara Avrupa kıtası kotasından katılmaktayız ve çok zorlu rakiplerle mücadele ederek bu hakkı elde ediyor sporcularımız. Bazılarının zannettiği gibi elini kolunu sallayan katılamıyor olimpiyatlara. Bilmenizi istediğim bir nokta daha var, Londra’da mücadele eden ve istediğini alamayan sporcularımızın büyük çoğunluğu, ülkemizin spor alanındaki eksikliklerine rağmen fedakarca çalışan ve hemen hemen hepsi dünya derecelerine sahip sporculardır. Şimdi Londra’da madalya alamadılar diye ülkemizin bu dünya derecelerine sahip sporcularına sırt çevirmek, onların arkasında durmamak bana çok acımasızca ve çok anlamsızca geliyor. Sonuç ne kadar üzüntü verirse versin bizler bundan sonra yapılacaklar konusunda kafa yormalıyız çünkü sporda kaybettikten sonra takındığınız tavır, kazanana kadar geçecek süreyi belirler. Dergimizin 2010 yılı şubat ayındaki yazımda sizlere şöyle bir tespitte bulunmuştum. “Mevcut eğitim sistemimiz

çocuklarımıza spor yaptırtmıyor. Spor yaptıracak çocuk bulmakta zorluk çekiyoruz, alt yapılardan A takım seviyelerine sporcu veremez duruma geldik, eğitim sistemimiz çocuklarımıza spor yaptırtmamak için özellikle kurgulanmış sanki’’Aradan 2 yıl geçti ve durum daha da kötüye gidiyor. Yeni eğitim sisteminde ilk 4 sınıfta çocukların beden eğitimi derslerine branş öğretmenleri girmeyecek. Sınıf öğretmenlerimiz ders aralarında eşofmanlarını giyerek yağ satarım ,bal satarım oynatacak ve yeni yetenekleri keşfedip, ülke sporuna kazandıracaklar!!!!! Değerli okurlarımız ülkemizin eğitim ve sporuna yön verenlerin bu duruma gerçekten çok acil bir şekilde el koyması, sporcu yetiştirmeye fırsat verecek bir eğitim sisteminin hazırlanarak hayata geçirilmesi gerekiyor. Aksi takdirde Londra’da aldığımız 5 madalyayı da mumla ararız. 2012 Londra’da ülkemiz adına zirveye çıkan 2 atletimizin 1500 m finallerinde ilk 2 sırayı almaları dünya atletizm tarihine geçerken, 1. olan Aslı Çakır Alptekin’e son 200 metrede arkasından ASLI ABLA ARKANDAYIM… KOŞ DİYE BAĞIRARAK 2. OLAN kızımız Gamze Bulut’un sözlerinin aslında bir haykırış olduğunu, “bize güvenmeyenlere, bizi desteklemeyenlere, arkamızda durmayanlara inat, ben senin arkandayım abla, sana güveniyorum hiç bir şey düşünmeden sadece koş’’ herkesin anlamasını ümit ediyorum. Diğer sayımızda buluşmak üzere sevgiyle ve dört mevsim sporla kalın… I



SAĞLIK

Erken doğan bebeklerde körlüğe son Lazerle Rop tedavisi artık Birincigöz Hastanesi'nde

Erken, düşük kilolu doğan bebekleri tehdit eden hastalıkların başında körlüğe neden olan prematüre retinopatisi hastalığı geliyor. Erken göz muayenesi ve lazer tedavisiyle körlükleri engellemek mümkün!

Zamanında tedavi edilmediğinde bebekleri henüz yaşamlarının başında karanlığa mahkum eden kısa adıyla Rop tedavisi, artık Birinci Göz Hastanesi'nde Binokuler Lazer Direkt Oftalmoskobi cihazı ile retina alanında deneyimli doçent hekimler tarafından yapılmaktadır. İstanbul'da sadece sayılı bir kaç hastanede yapılabilen prematüre retinopatisinde lazer tedavisini uygulayan Birinci Göz Hastanesi hekimlerinden Doç. Dr. Orkun Müftüoğlu sorularımızı cevapladı: I Prematüre Retinopatisi nedir? Vaktinden erken doğan bebeklerin en önemli göz sorunlarından biridir. Hastalık hayatın ilk günlerinde başlar ve retinadaki anormal damarların oluşumuyla körlük oluşturacak tarzda ilerler. I Riskli bebekler kimlerdir? ROP riski taşıyan bebekler özellikle 1300 gr altında ya da 30 haftadan küçük doğan tüm bebekler, 1500 gr altında ve 32 haftadan küçük doğan ve yoğun bakımda oksijen tedavisi alan bebeklerdir. I ROP muayenesini her hastanede yaptırmak mümkün müdür? Gün geçtikçe gelişen tıp teknolojisi sonucunda artan yeni doğan yoğun bakım üniteleriyle geçmişe oranla daha çok bebek yaşatılıyor. Bu olumlu gelişmeyle beraber, maalesef her iki gözde de körlüğe yol açan rop hastası bebeklerin sayısında da artışa neden oluyor. İstanbul'da sadece bir kaç hastanede yapılabilen rop lazer tedavisi artık hastanemizde yapılmaktadır. Beylikdüzü'nde gözün her branşında, konusunda deneyimli profösör, doçent ve uzman hekimlerle hizmet veren hastanemize; İstanbul'un her ilçesinde

bulunan özel ve devlet hastanelerinden ROP takip ve tedavisi için hasta bebekler hastanemize sevk edilmektedir. I ROP muayenesini her göz hekimi yapabilir mi? Birinci Göz Hastanesi'nde muayeneyi siz mi yapıyorsunuz? ROP muayene ve tedavisini mutlaka retina alanında deneyimli hekimler yapmalıdır. Rop muayene ve tedavisini Doç. Dr. Yaprak Banu Ünver ile beraber yapmaktayız. I Rop hastalığının belirtileri nelerdir? Prematüre bebeklerde herhangi bir belirti görülmez. Gözlenen bulgular ancak hastalık ağırlaştığında ve retina dekolmanı ilerlediğinde görülür. ROP ancak konusunda tecrübeli retina uzmanı hekimin zamanında muayenesi

I Birincigöz’de rop hastalığının

tedavisi nasıl yapılmaktadır? ROP hastalığının lazer ile tedavisi çoğunlukla kalıcı görme kaybını önlemede başarılıdır. Birincigöz olarak bizde, İstanbul'da Binokuler Lazer Direkt Oftalmoskobi cihazına sahip birkaç hastaneden biriyiz. Dondurma, göz içi enjeksiyon yöntemlerinin yanı sıra hastanemizde lazer ile yapılmaktadır. Hastalarımızın çoğunda tek seans, bazılarında ise bir kaç seans lazer tedavisi uygulanması gerekmekte, yeterli cevabın alınamadığı hastalarda tedavi tekrarlanmaktadır. Zamanında tespit edilemeyen ve lazer tedavisine rağmen hastalığı ilerleyen olgularda vitrektomi ameliyatı uygulanır. I Dergimiz aracılığıyla anne-babalara tavsiyeleriniz nelerdir? Öncelikle ROPʼdan korunmak için doğum öncesi dönem çok önemlidir. Annelerin kendi ve bebek sağlıkları için bu döneme göstereceği özen, prematüre doğumları kısmen önleyeceği için ROP gelişim riskini de Birinci Göz azaltacaktır. Eğer 35 haftadan Hastanesi önce dünyaya gelen, 2 kilo ve hekimlerinden altında doğum ağırlığı olan bir Doç. Dr. bebeğe sahip olunmuşsa bu Orkun bebeklerin 4 haftalık Müftüoğlu olduklarında görmeleri mümkün olduğunca normal gelişmesi için mutlaka göz muayenesine sayesinde saptanacaktır. gelmeleri tavsiye edilir. Miyopi ve I ROP kendiliğinden geriler mi? astigmatizme bu çocuklarda sık Bebeklerin %80ʼinde ROP rastlanmaktadır. Eğer görmeleri çok kendiliğinden geriler ancak gerilemeyen kaybolmamışsa gözlükle görmeleri vakaların zamanında müdahalesi açısından tarama ve düzenli takip şarttır. iyileştirilir. Ancak geç komplikasyon olarak bu çocuklarda şaşılık ve göz I Tarama ne zaman yapılmalı? Bizim önerimiz risk taşıyan bebeklerin tansiyonu görülebilir. Ailelere önerim; yeni doğan yoğun bakımda kalan taranması için en ideal zaman 32-36 bebeklerini mutlaka göz muayenesi gebelik haftasıdır. Damar gelişimleri yaptırmaları gerekmektedir. tamamlanmış ama ROP bulguları yoksa SSK, Özel Sağlık Sigortaları ve bile çocuklar 2-3 hafta ara ile bankalar ile anlaşmalıyız. izlenmelidir.

7 Gün 24 Saat hizmetinizdeyiz birincigoz@birincigoz.com

444 66 56



SAĞLIK

HEMOROİD Hemoroid anal bölgede normalde her insanda bulunan damardan zengin yastıkçıkların sarkması, şişmesi, ağrı ve kanama yapması ile kendini gösteren bir hastalık durumudur. Başlıca 2 tipi mevcuttur. İç hemoroidler daha çok kendini kanama ile belli eder. Dış hemoroidler ise ağrı ve şişlik ile kendini gösterir.

Hemoroid rahatsızlığı hangi durumlarda ortaya çıkar?

G Uzun süre ayakta çalışan veya sürekli

oturarak çalışanlarda G Ikınarak tuvalet yapan ve tuvalette uzun süre oturan kişilerde G Sürekli öksürük ve kabızlığı olan kişilerde G Gebelik sırasında G Kronik kabızlık ya da uzamış ishal durumunda sık görülen bir rahatsızlıktır.

Gebelikte hemoroid olur mu?

Gebelerde de bebeğin büyümesi ile birlikte makat bölgesinde baskı artar, damarlarda ve hemoroid dokusunda şişme görülebilir. Gebelik döneminde çok artan progesteron hormonu da damar duvarının gevşemesine ve daha fazla şişmesine neden olabilir. Ikınma ve zorlanma ile anüsden dışarı çıkabilir. Ancak tuvalet sonrası dinlenmek ve beklemekle kendiliğinden içeri girerler. Bu dönemde kanamaya ağrı da eklenir. Hemoroid hastalığı sıklıkla anal fissur (yırtık, çatlak) ile birliktedir. Birbirine çok karışır. Doktor muayenesi olmadan ayırdedilemez. Hemoroidal hastalık 4 evrede incelenir 1. evrede hemoroidal doku büyümüştür. Özellikle sert dışkı sonrasında kanama görülür, fakat sarkma yoktur. 2. evrede büyümüş olan hemoroidal doku kanama ile birlikte özellikle tuvalet sırasında şişer, aşağıya sarkar, tuvalet sonrası kendiliğinden normale döner. 3. evreye gelmiş hemoroidal hastalıkta sarkan hemoroidlerin normal pozisyona gelmesi için elle itilmesi gerekir. 4. evrede ise sarkmış olan hemoroidler elle de normal pozisyona getirilemez ve acil operasyon gerektirir. Bunların dışında herhangi bir evrede akut tromboz denilen hemoroid dokusu içinde kan göllenmesi sonucu pıhtılaşma meydana gelebilir. Sıklıkla çok ağrılı bir durumdur ve çoğu kez acil operasyon gerekir.

