GencKariyer05

Page 1




editörden

Selim ÇAVUfi selimcavus@fatih.edu.tr

R‹NG

lem Tamc›’ya, kaleminin kuvveti ve yapm›fl oldu¤u aka-

Jimmy Durante'nin eski flark›s›n›n flu nakarat›n› bilenle-

demik çal›flmalar› ile gelecek vaat eden Berra Bafl’a, bir

rimiz vard›r : "Hiç, kalma duygusu içindeyken gitme is-

önceki dergide de aram›zda olan Aybike Dönmez’ e ve

te¤i duydu¤un izlenimine kap›ld›n m›? Bunu biraz de¤ifl-

son olarak yaz›lar› ile dergiyi renklendiren Nur Zey-

tirerek; ‘’ ‹çinde gitme iste¤i hâs›l oldu¤unda kalmak zo-

nep’e gayretlerinden dolay› çok teflekkür ediyorum.

runda oldu¤un duygusuna hiç kap›l-

Derginin bu aflamaya gelebilmesi için

d›n m›?

çok çaba sarf eden Kariyer Planlama

‹çinde yaflamakta oldu¤umuz hayat,

Merkezi ekibine de ayr›ca teflekkür

çal›flma ortamlar›, projeler bazen biz-

ediyorum.

leri öylesine sar›yor ve sarmal›yor ki

Önümüzdeki 4 ayl›k süreç içerisinde

belkide flu hayatta as›l yapmak iste-

hayat›mda çok önemli ve çok hay›rl›

diklerimizden çok uzaklafl›yoruz. Za-

de¤iflikler meydana gelece¤ini planl›-

man›n h›zla ak›p giden çarklar› ara-

yorum. Baflta da belirtti¤im gibi bu

s›nda, biz de akan bir su damlas› mi-

hayat ringine bir kez ç›kabiliyoruz. Ve

sali olaylar›n ve ifllerin hengâmesine

her yapt›¤›m›z hareket tekrar› müm-

kap›l›p gidiyoruz. Beflincisini haz›rla-

kün olmayan bir vurufl gibi. Ama

y›p sizlerin be¤enisine sundu¤umuz

önemli olan; ne yap›yor olursan›z

Genç Kariyer’in bu say›s›nda zama-

olun kendinizi as›l görmek istedi¤iniz

n›n ne kadar önemli oldu¤unu ve eli-

yere bir ad›m daha yaklaflt›r›p, yak-

nize geçen f›rsatlar› kendi hayalleri-

laflt›rmad›¤› ile ilgilidir.

niz do¤rultusunda kullanman›z›n en önemli vazifemiz

Bazen gitme iste¤i içinizde hâs›l olsa bile; sizi o projele-

oldu¤unu hat›rlatan yaz›lar haz›rlad›k sizlere.

ri yapman›z için ayakta tutan ve size sürekli destek ve-

Derginin bu aflamaya gelebilmesi için emek sarfeden

renlerle birlikte olman›z dile¤iyle…

Genç Kariyer ekibimden; heyecan› ile bizleri sürekli dinamik tutan Kürflad Altayl›’ya, sevimli ve güler yüzlü tav›rlar› ile ekibe pozitif enerji katan Birsen Duman ve Öz-

GENÇ KAR‹YER

Say›: 5

Fatih Üniversitesi Kariyer Planlama Merkezi Dergi Grubu Ad›na Sahibi Rektör: Prof. Dr. O¤uz Borat

Genel Yay›n Yönetmeni Selim ÇAVUfi

Dergi Sorumlusu Orhan EKE

Yay›n Kurulu Berra BAfi Kürflad Durmufl ALTAYLI Özlem TAMCI Aybike DÖNMEZ Nur Zeynep ERDO⁄AN

Proje Sorumlular› Mücahit BAfiARAN Nurhayat YILDIZ

Reklam Koordinatörü Birsen DUMAN

Adres: Fatih Üniversitesi 34500 Büyükçekmece / ‹stanbul Tel: 0212 866 33 00 / 4028 Web: http://kariyer.fatih.edu.tr e-mail: genckariyer@fatih.edu.tr Grafik-Tasar›m: SGSM 0216 522 08 00 Bask›:

Yaz› sahiplerinin izni olmaks›z›n kaynak gösterilerek dahi al›nt› yap›lamaz. Yay›nlanan ilanlar›n sorumlulu¤u ilan sahiplerine aittir.

4

Genç Kariyer / 2009


içindekiler Lise ve üniversite aras›ndaki koridor:

haz›rl›k okulu Lise… Her Türk gencinin üniversite öncesinde hayat›n›n en önemli dönemlerini geçirdi¤i, üniversiteye bir kapa¤› atay›m gerisi kolay dedi¤i dönem…

8 “Hidayetin ne ara kime varaca¤› bilinmez”

Üniversite… Bafllamadan önce büyük hayallerle gelinen, derslerin a¤›rl›¤›n› görünce ‘’Üniversiteye bir bafllayay›m gerisi kolay’’

Sahip oldu¤u zekâ ve ortaya koyduklar›yla, dinleyince insana ‘Bu nedir, kimdir?’ dedirten rap müzik türünü bilmeyenleri, sevmeyenleri bile -hasbelkader rast gelip

22

flark›lar›n› dinlediklerinde- etkileyip kulak kabartt›ran flahs-› muhterem.

Brüksel’e oturup bakarsak AB’yi daha

Doç. Dr. GÖKHAN BACIK ile AKADEM‹K 32 KAR‹YER

bar›flç›l görürüz. Ama pratik sahaya inip bakarsak Avrupa Birli¤i diye bir fley yok Orta Do¤u’da. Avrupa Birli¤i kendi içinde bir liberal rüya içinde yafl›yor.

"Eve giderken kendimi ‹ran’›n Lut Çölü'nde buldum."

39

‹ran depremi oldu¤unda, ben iflimden eve gidiyordum. Telefon geldi. "Gider misin?" dediler. Ben de "Giderim." dedim. O gün akflam eve gidip annemin tarhana çorbas›n› içecekken kendimi Lut Çölü'nde buldum.

KAR‹YER PLANLAMA YOLUNDA MESLEK 50 SEÇ‹M‹

Günümüz dünyas›nda en büyük s›k›nt›lar›m›zdan birinin iflsizlik problemi oldu¤unu bilmeyenimiz yoktur. ‹flsizli¤e sebep olan ana etken dünyay› saran küresel kriz faktörü oldu¤u söylense de, as›l etkenin vas›fl› eleman s›k›nt›s› ve mesleksiz gençler oldu¤unu düflünüyorum.

5. Yurt D›fl› E¤itim Günleri

18-20 Kas›m 2008 tarihleri aras›nda gerçeklefltirilen organizasyon, Millî Tak›m eski oyuncular›ndan Ertu¤rul Sa¤lam’›n “Sporda Kariyer” bafll›kl› söyleflisi ile bafllad›.

66

06 14 16 20 26 28 30 44 45 46 47 48 54 56 57 58 60 61 62 64 66 67 68 70

Bilinçd›fl› Kuvvet: Beden Dili Aynur Ayaz Dan›flmadan Olmaz! Baflka Dünya Mümkün FONEX Anahtar›n Diflleri Gelece¤in Meslekleri Msn Benim Meselem Müdür Olamaz M›y›m? Genç MÜS‹AD www.dusuntasin.net Fakülte Günleri ‹ddial› Girifl Yapt› 9. KAR‹YER GÜNLER‹ www.basariligencler.com ‹BB, Kariyer Programlar›na Devam Ediyor Zaman› Etkin Kullanma Ve Zaman Yönetimi Onuru ‹çin Yaflayanlar Var M›s›n Var M›s›n? Teknoloji ve Balon Modern Hayat›n Gereksinimleri 5. Yurt D›fl› E¤itim Günleri Kariyer Kulübü Hayata Gülümse Yurt D›fl› E¤itimi Genç Kariyer / 2004

5


kariyer rehberi

BERRA BAfi Psikoloji (‹ngilizce)Bölümü 2.S›n›f Ö¤rencisi berrabas@windowslive.com

Bilinçd›fl› Kuvvet: Beden Dili Toplumlar›n yönüne do¤ru akan bir hizmet grafi¤inin oluflturulmas›, iflin daha etkili ve kaliteli sürdürülmesiyle sonuçland›r›l›r. Bu yüzdendir ki, insan kaynaklar›nda görev yapan isimler, özgeçmiflin pazarlanmas›n›n iyi yap›lmas› gerekti¤inin alt›n› çizer. Edilgenli¤in kuca¤›nda olan bir toplumun s›cak bakt›¤› total de¤erlendime analizlerinin bafl›nda, beden dili olarak tan›mlanan bir sözsüz iletiflim sanat›n›n fark›ndal›¤› yer almaktad›r. Sosyal statü ve bir grup içindeki hiyerarfli; bireyin kendisini bir grup içinde alg›lay›fl›, grubun yap›s›, insanlar›n toplumsal konumlar›n› beden dilleri ile yans›tmalar›ndan anlafl›l›r. Toplumlar›n yönüne do¤ru akan bir hizmet grafi¤inin oluflturulmas›, iflin daha etkili ve kaliteli sürdürülmesiyle sonuçland›r›l›r. Bu yüzdendir ki, insan kaynaklar›nda görev yapan isimler, özgeçmiflin pazarlanmas›n›n iyi yap›lmas› gerekti¤inin alt›n› çizer. Deneyimlerle süslenmesinin yan›nda, etkili dil kullanma becerisi her alanda büyük kazançlar sa¤layacakt›r. Bireyin, bu fark›ndal›¤› bilinçli olarak kullanmas› durumunda -iletiflimin negatif bir tutuma do¤ru kayd›¤› an da dâhil olmak üzere- do¤ru alg›lanma olas›l›¤›n› yaklafl›k %64 olarak art›rd›¤›, yap›lan fonetik çal›flmalarla kan›tlanm›flt›r.

‘’Kariyerinde yükselmeyi arzulayan kiflinin bilmesinde fayda olan en önemli özellik, dili kullanma becerisidir.’’ Bireylerin etkileflimde buldu¤u mekanizmalarda, yap›lan iflin süreklilik kazanabilmesi için ifl görüflmelerinde temel al›nan en önemli k›stas, mülakatt›r. Baflar› flans›n›n ortadan kalkmas› ya da bireyin, yap›lan görüflmedeki de¤er grafi¤inin yükselmesi, büyük oranda buna ba¤l›d›r. Özgeçmiflin pazarlanmas›, iflte, bu noktada gerçekleflir. Kullan›lan dilin kalitesi, etkinli¤i ve yeterlili¤inin ya-

6

Genç Kariyer / 2009


kariyer rehberi

n› s›ra bir baflka dilimiz, bize en büyük kazanc› ya da kayb› yaflat›r. ‹flte, yeni yeni fark›na var›lan bu muhteflem bilinçd›fl› kuvvet, beden dilinin gücüyle senteze sürüklenir. Kariyerinde yükselmeyi arzuluyan kiflinin bilmesinde fayda olan en önemli özellik, dili kullanma becerisidir. Dil, kültürler aras› yans›ma mekanizmas›n› do¤rudan yans›tarak temel özerkli¤e bar›nd›ran efsanevi olufluma beden kavram›n› da katarak baflkalafl›ma kavuflturur. Mimik, jest ve beden dilinin hayat kayna¤›n› ald›¤› en temel de¤er, asl›nda, baflkalafl›mla birlikte yay›lan enerjinin bütünleyici gücüdür. Yay›lan enerji ise kayna¤›n›, bireyin tan›mlanan de¤erinden, beden dilinden al›r. Yap›lan görüflmelerde, enerji iletimine el s›kma ile bafllan›r. El s›kma biçimi, insanlar›n kiflili¤ini yans›tan temel unsurdur. Yap›lan bir araflt›rmada, baflar›l› üst düzey yöneticilerin büyük ço¤unlu¤unun hem el s›kma ifllemini bafllatan kifliler olduklar›, hem de avuç içleri yere bakar flekilde el s›k›flt›klar› ortaya konmufltur. Güvenli ve dengeli bir el s›kma, ellerin dik olarak ve avuçlar›n birbirlerini bütünüyle kavramalar›yla gerçekleflir. Böylelikle, iki taraf da varl›¤›n›, karfl›dakine hissettirmifl olur. Enerjide ikinci durak, bak›fllard›r. ‹nsan kaynaklar› uzmanlar›, ifle al›m sürecinde bireyin aktif tutumlar izlemesine büyük puan verdiklerini belirtirler. Bak›fllar burada sözlük görevini görür. Sürekli göz temas› kurmaktan kaç›nan birey, bir süre sonra di¤er bireyleri de rahats›z ederek ortam›n negative olmas›n› tetikleyebilir. Bu nedenle, bak›fllar›n mümkün oldu¤unca karfl› taraf›n gözlerine yöneltilmesi önem tafl›r. Enerji, son olarak, s›cak bir tebessümle sonland›r›l›r. Bedenin karfl›daki bireye do¤ru yönelip sempatik bir tarzda iyi çal›flmalar dilenmesi, enerjinin en yüksek seviyeye ulafl›p korunmas›n› sa¤lar.

mufl kollarla bir araya geldi¤i pozisyonlarda, kifli, iletiflimden çekilmifl demektir. Bununla birlikte, de¤iflik toplum ve kültürlerde sayg›s›zl›k anlam›na gelebilecek oturufl ve durufl biçimlerine de dikkat etmek gerekir.

“Sana karfl› dürüst olaca¤›m.”

çekleflebilir. ‹stemeden oluflan bir flaflk›nl›k ifadesini ya da k›zg›nl›¤› gösteren kafl hareketi, do¤rudan söylenmese de, karfl›daki insana karfl› hissedilen duygular› ba¤›rarak anlat›r. ‹nsan, hayat boyunca, ço¤unlukla fark›nda olmaks›z›n günlük beden dilini son derece etkili bir flekilde kullan›r. Ancak, bedenini, kelimeleri kontrol etti¤i gibi kontrol edemez. Beden, olaylara karfl› çok daha fazla bilinçd›fl› tepkiler verir. Gerçek duygu ve düflünceler, kelimelerin arkas›na gizlenip suyun alt›na gidebilir; ama olaylara karfl› bedenin cevab›, her zaman su yüzeyindedir. Beden diliyle ilgili olarak çal›flma yapan bilim adamlar›n›n, çal›flmalar›nda bahsetti¤i önemli bir teknik olan beden dili analizi, bize bu konuda en büyük deste¤i sa¤lar (analogy of body language). Beden dili analizinin, bilinen taraf›n›n d›fl›nda, duygu ve düflüncelerin kavram yans›mas›na ihtiyaç duymaks›z›n özerkli¤i temsil etti¤i bir sterilizasyon tekni¤i olarak tan›mlaman›n daha uygun oldu¤u düflüncesindeyim. Endüstriyel alanda hizmet veren psikologlar›n ve özellikle insan kaynaklar› alan›nda çal›flanlar›n daha s›k baflvurdu¤u bu yöntem, asl›nda, her alanda kullan›larak, yap›lan iflin evrensel bir doyumlulu¤a ulaflma oran›n› art›rabilir.

Beden dilinde baz› noktalar›n hayati önem tafl›d›¤› gerçektir. Teorik ve pratik olarak, her iki kol ve avuç karfl› tarafa aç›k tutulursa bu ,“Sana karfl› dürüst olaca¤›m.” demektir. Kollar, d›flar› gelecek flekilde k›vr›lm›fl oldu¤u hâlde vücuttan ayr›l›rsa; birbirinden uzaklaflan fleyleri gösterir. Uzanm›fl ve birbirinden ayr›lm›fl iki kol, iki uzak mesafeyi gösterir. El jestlerinde özellikle iflaret parma¤› çok önemli bir rol oynar. ‹flaret parma¤› kol ile birlikte öne do¤ru uzat›l›rsa; kovma anlam› verir. ‹flaret parma¤› bükülerek gö¤se do¤ru çekilirse; yaklaflmay›, ça¤›rmay›, yine iflaret parma¤› düz olarak a¤za yaklaflt›r›l›rsa, susturmay› ifade eder. Orta parmak baflparma¤a çarp›larak saklan›rsa, sab›rs›zl›k; bütün parmaklar kapat›l›rsa, kuvvet ve azim; yumruk gösterilirse, tehdit anlat›l›r. Otururken veya ayakta dururken bacaklar›n pozisyonu da çok önemlidir. Bacaklardan birinin di¤erinden ayr›lm›fl olarak önde durmas› kuvvet, atakl›k ve fliddet duygular›n› anlat›r. Ayaklar›n ayn› hizada birbirinden ayr› durmas› rahatl›k, kayg›s›zl›k, meydan okuma veya durgunluk belirtir. Bacak bacak üstüne at›lm›fl olarak otururken bir baca¤›n s›k s›k sallanmas› sab›rs›zl›k ve sinirlilik belirtisidir. Bacak bacak üstüne atma hareketinin kavuflturul-

‘’Gerçek duygu ve düflünceler, kelimelerin arkas›na gizlenip, suyun alt›na gidebilir.’’ “Ruhun gizemi, bedenin hareketleri ile a盤a ç›kar.” der Michelangelo. Bireylerin beden hareketleri, mesafe ve alan kullan›m›, dokunufllar› ve sesin kullan›fl›, beden dilinin en önemli parçalar›d›r. Durufl pozisyonu, mimikler, jestler ve hatta bacaklar›n konumu, karfl›daki kiflinin o anki ruh hâli ile ilgili bilgi verir. Duygular›n bedene yans›mas›; elin bir hareketi ya da yüzdeki bir mimik ile ger-

Yap›lan görüflmelerde, enerji iletimine el s›kma ile bafllan›r. El s›kma biçimi, insanlar›n kiflili¤ini yans›tan temel unsurdur.

Genç Kariyer / 2009

7


araflt›rma

Kürflad Durmufl Altayl› Matematik 1. S›n›f • kralkursad@hotmail.com

Lise ve üniversite aras›ndaki koridor:

haz›rl›k okulu

Lise… Her Türk gencinin üniversite öncesinde hayat›n›n en önemli dönemlerini geçirdi¤i, üniversiteye bir kapa¤› atay›m gerisi kolay dedi¤i dönem… Üniversite… Bafllamadan önce büyük hayallerle gelinen, derslerin a¤›rl›¤›n› görünce ‘’Üniversiteye bir bafllayay›m gerisi kolay’’ düflüncesinin hiçte geçerli olmad›¤›n›, etraf›ndaki binlerce ifl dünyas›na girecek olan rakiplerin ile rekabet içerisinde okudu¤un 4 y›ll›k dönem. Yukar›da k›saca tan›mlamaya çal›flt›¤›m›z bu iki dönem aras›nda öyle bir ara geçifl k›sm› vard›r ki birçok ö¤renci kendini liseli mi üniversiteli mi oldu¤unu anlayamaz. Evet do¤ru tahmin ettiniz: Üniversite Haz›rl›k Okulu. ‹flte biz de bu ara geçifl döneminde neler yaflan›r, haz›rl›k okullar›n›n ‹ngilizce ö¤retme sistemleri nas›ld›r gibi sorular› içeren bir araflt›rma yaz›s› haz›rlad›k sizlere. Haz›rl›k Okulu okutmanlar› Adem Soruç, Fatih Esenbo¤a, Hatice Nur Özçelik ve Haz›rl›k Okulu Koordinatörü Sabahattin Atalay ile konunun detaylar›n› araflt›rd›k.

8

Genç Kariyer / 2009


araflt›rma

Kürsad: Sabahattin Bey’i tan›yabilir miyiz? Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Sabahattin: Sabahattin Bey, Antalya Korkut ilinde Kafkas göçmeni bir aileden 1953 y›l›nda do¤mufl… ‹lkö¤retimini Antalya da, ortaö¤retimini ‹zmir’de, yüksekö¤retimini Ankara’da yapm›flt›r. Daha sonra Japonya’da 10 sene, Amerika’da 3 sene çal›flt›ktan sonra Türkiye’de Fatih Üniversitesi kuruldu¤undan bu yana 13 y›ld›r bu kurumun bir çal›flan› olmufltur. Maddi bak›mdan s›k›nt› yaflamasam da manevi bak›mdan çok s›k›nt› çektim. Bu yüzden aile ba¤lar›m biraz gevflek olabilir. Kürsad: Haz›rl›k s›n›f› olan okullarda de¤iflik sistemler deneniyor. Sizin sisteminizi de aç›klar m›s›n›z? Bu sistemdeki amaç nedir? Sabahattin: ‹ngilizce e¤itim veren üniversitelerin haz›rl›k s›n›flar›nda eskiden beri ö¤renciler seviye tespit s›navlar›na al›n›r ve düzeylerine göre 3 kura ayr›l›rlar. Ama sonradan flunu fark ettiler, hiç bilmeyen bir ö¤renciyi s›nava tabii tuttuklar›nda getirdikleri seviye ile üst kurlardaki bir ö¤rencinin geldi¤i seviyeler aras›nda farkl›l›klar olufluyor. Bu da insan›n akl›na flu soruyu getiriyor, yeni gelmifl s›f›r bir ö¤renciye veremedi¤iniz seviyeyi niye üst seviyedeki ö¤renciden istiyorsun. Ayr›ca eski sistemde ö¤renci sene sonunda geldi¤i seviyenin tam fark›na varam›yor. Son birkaç senedir Avrupa Birli¤i’nde sistem “dil pasaportu” olarak da ifade ediliyor. Bu da hangi seviyede bir ö¤renci oldu¤unuzu okudu¤unuz kurum taraf›ndan verilen belge ile tan›nan haklar› tan›yacak ama bu da üniversitenin güvenilir hale gelmesiyle gerçekleflecek. Ama maalesef bu durum flu an Türkiye için geçerli de¤il. Türkiye de bu sistemi uygulayan veya uygulad›¤›n› iddia eden birkaç üniversite var. Biz bu sisteme geç girdik fakat iyi araflt›rd›k ve en güzelini yapmaya çal›flt›k.3-4 sene sonra biz bu yurtd›fl›nda geçerli olan belgeleri di¤er üniversitelerden daha erken al›rsak hiç flafl›rmay›n… Çünkü o derecede bir çal›flman›n arkas›nda bu yola bafllad›k. Ö¤retti¤inizi veya ö¤retti¤inizi iddia etti¤iniz fleyi belgelemeniz laz›m… O belgelemenin de usulü 1-)Ö¤retme metodu 2-)Ölçme metodu(farkl› uygulamalarda farkl› netice vermemeli) Kürsad: Sizce bu yeni sistem ö¤rencilere ne kazand›racak, ne kaybettirecek? Sabahattin: Yeni sistemle ö¤renci arkadafllar›m›z yeni karfl›lafl›yorlar. Haz›rl›k okulunu tekrar eden arkadafllar›m›z biraz bu sistemde zorluk yafl›yorlar. Kazand›rd›klar› ise;8 ay sonra nerede olduklar›n› görmektense, 8 hafta içerisinde ne kadar o beceriyi elde edip etmediklerini görme becerisini sunuyor. Böylece bir eksiklik, bir hata varsa erken teflhise sebebiyet veriyor. Bu teflhis ile de erken tedaviye yard›mc› oluyor. Kürsad: Okulumuzdaki ö¤renci potansiyelini nas›l buluyorsunuz? Yeni gelen ö¤renci arkadafllar›m›z›n ‹ngilizceleri yeterli bir seviyede mi? Sabahattin: Türkiye’de genel bir sorun var. Bunun çözümünü maalesef k›sa bir vadede göremiyorum. Türkiye’de yanl›fl uygulanan bir ‹ngilizce e¤itimi sistemi var. O da ilkö¤retimde ve ortaö¤retimde verilen ‹ngilizce derslerinin maalesef amaca hizmet etmedi¤i, hedef, ga-

ye ve amaçlar›n›n çok güzel bir flekilde tespit edilip onu sa¤layacak elemanlarca verilmedi¤i için, yani biraz ‹ngilizce bilen herkes ‹ngilizce e¤itmeni oluyor. fiu an kolejlerin ö¤retim sistemleri bile gerçeklerden ve realiteden uzak, bir saçmal›k içeren fleylerle dolu. Küçük yafllarda ‹ngilizce kelimeleri yazd›rabilmeyi ö¤retmek yerine, müziklerle, oyunlarla, yani e¤lenebilecekleri flekilde birçok fley ö¤retilebilirler. Ama onlar ortaö¤retime gelininceye kadar çocuklara ‹ngilizce ö¤retmek yerine, nas›l ‹ngilizcenin ö¤renilemeyece¤ini, nas›l bir öcü oldu¤unu, ö¤renilemez bir heyula gibi gösterip bizim iflimizi zorlaflt›r›yorlar. M.E.B.’n›n bu sorunu en k›sa zamanda çözmesi laz›m. Kürsad: Pekiyi bu M.E.B.’in yabanc› dile önem vermedi¤ini mi gösteriyor? Sabahattin: Hay›r. Tam olarak öyle de¤il. Bir fley yapmak istiyorlar fakat ifli ehline yapt›rmazsan›z bu böyle olur. Kürsad: Lisede verilen ingilizce üniversite için yeterli mi? Liseden gelen arkadafllar›m›z haz›rl›k okuluna haz›rlar m›? Sabahattin: Lise’den gelen ö¤renciler herhangi bir üniversitenin ‹ngilizce haz›rl›k program›n› takip etmeyi b›rak, haz›rl›k seviyesindeki program› bile takip etmeye bile haz›r de¤iller. Gönül arzu eder ki tüm ö¤rencilerimize en yüksek kurdan e¤itim vermeye bafllasak... Ama ÖSS’nin de buna etki etti¤ini düflünüyorum. Çünkü çocuklar ‹ngilizce dersinde bile test çözmelerine okul idaresi taraf›ndan bile izin veriliyor. Zaten ÖSS’de ‹ngilizce dersinden sorularda ç›km›yor, tabi bu yüzden ö¤renciler ‹ngilizceyi yok say›yorlar. Kürsad: Haz›rl›k okulundaki ö¤renci arkadafllar›m›z derslerin a¤›rl›¤›ndan ve kitaplar›n fiyatlar›ndan biraz flikâyetçiler bunu neye ba¤l›yorsunuz? Sabahattin: Derslerin a¤›rl›¤› konusu sizin a¤›rl›¤› neyle karfl›laflt›rmak istedi¤iniz duruma ba¤l›. Hiç ders çal›flm›yorsan›z tabi ki de a¤›r gelir. Siz hiç 3-4 saat ders çal›flmam›fl bir ö¤renciye 2-3 saat ‹ngilizce çal›fl derseniz tabi ki o kifliye zor gelir. Ama ben fluna yürekten inan›yorum ki liseden gelmifl ‹ngilizcesi yetersiz olan bir ö¤renci günde 3-4 saat kendini vererek yeterli bir flekil-

Genç Kariyer / 2009

9


araflt›rma

de ‹ngilizce çal›fls›n çok rahatl›kla baflar›l› olacak ve ‹ngilizceyi çok rahat ö¤renebilecektir. Ama dershanelerin de katk›s›yla üniversiteye kapa¤› at daha sonra yat anlay›fl›yla gelmelerinden dolay›, siz ondan 3-4 saat ders çal›flmas›n› istiyorsunuz fakat o 1 saat sonra “eyvah” demeye bafll›yor. 1 saat çal›flmas› onun derslerinde baflar›l› olmas›na yetmiyor. Böyle bir düflünceyi bir an önce ak›llar›ndan ç›kars›nlar. Haz›rl›k okulunu 1 saat çal›flmakla geçemezler… Kitaplar›n pahal› olmas›na gelince; kitaplar›n pahal› olmas›n› kabulleniyorum. Çünkü kitaplar yurtd›fl›nda yaz›l›yor. Türkiye’de haz›rlanm›fl kaliteli anlat›ml› bir içerikli kitap bulamad›¤›m›zdan dolay›, verim alabilece¤imiz bir kaynak yok. Bu yüzden Amerikal›lar›n, ‹ngilizcelerin bast›¤› bir kitap seçmelisiniz fakat sadece seçmek yeterli de¤il. Vermek istedi¤iniz amaca uygun olup olmad›¤›na da bakmak zorundas›n›z. Bu da maalesef fiyata yans›yor. Kürsad: Ben de geçen seneki haz›rl›k okulundaki eski bir ö¤renciniz olarak flunu söyleyebilirim ki haz›rl›k okulunda ö¤retmen ö¤renci iliflkilerini neredeyse hiçbir üniversitede göremiyoruz. Sizce Fatih Üniversitesini di¤er üniversitelerden ay›ran en büyük özelliklerden biri büyük bir aile düflüncesine sahip olmas› m›? Sabahattin: Biz fluna inan›yoruz; Siz bir ö¤renciye bir fley ö¤retmek istiyorsan›z kendinizi ve ö¤retti¤iniz fleyi sevdirmeniz laz›m. Ö¤renci ancak sevdi¤i ve ilgi duydu¤u fleyi merak eder ve onun gibi olmak ister. Bu yüzden bizim tek metodumuz bu. Ayr›ca ço¤u ö¤rencimiz ilk defa büyük bir flehre gelmelerinden ve ailelerinden uzak olmalar›ndan dolay› baz› dertleri oluyor. Bu dertlerini paylaflabilecek birileri, sadece konuflup derdini anlatabilecek birileri ar›yor. Birisinin onu kula¤›n› aç›p dinlemesini istiyor. Ö¤renci biz bunu yapt›¤›m›zdan dolay› bize bir sayg› ve sevgi besliyor. Ayr›ca sizin verdi¤iniz derse ilgi duyuyor. Biz psikolog de¤iliz ama fluna inan›yoruz ki, e¤er biz ö¤rencimizi dinlersek ö¤rencimiz de bizi dinler ve biz bunu baflard›¤›m›za inan›yorum. Kürsad: Son 5 senede ingilizcenin yan›nda yükselen popüler dil hangisi? Üniversite gençli¤ine ikinci dil olarak hangi yabanc› dili tavsiye ediyorsunuz? Sabahattin: ‹spanyolca ve Rusça önem kazand›. Ayr›ca ‹spanyolca dünya da ‹ngilizceden sonra en çok konuflulan ikinci dil. Çince de son y›llarda geliflen büyük bir dil. ‹lk olarak Çinceyi tavsiye ediyorum. Kürsad: Pekiyi neden yabanc› dil ö¤renmek bu kadar önemli? Sabahattin: Yabanc› dil e¤er siz kendi evinizde oturuyor ve kap› d›fl›na ç›km›yorsan›z, ihtiyaçlar›n›z› evinizde karfl›l›yorsan›z hiç kimse ile görüflmeye haberleflmeye ihtiyac›n›z yok. Ama evinizden d›flar›ya ad›m›n›z› att›¤›n›zdan itibaren sizin temas etti¤iniz kimseler veya sat›n al›p-satt›¤›n›z her fley baflka ülkelerin insanlar› ise ve o ülkenin insanlar› sizinle ayn› dili konuflmuyorsa, siz onlar›n dilini konuflup anlamak ve kendi derdinizi anlatmak zorundas›n›z. Bu çerçeveden bak›nca üniversite gençli¤inin globalleflme kelimesi alt›nda baflka ülkelerin ekonomi ile kültürleri ile etkileflme oldu¤unu görüyo-

10

Genç Kariyer / 2009

ruz. Ayr›ca bizde de güzel fleyler var. ‹llaki de d›flar›dan bir fley almak de¤il, bizde olan güzellikleri de baflka ülke insanlar›na gösterebilmek için o insanlar›n anlayabilece¤i bir dille götürebilmek laz›m… Kendi reklam›m›z›, kendi kültürümüzü yapabilmek için, tan›tabilmek içinde yabanc› dil bilmek önemlidir. Kürsad: Fatih Üniversitesinin di¤er baflar›l› ve e¤itimleri %100 ingilizce olan üniversiteler aras›ndaki yeri nedir? Sabahattin: fiu anda Türkiye’de devlet ve özel vak›f üniversiteleri olmak üzere yani hepsini ayn› kategoriye koyup düflündü¤ümüz zaman; Odtü, Bo¤aziçi, Sabanc›, Koç üniversitelerinden sonra bizim geldi¤imizi(Fatih üniversitesi) söyleyebiliriz. Kürsad: Niye biz onlar›n üstünde de¤iliz? Sabahattin: Çünkü birçok neden var. Birincisi; Gelen ö¤rencinin seviyesi, alg›lama düzeyi, üniversite tercihlerindeki yeri, ikincisi; o üniversitelerin deneyimleri ve tecrübeleri bizden daha fazla, biraz da hoca kalitesi… Bu tabi ki de bizim hocalar›m›z›n kalitesiz anlam›nda de¤il, ama daha çok yeni mezun arkadafllarla çal›flmak zorunda kal›yoruz. Kaliteli eleman bulmak çok zor, o arkadafllara da hoca olmay› ö¤retiyorsunuz, ondan sonra yüksek lisanslar›n› bitirip doktora için baflka yerlere gidiyorlar. Tabi ki de siz devaml› eleman yetifltirmekle meflgul oluyorsunuz, ama biz bundan da çok rahats›z de¤iliz ve böyle yapmaya da devam edece¤iz… Ben fluna inan›yorum; Üniversitenin bölümleri ifli ‹ngilizce e¤itimleri noktas›nda biraz ciddiye al›rlarsa, haz›rl›kta verilen beceriler geriye gitmez, 4 y›ll›k bir e¤itimde de daha ileriye götürülürse, Fatih Üniversitesi’nin mezunlar› çok k›sa bir zamanda Odtü ile de Bo¤aziçi’yle de yar›flabilir. Kürsad: Son olarak flu an ki ve önümüzdeki senelerde Fatihli olma düflüncesini tafl›yan haz›rl›k okulu ö¤rencilerine öneri ve dileklerinizi alabilir miyiz? Sabahattin: Ben fluna inan›yorum; ne yaparsan›z yap›n her fleyin bir opportunity course(f›trat mahiyeti) var. Siz baz› fedakârl›klar yapmadan, herhangi bir fley elde edemezsiniz. E¤er bir fley elde etmeyi amaçl›yorsan ki o amac›n kendi branfl›nda en iyisi olabilmek içinse, dilde, branfl›nda çok iyi olmal›s›n, bilgisayar ve iletiflim teknolojileri kullan›m›nda iyi olmal›s›n›z. Bunlar› birlefltirdi¤iniz takdirde mutlaka verimli olacaklar›na inan›yorum… Kürsad: Adem Fedai kimdir? Sizin a¤z›n›zdan Adem Fedai’yi tan›yabilir miyiz? Adem: 1979 y›l›nda Konya’n›n Akflehir ilçesinde do¤dum. De¤iflik okullarda e¤itim hayat›m› sürdürdüm. 7. S›n›f ‹ngilizce ö¤retmenim sayesinde ‹ngilizceye olan sevgim bafllad›. Kürsad: Ö¤rencilerin bir dersi sevebilmesi için en büyük rolü kim oynar? Bu konuda ö¤retmene düflen görevler nelerdir? Adem: Tabi ki de ö¤retmen büyük rol oynar. Ö¤retmenler mesle¤ini yaparken duygu ve görüfllerini kar›flt›rmamal›lar. Kürsad: Haz›rl›k s›n›f› olan okullarda de¤iflik sistem-


araflt›rma

ler deneniyor. Sizce Fatih Üniversitesinin yeni sistemi ö¤renciye ne kazand›racak, ne kaybettirecek? Adem: Evet, yeni sistem biraz zor olabilir. Ö¤renci arkadafllar sevmeseler dahi çal›flma iste¤i duyacaklar. Bu sistemde gerçekten çal›flan biri meyvesini k›sa zamanda al›yor. Kürsad: Okulumuzdaki ö¤renci potansiyelini nas›l buluyorsunuz? Yeni gelen ö¤renci arkadafllar›m›z›n ingilizceleri yeterli bir seviyede mi? Adem: Liseden gelen ö¤renci arkadafllar›n ço¤unun seviyeleri çok düflük. Lise’deki yabanc› dil e¤itimi ö¤renciye yeterli ve do¤ru bir flekilde verilmiyor.

