!NOVASYONDERG!S! -ARAŞTIRMA / TEKNOLOJI / MÜHENDISLIK / TASARIM / KÜLTÜR-SANATOCAK-ŞUBAT/6.SAYI/2019
EK:
.
ENDÜSTRI 4.0
example !NOVASYON DERG!S!
your strategy
OCAK-SUBAT
‘‘UZAY ’’
!NOVASYONDERG!S! TAKIMI
Gökhan GÜNEŞ
Robot ARI
Soner ÇAKI
KURUCU GRAFİK TASARIM YAZAR
KURUCU YAZAR
KURUCU EDİTÖR DERGİ DANIŞMANI YAZAR
Fatih ÖZDAŞ
Ahmet Yasin ÖZDEMİR
Gökhan AYTİMUR
KURUCU YAZAR
KURUCU TANITIM PAZARLAMA
KURUCU YAZAR
İlayda TEMEL
Mahmut Enes TANYERİ
Muhammed DİNÇER
GENEL SEKRETER YAZAR
YAZILIMSAL ÇÖZÜMLER
YAZILIMSAL ÇÖZÜMLER
Hilal CERAN
Havva COŞKUN
Mehlike SERÇEK
YAZAR
YAZAR
YAZAR
Beyzanur ARSLAN
YAZAR
MEDYA
F.Emre SAKALLI
YAZAR
Mustafa AVCU
YAZAR
inovasyon_dergisi_@hotmail.com inovasyondergisii@gmail.com www.inovasyondergisi.com
EDİTÖRDEN
Soner ÇAKI
Bilim insanları, Evrenin 14 milyar yaşında, dünyamızın da 4.54 Milyar yaşında olduğunu düşünüyorlar. İnsan ömrüne göre 50 yaşını çoktan aşmış.Bir milyar yıl sonra 60 yaşına geldiğinde daha da yaşlanarak eski canlılığını yitirecek. Giderek ısınan güneş nedeniyle dünyamız var olan suyunu kaybederek buharlaşmaya başlayacak.
Carl Sagan, dünyamızın bugüne kadar en uzak mesafeden çekilmiş fotoğrafından yola çıkarak yazdığı “Soluk Mavi Nokta” isimli kitabında şöyle diyor: “Gökbiliminin alçakgönüllü ve kişiliği geliştiren bir uğraşı olduğu söyleniyor. Bana kalırsa, insan kibrinin akıl dışılığını, küçük Dünyamızın uzaktan çekilmiş bu görüntüsünden daha iyi gösterebilecek bir şey yoktur. Bu görüntü, bildiğimiz tek evimiz olan bu soluk mavi noktayı daha içten paylaşmamız ve koruyup şefkat göstermemiz gerektiği konusundaki sorumluluğumuzun altını çiziyor.” (Sagan,2017)
Milyararlarca yıldır dünyamızın ve evrenimizin gizemini çözmeye çalışıyoruz. Teknolojik gelişmelerin hızla ilerlediği bir çağda yaşıyoruz. Bu teknolojiler ne kadar göz kamaştırıcı da olsa güneş sistemimiz içerisinde ancak çok uzak olmayan mesafelere kadar yol alabiliyoruz. Her gün bilincimizi ve zekamızı ileri taşıyoruz. Kendimiz, dünyamız ve evrenimizle ilgili algımız ancak onları ne kadar ileri taşıyabileceğimize bağlı. Nasıl atalarımızın bilgi birikimlerinden öğrendiklerimizle onları aşabilmişsek bizden sonra gelen kuşaklarda bu birikimin üzerine yenilerini ekleyerek yol alacaklar. Bilincimizi aşmamız gerekiyor. Bunun için de öncelikle bizden önce gelen herkesin yaptığını yapalım: Hadi hayal kuralım! Böyle güzel bir sayıda bana yer verdikleri için Gökhan Güneş ve değerli dergi ekibine teşekkür ederim. Hep birlikte güzel bir hayali var ediyorlar. Herkese keyifli okumalar dilerim.
!NOVASYONDERG!S!
‘‘Medeniyet yolunda başarı, yenileşmeye bağlıdır.’’ M.KEMAL ATATÜRK !NOVASYONDERG!S!
<< <
|||||ARASTIRMA |||||
NEDEN
UZAY < <<
Gökhan GÜNEŞ
<<< STRATEJİSİ Uzay gökyüzüne baktığımızda mavinin o eşsiz sonsuzluğu bizleri büyük heyecanlara kapılmamızı sağlamaktadır. Bu sebeple İnsanoğlu var olduğundan beri hep uzayı, dünyanın dışında yaşam var mı yok mu diye merak etmiştir. Bu merak için farklı teknolojiler geliştiren insanoğlu , geliştirdikleri teknolojiler günlük yaşamda bazı kolaylıklar sunsada uzayın derinliklerini araştırmada hiçbir zaman yeterli olamamıştır. Hiç bitmeyen merakdan dolayı yaşadığımız dünyanın giderek yaşanılmaz bir hale getirip dünya dışında yeni yaşam alanları olup olmadığını araştırmamız da bir ironi doğrusu. Uzayda bugüne kadar yapılan çalışmalar her ne kadar sorularımıza gerekli cevapları veremeyecek olsada elde ettiğimiz bulgular ve bilgiler ile uzay sayesinde hayatımızı kolaylaştıran çözümler bulduk. Örnek verecek olursak uzaydan getirilen küçük bir maden parçasının dünyada işletilmesiyle, sanayiilerin en temel besini olan enerjiyi büyük miktarlarda elde eder olduk. Askeri alanda suçluların tespiti,takibi ve bulunması artık uydular ve uzay sayesinde daha kolay. Meterolojik olarak dünyamızda değişen iklimin incelenmesi ve bu değişikliklere özgü yeni tarımsal politikaların geliştirilmesi keza uydular ve uzay sayesinde. Yeni ulaşım modellerinin denendiği günümüzde, bu teknolojilerin arkasında uzayın etkisinin olduğu çok açık. Uzay çalışmalarının hayatımızın farklı noktalarında doğrudan olmasada dolaylı yolddan dokunmaktadır.Aslında bu dokunuş yaşamımıza daha inovatif yaklaşmamızı sağlamakla kalmayıp daha efektif olmamızıda sağlamaktadır.Bazen adapte olamadığımız ekosistemleri kullandığımız farklı teknolojiler ile birlikte çözmekteyiz. Endüstrilerin gelişmesi ve level atlatması, topluma entegrasyonda bazı sistemsel süreçlerin önemi çok fazla. Bu sistemlerin başında uzay teknolojileri gelmektedir. En son geldiğimiz noktada endüstri 4.0 ın toplum 5.0 ile birlikte entegrasyonda uzay teknolojileri büyük öneme sahiptir. Farklı entegrasyonlar farklı disiplinleri bir araya getirsede uzay ve süreçleri bu entegrasyonlar içerisinde bulunmaya,insanoğlunda ki uzay merakı devam ettikçi uzay çalışmalar devam edecektir.
1
!NOVASYONDERG!S!
‘‘DÜNYA SIZIN ETRAFINIZDA DEĞIŞTIĞINDE, DÜNYA SIZE KARŞI DEĞIŞTIĞINDE ARKANIZDAN ESEN KUYRUK RÜZGÂRI ŞIMDI SIZE DOĞRU ESEN BAŞ RÜZGÂRI OLDUĞUNDA- YAPMANIZ GEREKEN HER ZAMAN GELECEĞE YÖNELMEKTIR. YAPMANIZ GEREKEN, BUNA YÜKLENMEK VE NE YAPMAK ISTEDIĞINIZE KARAR VERMEKTIR, ÇÜNKÜ ŞIKÂYET ETMEK BIR STRATEJI DEĞILDIR.’’ JEFF BEZOS
!NOVASYONDERG!S!
|||||ARASTIRMA |||||
Fatih ÖZDAŞ
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE UZAY ALANINDA TÜRKİYE
Çocukluğumda çoğu arkadaşım astronot olmak istediğini hatırlıyorum. Benden önceki devrelerdede böyle bir istek olduğunu biliyorum. Çocuklar neden hep astronot olmak ister ? Gök’ün , Ay’ın Mars’ın Uzayın bilinmezliği çocukken mi dikkat çekiyordu? Bilinmezlik hep bir merak hep bir ilgi uyandırır insanda. Birazda biz Türk’lerin kanında vardı galiba Gök,Uzay... Niye mi ? Orta asyada göktanrı demişiz inancın sahibine Devletimize isim olarak koymuşuz Göktürk diye ... Düşünelim bunları dursun aklımızın bir köşesinde... Aşşağıdaki dünya haritasında astronot mesleğini icra eden insanların bulunduğu ülkeler var. Dikkat edin Suriye bile var. Biz niye yokuz Onca insan astronot olmak isterken biz niye yokuz ? Türkiye’de ki uzay çalışmalarına gelecek olursak ne tesadüf ki dergimiz için uzay konusunu belirledikten sonra , Cumhurbaşkanlığının yüz günlük icraat proğramında Türkiye uzay ajansının kurulacağı listeye dahildi. İnternette kısaca bir araştırma yaptığınızda Türkiye’nin uzay alanında çok geride kaldığını anlamak çok zor değil. Gelin hep beraber inceleyelim Türkiyenin geçmişten bugüne kadar uzay alanında ne kadar ilerlediğini. Yıl 1968 Türkiyede fark edilen iletişim eksikliğinden dolayı İran ve Yugoslavya uzay isatasyonlarından kiralama usulü ile yararlanılmaya başlandı. Türksat 1A – 24 Ocak 1994’te Kourou’dan Ariane 4 roketi ile uzaya fırlatılmıştır. Ancak fırlatıcı roketin üçüncü katındaki bir arıza nedeniyle 12 dakika 12 saniye sonra okyanusa düşmüştür. Bu yüzden yerine 1B uydusu yapılmıştır. Türksat 1B 10 Ağustos 1994 tarihinde fırlatılmıştır. Türksat 1C – Türksat 1C, Türkiye’ye ait bir uydudur. Türksat1C 10 Temmuz 1996 sabaha karşı Fransız Guyanası’ndan uzaya fırlatıldı. Türksat 2A – Türksat 2A (Eurasiasat 1), 42 derece doğu boylamındaki uydudur. Türkiye’ye aittir. Türksat 3A ile aynı boylamdadır. 10 Ocak 2001 tarihinde fırlatılmış, 1 Şubat 2001 itibariyle 42 derece Doğu boylamında göreve başlamıştır. Yerli yabancı televizyon kanalları ile diğer uydu hizmetleri verilmektedir.
