Sayı 24

Page 1

ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ n AYDA BİR YAYINLANIR

FOKUS: PARA VE KIYMETLİ EŞYA TAŞIMA ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ

ÖZEL GÜVENLİK TEŞKİLATLARI ANA SORUNLARINA BAKIŞ İTFAİYE TULUMBACILIĞA GERİ DÖNECEK

AVM Güvenliği HAZİRAN 2015 SAYI: 24 ÖZEL GÜVENLİK FEDERASYONU YAYINIDIR

HAZİRAN 2015 SAYI: 24


ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ n AYDA BİR YAYINLANIR

FOKUS: PARA VE KIYMETLİ EŞYA TAŞIMA ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ

ÖZEL GÜVENLİK TEŞKİLATLARI ANA SORUNLARINA BAKIŞ İTFAİYE TULUMBACILIĞA GERİ DÖNECEK

AVM Güvenliği HAZİRAN 2015 SAYI: 24 ÖZEL GÜVENLİK FEDERASYONU YAYINIDIR

HAZİRAN 2015 SAYI: 24











içindekiler 26

50

36 10 BAŞKANDAN

12 EDİTÖR

KAPAK KONUSU

SEKTÖRDEN

26

AVM iklimine akademik bir bakış

42

“Özel güvenliğin kaldırılması mümkün değildir”

30

Entegre çözüm tek merkezden kontrol 48

“ÖTV sektör için bir ironidir”

32

Kağıthane Axis AVM’de zayıf akım sistemleri uygulaması

34

AVM’de güvenlik nasıl sağlanır?

ELEKTRONİK GÜVENLİK

50

Teknoloji ve PDKS

FOKUS

56

Hem %36 daha pahalı hem de taklit

36

Altına hücum yıllarından günümüze değerli eşyaların korumasını profesyoneller yapıyor

58

Macroscop akıllı video yönetim yazılımı

60

Davetsiz misafirlere geçit yok

38

Nakit taşımada risk faktörleri

40

Değerli eşya taşımada risk faktörleri

14 GÜNCEL

Sektör ile ilgili kısa haberler

24 KÖŞE / Hayata Bakış

“Göz ve Bilgisayar”

62 Porsche merkezine entegre güvenlik çözümü 64

Pronet’ten panik butonu


Güvenlik Yönetimi ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ

HAZİRAN 2015

70

AYDA BİR YAYINLANIR

Özel Güvenlik Federasyonu adına imtiyaz sahibi O. Oryal ÜNVER Yürütme Kurulu O. Oryal ÜNVER İsmail UZELLİ Murat KÖSEREİSOĞLU Yusuf Vehbi DALDA Genel Yayın Yönetmeni Devrim BOZKURT devrim@guvenlik-yonetimi.com Yazı İşleri Müdürü Yeşim ÖZDEMİR yesim@guvenlik-yonetimi.com Danışma Kurulu Alp SAUL Arzu YÜKSEL Doç. Dr. Gazi UÇKUN Füsun KOCAMAN Gültekin FİŞEK Hakan ÖZALP İsmail UZELLİ Murat KÖSEREİSOĞLU Okyay ŞENTÜRK O. Oryal ÜNVER Osman Levent CELASUN Prof. Abdurrahman KILIÇ Taner ALBAYRAK Yusuf Vehbi DALDA

66

BİLGİ GÜVENLİĞİ

YANGIN GÜVENLİĞİ

66

Siber tehditler karşısındaki en zayıf halkalar

84

Finansbank Kristal Kule'ye entegre sistem uygulaması

68

Siber olaylara müdahale ekipleri nasıl eğitiliyor?

86

İtfaiye tulumbacılığa geri dönecek

GÜVENLİK HİZMETİ

88

Yangın kapılarında CE belgelendirme

70

Avrupa Komisyonu’nun Avrupa Parlementosu ile iletişimi, Konsey, Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi ve Bölgeler Komitesi

76

Özel güvenlik teşkilatları ana sorunlarına bakış

92 ABONE FORMU

Özel güvenlik sektörü ve mesleki yeterlilik kurumu

94 Reklam İndeksi

80

90 Yıllık Kapak ve

Fokus konuları

Grafik Tasarım ve Baskıya hazırlık Derya BOZKURT derya@guvenlik-yonetimi.com Yayın Türü Yerel Süreli Yayın Ayda bir yayınlanır. Yönetim Adresi Arkhe Tanıtım Hizmetleri Perpa Ticaret Merkezi B Blok Kat: 11 No:1963 Okmeydanı / Şişli / İstanbul Tel: (212) 210 54 45 Tel: (533) 413 78 08 Baskı SEÇİL OFSET Tel: 0212 629 06 15 Özel Güvenlik Sektörünün sesi Güvenlik Yönetimi Dergisi, sektörü bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Bu dergide yer alan her türlü haber, bilgi ve yorumlar; güvenilir olduğuna inanılan kaynaklar tarafından hazırlanmış araştırma raporları, değerlendirmeler, atıflar, çeviriler ve istatistikî verilerden derlenmiştir. Dergide yer alan tüm reklamların sorumluluğu firmalara, yazılardaki ve söyleşilerdeki görüşler sahibine aittir. Dergide yer alan yazılar izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden hiçbir şekilde kullanılamaz.

tanıtım hizmetleri

Perpa Ticaret Merk. B Blok Kat: 11 No: 1963 Okmeydanı / Şişli / İstanbul Tel: (212) 210 54 45 Faks: (212) 210 54 45 Gsm: (533) 413 78 08


BAŞKAN

t

Özel güvenlik sektöründe TSE Standartları Değerli okurlarımız; Türk Standartları Enstitüsü (TSE); ülke genelinde her türlü madde ve mamuller ile usul ve hizmet standartlarını oluşturmak amacıyla 1960 yılında 132 sayılı kanunla kurulmuştur. Enstitünün ilgili olduğu bakanlık Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıdır. Enstitü; tüzel kişiliğe haiz, özel hukuk hükümlerine göre yönetilen bir kamu kurumudur. Ülkemizde Türk Standartları Enstitüsü tarafından kabul edilen standartlar Türk Standardı adını almaktadır. Bir standardın mecburi kılınabilmesi için Türk Standardı olması şarttır. Mecburi kılınan standartlar Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmektedir. TSE; özel güvenlik sektörüne ilişkin olarak TS 12782 (Nisan 2010) Güvenlik Hizmetleri- Genel Kurallar ve TS EN 15602 (Şubat 2013) Özel Güvenlik Hizmeti Sağlayıcıları Termminolojisi standartlarını yayınlamıştır.

O. Oryal ÜNVER ÖGF (Özel Güvenlik Federasyonu) Yönetim Kurulu Başkanı

Avrupa Birliği ülkelerinde uygulandığı üzere görüntüleme ve alarm izleme merkezleri BS EN 50518-1, BS EN 50518-2, BS EN 505183 standartlarına ilişin olarak TSE; ülkemizde faaliyet gösteren alarm izleme merkezleri için tst EN 505018-1 (yerleştirme ve yapım özellikleri), tst EN 505018-2 (teknik özellikler),ve tst EN 5050183 (işletme prosedürleri ve özellikleri) adı ile üç Avrupa standarttı paralelinde bu dokümanları hayata geçirmek üzere çalışmalarını sürdürmektedir. Güvenlik Servisleri Organizasyon Birliği Derneği (GÜSOD) temsilcisi olarak benimde iştirak ettiğim CEN TC/417 “Maritime and Port Security” standart çalışmalarına TSE; Piri Reis Üniversitesi ile birlikte katılmaktadırlar. Avrupa’da yine özel güvenlik sektörü standart çalışmalarından olan CEN TC/439 “Private Security Services” standartları için CoESS (Confederation of European Security Services) koordinatörlüğünde yine GÜSOD; TSE ile birlikte çalışmalara iştirak edecektir. Ülkemizde özel güvenlik sektöründe; standartların oluşması ve tanımlanması ile sektör gelişim süreçlerinin hızlanacağını ve bu bağlamda özel güvenlik sektörünün; normları olan ve Avrupa Birliği ülkeleri ile uyumlu bir sektör haline geleceğini umuyoruz. Sağlıklı, mutlu ve güvenli günler temennisi ile…

10 n Güvenlik Yönetimi Haziran 2015

Ülkemizde

Türk Standartları Enstitüsü tarafından kabul edilen standartlar Türk Standardı adını almaktadır. Bir standardın mecburi kılınabilmesi için Türk Standardı olması şarttır.



a EDİTÖR

AVM güvenliği

Alışveriş merkezleri günümüz kent yaşamında tüketim anlayışı ve kültürünün geldiği yeri yansıtan yapılardır. Türkiye’nin AVM haritasına göre, Mayıs ayı itibariyle 349 AVM yer alırken, bunun yılsonunda 411’e ulaşması bekleniyor ve 2017 sonunda AVM sayısının 454’e çıkacağı öngörülüyor. Son 10 yılda 4 kat büyüyen AVM pazarının üçte 1’i yabancı sermayenin elinde. Türkiye AVM Potansiyel Analizi 2015-2017 raporuna göre 2009’da 20,6 milyar TL olan AVM cirosunun 2015’te %7,9 büyümeyle 89,6 milyar TL’ye, 2016’da %18,1 büyümeyle 105,8 milyar TL’ye, 2017’de ise %12,7 büyümeyle 119,2 milyar TL’ye ulaşacağı belirtiliyor. Bugün AVM’ler; erişebilirlik, estetik, teknolojik gelişmeler, güvenlik, alan kullanım dağılımı, tasarım ve yönetim gereklilikleri yönünden büyük avantajlar ve olanaklar içermektedirler. AVM’ler küçük bir şehir gibi insan yoğunluğuna ve mekânsal yapılara sahiptir ve başta yangın olmak üzere önemli riskler taşımaktadır. AVM’ler karmaşık özellikleri ile çeşitli kişi, grup ve niyetlerin hedefi haline gelmektedir. Birçok tehdit ve tehlike olasılığının ortaya çıkması AVM güvenliği kavramını gündeme getirmiştir. Kapak konumuzu ayırdığımız AVM güvenliği altında tüm bu konulara ilişkin ilginç detaylar bulacaksınız. Bu sayıda fokus konumuz ise Para ve Değerli Eşya Taşıma. Yurtdışında Cash in transit (CIT) olarak tabir edilen bu hizmet, basit haliyle; içerisinde servis barındıran yüksek güvenlik gerektiren bir kargo ve lojistik faaliyeti olarak tarif edilebilir. Buna karşın içerisinde birçok sektör barından ciddi derecede emek, teknoloji yoğun bir iş dalı ve operasyonlar bütünü olduğunun altını çizmek gerekiyor. ATM’ler bu konuya küçük bir örnek olarak gösterilebilir. Yine büyük toptancı ve perakendecilerin faaliyetleri ve kıymetli eşyaların bir yerden bir yere sağlıklı bir şekilde taşınması gibi her biri farklı özen isteyen operasyonlar içermektedir. Nakit ve altın hacimlerine, ticaret oranlarına ve ülkelerin kendi dinamiklerine göre kıymetli eşya taşıma rakamları farklılık gösteriyor. Dünyada nakit ve altın taşıma rakamı, 33 Milyar Dolar. Türkiye’de ise bu rakam 2 Milyar Dolar. Değerli eşya taşımacılığı risk oranları İngiltere, Fransa ve İspanya’da bir hayli yüksek. Avrupa’da yılda ortalama 1000 adet saldırı yaşanıyor. Avrupa’daki ekonomik durgunluğun, bu oranların yükselişine sebep olduğunu söyleyebiliriz. Sadece 2008 yılında Avrupa’da güvenlik taşıma sektöründe 80 milyon Avro kayıp meydana geldi. Kıymetli eşya taşımacılığı yapan firmalar, riskleri doğru risk yönetimi ve aldığı güvenlik önlemleri çerçevesinde sigorta sistemine devrediyor. Bu nedenle bu firmaların en başarılı olduğu ve olmak zorunda olduğu nokta doğru risk yönetimleri oluyor. Yine bu konuya ilişkinde önemli yazılarımız var. Sektörden sayfalarımızın bu sayıda iki konuğu var. Securitas Ülke Başkan Yardımcısı Kurtuluş Dönmezer ve RCL Satış- Pazarlama Direktörü Yeşim Vurmaz. Güvenlik sektöründe yaşanılan sıkıntılar, çözüm önerileri, sektörün ülke ekonomisindeki yeri, ve daha bir çok konuda görüşlerin yer aldığı röportajları, ilgiyle okuyacağınızı düşünüyorum. Elektronik güvenlik, güvenlik hizmeti, bilgi güvenliği ve yangın güvenliği disiplin başlıklarımız da yine ilginizi çekecek teknik yazılar ve makalelerle dolu… Güvenli günler dileğiyle… Devrim BOZKURT

12 n Güvenlik Yönetimi Haziran 2015

Devrim BOZKURT devrim@guvenlik-yonetimi.com

AVM'ler

küçük bir şehir gibi insan yoğunluğuna ve mekânsal yapılara sahiptir ve başta yangın olmak üzere önemli riskler taşımaktadır.



GÜNCEL

Bosch Güvenlik Sistemleri iş ortakları ile buluştu

Bosch Güvenlik Sistemleri, 8 Mayıs 2015 tarihinde Kemer Golf ve Country Club’da düzenlediği Güçlü Ortaklar etkinliğinde iş ortakları ile bir araya geldi. 2014 yılı finansal verileri ile 2015 strateji ve hedeflerinin paylaşıldığı etkinlikte Bosch Güvenlik Sistemleri’nin organizasyonel yapısındaki değişiklikler ve yeni süreçler ele alındı. Etkinlikte, 2015 yılı içinde pazara sunulacak yeni ürünler ve güvenlik sistemleri stratejisine yön veren dinamikler hakkında bilgi verilirken, 2014 yılının en başarılı iş ortakları da ödüllendirildi. Bu sene 4.sünü düzenlenen ‘Güçlü ortaklar’ etkinliği Bosch

Güvenlik Sistemleri Ülke Müdürü Gürani KILIÇ’ın sunumuyla başladı. KILIÇ; “Güçlü iş ortaklarımızın desteği, sunduğumuz eksiksiz ürün gamı ve yüksek müşteri memnuniyeti, kalite ve sorumluluk gibi değerlerimizle 2015 yılında da başarılı olacağımıza eminim” dedi.

2014’ün en başarılı iş ortakları ödüllendirildi 2014 yılının en iyi satış performanslarının ödüllendirildiği törende, Video Gözetim Sistemleri kategorisinde RCL Proje ve Taahhüt Güvenlik Sistemleri ödüle layık görüldü. Etkinlikte Ateksis

Akıllı Teknoloji Sistemleri kartlı geçiş ve kontrol sistemleri, yangın algılama sistemleri ve genel seslendirme ve acil anons sistemleri kategorilerinde ödül aldı. Hırsız alarm sistemlerinde Biges Güvenli Hayat Teknolojileri, kongre ve konferans sistemlerinde Atempo Şirketler Grubu ödüle layık görüldü. RCL Proje ve Taahhüt Güvenlik Sistemleri en hızlı büyüyen bayi olurken, Ateksis Akıllı Teknoloji Sistemleri en iyi satış performansı kategorisinde ödül aldı. Törende ayrıca 2014 yılında göstermiş oldukları performanstan dolayı Türkiye, Türkmenistan ve Azerbaycan’daki tüm iş ortaklarına teşekkür plaketi sunuldu.

Otellerde dağınık kablo görüntüsüne son! Otellerde sıklıkla düzenlenen pek çok organizasyonda sahne ve ses sistemleri kurulumları aşamasında ortaya hoş olmayan kablo görüntüleri çıkmakta ve bu görüntüyü yok etmenin türlü yollarına başvurulmaktadır. Hatta bu durum işletme müdürleri ve teknik personel açısından zaman ve vakit kaybıyla sonuçlanmakta ve hatta sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. Gaffgun; bu sorundan müzdarip olan bir grup teknik personel tarafından icat edilmiş ve Amerika- Seattle merkezli Gafftech firması tarafından üretilmiştir. Gaffgun; toparlanması kolay

14 n Güvenlik Yönetimi Haziran 2015

olmayan ve sevilmeyen dağınık kablo görüntüsünü hızlıca toparlayarak oldukça pratik şekilde kabloları saklamak amacıyla dizayn edilmiş kablo toparlama ve saklama cihazıdır. Artık saatlerce diz çökmek, geniş koridorlarda kablo düzeltmek ve saklamak ile uğraşmak zorunda kalmayacağınız bu icat üç önemli sebeple tasarlandı. Bu sebepler; paradan tasarruf etmek, zamandan tasarruf etmek ve sırt sağlığınızı korumaktır. Gaffgun; Türkiye’den gelen yoğun talep ve kullanım isteği üzerine ürünlerini en iyi şekilde sunup genişletebilmek için haziran ayı itiba-

riyle Ateksis ile distribütörlük anlaşması yaptı. Organizasyonlarınızda kablo sorunları, dağınıklıkları ile uğraşmak istemiyorsanız Gaffgun ile tanışarak bu büyük kolaylıktan faydalanabilirsiniz.



GÜNCEL

Bosch Güvenlik Sistemleri, Teknomaks ile sistem entegratörlerine “tam destek” dedi! Teknomaks 3 Haziran 2015 tarihinde Bosch Güvenlik Sistemleri ile imzaladığı anlaşma ile Bosch’un Türkiye distribütörü oldu. Teknomaks, Bosch Güvenlik Sistemleri’ nin tüm ürün ve çözüm portföyünü, entegrasyon platformlarını artık Türkiye’de faaliyet gösteren tüm sistem entegratörlerine ulaştıracak. Bununla birlikte, kutu satışı yapan distibütörlerinden farklı olarak satış öncesi ve sonrasını içeren destek hizmetlerini de kapsayan bir kimliğe sahip olacak. Bosch Güvenlik Sistemleri’nin Avrupa, Ortadoğu ve Afrika bölgelerinden sorumlu Başkan Yardımcısı Hanno VOGELS; Türkiye Satış Kanalı Sorumlusu Feray TOP ile Ateksis Genel Müdürü Mehmet KIŞ ve Genel Koordinatörü Atila ÖZCAN’ ın bir araya geldiği toplantıda, Bosch temsilcileri Teknomaks ile başlatılan işbirliğin-

den duydukları memnuniyeti dile getirdiler. Söz konusu özel anlaşma ile Teknomaks bundan böyle projelerde, sistem entegratörlerine tam destek veren Bosch Güvenlik Sistemleri’nin bir iş ortağı olarak, sistem entegratörlerinin daha çok başarılı projeler üretmesi için azami gayret gösterip, bu amacın gerçekleştirecek faaliyetlerini birlikte tasarlayacaklardır. Sistem entegratörlerine profesyonel hizmet verecek olan Teknomaks; Tüm Bosch Güvenlik Sistemleri ürünlerinin, çözümlerinin temini, Satış öncesi ve sonrası da dâhil olmak üzere tüm proje evrelerinde mühendislik desteğinin sunulması, Sistem ortaklarının yetkinleştirilmesi için eğitimlerin düzenlenmesi, Sistem entegratörü ağının

geliştirilmesi ve genişletilmesi, faaliyetleriyle Bosch markasının güvenlik projelerinde maksimum düzeyde yer almasını sağlamak ve Bosch Güvenlik Sistemleri’nin üst teknoloji ürünlerini olabildiğince çok müşteri ile tanıştırmak hedefindedir.

Dijital güvenlik gözetleme Axis Communications ve Buffalo Americas, Dijital Güvenlik Gözetleme (DSS) sistemi ile küçük işletme ve ev gözetim sistemlerine IOT optimizasyonu getirmek amaçlı bir ekip oluşturdular. Internet üzerinden daha önce hiç bu kadar çok cihaza bağlantı ve erişilebilirlik olmamıştı ancak bu sadece bir başlangıç. IoT otomasyon ve kontrol özellikleri ile uzaktan kamera konumlan-

16 n Güvenlik Yönetimi Haziran 2015

dırma ve canlı görüntüleme ve kaydedilen görüntüleri dâhil etmek üzere güvenlik gözetim sektörüne büyük yararlar sunmaktadır. Intel® Atom™ işlemci ile güçlendirilmiş, DSS ağ izleme sisteminin kurulumu ve yapılandırmasını kolaylaştırmak amacıyla ekonomik, özel bir sistem geliştirilmiştir. Axis Communications ağ kameraları, Buffalo NAS depolama,

video yönetim yazılımı, mobil görüntüleme seçenekleri ve daha fazla özellik seçenekleri ile DSS firması müşterilerine anahtar teslim gözetim sistemi sağlamaktadır. Video Kaydı- Buffalo TeraStation™ 5200 Ağ Video Kaydedici (NVR) gelişmiş RAID teknolojisi ve yedekli depolama bileşenlerini sağlamak için Intel®Atom™ işlemci tarafından desteklenmektedir.



GÜNCEL

Antivirus Pro kötü amaçlı yazılımlardan koruyor Avira; kullanıcılarına, cihazlarını kötü amaçlı yazılımlardan koruyabilecekleri halka açık WiFi ağlarda şifreli dolaşabilecekleri ödüllü bir koruma paketi sunuyor. Bu yeni paketi alan kullanıcılar kötü amaçlı yazılımlar ve veri hırsızlığına karşı eksiksiz bir şekilde korunacaklar. Avira’nın Antivirus Pro ürünü antivirüs ve koruma alanındaki en son teknolojiler temel alınarak üretildiği için dünya genelinde milyonlarca kullanıcının artık kötü amaçlı yazılımlardan endişe duymasına gerek kalmadı. Prıvate Wifi Encrypted VPN tarafından sağlanan ve kullanıcılara herhangi bir WiFi ağı üzerinde transfer ettikleri verileri otomatik

olarak şifreleme olanağı veren kişisel VPN (Özel sanal ağ) ise paketi kusursuz bir şekilde tamamlıyor. Avira, EVP Satış ve İş Geliştirme yetkilisi Thorsten Bruchhaeuser konuyla ilgili şöyle görüş bildiriyor: “Avira ve PRIVATE WiFi Encrypted VPN ortak bir misyonda buluştu. Misyonumuz insanlara, nerede olurlarsa olsunlar sınıfının en iyi dijital korumasını sağlamak. Mobilitenin gitgide arttığı bir dünyada, müşterilerimize hareket halinde koruma sağlamaya karar verdik. Her virüs tipiyle savaşabilen, Alman mühendislik ürünü olan antivirüsümüz kimlik ve şifre hırsızlığını önleyen profesyonel bir şifreleme hizme-

tiyle bir arada.” Ürün saldırganların hangi yöntemi kullandığından bağımsız (korumasız WiFi alanları, izinsiz bağlantı izleme veya yazılım yoklayıcıları vb.) işlev görüyor.

Duetron ürün portföyünü yangın alarm yönetimi ile genişletiyor Teknomaks; son yıllarda güvenlik kameraları ve kartlı geçiş yazılımları ile adından söz ettirmeye başlayan Duetron marka ürünlerine bir yenisini daha ekledi. DuetronFMS adıyla ilk sürümü yayınlanan yazılım, yangın alarm sistemleri için komple bir yönetim ve izleme imkanı sunuyor. DuetronFMS ilk uygulama alanlarında Bosch FPA yangın alarm panelleri ile çalışmaya başladı. Ancak yazılım; haberleşme altyapısında, yaygın olarak kullanılan OPC stan-

18 n Güvenlik Yönetimi Haziran 2015

dardına göre tasarlandığı için, OPC üzerinden haberleşen diğer yangın panelleriyle de uyumlu çalışabilecek. DuetronFMS’de, merkezi sunucu topladığı tüm verileri çift yönlü aktararak, ağda istemci olarak çalışan pek çok farklı noktadan sistemin izlenmesine ve yönetimine izin veriyor. Detaylı raporlama içeriği ve harita desteği ile de kullanıcıya gerçek zamanlı verileri zengin bir görsel içerikle ulaştırmayı hedefliyor. Duetron markası altında bina güvenliği ve otomasyonuna ilişkin yazılımlar geliştirmeye devam edeceğini duyuran Teknomaks; ayrıca bu ürünlerin birbirleriyle tam bir entegrasyon içinde çalışacaklarını ve bu entegrasyonun da yazılım tabanlı sağlanacağını belirtti. Çünkü güvenlik sistemleri ve buna bağlı yazılımlar her geçen gün; hem sayıca hem de özellik

olarak çeşitleniyor ve karmaşıklaşıyor. Bu durum son kullanıcılar açısından sistemlerin takibini ve yönetimini zorlaştırabiliyor. O yüzden sistemlerin kendi içindeki entegrasyonu giderek daha da önem kazanmaya başlıyor. Bu hedef kapsamında Teknomaks yazılım geliştirme ekibi de; tüm yazılımların, aynı platformda, ortak bir protokol üzerinden eş zamanlı haberleşmesini sağlamaya yönelik çalışmalarına bir süredir devam ediyor. DuetronFMS Yangın Alarm Yönetimi yazılımının da önümüzdeki günlerde yayınlanacak bir sonraki sürümünde, DuetronVMS Video Kayıt ve Yönetimi ile entegrasyonunun tamamlanacağı duyuruldu. Böylece yangın alarm sinyallerini CCTV sisteminden de anlık olarak almak ve buna uygun senaryolar oluşturmak mümkün olabilecek.



