Sayı 21

Page 1

ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ n AYDA BİR YAYINLANIR

ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ

Biyometrik Sistemler FOKUS: ALARM İZLEME MERKEZLERİ ÖZEL DOSYA: GÜVENLİK YÖNETİMİ

MART 2015 SAYI: 21

GÜVENLİK SEKTÖRÜNDE KADININ YERİ

ÖZEL GÜVENLİK FEDERASYONU YAYINIDIR

MART 2015 SAYI: 21


ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ n AYDA BİR YAYINLANIR

ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ

Biyometrik Sistemler FOKUS: ALARM İZLEME MERKEZLERİ ÖZEL DOSYA: GÜVENLİK YÖNETİMİ

MART 2015 SAYI: 21

GÜVENLİK SEKTÖRÜNDE KADININ YERİ

ÖZEL GÜVENLİK FEDERASYONU YAYINIDIR

MART 2015 SAYI: 21











içindekiler 26

54

44 10 BAŞKANDAN

KAPAK KONUSU

ÖZEL DOSYA

26

Geçiş kontrol sistemlerinde biyometrik çözümler

54

Güvenlik yönetimi

32

Parmağınızın ucunda bekleyen kimliğiniz artık retinanızda saklanıyor!

36

Eşsizlik

40

Biyometrik sistemlerde kimlik belirleme işlemi

FOKUS

24 KÖŞE / Hayata Bakış “Konuşabilmek ama güzel

44

Alarm izleme merkezleri ve standartlar

48

İzleme merkezleri

52

AİM’de gizlilik temel prensiptir

12 EDİTÖR

14 GÜNCEL Sektör ile ilgili kısa haberler

konuşabilmek”

Security management

58

Güvenlik yönetimi süreçleri

SEKTÖRDEN

62

“Güvenli hayat için güvenlik

sistemleri şart”

64

“Yasal düzenlemeler taleplerin

çok gerisinde”


Güvenlik Yönetimi ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ

MART 2015

86

AYDA BİR YAYINLANIR

Özel Güvenlik Federasyonu adına imtiyaz sahibi O. Oryal ÜNVER Yürütme Kurulu O. Oryal ÜNVER İsmail UZELLİ Murat KÖSEREİSOĞLU Yusuf Vehbi DALDA Genel Yayın Yönetmeni Devrim BOZKURT devrim@guvenlik-yonetimi.com Yazı İşleri Müdürü Yeşim ÖZDEMİR yesim@guvenlik-yonetimi.com Danışma Kurulu Alp SAUL Arzu YÜKSEL Doç. Dr. Gazi UÇKUN Füsun KOCAMAN Gültekin FİŞEK Hakan ÖZALP İsmail UZELLİ Murat KÖSEREİSOĞLU Okyay ŞENTÜRK O. Oryal ÜNVER Osman Levent CELASUN Prof. Abdurrahman KILIÇ Taner ALBAYRAK Yusuf Vehbi DALDA

68

ELEKTRONİK GÜVENLİK

68

Geçiş kontrol çözümlerinde akıllı telefon ve mobil cihaz dönemi

70

Duetron güvenlik ve teknolojinin bilişimle buluştuğu yerde

72

YANGIN GÜVENLİĞİ

86

Acil kaçış simülasyonu ve yatay kaçışlar

92

NSC Yangın algılama kontrol panelleri

Video güvenlik sektörünü 2015 yılında neler bekliyor?

74

Dostyk Plaza AVM IP güvenlik uygulaması

GÜVENLİK HİZMETİ

76

Güvenlik sektöründe kadının yeri

82

Özel güvenlik sektöründe silah ve atış eğitimleri konusunda genel değerlendirme

93 Yıllık Kapak ve

Fokus konuları

94 ABONE FORMU 95 Reklam İndeksi

Grafik Tasarım ve Baskıya hazırlık Derya BOZKURT derya@guvenlik-yonetimi.com Yayın Türü Yerel Süreli Yayın Ayda bir yayınlanır. Yönetim Adresi Arkhe Tanıtım Hizmetleri Perpa Ticaret Merkezi B Blok Kat: 11 No:1963 Okmeydanı / Şişli / İstanbul Tel: (212) 210 54 45 Tel: (533) 413 78 08 Baskı SEÇİL OFSET Tel: 0212 629 06 15 Özel Güvenlik Sektörünün sesi Güvenlik Yönetimi Dergisi, sektörü bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Bu dergide yer alan her türlü haber, bilgi ve yorumlar; güvenilir olduğuna inanılan kaynaklar tarafından hazırlanmış araştırma raporları, değerlendirmeler, atıflar, çeviriler ve istatistikî verilerden derlenmiştir. Dergide yer alan tüm reklamların sorumluluğu firmalara, yazılardaki ve söyleşilerdeki görüşler sahibine aittir. Dergide yer alan yazılar izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden hiçbir şekilde kullanılamaz.

tanıtım hizmetleri

Perpa Ticaret Merk. B Blok Kat: 11 No: 1963 Okmeydanı / Şişli / İstanbul Tel: (212) 210 54 45 Faks: (212) 210 54 45 Gsm: (533) 413 78 08


BAŞKAN

5

Özel güvenlik sektöründe zorunlu mali mesuliyet sigortası Değerli okurlarımız;

5188 sayılı özel güvenlik hizmetlerine dair kanunun 21. maddesine göre; özel hukuk tüzel kişileri ve özel güvenlik şirketleri, istihdam ettikleri özel güvenlik görevlilerinin üçüncü kişilere verecekleri zararların tazmini amacıyla; özel güvenlik mali mesuliyet sigortası yaptırmak zorundadırlar. Özel güvenlik mali mesuliyet sigortasının uygulanmasına ilişkin esas ve usuller ise Hazine Müsteşarlığınca belirlenmektedir. Yasanın yürürlüğe girdiği 26 Haziran 2004 tarihinden bu yana özel güvenlik mali mesuliyet sigortasından beklenen fayda sağlanamamıştır. Bu bağlamda bu sigortanın eksiklikleri ek prim yükümlülükleri ile başka sigorta poliçeleri vasıtasıyla doldurulmaya çalışılmış ve dolayısı ile özel güvenlik şirketleri bu ilave poliçelere yaptıkları ödemeler nedeniyle mağdur olmuşlardır. İlave poliçe yaptıramamış olanlarda yine başlarına gelen olaylar nedeni ile mağduriyetlerle karşılaşmışlardır. Bahse konu sigortanın en büyük eksiği; özel güvenlik görevlileri tarafından sadece üçüncü kişilere (örneğin müşterimizin müşterisine) verilen zararı karşılarken, güvenlik görevlilerinin mesleki kusurları nedeni ile müşterilerimizin uğradıkları zararı kapsam dışı bırakmasıdır. Her ne kadar Hazine Müsteşarlığı tarafından 8 Temmuz 2008 yılında verilen görüşte müşterilerin de üçüncü şahıs kavramına dahil olduğu belirtilse de genel şartların bu konuda bir açıklık içermemesi ve her durumda mesleki kusur ve yetersizliği kapsam dışı tutması nedeniyle zararların tazmini mümkün olmamış, yıllarca özel güvenlik personelinin görevi ihmali nedeniyle oluşan hırsızlık, gasp gibi durumları karşılayan bir sigorta poliçesi olmadığı gibi, özel güvenlik görevlilerinin müşterilerimizin malvarlığına yanlışlıkla verdiği maddi zararlar dahi karşılanamamıştır. Ayrıca söz konusu sigortadan kişi başı belirlenen ödeme miktarları; ölüm, sakatlık ve tedavi giderleri için de yetersiz kalmaktadır. Konuya ilişkin olarak belirtmek istediğim diğer bir husus da sigortanın operasyonel zorluğudur. İşe giren her bir personel için sigorta şirketine bildirim yapılmakta, alınan zeyilname projelerdeki dosyalarda arşivlenmektedir. Sigortanın otomasyona bağlanarak SGK’ ya yapılan personel bildiriminin anında otomatik olarak yapılması ve tahakkuk eden primin SGK primleri ile birlikte ödenmesi benzeri bir çözüm yazışma trafiğini ve operasyonel yükü azaltacak hem de sigortasız personel kalmasını engelleyecektir. Sigorta genel şartlarının revize edilmesi, hizmet kalitesini arttıracağı gibi hizmet alan kurumlara da güvence sağlayacaktır. Sigortaya hiç ihtiyaç duymamanız dileğimle…

10 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015

O. Oryal ÜNVER ÖGF (Özel Güvenlik Federasyonu) Yönetim Kurulu Başkanı

Sigortanın

otomasyona bağlanarak SGK’ ya yapılan personel bildiriminin anında otomatik olarak yapılması ve tahakkuk eden primin SGK primleri ile birlikte ödenmesi yazışma trafiğini ve operasyonel yükü azaltacak hem de sigortasız personel kalmasını engelleyecektir.



EDİTÖR

ü

Biyometrik sistemler ve güvenli şehirler Ülkemizde nüfusun büyük çoğunluğu şehirlerde yaşıyor. Bu durum birçok sorunu da beraberinde getiriyor. Son yıllarda büyük bir hızla gelişen bilişim teknolojileri; şehirlerde sorunların çözülmesi, kamu hizmetlerinin iyileştirilmesi ve vatandaşların yaşam kalitelerinin artırılmasına önemli katkılar sağlıyor. Dünyanın önde gelen şehirlerinde de tüm bu sorunların giderilmesinde bilişim teknolojilerinin önemli bir yeri var. Özellikle 11 Eylül saldırısından sonra oluşan yüksek seviyede güvenlik ihtiyacı; şehirleri güvenli bir hane getirebilmeyi gerekli kılıyor. Akıllı ve güvenli şehirlerin yaratılmasında en önemli unsurlarından bir tanesi de biyometrik sistemler. Bu alanda en gelişmiş teknoloji ise üç boyutlu yüz tanıma teknolojisidir. Bu sayıda fokus konumuzu ise “Alarm izleme merkezleri” olarak belirledik. Alarm izleme merkezleri, Türkiye’de yeni gelişmekte olan bir kavram. Alarm izleme merkezlerini genel anlamda mal, mülk ve insanların güvenliğini tehlikeye sokan tüm eylem, acil durum veya felaketleri algılayan; ihbar eden, sistemlerden gelen elektronik verilerin toplandığı, değerlendirildiği ve uygun müdahalenin başlatıldığı güvenlik merkezi olarak tanımlayabiliriz. Bütün alt yapısıyla birlikte işlemlerin takip ve kontrollerini yapan yetişmiş personel kalitesinin de oldukça önemli olduğunu belirtmek gerekiyor. Yine altı önemle çizilmesi gereken konulardan biri de standartlar. Gerek Amerika’da gerekse Avrupa’da uzun yıllardır birçok ülke, kendi yerel standardına sahip. 2000 yılı itibiriyle de Avrupa genelinde geçerli olabilecek bir standart üzerine çalışmalar başladı ve önemli aşamalar kaydedildi. Türkiye’de sadece yasal bir gereksinim olmayan ve sadece çok temel gereksinimleri belirleyen “TS 13257: İş yerleri - Alarm izleme hizmeti veren - Genel kurallar” standardı mevcuttu. Asıl uygulamada “5188 Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun” ve “5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik” esas alınıyor. Fokus konumuzla ilgili tüm detayları ilgili sayfalarımızda okuyabilirsiniz. Bu sayımızda ayrıca “Güvenlik Yönetimi” başlıklı özel dosyamız yer alıyor. Sektörden sayfalarımızın yine iki konuğu var; ICF Airports Güvenlik Müdürü V. Ilgaz ARNAZ ve Han Elektronik Genel Müdürü Hakan KASAP. Sektörde yaşanılan sorunlar ve çözüm önerilerinin yanı sıra birçok önemli konuya ilişkin değerlendirmelerin yer aldığı röportajları da aynı şekilde keyifle okuyacağınızı tahmin ediyorum. Elektronik güvenlik, bilgi güvenliği, güvenlik hizmeti ve yangın güvenliği disiplin başlıklarımız da yine ilginizi çekecek teknik yazılar ve makalelerle dolu…

Güvenli günler dileğiyle… Devrim BOZKURT

12 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015

Devrim BOZKURT devrim@guvenlik-yonetimi.com

Son yıllarda

büyük bir hızla gelişen bilişim teknolojileri; şehirlerde sorunların çözülmesi, kamu hizmetlerinin iyileştirilmesi ve vatandaşların yaşam kalitelerinin artırılmasına önemli katkılar sağlıyor.



GÜNCEL

Canon ağ kameraları güvenlik sektörüyle buluştu

Canon ağ kameraları toplantısında sektörün önde gelen şirketlerine teknik ve satış eğitimleri verildi. Canon Eurasia, iş ortaklarının pazardaki rekabet güçlerini artırmaları için sektör buluşmalarına devam ediyor. Canon ağ kameraları, Türkiye çapında güvenlik sek-

töründe ağ kameralarını kullanarak proje gerçekleştiren sistem entegratörleriyle buluştu. IP kameraları Canon tarafından sağlanan Antalya’daki Gloria Oteller zincirinin üyesi olan Gloria Golf Resort’ta düzenlenen toplantıya sektörün önde gelen 110 ismi katıldı. Satış ve

teknik eğitimleriyle başlayan Canon ağ kameraları buluşması 2014 Satış Ödülleri töreni ile son buldu. Eğitimlerde video kayıt ve analiz çözümleri, sunucu ve network çözümleri, yüz tanıma çözümleri ve finansal kiralama çözümleriyle ilgili sunumlar yapıldı.

EEC’den VESDA Semineri EEC; iş ortağı Xtralis’in devrimsel yeni ürünü VESDA E’yi tanıtmak için 4-5 Şubat 2015’te Grand Hyatt Taksim Oteli’nde bir seminer düzenledi. Birçok danışmanlık, proje ve müteahhit firmasının yöneticileri ve son kullanıcıların katıldığı seminer büyük ilgi gördü. EEC Entegre Bina Kontrol Sistemleri Yönetim Kurulu Başkanı Haluk YANIK; açılış konuşmasında EEC’nin çok hassas hava çekmeli duman algılama sistemleri ve Xtralis firması ile 1988’den beri süregelen köklü geçmişlerinden bahsetti. Xtralis Ortadoğu Tasarım Merkezi Müdürü Mohammad RAJABİ ise yaptığı konuşmada, çok hassas hava çekmeli duman algılama sistemlerinin uygulama alanlarını tanıttı ve bu sistemin

14 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015

diğer sistemlere göre sunduğu üstün özellikleri anlattı. Seminer, Xtralis’in endüstriyel uygulamalara yönelik VLI, ECO, VLC Zone 2 ürünlerinin tanıtımı ile devam etti. Son olarak EEC Ürün Geliştirme ve Pazarlama Yöneticisi Mert ULAŞ, EEC ve Xtralis’in projelerdeki işbirliği ve EEC’nin yıllardan beri başarılı bir şekilde devreye aldığı VESDA sistemleri hakkında bilgiler verdi. Seminerin ikinci gününde Mohammad RAJABİ; alanında benzersiz bir ürün olan OSID ışın tipi duman algılama dedektörleri hakkında bilgi verdi ve canlı bir demonstrasyon yaptı. VESDA sistemleri ile ilgili tasarım eğitimi veren RAJABİ; özel tasarım programı ASPIRE’in demonstrasyonunu gerçekleştirdi.

Katılımcıların yoğun ilgisini çeken seminer soru-cevap kısmı ile son buldu ve tüm katılımcılara sertifikaları dağıtıldı.



GÜNCEL

Veri güvenliği ve denetimi Alanında Türkiye’nin ilk ve tek konferansı olma özelliğini taşıyan Bilgi Teknolojileri Yönetişim ve Denetim Konferansı, 5-6 Mart 2015 tarihlerinde BT yönetişim ve denetimi konulu tartışmalara sahne oldu. Dünyadan uzmanların davet edildiği etkinlikte, siber güvenlik, kişisel bilgiler, kara para aklama, BT denetiminde kariyer, itibar riski, operasyonel risk gibi birçok konu ele alındı. İş analitiklerinde veri güvenliği denetimi hakkında yaptığı sunumda ilgi çekici bilgiler aktaran Ferhat BAKAN; “Kullanımı her geçen gün yaygınlaşan iş analitiği uygulamaları en önemli ve en hassas kurumsal verilerin erişim noktası haline gelmiştir. Bununla birlikte en önemli özelliği ‘veriye kolay erişim’ olan iş analitiği uygulamalarının kurumun hassas bilgileri üzerindeki bilgi güvenliği altyapısı ve bu süreç-

lerin denetimi öncelikli konulardan biridir” diye konuştu. İş analitiği çözümlerinde kullanıcı-yetkilendirme süreçleri, raporlamanın iş zekası açısından önemi ve erişim gibi konulara değinen BAKAN şunları söyledi: “Her gün dünyamızda üretilen inanılmaz miktardaki bilgiyi güvenli bir şekilde saklamak, hızlı ve doğru şekilde analiz etmek için çok güçlü bir IT altyapısı gerekiyor. Üretilen veri miktarları giderek artarken, analiz edilecek verinin kalitesi, bağlamı, elde edilebilirliği, güvenilirliği, yönetimi, güvenliği ve emniyeti gibi konular giderek daha fazla öne çıkıyor. Güvenlik için veri sınıflandırması yoluyla kritik bilgilerin şifrelenerek korunması, veri erişiminde roller ayrılığı ilkesine uygun yetkilendirme tanınması gibi yöntemler etkili sonuçlar üretebiliyor.”

Kale Endüstri Holding “Kadınlar için önce güvenlik” dedi

Kale Endüstri Holding, kurulduğu yıldan bu yana toplumsal farkındalık ve sosyal sorumluluk bilinci kapsamında, ürünlerinde müşterilerine maksimum güvenlik teknolojisi sunarken; özel projelerle de toplumda güvenlik bilincini artırmaya destek oluyor. 8 Mart

16 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015

Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri çerçevesinde “ Kadınlar için önce güvenlik” düşüncesiyle yola çıkan Kale Endüstri Holding; Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı’nın el emeği ürünlerini firma çalışanlarına özel notlarla ileterek kadına uygulanan şiddete, şirket içerisinde dikkat çekmeyi ve tüm çalışanların bu konuda farkındalık yaratmasını hedefledi. Kale Endüstri Holding 1953 yılında temelleri atılmış, 1979’da İstanbul Güngören’deki üretim tesisleri ile atağa kalkmış, 1988 yılında tüm şirketlerini Holding çatısı altında toplamış, dev yatırımları ile büyü-

meye devam eden bir kuruluştur. Bugün, Kale Endüstri Holding çatısı altında Kale Kilit, Kale Kilit Dış Ticaret, Kale Çelik Eşya, Kale Güvenlik Sistemleri, Kale İnşaat, Kale yapı Gayrimenkul Geliştirme, Kale Topkapı Bina İşletme ve Gayrimenkul Geliştirme, Kale Sigorta Acenteliği, Kale Kilit Free Zone Dubai adı altında hizmet veren 9 ayrı firma bulunmaktadır. 2014 yılını 400 milyon TL ciro ile kapatan Holding, yıl boyunca yaptığı 60 milyon USD ihracat ile dünyanın dört bir yanında 100’den fazla ülkeye ulaşıyor.



GÜNCEL

Proline Asya pazarına açıldı Kent güvenlik yönetim sistemleri alanında Türkiye, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da çözümler sunan Türk Teknoloji Şirketi Proline Bilişim; Pakistan operasyonunu hayata geçirerek Asya pazarına da açıldı. İstanbul’daki Ar-Ge merkezinde geliştirdiği ürün ve çözümlerini Türkiye’ye ve Proline Katar Ofisi üzerinden de Ortadoğu ve Kuzey Afrika’ya sunan Proline, Pakistan operasyonunu faaliyete geçirdi. İslamabad, Lahor, Peşaver ve Karaçi’de açılan Proline Pakistan ofisleri, ilerleyen dönemlerde uygulanmaya başlayacak olan güvenlik projeleri için satış öncesi hizmetler sunmaya başladı. Proline Pakistan, iki havalimanı ve cezaevini kapsayacak güvenlik projeleri için açılan ihalelere katıldı, bu ihalelerde son aşamaya kaldı. Yerel iş ortaklığı ve oluşan projelere odaklanan Türk mühendislerle birlikte faaliyetlerini sürdüren Proline Pakistan, yaklaşık 180 milyon nüfusa

sahip Pakistan’ın güvenlik projeleri için kollarını sıvadı. Proline Yurt Dışı Projeler Direktörü Furkan Çelebi, yaptığı açıklamada şu şekilde konuştu: “Pakistan maalesef son yıllarda sıklıkla terör saldırıları, sosyal istikrarsızlıklar ve siyasi krizlerle anılıyor. Uygulamayı planladığımız projeler ağırlıklı olarak şehir güvenliği ve alan güvenliği kategorilerinde olacak. Bu projeler kapsamında; güvenlik kameraları, kimlik tanıma teknolojileri, sınır kontrolü ve suçlara anında müdahale edilmesini sağlayabilecek merkezi bir kontrol mekanizması gibi ürün ve çözümlerin tedarikini ve kurulumunu üstleneceğiz.” Proline, ilerleyen dönemlerde Pakistan’da uygulayacağı projeler kapsamında sağlayacağı ürün ve teknolojileri, 10-12 Mart tarihleri arasında Pakistan’da gerçekleşen Safe Secure Pakistan 2015 Fuarı’nda tanıttı. Güvenli ve akıllı şehirler, eID ve biyometri, alan

güvenliği, sosyal medya ve büyük veri analizi ve coğrafi bilgi sistemleri alanlarındaki çözümleriyle fuarda yer alan Proline, Asya çapındaki önemli etkinlikler arasında olan fuarın ana sponsorları arasında da yer alıyor.

Pronet’ten yaz kampanyası

Türkiye’nin lider güvenlik firması Pronet, Türkiye’de güvenlik bilincini artırmak ve daha fazla evi ve işyerini koruma altına almak amacıyla yeni bir indirim kampanyası başlattı. 31

18 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015

Mart 2015’e kadar Pronet’e yeni üye olan kullanıcılar, Temmuz ayına kadar yüzde 50 indirim fırsatından yararlanabilecek. Akıllı çözümleriyle abonelerine emniyetli bir yaşam sunan Pronet, evini veya işyerini güvence altına almak isteyenlere özel indirim kampanyası hazırladı. Standart Pronet alarm sistemi ile Pronet’in akıllı güvenlik çözümlerini içeren yeni ürünü Pronet Plus için geçerli olan kampanya dahilinde, kullanıcılar Temmuz ayına kadar yüzde 50 indirimli olarak bu hizmetlerden yararlanabilecek. Sağlıklı, güvenli ve konforlu bir yaşam hedefiyle ürünlerini geliştiren Pronet, mevcut hizmetlerine ek olarak; yeni interaktif güvenlik sistemleri, görüntüleme

sistemleri, akıllı ev çözümleri ve enerji yönetimini içeren ‘Pronet Plus’ hizmetiyle, güvenlik sistemini günlük hayatın vazgeçilmez bir parçası haline getirerek abonelerine emniyetli yaşam sunuyor. Türkiye’nin ilk akıllı güvenlik sistemi Pronet Plus, kullanıcılara mobil iletişim kanalları sayesinde, evinden ve sevdiklerinden an ve an haberdar olup gerekli kontrolleri yapabilme imkânı tanıyor. İster iş yerinde, ister trafikte veya seyahatte, evin güvenliğinden emin olma konforu sunan Pronet Plus hizmetine abone olan kullanıcılar, mobil uygulamadan ya da web sitesinden güvenlik sisteminin kontrolünü rahatlıkla gerçekleştirebiliyor.



GÜNCEL

Senkron halka açıldı

Borsa İstanbul A.Ş’de gerçekleştirilen gong töreni ile halka açılan Senkron Güvenlik Türkiye güvenlik sektörünün halka açılan ilk entegratör firması oldu. Gong törenine Borsa İstanbul Genel Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Mustafa Kemal Yılmaz ile Senkron Güvenlik ve İletişim Sistemleri Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Çobanoğlu katıldı. 4 Mart 2015 tarihinde gerçekleştirilen törende kısa bir konuşma yapan Bülent ÇOBANOĞLU

“Kurumsal bir yapı içerisinde, hesap verebilen, şeffaf şirketlerin yurtiçinde ve yurtdışında çok daha itibarlı ve daha başarılı olduklarını, prestijlerinin arttığını, sürekli yükselen bir büyüme yakalayarak, mali yapılarını güçlendirdiklerini bilerek ve şirketimizi global bir platforma taşımak için; halkımıza arz etmeye karar verdik.”dedi. Tören firma çalışanlarının sahneye davet edilmesi ve birlikte çekilen fotoğrafların ardından sona erdi.

Teknomaks eğitimleri devam ediyor 2015 yılına hızlı bir giriş yapan Teknomaks; yılın ilk çeyreğinde bayilerine Honeywell Black Serisi’nde yer alan analog ve IP CCTV sistemleriyle eğitimlerine devam etmektedir. Ayda 2 kez mevcut bayilerine ve yeni bayi olmak isteyen CCTV entegratör firmalarına teknik eğitimler vererek; ürün kullanımları hakkında ki yeterliliklerini artırmayı hedefliyor. Teknik Destek Mühendisi Ali Özgün Kuşakçı’nın katılımıyla gerçekleşen eğitimde, Honeywell Black ürünlerini uygulamalı bire bir test etme olanağı da sağlanıyor. Son olarak ise eğitime katılan tüm entegratör bayilerine

20 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015

Network kilitleri

Honeywell Black Serisi Teknik Eğitim Yeterlilik sertifikası veriliyor.

Teknomaks, bayi ağını genişletmeye devam ediyor Türkiye’de global markaları pazara sunan Teknomaks; Bosch ve Honeywell ürün tanıtımlarını bayilerini yerinde ziyaret ederek birebir anlatıyor. Müşteri ilişkilerine önem veren Teknomaks; CCTV pazarında yeni entegratörlere ulaşarak marka bilinirliği artırmayı hedefliyor. 2015 yılının ilk ayları itibariyle, Marmara Bölgesi’nde yaklaşık 75 firmayı ziyaret eden Teknomaks; sağlamış oldukları yenilikleri, tüm hızıyla aktarmaya devam ediyor. Müşteri ziyaretlerinin yanı sıra, geniş takvim ağına sahip CCTV ve seslendirme eğitim programlarıyla da, müşteri portföyünün gelişen teknolojiler hakkında bilgilendirilmesine öncülük ediyor.

New York’ta yerleşik Amityville firması, herhangi bir ağ üzerinden kablosuz olarak iletişime uygun elektronik alarm kilit takımları geliştirdi. Trilogy Networx kilit takımları, kapı-kapı programlama ve denetim izni sistemleri ile zaman ve para tasarrufu sağlamaktadır. Mevcut Trilogy kilitleri, kablosuz birimler halinde bağımsız kilitleri döner dönüşüm kiti kullanılarak ağa olabilir. Trilogy kilitler, Networx PC ya da herhangi bir acil durum genel kilitleme ve açma işleminin aktivesini sağlayan donatımdadır. Tek tuşla aktivasyonda kapıyı açmaya ve hiçbir tuşa gerek yoktur. Kilitleme özelliği acil bir durumda okullar ve diğer tesisler için güvenliği sağlamak üzere tasarlanmıştır.



GÜNCEL

“Havacılık ve denizcilik güvenlik istihbaratı” Hassan Eltaher ve Michael Edgerton, tarafından hazırlanan “Havacılık ve denizcilik güvenlik istihbaratı konulu kitap taşıma güvenliğine ilişkin bazı istihbarat fonksiyonlarının temel olarak gözden geçirilmesini sağlamaktadır. Örneğin, önemli ulaşım modellerine istihbarat desteğinin arttırılabileceği gibi, istihbarat yönetimini içeren bürokratik ve örgütsel konularda temel kavram ve potansiyel çözümlere odaklanılmıştır. Güvenlik önlemleri yerine; güvenlik operasyonları veya programları yürütmekten sorumlu kuruluşların desteği üzerinde duruluyor. Sonuç olarak; bu kitap istihbarat veya ulaşım güvenliğine bir arka plan olarak profesyonellere çokta yardımcı olmayabilir. Kitabın ilk yarısında temel zeka kavramları, istihbarat birimleri ve kurumların yapıları üzerinde durulmuş. Terör tehdidinde kültürel önyargı analiz edilmiş ve problem analizinin kaliteyi belirlemede önemli olsa da kaliteyi etkileyen tek sorun olmadığı açıklanmıştır. Analistle-

rin ayrıca, operasyonel bağlamları ve yapılandırılmış yöntemleri bilmeleri gerektiği ancak örgütsel yapılara odaklanıldığından istihbarat döngüsünün hep eksik kaldığı belirtilmiştir. Kitabın ikinci bölümünde havacılık ve denizcilikte güvenlik işletiminin ortamları üzerinde duruluyor. Yazar denizcilik ve havacılık hedeflerine olası tehditler hakkında ve uluslararası düzenleyici kodları içeren açıklamalar yapmış; terörizm ve korsanlık, organize suç faaliyeti ve kaçakçılık gibi diğer konulara odaklanmamıştır. Sonuç olarak; limanların, gemilerin, uçakların ve havaalanlarının hedef olarak belirlendiği, yasadışı faaliyet kanalları olarak kabul edilmediği ifade edilmiştir. İstihbarat döngüsünün tam bir açıklaması olmadığından, bu kitabın eksikliklerinin acemi uygulayıcılar için yanıltıcı olması çok muhtemeldir. Deneyimli istihbarat ve güvenlik uygulayıcılarına yeni veya değerli bilgiler sunmamaktadır. Michael Edgerton, Orta Doğu merkezli bir kuruluşun güvenlik danışmanı ve ASIS Küresel Terörizm, Siyasi İstikrarsızlık ve Uluslararası Suç Konseyi üyesidir. Deniz ve liman güvenliğine bağlı istihbarat askerliği yapmış, hükümet ve özel sektör deneyimi 28 yıldan fazladır.

