Mart - Nisan 2020 / 08
tbmag.co.uk
Türkçe Versiyon
#EvdeKal #StayAtHome
TurkishBritish
Scan the QR code for English version
Türk ve İngiliz iş insanlarının dergisi
GÜNDEM
Koronavirüs Dünyayı Evine Hapsetti!
BUSINESS
ŞEHİR VE YAŞAM
KÜLTÜR SANAT
Birleşik Krallık havayolu şirketi Flybe ifl as etti
Harran’dan Londra’ya uzanan rengarenk bir yol
Kahvenin yolculuğu, İstanbul’dan Oxford’a
Brexit sonrası UK ve Türkiye
Türkiye’nin en teknolojik markaları
Londra’nın En Renkli Semti: Notting Hill
Nazım Hikmet, en büyük 50 aşk şiiri listesinde
• Açık Bankacılık ile Güç Müşteride! • Birleşik Krallık yeni göç sistemine geçiyor! • IR35 nedeniyle Ankara Anlaşlılar zorlanıyor... • Obeziteyi tedavi etmek için önce obezleri anlamak gerek!
Koronavirüs küresel ekonomiyi tehdit ediyor! ISSN 2633-8289
9
772633
828009
#TurkishBritishMag
• KKTC’de Yatırım Zamanı... • Göbeklitepe;
Tarihin bağlangıç noktası
• Avon Vadisi’nde zamansız güzellik; “BATH”
www.tbmag.co.uk
3
DERGİDE BU AY
10
50 I BUSINESS WOMEN NETWORK
20 03 I EDİTÖRDEN • Turkish British’ten
08 I GÜNDEM • Koronavirüs Dünyayı Evine Hapsetti! • Koronavirüse karşı işletmelere 330 milyar sterlin kredi • Brexit sonrası UK ve Türkiye
14 I HABERLER
22 I DOSYA • Koronavirüs küresel ekonomiyi tehdit ediyor! • IMF’den koronavirüs için 1 trilyon dolar
BUSINESS 28 I AKTÜEL HABERLER • Birleşik Krallık yeni göç sistemine geçiyor! • IR35 nedeniyle Ankara Anlaşmalılar zorlanıyor...
• Boris Johnson ile Carrie Symonds nişanlandı • Birleşik Krallık havayolu şirketi Flybe iflas etti • Türkiye’den 20 ülkeye uçuş yasağı • Barbie’nin rol modeli Sümeyye Boyacı • Merkez bankalarından swap hamlesi • Teknopark şirketleri evden çalışabilecek • Açık Bankacılık ile Güç Müşteride! • Türkiye’nin en teknolojik markaları
34 I ÜLKE
46
46 I SAĞLIK
• KKTC’de Yatırım Zamanı...
38 I KARİYER OKULU • Londra’daki Startuplardan neler öğrendim
40 I DİJİTAL EKONOMİ • Korona Virüsü Online Satışları Nasıl Etkiledi? • gClouds Google Cloud İş Ortağı Programına Katıldı
42 I İŞ HABERLERİ • British Kebap Ödülleri 2020 kazananları • Refresh Yourself, “Refresh Corporate”i başlatıyor • İngiltere e-ticaret pazarı World E-Commerce Forum’da • Obezite cerrahisine genel bakış…
4
Turkish British Magazine I Mart - Nisan 2020
• Yurtdışında yaşama yumuşak bir geçiş • Gıdalarla olan ilişkiniz hayatınızı da şekillendiriyor • Girişimci kadınlar dünyaya cinsiyet eşitliğini getirecek
ŞEHİR VE YAŞAM 56 I 5 ÇAYI
• Harran’dan Londra’ya uzanan rengarenk bir yol
56 I TARİHE YOLCULUK • Göbeklitepe; Tarihin bağlangıç noktası
60 I CAZİP ROTALAR • Avon Vadisi’nde zamansız güzellik; “BATH”
62 I LONDRA • Londra’nın En Renkli Semti: Notting Hill • Kahvenin yolculuğu, İstanbul’dan Oxford’a.
64 I KÜLTÜR SANAT • Nazım Hikmet, Southbank Center’ın en büyük 50 aşk şiiri listesinde • İngiltere macerasını başlamadan “Türk Usulü Londra”yı mutlaka okuyun! • Maneviyatın yanılgılarıyla nasıl başa çıkabiliriz?
62
/ EDİTÖRDEN
Merhaba, İlk kez 25 Ocak’taki Çin yeni yılında ortaya çıkan koronavirüs, henüz iki ay olmadan neredeyse tek konu olarak dünyanın gündemine oturdu. Dergimizin Mart-Nisan sayıyını hazırladığımız bugünlerde, dünyanın neredeyse tamamını devasa bir karantina kampına dönüştüren koronavirüse karşı hemen hemen tüm ülkeler sınırlarını kapatarak kendilerini karantina altına aldılar. “Küresel köy”ü -bkz. Mcluhan - yeniden kendi sınırlarına hatta evlerinin içine kapatan bu ‘küresel salgın’, insan sağlığı kadar ‘küresel ekonomi’nin de şimdiye kadar gördüğü en büyük tehdidti olarak dünyayı sarsmaya devam ediyor. Bu sayıda, artık bir pandemiye dönüşmüş olan koronavirüsün ekonomik etkilerini derleyen bir dosya ile karşınızdayız. Küresel ekonominin en büyük tedarikçisi olan Çin’de üretimin durmasının zincirleme etkisiyle, borsalardaki inişçıkışlardan petrol fiyatlarındaki tarihi düşüşe, sınırların kapanmasıyla durma noktasına gelen havayollarından yedek parça tedariği aksadığı için üretimini durduran fabrikalara ve en önemlisi işine devam edemeyen işgücüne kadar ekonomi çarkının bütün dişlilerini yavaşlatan, görülmemiş bu dönemin satır başlarına dosyamızda yer verdik. Birleşik Krallık da 2020’nin ilk günlerinden itibaren Brexit sonrası kendi yol haritasına yoğunlaşmışken, birkaç haftadır diğer tüm ülkeler gibi pandemiye odaklandı. Ancak bunun öncesinde Hükümet, Brexit sonrası en önemli çözüm bekleyen konulardan olan Yeni Göç Sistemi’ni ilan etmişti. Kendi işletmesi adına çalışanlar için çok ciddi bir mesele olan IR35 mevzuatı da 6 Nisan’da yürürlüğe girecekken, bu salgın sürecinde 2021 yılı Nisan ayına ertelendi. Çalışma hayatı ve vizeleri ilgilendiren bu iki konuyla ilgili detayları sayfalarımızda bulabilirsiniz. Turkish British dergi olarak sponsoru olduğumuz çeşitli eventler, hayatın genelindeki pek çok şey gibi ertelendi. Umuyoruz ki bahar ayları başlarken, bugünkü belirsizlik ortamının yarattığı mesafeyi kapatacak bir ivme ve motivasyonla tüm dünya işlerinin başına ve günlük hayatına geri dönecektir. Sağlıkla ve sağlıcakla kalın...
Dr. Ayla Torun Genel Yayın Yönetmeni
Troy Sergisi, British Museum @aylatorun
Sponsor olduğumuz etkinliklerin tarihleri koronovirüs sebebiyle değişti • 6. World E-Commerce Forum 3 Haziran 2020 tarihinde İstanbul Shangri-la Hotel
• Trust İstanbul 2020 İnternational Conferans 24-25 Haziran 2020 tarihinde İstanbul Zorlu PSM
• 8. Türkiye’de Yatırım Forumu 17-18 Eylül 2020 tarihleri arasında Londra Park Plaza Lambeth Hotel ve İngiliz Parlamentosu Daha fazla bilgi için: www.tbmag.co.uk www.tbmag.co.uk
5
Birleşik Krallık’ta Türkçe konuşan toplumun iş ve yaşam dergisi “Turkish British” İngiltere’deki Türk girişimci iş insanlarının görünürlüklerine katkı sunuyor ve iki ülke arasındaki ekonomik köprüyü güçlendiriyoruz.
İngiltere için: Yıllık Abonelik: £60 Türkiye için Yıllık Abonelik:
•
Mayıs 2019’da yayın hayatına başlayan dergi hem Türkçe konuşan toplumu, hem de entegre olduğu diğer toplulukları hedef kitlesinde bulunduruyor.
•
Türkçe ve İngilizce olarak 2 ayrı dilde yayınlanıyor. 2 ayda bir yayınlanan dergi, ingilizce olrak basılıyor ve dağıtımı yapılıyor. İsteyenler QR kod sistemi ile Türkçe versiyonunu ulaşabiliyor.
•
Kısa sürede aylık ortalama 50 binin üzerinde tekil ziyaretçiye, 200 binin üzerinde sayfa gösterimine ulaşan derginin dijital platformu, her geçen gün okuyucu sayısını arttırmaya devam ediyor.
•
Derginin her ay ücretsiz evinize veya işyerinize ulaşması için 2020’den itibaren abonelik sitemini açıyoruz. Abone olmak için aşağıdaki veya web sitemizdeki formu doldurarak bize ulaştırabilirsiniz.
120₺
Abenelikleri web sitemizden yapabilirsiniz. www.tbmag.co.uk I @: hello@tbmag.co.uk
Yayıncı
Katkıda Bulunanlar
Doruk Ltd. - UK Afiş İletişim
Genel Yayın Yönetmeni Dr. Ayla Torun
Yayın Direktörü Fevzi Kemal Torun
Haber Koordinatörü Kevser Devecioğlu
Editörler
2020/02 Sayı: 08_TR ISSN 2633-8289
TurkishBritish Magazine
Haydons Road, 240c, SW19 8TT,London, UK +44 74 7117 9662 +44 74 9322 9001 +90 850 355 50 44 tbmag.co.uk
tbmag.co.uk
Ebru Atlan Tecirlioğlu Leyla Sali Janine Rahşan Gül Özge Gözke editor@tbmag.co.uk
Reklam Koordinatörü Sıla Türkpençesi
Reklam Danışmanları Deniz Çetecioğlu Taylan Durmuş Nil Aksoy advertising@tbmag.co.uk /turkishbritishmag/
6 Turkish British Magazine I Mart - Nisan 2020
Barış Çimen Cazibe Sanmalı Dr. Erkan Aktaş E. Nida Dincturk Eyüp Togan Hayrettin Turan Murat Buyurgan Ozan Dağdeviren Selcen Çiftlikçi Zehra Aydın
Hukuk Danışmanları Hakan Lamper Ecem Gündüz Umut Gündüz
Çevrimenler Irmak Cankul Leyla Sali Janine Taylan Durmuş
/turkishbritishmag/
Tasarım ve Uygulama AFS Communication contact@afscomms.com www.afscomms.com
İletişim +44 74 7117 9662 +44 74 9322 9001 +90 850 355 50 44 contact@tbmag.co.uk © Turkish British Magazine, Doruk Ltd. tarafından Birlieşik Krallık’ta 2 dilde hazırlanmakta ve yayınlanmaktadır. Dergi’nin Tükçe versiyonu online, İngilizce versiyonu hem online hem de baskılıdır. Dergi UK yasalarına uygun olarak yayımlanmaktadır. Turkish British Magazine’in isim ve yayın hakkı Doruk Ltd.’ye aittir. Turkish British Magazine’de yayımlanan yazı, fotoğraf, karikatür ve illüstrasyonların her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. İmzalı yazılardaki görüşler yazarlarına aittir.
/turkishbritishmag/
/turkishbritishmag/
Forbes’a göre dünyann en büyük halka açk Türk şirketi* Forbes’a göre dünyann en büyük İngiltere’de de yannzda. halka açk Türk şirketi*
de yannzda. Doğru İngiltere’de iş ortağn çok uzaklarda aramanza gerek yok. Doğru iş ortağn çok uzaklarda aramanza gerek yok. Londra Şubesi 8 Princes Street, London, EC2R 8HL, UNITED KINGDOM 0 207 397 1400 info@isbank.co.uk
Londra Şubesi 8 Princes Street, London, EC2R 8HL, UNITED KINGDOM 0 207 397 1400 info@isbank.co.uk
*Forbes 2019 Global 2000 Dünyann En Büyük Halka Açk Şirketleri listesine göre.
Kuzey Londra Şubesi 98 Great North Road, First Floor, London, N2 ONL, UNITED KINGDOM 0 207 397 1440 info@isbank.co.uk
Kuzey Londra Şubesi 98 Great North Road, First Floor, London, N2 ONL, UNITED KINGDOM 0 207 397 1440 info@isbank.co.uk
GÜNDEM Hastalığın yayılma hızı devletleri şaşkına çevirmiş durumda. Önce uluslararası etkinlikler, fuarlar, konserler iptal edildi. Ardından, okullar, ibadethaneler, sinemalar, tiyatrolar, alışveriş merkezleri, spor salonları, sanat galerileri, restoranlar, kafeler kısaca insanların bir araya geldiği her yer kapatıldı. Hükümetler neredeyse ülkelerine giriş çıkışı tamamen kapatmaya yönelik önlemler alıyorlar. Ülkeler kendi içine kapanıyor, vatandaşlar evlerine... Çünkü henüz tedavisi ve aşısı bulunamayan koronavirüsün yayılma hızını yavaşlatmanın tek yolu insanlar arasındaki teması azaltmak.
En fazla can kaybı Çin’de yaşandı
Koronavirüs Dünyayı Evine Hapsetti! İlk olarak Çin’de ortaya çıkan koronavirüs (Covid-19) dünyayı şaşkına çeviren bir hızla yayılmaya devam ediyor. Bugüne kadar 200 ülkede görülen, tanı konulan kişi sayısı 1,5 milyona ulaşan virüsün ne kadar yayılacağı ve ne zaman kontrol altına alınabileceği ise belirsizliğini koruyor
D
ünya, bugüne kadar hiç tecrübe etmediği bir durumla karşı karşıya... Dünya Sağlık Örgütü’nün pandemi olarak nitelendirdiği koronavirüs (Covid-19) hızla yayılmaya devam ediyor. Dünyada yeni tip koronavirüs tanısı konulanların sayısı 500 bine ulaşırken, virüsten iyileşenlerin sayısı 120 bini geçti. 3 ay gibi kısa sürede 200’den fazla ülkeye yayılan koronavirüsten ölen kişi sayısı ise her geçen gün artmaya devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, koronavirüs nedeniyle meydana gelen ölüm oranının yüzde 3.4 olduğunu açıkladı. Güncel Koronavirus Vaka Sayısı 1,529,482 Ölüm 89,417 İyileşen Hasta Sayısı 337,164
8
Turkish British Magazine I Mart - Nisan 2020
İlk olarak Aralık ayında Çin’in Hubei eyaletinde yer alan Vuhan şehrindeki “Huanan” isimli bir deniz ve et ürünleri pazarından kaynaklandığı düşünülen koronavirüsten en fazla can kaybı Çin’de yaşandı. Bugüne kadar 3 bin 287 kişinin virüse bağlı olarak hayatını kaybettiği Çin’de virüs bulaşanların sayısı ise 82 bin 215’e ulaştı, bunların 69 bin 614’ünün tedavi edildiği açıklandı. Ancak Çin Hükümeti aldığı radikal tedbirlerle yaklaşık 3 ay içerinde durumu kontrol altına almayı başardı. 17 Martta ülke genelinde yalnızca 13 yeni vaka görüldü. Tüm dünya, kaynağı Çin olduğu iddia edilen koronavirüs ile savaşırken bir ay öncesine kadar sokaklarında sadece polis ve ambulansların olduğu Çin’de artık vatandaşlar restoranlarda oturmaya başladı. Hatta Çin Süper Ligi’nin 18 Nisan’da yeniden başlamasına karar verildi.
2. Dünya Savaşı’ndan sonraki en ciddi sağlık tehdidi Çin’den sonra koronavirüsün en hızlı yayıldığı ülke tüm dünyaya endişelendiren bir şekilde İtalya oldu. İlk olarak 21 Şubat’ta virüsün tespit edildiği İtalya’da yeni tip Covid-19’dan ölenlerin sayısı 475 kişi artarak 2 bin 978’e yükseldi. İtalya Sivil Savunma Genel Müdürü Angelo Borrelli, başkent Roma’da 18 Mart’ta düzenlediği basın toplantısında, ülkede mevcut Covid-19 vaka sayısının 28 bin 710’a ulaştığını, bu sayıya ölenler ve iyileşenler dahil edildiğinde Covid-19 bulaşanların toplam sayısının ise 35 bin 713 olduğunu açıkladı. Tedbirler geç alındığı için virüsün hızla tüm ülkeye yayıldığı iddia edilen İtalya’da, ülkenin sağlık sistemi sayıları hızla artan vakalara hizmet vermekte zorlanıyor. Virüsün hızla yayıldığı diğer AB ülkeleri İspanya’da 623, Fransa’da 175 kişi Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti. Almanya’da koronavirüs vaka sayısı 7 bin 588’e yükselirken, virüs kaynaklı hayatını kaybedenlerin sayısı ise 17’ye ulaştı. Almanya Başbakanı Angela Merkel “2. Dünya Savaşı’ndan bu yana şimdiye kadar görülmemiş ciddi bir durumla karşı karşıyayız” dedi. Karadağ’da ilk Covid-19 vakasının tespit edilme-
/ KORONAVİRÜS
siyle virüs Avrupa’nın tamamına yayılmış oldu. WHO Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus, Çin’de virüsün yayılma hızının azalmasıyla, “Avrupa’nın artık koronavirüsü pandemisinin merkez üssü” olduğunu açıkladı. Tedros, Avrupa’daki vaka ve ölü sayısının Çin’in önüne geçtiğini, ancak virüsün en üst noktaya ne zaman ulaşacağının tahmin edilemediğini dile getirdi.
dele kapsamında metro hatlarının da kısmen kapatılmasına karar verildi.
İran’da virüsün etkisi tüm eyaletlerde..
İngiltere stratejisini değiştirmek zorunda kaldı Dünyanın tamamında ve Avrupa’da virüsün yayılımın yavaşlamasını sağlamak için insanlar arasındaki teması azaltacak tedbirlere başvurulurken, İngiltere Hükümeti farklı bir strateji ortaya koydu. İngiltere’de Hükümet yeni tip koronavirüsün ilk görülmeye başladığı günlerde radikal önlemler almak yerine halka bireysel izolasyon önerdi ve “sürü bağışıklığı” politikasıyla nüfusun büyük bir çoğunluğunun enfeksiyona bağışıklık geliştirmesini amaçladıklarını açıkladı. Başbakan Boris Johnson, 12 Mart’ta yaptığı basın toplantısında çocukları evde tutmanın “yarardan çok zarar verebileceğini” söyledi. Ancak diğer AB ülkelerinde virüsün yayılma hızı ve ölümlerin artması dikkate alındığında hükümetin izlediği politika eleştirilmeye başlandı ve İngiltere’de 500’ü aşkın bilim insanı hükümetin koronavirüsle ilgili uygulamak istediği “sürü bağışıklığı” politikasına karşı çıkan bir bildiri yayınladı. Virüsten hayatını kaybedenlerin sayısının 104’e, Covid-19 teşhisi konulan kişi sayısının da 2 bin 526’ya çıktığı İngiltere’de, tedbirler arttırıldı ve okulların 20 Mart Cuma gününden itibaren kapatılması kararlaştırıldı. İngiltere Hükümeti halktan gerekli olmadıkça kalabalık yerlere gitmemelerini, mümkünse evden çalışmaya başlamalarını, risk grubundakilerin, 70 yaş üzerindekilerin ve hamile kadınların evde kalmasını istendi. İngiltere’nin başkenti Londra’da yeni tip koronavirüsle müca-
Salgından en fazla etkilenen ülkelerden biri olan İran’da ise Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 1135’e, virüs bulaşanların sayısı 17 bin 361’e çıktı. 19 Şubat’ta İran’ın Kum kentinde tespit edilen virüs hızla tüm eyaletlere yayıldı. İran lideri Hamaney, zorunlu haller dışındaki seyahatlerin caiz olmadığına dair fetva yayımladı. Salgından ekonomik olarak olumsuz etkilenenler ile düşük gelirli vatandaşlara destek olmak amacıyla “Korona Destek Paketi” hazırlandı. Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar, Ürdün ve Umman’da toplam 103 kişide daha koronavirüs tespit edildi.
Türkiye’de vaka sayıları artıyor Türkiye koronavirüs vakasının oldukça geç görüldüğü ülkelerden biri oldu. Türkiye’de ilk vaka 11 Mart’ta tespit edildi. İlk olarak Çinli çalışanı olan bir patrona Covid-19 teşhisi konuldu. 89 yaşındaki vaka aynı zamanda Türkiye’de hayatını kaybeden ilk vaka oldu.
Dünyada Covid-19 Son Durum Haritası
www.tbmag.co.uk
9
GÜNDEM
11 Martta ilk vakanın tespit edilmesinin ardından vaka sayıları da artmaya devam ediyor. 18 Mart’ta toplam vaka sayısı 191’e ulaştı, 2 kişi hayatını kaybetti. Türkiye’de vakanın tespit edilmesinden kısa süre sonra üniversiteler dahil olmak üzere tüm okullar kapatıldı ve uzaktan eğitime geçildi. Uluslararası bütün etkinliklerin iptal edilmesinin ardından ülke içindeki insanların topluca bir araya geleceği tüm sosyal alanlara kısıtlama getirildi. 18 Mart itibariyle 20 ülkeye uçuş yasağı kondu.
Trump, savaş dönemi yasasını devreye sokuyor Koronavirüs, süper güç Amerika’da da endişe verici rakamların telaffüz edilmesine radikal kararların alınmasın neden oldu. Johns Hopkins
Ülke
Toplam Vaka
Yeni Vaka
Toplam Ölüm
1,529,482
+11,522
89,417
USA
435,160
+233
14,797
Spain
152,446
+4,226
15,238
Italy
139,422
17,669
Germany
113,296
2,349
France
112,950
10,869
China
81,865
Iran
64,586
3,993
UK
60,733
7,097
Turkey
38,226
812
Belgium
24,983
+1,580
2,523
Switzerland
23,514
+234
913
Netherlands
20,549
2,248
Canada
19,438
435
Dünya Geneli
+63
10 Turkish British Magazine I Mart - Nisan 2020
3,335
Üniversitesi’nin açıkladığı en son rakamlara göre, ABD genelindeki koronavirüs kaynaklı ölü sayısı 108’e, vaka sayısı ise 6 bin 362’ye yükseldi. Söz konusu ölümlerin 55’i virüsün ABD’de ilk görüldüğü eyalet olan Washington’dan rapor edilirken, New York’ta 13, Kaliforniya’da 12 ölüm haberi rapor edildi. 16 Mart Pazartesi gününden itibaren ülke genelinde test kitlerinin daha yaygın olarak dağıtılmaya başlanmasıyla birlikte son iki günde vaka sayısında önemli oranda artış yaşandı. ABD Hükümeti’nin 13 Mart 2020 tarihli 100 sayfalık “ABD Hükümeti Covid-19 Müdahale Planı” başlıklı çalışmasında; Covid-19 salgınının 18 ay veya daha uzun süreceği ve ülkenin sağlık sistemini zorlayacak şekilde kıtlıklarla sonuçlanacak “birden fazla dalga” halinde olacağı uyarısı yer aldı. ABD Başkanı Donald Trump, yeni tip koronavirüs ile mücadele için üretim sektörü üzerinde kendisine daha çok söz hakkı tanıyan Savunma Üretim Yasası’nı devreye sokacaklarını açıkladı. İlk olarak Kore Savaşı döneminde devreye sokulan Savunma Üretimi Kanunu, ABD Başkanı’na, koruyucu maske ve solunum cihazları gibi malzemelerin üretilmesi için sektöre talimat verme imkanı tanıyacak. ABD Başkanı Trump koronavirüs için “Hiç kimse böyle büyük bir bataklık görmedi. Hiçbir şey böylesine bulaşıcı değildi. Virüsün bulaşma seviyesi inanılmaz” yorumunu yaptı.
Koronavirüs tüm dünyayı sardı Koronavirüs tüm dünyada yayılmaya devam ediyor... Kırgızistan, Cibuti ve Gambiya’da ilk vakalar görüldü. Moldova, Slovakya, Burkina Faso ve Küba’da ise ilk can kayıpları yaşandı. Avusturya’da virüs bulaşanların sayısı 1646’ya, can kaybı ise 4’e çıktı. Ülkedeki ulusal marketler, kasa çalışanları ile müşteriler arasına şeffaf plastik kabin yerleştirme kararı alındı. Çekya’da maskesiz sokağa çıkmak yasaklandı. 65 yaş üstü kişilerin diğer müşterilerle aynı anda alışveriş yapmalarını önlemek amacıyla 10.00-12.00 saatleri bu yaş grubuna ayrıldı. OHAL ilan edilen Sırbistan’da 20.00-05.00 saatlerinde sokağa çıkmak yasaklandı. Kuzey Makedonya’da Covid-19 salgını nedeniyle OHAL ilan edildi. Polonya’da hükümet ülke tarihinin en büyük yardım paketini açıkladı. Danimarka’da 10’dan fazla kişinin katılacağı etkinlikler yasaklandı, alışveriş merkezleri, restoranlar, kafeler, barlar, kuaförler kapatıldı, yasaklara uymayanlara 1500 kron (1400 lira) ila 5 bin kron (4 bin 750 lira) para cezası verileceği bildirildi. Kırgızistan yabancıların ülkeye girişini yasakladı. Rusya’da salgın nedeniyle 23 Mart’tan itibaren tüm okullarda eğitime 3 hafta süreyle ara verildi. Virüs nedeniyle can kaybının 19’a yükseldiği Endonezya, Malezya ile sınırını geçici olarak kapattı, karşılıklı uçuşları 31 Mart’a kadar askıya aldı.
/ KORONAVİRÜS
Koronavirüse karşı işletmelere 350 milyar sterlin kredi Birleşik Krallık Hükümeti koronavirüsün yarattığı kriz nedeniyle bir ekonomik destek paketi açıkladı. Maliye Bakanı, koronavirüs nedeniyle bütçede açıklanan rakamlardan daha fazla ekonomik destek verileceğini duyurdu.
• Tüm mağazalar, barlar, tiyatrolar, müzik mekanları, restoranlar ve diğer konaklama veya eğlence amaçlı işletmeler için gelir vergisi 12 ay süreyle durdurulacak. • 51.000 sterlinden daha düşük bir gelire sahip işletmeler için 25.000 sterline kadar nakit yardımı yapılacak. • 700.000 küçük işletme için 10.000 sterlin tutarında nakit hibe yardımı yapılacak. • Geri ödemede zorlanan ev sahiplerinin mortgage ödemeleri üç ay ertelenecek. • Bu önlemlerin maliyetini tamamen yerel yönetimler karşılayacak ve bunun için İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda yönetimlerine en az 3,5 milyar sterlin aktarılacak. • Dünya çapında seyahat yasakları karşısında havayolları ve havaalanları için potansiyel bir destek paketi gelecek.
Bütçedeki rakamlar arttırıldı
B
irleşik Krallık’ta hükümet koronavirüse karşı hazırlanan ekonomik yardım paketini ilan etti. Birleşik Krallık Maliye Bakanı Rishi Sunak, alınan önlemler kapsamında 330 milyar sterlin devlet destekli kredi ve hibe sunacaklarını söyleyerek; “İstihdamı, gelirleri ve şirketleri destekleyeceğiz. Ne gerekiyorsa yapacağız” dedi. Koronavirüsün sadece kamu sağlığı krizi değil aynı zamanda ekonomik bir olağanüstü durum olduğunu belirten Maliye Bakanı Rishi Sunak, küçükten büyüğe farklı ölçeklerde bütün şirketlere destek olacaklarını belirtti. Bakan Rishi Sunak’ın 17 Mart’ta parlamentoda yaptığı konuşmayla açıkladığı yardım paketi, insanlar kadar işletmelerin de koronavirüs pandemisinden hayatta kalmalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Devletin ekonomik tedbirleri iş güvencesi, mortgage, sigorta pirimi ve vergi ödemeleri, küçük işletmelerin kirası gibi alanları kapsıyor. Koronavirüs krizinden etkilenen işletmelere ve ev sahiplerine yardımcı olmak için hükümet önlemleri şunları içeriyor; • İşletmelere 330 milyar sterlin kredi garantisi verildi ve gerekirse daha fazlası sağlanacak. • Faizsiz iş kesintisi kredileri, bütçede açıklanan 1,2 milyon sterlinden 5 milyon sterline çıkarılacak. İlk altı ay hiçbir faiz ödemeyecek.
