ENDÜSTRİ 4.0

Page 1

endüstri 4.0 DERGİSİ

ENDÜSTRİ 4.0 KISA BİR BAKIŞ DOĞU İLE BATI ARASINDAKİ GİZLİ SAVAŞ RADIKAL EKONOMI PARAMETRELERİ DIJITALLEŞMENIN VE FIZIKSELLEŞMENIN KONSEPTI SANAYIİ 4.0 MARDİN BİENALİ


endüstri 4.0 DERGİSİ

DOĞU İLE BATI ARASINDAKİ GİZLİ SAVAŞ RADIKAL EKONOMI PARAMETRELERİ DIJITALLEŞMENIN VE FIZIKSELLEŞMENIN KONSEPTI SANAYIİ 4.0 MUZAFFER SEZGİN İLE ROPÖRTAJ MARDİN BİENALİ BAŞLIYOR

G MEDYA ADINA GÖKHAN GÜNEŞ EDİTÖR GÖKHAN GÜNEŞ YAZI İŞLERİ AHMET YASİN ÖZDEMİR YAZARLAR GÖKHAN GÜNEŞ FATİH ÖZDAŞ GRAFİK TASARIM GÖKHAN GÜNEŞ

endüstri 4.0 DERGİSİ

1-4 ENDÜSTRİ 4.0 KISA BİR BAKIŞ

5-6

DIJITALLEŞMENIN VE FIZIKSELLEŞMENIN KONSEPTI SANAYIİ 4.0

7 RADİKAL EKONOMİ PARAMETRELERİ

8

DERGİ DANIŞMANI SONER ÇAKI

DOĞU İLE BATI ARASINDAKİ SAVAŞ

İLETİŞİM g_medya_@hotmail.com

9-12

endüstri 4.0 DERGİSİ

SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR ÇEVRE ANLAYIŞI İLE YARINLARIMIZ İÇİN ÇALIŞIYORUZ

MARDİN BİENALI BAŞLIYOR


EDİTÖR Globalleşen dünyada kullanılan kaynakların giderek azaldığı bir dönem büyük riskleride beraberinde getirmekle kalmayıp bazı argümanları dünyamızda silmektedir.İnsanoğlu ise doğayı fütursuzca kullanımı bu risk faktörlerini daha da etkili hale getirmektedir.Bu nedenle özellikle dünyanın temel kaygıları arasında olan ekonomi bu anlamda ülkelerin ana temel sorunları haline gelmiştir.Ekonominin ise çeşitli faktörler ile ayakta durduğunu göz önüne aldığımızda en göze çarpan faktörün sanayii olduğu ve bu konuda artan nüfuslara endeksli olarak büyük rekabetler ve d(evrim)leri içerisinde barındırmaktadır. Bizde ENDÜSTRİ 4.0 DERGİSİ olarak bu sayımızda bu D(EVRİM)İ ele aldık. Keyifli okumalar,,