GÜNCEL

QNAP, VioStor VS-2212Pro+ Secutech’a mükemmellik ödülü verildi Tayvan’da düzenlenen Secutech 2015 fuarı kapsamında hem güvenlik sektörü profesyonelleri hem de müşteriler tarafından değerlendirmeye alınan QNAP’ in 2 disk destekli VioStor VS-2212Pro+ IP kamera kayıt ve yönetim cihazı mükemmellik ödülüne layık görüldü. 4, 8 ve 12 kanal kayıt özelliği bulunan VS-2200Pro+ serisi QNAP IP kamera kayıt ve yönetim çözümleri kompakt bir tasarıma sahiptir. VS2200Pro+ serisi üstün performans için 180Mbps’a kadar bant genişliğinin yanı sıra kayıt edilmekte olan görüntüleri bir iş istasyonuna yatırım ihtiyacı olmaksızın kendi üzerinde ki

HDMI port çıkışı ve donanımsal kodlama desteği ile yüksek çözünürlükte (Full HD) görüntülüyor. Farklı güvenlik senaryoları için akıllı kayıt ve alarm giriş-çıkış fonksiyonları sunan QNAP VioStor, verimli ve zahmetsiz bir yönetim için çoklu yapılarda ücretsiz olarak QSCM lite merkezi yönetim servisi ile çok noktalı yapıları tek merkezden yönetiyor. VioStor VS-2200Pro+ serisi artan veri yedekleme ihtiyacı için herhangi bir lisans talebinde bulunmadan QNAP NAS cihazları ile kendi kapasitesini genişleterek uzun

süreli video kaydına imkân tanıyor. Müşterilerin ihtiyaçlarını doğru tespit ettikten sonra tek bir ürün ile ilk yatırım maliyetlerini düşürdüklerini belirten QNAP satış ve iş geliştirme yöneticisi İsmail DOĞAN, komple çözümler sunduklarını ifade ediyor.

Siber suçlular online bankacılığa saldırmaya doymuyor

İnternet ve veri güvenliğinde küresel çözüm sağlayıcı Trend Micro, bankacılık uygulamalarını tehdit eden bir zararlı yazılımın son bir ayda tam yüzde 125 oranda artış gösterdiğini bildirdi. Saldırı Türkiye’yi de etkiliyor. Dünya çapında 1.200’ü aşkın tehdit uzmanından

20 n Güvenlik Yönetimi Haziran 2015

oluşan Trend Micro Smart Protection Network’ün takibiyle ortaya çıkarılan DYRE zararlı yazılımı Avrupa, Ortadoğu ve Afrika bölgelerindeki kullanıcılara yönelik ciddi bir tehdit oluşturuyor. Trend Micro uzmanlarının verdiği bilgiye göre 2014’ün son çeyreğinde 4 bine yakın bilgisayara bulaşan zararlı yazılım, 2015’in ilk üç ayında 9 bin bilgisayara daha bulaşmış durumda. Tüm saldırıların yüzde 39’u ise Avrupa, Ortadoğu ve Afrika(EMEA) bölgesini etkiledi. Türkiye ise daha önceki online bankacılık saldırılarında olduğu gibi yine DYRE saldırısının hedefleri arasında yer aldı. EMEA bölgesindeki saldırıların yüzde 5.51’i tüm dünyada meydana gelen saldırıların ise yüzde 2.18’i Türkiye’yi hedef

aldı. Trend Micro Akdeniz Ülkeleri Genel Müdürü Yakup BÖREKÇİOĞLU internet bankacılığını kullananların sayısının artmasıyla, siber suçluların da daha büyük kazançlar için daha kolay hedeflere odaklanmalarına yol açtığını söyledi. BÖREKÇİOĞLU: “Mobil platformlardaki uygulamaların ve güvenlik kontrollerinin kalitesi hala gelişme aşamasında. Bu yüzden de siber suçlular buradaki kullanıcıları çocuk oyuncağı olarak görüyor. Bu son saldırı dalgasında yer alan suçlular pek çok karmaşık teknikler kullanıyorlar. Buradaki asıl amaç banka bilgilerini çalarak kurbanların hesaplarından yasa dışı bir şekilde para transferi gerçekleştirmek” şeklinde konuştu.



GÜNCEL

Güvenlik pazarında büyüme devam ediyor Michael Moran tarafından 15 Mayıs 2015 tarafından hazırlanan ve Security Management Dergisi’nde yayınlanan yazıda ASIS International, iView Sistemleri ve finans enstitüsü ve yönetimi tarafından yapılan araştırmalara yer verildi. Araştırmalara göre 2014 yılında genel olarak USD 341.000.000.000 olan özel güvenlik harcamaları 2015 yılında büyüme göstererek USD 377.000.000.000’e ulaştı. USD 324.000.000.000 eğitim için, USD 400.000.000.000 ana sanayi dâhil olmak üzere özel güvenlik sektör harcamaları, bu ayrılan tutarlara federal hükümetin yapmış olduğu harcamaların toplamı USD 448.000.000.000, 2015 yılında ise bu rakamın USD 710.000.000.000’e ulaşacağı tahmin edilmektedir. Bu büyümeyi teşvik eden faktörler araştırıldığında karmaşık finansal dolan-

dırıcılık gibi suç önlemek için polise ve aktif atıcı vakalarının artması ve küreselleşme sebebi ile yeni pazarlara genişleme, doğal afetlere yatırım da göze çarpmaktadır. Kilit faktörlerin büyümesi, maliyet azaltma, teknolojinin daha fazla kullanılması ve artan fiziksel güvenlik riskleri de içermektedir. Önümüzdeki iki yıl için yapılan ankette birden altıya kadar üst güvenlik operasyonlarını içeren endişelerin sıralanması istenmiş ve beklenildiği gibi sıralamada bir numaralı endişenin işletmelerin ekonomik ve maliyet azaltma baskısı ile bütçelerin yer aldığı görülmüştür. Yapılan anketlerde “güvenlik hizmetleri sektörünün” danışmanlık, planlama ve yönetimin büyüme açısından en verimli sektör olarak ortaya çıktığı gözlenmiştir. Her dört şirketten birinde 2015 yılında danışmanlık harcamalarının arttığı ve

bu sayıların neredeyse iki yıllık bir süre içinde üçte bir yükseldiği gözlemlenmiştir. Şirketlerden bir tanesi bile danışmanlık hizmeti harcamalarını kesmeyi planlamamaktadır. Ankete katılanların sadece %22’si IT ve aynı raporlama yapısı altında fiziki güvenlik %79’a işaret etmektedir ki, tek bir bölümünde IT ve güvenlik arasında gerçek entegrasyon olması nadirdir.

Parmak izi cinsiyeti de belirleyecek Bartın Üniversitesi’nde yürütülen çalışmayla dünyada ilk kez parmak izinden cinsiyet tespit eden sistemin geliştirildiği açıklandı. Bartın Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Araştırma Görevlisi Eyüp Burak Ceyhan, yaptığı yazılı açıklamada; “parmak izinden cinsiyet tanıma sistemi” üzerinde Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şeref Sağıroğlu danışmanlığında yürüttüğü yüksek lisans tez çalışmasının sonuçlandığını belirtti. Yoğun çalışmalar neticesinde önemli bir başarı elde ettiklerini bildiren Ceyhan, “Özellikle suçlu tespitinde çok büyük yarar elde

22 n Güvenlik Yönetimi Haziran 2015

edilecek sistemin çeşitli deneylerle güvenilirliğini kanıtladık. Dünyada ilk olan sistem özellikle emniyet, jandarma ve Milli İstihbarat Teşkilatı’nın kriminal birimleri için

büyük bir öneme sahip” ifadesini kullandı. 750 kişinin parmak izi kullanılarak test edilen çalışmada yüzde 90’ın üzerinde başarılı sonuç elde edildi.



y HAYATA BAKIŞ

“ GÖZ ve bilgisayar” Yetişkinlerde olduğu kadar çocukların da bilgisayar başında geçirdiği saatler giderek artmakta. İş yapmak, arkadaşlarla konuşmak, oyun oynamak ya da ders çalışmak bilgisayar ile daha kolay. Tabii bu durum bazı göz sağlığı sorunlarını da beraber getiriyor. İhtisaslaşmış göz hastaneleri ve göz kliniklerinde bu olumsuzlukların yaşanmaması için bir takım önerilerde bulunuluyor. Bilgisayar kullanımına bağlı olarak gözde veya görme kalitesinde sorunlar oluşabiliyor. Bilgisayar başında uzun süre oturmaya bağlı olarak baş, sırt, boyun ve omuz ağrıları da görülebiliyor. Annelerin uzun saatlerini bilgisayar başında geçiren çocuklarını “gözlerin bozulur” diye ikaz etmesi pek sonuç vermiyor. Uzmanların bu konudaki görüşü ise, bilgisayarın gözleri bozmadığıdır. Ancak gözlerde mevcut kusurlar bilgisayar kullanımı ile ortaya çıkabiliyor. Yine uzmanların ifadesine göre bu dönemlerde ailelerin en ufak bir göz şikâyeti de olsa çocuklarını bir uzmana götürmesi ve yılda en az bir kez mutlaka kontrolden geçirilmesi gerekmekte. Bu arada gözlük kullananların da bilgisayar kullanırken gözlük takması önem taşıyor. Bu konuda uzman hekimlerin yaptığı açıklamalar çok önemli. Yapılan açıklamaya göre bilgisayarın yol açtığı olumsuz etkinin nedeni göz kırpmanın azalması. Bir insan dakikada 25 kez göz kırpıyor. Göz kırpma sayesinde gözün üst kapağı dinleniyor ve gözyaşı ile gözün beslenmesi, temizlenmesi sağlanıyor. Hâlbuki bilgisayar başına oturduğumuzda göz kırpmayı unutuyoruz. Dakikada 25 kez olması gereken göz kırpma işlemi 10’a düşüyor. Hatta ve hatta ekrana çok dikkatle bakıldığı anlarda bu sayı 5 - 6 oluyor. Bu nedenle gözyaşı buharlaşıyor, kornea dediğimiz yüzey kuruyor. Böylece yanma, kızarıklık, batma gibi şikâyetler ortaya çıkıyor. Yapılan çalışmalarda önemli sonuçlar alınmış. Gözler monitöre baktığında tam bir kilitlenme yaşanıyor. Ekran uyumu sağlanamazsa küçük göz kasları sürekli kasılıp gevşiyor. Kristal göz merceği devamlı şekil değiştiriyor. Yani gözler ekrana tam olarak odaklanamıyor. Bunun sonucunda da göz yorgunluğu şikâyetleri ortaya çıkıyor. Gözlerde meydana gelen bu yorgunluğun, gözlük ya da kontak lens kullananlarda biraz daha fazla olduğu tespit edilmiş. Kurumaya yol açan nedenler arasında çalışma ortamındaki havalandırmanın yüksek olması ve doğrudan göze gelmesi de var. Göz sağlığının korunması için belli aralıklarla hekime gitmek önem taşıyor. Bu noktada anne ve babaların dikkatli olması gerekiyor. Çocuklarda göz ile ilgili meydana gelen en ufak bir şikâyetin bile önemsenmesi ve hekime başvurulması ileride oluşabilecek büyük sorunların önlenmesini sağlayabiliyor.

Önemsenmesi dileğimle…

24 n Güvenlik Yönetimi Haziran 2015

Oğuz GÜLAY

Bilgisayarın yol açtığı olumsuz etkinin nedeni göz kırpmanın azalması. Bir insan dakikada 25 kez göz kırpıyor. Göz kırpma sayesinde gözün üst kapağı dinleniyor ve gözyaşı ile gözün beslenmesi, temizlenmesi sağlanıyor.



KAPAK KONUSU

AVM iklimine akademik bir bakış Antik agora ve pasajlarından bugünün modern alışveriş merkezlerine uzanan tüketim mekânları, çağdaş bir güvenlik ihtiyacını da üst seviyede hissettirmektedir. Osman ÖZTÜRK / Yönetim Kurulu Başkanı - CEO CSG CİTY SECURİTY GROUP

K

üreselleşen dünyada insan ihtiyaçları değişmiş ve çeşitlenmiştir. İnsanlara sunulan hizmetlerin niteliği de buna paralel olarak değişmiştir. Antik agora ve pasajlarından bugünün modern alışveriş merkezlerine uzanan tüketim mekânları, çağdaş bir güvenlik ihtiyacını da

26 n Güvenlik Yönetimi Haziran 2015

üst seviyede hissettirmektedir. İnsanlar yaşadıkları kentin çekici ve yaşanabilir olmasını istedikleri gibi; yaşayabilir ve yaşanabilir kent merkezleri için stratejiler belirleyerek güvenli, konforlu ve keyifli bir alışveriş ortamı sağlamak isterler. Alışveriş merkezleri günümüz modern kent yaşamında tüketim anlayışı ve kültürünün ge-

çirdiği dönüşümün mekân boyutunu yansıtan yerlerdir. Türkiye’nin AVM haritasına göre, mayıs ayı itibariyle 349 AVM yer alırken, bunun yılsonunda 411’e ulaşması bekleniyor. 2017 sonunda AVM sayısının 454’e çıkacağı öngörülüyor. 10 yılda 4 kat büyüyen AVM pazarının üçte 1’i yabancı sermayenin elinde. Türkiye AVM Potan-


sunda yapı mevzuatı, iş ve yangın güvenliği kurallarına uygun olarak AVM tasarımı ve yönetiminin dengelenmesi yoluyla gerçekleştirilir. Önceden yapılan testlerle doğruluğu kanıtlanmış yazılı emniyet ve can güvenliği planları oluşturulur. Acil durum yönetimi konusunda plan ve programlar yapılarak yerel mercilerle iş birliği ve koordinasyon yapılır.

Güvenliği etkileyen faktörler Osman ÖZTÜRK

siyel Analizi 2015-2017 raporuna göre 2009’da 20,6 milyar TL olan AVM cirosunun 2015’te yüzde 7,9 büyümeyle 89,6 milyar TL’ye, 2016’da yüzde 18,1 büyümeyle 105,8 milyar TL’ye, 2017’de ise yüzde 12,7 büyümeyle 119,2 milyar TL’ye ulaşacağı belirtiliyor. Rapora göre 2014’te 57 şehirde AVM bulunurken, 2017’ye kadar bu sayıya 4 kent daha ekleniyor. Bugün AVM’ler; erişebilirlik, estetik, teknolojik gelişmeler, güvenlik, alan kullanım dağılımı, tasarım ve yönetim gereklilikleri yönünden büyük avantajlar ve olanaklar içermektedirler. AVM’ler küçük bir şehir gibi insan yoğunluğuna ve mekânsal yapılara sahiptir ve yangın riski büyüktür. Birbirine entegre mega yapılardan ve komplekslerden oluşan AVM’ler bu karmaşık özellikleri ile çeşitli kişi, grup ve niyetlerin hedefi haline gelmektedir. Birçok tehdit ve tehlike olasılığının ortaya çıkması AVM güvenliği kavramını gündeme getirmiştir. Alışveriş merkezlerinin etkisinin büyüklüğü, sayısı ve nerede inşa edildiği de AVM güvenliğiyle doğrudan ilişkilidir. AVM güvenliği; Ulusal AVM standartları doğrultu-

Alışveriş/eğlence deneyimini engelleyen olaylara karşı duyarlılık gerekir. Bu nedenle AVM güvenliği için risk ve tehlike oluşturabilecek kişi ve gruplara karşı izleme, uyarma ve müdahale şeklinde önleyici çalışmaların yapılması gerekir. AVM’lerin bulunduğu yerlerde meydana gelen suçlar ve güvenliği etkileyen faktörlerin neler olduğu sorusuna AVM güvenliği kapsamında cevap verilebilmelidir. Perakende sektöründe güvenlik, özel bir güvenlik konseptiyle sağlanmalıdır. Müşterilerin güven ve keyifle mekânı kullanmalarını sağlayacak bir güvenlik stratejisi izlenmelidir. Olası olayların önceden öngörülmesinin yanında, meydana gelen olaylara ilişkin istatistiksel verilerin analiz edilerek başta hırsızlıklar ve kayıplar olmak üzere, tüm olaylara karşı önleyici ve koruyu-

cu çalışmalara öncelik verilmelidir. AVM’lerde; yönetim, işyeri sahipleri ve çalışanları, ziyaretçiler ve müşterilerin güvenlik risk ve tehlikelerinden uzak yaşamaları ve faaliyetlerini sürdürmeleri sağlanmalıdır. Bunun için yönetim tarafından belirlenmiş güvenlik kural ve talimatlarına uygun olarak yüksek ölçekli güvenlik algısına ve uygulamalarına sahip, fiziki ve elektronik güvenlik sistemleri ile donatılmış uzman özel güvenlik yapısı yönetiminde proaktif bir güvenlik stratejisi belirlenmelidir. Olası risk ve tehlikelere karşı önlemlerin önceden planlanarak alındığı, özgür, eğlenceli, huzurlu ve mutlu bir alışveriş ikliminin sağlandığı güvenlik konsepti benimsenmelidir. Modern perakende sektörünün Türk ekonomisine sağladığı faydanın çok daha net biçimde anlaşılıp algılanması güvenlik stratejilerinin etkinliği ile çoğalacaktır. Alışveriş merkezleri arasındaki rekabetin hızla arttığı bir ekonomik düzende, güvenlik algısı güçlü şirketlerin rekabet ortamında öne geçecektir. Çoğu güvenlik programı, üniforma veya sade kıyafetler ile dolaşan, iyi eğitimli güvenlik personeline bağlıdır. Bazıları silahlı olsa da, çoğu değildir. Ancak güvenlik gücünün varlığı, farklı alışveriş merkezlerinde çeşitli ölçülerde

Entegre mega yapılardan ve komplekslerden oluşan AVM'ler bu karmaşık özellikleri ile çeşitli kişi, grup ve niyetlerin hedefi haline gelmektedir. Birçok tehdit ve tehlike olasılığının ortaya çıkması AVM güvenliği kavramını gündeme getirmiştir.

Haziran 2015 Güvenlik Yönetimi n 27


KAPAK KONUSU

hissedilmektedir. Alışveriş merkezi güvenlik problemlerini ortadan kaldırmanın en iyi yolu, iyi eğitim almış, alanında uzmanlaşmış ve akademik bir bakışa sahip personelin istihdam edilmesidir. Mağaza güvenliği ile ilgili literatür incelendiğinde, mağazacıların geliştirdiği ve uyguladığı güvenlik programı türleri görülmektedir. Ancak bu bilgiler, müşterilerin söz konusu faaliyetleri nasıl algıladığına ve bu faaliyetlerin alışveriş ortamında kendilerini güvende hissetmeleri açısından önemine ilişkin çok az ipucu vermektedir. Ayrıca, müşterilerin alışveriş merkezi güvenliği ile ilgili algıları ve alışveriş yapma davranışları arasında bir ilişki bulunmaktadır.

Olumlu algı yaratmak veya mevcut algıları olumlu yönde değiştirmek için güvenlik programlarına yönelik pazarlama stratejileri geliştirilmelidir. 2011 yılında yapılan “BAU Tüketici Memnuniyet Ve Kullanım Alışkanlıkları Rekabet Analizi Araştırması” sonuçlarına göre, alışveriş merkezi tercih sebepleri, tabloda görüldüğü gibi sıralanmaktadır. Yine Şubat-Nisan 2013 tarihleri arasında BAU Sosyal Bilimler Enstitüsü tarafından gerçekleştirilen “İstanbul’da bulunan AVM’lerin Sınıflandırılması” yüksek lisans projesinde alışveriş merkezi seçim kriterleri tabloda görüldüğü gibidir.

Yapılan araştırmaların sonuçları; AVM ziyaretçilerinin beklentileri içerisinde güvenlik algısının her geçen yıl önem kazandığını göstermektedir. İşte güvenliğe duyulan bu ihtiyaç doğrultusunda; CSG olarak güvenlik endüstrisinde AVM Güvenliği Altın Standardını oluşturduk. Altın standardımız; yüksek ölçekli güvenlik algısı, bunun getirdiği etkili önleyici güç ile bilimsel yaklaşım çerçevesinde; ileri düzeyde planlama ve uygulama, risk analizi, temel ilkyardım, dinamik bir kalabalık ve tahliye yönetimi, kapsamlı acil durum yönetimi ile olaylara hızlı ve etkin müdahaledir. Bu altın standart doğrultusunda; AVM güvenliğinin etkinlikle sağlanması, yüksek ölçekli bir güvenlik algısının yaratılması için “Güvenli Halkalar Modelini geliştirdik. Güvenli halkalar modeli; AVM iklimini ölçen, değerlendiren, güvenliği daha etkinleştiren, alışveriş alışkanlığını olumlu yönde etkileyerek mevcut endüstriyel yapının kârlılığını artıran bir modeldir. Bu model; çevre güvenliği, bina içi ve iş yeri güvenliği, toplum güvenliği ve kişi güvenliğinin fiziki ve elektronik güvenlikle entegrasyonundan oluşmaktadır.

Alışveriş merkezlerinde güvenlik problemlerini ortadan kaldırmanın en iyi yolu, iyi eğitim almış, alanında uzmanlaşmış ve akademik bir bakışa sahip personelin istihdam edilmesidir.

28 n Güvenlik Yönetimi Haziran 2015



KAPAK KONUSU

Entegre çözüm tek merkezden kontrol 64 amplifikatörlü Praesıdeo sistemi 140 bağımsız bölgeyi destekliyor ve acil anons durumunda hedefe yönelik net mesajların iletilmesine olanak sağlıyor. BOSCH GÜVENLİK SİSTEMLERİ

B

osch güvenlik sistemleri, İstanbul Marmara Park Alışveriş Merkezi’nin güvenlik sistemleri tedarikçisi oldu. Bosch güvenlik sistemlerinin alışveriş merkezine sağladığı çözümlerin başında ağ tabanlı ve entegre güvenlik çözümleri, yangın algılama ve acil anons sistemleri, güvenlik kameraları, kartlı geçiş kontrol ve hırsız alarm sistemleri geliyor. Tüm bu sistemler Bosch’un bina entegrasyon

30 n Güvenlik Yönetimi Haziran 2015

sistemi aracılığıyla merkezden yönetiliyor ve işletiliyor. İstanbul Marmara Park Alışveriş Merkezi galaksi temalı bir tasarımla öne çıkıyor. Uzay bağlantılı ışıklar, gezegen modelleri ve ziyaretçilere yönelik temalı park alışveriş merkezinin bireysel kimliğini oluşturuyor. 100.000 metrekarelik toplam alanı, 250 bağımsız mağaza ve restoranı, bir hipermarketi, bir sinema kompleksi ve 4000 araçlık otoparkıyla Marmara Park AVM günde yaklaşık 40.000 müşteriye

hizmet veriyor. Marmara Park 2013 yılında alışveriş merkezi kategorisinde, emlak geliştirme alanında dünyanın en saygın ödüllerinden biri olan MIPIM ödülüne sahip oldu. Bu ödüllü alışveriş merkezinin tüm güvenlik sistemi çözümleri artık Bosch güvenlik sistemlerinin kaliteli hizmet ve garanti anlayışıyla yürütülecek.