Mart ayı başında yapılan bütçe görüşmelerinde, Maliye Bakanı Rishi Sunak koronavirüs kriziyle başa çıkmak için 30 milyar sterlin destek açıklamıştı. Bunun 12 milyar sterlini pandeminin etkilerini gidermeyi hedeflerken ve 18 milyar sterlin ekonomiyi teşvik etmek için ayrılmıştı. Bu bütçe, kamu hizmetlerine yatırım yapmayı, savunmasız insanlara verilen desteği artırmayı ve işletmelere vergi indirimleri ve krediler vermeyi içeriyordu. Ülkenin 700 bin adet en küçük işletmelerinin herbirine 3.000 sterlin nakit bağış yapılacağını açıklamıştı. Bu rakam 10.000 sterline çıkarıldı.
İşletme kredisi Barlar, oteller, tiyatrolar, havayolları, restoranlar ve diğer seyahat ve konaklama firmaları gibi işletmeler, pandemi ilerledikçe özellikle hizmet sağlayan çalışanların hastalanmasından doğacak aksamalar, zorunlu kapatmalar ve uluslararası sınırların kapanması gibi nedenlerle koronavirüsten ekonomik olarak da etkileniyor veya etkilenmesi bekleniyor. Bakan Sunak yaptığı açıklamada, bu işletmelerin faaliyetlerindeki kesinti veya yavaşlamalar için de kredi imkanı sağlandığını söyledi. Sunak, işletmelerin bu krediyi, kendi çalıştıkları bankalardan alabileceklerini belirtti.
Mortgage ödemelerine erteleme Koronavirüsün etkileri nedeniyle geri ödeme yapmakta zorlanan ev sahiplerinin mortgage ödemeleri üç ay süreyle ertelenecek. Sunak, kiracılara yardımcı olacak önlemlerin de önümüzdeki günlerde ilan edileceğini ve acil olarak bir istihdam paketinin üzerinde çalışıldığını söyledi. www.tbmag.co.uk 11
GÜNDEM UK, 55 Ülkeyle STA imzaladı, Türkiye beklemede Dünyanın en büyük beşinci ekonomisi olan Britanya, dünya ihracatının yüzde 2,5’ini, dünya ithalatının ise yüzde 3,4’ünü gerçekleştiriyor. Britanya Hükümeti, 31 Ocak sonrası 1 yıllık geçiş döneminde AB ile Ticaret Anlaşması müzakerelerine başlıyor. Müzakerelerin 2020 yılı sonunda tamamlanması hedefleniyor. Önümüzdeki bir yıl Britanya, Gümrük Birliği’nde olmaya devam edecek. Ancak kendi serbest ticaret anlaşmalarını (STA) da yapabilecek.
UK ve Türkiye arasında yeni bir STA imzalanmalı Britanya, 31 Ocak itibariyle Avrupa Birliği üyeliğinden resmen ayrıldı. Şimdi gözler 11 aylık geçiş döneminde... Pek çok düzenlemenin yapılacağı bu süreçte Türkiye iş dünyası, Gümrük Birliği’nden çıkan UK ile hızla yeni bir serbest ticaret anlaşması (STA) imzalanmasını bekliyor
B Türkiye’nin önceliği Birleşik Krallık ile AB’den ayrıldıktan sonra gecikmeksizin bir STA yapılması.
ritanya’nın 31 Ocak 2020 tarihinde Avrupa Birliği (AB) üyeliğinden ayrılması tüm dünyanın merakla takip edeceği bir sürecin de başlangıcı oldu. Başta Britanya ile ticaret yapan ülkeler olmak üzere bu sürecin nasıl ilerleyeceği, nelerin nasıl değiştirileceği ve ayrılıkta nasıl bir stratejinin izleneceği hemen tüm ülkelerin takibinde... Bu ayrılıktan en çok etkilenen ülkelerden biri de hiç kuşkusuz Britanya ile 2019 yılında yaklaşık 17 milyar dolarlık ticaret yapan Türkiye olacak.
12 Turkish British Magazine I Mart - Nisan 2020
Britanya’nın Gümrük Birliği’nden çıkması sonrasında yeni gümrük tarifelerinin yürürlüğe girmesi ise Türkiye’nin ihracatını olumsuz etkileyecek. Bu nedenle Türkiye, en kısa sürede İngiltere ile STA imzalamaya çalışıyor. Bugüne kadar Brexit sonrasında ticaretin zarar görmemesi için 55 ülkeyle 18 ayrı STA imzalayan Britanya Hükümeti, henüz Türkiye ile anlaşma yapmış değil.
Ticaretinin geleceğini yeni anlaşma belirleyecek Brexit sonrası dönemde İngiltere-Türkiye ilişkilerinde, gerçek manada yeni bir dönem bekleniyor. İki ülke arasında gerçekleştirilen yaklaşık 17 milyar dolarlık ticaret hacmi, önümüzdeki süreçte daha fazla gelişmeye müsait ancak Brexit sonrası dönemde bu kazançlı ticari ilişkinin geliştirilmesi ve olası kayıpların en aza indirilmesi için kapsamlı bir ticaret anlaşmasının imzalanması gerekiyor. Zira AB üyeliğinin sona ermesiyle birlikte İngiltere ortak pazardan çıkacağı için iki ülke arasında yeni gümrük tarifeleri yürürlüğe girecek ve bu durum ciddi bir ticari kaybı da beraberinde getirecek. Türkiye iş dünyası, Brexit sonrasında yeni gümrük vergileri ile karşılaşmamak için hızla serbest ticaret anlaşması (STA) imzalanmasını bekliyor. Londra açısından, Avrupa ortak pazarının dışında kalınması nedeniyle yeni pazarlara duyulan ihtiyaç ve Ankara açısından ise Almanya’dan sonra Avrupa’da en fazla ihracat yapılan ikinci ülke konumundaki İngiltere ile ticareti geliştirme
/ BREXIT
arzusu iki tarafa da bir fırsat sunuyor. Ne var ki; mevcut Gümrük Birliği düzenlemelerine göre iki tarafın bir serbest ticaret anlaşması yapabilmesi için öncelikle Londra ve Brüksel arasındaki müzakerelerin sonuçlandırılması gerekiyor.
Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı 2. ülke; Britanya Britanya, AB’de Almanya’dan sonra Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı ikinci ülke konumunda. Britanya’ya 2019’da 10,9 milyar dolar hacminde ihracat yapılırken bu ülkeden de 5,4 milyar dolarlık ithalat yapıldı. Britanya’ya ihracatta ise otomotiv, hazır giyim, elektronik ve kimya ürünleri başı çekiyor. İthalatta ise ilk sıralarda mekanik güç jeneratörü, otomotiv, metal cevheri, ilaç ve organik kimyasallar yer alıyor. Türkiye’nin AB üyeliği ve Brexit sürecini en yakından takip eden sivil toplum kuruluşlarından biri olan İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, “Geçiş süreci bir defalığına bir veya iki yıl için uzatılabilir. Ancak uzatma kararının 1 Temmuz öncesinde alınması gerekiyor” diyor. Türkiye ile İngiliz makamları arasında Brexit sonrası ticari ilişkilerin düzenlenmesi için çalışmaların sürdüğünü belirten Zeytinoğlu, “İngiltere’yle müzakere edeceğimiz ve Gümrük Birliği ilişkisinin yerini alacak olan anlaşma, Türkiye için büyük önem taşıyor. Hem hâlihazırdaki ilişkiyi korumamız, hem de bu anlaşmaya yeni sektörleri ekleyerek kapsamını geliştirmemiz lazım” diye konuşuyor.
Ankara Anlaşması ile tanınan haklar da tehlikede Ticari açıdan bu beklentilere karşın, Ankara Anlaşması’ndan kaynaklanan bazı düzenlemelerden ötürü Brexit nedeniyle iki ülke vatandaşları açısından ortaya çıkabilecek birtakım riskler bulunuyor. Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) ile Türkiye arasında 1963’te imzalanan bu anlaşma kapsamında Türk vatandaşlarına topluluk ülkelerinde iş kurma ve yerleşim hakkı izni verilmişti. Ancak Brexit nedeniyle İngiltere’nin anlaşmadaki ortaklığı sona ereceği için bu ülkedeki Türk vatandaşlarının iş ve yerleşim haklarıyla ilgili sorun yaşamaları gündemde...
askıya alınmış olacağını söylüyor. Buradan hareketle Brexit sonrası dönemde İngiltere’deki Türk vatandaşlarının mağdur olmaması için taraflar arasında yeni bir düzenlemenin ivedilikle yapılması gerekiyor.
“Bu süreçte uyanık olmalıyız” Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliği nedeni ile Türkiye’nin önce AB-Britanya anlaşmasının sonuçlanmasını beklemesi gerektiğini kaydeden Zeytinoğlu, şu görüşleri dile getiriyor: “Bu süreçte çok uyanık olmalı ve müzakere pozisyonunu titizlikle belirlemeliyiz. Unutulmamalı ki, herhangi bir Anlaşma’nın zamanında müzakere edilip, yürürlüğe girmemesi halinde Brexit sürecinden en olumsuz etkilenecek ülkeler arasında AB’den sonra ilk sırada yer alıyoruz.”
Birleşik Krallık, 31 Ocak tarihinde AB’den resmen ayrıldı. Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılması sonrasında bir STA imzalanamaması hâlinde en fazla etkilenecek ülkeler arasında Türkiye ilk sıralarda yer alıyor.
Brexit sonrası dönemde Johnson hükümetini her alanda oldukça zorlu bir süreç bekliyor. Özellikle Brexit’e oy veren kitlenin tatmin edilmesi ve Brexit karşıtlarına bu sürecin İngiltere için gerçekten “değerli bir adım” olduğunun somut örnekler üzerinden ispatlanması önem taşıyor.
Konuyla ilgili İngiltere’nin Ankara Büyükelçiliği tarafından yakın zamanda yapılan açıklamada, anlaşmadan kaynaklanan düzenlemelerin geçiş döneminin sonuna kadar devam edeceği ifade edildiyse de Brexit sonrasıyla ilgili bir netlik yok. Türkiye vatandaşlarının Ankara Anlaşması’ndan doğan yerleşim haklarını bugüne kadar kullandığını anlatan Zeytinoğlu, bundan sonraki süreçte ise Ankara Anlaşması’ndan doğan hakların da www.tbmag.co.uk 13
HABERLER
Birleşik Krallık havayolu şirketi Flybe iflas etti
Boris Johnson ile Carrie Symonds nişanlandı İngiltere Başbakanı Boris Johnson ile bir süredir birlikte olduğu sevgilisi Carrie Symonds evlilik yolunda ilk adımı attı. İngiltere Başbakanı Boris Johnson ve Carrie Symonds nişanlandı, çift yaza bebek bekliyor. İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Carrie Symonds’la nişanlandı. Çift, yaz aylarında bebek beklediklerini açıkladı. Boris Johnson’ın Temmuz ayında iktidardaki Muhafazakar Parti’nin lideri seçilmesi ve İngiltere Başbakanı olması sonrası Başbakanlık Konuta’na taşınan ikili, evlenmeden konuta geçen ilk çift olmuştu. Symonds, Muhafazakar Parti’nin eski iletişim sorumlusuydu. Çiftin beraber oldukları yönündeki haberler İngiltere medyasında ilk kez 2019 başında çıkmıştı. Boris Johnson’ın daha önceki iki evliliğinden ve ilişkilerinden beş ya da altı çocuğu bulunuyor. Boris Johnson ile Muhafazakar Parti için danışmanlık yapan Carrie Symonds’ın ilişkisi, 25 yıllık eşiyle boşanma kararı aldığı 2018 Eylül ayı başında ortaya çıkmıştı. Boris Johnson ve 25 yıllık eşi Marina Wheeler önceki yıl ortalarında boşanma kararı aldıklarını, “Birkaç ay önce, 25 yılın ardından ayrılmamızın ikimiz için de iyi olacağına karar verdik. Dört çocuğumuzu arkadaşlar olarak desteklemeye devam edeceğiz” sözleriyle açıklamışlardı. Aynı dönemde İngiltere medyasında, Johnson’ın Muhafazakar Parti’ye danışmanlık yapan Carrie Symonds’la ilişkisi olduğu haberleri yer almıştı. Johnson’ın büyük kızından yalnızca 5 yaş büyük olan ve aralarında 24 yaş fark bulunan ikilinin Şubat 2018’den bu yana yakınlaştığı biliniyor. 14 Turkish British Magazine I Mart - Nisan 2020
İngiliz bölgesel havayolu şirketi Flybe iflas başvurusunda bulundu. Şirket koronavirüs nedeniyle seyahat edenlerin sayısının düştüğünü belirterek, bu duruma daha fazla dayanılmasının mümkün olmadığını açıkladı. Flybe patronu Mark Anderson; koronavirüs salgınının hava yolculuğu talebi üzerindeki etkisinin kısmen çöküşünden sorumlu olduğunu söyledi. Anderson firmanın çöküşü için “çok üzgün” olduğunu söyledi. Havayolunun çalışanlarına yazdığı bir mektupta, baş yönetici Mark Anderson: “Her türlü çabaya rağmen, artık alternatifimiz yok, ticarete devam etmemizi sağlayacak uygun bir çözüm bulamadık.” Çöküşe yanıt olarak, İngiltere Hükümeti Flybe çalışanlarına yeni iş bulmalarında yardımcı olmaya hazır olduğunu ve hizmetlerin yerini almak için diğer havayolları ile birlikte çalışacağını söyledi: “Flybe tarafından işletilen güzergahlarda herhangi bir aksamayı en aza indirmek için, acilen diğer havayolu şirketleri tarafından kapsanmayan güzergâhların endüstri tarafından nasıl yeniden kurulacağı konusu kapsamında çalışıyor.” Ulaştırma Bakanı Grant Shapps, herkesin haberler hakkında “cesaretlendirildiğini” söyledi ancak ekledi: “Yılın başında geri dönebileceğimiz her şeyi yapmaya çalıştık. Ne yazık ki, zaten zayıf bir şirket olan Koronavirüs ile gelişen durumdan dolayı hayatta kalmayı başamadı.” dedi.
Koronavirüsün havayolu şirketlerine etkisi Merkezi Kanada’nın Montreal kentinde olan Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği’nden (IATA) yapılan açıklamada, koronavirüs salgınının hava taşımacılığı sektörüne etkisi değerlendirildi. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA), koronavirüs salgını nedeniyle havayolu şirketlerinin gelirlerinin bu yıl 63 ila 113 milyar dolar azalabileceğini duyurdu. Alman havayolu şirketi Lufthansa koronavirüs nedeniyle seyahat eden yolcu sayısının düştüğünü açıkladı. Şirket bu nedenle artık 150 uçağın seferden alındığıı açıkladı.
www.tbmag.co.uk 15
HABERLER
Türkiye’den 20 ülkeye uçuş yasağı Koronavirüsün görüldüğü ülkelere aşamalı olarak uçuş yasağı getiren Türkiye, 14 ülkeye uygulanan uçuş yasağını İngiltere, Mısır, İsviçre, Suudi Arabistan, İrlanda ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni de kapsayacak şekilde genişletti Sağlık Bakanı Fahrettin Koca koronavirüse karşı alınan önlemler kapsamında Türkiye’nin uçuş yasağı uyguladığı 14 ülkeye, 6 ülkenin daha eklenerek sayının 20’ye yükseldiğini açıkladı. Bakan Koca, uçuş yasağının İngiltere, Mısır, İsviçre, Suudi Arabistan, İrlanda ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni de kapsayacak şekilde genişletildiğini ifade etti.
Uçuş yasağı ve seyahat kısıtlaması getirilen ülkeler İlk olarak Çin, Güney Kore, İran, Irak ve İtalya’ya uçuş yasağı getirilmiş, ardından Almanya, Fransa, İspanya, Norveç, Danimarka, Belçika, Avusturya, İsveç ve Hollanda’ya yapılan seferler de karşılıklı olarak durdurulmuştu. Son olarak ise İngiltere, İsviçre, Suudi Arabistan, Mısır, İrlanda ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne getirilen yasaklarla bu sayı 20’ye yükseldi.
Çeşitli mekanlara kapatma kararı Tedbirler kapsamında ulusal ve uluslararası, bilimsel veya ticari, açık ya da kapalı toplantı, kongre, konferans, fuar ve benzeri tüm etkinlikleri durdurulduğunu hatırlatan Koca, kısıtlanan veya faaliyetlerine ara verilen mekanları şöyle sıraladı: Eğlence mekanları, tiyatro, sinema, konser salonu, kahvehane, kıraathane, nargile salonları, internet kafeler, yüzme havuzları, hamamlar, oyun salonları, spor salonu gibi mekanların faaliyetini askıya alındı. Müze ve kütüphanelere ziyaret ve kullanım kısıtlamaları getirildi. Cemaatle kılınan namazlara belli bir süre ara verilmesine karar verildi. 16 Turkish British Magazine I Mart - Nisan 2020
Barbie’nin rol model seçtiği Sümeyye Boyacı: Bir hayalim var Ünlü oyuncak bebek markası Barbie, Paralimpik Yüzme Avrupa Şampiyonu, milli yüzücü Sümeyye Boyacı’yı rol model seçti. Önyargılar nedeniyle kendi potansiyelinin farkında olmayan kız çocuklarının hayali duvarlarını ortadan kaldırmak için çeşitli ülkelerde başarılı kadınları rol model olarak seçen Barbie, 2020 yılı için Türkiye’den rol model olarak 17 yaşındaki milli yüzücü Sümeyye Boyacı’yı seçti. Avrupa Paralimpik Yüzme Şampiyonası’nda kazandığı altın madalyadan sonra Dünya Paralimpik Yüzme Şampiyonası’nda kadınlar 50 metre sırt üstünde dünya ikincisi olan Sümeyye Boyacı, Barbie tarafından rol model seçilmesi hakkında; “Bu bana söylenene kadar hayal bile edemeyeceğim bir şeydi. O anki hislerimi hiç unutamayacağım. Şu ana kadar kolları olmayan bir Barbie hiç üretilmemiş, ben ilk oldum. Benimle birlikte kolları olmayan ama kanatları olan bir Barbie ortaya çıktı. Benim görünmeyen kanatlarım var. Biri yaşama sevincim ve azmim. Diğeri de ailemin bana olan desteği. Yani iki kanat...” dedi. Boyacı, “Benim bir hayalim var. Şu ana kadar Olimpiyatlar’da yüzme branşında Türkiye’den hiç madalya alınmamış. Ben altın madalya alıp İstiklal Marşımızı tüm dünyaya dinletmek istiyorum. Antrenmanlarda ne zaman çok yorulduğumu hissetsem bu hedefim aklıma geliyor” ifadelerini kullandı. Eskişehir gibi denizi olmayan bir kentte yüzme ile tanışmasını, “Beş yaşındayken akvaryumdaki balıkları izleyip onların kolsuz yüzdüklerini keşfettim. O zaman karar verdim” sözleriyle açıklayan Boyacı, bundan sonrası için ilk hedefini 2020 Tokya Paralimpik Oyunları’nda şampiyonluk olarak belirlediğini söyledi.
www.tbmag.co.uk 17
HABERLER
Merkez bankalarından piyasaları sakinleştirmek için swap hamlesi
Teknopark şirketleri’nde çalışan personel evden çalışabilecek
Dünyanın önde gelen 6 merkez bankası küresel ölçekte dolar likiditesi sağlanmasını güvence altına almak için swap hattını genişletme kararı aldı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan, teknopark şirketleri ile Ar-Ge ve tasarım merkezlerinin, evden çalışması uygun görülen personel sayısını bildirerek muafiyet ve teşviklerden nisan sonuna kadar faydalanmaya devam edebileceği açıklandı.
Avrupa Merkez Bankası (ECB), ABD Merkez Bankası (Fed), Kanada (BOC), İngiltere (BOE), Japonya (BOJ) ve İsviçre( SNB) merkez bankaları, küresel ölçekte dolar likiditesi sağlanmasını güvence altına almak için swap hattını genişletme kararı aldı. ECB’den yapılan açıklamada, dünyanın önde gelen 6 merkez bankasının, piyasaların ABD doları cinsinden likidite teminini artırmak için koordineli hareket etme kararı aldığı belirtildi. Ortak plan kapsamında, 6 merkez bankası, bir hafta süreli mevcut operasyonlarına ek olarak, gecelik endeks swapları (OIS) üzerinden 25 baz puandan 84 günlük vadeyle haftalık dolar vermeye başlayacak. Buna, 16 Mart haftasında planlanan swap operasyonlarında başlanacak. Swap hattı önemli bir likidite görevi görecek ECB’nin açıklamasında, “Yeni fiyatlandırmanın ve vade süresinin dolar fon piyasalarının sorunsuz işlemesini desteklemek için uygun olduğu sürece devam edeceği” belirtilerek, Swap hattının küresel fonlama piyasalarındaki güçlükleri hafifletmek için önemli bir likidite görevi göreceği vurgulandı. Merkez bankalarının bu swap hamlesinin, son haftalarda yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını endişeleriyle yükselen ABD dolarına erişmek için bankalar ve şirketler tarafından yapılanmasrafları düşürmesi bekleniyor.
İngiltere Merkez Bankası açıklaması İngiliz Parlamentosu’nda vekil ve uzmanlardan oluşan komitenin sorularını yanıtlayan İngiltere Merkez Bankası Başkanı Mark Carney, yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınının ekonomiye etkilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. “Bu (koronavirüs) sınırlanma sürecinin çok ötesinde” ifadesini kullanan Carney, virüsün yarattığı olumsuz ekonomik etkilerin 6 ay daha sürebileceğini kaydetti. Carney; “Aksamalar olacak fakat tahribat olmayacak” ifadesini kullandı.
18 Turkish British Magazine I Mart - Nisan 2020
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ve ilgili yönetmelikler çerçevesinde teknoloji geliştirme bölgelerinde (TGB) faaliyet gösteren şirketler ile Ar-Ge ve tasarım merkezlerine sahip işletmelerin, muafiyetler ve teşviklerden yararlanabilmeleri için faaliyetlerini söz konusu alanlarda fiziki olarak gerçekleştirmelerinin zorunlu olduğu hatırlatıldı. Covid-19 salgın riski tedbirleri kapsamında ilgili mevzuat ve teşviklerden sorumlu Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca ortak karar alındığı kaydedilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Teknopark şirketleriyle Ar-Ge ve tasarım merkezleri, evinden çalışmalarını uygun gördükleri personel sayılarını aylık olarak Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bildirerek, muafiyet ve teşviklerden 2020 yılı Nisan ayı sonuna kadar faydalanmaya devam edebileceklerdir. İki aylık bu ‘geçici’ uygulamayla şirketler, merkezlerde çalışan personelin evden çalışmalarının önü açılmıştır. Söz konusu şirketler, mevcut personel yapısını dikkate alarak ‘uzaktan çalışma’ konusunda gerekli tedbirleri almaya yetkilidir.” Bakan Varank Twitter’dan duyurdu Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank da Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Covid-19 salgın riski nedeniyle uygulanan tedbirler çerçevesinde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ve Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ile ortak karar aldıklarını belirterek, “Teknoparklar ile Ar-Ge ve tasarım merkezi personelinin Nisan ayı sonuna kadar evden çalışabilmesinin önü açıldı.” ifadelerini kullandı.
Açık Bankacılık ile Güç Müşteride! TurkishBank Genel Müdürü Mithat Arıkan: “Açık Yatırım temelinde ‘Müşteri Deneyimi’ olan Açık Bankacılık modelinden ilham alarak doğdu.”
müşteri, müşterilerin de bu bilgilere istediği platformdan erişmesi ve işlem yapması hakkı bu model ile hayata geçiyor. Birkaç örnek ile açıklayacak olursak... Müşterilerin tüm hesaplarını tek bir platformdan görmesi, ticari müşteriler için tüm hesaplarını kendi sistemlerine entegre edebilmesi, kendi rızasıyla tüm bankalardaki bilgilerini üçüncü firma kuruluşa vermesi, ürün (örn. Kredi) fiyatlamalarının ve kararlarının buna göre daha doğru yapılması, ödeme işlemlerini üçüncü parti platformlardan ya da e-ticaret sitelerinden yapabilmesi, Açık Bankacılık konusunda müşterinin hayatını etkileyecek örneklerden birkaçı. Açık Bankacılık platformları müşteriye, ihtiyacı olduğu krediyi, ödeme işlemlerini, para transferleri ile yatırım işlemlerini daha ucuz, kolay ve tek noktadan ulaşma imkanı sağlıyor. Açık Bankacılık uygulamalarının finansal sisteme katkısı ne olacak?
T
üm dünyada bankacılık sektörü sessiz bir devrim yaşıyor: Açık Bankacılık (Open Banking). Avrupa Birliği ve özellikle İngiltere’nin öncülüğünde, 2017 yılı ortasında temelleri atılan ve Nisan 2020’de hayata geçmesi beklenen Açık Bankacılık banka-müşteri ilişkisini farklı bir boyuta taşıyan yeni bir bankacılık anlayışını da beraberinde getiriyor. Teknolojinin de yardımı ile müşterilerin sahip olduğu birden fazla banka hesap bilgilerinin ve işlemlerinin, güvenilir platformlarda üçüncü firma ile tek elden müşterinin kullanımlarına sunulabilmesi olarak tanımlanan Açık Bankacılık’ta elbette bütün bu işlemler müşteri izni olmadan yapılamıyor.
TurkishBank Grubu’nun üyesi TurkishBank UK, Açık Bankacılık alanında öncü ve sektörün önde gelen oyuncularından Token firması ile işbirliği yaptı. Başta İngiltere olmak üzere tüm grup bankalarında, Açık Bankacılık teknolojilerine yatırım yapmaya devam ettiklerini söyleyen TurkishBank Genel Müdürü Mithat Arıkan, “Bu konudaki öncü konumumuzu müşterilerimiz için daha katma değerli yeni ürün ve hizmetler sunma amacıyla sürdürmeye devam edeceğiz” diyor. Açık Bankacılık müşterilerin hayatını nasıl etkileyecek? Her konuda olduğu gibi Açık Bankacılık konusuna da önce müşteri gözüyle bakalım. Açık Bankacılık çok geniş bir alan. Öncelikle temelinde müşteri bilgisi yatıyor ve bu bilginin şeffaf olması, bilginin sahibinin bu bilgilere erişimi ve yönetmesi konusu var. Bankalarda bulunan bilgilerin sahibi BU BİR İLANDIR
Dünya’da birçok Açık Bankacılık hizmeti fintek firmaları tarafından sağlanıyor. Benzer süreç ülkemizde de yakın zamanda başlayacak ve hızla ilerleyeceğini düşünüyoruz. Gerekli lisansları almış fintek firmaları aracılığıyla finansal hizmetler daha geniş kitlelere yayılma imkanına kavuşacak. Açık Bankacılık sayesinde bankalar, müşteri işlem verilerini diğer kurumlardan gelen bilgilerle eşleştirdiklerinde, müşteri beklentileri hakkında daha iyi öngörülerde bulunabilecek ayrıca müşteri sayılarını ve ürün listelerini de artırabilecek. Son dönemlerde adını sıkça duyduğumuz ve Açık Bankacılık’tan yola çıkarak hayata geçirdiğinizi belirttiğiniz “Açık Yatırım” nasıl bir model, bahsedebilir misiniz? Açık Yatırım her gün hızlanan yaşamımızda kişiler açısından takibi neredeyse imkansız olan onlarca banka ve kuruluşa ait yüzlerce hatta binlerce değişik yatırım ürününün sizler için incelenmesi ve beklentilerinize en uygun olanlarının sizin kararınıza sunulmasıdır. Açık Yatırım, müşterilerin risk profillerine hitap eden araştırmaları bağımsız ve güvenilir duruşu ile yapan, müşteriye bu çalışmalar sonucunda en doğru ürün alternatifleri sunan, bunun sonucu olarak da müşterilerinden yüzde 100 cüzdan payı hedefleyen benzersiz bir müşteri deneyimi olarak ayrışıyor. Tam bir finansal market olarak konumlandırdığımız AÇIK YATIRIM; müşterilerimizin hem mevduat, hem yatırım fonu ile türev ürünler de dahil tüm finansal enstrümanlara tek elden ulaşmasını sağlıyor. Bu finansal marketin içinde Türkiye’nin önde gelen banka ve portföy yönetim şirketlerinin ürünlerinin tamamı mevcut. www.tbmag.co.uk 19
HABERLER
Türkiye’nin En Teknolojik Markaları Açıklandı
olduğunu düşünüyorum. Bu değerli ödül gecesini iş dünyası ekosistemine kazandırmaktan memnuniyet duyuyoruz” dedi.
