MART 2013 - YIL: 4 - SAYI: 33
AYLIK AKTÜALİTE ve YAŞAM DERGİSİ
A4ciftsayfa-sol.pdf
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
1
04.03.2013
10:15
A4ciftsayfa-sag.pdf
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
1
04.03.2013
10:17
Şehr-i Bazaar
KC G ÇARŞI’DA ALTINCI YILIMIZA ÖZEL
%20
%30 %40 İ M R İ %50 D İN
0 212 669 32 59
İNDİRİMLİ GÜNLER
‘DE NELER VAR?
EDİ TÖR ,ün Notu
Kader utansın ben ne diyeyim:) Yeni bir yılın ilk bahar ayından herkese merhaba diyerek başlamak istiyorum… Gerçi bu nasıl bir bahar ayıysa. Benim bildiğim cemreler düşer, doğa yavaş yavaş uyanmaya başlar, mis gibi bahar kokusunu içine çekersin. Daha mart ayının başındayız acaba bunları düşünmek için çok mu erken ama son yıllarda olduğu gibi yine bu baharın da başlaması bir garip. Bir gün içerisinde neredeyse dört mevsimi yaşıyoruz. Bir bakıyorsunuz güneş açıyor, bir bakıyorsunuz soğuk içinize kadar işliyor. Bir kar yağması eksik kalıyor. Gerçi ‘Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır” diye bir atasözümüz vardır. Ben de her an kar yağmasını bekliyorum dersem yalan olmaz. Bahar ayıyla giriş yaptıktan sonra gelelim asıl konumuza. ‘Düşümde bir sınav gördüm’. Kapak konumuzun özüne bakarsak, hayatımızdaki sınavlar ve mutluluk ikilemesini konu alıyor. Bu konuyla ilgili hayatımızdaki sınavlar dedik ve bunu tuttuğunu koparan arkadaşımız Seda Asparuk araştırdı. Bu araştırmalarından bir kaçına sayfalarımızda yer verdik. Genel olarak bakıldığında hayatın ilk evresinde kağıt kalem kullanılarak girilen sınav kelimesinin ilk akla gelen anlamından farklı şeyler ortaya çıktı. Aslında hemen hemen herkesin hayatında, her evresinde sınav var ve hatta hayatımızın akışını değiştiren sınavlar var. Araştırmalarımızdan çıkan sonuç ise çoğunlukla aynı. En yakınların, anne-babanın kaybı ya da birinin hastalanması hayatımızdaki en büyük sınav, dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Tabii ki yine her zamanki gibi ben kendime de sordum bu soruyu... Ben bu sefer verilen cevapların aksine bir cevap verdim. Evet, benim de küçük yaşta babasını kaybeden birisi olarak belki de hayatımın yönü değişmiştir. Ama bunu hiç bilemedim. Babam yaşasaydı hayatım nasıl olurdu, ne farklılaşırdı bunu hep sorguladım ama cevap bulamadım açıkçası. Ben, benim hayatımın en büyük sınavının iş değiştirmem olduğunu düşünürüm. 90’lı yıllarda basın hayatına ilk başladığım Dünya Gazetesi’nden istemediğim halde annem ve ablamın zoruyla Gölge Adam Gazetesi’ne geçmemin benim hayatımın yönünü değiştiren, en büyük sınav olduğunu düşünürüm. Ama güzel bir sınav. Eğer iş değiştirmemiş olsaydım eşim ile nasıl tanışır ve 19 yıldır başarılı bir şekilde sürdürdüğümüz evliliğimizin temelini nasıl atardım bilmem… Kader utansın ben ne diyeyim:) Peki, siz düşündünüz mü? Sizin hayatınızın yönünü değiştiren en büyük sınavınız ne? Sizin de hayatınızdaki sınavların sonucunun hep mutlulukla sonuçlanması dileğiyle…
12. Dünden bugüne Bahçeşehir’de ikinci buluşma 14. Başakşehir’de dev “Teknolojik imza” 16. Sofa Bahçeşehir Göl manzaralı akıllı evler 18. - “Birlikte Yürüyoruz” - BKSM’de geçen ay 22. Kısa haberler 32. Başakşehir Belediye Başkan Yardımcısı Nurettin Ertemel: “Bahçeşehir’de kadın olmak çok zor”
54 38. İstatistiklerle Türkiye’de kadın 44. Kapak Konusu “Düşümde bir sınav gördüm” 50. “Barış abimiz bize hep 10 puan verirdi” 54. Terra Cotta Çin Hazineleri Sergisi 70. Dosya/Üniversiteler Kültür Üniversitesi rektörü Semahat Demir 78. Gezi - Dikkat! Bu bir okul gezisidir
50
HER AY SİZLERLE
20. İYİSİYLE-KÖTÜSÜYLE Özkan Erdoğan 28. EKONOMİ- Kayhan Öztürk 42. HAVADAN SUDANMüjde Köseoğlu 62. EĞİTİM- Yard. Doç. Dr. Nilgün Uluser İnan 82. SPOR- Savaş Kahraman 90. DOĞAL YAŞAMProf. Dr. Murat Kartal 92. GÜZELLİK Yasemin Yurtman Candemir
98. 102. 104. 106. 107. 108. 110. 112. 113.
YEMEK - Hatice Koç MODA - Bengü Arslan ASTROLOJİ- Nisa KÜLTÜR SANATHatice Gülçür İnanç EN GÜZEL ÇOCUKLAR HUKUKAvukat Şirin Şilli POLİTİKACemal Subaşı BULMACA REHBER
HER REKLAM BİR KAZANÇTIR DİYORSANIZ
BİZE ULAŞIN
607 10 28 532 371 76 93 212
Melike Güntürk
İmtiyaz sahibi: HAZAN YAPIMEVİ Genel Yayın Yönetmeni: Hasan Güntürk
10
I MART 2013
Yazı İşleri Müdürü: Melike Güntürk
Reklam Müdürü: Nurcan Ercan Güler
Sorumlu Haber Müdürü: Hatice Gülçür İnanç
Yayın Kurulu: Hatice Gülçür İnanç Kazım İlter İnanç
Tasarım ve Uygulama: Hazan Yapımevi Teknik Müdür: Aziz Serdar Taştan
Kapak Çizim-Tasarım: Naci Koç Hukuk Danışmanı: Av. Baycan Şabudak
İLETİŞİM: Boğazköy Hoşseda Sit. H Blok 7/14 Bahçeşehir/Başakşehir/İst. Tel: 0212 607 10 28 e-mail: 4mevsimbahcesehir@gmail.com 4mevsim@hazanyapimevi.com Facebook: Dört Mevsim Bahçeşehir web: www.hazanyapimevi.com
Dağıtım: 4 Mevsim Bahçeşehir Dergisi Baskı: Veritas Basım Merkezi Kağıthane-İstanbul 212 294 50 20
4 Mevsim Bahçeşehir Dergisi ayda bir yayınlanır. Bahçeşehir’de evler ve işyerleri başta olmak üzere, Ispartakule, Ardıçlı Evler, Spradon, Mesa Nurol, Eston, City Court, Günışığı, Uphill, Banu Evleri, Hill Park, Yasemin Evleri, Kardelen Evleri, Esenkent, Boğazköy (Avc›lar-Beylikdüzü E5 işyerleri) bölgelerine ücretsiz dağıtılır. Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazı sahibine, reklamların sorumluluğu reklam verenlere aittir.
Katkıda bulunanlar: Ece Sevinç, Ertan Dağhan, Murat Sevinç, Onur Yurtseven, Seda Asparuk, Serkan Güler, Yasemin Sevinç, Yücel Akkoyunlu, Z. Hazan Güntürk Dağıtım ekibi: Devran Öztürk, Sergen Demirtaş, Can Çataltaş, Sadık Can Düzgün, Egemen Akalın, İsmail Karatuna, Veli Akgül, Deha Güneş, Berk Şimşek, Hasan Gediktaş, Onur Çiftçi, Sefa Sağyolavaç
Dünden bugüne Bahçeşehir‘de ikinci buluşma
BÖLGEDEN
Başakşehir Belediyesi “Bahçeşehir Sohbetleri"nin ikinci ayında Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel’i misafir etti
Başakşehir Belediye Baskanı Mevlüt Uysal'ın ev sahipliğini yaptığı geceye İlçe Kaymakamı Cevdet Can ve çok sayıda vatandaş katıldı. Başkan Uysal yaptığı konuşmada "İlçemizin güzelliklerine, değerlerine hep birlikte sahip çıkmalıyız "dedi. Başakşehir Belediyesi Bahçeşehir Haldun Dormen sahnesinde düzenlenen "Bahçeşehir Sohbetleri" Başkan Yardımcısı Nurettin Ertemelʼin sohbetlerin amacını anlatması ile
başladı. Ertemel, "Komşuluk ilişkilerini kuvvetlendirmek, semt olgusunu geliştirmek istedik. Bahçeşehir'in ilçemiz içerisinde ayrı bir yeri var. Bu proje için STK'larla birlikte çalıştık" diye konuştu. Gecenin ev sahipliğini yapan Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal "Kalabalıktan anlaşıldığı kadarıyla Bahçeşehir'in bu sohbetlere ihtiyacı varmış. Her ay bir tane olmak üzere 12 tane sohbet Sohbette, eğitim sektörüne başlamasını ve bu alandaki başarılarını aktaran Yücel, Bahçeşehir Üniversitesinin ilçeden Beşiktaş'a gidiş öyküsünü anlattı.
12
I MART 2013
gerçekleştireceğiz ve sonunda da sohbetleri kitap haline getireceğiz. Bahçeşehirliler Başakşehir'e bağlanınca ismimiz kaybolacak kaygısı taşımış olabilirler ama Kadıköy ilçesinde Moda her zaman moda, Beşiktaş ilçesinde Bebek her zaman Bebek'tir, Bahçeşehir de Başakşehir'de her zaman marka ve değerini koruyacaktır" dedi. Enver Yücel'in hayatından kesitlerin yer aldığı slaytın ardından Moderatörlüğünü Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Mehmet Çelik'in yaptığı Bahçeşehir Söyleşisi'ne geçildi. "Evimde dostlarımı ağırlıyor gibi hissettim" Eğitim alanında pek çok ilke imza atan Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel, Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal ve ekibine teşekkür ederek başladığı konuşmasında "Başkanımız bizleri maziye götürdü. Belediyemiz geçmişimizdeki ev sohbetlerini günümüze taşıdı. Umarım bu sohbetler diğer belediyelere de örnek olur. Kendimi evimde dostlarımı ağırlıyor gibi hissettim" dedi. Eğitim sektörüne başlamasını ve bu alandaki başarılarını aktaran Yücel, Bahçeşehir Üniversitesiʼnin ilçeden Beşiktaş'a gidiş öyküsünü de anlattı "Biz hizmet etmeyi ailemizden
Dört Mevsim Bahçeşehir
öğrendik ve bu anlayışı işimize taşıdığımız için de başarılı olduk. Biz Üniversitemizin ismini değiştirmedik, değiştirmeyi de düşünmüyoruz. Dünyanın pek çok ülkesi Bahçeşehir ismini tanıyor. Ben inanıyorum ki Türkiye denince İstanbul akla geliyorsa onun ardından da Bahçeşehir adı gelecek" dedi. "Eğitim özel sektöre bırakılmalıdır" Eğitim siteminin diğer ülkeler de de tartışıldığını vurgulayan Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel "Gelecekte okullar modüler hale gelecektir. Eğitim sistemi diğer ülkelerin de sorunu. Türkiye'de adil bölüşebilmek ve adil hukuk için devlet eğitimden elini çekmelidir, eğitim özel sektöre bırakılmalıdır. Sınav sistemi bu ülkede mutlaka olacaktır ama ölçüm ve sınavın içeriği değiştirilmelidir" dedi. Başakşehir Belediyesi'nin 4G teknoloji projesinde birlikte çalışmak istediklerini belirten Enver Yücel "Belediyemiz her eve 1GB internet vererek, akıllı evleri oluşturuyor, bizler de belediyemizle birlikte çalışarak eğitimi evlere kadar getireceğiz" dedi. Yücel, sonrasında katılımcıların merak ettiklerini ve sorularını da cevapladı. Bahçeşehir sohbetleri Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal'ın Başkan Enver Yücel'e plaket takdimi ile son buldu.
Bahçeşehir Sohbetleri’nin ikincisine konuk olan Enver Yücel’e katılımcılar merak ettiklerini sordular... MART 2013 I
13
Dört Mevsim Bahçeşehir
BÖLGEDEN
Başakşehir’de dev “Teknolojik imza”
Başakşehir Belediyesi dünyadaki teknolojik bazlı ürünlerin pazarda ilk defa denenmesi ve alıcısıyla buluşması için, Living Lab kapsamında ASELSAN, NETAŞ, ARGELA firmalarıyla mutabakat metni imzaladı. Çırağan Sarayıʼnda gerçekleşen ve Savunma Sanayi Müşteşarlığıʼnın düzenlediği, Milli Savunma Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığıʼnın desteklediği etkinlik, ASELSAN, NETAŞ, ARGELA sponsorluğunda gerçekleşti. İmzalanan anlaşmalarla 4G askeri, kamu güvenliği ve sivil uygulamalar için dördüncü nesil (4G) haberleşme teknolojisi geliştirmek için AR-GE firmaları güçlerini birleştirdi. Başakşehir Belediyesi de imzalanan protokolle Living Lab kapsamında teknolojinin önde gelen AR-GE firmalarının ürünlerini Türkiyeʼde ilk defa pilot
ilçe olarak Başakşehirʼde denenmesi için adım atmış oldu. Konuşmaların ardından ise teknoloji devleri ASELSAN, NETAŞ, ARGELAʼnın temsilcileri ULAK projesi olarak isimlendirilen “4G askeri, kamu güvenliği ve sivil uygulamalar için Dördüncü Nesil (4G) Haberleşme Teknolojisi Geliştirme Projesi”ni imzaladı. İmza töreninde 4G uygulamalarının deneneceği ilçe olan Başakşehir adına Belediye Başkanı Mevlüt Uysal protokol metnine imza attı. Daha sonra SSM ve ASELSAN arasında işbirliği anlaşması gerçekleştirildi. Tören, hatıra imza föyünün imzalanması ve fo-
toğrafı çekimi ile son buldu. İmza töreninin ardından, “2.Savunma, Güvenlik ve Bilgi Teknolojileri Sektörel İşbirliği” Konferansı, Kamu Güveliği Acil Haberleşme ve Siber güvenlik başlıkları altında panellerle devam etti.
Akademisyenler Başakşehir'i örnek gösterdi Başakşehir Belediyesi bilimsel bir çalışmaya daha imza attı. Yürütmekte olduğu birçok projeyi, akademik konferanslarda tanıtan Bilgi İşlem Müdürlüğü her yıl düzenlenen Dünya Bilgi Teknolojileri Konferansında sunmuş olduğu "A mobile solution to improve efficiency of mobile employees"
14
I MART 2013
(Saha Personellerinin Verimlilik Artırımı için Mobil Çözüm) isimli bildirisi ile uluslararası akademik camiadan takdir topladı. Başakşehir Belediyesinin bu çalışması AWER Procedia of Information Technologies & Computer Science akademik dergisinde yayınlanmaya hak kazandı.
FRATELLI LA BUFALA’DA
HER ÇARŞAMBA
KEMAN&GiTAR DEMET
İLKER
Restaurant Müdürü Hüseyin Kılıç 1974 İstanbul doğumluyum. Sektörde çalışmaya 15 yaşında başladım, 5 yıldzlı oteller seviyesinde çalışmaya başladıktan sonra yurtdışı deneyimim oldu, cruise seyahat gemilerinde çalıştım. Başlıca görev aldığım yerler: Papermoon, Laila , Chinawhite, Sortie ve uzun yıllar Chocolate da görev aldıktan sonra Fratelli La Bufala’ya geçiş yaptım. İşletme sahibimiz Fulya Hanım’ın Bahçeşehir’de yakalamış olduğu eksikliği tamamlamak adına, el birliği ile bu bütünlüğü sağladığımıza inanıyorum. Yüksek tecrübelerimle bu mekanın bölgenin en elit restaurantı olacağına, hizmet ve kalitemizle de adımızdan çok bahsettireceğimize inanıyorum...
Akbatı AVM Fransız Sokağı A93 Esenkent-Bahçeşehir Tel: 0212 500 37 31 0212 397 09 74
Dört Mevsim Bahçeşehir
BÖLGEDEN
Sofa Bahçeşehir Göl manzaralı akıllı evler
Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal ve Gül İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Ali Gülʼün katılımıyla birçok ilke imza atacak Sofa Bahçeşehirʼin lansmanı Gölet Restaurantʼta yapıldı. Bahçeşehirʼin tam merkezinde, tüm daireleri göl manzaralı ve teras keyfiyle tam bir konfor alanı olarak tasarlanan Sofa Bahçeşehir, 1+1ʼden 4+1ʼe kadar farklı büyüklüklerde 120 teraslı dairesi ve 28 mağazasıyla her zevke hitap edecek, yatay bir konsept ile inşa edilecek ve sadece 6 kattan oluşan butik bir proje. Başakşehir Belediyesi ve Gül İnşaat iş birliğiyle hayata geçen proje aynı zamanda Innovatif yapısıyla da dikkat çekiyor. Türkiyeʼde ilk defa Başakşehir Belediyesi tarafından uygulanacak “Living Lab ICT” sistemi yine Türkiyeʼde ilk kez “Sofa Bahçeşehirliler”in hizmetine sunulacak. Özel yazılıma sahip android tabletler belediyeye ait intranet ağına bağlı olacak ve bu internet ağı ile daire sahipleri tüm kamu hizmetlerinden yararlanabilecek. Başakşehir Belediyesi İnnovasyon Merkeziʼne bağlı olacak bu sistem ile tüm yeniliklerden haberdar olmak da mümkün olacak. “Sofa Bahçeşehirliler” koltuğundan kalkmadan Living Lab ICT sistemi ile Aile hekimine görüntülü olarak muayene olabilecek, Belediye Başkanı ile görüşebilecek, marketten sipariş verebilecek ya da Belediye meclis toplantısına katılabilecek. Projenin lansmanında konuşan Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal “Sofa
16
I MART 2013
Birçok ilke imza atacak Sofa Bahçeşehir, belediyenin hasılat paylaşımlı ilk projesi olduğu gibi Innovatif yapısıyla da dikkat çekiyor. Türkiye’de ilk defa Başakşehir Belediyesi tarafından uygulanacak “Living Lab ICT” sistemi, Sofa Bahçeşehirliler’e evinden çıkmadan tek tuşla pek çok farklı imkan sunuyor…
Bahçeşehirʼin ihale bedeli 60 milyon TL, ancak şu anda görünen o ki bu projeden 100 milyon TLʼnin üzerinde bir gelir sağlanacak. Sofa Bahçeşehirʼde ortaklık oranımız %54, bu durumda belediyenin de 50 milyon TLʼnin üzerinde gelir elde etmesini bekliyoruz. Bu proje birçok ilke imza atıyor. Öncelikli olarak belediyemizin hasılat paylaşımlı ilk projesi. Bunun dışında teknoloji anlamında da Bahçeşehirʼde ilk defa uygulamaya girecek bir alt yapıdan söz etmek mümkün. Living Lab ICT teknolojisi ile Sofa Bahçeşehirʼde yaşayanlara pek çok kolaylık sunuyor olacağız” diye konuştu. Gül İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Ali Gül ise Sofa Bahçeşehir için; “Çok büyük bir şehirde farklı konseptlerde tüketiciye sayısız imkanın sunulduğu, emlak projeleri arasında bir ilke imza atmaktan Başakşehir Belediyesi ve Gül İnşaat olarak bizler gurur duyuyoruz. Bu projede tam bir konfor alanı yaratmak için her ayrıntıyı düşündük. Sofa Bahçeşehir, modern mimari yapısı, özel peyzajıyla günün her saatinde kendinize ait zamanlar yaratabileceğiniz avlusu ve unutulmaya yüz tutan teras keyfini yeniden hayata geçirmesiyle ev sahiplerine tam bir konfor alanı yaratacak. Muhteşem göl manzarası ve teraslarıyla her günü keyfe dönüştürecek Sofa Bahçeşehirʼde dairelerin lansman fiyatları 120 bin TL ile 780 bin TL arası değişiyor. 2014 Aralık ayında teslim edilecek dairelerde ayrıca %1 KDV avantajından da yararlanılacak” dedi.I
BÖLGEDEN
“Birlikte Yürüyoruz”
Dört Mevsim Bahçeşehir
BKSM’de geçen ay
Bahçeşehir, Erkin Koray’ı ağırladı
Engelleri kaldırmak için Türkiye birlikte yürüyor… “Engellilerle birlikte yaşama kültürünü artırmak” konulu Türkiye Beyazay Derneği’nin koordinatörlüğündeki “Birlikte Yürüyoruz” kampanyası, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in de katıldığı bir törenle başladı.
“Birlikte Yürüyoruz” kampanyası pilot ilçe olarak seçilen Başakşehir, Esenler ve Üsküdar ilçelerinde yürütülecek ve üç yılı kapsayacak. Çalışma daha sonra Türkiye geneline yayılarak devam ettirilecek. Proje kapsamında; 576 adet konferans, 4.320 saatlik eğitim, okullara yönelik 12 yarışma, yaz kampları, çizgi filmler, belgeseller ve film gösterimleri yer alacak. Kampanyanın yüzü olan görme engelli “Fati” çizgi film karakterinin maceraları üzerinden devam edecek proje ile toplumda engellilere yönelik farkındalık oluşturmaya çalışılacak.
“Birlikte Yürüyoruz” Başakşehir basın lansmanı yapıldı
Başakşehir Belediyesi, Beyazay Derneğiʼnin düzenlediği “Birlikte Yürüyoruz” sosyal sorumluluk projesinin, ilçemizdeki etkinlikleri basın lansmanı ile başladı. Başkan Mevlüt Uysal ve Türkiye Beyazay Derneği Genel Başkanı Lokman Ayvaʼnın katıldığı lansmanda konuşan Belediye Başkanı Mevlüt Uysal “Engelleri aşmak için belediyenin çalışması tek başına yeterli olmaz, vatandaşımızın bilinçlenmesi ve çalışmalara destek vermesi şart” dedi. Çok sayıda basın mensubunun takip ettiği basın toplantısı ile Başakşehir etabı başlayan proje, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, İstanbul Valiliği ve İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğüyle koordineli olarak yürütülüyor. Düzenlenen etkinliklerle toplumun engellilerle birlikte yaşama kültürünü artırmayı hedefleyen projenin ayrıntılarını veren Başkan Lokman Ayva desteklerinden ötürü Başakşehir Belediye başkanı ve ekibine teşekkür etti.
18
I MART 2013
BKSM sahnesi ölümsüz şarkılara imza atan Erkin Korayʼı hafızalardan hiç çıkmayacak bir gece ile ağırladı. Bahçeşehir Kültür Sanat Merkezinin 1219 kişilik salonunu dolduran ve birçok seyircinin de konseri ayakta izlediği Koray henüz hiç yorulmadığını, 55 yıl daha koşabileceğini bir kez daha sevenlerine kanıtladı.
Mustafa Ceceli’den müzik ziyafeti
Son dönemin sevilen şarkıcılarından Mustafa Ceceli, Başakşehir Belediyesi Bahçeşehir Kültür Sanat Merkeziʼnde adeta bir müzik ziyafeti sundu. BKSMʼnin merdivenlerine kadar tamamını dolduran sevenlerine şarkılarını söyleyen Ceceli, aşk, hüzün ve özlem temalarıyla eşsiz bir konser verdi.
Emre Aydın BKSM’yi salladı
BKSM, pop dünyasının en gözde yıldızlarından Emre Aydınʼın konserine ev sahipliği yaptı. Emre Aydın, çoğunluğu gençlerden oluşan ve BKSMʼnin 1219 kişilik dev salonun koltuklarını ve merdivenlerini tamamen dolduran kalabalık izleyici topluluğu ile şarkılarını birlikte söyledi. Emre Aydın fanlarının da ilgisinin büyük olduğu konserde, sanatçı izleyicilere unutulmaz bir gece yaşattı.
İYİSİYLE KÖTÜSÜYLE
Sizden gelenlere devam
Merhaba sevgili Bahçeşehirliler… Geçen sayımızda yayınladığımız okur mailleri ve yetkili cevapları büyük ilgi gördü. Mail sayılarım ciddi bir şekilde fazlalaştı... Bu ay da gelen A B A B ÖZKAN maillerden en çok Bahçeşehir’in kanayan yarası olan hastane konusu mailleri ağırlıktaydı... Biz de bu konudaki seçtiğimiz mailleri yetkililerle paylaştık ve cevap aradık. Bunları da sizlerle paylaşıyoruz... Bu arada sorularımıza içtenlikle cevap veren Belediye Başkan Yardımcımız Nurettin Ertemel’e 4 Mevsim Bahçeşehir Dergisi ve tüm Bahçeşehirliler adına teşekkür etmeden geçemeyeceğim...
“Başımıza bir şey gelse acil olarak gidecek hastanemiz yok”
“Sevgili Özkan Bey, Bahçeşehir'de 17 yılı aşkın bir süredir yaşıyorum. Her ne kadar bölgemiz yıllar içinde gelişme gösterse de Bahçeşehir'de hala tam teşekküllü bir hastane olmaması kanayan bir yara. Acil müdahale yapılacak klinikler olmasına rağmen, ileri teşhis ve tedavi yöntemleri uygulanacak hastanemiz yok maalesef. Çevremizde haftada 3 gün diyalize gitmek zorunda kalan hastalar var. Kalp krizi geçirdiğinden şüphe edilip en yakın klinikte EKG’si çekilerek teçhizat ve yoğun bakım ünitesi olmadığı için çevredeki hastanelere yönlendirilen hastalar var. Mide kanaması geçiren fakat endoskopi uygulanamayan hastalar, trafik kazası geçiren ve tomografi çekilmesi için hastane arayan hasta yakınları, doğum yapmayı bekleyen anne adayları... Sağlık konusunda yaşanan bu sorunların çözüme ulaşması için bir adım atılması gerektiği inancındayım. Sizin vasıtanızla ilgililerin ve yetkililerin bu konuya hassasiyet göstermesini ve Bahçeşehir'in ve Bahçeşehir'de yaşayanların hak ettiği tam teşekküllü bir hastane yapımı için gerekenin yapılmasını temenni ediyorum.” Hülya ÇIVGIN
“Sayın Özkan bey, her geçen gün nüfusu kat kat artan Bahçeşehir’de başımıza bir şey gelse acil olarak gidecek bir hastahanemiz yok. Bu konuyu neden dergi olarak ele almıyorsunuz. Saygılarımla” Murat Türkmen
Çok yakında tam teşekküllü özel bir hastanemiz olacak... “Bahçeşehir’de yaşamın başladığı günden itibaren, insanları en çok ilgilendiren ve yokluğu en çok tedirgin eden, sağlık tesislerinin yetersizliği olmuştur. Belde belediyesi döneminde nüfusun azlığı ve yatırımların ilçe merkezlerine kayma zorunlulukları sebebiyle de hastane civar ilçelere yapılmıştır. Bugün itibariyle Esenyurt Devlet ve Küçükçekmece Kanuni Sultan Süleyman Hastaneleri hizmetlerini sınır ilçelerimizde vermektedir. Bir çok kez Belediye Başkanımız Sayın Mevlüt Uysal’ın hastane konusunu gündeme getirme çabaları, nüfusun azlığı sebebiyle yatırımın olamayacağı ve yakınlarımızdaki hastanelerin varlığı sebebiyle sonuçsuz kalmıştır. Kaldı ki ilçemiz sınırları içinde Olimpiyat Stadı yakınlarında 2200 yataklı, bir çok ihtisas branşlarının bulunduğu Türkiye’nin en büyük hastanesinin ihalesi 2014 yılının sonuna yapımı planlanmaktır. Fakat tüm bu gelişmelere rağmen Belediye Başkanımız Sayın Mevlüt Uysal, Bahçeşehir’in hastane konusundaki eksikliğini gidermek adına merkezde
20
I MART 2013
belediyeye ait bir arsayı hastane alanı olarak planlara işletmiş olup özel hastane sahipleriyle, konuyu çözme aşamasına getirmiştir. Çok yakın bir zamanda halkın da istifade edeceği sağlık sektöründe öncü olan bir yatırımcı Bahçeşehir’e tam teşekküllü bir hastane yapmak üzere belediyemizle sözlü yapmış olduğu mutabakatı resmileştirecek ve en kısa süre içinde yatırımcı grup imalata başlayacaktır. Bahçeşehir’de yaşayan halkımız adına belediyemiz bu konuyu en kısa zamanda çözecek ve gelişmeleri paylaşacaktır. Hülya Çıvgın hanımefendinin ve Murat Türkmen beyin belirttiği bu hususları takip ettiğimizi bildirir, hassasiyet ve temennileri için teşekkürlerimizi sunarım. Sağlıklı ve mutlu yarınlar temennisiyle. Hoşçakalın… Başakşehir Belediyesi Başkan Yardımcısı Nurettin Ertemel
Siz de Bahçeşehir’de şahit olduğunuz iyileri ve kötüleri bana yazın bende araştırıp, herkesi buradan bilgilendireyim…
4mevsimozkan@gmail.com
ndviçler - Enfes Tatlıla a S s r efi N ra l a arn k a nM a y l ta er - İ l e v h Özel Ka
Mart ayına özel Makarna + Gazlı İçecek
12,50 TL
Salata + Gazlı İçecek
10 TL
www.lavazzaturkiye.com
KISALAR
BeDAİD ile bası yaralarına son
Türkiyeʼde yatağa bağlı yaşamak zorunda kalan hasta sayısı tam olarak bilinmiyor. Ama ülkemizde engelli sayısı yaklaşık 8.5 milyon kişi. Sadece İstanbulʼda 15 bin engelli yatağa bağımlı. Bu hastaların en büyük sorunu, uzun süreli yatakta bulunmaktan kaynaklanan ve vücutta oluşan bası (yara) sorunu. Bunun önüne geçmek için birçok ilaç üretildi, tedavi yöntemleri denendi, ama hiçbiri tam olarak çözüm sunamadı. Özellikle yatağa bağımlı hastalarda basınç, nem, friksüyon (sürtünme), enfeksiyon, ödem vb. sorunlardan dolayı oluşan bası yaralarına BeDAİD son veriyor. Tasarımından elektronik devrelerine, yazılımından uzaktan kumandasına kadar tamamını Türk uzmanlarla birlikte, 6 yıl süren Ar-Ge çalışmaları sonucu Türkiyeʼde geliştirilen BeDAİD, sıfır bası alanı oluşturuyor. Her şeyiyle yerli üretim olan BeDAİD, ayrıca kan dolaşımında iyileşme ve yara oluşmuş/oluşabilecek bölgelerin temiz hava ile temas etmesini sağlıyor. Dünyada ilk kez geliştirilen sistem, bası yarası riskini ortadan kaldırmak üzere dizayn edildi. Bası yaralarını önlemek amacıyla geliştirilen BeDAİD, aynı zamanda konforlu uyku arayanlar için de ideal. Nisan 2013ʼte TÜYAP Fuar Merkeziʼnde gerçekleşecek ʻEkspomed Tıp Fuarıʼnda ilk kez piyasaya sunulacak olan BeDAİD, yılda yaklaşık 80-100 bin ihracat ile Türkiyeʼye yıllık 84-105 milyon dolar girdi sağlamayı hedefliyor.
BeDAİD neden önemli?
I Basıyı tamamen sıfırlayıp, bası yarası ihtimalini ortadan kaldırıyor. I Yaraların iyileşmesine destek oluyor, kan dolaşımını hızlandırıyor. I Uzun süre yatmaya dayalı ağrıları en alt seviyeye indiriyor. I Ayarlanabilir yatma ve oturma yüzeyi yaratıyor. I Kişiselleştirilebilir özel kumandasıyla hastanın tüm ihtiyaçlarına anında çözüm bulma olanağı sağlıyor. I Özellikle yanık tedavileri başta olmak üzere, sürtünmesiz ortamlara ihtiyaç duyulan her türlü tedavide büyük kolaylık sağlıyor.
BİLGİ İÇİN: www. bedaid.com Tel: 0212-4384172 22
I MART 2013
Kültür2000 Koleji‘nin “Doğaya seninde katkın olsun” projesi
SANATLA 0Ç0ÇE bir
DO.UM GÜNÜ PART0S0 çocu/unuza özel tasarımlarla hayat buluyor!
Büyükçekmece Belediyesi ve Kültür2000 Koleji çevreyi korumaya yönelik projelerle bir araya geliyor. Kültür2000 Koleji öğrencilerinin üstlendiği çalışmalara Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün de destek verdi. Barış Manço Kültür Merkeziʼnde Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün ile bir araya gelen Kültür2000 Koleji öğrencileri geri dönüşüm projeleri ile ilgili bilgi verdiler. Okullarında başlattıkları projeler hakkında bilgi veren öğrenciler Başkan Akgünʼün takdirini kazandılar. Çalışmaların Büyükçekmece Belediyesi ile ortaklaşa yapılmasıyla proje alanını genişletmeyi hedeflediklerini anlatan öğrencilere Başkan Akgün “Çevreyi korumaya yönelik projelerde gönüllü çalışan her öğrencimize, okulumuza desteğimiz sonsuzdur. Sizin gibi bilinçli ve duyarlı gençlerin bu tür projelerde yer alması bizim için onur vericidir” dedi.
Haldun Dormen, Tiyatro ve Müzikal Work Shop ile Bahçeşehirliler ile buluşuyor
G G G
DOĞUMGÜNÜNÜZÜ yapmak için Atölyemizde sanat etkinliği Atölyemizin mekan olarak kullanımı Atölyemizi mekanınıza taşıyarak Farklı seçeneklere sahipsiniz.
2-4 YAŞ GRUBU HAFTA İÇİ HERGÜN WORKSHOP
Katılım Detayları: 1 SAAT 30TL
20 TL
GÜZEL SANATLAR FAKÜLTELERİNE HAZIRLIK EĞİTİMİMİZ BAŞLAMIŞTIR
İstanbul Akademi Koleji’nde başlayan ve yaza kadar devam edecek olan Haldun Dormen Work Shop ile her hafta cumartesi günü gençler ve yetişkinlere özel bir Work Shop projesini gerçekleştiren Haldun Dormen; Bahçeşehirlilerle buluşmaktan son derece memnun. 4 aylık eğitimin sonunda “Müzikallere Selam” adlı bir proje gerçekleştirecek olan katılımcıların bu gösterileri Bahçeşehirlilerle buluşacak. Yeni başlayan projede sınırlı sayıda katılımcı Haldun Dormen ile buluşma imkanı bulacak. Son kayıtların yapıldığı eğitim için arzu edenler İntersis Ajans’a yada İstanbul Akademi Koleji’ne başvurabilirler..
“ÇOCUĞUNUZUN YAPTIĞI RESMİ GETİRİN, ONA HAYAT KATALIM, 3 BOYUTLU HALİYLE ÖMÜR BOYU SİZE ANI OLARAK KALSIN” SERAMİK, AHŞAP, MOZAİK, EBRU, RESİM, KARİKATÜR, OYUNCAK, CAM BOYAMA, HOBİCRAFT, TEKSTİL-MODA TASARIM, TAKI TASARIM, MUTFAK ve YETİŞKİNLER ATÖLYESİ, DUVAR MOZAİK, DUVAR BOYAMA ETKİNLİĞİ ve AKIL GRUP OYUNLARI için KATILIM DETAYLARI; * Minimum 1 saat * Malzeme Pixxo dan * Yapılan ürünler hediye
MART 2013 I
23
212 669 29 28-532 172 11 72 www.pixxo.com.tr www.pixxoclub.com
Loca Çarşı AVM C/11 Bahçeşehir
+ + + =
KOÇLUK SİSTEMİ
KISALAR
ÖĞRENCİ ODAKLI EĞİTİM
TEST TEKNİĞİ EĞİTİMİ
DUAYEN ÖĞRETMENLER
MURAT APAYDIN DERSHANESİ
Filenin Bahçeşehirli sultanları Bahçeşehirʼin tek voleybol kulübü olan Bahçeşehir Voleybol Spor Kulübü, alt yapı takımlarına oyuncu yetiştirmek için çalışmalarına devam ediyor. 1. sınıftan itibaren her yaş grubunda eğitim veren kulüp çocuklarımıza lisanslı olarak sporcu olma şansını da veriyor. Bahçeşehirʼde sadece spor okulu mantığı güden birçok oluşumun aksine, Bahçeşehir Voleybol Spor Kulübü bünyesindeki her sporcuya geleceğin voleybolcusu gözüyle bakıyor ve çalışmalarını bu doğrultuda büyük bir ciddiyetle ve inançla yapıyor. Kulübün koordinatörü Savaş Kahraman, her yaş grubunda çok yetenekli sporculara sahip olduklarını ve bu sporcuların voleybolda Türkiye derecelerine sahip tecrübeli ve akademisyen antrenörlerle çalıştıklarını belirtti. Halen İstanbul liglerinde resmi maçlarda mücadele ettiklerini ifade eden Kahraman, kulübe duydukları sevgi ve güven için tüm Bahçeşehirlilere teşekkür ederek farkı yaşamak isteyen herkesi voleybolun gerçek adresine davet ediyor.