Kürsad: Lisede verilen ‹ngilizce üniversite için yeterli mi? Liseden gelen arkadafllar›m›z haz›rl›k okuluna haz›rlar m›? Adem: Haz›rl›k s›n›f› olan liseler yeterli diyebiliriz ama di¤er liseler çok yetersiz. Kürsad: Üniversiteyi kazanan arkadafllar›m›z›n üniversiteye gelme amaçlar›n› bir de sizin gözünüzden de¤erlendirebilir miyiz? Haz›rl›k okulunu nas›l görüyorlar? Adem: Haz›rl›k s›n›f›ndaki ço¤u ö¤renci haz›rl›k e¤itimini gereksiz buluyor. Baz› ö¤renciler kendi seçimlerini kendisi yapmam›fl, karars›z olan kifliler en düflük profildeki ö¤rencilerdir. Kürsad: Ben de geçen seneki haz›rl›k okulundaki eski bir ö¤renciniz olarak flunu söyleyebilirim ki haz›rl›k okulunda ö¤retmen ö¤renci iliflkilerini neredeyse hiçbir üniversitede göremiyoruz. Sizce Fatih Üniversitesini di¤er üniversitelerden ay›ran en büyük özelliklerden biri nedir? Adem: Evet, bu çok ilginç bir özelli¤imizdir. Di¤er üniversitelerde tan›d›¤›m ö¤rencilerden duydu¤umla Fatih Üniversitesinin haz›rl›k okulunda olan ö¤renci-ö¤retmen aras›ndaki iliflki ço¤u üniversitede yok. Nedeni ise; di¤er üniversitelerde araya gizli bir perde –mesafe konmufl. Ders d›fl›nda ö¤renci, iletiflim kurulmas› gereken

bir kifli olarak görülmüyor. Kürsad: Son 5 senede ingilizcenin yan›nda yükselen popüler dil hangisi? Üniversite gençli¤ine ikinci dil olarak hangi yabanc› dili tavsiye ediyorsunuz? Adem: De¤iflik branfllara göre farkl›l›k gösterebilir. E¤er iflletme-ticaret-ekonomi gibi branfllarda okuyorsan›z Çinceyi öneriyorum. Branfl› mühendislik üstüne olan arkadafllara da Almancay› öneriyorum. Ayr›ca; Avrupa ifl dünyas›nda kariyer yapmak isteyen birine Frans›zca veya Almancay› öneriyorum. Kürsad: Fatih Üniversitesinin di¤er baflar›l› ve e¤itimleri %100 ingilizce olan üniversiteler aras›ndaki yeri nedir? Adem: Genç, olgunluk ça¤›na girmeye aday, girmek için çal›flmalarda bulunan bir üniversite olarak görüyorum. Kürsad: Son olarak flu an ki ve önümüzdeki senelerde Fatihli olma düflüncesini tafl›yan haz›rl›k okulu ö¤rencilerine öneri ve dileklerinizi alabilir miyiz? Adem: Fatih üniversiteliler veya Fatih üniversiteli olmay› düflünenlere flunu öneriyorum; Neyi amaçlad›klar›n› bilerek tercih yaps›nlar, iyi düflünsünler ve kararl› olsunlar. Azimlerini asla kaybetmesinler. Karamsarl›¤a düflmesinler… Kürsad: Fatih Esenbo¤a kimdir? Sizin a¤z›n›zdan Fatih Esenbo¤ay› tan›yabilir miyiz? Fatih: 1975 ‹stanbul’da do¤dum. Üniversiteyi ‹zmir’de okudum. Daha sonra hedefim ve iste¤im olan Fatih Üniversitesinde ö¤retmenlik yapmaya bafllad›m. NEDEN Fatih üniversitesi derseniz; içinde bulundu¤umuz toplumun büyük bir ihtiyac›n› giderdi¤ini düflündü¤üm bir konumu oldu¤u için Fatih Üniversitesini seçtim. Ayr›ca Fatih Üniversitesinde çal›flmak bana mesle¤imi yerine getirmekten daha çok sanki iflimi bir zevk haline getirmeme yard›mc› oluyor… Kürsad: Fatih hocam›zdaki bu s›cakkanl›l›k, ö¤rencilere olan sevgisi nereden geliyor? Niçin bu kadar ö¤renciye de¤er veriyorsunuz? Fatih: Büyüme ça¤›mda farkl› insanlarla olmam, çeflitli dinlerden, görüfllerden arkadafllar›m›n olmas›, hoflgörü sahibi bir aileye sahip olmam, tüm insanlara hoflgörü göstermek, hatalar›na tahammül etmeyi ö¤retti. Sab›rl› olmamda hep hayat deneyimimin bana verdikleri büyük bir rol oynar. Kürsad: Ö¤rencilerin bir dersi sevebilmesi için en büyük rolü kim oynar? Bu konuda ö¤retmene düflen görevler nelerdir? Fatih: Tabi ki de ö¤retmen büyük rol oynar. Bana göre ö¤retmenin sorumlulu¤u dersin içinde de¤il, dersin d›fl›nda da devam eder. Ö¤retmen dersi farkl› yollardan iflleyebilmeli. Ö¤retmenin birden fazla anlatma yolu olmal›. Gerekirse espriler yaparak dersini anlatmal›. Ayakkab›c› da ö¤retmen de k›sacas› herkes yapt›¤› ifle de¤er vermeli. Ama flunu da unutmamak laz›m ki “ bizim iflimiz insanla”. Bu yüzden sorumlulu¤umuz 1000 kat daha fazla. Kürsad: Haz›rl›k s›n›f› olan okullarda de¤iflik sistemler deneniyor. Sizce Fatih Üniversitesinin yeni sistemi ö¤renciye ne kazand›racak, ne kaybettirecek? Genç Kariyer / 2009

11


araflt›rma

12

Fatih: Yeni sistem; Ö¤rencinin ö¤rendiklerini yeterli bulmay›p ö¤rendiklerinin üstüne daha çok fleyler koymas›na neden olacak. Tabi ki bu da ö¤rencinin daha iyi bir ‹ngilizce ö¤renmesini sa¤layacak. K›sacas› flunu söylemek istiyorum; Gayret gösteren sonucunu al›r… Kürsad: Okulumuzdaki ö¤renci potansiyelini nas›l buluyorsunuz? Yeni gelen ö¤renci arkadafllar›m›z›n ‹ngilizceleri yeterli bir seviyede mi? Fatih: Bu sene haz›rl›k okuluna 900 civar›nda ö¤renci geldi. Bunlar›n %60-70 gibisi A1(en düflük kur) kurundan bafllad›lar. Yeni gelen ö¤rencilerin hayata bak›fl›, üniversiteden beklentileri farkl›, daha soyut bak›yorlar… Kürsad: Lisede verilen ‹ngilizce üniversite için yeterli mi? Liseden gelen arkadafllar›m›z haz›rl›k okuluna haz›rlar m›? Fatih: Hay›r de¤iller. Yabanc› dil e¤itimi ülkemizin kanayan bir yaras›d›r. Lisede ö¤renilen yar›m ‹ngilizce ile ö¤renci kendisinin yeterli olabilece¤ini düflünüyor. Oysaki ö¤renmeleri gereken yerlerde kendilerini toparlayam›yorlar. Çal›flma isteklerini gelifltirmeliler.

Fatih Üniversitesini di¤er üniversitelerden ay›ran en büyük özelliklerden biri nedir? Fatih: E¤itim kadrosu. Ö¤renciler ile ö¤retmenler aras›ndaki s›cak iliflki elimizdeki sistemin do¤ru bir flekilde ilerlemesini sa¤l›yor. Okutmanlar samimi olmasalar bu sistem ilerlemez. Ö¤rencilerimizin üniversite hayat›na al›flmalar› için yard›m ediyoruz. S›cak bir ilgi ö¤retmenlerin ö¤rencilerini üniversiteye daha kolay adapte olmas›n› sa¤layacak ve iyi bir e¤itim alacaklar›na inand›klar›ndan dolay› Fatih üniversitesinde ö¤retmen- ö¤renci aras›nda s›cak bir iliflki var. Kürsad: Son 5 senede ‹ngilizcenin yan›nda yükselen popüler dil hangisi? Üniversite gençli¤ine ikinci dil olarak hangi yabanc› dili tavsiye ediyorsunuz? Fatih: Görüfle göre de¤iflir. Ama benim görüflüm, e¤er ticaret ile u¤raflacak olan varsa Çince ve Rusça. Dünyay› daha iyi anlamak ve tan›mak için ise Frans›zca ve ‹spanyolcay› öneriyorum. Kürsad: Fatih Üniversitesinin di¤er baflar›l› ve e¤itimleri %100 ingilizce olan üniversiteler aras›ndaki yeri nedir? Fatih: Üniversitenin baflar›s› kalan veya geçen ö¤renci say›s› ile ölçülemez. Ö¤renci tercihleri ile de ölçülemez. Üniversitenin baflar›s›, ö¤retim elemanlar›n›n akademik yaz›s› ve üniversitenin ö¤rencilere sunmufl oldu¤u imkânlarla ölçülür. Üniversitemizin Akademik olarak di¤er üniversiteler aras›nda ciddi bir yeri oldu¤unu düflünüyorum. Kürsad: Son olarak flu an ki ve önümüzdeki senelerde Fatihli olma düflüncesini tafl›yan üniversite haz›rl›k ö¤rencilerine öneri ve dileklerinizi alabilir miyiz? Fatih: Tek dile¤im var. Art›k lise ö¤rencileri olduklar›n› unutup, at›lgan olmalar› gerekti¤i ve kendilerine seçmifl olduklar› branfllarda en iyi olma istekleri ile üniversite hayatlar›n› geçirmelerini istiyorum….

Kürsad: Üniversiteyi kazanan arkadafllar›m›z›n üniversiteye gelme amaçlar›n› bir de sizin gözünüzden de¤erlendirebilir miyiz? Haz›rl›k okulunu nas›l görüyorlar? Fatih: Haz›rl›k Okulu ö¤rencilerin haz›rl›k okulu hakk›ndaki yanl›fl tespitlerini, Öss’nin yorucu maratonuna ba¤l›yorum. Dil ö¤renimi di¤er ders e¤itimlerden farkl›d›r. Matematik, fizik ö¤renmek gibi yabanc› dil ö¤renilmez. Yabanc› dil ö¤renmek s›f›rdan bir ruh ö¤renmek, s›f›rdan bir insan tan›mak gibidir. Yeni bir dil ö¤renmekle o dili konuflan toplulu¤u da, kültürünü de, ö¤renmifl olursunuz. Ö¤rencilerin zorlanmas›n›n nedeni ingilizce haz›rl›k yapmam›fl olmalar›d›r. Büyük bir tehlikeden kaç›fltan sonra buray› bir dinleneme yeri olarak görüyorlar. Oysa her fleyin daha yeni bafllad›¤›n› ve her fleyin üniversitede bafllad›¤›n› bilmeliler. Kürsad: Ben de geçen seneki haz›rl›k okulundaki eski bir ö¤renciniz olarak flunu söyleyebilirim ki haz›rl›k okulunda ö¤retmen ö¤renci iliflkilerini neredeyse hiçbir üniversitede göremiyoruz. Sizce

Kürsad: Hatice Nur Özçelik kimdir? Sizin a¤z›n›zdan Hatice Nur Özçelik tan›yabilir miyiz? Hatice: Ö¤retmen olmak için do¤du¤unu düflünmeyen, fakat ö¤retmen olduktan sonra hayatta yapt›¤› en güzel fleyin bu oldu¤una inanan ve her girdi¤i derste, her gün mesle¤ine âfl›k olan, her ö¤rencinin gözlerinin içine bakmay› seven ve onlar›n rüyalar›n› keflfetmek için derse giren, yani iflimi bir araç olarak kullanan bir ‹ngilizce ö¤retmeniyim. Kürsad: Hatice Nur hocam›zdaki bu s›cakkanl›l›k, ö¤rencilere olan sevgisi nereden geliyor? Niçin bu kadar ö¤renciye de¤er veriyorsunuz? Hatice: Yaflad›¤›m fleylerin bunu tetikledi¤ini düflünüyorum ve aileden gördü¤üm de¤er bunda büyük rol oynad›¤›n› düflünüyorum. Perdeyi aralad›kça, içeriye ›fl›k girer ya, ö¤rencilerin kalplerini aralad›kça günefl giriyor. Onlara ulaflt›kça motive olunuyor. Bir ifli severek, sabrederek ve inanarak yapmak çok önemli… Kendi yazd›¤›m bir söz var “whatever you sent to the student, comes back the double”.Yani çocu¤a ne gönderirsen iki

Genç Kariyer / 2009


araflt›rma

kat›n› sana gönderiyor. ‹lk haftalar sevilmeyen bir insand›m kurallar›mla ve metodlar›mla, ama sabrederek bunlar›n üstesinden geldi¤imi düflünüyorum… Kürsad: Ö¤rencilerin bir dersi sevebilmesi için en büyük rolü kim oynar? Bu konuda ö¤retmene düflen görevler nelerdir? Hatice: Kesinlikle ö¤retmen; Dil, sevgi. Ö¤retmen iflini yaparken hayat› yaflamak için dili sevgidir ve herkesin ortak dili budur. Baz›lar› bu dili bilmiyorlar fakat sen ona bu dili ö¤retiyorsun. Çok farkl› insan türü var ama ben bir derse asla kayg› ile girmiyorum. Onlar› önemsiyorum ve bunu hissettikleri zaman onlarla iyi anlaflabilece¤imi düflünüyorum. Kürsad: Haz›rl›k s›n›f› olan okullarda de¤iflik sistemler deneniyor. Sizce Fatih Üniversitesinin yeni sistemi ö¤renciye ne kazand›racak, ne kaybettirecek? Hatice: Global bir sistem... Bu süreçte hem ö¤renciyi hem de ö¤reticiyi aktif tutan bir sistem. Sürekli herkesi çal›flt›ran, ö¤renciye ö¤renme kayg›s›yla, ö¤retmeni de ö¤retme kayg›s› ile motive eden bir sistem. Kürflad: Pekiyi niçin bu sisteme geç geçildi? Hatice: Geç geçilmesinin nedeni, geçmiflten ders alarak, gelece¤e umutla global çözümlerle, de¤erlerle bakan bir üniversite bu yüzden bu sisteme geç geçildi. Her sene sistemin de¤iflmesi kötü bir fley de¤il. Do¤ruyu bulana kadar ve o sistem içerisinde do¤ru ve aktif bir flekilde çal›flt›¤›n sürece kaybetmezsin. Kürsad: Okulumuzdaki ö¤renci potansiyelini nas›l buluyorsunuz? Yeni gelen ö¤renci arkadafllar›m›z›n ingilizceleri yeterli bir seviyede mi? Hatice: Ö¤retmenin karfl›s›na ç›kan en büyük engel bu. Bunun üstesinden gelmekte çok zorlan›yorum. Ö¤rencinin kafas›nda bulunan de¤ifltiremedi¤imiz bir tak›m kodlar var. Hayatta bir tak›m parçalar de¤iflmez ya iflte öyle bir fley. Ö¤rencilerin sorumlulu¤u bilmemeleri ve aile taraf›ndan çok opsiyonel davran›lmalar› onlara sorumlulu¤u bilmemelerine neden oluyor. Bu da onlar›n sorumlulu¤u zorunluluk olarak görmelerine neden oluyor. Oysa sorumluluk bir insan için her fleydir. Hayata sorumluluklar›n ile tutunursun. Ö¤renci zorun üstesinden gelmeye çal›flm›yor. Neden-niçin sorusuna cevap bulmak istemiyorlar. Kürsad: Verilen ingilizce üniversite için yeterli mi? Liseden gelen arkadafllar›m›z haz›rl›k okuluna haz›rlar m›? Hatice: %80’i kesinlikle haz›r de¤il. Zaten ö¤renmeyi ö¤renmeleri zaman al›yor. Ö¤renmek nedir bilmiyorlar. Bazen yanl›fl bilineni de¤ifltirmek bilinmeyeni ö¤retmekten daha zor oluyor. Ö¤renci yanl›fl bildi¤i için ö¤retmenle tart›fl›yor. ‹ngilizceyi ö¤retmek kadar ö¤renmeyi bilmek çok önemli. Bu yüzden üniversitelerde ‹ngilizce ö¤retmek kolay de¤il. Çünkü herkes liselerden ayr› backroundlardan geliyorlar. Kürsad: Üniversiteyi kazanan arkadafllar›m›z›n üniversiteye gelme amaçlar›n› bir de sizin gözünüzden de¤erlendirebilir miyiz? Haz›rl›k okulunu nas›l görüyorlar?

Hatice: Bilinçli veya çal›fl›p gelen ö¤renci, bir emek kavram›n› kafas›nda tan›mlam›fl olan ö¤renciye ulaflabiliyoruz. Ama di¤er ö¤rencilerle bu konuda çok zorluk yafl›yoruz. Bir ifle olmazsa b›rak›r›m diyerek bafllarsa o iflten verim alamazs›n. O ifli bitirece¤im dersen verim al›rs›n. Kararl› olmak laz›m. Ama biz onlara amaçl›l›¤› ö¤retiyoruz. What is your department? Diye bafll›yoruz. Onlar› motive etmeye çal›fl›yoruz. Çünkü tercihlerinde çeliflkiler oluyor. Kürsad: Ben de geçen seneki haz›rl›k okulundaki eski bir ö¤renciniz olarak flunu söyleyebilirim ki haz›rl›k okulunda ö¤retmen ö¤renci iliflkilerini neredeyse hiçbir üniversitede göremiyoruz. Sizce Fatih Üniversitesini di¤er üniversitelerden ay›ran en büyük özelliklerden biri nedir? Hatice: Çünkü herkes iflini çok önemsiyor. Üniversitenin bizi motive eden yöntemi; “Lütfen ‹flinizi Önemseyin”. Bir ma¤azan›n ilgi çekece¤i yeri vitrinidir. Haz›rl›k okulu da Fatih Üniversitesinin vitrinidir… Kürsad: Son 5 senede ingilizcenin yan›nda yükselen popüler dil hangisi? Üniversite gençli¤ine ikinci dil olarak hangi yabanc› dili tavsiye ediyorsunuz? Hatice: Alanlara göre çok de¤ifliyor. Tekstil ifli ile ilgilenecek olanlara Rusçay›, ticaret ile u¤raflacaklara Çinceyi ki Çince yükselen bir dil, öneriyorum. Ama ‹ngilizceyi çok iyi bilin diyorum. Çünkü ‹ngilizce sizin hayat›n her alan›nda her zaman” Emergency exit’iniz”yani acil ç›k›fl kap›n›zd›r. Kürsad: Fatih Üniversitesinin di¤er baflar›l› ve e¤itimleri %100 ingilizce olan üniversiteler aras›ndaki yeri nedir? Hatice: Üniversiteyi üniversite yapan dünya sahnesinde, ö¤retmenlerinin, profesörlerinin, akademik kadrosunun yazd›¤› makalelerdir ve Fatih Üniversitesinin amac› hep 1. Olmakt›r. Kürsad: Hatice Nur Hocam›z›n ingilizce ö¤renen ö¤rencilere kendilerini daha da gelifltirebilmeleri için onlara önerilerini alabilr miyiz? Nas›l yabanc› dillerini gelifltirebilirler? Hatice: Dil yaflayarak ö¤renilebilir. Film izleyin, müzik dinleyin, sinemaya gidin, dedikodu dinleyin ‹ngilizce… Ama bunlar› yaparken anlam›yoruz diye s›k›l›p hemen pes etmeyin. O an herkes nas›l dil ö¤rendi¤ini hat›rlas›n. Bir ana istedi¤inizi yapamazs›n›z. Ama o günden bugüne, tek fark var: fiimdi hata yapma kayg›m›z var, o zamanlar yoktu. ‹ngilizcede ö¤rencilere hata yapman laz›m ki Ö¤renesin’i bir türlü anlatam›yoruz. Her yeni fleyi ö¤renen insan hemen yapamaz. Hata her zaman yap›labilir. Kürsad: Son olarak flu an ki ve önümüzdeki senelerde fatihli olma düflüncesini tafl›yan haz›rl›k okulu ö¤rencilerine öneri ve dileklerinizi alabilir miyiz? Hatice: Her fleyi ve herkesi önemsesinler. Herkes ve her fley çok önemlidir. ‹nsana de¤er verin. Derse giriyoruz, ö¤renci diyor ki “ bu ç›kar m›?”. “Bu ç›kar m›” sorusunu ç›kars›nlar ak›llar›ndan. Bugün ç›kmazsa bile hayatta bir gün ç›kar… Genç Kariyer / 2009

13


mezun profili

Özlem TAMCI Bankac›l›k 1. S›n›f

Ar› Gibi Üretken, Kar›nca Gibi Çal›flkan Fatih Mezunu:

Aynur Ayaz TGRT HABER TV’de her pazartesi ve çarflamba saat 22:00’de canl› olarak yay›nlanmakta olan aktif, aktüalite ve sohbet program›n› haz›rlay›p sunan Fatih Üniversitesi mezunlar›ndan Aynur Ayaz, bu say›m›z›n mezun profili konu¤u. TGRT HABER TV’de her pazartesi ve çarflamba saat 22:00’de canl› olarak yay›nlanmakta olan aktif, aktüalite ve sohbet program›n› haz›rlay›p sunan Fatih Üniversitesi mezunlar›ndan Aynur Ayaz, bu say›m›z›n mezun profili konu¤u. Habercilikten gelme al›flkanl›klarla, yaz›lar›n› derleyip internet habercili¤i yapan Ayaz, bunun yan›nda, baz› özel firmalara iletiflim dan›flmanl›¤› yap›yor. Tüm bunlar›n yan›nda, Türkiye’deki her türlü organizasyon a¤›ndan gelen sunuculuk tekliflerini de¤erlendirip sunan Aynur Han›m, yapt›klar›n› birazdan okuyunca, onun koflturmalar› için ‘h›zl› ve zamana karfl› yar›flmak’ diyece¤inizi umuyoruz sat›r aralar›nda. ‹nsanlar›n Aynur AYAZ deyince bazen ar›, bazen de kar›nca benzetmesi yapmas› da bunun bir göstergesi bizce. Buyrun, sizi bir Fatih mezunu ile bafl bafla b›rak›yoruz.

14

Genç Kariyer / 2009

Aynur Ayaz’›n kariyer yolcu¤unu k›saca bize anlat›r m›s›n›z? Elbette. Radyodan bafllayan ve kendimi bildim bileli çal›flma hayat› ile okul hayat›m›n paralel giden bir hayat benimkisi. Radyodan sonra gazete, dergi ve en son televizyon… Bu yolculuk 1998 y›l›nda bafllad›. Ama dedi¤im gibi, ne ifl olursa olsun, farkl› sektörlerdeki ifl tecrübelerimi bas›n yay›n ve halkla iliflkilerle birlefltirdi¤im için, san›r›m, kariyer noktas›nda istedi¤im yerdeyim. Ve flu an televizyon ekranlar›nda yapt›klar›m bunun bir göstergesi. Bugüne kadar yapm›fl oldu¤unuz ifllerde Fatih Üniversitesi mezunu olman›n size ne gibi avantajlar› oldu? 2001 y›l›ndan beri Fatih Üniversitesinin içindeyim. Ö¤rencilik y›llar›m çabucak geçmesine ra¤men olmaz olur mu elbette oldu. Öncelikle sadece uygulamal› e¤itimi de¤il, katt›¤› vizyonla da Fatih’li olman›n hakl› gururunu hep yaflad›m. Tabii ki bu, kiflisine de ba¤l›. Kiflisi kadar e¤iticilerine de. Ama ben, Fatih Üniversitesinden mezun olmama ra¤men, sektörler ve ifl yaflam›na adaptasyonda, kendini ifade etmekte zorlanmad›m hiç. Fatih Üniversitesinde yakalanan s›cak ve samimi ortam›n etkisiyle bir de imkânlar›n düzgün kullan›m› dersek, bu avantajlar› do¤ru zamanda do¤ru f›rsatlara çevirebiliyorsunuz. Ben de san›r›m, bu olumlu f›rsatlar› her seferinde avantajlara dönüfltürmüfl olmal›y›m. En büyük avantaj›m, üzerimde kendimle bütünlefltirdi¤im Fatih misyonum olsa gerek. Okul hayat›n›z boyunca mesleki anlamda hiç böyle bir gidiflat›n›z›n olaca¤›n› düflündü¤ünüz oldu mu? Evet, oldu. Fatih öncesinde de yapt›klar›m, bunlar›n temelleriydi. Pekifltirdim ve y›llar, ard›ndan da tecrübeleri getirdi. ‹flte, kitaplardan bile kazanamad›¤›m›z; ama uygulamas›nda sizin ileriyi ve planlar›n›z› de¤ifltirecek fleyler yaflaman›z. Ben de bunlar› hedefledim. Zamanlama san›r›m denk oldu. Bu gidiflat tesadüf de¤ildi. Yaflad›m ve gördüm. Yaflam›fl oldu¤unuz tecrübeler sizi nas›l bir seviyeye getirdi diye sorsak?


mezun profili

Bunun bir seviyesi yok asl›nda. Ama en büyük tecrübe, çal›flmam›n faydalar›n› görmek oldu. ‹nsana ve çevreye yap›lan yat›r›m›n bir müddet sonra size geri dönmesi. Hat›rlanman›z ve insanlar›n akl›nda an›ld›¤›n›zda iyi ifller yapm›fl oldu¤unuzun bilinmesi. Biraz olgunluk evresi diyebilirim bu yaflad›klar›ma. Yapt›¤›n›z her iflten zevk alarak en olumsuzu bile olumlu hâle getirebilme gayesi. Bu hâle gelince, ister istemez, belli bir seviyede kalm›yorsunuz; ama yükselme devri deniliyor buna. Sizin gözünüzden Fatih Üniversitesini anlatabilir misiniz? Büyük bir denizin içinde bo¤ulmadan yüzebilece¤iniz ve her alan›n› kendi lehinize kullanaca¤›n›z bir cevher. ‹çinde çok fazla p›rlantas› var. Hepsi sadece biraz parlamay› bekliyor. Samimi duygular›n›z› ve her fleyden önce yapmak istediklerinizin engellenmedi¤ini gördü¤ünüz bir aile ortam›. Oradan ç›k›p gitseniz bile onlar›n yan›nda oldu¤unuzu ve hâlen ailenin bir parças› oldu¤unu size hat›rlatt›r›yorlar. Bu da önemli. Nereden geldi¤iniz de¤il, nerelere gidece¤inize bak›l›yor bu yuvada. Ve gelen, oradan koptuktan sonra bile içindeki fluurla hareket ediyor. Öncesine s›k›c› gelse bile üniversite y›llar› sonras›nda Fatih’te geçirdi¤i her an› gülümseyerek hat›rl›yor mezunlar›. ‹flte o zaman diyorum ki; iyi ki burada okumuflum. Okulun her taraf›nda biz iz b›rakmak için çok çal›flm›fl›m. Bana göre Fatih Üniversitesi iyi bir gelecek ve yaflam üniversitesi. Sosyal sorumluluk anlam›nda yapt›¤›n›z faaliyetler varsa bunlardan bahseder misiniz? Zaman zaman sivil toplum kurulufllar›na, destek ve organizasyonlar›na kat›l›m anlam›nda faaliyetlerimiz var. Genellikle bu kurumlara sunucu olarak katk› sa¤l›yorum. Zaman zaman da organizasyonlar›nda bas›n çal›flmalar›n› yürütüyorum. Yap›lan sosyal sorumluluk projelerini anlatan yaz›lar yazmaya çal›fl›yorum. Bu çal›flmalar›n›z, ifl dünyas›ndaki çal›flmalar›n›z... Bunlar›n ölçüsünü nas›l ayarl›yorsunuz? Bu ve benzer çal›flmalar›m› bir ölçüyle s›n›rland›rm›yorum ben. Sadece çal›flman›n h›z›n› kesmemeye özen gösteriyorum. Zamana karfl› bir yar›fl içerisindeyiz zaten. Hele bizlerin zaman› çok çok önemli. Zaman›m›n tasarrufu ve getirilerinin hesab›n› yaparak planlad›¤›m ifller olunca, bu ölçüyü ben belirleyebiliyorum. Zamanlama, do¤ru yerde her zaman do¤ru ifller fleklinde olunca pek bir s›k›nt› olmuyor. Günümüzde her önüne gelen sunucu olabiliyor. Bu tarz sunucular› destekliyor musunuz? E¤er ters düflüyorsan›z sizin yapt›¤›n›z sunuculukla onlar›n yapt›¤› sunuculuk aras›ndaki fark› ve zorluklar› anlat›r m›s›n›z? Her önüne gelen sunucu olabilir; ama tercih edilmez. Bu durumu bizler de engelleyemiyoruz. Ben, baflar›l› olan ve bu iflin hakk›n› veren her kifliyi her meslek grubunda olan gibi takdir ediyorum. Çok çal›flmak ve kendini sürekli ö¤renci psikolojisinde tutmakla ilgili bu asl›nda. Ben çok çal›fl›yorum. Hâlâ, bu ifllerin içinde 10 y›l›m› geçirmifl olsam da çal›fl›yorum. Hâlâ okuyor, ö¤renme-

ye çal›fl›yor ve araflt›rmalar›m› kesmiyorum. Dolay›s›yla, tercih edilen olabiliyorum. Sunuculukta moderatörsünüz ayn› zamanda. Her neyi sunuyorsan›z, bir kere, o konu hakk›nda öncesinden bilgi almak, araflt›rma yapmak gibi durumlar›n›z var. Saatlerinizi vererek çal›fl›yor, provalar al›yorsunuz. Çünkü yap›lan ifller önce sunucusu varsa onun üzerinden aktar›l›yor. ‹lk göz sizde yani. O nedenle, zorluklar› di¤er meslek gruplar›na göre daha a¤›r bana kal›rsa. Yüzlerce kifli muhatab›n›z ve onlara güzel sunumlar yapmak zorunday›z. Bu ifller kolay diyenler, bence haks›zl›k etmifl olurlar. Birçok fleye emek veriyor insan. Hayat›ndan olsun, iflinden olsun, kendinden olsun. Hangi emek elinizden gitse, ‘‹flte oldu!’ dedi¤iniz anda y›k›lsa üzülürdünüz? Bir yolda yürürken aya¤›n›za, fark›nda olmadan batan dikenler olabilir. Siz, bunu, belli bir zaman sonra fark edersiniz. ‹flte, o anda batan dikenin ac›s›n› an›nda de¤il de sonradan hissederse üzülür insan. Ac› hissedersiniz. Ben de öyle. Yaflam›mda emek vermedi¤im bir fley yok. Her fley kolay kazan›lmadan elde edildi¤i için hayat›mda, san›yorum, bir anda hepsi farkl› nedenlerle elimden gitse çok üzülürdüm. Ya da çal›flmam engellenecek ortamlar oluflsa bu da etkili olurdu kesin. En büyük lüksünüz? En büyük lüksüm çok çal›flmak. Bana göre en büyük lüksüm gezmek. Ama öyle normal bir gezmek de¤il. Bir günde bir flehri gezip bitirmek en büyük lüksüm oldu son zamanlarda. Yürüttü¤ünüz bir sosyal sorumluluk projesi oldu¤unu ö¤rendik, bundan biraz bahseder misiniz? Daha haz›rl›klar› üzerinde u¤raflt›¤›m›z; ama ‹stanbul’a ve Türkiye’ye yak›flacak büyüklükte ve gerçekleflmesi iki y›l alacak bir sosyal sorumluluk projesi. En k›sa zamanda, birtak›m prosedürleri bitirelim, zaten kamuoyunu bilgilendirece¤iz.

Genç Kariyer / 2009

15


sektör analizi

Nur Zeynep Erdo¤an ‹flletme Bölümü(‹ngilizce) 4. S›n›f • nzeyneper@hotmail.com

Dan›flmadan Olmaz! Dan›flman›n önemini ve gereklili¤ini, dan›flmanl›k yapan hocalar›m›za ve flirketlerle üniversiteler aras›nda ba¤ kuran; vak›f üniversiteleri içinde sadece Fatih Üniversitesi bünyesinde ve çeflitli devlet üniversitelerinde bir merkez kurmufl olan KOSGEB’e sorduk. fiirketlerin, kriz döneminde gündem hâline gelen ‘Biz flimdi ne yapmal›y›z?’ sorusuna çözüm için baflvurdu¤u yollar, asl›nda her zaman var olan ve as›l kriz anlar› d›fl›nda flirketlerin ilerledi¤i yolda onlara ›fl›k tutacak olan deniz fenerleridir. Bu deniz fenerlerinin genel, bilinir ve geçerli ad›d›r ‘dan›flmak’. ‹flin mant›kl› taraf›; bir bilene dan›flabilece¤ini özümsemek, bilmedi¤ini ö¤renmenin ya da göremedi¤ini görebilmenin getirdi¤i faydalar› kavrayabilmektir. Dan›flman›n önemini ve gereklili¤ini, dan›flmanl›k yapan hocalar›m›za ve flirketlerle üniversiteler aras›nda ba¤ kuran;

vak›f üniversiteleri içinde sadece Fatih Üniversitesi bünyesinde ve çeflitli devlet üniversitelerinde bir merkez kurmufl olan KOSGEB’e sorduk. Araflt›rmam›z sonucunda, ‘Soran da¤lar› aflm›fl, sormayan düz yolda flaflm›fl.’ atasözünü bir kere daha hat›rlad›k. fiimdi, farkl› görüfller eflli¤inde ‘dan›flmanl›¤›n’ ne oldu¤unu, dan›flmadan olup olmayaca¤›n› görelim. ‹lk olarak Fatih Üniversitesi ‹ktisadi ‹dari Bilimler Fakültesi ö¤retim üyelerinin görüfllerini ald›k.