Nielsen Türkiye ve Pazarlamasyon iş birliği ile gerçekleştirilen TechBrands Turkey’de Türkiye’nin en teknolojik markaları seçildi. Nielsen Türkiye’nin yapmış olduğu araştırma sonucunda 23 farklı sektörde Türkiye’nin en teknolojik markaları belli oldu.
• • • • •
N
Türkiye’nin en teknolojik yerli markası ödülünü Vestel alırken, diğer kategorilerde kazananlar ise şu şekilde:
ielsen Türkiye, dijital bir yöntemle online anket uygulayarak, 23 kategoride Türkiye’nin en teknolojik markalarını belirledi. Araştırmanın sahası Kasım 2019’da, Türkiye temsili 12 ilde (İstanbul, Ankara, İzmir, Tekirdağ, Bursa, Adana, Kayseri, Samsun, Trabzon, Erzurum, Malatya, Gaziantep – Kadın-Erkek, 15-64 yaş arası, 1000 kişi) ile gerçekleştirildi. 23 kategoride açık uçlu sorular ile yapılan araştırmada, Türkiye’nin en teknolojik markaları soruldu. Bununla birlikte, genel kategori olarak Türkiye’nin en teknolojik yerli markası da bu araştırma kapsamında ortaya çıktı.
•
Nielsen Türkiye CEO’su Didem Şekerel Erdoğan, TechBrands Turkey hakkında “Tüm markaların teknolojiye yatırım yaptığı bu dönemde, tüketici gözünde ayrışan markaların yine tüketici tarafından tespit edilmesi oldukça önemliydi. Biz de bu amaçla yola çıkan TechBrands girişimine, araştırmanın gerçekleştirilmesinde destek olduk.” dedi.
• •
Pazarlamasyon CEO’su Necip Murat ise “Bu yıl Nielsen Türkiye iş birliği ile ilk kez gerçekleştirdiğimiz Tech Brands Turkey kapsamında, Türkiye’nin en teknolojik markalarını araştırarak kendi sektörlerinde en teknolojik markalara, Tech Day ödül gecesinde, ödüllerini takdim ettik. Teknolojinin sürekli değiştiğini ve dönüştüğünü göz önünde bulundurursak, Nielsen ile yaptığımız bu iş birliğinin markaların geleceği için çok önemli
•
20 Turkish British Magazine I Mart - Nisan 2020
• • • • • •
• • •
• • • • •
En Teknolojik Akaryakıt Markası: Opet En Teknolojik Banka: Türkiye İş Bankası En Teknolojik Beyaz Eşya Markası: Arçelik En Teknolojik Bilgisayar Markası: Casper En Teknolojik Cep Telefonu Markası: Samsung En Teknolojik Giyim / Tekstil Markası: LC Waikiki En Teknolojik Havayolu Şirketi: Türk Hava Yolları En Teknolojik Kargo Markası: Yurtiçi Kargo En Teknolojik Katılım Bankası: Ziraat Katılım En Teknolojik Kişisel Bakım Markası: Gratis En Teknolojik Kredi Kartı: Garanti Bonuscard En Teknolojik Küçük Ev Aletleri Markası: Arzum En Teknolojik Mobil Banka: Enpara.com En Teknolojik Online Alışveriş Markası: Hepsiburada En Teknolojik Online Banka: Garanti Bankası En Teknolojik Otomotiv Markası: Mercedes En Teknolojik Özel Eğitim Kurumu: TED Koleji En Teknolojik Özel Üniversite: Koç Üniversitesi En Teknolojik Sağlık Kurumu: Acıbadem En Teknolojik Sigorta Markası: Axa Sigorta En Teknolojik Süpermarket: Migros En Teknolojik Telekomünikasyon Markası: Turkcell En Teknolojik Televizyon Markası: Samsung
Our London office is located in an area which has undergone an enormous change in the past 15 years. There has been 40% business growth since 2010 with particular emphasis on the hospitality, tech and creative sectors. We are proud to be part of this growth by supporting you as your trusted chartered accountants and tax advisers.
Business solutions, tailored accounting services, tax, advisory, wills & probate and more ‌ London: +44 (0) 20 7226 1199 | Manchester: +44 (0) 161 446 2112 info@sterlingpartners.co.uk | sterlingpartners.co.uk
www.tbmag.co.uk 21
DOSYA
Koronavirüs küresel ekonomiyi tehdit ediyor! Çin’de ortaya çıkan ve hızla tüm dünyaya yayılan Koronavirüs, görüldüğü ülkelerde hem insan sağlığını hem de ülke ekonomisini tehdit ediyor. Yayılma hızına paralel olarak, başta Çin olmak üzere koronavirüsün görüldüğü ülkelere karşı alınan tedbirlerin yarattığı ekonomik riskler uluslararası finansal piyasaları da kaygılandırıyor.
T
üm dünyada hızla yayılmayı devam eden koronavirüsü, artık sadece sağlık değil, ekonomik açıdan da bir tehdit haline geldi. Covid-19: Koronavirüs, Çin’de ortaya çıktığı Ocak ayından bu yana Güney Kore, Japonya, Singapur, Hong Kong gibi komşu ülkelerde hızla yayılırken, etki alanını Asya ülkelerinin dışına da taşıdı ve küresel bir tehdit haline geldi. Yaklaşık bir aylık sürede 120 ülkeye yayılan virüsten 90 bine yakın kişi etkilendi ve hayatını kaybedenlerin sayısı 3000’in üzerine çıktı. Çin’de ortaya çıkan ve hızla başka ülkelere de yayılan yeni tip koronavirüs sadece sağlık ile ilişkili kurumları değil, finansal piyasaları da kaygılandırıyor. Başlangıçta, koronavirüsün Çin ekonomisi üzerinde yaratacağı olumsuz etkiden endişe edilirken, durum artık tüm ülkelerin Çin ile olan ticari ilişkilerini ve yatırımlarını da etkiler hale geldi. BBC Ekonomi Muhabiri Andrew Walker “Ge-
22 Turkish British Magazine I Mart - Nisan 2020
nel olarak 1970 yılından bu yana ne zaman salgın hastalık ortaya çıksa küresel piyasalar da bu durumdan ilk başta olumsuz etkileniyor. Buna sebep olarak da; virüsün yayılması dolayısıyla ekonomik büyümenin kısıtlanacağı endişesi gösteriliyor” değerlendirmesinde bulundu. Walker, tarihsel olarak virüslerin ortaya çıkmasından sonraki ilk üç ay içinde piyasaların olumsuz tepki verdiğini, altı ay içinde ise toparlandığı ve bu olumsuz havanın üstesinden gelindiğini belirtiyor. Yatırımcılar, 25 Ocak’taki Çin yeni yılı tatilinde gündem olmaya başlayan koronavirüs salgınının, başlangıçta Çin’deki yeni yıl tatili seyahatleri ve bu dönemdeki tüketici harcamalarını olumsuz etkilemesini baz alarak, 2020 yılı için Çin’in ilk çeyrek büyüme rakamlarının beklenenden düşük olacağını öngörüyorlardı. Ancak bir ay gibi kısa bir sürede durum; Çin ile ticaret yapan ülkelerin ihracatını durdurmasından dolayı ithal edilemeyen parçalar nedeniyle üretim sektörleri olumsuz etkilendi. Durum, Avrupa’da bazı otomobil markalarının üretimini durdurmasına kadar vardı. Koronavirüsün yarattığı ekonomik risk, Çin ile ticari ilişkileri olan ülkeleri de olumsuz etkilemeye başladı.
Dünyanın ikinci büyük ekonomisi sarsılıyor Dünyanın ikinci büyük ekonomisi ve en büyük dış ticaret merkezi olan Çin, 33 ülke için en önemli ihracat pazarı ve 65 ülkenin ise en önemli ithalat kaynağı konumunda. Buna ek olarak krizin başlangıç noktası olan Vuhan Bölgesi, dünyanın en büyük 500 küresel şirketinin 300’üne ev sahipliği yapıyor. Son bir kaç yıl içinde bölgeye giden teknoloji şirketleriyle küresel şirketlerin toplam sayısı 900’e ulaşıyor. Bu tablo koronavirüs salgınının olası etkilerine ilişkin tartışmaların, dünya ekonomisinde bir resesyon olasılığı üzerinde yoğunlaşmasına yol açıyor. Koronavirüsün görülmesinin ardından piyasalardaki en büyük düşüşler, Çin yeni yılından sonra borsaların açıldığı 27 Ocak Pazartesi günü yaşandı. ABD’den Avrupa’ya çoğu hisse senedi piyasasında endekslerde düşüş gözlendi. Havayolları hisselerinin yanı sıra Çin’in en büyük müşterisi olan Burberry gibi birçok lüks markanın hisselerinde de düşüş yaşandı. Çin’in hava yolculuğu talebinde yaşanacak düşüşün petrol talebinde olumsuz etki yaratacağı beklentisiyle ham petrol fiyatları da düştü. Nissan, PSA ve Renault şirketleri Çin’deki fabrikalarında çalışan yabancıları geri çekeceklerini duyurdu. Virüsün ortaya çıkışından sonra yaşananları Financial Times’a değerlendiren Japon Bankası MUFG’den kur analisti Lee Hardman, virüsün son
/ KORONAVİRÜS
aylarda hafif hafif toparlanmaya başlayan küresel ekonomi ve imalat sanayi için gerileme anlamına geldiği yorumunda bulundu. ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşları Çin’in gerçekleştirdiği ihracatı olumsuz etkilerken, 2019 yılındaki % 6’lık ekonomik büyümesi ile Çin, son 30 yılın en düşük seviyesinde bulunuyordu.
Önlemler insanlar kadar malların hareketini de kısıtlıyor Koronavirüsün yayılma hızına paralel olarak ekonomik etkisi de artmaya devam ediyor. Etkinin büyük bir kısmı virüsün kendisinden değil, yayılmasını önlemek için alınan önlemlerden kaynaklanıyor. Virüsün ilk kez görüldüğü 11 milyon nüfuslu Vuhan kentinde ve Vuhan’ın içinde bulunduğu Hubei eyaletinde sert seyahat kısıtlamaları uygulanıyor. Bu önlemler sadece insanların değil aynı zamanda malların hareketini de kısıtlıyor. Üretim ve satış süreçlerinin aksaması nakit akışını da etkiliyor. Özellikle küçük şirketler için sorun yaratan bu durum, şirketlerin yapması gereken ödemeler ve personel maaşlarını etkiliyor. Salgının başladığı ilk günlerden itibaren çok sayıda insan, virüsü kapabileceklerini düşündükleri mekanlara ve etkinliklere gitmekten kaçınıyor. Bu yüzden ülkede müşterisi azalan restoranlar, sinemalar, ulaştırma hizmetleri, oteller ve mağazalar bu etkiyi hızlı bir şekilde hissetti. İhracat yapan şirketler için ise diğer ülkelerdeki alıcıların virüsten korunmak amacıyla Çin dışındaki ülkelerden tedariğe yönelmesi, Çin pazarını olumsuz etkiliyor. BBC’ye konuşan Wing Sang Electrical’ın sahibi Herbert Wun, halihazırda ABD - Çin ticaret savaşından etkilenmekte olan şirketlerin böylesi bir sonucu kaldıramayabileceğini söyledi. Wun, “Salgın, Çin’i tedarik zincirlerinden çıkarmaya çalışan müşterilerin üzerindeki baskıyı artıracak” dedi.
Ekonomik etkileri Çin’i sınırlarını aştı
ürünlerin fiyatları düştü. Ham petrol fiyatı son bir yılın en düşük seviyesine gerileyerek, yüzde 15 düştü. Bakır fiyatları yüzde 13 düştü. İnşaat sektörü için önemli bir malzeme olan bakırdaki düşüş de Çin’deki inşaatların salgın kapsamında alınan önlemlerden etkilenecek olmasıyla bağdaştırılıyor. Çin’in küresel motor ve elektronik sektörlerinde önemli bir tedarikçi olması küresel entegre tedarik zincirlerinde endişe artıyor. Pek çok cep telefonu da ya Çin’de üretiliyor ya da içinde Çin’de üretilmiş parçalar kullanılıyor.
Otomotiv üretimi sekteye uğradı Otomobil firmaları, Çin fabrikaları ve tedarikçileri için olası aksamalar konusunda tetikteler. Ancak Fiat’ın uyarısı, salgın krizinin Avrupa’da etkisini ilk vurgulayan unsur oldu. Fiat Chrysler, koronavirüs salgınının etkisinin, Avrupa tesislerinden birinde üretimini durdurabileceğini söyledi. Nissan, General Motors, Honda, Renault ve Peugeot-Citroen markalarının sahibi PSA, Ocak ayından bu yana kilit altında olan Hubei eyaletinde ve Wuhan şehrinde büyük tesisleri bulunan şirketler arasında yer alıyor. BBC’nin haberine göre, İngiliz otomobil üreticileri Land Rower ve Jaguar ise yedek parça ithalatının aksaması nedeniyle, acil ihtiyacı giderecek parçaları bavulla ülkeye getirdiler.
Virüsün ekonomi üzerindeki etkisi artık sadece Çin’de hissedilmiyor. Salgının ilk bir ayında finansal piyasalar krizin etkilerini hissederek düşük seyrederken, reel olarak yaşanan etkiler ise şöyle sıralanıyor: Çin’de dükkanları olan IKEA ve Starbucks gibi uluslararası zincirler mağazalarını kapattı. Pek çok uluslararası havayolu şirketi Çin’e olan uçuşlarını durdurdu. Oteller rezervasyon yapmış müşterilerine paralarını geri ödemeye başladı. Tesla, Şangay’daki fabrikasını geçici olarak kapattı. Güney Koreli Hyundai, Çin’den parça tedarik etmekte zorlandığı için araba üretimini durdurdu. Çin’in önemli alıcılar arasında yer aldığı endüstriyel
www.tbmag.co.uk 23
DOSYA
Koronavirüs, haftada 26 milyar dolar kaybettiriyor Koronavirüs etkisi ile dünya genelinde büyüme beklentileri aşağı yönlü revize ediliyor. İngiliz ticari sigortalar araştırma şirketi Euler Hermes’in koronavirüsün dünya ekonomisi üzerindeki etkilerini değerlendirdiği rapora göre; Çin’de kapanan tesisler nedeniyle mal ve hizmet ihracatında haftalık 26 milyar dolara yakın kayıp yaşanabileceği hesaplanıyor. Raporda, imalat sanayii ve ticaret sektörlerinde resesyonların büyük ihtimalle devam edeceği ve 2020’nin ilk çeyreğinde küresel büyümede yüzde 2’lik bir düşüş beklendiği belirtiliyor. Salgın nedeniyle Çin’de ticari faaliyetlerin sekteye uğramasının tekstil, makine, ulaşım ekipmanı ve emtia sektörlerinde stokların uzun vadeli seviyelerin üzerine taşınabileceği ifade edilen raporda, stok seviyesi uzun dönemli ortalamanın altında olan sektörlerde de ürün kıtlığı yaşanma riski bulunduğunun altı çiziliyor. Özellikle elektronik ve bilgisayar ürünleri sektörlerinin en çok risk taşıyan sektörler arasında olduğu tahmin ediliyor. 2019’da şirketlerin stoklama yapmasının ardından 2019’un son aylarında stoklarda ciddi bir erime gerçekleşmedi. Belirsizliğin devam etmesiyle stokların yeniden artması ve küresel olarak imalat sanayii sektörünün 2020 yılının ilk yarısında resesyonda kalması bekleniyor.
En çok üretim ekonomileri etkileniyor Raporda, üretim ve ticaretin sekteye uğradığı Çin’e yapılan mal ve hizmet ihracatında yaşanacak kayıp nedeniyle, küresel ticaret büyümesi tahmini, aşağı yönde revize edilerek yüzde 1,3’e indirildiği belirtiliyor. Haftada 18 milyar dolara düşeceği tahmin edilen mal ticaretine yönelik kayıplardan en çok etkilenecek ülkeler; Hong Kong, Güney Kore, Japonya, Almanya ve ABD olarak sıralanıyor. Hizmet ticaretine bakılacak olursa, Çin, dünya seyahat harcamalarının yüzde 20’sini temsil ediyor. Bu oran, dünya için haftada 6 milyar dolar-
24 Turkish British Magazine I Mart - Nisan 2020
lık potansiyel bir kayıp anlamına geliyor. Rapora göre; Koronavirüs ile ilgili olumsuzluklar bitse de 2020 yılının ikinci yarısında küresel büyüme ABD kaynaklı belirsizlikler nedeniyle baskı altında kalacağından, salgının oluşturduğu olumsuz etkilerin telafi edilmesi uzun zaman alacak. İmalat sanayii sektörü ve küresel ticarette yaşanan resesyonun yılın ilk yarısına sarkacağı bu duruma bağlı olarak; Çin, Avrupa ve birçok ekonomi için büyüme tahminlerinde aşağı yönde revizyona gidilirken, Çin için 2020 yılı büyüme tahmininin yüzde 5,9’dan yüzde 5,6’ya, Euro Bölgesi için ise yüzde 1’den yüzde 0,9’a çekileceği kaydedildi. Euler Hermes, bu revizyonlar ışığında da 2020 yılı küresel GSYH büyüme tahminini yüzde 2,4’ten yüzde 2,3’e indirdiğini açıkladı.
Küresel ekonomiyi resesyona sürükleyebilir! İngiltere’deki AdMacro varlık yönetimi şirketi ise virüsün ekonomiye etkisine dair çok daha olumsuz tahminlerde bulundu. AdMacro’nun araştırma ekibinin başında bulunan Patrick Perret-Green, virüsün 2008’deki çöküşüyle küresel mali krizi tetikleyen Lehman Brothers etkisi yaratarak küresel ekonomiyi resesyona sürükleyebileceğini iddia etti. Perret-Green, buna gerekçe olarak da 2003 yılından beri Çin ekonomisinin hızla büyümüş olmasını, şehirde yaşayan nüfusunun artmasını ve seyahate erişimin daha da yükselmesini gösteriyor. Analistlere göre bundan sonra yeni koronavirüs salgınının piyasaları ve ekonomiyi nasıl etkileyeceği, salgının ne kadar hızlı yayılacağı ve etki alanının ne olacağına bağlı olacak.
Avrupa’da en hızlı İtalya’da yayıldı (18 mart) Koronavirüs ekonomik etkileri kadar kendisi de Çin sınırlarını aştı ve Avrupa’da yayıldı. Kuzey İtalya’da vaka sayısının artması tüm Avrupa’nın dikkatlerini İtalya’ya yöneltti. Avrupa’da koronavirüsten en çok etkilenen ülke olan İtalya’da virüs tespit edilen kişilerin toplam sayısı 28 bin 710’a ulaştı. İtalya’da salgın nedeniyle ölenlerin sayısı ise 2 bin 978’e çıktı. Kuzey İtalya’daki Lombardiya, Veneto ve Emilia-Romagna bölgelerindeki pek çok kent ve kasabada tüm kamu ve sosyal etkinlikler iptal edildi, iş yerleri, okullarda faaliyetlere ara verildi. Koronavirüsün hızla yayıldığı bölgeler karantinaya alınarak, giriş-çıkışlar sınırlandırıldı. Ancak ondört günlük bölgesel karantinalarla virüsün yayılması engellenemeyince, İtalya hükümeti 60 milyon nüfuslu ülkenin tamamında karantina ilan etti. Ülkede zorunlu olmadıkça evden çıkmak yasaklanırken, İtalya’nın turist dolu cadde ve meydanlarında
/ KORONAVİRÜS
sessizlik hakim oldu. Seyahat etmek için çok geçerli ve belgeli bir sebep olması gerekiyor. Covid-19 virüsü nedeniyle Çin’den sonra en çok ölümün gerçekleştiği İtalya, salgınla mücadele için ekonomik tedbirleri aldı. İtalya Başbakanı Giuseppe Conte, yeni tip Korona virüsle (Covid-19) mücadele için hükümetin 25 milyar euroluk acil durum kaynağı ayırdığını bildirdi. Koronavirüsle mücadele ve ekonomiye destek için yeni paketin detaylarını paylaşan Conte, “Bu paket hemen kullanmak için değil. Aksine bu acil durumun tüm zorluklarıyla yüzleşmek için 25 milyar euroluk olağanüstü bir kaynak ayırdık” dedi. Yeni paketle amaçlarının sağlık hizmetlerinin ihtiyaçlarına yanıt vermek olduğunu vurgulayan Conte, AB’nin İtalya’nın bütçe esnekliği talebine yönelik yaklaşımından da memnun olduğunu ifade etti.
Üretime ara verilebilir Virüsün en yaygın olduğu Lombardiya ve Piyemonte bölgelerinin yöneticilerinden gelen, Covid-19’la etkin mücadele için tüm üretimin 15 günlüğüne durdurulması önerisine ilişkin ek kısıtlayıcı önlemleri gözardı etmediklerini belirten Conte, “Lombardiya bölgesinin gerekli gördüğü diğer önlemleri ayrıntılı bir şekilde formüle etmesini bekliyorum. Bize yol göstermesi gereken bir teknik bilimsel komite var ve onunla bir yol izlemeliyiz” dedi. Milano Borsası, İtalya’dan virüsün yayıldığı haberlerinin gelmeye başladığı 25 Şubat günü yüzde 5,43 değer kaybı ile kapanmıştı. Otomobil üreticisi Fiat-Chrysler, Koronavirüsle mücadele kapsamında İtalya’daki 3 tesisinde bir süreliğine üretimi durdurdu. Ekonomi Bakanı Roberto Gualtieri de Korona virüs krizi nedeniyle GSYH’de birkaç gerileme beklemenin makul olduğunu söyledi. Gualtieri, Koronavirüs nedeniyle kimsenin işini kaybetmeyeceğini bildirdi. İtalyan ekonomisinde son 12 yıldır süren duraklamanın, virüsün etkisiyle daha da derinleşmesinden endişe ediliyor. İtalya ulusal istatistik kurumunun verilerine göre ülkede 300 bine yakın Çinli yaşıyor, 50 bin Çin şirketi bulunuyor. İtalya aynı zamanda en fazla Çinli turist çeken Avrupa ülkesi.
İşverenler için yapılacaklar listesi İngiltere’deki tüm işverenlerin üçte birinin, çalışana hasta teşhisi konulması halinde izlenecek yola dair bir planının olmadığı görülüyor. İş dünyasını yakından etkileyen koronavirüs salgınını yakında izlerken, şirketler ve çalışanları için acil eylem planını hazır edin! Selin İstanbullu Özçağıl
H
ükümetler ve yetkililer Covid-19 pandemiğiyle meşgulken, İK profesyonelleri, iş dünyasının bugün ve gelecekte nasıl etkilendiğiyle ilgileniyorlar. Şirketin veya faaliyet gösterdiği endüstrinin büyüklüğünden bağımsız olarak ya işyeri sağlığına yönelik bir tehdit olduğu için ya da genel anlamda işin aksamasına neden olduğu için tüm işletmeler Covid-19 pandemiğinden etkilenmektedir. Aşağıdaki sorular, işverenlerce üst düzey yönetim seviyesinde üzerinde düşünülüp tartışılarak, bir strateji doğrultusunda yanıtlanmalı ve aksiyon alınmalıdır. Durum öyle ki, bu soruların bir çoğuna siyah ya da beyaz diye yanıt vermek çok zor. Bununla beraber, durumun adil, tutarlı ve insani bir yaklaşımla ele alınması, işin etik ve fi nansal sorumluluklar göz önüne alınarak yürütüldüğü mesajinın yanı sıra, şirketin İşveren Değer Önermesi’nin (EVP Employer Value Proposition) açık ve net algılanmasını sağlayacaktır. • İş yerinde hastalık belirtileri gösteren çalışanlara nasıl davranıyorsunuz? Çalışanlarınız iş yeri zorbalığına karşı desteklenmiş ve korunmuş hissediyorlar mı? Gönüllü tecrit uygulayan çalışanlarla nasıl ilgileniyorsunuz? Hem işyerindeki riski azaltmak hem de çalışanların sağlığını düşündüğünüzü göstermek üzere tecrit uygulayan çalışanlara fi nansal destek sağlıyor musunuz? Hastalık ödeneğiyle ilgili tartışmalara aşına mısınız? • Çalışanlara NHS (Ulusal Sağlık Hizmetleri) tarafından karantina talimatı verildiğinde kurum içi prosedürlerinizi alarm durumuna nasıl geçireceksiniz? Yayılmanın önüne geçmek ve durumu kontrol altına almak için önlemleriniz var mı? Hastalığa yakalanmış çalışanın en iyi şekilde tedavi edilmesini temin ederken diğer çalışanların kaygılarını da giderecek bir Acil Eylem Planı’nız var mı? CIPD (Chartered Institute of Personnel Development) tarafından yapılan bir araştırma, İngiltere’deki tüm işverenlerin üçte birinin, çalışana hasta teşhisi konulması halinde izlenecek yola dair bir bir planının olmadığını gösteriyor. Kişisel sağlık verileri İngiltere veri koruma yasası uyarınca “özel kategori verisi” olduğundan, enfekte olmuş çalışanın kimliğini saklamak işverenin sorumluluğundadır. • Çin, Japonya ve İtalya’da olduğu gibi bir ileri seviye tedbir senaryosuna hazır mısınız? İş kapasiteniz durma, yeniden yapılandırma, merkezi olmayan / dağınık / ev-ofi s çözümleri için hazır mı? • Bu belirsizlik, izolasyon ve hastalık döneminde fi nansal, duygusal, fi ziksel olarak iş gücünüzü desteklemeye hazır mısınız? Hayat normale döndüğünde ne olacak? Bu zor dönemde kararlar alırken, her şeyin normale dönecegi zamana yönelik “yatırım yapmanın” gerekliliği de göz ardı edilmemelidir. Hasta veya sağlıklı olan tüm çalışanlar, işverenlerinin bu süre zarfında onlara nasıl davrandığını hatırlayacaklardır.
www.tbmag.co.uk 25
DOSYA
Virüs iş gezilerini de etkiledi Salgını nedeniyle birçok şirket seyahat planlarını iptal etti. Küresel ‘iş seyahati’ sektöründeki kaybın yaklaşık 820 milyar doları bulduğu tahmin edilirken, bu rakamın yaklaşık yarısı ise Çin’deki iptallerden kaynaklanıyor. Küresel İş Seyahatleri Birliği’nin (GBTA) yaptığı araştırmaya göre, dünya genelinde birçok sektörü olumsuz etkileyen salgın sebebiyle Asya’ya yönelik seyahatler en büyük kesintiyi gördü. Araştırmaya katılan her dört şirketten üçü Çin, Hong Kong, Tayvan ve diğer Asya-Pasifik ülkelerine yönelik iş seyahatlerinin tümünü veya çoğunu iptal
26 Turkish British Magazine I Mart - Nisan 2020
ettiklerini veya askıya aldıklarını bildirdi. GBTA Operasyon Direktörü Scott Solombrino yaptığı açıklamada, “Koronavirus iş seyahati endüstrisinin kârlılığını önemli ölçüde etkiliyor. Bu durumun iş seyahati endüstrisine ve daha geniş olarak ekonomiye etkisi göz ardı edilemez” dedi. Salgından bu yana iş seyahatlerinde yüzde 95 düşüş yaşayan Çin’in, kurumsal seyahatten 404.1 milyar dolar gelir kaybetmesi bekleniyor. İş seyahatlerinde Avrupa kaynaklı kaybın ise 190.5 milyar dolar olacağı tahmin ediliyor. Kurumsal harcamalardan en çok havayolları ve otellerin yararlandığı göz önüne alındığında, virüsün yayılmaya devam etmesi bu iş kollarının gelirlerini olumsuz etkiliyor. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) ise koronavirüs nedeniyle havayolu şirketlerinin 63 milyar dolar ila 113 milyar dolar arasında bir gelir kaybı yaşayabileceğini ileri sürdü. Pek çok ülke arasında uçuşların iptal edilmesi ve bilet değişiklikleri nedeniyle Ryanair, British Airways ve easyJet gibi pazar payı büyük olan havayolu şirketleri koronavirüsüne bağlı olarak ciddi gelir kayıpları olabileceği uyarılarında bulundular. İngiltere’de iç hat uçuşlarında önemli bir pay sahibi olan hava yolu şirketlerinden Flybe iflasını açıkladı. Tüm dünyanın şu anda odaklandığı salgının etkilerini ve sonuçlarının yılın ikinci yarısındaki ekonomik göstergelerde daha net görülebilecek. Kısa sürmesi ve hızla sonuçlanmasını diliyoruz.