İnternet çerezleri Hewlett-Packard firması Güvenlik Güçlendirme Departmanı’nın Temmuz ayında yayınladığı raporda lOT adı verilen “internet çerezlerinin” cihazların en az %70’inin saldırılara karşı savunmasız kıldığını belirtmiştir. IOT analizleri için yapılan çalışma sonunda; ev

22 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015

alarmlarında kullanılan uzaktan kumanda aletleri ve hatta bahçelerde kullanılan fıskiye kumandaları da test edilerek bir dizi güvenlik açığı tespit edilmiştir. Bunlar zayıf şifreleri, şifre kurtarma mekanizmaları ve yetersiz kimlik bilgi korumalarını da içermektedir.

Liman güvenliği hakkında Florida Eyaleti Yasası Amerikan Eyalet Yasaları gereği; Florida eyaleti liman güvenlik düzenlemeleri yeni yasası (eski yasa no. 283 ) eyalet ve federal liman güvenlik düzenlemeleri arasındaki uyumsuzluğu gidermektedir. 2000 yılında, Florida devlet limanlarında cezai aktivitelerin ele alınmasına ilişkin liman güvenlik yasası yürürlüğe girmiştir. Ancak, 11 Eylül saldırılarından sonra çıkarılan federal liman güvenlik standartları ve devlet hükümlerinin bazı yönleri yeniden gözden geçirilmiştir.



HAYATA BAKIŞ

d

“Konuşabilmek ama güzel konuşabilmek” Dinlemeyi bilmek doğru ve güzel konuşmanın birinci şartıdır. Herkes dinlemeyi bilirse siz de dinlenen bir konuşma yapabilirsiniz. Konuşmanın dinlenmediği, gürültülü ilgisiz yerlerde konuşma yapmanın tadı yoktur. Doğru ve güzel konuşmada ikinci şart ise konuşmanın sağlam ve sistemli bir fikre dayanmış olmasıdır. Boş konuşulmamalı düşünerek konuşma esas alınmalı, konuşarak düşünülmemelidir. Hazırlıklı bir sunuş konuşması yapabilmek için konuşmanın planlanması ve konuşma hazırlığının usulüne göre yapılması gereklidir. Konuşan kişi çok hızlı konuşarak dinleyiciyi yormamalı ve dinlemekten bıktıracak kadar ağır konuşmamalıdır. Konuşurken nefeslenme sesi hissedilmemeli, nefessiz ve nefes nefese konuşulmamalı, konuşma ile nefes alıp verme ahenkli olmalıdır. Konuşmada önemli bir unsurun ve insanın kişiliğini yansıtanın ses olduğu unutulmamalıdır. Çünkü ses dalgınlık, korkaklık, mahcupluk, kibirlilik gibi birçok hatalı özelliklerimizi ortaya koyar. Ayrıca kaba, pürüzlü, sert, haşin ve çok ince sesler de dinleyenler üzerinde hoş bir etki bırakmaz. Konuşurken, ses tonu kelimelerin fikrin ve duygunun içeriğine uygun bir tarzda olmalıdır. Konuşanın başarısı; duyguları yansıtmak, heyecanları duyurmak, her anlamda ifadeye elverişli olmak ve yerine göre sesin tonunu değiştirmekle mümkün olur. Konuşmada kelime haznesinin zenginliğine dikkat edilmeli, tekrarlanacak olan belli kelimelerden mümkün mertebe kaçınılmalıdır. Özellikle kelimelerin doğru söylenmesine özen gösterilmelidir. Kelimelerin şive ve ağız özellikleri taşımamasına dikkat edilmeli edebi ve kültür dili ile konuşmaya çaba gösterilmelidir. Mana ve fikir ile söz arasında etkin bir uyum olmalı, söz fikri tam ifade edilmeli, fikir sözü tam doldurmalı, konuyu taşırmamalıdır. Söz konuya ve mekâna duruma uygun düşmeli, konuşma veciz denecek şekilde ölçülü olmalıdır. Konuşurken söz açık seçik ve anlaşılır bir nitelik taşımalıdır. Cümle yanlışı yapılmamalı, uzun cümlelerden kaçınılmalı, mümkün olduğunca kısa cümleler tercih edilmelidir. Konuşma ne sabır taşıracak bir uzunlukta ne de doyurmayan bir kısalıkta olmalıdır. Konuşmanın dozu dinleyenlerin tepkilerine göre ayarlanmalıdır. Uygulanması dileğimle…

24 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015

Oğuz GÜLAY

Konuşmada önemli bir unsurun ve insanın kişiliğini yansıtanın ses olduğu unutulmamalıdır. Çünkü ses birçok hatalı özelliklerimizi ortaya koyar.



KAPAK KONUSU

Geçiş kontrol sistemlerinde biyometrik çözümler

Bülent ÇOBANOĞLU \Yönetim Kurulu Başkanı SENKRON GÜVENLİK VE İLETİŞİM SİSTEMLERİ A.Ş.

G

üvenlik ve Puantajlama alanında önemli bir uygulama haline gelen geçiş kontrol sistemleri, iş verimliliği ve düzenin oluşturulmasına ilişkili hizmet özellikleriyle de öne çıkmaktadır. Entegre elektronik güvenlik sistemlerinin vazgeçilmez bir parçası olan geçiş kontrol sistemleri; insanların yoğun olduğu alanlarda, giriş-çıkışların denetlenmesi, yetkili olmayan kişilerin engellenmesi, yüksek güvenliğin sağlanması ve bu bilgilerin elektronik ortamda raporlanabilmesi amacı ile oluşturulmuştur. Bu sistemler, binanın güvenilirliğini arttırırken, çalışma saatlerinin değerlendirilmesiyle çalışma disiplininin oluşması açısından da somut veriler sunmak-

26 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015

tadır. Bilgisayar tabanlı veya bilgisayara bağlı olmaksızın, güvenlik düzeyine ve önemine bağlı olarak kartlı veya biyometrik okuyucularla uygulanan geçiş kontrol sistemleri aynı zamanda kapalı devre TV sistemleriyle de entegre olabilmektedir. Kartlı geçiş kontrol sistemlerinde; güvenlik amaçlı kullanımda daha çok Proximity olmak üzere, manyetik, barkodlu ve üzerine kredi yüklenebilen akıllı okuyucular, hiç karta gerek duymadan şifre yöntemi ile çalışan cihazlar veya biyometrik okuyucular kullanılır. Bu okuyucuların, bir merkezden yazılım vasıtası ile kontrol edilebildikleri gibi bağımsız çalışabilen modelleri de vardır. Özellikle son yıllarda geçiş sistemleri konfigürasyonları

Bilgisayar tabanlı veya bilgisayara bağlı olmaksızın, güvenlik düzeyine ve önemine bağlı olarak kartlı veya biyometrik okuyucularla uygulanan geçiş kontrol sistemleri aynı zamanda kapalı devre TV sistemleriyle de entegre olabilmektedir. içine giren biometrik sistemler entegre veya bağımsız olarak kullanılabilen, insanın ölçülebilir fiziksel ve biyolojik karakteristik özelliklerini tanıyarak kimlik saptamak ve doğrulamak üzere geliştirilmiş çözümlerdir. Kart kullanımında olabilecek güvenlik açıkları nedeniyle geliştirilen biyometrik çözümler, bilgi olarak bireyin fiziksel ve biyolojik karakteristiklerini tanıyarak geçiş kontrole izin verir. Başta temassız sistemler olmak üzere, fiziksel özelliklerden tespit eden parmak izi, el, avuçiçi damar, yüz, iris, ses tanıma vb. ölçülmesi gibi biyometrik uygulamalar artık daha çok tercih ediliyor. Biyometrik sistemlerin diğer geçiş kontrol sistemlerine göre başlıca iki avantajı, daha yüksek bir güvenlik düzeyine sahip olması ve pratik kullanımıdır. Kaybedilme, unutulma ve


başkasının kullanımına izin verme riski taşımaması yüksek güvenlik düzeyinde oldukça önem taşımaktadır. Bunun yanısıra, yoğun kullanılan geçişlerde daha hızlı bir sürede daha çok insana geçiş kontrolü sağlaması ve kaybedebilecekleri kart gibi veya unutabilecekleri şifre gibi bir girdi olmadığından kullanıcı için pratik bir çözüme dönüşmektedir. Biyometrik geçiş sistemleri Fizyolojik özelliklere dayalı olan biyometrik tanıma sistemleri: Parmak izi tanıma El geometrisi tanıma DNA tanıma Retina tanıma Yüz tanıma Ses tanıma Yüz termogramı İris tanıma Damar tanıma Davranışsal özelliklere dayalı olan biyometrik tanıma sistemleri: İmza atımı Yürüyüş Tuş vuruşu Konuşma Biyometri uygulayıcılarının genel amacı kişilerin kimliklerini doğrulayabilmeleri için, akıllarında tutmaları gereken herhangi bir bilgi ya da yanlarında taşımak, kaybetmemek ya da unutmamak zorunda oldukları kart, anahtar gibi araçların yerine; kopyalanması ya da taklit edilmesi imkansız olan özelliklerini kullanmalarını sağlamaktır. Biyometrik sistemlerde, kimlik belirleme işlemi, kişilerin fiziksel ya da davranışsal özelliklerine dayanarak gerçekleştirildiği için başkasına devredilmesi, unutulması ya da kaybedilmesi durumu söz konusu değildir. Diğer yöntemlere göre çok daha az riske sahiptir. Ancak biyometrik sistemlerin oluşturulabilmesi için bazı standart ölçüler kullanılmalıdır. Biyometrik ölçüler olarak adlandırılan bu ölçülerin şifrelerde kullanımı için INCITS (International Committeefor Information TechnologyStandarts-Uluslararası Bilgi Teknolojileri Standartları Komitesi) tarafından oluşturulmuş uluslararası bir standart mevcuttur. Birçok yeni

teknolojinin geliştirilmesinde olduğu gibi biyometrinin de gelişiminde güvenlik unsuru öncülük etmiştir. Tüm biyometrik sistemler aşağıda açıklanmış olan beş özelliğe sahip olmalıdır: Evrensellik: Tüm bireylerin biyometrik özelliklere sahip olmasıdır. Eşsiz olma: Biyometrik karakteristiğin her insanda farklı bir şekilde yer almasıdır. Süreklilik: Karakteristiğin zamanla değişmemesidir. Elde edilebilirlik: Biyometrik özelliklerin bazı pratik cihazlarla ölçülebilir olmasıdır. Kabul edilebilirlik: Bireylerin biyometrinin ölçüm ve toplanmasında itirazları olmamalıdır.

İris tanıma İris tarama, biyometrik taramalar içerisinde en basit olanlarından biridir. Sıradan bir CCD kamera kullanılarak yaklaşık 15-20 cm uzaklıktan tarama yapılabilmektedir. Kullanıcı ile tarayıcı arasında fiziksel temas olmasına gerek yoktur. Gözlükle bile kullanılabilmesi, sistemlere kolay entegre olabilmesi ve iris deseninin en güvenilir desenlerden biri olması, iris tarama sistemlerini daha çok tercih edilir hale getirmektedir. Son yıllarda iris tanıma sistemi, diğer sistemlere göre daha güvenilir, uygulaması kolay ve güncelliği her geçen gün artan bir sistem olma özelliğindedir. Bunun

sebepleri: İris yapısal olarak anne karnında 3. ayda oluşmaya başlamakta, 8. ayda oluşumunu tamamlamakta ve doğumdan sonra 2-3 yıl içinde de tam gelişimini bitirmektedir. Bundan sonra iris yapı olarak değişikliğe uğramamaktadır. Son yıllardaki araştırmalar göstermiştir ki iris de parmak izi gibi kişi tanımlamada kullanılabilecek ayırt edici özelliğe sahiptir. İrisin oluşumu embriyonun gelişimine bağlı olduğu için, genetik yapıya bağlı değildir. İris yapısı, ikizler de bile değişiklik gösterdiği gibi aynı kişinin sağ ve sol gözündeki iris yapıları bile farklı olduğundan dolayı, tanıma için daha ayırt edici özelliğe sahiptir. Bu nedenle, iris tanıma sistemlerinde kişiler sistemin çalışma prensibine göre, ya hep aynı gözle sisteme tanıtılmakta ya da kişinin her iki gözü de sisteme kayıt edilmektedir. Gözde bulunan iris; kornea, göz kapağı ve göz bebeği tarafından korunmaktadır. Bu nedenle dış etkilerden en az etkilenebilecek özelliktedir. İrisin yapısı cerrahi müdahaleyle bile değiştirilememektedir. İris tanıma sistemi kişiye zarar vermez. Lazer ya da benzeri görüntü alma tekniklerine ihtiyaç duymadan basit bir CCD kamera ile görüntü alınabilmektedir. Uykusuzluk, gözyaşı, hastalıkla iris yapısını etkilemekle beraber diğer yöntemlerdeki kadar bariz bir etkilen-

Tablo 1. Biyometrik tanıma sistemlerinin çeşitlerinin taradıkları özellikler Biyometrik karakteristik

Özelliklerin açıklaması

Parmak İzi İmza tanıma Yüz geometrisi İris tanıma Retina El geometrisi Parmak geometri El damar yapısı Kulak formu Ses DNA Koku Klavye vuruş

Parmak satırları, gözenek yapısı Basınç ve hız ile yazma farkları Göz, burun vs. arası uzaklıklar İris deseni Retina yapısına (desenine) göre Parmak ve avuç içi ölçülerine göre Parmak ölçme Elin arkası, parmak veya avuç içi damar yapısı Kulağın belirgin boyutları Ton ya da ses rengi Kalıtsal bir taşıyıcı olan DNA Kokunun kimyasal bileşimi Klavye vuruşlarının ritmi (PC veya diğer klavye)

Mart 2015 Güvenlik Yönetimi n 27


KAPAK KONUSU Tablo 2. Biyometrik teknolojilerin karşılaştırılması Biyometrik Karakteristikler

Evrensellik

Eşsizlik

DNA Kulak Yüz Yüz Termogramı Parmak İzi El Geometrisi İris Retina İmza Ses Damar

Yüksek Orta Düşük Yüksek Yüksek Orta Yüksek Yüksek Düşük Düşük Orta

Yüksek Orta Yüksek Yüksek Orta Orta Yüksek Yüksek Düşük Orta Yüksek

me söz konusu değildir. Göz; insanın ölümünden sonra en kısa sürede değişime uğrayan organlardan biridir. İris parmak veya yüz gibi vücut dışında olan bir organ olmadığından dolayı zarar görme olasılığı daha düşüktür. Parmak izi gibi yöntemlerde örnek alınırken fiziksel olarak temas olduğundan dolayı örnek alma sırasında yanlış veriler alınabilir. İris örneği alınırken ~10cm mesafeden bir resim çekilmesi yeterlidir. Tek yumurta ikizlerinde bile iris yapıları farklıdır. Yani iris dokusu tamamen kişiye özel bir yapıdadır. Doğumdan sonra oluşan iris dokusu dışardan bir etki gelmediği sürece ölene kadar değişmez.

Dezavantajları: Diğer sistemlere göre pahalıdır. Uzak mesafeden tanıma yapamamaktadır. Kamera görüş açısı dar olduğu için de doğal beden hareketlerinden bile fazlasıyla etkilenir. Bu nedenle okuyucu tarafından reddedilmemek için sabit durmanız gerekir. Tanımanın yapılabilmesi için çekilen resmin çözünürlüğünün ve kalitesinin çok iyi olması gerekir. Aksi halde beklenen sonuçlar elde edilemeyebilir. Yüksek çözünürlüklü iris resimleri ve üzerine iris deseni basılmış lensler ile varolan sistemleri aşmak mümkün olabilir. İris okuyucular irisi kaplayan

28 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015

Süreklilik Yüksek Yüksek Orta Düşük Yüksek Orta Yüksek Orta Düşük Düşük Orta

Elde Edilebilirlik

Performans

Düşük Orta Yüksek Yüksek Orta Yüksek Orta Düşük Yüksek Orta Orta

Yüksek Orta Düşük Orta Yüksek Orta Yüksek Yüksek Düşük Düşük Yüksek

renkli lens kullanan kişilerin irislerini bulamadığı için tanıma yapamazlar. Parlayan gözlük camları irislerin bulunmasını önlediği için gözlüklü kişilerin tanınmasında zorluklar yaşanmaktadır. Gözleri görmeyen, Nistagmus (göz titremesi) hastalığına sahip veya irisleri olmayan kişilerin kimliklendirilmesi mümkün değildir. İris resmi alınırken gözlerin durumu, göz kapaklarının veya kirpiklerin iris desenini bozması gibi faktörler sistemi olumsuz yönde etkilemektedir. Veritabanı oluşturmak ve taramasının yapılması uzun zaman gerektirmektedir.

Kabul Edilebilirlik

Yaygınlık

Düşük Yüksek Yüksek Yüksek Orta Orta Düşük Düşük Yüksek Yüksek Orta

Düşük Orta Yüksek Düşük Orta Orta Düşük Düşük Yüksek Yüksek Düşük

Parmak izlerinin alınıp sayısala çevrilmesi, Parmak izinde bilgi taşıyan, üzerinde işlem yapılacak kısmın arka plandan ayrılması, Referans noktaların elde edilmesi, Parmak izinin temizlenip iyileştirilmesi, Resmin ikili resme çevrilmesi, İkili resmin inceltilmesi, Özellik noktalarının ve bu noktaların parametrelerinin bulunması, Yalancı özellik noktalarının elimine edilmesi, Karşılaştırma işleminin gerçekleştirilmesi, Sistemin başarısının değerlendirilmesidir.

Dezavantaj Parmak izi tanıma Parmak izi yüz yılı aşkın süredir kullanılan; taklit edilemeyen bir kimlik belirleme tekniğidir. Tek yumurta ikizleri de dahil olmak üzere; her insanın parmak izinin farklı oluşu, yıllarca değişmemesi, kolay kullanımı ve gelişen yeni teknolojiler bu tekniğin yaygın kullanımını sağlamıştır. İlk kullanılmaya başlandığı yıllardan bu yana gerek yazılım gerekse donanım alanında parmak izi sistemlerinde önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Bir otomatik parmak izi tanıma sisteminde (OPTS) parmak izi tanıma genellikle parmak izinde bulunan özellik noktalarının ve bunlara ait parametrelerin karşılaştırılması esasına dayanır. Bir OPTS’de gerçekleştirilen işlemler aşağıda verildiği şekilde sıralanabilir:

Parmak izinin taklit edilmesi durumunda sistemin yanılabilmesidir. Bazı kişilerin pek çok sebepten ötürü (organ eksikliği, yanma, deri hastalıkları) parmak izlerinin bulunmamasıdır. Örnek alınan parmağın yıpranması sonucu aynı izin tekrar elde edilemeyebilir (Parmak izinin kalıbının kendisi yerine kullanılma ihtimali vardır). Kişinin kilo alması gibi fiziksel değişimlerden parmağında etkilenmesi ve parmak izinin eskisiyle örtüşmeyecek hale gelmesi mümkündür. Parmak izi taklit problemi, parmak izinin alındığı parmağın canlılığını test edecek gelişmiş algılayıcıların (sensörlerin) kullanılması ile giderilebilir. Kişide parmak izinin bulunmaması durumunda (örneğin bir yangın sonrasında el derisinin soyulması ve izlerin


kaybolması hali), parmak izi tespiti yapılamaz.

Damar tanıma Avuç içi damar tanıma teknolojisi; avuç içinde bulunan kan damarlarının her insanda farklı olmasından yola çıkılarak keşfedilmiş bir teknolojidir. Bu teknolojide ilk olarak algılayıcı (sensör) tarafından kan damarlarına infrared ışık gönderilerek damar yapısı ortaya çıkarılır. Damar yapısının ortaya çıkmasında, kanda bulunan hemoglobinin gönderilen kızılötesi (infrared) ışığı soğurması ilke edinilmiştir. Damar tanıma teknolojisinde kandaki hemoglobin kullanıldığından dolayı tanımlama yapılan uzvun canlı olması, damar içinde kan bulunması önem kazanmakta ve teknolojiye katma değer katmaktadır. Algılayıcı görevi gören IR kamera sayesinde elde edilen görüntü, biyometrikapi sayesinde yine algılayıcı üzerinde sayısal bir değere dönüştürülür. Sonrasında bu sayısal değer, 256 bit AES (Advanced Encryption Standart) algoritmasıyla şifrelenerek güvenli veri iletişimi için sunucu/istemci bilgisayarlara iletilir. Palm (Avuç içi) damar tanıma teknolojisinin, diğer teknolojilere göre en büyük avantajı elin kesilmesi, zedelenmesi durumlarında damar yapısı etkilenmeyeceği için çalışmaya devam etmesidir. Avuç içi damar teknolojisinin başlıca kullanım alanları aşağıdaki gibidir: ATM cihazları Medikal tanımlama (SGK, hastane, eczane...) Geçiş kontrolü Personel devam kontrolü Web tabanlı kimlik uygulamaları Sistem oturum açma işlemleri Bankacılık işlemleri

Parmak izi İle tümleşik parmak damar çoklu biyometrik sistem Sistemin tasarımındaki biyometrik tanımlayıcılar; parmak izi ve damar desenlerini içermektedir. LED’den yayılan yakın kızılötesi ışınım, parmak içine geçerek kandaki hemoglobin tarafından kısmen emilir. Işınların emildiği bölgeler (yani parmak içindeki kan damarları), parmağın diğer yüzünde konumlanmış kamera tarafından saptanan görüntüde karanlık bölgeler olarak görülür. Bu görüntü üzerinde görüntü işleme yöntemleri uygulanır ve bir parmak damarı motifi çıkarılır. Parmak izi çukurcuklar ve tepeciklerden oluşmuştur. Bu oluşum genel olarak 5 ayrı şekilde sınıflandırılır. Bu sınıflandırma yapılırken parmak izi deseninde bulunan “core” ve “delta” adı verilen şekiller kullanılır. Parmak izi analizi yapılırken bu ayrıştırıcı noktaların X-Y koordinatları ile yönlerini belirtir açıları belirleyici rol oynar. Sisteme giriş yapmak isteyen kişinin hem parmak izi hem de parmak damar deseni verileri alınıp veritabanındaki veriler ile karşılaştırılarak kişiye yetki verilmektedir. Böylece parmak izi veya parmak damar tanıma biyometrik sistemlerine göre daha iyi performans, hız ve doğruluk sağlanmış olur.

Parmak damar tanıma sistemi Parmak içindeki damarların dağılım görüntüsü her insan için farklıdır. Parmak damar tanıma sistemi bu temel üzerinden hareket ederek; parmak damar görüntüsünü elde eden ve bu görüntüyü kullanarak kimlik doğrulaması ve tanıması yapan bir biyometrik sistemdir. Bu teknoloji parmağın içini görüntülediği için kir, parmaktaki küçük kesikler, yara izleri ve nemden etkilenmez. Sistemin çalışma prensibi; yan yana konulmuş bir dizi LED’den yayılan yakın kızılötesi ışınım, parmak içine geçerek kandaki hemoglobin tarafından kısmen emilir. Işınların emildiği bölgeler (yani parmak içindeki kan damarları), parmağın diğer yü-

zünde konumlanmış kamera tarafından saptanan görüntüde karanlık bölgeler olarak görülür. Bu görüntü üzerinde görüntü işleme yöntemleri uygulanır ve bir parmak damarı motifi çıkarılır. Bu motif sayısallaştırılır ve sisteme önceden kayıt edilmiş motif şablonlarıyla karşılaştırılarak kullanıcının kimliği doğrulanır. Parmak damar tanıma teknolojisini diğer biyometrik yöntemlerden ayıran özellikler: Parmak damar yapısı, insan yaşamı boyunca değişime uğramaz. Tek yumurta ikizlerinin bile parmak damar yapıları birbirinden farklıdır. Her bireyin kendine özgü parmak damar yapısı olduğundan kimlik doğrulama sırasında güvenilir sonuç verir. Hızlıdır, kimlik doğrulama işlemini bir kaç saniyede tamamlar. Kimlik doğrulama işlemi için akılda şifre tutulmasına gerek kalmaz. Parmak damar haritası çalınıp, kopyalanamadığından ATM sahtekârlığı riski en aza indirilmiş olur. Parmak izinden farklıdır. Çünkü parmak izi, parmağın dış yüzeyinin izi olduğundan kopyalanması kolaydır. Ancak; damar haritası dış yüzeyden etkilenmeyen bir yapıdadır. Sadece canlı parmak kullanılabilir, çünkü işlem sırasındaki kan akışı önemlidir. Sistemi kullanırken sadece hizalama amaçlı olarak parmağın ucu okuyucuya dokunur. Dolayısıyla parmak izine göre çok daha hijyeniktir. Okuyucunun kullandığı ışınlar insan sağlına zararlı değildir.

Mart 2015 Güvenlik Yönetimi n 29


KAPAK KONUSU Parmak Damar Tanıma Sistemi ve Çalışma Mekanizması

Parmağın derisinde meydana gelen kesik, ezik vb. deformasyonlardan etkilenmez. Müşterilerden alınan parmak damar haritası örneğinden üretilen veri kimlik tespiti için kullanılmaz, kimlik doğrulama için kullanılır. Böylece müşteri, kişisel gizlilik endişesi olmadan cihazı kullanabilir.

Yüz tanıma Yüz tanıma sistemi aslında en doğal biyometrik ayırt edici yöntemdir. İnsanlar birbirlerini ayırt etmede yüzlerinden faydalanırlar. Bu sebeple bu yöntem neredeyse insanlık tarihiyle yaşıt bir biyometrik ayırt etme yöntemidir. Buna rağmen bu yöntemin bilimsel olarak incelenerek bir ayırt edici özellik olarak bilgisayarlarda kullanılması oldukça yeni sayılabilecek bir konudur. Bir suçluyu tanımlamada polis tarafından kullanılan yöntem örnek verilebilir. Suçluyu anlatan insana suçlu hakkında sorular sorup yüz şeklinin belirlenmesine çalışmaktır. Bu konuda polis ressamlarının standart olarak daha önce çizdikleri bazı yüz parçaları vardır. Verilen tarife göre bu parçalar bir araya getirilerek suçlunun yüz şekline yakın bir yüz şekli bulunmaya çalışılır. Bilgisayarların hayatın içerisindeki hızlı kullanımı yüz tanıma yöntemleri konusunda da oldukça ilerlemeler sağlanmasına neden olmuştur. Günümüzde yüz tanımlama konusunda kullanılan iki yöntem vardır. Bunlar; Yüz metriği yöntemi

30 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015

Parmak Damar Modelinin Görüntüsü

Eigenfaces yöntemi (Yüz parçaları)

Yüz metriği yöntemi Aşağıdaki şekildeki gibi yüz üzerinde yerleşik olan organlar arasındaki mesafeler ölçülerek bunlardan bir matematik ifade çıkarılmaya çalışılır. Örneğin gözler arasındaki mesafe ağız ve burun arasındaki mesafe vb.

Eigenfaces yöntemi Polis ressamının yaptığına benzer bir yöntem uygulanır. Yüz 150 parçaya bölünür. Bu 150 parçadan 40 tanesinin belirleyiciliği diğer parçalardan daha fazladır. İlk etapta bu 40 parçadan başlayarak yüz tanımlama işlemine geçilir. Böylece yüz tanımlanmaya çalışılır. Bu yöntem yüz metriği yöntemine göre yeni bir yöntemdir ve hala test aşamasındadır. Araştırmacılar tarafından geliştirilmektedir.