Defne 04 Villa 21 48/A Bahçeşehir 0212
669 69 75
www.muratapaydin.com.tr
24
I MART 2013
KISALAR
Marka Outlet N Tepe’de açıldı
N Tepeʼde açılan YK Marka Outlet mağazasının hedefi yerli ve dünya markalarının outlet ürünlerini ulaşılabilir fiyatlarla tüketiciye ulaştırmak. Bunu yaparken de her iki hafta da bir mağazadaki ürünleri %60 oranında yenileyerek tüketicinin beğenisine sunmak. Marka Outletʼte çoğunlukla bir markanın bir ürününe ait tek beden bir adet olarak bulunabilecek. Yani ürün reyona konduğunda ilk gören ürüne sahip olacak.
MEDICANA INTERNATIONAL 0STANBUL HASTANES0 8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜNÜZÜ KUTLAR MART AYI BOYUNCA TÜM KADINLARA ÖZEL MUAYENE PAKETLER0 40 YAŞ ALTI; GENEL CERRAHİ MUAYENE VE MEME ULTRASONU PAKETİ
40 YAŞ ÜSTÜ; GENEL CERRAHİ MUAYENE VE MAMOGRAFİ PAKETİ
DETAYLI BİLGİ: 0212 867 79 51 - 0212 867 79 79 KAMPANYA BİTİŞ TARİHİ: 31 / 03 / 2013
Bahçeşehir’den bir yazar
Bahçeşehirli yazar Elif Şahsuvarʼın çocuk kitabı, “Adım Ceycey” çıktı. Yazar Şahsuvar kitabını okuyacak çocuklara “Bu kitapta Ceyceyʼin kendini tanımasını, yaşadığı bu hayatı öğrenmeye çalışmasını bulacaksınız. Okurken, birçok şeyi başarabildiğini, ama bunun yanında hatalar yapabildiğini de göreceksiniz. Bazen sinirli, bazen uysal, bazen hırçın, bazen sevimli bulacaksınız onu. Sonra bir de bakacaksınız ki, afacan mı afacan olacak satırların arasında. Ama sonunda anlayacaksınız: O da aynı sizin gibi sadece bir çocuk...” diyerek anlatıyor... Çocukların zevkle okuyacağı bu kitabı, tüm kitapçılarda bulabilirsiniz.
26
I MART 2013
15 TL
Haftaiçi haftasonu serpme kahvaltı (yumurta çeşitleri ve menemen dahil)
EKONOMİ
Dört Mevsim Bahçeşehir
Cari açık sorunu
“Cari açık üç kalemden KAYHAN ÖZTÜRK FİNANSGÜNDEM.COM oluşur. GENEL YAYIN YÖNETMENİ kozturk@finansgundem.com Birincisi uluslararası mal ticareti yani ithalat ve ihracattır. İkincisi hizmetler hesabı: turizm, sigortacılık, taşımacılık gibi hizmet ticaretinden oluşur. Üçüncüsü transferler hesabı denilebilir yurt dışında çalışan işçilerimiz ve ülkemizde çalışan yabancı işçilerin yol açtığı döviz transferleridir. Bu kalemler ülkede ticaret, hizmetler ve transferler sonucu döviz giriş çıkışlarını gösterir. Sonuç olarak ülkeye gelen döviz ülkeden çıkan dövizden fazlaysa cari fazla tersi ise cari açık oluşur.”
28
I MART 2013
Son yıllarda Avrupa ve Amerika başta olmak üzere gelişmiş ülkelerin ekonomilerinde ciddi sorunlar yaşanıyor. 2008’in sonunda başlayan global kriz olarak adlandırılan bu süreç gelişmiş ekonomileri ciddi şekilde sallarken, bazı ülkeler ufak badirelerle atlattı. Az zarar gören ya da zarar görmeyen, hatta bazı yorumlara göre bu süreçten güçlenen ülkeler oldu. Bunlar ise genelde gelişmekte olan ülkeler oldu. Peki, aralarında Türkiye’nin de olduğu bu ülkelerde her şey güllük gülistanlık mı? Aslında pek sayılmaz. Çünkü globalleşen dünyada bir yerde yaşanan sorun az ya da çok bir şekilde sizi de etkiliyor. Çünkü kendi kendine yeten, her şeyi yapan, ürüten ve tüketen bir ekonomi modeli yok. Az ya da çok bütün ülkelerin birbirleriyle alış verişi var. Böyle olunca bir yerde yaşanan sorun diğer yerlere de yansıyor. Yansımanın derecesi ise o ülkenin dışarıya ne kadar açık olduğu ve kendi ekonomisindeki sorunlara bağlı olarak değişiyor. Türkiye’nin şansı ise bu noktada başlıyor. Nasıl mı? Biraz açalım; 2001 yılında yaşanan ekonomik krizde özellikle 20’nin üzerinde bankası batan yada el konulan Türkiye, çok ciddi bedeller ödedi. Bu bedelleri öderken de ekonomik altyapıyı yeniden kurmak adına biraz da IMF, Dünya Bankası gibi borç veren uluslararası kuruluşların zorlamasıyla ekonomik altyapısını yeniden düzenledi. Daha önce halının altına sürülen, görmezden gelinen, idare edilen bütün sorunlar günışığına çıkarılarak müdahale edildi. Bir daha olmaması için de önlemler alındı.
Örneğin Merkez Bankası’nın bağımsızlaştırılması, BDDK’nın kurulması hep bu dönemde yapıldı. İşte Türkiye bu süreçte aldığı ekonomik önlemler sayesinde 2008 sonunda başlayan global krize deyim yerindeyse hazırlıklı yakalandı. Bazı yorumlara göre Türkiye global krizden güçlenerek çıktı. Dünyada bollaşan ama gidecek yer arayan paranın yanaştığı limanlardan biri oldu. Ama bu Türkiye ekonomisin sorunları yok anlamına da gelmiyor. Bu dönemde Türkiye’de en çok tartışılan ekonomik sorunlardan biri cari açık oldu. Türkiye ekonomisi büyürken, cari açıkta büyüyor. Son yıllarda çapı, boyutları giderek büyüdü. Cari açıktaki hızlı büyüme potansiyeli ekonomi yönetimini geçen yıl önlemler almaya itti. Ekonomik büyümeye fren konuldu. Bankaların kredilerine sınır getirildi. Alınan önlemlerin etkisiyle cari açık 2011’deki 77,2 milyar dolar seviyesinden 2012 sonunda 48,9 milyara geriledi. Türkiye’nin en büyük ithalat kalemi olan enerji hariç tutulduğunda ise cari işlemler dengesi 2012 yılında 11,2 milyar dolar fazla verdi. 2012’de cari işlemler dengesinde kaydedilen iyileşmede, politika yapıcılar tarafından alınan önlemler paralelinde yurt içi talebin kontrol altında tutulması, ihracat
İ K İ N C İ
E L D E
B İ R İ N C İ
A D R E S
ALMAK YADA SATMAK İSTEDİĞİNİZ
ARAÇLARINIZA ÖZEL FİYAT
HER BÜTÇEYE UYGUN
2. EL OTOMOBİL
ALIM SATIMI
UYGUN OTOMOBİL KREDİSİ İLE
UZMAN KADRO VE GÜVENLİ SATIŞ
Oto Center Galericiler Sit. G Blok No:1 Yüzyıl-Bağcılar www.altunauto.com info@altunauto.com
Tel: 0212 673
33 58 (Pbx) Cep: 0532 268 18 57 - 0532 350 76 18
EKONOMİ artışının pazar çeşitlendirmesinin etkisiyle devam etmesi ve altın ihracatındaki belirgin artış etkili oldu. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, ödemeler dengesi verilerinin açıklanmasının ardından yaptığı konuşmada Orta Vadeli Program'da 2012'de yüzde 7,3 olarak öngörülen cari açık/GSYH tahmininin büyük olasılıkla yüzde 6 ile 6,3 arasında gerçekleştiğini ifade etti. Türkiye’nin başını ağrıtan, bu sorun tam olarak nedir? Basit tanımıyla cari açık bir ülkenin ürettiğinden fazla harcaması anlamına gelir. Ülkeyi bireye indirirsek, söz konusu bireyin aylık ya da yıllık gelirinden daha fazla harcama yapması anlamına gelir. Cari açık üç kalemden oluşur. Birincisi uluslararası mal ticareti yani ithalat ve ihracattır. İkincisi hizmetler hesabı: turizm, sigortacılık, taşımacılık gibi hizmet ticaretinden oluşur. Üçüncüsü transferler hesabı denilebilir yurt dışında çalışan işçilerimiz ve ülkemizde çalışan yabancı işçilerin yol açtığı döviz transferleridir. Bu kalemler ülkede ticaret, hizmetler ve transferler sonucu döviz giriş çıkışlarını gösterir. Sonuç olarak ülkeye gelen döviz ülkeden çıkan dövizden fazlaysa cari fazla tersi ise cari açık oluşur. Cari açığın nedenleri
Peki, cari açık sorunu neden kaynaklanıyor? Bu noktada sözü uzmanına bırakmakta fayda var. Profesör Dr. Hüseyin Bilgin Finansgundem.com internet sitesindeki köşe yazısında bu konuda aşağıdaki tespitleri yapıyor: 1- Cari işlemler açığının temel kaynağı dış ticaret açığıdır ve turizm gelirlerinin pozitif olmasından dolayı zaman zaman büyük sorun olarak görülen cari işlemler açığı, dış ticaret açığından hep daha azdır. 2- Dış ticaret dengesinin hep açık vermesinin temel nedeni enerjide dışa bağımlı olunması ve bu çerçevede petrol, doğalgaz ve elektrik gibi enerji ihtiyacının büyük ölçüde ithalat yoluyla giderilmesidir. Örneğin, 2011 yılındaki 77 milyar dolarlık cari açığın yüzde 70’ini, yani 54 milyar dolarını enerji ithalatı oluşturmuştur. Dış
30
I MART 2013
“Cari işlemler açığının temel kaynağı dış ticaret açığıdır ve turizm gelirlerinin pozitif olmasından dolayı zaman zaman büyük sorun olarak görülen cari işlemler açığı, dış ticaret açığından hep daha azdır.”
ticaret açığının bir diğer temel nedeni de özellikle imalat sanayinde kullanılan girdi ve ara malların büyük ölçüde ithal edilmesidir. 3- Bu çerçevede, dış ticaret açığının ve dolayısıyla cari işlemler açığının temel nedeninin ekonomik büyüme olduğu söylenebilir. Çünkü ekonomi büyüdüğünde, enerji başta olmak üzere üretimde kullanılan girdi ve ara mallar büyük ölçüde ithal edildiğinden ithalat hızla artmakta, o da dış ticaret ile cari işlemler açığını artırmaktadır. Yazının sonundaki grafikten büyüme oranı yüzde 5’in üzerindeyken dış ticaret ve cari işlemler açığının sürekli arttığı, ekonominin hızla büyüdüğü dönemlerde açığın da hızla arttığı ve büyümenin yavaşladığı dönemlerde ise açığın da azaldığı görülebilir. 2011 yılında rekor düzeylere çıkıp önemli bir risk haline gelen cari işlemler açığına karşı ekonomi yönetimi ile Merkez Bankası’nın Kasım 2011’den itibaren ekonomiyi soğutmaya
Dört Mevsim Bahçeşehir
çalışmasının, yani yumuşak inişin (kimilerine göre sert) nedeni bu. Bunda; küresel belirsizlik ve risklerle yeniden enflasyonla mücadeleye odaklanmanın da etkili olduğunu belirtmek gerekir. 4- Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, dış ticaret ile cari işlemler açığının diğer bir temel nedeninin de ihracat olduğu söylenebilir. Çünkü ihraç edilen mallarda kullanılan girdi ve ara malların büyük bir kısmı (2/3’ü) ithal ediliyor. Nitekim son yıllarda ihracatta hep birinci sırada olan otomotiv sektöründe kullanılan girdi ve ara malların büyük bir kısmının ithal edildiği biliniyor. Bu nedenle, ihracat arttığında, ithalat daha hızlı artıyor ve artan (çoğu zaman rekor kıran) ihracata rağmen, dış ticaret ile cari işlemler açığı hızla artıyor. Yazının sonundaki tabloya bakılırsa, genelde ithalatın ihracattan daha hızlı arttığı, ihracatın ithalattan daha hızlı artığı yılların ise büyümenin yavaşladığı yıllar olduğu görülebilir. 5- Mevcut ekonomik yapıda sadece ihracatı artırarak dış ticaret ve cari işlemler açığının azaltılamayacağı gerçeğini herkesin net olarak görmesi gerekiyor. 2001 krizi sonrası süreçte Türk işadamlarının, Avrupa Birliği pazarında yaşanan daralmaya rağmen yeni pazarlar keşfederek sürekli ihracatı artırmasının büyük bir başarı olduğunu kabul etmekle birlikte, söz konusu pazarlara ihracatı artırmanın bir sınırının olduğunu da hatırlatmak gerekir. 6- Dış ticaret ve cari işlemler açığının çözümü ihracat artışı olmadığına göre nedir? Sadece ihracat artışı değil demek, belki daha doğru olur. Ama esas çözüm, en başta enerjide dışa bağımlılığın azaltılmasından geçiyor. Bu çerçevede, diğer girdi ve ara mallarda da dışa bağımlılığı azaltmak çok önemli. Bir diğer önemli nokta da, katma değeri yüksek ürünlerin üretilip ihraç edilmesidir, bu çerçevede markalaşmanın da çok önemli olduğunu belirtmek gerekir. Bunları yapmadan her hızlı büyüme döneminde cari işlemler açığı sorunu yaşamamız kaçınılmaz! I
KADINLAR GÜNÜ SÖYLEŞİSİ
Başakşehir Belediye Başkan Yardımcısı Nurettin Ertemel, “Bahçeşehir’de
“Bahçeşehir’de kadın “Bizim alıştığımız eski oturmuş semtlerdeki komşuluk ilişkilerini Bahçeşehir’e nasıl yansıtırız’ düşüncesiyle başlayan ve ikincisi yapılan ‘Bahçeşehir Sohbetleri’nin mimarı Başakşehir Belediye Başkan Yardımcımız Nurettin Ertemel dergimizi ziyaret etti. Özlediğimiz komşuluk ilişkilerini yansıtan bir ortamda kendisiyle sıcak bir sohbet gerçekleştirdik. Röportaj: Hatice Gülçür İnanç
Başakşehir Belediye Başkan Yardımcımız Nurettin Ertemel ile Bahçeşehir Sohbetleriʼyle ilgili başlayan sohbetimize Türkiyeʼde kadının yeri ve Bahçeşehirli kadınların sorunlarıyla devam ettik. Güzel ve verimli bir sohbet oldu bizim için. Biz dergi olarak kendisini ağırlamaktan büyük keyif aldık. Öncelikle sizlerin de büyük ilgiyle okuyacağınızı düşündüğümüz, röportajımızı gerçekleştirmemizi ve dergimizi ziyaret etme nezaketini gösteren Nurettin Beyʼe teşekkür ederek başlamak istiyoruz.
I Bahçeşehir Sohbetleri’ni başlatma amacınızla başlayalım mı sohbetimize? Bahçeşehirʼde görev yapmaya başladığımızdan beri vatandaşlarımız bize belediye hizmetlerinin yanı sıra sürekli kötü yönetilen komşuluk ilişkileri konusunda da yardım talebi veya şikâyetlerde bulunuyorlardı. Bu tür şikâyet dilekçeleriyle gelen talepleri ve gün içerisinde bizim gözlemlediğimiz
32
I MART 2013
yansımaları düşünürken “Bahçeşehirʼde bu ilişkilerin yönetilmesi çok kolay olmuyor. Bizim alıştığımız eski oturmuş semtlerdeki komşuluk ilişkilerini buraya nasıl yansıtırız ya da unutulmuş veya unutulmaya yüz tutmuş komşuluk ilişkilerini nasıl geliştiririz” dedik. Yerel basın mensubu arkadaşlarla, muhtarlarla, sivil toplum kuruluşlarıyla oturup hep birlikte tartıştık. Arkadaşların da fikirlerini aldıktan sonra onların da fikirlerinin bizimle örtüştüğünü görünce sohbetlere ʻBahçeşehirʼin kuruluş hikâyeleriyle, Bahçeşehirʼin kuruluşunda emeği geçmiş, hizmet vermiş insanlarla başlayalımʼ dedik. Semt dediğimiz şey, kurulduğu günle bugün arasındaki bir algıysa, aynı zamanda bu algı, bu proje buranın kurucuları, yöneticileri, esnafı, sivil toplum örgütleri, yerel idarecileriyle oluyor. Bir anda semt olmuyor. Bugün insanlar ʻBeşiktaşʼ demiyor ʻEtilerʼ diyor, ʻÜsküdarʼ demiyor ʻSalacakʼ diyor. Dolayısıyla semtlerde böyle öne çıkan yerler var. Bunlar bir şekilde semti öne çıkarıyor. Semtin bir mey-
danı, bir hikayesi oluyor. İnsanlar dönüp dolaşıp o semt hikâyelerini bir yerden yakalıyor. Akabinde de gördük ki Bahçeşehirʼin buna ihtiyacı var. Ne güzel ki bu sohbetlere başladıktan sonra semtin esnafları (Kahve Dünyası, Rudo, Gönenli) bizim de emeğimiz geçsin diye gelip stant açıp ücretsiz ikramlarda bulundular. Bahçeşehir sohbetlerinin bu manada çok verimli ve Bahçeşehir adına da çok eğitici ve ilgili olduğunu düşünüyorum. Tabii, böyle 1-2 toplantıyla bu semt oluştu diyemeyiz, bu sadece projenin bir ayağıydı. Sonrasında semtin meydanlarını oluşturarak, semtin kültürel etkinliklerine katkıda bulunarak, sivil toplum örgütlerini harekete geçirerek devam edeceğiz. Bahçeşehir, Başakşehir ilçesinin içerisinde, ilk Bahçeşehir Sohbetiʼnde İnsanlar neden Bahçeşehir olmadı ilçemizin adı, Başakşehir oldu dediler. Hâlbuki Başakşehir değil de ilçemizin adı Bahçeşehir olsaydı, ilçemizin daha plansız bulunan bölgelerinde bulunan mahallelerimiz de Bahçeşehir adıyla anılacaktı. Ama Başakşehir
Dört Mevsim Bahçeşehir
kadın olmakla ilgili bizim bir panel yapmamız lazım” diyor ve ekliyor:
olmak çok zor” ilçesi içerisinde zaten Bahçeşehirʼin bir marka değeri vardı. Bizim amacımız da bu marka değerini daha yukarıya taşımak. Bahçeşehir Sohbetlerinin hikâyesi böyle başladı ama inanıyorum ki bizim istediğimiz yere doğru gidiyor.
I Aslında komşuluk ilişkilerini güçlendirenlerin çoğunlukla kadınlar olduğunu biliyoruz. Mart ayında ise 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla konu hep kadınlardır. Sizce, bir erkek gözüyle kadının toplumdaki yeri nedir? Evet önümüzdeki ay kutlanan 8 Mart Dünya Kadınlar günü dolayısıyla Mart ayında gündem hep kadınlar oluyor. Bu vesileyle 8 Mart Dünya Kadınlar Günüʼnü biz de usul üzere kutlamış olalım. Bizde yöntemler, ya usul üzere ya esas üzere olur. Biz erkekler bunu usul üzere kutluyoruz. Ama kadının bizim örf, gelenek ve dinimizdeki yeri bambaşka. Kadının günü diye bir şey yok. Dünya Kadınlar Günü de demir perde ülkelerinde ortaya çıkmış sendikal bir hareketle başlıyor. Çalışan emekçi kadınların başlattığı bu hareket Dünya Kadınlar Günüʼne dönüşüyor. Kadınlar Günü deyip de o gün sivil toplum örgütleri ve kurumların yüzeysel bir şeyler yapmalarını ben çok manalı bulmuyorum. Kadın dediğimiz insan annemiz, kız evladımız, bunun bizim örf ve geleneklerimizdeki yeri malum. Hani bugün bizde mahallenin namusunu bekleyen gençler bile var. ʻBura-
nın namusu bizden sorulur derkenʼ bir erkeğin gözüyle kadına bakış bu. Aslında bu kadar önemli ve özel bir konu. Tabii ki son zamanlarda hiç yakıştıramadığımız ve tasvip etmediğimiz kadına şiddetle ilgili olumsuz olaylar gözlemliyoruz. Ama inanıyorum ki, bunların hepsi toparlanacak. Çünkü devlet bu konuyla ilgili çok ciddi yaptırımlar uygulamaya başladı. Sonuç olarak erkek gözüyle kadının yeri başımızın tacı. Belki bunu atlıyoruz ama iyi de olsa, kötü de olsa, kısa da olsa 8 Mart belki bu farkındalığı yaratıyor bize.
I Kadına karşı şiddet konusuna değinmişken bu konuda Belediye olarak sizin çalışmalarınız var mı ve bölgemizde kadın sığınma evi bulunuyor mu? Aslında Belediye Yasasıʼnda ve kanunla netleşmiş olan her belediyenin kendi kadın sığınma evini yapma zorunluluğu var. Bunu da belediyeler, 2013 sonuna kadar bitirmek zorunda. Bu sene içinde, imar planlarında da yerini belirlediğimiz birkaç yer içerisinde bunun inşasına da başlamayı düşünüyoruz. Aslında Kadın Sığınma Evleriʼnin
KADINLAR GÜNÜ SÖYLEŞİSİ örneklerini gördüğümüzde çok riskli işletmeler olduğunu gözlemliyoruz. Bu işletmelerin kimse tarafından bilinmemesi gerekiyor ki, daha rahat ve kolay işletilsin. Bilinmemesi bu çatı altında toplanan kadınların güvenliği ve sağlığı açısından çok önemli. Ama yaşadığımız şehir hayatı içerisinde bunun da mümkün olmadığını siz de görüyorsunuzdur. Yani çok zor işletilen müesseseler bunlar. Ama tüm kaygılara ve risklere rağmen 2013ʼte Kadın Sığınma Eviʼnin temelini atıp başlayacağız. Belediye Başkanımız Sayın Mevlüt Uysalʼda bu konuda çok duyarlı.
I Size Türkiye’de kadın hakları, kadına şiddet desek… Kadın hakları derken kadın ya da erkek fark etmez, aslında sosyal devlet nasıl olur, sosyal haklar nasıl verilir diye toparladığımız zaman onun içerisinde kadınlar, insan olarak hakkını zaten almış olacak. Bu şiddet de belki olmayacak o zaman. Türkiyeʼde her şeyin başı eğitimden ve iyi yönetilmekten geçiyor. Sizi yönetenler iyi yönetiyorsa zaten bu haklar sosyal yaşantı ve hukuk kuralları içerisinde size veriliyor ve olumsuz yansımaları olmuyor. Verilmeyen haklar bunlardan doğuyor ve kadının kocasından şiddet görmesinin bir çok sebebi var. Öncelikle kadına şiddet, ekonomik şartlardan ve yokluktan başlıyor. Yokluk olunca huzursuzluk oluyor, huzursuz-
luk olunca sorgulama başlıyor, sorgulama olunca çözümü olmayan süreçler yaratılıyor. Sorunu en kolay noktalama işi de ya sesini yükseltmek ya da tokat atmak oluyor. Fiziki güç ve maddi güç erkek de olduğu için kadın hep hükümlü, hep bağımlı. Aslında ekonomik özgürlüğünü kazanmış kadının şiddete maruz kalması daha zor. Eğitimin istatistiklere yansıyan bir yönü var. Eğitimli ve kendini bilen, birey olarak ben buradayım diyebilen bir kadın zaten o raddeye getirmez işi. Eğer kadının ekonomik özgürlüğü yoksa erkeğe bağımlı yaşıyorsa, erkek de bunu iyi kullanıyorsa kadın
I Sizce kadının toplumda olması gereken yer neresi? Konuştuğumuz ekonomik sorunlar, eğitim sorunu sadece kadının sorunu değil tabii. Neden kadında bu sorun haline geliyor, nasıl yansıyor kadınlara. Biz belediye olarak çöp aracımıza bayan şoför alsak belki bir kesim tarafından çok beğenilecek, bir kesim tarafından yadırganacaktır. Hatta belki de sivil toplum örgütleri, kadını böyle bir işte çalıştırdığımız için bizi yargılayacaktır. Bu nereden başlıyor o zaman? Biz hep kadın erkek eşittir diyoruz değil mi? Bizde kadın erkekle hiçbir zaman gerçek anlamda eşit ol-
üzerinde baskı olarak, bunu fiziki gücünün yanında bir güç olarak görüyorsa, hak arayışına dönüyor bu. Hele bazı durumlarda başlık parası olarak bedelini de ödediyse zaten kadın onun eşyası pozisyonuna düşüyor, hala böyle yaşanılan hikâyeler de var. Onu bir hak görüyor. Hele de evlenirken “kızım sen gelinliğinle gidiyorsun kefeninle dönersin” denerek gelin olduysa kadın, gidecek yeri de olmuyor. Ailesi, ağabeyleri, yakınları kabul etmiyor, sokakta mı kalacak peki? İşte bu manada belediyelere veya devletin sosyal hizmetler kurumuna yükümlükler yükleniyor. Kadın Sığınma Evleri burada giriyor devreye… Dolayısıyla böyle evlere muhakkak ihtiyaç var.
madı. Bu nereden belli, bizim belediye meclisimizdeki kadın sayısından belli. Bugün kadın haklarını en iyi savunan, en aydın biziz diyen Cumhuriyet Halk Partisiʼnin bir tane kadın meclis üyesi yok. Ak Partiʼnin Başakşehirʼde 3 tane Meclis üyesi var. Ama ben bu sayının da yeterli olmadığına inanıyorum. Kadınları daha aktif yönetimin içine sokmak zorundayız. Bizde her şey yüzeysel yapılıyor. Kutladığımız Kadınlar Günü bile yüzeysel. Aslında bizim olaylara yüzeysel bakmamızdan başlıyor kadınların sorunu. Anayasada kadın erkek eşittir diye bir madde var. Evet, fiziki durum olarak erkek daha güçlü, daha zor işlerde çalışabilir. Kadının bizde yaptığı işler belli zaten, doktor, eczacılık, kurumlarda sekretarya düzeyinde çalışıyor. Ama önemli olan çok üst düzeyde kadının temsil edilmesi ve bu Kadın
“Erkek gözüyle kadının yeri başımızın tacı”
34
I MART 2013
Dört Mevsim Bahçeşehir
Başakşehir Belediye Başkan Yardımcısı Nurettin Ertemel, “2013’te Kadın Sığınma Evi’nin temelini atıp başlayacağız. Gönlümüzdeki ise; her kadının evi, yuvası, mutluluğu kendi sığınma evi veya yaşam alanı olsun” diyor.
ve Aileden Sorumlu Bakanlık kurulduktan sonra oldu. Öncesinde bunlar gündeme gelmiyordu. Kadın bir bakanlıkla temsil edildi. Bakanlık kurulduktan sonra bu sığınma evlerinin mecburiyetiyle ilgili kanun bizi destekledi. Artık kadın sığınma evlerine bütçeden ödenek ayırabiliyoruz. Daha önce bunu yapamazdınız çünkü Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü vardı, bu işlere onlar bakıyordu. Artık yerel yönetimlere de bu yetkiler verildi. Özetle kadın birey olarak eşit temsil edilmiyor, ettirilmiyor. Eğer eşitlik ilkesiyle hareket edilse bence kadın hak ettiği yeri bulacak. Hak ettiği düzeyde olacak ama biz kadına sosyal hayatta hep kadınlığıyla bakıyoruz kadınlığını öne çıkarttığımız için kadın gözümüzde anne, kız kardeş. Sosyal, ekonomik, iş veya siyasal hayatta çok fazla temsil edilmediğine inanıyorum. Bu kadın aklı mı, kadın işi mi, eksik etekten bir şey olmaz gibi sözlerle öteleniyor kadın. Nerede öteleniyor biliyor musunuz, kapalı kapılar ardında. Yoksa yan yana geldiğimizde bunların yapılması lazım diye herkes bir telkinde ya da tavsiyede bulunuyor. Ama gerçek manada herkesin kafasındaki düşünce bu. Eğer biz kadının toplumda birey olarak erkekle eşit olduğuna inanıp inandırırsak sorun çözülür. En önemli sorun belki de bu; kadının eşit olarak algılanmaması. I Peki, Bahçeşehirli kadınların size gelen veya sizin tespit ettiğiniz sorunları neler? Bahçeşehirʼde kadın olmakla ilgili bizim bir panel yapmamız lazım. Bahçeşehirʼde kadın olmak çok zor bir
olay. Gerek kurulduğu günle bugün arasında, şehrin yerleşim problemleri veya İstanbul içerisindeki noktasal yerleşkesinin verdiği bir takım olumsuz etkenlerden, gerek içeride bulunan sosyal etkinliklerden. Kurumlar ve sivil toplum örgütleri açısından veya günü değerlendirmek açısından. Bir takım sıkıntılarla hep karşı karşıya gelmiş Bahçeşehirli kadınlar. Belde belediyesi kurulduktan bir süre sonra Gelişim Akademisi adında bir beceri kursları merkezi açılmış. Buradaki amaç, insanların vakitlerini iyi değerlendirmek olmuş ama zamanla bu tamamen insanların boşta kalan vakitlerini değerlendireceği, vaktimi boşa geçireceğime gideyim orada
oturup hoşça vakit geçireyim dediği bir yer haline gelmiş. 4 yıldır aynı branşa giden kadınlar vardı. Bunun şöyle bir ters etkisi oluyordu. Kadınlar orada bu işi yapıp hayata veya ekonomiye dönüştüremiyorlardı. Çok büyük bir faydası da olmuş aslında Bahçeşehirli kadınlara. Bunun yanında Bahçeşehirʼde kadınların gideceği bir kütüphane yok, toplanabilecekleri belli mekanlar yok, hiç olmamış ve bununla ilgili kafa da yorulmamış. Dolayısıyla Bahçeşehirʼde kadın olmak çok zor. Çünkü Bahçeşehir şehrin merkezinde olan bir yer değil. Aracınız yoksa şehre ya da belli merkezlere inip vaktinizi geçiremiyorsunuz, belli etkinliklerden
Spor Merkezimizde Kadınlara Özel Saatler “Bahçeşehir Spor Merkezi, hanımlar için iyi bir alternatif oluyor. Belli saatlerde sadece bayanların gidebildiği bir süreç var. Önce ben bile yadırgamıştım, tereddütler vardı ama sonra bir baktık ki merkez o saatlerde oldukça yoğun kullanılıyor. Ve hanımlar, çalışanlar bile kadın olduğu için çok rahat ettiklerini söylüyorlar. Aile paketi de var ayrıca eşi ve çocuğuyla gitmek isteyen için. 11.00-15.00 saatleri arası ev hanımları için bir paket hazırlanmış.”
MART 2013 I
35
KADINLAR GÜNÜ SÖYLEŞİSİ yararlanamıyorsunuz. Bugün Kültür Vadisi dediğimiz yer şehrin içi, ya sur içi ya da Nişantaşı, Şişli, Beyoğlu tarafı. Buralarda insanlar bu tür etkinlikleri görüyor. Bugün bir resim sergisi, sanat galerisi gezeceğim derseniz Bahçeşehirʼde görme şansınız maalesef yok. Ama Bahçeşehirʼde de gündüz gününü geçiren çok ciddi bir kadın ve genç nüfus var. Bunun yerel yöneticiler olarak bize, sivil toplum örgütleri olarak mevcut sivil toplum örgütlerine, yerel basın olarak sizlere düşen bir takım görevleri var. Bunları oturup projelendirip hayata geçirmemiz lazım. Bu manada bizim yaptığımız Spor Merkezi ve Kültür Merkezi Bahçeşehirʼde kadınların bu yükünü biraz hafifletmiş gözükse de başka bir takım etkinliklerle bunu desteklememiz lazım. Mesela gün içerisinde belli periyotlarda mevsim şartlarına uyan, şehrin içini kapsayacak bir takım geziler düzenlemek gibi. Ama bu manada bize gelen bir sivil toplum örgütü, bir cemiyet yok işin gerçeği, bize talep yok. Ama Bahçeşehirli kadınlara sorduğumuzda da hep bundan yakınıyorlar. Yani biz burada günümüzü iyi, konforlu geçiremiyoruz diyorlar, bizden talepleri var ama çözüm üretemiyoruz. Bir şey ortaya koyamıyoruz. Tabii insanları buradan şehre götürmek de bir çözüm değil, 1 gün, 2 gün olabiliyor, sürdürülebilir bir şey değil. Bu manada Bahçeşehirli kadınlara biraz haksızlık ediliyor ya da kadınlar bu konuda yapılmayanlardan dolayı da haklılar. Sürdürülebilir projeler üretip bunları bizim muhakkak uygulamamız lazım. Boş, konforsuz, iyi geçirilmeyen gün insanların kendilerini dinlemesine, dinledikçe hep kusurlara takılmalarına sebep oluyor. Bu kusurlar onlarda zamanla kaos oluşturuyor, belki de psikolojileri bile bozuluyor. Bu psikolojinin olumsuz etkileri de ya yanındaki çocuğuna veya akşam eve gelen eşine yansıyor. I İSMEK aracılığıyla kadınlara meslek ve beceri kazandırmak amacında olduğunuzu biliyoruz. Bu konuda bilgi alabilirmiyiz? İSMEK, İstanbul Büyükşehir Belediyesiʼnin İl Milli Eğitim Müdürlüğüʼyle
I Kadınlar günü dolayısıyla Bahçeşehirli kadınlara ne söylemek istersiniz?
“Türkiye’de ihtiyaç olmadığından dolayı kadın sığınma evi kapanırsa, işte bu bizim başarımız olur” Tüm kadınların bu vesileyle Kadınlar Günü’nü kutlayalım ama gelecek Kadınlar Günü’ne daha umutla bakmak açısından; kadının birey olduğu, birey olarak algılandığı bir toplumda yaşamak için el ele vermeliyiz, diyorum. Biz kadını, kadınlığıyla birlikte birey olarak görmenin mücadelesini verelim ve bu manada çalışmalar yapalım. Kadın sığınma evleri bir yerde bu konuda ne kadar geri kaldığımızın da tescili gibi duruyor. Gönlümüzdeki o ki; her kadının evi, yuvası mutluluğu kendi sığınma evi veya yaşam alanı olsun. Yani aslında bir sonraki seneye kadar Türkiye’de kaç tane kadın sığınma evi ihtiyaç olmadığından dolayı kapanırsa, işte bu bizim o aradaki başarımız olur. Bu bir temenni ve bu temenniyle bitirelim sohbetimizi. birlikte sertifikalandırma sonuçlarına göre hazırlanmış bir program. Zaten bunun amacı insanların boş vakitlerini değerlendirirken meslek sahibi de olmalarını sağlamak. Yani kadına balık vermek yerine balık tutmayı öğretmek. Kadına toplumda ben bireyim, ben bunu beceririm demeyi öğretmek ve bunu hiç bir ücret almadan yapmak. 80ʼin üstünde branşı var, el sanatlarından kuaförlüğe, sağlık hizmetlerine kadar pek çok branş var. Buradan mezun olanlar İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Büyükşehir Belediyesiʼnin yapmış oldukları işbirliği protokolüne göre sertifikalandırılıyorlar. Ve bu sertifika da aynı milli eğitimin bir kurumundan gibi kabul görüyor, gittiği yerde referans görülüyor. Dolayısıyla buradan mezun olanların iş bulma şansı diğer sertifika programlarına göre
“Fiziki güç ve maddi güç erkek de olduğu için kadın hep hükümlü, hep bağımlı. Yani ekonomik özgürlüğünü kazanmış kadının şiddete maruz kalması daha zor.” 36
I MART 2013
Dört Mevsim Bahçeşehir
çok yüksek çünkü İSMEK artık rüştünü ispat etti.
I Türkiye’de kadın milletvekili sayısı 79, sizce mecliste kadınları temsil etmek için bu sayı yeterli mi? Bizim belediyemizde kadın çalışan oranı yüksek mi? Meclisʼteki kadın milletvekili sayısı yeterli değil tabii ama baktığınız zaman en çok bayan milletvekili sayısının Ak Partiʼde olduğunu görüyoruz. İnsanlar riyakâr olmamalı. Belediyede bayan çalışanlarımızın oranı çok yüksek. Tüm çalışanlarımızın yaklaşık yüzde elliye yakını bayan. Zaten belediyecilik hizmet sektörü olduğu için bayanların yapısı buna daha müsait. Ama işte birey olarak her meslekten bayan eleman olmadığı için belli sektörlerde daha etkili oluyor. Mesela bayan zabıta daha etkili oluyor. Bayan kuaförlerini denetlemeye bayan zabıtalarımızı gönderiyoruz. Ekip içinde bayan olması o ekipte erkeklerin kıyafetine, tıraşına, aksanına ve davranışına dikkat etmesini sağlıyor ve ekibi pozitif yönde etkiliyor. I
8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ
İstatistiklerle Türkiye’de Turkiye İstatistik Kurumu, Turkiye'de kadının toplum içindeki yerinin belirlenmesi ve sosyo ekonomik kalkınma içinde kadının katkısının guçlendirilmesi amacıyla ulusal ve uluslararası politikaların uretilmesi, geliştirilmesi ve değerlendirilmesi için gerekli olan guvenilir ve guncel istatistikleri uretmektedir. 17 başlık altında 120 toplumsal cinsiyet göstergesi olarak TÜİK tarafından yayımlanan istatistiklerden ilginç olanları arkadaşımız Hatice Gülçür İnanç sizler için derledi.