3
!NOVASYONDERG!S!
|||||ARASTIRMA ||||| Türksat 3A – Türksat 3A Türkiye’nin 13 Haziran 2008 tarihinde uzaya gönderdiği yeni nesil haberleşme uydusudur. 42 derece doğu yörüngesinde görev yapmaktadır. Türksat 4A – Türksat 4A, Yapımında Türk teknik elemanlarının da yer aldığı 15 Şubat 2014 tarihinde saat 23.09’da fırlatılan haberleşme uydusu . Uydu, JaponMitsubishi Electric firmasının geliştirdiği DS2000 platformu üzerinde inşa edildi. Türksat 4A, Kazakistan’da bulunan Baykonur uzay üssünden Proton taşıyıcı roketiyle fırlatılDI. Uyduya ait kapsama alanları 9 Ekim’de yayınlanmıştır.
Devamında Yerli imkanlarla geliştirilen Göktürk I ve Göktürk II gözlem ve keşif uyduları yer almaktadır Özellikle son fırlatılan Göktürk uydularından sonra Türkiye stratejik olarak ciddi ilerlemeler kaydetmiştir. Ve yıllardır Türkiye’nin çok uğraştığı zaman zaman meclis gündemine giren çıkan Türkiye uzay ajansının Cumhurbaşkanlığına bağlı olarak çalışmaya başlaması sevindirici bir haberdir bizim açımızdan. Uzay alanında ülkemizde isim yapmış bilim insanlarına göre artık stratejik planlama ve hedefler artık kurumdan kuruma göre değişmeyecek herşey bir plana göre işleyecek Türkiye’de ki eksik olanda bu ajansın eksikliğiydi çünkü yeterli teknolojiye ve birikimli insanlara sahibiz ancak bunlar hep dağınık olduğudan dolayı ülkemizde ilerleme kaydedilemiyordu diye akıldaki yarım kalmış sorulara cevaplandırıyor Geleceği biz gençler yöneteceksek , biz gençler şekillendireceksek , durmadan çalışalım. Tarih öncesinde bilek gücü sözünü geçiriyordu şimdi ise bilek gücü değil bilgiye hükmeden kazanıyor. Her ne kadar bazı şeylerde geri kaldığımızı şikayet etmek yerine , karanlığa küfür etmektense bir mumda sen ol etrafını aydınlat belki sen beceremezsin ama bir başka birine iyi örnek olursan başkası aydınlatır.
!NOVASYONDERG!S!
4
|||||ARASTIRMA |||||
Robot ARI
5
BİSİKLET TURU VAR!
!NOVASYONDERG!S!
|||||ARASTIRMA |||||
-Merhabalar İnternet avcıları - Tabii beni duymadınız farkındayım. - Heeyyy beni duyuyor musunuz? - Gelin bugün sizlerle bisiklet turu yapalım. Havalar kış mevsimine göre güzel geçiyor. Hava çok güzel. Tüm ağaçlar yapraklarını dökmüş. Saramış yapraklar, açık mavi gökyüzü, ıslanmış toprak, yeşil çimenler, yer yer toprağı örten sarı yapraklar, ileri de bacaları tüten evler, çookkkk uzaklardan gelen tren sesi… Ve tüm bunları barındıran ortamda bulunmak istemez misiniz? - Ben de katılmak istiyorum. - Ben de - Gökhan - Soner - Fatih - Ahmet - Aaaaa tamam tamam durun bakalım. Hepinize yer var burda. - Bakın şuan da keyfim yerine geldi. İşte böyle olun ya! - O zaman şöyle yapalım. Bu haftasonu 11:00 ile 15:00 arasında buluşalım. Adres: Bilgisayar Mahallesi Akılsız Telefon Caddesi İnternetsiz Sokak No: 1010001 (Herkesi bekliyorum. Yoklama alınacak geç kalmayın!)
!NOVASYONDERG!S!
6
|||||ARASTIRMA |||||
UZAY KITAPLIĞI
Soner ÇAKI
Diyelim ki uzay yolculuğumuzun başlamasına sayılı günler kaldı, teknolojimiz o kadar gelişti ki milyonlarca ışık yılı uzaklıktaki gezegenlere ışınlanarak şıp diye ulaşabiliyoruz. Seyahatimizin başlamasına az zaman kaldı, gerekli olan bütün malzemeleri tamamladık. Peki, bu yolculukta yanımıza hangi kitapları almamız gerekiyor. İşte, uzay kitaplığınızı oluşturabilmeniz için 5 kitap önerimiz.
1) ZAMANIN KISA TARIHI Tüm dünyada bugüne kadar 10 milyonun üzerinde satış yapan ve bestseller listesine giren ilk fizik kitabı. 1988 yılındaki ilk basımından bu yana geçen yıllar içerisinde bilimsel yazın alanında bir başyapıt konumu kazandı. Hawking uzay bilimi ile ilgili büyük patlama, kara delikler, ışık konikleri, superstring kuramı gibi kavramları açıkla ve bunları açıklarken e=mc² dışında hiçbir formüle yer verilmemiştir.
2) SOLUK MAVI NOKTA Carl Sagan, keskin bakışını Evren’in muhteşem gizemine atmış ve dahası bunu dünya genelinde milyonlarca okurun rahatlıkla anlayacağı bir açıklıkla dile getirmişti. Soluk Mavi Nokta işte bu taçlanmış çalışmanın adıdır. İnsan ırkı nihayet radikal anlamda yeni bir sınır bölgesine, yani uzayın sınırına gelip dayandığında, gelecek kuşaklar çağımıza geçip gitmiş bir zaman olarak bakacaklardır. Soluk Mavi Nokta’da Carl Sagan, kozmostaki bu muhteşem yeni tarihimizin izini sürüyor ve güneş sistemimizden çıkıp galaksilerin ötesindeki mesafelere yol alırken, bize daha önce bir karaltı gibi görünen bu yeni geleceği anlatıyor.
7
!NOVASYONDERG!S!
|||||ARASTIRMA |||||
3)CEVIZ KABUĞUNDAKI EVREN Hawking’in çok satan kitabı Zamanın Kısa Tarihi’nden sonraki gelişmeleri ve en yeni bilimsel bulguları içeren Ceviz Kabuğundaki Evren, kuantum mekaniğinden sicim kuramlarına, genel görelilikten 11-boyutlu süper-kütleçekime, Büyük Patlamadan evrenin kaderine kadar bütün tartışmaları kapsıyor. Bu kitapta “evren tasarlanabilir mi,” “uzay zamanın bir başlangıcı var mı” gibi pek az fizikçinin sormaya cesaret ettiği soruları soran Hawking, uzman olmayan, hiç fizik bilmeyen okurlara bu zor konuları büyük bir ustalıkla ve bol görsel malzemeyle açıklıyor.
4)OTOSTOPÇUNUN GALAKSI REHBERI Eskiler der ki: Eğer berbat bir perşembe sabahı geçirmemişseniz, bu kavramın anlamını bütün boyutlarıyla henüz bilmiyorsunuz demektir. Bazıları da bu cümlenin fazla iddialı olduğunu düşünür ve kahramanımız Arhurt Dent de bu kişilerden biridir; ta ki o perşembe sabahına kadar. Aslında o perşembe sabahı Yerküre’de yaşayan herkes için berbat geçmişti; değil mi ama, yaşadığınız gezegenin aniden yok edilmesinden daha berbat ne olabilir ve hikâyemiz de işte o perşembe sabahı başlar.
5)GEZEGENLER Başka dünyaların hepimizi büyülüyor olduğu gerçeği inkâr edilemez. Güneş sistemini oluşturan gezegenleri ve onları çepeçevre saran yıldızları konu edinen bu çalışma sonsuz bir sırlar evreninin kapısını aralıyor adeta. Gezegenler, gök cisimleri ve yıldızların hareketleri konusunda insanın beslediği kadim merak, yüzyıllar içinde bilimsel görümüzün temel bileşenlerini, asgari kabullerini tümden değiştirecek ölçüde gelişti. Gezegen biliminin son yıllarda elde ettiği bulgular, Mars’a kurulacağından söz edilen koloni, Plüton’u kulüpten dışlayan nihai veriler ve daha birçok güncel gelişme, Merkür’e gönderilecek X-ışını spektrometresini geliştiren ekibin başındaki Rothery’nin kaleminden bizimle buluşuyor.
!NOVASYONDERG!S!
8
|||||ARASTIRMA |||||
UZAY NEDİR?
Beyzanur ARSLAN
Sonsuz bir boşluk, her şeyi içine almış sınırsız bir boşluk. Evet. Uzay. Araştırmalarla bitmeyecek, içerisinde milyarlarca galaksi bulunduran zaman kavramının olmadığı bir yer. Kulağa hoş geliyor değil mi? ‘’Zaman kavramının olmadığı” özgürce sınırsız zamanın olduğu yaşam süreceğimiz bir yer. Hadi biraz uzayın derinliklerine inelim. Her çağda insanların merak konusu olmuştur ve sürekli araştırmalara tabii tutulmuştur. İcatlar yapılmıştır ve baktığımız zaman teleskop bu alanda atılan en önemli adımlardan biridir. Uzay hakkındaki bilgileri insanlara sunmuştur ama insanoğlu buna doymayıp uzaya uçmaya karar vermiştir. Ay’a insanlı insansız araçlar göndererek, yapay uydular geliştirerek, güçlü füzeler ve yapma uydularla uzayın derinliklerine inmişlerdir. Ayrıca insanlık uzayı araştırmak için ‘’astronomi’’ bilimini doğurmuştur. Düşündüğümüzde uzaydaki araştırmaların günümüzdeki teknolojiyle pek alakası olmadığını düşünebiliriz ama incelediğiniz zaman öyle olmadığını anlayabilirsiniz. Mesela bugün yolcu uçakların da kullanılan üst kanat teknolojisi NASA tarafından dizayn edilen teknolojiler arasında yer alıyor. Bu sayede uçaklar daha az yakıtla daha çok mesafe gidebiliyorlar. Meteoroloji tarafından hava durumu tahminleri için kullanılan teknolojiler büyük ölçüde uzay araştırmalarının sonucu. NASA’nın özel şirketlerle ortaklaşa geliştirdiği robotik teknolojileri sayesinde günümüzde yapay el ve yapay ayak gibi gerçek organları birebir taklit edebilen yapay organlar geliştirilmiştir ve daha birçok şey vardır hayatımıza etki eden. Çağ ilerledikçe bitmeyecek ve üzerine eklenecek birçok şey bulunduran uzay konusu hayatımız büyük ölçüde etkisine almaya devam edecektir.
UZAY...