NEDİR?

Avrupa Cerrahi Tıp Merkezi’nden Op. Dr. Erkan Akalın, halk arasında basur memesi veya mayasıl olarak da adlandırılan hemoroidin tanı ve tedavi yöntemlerini anlattı... kayganlığı sağlayan ve bölge cildini nemlendiren salgı bezleri vardır. Doğası gereği bedenimizin bu bölümünde bol miktarda bakteri bulunur ve bu bakteriler salgı bezlerinde yangıya neden olabilir. Bu yangı çoğu kez hemoroid ve/veya fissur varlığında doku bütünlüğünün bozulması ile başlar ve çok hızlı bir şekilde apseleşebilir (irinleşebilir). Bu bölgenin çevresinde gözenekli yağlı doku olduğundan irin çevreye yayılabilir ve cilde uzanıp kendiliğinden boşalabileceği gibi çoğu kez acil cerrahi girişim gerektirebilir.

Anal fissür nedir?

Anal fissür; anüs çıkışındaki mukozanın; genellikle arka kenardan çatlaması veya yırtılmasıdır. En önemli nedeni doğum ve kabızlıktır. Hemoroidal hastalık ile çok karışır.

Tanı nasıl konulmaktadır?

Kolonoskopi en önemli tanı aracıdır. Her kanama, her kitle hemoroid olmadığından ayırıcı tanı çok önemlidir.. Kolonoskopi işlemi kalınbarsağın tamamının fiberoptik bir cihaz olan kolonoskop ile incelenmesidir. Hastanemizdeki uygulamada işlemin sağlıklı olması için genelde bir gün öncesinden verilen barsak temizleyici ilaçlar ve gıda rejimi ile temizlik yapılır. İşlem öncesi hastanın hazırlığını yapmış ve aç şekilde gelmesi istenir. Hastaya kolonoskopi işlemi öncesinde damar yolu açılır ve tibbi bir sakınca olmaması durumunda anestezi altında işlem uygulanır ve kolonoskopi sırasında hiçbirşey hissetmemesi ve ağrı duymaması sağlanır. Kolonoskopi yaklaşık 15 dakika sürer. İşlem sırasında patolojik inceleme gerektiren bir

90 I EYLÜL 2012

durum ile karşılaşılır ise o anda doku örneklemesi (biopsi) yapılabilir ya da polip ile karşılaşılması durumunda polip çıkartılabilir (polipektomi). Bu işlemler ağrıya neden olmaz. Kalın barsak kanserlerinin büyük çoğunluğunun poliplerden kaynaklandığı düşününüldüğünde erken dönemde çıkarılan bir polip hayat kurtarıcı olabilir.

Hemoroidden nasıl korunabiliriz?

Rafine gıdalardan kaçınılması; kepekli ekmek ve kepekli undan üretilen gıdaların tüketilmesi; bol miktarda sebze ve meyve yenmesi önerilmektedir. Spor yapmanın barsak hareketleri üzerinde düzenleyeci etkisi vardır. Uzun süre ayakta kalmaktan ve oturmaktan kaçınılmalıdır.

Tedavi yöntemleri nelerdir?

Başlıca ilaç tedavisi ve cerrahi tedavi olarak sınıflandırılabilir. İlaç tedavisi: G Kortikosteroid İçeren Pomadlar G Analjezik (ağrı kesici) Kremler G Dışkıyı Yumuşatan İlaçlar G Kan Dolaşımı Düzenleyicileri G Oturma Banyosu Cerrahi tedavi Hastanemizde; Bant Ligasyonu, Skleroterapi, Hemoroidektomi: lazer (ligasure) hemoroidektomi ve cerrahi hemoroidektomi, bazende kombine yöntem uygulanmaktadır.

Hastanemizde; li Sandığı SSK, Bağkur, Emek ve Devlet Memurları is ve tedavi mensuplarına, teşh r. hizmeti verilmektedi

Perianal apse nedir?

Perianal apse, anüs çevresinde yangı (iltihap) sonucu oluşan irin birikiminin tıbbi tanımlamasıdır. Anüsü çevreleyen ve istemsiz olarak gaz ve gaita çıkışını engelleyen dairesel kas lifleri arasında, tuvalet sırasında

Op. Dr. Erkan Akalın

Hemoroidden korunmak için acıdan, ekşiden, alkollü ve mayalı içeceklerden uzak durulması ve günde en az 1,5-2 lt. sıvı alınması önerilmektedir.

0

0 Tel: (212) 699 30 02 Fax: (212) 699 30 aslı Bulv. İnönü Mah.Doğan Ar ESENYURT No:114 Sefaş Durağı



DOĞAL YAŞAMIN SIRLARI

MİTOLOJİDEN GÜNÜMÜZE CYNARA SCOLYMUS

ENGİNAR:

Sevgili Bahçeşehirliler bu sayıda karaciğer dostu ve sindirim sistemi problemlerinde tercih edilecek harika bir bitkiden; enginardan bahsedeceğim.

PROF. DR. MURAT KARTAL

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ FARMAKOGNOZİ ANABİLİM DALI

Ankara Üniversitesi ve Bezmialem Üniversitesi Eczacılık Fakültesinde görev yapan yazarımız; Tıbbi Bitkiler, Bitkisel Ürünler, Bitkisel İlaçlar, Aromaterapi, Fitoterapi, Fitokozmetik, Doğal İlaçlar ve Doğal Tedavi Yöntemleri konusunda yurt içi ve yurt dışında dersler ve seminerler vermiştir. Sağlık Bakanlığı’nda Komisyonlarda görev almakta, Farmakognozi ve Fitoterapi Derneği, Antiaging ve Estetik Tıp Derneği yönetim kurulu üyesidir.

92 I EYLÜL 2012

Enginar uzun bir geçmişe sahip olan bir bitkidir. Yüzyıllar öncesinden bu yana bilinmekte ve tedavide kullanılmaktadır. Enginar kültürünün ilk kez I. yüzyılda İtalya’da bir yer olan o zamanki adıyla “Cinara” bölgesinde yapıldığı düşünülmektedir. Scolymus ismi de Antik Yunan’dan gelmektedir. Eski Yunanca’da scolymus “dikenli” demektir. Bu açıdan bakıldığında “scolymus” diğer Cynara türlerini de tarif etmektedir. Derin geçmişi olan birçok bitki gibi enginar da mitolojideki yerini almıştır. Yunan efsanesine göre; Cynara, Zinari adasında yaşayan bir genç kızdır. Tanrı Zeus, erkek kardeşi denizler tanrısı Poseidon’u ziyarete giderken deniz kenarında bu genç, güzel, ölümlü kadını fark etmiş ve ona olan sevgisine karşılık kadını tanrıçalaştırmıştır. Kadın da Zeusla birlikte Olympos Dağı’na gitmeye karar vermiştir. Olympos’ta yaşayan Cynara annesini ve yaşadığı yeri çok özlediği için bir gün gizlice ölümlüler dünyasını ziyaret etmiştir. Bunu öğrenen

Zeus çok kızmış, bu davranışın tanrısallığa yakışmadığını düşünüp Cynara’yı bugün enginar olarak bildiğimiz dikenli bitkiye dönüştürmüştür. Bitkiler dünyasındaki en güzel çiçeklerden birine sahip olan enginar, Zeus’un hışmına uğrayan güzel Cynara’dır. Enginarın gıda olarak tüketilen kısmı çiçek tablasıdır (Romani ve ark., 2006). Çiçek tablası etli yapıda olup küçük brakte yapraklarının bir araya toplanması ile oluşan topluluktur. Çiçek tablasının gıda olarak yaygın bir kullanımı olmakla beraber bitkinin tedavide kullanılan kısmı gövde ve yapraklarıdır. Etkin maddeler özellikle yapraklarda yoğunlaşmıştır. Tıbbi amaçla kültüre alınan enginarın yaprakları gövde henüz olgunlaşmadan toplanmaktadır; çünkü gövde olgunlaşmaya başlarken yapraklardaki etkili madde miktarı da azalmaya başlamaktadır. Bu nedenle Avrupa’da sebze ya da tıbbi olarak kullanılacak enginarlar farklı tarlalarda yetiştirilmektedir. Yaprakları şifa dağıtıyor


KARACIĞER ve SINDIRIM SISTEMININ dostu Enginar yaprakları sindirim şikayetlerinde ve karaciğer rahatsızlıklarında çok uzun yıllardan bu yana kullanılmaktadır. Enginar yapraklarından hazırlanan ekstreler hepatektomi sonrasında karaciğer rejenerasyonunu hızlandırmakta, safra oluşumunu ve atılımını arttırmaktadır. Bitki ayrıca antioksidan, antispazmodik, antifungal, antimikrobiyal ve diüretik etkilerinden dolayı da kullanılmaktadır. Çeşitli sindirim şikayetlerinin tedavisinde ve kan kolesterol düzeyini düşürmede de enginar yapraklarından hazırlanan ekstrelerden yararlanılmaktadır. Enginar yaprakları, Anadolu’da infüzyon halinde (%2-3) iştah açıcı, idrar ve safra söktürücü olarak kullanılmaktadır. Taze yapraklardan hazırlanan ekstreler karaciğer hastalıklarına karşı kullanılmakta.

Enginarın yaprak ekstresinin ve içerdiği etkili bileşiklerin kolesterol düşürücü etkileri bulunmaktadır. Bu etki, sıçanlardan izole edilmiş hepatositler üzerinde yapılan çalışmalarla da ortaya konmuştur. Bu çalışmalarda klorojenik asit, sinarozit, luteolin ve kafeik asit türevlerinin, insülinin uyardığı HMG-CoA (Hidroksimetil Glutaril Koenzim A) redüktaz enzimi üzerindeki inhibitör etkileri test edilmiştir. HMG-CoA redüktaz, kolesterol biyosentezi üzerinde kilit rol oynayan bir enzim olup HMGCoA’nın mevalonata dönüşümünü katalizleyerek mevalonattan kolesterol oluşumunu desteklemektedir. Enginar yapraklarında bulunan bileşikler HMG-CoA redüktaz üzerinde inhibitör etki göstererek kolesterol oluşumunu önlemektedir Kolesterol Düşürücü

Yapılan farmakolojik çalışmalarda enginardan izole edilen özellikle sinarinin hepatoprotektif etki gösterdiği görülmüştür. Araştırmalar sonucunda enginarın karaciğer hücrelerinde ve hepatit hastalarında koruyucu rejenere edici etkinliğe sahip olduğu tespit edilmiştir.