Yrd. Doç. Dr. Mustafa Özel Fatih Üniversitesi ‹ktisadi ve ‹dari Bilimler Fakültesi Ö¤retim Üyesi

“Dan›flmanl›k ‘ak›l satma’ de¤il, insanlara kendi ak›llar›n› daha iyi kullanmalar› hususunda yard›mc› olma sanat›d›r.’’ Akla para vermek ak›l ister. Ak›l, s›n›rlar›n›n fark›nda olan kavray›fl gücüdür. "Kimsenin akl›na ihtiyac›m yok!" diyen, henüz rüfltüne ermemifltir. Asl›na bakarsan›z, atalar söylenmesi gerekeni as›rlar öncesinden söylemifller. "Ak›l ak›ldan üstündür." sözü baflka ne anlama gelebilir? Gerçi, ondan önce "Ak›l yi¤ide sermayedir." sözüne de bakmam›z gerekiyor. Fakat yi¤it olan bilmelidir ki, her sermaye her ifle yetmez. ‹ttifak etmek gerekir. ‹ttifak, kendini bilme bilinciyle bafllar ve "Kifli kendini bilmek gibi ‹RFAN olmaz." denmifltir. Ak›l ve para iliflkisine geçince dan›flmanl›k mesle¤ine de¤inmemek olmaz. Akla para vermekten kas›t, parayla dan›flman tutmak de¤ildir. Esasen dan›flmanl›k diye bir meslek de yoktur! Gene atalar›m›z "Ak›l para ile sat›lmaz." demifllerdir. Adam›n akl› varsa, sana niçin versin ki? Kendi iflinde kullan›p köfle olur ve ‘Mercedes'inin tamponuna

16

Genç Kariyer / 2009

"K›royum; ama para bende!" diye yazd›r›r! Dan›flmanl›k "ak›l satma" de¤il, insanlara kendi ak›llar›n› daha iyi kullanmalar› hususunda yard›mc› olma sanat›d›r. Ak›l sat›lmaz; fakat al›nabilir! Sat›lmaz, çünkü sadece ak›lla hiçbir sorunu çözmek mümkün de¤ildir. Yirminci yüzy›l›n birkaç önemli iktisatç›s›ndan biri olan Hayek, bu hususta flöyle diyordu: "Sadece tecrübe sayesinde bir fleyler ö¤renebiliriz ve hiçbir zaman bir olay› ak›l yoluyla tamamen kavrayamay›z." Dan›flmanl›k, ak›l satmaktan çok, farkl› deneyimleri paylaflma iflidir. Bir bak›ma, sat›lan ak›l de¤il, bilgi ve deneyimdir. Montaigne "Baflkalar›n›n bilgisiyle bilgin olsak bile, ancak kendi akl›m›zla ak›ll› olabiliriz." diyordu. “Rekabette üstünlü¤ünü koruyan iflletmeler, dan›flmanlardan yararlanmas›n› bilenlerdir.’’


sektör analizi Prof. Dr. Nazif Gürdo¤an Fatih Üniversitesi ‹ktisadi ve ‹dari Bilimler Fakültesi Ö¤retim Üyesi

Rekabette üstünlü¤ünü koruyan iflletmeler, dan›flmanlardan yararlanmas›n› bilenlerdir. Türkiye, baflta ‹stanbul olmak üzere, bütün flehirlerin ekonomisi birbirini etkileyen ve birbirinden etkilenen havuzlara benzer. Her flehirde, kurum ve kurulufllar›n bir k›sm› havuza su tafl›rken, bir k›sm› da havuzdan su al›r. fiehirlerin ve ekonomilerin canl›l›¤›, havuzdan su alanlardan daha çok, havuza su tafl›yanlardan kaynaklan›r. Havuzun suyundan bütün kurum ve kurulufllar yararlan›r. Havuzlar pazarlar gibi, herkese aç›kt›r. Her flehirde, havuza su tafl›yanlar›n bafl›nda, s›n›rlar› aflmas›n› bilen ve dünyadaki rekabet stratejilerine ayak uydurmas›n› baflaran iflletmeler gelir. ‹flletmeler, baharda deri de¤ifltiren y›lanlar gibi, sürekli kendilerini yenilemezlerse, yeni

rekabet stratejileri gelifltiremezler. ‹flletmelerin ulusal ve uluslararas› düzeyde rekabet gücü kazanabilmeleri, gelirleri giderlerini karfl›lamayan ürün ve hizmetlerin üretimini b›rakmalar›na ba¤l›d›r. ‹flletmelerin kurucular›n›n her fleyi bilmeleri beklenmemelidir. Ancak, her kurucu, iflletmesini uzun ömürlü k›lmak için dan›flmanlardan yararlanmas›n› bilmelidir. Anadolu'da “Dan›flmas›n› bilen da¤lar› aflar; dan›flmas›n› bilmeyen ovada flaflar.” denilir. Rekabette üstünlü¤ünü koruyan iflletmeler, dan›flmanlardan yararlanmas›n› bilenlerdir.

Yrd. Doç. Dr. Halil Zaim Fatih Üniversitesi ‹ktisadi ve ‹dari Bilimler Fakültesi Ö¤retim Üyesi, Fatih Üniversitesi Sürekli E¤itim Merkezi Müdürü

“Bir yanda ifl hayat›ndan veya daha genifl ifadesi ile toplumdan soyutlanm›fl bir üniversite ve akademisyen profili geliflmifl, di¤er yanda da evrensel bilgiden uzak, babadan kalma usullerle ifl yapmaya çal›flan bir giriflimci-yönetici profili meydana gelmifltir.” Dan›flmanl›k, ifl hayat›n›n üniversitelerde üretilen bilgiden yararlanmas›n›n en önemli yollar›ndan biridir. Bilgi ça¤›nda ülkelerin sürdürülebilir rekabet avantaj› kazanmas›n›n en önemli unsurlar›ndan biri olan bilginin hayata geçirilmesi aç›s›ndan, ifl dünyas› ile üniversitelerin daha kapsaml› iflbirli¤ine ihtiyaç vard›r. Zira, söz konusu iflbirli¤i zemini gelifltikçe iflletmeler üniversitelerde üretilen evrensel bilgiden istifade ederek rekabet güçlerini gelifltirir, üniversiteler de ifl hayat›n›n talep etti¤i bilgiyi üretirler. Maalesef uzun y›llar ülkemizde bunun tam tersi olmufltur. Bir yanda ifl hayat›ndan veya daha genifl ifadesi ile toplumdan soyutlanm›fl bir üniversite ve akademisyen profili geliflmifl; di¤er yanda da evrensel bilgiden uzak, babadan kalma usullerle ifl yapmaya çal›flan bir giriflimci-yönetici profili meydana gelmifltir. Son y›llarda üniversite ile ifl dünyas›n›n bir araya gelmesi aç›s›ndan at›lan önemli

ad›mlar› büyük bir memnuniyetle takip etmekteyiz. Söz konusu giriflimler neticesinde üniversite-ifl hayat› iflbirli¤i konusunda kayda de¤er geliflmeler yaflansa da, hâlen, gelinen noktan›n yeterli oldu¤unu söylemek mümkün de¤ildir. Meselenin bir di¤er yönü de söz konusu iflbirli¤i ortamlar›n› gelifltirecek müesseselerin kurulmas› ve aktif hâle getirilmesidir. KOSGEB baflta olmak üzere, araflt›rma merkezleri, teknoloji merkezleri, teknokentler, çeflitli enstitüler, sürekli e¤itim merkezleri ve benzeri kurulufllar›n bilginin topluma yay›lmas› aç›s›ndan son derece önemli bir fonksiyon üstlendi¤ini belirtmek isterim. Zira kanaatimce, bu gibi kurulufllar, iflletmelere verilen dan›flmanl›k hizmetlerinin daha kurumsal bir yap›da verilmesini sa¤lamakta ve bilginin topluma yay›lmas›na büyük katk› sa¤lamaktad›r.

Genç Kariyer / 2009

17


sektör analizi

fiu ana kadar dan›flmanl›¤›n ne oldu¤u hakk›nda bilgi sahibi olduk. fiimdi KOB‹’lerin birinci derecede destekçisi olan KOSGEB’ in dan›flmanl›k hizmetlerini ö¤reniyoruz.

Nedim Kara KOSGEB Fatih Üniversistesi Teknoloji Gelifltirme Merkez Müdürü

“KOSGEB, 22 ana bafll›k alt›nda toplam 51 destek kalemi ile giriflimci ve KOB‹’lere hizmet vermeye çal›flan bir kurumdur.’’ 20 Nisan 1990 tarihinde, 3624 say›l› kanun ile Sanayi ve Ticaret Bakanl›¤›n›n ilgili bir kuruluflu olan KOB‹ (Küçük ve Orta Ölçekli ‹flletme)’lere, ülkemizin ekonomik ve sosyal ihtiyaçlar›n›n karfl›lanmas›ndaki pay›n› ve etkinli¤ini art›rmak, teknolojik yeniliklere süratle uyumlar›n› sa¤lamak, rekabet güçlerini art›rmak ve düzeylerini yükseltmek amac›yla kurulan KOSGEB (Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Gelifltirme ve Destekleme ‹daresi Baflkanl›¤›), 2004 y›l›na kadar 8 çeflit destek, 2004 y›l›ndan itibaren de SYH (Stratejik Yol Haritas›) plan› kapsam›nda 22 ana bafll›k alt›nda toplam 51 destek kalemi ile giriflimci ve KOB‹’lere hizmet vermeye çal›flan bir kurumdur. KOB‹’ler, bu SYH plan›nda 22 ana bafll›ktan oluflan destek kapsam›ndaki desteklerden biri olan, günümüzde ihtiyaç olarak ortaya ç›kan ve kullan›ld›kça de¤eri anlafl›lmaya bafllanan dan›flmanl›k deste¤i; ürün belgelendirme, genel yönetim, pazarlama, insan kaynaklar›, mali ifller ve finans, d›fl ticaret, bilgisayar ve bilgi teknolojileri, üretim, yeni teknik ve teknolojiler konular›n› kapsamaktad›r. KOB‹’ler, 3 y›ll›k planda; iflletmesini kurma aflamas›ndan sat›fl noktas› ve devam›ndaki süreçlerde de karfl›lar›na ç›kabilecek sorunlarda KOSGEB havuzundaki ‘dan›flmanl›k tedarikçilerinden’ yararlanabilmekte ve onlara ödenecek bedel noktas›nda %60 %80 oran›nda destek sa¤lanmaktad›r. Peki, ‘KOB‹’ler bu deste¤e neden baflvurma gere¤ini duymal›?’ diye kendi kendimize sordu¤umuzda, KOB‹’lerin, öncelikle kendi sektöründe, yöresinde, ülkemizde ve küreselleflen dünyadaki rakipleriyle rekabet edebilmeleri için, stratejik plan, fizibilite, yat›r›m de¤erlendirmesi, zaman yönetimi, k›yaslama vb. konularda uzmanlardan faydalanarak, yeni bir ifl kurmak ve onu devam ettirmek istedi¤inde, bu deste¤i f›rsat olarak görmesi gerekir.

18

Genç Kariyer / 2009


sektör analizi

Ö¤r. Gör. Ahmet Taflk›n Fatih Üniversitesi ‹stanbul Meslek Yüksekokulu Ö¤retim Görevlisi KOSGEB Dan›flman› Dünyan›n küçük bir köy hâline geldi¤i günümüzde, iflletmeler, rekabet gücünü art›rarak hayatta kalmak, daha fazla kâr etmek ve yeni pazarlar bulmak zorundad›r. Yeni pazarlar bulmak veya pazar paylar›n› art›rmak için iflletmeler, sürekli olarak kendilerini yenilemek ve gelifltirmek durumundad›r. Bunun için de organizasyon, e¤itim ve ö¤retime ehemmiyet vermeleri, birer ‘ö¤renen organizasyon’ hâline gelmeleri gerekmektedir. Organizasyonlarda verilen e¤itimin hedefine ulaflmas›, e¤itimin, ihtiyaç analizi sonuçlar›na göre en etkin flekilde verilmesiyle mümkündür. Dan›flmanl›k yapan kurulufllar, firmalarda yap›lan iflletme analiz ve e¤itim ihtiyaç sonuçlar›na göre firmaya özgü e¤itimler verir ve e¤itimin performans›n› ölçerek fayda sa¤lamaya çal›fl›r. Yönetim etkinli¤i art›r›larak, çal›flanlar›n daha verimli olmas› sa¤lan›r ve sürekli geliflim için gerekli flartlar sa¤lanm›fl olur. ‹fl gere¤i ortaya ç›kan belirsiz durumlar; problem çözme teknikleri, beyin f›rt›nas› ve öneri sistemleriyle ortaya konup do¤ru ifli do¤ru flekilde, zaman›nda ve özelliklerine uygun flekilde çal›flmas›n› sa¤lamak, süreçlere önem vererek yeni stratejiler gelifltirip uygulamak, organizasyonlarda etkin dan›flmanl›k ve tüm çal›flanlar›n e¤itimiyle mümkün olur.

Asisst. Prof.Talha Harcar Penn State University, Department of Business Administration, Pennsylvania, USA

Üniversitelerin benim gözümde en önemli ifllevlerinden biri, gerçek dünya ile koordineli çal›flmakt›r. Bu koordinasyonun sa¤lanmas›nda temel olan bir yol; ö¤retim üyelerinin, ifl hayat›nda vermifl olduklar› dan›flmanl›k hizmetleridir. Konuya t›p fakülteleri aç›s›ndan bakal›m. E¤itim hastanesi bir t›p fakültesinin olmazsa olmaz›d›r ve e¤itim hastanesi olmayan bir t›p fakültesi düflünülemez. Di¤er akademik branfllarda da durum farkl› de¤ildir. Üniversitelerin ifl hayat›ndan, ifl hayat›n›n da üniversitelerden ö¤renece¤i pek çok fley oldu¤u inanc›nday›m. Üniversite d›fl›nda ö¤retim üyesinin verece¤i dan›flmanl›k hizmeti firmalara de¤iflik bir bak›fl aç›s› kazand›r›rken akademisyenlere de teorinin gerçek hayatta nas›l uyguland›¤› konusunda önemli ölçüde bilgi ak›fl› sa¤layacakt›r. Bunun yan›nda, üniversite d›fl›nda dan›flmanl›k hizmeti veren ö¤retim üyeleri için firmalar›n karfl›laflt›¤› çeflitli problemler, ileride yapabilece¤i araflt›rmalar için kaynak teflkil edebilir ve yeni fikirlerin üretilmesine imkân sa¤lar. Ancak, hemen belirtmem gerekir ki, akademisyenlerin kendi ifllerini ikinci plana at›p temel vazifelerini üniversite d›fl›nda aramalar›na karfl›y›m. Baflka bir deyiflle, ifl hayat› ve üniversite aras›nda akademisyenin zaman yönetimi aç›s›ndan dengeyi çok iyi kurmas› esast›r.

‹flletmelerin Dan›flmanl›k Alma Sebepleri 1. Baflar› körlü¤ünden kurtulmak 2. Kaynaklar›n daha iyi kullan›lmas›n› sa¤lamak 3. Sektörün analizini yap›p f›rsatlar› de¤erlendirmek 4. Çal›flanlara karfl› oluflan önyarg›dan kurtulmak 5. Çal›flanlarda oluflan önyarg›lar› bertaraf etmek 6. ‘BEN’ merkezli yönetimden kurtulup kurumsal yap›ya dönüflebilmek 7. Çal›flan verimlili¤ini art›rmak 8. Yönetim etkinli¤ini art›rmak 9. ‹flletmenin rekabet gücünü art›rmak 10. Çal›flanlarla patron aras›nda köprü oluflturup çal›flan etkinli¤ini art›rmak 11. Patronlar›n asli vazifesini yapmalar›n› sa¤lamak (Patronun; geminin dümeninde sürekli ufka bakan, gemiyi, rotas›ndan sapmadan gidilmesi gereken noktaya ulaflt›ran, yap›lmas› gereken ifllemleri di¤er çal›flanlar›na devredip yetkilendirerek çal›flan verimlili¤ini art›r›p kurumsallaflmay› sa¤layan konumda olmas› gerekir.) 12. Stratejik yönetime imkân vermesi için; piyasa analizi yap›larak sektörün gelece¤ine göre stratejik kararlar›n al›nmas›n› ve yeniden yap›lanmay› sa¤lamak 13. Uluslararas› rekabet avantaj› sa¤lamak ve güçlü bir yap›ya ulaflmak

Uzaklardan, Amerika’dan bir hocam›z›n, meselenin hem ifl dünyas›na hem de dan›flmanl›k yapan ö¤retim üyelerine bakan yönü hakk›nda görüfllerini alaca¤›z.

Bütün bu söylenenlerden; görüfl farkl›l›¤›n›n getirece¤i vizyon geniflli¤ini temel alarak bu ölçüde araflt›rma yapt›¤›m›z dan›flmanl›k konusunda doyurucu bilgilerle, geliflen ve de¤iflen dünyan›n h›z›na ayak uydurma noktas›nda, farkl› bak›fl aç›lar›na sahip insanlardan ve kurulufllardan destek al›nmas›n›n elzem oldu¤u sonucuna vard›k. Bakal›m, siz bu yaz›dan nas›l bir sonuç ç›karacaks›n›z… Genç Kariyer / 2009

19


misafir kalem

Yrd. Doç. Dr. Ali Murat Yel

Baflka Dünya Mümkün 26 Kas›m- 3 Aral›k 1999 tarihleri aras›nda 134 üyeli Dünya Ticaret Organizasyonu toplant›lar›n›n yap›ld›¤› Seattle’da o günlerde sadece “küreselleflme karfl›t›” olarak adland›r›lan ve yaklafl›k 60.000 protestocunun kat›ld›¤› birtak›m gösterilerin ard›ndan Ocak 2001’de Dünya Sosyal Forumu ilk toplant›s›n› yapm›flt›. Ev sahibi olarak da Brezilya’n›n en güneyinde Uruguay s›n›r›nda yer alan Porto Alegre bölgesinin seçilmesinin, hiç kuflkusuz bir anlam› olmal›yd›. “Kat›l›ml› bütçe”, bu bölgede daha önce en az 15 y›ldan beri uygulanmakta olan bir yöntemdi ve kamu finansal kaynaklar›n›n eyalet baz›nda nas›l harcanmas› gerekti¤ine, belediye meclislerinde yer alan seçilmifl politikac›lar veya teknokrat-bürokratlardan ziyade halk›n bizzat kat›l›m›yla karar verilen bir süreçti. Tabii, bu uygulama ile “do¤rudan demokrasi” kat›l›ml› bir flekilde uygulanmakta, aktif vatandafll›k teflvik edilmekteydi (Daha fazla bilgi için bkz. Iain Bruce (der.), The Porto Alegre Alternative: Direct Democracy in Action, Pluto Press, Londra ve Ann Arbor, MI: 2004).

20

Genç Kariyer / 2009

Dünya Sosyal Forumu, kendi tüzü¤ünde flöyle tarif edilmektedir: “… ço¤ulcu, farkl› kesimlerin kat›ld›¤›, bütün dinlere aç›k, hükûmetlerle ve siyasi partilerle iliflkisi olmayan ve yerelden uluslararas› seviyeye kadar her seviyeden somut biçimde baflka bir dünya infla etmeyi amaçlayan organizasyonlar ve hareketleri adem-i merkeziyet esas›na uygun olarak bir araya getirip karfl›l›kl› iliflki kurmalar›n› sa¤layan bir yap›d›r. Dünya Sosyal Forumu her zaman ço¤ulculu¤a ve farkl› aktivitelere; kendisine kat›lma karar› alm›fl farkl› cinsiyetler, milliyetler, kültürler, nesiller ve fiziki kapasiteye sahip olan her organizasyon ve hareketleri bir araya getirmek üzere bu tüzükteki prensiplere uymay› kabul ettikleri müddetçe aç›k bir forum olacakt›r.” (World Social Forum, “Charter of Principles” (8 June 2002); www.forumsocialmundial.org.br/main.php?id_menu=4&cd_language=2). Bu tüzükte ayr›ca, Dünya Sosyal Forumu’nun kuramsal anlamda küreselleflmeye ve neoliberalizme karfl› alternatif seçenekler bulunmas› için dünyan›n her taraf›ndan sivil toplum örgütleri ve farkl› hareketleri bir araya getirmek suretiyle daha âdil ve demokratik bir dünyan›n inflas› için tecrübelerin paylafl›lmas›, yeni stratejilerin belirlenmesi ve tart›flmalar›n yap›labilece¤i bir platformun oluflturulmas› amaçland›¤› aç›k bir flekilde belirtilmifltir. Bu Forum, genellikle her y›l ocak ay›nda gerçeklefltirilmektedir. Bu tarihin seçilmesinde en önemli etken, ayn› dönemde toplanan Dünya Ekonomik Forumu’na bir alternatif teflkil etmesidir. Böylece, konum itibar›yla, Davos’ta gösteri yap›lmas›n›n zorlu¤u ve daha yap›c› bir flekilde tart›flmalar›n yap›labilmesi ve dünya medyas›nda kendilerine rakip olarak gördükleri Dünya Ekonomi Forumu’na ilginin azalt›larak etkinsizlefltirilmeye çal›fl›lmas›d›r. Yüzlerce atölye çal›flmas›n›n yan› s›ra, medyan›n ilgisini çekecek isimlerin (mesela Noam


misafir kalem

Brezilya’dan Lula da Silva; Ecuador’dan Rafael Correa; Venezuela’dan Hugo Chávez; Bolivya’dan Evo Morales; ve Paraguay Devlet Baflkan› Fernando Lugo

Chomsky) yapt›klar› konuflmalar sayesinde hem kat›lan sivil toplum örgütü mensuplar› ve hem de genelde dünya kamuoyu, kapitalizm sonras› bir dünya tasavvuru hakk›nda bilgilendirilmektedir. 2001, 2002 ve 2003 y›llar›nda Porto Alegre’de düzenlendikten sonra 2004 y›l›nda Dünya Sosyal Forumu, Brezilya’n›n d›fl›nda, Hindistan’da gerçekleflmifltir. Sonraki y›l tekrar Brezilya’ya döndükten sonra 2006 y›l›ndan itibaren Dünya Sosyal Forumu, tek bir merkez yerine ayn› anda üç farkl› k›tada (Mali, Pakistan ve Venezüella) düzenlenmifl; ama önceden tahmin edilemeyen baz› zorluklardan dolay› ertesi y›l tekrar merkezileflerek Kenya’da gerçeklefltirilmifltir. 26 Ocak 2008 tarihinde Dünya Sosyal Forumu’nun sekizincisi tek bir yerde de¤il; binlerce yerel sivil toplum kuruluflunun kat›l›m›yla Küresel Eylem Ça¤r›s› ad›yla gerçekleflmifltir. Dokuzuncusu da 27 Ocak-1 fiubat 2009 tarihleri aras›nda yine Brezilya’n›n Belém flehrinde gerçeklefltirilmifltir. Bu arada, Dünya Sosyal Forumu’nun alt organizasyonu olarak “savafla, ›rkç›l›¤a ve neo-liberalizme karfl›” slogan›yla 2002, 2003 ve 2004 y›llar›nda Floransa, Paris ve Londra’da Avrupa Sosyal Forumu da düzenlenmifl; ancak, bu uygulama daha sonra devam ettirilememifltir. K›saca TINA olarak adland›rabilece¤imiz ve neoliberal kapitalizmin muhteflem bir zafere ulaflt›¤› ve art›k tarihin bile sonunun geldi¤i (there is no alternative – baflka alternatif yok) tahakkümüne ve muhafazakâr görüfle göre “gelece¤in tabii olarak bugünden daha iyi olaca¤›“ tezine karfl› mevcut sosyal flartlar aras›ndan

“daha iyi, daha âdil ve daha demokratik bir dünya” tahayyül edilebilmesinin “mümkün” oldu¤u, Dünya Sosyal Forumu’nda hep dile getirilmifltir. Dünya Bankas›, Dünya Ticaret Organizasyonu ve IMF’in mevcut oldu¤u bir dünyada daha fazla zirai mahsul için nehirlerin önüne barajlar yap›lmas›, topra¤›n tuzlanmas›na ald›rmadan üretimin devam etmesi ve sonunda kapitalistlerin mal varl›klar›n› art›r›rken çiftçilerin ve köylülerin topraklar›ndan edilmesi, yani “küçük fleyler”e karfl› “büyük fleyler”in tercih edilmesi “imkâns›z›n hayali”ni de zorlaflt›rmaktad›r. Hâlbuki “gazino-, kovboy-, veya süper-kapitalizme” karfl› eflitsizli¤in, fakirli¤in, açl›¤›n ve çevre felaketlerinin ortas›nda yeni bir dünya düzeninin oluflturulmas› vakti çoktan gelmifltir. Farkl›l›¤›n verdi¤i güçle topraks›z köylülerden Parisli yazarlara, Bat›l› sivil toplum kurulufllar›ndan Afrikal› çevrecilere, Singapurlu sendikac›lardan dinî gruplara, Marksistlerden ö¤rencilere kadar ister siyasi, ister çevreci, ister manevi ya da sosyal meseleleri önemseyen birbirinden farkl› kesimler bir araya gelerek dünyan›n en büyük sosyal a¤›n› oluflturmaktad›r. Küresel siyasette önemli de¤ifliklikler, ancak tabandan gelen bask› ile gerçekleflebilir. Belki Dünya Ekonomi Forumu’na davetli olarak kat›lan siyasi ve ekonomik liderlerin aksine, herhangi bir güce sahip olmayan Dünya Sosyal Forumu kat›l›mc›lar› dünyay› de¤ifltiremezler; ama sanat gibi bizim dünyaya bak›fl aç›m›z› ve fleklimizi de¤ifltirebilirler.

DÜNY A SOSY AL FO RUMU

Genç Kariyer / 2009

21


s›rad›fl› kariyer

Nur Zeynep Erdo¤an ‹flletme Bölümü (‹ngilizce) ‹flletme 4. S›n›f nzeyneper@hotmail.com

Sagopa Kajmer Genç Kariyer’e konufltu:

“Hidayetin ne ara kime varaca¤› bilinmez” Yunus Özyavuz, nam-› di¤er Sagopa Kajmer, mahlas› Kaf Kef, …. Sahip oldu¤u zekâ ve ortaya koyduklar›yla, dinleyince insana ‘Bu nedir, kimdir?’ dedirten rap müzik türünü bilmeyenleri, sevmeyenleri bile -hasbelkader rast gelip flark›lar›n› dinlediklerinde- etkileyip kulak kabartt›ran flahs-› muhterem. Kendisi 1978 Samsun do¤umlu. Üniversiteyi kazan›ncaya kadar Samsun’da yaflam›fl, 1996 y›l›nda ÖSS Sözel puan türünden Türkiye birincili¤i ile ‹stanbul Üniversitesi Fars Dili ve Edebiyat› Bölümünü kazan›nca da ‹stanbul’a gelmifl. Çocuklu¤unda Michael Jackson, Bar›fl Manço, James Brown gibi efsaneleri dinleyip onlara karfl› hayranl›k beslemifl, dinledi¤i her fleyi özümsemeyi ve kendini beslemeyi çok iyi bilmifl, kendi deyimiyle, bir müzik canavar› olmufl. Rap müzi¤in Bat›dan gördü¤ümüz örneklerinin sözlerinden çok farkl› olan müzi¤inin yan›nda, güçlü prodüktörlü¤ü ile de dikkatlerimizi üzerine çeken ‘Yeralt› Operasyonu, Sözlerim Silah›m, ‹htiyar Heyeti, Sagopa Kajmer, 10 Kurflun, Bir Pesimistin Gözyafllar›, GORA Soundtrack, Romantizma, Kafile, ‹kimizi Anlatan Bir fiey, K›r›k Çocuk, Kötü ‹nsanlar› Tan›ma Senesi ve en son Aral›k ay›nda, efli ve ’ayn› zamanda kendisi gibi rap ustas› olan Kolera ile sahibi olduklar› internet sitesinden (http://www.melankolia.com.tr) yay›nlad›¤› ‘Pesimist EP5 Kör Cerrah’ isimli albümleri olan cümle mühendisi…. O kendisini bize Sago diye tan›tt›, biz de ona Sago diye hitap ettik. Kendisini sevmemize vesile olan sanat›n› nas›l vücuda getirdi¤ini, sanatkâr›n özünde nas›l oldu¤unu merak edip sorular›m›z› yönelttik. Cevaplar›m›z›, sözlerin efendili¤i hâlini ortaya koydu¤u rap tad›nda da ald›k. Bakal›m nas›lm›fl…

22

Genç Kariyer / 2009


s›ra d›fl› kariyer

Zeynep: Rap dünyas›n›n içinde bulundu¤u karmafl›k atmosferde oldu¤unuz hâlde özgün olabilmeyi nas›l baflarabiliyorsunuz? SAGO: ‹nsan, atmosfer içinde bir o yana bir bu yana sallan›yor. Sahip olduklar›m benden hesap sorabilecek kadar sert, inançlar›m demiri bükecek güçte. Baflkalar› zerre umrumda de¤il. Tek amac›m, yok olmadan var olmak ve benim gayretim bu. ‹nsanlar özellikleriyle bilinir, benim özelli¤im, kendime has duruflum. Bunu bozmamal› ve ileriye tafl›mal›y›m. O kadar zor ki, yapmak istediklerimi hep tart›yorum.

‘’F›rsat› ya da f›rsatlar› göremeyecek kadar odama ve içime kapan›¤›m’’ Zeynep: ‹stanbul'a geldi¤inizde, kafan›zda kendiniz için oluflturdu¤unuz kariyeri elde etmek için neler yapman›z gerekti¤ini bilerek mi kap›lar› çald›n›z; yoksa f›rsatlar olufltu da siz mi onlar› de¤erlendirdiniz? SAGO: F›rsatlar herkes için ayn›yd›. ‹ki üç plak flirketi vard›; ama bu flirketler beklentiyi karfl›lam›yordu. Zaten hep onlar bir fleyler bekledi¤i için ifller gecikti. Ben destek kap›lar›n› çald›m. ‹lk çald›¤›mda benden 1000 dolar istediler albüm için. Sonradan ö¤rendim ki adamlar komple trafllar, yalanc›lar. Neler gördük. F›rsat› ya da f›rsatlar› göremeyecek kadar odama ve içime kapan›¤›m. Biri sana neden f›rsat versin ki, kendi ç›kar› yoksa! Dünya ç›kar dünyas›. Kariyerimi elde etmek için tabii ki çaba gösterdim. Ama gerçek çaba 19982004 y›llar› aras›ndayd›. fiimdi çabalam›yorum, binam›n temeli oturdu. Zeynep: Dünyada flu an trend olan; farkl› olmak. ‹nsanlar›n birbirlerinden, ötekilerden farkl› olma ad›na yapt›klar› farkl›laflma çabalar›n› nas›l de¤erlendiriyorsunuz? SAGO: Kendin gibi olmad›kça ancak baflkalar› gibi olursun. Baflkalar› gibi olan, alay konusu olur ya da yerilir. Farkl› olmak dejenerelikse yani baflkalafl›msa, evet, Türkiye’de her medyatik sanatç› her gün baflkalafl›yor. Y›llarca Michael Jackson’›n takt›¤› fötr yine bir Jackson taklidi olan Justin Timberlake taraf›ndan kullan›l›nca ülkemizde herkes Michael Jackson taklitçisi Justin Timberlake’in taklitçisi hâline geldi. Olmayacak adamlar fötr takarak kendilerini ezik duruma düflürdüler. Farkl› olmak nedir ki? Kendin olmak farkl›l›kt›r. Çünkü herkesten bir tane var. Zeynep: “Farkl› olup s›yr›l›rken bence asil olan farkl›l›¤›n› ortaya koyar. “ Siz farkl›s›n›z, ben de o yüzden sizinle bu röportaj› gerçeklefltiriyorum. Peki, müzi¤inizi asil olarak de¤erlendirirsem bana cevab›n›z ne olurdu?

SAGO: Fikirler ve düflünceler asil oldukça ortaya ç›kanlar da kendileri gibi asil olur. Asil ya da as›l bunlar tamamen farks›z. Hem aslolan›m, yani kendim gibiyim hem de asilim. E¤er ki bir fleyi duydu¤unda içinden bir fleyler harekete geçiyorsa o fley bir yerden yakalam›flt›r ve do¤rudur. Herkes komedyene gülüyor diye gülmeyece¤in fleye gülebilir misin? E¤er gülüyorsan yar›n sana gülecekler bundan emin olmal›s›n. E¤er kendin gibiysen ok hedeftedir, e¤er baflkalar› gibiysen ok sana yönelir. Teflekkür ederim bu ince ve zarif düflüncenizden dolay›. Zeynep: Baz› flark›lar›n›z›n ne anlama geldi¤ini anlam›yor insanlar. Eserlerinizi dinleyicilere sunarken yan›nda bir de anlama, anlam derinli¤ini kavrama k›lavuzu vermeyi ya da flark›lar›n alt›na dipnotlar düflmeyi hiç düflündünüz mü? SAGO: Bunu yapt›m da, 2 kez kitapç›k verdim. Ama ço¤u insan kelimeleri bilmelerine ve anlayabilmelerine ra¤men cümle genelinin karmaflas›na gark oldular. Asl›nda ben en anlafl›labilir cümleyi kullanmaya özen gösteriyorum. Ama herkesin duygusu kendi flerhine ihtiyaç duyar. Kalbe dokunan varsa keflif tamamlan›r. fiark›lar ile ilgili notlar elimden geldi¤ince veriyorum dinleyenlerime. Gerek albüm yaz›lar›mla gerek sitemdeki yaz›lar›mla. Amac›m, daha da yak›nl›k kurmak.

‘’…yazd›klar›m›n özümsenmesini tabii ki çok istiyorum. Kelimeden inip manaya eriflmeli.’’ Zeynep: Neden derseniz, muhtevalar›ndaki derin manalar dümdüz okumay› ya da anlamadan ezberlenerek harcanmay› hak etmeyecek kadar özeller. Dinleyen insanlar da benim yazarken hissettiklerimi hissetsinler, benden olan bu fleyi benim gibi özümsesinler istiyor musunuz? Genç Kariyer / 2009

23


s›rad›fl› kariyer

geçti. 10 seneyi 4 dakikal›k bir flark›ya s›¤d›rd›m. Her gün ço¤alan ‘haramilere’ gülmeyen bir sima olmak istedim ve flark›m›n yüzü bu nedenle as›kt›. Lâkin flu da aç›k bir gerçek ki; albümün en düflük ritimli flark›s› olmas›na ra¤men, benim duygu bütünlü¤üm ve yo¤unlu¤um, Gölge Haramileri’ni 10 ad›m ileri tafl›d›. San›r›m, 10 seneyi iyice harmanlay›p aktaramasayd›m, 10 ad›m ileri gidemezdim.

‘’Türkiye’deki müzik tamamen taklit’’ Zeynep: Bir s›¤l›k yaflayan müzik dünyas›n›n gidiflat›n› nas›l görüyorsunuz? Sektördeki tekrarlama hâli ne zaman biter? Yoksa her fley sona m› erdi?

SAGO: Çok do¤ru bir tan›m. Yazd›klar›m benimdir; ama hisler hepimizindir. Mâneviyat da saray. Hem hafife almamak hem de dinlerken hafiflemek gerek. Ben, özel buldu¤um fleyleri anlatmaktansa, herkese ayn› ana tema ile var›labilecek olan geçekleri anlatmay› ye¤liyorum. Önemli gördü¤üm fleyler asl›nda bunlar. ‘Ayn›s›n› ben de yaflad›m.’ dedirtecek fleyler. Bazen yaflamasan da yaflatt›ran sözler ve her birinin özelli¤i var. Bu nedenle, yazd›klar›m›n özümsenmesini tabii ki çok istiyorum. Kelimeden inip manaya eriflmeli. Zeynep: Kafamda, flark›lar›n›z› dinlerken hayal ediyorum. Bilmiyorum bu benim hayal etme dürtümden mi kaynaklan›yor; ama flark› sözlerini yazarken, hani filmlerde olur ya, bir anda oldu¤unuz mekândan uzaklafl›r, bambaflka bir dünyaya dal›p, gezip tozup, anlay›p, kavray›p, sonra oldu¤unuz yere geri dönüp, konup da yaz›yormuflsunuz gibi geliyor bana. Yazarken neler yafl›yorsunuz? SAGO: Ben de sizin gibiyim. Sürekli seyahat ediyorum yazarken ve de söylerken. Bir yerde durmak imkâns›z. Çünkü sözlerin ak›fl› sizlere farkl› manzaralar sunuyor. E¤er kurgu gücümüz yoksa bile tasvir için gerekli hissiyat› oluflturabiliyor. Yazarken yaflad›klar›m› anlatmam imkâns›za yak›n; ama flunu rahatl›kla söyleyebilirim: Sizin, flark›lar›m› henüz dinlerken düflünüp canland›rd›klar›n›z› ben yazarken yafl›yor ve flark› sonunda o yaflad›klar›m› sona erdiriyorum; aksi takdirde bir sonraki flark› ayn› duygulara ev sahipli¤i yapar. Yaz›yorum ve ard›ndan o yazd›klar›m›n meydana getirdi¤i ruh hâlinden kurtulup dinleniyorum. Bir sonraki flark› için do¤ru zaman› bekliyorum.