Mustafa AVCU
9
Büyüklüğü ve içinde barındırdıklarıyla her daim yediden yetmişe herkesin ilgisini çekmiş ve merak konusu olmuştur. Bu sonsuz büyüklüğü biz yetişkinler dahi anlamakta zorlanıyorken çocuklarımızın anlaması bir hayli güç olacaktır tabii biz yardımcı olmazsak. Uzay, çokça ilgi çekici, zengin ve şaşırtıcı olgu ve olaylarla doludur. Çocuklar, bu olgu ve olaylara karşı bir ilgiye sahiptirler. Çevrelerinde gördükleri veya duydukları her şey çocukların ilgisini çeker. Doğayı, gökyüzünü, gece gündüz olaylarını, yıldızları, güneşi, ayı, astronotları ve benzeri birçok şeyi merak ederler. Bu merak onları keşfetmeye yöneltir. Çocuklar bu keşif sırasında doğru kaynaklara ulaştırılmalıdırlar. Aksi halde zaten karmaşık olan bu sonsuz boşluk onların zihinlerini oldukça meşgul edip daha da zorlayacaktır. Okul öncesi dönemde bulunan çocukların uzay ile ilgili bildiklerini ortaya çıkarmak amacıyla yapılan çalışmalarda, çocukların uzayda güneş, ay, gezegenler, yıldızlar olduğunu, uzaya astronotların gittiğini bildikleri, uzaylıların olup olmadığıyla ilgili kafalarının karışık olduğu görülmüştür. Bu konuda da eğitimin başladığı ilk yer olan aile ortamı ve ailenin bilinç düzeyi oldukça önemlidir. Çocuklar, ilk bilimsel deneyimlerini anne ve babalarından öğrenmektedirler dolayısıyla anne babaların duyarlı davranarak çocukların sordukları sorulara açıklayıcı cevap vermeleri kavram gelişimi açısından oldukça önemlidir. Çocuklara uzayı anlatırken onlarla hemhal olarak ne hissettiklerini düşünerek bir şeyler söylemeliyiz. Görsel kaynakların avantajlarını kullanmalı sıkıcı olmadan bilinçlendirmeli basit bir dil kullanarak kafalarındaki soru işaretlerini gidermeliyiz. Hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamamız gereken bir husus da çocukların geleceğimizin teminatı olduğudur.
!NOVASYONDERG!S!
|||||ARASTIRMA |||||
EVREN VE ÇOCUK Çocuklar çevrelerini keşfettikçe, olaylar arasında benzerlikleri, farklılıkları ayırt etmeye başlarlar. Gözlemledikleri her şey ile ilgili fikirler üretirler, kendilerince hipotezler kurar ve bunları test ederler. Bu noktada olayı çocuk psikolojisi açısından ele almak gerekmektedir. Çocuğun yaşamında önemli rolü olan ilgiler, öğrenilmiş birer güdüdürler ( motivedirler ). Çocuk bir şeyden yararlanacağı nı görünce onunla ilgilenir, bu da öğrenmeyi güdüler fakat bunlar gerçek ilgiler olabilir. Gerçek ilgiler, bireyin yaşamında bir gereksinimi karşıladıkları için süreklidirler. Bu nedenle gerek sinme ne denli kuvvetli olursa, ilgi de o derece kuvvetli ve uzun süreli olur. Çocuk ilgilerle birlikte dünyaya gelmez. O, bu ilgileri bazı deneyimler sonucu, öğrenme yoluyla geliştirir. İlgilerin gelişiminde bireysel farklılıklar önemli bir yer tutar. İlgilerle fizyolojik ve zihinsel gelişme arasında bir paralellik görülür. Başka bir deyişle, normal den daha hızlı veya daha yavaş gelişen çocuk, ilgileri açısından da, yaşıtlarına kıyasla farklılık gösterir. Örneğin gökyüzü çocuğun ilgisini çekmezse ve o yönde düşünme gelişmez ise uzaya, evrene herhangi bir ilgi gelişmez. Ayrıca ilgiler, geniş ölçüde yakın çevredeki öğrenme olanaklarına bağlıdır. Bu olanaklar yeterli olmadığı takdir de, çocuk ilgisini geliştiremez. İlgileri önemi, onların öğrenme için gerekli olan güdülenmenin (motivasyonun) kaynağını oluşturmalarından gelmektedir. Bir faaliyete ilgi duyan çocuk, o faaliyete ulaşmak için daha fazla güç harcar. Eğer çocuğun ilgisini gökyüzü çekiyor ise elindeki imkanlar doğrultusunda o yönde oyunlar üretmeye, ve uzay la ilgili oyuncaklarla oynamaya meyillidir, fakat bu imkanlar çocuğun elinde yoksa örneğin, ilgisiz ve çocuğun eğilimlerini gözlemlemeyen bir aile olması durumunda veya diğer olumsuzluklar söz konusu olursa çocuk bu ilgiyi baskılar ve artık ilgi hazzı azalır
ve imkanlarına yönelik ilgiler geliştirir bu durumun sonucunda ise çocuk gerçek yetenek ve davranışlarını ortaya çıkaramaz ve kişilik sorunları ile karşılaşma durumu ortaya çıkar. Sakarya Üniversitesi’nin yaptığı F.Emre ‘’Okul öncesi Dönemdeki Çocuklar Uzay Hakkında Neler Biliyor?’’ adlı SAKALLI çalışma da bu duruma şu şekilde değinilmiştir; Bu çalışmada, çocukla rın çok merak ettikleri konulardan biri olan uzay konusu ele alınarak, çocukların neler düşündükleri belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışma, fenomenolojik bir çalışmadır. Sakarya İlinde yer alan bir özel anaokulun beş (48- 75 ay) yaş grubu ile çalışma gerçekleştirilmiştir. Çalışmaya dokuz çocuk katılmıştır. Veriler odak grup görüşmesi aracılığıyla toplanmıştır. Görüşme soruları yarı yapılandırılmış olarak hazırlanmıştır. Yapılan görüşmeler sonucunda, çocukların uzayı çok merak ettikleri, uzayı büyük bir boşluk olarak tanımladıkları görülmüştür. Çocuklar, uzayda güneş, ay, dünya, yıldızlar, gezegenler olduğu, dünyanın yuvarlak olduğunu belirtmişlerdir. Bunun yanında, okulöncesi dönemde bulunmalarına rağmen, güneşin bir yıldız olduğunu ve gezegenlerin isimlerini bilen çocukların olduğu tespit edilmiştir. Elde edilen bulgular, aile ilgisinin kavram gelişiminde ne kadar önemli olduğunu gösterir niteliktedir. “Gökyüzü Sadece Uçmaktan Korkanların Sınırıdır.” (Bob Bello)
!NOVASYONDERG!S!
10
|||||ARASTIRMA |||||
İlayda TEMEL
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ASTRONOT KIYAFETLİRİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ
PRESSURE SUIT, APOLLO, A7-LB, MATTINGLY, APOLLO 16, FLOWN BU UZAY GIYSISI, 1972 YILININ NISAN AYINDA APOLLO 16 GÖREVI IÇIN KUMANDA MODÜLÜ PILOTU OLAN ASTRONOT THOMAS MATTINGLY TARAFINDAN YAPILDI VE GIYILDI. ASTRONOTLAR JOHN YOUNG VE CHARLES DUKE AY YÜZEYINDEYKEN, TOM MATTINGLY “CASPAR” ONBEŞ SIMBAY DENEYI VE 81 SAATIN ÜZERINDE EN UZUN SOLO UZAY UÇUŞUYLA ASTRONOT OLMA. KIYAFET A7-LB IŞARETINE SAHIP VE CMP VEYA “COMMAND MODULE PILOT” YAPILANDIRMASINDA ÜRETILDI. AY’DAN DÖNÜŞ UÇUŞU SIRASINDA, 1 SAAT 24 DAKIKA SÜREN DERIN UZAY EVA YAPTI.
>>> PRESSURE SUIT, APOLLO, A4-H, DEVELOPMENTAL
BU UZAY GIYSISI A4-H ISIMLENDIRMESINE SAHIPTIR VE OCAK 1965’TE INTERNATIONAL LATEX CORPORATION (ILC) TARAFINDAN HAMILTON STANDARD IÇIN TASARLANMIŞ VE ÜRETILMIŞTIR. UZAY. ÖNCELIKLE KARBONDIOKSIT TESTI VE OMUZ TASARIMI IÇIN KULLANILDI.
>>> PRESSURE SUIT, APOLLO, A5-L, PROTOTYPE BU, ILC INDUSTRIES’IN NASA’YA APOLLO PROGRAMINA HAZIRLANIRKEN TEST ETMEK IÇIN GÖNDERDIĞI BIR PROTOTIP BASINÇLI GIYSI DÜZENEĞIDIR (PGA). ILC TEKNISYENLERI BU ELBISEYI JACKSON ADLI BIR NASA TEKNISYENI IÇIN KULLANIYORLARDI, MUHTEMELEN BIR VAKUM ODASINDA TEST ETMEK IÇIN. A5 UZAY SERISI, NASA’YA GÖNDERILEN SON TEST DIZISININ YANINDAYDI. AKAN SON APOLLO ELBISESI A7-L ADINI TAŞIYOR.
>>> PRESSURE SUIT, A7-L, ARMSTRONG, APOLLO 11, FLOWN
BU UZAY GIYSISI 20 TEMMUZ 1969’DA AY’A ILK ADAMI GETIREN APOLLO 11 GÖREVININ KOMUTANI ASTRONOT NEIL ARMSTRONG TARAFINDAN GIYILDI. AY UZAYLARI, EKSTRA ARAÇ AKTIVITESI DÖNEMLERINDE VEYA BASINÇLANDIRILMAMIŞ BIR UZAY ARACI OPERASYONU SIRASINDA ASTRONOT IÇIN YAŞAMI SÜRDÜREN BIR ORTAM SAĞLAMAK ÜZERE TASARLANDI. MAKSIMUM HAREKET KABILIYETINE IZIN VERDILER VE SIVI SOĞUTMA GIYSISIYLE BIRLIKTE 115 SAATE KADAR GÖRECELI KONFORLA GIYILMEK ÜZERE TASARLANDILAR. GEREKIRSE, BASINÇSIZ BIR MODDA 14 GÜN BOYUNCA GIYILEBILDILER.
>>> 11
!NOVASYONDERG!S!
|||||ARASTIRMA |||||
APOLLO A7-LB EVA NASA, APOLLO 16 A7LB KONFIGÜRASYONUNDA KÜÇÜK DEĞIŞIKLIKLER YAPMAK IÇIN ILC’YI YÖNETTI. SKYLAB IÇIN, ÖN ÜST YAŞAM DESTEK SISTEMI BRAKETI, GÖBEK BAĞINI TUTTURMAYI GELIŞTIRMEK IÇIN REVIZE EDILDI. ÖN ALT YAŞAM DESTEK SISTEMI BRAKETI ORTADAN KALDIRILDI ...
>>> EX1-A SUIT AIRESEARCH CORPORATION TARAFINDAN INŞA EDILEN 1968 APOLLO UYGULAMA PROJESI’NDEN ÇIKAN EX1-A GIYSISI, ARALARINDA BIR NEOPREN TABAKASI BULUNAN IKI NOMEX KATMANINDAN YAPILMIŞTIR. ÇÖREK ŞEKLINDEKI BIR CISMI IFADE EDEN “TORUS” KELIMESINDEN “TOROIDAL MAFSAL SISTEMLERI”, GIYSININ IÇ BASINCINI DEĞIŞTIRMEDEN MAKSIMUM HAREKET MIKTARINA IZIN VERDI. AMAÇ ASTRONOT YORGUNLUĞUNU AZALTMAKTI.