ENDÜSTRI TARIHINE KISA BIR YOLCULUK

Endüstri 4.0 ya da 4. Sanayi Devrimi, birçok çağdaş otomasyon sistemini, veri alışverişlerini ve üretim teknolojilerini içeren kollektif bir terimdir. Bu devrim nesnelerin interneti, internetin hizmetleri ve siber-fiziksel sistemlerden oluşan bir değerler bütünüdür. Aynı zamanda bu yapı akıllı fabrika sisteminin oluşmasında büyük rol oynar. Bu devrim, üretim ortamında her bir verinin toplanmasına ve iyi bir şekilde izlenip analiz edilmesine olanak sağlayacağı için daha verimli iş modelleri ortaya çıkacaktır. İçeriğimizde bu sanayi devrimlerinin detaylarını bulabilirsiniz.. İlk sanayi devrimi (1.0) su ve buhar gücünü kullanarak mekanik üretim sistemleri ile ortaya çıktı. İkinci sanayi devrimi(2.0) ile elektrik gücünün yardımıyla seri üretim tanıtılmıştı. Üçüncü sanayi devriminde (3.0) ise dijital devrim, elektroniklerin kullanımı ve BT (Bilgi Teknolojileri)’nin gelişmesiyle üretim daha da otomatikleştirildi. Şimdi dördüncü sanayi devrimi (4.0)’ı incelemeden önce bu gelişimi bir de tarihsel olarak inceleyelim. Endüstri 1.0’dan 4.0’a Doğru Mekanik Üretim Tesislerinin Uygulanması (18. Yüzyıl) 1712 Buhar Makinesinin İcadı Elektrik ve İş Bölümüne Dayalı Seri Üretime Geçilmesi (19. Yüzyıl) 1840 Telgraf ve 1880 Telefon İcatları 1920 Taylorizm (Bilimsel yönetim) Üretim Süreçlerinin Otomasyonu (20. Yüzyıl) 1971 İlk mikro bilgisayar (Altair 8800) 1976 Apple I (S. Jobs ve S. Wozniak) Otonom Makineler ve Sanal Ortamlar (21. Yüzyıl) 1988 AutoIDLab. (MIT) 2000 Nesnelerin İnterneti 2010 Hücresel Taşıma Sistemi 2020 Otonom Etkileşim ve Sanallaştırma Endüstri 4.0’ın Yapısı Endüstri 4.0, teknolojilerin ve değer zinciri organizasyonları kavramlarının kolektif bir bütünüdür. Siber-Fiziksel sistemlerin kavramına, nesnelerin, internetine ve hizmetlerin internetine dayalıdır. Bu yapı akıllı fabrikalar vizyonunun oluşmasına büyük katkı sağlar.

1


Endüstri 4.0 genel olarak aşağıdaki 3 yapıdan oluşmaktadır. Nesnelerin İnterneti Hizmetlerin İnterneti Siber-Fiziksel Sistemler Endüstri 4.0 ile modüler yapılı akıllı fabrikalar kapsamında, fiziksel işlemleri siber-fiziksel sistemlerle izlemek, fiziksel dünyanın sanal bir kopyasını oluşturmak ve merkezi olmayan kararların verilmesi hedeflenmektedir. Nesnelerin interneti ile siber-fiziksel sistemler birbirleriyle ve insanlarla gerçek zamanlı olarak iletişime geçip işbirliği içinde çalışabilecektir. Hizmetlerin interneti ile hem iç hem de çapraz örgütsel hizmetler sunulacak ve değer zincirinin kullanıcıları tarafından değerlendirilecektir.

