GFMT1403 - May June 14 - Turkish language edition

Page 1

Mayıs-Haziran 2014

first published in 1891

Genetiği değiştirilmiş soya fasulyeleri üzerine bazı gerçekler

İşte karşınızda The Mills Archive!

Hasat koşulları: Buğday kalitesi üzerindeki etkisi ve ziraai, imalat ve mali yönü

Bu sayıda: •

Helal Gıda Üretiminde Ekstrüderlerin Rolü

Istihkâm

118. Yıllık IAOM Konferansı ve Fuarı

Kansızlıkla un besin takviyesiyle savaşmayı umut eden dünya liderleri

INCORPORATING PORTS, DISTRIBUTION AND FORMULATION

A subscription magazine for the global flour & feed milling industries - first published in 1891


Automotive Industry

Building & Construction Industry

Chemical Industry

Crea Indu


ative ustry

Reap the Benefits! Farming & Agriculture Industry

Customised industrial bags for quick filling and Food Industry protection Industrial Householdof your Medical & reliable filling goods. Industry

Paper & Packaging Industry

Pharmaceutical Industry

Office & Printing Paper Industry

ng r presenti Window fo ractively tt a d o o g the filling le dosage and simp 2

1

Hygienic chniques closure te

Discover Mondi’s industrial bags innovations: 6

Compact s dimension

IN TOUCH EVERY DAY www.mondigroup.com

3

4

able Compost h it w s g ba able film biodegrad

r 5 Suitable fo ct ta food con

Reliable through protection lves sealable va

Pet Ind


www.gencdegirmen.com.tr


GF

MT GRAIN & FEED MILLING TECHNOLOGY

VOLUME: 125 NUMBER: 3

Mayıs-Haziran 2014

N

Grain & Feed Milling Technology ISSN No: 1466-3872 Perendale Publishers Ltd 7 St George’s Terrace, St James’ Square, Cheltenham, Glos GL50 3PT, United Kingdom Tel: +44 1242 267700 Fax: +44 1242 267701 info@perendale.co.uk

F

Publisher Roger Gilbert Tel: +44 1242 267707 rogerg@perendale.co.uk

MILLING NEWS Teknoloji parkına 17 milyon avroluk yatırım İşte karşınızda The Mills Archive! Yem Destek Ürünlerinin (FSP) bir parçası olarak risk tespiti Muyang adını FAMSUN olarak değiştiriyor Lambton’nın yeni müşterisi Yeni websitesi yeni bir kullanıcı deneyimi sunuyor

6 7 8 9 9 9

FEATURES Helal Gıda Üretiminde Ekstrüderlerin Rolü

12

Istihkâm - Kansızlıkla un besin takviyesiyle savaşmayı umut eden dünya liderleri

14

Önemli vitamin ve minerallerle unun besin değerinin arttırılması

Design manager James Taylor Tel: +44 1242 267707 jamest@gfmt.co.uk Circulation & events manager Tuti Tan Tel: +44 1242 267707 tutit@gfmt.co.uk

Genetiği değiştirilmiş soya fasulyeleri üzerine bazı gerçekler

18

Bitkisel Savaş

20

118. Yıllık IAOM Konferansı ve Fuarı

25

Hayvan yemlerinin yüksek maliyetleri

34

Hasat koşulları

38

Güvenli bir gıda zincirinin önemi

42

International marketing team Darren Parris Tel: +44 1242 267707 darrenp@gfmt.co.uk Lee Bastin leeb@gfmt.co.uk Tom Blacker tomb@perendale.co.uk Tilly Geoghegan tillyg@perendale.co.uk Latin America Marketing Team Iván Marquetti Tel: +54 2352 427376 ivanm@perendale.co.uk Pablo Porcel de Peralta pablop@perendale.co.uk

REGULAR ITEMS KONUK EDİTÖRÜN GÖZLEMLERI

Prof. Ram Rajasekharan, Rajasekharan, Director, CSIR-CFTRI

DERNEKLER

Global flour associations 10

OLAYLAR 44 INDUSTRY FACES 48 Oro Agri bağlantılarını güçlendiriyor Biorigin’in yeni operasyon müdürü Garner Industries’in ünlü CEO’su ve Başkanı McLain Steve Harris, Meriden’den emekli oluyor

India Marketing Team Assocom-India Pvt Ltd Tel: +91 47 675216 india@perendale.co.uk Nigeria Marketing Team Nathan Nwosu Tel: +234 805 7781077 nathann@perendale.co.uk Annual Subscription Rates Inside UK: UK£70 Outside: US$140/ Euros110 More Information www.gfmt.co.uk http://gfmt.blogspot.co.uk

4

Grain & Feed Milling Technology is published six times a year by Perendale Publishers Ltd of the United Kingdom. All data is published in good faith, based on information received, and while every care is taken to prevent inaccuracies, the publishers accept no liability for any errors or omissions or for the consequences of action taken on the basis of information published. Copyright 2014 Perendale Publishers Ltd. All rights reserved. No part of this publication

©

may be reproduced in any form or by any means without prior permission of the copyright owner. More information can be found at www.perendale.com Perendale Publishers Ltd also publish, 'The International Milling Directory' and 'The Global Miller' news service


KONUK EDİTÖRÜN GÖZLEMLERI

4 | KONUK EDİTÖRÜN GÖZLEMLERI

K

ötü beslenmenin her yıl neredeyse 1.3 milyon çocuğun ölümüne yol açtığı Hindistan gibi bir ülkede, ülkedeki her gıda araştırmacısının karşılıştığı ilk sorunun kötü beslenmeyle savaşmak ve gıda güvenliğini sağlamak olması hiç de şaşırtıcı değildir. Bangladeş ve Nepal ile birlikte Hindistan da, dünyada en yüksek yetersiz beslenme oranına sahiptir. Çocuklar zayıf bir bağışıklık sistemi geliştirdiği için yetersiz beslenme çocuk ölümlerine sebep olmaktadır. WHO’ya göre kötü beslenme, tüm çocuk ölümlerinin üçte birinden fazlasına katkı sağlamaktadır. Hindistan Bilimsel ve Endüstriyel Araştırma Konseyi (CSIR)’nin ana laboratuvarı olarak, ülkemizin

Daha iyi bir beslenmeye giden ‘samanyolu’ ve anahtarı buğday yaşadığı açlık, sağlık, kötü beslenme, gıda güvenliği dahil olmak üzere tüm gıda ve sağlık problemlerini çözmek ve buna yönelik çalışmalar yapmak bizim tek gayemiz.

İronik Hindistan gıda üretiminde lider ve ziraate dayalı bir ülke olmasına rağmen, ülkedeki nüfus yüzdesinin büyük bir bölümünün kötü besleniyor olması oldukça ironik. Bu durum ise, kısmen çocuklara doğru ve yeterli besinin verilemiyor olmasına bağlı. Tam bir Hint öğünü, genellikle, karbonhidrat açısından zengin ve vitamin, lif ve mineral gibi diğer besin maddeleri açısından da eksiktir. Hindistan’da ğitimli ve zengin insanlar için bile tam anlamıyla dengeli bir beslenme konsepti hala bir efsane gibidir. Önceki senelerin aksine, pirinç ve buğday ana öğünü oluştururken, bugün GenNext, daha lezzetli, dengeli ve besin değeri yüksek bir diyet gerektiriyor. Ayrıca toplumun bir bölümünün bu sağlıklı diyete ihtiyacı var. Bu çeşitli Hint tüketicilerini göz önünde bulundurduğumuzda, toplumun her tabakasından insana hizmet edecek bir ürün geliştirme girişiminde bulunduk. Çözüm, tüm vitamin ve minerallerle desteklenmiş besin değeri yüksek bir içecek üretmek! Fakat, bu içecek tüm insanlar tarafından satın alınabilmeli ki enstitümüz ülkedeki gıda güvenliğini sağlama hedefine de bu şekilde ulaşsın.

Geride kalan beslenme Daha önce bahsettiğimiz üzere, dünya çapında büyük bir tahıl üreticisi olan Hindistan, aynı zamanda dünyanın ikinci büyük buğday üreticisi sayılmaktadır.

Tahıllar, tam buğday, tam buğday unu, öğütülmüş un ya da işlenmiş un olmak üzere çeşitli şekillerde kullanılır. Öğütme işlemi, arkasında birçok kepek ve buğdayı tohumu bırakır ki buğday tohumu da Prof. Ram Rajasekharan tahılın en besleyici kısmıdır. Bu ürünü geliştirirken, buğday Temel Gıda Teknolojisi tohumundan faydalanma Araştırma Enstitüsü Müdürü girişimimiz, en besleyici fakat (CFTRI), Mysore, Hindistan kısmen daha az pahalı olan buğday tohumu sütüyle sonuçlandı. Saflaştırılmış un ve irmik için her yıl dünya çapında üretilen yaklaşık 700 milyon tonluk buğdayın içinde, kepek ve buğday tohumu yan ürünlerinin neredeyse %25’i hayvan yemi olarak çok ucuza satılmaktadır. İstatistiksel olarak, yalnızca %2.5 ila 3’lük buğday tohumu Hindistan’da üretilen 2 ila 3 milyon tonluk buğday tohumuna tekabül etmektedir. Buğday tohumu, B ve E vitamini ve kötü beslenmeyi azaltmada önemli bir rol oynayan, kronik hastalıkları önleyen ve insan sağlığını tehdit eden birkaç önemli hastalıkla savaşan demir, kalsiyum ve çinko gibi mineraller açısından oldukça zengindir. Buğday tohumu tek başına raflarda aşırı yüksek fiyatlara satılıyor olsa da, öğütme işleminden arta kalan tohum hayvan yemi olarak kullanılmaktadır. Bu nedenle, CSIR-CFTRI Hindistan, buğday tohumunun besleyici özünü çıkarmak ve daha sonra da bu maddeden lezzetli bir içecek yapmak üzere uygun bir hammadde elde edilmesi adına yeni bir yöntem geliştirme işine atılmıştır. Dünya çapında açlıkla ve yetersiz beslenmeyle mücadele eden bir içecek Besin maddelerinin içinde en çok ihtiyaç duyulan ve her yaş grubu tarafından sevilen şeyler, içeceklerdir. Süt, insan sağlığı için en önemli içecek sayılmaktadır. Gerçek veganlar hayvansal içeriğinden ötürü süt tüketmezler. Başkaları ise, laktoz hassasiyetleri yüzünden süt içmezler. Enstitümüz tarafından geliştirilen buğday tohumu sütü, uygun fiyatlı büyük bir besin kaynağı olmasının yanısıra, bu açıdan da özel bir duruma sahip insanlar için alternatif oluşturmaktadır. Soğutma olanağı bulunmayan ortamlarda bile dengede kalması, buğday tohumu sütünün bir avantajıdır. Bu özelliği de insanların özel durumlarına uyum sağlayabilir. Örneğin, anemi hastaları için demir açısından, vitamin eksikliği olanlar için ise B vitamini açısından zengindir. CSIR-CFTRI’nın buğday tohumu işlemleri, buğday tohumu sütü bileşenlerini elde etmek açısından kaliteli buğday tohumu özü çıkarmanın yollarını yapmaktadır. Enstitümüz aynı zamanda dünya çapındaki önemli gıda beslenme sorunlarına çözüm oluşturacak diğer benzer ürünlerin geliştirilmesine de odaklanmış durumda. Ben, şahsen, dünya çapındaki bu açlık ve yetersiz beslenme sorunu konusunda diğer endüstrilerin de araştırma enstitüleriyle, hükümetle, politika belirleyici organlarla, sivil toplum kuruluşlarıyla veya parti tabanlı işçilerle bağlantı içinde olmak adına önemli bir rol oynayabileceklerini düşünüyorum. Bu büyük probleme hep birlikte etkili bir çözüm bulmak için hiçbir zaman geç değil.


Have You Experienced This In Your Elevator? For over 40 years, and in more than 50 countries, Tapco has been solving the problem of bent & torn steel buckets.

®

STYLE CC-HD (HEAVY DUTY) Polyethylene Elevator Bucket Also available in Polyurethane & Nylon

T

apco nonmetallic buckets have the ability to absorb impact in the elevator leg and “give” or “yield” to bypass an obstruction – then return to their original shape and keep on working for you. Tapco buckets weigh less than their pressed steel counterparts, lack sharp edges and therefore are far safer and easier to handle when fitting an elevator. With 900,000 buckets in 93 sizes stocked throughout the world, Tapco has what you want, when you need it! Tapco also maintains over 15 million elevator bolts in imperial and metric threads in six styles. Tapco fanged elevator bolts have been specifically designed to work with nonmetallic buckets.

FANGED HEAD Elevator Bolt

Contact Tapco or visit www.tapcoinc.com today.

Replace your steel buckets with Tapco – the buckets with the memory.

ELEVATOR BUCKETS - ELEVATOR BOLTS

Tel.: +1 314 739 9191 • Fax: +1 314 739 5880 • Email: info@tapcoinc.com • www.tapcoinc.com The color blue, when used in connection with elevator buckets, is a U.S. registered trademark owned by Tapco Inc. © 2014 Tapco Inc.® All rights reserved.


N

&FEED MILLING TECHNOLOGY

GRAIN

Teknoloji parkına 17 milyon avroluk yatırım

C

Global Miller’dan haberler Dünya üzerinde yüz milyonlarca insan yaşam kaynakları olan hayvanlarını beslemek için otlaklara bağlanmış durumda. Fakat, zayıf toprak yönetimi dünyanın otlak alanlarının büyük bir bölümünü yozlaştırıyor ki bu da geçimini hayvancılıktan sağlayan toplumlar için direkt olarak çevresel bir problem teşkil ediyor. http://bit.ly/1kqckGc İsveç, Stockholm kaynaklı Perten Instruments AB şirketi, bugün Diode Array bazlı işlem teçhizatı için yeni ve çığır açıcı bir yazılım platformu çıkaracağını bildirdi. Perten Insturments, Process Plus paketiyle birlikte, süregelen evrimden kusursuz bütünleşmeye kadar günümüzün modern endüstri dünyasındaki sorunlara ulaşacak. http://bit.ly/1rNKTtU Çiftçiler ve veterinerleri, Birmingham, NEC’te 2-3 Temmuz 2014 Çarşamba ve Perşembe günlerinde düzenlenecek olan Çiftlik Sağlığı Planlama seminerlerinde, sığır eti ve diğer et ürünlerinde en çok görülen bazı tehlikeli sağlık problemler üzerinde nasıl birlikte çalışabilecekleri konusunda bir takım çalışması yapıyor olacaklar. http://bit.ly/1kAX9Ei Delegeler, antibiyotiksiz etlerden sağlıklı arılara kadar, gıda zincirinin geleceğini öngörmenin, hızla büyüyen dünya nüfusunu etkin bir şekilde doyurmanın anahtarlarından biri olduğunu 30. Yıllık Alltech Sempozyumu’nun kapanış bölümünde öğrenmişlerdi. ABD, Kentucky, Lexington’da, 18-21 Mayıs 2014 tarihleri arasında düzenlenen ve üç gün süren bu organizasyon, “Ne yapmalı?” sorusunun cevaplarını aradı. http://bit.ly/1p98ReC VIV Avrupa 2014’ün son gününde, Hotraco Grup Müdürü Diederik Fetter, devrim niteliğindeki Fortica dokunmatik ekran kümes kontrol bilgisayarı sayesinde Kümes Hayvancılığı Yenilik Ödülü’nü aldı. http://bit.ly/UeeU7J “VIV Avrupa’ya katılan ve bu organizasyonu böylesine başarılı kılan herkese teşekkür etmek istiyorum,” sözleriyle, VIV Avrupa Proje Müdürü Ruwan Berculo, VIV Avrupa 2014’te alınan sonuçlardan oldukça mutlu olduğunu belirtti. Organizasyon, tüm ziyaretçi ve sergicilerden istisnai bir şekilde yüksek bir beğeni topladı. Katılan 22,000 ziyaretçiyle birlikte, organizatörler, mümkün olan en iyi iş atmosferini yarattılar. http://bit.ly/1mWbrm3

http://gfmt.blogspot.com

ordoba Siloları, Cordoba’nın teknoloji parkına tesis kuracak olan ilk şirket. Cordoba’nın ekonomisinde mihenk taşı sayılan Cordoba Siloları, yeni operasyonunu duyurdu. El Caprio’ya taşınma planlarını değiştirdiklerini söylediler. Büyeyen bir şirket için tipik bir problem olan yer yetersizliğine bağlı olarak, şirket, planlandığı üzere El Caprio’ya değil de Cordoba şehrindeki Rabanales 21 Teknoloji Parkı’na taşınıyor. Şirket, El Caprio’da da yeni bir tesis kuracak, fakat bunu şimdilik ikinci plana atmış durumda. Şirket Müdürü Juan López Regalón, 2013 yılında 46 milyon avro kazanan şirketin 10,000 metrelik bir fabrika tesisine ve ayrıca 1100 adet ofis binasına sahip olacağını belirtti. López Regalón’a göre, tesisin yapımına Mayıs sonlarında başlanacak. Yeni tesisin, 2015 yılında kullanıma açılması planlanıyor. Ayrıca, şirket müdürü, yeni tesisin şirketin genel merkezlerine, Ar-Ge bölümüne, iDepartment adlı hazli hazırdaki teknoloji parkına ve silo inşaa tesisine de ev sahipliği yapacağını söyledi. Rabanales 21’deki yeni tesis biter bitmez, El Caprio’da 2016 sonları ve 2017 ortaları gibi planlanan yeni tesisin inşaasına başlanacak. López Regalón, yaklaşık 6000 metrekare üretim alanına sahip olunacağını belirtti. Ayrıca, demiryolu bağlantıları sayesinde şirketin, El Caprio’daki tesisi bir lojistik merkezi haline getireceğini de ekledi.

NUMBER CRUNCHING Buğday

5 milyon ton – İngiliz değirmencileri tarafından kullanılan yıllık buğday miktarı Birleşik Krallık değirmencileri tarafından kullanılan buğdayın %85’i Birleşik Krallık’ta üretilmektedir. (Geri kalanı ise, öncelikli olarak Kanada’dan, ABD’den, Fransa’dan ve Almanya’dan ithal edilmektedir.) Birleşik Krallık ’ta üretilen unun %60’ı, kalan kısmı diğer ürünlerde kullanılmak üzere, öncelikli olarak unlu mamüllerin üretiminde kullanılmaktadır. 74 kg – Birleşik Krallık’ta her yıl kişi başına düşen un miktarı (2008 – 2009 yılları arası) Birleşik Krallık’ta satın alınan ekmeğin %75’i beyaz ekmek (günde satılan ekmek adedi ise 12 milyon) 43 – Birleşik Krallık’ta yılda ortalama satın alınan kişi başı ekmek sayısı 14 Ağustos – Birleşik Krallık ’ta gıdanın tükendiği tarih (eğer bir yılda üretilen gıda miktarı depolanıp 1 Ocak’tan itibaren yenmeye başlarsa) %62 – Tüm gıdalardaki öz yeterlilik oranı (1984 yılından %78’den düştü) 19.4 milyon sterlin – Birleşik Krallık’taki gıda ihracatı ve ithalatı arasındaki fark

See our images of the 118th Annual IAOM Conference & Expo (ACE) at http://www.facebook.com/GrainFeedMillingTechnology

Kaynak: NFU, DEFRA and nabim - http:// www.nabim.org.uk/statistics/flour-andbread-consumption/


Mayıs-Haziran 2014 | 7

İşte karşınızda The Mills Archive! by Mildred Cookson, Miller and Foundation Trustee of the Mills Archive Trust

T

he Mills Archive, hem geleneksel hem de çağdaş olma k üzere değirmenlerin tarihini araştırmak, onlar hakkında bi lgi edi n me k ve a n la ma k adına kendisini hızlı bir şekilde uluslararası bir kaynak olarak inşaa etmeye devam ediyor. 2002 y ı lı nda, bi r gr up değirmen heveslisi tarafından kurulan The Mills Archive, gelenek sel r üzgar ve su değirmenlerinden silindirli un değirmenlerine kadar geldi. Birleşi k K ra l lı k , Reading temelli bu arşiv, T he Mi lls

A r c h i ve Va k f ı t a r a f ı n d a n yürütülüyor (Kayıt no: 1155828). Vakıf, insanları değirmenler ve değirmencilik alanının tüm yönleri hakkında bilgilendirme amacıyla kurulmuştur. Arşivin websitesi ve kataloğu (w w w.mi llsarchive.org ), i k i milyon parçaya güvenli bir şekilde ev sahibi yapıldığı 100 koleksiyonla birlikte geleneksel değirmenler hakkında birtakım dök u m a n la r ı ve gör se l le r i ayağınıza getiriyor. İnsanlara ücretsiz bir şekilde bilgi sunan bu ulusal harikalar diyarı, şimdi de silindirli un

değirmenleri hakkında özel bir arşiv inşaa etmeyi planlıyor. Bu adım, koordine bir biçimde işleyen programın bir parçası ve GFMT okurlarının da çok ilgisini çekecek. Silindirli Un Değirmenleri Devrimi (bkz. Mart – Nisan 2014 sayısı sf. 14 – 15), değirmencilik mirasının ihmal edilmiş kısmının kurtarılması için bir basamak görevi görecek. Arşiv de, bu projey i “El Deği r men i nden Bilgisayara” adlı hikayeyle birleştirecek. Başkan Dr. Ron Cookson, “Eğer ihtiyacımız olan finansal desteği elde edebilirsek,

dünya çapındaki modern un değirmenlerine oldukça önemli bir hizmet sağlayabilmek adına bir ekip ve birtakım olanaklar yaratabileceğiz,” öngörüsünde bulundu. “Dünya çapında taşlardan değir men lere ve da ha nice gelişmelere ışı k tutaca k binalar, teknolojiler ve insanlar hakkında mater yel toplama konusunda çok istekliyiz.”

Kayıp tarihi materyeller A r ş i v, b i r ç o k t a r i h i materyelin kaybolduğunun ve günümüzdeki bilgilerin de gizli kalması gerektiğinin farkında. Fakat, bağış yapmak isteyenlerin de ilgili her bir kaydı toplayıp korumaları konusunda istekli. Arşivci Nathanael Hodge, “Bize verilen her materyelin kaynağıyla birlikte verilmesini sağlamak zorundayız. Mirasımızı gelecek nesillere anlatırken, tüm olanların nasıl birbirine uyduğu konusunda onlara karşı olabildiğince açık ve net olmalıyız,” yorumunda bu lundu. Tar i h i bi r değer i bulunan ve bir yuvaya ihtiyacı olan materyellere sahip herkes arşive e-posta atabilir: mills@ millsarhive.org

Yazar hakkında

Hecker unlarının Londra ve New York Dünya Fuarlarında aldığı ödülleri gösteren bir 19. yüzyıl reklam kartpostalı, The Mills Arhive Vakfı, Mildred Cookson Vakıf Koleksiyonu

GFMT değirmen arşivinin koruyucusu oluyor

G

rain and Feed Milling Techonolgy dergisinin yay ı ncısı Perenda le Publishers Limited’in, Değirmen Arşivi Vakfı koruyuculuğuna atanması tamamlandı. Bu ayın başlarında Arşiv’e bir ziyarette bulunan GFMT editörü Roger Gilbert, bugünün

GFMT’sinin Değirmencilik adı altında eski sayılarıyla daha ya k ın bir bağlant ı kur ma k z or u n d a k a l d ı ğ ı v e b u nu gerçekleştirirken Reading’teki Değirmen Arşivi’ini gelişimini desteklemekten daha iyi bir yol bulunmadığı konusunda ikna olmuş durumda. “Değir men A rşivi, gelmiş ge ç m i ş t ü m değ i r me nc i l i k sürecini, ilgili şirketleri ve bu sektöre dahil olan insanları k apsıyor olsa da, te k noloji sektörü ileriye götüren şey oldu ve bu da özellikle makaralı un değirmenin ortaya çıkışı

esnasında ve ortaya çı k ışından sonra gerçekleşti. “ Te k noloji bi zi ha la i ler i götür üyor, fa k at endüstrinin geleceğini belirmek açısından tarihimizi bilmek ve tarihimizle bağ kurmak bizim için çok önemli.” “Değirmen Arşivi tarafından koruyucu olarak görevlendirilmekten büyük bir zevk duymaktayız ve Arşiv’in hedeflerini gerek yerel gerekse uluslararası platformda dijital, on li ne ya da bası l ı ola ra k deste k leyeceği z . Çün k ü un

Mi ldred, 30 y ı l lı k bir su değir mencisi ve gelenek sel değirmen lerine üzerine bir dergi olan Mills News’ün de editörüdür. The Mills Arhive Va k fı’nın kur ucusu olara k, silindirli un değirmenleriyle i l g i l i ç e ş i t l i m at e r y e l l e r i ve bu m a k a le e ş l i ğ i nde k i bi r k ar t posta l la bi rli k te t ü m kole k siyonu nu a r şive bağışlıyor.

değirmenciliği evrensel bir etkinliktir ve biz, hepimiz, benzer teknolojileri ve aynı hammaddeleri kullanmaktayız.” Gi lber t sözler i ne, “GFMT dergisi, değirmencilik sektöründeki değişikliklerin önemini yansıtıyor ve bunun sonucunda da biz ar t ı k bu sektöre evrensel bir kimlik kazandırmış oluyoruz. Ayrıca, Değirmen Arşiv’inin de dünya ç apı n d a bi r ön e m e s a h i p olduğuna inanıyoruz,” diye de devam ediyor.