>>> PRESSURE SUIT, APOLLO, SPD-143-3, TRAINING AND EVALUATION BU, INTERNATIONAL LATEX CORPORATION’IN 1962’DE APOLLO PROGRAMININ ONAYLANMASINDAN HEMEN SONRA APOLLO KIYAFET YARIŞMASININ BIR PARÇASI OLARAK NASA’YA SUNDUĞU ILK PROTOTIP UZAYLARDAN BIRI.
>>> G3C AMERIKAN UZAY GIYSISI, 1964 YILINDA FAALIYETE GEÇTI. DAVE CLARK G3C’NIN ILK GEMINI ÜRETIM UÇUŞ KIYAFETI GEMINI 3’E VE GEMINI 6 VE 8’IN UZAY ARACI KOMUTANLARI TARAFINDAN GIYILDI.
>>> PRESSURE SUIT, GEMINI, G3-C, WHITE BU, ASTRONOT ED WHITE’IN MART 1965’TEKI TARIHI GEMINI 4 UZAY YÜRÜYÜŞÜ IÇIN HAZIRLIKTA GIYDIĞI BIR UZAY GIYSISIDIR. ÖZEL TAKIM BIR G-3C OLARAK TANIMLANMIŞTIR, BU, DAVID CLARK COMPANY’NIN NASA’YA SUNDUĞU UZAY GIYSISININ ÜÇÜNCÜ VERSIYONU OLDUĞU ANLAMINA GELIR. GEMINI PROGRAMINDA KULLANMAK IÇIN.
>>>
!NOVASYONDERG!S!
12
|||||ARASTIRMA |||||
GEMINI G4-C AMERIKAN UZAY GIYSISI, 1964 YILINDA FAALIYETE GEÇTI. DAVE CLARK G4C UÇUŞ GIYSILERI, GEMINI ASTRONOTLARI TARAFINDAN GIYILMEK ÜZERE TASARLANDI.
>>> PRESSURE SUIT, RX-3, CONSTANT VOLUME, LITTON
>>>
LITTON, 1955’TE ÖNCE HAVA KUVVETLERI’NE, DAHA SONRA DA 1964’TE NASA’YA UYGUN VAKUM ODALARI GRUBUNU UYARLAMAYA BAŞLADI. LITTON ELBISELERI, GENIŞ BIR HAREKET ARALIĞINDA SABIT BIR HACIM SAĞLAYAN EKLEMLI EXOSKELETONLARDI.
SOVIET SOKOL KV-2 RUS UZAY GIYSISI, OPERASYONEL 1990. SOYUZ T’DE KULLANILMAK ÜZERE GELIŞTIRILEN SOKOL IVA GIYSISININ GELIŞTIRILMIŞ VERSIYONU.
>>> PRESSURE SUIT, LOWER TORSO AND LEGS, RX-2 AND RX-2A BU, 1950’LERDE VE 1960’LARDA DONANMA PILOTLARININ KULLANDIĞI GIBI BIRLEŞIK DEVLETLER DONANMASI MARK IV BASKI ELBISESIDIR.
>>>
PRESSURE SUIT, MARK IV, UNITED STATES NAVY
>>> 13
!NOVASYONDERG!S!
WÜW
|||||ARASTIRMA |||||
‘‘İDEAL OLARAK EN AZ ÜÇ VEYA DÖRT KURULUŞUN REKABET IÇINDE OLDUĞU BIR ENDÜSTRI ISTERSINIZ. BENCE BU, EN IYI INOVASYON SEVIYESINE GÖTÜRME EĞILIMIDIR. ÇÜNKÜ TEKNOLOJILERIYLE DURAĞAN KALAN BIR ŞIRKET, RAKIPLERINE YENIK DÜŞECEKTIR.’’ ELON MUSK
!NOVASYONDERG!S!
|||||ARASTIRMA |||||
ELON MUSK
Hilal CERAN
15
!NOVASYONDERG!S!
|||||ARASTIRMA |||||
Elon Musk, Tesla elektrikli araçlarının, akü ürünlerinin ve güneş çatılarının tüm ürün tasarım, mühendislik ve üretimini denetleyen Tesla’nın kurucu ortağı ve CEO’sudur. Elon Musk, imkânsızları yapılabilir kılan dahi bir insandır. Tony Stark’ın karakterinin ardındaki gerçek ilham kaynağıdır. Eğer Iron Man filmini izlediyseniz, Tony Stark karakterini biliyor olabilirsiniz ve Musk’ın muhtemelen Tony Stark’a en yakın gerçek hayat kişisi olduğunu kolayca anlayabilirsiniz. Kısacası Elon Musk, Gerçek Demir Adam’dır. Elon Musk, en yeni teknoloji trendleri üzerinde büyük etkisi olan ve yeni inovasyonları için hemen hemen her gün haberlerde olan üst düzey girişimciler arasında yer alıyor. Bir gün onu Tesla Motors için haberlerde göreceğiniz ve diğer gün onu SpaceX’in başarılarını kutlarken izleyeceğiniz pek sıra dışı bir durum değildir. New York Times , “dünyanın en başarılı ve en önemli girişimcisi” olarak adlandırdı. Yapılması kolay olmayan bir durum: Muhtemelen dört milyar dolarlık şirkete başlamış olan tek kişi PayPal, Tesla, SpaceX ve Solar City. Ama özünde, Musk bir işadamı ya da girişimci değildir. O bir mühendis, mucit ve onun dediği gibi, “teknoloji uzmanı”. Ve doğal yetenekli bir mühendis olarak, medeniyetimize güç veren araçlarda tasarım verimsizliklerini, kusurlarını ve eksiksiz denetimlerini bulabiliyor. Bir girişimci olarak Elon Musk’ın bu başarıya ulaşması kolay değildi. Sadece birkaç yıl önce kişisel ve mesleki yaşamlarında mücadele ettiği ve banka hesaplarında hiçbir şey yapmadığı bir dönemdi. Ancak sürekli bağlılığı ve sıkı çalışmasıyla başarıya ulaştı ve çok daha fazlasını elde etmeyi başarıyor. Şimdi, Steve Jobs’un ardından, yüzyılın en entelektüel girişimcisi olan Elon Musk’un kişilik özelliklerine bir göz atalım. Elon Musk’un kişiliği, kendisini, kendini göstermeyen bir kişi olarak gören ve görünür olanın ötesine geçen bir INTJ (Introversiyon, Sezgi, Düşünme, Sorgulama) türü girişimci yapar. Çevresini geliştirmek için bir yol buluyor. Bir INTJ kişilik tipi girişimci, bilinçli ve bilinçsiz olarak gelecekteki iyileştirme için çalışır. O parlak, ama aynı zamanda bir INTJ işareti olan uzun çalışma saatleri ile dengesiz bir hayat sürüyor. Bir INTJ, Elon Musk’taki başka bir kişilik özelliği olan inanılmaz bir algı ve odak derinliği ile bir şeye odaklanır. Elon Musk’un kendisini bir INTJ yapan en önemli kişilik özelliği ise görevinden asla ayrılmamasıdır. Engelin ne olduğu önemli değil, asla vazgeçmez. Elon Musk son derece motive ve kendine güdümlüdür ve kesinlikle şüphe yoktur. Vazgeçebilecek sıradan bir insanın aksine, SpaceX roketinin üç lansmanında başarısızlık yaşamasından sonra bile devam etmek ve tüm eşitsizlikler boyunca ilerlemeye devam etmek için tam bir kararlılık sergiledi.
Tesla Motors ilk Tesla Roadster için üretim tarihine ulaşamadığı zaman bile, şirket iflasın yakınındaydı ve yönetmenlerden biri Elon Musk’u başarısızlığa uğratmak ve pozisyonunu almak için artık para vermeyi reddetti. Ama Elon Musk bundan vazgeçmedi. Yatırımcıları buldu ve savaştı. İflastan kaçınmak için tüm hisselerini ipoteğe bile koydu. Elon Musk, başlangıcından bu yana insanlık için sefaletin sebebi olan aşırı zorlu engelleri hedeflemiştir. Elon, temiz enerji, otomotiv ve internet olmak üzere üç ana alanı seçti. Elon Musk bu çekirdek alanlarda büyük bir fark yaratmak istiyor. Bu alanların her birinde büyük risk almaya hazırdır ve görünürde belirli kısa vadeli kazançlar yoktur. Kimsenin kendi fikirlerine inanmadığı bir zaman vardı ve insanlar yatırımcıların tüm paralarını boğacağını söylediler. Ama bu onun hedeflerini indirmedi. Kendisine inandı ve başarılı olduğunu kanıtladı. Mars’ta ölmek istiyorum, sadece etkide değil diyen bir idealisttir. Elon, Mars’ta kendi kendini idame ettiren bir şehir yaratma hedefiyle, dünya yörüngesine ve ötesine yapılan görevler için gelişmiş roketlerin ve uzay aracının geliştirilmesini ve üretimini denetlediği Space Exploration Technologies’in (SpaceX) kurucu ortağı, CEO’su ve baş tasarımcısıdır. Aynı zamanda insan beynini bilgisayarlara bağlamak için ultra yüksek bant genişliğinde beyin-makine ara yüzleri geliştiren Neuralink’in CEO’sudur. Elon, hızlı ve uygun fiyatlı tünelleme teknolojisini, ruhları kirleten kentsel sıkışıklığı hafifletmek ve yüksek hızda uzun mesafeli seyahat imkânı sağlamak için tamamen elektrikli bir toplu taşıma sistemi ile birleştiren The Boring Company’nin CEO’su olarak hizmet verdi. Aynı zamanda insan beynini bilgisayarlara bağlamak için ultra yüksek bant genişliğinde beyin-makine ara yüzleri geliştiren Neuralink’in CEO’sudur. Hedef belirleme becerileri efsanedir. Elon Musk kalbini ve ruhunu bu hedeflere ulaşmak için koyar. Elon Musk’un, daha iyi bir yaşam için binlerce yaşamı iyileştirebilecek gerçek dünya sorunlarını onarmaya çalışması fikri, olağanüstü ve gerçekten motive edici. İnsanlığı gerçekten değiştirmek isteyen bir işadamı. İnsanoğlunu bir bütün olarak endişelendiren ve teknolojinin içinde yaşadığımız dünyayı nasıl değiştirebileceğini analiz etmek isteyen bir iş liderine rastlamamız çok nadirdir.
!NOVASYONDERG!S!
16
|||||ARASTIRMA |||||
Gökhan AYTİMUR
17
!NOVASYONDERG!S!