İrritabl kolon sendromu; kas ağrısı, bağırsak hareketlerindeki düzensizlik veya bulantı, gaz, konstipasyon ya da diyare ile karakterize olan bir hastalıktır. Aşırı duyarlılık, anormal kasılmalar, bağırsaktaki düzensizliklerin yanı sıra beslenme ve stres de hastalık sebepleri arasında gösterilmektedir. Almanya’da yapılan bir çalışmada çeşitli sindirim şikayetleri olan 553 hastaya 6 hafta boyunca standardize edilmiş enginar yaprak ekstresi verilmiş ve farklı sindirim şikayetlerindeki değişiklikler Sindirim Sistemine Pozitif Etkiler

incelenmiştir. Çalışma sonunda yapılan istatistiksel değerlendirmeler ışığında kas ağrılarında %75,6; abdominal kramplarda %77,6; karında şişkinlikte %65,5; mide gazında %66,4 ve kabızlıkta da %70,6 oranında düşüşler saptanmıştır. Sindirim şikayetlerinin yanı sıra mide ve bağırsak florasındaki düzensizlikler de son yıllarda oldukça fazla istenmeyen etkileri bulunan antibiyotiklerin kullanımına bağlı olarak artış göstermiştir. Yapılan çalışmalar enginar yapraklarından hazırlanan sulu ekstrelerin mide ve bağırsak florasının düzenlenmesinde dikkate değer etkilerinin olduğunu göstermiştir Günlük yetişkin dozu 5-10 g kurutulmuş yapraktan hazırlanan sulu ekstredir. Standardize edilmiş yaprak ekstrelerinden hazırlanan kapsül veya tablet şeklindeki 300 mg dozdaki preparatlardan günlük 2 kez (sabah ve akşam) yemeklerle beraber kullanılır. Pozitif etkilerin görülebilmesi için en az 6 hafa kullanmak gereklidir. Enginar yaprak ekstresi; ilaç kullanımı, sigara, alkol vb. etkilerle fonksiyonu azalan karaciğer hücrelerinin yenilenmesinde, karaciğer koruyucu olarak ve karaciğer yetmezliği tedavisinde kullanılmaktadır. Enginar preparatları; şişkinlik ve sindirim güçlüğü problemlerinde oldukça yaygın şekilde kullanılmaktadır. Enginar yaprak ekstresi karaciğerin safra üretimini artırarak, safra kesesinin düzenli çalışmasını sağlayıp sindirime yardımcı olarak kolesterol, LDL ve trigliserit miktarlarını düşürmeye yardımcı olur. mkartal@ankara.edu.tr

EYLÜL 2012 I

93




TUPPERWARE

YEMEK

ANKARA TAVA

MALZEME 500

gr kuzu eti 500 gr arpa şehriye 1 soğan 2 büyük domates 2 kırmızı biber 2 diş sarımsak 2 yaprak defne yaprağı 2 yemek kaşığı sıvıyağ Yeteri kadar tuz, tane karabiber

HATİCE KOÇve

I ÜRÜN UZMAN İSTİ OM ON EK EV

HAZIRLANIŞI

Soğan ve sarımsağı soyup Süper Şef IIʼde doğrayın. Biberlerin tohumunu çıkarıp küp doğrayın. Domatesleri soyup Süper Şef IIʼde doğrayın. 1 yemek kaşığı tereyağı ve zeytinyağını tencereye koyun. Etleri renkleri dönünceye kadar kavurun. Soğan ve sarımsağı ekleyip karıştırarak kavurmaya devam edin. Defne yapraklarını ve biberleri ilave edip 5-6 dakika pişirin. Kalan tereyağı başka bir tencerede eritip, arpa şehriyeyi kavurun. Ultra Pro Lazanyaʼya kavrulmuş arpa şehriyesini koyup üzerine eti koyun. 700 ml sıcak su ekleyip, kapağını kapatın. Önceden 220 derecede ısıtılmış fırında şehriye yumuşayıncaya kadar pişirin.

muhallebili tel kadayıf HAZIRLANIŞI

KADAYIF: Kadayıfı kolay doğramak için derin dondurucuda bekletin. Antep fıstığını Süper Şefʼde doğrayın. Kadayıfı kırıp tereyağında kavurun. Kadayıf pembeleştiğinde şeker ve fıstığını ekleyip 1-2 dk. daha kavurup ocaktan alın. MUHALLEBİ: Kuğu tencereʼde krema hariç bütün malzemeleri karıştırıp pişirin. Katılaşmaya başladığında ocağı kapatıp muhallebiyi soğutun. Soğumuş muhallebiye kremayı ekleyip, çırpın. Servis kaselerine önce kadayıf sonra muhallebi, tekrar kadayıf koyup fıstık ile süsleyip servis edin. Tatlınızı Hünerli Kuleʼlerde hazırlayıp buzdolabında bekletip servis edebilirsiniz.

0800 261 21 37 www.tupperware.com.tr

MALZEME 300

gr kadayıf yemek kaşığı toz şeker 5 yemek kaşığı tereyağı 200 gr antep fıstığı 1 litre süt 4 çorba kaşığı un 2 çorba kaşığı mısır nişastası 5 çorba kaşığı toz şeker 1 yumurta 1 paket vanilya 1 küçük paket krema 6


MUTFAK DOLABI BANYO DOLABI PARKE DOĞALTAŞ TEZGAH DUVAR KAĞIDI SERAMİK BATARYA AKSESUAR BAHÇE & PEYZAJ KÜVET & KABİN CAM BALKON PVC PENCERE ANAHTAR TESLİM TADİLAT

Boğazköy Yolu Üzeri No:62/2 Bahçeşehir

Tel: 0212 672 72 47 - 0212 672 72 48


GÜZELLİK

Zayıflamak için en yeni ve en etkili çözüm:

HOMEOPATIK TEDAVI

ER

GÜZEL FİKİRL

TMAN YASEMİN YUR CANDEMİR

Homeopatide önemli olan kişinin neden, hangi olaydan sonra, ne zaman kilo aldığıdır. Kilo aldıktan sonra organların bozulma sıraları ve dereceleri kişiye göre değişir.

98 I EYLÜL 2012

Nasıl ki herkesin kendine has yapısal özellikleri varsa, herkesin şişmanlığı da kendine özgüdür! Kişiye özel karışım ve kişiye özel doz; Kiloluysak öncelikle unutmamız gereken şu ki; Sindirim bozulmuştur, mide yavaş çalışıyordur, hazım zorlaşır. Karaciğer yorgundur, yağlanma artar, yorgun hissederiz, sinirli oluruz. Pankreas yetersiz kalıyordur, kan şekeri yükselir, çabuk acıkırız. Tiroid yavaşlamıştır, metabolizma yavaşlar, çok uyuruz ve kabızlık olur. Safra kesesi yeterli salgı yapamıyordur, hazımsızlık, gaz olur. Homeopatide önemli olan kişinin neden, hangi olaydan sonra, ne zaman kilo aldığıdır. Kilo aldıktan sonra organların bozulma sıraları ve dereceleri kişiye göre değişir. Bir ameliyatla, bir kazayla, aşırı üzüntüyle, menopozla, stresle, ani iş değişikliği, sosyal nedenlerle başlayan kilo alma serüveni, organlarımızın belli sırayla bozulması ve kilo almayla sonuçlanır. Şişmanlık ve yağlanması olan herkesin mutlaka bir öyküsü vardır. Bebeklikten beri kilo alanların da annelerinin hamilelikteki öyküleri önemlidir. İşte bu nedenle nasıl ki herkesin kendine has yapısal özellikleri varsa, herkesin şişmanlığı da kendine özgüdür. Bu nedenle standart hazırlanan ilaçlar, bitkisel karışımlar en iyi durumda vücuttaki açlığı baskılayabilir, yağlanmayı azaltabilir; bu arada kısa ve uzun dönemde yan etkileri olur. Kullanıldığı sürede halsizlik, yorgunluk, bulantı, kusma ve barsak düzensizliklerine neden olurlar. Uzun dönemde ise ne yazık ki vücut tekrar eski haline döner; hatta yapılan çalışmalar göstermiştir ki, vücuttaki yağ oranı daha da artmaktadır. Nedeni vücudun ihtiyaçları tam olarak karşılanmamıştır. Peki Homeopati nasıl tedavi eder şişmanlığı; Örneğin şişman ve kilolu bir insan çok tatlı yemek istiyorsa bu kişi de Argentum nitricum kullanılmalı; veya iştahını kontrol edemiyorsa, yemek yemek onu rahatlatıp sinirlerini yatıştırıyorsa, sindirim güçlüğü yaşıyor, sıcak gıdaları ve yumurtayı çok seviyor ise Calcarea carbonica kullanılabilir. Çok heyecanlı ve korkuları olan bir kişide Ignatia kullanılabilir. Tembelliği seven, hareketli olmayan bir kişide Capsicum kullanılabilir. Tıka basa yemek yiyen ve çok sıvı tüketen, yağlı gıdaları tercih eden kişide Nux Vomica kullanılabilir.



MODA HER YERDE

Yeni mi yeni!

Dünyaca ünlü markalar ve moda evleri birbirinden iddialı ve baştan çıkarıcı 2012-2013 Sonbahar- Kış Koleksiyonlarını görücüye çıkarmaya başladı. Ben de siz moda severler için yeni sezonun yepyeni ve en sevdiğim parçalarını seçtim… Sizlere bir diğer sürprizim ise www.yenimiyeni.com; YenimiYeni, sizlere online alışverişin yeni çağının kapılarını aralıyor. Devir e-ticaret devri… Ee, biz kadınlar için de online alışveriş, her şeyin çok hızla yaşandığı günümüzde vazgeçilmez… YenimiYeni hepimizin en yeni ve en uzun soluklu aşkı olacağa benziyor… Lovemarks olmaya aday, benden söylemesi…

N BENGÜ AerRyeSrdLe.Acom www.modah netmeni Genel Yayın Yö

Burberry Geleneği Bozmuyor Burberry; 2012-2013 Sonbahar Kış Burberry Prorsum Koleksiyonu ile geleneği bozmuyor ve birbirinden iddialı kıyafetlerle bizi baştan çıkarıyor. Etekli siper ceketler, kapitone trençkotlar, katmanlı peplum mont, tüyü kırpılmış bombardıman ceket, elbise mont, hayvan baskı tişört, dökümlü etekler, kalem etekler, katmanlı peplum etekler, yay omuzlu elbiseler, katmanlı saçaklı elbiselerden oluşuyor. Kumaşlarda ise kadife ve geleneksel İngiliz tüvit yünü ağırlıkta. Renkler ise çok çeşitli; yeşil, bordo, gri, siyah ve lacivert tonları ana renkleri oluşturuyor.

Valentino Kadını Agresif Detaylar

Donatella Versaceʼnin, Haute Couture koleksiyonlarındaki cesaret bu defilede devam ediyor. Şal desenlerinden oluşan gömlekler, maskülen pantolanlar, agresif detaylar... Pastel tonunun ağırlıklı olduğu koleksiyonda gösterişi ve iddiayı seven Versace kadını hakkı olanı alıyor.