/ KORONAVİRÜS
IMF’den koronavirüs için 1 trilyon dolar
Georgieva, yakın koordinasyonun virüsün neden olduğu ekonomik sıkıntıların nispeten kısa ömürlü olmasını sağlamak için en iyi ilaç olduğunu vurgulayarak, IMF’nin ülkelere zor günlerde rehberlik edebilecek bir dizi politika önerisi yayımladığını aktardı.
Dünya ekonomisini sarsan koronavirüse karşı IMF, 1 trilyon dolarlık kredi kapasitesini aktif hale getirmek için hazır olduğunu açıkladı. IMF Başkanı Georgieva, ‘Sağlıklı bir küresel ekonomi için politika eylemi’ planında gelişmekte olan ülkelere 50 milyar dolarlık bir kaynak sağlanabileceğini belirtti.
Küresel ekonomi için 3 eylem planı Küresel ekonomi için 3 eylem alanı belirlediklerini belirten Georgieva, bunlardan ilkinin maliye politikası olduğunu ve uzun süreli ekonomik hasarı önlemek için ek mali teşvikler gerektiğini kaydetti. İkinci eylem alanının para politikası olduğunu aktaran Georgieva, “Gelişmiş ekonomilerde merkez bankaları finansal koşulları iyileştirerek ve reel ekonomiye kredi akışını sağlayarak talebi desteklemeye ve güveni artırmaya devam etmelidir” dedi. Üçüncü eylem alanının da mevzuata ilişkin konular olduğunu belirten Georgieva, finansal sistem denetçilerinin finansal istikrarı koruma ile bankacılık sisteminin sağlamlığını ve ekonomik faaliyetin sürdürülebilirliği arasındaki dengeyi korumayı amaçlaması gerektiğini ifade etti.
Kriz nedeniyle 42 milyar dolar çıkarıldı
U
luslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva, Covid-19’un ekonomik etkilerine karşı üyelerine yardımcı olmak için 1 trilyon dolarlık kredi verme kapasitesini harekete geçirmeye hazır olduklarını açıkladı. Georgieva, gelişmekte olan ülkelere 50 milyar dolarlık bir kaynak sağlanabileceğini belirterek, sıfır faizli finansman olanaklarıyla düşük gelirli ülkeler için de 10 milyar dolara yakın kaynağın ayrılabileceğini bildirdi.
Georgieva, gelişmekte olan ekonomiler için swap hatlarına ihtiyaç olabileceğine dikkati çekerek, “Yatırımcılar, krizin başlangıcından bu yana gelişmekte olan piyasalardan yaklaşık 42 milyar dolar çıkardı. Bu şimdiye kadar kaydettikleri en büyük çıkış. Dolayısıyla merkez bankalarının gelişmekte olan ve gelişen ekonomilerdeki politika eylemlerinin, sermaye akışı dönüşleri ile emtia şoklarını giderme zorluklarını dengelemesi gerekir. Günümüzde olduğu gibi kriz zamanlarında, döviz müdahaleleri ve sermaye akışı yönetimi önlemleri, faiz oranları ve diğer para politikası eylemlerini tamamlayabilir” dedi.
IMF’nin Afet Etkilerinin Sınırlanması ve Borcun Hafifletilmesi Fonu’nun da yoksul ülkelere acil kredi yardımı sağlayabileceğini anımsatan Georgieva, söz konusu fonun yaklaşık 400 milyon dolarlık kredi kapasitesi bulunduğunu, amaçlarının bağışlarla bunu 1 milyar dolara çıkarmak olduğunu ifade etti. “Sağlıklı bir küresel ekonomi için politika eylemi” başlıklı açıklamasında Georgieva, karantina ve sosyal mesafenin Covid-19’un halk sağlığı üzerindeki etkisiyle mücadele için doğru reçete olsa da küresel ekonomiyi koruma altına alabilmek için bunun tam tersinin gerekli olduğunu bildirdi. www.tbmag.co.uk 27
BUSINESS
Birleşik Krallık yeni göç sistemine geçiyor! Birleşik Krallık, küresel yetenek ile sponsorluğun öne çıktığı yeni göç sistemine geçiyor! Hükümet, ülkeyi “dünyanın en parlak ve en iyilerine açacak” puan tabanlı yeni göç sistemini duyurdu. 2021’de yürürlüğe girecek yeni sistemle bilim ve teknoloji alanında yetişmiş iş gücünün ülkeye kazandırılması hedefleniyor.
B
irleşik Krallık Hükümeti, Brexit sonrası ülkeyi “dünyanın en parlak ve en iyilerine açacak” puan tabanlı yeni göç sistemini duyurdu. Avrupa Birliği (AB) ile serbest dolaşım sona erdiğinde 1 Ocak 2021’den itibaren geçerli olacak yeni sistemle, bilim ve teknoloji alanında yetişmiş iş gücünün ülkeye kazandırılması hedefleniyor. Bunu gerçekleştirmek üzere puan tabanlı bir sisteme geçilerek, belli bir seviyede maaş ile iş teklifi, doktora, dil bilgisi standart hale getiriliyor. İçişleri Bakanı Priti Patel, yaptığı açıklamada, yeni sistemin 1 Ocak 2021’de yürürlüğe gireceğini söyledi. Bunun tüm ülke için tarihi bir karar olduğunu söyleyen Patel, “Serbest dolaşıma son veriyoruz, sınırlarımızı kontrol altına alıyoruz.” dedi. Patel, İngiliz halkının taleplerini dikkate aldıklarının altını çizerek, “Ekonomiyi ve topluluklarımızı güçlendirerek dünyanın dört bir yanından en parlak ve en iyilerini kendimize çekeceğiz ve bu ülkenin tam potansiyelini açığa çıkaracağız” diye konuştu. Patel şirketlerden, Avrupa’dan gelen “ucuz işgücünün” payını azaltarak, kendi çalışanlarına ve otomasyon teknolojilerine yatırım yapmalarını istedi.
28 Turkish British Magazine I Mart - Nisan 2020
Yeni sistem, AB ve AB üyesi olmayan vatandaşlara eşit davranacak ve İngiltere ekonomisine katkıda bulunabilecek insanları cezbetmeyi hedefleyecek. İrlanda vatandaşları, şimdi olduğu gibi İngiltere’ye gelip yaşayabilecekler. AB ve AB dışı ülkelerin vatandaşları, 1 Ocak 2021’den sonra aynı göç düzenlemelerine tabi olacaklar. Yeni göç sistemi, 31 Ocak’ta AB’den ayrılan İngiltere’de, Boris Johnson hükümetinin en önemli seçim vaatleri arasında yer alıyordu. Yatırımcı, iş geliştirme ve yetenek vizeleri ön plana çıkıyor Yeni göç sisteminde öne çıkan iki ayrı vize kategorisi bulunuyor. Genel olarak Aşama 1 ve Aşama 2 olarak kategorize edilen Birleşik Krallık vize sistemi içinde yapılan yeni düzenlemelerle; Aşama 1 kapsamındaki “Olağanüstü Yetenek” vizesi güncellenerek 20 Şubat 2020’de itibaren “Küresel Yetenek” vizesi haline getirildi. Aşama 2 kapsamındaki genel vize olan Nitelikli Çalışan vizesinde ‘sponsorluk’ yani İngiltere’de lisanslı bir işverenden yeteneğiyle ilgili bir iş teklifi almak gerekiyor. Güncellenen yeni göç sisteminde yatırımcı, iş geliştirme ve yetenek vizeleri ön plana çıkıyor. Bu kapsamda Aşama 1 Yatırımcı ile Girişimci vizesi ile adı Küresel Yetenek olarak değiştirilen Olağanüstü Yetenek vizesi ve ayrıca Start-up vize ile Yenilikçi vize kategorileri bulunuyor. Aşama 2 kapsamında ise Nitelikli Çalışan ve Şirket İçi Transfer kategorileri yer alıyor.
/ AKTÜEL HABER
Bu kategorilerle bilim ve teknoloji alanında yetişmiş iş gücünün ülkeye kazandırılması hedefleniyor. Küresel Yetenek vizesi Küresel yetenek programı AB, AEA ve İsviçre vatandaşlarına da açılacak. Yüksek vasıflı bilim adamlarının ve araştırmacıların bir iş teklifi olmaksızın İngiltere’ye gelmelerine izin verecek. Küresel Yetenek vizesi, İngiltere’de çalışmak isteyen bilim, mühendislik, tıp, beşeri bilimler, dijital teknoloji, sanat ve kültür alanlarında yetenekli ve gelecek vaat eden kişileri kapsıyor. Global Talent vize kategorisi 20 Şubat 2020’den itibaren, eski 1. Aşama (Olağanüstü Yetenek) kategorisinin yerini aldı. Küresel Yetenek göç kategorisi, bilim, mühendislik, tıp, beşeri bilimler, dijital teknoloji, sanat ve kültür (film ve televizyon, moda tasarımı ve mimarlık dahil) sektörlerindeki yetenekli ve gelecek vaat eden adaylara açık. ‘Yetenek’ başvuru sahiplerinden kendi alanlarında tanınmış bir lider olarak olağanüstü yetenek göstermeleri veya yükselen bir yetenek olmayı ‘vaat etmeleri’ gerekiyor. Bunların dışında İngiltere’de Araştırma ve Yenilik alanında desteklenen bir fona kabul edilmek de bu vize kapsamındaki alternatiflerden biri. Ancak başvuruların, ‘onaylama kuruluşu’ adı verilen, nitelik alanıyla ilgili bir kuruluş tarafından onaylanması gerekiyor. Bu kuruluşlar alanlara göre; • Bilim ve tıp için The Royal Society, • Mühendislik için The Royal Academy of Engineering, • Beşeri bilimler için The British Academy, • Dijital teknoloji için Tech Nation, • Sanat ve kültür için Arts Council England, • Araştırma başvurusu sahipleri için UK Research and Innovation (UKRI) olarak sıralanıyor. Sanat ve kültür kapsamında nitelik alanı moda, mimari veya film ve televizyon ise Arts Council England başvuruları uzmanlık alanlarına göre incelemek üzere; moda için British Fashion Council, mimarlık için Royal Institute of British Architects (RIBA) ve film ve televizyon için Producers Alliance for Cinema and Television (PACT)’a iletiyor. Olağanüstü yetenek kategorisinde bulunan yıllık başvuru sayısı sınırlaması, Küresel Yetenek kategorisinde kaldırıldı. Bu vizelerin sonunda 5 yılda İngiltere’de yerleşime başvuru hakkı bulunuyor. Yetenekli çalışanlar Puanlara dayalı sistem, onaylı bir işveren sponsorundan iş teklifi alan vasıflı işçiler için bir rota içerecek. Ocak 2021’den itibaren, sunulan işin
gerekli beceri düzeyinin A seviyesine eşdeğer olması gerekecek. Başvuru sahibinin İngilizce seviyesi, mesleği ve eğitim durumu gibi unsurlar dikkate alınarak yeterli puana erişenlerin ülkeye gelmesine izin verilecek. Nitelikli çalışan olarak başvuru sahiplerinin iş teklifi almaları ve teklifi yapan şirket veya kurumun senelik asgari 25 bin 600 sterlin maaş ödemesi gerekecek. Bundan daha az kazanacak olanları için ise (£ 20.480’dan daha az olmamak üzere) az bulunan bir meslekte iş teklifi almak veya işle ilgili bir doktora aranacak. Özellikle düşük vasıflı işçiler için bir göç yolu olmayacak. Halen İngiltere’de bulunan AB ülkelerinden gelen iş gücünün yüzde 70’inin vasıflı işçi olma gereksinimlerini karşılayamayacağı değerlendiriliyor. Hükümet ise Brexit sonrası statüleri değişmeden İngiltere’de kalmak için başvuran 3,2 milyon AB vatandaşının kalifiye olmayan eleman ihtiyacını karşılayacağını düşünüyor. Hükümet’in bu yönde bazı adımlar atacağı da belirtiyor. Britanya’nin göçmenden beklentisi değişiyor Birleşik Krallık yeni göç yasasını açıkladı. Birleşik Krallık’ı Brexit sürecine getiren nüfus yapısındaki değişim, bu yıl içinde hazırlıkları tamamlanacak olan yeni göç yasasına da zemin hazırladı. Ülkenin çağdaş göç hareketleri, nüfus yapısında 21.yy’da yaşanan değişimi gözler önüne seriyor. 2000’li yıllarda nüfus yapısındaki değişim Birleşik Kralllık’in 1948 sonrası modern göç tarihinden farklılıklar gösteriyor. Ülkenin demografik yapısındaki göçmen nüfusun payı, 1948’de kabul edilen İngiliz Vatandaşlık Yasası’ndan bugüne kadar geçen 70 yılı aşkın sürenin son 20 yılında, artık oldukça farklı bir profil çiziyor. Brexit’in temelini hazırlayan bu değişim, Brexit sonrası dönem için Birleşik Krallığı bilim ve teknoloji alanlarında parlak göçmenleri kabul etme öncelikli bir yasa hazırlığına getirdi. www.tbmag.co.uk 29
BUSINESS On yıl sonra 1981’de ise İngiltere doğumlu olmayan nüfusun toplam sayısı 3,4 milyon oldu. Yalnızca İrlanda doğumlu olanların sayıları diğer ülkelerde doğmuş olanların sayısına nazaran bir düşüş göstermişti. Bu nüfus yapısı, 21. yüzyılın başında, Britanya İmparatorluğu’nun nihai dağılışı sonrasında bile açıkça göze çarpıyordu. Yapısal değişimin etkenleri
Çağdaş dönemde İngiltere’ye göç “Windrush Empire” gemisinin 492 yolcusuyla Jamaika’dan İngiltere’ye geldigi 22 Haziran 1948 tarihi, sembolik olarak İngiltere göç tarihinin çağdaş evresinin başlangıcı olarak kabul ediliyor (akt Chris Mohen; 2.12.2019 Perspektif). İngiliz Milletler Topluluğu’ndan gelen yeni nesil göçmenlere “Windrush nesli” olarak adını veren bu gemiyle gelen yolcular, İngiltere’ye ülkeye giriş ve oturum gibi tüm haklara sahip İngiliz unsurlar olarak gelmişlerdi. Aynı yıl kabul edilen 1948 tarihli İngiliz Vatandaşlık Yasası, bu eşit vatandaşlık haklarından potansiyel olarak tüm Yeni İngiliz Milletler Topluluğu vatandaşlarının (Commonwealth citizens), yani o zamanki toplam dünya nüfusunun üçte birinin, gelecek 15 yıl boyunca etkin bir şekilde yararlanabilmesini de güvence altına alıyordu. İlk birkaç yılda göç düşük bir seviye izledi fakat 1961’e gelindiginde serbest dolaşım hakkıyla Milletler Topluluğu’ndan gelenlerin sayısı 135 bini aşmıştı. Hükûmet, İngiltere’ye olan göçü yavaslatmak istedi ve ilk defa 1962 tarihli İngiliz Milletler Topluluğu Göç Yasası’yla, Commonwealth vatandaşlarının ülkeye giriş ve oturum hakları iş belgelerine bağımlı hâle getirildi. 1971 tarihli Göç Yasası’ndan sonra ise bu haklar geçici çalışma izinleriyle sınırlı kaldı. Göçmen nüfusun dağılımı 1900’lerin ikinci yarısındaki süreç, ülkeye gelmeye devam edecek olan göçmenlerin demografik özelliklerini de belirledi. 1971 tarihli nüfus sayımı, İngiltere’de yaşayan fakat İngiltere doğumlu olmayan 3 milyon kadar kişi olduğunu kaydetti. Bu sayı, o tarihteki toplam nüfusun %6’sının altındaydı. Bu kişilerin doğmuş olduğu ülkeler ve sayıları sırasıyla; İrlanda Cumhuriyeti 693 bin, Hindistan 313 bin, Pakistan 137 bin (o zamanki “Doğu Pakistan”, günümüzündeki Bangladeş dahil) ve ABD 110 bin kişiydi. Aynı sayımda Avrupa ülkelerinde doğanların sayısı 810 binin altında kalırken, Karayip kökenli olanların sayısı 237 bin, Afrika doğumluların sayısı 210 bin ve “Eski Milletler Topluluğu” olan Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda doğumluların sayısı 136 bin civarında idi. 30 Turkish British Magazine I Mart - Nisan 2020
Bugüne geldiğimizde ise göçmen nüfusun yapısı, Windrush neslinin manzarasından oldukça farklılık gösteriyor. Günümüzde Birleşik Krallık’taki toplam nüfusun %14’ünü (9,3 milyon) yabancı ülkede doğmuş insanlar, %6’sını (6,1 milyon) ise yabancı ülke vatandaşları oluşturuyor. 2018 yılının sonu itibarıyla başka ülkelerin vatandaşlığına sahip olan kişilerin ülkeleri sırasıyla Polonya, Romanya, Hindistan, İrlanda ve İtalya. Göç ve göçmen yapısının yeniden değiştiğini gösteren en güçlü işaret, göçmenlerin doğdukları ülkelerin çeşitlilik göstermesidir. Nüfus yapısında son 20 yıldaki gelişim incelendiğinde 2000 yılından itibaren üç ana dönüm noktası görülüyor. 2000-2001 yıllarında, ülkenin yabancı uyruklu sakinlerinin oluşturduğu manzara, 30 yıl öncesinin manzarasına hâlâ çok benziyordu. 1981’de başlayan İrlanda doğumlu nüfustaki gerileme yavaş yavaş devam etti. Bu gerileyiş 2003-2004’e kadar sürdü ve İrlanda ilk kez ikinci sıraya gerileyerek yerini Hindistan’a bıraktı. 20072008’de Polonya, diğer yabancı ülke doğumlu millet grupları içinde Bangladeş, Almanya, Pakistan ve İrlanda’yı yalnızca üç yıl gibi bir sürede geçerek ikinci sıraya yükselmişti. 2014-2015 döneminde, AB üyesi bir devlet olan Polonya doğumlu göçmenler, İngiltere’de sayıları gittikçe artan Hindistanlılara rağmen, Hindistan doğumlu göçmenleri geçti ve İngiltere dışında doğan en büyük göçmen grubu oluşturdu. Bu yapısal değişimin temel itici gücü elbette AB’nin 2004 sonrası doğuya genişlemesi ve 2008-2009 Avrupa borç krizinin ardından AB içi hareketliliğin artması oldu. Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinden Polonya 2004’te, AB’ye katıldı ve İngiliz işgücü piyasasında tam haklara sahip oldu. Romanya, Bulgaristan ile birlikte 2007’de resmî üye oldu ve İngiliz iş piyasası 2014’te bu ülkelere açık hâle geldi. Toplamda AB doğumlu olmayanlar, AB doğumluların sayısından hâlâ önemli ölçüde fazlalar. Ancak, 2012-2013 yıllarından itibaren Birleşik Krallık’ın bin yıllık göç karmaşası gözle görülür ve dramatik bir biçimde Avrupa göçüne dönüşmüş durumda. Son veriler, yeni ortaya çıkan göçmen nüfus yapısının ileriye yönelik bir değişimin eşiğinde olabileceğinin sinyalini veriyor.
emerging
nts Eve
ma
Intelligent investment in emerging markets
t in en m
intelligent inve st
ets rk
8th Invest in Turkey Forum 2020 3rd UK - Turkey
Overseas Investment
17-18 September LONDON
Forum 2020
Park Plaza Waterloo Hotel Bronze Sponsor
Partners
Co-hosts
Delegate Bag Sponsor
Media Partners
Media Sponsor
TURKISH BRITISH CHAMBER OF COMMERCE AND INDUSTRY
Register at: www.eelevents.co.uk
TurkishBritish A magazine for Turkish and British Business People
www.tbmag.co.uk 31
BUSINESS
IR35 ertelendi... Nisan 2020’de yürürlüğe girmesi planlanan IR35, İngiltere’nin koronavirüs salgını ile mücadele stratejisi kapsamında ertelendi. İngiltere’de sözleşmeli çalışmayı kısıtlayarak binlerce serbest meslek sahibini etkilemesi beklenen IR35’in koronavirüsün ekonomideki etkileri dikkate alınarak gelecek yıl gündeme alınmasına karar verildi
2
017’den bu yana, daimi istihdam edilen bir pozisyona geçişleri istenen sözleşmeli çalışanlarla ilgili IR35 mevzuatında yapılan değişikliklerin 6 Nisan 2020’de yürürlüğe girmesi planlanmıştı ancak koronavirüsün yayılma hızı ve ekonomik etkisi IR35’in bir süreliğine rafa kalkmasına neden oldu. IR35, tüm dünyayı etkisi altına alan ve İngiltere’de de hızla yayılmaya devam eden koronavirüs nedeniyle ertelendi.
Koronavirüs salgını öncesinde Nisan 2020’de yürürlüğe girmesi planlanan IR35 tüm detaylarıyla hazırlandı. Yürürlüğü girmesi bir süreliğine ertelenen mevcut IR35 mevzuatındaki değişiklikler, özel sektördeki yüklenicilerinin % 80’inin limited şirketleri aracılığıyla sözleşme yapmaya devam edemeyeceği anlamına geliyor. Ankara Anlaşması vizesi ile Birleşik Krallık’ta kendi şirketini kurmuş olan pek çok kişi de IR35 mevzuatındaki bu değişiklikten olumsuz etkilenecek. Ankara Anlaşma bir girişimci vizesi olduğu için kendi şirketi dışında çalışmaya izin vermiyor. Vize yükümlülükleri gereği başka işyerinde çalışamayacak durumda olan şirket sahipleri, özellikle IT sektöründe yaptıkları sözleşmelerle yüklenici olarak çalışıyor. Peki bir anlamda limited şirketlerdeki finansal özgürlüğü sekteye uğratan IR35 aslında neyi amaçlıyor?
Gizli istihdam IR35, bir firmada yüklenici (ya da müteahhit/sözleşmeli) olarak kendi limited şirketi adına çalışan, ancak uzun süreli bu görevi yerine getirirken tam zamanlı personel gibi tüm mesaisini aynı işyerinde geçiren kişileri sözleşmeli olarak kabul etmiyor.
‘Gizli istihdam’ veya ‘gizli işçilik’ terimi ne anlama geliyor?
Bir aracı aracılığıyla tam zamanlı bir pozisyon dolduran ve tam zamanlı bir çalışan gibi davranan ancak buna karşılık gelen gelir vergisi ve Ulusal Sigorta (NI) katkılarından kaçınmaya çalışan herhangi bir taşeron çalışanı gizlenmiş istihdam altında sayılır.
32 Turkish British Magazine I Mart - Nisan 2020
/ IR35
Tam zamanlı mesai harcayıp sözleşmeli olarak çalışmak, vergi yükümlülükleri bakımından farklılıklar doğuruyor. Büyük firmalarda yüzlerce kişinin istihdamının bu şekilde yapılması, vergi kaybını toplamda önemli rakamlara çıkarıyor. Bir işverenin, kendi mekanında ve kendi imkanları ile tam zamanlı istihdam ederek çalıştıracağı personel yerine, sözleşmeli işgücü ile aynı işi yaptırması bu mevzuatın temelini oluşturuyor. Bu şekildeki uygulaması ile sözleşmeli çalışma, gizli istihdam olarak kabul ediliyor.
Sözleşmeli çalışanlar da HRCM’ye bildirilecek Hem işverene hem de çalışana vergi ve sigorta primi avantajı sağlayarak ilgili kanun koyucuların harekete geçmesine neden olan bu durum, IR35 mevzuatı ile kontrol altına alınmak isteniyor. Nisan 2020’den itibaren yürürlüğe girmesi planlanan ancak koronavirüs nedeniyle ertelenen mevzuat değişikliği ile şirketler sözleşmeli çalışanlarını da artık HRCM’ye bildirmek zorunda kalacaklar. Yürürlüğe girdiğinde IR35 kapsamındaki istihdama yüksek miktarlarda cezai yaptırımlar getirilecek ve HRCM artık bu konuda büyük şirketleri denetleyebilecek. Şirketler de bu denetlemeden kaçınabilmek için sözleşmeli yüklenici çalıştırmayı iptal ediyor.
IR35’in yaptırımları 2021 yılında gündeme alınması öngörülen IR35’in kapsamında kalan bir sözleşme, HM Revenue and Customs (HMRC) tarafından örtülü istihdam yo-
IR35 nedir?
Genellikle IR35 olarak bilinen mevzuat İngiltere Hükümeti tarafından örtülü istihdam yoluyla vergiden kaçınmayı engellemek için çıkarılmıştır. Mart 1999’da bir bütçe notunda açıklandı, ancak 6 Nisan 2000’de yürürlüğe girdi ve bu mevzuat Nisan 2017’de tekrar revize edildi.
luyla gelir vergisi ve Ulusal Sigorta (NI) katkılarından kaçınmaya çalışan tam zamanlı bir çalışan olarak kabul ediliyor. Bu kapsamın dışında kalan sözleşmeler ise meşru yüklenici olarak kabul ediliyor. Bir yüklenicinin sözleşmesi IR35 kapsamında sayılır veya HMRC tarafından gizli istihdam olarak kabul edilirse, gelir vergisinde % 25’den fazla ödemenin yanı sıra başka yasal yükümlülüklerle de karşı karşıya kalabilecek.
İşverenler alternatiflere yöneliyor Firmalar, hizmet alacağı yüklenicinin kendi şirketi ile sözleşme yaparak çalışmak yerine alternatifler istihdam modellerine yöneliyor. Riski azaltmak isteyen firmaların bir kısmı tam zamanlı (permanent) personel istihdam etme yoluna gidiyor. Bir kısmı ise “şemsiye şirketi” gibi bir istihdam şirketi aracılığıyla ödeme yapma kararı alıyor. Bir şemsiye firma üzerinden asıl hizmet vereceğin firma için kontrat yaparak çalışmak, ‘fix term kontrat’ olarak da anılıyor. Şemsiye şirketi yüklenicinin tüm vergileri, işveren ve çalışanların ulusal sigortasını ödedikten sonraki kazancı yükleniciye aktaran bir model. Bu da yeni sistemle kazançlarının yaklaşık % 25’ini ek vergilere aktarılması anlamına geliyor. Bu seçenek kısa vadede sorunu çözmeye yardımcı olsa da gelecek için kesin sonuç sağlanamayacağı değerlendiriliyor.
IR35 kimlere uygulanır?