Avantaj İnsan yüzlerinin tek yumurta ikizleri haricinde birbirinden tamamen farklıdır. Parmak izindeki kadar kolay taklit edilemeyecek özellikleri barındırır. Bundan dolayı taklit edilmesi oldukça zor bir tanıma yöntemidir. Örnek alma işleminin sadece bir kamera ile kolaylıkla yapılabilir. Dezavantaj Uygulanması diğer yöntemlere göre oldukça zordur. Çevre koşullarından çok fazla etkilenir

Kişilerin yüzündeki ufak mimiklerden bile tanımanın yanlış sonuçlar verebilme ihtimali vardır. Yüzde oluşacak bir yara ve hasarın tanımayı olumsuz etkilemesi söz konusudur. Sonuç olarak kartlı geçiş veya biyometrik tabanlı okuyucular ile yüksek güvenlik sağlamanın yanı sıra aynı zamanda bu cihazlarla birlikte çalışacak PDKS yazılımları üzerinden zaman takip modülleri ile personelin işe kaçta geldiği ve gittiği; toplam fazla mesaisini, toplam aylık puantajını vb. istatistiki bilgileri almak ve aynı zamanda bu bilgileri link, logo, ETA, SAP, vb. gibi bordro programlarına aktarmak mümkün olmaktadır. Yine aynı sisteme ilave edilecek bir yemekhane modülü ile işletmenizin ürettiği veya outsource ettiği personel yemek sayısını kontrol edebilir; işletmenizin departmanlarının yemek arasını organize edebilir ve raporlardan faydalanarak ekstra yemek tüketimini engelleyebilirsiniz. Günümüzde yaygın olarak kullanıma başlanan geçiş kontrol sistemleri pek çok ilave modül kullanılarak personel devam kontrol sistemi üzerinden, işletmelere farklı faydalar sağlamaktadır. Kullanılan Teknoloji Yüzdeleri



KAPAK KONUSU

Parmağınızın ucunda bekleyen kimliğiniz artık retinanızda saklanıyor! Son yıllarda büyük bir hızla gelişen bilişim teknolojileri; şehirlerde sorunların çözülmesi, kamu hizmetlerinin iyileştirilmesi ve vatandaşların yaşam kalitelerinin artırılmasına önemli katkılar sağlıyor. Serdal KARAKAŞ / EID Ve Biyometrik Çözümler Departman Yöneticisi PROLİNE INTEGRATED INTELLİGENCE

G

ünümüzde Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 76’sı şehirlerde yaşıyor. Bu durum trafik, çarpık kentleşme, hava kirliliği, eğitim, sağlık, güvenlik, iletişim ve altyapı gibi birçok sorunu da beraberinde getiriyor. Son yıllarda büyük bir hızla gelişen bilişim teknolojileri; şehirlerde sorunların çözülmesi, kamu hizmetlerinin iyileştirilmesi

32 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015

ve vatandaşların yaşam kalitelerinin artırılmasına önemli katkılar sağlıyor. Dünyanın önde gelen şehirleri, bilişim teknolojilerini kullanarak akıllı şehir yapılarına geçiyor ve bu şekilde sorunların üstesinden gelebilme yoluna gidiyor. Günümüzde çevre kirliliğinin azaltılmasından suç oranlarının düşürülmesine ve hatta suçun oluşmadan engellenmesine, kurumlar arasındaki bilgi paylaşı-

mından vatandaşların bilgilendirilmesine, ulaşım problemlerinden enerji şebekelerine kadar pek çok alanda akıllı şehir uygulamalarına ihtiyaç duyuluyor. Akıllı şehir yapılarına doğru yol alırken uğranılması gereken önemli bir durak olarak güvenli şehir konseptini tanımlayabiliriz. Dünyada özellikle 11 Eylül saldırısından sonra oluşan yüksek seviyede güvenlik ihtiyacı şehirlerimizi akıllı şehirler seviye-


Serdal KARAKAŞ

sine getirmeden önce güvenli bir şehir haline getirebilmeyi gerekli kılıyor. Diğer taraftan bu güvenliğin sağlanması da akıllı şehir temasının olmazsa olmazı olarak karşımıza çıkıyor. Akıllı ve güvenli şehirlerin en önemli unsurlarından bir tanesi olan biyometri kavramı da bu ihtiyaca paralel olarak yapılan uygulamalar ve geliştirilen teknolojiler ile hayatımızda daha fazla yer kaplamaya başladı. Uzun yıllardır kriminal alanda yer bulan parmak izi ile kimlik doğrulama uygulaması, gelişen teknolojiyle yerini yepyeni biyometrik kimlik doğrulama uygulamalarına bırakıyor. Kimlik doğrulama, biyometrinin kalbinde yer alan bir işlevdir. Kişinin bilgiye ya da fiziksel mekanlara erişiminin sınıflandırılabilmesi için o kişinin kimliğinin kesin olarak doğrulanabilmesi şarttır. İlk kimlik doğrulama unsuru gündelik hayatınızda sıklıkla karşılaştığınız şifrenizdir. İkincisi yanınızda taşıdığınız anahtar, akıllı kart veya bir numaratördür. Üçüncüsü ise sahip olduğunuz yüz, parmak izi, iris, retina, damar izi veya DNA gibi özgün bir özelliğinizdir. Günümüzde kimlik doğrulama için en doğru yöntem

üçüncü seçenektir. Bu doğrulama yönteminde bir şifre hatırlamanıza ya da bir anahtar taşımanıza gerek yoktur. Bu yöntem ile sahip olduğunuz özellikler sistemlerin sizi tanımasını sağlayacaktır. Örneğin bir turnike geçişinizde sizi yüz biyometrinizden tanıyan sistem ile kapının açılması kullanım kolaylığı açısından avantajlı bir sistemdir. Başka bir örnek ise bilgisayarınızın kamera vasıtasıyla veya damar izi biyometriniz üzerinden sizi tanıması ve ilgili işletim sistemi için girişinize onay vermesidir. Sistemlere tekil bir şekilde giriş yapmamızı sağlayan bu teknolojiye ise “Single-SignOn” (tekil-giriş) adı verilmektedir. Günümüzde pek çok şifre hatırlamak zorunda kaldığımızı düşünecek olursak tekil giriş kavramı kullanımının artabileceğini söylemek isabetli olur. Bütün bu gelişmeler paralelinde tekil giriş sistemlerinden elektronik oy sistemlerine, elektronik kimlik veya pasaport gibi güvenli dokümanlardan sınır geçiş sistemlerine, telefon veya internet üzerinden satış işlemlerine kadar yaptığımız birçok iş ve uygulamada kimlik güvenliğimizin çok büyük önem taşıdığını ifade edebiliriz.

3 boyutlu biyometrinin kapsama alanı Peki, bu alandaki en gelişmiş teknoloji nedir? Bu sorunun yanıtı

3 boyutlu biyometrinin kapsama alanındadır. Hepimiz, yaşadığımız evrende cisimleri 3 boyutlu olarak görüyor ve 3 boyutlu olarak tanımlıyoruz. Karşımızda gördüğümüz eşimiz, dostumuz ya da arkadaşımız gibi kişilerin yanı sıra; yazı yazdığımız bilgisayar, kullandığımız cep telefonu, defter ya da kitabımız gibi nesneleri de 3 boyutlu olarak beynimizde canlandırıyor ve canlanan görüntüleriyle tanıyoruz. Cihazların, toplumların ve teknolojilerin akıllandığı bir dünyada kontrol ve güvenlik sistemleri de akıllanmak zorunda. Artık bir kişinin kimliğini tespit etmenin çeşitli ve çağdaş yollarından biri de üç boyutlu yüz tanıma teknolojisidir. Teknoloji, günden güne beynimiz kadar derinlik kazanırken gözümüz ve beynimiz yardımıyla oluşturduğumuz ve kusursuz bir güven duyduğumuz yüz tanıma işlevini de gerçekleştirebilecek gelişim süreçlerinden geçti. Bu gelişimler sayesinde son yıllarda 3 boyutlu yüz tanıma yöntemi tüm dünyada kullanılıyor. 3 boyutlu yüz tanıma teknolojisi kabaca kişinin yüzüne gönderilen ışınların yüzün haritasını eksiksiz olarak çıkarmasıyla çalışıyor. 3 boyutlu yüz tanıma teknolojisinin 2 boyutlu atasına kıyasla en önemli avantajı, 2 boyutlu yüz tanıma yönteminin kişinin yalnızca belirli bir açıda olması halinde sonuç verebilmesinin aksine fark-

Kimlik doğrulama, biyometrinin kalbinde yer alan bir işlevdir. Kişinin bilgiye ya da fiziksel mekanlara erişiminin sınıflandırılabilmesi için o kişinin kimliğinin kesin olarak doğrulanabilmesi şarttır. Mart 2015 Güvenlik Yönetimi n 33


KAPAK KONUSU

lı açılardan da kimlik tanımlaması yapabilmesi. Böylelikle kişinin sabit bir noktada, belirli bir açıyla ve belli bir süre durmasına gerek kalmıyor. Bunun geçiş kontrol sistemleri açısından avantajı ise bekleme süresini ortadan kaldırması. Dolayısıyla havaalanından tesis girişlerine kadar yüz tanımanın güvenlik ve adil hizmet açısından kilit rol oynadığı tüm alanlarda 3 boyutlu yüz tanıma teknolojileri çok daha verimli sonuçlar veriyor. Türkiye’de güvenli şehirler vizyonunu bilfiil hayata geçiren bir şirket olarak 3 boyutlu yüz tanıma teknolojisini de Türkiye’ye taşıyoruz. Bu alanda dünyaca ünlü Rus firması Artec’in 3 boyutlu yüz tanıma teknolojisi Broadway 3D ürününün distribütörlüğünü yapıyoruz.

Sistem nasıl çalışıyor? Broadway 3D® yüzün benzersiz üç boyutlu şeklini “hatırlayan” bir 3D görüş sistemine sahip. İnsan görüşünden farklı olarak, cihaz bir milimetreye kadar netlikte incelikli ayrıntıları ayırt edebiliyor ve bu da cihazın ikizleri dahi ayırt edebilmesine imkan tanıyıp Broadway 3D®’yi en doğru biyometrik cihaz haline getiriyor. Bu çözümle tanıma bir saniyede gerçekleşiyor. Sensörün önünden yürüyerek geçip yalnızca cihaza bakmanız yeterli oluyor. Cihaz sizi önceden kayıtlı binlerce yüz arasından ayırt edip hemen hızlıca tanıyabiliyor.

ATM’lerden elektronik kiosklara kadar her yerde Broadway 3D yüksek güvenlikte erişim kontrolünü de sağlıyor. Yüz şekliyle ilgili biyometrik bilgileri okuyan Broadway 3D, bunları veri tabanında kayıtlı biyometrik şablonlarla karşılaştırıyor ve tesislere

34 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015

Cihazların, toplumların ve teknolojilerin “akıllandığı” bir dünyada kontrol ve güvenlik sistemleri de akıllanmak zorundadır. Artık bir kişinin kimliğini tespit etmenin çeşitli ve çağdaş yollarından biri de üç boyutlu yüz tanıma teknolojisidir. (turnike, kilit, geçit vb.) girişi kontrol eden uyarıcılara kontrol sinyali verme kararını veriyor. Broadway 3D aynı zamanda güvenirlik ve işlevselliklerini geliştirmek amacıyla diğer tanımlama teknolojilerine dayanan mevcut erişim kontrol sistemlerini de tamamlayabiliyor. Cihaz, elektronik bilgi kioskları, ödeme birimleri, kimlik doğrulama için müşteri bağlılık programı istasyonları ile birlikte kullanılabiliyor. Diğer biyometrik özelliklerin aksine 3D yüz tanıma direkt fiziksel temas ya da konumlanma gerektirmez. Broadway 3D® yürümekte olan insanları yaş ve boyları fark etmeksizin tanıyabilir.

Güvenirlik üst seviyede Broadway 3D’de sadece kişinin yüzü ve veri tabanındaki görüntüsü arasında bir eşleşme olursa giriş izni sağlanıyor. 3D görüntünün kaydedilmesi; yetkisiz giriş teşebbüslerinin toplanıp teşhis edildiği istatistiksel verilere imkân tanıyor. Broadway 3D, makyajlı ya da çalınmış yaka kartı veya anahtar kartı bulunan bir kullanıcı tarafından kandırılamıyor. Bu cihaz “insan unsuru” hatalara da meydan vermiyor. Diğer biyometrik cihazların aksine 3D yüz tanıma cihazı kişisel verilerin kişinin aleyhine kullanılma riskini taşımıyor.

Zamandan ve maliyetten tasarruf Broadway 3D kapasitesi, geniş veri tabanlarında bile (>5,000 şablon) dakikada 60 kişiye kadar geçiş hızına ulaşabiliyor. Bu da tüm kontrol noktalarının ya da geçişlerin toplam kapasitesini arttırdığı gibi yüksek seviyede güvenliği muhafaza ederken anahtar kartları ve yaka kartlarının gerekliliğini de ortadan kaldırıyor.

Yaka kartının çalınması veya kaybolmasına karşı koruma Yaka kartı veya anahtar kartlarının kullanıldığı durumlarda Broadway 3D kayıp, çalınmış ya da devredilmiş kartların izinsiz kullanımına karşı koruma sağlıyor. Giriş izni verirken, cihaz sadece kartın orijinal olup olmadığını değil, aynı zamanda kartı kullanan kişiyi de kontrol ediyor. Sonuç olarak, güvenli bir günün ardından güvenli yeni bir güne uyanmamız arasında geçen sürede bizleri insandan çok teknoloji koruyor. Beyin zaman zaman yanıltıcı olsa da, teknoloji beynin bu kusurunu telafi ediyor. Teknolojinin insan hatasını sıfıra indirmeye yakınsama serüveninde çıta her geçen gün yükselirken, geride kalan her gün, yeni teknolojilerin gün yüzüne çıkışına tanık oluyor.



KAPAK KONUSU

Eşsizlik Cem ATAM \Project Executive SAFEPOİNT

Alphonse Bertillon, Paris Emniyet Müdürlüğü Kriminal Kimlik Tanımlama Şefi, 19. Yüzyılın ortalarında vücut ölçülerinin kimlikle eşleştirebileceğini düşündü. Bildiğiniz gibi günümüzde Parmak izi emniyette ayırıcı en büyük kriterdir.

Cem ATAM

36 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015

G

eçmişimizden şimdiye ve bugünden geleceğe giden bu sonsuz evrende, insanoğlu farklılıkların neden oluştuğunu anlamaya ve farklılığı oluşturan seçeneklere odaklandı. Sıradanlık zayıflık ya da tek düzelik anlamına geliyordu. Çok eskiye gitmeden ülkemizin köylerinde bolca bulunan kapı sürgülerini bilirsiniz. Fakat bu ve benzeri birçok teknoloji artık kopyalanabilir ya da aşağıdaki araçlarla kolayca açılabilir durumdadır. Aklınıza geleceği gibi kamera, alarm gibi sistemler ile desteklenerek daha güvenli bir hale getirilebilir ancak ben bunu dere yatağına yüzer bir ev inşa etmeye benzetiyorum, herhangi bir duruma hazırlıklı olsun diye ilaveler yapmak gibi... Örneğin; sel olduğunda eviniz batmıyor,

su üstünde kalıyor. Bu arada su akışına direnebilmek için sağlam bir çapaya ihtiyaç olacak. Kısaca baştan bir önlem almayınca her bir durum bir başka durumu tetikleyerek önlemlerin ardı arkası gelmeyebilir. Alphonse Bertillon; Paris Emniyet Müdürlüğü Kriminal Kimlik Tanımlama Şefi 19. yüzyılın ortalarında vücut ölçülerinin kimlikle eşleştirebileceğini düşündü. Bildiğiniz gibi günümüzde parmak izi emniyette ayırıcı en büyük kriterdir. Gerek parmak izi, yüz tanıma, iris tanıma, ses tanıma, damar tanıma ve benzeri sistemlerin gittiği yol aynıdır. Tek fark ise doğrulama anahtarı için kullandıkları veridir(Bazılarında parmak izi, iris vb...).

Çift tanılama sistemi Parmak izi sistemi kullanan ve şikayetçi olan çok az kullanıcı


vardır. Genellikle birden fazla lokasyonda binlerce çalışanı olan kullanıcılar şöyle bir şikayette bulunurlar: “Ankara çalışanımızın, bu hafta İstanbul’da parmak okuttuğunu gördük.” Allahtan kameraları var da oradan doğrulayabiliyorlar. Aslında bu durum kullandıkları ürünün kalitesizliğini değil, yazılımının algoritmasının ne kadar olduğunu gösteriyor. Birçok parmak izi okuyucu sistemleri var ancak, algoritmaları farklıdır. Bazıları 7 nokta alır bazıları ise 40 noktayla sınırlıdır. Sensörleri, işlemcileri ve bellekleri yeterli derecede projeye uygun seçilmediyse parmak izi okuyucu başındaki süre uzar; bunun dışında sürenin kısa olması onun iyi okuduğu anlamına gelmez, yukarıda belirttiğim gibi konumlandırdığınız ölçek çok önemlidir. Bilim kurgu ve macera filmlerinden görebileceğiniz gibi genellikle çift tanılama sistemi kullanılır. Eğer konumlandırma yapacağınız organizasyon çok kritik ise çift tanılama sistemi uygundur. Eğer amacınız sadece personel devam takip amaçlı ise bu kadar masrafa gerek yok. Burada iki durum söz konusu, örneğin bir gıda sektörünün üretiminde yer alıyorsanız bence kullanıcıların taşımadığı, dokunmaya gereksinim olmayan

bir sistem kullanılabilir. Hem daha hijyenik hem de çok elverişli olacaktır. Bu tanıma sistemi de bana göre İris okuma sistemidir. Şu ana kadar tanık olduğum en iyi ürün LG iris ID ürünüdür. Fiyat performans olarak değerlendirdiğimizde kusursuz diyebilecek kadar iddialı bir ürün diyebilirim. İris sistemi de aynı parmak izi gibi eşsizdir. Her canlıda kendine özgüdür. Yani karakteristik bir ayırıcı elemandır. Teknolojisi gereği donanım ve yazılım olarak bir parmak izi ve bir kart okuyucu kadar düşük maliyetlerde değildir belki ama eğer çalışanlarınıza güvenmiyorsanız, ya da farklı bir bakış açısıyla hijyenik, temasın az olduğu bir sistem istiyorsa-

nız bu çözümü yani iris okuma sistemi kullanılabilir. Son olarak size bu yıl içinde Avrupa’da bir ülke de faaliyet gösteren bir firmanın personel devam takip ve otomatlarda kullanılabilecek bir sistemine değinmek istiyorum.1 mili metre uzunluğunda ya da 1 mili metre küp hacim kaplayan bir ürünü, el bileği deri altına konumlandırdılar. Firmanın girişinde bu vericiyi algılayan sistemleri

Mart 2015 Güvenlik Yönetimi n 37


KAPAK KONUSU

Biometrik sistem nedir?

konumlandırarak kişilerin devamını takip ediyorlar. Bunun yanı sıra yemek ve içecek gibi para, kontür ve benzeri ödeme sistemlerinin olduğu sistemleri bu çözüm ile entegre ederek kart ve benzeri anahtar gibi karakteristik bir ürün taşımanın önüne geçmişler. Bu belki alışılmışın dışında ya da bazı açılardan etik gelmeyebilir. Ama bir gelişmedir ve uygulanıyor olması heyecan vericidir. Buna benzer ürünler HID firmasında da mevcut, hatta ülkemizde buna benzer ürünler yaban ve korumaya muhtaç; türünün son örnekleri olan doğa canlılarında kullanılıyor. Burada ki amaç, onları takip edip, yaşayışlarının anlamak önceden karşılaşılmış ve atlatılmış tehlikelerin önüne geçmek ve habitatlarını öğrenmek için kullanıyorlar. Burada bahsettiğim tehlikelerde açlık, hava koşulları ve izinsiz avlama vb. gibi durumlar söylenebilir. Aynı zamanda bu doğa varlıklarının neler yaptığı, nerelerde zaman geçirdiğine bakılarak onlar hakkında daha fazla bilgi sahibi olmamıza olanak sağlıyor.

38 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015

Biometri diye bahsedilen terim, kontrol edilmek istenen sistemin (insan ya da doğa canlılarının), ölçülebilir fiziksel ve davranışsal özelliklerini tanıyarak kimlik saptamak üzere geliştirilmiş otomatik sistemler için kullanılan bir terimdir. Parmak izi konusunda Tsutomu Matsumoto bir söyleşide şöyle demiştir; “Bana 10 dolar verin, 40 dakika içinde istediğiniz parmak izini kopyalayayım.” Kartlı geçiş sistemleri yukarıda bahsedilen sistemlerin tümünden daha az maliyetli olabilir; hatta kullanacağınız sistemle şöyle bir sistem tasarlayabilirsiniz: Parmak izi + kart bilgisi kişi parmağını okutur sonra kartının eğer eşleşmiyorsa giriş izni olmaz. Hem tm sistem daha hızlı çalışır. Çünkü data bilgisi kart üzerinde şifrelenmiş olur. Hem de güvenliği kolay kolay kırılamaz. Birden fazla yerleşimi olan veya aynı yerleşimde birden fazla çalışan kişiye sahip olan firmalar bunun tercih edebilirler. Hatta kartları konusunda aşağıdaki ürünleri de kullanarak daha renkli ve estetik hale getirilebilir. Sonuç olarak, biometri teknolojisinden beklentileriniz, kullanım amacınız, sahip olduğunuz sistem ile size yani firmanıza getireceği değer ve faydayı göz önünde bulundurarak; büyümeyi hedefliyorsanız bu konuyu da düşünerek doğru ürünü belirlemeye çalışmak olacaktır. Unutmayın eğer bir sistem kolayca kopyalanabiliyor; sağlıklı çalışmıyorsa bu iki durumun habercisi olabilir;

Parmak izi konusunda Tsutomu Matsumoto bir söyleşide şöyle demiştir; “Bana 10 dolar verin, 40 dakika içinde istediğiniz parmak izini kopyalayayım.” 1. Eski bir teknolojiye sahip olduğunuzu; 2. Sahip olduğunuz ürünün size uygun olmadığını, yani yanlış konumlandırma / projelendirme olduğunu gösterebilir. Tüm erişim sistemlerinde başvurunuz “Access granted. | Erişime izni onaylandı. ” ile sonuçlansın

Kaynaklar: • IEEE Transactıons On Cırcuıts And Systems For Vıdeo Technology,VOL. 14,No:1,January 2004 • Makalede detayından bahsedemedim ancak, her hangi bir arama motorunda “Tsutomu Matsumoto gummy” diye aratarak detaylara ulaşabilirsiniz.



KAPAK KONUSU

Biyometrik sistemlerde kimlik belirleme işlemi Bilgi; gönderilmek istenen kişiye veya kuruma değil de başka kişi veya kuruma gönderilirse istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabilir. Özellikle tıp ya da savunma sanayi gibi sektörlerde çok önemli boyutlarda kayıplar söz konusu olabilir. ERGOSİS ERGONOMİK GÜVENLİK SİSTEMLERİ

H

erhangi bir bilginin gizliliğinden dolayısıyla da güvenliğinden bahsedebilmek için kimlik doğrulama kavramı oldukça önemlidir. Bilgi; gönderilmek istenen kişiye veya kuruma değil de başka kişi veya kuruma

40 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015

gönderilirse istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabilir. Özellikle tıp ya da savunma sanayi gibi sektörlerde çok önemli boyutlarda kayıptan bahsedilmek zorunda kalınabilir. Bilgi güvenliği için kullanılan kimlik doğrulama işlemi genel olarak bilgi temelli, aidiyet temelli

ve biyometrik temelli olmak üzere üç farklı şekilde incelenebilir. Bu çalışmanın konusu biyometrik temelli güvenlik sistemleridir. Bilgi temelli kimliklendirme kullanıcıların ve söz konusu sistemi yöneten kişilerin belirli bilgilere sahip olması gerekir. Bu bilgiler


kullanıcı adı ve şifre olabileceği gibi, pin olarak ifade edilen numara dizileri de olabilir. Bu çeşit sistemlerde kullanıcılar ve karşılık gelen bilgiler (şifre, pin vs.) bir veritabanında tutulur. Kullanıcılar bilgilerini sisteme girdiklerinde veritabanında karşılaştırma yapılır. Eğer karşılaştırma sonucu birbirini tutuyorsa doğru kullanıcı olduğu anlaşılır ve söz konusu kullanıcının sisteme giriş yapmasına, sistemde yetkisi dahilindeki işlemleri gerçekleştirmesine izin verilir. Bu tip sistemlerin en önemli dezavantajı kullanıcının şifre-pin bilgilerini unutmasının ya da bu bilgilerin bir başkası tarafından elde edilmesinin kolay oluşudur. Kimlik doğrulamanın diğer bir çeşidi olan aidiyet temelli kimliklendirmede; kullanıcılar kendileri ile eşleşen bir objeye sahiptirler. Bu obje genelde manyetik kart, rozet veya anahtardır. Söz konusu sisteme giriş, kullanıcılar tarafından bu objeler kullanılarak yapılır. Objenin içerisinde sisteme giriş yapanın kim olduğunu belli edecek ve kimlik doğrulaması yapacak bilgiler mevcuttur. Bu çeşit sistemlerde de kişinin söz konusu objeyi unutması, kaybetmesi, çaldırması ihtimali bir dezavantaj yaratmaktadır. Biyometrik temelli kimliklendirme sistemlerinde kullanıcı sisteme kendisine ait olan ve üzerinde her daim taşıdığı parmak izi, iris, ses, el geometrisi, yüz gibi bir fizyolojik özelliğini veya imza atış, yürüyüş gibi bir davranışsal özelliğini kullanarak giriş yapar. Kullanıcı bu şekildeki bir sisteme giriş yapmak istediğinde, sistem tarafından kullanıcının uygun biyometrik bilgisi (parmak izi, retina, ses retina) alınır. Alınan bu bilgi aynı kişiden alınıp veritabanına kaydedilmiş

Araştırmacıların insanların fiziksel özellikleri ve karakteristiklerin suça eğilimleri ile bir ilgisinin olup olmadığını araştırmaları biyometri alanına ilgiyi arttırmıştır. biyometri bilgi ile karşılaştırılır. Karşılaştırma sonucu doğru ise kişinin kimlik doğrulandırılması gerçekleştirilmiş olur.

Biyometrik sistem çeşitleri Biyometrik sistemlerin en basit halleri ile binlerce yıl önceden beri kullanıldığı bilinmektedir. Yakın zamanda ise araştırmacıların insanların fiziksel özellikleri ve karakteristiklerin suça eğilimleri ile bir ilgisinin olup olmadığını araştırmaları biyometri alanına ilgiyi arttırmıştır. Günümüzde biyometrik incelemelerin boyutu, çeşitliliği ve kullanım alanları artmıştır. Bu sayede de pek çok yeni biyometrik kimlik doğrulama sistemi yerini almıştır. Biyometrik sistemlerin uygulama alanları günümüzde oldukça çeşitlidir. Özellikle havaalanları giriş ve çıkış işlemleri, kredi kartları, kriminal amaçlı teşhis ve tespit uygulamaları, sigorta şirketleri, sosyal güvenlik, vergi süreçleri gibi kamu hizmetleri, e-ticaret, elektronik imza uygulamaları, internet bankacılığı, ATM’ler, çağrı merkezleri, personel takibi gibi sosyal sistemlerde kullanılmalarının yanında artık; bilgisayarlar, PDA’lar, cep telefonları ve kilit sistemlerinde de kullanılmaktadırlar. Örneğin; parmak izi tanıma sistemini barındıran bir bilgisayar, kimliğini doğrulayamayan kullanıcıların sistemi açmasına ve

işlem yapmasına izin vermemektedir. Biyometri uygulayıcılarının genel amacı kişilerin kimliklerini doğrulayabilmeleri için akıllarında tutmaları gereken herhangi bir bilgi ya da yanlarında taşımak, kaybetmemek ya da unutmamak zorunda oldukları kart, anahtar gibi araçların yerine; kopyalanması ya da taklit edilmesi imkansız olan özelliklerini kullanmalarını sağlamaktır. Biyometrik sistemlerde kimlik belirleme işlemi kişilerin fiziksel ya da davranışsal özelliğine dayanarak gerçekleştirildiği için başkasına devredilmesi, unutulması ya da kaybedilmesi durumu söz konusu değildir. Diğer yöntemlere göre çok daha risksizdir. Ancak biyometrik sistemlerin oluşturulabilmesi için bazı standart ölçüler kullanılmalıdır. Biyometrik ölçüler olarak adlandırılan bu ölçülerin şifrelerde kullanımı için INCITS ,(International Committee for Information Technology Standarts-Uluslararası Bilgi Teknolojileri Standartları Komitesi) tarafından oluşturulmuş uluslararası bir standart mevcuttur.

İris tanıma teknolojisi Yaklaşık 30 senedir kullanılan iris tanıma sistemlerinin çıkış noktası, kişinin sahip olduğu iris şeklinin ömrü boyunca değişmemesi ve diğer biyometrik sistemlere göre gözün daha az deforme

Mart 2015 Güvenlik Yönetimi n 41


KAPAK KONUSU

olacak ve dış etkenlerden daha az zarar görecek bir yapıya sahip olmasıdır. Elbette ki bu yöntem gözü olmayan, gözleri görmeyen, Nistagmus hastalığına sahip (gözleri titreyen) veya irisleri olmayan kişilerde uygulanamaz. Ancak bu kişiler dışında havaalanı gibi kimlik doğrulamanın mutlak surette önemli olduğu yerlerde oldukça yüksek bir doğruluk oranı ile uygulanabilmektedir. Genel olarak parmak izi tanımaya benzetilen bu sistemin, parmak izine göre en önemli avantajı, parmak izi kullanılan biyometrik sistemlerde 60 veya 70 karşılaştırma noktası bulunurken; iris taramada karşılaştırma için yaklaşık 200 referans noktası kullanılmasıdır. İris, göz bebeğimizin etrafında yer alan renkli halkaya verilen isimdir. İris tanıma sistemleri dendiğinde halk arasında göz retina ve göz bebeği akla gelmesine rağmen iris, gözün bu sayılanlardan farklı bir kısmını ifade eder.

Göz irisinin biyometrik teknolojilerden biri olarak kullanılmasının sebepleri olarak şunlar sayılabilir; Dünyada iki irisin aynı olması ihtimali sıfırdır. Tek yumurta ikizleri aynı DNA yapısına fakat farklı

iris yapısına sahiptir. Göz irisi genetik oluşumlardan en az derecede etkilenir. Göz irisi kalıtımsal hastalıklardan etkilenmez. Irk, cinsiyet, renk gibi demografik özellikler irisi etkilemez. Ömür boyu değişmeyen tek organdır. İnsanın doğumun 16. ayından itibaren ölüme kadar değişmez.Göz oluşumu itibari ile muhafazası (göz kapağı) bulunan bir organdır. Doğal içgüdüler ile refleks olarak korunan yegane vücut parçası olan başımızda yer alır. Göz, insanın yaşamını yitirmesinin ardından canlılığını en çabuk (3 sn) kaybeden organdır.

D1000 uzak mesafe iris okuyucu Temsilciliğini yaptığımız IRIS ID firması 2014 içinde yeni ürünü olan iCAM D1000’i duyurdu. Daha uzun mesafeden (90+/25cm) iris tanımlaması yapabi-

42 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015


len cihaz diğer cihazlarda kullanılan template üzerinden çalışıyor. Yeni D1000, havalimanlarında otomatik geçiş kontrolünden uzun mesafe okuma gerektiren otopark çıkışlarına kadar birçok noktada rahatlıkla kullanılmak üzere tasarlandı. Cihaz üzerinde iris kamerasının yanında kişilerin yüz fotoğrafını da çekebilecek bir kamera bulunmakta. Hareketli kamera sayesinde kişinin boyuna göre otomatik yükseklik belirleme ve odaklama özelliği de yeni kameranın en büyük özellikleri arasında.

sistemlerin en önemli dezavantajı; parmak izinin taklit edilmesi durumunda sistemin yanılabilmesidir. Diğer bir dezavantajı, bazı kişilerin pek çok sebepten ötürü (organ eksikliği, yanma, deri hastalıkları) parmak izlerinin bulunmamasıdır. Parmak izi taklit problemi, parmak izinin alındığı parmağın canlılığını test edecek gelişmiş sensörlerin kullanılması ile giderilebilecekken parmak izinin bulunmaması probleminin çözümü bulunmadığından bu sistem bu tip kişilerde uygulanamaz.