100 I EYLÜL 2012

Floral desenlerden, parıltılı kumaşlardan mı yoksa can alıcı kırmızılardan mı bahsetsem? Valentino kadını biraz karanlık, biraz gizemli ancak kesinlikle dikkat çekici ve kaliteli der ve sizi en beğendiğim defile görüntüleri ile baş başa bırakırım. Odamın duvar kâğıtlarını tasarımlarınla döşeyebilirim Valentino!


FURKAN TİCARET YAPI ve DEKORASYON ÜRÜNLERİ

PVC PENCERE ve KAPI SİSTEMLERİ YETKİLİ BAYİ

7/24 32

82

05

PENCERE TAMİR SERVİS HATTI 2 0 6 94

VİLLALARI ve SİTELERE ÖZEL SERVİS VERİLİR Pvc kapı ve pencere Alüminyum doğrama mağaza vitrin sistemleri Küpeşte, korkuluk ve mermer imalatı Otomatik panjur Otomatik kepenk ve garaj kapısı Alüminyum pergole Banyo dolapları Çelik kapı Duşakabin Sineklik profilleri

ÖLÇÜ-PROJE VE DETAYLANDIRMA İÇİN HAFTANIN 7 GÜNÜ SABAH 08:00 AKŞAM 22:00

FURKAN TİCARET YAPI ve DEKORASYON ÜRÜNLERİ Çamlık Cad. Begonya Sokak No: 5 Yayla-Bahçelievler / İSTANBUL Tel: 0212 504 44 54 - Fax: 0212 504 44 25 - GSM: 0532 206 94 www.furkanticaret.com - info@furkanticaret.com

82


ASTROLOJİ

Bahçeşehir Aşiyan Cafe’nin müdavimlerinin vazgeçilmez tarotçusu Nisa, her burca özel aylık burç yorumunuzu yaptı... Bu ay özel hayatınızda da önem verdiğiniz biri tarafından eleştiri yağmuruna tutulabilirsiniz zira yöneticiniz Mars 8 Eylülʼde zıt ve aynı zamanda partnerlik burcunuz olan Teraziʼye geçiyor. Bu da, sadece rakiplerin değil, yakınlarınızın da sizi eleştireceğine işaret ediyor. Bu eğilim yedi hafta devam edecek ama bu dönemin sonuna geldiğinizde gerçekten sizin tarafınızda olmayan birinin asıl duygularını öğrenmiş olacaksınız. Bunu öğrenmek sizin için çok yararlı onun için olaya felsefi yaklaşın.

KOÇ

Bu kişi başka bir şehre veya ülkeye taşınmak zorunda kalabilir ve ilişkiniz artık eskisi gibi olmayabilir. En kötü ihtimal ise bu kişinin size ihanet ettiğini düşünerek bir daha onu görmek istemeyişiniz olabilir. Umarız bahsettiğimiz bu son olasılık sizin için gerçekleşmez, sevgili Boğa! Genelde tutulmalar sırasında biri hayatımızdan çıkar. Ve bu durumun sonradan pek düzelme şansı yoktur, çünkü tutulmalar bir bitişi de simgeleyebilirler. Eğer özel şartlar oluşur ve bu kişiyi yeniden hayatınıza dâhil etmeyi düşünürseniz en az 120 gün beklemelisiniz.

BOĞA

Altı ay önce, 14 Mart tarihinde bir tutulma daha geçirdiniz. Bu aybaşında gelişebilecek olan tartışma altı ay önceki tutulma sırasında gündeme gelmiş olan konularla bağlantılı olabilir. Siz ümitsizliğe kapılmaya başlamadan, bunların arkasında iyi haberler olduğunu belirtelim. Ayın başında kaybettiğiniz şeyler daha sonra size başka bir şekilde geri gelebilir. Kaynaklarınızı kullanın ve pes etmeyin. Para kaynağı bulmak için ayın ve belki de yılın en iyi dönemi 22 Eylülʼde gerçekleşecek olan Güneş tutulması ve ardındaki iki hafta olacak.

ASLAN

Ani gelişmeler karşısında yapabileceğiniz fazla bir şey yok, onun için izleyici olun ve tepki vermeyin. 5 Eylülʼde ise Güneşʼin, Uranüsʼe karşıt açı yapmasından dolayı gerilim daha da artacak. Bu daha da sert bir etki. Uranüs hiç yoktan ortaya çıkan garip olaylarla bağlantılı olduğundan yine bu duruma da hazırlıklı olamayacaksınız. Ne yazık ki, duyacağınız şey hoşunuza gitmeyecek. Partneriniz, rakibiniz veya bir düşmanınız yüzünden canınız sıkılabilir.

BAŞAK

Birçok kişi önemli haberlerini bu ay Hayatınızdaki özel kişi hakkında tealacaklar ama hepsi değil. Bu ay tumeli gerçeğe dayanmayan herhangi tulması 7 Eylülʼde oluşuyor ancak 7 bir yanlış varsayımınız varsa bu orAğustos civarındaki gelişmeleri hataya çıkacak. Böyle bir durum size tırlamamız ve ayrıca 7 Ekim (ve beş üzüntü verebilir. Örneğin, değer verdigün) civarını da dikkatle izlememiz ğiniz birine pek çok olumlu özelliği yagerekiyor. Bu tarihlerden biri yani 7 kıştırmış olabilirsiniz ama şimdi onun Ağustos, 7 Eylül veya 7 Ekim (ve karakteri hakkında yanıldığınızı beş gün) yakınları çok şey anlatagörüp, hayal kırıklığına uğrayabilirsicak. Astrologlar matematiksel eğrilere baktığında önce ve niz. Böyle bir olasılık olduğunu söylemek istemezdim. Özelsonrasındaki aya da pay bırakırlar. Gördüğünüz gibi evren likle 16 Eylül yakınlarında yöneticiniz Venüs, Uranüs ile tıpkı bir saat gibi çalışır. İş hayatınızda büyük bir değişim kapıştığında dikkatli olun. Öğreneceğiniz şey aklınıza hiç gelolacağına dair başka işaretler de görüyoruz. meyen, tahmin bile edemediğiniz türde bir şey olacak.

İKİZLER

Aynı şeyi siz de yapabilirsiniz. Dolunayla gelen ay tutulmalarında uzun zamandır içinizde tuttuğunuz düşünceleri daha fazla orada saklı tutmak pek de kolay olmaz. Bu dönemden sonra daha fazla netlik içinde ilerlemeniz mümkün olacak. Bu iki açının zirvesinde olanı ise 7 Eylülʼdeki ay tutulması olacak. Bu tutulma sırasında Ay, Uranüs ile kavuşumda olacağından ev ve aile ile ilgili konularda belirsizliğe neden oluyor. Aile fertlerinden biri ile bir tartışmaya girebilirsiniz. Ya da evinizle ilgisi olan biri size şaşırtıcı haberler getirebilir.

YENGEÇ

102 I EYLÜL 2012

TERAZİ

İlk başlarda kendinizi kaybeden taraf gibi görebilirsiniz ama böyle düşünmemelisiniz çünkü görünüşe göre evren sizi bu ilişkiden koparırken aslında size daha iyi şeyler hazırlıyor. Niye olduğunu söyleyelim. Şu anda Jüpiter burcunuzda bulunuyor ve Kasım ayına kadar burada kalacak. Bu mutluluk ve iyi talih gezegeni yanınızda durarak size her konuda yardımcı olacak. Jüpiter, tüm ay boyunca aşk evinizde bulunan Uranüsʼe iyi bir açı yapacak. Bu etkiye bakılacak olursa aşk hayatınızın sarsıntıya girmesi aslında bir nimet olabilir.

AKREP


Biri yuva, diğeri de kariyer evinizde bulunan bu iki gezegenden oluşan çete, çok dinamik ve gergin bir ortam yaratacaklar. Dikkatinizi bir o yöne, bir bu yöne vererek her iki bölgeyle aynı anda ilgilenmek zorunda kalacaksınız. Ay tutulmasında önce, 3 Eylülʻde Merkür, Uranüsʼe karşı gelecek. Bu dikkatinizi çekecek ilk yaylım ateş olacak. Kariyerinizle ne kadar meşgul olursanız olun, evinizle de ilgilenmek zorunda kalacaksınız. Bu hafta olabilecek şeyleri önceden tahmin etmenize imkân yok. Bu konuda önceden haber almak mümkün olmayacak.

YAY

Ayın bu zamanı muhatap olduğunuz bu “karşı tarafla” ne kadar farklı olduğunuzu göreceksiniz. Belki Eylül başında maillerinizi kontrol ederken çok daha dikkatli olmalısınız! Gerçekte var olan bir haberi duymazlıktan gelmek bir işe yarmayacak. Bu etki çok güçlü olduğundan etkisi 5 Eylülʼün önce ve sonrasına yayılıyor. Aslında aybaşında sözünü ettiğimiz tüm etkiler üst üste biniyor ve bu aynı haftayı beklenmedik, bazen de şok edici haberlerle dolduruyor.

OĞLAK

Ayın ilk yarısında özel eşyalarınıza sahip çıkın. Eğer evinizde çalışan varsa kıymetli eşyalarınızı kilit altında tutun. Seyahate çıkıyorsanız diz üstü bilgisayarı, cep telefonu veya pahalı gözlük gibi şeylere sahip çıkın ve onları bir yerlerde unutmamaya bakın. Bu çılgın bir ay olduğu için her şey olabilir. Ayrıca tüm ay boyunca kendinizi sahtekârlardan veya kredi kartı hırsızlarından koruyun. Ekstrelerinizi yakından izleyin. Parasal sorunlar ayın ilk yarısında yüzeye çıkacak ama 22 Eylülʼde gerçekleşecek güneş tutulmasından sonra ortalık rahatlamaya başlayacak ve kendinize çözümler üretebileceksiniz.

KOVA

Bazen kendi burcunuzdaki tutulmanın olduğu sene evleneceğiniz kişiyle tanışır, bazen de o kadar mutlu olmayan haberler alırsınız. Örneğin bazıları aniden ayrılabilir ya da boşanabilir. Tutulma zamanlarında hayatınızda dönüm noktası olan önemli olaylarla karşılaşabilirsiniz. 1988 ve 1989 yıllarında Balık ve Başak burçlarında benzer tutulmalar yaşadınız. O tutulmalar babanız, kocanız, erkek arkadaşınız, patronunuz ya da samimi arkadaşınız gibi hayatınızdaki önemli bir erkek figürünü vurguluyordu.

BALIK

EYLÜL 2010 I

XX


GEZİ

Tatilinizde denizi, doğayı ve sakinliği tercih ediyorsanız!

Hala keşfedebilirsiniz: “Tanrı, yarattığı kulunun uzun ömürlü olmasını istiyorsa Datça Yarımadası’na bırakır.” Evet, ünlü coğrafyacı Strabon böyle demiş Datça için. Doğallığını koruyan ender tatil beldelerinden biri olan cennet Datça’dayız bu ay...