2


ENDÜSTRI 4.0’IN PRENSIPLERI

Endüstri 4.0, 6 prensibe dayanmaktadır. 1) Karşılıklı Çalışabilirlik: Siber fiziksel sistemlerin yeteneği ile (örn. iş parçası taşıyıcıları, montaj istasyonları ve ürünleri) nesnelerin interneti ve hizmetlerin interneti üzerinden insanların ve akıllı fabrikaların birbirleriyle iletişim kurmasını içerir. 2) Sanallaştırma: Bu yapı akıllı fabrikaların sanal bir kopyasıdır. Sistem, sensör verilerinin sanal tesis ve simülasyon modelleri ile bağlanmasıyla oluşur. 3) Özerk Yönetim: Siber-Fiziksel sistemlerin akıllı fabrikalar içinde kendi kararlarını kendi verme yeteneğidir. 4) Gerçek-Zamanlı Yeteneği: Verileri toplama ve analiz etme yeteneğidir. Bu yapı anlayışın hızlıca yapılmasını sağlar. 5) Hizmet Oryantasyonu: Hizmetlerin interneti üzerinden siber-fiziksel sistemler, insanlar ve akıllı fabrika servisleri sunulmaktadır. 6) Modülerlik: Bireysel modüllerin değişen gereklilikleri için akıllı fabrikalara esnek adaptasyon sistemi sağlar. Endüstri 4.0 Sistemin Uygulanabilirliği Endüstri 4.0 sistemindeki üretim, makinelerin hizmet sundukları ve ürünlerle gerçek zamanlı olarak bilgi paylaştıkları bir sisteme benzetilmektedir. Alman Yapay Zeka Araştırma Merkezi (DFKI), içinde Siemens’in de bulunduğu 20 endüstriyel ve araştırma ortağının katkısıyla kurulan Almanya, Kaiserslautern’deki küçük bir akıllı fabrikada bu gibi bir sistemin uygulamada nasıl çalışacağını sergilemektedir. Ürünler ile imalat makinelerinin birbirleriyle nasıl haberleşebileceklerini göstermek için sabun şişelerinden faydalanmaktadır. Boş sabun şişelerinin üzerinde radyo frekansıyla tanımlama (RFID) etiketleri vardır ve bu etiketler aracılığı ile makinelerin şişelerin rengini tanıması sağlanmaktadır. Bu sistem sayesinde bir ürünün radyo sinyalleriyle ilettiği bilgiler, üretimin başında itibaren dijital ortamda saklanmasına olanak sağlanmaktadır. Bu şekilde bir siber-fiziksel sistem olarak ortaya çıkmaktadır. Endüstri 4.0’ın Avantajları Sistemin izlenmesinin ve arıza teşhisinin kolaylaştırılması Sistemlerin ve bileşenlerinin öz farkındalık kazanması Sistemin çevre dostu ve kaynak tasarrufu davranışlarıyla sürdürülebilir olması Daha yüksek verimliliğin sağlanması Üretimde esnekliğin arttırılması Maliyetin azaltılması Yeni hizmet ve iş modellerinin geliştirilmesi

3


4


DIJITALLEŞMENIN VE FIZIKSELLEŞMENIN KONSEPTI SANAYII 4.0 Bundan yıllar önce Osmanlı imparatorluğunun avrupaya baskısı sonucu oluşan sadece bir fikirdim. Osmanlının elinde olan İpek ve Baharat yolundan çıkan bir ürün avrupaya gelinceye kadar kat be kat artıyordu. Bunun için Avrupalılar sürekli bir çözüm yolu aradı coğrafi keşifler , sanayi atılımları , insan gücünü en aza indirmek gibi bir çok alanda arayışta bulundu. Bu karışıklıkta ben dünyaya yavaş yavaş adım atmaya başladım. 1800lü yıllarda su buharının gücüyle avrupada yer aldım. Geliştim ve avrupayı geliştirdim. Beni yeni keşfedilen kıtaya götürdüler. Orada ben yeniden keşfedildim. Artık kömür ve su gibi ekipmanlarla uğraşmıyorum. Elektrik sayesinde çoğu işi insan yükü olmadan rahatça yapabiliyorum. Benim sayemde azalan üretim zamanı , artan verimlilik ve insanlar için en önemlisi güvenlik geçmişe göre çok iyi. Belirli süre bu seviyede devam ettik. Ama insanlar durmuyor hep daha fazlasını istiyor. Artan tüketim çılgınlığı beni gelişmeye sevk ediyor. 1970lere geldiğimizde otomasyon sistemine dahil oluyorum. Otomasyonu çoğu insan ya otomotivle alakalı yada bilgisayarla alakalı olduğunu düşünüyor kısmen doğru ama otomasyonun anlamı ; bilgisayarlı makine kontrolü olarak bilinir. Dünyada gelişen sanayi artan nüfus ve kar marjlarını arttırmak isteyen insanlar beni tercih ediyor. Artık tarafların çekişme zamanı. Avrupa asyadaki toplam üretimin kendinden fazla olduğunu görünce yeni bir atılım yapmak istedi. Yıl 2011 almanyada makine fuarındayım. Bana bir isim verildi ENDÜSTRİ 4.0. 4.0 pek yerinde duracak gibi görünmüyor. Değişmeye pek hevesli. Ben değişmeden gelin inceleyelim endüstri 4.0ı