IR35, hizmetlerini bir aracı aracılığıyla bir müşteriye sunan herkes için geçerlidir, yani bir Limited Şirket veya bir Kişisel Hizmet Şirketi (PSC olarak bilinir) veya Limited Sorumluluk Ortaklığı aracılığıyla olabilir. Bunlar bir İngiliz yüklenicisi tarafından kullanılan yaygın ticaret yöntemleridir.
www.tbmag.co.uk 33
BUSINESS
A
kdenizin stratejik adası Kıbrıs... Bir tarafında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), diğer tarafta Rum kesimi... Uzun yıllardır devam eden görüşmelere rağmen iki kesim arasında bir türlü çözüme ulaşılamıyor. KKTC, Rum kesimi ile yıllardır devam eden görüşmelerle geleceğini belirlemeye çalışıyor. Küçük bir bölüm, iki kesim arasında bir uzlaşma beklentisi içinde olsa da büyük çoğunluk görüşmelerden bir uzlaşma beklemiyor.
Akdeniz’de Sicilya ve Sardinya’dan sonra 3. büyük ada KKTC ve Kıbrıs Rum kesimi arasında devam edecek müzakerelerden yakın zamanda bir çözüm çıkar mı bilinmez ama Kuzey Kıbrıs sahip olduğu tüm potansiyeli kullanmak istiyor ve yabancı yatırımcıları bölgeye davet ediyor. Türkiye’nin güvenliği için stratejik bir konumda olan jeopolitik konumu nedeniyle birçok medeniyete ev sahipliği yapan Kuzey Kıbrıs’ın her yeri, geçmişin izlerini taşıyor. Kuzey Kıbrıs’ın tüm kentlerinde kale, cami, manastır, kilise ve şapel görmek mümkün. İhtişamı ile ilgi çeken Girne Kalesi, Saint Hillarion Kalesi, Batık Gemi Müzesi, Barbarlık Müzesi, Selimiye Camii, Lala Mustafa Paşa Camii ve Othello Kulesi gibi tarihi yapılar, her yıl milyonlarca turisti Kuzey Kıbrıs’a çekiyor... Eşsiz doğası ve Akdeniz iklimiyle adanın kuzeyi yıl boyunca ziyaretler için cazibe merkezi olma özelliğini sürdürüyor. Kıbrıs, Akdeniz’in Sicilya ve Sardinya’dan sonra üçüncü büyük adası konumunda. Toplam yüzölçümü 3.355 km2 olan KKTC, adanın üçte birine karşılık geliyor. Ada sahillerinin yarısı KKTC sınırları içerisinde yer alıyor.
Maraş hem turizme hem
KKTC’de Yatırım Zamanı... Kıbrıs Adası’nda uzun yıllardır süren müzakereler 2020 yılında da devam edecek. İki toplumu memnun edecek bir çözüm yakın zamanda görünmüyor. Ancak KKTC Hükümeti, yatırım ortamını iyileştirmek için altyapı çalışmalarını hızlandırdı, teşviklerde düzenlemelere gidiyor. KKTC turizm, tarım, bilişim, enerji, sağlık ve daha pek çok sektörde yatırımcıları bekliyor
34 Turkish British Magazine I Mart - Nisan 2020
/ ÜLKE
yatırımcılara açılıyor Turizm, KKTC ekonomisi için büyük gelir potansiyeli oluşturuyor. Turistlerin bir milyonundan fazlasını, Türkiye’den adayı ziyaret edenler oluşturuyor. Son yıllarda turizme yönelik yatırımların artması ile turizm gelirlerinde artış hedefleniyor. Her yıl yeni otellerin ve tatil köylerinin yapıldığı Kuzey Kıbrıs, turizm yatırımları açısından büyük potansiyel taşıyor. Özellikle 46 yıldır kapalı tutulan Maraş’ın açılması konusunun da tartışılmaya başlamasıyla, uzun vadedeki böyle bir gelişmenin KKTC’de hem turizmcilere hem de yatırımcılara büyük fırsatlar sunması bekleniyor. 1974 öncesi Orta Doğu’nun turizm incisi olan Maraş’ta 45 otel, 60 apart otel, 3 bin ticari işletme, 99 eğlence mekanı, 25 müze, 24 tiyatro ve sinema, 21 banka ve 4 bin 469 ev bulunuyordu. Maraş’ın açılması mümkün olursa, uzun yıllardır atıl kalan birçok bina doğal olarak yıkılacak ve bölgede ciddi bir müteahhitlik hizmeti, proje finansmanı ve yatırım fırsatı gündeme gelecek.
YÖK onaylı 12 üniversite
kendileri sınav açarak sınav sonucuna göre öğrencileri tespit ediyor. Kuzey Kıbrıs, eğitim sektöründen her yıl yaklaşık 1 milyar dolar civarında gelir elde ediyor. Bu rakam, milli gelirin yaklaşık yüzde 25’ine tekabül ediyor.
Gayrimenkul alımında İngilizler 1. sırada Özellikle son yıllarda eğitim ve turizm alanında yaşanan olumlu gelişmeler Kuzey Kıbrıs’ta gerek emlak, gerekse diğer alanlarda ciddi fırsatların da doğmasına sağladı. Adada emlak piyasası, döviz bazında her yıl yaklaşık %30 artıyor. Gayrimenkul alanında yatırım yapanlar, 13 yılda yatırımını amorti edebiliyor. Kuzey Kıbrıs, iklimi, doğası ve muhteşem denizi ile İngilizler başta olmak üzere yabancı ülkelerden birçok insanın gözdesi konumunda. Adada, en fazla konut alanların başında İngilizler geliyor. İngilizleri Ruslar, Araplar, Finlandiyalılar ve Norveçliler takip ediyor.
KKTC, yabancı yatırımcıları bekliyor
İklimi, tarihi eserleri, doğal güzellikleriyle tatil cenneti Kuzey Kıbrıs, aynı zamanda ‘üniversite adası’ olarak da anılıyor. Yüksek öğrenim sektörü, turizm sektörüyle beraber ada ekonomisinin lokomotifi konumunda. KKTC’de Lefke Avrupa Üniversitesi ile Doğu Akdeniz Üniversitesi’ne ilaveten 10 özel üniversite faaliyet gösteriyor. YÖK’ün onayladığı 12 üniversite bulunuyor. TC vatandaşı öğrenciler ÖSYM sınavları sonucuna göre üniversitelere ücretli olarak kayıt yaptırıyor. Üçüncü ülke öğrencileri için her üniversite
www.tbmag.co.uk 35
BUSINESS fırsatı Cansuyu Projesi ile suya kavuşan Kuzey Kıbrıs’ta, niş bir yatırım olarak yüksek katma değerli tarım ve gıda işleme sektörü, yani tarımsal üretim, önümüzdeki yıllarda çok daha büyük önem kazanacak. Tarım sektörünün rekabet edebilirliğini artırmak için yüksek katma değerli ve yüksek piyasa talebi olan narenciye ürününe ilave olarak alternatif ürünlerin geliştirilmesi hedefleniyor. Tarım sektörünün niş yatırımlarla katma değeri yüksek bir sektör olarak geliştirilebileceği öngörülüyor. Hellim, Verigo üzümü, nar, kapari, zeytinyağı, narenciye balı, harup ve baharatlar Kuzey Kıbrıs’ın sunabileceği bazı özellikli tarım ürünleri.
Ekonomisini güçlendirmek isteyen KKTC yönetimi, yabancı yatırımcıları bekliyor. Yatırım politikasının temel amacı, ekonomik kalkınmayı hızlandırmak, ekonominin rekabet gücünü yükseltmek, potansiyel kaynakları harekete geçirmek. Yönetim, özel teşebbüsün ekonomideki etkinliğini artırmayı ve yabancı sermayeyi ülkede yatırım yapmaya özendirmeyi hedefliyor. Bunun için de ihracata yönelik sanayiler tercih ediliyor. İç piyasanın küçüklüğü nedeniyle yatırım politikası, mal ve hizmetlerin ihracına yönelik. Modern teknoloji, know-how ve yeni üretim tekniklerinin KKTC’ye transferini kolaylaştıran projelere öncelik veriliyor.
Tarımda yüksek katma değerli üretim
YATIRIM POTANSİYELİ OLAN SEKTÖRLER KKTC Başbakanlık Kıbrıs Türk Yatırım Geliştirme Ajansı (YAGA) tarafından belirlenen öncelikli ve ikincil öncelikli sektörler: • Özel İlgi Turizmi: Mevcut kitle turizmi yanında özel ilgi turizmi, sağlık turizmi, yat turizmi ve eko-agro turizmi alanlarında önemli potansiyel söz konusu. • Sağlık Turizmi: Turistik yaşlı bakım merkezleri yatırımlarında potansiyel görülüyor. • Yat Turizmi: KKTC’de yat konaklama kapasitesi bir hayli düşük. Bu durum, marina yatırımlarına olan ihtiyacı ortaya koyuyor. • Eko-Agro Turizmi: Çeşitli medeniyet ve kültürlerin mozayiği konumunda olan Kuzey Kıbrıs, eko - agro turizm ürünleri konusunda çeşitli yaratıcı yatırım fırsatları sunuyor. • Konferans Turizmi: Ülkede mevcut 5 yıldızlı oteller, konferans turizminin gelişmesinde önemli rol oynuyor. 36 Turkish British Magazine I Mart - Nisan 2020
Bilişim, enerji, sağlık ve yat üretimi niş yatırım alanları Sektörel gelişmeler ve mevcut kaynaklar dikkate alınarak yapılan sektör hedefleme çalışması ışığında bilişim sektörü, büyük bir potansiyele sahip. KKTC yönetimi, sektörün geliştirilmesine yönelik çalışmaları devam ettiriyor. KKTC’de ikincil öncelikli sektörlerin başında niş bir alan olarak yat üretimi ve ilgili sektörler potansiyeli yüksek yatırım alanları olarak dikkat çekiyor. Finans, ticaret, ulaşım ve lojistik de adada yatırım yapılabilecek alanlar olarak öne çıkıyor. Uzun yıllardır enerji fakiri bir ülke olarak dikkat çeken KKTC’de, önümüzdeki yıllarda özellikle alternatif enerji yatırımlarına çok büyük önem verilecek. Gerekli teknik bilgi (know-how) donanımına sahip yatırımlar ile adanın güneş ve rüzgar enerji kaynakları harekete geçirilebilir. Kuzey Kıbrıs’ta sağlık hizmeti genellikle kamu tarafından sağlanıyor. Özel sektörün yatırımları ile özel hastanelerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Bu sektörün gelişmesi diğer alanların gelişmesini destekleyecek nitelikte. Kuzey Kıbrıs’taki sağlık hizmetleri kalitesinin artırılması için üniversitelerin tıp bölümlerinin önemli katkısı olacağı dikkate alınmalı.
/ ÜLKE
“Devlet Planlama Örgütümüzün yürüttüğü Teşvik Yasası’na göre teşvik alanlara yatırım indirimi %100, Güzelyurt, Lefke ve İskele’de yapılacak yatırımlara %200. Teşvikli yatırımlara aynı zamanda gümrük, fon, Katma Değer Vergisi ve inşaat ruhsatı ile ilgili vergi, resim, harç muafiyetleri verilmekte. Sermaye artırımıyla ilgili Pul Vergisi indirimi, ipotek işlemleriyle ilgili harç indirimi uygulanmakta. Kalkınma Bankası’ndan verilecek kredilerde teşvikli yatırımlara öncelik veriliyor.”
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti´ne güvensinler”
KKTC BAŞBAKANI ERSİN TATAR; “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti´ni bölgenin çekim merkezi haline getirmeyi hedefliyoruz. Adamızın coğrafi konumu bize bu imkanı tanıyor. Avrupa´nın, Asya´nın ve Afrika´nın kesiştiği bir noktadadır. Hedefimiz Kıbrıs sorunundan bağımsız ülkemizi turizm, öğrenci ve büyük şirketlerin iş merkezi haline getirmektir.”
“KKTC’yi bölgenin çekim merkezi haline getirmeyi hedefliyoruz” “KKTC hızla gelişen bir ülkedir. Biz hükümet olarak öncelikle bu hızlı gelişmeye ayak uydurabilmek için alt yapıyı iyileştirme çabası içerisindeyiz” diyen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başbakanı Ersin Tatar, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti´ni bölgenin çekim merkezi haline getirmeyi hedefliyoruz. Adamızın coğrafi konumu bize bu imkanı tanıyor. Avrupa´nın, Asya´nın ve Afrika´nın kesiştiği bir noktadadır. Hedefimiz Kıbrıs sorunundan bağımsız ülkemizi turizm, öğrenci ve büyük şirketlerin iş merkezi haline getirmektir” şeklinde konuştu.
KKTC’de pek çok alanda yatırımlar yapılabileceğini ifade eden Tatar, özellikle Türkiye’den gelen su ile Kuzey Kıbrıs’ın verimli toprağının buluşmasından iş adamlarının yararlanabileceğini söylüyor. “Ülkemizin güzel bir iklimi var” diyen Tatar, teknoloji kullanılarak tarımsal alanda verimli üretim yapılabileceğini, yüz bin üniversite öğrencisinin bulunduğu Kuzey Kıbrıs’ta bilişim alanında yatırım yapılabileceğini söylüyor. “Bizler önceliğimizi yatırım ortamını iyileştirmek için altyapı yatırımlarına önem verdik” diyen Tatar şöyle devam ediyor: “Hedefimizde Türkiye ile KKTC arasında kablo ile elektrik hattı oluşturarak enterkonnekte hale gelmek. Böylece amacımız; elektrik maliyetlerini aşağıya çekmek ve arz güvenliğini sağlamak, limanlarımızı ve telekomünikasyon alanında kamu-özel sektör işbirliğinde altyapıyı geliştirmek ve işletmek. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti´ne güvensinler. Demokrasisi, bağımsız yargısı ile gelişen altyapısı ile birlikte gelecek vadeden ülkemizin geleceğini görebilsinler ve şimdiden geleceği satın alabilsinler. Yatırım için ülkemiz fırsattır. Bunu değerlendirsinler.”
“Yatırımcılara büyük muafiyetler var” Hükümet olarak yatırım ikliminin iyileştirilmesine öncelik verdiklerini belirten Tatar şöyle devam ediyor: “Bürokratik önlemleri azaltmak öncelikli görevimizdir. Bunun üzerinde hızla çalışıyoruz. 2020 yılı sonuna kadar e-devlet projesini tamamlamayı planlıyoruz. Artık birçok işlem elektronik ortamda yapılabilecek. Vergiler konusunda yanlış bir algı var. Ülkemizde yatırımcılara büyük muafiyetler bulunuyor. Vergi oranlarımız çevre ülkelere göre daha düşük. Yine de Maliye Bakanlığımız bu konuda yapılabilecekler üzerinde çalışıyor.” Tatar yatırımcılara sunulan avantajlara da örnekler veriyor: www.tbmag.co.uk 37
BUSINESS
Londra’daki Startup Kurucularıyla Görüşmelerimden Öğrendiklerim Londra’da bir startup kurucusu olarak başarılı olmak için gizli bilgiler var. Bu destansı şehri çözmek genellikle (en az) birkaç yıl alıyor ve tam olarak “buraları biliyorum” diyebilmek bir 5-10 yıl daha gerektiriyor. Ozan Dagdeviren Startup Consultant | Author of Startups Grow With People | Domain expertise on Growth, People, Culture and Learning.
L
ondra, Silikon Vadisi değil. Yine de hala Avrupa’nın en Amerikan kısmı. Bu iki anlama geliyor: 1) Başlangıç olarak birçok yönden Avrupalı. Bu her zaman girişimsel demek değil. 2) ABD ile temas halinde ve ondan çokça etkileniyor. Gerçekte bu ikisini bilmek aslında bize Londra’nın San Fransisco ya da Silikon Vadisi ile ne kadar benzer ya da farklı olduğuna dair herhangi bir ipucu vermiyor. Peki bu ilk etapta neden önemli? İşletmelerle ilgili her türlü şeyi İstanbul’da öğrenmiş biri olarak haliyle ticari ortam anlayışım ilk olarak etrafımda gördüklerimle şekillendi. Yazar / girişimci olmadan önce çalıştığım 4 işin biri İngiliz, biri Amerikan ve ikisi Türk şirketiydi.
38 Turkish British Magazine I Mart - Nisan 2020
Kişisel deneyim öğrenmenin tek yolu değil. Dolaylı olarak da öğreniriz, başkalarının deneyimlerinden ve bilgilerinden, mesela Warren Buffet’ten bir alıntı okuduğunuzda dolaylı olarak öğrenirsiniz. Startup’larda da durum aynı, iki ana öğrenme yolu var. Dene, yenil ve kendin deneyimle (oldukça pahalı) ya da dolaylı öğren. Sorun burada. Konu startuplara geldiğinde, startup’ın ne olduğu, nasıl inşa edilmesi gerektiği ve neyin onu başarılı kıldığı hakkındaki anlayışımız kullandığımız kaynaklardan geliyor. Bu kaynakların çoğu da ABD’den. Kitaplardan podcast’lere, YouTube videolarından blog yazılarına, kolaylıkla erişebileceğiniz çoğu içerik, burada derslerin evrensel olduğu iddiasıyla ABD’den çıkmış olacak. Konu kesinlikle bu değil. Londra’nın farklı avantajları ve dezavantajları var. Burada işlerin nasıl yürüdüğüne dair startup’lar ve girişimcilik hakkında bilgi vermek üzere Londra’nın 1 numaralı kaynağı olma vizyonuyla, Londra startup’larının hikayelerini anlatmak için Startups of London’ı kurdum. Şimdiye dek YouTube kanalımızda yayınlanan ve blog yayınları ve podcast’lerle (startupsoflondon.com ve podcast platformlarından ulaşılabilir) 14 startup’ın hikayesini anlattık. Herhangi bir tarayıcıya “startups of london” yazın ve bizi bulun.
/ KARİYER OKULU Kurucularla röportajları şahsen yürütüyorum ve özellikle Londra’da yaşamanın ve çalışmanın nasıl olduğunu ve nasıl farklı olduğunu soruyorum. Bu konuşmalara dayanarak, damıtabildiğim en iyi bilgiler şöyle:
1) Yatırımcıların daha riskten kaçınan bir tavrı var. Dünyanın finans başkenti olarak (her zaman New York ile rekabet halinde olan) Londra’nın büyük bir sermayesi var. Bu sermaye kuşaklararası varlıktan geliyor ve pek çokları için güvenli bir sığınak. Bu nedenle ana tema, parayı “iki katına çıkarmak” değil “korumak”. Amerikan modelinin tersi. Bu startup finansmanınada yansıtıyor. Yatırımcılar yatırım yaparken yüksek riskli ve yüksek ödüllü bir kumarla daha az ilgileniyorlar ve işin başarılı olacağına dair kesinliği daha fazla olan sayılar görmek istiyorlar.
2) Daha az tekrarla ve daha az dene. Startup’ların temel taşı, en uygun ürün-pazar uyumunu bulana dek tekrarlamak ve denemek. Deneysel düşünce yapısı kurucuların çoğunda varken, startup’lar yönlerini sıklık ve büyüklük olarak daha az değiştiriyorlar. Görüştüğümüz startup’lardan biri olan Lavanda, çamaşırhane hizmeti olarak başlayıp proptech (emlak teknolojisi) startup’ına evrilmiş. Yine de bu gibi örnekler beklediğimizden daha az. Genellikle bu durumda olan Soldo, Feast-it, Elder ve diğer bazıları, sorunu belirlemişler ve oraya nasıl ulaşacaklarını biliyor ve fazla evrilmiyorlar.
3) Başarısızlık daha az kabul edilebilir. Bu Increasingly’nin kurucusu Sri tarafından iyi vurgulanan bir konu. Hem ABD hem İngiltere’de zaman geçirmiş biri olarak, her ne kadar bu değişiyor olsa da, başarısızlık hala İngiltere’de daha az kabul görüyor. Silikon Vadisi’nde de bir onur nişanı değil.
4) Her şey daha uzun sürüyor. Neredeyse insanların daha fazla kazanmak ya da işlerini daha hızlı büyütmek için yeterince hevesli olmadıklarına dair ürkütücü bir his var. Bu birbiriyle yarış halindeki iki faktörden geliyor. Birincisi, birçok köklü işletme var ve güvenilir bir iş kurmak yıllarca sürebilir. İki yıllık bir geçmişiniz olsa da siz hala oldukça yenisiniz. İkincisi, insanların ABD’deki gibi pazar genişletme için bir aciliyet hissi yok. Bir maile cevap almak 3 hafta sürebilir, sonraki görüşmeyi ayarlamak bir 2 hafta daha ve küçük bir
karar vermeleri bir 5 hafta daha alabilir. Sonuç olarak her şey, özellikle karlı bir iş haline gelmek daha da uzun sürüyor.
5) Sosyal sınıf ve bireysel önyargılar devreye giriyor. Bireysel bir bakış açısıyla, Londra en kozmopolit ve misavirperver şehir. Sevilmeyecek hiçbir yanı yok. Bununla birlikte, işletmeler açısından bakıldığında, hangi milletten olanların hangi işleri yaptığı ve hiyerarşik düzende beyaz orta yaşlı İngilizlerin en üstte olduğu hakkında belirli önyargılar mevcut. Sadece pitch-deck (yatırımcı sunumu)’i olan ve yatırım arayan bir startup kurucusu olduğunuzu düşünün. Sadece birkaç kişi tanıyan ve isimsiz bir üniversiteden mezun olanlarla, Oxbridge geçmişi olan ve daha da önemlisi buralardan kontakları olanlardan tamamen farklı bir hikâyedesiniz. Büyük Britanya Sınıf Anketi (Great British Class Survey)’ne göre, sınıf kısmen; sosyal sermaye, sahip olduğunuz kontaklar ve bunların sayıları olarak tanımlanır. Başka bir deyişle, yüksek kalitede kontaklarınız ve onların kazandıkları direkt olarak sizin bireysel finansal değerinizle ilişkili. Fransızlarla yaptığım konuşmalardan (çoğunlukla kurucular ya da teknoloji alanında/ startup’larda çalışan insanlarla), İngiltere’nin Fransa’ya kıyasla ABD’ye daha benzer olduğunu söyleyebilirim. Avusturya’da yaşayan tanıdıklarımdan gördüğüm kadarıyla gözlemleri benzer. Olası Berlin istisnası dışında, Orta Avrupa, yeni teknolojiyi benimsemek, risk almayı sevmek ve gelenekten kaynaklı mevcut yolları bozmak konusunda daha muhafazakâr. Sonuç olarak, Londra o kadar da kötü değil. Esasen nereyle kıyasladığınıza göre değişir. Sadece beklentileriniz doğru olsun ki daha iyi kararlar alabilin ve üzerinde çalıştığınız konu hakkında daha kaliteli kararlar alın. www.tbmag.co.uk 39
BUSINESS
Koronavirüsü Online Satışları Nasıl Etkiledi? Dünya gündemine oturan Koronavirüsü hem bireysel hayatımızı hem de iş hayatımızı uzun süre olumsuz etkileyecek gibi görünüyor. Bu etkinin süresini ve seviyesini öngörmek gerçekten de çok zor. Biran önce virüsle mücade yöntemlerinin geliştirilmesi hepimizin en büyük arzusu. Bu ayki yazımda kriz zamanlarının ticarete ve online satışlara etkisinden bahsetmek istiyorum. Murat Buyurgan
K
oronavirüsünün Çin’de ilk defa ortaya çıkması ile birlikte özellikle tedarik süreçleri olumsuz etkilenmeye başladı. Tedarik zinciri yönetimi, ticarette karlı bir operasyon için en önemli unsurlardan bir tanesi. Çin’de tedarik süreçlerinde oluşan olumsuzlukların Türkiye’nin ihracat potansiyeline olumlu etkileri olması mümkün olmakla birlikte, Türkiye’de üreticilerin dünyada online satış yapan girişimcilere ürün tedarik etmeye uygun bir iş kültürüne doğru geçiş yapmaları büyük önem taşıyor. Üreticilerin ihracat potansiyellerini artırmak için yurt dışında fuarlara katılmaktan daha fazlasını yapması gerekiyor. Üretim süreçlerinde standartlaşmak en önemli konulardan bir tanesi. Ürünleri daha iyi anlatan foAmazon’da en çok arananlar sıralama toğraflar ve daha iyi tanımlayan bilgiler oluşturmak, hand sanitiser gel 1 bu bilgileri başta İngilizce hand sanitizer gel pocket size 2 olmak üzere web sitelerinface masks 3 de yayınlamak ve potansiyel hand sanitizer 4 müşterilerin Google’da yaphand sanitiser 5 tıkları aramalar sonucunda hand gel 6 karşılarına çıkabilmek için antibacterial gel 7 SEO uyumlu websiteleri haalcohol gel hand sanitiser 8 zırlamak, ihracat hacimlerini antibacterial hand gel 9 artırmak isteyen üreticiler için ilk olarak yapılması gemask 10 rekenler arasında yer alıyor.
muratbuyurgan.com
Koronavirüsünün Birleşik Krallık’ta Online Satışlara Etkisi Korona virüsü Birleşik Krallık’ta etkisini göstermeye başladıkça online satışlara da oldukça fazla etkisi olmaya başladı. Medyada olumsuz haberlerin yer alması ile birlikte insanların başta yüz maskeleri ve antibakteriyel el sabunları olmak üzere öncelikli gördükleri tüketim malzemelerine talepleri ciddi oranda arttı.
40 Turkish British Magazine I Mart - Nisan 2020
Raflarda bulunabilen ürünler yerel marketlerden satın alındıkça bazı ürünlerin rafları boşalmaya başladı. Marketlerden kolayca tedarik edilebilen ürünlerin bulunamaması insanları online satış kanallarına yöneltti. Amazon’da ve Ebay’de koruyucu yüz maskelerinin ve antibakteriyel ürünlerin satışları tabiri caizse patlama yaptı. Amazon ve Ebay’in uluslararası satışı kolaylaştırması sebebiyle sadece Birleşik Krallık ülkelerinden değil aynı zamanda Avrupa ülkelerinden de siparişler artmaya başladı. Talebin artması ve piyasada ürünlerin azalması ile birlikte birçok ürün aşırı fiyatlanmaya maruz kaldı. Bu duruma rağmen birçok insan bazı ürünleri piyasa değerinin üzerinde bir fiyatla almaya devam etti. Amazon ve Ebay’in bu duruma belirli sınırlarda müdahale ettiğini gördük. Hem Amazon hem de Ebay, kendi platformlarında satış yapan satıcılara yaptıkları bildirimlerde aşırı fiyatlamanın adil satış kriterlerine uymadığını, bu şekilde satış yapan satıcıların ürünlerinin hatta satıcı hesaplarının kapatılabileceği uyarılarında bulundu. Özellikle Ebay’de yüzlerce kişi ve şirket, bir şekilde tedarik ettiği maskeleri ve antibakteriyel ürünleri satışa sundu. Ebay’de açık artırma ile satılan koruyucu yüz maskeleri görmeye başladık. Amazon’da aşırı yüksek fiyatla ve neredeyse 1 ay sonrasında Çin’den gönderilmek üzere satılan antibakteriyel sabunların geçici süre de olsa en çok satan ürünler arasına girdiğini gördük. Ben bu yazımı hazırlarken virüsten korunma amaçlı ürünlere olan yüksek talep devam etmekte ve fiyatlar hala normalden yüksek seviyede seyretmekteydi. Bu durumun geçici olacağını tahmin etmek hiç de zor değil. İnsanlardaki panik havası dağıldıkça, bu ürünlere olan aşırı talep düşecek ve bunun etkisi fiyatlar da yansıyacaktır. Tüm bu anlattıklarım ise ticaretin en temel kuralını bir defa daha bize hatırlatıyor; bir ürünün fiyatını belirleyen unsurların başında arz ve talep dengesi gelir. Talebin olduğu bir üründe arz edenin yani satıcının az olması durumunda fiyat yükselir. Eğer talep azsa veya taleple birlikte arz da fazlaysa fiyat düşer. Mart ayının ilk haftasında Amazon’da en fazla aranan kelimelerin başında yüz maskeleri ve anti bakteriyel jeller geldi. Farklı yazılımlar kullanarak Amazon’da satılan ürünlerin günlük, aylık ve yıllık bazda satış adetlerini analiz etmek mümkün. En popüler satış analiz yazılımlarını http://bit.ly/amazonanaliz linkinden inceleyebilirsiniz. Daha önceki yazılarıma www.muratbuyurgan.com adresinden ulaşabilir, sosyal medya hesaplarımdan Amazon FBA ve Ebay satıcılığı deneyimlerimi takip edebilir ve sorularınız varsa bana iletebilirsiniz.