‘’10 seneyi 4 dakikal›k bir flark›ya s›¤d›rd›m.’’ Zeynep: Meselâ, ‘Gölge Haramileri’ flark›s› nas›l ortaya ç›kt›? SAGO: Askerlik görevimi yaparken yazd›¤›m flark›lar›mdan biri. Üzerime çok gelinen bir dönemdi. ‹nsanlar› çok yalanc› ve hilekâr olarak gördü¤üm zamand›. Bu, hileyi anlatma biçimimdi; hileler devam ediyor. Gölgeye s›¤›nan, görünmez olduklar›n› düflünenler var. Ama ben onlar› gördü¤ümü ve sevmedi¤imi anlatmak için Gölge Haramileri’ni yazd›m. Hayat›m›n 10 senesi rap iflinde insanlardan darbe yiyerek

24

Genç Kariyer / 2009

SAGO: Ben, Türk müzik piyasas›n› hiçbir zaman canl› bir organizma olarak görmedim. Biz 1990’larda ölmeye yüz tuttuk, 2000’lerde ise öldük. Türkiye’de müzik taklit ve banal, sanatç›lar da gösteriflli, haval›; ama sanatç› de¤il. Sona ulaflt›¤›m›z› göremiyor musunuz? Tabii ki iflini iyi yapanlar var, klifle bir laf; ama bunu da inkâr etmemek gerek. Fakat genele vurunca sanatç›lar t›rt. Müzi¤in gidiflat› çok taklit, rezil, rezalet. Ne diyeyim? Çocuklu¤umdan beri müzikle yatar kalkar›m, müzik canavar›y›m, hep biriktiririm ve dinlerim. K›sacas›, ‘Ben müzi¤i biliyorum!’ diyenle karfl› karfl›ya oturur ve her türde müzik hakk›nda kafa kafaya sohbet edebilirim. ‹flte, ben buna güvenerek diyorum ki; Türkiye’deki müzik tamamen taklit, kolaya kaç›lan, âciz bir pop. Di¤er rock vs. tarzlar için bir fley diyemem; taklit olan› da var, harbî olan› da. Zeynep: En son albümünüz olan ‘Kötü ‹nsanlar› Tan›ma Senesi’ üstüne yeni bir albüm yaparsan›z, bu albüm, en iyinin iyisi mi olur acaba? SAGO: fiartlanmamal›y›z. Ne ç›karsa baht›ma. Rabbim bana çeflitli ilhamlar veriyor, her albüm bir di¤erinden farkl› oluyor. Elbetteki bir sonraki çal›flma daha farkl› olacak ve bir öncekinin özelli¤i muhafaza edilecek inflallah. Zeynep: Sözler yaz›l›rken ‘Müzi¤i, altyap›s› flöyle olsun.’ gibi bir fikir oluyor mu, yoksa önce sözler mi ortaya ç›k›yor? SAGO: Evvela müzik yap›l›r, sonra, hissedilenler o müzi¤e aktar›l›r; sözler yaz›l›r, hisler belli bir s›rayla yürürlü¤e girer. Bunu baflaramazsan karman çorman bir flark›yla buluflursun. Her fleyin takti¤i var. Müzik yapmak bence ak›l ifli. Ben müzik yaparken flu olsun bu olsun derim; ama tevafuk eseri ç›kan hofl durumlar› da çok seviyorum. Olmayacak bir yerde bir ses koyuyorum müzi¤e, her fley tamamen de¤ifliyor. Ne bileyim, bu ifl gerçekten çok zevkli. Tek sorun, sanatç› s›fat›yla bulunmak ve o s›fat›n zorluklar›n› ve cefalar›n› çekmek. Zeynep: Yüksek benlik duygusu ile flark›lar›n›za da yans›m›fl olan tasavvufî düflünce, bir çeliflki de¤il midir? SAGO: Yüksek benlik duygusu denilen fley ben de¤ilim, bilemiyorum. Belki seni, belki onu anlatm›fl›md›r. fiark›m asl›nda benim de¤il, onun. O nedenle ben sadece kendimi bir


s›ra d›fl› kariyer

vesile olarak kullanabilirim. E¤er ki kendimi anlatacak olsayd›m, beni fazla sevemezlerdi. Benlik her insana yak›fl›r, kendini tan›r. Kendine güvenmek, kendini sevmek psikolojik bir ilaçt›r. Seveceksin; yoksa sevdiremezsin. Ego denilenden uza¤a denk gelmek lâz›m. Hâs›l-› kelam, fludur ana nokta: Tasavvuf nefsi yontar, benlik insan› oyalar, bendeki benlik duygusu ise tamamen aktar›m vesilesidir. Amma velâkin, insan kendine güvenmeli ve güvenini bofla ç›karmamal›. Benim yapt›¤›m gibi…

‘’Dilimi koparmak isteyenlere karfl› verdi¤im savafllar, onlar›n kendiyle olan bar›fllar›na vesile oluyor.’’ Zeynep: fiark›lar›n›zda kendinizi anlatmak de¤il de özellikle son albümünüzde di¤erlerine - öteki insanlara bir seslenifl var. Kendiniz evrelerinizi tamamlay›p, genelin yaflad›¤› fleyleri yaflay›p geçirdi¤iniz için insanlara ‘Siz de gözünüzü aç›n ve ne oldu¤unu görün!’ mü demek istiyorsunuz? SAGO: Gençlerin feneri benim elimde. Tabii ki bu bir tabir; lakin do¤ruya yak›n bir benzetme. Nice insan, kaybettiklerini toplamak ad›na yeni bafllang›çlar yap›yor, ayr›ca, hidayetin ne ara kime varaca¤› da bilinmez. Levh-i mahfuz, bizlere sürprizler yapm›fl, bekliyor. Benim görevim, müzi¤i vesile k›lmak; amaç, do¤ruluk ve y›pranm›fllar› onarmak. ‹ster dinlerken üzül, istersen triplere gir; ama sonuçta içinden kendine f›s›ldad›¤›n ‘çok do¤ru çooook’ onaylamalar› benim için baflar›. Öteki insanlara sesleniyorum, çünkü albüm insanlarla ilgili. Ben kendimi sadece örnek verdim. O kadar fazla Sagopa Kajmer var ki… Ben onlar›n diliyim san›r›m. Dilimi koparmak isteyenlere karfl› verdi¤im savafllar, onlar›n kendiyle olan bar›fllar›na vesile oluyor.

Zeynep: Bu sözler yaflanm›fll›klarla, tecrübelerle ortaya ç›k›yordur herhalde. Peki, hayat›nda zaten bu duygular› yaflayanlar, pesimist havada olanlar sizi dinledikçe daha iyi mi anlar yoksa hayat onlar için daha da m› zorlafl›r? SAGO: Bir gerçek, gerçek olarak görülmeye baflland›¤›nda gerçektir. Gerçe¤i sanki gerçek de¤ilmifl gibi görmek riyaya girer. Ben gerçe¤im, o zaman, senin hissettiklerin de rastgele de¤il. ‹nsan, yapmac›k hislere bürünemez. Ne fazla duygusall›k ne de kar›nca gönüllülük de¤ildir aslolan. Gerçe¤in seni üzüp üzmemesi, neflelendirip neflelendirmemesidir önemli olan. E¤er önemsersen, önemsenirsin. Bu bahsettiklerim, kiflinin kifliyle al›flveriflleridir. Hayat› zorlaflt›ran fleylerin geneli bütündür, ad› psikolojidir. Materyaller ve f›rsatlar psikolojiye hitap eder. Oysaki insan›n ilk baflta ruhunu feraha ulaflt›rmas› mevzudur. Bu nedenle, beni dinleyenler, ilk önce tepkilerini ruhlar›ndan al›rlar. O zaman, verilen tepkiye göre hayat zorlafl›r ya da kolaylafl›r. Zeynep: fiark›lar›n›z bir hikâye çerçevesinde mi ortaya ç›kar yoksa yazmaya bafllay›nca ak›fla kap›l›p m› olufluyor? SAGO: fiark›lar, birbirini takip eden cümlelerden ibaret. O nedenle, her bir cümlenin ifadesini almak gerek. Yazan yazd›¤›n› bildikçe, okuyan anlamay› bilir. Hikâyeler de ayr› parçalar›n bir araya gelmesinden oluflmufltur. O nedenle, ben bir bütünüm, parçalar›ma sen ay›r. ‹ster hikâye deyiniz, ister kurgulama deyiniz. Ben flu cevab› verebilirim: ‘Ne bir felsefeci, ne bir düflünür, ne de bir âlimim. Sadece en basitinden yazar›m. Ne yazd›¤›m› biliyorum; yazd›klar›m yazacaklar›m›n güvencesidir.

Genç Kariyer / 2009

25


aile flirketleri

Birsen Duman Halkla ‹liflkiler Bölümü 2. s›n›f • bir-sen89@hotmail.com

Çin’de ürünleri taklit edilen Türk Markas›:

FONEX Dünya kozmetik devleri aras›na bir Türk markas› yerleflti. Üretimde son 10 y›lda teknoloji ve AR-GE yat›r›mlar›yla kalitesinden söz ettiren, global markalarla bafla bafl rekabet eden, kalite standartlar›n› düflürmeyen, yenilikleri her an takip eden Türkiye’nin yurt d›fl›ndaki tek kozmetik markas› FONEX; dergimizin bu say›s›nda mercek alt›na ald›¤›m›z aile flirketi. Üstün kalitede ürünler üretmek, sonra ürettiklerine kimlik kazand›rmak ve onlara ruh vermek amac›yla y›llard›r piyasada olan Fonex’in geçmiflinden bahsetmek istiyorum. FONEX’ in temelleri 1962 y›l›nda ‹timat Ticaret Kolektif fiirketi olarak AL‹ BIYIKLI taraf›ndan Eminönü’nde at›lm›flt›r. Berber ve kuaför ekipmanlar› konusunda uzmanlaflan flirket 1982 y›l›nda ‹timat Lüx H›rdavat Anonim fiirketi ad›n› alm›flt›r. fiirket, bugüne geldi¤imizde elektrikli saç kesme, saç kurutma, kesim makinesi vb. ürünlerde hem ülke pazar› ihtiyac›n›n önemli bölümünü karfl›lamakta hem de ihracat yapmaktad›r. fiirket, büyüme politikalar› çerçevesinde, 1995 y›l›nda kozmetik üretim sektörüne girme karar› alm›flt›r. Bu çerçevede, FONEX Kozmetik Limited fiirketi kurulmufltur. Bugün ‹stanbul Gaziosmapafla’da 10.000 m2 kapal› alana sahip 7 katl› bir fabrikada faaliyet gösteren FONEX, sektöre girdi¤inden beri pazar pay›n› art›rarak 100’ü aflk›n ürünü ile Türkiye’nin en çok tercih edilen kozmetik markalar›ndan biri konumuna gelmifltir. Tahtakale Zaza Han’daki 20 m2’lik dükkânla kozmetik sektörüne ad›m›n› atan FONEX, bugün dünyan›n pek çok ülkesine kozmetik ürünler üreten dev bir iflletme hâline geldi. FONEX Kozmetik’in bu baflar›s›n› alt›nda pek çok neden var Bir aile flirketi olan FONEX Kozmetik’in Reklam ve Halkla ‹liflkiler Müdürü Kadir B›y›kl›’ya göre, baflar›, do¤ru hedefler koymaktan geçiyor. 1969 y›l›nda Trabzon Vakf›kebir ilçesi Düzlük köyünde dünyaya geldi. ‹lk ve ortaokulu Trabzon’da tamamlad›ktan sonra 1982 y›l›nda ‹stanbul’a Ali B›y›kl›’n›n yan›na gelerek Tahtakale’de ç›rakl›k yapmaya bafllad›. Bu

26

Genç Kariyer / 2009

arada, lise için de d›flardan bitirme s›nav›na girdi. fiirket, 1962 y›l›nda Ali B›y›kl› taraf›ndan kurulmufltu. Kadir B›y›kl›’n›n görevi; hem markalar›n› tan›tmak hem de pazarlama alan›nda geliflmeler sa¤lamak. KAD‹R BIYIKLI’DAN FONEX’‹N M‹SYONU En önemli ilkemiz, öncelikle, dürüst ve insana sayg›l› birey olmak. Dürüstlü¤ün ve insana sayg›l› olman›n özellikle yöneticilerin en de¤erli kavram› olmas› gerekti¤ine inan›yorum. Çünkü dürüstlü¤ün, ticaret dünyas›nda güven kavram›n› güçlendiren en önemli olgu oldu¤unu düflünüyorum. Kadir Bey, “FONEX ailesi olarak bir markaya hayat vermek, yaflatmak, ülkeye ve insanlara faydal› oldu¤unu hissetmek bana büyük bir yaflama sevinci veriyor.” diyor. Vaktinin önemli bir bölümünü ifline ay›r›yor. ‹fl sonras›nda ailesiyle birlikte olmak, onun için büyük bir keyif. Bütün günün yorgunlu¤unu ailesi sayesinde att›¤›n› ve yaflama sevincini, enerjisinin büyük bir bölümünü ailesinden ald›¤›n› söylüyor. Zirvede kalmak, zirveye ç›kmaktan zor. Eski baflar›larla övünmek de¤il, daha yukar› ç›kmak için çal›flmak gerek. Kadir B›y›k›l›’ya göre; bütün dünyada, so¤uk ve s›cak savafl kadar önemli bir di¤er savafl da markalar savafl›d›r. Türk kozmetik piyasas›nda da yüzlerce marka var ve FONEX, bu yüzlerce marka içinde tüketici e¤ilimlerine cevap verebilmek için kendini sürekli yeniliyor. Hiçbir zaman tekrar etmiyor. Çünkü FONEX flunu iyi biliyor: Tüketicinin elinde inan›lmaz bir marka tercihi bulunuyor. Kadir B›y›kl›; marka oluflturman›n ilk kural› olarak, markay› farkl›laflt›rmak ve tüketiciye sat›fl sebebi olarak sunmak oldu¤unu vurguluyor. Marka için do¤ru mecra-


aile flirketleri

da, do¤ru zamanda, reklam›n, PR’nin önemine de¤inen B›y›kl›’ya göre; her fley sonunda tüketicide bitiyor. Reklama inanacaks›n. En baflta tüketiciye inanacaks›n. Kayay› delen, damlalar›n kuvveti de¤il, süreklili¤idir. FONEX, bu süreklili¤i hep akl›nda tuttu. ‹flletmelerin reklam harcamalar›n› kesti¤i kriz dönemlerinde bile reklam bütçelerini aynen uygulad›. Kriz dönemlerinde bile f›rsatlar bulmay› baflard›. Önce marka bilinirli¤ini art›rd›, ard›ndan, be¤eni odakl› reklam ve tan›t›m faaliyetleri yapt›. Markalaflmaya giden süreçte, FONEX, 35 ülkeye ihracat yapmaya bafllad›. Ülke içi ve d›fl› yat›r›mlara devam ederken, Çin’de ürünlerinin taklit edildi¤i görüldü. Bu durum, FONEX ailesini bir yandan üzerken, di¤er yandan da sevindirdi. Çünkü ürünleri, taklit edilecek kadar baflar›l› ve güvenilir marka hâline gelmiflti. Tüketicinin güvenini kazanmak için uzun y›llar emek vermek gerekir. Tüketici, art›k son derece bilinçli. B›y›kl›, tüketicinin beklentilerine cevap vermek için, firmas›n›n güçlü ve zay›f yönlerini ç›kar›p tehdit ve f›rsatlar› iyi ve yerinde de¤erlendiriyor. Bunun için ulusal ve global fuarlar› hiç kaç›rmad›¤›n› hat›rlat›yor. Fuardaki tan›t›mlar, yeni marka oluflturma çabas›ndaki giriflimcilere yol gösterir. Dünyadaki bütün fuarlara kat›l›p kendisini tan›t›r, yeniliklerden istifade eder. Bir taraftan ifl ba¤lant›lar›n› gerçeklefltirirken di¤er taraftan da iyi olan› inceler ve ürünlerinin gücüne güç katmak için çabalar. Zirvede kalmak, zirveye ç›kmaktan zor. Eski baflar›larla övünerek de¤il, daha yukar› ç›kmak için çal›flmak gerek. FONEX’‹N MARKA YÖNET‹M‹N‹ BAfiARIYLA GERÇEKLEfiT‹RMEDE TEMEL ALDI⁄I PRENS‹PLER 1. Markan›n, müflterilere hitap eden cazip ve uygun bir farkl›l›¤› oldu¤unda emin ol. 2. Tüketiciyi anla; onun ihtiyaçlar›n› iyi süz; markan›n bunlar› karfl›lad›¤›ndan emin ol. 3. Markan›n yeni faaliyet alanlar›na esnetme f›rsat›n› araflt›r. 4. Markan›n de¤erini bil ve anla. 5. Markaya iyi günde ve kötü günde yat›r›m yap. 6. Sürekli olarak markan› daha cazip hâle getir(Yeni çeflitler, yeni ambalaj, daha iyi formulasyonlar gibi). 7. Rakiplerini takip et; ama kendi stratejini ve hedeflerini belirle, hedeflere yo¤unlafl. 8. Markan›n çok net olarak belirlenmifl tüketici vaadi, konumland›rma ve de¤erlerinin oldu¤undan emin ol, marka ile ilgili çal›flan herkesi -grafik tasar›mc›lar›, reklam ajanslar›, kurum içi çal›flanlar- bunu do¤ru anlad›¤›ndan da emin ol. 9. Marka portföyünü periyodik olarak kontrol et ve ölü dallar› kesip at. 10. Markan›n kanunlara uygun oldu¤unu tescil, patent vb. araçlar› kullanarak her zaman koru. 10 y›lda Türkiye’nin yurt d›fl›ndaki tek Türk kozmetik firmas› olan ve 35 ülkeye ihracat yapan, müflteri mem-

Kadir B›y›kl› Fonex Kozmetik Reklam ve Halkla ‹liflkiler Müdürü

Geçen y›l yirmi birincisi düzenlenen Uluslararas› Tüketici Zirvesi, Ç›ra¤an Saray›’nda gerçeklefltirildi. Zirvede, FONEX Kozmetik “2008 Tüketici Kalite” ödülüne lây›k görüldü. nuniyetini her zaman ön planda tutan FONEX Kozmetik, bu y›l 2 ödülle gücüne güç katt›. Geçen y›l yirmi birincisi düzenlenen Uluslararas› Tüketici Zirvesi, Ç›ra¤an Saray›’nda gerçeklefltirildi. Dünya Tüketici Haklar› Günü’nde yap›lan zirveye, ulusal ve uluslararas› markalar›n yöneticileri ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan› Dr. Hilmi Güler, Milli Tak›mlar Teknik Direktörü Fatih Terim ve Sanatç› ‹lhan fieflen kat›ld›. Zirvede, FONEX Kozmetik “2008 Tüketici Kalite” ödülüne lây›k görüldü. Ödülü, FONEX ad›na Sat›fl Müdürü Aytaç Sarhanl›, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan› Dr. Hilmi Güler’in elinden ald›. Olivium Outlet Center Al›flverifl Mekezinde bu y›l 5.si düzenlenen Alt›n Marka Ödülleri töreninde, Tüm Tüketicileri Koruma Derne¤i, Türkiye’nin marka olmufl ve ödül almaya hak kazanm›fl 34 firmas›n›n ürünlerini tüketiciye tan›tmak için al›flverifl merkezinde birer stant açt›. Tüketicilerden oluflan jüri, Türk Patent Enstitüsü taraf›ndan tescilli “2008 ALTIN MARKA ÖDÜLÜ”nü yine FONEX Kozmetik’e lây›k gördü. Önümüzdeki dönemde gerek ürün çeflidini gerekse pazar pay›n› büyüterek Türkiye kozmetik pazar›n›n lideri olmay› hedefleyen FONEX, uzun vadede dünya kozmetik pazar›nda da söz sahibi olman›n hayal olmad›¤›n› düflünüyor ve planlar›n› bu ufka göre yap›yor. FONEX ailesinin baflar›lar›n›n devam›n› dileriz... Genç Kariyer / 2009

27


fatih koridorlar›

Sosyal Bilimler Çal›flma Grubu

Anahtar›n Diflleri

Bafllarken… Bazen fark›nda olmadan ne çok kullan›r›z bu sözle bafllayan cümleleri. Ard›ndan gelen ifadeler bazen yapt›klar›ndan duydu¤un gururu, bazen piflmanl›¤›, bazen de olgunlaflmay› içinde bar›nd›r›r. ‹flte biz de bu okula bafllarken, hayretler içinde kalarak günbat›m›n›n güzelli¤ini seyretti¤imiz o yokufl afla¤› merdivenin bafl›nda durup bakarken gelece¤imize, o merdivenin kariyerimizin bir parças› olabilece¤ini düflünmemifltik belki. ‹flte flimdi kariyer yolculu¤unu sizlerle farkl› aç›lardan, merdivenin en bafl›ndan bafllayarak basamak basamak paylaflmak istedik. 28

Genç Kariyer / 2009

Yaflam›m›zda alt›n kap›lar›n kilidini açt›racak anahtar kelimeler vard›r. Bu kap›lar yaflamdan ald›¤›m›z zevki, mutlulu¤u, hedeflerimizi, baflarmay›, paylaflmay› yani bizi biz yapan her fleyi ard›nda gizler. Bu nedenle önemlidir ya iflte, anahtar kelimeler. Hiçbirimiz bir di¤erinin ayn›s› olmad›¤›m›za göre, anahtarlar›m›z da birbirinden farkl› olacakt›r elbette. Öyleyse ilk basama¤a, kendimizi keflfetmekle ç›kabiliriz. Keflif, dünyadaki en güzel eylem; bazen milyonlarca denemeyi gerektirebilen, bazen de do¤ru zamanda do¤ru fleye bakt›¤›m›z için bir anda karfl›m›zda belirendir. Kendini keflfetmek zaman al›r, yeteneklerini, ihtiyaçlar›n›, isteklerini belirlemek bütün bir yaflam boyunca sürebilir ve sonunda kendimizi gösterir bize. Anahtar›m›z›n difllerini belirlemek de zaman al›r. Bafllamak, ilk basama¤a ç›kmak da zordur; biraz daha geç kald›kça keflfin gözünde büyür zirve. Asl›nda en yak›n basamakt›r, ulafl›lmas› en kolay. Yeteneklerimiz içimizde bar›n›r, bu nedenle ilk basamakt›r. ‹kinci basama¤a ç›kmadan yaflad›¤›m›z bir duygu vard›r: Baflarmak. Daha az önce tamamlad›¤›m›z. Baflarmakla bir ad›m yükselirken art›k anahtar› elimizde tuttu¤umuzu da görürüz. Baflar› motivasyonumuzu da


fatih koridorlar›

Atlad›¤›m›z bir fley kald› bu yololumlu yönde etkiler. Motivasculukta: Rekabet. Her ne kadar yon, yapt›¤›m›z her eylem için bir birbirimizden farkl› özelliklere sadayanak noktas›d›r, zincirin en hip olsak da yaflamak gibi ortak önemli halkas›. Bafllamak için, Biz, malum merdivenlerin amac›m›z›n varl›¤›n› görmezden baflarmak için bizi zirveye yak›nen bafl›ndan tepeye gelemeyiz. Dünyay› alg›lay›fl›m›zlaflt›ran basamakt›r. daki farkl›l›klar, yolculu¤umuza Tüm bunlar olurken, basamakgözümüzü dikmifl, anahtar renk katar. Birimiz, zirveye, afl›llar› teker teker ç›karken yöneldikelimelerimizi cebimize mas› gereken zorunluluk olarak ¤imiz fley, en tepede bizi beklebakarken bir di¤erimiz, hobi olamektedir: Hedef… Hedef, aç›lmak koyup yazd›klar›m›z›n ne rak t›rmanaca¤› bir zirve olarak için bekleyen kap›n›n frengi delikadar ifle yarad›¤›n› test bakabilir ve bu farkl›l›k yar›fl›n, re¤i olup karfl›m›za ç›kacakt›r. Ankabetin bir parças› olur. Rekabeti cak, bu hedefe giderken yaflad›etmek istedik ve o de geliflimimiz için bir parça olarak ¤›m›z bu süreçte kat etmemiz gemerdivenleri ç›karken bu düflünürsek, onun yaflam›m›za reken bir basamak daha vard›r: yans›mas›n› olumlu yönde yorumHedefimize uygunlu¤umuz. ‹flte, yaz› size ulaflt›. layarak basamaklar› çifter çifter kendimizi keflfederken yapt›¤›ç›kmak içinde yeterli dirence sahip m›z anahtar›n bu kap›y› aç›p açolmufl oluruz. mayaca¤›n› temsil eder bu uyVe bitirirken… Biz, malum mergunluk. divenlerin en bafl›ndan tepeye gözümüzü dikmifl, anahfiu ana kadar bu meflakkatli yolda hep bireysel yönetar kelimelerimizi cebimize koyup yazd›klar›m›z›n ne limlerimize, yetilerimize baflvurduk. Peki ya baflkalar› kadar ifle yarad›¤›n› test etmek istedik ve o merdivenleda yok mu bu yolculuk boyunca yan›m›zda? Evet, bireyri ç›karken bu yaz› size ulaflt›. Bununla birlikte, bizim sel geliflim ve karar alma aflamam›zda bizi etkileyen ve için zirvede bir kap› aç›ld›. Böylece, burada ilk yaz›m›zbizim de bir parças› oldu¤umuz çok önemli bir faktör da, kariyer yolculu¤unda yan›m›zda tafl›d›¤›m›z kelimevard›r: Çevre. Çevreyle kastetti¤imiz fleyler öyle gelerin, kap›lar› nas›l açt›¤›n›, merdivenleri ç›karken bize nifl bir yelpazeye da¤›l›r ki bilhassa kariyer nas›l yard›mc› oldu¤unu birlikte görmüfl olduk. yolculu¤unda belirleyici etken rolünü Müthifl manzaras›n› arkan›za al›p nefes nefese ç›kaal›r. Aile ile bafllayan, arkadafllar›, ca¤›n›z merdivenlerde karfl›laflmak dile¤iyle… iliflki kurulan herkesi içine alan yaflad›¤›m›z yerin de bu yelpazenin bir parças› oldu¤u yads›namaz.

Genç Kariyer / 2009

29


yön levhalar›

Nur Zeynep Erdo¤an ‹flletme Bölümü(‹ngilizce) 4. S›n›f • nzeyneper@hotmail.com

Gelece¤in Meslekleri Bu say›da, hem Türkiye’de hem de uluslararas› düzeyde önem arz eden meslekler olan ‘AB uzmanl›¤›’ ve ‘sermaye piyasas› uzmanl›¤›n›’ inceleyece¤iz.

30

Genç Kariyer / 2009

De¤iflim ve geliflimin çark›nda dönüp duran dünyan›n h›z›na ayak uydurmaya ve hem yaflad›¤› ça¤› anlay›p hem de gelece¤e yat›r›m yapmaya çal›flan bir nesil hâline geldik. Hayat, elimizde olmayan bir h›zla ilerlerken ‘Acaba yar›n ne olur?’ endiflesi ve merak› her alanda farkl›l›¤› ortaya koydu¤u gibi, mesleklerde de kendini hissettiriyor. Eskiden babadan o¤ula geçen ya da herkesin ne oldu¤unu çok iyi bildi¤i ve o konu üzerine üstatlar›n oldu¤u gözde meslekler, flimdi yerlerini de¤iflik isimleri olan ya da tek konu uzmanl›¤›n›n yetmedi¤i il-


yön levhalar›

ginç mesleklere b›rak›yor. Bu meslekler gelece¤in meslekleri olarak nitelendirilip, yar›nlar› iyi okuyan insanlar›n sahip olmaya çal›flt›¤›, flu an çok olmasa da ileride ihtiyac›n çok olaca¤›na inan›lan meslekler olarak nam sal›yor. ‹simlerini belki ilk defa duydu¤umuz, duysak da alanlar›n›n ne oldu¤unu, ne ifle yarad›¤›n› tam olarak bilmedi¤imiz bu meslekleri bir yaz› dizisi hâlinde sunarak meslek hayat›na at›lmadan önce yönünüzü çizmenize, belki de farkl› bir vizyon kazanman›za yard›mc› olmaya çal›flaca¤›z. Bu say›da, hem Türkiye’de hem de uluslararas› düzeyde önem arz eden meslekler olan ‘AB uzmanl›¤›’ ve ‘sermaye piyasas› uzmanl›¤›n›’ inceleyece¤iz. Öncelikli olarak Avrupa Birli¤i iliflkileri uzmanl›¤›n› ele alaca¤›z. AVRUPA B‹RL‹⁄‹ ‹L‹fiK‹LER‹ UZMANLI⁄I Eskiden sadece devlet kademelerinde ifl imkân› oldu¤u düflünülen, ismiyle müsemma olan AB uzmanlar› art›k Devlet Planlama Teflkilat› ve D›fliflleri Bakanl›¤› ile s›n›rl› bir çal›flma alan› içinde de¤iller. Dünyan›n küreselleflmesi ve ihtiyaçlar›n her yerde aynileflmesiyle sadece Türkiye’de de¤il, Avrupa ülkelerinde de AB uzmanlar›na ihtiyaç var art›k. Önümüzdeki on y›l içinde en gözde mesleklerden biri olmaya aday olan AB uzmanl›¤›; Türkiye ve ifl dünyas› aç›s›ndan düflünüldü¤ünde, Türkiye’deki iflletmelerin %99’unu oluflturan ve giderek büyüyen ülke ekonomisine katk› sa¤layan KOB‹’lerde de büyük ihtiyaç hâline gelecek. ‹leriyi görebilen ve gelecek için daha flimdiden yat›r›m yapan iflletme sahipleri, bu ihtiyac› fark ederek flirketlerinde böyle bir pozisyon oluflturmaya bafllad›lar bile. Peki, AB uzmanlar› ne yapar? AB uzmanlar›, Avrupa Birli¤i’nin geliflip büyümesiyle Avrupa’n›n kendi içinde birlik ve bütünlü¤ünün sa¤lanmas› ve yeni kat›lan üyelerin birli¤e uyum sa¤lamas› için AB uzmanlar› ülkeler aras›nda köprü görevi görüyorlar. Avrupa Birli¤i’ne üye ülkeleri bu yöndeki e¤itime önem verip, destekliyorlar. Meselâ; ‹sveç AB ile ilgili bölümlerde ö¤renim gören ö¤-

rencilere ekstra burs imkânlar› sunuyor. Bu örnekler, AB uzmanl›¤›n›n Avrupa’daki ifl imkânlar›yd›. Türkiye aç›s›ndan olay› de¤erlendirecek olursak, Türkiye’nin, tam üyelik için süren müzakereler çerçevesinde 2014 y›l›nda tam üyelik alaca¤›, dolay›s›yla, yukar›da belirtti¤imiz unsurlara ek olarak, ifl dünyas›nda AB uzmanlar›na ihtiyaç duyulaca¤› belirtiliyor. ‹fl dünyas›nda, çal›flt›¤› firma ile Avrupa aras›nda köprü görevi görecek, çal›flma bölgesi ile Avrupa’n›n flartlar›n› çok iyi bilen, olaylar› do¤ru okuyabilen ve tahminler yürütebilen elemanlara ihtiyaç duyuluyor. SERMAYE P‹YASASI UZMANLI⁄I Dünya piyasalar› aras›nda etkileflimin giderek artt›¤› günümüzde, sermaye piyasas› uzmanlar› yurt içindeki menkul k›ymetlerin uluslararas› alanda pazarlamas›n› yapan, ülkeye de para kazand›ran kiflilerdir. Türkiye borsas›, yolun bafl›nda olmas›na ra¤men, geliflip ilerleyen bir yap›ya sahip oldu¤u için uzmanlara ihtiyaç duyuluyor. Ülkelerin geliflmesinin sermaye piyasalar›n›n geliflmesine, ifllem hacminin büyüklü¤üne ba¤l› oldu¤unu düflünürsek, Türkiye büyümeye elveriflli bir yap›ya sahip oldu¤u için menkul k›ymetleri do¤ru yönlendirmek ve satmak için piyasa uzmanlar›n›n iflletme, iktisat, muhasebe, finans, pazarlama, ifl ahlak› ve sosyal bilimler alanlar›nda e¤itim almalar› gerekti¤i aç›kça görülecektir. Belirtilen bütün dallar›n ayn› pota içinde de¤erli oldu¤u ve kullan›ld›¤› bir meslek olan sermaye piyasas› uzmanl›¤› hem keyifli hem de ülke ekonomisi düflünülerek hareket edildi¤i için ülkeye katk› sa¤layan, dolay›s›yla, ülke için faydal› olan bir meslek. Sermaye piyasas› uzmanlar›, piyasan›n do¤ru flekillenmesini, tasarruflar›n do¤ru yönlendirilerek uzun vadede de¤erlendirilmesini ve tasarruf sahiplerinin zarara u¤ramamas›n› sa¤layan kifliler olarak an›l›yor.

Genç Kariyer / 2009

31


akademik kariyer

Kürflad Durmufl Altayl› Matematik 1. S›n›f • kralkursad@hotmail.com

Doç. Dr. GÖKHAN BACIK ile AKADEM‹K KAR‹YER RÖPORTAJI Okuyup bitirdi¤i kitaplar› Fakültedeki odas›n›n kap›s›na koyarak ö¤rencilerin al›p okumas›n› isteyen, en son kaleme alm›fl oldu¤u kitab› Macmillan taraf›ndan bas›lan, dünya siyaseti ile ilgili TV ve gazetelerin sürekli olarak görüfllerine baflvurdu¤u Uluslar Aras› ‹liflkiler Bölümü Ö¤retim Görevlisi ve Sosyal Bilimler Enstitü Müdürü, baflar›l› akademisyen... Kürflad: Yazd›¤›n›z ve dünyan›n en sayg›n yay›nevlerinden biri taraf›ndan bas›lan kitab›n›z Hybrid Sovereignty’den bize biraz bahseder misiniz? Bu kitab› kaleme alman›z›n amac› neydi, kaç adet bas›ld›¤› hakk›nda bize bilgi verir misiniz? G.Bac›k: Kitab› kaleme almam›n sebebi flu: Her ne kadar modern üniversiteler bürokrasiye teslim olmufl durumdad›r. Bir sürü toplant›… Hâlbuki tarihte üniversitenin geçmifline bakarsak, üniversite bölüm baflkanl›klar›, senatolar, toplant›lar, k⤛tlar yap›ls›n diye kurulmad›. Üniversite düflüncesinin arkas›nda, baz› sorulara cevap arayan insanlar var. Bilim adam›, üniversite hocas›, bürokrasinin bir parças› olmak için de¤il, kafas›ndaki baz› sorulara cevap aramak için yaz› yazar. Yazmak için yazmaz, doçent olay›m, flu kadar puan alay›m diye yazmaz. Onun as›l serüveni, kafas›ndaki sorulara cevap aramakt›r. Bu sorular da flöyle ortaya ç›kar: Disiplininiz ile ilgili temel ve sürekli yenilenen bilgileri okurken baz› boflluklar görürsünüz ya da boflluk oldu¤unu telakki edersi-

32

Genç Kariyer / 2009

niz, onlara cevap arars›n›z. Ben de Orta Do¤u, devlet, devlet oluflumu üzerinde, devlet-toplum iliflkileri üzerine makaleler okurken bu modern devletin en az›ndan Orta Do¤u örne¤inde Osmanl›’n›n b›rakt›¤› co¤rafyada kuramsal olarak ele al›n›fl›nda baz› problemler fark ettim. Ve bunu sorun edindim. Bu kiflisel sorun, bu ifli daha derinlemesine incelememe sevk etti beni. Ve bunun sonucunda elinizdeki yerleflik kuramlara göre (K›ta Avrupas›’ndan kaynaklanan kuramlara göre) bu devleti anlaman›n mümkün olmad›¤›n›, yeni bir kurama ihtiyaç duyulmas› gerekti¤ini… Ama bu flu demek de¤ildir ki: Ben sorunu çözdüm! Sadece alternatif bir teori ortaya att›m, kuramsal bir yaklafl›m ortaya att›m ve mevcutlar›n boflluklar›n› doldurdu¤una inan›yorum, mütevaz› bir iddiam var. Kitap, ilk bask›s›n› 2008’in bafl›nda yapt›. Bu y›l da yan›lm›yorsam ‹ngiltere’de 2. bask›s›n› yapt›. Dolay›s›yla, bu kitab›n bu hedefi ne kadar baflard›¤›, ald›¤› olumlu olumsuz tepkiler için henüz erken. Bir sorun sizi tahrik eder ve bu sorunun cevab›n› ararken bir fleyler yazar ve ö¤renirsiniz.


akademik kariyer

Kürflad: fiu anda bütün dünyan›n gözü ‹srail’in Filistin’e uygulad›¤› zulmün üzerinde. Bu ba¤lamda Türkiye’nin Orta Do¤u’daki rolü nedir? Sizce Türkiye Orta Do¤u’da varl›¤›n› yeterince hissettirebiliyor mu? Türkiye, ‹srail ile olan iliflkilerini kesmeli mi? G.Bac›k: Türkiye’nin bar›fl sürecine katk›da bulunmas› gerekiyor. Bu çok genel bir cevap ama. Elimizde baflka bir cevap da yok. Kürflad: Peki ne yapmas› gerekiyor? G.Bac›k: Meselâ, ‹srail ve Filistin aras›ndaki arabuluculuk rolündeki M›s›r, bunu yapabiliyor mu? Buna maddi, manevi kapasitesi yeterli mi? Hamas gibi, M›s›r’›n siyasi rejiminin meflruiyetini sorgulayan bir M›s›r arabuluculuk yapabilir mi? Bunlar›n yerine acaba flöyle düflünsek: Türkiye, toplumsal meflruiyeti en yüksek olan hükûmete sahip, yani flöyle ya da böyle flu andaki hükûmetin meflruiyeti tart›fl›lm›yor. Dolay›s›yla, burada belki de, arabuluculuk rolüne Türkiye profili yükseltilebilir.