5


Her dönemin kendisini etkileyen bir teknolojisi var. Bilgi teknolojisi son 50 yılda iyi bir şekilde gelişti ve dijitalleşme oldu. Fabrikadaki üretimden tutun dünyada yürüyüş yapan bir insanın konumunu görecek kadar gelişim oldu. Aynı zamanda fizikselleşmeyi dijital ortama aktardığımızda. Dijitalleşmenin ve fizikselleşmenin konsepti bize endüstri 4.0ı getirdi. Bunun yanında hız , esneklik , güvenlik en üst seviyede. İnsan gücüne gerek kalmadan her alanda kullanılabilen bu sistemler artık akıllı fabrikalar olarak anılıyor. Bir biriyle iletişimde bulunan entegreli yazılımlar , arızayı öncenden haber veren sistemler ; üretim hızını ciddi şekilde arttırmış görünüyor. Peki hocam sen bunları bize anlatıyorsunda yararlı mı bunlar ? insan gücü azalıyor diyorsun ; insanlar işsiz mi kalacak ? Cevaben eğer bir genelleme yaparsak, buharlı kazanlar bulunduğunda otomasyon bulunduğunda bir işsizlik oluştu mu ? Sorusunu sorduğumuzda görünen o ki yapmıyor. Global bir dergiye göre 2020de 16 çeşit adını bilmediğimiz meslek alanları çıkacak. Şuan bile adını telaffuz etmekte zorlandığımız meslekler var. Herşeyin başında bundan 5 yıl önce sosyal medya uzmanlığı diyen meslek varmıydı ?

Eee bu kadar gelişmiş ama Türkiye buna çok sonradan gelir diyenleri duyar gibiyim. Hiçte öyle göründüğü gibi değil. Bizim ülkemizdeki insanların genellemelerine bakarsak Türkiye’de kamu özel sektörü çok arkadan takip eder arkadan gelir derler. Artık öyle değil. Kamu ve özel sektör almanyada 2011 yılında başlatılan endüstri 4.0ı 3 4 yıl gecikme ile kamu özel sektörün iş birliği ile oluşturulan sistemle temelleri atıldı bile. Üniversitelerde ders içeriklerine eklendi bu gelişimi arkadan takip eden değil kovalayan olma konumunda olacağız Peki en zor soruya gelelim. Sanayi hızlı bir şekilde gelişirken , hergün binlerce veri depolanırken , insan gücünün gün geçtikçe azalıyorken sen kendini gelecekte nerede görüyorsun ? FATİH ÖZDAŞ

6


RADIKAL EKONOMI PARAMETRELERİ

Denge sisteminin yeni arayışlar ardı ardına deneyen dünya ekonomik sistemleri sınamalıra denge sistemlerini denemekle meşgul.Bu sistemler ekonomik sistem ekosistemlerine uygunluğu adaptasyon süreçleri bu parametleri radikalleştiriyor.

Sanayii devrimleri ile gelen değişik alanlardaki edüstriler ekonomik yapıların sosyo ekonomik odağını değiştirmiş olsada genelde aynı mantıksal çerçevede ilerlemektedir.Sanayi devrimleri endüstrilerin doygunluk seviyesine gelip bir üst levele geçme çabaları dünyadaki parametlerin azımsanmayacak kadar payı olduğu görülmekte.Görülen bu payın aynı alıp kullanması bir önceki kullandığı sistemin verimden kat be kat daha fazla verimle çalışmakta.