/ TEKNOLOJİ
gClouds Google Cloud İş Ortağı Programına Katıldı
Anthos ile Hibrit ve Çoklu Bulut Bilişimin Güçlendirilmesini sağlayacak
g
www.gclouds.co.uk
Clouds bilgi teknolojisi danışmanlık şirketi, bugün Google Cloud İş Ortağı Programı’na, Google Cloud müşterilerine hibrit bulut teknolojisi Anthos’un yardımıyla dijital dönüşümü hızlandırma fırsatı veren bir hizmet ortağı olarak katıldığını duyurdu . Anthos, mevcut donanımlar üzerinde çalışabilen ve müşterilerin farklı ortamlar ve API’ler hakkında endişelenmelerine gerek kalmadan iş yüklerini farklı bulut sağlayıcılarında ve kendi veri merkezlerinde yönetmelerine ve dağıtmasına olanak tanıyan bir yazılım. Google Cloud iş ortağı olan gClouds , müşterilere Anthos ile “bir kez kodla ve her yerde çalıştır” deneyimini sunuyor. Anthos, uygulamalarınızı değiştirilmemiş olarak mevcut şirket içi donanım yatırımlarında veya farklı bulut sağlayıcılarında çalıştırmanıza olanak tanır. Anthos şunları sağlar: • Eski uygulamalarınızı kolayca konteyner’a dönüştürür • Mikro hizmetlerin entegrasyonunu sağlar • Google Cloud hizmetlerini kendi veri merkezinize getirir
can şunları söyledi:
gClouds Direktörü Mustafa Güler-
gClouds , Google Cloud Platform için danışmanlık sağlayarak bulut yolculuğunuza yardımcı olan İngiltere merkezli butik bir profesyonel hizmetler şirketidir. Son derece deneyimli, Google Sertifikalı danışmanlık ekibimiz, güvenilir bulut altyapısını planlıyor, tasarlıyor ve Google Cloud Platform’a geçişler ve dönüşümler sağlıyor.
“gClouds, Anthos yeteneklerini veri merkezlerine getirerek Dijital Dönüşüm aşamasındaki müşteriler için çoklu bulut ve hibrit bulut entegrasyonunu mümkün kılacak. Anthos mevcut donanımınızda çalışan bir yazılım olduğundan, ek donanım yatırımınıza gerek yok. Konteyner kullanarak, eski uygulamalar bile taşınabilir olacak ve herhangi bir bulut sağlayıcısına geçiş çok kolay olacak. Anthos, hibrit bulut altyapılarının yanı sıra şirket içi sunucusuz işlevler sağlayarak buluta bir köprü olacak. Resmi bir hizmet ortağı olarak müşterilerimize Google Cloud İşortağı Programının avantajlarını getirmeyi umuyoruz. ” Daha fazla donanım satın almadan, deneyimli danışmanlık ekibimizden Anthos hakkında bilgi isteyin ve Google’ın yazılım geliştirme alanındaki uzmanlığının kendi ortamınızda tadını çıkarın.
GClouds hakkında
www.tbmag.co.uk 41
BUSINESS
British Kebap Ödülleri 2020 kazananları açıklandı Her yıl Mart ayında verilerek geleneksel hale gelen British Kebap Ödülleri bu yıl da sahiplerini buldu. Just Eat’in ana sponsorluğunda 8. kez verilen ödüller, Birleşik Krallık’ta günlük yemek alışkanlığının ayrılmaz bir parçası haline gelen kebabın, ekonomiye katkısını da adeta tescilliyor.
B
Ödüllerin ana sponsoru Just Eat’in Genel Müdürü Andrew Kenny ödül törenindeki konuşmasında, “İngiliz Kebap Ödülleri’ne bir kez daha sponsor olmak büyük bir onur. Bu ödüller, hem yerel topluluklarına hem de İngiltere ekonomisine paha biçilmez bir katkı sağlayan binlerce bağımsız kebap restoranına dikkat çekiyor. Bu yılın tüm finalistlerini ve kazananlarını tebrik ediyoruz, bu gerçekten büyük bir başarı” dedi. Kebap Ödülleri’nin kurucusu İbrahim Doğuş ödül töreninde, kebabın, ülkenin dört bir yanındaki ana caddelerin bilinmeyen bir köşe taşı olduğunu belirterek; “Bu yılki adayların mükemmel kalitesi, İngiliz küçük işletmelerinin mutfağın dünya sahnesinde rekabet etmekten daha fazlasını yapabileceğini göstermektedir” diye konuştu.
irleşik Krallık’taki kebap endüstrisinin, ülke ekonomisine 2,8 milyar pound katkıda bulunduğunun ifade edildiği gecede, jüri tarafından ve halk oylaması ile çeşitli kategorilerde senenin en iyileri seçilen kebap restoranları ve paket servis işletmeleri ödüllendirildi.
16 kategoride verilen ödüllerde; Ace4Kebaps yılın en iyi mobil kebapçısı, BBQ Grill Chatham ve Millennium Pizza - Kebap en iyi paket servisciler, The Mantl ise en iyi akşam yemeği restoranı seçilirken, Batman Grill’den Hamza Yalçın yılın şefi seçildiler.
4 Mart’ta yapılan ödül törenine İş Bakanı Nadhim Zahawi, İşçi Partisi Lideri Jeremy Corbyn; Londra Belediye Başkanı Sadiq Khan ile birlikte 100’den fazla milletvekili ve Lordlar ile 1.200’den fazla davetli katıldı.
British Kebap Ödülleri, restoranlar, tedarikçiler ve gıda endüstrisinde 200.000’den fazla kişinin istihdam edildiği kebap endüstrisini tanıtan tek organizasyon olarak düzenleniyor. Birleşik Krallık’ta her gün 1,3 milyon adetten fazla kebap satılıyor.
Nadhim Zahawi
Sadiq Khan
42 Turkish British Magazine I Mart - Nisan 2020
Jeremy Corbyn
Karan Bilimoria
/ HABERLER
Refresh Yourself, “Refresh Corporate”i başlatıyor
2017 yılında Türkçe kişisel gelişim seminerleri düzenleyerek faaliyetlerine başlayan ve kısa sürede Türk ve İngiliz toplumu arasında güçlü bir iletişim köprüsü kuran Refresh Yourself, bu yıl işletme çalışanlarına yönelik Refresh Corporate’i hayata geçiriyor
2
017 yılından beri herkesi kucaklayacak şekilde açık seminer faaliyetlerine devam eden Refresh Yourself platformu, 2020 yılında yeni bir başarıya imza atmaya hazırlanıyor. Platform tarafından bu yıl hayata geçmesi planlanan “Refresh Corporate”in çalışmalarına hızla devam ediliyor. “Refresh Corporate” yine konularında uzman olan konuşmacıları, uluslararası, lokal ya da tüm ufak işletmelerin çalışanları ile buluşturacak. Refresh Yourself, bu yeni çalışma ile kişisel gelişimin kurumlar için katkısını vurgulayarak yeni bir platform ile birlikte yürümeye devam ediyor olacak. “Refresh Corporate” yaklaşımın ve kurgunun aslında aynı olduğu fakat kurumların ihtiyaçlarına özel çalışılmış, yüksek kaliteli içeriklere sahip, Refresh Yourself kurucularının 30 yıllık profesyonel yaklaşımı ile yeni bir buluşma noktası olacak.
Etkinlik dili İngilizce... Serüvenine 2017 yılında Londra’da başlayan Refresh Yourself ilk oluşum döneminde öncelikle ve ‘sadece’ Türkçe ortak dilinde birleşen, Londra’da yaşayan, kişisel gelişime önem veren, merak eden tüm katılımcılara açık olarak yola çıktı. Ancak süreç içerisinde kişisel gelişimin, evrensel mesajlarını yakalayan İngiltere’de yaşayan yabancı toplumlardan ve İngilizler’den oluşan konuşmacıların etkisiyle ortak dil çoğunlukla İngilizce’ye doğru hareketlendi ve ardından katılımcı profili ciddi anlamda buraya doğru evrilmeye başladı. Refresh Yourself oluşumu Londra’da Türk toplumu ile İngiliz toplumu ve paydaşı diğer toplumlar arasında önemli bir iletişim köprüsü oldu ve bağlar kurmaya başladı. Bu gücün de etkisiyle tüm faaliyetler/etkinlikler herkese açık olacak şekilde ortak dili İngilizce olarak gerçekleştirilmeye başlandı.
www.tbmag.co.uk 43
BUSINESS
Ömer Nart: Forum e-ihracatçılara büyük bir fırsat sunuyor
İngiltere e-ticaret pazarı World E-Commerce Forum’da World E-Commerce Forum, WORDLEF ve İngiltere Ticaret Bakanlığı İşbirliğinde ve Turkish British Magazine medya sponsorluğunda İstanbul’da düzenlenecek.
S
205x272_Turkish_British_Dergi_v2_2.pdf 1 17.03.2020 17:27:04
C
NE 2020
M
Y
CM
MY
CY
CMY
3RD of JU
K
in collaboration with
ınır ötesi e-ticaret yapmak isteyen kurumların uluslararası pazarlarda var olmalarına ve rekabet etmelerine öncülük etmek amacıyla kurulan uluslararası platform WORLDEF’in her yıl farklı ülkelerde düzenlediği “World E-Commerce Forum” için geri sayım başladı. Forum, İngiltere Ticaret Bakanlığı’nın organizasyon partnerliğiyle e-ihracat profesyonellerini İstanbul’da bir araya getirecek. 6. World E-Commerce Forum, 3 Haziran 2020 tarihinde İstanbul Shangri-la Hotel’de düzenlenecek. Etkinliğin teması “İngiltere e-ticaret pazarı” olacak. Forumda, sınır ötesi e-ticaret kapasitesini arttırmak isteyen firmalar için e-ticaretteki en güncel konular ele alınacak. E-ticaret ve e-ihracat profesyonellerinin gündeminde İngiltere e-ticaret pazarı da olacak. İngiltere Ticaret Bakanlığı’nın yürütücü koordinatör kurum ve İş Bankası’nın ana iş ortağı olduğu forumu Ticaret Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) de destekliyor. WORLDEF’in konferanslar serisi “World E-Commerce Forum”, 2017 yılından bu yana e-ihracat ve e-ticaret ekosisteminde yer alan paydaşları bir araya getirmek amacıyla farklı ülkelerde organize ediliyor.
44 Turkish British Magazine I Mart - Nisan 2020
WORLDEF Başkanı Ömer Nart, Avrupa’nın e-ticaret lideri İngiltere pazarının önemine işaret etti. World E-Commerce Forum İstanbul’da, İngiltere’de sınır ötesi e-ticaretin enine boyuna ele alınacağını ifade eden Nart, İngiltere özelinde Avrupa Bölgesi’nde sınır ötesi e-ticaret imkânlarının konuşulacağını belirtti. Nart, şunları kaydetti; “İngiltere’de her iki yemek siparişinden biri internet üzerinden veriliyor. Avrupa’nın en büyük e-ticaret pazarı olan İngiltere’yi önemsemek zorundayız. İnternet kullanıcılarının yüzde 90’dan fazlasının online alışveriş yaptığı bir ülkeden bahsediyoruz. Bu sebeple İngiltere e-ticaret pazarı, e-ihracatçılar için çok büyük fırsatlar sunuyor. Bu pazardaki pastadan hak ettiğimiz payı alabilmek için World E-Commerce Forum’da bu sene İngiltere e-ticaret pazarını konuşacağız. İngiltere’de e-ticaretin Amerika’dan bile yaygın olmasının sebeplerini ele alacağız.” Forumda, İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılma süreci Brexit’in de değerlendirileceğini belirten Ömer Nart, “Brexit’te yaklaşık 10 aylık bir geçiş süreci var. E-ihracatçılarımızın bu süreci çok iyi değerlendirmesi gerekiyor. Bunun için forum e-ihracat firmalarına bir vizyon sunacak. WORLDEF olarak İngiltere Ticaret Bakanlığı ile ortaklaşa düzenlediğimiz forumda İngiltere pazarının önemini İngiltere’den gelen e-ticaret uzmanları anlatacak.” sözlerini kaydetti. Forumda e-ticaret ve e-ihracat profesyonelleri farklı konu başlıklarında çok sayıda sunum yapacak. Ayrıca bu sene WORLDEF tarafından sunulacak özel bir yazılım ile yurtdışından gelen firmalar ile önemli Türk perakendecileri bir araya getirilerek olası işbirlikleri için imkanlar sunulacak. Katılımcıların e-ihracat vizyonlarını ve işlerini geliştirmesi için bir fırsat olacak forumda; İngiltere e-ticaret altyapısı, devlet teşvikleri, e-ihracat trendleri ve pratik çözümler gibi konularda e-ihracatçılara, üreticilere ve işletmelere stratejik bilgiler sunulacak.
/ HABERLER
RD
3
of
0 2 0 2 JUNE
in collaboration with
www.tbmag.co.uk 45
SAĞLIK
OBEZİTEYİ TEDAVİ ETMEK İÇİN ÖNCE OBEZLERİ ANLAMAK GEREK
OBEZİTE CERRAHİSİ
“Son” değil başlangıç! Tüm dünyada hızla yaygınlaşan obezitenin çözümünde cerrahi en çok tercih edilen tedavi yöntemi olarak ilk sırada yer alıyor. Obezitenin ağırlıklı olarak psikolojik bir rahatsızlık olduğunu söyleyen Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Yunus Yavuz “Ameliyat tüm sorunları çözecek sihirli bir değnek değildir, uzun bir yolculuğun başlangıcıdır” diyor. Röportaj: Kevser Devecioğlu
D
ünyada obezite görülme sıklığı ve ülkelerdeki obez nüfus oranı her yıl artmaya devam ediyor. Obezite denildiğinde hepimizin aklına çok yemek yiyen, aşırı şişman insanlar geliyor. Ancak Amerikan Hastanesi’nde Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Yunus Yavuz, obezitenin sadece yemek yemeyi çok sevmekle açıklanamayacak kadar karmaşık, arkasında çoğu zaman çok ciddi psikolojik nedenler yatan, tedavisi ömür boyu süren kronik bir hastalık olduğuna dikkat çekiyor ve ekliyor: “Obez bir insanı gerçekten kalıcı bir şekilde tedavi edebilmek için öncelikle onları anlamak gerek.” 46 Turkish British Magazine I Mart - Nisan 2020
“Hastalar onları düşünen birileri olduğunu hissetmeli” Peki bir hasta kendisini anlayan bir doktoru nasıl bulabilir ya da bulduğunu nasıl anlayabilir? Bunu da küçük ipuçlarıyla Prof. Dr. Yunus Yavuz anlatıyor. Obezite tedavisinde en sık başvurulan yöntemlerden biri olan “Bariatrik Cerrahi”yi yaklaşık 25 yıldır uygulayan Prof. Dr. Yavuz “Vücut kitle indeksine göre hesaplanan obezite ve tedavisinde kullanılan cerrahi yöntemler artık herkes tarafından biliniyor ama obez bir insanın nasıl oturup kalkacağını kimse düşünmüyor” diyor.
/ OBEZİTE CERRAHİSİ
Obezite cerrahisi sihirli değnek değil
Prof. Dr. Yavuz hastaneye geldiğinde ilk iş olarak bekleme salonundaki koltukları, aralarında kol konulan kenarlıkların olmadığı, duvar boyunca devam eden, uzun, rengarenk bir koltuğa dönüştürmüş. Kendi odasındaki hasta koltuğu da yine kolları olmayan oldukça geniş bir koltuk. İster bir kişilik ister 3 kişilik... “Bu insanlar yıllarca o koltuklarda sıkışarak, iki büklüm durarak, utanarak oturdular. İşte obezlerin hikayesi oradan başlıyor” diyen Prof. Dr. Yavuz’un odasındaki muayene yatağı da gelen hastaların rahat edebilmesi için oldukça geniş, 400-500 kilo tartabilecek, çelik iskelete sahip. Hastaların muayenesinde kullanılan malzemeler de örneğin bir tansiyon ölçme aleti de yine normal aletlere göre daha büyük. Onların cüsselerinin daha büyük olduğu bilinciyle seçilmiş ama onları zorlamadan, utandırmadan kullanılan aletler... Prof. Dr. Yavuz, obez insanların muayenesinde ve tedavisinde kullanılan aletlerin özenle seçilmesinin hastalara da hastane seçiminde önemli ipuçları verdiğine dikkat çekiyor. Prof. Dr. Yavuz “Olay bekleme salonundaki koltuklardan başlıyor. Hastalar onları düşünen birileri olduğunu hissetmeli. Eğer siz işinizi ciddi bir şekilde yapıyorsanız, bu detaylara da dikkat etmelisiniz” diyor.
Obezite psikolojik travmaların sonucu Obezitenin ağırlıklı olarak psikolojik bir rahatsızlık olduğunu ifade eden Prof. Dr. Yunus Yavuz, “Duygusal, çevresel vs. sorunların yarattığı durumdan kurtulmak, rahatlamak için yemek ya da sosyal nedenlerle yemek, obeziteye neden oluyor. Obezitenin altından pek çok psikolojik rahatsızlık karşımıza çıkıyor. Ancak bunu çok ciddi bir tarama yaparak görebilirsiniz yoksa her şey normal gelir. Bugün bilimsel yayınlar, bu grupta psikolojik sorunların görülme oranının diğer normal gruplara göre çok daha yüksek olduğunu gösteriyor” şeklinde konuşuyor.
Obez hastalar genellikle ya bir yakınlarının tavsiyesiyle ya da internetten gördükleri ameliyattan öncesi ve sonrası gibi fotoğraflardan ve okuduklarından etkilenerek tedavi olmaya karar veriyorlar. “Serüven bu kararla başlıyor” diyen Prof. Dr. Yunus Yavuz asıl cevaplanması gereken soruları ise şöyle sıralıyor: “Yaptığım şey doğru mu? Beni ameliyat etmesini planladığım doktor doğru bir tercih mi? Hastaneyi doğru mu seçtim? Bu yöntem herkeste işe yarar mı?” Prof. Dr. Yavuz, hastaların genellikle bu soruların cevaplarını bulmak yerine “Dünyada bütün sorunlarımı çözecek sihirli değneği buldum” şeklinde bir düşünceye sahip olduklarına dikkat çekiyor ve ekliyor: “Girdapta bir insan düşünün. Girdaptan çıkamıyor ve ağırlaştıkça hareketsizleşiyor, hareketsizleştikçe ağırlaşıyor. Bir girdap onu aşağıya doğru çekiyor. Belli bir kilodan sonra hastalık haline geliyor. Ameliyat onu girdaptan çıkaran bir el. Sadece bir başlangıç.”
Obez kime denir? Obezitenin hesaplanmasında boy ve kilo değeri üzerinden yapılan Vücut Kitle İndeksi (VKİ) – Body Mass Index (BMI) hesaplaması kullanılır. Vücut kitle indeksi, kilogram olarak ağırlığın, metre cinsinden boy uzunluğunun karesine bölünmesiyle elde edilir. Vücut kitle indeksi (beden kitle indeksi) hesaplama değeri 30’un üzerinde olan kişi obez, 40’ın üzeri olan kişi ise morbid obez olarak kabul edilir.
www.tbmag.co.uk 47
SAĞLIK Doktorun eğitimini sorgulayın Tedavinin gerçek anlamda başarıya ulaşması için hastane seçimi kadar doktor seçimi de önemli. Araştırma yaparken doktorlara ait bilgilerin de sorgulanması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Yavuz “Örneğin bir doktor Amerika’dan eğitim aldığını söylüyorsa Board sınav belgenizi görebilir miyim? Amerika’da cerrahi yapma yetkinizi gösterebilir misiniz? Diyerek bu belgeleri görme talebinde bulunabilirler” şeklinde konuşuyor.
Hastaneyi ziyaret edin Bu girdaptan çıkarken tutacağınız eli hangi kriterlere göre seçmelisiniz? Sorunun cevabını da yine Prof. Dr. Yunus Yavuz veriyor. Ameliyat olmaya karar veren herkesin internet üzerinden araştırma yaptığını ifade eden Prof. Dr. Yunus Yavuz öncelikle hastaların bu bilgi kirliliği içinde karşılarına çıkan reklamlardan, Instagram’daki fotoğraflardan bir kanıya varmak yerine doğru bilgiye ulaşacakları kaynaklara yönelmeleri gerektiğini söylüyor. Hayat boyu sürecek bu serüvene, yanlış hastane ya da yanlış doktor seçerek başlamanın çok riskli ve sonuca ulaştırmayacak bir karar olduğunu belirten Prof. Dr. Yavuz hastaların hastaneyi ziyaret ederek her şeyi sorma, detaylı bilgi alma hakkı olduğunu hatırlatıyor. Vücutlarında çok radikal bir değişiklik yapmaya karar veren bu hastaların ilk dikkat etmeleri gereken “kurumsal kimlik” diyen Prof. Dr. Yavuz şöyle devam ediyor: “Hastaneye girdiklerinde bekleme salonundaki koltuktan, muayene masasına, tuvaletin girişinin düz ayak olmasından kullanılan tüm aletlere kadar dikkat etsinler. Onlar düşünülerek mi hazırlanmış? Sorular sorsunlar. Yataklar aşağıya iniyor mu? Ben bu masaya sığabilir miyim? Radyolojik üniteniz benim sığabileceğim kadar mı? Benim ölçülerimdeki hastalara özel tomografiniz var mı? Yoğun bakım ünitesi var mı? Acil servislere, ilgili personele bu konuda eğitim veriliyor mu? Vs...”
Bu alanda ameliyat yapan doktorların pek çok alanda cerrahi yapabilen değil spesifik olarak obezite cerrahisi üzerine uzmanlaşmış olması önem taşıyor. Doktorun cv’sinde bu konudaki uzmanlığı, hastanenin bu konudaki geçmişi hastaya önemli ipuçları veriyor. Prof. Dr. Yavuz, doktorun bu alanda ne kadar uzman olduğunu anlamak için eğitimi ve eğitim aldığı okullar kadar doktorun bilimsel yayınlarının da kontrol edilebileceğini vurguluyor.
Herkes ameliyat edilemiyor Obezite cerrahi olmaya karar veren bir hastanın, ameliyat olacağı doktoru ve hastaneye seçmesinin ardından ameliyata uygun olup olmadığının anlaşılması bir dize testlerden ve muayeneden geçmesi gerekiyor. “Herkese cerrahi yapılamaz. Dünya Sağlık Örgütü’nün ve endokrinolojinin belirlediği kriterlere uymak zorundasınız” diyen Prof. Dr. Yunus Yavuz bir hasta kendilerine geldiğinde Amerikan Hastanesi’nde izlenen süreci şöyle anlatıyor: “Bu konuda oluşturduğumuz bir konseyimiz var. Endokrin uzmanı, beslenme uzmanı, psikolog, psikiyatrist, gastroenteroloji, kardiyoloji gibi insan sağlığını takip eden ana branşların hepsinden birer doktor, cerrah ve koordinatörden oluşan bir ekip. Bunların hepsi hastayı Dünya Sağlık Örgütü kriterlerine göre değerlendiriyor. Hastanın risk oluşturabilecek bir hastalığı var mı araştırılıyor. Scl-90 Psikolojik Belirti Tarama Testi uyguluyoruz. Psikolojik kriterlere bakıyoruz. Bu testlerle hastayı tanıyoruz. Yaklaşık 10 gün devam eden bir karar süreci yaşanıyor ve sonunda hastanın ameliyat edilmesinin uygun olup olmadığına karar veriliyor. Biz en az %20 oranında hastaların ameliyata uygun olmadığına karar veriyoruz.” Ayrıca ameliyat kararı verilmeden yapılandırılmış diyet-egzersiz programlarının, ilaç tedavilerine bağlı uygulamaların sonuna kadar denenmiş olması gerekiyor. Tüm bunlar denendikten sonra başarılı olunamıyorsa, hastanın psikolojik olarak da ağır bir depresyonu, madde bağımlılığı, ciddi bir rahatsızlığı yoksa ameliyat olmasına karar veriliyor. Psikolojik değerlendirme yapmadan kesinlikle ameliyat yapılmaması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Yavuz “Örneğin Amerika’da psikolojik değerlendirme yapmadan ameliyat yapabilecek bir klinik yok” diyor.
48 Turkish British Magazine I Mart - Nisan 2020
/ OBEZİTE CERRAHİSİ
Ameliyat sonrası takip, ömür boyu... Ameliyat sonrasında herhangi bir sorun yoksa; örneğin masa başında iş yapan bir hasta yaklaşık bir hafta içinde günlük yaşamına geri dönebiliyor. Cerrahiye karar verilen hastanın takibine ameliyat öncesinde başlanıyor. Beslenme uzmanı ameliyat öncesinden beslenme hazırlıklarını yapıyor. Ameliyat sonrasında ilk günde aileye ve kişiye eğitim veriyor. Her kontrole geldiklerinde onlarla da toplantı yapıyor. Hastalar ameliyattan ortalama 3 gün sonra taburcu ediliyorlar. İlk bir hafta herhangi bir komplikasyon riski nedeniyle ameliyatın yapıldığı şehir olarak İstanbul’da kalmaları isteniyor. Birinci hafta kontrolünden sonra 3’üncü ay, 6’ıncı ay ve birinci yıl kontrolleri yapılıyor. Sonrasında kontroller arasındaki süre uzuyor ve 18’inci, 24’üncü ayda hasta kontrole çağırılıyor. İlk 2 yıl tamamlandığında kontroller artık yılda bir kez gerçekleştiriliyor. “Hastaların yaklaşık 1 yılda kilo vermeleri tamamlanıyor. Ama bu her şeyin tamamlandığı anlamına gelmiyor” diyen Prof. Dr. Yunus Yavuz “Bu hastaları takip etmezseniz yeterli kiloyu veremezler ya da tekrar kilo alırlar ve başarısız olur. Uzun vadede olabilecek en kötü şey boşuna ameliyat olmaktır. Bu da iyi takip edilmeyen hastalarda oluyor. Takip edilmediklerinde bağımlılık transferleri geliştiriyorlar. Sonuçta aşırı yemek de bir bağımlılık. Tatlıya, alkole, alışverişe bağımlılık geliştirebiliyorlar. Bu süreçte iyi seçmek, iyi yönetmek, iyi takip etmek gerekiyor. Böyle yapılmadığında başarısızlık kaçınılmaz olur” şeklinde konuşuyor.
Instagram doğru bir referans değil! Obeziteyi sadece kilo problemi olan bir hastalık olarak düşünmemek gerektiğini bir kez daha yineleyen Prof. Dr. Yunus Yavuz, aşırı yemeye neden olan psikolojik neden çözümlenmediğinde tekrar başa dönme ve aynı kiloları alma tehlikesi olduğuna dikkat çekiyor. Hastaların hastane ve doktor tercihinde bulunurken ameliyat sonrasındaki takibi de başarılı bir şekilde yapabilecek merkezleri seçmeleri, sürecin başarıyla sonuçlanmasında etkili oluyor. Prof. Dr. Yunus Yavuz son olarak “Doktorun eğitimine, hastanenin yapısına ve bunu nasıl yönettiğine, ameliyat öncesi ve sonrası süreçleri nasıl takip ettiğine bakmadan karar vermeyin. Instagram doğru bir referans değildir” diyor.