“Türkiye orta ve uzun vadede muazzam bir yumuflak güç üretiyor.’’ Benim kanaatime göre Türkiye’nin Orta Do¤u ve dünyaya kapal› kalmas›n›n sebebi, gücünde ve uluslararas› sistemdeki k›s›tlar› ile de¤il, iç politik tercihlerden kaynakland›. Bizim Suriye ile ilgilenmememizin sebebi uluslararas› sistem, flu, bu oldu¤u kadar uluslararas› camiadaki Türk aktörlerinin ideolojik tercihleridir. Meselâ; yan›lm›yorsam Süleyman Demirel ilk defa Rabat’taki ‹slam Konferans› Örgütü toplant›s›na gitmek isteyince, ordu taraf›ndan elefltirilmifl ve Türkiye (yan›lm›yorsam o zaman Cevdet Sunay Cumhurbaflkan›) kat›lmam›flt›, gözlemci olmufltu. ‹lk tercihler bizi buradan koparm›fl. fiimdi burada yeni bir alg›lama var. Türkiye’deki siyasi elitler bir k›sm› bürokratik, ço¤unlu¤u politik hükûmet elitleri olmak üzere, profili yükseltmeye çal›fl›yorlar. Ben bunlar› çok olumlu görüyorum. Ne yapmaktad›r? Taraflarla görüflebilmektir, d›fllay›c› olmamakt›r. Bir de flu var: Bu, salt entelektüel bir dönüflüm de¤ildir. Türkiye’nin gücü de artm›flt›r. Teorik olarak, kuramsal olarak çözümleriniz olabilir; ama bunlar› yapacak araçlar›n›z var m›? Politikan›n maddi unsurlar›… Türkiye’de bu da artm›flt›r. Art›k hükûmetler Türkiye’deki ekonomik geliflme, istikrar, demokratikleflme… Kendi içinde sorunlar› olan hangi ülke sorun çözebilir dünyada? Kürflad: ‹lk önce kendi sorunlar›n› çözmeli de¤il mi ? G.Bac›k: ‹nand›r›c› olmaz. Suriye kalk›p Suudi Arabistan’›n demokratikleflme sorununu elefltirebilir mi? Yok, böyle bir fley elefltirmemifltir de zaten. Türkiye bu konuda maddi araçlar anlam›nda da ilerledi. Dolay›s›yla, bu profilin yükselmesi yerinde ve olumlu. Hatta Türkiye’nin bu çabalar›n›n sonucu ne olur bilmiyoruz. Bunlar etkilidir; ama etkin midir bunu bilmiyoruz. Belki de sonuca tesiri olmayacak. Ama fluna çok tesiri olacak: “’Türkiye orta ve uzun vadede muazzam bir yumuflak güç üretiyor.’’ Ortalama bir Arab›n kafas›ndaki Türk ve Türkiye imaj› de¤ifliyor. Bu bile çok önemli. ‹srail’le iliflkileri kesmeli mi? Kesmemeli. ‹liflkileri kesmek prati¤e bir fayda sa¤lamaz. Türkiye’nin tak›nd›¤› tavr›n ye-

niden gözden geçirilmesi anlam›na gelir. O zaman arabulucu olamaz ve bu tavr›n do¤ru olmayaca¤›n› düflünüyorum. ‹srail’le iliflkilere devam edilsin demek flu demek de¤ildir: Zor kullanmaya evet demek de¤ildir. Politika çok karmafl›kt›r. Politikadaki kimlik ve tav›rlar, mahalle kültüründe oldu¤u gibi, konuflma konuflmama gibi de¤ildir. Siz düflman›n›zla konuflursunuz, dostunuzla konuflmayabilirsiniz. Dolay›s›yla, Türkiye’nin ‹srail ile iliflkilerini kesmesinin tutarl› ve sürece katk›da bulunacak bir fley olaca¤› kanaatinde de¤ilim. Kürflad: fiu andaki söylemlere göre, ‹srail’in Hamas’a açm›fl oldu¤u savafl›n en büyük destekçisi ABD olarak gösteriliyor, oradan destek alarak yap›ld›¤› söyleniyor. Bu konuda ne düflünüyorsunuz? G.Bac›k: Amerikal›lar›n Hamas’› vurun deyip demedi¤ini bilemeyiz. ‹srail’in Amerika ile stratejik bir ittifak› var. Bu çok önemli ve tarihsel bir ittifak. ABD, Birleflmifl Milletler Güvenlik Konseyi’nde ‹srail lehine hiçbir zaman bir resolution geçirmemifltir. Bu özel bir iliflki… Bunun neden özel oldu¤u konusunda John Mearsheimer ve Stephen Walt isimli hoca iki sene önce ‹srail-Amerika aras›ndaki iliflkileri inceleyen son derece önemli bir makale yay›mlad›lar. Burada var›lan nokta fludur: ‹srail-Amerikan iliflkileri bir de¤er iliflkisidir. Amerikal›lar ‹sraillilere bakarken ‘Buradan flu kadar kazanaca¤›z.’ diye bakm›yorlar. “Ben ‹srail’e yard›m etmek zorunday›m.’’ olarak alg›l›yorlar. Bu flu demektir: “Amerika ‹srail’e git Hamas’› vur demiyorsa bile”, ‹srail ki, düflünün uluslararas› sistem, so¤uk savafl y›k›lm›fl, tek kutuplu bir düzende mi yafl›yoruz falan denilen bir dönemde Amerika da bu iflte tek kutuplu mu de¤il mi? Amerika, üçüncü dönemdir tart›flmalar›n›n yap›ld›¤› bir dönemde. Bu sistemin en baflat gücünün sizi rahat b›rakt›¤›n› düflünün. Dolay›s›yla, “Evet, bunlar›n kayna¤› Amerika’d›r demesek bile” bunlar›n bu flekilde gitmesinin nedeni, Amerika’n›n sa¤lad›¤› bu çerçeve rahatl›¤›d›r.

‘’Türkiye’nin kimlik ve ideoloji pazarlamada iyi bir yetene¤i var.’’ Kürflad: Son dönemde gündeme gelen Bat› fieria’da Türkiye liderli¤inde infla edilmesi planlanan Erez Sanayi Projesi ile Türkiye bütün Orta Do¤u’daki siyasi evrenden günlük ve pratik düzeye indirmek istemesi olarak nitelendiriyorsunuz. Bu, sizce, Türkiye’nin Orta Do¤u’da bar›flç›l bir politika izlemek istemesi anlam›na m› geliyor? G.Bac›k: Zaman gazetesindeki yaz›da flunun için yazm›flt›m bu düflüncemi: Orta Do¤u politikalar› afl›r› yüksek politikalar. Meselâ, Türkiye-‹srail iliflkileri. ‹srail Cumhurbaflkan› geldi, T.C. Baflbakan› gitti. Hâlbuki bunlardan sonuç ç›kmaz. Bunlar kal›c› de¤ildir, yar›n da baflka birisi gelir ve gider. Kal›c› olan, bir yerde fabrika yapmak, hastane yapmak, otel yapmak ve hayat›n kendisine nüfuz etmektir. Türkiye bir aç›l›m yapm›flt›r; ama hâlâ somutlaflmam›flt›r. Eski ifade ile tecessüm etmemifltir, ete kemi¤e bürünmemifltir. Bunu aflmak için Türkiye’nin f›rsatlar›n› kullanarak gücü ölçüsünde Arap politikalar› içerisine nüfuz etmesi laz›m. Ne yapmas› laz›m? Oraya gidip okul açmas›, hastane açmas›, sanayi bölgesi kurmas›, matbaa açmas› lâz›m. Bir zaman sonra politik Genç Kariyer / 2009

33


akademik kariyer

tercihler de¤iflse bile, hayali konufluyorum: “Türkiye’nin bir sanayi bölgesi var. Burada y›lda 100.000 ton bu¤day Antalya üzerinden gidiyor.” veya flu kadar geminin mazotlar› Mersin’den al›n›yor. Daha ifllevsel ba¤lar oluflmas› lâz›m. Bu ticari bölgenin hayati önemi bu yüzden. Bir yere kimlik, bir yere kadar ideoloji pazarlars›n›z. Müslümanlar, kimlik, Osmanl›… Bir yerden sonra ‘Bana kim ekmek verecek, ifl verecek?’ dersiniz. Türkiye’nin kimlik ve ideoloji pazarlamada iyi bir yetene¤i var. fiu da bir gerçektir: Politikan›z›n soyut unsurlar›n› ve avantajlar›n› somut güçle desteklemezseniz hiçbir fley ifade etmez. ‘Bizim flöyle tarihsel müktesebat›m›z var, biz hem Do¤u ile hem de Bat› ile konuflan›z, biz iki tarafl› da diyalo¤a giriyoruz. En son Hamas’› bile masaya ça¤›rd›k…’ Bunlar s›n›rl› imkânlard›r. Bunlar›n sürmesi ve avantaj olarak devam etmesi için somut olarak beslenmesi gerekir. Nedir bunlar? Türkiye burada sadece kalm›yor; yol yap›yor, okul yap›yor, hayata nüfuz ediyor. Gazze’nin yeniden inflas› konusunda Türk müteahhitleri çal›fl›yor. Bu aç›dan önemli. Kanaatimce, Türkiye’nin d›fl politikas›ndaki makro problemlerden biri de budur. Türkiye, afl›r› derecede de¤er üzerinden politika üretmifl pek çok alanda. ‘Biz flöyleyiz, biz böyleyiz gibi..’ Ama bunlar›n soka¤a inen cisimleflmesini yapmas› lâz›m.

“AB’nin d›fl politika perspektifini baz› zamanlarda -büyük ölçüde- aday ülke statüsündeki Türkiye belirliyor.” Kürflad: AB’nin ve Türkiye’nin Orta Do¤u’daki bar›flç›l politikalar›n› nas›l karfl›laflt›rabiliriz? Hangisinin düflünce sistemi daha a¤›r bas›yor ve ikisinin de amaçlar› sizce nelerdir? G.Bac›k: Brüksel’e oturup bakarsak AB’yi daha bar›flç›l görürüz. Ama pratik sahaya inip bakarsak Avrupa Birli¤i diye bir fley yok Orta Do¤u’da. Avrupa Birli¤i kendi içinde bir liberal rüya içinde yafl›yor. Birbirimize elma, domates satarsak bar›fl yapar›z diyor. Bu do¤ru, ben de kat›l›yorum. Ama pratikte bir savafl var. AB, bir d›fl politika formülize edemiyor. ‹ki, bunun etraf›nda toplanam›yor. Üç, bu konuda kurumlaflmas› zay›f. Avrupa’n›n d›fl politikas›n› Solana takip ediyor; ama bunun etki gücü nedir? Komisyondaki durumu nedir? Dolay›s›yla, Avrupa Birli¤i kuramsal olarak Amerika’ya göre daha insafl› gözüküyor bana; ama AB’nin de flöyle bir kusuru var: “Sahaya ‹nmiyor.” Irak konusunda gördük. Hatta size flu kadar›n› söyleyeyim: AB’nin d›fl politika perspektifini baz› zamanlarda büyük ölçüde aday ülke statüsündeki Türkiye belirliyor. K›br›s konusunda kökünden beri en büyük aç›l›m› Annan Plan›-Birleflmifl Milletler yapm›flt›r. AB’nin ne yapt›¤› belirsiz. Kürflad: Geçti¤imiz günlerde yaflanan ‹srail-Filistin sorununda da ‘Türkiye Avrupa Birli¤ine önayak oldu’ diyebilir miyiz? G. Bac›k: fiöyle düflünün… Siz muazzam bir makine yapt›n›z, bu makine saymay› bilmiyor. Dolay›s›yla, ‘Kaç tane elma var?’ sorusuna ‘Niye bilmiyor Avrupal›lar?’ demenin bir anlam› yok. D›fl politikada etkili olam›yor. Bunun yerine ne oluyor? Daha gevflek bir federasyon, meselâ Fransa arabu-

34

Genç Kariyer / 2009

luculuk yapmaya kalk›fl›yor. Çek Cumhuriyetinden ne bekliyoruz biz? Kendi içinde bölgesel bir hâlde kalm›fl bir ülkenin kalk›p Avrupa Birli¤i liderli¤i yapmas›n›, bütün dünyaya ‘fiöyle yap›n!’ demesini bekleyemeyiz. Yar›n, öbür gün Malta dönem baflkan› oluyor, ‘Ne yapaca¤›z Malta’da, Arapça bilen diplomat m› var?’ diyece¤iz? Buradaki sorun flu: Temelde AB’nin d›fl politik probleminde bir sorun var. Avrupa Birli¤i’nin evrimi daha o noktaya ulaflmad›. Belki 20-25 y›l sonra da AB devam ederse d›fl politikada da kurumlar somut ad›mlar ve yaklafl›mlar ortaya koyar. fiunlar çok standart laflard›r: Bar›fl, ateflkes… Bu genel laflardan hakikat ç›kmaz. Bunu ‹srail askerleri de söylüyor. Buradaki sorun flu: Hamas, seçim kazanm›fl bir hükûmet. AB görüflecek mi? Yoksa “Biz bunu saym›yoruz.’ mu diyecek? Bunu saym›yoruz dersek ne olacak, oradaki insanlar Hamas’tan vazgeçecek mi? Bu gibi somut ad›mlar konusunda AB’nin ne dedi¤ini bilmiyoruz. Aktif olarak bir konuda konuflmayan ve söylediklerini yapmayan bir aktörü konuflmak zor. Kürflad: Türkiye’nin komflular› ile olan iliflkileri nas›l, geçmiflte olmas›na ra¤men hâlâ da gündemimizde olan Ermenilerden özür dileme meselesini nas›l buluyorsunuz? G.Bac›k: Komflular› ile olan iliflkileri iyi oldu¤unu düflünüyorum. Eskiye göre daha liberal daha ticari merkezli bir bak›fl aç›s› var. Düflünün, kaç küsür y›ld›r Suriye ile hiç temas›n›z olmam›fl. Biz Türk D›fl Politikas› derslerinde hiçbir fley okutamad›k. Bu süreç iyi, bu sürecin giderek artmas› iyi. Ama derhal tüm limanlar›n bütün Rum kesimine aç›lmas›, Ermeniler ile s›n›r›n afl›lmas›, iliflkilerin normalleflmesi, üç, d›fl politikaya etkisi oldu¤u için söylüyorum; Patri¤in Ekümenik oldu¤unun kabul edilmesi. Bu tür ad›mlar› atmak lâz›m. Dört, bölge ülkelerdeki siyasi hükümetleri meflru hükûmet kabul etmek. Irak anayasas›na göre Barzani Kuzey Irak’›n lideri ise bunu kabul etmek gerekir. Bu dört ad›m›n da hayati oldu¤unu düflünüyorum. Ermeni meselesine gelince … Kürflad: Bütün akademisyenlerin bak›fl aç›s› farkl›d›r. G.Bac›k: Benim düflüncem fludur: Bir komisyon kurulup ma¤dur olanlardan özür dilenmelidir. Ermenistan Devleti’nin ben bu tarihsel 1915 olaylar›n›n siyasi muhatab› oldu¤u kanaatinde de¤ilim. Tarihte yaflanan bu olay›n muhatab› bugünkü Ermenistan hükûmeti de¤ildir. Dolay›s›yla tarihteki ma¤dur olan insanlardan özür dilenmesini destekliyorum. Bunlar›n haklar›n›n geri verilmesini veyahut telafi edilmesini, isteyenlere de tekrar Türk pasaportu verilmesi gerekti¤ini düflünüyorum.

“…Türkiye’nin önümüzdeki 10 y›lda ihracat› 800 milyar dolara ç›ksa!’’ Kürflad: “11 Eylül sald›r›lar›ndan sonra uluslararas› sistemin geçirdi¤i dönüflümler, Filistin-‹srail sorununu do¤rudan etkilemifltir.” diyorsunuz. Bize bu süreci aç›klar m›s›n›z? G.Bac›k: 11 Eylül konusunda Amerikal› bir senatör diyor ki: so¤uk savafl›n bitifliyle geçen sessiz dönem, ara dönem (iki dönem aras›) bitmifltir. Daha ulus devlet, daha merkeze ge-




akademik kariyer

ri gelinmifltir, küreselleflmenin rövanfl› al›nm›flt›r gibi. Bu yaklafl›mla, flunu demek istiyorum: Uluslararas› sistemin bir telolojisi (nedenselli¤i) vard›r. Meselâ, bir yerde ya¤mur ya¤›nca toprak ›slan›r. Uluslararas› iliflkilerde de sistem düzeyindeki de¤ifliklikler fay hatlar›n›, tabir-i caizse, tetikler. Meselâ, Filistin sorunu nedir? Büyük imparatorluklar›n tasfiye edilmesi ile ortaya ç›km›fl sistemle ilgili bir sorundur. Dolay›s›yla, sistemdeki her fley buraya tesir etmeye devam eder. Sistem bu fay hatlar› üzerinden ifller. Meselâ Huntington, medeniyetler savafl›nda demiflti ki; medeniyetler çat›flmas› fluralardan olacak: … Hindistan-Pakistan s›n›r›nda olacak. Türkiye’de olacak. Ukrayna’da olacak. Olmad› m›? Turuncu Devrim oldu. Adam bilmifl. Bu da kehanet de¤il tabii ki. Uluslararas› sistemin de baz› k›r›lgan noktalar› var. Siz 100 milyon Müslüman ile 100 milyon Hintliyi bir araya koyarsan›z oras› k›r›lgan bir yerdir. Sistemdeki her fley buraya daha çok tesir eder. 3’lük bir deprem mahalledeki baz› evleri daha çok etkiler. Uluslararas› sistemin de sistem aç›s›ndan zay›f mahalleri var. Filistin, ‹srail, Ukrayna bunlardan biri. Uluslararas› sistemin yaflad›¤› sorunlar Filistin’deki dengelere daha çok etki ediyor. Sistemde çok güçlü bir Orta Do¤u ülkesi ortaya ç›ksa; Türkiye’nin önümüzdeki 10 y›lda ihracat› 800 milyar dolara ç›ksa, buna paralel, gücü artsa… ‹srail-Filistin dengeleri de¤iflir mi de¤iflmez mi? O zaman her sistem de¤iflir. Veya Amerika çok büyük bir krize girse, kriz derinleflse ve içine kapansa… De¤iflmez mi? Dolay›s›yla, sistemdeki de¤ifliklik, en çok buray› etkiler.

“Türkiye’nin Avrupa Birli¤ine girmemesinin alternatifi ne?” Kürflad: “SSCB ve ABD aras›ndaki denge, bir sistematik sorun olarak Afganistan sorununu do¤urmufltur.” diyorsunuz. Sizce Afganistan sorunu devam ediyor mu ve günümüzde SSCB olarak adland›rd›¤›n›z bir birlik var m›? G.Bac›k: fiu anda yok, so¤uk savafl döneminde vard›. Afganistan’da neden savafl ç›kt›? ‹flte bu yüzden ç›kt›. Oras› bir fay hatt› idi. Afganistan’›n bir anda Amerika ve Rusya aras›nda dolayl› bir savafl›n alan› hâline gelmesi, sistem mant›¤› ile ilgilidir. Sistemin zaaf ve zay›f noktalar› vard›r. Sistemdeki de¤ifliklik bu noktalara daha fazla tesir eder. Buna göre ad›m atmak ve buna göre haz›rl›k yapmak lâz›m. Kürflad: AB’ye girme iste¤imizi nas›l görüyorsunuz? AB’ye al›nmam›z veya al›nmamam›z›n yararlar› ve zararlar› nelerdir? G.Bac›k: Ben, Avrupa Birli¤ine girmeyi destekliyorum. Bir fleyin mutlaka bir zarar› vard›r. Elma yemenin bile bir zarar› vard›r. Yemek yemenin de flöyle bir riski vard›r: Kilo alabilirsiniz, diflleriniz çürüyebilir. Ama tedbir al›rsan›z ayakta kalabilirsiniz. Dolay›s›yla, Türkiye’nin AB’ye girmesinin bu anlamda zararlar› olabilir. Ama bunlar›n tedbirlerini al›rsan›z bunun zarar›n›n olmad›¤›n› düflünüyorum. Ben o yüzden destekliyorum.

Gökhan Bac›k, Genç Kariyer ekibinden Kürflad Altayl› ile

Brüksel’e oturup bakarsak AB’yi daha bar›flç›l görürüz. Ama pratik sahaya inip bakarsak Avrupa Birli¤i diye bir fley yok Orta Do¤u’da. Avrupa Birli¤i kendi içinde bir liberal rüya içinde yafl›yor. Kürflad: Girmemiz bize ne kazand›r›r? G.Bac›k: Girmedi¤iniz zaman ne yapt›¤›n›za ba¤l›. Gece evde kalmad›n›z. Otelde kald›ysan›z problem yok, baflka bir eviniz varsa yine problem yok; ama sokakta kald›ysan›z o ifl problemli. Türkiye’nin Avrupa Birli¤ine girmemesinin alternatifi ne? AB’ye girmezsiniz; ama alternatif ciddi bir ifl yapars›n›z. Size bu iç reformlar› yapt›racak, ordu-hükûmet iliflkilerini dengeleyecek bir yap›y› oluflturursunuz, o zaman girmezsiniz. 2000 sene önce AB yoktu, 2000 sene sonra da olmayacakt›r. Kutsaman›n anlam› yok. Ama AB’nin Türkiye için bir anlam› var. Meselâ, biz AB’ye üye oldu¤umuz için ö¤rencilerimizi ERASMUS program›na yolluyoruz. Kürflad: Cumhurbaflkan› Abdullah Gül’ün Erivan’a futbol maç› izlemeye gitmesi ile Türkiye-Ermenistan aras›ndaki iliflkilerin tarihî eflik hükmünü bize biraz aç›klar m›s›n›z? G.Bac›k:Cumhurbaflkan› sembolik bir kiflidir. Cumhurbaflkan› arabas›n› durdurup elini kald›r›p kuzeyi gösterse herkes bundan bir fley anlar. Cumhurbaflkan›n›n durup dururken bir gazeteyi ziyaret etmesi semboliktir. Veya Amerikan Baflkan› flu konuflmas›nda kaç kere hangi kelimeyi tekrar etti.? Soyk›r›m dedi mi, demedi mi? Dolay›s›yla, bu kiflilerin yapt›klar› sembolik bir yön katar olaylara. Benim Ermenistan’a maça gitmem ile Cumhurbaflkan›n›n maça gitmesi ayn› de¤ildir, onun gitmesi çok sembolik bir olayd›r. Bu, ‘Dev-

Genç Kariyer / 2009

37


akademik kariyer

Obama gerçekten küresel bir de¤iflimi test ediyorsa sistemi zorlayabilir. Bana soracak olursan›z, Amerika’n›n ilk zenci baflkan› Clinton’d›r, Obama de¤ildir ideolojik olarak. let olarak biz daha yak›nlaflmak istiyoruz.’ anlam›na geldi¤i için tarihî eflik oluflmufltur. Türkiye’de insanlar organize olup 200 bin insan gitseydi; normal bir olay olarak geçecekti. Ama cumhurbaflkan› tek bafl›na bile gitse hiç seyirci götürmeden bu, siyasal sistemin olay› meflrulaflt›rmas› anlam›na gelir.

Güçlü devletler ad›m atar, ad›m geri çeker. Kürflad: Türkiye’nin bu iliflkilerde ilk ad›m› atmas› sizce do¤ru mu? G.Bac›k: Do¤ru tabii. Paras› olan, güçlü olan pazarda ilk ad›m› atar. Politikan›n flöyle bir taraf› vard›r: Kim ne ad›m atm›fl, önemli de¤il. Sonuç ne? Güçlü devletler ad›m atar, ad›m geri çeker. Siz ad›m at›n, baflkalar› size uysun. Mant›ksal olarak konuflal›m. ‹ki ihtimal var: Ben ad›m ataca¤›m, o zaman nas›l ad›m ataca¤›m› hesaplar›m ve rakibimin ne yapaca¤›n› kestirebilirim. Ama rakip ad›m atarsa bu sefer benim bütün stresim ‘Nas›l karfl›l›k verece¤im?’ olacakt›r. Biz ilk ad›m› att›k. ‹lk ad›m› atmayan›n hayat›, baflkalar›n›n ad›mlar›n› takip etmekle geçer.

Güvenlik Konseyi, Türkiye’nin ufkunu açacakt›r. Kürflad: Türkiye’nin Birleflmifl Milletler Güvenlik Konseyi üyeli¤ine seçilme olay›n›n bize kazand›raca¤› ve kaybettirece¤i fleyler nelerdir? G.Bac›k: Bu konuda bir yaz› yazm›flt›m ve orada flunu demek istemifltim: Bu önemli bir olayd›r. fiunlar› sa¤lar: Profiliniz genifller, tan›n›rs›n›z, Kore’nin nükleer dosyas› size gelir. Güvenlik Konseyinin baflka görevleri de vard›r. Güvenlik Konseyi, Afrika’da bir ülkeye yapt›r›m uygular, onu GK üyeleri takip eder. ‹ran’a yapt›r›m yap›yorlar ya meselâ. ‘Filan ülke bunu takip edecek.’ der meselâ, dosyalar size gelmeye bafllar. Ç›karlar›n›z› korurusunuz. Türkiye flunu yaparsa orta ve uzun vadede en büyük kâr› elde eder: ‘Ben böyle bir konuma

38

Genç Kariyer / 2009

geldim ve gerçekten küresel bar›fl için ifl yapt›m, ç›karlar›m› ikinci plana att›m. Bu imaj› verebilirse… Güvenlik Konseyine öyle üyeler geldi ki… Biliyorsunuz, Güvenlik Konseyinde 5 üye veto etmezse oylar say›l›yor. Dolay›s›yla, di¤er üyelerin oylar› da önem kazan›yor bazen. Orada oylamada çok ç›kartmak için borçlar›n› sildirip onlara oy veren ülkeler var. ‘Biz göreve geldik, gerçekten bar›fla katk›da bulunmak istiyoruz.’ profili çizersek kâr›m›z bu olur. Türkiye’nin en büyük kazanc› bu olur. Profiliniz yükselir, diplomatlar›n›z tecrübe kazan›r. Son zamanlarda marjinal kesimler taraf›ndan kendi içine kapanmac› talep var ya, Güvenlik Konseyi ufuk açacacakt›r Türkiye’de ve al›flkanl›klar› de¤ifltirece¤ini düflünüyorum.

Amerika’n›n ilk zenci baflkan› Clinton’d›r. Kürflad: Barack Obama’n›n Amerikan Baflkan› seçilmesinin dünya siyaseti üzerinde nas›l etki oluflturmas›n› bekliyorsunuz? G.Bac›k: Beklentim olumlu yönde olmas›… Bush’tan farkl›laflmas› daha ›l›ml›. Sistem buna ne kadar izin verebilir ama… Daha uluslararas› örgütlere f›rsat veren, Bat›l› dünya ile daha s›cak temas kurmak isteyen, böyle olumlu bir beklentim var herkes gibi. Bu beklenti de sadece bana ait de¤il. Barack Obama geldi diye sevinen insanlar, bu beklentiyi paylafl›yor. Ben kiflisel kapasitenin sistemi zorlayabilece¤ine inan›yorum. fiunu demek istiyorum: Obama gerçekten küresel bir de¤iflimi test ediyorsa sistemi zorlayabilir. Bana soracak olursan›z, Amerika’n›n ilk zenci baflkan› Clinton’d›r, Obama de¤ildir ideolojik olarak. Kürflad: Görüntü olarak de¤il demek istiyorsunuz. G.Bac›k: Evet. Clinton sistemi zorlam›flt›r. Amerikan d›fl politikas›nda önemli ifller yapm›flt›r. Obama bunu örnek alabilir. Obama, sistemin kendisine tahakküm etmesini durdurabilirse bu, dünyaya sunaca¤› büyük bir katk›d›r. Ama bakaca¤›z nas›l kadrolaflacak, ekonomik kriz ne yöne gidiyor… Ama flöyle bir foto¤raf var: Obama’n›n daha farkl› biri olaca¤›n› gösteriyor.


Merve Özer

kariyerden kaç›fl

"Eve giderken kendimi ‹ran’›n Lut Çölü'nde buldum." Arama-Kurtarmac› ve Bireysel Geliflim Dan›flman› Emrah Altuntecim "Kask›mdaki lambayla Afrika’da bir hayat kurtuldu." Emrah Altuntecim, bireysel geliflim dan›flman›, iletiflim uzman› ve Türkiye'nin en deneyimli arama-kurtarmac›lar›ndan biri... 1999 Gölcük depreminden sonra bireysel geliflim serüvenine arama- kurtarmay› dâhil etti. 2003'te ‹ran'›n Bem flehrinde 50 binden fazla insan›n hayat›n› yitirdi¤i "milenyumun felaketinde" ‹ran halk›n›n imdad›na koflan ilkyard›m grubunun içinde yer ald›. fiimdi AKUT ve Türk K›z›lay› gönüllüsü. Ayr›ca, ‹stanbul'daki Dumlup›nar Mahalle Âfet Gönüllüleri Koordinatörlü¤ünü yürüten Altuntecim, geçti¤imiz ay Bat› Afrika’da kat›ld›¤› yard›m faaliyetlerinde ilginç insan manzaralar›yla karfl›laflt›. Altuntecim, bireysel geliflim ve arama kurtarmay› sentezledi¤i "Kendini Arama Kurtarma" adl› kitab›nda, zorlu hava koflullar›nda ve çok tehlikeli ortamlarda az uyku ve az yemek ile günlerce çal›flabilen arama kurtarmac›lar›n hayatta kalma s›rlar›n› ele al›yor. Ancak, bu deneyimler, Altuntecim’in ‹stanbul’daki gündelik yaflam›ndan kopuk de¤il. Çeflitli kurumlara ve kiflilere dan›flmanl›k ve koçluk yapan Altuntecim, deneyimlerini gündelik yaflama uyarlayarak yepyeni bir "bireysel-geliflim" felsefesi gelifltirdi. Emrah Altuntecim’in bu macera dolu yaflant›s›ndan haberdar olmak için buyrun röportaj›n› okuyun "Arama kurtarma" yaklafl›m›na sahip bir insan›n di¤erlerinden fark› nedir? Kendini arama-kurtarma yaklafl›m›na sahip insanlar, en beklenmedik olumsuz durumlarda bile f›rsatlar› görebilmek üzere kendini her gün e¤iten, farkl› sonuçlar elde etmeye çal›flan, elindeki maddi ve manevi imkânlar› de¤erlendirme konusunda kendini ve di¤er insanlar› olumlu yönde etkileyen, olaylar ve kifliler karfl›s›nda tav›r ve tutumlar›na yön verebilen, kendi s›n›rlar›n› keflfetmekle meflgul olarak insanlara ilham veren, di¤er insanlar üzerinde olumlu etkiler b›rakan ve asla umudunu yitirmeyen kiflilerdir. Arama-kurtarma yaklafl›m›n› hayata geçirmek için arama- kurtarma ekibi üyesi olmak zorunlu mudur? Hay›r, bu yaklafl›m› hayata geçirmek için do¤al âfetlerde görev yapm›fl olman›z ya da gelecekte yapmay› planlaman›z gerekmez. Kendini arama kurtarma, herkesin, hayat›na kolayl›kla dâhil edebilece¤i bir yaflam felsefesidir. Birçok bireysel geliflim yaklafl›m›ndan fark›; konforlu bir koltukta de¤il, insan hayat›n›n en yüksek seviyede ölüm riskiyle karfl› karfl›ya oldu¤u bir ortamda temellendirilmifl olmas›d›r. T›pk›

binalar›n›n temelinin sa¤lam, malzemelerinin kaliteli olmas› gerekti¤i gibi, insan›n da manevi temellerinin sa¤lam ve onu insan k›lan de¤erlerinin gelip geçici de¤il, kal›c› ve köklü olmas› beklenir. Siz öncelikle kendi yap›lanman›zdan sorumlusunuz. Ard›ndan da di¤er insanlardan... Enkazda çal›flan bir arama-kurtarmac› nas›l olmal›? Arama-kurtarmac›, kendini ve halk›n sa¤l›¤›n› tehlikeye atmayan, çevik ve çok dikkatli bir insan olmal›. Çünkü enkaz, dünyan›n en tehlikeli çal›flma alan›d›r. Dünyada bir göçük alt›nda çal›flmak kadar tehlikeli bir ifl yoktur. Etraf›n›zda cam k›r›klar›, demirler, y›k›lmak üzere olan duvarlar vard›r. Sizin, o enkaz›n dengesini bozmadan, dikkatli bir flekilde kazazedeyi kurtarman›z gereklidir. Tabii, bunu yaparken kendi can emniyetinizi de düflünmeniz gereklidir. Gerçekten de her durumda kendi can›n›z› düflünüyor musunuz? Elbette ki, düflünüyoruz. Biz, bir enkaz› ilk baflta d›flar›dan kontrol ederiz. Enkaz›n her an y›k›labilecek durumda olmas›, arama-kurtarmac›lar için çok tehlikeli bir durumdur. Enkaz›n içine girmeden önce, teknolojik cihazlarla kontrol ediyoruz. ‹çeri girilebilinecek bir enkazsa giriyoruz. Ama arama-kurtarmac›lar da, bir çocu¤un enkaz alt›nda kald›¤›n› görünce, canlar› pahas›na girilmemesi gereken bir enkaza girebiliyorlar.


kariyerden kaç›fl

Bir arama-kurtarmac› olarak kendi içimde çok y›k›nt›lar yaflad›m. Nas›l bir binada canl› bulmak için çeflitli teknikler kullanarak hayat üçgenlerini keflfetmeye çal›fl›yorsak, kendi içimizdeki hayat üçgenlerini de "bireysel geliflim teknikleri" ile keflfetmemiz laz›m. Emrah Altuntecim, arama çal›flmalar›ndan birinde efli Ceyda Altuntecim ile

“Me¤erse bu kupalar ‹ran'›n en büyük gürefl flampiyonlar›ndan birine aitmifl.” Siz de benzeri bir durum yaflad›n›z m›? 50 bin insan›n hayat›n› kaybetti¤i ‹ran'daki Bem depreminde görev yapt›m. O zaman bu depreme "milenyumun felaketi" ad› verilmiflti. Olaydan 19 saat sonra bölgeye ilk ulaflan uluslararas› ekip bizdik. 15–20 gün boyunca Japonya'dan Almanya'ya bütün ülkeler Bem'deydi; ama ne yaz›k ki tek bir can bile kurtar›lamad›. Çünkü binalar topraktan yap›ld›¤›ndan, çöktükleri zaman helva gibi eziliyorlar. Dolay›s›yla, insanlar havas›zl›ktan dolay› bo¤ularak ölmüfllerdi. Kurtulanlar, sabah erkenden namaza kalkan yafll› insanlard›. Benim gitti¤im enkazda da bu yafll› adamlardan biri hüngür hüngür a¤l›yordu. Çünkü kar›s›n›, torunlar›n›, çocuklar›n› ve bütün sülalesini ayn› binan›n alt›nda kaybetmiflti. O binan›n içine girdim. Kurtarmac›lar, ayaklar›mdan tutup beni sark›tt›lar. Yerde madalyalar ve kupalar gördüm. Bu kupala-

40

Genç Kariyer / 2009

r› ç›kar›p yafll› adama verdim. Me¤erse bu kupalar ‹ran'›n en büyük gürefl flampiyonlar›ndan birine aitmifl. O yafll› adam da onun babas›ym›fl. Yafll› adam, verdi¤im bütün madalya ve kupalar› yere teker teker dizdi ve sonra dizleri üzerine çöküp topra¤a bafl›n› koyup hüngür hüngür a¤lad›. O an› hiçbir zaman unutmayaca¤›m. "Keflke onlar› oradan ç›karmasayd›m." diye uzun uzun düflündüm.