Bu yeni-dinamik ve verimli sistemin bir önceki sistemin kullanmasını istediği dinamikleri elinde bulundurup en iyi şekilde kullananlar yeni sistem ile birlikte esnek olmadıkları için geriye düşmektedirler. GÖKHAN GÜNEŞ

7


DOĞU ILE BATI ARASINDAKI SAVAŞ

Türkiye konjonktürünün doğu ile batı arasında olmasından dolayı çeşitli sistemlerde doğu yada batı toplumlarına entegre olmaktadır. Doğudaki yakın olmamızda olan toplumların sanayii bazında dondurulmuş bir sanayiye diğer ifadeyle çarkları dönmeyen bir sanayiye sahip olmalarından ötürü bizleri ister istemez batı sanayisine entegre olmaya itmektedir. Bu entegrasyonun sonucunda ise bazı sistemlerimizi batıya göre dizayn etmeliyiz.Bazı sistemlerin başında ekonomideki büyük paya sahip olan üretim sanayisidir. Batıda oluşan dalgaBATI lanmalar orta ve uzun vadede entegrasyonunu batıya göre yapmış toplumları etkilemektedir.Doğu ise bugünlerde elindeki nüfus gücünü sanayiide kullanarak üretimde hızı ön plana çıkarmaktadır.Doğu konumlanmış olduğu coğrafi konjonktür sanayisinde insan merkezi esnek olmayan seri üretim bantlarıyla çoklu üretimler gerçekleştirerek dünya pazarlarına sunuyordu.Yıllardan beri coğrafik olarak denizi daha çok kullanması zaman bazında dezavantaj olması hep bir sorun olmaktadır. Bu dezavantaj ile birlikte asyada üretim ve pazardaki aldıkları pay ilkkez 2011 yılında avrupayı geçti . Bunu gören Avrupa 2012 yılında

çalışmalara başladı. Asyanın insan gücü kadar gücü olmayan batı bunu avantaja çevirme odaklı bazı politikalar geliştirdi ve 2013 almanyadaki hannower mess de batılı firmalar bu politika çerçevesinde kendelirini yeniden yapılandırıp bu politikaya geçmeleri başlandı.Pekiya bu politika neydi .Bu politika temelinde seri üretim mantığı yerine bu seri üretimin esnek bantlar ve minimilize edilmiş insan unsurlarıyla gerçekleştirmek.Diğer bir değişle dijitalleşme . Bu dijitalleşme süreçlerini ise batı ek politik paketler oluşturdu batılı şirketler özelinde oluşturulan bu esnek bantlar kişisel olarak DOĞU farklı doğunun farklı farklı ürünler üretmek için kullanıldığı bantlar batının politikasında tek bant ile çözümlendi.Bu çözüm tek bantlar olmamak ile birlikte fabrikalarda minimilize edilmişve bunun satır işi olarak zaman ve enerji tasarrufu oluşturulmak ana fikir. Günümüz ekonomik konjonktürde global Pazar ne kadar borç içinde olsada batı sanayi devrimi belli bir doygunluğa ulaşmış durumda .Bundan sonraki süreçlerde batı kendi kendine yetebilen süreç içerisine girebilir.. Asya ise batının dijjtalleşmesine karşı deniz yolu yerine Avrupa ve asya pazarlarının birleştirecek bir demir yolu projesi ile dijitalleşmeye savaş açmış durumda . GÖKHAN GÜNEŞ