Parmak izi Parmak izi en fazla kullanılan, taklit edilemez ve bir biyometrik bilgidir. İlk kullanılmaya başlandığı yıllardan bu yana gerek yazılım gerekse donanım alanında parmak izi sistemlerinde önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Bir otomatik parmak izi tanıma sisteminde (OPTS) parmak izi tanıma genellikle parmak izinde bulunan özellik noktalarının ve bunlara ait parametrelerin karşılaştırılması esasına dayanır. Bu

Otomatik parmak izi tanıma sisteminde (OPTS) parmak izi tanıma genellikle parmak izinde bulunan özellik noktalarının ve bunlara ait parametrelerin karşılaştırılması esasına dayanır. Bu sistemlerin en önemli dezavantajı; parmak izinin taklit edilmesi durumunda sistemin yanılabilmesidir.

Mart 2015 Güvenlik Yönetimi n 43


FOKUS

Alarm izleme merkezleri ve standartlar Bir alarm durumuna müdahale edilmesinde hızın çok önemli bir faktör olduğu sistemler; operatör için gereksiz olan tüm sinyalleri süzmeli, alarm sinyallerini de aciliyetine göre önceliklendirmelidir. Sinan KARAMAHMUT \ Ürün ve Çözüm Geliştirme Müdürü, TSE Alarm İzleme Merkezleri Konu Raportörü PRONET GÜVENLİK HİZMETLERİ A.Ş.

B

ir alarm izleme merkezini genel anlamda mal, mülk ve insanların güvenliğini tehlikeye sokan tüm eylem, acil durum veya felaketleri algılayan; ihbar eden sistemlerden gelen elektronik verilerin toplandığı, değerlendirildiği ve uygun müdahalenin başlatıldığı merkez olarak tanımlayabiliriz. Veriler sadece klasik anlamda bildiğimiz alarm sistemlerinden değil, aynı zaman da CCTV sistemleri, sosyal alarm sistemleri ve erişim kontrol sistemleri gibi kaynaklardan da gelebileceği için tanım çok

44 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015

geniş tutulmuştur. AİM kavramı tabi binanın kendisini, içindeki teknik donanım ve yazılımını, işletme prosedürlerini ve en önemlisi tüm bu ekipmanlara, prosedürlere hakim ve acil durumlara müdahale edebilecek kabiliyette özel eğitim almış personeli tarif eder. Sizce; sadece lokal bir siren ve flaşör ile alarmı bildiren bir alarm sistemi, ya da size bir otomatik arama kartı vasıtasıyla alarm durumunu kaydedilmiş bir ses veya yazılı bir metin ile bildiren bir alarm sistemi ne kadar etkili olur? Kısıtlı caydırıcılık, asılsız alarmlar, alarmı doğru analiz etme

ve doğru müdahaleyi başlatmadaki zorluklar, bu tarz çözümleri alarm merkezine bağlı bir alarm sistemine göre çok etkisiz kılmaktadır.

Alarm izleme merkezinin rolü Kaynaklardan verileri otomatik olarak alma: Veri aktarımı için en yaygın olarak kullanılan standart telefon hattı (PSTN) yerine daha güvenli ve hızlı yeni teknolojiler kullanılmaya başlandı (ISDN, GSM (ses), GSM / GPRS / 3G / 4G, internet gibi). Verileri filtreleme ve önceliklendirme: Bir alarm durumuna


müdahale edilmesinde hızın çok önemli bir faktör olduğu sistemler; operatör için gereksiz olan tüm sinyalleri süzmeli, alarm sinyallerini de aciliyetine göre önceliklendirmelidir. Alarm doğrulama: Alarm doğrulama için telefon ile teyit alma, mekana canlı ses veya video bağlantısı sağlama, çift bölge alarmı gibi teknikler kullanılır. Müdahalede bulunacak kolluk kuvvetlerin, itfaiye, ambulans gibi unsurların kaynak kullanımını olumsuz etkilememek için bu adım kritiktir. Alarmı değerlendirme: Operatör gelen alarm sinyallerin türlerinden ve doğrulamadan elde ettiği bilgiler ışığında alarmı değerlendirir. AİM’deki donanım ve yazılımın teknik yeterliliği gibi, alarm sinyalleri üreten sistemlerin kabiliyeti de bu konuda önemlidir. Doğru müdahale: Operatör değerlendirme sonucunda gerekli birim ve kişileri haberdar eder ve doğru müdahaleyi başlatır. Bir alarma müdahale de hız kadar doğru değerlendirme de elzemdir. Bir alarm merkezinin standart görevlerinden olmasa da bazı merkezler, müdahale sürecini başlattıktan sonra durumu takip etmeye devam eder; müşterisine destek verir, müşterisini gerekli geri bildirimlerde bulunur. Yine bazı merkezleri kendisine bağlı alarm sistemlerinin teknik çalışırlığını da denetler, herhangi bir aksaklık veya arıza durumunda hızlıca teknik servis yönlendirmesinde bulunur.

Alarm izleme merkezi standartları Amerika’ya baktığımızda UL Standart 827 standardı karşımıza çıkmaktadır. Avrupa’da ise uzun yıllar birçok ülke kendi yerel standardına sahiptir. Örneğin; Almanya’da Vds 2153, İngiltere’de ise alarm sistemleri için BS 5979 ve CCTV için BS 8418 esas alınan standartlardı. CoESS (Avrupa Güvenlik Servisleri Konfederasyonu) raporlarına göre

Almanya, Avusturya, Belçika, Çek Cumhuriyeti, Fransa, Hollanda, İngiltere, İrlanda ve Slovenya’da AİM’lerden gelen müdahale talepleri için polis düzenlemeler oluşturmuş. Örneğin İngiltere’de hem alarm izleme merkezi, hem de alarm sistemi montajı ve bakımı yapan firmalar asılsız alarm engelleme(yönetme) standartlarına uymalıdır. 2000 yılında Avrupa genelinde geçerli olabilecek bir standart üzerine çalışmalar başladı ve 4,5 yıl sonra “Code of PracticeforMonitoringand Alarm ReceivingCentreRequirements” adında bir taslak oluştu. Akabinde CENELEC (Avrupa Elektroteknik Standartlar Komitesi) bu taslağı esas alarak bir çalışma başlattı ve 2010/11 yıllarında 3 bölümden oluşan alarm izleme merkezleri standartlarının ilk halini yayınladı ve 2013 yılında revize etti; EN 50518-1: Görüntüleme ve alarm izleme merkezi - Bölüm 1: Yerleştirme ve yapım özellikleri EN 50518-2: Görüntüleme ve alarm izleme merkezi - Bölüm 2: Teknik özellikler EN 50518-3: Görüntüleme ve alarm izleme merkezi - Bölüm 3: Operasyon için işlemler ve özellikler IEC (Uluslararası Elektroteknik Komisyon) alarm izleme merkezleri dünya genelinde bir standart geliştirmeyi amaçlamaktadır ve bu Avrupa standartlarının bu çalışmanın bir parçası olacağı beklenilmektedir.

Türkiye’de alarm izleme merkezi standartları ve yasal düzenlemeleri Türkiye’de sadece yasal bir ge-

reksinim olmayan ve sadece çok temel gereksinimleri belirleyen “TS 13257: İş yerleri - Alarm izleme hizmeti veren - Genel kurallar” standardı mevcuttu. Asıl uygulamada “5188 Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun” ve “5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik” esas alınmaktadır. Bu kanun gereğince, alarm izleme merkezi kurma ve işletme için valilikten yeterlilik belgesi alınması zorunludur. Ayrıca kanun AİM kurucuları, yöneticileri ve çalışanları için güvenlik soruşturması gibi düzenlemeleri de şart koşmaktadır. AİM yöneticileri ve çalışanlarının temel güvenlik eğitimi almış olmaları ve alarm merkezi içerisinde güvenlik soruşturması sonucu aldıkları kimlik kartlarını üzerlerinde taşımaları gereklidir. Alarm izleme merkezleri teknik yeterliliği denetimi de emniyet birimleri tarafından periyodik olarak gerçekleştirilmektedir. Ayrıca asılsız alarmların yönetilmesi amacıyla Emniyet Genel Müdürlüğü AİM’lerin müşteri sayıları ile orantılı olarak kolluk güçlerine bulunabilecekleri ihbar sayısına limit getirmiştir ve aşımı için cezai müeyyideler belirlemiştir.

EN 50518 Avrupa alarm izleme standardı ve Türkiye EN 50518 Avrupa standardı birçok Avrupa ülkesinde resmi olarak tavsiye niteliğinde bir standart, fakat uygulamada etkileri çok farklı. Örneğin İngiltere’de bu standarda uymayan AİM’ler kolluk güçlerine müdahale için talepte bulunamıyor.

Operatör değerlendirme sonucunda gerekli birim ve kişileri haberdar eder ve doğru müdahaleyi başlatır. Bir alarma müdahale de hız kadar doğru değerlendirme de elzemdir. Mart 2015 Güvenlik Yönetimi n 45


FOKUS

Almanya’da ise, müşteri acil bir durumda hasar görmesi sonucunda dava açarsa, mahkeme AİM’nin teknik konulardaki yeterliliğini ve görevini yeterli düzeyde yerine getirebilme kabiliyetini tespit ederken bu standartları ölçüt almaktadır. Yani uygulamada Almanya’daki AİM’ler bu standarda harfiyen uymakta ve yeterlilik belgelerini almaktadırlar. Türk Standartları Enstitüsü (TSE) 13 Şubat 2015 tarihi itibariyle EN 50518 Avrupa standartlarını Türkçe olarak yayınlamıştır (TS EN 50518-1, TS EN 50518-2 ve TS EN 50518-3); TS EN 50518-1: Görüntüleme ve alarm izleme merkezi - Bölüm 1: Yerleştirme ve yapım özellikleri genel anlamda AİM binasının özelliklerini tanımlayan bu bölümün en önemli kısımları özetlenirse; AİM için risk değerlendirmesi: AİM’nin işlemesini aksatabilecek veya durdurabilecek tüm riskler (yangın, su baskını, yıldırım, araç çarpmaları gibi) tanımlanmalı ve AİM’in bu oluşumlar karşısında gerekli şartları sağlayacak şekilde nasıl işletileceği tarif edilmelidir, AİM dış saldırılara ve yangına karşı dirençler: Duvar kalınlığı ve malzemesi, kurşungeçirmez camlar, limitli açıklıklar gibi konuların tanımlanması, Giriş çıkış emniyeti: Giriş lobisi, özel kapı ve kilitler, erişim kontrol mekanizmaların tarifleri, Sağlıklı çalışma şartları: Havalandırma sistemi, dahili lavabo ve tuvaletler, acil çıkışın tarifleri, Alarm sistemi: AİM’yi ve personeli dış saldırılara ve yangına karşı alarm sistemlerinin standartları, Elektrik sistemi: Ana ve yedek güç sistemlerin tarifidir.

TS EN 50518-2: Görüntüleme ve alarm izleme merkezi - Bölüm 2: Teknik özellikler özellikleri Verilerin, işaretlerin içeri nasıl olması belirlendiği bu bölümün en

46 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015

önemli kısımları sinyal işleme ve AİM’nin genel kullanılabilirlik performansının tarifini içerir; Performans kriterleri: Gelen alarm sinyalinin türüne göre aksiyon sürelerin limitlerini tarifler, Alarm işaretlerin tarifi: Alarm işaretinin içeriğinin tarifi, Operatör eylemleri: Eylemlerin kayıt şekli ve içeriğinin tarifi, Test: Günlük ve haftalık donanım testlerin tarifi, Müşteri verileri: Müşteri verileri içeriğinin tarifi, Veriler: Tüm AİM verilerin asgari depolama süreleri, Kullanılabilirlik performansı: AİM’in standarda göre asgari çalışma süresi limiti, Acil durum planı: Tüm belirlenen risklere karşı acil durum planların işletilmesi.

TS EN 50518-3: Görüntüleme ve alarm izleme merkezi - Bölüm 3: Operasyon için işlemler ve özellikler. Bu bölümde operasyon, denetim ve kadro gibi konuları ele almaktadır; Güvenlik soruşturması: Personelin özgeçmiş ve güvenlik soruşturmasının tarifi

Eğitim: Eğitim gereksinimlerinin tarifi, Acil durum ve tahliye, Veriler: Verilerin depolanması ve silinmesi ile ilgili prosedürlerin tarifi, AİM denetimi: AİM denetimin sıklığı ve buna kimin akredite olduğunun tarifi

Yorum Bir sektörde standartların olmayışı, uygulanmaması veya denetlenmemesi bu sektörün gelişimindeki büyük engellerden biridir. Sektörün firmaları haksız rekabetten ötürü büyümek ve kaliteyi korumakta zorlanırlar. Konu güvenlik olunca bu çok vahim sonuçlara yol açabilir. Müşteriler yetersiz hizmet aldıkları vakit hem hizmetleri almaktan kaçındıkları gibi, çok ciddi zarar görebilmektedirler. AİM’lerin yetersiz işletme ve teknik altyapısı kolluk güçleri kaynak kullanımda veriminin düşmesine sebebiyet verebilir. Avrupa düzeyinde uygulanmaya başlanan bu standartlara uyulması tüm sektörün gelişimine fayda sağlayabileceği gibi AİM işleten firmaların Avrupa’da da hizmet vermeye yetkili kılacaktır.

2000 yılında Avrupa genelinde geçerli olabilecek bir standart üzerine çalışmalar başladı ve 4,5 yıl sonra “Code of PracticeforMonitoringand Alarm ReceivingCentreRequirements” adında bir taslak oluştu.



FOKUS

İzleme merkezleri

Türkiye’nin en büyük ve dünyada ilk 10’daki en güvenilir veri merkezinden sunulacak olan Atraq II uygulaması ile dünyanın en büyük ve en güvenilir veri tabanı merkezinde sunulacak olan veri tabanına standart internet tarayıcınız ile erişebileceksiniz. Okyay ŞENTÜRK / Genel Müdür COMON GÜVENLİK SİSTEMLERİ DAN. HİZ. TİC. LTD. ŞTİ.

Evet duyduğunuz dedikodular doğru… Comon ATraq’i Bulut’a taşıyor!” 2 yıla aşkın süredir üzerinde uğraştığımız ATraq II nihayet piyasaya çıkıyor. Türkiye’nin en büyük ve dünyada ilk 10’daki en güvenilir veri merkezinden sunulacak olan Atraq II uygulaması ile dünyanın en büyük ve en güvenilir veri tabanı merkezinde sunulacak olan veri tabanına standart internet tarayıcınız ile erişebileceksiniz. Böyle bir çözüm dünyada ilk kez başarılı oluyor. Comon Professionals olarak bu projenin altına imza atacağımız için çok mutluyuz.

48 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015

Neden bulut? ATraq 12 yıla yakın 49 ülkede 5400’den fazla alarm merkezine hizmet vermektedir. İlk çıktığı dönemde bile öyle teknolojiler sunuyordu ki, gerek Türkiye’de gerek dünyanın birçok şehrinde bulunan ve gelişmekte olan alarm izleme merkezleri hizmet odaklı çalışmalara başlayıp inanılmaz abone sayılarındaki büyümelere ve aynı orantıda gelirlere yol açmaktaydı. Bu 12 yıl boyunca 1000’den fazla güncellemeyle de ATraq daima hep gündemde kalmayı başaran ve dünyaca kabul gören bir yazılım olmuştur. Fakat bildiğiniz gibi her yazılımda

olduğu gibi verilerinin korunmasıyla ilgili firmaların bünyelerinde sıkıntılar çıkmaktadır. Yapılan araştırmalarda müşterilerimizin arasında sadece %3’ü gerçek bilişim güvenliği sağlamaktadır. Birçok firmanın veri tabanı hacklendi, elemanlar tarafından veriler çalınmıştır, düzgün altyapı (elektriksel, donanımsal yedekler v.b) sorunları sayesinde veri kayıpları oluştu. Bazı firmalara “...firewall almanız gerekiyor…” denildiğinde “...Modemde Firewall var ya, niye bana masraf çıkartıyorsun…” bile diyebiliyorlar. Bu yüzden bizim bilişim güvenliklerine de el atmamız gerekecekti. Bir de sürekli güncel-


leme yapmaları için de bir yöntem bulmamız gerekiyordu. Yedekleme ve acil durumda faydalanabilecekleri harici merkezleri ile ilgili de çalışma yapılması gerekmektedir. Sunucular, rack kabinler, soğutma sistemleri, UPS’ler, jeneratörler, topraklama, erişim denetim sistemleri, telefon santral, arşivleme sistemleri, yedek sistemler, işletim sistemleri ve yönetimi hatta tamamen farklı bir lokasyonda bu sistemlerden bir takım daha kurulması gerekmektedir. Tüm bunları yönetmek için ayrıca bir iş gücüne ihtiyacınız var. Tüm sistemleri ayakta tutmak için harcayacağınız ortalama 15 adam/ günün maliyetini de düşünmeniz gerekmektedir. Tüm bu maliyetleri detaylı olarak yapabildiğinizde (ki birçok firma ile konuştuğumda maliyetlendirme adı altında buna benzer çalışmayı hiç bir şekilde yapamamaktadır) göreceksiniz ki aslında alarm İzleme merkezlerini işletmek için aylık oldukça fazla bir ödemeniz var. Bu maliyetleri ve elemanlarınızın bu sistemlerin bakımlarını yaparken herhangi bir sorun ile karşılaşmamaları için bu ödemeleri ihmal edemezsiniz. Bulut sistemleri veri koruma konusunda çok profesyonel hizmetler sunmaktadır. Yukarıda bahsedilen hizmetlerin tamamını veri merkezlerinde barındırma yaparak gerekli tüm önlemleri tek kalemde karşılayabilirsiniz. Nedir bu bulut? Bu konuda çok tekniğe girmeden bir benzetme ile size bulut bilişimin ne olduğunu basitçe anlatmaya çalışacağım: Sunucularda; DVR’larda Raid teknolojisi diye teknoloji var. Raid 5 çalışma sisteminden örnek vereceğim. Şimdi bilgisayarlarda herhangi bir çalışma yaptığımızda (Word belgesi, Excel, SQL veritabanı, resim, v.b.) bunu kaydetmek

isteriz; kaydet dediğimizde bilgisayar bu veriyi sabit sürücüye (Hard disk) yazmak için veriyi paketlere bölerek sabit sürücüye gönderir. Paketlere bölmesinin sebebi ise bilgisayarda veri her zaman doğru bir şekilde kablolarla iletilmez. Bazen parazit veya buna benzer bozukluklar sayesinde gönderilen veriyi sabit sürücü anlayamaz. Bozuk bir veriyi tekrar tekrar göndermektense veriyi paketlere bölüp küçük küçük paketler gönderir ki herhangi birinde bozukluk varsa sadece o paket yeniden gönderilir. Tüm veriyi göndermek zorunda kalmazsın. Böylece zaman kaybetmez sistem. Raid’li bizim örnek sistemimizde 5 sabit sürücü var. Raid denetim kartı gelen paketi sabit sürücü sayısı -1’e böler. Bizim durumda paketi 4’e bölecektir. Paketin ilk kısmını birinci sabit sürücüye,

ikincisi 2’nci sabit sürücüye, üçüncüsü 3’e ve dördüncüsü 4’e kayıt edecektir. 5 sürücüye ise bu paketten oluşan matematiksel bir değeri kayıt eder (buna şimdilik Parity demek istiyorum) Aslında bu sistem bir veri paketini kaydetmek için harcayacağı zamandan 4 kat daha hızlı kayıt ediyor çünkü paketin bir bölümünü kayıt etmek tüm paketi kayıt etmekten daha kısadır. Dolayısıyla bu Raid düzeneği aslında çok daha hızlı… 4 kat hızlı tek sabit sürücülü sistemlere göre. Peki farz edelim bir sabit sürücümüz örneğin 5.sürücü bozuldu. Tekrar veriyi geri çağırdığımızda sistem Raid’e istek gönderecek. Resimde de gözüktüğü gibi, ilk paket sağlam. İkinci paket ise 1. bölümü kayıp etmiştir. Fakat Raid denetim kartı P’yi kullanıp diğer verilerle kayıp olan 1. bölümü tekrardan oluşturabiliyor. Biraz

Bulut sistemleri veri koruma konusunda çok profesyonel hizmetler sunmaktadır. Bahsedilen hizmetlerin tamamını veri merkezlerinde barındırma yaparak gerekli tüm önlemleri tek kalemde karşılayabilirsiniz.

Mart 2015 Güvenlik Yönetimi n 49


FOKUS

yavaşlıyor fakat yine de tek sabit sürücülü sistemden çok hızlı. Şimdi bu sistemi biraz büyütelim. Bu sefer sabit sürücüler yerine tüm dünyaya yayılan veri merkezlerinin olduğunu hayal edin. Herhangi bir veri merkezinin sorun yaşaması sizin sisteminizi durdurmuyor. Herhangi bir siber saldırı olsa; bir tane veri merkezine girmesiyle sizin verinizi elde edemiyor. Tümüne eş zamanlı girmesi gerekmektedir. Bu yüzden verinin yeri hiç bir zaman şuradadır diyemiyoruz. Veriniz tüm dünyada ve güvenliği hiç bir sunucunun erişemeyeceği bir güvenlik düzeyindedir. İşte bu yüzden biz Comon Professionals olarak ATraq II’nin sistemini Türkiye’nin en büyük ve en güvenilir bulutuna taşıdık.

türlü irtibatta bilgi paylaşımını daha detaylı gerçekleştirebiliyoruz. Daha önceki yaklaşımımız aboneye özeldi. Fakat şunu gördük ki tüm iletişimlerimiz kişiler hakkında ne kadar çok bilgi edinirsek o kadar doğru karar verme ihtimalimiz var. Diğer özellikler arasında: Faturalama Cari takip CRM (Potansiyel toplama, teklif verme, sözleşme yönetimi, satış sonrası hizmetler) Teknik servis yönetimi Depo ve stok takip Bayi yönetimi Mobil çözümler VoIP hizmeti (Doğrudan VoIP hizmeti veya mevcut VoIP santral entegrasyonları) WEB RTC Çoklu ekran desteği

Görüntülü doğrulama (Video Verification) (AEyes ile entegrasyon) IVR/web SanalPOS entegrasyonları Üçüncü parti entegrasyonlar ve senaryo oluşturma: Araç takip, bekçi tur kontrol (AGuard), telemetri (AMetri), asansör/yürüyen merdiven yönetimi, ev hapis sistemleri, yangın yönetimi, sağlık sicil denetimi ve daha bir çok uygulama daha. Üçüncü parti entegrasyonları ile senaryo oluşturma olanağınız da var. Bunun anlamını bir örnekle gösterebiliriz: AGuard sistemi ile güvenlik görevlileri online olarak turlarını yaparken, AMetri üzerinden mutfakta bulunan et dolabının ısısının yükseldiği uyarı olarak ATraq’e gelir. Operatör; turda olan görevliye bir mesaj göndererek buzdolabının kapısının kapalı olup olmadığını kontrol etmesini isteyebiliyor. Kontrolden sonra da güvenlik görevlisi elindeki AGuard cihazı ile resim çekip kapının açık kaldığı ve kendisi kapattığını Atraq’e iletebiliyor. Bu süreç tamamen otomatik hale de getirilebilir. ATraq II’nin buluta taşınmasıyla birçok hizmetin önünü de açmış bulunmaktayız. Firmaların tüm yazılım ihtiyaçlarını karşılamayı hedef edinmiş bulunmaktayız. Bunun için daha çok yolumuz var elbette artık gelecek daha yakın…

Diğer yenilikler ATraq II’de bir diğer fark edilen özellik ise artık sistemimizin merkezinde kişi var. Aboneye verdiğimiz hizmetler yerine kullanıcılara ve diğer kişilere önem vermeye başladık. Kişinin tüm profilini oluşturup (hatta bu profili Facebook, Twitter, Google+, gibi sosyal medya’dan kullanıcı izin verdiği takdirde alabiliyoruz) her

50 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015

AMetri üzerinden mutfakta bulunan et dolabının ısısının yükseldiği uyarı olarak ATraq’e gelir. Operatör; turda olan görevliye bir mesaj göndererek buzdolabının kapısının kapalı olup olmadığını kontrol etmesini isteyebilir.



FOKUS

AİM’de gizlilik temel prensiptir Alarm izleme merkezlerinin sadece birkaç monitör ve bilgisayar sisteminden oluşmadığını; alt yapı, yazılım desteği ile birlikte bunların takip ve kontrollerini yapan yetişmiş personel kalitesinin öneminin göz ardı edilmemesi gerektiği hiçbir zaman unutulmamalıdır. DOĞANKOÇ ÖZEL GÜVENLİK

A

larm İzleme Merkezi (AİM), Türkiye’de yeni gelişmekte olan bir kavramdır. Ev ve işyerlerine kurulan alarm sistemleri, bir alarm durumunda bağlı bulunduğu AİM’yi arayarak, bu merkezdeki operatörleri uyarmakta ve alarmın cinsine göre (hırsızlık, yangın, sağlık vb.) kolluk kuvvetlerinin, itfaiye ve sağlık birimlerinin olaya müdahale etmesini sağlamaktadır. AİM’lere gelecek alarmların en kısa sürede ve doğru bir şekilde kesinleştirilmesi çok önemlidir. Doğankoç Elektronik güvenliğin bu alanda eğitim almış uzman AİM operatörleri merkeze gelen tüm alarmları etkin bir değerlendirme sürecine tabi tutmakta ve bu sayede kolluk kuvvetlerinin gerekmeyen durumlarda olay yerine gitmelerini engellemektedir. Doğankoç AİM’de müşterilerimiz ve kolluk kuvvetleriyle yapılan tüm telefon görüşmeleri kesintisiz olarak bilgisayar ortamına kaydedilmekte ve bu kayıtlar altı ay süreyle saklanmaktadır. Alarm izleme merkezinde gizlilik temel prensiptir. Yetkililerden parola bilgisi alınmadan işlem yapılmaz. Müşteriden gelecek talebe göre; sistemin kurma-kapama saatleri belirtilirse eğer, bu saatler dışında giriş yapanlar rapor halinde verilebilmektedir. Ya da o saatler içinde kurma-kapama yapılmıyorsa müşteri aranarak hatırlatılmaktadır. İstendiği takdirde müşteriye sistemin her gün saat kaçta kim tarafından kurulduğu ya da kapatıldığı düzenli 52 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015

raporlar şeklinde verilmektedir. Sistemin her gün düzenli çalışıp çalışmadığı, gelen sinyallerle kontrol edilir. Problem olduğu tespit edilirse, derhal arıza listesine alınır ve teknik ekipler yönlendirilir. Alarm izleme merkezi operatörleri sistemi kurmayan müşterilerimizi arayarak hatırlatma yapar. Alarm (Soygun alarmı, yangın alarmı, gaz alarmı) geldiği anda yetkili aranır ve isteği doğrultusunda kolluk kuvvetleri, itfaiye olay yerine yönlendirilir.

Personel kalitesi göz ardı edilmemeli Alarm izleme merkezlerinin sadece birkaç monitör ve bilgisayar sisteminden oluşmadığını; alt yapı, yazılım desteği ile birlikte bunların takip ve kontrollerini yapan yetişmiş personel kalitesinin öneminin göz ardı edilmemesi gerektiği hiçbir zaman unutulmamalıdır. ÖGG elemanı yetiştiren eğitim kurumlarında alarm izleme merkezi operatörü eğitiminin verilmesi bünyelerinde alarm izleme merkezleri bulunduran birçok firmanın iş anlayışı ve kalitesini artıracaktır. Elinizdeki hizmet takibi

yazılımının kalitesi kadar; bu hizmeti takip eden ve anında hizmet verdiğiniz müşterilerinizi bilgilendiren, emniyet birimleri ile birlikte acil yardım ekiplerini olay yerine yönlendirmesini yapan personelin kalitesi ve görev anlayışı AHM merkezlerinin olmazsa olmazıdır. Bu bakımdan AHM olarak faaliyet gösteren tüm firmaların personel seçimi ve eğitimlerine katacağı yeniliklerin verilen hizmet kalitesinin daha üst seviyelere çıkmasına yararı büyük olacaktır. Bünyesinde vermiş olduğu bütünleşik güvenlik hizmetlerinde kaliteyi ve müşteri ilişkilerini belirlemiş olduğu hedefler doğrultusunda ön planda tutan, Doğankoç Grup 24 saat çalışanlarına görev bilincini ilke edindirmiştir. 24 Saat içerisinde sadece izinsiz giriş olaylarını değil yangın, su basması, gaz kaçağı, sağlık alarm hizmetleri gibi daha birçok hizmet çeşitleri ile ev, iş yeri mağazalar zinciri, fabrika ve eğitim kurumlarına kesintisiz hizmet verilmektedir. Altyapı bilgi işlem ve tüm yazılım yeniliklerini yakından takip ederek hizmet anlayışı ve kaliteyi zirveye çıkarmak temel ilkelerimizin başında yer almaktadır.



ÖZEL DOSYA

Güvenlik yönetimi Security management Güvenlik - security genel anlamı itibariyle toplum yaşamında yasal düzenin aksamadan yürütülmesi, kişilerin korkusuzca yaşayabilmesi durumu olarak açıklanabilmektedir. İzzet Murat FERT / Kıdemli Danışman FM PLUS İNTERNATİNOL CONSULTANCY

54 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015


İ

lk aşamada teknik detaylara girmeden genelden özele şekli ile güvenlik yönetimi – Security Managementın kelime anlamını incelemek ve bu detayların içeriklerini özelden genele yeniden tümleştirmek konuyu rahat anlamamızı sağlayacaktır düşüncesindeyim. İlk kelimemiz güvenlik - security genel anlamı itibariyle toplum yaşamında yasal düzenin aksamadan yürütülmesi, kişilerin korkusuzca yaşayabilmesi durumu olarak açıklanabilmektedir. Bu kelime içeriğinde ek bir detay daha taşımaktadır; bu da emniyet -safety yani yine anlamı itibariyle ortaya çıkabilecek her türlü tehlike ve kazaya karşı alınacak önlemler bütünüdür. İkinci kelimemiz yönetim – management ise yine kelime anlamı itibariyle belirli birtakım amaçlara ulaşmak için başta insan olmak üzere; parasal kaynakları, araç-gereçleri, hammaddeleri ve zaman faktörünü birbiriyle uyumlu ve etkin kullanmaya olanak verecek kararlar alma ve bunları uygulatma süreçlerinin toplamıdır.