Bu sayfaları okuyan bir çok kişinin ʻOh ne güzel geziyorlarʼ der dediğini duyar gibiyim. Hatta bununla ilgili telefonlar bile alıyoruz… Aslında evet gezi sayfaları hazırlamak için gerçekten geziyoruz. Ama inanın bu sizin bildiğiniz geziler gibi olmuyor. Hani derler ya ʻYediğiniz içtiğiniz sizin olsun, gördüklerinizi anlatınʼ diye. Evet, bu gezilerde gördüklerimizi anlatabilmek adına yapıldığı için çokta gezi gibi olmuyor. ʻŞunu da anlatalım, şurayı görüntüleyelim, tarihini öğrenelimʼ derken geziden çok işe dönüyor ve acaba her şeyi öğrenebildik mi telaşından galiba biraz da eziyete dönüşüyor ama yediğimiz içtiğimiz ger-

Denizden çıkan ganimetlerimiz :)

104 I EYLÜL 2012

çekten bizim oluyor! Bu gezi yazımız hatta gezi yazı dizimiz diyebilirim, çünkü tatilimizi biraz uzun tutup ne kadar çok yer gezersek o kadar çok gezi yazısı hazırlayabiliriz düşüncesiyle biraz farklı oldu. Ama inanın tatil mi iş mi oldu ona karar veremedim. Uzun yıllardır biz ailece tatilimizi Datçaʼda geçiririz. Bizim için tatil demek neredeyse Datça demek bile diyebilirim. O yüzden size öncelikle Datçaʼyı anlatmakla başlayacağım. Sonraki sayılarımızda ise Datçaʼdan çıkıp, Orhaniye ve Selimiye, en son olarak ise Dalyan, Köyceğizʼle bitireceğim. Evet, bu yıl tatil sezonu bitti ama bu yazılarla gelecek yıl

Datça Merkez

tatil planlarınıza belki biraz katkıda bulunabilirim diye düşünüyorum. Bu arada daha önceki sayılarımızdan hatırlarsanız 4 Mevsim Gezi ekibimiz iki aile olarak başladı. Bu gezimizde gezi ekibi yine aynı gün yola çıktı ama ayrı ayrı güzergahlara. Ama adet oldu ya yine de iki günlüğüne de olsa ekip birleşti, hatta Datça merkezi beraber gezdik. Datça’da ikinci cannet: Aktur Başta da söylediğim gibi biz yıllardır Datçaʼda Akturʼda tatilimizi yapıyoruz. Sizlere öncelikle oradan bahsetmek istiyorum. Çünkü ʻKürkçü dükkanıʼ misali, sabah çıkıp gezip akşam geri hep oraya


DATÇA Eski Datça Akvaryum Koyu

Yeldeğirmenleri

Eski Datça Aktur-Kovanlık

Datça Merkez

EYLÜL 2012 I

105


GEZİ Eski Datça, bir çok turistik yere örnek olabilecek bir mimari doku ve doğal güzelliğe sahip. Ayrıca ünlü şair Can Yücel'in evinin burada olması bir başka farklılık yaratıyor Eski Datça’ya.

Datça Merkez

HAYDİ TEKNE TURU NA Datça Yarımadası dağlık ve engebeli yapısı ile birbirinden güzel ve değişik 52 adet koya sahipmiş. Tabii ki bizim bu gezimiz sırasında hepsini gezme şansınız yok. Şansımız yok derken zamanımız yok demek daha doğru galiba. Böyle bir gezi herhalde en az tatili 1 ay gibi uzatmak anlamına gelir. Biz de bunu Datça merkezdeki limanda bulunan tekne turları ile çözmeye karar verdik. Sabah 10.00’da kalkan tekneler yarım ya da tam günlük geziler düzenliyor. Yarım günlük turlarla merkezden Mesudiye Köyü koylarına kadar gidilip dönülüyor. Tam günlük turların hedef noktası ise Knidos. Gidiş ve dönüşte koylarda yüzme ve yemek molası veriliyor. Mavinin her tonunu içinde barındıran, iğne atsanız dibinde görebileceğiniz sularda yüzme keyfine sahip olmak bence bir ayrıcalık. Sırasıyla Knidos, Palamutbükü, İnceburun ve Akvaryum koylarıyla gezi tamamlanıyor. Bence böyle bir tekne turu yapmadan Datça'yı gördüm demeyin.

Knidos

(yaklaşık bir saat) bir yol. Marmarisʼten döndük. Eğer tatilinizi maviyle yeşilin ka- paylaşayım. Aktur Çiftlik koyu ile Kovanlık Koyu arasında olan bir yerleşim yeri. Datça yoluna girdikten sonra maviyle yerıştığı mavi bayraklı eşsiz güzellikteki Aynı gün içersinde Kovanlık koyu çarşaf şilin birçok güzellikler sunduğu görüntüAktur koyunda geçirmek isterseniz işte gibi bir denize sahipken, Çiftlik Koyuʼnda ler eşliğinde yol alırsınız ve bambaşka size 1285 konutluk Aktur. Datçaʼya 30 sörf yapılabiliyor. Peki, Akturʼda nasıl mı bir dünyaya adım attığınızın ilk belirtilerikm mesafedeki Aktur, çam ormanı ve kalacaksınız. Dilerseniz site yönetimi ile dir bu görüntüler. Datça yolunda fazla denizin buluştuğu dünyanın oksijen debağlantıya geçip evinizi ayırtabilir, dilersürat yapamazsınız, yolun değişkenliği posu cennet köşelerinden biri. Geçtiğiseniz internette yapacağınız küçük bir ve görüntüler karşısında dikkatli bir şemiz yıllarda Türkiyeʼnin en güzel koyu araştırma ile de ev kiralayabilirsiniz. Ve kilde sürersiniz arabanızı. Yol boyunca unvanını alarak dünya ölçeğinde bir tugörülecek birçok koy ve doğal güzellik rizm birimi olduğunu ispatlamıştır. Denizi sadece bavulunuzu ve kişisel eşyalarınızı alarak güzel bir tatil geçirebilirsiniz. bulunmakta. Datçaʼya doğru ilerlerken her yıl mavi bayrak (blue flag) ödülü alŞimdi gelelim Datçaʼya… Datça, Emecik köyünü geçtikten sonra keskin maktadır. Siteye ulaşım Marmarisʼten Muğla ilimizin parmak biçiminde uzanan bir virajı döner dönmez ʻApollon Kutsal kara yoluyla Bodrumʼdan deniz yoluyla şirin bir ilçesi. Marmarisʼten sonra 70 km Alanıʼ yazan tabelayla karşılaşıyorsunuz. sağlanmaktadır. Site içinde banka, ecAslında her yıl bu tebalayı zane, sağlık ocağı, postane ve görüyordum ama bir türlü süpermarketle beş adet restogezmek fırsat olmamıştı. ran, iki bar-disco, bir su altı dalKısmet bu yıla sizlerle paygıç ve yelken okulu, internet laşmaya imiş. Hemen öyle kafe, okuma salonu ve uluslaryoldan epey uzakta zanarası bir çadır kampı vardır. Aynetmeyin, çünkü ben öyle rıca alternatif turizm hizmeti düşünüyordum. Meğer olarak düzenlenen etkinliklere hemen yolun kenarıymış. katılabilirsiniz: Aletli dalış, wind Yol kenarından yıkılmış sur surf, yelken, günübirlik tekne duvarları gözüküyor. Dugezileri, amatör balık avcılığı, varların arkasına çıktığıtrakking, rafting…. Sitede hafnızda Apollon Kutsal tada üç gün köylü pazarı kuruAlanıʼndaki kalıntılarla karluyor. Bölgede yetişen doğal şılaşıyorsunuz. 1998 yılınbütün doğal ürünleri buradan temin edebiliyorsunuz. Son oladan beri süren kazılar Datça’ya gelmeye karar verirseniz Akbatı avym’de mağazası olan rak Akturʼun en önemli özellikledurdurulduğu için her yeri ve tamamen doğal ürünler satan 500 dönümlük Olive Farm rinden birisini sizlerle otlar kaplamış. Aman dikçiftliğine uğramadan sakın dönmeyin derim...

106 I EYLÜL 2012


Sakin ve leziz bir akşam yemeği için Datça merkezde bulunan, gündüz plaj, akşam restauranta dönen sahil biçilmiş kaftan...

olarak harcanan kumlar nihayet korumaya alınarak kullanımı yasaklanmış. Sırada Datçaʼnın simgesi haline gelmiş olan tarihi yel değirmenleri var. Hemen hemen yarımadanın her yerinde rastlayabiliyorsunuz bu yel değirmenlerine. Oley tanıdık bir marka… Yel değirmenleri sonrası önümüzde çıkan Olive Farm tabelaları sanki tanıdık birini görmüş hissi uyandırdı bende. Hani Akbatıʼnın içinde mağazası var ya. Hatta Bahçeşehir de birçok yerde bina giydirmeleri olan doğal ürünler satan Olive Farm çiftliği. Datça'da 500 Dönümlük bir alana kurulmuş bir çiftlik Olive Farm, bir diğer adı "Güller Dağı" çiftliği. Çiftlikte ekolojik tarım yapılmakta, toplanan zeytin ve meyvelerden doğal bakım ve gıda ürünleri üretiliyor ve zeytin ağacının en küçük parçasından bile yararlanılıyor. Hele satış mağazasına girince ürün çeşitliliğinden insanın başı dönüyor.

kat aralarda dikenli olanları da var. Apollon Kutsal Alanıʼndan ayrılıp yola devam ederken biraz ilerleyince sağda küçük bir Karaincir yönlendirmesi görüyorsunuz. O tabelayı takip edince Karaincir Tatil Köyü tabelasına ulaşıyorsunuz. Aslında burası bildiğimiz tatil köylerinden değil, Aktur gibi bir tatil sitesi. İçinde Mokamp, Çadırkampı, Hoteli bulunan bir tatil sitesi. Burada en dikkatimi çeken Eski Datça keşke hep eski kalsa şey ise çadır kampının hemen girişine Gezimizde buraya kadar her şey kurulan bir çadırın mavi kapak toplama güzel gidiyor derken karşımıza çıkan çadırı olarak düzenlenmesi oldu. İnterEski Datça tabelası heyecanlandırıyor. nete girip biraz araştırınca burada da ev Çünkü yıllardır oraya gitmek istedim kiralayabileceğin bilgisine ulaşıyorsun. ama Akturʼun güzelliği karşısında oradan Ama yine de benim size tavsiyem önceçıkmak istemediğimiz için fırsat bulamalikle Aktur. dan tatillerimiz bitmişti. Hemen tabelayı Datça yolu üzerinde sırada Gebekum takip etmeye başladık. Eski Datça'ya var. Tellerle çevrili ve sadece üzerinde geldiğinizde arabanızı bırakmanız gereʻGebekum Doğa Parkı Fosil Kumulu Ko- kiyor. Çünkü araba girmesi yasak. Giruma Alanıʼ yazılı bir tebela var. Biz zor şartlarda sahile kadar inip bir iki Bizimkileri havada yakaladım :) kare fotoğraf çekip etrafı inceledik, her yer değişik bitkilerle doluydu. Doğrusu buranın özelliğini daha sonra internette araştırınca öğrendim. Gebekum'un kumları son derece değerli. Çünkü yıllar önce sadece temiz sularda yaşayan bir mikro organizma türü, kum yiyip kum üretmiş. Uzun süre yol çalışmalarında, inşaat sıva malzemesi