N NEWS

&FEED MILLING TECHNOLOGY

GRAIN


N

&FEED MILLING TECHNOLOGY

8 | Mayıs-Haziran 2014

Yem Destek Ürünlerinin (FSP) bir parçası olarak risk tespiti by Johan den Hartog, managing director of GMP+ International, Rijswijk, The Netherlands

Y

em Destek Ürünleri (FSP), İyi Üretim Uygulamaları (GMP) Belgelendirmesi programının bir parçasıdır. (GMP+FC Programı) Yem Destek Ür ün ler iyle birlikte, Uluslararası İyi Üretim Uyg u l a m a l a r ı (GM P) bi ze interaktif bir şekilde birçok bilgi kaynağı sunmaktadır. Bu da şirketlerin kendilerine özg ü H ACC P si ste m le r i n i kurmalarında onlara yardımcı olmaktadır. Risk tespitleri bu konudaki en önemli unsurdur ve olabilecek en kötü senaryoyu sunarlar. Risk analizleri, şirkete özgü risklerin tespit edilmesi konusunda bir kılavuz olarak iş görürler. Üretim Uygulamaları (GMP) Be lge lendi r mesi Pr ogra m ı risk tespitini, standartları ve gözlem sıklığını da göz önünde bulundurarak bünyesinde bazı gereklilikleri barındırır. GMP katılımcıları, şirkete özgü bir

GRAIN

HACCP sistemi ve gözlem programı oluşturmak için yem destek ürünlerinden alınan verileri kullanabilirler. (bkz. Şekil 1) Risk değerlendirmeleri de dahil olmak üzere, yem destek ürünleri bir ‘huni’ şeklinde g ö s t e r i l m e k t e d i r. Ç e ş it l i kaynak lardan elde edi len bilgiler yem destek ürününe girmektedirler. Bu bilgi, GMP şirketlerinden alınan pratik bir bilgidir, fakat bu bilgi bir rapor işlevi de görmektedir. Yem destek ürünleri, bu bilgiyi öylesine kullanır ki yem şirketlerinin de bunu kendi şirketlerinin HACCP sistemleri için kullanabilmesi sağlanır. Yem şirketleri, yem destek ürünlerinin daha fazla geliştirilebilmesi için geri dönüt bilgisi de vermektedirler. Bu süreci de Şekil 2’de görebilirsiniz.

Ana Değerler

Şekil 2: ‘Huni’ şeklindeki Yem Destek Ürünleri

Komitesi (IEC Hayvan Yemi) ve Yem Destek Ürünleri Teknik Komitesi (TC FSP) gibi bağımsız komiteler tarafından incelenir. TC FSP Komitesi, bir HACCP takımı olarak görev yapar.

4. Şeffaflık

Yem destek ürünlerindeki işlem süreci, olası tehlikeler, risk tespitleri ve verilerin gözlemlenmesini ilgilendiren bilgiler GMP şirketlerinden alınır.

Yem destek ürünleri, şeffaf uygulama yöntemlerini tercih ettiği gibi tüm paydaşlarıyla da şeffaf bir iletişim içinde olmak ister. Herhangi bir değişiklik söz konusu olduğunda izlenecek prosedür açıklanmaktadır. Her değişiklik, FSP haber bültenleri şe k li nde GMP Kom itesi ne bildirilir.

2. Bilime dayanma

Risk tespiti

Yem maddelerinin risk tespiti, hayvan yem sektörü HACCP sistemindeki gerekliliklerle tamamen uyuşmaktadır (2008). Herhangi bir teh li kenin etkilerini kanıtlamak için, bilgi, hem istenmeyen maddeler hem de teknik yardımlar için bilgi formlarına aktarılır. Tehlikenin ciddiyeti bilgi formlarında gösterilir ve risk tespiti RIKILT bi l i m ada m la r ı t a ra f ı nda n değerlendirilir .

Bu b ölü m , g ıd a te m i n i sağlayan hayvanlar (keçiler, kümes hayvanları, büyükbaş hayvanlar, koyunlar, domuzlar ve ayrıca atlar ve tavşanlar) için yem maddelerinin risk tespitini içermektedir. İşlenmiş balıklar buna dahil edilmemiştir, çünkü işlenmiş balıklar diğer hayvan türlerine göre kontaminantlara karşı daha duyarlıdır. Balık yemi şirket leri İyi Üretim Uygulamaları (GMP) + Gıda Güvencesi programlarına daha çok ilgi göstermeye başlamıştır. Bu nedenle, risk tespitini ve ilgili bilgi formalarını genişletmeye yönelik birtakım adımlar atılmaktadır (Örneğin, hidrolize edilmiş balık proteini risk analizi). Risk tespiti, üretim sürecinin işlem değişkenlerini, yem hammaddesinindeki olası teh li keler i, ta h m inen bu tehlikelerin ne gibi risklere yol açabileceğini ve bu tür tehlikelerle karşılaşıldığında alınabilecek kontrol önlemlerini içerir. Genel risk analizi en kötü senar yoy u çizdiğinden analizlerde belirlenen tehlikeler, şirketin kendi spesifi k analizlerine uygun olmayabilir. Ayrıca, böyle bir durumu göz önünde bulundurduğumuzda

Yem destek ürünleri dört ana unsura bağlı olarak iş görürler:

1. Pratik bilgi

3. Bağımsızlık Yem destek ür ün ler inin teknik boyutları ve prensipleri, Uluslararası Hayvan Yemi Uzman

Şekil 1: İyi Üretim Uygulamaları Yem Belgelendirmesi Programı ile Yem Destek Ürünleri arasındaki ilişki

henüz hiçbir önlemin alınmadığı bir durumla karşılaşırız. Bu tahmini durum bir rehber niteliğindedir. Her GMP+ şirketi kendi tahmini durumunu kendi belirler ve oluşturur. Tü m r i sk tespit le r i nde tehlikenin şiddeti aynıdır. Bu ürünün (bakteri, cam, vb.) ya da hammaddenin (örneğin bir kimyasal ya da kontaminant) bir özelliğidir.

Yem Destek Ürünlerinin Devamlılığı Ürünlerin içerikleri, yeni yem kanunlarına, düzenlemelerine, risklere ve yeni bilimsel gelişmelere bağlı olarak sürekli olarak değişmektedir. Bu değişiklikler, yeni yem hammaddeleri/ürünleri, yeni karşılaşılan tehlikeler, yeni “ürün-tehlike kombinasyonları” ve yeni standartları (kanunları) içermektedir. Ayrıca bu değişik lik ler, Uluslararası GMP Programı taraf ından yem destek ü r ü n l e r i n i n de v a m l ı l ı ğ ı çerçevesinde periyodik olarak yürütülmektedirler. Olası tehlikelerdeki (şiddet, etki gibi) değişiklikler bilgi formlarında ve/veya risk değerlendirmelerinde gösterilir. Bu değişikliklerin nedenleri olarak aşağıdakileri gösterebiliriz: a. Yeni yem kanunları b. GMP+’tan gelecek Erken Uyarı Sistemi c. Gıdalar ve Yemler için Hızlı Alarm Sistemi (RASFF) d. Yem Krizleri e. Yeni bilimsel gelişmeler/ tehlikeler f. Şirketlerin pratik deneyimleri Yem destek ürünlerinin içeriği FSP Teknik Komitesi tarafından incelenmektedir. Genel risk değerlendirmeleriyle birlikte yem destek ürünlerini GMP+ portalında bulabilirsiniz: www. gmpplus.org


&FEED MILLING TECHNOLOGY

GRAIN

Muyang adını FAMSUN olarak değiştiriyor B u n d a n s o n r a FA M S U N , Muya ng’n ı n yen i i sm i olaca k . Muya ng Ltd . Şt i ., M ay ı s 2014 itibariyle marka ismini FAMSUN olarak değiştireceğini bildirdi. Bu fikir, şirketin yaptığı işi ve çiftlikten masaya anlayışını daha iyi yansıtacağından yola çıkılarak ortaya atılmıştı. FAMSUN, İngilizce’de “famous, farm, family, sun” ve “union” yani ünlü, çiftlik, aile, güneş ve birlik k e l i m e le r i n de n e s i n le n i le r e k oluşturulmuş. Bu isim, müşterileriyle birlikte, geleneksel tarımı modern t a r ı m a çe v i r e n , ye m ü r e t i m , değir menci li k , depolama, gıda

Mayıs-Haziran 2014 | 9

işleme ve otomasyon sektörlerinde karlı ve sürdürülebilir çözümler yaratan, yeşili koruyan ve çiftlikten masaya sağlıklı bir tedarik zinciri inşaa etme amacı olan Muyang’ın gelişim konseptini ve vizyonunu temsil ediyor. FA MSUN logosunun yarat ıcı tasarımı eğri bir “F”, kıvrık bir “A”, uzayan bir “S” ve dost canlısı bir “U” harfini barındırıyor. Bu logo, Muyang’ın yaptığı işi, ürünlerini, sunduğu hizmeti ve çözüm yollarını temsil eden tek işaret olacak. Aynı zamanda, şirket, şu anki yapısını işlet meye deva m edece k ve iş bağlantıları da değişmeden kalacak. FA M S U N , 18 M ay ı s 2 0 14’t e Qingdao, Çin’de 12. Çin Hayvancılık Fuar ı’nda ve 20 May ıs 2014’te Utrecht, Hollanda’da halk arasına karışmıştı.

by Tom Blacker, directory coordinator

U

luslararası Değirmencilik Rehberi (IMD)’nin sürekli olarak güncel kaldığını görmek zorlu bir görev olabilir, ama ben her zaman bunu oldukça keyifli bulmuşumdur.

Son zamanlarda, Hollanda Utrecht’te VNU tarafından ev

sahipliği yapılmış olan VIV Avrupa’da, derginin 800 kopyasının dağıtımını yaptık ve bu da aynı zamanda çok sayıda endüstri öncüsüyle de tanıştık anlamına geliyor. İşte bunlardan biri: Endüstrideki yeni isim, FAMSUN ÇİN (namı diğer Muyang). Alanında lider bu değirmencilik mekanizması üreticisi ve problem çözücüsünden aldığımız

Lambton’nın yeni müşterisi

2

012 yı lının son lar ında tam olarak kur ulmuş ol a n , Şi l i ’n i n g ü n e y i n d e yer a lan Segra adlı tesisin toplam 5800 ton buğdaylık bir depolama kapasitesi bulunuyor. Tesis, aynı zamanda, dört adet 200 tonluk konik siloya ve iki adet de 2500 tonluk

düz tabanlı siloya sahip. Yenilenen beton silolar da şu anda kullanımda. Saatte 120 ve 60 ton arası iş yapan Lambton konveyörleri ve kepçeli elevatörleri de bu projeye dahil. Satılan silolardan iki tanesi 21’lik, 40’ 11” ve diğer dördü ise 48’lik 70’ 4’ y üksek liğinde. Yük lemeboşaltma ekipmanları ise, 24’lük iki adet kepçeli elevatör, bir adet 16’lık kepçeli elevatör, 9”x17”’lik konveyörler ve üç adet de 9”x9”luk konveyör içeriyor.

takdir daha açık bir şekilde dile getirilemezdi. Teçhizat rehberleri, reklamları, ürünleri, fotoğrafları, listeleri ve daha birçok başka detay organizasyondaki çoğu üst düzey şirket tarafından beğenildi, fakat endüstrideki bu yeni isim daha yeni yeni etkisini göstermekteydi. Bunun nedeni ise, Uluslararası Değirmencilik Rehberi (IMD)’nin, şu anda endüstrideki en güncel kaynak olması amacıyla, şirket hakkındaki tüm içeriği ve verileri mükemmel bir tasarım ve esneklikle, oldukça estetik bir formatta basmış olmasıdır. Ayrıca, VIV Avrupa’da yeni endüstri makineleri oldukça özenli bir şekilde sunulmuştu. 22,000 katılımcıdan birçok uluslararası ziyaretçi, ürünlerimiz hakkında bilgi almak amacıyla Uluslararası Değirmencilik Rehberi(IMD) standına uğradılar. Bu organizasyon hakkında daha detaylı bilgiyi dergide bulabilirsiniz.

Yeni websitesi yeni bir kullanıcı deneyimi sunuyor

K

ullanıcı hareket li liğinin arttığı bu devirde, BIOMIN’in yeni websitesi, laptoplar, m a saü st ü bi lg i saya rla r, a k ı l l ı telefonlar ve tabletler gibi diğer mobil araçlar da dahil olmak üzere tüm teknoloji platformlarında kolay bir

Bir önceki köşe yazımda belirttiğim üzere, sosyal medya

navigasyon sağlayarak kullanıcılara yeni bir deneyim sunuyor. BIOMIN ’ i n a raşt ı r ma ve geliştirmeye dayalı özüne sahip zengin içerikli yapısı korunarak, site görsel açıdan güçlendirildi. Yenilene site, akıllı telefonlar için yeni ve gelişmiş bir e-posta sistemine de sahip. Ayrıca, en uygun bilgiyi bulmak adına yeni websitesinde dolaşmak artık çok daha kolay.

büyümeye devam ediyor. Facebook, Twitter ve LinkedIn’de bizim için verilen dayanışmaya da sonsuz teşekkürler. Bu dayanışma, harika bağlantılar kurulmasını sağlıyor ve dijital alanda çok daha fazla okuyucuya ulaşmamız konusunda bize destek oluyor. Diğer bir yandan, bir önceki sayı ışığında, derginin son sayısında bahsettiğimiz Roller Milling Revolution’la birlikte değirmencilik konusuyla yakından alakalı birkaç özellik hakkında büyük beğeni toplamıştık. Bu da bizi Roller Değirmencilik’in endüstriye ilk adım attığı zamanlara ve Birleşik Krallık’ın bu büyümedeki rolüne götürdü. Tüm bunlar ışığında, IMD, GFMT dergisinin bu gelişmelerdeki rolünü ve Birleşik Krallık değirmencilik endüstrisindeki köklü tarihimiz öncülüğünde bu endüstriye daha iyi ve daha güçlü bir şekilde seslenebilme yollarını öğrenmek amacıyla Reading,

KISACA HABERLERF

Birleşik Krallık’tan AB’ye bağlı olmayan pazarlara olan et ihracatı yükseldi. 2014 y ı lın ın i l k çey reğinde, AB’ye bağlı olmayan pazarlara yapı lan Birleşi k K ra l lı k et ihracatı miktarı, yeni bir rekorla yükseldi. Uzak Doğu ve Batı Afrika başta olmak üzere bu pazarlara gönderilen yük miktarı, geçen sene bu zaman lara göre 5.430

İngiltere’deki Değirmencilik Arşivi’ni ziyaret edecek. Kendilerini düzenli olarak güncellemeleri konusunda listede

ton yani %53 oranında arttı. Şu anda Hong Kong, 2014 yı lının ilk çeyreğinde %38’e kadar çıkan bir oranla en büyük et ihracatı miktarına sahip olan Fransa’ya göre sadece ikinci sırada. Aynı zamanda, Birleşik Krallık ’ın AB d ı şı t ica r et i n i n de %75’ i nde n fazlasından sorumlu. Gana’nın en büyük dokuzuncu durak olmasıyla birlikte, Afrika da Birleşik Krallık koy un et i i h racat ı n ı n önem li merkezlerinden biri haline geldi.

bulunan üyelerimizi bu konuda cesaretlendirmekteyiz. Bizi yeni ürünler ve gelişmeler hakkında bilgilendirebilirsiniz. Vereceğiniz bilgilerin nasıl basılmasını istediğiniz konusunda w w w.internationalmi lling.com adresine tı k layabi lir ya da tomb@perendale.co.uk adresinden bana e-posta gönderebilirsiniz.

international milling .com

The premier resource for the global milling industry ONLINE | PRINT | MOBILE

N


10 | Mayıs-Haziran 2014

2

ASSOCIATIONS

UN

Varşova, Polonya Değirmenciler Vakfı Poland

Varşova’daki Polonya Değirmenciler Vakfı (SMRP), Polonya’daki özel değirmen sahiplerini ve değirmencilik endüstrisinde çalışan diğer bireyleri bir araya getiren politik olmayan, gönüllü ve bağımsız bir organizasyondur.

SMRP, 21 Kasım 1990 tarihinde kurulmuştur. Bu değirmenciler organizasyonu, Polonya’nın Varşova Voyvodalık Mahkemesine bağlı ilk vakfıdır. Vakıf tarafından gerçekleştirilen etkinlikler üyelik ücretleri tarafından karşılanmaktadır. SMRP’nin hedefleri şunlardır: - Un değirmenciliği endüstrisinin Polonya Hükümeti’ne karşı temsil etmek - Sektördeki değirmencileri ve diğer çalışanları, yeni teknolojiler geliştirmek adına bir arada tutmak - Bilgi ve uygulama paylaşımında bulunmak - SMRP üyeleri arasında iyi ilişkiler oluşmasını sağlamak www.usarice.com

3

1

Avrupa Un Değirmencileri Vakfı Avrupa

Ulusal Un Dağıtımcıları Vakfı (NAFD) ABD, Kanada, Meksika ve Karayipler

TNAFD, ABD, Kanada, Meksika ve Karayipler boyunca unlu mamül dağıtımcılarından ve tedarikçilerinden oluşan 95 yıllık bir kuruluştur. NAFD, endüstriye olan milyarlarca dolarlık hizmetleriyle bilinir. Bu kuruluşun amacı, şirketleri, ürünlerini ve sektörü geliştirmek amacıyla fikirlerin ve deneyimlerin paylaşılmasını kapsar. NAFD’nin görevi, un sektöründeki üyelerinin çıkarlarına hizmet etmektir ve bünyesindeki şirketlerde toplantılar ve konferanslar düzenleyerek üyelerinin gelişimi ve eğitimi için eğitim ve iş fırsatları sunmaktadır. Endüstriye hizmet eden üyeleri arasında yüksek etik standartları destekleyen ve geliştiren bu kuruluş, üyelerinin işine yarayan bilgileri toplar ve yayar. Sektörümüzü etkileyen yeni kanunlara ve diğer yerel düzenlemelerle kanuni gelişmelere uygun olan bilgileri toplar ve bilgi alışverişini sağlar. Bu bilgi toplama ve paylaşımı ışığında aktif olarak fırsatlar yaratır ve tüm bu etkinlikler de üyelerinin ve NAFD’nin başarılarına katkıda bulunarak gelecekteki etkinlikler için de bir mekanizma oluşturur.

Avrupa Un Değirmencileri Vakfı, hem Avrupa’da hem de uluslararası alanda Avrupalı un değirmencilerinin sesi olmuştur. Üyeleri, 27 Avrupa ülkesinden katılan çalışanları kapsamaktadır. Avrupa’nın un değirmenciliği kapasitesinin %90’ını temsil eden bu vakıf, endüstrinin çıkarlarını yansıtabilmektedir. Görev - Avrupa un değirmenciliği sektöründeki yenilikçi ve rekabetçi bir yapıya sahip olmasını sağlarken gıda güvenliği, beslenme ve sağlık konusundaki sorumluluklara dikkat çekmek - Avrupa ununun üretimini güçlendirmek ve sürekli hale getirmek - Bilimsel araştırmalarla bu hedefleri desteklemek, ürünlerin denetlenmesini ve üyeler tarafından en iyi uygulanmaların kullanılmasını sağlamak Öncelikler - Tüm gıda zinciri boyunca gıda güvenliğini üstün tutmak ve yük olacak düzenlemelerden kaçınmak - Gereken kalitedeki ve miktardaki hammaddelere erişim sağlamak - Un değirmenciliği sektöründeki rekabeti arttırmak - Değirmen tesislerinini Avrupa standartlarına getirmek ve ihracat etkinliklerine katkıda bulunmak - Ulusal vakıfların yardımıyla, unlu mamüllerin devamlılığını ve sağlık açısından güvenliğini sağlamak ve devam ettirmek

www.flourmillers.eu www.thenafd.com


&FEED MILLING TECHNOLOGY

GRAIN

Mayıs-Haziran 2014 | 11

4

6

nabim (Ulusal Britanya ve İrlanda Değirmencileri Vakfı) Birleşik Krallık

Birleşik Krallık değirmencileri, halk için yüksek verimli ve yüksek kaliteli gıdalar ürettikleri için çok mutlular. nabim, Birleşik Krallık’taki ticari tüm un değirmenciliği işlerini yürütüyor. Vakfın üyeleri, tahıl tüccarları, böcek ilacı şirketleri, mühendisler ve paket üreticileri de vakfa bağlı olarak bu sektörde önemli bir yere sahipler. nabim, üye şirketleri temsil etmek amacıyla oluşturulmuş yönetici bir komite tarafından yönetiliyor. Seçilen başkan, yardımcısı ve mali yöneticisiyle birlikte iki sene görevde kalabiliyor. Diğer komiteler ise başka alanlarla ilgileniyorlar.

nabim üç ana fonksiyona sahip: - Un değirmenciliği sektörünün görüşlerini hükümete, parlamenterlere, medyaya ve ilgili diğer organlara duyurmak - Un değirmenciliği sektörünün işleyişi için önemli olan gerekliliklerin geliştirilmesini sağlamak - Üyeleri için gerekli bilgileri sağlamak

Avusturya Teknik Değirmenciler Derneği Amacımız, Tahıl Değirmenciliği ve İmalatı sektöründeki ilgili kuruluşlar arasında profesyonel gelişim ve teknik liderliği adı altında bir ilişki kurmaktır. Bunu, eğitim ve eğitim fırsatlarına dikkat çeken bir fikir paylaşımı ve networking forumu ile sağlamaktayız. Üyelerimiz, tahıl değirmenciliği ve imalatı sektörüne teknik değirmencilik ve bu sektöre bağlı diğer alanlara olan ilgileriyle bağlılar ve genellikle birbirleriyle olan fikir ve deneyim paylaşımını zorlaştıracak uzak lokasyonlarda çalışmaktalar. Üyeler, teknik yetenek gelişimi, eğitime bağlı bilgi artışı, toplantılar, seminerler ve tesis gezilerinden yararlanmaktadırlar. Düzenli dergilerimiz, üyelerimizi yeni gelişmeler ve sektörle alakalı organizasyonlar hakkında bilgilendirmektedir. Bienal Konferansı, üyeler arasında daha yakın ilişkiler kurulmasını sağlamakta, yetenek ve bilgi alışverişini arttırmakta ve ulusal ve uluslararası bağlamda en iyi uygulama standartlarını teşvik etmektedir. Websitemizde, sektörle alakalı yayınlara ve teknik değirmencilik, eğitim, güvenlik ve ilgili diğer konulardak DVD’lere rastlayabilirsiniz.

www.nabim.org.uk

Grain cooling

5

GRANIFRIGOR™ The most natural way of grain preservation:

• Protection against insects and microbes

Kuzey Amerika Değirmencileri Vakfı

• Without chemical treatment

ABD

• Short amortisation period

Kuzey Amerika Değirmencileri Vakfı (NAMA), ABD ve Kanada’daki buğday, mısır, yulaf ve arpa değirmencilerini temsil etmektedir. Üyelerimiz ham tahılları ezerek ve öğüterek onlardan un ve ekmek, makarna, kurabiye, bisküvi gibi unlu mamüller elde etmektedirler. Vakıf üyelerimiz, değirmencilik şirketlerine de ürün ve hizmet tedariği sağlamaktadır. Bunlara değirmencilik teçhizatı, paketleme materyalleri, nakliye, katkı maddeleri, fumigantlar ve diğer böcek öldürenler, buğday, mısır ve yulaf tohumları sağlama gibi hizmetler de dahildir. NAMA’nın amaçlarından biri, halkın yeterli düzeyde yüksek kalite tahıllara, en güvenli ve devamlı bir şekilde sahip olabilmesidir. NAMA, aynı zamanda, dünyayı beslenme görevinin yanısıra Amerikalı tüketicilere de gıda tedariği yapmaktadır. Undan ve yulaftan yapılan ve NAMA tarafından öğütülen gıdalar, sağlıklı bir beslenmenin temelini oluştururlar. Tahıl bazlı ürünlerdeki kompleks karbonhidratlar, vücut için gerekli bileşenlerdir. Ayrıca, hastalıkları önleyen lifler, vitaminler ve diğer besinler de vücudun gerek duyduğu önemli besinlerdendir. Vakıf, “Ham tahıl ile yüzyıllardır insan hayatını zenginleştiren ve devam ettiren sağlıklı ürünlerin arasındaki halka olmaktan gurur duyuyoruz,” diyor.

• Low energy costs

www.namamillers.org

• Independent of ambient weather conditions

FrigorTec GmbH • Hummelau 1 • 88279 Amtzell/Germany Phone: +49 7520/91482-0 • Fax: +49 7520/91482-22 • E-Mail: info@frigortec.de w w w. f r i g o r t e c . c o m


F

&FEED MILLING TECHNOLOGY

12 | Mayıs-Haziran 2014

GRAIN

Helal Gıda Üretiminde Ekstrüderlerin Rolü Mian N. Riaz, Gıda Proteini Geliştirme ve Araştırma Merkezi, Teksas A&M Üniversitesi, College Station, Teksas, ABD. Email: mnriaz@tamu.edu

Haram’ kelimesi Arapça’da ‘caiz olmayan ya da yasak’ anlamına gelirken, ‘helal’ kelimesi ise ‘izin verilmiş ya da caiz’ anlamına gelmektedir. İslami beslenme etiğine uygun olan, Müslümanlar tarafından tüketilen gıdalar helal sayılmaktadır. Son tahminlere göre, şu an dünyada 1.8 milyar Müslüman yaşamaktadır ve onlar da 7 milyarlık dünya nüfusunun %25’ini oluşturmaktadırlar. Müslümanların, inançları gereği, sadece helal gıdaları tüketmeleri gerekmektedir. Müslümanların yaklaşık olarak %70’i helal gıdalar dahilindeki sınırlamaların en azından bazılarına sadık kalmaktadır. Bunun sonucunda da, helal gıda pazarı son on yılda patlamıştır ve hala da büyümeye devam etmektedir. Dünya çapındaki helal gıda pazarına şu anda yıl başına 660 milyon dolar değer biçilmektedir.