Kelimelerin sinerjisi (1+1=3) Yukarıda belirttiğimiz açıklamaları yine kelime anlamları itibari ile birleştirdiğimiz takdirde ortaya çıkan sonuç; toplum yaşamında yasal düzenin aksamadan yürütülmesi, kişilerin korkusuzca yaşayabilmesi ve ortaya çıkabilecek her türlü tehlike ve kazaya karşı alınacak önlemlerin, başta insan olmak üzere, parasal kaynakları, araç-gereçleri, hammaddeleri ve zaman faktörünü birbiriyle uyumlu ve etkin kullanmaya olanak verecek kararlar alma ve bunları uygulatma süreçlerinin bütünüdür. Güvenlik yönetimi (Security

Koruma ve güvenlik ihtiyacı insanoğlunun yaradılışından başlayıp, günümüze değin süregelen bir olgudur. management), hiç şüphesiz adın da anlaşılacağı üzere sosyal ve matematiksel olarak insanın güvenli bir ortam içerisinde olmasını sağlayan ve sürdüren bir yönetim bilimidir. Genel olarak incelendiğinde güvenlik ve yönetim; kavramlar içerisinde bir yönetim, idare ve işletme birimi olarak ortaya çıkmasına rağmen, derinlemesine olarak incelendiğinde günümüzde kullanılan tüm ilgili disiplinlerin etkileşimi sonucu ortaya çıkan bir birleşim olarak algılanılabilir. Güvenlik yönetimi, global (Makro) ve lokal (Mikro) olarak ikiye ayrılmaktadır. Makro seviyede incelenen güvenlik yönetim ve stratejileri, mikro seviyenin kesin hatları ile belirlenmesi ile ortaya çıkmaktadır. Örneğin, mikro olarak bir kıtadan bahsediliyor olsa, makro stratejiler global dünya üzerine kurgulanabilir. Bununla birlikte; Bölge (mikro)– Kıta (makro) Ülke (mikro) – Bölge (makro) Coğrafi Bölge (mikro) – Ülke (makro) Vilayet (mikro) – Coğrafi bölge (makro) İlçe (mikro) – Vilayet (makro) Sokak (mikro) – İlçe (makro) Bina (mikro) – Sokak (makro)

şeklinde devam eden değerlendirmeler ile bina, kat, daire, ofis ve kişi şeklinde bireylere indirgenebilecek şekilde değerlendirmeler ve uygulamaları kapsamaktadır.

Güvenlik yaşamsal bir ihtiyaçtır Koruma ve güvenlik ihtiyacı insanoğlunun yaradılışından başlayıp, günümüze değin süregelen bir olgudur. Önceleri doğal şartlar ve iklimsel değişimlere karşın korunma güdüsünü geliştiren insanoğlu, vahşi yaratıklar ve hayvanlar ile karşı karşıya gelince farklı bir gelişme ile karşı karşıya kalmıştır. İnsan faktörünün doğal şartlar ile birleşmesi sonucunda sosyal, doğal, psikolojik ve fiziksel gibi yeni tanımlar da, karşımıza çıkmakta ve konunun başında basit olarak ihtiyaçlar olarak belirttiğimiz ve ilkel insan tanımlamasının ve doğasının dışına çıkan basit tepkiler fazlası ile karmaşıklaşmaktadır. Sıralanmış olan tüm bu kavramların altında yatan tek bir gerçek vardır; insan… Önceleri doğal şartlara, yaratıklara, hayvanlara ve diğer insanlara karşı kabilelerini, köylerini, mağara veya barakalarını belirli bir düzen içerisinde koruyan ilk insanların yapmış olduğu faaliyetlere güvenlik yönetimi demek yanlış mıdır? Yada, yine yaratıklara, hayvanlara ve diğer insanlara karşı, kabilesini ve ailelerini korumaları güvenlik değil midir? Bunlar doğru ise içgüdüsel olarak yaratılmış olan bu duygusal ihtiyaç, sosyolojik, doğal, psikolojik ve doğal şartların da etkileşimi ile fark-

Mart 2015 Güvenlik Yönetimi n 55


ÖZEL DOSYA

lılıklar arz etmektedir. İçgüdüsel yaklaşıma dış etkenler ile yapılan katkılar insanoğlunun sosyal yaklaşımlarına şekil vermiş ve bu şekiller gelenek ve kuralları, bu kurallar ise kanunları oluşturmuştur. Uygulamada oluşan kural ve kanunlar tesis emniyeti ve bununla ilgili çalışmaların temelini oluştururken, sosyal ilişkileri düzenleyen toplumsal kuralların oluşması ise güvenlik ile ilgili çalışmaların temelini oluşturmaktadır.

Emniyet ve güvenlik tedbirleri Günümüzde en çok duyduğumuz güvenlik yönetimi uygulaması mikro ölçekte, konut ve iş yerlerimizde bulunan güvenlik birimlerinin ilgili topluluğu istenilen ve ihtiyaç duyulan seviyede emniyetli olma halinin sağlanması için hazırlanan plan, prosedür ve uygulamalar bütünüdür. Branşlaşmayı savunan ve küreselleşen sektörlerde olduğu gibi, güvenlik sektöründe de günümüzde var olan fikir ve uygulama takımının içerisine tüm disiplinler hakkında bilgi ve fikir sahibi yeni yöneticiler katılmıştır. Güvenlik yöneticisi veya danışmanı olarak değişik makamlar ile tanımlanan bu yeni yöneticiler, insan ve ortam faktörlerini fayda ve kolaylık açısından inceleyerek maksimum verim, kalite, konfor ve minimum hata amaçlamaktadır. Danışmanlar organizasyonlarda işin özelliği, kalifiye personel ve fiziki iş ortamı açısından koordinasyon uygulamaları yapar. Temelde sosyal hayat bütünü içerisinde emniyet ve güvenlik kavramları da kesinlikle ayrılmaz bir bütünlük sağlamaktadır. Kurallar emniyet ve güvenlik standartlarını belirler ve kategorize eder; emniyet ve güvenlik tedbirleri senaryolar

56 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015

Teknolojik cihaz ve ekipmanlar, insanoğlunun doğasında bulunan emniyette olma içgüdüsü ile planlanmış senaryoların uygulanmasında uyarıcı ve yardımcı görevi üstlenmektedirler. üzerine şekillendirilmektedir. Bir mimari uygulamada sanatsal tasarımın yanı sıra mühendislik bilimi de binanın yaşamı ve şekillenmesi ile ilgili katkılarda bulunur. Bütünsel bir yaklaşım ile son kullanıcı hizmetine sunulan bina ya da tesis mimari bir eser konumundadır; fakat doğal şartlar ve son kullanıcı eylemlerine karşın gizli bir senaryo ile yoğrulmuştur. Güvenlik yönetimi ve tesis emniyeti senaryoları, yaşanabilecek doğal afet ve fiziki eylemlere karşı bina ve son

kullanıcı faaliyetlerinin dışarıdan içeriye, bina içinde ve içeriden dışarıya doğru yönelimlerinin öngörüsünü yaparak hazırlanır. Teknolojik cihaz ve ekipmanlar, insanoğlunun doğasında bulunan emniyette olma içgüdüsü ile planlanmış senaryoların uygulanmasında uyarıcı ve yardımcı görevi üstlenmektedirler. Binada oluşan bir titreşim, bir patlama, ani aydınlanma veya bir hareketlenme sonucunda panik psikolojisine ve bir toplum hareketine dönüşebilecek eylemlerin bina veya tesiste bulunan kişilere minimum zararı vermesi hesaplanarak yine insan içgüdüsüne dayanılan fakat proaktif yaklaşım ile önceden belirleme yöntemi kullanılarak senaryolar haline getirilir ve uygulanır. Oluşturulan senaryolarda kullanılan proaktif yaklaşımlar suçlu gibi düşünme ve buna karşı aksiyon oluşturma döngüsünden ibarettir. Yapılacak çalışmalarda örneklemelerin maksimum seviyede tutulması ve suç bilimi kullanılarak teknolojinin psikoloji ile desteklenmesi gerekmektedir. Teknolojik olarak güçlendirilmiş tesislerde, öngörülü senaryolar ile hazırlanmış tesis emniyet prosedürleri ve psikolojik sapmalara karşı ani uyum gösterebilen iyi eğitimli güvenlik personeli bütünü güvenilir tesis ortamı oluşturacaktır.



ÖZEL DOSYA

k i l n e Güv mi i t e n yö i r e l ç süre

Planlama sadece üst düzey yönetime ait bir görevde değildir. Bu bağlamda güvenlik yöneticileri gelecek planlarını; organizasyondaki pozisyonlarına bakmaksızın yerine getirmek zorundadırlar. Bülent AKSARAY / GÜSOD Genel Sekreteri

B

ütün yönetim süreçlerinde olduğu gibi güvenlik yönetim sürecinde de görevler; planlama, organize etme, yönetme, koordine etme ve denetleme bileşenlerinden oluşmaktadır. Planlama; güvenlik yöneticilerinin gelecek faaliyetlerinin ne olacağını tahmin etmesi

58 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015

yani bir anlamda ihtimalleri belirlemesidir. Planlama sadece üst düzey yönetime ait bir görevde değildir. Bu bağlamda güvenlik yöneticileri gelecek planlarını; organizasyondaki pozisyonlarına bakmaksızın yerine getirmek zorundadırlar. Planlamalar yakın vade de oluşan ihtiyaçlardan ve acil görevlerden, uzun vadede ki

hedeflere, basitten karmaşığa, şirket genelinde bölümlerin ihtiyaçlarına göre değişiklikler ihtiva eder. Sonuçta planlama; çapı ne olursa olsun her birim yöneticisi tarafından yerine getirilmesi gereken bir görevdir. Yöneticinin pozisyonu yükseldikçe planlama süreci daha karmaşık hale gelir ve planlama süresi uzar. Orga-


nize etme sürecini; belirlenen hedefe ulaşmak üzere zamanın detaylandırılması, işlerin ve ekipmanın düzenlenmesi olarak ifade edebiliriz. Aslında planlama ve organize etme olgusu iç içe geçmiş faaliyetlerdir. Bu süreçteki en önemli noktalardan biride astlara gerekli yetki ve sorumlulukların devredilmesidir. Yönetme sürecinde; planlanan ve organize edilen hususlar kapsamında yöneticiler astlarının yani çalışanlarının faaliyetlerini yönlendirirler ve onlara yol gösterirler. Diğer bir ifade ile yönetme; yalnız başına yerine getirilebilecek bir faaliyet değildir. Bu bağlamda planlama ve organize etme süreci ile birlikte mütalaa edilmelidir. Koordinasyon; organizasyonun diğer önemli bir bileşenidir. Görevlerin etkili ve ekonomik olarak icra edilmesi yine etkin bir koordinasyon ile gerçekleştirilebilinir. Koordinasyon konusu yöneticilerin belki de en önem vermeleri gereken faaliyetlerden birisidir. Organizasyonlarda verilen direktifler yanlış anlaşılabilir, kurallar çalışanlar tarafından ihlal edilebilinir veya hedefler farkında olunmadan yön değiştirebilir. İşte bu durumlarda kontrollün önemi ön plana çıkacaktır. Aslında kontrolün yani denetimin kendiside bir planlama faaliyetidir ve önceden hazırlanmış planlara uyulmasını ve sadık kalınmasını dikte eder. Ama yönetimin diğer fonksiyonlarında olduğu gibi bağımsız olarak yerine getirilemez.

Güvenlik organizasyonunun ilkeleri 1. Mantıksal bir iş bölümü yapılmalı ve görevler bu planlama

Koordinasyon; organizasyonun diğer önemli bir bileşenidir. Görevlerin etkili ve ekonomik olarak icra edilmesi yine etkin bir koordinasyon ile gerçekleştirilebilinir. çerçevesinde paylaştırılmalıdır.

2. Yetki ve sorumluluklar mümkün olduğunca açık ve kesin olmalıdır. 3. Denetim etkin olarak sağlanmalı; denetimi sağlayıcıların kontrol görevini icra etmesi konusu kolaylaştırılmalıdır. Bu bağlamda yeterli sayıda denetim görevlisi istihdam edilmelidir. 4. Güvenlik organizasyonu bütünlük içermeli; yönetirken resmin bütünü görülebilmelidir. 5. Yapılanma; genel güvenlik organizasyonunun asıl hedefine göre tesis edilmelidir. 6. Sorumluluklarda güvenlik organizasyonunun hedefine uygun olarak dağıtılmalıdır. Güvenlik organizasyonu yapıları biçimsel olarak şekillendirildiğinde iki boyutludur. Organizasyon şemasında yatay düzlemler sorumluluk alanlarının bölümlerini gösterirken dikey düzlemler ise yetki ve mevkii seviyelerini belirlemektedir. Bu bağlamda organizasyon şemaları görev ayrımlarını belirlerken bölümlerdeki

görevlilerin altlarındaki görevlileri ve üstlerinin kimler olduğu ilişkisini de tesis etmektedir. Güvenlik organizasyon yapılarını biçimsel organizasyon yapıları ve biçimsel olmayan organizasyon yapıları şeklinde tasnif edebiliriz. Aralarındaki en belirgin fark raporlamadır. Organizasyon yapısı ne olursa olsun güvenlik yöneticisinin; organizasyon dahilinde alt seviyelerde de bölümler arası bir yapıların oluştuğunu göz ardı etmemelidir. Sonuçta organizasyon yapılarının katı olmaması gerçeği göz ardı edilmemelidir. Çünkü bu yapılar; tahsis edilen bütçenin yanı sıra değişen hedefler ve şartlarla bağlı olarak büyüme ile entegre olmak zorunluluğundadırlar. Organizasyonda güvenliğin rolü Organizasyonlarda güvenlik yapılarının en dikkat çeken rolleri şüphesiz koruyucu olma misyonlarıdır. Bu görev aslında sadece varlıklar ve çalışanlarla sınırlı değildir. Yani bu süreçte çalışan ziyaretçilerinden müşterilere kadar geniş bir yelpaze söz konusudur. Suçun ve kayıpların önlenmesi stratejisini; aslında koruyucu roldeki bir güvenlik işlevi olarak tanımlayabiliriz. Koruyucu güvenliğin alt kategorileri de mevcuttur. Bunlar; özel hizmetler(yöneticilerin ev güvenlikleri, koruma, acil durum v.b), eğitim hizmetleri ve yönetim hizmetleridir.

Güvenlik personeli yönetimi Güvenlik personelinin yönetim süreçlerinden en önemlilerinden biriside işe alım sürecidir. Bu sürecin aşamaları; iş başvurularının kabulü, mülakat (bir-

Mart 2015 Güvenlik Yönetimi n 59


ÖZEL DOSYA

den fazla mülakat icra edilebilir) , geçmişin sorgulanması, seçim ve işe başlatmadır. Bu süreç özen ve dikkatle yönetilmelidir. Mülakatlar seçim aşaması için çok önemlidir. İşe alım sürecinde güvenlik yöneticileri insan kaynakları birimleri ile koordineli çalışmak zorundadırlar. Güvenlik organizasyonlarının yapısının temeli işin tanımlanmasından geçmektedir. Bu bağlamda işin tanımlanmasında doğruluk ve bütünlük ön plana çıkmaktadır. İşe alınanların işle eşleştirilmesinin yanı sıra eğitiminde işle eşleştirilmesi de önem arz etmektedir. Bu süreçlerin iyi yönetilmesi başarı için önemlidir. İş tanımına dayalı performans değerlendirmesi ölçü olmalı ve güncel faaliyetleri ve sorumlulukları yansıtmalıdır. Kötü iş performansının asıl nedenlerinden biride hiç şüphesiz yetersiz eğitimdir. Verilecek eğitimin çeşitliliği güvenlik organizasyonunun ihtiyaçları ile paralellik arz etmelidir. Bu konuda hazırlanacak güvenlik kılavuzları/el kitapları önem arz etmektedir. Bu kılavuzlar acil telefon bilgilerinden uygulanan güvenlik politikalarına kadar bir dizi güncel bilgiyi içerecektir. Kısaca etkili eğitim; eğitsel, bilgilendirici ve beceri geliştirici bir süreci içerir. Güvenlik organizasyonlarında disiplin öncelikle denetleyicilerin sorumluluğundadır. Etkili disiplin etkili iletişimden geçer; amaç cezalandırmak değildir ve eylemleri düzeltmeğe yöneliktir. Güvenlik yönetim süreçlerinde pozitif bir algı oluşturmak önemlidir. Her organizasyonda olduğu gibi güvenlik organizasyonlarında da moral ve motivasyon çok

60 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015

önemlidir ve güvenlik yöneticileri tarafından iyi yönetilmelidir. Güvenlik görevlerin de güvenlik görevlisine sorumluluk vererek ona bireysel başarı ve öz tatmin için olanak sağlamak ve performansını takdir ederek onurlandırmak ve bu bağlamda ilerlemesini teşvik etmek başarının temelindeki faktörlerin başında gelmektedir. Özetle güvenlik yöneticisi motivasyonu kaybettirici faktörlerden ve davranışlardan mümkün olduğu kadar kaçınmalıdır. Güvenlik yönetim süreçlerinde önem arz eden diğer konulardan biride terfiler ve kariyer planlamalarını etkin yönetimleridir. Organizasyonlarda dikey hareketler, yükselişler aynı zamanda duygusal karşılığı da olan olaylardır. Terfide; en iyi nitelikleri olan adayların belirlenmesi gayreti sürecin doğru yönetildiğinin işareti olarak görülmelidir.

Kötü iş performansının asıl nedenlerinden biride hiç şüphesiz yetersiz eğitimdir. Verilecek eğitimin çeşitliliği güvenlik organizasyonunun ihtiyaçları ile paralellik arz etmelidir.



SEKTÖRDEN

“Güvenl sistemle “Güvenli hayat için güvenlik sistemleri şart”

Güvenliğin Türkiye’de artık bir ihtiyaç olduğunu vurgulayan Han Elektronik Genel Müdürü Hakan KASAP; şirketler kurulurken güvenlik konseptinin de ön planda tutulduğuna dikkat çekti. Türkiye’de kullanıcıların bilinçlendiğini vurgulayan Kasap; Avrupa ile aynı çizgide ilerlediğimizi söyledi.

Güvenlik sektörünü artılarıyla ve eksileriyle değerlendirebilir misiniz?

Han Elekronik olarak sektörde 13. yılımızı kutluyoruz. Güvenlik sektörü dünyada da Türkiye’de hızlı gelişiyor. Özellikle son 3 yıldan beri ivme daha da hızlandı. Yeni üretici firmaların yeni ürünleriyle pazar her sene olduğu gibi daha da kızışıyor. Aslında dünyada güzel bir rekabet var. Teknoloji geliştikçe kameralara yeni fonksiyonlar ekleniyor. Kameraların çözünürlükleri artıyor; aynı oranda talepte artıyor. Güvenlik sistemleri artık bir ihtiyaç olarak görülüyor. Örneğin yeni bir şirket kuruluyor. Şirket ihtiyaçları düşünülürken güvenlik konsepti de dikkate alınıyor. Son iki yıldan beri kamera ve alarm sistemi standart hale geldi. Hangi sektörde olursa olsun. Esnaf mahalle arasında ufak bir tekel bayi açmayı düşünse bile alarm sistemini ve güvenlik sistemini mutlaka yaptırıyor. Kullanıcıdaki

62 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015

bilinçte; talepte artıyor. Talep arttıkça firmalar arasındaki rekabette kızışıyor. Fiyatla, teknik özellikle rekabet halinde olunması son kullanıcıya artı olarak dönüyor. Güvenlik artık çok ciddi bir ihtiyaç olarak görülüyor. Şöyle ki son bir iki seneden beri artık insanlar güvenlik sistemlerini ihtiyaç olarak görüyorlar. Maddi kayıpların dışında can kaybı da oluyor. Bunları engellemek, caydırıcılık unsurunu artırmak için güvenlik sistemleri tüm işletmelere ve evlere girmeye başladı. Bu sistemlerin giderek artacağını hayatımızda daha çok yer kaplayacağını düşünüyorum.

Türkiye’de sektörün geleceğini nasıl görüyorsunuz? Türkiye’de güvenlik sektörünün geleceğini iyi görüyorum. Zamanla işini iyi yapmayan tüccar zihniyetli firmaların kar marjları düşecek. Profesyonel çözümler sunan firmalar sektörde yoluna devam edecek.

Sistemlerin artmasını özel hayata müdahale olarak düşünüyor musunuz?

Kamera adedi olarak Avrupa’nın çok gerisindeyiz. Mesela Londra’da her sokakta her yerde binlerce kamera var. Türkiye’de özel hayata müdahale aşamasına gelmedik. En fazla sokakların başında bir tane mobese kamerası vardır. Kapınız önündeki küçük işletmede vardır. Ama Avrupa’da her yerde, her köşe başında kamera var. Biliyorsunuz Fransa’da mizah dergisi Charlie Hebdo’ya düzenlenen saldırıda kameraların ne kadar faydalı oldukları ortaya çıktı. Çok çabuk kişi tespiti yapıldı, kişiler bulundu. Güvenli bir hayat sürebilmek için güvenlik sistemleri şart.

Sizce sektörde yaşanan en önemli sorun nedir? Her sektörde olduğu gibi güvenlik sektöründe de yaşanan sıkıntılar var. Ama bunun arkasına sığınmamak gerekiyor. Siz işinizi iyi yapacaksınız, bu sıkıntıları arkanız-


Hakan KASAP / HAN ELEKTRONİK Genel Müdür

l eri

da bırakacaksınız. Yoksa sıkıntılar bitmez. Sektörde en büyük sorun devlet denetimi eksik. Önüne gelen kamera sistemi takabiliyor. İsteyen istediği yerde güvenlik sistemi satabiliyor, bunun bir yaptırımının olması lazım. Derneklerimiz bunlarla ilgili çalışmaları sürdürüyorlar. Umarım gelecekte işin ehli insanlar, işin eğitimi almış insanlar bu işi yaparlar. Bu iş zincirleme yurt dışından ürünü getiren firmadan başlıyor. Yurt dışından istediği ürünü getiriyor, vergi ödemiyor. Her önüne gelene malı satıyor. Fatura yok hiçbir şey yok, rahat rahat satıyorlar.

Sektörde haksız rekabet olduğunu düşünüyor musunuz? Merdiven altı firmalar her sektörde olduğu gibi bizde de var. Yurt dışından düşük beyanla ürün getiriyorlar. Güvenlik kameralarında yüzde 20 ÖTV var. Düşük beyanlarla getirdikleri zaman yüzde 25 avantajlı olmuş oluyorlar. Toptan satışta distribütörün kar marjı zaten düşük. Yüzde 25 kar marjıyla

artı olarak çıkıyorlar. Denetimler eksik olduğu içinde maalesef devam ediyorlar. İnternet üzerinden satış yapan firmalar var. Biraz bakış açısıyla ilgili aslında bu durum. Bizim yıllardır çalıştığımız Van bayimiz var. Onla aramızda geçen bir diyalog sektördeki itibarın ne kadar düştüğünü gösteriyor. O diyalogu kısaca anlatayım. 8 yıl önce proje yapmaya askeriyeye gidiyor. Oranın komutanı kapıda karşılıyor, arkadaşımız helikopterle alıyorlar. Gerekli karakola götürüyorlar. Güvenlik sistemi yapan firmanın temsilcisi gelmiş diye saygıyla dinliyorlar. Kameraların nerelere konumlandırılması gerektiğini ne kadar önemli olduğunu dinliyorlar. Aradan yıllar geçiyor, yine asgari bir projeye gidiyor bizim bayimiz kapıda uzman çavuş bile karşılamıyor. O kadar ayağa düşürülmüş bir şey. Çok ciddi bir iş yapıyoruz. Kamera çevre güvenliğinde mi kullanılacak kişi güvenliğinde mi kullanılacak? Maalesef son kullanıcıda bilinçsiz olduğu için, bir kamera koyalım yeterli diyorlar. Bütün odayı bütün yeri göstersin geniş açı olsun mantığı var. Bir kamera her yeri gösterecekse insanlar zoomlu kameraları neden üretiyor. Türkiye’de öyle bir algı var. Projelendirme çok önemli, kişi tespiti yapabilecek bir kamera kuruldu mu kurulmadı? Bir soygun oluyor polis incelediği görüntülerden bir şey anlayamıyor. Bakıyorsunuz bir karartı sizi soymuş. Ortada bir şey yok. İşin ehli olan vasıflı insanların bu projelendirmeyi yapmaları gerekiyor.

2015 yılından beklentileriniz nelerdir? Biz yatırımlarımıza devam ediyoruz. Güvenlik sektöründe 2015 yılı daha iyi geçecek. Biz Han Elektronik olarak fiyat odaklı çalışmıyoruz. Biz kendimizi ve ürünümüzü baz

alıyoruz. İyi hizmet karşılığı iyi ürünler satıyoruz.

Türkiye’deki güvenlik sektörü ile Avrupa’daki sektörü kıyasladığınızda nasıl farklılıklar gözlemliyorsunuz? Dünyadaki güvenlik sektörünü çok yakından takip ediyoruz. En son Dubai’de yapılan güvenlik fuarına Han Elektronik olarak katıldık. Teknik ekibimizle gidiyoruz. Yeni teknolojileri yeni çıkan ürünleri inceliyoruz. Her sene İngiltere’ de güvenlik fuarı oluyor, yakından takip ediyoruz. Uzakdoğu’daki fuarları yakından takip ediyoruz. Güvenlik sektöründeki teknolojileri yakından takip ettiğimiz için ben Avrupa’nın çok gerisinde olduğumuzu düşünmüyorum. Türkiye’de çok başarılı firmalar var. Başarılı ithalatçılar, hizmetini iyi yapan firmalar var. Bilinç olarak aynı seviyede değiliz ama hizmet kalitesi bakımından Türkiye’de Avrupa’daki güvenlik firmalarıyla rekabet edebilecek firmalarımız var. Türkiye’deki son kullanıcı bilinci yavaş yavaş artıyor. Biliyorsunuz her sektörde olduğu gibi güvenlik sektöründe de bizim insanımız fiyat odaklı çalışıyor. Çözünürlüğün, kayıt kapasitelerinin ne olduğunu bilmiyor. Firmanın önerdiği ürünleri almak istiyor tabi bunu karşılaştırırken de bilinçli ve bilgili olmadığı için bu konuda proje firmalarının onları yönlendirmeleriyle bir yere kadar gidebiliyor. Sonuçta iş dönüyor dolaşıyor fiyata odaklı oluyor. Uygun fiyatı veren projeyi kazanıyor. Bundan 4- 5 sene önce daha vahim bir durum vardı. Her geçen gün son kullanıcı da bilinçleniyor. Teknolojiye artık çok çabuk erişebildiğiniz için internetten tüm bilgilere ulaşabiliyorsunuz. Dergileri takip edebiliyorsunuz. Türkiye’de son kullanıcıda da bilinç artıkça Avrupa’yı geçebilecek kapasite var.

Mart 2015 Güvenlik Yönetimi n 63


SEKTÖRDEN

“Yasal dnleme “Yasal düzenlemeler taleplerin çok gerisinde”

ICF Airports Güvenlik Müdürü V. Ilgaz ARNAZ ile röportaj yaptık. Özel güvenlik sektörünün hızlı bir şekilde büyüdüğünü, buna karşın yasal düzenlemelerin taleplerin çok gerisinden geldiğini belirten Arnaz; özel güvenlik sektörünün etkinliğinin artmasının ciddi bir istihdam artışı yaratacağını söyledi.

Türkiye’deki güvenlik sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye’de güvenlik sektörü; çok hızlı büyüyen ve içeriği itibarı ile de bundan sonra büyümeye devam edecek bir sektör. Ancak ne yazık ki ülkemizde diğer birçok konu gibi özel güvenlik sektörü ile ilgili yasal düzenlemeler, bu sektördeki uygulamaların ve taleplerin çok gerisinden geliyor. Özel güvenlik sektörünün etkinliğinin artması ciddi bir istihdam artışı yaratacağı gibi devlet eliyle yürütülmekte olan birçok iş ve eyleminde bir yük olarak devletten alınarak daha verimli bir şekilde yapılmasını sağlayacaktır. Özel sektörün etkin olduğu tüm gelişmiş ülkelerde ki örneklere baktığımızda, devletin etkin yasal düzenlemeler yaparak birçok noktada güvenlik hizmetlerini özel güvenlik şirketleri eliyle yaptığını görüyoruz. Ülkemizde sektörün büyümesi, bu sektördeki istihda-

64 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015

mın artması önündeki en önemli engelin yasal düzenlemelerdeki yetersizlikler olduğu görüşündeyim.