Modüler ve ölçeklenebilir güvenlik sistemi Bosch güvenlik sistemlerinin ye-


Alışveriş merkezinde herkese açık olmayan alanlar için kapsamlı bir kartlı geçiş kontrol sistemi ve Bosch'un 1.000'i aşkın dedektöre sahip adreslenebilir hırsız alarm sistemi Modüler Alarm Platformu MAP 5000'i kullanılıyor. rel ortaklarından Entegre Satek; Marmara Park’ın müşterileri, çalışanları ve tedarikçileri için en yüksek güvenlik seviyesini sağlamak üzere EN54 standardında belirtilen tüm özellikleri karşılayan modüler ve ölçeklenebilir bir güvenlik sistemi tasarladı. Bosch yangın algılama sistemi; 5.000’i aşkın yangın dedektörünü destekleyen 59 döngüye sahip dört ağ tabanlı Modüler Yangın Paneli 5000 serisinden oluşuyor. Yangın algılama sistemi normal zamanlarda anonslar ve fon müziği için de kullanılabilen Bosch Praesıdeo Dijital Genel Seslendirme Ve Acil Anons Sistemiyle entegre olarak çalışıyor. 64 amplifikatörlü Praesıdeo sistemi 140 bağımsız bölgeyi destekliyor ve acil anons durumunda hedefe yönelik net mesajların iletilmesine olanak sağlıyor. Tüm binanın video gözetim sistemi, yaklaşık 300 kamera ve 18 dijital video kayıt

cihazından oluşuyor. Alışveriş merkezinde herkese açık olmayan alanlar için kapsamlı bir kartlı geçiş kontrol sistemi ve Bosch’un 1.000’i aşkın dedektöre sahip adreslenebilir hırsız alarm sistemi Modüler Alarm Platformu MAP 5000’i kullanılıyor. Böylece güvenlik operatörü her alarmı gerçek zamanlı olarak tam yerinde tespit ederek olaylara hızla yanıt verebiliyor. Aynı özellik tasarlanan panik düğmeleriyle tüm mağazalarda kullanılabiliyor. Birbirine entegre edilmiş bir çözüm olan tüm güvenlik sistemi tek bir merkezi konumdan veya dağıtılmış konsollardan çok etkin şekilde yapılandırılabiliyor ve işletilebiliyor. Açık mimarisi sayesinde bu çözüm ölçeklendirilebiliyor ve gelecekte ihtiyaca göre yapılacak eklentilere göre uyarlanabiliyor.

Haziran 2015 Güvenlik Yönetimi n 31


KAPAK KONUSU

Kağıthane Axis AVM’de zayıf akım sistemleri uygulaması Kağıthane’de 70.240 metrekare alan üzerine inşa edilen Axis AVM’nin yangın algılama sistemi, seslendirme ve acil anons sistemi, CCTV sistemi, kartlı geçiş sistemi ve SMATV sistemi Ateksis tarafından hayata geçirildi. ATEKSİS

32 n Güvenlik Yönetimi Haziran 2015


K

ağıthane semtinin merkezinde bulunan Suryapı ile 2010 yılında yapımına başlanan ve TAGO mimarlığın imzasını taşıyan AXİS AVM 70.240m2 inşaat alanı üzerine kurulmuştur. Bünyesinde 110 perakende mağaza, bowling salonu, sinema salonu, açık ve kapalı otoparklarla birlikte çocuk oyun alanı bulunuyor. Ateksis’in projeye dahil olma hikayesi AYKAR mühendislikle başladı. 2013 yılının başında ise Axis AVM projesinin yüklenicisi EKS elektromekanik firması ile yangın algılama sistemi, seslendirme ve acil anons sistemi, CCTV sistemi, kartlı geçiş sistemi ve SMATV sistemi olmak üzere anlaşmaya varılmıştır. Tüm sistemlerde BOSCH markası kullanıldı. Yangın algılama sistemindeki panel yapısı Cinepol, Media Market, Uyum Market ve Avm’nin ana paneli üzerinden kontrol edilebilecek şekilde konfigüre edildi. Yangın algılama sistemi; FPA5000 yangın alarm paneli 22 loop ve 2048 adres kapasitesine sahip olacak şekilde 2 adet kullanılmıştır. Diğer noktalardaki paneller CANBUS aracılığıyla ana panel ile haberleşmesi sağlanmıştır. Yangın algılama sistemindeki tüm ekipmanlar adresli tercih edilmiştir. AVM genelindeki loop yapısı mağazalardan ayrı bir şekilde oluşturulmuştur. Bina entegrasyon sistemi (BIS) ile tüm sistemler Autocad projeleri üzerinden hazırlanıp grafik ekran ile izlenmektedir. Bu şekilde olası bir yangın ihbarına daha hızlı müdahale edilebilmektedir. Seslendirme ve acil anons sistemi; PLENA serisi ile gerçek-

Axis AVM’de şaftlara yerleştirilen switchler kameralardan gelen kablodan datayı network üzerinden merkeze iletmektedir. Merkezde kayıt cihazı üzerinden depolanan görüntüler geriye dönük olarak ta izlenme imkânına sahiptir. leştirilmiştir. Seslendirme yapısı 30 zone kapasitelidir. LC3-UC06 kodlu asma tavan hoparlörü genel hacimlerde, LB1-UM06 kodlu kabin hoparlörü ise otopark alanlarında kullanılmıştır. Ana merkezden ve Avm’nin müşteri bilgilendirme noktasından canlı anons yapılmasına imkân verir. Mağazalarda müzik yayını da yapılacağından olası bir yangın ihbarında bu ses merkezlerindeki müzik yayınının kesilmesi ve ana merkezden gelen acil anons yayının verilmesi için her merkeze bir röle modülü eklenmiştir. Bu sayede mevcutta yapılan müzik yayını kesilip acil anons yayınının yapılması sağlanmıştır.

AVM 198 kamera ile izleniyor IP tabanlı bir CCTV sistemine sahip olan Axis AVM 198 kamera ile 24 saat izlenmektedir. Genel olarak güvenlik açığı ihtimali olan kısımlarda kameralar stratejik olarak konumlandırılmıştır. Genel olarak koridorlar, yürüyen merdivenler, asansör önleri ve AVM giriş çıkış kapıları, otoparklar olmak üzere yerleştirilen kameralar yüksek çözünürlükleri sayesinde istenileni vermektedir. Binanın genel yapısında şaftlara yerleştirilen switchler kameralardan gelen

kablodan datayı network üzerinden merkeze iletmektedir. Merkezde kayıt cihazı üzerinden depolanan görüntüler geriye dönük olarak ta izleme imkânına sahiptir. Genel hacimlerde kullandığı Autodome serisi hareketli kameralarla daha üstün bir güvenlik sağlanmakta olup herhangi bir tehdidin önüne geçilmesinde büyük bir rol oynar. Bu kameralar kendi etrafında 360 derece dönebilen ve yaklaşıp uzaklaşma özelliğine sahiptir. Merkezden bir konsol aracılığıyla rahatlıkla kontrol edilebilmektedir. IP tabanlı bir yapıya sahip olan kartlı geçiş sistemi AVM ’de genel olarak kontrol edilmesi gereken kapılarda kullanılmıştır. Yangın kaçış merdivenleri manyetik kontaklarla izlenmektedir. IP bir yapıya sahip olduğundan Bina entegrasyon sistemi (BIS) üzerinden sisteme müdahale edilebilmektedir. Yangın kaçış kapılarında kullanılan manyetik kapı tutucular olası bir yangın ihbarında devreye girer. Sistem geneli EMIL modülleri ile oluşturulmuştur. AVM’de belirli kişilerin dışında girilmesi istenmeyen yerlerde kart okuyucular kullanılarak daha kontrollü bir yapı sağlanmıştır.

Haziran 2015 Güvenlik Yönetimi n 33


KAPAK KONUSU

AVM’de güvenlik nasıl sağlanır? Güvenliğini sağlamak için özel güvenlik firması tarafından çalıştırılan güvenlik görevlilerinin konsantrasyon sorunu yaşamayan, soğukkanlı ve kendini çok iyi ifade edebilen kişiler arasından seçilmesi gerekir. Hasret BOYRAZ / Pazarlama Müdürü ASİL GRUP

A

VM çalışma sistemi diğer projelere nazaran büyük risk taşır. AVM güvenlik kadrolarının başarılı olabilmeleri; koordinasyon, dikkat, süreklilik, iyi ara yöneticilerle sevk ve idare, teçhizatın kullanılması ile güncel

34 n Güvenlik Yönetimi Haziran 2015

hizmet içi eğitim çalışmalarına bağlıdır. AVM’ler gerek toplumsal olaylar, gerek terör olayları ve gerekse hırsızlık, gasp gibi kötü suçların sıklıkla yaşanabileceği bir potansiyele sahiptir. Bu nedenle işletmenin talepleri doğrultusunda işletmeyi, çalışan-

larını, müşteri ve ziyaretçilerini her türlü tehdide karşı korumak ve alınması gerekli her türlü önleyici tedbirleri alıp, geniş kapsamlı bir güvenlik ağı oluşturarak hizmet verilmesi gerekir. AVM güvenliği; alışveriş merkezi giriş güvenliği, otopark güven-


AVM’lerde oluşturduğunuz güvenlik kontrol merkezlerinde suçla mücadele ve kalabalık yönetimi konularında uzman ve tecrübeli profesyonel personeller ile çalışılmalıdır.

Hasret BOYRAZ

liği, katların güvenliği, mağaza güvenliği, müşteri ve personel güvenliği olmak üzere ayrı ayrı ele alınması gereken ve bu alanda profesyonellik gerektiren önemli bir konudur. Giriş ve çıkışların yoğun olduğu kalabalık yerleşkelerin güvenliği ile giriş ve çıkışların yetkilendirildiği kuruluşların güvenliğini temin etmek arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. Alışveriş merkezlerinde işletme kurallarına aykırı hareket eden müşteri dahi kendisine en üst düzeyde muhatap bulabilme ve ayrıntılı bir şekilde bilgilendirilme şansına sahip olup, genel davranış şekli açısından müşteri memnun edilmeye çalışılır. Bununla birlikte sınırları belirlenmiş ve girişlerin yetkilendirildiği kuruluşların güvenliğini sağlarken, nezaket sınırları çerçevesinde hiçbir hareketin kuralların önüne geçmesine izin vermemelisiniz. Halka açık işletmelerde, “işveren statüsündeki AVM yönetimi, güvenlik politikaları ve güvenlik anlayışları birbirinden farklı olan kiracılar ve mağazalar, alışveriş amacıyla gelen ziyaretçiler,

dolaşmak amacıyla gelenler ve AVM’ye bağlı personel (temizlik, teknik vs.) gibi yaptığınız işten memnun olması gereken birçok gurupla aynı mekânda altında çalışılır. Bu nevi karmaşık bir yapının güvenliğini sağlamak için özel güvenlik firması tarafından çalıştırılan güvenlik görevlilerinin konsantrasyon sorunu yaşamayan, soğukkanlı ve kendini çok iyi ifade edebilen kişiler arasından seçilmesi gerekir. AVM’lerde konuk ile ilk temas noktası olan güvenlik noktalarında görevlendirilen güvenlik ekibinin, AVM’nin imajına ve kurum kültürüne uygun kişilerden oluşması gerekir.

Müşteri memnuniyeti göz ardı edilmemeli Müşterinin kapıdan girerken edindiği yargı, AVM ile ilgili düşüncelerinin olumlu ya da olumsuz olarak şekillenmesine sebep olduğu, AVM’ye gelen konukların ağırlıklı bir bölümü, giriş güvenlik önlemlerini ve üst kontrollerini sevimsiz bulması ve sabırsız davranması tecrübelerimiz ile sabit bir olgudur. Fakat beden dilini iyi kullanabilen profesyonel bir özel güvenlik görevlisi, ziyaretçiyi kurallara uygun bir biçimde kontrolden geçirip sorunsuz bir şekilde çarşıya girişini sağlamak ve

güvenliğin yanı sıra müşteri memnuniyetine de odaklanmak durumundadır. Kaldı ki çoğu alışveriş merkezinde güvenlik personelinin müşteriye danışmanlık fonksiyonu olduğu da göz ardı edilmemelidir. Bu nedenle AVM sektöründe iyi güvenlik sağlamak için, standartların net olarak belirlenmesini ve görevde uzmanlık seviyesine gelmiş (sertifikasyon) personelle çalışmak gerektiğini düşünüyoruz. Buna ek olarak; AVM’lerde oluşturduğunuz güvenlik kontrol merkezlerinde suçla mücadele ve kalabalık yönetimi konularında uzman ve tecrübeli profesyonel personeller ile çalışılmalıdır. Bu konuda çalışanlarımıza gerekli görülen profesyonel AVM güvenliği oryantasyon eğitimini titizlikle veriyoruz.

Haziran 2015 Güvenlik Yönetimi n 35


FOKUS

Altına hücum yıllarından günümüze değerli eşyaların korumasını profesyoneller yapıyor Loomis her gün 10 milyar Euro değerindeki nakdi işleyip taşıyor, 100 bin adet müşteri noktasına uğruyor. 6 bin 700’den fazla zırhlı aracı ile nakit taşıma hizmetini, 400’den fazla şubesi ile nakit işleme hizmetini sunuyor. Sarp TARHANACI / Türkiye Ülke Başkanı LOOMIS GÜVENLİK HİZMETLERİ A.Ş.

1

800’lü yılların Amerika’sını düşünün. Nehir kenarında altın arayan insanlar, elekleriyle taş parçaları arasında altını bulup sevinen kişiler... Hepimiz Western filmlerinden bu görüntüleri anımsarız. Sonra ne olurdu; o altınlar biriktirilir, bankaya sevk edilirken haydutlar yolu kesip bu değerli madenlere el koyardı. Peki, masum madencilerin altınlarını bu haydutlardan kim korurdu? Dönemin kahraman kovboyları… Belki

36 n Güvenlik Yönetimi Haziran 2015

yine filmlerden hatırlarsınız bu kovboyların isimlerini, Buffalo Bill, Wyatt Earp. Buffalo Bill ve Wyatt Earp’ün ortak noktası sadece efsane kovboylar olmaları ve Hollywood filmlerine ilham vermeleri değil elbette. İkisi de o dönem değerli madenlerin ve nakit paranın güvenle taşınabilmesi için kurulmuş Loomis’in güvenlik kadrosunda yer alıyordu. 1852 yılında kurulan Loomis, dünyanın en büyük nakit yönetim ve değerli kargo lojistik şirketlerinden biri. Nakit ve değerli

eşyaların taşınması, işlenmesi ve kasalanması olmak üzere başlıca üç ana alanda hizmet sunuyor. 150 yılı aşkın deneyimi ile ABD, Almanya, Arjantin, Avusturya, Brezilya, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Dubai, Finlandiya, Fransa, Hong Kong, İngiltere, İspanya, İsveç, İsviçre, Norveç, Portekiz, Slovakya, Slovenya ve Türkiye’de hizmet veriyor. Loomis her gün 10 milyar Euro değerindeki nakdi işleyip taşıyor, 100 bin adet müşteri noktasına uğruyor. 6 bin 700’den fazla zırhlı aracı ile


Sarp TARHANACI

nakit taşıma hizmetini, 400’den fazla şubesi ile nakit işleme hizmetini sunuyor. Nakit, dünyanın en yaygın ortak ödeme metodu olma özelliğini koruyor. Toplumun elindeki nakit para miktarı da artıyor. Loomis’in en önemli görevi, aynı zamanda nakit akışındaki başlıca rolü, en doğru miktarda nakiti doğru zamanda doğru yerde bulundurmak ve bunu gerçekleştirirken güvenlik konusundaki prensiplerinden taviz vermemek.

Dünyada 3 milyar dolarlık kıymetli eşya taşınıyor Nakit ve altın hacimlerine, ticaret oranlarına ve ülkelerin kendi dinamiklerine göre kıymetli eşya taşıma rakamları farklılık gösteriyor. Dünyada nakit ve altın (kıymetli eşya) taşıma rakamı 33 milyar dolar. Türkiye’de de bu rakam 2 milyar dolar. Peki, dünya üzerinde rakamlar bu kadar yüksekken, kıymetli eşya taşımacılığında riskler neler? Değerli eşya taşımacılığı risk oranları İngiltere, Fransa ve İspanya’da bir hayli yüksek. Avrupa’da yılda ortalama 1.000 adet saldırı yaşanıyor. Avrupa’daki ekonomik durgunluk, bu oranların yükselişine sebep oldu. Sadece 2008 yılında Avrupa’da güvenlik taşıma sektöründe 80 milyon avro kayıp meydana geldi. Buna

rağmen aynı yıl içinde reasürans sisteminin bu alandaki primi 300 milyon Avro’nun üzerinde idi. Yani CIT sektöründe yaşanan hasarları karşılayabilmek için, bu işi profesyonel olarak yapan firmalar prim ödemişti. Özetle, bankaların taşınan paraları, değerleri tam bir güvence altındaydı. Loomis gibi işi güvenlikli taşıma olan firmalar, profesyonel bir risk yönetimi sayesinde saldırı ihtimalini en aza indirebiliyor. Ayrıca değerli eşya veya nakdin müşteriden alındığı an başlayıp teslim edildiği ana kadar devam eden sigorta süreci ile taşıma firmasının üzerinde olan risk minimize ediliyor. Kıymetli eşya taşımacılığı yapan firmalar, riskleri doğru risk yönetimi ve aldığı güvenlik önlemleri çerçevesinde sigorta sistemine devrediyor. Bu nedenle bu firmaların en başarılı olduğu ve olmak zorunda olduğu nokta doğru risk yönetimleri oluyor. Türkiye’de 24 şube Loomis’in Türkiye temsilciliğini üstlenen Loomis Güvenlik Hizmetleri A.Ş. olarak biz de her gün tüm iş ortaklarımızın büyük miktarlarda nakit ve değerli eşyasını perakendeciler, kuyumcular, bankalar ve ATM’ler arasında taşıyoruz. Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Çorum, Diyarbakır, Eskişehir, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kayseri, Kocaeli, Konya, Muğla, Samsun, Tekirdağ ve Trabzon olmak üzere 18 şehirde; 24 şubemiz, yaklaşık 600 çalışanımız ve 180 zırhlı aracımızla hizmet veriyoruz. Silahlı güvenlik elemanları eşliğinde, %100 sigorta güvencesi altında, banknot, madeni para, değerli metal, mücevher, değerli evrak gibi değerli eşyalara yönelik taşıma, işleme (sayma + ayrıştırma + paketleme), kasalama hizmetleri sunuyoruz. Çeşitli şehirlerde açacağımız 14 yeni şube ile şube sayımızı 37’ye çıkarmaya hazırlanıyoruz. Loomis olarak önceliğimiz iş ortaklarımızın

gönül rahatlığı içinde kendi faaliyetlerine odaklanmalarına imkân vermek. Enerji, zaman ve maliyet konusunda her geçen gün daha fazla avantaj sunuyoruz. Sahada son teknoloji ürünü araç takip sistemleri, monitör, kamera, panik buton sistemleri, personellere yönelik kişisel kimlikleme cihazları, kasalara yönelik elektronik kilit vb. modern güvenlik donanımları kullanıyoruz. Analiz, planlama ve raporlama hizmetlerimizle büyük resmi görmelerini sağlıyoruz. Çözüm odaklı yaklaşımımıza bir örnek vermem gerekirse; Atatürk Havalimanı’nda 2009 yılında çıkan yangında, çok önemli miktarda naktimiz kasa içinde yangına maruz kaldı. Kasada yüklü miktarda döviz banknotları vardı. Yangın bittikten sonra iş makinaları ile birlikte yangının olduğu alana girmeye çalıştık. Parayı yanmamış fakat ıslanmış olarak bulduk. Kasa ısıyı geçirmemiş ama suyu geçirmişti. Haftalarca yurtdışındaki nakit merkezinde çamaşır ipinde paraları kurutmaya bıraktık. Hizmette mükemmellik ve yüksek kalitede kapsamlı çözümler sunan yapımızla, iş ortağımızın zarara uğramasını önledik.

Türkiye’de profesyonel destek alımı yaygınlaşmalı Türkiye’de 46 banka içinde sadece 5 banka CIT (nakit taşıma) ve CMS (nakit işleme) hizmeti satın alıyor. Bankaların % 63’ü CIT hizmetini kendi imkânlarıyla yapıyor; % 85’i ise CMS’i (nakit işleme hizmetini) kendi imkânlarıyla gerçekleştiriyor. Türkiye’de büyük bankalar kurum içi taşımalarını ve nakit operasyonlarını hala geleneksel yöntemlerle yönetiyor. Oysa gelişmiş ülkelerde bu yapı tamamen dış kaynak hizmeti satın almak üzerine kurulu. Hatta merkez bankaları bile tüm nakit operasyonları, nakit taşıma ve işleme hizmetleri için profesyonel destek alıyor.

Haziran 2015 Güvenlik Yönetimi n 37


FOKUS

Nakit taşımada risk faktörleri Nakit yöneten kurum ve kuruluşlar, nakit toplama ve nakit işleme hizmetlerini profesyonelce yapan, hizmetten doğan riski üstlenen tedarikçi firmalara yöneltmeye başlamıştır. Nakdin var olduğu tüm hizmet alanlarında bu ihtiyaç kendini göstermektedir. G4S GÜVENLİK HİZ. A.Ş.

E

konominin büyümesi ve dolaşımda olan para hacminin her geçen gün artması, nakit yönetimi konusunda gerek finansal kuruluşlarda gerekse de perakende sektöründe ek iş yüküne neden olmaktadır. İş yüküyle birlikte transfer esnasında yaşanacak saldırı ve soygunlar gibi risk faktörünün de her geçen gün yükselmesi, nakit yöneten kurum ve kuruluşları, nakit toplama ve nakit işleme hizmetlerini profesyonelce yapan, hizmetten doğan riski üstlenen tedarikçi firmalara yöneltmeye başlamıştır. Nakdin var olduğu tüm hizmet alanlarında bu ihtiyaç kendini göstermeye başlamıştır. Yakın bir geçmişe kadar sınırlı ölçüde sadece bankalardan nakit toplama hizmeti alan kuruluşlar, artık nakit sayım hizmetlerinin de mevcut operasyon süreçlerine katkısını fark etmeye başlamışlardır. Sektördeki bu dinamik yapı ve yeni hizmet anlayışı; bu alanda faaliyet gösteren firmaları müşterilerin tüm beklentilerine karşılık verecek

38 n Güvenlik Yönetimi Haziran 2015

düzeye gelebilmek için yatırıma ve daha çok istihdama yönlendirmiştir. Nakit taşıma ve nakit işleme hizmetlerinin öncü firmalarından G4S Türkiye’de bu alanda hızlı bir yapılanma sürecine girmiş, mevcut araç sayılarını ve nakit işleme kapasitelerini arttırmaya yönelik

çalışmalarını hızlandırmıştır. Nakit yönetim risklerini üstlenmenin bir gereği olarak şirket içi teorik ve operasyonel eğitim almış personel yetiştirmek, yasalara ve mevzuata uygun hizmet anlayışına bağlı olarak sektör için gerekli özel izin ve belgeleri almak, taşı-


nan kıymetin ve taşımayı yapan personelin güvenliğini sağlamaya yönelik teknik iyileştirmeler yapmak G4S Türkiye’nin en önemli amacı olmuştur. Dünya’da bir yüzyıldır 120 ülkede faaliyet gösteren firma, güvenlik sektörünün lideri olmakla birlikte çok değerli bir tecrübeye sahiptir, bu tecrübe çeşitliliği zaman içinde filtrelenip en iyi uygulamaları ortaya çıkarmış, bu değerli bilgiyi derleyip G4S bünyesinde yaygınlaştıran ve denetleyen operasyonel mükemmellik merkezleri oluşturulmuştur. Türkiye operasyonu bu çerçevede, çok yüksek güvenlik standartları ile yönetilmekte ve bu çerçevede toplam operasyon sürecinin insan hatasından arındırılmasını hedeflemektedir. G4S, sektörde edindiği tecrübeyi Türkiye’de uygulamaya alarak değerli eşya taşıma sektörünün de iyileştirilmesini amaçlamakta, özellikle saldırıların azalması, hepsinden de önce can kayıplarının tamamen ortadan kaldırılması için çeşitli aktörlerle işbirliği yapmaktadır.