Talep Artışı Helal gıdalara olan talep sadece ABD, Avrupa ve Kanada’da değil, Orta Doğu’da, Güneydoğu Asya’da, Kuzey Afrika’da ve Avustralya’da da artmakta. Bir gıda şirketi helal gıdaların gerektirdiği özellikleri barındırırsa, ABD’de 8 milyonun, dünya çapında ise 1.8 milyarın üzerinde helal gıda tüketicisine ulaşacaktır. Bir şirket, helal gıdalar üreterek şu an kendi ürünlerine kapalı olan helal gıda

pazarında birçok fırsat yakalayabilir. Helal gıdalar sadece Müslümanlar için değildir, tüm insanlığa yöneliktir. Helal, besleyici, sağlığa faydalı ve hijyenik gıda anlamına gelir. Bu tür gıdalar dünya çapında hijyenik ve güvenli olarak tanındıkça, Müslümanların yanısıra diğer kesimlerden tüketicilerde helal gıda tüketmeye başlamışlardır. Müslüman olmayan tüketiciler de güvenli ve hijyenik olduklarından dolayı çapraz kontaminasyona uğrama riski çok daha az olduğundan bu gıdaları sevmektedirler. Bu nedenle, helal gıda tüketicilerinin ihtiyaçlarını karşılamak adına, gıda üreticileri çok büyük ekonomik fırsatlarla karşı karşıya durumdadırlar.

Helal Gıdaların İşlenmesi Endüstride, helal gıda üretebilmek için kullanılabilecek birçok yöntem bulunmaktadır. Gıda işleme yöntemi, bitmiş ürüne ve işlemin amaçlarına bağlıdır. Bazı gıdalar bileşenleri ısıtılarak işlenirken, bazılarının işlenmesi ise daha karmaşık ve detaylı olabilmektedir. Ekstrüzyon, birçok gıda çeşidinde kullanılabilecek olan gıda işlemlerinden biridir. Bir gıda ekstrüderi, şekillendirmeyi hızlandıran ve bileşenleri yapılandıran bir araçtır. Ekstrüzyon işlemi, çeşitli gıdalara uygulanabilecek çok yönlü bir işlemdir. Ekstrüderler, aromayı muhafaza ederek, yüksek verimlilik ve düşük bir masrafla

pişirmek, şekil vermek, karıştırmak, tekstüre etmek ve ürünlere şekil vermek amacıyla kullanılırlar. Ekstrüderlerin gıda endüstrisinde kullanımı son birkaç yılda hızlı bir şekilde genişlemiştir. Son yıllarda, gıda işleme alanınde birçok gelişme meydana gelmiş ve bunlar gıda ürünlerinin mevcudiyeti ve çeşitliliğinde büyük rol oynamıştır. Gıda ekstrüzyonu da bu çok yönlü gıda işleme tekniklerinden biri olmuştur. Gıda hammaddelerinin fizyokimyasal bileşenlerini ayarlamak için ekstrüzyon teknolojisi gıda işleme alanına birçok kolaylık sunmaktadır. Korunmuş ve sıklıkla artan biyolojik değerinin yanısıra, ekstrüde edilmiş gıdalar, asıl hammaddelerinden üstün olan fizyokimyasal bileşenler tarafından belirlenirler. Ekstrüzyon pişirme ise, termal ve mekanik enerjiyi gıda bileşenleriyle tanıştıran benzersiz bir araçtır. Nişasta ve protein gibi bileşenlerin temel yapıtaşlarını fiziksel ve kimyasal değişime uğratır. Ekstrüzyon, karıştırma, pişirme, yoğurma, makaslama ve şekil verme gibi işlemleri de içinde barındırır. Bu yüzden de birçok gıda işleme uygulamasında kullanılabilen çok yönlü bir sistemdir. Ekstrüzyon işlemi, yıllardır yeni ve yaratıcı gıdaların üretilmesini sağlamaktadır. Ekstrüzyonun en büyük avantajlarından biri de bu sayede minimum sürede ve


&FEED MILLING TECHNOLOGY

GRAIN

Ekstrüzyon teknolojisi, birçok işlemi tek bir çatı altında topladığından ve böylece kontaminasyon olasılığını ortadan kaldırdığından helal gıda işlemede ideal olan yöntemdir.

Mayıs-Haziran 2014 | 13

pahalı olmayan hammaddeler kullanarak çok çeşitli ürünlerin üretilebilmesidir. Ekstrüzyon teknolojisi kullanılarak işlenen bazı gıdalar aşağıda verilmiştir: - Birlikte çekilmiş aperatifler ve diğer gıdalar - Önceden pişirilmiş kekler - Noodle, spagetti, makarna - Üçüncü jenerasyon atıştırmalıklar - Bitkisel proteinler (soya ve buğday) - Yarı ıslak gıdalar - İmitasyon etler - Pirinç kepeğinin stabilizasyonu - Renkli gıdalar - Mısır gevrekleri - Cispler

paketlendikten sonra temiz bir alanda muhafaza edilmelidirler. Aromalandırma ve paketleme sırasında da tüm önlemler büyük bir titizlikle alınmalıdır. Sadece helal sertifikalı tatlandırıcılar ve baharatlar kullanılmalıdır. Depolama alanı temiz ve böceklerden uzak olmalıdır. Kısaca, ekstrüzyon teknolojisi gıda sektörüne birçok avantaj sunmakta ve büyümekte olan bu helal pazar için mükemmel helal gıdaların üretilmesini sağlamaktadır.

Bir fırsat Ekstrüzyon pişirmede uygulanan birçok adım, gıda üreticilerine çeşitli avantajlar sağlayan tek bir çatı altında toplanmıştır ve bunun sonucunda da geleneksel gıda işleme yöntemlerine göre çok daha ekonomik bir işlem elde edilmektedir. Ekstrüzyon teknolojisi, gıda üreticilerinin helal gıda tüketicilerinin tüketebileceği helal gıdaları üretmelerini için bir fırsat sunmaktadır. Eğer helal yollarla kesilmiş hayvanlardan elde edilmemişlerse, başka hiçbir katkı maddesi gerektirmezler. Aynı zamanda, helal olmayan katkı maddelerinin ekstrüzyonu sırasında ve sonrasında herhangi bir kontaminasyon olmamalıdır. Helal ekstrüde edilmiş ürünler işlendikten, kurutulduktan ve

2 Pro 4/7 tec tion

Watchdog Wrap advert.(paths).indd 1

27/03/2014 11:38

F


F

&FEED MILLING TECHNOLOGY

14 | Mayıs-Haziran 2014

GRAIN

Istihkâm Kansızlıkla un besin takviyesiyle savaşmayı umut eden dünya liderleri

Sarah Zimmerman, Gıda Takviye Girişimciliği, İletişim Koordinatörü (eski Un Takviye Girişimciliği)(formerly the Flour Fortification Initiative)

1

995 yılında, JavaScript yeni programlama dilini tanıttı, DVD’ler bilgi saklama için ortaya çıktı, Microsoft Windows 95’i piyasaya çıkardı ve dünya çapında 15-49 yaş arası hamile olmayan kadınların %33’ünde ise kansızlık vardı.

Bilgisayar teknolojisi 1995’ten beri çok büyük gelişmeler kaydetti, ama Lancet Global Health dergisinin Temmuz 2013 sayısına göre 2011 yılı itibariyle dünya çapında kansızlığı olan ama hamile olmayan kadın yüzdesi sadece %29’da düşebilmişti. Tahıl takviyesi sektöründeki dünya liderleri de, pirinç takviyesi teknolojisinin de bilgisayar teknolojisinin gelişim hızına ulaşacağını ve kansızlık hastalığını önleme konusunda daha çok yol katedileceğini umuyorlar. “İnsanlar, aldıkları kalorinin ve karbonhidratın çoğunu et, mısır ve pirinçle yapılan gıdalardan alıyorlar. Bu besinler de bizim onları takviye edebildiğimiz kadar insan sağlığına katkı sağlayacaklar,” diyor ABD, Atlanta Emory Üniversitesi Dünya Sağlık Enstitüsü Woodruff Uluslararası Beslenme Uzmanı ve Danışmanı Reynaldo Martorell. Martorell, aynı zamanda Un Takviye Girişimciliği’nin kurucu üyelerinden biri.

Vitamin ve mineral ekleme Martorell’in sözünü ettiği takviye çeşidi, vitamin ve minerallerin endüstriyel öğütme işlemi sırasında eklenmesidir ki böylece müşteriler temel gıda maddelerinden daha fazla besin alabileceklerdir. Kansızlık ve spina bifida gibi sinir yolu bozukluklarının önlenmesinde un takviyesi yaygın olarak kullanılır. Pirinç takviyesi ise yararlanılmayan biüyük bir fırsat olarak karşımızda durmaktadır. 2002 yılında hizmete başladığından beri FFI, mısır takviyesiyle birlikte öğütülmüş buğday unu üzerine yoğunlaşmış durumda. FFI Müdürü Scott Montogomery, milyarlarca insanı etkileme potansiyelinden ötürü, artık pirinç takviyesine de yönelineceğini söylemişti. Kansızlık ve sinir yolu bozukluklarından etkilenen hamilelik oranın en yüksek olduğu tahmin edilen ülkeler, Güney Asya ve Batı Afrika ülkeleridir. Bu bölgelerde, pirinç en çok tüketilen tahıldır. Bunun sonucu olarak da, uluslararası şirketler pirinç takviyesi çabalarını hızlandırmaktadırlar.

Dünya Gıda Programı, örneğin, dağıtım programlarını pirinç takviyesini de dahil ediyor. PATH, GAIN ve Mikrobesin Girişimciliği gibi uluslararası gönüllü kuruluşlar da pirinç takviyesi üzerine projeler yürütüyorlar. Dünya çapında kansızlık hastalığına sahip olup hamile olmayan kadınların 2011 yılı yüzdesi, 528 milyona tekabül ediyor. Bir kıyaslama yapmak gerekirse, bu oran Birleşik Krallık’ın toplam nüfusunun sekiz katından fazla. Kansızlık hastalığı, yorgunluğa sebep olarak üretkenliği düşürüyor. Çocuğun öğrenme yetilerini kısıtlıyor ve çocuk o zihinsel kapasiteyi bir daha asla geri kazanamıyor. Bu hastalık, anne ölümlerine bile sebep oluyor.

Üç teknoloji Kansızlığa, kronik enfeksiyonlar ya da parazitler olmak üzere daha birçok faktör sebep olabilir, fakat hastalığa en çok sebebiyet veren şey demir ve diğer besin maddelerinin eksikliği. Örneğin, ABD’de besin değeri yüksek tahıllara folik asit eklemesi, yaşlılarda B9 vitaminin yol açtığı kansızlığı ortadan kaldırmıştır. Aynı zamanda, B9 Vitaminin bir çeşidi olan folik asit takviyesinin, bir yılda 38,417 sinir yolu bozukluğu vakasını ortadan kaldırması bekleniyor. Bu oran günde ortalama 105 bebek demek. Pirince besin takviyesi yapmak için üç teknoloji kullanılıyor: ekstrüzyon, kaplama ve tozlama. Ekstrüzyon işlemi, pirinç unundan ve diğer besin maddelerinden hamur yapıp, pirinç şeklinde tanecikler elde etmek üzere bu hamuru bir ekstrüderin içine koymaktan geçiyor. Bu işlem çeşitli ısılarda gerçekleştirilebiliyor. Diğer bir yandan kaplama işlemi, pirinçlerin vitamin ve mineral karışımlarıyla spreylenmesi ve buna ek olarak bu katkı maddelerinin çeşitli yapışkanlar kullanılarak pirinçlerin üstünde kalmasını sağlamak anlamına geliyor. Daha sonra da zenginleştirilmiş tanecikler, takviye edilmemiş pirinçlerle karıştırılıyor. Pirinç, bir de vitamin ve mineral tozları karışımıyla birlikte toz haline getirilerek de takviye edilmiş olabiliyor. Ancak, tozlama işlemi pirincin ıslatıldığı ya da pişirildiği kültürler için pek uygun olmuyor çünkü yapılan bu işlemler pirince eklenen besin maddelerini yok ediyor. Ekstrüze edilmiş ya da kaplanmış pirinç tanecikleri bir önkarışım sayılır ve bunlar takviye edilmemiş pirinçlerle eşdeğerdir. Birçok kültürde, pirinçler renk, biçim ve yapı bakımından diğerlerine uymayan

taneciklerin çıkarılmasıyla hazırlanır. Bu nedenle, takviye edilmiş pirincin etkili olabilmesi için, bu önkarışım görünüşü, tadı ve kokusu açısından müşterilerin beklentilerine uygun olmalıdır. Tablo 1 – Kişi başına düşen en yüksek pirinç miktarıyla 25 ülke Pirinç miktarı (günde kişi başına düşen miktar)

Kişi sayısı (bin)

Bangladeş

475

147,030

Lao Demokratik Halk Cumhuriyeti

454

6,112

Kamboçya

439

13,978

Vietnam

387

86,901

Myanmar

386

47,601

Tayland

365

68,706

Endonezya

349

237,414

Filipinler

338

91,703

Gine

290

9,761

Madagasc-kar

289

20,124

Sri Lanka

284

20,669

Gine-Bissau

271

1,484

Liberya

263

3,836

Sierra Leone

253

5,739

Guyana

224

753

Kore Cumhuriyeti

223

47,964

Nepal

218

29,433

Brunei Darüsselam Sultanlığı

211

392

Kuzey Kore

209

24,238

Çin

209

1,342,428

Malezya

203

27,949

Senegal

196

12,107

Komoros

188

716

Hindistan

187

1,207,740

Suriname

186

520

Ülke

Toplam nüfus

3,455,298

Birleşmiş Milletler FAO Nüfus Dağılımına göre tahıl mevcudiyeti


&FEED MILLING TECHNOLOGY

GRAIN

Son zamanlarda, FFI, pirinç takviyesi hakkındaki yayınlara bir göz attı. Toplam on çalışma, takviyeli pirinçle beslenen ve beslenmeyen bireyler arasında ne gibi sağlık sorunları olduğunu karşılaştırmış. Bu çalışmalar, Filipinler, Brezilya, Nepal, Meksika, Hindistan ve Tayland’da gerçekleştirilmiş ve takviye işlemi için de ekstrüzyon yöntemi kullanılmış. Pirinç, demir, folik asit, tiyamin, niyasin, A vitamını ve B12 vitamini gibi besin maddeleriyle zenginleştirilmiş. Test sonuçlarına bireylerdeki kansızlık, demir eksikliği, vücut demir deposu, plasma ferritin ve plasma retinol gibi hastalıklar dahilmiş. Sonuçlar ise aşağıdaki gibi: - Kansızlık üzerine yapılan sekiz araştırmadan dördü istatiksel olarak hastalığın gerilediğini gösterdi. - Demir eksikliği üzerine yapılan altı araştırmadan beşi demir eksikliğinin takviyeli pirinçle beslenen bireylerde azaldığını gösterdi. - Yapılan iki araştırmadan ikisi de istatiksel olarak vücudun demir deposunda büyük bir artış meydana geldiğini gösterdi. - Yedi araştırmadan beş tanesi plasma ferritin artışını gözlemledi. - Altı araştırmadan bir tanesi ise plasma retinolda bir artış meydana geldiğine işaret etti. Şu an verilen mücadele pirinç besin değeri takviyesini tüm insan nüfusu için uygulanabilir hale getiriyor ki tüm insanlar faydalanabilsin. Saatte en az 5 metrik ton

Mayıs-Haziran 2014 | 15

kapasiteli üretimiyle, un besin değeri takviyesi modern değirmenlerde uygulaması en kolay yöntemlerden biri. Pirinç, aynı zamanda, geniş dağıtım kanallarında da takviye edilebilir.

Besin değeri takviyesinin maliyeti Takviye maliyeti ne tür bir teknoloji kullanıldığıyla, takviye edilen pirincin yerli ya da yabancı olup olmadığıyla ve takviyesiz pirinçle yapılan önkarışım oranına bağlıdır. Pirinç önkarışımı üreten bir tesis, kaplama, soğuk ekstrüzyon ve sıcak ekstrüzyon işlemleri için 0.3 milyon, 0.75 milyon ta da 4 milyon dolarlık bir ön yatırıma gerek duyabilir. Alternaitf olarak da, pirinç karışımı başka bir kaynaktan da alınabilir ve sonrasında takviyesiz pirinçle karıştırılabilir. Bu yöntem, takviyesiz pirinci önkarışım tesisinden karışım tesisine kadarki nakliye maliyetini de kapsar. Takviye maliyeti kısmen karışıma eklenen besin maddelerine de bağlıdır. Demir, folik asit, A vitamini, tiyamin, niyasin, B12 vitamini ve çinkoyla zenginleştirilmiş bir metrik ton pirinç maliyeti 6 ila 20 dolar arasında değişir. Bu tutar, önkarışımla takviyesiz pirincin 1:100 oranında karıştırılması kapsamındadır. Bu oranda olan karışım için tüketicinin ödeyeceği fiyat, perakende fiyatın %2 ila &5’ine işaret eder. Pirinç besin değeri takviyesi uygulaması, eğer nüfus günde kişi başı 100 gram pirinç tüketiyorsa ekonomik olarak uygun olacaktır. FAO’ya göre en yüksek pirinç tüketimine

sahip 25 ülke, toplam 3.4 milyarlık bir nüfusa sahip (bkz. Tablo 1). Pirinç takviyesi, bu ülkelerin içinde sadece Filipinler’de zorunludur. Yasal olarak un takviyesi gerektiren diğer ülkeler ise, Kosta Rika, Nikaragua, Panama ve Papua Yeni Gine’dir. Besinlere uygulanan her yeni müdahale gibi, un besin değeri takviyesi de bu kadar büyük kitlelere ulaşmadan önce birtakım sorunlar teşkil ediyordu. Ancak, un takviyesinin insan sağlığına olan potansiyel etkileri, onu daha makul bir hale sokmaktadır.

More information FFI Website: http://www.ffinetwork.org/ about/faq/faq_rice_industry.html

Yazar hakkında:

Sarah Zimmerman, un besin değeri takviyesi programlarını gözlemleyen, denetleyen, uygulayan ve planlayan bir kuruluş olarak ülkelere teknik destek ve yardım hizmeti sunan Gıda Takviye Girişimciliği İletişim Koordinatörü. Gazetecilik mezunu olan ve 2008 yılında FFI’ya katılan Sarah, günlük gazeteler ve özel kurumlar için yazılar yazıyor.

Your global technology process supplier for the animal feed industry ANDRITZ is one of the world’s leading suppliers of techno­ logies, systems, and services relating to advanced industri­ al equipment for the animal feed industry. With an in-depth knowledge of each key process, we can supply a compatible and homogeneous solution from raw material intake to finished feed bagging.

ANDRITZ Feed & Biofuel A/S Europe, Asia, and South America: andritz-fb@andritz.com USA and Canada: andritz-fb.us@andritz.com

www.andritz.com

F


F

&FEED MILLING TECHNOLOGY

16 | Mayıs-Haziran 2014

GRAIN

Istihkâm Önemli vitamin ve minerallerle unun besin değerinin arttırılması Mikrobesin eksiklikleri ve sonuçları Martina Mollenhauer ve Lena Kampehl, Mühlenchemie GmbH & Co. KG, Almanya

K

ronik kötü beslenme, tüm dünyada milyonlarca canı tehlike altına almaktadır. Önemli vitamin ve mineral eksiklikleri, enerji yetersizliği, büyüme bozukluğu, sinir sisteminin zarar görmesi ve enfeksiyona karşı duyarlılık gibi bazı sağlık sorunlarına sebebiyet verir. Vitaminler, mineraller ve iz elementler, önemli vücut fonksiyonlarının devam etmesine hizmet ederler ve vücudun neredeyse tüm metabolik işlemlerinde biyokatalist olarak görev yaparlar. Vitaminler, karbonhidratları, proteinleri, yağları ve mineralleri kırma ve dönüştürme görevini üstlenirler. Mineraller, sinirsel tepkileri ve kas aktivitelerinin iletimini kontrol ederler. Fakat, vitaminlerin, minerallerin ve iz elementlerin bu kadar önemli olmasına rağmen, vücudumuz bu maddeleri sentezleyemez ve yeterli miktarlarda depolayamaz. Bu yüzden de insanlar, bu mikrobesinleri alma hususunda aldıkları günlük gıdalara bağımlıdırlar. Buğday, mısır ve pirinç unlar neredeyse dünyanın her yerinde temel gıda maddeleri sayıldığından, kötü beslenmeyi ortadan kaldırmada en ideal yol bu mikrobesinlere takviye yapmaktır. Çünkü fırınlanmış ürünler ve diğer unlu mamüller dünyanın her yerinde, neredeyse her ülkede geleneksel beslenme şeklinin bir parçasıdır.

Un besin takviyesinin başarısı Kötü beslenme sorununun ele alınmasıyla kazanılacak olan bir ulusun ekonomisine ve sağlığına sağlayacağı yararlarla çelişecek olan un takviyesi aslında çok düşük maliyetli bir uygulamadır. Rollins Halk Sağlığı Okulu’ndan Emory’ye göre, un takviyesi için yılda kişi başına düşen maliyet 0.50 dolardır. Yapılacak olan takviyenin türüne ve gerekli olan miktara göre maliyet, 0.10 dolara da düşürülebilir. Modern değirmenlerin una besin takviyesi yapmak için yeterli olduklarından, takviyenin ilerleyen süreçlerinde gerekli olacak tek şey, bir ton un için birkaç dolara mal olacak karışımlardır. Gıda Takviyesi Girişimi (FFI)’ne göre, takviye edilmiş buğday ununun sinir yolu bozukluğu olan yenidoğan sayısında bir azalma sağladığı un takviyesinin başarılarından biridir (bkz. Şekil 1). Bu yüzden de un takviyesi uygulaması yapan ülke sayısı gittikçe artmaktadır.

Yöresel beslenme alışkanlıklarına bağlı olarak, buğday, mısır ve pirinç unu yapılacak olan takviye belirlenir. 2014 yılının Mayıs ayındaki FFI raporlarına göre, 79 ülkede, unun en azından demir ve/veya folik asit taksviyesi gerektirdiği görülmektedir.

Ülkeye ve müşteriye özel – ELCOvit karışımları Un besin takviyesi gereklilikleri ülkeden ülkeye ve kültürden kültüre çeşitlilik gösterir. Karışım katkı maddeleri de ülkenin ihtiyaçlarını tam olarak karşılayacak şekilde ayarlanmalıdır. Atılacak ilk adım, hangi besin eksikliklerinin var olduğunun, bunların ne kadar yaygın olduğunun, unlu mamüllerin kişi başı ne kadar tüketildiğinin ve karışım eklendiğinde unun ne kadar iyi ve kaliteli olacağının belirlenmesi olmalıdır. Örneğin, mineraller buğdayın %1.7’sini oluştururken, bu oran beyaz unda %0.5’e düşmektedir. Unun ne kadar iyi öğütüldüğüne bağlı olarak, besin maddesi kaybı miktarı da çok ya da az olur. Mühlenchemie, yıllardır, değirmenlerle işbirliği içindedir ve onların bu sektördeki durumlarını çok iyi bilir. ELCOvit karışımları, spesifik bir ülkenin ihtiyaçlarıyla buluşacak şekilde tasarlanan ve özel olarak hazırlanan mikrobesin karışımlarıdır. Karışımdaki mikrobesin karışımları yöresel eksiklikleri, beslenme alışkanlıklarını ve mevcut gıdaları yansıtır. Mikrobesinlerin biyoyararlılık oranı da, un takviyesinin istenilen hedeflere ulaşmasını sağlamak amacıyla göz önünde bulundurulur.

Mükkemmel bir karışım için hammadde seçimi Değirmenle işbirliği içerisinde olmasının yanısıra, Mühlenchemie, analiz verilerinin olduğu kadar bitmiş ürünün içeriğinin de test edilebildiği laboratuvara erişim avantajına sahip. Dozajı çeşitli iklim koşullarında kolay ve güvenli bir şekilde ayarlanabilen karışımlar yaratmak için, hammadde seçimi en önemli olan noktadır. Stern-Wywiol Gruppe Teknoloji Merkezi’nde, birçok hammadde uyum ve denge sağlanması açısından test ediliyor.

Şekil 1: tahkimat Başarı Elek ya da partikül büyüklüğü analizi temel test prosedürüne dahildir. Bu prosedür hammadde seçiminde önemli bir kalite kriteridir. Çünkü katkı maddelerinin ve unun birbirinden ayrılmasını ancak partikül büyüklüklerinin doğru dağılımı engelleyebilir. Birçok vitamin ve mineral UV ışığına, oksijene, ısıya ve neme karşı hassas olduğundan, hammaddeler en iyi katkı maddelerinin seçilebilmesi için denge ve akışkanlık testinden geçirilirler. Örneğin, A vitamini çok kolay oksitlenir ve bu yüzden de sabit ELCOvit A 250 formunda kullanılır. A vitaminin bu formu, BASF ile işbirliği içinde deniz gülü teknolojisiyle geliştirilmiştir; A vitamini çok hassas bir işlemle kurutulur ve antioksidan sistemiyle stabilize edilir. Değirmencilik endüstrisi için uygun hale getirilmek adına yapılan özel öğütme işlemi de Mühlenchemie işbirliğinde geliştirilmiştir. Diğer ürünlere kıyasla, topaklanma riski çok çok daha azdır.