8


Mardin’i modern sanatın merkezi haline dönüştürebilmek düşüncesiyle 4 Haziran-5 Temmuz 2010 tarihleri arasında 1. Mardin Bienali düzenlenmiştir. Bienal Mardin’in benzersiz tarihsel mimarisi ve Mardin halkının gündelik hayatıyla kaynaşan mekânlarında gerçekleşmiştir.Tarihsel, kültürel ve coğrafi zenginliklerle dolu olan Mardin kenti, güncel sanatçılar için ilk kez bu kadar farklı ve yoğun bir deneyim alanı olmuştur. Tarihsel ve mekânsal olarak zengin geçmişe sahip Mardin’in eşsiz mimarisiyle bütünleşen sanat etkinlikleri, dünyanın kültür ve sanat haritasında kalıcı bir yer edinmesinde önemli bir etken olacaktır. Mardin, 1.Bienal ile yine yeni paylaşımlara tanık olmuştur ve olmaya devam edecektir. Uluslararası sanat camiası ile yerel ve uluslararası sanatçıların fikir alışverişinde bulunmaları sağlanmış, çok amaçlı bir kültürel buluşma gerçekleştirilmiştir. Mardin Bienali, sanat yoluyla Mardin coğrafyasını sanatçılar, akademisyenler, öğrenciler ve farklı kültür topluluklarıyla hareketlendirmek, yeni paylaşım ortamları yaratmak, sanatta alışılagelmiş ‘merkez’ fikrinin tanımına yeni boyutlar getirmek ve Mardin’i saygın sergiler dizisiyle merkezi bir konuma oturtmayı amaçlamaktadır. İlki 2010 Haziran ayında gerçekleşen Mardin Bienali’nin ikincisi yine GAP İdaresi, Mardin Valiliği, Başbakanlık Tanıtma Fonu işbirliğiyle ve özel sektörün katkılarıyla 21 Eylül-21 Ekim 2012 tarihleri arasında düzenlenmiştir. Üçüncüsü Mardin Sinema Derneği tarafından ve özel sektörün desteğiyle 15 Mayıs -15 Haziran 2015 tarihleri arasında gerçekleştirildi. 4. Mardin Bienali 04 Mayıs - 04 Haziran 2018 tarihleri arasında gerçekleşecektir.

9


SÖZDEN ÖTE 4. ULUSLARARASI MARDİN BİENALİ - 4 MAYIS – 4 HAZİRAN 2018 Uluslararası Mardin Bienali “Sözden Öte” temasıyla 4 Mayıs 2018’de açılıyor. İlk kez gerçekleştirildiği 2010 yılından bu yana hem gerçekleştiği coğrafyada hem de küresel ölçekte önemli etkinlikler arasına giren Uluslararası Mardin Bienali’nin 4. edisyonunun küratörlüğünü Fırat Arapoğlu, Nazlı Gürlek ve Derya Yücel’den oluşan ekip üstleniyor. Döne Otyam’ın direktörlüğü ve Mardin Sinema Derneği’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilecek 4. Uluslararası Mardin Bienali’nde, “Sözden Öte” teması altında bakış, beden ve mekan kavramlarını ele alan çalışmalar yer alacak. Birbirleriyle etkileşimli üç tematik bölümden oluşan etkinlikte, “SÖZDEN ÖTE” üstbaşlığının altında Fırat Arapoğlu’nun “Sonsuz Bakış”, Nazlı Gürlek’in “Beden Dili” ve Derya Yücel’in “Sınırlar ve Eşikler” başlıklarını taşıyan bölümlerinin her biri, sözün ötesindeki anlam üretme ve ifade biçimlerine odaklanıyor. Bu üç tema üzerinden ortak mekanlarda bir araya gelen sanatçılara ait üretimlerin izleneceği etkinlikte, sözün ötesinde bakışın, bedenin ve mekanın diliyle yaratılan çeşitli ifade biçimlerinin bir araya getirilmesi amaçlanıyor. Dilin, kelimelerin, sözün ötesinde vuku bulan bu üç ifade biçimi, sanatın temel malzemesi olan görsel, bedensel ve mekânsal yaratım hallerini merkezine alıyor. 4. Uluslararası Mardin Bienali, farklı tarihsel mekanları ve kamusal alanı da kapsayan sergi dışında konuşmalar, gösterimler ve atölyelerle bir aylık sürece yayılarak etkin bir program sunuyor. Bienalin 4. edisyonu da, tıpkı öncekiler gibi, Mardin kentinin tarihi mekanlarını, müşterek bir alanın ve ortak bir dilin üretimini araştıran platformlara dönüştürmeyi amaçlıyor. Bu açıdan Alman Karargahı, Mor Efrem Manastırı, Yıldız Hamamı, Mardin Müzesi taş evleri, Revaklı Çarşı Dükkanları, Meryem Ana Kilisesi ve Marangozlar Kahvesi bienal mekanları olarak ortaya çıkıyor.