Hizmet türleri Nakit çözümleri ve lojistiği Güvenlik sistemleri ve teknoloji Fiziki güvenlik hizmetleri Risk yönetimi ve danışmanlık

hacmi ise yılda 300 milyar GBP büyüklüğe ulaşmaktadır. Avrupa ve Kuzey Amerika’da toplam 30.000 ATM’nin nakit yönetimi başarıyla sürdürülmekte; bunun yanı sıra değerli taş ve madenlerin 58 ülkede yurtiçi ve uluslararası taşımacılığını da yapmaktadır. Dünya üzerindeki başarılı operasyonları, güvenli ve kaliteli hizmetinin ardından G4S, 65 ülkede kazandığı bu tecrübe ile CIT (Cash In Transit/ nakit taşımacılığı) hizmetleri konusunda Türkiye coğrafyasına ve bankacılık sistemi ihtiyaçlarına uygun bir yapılanma planlamış ve 2005 yılı Temmuz ayında hayata geçirmiştir. G4S müşterilerinin çalışma sahaları çok çeşitlidir. Bankalardan perakende firmalarına, akıllı kart üreticilerinden Kapalıçarşı esnafına kadar değişik ihtiyaç ve hizmet taleplerine cevap verecek esnek bir yapıda oluşturulmuştur. T.C. Merkez Bankası adına para nakli, banka şubeleri arası nakit ve değerli evrak nakli, Offsite ve Onsite ATM makineleri için para yükleme ve boşaltma, ATM birinci seviye bakım hizmetleri; perakende müşteri nakit toplama, nakit işleme, tasnif etme ve saklama banknot, altın ve diğer kıymetlerin ihracat ve ithalat işlemleri ile yurt içi sevkiyatları ve her türlü değerli eşya nakil işlemleri

yüksek güvenlik standartlarına sahip zırhlı araçlar ve konusunda uzman personeller tarafından %100 sigortalı olarak gerçekleştirilmektedir. Şoför mahallinden doğrudan kasa bölümüne geçişin mümkün olmadığı, yüksek güvenlik donanımlarına sahip zırhlı araçlar, son teknoloji takip sistemleriyle donatılmış olup operasyon süresince kontrol merkezi tarafından izlenmektedir.

Nakit çözümleri ve lojistiği Her türlü kıymet taşımacılığı, sayım ve saklama hizmetlerini dünya üzerinde 65 ülkede 40.000 personel ile yürütmekte olan G4S, Avrupa’da ise 3100 araçla 150.000’den fazla noktaya “Nakit yönetimi” operasyonlarını yürütmektedir. İngiltere’de tedavüldeki paranın % 90’ını taşımakta, bu işlem

Ekonominin büyümesi ve dolaşımda olan para hacminin her geçen gün artması, nakit yönetimi konusunda gerek finansal kuruluşlarda gerekse de perakende sektöründe ek iş yüküne neden olmaktadır.

Haziran 2015 Güvenlik Yönetimi n 39


FOKUS

Değerli eşya taşımada risk faktörleri Güvenlik sadece bankaların değil evini ya da arabasını veya herhangi bir gayrimenkulünü satmış bir vatandaşın da ihtiyacıdır. Bazen bir ömürde biriktirdiğimiz kazancımızı güvenlik zaafından bir anda kaybedebiliriz. Para ve değerli eşya taşıma işlemi işin uzmanları tarafından yapılmalıdır. Başar BÜYÜK / Şirket Yöneticisi BAŞARI EXPRESS ÖZEL KARGO

H

er geçen gün önemi daha da artan özel kargo taşımacılığı İstanbul, Ankara ve diğer büyük şehirlerimizde profesyonel şirketler tarafından yapılmaktadır. Gelişmekte olan sektör altın, mücevherat ve para taşımacılığında güvenlik ihtiyaçları doğurmaktadır. Yüksek meblağdaki paranın, çanta dolusu altın veya mücevheratın taşınma esnasında ne kadar risk oluşturduğunu, bireysel olarak taşıyan şahıs ve kurumların ne denli stres yaşadığını toplum olarak bilmekteyiz. Bu tür özel, değerli eşya taşıma durumları içinse bazı önlemlerimiz bulunmaktadır. Taşıma aşamasında; gizlilik içerisinde kontrolü sağlanan başlangıç ve varış mevkileri tüm detaylarıyla hesaplanarak en güvenli yol seçilir. Tüm kontroller ve güvenlik firma taraflı sağlanarak, müşterinin aklında herhangi bir kuşku kalmayacak şekilde önlemler tarafımızdan alınarak taşıma sorunsuzca gerçekleşir. Kurumsal bir firma ile çalışmanın en önemli özelliklerin-

40 n Güvenlik Yönetimi Haziran 2015

den biri yılları arkasına almış bir şekilde memnun müşterilerinden aldığı özgüveni yeni müşterilere sunması ve sektördeki ayrıcalığını hissettirmesidir. Köklü firma olmak demek eşyalarınızın güvenliğini bir önceki taşıma işlemlerinin sorunsuz gerçekleşmesi referansıyla, sizlerin de taşıma işlerinizin sorunsuzca gerçekleşeceğine teminat olacaktır.

Can güvenliğimiz tehlikeye girebilir Güvenlik sadece bankaların değil evini ya da arabasını veya herhangi bir gayrimenkulünü satmış bir vatandaşımızın da ihtiyacıdır. Bazen bir ömürde biriktirdiğimiz kazancımızı güvenlik zaafından bir anda kaybedebiliriz. Hatta üzerimizde taşımış olduğumuz değerli bir eşya can güvenliğimizi yüksek oranda tehlikeye sokar. En az kötüler kadar iyilerin de planlı ve organize hareket edilmesi gerektiğini bilmesi gerekir. Var olan özel kargo şirketleri her zaman bizim için zırhlı bir araç, eğitilmiş güvenlik görevlileri ve

diğer güvenlik ekipmanları ile hazır beklemektedirler. Altın, para gibi eşyaların dışında antika eşyalar, çok özel elektronik cihazlar, numunelik araç gereçler, organ ve sanatsal eşyaların; taşınması, depolanması, dağıtımı yüksek güvenlik gerektirdiğinden güvenlik ve özel kargo şirketleri tarafından taşıma işlemi gerçekleştirilmelidir. Her sektörde olduğu gibi nakliyat sektöründe de güven vermeyen, referansı önemsemeyen firmalar bulunmaktadır. Bu tarz firmalar müşterileriyle gelecekteki ilişkileri adına hiç bir vizyon sahibi olmamakla birlikte taşıma işleminize de yeteri kadar hassasiyet göstermeyebilirler. Başarı Express olarak müşterilerimize en önemli önerimiz; çalışacakları firma geçmişinin ne kadar önemli olduğunu bilmeleri ve seçimlerini bu kaideleri baz alarak yapmalarıdır. Sonuç olarak; tehlike her tarihte var oldu ve gelecekte de var olacaktır. Ne kadar tehlikeli ve güvensiz ortam varsa buna karşılık o kadar da organize olmuş güvenlik şirketleri vardır.



SEKTÖRDEN

Özel güvenliğ “Özel güvenliğin kaldırılması mümkün değildir”

1 Nisan 2015 tarihinde Çağlayan Adliyesi’nde Savcı Mehmet Selim Kiraz uğradığı saldırı sonucunda yaşamını yitirdi. Olayın ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yurtdışı seyahati dönüşünde gazetecilerin sorularını cevaplarken özel güvenlik teşkilatlarının gözden geçirilmesini, bu konuda özel güvenliğin tamamen kaldırılmasını teklif edeceğini söyledi. Securitas Ülke Başkan Yardımcısı Kurtuluş DÖNMEZER yaşanan süreci ve güvenlik sektörünü değerlendirdi.

Çağlayan Adliyesi’nde Cumhuriyet Savcısı’na yapılan menfur saldırı özel güvenlik sektörünü nasıl etkilemiştir? Hafızalarda henüz çok taze olmasına rağmen yine de kısaca hatırlatmakta fayda görüyorum. 1 Nisan 2015 tarihinde gerçekleştirilen bu olay akabinde, Cumhurbaşkanı, yurtdışı seyahati dönüşünde gazetecilerin sorularını cevaplarken özel güvenlik teşkilatlarının gözden geçirilmesini, bu konuda özel güvenliğin tamamen kaldırılmasını teklif edeceğini söylemiştir. Bu konuşma bir anda kamuoyunun dikkatlerini özel güvenliğin üzerine çekmiş, iktidar ve muhalefetin gündeminde yer aldığı gibi hemen hemen tüm gazete ve televizyon kanallarında haber ve tartışma konusu yapılmış, neredeyse bütün köşe yazarları tarafından ele alınmıştır. Aynı günlerde (4 Nisan 2015)

42 n Güvenlik Yönetimi Haziran 2015

TBMM’nin seçimler nedeniyle tatile girmiş olması, bu konuda oldubittiye getirilebilecek bir kanun değişikliğini engellemiş görünmektedir. Kaldı ki; 5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Yasa, AKP Hükümeti zamanında yürürlüğe sokulmuş, o tarihlerde yaklaşık 25.000 olan istihdam bugün itibariyle 300.000’e dayanmıştır. Yani istihdamın neredeyse tamamı aynı hükümetin iktidar süresi boyunca gerçekleşmiştir. En azından bu nedenle dahi; özel güvenliğin kaldırılması mümkün görülmemektedir. Birçok arkadaşımızın da düşündüğü gibi; şahsi kanaatim, bu olayın aslında özel güvenlik için bir fırsat doğurduğudur. Yapılacak bazı değişiklikler ve düzenlemeler sonucu, hizmet daha kaliteli yürütüleceği gibi şirket faaliyetleri de daha etkin denetlenebilir. Açıklamanın arkasından, bazı

bürokratik çalışmaların Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’na arz edildiği ve bu sunumlarda sektörün kaldırılmasının mümkün olamayacağına dair görüşlerin aktarıldığı duyumları alınmıştır. Şahsen, bu menfur olay sebebiyle ortaya çıkan durumun, sektöre olumlu katkısı olacağını düşünen ve isteyenlerdenim. Özel güvenlik tarihinde kilometre taşlarından birisi olabilir. Kamu tarafındaki özel güvenlikle ilgili bir takım düzenlemelerin yapılabileceğini beklerken seçim sonrasında ortaya çıkan tabloya bakıldığında, ancak koalisyon hükümeti kurulabileceği aklıma gelmekte dolayısıyla siyasi bakımdan kritik dönemler yaşanacağını tahmin ettiğim için bırakın ortadan kaldırılmasını, beklenen düzenlemelerin bile yapılmasının gündeme getirilemeyeceğini düşünmekteyim.


Kurtuluş DÖNMEZER / Ülke Başkan Yardımcısı

ğin Sektör tarihi ve kilometre taşı demişken, bu konuda başka söylemek istediğiniz her hangi bir şey var mı? Türk özel güvenlik sektörü için önemli kilometre taşlarından birisi olan ve fakat sektördeki çoğu kişinin bilmediğini düşündüğüm bir konudan bahsetmek isterim. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için öncesinde kısa bir değerlendirme yapacağım. Bilindiği üzere; 90’lı yılların başlarında, 24 Temmuz 1981 tarihinde çıkarılmış 2495 Sayılı Bazı Kurum ve Kuruluşların Korunması ve Güvenliklerinin Sağlanması Hakkındaki Kanun yürürlükteydi. Özel güvenlik, bu kanun kapsamında sadece bazı kurum ve kuruluşların kendi içlerinde silahlı olarak icra edilirken; artık çoğu alanda ihtiyaç olarak hissedilmeye başlanmış, bu sebeple bazı şirketler ortaya çıkmış ve özel güvenlik hizmeti vermeye çalışmışlardır. Resmi Otorite içeri-

5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Yasa, AKP Hükümeti zamanında yürürlüğe sokulmuş, o tarihlerde yaklaşık 25.000 olan istihdam bugün itibariyle 300.000’e dayanmıştır. Yani istihdamın neredeyse tamamı aynı hükümetin iktidar süresi boyunca gerçekleşmiştir. sindeki çoğu kişi, özellikle konser, spor müsabakaları vb. etkinliklerde artık polis veya jandarmanın olmaması gerektiğini savunuyor ancak yine de uygulamada bu tür işleri yapmaya çalışan şirketlere zorluk çıkarılıyordu. İç İşleri Bakanlığı, İl Valiliklerine gönderdiği talimat ve genelgelerle bu konuyu yönetmeye çalışıyor; ama maalesef neredeyse her ilde farklı uygulamalarla daha da karmaşık bir hale getiriliyordu. 1994 yılında GÜSOD (Güvenlik Servisleri Organizasyon Birliği Derneği) kuruldu. GÜSOD’un da yoğun girişimleriyle özel güvenliği düzenleyen yeni ve farklı bir kanuna ihtiyaç olduğu anlaşılmış ve bazı çabalar başlamıştı. İşte böyle bir dönemde, bazı teröristlerce 13 Mart 1999 tarihinde İstanbul Kadıköy/Göztepe’de bulunan Mavi

Çarşı isimli bir mağazaya molotof kokteyli bir saldırı düzenledi ve bu saldırı sonucu maalesef 13 kişi hayatını kaybetti. Bu olayın hemen arkasından 16 Mart 1999’da İstanbul Valiliği 1999/1 sayılı bir Tebliğ yayınladı. Bu tebliğin çok önemli bazı kısımlarını hatırlatmak istiyorum.

İstanbul Valiliği’nden Güvenlik Tebliği (1999/1) Alışveriş merkezleri, Büyük mağazalar, Otel, motel gibi konaklama tesisleri, Fabrikalar ve büyük imalathaneler, Döviz büroları, Açık ve kapalı otoparklar Oto galerileri ve plazalar, Petrol istasyonları,

Haziran 2015 Güvenlik Yönetimi n 43


SEKTÖRDEN

gibi, GÜSOD’un da katkılarıyla bugünkü kanunumuz çıkartılabilmiştir. Burada, bahse konu tebliğin hazırlanması ve yayınlanmasında emeği geçen herkese özel güvenlik sektörü adına teşekkür ederim.

Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun’un yasalaşmasının üzerinden on yılı aşkın bir süre geçti. Bu geçen sürenin bütününe bakarak sektörün güçlü ve zayıf yönlerini tanımlar mısınız?

Tüp gaz depoları ve bayileri, Sinema ve tiyatro salonları, Düğün salonları ve benzeri yerler, Kahvehane, bar, cafe, disko, lokanta benzeri umuma açık yemeiçme ve eğlence yerleri, İş hanları ve pasajlar, Yer altı ve yer üstü çarşıları, Konut siteleri ve sanayi siteleri, Otobüs terminalleri ve garajlar, Stadyumlar, kapalı spor salonları, yüzme havuzları ve benzeri seyircili müsabaka yapılan yerler, Siyasi parti büro ve lokalleri; Sahipleri, işletmecileri, tüzel kişilerde yönetim kurulu başkanları veya o yerdeki en yetkili görevlileri; aşağıdaki hususları sağlamaktan görevli ve sorumlu olacaklardır. a) Yukarıda belirtilen yerlerde giriş-çıkış kontrolünü yapmak, çevreyi gözetlemek, gerektiğinde güvenlik kuvvetleriyle irtibat ve işbirliğini sağlamak ve sabotaj veya yangın vukuunda ilk müdahaleyi ve gerekli duyuruları süratle yapmak için personel tefriki ve görevlendirme yapacaklar veya yeni personel istihdam edeceklerdir. b) Yukarıda belirtilen yerin özelliğine göre, söz konusu personel veya elemanlar 24 saat esasına

44 n Güvenlik Yönetimi Haziran 2015

göre veya en az yerin açık kaldığı sürelerde görev yapacak ve amacı gerçekleştirecek sayıda olacaktır. c) Yukarda belirtilen yerlerde, yangın ve sabotajlara karşı kuruluşun imkânlarının elverdiği şekilde ve amacı karşılayacak ölçüde kapı dedektörleri kullanmak, çevreyi ihata duvarları veya dikenli tellerle çevirmek, çevre aydınlatması yapmak, nöbet kulübeleri yaparak nöbetçi görevlendirilmelidir. Bahsettiğim kilometre taşı işte bu tebliğdir. Zira yukarıda da anlattığım gibi, o dönemde özel güvenlik işi yapmaya çalışan elemanlar neredeyse gözaltına bile alınırken İstanbul Valiliği bu tebliğ ile tartışmalara noktayı koymuş ve hatta eleman görevlendirmeyi emretmiştir. Kanun çalışmaları daha bir öne alınmış, yukarıda söylediğim

Yanlış hatırlamıyorsam, 2012 senesinde TOBB Türkiye Özel Güvenlik Hizmetleri Meclisi sektör raporu hazırladı ve bu rapor ÖGF tarafından yayınlandı. Merak eden okuyucular rahatlıkla ulaşıp detaylarına bakabilirler. Burada geniş anlamda ele alınan bu konuya ilişkin sorunuza, sadece kendi düşüncelerime göre olumlu ve güçlü yanlarını söyleyerek cevap vermek istiyorum. Bir başka zaman zayıf yönlerine ilişkin görüşlerimi de açıklamak isterim. Sektörün güçlü yanlarının başında özel bir kanuna sahip olması gelir. Kanun deyince aklımıza 5188 geliyor ama aslında 1981 yılında yürürlüğe konulmuş ve şimdiki Kanun’un temelini oluşturmuş 2495 sayılı bir kanun daha vardı. Bu açıdan baktığımızda, 34 yıldır özel bir kanunun varlığından söz edebiliriz. Yani en azından hukuki yönüyle kavram olarak özel güvenlik ismine bir aşinalık mevcuttu. İç İşleri Bakanlığı’nın Emniyet

Sektörün güçlü yanlarının başında özel bir kanuna sahip olması gelir. Kanun deyince aklımıza 5188 geliyor ama aslında 1981 yılında yürürlüğe konulmuş ve şimdiki kanunun temelini oluşturmuş 2495 sayılı bir kanun daha var.



SEKTÖRDEN

Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı bünyelerinde özel birimler oluşturulup; bu konuda uzman personel istihdam edilmesi de sektörün bir başka güçlü yanıdır. Bu sayede, kontrol altında tutulabilmekte ve olası bir yanlış noktalara gidebilme ihtimalini ortadan kaldırmaktadır. Bu ifademle ne demek istediğimi hemen herkesin anladığını varsayıyorum. Öte yandan, sektörün oluşturduğu STK’ları da diğer bir güçlü yanı olarak görürüm. Özellikle GÜSOD, kurulduğundan bu yana çok önemli faaliyetler yapmaktadır. Sektörün içerisinde yer alan çoğu arkadaşımızın da bu çalışmalardan haberi olduğunu varsayıyorum. GÜSOD ve dolayısıyla ÖGF aynı zamanda bir şanstır. Özel güvenlik eğitimi veren ve sayıları her geçen gün artan Meslek Yüksek Okullarının varlığını da oldukça önemsemekteyim. Buradan mezun olanların sayısı arttıkça; sektörde arzu edilen eleman kalitesine de ulaşılacağını umut ediyorum. Bir süreden beri ve hali hazırda yürütülen istihdam politikalarının da sektöre çok olumlu katkılar yaptığını değerlendiriyorum. Bu sayede çalışan sayının hızla arttığını ve kısa sayılabilecek bir sürede hizmet sektörü içerisinde ciddi bir yer edindiğini gözlemledik. Hacmin artması önemli bir husustur.

46 n Güvenlik Yönetimi Haziran 2015

İç İşleri Bakanlığı’nın Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı bünyelerinde özel birimler oluşturulup, bu konuda uzman personel istihdam edilmesi de sektörün bir başka güçlü yanıdır. Emniyet Teşkilatı ve Silahlı Kuvvetler ’den gelen personel kaynağını sektör için halen çok önemli bir unsur ve güçlü bir yan olarak değerlendirenlerdenim. Öte yandan; iş hayatlarına bu sektörde başlayan, özel güvenliği meslek edinen ve kariyerini burada sürdürüp yine burada noktalamak isteyen bir kitle oluştuğunu görüp; bundan büyük keyif duyanların da başında gelenlerden olduğumu ifade etmeden geçmek istemem. Güçlü yanları için son olarak söyleyeceğim husus ise, dünyanın önemli güvenlik şirketlerinin Türkiye Pazarı’nda yerini almış olmalarıdır. Güçlü finans yapıları ve önemli bilgi birikimleri, ülkemiz özel güvenlik sektörü için de olumlu gelişmelere sebep olmaktadır.

Özel güvenlik sektörünün ülke ekonomisindeki yeri neresidir? Sektörün yıllık cirosu ve mali

yapısı hakkında ne söylemek istersiniz? Özel güvenlik sektörü dendiğinde; elemanlı güvenlik hizmetleri yanında, elektronik güvenlik sistemleri kurulum ve entagrasyon işleri, alarm sistemleri kurulum ve izleme hizmetleri, araştırma ve danışmanlık hizmetleri, değerli eşya ve para nakil işleri ve güvenlik eğitim hizmetlerinin tamamı anlaşılmalıdır. Ama genellikle akla gelen ilk şey, elemanlı güvenlik hizmetleri olmaktadır. Daha doğru ve net bilgi olması için ben de sadece elemanlı güvenlik hizmetlerini ilişkin bir şeyler söyleyeceğim. Bunun için bazı verileri hatırlatmakta yarar görüyorum. Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Güvenlik Daire Başkanlığı’nın yayınladığı son verilere göre, istihdamdaki güvenlik görevlisi sayısı 300.000’e çok yaklaşmıştır. Buradan yola çıkıldığında çok basitçe yapılan bir hesapla bile, yıllık cironun 10-11 Milyar TL yani yaklaşık 4,5 Milyar Dolar olduğunu söyleyebiliriz. Ülke ekonomisindeki yerini, bir başka veriyi söyleyerek sizlerin yorumuna sizlere bırakmak istiyorum. 2015 yılı Nisan ayında (sadece 1 ay) Türk Bankacılık Sektörünün Kârı, 8 Milyar Doların üzerinde gerçekleşmiştir. Basit bir kıyaslamayla, bankacılık sektörünün bir aylık kârı, elemanlı güvenlik hizmetlerinin iki yıllık cirosuna eşittir.



SEKTÖRDEN

ÖTV sek in bir iro “ÖTV sektör için bir ironidir”

Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) güvenlik sektöründeki en önemli sorunlardan biri. Güvenlik kameraları özel tüketim olarak değerlendiriliyor. ÖTV’nin sektör için bir ironi olduğunu söyleyen RCL Satış - Pazarlama Direktörü Yeşim Vurmaz güvenlik sektörüyle ilgili sorularımızı yanıtladı.

RCL hakkında bilgi alabilir miyiz? Bina Teknolojileri konusunda 1992 yılından bu yana Türkiye çapında hizmet vermekteyiz. RCL zayıf akım sistemlerine yönelik kullanıcı taleplerine yanıt vererek doğru çözümler üretebilmek için projelendirme, malzeme seçimi ve temini ile tüm uygulamanın bir arada yürüdüğü çağdaş bir organizasyon yapısıyla sistem çözümleri üretmekte ve uygulamaktadır. Tasarım ve entegrasyonunun dışında, kendi dalında sektörde öncü olmuş firmaların ürünlerinin ithalatını yaparak projelerimizde kullanmakla birlikte, ayrıca iç ve dış pazarda da dağıtımını yapmaktayız.

Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) sektör için bir İroni midir? Güvenlik sistemlerinin kurulumunda kullanılan birçok ürü-

48 n Güvenlik Yönetimi Haziran 2015

nün özel tüketim kapsamında değerlendirilmesinin tam bir ironi olduğunu düşünüyorum. Bu durum ürünlerin üzerine % 6,7 %20 ilave bir yük getirmektedir. Biz kanunlara saygılı bir kuruluş olarak mevzuatı özenle takip ederek tüm bu vergilere katlanıyoruz. Dolayısıyla ürün fiyatlarımızın üzerine bu maliyetleri yansıtmak zorunda kalıyoruz. Bizim sektörümüzde durum böyle iken, değerli taşlardan ÖTV alınmıyor. Türkiye’deki güvenlik gereksiniminin, özellikle yaşadığımız bu dönemde lüks tüketim sınıfından çıkartılması gerektiğini düşünüyorum. Böylece ülke olarak daha kaliteli güvenilir ürünleri; daha uzun süre kullanmamızın önünün açılacağı kanaatindeyim.

BOSCH Güvenlik Sistemlerinin Türkiye’deki Distribütörlerinden birisiniz. Proje Elektrik

Taahhüt firmaları projelerde marka listeleri belirliyor. Orada BOSCH markası ile sistem çözümleri oluşturmanın size artısı oluyor mu? Tabi ki. Farkındalığı yüksek kişiler ya da kurumlar, henüz projenin en başında iyi parametreleri belirleyip iyi ürünler arasında rekabeti sağlamak için uğraşıyorlar. Aslında ürünleri iyi kötü diye sınıflandırmak çok doğru değil. Ürünleri alt, orta, üst segment ürünler diye sınıflandırmak gerekir. Burada önemli olan kullanıcının ihtiyaçlarını doğru tespit ederek projede, hangi segment ürüne ihtiyacı olduğuna birlikte karar vermek gerekiyor. Bosch’un kendi segmentinde sınırlı sayıda rakibi var. Biz Bosch’un rakiplerinden teknolojik olarak çok daha ileride olduğu kanaatindeyiz. Bu doğrultuda marka belirleyicilere bu üstünlükleri gösterebilmek


Yeşim VURMAZ / RCL Satış - Pazarlama Direktörü

k o

için aynı segmentteki diğer ürünlerle, Bosch’u kıyaslayabilecekleri platformlar sunuyoruz. Bizce ürünleri sadece katalog değerleriyle satın almaktansa, farklı şartlarda test ederek kullanıcının ikna olması daha güven sağlayan bir yöntem. Tabi bu platformları oluşturabilmek için önce markaya sizin inancınızın tam olması gerekir.

Özel tüketim olmayan ürünlerde özel tüketim vergisinin alınması gerçekten ironik bir durum. Kameralar özel tüketime girerken değerli taşlar girmiyor. ÖTV beyana dayalı bir uygulama. Biz her şeyi legal yaptığımız için haksız rekabet oluşuyor.

da gözlemleriniz nelerdir? Bosch’un CCTV konusunda 2014 yılında en iyi satış performansını gösteren distribütörü oldunuz. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz? Tabi ki, RCL ailesi olarak bizim için çok gurur verici bir ödül. Türkiye’de BOSCH CCTV 2014 yılının en iyi satış performanslarının ödüllendirildiği törende Video Gözetim Sistemleri kategorisinde Türkiye’de en çok satış yapan distribütör olarak bu ödüle layık görüldük.

Avrupa ile Türkiye’deki güvenlik sektörünü karşılattırdığınız-

Türkiye, pazar olarak Avrupa’daki birçok ülkeden daha büyük. Bana göre aramızdaki en büyük fark marka ve ürün seçimini yapan kişiler çok daha bilinçliler; ne istediklerini biliyorlar. Her şey daha tanımlı. Segmentasyon var. Örneğin AVM’de kullanacağınız bir sistem tercihi ile çevre güvenliğinde kullanacağınız sistem ya da endüstriyel tesiste kullanacağınız sistem arasında çok ciddi farklar olduğu biliniyor. Dolayısı ile hangi markanın ihtiyaca yönelik çözümlerinin üstün olduğu daha tanımlı. Bu da süreci çok daha hızlandıran ve kolay yönetilen hale getiriyor.

Birbiriyle konuşan sistemlerin projelerde katkısı oluyor mu? Bizim en önemli gücümüz Entegrasyon. Büyük projelerde CCTV, yangın, seslendirme ve acil anons, kartlı geçiş kontrol sistemlerinin tamamında Bosch ürünleri kullanarak tek bir yazılım üzerinden yönetebiliyor olmak çok büyük avantaj. Türkiye’ de ileride büyük projelerin sayısı arttıkça bunun bizi daha öne çıkartabileceğini düşünüyorum.

Haziran 2015 Güvenlik Yönetimi n 49


ELEKTRONİK GÜVENLİK

Teknoloji ve PDKS Kişisel teknoloji hayranlığı bizleri hayretler içinde bırakabilir. İş hayatında ise hayranlık maliyetlerle sınırlı kalıyor. Doğrusu da budur, sadece işine yarayacak teknolojiyi almak ve bütçeye uygun ürünü kullanmaktır. PUSULA BİLGİSAYAR VE ZAMAN KONTROL SİSTEMLERİ

T

eknolojik mağazada ilk gün indirimli fiyatlardan yararlanmak için kapı açılır açılmaz ne varsa alınır ve sonra gereksiz alım sonucu satmak için eş dost aranır. Kişisel teknoloji hayranlığı bizleri hayretler içinde bırakabilir. İş hayatında ise hayranlık maliyetlerle sınırlı kalıyor. Doğrusu da budur; sadece işine yarayacak teknolojiyi almak ve bütçeye uygun ürünü kullanmaktır.

50 n Güvenlik Yönetimi Haziran 2015

PDKS sektörü de teknolojik gelişime ayak uydurmaktadır. Her yeni çıkan teknoloji PDKS sistemlerine de uygulanabilmesi için, personel takibi için karşılanabilir maliyete sahip olmalıdır. İris, retina, damar tanıma sistemlerinin PDKS sistemlerinde sınırlı sayıda satışının olmasının sebebi maliyetlerinin personel takibi için çok yüksek olmasıdır. Retina tanıma en güvenilir sistem olduğu halde PDKS sistemlerinde tercih edilmeme sebebi uygulana-

bilir olmamasıdır. Bu da retinanın cihaza odaklama zorluğudur. Kart sisteminin maliyetli, güvenilir olmadığı halde çok kullanılma sebebi PDKS için uygulanabilir olmasıdır. Kart sistemlerinde arka arkaya kart okutma süresi biometrik sistemlere göre çok kısadır. Teknolojik ürünler ilk üretildiğinde ve üretimi bırakıldığında pahalıdır. PDKS cihazlarında aranan ilk üç özellik sırayla kullanıcılara uygunluğu, maliyet, güvenirliktir. Parmak izi cihaz


fiyatları ile kart okuma cihazlarının fiyatları aynı düzeyde olduğu halde, kartlı sistemlerde kart bedellerinin ek bir maliyet getirdiği halde satışlarında çok büyük bir düşüş yaşanmamaktadır. Biyometrik teknoloji de ise parmak izi en fazla satılan teknoloji olarak birinciliğini korurken ve satışları her ay yükselmekte olan yüz tanıma teknoloji ürünleri yakında birinciliği alacak gibi gözükmektedir.

Bir işletme neden PDKS’yi tercih etmeli? PDKS’de amaç güvenlik değildir. Güvenlik seviyesi yüksek sistemler kullanmanın maliyeti yüksektir ve okutma süreleri uzundur. Personel devam kontrol sistemlerinde ( PDKS ) son 10 yıldır biyometrik ürünler kullanılmaya başlanmıştır. En çok kullanılan ürün fiyat ve kullanım açısından Parmak izli sistemler olmuştur. Yüz tanıma sistemleri ise son yılların ürünü olmaya başlamıştır. Damar tanıma, iris tanıma gibi güvenliği çok yüksek ama kullanımı zor ürünler PDKS sistemlerinde kullanılsa da memnuniyet derecesi azdır. Fiyat açısından yüksek bir bedel ödemek zorunda olunan bu sistemler özellikle iris tanıma üretim ve kamu sektörlerinde iyi sonuçlar vermemiştir. Kullanıcılar gözlerindeki sorunlarını her gün okuttukları iris tanıma sistemlerinde aramışlardır. Damar tanıma da uygun okuma için eli gerekli pozisyonuna getirme vaktinin doğal olarak uzun olması personel giriş ve çıkışlarında yavaşlığa yol açmıştır. Yüz tanıma sistemlerinin fiziksel herhangi bir temasın olmaması ürünün uzun süre kullanımı ve hijyenik bir ortam avantajlarını yanında getirmiştir. İnsan boylarındaki farklılıklar ürünün alımında bir dezavantaj olmaktadır.

Retina tanıma en güvenilir sistem olduğu halde PDKS sistemlerinde tercih edilmeme sebebi uygulanabilir olmamasıdır. Bu durumun nedeni retinanın cihaza odaklama zorluğudur. Bir işletme için iki önemli unsur önemli ise mutlaka biyometrik ürünleri tercih etmelidir. Bu unsurlar: • Başkasının yerine geçişleri önlemek; • Unutma ve kaybetme durumunu ortadan kaldırmaktır. Bu iki unsur için işletme içi önlemler alındığı takdirde kartlı sistemler işletmeler için daha avantajlıdır. Biyometrik sistemlerin kartlı sistemlere göre tek dezavantajı okutma sürelerinin daha uzun olmasıdır.

Geçiş kontrol sistemleri Elektronik güvelik sektörü Türkiye’de çok hızlı büyümektedir. Gözetleme sistemleri ve geçiş kontrol sistemleri bina güvenliği için en önemli gereksinim haline gelmiştir. Geçiş kontrol sistemleri, belirli bir alana giriş ve çıkışları sınırlandırmak ve kontrol altında tutmak amacı ile kullanılmaktadır. Geçiş kontrol sistemleri aynı zamanda geçiş yapılan bölgenin iş verimliğini yükseltmesi ve çalışma disiplini sağlaması bakımından da önemini güçlendirmektedir. Geçiş kontrol için her kontrol noktası için bağımsız cihazlar kullanılabileceği gibi bir merkezden yazılımla kontrol edilebilen sistemler de kullanılmaktadır. Geçiş kontrol sistemlerinde kullanılan teknolojilerin başında kart ve şifre tabanlı sistemler gelmektedir. Bu tip kullanımlarda kartın veya şifrelerin başkalarının eline geçme

olasılığı, kaybolma, deforme olması gibi sakıncalar nedeniyle geçiş kontrolde biometrik sistemler kullanılmaya başlanmıştır. Personel, öğrenci ziyaretçi yolunu kontrol altına almak için Turnikeler, kumandalı kapılar ve araç yolunu kontrol altına almak için bariyerler kullanılır. Günümüzde kullanım alanları çok geniş olup, dershanelerde, okullarda, yurtlarda, iş merkezlerinde, alışveriş merkezlerinde, fabrikalarda, hastanelerde kullanımı devamlı yaygınlaşmaktadır. Bilgisayardan bağımsız sistemlerde her kontrol noktası için bağımsız cihazlar kullanılır. Genellikle bu tür cihazlarda kullanıcı geçiş kayıtlarını saklayan bellekleri yoktur; sadece yetkili kullanıcılara geçiş izni vermek için kullanılır. Kartlı ve şifreli kullanımı yaygın olsa da parmak izi ürünlerde kullanılır.

Bilgisayar destekli sistemler Geçiş kontrol sistemleri sadece kapıları açıp kapamaktan çok

Haziran 2015 Güvenlik Yönetimi n 51


ELEKTRONİK GÜVENLİK

daha gelişmiş fonksiyonları yerine getirmektedirler. Kullanıcıların geçişlerini kayıt altına almak, yetkilendirmek için tüm geçiş ünitelerinin bilgisayar bağlantılı olarak kullanıldığı sistemlerdir.

Personel devam kontrol sistemlerinde son 10 yıldır biyometrik ürünler kullanılmaya başlanmıştır. En çok kullanılan ürün fiyat ve kullanım açısından parmak izli sistemler olmuştur.

Kart veya şifre ile geçiş Geçiş kontrol sistemlerinde kullanılan teknolojilerin en çok kullanılanı kart ve şifre tabanlı kart temelli elektronik erişim kontrol sistemlerdir. Bunun en önemli nedeni kart okutma süresinin kısa olması ve kart kullanımının yaygın olmasıdır. Bugünkü teknoloji ürünlerinde biometrik verilerin tanınma hızı ile kart tanıma süresi aynıdır. Fakat kullanıcının okutma süresi kartlı sistemlerde biometrik ürünlere göre daha kısadır. Genellikle kullanılan kart çeşitleri RF-ID temassız kartlardır. Bunlar içinde Proximity, Mifare, HID modülleri kullanılmaktadır.

Biometrik sistemlere geçiş Değişik alanlarında faaliyet gösteren birçok kurum giderek denetleme ve geçiş kontrolüne daha çok ihtiyaç duymaktadır. Geçiş kontrolünün ve denetiminin sağlanması bankalar, bilgi işlem merkezleri, hava alanları, nükleer güç santralleri, cezaevleri gibi kurumlarda ise bir zorunluluk taşımaktadır. Hepsi için geçerli tek şey ise; geçiş kontrol sistemlerinin yüksek güvenlik sağlaması dışında, hızlı ve kolay kullanım özelliğine de sahip olması gerekliliğidir. Parmak izi okuyucular, el okuyucuları, damar okuyucuları, iris okuyucular, yüz okuyucular gibi değişik biometrik ürünler vardır. En çok tercih edilen biometrik ürünler parmak izi okuyucularıdır. Parmak izi okuyucular hem fiyat olarak daha ucuz hem de kullanımı son derece kolaydır. İris okuyucular ise güvenliğin önemli olduğu yerlerde kullanılmaktadır. Fiyatı çok pahalı ve kullanımı zordur.

52 n Güvenlik Yönetimi Haziran 2015

Parmak izi ile geçiş En çok tercih edilen biometrik ürünler parmak izi okuyucularıdır. Parmak izi okuyucular hem fiyat olarak daha ucuz hem de kullanımı son derece kolaydır. Okutma süreleri diğer biometrik ürünlere göre daha kısadır. Her parmak izi cihazın parmak izi algılama ve saklama formatı algoritması farklıdır. Bu yüzden alınan parmak izi bilgileri sayısal verilerdir ve sadece tanıtıldığı parmak izi cihazlarından algılanabilir.

Yüz tanıma ile geçiş Yüz tanıma cihazları kullanıcıları sakal, bıyık, gözlük, türbanlı olmasından etkilenmeyerek hızlı ve doğru bir şekilde okuyabilmektedir. Cihaz kullanıcının belirli bir uzaklıkta cihaza bakması ile algılar. Yüz tanıma teknolojisinin tercih etmedeki gerekçe genellikle temassız bir biometrik geçiş ürünü olmasıdır.

İris tanıma ve retina ile geçiş İris okuyucular ise güvenliğin önemli olduğu yerlerde kullanılmaktadır. İris tanıma ve retina ile geçiş en güvenilir sistem olsa da kullanımı azdır. Fiyatları çok yüksek ve okutma süreleri çok uzundur, kullanımı zordur. Aynı gün içinde birden fazla geçiş yapmak zorunda olanlar ve devamlı kullanmak zorunda olanlar gözlerinde oluşan kusurları (%100 bilimsel olarak zararsız raporu olsa da ) bu cihazlara yüklemektedirler.

giriş ve çıkışların kontrollü olması için en kesin ve etkili çözümdür. Araç girişi istenmeyen noktalarda ve bu girişlerin kontrol altında tutulması için bariyer kullanarak bunu engellemek hem can hem de mal güvenliği açısından son derece önemli bir konudur. Suikast, terör saldırıları ve araç giriş çıkışlarının olması istenmeyen alanlara maksimum güvenlik sağlamak amaçlı mantar bariyerler, suikast kapanları kullanılmaktadır.

Turnikeler Geçiş kontrolün vazgeçilmezi olan turnikeler kartlı veya biometrik okuyucularla senkronize bir şekilde çalışır. Geçişlerde gövdesinde bulunan yönlendirme göstergeleri ile kullanıcılara geçişlerde yardımcı olur. Genellikle dış gövdesi paslanmaz çelikten oluşur. Bir tehlike anında, enerji kesintilerinde kolları otomatik düşerek can güvenliğini sağlar. Giriş ve çıkışlarda ayrı okuyucular vardır.

Bariyerler Bariyerler, her türlü istenmeyen kontrolsüz girişi engellemek ya da

Geçiş kontrol ve PDKS PDKS (Personel Devam Kontrol



ELEKTRONİK GÜVENLİK

Sistemleri), işletmelerde personel giriş - çıkış saatlerinin, belirli yerlere yerleştirilen okuyucu veya biyometrik cihazlar ve personele dağıtılan kimlik kartları aracılığıyla dijital ortamda kaydedilmesini, böylece bordroya esas puantajın ve devam kontrole ilişkin çok çeşitli raporların girilebilmesini sağlayan sistemlerdir. Bu sayede bordro hazırlanırken insan faktöründen kaynaklanan hatalar en aza indirilir. Ayrıca elde edilen bu raporlar işletmelerin üst yönetimine ışık tutarak geleceğe yönelik daha sağlıklı kararlar alınmasına yardımcı olur. El ile hesaplama yapan işletmelerde kayıp zaman ve insan hatası faktörlerinden dolayı işletmelerin ekonomilerine verilen zararlar, PDKS’nin kullanılmaya başlanmasıyla en aza inecek ve yapılan yatırımın geri dönüşümü çok kısa sürede olacaktır.

Geçiş kontrol ve yemekhane takip Büyük işletmeler ve okullar personel öğrenci yemeklerini kendi bünyelerinde çıkarmak yerine, profesyonel yemek şirketlerinden temin etmektedirler. Günlük yemek sayıları kadar, yemek şirketlerine ücret ödemektedirler. Fakat her gün yemek sayısı aynı olmadığı, çalışan personel sayısından farklı yemek yendiğinden, ziyaretçilere yemek vermek gerektiğinden, yemek sayısını bulmak için fiş sistemi veya tabak saymak suiistimale açık olduğundan işletme ve yemek şirketi arasında ihtilaf doğmaktadır. Bu sorunları çözebilmek için yemekhane girişlerinde geçiş sistemleri uygulanır.

Geçiş kontrol ve ziyaretçi takip Ziyaretçi geçiş kontrol sistemlerinin en önemli kullanma amacı güvenliktir. Ziyaretçilerin giriş ve çıkış yapabilecekleri noktaları sınırlandırmak, ziyaretçi bilgisi tutabilmek için kullanılır.

54 n Güvenlik Yönetimi Haziran 2015

Damar tanıma, iris tanıma gibi güvenliği çok yüksek ama kullanımı zor ürünler PDKS sistemlerinde kullanılsa da memnuniyet derecesi azdır. Özellikle iris tanıma üretim ve kamu sektörlerinde iyi sonuçlar vermemiştir. Kullanıcılar gözlerindeki sorunlarını her gün okuttukları iris tanıma sistemlerinde aramışlardır. Araçlar için geçiş kontrol İş merkezleri, alışveriş merkezleri ve sitelerin araç giriş/çıkış işlemlerinde kontrollü için genellikle kollu bariyerlerin kullanıldığı giriş ve çıkış kontrol işlemi sağlayarak; otoparkınıza giren ve çıkan araçların kimlik ve kontrol bilgileri yapabilmeniz, araçların kaldığı süreyi tespit için geçiş kontrol sistemleri kullanılır.

Üretim için kontrol

En iyi geçiş kontrol ürünü seçimi

Çalışması gereken saatleri üretim dışında geçiren personeli ve zamanı tespit etmek için geçiş kontrol sistemleri kullanılır. Sistem kapılarla, turnikelerle üretim dışına çıkan personelin üretim dışı zaman kayıpları tespit ediliyor ve üretimin en önemli unsuru olan insan kaynağından en verimi almanın çalışması yapılıyor. Üretim çıkışlarına, soyunma odalarına, bahçeye çıkan kapılara turnike veya elektronik kilit takılarak kart veya parmak izli cihazlarla kumanda edilir.

En ucuz geçiş kontrol sistemi: Parmak izi sistemler En hızlı geçiş kontrol sistemi: Kartlı sistemler Ziyaretçi ve sürekli olmayan geçişler için: Sadece kartlı sistemler Temassız Hijyen ortamlar için: Yüz tanıma Geçişin yoğun olduğu ortamlar için: Kartlı sistem Tek bir kapı açma kapatma: Şifreli veya parmak izli Personel kontrol sistemleri için: Parmak izi Yemekhane kontrol sistemleri için: Parmak izi Bina iç kapılarını yetkilendirme ve geçiş için: Kartlı sistem Üretim alanı kontrol için: Parmak izi sistemler En güvenilir sistem: İris veya retina tanıma En ucuz sistem: Parmak izi sistemler (Parmağın canlı olup olmadığını algılayan sensörlü) Kullanılmayacak sistemler: Kartlı sistemler Çoklu kullanım sistemi: Şifre, kart, biyometrik okuyucu

Geçiş kontrol yazılımları Türkiye’de geçiş kontrol sistemlerinin en önemli öğesi olan yazılımlar yazılım uzmanlarımız tarafından geliştirilse de genellikle yurt dışından getirilen cihazların orijinal yazılımları Türkçe diline çevrilerek kullanılmaktadır. Bu yazılımlar kullanım yerlerine göre ek istekleri sağlayamamaktadır veya çok fazla parametre nedeniyle kullanımı ve öğrenilmesi zor olmaktadır.



ELEKTRONİK GÜVENLİK

Hem %36 daha pahalı hem de taklit Performans düşüklüğü nedeniyle hali hazırda kurulu olan güvenlik sistemlerince tam olarak algılanamayan taklit ve kalitesiz etiketler nedeniyle, kayıp çalıntı oranı her geçen gün artıyor. SENSORMATİC GÜV. HİZ. TİC. A.Ş.

Ü

rünlerin açıkta sergilenmesi amacıyla tasarlanan orijinal patentli sert alarm etiketleri, yasa dışı yollarla üretilen taklit ve kalitesiz etiketlerle rekabet ediyor ve bu durumdan perakende sektörü zarar görüyor. Performans düşüklü-

56 n Güvenlik Yönetimi Haziran 2015

ğü nedeniyle hali hazırda kurulu olan güvenlik sistemlerince tam olarak algılanamayan taklit ve kalitesiz etiketler nedeniyle, kayıp çalıntı oranı her geçen gün artıyor. Araştırmalara göre perakendecilerin iç, dış ve operasyonel nedenlerden kaynaklanan kayıp oranı tüm

dünyadaki perakende satışlarının %1,30’unu oluşturuyor ve parasal karşılığı 128 milyar doları buluyor. Söz konusu rakam bugüne kadar yapılan araştırma sonuçlarından elde edilen en yüksek kayıp oranı olmasıyla da dikkat çekiyor. Çalınmasın diye takılan etiketlerin almayı düşündüğünüz


Sahte etiketler sökülürken aşırı zorlamaya maruz kaldığı için satılan ürünlere zarar veriyor ve işletme için ekstra maliyete sebep oluyor. gömleği deldiğini ya da pas lekesi bıraktığını görmüşsünüzdür. Hatta daha kabinde ürün denerken etiketin üründen ayrıldığına da şahit olmuşsunuzdur. Bunun nedeni; etiket (hard tag) adı verilen güvenlik cihazlarının taklitleri ve kalitesiz olanları. Özellikle kriz dönemlerinde artış gösteren taklit ve kalitesiz etiket kullanımı, kayıp oranlarını artırırken karlılığı ve verimliliği de olumsuz etkiliyor. Söz konusu taklit ve kalitesiz etiketleri tercih eden işletmeler farkında olmadan karlılıklarını etkileyen birçok sorunla da karşı karşıya kalıyorlar. Basit bir hesapla; bir adet orijinal sert etiket 7 yıl boyunca %98 performans ile kullanılırken, aynı süre içinde %80 performansla 2 adet taklit(kalitesiz) etiket kullanmak durumunda kalınıyor ki bu durumda, bir ürünün korunmasına ilişkin yatırım maliyeti, kalitesiz/ taklit sert etiket söz konusu olduğunda %36 daha pahalıya geliyor.