Bitmiş ürünün test edilmesi Hammadde seçiminin yanısıra, karışımların unun içinde ve bitmiş ürünlerde nasıl davranacaklarını araştırmak gerekir. İstenmeyen renk veya tat değişikleri vb şeylere rastlanıyor mu? Bu konuda Mühlenchemie, çok geniş teknik kaynaklara sahiptir. Makarnalardaki renklendirici vitaminler, makarnaların endüstriyel metotlar kullanılarak üretildiği pilot tesiste incelenebilir. Noodle’ların kaynatıldığı suyu riboflavin sarıya çeviriyor mu ya da pirince renk veriyor mu? Bu ve bunun gibi birçok mesele incelenebilir ve sonuçlar en


&FEED MILLING TECHNOLOGY

GRAIN

Mayıs-Haziran 2014 | 17

Şekil 2: buğday unu kuvvetlendirilmesi üzerinde Mevzuat

iyi karışım hazırlayabilmek adına kullanılabilir. Standart karışımların yanında, müşteriler mevcut öğütme ve karıştırma işlemlerine katılabilen özel karışımları da seçebilirler. EMCEtec GLD 87 Dağıtıcı – Mühlenchemie’nin, değirmencilere güvenilir bir un takviyesi yapmalarında yardımcı olmak için sunduğu tam hizmet paketinin bir parçası olan kullanımı kolay, sağlam bir araçtır. Dağıtıcı, herhangi bir öğütme ya da un işleme sistemine entegre olabilir. Demir, çinko ve A vitamini testi – Taşınabilir çabuk testler, un takviye işleminin

Şekil 3: %80 oranında nemde ve 35°C’de bir saat depolanmanın ardından topaklanma eğilimleri açısından A vitamini tozlarının kıyaslanması Soldaki: rakip ürün, Sağdaki: ELCOvit A 250

verimli ve sürdürülebilir olduğunu garanti altına alan metotları tamamlar niteliktedir. Burada Mühlenchemie, vitamin, mineral ve diğer iz elementlerin kalite analizleri için yeni ölçüm araçları sunan BioAnalyt’le iş birliği yapıyor. iCheck adlı test kitlerinin kullanımları çok kolay ve birkaç dakika içinde demir, çinko ve A vitamini oranını güvenli bir şekilde gösteriyorlar.

Alanında uzman partner Mühlenchemie, FFI, Hellen Keller, Spina Bifida ve diğer organizasyonlar arasındaki bu yakın işbirliği sayesinde, dünya çapındaki değirmenciler ve devlet

organizasyonları için çeşitli workshop ve eğitim seminerleri mevcut durumda. Bu workshop ve seminerlerin amacı, un takviyesi seçenekleri ve un besin takviyesinin neden gerekli olduğu konusunda bilgi vermek. Bunların yanısıra, ELCOvit karışımlarının doğru depolanıp muhafaza edilmesi ve uygulanması ve analiz amaçlı test kitlerinin nasıl kullanıldığı da bu eğitim organizasyonlarına dahil. Uygulama mühendisleri de, un besin takviyesi programlarını devreye sokmak isteyen değirmencileri de ziyaret edip ihtiyaçları olan desteği sağlamaktalar. Detaylı bilgi için: www.muhlenchemie.de sitesini ziyaret edebilirsiniz.

One of these samples has optimum gluten quality. The GlutoPeak® knows which. With its innovative analysis process, the Brabender® GlutoPeak® determines the gluten quality of your milled cereal products – quickly, reliably and at any time.

■ ■ ■

Flexible analysis of flour, wholemeal flour, coarse meal, vital gluten and baking mixtures Fast quality analysis in one to ten minutes Precise results from small samples Easy-to-use software for simple handling

Brabender® technology optimises the quality of your raw materials and ensures your success. Brabender® GmbH & Co. KG · www.brabender.com

GlutoPeak_GFM_190x132_E.indd 1

26.05.2014 14:47:06

F


F

&FEED MILLING TECHNOLOGY

18 | Mayıs-Haziran 2014

GRAIN

Genetiği değiştirilmiş soya fasulyeleri üzerine bazı gerçekler Laura Foell, Birleşmiş Soya Fasulyesi Kurulu (USB) Başkanı, ABD (USB, yaklaşık 500,000 soya fasulyesi kaydını sunar)

Ç

iftliğimiz, Birleşik Devletlerin Orta Doğusundaki Iowa eyaletinin batı kesiminde bulunmaktadır. 1880 yılında, eşimin büyük büyük babası bu araziyi alıp çiftçiliğe başladığında tesisimiz faaliyete geçmiştir. Bugün, çiftlikte çalışan sadece ben ve eşim Bill varız ve çiftliğin tüm işlerinden biz sorumluyuz. Yaklaşık 400 hektarlık bir arazide, soya fasulyesi, mısır ve kuşkonmaz yetiştiriyoruz. 40 yılı aşkın bür süredir, çiftliğimiz, ekim, otlak ve sürüm gibi koruma uygulamalarına devam etmektedir. Toprağımıza iyi bakıyoruz. O bizim yaşam kaynağımız, bu yüzden de mevcut olan en iyi uygulamalardan ve araçlardan yararlanıyoruz ve bu araçlardan biri da biyoteknoloji. Tarım biyoteknolojisi, modern çiftçiliğin gördüğü tartışmaya en çok neden olan teknolojilerden biri belki de. 1996 yılından beri, genetiği oynanmış ilk tahıllar üretildiğide, bu teknolojinin kullanımına dair birtakım itirazlar bulunmakta. Bu karşı çıkışlar, bazen yanlış anlaşılmalara ya da efsanelere dayanıyor, bazen de çiftçilerin dünya çapında biyoteknolojik mahsüllerden tarımsal, ekonomik ve çevresel olarak yararlandıkları görmezden geliniyor. Konu biyoteknoloji olunca, çiftçiler bu teknolojiye başka bir araç gözüyle bakıyor ve bu aracı benimseme yaklaşımları da diğerleri ile neredeyse aynı oluyor. Yani eğer o yöntem işe yararsa, o yöntemi kullanıyorlar. Eğer yaramazsa, kullanmıyorlar. Çiftliklerde bu teknolojinin benimsenmesinin sonuçları oldukça açık. Bu yılın başlarında, Tarımsal Biyoteknoloji Uygulamaları Uluslararası Servisi (ISAAA)’nin yıllık raporuna göre, geçtiğimiz sene dünya çapında 27 ülkede 18 milyon çiftçi 175 milyon hektardan fazla arazide biyoteknolojik ürün yetirtirmiştir. Bu çiftçilerin birçoğu, tıpkı Hindistan’da bulunan biyoteknolojik pamuk üreten 7 milyon çiftçi gibi ürünlerini küçük çiftliklerde yetiştirmişlerdir. ISAAA raporu, 1996 ve 2012 yılları arasında, “biyoteknolojik ürünlerin, tahıl üretimini 116.9 milyar dolar oranında arttırarak, 497 milyon kg böcek ilacı tasarrufu sağlayıp çevresel koşulları iyileştirerek, sadece 2012 yılında CO2 emilimini 11.8 milyon arabanın yollardan çekilmesine eşdeğer düşecek şekilde 26.7 milyon kg düşürerek ve 123 milyon hektarlık alanı koruyup biyoçeşitliliği sağlayarak gıda güvenliği ve devamlılığına katkıda bulunduğunu göstermiştir” .

Biyoteknolojiye en çok uyarlanan mahsül 2013 yılında biyoteknolojiye uyarlanan tüm mahsüllerin neredeyse %50’si sayılan mahsül, biyoteknolojik soya fasulyeleridir. İhraç edilen toplam üretimin yarısıyla birlikte soya fasulyesi, ABD’de 29 eyalette yetiştirilmektedir. İlk biyoteknolojik soya fasulyesi oranının %2 olduğu 1996 yılına kıyasla, 2013 yılında, 82 milyon tonluk toplam soya fasulyesi üretiminin %93’ü biyoteknolojikti. İlk önce, çiftliklerimizde küçük çapta, bitkikırana dayanıklı soya fasulyeleri yetiştirdik. Amacımız, bu teknolojinin işe yarayıp yaramayacağını görmekti. İşe de yaradı. Ve biz de o zamandan beri bu yöntemi kullanmaktayız. Aslında, 1996 yılından beri bu yöntem hektar başına ortalama 45 dolar kurtararak ABD çiftlik gelirlerini 16.7 milyon dolar oranında yükseltti. Buna ek olarak, bitkikırıcı katkı maddelerinin kullanımında da 27.6 milyon kg’lık bir düşüş yaşandı ve bu da çevreye olan etkiyi %22.2 oranında azalttı. Fakat, tüm bunlardan yararlananlar sadece Amerikalı çiftçiler değil. Brezilya ve Arjantin’de bazı çiftlikleri ziyaret etme fırsatı yakaladım ve oralardaki çiftçiler de bizimle birlikte aynı şeyleri deneyimlemişler ki bu durum biyoteknoloji kullanımının neden %99 olduğunu açıklıyor. Dünya çapındaki diğer çiftçilere gelecek olursak, otlar bizim çiftliğimizde hayatın bir gerçeği. Toprağa ya da bitkiye zarar vermeden otları kontrol altına alan bir teknolojiye sahip olmak, bitkikırana dayanıklı soya fasulyelerinin bu teknolojiye uyarlanmasındaki ana sebeplerden bir tanesi. Bu soya fasulyelerinin, glifosat ya da glufosinat gibi otkıranlara karşı direnç kazanabilsinler diye genetikleriye oynanıyor. Ot kontrolünün yanısıra, otkırana dayanıklı soya fasulyelerinin kullanılmasındaki bir diğer sebep ise, koruyucu toprak işleme ya da toprak işlemeden tarım uygulama yöntemlerini kullanabilmeye olanak sağlamasıdır. Bu da, toprağımızı sürmek zorunda olmadığımız anlamına geliyor (Otları kontrol altına almada toprağı kaldırıp otları gömerek uygulanan geleneksel toprak işleme yönteminin gerekli bir kısmı). Bu sistem, yoğun emek isteyen bir yöntemdir, çünkü toprak sürüldükten sonra mekanik tarıma ihtiyaç duyar ki bu da dizel yakıt anlamına gelmektedir. Aynı zamanda, toprak parçalara ayrılacağından, toprak erozyonu da meydana gelir. Dahası, geneksel üretilen tahıllara, otları kontrol altına almak için birkaç kez farklı kimyasallar sıkılmalıdır. Toprağı işlemez ya da koruyucu toprak

işleme yöntemini kullanırsanız, toprağı sürmenize gerek kalmaz. Onun yerine, tüm otları öldürmek için geçmiş yıldan kalan tahılların üzerine direkt olarak otkıran uygulaması yapabilirsiniz. Böylece soya fasulyeleri direkt olarak tarladaki diğer bölgeleri rahatsız etmeden eski fasulyelerin kalıntılarına ekilir. Bu kalıntılar da daha sonra organikleşerek toprak sağlığına katkıda bulunurlar.

En önemli 10 nokta Biyoteknolojik soya üretiminin arkasındaki 10 gerçek: 1. İş gücünü azaltır ve zamandan tasarruf ettirir: Toprak işlememe veya koruyucu toprak işleme yöntemleri traktör üzerinde harcayacağnız zamandan ve iş gücünden birkaç saat tasarruf etmenizi sağlar. Örneğin, 400 hektarlık bir tarlada yılda 500 saate yakın bir tasarruf sağlayabilirsiniz. 2. Yakıttan tasarruf ettirir: Çiftlikte hektar başına harcayacağımızı yakıt miktarını 80 litreden 32 litreye düşürür. 3. Teçhizat gereksinimini azaltır: Toprağı birkaç sefer daha az sürmeniz gerekirse, ekipmanınızın bakımı için hektar başına yılda 12$ tasarruf etmiş olursunuz. Aynı zamanda ağır ziraai ekipmana da ihtiyacımız olmaz. Mesela bizim en genç traktörümüz daha 25 yaşında. 4. Toprağı iyileştirir: Toprağı sürekli olarak işlemeden bırakırsanız ya da koruyucu işleme yaparsanız, bu uygulama bitkilerinizi köklerinin daha kolay kurulmasını sağlayacaktır. Gelişmiş bir toprak da sıkışmayı en aza indirir. Sıkışma, aynı zamanda, toprağın daha az sürülmesiyle de aza indirgenebilir. 5. Organik maddeler arttırır: Bir önceki seneden kalan mahsül kalıntıları topraktaki organik madde miktarını arttırır. Bunun sonucunda da toprağın üst kısmı sürekli yenilenir. Çiftliğimizde, yıllar boyu toprağımızdaki organik madde miktarı biyoteknolojiye bağlı olarak arttı. Bunun yanında, toprağın su tutma kapasitesi de yükseldi. Çünkü sürüme bağlı olarak, yer solucanı miktarı zarar görmedi. Bu da toprakta daha çok yer solucanı ve daha çok yer solucanı tüneli olduğu anlamına geliyor ve bu tüneller yağmur suyunun toprağı yıkayıp götürmesini engelleyerek suyun toprağın içine akmasını sağlıyor. 6. Su miktarını arttırmak için toprak nemini hapseder: Kalıntıların toprak yüzeyinde kalması, nemi toprağın içinde hapseder ve bu suyun buharlaşmasına engel olur. 7. Toprak erozyonunu azaltır: Toprak yüzeyindeki bitki kalıntıları rüzgar ve


&FEED MILLING TECHNOLOGY

GRAIN

Mayıs-Haziran 2014 | 19

sudan kaynaklanan erozyonu azaltır. Mevcut kalıntı miktarına bağlı olarak toprak erozyonu korunmamış ve yoğun bir şekilde sürülmüş bir toprağa kıyasla %90 oranında düşecektir. 8. Su kalitesini arttırır: Bitki kalıntıları otkıran sızıntısını %50 oranında engeller. 9. Yaban hayatı korur: Btiki kalıntıları, av kuşları ve diğer küçük hayvanlar için barınak ve yiyecek imkanı oluşturur. 10. Hava kalitesini arttırır: Yüzeydeki bitki kalıntıları hava kaitesini arttırır çünkü bu kalıntılar toprak erozyonunu ve böylece de havadaki toz miktarını, fosil yakıt emilimini ve organik maddelerin daha çok karbondioksit yutması sebebiyle de atmosferdeki karbondioksit miktarını azaltır.

Sihirli kurşun Bütün bu yararlarına rağmen, biyoteknoloji, verimli bir tarımın sihirli kurşunu anlamına gelmiyor. En önemli şey, çiftçilerin bu teknolojiyi uygulamalarını sağlayacak ortamı çiftliklerinin yaratabiliyor olmasıdır. Yönetecilik programlarımız, ürün rotasyonu, hassas uygulamalı tarım, gübre ve otkıran kullanımı gibi teknikleri kullanıyor. Bu teknoloji dünya çapında çiftçilere çok büyük yararlar sağlarken, her derdimize de deva olmuyor ve biz çiftçileri endişelendiren bazı noktalar mevcut. Öncelikle, glisofata dayanıklı otlar, ABD’nin bazı bölgelerinde mevcut durumda. Çoğu kimyasal kullanımında otlanmanın tekrar yaşanması mümkün olduğundan,

bu durum biyoteknolojinin bir sonucu sayılmasa da çoğunlukla devamlı glisofat kullanımının bir sayılıyor. Bununla, geniş yaprak otkıranlar kullanılarak ve diğer otkıranlara karşı dayanıklı biyoteknolojik maddeler geliştirilerek savaşılabilir. Bu alandaki bir başka problem ise, tohum üreticilerinin biyoteknolojik olmayan maddelerin geliştirilmesinde bir düşüşe sebebiyet vermeleridir. Biyoteknolojik olmayan tohumlar gittikçe daha da artan bir baskının altındadırlar. Son olarak da, Avrupa Birliği bölgelerinde olduğu gibi biyoteknoloji organizasyonlarında yaşanan gecikmelerin de ticarette birtakım aksamalara sebep olmasıdır. Gün geçtikçe artan biyoteknolojik ürünlerin geliştirilmesiyle, bu özelliklerin resmi kurumlar tarafından ticaret için onaylanması da gittikçe zorlaşmaktadır. Onaylanma konusunda yaşanan bu gecikmeler, Avrupa Birliği’nin, ABD’ye göre biyoteknolojik ürünlerini kabul etmelerinin daha çok zaman aldığı anlamına gelmektedir. Onaylanmamış hiçbir biyoteknolojik ürün AB’ye giriş yapamayacağından, bu da ticareti etkilemektedir. Bu durumun meydana geldiği birçok olayda, AB her seferinde kümes hayvanlığı ve büyükbaş hayvancılıkta daha yüksek üretim maliyetlerine maruz kalmaktadır. Dahası, ana ihracat ülkelerinde biyoteknolojik soya kullanımı, biyoteknolojik olmayan soyanın bulunmasının zor ve pahalı olduğu anlamına gelmektedir. Şu ana kadar, soya fasulyeleri çiftçilere çok yarar sağlayan tarımsal bir özelliğe

Die and roll re-working machines

www.oj-hojtryk.dk Phone: +45 75 14 22 55 Fax: +45 82 28 91 41 mail: info@oj-hojtryk.dk

O&J Højtryk A/S Ørnevej 1, DK-6705 Esbjerg Ø CVR.: 73 66 86 11

sahiplerdi. Biyoteknolojik ürünlerin ne yarar sağlayacağını merak eden tüketiciler için ise, ikinci nesil soya ürünleri, kalitesi arttırılmış bir şekilde, daha fazla protein ve kalp hastalıkları riskini azaltan omega-3 içeriğiyle üretilmektedir. Birçok tüketicinin biyoteknoloji konusundaki kafa karışıklığını ve endişesini fark ederek çeşitli tüketici eğitim programlarına katıldım. Tüketicilerin, sorumlu bir gıda üretimi ve biyoteknolojik tahıl geliştirilmesi arasında hiçbir çelişki olmadığını bilmeye ihtiyaçları var. Biyoteknolojik ürünler aslında bizler için sürdürülebilir tarım üzerine bir farkındalık yaratıyor. Bill ve ben çiftçiliğe olan bakış açımız açısından dünyadaki diğer çiftçilere göre biraz daha farklıyız. Temel olarak, biz hepimiz içinde yaşadığımız ve çalıştığımız çevreye ve toprağımıza bakıyoruz. Bunu yapabilmek için de, çiftliklerimiz, ailelerimiz ve gelecek nesillerimiz için yeterli, yararlı ve güvenli olan bu tarım araçlarını, uygulamalarını ve teknolojilerini kullanıyoruz. Biyoteknolojik soya sadece biz çiftçilere yarar sağlayan bir uygulama değil, aynı zamanda ek bir maliyet olmaksızın sürdürülebilir üretimin sosyo-ekonomik ve çevresel avantajlarını yakalayan toplumumuza da yarar sağlayan bir uygulamadır. ISAAA: Global Status of Commercialized Biotech/GM Crops 2013 Brookes G and Barfoot P (2014) Economic impact of GM crops: the global income and production effects 1996-2012

F


F

&FEED MILLING TECHNOLOGY

20 | Mayıs-Haziran 2014

GRAIN

Bitkisel Savaş:

Koksidiyoz ve Nekrotik Bağırsak İltihabını önlemenin doğal alternatifi Meriden Animal Health

2

006 yılında, Avrupa Birliğini’nin hayvan yemlerinde büyümeyi destekleyici antibiyotik (AGP) kullanımını yasakladığından beri, kümes hayvanlarının bağırsak sağlığını koruma ve sürdürme konusunda strateji geliştirme ihtiyacı oldukça önem kazandı. Bunun nedeni, antibiyotiklerin yıllardır kümes hayvanlarının sindirim sistemi hastalıklarına yol açan çeşitli patojenleri kontrol edebilmesiydi. Koksidiyoz ve bağırsak iltihabının da dahil olduğu bu hastalıklar, kuşların sağlığını ve performansını oldukça fazla etkiliyor ve sonuç olarak da endüstride büyük ekonomik kayıplara yol açıyordu. Yem endüstrisinde antibiyotikler yasaklandığından beri, bu hastalıklar oldukça yaygınlaşmaya başladı. Ancak şimdi, kekikotu yağında bulunan timol ve kekik gibi maddeler içeren bileşenler, kümes hayvanlarının bağırsak sağlığı savaşına alternatif ve doğal bir çözüm sunuyorlar.

Hücre işgalcileri Koksidiyoza, bir protozoa paraziti olarak bilinen, kümes hayvanlarının bağırsak hücrelerini istila eden Eimeria adlı parazit neden oluyor. Eimeriatenella, E. acervulina, E. necatrix, E. maxima ve E. brunette gibi birçok koksidiyal parazit türü, kümes hayvanlarını etkiliyor. Her parazit de farklı bir patojenizite karakteriyle ayrı bir hastalığa neden oluyor. Ayrıca, koksidiyozun genetik olarak sabit ve kendini sınırlayıcı bir yaşam döngüsü bulunmaktadır. Bu yüzden de, her bir koksidiyoz, sindirilen enfekte oosit sayısıyla doğrudan ilişkilidir. Koksidiyoz oositleri, kümes hayvanlarının yaşadıkları alanlarda oldukça yaygındırlar ve daha öncesinde hiçbir kümes hayvanının yaşamadığı yerlere bile çok kolay bir şekilde bulaşabilirler. (Reid, 1989; Williams 2005.) Nekrotik bağırsak iltihabına ise, gram pozitif sporlu anaerobik bakteri Clostridium perfringens yol açar. Ayrıca bu bakteri, kümes hayvanlarının yaşadığı yerlerde ve diğer hayvan türlerinin de bağırsak bölümlerinde yaygın olan bir bakteri türüdür. Bu bakterinin, organizmanın ürettiği toksinlere bağlı olarak A’den E’ye kadar beş ana tipi bulunmaktadır. A Tipi, gastrointestinal kısımda yaygın olarak görülen ve nekrotik bağırsak iltihabıyla ilişkilendirilen bir türdür. Aynı zamanda, nekrotik bağırsak iltihabı, koksidiyozun başlangıcı sayılmaktadır. Her iki hastalık da kendini iki şekilde gösterir: Hiçbir semptom olmaksızın ölümlerde artışa sebep olan klinik akut tanısı veya daha hafif olan fakat ölümlerde bir artışa sebep olmayan subklinik tanısı. Subklinik tipte, azalan sindirim ve emilime, büyümedeki azalmaya ve bağırsakların gördüğü zarardan kaynaklanan artan yem dönüşüm oranına bağlı olarak üretimde birtakım kayıplar yaşanır. Bunun sonucu olarak da, belirtisiz seyreden subklinik tip, en büyük ekonomik kaybı yaşatan tiptir olur ve bu nedenle de tanısı konursa ve uzun zaman tedavi edilmeden kalırsa ısrarcı olacağından çok daha ciddidir (Dahiya et al 2006).

Hastalık tedavisinin tarihi Koksidiyozun sülfonamid kullanımıyla gerçekleştirilen ilk tedavi girişimleri, 70 yıl önce kümes hayvanları arasında meydana gelen salgına dayanıyor. Yapılan deneylerle, ABD’deki kümes hayvanı üreticileri 1940’lı yılların sonunda hastalığı tedavi etmenin en ekonomik yolunun yemlere sürekli olarak sulfakuinoksalin konulması olduğunu keşfettiler. Bu yöntem, ölüm oranını düşürmekle kalmadı, aynı zamanda hastalık oranının da azalmasını sağladı. 1950’lerden beri, farklı ilaç ve kimyasallardan çeşitli antikoksidiyozlar üretilmektedir. Amprolyum ve nikarbazin gibi bazı kimyasallar da günümüzde hala kullanılmaktadır. Fakat bu

kimyasalların çoğu, zehirli madde bulgularına veya koksidiyoza olan dirençlerine bağlı olarak ya kullanımdan kalkmış ya da çoğu ülkede yasaklanmıştır. 1970’lerde ise, yeni bir antibiyotik çesidi bulunmuştur. Bu antibiyotiklere, iyonofor denmiştir ve sonuç olarak bu antibiyotikler önceden kullanılan kimyasalların yerini almıştır. Az bir miktar koksidiyozun varlığını südürmesini sağladıkları ve kuşun bir çeşit bağışıklık geliştirmesini sağlayarak bunların bağırsaklardaki yaşamlarının sonlanmasına neden oldukları için iyonoforlar, benzersizdi. Bu antibiyotik, parazite karşı çok daha güçlü bir koruma sağlıyordu ve oldukça da etkiliydi. Fakat, son zamanlardaki gelişmelere göre çoğu koksidiyoz çeşidi, endüstrideki her iyonofor türüne karşı da bir direnç geliştirmişti. Koksidiyozun aksine, nekrotik bağırsak iltihabı çok daha kısa bir tarihe sahip ki bu hastalık 1997 yılına kadar uluslararası kümes hayvanları hastalıkları rehberinde çok da dikkat çekmeyen bir hastalıktı (van der Sluis, 1997). Bu hastalık dünya çapında, 21. Yüzyılın başlarında bir problem olarak görülmeye başladı. 2001 yılındaki bir araştırmaya göre, Birleşik Krallık’taki piliçlerin %31’inde nekrotik bağırsak iltihabı bulunmaktaydı (Hermans ve Morgan, 2003). Bunu sebebi de, virjiniyamisin ve basitrasin de dahil olmak üzere nekrotik bağırsak iltihabının tesadüfen kontrol ediliyor olmasıydı (Johansson, 2004). Yem içinde verilen bazı anti-koksidiyal iyonoforlar da klostridyum perfringens gibi gram pozitif bakterilere karşı etkindi (Watkins, 1997). Antibiyotik

Şekil 1: Lumendeki sporozoitli enterositler üzerinde kekikotu yağının etkisi kullanımındaki geri çekilmeler ve azalmalar da bu hastalığın büyümesine katkıda bulunmuş oldu.