Kadınların sosyal ve ekonomik konumlarını iyileştirmek için sorumluluğu bulunan tüm taraflarca çalışmalar yapılması ve olumsuz göstergelerin iyileştirilmesi gerektiği bir gerçektir. Bu alanda gerekli politikaların oluşturulması ve oluşturulan politikaların sağlıklı izlenebilmesi amacıyla, TÜİK tarafından yayımlanan göstergeler, bu yıldan itibaren 8 Mart Dünya Kadınlar Günüʼne özel olarak yayımlanacaktır. 2012 yılında kadın istatistikleri, toplumsal cinsiyet bakış açısıyla yeniden gözden geçirilmiş ve bu alandaki ulusal ve uluslararası ihtiyaçlara cevap verecek 17 başlık altında 120 toplumsal cinsiyet göstergesi oluşturulmuştur. İşte bu göstergelerden seçtiklerimiz...
Köy şehir
Şehirde yaşayanların oranı 1927 yılından günümüze kadar sürekli olarak artmıştır. 1980 yılından sonra şehirde yaşayan nüfus oranı her iki cinsiyette de köyden daha fazla olmaya başlamıştır. 2011 Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine (ADNKS) göre ülkemizdeki kadınların ve erkeklerin % 77'si şehirlerde yaşamaktadır.
Yerleşim yerlerine göre 18 yaş altı doğurganlık oranı
18 yaş altı doğurganlık oranı kırsal yerleşim yerlerinde kentsel alanlara göre daha yüksektir. 2008 yılı için kırda doğurganlık oranı %6,5 iken kentte % 3,1 olduğu görülmektedir.
Ortalama ilk evlenme yaşı
Ülkemizde yaşam tarzında meydana gelen değişimler sonucu ilk evlenme yaşı her iki cinsiyette de yükselmektedir. Kadınlar için ilk evlenme yaşı 2001 yılında 22,2 iken 2010 yılında 23,2'ye yükselmiştir. Aynı dönemde, erkeklerde ilk evlenme yaşı ise 25,5'den 26,5'e yükselmiştir. Yaş grubuna göre ilk kez evlenenlerin oranı incelendiğinde, kadınların % 66,7'sinin, erkeklerin ise % 35,1'inin ilk evliliklerini 25 yaşından önce yaptıkları görülmektedir.
38
I MART 2013
Başlık parası
Başlık parası uygulaması en yaygın olarak %43,9 ile Kuzeydoğu Anadolu ve Ortadoğu Anadolu bölgelerinde, en az olarak da %6,2 ile Ege bölgesinde görülmektedir.
Dört Mevsim Bahçeşehir
KADIN Akraba evliliği
Akraba evliliği yapanlar en yüksek oranda % 40,4 ile Güneydoğu Anadolu'da en düşük oranda ise % 4,79 ile Batı Marmara bölgesinde görülmektedir.
Yaşa özel doğurganlık hızı
Yaşa özel doğurganlık hızı incelendiğinde, 2001 yılında en yüksek doğurganlık hızı 20-24 yaş grubunda gözlenirken, 2010 yılında 25-29 yaş grubunda görülmektedir. Bu durum, ülkemizde doğurganlık yaşının yükseldiğini göstermektedir.
Bireylerin tütün ve tütün mamülü kullanma oranı
Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştaki bireylerin % 31,3ʼü her gün veya ara sıra tütün ve tütün mamullerini kullanmaktadır. Bu oran erkeklerde %47,9 iken, kadınlarda % 15,2'dir. Hayatları boyunca hiç tütün ve tütün mamulü kullanmadıklarını beyan edenlerin oranı ise %52,8ʼdir. Hiç tütün mamulü kullanmayanların cinsiyet dağılımına bakıldığında erkeklerde % 30 kadınlarda ise %74,8'dir. MART 2013 I
39
8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ
Evlilik süresine göre boşanma
Evlilik süresine göre boşanma oranı incelendiğinde Türkiye'de boşanmaların % 40'ının evliliğinin ilk beş yılında meydana geldiği görülmektedir.
şiddet yaygınlığı, kadınların eğitim düzeyinin artması ile azalmaktadır. Hiç eğitimi olmayan ya da ilköğretim bitirmemiş kadınların % 22,2'si yaşamlarının herhangi bir döneminde cinsel şiddete maruz kalırken, lise ve üzeri eğitim almış kadınlarda bu oran % 8,7'ye düşmektedir. Son 12 ayda lise ve üzeri eğitim almış kadınların % 3,8'i cinsel şiddete maruz kalmıştır.
Yaşamın herhangi bir döneminde maruz kalınan fiziksel veya cinsel şiddetten herhangi birinin yaşanmasına ilişkin oranlar
Kadınların eğitim durumuna göre fiziksel şiddet yaygınlığı
Yaşamın herhangi bir döneminde maruz kalınan fiziksel şiddet yaygınlığı, kadınların eğitim düzeyinin artması ile azalmaktadır. Eğitimi olmayan veya ilköğretimi bitirmemiş kadınların maruz kaldıkları fiziksel şiddet, lise ve üzeri eğitimi olan kadınlardan iki kat daha fazladır. Yakın dönem dikkate alındığında ise, kadınların maruz kaldıkları fiziksel şiddet oranlarının eğitim düzeyindeki artış ile azaldığı net olarak söylenememekle birlikte, hiç eğitimi olmayan (% 12,6) ve lise ve üzeri eğitimi olan (% 7,9) kadınlar arasında bir fark söz konusudur.
Kadının eğitim düzeyinin artması ile azalmaktadır. Eğitimi olmayan veya ilköğretimi bitirmemiş kadınların % 55,7'si yaşamlarının herhangi bir döneminde fiziksel veya cinsel şiddetten herhangi birini yaşamıştır. Yakın dönem dikkate alındığında hiç eğitimi olmayan kadınların yüzde 17,4'ü ve lise ve üzeri eğitimi olan kadınların yüzde 10'u fiziksel veya cinsel şiddetten herhangi birini yaşamıştır.
Eğitim seviyesine göre kadın öğretmenlerin oranı
Kadınların eğitim durumuna göre cinsel şiddet yaygınlığı
Yaşamın herhangi bir döneminde maruz kalınan cinsel
40
I MART 2013
Okul öncesi eğitimdeki öğretmenlerin yaklaşık olarak tamamı kadın öğretmenlerden oluşmaktadır. 2010-2011 eğitim yılında ilköğretimdeki kadın öğretmenlerin oranı %52,9, ortaöğretimdeki kadın öğretmenlerin oranı % 42,5'tir. Cinsiyete göre üniversite rektör oranları 2011 yılında akademik personel içerisinde kadın rektörlerin oranı sadece % 5,6'dır. Devlet üniversitelerinde kadın rektörlerin oranı % 4,9 iken vakıf üniversitelerinde % 6,8'dir. Akademik personel içerisinde kadın profesörlerin oranı 2010-2011 yılı için % 27,6'dır. Okur-yazar olmayan nüfusun toplam nüfus içerisindeki payı yıllar itibariyle, cinsiyete göre azalış göstermektedir.
Dört Mevsim Bahçeşehir
1935 yılında okuryazar kadınların oranı % 90,2 iken 2010 yılında % 9,9'a düşmüştür 2010 yılında okuryazar olmayan her 100 kadına karşılık 22 erkek okur yazar değildir. İlköğretim mezunu her 100 kadına karşılık 170 erkek ilköğretim mezunu, lise ve dengi okul mezunu her 100 kadına karşılık 151 erkek lise ve dengi okul mezunu, yüksekokul mezunu her 100 kadına karşılık 149 erkek yüksekokul mezunudur. 2009-2010 akademik yılında yükseköğrenim alan seçiminde teknik bilimler erkek öğrenciler tarafından daha çok tercih edilirken, kız öğrenciler daha çok dil ve edebiyat alanını tercih etmiştir.
Cilt Bakımı Lazer Epilasyon İğneli Epilasyon
Covitasyon Solaryum Kimyasal Peeling
Kirpik Perması Kirpik Boyama Dermo Rollen
Kavitasyon ile %100 2 veya 5 Beden İncelme Noter Onaylı
LAZER PAKET
Açılışa Özel Lazer EPİLASYON
8 Seans Yarım Bacak + Kol Altı + Genital
750 TL.
Solaryum Paket 100 Dakika....................................... (90 TL) Profesyonel Cilt Bakımı 2 Seans................................ (90 TL) Kol Altı 1 Seans ......................................................... (10 TL) Kirpik Boyama+Perma ............................................... (80 TL) 5 Senas Kimyasal Peeling ....................................... (350 TL) Ultrasonic Ses Dalgası İle İncelme Deneme Seansı..(75 TL)
İş gücü
2004 yılında kadınların işgücüne katılma oranı %23,3 iken bu oran 2011 yılında % 28,8'e yükselmiştir. 2011 yılında iş gücüne dahil olmayan kadınların % 61,2'si ev kadını, %10,5'i öğrencilerden oluşmaktadır. 2011 yılında çalışan kadınların yaklaşık üçte biri ücretsiz aile işçisidir. Ücretli veya yevmiyeli olarak çalışan kadınların oranı % 51,6 iken kendi hesabına çalışan kadınların oranı % 11,7'dir. 2004 yılında kadınlarda işsizlik oranı %11 iken 2011 yılında % 11,3 olmuştur. 2004 yılında erkeklerde % 10,8 olan işsizlik oranı 2011 yılında % 9'a düşmüştür.
Kadın milletvekili dağılımı
Mevcut durumda kadınlar siyasi alanda erkeklere göre çok daha az katılım göstermektedir. 1935 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisindeki kadın milletvekili oranı % 4,5 iken 2011 yılında kadın milletvekili oranı % 14,2'ye yükselmiştir. MART 2013 I
41
ARTIK KİLOLARINIZDAN KURTULABİLİRSİNİZ
HEMDE ÇOK ÖZEL FİYATLARLA Açılışa Özel Paket Fiyatı 5 Seans Cavitasyon 5 Seans Pasif Jimlastik 5 Seans Power Played 5 Seans Isı Battaniyesi
Açılışa Özel Solaryum Paket Fiyatı
1000 TL Göbek
Açılışa Özel Paket Fiyatı 5 Seans Cavitasyon 5 Seans Pasif Jimlastik 5 Seans Power Played 5 Seans Isı Battaniyesi
1300 TL Bacak
(100 Dakika)
90 TL
Tel: 0212 669 91 10 - Cep: 0530 040 55 95 Bahçeşehir 2. Kısım Şelale Cad. Teras Garden No:23 yolacanvolkan@hotmail.com - www.me2guzellik.com
HAVADAN SUDAN
Bana burcunu söyle
sana kim olduğunu söyleyeyim Şu fani dünyada en şaşırdığım konulardan biri de burçlardır. Daha doğrusu birini anlatınca veya yeni tanışınca şak diye “senin burcun şu mu?” derler ve isabet ettirirler ya pek bir şaşırırım. Ulvi insan gözüyle bakarım. Biraz da tebdili tabii. Hakkımda her türlü doneye sahip olmaları acaba nabzıma göre mi şerbet veriyorlar diye sahiciliklerinden şüpheye düşerim. Ama yine de özenirim. Çünkü insan sarrafı şeklinde aramızda boy gösterirler. Birini tanımak için uğraş vermezler, kişi hakkında yanılma payları düşük olur. Bilgiler cepte bana burcunu söyle sana kim olduğunu söyleyeyim şeklide insan tanıma konusunda konforlu bir yaşam sürerler. Çok denedim. Kitaplar aldım, burçlar okudum her bir burcun özelliklerini ezberledim. Ama beceremedim. Alt tarafı on iki burç. Neler ezberlemedim, ne lüzumsuz bilgileri hafızama yerleştirdim lakin burç işini halledemedim. Bir türlü öğrenemedim. Zaten de artık vazgeçtim. Deneme yanılma yoluyla tanımaya devam. Genel de yanılmayla sonuçlanmakla beraber… Burçlarla ilgili merak ettiğim diğer bir konu hayvanların burçları olup olmadığı. Olduğunu düşünüyorum. Doğdukları bir gün olduğuna göre o güne denk gelen bir burçları var elbet. Elinizde doğdu ise iş kolay burcunu bilip kedinizi, köpeğinizi veya her ne hayvana sahip iseniz tüm özelliklerini bilme şansına sahipsiniz. Gülmeyin… Beni bu düşünceye iten sahip olmakla olmamak arası bir durumda olduğum kedim. Kendisinin burcunu bilmemekteyim zira elime doğmadı kendileri gelip sığındı. Evde hayan beslemekte neymiş diyen bendeniz ev ahalisinin ev dışında beslemesine göz yummakla beraber bir de baktım ki ben de besler olmuşum.
42
I MART 2013
Ciddi bir şekilde bakımını üstlenmişim ama “seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli” diyerekten ev dışında. Derken kış gelip havaların soğumasıyla yüreğimi burkan bakışlarına dayanamayarak kendisini eve davet ettim ve ayrılmaz bir ikili olduk. Tam bir kedi mır mır evde sorunsuz bir şekilde mutlu mesut yaşarken büyümeye başladı ve gözü sokağa çevrildi. Sesi çık-
mayan mır mır diye dolaşan benim kibar kedim miyavlamaya başlayarak sokağa çıkmak istedi. Ergenliktir geçer diye düşünerek sokağa saldık beyefendiyi. Sokak dediğin yerde boy boy köpekler fena halde mevcut. Bizimki desen küçücükken ev hayatına başlamış sokak kültürü yok ben de bir endişe, nasıl baş edecek diye fakat bizimki dişli çıktı; tüm hasımlarıyla mücadele ederek arlık gösterdi ve bir yer edindi sokaklarda. Eh benim endişem de biraz azaldı ve günün belirli saatlerinde dışarı çıkarır oldum. Fakat yetinmedi. Daha çok sokağa çıkmak ister oldu. Hayatı sokakta, keşfetti. Yaptığımız mücadele kar etmedi.
MÜJDE KÖSEO
ĞLU
O kazandı. Her miyav deyişinde sokağa salar olduk yani biz kedileştik en uslusundan kıvamında. Umudum kıştaydı. Nasılsa kış gelecek hava soğuyunca sokak sevdasından vazgeçecekti. Yanıldım. Kışın tüm hayvan severler “sokak hayvanlarını sokakta bırakmayın el insaf lütfen onlara sıcak bir yuva sunun” derken biz ona soğuk bir ortam sunmak zorunda kaldık. Zira kar yağar yağmaz benim kedi çılgına dönüp sokağa çıkmak istedi, eve sokamadım. Üstüne bir de insafsız damgası yedim. Fakat içten içe özgür ruhuna bayılıyordum. Hiç kimse özgürlüğüne engel olamıyordu. Kendi doğrusu dışarı çıkıp donmaksa, tehlikelerle mücadele etmekse kimse yolundan çeviremiyordu. Gel de bayılma. En son vukuatı ise beş gün ortadan yok olmak oldu. Üçüncü gün sonunda onun için çok acıklı bir son senaryosu yazıp üzüntülere kapılmış iki gözü iki çeşme haldeyken, altıncı gün geldi. Sanırım seyahat özgürlüğünü kullandı. Artık bizim evin müşterisi durumunda. Acıktığı zaman geliyor bazen istirahat ediyor ve gidiyor. Ne diyeyim buna da şükür. Takdire şayan bir durum. Özgürlüğü için mücadele etti ve kazandı. El kadar kedi bize hayatının kendisine ait olduğunu ve kararlarını kendisinin verebileceğini gösterdi. Şimdi söyleyiniz burcu nedir benim kedinin. Şaka bir yana Dünya Kadınlar Günü’nü kutladığımız bu ay biz kadınların da hayatımızın kendi hayatımız olduğu farkındalığına varıp mücadele vermemiz. Kadınların maruz kaldığı son derece acıklı bir durum olan şiddeti dans ederek eğlenceli protesto etmek yerine daha çözüme yönelik ciddi girişimlerle sonlandırma yoluna gitmek gerekir diyerek günümüzü kutluyorum. Sağlık ve huzur dileğimle… I
KAPAK KONUSU
DÜŞÜMDE
Sınavsız bir hayat ne güzel olurdu. Her şeyin güllük gülistanlık olduğu, sınavın “s” sinin bile olmadığı bir yaşam. Kim sınavsız bir hayatı istemez ki? Her yanımız sınav olmuş.. önümüz, arkamız, sağımız, solumuz.. Gecemiz gündüzümüz.. Yaşamın her aşamasında bir şekilde yüzleşiyoruz sınavlarla.. 44
I MART 2013
SINAV Dört Mevsim Bahçeşehir
GÖRDÜM! Aslında anne karnında başlıyor sınav maratonu. “Bil bakalım, kız mı oğlan mı?”! sorunun muhatabı çocuk değildir ama cinsiyete göre toplumsal tepki oluştuğuna göre, sonuçtan memnun olan da olmayan da var. Kız doğarsa memnun olanlar-olmayanlar olduğu gibi erkek doğduğunda da memnun olanlar-olmayanlar var. Kimi aileye göre erkek doğunca “annebaba” sınavdan geçmiş oluyor ve büyük aile anne-babayı ödüllendiriyor, kimi aileye göre de kız doğunca.. Doğumda sınavı geçersiniz ya da kalırsınız. Şansınıza kalmış. “Doğru”, “yanlış” sorularına verilen cevap gibi. Cinsiyetinizle ilk sınavınızı olursunuz. Doğru cinsiyetle doğmuşsanız sizi şahane bir hayat bekler, yanlış cinsiyetle doğmuşsanız “çilelerden çile” beğenin.. Bu ilk sınavın karşılığı yetişkin olunduğunda “keşke …. doğsaydım” ya da “iyi ki ….. doğmuşum” şeklinde alınabiliyor.
YARD. DOÇ. DR. MEHMET İNAN
nasıl bilemezsin, al sana” diye yediğimiz şaplaklara bir hazırlıktır, kim bilir.. İlk ışık, ilk uzanma, tutma, emekleme, yürüme.. İlk ses, ilk harf, ilk hece, ilk kelime, ilk cümle, düşünce.. İlk oyuncak, araba, hediye, arkadaş, aşk.. İlk paylaşım, mutluluk, sevinç, hüzün, şiddet.. Bunlar ve daha niceleri.. Kategorik olarak bakıldığında, psikomotor, bilişsel, duyuşsal gelişimin her bir evresindeki “ilkler”, “doğru” ya da “yanlış” tepkileriyle yüzleşirler. Yukarıda birkaç
İLK’ler dönemi Doğumla başlayan sınav maratonu, dünyaya merhaba dediği anda bebeğin poposuna yediği ilk şaplağa tepki verip vermeme ile devam eder. Tepki verirseniz ne ala, vermezseniz birkaç şaplak daha sizi bekler... Belki de gelecekte “bu soruyu
MART 2013 I
45
KAPAK KONUSU örneğini yazdığım “ilklere”, “doğru”, “yanlış” cevaplarını verip birkaç saniye düşününüz lütfen.. Eline bir nesne yerleştirilen bebeğin “kavrama” refleksi sınanırken, kavrayışın güçlü veya cılız olmasına çevresindekilerin verdiği tepkiler bir değerlendirmedir. “çok güçlü kavrıyor, gürbüz bir çocuk olacak!” veya “zar zor kavrıyor, çelimsizin teki” olacak!” gibi değerlendirmeler sosyolojik bir değerlendirmedir. Ve kişi hakkında bir kanaat oluşturur. Esasında “nesneyi eliyle kavramanın güçlü ya da cılız” olması patalojik sayılmaz ama çevre öyle demez. “nesneyi kavramak” sınavından geçersiniz ya da kalırsınız. Hayat boyunca cılızsınızdır ya da gürbüz. Dahi, çok bilmiş, aykırı, fikri yok vs.. Bilginin oluşumu, yapılanması zihinsel bir kurulumdur. Bu kurulumda çok şeyin etkisi var. Çocuğun çevresindeki soyut ve somut her şey bu kuruluma olumlu ya da olumsuz katkı sağlar. Zihinsel kurulumun dışavurumunda ilk ses, harf, hece, kelime, cümle, düşünce ilk sınavlarımızdır. Çok ses çı-
karırsanız “azarlanabilirsiniz”, hiç ses çıkarmazsanız “hiç gıkı çıkmıyor” yaftasını yersiniz. İstenen harfleri çıkarıp bunları heceleyip kelimeye dökerseniz, “anne”, “baba” derseniz sınavı geçtiniz. Kelimeleri cümlelere döküp düşüncelerinizi aktarmaya başladığınızda
Bahçeşehirlilere sorduk:
YAŞAMINIZDAKİ EN ÖNEMLİ GÜLENDAM PARLAK KASSAS (37) EV HANIMI:
SEVCAN ÖZKUB3LAY (63) EMEKLH:
“Ölümle ya1am arasında geçen 2 yıl” HayatCmdaki en büyük sCnavCm 45 yCllCk hayat arkadaGCmCn geçirdiEi rahatsCzlCktan sonra bakCma muhtaç olup her gün gözümün önünde ölümle yaGam arasCnda gidip gelen zor günleri ve bir o kadar da hüzünlü 2 yCldCr. Elimden gelen her Geyi yaptCECm halde her geçen gün eriyen bir hayat ve belli bir noktadan sonra elden hiçbir Geyin gelmemesi o kadar çaba ve özveriye raEmen baGarClC olamadCECm zorlu bir sCnavdC benimkisi. Bu durum yaradan’Cn sabCr ve metaneti test ettiEi hayat sCnavCmdC.
46
I MART 2013
“sınav” başka bir boyut alır. “dahi”, “çok bilmiş”, “az bilmiş”, “aykırı”, “çenesi düşük”, “fikri yok”, “konuşmaz” gibi kategoriler oluşur sizin için. Kimbilir, hayatın ileriki dönümlerinde “düşüncelerinizi” ifade ettiğiniz için “hapishane” sınav sonucuna katlan-
“En de2erli 1ey Sa2lık”
3PEK AKAN (39) BANKACI:
“Ben kızımı seçtim” Bu soruyu alCr almaz aklCma ilk gelen Gu oldu: 2002 yClCnda kCzCmC dünyaya getirme kararCnC alCnca, aylarca beynimi kemirip duran bir soruyla karGC karGCya kaldCm. ÇalCGmaya devam etmeli miyim? Yoksa iGimi bCrakCp kCzCmC birebir ben mi yetiGtirmeliyim? Çok düGünüp taGCndCktan sonra kCzCmla büyümeyi seçtim ve bence bu çok çok önemli bir sCnavdC bunun deEerini hiçbir Geyle ölçemezsiniz.
HayatCmCn en büyük sCnavCnC 2001 yClCnda annemin ALS hastasC olduEunu öErendiEim günden baGlayarak 2004 Mart ayCnda onu kaybettiEim güne kadar olan geçen sürede verdim. SaElCklC alCnan her nefesin ne kadar kCymetli olduEunu öErendim. HçebildiEimiz her bir bardak su için Gükretmemiz gerektiEini anladCm. Fimdi oEluma da henüz 7 yaGCnda olmasCna raEmen yaGamdaki en deEerli Geyin saElCk olduEunu aGClamaya çalCGCyorum.
Dört Mevsim Bahçeşehir
mak durumunda kalabilirsiniz!.. Okullu yıllarda, evdeki ilk öğrenmelerin “organize olmuş” biçimlerini görmek mümkündür. Bebeklik yıllarında yukarıda saydığımız bazı örnek davranışları
SINAVINIZ NEDİR? AYBEL ÖZDEN (48) EMEKLH BANKACI:
“SBS peri1anıyım” SBS’dir. Gerçekten yaGamCmCz nedir diye sorguladCECm bir zamandayCz. YaGamCmCz kalmadC. Dershane, okul ve ev üçgeni arasCnda çocuEum periGan olduEu için üzülüyorum. KCzCm bu sene SBS (Seviye Belirleme SCnavC) sCnavC olduEu için müzik, spor gibi aktivitelere ara vermek zorunda kaldC. Fuanda tek odaklandCECmCz Gey Haziran ayCndaki sCnav. Bununla birlikte sCnav sisteminin deEiGmesiyle hangi sürprizlerle karGClaGabileceEimizi bilememek hepimizi endiGelendirmektedir. MART 2013 I
47
KAPAK KONUSU
Dört Mevsim Bahçeşehir
Zoraki ve birilerinin sistematize ettiği şablona uyacak diye doktor, mühendis, avukat vs. olmanın yaşamdaki karşılığı ne kadar “mutluluk” olabilir ki? gösteren çocuk “aferin, bravo, süper, çok iyi, hiç yakıştıramadım, çok kötü” gibi dönütler alırken, okulda “pekiyi, iyi, orta, zayıf, çok zayıf” gibi dönütler alır. Esasında işin özü; yaşamınızın her evresinde davranışlarınızın, birilerinin “sınıflandırmasına” uyup uymadığıdır. Eğer okuduğunuz okulun sistematiğine uygun davranışlar gösteriyor ve bunu çeşitli şekillerde (yazılı, sözlü, davranışsal) ortaya koyabiliyorsanız “takdir” belgeniz hazırdır. Sosyal çevrede de durum farklı değildir. “takdir” edilmenin pek çok biçimi var. CEO,
Bahçeşehirlilere sorduk:
genel müdür, müdür, uzman vs.. İşin özü hayatınızda ne kadar sınıflandırıldığınızda değil ne kadar “mutlu” olduğunuzdadır. “Düşümde bir sınav gördüm” Aileler, sınavlar ve sınav biçimlerinden ziyade, çocuklarını tanımak ve çocuklarının ilgi ve ihtiyaçlarına göre yönelimlerde bulunurlarsa çocuklarının “daha çok mutluluklarına” katkı sağlayabilirler. Ders dışı takviyeler, özel dersler, dershaneler gibi çevremizde oldukça rağbet gören yönelimlere, ge-
lecekteki gerçeği ne kadar yansıtıyor sorusunu sormak lazım gelir. Zoraki ve birilerinin sistematize ettiği şablona uyacak diye doktor, mühendis, avukat vs. olmanın yaşamdaki karşılığı ne kadar “mutluluk” olabilir ki? İstenilen sistematiğe uygun davranışlar sergilemek için okullu yıllarda özel dersler, takviyeler, dershanelerin sınavlarına, devlet ya da özel kurumların sınavları eklenince herkesin hikayesinde “düşümde bir sınav gördüm” vardır. Düşlerde dolu dolu mutluluklar görmeniz dileğiyle.. I
YAŞAMINIZDAKİ EN ÖNEMLİ SINAVINIZ NEDİR?
GÜLCAN SOYSÜREN (30) HFLETMECH
BEGÜM ÖZDEN (19) ÜNHVERSHTE ÖDRENCHSH:
“Hala babam olmadan asla!”
“6 yıllık saltanatım sona mı eriyor?”
HayatCmCn en büyük sCnavCnC 10/08/2006 yClCnda saat 23:07 de vermeye baGladCm ya da hayatCn farkCna varmaya baGladCm diyebilirim. Bu tarih babamC kaybettiEimi öErendiEim aynC zamanda; babam olmadan asla yaGayamam dediEimde ne büyük konuGtuEumu, aile de büyük evlat olmanCn aslCnda ne büyük sorumluluk olduEunu öErendiEim, gerçekten büyük bir acCnCn ne demek olduEunu öErendiEim, çok sevdiEin bir insanC unutamadCECnC ama onsuzluEa alCGmanCn ne olduEunu, arkandaki daE seni terkettiEinde önce ürkekliEi, yalnCzlCEC sonra o daE hala arkandaymCGçasCna güçlü olmanCn sCnavCnC vermiGim. Fimdi dönüp geriye baktCECmda bu süreçte bu sCnav bana, soEuk kanlC olmayC, daha güçlü olmayC öEretmiG ama hala bir baba kCz gördüEünde bile gözleri dolduracak bir zaaf bCraktC.
KardeGimin doEmasCnC hayatCmCn en büyük sCnavC olarak adlandCrabilirim. Tam 7 yaGCndaydCm ve okula yeni baGlamCGtCm. Ailemdeki altC yCllCk saltanatCmdan sonra Gimdi annemin ve babamCn çocuEu konumumu diEer bir kiGiyle paylaGmam gerekiyordu. Evde, okulda gözlerim dolu dolu geziyordum. Her çocuEun birinci sCnCfa alCGmasC zordur. Ben okula gittiEimde acaba onlar evde ne yapCyorlar diye düGünmeden duramadCECm için bu süreci daha da zorlaGtCrmCGtCm. Sadece benim anne baba dediEim insanlara Gimdi bir baGkasC da anne baba diyecekti. O zaman ki çocuk aklCma göre kardeGin tanCmC buydu benim için. O zamanlar bir kardeGin varlCECnC kabullenmem uzun sürmüGtü ama sonradan anladCm ki kardeGimin olmasC hayata bakCGCmC deEiGtirmiGti. Daha paylaGCmcC ve daha az bencildim artCk.
48
I MART 2013
Bizimkisi küçük bir hatırlatma
2013
Gizben Advertising & Printing Group Merkez Mah. Kemerburgaz Cad. Tatlıpınar Sk. No:13 Mart Plaza Nurtepe - Kağıthane - İstanbul / TURKEY Tel: +90 212 294 50 20 Fax: +90 212 294 99 33 www.gizben.com.tr / info@gizben.com.tr www.fixnote.com.tr / info@fixnot.com.tr www.veritasbaski.com.tr / info@veritasbaski.com.tr
PSİKOLOJİ
“Barış abimiz bize hep “Biz çocukken Acun gibiler yoktu, jürinin karşısında da yalvarmazdık. Ne saçmalarsak saçmalayalım Barış Abimiz bize hep 10 puan verirdi.'' Yaşamımızın her döneminde farklı sınavlardan geçiyoruz. Zihinsel becerilerimiz, zekamız, fiziksel kapasitemiz, sanatsal yeteneklerimiz, akademik becerilerimiz, iş performansımız, emeğimiz, ürettiğimiz yemek, yaptığımız ev işleri, annelik ve babalık becerilerimiz, dans etme yeteneğimiz, cinsel performansımız, kişiliğimiz sürekli değerlendirmeye tabii tutuluyor, birileri tarafından sınıflandırılıyor, ismi konuluyor, damgalanıyor ve sürekli önümüze getiriliyor. Sonra doğru olup olmadığı, doğruyu bırakın gerekli bir değerlendirme olup olmadığı bile tartışmalı bu damgalarla ömür boyu yaşıyoruz, yaşatılıyoruz. Çoğu zaman bu damgaları sorgulamaya bile gitmiyoruz. Acaba geçmişte benimle ilgili yapılmış bu değerlendirme hala geçerli mi sorgulayıp yeni bir değerlendirmeye bile gitmiyoruz. Bu değerlendirmeler de genellikle çok genel ve kaba değerlendirmeler oluyor. İnsan zihni ve kapasitesinin, insan ruhunun ve davranışlarının bin parçadan oluştuğunu, genel bir süreklilikten bahsetmenin çok mümkün olmadığını, bağlamdan bağlama, zamandan zamana değişebileceğini düşünmeden kaba saba değerlendirmeler yapıyoruz. Örneğin zekanın bir sürü farklı yetenekten oluştuğunu düşünmeden, IQ denilen o anlamsız rakamın aslında bir sürü farklı yeteneğin ortalaması olduğunu bilmeden o rakama bir sürü anlam yüklüyoruz. Bir alandaki performansımız 130, bir alandaki performansımız 70 ise, bu iki rakamın ortalaması olan 100 gerçekten bizi ifade ediyor mudur sizce? Üstün bir kapasitesimizi görmezden gelmiş olup da, zayıf bir alanımızı atlayarak kendimizi o alanda geliştirme şansını kaçırmış olmaz mıyız testi yapan kişi bize “çocuğunuzun zekası 100, yani avaraj, normal” dediğinde? Neyi nasıl değerlendirdiğimizi ne kadar düşünüyoruz acaba? Eşitlik ile adalet kavramlarının farklı olduğunu biliyor muyuz? İstanbul'da pek çok ekonomik ve sosyal fırsatla bü-
50
I MART 2013
yümüş bir çocukla, Hakkari'de yoksulluk ve yoksunluk içinde büyümüş bir çocuğu aynı sınava soktuğumuzda, tüm öğrencileri aynı sınava sokmuş demokratik bir öğretmen edasıyla, “fırsat eşitliği” söylemleriyle bizi kandırmaya çalışan eğitim sisteminin gerçek adaletten ne kadar uzak olduğunu biliyor muyuz? Kendimizi ve başkalarını sınava tabi tutarken, değerlendirirken, o kişilerin içinden geldikleri bağlamı da göz önünde bulunduruyor muyuz? Doymayan bir sistem! Kapitalist sistem içerisinde, daha çok kar elde etmek için müdürlerimizin bizi hep daha fazla daha fazla çalışmamızı sağlamak için sürekli başarısız hissettirdiğinin farkında mıyız? Çoğu zaman içine köpek balığı atılmış akvaryumlarda koşturup duran balıklar olduğumuzun ve can havliyle daha hızlı daha hızlı kaçmaya çalıştığımızın farkında mıyız? Şirketinde satış uzmanı olarak çalışan bir kişi, iyi bir performans gösterdiğinde bir sonraki yıl ondan daha fazla performans bekleneceğinin ve kendini çoğu zaman yetersiz hissedeceğinin farkında mı? Doymayan bir sistem içinde, sonlan-
PINAR ÖNEN
TERNATIONAL MEDICANA IN STANESİ HA L BU N İSTA PİST OG/PSİKOTERA KLİNİK PSİKOL
mayan bir tüketim kültürü ve rekabet içinde, tüm girdiğimiz sınavlar, sınanmalar, karşılaştırmalar, değerlendirmeler kıskançlığı, haseti, hırsı, yetersizlik duygularını, içsel ve kişilerarası çatışmaları, kayıp duygularını ortaya çıkarıyor, besliyor ve depresyon, kaygı bozukluğu gibi ruhsal problemlerin kökeni oluyor gerçekte. Doğamızdan uzaklaşıyoruz.. Doğamızla hep bir rekabet ve savaş içindeyiz. Ve tabii başkalarıyla hep bir rekabet ve savaş içindeyiz. Bu rekabet ve savaş içinde, yıkıcı ve agresif dürtülerimizi ya kendimize yöneltiyoruz veya başkalarına yöneltiyoruz. Kendimizi yetersizlik duygularıyla yıkıp parçalıyor, depresyona giriyoruz. Çocuğumuzu sevgilimizi değerlendirip eleştiriyor, yıkıcı cümlelerle daha da ketlenmelerine yol açıyoruz. “Eleştirerek motive etmeye çalışıyorum” cümlesi altında, karşımızdaki insanı nasıl incittiğimizi, özgüvenini zedeleyerek adım atmaya korkar hale getirdiğimizin farkına varmıyoruz. Kendimizin ve başkalarının doğasına karşı hep çok saldırgan ve doyumsuzuz. Doğayı görmüyor, reddediyor, doğamızın ötesini arzuluyor ve doğamız
Dört Mevsim Bahçeşehir
10 puan verirdi”
bunu başaramadığında büyük bir hayal kırıklığı yaşıyoruz. En başta kendinize dair zihninizdeki değerlendirmeler, tanımlamalar ve damgalardan başlayın sorgulamaya. Kendinizi ne kadar tanıyor, beklentilerinizi ne kadar doğanıza uygun tutuyorsunuz? Kendinizi olduğunuzdan aşağıda görüKendimizi ve başkalarını sınava tabi yor ve potansiyellerini harcıyor musunuz, tutarken, değerlendirirken, o kişilerin yoksa gerçekte olduğunuzdan fazlasını içinden geldikleri bağlamı da göz görüp kendinizi sürekli bir hayal kırıklığı önünde bulunduruyor muyuz? ve özgüvensizliğe mi sürüklüyorsunuz? Peki, başkalarına nasıl yaklaşıyorsunuz?
Doğamızdan uzaklaşıyoruz. Doğamızla hep bir rekabet ve savaş içindeyiz. Ve tabii başkalarıyla hep bir rekabet ve savaş içindeyiz.
Kendinizi sorgulayın Kendinizi tanımakta güçlük çekiyorsanız, yakınlarınızdan destek alın, onların geribildirimlerine başvurun, bir psikoterapistle kendinizi ve beklentilerinizi sorgulamaya başlayın. Doğanızla barışın, çevrenizdeki insanların doğasıyla. Barışmak, kabul etmek demek. Kabul etmek demek elbette gelişmek için mücadele etmeyeceğiz, içinde bulunduğumuz kötü yaşantılara ve zorluklara itaat edeceğiz, katlanacağız anlamına gelmiyor. Kabul etmek mütevazi ve huzurlu bir varoluştur. Katlanmak, kendimize ve başkalarına yüklenmek demek değildir. Kendinizi hoyratça zorlamayın, emeklerken birden ayağa kalkan bir bebeğin yürüyüşüne sıcak bir dokunuşla sırtından destek olur gibi anlayış, sabır ve sevgiyle ittirin. Rekabeti değil dayanışmayı büyütün... Barış Abimizi hiç unutmayın.