Ürüne zarar veriyor: Sahte etiketler sökülürken aşırı zorlamaya maruz kaldığı için satılan ürünlere zarar veriyor ve işletme için ekstra maliyete sebep oluyor. Pas lekesine sebep oluyor: Çivilerinde kullanılan hammaddenin paslanmaz olmaması da ürünler üzerinde pas vb. benzeri leke bırakmasına sebep oluyor. Taklit etiketler çok kolay çıkarılıyor: Diğer yandan taklit sert etiketlerde kullanılan çivilerin mukavemet oranı olması gerek-

tiğinden düşük olarak üretildiği için kesici el aletleri ya da darbe uygulama yöntemi ile kolayca çıkartılabiliyor. Sarmal bobinli etiketlerin ömrü çok kısa: İşletmelerin yaşadığı sorunlar bunlarla da sınırlı kalmıyor. Taklit etiketlerin tümünde ve özellikle Ferrite (sarmal bobin içerikli) etiketlerde kullanım ömrü çok kısa. Darbe ve düşme gibi durumlarda etiketin içinde bulunan bobin kolayca zarar görüyor ve çalışmaz duruma geliyor. Müşteri memnuniyetsizliği artıyor: Taklit etiketler, sökme hızını düşürdüğü için kasa performanslarını da düşürerek müşteri memnuniyetine de olumsuz etkide bulunuyor. Yapılan araştırmalara göre; 2014 yılında ve dünya genelinde perakendeciler, mağaza için kayıplarını önleyecek çözümler için toplam cirolarının %0,8’i kadar yatırım yaptılar.

Sert alarm etiketi yatırımı yapmadan önce iki kez düşünün Sökücüler zarar görüyor: Sahte etiketler, elektrikli veya manuel kullanımlı sökücülerde (orijinal etiket ile ebatları ve çalışma mantığı aynı olmadığı için) aşırı zorlamaya neden oluyor ve sökücülerin kullanım ömürlerini azaltıyor.

Haziran 2015 Güvenlik Yönetimi n 57


ELEKTRONİK GÜVENLİK

Macroscop akıllı video yönetim yazılımı 1996 yılında yüzde 100 Türk menşeli bir şirket olarak kurulan PCC Elektronik şimdi de yenilik alanında Rusya’dan ödül sahibi Macroscop’un Türkiye çözüm ortağı oldu. PCC ELEKTRONİK

2

010 yılında kurulan Macroscop’un kendi adını taşıyan markası ‘yenilik’ alanında Rusya’dan ödül sahibi oldu. Ekibinde 100’den fazla yazılım uzmanı çalışan şirket, ‘insanlara maksimum fayda sağlamak için video kayıt ve analizde sınırları zorlamak’ misyonu ile hareket ediyor. Halen dünyada beş binden fazla çözüm ortağı ile çalışan şirket, şu anda dünyada 8985 projede 700 binden fazla IP kamera ile hizmet veriyor. IP tabanlı kameralar için yazılım geliştiren bir inovasyon şirketi olan Macroscop, akıllı video analitiği ile güvenlik sistemlerinin işlevselliğini arttırıyor. Video izleme sistemlerinin (IP veya analog) daha verimli ve daha yaratıcı kullanılması için fırsatlar yaratan Macroscop ile video izleme ve analiz eylemlerinde, tek kameradan sonsuz sayıda kameraya kadar aynı performansla çalışabiliyorsunuz. Sistem; insandan kaynaklı hataları minumuma indiriyor.

Dünyanın en akıllı ve en verimli video yönetim yazılımlarından biri Macroscop’un Türkiye yetkili distribütörü olan PCC Elektronik, 18 yıldır ürettiği ve sunduğu tekno-

58 n Güvenlik Yönetimi Haziran 2015

loji ile istikrarlı bir şirket. Şirketin Macroscop’u portföyüne katmasındaki en büyük nedenlerden biri de; markanın entegrasyon ihtiyaçlarına çok hızlı cevap verebilmesi ve bütün üstün özelliklerini çok uygun bütçeler ile sunması. Yok denecek

kadar az hataya sahip sistem; tanımadığı bir model kamera kullanılması gerektiğinde en fazla iki hafta içinde entegre edilebiliyor. Akıllı modüller ile birçok senaryoya göre alarmlar oluşturabiliyor. Macroscop; tek IP kameradan sınırsız


sayıda kameraya her boyutta IP izleme sistemi yaratma imkânı sunuyor. Akıllı video analitiği sisteminin işlevselliğini arttırıyor.

Tek sunucuya dört kat daha fazla kamera bağlantısı Macroscop IP izleme sitemleri, kullanıcılara önemli tasarruf imkânları sağlıyor. Video akım analiz teknolojisi daha fazla kameranın tek bir sunucuya bağlanmasını ve başka yazılımlarla kullanacağınızdan çok daha hesaplı sunucu kullanılmasına imkan veriyor.

Güvenlik Gerçek zamanlı otomatik sunucu ve kamera statüsü izleme; otomatik arşiv replikasyon (kopyalama) sunucusu, sunucu yedekleme- servis hatası olması halinde kayıt yedekleme sunucusuna yönlendirilir; RAID dizinlerini ve ağ depolarını kullanma imkânı tüm bunlar sunucu hata toleransı ve veri doğruluğu sağlar.

Esneklik Macroscop 2000+ kamerayı destekliyor. IP kameranız Macroscop ile uyumlu değilse, sizin için entegrasyonu şirket yapıyor. Erişim kontrol sistemleri ile entegrasyonu, yangın koruma ve iş analitik sistemleri, tüm güvenlik sistemini tek bir merkezden yönetmenize imkân sağlıyor.

Kullanıcı dostu arayüz Kullanımı ve kurulumu oldukça kolay olan sistem, özel uzmanlık ve ekstra eğitim gerektirmiyor. Macroscop bütün bir ünite olarak sistemi ve IP kameraları ayarlıyor ve belirlenmiş parametrelerle anında bilgi topluyor.

Video Analitiği Model ile arşiv araması özel bir Macroscop teknolojisi. Kullanıcının video fragmanlarını foto, tanım veya elbise renginden bulmasını sağlıyor.

İnsan sayma modülleri İzleme modülü kullanıcının kameranın görüş açısı içinde hareketli nesneleri izleyebilmesini sağlıyor. Kullanıcı bir kontrol çizgisi çekebiliyor ve çizginin nesne ile kesişmesi halinde ekranda alarm veriyor. Ek olarak, herhangi bir seçili nesne bir bölge ile kesiştiğinde veya bölgede uzun süre kaldığında yine alarm veriyor. Kullanıcı arşivden alarm, çizgi veya bölge ile kesişen fragmanları arayabiliyor. Tehlikeli olayları; caddelerdeki, meydanlardaki, istasyonlardaki, alışveriş merkezlerinde ve diğer halka açık yerlerdeki ayaklanmaları engelleyebiliyor. Belli bir bölgedeki insan sayısı önceden belirlenmiş bir sayıyı aştığında bu fonksiyon operatörü otomatik olarak uyarıyor. İki adet eşik değeri girmenin mümkün olduğu sistemde mesajlar alarm ve uyarı olarak veriliyor.

İnsan sayma modülü İnsan sayma modülü gerçek zamanlı olarak bir binaya giren ve çıkan insan sayısını belirlenmesini ve binadan kalan insan sayısı ile ilgili istatistik tutulmasını sağlıyor. Bu raporlar tek veya birkaç kamera ile herhangi bir zaman birimi için üretilebiliyor.

Araç plakası tanıma modülü Araç plakası tanıma modülü kameranın görüş açısı içinde araç

plaklarını otomatik tanıma üzerine kurulmuş. Araçların fabrika, park alanı veya ödemeli yollardan giriş ve çıkışlarını izlemek için özel bir park lotu kullanılabiliyor. Otoban versiyonu farklı seviyelerde araçların yollarda izlenmesini sağlıyor.

Yüz tanıma modülü Bu modül, videolardan ve veri depolarından (Min. 10 kişiye kadar) en kullanışlı yüz tanıma çözümünü sunuyor. Ayrıca; gerçek zaman modunda ve arşiv taraması olarak da kullanılabiliyor.

Isı haritası Isı haritası özellikle perakende ve nakliye alt yapısı için tasarlanmış. Hareket aktivitesini tahmin etmek ve insanların yoğun sonuç olarak maksimum trafik yoğunluğu görünen alan aydınlatılır ve minimum trafik alanı yeşil olarak gösterilir.

Nesne belirleme Nesne belirleme modülü; kullanıcının bir nesneyi belirlenmiş nesne olarak tanımlamasını sağlar ve bu nesne kamera görüş alanına girdiğinde ürün alarm sinyali verir. Bu fonksiyonu etkinleştirmek için menüden seçim yapmalısınız. Belirleme modeli il bir pop-up pencere açılır ve herhangi bir dosyadan bir model (örneğin bir foto) yükleyebilirsiniz veya Macroscop arşivinden bir model alabilirsiniz. Macroscop hareket indeksi ile aktif kameraları seçebilirsiniz. Seçili nesneye benzer bir nesne video görüş alanına girdiğinde sistem operatöre alarm verecektir.

Haziran 2015 Güvenlik Yönetimi n 59


ELEKTRONİK GÜVENLİK

Davetsiz misafirlere geçit yok Kameralarda kullanılan software ve çevreye yabancı girişi kontrol teknolojisi ile belli bir görüş alanına giren insan ya da tehdit unsuru hareket eden cisimleri algılıyor. Çeviri: Özkut ÜNVER

A

raba park alanları hırsızlara davetiye çıkartıyor. Bir kaç dönümlük arazi üzerine park etmiş yüzlerce aracın geceleri bir kişi tarafından korunması neredeyse imkânsız, davetsiz misafirlerin bu araçlar arasında kendilerini fark ettirmeden gezinmeleri çok kolay. Akademi Ford Laurel; Baltimore ile Washington DC arasında oldukça yoğun bir geçitte yer alan büyük bir otomobil bayisidir. Yaklaşık 210 yeni 80 ikinci el araba satışı yapmaktadır, günde 80 müşteriye hizmet veren bir servis departmanına bir de kaportacıya sahip bu bayinin genel müdür yardımcısı Mike Lynch kuruluştaki güvenlik yönetimini şöyle anlattı: Yıllardır bu işi yapıyoruz. Sonunda bir güvenlik firması ile anlaştık; hırsızlık azaldı. Ama tamamen bitmedi, burada suç oranı az olmasına rağmen tam sonuç alamadık. Bana göre hırsız bir şeyi çalmak isterse bir yolunu daima bulur; bir güvenlik görevlisinin alanı denetlemek için bir uçtan diğer uca gitmesi bizim burada tam 20 dakika sürüyordu ki, bu sırada hırsızlar çok rahatlıkla lastik, jant kapağı gibi parçaları çalabiliyorlardı. Sonunda Akademi Ford hem güvenliği daha sıkı bir şekilde yönetmek hem de masrafları kısmak için yollar ararken güvenlik şirketi ile anlaştık. Bu şirket uzaktan kumanda ile iş saatinden

60 n Güvenlik Yönetimi Haziran 2015

sonra şirketi kamera aracılığı ile izliyordu. 2012 yılında Lynch; yeni IP kameraları inceledikten sonra Şubat 2013’te bu sistemi satın aldı. Sistemin mega piksel kameraları tüm araziyi görecek şekilde yerleştirildi. Kameralarda kullanılan software ve çevreye yabancı girişi kontrol teknolojisi ile belli bir görüş alanına giren insan ya da tehdit unsuru hareket eden cisimleri algılıyor. O kişi ya da cisimin etrafında kırmızı bir kutucuk oluşturuyor ve o kutucuk kişiyi ya da nesneyi gittiği yere kadar takip ediyor. Merkezde bulunan ana operatörlere bildiriyor, ana operatörler de aynı zamanda şirkete bağlı olduklarından arabaların arasında hareket halinde olan kişilerle (hırsızlarla) konuşarak “Akademi Ford’a hoşgeldiniz şu anda kapalıyız araçlara bakabilirsiniz ancak bilgi almak için sabah 7 ye kadar beklemeniz gerekmektedir” gibi konuşmalar yapıyorlar. Operatörler aynı zamanda bu kişilere içeri girdiklerinden beri izlendiklerini de söylüyorlar bu da hırsızlara caydırıcı bir unsur olarak ortaya çıkıyor.

Sistemden sonra hırsızlık oranı sıfırlandı Gelen müşteriler arabaları incelerken operatörler gerçek müşteri ve şüphelileri ayırt etme konusunda deneyim sahibi olduklarından müşteriler arabayı mı inceliyor yoksa ellerindeki bijon anahtarı ile araba-

dan birşeyler söküp kaçmaya mı çalışıyor anında tesbit ediyorlar. Davetsiz misafirler anında sesli mesajla uyarılıyor eğer devam ederlerse ilgili mercilere haber vereceklerini söylüyorlar. Aynı zamanda şirket yetkilileri de haberdar ediliyor. Sistem bağlandıktan sonra hırsızlık oranı sıfırlanmıştır. Lynch’in verdiği bilgiye göre. Şirket yetkililerine verilen bir kullanıcı kodu ile internet bağlantısı olan herhangi bir yerde yetkili kişiler istedikleri zaman tüm kameralardan istedikleri görüntüleri izleyebiliyorlar. Hırsızlığın sıfırlanmasının yanısıra, şirketin oldukça işlek bir karayolu üzerinde konumlanması ve önünde meydana gelen trafik kazalarında hasar gören araçların sigorta araştırmalarında da görüntüler çok yararlı olmuştur. Aynı zamanda da bu görüntüler hukuki araştırmalarda da kullanılmıştır. Lnch nakit para ile yapılan satışlarda da bu sistemin çok gerekli olduğunu vurgulamıştır. Hem kasadaki tahsildar hem de çalışanların izlenmesi her durumda verimlilik sağlamaktadır. Kayıtlar 30 gün saklanıyor daha sonra bellekte depolanıyor ve istenildiği durumlarda izlenebiliyor. Lynch bu sistemin güvenlik görevlileri ile çalışmaktan %65 daha ucuza mal olduğu kendini ve şirketini çok daha fazla güvende hissettiğini ve çok daha rahat uyuduğunu söylüyor.



ELEKTRONİK GÜVENLİK

Porsche merkezine entegre güvenlik çözümü

Porche merkezine 24 saat hızlı ve hedefe yönelik harekete geçme özelliği ile çalışan kameralar yerleştirildi ve Bosch İzleme Merkezine bağlandı. BOSCH GÜVENLİK SİSTEMLERİ

B

osch Güvenlik Sistemleri, Almanya’nın Mannheim kentindeki yeni Porsche Merkezi’nin güvenlik çözümleri ve altyapı tedarikçisi oldu. IP tabanlı güvenlik sistemleri içerisinde yangın ve hırsız alarmı, kartlı geçiş ve kontrol, güvenlik kameraları, sesli tahliye ve acil anons sisteminin yanı sıra merkez için aydınlatma ve BT altyapısı hizmeti de Bosch Güvenlik Sistemleri tarafından geliştirildi. Dünyanın en modern tesislerinden birisi olarak tanımlanan Mannheim’daki yeni Porsche Merkezi hareketli mimarisi ve Porsche’un

62 n Güvenlik Yönetimi Haziran 2015

kurumsal kimliğini ilk kez bütünüyle yansıtan LED aydınlatma sistemleriyle ön plana çıkıyor. Bu özel LED Aydınlatma sistemleri dâhil tesisin tüm güvenlik çözümleri ve altyapısı Bosch Güvenlik Sistemleri tarafından kuruldu. Porsche merkezi altyapısında merkez ihtiyaçlarını ön planda tutarak entegre olarak çalışabilen Modüler Yangın Paneli FPA 5000’nin yanı sıra genel seslendirme ve acil anons sistemi olan PLENA’yı kurdu. Kurulan Modüler Alarm Platformu 5000 ise izinsiz giriş yapan bir kişinin otomatik olarak izlenmesi ve belirlenmesi için hırsız alarm ve video gözetim sistemiyle

entegre olarak çalışabilecek şekilde yapılandırıldı. Bina dışına günün 24 saati hızlı ve hedefe yönelik harekete geçme özelliği ile çalışan kameralar yerleştirildi ve Bosch İzleme Merkezine bağlandı. Merkezin kamuya açık olmayan bölümleri, aynı zamanda iç bölümlerdeki çevrimdışı kilitleri de destekleyen MATRIX kartlı geçiş kontrol sistemiyle güvence altına alındı. Merkezin bazı kapılarının cam olması nedeniyle optik ve teknik özellikler göz önünde bulundurularak bu sistem tercih edilirken, çevrimdışı kilitlerin kullanılması sayesinde kablo tesisatı miktarı da azaltıldı.



ELEKTRONİK GÜVENLİK

Pronet’ten panik butonu Pronet’in panik butonu uygulamasını kullanmak için acil durumlarda ulaşılmasını istenen iki kişinin iletişim bilgilerini ilgili alanlara eklemek yeterli. ‘Panik’ butonuna dokunulduğunda uygulama bilgileri adres ve koordinat olarak sisteme girişte belirlenen iki kişiye otomatik olarak SMS ile gönderiyor. PRONET GÜVENLİK HİZMETLERİ A.Ş.

S

ağladığı hizmetlerle abonelerine emniyetli bir yaşam sunan Pronet’in, akıllı telefonlarla hayata geçirdiği panik butonu uygulaması ile kullanıcılar acil durumlarda yakınlarından yardım isteyebiliyor. Herhangi bir panik anında kişinin lokasyon bilgilerini tek bir dokunuşla yakınlarına bildiren uygulama, bugüne kadar 100 binin üzerinde indirme rakamına ulaştı. Pronet’in “Panik butonu” uygulamasını kullanmak için acil durumlarda ulaşılmasını istenen iki kişinin iletişim bilgilerini ilgili alanlara eklemek yeterli. Sonrasında oluşabilecek herhangi bir panik durumunda, uygulamayı açıp ekrandaki ‘Panik’ butonuna dokunulduğunda uygulama o an kişinin bulunduğu konumu tespit ederek, bilgileri adres ve koordinat olarak önceden sisteme girişte belirlenen iki kişiye otomatik olarak SMS ile gönderiyor. Pronet aboneleri ise, acil bir durumda

64 n Güvenlik Yönetimi Haziran 2015

panik butonuna bastıkları anda, önceden belirledikleri 2 kişiye SMS ile lokasyon bilgileri gönderiliyor. Aynı zamanda Pronet Alarm ve Çağrı Merkezi tarafından, bu kişilere abonenin yardıma ihtiyaç duyduğu bilgisi de veriliyor. Kullanıcının yakınları bilgilendirilirken, panik butonuna basıldığı anda kişinin telefonundan Pronet Alarm Merkezi otomatik olarak aranıyor. Kısa süre içinde çağrıya cevap veren Pronet müşteri temsilcileri, kişinin lokasyonunu doğruladıktan sonra, talep etmesi durumunda bulunduğunu konuma görevlileri de yönlendirebiliyor. Tüm kullanıcılara ücretsiz sunulan uygulama Apple App Store ve Google Play’den kolayca indirilebiliyor. Uygulamanın indirme sayısında son dönemde ciddi bir artış yaşandı. Şu ana kadarki indirme sayısı toplamda 100 binin üzerinde gerçekleşti. Pronet’in panik butonu çok yakında yeni ara yüzü ile kullanıcıların hizmetine sunulacak.



BİLGİ GÜVENLİĞİ

Siber tehditler karşısındaki en zayıf halkalar Endüstriyel kontrol sistemleri IP'yi denetim ve ölçüm noktalarına kadar müdahaleye açıyor. Bu ağlar günümüzde birbirinden ayrı ve bağımsız bir şekilde çalışıyor. Derya AKSOY / Bölge Direktörü FORTİNET

B

ulut, büyük veri, mobil ve yazılım tanımlı sistemler ile şekillenen BT ortamında sosyal medya başta olmak üzere farklı kaynak ve kanallardan gelen ve her geçen gün karmaşıklaşan kurumsal tehditlere karşı, artık daha fazla işlevsellik, şeffaflık ve komple güvenlik sunan, gerçek zamanlı ve yenilikçi sistemlere ihtiyaç duyuluyor. Geçtiğimiz 10-15 yılı incelediğimizde, ne zaman bir güvenlik tehdidi

66 n Güvenlik Yönetimi Haziran 2015

ortaya çıksa kısa sürede o yeni tehdidi ortadan kaldıracak yeni bir güvenlik mekanizması geliştirilirdi. Kısa süre sonra bambaşka bir tehdit karşısında yine, yepyeni güvenlik çözümleri ortaya çıkardı. Bu bir kısırdöngü şeklinde ilerlerken tehditler, virüsler ve zararlı yazılımlar evrim geçirmeye devam ediyordu. Bu süreçte geliştirilen birbirinden bağımsız sistemler ve çözümler ise, birbiriyle iletişim kuramıyor; entegre edilemiyordu. Bilgisayar korsanları, bugün bile

örneğin gelişmiş kalıcı tehditler (APT) aracılığıyla güvenlik yaşam döngüsünü hedef aldığında, bunu geri döndürmek çok daha zor hale geliyor. Diğer taraftan her şeyin interneti (IoT) üzerine Gartner’ın yaptığı araştırmalar, 2020’de birbirine bağlı cihaz sayısının 26 milyar olacağını öngörüyor. Endüstriyel kontrol sistemleri ise IP’yi denetim ve ölçüm noktalarına kadar müdahaleye açıyor. Bu ağlar günümüzde birbirinden ayrı ve bağımsız bir


Derya AKSOY

şekilde çalışıyor. Ancak her ikisi de endüstriyel yapılara, halka açık operasyonel ağlara (enerji nakil şebekesi hatları gibi) veya tüketicilere büyük zararlar verebilen sanal tehditler ile boğuşmaya devam ediyor. Artık denetim katmanı ayrılıyor ve altyapının parçaları için merkezi bir hale getiriliyor. Odak noktası ise; sanallaştırılabilen veri merkezlerine, Yazılım Tanımlı Ağlar (SDN) ve Yazılım Tanımlı Depolama (SDS) yapılarına kayıyor. Buna bağlı olarak da API’ler de şirketler ve kurumlar tarafından daha büyük bir oranda kullanılıyor. Altyapının parçalara ayrıldığı ve bölümlendirildiği bir ortamda, API’ler tek başlarına önemli bir rol oynuyor; fakat aynı zamanda ağda kritik bir güvenlik açığı yaratıyorlar. Siber tehditler sınır tanımıyor Günümüzde iş süreçlerinin tamamen online ortamlara aktarılabildiği, bulut mimarileri ve BYOD (Kendi Cihazını Getir) uygulamalarıyla verilerin kurum dışına çıkarılabildiği bir ortamda kısa erişim kesintileri bile kurumlar için milyonlarca dolar gelir kaybına ve şirketlerin itibar kaybetmesine neden olabiliyor. Bugün yalnızca

bir haftada 235 bin anti-virüs tanımı ve 66 milyar anti-spam sertifikası geliştirdiğimizi hesap ettiğimizde, işletmelerin karşılaşabileceği ısrarcı tehditler ve e-posta vektör saldırıları gibi güçlü siber tehditleri de rahatlıkla öngörebilir, sistemdeki zayıf halkaları kolaylıkla tespit edebiliriz. Bu demek oluyor ki, hem Türkiye’de hem de dünyada ağ güvenliğiyle ilgili büyük bir farkındalık oluşmuş durumda. Özellikle de her geçen gün evrim geçiren siber tehditlere karşı itibarını, müşteri gizliliğini ve altyapılarını korumak isteyen ve farklı sektörlerde faaliyet gösteren büyük şirketler; artık güvenliği bir lüks değil, bir zorunluluk olarak görüyor. Üstelik bulut ve mobil sistemlerin yaygınlaşmasıyla artık tehditler sınır tanımıyor, Türkiye’yi ve dünyanın farklı ülkelerini aynı şekilde etkileyebiliyor. Artık değişim karşısında ayak uyduramayan ve zararlı içeriklere karşı koruma sağlayamayan geleneksel güvenlik teknolojilerinin yerini, kullanım kolaylığı ve maliyet avantajı sağlayan ve tek bir platform üzerinden yönetilebilen yüksek performanslı, ölçeklenebilir ve entegre güvenlik sistemleri alacak. Yeni nesil güvenlik mimarileri birbirinden bağımsız güvenlik sistemlerini tek bir

platformda toplayacak ve böylece farklı nokta ve konumlarda meydana gelebilecek tehdit zincirini kırarak zararlı unsurları ortadan kaldıracak. Önümüzdeki yıllarda bu platformlara yönelik tehditlerin artacağını düşündüğümüz için şimdiden AR-GE çalışmalarımızı ve yatırımlarımızı veri merkezi güvenlik duvarına odaklamış durumdayız. Güvenlik alanında lider ve Türkiye’de neredeyse tüm operatörlerde ve bankacılık sektöründe hem konsolidasyon hem güvenlik tarafında öncü bir firma olarak; telekomünikasyondan finansa, sağlık ve kamu sektörlerinden üniversitelere ve güvenlik şirketlerine donanım satan firmalara kadar farklı alanlarda faaliyet gösteren müşterilerimize güvenlik açıklarını ortadan kaldıran üstün güvenlik teknolojileri geliştirmeye devam edeceğiz. Kendi tehdit zekâsını geliştiren ilk ve tek siber güvenlik hizmet sağlayıcısı olarak, uyarlanabilir ve ölçeklenebilir savunma araçları ve tehdit zekâsı sistemlerimizle, çeşitlenen siber tehditlere karşı saldırıları gerçek zamanlı tespit eden sistemlerden kolaylıkla yönetilebilen sistem günlüğü raporlama çözümlerine kadar pek çok yenilikçi çözüm ile kurumsal müşterilerimize destek olacağız.