“O gün akflam eve gidip annemin tarhana çorbas›n› içecekken kendimi Lut Çölü'nde buldum” Her an bir telefon gelebilir ve siz operasyona ça¤r›labilirsiniz. Her gün böyle yaflamak zor de¤il mi? Ne kadar çok operasyona giderseniz, buna al›fl›yorsunuz. Ben flu anda "bireysel geliflim uzman›" s›fat›yla görev yap›yorum. Ama AKUT beni arad›¤› zaman malzemelerimi bir an önce haz›rlay›p yola ç›kmak için haz›rlan›yorum. ‹ran


kariyerden kaç›fl

depremi oldu¤unda, ben iflimden eve gidiyordum. Telefon geldi. "Gider misin?" dediler. Ben de "Giderim." dedim. O gün akflam eve gidip annemin tarhana çorbas›n› içecekken kendimi Lut Çölü'nde buldum. Arama-kurtarma ifli, serüven ve macerayla dolu bir ifl asl›nda… Keyifli yanlar› da oluyor mu? ‹nan›lmaz nefleli anlar da yafl›yorsunuz. Bir Japon kurtarmac›, bir ‹ngiliz kurtarmac›, bir Yunanistanl› kurtarmac› ile dost olup ayn› enkazda omuz omuza çal›fl›yorsunuz. Irk, din, dil, ideoloji ayr›m› olmuyor. Bunu herkes yakalayamaz. Kurtarma operasyonlar›nda herkes bir anda "kardefl" oluyor. Ve kurtar›lan bir kifli, herkesin eseri oluyor. Böylesine bir dostlu¤a dünyan›n neresinde rastlanabilir? Enkazdan bir cenaze ç›kard›¤›n›z zaman ne hissediyorsunuz? Bu durum çok s›k bafl›m›za geliyor. Bazen enkazdan onlarca cenaze ç›kartt›¤›m›z oluyor. Biz modern ça¤›n insan› olarak çok fazla ölümle yüzleflmiyoruz. Bu yüzden, bize çok yak›n bir kavram de¤il. Ne zamanki so¤uk bir beden görüyorsunuz, bu dünyan›n gelip geçici oldu¤unu bir kez daha anl›yorsunuz. Arama-kurtarma çal›flmalar›n› bireysel geliflim yaklafl›m›yla birlefltirerek bir kitap yazmaya nas›l karar verdiniz? Benim gelifltirdi¤im bireysel geliflim yaklafl›m›, ABD'den veya Avrupa'dan sat›n ald›¤›m›z de¤il, Türkiye'de do¤an bir yaklafl›m. Ayr›ca, bir özelli¤i de, do¤ufl yerinin enkazlar olmas›. Ben bir insan›n dibe vurmas›n› ve her fleyini kaybetmesini çok iyi biliyorum. O insanlar›n nas›l ayakta kald›klar›n› gördüm. Ve bunun s›rr›n› araflt›rd›m. Hiçbir bireysel geliflim kitab› bana bu s›rr› veremedi. Çünkü hiçbiri bu ortamlar içinde do¤mam›flt›. "Bireysel geliflim" dedi¤imiz fley, bir insan›n yaflayabilece¤i en zor ortamlarda filizlenirse, rahat or-

tamlarda da ifle yarar, zor ortamlarda da… Bir bayan doktor arama kurtarmac› arkadafl›m vard›. Bir enkazda kendi abisinin cenazesini ç›kart›yor. Ama bu y›k›ma ra¤men, orada kal›p kazazede aramaya devam etmifl. Yani y›k›lmam›fl bu olaydan. Ben bu cesareti ve so¤ukkanl›l›¤› veren fleyin ne olabilece¤ini araflt›rd›m. Bir trafik kazas›nda yaralanan bir k›za minibüs çarpm›flt›. ‹lk kez birine müdahale edecektim. Ben ilkyard›m müdahalesi yaparken ellerimin endifle ve korkudan titredi¤ini fark ettim. O doktor arkadafl›m, beni gördü ve benim ellerimden tutarak gülümsedi. ‹flte ben bu gülümsemenin ard›ndaki gücü ö¤renmek istedim.

“…insan›n›n çökmesi ise manevi ve ruhsal eksiklikten kaynaklan›yor.’’ Ne yapt›n›z peki ö¤renmek için? Ben insanlar› da "binalar" gibi düflünüyorum. Bir binan›n çökmesinin nedeni mühendislik hatalar›ndan, malzeme çal›nmas›ndan vs. kaynaklan›r. Bir insan›n›n çökmesi ise ma-

Ameliyattan ç›kan hastalar› bahçedeki büyük bir a¤ac›n alt›nda topra¤›n üzerine yat›rmak zorunda kal›yorduk. Çünkü içeride hiç yer yoktu. Ülke o kadar yoksulluk içerisindeydi ki, hastalar›n serumlar› a¤açlara ba¤lanm›flt›.

Genç Kariyer / 2009

41


kariyerden kaç›fl

nevi ve ruhsal eksiklikten kaynaklan›yor. Bir baflka deyiflle, insan yetifltirirken de insan malzemesinden çal›n›yor. Bir binay› y›kan fley deprem olabiliyor. Bir insan› y›kan fley ise depresyon olabiliyor. "Depression"(depresyon) ‹ngilizcede "sars›nt›" anlam›nda kullan›l›r. Bir insan›n zay›f ve küçük bir depresyon sonras› y›k›lmas›n›n nedeni, altyap›s›n›n zay›f olmas›d›r. Ama altyap›s› sa¤lam olanlar t›pk› güçlü binalar gibi atlat›yorlar böyle sars›nt›lar›... Hepimiz zaman zaman enkaza dönüflmüyor muyuz? Bir arama-kurtarmac› olarak kendi içimde çok y›k›nt›lar yaflad›m. Nas›l bir binada canl› bulmak için çeflitli teknikler kullanarak hayat üçgenlerini keflfetmeye çal›fl›yorsak, kendi içimizdeki hayat üçgenlerini de "bireysel geliflim teknikleri" ile keflfetmemiz laz›m. Bir arama-kurtarmac› bunun için hangi teknikleri ve ekipmanlar› kullan›yorsa, biz de kendi içimizdeki enkaza karfl› böyle teknikler ve ekipmanlar kullanmal›y›z. ‹nsanlar, bu anlamda bir müfrezedir. Bunu baflaracak her türlü araç gereç ve teknolojiye sahibiz. Ama nas›l kullanmam›z gerekti¤ini bilmiyoruz. Ben, enkazlar içinde edindi¤im deneyimleri sistematize ederek böyle bir bireysel geliflim yaklafl›m› oluflturdum. Bu yaklafl›m›n ne faydas› olacak? Okuyucu, kendi iç dünyas›n› de¤ifltirmek istiyor olabilir. ‹ç binas›n› restore etmek veya y›k›p bafltan infla etmek isteyebilir. Veya d›fl dünyas›nda baz› önlemler al›r. Meselâ; soruyorum, kaç›m›z›n evinde yang›n söndürme tüpü var? Kaç›m›z evimizde bir deprem çantas› haz›rlad›k ya da ilkyard›m çantas›na sahibiz? ‹flte, bu sorular› sormaya bafllad›¤›m›z zaman vicdan›m›z bize do¤ru cevab› verecektir.

42

Genç Kariyer / 2009

“Afrika’da serum a¤açlar› gördük” Afrika'daki insani yard›m ziyaretinde nas›l bir manzarayla karfl›laflt›n›z? Nijer'de "Tesau" denilen, flehirden çok uzaktaki k›rsal bir bölgede görev yapt›m. Oraya Baflbakanl›¤›n destekledi¤i bir gönüllü organizasyonla birlikte gittik. Amac›m›z, oradaki hekimlere yard›m etmek ve su kuyular› açarak yoksul insanlara geçimlerini sa¤lamalar› için hayvan da¤›tmakt›. Ne tür faaliyetlerde bulundunuz? Ameliyattan ç›kan hastalar› bahçedeki büyük bir a¤ac›n alt›nda topra¤›n üzerine yat›rmak zorunda kal›yorduk. Çünkü içeride hiç yer yoktu. Ülke o kadar yoksulluk içerisindeydi ki, hastalar›n serumlar› a¤açlara ba¤lanm›flt›. Bir süre sonra bu a¤açlar, bizim Anadolu'daki çaput ba¤lanan dilek a¤açlar›na benzemeye bafllad›. Bir tek farkla: O a¤açlarda as›l› olanlar çaput de¤il, serumdu. Her gün en az 5-6 sefer elektrikler kesiliyordu. Ben oradayken de elektrikler kesildi. Hastane zifiri bir karanl›kta kald›. Ve içeriden 盤l›k sesleri duyulmaya baflland›. Çünkü o s›rada bir sezeryan ameliyat› yap›l›yordu. Elektrikler gitti¤inde de bütün operasyonlar durdu. Ben, kafamdaki kask›mda her zaman bir adet lamba tafl›r›m. Hemen ameliyathaneye do¤ru kofltum. Lambam› yakt›m ve "Geliyorum." diye ba¤›rd›m. Bizim Türk doktorlar› ameliyattayd›. Nijerliler aç›ld›lar ve aralar›ndan koflarak geçtim. Ameliyathaneye girdim ve ›fl›¤›mla doktorlar›n ameliyat› bitirmesine yard›m ettim. ‹kiz çocuklar do¤du. E¤er benim kafamdaki lamba olmasayd›, belki de do¤um yapan kad›n› kaybetmifltik.



teknolojik oyuncaklar

Aybike Dönmez Sosyoloji Bölümü 3. S›n›f anjelic05@hotmail.com

Msn Benim Meselem MSN hayat›m›za girdi¤inden beri de¤erli vaktimizi saatlerce bilgisayar›n bafl›nda geçirir olduk. MSN, bizi sosyal hayattan koparan sinsi bir y›lan gibi iflbafl›nda. Duygular! Duygular olmasayd› acaba benim ad›m insan olur muydu? ‹nsan› insan yapan duygular›n bütünüdür. K›zg›nl›k, sevinç, depresyon umutsuzluk ve umut… Biz bunlar›n her birini içimizde bar›nd›r›yoruz. Etten ve kemikten daha somut gelir duygular bana. Elle tutulmaz gözle görülmez zannetmeyin onlar›. ‹nsan›n yüre¤i, onu anlayan bir yüre¤e dokundu¤u an, soyut sözcü¤ü anlam›n› yitirir. Duygular›n insanlar› bu kadar etkiledi¤i bir yaflamda, insan› duygusal olarak etkileyecek olaylar, insan yaflam›n› da do¤rudan etkiler. Özellikle biz, millet olarak duygular›m›z› coflkuyla yaflayan, hareketlerimizin merkezine duygular›m›z› oturtmufl insanlar›z. Belki de bu yüzden arkadafll›k iflten, güçten bile önce gelir. Avrupa insan›na bir bak›n, Avrupa’ya bir gidin. Kendinizi bir maskeli baloda gibi hissedersiniz. Ya sürekli a¤›zlar› kulaklar›ndad›r ya da hep somurturlar. Yaln›zca kendileri için yaflarlar ve bu yaflam tarz›n› hayat felsefesi hâline getirirler. Ben onlar› robota benzetmekten kendimi alamam. Robot da yürür, konuflur, görevlerini yerine getirir; ama a¤lamay› bilmez. A¤lamaz, çünkü a¤larsa motorlar› paslan›r ve bir daha çal›flmaz. Avrupal›y›, Amerikal›y› bir yana b›rak, bize gel, der gibisiniz. Ben de tam kap›n›z› çalmak üzereyim. Arkadafllar, hayat›m›z›n provas› yoktur. A¤lamay›, gülmeyi planlara bölüp haftalara ay›ramay›z. Bir küçük tebessümle bir dünya turu yapabiliriz.

“…insanlar› okumak kitaplar› okumaktan daha büyük gayret ve yetenek iflidir.’’ fiimdi gelelim as›l meseleye, birço¤umuzu ba¤›ml›s› hâline getiren anl›k ileti program› Messenger denilen bilgisayar program›na. MSN hayat›m›za girdi¤inden beri de¤erli vaktimizi saatlerce bilgisayar›n bafl›nda geçirir olduk. MSN, bizi sosyal hayattan koparan sinsi bir y›-

44

Genç Kariyer / 2009

lan gibi iflbafl›nda. En ufak bir bunal›mda gözlerini bize diker ve bizi kendine çeker. Bu bilgisayar program› ile ona buna dert yanar, s›k›nt›lar›m›z›n hafifleyece¤ini düflünerek ondan medet umar›z. Hâlbuki MSN, bizim elektri¤imizi karfl›ya aktarmam›z› güçlefltiren ve bunu lây›k›yla baflaran teknolojik bir hiledir. ‹nsanlara yabanc›laflmam›za sebep olur. Unutmamal›y›z ki; insanlar› okumak, kitaplar› okumaktan daha büyük gayret ve yetenek iflidir. MSN arac›l›¤›yla bunu baflarman›n imkâns›z olaca¤›n› göz ard› etmek, delilik olsa gerek. Yanl›fl anlafl›lmalara sebep olmak için bulunmaz bir araçt›r MSN. Onun yüzünden arkadafllar›yla aras› bozulan o kadar çok insan var ki… Göz göze de¤meden, ses tonundan mahrum kalarak bir duygu karfl›ya nas›l aktar›labilir, hâlâ anlam›fl de¤ilim! Size bir öneri; MSN bafl›nda size yak›nan, muhabbet etmeye çal›flan insanlar› protesto edin. MSN’i sadece ifl için kullan›n. ‘Az anlamak, ters anlamaktan daha iyidir.’ mant›¤›yla hareket edersek, söylemek istedi¤imi daha iyi anlatm›fl olaca¤›ma inan›yorum. Bizler korkak insanlar m›y›z? MSN, korkakl›¤›n bir simgesi de¤ilse peki ya ne? Ha yüzüne maske tak›p konuflmuflsun, ha MSN’de konuflmuflsun fark eden nedir, bunu anlamal›y›z önce. Kimileri dudak ucuyla, kimileri a¤z›yla, kimileri gözleriyle, baz›s› MSN ile baz›lar› da yüre¤iyle konuflur. Gözleri ve yüre¤iyle konuflanlar› dinleyin. Sözü fazla uzatarak sizleri s›kmak istemiyorum. Uzun laf›n k›sas›, MSN program›n› bir al›flkanl›k hâline getirmeyin. Unutmay›n ki, al›flkanl›klar›n›z› aflmay› göze almazsan›z, al›flkanl›klar›n›z sizi esir alabilir…


post it

Kürflad Durmufl Altayl› Matematik 1. S›n›f • kralkursad@hotmail.com

Deneyimsizim, Üniversite Mezunuyum, Müdür Olamaz M›y›m? Günümüzde, üniversite mezunu olup da mesle¤ini icra etmeyen birçok genç var. Bunun en büyük nedenlerinden biri, flahs›n› kendi mesle¤inde gelifltirememifl olmas›, bir di¤eri ise hayat tecrübesinin olmamas›. Ey gençlik! Soruyorum size; güzel bir yaflam için üniversite mezunu olmak yeterli mi? San›yor musunuz ki her üniversite mezunu kendisini, tam olarak hayata haz›rlam›fl, kendi ayaklar› üzerinde durabilecek bir fert olarak görebiliyor? Sizce, her kültürlü insan kesin üniversite mezunu mudur? Tabii ki hay›r… Günümüzde, üniversite mezunu olup da mesle¤ini icra etmeyen birçok genç var. Bunun en büyük nedenlerinden biri, flahs›n› kendi mesle¤inde gelifltirememifl olmas›, bir di¤eri ise hayat tecrübesinin olmamas›. Hayat tecrübesi, insana do¤ufltan verilmez. ‹nsano¤lu yaflad›kça, ezildikçe, zorland›kça, en önemlisi de, emek harcad›kça tecrübe kazanabilir. Böylece, kendi ayaklar› üzerinde durmas›n› bilir, hayattaki zorluklara karfl› meydan okumas›n› bilir. Her gencin hedefi, güzel bir ifl bularak mükemmel bir hayata sahip olmakt›r ve bunun tek yolunun üniversite okuyarak elde edilebilece¤ini düflünürler. Bu düflüncenin gerçek anlamda do¤ru olabilmesi için üniversite gençli¤i, üniversite s›ralar›nda kendisine çeflitli f›rsatlar› en iyi flekilde de¤erlendirerek, di¤er konularda da yeterli bir düzeyde bilgi sahibi olmakla mümkün olabilece¤ini bilmelidir. K›sacas› üniversiteyi iyi de¤erlendirmeli, deneyim kazanmal›d›rlar. Aksi takdirde kendini hayata haz›rlayan üniversite mezunu olamayan kiflilerden hiçbir farklar› kalmaz. Hatta onlardan daha deneyimsiz halde bile bulunabilirler. Uzmanlar, ifle girifl aflamas›nda önyarg›lar›na tak›lmayan lise mezunlar›n›n, birikimlerini gelifltirdikleri takdirde yükselebilecekleri görüflünde birlefliyor. Art›k günümüzde diploman›n yerini deneyimin ald›¤›n› Tofafl-Türk Otomobil Fabrikas› ‹nsan Kaynaklar› ve Organi-

zasyon Gelifltirme Müdürü Erhan Sessizo¤lu flöyle aç›kl›yor: “fiirketler, eleman seçiminde genellikle somut verilerden yola ç›karak hareket ediyor. fiirketlerin yetkinlik bazl› de¤erlendirme becerileri gelifltikçe, çal›flanlar›n› ö¤renim düzeyleri ile de¤il, sahip olduklar› yetkinliklere göre de¤erlendirerek ifle al›m ve terfi karar› alabiliyor.” diyor. Bir di¤er örnek de HP Türkiye ‹nsan Kaynaklar› Müdürü ve Hukuk Dan›flman› Adnan ERDO⁄MUfi’tan. “Üniversite mezunu olmayan, biliflim teknolojilerine ilgili, üniversitede olmasa da birtak›m sertifikasyonlar, e¤itimler ald›ktan sonra bu sahada kendini gelifltirmifl, uzmanlaflm›fl çal›flanlar ve yöneticiler de var.” diyor. Yukar›daki örneklerde hareketle -lise mezunu dahi olsa- kendisini gelifltirmifl birinin, alan›nda uzmanlaflmam›fl bir üniversite mezununa tercih edilmesi için yeterli sebep olaca¤›n› söyleyebiliriz. Günümüzde, düflüncelerinden dolay› üniversite mezunu olman›n çok büyük bir marifet oldu¤unun herkes fark›nda. Peki, üniversitede okuyan bizler, sa¤lanan imkânlar› yeterince de¤erlendirdi¤imizi söyleyebilir miyiz? Eeee, art›k bunun cevab›n› da siz verin… Son olarak flunu söylemek isterim: “Orkestray› yönetmek isteyen, s›rt›n› kalabal›¤a dönmelidir.” Yani, birilerinin düflüncesinden dolay› hayat›m›z› flekillendirmemeliyiz. ‹fl hayat›nda baflar›l› olmak için sadece üniversite mezunu olman›n yeterli olmad›¤›n› -ne yaz›k ki istihdam aç›s›ndan üniversite mezunlar›n› tercih eden bir ülkede yafl›yor olsak da- ço¤u büyük firmalarda, kendini gelifltirmifl, kan›tlam›fl, baflar›l› olmufl, önemli yöneticilik pozisyonlar›na yükselmifl lise mezunu çal›flanlar›n oldu¤unu bilmemiz “Deneyimsizim, üniversite mezunuyum, müdür olamaz m›y›m?” sorusunun cevab›n› bulmam›za yard›mc› olacakt›r. Genç Kariyer / 2009

45


gençlik çal›flmalar›

Fatih Aç›k Kamu Yönetimi 4. S›n›f

Genç MÜS‹AD Dergimizi takip eden gençler aras›nda ifl dünyas› ile genç yafllarda içli d›fll› olmak isteyenlere, giriflimde bulunmak için Genç MÜS‹AD gibi bir oluflum kendilerine ufuk kazand›rabilir.

Genç MÜS‹AD; gelece¤in ifladamlar›n› ve MÜS‹AD (Müstakil Sanayici ve ‹fladamlar› Derne¤i) yöneticilerini yetifltirmek, onlar› ifl hayat›na haz›rlamak, sahip oldu¤u tecrübe ve de¤erleri gençlerle paylaflmak amac›yla MÜS‹AD Yönetim Kurulu taraf›ndan 2002 y›l›nda kuruldu. MÜS‹AD bünyesinde genç, idealist ve kararl› bir grup taraf›ndan büyük bir heyecanla çal›flmalar›na bafllayan Genç MÜS‹AD, h›zla ülkemize yay›lmakta ve bugün 2000’e yak›n üyesiyle Türkiye çap›nda faaliyetlerini sürdürmektedir. MÜS‹AD Yönetim Kuruluna ba¤l› olarak faaliyetlerini sürdüren Gençlik Kurulu, çal›flmalar›n›; bünyesinde oluflturdu¤u, Teflkilâtlanma, Sektör Kurullar›, E¤itim ve Sosyal Faaliyetler, ‹letiflim, Projeler, D›fl ‹liflkiler, Üniversiteler ve Kurumsal ‹liflkiler birimleriyle de çal›flmalar›n› yürütmektedir. Genç MÜS‹AD, iflbirli¤inin yan› s›ra güç ve gönül birli¤ini de gerçeklefltirmek düflüncesiyle yola ç›kan, toplumun kültür de¤erlerine ve ticaret ahlâk›na ba¤l›, ça¤›n gerektirdi¤i giriflimci ruha sahip, ilkelerinden taviz vermeden geliflmeyi

46

Genç Kariyer / 2009

hedefleyen, ifladam› ya da yönetici olma istidad› tafl›yan, mesleki birikim ve ça¤dafl donan›ma sahip gençlerin oluflturdu¤u bir çal›flma platformudur.

K‹MLER ÜYE OLAB‹L‹R? - 18 ile 29 yafl aras›nda - Genç giriflimci-yönetici kabiliyetine sahip - Güzel ahlâk sahibi; toplum de¤erlerine sayg›l› ve yenili¤e aç›k - Derne¤imizin kurulufl gayesini, tüzük ve de¤erlerini benimsemifl ve kabul etmifl - En az bir Genç MÜS‹AD üyesi ile birlikte, bir veya iki MÜS‹AD üyesinin referans›n› alan - Üyelik için dernek taraf›ndan belirlenecek y›ll›k aidat miktar›n› ödemifl olan T.C. vatandafllar› derne¤imize üye olabilir.


Esra Bürge dusuntasin@dusuntasin.net

gençlik çal›flmalar›

S›rad›fl› Bir Kulüp ‘Düflün Tafl›n Kulübü’

www.dusuntasin.net

Düflün Tafl›n Kulübü, bir elin parmaklar›n› geçmeyecek say›da insan›n bir araya gelerek oluflturdu¤u, hayalleri ve yapmak istedikleri cüsselerini aflan bir gençlik toplulu¤udur. Bir atasözü vard›r: “Bir y›l sonras›n› düflünüyorsan›z bu¤day ekin, on y›l sonras›n› düflünüyorsan›z a¤aç dikin, yüz y›l sonras›n› düflünüyorsan›z insan yetifltirin.” ‹flte, bu atasözümüz do¤rultusunda hem günümüz konjonktürüne uygun bir flekilde yetiflmek hem de yapm›fl oldu¤u faaliyetlerle sadece kendisine de¤il, çevresindeki insanlara da faydal› olmaya çal›flan bir düflünce toplulu¤udur. ‘Güç, art›k düflünen ve tafl›nanlar›n elinde!’ diyerek yola ç›kan kulübün beyni ile bafll›yor macera… Y›l 2007… Kitap okumak ve bu hazz› baflkalar›na tatt›rmak düflüncesiyle ifle bafllayan kulübün beyni, 12 hafta süren S›rad›fl› Yaflam Becerileri seminer program›nda kendisi gibi s›rad›fl› olan kiflileri keflfeder ve DÜfiÜN TAfiIN KULÜBÜ kurulur. Sadece 9 kifli olan bu grup, art›k düflünüp tafl›nmak için yola ç›km›flt›r. Di¤er kulüplerden ve faaliyetlerden farkl› ifller yapmaya niyet eden bu grup, hiçbir iflini bafltansavma yapmaz. Okuduklar› kitaplar, gittikleri yerler, yapt›klar› projeler hep ak›l almaz ifller olmufltur. S›rad›fl› Yaflam Becerileri seminerleri mezunu olmak, Düflün Tafl›n Kulübü üyesi olmak için olmazsa olmazlardand›r. Bu kulüpteki görev paylafl›m›, bildi¤imiz flirket ya da dernek yap›lanmalar›ndan biraz farkl›. Her bir üye, bir vücudun organlar› gibi görevlendirilmifl. Beyin, kalbi bulur önce hayat bulmak için, daha sonra ise bir bütün olmak için kulaklar, dil, a¤›z, burun, parmaklar ve akci¤erler gelir. Bu ekip, yaklafl›k 2 y›ld›r faaliyetlerine devam etmekte. Kulübün en önemli projesi, her hafta bir kitap bitirmektir. Okuduklar› kitaplar› 360 saniyede di¤er üyelere anlatarak o haftaki okuma görevlerini tamamlam›fl olurlar ve bir baflka kitaba bafllarlar. Düflündükten sonra tafl›nmaya karar veren üyeler, okuduklar› ve okunan kitaplar› toplayarak di¤er illere göndermeye bafllarlar. 9 üye 1200 kitap toplayarak ilk ad›m› att›ktan sonra, kitaba hasret elleri kitaplarla buluflturur. ‘Her ay bir il’ slogan›yla devam eden bu projenin ilk aya¤› Diyarbak›r olmufl. Diyarbak›r’dan son-

ra K›rklareli’nde bir köy okulu için harekete geçen Kulüp, son olarak fianl›urfa’ya uzan›r. ‘Kitap Kumbaras›’ projesi kapsam›nda yap›lan bu kitap yard›m›, medyada birçok gazeteye ve internet sitesine haber oldu. Sadece 3 ille s›n›rl› kalmayan bu kampanya, önümüzdeki aylarda www.dusuntasin.net internet adresi arac›l›¤›yla kitap talebinde bulunan okullara da kitap ulaflt›r›lacak. Projenin bir di¤er aflamas› ise “Kitap Okuma Günleri’dir’’. Düflün Tafl›n ekibi, ‹stanbul’un belli bölgelerinde kitapseverlerle buluflarak kitap okuma etkinlikleri gerçeklefltiriyor. “Benimle kitap okur musun?” slogan›yla bafllayan proje, flu an gayet baflar›l› bir flekilde devam ediyor. Bu faaliyetten etkilenen bas›n camias›ndan önemli bir gazete, bu konu hakk›nda DÜfiÜN TAfiIN KULÜBÜ için tam bir sayfa ay›rm›flt›r. www.benimlekitapokurmusun.com adresli bir siteyi aktif hâle getirecek olan üyeler, Türkiye’nin en büyük kat›l›ml› kitap okuma kampanyas› çal›flmalar›na tam gaz devam ediyor. Buradaki amaç, gençler aras›nda kitap okuma oran›n› art›rmak.

Kitap Kumbaras› Kitap Kumbaras›, 4 projeden meydana gelmektedir. ‹lki daha önce de bahsedildi¤i gibi kitaps›z illere kitap ulaflt›rmakt›r. Di¤eri ise ‹stanbul’un belli bölgelerinde kitap okumak isteyenlerle birlikte kitap okunmas› ve özetinin anlat›lmas›d›r. Üçüncü proje, kitap okumaman›n gençlerde meydana getirdi¤i sessiz 盤l›¤› bir protesto olarak dile getirmek için haz›rlanan 50 tasar›mdan oluflan ‘Hayat Kitap Sayfalar›nda Gizlidir.’ adl› sergidir. ‹stanbul’un belli bölgelerinde gerçeklefltirilecek olan bu sergi için birçok sanat galerisi ile görüflmeye baflland›. Son proje ise endüstriyel bir tasar›m olan ‘Kitap Kumbaras›’d›r. Birçok flirketle görüflen ekip, en k›sa zamanda projeyi kamuoyuna duyurarak gençlerin sadece televizyon ve internetle u¤raflan insanlar olmad›klar›n› herkese göstermeyi amaçlamaktad›r. Ayr›nt›l› bilgi: http://www.dusuntasin.net

Genç Kariyer / 2009

47


Kariyer Planlama Merkezi

Nurhayat Y›ld›z Kariyer Dan›flman› nyildiz@fatih.edu.tr

Fakülte Günleri

‹ddial› Girifl Yapt›

Kariyer Kulübü’nün düzenledi¤i, bu y›l ilki gerçeklefltirilen, Fatih Üniversitesi geleneksel programlar› aras›nda olmaya aday, Fakülte Günleri organizasyonu 02–20 Mart 2009 tarihleri aras›nda ismiyle müsemma olarak üniversitemizin tüm fakültelerine hitap edecek flekilde büyük bir organizasyonla yap›ld›. Ö¤rencilerin kariyerlerine farkl› bir renk katabilmelerini ve mesleki yaflamlar› için atacaklar› ad›mlarda, onlara yol gösteren olmay› amaçlayan organizasyon; üç haftaya yay›lan, her haftas› bir fakülteye ayr›lan seminer, konferans ve paneller ile gerçekleflti. T.C. Merkez Bankas› Banka Meclisi Üyesi Prof.Dr. Necdet fiensoy ve T.C. Merkez Bankas› Baflkan Yard›mc›s› Dr. ‹brahim Turhan, Beylikdüzü Kaymakam› Yusuf Odabafl, Türkiye Finans Kurumu ‹nsan Kaynaklar› Müdürü Dr.‹rfan Kurt, Zaman Gazetesi Kültür-Sanat Editörü Ali Çolak, Enerji A.fi.

48

Genç Kariyer / 2009

Ayd›nlatma fiefi ‹smail Ad›y›l, alan›nda söz sahibi firmalar›n sahipleri, de¤erli hocalar›m›z Prof.Dr. Ömer Çaha, Doç. Dr. Berdal Aral ve Prof.Dr.Osman Özsoy ve Fatih’li olman›n gururunu, onlar› çok güzel mevkilerde görerek bir kez daha hissetti¤imiz, bizimle kariyer serüvenlerini paylaflan çok de¤erli mezunlar›m›z konuklar›m›z aras›ndayd›lar. Bu birbirinden de¤erli konuklar› a¤›rlamak Kariyer Kulübü için büyük bir onurdu. ‹lgiyle programlar› takip eden ö¤renci arkadafllar›m›z için ise çok faydal› bir organizasyon oldu. Her y›l geliflerek devam eden ve Fatih Üniversitesi’nin vazgeçilmezleri aras›nda olmas›n› umdu¤umuz organizasyon ile ilgili düflüncelerinizi kariyerkulubu@fatih.edu.tr adresine gönderebilir ve kulüp yetkilileri ile paylaflabilirsiniz.


Kariyer Planlama Merkezi

Genรง Kariyer / 2009

49


meslek seçimi

Mücahit Baflaran Kariyer Dan›flman› mucahitbasaran@fatih.edu.tr

KAR‹YER PLANLAMA YOLUNDA

MESLEK SEÇ‹M‹ meslek seçimi?” sorusu olufltuysa yaz›m›za ‹fi nedir? MESLEK nedir? Sorular›na cevap arayarak devam edelim. ‹fi NED‹R? ‹fl; bir üretim ve hizmette bulunmay› gerektiren görevleri yerine getirmek üzere belirli becerilen kullan›ld›¤› ve karfl›l›¤›nda para kazan›lan etkinlik. MESLEK NED‹R? Meslek; insanlara yararl› mal ve hizmet üretmek ve karfl›l›¤›nda para kazanmak için yap›lan, belli bir e¤itimle kazan›lan sistemli bilgi ve becerilere dayal›, kurallar› toplumca belirlenmifl etkinlikler bütünüdür. Farkl› kaynaklarda çok farkl› tan›mlar bulabilece¤imiz ifl ve meslek terimlerini genel olarak bu flekilde tan›mlayabiliriz. Tan›mlara bakarak ta ikisi aras›ndaki benzerlik ve farkl›l›klar› görebilmemiz mümkün.

Günümüz dünyas›nda en büyük s›k›nt›lar›m›zdan birinin iflsizlik problemi oldu¤unu bilmeyenimiz yoktur. ‹flsizli¤e sebep olan ana etken dünyay› saran küresel kriz faktörü oldu¤u söylense de, as›l etkenin vas›fl› eleman s›k›nt›s› ve mesleksiz gençler oldu¤unu düflünüyorum. E¤itim sistemimizin de maalesef bir sonucu olarak gençler bir meslek ve vas›f edinmelerinden ziyade diploma alma ve sadece bir “ka¤›t parças›” elde etme hedefine odaklanmaktad›rlar. Tabi bunlar› dile getirirken de çok gayretli, giriflimci ve idealist gençlerimizi de unutmamam›z gerekiyor. Azda olsa güzel ülkemizde her türlü zorluklara ra¤men baflarma potansiyeli olan gençlerimiz mevcuttur. Meslek edinmek kendi dal›nda vas›f kazanmakla efl anlaml›d›r. “Her ifli yapar›m abi” demek tam olarak bir ifle kendini verememifl, o iflte birikim, tecrübe ve bilgi kazanamam›fl ve sonuç olarak ta o iflte vas›fs›z kalm›fl demektir. Sizler de takdir edersiniz ki bu gibi kifliler mesle¤ini hala seçememifl ya da tam olarak hangi iflten bafllayaca¤›na karar verememifl demektir. Bunlar› dile getirerek beynimizde “nas›l olacak peki bu

50

Genç Kariyer / 2009

ALAN SEÇ‹YORUM / MEZUN OLUYORUM Burada flu sorulara verece¤imiz cevaplar çok önem arz etmektedir. “Seçti¤im alan ya da mezun oldu¤um bölüm benim mesle¤im midir ?” “Mezun olur olmaz piyasada alan›mla ya da bölümümle direkt örtüflen bir ifl bulmam mümkün mü?”


meslek seçimi

1. YETENEKLER ‹stidat, bize do¤ufltan gelen yarat›l›fl›m›zda f›tri olarak verilen kabiliyetlerdir. Yetenek ; bu kabiliyetlerimizin/istidatlar›m›z›n ö¤renilen hali ve gelifltirilmifl halidir. Zamanla geliflir ve yafl›m›z ilerledikçe de bir deneyim haline gelebilir. Her meslek dal›n›n da kendine özgü istedi¤i el-kol kullan›m›, dil kullan›m›, ses kabiliyeti , zeka düzeyi, parmak becerileri ve görsel derinlik gibi farkl› yetenek özellikleri vard›r. Bizlerde meslek seçerken, mesle¤in bizden isteyece¤i özelliklere uygun yetenekler var m›? Yoksa, bunlar› kazanmak mümkün mü? Güçlü yönlerimiz ve güçlendirmemiz gereken yönlerimiz nelerdir? Sorular›na cevap arayarak yolumuza devam edebiliriz. Bu konuda yetenek testleri yap›labilmekte ve dünya çap›nda da çal›flmalar devam etmektedir.