Koksidiyoz ve Nekrotik bağırsak iltihabına karşı savaş Bir kümes hayvanı üreticisi için, koksidiyoz ve/veya nekrotik bağırsak iltihabı salgınının oldukça olumsuz bir ekonomik etkisi bulunmaktadır. Üretim miktarında ani ve büyük bir düşüş gözlenir ve aynı zamanda bu durum, tedavinin ardından gelen iyileştirme ve yeniden yapılandırma sürecini de etkiler. Bazı hayvanlar, ya tamamen iyileşemezler ya da eski üreme potansiyellerini geri kazanamazlar. Sebebi klostridyum perfringens bakterisi olan nekrotik bağırsak iltihabının çok daha büyük riskleri bulunmaktadır ve ayrıca bu hastalık halk sağlığını da tehdit etmektedir. Bu yüzden, tedavinin yalnız başına ekonomik kayıpları önleyemeceğinin farkında olunmalıdır. Sonuç olarak da tek seçenek, hastalığın önlenmesidir. Fakat, bu hastalığa karşı etkin ve sürekli bir önlem ve kontrol programının uygulanması pek de basit değildir. Koksidiyozla savaşmak oldukça zordur, çünkü bu hastalık birçok bakteri türüne sahiptir. Her bir enfeksiyondan sonra geliştirilen bağışıklık sadece tek bir bakteri türüne özgü olduğundan, kümes hayvanları farklı bakteri türlerinden de bu hastalığı kapabil-


&FEED MILLING TECHNOLOGY

GRAIN

G in

REAL BREWERS‘ YEAST e ad

any • Made in

M ade i n G e rm y • an an

in G

ermany • M a

de

Biolex® MB40 acts prebiotic for immunity & resistance optimizes digestion processes

Leiber GmbH Hafenstraße 24 49565 Bramsche Germany Tel. +49 (0)5461 9303-0 Fax +49 (0)5461 9303-29 www.leibergmbh.de info@leibergmbh.de

in G e r m a n y• M

erm

rm

ad e •M

Ge

EXCELLENCE IN YEAST – EXCELLENT IN FEED

y

irler. Eimeria bakterisi, konak hücre içerisinde birçok gelişim safhasına sahip, yaşam döngüsü oldukça karmaşık olan bir bakteridir. Her eimeria türü sadece tek bir tip konak hücreye enfekte eder ve her biri konakladıkları bünyenin bağırsaklarının farklı bölgelerine saldırır. Hastalık, ölüme, enfekte olan kuşların piyasa değerinin düşmesine ve bazen de bu kuşların ayrılmasına ve katliamına sebebiyet verir. Bir diğer faktör ise, dışkının sindirilmesiyle artan oosit miktarıdır. Bu, bağırsak mukozasına zarar verir ve besin emilimine olumsuz etki ederek ishale neden olur. İşte tüm bu terslikler de üretici için büyük bir kayıp anlamına gelmektedir. Bir başka faktör ise, koksidiyoza karşı artmakta olan ilaç direncidir. Hastalığı kontrol altına almada kullanılan geleneksel yöntemler, bazı koksidiyoztat veya koksidiyal ilaçların kullanımını içerir. Tekrar eden koksidiyal problemleri kontrol altında tutmak için, üreticiler yemlere bazı antikoksidiyal ilaçlar eklemektedirler. Piliç üretme sürecinin yaklaşık olarak 28. gününde, subklinik koksidiyoz varlığına bağlı olarak antikoksidiyal alan kuşların performanslarında bir düşüş meydana gelir. Normal şartlar altında bu durum, iyonofor kullanıldığında gerçekleşmesi normal bir durumdur. Piyasadaki mevcut antikoksidiyal ilaç çeşitlerine olan yaygın direci önlemek için, besin uzmanları ve veterinerler, minimum yan etki içeren fakat en üst düzeyde etki eden karmaşık yapılı antikoksidiyal çeşitleri geliştirme ve onları uygulama kararı almışlardır. Fakat, bu programların yapımı, uygulaması ve kontrol edilmesi birtakım risklerle ve engellerle oldukça zor bir hale geldi. Örneğin, ani sıcak hava dalgaları henüz küçük olan kuşlarda bile yüksek ölüm oranlarına sebebiyet verdiğinden, kümes hayvanları ilk ve sonbahar başlarında nikarbazinle tedavi edilemiyorlar. Endüstri için hala değerli olmalarına rağmen, iyonoforlar da kendilerine özgür bir tehlike teşkil ediyorlar. Piliç etlerinde ve yumurtalarda tespit edilebilir koksidiyoz kalıntılarına rastlanmasına sebep oluyorlar. Felakete sürükleyici sonuçlar ortaya çıkan yaygın problemlerden biri de, hedef olmayan hayvanların yemlerinin kazara koksidiyoz ilacı içerebilmesidir. Örneğin, yemlerinde nikarbazin bulunan piliçlerin yumurta üretimlerinde ve verimliliklerinde bir düşüş gözlenirken, salinomisinle beslenen hindilerin ölüm oranlarında da bir artışa rastlanabilir. Son olarak önemli noktalarda birisi de, üretimcilerin, koksidiyoz kalıntılarını temizlemek için yem değirmeni tarafından harcanan ekstra zamanı ve parayı, farklı yem çeşitlerinin planlanıp karıştırılmasını ve ilaçsız yemlerin kontamine olmasından kaçınma girişimlerini hesaba katmalarıdır. Eğer hayvanların etlerinde ya da yumurtalarında herhangi bir kalıntı bulunursa, bu durum, ürünlerini ilaç kullanımının yasak olduğu ülkelere ihraç eden üreticiler için büyük bir problem yaratabilir. Sadece kuşun performansına değil, aynı zamanda bağırsaklarına da zarar veren nekrotik bağırsak iltihabı, bakterinin safra kanalına ulaşmasına ve kana karışmasına da yol açıyor. Bu olay gerçekleştiğinde de, karaciğer yüksek miktarda klostridyum perfringens bakterisi tarafından işgal ediliyor ve bu da kolanjiyohepatit hastalığına sebep oluyor. Ayrıca hayvanda hiçbir hastalık belirtisi olmamasına rağmen, kesim sırasında et incelemesi yapılırken karaciğerde bazı lezyonlara rastlanılabiliyor. Nekrotik bağırsak iltihabının önlenmesi ve kontrol altına alınması, hastalığa sebep olan birçok faktörü de bünyesinde barındırıyor. Beslenme, stres ve koksidiyoz da dahil olmak üzere birçok faktör hastalığın sebeplerine dahil. Tüm bu faktörler, bağırsaklarda klostridyum perfringens bakterisinin çoğalmasını sağlayacak bir ortam yaratılmasına katkıda bulunuyor. Hazmı güç besinler ve buğday ve arpa gibi suda çözünen gıdaların tüketilmesi de yüksek hayvansal proteinli gıdaların tüketilmesi gibi bu hastalığa davetiye çıkaran faktörler arasında bulunuyor. Protein, bu bakteri için bir alt madde olduğundan bağırsaklarda yüksek protein varlığına sebep olacak her şey, bir hastalık faktörü sayılıyor (Timbermont, 2011). Tavuk için stres yaratacak her şey bağırsak ortamını değiştiriyor ve bağırsak iltihabını tetikliyor. Başlangıçlardan geliştiricilere geçiş

Mayıs-Haziran 2014 | 21

F


F

22 | Mayıs-Haziran 2014

&FEED MILLING TECHNOLOGY

GRAIN

gibi beslenme değişiklikleri de bu duruma dahil (McDevitt, 2006). Fakat, en önemli faktör ise koksidiyozun ta kendisi. Koksidiyoz patlaması, genelde, nekrotik bağırsak iltihabından önce gelir. Ayrıca, eimeria oositleri veya aşırı koksidiyozlu eimeria içeren aşılar sinerjik olarak klostridyum prefringens bakterisiyle birlikte hareket edebilirler (Park, 2008). Eimeria parazitleri, küçük bağırsağa yerleştiklerinde epitel hücreleri öldürürler. Bu da, plazma proteinlerin bu bakteriler için alt katman oluşturarak mide boşluğuna sızmalarına neden olur (Van Immerseel, 2004). Buna ek olarak, klostridyum prefringens bakterisi substrakt olarak mukoza kullanır ve koksidiyal bir enfeksiyona sahip bünyede bağırsak mukozası da artmış demektir (Collier, 2008).

Koksidiyoz aşıları: İyilik mi kötülük mü? Aşılama, açıkça koksidiyozu kontrol altına almada alternatif bir yoldur. Günümüzde, birçok koksidiyoz aşısı geliştirilmiştir ve bunlar ticari olarak kullanılmaktadır. Çoğu koksidiyoz aşısı, koruyucu bir bağışıklık yaratması açısından en önemli bileşen olarak bünyesinde düşük dozda canlı parazit barındırmaktadır. Bu aşılar, milyonlarca tavuğa uygunlanmaktadır. Fakat, eğer bağışıklık sistemleri çoktan zarar görmüş ya da başka faktörler tarafından enfekte olmuşsa, bu parazit, aşılı tavuklarda bile hastalığa yol açmaktadır. Eğer bir kuş, bir kere koksidiyoza mağruz kalmışsa, bu kuş bu hastalığa karşı yaklaşık olarak üç oosit üretim döngüsünden sonra bir bağışıklık geliştirir. Canlı ya da azaltılmış parazitler yaygın bir biçimde aşı olarak kullanılsa da, aşıdaki ve sahadaki eimeria bakterileri arasındaki antijenik çeşitlilik, aşıların etkinliğini kısıtlamaktadır. Aynı zamanda, potansiyel bir tehdide karşı korumanın sağlanmasının da bir bedeli vardır. Bu bedel de aşıların yüksek ücreti, aşıların kontrol edilmesi için harcanan zaman, canlı aşılara karşı oluşturulan reaksiyonun sonucu yaşanan ölümler ve ölü aşılar yüzünden zarar gören dokulardır. Canlı aşıların birtakım dezavantajları, aşı uygulaması, aşı reaksiyonları ve aşı virüslerinin yaygınlaşması, aşıdaki organizmalarin yaşam gücünü sürdürebilmesi için yapılması gerekenleri ve son olarak da nekrotik bağırsak iltihabı gibi bazı problemleri de beraberinde getirmektedir. Koksidiyoz ve nekrotik bağırsak iltihabı arasında fark, henüz hala tam anlaşılmış değildir ve bu durum, piliçlerde antikoksidiyoz aşılarının uygulanmasını kısıtlayan bir faktör teşkil etmektedir (Williams, 2003). Dahası, aşılama hatası da tamamen ortadan kaldırılamaz bir durumdur. Aşılama yönergesini takiben, tavuklar yeterli bağışıklık geliştiremez ve hastalıklara karşı duyarlı kalırlarsa, işte o zaman aşılamada bir hata var demektir. Parazitlenme, yetersiz beslenme ve çevresel koşullardaki anormallikler gibi faktörler de aşılama hatasına katkıda bulunmaktadırlar. Bu yüzden, aşının doğru bir şekilde uygulanması ve kullanılması oldukça önemlidir.

Yeni bir doğal silah: Bitkisel Savaş! Bitkilerden elde edilen bazı önemli yağlar, yüzyıllardır insanlar tarafından tıbbi amaçlar için kullanılmaktadır, bu nedenle Avrupa Birliği’nin büyümeyi destekleyici antibiyotik kullanımlarına getirdiği yasaklarla birlikte, bunların yem katkı maddesi olarak sahip olduğu potansiyelin öneminin dikkat çekmesi de sürpriz olmamıştır. Sentetik anitbiyotiklere ya da organik olmayan kimyasallara kıyasla, bu antibiyotikler doğaldır, daha az toksik madde içerirler, kalıntı bırakmazlar (Hashemi, 2008) ve uygun maliyetli bir çözüm sunarlar. Özellikle kekik otu yağı, koksidiyoz ve nekrotik bağırsak iltihabının önlenmesi hususunda doğal bir alternatif oluşturmaktadır. Kekikotu yağı, karvakrol ve timol denilen bazı fenolik maddeler içerir. Bunlar da, bağırsaklara karşı herhangi bir patojen istilasını önleyerek çeşitli bağırsak hastalıklarının yol açtığı ölüm oranının düşmesine yardımcı olur. Koksidiyoza ve nekrotik bağırsak iltihabına bir çözüm önermesinin yanısıra, detaylı araştırmalar, kekikotu yağının hayvanların performansına başka yararlar da sağladığını göstermiştir. Buna ek olarak, kekikotuna karşı herhangi bir bakteriyel ya da koksidiyoz dirence de


&FEED MILLING TECHNOLOGY

GRAIN

Mayıs-Haziran 2014 | 23

Tüm bunları hesaba katacak olursak, kekikotu yağı gibi bitkisel yağların kullanımıyla birlikte bu bitkisel savaş, kümes hayvanlarının mide sağlığını da koruyarak koksidiyoz ve nekrotik bağırsak iltihabının önlenmesine yönelik doğal bir alternatif çözüm sunmaktadır. Fakat, literatürde bitkisel yağların sağladığı yararların da bazı kusurlara sahip olduğu unutulmamalıdır. Bunun nedeni, bitki yağlarının işlenme şekillerine bağlı olarak yapı ve kalite bakımından değişiklik gösterebileceği hususudur. Bu yüzden, faydaları kanıtlanmış, doğru miktarda karvakrol ve timol içeren ve yüksek kekikotu yağı özüne sahip bir ürün kullanılması oldukça önemlidir.

Referanslar

Şekil 2: Kekikotu yağı bazlı ürünle kilo alımı ve yem dönüşümü (11 ila 19 gün) rastlanmamıştır. Bunun nedeni, bu yöntemin en ilkel ve doğrudan yöntem olmasıdır. Bu yüzden de, kekikotu kesim zamanına kadar güvenle kullanılabilir. Hayvanlarda ve insanlarda enterositlerin üst tabakası, sürekli olarak, her 4 ila 7 günde bir parçalanır ve yenilenir. Kekikotu yağı da herhangi bir koksidiyal olaya karşı düşman olacak bir ortam yaratarak, bu doğal yenilenme sürecini hızlandırır. Böylece sporozoitli hücreler bir sonraki gelişim safhasından önce parçalanır ve koksisiyoza sebep olan bakterileri öldürerek hastalığı önlerler. Bağırsak hücrelerinin bu şekilde hızlı parçalanması, e.coli ya da ikincil bir tehdit oluşturacak başka patojenik bakterilerin sebep olduğu bağırsak kalınlaşması olayını da engeller. Epitel hücrelerin bu hızlandırılmış dönüşümü, oluşmakta olan enterosistlerin daha az kontamine olmasını ve besin emilim kapasitesinin artmasını sağlar. Tüm bunlara ek olarak, son zamanlarda yapılan bazı çalışmalar, bitkisel yağların eimeria oositlerine karşı direkt bir etki sağlayabileceklerini de göstermiştir. Remmal, oositleri öldürerek eirmeria bileşenlerini test edip kekikotunun yapıtaşı karvakrolun en yüksek tesire sahip olduğunu bulmuştur. Timolün etkisi de, test edilen diğer bileşenlere göre oldukça yüksektir. Kolorado Kalite Araştırma Birliği tarafından ABD’de yürütülen bir çalışmada, yaygın olarak kullanılan salinomisin denen iyonoforlu ürünle kıyaslamak için, ürünün hastalığa karşı ne kadar koruma sağlayacağını görmek amacıyla koksidiyoz hastalığı baş gösteren tavuklar bir kekikotu yağı ürünüyle beslendi. Sonuçlar, kekikotu yağı ürününün koksidiyoz tehdidine karşı etkili bir koruma gösterdiğini ortaya koydu. Bu ürünün sağladığı korumayla, 55 gr/ ton’luk salinomisinin sağladığı koruma birbirine çok benziyordu. Aynı deneyde, nekrotik bağırsak iltihabı görülen ve kekikotu yağı bazlı ürünlerle beslenen tavukların performansları da değerlendirildi. Deneyin bu bölümünde, kekikotu yağı basitrasin metilen disalisilat (BMD) ile kıyaslandı. Sonuçlar yine yağın nekrotik bağırsak iltihabına karşı etkili bir koruma sağladığını gösterdi. Kekikotu yağının sağladığı korumayla, 27.5 gr/ton’luk BMD’nin sağladığı koruma yine birbirine benzer durumdaydı. Karvakrol ve timolün ikisi de, klostridyum prefringens, salmonella ve e.koli gibi diğer patojenlere karşı anti-mikrobik bir aktivite gösterdiler. Piliçlerde yapılan araştırmalar ise, kekikotu yağının klostridyum prefringens bakterisine karşı ve dolayısıyla da nekrotik bağırsak iltihabına karşı da antimikrobik bir etkinlik gösterdiğini ortaya koydu (Jamroz, 2003; Mitsch, 2004). Bu antimikrobik müdahalenin nasıl işlediği pek anlaşılamasa da, bu yağların bakteri hücresine nüfuz ettiğine, membran yapıları yıkıp iyon sızıntısına sebep olduklarına inanılıyor. Bu antimikrobik etkinliğin mideye ve sağlığa karşı ve dolayısıyla performansı iyileştirmeye yönelik faydaları açıkça görülüyor. Bağışıklığın azalması da performansa ayrıca katkı sağlıyor. Ayrıca, besin sindiriminde de bazı olumlu etkiler rapor edilmiştir. Halle, karvakrol ve timol varlığında gelişmiş bir yem verimliliğinin gerçekleştiğini gözlemlemiştir. Bitki yağları, sindirim salgılarını tetiklemektedir: safra, mukoza ve enzim aktivitelerinin arttığı görülmüştür (Platel and Srinivasan, 2004). Tüm bunlara ek olarak, karvakrol ve timolün antioksidan bileşenlere sahip olduğu da gözlemlenmiştir (Cuppet ve Hall, 1998).

Collier, c.T., Hofacre, C.L., Payne, A.M., Anderson, D.B., Kasier, P., Mackie, R.I. and Gaskins, H.R. (2008). Coccidia-induced mucogenesis promotes the onset of necrotic enteritis in chickens. Veterinary Immunology and Immunopathology 122, 104-115. Cuppet, S.L. and Hall, C.A. (1998).Antioxidant activity of Labiatae.Advances in Food Nutrition Reseach42, 245-271. Dahiya, J.P., Wilkie, D.C., Van Kessel, A.G. and Drew, M.D. (2006).Potential strategies for controlling necrotic enteritis in broiler chickens in post-antibiotic era.Animal Feed Science and Technology 129, 1-2, 60-88. Hashemi, S.R., Zulkifli, I., Hair-Bejo, M., Farida, A. and Somchit, M.N. (2008). Acute toxicity study and phytochemical screening of selected herbal aqueous extract in broiler chickens. International Journal of Pharmacology 4, 352-360. Hermans, P.G. and Morgan, K.L. (2003). The epidemiology of necrotic enteritis in broiler chickens.Research in Veterinary Science 74, supplement A, 19. Jamroz, D., Orda, J., Kamel, C., Wiliczkiewicz, A., Wertelecki, T and Skorupinska, J. (2003). The influence of phytogenetic extracts on performance, nutrient digestibility, carcass characteristics and gut microbial status in broiler chickers.Journal of Animal Feed Science 12, 583-596. Johansson, A., Greko, C., Engström, B.E. and Karlsson, M. (2004). Antimicrobial susceptibility of Swedish, Norwegian and Danish isolates of Clostridium perfringens from poultry and distribution of tetracycline resistant genes. Veterinary Microbiology, 99, 251-257. McDevitt, R.M., Brooker, J.D., Acamovic, T. and Sparks, N.H.C. (2006) Necrotic enteritis: a continuing challenge for the poultry industry. World’s Poultry Science Journal 62, 221-247. Mitsch, P., Zitterl-Eglseer, K., Kohler, B., Gabler, C., Losa, R. and Zimpernik, I. (2004). The effect of two different blends of essential oil components on the proliferation of Clostridium perfringens in the intestines of broiler chickens.Poultry Science 83, 669-675. Park, S.S., Lillehoj, h.S., Allen, P.C., Park, D.W., FitzCoy, S., Baurista, D.A. and Lillehoj, E.P. (2008). Immunopathology and cytokine responses in broiler chickens coinfected with Eimeria maxima and Clostridium perfringens with the use of an animal model of necrotic enteritis. Avian Diseases 52, 34-39. Platel, K. and Srinivasan, K. (2004). Digestive stimulant action of spices: A myth or reality? Indian Journal of Medical Research 119, 167-179. Reid, W.M. (1989). Recommending sanitary practices for coccidiosis control. In P. Yvoré (Ed.), Coccidia and Intestinal Coccidiomorphs(pp 371-376). Paris: INRA. Williams, R.B. (2003). Coccidial and clostridial interactions in broilers vaccinated against coccidiosis. World Poultry, Special Supplement Coccidiosis,4, 26-28. Remmal, A., Achahbar, S., Bouddine, L., Chami, F. and Chami, N. (2013). Oocysticidal effect of essential oil components against chicken eimeriaoocysts. International Journal of Veterinary MedicineArticle ID 599816, 8 pages DOI: 10.5171/2013.599816 Timbermont, L., Haesebrouck, F., Ducatelle, R., Van Immerseel, F. (2011). Necrotic enteritis in broilers: an updated review on the pathogenesis. Avian Pathology 40, 4, 341-347. Watkins, k.L., Shryock, T.R., Dearth, R.N. and Saif, Y.M. (1997). In-vitro antimicrobial susceptibility of Clostridium perfringens from commercial turkey and broiler chicken origin.Veterinary Microbiology, 54, 195-200. Williams, R.B. (2005). Intercurrentcoccidiosis and necrotic enteritis of chickens: rational, integrated disease management by maintenance of gut integrity. Avian Pathology 34, 3, 159-180. Van der Sluis, W. (1997). Poultry diseases around the world.World Poultry, 13, 7, 32-44. Van Immerseel, F., De buck, J., Pasmans, F., Huyghebaert, G., Haesebrouck, F. and Ducatelle, R. (2004). Clostridium perfringens in poultry: an emerging threat of animal and public health. Avian Pathology33, 537-549.

F


F

&FEED MILLING TECHNOLOGY

24 | Mayıs-Haziran 2014

GRAIN

BUILD YOUR LEGACY. Protecting your hard work and investment is critical. From initial drawings to delivery and assembly, you can trust our dedicated team of engineers, designers and logistics experts to craft your perfect storage solution. Together we can build your legacy. Visit Westeel.com to begin your journey.

Madrid +34 91 216 14 97 India +91 96 1922 1123

North America 888-WESTEEL (937-8335) info@westeel.com

STORAGE SYSTEMS FOR THE WORLD’S MOST VALUABLE RESOURCES


&FEED MILLING TECHNOLOGY

GRAIN

118.

Mayıs-Haziran 2014 | 25

Yıllık IAOM Konferansı ve Fuarı

D

eğirmencilik sektörünün profesyonelleri her zaman IAOM konferansı deneyiminin, eğitim programlarıyla birlikte, kendilerine çeşitli fırsatlar sunarak kariyerlerine katkı sağladığını, heyecan verici organizasyonlarıyla endüstrideki rakipleriyle tanışma fırsatları yarattığını ve işlerini etkili bir şekilde icra etmeleri için ihtiyaç duydukları hizmetleri ve ürünleri sunan satıcılarla bağlantı kurmaya olanak sağladığını düşünmüşlerdir. Yıllık IAOM Konferansı ve Fuarı, değirmencilik ve tohum işleme alanındaki uzmanlar için eğitim verici organizasyonların başında geliyor. Yıllık olarak düzenlenen bu organizasyon, dünya çapında değirmencilik ve ilgili ticaret dallarındaki uzmanları 3 günlüğüne eğitim, iletişim ve dostluk için bir araya getiriyor. Konferanstaki eğitim ve teknik programlar, değirmencilere üretkenlik, kazanç ve müşteri memnuniyeti sağlama konusunda yardımcı oluyor. Bu programlar, bu sektörü ilk elden deneyimlemiş uzmanlar tarafından veriliyor. Buna ek olarak, yıllık düzenlenen bu konferans, değirmencilik sektörünün uzmanları için sektörde kullanılan araçların ve sunulan hizmetlerin bulunabileceği, 100’ün üzerinde şirketin de dahil olduğu, dünyanın en büyük fuarı sayılmakta. Tunus, Souse’ta, geçtiğimiz Ekim ayında IAOM Afrika & Orta Doğu Bölgesel Konferansı için heyecan verici ve bir o kadar da öğretici beş gün harcamış biri olarak, ABD, Nebraska, Omaha’da düzenlenen 118. Yıllık IAOM Konferansı ve Fuarı’na davet edilmiş olmak benim için bir onurdu. Tunus’tayken, GFMT dergimiz için IAOM’daki dokuzuncu senesi ve başkan yadımcılığındaki yedinci senesi hakkında Melinda Farris ile bir görüşme fırsatım oldu. Melinda, gelecekte karşılaşabileceğimiz sorunlara değindi.

IAOM Sorunları Katılan 16 farklı ülkeyle birlikte, konferansta yeniden yapılandırma konusu gündeme geldi. Kendi içlerinde oldukça başarılı olan bölgesel organizasyonlardan bazılarını ziyaret etmiş olan bazı değirmenciler ve tedarikçiler, yıllık düzenlenen geniş çaplı konferans ve fuarlardan çok bölgesel toplantılara yoğunlaşıyorlar. Altı ay geçiyor ve ben kendimi 118. IAOM’a kayıt olmak için Omaha’daki Hilton’un asansörlerinde buluyorum. Otele giriş ve kayıt işlemleri sorunsuz geçiyor. Kartımı ve planlanan resepsiyonlara, akşam yemeklerine, toplantılara ve konferanslara katılım için

biletlerimi alıyorum. Fuar başladığında, bu yılki IAOM’un neye odaklanacağını Melinda belli ediyor. Böylesine iyi yapılandırılmış bir fuarın elbette ki birçok odak noktası olacaktır, fakat benim en çok dikkatimi çeken şey değirmencilik endüstrisine yeni bir renk getirilmesi ihtiyacı.