rişte yine her tatil yöresinde olduğu gibi burada da el yapımı ürünlerin satıldığı tezgahlar karşılıyor bizi. Taş döşeli yollar, taş mimarisi ile dar caddeler, yemyeşil bahçeler Eski Datça'nın her tarafında görülen özellikler. İçlerine doğru girdikçe insanı büyülüyor. Her yerin betona yenik düştüğü günümüzde, birbirinden güzel taş yapılar arasında, daracık sokaklarında rahatça yürüdüğümüz Eski Datça, bir çok turistik yere örnek olabilecek bir mimari doku ve doğal güzelliğe sahip. Bu özelliklerinin yanı sıra Can Yücel'in evinin burada olması bir başka farklılık yaratıyor Eski Datçaʼya. Şair Can Yücel'in adının verildiği sokakta bulunan Can Evi de daha önce ziyaret edilebiliyormuş ama geçtiğimiz sene mezarına yapılan saldırı sonrası ailesinin kararıyla ziyarete kapatılmış. Biz de sokağını gezdiğimiz Can Yücelʼin, her tarafında onunla ilgili bilgilerin olduğu Can Yücel kahvesinde çaylarımızı içerek bitiyoruz Eski Datça gezimizi. Akşam taze balık keyfi Artık hem yorulduk, hem de acıkmış bir halde nihayet merkeze ulaştık. Datça merkez bildiğiniz küçük tatil kasabalarının aynısı. Girişte Cumhuriyet Meydanı, bankalar sokağı, her gün adalara tekne turu yapılan limanı, meşhur Çınar dondurmacısı ile çok tanıdık. Sokaklar arasında ev yemeği yapan lokantaların sıklığı dikkatimizi çekiyor. Masa ve sandalyeleri masmavi olan kafe ilginç kafelere sadece bir örnek. Tercihimiz ise gündüz denize girilip, güneşlenilen akşam ise şezlongların yerini masaların almasıyla lokantaya çevrilen sahil oluyor. Neredeyse denizin içinde akşam yemeğini yemek acayip keyifli bir şey oluyor. Karnımızı doyurunca tabii ki bu tür yerlerde yapılacak en güzel olan şeyi yapmaya başladık. Hemen hemen her tatil yöresinde bir sokağın kapatılarak tezgahlarda çeşitli hediyelik eşyaların satıldığı sokağa dalmak. Geri dönüş yoluna geçtiğimiz zaman, gezimize sadece eklemediğimiz kiliseleri, tapınakları, tarihi kalıntılarıyla Knidosʼun kaldığını fark ettik. Aslına bakarsanız kızım duymasın ama tarih ilgi alanımın dışında kaldığı için orayı da tekne turu yaparak denizden ziyaret etmeye karar verdik. Bunca yıldır Datçaʼya gitmemize rağmen her yıl keşfedemediğimiz bir yer buluyoruz. Sizde tatilinizde denizi, doğayı ve sakinliği tercih ediyorsanız, Datça tam size göre... EYLÜL 2012 I

107


EN GÜZEL ÇOCUKLAR Azra Hasan

z

nme

üke fe T

E

oğlu

Sude Şardok

ü Ayla Söğütl

Ate

şA

tik

Kerim İnce Defne Altınay

ÇOCUĞUNUZUN EN ÖZEL ANININ (En güzel güldüğü , ağladığı, doğum g ünü v.s.) FOTOĞRAFINI BİZ E YOLLAYIN YAYIN LAYALIM... BEBEĞİNİZİN, ÇO CUĞUNUZUN DE RGİMİZDE YER ALMASINI İS TİYORSANIZ 4

mevsimsizden@g mail.com ADRESİNE YOLLA YIN

108 I EYLÜL 2012

Mu

fe rat E

ran

Ertu

SİZİN ÇOCUĞUN UZ DA SAYFALARIMIZI S ÜSLESİN...


KÜLTÜR - SANAT Eylül ayında sizin için seçtiğimiz gösteri ve etkinlikler;

G Kenan Doğulu 13 Eylül 2012 Harbiye Cemil Topuzlu G Nilüfer 13 Eylül 2012 Turkcell Kuruçeşme Arena G Ebru Gündeş 15 Eylül 2012 Turkcell Kuruçeşme Arena G Yaşar 15 Eylül 1012 Jolly Joker G Bulutsuzluk Özlemi 18 Eylül 2012 Beyoğlu Hayal Kahvesi G Leonard Cohen 19 Eylül 2012 Ülker Sports Arena G Yavuz Bingöl 20 Eylül 2012 Turkcell Kuruçeşme Arena G Duman-Büyük Ev Ablukada 21 Eylül 2012 Harbiye Cemil Topuzlu Sahnesi G Şebnem Ferah 22 Eylül 2012 Harbiye Cemil Topuzlu Sahnesi G Zuhal Olcay-Halil Sezai 23 Eylül 2012 Harbiye Cemil Topuzlu Sahnesi G Zülfü Livaneli & George Dalaras 25 Eylül 2012 Harbiye Cemil Topuzlu Sahnesi G Şevval Sam 29 Eylül 2012 Harbiye Cemil Topuzlu Sahnesi G Levent Yüksel 29 Eylül 2012 Jolly Joker G Yeni Türkü 29 Eylül 2012 Jurassic Teras İstanbul G Cem Adrian 5 Ekim 2012 Jolly Joker

Derleyen: Hatice Gülçür İnanç

STEVIE WONDER konseri için geri sayım başladı! İstanbul Kültür Sanat Vakfı, “Garanti Caz Yeşili”nin 15. Yıl etkinlikleri kapsamında, dünyaca ünlü müzisyen Stevie Wonder’ı ağırlıyor.

Efsanevi müzisyen Stevie Wonder, 14 Eylül Cuma akşamı Küçükçiftlik Parkʼta İstanbulʼdaki ilk konserini verecek. Stevie Wonder konseri için satışa sunulan ikinci sahne önü biletleri tükendi, özel platform kategorisi tükenmek üzere. Caz müziğinin yaygınlaşmasına 15 yıldır destek veren Garanti Bankasıʼnın, “Garanti Caz Yeşili” markasıyla sponsor olduğu Stevie Wonder konserinin 100 TL ve 500 TL (birinci sahne önü) kategorilerindeki bilet satışları devam ediyor. Stevie Wonderʼın İstanbulʼda vereceği ilk konserin, 600 TL üzerinden satılan özel platform kategori biletleri ise tükenmek üzere. Stevie Wonder konserinin biletleri, Biletix satış kanalları, Garanti Paramatikler ve İKSV binasından satın alınabilir. Bilet alımlarında kredi kartı da geçerli. Lale Kart üyeleri, biletlerinde %25ʼe varan özel indirimden yararlanabiliyor. Müzikseverlerin yıllardır dört gözle beklediği, nadir konser vermesiyle tanınan, efsanevi müzisyen Stevie Wonderʼın, 9 Eylülʼde Londraʼda vereceği konserin ardından 14 Eylül Cuma akşamı Maçkaʼdaki Küçükçiftlik Parkʼta vereceği İstanbul kon-

seri yılın en çok ses getirecek konserleri olmaya şimdiden aday. Adını müzik tarihine parlak harflerle yazdıran dünyaca ünlü Amerikalı besteci, şarkıcı, virtüöz ve yapımcı Stevie Wonder, yarım asırlık müzik kariyeri boyunca Music of My Mind, Talking Book, Fulfillingnessʼ First Finale, Innervisions ve Songs in the Key of Life gibi klasikleşmiş albümlerin yanı sıra “Superstition”, “I Just Called To Say I Love You”, “Part Time Lover”, “Pastime Paradise”, “Sir Duke”, “Youʼre the Sunshine of My Life”, “Isnʼt She Lovely?” gibi onlarca unutulmaz şarkının da yaratıcısı. Piyano ve klavyenin yanı sıra armonika, davul ve perküsyon gibi enstrümanları da çalabilen Stevie Wonder, The Woman in Red filminde kullanılan “I Just Called To Say I Love You” şarkısıyla kazandığı Golden Globe ve Oscar ödüllerinin yanı sıra kariyeri boyunca ürettikleriyle “Yaşam Boyu Başarı Ödülü” de dahil olmak üzere 25 Grammyʼnin de sahibi. Stevie Wonder, cazdan popa güncel müziğin birçok farklı alanından sayısız müzisyene ilham kaynağı olmaya devam ediyor.

Vizyona girecek filmler 14 EYLÜL: Resident Evil 5 : İntikam, Mutluluğa Boya Beni, Toprağın Çocukları, Sadakatsizler, Seeking A Friend For The End Of The World, Yurt, Aşkın Ömrü Üç Yıldır 21 EYLÜL: Ayı Teddy, Tehlikeli Takip, Araf, Vur ve Kaç, Kral Yolu –

Olba Krallığı, Cennetteki Çöplük 28 EYLÜL: Rec 3 : Diriliş, Çanakkale Çocukları, Dredd (3D), Roma’ya Sevgilerle 5 EKİM: Takip: İstanbul, Striptiz Kulübü, Gölgede Dans, Hope Springs, Sammy’nin Maceraları 2, Görünmeyenler EYLÜL 2012 I

109


HUKUK

YENİ BORÇLAR KANUNU’NUN AVUKAT ŞİRİN ERK

ŞİLLİ

SU HUKUK BÜRO

“Kefalet sözleşmesi kurulurken, kefil olma iradesinin, kefaletin azami miktarının, kefalet tarihinin ve müteselsil kefil olduğunun, hem gerçek hem de tüzel kişi kefil tarafından açıkça el yazısı ile belirtilmesi kefaletin geçerlilik şartı haline getirilmiştir.”