MART 2013 I
51
ADVERTORIAL
“Broker’lerin yasal sorumluluklarından bir taneside poliçe düzenlerken en
“EN DOĞRU POLIÇEYI EN Uzman bir yönetici ve çalışan kadrosuyla müşterilerine hizmet veren USS Sigorta Brokerliği kurucusu Geylani Serhan İşler bölge sakinlerine çalıştıkları sektörde sigorta alanında sağlanabilecek maksimum faydayı kusursuz ve yüksek kalitede ulaşabileceklerini belirtiyor... USS SİGORTA BROKERLİĞİ LTD.ŞTİ olarak şirket merkezime komşu olan sizlerinde sigorta broker ile çalışmanın avantajları hakkında bilgi edinmeniz amacıyla bölgemizde dağıtım yapan 4 Mevsim Bahçeşehir dergisi vasıtasıyla sizlere ulaşmak istedik.
Öncelikle Sigorta Brokeri Kimdir? Broker, sigortalıyı veya sigorta veya reasürans şirketini temsil ederek, tarafları biraraya getiren, sözleşmeden önce gerekli çalışmaları yürüten, sözleşmenin uygulanması ve hasar gerçekleştiği takdirde tazminatın ödenmesine yardımcı olan tarafsız ve bağımsız davranmak zorunda olan sigorta ve reasürans piyasasının profesyonel aracılarıdır. Daha anlaşılır bir ifadeyle Başbakanlık Hazine Müsteşarlığından almış olduğu yetki ile sizler adına hareket eden siz sigortalılar için endoğru, en ekonomik ve en kapsamlı poliçeyi size düzenleyen ve sunan Tüm sigorta şirketleriyle çalışma yetkisine sahip, sizlere verdiği hizmet ile ilgili olarak devlet tarafından denetlenen ve sorgulanan profesyonel, tarafsız, bağımsız bir kurumdur. Türkiye de şuan itibarıyla sadece 97 tane Sigorta Brokeri bulunmaktadır. Türkiye sigorta pazarının %10ʼu brokerlerin elindedir. Oysa Avrupa ve Amerika gibi gelişmiş ülkelerde
52
I MART 2013
düzenlenen poliçelerin %70 ten fazlası Brokerlar üzerinden düzenlenmektedir. Sayıları 97 olmasına karşın %10 pazar hiçte azımsanacak bir oran değildir. Acente ve banka kanal sayısı toplamda 17.000 civarındadır.
Sigorta Brokerinden bir poliçe istediğinde ne yapar? Örneğin bir aracınız var ve trafik sigortası yapmak istiyorsunuz. Trafik sigortasını örnek veriyoruz çünkü hemen herkesin bildiği ve araç sahiplerinin tümünün yaptırmak zorunda olduğu bir poliçedir. Trafik poliçeleri tüm sigorta şirketlerinde yasa gereği aynı teminatlar ve bedellerle sınırılıdır. Ancak fiyat açısından durum şirketten şirkete değişkendir. Rakamlar öylesine farklıdır ki bir firmanın fiyatı diğer firmanın bazen 3-5 katına kadar
değişmektedir. Hal böyleyken bir acente veya banka kanalından alacığınız fiyat temsil ettikleri şirketin fiyatı olacaktır, oysa broker sizin için en uygun fiyatı olan şirketi seçerek bu firmadan poliçe düzenleyecektir. Bu durum aslında tüm diğer sigorta ürünleri içinde geçerlidir. Yine bir firmanın örneğin 1000 TL dediği kasko sigorta fiyatı içinde bir başka sigorta şirketi 2000 TL diyebilmektedir. Bu durumda fiyatı fazla olan sigorta şirketinin temsilcisi sizlere poliçe teminatlarının daha fazla olduğunu, daha iyi bir firma olduklarını veya başka formüllerle sizlere temsilcisi olduğu firmanın ürününü satmaya çalışacaktır. Bir broker ise tüm sigorta şirketlerine karşı aynı mesafede olduğundan, herhangi bir sigorta şirketinin temsilcisi olmadığından ve yine Hazine Müsteşarlığına bağlı olmanın sorumluluğu ile hareket ederek sizler için en doğru, fiyat olarak en avantajlı olan poliçeyi düzenleyecektir. Bu brokerin yasal görevidir. Broker sizlere en uygun fiyatı sunarken tabiî ki sigorta şirketlerinin hizmet performansını, ulaşılabilirliği ve çözüm noktasında hangi firmanın kaliteli hizmet vereceği konusunda tecrübe ve deneyimleriyle sizlere doğru yönlendirmeler yapacaktır. Broker in yasal sorumluluklarından bir taneside poliçe düzenleme aşamasında sizlere en az 3 firmanın
az 3 firmanın fiyatını sunmaktır” diyen Broker Geylani Serhan İşler:
UYGUN FIYATA ALIN” fiyatını sunmaktır. Bu anlamada da yine Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından denetlenmektedir.
Nasıl sigorta brokeri olunur? Sigorta brokeri olmak için gereken şartlardan bir tanesi sektörde en az 10 yıl imza yetkili deneyim sahibi olması gerektiğinden sigorta brokeri tecrübe ve deneyimiyle sizleri en doğru çözüme götürecektir. Aynı zamanda broker olma şartları arasında brokerin kendisi ve çalışanlarıda yüksek eğitim almış olmalı, asgari mal varlığı şartları, güçlü sermaye, temiz bir geçmiş ve ahlaki değerlere sahip olması yine broker olma şartları arasında bulunmaktadır.
temsilciliklerimiz ve ofislerimiz aktif olarak çalışmaktadır. Ancak ofis ve şubelerimiz yasal sürecin ardından ilan edilecektir. İzmit, Ankara ve Batman illerindeki ofislerimiz pek yakında yine Hazine Müsteşarlığı tarafından tescillenip ilan edilecektir. Şirket merkezi olarak seçtiğimiz Bahçeşehirli komşularımızında sigorta broker ile çalışmanın imkan ve avantajlarından faydalanması amacıyla sizlere ulaşmayı
Kısaca USS Sigorta Brokerliği’ni tanıyabilir miyiz? Biz Türkiye nin şu an için en genç, 16 yıllık sigorta tecrübesi olan Türkiye de 97 tane ruhsat almış olan sigorta broker firmalarından biriyiz. Acentelik dönemimizde acenteliğini yapmış olduğumuz firmalarda her zaman için Türkiye sıralamasında en üst sıralarda yer almış bir ekibiz. Şirket merkezi olarak Bahçeşehirʼi seçmemizdeki temel faktör öncelikli olarak brokerimiz Geylani Serhan İşlerʼin yaşam alanı olarak beğendiği ve ikamet ettiği Bahçeşehir de yaşamasından kaynaklanmaktadır. İş potansiyelimizin yüksek olduğu bölgelerde
Tel:0 212 397 75 15 (pbx)
hedeflemiş bulunmaktayız. Amacımız kısa vadede İstanbul ve civarında, orta vadede tüm yurt genelinde, uzun vadede ise yakın coğrafyayı içine alan uluslararası alanda etkin, güçlü ve sektöre yön veren, marka bilinirliği yüksek bir sigorta aracı kurumu olmaktır.
DEĞERLERİMİZ; Yenilikçilik Üretkenlik
USS Sigorta Brokerliği kurucusu Geylani Serhan İşler
Müşteri Odaklılık Dürüstlük Güvenilirlik
Fax:0 212 397 76 99
www.usssigorta.com.tr
SERGİ
TERRA COTTA
ÇİN HAZİNELERİ
Topkapı Sarayı, dünyanın sekizinci harikası olarak değerlendirilen "Çin Hazineleri" sergisine ev sahipliği yaptı. Açılışını, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile Çin diplomatların gerçekleştirdiği sergiyi arkadaşımız Seda Asparuk gezdi ve izlenimlerini bizimle paylaştı.
54
I MART 2013
UNESCO Dünya mirasından bahsedince benim için akan sular durur. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür için hazırlanan liste kültürel ve doğal varlıkların belirlendiği listedir. Dünya miraslarının listesi hazırlanırken 175ʼten fazla ülke ile antlaşma imzalanmıştır. Bu listeye girmek çok da kolay değil. Birçok ölçüt belirlenmiştir. Bunlardan bir tanesi bu serginin dünya mirası listesine girmesi için doğru bir sebeptir. Bu ölçüt kısaca der ki; yaratıcı insan dehasının ürünü olması yeterlidir. İşte TERRA COTTA ASKERLERİʼde bu ölçüt için biçilmiş kaftan bence. Aslında bu askerler Dünyanın 8. Harikası olarak da değerlendiriliyor şu sıralar. Şimdi tarihe dikkatinizi çekmek istiyorum. Ne zaman ve nasıl keşfedilmiş bu askerler? MÖ 210 yılında yapılmış. İlk olarak 1920ʼli yıllarda keşfedilmiş ama korkudan bir çiftçi tarafından tekrar gömülmüş ve hiç bir şey yapılamamış. Esas 1974 yılında bir çiftçi tarafından bulunmuştur. 1987 yılında da UNESCO Dünya Mirası listesine girmiştir. Kazı alanında hala toprak altında bulunan 8000 asker, 520 atıyla, 130 savaş arabası ve 150 süvari atı bulunduğu tahmin edilmektedir.
Dört Mevsim Bahçeşehir
SERGİSİ SEDA ASPARUK
Bütün bunların yanında, en çok karma mirası listesinde bulunduran ilk sırada Çin yer almaktadır. Bunun için bu karma listeye girmiş olan, hikayesinden çok etkilendiğim TERRA COTTA ASKERLERİÇİN HAZİNELERİ SERGİSİ ayağımıza kadar gelmişken kaçırmak olmazdı. Üstelik Çinʼin dışına çıkarılmayan, ilk defa Türkiyeʼde sergilenen TERRA COTTA ATI da görülmeye değer eserlerdendi. Sergide toplamda 101 eser bulunmaktaydı. Bu eserler toplam 8 bölümden oluşuyordu. En çok ilgimi çeken bölüm TERRA COTTA ATININ ve ASKERLERİNİN sergilendiği bölümdü. Bu sergi Çin Hanedanıʼnın 2000 yıllık dönemini kapsamaktadır. Her bir askerin yüzünün farklı olduğu bir sergidir. Bu serginin hikâyesiyle birlikte gördüklerimden, heykellerden hiç beklemediğim kadar etkilendim. İnsanoğlunun neler yapabileceğini ve hayal gücünü bu sergide çok açık bir şekilde görebilmeniz mümkündü.
Hikâyesi de beni çok etkiledi. Sizlerle bu hikayeyi kısaca paylaşmak istiyorum. Hikaye şöyle: Çinʼin batısında yaklaşık 300 kmʼlik ölümcül bir çöl bulunmaktadır. Adı TAKLAMAKAN ÇÖLÜ. Girenin çıkamadığı yer. İşte askerler buradan çıkarılmış. Çin'de 11 hanedanlığın başkentliğini yapmış ülkenin orta kesimindeki Şian'da bulunan TERRA COTTA askerleri, dünyanın en büyük kral mezarlarından biri olarak kabul edilen "Çin Şı Huang'ın mezarını koruyor. Çinʼde Qin Hanedanlığı döneminden önce bir hükümdar ölünce hizmetkârları, savaş malzemeleri, askerleri, özel eşyaları ve hatta eşleri ile birlikte gömülürmüş. Ancak Çin hükümdarı Qin Shihuang öldüğünde kendisi için askerlerinin ve hizmetkârlarının da öldürülmesini istememiş ve kendisine diğer dünyada eşlik etmek üzere pişmiş toprak (yani seramik) ve bronzdan askerler, savaş arabaları, hizmetkârlar ve daha ne
ihtiyacı var ise yapılmasını emretmiş. İşte bu hikâye de bu askerlerin hikâyesi. 56 kilometrekarelik dev mezarın etrafında Çinli bir köylü tarafından rastlantı üzerine bulunan binlerce toprak asker, normal insan ebatlarında ve her biri dönemin askeri düzenine göre dizilmiş şekilde duruyor. Savaş öncesi hazır konumda bekleyen binlerce asker, dönemin at arabaları ve atlar, orijinaline uygun şekilde boyanarak dönemin imparatoruyla birlikte gömülmüş. Toprağın altından ilk çıkartıldığında renklerini koruyan TERRA COTTAʼların havayla temasının ardından boyaları birkaç gün içinde siliniyor. Bu nedenle bölgede daha fazla olduğu bilinen askerler gün yüzüne çıkartılmıyor ve renginin korunması için teknolojiler geliştirilmeye çalışılıyor. Kazıların hala devam ettiği söylenmektedir. Son olarak, her yönüyle ilginç olan Uzakdoğu Kültürü bu sergi ile beni bir kez daha etkiledi. Ne yalan söyleyeyim. Yine muhteşem bir sergi ve yine harikalar yaratmış insanoğlu. Sanatın hiçbir dalından mahrum kalmamanız ümidiyle. I MART 2013 I
55
EĞİTİM
DEĞİŞİM DURAĞI Eğitim Danışmanlığı Merkezi’nde
‘EĞİTİMLİ
DADI’
PROGRAMI
“Hedefimiz, bilimsel yaklaşımlarla hazırlanmış eğitim programını uygulayabilecek ve özellikle çalışan annelerin gözünün arkada kalmayacağı biçimde çocuklarını yarınlara hazırlayacak dadıları eğitmek, işe yerleştirmek ve alışma döneminde danışmanlık vermek” diyen 43 yıllık eğitimci Şule Yurcu’dan konu hakkında ayrıntılı bilgi aldık... Sizin çok yakınlarda “Eğitimli Dadı” adında bir program başlattığınızı duyduk. Çıkış yolunuzu ve hedeflerinizi anlatır mısınız? Enka Okullarıʼnda görev yaparken “Beynin Öğrenmedeki Rolü”, “Anlamanın önemli yollarından biri düşünebilmek”, “Fen ve Matematiğin Yaşamsal Değeri” konuları hakkında ki eğitim programlarına katılmak üzere gittiğim ABDʼnin Boston ve California Eyaletlerinde çocuk eğitimi üzerine de gözlemlerde bulunmuştum. “Smart Nanny” “Türkçe karşılığı “Akıllı Dadı” olan bir uygulamayı çok yararlı ve akıllıca buldum. Bu alanda bir araştırmaya girdim. Ayrıca Yeni Zellandaʼlı öğretmen arkadaşlarımla da paylaştığımda bu programın ülkelerinde, Avustralyaʼda da revaçta bir uygulama olduğunu da duydum. İstanbulʼda birçok dadı bulan şirketleri incelediğimde böyle bir uygulama olmadığını gördüm. Bu programı, İstanbulʼa, Ülkeme de taşımak istedim.
Hedefimiz, çocuklara yönelik, doğduğu andan başlayarak olumlu davranışlarla donatılarak gelişimini gerçekleştirecek, bilimsel yaklaşımlarla hazırlanmış eğitim programını uygulayabilecek ve özellikle çalışan annelerin gözünün arkada kalmayacağı biçimde çocuklarını yarınlara hazırlayacak “Eğitimli Dadı” programı aracılığıyla dadıları eğitmek, işe yerleştirmek ve alışma (oryantasyon) döneminde de yerleştirildiği aileye danışmanlık vermektir. Böylece üç ayrı hizmeti bir araya getirdiğimi düşünüyorum. Eğitimli Dadı Programı’nın içeriği hakkında bilgi verir misiniz? Eğitimli dadı programı, haftada iki gün olmak üzere bir ayda tamamlanacak 56 saatlik, alanında uzman kişilerce uygulanacak beş ayrı alanı içeren bir eğitim programıdır. Program, “Çocuk Gelişimi”, “İlişki Yönetimi”, “Çocuk Sağlığı ve Beslenme”, “Çocuk Sağlığı, Kazalar ve İlkyardım”, “Yaratıcı Oyunlar” olmak üzere beş farklı alanı içermektedir. Programa devam eden dadı adayları, “Oyun Bahçesi” Anaoku- lunda gözlem ve uygulama çalışma-
Şule Yurcu
Tuba Yurcu
ları yapacaklar, öğretmenlerimiz tarafından gözlenecek aynı zamanda değerlendirileceklerdir. En önemli gördüğümüz üçüncü hizmet ise dadı isteğinde bulunan ailelere, tanıma envanterleri uygulanacak, eğitimli dadılardan uygun bulunan dadı, uygun aileye yerleştirilecek ve uyum sürecinde de uzmanlarımız aileye ve dadıya danışmanlıklarını makul bir süre boyunca sürdüreceklerdir. Bu uygulamayı oldukça farklı ve yararlı bulduk. Bu uygulamadan kimler ve nasıl yararlanabilirler? Öncelikle iş gereksinimi olan en az lise ve dengi okul mezunu olan kişiler, genç emekliler, yararlanabilir, ben bazı ailelerde özellikle erkek çocuklar için olumlu bir model olacak erkek dadı adaylarını da kabul etmek istiyorum, ancak aileler ne kadar buna prim verir gözlemleyeceğiz. Bu ilanı ve yazıyı okuyan hem dadı adaylarının hem de eğitimli dadı isteyen ailelerin başvurarak kayıt yaptırmalarını istiyoruz. Dadılar sadece belirlenmiş kurs parasını ödeyecekler, aileler de önce yetmiş beş Türk Lirası kayıt parası, dadılarını eve yerleştirince de dadının bir maaşı kadar ücret ödeyecekler. Bu programa aileler halen çalışmakta olan dadılarını da kayıt ettirebilirler. Anne adayları için de ayrı bir sınıf açarak, içinde kendisinden başka, atan küçük bir kalbe sahip yavrusunu huzurlu bir ortamda yetiştirmek için gereksinim duyduğu bir çok bilgiyi bulacağından emin olduğumuz bu programdan yararlanmasını düşünüyoruz.
Eğitimli Dadı Programına kayıt olmak isteyen adaylar, yanlarında Lise veya Dengi Okul mezuniyet belgelerini, nüfus cüzdanlarını, ikametgah belgelerini ve iyi hal kağıtlarını getirmelidirler.
Bilgi ve Kayıt için:
0531 358 22 43 - 0212 672 45 46
BAHÇEŞEHİR DEFNE 4/11 (TESTİLİ KIZLAR KAVŞAĞINDAYIZ)
OKULLARIMIZDA YENİ DÖNEM KAYITLARI BAŞLAMIŞTIR
2 DiL TÜRKÇE KONUŞMAYI ÖĞRENİR GİBİ
İNGİLİZCE ALMANCA
NATIVE SPEAKER YABANCI ÖĞRETMENLERLE
HER GUN TAM GUN
YABANCI SINIF ÖĞRETMENLERİ İLE; G G
Montessori, Reggio Emilio ve High Scope sentezli DSLS (Different Style of Learning System) İtalya, İngiltere ve Hollanda Commenius Socrates Eğitim Sistemleri ile ikiz IB (International Bacheloria) Compatible ilk yıllar (PYP) 3-12 yaş Algısal Tercihe göre öğrenme
ADVERTORİAL
Dört Mevsim Bahçeşehir
‘ECOLE ANAOKULU’nda
Temel Jimnastik Eğitimi Dersleri 6 aydan 8 yaşa kadar çocuklara sporu sevdirmek ve spora sağlam bir altyapı oluşturmak amacıyla Ecole Anaokulu bünyesinde açılan jimnastik merkezi’nde çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor.
Yaşlara göre oluşturulan gruplarda 6-24 ay arası çocuklar anneleri ile birlikte spor yapma ve kaliteli zaman geçirme fırsatı bulurken, 2-8 yaş arası çocuklar da bireysel olarak çalışmalara katılabiliyor. Koç İlker Saatçioğlu tarafından verilen eğitimler her cumartesi ʻEcole Anaokuluʼnda özel olarak hazırlanmış iki spor salonunda yapılıyor. Temel Jimnastik Çalışmaları’nın önemi Çocukların sosyal, duygusal, bilişsel ve fiziksel gelişimi dikkate alınarak hazırlanmış bir programla çeşitli aktivite egzersiz ve oyunlarla süsleyerek çocuğun sürat, denge, kuvvet, esneklik ve koordinasyon gibi motor becerilerini geliştirmeyi hedefliyoruz. Ayrıca bu çalışmalarla özgüven, liderlik, karar verme gibi sosyal gelişimleri de destekleniyor. Çocukluk döneminde fiziksel aktivitelere katılımın olumlu etkileri G Büyüme ve gelişmenin daha iyi olması
G Sporu
yaşam biçimi olarak benimsemesi G Fiziksel uygunluk (fitness) sağlanması G Aşırı kilo alımının önlenmesi G Kemik yoğunluğunun artırılması G Fiziksel yeteneklerin gelişimi G Vücudun hareket kabiliyetini anlama ve değerlendirme G Kişisel ve sosyal gelişime katkı sağlama G Yaratıcı doğal yetenekleri geliştirme G Bir konuya yoğunlaşma (konsantrasyon) yeteneğini kazanma Posturu düzgün, hareket kabiliyeti gelişmiş, sporu yaşam biçimi olarak benimsemiş bireyler yetiştiriyoruz... Gelişen teknoloji beraberinde hareketsiz yaşamı da getirmiştir. Giderek artan hareketsiz yaşamın beraberinde getirdiği sağlık sorunları artık koruyucu hekimliğin vazgeçilmez ve önemli konularından biri olmuştur. Fiziksel aktivi-
İlker Saatçioğlu
Kimdir?
1994 yılında Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümü'nden mezun olmuştur. Beyzbol ve SoftBall Milli takım Antrenörlüğü de yapmış olan İlker Saatçioğlu aynı alanda ülkemize madalya kazandırmış olan bir milli sporcudur. Selim Pars Koleji, Yeşilköy 2001 Koleji ve Bahçeşehir Koleji'nde hem Beden Eğitimi Öğretmenliği ve hem de Spor Bölümü Koordinatörlüğü görevlerinde bulunmuştur. Halen 'Gymboree' Yeşilköy'de jimnastik branşında aktif olarak eğitim vermektedir. 2012 2013 Eğitim Öğretim yılı itibariyle 'Ecole Anaokulu' ailesine katılmış olup 'Temel Jimnastik ' dersi öğretmenliği yapmaktadır.
Tel: 0212 699 26 16 - 0212 450 19 18 - 0553 244 26 62 www.ecole.com.tr
60
I MART 2013
tenin artırılmasına yönelik yapılan çalışmaların önemi ve sayısı her geçen gün artmaktadır. Bu çalışmaların temelinde erken yaştan itibaren fiziksel aktivitelere katılımın sağlanarak ileri yaşlardaki olası risklerin azaltılması amaçlanmaktadır. Çocukluk çağında İyi düzenlenmiş bir fiziksel aktivite programı çocuğun gelişimini olumlu olarak etkilemektedir.. Eğitim programı ile uyumlu bir şekilde düzenlenmiş fiziksel aktivite çalışmalarının eğitim ve öğretime de katkı sağladığı gözlemlenmiştir. Ayrıca kendini tanımasına zemin hazırlaması ve can sıkıntısının giderilmesi yolu ile okul başarısını artırmaktadır. Buna göre, düzenli olarak yapılan fiziksel aktiviteler, stresi azaltırken, öğrencilerin dersleri konusunda daha disiplinli davranmasına da katkıda bulunuyor.
EĞİTİM
Dört Mevsim Bahçeşehir
Eğitim üzerine düşünceler XXIV
Eğitimde yarınlar
YARD. DOÇ. DR NİLGÜN ULUSER . İNAN EĞ İTİM BİLİMCİ
“Aslında bugün okula başlayan bir öğrencinin 17-18 yıl sonra hangi henüz icat edilmemiş/dolayısı ile de bilmediğimiz meslek alanına yetiştirileceği sorusu yalnızca bizim için değil, tüm dünya için merak konusudur. Peki, ne yapılmalıdır?”
Türk Milli Eğitim Sisteminde, Cumhuriyetimiz kurulduğundan bu yana müfredat içeriği, öğretmen yetiştirme, öğrenciye ilişkin ön kabuller, amaçlar, süreçler ve değerlendirmeye ilişkin birçok değişim/yenilenme yapılmıştır. Ancak, 90’lı yılların sonlarında başlayıp 2000’li yılların ortalarına doğru son şeklini alan müfredat yapılanmalarının dışında, daha çok sistemin fiziksel boyutları ile ilgilenildiğini görmekteyiz. Öğrenci okula başlama yaşı, fiziksel mekânlarla ilgili planlamalar, okullar arası geçiş süreci, seçme ve yerleştirme sınavları vb. gibi. 2004 yılında Talim Terbiye Kuru-
lu’nca kabul edilen ve yürürlüğe giren ilköğretim programları; içerik, öğrenme süreçlerinin tasarımlanması, hedefler, ayrıntı düzeyi, ölçme-değerlendirme modelleri, öğretmen ve öğrenci rolleri, beceri öğretimine verilen ağırlık gibi ölçütler açısından tam olmasa bile memnuniyet verici bir yaklaşımla hazırlanmış programlardır. Fakat getirilen tüm yeniliklerin sınıfa yansımasında sorunlar olduğunu düşünmekteyim. Çünkü eğitim çok bileşenli bir süreçtir ve tüm bileşenlerin ancak uyum içinde, birbirini tamamlar ve destekler şekilde çalışması ile hızla değişen dünyaya uygun birey yetiştirilebilir.
Bu kolay bir şey değildir ancak imkânsız da değildir. Aslında bugün okula başlayan bir öğrencinin 17-18 yıl sonra hangi henüz icat edilmemiş/dolayısı ile de bilmediğimiz meslek alanına yetiştirileceği sorusu yalnızca bizim için değil, tüm dünya için merak konusudur. Peki, ne yapılmalıdır? Henüz bilmediğimiz/tanımadığımız bir dünyaya çocuklarımızı nasıl hazırlarız? İçerik günümüz dünyasından çekiliyorsa, gelecek için ne öngörülmeli? Öğretim programının içeriğinden çok uygulanmasındaki yeni yönelimlere bakılması ve uygulamada, öğrenen (öğrenci) niteliklerindeki değişikliklerin
İLKÖĞRETİM 6, 7, 8. SINIF,
LİSE VE ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ İLE YETİŞKİNLERE,
ANKARA ÜNİVERSİTESİ İNGİLİZ DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ İLE HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ İNGİLİZCE ÖĞRETMENLİĞİ BÖLÜMÜ MEZUNU CELTA (CERTIFICATE IN ENGLISH LANGUAGE TEACHING TO ADULTS, UNIVERSITY OF CAMBRIDGE) SERTİFİKASINA SAHİP
TECRÜBELİ İNGİLİZCE ÖĞRETMENİNDEN
HER SEVİYEYE VE GRUPLARA,
483 26 70
(212)
(532)
İNGİLİZCE DERSİ VERİLİR
672 17 68
EĞİTİM “Sınıfta en çok çalışan insanlar artık öğretmenler değildir. Sınıftaki tek içerik uzmanı olmak yerine, bir yönetici ya da rehber olarak işlev görürler. Bu yolla, öğrencilerinin güçlü yanlarını keşfedip, onları teşvik eden bir koç rolünü üstlenirler.”
hızına ayak uydurması gerekiyor. Eğitim değişiyor, öğrenci istekleri değişiyor. Her şey dijital bir çehreye bürünüyor. Yayınevleri, bilinen en yaygın oto-didaktik (kendi kendine öğreten) araç olan kitapları; tek taraflı ve tek beceri gereksinimli (okuma becerisi) bilgi dağıtan bir formattan çıkarıp, öğrencinin dinlemekendi kendini değerlendirme-izleme-analizsentez yapma becerilerini kullanabileceği bir şekle dönüştürmenin hazırlığını yapıyor. Okullar (şimdilik yalnızca üniversiteler olmasına karşın hızla alt kademelere de yayılma eğilimi gösteren) internet üzerinden üstelik de çoğunlukla ücretsiz diploma ve sertifika programlarını yürürlüğe koyuyor. Öğrenciler artık ne istiyorlarsa onu, bulundukları yerden ve kendileri için geçerli olan öğrenme yöntemleri ile öğrenmek istiyor. Çoğu sınıflarda kullanılmasına izin verilmeyen tablet PC
ALMANCA Tecrübeli emekli hanımdan Almanca öğrenebilir veya ilerletebilirsiniz. İkinci lisanı Almanca olan, çocuk gelişiminde yurtdışı tecrübeli emekli hanım, belli günlerde çocuğunuzla ilgilenir.
0536 947 01 03 M. GÖHL Bahçeşehir Gül 10 D-5
Tel:
ve akıllı telefon gibi araçları kullanıyor. Öğretmenler sınıflardaki tek uzman değiller artık. Veliler, eğitimin önemine ilişkin daha büyük bir farkındalıkla alternatif okullar arayışında. İnternette okuduğum ve 2012 yılı eğitimi için yapılan kestirimlerden beni çok etkileyen, güncelliğini de bütün tazeliği ile koruyan bir listeyi sizinle paylaşmak istedim (Bray, 2012). Aşağıda listelediğim tüm davranışların/olguların, kendi eğitim sistemimiz içinde 2013-2014 öğretim yılından başlayarak ete-kemiğe bürünmesini gönülden diliyorum: 1. Öğretmenler, her bir öğrencinin nasıl öğrendiğini bilirler. Her öğrenci için öğrenme kayıtlarını tutarken, öğrenciyi değerlendirmede farklı yöntemler kullanırlar. 2. Öğrenme sabit olmadığı için değerlendirme de süreklilik arz eder. Öğrenciler, kendi öğrenme kanıtlarını toplarlar ve bu kanıtları sonraki öğrenmelerde işe koşarlar. 3. Aynı sınıf düzeyine ya da branşa sahip öğretmenler, bireyselleştirilmiş öğrenmeyi tasarımlama ve uygulama sürecinde birbirleri ile işbirliği içindedirler. Bu; öğrencilerin ihtiyaçlarına ve öğ-
64
I MART 2013
renme hızlarına göre düzenlenmiş bir öğretim anlayışının, tüm öğretmenlerce somutlaştırılması demektir. 4. Öğretmenler, içeriği kendilerine saklamazlar dolayısı ile de Amerika’yı yeniden keşfetmenin anlamsızlığını kavrayarak elektronik ortamlarda içerik, yöntem, plan ve deneyim paylaşımlarında bulunurlar. 5. Sınıfta en çok çalışan insanlar artık öğretmenler değildir. Sınıftaki tek içerik uzmanı olmak yerine, bir yönetici ya da rehber olarak işlev görürler. Bu yolla, öğrencilerinin güçlü yanlarını keşfedip, onları teşvik eden bir koç rolünü üstlenirler. 6. Öğrenciler kendi geliştirilmeye açık yanları ile güçlü yanlarını kendileri belirlerler ve deneyimlerini diğer öğrencilerle ve öğretmenlerle paylaşırlar. 7. Öğrenciler daha çok öğretim içeriği (dersler, sunumlar, videolar vb.) bulmak ve öğretmenler daha çok öğretim içeriği yüklemek amacıyla interneti yoğun bir şekilde kullanırlar. Böylelikle içeriği öğrenciler okul dışında öğrenirken, sınıfta bu öğrenme ürünlerini somutlaştırırlar. 8. Sınıf her zaman, her yerdedir. Öğrenme herhangi bir yerde gerçekleşebilir. Herkes hem öğrenci, hem öğretmendir.
EĞİTİM “Öğrencilerin gerçek hayatta kullandıkları Youtube, Facebook, Twitter ve diğer sosyal medya becerileri, yeni öğrenmelerine destekleyici bir şekilde kullanılır.”
ODTÜ’lüler BAHÇEŞEHİR’de Orta Doğu Teknik Üniversitesi mezunu öğretmenler
Cengiz Hoca ve Hüseyin Hoca’dan özel ders • SBS-YGS-LYS’ ye hazırlık • İlköğretim ve Lise öğrencileri için okula yardımcı Matematik, Fizik, Fen Bilgisi ve İngilizce dersleri • İngilizce eğitim gören öğrenciler için İngilizce olarak Matematik ve Fizik dersleri
0532 525 93 67 0555 525 08 21 0554 592 40 14 0505 685 72 82
Cengiz Hoca
Hüseyin Hoca
Öğrenmelerin çoğu hareketlidir ve mobil araçlar üzerindedir. 9. Öğrencilerin ihtiyaç duydukları bilgiye, ihtiyaç duydukları zamanda erişimi vardır. Eğer bir okul ya da bölge kaynaklara sahip değilse, öğrenci kendi kaynağını okula getirir. Okul gerçek dünyanın temsilcisidir ve tüm araçlara izin verilmiştir. Herkes sorumluluk yüklenmiştir ve herkes güvenilir olarak kabul edilir. 10. Ev ödevleri farklı bir nitelik kazanmıştır. Öğrenciler video ve dersleri izlerler, içerik hakkında ön bilgi sahibi olurlar ve bu bilgileri daha okula gelmeden birbirleri ile paylaşırlar. Öğrenmelerinde daha çok denetim sahibidirler. Artık çok zaman alan ancak üretici olmayan etkinliklerde bulunmazlar. 11. Öğrencilerin gerçek hayatta kullandıkları Youtube, Facebook, Twitter ve diğer sosyal medya becerileri, yeni öğrenmelerine destekleyici bir şekilde kullanılır. 12. Okullar ve üniversiteler ön bilgiyi kabul ederler ve deneyimin önemini kavrarlar. Öğrenciler bilgi ve deneyimlerini sınayacakları derslere ve sınavlara açıktırlar. 13. Değerlendirme, yalnızca test skorları değildir. Öğrenciler kendi öğrenme kanıtlarını toplar ve yansıtırlar. Değerlendirme süreklidir ve herkes geri bildirim zincirinin destekleyici bir halkasıdır. 14. Öğretmenler de test sonuçları ile değerlendirilmezler. Onlar, birbirini destekleyen bir takımın parçası olan koç ya da rehberlerdir. Tercihen bir e-portfolyo formunda, tüm öğrencilerinin öğrenme kayıtlarını tutarlar. 15. Öğrenciler, veli toplantılarını öğretmenleri ile birlikte yürütürler. Kendi öğrenmelerine ilişkin sorumluluklarını kabul ve beyan ederler, kendi ilerlemelerini değerlendirebilmek için ailelerinden geri bildirim ve yardım isterler. 16. Öğretmenler, anne-babalar ve diğer öğrenenler, öğrencinin öğrenme ekibinin birer üyesidirler. 17. Öğretmenler; kendi ihtiyaçlarına dayalı, daha fazla işbirliği ve desteği öngören bir mesleki gelişim programı ile hizmet içi eğitim alırlar. Öğretmenlere; değerlendirme stratejilerini tasarımlama, işbirlikçi bir planlama yapabilme, öğrenme ortamlarını yeniden tasarlama, teknolojiyi geleneksel ortamlarla bütünleştirme, e-portfolyo yaratımı ve kullanımı konusunda yardım edilir. 18. Öğrenme bireyselleştirilir. Sınıfta yaratıcılık ve merak vardır. Öğrenme hevesle gerçekleştirilir ve öğrenme bir eğlence modundadır. Bu kestirimler bir rüya gibi görünebilir. Ancak, olmayacak şeyler değiller. Eğitimi için kafa yorduklarımız bizim çocuklarımız. Öyleyse daha az öğretelim ki, öğrenciler daha çok öğrensin. I KAYNAKLAR: http://ilkogretim-online.org.tr/vol5say1/ yenimufredat_raporu%5B1%5D.pdf - http://barbarabray.net/ 2012/01/02/18-predictions-for-educational-trends-in-2012/
66
I MART 2013
"/"0,6--"3* Ă?-,0,6- 035"0,6- - FEN LĂ?SESĂ? - ANADOLU LĂ?SESĂ?
DĂœZEY #&-Ă?3-&.& SINAVI 3 - 7.