‘İN UZ AY DEV RİMİ
|||||ARASTIRMA ||||| Geçtimiz aylarda SPACEX ve TESLA motor gibi iki büyük şirketin kurucusu olan Elon Musk kendi falcon roketi ile bir Tesla aracını uzaya gönderdi . Hepimizin canlı olarak izlediği bu görüntülerde , üç adet güçlendirici roket kullanılmıştı .Elon Musk’ın en büyük hedeflerinden biri roketlerini en az hasarla tekrar tekrar kullanmak ve bu sayede daha fazla uzay görevi gerçekleştirmek . Bu güçlendiricilerin ikisi karaya , biri ise okyanus üzerinde belirlenen bir platforma sağlam olarak kırımsız iniş yapacaktı. Karaya iniş yapması gereken güçlendiriciler sorunsuz bir biçimde eş zamanlı olarak iniş yaptı fakat okyanus üzerindeki platforma inmesi gereken güçlendirici aynı şekilde sorunsuz davranmadı ve okyanusa düştü . Geçtiğimiz aralık ayının başında ise gene bir Falcon roketi görevini tamamlayıp dünyaya dönecekken tekrar böyle bir sorunla karşı karşıya geldi.Roketlerin deniz üzerindeki platformlara inişi konusunda problemlerin çok daha yüksek oranda olmasının da getirdiği bir eksi olarak, SpaceX firması henüz tüm roketlerinin başarılı bir iniş yapabilmesini sağlayamıyor. Ancak olumlu bir açı olarak bakacak olursak Falcon X roketi, güvenli bir iniş gerçekleştirmeyeceğini analiz ettikten sonra platform üzerinden patlamak yerine suya inmeyi -doğrudan düşmeyi- tercih etti. Yani bu da roketin tamamen kaybedilmediğine ve belirli parçalarının kurtarılabilir durumda olduğuna işaret olarak yorumlanabilir.Spacex firması ilk roketlerinde güvenli iniş olarak paraşüt kullanmayı denedi , fakat bu yeterli olmadı ve su sıçradıktan sonra kullanmanın sorun olabileceğini gördüler. Bu sebepten paraşüt yerine ,havalanırken kullandığı motorları kullanmayı düşündüler. Roketin thrust kuvvetini sağlayan motorlar bu kez daha az yakıt tüketip daha az kuvvet oluşturarak , yer çekimi ile dengeli bir anlaşma yapıp güvenli bir şekilde iniş yapacaktı.Nitekim başlarda başarılı olunmasa da ,kısa bir süre içinde bu konuda ne kadar ilerlediklerini bizlere gösterdiler.SpaceX’in kurucusu ve CEO’su Elon MUSK, gelecek 10 yıl içinde Mars üssü kurmayı planlıyor. Avusturalya’daki Adelaide şehrinde düzenlenen Uluslararası Uzay ve Havacılık Kongresi’nde (International Astronautical Congress – IAC) bir sunum yapan Elon Musk, yeni nesil uzay aracı BFR’yi de ilk kez duyurdu. Musk’a göre ilk astronotlar Mars gezegenine 2024’de gidecekler.
SpaceX, 2019 için iddialı bir hedef belirledi: 24 saat içinde iki lansmanı gerçekleştirmek için aynı Falcon 9 güçlendiriciyi kullanıyor. Böyle bir başarı, Falcon 9’un yeniden kullanılabilir ilk aşamalı güçlendiricisinin hızlı dönüşünden daha fazlasını gerektirir. Ayrıca, Hava Kuvvetleri menzil desteğinin hızlı bir şekilde geri çekilmesini ve bazı hızlı yük yükü entegrasyonunu gerektirecekti,bu da SpaceX’in ikinci kez boş bir serpme yapmak istemediğini varsayar. Ancak SpaceX’in kurucusu ve CEO’su Elon Musk, cesur hedefler belirlemekten hiç çekinmiyor.Gwynne Shotwell,Musk hakkında bir konuşmasında ; “onunla iddiaya girilmeyeceğini ve onun yapmak istediği şeylerin olup olmayacağını sorgulamamayı öğrendim .”diyor.Onun yakından tanıyan Shotwell’ın yorumundanda anlayacağımız gibi Musk’ın “ sizce ben deli miyim?” Sorusuyla ne kadar standart dışı bir insan olduğunu anlıyoruz Musk, gazetecilere yaptığı bir çağrı sırasında 10 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, “Aynı Falcon 9 aracının iki yörüngesel fırlatmasını 24 saat içinde bir sonraki yıldan sonra göstermeyi planlıyoruz.” Dedi. “Bu, bence, bir günde aynı yörünge sınıfı roketi iki kez fırlatmak için gerçekten dikkat çekici.” Musk, ilk 5 etapta yenilenme olmaksızın 10 kez lansman yapılabilen Blok 5 Falcon 9’un ilk lansmanına kadar saatler sürdü. Bangladeş’in ilk telekom uydusu olan Bangabandhu-1’i taşıyan bu lansman, bir son dakika aksaklığı, geri sayımı saatte 58 saniye kaldırarak, bugün için yeniden planlandı.Musk, gelecek sene de aynı roketin aynı günlüğünü yapmasını istediğimizi söylüyor. “Bence bu gerçekten önemli bir kilometre taşı.” Aynı ilk aşamayı tek bir günde yeniden başlatma yeteneği, SpaceX’in kullanılan roketin yenisinden daha güvenilir olduğunu desteklemesine yardımcı olacaktır. SpaceX yöneticileri, genellikle hava yolculuğunu gelecekteki başlatma etkinlikleri için bir model olarak referans alır. Musk bu noktayı yeniledi.
!NOVASYONDERG!S!
18
|||||ARASTIRMA ||||| “Daha önce hiç test uçuşu olmayan bir uçakta mı uçmayı tercih edersiniz, yoksa birçok kez başarılı bir şekilde uçtuğu bir uçağa mı uçursunuz” sorusunu sordu . Musk, müşterilerinin nihayetinde “uçuşu kanıtlanmamış bir rokette uçmayı tercih etmeyeceğini” söyledi. SpaceX, Falcon 9 roketlerinin bazı erken müşterileri için kabullerini kolaylaştırmak için, özellikle de zorlu şartlara maruz kalan roket yükselticisinde 100 milyon dolar ya da daha fazla bir maliyete mal olan bir uzay aracını başlatma konusunda isteksiz olabilecek riskten uzak,uydu operatörleri arasında ilk aşamalarda indirim sağladı. Musk, SpaceX’in “bir reflown güçlendirici için yaklaşık 60 milyon dolar’dan yaklaşık 50 milyon dolar’a kadar olan fiyatları düşürdüğünü ve” fiyatlarda sabit bir düşüş görmeyi “beklediğini ileri sürdü. Yine de SpaceX’in sabit maliyetler, gelecekteki Starlink uydu internet takımyıldızı ve büyük Falcon Roket (BFR) ‘nin geliştirilmesinden elde edilen geliri gerektiren fiyatlara sahip olmasına rağmen, fiyatların sadece çok düşük olabileceği konusunda uyardı. Falcon 9’un ilk etaplarına iniş için deniz drone gemileri göndermeyi gerektiren okyanus keşifleri de “birkaç milyon dolara” mal oldu.5. Blokta yapılan kapsamlı değişiklikler dikkate alındığında, SpaceX, Bangabandhu-1 lansmanından sonra roketin sökülüp teftiş edilmesi için fazladan zaman alacak. Musk, “İronik olarak, ayrılmasının gerekmediğini doğrulamak için onu ayırmamız gerekiyor” dedi. “Bu roket muhtemelen muhtemelen birkaç aydır katılamayacak. Ancak bu yılın sonlarına gelindiğinde, muhtemelen Blok 5 güçlendiricilerinin üçüncülerini, belki de dördüncü safhasını gördüklerinde, Blok 5 araçlarının önemli ölçüde yenilenmesini görmeliyiz. ” Musk, Falcon 9 Blok 5’in emekli olmadan önce “300 uçuş düzeninde bir şey” yapacağını tahmin etti. SpaceX, BFR ile Falcon 9 ve Falcon Heavy’i başarmayı planlıyor ve 2022’de daha büyük roketle Mars’a bir kargo görevi hedefliyor. SpaceX, NASA’nın ticari mürettebat misyonları ve ABD ordusunun Evolved Expendable Launch Vehicle ya da EELV kapsamında verilen ulusal güvenlik görevlerine yönelik taleplerinin büyük ölçüde desteklediği güncellemeleri içeren Falcon 9 roketinin son tasarım dönüşü üzerinde çalışıyor. , program. Block 5 yinelemesinin dört hedefi var, Shotwell dedi - sivil ve savunma ihtiyaçlarını karşılamak, kaldırma kapasitesini artırmak, üretkenliği basitleştirmek ve hızlı yeniden kullanılabilirlik. “Bu yıl ilk 5. bloğu göndermeliyiz” dedi. “Test etmek için Texas’ta biraz zaman harcayacağız, o zaman Q1’in sonunda uçmalı.” Blok 5 motorları, deniz seviyesinde mevcut Merlin 1D’nin 176.000 lbf’sinden 190.000 pound-kuvvet (lbf) deniz seviyesine ulaşacak. Test 4’te yanlış bir deney gerçekleştiren bir Blok 5 motoru patladı, dedi, ancak bir yangına neden oldu. SpaceX’in hala soruşturma üzerinde çalıştığını söyledi. Spacex’in güçlü kadın başkanı Gwynne Shotwell, Blok 5 Falcon 9’un sınırlı bir yenilenme ile “10 veya daha fazla kez” katılaşabilmesi gerektiği hakkında açıklamalarda bulundu. Falcon Heavy,
ilk görev hariç olmak üzere Block 5 çekirdeğini de kullanacağını belirterek,SpaceX’in Blok 5 ve Falcon Heavy için Hava Kuvvetleri sertifikasyonu alma sürecinde olduğunu dile getirdi.Bu süreç, SpaceX’in yapacağı bir EELV yükünü taşımadan önce üç uçuş gerektiriyor, ancak Shotwell, şirketin gerekli uçuşları tamamlamadan önce Falcon Heavy ile EELV misyonları için rekabet edebileceğini ekledi.
!NOVASYONDERG!S!
20
|||||ARASTIRMA |||||
Mehlike SERÇEK
PENCEREMDE DÜNYA VAR
Astronot Chris Hadfield’ın uzay istasyonunda kaydettiği videoları izliyorsanız astronotların yaşadıkları problemlerle nasıl baş ettiklerini az çok biliyorsunuzdur. Bu yazımızda da sizlere bunları sıraladık. Fakat yine de yerçekimsiz ortamın ve radyasyonun astronotların sağlığını ne ölçüde etkilediğini bilmiyoruz. Uzayda karşılaşılan en büyük iki problem; yerçekimsiz ortam (ki bu insan vücuduna tamamen aykırı) ve radyasyon.