110 I EYLÜL 2012

“Yeni Borçlar Kanunun gündemi belki de en çok meşgul eden ve boşanmaların artacağına yönelik eleştirilere sebep olan maddesi KEFALET Hükümlerine ilişkin maddesidir.” Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir. Kuşkusuz bu kural yasalar için de geçerli. Yasalar da ihdas edildikleri dönemin ruhunu yansıtır ve yetersiz kaldıkları anda ise yerini yenisine bırakır. Temel yasalar birbiri ardına değişiyor. Medeni Kanun, Türk Ceza Kanunu, Türk Ticaret Kanunu derken Borçlar Kanunu da 11.01.2011 itibariyle değişti. Ufukta ise İcra İflas Kanununda yapılacak değişiklikler var. Önceki yazımda Türk Ticaret Kanununda yapılan değişiklikleri irdelemiş ve Anonim Şirketler yönünden getirdiği yeniliklerden bahsetmiştim. Bu kez ise toplumun tüm kesimlerini yakından ilgilendiren 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe giren Borçlar Kanunundaki kritik değişiklikleri ele alacağım. Yeni Borçlar Kanunun gündemi belki de en çok meşgul eden ve boşanmaların artacağına yönelik eleştirilere sebep olan maddesi KEFALET Hükümlerine ilişkin maddesidir. İleri sürülen itirazların birçoğuna katılmakla birlikte söz konusu maddeyi sadece ticaret erbaplarının kredi kullanırken yaşayacakları sıkıntılar seviyesine indirgenmesini doğru bulmuyorum. Zira anılan madde ile olumlu bir dizi düzenleme de yapılmış vaziyette. Gözden kaçan bu yenilikleri sıralamak gerekirse: Kefalet sözleşmesi kurulurken, kefil olma iradesinin, kefaletin azami miktarının, kefalet tarihinin ve müteselsil kefil olduğunun, hem gerçek hem de tüzel kişi kefil tarafından açıkça el yazısı ile belirtilmesi kefaletin geçerlilik şartı haline getirilmiştir. Gerçek kişiler (şahıs firması da dahil) tarafından verilen kefaletlerin geçerliliği, ilgili kredi sözleşmesinin kefil tarafından imzalandığı tarihten itibaren 10 yıllık süre ile sınırlanacaktır. Bu sürenin uzatımı ya da kefaletin yenilenmesi mümkün olup, bu uzatımın kefalet sözleşmesi için gerekli olan şekil şartlarına uyularak, en erken kefaletin

sona ermesinden bir (1) yıl önce yapılması gerekir. Aksi durumda kefalet 10 yıllık sürenin geçmesi ile birlikte geçersiz olacaktır. Gerçek kişi (şahıs firması da dahil) tarafından verilen kefaletin geçerli olabilmesi için, Kanun’un 584. maddesinde düzenlenmiş olan Eş Rızası alınması zorunludur. Buna göre, eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilecektir. Bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır. Bu nedenle kefalet sözleşmesi kurulduktan sonraki bir tarihte eşin icazet vermesi mümkün olamayacaktır. Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olan değişiklikler için de eşin rızası gereklidir. Kefaletin şekline, kefil olma ehliyetine ve eşin rızasına ilişkin hükümlerin gerçek kişilerce verilen diğer şahsi teminatlara da uygulanması zorunludur.

Zaman aşımı Zamanaşımı süresi zararın ve zarar verenin öğrenilmesinden itibaren 1 yıl ve herhalde 10 yılken yeni kanunun 60. maddesiyle bu süreler kısa zamanaşımı süresi için 2 yıl uzun zamanaşımı süresi için 20 yıla çıkarılmıştır.

Sevgiliye, Nişanlıya, Nikâhsız Eşe Tazminat Hakkı Sadece ölümde değil, ağır bedensel zararlarda da zarar görenin yakınlarına tazminat ödenmesine karar verebilecek. Örneğin bir kişi işverenin yeterli tedbiri almaması nedeniyle ölürse, ölüme sebebiyet vermekten dolayı tazminat ödenmesinin söz


GETİRDİĞİ YENİLİKLER? konusu olduğu durumlarda önceden sadece aile fertleri tazminat alabiliyordu. Yeni yasada ‘aile’ ifadesi yerine ‘yakınları’ ifadesi konuldu. Böylece, ölen kişinin ailesinin yanı sıra uzun yıllar birlikte yaşadığı sevgilisi, nişanlısı veya nikâhsız eşi de tazminat talebinde bulunabilecek.

Otel, pansiyon gibi yer işletenlerin sorumluluğu Otel, pansiyon gibi yer işletenler, konaklayanların eşyasının yok olması veya zarara uğramasından sorumlu olacak. Ayrıca otopark ve benzeri yer işletenler, kendilerine bırakılan veya çalışanlarınca kabul edilen motorlu taşıtların zarara uğramasından veya çalınmasından sorumlu olacak.

Kredi Faizine Tavan Kanun 88’inci maddesinde kredi faizinde tavanı yıllık olarak yüzde 13.5 ile sınırlıyor. Buna göre, konut, ihtiyaç ve otomobil faizleri aylık yüzde 1.06’yı geçemeyecek. Ancak bu noktada hukuk camiası içersinde fikir ayrılığı mevcut. Kimi hukukçular Türk Ticaret Kanunu’ndaki iki maddenin bankaları koruyacağını söylerken, borçlar hukuku profesörleri, tacir-tüketici işlerinin tüketici açısından ‘ticari iş’ sayılmasını engelleyeceğini vurgulayarak banka aksine bir yorumun hatalı olduğunu söylüyor. Bu konuda Borçlar Hukuku profesörlerimizin yanında olduğumu peşinen ifade etmeliyim.

Hakkındaki kanunun yürürlükten kalkacak olması nedeniyle ev sahibi kiracı ilişkilerinde sadece yeni Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulanacak. Kira artış oranları artık üretici fiyat endeksindeki artış oranını geçemeyecek. Depozitolar kira bedelinin üç katını geçemeyecek. Yüksek sesle müzik dinleyen gürültü yapan balkonda mangal yapan kiracının sözleşmesi iptal edilebilecek. Kiracıların elektrik ve su borçlarını ödememelerinin tahliye nedeni sayılabilecek. Sonuç olarak tüm eleştirilere, eksikliklere ve soru işaretlerine rağmen olumlu yöndeki değişiklikleri ile yeni Borçlar Kanununun sosyal ve ekonomik hayatımıza katkılar sunmasını uzlaşmazlıkları en aza indirmesini diliyorum. I

“Kanun 88’inci maddesinde kredi faizinde tavanı yıllık olarak yüzde 13.5 ile sınırlıyor. Buna göre, konut, ihtiyaç ve otomobil faizleri aylık yüzde 1.06’yı geçemeyecek. “

Mobbing (İş yerinde psikolojik taciz) Artık işverenler işçilerine yönelik psikolojik taciz (mobbing) iddialarına karşı daha dikkatli olmak zorunda olacak. Yasaya göre, işveren, işçilerin psikolojik tacize (mobbing) ve cinsel tacize uğramamaları ve bu tür tacizlere uğramış olanların daha fazla zarar görmemeleri için gerekli önlemleri almakla yükümlü olacak. Aksi takdirde, mobbinge uğrayan işçi işverenden tazminat alabilecek. Kiracıların durumu 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları

EYLÜL 2012 I

111


BULMACA

112 I EYLÜL 2012


REHBER ÖNEMLİ TELEFONLAR Başakşehir Belediyesi Bahçeşehir Karakolu İtfaiye Alo Ambulans

212 444 06 69 212 669 26 21 212 669 31 37 212 669 55 66

NÖBETÇİ ECZANELER 3. CADDE ECZ. 608 00 26 - 8 EYLÜL

Bahçeşehir Aile Sağlık Mer. Bahçeşehir Taksi Durağı Esenkent Taksi Durağı PTT 1. Kısım Muhtarlık 2. Kısım Muhtarlık

212 669 63 60 212 669 86 86 212 672 09 46 212 669 16 00 212 669 62 10 212 669 80 25

ARMAĞAN ECZ. 669 93 00 - 23 EYLÜL BAHÇ. AYDIN ECZ. 608 00 37 - 15 EYLÜL BAHÇEŞEHİR ECZ. 669 34 34 - 11 EYLÜL BOĞAZKÖY ECZ. 607 06 06 - 17 EYLÜL

DEFNE ECZ. 669 96 59 - 2 EYLÜL G 25 EYLÜL DENİZ ECZ. 672 43 03 - 14 EYLÜL

76D

146T

BAHÇE)EH(R-TAKS(M (Ç(FT KATLI) hatt› Gidi -Dönü sefer süresi: 180 dakika KITA ND. hatt›r

BO'AZKÖY MH.-BAHÇE)EH(R-YEN(KAPI hattı Gidi -Dönü sefer süresi: 155 dakika

05:55 06:10 06:25 06:35 06:45 06:55 07:05 07:15 07:30 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:20 09:40 10:00 10:15 10:30 10:45 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:45 13:05 13:25 13:45 14:00 14:20 14:40 14:55 15:10 15:25 15:40 15:55 16:10 16:25 16:40 16:55 17:10 17:30 17:50 18:05 18:25 18:45 19:05 19:25 19:45 20:05 20:20 20:35 21:00 21:20 21:40 22:00

06:10 06:25 06:40 06:55 07:05 07:15 07:30 07:45 07:55 08:10 08:25 08:40 08:55 09:10 09:25 09:40 09:55 10:10 10:25 10:40 10:55 11:10 11:25 11:40 11:55 12:10 12:25 12:40 12:55 13:10 13:25 13:45 14:05 14:20 14:35 14:50 15:05 15:20 15:35 15:50 16:05 16:20 16:35 16:50 17:05 17:25 17:45 18:05 18:20 18:35 18:55 19:10 19:30 19:50 20:10 20:30 20:50 21:10 21:30 21:55

07:00 07:20 07:40 08:00 08:20 08:40 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:15 10:30 10:45 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:15 14:30 14:45 15:05 15:20 15:35 15:50 16:05 16:20 16:35 16:50 17:05 17:20 17:35 17:50 18:05 18:20 18:35 18:55 19:15 19:35 19:55 20:15 20:35 20:55 21:15 21:40 22:05

TAKSİM Kalkış saati İş Günleri Cumartesi

07:25 07:45 08:05 08:25 08:40 08:55 09:10 09:25 09:40 09:55 10:10 10:25 10:40 10:55 11:10 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:15 14:30 14:50 15:10 15:30 15:50 16:05 16:20 16:40 16:55 17:10 17:25 17:40 17:55 18:10 18:25 18:40 18:55 19:10 19:30 19:50 20:10 20:30 20:50 21:10 21:30 21:45 22:00 22:15 22:30 22:45 23:00 23:25 23:50

07:40 07:55 08:15 08:30 08:45 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:15 10:30 10:45 11:00 11:15 11:30 11:45 12:05 12:20 12:35 12:50 13:05 13:20 13:35 13:50 14:05 14:20 14:35 14:50 15:05 15:25 15:45 16:05 16:20 16:35 16:50 17:05 17:20 17:35 17:50 18:05 18:20 18:35 18:50 19:05 19:20 19:40 20:00 20:15 20:30 20:50 21:10 21:30 21:50 22:10 22:30 22:50 23:10 23:30 23:50

Pazar/Tatil 08:30 08:50 09:10 09:30 09:50 10:10 10:30 10:50 11:10 11:30 11:50 12:05 12:20 12:35 12:50 13:10 13:25 13:40 13:55 14:10 14:25 14:40 14:55 15:10 15:25 15:40 15:55 16:10 16:25 16:40 17:00 17:15 17:30 17:45 18:00 18:15 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:15 20:30 20:50 21:10 21:30 21:50 22:10 22:30 22:50 23:10 23:30 23:50

Not: OTOLAR AVCILAR YANYOLA GİRMEZ, E-5 YOLUNDAN GİDER. Altı-Çizgili ve Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.