“Yurtdışından gelen hastalara da aynı süreçleri işletiyoruz” Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Yunus Yavuz, Amerikan Hastanesi’nde sadece Türkiye’de yaşayan değil yurtdışından gelen hastaları da ameliyat ettiklerini ve ameliyat sonrasında takip ettiklerini ifade ediyor. Ameliyat öncesinde, yurtdışından gelen hastalar da ilgili konsey tarafından değerlendiriliyor, sağlık kontrolleri yapılıyor, psikolojik testlerden geçiyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği kriterlere uygun olan hastaların ameliyat edilmesine karar veriliyor. Yurtdışından gelen hastalara ameliyat sonrasındaki takip süreci konusunda da detaylı bilgi veriliyor. Ameliyat sonrasında hastaların en az bir hafta İstanbul’da kalmasını istediklerini belirten Prof. Dr. Yavuz, ameliyat ile işin bitmediğini aksine başladığını söylüyor. Ameliyat sonrasında ilk hafta kontrollerini tamamlayıp ülkelerine dönen hastalarla sürekli iletişim halinde olduklarını ve takip etmeye devam ettiklerini belirten Prof. Dr. Yavuz, gelecek dönemde başta İngiltere olmak üzere yurtdışında açılacak muayene merkezleri aracılığıyla hem ameliyat öncesi muayenelerin hem de ameliyat sonrası takiplerin kolaylıkla yapılabileceğini ifade ediyor.
Dünya Sağlık Örgütü 2018 - 2019 dünya obezite sıralaması • • • • • • • • •
Cook adaları: 83% Katar : 42% BAE: 37% Suudi Arabistan : 34% ABD: 33% Türkiye: 29% Mısır : 28% Avustralya: 28% İngiltere : 28%
• • • • • • • •
Kanada : 28% Meksika: 28% Fransa : 23% İtalya : 21% İsveç : 20% Almanya : 20% Brezilya : 20% Japonya : 3%
www.tbmag.co.uk 49
BUSINESS Bir süre önce üç kişilik ailesiyle birlikte Londra’ya taşınan yaşam koçu Duygu Üstün, kendi hikayesinden esinlenerek geliştirdiği “Yurtdışında Hayata Uyum Sağla”, programı ile ülkesi dışında yeni bir habitatta yaşayan veya taşınmayı planlayan insanlara destek veriyor. Üstün, göçmenlerin yurtdışında gerçekten keyif alabilecekleri dengeli bir yaşam kurmalarına yardımcı oluyor.
Kimliğinizi koruyarak uyum sağlayın!
Yurtdışında yaşama yumuşak bir geçiş Yurtdışında yaşamak pek çok kişinin hayallerini süslüyor. Ancak yeni bir ülkede yepyeni bir hayata başlamak çoğu zaman hayallerdeki kadar kolay olmuyor. Duygu Üstün ‘Yurtdışında Hayata Uyum Sağla’ koçluk programı ile yurtdışında yaşama yumuşak bir geçiş yapılmasını sağlıyor
Ç
eşitli nedenlerle yurtdışında yaşamaya başlayan insanların sayısı her geçen gün artmaya devam ediyor. İş, eğitim ya da daha konforlu bir yaşam kurmak hayaliyle pek çok insan aileleriyle birlikte ülke değiştiriyor ve yepyeni bir hayata adım atıyor. Ancak yeni başlanılacak bu yeni hayat, çoğu zaman gidilen ülkenin kültürü, dili, kuralları, alışkanlıkları vs. ile çok zor bir hale dönüşebiliyor. Yurtdışında yaşamaya başlayan herkes kimseninkine benzemeyen kendi hikayesini yaşıyor.
50 Turkish British Magazine I Mart - Nisan 2020
Duygu Üstün ‘Yurtdışında Hayata Uyum Sağla’ programını ,“Ev sahibi ülkenizde, kendinizi evinizde hissetmenizi sağlayacak yüz yüze veya çevrimiçi bire bir koçluk, grup atölyeleri, topluluk ve araçlar sunan kişiye özel bir destek” olarak tanımlıyor. Üstün programı anlatmayı sürdürüyor: “Güçlü yönlerinizle, becerilerinizle ve değerlerinizle sizi eşsiz, otantik ve güçlü kimliğinizle yeniden buluşturur. Yaptığınız iş ve kim olduğunuz konusunda daha memnun, daha güvenli ve daha rahat olmanızı sağlar. Gerçek benliğinizi daha iyi anlamanıza, odak ve motivasyonunuzu korumanıza ve otantik kimliğiniz üzerine inşa edilmiş etkili stratejiler oluşturmanıza yardımcı olur. ‘Yurtdışında Hayata Uyum Sağla’ yurtdışında daha dengeli bir yaşama yumuşak bir geçiş yapmanızı ve topluluğa katılmada kendinizi rahat, kabul edilmiş ve desteklenmiş hissettirmenizi sağlar.” Dönüşümcü bir yaşam koçu olan Duygu Üstün, aynı zamanda Uluslararası Koçluk Federasyonu BK Bölüm-Nöro Dili Programlama (NLP) Uygulayıcısı ve Ebeveyn Etkinliği Eğitimi (P.E.T) eğitmeni. Dünyaca tanınmış eğitim kuruları Adler Profesyonel Koçluk Okulu, Erickson International Learning, Gordon Training International ve Harvard Business School’dan eğitim sertifikaları olan Üstün inşaat mühendisliği alanında da önemli derecelere sahip. Üstün “Oku. Yansıt. Dönüş. Harekete geç” süreci ile insanların hayatlarından değişiklik yapma fırsatı sunan Transformational Club’ın da ortak yaratıcısı.
/ BUSINESS WOMEN NETWORK
Gıdalarla olan ilişkiniz hayatınızı da şekillendiriyor Geliştirdiği bağlılık metodu ile Tip 2 diyabeti yenen Selin İstanbullu Özçağlı, grup koçluğu programı #ChangeYourRelationshipWithFood ile katılımcıların gıdalarla daha sağlıklı ilişki kurmalarını ve hayatlarını değiştirmelerini sağlıyor
U
zun yıllar dünyanın dört bir yanındaki birçok otelin açılışını gerçekleştirdikten sonra kurumsal otel hayatından emekliye ayrılan ve bir süre önce İngiltere’de yaşamaya başlayan Selin İstanbullu Özçağlı, Londra’da kurumsal ve bireysel deneyimlerinden faydalanarak yarattığı yeni işiyle kariyerine devam ediyor. İngiltere’de KOBİ’ler, Start-up’lar, restoranlar ve otellerin yer aldığı hizmet endüstrisi için İnsan kaynakları (İK), Organisational Development (OD), Learning and Development (L&D) çözümleri konusunda uzmanlaşmış bir İK danışmanlık şirketi olan Soan Consulting Ltd’nin Direktörü Selin İstanbullu Özçağlı, aynı zamanda kişisel tecrübelerinden yola çıkarak hayata geçirdiği Grup Koçluğu Programı #ChangeYourRelationshipWithFood ile hizmet veriyor.
Yediklerinizi değiştirin, hayatınız değişsin! Dünyanın en iyi şef okulu olarak tanınan Amerika Mutfak Enstitüsü’nden mezun olan ve profesyonel kariyerine lüks otel sektörünün ‘mutfağı’nda başlayan Selin İstanbullu Özcağlı, dünyanın çeşitli ülkelerindeki lüks otellerdeki farklı departmanlarda tecrübe kazandı. Gestalt metodolojisi ve Jung prensipleri konusunda eğitim alan, kişisel ve profesyonel yaşamdaki tüm
konular için profesyonel koçluk yapabilen Özcağlı, kendi geliştirdiği bağlılık metodu ile Tip 2 diyabetini yenerek, bağlılık koçluğu ile tanıştı. İngiltere’deki şirketinde profesyonel müşteri portföyünü genişletmeye devam eden Özçağlı aynı zamanda “Gıda ile İlişkimi Nasıl Değiştirdim ve Hayatım Nasıl Değişti” programı ile tanınıyor. Haftalık sanal grup koçluk oturumları, günlük katılımlar, ödevler ve uygulamaların yer aldığı 3 aylık çevrimiçi grup koçluğu programını Selin İstanbullu Özçağlı şöyle anlatıyor: “3 ay boyunca gıda ile daha sağlıklı bir ilişkiye yol açan davranış değişikliği, bir ilişkinin ortaya çıkması ile ilgili davranış değişikliği hakkında farkındalık hedefleyen bir koçluk programı. Katılımcıların mutfaklarında daha kendinden emin ve cesur olmalarını sağlayacak bir sezgisel pişirme ve sezgisel yeme pratikleri programı.”
Amaç; kilo vermek değil sağlıklı olmak! “Tüm katılımcılar programın bir diyet kulübü veya bir kilo yönetimi grubu olmadığını biliyor” diyen Özçağlı “Amaç; rotada kalmak ve sürdürülebilir davranış değişikliğine sahip olmak. Gıda ile olan ilişkilerimizi diyet ve vücut şekillendirme kültürünün ötesinde daha sağlıklı ve mutlu bir hale getirmek ” şeklinde konuşuyor. Özçağlı’nın bir sonraki çevrimiçi grubu 1 Nisan 2020’de başlayacak. Özçağlı ayrıca 1 Eylül’de Londra’da ilk “canlı” programına başlayacak. Şanslı katılımcılar haftada bir kez “sağlıklı, lezzetli” bir atölye çalışması için toplanacaklar.
Daha fazla bilgi için; #ChangeYourRelationshipWithFood ve @soancoaching ve @selinshealthydelicious hesabını takip edebilirsiniz. www.tbmag.co.uk 51
BUSINESS Ödül girişimci kadınlar için kullanılacak Kampanya hakkında bilgi veren Boyce “Bizim şu an Kadın Girişimciler Akademisi için yaptığımız kitlesel fonlama kampanyası, Natwest Bankası’nın organize ettiği, kadın girişimcilere özel, ‘Back Her Business’ isimli bir yarışmaya seçilmesinden kaynaklanıyor. Bu yarışmayı kazanan proje Natwest Bankası’ndan da büyük finansal destek alabilecek” şeklinde konuşuyor. Ceylan Boyce hedeflediği fonlama miktarını gerçekleştirip yarışmayı kazanırsa bankadan da 10 bin pound miktarında destek kazanacak. Boyce, ödül ile Akademi’yi büyüterek daha çok kadına toplumsal cinsiyet eşitliği yolunda destek olmayı hedefliyor.
Londra’da girişimci kadınlara destek
Girişimci kadınlar dünyaya cinsiyet eşitliğini getirecek! İş Koçu Ceylan Boyce tarafından kurulan Kadın Girişimciler Akademisi İngiliz Bankası Natwest’in açtığı kitle fonlama yarışmasına kabul edildi. Ceylan Boyce hedeflediği fonlama miktarını gerçekleştirip yarışmayı kazanırsa 10 bin sterlin değerindeki ödül ile daha çok kadına destek olacak
S
tratejik pazarlamacı ve iş koçu Ceylan Boyce tarafından Londra’da kurulan, online ve offline bir eğitim, koçluk ve işbirliği platformu Kadın Girişimciler Akademisi (AWE), İngiliz Bankası Natwest’in açtığı kitle fonlama yarışmasına kabul edildi. Kitlesel fonlama; bir girişimcinin projesinin güvenli ve bu iş için tasarlanmış bir online platformda (Crowdfunder + Natwest Bankası) tanıtılması sonucu; bu projeye inananların, amacı destekleyenlerin güvenli bir şekilde finansal katkıda bulunması anlamına geliyor. Boyce yarışmaya kabul edilmesinin ardından bir kitlesel fonlama kampanyası başlattı. Kitlesel fonlamanın çok çeşidi olduğunu belirten Boyce “Bizim yaptığımız kitlesel fonlamanın işleme şekli, bağış ya da bizim verdiğimiz hizmetlerin çok büyük indirimlerle ön satışının yapılması şeklinde” diyor.
52 Turkish British Magazine I Mart - Nisan 2020
Online ve offline bir eğitim, koçluk ve işbirliği platformu Kadın Girişimciler Akademisi’nin kurucusu Ceylan Boyce, İstanbul’da Galatasaray Lisesi’ni bitirdikten sonra, Paris Sorbonne Üniversitesi’nde İletişim Fakültesi’nde eğitimine devam etti. Yüksek lisansını da aynı üniversitenin pazarlama bölümünde tamamlayan Boyce 15 yıllık stratejik danışmanlık ve reklam tecrübesinin ardından 2011’de Londra’ya yerleşti ve 2012’de J Strateji Danışmanlık şirketini kurdu. 2016’da şirketini devredip Cambridge Üniversitesi’nde İşletme Koçluğu eğitimi alan ve son 3 yıldır işletme koçluğu yapan Boyce, geçen yıl Ağustos uzun yıllardır planladığı Kadın Girişimciler Akademisi (AWE)’ni kurdu. Stratejik pazarlamacı ve iş koçu Ceylan Boyce ile dijital pazarlama uzmanı ve girişimci olan James Vanderzee’nin birlikte çalıştıkları Kadın Girişimciler Akademisi (AWE) kısa sürede çok iş başardı.
Girişimcilik, kadınlar için ekonomik özgürlüğe ulaşmanın en kestirme yolu “GKA’yi kurmaktaki en büyük amacım; kadın girişimcilerin işletme eğitimine, koçluğa ve doğru iş çevrelerine kolaylıkla ve makul fiyatlarla ulaşabilmelerini sağlamaktı” diyen Boyce, GKA’yı kurma amacını anlatmayı sürdürüyor: “Dünya Ekonomi Forumu’nun raporunda kadın erkek eşitliğinin ancak 100 yıl sonra sağlanacağı yazıyor ki; maalesef bu süre özellikle Türkiye için iyimser kalıyor. Girişimcilik, kadınlar için ekonomik özgürlüğe ulaşmanın en kestirme yolu. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde kadın girişimcilerin oranı daha fazla. Ancak kadın girişimcilerin önündeki engeller büyük: Finansman ve eğitim eksikliği, doğru iş çevrelerine ulaşmakta zorluk, vb. Bu nedenlerden dolayı, kadın girişimciler şir-
/ GİRİŞİMCİ
ketlerini büyütmekte çok zorlanıyorlar. İşte GKA da bu soruna çözüm bulmak için kuruldu.”
“Türkiye’deki partnerimiz, kariyerlianne.com” GKA vizyon olarak bütün dünyadaki girişimci kadınlar için kurulmuş olsa da, Türkiye’de doğmuş büyümüş, eğitim görmüş bir kadın olarak Boyce’nin önceliği bütün hizmetleri en ulaşılabilir fiyatlarla Türkiye’ye getirmek. Ayrıca İngiltere’de GKA’ya üye olan her kadın girişimci, Türkiye’de ya da gelişmekte olan başka bir ülkedeki kadınların bu platforma üye olmalarına sponsorluk yapacak. “Türkiye’deki partnerimiz kariyerlianne.com sayesinde, ilk hedefimiz, girişimci annelere ücretsiz destek olabilmek” diyen Boyce “Kitlesel fonlama kampanyamız çerçevesinde de her topladığımız 100 paund, gelişmekte olan bir ülkedeki kadın girişimciye ömür boyu üyelik hakkı yaratacak. Misyonumuz büyük, yolumuz uzun ve çetrefilli ama motivasyonumuz, inancımız, çalışma azmimiz çok yüksek. Ben ve ekibim bu işe baş koyduk, sizi de yanımızda görmek bizi daha da güçlendirecek” şeklinde konuşuyor.
Kitle fonlama da amaç cinsiyet eşitliğini yakalamak
lerimizi ve diğer hizmetlerimizi daha fazla kadın girişimciye ulaştırmak için bize cesaret veriyor. Kitlesel fonlama kampanyamızı da; online platformumuzu kurabilmek ve dünyanın dört bir yanında daha fazla kadın girişimciye ulaşabilmek için yapıyoruz.” Küresel cinsiyet eşitliğine ulaşmanın en az 100 yıl süreceğini ifade eden Boyce, kadın girişimcileri destekleyen bir platform aracılığıyla oraya daha çabuk ulaşmak istediklerini söylüyor ve ekiyor “Kadın girişimcilerin güçlendirerek cinsiyetler arasındaki boşluğa köprü kurmamıza destek olun!”
Londra’da düzenli olarak işletme workshopları verdiklerini ifade eden Boyce şöyle devam ediyor: “Workshoplara katılanların bize verdiği geri dönüşler, doğru adımlar attığımızın en büyük göstergesi. Aldığımız olumlu yorumlar, eğitim-
Yandaki linkten Natwest Bankası’nın web sitesine girip, bağış ya da hizmet seçeneklerinden birini tercih ederek, güvenli bir şekilde yarışmada Kadın Girişimciler Akademisi (AWE)’ne destek olabilirsiniz.
https://natwestbackherbusiness.co.uk/ academy-forwomen-entrepreneurs
DÜNYADA CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ • Hindistan’daki “meşru” tecavüzden İngiltere’deki haksız miras yasalarına kadar, 150’den fazla ülkede en az bir aktif cinsiyetçi yasa bulunuyor. • Çoğu ülkede, kadınlar aynı iş için erkeklerin ücretlerinin sadece % 60 ila 75’ini kazanıyor. • Dünyada işyerinde yasal olarak cinsiyet eşitliğini garanti eden sadece 6 ülke var ve İngiltere bunlardan biri değil!
• Kadınlar yeni işlerini erkeklerle aynı oranda büyütürlerse, sadece İngiltere ekonomisine 250 milyar sterlin eklenebilir. • Hâlâ erkeklerden daha az kadın işletme sahibi var. Ve sadece bir avuç kadın işletmesi 1 milyon sterlin ciro engelini aştı. • BM, kadınların ekonomik güçlenmesine yatırım yapmanın toplumsal cinsiyet eşitliğine doğrudan bir yol oluşturduğunu kabul ediyor. Bu da yoksulluğu ortadan kaldırır ve ekonomik büyümeyi teşvik eder.
www.tbmag.co.uk 53
ŞEHİR VE YAŞAM
Harran’dan Londra’ya uzanan
rengarenk bir yol
Harran’dan başlayan sanat yolculuğuna İstanbul’da ve sonrasında Londra’da devam eden Ressam Kübra Müjde, üretkenliğini arttıran İngiltere’de art arda kişisel sergiler açıyor, sanat atölyeleri düzenliyor, “Müzede Gece” turları organize ediyor
R
essam Kübra Müjde, Harran Üniversitesi’nde sanat eğitimini, Bolu Abant izzet Baysal Üniversitesi’nde yüksek lisansını tamamlayıp İstanbul’a yerleşti ve doktoraya başladı. İstanbul’da, özel eğitim kurumlarında ana okulundan lise sınıflarına kadar yaşları 4-18 arasından değişen çocuklara sanat, tasarım, heykel, dijital medya ve çizgi animasyon eğitimleri verdi. Cem Yılmaz, Feridun Düzağaç ve Gani Müjde’nin aralarında bulunduğu ünlü isimleri çocuk atölyelerinde konuk etti. Gündüz Vassaf’ın Nazım Hikmet adına düzenlediği yaz okullarında, Aziz Nesin’in ismine kurulan Nesin Matematik ve Sanat Köyü’nde gönüllü olarak sanat eğitmenliği yaptı. “The Dot” isimli çocuk kitabı projesinin sanat sorumluluğu üstlendi. Sanatsal çalışmaları dışında sık sık Avrupa’ya gelen ve müzeleri gezen Kübra Müjde sonunda Londra’ya taşınmaya karar verdi.
54 Turkish British Magazine I Mart - Nisan 2020
/ 5 ÇAYI
“Bir valiz ve halı rulosu şeklinde sarılmış 20 eserimle geldim. İnanılmaz heyecanlıydım ama stresli değildim” diyen Ressam Kübra Müjde, kısa süre sonra kendi isminden ve tarzından yola çıkarak Kübizm akımının iziyle “Qbicart” şirketini kurdu. Sonrasında yaptıklarını ise Kübra Müjde anlatıyor: “Önce yalnızca Türklerle sonrasında ise tüm milliyetlerin çocuklarıyla buluşup tasarladığım atölye modelinde dönemlik sanat çalışmalarını başlattık. Sonrasında Canary Wharf’da düzenlenen Londra’daki ilk kişisel sergimi açtım.” Kübra Müjde, çocukların yanı sıra yetişkinlerle de özel ve grup çalışmaları yürütüyor. Özellikle Türkçe konuşan çocuklara yönelik çalışmalar yürüten sanat eğitmeni olarak oldukça ilgi gördüğünü belirten Müjde “İngiltere kariyerimde onlara çok şey borçluyum” diyor. Çocuklarla müze gezme etkinlikleri de düzenleyen ve müzede onlarla uzun uzun vakit geçiren Müjde’nin, Richmond ve Wimbledon’da çocuklar için oluşturduğu sanat sınıfları düzenli olarak devam ediyor. Her cuma akşamı “Müzede Gece” turu ve atölyesi düzenliyor. Yeni müze atölyeleri 13 Mart’da Tate Modern’de, 27 Mart’da National Museum’da düzenlenecek.
Müze etkinlikleri ve sanat eğitimleri dışından Kübra Müjde, İngiltere’de artan üretkenliğiyle iki kişisel sergi açtı, eserleriyle iki karma sergiye katıldı. “What l want” yani “ne istersem” temasıyla hazırladığı eserleri Oxford Brookes Üniversitesi’nin galerisinde kadın sanatçılardan oluşan bir karma sergide yer aldı. Kübra Müjde’nin “Exist” isimli kişisel sergisi de 6 Haziran’da Newcastle’da açılacak. “Tüm hedefim, amacım ve azmim; yalnızca Türk toplumunun çocuklarıyla değil dünya üzerinde yaşamakta olan tüm milliyetten, renkten, kültürden, çocuklarla buluşup resimler yapmak. Bu eserleri arşivlemek istiyorum “diyen Kübra Müjde, gelecek planlarını şöyle anlatıyor: “Gerekli alanı ve imkanı sağlayınca bu arşiv ile kalıcı olarak bir Multicultural Child and Art Museum (Kültürlerarası Çocuk ve Sanat Müzesi) kurmak en büyük hayalim ve planım. Bu konuda gelecek yeni fikirlere, önerilere ve desteklere tüm gönlümle açığım.” www.tbmag.co.uk 55
ŞEHİR VE YAŞAM
Göbeklitepe: Tarihin Başlangıç Noktası İnsanlık tarihi hakkındaki bilgileri çekirdeğinden sarsan Şanlıurfa’nın en değerli mirası Göbeklitepe, 12 bin yıllık geçmişiyle dünyanın ilk tapınağı olarak biliniyor ve yerleşik hayattan daha önce avcı toplayıcılar tarafından inşaa edildiği düşünülüyor. Peki ya daha fazlası? Arkeoloji dünyası Göbeklitepe’nin gizemini çözebilecek mi? Selcen Çiftlikçi
10000 BC
K
elimenin tam anlamıyla ‘göbek şeklindeki tepe’ anlamına gelen Göbeklitepe’nin keşfi, bildiğimiz gibi tarihin gidişatını değiştirdi. Bu oyulmuş taş grubu M.Ö. 10.000 yılına dayanan tarihiyle, dünyaca ünlü M.Ö 7000 yılına ait Stonehenge ve M.Ö 7500 yılına ait Giza Piramidi’ni geride bırakarak, bilinen en eski insan yapımı yerleşim oldu. 3500 BC
3000 BC
2550 BC
0
2020
Bugün
Türkiye’nin güneydoğusundaki Şanlıurfa şehrinde bir tepenin üzerinde bulunan bu kutsal yerin, erken insanların büyük olasılıkla müzik ve koreografili şenlikler düzenleyerek, yaratıcı(lar) olarak inandıkları şeye ibadet ettikleri bir tapınak 56 Turkish British Magazine I Mart - Nisan 2020
olduğu düşünülmektedir. Arkeolojik bulgular, alanın başlangıçta yerleşim yeri olarak kullanılmadığını, bunun yerine son avcı toplayıcı gruplarının buluşma noktası olarak çeşitli ritüeller için kullanıldığını göstermektedir.
/ TARİHE YOLCULUK
Ünlü İsrailli tarihçi Yuval Noah Harari’nin öne sürdüğü gibi dünya, Göbeklitepe’nin ortaya çıkarılmasıyla çekirdeğinden sarsıldı, çünkü tarih öncesi insanlık hakkındaki bilgilerimize meydan okudu. Göbeklitepe’nin keşfinden önce tarihçiler, insan yerleşimlerinin ve tarıma geçişin dini ve ruhsal fikirlerin doğuşundan önce geldiğine ve dinin tarih öncesi çağlarda kitleleri örgütlemek ve kontrol etmek için bir araç olarak kullanıldığına inanıyorlardı. Ancak Göbeklitepe, alanın avcı toplayıcı grupları tarafından mevsimsel sıklıkta kullanıldığını ve daha sonra son avcı toplayıcı gruplar yerleşmeye ve çiftçilik yapmaya başladıkça, Göbeklitepe’nin ibadet alanlarını çevreleyen evlerin inşa edildiğini ortaya koydu. Bunun bir oyun değişen keşif olduğu gerçeği göz önüne alındığında, modern insanlar olarak, tarih öncesi muadillerin sadeliklerine bakmamız gerekiyor. Göbeklitepe tarih kitaplarını yeniden yazdı ve dinin insan yerleşmelerinden sonra geldiği inancını parçalayarak ve 12.000 yıl önce yaşamın karmaşıklığını ortaya koyarak hepimizi hayrete düşürdü. Ancak, Göbeklitepe’de şu ana kadar bildiklerimiz sınırlı ve hala çözülmesi gereken birçok sır var. 1995 yılında Alman Arkeolog Prof. Klaus Schmidt liderliğinde, Alman Arkeoloji Enstitüsü ve Şanlıurfa Müzesi’nin desteğiyle başlayan kazılar, bölgedeki, araştırmacılar için son derece zor olan sert hava koşullarına rağmen her yaz devam ediyor.
Şimdiye kadar yapılan arkeolojik bulgular Göbeklitepe yerleşiminin iki tür yapı ile tasarlandığını gösteriyor; dairesel ve dikdörtgen. Dairesel yapılar ibadet noktaları olarak tanımlanırken, dikdörtgen yapılar daha sonraki aşamalarda yerleşme kanıtı göstermektedir. Çakmak taşlarından ve tebeşir taşlarından yapılmış yaklaşık 200 T şekilli dikilitaş ile 20 dairesel yapı vardır. Bu dairesel yapıların 5’i şimdiye kadar ortaya çıkarılmış ve A, B, C, D ve H olarak adlandırılmıştır. Bu dairesel yapılarda bulunan dikilitaşların her biri 3 ila 7 metre boyunda ve 40 ila 60 ton arasındalar ve üzerlerine kaydedilmiş çeşitli motifler ile rakamlar bulunuyor. Bu dikilitaşların bazılarında kol ve el motifleri olduğu için insanları temsil ettiği düşünülüyor. Her dairesel yapı, dikilitaşlar üzerinde bir tür hayvan figürü yazısına odaklanıyor, örneğin A yılanlarla, B tilki ile, C yaban domuzu ile, D çeşitli kuşlar ve akbabayla ve H aslanlarla. Bu hayvan figürlerinin hepsi erkek figürleri olarak tasvir edilmişler. Kalıntılar arasında diğer birçok vahşi hayvan ve bitki fosili keşfedildi.
www.tbmag.co.uk 57
ŞEHİR VE YAŞAM Göbeklitepe seyahati için en iyi dönem ne zaman? Göbeklitepe’yi ziyaret edecek en iyi zaman Nisan, Mayıs ve Haziran başı gibi bahar mevsimi ile Eylül ya da Ekim başı gibi güz mevsimidir. Haziran, Temmuz ve özellikle Ağustos aylarındaki aşırı sıcaklık bölgede seyahat etmeyi zorlaştırıyor.
Oraya nasıl gidebilirim?