Baz›lar›m›z için evet baz›lar›m›z için hay›r olabilir cevaplar. Bundan dolay› bu yüzy›lda sadece bir bölümden mezun olmak ya da bir alandan diploma almak meslek sahibi oldu¤umuzu göstermemektedir. Art›k her bölüm kendi içinde çok farkl› uzmanl›k alanlar›na kaymakta ve piyasa da bizden çok ifli yapan de¤il bir ifli çok iyi yapan bir yetkinlik istemektedir. Örne¤in; üniversite de Psikoloji bölümünü bitiren bir ö¤rencinin mesle¤i nedir? Psikolog mu? Psikiyatrist mi? Psikoloji ö¤retmeni mi? Akademisyen mi? Fark etti¤iniz gibi psikoloji bölümünü bitiren çok farkl› ifl kollar›nda meslek sahibi olabilmekte ve unvan kazanabilmektedir. Ayn› örne¤i di¤er bölümler içinde s›ralamak mümkündür. Tüm bunlar› dile getirdikten sonra “meslek olarak neyi seçmeliyim o zaman?” sorusuna cevap arayabiliriz. MESLEK SEÇ‹M‹N‹ ETK‹LEYEN FAKTÖRLER Meslek seçimi hayat›m›z için bir o kadarda önemli bir ifltir. Kendi bafl›na bir ifl olan meslek seçimi flimdiki zamanlarda art›k “meslek seçimi uzman›” vs gibi adlarla da zikredilerek art›k meslek olma yoluna girmifl durumdad›r. Evlenirken efl seçimi kadar önemli hale gelen meslek seçimi tek bir cümleyle yada birkaç faktörle karar verilebilinecek bir süreç de¤ildir. Bu konuda çal›flm›fl olan uzmanlar›n ve kaynaklar›n bilgisine de baflvurdu¤umuzda meslek seçimimizi etkileyecek olan yada di¤er ifade ile meslek seçerken dikkat etmemiz gereken faktörleri 6 bafll›k alt›nda s›ralayabiliriz.

2. ‹LG‹LER Meslek seçimi yaparken dikkate almam›z gereken bir yönümüzde ilgilerimiz. Yeteneklerimiz nas›l ki çal›flma alanlar›m›zda bizi baflar›ya götüreceklerse ilgilerimiz de ayn› flekilde bizi baflar›ya götürecektir. ‹lgiler do¤ufltan gelebilece¤i gibi sonradanda aile ortam›nda, okul ortam›nda, arkadafll›k guruplar›m›zda, yaflad›¤›m›z sosyal çevrede ve inanç dünyam›zdan da esinlenerek geliflebilmektedir. Biz önce kendi ilgi alanlar›m›z› belirleyecek, sonra seçmek istedi¤imiz mesle¤in bizden isteyebilece¤i ilgi alanlar›n› araflt›raca¤›z. ‹lgimizi çeken, hoflumuza giden, yapt›¤›m›zda bizi mutlu eden ifller ilgi alan›m›za giren ifller demektir. Ya da ilgi alan›m›z› o mesle¤e nas›l yönlendirebiliriz bunun yollar›n› araflt›raca¤›z. Bu konuda da kendimize, piyasada mevcut olan ilgi testlerinden uygulayabiliriz. 3. DE⁄ERLER Yaflam amac›m›z›n temel tafllar›n› oluflturan de¤erlerimiz de meslek seçiminde dikkat etmemiz geren önemli bir faktördür. Benim için önemli olan para m›? Benim için statü daha m› önde? Yok yok benim için önemli olan sabit gelir ve garantili hayat m›? Asl›nda bunlar›n hiç biri benim için en önemli de¤il. Hayat›mda önem verdi¤im fley insanl›k, yard›mlaflma, insanlar› mutlu görme onlar için bir fleyler yapma m›? Bu sorular› ço¤altabiliriz. Tüm bu sorulara verece¤imiz cevap bizim yaflamdaki de¤erlerimizi anlamam›za vesile olacaklar. Di¤er yönüyle “Ben neden çal›fl›yorum, bu mesle¤i neden yapmak istiyorum?” sorusuna verece¤imiz cevapt›r de¤er. Her mesle¤in alt›nda yatan önemli toplumsal bir de¤er vard›r. ‹nsanlar bazen bu de¤ere karfl›l›k bulmak içinde bu meslekleri seçebilirler. Bizler de kendi de¤erlerimizi bulduktan sonra, onlarla örtüflen ve ya da yak›n de¤erler ifade eden meslekleri seçti¤imiz zaman kariyer planlama yolunda anlaml› ilerlememizi sa¤layaca¤›z. 4. HOB‹LER Hobi ne demektir hepimiz biliriz. Literatür anlam›n› bilmesek te kafam›zda bir cevab›m›z vard›r. Çünkü hobi istem d›fl›d›r ve kimsenin bizi zorlamadan yapt›¤›m›z faaliGenç Kariyer / 2009

51


meslek seçimi

mememiz gerekti¤idir. Amac›m›z tecrübe kazanm›fl oldu¤umuz ifllerin paralelinde meslekler seçmemiz, arkam›za tecrübemizi de alarak baflarma yüzdemizi art›rmam›z olmal›d›r.

yetlerdir. De¤erli bir eflya biriktirmek, top oynamak, kitap okumak, resim yapmak, müzeleri gezmek, kimsesizler yurdunda çocuklarla oyun oynamak vs. E¤er meslek yaflam›m›z da hobilerimizle örtüflebilirse ayn› flekilde hiç yorulmadan, flikayet etmeden, baflkalar›n›n zorlamas›na tabi tutulmadan bir ifl ç›kartm›fl oluruz. Tabiri di¤erle meslek hayat›m›z sadece bir e¤lenceden ibaret olur. 5. TECRÜBE VE DENEY‹MLER Meslek seçimi yaparken geçmifl deneyimlerimizi de göz ard› etmememiz gerekir. Çünkü bu zamana kadar yapt›¤›m›z ifller bizim için ciddi tecrübeler kazand›rm›fl olabilir. Yeni bir ifl için yeni bir deneyim risk oluflturaca¤›ndan dolay› kazan›m›m›z zay›flayabilir. Bu demek de¤ildir ki risk almayal›m yeni bir ifle kalk›flmayal›m. En iyi yapt›¤›m ifl en iyi bildi¤im ifltir düsturunca tecrübelerimizi de bir anda sil-

52

Genç Kariyer / 2009

6. A‹LE FAKTÖRÜ Meslek seçimimizi etkileyen önemli faktörlerdendir aile. Dikkat edecek olursak genelde anne babas› memur olan ailelerde çocuk ta memur oluyor. Baba akademisyen olan ailede çocukta genelde akademisyen oluyor. Zor flartlarda yetiflmifl bir ailedeki çocuklar da genelde bürokrat, kaymakam ya da hakim gibi devlet sektöründeki meslekleri seçiyor. ‹fl dünyas›nda yeri olan ailelerde büyüyen çocuklarda genelde ifl adam› oluyor. Tabi burada istisnalar olabilir. Fakat dikkat çekmeye çal›flt›¤›m mevzu meslek seçerken de ailemizin sosyal ve ekonomik seviyesini, kültür durumunu, bizden beklentilerini ve bize yüklemeyi düflündükleri sorumluluklar›m›z› da bilmemizdir. Bu bilgilerinde meslek seçimimizde faydal› olabilece¤ini düflünüyorum Sonuç olarak; meslek seçimi baflta da belirtti¤im gibi sadece bir faktöre bak›larak karar verebilece¤imiz bir süreç de¤ildir. Yukarda s›ralad›¤›z 6 faktörün d›fl›nda da bizleri ilgilendiren çok farkl› etmenlerde karfl›m›za ç›kabilir. Çünkü bu iflin bir formülü ya da reçetesi yoktur. Bireyin kendi fark›ndal›¤›na göre ve kendini ne kadar tan›yor olmas›na göre do¤ru orant›l› olarak isabet ettirebilece¤imiz bir süreçtir. Baz›lar›m›z için küçük yafllarda fark›na varabilece¤imiz bir durumken baz›lar›m›z içinse 25, 30 belki 40 yafl›nda fark›na varaca¤›m›z bir durum olacakt›r. Bundan dolay› as›l yapmak istedi¤imiz mesle¤i fark edene kadar pes etmemeliyiz ve devaml› yeni fleyler keflfetmeye çal›flmal›y›z. Bunun bir süreç oldu¤unu ve kiflisel kariyer planlamam›z› yaparken de üzerinde hassasiyetle durmam›z gereken önemli bir etken oldu¤unu unutmayal›m.



Kariyer Planlama Merkezi

Nurhayat Y›ld›z Kariyer Dan›flman› nyildiz@fatih.edu.tr

9. KAR‹YER GÜNLER‹

Fatih Üniversitesi Kariyer Planlama Merkezi olarak düzenledi¤imiz 9.Kariyer Günleri Karizma Show basketbol gösteri grubunun gösterisi ile 23 Mart Pazartesi günü bafllad›.Üniversite bünyesinde geleneksel hale gelen Kariyer Günleri’nin bu sene dokuzuncusu organize ediliyor. 23 Mart–3 Nisan 2009 tarihleri aras›nda 10 gün sürecek organizasyonda ö¤rencilerin kariyer bilincini artt›rmaya yönelik farkl› aktiviteler yer alacak.

54

Genç Kariyer / 2009

‹DO Genel Müdürü Yard. Doc. Dr. Ahmet Paksoy’un ‘’‹DO’’ Bir Baflar› Öyküsü seminerinden,T.C. Merkez Bankas› ‹nsan Kaynaklar› Genel Müdürlü¤ü’nün Merkez Bankas›’nda kariyer olanaklar› seminerine kadar birçok farkl› konuda seminerlerin verildi¤i organizasyon KAR‹ZMASHOW (www.karizmashow.com) grubunun basketbol gösterisi ile bafllad›.


genel baslโ บk

Genรง Kariyer / 2009

55


gençlik çal›flmalar›

Fatih Zübeyr Çavufl

www. basarili gencler .com Kitaplaflt›rma projesinin web yay›n› olan basariligencler.com, alan›nda baflar›l› gençlerle yap›lan röportajlar›n yer ald›¤› bir platform. Baflar›l› gençlerle yap›lan röportajlarla, onlar›n yak›ndan tan›nmas›n› amaçlayan proje, flu ana kadar yay›nlanm›fl 30 röportaj ile okurlar›n›n motivasyonunu art›rmaya çal›fl›yor. Bununla birlikte, köfle yaz›lar›n›n yay›nland›¤› ‘Genç Köfle’ ile, gençlerin baflar›l› çal›flmalar›na rehberlik ediyor. Baflariligencler.com portal›nda genç kalemlerin köfle yaz›lar›n›n yer almas› da web sitesinin interaktif etkinli¤ini art›r›yor. Böylece okurun, söz konusu meseleye dâhil olmas› amaçlanm›fl. Kuruculu¤unu ve editörlü¤ünü ‹brahim Eryi¤it’in üstlendi¤i basariligencler.com, “bir kitap projesi” slogan›yla ç›km›fl yola. Yak›nda kitap haz›rl›¤›n›n yap›laca¤›n› ö¤rendi¤imiz bu projede, Türkiye’de bir ilki gerçeklefltirmeye ramak kal›nd›¤›n› da belirtelim. Baflar›l› Gençler, medyada geniflçe yer almas›n›n yan› s›ra, tüm okurlar›n›n takdirini kazanmas›n› bilmifl bir proje. E-posta ve Facebook grubu üye say›s›n›n 5 bin civar›nda oldu¤unu ve günlük tekil kiflilerle bu say›n›n katlanmas›, ilginin üst düzeyde oldu¤unu gösteriyor. Bu sosyal projenin salt web yay›n›yla sürdürülmedi¤ini, liselerde seminerler düzenlendi¤ini ve üniversitelerdeki etkinliklere sponsor olduklar›n› ö¤rendi¤imizde, Baflar›l› Gençler projesiyle çok fley baflar›ld›¤›n› söyleyebiliriz.

56

Genç Kariyer / 2009


gençlik çal›flmalar›

‹BB, Kariyer Programlar›na Devam Ediyor ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi Destek Hizmetleri Daire Baflkanl›¤› Gençlik ve Spor Müdürlü¤ü taraf›ndan organize edilen ‘Kariyer Günleri’ sona erdi. Üniversite ö¤rencilerinin bireysel geliflimlerine katk›da bulunmay› ve mezuniyet sonras› ifl olanaklar›n› art›rmay› hedefleyen Genç Kariyer Günleri’nin 7.si 01 Kas›m 2008 tarihinde ‹SK‹ Aksaray Binas› Konferans Salonu’nda yap›lan e¤itimle sona erdi. Genç Kariyer Günleri’nde; özgeçmifl haz›rlama teknikleri, etkili planlama ve etkili çal›flma, gelece¤in yönetim ve yönetici anlay›fl›, toplam kalite yönetimi konular›nda e¤itim verildi. E¤itimin son haftas›nda ithalat ve ihracatta izlenen süreç, uluslararas› standartlar örgütü (›so) çerçevesinde iflletmelerde hedef belirleme, Türkiye-Avrupa Birli¤i çerçevesinde iflletmelerde hedef belirleme konular› ele al›nd›. 4 hafta süren Genç Kariyer Günleri’nin sonunda, e¤itimlerin yap›ld›¤› ‹SK‹ Aksaray Binas› Konferans Salonu’nda ‘Kat›l›m Belgesi Töreni’ düzenlendi.

‹stanbul Büyükflehir Belediyesi Destek Hizmetleri Daire Baflkan› Mevlüt Bulut, ‹stanbul Ayd›n Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.Mehmet Salih Çelikkale ve Rektör Yard›mc›s› Prof. Dr. Candan Varl›k’›n kat›ld›¤› törende 7. Genç Kariyer Günleri’ne kat›lan ö¤rencilere kat›l›m belgeleri takdim edildi. Üniversite ö¤rencilerine yönelik ücretsiz olarak organize edilen 7. Genç Kariyer Günleri’nin kontenjan› 275 kifli ile s›n›rl›yd›. Üniversite ö¤rencilerinin çok faydal› gördü¤ü ve yo¤un ilgi gösterdi¤i ‘Genç Kariyer Günleri’nin 8.sinin 2009 y›l› fiubat ay›nda yap›lmas› planlan›yor. Ayr›nt›l› bilgi: http://www.ibb.gov.tr

Genç Kariyer / 2009

57


kum saati

Birsen Duman Halkla ‹liflkiler Bölümü 2. s›n›f • bir-sen89@hotmail.com

Zaman› Etkin Kullanma Ve

Zaman Yönetimi Nedir zaman, nedir? Bir su mu, bir kufl mu? Nedir zaman, nedir? ‹nifl mi yokufl mu? NEC‹P FAZIL KISAKÜREK

Zaman› kullanmaya bafllamak için en iyi yer, zaman›n›z› ne derece kontrol etti¤imizi belirlemektir. E¤er zaman›m›z› kontrol edemiyorsak, zaman bizi kullan›r. 58

Genç Kariyer / 2009

Sahip oldu¤umuz ve asla de¤er biçilemeyecek tek de¤er, çok çabuk geçen, geri dönmesi imkâns›z olan ve yerini hiçbir fleyle dolduramayaca¤›m›z ‘zaman’d›r. Geri getiremedi¤miz gibi, onun yerine koyabilece¤imiz hiçbir fley de yok. Zaman, avucumuzdan su gibi ak›p gitmekte. Bir serçe gibi uçup gitmekte ve biz hiçbir fley yapamamaktay›z. Zaman eflsiz bir kaynakt›r. Herkes, her gün eflit zamana sahiptir. Zaman biriktirilmez. Bafllat›l›p durdurulamaz, yerini hiçbir fley dolduramaz. Hepimizin bir hafta boyunca 168 saati vard›r. Biz bu saatleri nas›l de¤erlendiriyoruz? Dönüp kendimize hiç soruyor muyuz acaba? Zaman yönetimi, di¤er kaynaklar›n yönetiminde oldu¤u gibi, analiz ve planlamadan yararlanmay› gerektirir. Zaman yönetimi prensiplerini anlamak ve uygulamak için sadece zaman›n nas›l kullan›laca¤›n› bilmek yetmez. Zaman› ak›ll›ca kullan›rken ne gibi problemlerle karfl›lafl›laca¤›n›n ve bunlar›n sebeplerinin de bilmek gerekir. Zaman› kullanmaya bafllamak için en iyi yer, zaman›n›z› ne derece kontrol etti¤imizi belirlemektir. E¤er zaman›m›z› kontrol edemiyorsak, zaman bizi kullan›r. ‹nsan yeme makinesi gibi her gün bizi yiyorsa, ömrümüzden her gün bir fley eksiliyorsa, yar›n› bugünle sat›n alam›yorsak, yar›n diye bir fleyin olmad›¤›n› fark edememiflsek ‘fiimdi de¤il de ne zaman?’ anlay›fl›yla harekete geçemiyorsak, yapaca¤›m›z iflleri sürekli erteliyorsak


kum saati

baflar› bizim için hayal olmaktan öteye geçmez. Zaman öyle bir k›l›ç ki, biz onu hay›rl› meflgaleler için kullanmazsak o bize hay›rs›z ifller yapt›r›r ve bizi yaralar. Zaman›m›z› verimli kullanabilmek için her gün daha ileriye gitme düflüncemiz olmal›. E¤er bugünümüzün dünümüzden; yar›n›m›z›n bugünümüzden daha iyi olmas› için çaba harcarsak, yani ‘‹ki günü birbirine eflit olan ziyandad›r!’ hakikatini kendimize prensip edinirsek, zaman›m›z› daha iyi de¤erlendirebiliriz. Zaman›m›z› de¤erli k›lacak bir hedefimizin olmas› lâz›m. K›sacas›, ulaflmay› düflündü¤ümüz, tarihini ve zaman dilimini belirledi¤imiz bir hedefimiz olmal›. Bu durumda, ona belirli sürede ulaflmak için saniyeleri bile bofl geçirmemeye çal›fl›r›z. ZAMANI DAHA ‹Y‹ KULANMANIN 3 YOLU 1-Düflük öncelikli iflleri veya faaliyetleri b›rakmak 2-Yapt›¤›n›z iflte daha etkin olmak 3-Baz› ifllerinizi devredebilece¤iniz bir insan bulmak ETK‹L‹ ZAMAN YÖNET‹M‹ ‹Ç‹N BEfi TAVS‹YE 1-Hafta boyunca yapmak istediklerinizi listeleyin. 2-Günlük yap›lacaklar listesi haz›rlay›n ve önceliklerine göre s›ralay›n. 3-Listenin bafl›ndaki ifllere büyük bir dikkatle yaklafl›n. 4-Bafllad›¤›n›z ifli bir defada tamamlay›n. 5-Kendinize ‘Zaman›m› flu an en iyi flekilde nas›l de¤erlendirebilirim?’ sorusunu yöneltin. ÖNCEL‹K SIRAMIZ NE? Zaman yönetimi hocas›, s›n›fta ilk dersine girer ve kürsünün alt›ndan büyük bir cam kavanoz ç›kar›r. Bir çuval›n içindeki büyükçe tafl parçalar›n› kavonuzun içine yerlefltirir. Ö¤rencilerine döner ve der ki: “Evlatlar! Kavanoz doldu mu?” Ö¤renciler hep bir a¤›zdan: “Evet hocam, doldu.” derler. Hoca kafas›n› iki yana sallayarak, “Hay›r” der ve bir avuç küçük tafl› o büyük tafllar›n sa¤›na soluna yerlefltirir. Ö¤renciler flafl›rm›flt›r.

Hoca “Peki gençler, kavanoz flimdi doldu mu?” der. Gençler, “Evet hocam, flimdi doldu art›k.” derler. Hoca tebessüm ederek bir kürek kumu al›r, iri tafl ve çak›llar›n üzerine boflalt›r. Manzaray› gören ö¤renciler iyice flafl›rm›flt›r. “Evet hocam, iflte flimdi doldu.” derler. Tekrar tebessüm eder hoca, bir sürahi suyu al›r ve kavanoza boflaltmaya bafllar. Bir ö¤renci, “Evet hocam.” der ve devam eder: “Bize flu dersi verdiniz: Kavanoza koyaca¤›m›z fleylerin öncelik s›ras›n› do¤ru tespit ederseniz, koyman›z gereken her fleyi koyabilirsiniz. Zaman diliminde öncelik s›ram›z› do¤ru tespit edersek, yani önce büyük tafl›, sonra çak›l›, sonra kumu, sonra suyu koyarsak yapmak istedi¤imiz her fleyi yapaca¤›m›z yer ve zaman› buluruz. Ama kavanoza önce kumu koyarsak, üstüne sadece su ilave edebiliriz. Kaya ve çak›l d›flar›da kal›r. Ve tespit etmemiz gereken fley, hayat›m›zda kayalar›n, çak›llar›n, kumlar›n ve sular›n neler oldu¤u. Haftam›z›, ay›m›z›, y›l›m›z› planlarken, sabah kalkt›¤›m›zda günümüzü planlarken bizim için kayalar›, çak›llar›, kumlar› ve suyu çok net bir flekilde tespit etmeli, sonra da karar vermeliyiz ki, bize verilmifl olan o zaman dilimine yapmak istedi¤imiz tüm güzellikleri s›¤d›rabilelim. Yeter ki üflenmeyelim, ertelemeyelim, vazgeçmeyelim. “Bafllaman›n en iyi yolu bafllamakt›r.”

Zaman›m›z› verimli kullanabilmek için her gün daha ileriye gitme düflüncemiz olmal›. E¤er bugünümüzün dünümüzden; yar›n›m›z›n bugünümüzden daha iyi olmas› için çaba harcarsak, yani ‘‹ki günü birbirine eflit olan ziyandad›r!’ hakikatini kendimize prensip edinirsek, zaman›m›z› daha iyi de¤erlendirebiliriz.

Genç Kariyer / 2009

59


kariyer ekran›

Kürflad Durmufl Altayl› Matematik 1. S›n›f • kralkursad@hotmail.com

Onuru ‹çin Yaflayanlar

Babas› ona hep “ASLA VAZGEÇME… EN ‹Y‹S‹ OL” demifltir ve Carl bu sözleri kalbine yerlefltirir, asker olarak Amerikan Deniz Kuvvetlerine kat›l›r.

Filmin Künyesi Filmin Ad›: Yönetmen: Senaryo: Oyuncular:

Onurlu Bir Adam George T›llman Jr. Scott Marshall Smith Robert De Niro, Cuba Good›ng Jr., Charlize Theron, Aunjanue Ellis, Hal Holbroot Türü: Drama Orjinal Ad›: Men Of Honor Yap›m Ülkesi: ABD Süre: 128 Dakika Web Sitesi: www.menofhonor.com

60

Genç Kariyer / 2009

Film, 1950’li ve 60’l› y›llarda ilk siyah Amerikan Deniz Kuvvetleri dalg›c›n›n “onurlu” hikâyesini perdeye tafl›yor. Carl Brashear (CUBA GOODING JR.) hayallerinin önüne geçen her fleyi alt eden, inand›¤› do¤rular›n peflinden giden bir kiflidir. Çiftçilik yaparak geçinen fakir bir ailenin tek çocu¤u olan Carl, babas›n›n teflvikiyle e¤itimini sürdürür. Babas› ona hep “ASLA VAZGEÇME… EN ‹Y‹S‹ OL” demifltir ve Carl bu sözleri kalbine yerlefltirir, asker olarak Amerikan Deniz Kuvvetlerine kat›l›r. Kanunlarda siyahlarla beyazlar›n eflit oldu¤u yaz›lmas›na ra¤men, Amerika Deniz Kuvvetlerinde koyu bir ayr›m güdülmektedir. Carl, 2 y›l›n›, Dal›fl Okuluna kat›lmak için mektup yazmakla geçirir. Carl’›n e¤itim çavuflu Billy Sunday (Robert De Niro), ne Carl’› ne de onun bitmek tükenmek bilmeyen tutkular›n› istemektedir. Buna, usta flef Sunday’in ac›mas›zl›¤› ve afl›r› sert oluflu da eklenince Carl’›n baflarmak için aflmas› gereken çok engel vard›r. Ayr›ca, Usta fief Deniz Kuvvetleri Dalg›c› olarak da an›lan Billy Sunday, dalg›çl›ktaki baflar›s›n›n yan› s›ra, sorun ç›kar›c› özelli¤iyle de tan›nmaktad›r. Carl’›n önüne bir set gibi ç›kan Sunday’in istedi¤i, Carl’›n vazgeçmesidir. Fakat Carl’›n akl›nda tek fley vard›r: “ASLA VAZGEÇME”. Amac› bellidir ve karar› kesindir. Carl; azmi, özgüveni, inanc› ve kararl›l›¤› sayesinde Dal›fl Okuluna girmeye hak kazan›r. Tek hedefi vard›r: Her zaman en iyisi olmak… Carl, talihsiz bir olaydan dolay› sakatlan›r. Sakatland›ktan y›llar sonra o ve e¤itim çavuflu Billy Sunday, beklenmedik bir biçimde bir araya gelir. Sisteme hiçbir zaman karfl› gelmemifl olan çavufl Sunday, Carl’a Deniz Kuvvetleri bürokrasisini yenmesi, bir baca¤›n› kaybetmenin ezikli¤ini üzerinden atmas› ve orduda bir tarih yazmas› için yard›m eder. Bundan sonra Carl’›n bir Deniz Kuvvetleri Dalg›c› olma hayalinin önünde, efli ve çocu¤u da dâhil, hiç kimse duramaz. Tüm olumsuzluklara ra¤men Carl, emekli oldu¤unda, Deniz Kuvvetlerindeki en yüksek rütbeyi -Usta Dalg›ç ve fief Dalg›ç- unvan›na sahip olmay› baflar›r… Gerçek hayat›m›zda da, sizi inand›¤›n›z de¤er ve düflüncelerinizden cayd›rmak isteyen tüm olumsuzluklara ra¤men ASLA PES ETMEY‹N ve her ne pahas›na olursa olsun, inand›¤›n›z do¤ru yolda ilerlemekten asla vazgeçmeyin. Unutmay›n. Baflar›ya giden yolda dikenli patikalar var.


Berra BAfi Psikoloji (‹ngilizce) Bölümü 2. S›n›f berrabas@windowslive.com

motivasyon serisi

Var M›s›n Var M›s›n? Son günlerde her on kifliden sekizinin tutkuyla izledi¤i bir program, ‘Var m›s›n Yok musun?’ Milyonlarca insan, bu programa kat›l›mc› olabilmek için aylarca s›ra bekliyor. Nedir amaç, bu insanlar neden bekliyor? Cevap belli, insanlar ›fl›k ar›yor. Hayatlar›na yeni bir soluk kazand›rabilmek, belki yepyeni bir bafllang›ç yaratabilmek için bir varl›¤a tutunuyorlar. O varl›k, varl›k m›d›r, varl›kla yokluk aras› m›d›r, tart›fl›l›r. Ama bu ›fl›k her nedense “para” olarak tan›mlan›r. Yar›flmada amaç para m›d›r yoksa insanlar›n tutkuyla ba¤land›¤› bir amaç olmaktan öte bir tutku arac› m›d›r? Bu araç, umudun göstergesi, ›fl›kt›r... Bir ›fl›k gerekiyordu, gecenin ›ss›zl›¤a vurdu¤u, so¤uklu¤unu titretircesine hissettirdi¤i anda, bir ›fl›k gerekiyordu. Varl›¤› anlamak, bir nebze olsun anlamland›rabilmek için bir ›fl›k. Yaln›zca bir ›fl›k. Bir ›fl›k arad› genç ve bulamay›nca fark›na vard›. Ifl›¤› bulmak için bir ad›m atmam›flt›. Bir ›fl›k vard›, evet biliyordu, yaln›zca onu bekliyordu. Ama genç fark›ndayd› art›k; ›fl›¤› kendi bulmas› gerekiyordu. Bir anda oldu her fley, k›sac›k bir anda. Bir ›fl›k beklerken bir flimflek çakt› tam baflucunda. Genç, art›k biliyordu ne yapaca¤›n›, geceyar›s› bilgisayardan gelen ›fl›ktan ilham ald› ve s›¤›nd›. Evet, o küçücük ›fl›¤a s›¤›nd›. Hedeflerini, o küçümsenmeyecek büyük ideallerini bir bir s›ralamaya bafllad›. Genç, art›k ›fl›¤› bulmaya do¤ru gidiyordu. Bir hedefi vard›, kararl›yd› ve ›fl›¤a ulaflacakt›. Ifl›k, bir aflk m›yd›; hayk›r›fl m›yd› yoksa baflar› m›, bilinmez. Ama genç, bir ›fl›¤a inanm›flt› ve o ›fl›k için hayat› boyunca savaflacakt›. “…her birimiz için kâbus hâline gelen deneyim eksikli¤i ortaya ç›k›yor.’’ Hayatta insan›n bir yolu olmad› m›, savrulaca¤› yer çok olur. Bir tutku gerekiyor, bir azim, bir coflku… Bizi, u¤runa gecelemeyi gerektirecek bir olgunluk gerekiyor. Yoksa nas›l baflar›l› olur insan? Nas›l hayat›n anlams›zl›¤› içinde kendine bir anlam yükleyebilir ki? Bu, bir çeflit olgunluk de¤il midir? ‹flte, tam bu s›rada genç, gözlerini gerçek dünyada aç›yor ve her birimiz için kâbus hâline gelen deneyim eksikli¤i ortaya ç›k›yor. Mesleki olgunluk sebebiyle iflverenlerin arad›¤› en önemli kriter, deneyim, yeniden kendini gerçek dünyada sal›veriyor. Nedir bu deneyim, nas›l kazan›l›r, nereden al›n›r? Olgunluk denilen mertebenin özgeçmifl yaz›m›nda deneyim denilen sahte tabakalarla ölçülmesine art›k flafl›rm›yorum. Deneyim ve olgunluk… Asl›nda her ikisi de ›fl›k bizim için. Üniversite sonras›n› düflünenler için bir ›fl›ktan öte de¤il. Bizi bu ›fl›¤a yönlendiren, biz ve ›fl›k aras›ndaki etki-tepki mekanizmas›n› gerçeklefltiren o ola¤anüstü güç ise kendi terminolojimizde ‘kariyer’ olarak geçiyor. Genç için kariyer, vard›¤› nokta de¤il, bir yoldur. Hedefi ne olursa olsun, onu gerçeklefltirmek için bir araç; asla amaç de¤il.

Ifl›¤› sa¤layan etmenler yok de¤il. Birbirimizden esirgemeyece¤imiz bir tatl› yüz, bir tebessüm bazen ›fl›k olur bize. Hayat› ayd›nlat›r, bizi güdüler, tutku sa¤lar. “Evet” deriz bir anda. Yapabileceklerimizi gözden geçirip bir ad›m atar›z. Ve hayat bambaflka bir hâl al›r bizim için. Var m›s›n cesaretinle herkesi hayran b›rakmaya? Tutku, bir yoldur. Bizi götürece¤i son nokta ne olursa olsun, bir yoldur. Tutku için “amaç” diyenlere anlam veremiyorum. Bu kadar önemli midir sonuç? S›navda bir matematik sorusunda yaln›zca sonuca m› önem verilir? Kulland›¤› yöntemin hiç mi önemi yoktur? Sahi etraf› ifllemlerle dolu o A4 k⤛d›n›n hiç önemi yok mudur? Tutku bir araçtan öteye geçti mi gerçek amac› unutmaya bafllar›z ve tutkuda son noktaya ulaflt›kça kendimizi bofllukta kalm›fl hissederiz psikolojik ba¤lamda. Öyleyse b›rakmayal›m ›fl›¤›m›z›. O hep kals›n orda. Ulaflamasak da kals›n, ulaflt›kça ›fl›¤›n fliddeti arts›n. Var m›s›n, hayat›na ›fl›k bulmaya? Var m›s›n, amac›n için var›n› yo¤unu ortaya koymaya? Var m›s›n, cesaretinle herkesi hayran b›rakmaya? Kariyerinde bir ad›m önde olmaya var m›s›n? Öyleyse flimdi, hemen flimdi bir k⤛t al eline ve yaz, hayal ederek yaz. ‹leride olmak istedi¤in pozisyonlar›, baflarmak istedi¤in alanlar›, belki de yüksek notlar almak istedi¤in s›navlar›. Evet, yaz, hemen flimdi. Yaz ve baflla yeni bir hayata. Bir ›fl›k bul kendine. Sonra tutku dolu bir süreç izle ve baflar. Derin bir nefes al ve hayk›r tüm dünyaya: ‘Var m›s›n, var m›s›n?’

Tutku, bir yoldur. Bizi götürece¤i son nokta ne olursa olsun, bir yoldur. Tutku için “amaç” diyenlere anlam veremiyorum.

Genç Kariyer / 2009

61


yaklafl›mlar

Aybike Dönmez Sosyoloji Bölümü 3. S›n›f anjelic05@hotmail.com

Teknoloji ve Balon Bu sebeple insanl›¤›n yarar›na olan teknolojik geliflmelerden bahsederken, asl›nda teknolojik geliflmelerin alt›nda birçok sebep yatt›¤›; teknolojinin asl›nda geliflmedi¤i ve bir balon gibi fliflti¤i fikrini savunuyorum.