Günümüzde iş süreçlerinin tamamen online ortamlara aktarılabildiği, bulut mimarileri ve BYOD (Kendi Cihazını Getir) uygulamalarıyla verilerin kurum dışına çıkarılabildiği bir ortamda kısa erişim kesintileri bile kurumlar için milyonlarca dolar gelir kaybına ve şirketlerin itibar kaybetmesine neden olabiliyor. Eylül 2014 Güvenlik Yönetimi n 67


BİLGİ GÜVENLİĞİ

Siber olaylara müdahale ekipleri nasıl eğitiliyor? Siber olaylara müdahale için bakanlıklar ve kritik sektörlerde siber olaylara müdahale ekipleri (SOME) kurulmalıdır. Halil ÖZTÜRKCİ / ADEO Kurucu Ortağı ADEO BİLİŞİM DANIŞMANLIK HİZMETLERİ

S

iber olaylara karşı hareket eden SOME’lerin bünyesinde görev alacak bilgi güvenliği uzmanları, sistem uzmanları, Network uzmanları, adli bilişim uzmanları ve kolluk kuvvetleri gibi kişilerin konuyla ilgili profesyonel bir şekilde eğitilmeleri şart. Bu konuda SOME’lerin alması gereken bazı önemli eğitimler var. Örneğin, SOME personelinin bir siber olay gerçekleşmeden önce sistemlerindeki önemli zafiyetleri tespit etmesi ve karşı önlem uygulaması için gerekli yetenekleri kazanması gerek. Bunun için, görevli yapılandırma denetimi eğitimi, sızma testleri eğitimi, saldırı teknikleri eğitimi gibi eğitimler alması gerekiyor. Sistemdeki kayıtları takip edebilmesi, sistemler ve tehditler ile ilgili farkındalık kazanabilmesi için ise saldırı tespit ve kayıt yönetimi eğitimi ile merkezi güvenlik izleme ve olay yönetimi eğitimlerini alıyorlar. Dijital deliller korunmalı ve doğru şekilde analiz edilmeli

68 n Güvenlik Yönetimi Haziran 2015

Halil ÖZTÜRKCİ

Bir siber olay gerçekleşmesi durumunda gerekli olacak olay yeri yönetimi becerisinin kazanılması, dijital delillerin geçerliliğinin bozulmaması için alınacak tedbirlerin öğrenilmesi de hayati önem taşıyor. Bu durum hem gerçekleşen siber saldırının sebebinin ve etkilerinin tespitinde hem de ileride aynı siber saldırıya maruz kalmamakla adına nelerin yapılması gerektiğinin ortaya çıkartılmasın-

da oldukça önemli. Bu konuda da SOME ekiplerinin siber olay müdahalesi ve adli bilişim konularında yeterli bilgiye sahip olmalarını amaçlayan eğitimler mevcut. Bilgi güvenliği/siber güvenlik sürecinin kavratılması ve oluşturulmuş bu sistemlerin yönetilmesi de oldukça önemli. Bu bağlamda SOME ekiplerinin kurum veya şirket bünyesinde kurulacak bir bilgi güvenliği yönetim sisteminin temel yapı taşlarını anlayabilecekleri ve kurulacak BGYS sürecini sorunsuz ve en doğru şekilde yönetmelerini sağlayacak bilgiye ulaşmasını amaçlayan ‘Bilgi güvenliği yönetim sistemi uygulama eğitimi’ başlığı altında düzenlenen eğitimler de var. Ayrıca bilişim sistemleri adli analizi, bilgisayar adli analizi-Derinlemesine Windows, ağ adli analizi eğitimi, zararlı yazılım analiz yöntemleri, DDos saldırıları ve korunma yolları, bilişim hukuku gibi eğitimler de SOME ekiplerinin aldığı önemli eğitimler arasında.



GÜVENLİK HİZMETİ

Avrupa Komisyonu’nun Avrupa Parlementosu ile iletişimi, Konsey, Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi ve Bölgeler Komitesi Bugünün güvenlik kaygılarının kökenini AB çevresinde ki istikrarsızlık ve değişen formları ile radikalleşme, şiddet ve terör oluşturmaktadır. Tehditler daha değişik olarak ortaya çıkmakta ve uluslararası olmanın yanı sıra sınır ötesi ve çapraz- sektörel bir boyut kazanmaktadır. Çeviri: Arzu YÜKSEL

70 n Güvenlik Yönetimi Haziran 2015


A

vrupa Birliği insanların özgürlük alanlarında iç sınırlar konmadan güvenli ve adil bir şekilde yaşamalarını sağlamayı amaçlamaktadır. Avrupalılar Avrupa içinde hareket ettiklerinde güvende olduklarını hissetmek ister, onların özgürlüğü ve güvenliği tam olarak korunmuş ayrıca hukuk ve temel haklar üstünlüğü de dâhil olmak üzere birliğin değerleri ile uyumlu olmalıdır. Son yıllarda yeni ve karmaşık tehditlerin meydana gelmesi sinerjinin ve her düzeyde ki işbirliği ihtiyacını ortaya koymaktadır. Bugünün güvenlik kaygılarının kökenini AB çevresinde ki istikrarsızlık ve değişen formları ile radikalleşme, şiddet ve terör oluşturmaktadır. Tehditler daha değişik olarak ortaya çıkmakta ve uluslararası olmanın yanı sıra sınır ötesi ve çapraz- sektörel bir boyut kazanmaktadır. Bu tehditler için Avrupa düzeyinde etkili ve koordineli bir yanıt gerekmektedir. Tüm AB kurumları yenilenen İç Güvenlik Stratejisinin gerektiğini gelecek 5 yıl için kabul etmiştir. Bir hedefe ulaşmak için Avrupa güvenlik gündeminde güvenliğin sağlanmasında üye devletleri desteklemek için katma değer sağlayacak ne gibi belirlemeler gerekir. Başkan Jean Claude Juncker kendi siyasi kurallarına bağlı olarak “sınır ötesi suçlar ve terörizmin ortak Avrupa sorumluluğu”2 yaptığı açıklamada, Üye devletlerin güvenlik sorumluluğunda bir ön çizgi var olsa da kendi başına tam başarılı olamayacağını belirtmiştir. Ulusal sorumluluklara ilişkin olarak; yasayı korumak ve ülke içi güvenliğin korunması amacıyla tüm ilgili AB ve ulusal katılımcıların sınır ötesi mücadelede tehditlere karşı birlikte daha iyi çalışması gerekir. Avrupa güvenlik gündemi bu nedenle ortak

bir gündem olmalı; birlik ve üye devletlerarasında paylaşılmalıdır. Sonuç, AB alanı içinde bireylerin temel haklara tam uyumlu olarak güvenliğinin korunması olmalıdır. Bu gündem daha iyi bilgi alışverişini sağlamakla birlikte operasyonel işbirliği ve karşılıklı güveni arttırarak AB politikaları ve araçlarının tam kapsamlı olmasına yardımcıdır. Güvenlik çalışmalarında iç ve dış boyutların birbirine bağlı olarak yürümesi gelişmekte olan tehditlere karşı terörizm, organize suç ve siber suç gibi gündemi oluşturan konulara öncelikli AB eylem planı açısından, güçlü bir sınır ötesi boyuta sahip olmak amacıyla Avrupa Birliği hareketi ile fark yaratabilir.

Birlikte çalışmak güvenlik için daha iyidir AB; iç güvenliğe sahip bir Avrupa’ya dayanak oluşturması amacıyla bir dizi yasa, uygulamaya yönelik ve destekleyici araçları hali hazırda devreye sokmuştu. İç Güvenlik Stratejisinde (20102014) belirtilen stratejik hedefler halen geçerli ve bunların takibine devam edilmesi gerekiyor. Lizbon Sözleşmesi; girişimlerin birleştirilmesi ve özgürlüğün ve güvenliğin, iç serbest dolaşımın ve sınır ötesi tehditlere yanıt olarak etkili bir Avrupa yanıtının verilmesini veya verilmesinin sağlanması açısından yasal çerçeveyi perçinleştirmek suretiyle hedeflere ulaşılması

yönünde AB’yi sağlam bir temele oturttu. Sözleşme; temel hakların korunmasını ve iç güvenliğe ilişkin birlik politikaları üzerinde demokratik kontrolü güçlendirdi ve cezai konularda polis ve yargı işbirliği konusunda Avrupa Parlamentosu’nu bir eşit kanun koyucu durumuna getirdi. 1 Aralık 2014 tarihinden bu yana, cezai konularda polis ve yargı işbirliği, normal AB yasal düzeni içinde yer almaktadır. Avrupa Adalet Mahkemesi’nin yargı kontrolü ve komisyonun sözleşmelerin gözeticisi olarak rolü şimdi tam anlamıyla uygulanmaktadır ve bireysel hakların savunulmasını ve yasal kesinliği ve güvenliği artıracaktır. Şimdi daha iyi ve birlikte daha yakın çalışmanın zamanı. Birliğin son yıllarda kullanıma soktuğu araçların başarısı, her şeyden önce, ilgili bütün aktörler, yani AB kurumları ve kuruluşları, üye devletler ve ulusal yetkili

Ulusal sorumluluklara ilişkin olarak; yasayı korumak ve ülke içi güvenliğin korunması amacıyla tüm ilgili AB ve ulusal katılımcıların sınır ötesi mücadelede tehditlere karşı birlikte daha iyi çalışması gerekir. Haziran 2015 Güvenlik Yönetimi n 71


GÜVENLİK HİZMETİ

1 Aralık 2014 tarihinden bu yana, cezai konularda polis ve yargı işbirliği, normal AB yasal düzeni içinde yer almaktadır. Avrupa Adalet Mahkemesi’nin yargı kontrolü ve komisyonun sözleşmelerin gözeticisi olarak rolü şimdi tam anlamıyla uygulanmaktadır. makamlar arasında sorumluluğun paylaşılmasına, karşılıklı güvene ve etkili işbirliğine bağlı. Bu amaç doğrultusunda, AB ve üye devletler için kapsamlı, sonuca yönelimli ve gerçekçe nitelikte bir paylaşımlı yaklaşımı öngörüyor. Mevcut AB önlemlerinin faydalarını en üst düzeye çıkarmak ve gerekli olması durumunda yeni ve tamamlayıcı adımlar atmak amacıyla, ilgili bütün aktörlerin beş ana ilkeye dayalı olarak birlikte çalışmaları gerekiyor. Bu ilkeler aşağıdaki başlıklar altında sıralanmıştır: Temel haklara tam uygunluk sağlanmalıdır: Güvenlik ve temel haklara saygı gösterilmesi birbiriyle çelişen amaçlar olmayıp, tutarlı ve tamamlayıcı politika hedefleridir. Birliğin yaklaşımı, hukukun üstünlüğü dâhil olmak üzere açık toplumlarımızın ortak demokratik değerlerine dayanmaktadır ve Temel Haklar Bildirgesi’nde belirtilen temel haklara saygı göstermeli ve bu hakları desteklemelidir. Bütün güvenlik önlemleri gereklilik, orantılılık ve hukuksallık ilkelerine uygun olmalı ve hesap verebilirliği ve hukuksal olarak mağduriyetin giderilmesini sağlamaya yönelik uygun koruyucu önlemlerin alınması gerekmektedir. Komisyon, her güvenlik önlemini bir yandan amaçlarını etkin şekilde yerine getirmesinin yanı sıra, temel haklara tamamen uygun olup

72 n Güvenlik Yönetimi Haziran 2015

olmadığını sıkı bir şekilde test edecektir. Serbest dolaşıma ve kişisel verilerin korunmasına ilişkin yeni herhangi bir inisiyatifin etkisi, orantılılık ilkesiyle ve temel haklarla tamamen aynı doğrultuda olmalıdır. Bu; bütün AB ve üye devlet aktörleri için paylaşılan bir sorumluluktur. AB Temel Haklar Ajansı ve Avrupa Veri Koruma Denetçisi gibi AB organları, AB kurumlarına ve diğer AB ajanslarına değerlerimizi savunmalarında ve desteklemelerinde yardımcı olunması bakımından önemli bir role sahiplerdir. Vatandaşlarımıza güven vermek için daha fazla saydamlığa, hesap verebilirliğe ve demokratik kontrole ihtiyacımız var: Avrupa Parlamentosu ortak yasa koyucu olarak rolünü tam olarak üstlenerek demokratik gözetimi sağlıyor. Ulusal parlamentoların özgürlük, güvenlik ve adalet alanlarındaki çok özel rolü, Komisyonun ulusal parlamentolarla siyasal diyaloğun yenilenmesine ilişkin daha geniş taahhüdünde yansımasını bulmaktadır. Komisyon, yılda iki defa, bu gündemin uygulamaya konulması konusunda Avrupa Parlamentosunu ve Konseyini bilgilendirecektir. Komisyon, ayrıca ana AB araçlarına ilişkin performans göstergelerini de geliştirecektir. Komisyon, saydamlığı ve katılımı daha da geliştirmek amacıyla 2015 yılında üye devletleri, Avrupa Parlamentosunu,

AB kurumlarını ve sivil toplum kuruluşlarının, akademik kurumların ve özel sektörün temsilcilerini bir araya getiren bir AB Güvenlik İstişare Forumu düzenleyecektir. Mevcut AB hukuki araçlarının daha iyi uygulanmasını ve uygulamaya konulmasını sağlamamız gerekmektedir: Komisyonun önceliklerinden bir tanesi, üye devletlerin karşılıklı güveni daha da geliştirmelerine, bilgi paylaşımına ilişkin mevcut araçlarından tam olarak yararlanmalarına ve ilgili resmi makamlar arasında sınır ötesi operasyonel işbirliğini geliştirmelerine yardımcı olmaktır. Akranların değerlendirilmesi ve Avrupa önlemlerinin etkili olarak izlenmesi de önemli rol oynayacaktır. Daha birleşmiş bir kurumlar arası ve sektörler arası yaklaşıma ihtiyacımız var: Farklı türlerdeki güvenlik noktaları arasındaki irtibatın arttığını dikkate alırsak, fiili politikanın ve eylemin, adalet ve iç işleri alanında ve ötesinde bütün ilgili AB kurumları arasında tam olarak koordine edilmesi zorunludur. Bu kurumlar, üye devletler ve AB için bir özel destek ve uzman yardım sağlarlar. Bunlar bilgi merkezleri olarak işlev görür, AB hukukunun uygulamaya konulmasına yardımcı olurlar ve ortak sınır ötesi eylemler gibi operasyonel işbirliğinin desteklenmesinde hayati bir rol oynarlar. Bu kurumlar arasındaki işbirliğini derinleştirmenin zamanı geldi. Komisyon kurumlar arasında daha yakın işbirliği, üye devletlerle koordinasyon, kapsamlı programlama ve kaynakların titizlikle planlanması ve hedefe yöneltilmesi suretiyle bu kurumların katılımının nasıl en üst düzeye çıkartılabileceği konusunun derinlemesine düşünülmesine ön ayak olacaktır. Geniş yelpazeye sahip AB politikalarında atılan çok özel adımlar ulaşım, finans,



GÜVENLİK HİZMETİ

gümrük, eğitim, deniz güvenlik politikası, bilişim teknolojileri, enerji ve kamu sağlığı alanları dâhil olmak üzere güvenlik hedeflerine katkıda bulunmaktadır. Dijital Tek Pazar ve Avrupa Komşuluk Politikasında atılan adımlar, Avrupa güvenlik gündemini tamamlayıcı olacak ve pekiştirecektir. Gündem, aynı zamanda doğrudan veya dolaylı olarak yüksek güvenlik düzeyinde katkıda bulunabilecek mevcut sektörel stratejileri de temel alacaktır. Bu gündem, göçmen kaçakçılığı, insan ticareti, sosyal dayanışma ve sınır yönetimi gibi güvenlikle doğrudan doğruya ilgili meseleleri ele alacak olan yakında çıkacak Avrupa Göç Gündemiyle birlikte değerlendirilmelidir. Güvenliğin bütün iç ve dış boyutlarını bir araya getirmemiz gerekmektedir: Güvenlik tehditleri, AB sınırlarıyla sınırlı değildir. AB iç güvenliği ve küresel güvenlik karşılıklı olarak birbirlerine bağımlı ve birbirleriyle ilintilidir. Bu nedenle, AB’nin müdahalesi kapsamlı olmalı ve Adalet ve İç İşleri ve Ortak güvenlik ve Savunma Politikası arasındaki bağlantıları daha da güçlendirmek için iç ve dış boyutları bir araya getiren tutarlı bir dizi eyleme dayanmalıdır. Başarısı büyük ölçüde uluslararası ortak-

74 n Güvenlik Yönetimi Haziran 2015

ların işbirliğine bağlıdır. Güvenlik meselelerinin temel nedenlerine eğilmek için üçüncü ülkelerle engelleyici girişimlerin gerçekleştirilmesi gerekmektedir. AB tarafından yürütülen güvenlikle ilgili mevcut politika diyaloglarının (ve bağlantılı AB finans araçlarının ve faaliyetlerinin) katma değerini genişletme yoluyla ve komşu ülkelerle, ana stratejik ortaklarla, ilgili uluslararası ve bölgesel kuruluşlarla en üst düzeye çıkarmamız gerekiyor. Diyalogların sınır ötesi organize suçlarla ve terörle, göçmen kaçakçılığıyla ve insan ticaretiyle mücadelede işbirliği gibi öncelikleri dâhil edecek şekilde genişletilmesi gerekmektedir. Bu yaklaşım, ana üçüncü ülkelerle özel müşterek eylem planları yaratacak ve AB finans araçlarının hedeflenen kullanımında yansımasını bulacaktır. Üçüncü ülkelerdeki AB Delegasyonları, güvenlikle ilgili diyaloglar için önemlidir ve bu nedenle uzman ve daha güçlü yerel koordinasyon gerektirir. Avrupa Komşuluk Politikası ülkelerinde ve diğer hedeflenen AB dışı ülkelerde güvenlik uzmanlarının sürekli konuşlandırılması da öncelik konusu olacaktır. AB dışı ülkelerde geçici olarak görevlendirilen üye devlet kolluk görevlilerinin uzmanlığından tam olarak nasıl yararlanılabileceğini irdelememiz ve ana üçüncü ülkelerde AB kurumlarının irtibat görevlilerinin ve adli memurlarının görevlendirilmesinin uygunluğu konusunu da değerlendirmemiz

gerekmektedir. Üçüncü ülkelerle (ABD, Japonya) karşılıklı adli yardım (MLA) anlaşmaları, uluslararası adli işbirliğine ilişkin ana araçlardır ve komisyon ana üçüncü ülkelerle başka ikili veya çok taraflı anlaşmalar geliştirmenin gerekli olup olmadığını değerlendirecektir. Son olarak, Avrupa Birliği BM, Avrupa Konseyi ve Interpol gibi uluslararası kuruluşlarla ilişkilerini daha da geliştirmeli ve en iyi uygulamaları teşvik etmek ve ortak amaçlara ulaşmak için Terörizmle Mücadele Küresel Forumu gibi çok taraflı forumlardan daha aktif şekilde yararlanmalıdır. Güvenliğin dış unsurları, Dış İşleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisinin/ Komisyon Başkan Yardımcısının başlattığı Stratejik Gözden Geçirme çerçevesinde ve ayrıca Avrupa Komşuluk Politikasıyla ilgili devam etmekte olan gözden geçirme çerçevesinde daha kapsamlı olarak geliştirilecektir. Kaynak: 1 Avrupa Konseyi Sonuçları EUCO 79/14 , 27.6.2014 tarihli; Avrupa Parlamentosu Çözünürlüğü sayı 2014/2918, 17.12.2014tarihli; Konsey Sonuçları 4.12.2014 tarihli yenilenmiş AB İç Güvenlik Stratejisinin geliştirilmesi. 2 Avrupa için yeni başlangıç. Gündemim İş, Büyüme, Adalet ve Demokratik Değişim. Bir sonraki Avrupa Komisyonu’nun Siyasi Kuralları, 15.7.2014. 3 25.2.2010 tarihli Konsey Sonuçları Avrupa Birliği içindeki Güvenlik Stratejisi: Avrupa Güvenlik Modeline doğru; COM(2014) 154, 11.3.2014 tarihli sonuçlar.

Güvenlik tehditleri, AB sınırlarıyla sınırlı değildir. AB iç güvenliği ve küresel güvenlik karşılıklı olarak birbirlerine bağımlı ve birbirleriyle ilintilidir.