Tüm seviyelere yönelik dersler IAOM tarafından sunulan dersler, bütün seviyelere yöneliktir. Melinda, daha kalifiye değirmencilik ve fen mezunlarına ihtiyaç olduğuna, daha kalifiye yöneticilere, uzun vadeli bir kariyer peşinde olan uzman değirmencilere ve elbette her şeyden önemlisi yeni nesil değirmencilere ihtiyaç duyulduğuna değiniyor. Değirmencilik endüstrisi, hali hazırdaki sorunlarla birlikte, lise ve üniversite mezunlarını bu sektöre çekibilecek bir “kariyer yardım çantasına” ihtiyaç duyulduğunu çoktan belirtmişti zaten. Konferans esnasında, konferansa katılan herkesin içine girip, bu sektöre nasıl atıldıklarını, değirmencilikteki kariyeleri boyunca nelerden keyif aldıklarını ve en çok nelerin hoşlarına gittiğini anlatabilecekleri bir stand bulunuyor. Bu kayıtlar daha sonra IAOM’un websitesinde “kariyer sanatı” adı altında yayınlanıyor.

Göze çarpanlar Dopdolu programlarıyla her heyecan verici ve öğretici anı yakalamanın imkansız olduğu 118. IAOM Konferansı ve Fuarı bir kez daha yankı uyandıran bir başarı olduğunu kanıtladı. Fakat, Buhler resepisyonundan, IMEF kahvaltısına, ürün tanıtımlarından eğitim programlarına kadar tüm organizasyonları özetleyecek şekilde IAOM’da en çok göze çarpan şeyleri sonraki sayfalarda bir araya getirdim. Eğer bu organizasyona katılamadıysanız, inanın çok şey kaçırdınız. Eğer sonraki sayfalar sizi bir sonraki konferansa katılmaya ikna ederse, lütfen çok geç olmadan katılın. Bir sonraki konferans ABD, Kaliforniya’da, Renaissance Palm Springs Hotel ve Palm Springs Convention Center’da 4 – 8 Mayıs 2015 tarihleri arasında düzenlencek. 2015’teki IAOM Konferansı ve Fuarı’na, Kuzey Amerika’dan ve dünyanın diğer her yerinden katılacak olan yüzlerce uzmana siz de katılın. 2015’te orada görüşmek dileğiyle! Darren Parris

Darren Parris is the head the GFMT International Marketing Team

F


F

IAOM Açılış Resepsiyonu Gecesi Solda: Bassmueller’den Harrold, Keven ve Mike ve Safe Grain/MaxiTronic’ten Doug

Sağda: Industrial Fumigant Company (IFC)’den Dave, Dan, Chris ve Robert

Sağda: C-Tec AG’den Mike ve Rich

O

Left: Melinda Farris

maha Hilton’da düzenlenen muhteşem IAOM Konferansı ve Fuarı açılışı, Buhler Resepsiyonu’na aitti. Dünyanın her yerinden organizasyon için gelen katılımcılar, Buhler sayesinden tek bir çatı altında toplandılar.

Right: Lindsay and Mike from Electro Sensors

Mükemmel yemekler ve içecekler eşliğinde, Buhler, doğrı insanları doğru zamanda bir araya getirmeyi başarmıştı.

Solda: Design Corrugating’ten Steve Barry ile Conagra Mills’ten Howard

Solda: Buhler’den Tim, Randy, Matt ve Franz Sağda: Buhler’den Paul Walti ve FFI’den Scott Montgomery

Solda: Buhler’den Joe ile Satake’den Deming, Sefar’dan Steve ve Hogg Packagaing Corporation’dan Al Sağda: Baixiang Food Group (Henan)’dan Ruifeng Lithe ve takımı, Çin

Solda: Buhler’den Andreas ile Fundiciones Balaguer’den Jose Eliseo ve Molinos Modernos’tan Enrique ile Mocasa’dan Mark

Sağda: Richardson Milling Limited’ten Scott, Brad, Dallas ve Howard ile Head Miller’dan Ken Hofstra

Sağda: Corbion Caravan’dan David, Bill, Mike ve Tom ile Miller Milling’ten Damon



F

&FEED MILLING TECHNOLOGY

28 | Mayıs-Haziran 2014

GRAIN

Uluslararası Değirmencilik Eğitimi Derneği (IMEF) Kahvaltısı

B

uhler tarafından düzenlenen iki günlük başarılı bir komites toplantısını ve muhteşem bir hoş geldin açılışının ardından, şimdi de IMEF’in kahvaltısına yöneliyoruz. Çarşamba sabahı, hepimiz Hilton’un balo salonunda kahvaltı için toplanmış durumdayız. Sabah atıştırmamızın ardından, ellerimizde kahvelerle sabah sunumlarına başlıyoruz. Sunumlar, IMEF’in önümüzdeki yıl için önceliklerinden bahsetmemede hiç vakit kaybetmeyen Damon Sidles tarafından yönetiliyor: Sidles şu yorumlarda bulunuyor: 1. “Yeteneklerini geliştirmek ve bilgilerine yenilerini eklemek isteyenler için daha fazla burs öneriyoruz.” 2. “Dünya çapındaki konferanslara hitap eden profesyonel konuşmacılar için hibe sağlıyor olacağız.” 3. “Üst düzey değirmencilik yönetimi workshopları düzenlemek niyetindeyiz.” “Bu hedefler, IMEF endüstrinin desteğini aldığını sürece gerçekleştirilebilecek olan hedeflerdir. IMEF, fon sağlayan herkese teşekkürlerini sunuyor,” diyerek sözlerini bitiriyor. Daha sonra da, Sidles, IMEF adına, katkıda bulunmak herkesi yanına davet ediyor. Bağışlar toplandıktan sonra, Sidles, IMEF Dostu ödülünü tanıtıyor. Ne yazık ki, hiç aday yok. Fakat, üç isim dikkatleri çekiyor: Masayuki Kawahashi, Thomas Sliffenad ve Ernest Van Vleet. Sidles, birkaç ödülden daha bahsediyor ve IMEF destekçilerinden, IMEF’e katkıda bulunan ve bağış yapanlardan bahsediyor.

Sidles, IMEF Ödülü’nü açıkladı Grain Millers tarafından kazanılan IMEF ödülü’nü kabul etmek üzere Keith Horton, sahneye geliyor. Şirket, geçen seneki konferansta çok cömert bir bağışta bulunmuştu. Keith, yapılan bu cömert bağışla Grain Millers eş kurucusu Christian F. Kongsore adına bir burs oluşturulduğuna dikkat çekiyor. Burs, Kansas State Üniversitesi’nden, en iyi tahıl bilimi öğrencilerinden birine verilecek. İşte böylelikle de, Christian F. Kongsore Bursu Ödülü doğmuş oldu. İzleyicilere hitap ederek, Keith, Christian’ın konferansa katılamadığını, fakat böyle bir ödüle adını vermekten gurur duyduğunu söylüyor. Keith, Christian F. Kongsore ile ilgili konuşmaya devam ediyor. 1927 yılında Oslo, Norveç’te doğan Kongsore, aile değirmeninde çalıştı. Kansas State Üniversitesi’nden 1954 yılında mezun oldu ve Fisher Mills ve Continental Grain haricinde çeşitli ülkelerde 17 ayrı değirmen için çalıştı. Bunların ardından, Keith, Christian F. Kongsore Ödülü’nün sahibinin Jodi Roberts olduğunu açıklıyor. Başvurusunda, Roberts, değirmencilik endüstrisinin onu Hal Ross Değirmeni ile tanıştığı ilk andan itibaren cezbettiğini söylüyor. Roberts, Kansas State

Üniversitesi yurtdışı programına, Swiss Değirmencilik Okulu 2014 güz yarıyılında seçilmişti. Bu muhteşem kahvaltı toplatısında, Sidles, şimdi de IMEF Burs Programı hakkında konuşmaya başlıyor. Bu, hali hazırda değirmencilik sektöründe çalışanlar için hazırlanmış.

Burs almaya hak kazanlar: • Ryan Legge: Bursunu uzaktan eğitim için kullandı. • Steve Carpenter: Bursunu bir değirmencilik eğitim programına katılmak için kullanacak. • Md Abu Zahid: Bir mühendis olan Zahid, bursunu, değirmencilik alanındaki yeteneklerini geliştirmek amacıyla kullanacak. Sabah organizasyonun ödül bölümünü kapatan Sidles, görevini, “Unun Gücü” üzerine konuşma yapacak olan Kuzey Amerika Değirmenciler Vakfı (NAMA) Başkanı Jim McCarthy’e devrediyor. Olabildiğince çok sayıda değirmenciye endüstrinin önemli alıcılarını sunmak amacıyla, GFMT’nin kardeş yayını olan The International Değirmencilik Directory (Uluslararası Değirmencilik Rehberi), IAOM’da herkesin elindeydi!

Bağış yapan bölgelerin plaketini veriyor. Sidles, sadece iki bölgenin bu plaketi kazandığını ve bu plaketlerin IMEF Genel Merkezi’nde sergileniyor olacak.

GFMT's sister publication, The International Milling Directory was on hand at IAOM to offer a complimentary copy of the industries premier buyers guide and directory to as many millers as possible!



F

&FEED MILLING TECHNOLOGY

30 | Mayıs-Haziran 2014

GRAIN

Unun Gücü NAMA, değişiklik peşinde Şimdi konuşma sırası, Kuzey Amerika Değirmenciler Vakfı Başkanı ve IMEF Kahvaltısı misafir konuşmacısı Jim McCarthy’de.

W

ashington DC’de yetişen McCarthy, Hershey Food Corporation’da beş yıl boyunca çalışmaya başlamadan önce, Capitol Hill’de ABD senatörü olarak iş hayatına başladı. Bu esnada, MBA yaptı ve Hukuk’tan mezun oldu. Daha sonra da, Sncak Food Derneği’nde 22 yıl boyunca

toplam 45 üyenin varlığından bahsediyor. Ayrıca, birtakım değişikliklerinin varlığından ve üretim arttıkça da daha fazla değişikliğe ihtiyaç duyulduğundan da söz ediyor. Örneğin, 1990’daki en büyük 10 değirmencinin şimdikinden çok da farklı olmadığını söylüyor delegelere. Kendi geçmişinden ve NAMA’nın

1990 Miller

2014

Capacity

% of Industry

Miller

Capacity

% of Industry

Con Agra Inc. 226,900

19.8%

Ardent Milling

513,600

34.4%

Adm Milling Co. 169,700

14.8%

Adm Millingco.

281,100

18.9%

Cargill 148,700

13.0%

Milner Milling

164,000

11.0%

The Pillsbury Co. 119,700

10.4%

General Mills

77,500

5.2%

Cereal Food Processors

68,300

5.9%

Miller Milling-Nisshin

76,100

5.1%

General Mills Inc.

66,700

5.8%

Bay State Milling

75,100

5.0%

Dixie Portland Flour Mills

55,000

4.8%

Mennel

40,900

2.7%

Bay State Milling Co.

53,250

4.6%

Bartlett Milling

40,500

2.7%

Nabisco

28,000

2.4%

Kraft Foods

31,000

2.1%

Mennel

22,700

2.0%

North Dakota Milling

30,000

Total 958,950

83.5%

çalıştı, bunun 14 yılında da dernek başkanlığı yaptı. Şu an, 1998 yılında kurulan Kuzey Amerika Değirmencileri Derneği Başkanı olan McCarthy, NAMA’nın nasıl Ulusal Değirmenciler Federasyonu, Amerikan Mısır Değirmencileri Federasyonu, Amerikan Yulaf Derneği ve Protein Tahıl Ürünleri’nin kombinasyonu olduğunu açıklıyor. Buğday, mısır ve yulaf değirmenciliğini ve uluslararası öğütülmüş un ticaretini temsil ediyor. McCarthy, günde 80,000 ton üretim yapan Kuzey Amerika’daki toplam üretimin %90’ını kapsayan 170 değirmeni temsil eden Kanada ve 38 eyaletten

Total 1,329,800

2% 89.1%

tarihinden kısaca bahseden Jim, unun gücü hakkında bir konuşma yapıyor ve günümüzde un sektöründeki politikalardan da bahsediyor. Gıda güvenliği, beslenme ve tedarik zinciri, NAMA’nın başarısını ve etkinliklerini destekleyen üç demirbaş. Bu üç şey, onun referanslarını oluşturuyor. Washington’da büyümüş biri olarak McCarthy, bileşenlerin gücünün ne kadar önemli olduğunu ve Washington’da neden bir gıda endüstrisinin varlığına ihtiyaç duyulduğunu anlıyor. McCarthy’nin hedefi, her zaman, hükümeti ve işi bir araya getirmek olmuştur ve NAMA Başkanı olarak, üyelerinin hepsini hükümete karşı temsil edecek organizasyonlarla çalışmayı

tercih ediyor ki böylece yüksek merciler tarafından değirmencilik endüstrisinin ihtiyaçları, gelecekte bir farklılık yaratacak düzeyde anlaşılabilsin. Gıda güvenliğini tartışırken, McCarthy, genetiği oynanmış ürünlerin güvenliğinin ve kullanımını teşvik ediyor ve halk arasında ve medyada genetiğiyle oynanmış buğday kullanımının öneminin üstüne basıyor. McCarthy, ayrıca, Amerika’nın nüfusunun %1’ini etkileyen çölyak hastalığına ve buğday kaynaklı hiçbir beslenme sıkıntısı olmayan %93’üne değiniyor. NAMA, glutensiz beslenmenin elden çıktığını ve Buğday Gıdaları Konseyi ve Tahıllı Gıdalar Derneği ile çalışmak gerektiğini düşünüyor. ABD Beslenme Rehberi, tekrar gözden geçiriliyor ve NAMA, şu anda günde altı porsiyon olarak tavsiye edilen miktarın korunmasını istiyor. Amerikan Değirmencilik Endüstrisi, geçen kış demiryolu tedariğiyle ilgili bir sorun yaşamıştı, bu yüzden NAMA bunun bir daha yaşanmayacağından emin olmaya çalışıyor. NAMA, şu anda, Kanadalı yandaşlarıyla bir araya gelerek, Tarım Ulaşım Koalisyonu’nun bir üyesi olmak için harekete geçiyor. Bu, aynı zamanda, değirmencilik endüstrisi için kamyon taşımacılığı stratejisi de yaratmış oluyor. McCarthy, konuşmasını NAMA’nın görevlerine değinerek bitiriyor: • Üyelerinin çıkarlarının hükümet karşısında en iyi şekilde temsil edilmesini sağlamak • Yeterli kalitede tahıl sağlamak • Üyelerle ve yandaşlarla gelişmeleri paylaşmak • Ürünlerin halk arasında farkındalığını yaratmak • Ürünlerin tüketiminin artmasını sağlamak



F

IAOM EXPO

Robert, Chris, Dan, Dave & James from IFC Service

Rusty and Guenter from Static Binder

Bernd Kruse and Carl-Ludwig Bollweg from Schule, also representing Kahl

Melike Arikan from Alapala with Hidayet, Tuncay and Sibel from the Turkish Grain Board

Deming Sun from Satake, rice and grain colour sorting machines.

Bibiana and Dayn from Omas

Regan Heaton and Daniel Wambeke from Scafco Grain Systems

Bernie Jansen and Quin Vincent from VAA

Bob Warren and Tim Larsen from Rentokil

Bryson Ramsey from LIftco LLC, specialising in Belt And CAge Manlifts

Cimbria

Robert Cook, Vice President of Biomist

Sou Yuzhong from the Kaifeng Maosheg Machinery Co

Richard and Nick from Vortomech

Carl Swisher & Rick Fifer from 4B Components Ltd.

Clint Steele and Paul Sondgeroth from Todd & Sargent

Harold Mauck and Mike Resner from Essmueller - Bulk Material Handling Equipment

Craig and Steven from IntraSystems

Henning and Thomas from Fawema

Hidayet, Tuncay & Sibel from th to Seyit & Diwakar


Stephen Nenonen, Sales Director for Romer Labs

Doug McCan from Maxi-Tronic

he Turkish Grain Board next r from imas North AMerica

Joe and MIke from SEFAR

Ertan Kaya from Erkaya Laboratory Instruments

John Hunter from Buhler

Fabrizio, Marco, Gerald and Christopher from Ocrim

Craig and Steven from IntraSystems

Tom and Nick from Blower Engineering

Steve and Wylie from BS&B - Explosion Protection Technologies

Garip Cantemir from Urgur showing a customer the inside of an Urgur machine

Steven and Mike from BinMaster stood next to the Smart Bob

Josh and John from Green Future structual Innovations

Keith Robinson from Copesan

Gary and David from AMVT colour sorting

Jamie & Matt from Chantland

Michael Cowl and Terry Geraghty from Tapco Inc

Kristen McCarty, Laboratory Manager from Brabender

Thorsten Muenker from Siwaco

Tod and Israel from Sentry

Todd Morey, Nathan Huning and Scott Hanson from Airlanco


F

&FEED MILLING TECHNOLOGY

34 | Mayıs-Haziran 2014

GRAIN

Hayvan yemlerinin yüksek maliyetleri Domuz yemlerinin besin değerinin geliştirilmesi

Ester Vinyeta, Hayvan Besin Sorumlusu, Bühler AG, Yem & Biyokütle

Ö

ncelikle, domuz üretimi, yüksek yem maliyetlerine bağlı olarak, geçtiğimiz son beş yılda %10’un üzerinde bir artış gösterdi. Toplam domuz üretimi maliyetine de, %60’ın üzerinde bir yem maliyeti miktarı eklendi. (ABD ve Brezilya’da bu oran %70-75 oranındaydı.) Yem değirmenciliği, domuz yemlerinin kalitesini ve besin değerini etkilediği için, yem maliyetinden edilen karı, yem öğütme işlemini en yüksek düzeyde tutarak arttırabiliriz. Kendi besin değerini kaybetmeden yapılan yem işleme sürecinin etkileri, büyük ölçüde göz ardı ediliyor. Sonunda da hayvan üretiminden elde edilen kar, yem üretim maliyetleri ve hayvanların gösterdiği performans tarafından belirleniyor. En yüksek yem öğütme işleminde kullanılan hammadde miktarı en kaliteli yemi vermeyeceğinden, bunların ikisi de yapılan yatırımdan en yüksek karı elde etmek için en iyi durumda olmalı. Öte yandan, maksimum besin değeri ve en yüksek hayvan performansını elde etmek için en iyi teknik kalitenin sağlanmasına gerek olmayabilir. Yem değirmencileri, teknik yem kalitesini en yüksek düzeye çıkarmak için çok geniş bir teçhizata sahiptirler. İşte bu noktada, öğütme ve sıkıştırma işlemi dikkat çeker. Bu iki işlemin, eğer miktar doğru ayarlanır ve karıştırma işlemi düzgün yapılırsa, yemin besin değeri üzerindeki etkisi çok büyüktür.

Öğütme işleminde en uygun büyüklüğün elde edilmesi Piliç üretiminin aksine, domuzlarda, yemin büyüklüğünün azaltılmasının günlük alınan kiloyu ve yem dönüşüm oranını (FCR) geliştirdiği söylenmektedir.

Goodband, yem büyüklüğü 767µm’dan 634µm’a düşürüldüğünde, yem dönüşüm oranında %5’in üzerinde bir artış meydana geldiğini, Rojas ise, mısır bazlı yemlerin büyüklüğünün düşürülmesinin de besin sindirimini ve yemin enerji değerini geliştirdiğini göstermiştir. (bkz. Şekil 2) Öğütme yoğunluğunun ve türünün, sadece partikül dağılımı üzerinde değil, partikül biçimi, yoğunluk ve yüzey bölgesi üzerinde de bir etkisi bulunmaktadır. Bütün bunlar, öğütme işleminin sindirim ve hayvanın gösterdiği performansa olan

Ayrıca, iyi bir öğütme işlemi, yüksek enerjili girdilere ihtiyaç duymaktadır. Tahıl türünün ve yem biçiminin domuzun performansına olan etkileri, Gidley tarafından incelenmiştir. Arpalı ve sorgumlu diyetlerde, partikül büyüklüğünün yem biçimine kıyasla daha çok etkiye sahip olduğu bulunmuştur. (bkz. Şekil 3)

Öğütmeden sıkıştırmaya Öğütme ve sıkıştırma sistemleri birbirleriyle etkileşim içinde olan araçlardır:

Şekil 1: Yem değirmeni sistemi, besin değerini arttırıcı araç kutusu etkisinin değerlendirilmesinde göz önüne alınacak kriterlerdir. Bu noktada, en uygun partikül büyüklüğünün 500-700 µm arası olmasına rağmen, bu optimum değer hammaddedinin türüne, hayvanın yaşına ve sağlık durumuna bağlı olduğundan, buna ilişkin tek bir değer bulunmamaktadır. Azaltılmış yem partikülü büyüklüğünce lineer artan yem besin değeri miktarına rağmen (bkz. Şekil 2), partiküllerin fazla küçük olması ülsere yol açacağından bir dezavantaj sayılmaktadır.

Öğütme bir yandan sıkıştırmayı etkilerken, sıkıştırma da partikül büyüklüğünü daha da azaltır. Öğütmenin, sıkıştırma kalitesi üzerindeki etkisine bu makalenin sonunda değinilecektir. Sıkıştırma basamağı, “ikinci öğütme basamağı” olarak kabul edilmektedir. Sıkıştırma işleminden sonra partiküllerin %15 oranında küçüldüğü görülmüştür. Sıkıştırma işleminin öğütücü etkisini görebilmek için, sıkıştırmadan önce materyalin ıslak elekten geçirilmesi tavsiye edilen yöntemdir.


&FEED MILLING TECHNOLOGY

GRAIN

Mayıs-Haziran 2014 | 35

Sıkıştırma işlemi domuzların performansını arttırıyor Gelişmiş ve gelişmekte olan domuzların her ikisinde de, sıkılaştırma işlemi yemin etkinliğini %5’in üstünde bir oranda arttırmaktadır. Fakat bu artış, süre, sıcaklık ve kesme kuvveti ayarına bağlıdır. Sıkıştırılmış besinlerle beslenen domuzların artan performansının nedeni konusunda çok küçük bir görüş birliği bulunmaktadır. Bazıları bunun nedeninin yoğunluk ve lezzet artışı olduğunu savunmakta; diğerleri ise, fazla büyümenin nişasta jelatinizasyonu ve protein denatürasyonuna bağlı olarak sindirimin daha da yükselmesinin bir sonucu olduğunu düşünmektedir. 90°C’ye ayarlanmış parçalayıcı sıkıştırıcılar, yem etkinliğini, buğday-arpamısır bazlı yemlerle beslenen domuzların yemlerine kıyasla %5.2 oranında arttırmıştır. Fakat, 120°C’ye ayarlı olanların sağladığı yarar daha düşük kalmıştır. Gelişim çağında olan domuzlarda, protein sindirimi ve enerji, yemler sıkıştırıldığında ve çekilidiğinde daha da artmaktadır.

Şekil 2: Mısır bazlı yemlerde partikül büyüklüğünün azaltması sonucu enerji (Kcal ME/ kg DM) artışı (Kaynak: Rojas, 2013)

Lundblad, 47 ya da 90°C’deki buharlı sıkıştırıcıya geçmenin, yem etkinliğine ek olarak hiçbir yarar sağlamayacağını göstermiştir. Ancak azaltılmış yem alımı yerine ekstrüzyon işlemi uygulamak, sindirim oranının yükselmesine bağlı olarak, domuz yavrularının performanslarının artmasına yol açmıştır. Sıkıştırıcıların, domuzların üretim performansları üzerindeki etkisi büyüktür. Eğer oran %20’yi geçerse, sıkıştırıcının sağlayacağı faydalar da azalır. Bu kaliteyi etkileyen faktörler Şekil 5’te gösterilmiştir.

Gıda – BüyüklükÖzellik

Şekil 3: Tahıl türü ve yem büyüklüğünün etkisi (Sorgum ve arpa partiküllerinin sıkıştırılması) ve büyükmekte olan domuzların yem dönüşüm oranındaki yem biçimi

Beslenme: Deneyimli beslenme uzmanları ve yem değirmencileri, buğday bazlı gıdaların mısır bazlı olanlara göre daha iyi sonuçlar verdiğinin farkındalar. Artan protein içeriği PDI’yı geliştirmektedir ve soya gibi bazı spesifik protein kaynakları da daha büyük bir etkiye sahiptir (Briggs, 1999). Lifli besinler ters etki

F


F

&FEED MILLING TECHNOLOGY

36 | Mayıs-Haziran 2014

GRAIN

ya da bölgeye göre değişebilir. Çap ve uzunluk, gıda formülüne ve hedef PDI oranına bağlıdır. Delik uzunluğu arttıkça, PDI oranı artar ama üretim ve tüketilen enerji miktarı düşer. Değirmendeki optimum kazanç, hayvan üretimiyle uyuşmayabilir.