Havaalanlarında uygulanan güvenlik tedbirlerini yeterli buluyor musunuz? Havaalanlarındaki güvenlik tedbirlerinin yeterli olup olmadığı konusu genel bir değerlendirmeden ziyade, havaalanı özelinde ulusal ve uluslararası mevzuata ne ölçüde uyulduğu ile ilgilidir. Bilindiği üzere ülkemiz hem ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Organizasyonu) hem de ECAC (Avrupa Sivil Havacılık Konferansı) kurucu üyesidir. Bu itibarla Türkiye; ICAO ve ECAC mevzuatlarına tam olarak uyacağını uluslararası anlaşmalarla taahhüt etmiş bir ülkedir. Bu mevzuatlara ek olarak ülkemizin uzun zamandır yaşamakta olduğu terör sorunu sebebi ile uluslararası güvenlik kurallarının yanı sıra bu kuralların dayatma-

dığı daha sert güvenlik önlemleri de uygulanmaktadır. Uluslararası hava trafiğine açık havaalanlarımız ICAO ve ECAC tarafından denetlenmekte ve bulgular raporlanmaktadır. Bu noktada, güvenlik uygulamalarında en zor husus havaalanlarındaki güvenlik yapılanmasındaki çok başlılık ve eşgüdümüm sağlanması hususudur. Mülki idare amirlerine bağlı polis, jandarma, DHMİ özel güvenlik, gümrük muhafaza ve özel sektör tarafından işletilmekte olan havaalanlarında görev yapan özel güvenlik birimleri tarafından ifa edilmekte olan güvenlik hizmetleri, ihtisaslaşma sorunları, tayin ve terfiler, sayı tesbitlerindeki isabetsizlikler gibi hususlar sebebiyle zaafiyete uğramaktadır. Diğer bir önemli sorun ulusal ve uluslararası mevzuat hükümlerinin yorumlanmasındaki hatalardan ortaya çıkmakta olup Türkiye genelinde yapılan uygulamalarda


V. Ilgaz ARNAZ / ICF Airports Güvenlik Müdürü

eler tam bir yeknesaklık sağlanamamaktadır.

Avrupa Sivil Havacılık Konferansının (ECAC) üye ülkelerdeki faaliyetlerinden detay verebilir misiniz? Bilindiği üzere ECAC bugün itibarı ile 44 üye ülke ile faaliyet gösteren ve Avrupa Sivil Havacılığına yön veren en önemli kuruluştur. ICAO ve Avrupa Komisyonu tarafından dikte edilen tüm güvenlik kurallarını da kapsayan bir doküman (Document 30 ) ECAC tarafından hazırlanarak yürürlüğe konmuştur. Bugün 13. versiyonu yürürlükte olan ve üye ülkelerdeki sivil havacılık güvenliği uygulamalarında bağlayıcı olan bu doküman çerçevesinde yapılan uygulamalar, üye ülkelerin talepleri doğrultusunda ECAC tarafından yerinde denetlenmektedir. Bu çerçevede ECAC tarafından sertifikalandırılmış 34

Özel güvenlik sektörünün etkinliğinin artması ciddi bir istihdam artışı yaratacağı gibi devlet eliyle yürütülmekte olan birçok iş ve eyleminde bir yük olarak devletten alınarak daha verimli bir şekilde yapılmasını sağlayacaktır. denetçi tarafından yürütülen bu denetimlere Türkiye’den benim de içinde bulunduğum sadece 2 sertifikalı denetçi katılmaktadır. Ülkemizde uluslararası sivil hava trafiğine açık havaalanlarında da yapılan bu denetim sonuçları ilgili ülkenin sivil havacılık otoritesine bildirilmekte ve uyumsuzlukların giderilmesi takip edilmektedir. Üye ülkelerin sivil havacılık güvenliği uygulamalarına yeknesaklık getirmeyi amaçlayan bu denetimler oldukça kapsamlı denetimler olup havaalanının kapasitesi ile orantılı olarak 4 ila 6 denetçi tarafından yapılmakta ve 6-8 gün sürmektedir. Gerek Türk Sivil Havacılığı’nda arzu edilen güvenlik performansını sağlamak gerekse yukarıda bahsedilen uluslararası sivil havacılık güvenliği denetimlerinde başarılı olmak amacıyla Sivil Havacılık Genel Müdürlüğümüz tarafından son derece kapsamlı ve özverili çalışmalar yapılmaktadır. Bu çerçevede Türk Sivil Havacılık Güvenliği’nin hukuki dayanakları ve ilgili tüm ulusal mevzuatımız her yıl gözden geçirilerek gerekli düzenlemeler yapılmakta ve mevzuatımız ECAC dahil olmak üzere uluslararası

platformda taraf olduğumuz ilgili anlaşmalara uygun hale getirilmek üzere güncellenmektedir.

Havaalanlarında gözlemlediğiniz en önemli güvenlik zafiyeti nedir? Bu alanda benim gözlemlediğim en önemli zafiyet yukarıda da belirttiğim üzere ülke genelinde uygulanan güvenlik önlemlerinin yeknesaklıktan uzak olması ve bu kuralların uygulayıcısı durumunda bulunan kişilerin gerek tayin terfi gibi sebeplerle gerekse düşük ücret ve zor çalışma koşulları sebebiyle oluşan personel sirkülasyonu nedeniyle yeterli bilgi ve tecrübe birikimine ulaşamamalarıdır.

Güvenlik sektörünü değerlendirdiğinizde geçtiğimiz yıllara göre sektörde ilerlemeden söz edilebilir mi? Birçok diğer sektörde olduğu gibi bu sektörde de özel sektörün lokomotif rolü ile ilerlemeler sağlanmakta. Henüz mevzuatta yer almayan ve/veya kanunda tarif edilmeyen bazı kollarda özel güvenlik şirketlerinin geliştirdiği yaratıcı çözümler ve bazı şirketle-

Mart 2015 Güvenlik Yönetimi n 65


SEKTÖRDEN

rin sağladığı know-how taransferleri ile oldukça önemli gelişmeler sağlandı. Eş zamanlı olarak gerek özel güvenlik şirketleri gerekse sektörde faliyet gösteren STK’larında desteği ile mevzuat geliştirildi ve geliştirilmekte. Ancak hala Avrupa’nın oldukça gerindeyiz.

Sizce sektörün en büyük eksiği nedir? Benim gördüğüm kadarı ile Özel Güvenlik Kanunu mevcut durumu karşılamakta çok yetersiz. Özel güvenlik uygulamalarının alanının genişletilmesi, özel güvenlik görevlilerinin yetkilerinin net tanımlarının yapılması ve özlük haklarının geliştirilmesi en öncelikli hedef olmalı. Havaalanlarında yapılan detaylı aramalar çoğu zaman özel hayata müdahale olarak düşünülüyor. Siz bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz. Demokratik bir ülkede yapılan yasalara uymak özel hayata müdahale olarak düşünülmemelidir. Bizim uygulamakta olduğumuz

66 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015

önlemlerin çok daha sert biçimleri, özel hayata müdahalenin asla kabul görmediği Avrupa ülkelerinde tavizsiz uygulanmaktadır.

Sizce farklı güvenlik tedbirleriyle aramalarda kaybedilen süre en aza indirilebilir mi? Teknolojinin hızla gelişmesi bu anlamda kolaylıklar üretmiştir. Halen ECAC bünyesinde devam eden çalışmalarla uluslararası mevzuata teknoloji kullanımı ile ilgili ekler yapılmaktadır. Ancak uygulamaların etkinliği ve kullanılacak bu tip cihazların yolcu ve kullanıcılar üzerindeki etkilerinin

tam olarak anlaşılması zaman almaktadır.

Avrupa ile Türkiye’yi kıyasladığınızda hangi farklılıkları gözlemliyorsunuz? Havaalanlarındaki uygulamalar açısında değerlendirmem gerekirse, temel fark anlayış farkıdır. Bu fakı kapatabilmenin tek yolu ise eğitim bazlı sosyolojik gelişimdir. Kuralları doğru belirlemek, bu kuralları uygulayacak insanları iyi yetiştirmek ve kurallara uyması beklenen insanlarda bu kuralların kendi güvenlikleri için uygulanmakta olduğu algısını yaratmak; işte fark budur.

Özel Güvenlik Kanunu mevcut durumu karşılamakta çok yetersiz. Özel güvenlik uygulamalarının alanının genişletilmesi, özel güvenlik görevlilerinin yetkilerinin net tanımlarının yapılması ve özlük haklarının geliştirilmesi en öncelikli hedef olmalı.



ELEKTRONİK GÜVENLİK

Geçiş kontrol çözümlerinde akıllı telefon ve mobil cihaz dönemi HID Twist & Go ile geçiş kontrolünde kullanılan kartların yerini cep telefonları ve mobil cihazlar alıyor. SENSORMATİC GÜV. HİZ. TİC.A. Ş.

T

ürkiye’nin önde gelen elektronik güvenlik distribtörlerinden Y3K Güvenlik Teknolojileri A.Ş; yeni çözümü HID Twist & Go ile geçiş kontrolünde yeni bir dönem başlatıyor. Yeni teknolojide tuş paneli ya da akıllı kartların yerini akıllı telefonlar ve mobil cihazlar alıyor. Sistem, giriş kartlarını evde unutma ya da kaybetme riskine karşı kişilerin sürekli yanlarında taşıdıkları cep telefonlarını ya da mobil cihazları kullanarak giriş çıkış yapmalarına imkan veriyor. Telefonu okuyucu-

68 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015

da özel bir hareketle çevirerek ya da yaklaştırarak güvenli ve rahat bir geçiş sağlanıyor. Kullanıcılar cep telefonu ya da mobil cihazlarına indirdikleri bir uygulama sayesinde kendi mobil kimliklerini oluşturuyorlar. Şirketler ise HID Güvenli Kimlik Servis Portalı üzerinden yeni kimlik yaratma ya da kimlik iptali gibi işlemleri kolay ve hızlı bir şekilde gerçekleştiriyorlar. Geçiş kontrol sistemleri, endüstriyel tesislerde, iş yerlerinde ya da okullarda; kısaca insanların giriş ve çıkışlarını kontrol altına alınmasının ihtiyaç

duyulduğu her yerde kullanılıyor. Sistem, bir işletmede kontrol edilmesi ve yetkilendirilmesi istenen bölümlere sadece ilgili kişilerin girmesini sağlıyor. Tüm giriş-çıkış hareketleri ilgili sisteme kaydederek, detaylı raporlama gerçekleştiriyor. Geçiş kontrol çözümleri bir işletmenin güvenliği için olmazsa olmazları arasındadır.

Mobil geçiş çözümleri IPhone® ve Android ™ işletim sistemine sahip pek çok akıllı telefon ve tablet gibi mobil cihazları destekleyen bu yeni çözüm,


mükemmel bir uçtan uca kimlik yönetimi, gelişmiş bir kullanıcı deneyimi ve geleceğin mobil uygulamaları için kolay bir yöntem sunuyor. Mobil geçiş çözümleri, sadece akıllı mobil cihazı yaklaştırarak ya da patentli “Twist and Go” özel hareketi ile kapıların açılmasını sağlayan kolay ve güvenli geçiş deneyimi sunuyor, uzaktan kontrol ile kapı giriş-çıkışlarını mümkün kılıyor. Güvenli kimlik yönetimi süreci içinde, kapıları açmak için daha basit, daha güvenli ve uygun bir yöntem bu çözüm anahtarlı ya da kartlı geçişe alternatif olarak, Bluetooth Smart ve NFC özellikli akıllı telefonlar ve diğer mobil cihazların kullanıldığı organizasyonlar için yenilikçi bir yaklaşımı sunuyor. Daha güvenli bir geçiş kontrol çözümüne sorunsuz adaptasyon için, mevcut kart okuyucuları yeni mobil kimlikleri destekliyor. HID mobil geçiş sistemi, şirketin mobil-etkin iCLASS SE® ve/veya MultiClass SE® okuyucuları ile

kullanılıyor. Sistem, kullanıcıları yönetme ve mobil kimlik yaratma veya iptali için mobil kimlikleri, HID mobil geçiş uygulamalarını ve HID güvenli kimlik hizmetleri portalını içeriyor. Bununla birlikte, mobil-etkin okuyucular, hem kartları hem de mobil cihazları kullanmak için için esnekliği optimize eden iCLASS Seos®, iCLASS SE, standart iCLASS®, Mifare® ve MIFARE® DESFire® EV1 gibi 125 kHz HID Prox ve yüksek frekanslı teknolojileri ile birlikte çalışabiliyor. Ödüllü Seos teknolojisi ile güçlendirilmiş, HID mobil geçiş çözümü farklı aksesuarlara ya da uzantılara ihtiyaç duymadan, kapıların akıllı telefonlar, tabletler yada mobil cihazlar tarafından açılmasını sağlamak üzere dijital kimliklerin yaratılmasını ve yönetimini sağlıyor. Bazı büyük üniversiteler ve işletmelerde yapılan pilot çalışmalarla başarısını kanıtlamış olan HID mobil geçiş çözümü, müzik indirmek kadar kolay ve doğrudan yapılan bir işlemle; mobil kimlik yaratma süreci ile birlikte daha güvenli, esnek ve kullanışlı bir geçiş kontrolü sunuyor.

HID güvenli servis portalı HID Global, kullanıcı dostu HID güvenli kimlik servis portalı ile benzersiz ve son derece kolay uygulama ve yönetim deneyimi yarattı. Yöneticiler sadece, kullanıcıların Bluetooth veya NFC

özellikli telefonlarına, HID mobil geçiş uygulamasını doğrudan indirmeleri için bir davetiye gönderiyorlar. İlgili uygulamayı indirdikten ve kayıt olduktan sonra, mobil kimlikler anında oluşturulabiliyor, iptal edilebiliyor ya da yayınlanabiliyor. Sistem yöneticisinin kolay ve verimli kullanımı için tasarlanmış portal, yöneticilerin tekli ya da çoklu kullanıcı kimliklerine ilişkin süreç yönetimini hızlıca yapmalarına yardımcı oluyor. Mobil kimlikleri verildikten sonra, kullanıcı sadece bir mobil etkin okuyucuya ilgili mobil cihazını (akıllı telefon, tablet)yaklaştırarak ya da bluetooth bağlantısını ve HID Twist & Go, özel hareket teknolojisini kullanıp; cihazı sadece okuyucu önünde döndürerek kapıdan geçişi sağlayabiliyor. Önümüzdeki birkaç yıl içinde başarı anahtarlarından biri geleneksel geçiş kontrol sistemini oluşturan okuyucu, paneller, kartlar ve yazılımın ötesinde, uzaktan yönetim, kablosuz, mobil ve sabit kimlik gibi yenilikleri sunmak ve bu sayede idari yükü azaltan, verimlilik ve performansı artıran çözümler sunmak olacaktır. Mobil çözümlerin lanse edilmesi, yarının geçiş kontrol sistemlerine giriş için önemli bir adımdır. Assa Abloy grup şirketlerinden biri olan Amerika menşeli HID Global, geçiş kontrol çözümleri sunan; konusunda dünyanın en güvenilir, gelişmiş, lider firmalarından biridir. Sağlamlık, kalite, yenilikçi tasarımlar ve endüstri liderliği ile tanınan HID Global, müşteri memnuniyetini esas alarak çok çeşitli sektörler için, çok çeşitli geçiş kontrol çözümleri sunmaktadır. Y3K Güvenlik Teknlojileri A.Ş; Türkiye’de geçiş kontrol sistemlerinde lider HID distribütörlerindendir.

Mart 2015 Güvenlik Yönetimi n 69


ELEKTRONİK GÜVENLİK

Duetron güvenlik ve teknolojinin bilişimle buluştuğu yerde Teknoloji dünyasında herkesçe bilinen bir kuraldır ki; donanımsal yeniliklerin uygulamaya ve pratiğe dönüşebilmesi için yazılımların da bu yeniliklere adapte olması gerekir. Bu yenilikleri kullanıcıya ulaştıran asıl unsur yazılımdır. TEKNOMAKS

G

üvenlik sistemlerinde, teknolojideki ilerlemeye paralel olarak kaydedilen gelişme; her geçen gün karşımıza, daha kapsamlı ve detaylı yeteneklere sahip ürünlerin çıkmasına sebep olmaktadır. Bu sistemlerin yapıtaşlarından olan güvenlik kameraları da, bu gelişmenin neticesinde artık daha özellikli, daha dayanıklı ama en önemlisi kullanıcıya daha çok geri besleme bilgisi sağlayacak ekipmanlar olarak, sistemlerde yerini almaktadır. Artık hem görüntü kalitesi açısından, hem de alarm yönetimi, içerik analizi ve diğer metadata verilerini sağlamak açısından güvenlik kameraları çok daha yeteneklidir. Ancak teknoloji dünyasında herkesçe bilinen bir kuraldır ki; donanımsal yeniliklerin uygulamaya ve pratiğe dönüşebilmesi için yazılımların da bu yeniliklere adapte olması gerekir. Bir başka deyişle, bu yenilikleri kullanıcıya ulaştıran asıl unsur yazılımdır. Donanım tarafındaki bu sürekli gelişme, yazılım alanında da kesintisiz ilerleme ve yenilemeyi zorunlu kılmıştır. Yazılım sektörü; bu duruma uygun olarak, çevik programlama, ekstrem programlama gibi metodolojiler geliştirmiş ve devamlı entegrasyon, sürekli dağıtım gibi yöntemlerle bilgisayar programlarının daha dinamik ürün-

70 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015

ler haline gelmesini sağlamıştır. Artık kullandığımız her bir yazılım, sürekli olarak geliştirilmekte ve yeni versiyonlar olarak kullanıma sunulmaktadır. Sektöründeki bu ihtiyacı iyi analiz eden Teknomaks; Duetron markası altında güvenlik sistemlerinde ihtiyaç duyulan yazılımları kendi bünyesinde geliştirmeye başlamıştır. Bu yazılımların ilki olan DuetronVMS video kayıt ve yönetim yazılımı, bundan yaklaşık iki sene önce kullanıcılara sunulmuştur. Güvenlik kameralarının kayıt, izleme ve yönetimini gerçekleştiren yazılım, bu süreç içinde birçok projede başarılı olarak kullanılmıştır. DuetronVMS, kullanıcı sayısını sürekli olarak artırmakta ve sektörün değişen ihtiyaçlarına daha iyi cevap verebilmek adına geliştirilmeye devam etmektedir. Tamamıyla

Türkçe arayüz ve dökümantasyonla hazırlanan DuetronVMS yazılımına, son versiyonunda İngilizce ve 3. dil desteği eklenmiş, böylece yazılımın sadece yurt içinde değil yurt dışındaki projelerde de kullanılabilmesi sağlanmıştır. Duetron yazılımlarının fark yaratmasını sağlayacak en önemli avantajı ise; geliştirme ekibinin, güvenlik sektöründe hali hazırda ciddi bir birikim ve tecrübesi olan, konusunda uzmanlaşmış teknik ekiplerle birlikte çalışıyor olmasıdır. Böylelikle Teknomaks; yazılımlarını, son kullanıcı ihtiyaçlarına göre dizayn edebilmekte, ayrıca proje ya da lokasyon bazlı özel çözümler gerektiren durumlarda, gerekli modifilasyonları sağlamaktadır. Bunun yanında kullanım aşamasında teknik destek sağlarken de daha hızlı ve efektif hizmet verebilmektedir.



ELEKTRONİK GÜVENLİK

Video güvenlik sektörünü 2015 yılında neler bekliyor? 4K görüntüleme teknolojisi kullanıcı deneyiminde büyük bir iyileşme sağlayacak. Geniş alanlar daha az sayıda kamerayla izlenebilecek ve kullanıcılar ultra yüksek çözünürlüklü görüntüleri yakınlaştırabilecek. SONY\ Avrupa Video Güvenlik Ürün Müdürü Roger LAWRENCE

G

eçen yıl video güvenlik pazarına heyecan verici birçok yeni teknolojinin yerleştiğini gördük. İzleme ürünlerinin özellikleri her yıl gelişiyor ve 2015 yılı da çok farklı olmayacak. Görüntü çözünürlüğü ve yüksek kalite, bu yıl da video güvenlik pazarının büyümesinde ve performansında önemli bir rol oynayacak. Full HD çözünürlük, yüksek kaliteli video izleme için oldukça yaygın kullanılan bir standart haline geldi. HD standardına dayalı geliştirilen 4K görüntüleme teknolojisi de yükselişe geçecek. Bu yüksek çözünürlük standardı, önceki nesil yüksek mega pikselli kameralarda gördüğümüz kare hızı ya da ışık hassasiyeti gibi kısıtlamalardan ödün vermeden giderek yaygınlaşıyor. 4K, kullanıcı deneyiminde büyük bir iyileşme sağlayacak. Geniş alanlar daha az sayıda kamerayla izlenebilecek ve kullanıcılar ultra yüksek çözünürlüklü görüntüleri yakınlaştırabilecek. Yeni görsel iyileştirme teknolojileri, pazarın geleceğine yön vermede önemli bir rol oynayacak. Görüntü iletiminin karanlık ortamlarda ve zorlu ışık koşullarında kesintiye uğramamasını sağlamak için HD çözünürlükte düşük ışık

72 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015

hassasiyeti ve kızılötesi teknolojisine olan talep karşılanıyor ve yüksek performanslı görüntü işleme teknolojisiyle destekleniyor. Kullanıcıların daha verimli teknolojilerle kapsama alanlarını en üst düzeye çıkarmasını sağlayan çok yönlü kameraların, özellikle 360 derece modellerin de oldukça yaygın hale geldiğini göreceğiz.

Avrupa pazarın lideri olmayı sürdürecek Günümüzün video güvenlik çözümleri, önceki yıllara göre çok daha gelişmiş durumda. 2015’te CCTV, alarm sistemleri ve erişim kontrolü gibi çoklu güvenlik öğelerinin daha fazla altyapıya entegre edildiğini göreceğiz. Bunun sonucunda pazara binalar için yalnızca güvenlik çözümleri değil aynı zamanda aydınlatma,

ısıtma ve havalandırma teknolojilerini de içeren daha birleşik çözümler sunulacağını da göreceğiz. Bu durum çok daha entegre bir ortam oluşturacak. Böylelikle kullanıcılar, koşulları kontrol etme ve iskan edilen ya da yüksek önceliğe sahip alanları izleme olanağına sahip olurken, iskan edilmeyen alanlardaki kaynaklardan da tasarruf sağlayabilecek. Son olarak pazarı ileriye doğru taşıyan ülkeler açısından coğrafi bir değişim de gözlemleyeceğiz. Avrupa ve Kuzey Amerika, pazarın lideri olmayı sürdürecek; ancak sektör daha çok Çin’deki fırsatlara odaklanacak. Çin’in global pazardaki fırsatların peşinden aktif olarak koşacağını ve bunun sonucunda 2015’in video güvenlik sektörü açısından oldukça rekabetçi ve heyecan verici bir yıl olacağını umuyoruz.



ELEKTRONİK GÜVENLİK

Dostyk Plaza AVM IP güvenlik uygulaması Bosch Güvenlik Sistemleri Kazakistan’ın en büyük şehri ve aynı zamanda önemli bir ticari ve kültürel merkezi olan Almatı’daki Dostyk Plaza alışveriş merkezi için kapsamlı ve entegre bir güvenlik çözümü sağladı. BOSCH

B

osch Güvenlik Sistemleri, bölgedeki iş ortakları Varius Technologies ve GSI aracılığıyla, Kazakistan’ın en büyük şehri ve aynı zamanda önemli bir ticari ve kültürel merkezi olan Almatı’daki Dostyk Plaza alışveriş merkezi için kapsamlı ve entegre bir güvenlik çözümü sağladı. Dostyk Plaza, toplam 125.000 metrekarelik alanıyla, Almatı’nın en prestijli bölgelerinden birinde çarpıcı mimarisiyle öne çıkan yeni bir yapı. Alışveriş ve eğlence merkezi olarak tasarlanan Dostyk Plaza’da perakende mağazalar, restoranlar, sinema, ticaret merkezi ve 1.300 araba kapasiteli bir otopark bulunuyor. Bu alanların tamamının yangın güvenliği Bosch’un iki adet IP network FPA 5000 modüler yangın paneli ve 3.000’den fazla yangın detektörü ile sağlanmaktadır. Yangın panellerinin modüler tasarımı, bugün bu alanların tümünü kapsarken, gelecekte ortaya çıkabilecek ihtiyaçlara göre genişleyebilme esnekliği sunmaktadır.

Praesıdeo ses sistemi Bir alarm durumunda, tahliye talimatları PRAESIDEO dijital genel seslendirme ve acil anons siste-

74 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015

mi aracılığıyla yapılmaktadır. Bu sistem 40 noktadaki 1.000’den fazla hoparlörü ile yüksek düzeyde anlaşılabilirlik sağlamakta; hem acil anons hem de arka plan müziği için kullanılmaktadır. Yangın algılama sistemi ve PRAESIDEO ses sistemi IP protokolü aracılığıyla, merkezi bir entegrasyon ve yönetim platformu görevi gören Bosch Bina Entegrasyon Sistemi’ne (BIS) bağlıdır. BIS tüm alt sistemlerin merkezi olarak kontrol edilmesini ve görüntülen-

mesini sağlarken, aynı zamanda tüm sistemin oldukça verimli bir şekilde çalışmasını sağlar. Yönetim sisteminde ayrıca tesisin interaktif bir grafik haritası bulunur, böylece güvenlik operatörü herhangi bir alarmın kaynağının yerini kolay bir şekilde belirleyip buna göre harekete geçebilir. Tüm olaylar ve operatör eylemleri kayda alınır; böylece merkezi yönetim, güvenlik operatörünün işlerinin kalitesini değerlendirebilir.



GÜVENLİK HİZMETİ

Güvenlik sektöründe kadının yeri Toplumda kadınların işgücüne katılımı ekonomik ve sosyal açıdan kalkınmayı sağlayan, yoksulluğun azaltılmasında rol oynayan en önemli faktörlerden biridir. Kürşad SAK PSP, ASIS Türkiye Birimi Başkanı ASIS INTERNATİONAL TÜRKİYE

8

Mart Dünya Kadınlar Günü’nün kutlandığı şu günlerde ASIS Türkiye Birimi olarak “Türkiye Güvenlik Sektörü’nde Kadının Yeri” konulu bir araştırma yapalım istedik. Bilindiği gibi, son dönemlerde başta gelişmekte olan ülkeler olmak üzere işgücü piyasalarını en fazla etkileyen toplumsal eğilim kadınların işgücü piyasasına daha fazla katılmalarıdır. Toplumda kadınların işgücüne katılımı ekonomik ve sosyal açıdan kalkınmayı sağlayan, yoksulluğun azaltılmasında rol oynayan en önemli faktörlerden biridir. Bu öngörüyle, 38.000 üyesi ile güvenlik sektörünün en yaygın ulus-

76 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015

lararası derneği olan ASIS International kendi üstüne düşeni yapmak için 2009 yılında WIS (Women In Security) Konseyini kurmuştur. Bu konseyin görevi güvenlik sektöründe yer alan kadınlara kariyer basamaklarında yükselmeleri için destek vermek; bu sektöre adım atmak isteyen kadınlara da koçluk yapmaktır. Yıllarca başarılı bir şekilde ASIS Türkiye Birimi Başkanlığı yapmış ve şu an ASIS Bölge Başkanlığı görevini yürütmekte olan Cengiz başkanımızın yönlendirmesiyle, bu sene itibariyle biz de bir kadın üyemizi, WIS irtibat yetkilisi olarak görevlendirdik. Birinci görevi ASIS Türkiye Biriminin Kadın üye sayısını artırmak olan arkadaşımı-

zın erkek egemen olarak görülen bu sektörde işi oldukça zor. ASIS International’ın toplam 38.000 üyesi arasında kadın oranının %11 olduğunu görüyoruz. Halbuki ASIS International’ın ABD’de yaptığı araştırmada sektörde kadın oranı %24,2; dedektif ve soruşturmacılar arasındaki oran ise %44 ki bu beni hiç şaşırtmadı. Anlaşılan kadınlar bu konuda ön plana çıkmak istemiyorlar. Durum bizde de aynı; her ne kadar sektörümüzde kadın oranını, böyle bir istatistiğe ulaşamadığımız için bilemiyor olsak ta, sektörümüzde çalışan, söz sahibi olan tanıdığımız birçok kadın var. Peki neredeler? Onları ASIS’e bekliyoruz.


Sektörde istatistikler yetersiz WIS irtibat yetkilisi Aslıhan SAK’ın yaptırmış olduğu bir araştırma var. Önümüzdeki sayfalarda okuyabilirsiniz, okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Ondan rol çalmak istemiyorum ama çok güzel bilgiler var değinmeden geçemeyeceğim: Türkiye’de kadının iş gücündeki yeri 19’uncu yüzyılın sonunda Osmanlı’da başlamış; 1908’de 250 bin sanayi işçisinin 75 bini kadın yani %30’un üstünde. Tabi bunda savaşlarda kaybedilen erkek işgücünün de etkisi var. 2009 yılına gelindiğinde ülkemizdeki oran %27,6’ olmasına rağmen OECD ülkelerindeki oranın %44 olduğunu göz önüne alınca oldukça düşük kalmaktadır. 10. Kalkınma Planında belirtildiğine göre 2023’teki hedef ise bu oranın %31’e yükseltilmesidir. Türkiye güvenlik sektöründe ise kadın istihdamı ile ilgili bir istatistiğe maalesef rastlamadık. Eğer bu konuda bir istatistik sahibi olan var ise bizimle paylaşmasını önemle rica ederiz.

Sektöre çağrı! Kardeş derneklerimiz GÜSOD ve GESİDER birer işveren olan kendi üyeleri arasında böyle bir çalışma yapabilir. Derneklerin yanı sıra derginizden de okuyucularınız arasında bu konuda bir çalışma yapılmasını rica ediyorum. Gelin el ele verelim, Eylül ayındaki ISAF fuarına kadar bu bilgileri derleyip kamuoyu ile paylaşalım.