SINIFLAR 7&-Ă?-&3 Ă?bĂ?/ 4e:-&Ă™Ă? Konu: Aile İçi Ä°letiĹ&#x;im Yard. Doç. Dr. Ă–zge Soysal KĂźltĂźr Ăœniversitesi Psikoloji BĂślĂźmĂź Ă–Ä&#x;retim Ăœyesi
23 Mart 2013 Cumartesi Saat 10.00
ADVERTORIAL
Kültür2000 Lisesi ve Fen Lisesi Müdürü Sayın Berna Baran Şen:
Kültür2000 Koleji bir dünya okuludur! 1998 yılında uluslararası standartlarda eğitim sunma hedefi ile açılan Kültür2000 Koleji akademik programını, öğretmen eğitimlerini, İngilizce öğretimini, sınıf içi çalışmalarını, gezilerini, sosyal etkinliklerini ve karakter eğitimi çalışmalarını bu vizyon doğrultusunda sürdürmektedir. Okulumuz çağdaş batı standartlarındaki çalışmaları sayesinde IBO örgütünden 2008 yılında kolayca akreditasyon (denklik) almıştır. 2008 yılından bu yana akreditasyon teftişlerini başarıyla geçmekte olan Kültür2000 Koleji, çalışmaları ile bir uluslararası akreditasyon örgütü olan IBOʼnun takdirini toplamaktadır. Kültür2000 Koleji IBO akreditasyonu alabilen ender Türk okullarından birisidir (Akademik programları onaylı IB okulları listesi için bakınız: www.ibo.org). IBO örgütü ciddi çalışmalar ve akademik koşullara bağlı olarak toplam üç programda (PYP, MYP, DP) otorizasyon vermektedir. Kültür2000 Koleji bu üç programın ikisinde otorizasyon almıştır. Bunlar 6.,7., 8.,9. ve 10.sınıflardaki MYP (Middle Years Programme) ile 11. ve 12. sınıflardaki DP (High-School Diploma Programme) programlarımızdır. MYP programına 6-10.sınıf
öğrencilerimizin tamamı katılmakta; bu sayede Milli Eğitim Programları ve İngilizce eğitimleri daha da zenginleşmektedir. DP programına katılmayı isteyen ve hak kazanan öğrencilerimiz 12. sınıfı bitirirken biri Milli Eğitim Bakanlığıʼndan diğeri de IBOʼdan olmak üzere çift diploma ile mezun olmaktadırlar. Uluslararası standartlarda eğitim sunan okulumuz aynı zamanda tüm öğrencilerini ulusal sınavlara da çok yoğun bir biçimde hazırlamaktadır. Bu nedenle öğrencilerimiz DP programında yer alsalar da almasalar da yurt içi üniversitelere yerleşmede üstün başarı göstermektedirler. Aynı şekilde DP programında yer almayan öğrencilerimiz, DP öğrencilerimiz gibi yurt dışı üniversitelere yerleşme şansına sahiptirler. Çünkü IBO otorizasyonu öğrencilere yaklaşımımızı, bireysel takibimizi, akademik programlarımızı zenginleştirmemize, eğitim ve öğretmenlerimizin niteliğini yüksekte tutmamıza destek olmaktadır. IBO standartları okulumuzu bir bütün olarak geliştirmekte, öğrencilerimizin SBS ve üniversiteye giriş başarıları, yurtdışı üniversitelere yerleşme olanakları ve İngilizceleri hepimizi mutlu etmektedir.
“Okulumuz çağdaş batı standartlarındaki çalışmaları sayesinde IBO örgütünden 2008 yılında kolayca akreditasyon (denklik) almıştır. 2008 yılından bu yana akreditasyon teftişlerini başarıyla geçmekte olan Kültür2000 Koleji, çalışmaları ile bir uluslararası akreditasyon örgütü olan IBO’nun takdirini toplamaktadır.” Berna Baran Şen
“Uluslararası standartlarda eğitim sunan okulumuz aynı zamanda tüm öğrencilerini ulusal sınavlara da çok yoğun bir biçimde hazırlamaktadır.” 68 I MART 2013
KÜLTÜR2000 LİSESİ ULUSLARARASI PROJELERİ İLE ADINI DÜNYAYA DUYURUYOR Bir dünya okulu olmak misyonuyla 2005 yılında kapılarını öğrencilerine açan KÜLTÜR2000 LİSESİ, bugün ulaştığı noktada kabul gören uluslararası projeleriyle dünyada saygın okullar arasında yerini aldı. öğrencilerimizin yine başarılı olacaklarını ümit ediyoruz.
1. PROJE: NASA UZAY YERLEŞKESİ “THE EDEN PROJESİ” 2012 YILINDA NASA’DAN ÖDÜL ALAN TEK TÜRK OKULU
2. PROJE: GEF SCIENCE PROJECT
NASA ve NSS (National Space Society)ʼnin ortak olarak gerçekleştirdiği uzay yerleşke dizayn yarışması (SSDC-Space Settlement Design Contest), 1994 yılından bu yana her yıl yapılmaktadır. Her yıl uluslararası alanda 11-18 yaş arası (6. sınıftan 12. sınıfa kadar) yüzlerce öğrenci katılmaktadır. Değerlendirmeler 6.-8. sınıflar, 9.-10. sınıflar ve 11.12. sınıflar olmak üzere 3 kategoride yapılmaktadır. 2012 yılında da yarışmaya 18 ülkeden (Hindistan, Romanya, ABD, Singapur, Uganda, Nepal, Bulgaristan, Birleşik Krallık, Avustralya, Endonezya, Kanada, Türkiye, Sri Lanka, Çek Cumhuriyeti, İngiltere, Yeni Zelanda, Pakistan ve Malezya) 474 projeden 1246 öğrenci ve 103 öğretmen katıldı. Böyle bir yarışmaya katılmamızın amacı kendimize uluslararası platformda deneyim kazandırmak ve hayalimizdeki yaşam alanını tamamen kendi tasarımımızla dünyaya sunmaktı. Gençlerin hayal gücüyle, insan yaşamının geleceğinin şekillendiği bu prestijli yarışmada okulumuzdan da 4 öğrenci ülkemizi temsil etti. Washington D.C. de yapılan konferans, 24-28 Mayıs 2012 tarihlerinde gerçekleşti. 5 gün süren bu çalışmada öğrencilerimiz dizayn ettikleri projeyi video sunumları ve poster çalışması ile jüriye ve katılımcılara sundular. Öğrencilerimizin Jüpiterʼin uydusu olan Europaʼda tasarladıkları ‘The EDEN Projesi’’ NASA tarafından Özel Onur Ödülüʼne layık görüldü. 2013 yılında ise Kültür2000 Fen lisesi öğrencilerinden M. Bengisu Yıldırım, Öykü Taner, Övgü Taner ve Berfin Oralʼın görev aldıkları “THE CEIBA PROJESİ” ile 22 Şubat tarihinde NASAʼya başvurumuzu yaptık. Mayıs ayında sonuçların açıklanacağı yarışmada
İtalyaʼnın San Remo kentinde 13 yıldır düzenlenmekte olan ve otuza yakın farklı kategoride projenin yer aldığı GEF (Global Education Festival /Küresel Eğitim Festivali ) Projesiʼne 2012 yılında Kültür 2000 Lisesi öğrencileri de katıldı. Dünyanın birçok ülkesinden yüzlerce öğrencinin katıldığı bu uluslararası projede, 12. sınıf öğrencilerimiz “Da Vinciʼs Secrets” projesine katıldılar ve fen kategoresinde yapılan bu yarışmada Leonardo Dan Vinci büyük ödülü “Antibakteriyel Bandaj” isimli projeyle sağlık alanında Dünya Birinciliği Ödülüne layık görüldüler. 2013 yılında ise Kültür 2000 Lisesi olarak 2 proje ile yarışmaya katılıyoruz. Katıldığımız projelerimiz ve bu projelerde görev alacak öğrencilerimiz: BİYOYAKIT PROJESİ: 11. sınıf öğrencilerimiz Ayda Deniz Karabacak ve Zeynep Dilmin GÜNEŞ ENERJİSİ PROJESİ: 9. sınıf öğrencilerimiz Gizem Gülcan ve Furkan Aysal
19 Şubat tarihi ile başvuru yaptığımız yarışmanın sonuçları Nisan ayında açıklanacaktır.
3. PROJE: PurpleComet MathMeet
2003 yılından bu yana ABD Wisconsin-Whitewater Üniversitesi'nin öncülüğünde ve Amerikan Matematik Derneği'nin desteğiyle düzenlenen, 2012 yılında 42 ülkeden 2 bin 757 takımın katıldığı PurpleComet MathMeet! adlı uluslararası Matematik yarışmasında, Kültür2000 Koleji, orta okul kategorisinde 2012 Dünya Şampiyonu, lise kategorisinde ise dünya üçüncüsü olarak büyük bir başarıya imza atmıştı. Bu yıl da 16-25 Nisan tarihleri arasında düzenlenecek olan yarışmaya katılacak olan öğrencilerimizin hedefi her iki kategoride de Dünya Şampiyonluğu!
850 81 81 www.kultur2000.k12.tr
DOSYA - ÜNİVERSİTELER
Amerika ve Türkiye’de bilime ve akademik eğitime bulunduğu katkılarla
“Her öğrencimizi kendi olarak yetiştiriyoruz” “Bir bilim insanı olarak Türkiye’de ve dünyada bilime ve akademik eğitime katkıda bulunmak öncelikli hedefim” diyen İstanbul Kültür Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Semahat Demir, “Kıtaları aşan eğitim anlayışımızla öğrencilerimize yaynızca bir diploma değil bir yaşam kültürü kazandırıyoruz” diyor. Ropörtaj: Hatice Gülçür İnanç I Bize kendinizi tanıtır mısınız?
Akademik eğitime değer veren ve eğitime tutkuyla bağlı bir ailede yetiştim. Babam Prof. Dr. Halit Demir İTÜ İnşaat Mühendisliği Fakültesi İnşaat ve Deprem Mühendisliği öğretim üyeliğinden emekli, eski dekanlardan. Annem Güner Demir ise İktisatçı. Uzmanlık alanım kalp ve beyindeki elektriksel işaretlerin matematiksel modellemesine ve bilgisayarda simülasyonuna dayanan sayısal biyomühendislik. Tıp ve mühendislik bilimlerini birleştiren disiplinlerarası bir alan. Akademik eğitimimde de ilgimi çeken bu iki bilimi birleştirmeyi amaçladım. Bu konuda şanslıydım. Babam Prof. Dr. Halit Demir; 50ʼli ve 60ʼlı yıllarda Amerikaʼda bulunup tıp ve mühendisliği birleştiren çalışmalar hakkında gözlem sahibiydi. Bu konuda beni gerçekten çok güzel yönlendirdi. Orta ve lise eğitimimi Robert Kolejʼi ağabeyim Asım Demir ve kız kardeşim Sıddıka Demirle bitirdikten sonra lisansımı İTÜ Elektronik Mühendisliğiʼnde tamamladım. Yüksek lisans eğitimimi ise Boğaziçi Üniversitesiʼnde Biyomedikal Mühendisliği ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Rice
70
I MART 2013
Üniversitesi Elektronik ve Bilgisayar Mühendisliği olmak üzere iki ayrı dalda yaptım. Doktoraya Rice Üniversitesi Elektronik ve Bilgisayar Mühendisliğiʼnde devam ettim. Post doktoramı 1996ʼda Johns Hopkins Üniversitesiʼnde, Biyomedikal Mühendisliğiʼnde tamamladım. Akademi, özel sektör ve hükümet düzeyinde çalışmalarda bulundum. Biyomedikal alanında X-ray cihazları ve tıbbi lazerlerle ilgili Almanya ve Türkiyeʼde endüstri alanında çalışmalarım oldu. John Hopkinsʼde post doktoramın ardından akademik kariyerim; Memphis Üniversitesi ve Tennessee Üniversitesiʼnde biyomedikal mühendisliği profesörlüğü ile devam etti. 2004 yılında Amerikaʼda hükümete bağlı National Science Foundationʼda Biyomedikal Mühendisliği Program Direktörü olarak 20 bilim dalının yönetiminde bulundum. MIT, Harvard, Stanford, Brown, Princeton, Rice, Johns Hopkins, Yale, Cornell ve Columbia olmak üzere 200ʼden fazla üniversiteye ve kuruma yönettiğim fonlarla hizmet ettim. 2009ʼda ABD Dışişleri Bakanlığıʻndan ABD - Türkiye ʻBilim Elçisiʼ unvanını aldım. ABD NSFʼde 8 yıl sürdürdüğüm direktörlük görevimi Temmuz 2012 ʻde güzel bir törenle devret-
tim. 12 Kasım 2012 tarihinde de akademik ve liderlik kariyerimde önemli bir dönüm noktası olarak değerlendirdiğim Rektörlük görevime başladım. Bilim insanı ve araştırmacı hoca kimliğim benim için yine ön planda. Bu kapsamda profesyonel bilim derneklerinde, sivil toplum kuruluşlarında gönüllü çalışmalarıma da devam ediyorum.
I ABD Ulusal Bilim Vakfı’ndan tamamen ayrıldınız mı? Kültür Üniversitesi’nde hem rektör hem de dünyaca tanınan bilim elçimiz olarak neler yapmak istiyorsunuz? 2012 yılının Temmuz ayında ABD Ulusal Bilim Vakfıʼndaki görevimi güzel bir törenle devrettim ve Kasım ayında İKÜʼde rektörlük görevime başladım. Ulusal Bilim Vakfıʼndaki görevim bana pek çok üniversiteye hizmet etmenin yolunu açtı. Oradaki görevimi sevme ve seçme nedenlerimden biri de buydu. Türkiyeʼnin ve İstanbul Kültür Üniversitesiʼnin de bölgesinde, lider olabileceği ve ABDʼye işbirliğinde önemli katkılar ve yönlendirmeler sağlayabileceği güçlü noktaları var. Bu çerçeveden baktığımızda İstanbul Kültür Üniversitesi Rektörü ve bir bilim insanı
Dört Mevsim Bahçeşehir
tanınan Kültür Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Semahat DEMİR:
mesleğinin lideri olarak Türkiyeʼde ve dünyada bilime ve akademik eğitime katkıda bulunmak yine öncelikli hedefim. Gerek Türkiye gerekse İstanbul Kültür Üniversitesiʼnin ABD ve diğer ülkelerle bilimsel işbirliği yapabileceği alanları araştırmak ve hangi konularda araştırma yapabileceği üzerine çalışmalar gerçekleştirmeyi hedefliyorum.
I Kültür Üniversitesi kaç yılında, nerede kurulmuştur ve kurucusu kimdir? İstanbul Kültür Üniversitesi 1997 yılında Kültür Koleji Vakfı tarafından kuruldu. Kurucumuz Türkiyeʼde yarım asırı geride bırakan Kültür Koleji Kurucusu İnşaat Yüksek Mühendisi Sayın Fahamettin Akıngüç, kurucu rektörümüz ise 2004 yılında kaybettiğimiz Prof. Dr. Önder Öztunalıʼdır.
EĞİTİMCİ AİLE “Eğitim hayatımda tercihlerime güç veren ve beni hedeflerim konusunda yönlendiren mentorum İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği’nde akademisyen olan babam Prof. Dr. Halit Demir ve iktisatçı annem Güner Demir. Eğitim ve kariyer alanında yine kız kardeşim Sıddıka Demir ve ağabeyim Asım Demir liderlik anlayışı ve yönetim vizyonuyla benim için önemli isimler olmuştur.”
I Üniversitenizin misyon ve vizyonu nedir? Üniversitemizin misyonu dinamik ve deneyimli akademik kadrosu ile etik değerleri ve katılımcılığı ön planda tutarak; sorgulayıcı, yaşam boyu öğrenmeyi ilke edinmiş, toplumun ve sanayinin gereksinimlerini karşılayacak, uluslararası düzeyde özgün, bilimsel, teknolojik ve sanatsal nitelikteki projelere öncülük ederek küresel ve yerel sorunlara çözüm üretmek. Vizyonumuz ise tanınırlık ve saygınlığa sahip, özgür, özerk, rekabet gücü yüksek, dünyanın önde gelen üniversiteleri ile işbirliği içinde, disiplinlerarası çalışmalarla yerel değerlerden evrensel değerlere ulaşmayı amaç edinen, bilim, teknoloji ve sanat alanlarında akla ilk gelen üniversitelerden biri olmak.
MART 2013 I
71
DOSYA - ÜNİVERSİTELER
Dört Mevsim Bahçeşehir
I Üniversitenizin akademik personel sayısı ve öğrenci sayısı kaçtır? Yüksek lisans ve doktora ile birlikte toplamda 9 bine yakın öğrencimiz var. Üniversitemizde görev yapan akademisyen sayısı ise yaklaşık 600 civarında.
I Üniversitenizde hangi dillerde eğitim verilmektedir? Hazırlık sınıfı var mıdır? Mühendislik Fakültemizin tüm bölümlerinde eğitim dili İngilizce. Geçtiğimiz yıl İnşaat Mühendisliğimizin öğretim dili Türkçe olan programı açıldı. Fen-Edebiyat Fakültemizde İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümümüz İngilizce. Bunun dışında tüm öğrencilerimize isteğe bağlı hazırlık eğitimi sunuluyor.
I Üniversiteniz kaç kampüsten oluşmaktadır? Hangi fakülteler ve bölümler hangi kampüslerdedir? Üniversitemiz İncirli, Bakırköy ve Şirinevler olmak üzere üç yerleşkeden oluşuyor. İşletmecilik ve Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulumuz İncirli Yerleşkesiʼnde. Şirinevler Yerleşkesiʼnde Hukuk, Adalet Meslek Yüksekokulu ve Hazırlık eğitiminin verildiği yabancı diller bölümü bulunuyor. Ataköy Yerleşkemizde ise Fen-Edebiyat, İktisadi ve İdari Bilimler, Mühendislik, Mimarlık ve Sanat ve Tasarım Fakültemiz var. I Üniversitenizde yüksek lisans ve doktora eğitimi verilmekte midir? Özellikle çalışanları düşünerek açılan, akşam ve hafta sonu verilen
72
I MART 2013
Haber müdürümüz Hatice Gülcür İnanç İstanbul Kültür Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Semahat Demir ile ile Şirinevler Yerleşkesi’nde görüştü... Karahan Şirinevler Yerleşkesinde görüştü...
eğitim programlarınız hangileridir? Üniversitemizde yüksek lisans ve doktora eğitimi Fen Bilimler ve Sosyal Bilimler Enstitülerimizde veriliyor. Çalışanların zaman planlamasını düşünerek ders programı akşam düzenlenen iki yüksek lisans programımız var: Yönetim Ekonomisi ve İşletme Yönetimi.
I Üniversitenizin sosyal ve kültürel etkinlikleri var mıdır? Bu etkinliklerden bahseder misiniz? İstanbul Kültür Üniversitesi olarak öğrencilerimizin sosyal ve kültürel etkinliklerini destekliyoruz. Bu kapsamda üniversitemizin öğrenci kulüpleri oldukça aktif. İstanbul Kültür Üniversitesi Öğrenci Kulüpleri Birliği çatısı altında el sanatlarından edebiyata, müzikten tiyatroya, spordan ekonomiye son derece farklı alanlarda kurularak faaliyetlerine devam eden 47 kulübümüz ve bu kulüplere bağlı faaliyet gösteren 11 dal bulunuyor. İKÜ Öğrenci Kulüplerinden bazıları iş hayatına hazırlık amacını taşırken bazıları da hobiler ve sanat üzerinedir. Öğrencilerimizin akademik başarıları kadar sosyal yönlerini güçlendirmeyi ve potansiyellerini geliştirmeyi hedefleyen kulüplerimiz kongre, seminer, konferans, söyleşi ve eğitim gibi etkinliklerin yanı sıra gezi, parti, sportif oyunlar, turnuvalar, konser gibi sosyal, kültürel ve sportif aktivitelerle üye öğrencilere ayrıcalıklı bir üniversite yaşamının kapılarını açıyor.
I Üniversitenizin yurt, servis ve yemek olanakları var mı? Üniversitemizin Şirinevler Yerleşkesiʼnde öğrenci yaşamının tüm gereksinimleri düşünülerek tasarlanmış; 150 öğrenci kapasiteli Erkek yurdu, 105 öğrenci kapasiteli Kız yurdu bulunuyor. Bununla birlikte toplam 70 öğrenci kapasiteli Kız Öğrenci Evimiz de mevcut. Yurtlarımız ve yerleşkelerimiz arasında gün boyu devam eden bir servis ağımızda var. Ulaşım olanaklarımızda ayrıca İstanbulʼun Anadolu yakasında oturan öğrencilerimize yönelik Bakırköy İDOʼdan üniversitemize ulaşım sağlayan bir servis ağımız da bulunuyor. İKÜ Yerleşkeleri fiziksel altyapısıyla öğrencilerimizin gündelik gereksinimlerini karşılayacak şekilde geliştirilmiştir. Bu kapsamda öğrencilerimize Üniversite içinde sağlıklı beslenme olanağı sunan yemekhanemiz dışında farklı gereksinimleri karşılayan kantin ve kafeler de bulunmaktadır. I Üniversitenizin ücretleri ve ödeme koşulları konusunda bilgi verebilir misiniz? 2013-2014 akademik yılına eğitim ücretleri tercih döneminde üniversitemizin web sitesinde duyurulmaktadır.
I Üniversitenizde bursluluk olanakları sadece YGS başarısı ile mi veriliyor, sonradan kazanılacak burslarda (başarılı öğrenci bursu vb.) aranan koşullar nelerdir?
DOSYA - ÜNİVERSİTELER İstanbul Kültür Üniversitesi eğitimde fırsat eşitliğini önemseyen bir vakıf üniversitesi. Başarıda sürekliliğe önem veren üniversitemizde İKÜ Burs Yönergesine göre ÖSYM tarafından yapılan sınavın belirleyici olduğu burslu eğitim kontenjanı dışında öğrencilere başarı ve indirim bursları, ihtiyaç bursları (nakdi burs), katkı payından indirim bursları olmak üzere üç genel burs olanağı sunuluyor. Burs olanaklarımızın yanı sıra Mütevelli Heyeti ve Kültür Eğitim Vakfıʼnın belirlediği kriterler doğrultusunda katkı payından indirim olanakları da var. Ebeveynlerin meslekleri ve kardeş eğitimi, Ortaöğretim IB programları başarısı, sporda başarı durumuna göre de Kültür Eğitim Vakfıʼnın belirlediği indirim olanakları mevcut. Yüksek lisansa devam da İKÜʼde indirim olanağı yaratan kriterler arasında.
I Öğrencilerinize staj ve mezuniyet sonrası iş imkânları yaratabiliyor musunuz? Üniversite olarak öğrencilerimizin mesleklerine ilişkin uygulama çalışmalarına katılımlarını destekliyoruz. Bu noktada staj ağlarını geliştirecek sanayi işbirliklerini önemsiyoruz. Mühendislik, Mimarlık ve Sanat Tasarım
Fakültelerimizin tüm bölümlerinde staj uygulaması zorunlu. Fen-Edebiyat Fakültemizde ise Psikoloji bölümü öğrencilerini staj uygulaması ile iş dünyası ile tanıştırıyor. Önlisans eğitiminde ise tüm meslek yüksekokulu programlarımızın staj zorunluluğu var. Bunun dışında üniversite olarak gerek öğrencilerimizin mesleki deneyim kazanma sürecini geliştirecek gerekse mezunlarımızın kariyer yolculuklarına destek verecek yeni bir merkez yapılanması üzerinde çalışmalarımız son halini almak üzere. Kariyer ve Endüstri İlişkileri Merkezimiz ile mezun ve öğrencilerimizin kariyer destek süreçlerine yeni boyut getirmeyi hedefliyoruz. I Veli ve öğrenciler neden sizi tercih etmeliler? Aileler ve öğrenciler bizi neden tercih etsin sorusuna verilecek birden çok yanıt var: Her şeyden önce İstanbul Kültür Üniversitesi Kültür Kolejiʼnin yarım asırlık bir eğitim geleneğinin ürünü. Geleneği olan bir okulda akademik ve mesleki eğitim almanın bireyin gerek yaşamına gerekse dünya görüşüne kattığı pek çok değer var. Her öğrencimizi kendi mesleğinin lideri olarak yetiştirmeyi ve dünyaya hazırlamayı
Dört Mevsim Bahçeşehir
hedefleyen bir üniversiteyiz. Onların başarısında sürekliliği sağlamak ve potansiyellerini açığa çıkaracak adımlar için onları yüreklendirmek bizim için çok önemli. Bu kapsamda burs olanaklarını geniş bir yelpazeye yayıyor ve öğrencilerimiz için bir motivasyon unsuruna dönüştürüyoruz. Dünyanın kapısını geleceğin liderlerine üniversite yıllarında açabilmek için uluslararası ağımızı da her yıl biraz daha genişletiyoruz. 22 Avrupa ülkesi ile 92 üniversitede 200 programda anlaşmamız var. Erasmus dışı anlaşmalarımız arasında Avrupa ülkeleri dışında ABD, Avustralya, Kanada, Irak ve Kazakistan var. Son on yıl içinde toplamda uluslararası değişim kapsamında, 500ʼe yakın öğrencimiz yurt dışına açıldı, 400ʼe yakın öğrencimizi konuk ettik. Sonuç olarak kıtaları aşan eğitim anlayışımızda yalnızca bir diploma değil bir yaşam kültürünü öğrencilerimize kazandırıyoruz. I
“Kadın doğası gereği mücadeleci yapıcı ve üretken bir varlık” I Biliyorsunuz 8 Mart, Dünya Kadınlar Günü. Bilim dünyasında 130 yayını bulunan, hakkında yazılmış 200’e yakın yazı, bilim ve eğitime katkılarından dolayı alınmış birçok ödül, Doğrudan Beyaz Saray’a bağlı çalışan ABD Ulusal Bilim Vakfı’nın tek Türk Direktörü olan tanınmış ve başarılı bir kadın akademisyen olarak kadınlarımıza neler söylemek istersiniz? Yaşamın doğal döngüsü içinde kadınlara toplumsal, ekonomik ve sosyal açıdan pek çok sorumluluk yükleniyor; iyi bir insan, bilinçli bir vatandaş, başarılı bir eğitim ve çalışma yaşamı, ekonomik sorumluluklar, annelik vs. koşullar altında üstlenilen her rolü başarıyla gerçekleştirmek bir sorumluluk. Bu roller içinde daima bir birey olarak öğrenmeye zaman ayırmaları onları güçlü kılacaktır. Bilgi ve eğitim insanı özgürleştiren temel araçlardır. Kadın doğası gereği mücadeleci, yapıcı ve üretken bir varlık. Sahip olduğumuz bu özellikleri parlatacak en güçlü araç ise eğitim ve bilgi. Bu noktada ken-
74
I MART 2013
dilerine sunulan eğitim ve kişisel gelişim fırsatlarını olabildiğince değerlendirmeye çalışmalarını öneririm. Yaşamda başarı ve mutluluk için inandığım bir diğer konu doğru rol model. Yaşamdaki örneklerini kendi kişisel beklentilerine göre belirlemeleri yararlı olacaktır. Örneğin İstanbul Kültür Üniversitesi olarak biz Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezimizle bu yıl Kültür Yaşam Akademisini hayata geçirdik. Şubat ayında Akademimiz Bahçelievler Kaymakamlığı ile Kadın ve Yaşam Kalitesi başlıklı bir seminer programı düzenledi. İletişim, sağlık, hukuk, beslenme gibi birden fazla konuda alanında uzman isimlerin ders verdiği akademiye yaklaşık 150 bayan katıldı. Eğitimlerden sonra çok mutlu ayrıldıklarını gördük. Bu üniversitemiz adına gerçekten sevindiriciydi. Ancak daha da önemlisi onların yaşamın bu zor koşulları içinde öğrenmeye verdikleri değerdi. Biz üniversite olarak bir hocamızla ya da aktardığımız bir bilgiyle yaşamlarında bir
pencere açabildiysek ne mutlu bize. Tabii ne yazık ki dünyanın bazı bölgelerinde kadınlar kültürel kodlar nedeniyle kimi zaman en temel yaşam haklarından bile mahrum bırakılıyor. Hatta yaşam, eğitim, sağlık gibi uygulamaların insani bir hak olduğunu bilmeden mevcut koşulları kabullenerek yaşıyor, yaşamak zorunda bırakılıyorlar. İşte bu noktada değişim kimi zaman bir kişi, bir bilgiyle başlar. Bizler öğrenmeye ne kadar zaman ayırırsak ve değer verirsek, çevremize, çocuklarımıza belki de dünyanın bir başka yerinde hakları için mücadele edemeyecek durumda olan kişiler için de umut ışığı olmayı başarabiliriz. I
ADVERTORIAL
4 GÜNLÜK 1 NİSAN ŞAKASI! Monaco-Monte Carlo-Cannes-St.Tropez
1 Nisan’da kendinize bir şaka yapmaya ne dersiniz! Fransız Rivierası’nın kalbi Nice, mükemmel bir şehirden bekleyeceğiniz her şeyi size sunuyor. Şık bulvarları, ünlü simalar ve modacıların butikleriyle dolu kaldırımları, sokak pazarları ve antika dükkânlarıyla Nice gezimiz, alışveriş yapmaktan da hoşlanan Bahçeşehirli hanımlar ve beyler için tam bir cennet. 1 Nisan da hareket edeceğimiz bu gezimiz Niceʼten başlayıp Monaco-Montecarloʼya, oradan da Cannes ve St.Tropezʼde son bulacak. Nice Cote D'azurun başkenti ve Fransa'nın da en büyük 5. şehri. Denizi ve sahiliyle ünlü bir şehir olmasına rağmen, tarihi dokusu da hayli etkileyici. Tarih ve Akdeniz içice Nice'da. Meydanları ve daracık sokakları Fransız Mimarisi'nin birbirinden estetik örnekleriyle dolu ve bu sokakların bir kısmı Akdeniz'in eşsiz mavisine çıkıyor. Nice gerçekten muhteşem bir şehir, tarihi doku hiç bozulmadan bugüne kadar korunmuş. Caddeler, sokaklar, meydanlarda şov yapan insanlar ve sokak çalgıcıları tam manasıyla şehrin havasını yansıtıyor. Müthiş bir denizi var şehrin içinde olmasına rağmen son derece temiz ve turkuaz renginde bir su. Eski Nice'ten içerilere doğru girdiğinizde müthiş yerler görebilirsiniz. Kafeler, restoranlar, barlar ve mağazalar heryer cıvıl cıvıl.
26 NİSAN
Monte Carlo'da birbirinden lüks arabaların ve şöhretlerin dolaştığı Casino Meydanı, kumarhaneler, Monte Carlo Operası, Formula Yarış Pisti, liman, farklı türde deniz canlılarını barındıran, denizde inşa edilmiş Oşinografi Müzesi ve akvaryum, Monaco Kraliyet Sarayı, Monaco Katedrali ve Saint Martin Bahçeleri mutlaka görülmeli. Monaco denince akla ilk Grace Kelly, kumarhane, grand prix, yat limanı, zenginlik ve muhteşem arabalar geliyor. Gerçekten de öyle. Monako bir şehir devlet. Vatikanʻdan sonra dünyadaki en küçük ikinci devlet. Son durağımız Cannesʼi ismende olsa herkes film festivali ve plajlarından biliyor. Hatta festivallerin ünü şehirden fazla. Festivallere ev sahipliği yapan Grand Auditoriumʼun çevresinde yaklaşık üç yüz ünlünün el izinin bulunduğu bir alan var. Kırmızı halısı, renkli atmosferiyle size kendinizi zaten ünlü hissettiren bu ortamda dolaşmak oldukça keyif verecek.
YUNANİSTAN
Rezervasyon: 212 225 24 07
Kavala - Selanik - Gümülcine İskeçe ve Dedeağaç
Gelen yoğun talep üzerine komşu turlarımıza devam ediyoruz. 26 Nisan da, kapı konşumuz Yunanistan’da dostlarınızla 3 günlük Kavala, Selanik, Gümülcine, İskeçe ve Dedeağaç’ta unutulmaz bir geziye hazır mısınız? EB TUR güvencesi ve dostluğu ile komşularınızla komşuya gitmek isteyenler için rezervasyonlarımız başladı...
Ispartakule Cad. Doğa Parkı Evleri C Blok Kat:2/5 Bahçeşehir-İstanbul
Günübirlik şehir turları
NICE Tur Programı Türk Havayolları’nın TK1813 sayılı uçuşu ile saat 08:45’ de Nice’e hareket ediyoruz. Yaklaşık 3 saatlik uçuşumuz sonrası varışımız yerel saat ile 10:50’ de. Sırtını Alpler'e yaslayan kent, kilometrelerce uzunluğundaki bir sahil şeridi, ağırbaşlı tarihi yapıları, epik mimarinin küçük sarayları ve sokaklara taşan neşesi ve kafeleriyle her mevsim keyifle yaşanabilecek bir yer.. İlk gün yapacağımız kısa şehir gezisi ile deniz kenarından dolaşıp, çiçek pazarı, barok kiliseleri, renkli ve canlı pazarları ile şık cafeleri, otelleri, apartmanları ile ünlü Nice’in en güzel caddesi olan Promenade des Anglais’i göreceğiz. Otelimize yerleşmenin ardından, dinlenmeniz için serbest saatler. Geceleme otelimizde. Kahvaltının ardından dileyen misafirlerimiz ekstra olarak düzenlenecek, Monaco Monte Carlo gezisine katılabilirler. Şık mağazaraları, çiçekli terasları, rallisi ve kumarhaneleri ile ünlü Monte Carlo’yu gezecek, ve ardından deniz seviyesinden 200 metre yükseklikte yer alan Monaco’yu ziyaret edeceğiz. Daracık sokaklardan ulaşılan Kraliyet Ailesinin muhteşem Sarayı ve Prenses Grace Kelly’nin anıtının yer aldığı kathedral görüldükten sonra dileyenler ayrıca bir ücret ödeyerek Kaptan Cousteau’nun muhteşem denizaltı dünyası müzesini görebilirler. Ertesi gün sabah kahvaltısının ardından gününüz serbest. Akdeniz’in mavi gölgeleri arasında yer alan Riviera’nın Kraliçesi Nice’de bu serbest gününüzü, ekstra olarak düzenlenecek Cote d'Azur simgesi, festivaller kenti Cannes, güneş ve yıldızlar şehri Saint Tropez gezimize katılarak değerlendirebilirsiniz. Son gün kahvaltının ardından serbest zaman ve havaalanına transfer. Türk Havayolları’nın TK 1816 nolu uçuşu ile İstanbul’a saat 18:20’ de hareket. 22:10’da varış ve turumuzun sonu. Bir dahaki turumuz da buluşmak üzere...
EBTUR
Bahçeşehirde özellikle bayanların tercih ettiği günübirlik turlarımıza ister tek ister grup olarak katılabilirsiniz.