62

Genç Kariyer / 2009

‹nsano¤lu, merak› ve hayat› kolaylaflt›rma hevesi sayesinde yüzy›llard›r birtak›m yeniliklere imza atm›flt›r. ‹nsan›n tekerle¤i ilk buluflundan, bilim adamlar›n›n atomu çekirdeklerine ay›rmas›na kadar yap›lan her yenilik, teknolojiyi do¤rudan etkilemifl ya da daha iyi bir deyiflle, teknolojinin kendisi olmufltur. Teknoloji, her ne kadar kelime anlam› ile bile insanlar›n sempatisini kazanan bir olgu olsa da, gerçek fludur ki; teknolojinin yararlar› buzda¤›n›n görünen k›sm› ise, zararlar› da suyun alt›ndaki k›sm›d›r. Zararlardan bahsetmeye kalkarsak, bu yaz›n›n sonunu getiremeyece¤imi düflünüyorum. Bu sebeple insanl›¤›n yarar›na olan teknolojik geliflmelerden bahsederken, asl›nda teknolojik geliflmelerin alt›nda birçok sebep yatt›¤›; teknolojinin asl›nda geliflmedi¤i ve bir balon gibi fliflti¤i fikrini savunuyorum. Sanayi devriminin ard›ndan yeni dünya düzeni oluflurken, teknoloji, birçok toplumun tarih sahnesinde daha pasif konuma gelmesine, baz› devletlerin ya da sistemlerin dünyay› örümcek a¤› gibi h›zla sarmas›na yol açm›flt›r. Art›k makineleflme hiç olmad›¤› kadar artm›fl; yeniliklerin, geliflmelerin hatta savafllar›n sebepleri insan kontrolünden ç›km›flt›r. Art›k statüler savaflmaktad›r. Farkl› fikir ak›mlar›na sahip insanlar ve ülkeler çarp›fl›rken birçok masum topluluk arada ezilip yok olmaya mahkûm olmufltur. Nitekim bu çarp›flma da çok uzun sürmemifl, baz› amaçlara hizmet etti¤i çok aç›k bir flekilde anlafl›lan kapitalist düzen, dünyan›n üzerine siyah bir bulut gibi çökmüfltür. Sermaye merkezli sistem,


yaklafl›mlar

kendi kendine geliflen devasa bir makineye benzetilebilir. Bu makine kendi kendine geliflirken etraf›ndaki her fleyi kara delik gibi kendine do¤ru çekmektedir. Hareket alan› kalmayan insan, hayat›n› devam ettirebilmek için, tabiri caizse, ruhunu fleytana sat›p bu düzenin içinde bir civata olarak yer bulabilmektedir. Dünya düzeni böylesine bir hâl alm›flken, hiç kimse bu canavar›n bilimi, e¤itim sistemini, ba¤›ms›z sektörleri içine çekmedi¤ini iddia edemez. Dünya üzerinde dev bir koloni kurulmuflças›na, insan kölelefltirilmektedir. E¤itim sisteminden örnek vermek istiyorum. Sanayileflen dünyada, kalifiye; fakat düflünmeyen, sisteme uyum sa¤layabilecek çal›flan ihtiyac› had safhadad›r. E¤itim sistemi de bu ihtiyac› karfl›lamaya çal›flmaktan ibarettir. ‹nsan henüz dünyada ne olup bitti¤ini anlamadan okulla tan›fl›r, okul bitti¤inde hiçbir fleyi sorgulamaz, düflüncesiz ve para av›na ç›km›fl bir asker olup ç›kar… Tabii ki, insan›n üzerine karabasan gibi çöken sermaye sistemi, onu etkin bir flekilde kullanabilmek için, eme¤in karfl›l›¤›n›n, hayat› kolaylaflt›rmak u¤runa feda edilmesi gerekti¤i fikrini de insan beynine çivi gibi çakm›flt›r. ‹nsan, yorucu ifl hayat›n›n karfl›l›¤› olan paray›, hâlihaz›rda bulunan sektörün içine aktar›r. Tamam›yla tüketim temelli toplumlar, tarih sahnesinde hep yerini alm›flt›r. Tüketim karfl›l›¤›nda, kapitalist sistemin sevimli yüzü olarak karfl›m›za ç›kar. Yani insan›n eme¤inin karfl›l›¤›, sisteme geri döner. Bu esnada insan, hayat

flartlar›ndan flikâyetçi olsa bile, asl›nda bunun sebebinin kendisi oldu¤unun fark›na bile varmaz. Yani sistemden ç›kan, sisteme geri dönmüfltür. Birazc›k surat›n›z›n as›ld›¤›n› düflünüyorum ki öyle olmas› için de çabal›yorum. fiimdi de teknolojik geliflmelerin (sözde) nas›l insan yarar›ndan çok sistem yarar›na kullan›ld›¤›na bir örnek vermek istiyorum: Araba deyince akl›m›za ne gelir? ‹lk gelen fley bence, 4 tekerlek, 4 kap›, benzin, güzel bir görünüfl. Peki, 150 y›l önce ne gelirdi? Ayn› fleyler. Peki, 150 y›l boyunca ne geliflti? 150 y›lda asl›nda insan, ancak 10 y›l geliflebildi bence. Üreticiler A modelini üretir, insan al›r. Aradan bir y›l geçer üreticiler A modelini B yaparak yeni diye piyasaya sürer. ‹nsan A’y› sat›p B’yi al›r. Arabalar sorun ç›kart›r, yedek parça sat›l›r, benzin sat›l›r. E¤er teknoloji insan yarar›na çal›flsayd›, flimdi uçabilen, enerjisini kendi üretebilen, çevreye zarars›z araçlar olurdu. Bu, her sektörde böyledir. Cep telefonlar›, evler, elektrikli aletler vs. önce bir modeli, sonra bir üst modeli, sonra 2 üst modeli… Sonuç olarak, teknoloji, kavram olarak geliflse de gerçekte balon gibi fliflmektedir. Bu balon, bir noktada patlayacak (Örne¤in; tekerlekli araçlar devri bitecek, uçan araba devri bafllayacak.) ve yeni bir balon fliflmeye bafllayacakt›r. ‹nsan da bu balonun fliflmesinde eme¤inin karfl›l›¤›n› gereksiz fleyler için tüketecek, nefesini balona harcayacak ve bunun fark›na bile varmayacakt›r.

Genç Kariyer / 2009

63


yol ayr›m›

Funda Kaçar Psikoloji Bölümü 2. S›n›f f.kcr@hotmail.com

Modern Hayat›n Gereksinimleri ‹nsanlar›n birbirlerine olan sevgi ve sayg› bütünlü¤ünün günümüz toplumunda yozlaflmas›, yerinin doldurulmas› gereken manevi bir boflluk hâline gelmifltir. ‹nsanlar birbirlerinin mallar›na ya da canlar›na sayg› duymad›klar› için güvensizlik de toplum içinde önemli ölçüde yer edinmifltir. ‹nsan var oldu¤u sürece normal d›fl› davran›fllar, psikolojik sorunlar, intihar vakalar› her daim var olmufl, gözlenmifl ve kayda al›nm›flt›r. Afla¤› yukar› son yüz-yüz elli y›lda Avrupa’da ve Amerika’da psikolojinin ortaya ç›kmas›, geliflmesi ve bir bilim hâline gelmesiyle bu rahats›zl›klar daha sistematik ve güvenilir sonuçlarla tespit edilmifl ve geçmifle nazaran daha kapsaml› çözüm aray›fllar›na girilmifltir. Ancak, sanayileflme devrimiyle toplumun yaflam tarz›, e¤itim sistemi, bak›fl aç›s›, birtak›m de¤erleri de¤iflim geçirmifl ve bu de¤iflim bireylerin biyolojik ve ruh sa¤l›¤›nda önemli ölçüde olumsuz tesirler meydana getirmifltir. Günümüz Türkiye’sinde de bu de¤iflimden do¤an ihtiyaç sebebiyle halk aras›nda psikoloji ve psikolog kavram› yeni yeni idrak edilmifl, popülerlik kazanm›fl, psikologlara çok daha genifl bir alanda ve ifl imkânlar› sa¤lanm›flt›r. ‹nsanlar, artan sorunlar›n›n, flikâyetlerinin ve ruhsal bunal›mlar›n›n fark›na var›p çareyi psikolog ve psikiyatristlerin kliniklerinde aramaktad›rlar.

64

Genç Kariyer / 2009

Geçmiflten günümüze oluflan de¤iflimlerin sonuçlar›na de¤inilecek olursa, sevgi açl›¤› ve güvensizlik, yak›n planda ele al›nabilir. Özerk bir birey olarak haklar›na sayg› gösterilmeyen (reddedilen ya da sömürülen) çocuk, ‘sevgisiz’ kalm›fl demektir. Sevgisiz kalan çocuk, bu duruma öfke duyar; ancak, büyük gereksinim duydu¤u sevgiyi yine de bir gün alabilece¤i umudunu korudu¤u ve anne babas›n›n deste¤inden yoksun oldu¤u için, k›zg›nl›¤›n› bast›r›r. ‹çin için sürdürdü¤ü ve varl›¤›ndan haberdar olamad›¤› bu k›zg›nl›k, bilinçli düzeyde ‘de¤ersizlik duygusu’ ve ‘insanlardan korkma’ biçiminde alg›lan›r (Geçtan, 1981). ‹nsanlar›n birbirlerine olan sevgi ve sayg› bütünlü¤ünün günümüz toplumunda yozlaflmas›, yerinin doldurulmas› gereken manevi bir boflluk hâline gelmifltir. ‹nsanlar birbirlerinin mallar›na ya da canlar›na sayg› duymad›klar› için güvensizlik de toplum içinde önemli ölçüde yer edinmifltir. Çocuklar ‘Sak›n yolda tan›mad›¤›n insanlarla konuflma!’ uyar›lar›yla büyütülür y›llard›r. Hakl› olarak, evlatlar›n› tehlikelerden koruma


yol ayr›m› “Ben kendimi bildim bileli ortam hep kötü, hiç düzelmedi ki…” içgüdüsüyle çocuklara sürekli olarak ‘ortam kötü’ telkinleri yap›l›r aileler taraf›ndan. Bu telkinler ergenlik döneminde de devam edince, “Ben kendimi bildim bileli ortam hep kötü, hiç düzelmedi ki…” gibi yak›nmalar› duymak mümkün. Nesillerdir Türkiye’nin dört bir yerinde, maalesef çocuklar bu flekilde, bu ortamda büyütülmüfltür. ‘Yabanc›lar’ hep kötü niyetli, güvenilmez, ‘öcü’ olarak yerleflmifltir çocuklar›n zihnine. Dolay›s›yla, zihinlere önyarg› tohumu at›ld› ve at›l›yor. Bu flekilde güvensizlik ve önyarg›l› yaklafl›m, bireylerin sosyal yaflam›n› ve sosyal iliflkilerini etkilemektedir. ‹statistiksel veriler incelendi¤inde ruhsal bunal›mlar›n, intihar vakalar›n›n, boflanma davalar›n›n geçmifle oranla art›fl gösterdi¤i görülecektir. Bugün gençler aras›nda ‘S›k›l›yorum.’ laf›na çok rastlan›r olmufltur. Bu sevgi ihtiyac› geçici ve maddi zevklerde arand›kça cinsel istismar, madde kullan›m› vakalar› da patlak verir. Emniyet Genel Müdürlü¤ünün aç›klad›¤› suç ifllenme rakamlar›na bak›lacak olursa; Türkiye’de 2006 y›l›nda ifllenilen tecavüz suçunun s›kl›¤› 1300, intihar›n 1647, intihara teflebbüsün de 18527’dir (www.egm.gov.tr). Toplumda var olan bu tarz sorunlar›n kökten çözülebilmesi için psikologlara, sosyologlara ve ilgili bütün kiflilere önemli görevler düflmektedir. Var olan sorunlar›n ve sebeplerinin tahlil, tespit ve çözümünde interdisipliner yaklafl›mdan faydalan›lmal›, çözüme giden yolda Türkiye’nin gelece¤i için bir sinerji oluflturulmal›d›r. Ülkenin dört bir yan›nda aileleri bilgilendirici seminerler düzenleyip kat›l›m için aileleri teflvik etmek suretiyle e¤itim seviyesini art›r›c› faaliyetler yap›lmal›d›r. Daha sa¤l›kl› ve mutlu bir nesil için kafa kafaya verip düflünülmeli, Türkiye’nin gelece¤i için elden gelen her fley yap›lmal›d›r.

Var olan sorunlar›n ve sebeplerinin tahlil, tespit ve çözümünde interdisipliner yaklafl›mdan faydalan›lmal›, çözüme giden yolda Türkiye’nin gelece¤i için bir sinerji oluflturulmal›d›r.

KAYNAKÇA Geçtan, E. (1981). Ça¤dafl yaflam ve normal d›fl› davran›fllar. Ankara: Maya Matbaac›l›k. Emniyet Genel Müdürlü¤ü. (2008). Elektronik kaynak. Aral›k 22, 2008, http://www.egm.gov.tr/akkm/akkm_web/asayis.htm

Genç Kariyer / 2009

65


kampüs haber

5. Yurt D›fl› E¤itim Günleri Fatih Üniversitesi Kariyer Planlama Merkezi taraf›ndan organize edilen Yurt D›fl› E¤itim Günleri 18-20 Kas›m 2008 tarihleri aras›nda gerçekleflti.

Fatih Üniversitesi Kariyer Planlama Merkezi taraf›ndan organize edilen Yurt D›fl› E¤itim Günleri’nin bu y›l beflincisi düzenlendi. Sektörde uzman 15 farkl› firman›n kat›l›m› ile gerçekleflen organizasyon 3 gün sürdü. 1820 Kas›m 2008 tarihleri aras›nda gerçeklefltirilen organizasyon, Millî Tak›m eski oyuncular›ndan Ertu¤rul Sa¤lam’›n “Sporda Kariyer” bafll›kl› söyleflisi ile bafllad›. Aç›l›fl kurdelesini Ertu¤rul Sa¤lam’›n kesti¤i organizasyonda firmalar ve akademisyenler ö¤rencilere; • Yurt D›fl›nda E¤itim Olanaklar› • Almanya’da E¤itim ve Erasmus Burslar› • ‹ngiltere’de E¤itim • Yurt D›fl›nda Staj ve Olanaklar› • Avrupa Gönüllü Hizmetleri ( EVS, AGH) • Yurt D›fl›nda Master ve Doktara konulu seminerler verdi.

66

Genç Kariyer / 2009


kampüs haber

Aytaç Köse

Kariyer Kulübü Kariyer Planlama Merkezi, Üniversitemiz ö¤rencilerine; bilgiyi bireysel yetenekleri ile birlefltirmede yard›mc› olmak, kendilerini ve sektörü tan›yarak gelecekte arzu ettikleri noktaya ulaflmalar›na rehberlik etmek amac›yla yapm›fl oldu¤u çal›flmalara bir yenisini ekleyerek KAR‹YER KULÜBÜ’nü faaliyete geçirdi. Kulübün Misyonu Üyelerimizin; bireysel geliflimlerine katk›da bulunacak faaliyetlerde bulunmalar›, düzenlenecek etkinliklerle küresel dünyay› tan›malar› ve e¤itimler sonunda girecekleri sektöre haz›rl›kl› olmalar›n› sa¤lamak. Kariyer Kulübü olarak öncelikli hedefimiz, Üniversitemizdeki giriflimcilik faaliyetlerini desteklemek ve ö¤rencilere giriflimcilik ruhunu afl›lamakt›r. Düzenleyece¤imiz seminer ve konferanslarla ö¤renciler; kendilerine yön verecek ve uzmanlaflmak istedi¤i meslek hakk›nda bilgi sahibi olacaklard›r. Kulüp üyeleri, fikirlerini rahatl›kla ifade edebileceklerdir. Günümüzün rekabet koflullar›nda kariyer planlamada bireysellik ön plana ç›km›flt›r. Bunun için de bireyin kendini çok iyi tan›mas› gerekmektedir. Kariyer Kulübü, üyelerinin, bunu özümsenmesini sa¤layacakt›r. Kulübümüz, düzenledi¤i sosyal etkinliklerle, ö¤renciler aras›nda dayan›flmaya ve iflbirli¤ine katk›da bulunacakt›r.

3. Bireysel geliflim alan›nda insanlar›n ilgi oda¤› olacak projelerin üretilmesi ve hayata geçirilmesi 4. Di¤er üniversitelerin ilgili birimleriyle irtibat kurulmas›, bilgi ve proje al›flveriflinin sa¤lanmas› 5. Sosyal etkinlikler Üniversite ‹çi Organizasyonlar • Yurt D›fl› E¤itim Günleri • Kariyer Günleri • Fakülte Günleri • Sektörel Kariyer Seminerler BAfiKALARINDAN GELECEK YARDIMLA ZAFER ELDE ED‹LEMEZ. B‹Z ANCAK KEND‹ AZM‹M‹Z, ‹NANCIMIZ VE ÇALIfiKANLI⁄IMIZLA BAfiARIYI YAKALAYAB‹L‹R‹Z. “Nereye gidece¤ini bilen kifliye yol vermek için bütün dünya bir yana çekilir.” Gidece¤iniz yolu belirlemede size rehberlik etmek için Kariyer Kulübü, Üniversitemiz ö¤rencilerini bekliyor.

Kulübün Faaliyet Alan› 1. Üniversite içinde düzenlenecek etkinlikler 2. ‹fl dünyas›n›n farkl› kollar›na teknik geziler

Genç Kariyer / 2009

67


kitap tan›t›m›

Birsen Duman Halkla ‹liflkiler Bölümü 2. s›n›f • bir-sen89@hotmail.com

Baflar› ve Mutluluk ‹çin

Hayata Gülümse Yazar: S›tk› Aslanhan Mutlu olabilmek için her türlü fedakârl›¤› gösteririz. Mutlulu¤u yakalamak için koflar›z. Nefes nefese kal›r›z. Tam yakalad›k derken, bir bakar›z ki avucumuzdan kaym›fl gitmifl. Peki neden? MUTLULUK Hayattaki en büyük gayemiz, mutlu bir hayat sürmektir. Bunun için gece gündüz çal›fl›r, her türlü zorlu¤a katlan›r›z. Mutlu olabilmek için her türlü fedakârl›¤› gösteririz. Mutlulu¤u yakalamak için koflar›z. Nefes nefese kal›r›z. Tam yakalad›k derken, bir bakar›z ki avucumuzdan kaym›fl gitmifl. Peki neden? Bugün sahip olduklar›m›z› düflünürsek, para, teknoloji… Ne istersek elimizin alt›nda olmas›na ra¤men neden hâlâ mutsuzuz? Etraf›n›za bir sorun, mutluluk nedir diye? ‹nsanlar›n söyledi¤i fley flu: Daha iyi maafl al›rsak, daha çok para kazan›rsak mutlu olaca¤›z. Fakat televizyonlara bakt›¤›m›zda pek çok zengin ve ünlü insan›n psikolojik sorunlar› oldu¤unu görüyoruz. Show programlar›, stand-up gösterileri derken sürekli kofluflturan Beyaz’›n afl›r› stresten dert yand›¤›n›, uyuyamad›¤›n› ve difllerini s›kt›¤›n›, bu nedenle, uyurken difllik takt›¤›n› biliyor muydunuz? ‹flte, para ve flöhret mutluluk mu? Para, iliflkilerimizi gelifltirmek ve beslemek için bize imkân sunabilir; ancak, bunu yapmak için gereken sevgiyi ve özeni veremez. S›tk› Aslanhan, kitab›nda, mutsuz olmam›z›n sebeplerinden birinin de mutlulu¤u sürekli olarak erteledi¤imizden söz etmifl. Hayat›m›z› flöyle bir göz önüne getirelim. Örne¤in; üniversite haz›rl›k döneminde en büyük hedefimiz, bir yerlere kapak atmakt›r. ‘Üniversiteyi kazan-

68

Genç Kariyer / 2009

sam mutlu olurum.’ deriz. Gecemizi gündüzümüze katar, zor flartlarda bütün arzular›m›z›, isteklerimizi, zevklerimizi erteler, hasbelkader bir bölüme yerlefliriz. Üniversitenin ilk y›llar›nda büyük bir hayal k›r›kl›¤›na u¤rar›z. Çünkü ‘Neden hayallerimizdeki üniversite bu de¤il?’ der, mutsuz oluruz. Bakar›z gelece¤e ve mutlulu¤u diplomay› almakta görürüz. Zor da olsa mezun olur, kepi at›p diplomay› al›r›z. Sonra, ‘‹flim olsa, iyi bir maafl alsam mutlu olurum.’ deriz. Daha sonra ise ‘Evlensem, çocuklar›m olsa mutlu olurum.’ deriz. Böylece, mutlu olmay› sürekli erteleriz. MUTLULUK, ULAfiILMASI GEREKEN YER DE⁄‹L; G‹D‹LEN YOLDUR Arzu etti¤imiz fleyleri elde etmek için yola ç›karken, onlar› elde etmek için çaba sarf ederken mutlu olabiliyor muyuz? Cevap verilmesi gereken soru budur. Mutsuzlu¤umuzun önündeki en önemli etkenlerden biri de yeteneklerimizin fark›nda olmamam›z veya o yeteneklerimizi küçümsememizdir. Örne¤in; içimizde inan›lmaz bir resim yapma, flair olma yetene¤i varken doktor ya da iflletmeci olup bizi mutsuz edecek ifllerle u¤rafl›yoruz. Mutsuzlu¤umuzun bir baflka nedeni de; sahip olduklar›m›z›n k›ymetini bilmiyor olmam›zd›r. Yazar kitab›nda bu konuyu bir hikâyeyle örneklendirmifl: Hükümdar›n biri, acemi bir köle ile bir gemiye biner. Köle, da-


kitap tan›t›m›

ha önce hiç deniz görmemifltir ve ilk defa gemiye binmektedir. Gemi yolculu¤unun da kendine göre, katlan›lmas› gereken birtak›m zorluklar› vard›r. Bunlara yabanc› olan köle, a¤lamaya bafllar. Vücudu tir tir titremektedir. Ne yaparlarsa fayda vermez. Bir türlü sakinleflemez. Bunun üzerine, hükümdar›n keyfi iyice kaçar. Gemide bilge bir adam bulunmaktad›r. Hükümdara “Müsaade buyurursan›z ben onun çaresine bakar›m.” der. Hükümdar da “Lütfetmifl olursunuz.” der. Bilge, köleyi denize att›r›r. Köle birkaç kez suya bat›p ç›kar. Nihayet iki eliyle geminin dümenine yap›fl›r. Tutup gemiye al›rlar. Bundan sonra bir köfleye çekilir, rahat rahat oturur. Hiç sesini ç›karmaz. Hükümdar, bilgenin bu yapt›¤›n› çok be¤enir ve ona “Bunun hikmeti ne?” diye sorar. Bilge flu karfl›l›¤› verir: “Köle, daha evvel batma eziyetini tatmad›¤› için gemideki selâmetin kadir ve k›ymetini bilmiyordu. Huzur içinde yaflayan, mesut olan, bir felâkete u¤ramad›kça o huzur ve saadetin k›ymetini bilmez.’’

günümüzün resmini yapar›z. Akflam oldu¤unda, art›k o sanat eseri bitmifltir. Karfl›s›na geçip izleriz. Hoflumuza gitmeyen renkler, flekiller vard›r. Çünkü biz, günün her dakikas› ve her saniyesiyle yaflarken hayat›n›n en mükemmel sanat eserini yapan bir ressam›n hassasiyetini, dikkatini göstermiyoruz hayat eserimize. Yaflad›¤›m›z her günü hayat›m›z›n son günüymüfl gibi, karfl›laflt›¤›m›z her insan› hayat›n›n son gününü yafl›yormufl gibi, yaflad›¤›m›z her saati, her dakikay› bir daha yaflamayacakm›fl›z gibi yaflarsak hayat›m›z›n her ân› daha çoflkulu, daha anlaml›, daha verimli geçecektir. Dünyada bize yard›m edecek sadece bir kiflinin oldu¤unu, onun da kendimiz oldu¤unu unutmayal›m... Bizler bu kitaptan hissemize düfleni ald›k. Bakal›m sizler bu kitab› be¤enecek misiniz?

BAfiARI Hepimiz baflar›n›n peflindeyiz. Çünkü baflar›l› olursak mutlu olaca¤›m›za inan›r›z. Peki, nedir baflar›l› olmak? Hedefimiz bütün insanlar için faydal› bir hedef de¤ilse bu baflar› sizce gerçek baflar› m›d›r? Peki, baflar›l› olma ad›na sa¤l›¤›m›z elden gidiyorsa, kalp rahats›zl›¤›, mide rahats›zl›¤› çekiyorsak, bu s›k›nt›lar› yafl›yorsak, baflar›l› olmam›z sizce ne anlam ifade ediyor? Einstein, gençlere flu tavsiyede bulunmufl: “Baflar›l› bir insan olmaya çal›flmay›n, de¤erli bir insan olmaya bak›n”. Baflar›, çok para kazanmak de¤ildir. E¤er yapmak istedi¤iniz güzel, faydal› bir hedefiniz varsa ve ona ulaflmak için çaba sarfedip ulaflt›¤›n›zda huzur ve mutluluk duyuyorsan›z, çevreniz de ayn› mutlulu¤u yafl›yorsa iflte, baflar› budur. Yazar, bir baflka maddede, ‘Hayata ne verirsen onu al›rs›n!’ ilkesinden bahsetmifl. Hayata ne verirsek o da bize onu verir. E¤er hayat›m›zda daha çok sevgi istiyorsak insanlar› daha çok sevmeliyiz. E¤er kendimize sayg› gösterilmesini istiyorsak, insanlara sayg› göstermeliyiz. Kim zerre kadar iyilik yaparsa onun karfl›l›¤›n›; kim de zerre kadar kötülük yaparsa onun karfl›l›¤› mutlaka görecektir. ÂNI YAfiAMAK Her gün bir yerde dönmek ne iyi, Her gün bir yere konmak ne güzel! Bulanmadan, donmadan akmak ne âlâ! Dünle beraber gitti canca¤›z›m, Ne kadar söz varsa düne ait; fiimdi yeni fleyler söylemek lâz›m. MEVLÂN Yaflad›¤›m›z her gün, bir ressam›n bofl tuvâline benzer. Her sabah uyand›¤›m›zda o tuvâlin bafl›na geçer,

Genç Kariyer / 2009

69


uzman›na sorduk

Emre Özalt›ndere

Yurt D›fl› E¤itimi Son y›llarda hemen hemen ço¤u ö¤rencinin gündeminde yurtd›fl›na aç›lmak, farkl› ülkelerde e¤itim almak ya da kariyerlerine o ülkelerde devam etmek gibi bir ideal bulunmakta. Biz de Fatih Üniversitesi Genç Kariyer dergisi okurlar› için konuyu uzman›na yani United Towers Yurt D›fl› E¤itim Dan›flmanl›¤›na sorduk. B‹ZE B‹RAZ UNITED TOWERS YURT DIfiI E⁄‹T‹M F‹RMASINDAN BAHSEDER M‹S‹N‹Z? Yeni bir yüzy›l›n efli¤inde yeni ufuklara yolculuk yapanlara bu yolculuklar›nda rehber olma ilkesiyle kurulan United Towers, 2000 y›l›nda ‹stanbul merkez ofisinde hizmete bafllam›flt›r. Sunmufl oldu¤u kaliteli ve güvenilir hizmetin bir sonucu olarak ‹zmir, Ankara ve Gaziantep illerine de flubeler açarak faaliyet alan›n› geniflletmifltir. Her y›l 2000 den fazla ö¤renciyi dil e¤itimi, yaz okulu, sertifika, work and travel, staj ve üniversite e¤itimi gibi programlarda dan›flmanl›k hizmeti vermeye devam etmektedir. Ayr›ca United Towers; Türkiye’de bu alanda hizmet veren güvenilir 32 firman›n üye oldu¤u UED ( Uluslararas› E¤itim Dan›flmanlar› Derne¤i ) in de bir üyesidir. YURT DIfiI E⁄‹T‹M‹ NASIL BU KADAR POPÜLER HALE GELD‹? Yabanc› dil, globalleflen dünyada ifl ve kariyer sahibi olman›n hatta belkide yaflayabilmenin temel koflulu haline geldi. Art›k akademik kariyer sahibi olmak, iyi flartlarda bir ifl bulabilmek, kendinize ait bir giriflimde bulunmak ya da seyahat edebilmek için bile yabanc› dile ihtiyaç duyuyorsunuz. Yurt d›fl› e¤itiminin as›l ç›k›fl noktas› yabanc› dile olan gereksinim. Bunun yan›nda art›k ço¤u

70

Genç Kariyer / 2009

bilinçli ö¤renci yurt d›fl› e¤itimini yepyeni ufuklar kazanma, daha iyi bir kariyer veya farkl› bir ülkede daha iyi bir yaflam için basamak olarak görmekte. Ö⁄RENC‹LER GENEL OLARAK HANG‹ ÜLKELER‹ TERC‹H ETMEKTELER? Yurt d›fl› e¤itimi denildi¤inde akla gelen iki ülke bu ifli bir sanayi haline getirmifl ‹ngiltere ve Amerika’d›r. Bu ülkelerde e¤itim, ciddi anlamda yat›r›m yap›lm›fl ve kurumsallaflm›fl bir aland›r. Bunun yan› s›ra son y›llarda ‹ngiliz e¤itim sistemine çok benzeyen yap›s› ile Avustralya ve Yeni Zelanda, özellikle belirli bilim alanlar›nda öne ç›kan Kanada, e¤itim maliyetlerinden ve tatil imkanlar›ndan dolay› Malta&Güney Afrika ve mühendislik ö¤rencilerinin ideali Almanya en fazla tercih edilen ülkelerdir. YURT DIfiI E⁄‹T‹M HANG‹ PROGRAMLARI KAPSAMAKTADIR? Yurt d›fl› e¤itim bafll›¤› çok farkl› program seçeneklerini bar›nd›rmakta. Genel olarak bunlar; Her yafl gurubunun kat›labilece¤i, süre s›n›r› bulunmayan Yurt D›fl› Dil E¤itim Programlar›, küçük yafltaki ö¤renciler için haz›rlanan Yurt D›fl› Yaz Kamplar›, baflka bir ülkede lisans veya yüksek lisans e¤itimi almak isteyenler için


uzman›na sorduk

Yurt D›fl› Üniversite programlar›, üniversite ara s›n›f ö¤rencileri için düzenlenen hem çal›flma hem gezi amaçl› Work and Travel programlar›, kariyer geliflimlerine katk›da bulunmak isteyenler için mesleki e¤itim sertifika programlar› ve yurt d›fl›nda staj yapmak amac›nda olanlar için H2B yani Internship programlar›d›r. EN FAZLA MERAK EDILEN PROGRAM, SANIRIM YURT DIfiI D‹L OKULLARI, B‹ZLER‹ BU KONUDA B‹LG‹LEND‹R‹R M‹S‹N‹Z Evet. Yurt D›fl› E¤itim denilince akla ilk gelen program her yafl ve e¤itim grubuna hitap eden dil okullar›d›r. Özellikle Amerika ve ‹ngiltere’de e¤itim veren üniversiteler bünyesinde bulunan veya ba¤›ms›z bir yap›ya sahip yüzlerce dil okulu bulunmaktad›r. Dil okullar›nda herhangi bir süre s›n›r› bulunmamaktad›r. Bir okula 2 hafta için gidilebilece¤i gibi bir y›l da devam edilebiliyor. Bu tamamen ö¤rencinin ihtiyac›na, hedeflerine ve imkânlar›na ba¤l› bir durum. Dil okullar› genel ingilizce, ifl ingilizcesi, teknik ingilizce, TOEFL, IELTS s›nav haz›rl›k kurslar› gibi programlar› yo¤un ve yar› yo¤un flekilde sunmaktad›r. YÜZLERCE OKULDAN BAHSETT‹N‹Z, D‹L OKULUNA G‹TMEK ‹STEYEN B‹R Ö⁄RENC‹ DO⁄RU OKULU NASIL BEL‹RLEYEB‹L‹R ? Yurt d›fl›nda dil e¤itimi almak isteyen bir ö¤renci mutlaka bir ön araflt›rma yapmal›. Bu noktada internet ve e¤itim fuarlar› bir kaynak teflkil edebilir. Ancak reklam vb. yollarla çok iyi pazarlanan okullar zaman zaman e¤itim konusunda ö¤rencilere hayal k›r›kl›¤› yaflatabilmekte. Bu nedenle iflini iyi bilen yurt d›fl›n› iyi tan›yan ve okullarla diyalogu iyi olan dan›flmanlardan okullarla ilgili mutlaka informal bilgiler edinilmeli. Genel olarak okullar›n British Council, Arels, Education UK, Quality English vb. kurumlardan akredite olup olmad›klar›na bak›lmas› gerekir. Yine ayn› flekilde okullardaki uluslaras› ö¤renci say›s› mutlaka sorgulanmal›d›r. Yine okul fiyatlar› kalite noktas›nda ö¤renciye fikir verebilir. Biraz önce de de¤indi¤imiz gibi ö¤renciler bu konuda güvendikleri bir dan›flmandan mutlaka profesyonel yard›m almal›d›rlar. Ö⁄RENC‹LER KURS SÜRES‹NCE NEREDE KONAKLIYORLAR, Ö⁄RENC‹LERE NE TÜR ‹MKANLAR SUNULUYOR Okullar ö¤rencilere çok farkl› konaklama seçenekleri sunmakta. Ö¤renciler aile yan› konaklamas› tercih ederek o kültürü yak›ndan tan›ma ve dili bire bir pratik etme imkân›n› yakalayabilecekleri gibi tek kiflilik residencelarda konforlu bir flekilde de kalabilir ya da ö¤renci evlerinin keyifli ortam›nda farkl› ülkelerden gelen ö¤rencilerle birlikte de yaflayabilirler. Burada mühim olan nokta ö¤rencinin dili en fazla pratik edebilece¤i ortam› seçmesi diyebiliriz. Aile yan›nda konaklayan ö¤rencile-

rin yemek, çamafl›r vb. ihtiyaçlar› aileler taraf›ndan giderilmektedir. V‹ZE SÜREC‹ NASIL YÜRÜTÜLÜYOR? Vize, hakikaten farkl› ve ciddi yürütülmesi gereken bir süreç. Normal flartlarda vize almamas› için hiçbir neden olmayan bir ö¤renci tamamen yanl›fl yönlendirmeler nedeniyle geri dönüflü çok zor retler alabilmekte. Bu noktada ö¤rencinin yurt d›fl›nda bulunma amac›n›n çok net bir flekilde belirlenmesi, buna uygun mant›kl› evrak haz›rlanmas› ve durumun bütüncül olarak konsoloslu¤a sunulmas› gerekiyor. Vize korkulmas› gereken bir ad›m de¤il ak›ll›ca yönetilmesi gereken bir süreçtir. YURT DIfiI D‹L E⁄‹T‹M‹ ‹Ç‹N 10 PÜF NOKTA 1. 2.

Amaç ve hedeflerinizi ciddi olarak belirleyin. Ülke, flehir ve okullarla ilgili mutlaka ön araflt›rma yap›n. 3. Konusunda uzman güçlü ba¤lant›lara sahip bir dan›flmanl›k firmas›ndan destek al›n. 4. Dan›flman›n›zla birlikte amac›n›za, bütçenize ve beklentilerinize uygun dil okullar›n› belirleyin 5. Okullar›n kampanya dönemlerini takip edin. 6. Gitmeyi düflündü¤ünüz okullardaki Türk say›s›n› tespit ettirin. 7. Gitmeden önce mutlaka seviyenizi belirleyin. 8. Okullar›n denetçi kurulufllar taraf›ndan akredite edilmifl olup olmad›¤›na dikkat edin. 9. Zincir ve kalabal›k okullar yerine butik ve aile okullar›n› tercih edin. 10. Büyük flehirlerden çok sizi arkadafllar›n›zla bir arada tutabilecek küçük flehirleri tercih edin

UNITED TOWERS’IN BU SÜREÇLERDEK‹ ROLÜ NED‹R? United Towers ö¤rencinin e¤itim ihtiyac›n›n belirlenmesinden, uygun okul ve konaklama seçiminin yap›lmas›na vize sürecinin yönetilmesinden, transfer hizmetlerinin organize edilmesine kadar ki her süreçte etkin rol al›r. Kurmufl oldu¤u ortakl›klar ile bu hizmetleri hedef kitlesine bedelsiz olarak sunar. Daha fazla bilgi için gokcen@unitedtowers.com, www.unitedtowers.com veya 0212 296 48 00 nolu telefonlardan bize ulaflabilrsiniz. Genç Kariyer / 2009

71


kariyatür

72

Genç Kariyer / 2009

Erdem Göktepe ‹stanbul ticaret üniversitesi, iletiflim fakultesi, gorsel iletiflim ve tasar›m bölümü 4.s›n›f erdemgoktepe@gmail.com






Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.