21
!NOVASYONDERG!S!
Uzay İstasyonunu’nun (ISS) esas görevlerinden bir tanesi de radyasyonun ve yerçekimsiz ortamın insan vücuduna etkilerini araştırmak. Bu etkiler elbette ki uzayda geçirilen süreye bağlı. Uzayda geçirilen birkaç gün bile geçici sağlık problemlerine neden olabiliyor, süre arttıkça rahatsızlıkların şiddeti de artıyor. Ama yazıya geçmeden de belirtelim. Uzaya gitmek gibi bir hayaliniz varsa hayalinizi sonlandırabilecek düzeyde etkiler görülebileceğini ve yazının pek de iç açıcı olmadığını sizlere belirtmiş olalım.
|||||ARASTIRMA |||||
!NOVASYONDERG!S!
22
|||||ARASTIRMA |||||
Şimdi esas meseleye gelelim…
Hayaliniz gerçekleşiyor ve uzay mekiğindesiniz. Geri sayımda acayip heyecanlısınız ve 3,2,1 diye bir ses duydunuz ardından roket fırlatıldı. Bir anda kazanılan yüksek hız nedeniyle hissettiğiniz G-Kuvveti (temel olarak duran cismin ani hızlanma sırasında cisme uygulanan kuvvet) ağırlığınızın 4 katını aşıyor. Bu nedenle koltuğunuza çakılmış gibi kalarak en ufak hareket etmeniz bile aşırı derecede güçleşecek.
İşte bu yüksek G-Kuvveti nedeniyle kan dolaşımınız bir anda yukarıya doğru çıkamayacağı için ayaklarınıza doğru yönelecek. Bu sürede beyninize kan yeterli miktarın çok çok aşağısında gideceği için görme zorlukları (bulanık görme) ve bilinç kaybı yaşamanız da kuvvetle muhtemel oluyor.
Fakat birçok uzay mekiğinde bu durumu önlemek için koltuk pozisyonlarınızın genellikle bu baskıyı göğsünüzde hissedeceğiniz şekilde ayarlandığını da belirtelim. Yani direkt olarak havaya bakacak şekilde bir oturma pozisyonunda oluyorsunuz. Kalkış gerçekleştikten sonraki 10 dakika içinde aslında sandığınız gibi hiç de bu güzel ve macera dolu yolculuğun tadını çıkaracağınızı dünyanın gittikçe küçüleceğini düşünmeyin. Çünkü maalesef işler öyle gitmiyor. Astronotlardan edinilen bilgilere göre uzaya gidenlerin ilk şikayetleri bulantı ve kusma olmuş. Ayrıca iç kulağınıza uygulanan yer çekiminin azalması sonucunda denge ve yön duygunuzu bozmaya başlıyor. Hareket halindeki nesneleri de takip edememeye başlıyorsunuz. Uzay tutulması denilen bu anlarda mekiğin içinde bu sorunlar sebebiyle neredeyse hiçbir şey yapamıyorsunuz. Tek yaptığınız şey ise kusmak. Neyse ki saatler süren derin yolculuktan sonra veee işte uzaydasınız! İşte bundan sonra sizde neler neler olacak gelin bir de onlara göz atalım. Yerçekiminin ortadan kalkmasıyla iskeletiniz zamanla esneyecek ve kısa bir süre içinde boyunuz 5 cm uzayacak (öyle 1.50’yim diye üzülmece darılmaca yok)
23
!NOVASYONDERG!S!
Vücudunuzdaki sıvılar eşit dağıldığı için burnunuz hep tıkalı olarak kalacak ve koku alma duyularınız zamanla körelecek .Başınızda artan sıvı basıncı, zamanla şişkin yüz sendromuna da yol açacak(üst yanak dolgusu hazır modayken eli hızlı tutmalı) Ayrıca kas erimesine de maruz kalacağınız için her gün 2 saat spor yapmak zorunda kalacaksınız. Bu arada astronot olarak gün içinde yapacağınız her şeyin saati yeryüzündekiler tarafından planlanacak. Mesela uyku için size verilen süre 8 saat. Uzayda uyuyan insanlar gözlerini kapattıkları halde yıldız kümelerini gördüklerini söylerler. Bunun nedeni uzaydaki güçlü parçacık ışımasıdır. Bu sizin de uykularınızı kaçırabilir. Ayrıca gürültülü motor seslerini duymamamak için kulak tıkaçlarınızı kullanmayı unutmayın. Uyumak için girdiğiniz kişisel uyku kapsülünüzün içinde duvara monte edilmiş uyku tulumları var. Uykunuzda etrafı dağıtmamak için kemerle bağlanmış bir şekilde uyayacaksınız. “Abi bu ne ya,ben efendi gibi yerimde otururum!” dediğinizi duyar gibiyim. Ama size şimdi bir şey söyleyeceğim ki kendinizi bir tüy gibi hafif hissedeceksiniz. Ordayken boş zamanlarınızı belki de en çok pencereden dünyayı izlemekle geçireceksiniz. Pencerenizde dünya var… Haa bu arada bombayı söylemedim size. Uzay istasyonundayken bir günde 15 kez gündoğumu, 15 kez de günbatımı yaşayacaksınız. Güneş, her 45 dakikada bir sizin için tekrar doğup batacak. Ne kadar romantik değil mi, biz dünyalılar pek anlamayız.Sonuç olarak dışarıdaki açık bir havada baktığınızda merak ettiğiniz diyarları keşfetmek ne kadar güzel olacaksa bir o kadar da sağlık sorunları ile cebelleşeceğiniz bir durum haline gelecek. Değer mi? Hiçbir fikrim yok açıkçası. (Buradan değer gibi görünüyor gerçi ama nedense bu yazıdan sonra pek yemedi) Fakat astronotların önceki sıkı eğitimleri ile bu denli büyük sorunlar yaşadığını ya da yaşayacağını düşünmüyorum. Gerekli ilaç ve yöntemler ile bu sorunlar en aza indirgenecektir. Fakat biz “Hadi gidiyoruz” diyip bodoslama uzaya gitmeye kalksak büyük ihtimalle dönüşü olmayan bir yolculuğa çıkmış olacağız. Tüm bu olumsuzlukların uzayın derinliklerine gitmeyeceğimiz anlamına geldiğini düşünmüyorum ve yazıma Stephen Hawking’le veda ediyorum. “Ama ben iyimserim…Yıldızlara ulaşacağız.”
|||||ARASTIRMA |||||
UZAY ARAÇLARINDA SENSÖR TEKNOLOJILERI
Havva COŞKUN
Gün geçtikçe kendi dünyamıza sığmaz olduk. Bu durum beraberinde rekabet ve yeniliği hatta çığır açmayı getirdi. Yeni arayışlar, içine sığamadığımız bu dünyadan başka boyuta yani uzaya olan yönelimi arttırdı. Gereken alt yapı oluşturulduğunda yeni araçlar keşfedildi . Elbette bu araçların temelde ihtiyacı olan duyu organlarıydı. Sensörler gereken ihtiyacın tam karşılığı. Sensörler ürün yelpazasinin bambaşka bir boyuta taşıyor. Göstergeli seviye sensörü bu anlamda sıra dışı ve bir beyin gibi olmazsa olmazımız. Bu ürünün çalışma prensibi : Hidrolik tank içerisindeki sıvı seviyesi minimum altına düştüğünde sensör bünyesindeki elektrik switch uyarı verimektedir. Elektrik switch alınan elektrik sinyali istenilen şekilde kullanılabilir ve yönlendirilebilir. Bu sensörün bünyesindeki elektrik switch’i hidrolik tanktaki sıvının seviyesini kontrol etmekte kullanılabilceği gibi makinedeki PLC kontrolündede kullanılabiliyor. Göstergedeki elektrik switch ‘i elektrik iletimine izin vermek ve elektrik iletimini kesmek üzere iki şekilde kullanıma sunulmaktadır. Bu sensörler robot kollarına da entegre ediliyor. Gelişen teknoloji kuvvet / tork sensörleri entegre edilen robotik kolun delme aparatını kayaların içine doğru ilerletmesinde ve örnek kaya parçalarının toplanmasında kullanılabilecek seviyeye taşınıyor. Yine bu teknolojinin gelişimi sayesinde ürünlerin yüksek ve düşük sıcaklık, yüksek vakum ortamı , titreşim ve manyetik alan gibi daha ağır çevre şartlarında çalışabilmesi temel hedefler arasında yer alıyor.
!NOVASYONDERG!S!
24
||||KULTUR-SANAT ||||
Karen Jerzyk projesini şu sözlerle anlattı: “Birkaç yıl önce otantik bir yüksek irtifa uzay giysisi satın aldım ve dünya çapında birçok yere seyahat ederek farklı insanları (çoğunlukla kadınlar) giysi içerisinde fotoğrafladım. Bu fotoğraf serisini, başkalarının yanında kendimi rahat hisssetmeme, gezme ve keşfetmeye olan sevgimin kombinasyonu olarak tanımlayabilirim. ASTRONOT 1000 YIL SONRA BOŞ DÜNYAYA DÖNERSE... (KAREN JERZYK’IN YENI PROJESI) Amerikalı fotoğraf sanatçısı Karen Jerzyk, yeni projesinde 1000 yıl sonra boş bir dünyaya dönen yalnız bir astronotun hikayesini anlatttı. Son 10 yıldır portre fotoğrafçılığı yapan Jerzyk, fikir ve duygularını kasvetli ve terkedilmiş mekanlarda çektiği fantastik fotoğraflarla ifade ediyor. Kendisini ‘yalnız bir astronot’la özdeşleştiren sanatçının son projesinden etkileyici fotoğraflar... Amerikalı fotoğraf sanatçısı Karen Jerzyk, mezun olduktan sonra ailesinin hediye ettiği fotoğraf makinesiyle amatör olarak meslek hayatına başladı. Jerzyk, 2009’da çekmeye başladığı insan portreleriyle model fotoğrafçılığı üzerine yoğunlaştı. Yeterli maddi desteği sağlayamadığı için stüyosunu açamayan Karen internette gördüğü eski ve terk edilmiş mekanların resimlerinden ilham alarak kendi tarzını yarattı.
25
!NOVASYONDERG!S!
Geçtiğimiz son birkaç yılda kendimi çok yalnız hissettim, sürekli sıkıldım ve bir yere ait olduğumu hissedemedim. Bazen bu gezegende avare, kimsenin beni anlamadığı ya da anlamayacağı hissi yaşıyorum. Hepimizin uzayda yalnız bir astronotla empati kurabileceğimizi düşünüyorum. Hayatımız bazen kötüye gidebilir ancak ileriye bakmalı ve dünyanın harikalarını ve güzelliklerini keşfetmeye devam etmemiz gerekiyor.”
!NOVASYONDERG!S!