G Yıldız sarayı G Dolmabahçe G Beylerbeyi sarayı G Topkapı Sarayı G Miniatürk G Kariye Müzesi G Pierre Loti G Süleymaniye Camii, Mısır Çarşısı, Eyüp Sultan G Kızkulesi G Beylerbeyi Sarayı G Emirgan Korusu G Yıldız Parkı G Fener Rum Patrikhanesi G Kanlı Meryem Kilisesi G Panaroma 1453 Müzesi G Aya Nikola Rum Ortodoks Kilisesi G Fener Balat Mahalleleri ve mimarileri G Ayasofya ,Sultanahmet Camii, Sultanahmet
Arastası, Mozaik Müzesi, Alman Çeşmesi, Yerebatan Sarnıcı G Fatih Külliyesi G Yedikule Hisarı G Beyazıt Meydanı G Beyazıt Camisi G Koç Müzesi G Sadberk Hanım Müzesi G Tevfik Fikretin Evi
* Haftaiçi bir gün sabah 09.30 Bahçeşehir hareketli turlarımızda öğle yemeği molasıda veriyoruz ve 15.30 civarı geri dönmüş oluyoruz. Ayrıca yukarıda yazılı olan tarihi yerlerin yanı sıra İstanbuldaki sergilere ve diğer sanatsal etkinliklere de turlar düzenliyoruz.
http://www.ebtturizm.com
Tel: 212 225 24 07
GEZİ
Dikkat! Bu bir okul Bugüne kadar birçok kez Edirne’ye gitmiştim. Hatta sadece ciğer yemek için bile gittiğimiz oldu. Ama hiç aklıma gezi sayfaları için gitmek gelmemişti. Kızımın okulundan günübirlik Edirne gezi kağıdı gelince ve o da gitmek isteyince neden olmasın, bir de okul gezi sayfası yapalım dedim. Ama bu sefer 4 Mevsim gezi ekibimize beyler katılmadı. Biz bayanlar olarak geziye çıktık. Günübirlik tur ya, tabii ki sabah çok erken başladı. Sabah 7.30ʼda okuldaydık ve gezi otobüsümüzde yerimizi almıştık. İki otobüs olarak geziye başladık. Saatler sekizi gösterdiğinde otobüs Edirneʼye doğru okuldan yola çıktı. Aman Allahʼım otobüsün içi çocuk kaynıyor. Önce şansımıza 5. sınıf olduğumuzdan dolayı büyük sınıflarla aynı otobüsteyiz diye düşündüm. Ama bunun şans mı yoksa şanssızlık mı olduğunu, sizlerle paylaşacağım otobüs muhabbetlerinden sonra siz karar verirsiniz. Malum hepsi çocuk ama kendilerini genç zanneden çocuklar. Hepsinin elinde muhakkak bir elektronik cihaz var. İpad mi ararsın, iphone mu ararsın, çeşit çeşit telefonlar. Otobüs yolculuğu boyunca hani bizim zamanımızdaki o bildik hep beraber şarkılar söyleme, eğlenme, oyunlar oynamalar yerini elektronik ve tek başına bir şeyler yapmaya bırakmış. Arada bir ses duyuyorsun “Oleeey aldım”, “Eveeet geçtim” gibi… Hele kızların şu meşhur Justin Bieber takıntısı beni acayip şaşırttı. Aynı koltukta oturan iki kişi muhabbet ederken Justin Bieber, ismi geçince otobüsün taaa arkalarından bir ses geliyor. “Biri Justin Bieber mı dedi”. Konuşan ayağa kalkıp cevap veriyor “Evet ben dedim”. Anladığım kadarıyla bu hayranlık aralarında bir şifre oluşturmaya gitmiş. Sonucunda ne olduğunu anlamadım ama ilginç geldi. Ha bu arada, aralıklarla kendini stand-upçı zanneden öğrencilerin öne gidip mikrofonla bir şeyler yapma çabası bana biraz bizim zamanımızdaki gezileri hatırlattı ama maalesef ellerindeki telefonlardan kopamadıkları için katılımın az olmasıyla bu çabalar boşa gitti. Başta da yazdım ya bu bir okul gezisi diye ama artık otobüs içini bırakıp Edirne gezisine dönelim biraz. Otobüste sandviç ve içeceklerle yapılan kah-valtıyla devam eden yolculuk Çorlu yakınlarında verilen
78
I MART 2013
bir ihtiyaç molasıyla devam etti ve saat 10.30ʼda Edirneʼye girdik. Gezimizin ilk durağı II. Bayezid Külliyesi. Önce geziyi düzenleyen öğretmenimizin bilgilendirmesini dinledik. Dinledik derken yine otobüsteki 8. sınıf öğrencilerinin espri yaptığını zannederek öğretmenin lafını kesmelerinden anlayabildiğimiz kadarıyla bilgi sahibi olduk... Gelelim tekrar II. Bayezid Külliyesiʼne... 15. yy. karakteristik özelliklerini taşıyan Osmanlı İmparatorluğuʼnun en büyük sosyal yaşam birimlerinden ve biri. II. Bayezid Külliyesi'ndeki Darüşşifa, Trakya Üniversitesi'nin katkılarıyla gerçekleştirilen restorasyonla Sağlık Müzesi adını almış ve 2004 yılında "Avrupa'nın En İyi Sağlık Müzesi" ödülüne layık görülmüş. Sultan II. Bayezid Külliyesi, Fatih
Sultan Mehmet'in oğlu ve 8. Osmanlı Padişahı Sultan II. Bayezid tarafından yaptırılmıştır. Sultan II. Bayezid'in Akkirman seferine çıkarken 1484 yılında temelini attığı, yapılar topluluğu 4 yıl kadar kısa bir süre içinde bitirilerek hizmete açılmıştır. Külliye; Cami, Medrese-i Etibba, Dârüşşifa, Tâbhane, İmaret, Çifte hamam, Değirmen, Köprü, Su dolapları kısımlarından oluşmaktadır. Benim en çok karikatürize çizimlerle tedavi fotoğraflarının bulunduğu Osmanlıʼda Cerrahi bölümü hoşuma gitti. Hele eski tedavi aletlerinin bulunduğu odada nasıl yani böyle miymiş dememek elde değildi. 1960ʼlı yıllara ait seyyar anestezi cihazı, Odiometri (işitme cihazı), Edirneʼye ilk gelen ultrason cihazı ve o zaman kullanılan tıbbi aletleri görünce
Dört Mevsim Bahçeşehir
gezisidir: EDİRNE
çok şaşırdık. Oradan Yataklı Tedavi Bölümü (Şifahane)ʼne geçtik. Şifahane, tarihine uygun bir şekilde mankenlerle canlandırılmış. Dönemin bütün özelliklerini yansıtan kostüm ve aksesuarla donatılmış ve o zamanki tedavi şekillerini gösterir bir şekilde düzenlenmiş. Keyifli ve bir o kadarda ilginç olan müze gezisini bitirip ikinci durağımız olan Kırkpınar güreşlerinin yapıldığı Kırkpınar Ermeydanıʼna doğru yola çıktık. Meydanda ʻHaydi bre pehlivanʼ diyen pehlivanlar olmadığı için çocuklar hemen er meydanına dağıldı. Havasından mıdır nedir, çocukların güreş yapma girişimleri görülmeye değerdi. Er meydanında toplu çekilen fotoğraftan sonra tekrar otobüslerdeydik ve istikamet Edirne denince akla ilk gelen Selimiye Camii…
Beş asıra yaklaşan geçmişiyle zamana meydan okuyan, dimdik ayakta duran heybetiyle insanı kendine hayran bırakan, teknik özelliklerindeki üstünlük ve ayrıcalıklarla Osmanlı mimarisini göklere çıkaran Selimiye Camii, Osmanlı Saltanatı'nın Edirne'ye en büyük armağanı olarak kubbesinden minarelerine, süslemelerinden akustiğine kadar eşsiz bir değer... Mimar Sinanʼın 80 yaşında yarattığı ve “ustalık eserim” diye nitelediği yapıt olan Selimiye Camii, Osmanlı-Türk mimarlık tarihinin olduğu kadar, dünya mimarlık tarihinin de başyapıtları arasında gösterilmekte. Şansımıza tam namaz saatine denk geldiğimiz için camiyi öyle etraflıca fotoğraflama şansım olmadı. Ama daha önceki gezilerimden fotoğraflarım
olduğu için ise çok dert etmedim. Eveeet, sıra o meşhur Edirne tava ciğerini yemeye gelmişti. Gezi programında daha önceden ayarlanmış olan, camiden yürüyerek gittiğimiz Bizim Ciğerciʼnin en üst katında yerlerimizi aldık ve siparişimizi verdik. İstanbulʼda da Edirne ciğeri diye yiyoruz ama buradaki ciğerin sanki tadı bir başka oluyor. Biraz araştırınca Edirneʼde yenen ciğeri lezzetli kılan önemli özelliğinin Trakyaʼnın verimli otlak alanlarında yetişen semiz danaların ciğerlerinden yapılması ve ciğerin günlük olmasından kaynaklandığını öğrendim. Ciğer tava kurutulup kızartılan sivri biberle birlikte servis ediliyor ama acılığından yiyebilene aşk olsun. Karnımızı doyurduk ve turumuzun serbest zamanını geçirip saat 14ʼde otobüs- MART 2013 I
79
GEZİ
lerde olacaktık ve en az yarım saatimiz vardı. Eeee daha önce internetten araştırdığıma göre Edirneʼden almadan gitme denen Badem ezmesi, deva-i misk şekeri, mis sabunu ve beyaz peynire ulaşmak için çarşıya doğru yola koyulduk. Edirneʼnin merkezinde bulunan Ali Paşa Çarşısıʼna vardığımızda görüntü bana Kapalıçarşıʼyı hatırlattı. Sanki onun biraz küçüğü gibi. Altı kapısı olan çarşı 300 metre uzunluğunda ve 130 dükkan bulunmakta. Çarşı duvarların üst noktasındaki pencerelerle aydınlatılmış. Edirneʼde Ali Paşa esnafının dededen babaya ve oğula geçmesi gelenekselleşmiş. Bu çarşı iyi ve ünlü esnaf yetiştiren bir okul niteliğinde imiş ve burada bir dükkan kiralamak için zengin olmak yetmemekte, iyi ahlaklı olmak da gerekiyormuş. Çarşıdan almadan gitmelerimizi aldıktan sonra saatin ilerlemesiyle otobüslere doğru yola koyulduk. Saat 14.20ʼde otobüs hareket etti. Sırada Pazarkule Sınır Kapısı vardı. Sabah erken kalktığımdan dolayı otobüsteki o kadar seste nasıl uyuduğumu bilmiyorum ama uyumuşum gözlerimi açtığımda kendimi sanki İstanbulʼda trafikte gibi düşündüm. Meğer sınır
80
I MART 2013
kapısına gelmişiz ama çok kuyruk olduğu için görevliler bizi geri çevirmiş. Sınır kapısını değil de sınır kuyruğunu görüntülemek varmış kısmette. Sırada Lozan Antlaşmasıʼndan sonra yapılan Lozan Anıtı vardı. Girişte İsmet İnönü büstü karşıladı bizi. Anıt, Lozan Antlaşmasıʼyla Yunanistanʼdan savaş tazminatı olarak alınan Edirneʼnin Karaağaç yöresinde Trakya Üniversitesi Rektörlüğünce yaptırılmış. Tarihi tren istasyonu alanında kurulmuş, Yunanistan sınırına yaklaşık 3 km. mesafede olan anıt Yunanistanʼdan da görülmekteymiş. Anıt, 36, 32 ve 17 metre yüksekliğindeki üç sütun ile barışı simgeleyen kadın heykelinden oluşuyor. Burada aynı zamanda Lozan Meydanı ve Lozan Müzesi de yer alıyor. Lozan'da elde edilen diplomatik zaferi ve dünya barışını simgeleyen anıtın yanındaki müzede, Karaağaç'ı Türkiye'ye geri kazandıran bu tarihi antlaşmanın anlam ve önemini gelecek kuşaklara aktarmak amacıyla Lozan Konferansı ve Lozan'ın mimarı İsmet İnönü ile ilgili belge, fotoğraf ve kitaplar sergileniyor. Artık yorulmuştuk. Biraz dinlenmek ve Meriç Nehriʼnin kenarında çayımızı yu-
Dört Mevsim Bahçeşehir
Ciğer tava, Trakya Üniversitesi, Meriç Köprüsü, rengarenk meyve görüntülü sabunlar, badem ezmesi, Lozan heykeli, nostaljik tren ve sağlık müzesindeki Edirne’ye gelen ilk ultrason cihazı ve diğer tarihi cihazlar, Edirne gezisinin olmazsa olmazlarından...
dumlamaya gelmişti sıra. Hemen yanımızdaki köprüyü fotoğraflamaya çalışırken değinmeden geçemeyeceğim bir konu daha geldi aklıma. Edirne'ye bereket taşıyan nehirlere kurdela gibi yakışan, adlarına türküler yakılan taş köprüler eski başkent Edirne'nin kendine özgü tarih dokusuna ayrı bir anlam katıyor. Gezi sırasında bir kaçını gördük. Hepsi birbirinden güzeldi ama Meriç Köprüsüʼnın muhteşem mimarisinde içilen çay bir harikaydı. Artık dönüş yolundaydık. Otobüs İstanbulʼa doğru hareket etti. Bir günlük Edirne okul gezimiz bitmek üzereydi. Yalnız otobüste en arkada bulunan 8. sınıf öğrencilerinden bahsetmeden yazımı bitiremeyeceğim. Gezi boyunca defalarca uyarmamıza rağmen yaptıkları haşarılıklarına karşılık sayfalarda onlara da yer vermek adına fotoğraflarını çekmek istedim, kimisi objektife baktı, kimisi saklandı. Hiçbirini tanımıyorum ama hayatta hepsine başarılar diliyorum☺ Bu gezi sonrası bir anne olarak kızımı tek başına böyle bir okul gezisine yollar mıyım diye düşünüp cevabı buldum ama bırakın o da bana kalsın.☺
SPOR
Kadın ve erkeklerin aynı takımda yer aldığı dünyanın tek takım sporu
N
MA SAVAŞ KAHRA
BAHÇEŞEHİR BÜ OL SPOR KULÜ YB LE VO Ü KOORDİNATÖR
KORFBOL
Değerli okurlarımız yeni sayımızdan hepinize merhaba, bu ay sizlerle dünyada yeni yeni yaygınlaşan ülkemizde ise henüz çok tanınmayan bir spor branşını paylaşacağım. Başlığı okuduğunuzda birçoğunuzun bu ne, dediğini duyar gibiyim. Sizin için bütün detayları aşağıda vermeye çalıştım. Korfbol, kadın ve erkeklerin aynı takımda yer aldığı dünyanın tek takım sporudur. Amaç rakip takımın potasına (korf) topu atarak sayı elde etmektir. Korfbol takım çalışması gerektirir; topla koşmaya veya top sürmeye izin verilmez. Bir takım 4 kadın ve 4 erkek olmak üzere 8 sporcudan oluşur. Oyun sahası 40 m. x 20 m. uzunluğundadır. Oyun sahası hücum ve defans bölgesi olmak üzere ikiye ayrılır. Bir takımdan her bir bölgede 2 erkek 2 bayan oyuncu yer alır. Her iki sayıdan sonra takımlar bölge değiştirirler ve defans oyuncuları hücuma, hücum oyuncuları ise defansa geçerler. Devre arasında ise saha değişimi yapılır. Korfbol sporunda bir erkek bir erkeğe, bir bayan bir bayana savunma yapabilir ve bir kişiye karşı iki kişi savunma yapamaz. Pota yüksekliği 3,5 m. dir.
Oyunun özellikleri Korfbol sporunun diğer sporlardan farklı bazı temel özellikleri vardır. Sadece bayanlardan veya erkeklerden oluşan bir takımla oynanmaz. "Korf"un (Pota) etrafında 360 derecelik açıdan atış yapma imkanı vardır ve potanın arkasından da oyun devam eder. Kolektif oynamak zorunludur. Topa sahip olan oyuncunun topla koşmasına veya topu sürmesine izin verilmez. Her oyuncunun belirli bir rakibi vardır. Oyunun özelliğinden dolayı korfbol oyuncusu rakibini gölge gibi takip etmelidir. Defans yapılırken atış yapmaya izin verilmez. Fakat defans oyuncusu potaya hücum oyuncusundan daha yakın olmalıdır. Ayrıca bir kol mesafesinde olmalı, yüzü hücum oyuncusuna dönük olmalı ve gerçekten topa blok yapmaya çalışmalıdır. Korfbol çok yönlülük gerektirir. Korfbol hem hücumun hem de defansın önemli olduğu bir spordur ve bir oyuncu bu iki başlıca görevin
82
I MART 2013
birinden kaçınamaz. Çünkü oyuncular her iki sayıdan sonra bölge ve görev değiştirirler. Bu nedenle her oyuncu hem hücum hem de savunma becerilerini geliştirmelidir. Fiziksel temasa izin verilmez. Rakip oyuncuyu tutmaya, itmeye veya çekmeye izin verilmez. Arkadaşlık ve yardımlaşma ön plandadır. Korfbolun mucidi Hollanda'lı bir Beden Eğitimi öğretmeni olan Nico Broekhuysen'dir. Beden eğitimi derslerinde kızların ve erkeklerin bir arada oynamadığını gören Broekhuysen, İsveç'te oynadığı bir oyundan esinlenerek Korfbol oyununu 1902 yılında Amsterdam'da tasarlamış ve derslerinde oynatmaya başlamıştır. Bunun hemen ardından Hollanda Korfbol Birliği 1903 yılında kurularak ülke çapında oyunu yaymaya başlamıştır. Ancak, diğer takım sporlarının aksine, o yıllarda kızların ve erkeklerin bir arada oynamasına pek iyi gözle bakılmadığından korfbol, diğer sporlar kadar yayılma gösterememiş ve Hollanda sınırları içerisinde kalmıştır. 1920 Belçika ve 1928 Hollanda Olimpiyat Oyunlarında korfbol gösteri sporu olarak yer almıştır. 1933 yılına kadar korfbol bu sınırlar dahilinde oynanmıştır. Bu yıl bir araya gelen Hollanda ve Belçika Federasyonları "Uluslararası Korfbol Federasyonunu" kurarak korfbolu yaygınlaştırma çalışmalarına başlamışlardır. Ancak yine de çok ilerleme kaydedememişlerdir. 20. yüzyılın ikinci yarısında, kadın ve erkeklerin sosyal durumlarının değişmeye başlamasını takiben korfbol yaygınlaşmaya başlamıştır.
1970 yılında Uluslararası Korfbol Federasyonu’nun sadece Avrupa'da 4 üyesi varken, Korfbol 1992 yılında 4 kıtada 30'dan fazla ülkede oynanmaya başlamıştır. Türkiye korfbol ile ilk kez 1995 yılında tanıştı. Belçika ile iş bağlantıları olan Erengül Özer'in, korfbolu tanıyıp, bu sporu Türkiye'ye tanıtma fikri ile başlayan serüven 2007 yılının sonuna kadar gönüllülerin çabalarıyla ayakta kaldı. 2008 yılının başında Türkiye Gelişmekte Olan Spor Federasyonu çatısı altına alınan korfbol çok hızlı bir yükseliş trendine girdi. Birbiri ardına açılan antrenör ve hakem kursları, düzenlenen turnuvalar, seminerler sayesinde özellikle Üniversiteler bazında çok popüler olan korfbolda şu an 20’ye yakın üniversite ve 15’in üzerinde kulüp takımı faaliyetini sürdürüyor. A Milli Takımın oluşturulması ve Avrupa Kulüpler Kupası’nın Türkiye'de organize edilmesi önemli kilometre taşları olurken, Milli takımımızın elemeleri geçerek Avrupa Şampiyonası’na katılma hakkı elde etmesi tüm bu çalışmaların taçlandırılması olarak kabul edilebilir. Gelişmekte Olan Spor Branşları Federasyonuna bağlanmadan önce IKF ile ilişkileri sağlamak amacıyla 1997 yılında gönüllüler tarafından Türk Korfbol Komitesi kurulmuştur. 2007 yılı sonuna kadar faaliyetini sürdüren bu çalışma grubu, federasyona katılmayı takiben çalışmalarına son vermiştir. Değerli okurlarımız diğer sayımızda buluşmak üzere sevgiyle ve DÖRT MEVSİM SPOR’la kalın... I
ÇOCUK SAĞLIK
Su çiçeği ve kızamığa Bulunduğumuz mevsim itibariyle suçiçeği ve kızamık vakalarında artış görülmektedir. Her ikisi de bulaşıcı hastalıklar grubunda olduğu için önlem alınmazsa ağır sorunlar oluşturabileceği için sizleri bu konuda kısaca bilgilendirmek istiyorum. Öncelikle suçiçeği hastalığı nedir? Suçiçeği hastalığı çocukluk çağında sıklıkla görülen ve Varicella Zoster virüsünün neden olduğu çok bulaşıcı bir hastalıktır. Özellikle bebeklerde ve yetişkinlerde ciddi problemlere sebep olur. Su çiçeği hastalığı kişiden kişiye, diret temas yada öksürme, hapşırma gibi hava yoluyla bulaşır. Su çiçeği hastalığı döküntülerin ortaya çıkmasından 1-2 gün öncesinden başlayarak, döküntüler kayboluncaya kadar (6-8 gün)çok bulaşıcıdır. Suçiçeği hastalığının belirtileri halsizlik, ateş, baş ve karın ağrısı, hafif kaşıntı şeklinde ortaya çıkar. Öncelikle kafa derisinde, yüz ve gövdenin üst kısımlarında daha sonra kol ve bacaklarda içi sıvı dolu kaşıntılı
DİKKAT! döküntüler ortaya çıkar. Döküntüler gözde, ağızda ve soluk borusunda da görülebilir. Çocukluk çağının bulaşıcı ve tehlikeli hastalığı olan su çiçeğinde ciddi deri iltihapları, kalıcı yara izleri, zatürre, beyin hasarı ve ölümler görülebilir. Çocuklarımızı su çiçeğine karşı korumak için mutlaka suçiçeği aşısını zamanında yaptırmalıyız. Ayrıca su çiçeğinden korunmak için, hastalığı geçirmekte olan kişilerle temastan kaçınmalıyız. Bağışıklık sistemini güçlendirici doğal olan ilaçları kullanabiliriz. Ayrıca çocuklarımızı düzenli olarak çocuk hekiminin kontrolünde tutmalıyız. Kızamık hastalığı nedir? Nasıl bulaşır? Kızamık hastalığı çocukluk yaş grubunda daha sık olmak üzere her yaşta görülebilen bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalıktan korunmanın tek yolu ise aşılanmaktır. Hastalık, solunum ve temas yoluyla bulaşmakta ateş, döküntü ile seyretmektedir. Beraberinde öksürük, burun akıntısı, halsizlik ve gözde kızarıklık gibi belirtiler bulunabilir. Kızamık vakalarının yaklaşık yüzde otuzunda bir yada daha fazla komplikasyon gelişmektedir. Bir yaş altı çocuklarda ve erişkinlerde bu risk daha yüksektir.
AŞ Dr. TAHSİN AKB Çocuk Hekimi
Kızamık Hastalığının komplikasyonları Pnömoni (zatürre), diyare (ishal), orta kulak iltihabı, körlük, ensafalit (beyni tutan ölümcül iltihabi hastalık). Kızamık Hastalığı için Bulaştırıcılık dönemi nedir? Kızamık hastalığı olan kişiler döküntülerin başlamasından 4 gün öncesine, döküntülerin sona ermesinden ise 4 gün sonrasına kadar bulaştırıcı kabul edilmektedir. Belirtileri Nelerdir? 38 dereceden yüksek ateş,vücutta kızarıklıla seyreden döküntü, öksürük, burun akıntısı ve gözlerde kızarıklık ve sulanma ile kendini belli eder. Laboratuvar tetkikleri ile kesin teşhis konulur. Yukarıda belirtiğimiz gibi en önemli olan konu aşılanmaktır. Kızamık hastalığında da su çiçeğinde olduğu gibi hasta kişilerle hasta kişilerle temastan kaçınmak gerekir. Bağışıklık sistemini güçlendirme yönünde bir takım önlemler alınabilir. Çocuklarınızın sağlık kontrollerini mutlaka bir çocuk hekimine düzenli bir şekilde yaptırınız. Tüm 4 Mevsim Bahçeşehir dergisi okuyucularına sağlıklı günler dilerim.
Bahçeşehir 1.Kısım Ardıç cd. No:45A AKASYA-8 BAHÇEŞEHİR/Başakşehir (CİTY Clup) İletişim: 0212 669 11 99
UZMAN ELLERLE GÜZELLİK YANI BAŞINIZDA LAZER EPİLASYON
Bahçeşehir Medical Center EPİLASYON CİLT BAKIMI ZAYIFLAMA
Hastaların çoğunda (%70-90) kalıcı veya uzun dönemli sonuç sağlar. Tekniğine uygun yapılırsa güvenilir bir yöntemdir, konforludur, hastaların çoğu tedaviye rahatlıkla uyum sağlar. Hızlı bir yöntemdir 2-3 saatte (tek seans süresi) vücuttaki tüm bölgler temizlenebilir. Son 20 yılda, bilimsel çalışmalar ışığında, FDA, CE vb. standartlar açısından onaylanmış bir yöntemdir. Cilt üzerine toksik ya da alerjik bir yan etkisi yoktur, cildi tahriş etmez, kalıcı yara izi bırakmaz. Batık kılların ve kıl dönmelerinin en önemli tedavi yöntemidir. ERKEK SEANS ÜCRETİ
Sırt: 200.00 TL Göğüs: 200.00 TL Omuz: 80.00 TL Ense: 60.00 TL Boyun: 60.00 TL Sakal Üstü: 40.00 TL Koltukaltı: 70.00 TL
YOĞUN İSTEK ÜZERİNE KAMPANYAMIZI UZATTIK
CİLT BAKIMI
HYDRA-SYSTEM FACIAL MASK: Ferah ve hafif jel yapılı maske; yeni “HYDRA-SYSTEM” konsepti altında formüle edilmiştir. Anında cildin nem seviyesi dengeler. INTENSIVE BALANCING SERUM: “Sebum” seviyesini düzenleyen, komedon görünümünü önleyen, parlamayı ortadan kaldıran konsantre serum; konfor sağlar.
C vitamini bakımından zengin meyve parçacıklarına dayanan yeni bir maske. Aynı zamanda cilde izoflovanlar ve bitki yağlarının yoğun besleyici gücünü de sunar. TAUTENING FIRMING MASK: “Tatlı Badem Ekstratı” ile cilt yüzeyini gerer ve pürüzsüzleştirir. ACTIVE CONCENTRATE 1: “Sebum” ifrazatını düzenler, cildi pürüzsüzleştirir, korur ve antibakteriyel etki sağlar. FLASH LIFT: Stres ve yorgunluk etkilerini anında silen yağlanma karşıtı, gerginleştirici ve aydınlatıcı aksiyon. Etkileri saatlerce devam eder. Makyaj öncesi için idealdir. EXFOLIATING SCRUB: Tüm cilt tiplerinde cilt yüzeyindeki ölü hücreleri süpürürcesine elimine eder.
AGE –DEFENSE FACIAL FRUIT MASK:
KADIN SEANS ÜCRETİ
Koltukaltı: Bıyık: Çene: Genital: Yarım Yüz: Bütün Bacak: Yarım Bacak: Yarım Kol: Bütün Kol: Tam Yüz:
50.00 TL 30.00 TL 40.00 TL 100.00 TL 60.00 TL 250.00 TL 120.00 TL 100.00 TL 150.00 TL 80.00 TL
KADIN PAKETLER 10 SEANS
PAKET 1: Yarım Bacak-Koltukaltı-Genital Bikini: 800.00 TL PAKET 2: Bütün Bacak-Koltukaltı-Genital Bikini: 975.00 TL PAKET 3: Yarım Bacak-Koltukaltı-Genital Bikini-Yarım Kol: 1100.00 TL PAKET 4: Bütün Bacak-Koltukaltı-Genital Bikini-Yarım Kol: 1400.00 TL PAKET 5: Sınırsız Bölge: 1875.00 TL
ERKEK PAKETLER 10 SEANS
PAKET 1: Sırt: 1.000.00 TL PAKET 2: Göğüs: 1.000.00 TL PAKET 3: Omuz: 500.00 TL PAKET 4: Ense: 350.00 TL PAKET 5: Boyun: 350.00 TL PAKET 6: Sakal Üstü: 300.00 TL PAKET 7: Sırt-Omuz-Koltukaltı-Ense-Boyun: 1.450.00 TL PAKET 8: Sırt-Göğüs-Omuz-Koltukaltı-Ense-Boyun: 2.100.00 TL
ZAYIFLAMA - KAVİTASYON Kurtulmak istenilen, yerleşmiş bölgesel yağları öncelikle eritmek, selülitli bölgelerin görünümünü azaltmak için kullanılan güçlü bir sistemdir.
LENF DRENAJ - RADYOFREKANS
Defne 01 Kemal Sunal Cad. Bahçeşehir/İst.
Uzman diyetisyen eşliğinde program hazırlanmaktadır.
Tel: 0541 942 46 42
ADVERTORIAL
KULAĞINIZIN ARKASINDA
GENÇLIK GIZLI!
Son Teknoloji ile KÖK HÜCRE TEDAVİSİ Cildinizin yıpranan, çizgilere yenik düşen bölgelerini yenilemek için gençliğinizi ve tazeliğinizi kulağınızın arkasında ki gençlik hücreleri ile geri kazanabilirsiniz. FİBROCELL NEDİR ? Fibrocell hastanın kendi hücrelerinden elde edilen, zamanın etkilerini geriye çeviren Otolog Fibroblast Hücresel Tedavi yöntemidir. NEDEN FİBROCEL? Fibrocell, zamanı geriye çeviren bir HÜCRESEL TEDAVİ yöntemidir. Otolog (hastanın kendisinden alınan) olduğundan dolayı allerji riski minimumdur. KÖK HÜCRE (FİBROCELL) UYGULAMASINDAN BEKLENTİLER NELER OLMALIDIR ? G Uzun etkilidir, G Deriyi en doğal biçimde yeniden canlandırır,yapılandırır, G Kırışıklıkları ve çizgileri deriyi “doldurarak” değil “gençleştirerek” giderir, G Kapanmayan kronik yaraların tedavisinde G Akne veya suçiçeği gibi rahatsızlıklar sonrası oluşan çukurların doldurulmasında G Yanık geçirilmiş cerrahi ya da travmaya bağlı oyukluk ve nedbelerin tedavisinde G Dudakların dolgunlaştırılmasında G Kellik tedavisinde
Uygulama sonrası ilk etkiler ne kadar sürede görülür? Hastaya bağlı olarak değişebilmekle birlikte ilk etkiler 2. enjeksiyondan sonra yani 3-4 hafta içinde görülür. Fakat ilk enjeksiyondan hemen sonra da gözle görülebilir etki gördüğümüz hastalar da mevcuttur. Uygulamanın etki süresi ne kadardır? Otolog fibroblast enjeksiyonu iyileşmenin dereceli olarak 12 aya kadar arttığı dinamik ve canlı bir protein tamir sistemi sunar. Bu iyileşme uzun sürelidir ve bilim adamlarının araştırmalarına göre 4-5 yıldan sonra bile iyileşmede bir bozulmaya rastlanmaz.
uzun vadede etki gösteren bir yöntemdir. Otolog fibroblast hücre tedavisi uygulaması dolgu malzemeleri ile karıştırılmamalıdır. Otolog fibroblast yöntemi, özel bir kültür yöntemi ile otolog canlı fibroblast hücre hattı oluşturmak için hastanın kulak arkasından punch ile küçük bir biyopsi yapılır. Sayısal olarak çoğaltılan bu canlı otolog fibroblastlar, hastanın direk olarak dermisine enjekte edilir. Burada sürekli bir protein tamir sistemi oluşturulur. 12 aydan 48 aya kadar ölçülebilir bir iyileşme olduğunu göstermektedir. Fibroblast enjeksiyonu, kollajen artışını sağlar, dermal kollajenin kalınlığı ve yoğunluğu da artmaktadır.
Diğer yöntemlerden farkları nelerdir? Dolgu malzemeleri ile otolog kültüre edilmiş fibroblast tedavisi iki farklı uygulamadır. Dolgu malzemeleri özellikle cilt kırışıklıklarında kısa vadede geçici bir dolgunluk sağlarken, otolog fibroblast enjeksiyonu bir tedavi yöntemi olarak cilt kırışıklıklarının yok edilmesinde etkili fakat dolgu malzemelerine nazaran daha
SIKLIKLA KARŞILAŞILAN SORULAR? Fibroblastların üretimi ne kadar sürer? Hastanın hücre kalitesine bağlı olarak yaklaşık 4 - 6 hafta kadar bir süre alır G Kişileri bilginlendirme amaçlı olup; reklam tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımamaktadır.
ÖZEL BAHÇEŞEHİR SAĞLIK POLİKLİNİĞİ (LAZERART) Akasya 03 Kent Villa 02 D:1 Bahçeşehir / İSTANBUL Tel: 0212 669 88 53 (pbx) www.lazerart.com.tr
ADVERTORIAL
INTERNATIONAL İSTANBUL HASTANESİ
AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI KLİNİĞİ Hastanemizin ağız ve diş sağlığı kliniğinde, tüm branşlarda uzman hekimlerden oluşan kadromuz ile protez, cerrahi, pedodonti, ortodonti, periodontoloji, implantoloji, estetik dişhekimliği ve koruyucu diş hekimliği alanlarında hizmet verilmektedir.
Estetik diş hekimliği, ile hastalarımızın yüz hat-
ları ve ağız içi dokuları birlikte değerlendirilmekte ve her hasta için en uygun gülüş planlanmaktadır. Dt. Kamuran Özdoğan ve Dt. Nihan Güneş Ersen eşliğinde diş renginde kompozit dolgular, porselen laminate uygulamaları (yaprak protez), diş beyazlatma (bleaching), dişeti şekillendirmesi, zirkonyum ve metal desteksiz kaplamalar (empress) ile estetik ve sağlıklı diş yapısına kavuşmanız mümkün olacaktır.
eksik dişlerin yerine, gerçek dişi en iyi şekilde taklit edebilmek için, çene kemiğine yerleştirilen ve diş kökünün görevini üstlenen yapıdır. İmplantlar, tek diş eksikliğinde uygulanabileceği gibi hiç dişi olmayan hastalarda çoklu olarak da uygulanabilirler. Bu teknikte önemli olan hastanın sistemik durumunun uygun ve implant yerleştirilecek bölgede ki kemik miktarının yeterli olmasıdır. İmplantlar lokal anestezi altında ağrısız olarak yerleştirilmekte ve işlemden sonra rahatsızlık verecek bir ağrı hissedilmemektedir. Bir çok hasta tarafından diş çekiminden daha kolay olduğu ifade edilmektedir. Kemik dokusu ve implantın kaynaşması için ortalama üç aylık bekleme süresinin ardından, dişin üst yapısı hazırlanmaktadır. Bu teknoloji sayesinde, geçmişte tek diş kayıplarında uygulanan ve boşluğun her iki yanındaki dişin de kesilmesini (küçültülmesi) gerektiren köprü uygulamalarından uzaklaşılmaktadır.
İmplant,
Ortodonti, çenelerin veya dişlerin birbiriyle uyumsuz ilişkisini (çapraşıklık, erken diş kaybı, dişler arası boşluk...) tedavi eden bilimdir. Ortodonti uzmanımız Dr. Dt. Resai Aydın ortodontik tedaviye başlama yaşının kişiden kişiye değiştiğini, 6 aylık diş hekimi kontrolleri sırasında tespit edilen sorunların, daha komplike hale gelmeden erken safhalarda tedavi edilmesinin önemini bildirmiştir. Vakaya bağlı olarak tedaviler hareketli apereyler yada sabit braket uygulamaları (metal veya porselen) ile gerçekleştirilmektedir. www.medicana.com.tr
diş destek dokularının sağlığını inceleyen dişhekimliği alt dalıdır. Ağız; dişler, dişetleri, çene kemiği ve çevre yumuşak dokulardan oluşan komplike bir yapıya sahiptir. Doğru fırçalama yapılmadığı taktirde ilk belirtiler dişetlerinde meydana gelmekte, dişetlerinin rengi pembeden kırmızıya dönmekte ve fırçalama esnasında kanamalar görülmektedir. Dişeti hastalıklarının diğer belirtileri; dişetlerinde şişme, kaşınma hissi, dişetlerini kanatınca rahatlama hissi ve ağız kokusu olarak sayılabilir. Hassaslaşan ve kanayan dişetlerinin, zarar verilebileceği düşüncesi ile, iyi temizlenmemesi sonucu diş taşları oluşmaktadır. Diş taşları enfeksiyon kaynağıdır, kemik yıkımına ve devamında dişeti çekilmesine neden olurlar. Dişeti hastalıkları (gingivitis, periodontitis) erken dönemde teşhis edildiğinde, basit bir diş taşı temizliği (detertraj) ve küretaj ile tedavi edilebilirken, geç dönemde teşhis edilen vakalarda dişeti ameliyatı (flap) gerekmektedir.
Periodontoloji,
0-14 yaş arası çocukların ağız-diş tedavileri ve koruyucu uygulamaları ile ilgilenen dişhekimliği dalıdır. Bu bilim dalının iki temel amacından birincisi, oluşabilecek diş sorunlarını önlemek için gerekli koruyucu uygulamaları yapmak (Fluor, fissür örtücü) ve ikincisi, meydana gelmiş olan diş problemlerini (çürük, diş apsesi, erken diş kaybı...) tedavi etmektir. Süt dişlerinin değişimi yaklaşık 6 yaşında ön dişlerle başlamakta ve ikinci azıların 12 yaşında değişimi ile tamamlanmaktadır. Her süt dişi altından gelecek olan daimi diş için rehberdir ve dişlerin değişim yaşı gelene kadar ağızda kalması gerekmektedir. Çürüğe bağlı şiddetli enfeksiyonlar ve travma ile süt dişleri erken kaybedilirse, oluşan boşluklar sabit ve hareketli yer tutucu apereyler ile korunmalıdır. Pedodontistimiz Dr. Dt. Fatma Peker Yıldırım bebeğinizin ilk süt dişlerinin çıkması döneminde diş hekimi ziyaretlerinin başlamasını, anne babaların bebeklerin ağız temizliği ve sağlıklı beslenmeleri konusunda doğru bilgilendirilmesini önermektedir.
Pedodonti,
0212 867 76 28-75 70
SAĞLIK
CILDINIZE YAZ ÖNCESI IŞIK ETKISI Yaz mevsiminde güneşin etkisini yoğun olarak hissetmeye başladığımız mayıs ayı sonuna kadar uygulayabildiğimiz peeling işlemi doktorunuz tarafından tavsiye edilen tüm koruyucu önlemlere uyduğumuz taktirde herhangi bir risk taşımaz. Dermatolojide başvuran hastaların büyük bir kısmını oluşturan leke problemi, tedavide sabır gerektiren ve ancak hastanın hekim tavsiyelerine dikkatle uyduğu durumlarda başarıyı beraberinde getiren bir konudur. Sıklıkla hamilelik döneminde vaya doğum kontrol hapı kullanımı sırasında güneş koruyucu kullanmayan hastalarda genetik eğilim de varsa bu problem ortaya çıkabilmektedir. En sık yapılan bir hata da özellikle bayanların bıyık bölgesine yapılan sir ağda veya ip uygulaması sonrası korumasız olarak güneş etkisinde zaman geçirmeleridir. Bu nedenle yüzde kızarıklığa yol açabilecek işlemlerin mutlaka akşamüstü eve gitmeden önce yapılmasını öneriyoruz. Leke hastalarımızda kullandığımız tedavi alternatiflerinden biri de son günlerde adından sıkça bahsettiren ve memnuniyet oluşturan "ışık peelingi" işlemi. Uygulamasında hastanın son derece rahat olduğu ve takip eden günlerde de yalnız hazırlanan özel kremlerin kullanılmakta olduğu bu peelingde ciltten cilde değişmekle birlikte yaklaşık ikinci günden başlayan bir soyulma gözlenmektedir. Genellikle tek uygulama yeterli olmakla birlikte nadiren bir ay sonra ikinci bir uygulama gerekebilmektedir. Bu uy-
Yaz öncesi cildizin matlığından kurtulmak, alttan gelen yeni genç hücrelerin yüzeye ulaşma hızını arttırıp ışıl ışıl bir cilde sahip olabilmek için son dönemlerimiz. Klinik uygulamaları arasında son derece önemli ve etkili bir yöntem olan peeling yöntemi hassas ve kuru yapıda olmayan her ciltte rahatlıkla tercih edebileceğimiz bir işlemdir.
gulama melasmada olduğu kadar güneş lekeleri, vücutta bulunan lekeler, akne sonrası iyileşme dönemindeki lekeler ve her türlü iyileşme dönemi lekeleri (postlezyonel hiperpigmentasyon) tedavisinde de kullanılmaktadır. Yaz mevsiminde ve cildi peeling işlemine uygun olmayan, hassas cilt yapısı olan kişilerde tedavi alternatifi olan ve yine kış döneminde elde ettiğimiz başarının devamlılığını sağlamak amacıyla "oksijet sistem" uygulamasını yapmaktayız. Oksijet işleminde leke tedavisinde önerdiğimiz medikal ürünlerin içeriğinde yer alan ajanlar oksijen basıncı altında cilt altına indirilir. Hassas ciltler dahil her cilt tipinde rahatlıkla tercih edilebilen bu işlemde, genellikle haftada bir yapılan üç seans ardından aralıklar açılarak cilt korumaya alınır. İşlem son derece keyifli olup aynı zamanda yüzeyde yarattığı soğuk etkiyle de cildi rahatlatmaktadır. Cilt lekelerinde başarı şansını lekenin derinliği, ciltte bulunma süresi ve yapılan işlem sonrası tedavi önerilerine uyum etkilemektedir. Bunların değerlendirilmesi ve tedavi açısından dermatolojik muayene son derece önemlidir. Hangi işlemin uygun olduğu ve yapılmasıyapılmaması gerekenler açısından kliniğimizden 0212 669 90 02-03 numaralı telefonlardan randevu talep edebilirsiniz. Sağlık ve sağlıklı güzellik dileğiyle...