Bir diğer gizem de bu devasa yerin inşa sürecidir. O zamanlar hayvanlar evcilleştirilmemişti. Yani Göbeklitepe’nin bulunduğu tepeye bu devasa taşları taşıyanlar, insanların kendileriydi. Dikilitaşların keskin ve dikenli granit taşlarla oyulduğu en yakın taş çukuru 500 metre, en yakın su kaynağı ise 4 km uzaklıkta. Araştırmacılar, oyulmuş dikilitaşları tepeye monte etmek için bir tür manivela sisteminin kullanıldığına inanıyorlar. Bu noktada, durup kendinize şu soruyu sorabilirsiniz: ama neden? Göbeklitepe’nin bize bıraktığı her şeyin en büyük gizemi bu. Şu an itibariyle, göçebe atalarımızı bu kutsal bölgeyi inşa etmek için bu kadar güçlük çekmeye neyin motive ettiğini bilmiyoruz ve ihtimal ki asla bilemeyeceğiz. Yine de hayal etmek heyecan verici. Göbeklitepe, tüm insanlık için büyük değerlerinden dolayı korunan alanların bir listesi olan UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almaktadır. Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı, dünyanın dört bir yanından gelen gezginleri bu kutsal araziyi ziyaret etmeye motive etmek ve şöhretine katkıda bulunarak daha fazla cezbetmek amacıyla, 2019’u Göbeklitepe Yılı olarak belirlemişti. Göbeklitepe’yi ziyaret etmek istiyorsanız, seyahatinizi planlamak için okumaya devam edin.
58 Turkish British Magazine I Mart - Nisan 2020
Uluslararası geçerliliği olan bir ehliyete sahipseniz, Şanlıurfa şehir merkezinden araç kiralayarak, 30 dakikadan daha kısa bir sürede orada olmak en hızlı yoldur. Toplu taşıma ile gitmek isterseniz, 100 numaralı otobüs şehir merkezinden (Abide otobüs durağı) bölgeye ulaşıyor. Tam zaman çizelgesi sezona göre değişir, ancak genel olarak otobüsler şehir merkezinden saat 10.00, 13.00 ve 16.00’da yola çıkar. Dönüş otobüsleri tarifesi saat 12.00, 15.00 ve 18.00’dedir.
Daha fazla bilgi için okunabilecek bazı kitaplar... Göbeklitepe hakkında yayınlanan çeşitli kitaplardan öne çıkanlar; Tanrıların Doğuşu - Andrew Collins, Göbeklitepe - Karl W. Lucwert ve Göbeklitepe: İlk Tapınak - Klaus Schmidt. Bu kitapları okumak, ziyaretinizden önce zihninizi Göbeklitepe’nin büyüsüne hazırlamaya yardımcı olabilir.
Paradise Row Suriye sınırına yakın olduğu için Göbeklitepe’ye gitmek güvenli mi? Göbeklitepe’yi ziyaret etmek tamamen güvenlidir. Site sınırdan 75 kilometre uzaklıktadır ve yetkililer her zaman ziyaretçiler için en yüksek güvenliği sağlamak için önlemler almaktadır.
Yakındaki ziyaret edilebilecek yerler nereler? Şanlıurfa şehri, ziyaret edilmeye değer birçok doğal, kültürel ve arkeolojik varlığa ev sahipliği yapmaktadır. Yolculuğunuza Göbeklitepe kazılarının birçoğuna ev sahipliği yapan Şanlıurfa müzesini mutlaka ekleyin. Haleplibahçe Mozaik Müzesi’ni, Roma yaşamının küçük, renkli taşlarla tasvirlerinin görülebileceği, uğranılması gereken bir müzedir. Şanlıurfa Kalesi, geceleri şehrin güzel manzarasını sunarken, kutsal bir gölet olan Balıklıgöl’ün duyulmayı bekleyen masalları vardır. Yakındaki diğer yerler Halfeti ve Harran görülmeye değerdir. Fırat Nehri’nin doğusunda yer alan Halfeti, Savaşan adlı batık köyü ile ünlü bir ilçedir. 1990 yılında, bir grup taş ev ve caminin bulunduğu bu küçük köy, barajı inşasında sular altında kaldı. Fırat Nehri üzerinde bir tekne gezisine çıkarak koydaki ıssız evlerin ve batık caminin minaresinin fotoğrafını çekebilirsiniz. Halfeti, sadece bu bölgede yetişen siyah gülüyle de ünlüdür. Harran ise bir zamanlar Yukarı Mezopotamya’da büyük bir şehirdi. Tarihi MÖ 2000 yılına dayanan yerleşim, mimarisi ile ünlüdür. Karınca evleri denilen konik kubbeli evlerin hatları Harran Ovası’nın silüetini süsleyerek mükemmel bir görsel şölen yaratır.
Wenlock Road Old Street N1, London
Ankara Anlaşmalı’lar, start-up’lar, küçük işletmeler ve freelancer çalışanlar için mükemmel bir çalışma alanı. Old Street Metro İstasyonu’na 7, Angel Metro İstasyonu’na 10 dakikalık yürüme mesafesinde harika bir ortak ofis katı.
*Rezervasyon sistemi *toplantı odası *depolama alanı *adres, posta servis hizmetleri Tüm faturalar dahil aylık masa başına
£250
(Hızlı İnternet, Elektrik, Isıtma, Belediye Vergisi, Servis ücreti…)
Detaylı bilgi ve rezervasyon için: https://hubblehq.com/office-space/6600/wenlock-road
+44 20 3868 6470
www.tbmag.co.uk 59
ŞEHİR VE YAŞAM
Avon Vadisi’nde zamansız güzellik; “BATH” İngiltere’nin güney batısında konumlanan Roma hamamlarıyla adeta kaplıcalar şehri olarak tanımlanabilecek Bath, her bir köşesinde yüzlerce yıllık tarihi binaları, yemyeşil doğası, her köşe başında müzik yapan mutlu insanları ile İngiltere’nin mutlaka ziyaret edilmesi gereken şehirleri arasında yer alıyor. Cazibe Sammalı
B
ath şehri ve onu çevreleyen yemyeşil alanlar, İngiltere’nin ziyaret edilmesi gereken en güzel yerlerinden biri olarak tanımlanıyor. İngiltere’nin güney batısında yer alan Bath, kaplıcaları, Roma hamamları, görkemli Gürcü mimarisinin etkilerini taşıyan evleri, düzenli sokakları, rengarenk bahçeleri ve etkileyici Stonehenge ile İngiltere’de mutlaka ziyaret edilmesi gereken şehirler arasında yer alıyor. Yürüyerek kolaylıkla gezilebilecek olan Bath şehri, çeşit çeşit restoranları, ikinci el mağazaları tiyatrolar, barları ile ziyaretçileri oldukça keyif bir gezi yapma imkanı veriyor. Roma kaplıcaları ve Gürcü evlerinin yoğunlukta olduğu şehirde şehrin tarihinin sindiği binalarda kendinizi yüzlerce yıl öncesinde hissedebilirsiniz. Bölgede 400 yıl egemenlik sürmüş Romalılar tarafından kaplıca olarak kurulmuş olan kent, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor.
60 Turkish British Magazine I Mart - Nisan 2020
Roma Hamamları 1897 yılında hizmete açılan tarihi hamam kompleksi John Wood, the Elder, John Wood, the Younger gibi meşhur mimarlar tarafından tasarlanmış. Kutsal Bahar, Roma Tapınağı, Roma Hamamı Evi ve tarihi kalıntıların sergilendiği Roma Hamamı Müzesi ile beraber 4 farklı bölümden oluşuyor. Müzede orijinal ve balmumu heykeller de sergileniyor. Her yıl 1 milyondan fazla ziyaretçi alan kompleksin içerisinde yerin binlerce metre altından çıkan jeotermal sulardan havuzlar oluşmuş. Ancak bu havuzlara girmeye izin verilmiyor. Yaklaşık iki bin yıl önce Romalılar tarafından kurulan Roman Baths’i ziyaret etmek, Bath şehrindeki yapılacak aktivitelerden ilki ve en önemlisi. 12. yüzyılda yapılan King’s Bath bölümü her gün 46 derece sıcaklıkta, 1.170.000 litre sıcak kaynak suyu aşağıdan yukarıya doğru fokurduyor. Roman Baths’a girdiğinizde ilk olarak karşımıza teras gibi bir yer çıkıyor. Burası 1897 yılında yapılmış. Burada görünen havuz, “Great Bath” denilen yer. Burayı görmek insanı zaten etkiliyor. Teras gibi yerin etrafında ise dokuz adet heykel var. Bunlar, Britanya ile bir şekilde bağlantısı olan imparatorların ve Romalıların Britanya’da görev yapmış valilerinin heykelleri. Roman Baths’ın diğer tarafında üzerinden buhar çıkan sıcak suyun aktığı bölüm ve insanların para atıp dilek tuttukları havuz var. Yine buraya yakın bir yerde ziyaretçilerin içebildiği doğal ve sıcak kaynak suyu var. Kutsal pınar ( Sacred Spring ) denilen kaynaktan çıkan sular, 46 derecelik sıcaklığa sahip. Sütunların çevrelediği bir orta havuzda toplanıyor.
/ CAZİP ROTALAR
Havuzun etrafında zamanla şekillenen yapının tamamını gezince büyüklüğü ve teknik donanımından etkilenebiliyorsunuz. Zevk ve rahatlama için inşa edilen güzel hamam, Roma Dönemi’nden bu yana bir sağlık merkezi olmuş. Sular, hem antik Roma Hamamlarında hem de İngiltere’de yıkanabileceğiniz tek doğal termal kaplıcalara ev sahipliği yapıyor. Bath Abbey: 1499 yılında eski bir Norman Katedrali’nin kalıntıları üzerine yapılmış bir kilisedir. Şu anki kilise, bulunduğu yere yapılan 3. kiliseymiş. Bath Abbey’de duvarlarda ve yerde çeşitli mermer levhalar bulunuyor. Bu levhalarda kilise cemaatinden olan üyeler için yapılanların yanında savaş anıtı ve diğer çeşitli önemli kişiler adına yapılmış olanları da var. Kilisenin resimli camları da görülmeye değer. Bath Abbey, İngiltere’nin ilk kralı olan Kral Edgar’ın 973 yılında giyme töreninin yapıldığı yer olarak da önem taşıyor. Pulteney Bridge: 1769 yılında yapımına başlanan tarihi köprü, 1774 yılında hizmete açılmıştır. Mimar Robert Adam tarafından tasarlanan ikonik yapı, Avon Nehri üzerine kurulmuştur. 45 metre uzunluğa 18 metre genişliğe sahip köprünün başından sonuna karşılıklı dükkânlar bulunuyor. Bath’ın sembolleri arasında yer alan köprü şehrin kilit turistik mekanlarından biri haline gelmiş durumda.
Jane Austen Evi: Britanya’nın en sevdiği yazarının hayatını keşfetmek için Jane Austen Merkezi’ni ziyaret edebilirsiniz. Sergiler ve kostümlü karakterler Austen’in 1801- 1806 yılları arasında Bath’da geçirdiği zamanın öyküsünü ve çalışmaları üzerindeki etkisini anlatıyor. Circus: Bath’ın Somerset ilçesi sınırlarında yer alan Kraliyet Crescent’e iki dakikalık yürüme mesafesinde yapı, Gürcü mimarisinin en değerli örnekleri arasında gösterilmektedir. Ünlü mimar John Wood tarafından tasarlanmış ve 1754 ve 1768 yılları arasında inşa edilmiştir. The Circus 3 eşit parçadan oluşan dairesel bir yapı. Karşı-karşıya 3 kapısı bulunan büyüleyici yapı, 200 metrelik bir uzunluğa sahiptir. Yaşlı John Wood tarafından tasarlanan ve 1754 yılında oğlu tarafından tamamlanan Circus da üç sokak var. Evlerdeki frizlerde, Sanat ve Bilimi temsil eden 528 farklı oyma bulunuyor. Usta mimar John Wood tarafından tasarlanan şaheser onun en önemli eseri kabul edilmektedir. Bu yapıda John Wood’un ilham kaynağı İtalya’nın başkenti Roma’da bulunan Antik Roma’dan kalan ‘Kolezyum’ yapısı olmuştur.
www.tbmag.co.uk 61
ŞEHİR VE YAŞAM
Londra’nın en renkli semti: Notting Hill Notting Hill, zamanın nasıl aktığını fark etmeden birkaç saatinizi geçirebileceğiniz harika yerlerden biri Londra’da. Her daim renkli ve şenlikli bu semtte, ister alışveriş, ister keşif amaçlı, isterse yemek kültürü açısından pek çok seçenek bulabilirsiniz. acemilondoner www.acemilondoner.com
Portobello Road Market Londra’nın en tatlı sokaklarından birine kurulan Portobello Road Market Pazartesi’den Cumartesi’ye açık olan bir yiyecek, antika ve ikinci el eşya pazarı. Öğleden sonra epey kalabalık olabildiği için bu pazarı özellikle sabah erken saatte gezmenizi tavsiye ederim. Sokak boyunca bulabileceğiniz antikacılarda her türlü ikinci el eşyaya rastlayabilir, şanslıysanız iyi bir pazarlıkla antika parçaları çok uygun fiyatlara satın alabilirsiniz.
62 Turkish British Magazine I Mart - Nisan 2020
Renkli Evler Notting Hill ile ilgili en meşhur görüntülerden biri şüphesiz renkli boyalı evleri. Özellikle Lancaster Road üzerinde bulunan canlı renkli olanlar, pastel renkli evleriyle Farm Place ve Primrose Hill’deki Chalcot Square en popüler renkli evlerin bulunduğu sokaklardan.
Yiyecek içecek Notting Hill, yiyecek içecek düşkünleri için de birçok alternatif ve zengin lezzetlerle dolu. Modern taverna stiliyle şehirdeki en iyi Yunan restoranlarından Mazi, geleneksel İngiliz mutfağıyla Hereford Road, en iyi Lübnan mutfağı örneklerinden biri olan Al Waha, bol çeşitli ve kaliteli büfesiyle Ottolenghi, güllü lattesiyle Farm Girl iyi bir gusto deneyimi sunabilecek yerlerin başında geliyor.
/ KÜLTÜR SANAT
Kahvenin yolculuğu, İstanbul’dan Oxford’a
İngiltere’de Kahve İçmenin Kökenleri Sergisi’nde Ashmolean Müzesi tarafından düzenlenen İSTANBUL’DAN OXFORD’A Sergisi, İngiltere’de artık günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası olan kahvenin yolculuğu ile birlikte, o zamanki iki güç arasındaki büyüleyici ve karmaşık ilişkiyi de aktardı.
K
ahvenin İstanbul’dan ilk kez İngiltere’ye Oxford’a gelişinin ve sonrasının hikayesi Ashmolean Müzesi’ndeki ‘From Istanbul to Oxford’ sergisine konu oldu. “İSTANBUL’DAN OXFORD’a İngiltere’de Kahve İçmenin Kökenleri” sergisi kahve ve ona bağlı ritüellerin İngiltere’ye ilk kez Osmanlı İmparatorluğu’ndan nasıl aktarıldığını, kabul edildiğini ve değiştirildiğini aktardı. Bir içecek olarak kahvenin menşeini, yapılışını, insanda yarattığı hoş duyguları ve coğrafyalar arası yolculuğunu analiz eden sergi, kahvenin sosyal hayattaki önemini ve etkilerini de gözler önüne serdi. İngiltere’deki ilk kahve evi 1651’de Oxford’da açıldı, ancak kahvenin hikayesi yıllar önce Osmanlı İmparatorluğu’nda başladı. Bugün Britanya’daki günlük yaşamının ayrılmaz bir parçası olan kahve, 17. yy’da ilk kez İngilizlerle karşılaştığında tamamen bir
Türk aktivitesi olarak tanımlanıyordu. O zamanki iki güç arasındaki büyüleyici ve karmaşık ilişkiyi gösteren sergi, hem Osmanlı kahvesi ile ilgili nesneleri hem de İngiliz uyarlamalarını araştırarak kahvenin İngiltere’ye nasıl geldiğini aktardı. Oxford şehrinde dünyanın ilk üniversite müzesi olan Ashmolean Müzesi’nde 15 Mart 2020’ye kadar devam eden serginin Oxford’da düzenlenmesi aslında bir tesadüf değil. Osmanlı İmparatorluğu’ndan Avrupa’ya yayılan kahve içme alışkanlığının İngiltere’deki ilk durağı olan Oxford, aynı zamanda en eski kahvehaneye de sahip. 1637 yılında kahvenin Oxford’a gelmesiyle, kahve içtiği ilk kaydedilen ilk kişi Balliol Koleji’nden Nathaniel Canopius adlı bir Yunan rahibiydi. 16. yüzyıldan beri Osmanlı topraklarında faaliyet gösteren İngiliz tüccarları kahveyi ve içme şeklini, aynı zamanda bir sosyal hayatın da merkezi olan İstanbul kahvehanelerinde deneyip Britanya’ya taşıdılar. George Sanys isimli bir gezgin 1610 yılında defterine İstanbul kahvehaneleri ile ilgili şu notu düşer; “…tüm gün oturup ufak porselen kaplarda bu Caffa dedikleri siyah renkli, koyu acı şeyi ağızları yanarak içerler.” 1650’lerde açılan bu ilk kahvehaneler, her şeyiyle Türk usulüne göre kahve sunmaktaydı. Kahvehanelerin simgesi olarak da kahvenin geldiği yere işaret ederek dönemin Osmanlı sultanlarının portrelerini ve ‘Turk Caffa’ adını kullanıyorlardı. 17. yüzyılda, kahve dükkanları ve kahve içme alışkanlığı öyle yaygınlaşmıştı ki Oxford ve Londra’daki kahve evlerinin “token” adı verilen kendi yasadışı paralarını yaratmasına kadar vardı. 1654 yılından bu yana faaliyete devam eden, bu özelliğiyle de Avrupa’nın en eskisi olan “kahve evi” de Oxford’da bulunuyor ve bugün hala geleneksel usülde Türk kahvesi ikramına devam ediyor. www.tbmag.co.uk 63
AJANDA
Nazım Hikmet, Southbank Center’ın en büyük 50 aşk şiiri listesinde Nazım Hikmet’in “Severmişim meğer” şiiri, Southbank Center’ın en büyük 50 aşk şiiri listesine seçildi. Londra’daki en büyük sanat merkezlerinden biri olan Southbank Center, Türk şair Nazım Hikmet’in “Severmişim Meğer” şiirinin de dahil olduğu, son 50 yılın en büyük uluslararası aşk şiirlerini seçti.
S
outhbank Center’daki şiir uzmanlarından oluşan seçiciler, son 50 yılda yayınlanan çalışmaları gözden geçirdi. Şiirler, Southbank Center’ın şiir dalında uzman ekibi tarafından bir yıllık bir çalışmayla 30 ülkeden şairleri arasından belirlendi. Seçmeler yapılırken modern döneme ağırlık verildi. Southbank Center edebiyat başkanı James Runcie, “Merkez’deki şiir ekibi geçtiğimiz yıldan bu yana, genç şairlerden dünya büyüklerine, son 50 yılın en iyi 50 aşk şiiri olarak gördüğümüz, gerçekten uluslararası ve üslup olarak çeşitlilik sunan bir seçim yapmak için liste üzerinde çalışıyordu” dedi. Kendilerini sadece 50 şiirle sınırlamanın zorluğunu vurgulayan Runcie; “Ancak dünyanın en büyük aşk şiirlerinden bazılarını sunan harika zengin ve çeşitli bir seçim geliştirdiğimizi düşünüyorum” diye ekledi.
64 Turkish British Magazine I Mart - Nisan 2020
Şiirler 20 Temmuz’da, Southbank Center’ın Kraliyet Festival Salonu’nda düzenlenecek bir etkinlikte okunacak. Dünyanın dört bir yanından 50 önde gelen aktör ve şairden oluşan okuyucular, her biri son 50 yılın en büyük aşk şiirlerinden birini okuyacakları bir orkestra oluşturacak. Okumalar, Türkçe dahil olmak üzere çeşitli dillerde İngilizce çevirilerle yapılacak. Okuyucular arasında Harriet Walter, Linton Kwesi Johnson, Ray Fearon, Don Paterson, Alice Orr-Ewing, Guy Paul, Imtiaz Dharker, Hubert Burton, Sasha Dugdale, Rachel Shelly, Sujata Bhatt, Emily Bruni, Patsy Ferran, Nikola Madzirov, Siobhan Redmond, Warsan Shire, Chipo Chung, Noma Dumezweni, Amjad Nasser, Claire Rafferty, Sabrina Mahfouz, Neet Mohan, Kutti Revathi, Sudha Bhuchar, Katharine Kilalea, Daniel Weyman, Ashjan al-Hendi, Jessica Murrain, Chris McCabe, Branka Katic, Tom Wentworth, Katherine Kingsley ve Philip Cowell.
Severmişim Meğer Yıl 62 Mart 28 Prag-Berlin treninde pencerenin yanındayım Akşam oluyor Dumanlı ıslak ovaya akşamın yorgun bir kuş gibi inişini severmişim meğer Akşamın inişini yorgun kuşun inişine benzetmeyi sevmedim toprağı severmişim meğer Toprağı sevdim diyebilir mi onu bir kez olsun sürmeyen Ben sürmedim Platonik biricik sevdam da buymuş meğer ...
/ KÜLTÜR SANAT
Maneviyatın yanılgılarıyla nasıl başa çıkabiliriz? Nevşah Fidan Karamehmet, yeni kitabı Uyanış’ın lansmanını Londra’da yaptı. ‘Uyanış: Bu sizin düşündüğünüz değil!’ adlı son kitabında Nevşah, maneviyatla ilgili yanılgıları ele alıyor.
A
İngiltere macerasını başlamadan “Türk Usulü Londra”yı mutlaka okuyun! Ankara Anlaşması ile Türkiye’den İngiltere’ye gelen Avukat Ahmet Emre Yüksel de 10 yıldır Londra’da yaşadığı hikayesini yazıya döktü ve bir kitap haline getirdi.
H
er yıl dünyanın farklı ülkelerinden binlerce kişi İngilizce öğrenmek için İngiltere’ye geliyor ve hepsi birbirine benzemeyen hikayelerini yaşıyor. Ankara Anlaşması ile Türkiye’den İngiltere’ye gelen Avukat Ahmet Emre Yüksel de 10 yıldır Londra’da yaşadığı hikayesini yazıya döktü ve bir kitap haline getirdi. Ahmet Emre Yüksel’in kitabı “TÜRK USULÜ LONDRA” Cinius Yayınları’ndan çıktı. Kitabını “Türkiye’deki dil okullarına gitmek yerine İngilizceyi Londra’da yaşayarak öğrenmek için yola çıkan ve İngiltere’de yaşadığı 10 seneyi kendine özgü bir başarı öyküsüne çeviren genç bir avukatın Londra macerası…” olarak anlatan Yüksel, kitabını şu satırlarla tanıtıyor: “Dünyanın en pahalı şehrinde Türk Usulü öğrenci hayatı… Dünyanın ekonomik başkentinde Ankara Anlaşması ile Türk Usulü iş kurup, İngiltere vatandaşı olmak… Dünyanın en kozmopolit şehrinde, 72 milletten insanla birlikte Türk Usulü var olmak… Sütlü çay içmeye alıştıysanız artık ‘İngiliz’ olmaya başlamışsınız demektir!.. O andan itibaren “Neden geldin Londra’ya?/ Sakın dönme İstanbul’a!” ikileminin muhatabısınız… Londra’ya gitmeden önce Londra hayatını tanımak isteyen herkesin; turistlerin, öğrencilerin, avukatların, iş kurup Londra’ya yerleşmek isteyenlerin mutlaka okuması gereken bir kitap!”
tölyeleri, konuşmaları, eğitimleri ve alanındaki 20 yıllık deneyimiyle Nefes ve Davranış Bilimleri alanında uzman olan Nevşah, bu kitapta, maneviyatla ilgili birçok yanlış anlama ve Uyanış’ın gerçekte ne olduğu konusunu araştırıyor. Nevşah kitabı tanıtan konuşmasında, daha önceki kitaplarının İngilizce’ye çevrildiğini ama Uyanış’ın diğer kitaplarından farklı olarak, İngilizce yazdığı ilk kitap olduğunu belirtti ve çok sayıda kişinin katıldığı etkinliğin sonunda kitaplarını imzaladı. Nevşah bu kitapla okuyucuların bilincini genişletmeyi ve uyanık ve bağlantıda kalarak olağanüstü bir hayatın nasıl yaşanacağına dair araçlar sunmayı umuyor. Her şey kim olduklarını hatırlamak, gerçeklerle bağlantı kurmak ve kendileri için inanılmaz bir yaşam yolculuğu yaratmak için bildiklerinin ötesine geçmekle ilgilidir. Nevşah, “Kitabı yazmamın nedenlerinden biri olan Uyanış hakkında pek çok yanlış anlama var” diyerek, bunu; “Uyanışın insanların düşündüğü gibi olmadığını fark ettim. İnsanlar uyanmanın sevgi ve ışıkla dolu olduğunuz ruhsal bir deneyim olduğunu düşünüyor. Ama aslında, bu tür deneyimler vücuttaki bazı kimyasal değişimler nedeniyle orada, hatta gerçek değiller” sözleriyle açıklıyor. Kitaba Amazon, Waterstones ve Foyles’tan ulaşılabilir.
www.tbmag.co.uk 65
Professional translation and language services
ak Irm kul Can
Ares Translation Specialising in the Turkish/English language pair, ARES T&C LTD provides premium translation & interpretation services in multiple languages by adopting a 360° service principle
Consultancy Services Language Services
provide translation and “ We consultancy services for your commercial activities and personal needs in the UK
”
ARES T&C LTD Flawless and affordable solutions with 100 % customer satisfaction... Your language Solution "Always online alway on time" Partner... +44 20 8704 1304 /+44 7500 668 914
info@arestnc.com
www.arestnc.com
TRANSFORM YOUR BUSINESS WITH PROFESSIONAL MANAGEMENT
tailor made support from experienced advisors Call us for financial advice on services below and more: •
FINANCIAL ADVISORY
•
FINANCIAL PERFORMANCE MEASUREMENT
•
PROFIT & COST IMPROVEMENT
•
FINANCIAL SOLUTIONS SUPPORT
Freelance Literary Translator, Sworn German English Turkish Translator, Editor, Proofreader e-mail: rmakcankul@gmail.com Phone: +90 539 262 56 81
Istanbul
London
We’re a multi-faceted boutique ad agency, operating in Turkey and the UK Our creative portfolio is worth boasting about. Digital Marketing Advertising, Design Communication, PR Consultancy services Tailored research and marketing services for companies wishing to enter Turkey and the UK market.
Rain Management Consultancy Limited www.rainconsult.com +44 0777 123 1422
66 Turkish British Magazine I Mart - Nisan 2020
COMMUNICATION afscomms.com
afisiletisim.net
www.bowlinglaw.co.uk
A Client Focused Firm / Sizin İçin Buradayız Our Practice Areas:
Corporate Law
Commercial Property
Residential Property
Private Client
Dispute Resolution
Family and Children
For further information please do not hesitate to contact one of our Turkish speaking legal advisors: Huseyin E. Huseyin Senior Partner
e huseyin.huseyin@bowlinglaw.co.uk t 020 8221 8074
Huseyin Youssouf
Partner, Commercial Property
e huseyin.youssouf@bowlinglaw.co.uk t 020 8221 8055
Gunduz Misiri
Ayla Zengin
e gunduz.misiri@bowlinglaw.co.uk t 020 8221 8041
e ayla.zengin@bowlinglaw.co.uk t 020 8221 8000
Omer Kahraman
Cemre Koroglu
Associate Solicitor, Residential & Commercial Property
Assistant Solicitor, Residential & Commercial Property
e omer.kahraman@bowlinglaw.co.uk t 020 8221 8037
Consultant Solicitor, Residential & Commercial Property
Corporate Lawyer (Turkish Qualified)
e cemre.koroglu@bowlinglaw.co.uk t 020 8221 8057
Bowling & Co Solicitors are Authorised and Regulated by the Solicitors Regulatory Authority. SRA number 70024. 62 Broadway, Stratford, London E15 1NG Telephone 020 8221 8000 www.bowlinglaw.co.uk