MARDIN

BIENALI

4. ULUSLARARASI MARDIN BIENALI SANATÇILARI Albena Baeva / Ali Emir Tapan / Ana Mendieta / Aslı Bostancı / Aydın Teker / Bilge Alkor / CANAN / Cengiz Tekin / Ceren Oran&Burcu Yılmaz / Chaw Ei Thein / Chris Burden / Çağrı Saray / Didem Erbaş / Eda Aslan / Emre Zeytinoğlu / Fırat Bingöl / Gizem Aksu / Guy Ben-Ner / Hasan Pehlevan / Huo Rf / İhsan Oturmak / İnsel İnal / İpek Duben / Janis Rafa / John Gerrard / Julian Stallabrass / Ken Friedman / Lewis Hine / Leyla Postalcıoğlu / Iliko Zautashvili / Magali Duzant / Mahmut Celayir / Maria Papadimitrou / MERKEZKAÇ / Metin Çelik / Mustafa Avcı / Mürsel Argunağa / Nasan Tur / Özlem Altın / Parastou Forouhar / PELESİYER / Ramize Erer / Romina Meriç / Sara Kostic / Senem Gökçe Oğultekin / Serkan Taycan / Seyhun Topuz / Simon Faithfull / Taner Ceylan / Youssef Nabil

10


Fırat Arapoğlu Sonsuz Bakış

“Düşüncelerimi uyaran ve onlara can veren yürümeye dair bir şey var. Bir mekanda kaldığımda, zorlukla düşünebilmekteyim…” (Jean-Jacques Rousseau, Confessions) Felsefe, edebiyat, mimarlık, siyaset ve coğrafya, sanılanın aksine, yüzyıllardır iç içe geçmiş durumda. Bu Perry Anderson’ın anımsattığı gibi, her yeni entelektüel alanın, üretkenliğini sağlayabilmek için bir karşıt kutba gereksinim duyması gerekliliği teziyle birlikte düşünülebilir. İnsanlık, bilgi edinmek için coğrafi olarak yer değiştirmek zorundaydı; tıpkı Sokrates’in, asla sevmemesine rağmen, Phaedrus’la diyaloga girmek için Atina şehir surlarının dışına çıkması gerektiği gibi.

Nazlı Gürlek Beden Dili

4. Uluslararası Mardin Bienali’nin üç tematik alt başlığından biri olan “Beden Dili”, yaratıcılığın iyileştirici, birleştirici ve güçlendirici gücünün akabileceği yeni kanallar açmak amacıyla çeşitli bedensel ifade biçimleriyle iletişime geçmeyi öneriyor. Öznel gerçekliği dışarıya yansıtan en içten, gerçek ve dolaysız ifade biçiminin bedenin dili olduğu gerçeğinden hareketle bedenin fiziksel, ruhsal, sembolik ve içgüdüsel varlıklarına odaklanıyor. Bu amaçla, her biri performatif bir yaklaşım taşıyan performans, video, tuval, heykel, yerleştirme ve beden farkındalığına yönelik dans, hareket ve doğaçlama atölyelerini bir araya getiriyor.

Derya Yücel “Sınırlar ve Eşikler”

4. Uluslararası Mardin Bienali’nin üç tematik alt başlığından biri olan “Sınırlar ve Eşikler”, sanatçıların üretimlerine coğrafi, fiziksel, zihinsel, algısal, sezgisel ve metaforik bağlamda sınırların, sınırsızlıkların, eşiklerin ve hafızanın uzamı olarak “mekan” kavramı çerçevesinde bir okuma öneriyor.

11


12


13



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.