26
||||TEKNOLOJI ||||
TÜRKIYE “KILIÇ” ILE UZAYA ÇIKACAK Türkiye, uydu teknolojilerine yönelik çalışmalara, üniversite ve sanayi iş birliğiyle yenilerini ekliyor. Savunma Sanayii Başkanlığı yönetiminde Kılıç Küp Uydusu (KILIÇSAT) ismiyle yeni bir ArGe projesi başlatıldı. Projeyle, yerli ve milli olarak geliştirilen X-Bant LNA (Low Noise Amplifier-Düşük Gürültülü Yükselteç) modülüne uzayda tarihçe kazandırılacak, seyir halindeki gemiler ile diğer kaynaklardan yayınlanan AIS (Automatic Identification System-Otomatik Tanımlama Sistemi) verileri toplanarak yer istasyonuna indirilecek. Bu amaçla Alçak Dünya Yörüngesi’nde görev yapacak bir küp uydu geliştirilecek. ASELSAN’ın koordinasyonundaki proje, Gümüş Uzay Savunma Havacılık, Meteksan Savunma ve Türk Hava Kurumu Üniversitesi iş birliğiyle yürütülüyor. Proje kapsamında KILIÇSAT’ın tasarımı, diğer bir Ar-Ge projesiyle yurt içinde geliştirilen X Bant LNA modülünün deneysel görev yükü haline getirilmesi, küp uydunun kalifikasyon ve uçuş modellerinin üretimi, fırlatma ile yer istasyonu kurulumu ve görev ömrü boyunca uydunun işletilmesi planlanıyor. Gümüş Uzay Savunma Havacılık’ın milli imkanlarla geliştirilen küp uydu platformu vasıtasıyla, Meteksan Savunma tarafından yine milli imkanlarla ortaya konulan Düşük Gürültülü Yükselteç’in uzayda kalifiye edilmesi ve uluslararası piyasada ihracat ürünü haline getirilmesi hedefleniyor. Proje kapsamında kurulacak ve işletmesini Türk Hava Kurumu Üniversitesinin yapacağı yer istasyonuyla üniversite öğrencilerinin mesleki ve teknik öğretimi desteklenecek. Bu sayede, Türkiye’nin uzay alanında ihtiyaç duyduğu nitelikli insan kaynağına katkı sağlanacak. Kurulacak yer istasyonu aracılığıyla Türkiye’ye ait diğer küp uydular işletilebilecek. Otomatik Tanımlama Sistemi vasıtasıyla gemilerin konum, rota ve kimlik bilgileri elde edilebilecek. Kılıç Küp Uydusu’nun 2021’in ikinci yarısında uzaya fırlatılması planlanıyor.
27
!NOVASYONDERG!S!
||||TASARIM ||||
DÜNYANIN DÖRT BIR YANINDAN GERÇEKÜSTÜ BALON FOTOĞRAFLARI Fransız fotoğraf sanatçısı Clement Guegan’ın balon fotoğrafçılığı izleyicileri başka bir dünyaya taşıyor. İşte Guegan’ın dünyanın birçok yerine seyahat ederek muhteşem manzaralarda çektiği o fotoğraflar... Fransız fotoğrafçı Clement Guegan, Montreal’ın 375. yıl dönümü için bir fotoğraf yarışmasına katıldı. Proje komisyonunun, geleceği yaratıcı bir şekilde resmeden kartpostalları kasada saklamayı planladığı yarışmayla ilgili Guegan’ın aklına “uçan balonlar” fikri geldi. “Uçan balonlar ile ilgili bir senaryo hayal ettim” diyen fotoğrafçı, “Fikri geliştirip ABD, Kanada ve Avrupa’nın bir çok yerine seyahat ederek muhteşem manzaralarda uçan balonlar temasını geliştirerek bir konsept haline getirdim” dedi. Guegan yeni fotoğraf projesini şöyle anlattı: “Bu fotoğraf serisinde insan ve balon etkileşim fikrini düşündüm. Rüya ve bilimkurgu arasındaki safhada, balonlar 3. türü resmediyor. Balon, bir mesaj iletmek için insanlığa gönderilen bilinmeyen bir yaşam formu niteliğinde metafor. Bilinçaltımızın derinliklerine dalan, en esrarengiz hayallerimizin bir temsili...” İşte Guegan yarışma için hazırladığı ve daha sonradan geliştirdiği projesinden fotoğraflar...
!NOVASYONDERG!S!
28
.
..
||||MUHENDISLIK ||||
MÜHENDISLIK HARIKASI 10 HARIKA YAPI MANŞ TÜNELI, İNGILTERE-FRANSA İngiltere ile Fransa’yı denizden birbirine bağlayan tünel Fransa ve İngiltere ortak yapımıdır. Manş Denizi’nin tebeşir kayalarından meydana gelen tabanında kolayca tünel açılabileceğini düşünen bir Fransız mühendis, 1802’de Dover Boğazı’nda iki kıyıyı birleştiren bir tünelin yapılmasını teklif etti. 1880’li yılların başlarında tünelin yapımına başlandı fakat çeşitli sıkıntılardan dolayı bir çok kez yapımı durduruldu. Manş Tüneli 1986’da tekrar gündeme geldi. Projenin maliyeti Fransız ve İngiliz firmalarından meydana gelen bir şirketler birliği tarafından çok sayıda bankadan borç alınarak ve hisse senedi çıkarılarak karşılandı. Dover ile Calais’yi birbirine bağlayan tünel 50.5 kilometre uzunlukta olup, 6 Mayıs 1994’te tünel açılışı yapıldı.
1 JIANGZHOU BAY KÖPRÜSÜ, ÇIN Çin’in Jiangzhao körfezine inşa edilen köprü kompleksinin ana bölümü Quingdao ve Houngdao şehirlerini birbirlerine bağlamakta olup bağlantılarıyla beraber uzunluğu 41 km’yi aşmaktadır. Su üzerinde dünyanın en uzunu olan köprü, 5,5 milyar sterline mal olup 2008 yılında açılmıştır. 10 000 işçinin çalıştığı köprünün yapım aşamasında 450,000 ton çelik 2,3 milyon metreküp beton kullanılmıştır.
4
AKASHI KAIKYO KÖPRÜSÜ, JAPONYA Japonya’da, Kobe şehri ile Avaci adasını birbirine bağlayan, dünyanın en uzun asma köprüsüdür. 1991 metre uzunluğundadır, en yüksek noktası 282,8 metredir. Köprünün inşaatı 1988’de başlamış, 10 yıl sürmüştür ve 5 Nisan 1998 günü trafiğe açılmıştır. Köprü, 1990 metre uzunluğunda yapılmış, 17 Ocak 1995’teki Kobe Depremi’nden sonra 1 metre daha uzatılmıştır.
2 ÜÇ BOĞAZ BARAJI, ÇIN Üç Boğaz Barajı 22500 MW kapasite ile dünyanın en büyük hidroelektrik barajıdır. Baraj bazı arkeolojik ve tarihi alanların su altında kalmasına ve 1.3 milyon kişinin bölgeden taşınmak zorunda kalmasına sebep olmuştur. Bölgede ciddi ekolojik değişimlere ve yer kayması riskinin artmasına sebep olmuştur.
5 3 29
!NOVASYONDERG!S!
BURÇ HALIFE, DUBAI Dubai’de inşası 21 Eylül 2004’te başlayıp 4 Ocak 2010’da tamamlanan dünyanın en yüksek gökdelenidir. İnşasında 330,000 metreküp beton 39,000 ton çelik kullanılmıştır. Binada 23,000 pencere bulunmaktadır. 828 metrelik yüksekliğe sahiptir ve 160 katı kullanılabilir bir yapıdır. Binanın yaklaşık 150. kattan sonra geri kalan katları çelik olarak yapılmıştır. Bu da dünyada ilk defa betonarme kütle üzerine çelik konstrüksiyonla devam edilen ilk bina özelliğini kazandırmıştır. Ayrıca binanın cephelerine gelen rüzgâr yüklerini en aza indirmek için binanın hiçbir cephesi düz olarak tasarlanmamıştır. Köşeleri ise keskin değil, dairesel birleşimlerle yapılmıştır.
.
..
||||MUHENDISLIK |||| PANAMA KANALI, PANAMA Panama Kanalı için ilk girişim 1 Ocak 1881’de yapıldı. Orta Amerika’nın en güney ülkesi Panama topraklarında yer alır ve Atlas Okyanusu ile Büyük Okyanus’u birbirine bağlayan su yoludur. İnşaat ABD tarafından tamamlanmış ve kanal 1914’te hizmete açılmıştır. 77 kilometre uzunluğundaki kanalın yapımı sırasında, sıtma ve sarı humma gibi hastalıklardan büyük toprak kaymalarına kadar her türlü güçlükle karşılaşılmış ve yaklaşık 27.500 kanal çalışanı bu süreçte can vermiştir.Bu kanal Güney Amerika ve Kuzey Amerika’yı birbirinden ayırır.
8 ULUSLARARASI UZAY İSTASYONU Uluslararası Uzay İstasyonu, alçak Dünya yörüngesine yerleştirilmiş bir uzay üssü, başka bir tabirle üzerinde yaşanabilen yapay bir uydudur. Bir araya getirilen modüllerin birleştirilmesiyle inşa edilmiş olan istasyonun ilk kısmı 1998 yılında fırlatılmıştır. stasyonun yapısı temel olarak basınçlı modüller, destekleyici dış iskelet ve güneş panellerinden meydana gelmektedir. Dünya yörüngesinde bulunan en büyük yapay uydudur. Uygun saatlerde yeryüzünden bakıldığında çıplak gözle görülebilmektedir.
6
MILLAU VIYADÜĞÜ, FRANSA Tarn Nehri’nin bulunduğu vadiden geçen ve Millau ile Güney Fransa’yı birbirine bağlayan kablo destekli bir asma köprüdür. İnşaat Mühendisi ve Mimar Norman Foster tarafından tasarlanan köprü dünyanın üzerinden taşıt geçen en yüksek köprüsü ünvanına sahiptir. 343 metre yüksekliği ile Eyfel Kulesi’nden biraz daha yüksek ve Empire State Binası’ndan 37 metre daha kısadır.Köprü saatte 225 km. hıza ulaşan rüzgar hızına dayanıklı biçimde üretilmiştir. 14 Aralık 2004 günü açılış töreni gerçekleşen köprü iki gün sonra araç trafiğine açıldı. Köprünün kullanım süresi 120 yıldır.
9 BÜYÜK HADRON ÇARPIŞTIRICISI, İSVIÇRE Yerin 100 metre altında inşa edilen yapı Büyük Patlama koşullarını sağlayarak önemli deneylere ev sahipliği yapmaktadır. Çarpıştırıcı 38,000 ton ağırlığındadır. Mikro karadelikler üretmek amacıyla yerin 100 metre altında 27 km’lik bir çevresel uzunluğa sahip LHC’de, mühendislik kavramı doruklara ulaşmış durumda. En gelişmiş teknolojiyle inşa edilen yapıda, günümüzün en ileri teknolojik deneyleri gerçekleştiriliyor.