DERMATOLOJİK MUAYENE VE TEDAVİ LAZER EPİLASYON CİLT UYGULAMALARI G Peeling tedavisi G Mezoterapi-mezolift G Mikrodermabrazyon G Hidradermabrazyon G Oksijet Sistem G Radyofrekans ile
cilt sıkılaştırma
G Botox G Dolgu G Dudak Dolgusu G Yüz şekillendirme G Fraksiyonel RF tedavi G Hidrabalance uygulama G Medikal Cilt Bakımı G PRP G Deep-roller tedavi G Göz etrafı uygulamalar
VÜCUT UYGULAMALARI
G Sellülit ve sıkılaşma
tedavisi
G Lokal kilo tedavisi
SAÇ UYGULAMALARI G Saç ve saçlı
deri hastalıkları
G Saç mezoterapisi
TERLEME TEDAVİSİ
Dr. E. Pınar Güzel Dermatoloji Uzmanı
Bahçeşehir 2. Kısım Şehit Gaffar Okkan Cad. AVM D Blok 2 ve 3. bağımsız bölümler (Hacı Sayid Yanı) 0212 669 90 02 - 03 - www.pgestederm.com
SAĞLIK
BİRİNCİ GÖZ HASTANESİ’NDE
Göz Çevresi Estetiği ile Genç ve Mutlu Görünün
Birinci Göz Hastanesi doktorlarından Op. Dr Melike Gedar; Göz estetiği ameliyatlarında kişilerin, göz estetiği alanında eğitim almış cerrahlara başvurması gerektiğini belirtiyor...
Güzellik daima insanın ilgi odağı olmuştur. Ancak uzman doktorlarla sağlıklı bir estetiğe (güzelliğe) kavuşabiliriz. Son yıllarda estetik operasyonlar konusunda önemli gelişmeler olduğunu belirten Birinci Göz Hastanesi doktorlarından Op.Dr.Melike Gedar en güzel gözlere bile gölge düşüren göz kapaklarında düşme ve gözaltı torbalarının basit estetik müdahalelerle düzeltildiğini ve kişiyi olduğu yaşta ama çok daha sağlıklı ve dinç bir görünüme kavuşturduğunu söyledi. Göz ve çevresindeki yapıyı bozan dış etkenlerden en önemlisi güneş ışınlarıdır. Bazen yapısal nedenlerle genç yaşta bile, bazen ilerleyen yaş veya yorucu yaşam (uykusuzluk, stress, sigara) tarzı ile yıllar içinde kapak cildi ve altındaki kas tabakası daha da incelir ve göz çevresinde oluşan değişiklikler kişiyi olduğundan daha yaşlı, yorgun ve yıpranmış gösterir. Göz çevresinde yaralanma, enfeksiyonlar veya yaşlanmaya bağlı varolan izler, alkol kullanımı, gibi nedenlerle oluşan göz çevresi bozuklukları hem görüntümüzü, hem de karşımızdaki kişiler üzerinde yarattığımız izlenimi olumsuz etkiler. Birinci Göz Hastanesi'nde Göz Estetiği (oküloplasti) Bölümü'nde göz çevresindeki kırışıklıkları gidermek, botox ile sarkmış kaşların ve kırışmış alının doğal görünümüne
Göz ve Göz Çevresi Estetiğinde Yapılan Operasyonlar Op. Dr Melike Gedar; hekimin deneyiminin yanı sıra teknoloji ve hastanenin hijyenik altyapısına da dikkat edilmesi gerektiğini ifade ediyor.
kavuşturulmasından, göz kapakları cilt fazlalığı ve torbalarının alınmasına, göz çevresi kırışıklıklarının giderilmesine, protez göz, göz içi tümör ameliyatlarına kadar her türlü tedavi ve estetik cerrahi uygulamaları hijyenik ve konforlu bir ortamda oküloplasti alanında eğitim almış uzman doktorlar tarafından yapılmaktadır. Genelde yaş sınırlaması 20-90 yaş arasıdır.
7 Gün 24 Saat hizmetinizdeyiz birincigoz@birincigoz.com
G Botox ile göz çevresi estetiği, G Göz altı torbaları operasyonları, G Göz kapağı kasılmalarının giderilmesi, G Tiroide bağlı gözün öne doğru çıkıklığı
ameliyatları, G Hareketli göz protez ameliyatları, G Gözyaşı kanal tıkanıklığı ameliyatları
Göz Estetiği Yapılırken Göz Sağlığınıza Dikkat Edin! Göz estetiği ameliyatlarında kişilerin, göz estetiği alanında eğitim almış cerrahlara başvurması gerektiğini belirten Birinci Göz Hastanesi doktorlarından Op. Dr Melike Gedar; hekimin deneyiminin yanı sıra teknoloji ve hastanenin hijyenik altyapısına da dikkat edilmesi gerektiğini ifade etti. “Komplikasyon riskinin az olması ve hızlı bir iyileşme süreci için ameliyatın göz estetiğine özel tasarlanmış ameliyathanelerde gerçekleşmesi de çok önemli.” Genellikle bu operasyonlar iyi sonuç verir yeniden cerrahi girişim nadiren gerekli görülür. Göz kapaklarının yeni şekli, yerçekimi dolayısıyla bazen 5-10 yıl bazen de ömür boyu dayanır.
444 66 56
Aromaterapi
DOĞAL YAŞAMIN SIRLARI
Sevgili Bahçeşehirliler bu sayıda Aromaterapi’yi tanıtarak doğal yağlarla saç bakımı ve dökülmesini önlemek için bir formül vereceğim.
PROF. DR. MURAT KARTAL
ANKARA ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ FARMAKOGNOZİ ANABİLİM DALI
Ankara Üniversitesi ve Bezmialem Üniversitesi Eczacılık Fakültesinde görev yapan yazarımız; Tıbbi Bitkiler, Bitkisel Ürünler, Bitkisel İlaçlar, Aromaterapi, Fitoterapi, Fitokozmetik, Doğal İlaçlar ve Doğal Tedavi Yöntemleri konusunda yurt içi ve yurt dışında dersler ve seminerler vermiştir. Sağlık Bakanlığı’nda Komisyonlarda görev almakta, Farmakognozi ve Fitoterapi Derneği, Antiaging ve Estetik Tıp Derneği yönetim kurulu üyesidir.
90 I MART 2013
Aromaterapi; Koruyucu bir hekimlik yöntemidir. Vücutta oluşan zihinsel ve fiziksel dengesizlikleri gidermek, vücut sağlığını ve zindeliğini korumak için kullanılır. Aromaterapi, bitkisel aromalı (kokulu) yağların tedavi amacı için kullanılmasıdır. Aromaterapi çok eskiye dayanan bir tedavi yöntemidir. Yaklaşık 6000 yıllık bir geçmişe sahip olan aromaterapi’nin ilk olarak mumya yapımında eski Mısır uygarlığı tarafından kullanıldığı bilinmektedir. Aynı çağlarda, eski Çin uygarlığı tarafından da aromaterapi yağları ve bitkileri tanrıya olan şükranın bir ifadesi olarak kullanılmaktaydı. Aromaterapinin tedavi ve güzellik maksadıyla kullanımı ise ilk olarak eski Yunan medeniyetlerinde ortaya çıkmıştır. Roma İmparatorluğu devrinde aromaterapi banyo sonrası masaj teknikleriyle kullanım alanı buldu. Eski Romalılar aromaterapi yağlarını eski Arap ve Hint medeniyetlerinden getirtiyorlardı. Bitkilerin -kabuk, yaprak, çiçek, meyve, tohum, sap, kök gibi- farklı yerlerinden çe-
şitli yöntemlerle elde edilen güzel kokulu yağlar uçucu özellik taşırlar. Bu şekilde atmosferde de buharlaşmış olarak mevcutlardır. Yağlar, pek çok bitkiye verdikleri koku ile karakter katan, kimyasal oluşumlardır.
Bitkisel uçucu yağlar çok yoğun, aromatik kokulu, aktif ve kimyasal yapısı çok zengin uçucu sıvılardır. Bitkisel yağlar elde edildikleri bitki gruplarına bağlı olarak antiseptik ve antiviral etkilere sahiptir. Yatıştırıcı veya uyarıcı, ağrı giderici veya kas gevşetici, nefes açıcı, sinir sistemini dengeleyici, depresyon ve uykusuzluk giderici, hafızayı güç-
Vucut ve ruh sağlığına bire bir
ve SAÇ BAKIMI
Dört Mevsim Bahçeşehir
Saçları Güçlendiren, Parlaklık Sağlayan ve Dökülmeyi Önleyen Karışım I
10 ml Mersin Yağı
I 10
ml Lavanta Yağı
I 10
ml Biberiye Yağı
20 ml Badem Yağı ile karıştırılarak her defada yaklaşık 5 ml yağ kullanılması önerilir.
lendirici, hücre yenileyici gibi etkileri bulunur. Ayrıca spesifik rahatsızlık ve dengesizlikleri gidermede tedavi edici ve tamamlayıcı etkiler yaratır. Aromaterapik uygulamalar hastalığa tek başına çare bulmaktan öte, gerek vücut ve gerekse ruh sağlığı için geniş kapsamlı bir etkileşim oluşturarak tedavi öngören uygulamalardır. Vücut ve ruh, aromaterapide bir bütün olarak ele alınır ve herhangi birinde meydana gelen bir rahatsızlık veya düzensizliğin diğeri üzerinde de olumsuz etkiler oluşturacağı kabul edilir. Organizmada dengeyi amaçlayan aromaterapi, vücut ve zihni uyarmak yoluyla kendi kendini desteklemesi ve iyileştirmesi esasına dayanır. Aromaterapi, bilgi ve beceri ile uygulandığında güvenilir ve zararsız bir destekleyici tedavi şeklidir. Aroma yağların kullanımında dikkat edilmesi gereken bazı hususlar bulunmaktadır. Şimdi bunlara kısaca değinelim; G Aromaterapi koruyucu hekimlik sistemine dayanan bir tedavi yöntemidir. G Önerilen dozun üzerinde bir doz kullanıl-
mamasına özen gösterilmelidir.
G Aynı yağı ve karışımı uzun süre kullanma-
mak gerekir.
G Kullanılacak olan yağlar inceltilerek kul-
lanılmalıdır.
G Hassas olan ciltlerde kullanılacak olan
yağın test edilmesi gerekir. Eğer herhangi bir reaksiyon oluşmaz ise o zaman yağ rahatlıkla kullanılabilir. G 0-4 yaş grubu bebeklerde sadece lavanta ve papatya kullanılabilir. Kullanım dozu düşük olmalıdır.
Şehir hayatı özellikle hava kirliliği saçların donuk ve sağlıksız görünmesine neden olmaktadır. Saçların parlaklığını yitirmesine, saç tellerinin incelip hacim kaybetmesine sebep olan etkenler arasında sigarayı, kötü beslenme alışkanlıklarını ve saç tipinize uygun olmayan ve aşırı kimyasal madde içeren saç bakım ürünlerini sayabiliriz. Doğal Yağlar ile Saç Bakımı Yaparken Dikkat Etmeniz Gerekenler
Saç bakımı için yağlar kullanacaksanız öncelikle uygulamayı daha kolay ve etkili yapmak için pamuk, havlu, duş bonesi ve
doğal bir şampuanı yanınızda bulundurun. Doğal yağlar saçlarınızı güçlendireceği gibi daha hacimli olmasını, doğal parlaklık kazanmasını, nemlenmesini sağlayacaktır. Doğal yağ reçeteleri hazırlandıktan sonra saç ve saç derisine masajla birlikte uygulanması önemlidir. Çünkü masaj saç derinizdeki kan dolaşımını hızlandıracak dolayısıyla saç diplerinizin daha sağlıklı olmasını sağlayacaktır. Yağı hazırladıktan ve kafa derinize sürdükten sonra saçınıza sürmek için pamuk kullanabilirsiniz. Saç ve saç derinize yeterince yağ sürdükten sonra masaja başlayabilirsiniz. Yağı sürdükten sonra saç diplerine ve saç tellerine iyice nüfuz etmesi için bir dış bonesi takarak yarım saat bekleyebilirsiniz. Doğal yağlar ile maskeyi uyguladıktan sonra hafif bir şampuanla saçlarınızı ve kafa derinizi iyice yıkayın ve zeytinyağı artığı kalmamasına dikkat edin. Duştan çıktıktan sonra saç kurutma makinesi kullanmayın. Havlu ile saçlarınızı iyice sudan arındırdıktan sonra doğal kurumaya bırakın. mkartal@ankara.edu.tr
MART 2013I
91
GÜZELLİK
Dört Mevsim Bahçeşehir
Selülitle “Savaşımız” başlasın
Vücudun en büyük düşmanı selülitler. Genç yaşlı, şişman zayıf fark etmez. Her kadında oluşur.
Selülit, kısaca, derideki yapının bozulup, yağ dokularının su, tuz ve metabolizma atığı maddelerle dolarak şişmesi anlamına geliyor. Bu durum, lenf ve hücrelerarası sıvının birikmesine yol açıyor ve deriyi "portakal kabuğu" görünümüne büründürüyor. Dolaşım bozukluğu, kalıtım, yaş, cinsiyet, hormonal düzensizlik, hareketsizlik, iklim koşulları, psikolojik etkenler gibi pek çok oluşum nedeni var. Sağlıklı beslenme, spor yapma, gerekirse koruyucu kremlerle selülitle savaşılır.
Güzel bir uyku Uyku sırasında enerji yenilenir, zehirli maddeler vücuttan atılır, dokuların beslenmesi düzelir ve hücre metabolizması normale döner. Stresli olmayın, stresliyken vücut insulin salgılar. Bu durum vücutta yağ
ve şeker birikimine yol açar.
Kilonuzu dengeleyin Sık aralıklarla yüksek miktarda kilo alıp vermek deride esneklik kaybına neden olur. Bu durum deri yapısını bozar ve selülit oluşumuna zemin hazırlar. İlaç alırken doktora danışın! Özellikle idrar söktürücü ve müshil ilaçlarını doktor tavsiyesi ile kullanın. Selülit, vücuttaki su-tuz dengesi değişikliklerine son derece duyarlıdır. İlaçların kötü kullanımı bu dengeyi bozabilir. Güneşlenirken dikkatli olun. Fazla güneşlenmek cildin yaşlanmasına ve direncinin azalmasına neden olur. Sıcak saatlerde (12-16 arası) güneşlenmeyin ve mutlaka güneşten koruyucu bir ürün kullanın. Kan dolaşımını
ER
GÜZEL FİKİRL
TMAN YASEMİN YUR CANDEMİR
GÜZELLİK engelleyen nedenlerden uzak durun. Kan dolaşımındaki yavaşlamalar ve düzen bozuklukları selülitin oluşmasında çok etkilidir. Bu yüzden:
- Vücudunuzu çok sıkan giysiler giymeyin. - Sürekli yüksek topuk kullanmayın. - Kambur durmayın. - Kabızlık sorununuz varsa tedavi olun. İyi nefes almak önemli Göğsünüzü iyice şişirerek burnunuzdan derin ve yavaşça soluk alın ve yine burnunuzdan yavaşça geri verin. Dokuların bol oksijenle dolması, yanma işlemini hızlandırarak zehirli maddelerin vücuttan atılmasını kolaylaştırır, selüliti engeller. Aromaterapi zamanı Selüliti engellemeye yarayacak en etkili yağ özleri greyfurt, portakal ve limon yağlarıdır. Çok konsantre oldukları için sadece 2 ya da 3 damla uygulayın. Haftada bir kez, vücudun üst kısımlarına doğru ve dairesel hareketlerle yapılmalıdır. Dirsek, diz, kol, kalçaların üst
94
I MART 2013
kısımları gibi vücudun pürtüklü bölümlerinde ısrarcı olunması, buna karşın göğüsler, boyun gibi hassas bölümlerine uygulanmaması gerekir. Günde en az 1,5 litre su için Su, hem vücudu zehirli atıklardan temizler hem de selülitli dokulardaki tuzu atarak bu dokuları temizler. Tuzu azaltın Tuz ve sucuk, sosis gibi tuzlu yiyecekler dokularda su tutulmasına neden olur. Proteinli gıdaları tercih edin Protein yönünden zengin yiyecekleri sindirme sırasında vücut fazla enerji harcar. Bu da sağladıkları kaloriyi azaltır. Bol bol meyve ve yeşil sebze yiyin Meyve ve yeşil sebzeler dokulardaki zehirli artıkların atılmasında son derece etkilidir. I
Dört Mevsim Bahçeşehir
YEMEK TUPPERWARE
Acılı Ezme MALZEME G1
domates arpacık soğan G 1 sivri biber G 1 küçük salatalık G 4 dal maydanoz G 1 yemek kaşığı biber salçası G 1 tatlı kaşığı domates salçası G 1 diş sarmısak G 30 ml zeytinyağı G 1/2 limonun suyu G Yeteri kadar tuz G1
HATİCE KOÇve
I ÜRÜN UZMAN İSTİ EV EKONOM
HAZIRLANIŞI
Soğan ve domatesi soyup, domatesin çekirdeklerini çıkarın. Önce maydanozu Süper Şef IIʼde doğrayıp sonra diğer malzemeleri ekleyip doğrayın ve karıştırın.
Ev Yapımı Mayonez MALZEME G 500
ml ayçiçek yağı yumurta sarısı G 1 yemek kaşığı elma sirkesi G 1 tutam tuz G 3 yemek kaşığı soğuk su G2
HAZIRLANIŞI
Süper Rondoʼya çırpıcı parçasını takın. Mutfak İncisi ile yumurtanın sarılarını ayırıp, Süper Rondoʼya yumurta sarılarını, sirke ve tuzu koyup karıştırın. Süper Rondoʼnun sıvı ekleme parçasını kapağa takın. Ayçiçek yağını azar azar koyarak karıştırın. Yağ bitene kadar aynı işlemi tekrar edin. Hazırlamış olduğunuz mayonezin renginin beyaza dönmesi için 3 yemek kaşığı suyu ekleyip karıştırın. Damak tadınıza göre sirke, sarımsak ve farklı baharatlar ekleyebilirsiniz. * Malzemeler soğuk olmalıdır.
0800 261 21 37 www.tupperware.com.tr
ADVERTORIAL
Her an işinin başında
Koltukların evden alınıp atölyeye getirilmesinden, bitiş sürecine kadar her şeyin başında bizzat duran iş yeri sahibi Zeynel Ataman, müşterilerinin zevklerine göre özel koltuk takımı ürettiklerini de söylüyor.
!
ATMAYIN
Eskilerinizi YENİLİYORUZ! Mobilya sektöründe 30 yıldır hizmet veren Ataman Mobilya, zengin renk ve desen çeşitleriyle koltuklarınızı yeniliyor. Firma, eski koltuklarınızdan harikalar yaratıyor.
Evinizde atmayı düşündüğünüz ya da değiştirmek istediğiniz eski koltuklarınıza yepyeni bir görünüm kazandırmanın mümkün olduğunu belirten Ataman Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı Zeynel Ataman, “Sadece koltuklarınızı ve döşemelerinizi değiştirerek evinizde farklı bir hava oluşturabilir ve malzemesinden desenine kadar çeşitli farklılıklar gösteren kumaşlarla, eski koltuklarınızı baştan aşağı yenileyebilirsiniz. Müşterilerimizin evlerine giderek her çeşit renk ve desenli kumaşlarla, döşemesini değiştirmeyi düşündüğünüz koltuklarınızın tespitini yapıp gerekli bilgi ve fiyatlandırmayı ücretsiz olarak sağlamaktayız” diyor. Müşterilerine özel mekanlar yaratan
Ataman, “Koltuk kaplama ustalık isteyen koltuk döşeme ise tecrübe isteyen en hassas işlerdendir” diyor.
ve yıllar geçtikçe vazgeçilmeyen bir konfor anlayışı sunan Ataman Mobilya, 20-25 yıllık döşeme ustaları ve deneyimli kadrosuyla; koltuk, oturma grupları, minder dikimi, sandalye yüzleri ve özel ölçüye göre koltuk siparişleri alıyor. Kaliteli ürünleri, titiz üretimi ve uzman kadrosuyla Ataman Mobilya Bahçeşehir Mobilyacılar Çarşısıʼnda bölge halkına hizmet vermeye devam ediyor. Eski koltuklara modern tasarım Ürünlerinin imalatından teslimine kadar bütün sürecin takipcisi olduklarını ifade eden Zeynel Ataman şöyle diyor: “Geniş döşeme atölyelerimizde hijyenik koşullarda çalışmamızın yanısıra, firmamız bölgesel olarak modern kesime
hitap ettiği için farklı ve dinamik tasarımlar üretiyoruz. Bu modernliği müşterilerimizin eskiyen ürünleri üzerinde de sergiliyoruz. Müşteriden aldığımız her takımı, iskelet haline getiriyoruz, içinin süngerlerini değiştiriyoruz. İstenilen renk, desen ve kalitede yeniliyoruz.” Eve ve isteğe göre tasarımı Bahçeşehirlilerin çok sık tercih ettiğini belirten Zeynel Ataman öncelikli hedeflerinin müşteri memnuniyeti ve ürün kalitesi olduğunu vurgulayarak: “Değişilecek ve yenilenecek ürünleri, ücretsiz olarak müşterimizin evinden alıp yine evlerine teslim ediyoruz. Ödeme koşullarında müşterilerimize özel, kredi kartına vade farksız taksit imkanı sunuyoruz” diyor.
İletişim: Bahçeşehir Mobilyacılar Çarşısı Telefon: 0212 672 04 63
MART 2013 I
99
DEKORASYON
SU
TASARIM GRU
İÇ MİMAR AN SERRA ARSL
YENİ EVLENENLER İÇİN ev dekorasyonunda trend fikirler
Yeni evlenen çiftler için belki de en zevkli iş ev kurmaktır. Ekonomik olarak biraz zor bir dönem olsa da, uzun süre birlikte yaşayacağınız evi eşinizle birlikte kurmak kadar eğlenceli başka ne olabilir ki?
Duvar kağıtlarına ve duvar tablolarına 1980'li yıllardan aşinayız ancak salonları süsleyen dev duvar tabloları 2013 yılında tekrar moda oldu!.
İSKANDİNAV TARZI Zarif hatlı, rahat mobilyalar, aydınlık iç mekanlar, ahşap detaylar olarak tanımlayabildiğimiz, İskandinav tarzı; Beyaz duvarlı,açık renkli ahşap mobilyalarla dekore edilmiş bir evde, düz hatlı ve zarifçe kıvrılan detaylara sahip, sade ve fonksiyonel tasarımlar göze çarpar. İskandinav ülkelerinde kışlar, uzun ve karanlık olduğundan doğal ışıktan yararlanmak,aydınlık ve ferah mekanlar yaratmak ön plandadır. Açık renkler gün ışığını daha çok yansıttığından ortama ferahlık kazandırmaktadır. Şık kanepeler, ustaca tasarlanmış sandalyeler yer almaktadır. Mobilyalar da genellikle açık renk ahşap kullanılır. Beyaz, krem tonları, açık mavi, yeşil, sarı gibi pastel tonların çok sık kullanıldığı bu evlerde gri dokunuşlarla da kontrast yaratabilirsiniz. Soba, mumlar, şamdanlar, avizeler, duvar aplikleri ve masa lambaları İskandinav stilinin önemli unusurlarıdır. Ev tekstilinde pamuk, keten gibi doğal malzemeler, beyaz zemin üzerine ekose, çizgili, kareli, geometrik, küçük çiçek desenleri göze çarpar. Desenler genellikle yastıklarda kullanılır. Aydınlatmada nokta aydınlatmalar, abajurlar, mumlar ve gelenksel formadaki zarif şamdanlar.. İskandinav stili dekorasyonda basitlik en önemli unsur. Gözü yormayan basit tasarımlar ön planda. Yatak odalarında gereksiz hiçbir eşya kullanılmaz. Yatak, birkaç yastık, kitaplık, bir sandalye yeterlidir. Açık renk zeminler üzerindeki el doku-
ması çizgili kilimler dekorasyonu tamamlar. İskandinav mobilyalarında metal konstrüksiyonlar sık rastlanan bir özelliktir. Dekoratif yastıklar ve sehpalar, duvarlardaki sanat eserleri beyaz dekorasyona kontrast oluşturlar. Beyaz, sade tasarımlar İskandinav stili mutfağın özellikleridir. VINTAGE TARZI Hangi renkleri seversiniz, koyu mu yoksa açık mı? Antikaları sever misiniz, ya da modern görüntülü eşyalardan mı hoşlanırsınız? Geleneksel mobilyalar zamana meydan okuyan tarzda ve oldukça sofistike olabilir. Antikaların kullanımı, mobilyalarda kıvrımlı detaylar, çok yastıklı bir oturma alanı, vintage desenli kumaşlar ve parlak renkli objelerden hoşlanıyorsanız bu tarz tam size göre. Bej ve krem tonlarında yumuşak renkler, tafta kumaştan perdeler bu tarzı yansıtmak için oldukça uygun olacaktır. Tarihsel mekanlardan hoşlanan, kişisel hatıralara bağlı, akse-
GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ VE LİSELERİNE HAZIRLIK DERSLERİ! 100
I MART 2013
suara düşkün biri iseniz, evinizde de bu tarzı kendinizce yansıtabilirsiniz. MODERN VE ELİT TARZ Bu tarzda eşyaların formları dengeli, renkleri ve aksesuarları sadedir. Mobilyalarda klasik tarzdaki kıvrımlı detaylardan uzak durmak gerekir. Renkler genellikle açık ya da kontrast kullanımlı, eşyaların formları düz, yalın ve geometriktir. Aksesuarlarda genellikle cam ve metal gibi materyaller kullanılır. Sadelik ve işlevsellikten yanaysanız, tam bu tarzın insanısınız. COUNTRY TARZI Şehirden uzaklaşma ve doğayla bütünleşme amacıyla ortaya çıkan bu tarzda kullanılan materyaller ve renkler natüreldir. Mobilya ve aksesuarlar basit, doğal taş ya da ahşaptan yapılmadır. Eskitme ahşap mobilya ve objeler, minik çiçekli koton kumaşlar bu tarzın tamamlayıcısıdır. Rahatına düşkün bir yapınız varsa bu tarz size çok uyacaktır.
İLETİŞİM: 0 (212)
669 35 10
Kalite ve güvenin öncelikli olması ile yükselmiş firmamızda, Smeg, Siemens, Ahşapsan, Vitra, Artema, Artemis, Kale, Marshall ve bunun gibi kalitesi ile ününden söz ettiren markalarla çalışarak, yarattığımız güveni korumaktayız. Tasarımın sınırlı olmadığını, profesyonelce keşfedip, uygun hizmetimizin keyfini çıkartın.
İç Mimar Serra ARSLAN I
İç mimarlık hizmetleri Duvar resmi (Dekoratif, Reproduksiyon, Portre) I Çocuk odaları tasarımları I Bebek odaları tasarımları I Dekorasyon I Ev makyajı I Dış cephe boya uygulamaları I İç cephe boya uygulamaları I Mantolama sistemleri I Pvc doğramalar I Çelik kapılar I İç kapılar I Özel tasarım iç kapılar I Duvar kaplamaları I Doğal taş kaplamalar I Duvar kağıdı I
I
Perde Seramik uygulamalar I Mozaik uygulamalar I Dekoratif duvar boyama uygulamaları I Parke (masif, lamine, laminat) I Kapı kolu ve kilitleri I Süpürgelik I Özel tasarım mobilyalar I Halı I Yer karoları (taş, granit, seramik) I Konut ve iş yeri aydınlatmaları I İç mekan tefrişi I Mağaza tefrişi I Vitrin düzenleme I Ev tekstili I
I
Elektrik ve Su tesisatı Banyo I Mutfak I Mutfak cihazları I Banyo aksesuarları I Mutfak aksesuarları I Kartonpiyer uygulamaları I Lambri uygulamaları I Havuz yapımı I Bahçe I Çatı I Dış cephe giydirme I Dış cephe kaplama I Isı ve Ses yalıtım I Alüminyum doğrama I Cam balkon sistemleri I Teras kapatma I
Bahçeşehir 3. Cadde - Defne B8-14 (Starbucks Coffee karşısı) Tel : 0 (212) 669 35 10 pbx Gsm : 0530 303 33 84 Faks : 0 (212) 669 35 10 Web : www.serrainteriordesign.com E-Mail: serra@serrainteriordesign.com
MODA HER YERDE
Baharın olmazsa Olmazları Güneş yüzünü bir gösterip, bir yok oluyor. Her gösterdiğinde ise içimizi tuhaf bir mutluluk kaplıyor, adeta gardıroplarımıza da bahar gelsin diye deliriyoruz. Bu arada dünyaca ünlü markalar ise tam gaz 2013 İlkbahar - Yaz Koleksiyonları’nı sergiliyorlar. Bakalım, yeni sezonun en keyifli detayları neler?
Maksi zamanı
Maksi elbiseler ve eteklerin içinde insan kendini prenses gibi hissediyor. Bir de uzun oldu mu, değmeyin keyfimize… Dolce&Gabbanaʼnın ardından en çok beğendiğim modeller Pradaʼda ve Christian Diorʼda yer alıyor…
Çizgiler
Çizgili denizci tişörtü, Fransız şıklığını somutlaştıran ürünlerden biridir. Enine çizgilerin vücudu geniş ve kötü gösterdiğini iddia eden o eski mit de artık etkisiz hale geldi. Bu sezon ise birçok dünyaca ünlü modacının koleksiyonunda bu ikonik parçanın çeşitli versiyonlarına rastlayabiliriz. Bu tema şıklığa ve rahatlığa her zaman uygun. 102 I MART 2013
Dört Mevsim Bahçeşehir
N BENGÜ AerRyeSrdLe.Acom www.modah netmeni Genel Yayın Yö
$OÕúYHULúWH
w w w
\HQLPL\HQL NR\PXúODU
Pastel Renkler
Pastel renkleri hep sevmişimdir, o softluk beni alıp hep bir masal diyarına götürür. Bu sezon çantalarda, ayakkabılarda, takılarda, elbiselerde, kısacası her yerde pastel renkleri görmek mümkün.
a ’ 0 9
im r i d
n i n
a r a v
ler
!
% Floral Pantolonlar
Bu pantolonlar ilk görüşte üzerimizde çok büyük bir etki bıraksa da, giyerken oldukça dikkatli olmak lazım, özellikle şalvar tipi olanları mümkünse kilo problemi olanlar giymemeli. İnce uzun bacaklı kadınlarda ise skinny olanlar kusursuz bir görüntü sağlayacaktır. MART 2013 I
103
WZLWWHU FRP \HQLPL\HQL
IDFHERRN FRP \HQLPL\HQL
ASTROLOJİ
Bahçeşehir Aşiyan Cafe’nin müdavimlerinin vazgeçilmez tarotçusu Nisa, her burca özel aylık burç yorumunuzu yaptı... Sevgili koç burçları, aşk yaşamınızı etkileyecek değişim rüzgarları bu ay da esecek. İlerlemek ve yükselmek, aşkınızı sıradanlıktan çıkarıp özel kılmak için birkaç yıla daha ihtiyacınız var. Mart ayında Venüs gezegenin burcunuza yerleşmesiyle (sevgi ve aşk gezegeni) etkileyici görünecek ve çekiciliğiniz artacaktır. Bu dönemde ışıltınız kuvvetli olacak hayranlık uyandıran, gurur duyduğunuz özelliklerinizi anımsatacak. Bir diğer şans Ağustos'ta karşınıza çıkacak. Hala yalnızsanız yeni bir aşka tutulacaksınız. Mart ayından itibaren 2013 sizin aşk yılınız olacak.
KOÇ
Sevgili aslan burçları, sürpriz bir daveti kaçırmayın. Bu davet seyahat veya eğitim için olabilir. Karşınıza yeni biri çıkabilir. Sorunlu bir birlikteliğiniz var ise ona bir şans daha verin. Yalnızsanız yeniay yaklaşıyor olacak ve size yeni bir seyahat olanağı tanıyacak. Bu sırada okul ve eğitim süreciyle veya yasal işlemlerle ilgilenmek zorunda olabilirsiniz. Bunlar sizi aşka yakınlaştıracak. Sürpriz bir çarpışma size aşkı getirebilir. Siz sürprizleri seversiniz bu fırsatı kaçırmayın.
ASLAN
Sevgili boğa burçları, mart ayının Sevgili başak burçları, mart ayında sonlarına doğru aşk yaşamınızda güçlü, gizemli, çekici kişilerden etkihayal kırıklıkları ve şansızlıklar yaşaleneceksiniz. Mart ve Mayıs ayının yabilirsiniz. Fakat ilginizi güçlü ve giortalarında aşk gezegeni olan zemli birine yönelterek doğru kişiyi Venüs, aşk alanınızı heyecanla dolbulacaksınız. Temmuz ayının ortaladuracak. Yalnız iseniz birinden etkirından itibaren sevgi ve aşk gezeni lenebilirsiniz. Mart ayında eğer uzun olan Venüs, aşk alanınızı ziyaret edebir ilişkiniz var ise ciddi kararlar alacek. Bu dönemde kendinizi aşka bilir, evlilik düşünebilirsiniz. Eğer aşk hazır hissedecek ve romantik duygularla dolacaksınız. Bir acısı yaşıyorsanız Mart ayının ikinci yarısını mutlaka deilişkiniz var ise sevdiğiniz sizi duygu dolu bakışları ve hediye- ğerlendirin ve ona bir şans daha verin. Sevildiğinizden leriyle mutlu ederek aşkını kanıtlayacak. 2013'te birkaç güzel emin olmak size ve karşınızdakine güven verecek. döneminiz var ve bunların her birini değerlendirmelisiniz.
BOĞA
BAŞAK
Sevgili ikizler burçları, mart ayının başlarında Jüpiter burcunuzda ilerleyecek ve yeni bir aşkı kapınıza getirmeye çalışacak. Zor aşklardan hoşlanıyorsunuz. Yaz ortalarında ailenizden biri gibi gördüğünüz, benimsediğiniz kişiler karşınıza çıkabilir. İkizler burcu değişken bir burçtur. Bu sene çift kısmetle karşılaşabilirsiniz. Aynı anda iki evlenme teklifi alabilirsiniz. Sorun şu ki kimi seçerseniz, aklınız ötekinde kalacak. Bir ilişkiniz var ise şık vakitler mutluluğunuzu katlayabilir.
İKİZLER
Sevgili yengeç burçları, mart ayı aşk alanınızda ciddi ilişkilere eğiliminizi arttırdı. Yalnız kalmayı sıradan bir aşka tercih ediyorsunuz. Bu yıl gelip geçici ilişkilerden uzak duracaksınız. Venüs gezegeni aşk alanınızı ziyaret ettiğinde sürekli ve ciddi aşk arayışınıza cevap verecek biriyle karşılaşabilirsiniz. Onu tanımak için dikkatli olacaksınız eğer bu fırsatı kaçırırsanız üzülmeyin. Çünkü Güneş ve Satürn kavuşacak; bu da size duygusallık ve aynı zamanda ilişkinize süreklilik getirebilir.
YENGEÇ
104 I MART 2013
Sevgili terazi burçları, son yıllarda evlilik alanınızda dolaşıyor. Evliyseniz ayrılmış veya ayrılık aşamasında olabilirsiniz. 2013 yılı sizler için evlilik konusunda sürprizlerle dolu olacak. Ani bir karar ile nikah masasına oturabilirsiniz. Evli değilseniz kadersel olaylar olumsuz, karamsar hissetmenize sebep olabilir. Fakat karşınıza çıkan biri acılarınızı paylaşıp hafiflemenizi sağlayabilir. Sert etkiler altında kalmak sizi korkutmaz. Çünkü sizin mücadele gücünüz ne olursa olsun fazlasıyla kuvvetlidir.