Ekonomik Forumu (World Economic Forum) 2013-2014 Küresel Rekabet Gücü Raporu sonuçlarına göre 2013-2014 dönemi Küresel Rekabetçilik Endeksi hesaplamalarında Türkiye 148 ülke arasında 44. sıradadır. Geçen yıl olduğu gibi Küresel Rekabetçilik Endeksi’nin içinde bulunan bileşenler arasında en iyi performans pazar büyüklüğü kaleminde gösterilmektedir. Pazar büyüklüğünde en rekabetçi 16. ekonomi olan Türkiye, işgücü piyasasının etkinliği kaleminde 130. sıra ile görülmektedir. Son dönemlerde başta gelişmekte olan ülkeler olmak üzere işgücü piyasalarını en fazla etkileyen toplumsal eğilim kadınların işgücü piyasasına daha fazla katılmalarıdır. Toplumda kadınların işgücüne katılımı ekonomik ve sosyal açıdan kalkınmayı sağlayan, yoksulluğun azaltılmasında rol oynayan en önemli faktörlerden biridir. Kadın ve kalkınma arasındaki bağlantı birbiri ile iç içe bir etkileşim oluşturur. Kadınların gerek ekonomik gerekse sosyal ve toplumsal anlamda daha güçlü olmaları ekonomik kalkınmanın artmasına neden olurken; ekonomik kalkınma hızlandıkça, kadının ekonomik ve buna bağlı olarak sosyal ve toplumsal statüsü güçlenecektir. Sanayi devrimi ve sonrası oluşan toplumsal değişimler, teknoloji ve ekonomide olan gelişmeler “ücretli kadın işgücü” kavramının doğmasına yol açmış, kadınların ev içindeki annelik

ve ev kadınlığı rollerinin dışında ekonomik faaliyetlere ücret karşılığı daha fazla katılımına imkân sağlamıştır. Türkiye’de kadının iş gücüne katılımına baktığımızda bu süreci Osmanlı İmparatorluğu’ndan bugüne değişim zinciri içinde ele almak mümkündür. Osmanlı’da kadınların çalışma yaşamına girmesi, kapitalizmin yerleşmesi ile eşzamanlı olarak ilerlemiştir. Tanzimat ile başlayan süreçte kadınlar, kendi sınıfsal konumu ile doğrudan ilişkili olarak toplumsal hayata bir özne olarak katılmaya başlamışlardır. Yapılan araştırmalarda farklı tahminler gözükse bile ortalama olarak Osmanlı’da 1908 yılı itibariyle 250 bin sanayi işçisi bulunmakta; bunların 75 binin kadın olduğu ifade edilmektedir. Batı’da olanın aksine kadınlar ilk olarak özel kesimde çalışma hayatına girmemişler ve hatta kamu alanında yer almaları 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren öncelikle sağlık ve eğitim mesleklerinde olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu’nda kadının geleneksel faaliyet alanları tarım ve evde çalışma iken; 19. yüzyıl sonlarından itibaren kadın önce atölyelerde, sonra da fabrika niteliğindeki kuruluşlarda ücretli çalışma yaşamının içine çekilmiştir. Balkan Savaşlarının ve I. Dünya Savaşı’nın yarattığı işgücü gereksinimi (erkeklerin askerde olması nedeniyle) kadın işgücüne olan talep artmış, kadınlar terzilik gibi askeri geri hizmetlerde çalışmaya başlamış-

Türkiye’de iş hayatında kadın Türkiye 2012 itibariyle satın alma gücü paritesine göre 794.5 milyar ABD dolarlık bir GSYİH büyüklüğüne, kişi başına düşen 10.609 ABD dolarlık bir gelire, Türkiye’nin GSYİH’sinin dünya toplamında %1.35’lık bir paya sahiptir. İsviçre’de yerleşik olan Dünya

Kadınların gerek ekonomik gerekse sosyal ve toplumsal anlamda daha güçlü olmaları ekonomik kalkınmanın artmasına neden olurken; ekonomik kalkınma hızlandıkça, kadının sosyal ve toplumsal statüsü güçlenecektir. Mart 2015 Güvenlik Yönetimi n 77


GÜVENLİK HİZMETİ

lardır. I. Dünya Savaşı döneminde, kadınların memur ve müstahdem olarak maaşla hizmete alınmış oldukları da görülmektedir. Kurtuluş Savaşı’nda erkeklerle birlikte mücadele eden kadınların, Cumhuriyetin kuruluşu ile beraber, ekonomik ve hukuksal alanlarında mevcut statüleri yükseltilmiş, dolayısıyla çalışma yaşamında daha etkin bir biçimde yer almaya başlamışlardır. Günümüzde kadının iş yaşamındaki yeri vurgulandığında, yalnızca çeşitli meslek dalları ve sektörlerdeki, kamu ve özel kesimde iş gören ve yönetici olarak istihdamından değil, artık aynı zamanda bir girişimci, kendi işini kuran kişi olarak sistemdeki yerinden de söz edilebilmektedir. 1988’den günümüze kadar Türkiye’de kadının çalışan olarak yeri incelendiğinde yıllara göre değişen farklı sonuçların görülmesi mümkündür. 1988 yılında kadın istihdam oranı % 31,6 olarak gerçekleşirken bunun % 76,8 gibi büyük bir bölümü tarım sektöründe gerçekleşmiştir ve aynı yıl içerisinde toplam istihdamda ücretsiz aile işçisi olarak çalışan

78 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015

kadınların oranı %70,2 olduğu saptanmıştır. (TBMM, 2013). 2004 yılında Türkiye genelinde kadın ve erkeklerin işgücüne katılım oranları incelendiğinde katılım oranları arasındaki fark 54.7 düzeyinde iken, yıllar itibariyle bu farkın yavaş da olsa azalmaya başladığı gözlenmektedir.

Kadın istihdamının gelişimindeki süreç OECD verilerine göre 2009 yılındaki kadın istihdamının toplam istihdam içindeki payı OECD ülkelerinde % 44 iken Türkiye’de bu oran %27,6’dır. 2011 yılı Nüfus Kayıt Araştırması (NKA) sonuçlarına göre, Türkiye’de 15 ve daha

yukarı yaştaki nüfus içerisinde iş gücüne katılma oranı % 47,5 olup bunun %69,2’sini erkek çalışanların, % 25,9’unu ise kadın çalışanların oluşturduğu görülmektedir. 2012 yılına gelindiğinde ise, kadın istihdamının yapısında önemli değişimler yaşandığı, tarımdaki istihdam oranının % 52,0’dan % 36,9’a düştüğü, hizmetler sektöründeki istihdamın ise % 14,4’ten % 45,8’e yükseldiği görülmektedir. Türkiye’de kadın istihdamının gelişimindeki süreç iki şekilde ortaya koyulabilir; kentleşme süreci ve Türkiye’nin küreselleşmesi sürecinde öncü olan sektörlerin, diğer ülkelerle rekabet içinde olmayan sektörler olmasıdır. Kentleşme süreci kadınların işgücüne katılımında bir düşüşe neden olmuştur. Kırsal kesimden, kente göç eden kadınlar çoğunlukla ev kadını olmayı tercih etmiş veya resmi olmayan işlerde çalışmışlardır. İşgücü nüfusu 2014 yılı Eylül döneminde 29 milyon 233 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise %51,1 olarak gerçekleşmiştir. İşgücüne katılma oranı erkeklerde %71,7 kadınlarda ise %31,1 olarak saptanmıştır. (TÜİK, 2013). Ocak 2014 TİSK raporlarına göre kadın işgücüne katılma oranındaki 0,4 puanlık yükselme, kadın istihdamındaki 244 bin kişilik artıştan kaynaklanmaktadır. Kadın istihdamı hizmetler sektöründe 327 bin ve inşaatta 20 bin kişi artarken, tarımda 98 bin ve sanayide 7 bin kişi azalmıştır. 2014-2018 dönemini kapsayan 10. Kalkınma Planı’nda“Kadınların iş gü-

Türkiye’de kadının iş gücüne katılımına baktığımızda bu süreci Osmanlı İmparatorluğu’ndan bugüne değişim zinciri içinde ele almak mümkündür. Osmanlı’da kadınların çalışma yaşamına girmesi, kapitalizmin yerleşmesi ile eşzamanlı olarak ilerlemiştir.


Osmanlı İmparatorluğu’nda kadının geleneksel faaliyet alanları tarım ve evde çalışma iken; 19. yüzyıl sonlarından itibaren kadın önce atölyelerde, sonra da fabrika niteliğindeki kuruluşlarda ücretli çalışma yaşamının içine çekilmiştir. cüne katılım ve istihdam oranlarının Plan dönemi sonunda sırasıyla yüzde 34,9 ve 2023’de ise, yüzde 31’e yükseltilmesi” somut olarak belirtilerek kadınların çalışma hayatındaki önemine vurgu yapıldığı; hedef ve politikaların bu bağlamda oluşturulduğu görülmektedir. Dünya genelinde çalışan kadınları koruyucu ve destekleyici yasalar ve uygulamalar artmıştır. Demografik gelişmeler, eğitim olanaklarının artması, standart dışı çalışma şekillerinin ortaya çıkması ve giderek yaygınlaşması, evlenme oranlarında azalma, boşanma oranlarında artış, toplumların, kadınların çalışmasına yönelik tutumlarında meydana gelen olumlu gelişmeler, çocuk bakımı ve diğer hizmetlerdeki iyileşmeler günümüzde kadın işgücü sayısının artmasında, hizmet sektöründeki gelişmelerin yanı sıra etkileyici faktörler olarak sayılabilmektedir.

Türkiye’de güvenlik sektörü Güvenlik insanoğlunun var olmaya başlamasıyla ortaya çıkan bir olgu olup önceleri sadece can güvenliği olarak nitelendirilirken yüzyıllar içerisinde farklı güvenlik alanları oluşmuş ve güvenlik sistematik bir şekil almıştır. Kişi kurum ya da kuruluşların dışarıdan ya da içerden gelebilecek tehdit, taciz, sabotaj, yangın gibi olaylara karşı alınacak tedbirler zinciri olarak nitelendirilen güvenlik; sektör olarak çağımızda

en hızlı büyüyen iş kollarından bir tanesi haline gelmiştir. İsviçre Cenevre Üniversitesi Uluslararası Mezunlar Enstitüsü ve Kalkınma Araştırmalarından bir grup uzman tarafından hazırlanan yıllık rapora göre, özel güvenlik endüstrisinin tüm dünyada hızla büyüme kaydettiği ortaya koyularak, hükümetlerin polis alım sayısının 2 katı oranında güvenlik şirketleri tarafından personel alımı gerçekleştirildiği bildirilmiştir. Ayrıca aynı çalışmada dünyada kayıtlı özel güvenlik görevlisi sayısının son 30 yılda yüzde 200-300 oranında bir artış gösterdiği tespit edilmiştir. Türkiye’de özel güvenlik hizmetleri, genel (polis, jandarma ve sahil güvenlik) ve özel (belediye kolluğu, orman muhafaza gibi) kolluk örgütlerine yasalarla verilen asli görevler dışında kalan ve valiliklerden ‘Özel Güvenlik’ izni almış olan kişi, kurum ve kuruluşlara silahlı / silahsız özel güvenlik hizmeti veren ve özel güvenlik görevlilerini istihdam eden ticari tüzel kişilikler olan özel güvenlik şirketleri tarafından verilen hizmet olarak tanımlanmaktadır. Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik’te özel güvenlik görevlisi; özel koruma ve güvenlik hizmetlerini yerine getirmek amacıyla istihdam edilen kişileri, alarm izleme merkezleri; konut, işyeri ve tesislerin güvenliğini sağlamak amacıyla teknik donanım kullana-

rak bunları izleyen işletmeleri, özel eğitim kurumu; özel güvenlik görevlileri ve yönetici adaylarına özel güvenlik eğitimi vermek üzere İçişleri Bakanlığı’nın izniyle kurulan eğitim kurumlarını, özel güvenlik şirketi; Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulan ve üçüncü kişilere koruma ve güvenlik hizmeti veren şirketi, özel güvenlik birimi ise bir kurum veya kuruluşun güvenliğini sağlamak üzere kendi bünyesinde kurduğu birimi ifade etmektedir. Türkiye’de özel güvenlik hizmetleri, 1981 yılında çıkarılan 2495 sayılı Bazı Kurum ve Kuruluşların Korunması ve Güvenliklerinin Sağlanması Hakkında Kanun ile ortaya çıkan ve günümüze kadar yasal olarak kurulan özel güvenlik teşkilatlar ile yasal dayanaktan yoksun hizmet anlayışı içinde yönetilmiş̧ Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun ile hem özel güvenlik teşkilatları hem de özel güvenlik şirketleri yasa kapsamına alınmıştır. Güvenlik Servisleri Organizasyon Birliği Derneği (GÜSOD) bilgilerine göre, Türkiye’de özel güvenlik yasasının çıkısı ile yıllara göre özel güvenlik şirketi ve özel güvenlik eğitim kurumu sayılarında büyük bir artış̧ görülmektedir. Emniyet Genel Müdürlüğü kayıtlarına göre ülkemizde özel güvenlik faaliyeti için izin verilen şirket sayısı 1.511, özel güvenlik eğitimi veren kurum sayısı 745, kendi güvenliğini sağlamak üzere özel güvenlik izni alan yer sayısı 67.094’tür. Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Güvenlik Dairesi Başkanlığı’nın 5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetleri Kanunu Çerçevesinde Yürütülen Faaliyetler ile İlgili İstatistik Tablosu’na göre Polis ve Jandarma Sorumluluk Bölgesindeki Özel Güvenlik Kurumları ve Özel Güvenlik Görevlileri İstatistikleri aşağıdaki gibidir: Teknoloji Araştırma Merkezi’nin (TEKAM ) araştırma sonuçlarına

Mart 2015 Güvenlik Yönetimi n 79


GÜVENLİK HİZMETİ

Kiriter Faaliyet İzin Belgesi Verilen Şirket Sayısı Faaliyet İzin Belgesi Verilen Eğitim Kurumu Sayısı Özel Güvenlik İzni Alan Yer Sayısı Sertifika Alan ÖGG Sayısı Kimlik Alan ÖGG Sayısı Tahsis Edilen ÖGG Kadrosu Mevcut ÖGG Sayısı Kapanan/Kapatılan Şirket Sayısı Kapanan/Kapatılan Eğitim Kurumu Sayısı Alarm Merkezi Sayısı

göre Türkiye’de geleceğin sektörleri arasında güvenlik sektörü de yerini almaktadır. Günümüzde ülkemizde özel güvenlik sektörü 3 milyar dolarlık bir pazar oluşturmakta, 213.718 bin kişi ile istihdama önemli katkılar sağlamakta ve Avrupa’da ikinci sırada bulunmaktadır. Bu büyüme hızıyla çok yakın bir gelecekte Avrupa lideri olacağı değerlendirilmektedir.

Güvenlik sektöründe kadının yeri Günümüzde kadınlar eğitim, deneyim ve mesleki açıdan yeterli olsalar bile erkeklerden daha az yönetim ve şeflik görevlerinde bulunabilmektedirler. Kadınların yönetimde daha az temsil edilmeleri yönetim pozisyonuna girişlerdeki eşitsizliklerinden kaynaklanmaktadır. Bunlar cinsiyet ve iş ayrımcılığı şeklinde görülebilmektedir. Özel güvenlik şirketlerinin değişen içyapıları ve sistematikleşen örgüleri ile insan kaynakları alanında eşitlik kavramı sektörde kadın çalışanlara yer verilmesini sağlamıştır. Türkiye’de kadınlar açısından bazı değişmelerden söz edilmesine karşın ev, aile ve iş hayatı ikilemi, kadınlara hem çalışma hayatında hem de özel hayatında sorunlar getirmekte ve bu sorunlar da süreklilik göstermektedir. TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner’in 4. BM En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı “Kadınların Küresel Değer Zincirlerine Dahil Edilmesi için İş Dünyası ve Kalkınma Vaka-

80 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015

Polis Bölgesi

Jandarma Bölgesi

Genel Toplam

1.508 743 59.158 1.014.521 578.873 410.735 238.586 225 159 298

3 2 7.936 3.059 107.743 65.833 32.259 1 1

1.511 745 67.094 1.017.580 686.616 476.568 270.845 226 159 299

ları” Semineri Açılış Konuşmasında “Sürdürülebilir büyüme oranlarının yakalanması ve toplumda refahın sağlanması isteniyorsa, kadınların ekonomik yaşama katılımının ekonomik kalkınmanın destekleyici değil, yaşamsal bir unsuru olduğunun vurgulanması önemli” olduğunu ifade ederek bireyleri eşit katma değerli paydaşlar haline getirecek fırsatlar yaratılması gerektiğini savunmaktadır. Bu bağlamda değerlendirildiğinde Türkiye’nin genç ve umut vaat eden sektörü olan güvenlik hizmetleri kurumsallaşan yapıları ile ezber bozarak sektördeki erkek egemenliği algısını değiştirerek gerek idari kadrolarında gerekse operasyonel birimlerin de kadın istihdamına yer vermektedirler. Her sektörde olduğu gibi bu alanda da kadın istihdamının artması sektördeki kurumsal yapıların yaygınlaşarak keskin hatların yumuşamasıyla olacağı gibi bu noktada önemli olan kadınların kendi sorunlarına sahip çıkabilmeleri ve özellikle çalışma yaşamında ilerlemelerini ve kariyer elde etmelerini zorlaştıran şeffaf duvarlar ve tavanlardan kurtulabilmeleridir.

Kaynaklar Türkiye Özel Güvenlik Hizmetleri Meclisi Sektör Raporu -2014. http://www.tobb.org.tr/Documents/ yayinlar/2014/ozel_guvenlik_meclisi_int.pdf [22.01.2015]. C.Gazi UÇKUN , Asiye YÜKSEL , Barış DEMİR. “Özel Güvenlik Sektörünün Türkiye’deki Rolü Ve Dünya’daki Konumu”. Electronic Journal of VocationalColleges, Aralık 2012. http://www.ejovoc.org/ makaleler/aralik_2012/pdf/03.pdf [23.01.2015]. Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Güvenlik Dairesi Başkanlığı, http://sinavsonuc.ozelguvenlik.pol.tr/ Defaulti.aspx [25.01.2015]. Mevzuat Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü Mevzuat Bilgi Sistemi, TÜSİAD, www.tusiad.org.tr [25.01.2015]. TİSK, www.tisk.org.tr [25.01.2015] Nurcan ÖNDER “Türkiye’de Kadın İşgücünün Görünümü” ÇSGB Çalışma Dünyası Dergisi( C.1, S. TemmuzEylül 2013.Sayfa: 35-61). Faruk KOCACIK, Veda B. GÖKKAYA “Türkiye’de Çalışan Kadınlar Ve Sorunları”. C.Ü. İktisadi Ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 6, Sayı 1, 2005. Şule AYDIN TÜKELTÜRK, Nilüfer ŞAHİN PERÇİN. “Turizm Sektöründe Kadın Çalışanların Karşılaştıkları Kariyer Engelleri Ve Cam Tavan Sendromu: Cam Tavanı Kırmaya Yönelik Stratejiler”. Yönetim Bilimleri Dergisi c.6, s.2. 2008. Ahmet MAKAL “Türkiye’de Erken Cumhuriyet Döneminde Kadın Emeği”. Çalışma ve Toplum, 2010/2. Dilek KILIÇ, Selcen ÖZTÜRK“Türkiye’de Kadınların İşgücüne Katılımı Önündeki Engeller ve Çözüm Yolları: Bir Ampirik Uygulama”. Amme İdaresi Dergisi, Cilt 47, Sayı 1, Mart 2014, s. 107-130. Mevlüdiye ŞİMŞEK “Küreselleşen Dünyada Kadının Ekonomik Konumu”. Bursa: Ekin Basın Yayın Dağıtım 2008. İnci Parlaktuna. “Türkiye’de Cinsiyete Dayalı Mesleki Ayrımcılığın Analizi”. Ege Akademik Bakış Dergisi. Cilt: 10. Sayı: 4. Ekim 2010. ss. 1217 – 1230. Dünya Ekonomik Forumu - Küresel Rekabet Raporu 2013-2014 , http://ref.sabanciuniv.edu/tr/content/ d%C3%BCnya-ekonomik-forumu-k%C3%BCreselrekabet-raporu-2013-2014[28.01.2015]. https://anahtar.sanayi.gov.tr/tr/news/is-hayatindakadin/1854 http://www.ogf.org.tr/haberdetay. asp?haberid=136 http://www.mevzuat.gov.tr/Metin.Aspx?MevzuatKo d=7.5.7190&MevzuatIliski=0&sourceXmlSearch= http://www.ozelguvenlik.pol.tr/Sayfalar/default. aspx http://www.pa.edu.tr/APP_DOCUMENTS/ D478B2AD-3813-4555-9629-6332F8CF8D33/ cms_statik/_dergi/2003/2/65-93.pdf http://oit.org/public/turkish/region/eurpro/ankara/publ/ilokamu.pdf

Kentleşme süreci kadınların işgücüne katılımında bir düşüşe neden olmuştur. Kırsal kesimden, kente göç eden kadınlar çoğunlukla ev kadını olmayı tercih etmiş veya resmi olmayan işlerde çalışmışlardır.



GÜVENLİK HİZMETİ

Özel güvenlik sektöründe silah ve atış eğitimleri konusunda genel değerlendirme Özel güvenlik sektöründeki silah ve atış eğitimleri konusu, 5188 sayılı özel güvenlik hizmetlerine dair yasa ve ilgili yönetmeliği ile düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerin tamamlayıcısı ise 6136 sayılı ateşli silahlar ve bıçaklar ile diğer aletler hakkındaki yasadır. Cem ORÇUN / TÜMGED Yönetim Kurulu Başkanı

Ö

zel güvenlik sektöründeki silah ve atış eğitimleri konusu, 5188 sayılı özel güvenlik hizmetlerine dair yasa ve ilgili yönetmeliği ile düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerin tamamlayıcısı ise 6136 sayılı ateşli silahlar ve bıçaklar ile diğer aletler hakkındaki yasadır. Bilindiği gibi 5188 sayılı yasa gereğince silahlı olarak görev yapacak özel güvenlik görevlilerine temel eğitime ilave olarak 20 saat silah eğitimi ve atış dersi verilmektedir.

82 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015

Bu personel temel eğitim sınavına ek olarak silah eğitimi konusunda nazari ve uygulama sınavına katılmaktadır. Sınav başarı kriterini sağlayanlar, yasanın sınırları içerisinde silahlı özel güvenlik görevlisi olarak çalışabilmektedirler.

lardan söz ederken iki ayrı standart söz konusudur. Teorik eğitim, yani dershanedeki eğitim standardı., Uygulama eğitimi, yani poligondaki eğitimi standardı.

Eğitim standartları konusu

Teorik eğitim standartları (dershanedeki eğitim standartları)

Yasa ile eğitimin müfredatı ve nasıl uygulanacağı belirlenmiş olmakla beraber, standartlar konusunda aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Silah eğitimi için standart-

Silah eğitimi her ne kadar uygulama ile sonuç alınan bir beceri eğitimi ise de bu eğitimin teorik bölümü de çok önemlidir. Hatta eğitimin ağırlıklı kısmı teorik bölümdedir dersek hata


Özel güvenlik görevlisinin asli görevi caydırıcılıktır. Ancak üzerinde silah bulunan özel güvenlik görevlisi, karşıdaki suçlu için silah kullanılarak bertaraf edilebilecek bir hedef haline gelmektedir.

Cem ORÇUN

yapmış olmayız. Teorik eğitimin verileceği dershanede bulunması gereken eğitim yardımcıları / ekipmanlar; Eğitim silahı (demo silah), Lazer atış sistemi, Kulaklık, Atış gözü tespit kartonu, Atış gözü kullanmayacaklar için gözlük, Arpacık hizalama kartonu. Atıcının, becerilerini geliştiği, iyi bir atıcı olabilmesini sağlayan en önemli aşama dershane çalışmasıdır. Eğitim süresince atıcıya öğretilen 25 teknikten uygulama aşamasında öğretilen sadece patlama refleksidir. Geri kalan 24 teknik bilgi, dershanede öğretilip poligona yani uygulama eğitimine gidilmelidir. Dolayısı ile yukarıda listelenen eğitim yardımcıları ve bunlara ilişkin standartlar çok önemlidir. Muhtemel kazaları önleyebilmek maksadıyla; teorik, eğitim sırasında dershaneye hakiki silah asla sokulmamalıdır. Bu güne kadar meydana gelen ve can kaybı/yaralanma ile sonuçlanan kazalar göz önüne alındığında bu konunun ne kadar önemli olduğu da görülecektir. Lazer atış sistemi teorik eğitimden uygulama eğitimine geçiş öncesinde, yani halen teorik eğitim safhasında kullanılması gereken önemli bir eğitim yardımcısıdır. Eğitimin maliyetini düşürmesi ve kaza riski-

ni en aza indirmesine ilave olarak, yeni başlayanlar için tabancadan ürkme olgusunu ortadan kaldırması, patlama refleksinin geliştirilmesi, öğrenci hatalarının anında tespit ve ikaz edilebilmesi, portatif olması nedenleriyle, lazer atış sistemi silah eğitiminin vazgeçilmezidir. Kulaklık, atış gözü tespit kartonu, atış gözünü kullanamayan atıcılar için atış gözünün ters tarafı kapatılmış gözlük ve arpacık hizalama kartonu nişancılık tekniğinin önemli eğitim yardımcılarıdır. Doküman konusu ise en az diğer eğitim yardımcıları kadar önemlidir. Eğitimi verilen her silah için (marka gözetilmeden) özenle hazırlanan, müfredatın tüm konularını kapsayan ve görsel materyal ile desteklenen dokümanlar bulunmalıdır. Bütün bunlara ilave olarak teorik anlatımın görsel olarak desteklenmesi, yani, dershanede pano, resim, fotoğraf ve videolar ile tamamlanan eğitici sunumu ve dershane ortamı, verilen eğitimin başarısı için çok önemlidir.

Uygulama eğitimi (poligondaki eğitim standartları) Uygulamaya, yani poligondaki eğitim standartlarına gelince; konu daha farklı bir boyut kazanmaktadır. Atış yapılacak silahların çeşitliliği ve haliyle teknik özelliklerindeki farklılıklar nedeniyle çok değişik standart söz konusudur. Namlu özellikleri ve otomasyon faktörü esas alınarak tasnif etmek gerekir ise 4 farklı poligon standardında söz edilebilir. Yarı otomatik tabanca ve toplu tabancalar için poligon

MP-5 makineli tabanca ve G-3 piyade tüfeği için poligon Hakiki yarı otomatik tabanca veya toplu tabancalar için poligon Hakiki MP-5 makineli tabanca ve G-3 piyade tüfeği için poligon Bunlardan sadece özel güvenlik hizmetlerinde kullanılmakta olan silahları esas alarak bir şeyler söylemek istersek; yarı otomatik tabanca ve toplu tabanca poligon(kapalı) standartları ile asgari 200 metre MP-5 makineli tabanca ve G-3 piyade tüfeği poligon(açık hava) standartları konusu yazının müteakip bölümünde ayrı bir başlık altında incelenecektir. Burada altını çizerek belirtmek istediğim konu; uygulama eğitiminde kullanılan silahların atış sayılarının titizlikle denetlenmesi gerekmektedir. Limitlerin üzerinde, fazla atış yaptırılan silahlar metal yorgunluğuna bağlı olarak kazaya neden olmaktadır. Son yıllarda, özel poligon tabancalarında iki kez namlu kırılması, bir kez de kapak takımı kırılması başımıza gelen, yaşanmış olaylardan bazılarıdır.

Silah bilgisi ve atış eğitimlerinin müfredatı Silahlı eğitimlerinin müfredatı ise özel güvenlik görevlilerinin halen kullandıkları silahlar göz önünde

Mart 2015 Güvenlik Yönetimi n 83


GÜVENLİK HİZMETİ

bulundurularak aşağıdaki şekilde olmalıdır. Otomatik tabancaların Türkiye’de satışı ve dolayısıyla kullanılması yasak olduğu için müfredatta yer verilmemiştir. Yarı otomatik tabanca ve toplu tabanca müfredatı Silah güvenliği • Silahın hukuki durumu • Silahın parçaları ve çalışma şekilleri • Bakım ve temizlik • Temel atış teknikleri MP-5 makineli tabanca ve G-3 piyade tüfeği müfredatı • Silah güvenliği • Silahın hukuki durumu • Silahın parçaları ve çalışma şekilleri • Bakım ve temizlik • Temel atış teknikleri Bunlardan ilki, 5188 sayılı yasa gereğince halen uygulanmakta olan silah ve atış eğitimi müfredatı ile örtüşmektedir. Ancak ikincisi için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Birçok özel güvenlik görevlisi bu silahlar ile görev yaptıkları halde böyle bir eğitimi almamaktadır. Bu konu ivedilikle çözüme kavuşturulmalıdır.

Silah ve atış sınavları nasıl olmalıdır Bilindiği gibi sınavlar, atıcının yeterliliğini ölçmek için yapılmaktadır. Ancak ne yazık ki mevcut silah ve atış sınavları bu fonksiyonu tam olarak yerine getirememektedir. Üniforma giyen ve beraberinde silah taşıyan herkes kötü niyetli şahıslar

84 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015

için açık hedeftir. Görevin gerektirdiği caydırıcılığı sağlayabilmek için silah taşıyan özel güvenlik görevlisi aslında bu silahı istenmeyen gelişmeler yaşanması halinde öncelikle kendisini savunmak için kullanacaktır. Bir yandan açık hedef konumunda olan, öte yandan acil durumlarda öncelikle kendi güvenliği için üzerindeki silahı kullanacak olan özel güvenlik görevlisi, keskin nişancı olmak zorundadır. Bir başka ifade ile taşıdığı riskler keskin nişancı olmasını gerektirmektedir. Halen silah ve atış sınavı, nazari bölüm 50 puan, uygulama bölümü 50 puan (5 fişek) olarak yapılmaktadır. Bu husus uygulama bölümünde sıfır puan alsa bile özel güvenlik görevlisine silahlı sertifika alma hakkı sağlayan bir sistem olup birçok sakıncayı beraberinde getirmektedir. Sınavdaki ağılıklar değiştirilerek, nazari sınav 30 puan, uygulamalı sınav ise 70 puan (7 fişek) olarak düzenlenmesi halinde konu büyük ölçüde çözümlenecektir. Böylece özel güvenlik görevlisi, kendini koruyacak kadar isabet sağlamadan sertifika alamayacaktır. Bu ağırlık değişmesine ilave olarak, nazari sınavın (30 puan) soru ağırlığı da yeniden düzenlenmelidir. Bu bölümde amaç genel silah bilgisi, bakım tutum ve atış emniyet kuralları konusundaki yeterlilik düzeyini ölçmek olmalıdır. Haliyle bu 30 sorunun dağılımı 10 adet atış emniyet/güvenliği sorusu, 10 adet silah bakımı sorusu ve 10 adet genel silah bilgisi sorusu şeklinde

olmalıdır. Nazari konulardaki sorular; atıcının gerçek hayatta kullanacağı bilgiler olmalıdır. Teknolojisi farklı gelişmiş silahlara ait sorular ve sadece bazı özel markalarda bulunan özellikler asla sınavlarda sorulmamalıdır. Sınavların, kendisinden beklenen fonksiyonu yerine getirebilmesi, ancak atıcıya kazandırılan bilgi ve becerileri gerçekçi olarak ölçebilecek yapıya kavuşturulması ile mümkündür.