Kısaca;

Şekil 4: Büyümeyi tamamlama evresindeki buğday – arpa – soya ve mısır bazlı beslenen domuzların performanslarındaki yem yapısı etkisi yaratabilir: %5 oranında selüloz eklenmesi olumlu bir etki yaratabilir, fakat aynı orandaki ligninin ise zararı dokunur (Buchanan & Moritz, 1999). DDG’nin de, partikül büyüklüğüne, lif ve protein içeriğine bağlı olarak PDI üzerinde birçok etkisi vardır. Birçok yetkili (Feoli, 2008 ve Kanuer, 2013), %30 oranında DDG’nin protein dağılabilirlik indeksini arttırırken, diğer çalışmalar, gıdalardaki inklüzyon oranı arttırıldığında sıkıştırma oranın azaldığını göstermiştir (Fahrenhloz, 2013 ve Loar, 2010). Partikül büyükülüğü: Bazı çalışmalarda da görüldüğü üzere, partikül büyüklüğünün azaltılması sıkıştırma kalitesini arttırmaktadır. Örneğin, mısır-

soya bazlı diyetlerde 1000’den 400 µm’ye olan düşüş, PDI oranını %79’dan %86’ya (Wondra, 1995), 543’ten 233 µm’ye düşüş ise bu oranı %99’a kadar yükseltmiştir (Stark, 1994). Soya fasulyesi küspesi partikül oranını 450 µm’ye düşüren Kanuer tarafından da benzeri sonuçlar elde edilmiştir (2013). DDG açısından baktığımızda, partikül büyüklüğü azaltıldığında PDI oranında net bir artış gözlenmemiştir. Sıcaklık: Partikül büyüklüğünün 500 – 700 µm arası değiştiğini varsayarsak, iyi bir PDI oranı elde etmek adına sıcaklık 60 ila 80°C arasında olmalıdır. Genelde, domuz gıdaları 4 mm olarak sıkıştırılır, fakat tüm uzunluk değirmenciye

- Yem maliyeti üzerinden kar, yem öğütme işlemi en üst düzeye çıkarılarak arttırılabilir. Hayvan tarafından en yüksek besin değeri kullanımının sağlanmasının, domuz üretim maliyetleri üzerindeki etkisi çok büyüktür. - En uygun partikül büyüklüğü 500 – 700 µm arası değişir, ama bu büyüklük hammadde türüne, yem biçimine, hayvanın yaşına ve sağlık durumuna bağlıdır. - Partikül büyüklüğü ve yem biçimi yem alımını ve etkinliğini etkiler. Hayvan performansından en iyi şekilde yararlanmak için birim hacim ağırlığı ve PDI oranı göz önünde bulundurulmalıdır. - Sıkıştırma işlemi yem etkinliğini %5’in üzerinde arttırmaktadır. Genleşme gibi daha yoğun bir ısıl işlemin sağlayacağı yarar ise, tam olarak net değildir. Gelişmekte olan domuzlarda, ekstrüzyon işlemi besinlerin sindirimini arttırabilir, fakat yem alımına da dikkat edilmelidir..

TX-3000 RAISES ThE BAR ON AQUATIC FEED PRODUCTION Our business in life is not to get ahead of others, but to get ahead of ourselves. —Stewart B. Johnson, Dutch Artist

Leave it to Wenger to redefine aquatic feed production via twin screw extrusion. Based on the proven Wenger Magnum twin-screw series, the new TX-3000 features barrel geometries that allow greater capacities than any other extruder in its class. The combined features allow increased production capacity of up to 30 percent compared to previous and competitive aquatic machines — totally redefining cost/benefit. The TX-3000 can be equipped

with either the High Intensity Preconditioner (HIP) or the High-Shear Conditioner (HSC) to match specific process and capacity requirements, making it ideal for processing a full range of aquatic feed products. Contact us now. With new concepts and visionary leadership, we’re ready to help you select the right tools for your extrusion and drying needs.

Turning ideas into opportunities. PROGRESSIVE AQUAFEED PROCESSING

Imagine the possibilities wenger.com BElGIUm

Wenger14.TX3000.Ad.210x147.indd 1

TAIwAN

BRASIl

ChINA

TURkEy

INDIA

4/9/14 7:34 AM


Pneumatic or Mechanical Ship Loaders & Unloaders Port Equipment - Turnkey Projects

es of gra p y t

in

All

NIV: up to 800 tons/hour Average efficiency 75%-80%

A win-win solution between customer expertise and VigAn know-how VIGAN Engineering s.a. Rue de l’Industrie, 16 • 1400 Nivelles (Belgium) Tél.: +32 67 89 50 41 • Fax : +32 67 89 50 60 • www.vigan.com • info@vigan.com


F

&FEED MILLING TECHNOLOGY

38 | Mayıs-Haziran 2014

GRAIN

Hasat koşulları:

Buğday kalitesi üzerindeki etkisi ve ziraai, imalat ve mali yönü Mervin Poole, Tahıl Ürünleri İmalat Departmanı, Analitik Servisi, Campden BRI, Birleşik Krallık

B

irleşik Krallık’ın 2013 yılına ait buğday mahsülleri açısından, ekim sırasında hava şartları hiç uygun değildi. Bu yüzden, çiftçiler daha çok ilkbahar tohumu ekmek zorunda kaldılar, ancak havalar düzeldiğinde elde edilen ürün kalitesi ortalama düzeydeydi. Bir değirmencinin amacı sürekli imalatı yapılan unun üretimini sürdürmektir. Bu nedenle, değirmene giren hammaddelerin kalitesini korumak adına, değirmenci buğday kalitesini test eder. Kalite dediğimiz, farklı ürünler için farklı anlamlara gelebilir. Bundan dolayı da buğday kalitesini değerlendirirken birtakım faktörleri göz önünde bulundurmak önemlidir. Bazı kalite faktörleri buğdayı insanlar için ve hatta hayvanlar için bile elverişsiz hale getirirler. Yaş buğday güvenli bir depolama için hiç uygun değildir ve mantar oluşumuna ya da böceklenmeye sebebiyet verebilir. Kimyasallarla, ergoyla ya da yabancı maddelerle kontamine olmuş buğday güvenlik açısından bazı riskler doğurur. Kısmi olarak kontamine olmuş, düşük yoğunluklu, yabancı madde içerikli ya da düşük protein değerli tahıllar imalat için uygun olmayabilir.

Yetiştiricinin rolü Yüksek kalite buğday üretiminde yetiştiricinin rolü büyüktür. Toprak tipi ve iklim için uygun materyalleri seçerken buğday kalitesini de etkilemeye başlamış

olurlar. Ekim mevsimi, dikilecek olan mahsül çeşidini belirlemektedir. Bitkinin yaşam döngüsü sırasında, çiftçi bitkinin sağlığını gözlemlemektedir. Bitkiye nitrojen ya da sülfür gibi besin maddelerini ya da bitkinin sağlıklı bir şekilde büyümesi için böcek öldürücü gibi kimyasalları vermek adına gözlemleri sonucunda elde ettiği veriler kullanır. Hava şartları bitkinin büyümesini etkilemektedir ve ekilecek tohumlar ve uygulanacak işlemler çiftçinin buğday kalitesi üzerindeki kontrolünü kısıtlayabilir. Hasattan sonra, buğdayın değirmenciye gönderilmeden önce güvenli bir şekilde depolanması da çok önemlidir. Bu konuda daha fazla bilgi edinmek için, tahılların depolanmasında birtakım güvenlik uygulamaları öneren Yerli Tahıl Birimi (HGCA)’nin “Tohumlar ve Tahılları için Depolama Rehberi” bölümüne bakabilirsiniz (www.hgca.com). Buğday çeşitliliği, büyük ölçüde buğdaydan üretilecek ürünlerin kalitesini belirler. Örneğin, un. Tahılın genetiği hastalıklara ve böceklenmeye karşı bir direnç sağlar ve aynı zamanda tahılın biçimini, ağırlığını, hasat şartlarındaki değişikliklere olan direncini ve protein depolayabilme yetisini de belirler. Çiftçilerin, Birleşik Krallık’ta uygun buğday çeşitlerini seçmelerini sağlamak için İngiliz ve İrlanda Değirmencileri Ulusal Komitesi (NABIM) buğday çeşitlerini sınıflandıran son üç yılda yapılan testlerden elde edilen verilere dayanan bir tablo yayınladı (bkz. Tablo 1). Bu testler, buğdayın ekmek ve bisküvi imalatı açısından

uygunluğunu göstermektedir.

Değirmencini rolü Değirmenci, fırıncının istediği kalitedeki unu istikrarlı bir şekilde tedarik etmekle sorumludur. Bu yüzden, buğday kalitesi talebin kontrolü altındadır. Ticaret sözleşmesi kalite ölçütlerini belirler ve birtakım sınırlamalar ortaya koyar. Bu ölçütler, buğdayın verimli bir şekilde boşaltılmasını sağlayacak değirmen alım laboratuvarları tarafından yapılan testleri kapsar. Tablo 1: Kendi tercihlerinin, malata uygun olarak gösterilen Birleşik Krallık buğday çeşitleriyle buluşmasını sağlamak için nabim tarafından yayınlanan buğday çeşidi tablosu (Kaynak: nabim Buğday Rehberi 2013 www.nabim.org.uk)

Grup 1

Bu gruptaki buğdaylar, değirmencilik ve fırıncılık için elverişlidir.

Grup 2

Bu gruptaki buğdaylar, ekmek üretimi için bir potansiyeldir, fakat Grup 1’dekiler kadar istikrar sağlamazlar. Bazı özel türler de buraya eklenebilir.

Grup 3

Bu gruptaki buğdaylar, bisküvi, kek ve diğer düşük proteinli üretimler için uygundur.

Grup 4

Bu gruptakiler ise, yukarıda Grup1-3’te belirtilen imalat kriterlerine uymamaktadır.


&FEED MILLING TECHNOLOGY

GRAIN

Fakat, kalite açısıdan endişe duyuluyorsa eğer, başka testlerin de yapılması gerekecektir. Değirmenci, buğday kalitesini ölçmek için Tablo 2’de özetlenmiş testleri uygular. Bu testler, öğütme işlemi için buğdayın uygun olup olmadığına karar veren görsel bir incelemeyi kapsar ve sonuç olumsuz da olabilir: - Bozuk tahıllar, böceklenmenin ve kurtlanmanın bir göstergesidir. Buğday proteinini sindirmek için böcekler tarafından üretilen enzimler, proteini pişirilmek için elverişsiz hale getirirler. - Kokular, lekeler, pörsük, pembe ya da yeşil tahıllar kimyasal maddeler ya da küflenme sonucu oluşmuş kontaminasyon anlamına gelir ki bu da gıda zincirine zehirli mikotoksinlerin ve tehlikeli kimyasalların giriş riskinin oluşacağını gösterir. - Ergo, Claviceps cinsi bir mantardır. Mantarın sclerotia olarak bilinen koyu renkli sporları zehirli alkaloid içerir. Orta kısımları buğday büyüklüğünde ve şeklinde yumuşak ve beyaz renktedir. Bu nedenle, bu mantarları buğdaydan ayırmak zordur. Eğer buğday bu zehirli sclerotiaya sahipse, bu onu insan ve hayvan gıda zincirinin dışında bırakır. Dahası, buğdayda AB yasaları çerçevesinde (1234/2007 ve 1272/2009 No’lu) maksimum düzey sclerotiaya izin verilmektedir. (500mg/kg) - Koyu renkli tanecikler, buğdayın yüksek sıcaklıklarda kurutulmasına bağlı

Mayıs-Haziran 2014 | 39

olarak ısı hasarına işaret ederler. Yaklaşık 40˚C’nin üzerindeki ısı, buğdayın içindeki proteine zarar vererek onu işlevsel bir glutejn ağı kurmaktan mahrum bırakır. - Yetenekli teknisyenler, görsel bir incelemeyle oluşan değişiklikleri tanıyabilirler. Bir geçiş programı, buğdayın izlenmesini sağlar ve tüm değişiklikleri gösterir. Buğdayın büyük bir bölümü etkilendiyse, daha fazla test yapılır.

Nem, protein ve diğer faktörler Görsel incelemeden bağımsız olarak, buğday toplu %14.5’in üzerindeki nemde sağlıklı bir şekilde muhafaza

edilemeyeceğinde, değirmenci nem oranını ölçmek zorundadır. Tahılları kurutmak pahalı bir işlemdir ve tahıllar kilo ile satılırlar. Bu nedenle de, değirmenci ne kurutma parasını ödemek ister ne de tahıllın içerdiği ekstra suyun ağırlığına para ödemek ister. Değirmenci, aynı zamanda protein içeriğini de ölçmektedir çünkü bazı ürünler imalat için uygun ordan protein içermek zorundadırlar. Ekmek buğdayı için bu oran %13.0’dır. %13.0’ın altındaki buğday proteini, tüketiciler tarafından beklenen somun büyüklüğünü oluşturamazlar. Buğdayın böceklenmesi, tarlada ya

Tablo 2: Buğday kalitesini ölçmek için uygulanan testler Test

Etkileri

Limits

Değerlendirme

Böceklenme, koku, lekelenme, ısı hasarı ve diğer kalite ve güvenlik hataları meydana gelir.

Protein içeriği

Ekmek yapısında ve büyüklüğünde bozukluk

>13% on a dry matter basis

Nem oranı

Depolanma için uygunsuzluk, yüksek maliyetli kurutma anlamına gelir.

<14.5%

Ağırlık (Hektolitre/buşel ağırlık)

Düşük yoğunluk, öğütme sırasında undan daha az randıman alınmasına sebep olur ve 76kg/hl altı kalite problemlerine yol açar.

>76kg/hl

Pişirme sırasında şekerlenme meydana gelir ve koyu, yapışkan bir ekmek elde edilir.

>250s

Amilaz oranı

F


F

&FEED MILLING TECHNOLOGY

40 | Mayıs-Haziran 2014

GRAIN

da depoda oluşan nem ve ısı, depolanan nişastayı şekere dönüştüren bir enzimin üretilmesine sebep olurlar. Değirmeci de bu enzim miktarını Hagberg Düşme Sayısı adlı testle ölçer. Testten düşük sonuç alınırsa, enzim fazlalığı var demektir. Enzim oranı ekmek buğdayı için minimum 250s’dir. Bu seviyenin altına inilirse, enzim çok fazla şeker üretmeye başlar ve bu da ekmekte koyulaşmalara ve boşluklara sebebiyet verir. Bunların ikisi de, müşterinin beklentisini karşılamayan bir ekmek yapımına katkıda bulunurlar. Enzim fazlalığı aynı zamanda hamurun yapış yapış olmasına yol açar ve dilimlenmesini zorlaştırır. Değirmenci, buğdayın yoğunluğunu da ölçmektedir. Hectolitre veya Bushel Ağırlık Testleri olarak bilinen test sonuçları hastalığa bağlı büzüşmüş taneciklerin ve böceklenmeye bağlı hasarların belirlenmesinde etkili olur. Ekmek buğdayı için kabul edilebilir alt sınır 76kg/hl’dir. Daha fazla un miktarına sahip yüksek oranlar, buğdaydan daha çok randıman alınmasını sağlar.

HGCA’nın tahminlerine bağlı olarak, Birleşik Krallık’ta buğdaydan alınan randıman 2011’de 15.2mt’den, 2012’de 13.3mt’ye ve 2013’te de 11.9mt’te düştü (www. hgca.com). Nabim, Grup 1 ve Grup 2 çeşitlerini ekmek yapımına uygun görüyor. Kalite değerlendirmesi yapmak için gerekenler ise, 76kg/hl’den daha fazla bir ağırlık, %13.0’dan daha yüksek bir protein oranı ve 250s’ten daha düşük bir miktar. 2011, 2012 ve 2013 hasatlarından sonra yapılan araştırmalarda bu kriterlerle uyuşan örnekler, Tablo 3’te özetlenmiştir. 2013 ve 2011 hasatı ürünleri arasında bir karşılaştırma yaptık. 2012’deki ürünleri bu kıyaslamaya sokmadık çünkü onlar Birleşik Krallık’ın ortalama mahsül performansını yansıtmayan bir kaliteye sahip normal olmayan mahsüllerdi. 2013 yılında hasat edilen Nabim Grup 1 ve 2’de, 2011 yılına göre çok örnek düşme sayısı testinin gerekliliklerine ulaştı fakat protein ve ağırlık ölçütlerine ulaşan daha az örnek bulunmaktaydı. Çiftçiler, bitkilerin tüm yaşam döngüleri boyunca kaliteli buğday üretmeye odaklanırlar. Değirmenciler ise, yerli

Table 3: 2011 ve 2013 yılları arasında Birleşik Krallık’taki ağırlık, protein oranı ve düşme sayısı kriterleriyle uyuşan ekmek yapmaya uygun mahsüllerden alınan buğday örnekleri (Kaynak: www.hgca.com) Ölçütlere uyan örnekler

Grup 1

Grup 2

2011

2012

2013

2011

2012

2013

Ağırlık (>76kg/hl)

91

10

25

86

8

73

Protein (%>13)

50

50

50

37

60

28

Düşme sayısı (>250s)

86

56

93

84

38

90

Bu testlerin sonuçları, buğdayın un imalatına ve fırıncıya satımına karşı elverişliliğini etkiler. Sonuçlar, buğday üzerindeki ticari sözleşmeyi ve çiftçinin ürünleri karşılığında alacağı parayı belirler. Çiftçiler, iyi kalite buğday üretebilmek için bitkinin tüm yaşamı boyunca hava şartlarına bağımlıdırlar. 2012 yılının yaz, sonbahar ve kış sonları oldukça yağışlıydı ve bu hava koşulları toprağı çok ıslak bıraktığından Birleşik Krallık’ta buğday ekimine engel oldu. Buna karşılık, çiftçiler daha çok ilkbahar buğday çeşitlerine yöneldiler ve bunlar 2013 yılınım ilkbaharında ektiler. Soğuk bir kışın ardından düzelen hava şartları bitkilerin çiftleşmesine olanak sağladı. Ilık ve yağışsız yaz mevsimi bitkilerin büyüme oranlarını da arttırdı. Çiftçiler, mahsüllerin hasadını yağışsız hava koşullarında aldılar. Hasat sonrası, kalitesini sürdürebilmesi için buğdayı denetim altında depoladılar. 2013 yazı ve hasat koşulları mahsülleri iyileştirip bir felaketten kurtulmalarına yardımcı oldu. Yapılan son kalite değerlendirmeleri ise, hasattan ortalama bir kalite alındığını ortaya koydu.

buğdayı kullanmaya teşvik edenler ithal buğdayın maliyetine göre daha ağır basmaktadır. Fakat, herhangi bir gıda sağlığı riski, yerli tahılları kullanmaya yönelik ticari teşviğin önüne geçmektedir.

Birleşik Krallık’taki 2013 hasadı 2013 yılı hasadı sırasında yağışsız hava koşulları galip geldi. Sonrasında ise yağışsız hava, böceklenme oluşumunu engelleyerek tahılların güvenli bir şekilde depolanmasını sağladı. Ekmek yapımına uygun örneklerin %90’ındaki 250s’lik Falling Number değerleri, pişirme sırasında oluşabilecek aşırı şekerlenmemin pek de muhtemel olmadığı anlamına geliyordu. Fırıncılar, düşük seviye enzim oranını kolayca telafi edebilirler ve bu yüzden de düşük miktar enzim bir sorun teşkil etmemektedir. 2013’teki ürünlerin ağırlıklarının düşük olması ise, büzüşmüş ya da fazla bir büyüklüğe sahip olmayan ürünlerin bir sonucu. Aslında bu durum, Grup 1’de açıkça görüldüğü üzere bir sorun teşkil ediyor.

Tahılların büzülmesine sebep olan faktör önemlidir çünkü kuruluk, erken hasat ya da hastalıklar, bu örneklerin gıda zincirinde kullanılma olasılığını riske sokuyor. Kuruluğa ya da erken hasada bağlı olarak küçük tahıllar, undan alınacak randımanı azaltır ve bu tahılların hastalığa bağlı Fusarium cinsi mantar oluşumundan kaynaklı yüksek mikotoksin oranlarına sahip olmaları da olasıdır. Sağlıklı tahıl limiti dolduğunda, mikotoksinli tahıllar gıda zinciri dışında bırakılır. Fakat, tahılların yoğunluklarına bağlı olarak şişman tahılları kurtarmak adına onları diğerlerinden ayıran özel bir teçhizat bulunmaktadır. Bu pahalı teçhizat, bir kısım şişman tahılı diğerlerinden ayıracaktır. Fakat, bütün Fusarium türleri mikotoksin üretmezler. Bu yüzden, Fusarium bulaşmış tüm tahılların ayrılması hem israf demektir hem de çok pahalı olacaktır. 2013’te ölçütlere uyan Grup 2’deki tahılların sadece %28’inde, düşük protein oranı potansiyel bir sorun teşkil etmektedir. Düşük proteinli ekmek buğdayının en büyük etkisi düşük ve dengesiz somum büyüklüğü oluşumudur. Fırıncı, bunu düzeltmek için ekmeğe gluten ekleyebilir. Ancak, bu da pahalı bir işlem olacaktır çünkü gluten buğdaydan üretilir. Geriye kalan tek seçenek buğday ithal etmektir. Bu durum yüksek nakliye maliyeti anlamına gelse de, daha düşük risk ve imalat tutarı teşkil ederek daha mantıklı bir seçenek olarak gözükmektedir. Sonuç olarak, hasat koşulları, 2013 yılında Birleşik Krallık’ta az miktarda ve ortalama kalitede ürün alınmasına sebep olmuştur. Mahsüllerin beklenenden daha iyi olmalarına rağmen, mahsüllerin kalitesi birtakım eksiklikleri telafi etmemektedir. Bu nedenle de, istikrarlı üretim taleplerine ulaşabilmek için buğday ithal edilmeye devam edilmesi olası gözükmektedir.

Yazar hakkında: Mervin Poole, Campden BRI’nin Tahıl Ürünleri İmalat Departmanı Analitik Servisini yürütmektedir. Tahıllara, çeşitli katkı maddelerine ve hayvan yemi endüstrisine bazı testler sağlayan Campden BRI’nin bu servisi daima yeniliğin ve eğitimin yanında olmuştur. Campden BRI, dünya çapında yiyecek ve içecek endüstrisinin araştırma ve geliştirme işlerini yürüten Birleşik Krallık’ın en büyük bağımsız üye tabanlı şirketidir. Şirket, ürün güvenliğini sağlamak, kalite imalat verimliliği, ürün ve işlem yeniliklerinin sağlanması adına araştırma, teknik ve danışmanlık hizmeti vermek amacıyla kendisini bu sektöre adamıştır. Mervin’e, mervin.poole@campdenBri.co.uk adresinden veya +44 (0) 1386 842 287 numaralı telefondan ulaşabilirsiniz.



F

&FEED MILLING TECHNOLOGY

42 | Mayıs-Haziran 2014

GRAIN

Güvenli bir gıda zincirinin önemi

2

050 yılı itibariyle dokuz milyara ulaşması beklenen dünya nüfusuyla birlikte,

tüm bu insanlar için nasıl gıda üretileceği sorusu tarımla ilgilenen herkesi endişelendiriyor. Dünyanın hayvan endüstrisine yem ve tahıl temin edenler de sadece etkili bir hizmet verme konusunda değil, sundukları ürünlerin güvenlik standartlarına ulaşıp ulaşmadıkları konusunda da inanılmaz büyük bir baskı altındalar. Bazı şirketler, gıda zincirleri açısından oldukça şeffaf olsalar da, güvenin en önemli şey olduğu, müşterilerin her şeyi görmek istedikleri bir işte endüstrideki bu yarış, onları kapanmaya itiyor. Anitox’da Patojen Kontrol Uzmanlığı olarak görev yapan ve işi gıda zinciri ve teminini sağlamak olan Chris Barnes da, bu işleri iyi bilen biri. “Her işte, müşteri ilişkilerinin temelini oluşturan şey güvendir,” diyor Barnes ve hayvan yemi güvenliği sektörünün de bundan farklı olmadığını söylüyor. “Müşterilerin beklentisi, katma değer eklenmiş ürün çeşitliliğinin artması ve yem dönüşüm oranlarını arttıracak yeni ürünler de buna dahil,” diye ekliyor Barnes. Özellikle hayvan sağlığının en önemli şey olduğu tahıl ve yem sektöründe, temiz ve güvenli yemler sağlayabilmek her şeyden daha önemli bir nokta. Bu yüzden de, bu sektörde hataya yer veremeyiz.” Yemdeki patojenleri ve mikropları kontrol altına almakta uzman olan Anitox için en önemli şey, tüm potansiyelini kullanarak ve maksimum etkinlikte çalışarak ürünlerinin müşterilerine en iyi şartlarda ulaşmasını sağlamak. “Bu piyasada, ticari başarınız ürünlerinizin güvenilirliğine ve performansına bağlıdır. Anitox da bilimsel temelli bir altyapıya sahip olduğu için kendisiyle gurur duyuyor. Bu yüzden geriye sadece kendisini güvenilir bir tedarik partneri olarak sunarken, bu prensip çerçevesinde bir tedarik sistemi oluşturmak kalıyor. Yem sektöründe böyle bir üne sahip olmak da paha biçilemez bir duygu,” diyor Barnes.

Mevcut talebi anlamak Barnes, ürünleri en mükemmel bir biçimde tedarik edebilmenin, müşterilerin işlerini tam anlamıyla anlamaya

dayandığına inanıyor. Bu da talebi ve bu talebin nasıl dalgalandığını tam olarak anlamak anlamına geliyor. Ürününüzün doğru zamanda doğru yerde olup olmadığını sağlamak istiyorsanız, bu bilgi sizin için önem teşkil ediyor. “Bu bilginin yerine geçebilecek başka bir şey yok. Bunu ihmal ederseniz, size duyulan tüm güven kaybolacaktır.” Barnes, şirketin ürünlerinden biri olarak hayvan yemindeki patojenleri ve mikropları temizleyen bir katkı maddesi olan Termin8’i, bu duruma bir örnek olarak gösteriyor. “Müşterilerin beklentilerini karşılamak ve niyetimiz olan sonuçlara ulaşmak için, ürünümüz, güvenli ve temiz şekilde müşteriye zamanında gönderilmelidir. Ürünlerimizin başarısının bir kısmı da bir bütün olarak işleyen, sözünü verdiğimiz sonuçları alabilmesi için güvenli bir seyahat garantisi sağlayan tedarik zinciri sisteminize dayanıyor.” Müşterinin talep profilini anlamak ve bu konuda bilgi sahibi olmakla birlikte, yayınlanan ürünler, tedarik zinciri yetersiz kaldığında ihtiyaç duyulan durumları belirliyor ve aynı zamanda ürünün ne zaman teslim edilmek üzere yola çıkacağını ön görüyor. Taleplere ulaşabilmek için iyi bir planlama yapmak, güven veren bir tedarik zinciri örneğinin özüdür.