BOĞAZKÖY SON DURAK Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil 05:30 05:45 06:00 06:10 06:20 06:30 06:40 06:50 07:00 07:15 07:30 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:15 10:30 10:45 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:40 12:50 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:15 14:30 14:45 15:00 15:15 15:30 15:45 16:00 16:15 16:30 16:45 17:00 17:15 17:30 17:50 18:10 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:15 20:30 20:45 21:00 21:15 21:30 21:45 22:00

05:30 05:45 06:00 06:10 06:20 06:30 06:40 06:50 07:00 07:15 07:30 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:15 10:30 10:45 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:40 12:50 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:15 14:30 14:45 15:00 15:15 15:30 15:45 16:00 16:15 16:30 16:45 17:00 17:15 17:30 17:50 18:10 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:15 20:30 20:45 21:00 21:15 21:30 21:45 22:00

05:30 05:45 06:00 06:10 06:20 06:30 06:40 06:50 07:00 07:15 07:30 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:15 10:30 10:45 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:40 12:50 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:15 14:30 14:45 15:00 15:15 15:30 15:45 16:00 16:15 16:30 16:45 17:00 17:15 17:30 17:50 18:10 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:15 20:30 20:45 21:00 21:15 21:30 21:45 22:00

YENİKAPI Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil

06:30 06:50 07:10 07:30 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:15 10:30 10:40 10:50 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:15 14:30 14:45 15:00 15:15 15:30 15:45 16:00 16:15 16:30 16:45 17:00 17:15 17:30 17:45 18:00 18:15 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:20 20:40 21:00 21:15 21:30 21:40 21:50 22:00 22:15 22:30 22:45 23:00 23:15 23:30 23:55

06:30 06:50 07:10 07:30 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:15 10:30 10:40 10:50 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:15 14:30 14:45 15:00 15:15 15:30 15:45 16:00 16:15 16:30 16:45 17:00 17:15 17:30 17:45 18:00 18:15 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:20 20:40 21:00 21:15 21:30 21:40 21:50 22:00 22:15 22:30 22:45 23:00 23:15 23:30 23:55

06:30 06:50 07:10 07:30 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:15 10:30 10:40 10:50 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:15 14:30 14:45 15:00 15:15 15:30 15:45 16:00 16:15 16:30 16:45 17:00 17:15 17:30 17:45 18:00 18:15 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:20 20:40 21:00 21:15 21:30 21:40 21:50 22:00 22:15 22:30 22:45 23:00 23:15 23:30 23:55

Not: Altı-Çizgili ve Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir

76E ESENKENT-BAHÇE)EH(R-TAKS(M (EKSPRES KATLI) hattı Gidi -Dönü sefer süresi: 150 dakika BOĞAZKÖY SON DURAK Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil 06:00 06:20 06:40 07:00 07:20 07:40 08:00 08:30 09:00 09:30 10:00 10:30 11:00 11:25 11:50 12:15 12:40 13:05 13:30 14:00 14:25 14:50 15:15 15:40 16:10 16:40 17:10 17:40 18:10 18:40 19:05 19:30 20:00 20:30 21:00

06:30 07:00 07:25 07:50 08:10 08:30 08:50 09:10 09:30 10:00 10:30 11:00 11:25 11:50 12:15 12:40 13:05 13:30 14:00 14:25 14:50 15:15 15:40 16:10 16:40 17:10 17:40 18:10 18:40 19:05 19:30 20:00 20:30 21:00

06:30 07:00 07:25 07:50 08:10 08:30 08:50 09:10 09:30 10:00 10:30 11:00 11:25 11:50 12:15 12:40 13:05 13:30 14:00 14:25 14:50 15:15 15:40 16:10 16:40 17:10 17:40 18:10 18:40 19:05 19:30 20:00 20:30 21:00

TAKSİM Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil

07:20 07:50 08:15 08:45 09:20 09:45 10:05 10:30 10:55 11:20 11:45 12:10 12:40 13:05 13:30 13:55 14:20 14:50 15:20 15:50 16:20 16:50 17:15 17:40 18:05 18:30 18:55 19:20 19:50 20:15 20:45 21:10 21:35 22:00 22:30

07:50 08:15 08:45 09:20 09:45 10:05 10:30 10:55 11:20 11:45 12:10 12:40 13:05 13:30 13:55 14:20 14:50 15:20 15:50 16:20 16:50 17:15 17:40 18:05 18:30 18:55 19:20 19:50 20:20 20:45 21:10 21:35 22:00 22:30

Not: Altı-Çizgili ve Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir

07:50 08:15 08:45 09:20 09:45 10:05 10:30 10:55 11:20 11:45 12:10 12:40 13:05 13:30 13:55 14:20 14:50 15:20 15:50 16:20 16:50 17:15 17:40 18:05 18:30 18:55 19:20 19:50 20:20 20:45 21:10 21:35 22:00 22:30

E-57

ECZANE AKBATI 397 01 17 - 21 EYLÜL

ECZANE FİLİZ 672 01 03 - 5 EYLÜL G 28 EYLÜL ELİT ECZ. 672 33 32 - 22 EYLÜL ELVİN ECZ. 669 18 27 - 19 EYLÜL GÜNGÖR ECZ. 672 94 01 - 1 EYLÜL İSTANBUL ECZ. 672 33 30 - 12 EYLÜL

KENT ECZ. 596 55 53 - 7 EYLÜL G 30 EYLÜL MAVİ ECZ. 669 59 51 - 20 EYLÜL MOLİNO ECZ. 607 32 12 - 18 EYLÜL

OKSİJEN ECZ. 669 44 66 - 4 EYLÜL G 27 EYLÜL SU ECZ. 669 97 97 - 13 EYLÜL ŞEHİR ECZ. 608 17 27 - 10 EYLÜL

ŞELALE ECZ. 669 09 11 - 16 EYLÜL G 24 EYLÜL YILDIZ ECZ. 607 08 10 - 3 EYLÜL G 26 EYLÜL

E-58 ESENKENT-BAHÇE)EH(R-MEC(D(YEKÖY hattı EKSPRES hattır Gidi -Dönü sefer süresi: 100 dakika ESENKENT Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil 06:05 06:30 06:55 07:20 07:45 08:15 08:50 09:30 10:10 10:45 11:20 11:55 12:30 13:05 13:40 14:15 14:50 15:25 16:00 16:35 17:10 17:45 18:20 18:55 19:30

06:30 07:00 07:30 08:00 08:30 09:00 09:30 10:00 11:00 12:00 13:00 14:00 15:00 15:45 16:30 17:15 18:00 18:45 19:30 20:10

08:30 09:30 10:30 11:30 12:30 13:30 14:30 15:30 16:30 17:30 18:30 19:30 20:30

MECİDİYEKÖY-M.BUS Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil

07:20 07:55 08:25 08:50 09:20 09:50 10:25 11:00 11:35 12:10 12:45 13:20 14:00 14:35 15:10 15:45 16:20 16:55 17:30 18:05 18:40 19:15 19:50 20:30 21:10

07:45 08:15 09:00 09:30 10:00 10:30 11:00 11:30 12:30 13:30 14:30 15:30 16:30 17:15 18:00 18:45 19:30 20:15 21:00 21:45

09:45 10:45 11:45 12:45 13:45 14:45 15:45 16:45 17:45 18:45 19:45 20:45 21:45

Not: Altı-Çizgili ve Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.

ESENKENT BAHÇE)EH(R-BAKIRKÖY hattı Gidi -Dönü sefer süresi: 100 dakika KITA ND. hatt r ESENKENT Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil

06:25 06:50 07:10 07:30 08:00 08:30 09:00 09:30 10:00 10:30 11:00 11:30 12:00 12:30 13:00 13:30 14:00 14:30 15:00 15:30 16:00 16:30 17:05 17:40 18:10 18:40 19:15 19:50 20:25 20:50

06:25 06:50 07:10 07:30 08:00 08:30 09:00 09:30 10:00 10:30 11:00 11:30 12:00 12:30 13:00 13:30 14:00 14:30 15:00 15:30 16:00 16:30 17:05 17:40 18:10 18:40 19:15 19:50 20:25 20:50

07:10 07:35 08:00 08:20 08:40 09:10 09:40 10:10 10:40 11:10 11:40 12:10 12:40 13:10 13:40 14:10 14:40 15:10 15:40 16:10 16:40 17:10 17:40 18:10 18:40 19:10 19:40 20:10 20:40 21:10

BAKIRKÖY Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil

07:40 08:15 08:40 09:05 09:30 10:00 10:30 11:00 11:30 12:00 12:30 13:00 13:30 14:00 14:30 15:00 15:30 16:00 16:30 17:00 17:30 18:00 18:35 19:10 19:45 20:15 20:45 21:20 21:50 22:20

07:40 08:15 08:40 09:05 09:30 10:00 10:30 11:00 11:30 12:00 12:30 13:00 13:30 14:00 14:30 15:00 15:30 16:00 16:30 17:00 17:30 18:00 18:35 19:10 19:45 20:15 20:45 21:20 21:50 22:20

Not: Altı-Çizgili ve Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.

08:10 08:40 09:10 09:40 10:10 10:40 11:10 11:40 12:10 12:40 13:10 13:40 14:10 14:40 15:10 15:40 16:10 16:40 17:10 17:40 18:10 18:40 19:10 19:40 20:10 20:40 21:10 21:40 22:10 22:40

147 )AH(NTEPES( - AVCILAR hattı Gidi -Dönü sefer süresi: 140 dakika İBRAHİM KOÇARSLAN İ.Ö. Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil 06:00 06:40 07:20 08:00 08:50 09:45 10:40 11:30 12:20 13:20 14:10 15:00 ¦16:00¦ ¦16:50¦ ¦17:40¦ 18:45 19:35 20:20

06:00 07:10 08:10 09:30 10:50 12:10 13:30 14:50 16:10 17:30 18:50 20:10

06:30 07:25 08:35 09:45 10:55 12:00 13:05 14:10 15:15 16:20 17:30 18:40 19:50 20:50

AVCILAR Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil

06:20 06:50 ¦07:30¦ ¦08:35¦ 09:20 10:10 11:00 12:00 12:50 13:40 14:40 15:30 16:20 17:20 18:10 19:00 20:00 21:00

06:55 08:10 09:30 10:50 12:10 13:30 14:50 16:10 17:30 18:50 20:00 21:20

07:25 08:35 09:45 10:55 12:00 13:05 14:10 15:10 16:20 17:30 18:40 19:50 20:50 21:50

Not: İş günleri saat 06:30’da ek sefer düzenlenmektedir. MAVİ RENKLİ HAREKET SAATLERİNDE BAHÇEŞEHİR ŞELALE EVLERİNİ DOLAŞIR.

Otobüs saatleri 1 EYLÜL 2012 tarihinde www.iett.gov.tr sitesinden güncellenmiştir

BAHÇEŞEHİR Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil

DERMAN ECZ. 605 02 14 - 9 EYLÜL

DİLEK ÖZ ECZ. 669 70 10 - 6 EYLÜL G 29 EYLÜL







Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.