Silahlı özel güvenlik görevlisinin silah kullanma yetkisi Özel güvenlik görevlisinin asli görevi caydırıcılıktır. Ancak üzerinde silah bulunan özel güvenlik görevlisi, karşıdaki suçlu için silah kullanılarak bertaraf edilebilecek bir hedef haline gelmektedir. Bu durumda maruz kalacağı riskler artmaktadır. Yasanın kendisine silah kullanma konusunda getirdiği kısıtlamalar özel güvenlik görevlisinin can güvenliğine yönelik riski artırmaktadır. Silahlı özel güvenlik görevlisi, silahına, yasalarla belirlenen zor kullanmanın en üst sınırı olarak başvurabileceğinin bilincinde olmalıdır. Bilindiği gibi, görev alanı dahilinde olmak kaydıyla, kendisinin veya üçüncü şahısların can güvenliği tehlikeye girmesi halinde, polis vazife ve salahiyet kanunundaki silah kullanma yetkisi silahı ateşleyerek kullanma şeklinde ortaya çıkmaktadır. Özel güvenlik görevlisi bunun dışındaki hiçbir şartta silahını kullanmamalıdır. Bir istisna olarak olay sorumluluk bölgesinde başlamış, daha sonra sorumluluk bölgesi dışına taşmış ise takip esnasında da silahlı güvenlik

İyi eğitim almamış öfke kontrolünü bilmeyen, yetkilerini sınırlarını belirleyemeyen ve üzerindeki silah nedeniyle kendisini çok farklı hisseden silahlı özel güvenlik görevlileri de telafisi mümkün olmayan olaylara neden olabilmektedir.


görevlisi silahını ateşleyerek kullanma yetkisine sahiptir. Özel güvenlik görevlisi silah kullanma yetkisini kullanırken hem iç hukuk kurallarına hem de uluslararası hukuk kurallarına uygun tercihler yapmalıdır. İnsan hakları beyannamesine göre karşıdaki terörist dahi olsa yaşama hakkına sahiptir. Dolayısıyla silahlı güvenlik görevlisi silahını ateşleyeceği zaman, belden aşağının ortasına yani bacak bölgesine nişan almak mecburiyetindedir. Diğer taraftan iyi eğitim almamış öfke kontrolünü bilmeyen, yetkilerini sınırlarını belirleyemeyen ve üzerindeki silah nedeniyle kendisini çok farklı hisseden silahlı özel güvenlik görevlileri de telafisi mümkün olmayan olaylara neden olabilmektedir.

Atış eğitimlerinde yaşanan sorunlar Daha önce dile getirdiğimiz standartların, haliyle müfredatın yetersizliğinden sonra silah ve atış eğitimlerinde yaşanmakta olan en temel sorun açık poligonların yetersizliğidir. Büyük illerimizin dışındaki bazı illerde, fevkalade ilkel şartlarda açık arazide, bir sopanın ucuna hedef takmaktan ibaret, sözde açık hava poligonlarında silah ve atış uygulama eğitimleri ve sınavları yaptırılmaktadır. Mesafelerin belirsizliği ve atış emniyetini destekleyecek yapılaşmanın olmaması büyük bir sorundur. Atış hattına yerleştirilen birkaç adet varilden yararlanarak yapılan eğitim ve atışlarda kaza olmaması tamamen tesadüftür. Kötü hava koşullarında bu eğitimler ve sınavlarda çok daha büyük sorunlar yaşanmaktadır. Yağış nedeniyle bir elinde şemsiye, diğer elinde tabanca olacak şekilde atış yapılması, hedef hattındaki çamur nedeniyle çizme giymek zorunluluğu, en temel ihtiyaçlar için

dahi yeterli olamayan bir ortamda, saatlerce süren atış eğitimleri amacından uzaklaşmaktadır. Bu şartlarda eğitim-öğretimden ve ölçme değerlendirmeden söz etmek mümkün değildir. Açık poligonda, zor şartlarda iki saat bekleyip sıranın gelmemesi nedeniyle istifa edip giden özel güvenlik görevlilerine bile rastlanmıştır. Sektörün nitelikli eleman zafiyetinden söz ediyorsak işe buralardan başlamamız gerektiğini değerlendiriyorum.

olabileceği gibi açık havada da olabilir. Ancak açık havada yapılacak poligonlarda yukarıdaki bölümlerin hiç birinden sarfı nazar edilmemelidir (bk.kroki1)

Uzun namlulu hafif ateşli silahlar için (MP-5 makineli tabanca ve G-3 piyade tüfeği) 1- Atış alanı dış mekanları Giriş ve resepsiyon bölümü Atış yapacakların kabul edileceği bölüm Atıştan çıkanların neticelerinin kayıt edileceği bölüm

Poligon standartları Yarı otomatik tabanca ve toplu tabancalar için 1- Atış alanı dış mekanları Giriş ve resepsiyon bölümü, Atış yapacakların kabul edileceği bölüm, Atıştan çıkanların neticelerinin kayıt edileceği bölüm. 2- Atış alanı bölümleri Seyirci hattı, Hazırlık hattı, Temizlik hattı, Atış hattı, Hedef hattı, Atış hattı ile hedef hattı arasındaki her 5 metrede duraklama yapabilen hareketli hedef (Git-gel) sistemi. 3- Bakım ve tamir bölümü Tabanca için poligonlar kapalı

2- Atış alanı bölümleri Seyirci hattı, Hazırlık hattı, Temizlik hattı, Atış hattı, Hedef hattı. 3- Bakım ve tamir odası Uzun namlulu silah poligonları açık alanda inşa edilmeli ve atış hattıhedef hattı mesafesi en az 200 m. olmalıdır. Diğer hatlar ve tesis için ayrıca gereken alan bu 200 m. üzerine ilave edilmelidir. Uzun namlulu hafif ateşli silah poligonlarına tabanca da olduğu gibi (Gitgel) sistemi rasyonel olmadığı için konmamalıdır. 200 m. hedeflerini okumak için kamera taşıyan minyatür helikopter kullanmak uygun mütalaa edilmektedir. (bk:kroki2)

Mart 2015 Güvenlik Yönetimi n 85


YANGIN GÜVENLİĞİ

Acil kaçış simülasyonu ve yatay kaçışlar

Geçerli yönetmelik ve standartlar doğrultusunda oluşturulan kompartıman alanları hareketi kısıtlı hastalar için güvende kalacakları yatay tahliye olanakları oluşturmaktadır. Nilüfer KIZILKAYA \ Kader BİRBİL \Tanju ATAYLAR KARİNA TASARIM DANIŞMANLIK VE EĞİTİM HİZMETLERİ LTD. ŞTİ.

H

astanelerde acil durum anlarında hareket kabiliyeti sınırlı kullanıcıların tahliyesi, diğer kullanım sınıfındaki binalara göre daha zordur. Bu kullanım sınıfındaki binalar acil kaçış olanakları ve tahliye süreleri açısından diğer binalarla karşılaştırıldığında ayrı bir öneme sahiptir. Özellikle günümüz kent hastanelerinde yapıların büyüklüğü göz önüne alındığında hastaları güvenli ve hızlı şekilde tahliye edebilmek büyük önem kazanmaktadır. Geçerli yönetmelik ve standartlar doğrultusunda oluşturulan kompartıman alanları hareketi kısıtlı

86 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015

hastalar için güvende kalacakları yatay tahliye olanakları oluşturmaktadır. Geçerli yönetmelik ve standartların belirlediği gereklilikler, genel kurallar birçok benzer yapı için geçerli olmakta, hükümlerin yerine getirildiği, kuralların eksiksiz uygulandığı birçok farklı durumda, kaçış süresi veya kaçışın genel koşullarını etkileyen etkenlerin tümü değerlendirilemeyebilmektedir. Bu nedenle, hükümlerin yerine getirilmesi ile yapılan bir tasarımda dahi, özellikle kullanıcı tipinin değişkenlik gösterdiği alanlarda bilgisayar destekli, acil kaçış koşullarına bakmak ve bunları öncesinde canlandırmak (simüle edebilmek) önem kazan-

maktadır. Sağlık yapılarının en önemli özelliği kullanıcılarından kaynaklanmaktadır. Yapı olarak bazen uyunan mekanlar bazen olağan toplanma amaçlı binalar gibi farklı özelliklerde alanlara sahip olsalar da, kritik olan, kullanıcılarının hareket kabiliyeti olmaması veya kısıtlı olmasıdır. Ayrıca birçok alanda olağan kullanıcı profili bulunsa da, gerçekte birçok yönüyle olumsuz etkilere diğer alanlara göre daha açık, daha derin etkileri görülebilir kullanıcılardan oluşmaktadır. Tüm bunlar değerlendirildiğinde, yatay kaçışlar, farklı yangın ve duman bölgelerinin oluşturulması, hem acil kaçış hem de can güvenliği


önlemlerini öne çıkararak; diğer yapılardan farklı ele almayı zorunlu kılar.

Hastanelerde yangın güvenliği Binaların Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmelik (BYKHY–2009) sağlık yapılarının tasarımlarında uyulması gereken kısımlar ilgili konu başlıkları altında ayrı ayrı verilmiştir. Sağlık yapıları kapsamında olan hastanelerde, yaşlılar için dinlenme ve bakım evleri, bedensel ve zihinsel engelliler için olan bakım evlerinde uyulması gereken maddeler BYKHY-2009 madde 49’da şöyle açıklanmaktadır: Kullanıcı yükü 15 kişiyi aşan herhangi bir hasta yatak odası veya süit oda için birbirinden uzakta konuşlandırılmış 2 kapı bulunması gerekir. Hastanelerin ve bakım evlerinin 300 m2’den büyük olan yatılan katlarının her biri, en az yarısı büyüklüğünde iki veya daha fazla yangın kompartımanına ayrılır veya korunumlu yatay tahliye alanları teşkil edilir. Yatay tahliye alanlarının hesaplanmasında kullanıcı yükü 2.8 m²/kişi olarak dikkate alınır. Hastanelerde koridor genişlikleri 2m’den az olamaz.

Yatay kaçış Yukarıdaki maddeler ile belirlenen tasarım kriterleri doğrultusunda hastane binalarındaki hasta yatak bölümlerinde, sedye geçebilecek genişlikte kaçış koridorları ve yatay tahliye zonları oluşturularak acil kaçış ve tahliye sağlanmaktadır. Bu durumda; yatak katlarında, rehabilitasyon vb. hastanelerde yatarak tedavi edilen birimlerde yatay tahliye için kompartıman alanları teşkil edilir. BYKHY2009’da da belirtildiği gibi 300m2

den büyük hasta yatak alanlarında yatay kaçış oluşturulması zorunludur. En büyük müsaade edilen yangın kompartmanı ise 1.500m2 olup, bu alan yangından korunma önlemlerin alınması ile 2 katına çıkabilir. Bu kompartıman alanları birbirinden 120 dakika (EI 120) dayanımlı duvarlarla ayrılır. Burada amaç yangının bir birimden diğerine geçişini engellemek, yatan hastaların yangın tehlikesi altında olan bir bölümden diğerine geçirilerek, bu bölümde güvenli bir şekilde kalmalarını sağlamaktır. 2.8 m²/kişi olarak belirtilen alan bir hastanın sedyesinin kapladığı alandır. Bu durumda birbirine komşu iki adet kompartıman alanı belirlenir ve her birinin hasta kapasitesi hesaplanır. Birinde hesaplanan hasta kapasitesi 2.8 ile çarpılarak, yatay kaçış sonrası hastalar için gerekli alan bulunur ve diğer kompartıman yatak odalarında o alan kadar boş alan bırakılır. Hasta yatak katlarında yatay tahliye ile yan kompartımana alınan hastalar; yan kompartımanda yatak odalarının veya erişebilinir medikal destek sağlanabilecek biçimde tutulmalıdır. Hasta başlarındaki medikal gaz, priz vb. gereğinde iki kişi için kullanılabilir. Yatay tahliye alanlarının yangın kapıları normal zamanda manyetik tutucular ile açık olabilir ve yangın anında kendiliğinden kapanmalıdır. Yatay tahliye alanına açılan bütün kapılar 90 dakika dayanımlı ve duman sızdırmaz özellikte olacaktır. BYKHY–2009 ve önceki yerel yangın yönetmeliklerinde, en az hasta

Yatay kaçış yapılan yatak katı Resim 1

yatak bölümleri kadar kritik olan ancak kullanıcı yükü (hasta, hasta yakını, sağlık personeli sayısı)ve sirkülasyonu çok daha fazla olan poliklinik alanları için kesin tanımlı maddeler bulunmamaktadır. Bu bölümlerde yatan hastaların yanı sıra hareket kabiliyeti az olan veya tekerlekli sandalye kullanan çeşitli yaş aralıklarında birçok kullanıcı bulunmaktadır. Bu kullanıcıların acil durum anında sağlıklı bireyler kadar seri hareket edebildiklerini varsaymak; bu değerlerle kaçış yolu uzunluklarını ve bina tahliye sürelerini belirlemek, can ve yangın güvenliği açısından sağlıklı sonuçlar vermemektedir.

Yatay kaçış yapılan yatak katı Resim 2

Kullanıcı tipinin değişkenlik gösterdiği alanlarda bilgisayar destekli, acil kaçış koşullarına bakmak ve bunları öncesinde canlandırmak (simüle edebilmek) önem kazanmaktadır. Mart 2015 Güvenlik Yönetimi n 87


YANGIN GÜVENLİĞİ

Ek-5/A Kullanıcı yükü katsayısı tablosu m2/ kişi

Kullanım Alanı

Hastane yatak odaları, hemşire odaları 20 Hastane laboratuarları, eczaneler 20 Muayenehane 5

Binaların Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmelik ile belirlenen kaçış mesafeleri, binanın kullanım sınıflarına göre ayrılmaktadır. BYKHY–2009 Ek5/A’da tanımlanan hastane yatak odaları, hemşire odaları, hastane laboratuarları, muaye-

nehaneler ve eczaneler için alınması gereken kullanıcı yükü katsayıları ve BYKHY–2009 Ek5/B’de tanımlanan hastaneler için tek yönde ve çift yönde çıkışlara götüren maksimum kaçış mesafeleri aşağıdaki tablolarda gösterilmiştir.

Ek-5/B Çıkışlara götüren en uzun kaçış uzaklıkları ve birim genişlikleri Kullanım Sınıfı

Tek Yön En çok Uzaklık (m)

İki Yön En çok Uzaklık (m)

Yağmurlama Yağmurlama Yağmurlama Yağmurlama Kapı Açıklıklarında Sistemi Sistemi Sistemli Sistemli Dışarı Çıkış Yok Yok Kapısı Hastaneler

15

15

30

Bu tanımlamaların yönetmelik ile sınırları çizilmiş olup; hastane tasarımı için yeterli kabul edilmektedir. Bu verilerin yeterliliği normal şartlarda ancak bir acil durum anında test edilebilmektedir ve alınacak önlemler veya yapısal konular için geç kalınmaktadır. Farklı kullanıcı tiplerinin bir arada olduğu ve öngörülen tasarımın sonuçlarının sınamasının gerçekleştirilebilmesi, sonuçlarının görülebilmesi için devreye, tüm kullanıcı türlerinin hızları, duruş mesafeleri, yaşları gibi birçok parametreyi dikkate alarak can ve yangın güvenliği olanaklarını sınayan “Acil Kaçış Simülasyon” programları girmektedir.

Acil kaçış simülasyonu Acil kaçış simülasyonu, bilgisayar destekli programlarda hazırlanan, acil durum anında binada bulunan tüm kullanıcıların binayı terk ettikleri gerçek süreyi hesaplamak; can ve yangın güvenliği için alınan önlemlerin yeterliliğini test etmek için kullanılan bir yöntemdir. Dünyada birçok örneği bulunan ve gün geçtikçe yaygınlaşan bu yöntem, binanın tasarım aşamasındayken

88 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015

45

Çıkmaz Koridor En çok Uzaklık(m)

Birim Genişlik için kaçış sayısı

30

30

Kaçış Rampalar Koridorlar merdivenleve rinde Koridorlarda Yağmurlama Yağmurlama Sistemi Yok Sistemli 15

30

15

20


Merdiven Birikimleri Resim 3

Kapı Birikimleri Resim 4

kullanılarak küçük değişkenler ile büyük önlemlerin alınmasında oldukça fayda sağlamaktadır. Acil kaçış simülasyonları bu verilerin ötesine geçebilmekte, doğru verilerle gerçek zamanlı bir tasarım yapmaya olanak sunmaktadır. Bunların yanı sıra, yangın tahliye projelerinde göz ardı edilebilen zaman faktörü ve kullanıcıların sosyal davranışlarının gözlemlenerek tasarım parametrelerine dâhil edilmesini sağlar. Kullanıcı davranışları da binanın kullanım sınıfıyla doğrudan ilişkili olan, tahliye planlarında göz önüne alınması gereken bir konudur. Acil kaçış simülasyonu uygulamaları aracılığı ile bina kullanıcılarının yaş, cinsiyet, hareket kabiliyeti ve kaçış hızları parametreleri belirlenir; bina tahliye süresi bu koşullar altında hesaplanır. Simülasyon programında tanımlanabilen kullanıcı profilleri ve kaçış hızları aşağıdaki örneklerde gösterilmiştir. Bir yapının yangın yönetmeliklerinin şartlarını yerine getirirken; yapının içinde bulunan kullanıcıları da yapının bir parçası olarak kabul etmek can ve yangın güvenliği tasarımının bu değerlerle yapmak, acil durum anında kuyruk ve birikimleri azaltarak tahliye süresini kısaltmayı sağlar. Acil durum anında insan davranışlarının normal hareketlerinden farklı olduğu dikkate alınmalıdır. Acil durum anında insanlar toplu olarak hareket ederler. Toplu hareket sonucunda sıkışmaların olduğu alanlar kaçış simülasyonu ile tespit edilerek, merdiven veya

koridor ise genişlikleri, kapı ise temiz açıklık mesafesi arttırılmalıdır. Aşağıdaki örneklerde simülasyon süresi boyunca tespit edilen birikimler gösterilmiştir. Simülasyon sırasında, kaçış yollarının yeterliliği ve güvenliliği aşağıdaki kriterler doğrultusunda belirlenmektedir: Tahliye oranı Kaçış esnasında oluşan sıraların yerleri ve oluşum nedenleri Sıralar/kuyruklardaki insanlar tarafından kullanılan mekanlar Binada oluşan boğazların(dar geçişler) yerleri ve oluşum nedenleri Sıralar/kuyruklardaki insanlar tarafından kullanılan mekanlar Kaçış merdivenlerinin dengesiz kullanımı Yüksek kapasiteli yangın kaçış merdiveni ihtiyacı ve bu merdivenlere bağımlılık Bekleme ve sıraya girme zamanı esnasında güvenlik (Duman yayılımının engellenmesi) Birikmelerin olduğu alanlarda birbirini engellemeyen, akıcı yaya ulaşım trafiğinin sağlanması için aşağıdaki

mimari tespitlerden yararlanılabilir: Kolon, bölme duvar gibi düzenleyici mimari elemanlardan yararlanılarak, yayaların kaos yaratmadan düzenli bir şekilde tahliye alanlarına ulaşmasını sağlamak Doğru yönlendirmelerle kaçış olanaklarındaki tahliye oranlarını eşitlemek Kapı açıklıkları, koridorlar, merdivenler vb. çıkış olanaklarının genişliklerini arttırmak Merdivenlere sahanlık yapılarak yaya hareketindeki duraksamaların tüm hareketi engellemesini önlemek Resim 5 ve Resim 6’daki örneklerde, düzenleyici mimari elemanların kuyruk oluşumunu ve kaosu önleyerek düzenli tahliye sağladığı simülasyon görüntüleri gösterilmiştir. Bu mimari eleman kimi zaman sabit bir tefriş olabilir, kimi zaman ise bölme duvarlar ile düzenlenmiş sabit açıklıklar olabilir, dikme, küpeşte gibi düzenleyiciler kullanılabilir. Resim 5’te karışıklığı önlemek, düzenli kuyruklar oluşturarak kaçış yönlendirmesi yapmak amacıyla sabit bir tefriş kullanılırken, Resim 6’da ara bölme duvarlar kullanılarak kullanıcıların farklı iki çıkışa yönlenmesi sağlanmıştır. Aşağıdaki örneklerde, acil kaçış simülasyonu ile tespit edilerek arttırılan çıkış genişliklerinin tahliye süresine etkisi anlatılmaktadır. Kaçış genişliği hesabına göre her iki durumda da çıkış genişlikleri yeterli olmasına rağmen, simülasyon uygulaması ile tespit edilen sıkışmaların olduğu

Acil kaçış simülasyonu, bilgisayar destekli programlarda hazırlanan, acil durum anında binada bulunan tüm kullanıcıların binayı terk ettikleri gerçek süreyi hesaplamak; can ve yangın güvenliği için alınan önlemlerin yeterliliğini test etmek için kullanılan bir yöntemdir. Mart 2015 Güvenlik Yönetimi n 89


YANGIN GÜVENLİĞİ

Resim 5

Mevcut Durum Tahliye Süresi: 84 Saniye Resim 7

alanlarda genişlikler arttırılarak tahliye süresinin 20 saniye(%23) azalması sağlanmıştır. Resim 7’de Tahliye süresi 84 saniye hesaplanırken, Resim 8’de iyileştirilmiş, genişlikleri arttırılmış, kaçış yolundaki engelleri kaldırılmış durumda kullanıcılar 64 saniyede tahliye olmaktadır. Yangın anında bu süre kritik bir önem taşımaktadır. Özet olarak, sağlık yapılarında acil kaçış simülasyonları ve yatay tahliye alanları oluşturmak: Mevcut durumdaki hastane yapıları ve tasarım aşamasındaki hastaneler için tahliyelerin nasıl ve ne yollarla yapılacağı, mevcuttaki kaçış genişliklerinin yeterli olup olmadığını anlamak, Kaçış yollarında kaçışı engelleyen herhangi bir unsur olup olmadığını kontrol etmek, Kaçış yollarında iyileştirme önlemleri alınıp alınmaması gerektiğine karar vermek,

90 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015

Resim 6

İyileştirilmiş Durum Tahliye Süresi: 64 Saniye Resim 8

Kaçış yollarındaki kaçışı engelleyen ve/veya kaçış süresini arttıran zayıf noktaları bulmak amaçları için kullanılan, can ve yangın güvenliği olanaklarını sınayan yöntem ve yollardır. Sonuç olarak; yatay kaçış olanakları oluşturmak hareket edemeyen hastaları yangın anında güvenli alana kaçırmak için kullanılır. Sağlık yapılarında yaya trafiği ve çeşitliliği fazla olan poliklinik gibi bölümlerinde öncelikle yönetmelik gereklerinin eksiksiz sağlanması, daha sonra elde edilen sonucun imalata

geçilmeden simülasyon yönteminin kullanılarak, tasarım aşamasında birçok iyileştirmenin yapılabilmesine olanak verecektir. Ancak, canlandırma uygulamalarının gerçekçi olmasını sağlamak için, hazırlık aşamasında belirlenecek parametrelerin doğru olması gerekmektedir. Ülkemizde TUIK (Türkiye İstatistik Kurumu) tarafından hazırlanan bazı istatistiksel veriler (ortalama hareket hızları, ortalama duruş mesafeleri, yaş ortalamaları), programların parametre tüm girişlerinin dayanaklı biçimde sağlanması için ne yazık ki yetersizdir. Gerekli veriler sağlandığı takdirde hazırlanacak acil durum simülasyonları, hastaneler gibi özelleşmiş kullanım sınıfları için kullanıldığında kaçış planlamasının yangın yönetmelikleri kuralları üzerinde sınanmasını sağlar. Mevcut uygulama ve yapılarda ölçümler yapılması, davranış biçimleri ve modellemede kullanılan parametreleri belirleyici çalışmalar yapılması bir çok açıdan gelecek tasarımlarda yararlı olacaktır.

Kaynaklar: Yerel yönetmelikler yönünden en önemli iki kaynak; 1.TBYKHY – 2009 2. Sağlık Bakanlığı Yangın Önleme ve Söndürme Yönergesi-2007 Yine sağlık yapılarının önemli yurt dışı standartları: NFPA 101-2012: Life Safety Code NFPA 99-2012: Life Safety in Health Care Facilities BS 8300: Design of buildings and their approaches to meet the needs of disabled people.

Acil durum anında insanlar toplu olarak hareket ederler. Toplu hareket sonucunda sıkışmaların olduğu alanlar kaçış simülasyonu ile tespit edilerek, merdiven veya koridor ise genişlikleri, kapı ise temiz açıklık mesafesi arttırılmalıdır.



YANGIN GÜVENLİĞİ

NSC yangın algılama kontrol panelleri Basınca duyarlı piezolacquer yüzeyi sayesinde yıpranmaya karşı dirençli olan NSC paneller, yıllar sonrasında bile hiçbir yıpranma belirtisi göstermezler. Erhan ÖZEL / Satış Destek Sorumlusu AVEKA ALGILAMA VE KONTROL TEKNOLOJİLERİ A.Ş

Y

eni nesil NSC yangın kontrol panelleri uluslararası tüm yangın alarm standartlarına uyumludur ve1 Loop’tan 18 Loop’a kadar seçilebilir yapıdadır. Her bir loop hattında 126 adres desteklenmektedir. Her bir loop hattının uzunluğu 3500 metreyekadar çıkabilmektedir. Anakart ve Loop kartlarının %100 yedekli yapıda çalışabildiği bu paneller, 32 bit yüksek performanslı CPU, 8MB flash hafıza ve 8MB RAM’e sahiptir. Basınca duyarlı “piezolacquer” yüzeyi sayesinde yıpranmaya karşı dirençli olan NSC paneller, yıllar sonrasında bile hiçbir yıpranma belirtisi göstermezler. NSC paneller elektromanyetik etki karşısında son derece kararlı çalışma performansına sahiptir. NSC panellerde iletişim cihazları, sirenler ve flaşörler için herbiri 24V/500mA olan 3 ayrı güç çıkışı bulunmaktadır. 8 adet programlanabilir kontrol butonu, 1024 prog-

92 n Güvenlik Yönetimi Mart 2015

ramlanabilir zon, 10.000 mesajlık olay hafıza belleği, PC bağlantısı için USB arayüzü, 3 ayrı RS-232 arayüzü NSC panellerinin özellikleri arasındadır. Ayrıca bu gelişmiş paneller hafıza arttırımı için SD kart yuvası, 4 programlanabilir röle, 16 programlanabilir dijital open-collector çıkış, 8 programlanabilir arıza-denetimli çıkış, toprak kaçağı algılama ve yedekli network kart yapısı özelliklerine sahiptir. NSC panellerinin önemli bir başka özelliği ise Apollo XP95 ve Apollo Discovery gibi birçok dedektör markası ile %100 uyumlu çalışabilmesidir.

Apollo discovery protokolü Apollo Discovery dedektörler değişen ortam koşullarına mükemmel adaptasyon sağlar. Sahip oldukları sapma dengelemesi özelliği ile algılama ortamında toz birikmesi

sebebiyle oluşan yanlış alarm durumlarını minumum seviyeye indirir. 5 değişik tepki modu özelliği ile farklı ortamlar için farklı çalışma modları seçilebilir ve bu seçimler yangın paneli üzerinden yapılabilir. EN54 koşullarını sağlayan gelişmiş algoritması sayesinde hatalı alarma sebep olacak geçici alarm durumlarına karşı da koruma sağlayarak kurulum güvenliği sağlar. Apollo yangın dedektörleri ile %100 uyumlu çalışabilen NSC yangın alarm panelleri, projelerde sunduğu esneklikle büyük avantajlar sağlamaktadır.



ABONE FORMU

ABONELİK BİLGİLERİ GÜVENLİK YÖNETİMİ DERGİSİNE 1 YILLIK ABONE OLMAK İSTİYORUM. ADI, SOYADI : FİRMA ADI : DOĞUM TARİHİ/YERİ: DERGİ TESLİM ADRESİ ADRES

:

POSTA KODU / SEMT / ŞEHİR DİĞER BİLGİLER: MESLEK

:

E-MAİL

:

TEL

:

FAX

:

GSM

:

FATURA ADRESİ: ADRES:

POSTA KODU / SEMT /ŞEHİR VERGİ NO / DAİRESİ Güvenlik Yönetimi Dergisi’nin 1 yıllık abonelik bedeli 75 TL. + KDV’dir. Abonelik bedelini İş Bankası - Perpa Şubesi - Hesap No: 1188 0542685 IBAN: TR76 0006 4000 0011 1880542685 yatırdıktan sonra dekontun fotokopisi ile birlikte bu formu doldurarak 0212 210 54 45’’ye fakslayıp yada yesim@guvenlik_yonetimi.com adresine mail atarak hemen abone olabilirsiniz.


R

E

K

L

A

M

I

N

D

E

2-3

96

21

23

15

57

1

Ö.K.İ

47

6-7

19

67

53

75

73

17

91

35

51

61

A.K.

81

31

71

A.K.İ

4-5

13

39

ÖZEL GÜVENLİK FEDERASYONU YAYINIDIR

25

K

S

11



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.