TERAZİ
Sevgili akrep burçları, ani kararlar size evliliği getirebilir. Özellikle Mayıs ayında bu gibi kararlar verebilirsiniz. Eğer yalnızsanız yeni tanışacağınız kişilere dikkat edin. Çünkü gelecekteki eşinizi seçiyor olabilirsiniz. Bu yılın bazı dönemlerinde kendinizi aşırı yalnız hissedebilir ve hayalperest davranabilirsiniz. Kendi iç dengenizi korumalısınız. Hiç beklemediğiniz bir anda çocukluk aşkınıza rastlayıp ona yeniden aşık olabilirsiniz.
AKREP
Dört Mevsim Bahçeşehir
Sevgili yay burçları, Mart ve Nisan aylarında aşk gezegeni olan Venüs sizi aşka doğru kaçıracak. Birine yaslanmak isteyen kalbinizi aşk sarhoşu yapacak. Bir ilişkiniz var ise tadını çıkarın. Eğer yalnızsanız sosyalleşin, spor yapın, dışarı çıkın ve karşınıza çıkacak tesadüflere inanın. Sürpriz bir aşkla karşılaşabilirsiniz. Tüm koşullarda kendinizi hayatın akışına bırakın. Sürprizlere ve anlık değişikliklere izin verin. Mart ayında en şanslı burçlarından biri sizsiniz.
YAY
Sevgili oğlak burçları, sizin için bu aylar evlilikte harika bir dönem olabilir. Yalnızsanız sohbeti doyumsuz birinden etkilenebilir ve sürekli onunla konuşmak isteyebilirsiniz. Bir ilişkiniz var ise evlenmek için bu özel dönemi muhakkak değerlendirmelisiniz. Aşkı en güzel haliyle yaşamak sizin elinizde. Eğitim ve kariyer planlarınızı göz önünde bulundurarak çok büyük ve gerçek bir aşkı önemsemeyebilirsiniz. Yeni tanıştığınız veya sizinle ilgilenen kişiye en azından bir şans verin.
OĞLAK
Sevgili kova burçları, eğer evliyseniz bir bebek sahibi olabilirsiniz. Jüpiter tüm dileklerinizle ilgilenecek. Çünkü o aşkın planetidir. Sizi bollukla donatabilir. Yalnızsanız aşk kapınızı çalabilir. Umutsuz bir aşkın ortasındaysanız bir umut ışığı doğabilir. En güzel dönemlerinizi yılın sonlarına doğru yaşayacaksınız. Bu aylar sizin aylarınız değil. Yılın sonunda büyük bir hayaliniz gerçekleşebilir ve aşk yaşamınız önceliğiniz olacak. Bu dönemlerde özgüven, para, aşk, dostluk ne dilemek isterseniz dileyin. İlerleyen aylar sizin için çok uğurlu olacak.
KOVA
Sevgili balık burçları, mart ayında aşkın kraliçesi olan Venüs size doğru ilerleyecek. Bu dönemde her zamankinden etkileyici görüneceksiniz. Herkes etrafınızda pervane olacak. Birden fazla ısrarlı teklif ile aklınız karışabilir. Seçim yaparken çok dikkat etmelisiniz. İlerleyen aylarda eski aşığınızın zorlamalarına maruz kalabilirsiniz veya olumsuz başka şeyler yaşayabilirsiniz. Bu dönemlerde dikkatli olmalısınız. Karşınıza çıkan aşka kendinizi bırakmalısınız.
BALIK
MART 2013 I
105
KÜLTÜR - SANAT
Derleyen: Hatice Gülçür İnanç
“Mika”
17 Mart 2013’de İstanbul’da 1983 Beyrut doğumlu İngiliz şarkıcı ve söz yazarı Michael Holbrook Penniman, yani daha çok bilinen ismiyle Mika hem ironilerin hem de hayatın içinden duyguların adamı. 2006′dan bugüne dek yaptığı müzikle dikkatleri üzerine çeken sanatçı, 17 Mart 2013 günü İstanbulʼda Maçka Küçükçiftlikparkʼta bir konser vermeye hazırlanıyor. Mika, 2012 Eylülʼünde çıkardığı The Origin Of Love isimli albümünden de parçalar seslendirecek. Albümde mutluluk, aşk ve fedakarlık gibi duyguların işlendiğini ve diğer albümlerine kıyasla sadeliğin ön plana çıktığını da belirtiyor. Eğlenceli sahne performansları ve yaratıcı kişiliği ile tüm dünyada beğeni toplayan Mika, 2010 yılında geldiği İstanbul'da unutulmaz bir konser vererek herkesi etkilemeyi başarmıştı.
Sizin için seçtiğimiz gösteri ve etkinlikler;
G Kardeş Türküler Yavuz Bingöl 9 Mart 2013 TİM Yunus Emre Büyük S G Berlin Oda Orkestrası 18 Mart 2013 İş Sanat Kültür Merkezi G Fazıl Say 14 Mart 2013 Akıngüç Oditoryumu G Cem Adrian 15 Mart 2013 - Jolly Joker
G Avea Sıra Dışı Müzik Konserleri Sezen Aksu 16 Mart 2013 İstanbul Kongre Merkezi Harbiye Salonu G Can Bonomo 17 Mart 2013 Kadıköy Halk Eğitim Merkezi G Göksel 18 Mart 2013 BKM İstanbul
G Zuhal Olcay G Adalet, Sizsiniz 20 Mart 2013 25-26 Mart 2013 Jolly Joker Caddebostan K.M., KKM Gazanfer Özcan S. G Hande Yener-Sinan Akçıl G American Dance 22 Mart 2013 Theatre Odyssey: Bostancı Gösteri Merkezi Romeo+Juliet G Gökhan Tepe 27-31 Mart 2013 23 Mart 2013 TİM Show Center Jolly Joker G Yeni Türkü G Bülent Ortaçgil 1 Nisan 2013 25 Mart 2013 BKM İstanbul BKM İstanbul
Vizyona girecek filmler 8 MART: Muhteşem ve Kudretli Oz, Uzun Boylu Esmer Adam, Eve Dönüş: Sarıkamış 1915, Aşkın İzleri, Gelmeyen Bahar 15 MART: Çanakkale: Yolun Sonu, Aşk Oyunu, Aşk Kırmızı, Hayat Avcısı, Hazine Avcısının Maceraları, The Call, Yalnız Gezegen, Jin
106 I MART 2012
22 MART: Yolda, Sabit Kanca, Dev Avcısı Jack, Mahmut ile Meryem 29 MART: Selam, Bir Hikayem Var, G.I.Joe: Misilleme, Tres Metros Sobre El Cielo, Hichcock, The Barrens 5 NİSAN: Street Dance 2, Koleksiyoncu 2, Barfi, Aşk, Şimdi!, Uzun Kuyruk, Karlar Kraliçesi
EN GÜZEL ÇOCUKLAR
Dört Mevsim Bahçeşehir
BADE ULU
N KAA
İŞ
ELÇ
U
OĞL
Lİ EHİR
EM UNUS
R
Y
ÜN E ERG
YA
ĞIZ
ÇA
KIR
ERE
PELİN ÖZD
BORA YİĞİT AKKOYUN
ÇOCUĞUNUZUN EN ÖZEL ANININ (En güzel güldüğü ,a FOTOĞRAFINI BİZ ğladığı, doğum günü v.s.) E YOLLAYIN YAYIN LAYALIM... BEBEĞİNİZİN, ÇO CUĞUNUZUN DE RGİMİZDE YER ALMASINI İS TİYORSANIZ 4 AHMET ÖZDEM
mevsimsizden@g mail.com ADRESİNE YOLLA YIN
SİZİN ÇOCUĞUN UZ DA SAYFALARIMIZI S ÜSLESİN...
MART 2013 I
107
HUKUK
Zina nedeniyle AVUKAT ŞİRİN ERK
ŞİLLİ
SU HUKUK BÜRO
“Zina önceleri ayrıca suç olarak da görülüyordu. Ancak şuan zina yapan eşe uygulanacak cezai bir yaptırım mevcut değil. Ancak suç olmaktan çıkarılmış olması ahlaka aykırı ve haksız bir eylem olduğu gerçeğini ortadan kaldırmıyor.”
108 I MART 2013
“Aile kavramı yalnızca aileyi oluşturan bireyler için değil toplum için de önem arz ediyor. Dolayısıyla ailenin korunmasına yönelik düzenlemeler sadece aileyi değil toplumu ilgilendiriyor. Bu nedenle başta Anayasa olmak üzere Türk Medeni Kanunu ve ilgili diğer yasalarda aile toplumun temel taşı olarak kabul edilmiş ve aileyi koruyan düzenlemeler yapılmış.” Aile bireylerinin birbirlerine karşı yükümlülüklerinin ihlali bunların başında geliyor. Zina da bunlardan biri. Zina, eşlerin birbirlerine karşı sadakat yükümlülüğünün ihlali olmakla birlikte, TMK 161. Maddesine göre boşanma sebebi sayılıyor. Zina sebebiyle boşanma davasının, zina olayının öğrenilmesinden itibaren altı ay içinde ve her halde zinanın gerçekleştiği andan itibaren beş yıl içinde açılması gerekiyor. Zira, hak düşürücü süre söz konusu olduğunda sürenin geçmesiyle dava hakkınızı kaybediyorsunuz. Dava açma hakkını etkileyen unsurlardan biri de kusurlu eşin affedilmesi. Aldatılan eş affettiği takdirde dava açma hakkı ortadan kalkıyor. Zina yapan eşin affedilmesi veya sürenin geçmesi zina sebebiyle boşanma davası açılmasına engel teşkil etse de ileride açılabilecek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasında evlilik birliğini sarsan etkenlerden biri olarak gösterilmesine engel değil. Zina sebebiyle açılan boşanma davasında aldatılan eş zina iddiasını ispatla yükümlü ve her türlü delille ispat edilebiliyor. Mutlaka suçüstü hali de gerekmiyor. Ahlak dışı ilişkiyi gösteren fotoğraflar, iletişim araçları, tanık anlatımları ispat araçlarına verilebilecek örneklerden bazıları. Zina önceleri ayrıca suç olarak da görülüyordu. Ancak şuan zina yapan eşe uygulanacak cezai bir yaptırım mevcut değil. Ancak suç olmaktan çıkarılmış olması ahlaka aykırı ve haksız bir eylem olduğu gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Zira zinanın Türk Ceza Kanununa göre suç teşkil etmemesi ve cezai yaptırım düzenlenmemiş olması, Borçlar Hukuku hükümlerine göre
ahlaka ya da hukuka aykırı olarak kabul edilmesine engel teşkil etmez. Eşler evlilik birliğini kurmakla birbirlerine sadakat borcu
Dört Mevsim Bahçeşehir
boşanma ve aldatılan eşin tazminat hakları altına girdikleri gibi, mensubu oldukları aile birliğine karşı da sorumluluk altına girmekte. Evlilik birliği devam ederken eşlerden birinin üçüncü bir kişi ile cinsel veya duygusal ilişki yaşaması, evlilik sözleşmesi ile sadakat borcu altına girdiği eşine karşı haksız fiil niteliğinde sayılıyor. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU’nun 24.3.2010 tarihli ” Evli bir kimsenin evlilik dışı birlikteliği, diğer eşin sosyal kişilik değerlerine saldırı niteliğinde olduğu gibi, bu eyleme katılan kişinin eylemi de bundan ayrı düşünülemez.
Dolayısıyla, bu eyleme evliliği bilerek katılan kişi de diğer eşin uğradığı zarardan sorumludur. Davalının davacının eşi ile evli olduğunu bilerek duygusal ve cinsel ilişkiye girdiğinin tarafların ve mahkemenin kabulünde olmasına göre; davalının sorumluluğu ahlaka ve adaba aykırılık nedeniyle gerçekleşen haksız fiilden kaynaklanmakta; dava da yasal dayanağını haksız fiile ilişkin hükümlerden almaktadır” kararı haksız fiil kabul edileceği görüşünü destekler nitelikte. Ayrıca Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun görüşüne göre, bu eyleme katılan üçüncü kişinin eylemi de haksız fiil olarak kabul ediliyor. Bu durum haksız fiil nedeniyle hem kusurlu eşin hem de evlilik birliğini bildiği halde ilişki kuran üçüncü kişinin aldatılan eşin uğradığı zarardan sorumlu oldukları anlamına geliyor. Haksız fiili, bir kişinin hukuka aykırı bir eylemle başkasına zarar vermesi olarak tanımlayabiliriz. Sorumluluktan anlamamız gereken ise haksız fiil hükümleri kapsamında tazminat sorumluluğu olmalıdır. Aldatılan eş, kusurlu eş ve ilişki yaşadığı üçüncü kişiye karşı dava açarak manevi tazminat talep edebiliyor. Ancak üçüncü kişi, ilişkide bulunduğu kişinin evli olduğunu bilmeli ve buna rağmen ilişki kurmuş olmalı. Şayet üçüncü kişi, ilişki kurduğu kişinin evli olduğunu bilmiyorsa üçüncü kişiye bu sebepten dolayı manevi tazminat davası açılamıyor. İlişki yaşarken kendi rızasının bulunması da yine üçüncü kişiden tazminat talep edilebilmesi için gerekli bir unsur. Hükmedilecek tazminat miktarı ise hâkimin takdirinde. Son olarak manevi tazminatın miktarı belirlenirken kişilik hakkına saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında, tarafların kusur oranı, işgal ettikleri makam ile diğer sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınmalı. Her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşullar da hâkimin takdir hakkını etkileyecek nedenler arasında sıralanabilir.
Soru ve sorunlarınız için: sirinsilli@gmail.com
“Aldatılan eş, kusurlu eş ve ilişki yaşadığı üçüncü kişiye karşı dava açarak manevi tazminat talep edebiliyor. Ancak üçüncü kişi, ilişkide bulunduğu kişinin evli olduğunu bilmeli ve buna rağmen ilişki kurmuş olmalı. Şayet üçüncü kişi, ilişki kurduğu kişinin evli olduğunu bilmiyorsa üçüncü kişiye bu sebepten dolayı manevi tazminat davası açılamıyor.” MART 2013 I
109
POLİTİKA
Erdoğan ne kadar dayanır Bir dönem Kandil’de kalan, hatta PKK’da yöneticilik yapan, ancak daha sonra Abdullah Öcalan’ın kardeşi Osman Öcalan ile birlikte örgütten ayrılan, sonra da Şanlıurfa’ya yerleşip çiftçilikle uğraşmaya başlayan biri anlatmıştı bana. Üzerinden yıllar geçti, ama hiç yazamadım anlattıklarını. ‘İmralı süreci’, ‘İmralı görüşmeleri’, ‘görüşmelerde tutulduğu ileri sürülen tutanakların basına sızdırılması’ gelişmeleri, o eski PKK’lının anlattıklarını hatırlattı. ABD’li askerlerin sık sık kamplarını ziyaret ettiğinden söz ediyordu mesela. Hatta birkaç kez Türk subaylarını da gördüğünü ileri sürüyordu. Komşu ülkelerden silah, gıda, hatta para yardımı aldıklarını; Roj TV’nin kuruluşunda kullanılan ve içinde para dolu valizlerle Türki-
110 I MART 2013
Öcalan, MİT’çileri kurtarmak, darbeyi önlemek için süreci başlatmış. Peki, insan düşmanına yardım eder mi? Bu arada, pazarlık sürerken, çözüm için mektup gönderilmişken, TSK Kandil’i neden 7 saat süreyle bombaladı? Size de garip gelmiyor mu? ye’den nasıl rahatça, ellerini kollarını sallayarak yurtdışına çıktıklarını anlatıyordu. Son kertede PKK’nın MİT ile iç içe geçmiş bir örgüt olduğuna inanıp PKK’dan ayrılma kararı almış. MİT-PKK demişken; hatırlarsınız, terör örgütünde yöneticilik yapan Şemdin Sakık, Ergenekon davasında gizli tanık olduğu ortaya çıkmıştı. Bunu da yukarıda sözünü ettiğim eski PKK’lının anlattıklarının üzerine ekleyin. Onlarca emekli-muvazzaf askerin, hatta emekli Genelkurmay Başkanı’nın yargılandığı davada, terör örgütünün eski yöneticisinin anlattıkları nazar-ı itibara alınıyor. Sonra karşımıza Abdullah Öcalan’ın “Türkiye’de tek milli güç ‘MİT’ kalmış” sözleri çıkıyor, İmralı tutanaklarında. 20 yıl sonra ortaya çıkar kayıt
I
CEMAL SUBAŞ
İSİ TEMPO DERG ÜDÜRÜ YAZI İŞLERİ M
İmralı görüşmelerini ve hükümetin, Öcalan ile MİT üzerinden yürüttüğü pazarlığı yazmak üzere bilgisayarımı açtığım dakikalarda, 1993’te Ankara’nın Elmadağ ilçesi çıkışında elleri bağlanmış ve kafasına 2 el ateş edilerek öldürülmüş olarak bulunan Jandarma Binbaşı Ahmet Cem Ersever’in ses kaydı Ergenekon davası dosyalarında çıktı. Tam 20 yıl gün ışığına çıkmayan ses kaydında, hala kim/kimlerin öldürdüğü belli olmayan Ersever neler söylüyor: “(…) hangi parçanın bağımsızlığa bölünerek geleceği konusu, burada Türkiye Kürdistan’ı seçilmiştir. Çeşitli şey nedenlerden dolayı ileride bu Türkiye Kürdistan’ını seçecektir. Diğer bölgelerin kurtarılmasına Kürdistan’ın büyük Kürdistan’ın bağımsızlığına kavuşmasına
Dört Mevsim Bahçeşehir
Türkiye Kürdistan’ı önderlik edecektir der. Şimdi önderlik, parçadaki önderlik değişti. İşte o güçler, o güçler o belirli güçler bunu değiştirdiler. Şu anda o ipleri elinde tutanlar parça önderliğindeki Türkiye’nin rolünü değiştirdiler, Kuzey Irak’a verdiler. Kuzey Irak’ta bağımsız bir Kürt devleti emperyalizm denetiminde kurulacaktır, daha sonra Türkiye’de çıkan kargaşalıklara İran’da çıkacak olan kargaşalıklara ve hatta hatta giderek zamanla Suriye’de çıkacak olan kargaşalıklara Kürdistan diyecektir ki, işte ben Kürt devletiyim size yardımcı olacağım.”
Kim, kimin ayağına basıyor? Dikkat edin, Ersever’in bu sözleri 20 yıl öncesine ait. Yani henüz ABD tarafın-
dan Irak işgal edilmemiş, Kuzey Irak’ta bir Kürt devleti kurulmamış, Suriye’de işler güllük gülistanlık… Ersever cinayetinin neden faili meçhul kaldığını, bu ses kaydı aslında iyi anlatıyor. Ayrıca, bu öngörüyü JİTEM’ci denilen Ersever yapabiliyorsa, MİT’in üst düzey görevlilerini çok daha detaylı biliyor olsa gerek. Belki de öğrenecektik, ama olmadı; eğer Hakan Fidan ve Afet Güneş savcıya ifade verebilmiş olsaydı, ama onu da Başbakan engelledi. Ama tesadüfe bakın ki, Fidan ile Güneş’in ifadeye çağrılması bir darbe girişimiymiş. Ama Öcalan bunu fark edip, Fidan ile görüşüp engellemiş. Bu sözlerde İmralı tutanaklarında yer alıyor. Kim kimi kurtarıyor, kim kimi yok etmeye çalışıyor anlamak mümkün değil.
Baksanıza, İmralı görüşmeleri yapılırken ve Öcalan tarafından PKK yönetimine mektup gönderildiği gün, hava kuvvetlerimiz 7 saat süreyle Kandil’i bombaladı. Anlayamadığım, Öcalan MİT’çileri niye kurtarmaya çalıştı ki! Yoksa ortada bir diyet borcu mu var? Yine de gönlümü ferah tutmak istiyorum. Silahların susmasını, terörün bitmesini canı gönülden istiyorum. Ama bu kolay olmayacak. 5-6 ayda sorunun tamamen çözülmesini de beklemiyorum, zaman alacaktır, ama bu süreçte muhalefet de güçlenecek. Oy oranını artıracak. Önümüzde yerel seçimler var, sonrasında cumhurbaşkanlığı seçimi. İşte bu seçim süreci beni korkutuyor. Erdoğan, oy kaybederek seçimlere girebilir mi? MART 2013 I
111
BULMACA
112 I MART 2013
Dรถrt Mevsim Bahรงeล ehir
NÖBETÇİ ECZANELER
REHBER Başakşehir Belediyesi Bahçeşehir Karakolu İtfaiye Alo Ambulans
212 444 06 69 212 669 26 21 212 669 31 37 212 669 55 66
Bahçeşehir Aile Sağlık Mer. Bahçeşehir Taksi Durağı Esenkent Taksi Durağı PTT 1. Kısım Muhtarlık 2. Kısım Muhtarlık
212 669 63 60 212 669 86 86 212 672 09 46 212 669 16 00 212 669 62 10 212 669 80 25
76D
146T
BAHÇE)EH(R-TAKS(M (Ç(FT KATLI) hatt› Gidi -Dönü sefer süresi: 180 dakika KITA ND. hatt›r
BO'AZKÖY MH.-BAHÇE)EH(R-YEN(KAPI hattı Gidi -Dönü sefer süresi: 155 dakika
BAHÇEŞEHİR Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil
05:55 06:10 06:25 06:35 06:45 06:55 07:05 07:15 07:30 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:20 09:40 10:00 10:15 10:30 10:45 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:45 13:05 13:25 13:45 14:00 14:20 14:40 14:55 15:10 15:25 15:40 15:55 16:10 16:25 16:40 16:55 17:10 17:30 17:50 18:05 18:25 18:45 19:05 19:25 19:45 20:05 20:20 20:35 21:00 21:20 21:40 22:00
06:10 06:25 06:40 06:55 07:05 07:15 07:30 07:45 07:55 08:10 08:25 08:40 08:55 09:10 09:25 09:40 09:55 10:10 10:25 10:40 10:55 11:10 11:25 11:40 11:55 12:10 12:25 12:40 12:55 13:10 13:25 13:45 14:05 14:20 14:35 14:50 15:05 15:20 15:35 15:50 16:05 16:20 16:35 16:50 17:05 17:25 17:45 18:05 18:20 18:35 18:55 19:10 19:30 19:50 20:10 20:30 20:50 21:10 21:30 21:55
07:00 07:20 07:40 08:00 08:20 08:40 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:15 10:30 10:45 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:15 14:30 14:45 15:05 15:20 15:35 15:50 16:05 16:20 16:35 16:50 17:05 17:20 17:35 17:50 18:05 18:20 18:35 18:55 19:15 19:35 19:55 20:15 20:35 20:55 21:15 21:40 22:05
TAKSİM Kalkış saati İş Günleri Cumartesi
19:30 19:50 20:10 20:30 20:50 21:10 21:30 21:45 22:00 22:15 22:30 22:45 23:00 23:25 23:50
19:20 19:40 20:00 20:15 20:30 20:50 21:10 21:30 21:50 22:10 22:30 22:50 23:10 23:30 23:50
Pazar/Tatil 19:30 19:45 20:00 20:15 20:30 20:50 21:10 21:30 21:50 22:10 22:30 22:50 23:10 23:30 23:50
Not: OTOLAR AVCILAR YANYOLA GİRMEZ, E-5 YOLUNDAN GİDER. Altı-Çizgili ve Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.
BOĞAZKÖY SON DURAK Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil 05:30 05:45 05:55 06:05 06:15 06:25 06:35 06:45 06:55 07:05 07:20 07:40 08:00 08:20 08:35 08:50 09:05 09:20 09:40 09:55 10:15 10:30 10:50 11:10 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:15 14:30 14:50 15:10 15:30 15:50 16:10 16:30 16:45 17:00 17:15 17:30 17:45 18:00 18:15 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:50 20:10 20:30 20:45 21:00 21:15 21:30 21:45 22:00
05:30 05:45 05:55 06:05 06:15 06:25 06:35 06:45 06:55 07:05 07:20 07:40 08:00 08:20 08:35 08:50 09:05 09:20 09:40 09:55 10:15 10:30 10:50 11:10 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:15 14:30 14:50 15:10 15:30 15:50 16:10 16:30 16:45 17:00 17:15 17:30 17:45 18:00 18:15 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:50 20:10 20:30 20:45 21:00 21:15 21:30 21:45 22:00
05:30 05:45 05:55 06:05 06:15 06:25 06:35 06:45 06:55 07:05 07:20 07:40 08:00 08:20 08:35 08:50 09:05 09:20 09:40 09:55 10:15 10:30 10:50 11:10 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:15 14:30 14:50 15:10 15:30 15:50 16:10 16:30 16:45 17:00 17:15 17:30 17:45 18:00 18:15 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:50 20:10 20:30 20:45 21:00 21:15 21:30 21:45 22:00
YENİKAPI Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil
06:20 06:35 06:50 07:10 07:25 07:40 07:55 08:10 08:25 08:40 08:55 09:10 09:25 09:40 10:00 10:20 10:40 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:20 14:40 15:00 15:20 15:40 16:00 16:15 16:30 16:45 17:00 17:15 17:30 17:45 18:00 18:15 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:20 20:40 21:00 21:15 21:30 21:45 22:00 22:15 22:30 22:45 23:00 23:20 23:45 00:10
06:20 06:35 06:50 07:10 07:25 07:40 07:55 08:10 08:25 08:40 08:55 09:10 09:25 09:40 10:00 10:20 10:40 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:20 14:40 15:00 15:20 15:40 16:00 16:15 16:30 16:45 17:00 17:15 17:30 17:45 18:00 18:15 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:20 20:40 21:00 21:15 21:30 21:45 22:00 22:15 22:30 22:45 23:00 23:20 23:45 00:10
06:20 06:35 06:50 07:10 07:25 07:40 07:55 08:10 08:25 08:40 08:55 09:10 09:25 09:40 10:00 10:20 10:40 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:20 14:40 15:00 15:20 15:40 16:00 16:15 16:30 16:45 17:00 17:15 17:30 17:45 18:00 18:15 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:20 20:40 21:00 21:15 21:30 21:45 22:00 22:15 22:30 22:45 23:00 23:20 23:45 00:10
Not: Altı-Çizgili ve Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir
76E ESENKENT-BAHÇE)EH(R-TAKS(M (EKSPRES KATLI) hattı Gidi -Dönü sefer süresi: 150 dakika BOĞAZKÖY SON DURAK Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil 06:00 06:20 06:40 07:00 07:20 07:40 08:00 08:30 09:00 09:30 10:00 10:30 11:00 11:25 11:50 12:15 12:40 13:05 13:30 14:00 14:25 14:50 15:15 15:40 16:10 16:40 17:10 17:40 18:10 18:40 19:05 19:30 20:00 20:30 21:00
06:30 07:00 07:25 07:50 08:10 08:30 08:50 09:10 09:30 10:00 10:30 11:00 11:25 11:50 12:15 12:40 13:05 13:30 14:00 14:25 14:50 15:15 15:40 16:10 16:40 17:10 17:40 18:10 18:40 19:05 19:30 20:00 20:30 21:00
06:30 07:00 07:25 07:50 08:10 08:30 08:50 09:10 09:30 10:00 10:30 11:00 11:25 11:50 12:15 12:40 13:05 13:30 14:00 14:25 14:50 15:15 15:40 16:10 16:40 17:10 17:40 18:10 18:40 19:05 19:30 20:00 20:30 21:00
TAKSİM Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil
19:20 19:50 20:15 20:45 21:10 21:35 22:00 22:30
19:20 19:50 20:20 20:45 21:10 21:35 22:00 22:30
Not: Altı-Çizgili ve Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir
19:20 19:50 20:20 20:45 21:10 21:35 22:00 22:30
3. CADDE ECZ. 608 00 26 ARMAĞAN ECZ. 669 93 00 ANADOLU ECZ. 607 12 15 BAHÇ. AYDIN ECZ. 608 00 37 BAHÇEŞEHİR ECZ. 669 34 34 BOĞAZKÖY ECZ. 607 06 06 CAN ECZ. 672 15 56 DEFNE ECZ. 669 96 59 DENİZ ECZ. 672 43 03 DERMAN ECZ. 605 02 14 DİLEK ÖZ ECZ. 669 70 10 ECZANE AKBATI 397 01 17 ECZANE FİLİZ 672 01 03 ELİT ECZ. 672 33 32 ELVİN ECZ. 669 18 27 GÜNGÖR ECZ. 672 94 01 İSTANBUL ECZ. 672 33 30 KENT ECZ. 596 55 53 MAVİ ECZ. 669 59 51 OKSİJEN ECZ. 669 44 66 SU ECZ. 669 97 97 ŞEHİR ECZ. 608 17 27 ŞELALE ECZ. 669 09 11 YILDIZ ECZ. 607 08 10
G 4-26 MART G 20 MART G 18 MART G 5-27 MART G 6-28 MART G 10 MART G 13 MART G 14 MART G 3 MART G 31 MART G 1-23 MART G 21 MART G 12 MART G 22 MART G 7-29 MART G 8-30 MART G 9 MART G 16 MART G 19 MART G 11 MART G 2-25 MART G 17 MART G 24 MART G 15 MART
147 )AH(NTEPES( - AVCILAR hattı Gidi -Dönü sefer süresi: 140 dakika İBRAHİM KOÇARSLAN İ.Ö. Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil 06:00 06:20 06:40 07:00 07:20 07:40 08:00 08:20 08:40 09:05 09:30 09:55 10:20 10:45 11:10 11:35 12:00 12:25 12:50 13:15 13:40 14:05 14:30 14:55 15:20 15:45 16:10 16:35 16:55 17:20 17:45 18:10 18:35 19:00 19:25 19:50 20:15 20:40 21:05 21:30
06:00 06:20 06:40 07:00 07:20 07:40 08:00 08:20 08:40 09:05 09:30 09:55 10:20 10:45 11:10 11:35 12:00 12:25 12:50 13:15 13:40 14:05 14:30 14:55 15:20 15:45 16:10 16:35 16:55 17:20 17:45 18:10 18:35 19:00 19:25 19:50 20:15 20:40 21:05 21:30
06:20 06:40 07:00 07:20 07:40 08:00 08:20 08:40 09:05 09:30 09:55 10:20 10:45 11:10 11:35 12:00 12:25 12:50 13:15 13:40 14:05 14:30 14:55 15:20 15:45 16:10 16:35 16:55 17:20 17:45 18:10 18:35 19:00 19:25 19:50 20:15 20:40 21:05 21:30
AVCILAR Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil
06:20 06:20 07:30 06:45 06:45 07:50 07:10 07:10 08:10 07:30 07:30 08:30 07:50 07:50 08:55 08:10 08:10 09:20 08:30 08:30 09:45 08:55 08:55 10:10 09:20 09:20 10:35 09:45 09:45 11:00 10:10 10:10 11:25 10:35 10:35 11:50 11:00 11:00 12:15 11:25 11:25 12:40 11:50 11:50 13:05 12:15 12:15 13:30 12:40 12:40 13:55 13:05 13:05 14:20 13:30 13:30 14:45 13:55 13:55 15:10 14:20 14:20 15:35 14:45 14:45 16:00 15:10 15:10 16:25 15:35 15:35 16:50 16:00 16:00 17:15 16:25 16:25 17:40 16:50 16:50 18:00 17:15 17:15 18:20 17:40 17:40 18:45 18:00 18:00 19:10 18:20 18:20 19:35 18:45 18:45 20:00 19:10 19:10 20:25 19:35 19:35 20:50 20:00 20:00 21:10 20:25 20:25 21:30 20:50 20:50 21:50 21:10 21:10 22:15 21:30 21:30 22:40 21:50 21:50 22:15 22:15 22:40 22:40 Not:İŞ GÜNLERİ SAAT 06:30DA EK SEFER DÜZENLENMEKTEDİR. MAVİ RENKLİ HAREKET SAATLERİNDE BAHÇEŞEHİR ŞELALE EVLERİNİ DOLAŞIR. MAVİRENKLİ HAREKET SAATLERİNDE BAHÇEŞEHİR ŞELALE EVLERİNİ DOLAŞIR. Altı-Çizgili ve Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.
E-57 ESENKENT BAHÇE)EH(R-BAKIRKÖY hattı Gidi -Dönü sefer süresi: 100 dakika KITA ND. hatt r ESENKENT Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil
06:25 06:50 07:10 07:30 08:00 08:30 09:00 09:30 10:00 10:30 11:00 11:30 12:00 12:30 13:00 13:30 14:00 14:30 15:00 15:30 16:00 16:30 17:05 17:40 18:10 18:40 19:15 19:50 20:25 20:50
06:25 06:50 07:10 07:30 08:00 08:30 09:00 09:30 10:00 10:30 11:00 11:30 12:00 12:30 13:00 13:30 14:00 14:30 15:00 15:30 16:00 16:30 17:05 17:40 18:10 18:40 19:15 19:50 20:25 20:50
07:10 07:35 08:00 08:20 08:40 09:10 09:40 10:10 10:40 11:10 11:40 12:10 12:40 13:10 13:40 14:10 14:40 15:10 15:40 16:10 16:40 17:10 17:40 18:10 18:40 19:10 19:40 20:10 20:40 21:10
BAKIRKÖY Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil
07:40 08:15 08:40 09:05 09:30 10:00 10:30 11:00 11:30 12:00 12:30 13:00 13:30 14:00 14:30 15:00 15:30 16:00 16:30 17:00 17:30 18:00 18:35 19:10 19:45 20:15 20:45 21:20 21:50 22:20
07:40 08:15 08:40 09:05 09:30 10:00 10:30 11:00 11:30 12:00 12:30 13:00 13:30 14:00 14:30 15:00 15:30 16:00 16:30 17:00 17:30 18:00 18:35 19:10 19:45 20:15 20:45 21:20 21:50 22:20
Not: Altı-Çizgili ve Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.
08:10 08:40 09:10 09:40 10:10 10:40 11:10 11:40 12:10 12:40 13:10 13:40 14:10 14:40 15:10 15:40 16:10 16:40 17:10 17:40 18:10 18:40 19:10 19:40 20:10 20:40 21:10 21:40 22:10 22:40
E-58 ESENKENT-BAHÇE)EH(R-MEC(D(YEKÖY hattı EKSPRES hattır Gidi -Dönü sefer süresi: 100 dakika ESENKENT Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil 06:05 06:30 06:55 07:20 07:45 08:25 09:10 10:00 10:35 11:00 11:30 12:10 13:00 13:35 14:05 14:30 15:05 15:45 16:20 17:00 17:40 18:10 19:00 19:40
06:30 07:00 07:30 08:00 08:30 09:00 09:30 10:00 11:00 12:00 13:00 14:00 15:00 15:45 16:30 17:15 18:00 18:45 19:30 20:10
08:30 09:30 10:30 11:30 12:30 13:30 14:30 15:30 16:30 17:30 18:30 19:30 20:30
MECİDİYEKÖY-M.BUS Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil
07:15 08:10 08:50 09:20 09:45 10:10 10:50 11:30 12:05 12:40 13:05 13:40 14:25 15:05 15:40 16:05 16:50 17:30 18:00 18:45 19:15 19:50 20:30 21:10
07:45 08:15 09:00 09:30 10:00 10:30 11:00 11:30 12:30 13:30 14:30 15:30 16:30 17:15 18:00 18:45 19:30 20:15 21:00 21:45
Not: Altı-Çizgili ve Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.
09:45 10:45 11:45 12:45 13:45 14:45 15:45 16:45 17:45 18:45 19:45 20:45 21:45
Otobüs saatleri 3 MART 2013 tarihinde www.iett.gov.tr sitesinden güncellenmiştir
ÖNEMLİ TELEFONLAR
Dört Mevsim Bahçeşehir
Muzaffer AKTEKİN 0532 431 18 08 1956 yılında Sivas’ta doğdum. Edindiğim tecrübelerimi emlak konusunda profesyonel uzmanlardan aldığım eğitimlerle birleştirerek sizlere faydalı hizmetler sunmaya karar verdim. Bahçeşehir, Esenkent ve İstanbul’da arsa, arazi, fabrika, bina, sanayi, ticari gayrimenkul ve kira getirili mülkler alanında sürdürdüğüm çalışmalarım hakkında detaylı bilgi edinmek ve emlak konusunda danışmak için bana ulaşabilirsiniz.
Neslihan UZUN
Öznur ÖZDEMİR
Gamze ATİK
Orhan KEŞANLI
0532 335 09 46
0537 462 93 30
Halis ÖZGEN 0532 396 86 72 1969 yılında Aksaray’da doğdum. 7 yıl Emlak pazarlama da konut teslim ofisinde görev yaptıktan sonra, ayrılarak sizlere daha iyi hizmet verebilmek amacıyla Bahçeşehir’de hizmetlerime devam ettim. Şubat 2013 itibariyle yeni ofisimizde Halis Özgen Emlak&Danışmanlık olarak yeni kadromuzla sizlerin hizmetindeyiz.
0544 437 44 82
0530 441 90 60
Ofis: 0212 669 93 93 Fax: 0212 669 37 87 www.halisozgenemlak.com BAHÇEŞEHİR 2. KISIM SÜZER BULVARI TEMER RESIDENCE
Bahçeşehir’de 21 yıllık tecrübenin ve güvenin adresi
GİRİŞ KAT NO:14 (KARAFIRIN ÜSTÜ) BAHÇEŞEHİR/İSTANBUL