Dünya çapındaki kaynaklar Günümüzde ticaret, tüm üreticilerin, çok daha etkili ulaşım bağlantıları sayesinde, dünyanın neresinden olursa olsun hammaddeye bağımlı oldukları anlamına geliyor. Elbette, bu durum maliyeti azaltırken, birtakım riskleri de beraberinde getiriyor. “Fiyat ve kalite, sizi, hammaddelerinizi dünyanın bir ucundan almaya zorlayabilir,” yorumunda bulunuyor Barnes. “B planı bizim için beklenmedik bir durum olduğunda hammaddelerinizi her zaman kısa bir sürede tedarik edebilecek başka birinin varlığının sağlanmasıdır. Problem ne olursa olsun ya da bu kimin hatası olursa olsun, müşteriye tedarikçinin sizi yarı yolda bıraktığını söylemek yeterli olmayacaktır. Her zaman alternatif çözümler sunmaya hazırlıklı olmalıyız ve müşterilerimizin ihtiyaçlarını sağlamak adına çalışmalıyız.”

Tedarik zinciri bağlantıları Zaman zaman tedarik zincirinde

bağlantıların kırılması kaçınılmazdır, fakat bir şirketin ne kadar iyi olduğu, bu sorunları ne kadar iyi çözdüğüyle ölçülür. “Talep dalgalanmaları bizim için en karmaşık sorundur,” diye devam ediyor Chris ve ekliyor, “ki bu sorun da iki şekilde kendini gösterir: fazla stoklama ve tedarik zamanının kısa olması.” “Fazla ürün stoklama, ürünün öngörülenden daha fazla süre boyunca depolanması anlamına gelir. Bazen bu durum, uzun ya da orta süreli depolamaya elverişli olmayan yerlerde meydana gelir. Bu da ürün kaybına ve diğer ekonomik kayıplara sebep olur. Diğer bir yandan, kısa süreli tedarik etme ise bunun tam tersi bir problem yaratır: bir ürünü tedarik edemeyip, müşteriye ihtiyacı olanı veremeyerek onun güvenini kaybetmek,” diye ekliyor Barnes. Şu anda Anitox, beraberinde yeni sorunlar getiren bir büyüme evresinde. Şirketin büyümesi ve müşterileri de, planların sekteye uğramadan gerçekleşmesini talep ediyor. Eğer yeni alanlara açılıyorsanız, ürün ve müşteri arasındaki mesafe de kaçınılmaz olarak artacaktır. “Örneğin, Anitox’ta, üreticilerimizin yarısı Kuzey Amerika’da bulunuyor, fakat müşteri tabanımız ise dünya çapında. 2020 yılı itibariyle, Latin Amerika’da ve Asya’da dünyanın geri kalan kısmında yaptığımız işlerin toplamından daha fazla şey yapıyor olacağız.” “Üretimimizi tehdit edebilecek potansiyel riskleri belirlemek için, sürekli olarak, zincirimizi inceliyor ve denetliyoruz. Üretim yerlerinin yerini değiştirmek, yenilerini inşaa etmek ya da daha iyi bir tedarikçi olmak, alternatif çözüm yolları aramak adına çözüm ne olursa olsun biz her zaman en iyisiyiz.” Yeni üretim tesisleri kurmak, yeni iş fırsatları yaratması ve tedarik sürecini kısaltarak müşterinin güvenini kazanmak adına çok büyük faydalar sağlayabilir, fakat bu tesisler, o yere olan ürün akışı miktarına bağlıdır. “Böyle bir hareketi öngörerek ya da örnek alarak, gelecekte de yeterli bir tedarik zinciri sistemi oluşturmamızı sağlayacak planlar yapabiliriz,” diyor Barnes. Yaptığınız iş ne olursa olsun, müşteri bağlılığı ve güven, dürüstlük ve şeffaf bir sistemle sağlanır. Bu da sadece potansiyel riskleri belirlemekle kalmaz, aynı zamanda gelecekte yaşanabilecek problemlere karşı da önlem almanızı sağlar.


&FEED MILLING TECHNOLOGY

GRAIN

Maximize your process with lowest operational costs

Mayıs-Haziran 2014 | 43

F

Hydronix Moisture Sensors

Save You Money

Hydronix digital, microwave moisture sensors are designed and manufactured in the UK and provide accurate and cost effective moisture measurement and control in feed meals and pellets, grain, cereal and pulses.

Hydro-Probe XT

PELLET MILL • Low energy consumption • Low maintenance costs and excellent durability • Largest effective die surface • High lifetime of die and rollers

The Hydro-Probe XT has been specifically designed to measure moisture in organic materials, typically being installed in or underneath silos or in the material on a conveyor. The Hydro-Mix VII is a flush mounted sensor that is ideally suited to installation in mixers, augers or the inlet / outlet of grain dryers. Both sensors offer a choice of digital measurement modes enabling the producer to select the best option for the material being measured.

Hydro-Mix VII

Hydronix sensors include:

• • • • • • •

w w w. a a r s e n . co m

Digital technology with precise linear output Wide moisture measurement range Suitable for chutes, silos, mixers or conveyors Choice of measurement modes Not affected by dust or colour Different installation options Temperature stable

enquiries@hydronix.com

www.hydronix.com GFMT half page vertical 90 x 270 plus 3mm bleed not left.indd 1

13/01/2014 10:00:18


44 | EVENTS

EVENTS EVENTS EVENTS EVENTS EVENTS EVENTS EVENTS EVENTS EVENTS EVENTS

3 June 14

15 - 16 July 14

3 - 6 June 14

11th - 13th September 14

Dust Explosions - How to demonstrate DSEAR/ATEX Compliance The Wolfson Centre for Bulk Solids Handling Technology, University of Greenwich, Central Avenue, Chatham Maritime, Kent, ME4 4TB, UK Contact: Caroline Chapman +44 20 8331 8646 Wolfson-enquiries@gre.ac.uk http://www.bulksolids.com

XV International Grain Round "Grain market - yesterday, today, tomorrow" Kempinski Grand Hotel Gelendzhik, Gelendzhik, 353461 Russia Contact: Anna Gerasimova Tel: +7 (495)607 82 85 ext. 124 Email: gaa@grun.ru. http://www.grun.ru/en

Focus on Solid Waste: Handling, Feeding and Storage of Solid Waste Materials The Wolfson Centre for Bulk Solids Handling Technology, University of Greenwich, Central Avenue, Chatham Maritime, Kent, ME4 4TB, UK Contact: Caroline Chapman Tel: +44 20 8331 8646 Email: wolfson-enquiries@gre.ac.uk http://www.bulksolids.com

Ildex Myanmar Yangon, Myanmar Contact: Ms. Nathaporn Vasinyont Tel: +662 670 0900 ext. 109 Email: nathaporn.vas@vnuexhibitionsap.com http://www.ildex.com

23rd - 25th September 14

23rd Annual IGC Grains Conference The Tower Hotel, Tower Bridge, London, UK Contact: International Grains Council Tel: +44 20 7513 1122 Email: conf@igc.int or igc@igc.int http://www.igc.int/en/conference/confhome.aspx

VIV China New China International Exhibition Center (NCIEC), Hall West 1 and 2, 88 Yu Xiang Road, Tianzhu Area, Shunyi district, Beijing, China Contact: Ms Ma Jing (Suzy) Tel: +86 10 649 80 454 Email: ma.jing@vip.163.com http://bit.ly/18fJmPi

18th - 19th June 14

5th - 8th October 14

10 June 14

Risks in Agri Trading: Emerging Markets Summit 2014 Geneva, Switzerland Contact: Jessica Jonah Tel: +44 207 490 4332 Email: jessicaj@irn-international.com http://www.agritradingrisks.com

18th - 20th June 14

2014 AACC International Annual Meeting Providence, Rhode Island, USA Contact: Rhonda Willkie Tel: +1 651 454 7250 Email: rwilkie@scisoc.org http://bit.ly/130zc1N

7th - 9th October 14

Indo Livestock Jakarta, Indonesia Contact: Ms. Devi Ardiatne Tel: +62 21 864 4756 ext. 85 Email: info@indolivestock.com http://bit.ly/17OZgBj

Oilseed & Grain Trade Summit Hyatt Regency, 601 Loyola Ave, New Orleans, LA 70113, USA Contact: Michelle Marshall Tel: +1 978 887 8800 Email: mmarshall@highquestpartners.com http://www.oilseedgrain.com

26th - 27th June 14

15th - 17th October 14

2014 Asian Starch Conference No.2345 Longyang Road, Pudong New Area, Shanghai 201204, China Contact: Ashley Lin Tel: +86 021 33392322 Email: ashley.lin@ubmsinoexpo.com http://bit.ly/1hFFC1i

Vietstock 2014 Saigon Exhibition and Convention Center, Ho Chi Minh City, Vietnam Contact: Ms.Duangcheewan Jaikla Tel: +6626426911 Email: Duangcheewan.j@ubm.com o http://www.vietstock.org

See our coverage of VIV Europe on page 58

15th - 16th October 14

65th JTIC International - The Milling and Cereal Industry Meeting, Reims, France Contact: Nelly Duprat Tel: +33 01 4707 2069 Email: aemic@wanadoo.fr http://www.jtic.eu

21st - 23rd October 14

28th - 30th October 14

AgroExpoSiberia Novosibirsk Expo Centre Stantsionnaya Street , 104 630071, Novosibirsk, Russia Contact: Nadja Mazko Tel: +49622113 57 15 Email: n.mazko@ifw-expo.com http://www.ifw-expo.com

4th - 5th November 14

Overview of Particulate Handling Technology The Wolfson Centre for Bulk Solids Handling Technology, University of Greenwich, Central Avenue, Chatham Maritime, Kent, ME4 4TB, UK Contact: Caroline Chapman Tel: +44 20 8331 8646 Email: wolfson-enquiries@gre.ac.uk http://www.bulksolids.com

Biomass Handling, Feeding and Storage The Wolfson Centre for Bulk Solids Handling Technology, University of Greenwich, Central Avenue, Chatham Maritime, Kent, ME4 4TB, UK Contact: Caroline Chapman Tel: +44 20 8331 8646 Email: wolfson-enquiries@gre.ac.uk http://www.bulksolids.com

27th - 29th October 14

Eurotier Messegelände Hannover, Germany Contact: Heinzbert Mies Tel: +49 69 24788 204 Email: h.mies@DLG.org http://www.eurotier.com

GLOBALG.A.P. SUMMIT 2014 Abu Dhabi, Jumeirah at Etihad Towers Contact: Nina Kretschmer Tel: +49 221 579 93 693 Email: summit@globalgap.org http://www.summit2014.org

YOlDA SİZİN OLAYLAR GET Daha fazla olay bilgi için, bizim Olaylar Register ziyaret edin: www.gfmt.co.uk/events.php Ya da web uygulaması ile cep güncel etkinlik bilgilerine kadar bulabilirsiniz. Cihazınızda www.perendale.com Edin

11th - 14th November 14



Elevator & Conveyor Components 4B Braime +44 113 246 1800 www.go4b.com

Enzymes

Welcome to the market place, where you will find suppliers of products and services to the industry - in association with our sister publication The International Milling Directory

Airlocks

Ab Vista +44 1672 517 650 www.abvista.com

Certification Unormak

+31703074120

www.unormak.com.tr

R-Biopharm +44 141 945 2924 www.r-biopharm.com Romer Labs +43 2272 6153310 www.romerlabs.com

Amino acids

+1 450 799 2000

GMP+ International

+90 332 2391016

Analysis

JEFO

www.gmpplus.org

www.jefo.com

Equipment for sale ExtruTech Inc

Conveyors

+1 785 284 2153

Vigan Enginnering +32 67 89 50 41 www.vigan.com

www.extru-techinc.com

Extruders

Colour sorters

Almex +31 575 572666

B端hler AG

www.almex.nl

+41 71 955 11 11

Evonik

www.buhlergroup.com

Andritz

+49 618 1596785

Satake

+45 72 160300

www.evonik.com

+81 82 420 8560

Animal Health & Nutrition Cenzone

www.andritz.com

www.satake-group.com

Dinnissen BV

Computer software

+31 77 467 3555

+1 760 736 9901

Adifo NV

www.dinnissen.nl

www.cenzone.com

+32 50 303 211

Insta-Pro International

www.adifo.com

+1 515 254 1260

M端hlenchemie GmbH & Co KG

Cultura Technologies Limited

www.insta-pro.com

+49 4102 202 001

+44 1257 231011

www.muehlenchemie.de

www.culturatech.com

Bakery improvers

JS Conwell +64 21 043 1027

Format International Ltd

Bags Mondi Group +43 1 79013 4917 www.mondigroup.com Peter Marsh Group +44 151 9221971 www.petermarsh.co.uk

Bin dischargers Denis +33 2 37 97 66 11 www.denis.fr

Bulk storage Bentall Rowlands +44 1724 282828 www.bentallrowlands.com Chief Industries UK Ltd +44 1621 868944 www.chief.co.uk Croston Engineering +44 1829 741119 www.croston-engineering.co.uk Silo Construction Engineers +32 51723128 www.sce.be

+44 1483 726081 www.formatinternational.com

www.jscextrusion.com

Feed processing

Colour sorters

Ottevanger +31 79 593 22 21

SEA S.r.l.

www.ottevanger.com

+39 054 2361423 www.seasort.com

Wynveen

Coolers & driers

+31 26 47 90 699 www.wynveen.com

Consergra s.l +34 938 772207 www.consergra.com FrigorTec GmbH +49 7520 91482-0 www.frigortec.com Geelen Counterflow +31 475 592315 www.geelencounterflow.com Famsun (formerly Muyang)

Flour Rank Hovis +44 1494 428000 www.rankhovis.com

Grain handling systems Cargotec Sweden Bulk Handling AB +46 42 85802 www.cargotec.com

+86 514 87848880 www.muyang.com Wenger Manufacturing +1 785-284-2133 www.wenger.com

Elevator buckets

Silos Cordoba

Alapala

+34 957 325 165

+90 212 465 60 40

www.siloscordoba.com

www.alapala.com

TSC Silos

Tapco Inc

+31 543 473979

+1 314 739 9191

www.tsc-silos.com

www.tapcoinc.com

Westeel

STIF

+1 204 233 7133

+33 2 41 72 16 80

www.westeel.com

www.stifnet.com

Cimbria A/S +45 96 17 90 00 www.cimbria.com

Hammermills B端hler AG +41 71 955 11 11 www.buhlergroup.com Genc Degirmen +90 332 444 0894 www.gencdegirmen.com.tr Van Aarsen International +31 475 579 444 www.aarsen.com


Wynveen International B.V. +31 26 47 90 699

NIR systems

www.wynveen.com Yemtar Feed Mill Machines +90 532 5265627 www.yemtar.com

Filip GmbH

+49 6227 732668

+49 5241 29330

www.nir-online.de

www.filip-gmbh.com

Packaging

Genc Degirmen CB Packaging

+86 21 64188282

www.cbpackaging.com

www.zhengchang.com

Mondi Group

Kepler Weber Group

+43 1 79013 4917

+55 11 4873-0300

www.mondigroup.com

www.kepler.com.br

+49 203 7788 0

www.fine-tek.com

K

www.symaga.com Tornum AB

Akzo Nobel

+46 512 29100

+46 303 850 00

www.tornum.com

Borregaard LignoTech

www.vega.com/uk

+47 69 11 80 00

Temperature monitoring Agromatic +41 55 2562100

www.lignotechfeed.com

www.agromatic.com

Pest control

Dol Sensors

+49 5422 95030

Rentokil Pest Control

+45 721 755 55

www.neuero.de

+44 0800 917 1987

www.dol-sensors.com

www.rentokil.co.uk

Pipe systems

www.buhlergroup.com GAME Engineering Ltd

CY

+34 91 726 43 04

www.payper.com

+44 1444 870055

+41 71 955 11 11

MY

+34 973 21 60 40

Vega

Buhler AG

CM

Symaga

www.bredol.com

Mill design & installation

CMY

PAYPER, S.A.

Pelleting aids

+886 2226 96789

Y

www.mysilo.com

www.ehcolo.com

www.binmaster.com

M

+90 382 266 2245

+45 75 398411

+1 402 434 9102

C

MYSILO

Ehcolo A/S

BinMaster Level Controls

Neuero Industrietechnik

www.obial.com.tr

Palletisers

Level measurement

Loading equipment

+90 382 2662120

www.ugurmakina.com

www.brabender.com

FineTek Co., Ltd

Obial

+90 (364) 235 00 26

www.bastak.com.tr Brabender

Silos

Ugur Makina

+90 312 395 67 87

07:18:17

www.gencdegirmen.com.tr

+44 7805 092067

Bastak

9/11/12

+90 332 444 0894

Zheng Chang

Laboratory equipment

Game Engineering logo FINAL.pdf

Sifters

NIR-Online

+44 1522 868021 www.game-engineering.com Gazel Degirmen Makinalari +90 364 2549630 www.gazelmakina.com

+44 2074 932521

+49 571 9580

www.nabim.org.uk

Used around

all industrial Process control sectors.

Suffolk Automation

Fr. Jacob Sรถhne GmbH & Co. KG, Germany Tel. + 49 (0) 571 95580 | www. jacob-pipesystems.eu

Visit us! www.pipe-systems.eu+44

1473 829188

www.suffolk-automation.co.uk

Recruitment JCB Consulting +44 161 427 2402

+81 82 420 8560

www.jcb-consulting.com

www.satake-group.com IMAS - Milleral

nabim

Jacob Sohne www.jacob-pipesystems.eu

Satake

Training

Rolls

Valves +1 785 825 7177 vortex@vortexvalves.com www.vortexvalves.com Rota Val Ltd +44 1249 651138 www.rotaval.co.uk

Vibratory equipment Mogensen Raw Materials Handling +44 1476 566301

+90 332 2390141

Leonhard Brietenbach

www.mogensen.co.uk

www.milleral.com

+49 271 3758 0

Vibrafloor

www.breitenbach.de

+33 3 85 44 06 78

Moisture analyzers

OJ Hojtryk

CHOPIN Technologies

+45 7514 2255

+33 14 1475045 www.chopin.fr Doescher & Doescher GmbH +49 4087976770 www.doescher.com Hydronix +44 1483 468900 www.hydronix.com

www.oj-hojtryk.dk

www.vibrafloor.com

Weighing equipment Parkerfarm Weighing Systems

Roll fluting

+44 1246 456729 Fundiciones Balaguer, S.A. +34 965564075 www.balaguer-rolls.com

Safety equipment Rembe

www.parkerfarm.com

Yeast products Leiber GmbH +49 5461 93030 www.leibergmbh.de

+49 2961 740 50 Seedburo +1 312 738 3700 www.seedburo.com

www.rembe.com

Second hand equipment Sanderson Weatherall +44 161 259 7054 www.sw.co.uk

To include your company in both the Grain & Feed Milling Technology market place, and The International Milling Directory, contact: Tom Blacker +44 1242 267700 โ ข tomb@perendale.co.uk


&FEED MILLING TECHNOLOGY

INSANLAR

48 | Mayıs-Haziran 2014

GRAIN

SANAYİ YÜZLER

Oro Agri bağlantılarını güçlendiriyor Tarım sektöründe dünya çapında bir lider olan Oro Agri Inc, Kuzey Amerika Serbest Ticaret Antlaşması (NAFTA) ülkeleri için Rich Fedigan’ı Pazarlama Müdürü olarak atadığını açıkladı. Bu yeni pozisyonunda, Rich, şirketin ABD, Kanada ve Meksika’daki ürünlerinin pazarlamasından sorumlu olacak. “Şirket, son zamanlardaki büyümesinden ötürü bu yeni pazarlama müdürlüğü pozisyonunu yaratmak durumunda kaldı,” diyor, Oro Agri Inc Satış Müdürü Riley Reynolds. “Geçtiğimiz birkaç sene içinde yıllık %30’dan fazla artış gösteren ürün satışlarıyla birlikte, pazarlama ve Rich Fedigan iletişim bağlarının da güçlenip gelişmesi bizim için oldukça önemliydi. Rich’in tarım sektöründeki engin deneyimleri, bize bu sektörde devam edebilmek ve kalıcı olmak adına ihtiyacımız olan üst düzey idare ve liderlik özelliklerini kazandırmış oluyor. “ Fedigan’ın satış ve pazarlamadaki kariyerine tarım ürünleri üreticiliği de dahil. Fedigan, son olarak Marrone Bio Innovations’ta pazarlama müdürü olarak görev yapmıştı. Daha önce de, Reinke, Bayer ES ve Monsanto için çalışmıştı. Ayrıca, Fedigan, Ohio State Üniversitesi ve Penn State Üniversitesi’de Ziraai Ekonomi alanında eğitim görmüştü.

Biorigin’in yeni operasyon müdürü Tüm ürün zinciriyle ve iş alanlarıyla arasındaki bağı çok daha sıkı tutmak adına, Biorigin, Brezilya şubesi için şu anda yeni bir operasyon müdürüne sahip: César Augusto Porto Martins. Martins, gıda ve paketleme sektöründe gıda işleme, üretim ve ürün geliştirme alanlarında 17 yıllık bir deneyime sahip. 2004 yılında, endüstriyel işlem uzmanı olarak Zilor (Biorigin’in ana şirketi)’da çalışmaya başladı ve 2007 yılında da, şeker ve etanol üzerine uzmanlaşarak UBG Plant’ın operasyon müdürlüğünde yerini aldı. César Martins Martins, Biorigin’in Quata, Brezilya’da bulunan Saf Kültür ve Şeker&Etanol Tesislerinin yönetiminden sorumlu olacak. César, Universidade Federal de São Carlos’da kimyasal işlem geliştirme ve araştırma üzerine Kimya Mühendisliği bölümünde ve Fundação Getúlio Vargas’da ise İşletme bölümünde yükseklisans yapmıştır.

Garner Industries’in ünlü CEO’su ve Başkanı McLain ABD, Nebraska’nın Lincoln şehrinde konumlanan Garner Industries, Scott McLain’i şirkete Genel Müdür ve Başkan olarak atadığını bildirdi. Scott, Nebraska Wesleyan Üniversitesi mezunu. 2000 yılından beri şirketin satışlarını yürütme, pazarlama ve üretim operasyonları alanlarında başkanlık görevi yapan Scott, şirkete 1992 yılında katılmıştı. Bu atama, Scott’un, satışları arttırmasıyla şirketin büyümesi, sağladığı altyapı yatırımları ve disiplinli bir maliye yönetimiyle birlikte şirketin gelişmesine yönelik sahip olduğu deneyimler sayesinde gerçekleşti.

Scott McLain

Steve Harris, Meriden’den emekli oluyor Bu sektöre adadığı 40 yılın ardından, Meriden Animal Health şirketinin Kurucusu ve Müdürü Steve Harris, sonunda emekli oldu. 2012 yılının Mart ayında şirketi sattığından beri, Meriden, satışlarını arttırmaya ve şirkete ve ürünlerine güvenen sadık müşterilerinin ihtiyaçlarını karşılamaya başarılı bir şekilde devam ediyor. Harris, fitobiyotik bir ürün olan Orego-Stim’in geliştirilmesine öncülük etmiştir. Türünün ilk doğal ürünü olan Orego-Stim, dünya çapında bir başarı sağlamış ve hayvan sağlığı sektörünün en önemli ürünlerinden biri olmuştur. Meriden’in başarısı, hayvan yemindeki mikotoksinlerle mücadele eden yem güvenliği ürünüyle Steve Harris birlikte daha da artmıştır. Şirketin kurucusu ve sektörde yeni bir çığır açan bu ürünün arkasındaki beyin olan Steve, kendi takımı ve sektörde edindiği birçok arkadaşı tarafından özleniyor olacak. Fakat, o şu anda hayatında başka başarılara imza atacağı yeni bir sayfa açıyor.

SANAYİ YÜZLER


innovative R&D leader worldwide presence in 120 countries

since 1985

92% export rate

www.symaga.com symaga@symaga.com

flat bottom silos

BELAGRO Мinks, 3-6 June

Offices and Factory: Ctra. de Arenas km. 2,300 13210 Villarta de San Juan • Ciudad Real- Spain T: +34 926 640 475 • F: +34 926 640 294 Madrid Office: C/ Azcona, 37 • 28028 Madrid - Spain T: +34 91 726 43 04 • F: +34 91 361 15 94

hopper silos

Bangalore, 22-24 Аugust


Leave nothing to chance.

With ProPlant, the Service Management System of Bühler, you will put your maintenance work in order. The system, which is customized by Bühler to precisely fit the specific needs of your production system, takes charge of the entire planning and administration of all your maintenance jobs. This ensures efficient processes and maximum plant uptime. www.buhlergroup.com

ProPlant Service Management System – Unrivaled Efficiency. Maximum uptime Prefabricated job cards are based on service hours or calendar intervals as well as individual job planning. Plug & Play Efficient processes and customerspecifically programmed software for all plants. Always up to the minute Automatic online updates and data backup. All in one system Extensive documentation, among other things for certifications (e.g. International Food Standard).

Innovations for a better world.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.