7 BAILONG ASANSÖRÜ, ÇIN
Zhangjiajie National Forest Park’ta bir uçurumun yüzüne inşa edilen asansör, dünyanın en yüksek açık hava asansörüdür. 330 m tırmanan asansörün üç tarafında cam olan bir kabinde çıkış bir dakika sürer. Çift katlı asansörde tek seferde 50, günde 18.000 kişi taşınabiliyor. Yapılış amacı ise Dünya Kültür Mirası listesinde bulunan Wulingyuan Kanyonu’nu daha iyi seyrettirebilmek. Bitirildiği yıldan beri 5 milyon yabancı turist asansörden manzarayı görmeye gelmiş.
10 !NOVASYONDERG!S!
30
‘‘BAŞARININ TEK ŞARTI SAMIMI BIR ŞEKILDE AZIMLI, ÇALIŞKAN VE TUTKULU OLMAKTIR.’’ JACK MA
!NOVASYONDERG!S!
.
ENDÜSTRI 4.0
İŞIN GELECEĞI: DAVOS UZMANLARINDAN EN IYI 5 FIKIR 1) SIZDEN DAHA AKILLI INSANLARI IŞE ALMAK AKILLICA Bu, Genel Müdür Alibaba Group Holding’in CEO’su Jack Ma’nın önerileridir. “İnsanları işe aldığımda, benden daha akıllı olan insanları işe alıyorum. Dört, beş yıl sonra patronum olabilir. Hoşlandığım, olumlu olan ve asla pes etmeyen insanları seviyorum.” En iyi insanlar iyimser ve şikayetçi değil diyor. Ma, eski dünyasında öğretmen olduğu için 20 yıl boyunca kurumsal dünyadan kurtulduğunu belirtti. “Her zaman öğrencilerinizin sizden daha iyi olmalarını, bir belediye başkanı olmalarını, cezaevinde bulunmamalarını istersiniz. Birinci kural: insanların sizden daha iyi olmalarına yardımcı oluN” DEDI.
2) YENI YAKALI IŞÇILER GELECEK IBM CEO’su Ginni Rometty, otomasyonun hızlanmaya devam etmesi ve yetenek güvensizlik korkularının gerçek olduğunu söylüyor. “Bir beceri krizinden bahsettiğimizde işlerin% 100’ünün değişeceğine gerçekten inanıyorum” dedi. Ancak krizin üstesinden gelmek imkansız olmadığını savunuyor. Rometty yeni bir eğitim ve kariyer modelinin gelişimini görmek istiyor: yeni yaka, mavi yaka veya beyaz yaka değil. Bu, becerilerin geliştirilmesine yatırım yapmak ve değişen beceriler ortamına gerçek zamanlı olarak yanıt vermek demektir.Ayrıca, 4 yıllık ve daha ileri derecelere sahip olanları işe almak için geleneksel modellerden kurtulma anlamına gelir. Rometty, “Biz bir şirket olarak, bu sorunu çözmezsek, bu beceriyi şu anda köprülemek için hareket etme hızında huzursuz olacağınız konusunda tutkuluyuz” dedi. “Böylece insanlar bir rotaya sahip olmalılar.”
3) KADINLARI TEKNIK ROLLERE ALMAK, MAKINELERIN DAHA VERIMLI ÖĞRENMELERINI SAĞLAR LinkedIn Kurucu Ortağı ve Ürün Başkan Yardımcısı Allen Blue, AI, makine öğrenmenin, biri telefon, bankacılık ve diğer birçok ürün ve etkinlik dikkate alındığında, tüm teknolojilerin nasıl inşa edildiğinin temelini oluşturduğunu belirtti. “İleriye giderken, bu teknolojiyi doğru şekilde tasarlayıp inşa etmemiz önemlidir” dedi ve birçok algoritmanın sahip olduğu doğal önyargıları yansıtan beyaz erkekler tarafından tasarlandı. Blue, teknolojinin işyerinin esnekliğini olumlu şekilde destekleyebileceğini savunuyor. Çevrimiçi, video tabanlı, gerçek zamanlı olmayan öğrenme yoluyla öğrenmeyi sağlar. Bazı teknolojiler, insanların uzaktan çalışarak hayatlarını dengelemelerini sağlar.
4) GENÇLERI VE IŞSIZLERI EĞITMEYE YATIRIM YAPMAK Fransa Çalışma Bakanı Muriel Pénicaud, çalışanlarına kendi eğitim programlarını seçmeleri için yılda 500 Euro verilmesini içeren yeniden beceri programını açıkladı. “Bugün sermayeye erişim, becerilere erişimden daha kolay” dedi. “Vatandaşlarımızın çoğu, küreselleşme ve teknolojinin kurbanı olduklarını düşünüyor. Sürüş koltuğunda olmadığınızda, değişim her zaman bir tehlikedir. Sürücü koltuğunda olmanız gerekir, geleceğinizi seçebilmelisiniz.”
>>>
5) AKIL SAĞLIĞI ZORLUKLARINDAN KURTULANLAR IŞ IÇIN IYIDIR Akıl sağlığı Davos’ta gündemdeydi, stigmanın nasıl kırılacağı ve daha fazla destek veren iş yeri yaratacağı konusunda birkaç tartışma yapıldı. HSBC CEO’su John Flint, kurtulanların varlık olduğunu belirtti. “İyileşenler genellikle esnekliğe ve becerikliliğe sahip” dedi. Flint, bankayı “en sağlıklı insan sistemine” dönüştürmek istiyor. Bunu bulanık, kendini iyi hissetme çabası olarak değil, performans meselesi olarak nitelendirdi.
WE CHANGE THE WORLD
example your strategy
*TECHNOLOGY *INNOVATION *DESIGN *ART
AIR POLLUTION
What is air pollution? Air pollution is a mix of particles and gases that can reach harmful concentrations both outside and indoors. Its effects can range from higher disease risks to rising temperatures. Soot, smoke, mold, pollen, methane, and carbon dioxide are a just few examples of common pollutants. In the U.S., one measure of outdoor air pollution is the Air Quality Index, or AQI which rates air conditions across the country based on concentrations of five major pollutants: ground-level ozone, particle pollution (or particulate matter), carbon monoxide, sulfur dioxide, and nitrogen dioxide. Some of those also contribute to indoor air pollution, along with radon, cigarette smoke, volatile organic compounds (VOCs), formaldehyde, asbestos, and other substances. Poor air quality kills people. Worldwide, bad outdoor air caused an estimated 4.2 million premature deaths in 2016, about 90 percent of them in low- and middle-income countries, according to the World Health Organization. Indoor smoke is an ongoing health threat to the 3 billion people who cook and heat their homes by burning biomass, kerosene, and coal. Air pollution has been linked to higher rates of cancer, heart disease, stroke, and respiratory diseases such as asthma. In the U.S. nearly 134 million people— over 40 percent of the population—are at risk of disease and premature death because of air pollution, according to American Lung Association estimates. While those effects emerge from long-term exposure, air pollution can also cause shortterm problems such as sneezing and coughing, eye irritation, headaches, and dizziness. Particulate matter smaller than 10 micrometers (classified as PM10 and the even smaller PM2.5) pose higher health risksbecause they can be breathed deeply into the lungs and may cross into the bloodstream. Air pollutants cause less-direct health effects when they contribute to climate change. Heat waves, extreme weather, food supply disruptions, and other effects related to increased greenhouse gases can have negative impacts on human health. The U.S. Fourth National Climate Assessment released in 2018 noted, for example, that a changing climate “could expose more people in North America to ticks that carry Lyme disease and mosquitoes that transmit viruses such as West Nile, chikungunya, dengue, and Zika.”
Environmental impacts Though many living things emit carbon dioxide when they breathe, the gas is widely considered to be a pollutant when associated with cars, planes, power plants, and other human activities that involve the burning of fossil fuels such as gasoline and natural gas. That’s because carbon dioxide is the most common of the greenhouse gases, which trap heat in the atmosphere and contribute to climate change. Humans have pumped enough carbon dioxide into the atmosphere over the past 150 years to raise its levels higher than they have been for hundreds of thousands of years.
Other greenhouse gases include methane —which comes from such sources as landfills, the natural gas industry, and gas emitted by livestock—and chlorofluorocarbons (CFCs), which were used in refrigerants and aerosol propellants until they were banned in the late 1980s because of their deteriorating effect on Earth’s ozone layer. Another pollutant associated with climate change is sulfur dioxide, a component of smog. Sulfur dioxide and closely related chemicals are known primarily as a cause of acid rain. But they also reflect light when released in the atmosphere, which keeps sunlight out and creates a cooling effect. Volcanic eruptions can spew massive amounts of sulfur dioxide into the atmosphere, sometimes causing cooling that lasts for years. In fact, volcanoes used to be the main source of atmospheric sulfur dioxide; today, people are. Airborne particles, depending on their chemical makeup, can also have direct effects separate from climate change. They can change or deplete nutrients in soil and waterways, harm forests and crops, and damage cultural icons such as monuments and statues.
What can be done? Countries around the world are tackling various forms of air pollution. China, for example, is making strides in cleaning up smog-choked skies from years of rapid industrial expansion, partly by closing or canceling coal-fired power plants. In the U.S., California has been a leader in setting emissions standards aimed at improving air quality, especially in places like famously hazy Los Angeles. And a variety of efforts aim to bring cleaner cooking options to places where hazardous cookstoves are prevalent. In any home, people can safeguard against indoor air pollution by increasing ventilation, testing for radon gas, using air purifiers, running kitchen and bathroom exhaust fans, and avoiding smoking. When working on home projects, look for paint and other products low in volatile organic compounds: organizations such as Green Seal, UL (GREENGUARD), and the U.S. Green Building Council can help. To curb global warming, a variety of measures need to be taken, such as adding more renewable energy and replacing gasoline-fueled cars with zero-emissions vehicles such as electric ones. On a larger scale, governments at all levels are making commitments to limit emissions of carbon dioxide and other greenhouse gases. The Paris Agreement, ratified on November 4, 2016, is one effort to combat climate change on a global scale. And the Kigali Amendmentseeks to further the progress made by the Montreal Protocol, banning heat-trapping hydrofluorocarbons (HFCs) in addition to CFCs. WORLD ECONOMIC FORUM
‘‘ YARATICILIK SADECE VAR OLAN ŞEYLERI BIRLEŞTIRMEKTIR.’’ STEVE JOBS
!NOVASYONDERG!S!
M ED YA
Sürdürülebilir Bir Yaşam Anlayışı İle Yarınlarımız İçin Çalışıyoruz...
example your strategy
!NOVASYONDERG!S!