GÜVENLİK HİZMETİ

Özel güvenlik teşkilatları ana sorunlarına bakış 5188 Kamu otoritesi elindeki bütün güvenlik yetkilerini tam olarak ÖGT ile paylaşmamıştır. Bu yasa bir ihtiyaçtan / zorunluluktan doğmuştur. O dönemdeki fiili durumu yasal zemine bağlamıştır. Ama yetki sorununu temelden çözmemiş, netleştirmemiştir. Mehmet Ali BAL / ŞARK Grup İcra Kurulu Başkanı ŞARK ÖZEL GÜVENLİK

E

n son Çağlayan Adliyesi’nde yaşadığımız ve savcımızın şehit olmasına sebep olan rehin alma ve takip eden rehine kurtarma operas-

76 n Güvenlik Yönetimi Haziran 2015

yonu sonrası dikkatlerimiz özel güvenlik teşkilatlarına yoğunlaştı. Hatta bu konuda basınımızda bazı yazılar ve değerlendirmeler de çıktı. Ancak, meselenin tüm gerçekliğiyle anlaşılması için biraz

daha kapsamlı ve ülkemizin gerçeklerini de göz ardı etmeyen bir bakışa ihtiyaç olduğu açıktır. Bu yazıda, ÖGT alanında kendimizi sınırlayarak bazı değerlendirmelerimizi kamuoyu ile paylaşmak


Mehmet Ali BAL

istiyoruz. Öncelikle belirtmek gerekir ki, ÖGT’nin gündeme gelmesinin sebebi; müessif olayda teröristlerin silahı adliyeye avukat cübbesi ile soktuklarına dair bilgilerin yer alması neticesinde ÖGT’nin görevini gereği gibi yapıp yapamadıkları yanında avukatların aranmasını da gündemimize taşıdı. Söz konusu olayda avukatların aranması konusu çok tartışıldığı, hatta bu konuda bazı manipülasyonlar ve kullanılmaya müsait uygulamalar da görüldüğü için önce bu meselenin hukuki çerçevesini vurgulamak gerekmektedir. Haber 7 Sitesi yazarlarından Prof. Dr. Ersan ŞEN bu konudaki hukuki çerçeveyi hiçbir ilaveye ve şüpheye yer vermeyecek kesinlikte tanımlamıştır. Avukatların aranması başlıklı yazısında Şen “5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 6. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendine değinmiştir. Avukatı, “Yargı görevini yapan”, yani “yargı mensubu” olarak tanımladığını belirttikten sonra 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 1. maddesinde avukatlığın mahiyeti; kamu hizmeti, serbest meslek ve yargının kurucu unsur-

larından olan bağımsız savunmayı özgürce temsil etmek olarak ifade edildiğini vurgulamıştır. Gerek CMK m.130’da ve gerekse “Özel kanun” niteliği taşıyan Avukatlık Kanunu m.58’de, avukatların bürolarının, konutlarının ve üzerleri ile eşyasının aranması konusunda genel arama hükümlerinden ayrı hükümlere yer verildiğine değinen ŞEN bu yöntemin, Anayasa m.13 ve 20/2’ye de uygunluğunu vurgulamıştır. Şu kadar ki, Avukatlık Kanunu 58. maddesinin 1. fıkrasının son cümlesi avukatın üzerinin ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı suçüstü hali durumunda aranabileceğini amirdir. Bu konuda uzun bir hukuki müzakere serdeden Sayın Şen avukatların üzerlerinin 58. Maddedeki ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı suçüstü durumu hariç hiçbir şekilde aranamayacağını, bu durumu Danıştay 8. Dairesi’nin de ortaya koyduğunu, Adli ve İdari Arama Yönetmeliklerinin yetki genişliği sağlamayacağını, başka tutulacak yolların anayasa ve yasaların ihlali sayılacağını kesin bir şekilde neticeye bağlamıştır. Tekrar Özel Güvenlik Teşkilatlarına bakacak olursak, sahada karşılaştığımız sorunlar hukuki, idari, saha uygulamalarıyla ilişkili sorunlar olmak üzere üç ana başlıkta toplanabilecektir.

Hukuki sorunlar 5188 Kamu Otoritesi elindeki bütün güvenlik yetkilerini tam olarak ÖGT ile paylaşmamıştır. Bu yasa bir ihtiyaçtan/ zorunluluktan doğmuştur. O dönemdeki fiili durumu yasal zemine bağlamıştır. Ama yetki sorununu temelden çözmemiş, netleştirmemiştir. Vakıa Genel Güvenlik Kurumlarına da güvenlik yetkileri verilirken gerektiği kadar ve hukuki çerçevede tam yetki verilmediği, bundan dolayı da bazı aksaklıkların net sorumlusunun tespit edilemediği açıktır. Aynı yaklaşımın özel güvenlik teşkilatlarının çalışma yetkiler hiyerarşisinde genel güvenlik kurumlarına yardımcı ama normal vatandaştan da ayrıldığı bir konumda olmalıdır. Konseptleri belirlenirken de etkisini gösterdiği değerlendirilebilir. Bu durum karşısında da ne güvenlik hizmetlerinin tam ve eksiksiz bir tanıma göre yerine getirilmesi mümkün olabilmektedir ne de herhangi bir müessif olayın gerçekleşmesi durumunda net bir şekilde sorumlunun gösterilebilmesi mümkün olabilmektedir. Sağlanması istenen güvenlik ihtiyacını karşılayacak yeterlilikte hukuki çerçeveye, o ölçüde mesleki yeterliliğe, bunları takiben de yeni bir algıya sahip olunması gerekmektedir. En basitinden isimlendirmenin yarattığı algı saha tabiriyle güvenlikçi olmamalıdır, örneğin

Avrupa ülkelerinin uygulamalarına baktığımızda ÖGT alanının yasal olarak daha net belirlendiğini, en azından kültür olarak güvenlik işine odaklı bir yaklaşımlar, tutumlar bütününün olduğunu görmekteyiz.

Haziran 2015 Güvenlik Yönetimi n 77


GÜVENLİK HİZMETİ

koruma memuru gibi daha ciddi bir isimlendirme ve algı kabul edilebilir. Avrupa ülkelerinin uygulamalarına baktığımızda ÖGT alanının yasal olarak daha net belirlendiğini; en azından kültür olarak güvenlik işine odaklı bir yaklaşımlar, tutumlar bütününün olduğunu görmekteyiz. Bu biraz da söz konusu ülkelerin bazı alanlarda yerleşmiş ön kabullere, herkesçe saygı duyulan genel düzenlemeler bütününe ve bir çarkın dişlileri gibi birbiriyle uyum içinde çalışan kurumlar manzumesine bağlı görünmektedir. Bu konuya bir de içeriye yönelik bir eleştiri ile de bakılmasında yarar vardır. Şöyle ki; günümüzde artık kentsel yaşamı düzenleyen her şey bir hukuki prosedür içermektedir. Bu sahanın düzenleyici, zaman zaman da kısıtlayıcı aktörlerinin hukuki çerçeve bilgisine haiz olmaları elzemdir. Bunu bütün ÖGT personelinin bilmesi zorunluluğu olmayabilir. Ancak, her Firma içinde yöneticinin sadece güvenlik yöneticisi değil, aynı zamanda hukuki prosedürlerinin uygulamasını da bilen bir profilden yardım alması beklenmelidir. Gerekirse toplumun yoğun olarak girip çıktığı büyük yapıların koruma hizmetlerini yürüten şirketlerin hukuk danışmanı bile kullanmalarında yarar olabilir.

İdari sorunlar (İşletme yönetimi kuralları açısından) ÖGT personelinin hukuki açıdan olduğu gibi modern işletme yönetimi açısından da tam ve kabul gören bir iş tanımı olmalıdır. ÖGT personelinin özlük haklarından eğitimine, iş akışının gerçekleştirilmesinden kusursuz sorululuk halinde tam sorumlu tutulmasına kadar her şey bu iş tanımına bağlıdır. Özellikle işletme yönetiminin geliştiği ülkelerde

78 n Güvenlik Yönetimi Haziran 2015

ÖGT personelinin hukuki açıdan olduğu gibi modern işletme yönetimi açısından da tam ve kabul gören bir iş tanımı olmalıdır. ÖGT personelinin özlük haklarından eğitimine, iş akışının gerçekleştirilmesinden tam sorumlu tutulmasına kadar her şey bu iş tanımına bağlıdır. modernleşmenin ilk basamağının iş tanımı iş akış analizi, temel ve diğer eğitimler (hizmet içi, görev başı vb.), bütçelendirme ve hesap sorma gibi sürecin bütün unsurlarıyla ilişkilidir. Ülkemizde benzeri olaylarda gösterilen doğal tepkilerden biri eğitim eksikliği vurgusudur. Ancak, eğitim saatleri bakımından, Osman Öztürk’ün verdiği rakamlara göre (Milliyet Gazetesi) ülkemiz çok geride değildir(Romanya 360 saat, İngiltere’de 20,5 saat temel eğitim zorunlu kılınmıştır. Türkiye’de ise bu 120 saat silahlı ve 90 saat silahsız temel eğitim şeklinde EGM denetiminde yapılmaktadır). Ana sorun, öncelikle ciddi ve efradını kapsayıcı / ağyarını dışlayıcı bir iş tanımının yapılamamış olmasıdır. Hukuki çerçevenin yetersizliği ve olanın da az bilinmesi daha doğrusu hukuk bilincinin yetersiz oluşu da bu sorunla ilişkilidir. Diğer yandan, temel eğitim içerik ve materyallerinin ciddi anlamda geliştirilememiş olduğu saptaması da yanlış olmayacaktır. Sektörde yürüttüğümüz eğitim ve konsept çalışmalarında sıklıkla bu ihtiyacın dile getirildiğini görmekteyiz. İş tanımının yapılmasını müteakiben, AB standartlarının güvenlik alanındaki Barselona Kriterlerinin özel güvenlik alanına da teşmil edilmesi, yani özellikle iş tanımı ve kriterlerinin tam tespiti, mesleğe uygun standart bir

temel eğitimin zorunlu kılınması gibi hususlarının önem taşıdığını düşünmekteyiz. Ülkemizde eğitim alanında mesafe alınmıştır; ancak henüz sahadaki ihtiyaçlar yani sahaya ait iş tanımını tam karşılayan modüler bir eğitim sistemi, bu sitemi besleyen düzeyli eğitim materyalleri, sürekliliğe matuf yeni geliştirici eğitimler alanında bir eksiklik olduğu gibi bunlarının bütünselliği konusunda da bir eksiklik dikkati çekmektedir. İş akışının gerçekleştirilmesi esnasındaki yönetim işlevi, denetim işlevi ile eğitim işlevinin de modern işletme yönetimi kapsamında tam değerlendirilemediği söylenebilir. Dolayısıyla günümüzde özel güvenlik faaliyetlerinin özüne ve muhtevasına ilişkin teknik çalışmaların yapılmasında yarar vardır. Genel anlamda özel güvenliğe genel zabıtanın salt yardımcı bir kuvveti gözüyle bakılması bir eksik perspektiftir. Zira, güvenlik kavramı önündeki özel kavramı sadece bütçelemesi özel şirketler tarafından yapılmasını değil, korunan değerin özel niteliklerine yönelik spesifik eğitim ve tutumu içermektedir.

Saha uygulamalarıyla ilişkili sorunlar ÖGT personelinin sahadaki mevcudiyetine, çalışmalarına, değerlendirilmesine, toplum tarafından algılanmasına ilişkin


sorunlardır. Öncelikle yukarıda ifade ettiğimiz hukuki çerçevenin net belirlenmesi; ÖGT’nin bir meslek olarak kabulü, sahadaki paydaşlarıyla saygınlık temelinde kurduğu iletişim, toplum ve hizmet alan kesimler tarafından tanınırlık ve saygın kabulü gibi hususlar şeklinde detaylandırılabilirler. İfade etmeliyim ki, güvenlik alanı soyut alandan çok somut alanda gelişen bir karakterdedir. Dolayısıyla saha üzerinde sadece basit uygulayıcıların değil, konsept ve yönetim işlevine sahip aktörlerin de bulunması zorunluluk arz etmektedir. Bu açıdan baktığımızda ülkemizde ÖGT şirketleri içinde kendi “Fikri Mülkiyet Hakları” bağlamında bilgi bankası ve eğitim altyapısı olan az sayıdadır. Hâlbuki sektörün gelişimi saha aktörlerinin performanslarıyla da ilişkili olacaktır. Bizzat aktörlerin kendilerini tanımlama biçimleri onların toplum ve işveren kurumlar tarafından tanımlanma ve ön kabul biçimlerini etkileyecektir. Sahadaki farklı değerleri koruma faaliyetleri esnasında da o alana ve değere özgü bazı güvenlik kriterleri, teknikleri ve uygulama usulleri ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla, ÖGT şirketlerinin basit uygulayıcılar yanında biza-

tihi sahada uygulama şekillerini güvenlik bilgisine dönüştürecek kapasitede personel istihdamında fayda görülmektedir. Bu belki her alanda ihtiyaç olmayabilir ancak korunacak özellikli kurumlar için mutlaka dikkate alınmalıdır. Bu noktaya uygulama esnasından baktığımızda ise görev başı eğitimlerinin önemine ulaşmış oluyoruz ki, bu da böylesi bir mesleğin mensupları için en etkili öğrenme metotlarından biridir. Yukarıda ifade ettiğimiz haliyle özel güvenlik kavramındaki özel kelimesi sadece kamu kurumları haricindeki kurumlar tarafından icra edilen faaliyetleri kapsamamaktadır. Bir de her işin kendi doğası gereği bilinmesi gereken teknik detaylar ve koşullar vardır ki, bu ihtiyaçların karşılanması için gerçekten özel yani spesifik bilgilere ve eğitimlere sahip olmak gerekmektedir. Bir nükleer santralin korunması sadece basit koruma tedbirleriyle yapılamaz. Bir hidroelektrik santralin koruması da özel bazı bilgileri gerekli kılacaktır. Diğer yandan toplumun yoğun olarak bulunduğu alanlardaki koruma kendi görevinin yanında basit iletişim tekniklerini, yoğun ortamlardaki özel suç tiplerini bilmeyi gerekli kılar. Bu örnekleri çoğaltabiliriz. İçeriği formüle edersek kısaca özel güvenlik koruduğu alanın veya değerin

bir parçasıdır. Aslında bu açıdan bakıldığında, özel güvenlik geleceğimizde daha fazla yer tutacak bir unsurdur. Her geçen gün özel korunma ihtiyacının doğacağı kurumlar, iş merkezleri, sanayi tesisleri, toplumsal mekânlar, eğitim kurumları, hassas endüstriyel sahalar, vb. ortaya çıkacaktır. En azından gelişme eğilimleri bunu göstermektedir. Bu yüzden ÖGT personelinin birçok yönden saygın bir konumda kabul edilmesini arzu ediyoruz. Bu yüzden ÖGT temellerini bugünden sağlam atmalıyız. Konunun hukuki ve modern işletme yönetimi açısından kalitesini vurgulama nedenimiz de bu noktada gizlidir. Dünyanın her yerinde ÖGT’nin her alanda görev yaptığı, yukarıda değinilen sorunları aşılmış olarak görev tanımı yapılmış olarak, hakkıyla görev yaptığı vakıadır. ÖGT’nin kamu ve özel alanlarda sadece binaya bekçilik yapan bir yapıda değil, gerektiğinde önleyici kolluk, gerektiğinde de adli kolluk olarak görev yapan bir yapıya kavuşturulması gerekir. Toplumda; devletin özel sektör aracılığıyla yürüttüğü diğer hizmetler gibi bu alanda da sadece ÖGT’nin kendi kadrolu görevlisi olmaması dışında hiçbir fark bulunmayan güvenlik güçleri gibi algılanmasının sağlanması, ÖGT’nin olaylara bakış ve müdahalesini doğrudan etkileyecektir.

Bir hidroelektrik santralin koruması özel bazı bilgileri gerekli kılacaktır. Diğer yandan toplumun yoğun olarak bulunduğu alanlardaki koruma kendi görevinin yanında basit iletişim tekniklerini, yoğun ortamlardaki özel suç tiplerini bilmeyi gerekli kılar. Haziran 2015 Güvenlik Yönetimi n 79


GÜVENLİK HİZMETİ

Özel güvenlik sektörü ve mesleki yeterlilik kurumu Ulusal meslek standartları bir mesleğin başarı ile icra edilebilmesi için kurum tarafından kabul edilen gerekli bilgi, beceri, tavır ve tutumların neler olduğunu gösteren asgari normlardır. Bülent AKSARAY / GÜSOD Genel Sekreteri

M

esleki Yeterlilik Kurumu (MYK), meslek standartlarını temel alarak; teknik ve meslekî alanlarda ulusal yeterliliklerin esaslarını belirlemek; denetim, ölçme ve değerlendirme, belgelendirme ve sertifikalandırmaya

80 n Güvenlik Yönetimi Haziran 2015

ilişkin faaliyetleri yürütmek üzere 21 Eylül 2006 tarihli ve 5544 sayılı Kanun ile kurulmuştur. Tüm sektörleri yakından ilgilendiren Mesleki Yeterlilikler Sistemi; meslek standartlarının oluşturulduğu, mesleki eğitim programlarının bu standartlara göre hazırlandığı, işgücünün mesleki

yeterliliğinin bağımsız kurumlarca yapılan ölçme ve değerlendirmeler sonucunda belgelendirildiği ve bu belgelerin ulusal ve uluslararası düzeyde geçerlilik kazandığı bir yapılandırmadır. Tabiplik, diş hekimliği, hemşirelik, ebelik, eczacılık, veterinerlik, mühendislik ve mimarlık meslekleri ile en az


edilen, gerekli bilgi, beceri, tavır ve tutumların neler olduğunu gösteren asgari normlardır. Yetkilendirilmiş kurum: Türk Akreditasyon Kurumu veya Avrupa Birliği ile çok taraflı tanıma anlaşması imzalamış akreditasyon kurumlarından akredite edilmiş personel belgelendirme kurum ve kuruluşlarını ifade eder.

Bülent AKSARAY

lisans düzeyinde öğrenimi gerektiren ve mesleğe giriş şartları kanunla düzenlenmiş olan meslekler bu kanun kapsamı dışındadır. 5544 sayılı kanunun uygulanmasında; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı sorumludur. Ulusal meslekî yeterlilik sistemi: Teknik ve meslekî eğitim standartlarının ve bu standartları temel alan yeterliliklerin geliştirilmesi, uygulanması ve bunlara ilişkin yetkilendirme, denetim, ölçme ve değerlendirme, belgelendirme ve sertifikalandırmaya ilişkin kural ve faaliyetleri kapsar. Ulusal yeterlilik çerçevesi: Avrupa yeterlilikler çerçevesi ile uyumlu olacak şekilde tasarlanan; ilk, orta ve yükseköğretim dâhil, meslekî, genel ve akademik eğitim ve öğretim programları ve diğer öğrenme yolları ile kazanılan tüm yeterlilik esaslarını ifade eder. Ulusal meslek standartları: Bir mesleğin başarı ile icra edilebilmesi için, kurum tarafından kabul

Eğitim ve öğretim kurumları: Genel orta ve yüksek eğitim-öğretim dâhil, tüm teknik ve meslekî okullar ile örgün ve yaygın eğitim kurumları ve bunların dışındaki, izinle muhtelif programlar sunan ve meslekî yeterlilikler kazandıran kurumların tümünü kapsar. Avrupa yeterlilikler çerçevesi: Ulusal yeterlilik sistemleri arasında kıyaslanabilirlik sağlayarak farklı ülke ve sistemlerde verilen yeterliliklerin anlaşılmasını kolaylaştıran, Avrupa Birliği tarafından kabul edilen referans çerçeveyi ifade eder. Yeterlilik: Bireyin sahip olduğu yetkili otorite tarafından tanınmış bilgi, beceri ve yetkinliği içerir. Meslekî Yeterlilik Belgesi: Meslekî Yeterlilik Kurumu tarafından onaylanmış, bireyin bilgi, beceri

ve yetkinliğini ifade eden belgeleri kapsar. Eğitim akreditasyon kurumu: Ulusal meslekî yeterlilikler alanındaki eğitim ve öğretim kurumlarını akredite etmek üzere Meslekî Yeterlilik Kurumu tarafından yetkilendirilen kurum ve kuruluşları, ifade etmektedir.

Mesleki Yeterlilik Kurumunun görev ve yetkileri Ulusal meslekî yeterlilik sistemi ile ilgili yıllık gelişme planlarını hazırlamak, geliştirmek, uygulamasını yapmak veya yaptırmak, denetlemek; bunlara ilişkin düzenlemeleri yapmak. Standartları belirlenecek meslekleri belirlemek ve bu standartları hazırlayacak kurum ve kuruluşları tespit etmek. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununa tâbi teknik ve meslekî eğitim veren yükseköğretim kurumlarında ulusal meslek standartlarına uygun eğitim ve öğretimin yapılabilmesi için Yükseköğretim Kurulu ile orta öğretim düzeyindeki meslekî ve teknik eğitim veren öğretim kurumlarında ulusal meslek standartlarına uygun eğitim ve öğretimin yapılabilmesi için Millî Eğitim Bakanlığı ile işbirliği yapmak. Ulusal meslek standartlarını temel alarak; teknik ve meslekî

Avrupa yeterlilikler çerçevesi; ulusal yeterlilik sistemleri arasında kıyaslanabilirlik sağlayarak farklı ülke ve sistemlerde verilen yeterliliklerin anlaşılmasını kolaylaştıran, Avrupa Birliği tarafından kabul edilen referans çerçeveyi ifade eder. Haziran 2015 Güvenlik Yönetimi n 81


GÜVENLİK HİZMETİ

alanlarda ulusal yeterliliklerin esaslarını belirlemek. Ulusal meslekî yeterlilikler alanındaki eğitim ve öğretim kurumlarını ve programlarını akredite edecek kurumları belirlemek. Sınav ve belgelendirme sistemi kapsamında; yeterliliği belgelendirecek yetkilendirilmiş kurumları belirlemek ve sınavlarda başarılı olanlara sertifika verilmesini sağlamak. Türkiye’de çalışmak isteyen yabancıların sahip oldukları meslekî yeterlilik sertifikalarının doğruluğunu belirlemek. Ulusal meslekî yeterlilik standartlarını dünyadaki ve teknolojideki gelişmelere uygun olarak geliştirmek, yeterlilik standartlarını yükseltmek ve uluslararası alanda tanınmalarını sağlamak. Meslekî alan ve sektörler arasındaki yatay ve dikey geçişler için gerekli yeterliliklerin belirlenmesini sağlamak. Diğer ülkelerdeki benzer kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapmak, hizmet satın almak, projeler geliştirmek ve uygulamak. Eğitim, araştırma, konferans, seminer ve yayın faaliyetlerinde bulunmak. Hayat boyu öğrenmeyi desteklemek ve teşvik etmek; faaliyet alanına giren sair her türlü çalışmayı yapmaktır. Ulusal Meslek Standardı: (UMS) bir mesleğin başarı ile icra edilebilmesi için Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından kabul edilen gerekli bilgi, beceri, tavır ve tutumların neler olduğunu gösteren asgari normdur. Mesleklerin belirlenmesi: Standardı hazırlanacak meslekler, iş piyasasının ve eğitim kurumlarının öncelikli ihtiyaçları ve sektör komitelerinin önerileri dikkate alınarak MYK yönetim kurulunca belirlenir.

82 n Güvenlik Yönetimi Haziran 2015

Özel güvenlik sektöründe sektörün çok farklı alanlarında istihdam edilen özel güvenlik görevlileri için meslek standartlarının ve yeterliliklerinin oluşturulup yazılı hale getirilmemiş olması sektörün önemli sorunlarından biridir. Meslek standardının şekli ve içeriği: Uluslararası örnekler incelenerek hazırlanan ve sektör komitesinden görüş alınarak MYK yönetim kurulunca onaylanan meslek standardı formatına uygun olmak zorundadır. Meslek standardı formatı uluslararası uygulamalardaki değişiklikler ile MYK uygulamalarından elde edilen veriler ve değerlendirmeler dikkate alınarak hazırlama usulüne göre güncellenir. Standardı belirlenecek mesleğe ilişkin yeterlilik düzeyleri, Avrupa Birliği tarafından benimsenen yeterlilik seviyelerine Avrupa Yeterlilik Çerçevesine(AYÇ) uygun olmak zorundadır.

Özel güvenlik sektöründe mesleki yeterlilik Bilindiği üzere özel güvenlik sektöründe istihdam için sadece özel güvenlik eğitimi almış olmak yeterli olarak kabul edilmektedir. Sektörde meslek standartları ve yeterlilikleri henüz tanımlanmamıştır. Özel Güvenlik sektöründe sektörün çok farklı alanlarında istihdam edilen özel güvenlik görevlileri için çalıştıkları alanlara ilişkin olarak meslek standartlarının ve yeterliliklerinin oluşturulup yazılı hale getirilmemiş olması sektörün önemli sorunlarından birisidir. Sektörde bu konuda bazı

ayrıcalıklı uygulamalar da görmekteyiz. Örneğin havalimanları güvenliğinde uygulanan uluslararası denetimler nedeniyle bu husus disiplin altına alınmıştır. Zira uluslararası otoritenin ciddi yaptırımları söz konusudur. Yani havalimanlarında; sektörün genelinden farklı uygulama/eğitim ve denetim sistemleri vardır. Özel güvenlik sektörünün farklı alanlarında istihdam edilen özel güvenlik görevlileri için alt alanların gerektirdiği mesleki standartların ve yeterliliklerin tanımlanması ve yazı hale getirilmesi sonrası özel güvenlik alt alan eğitimlerinin programlanarak müfredatlarının oluşturulması sektörün gelişim sürecine önemli katkılar sağlayacaktır. Özel güvenlik sektöründe bu konuda Mesleki Yeterlilik Kurumu ile ortak çalışma platformunun bir an önce tesis edilmesi beklentisi vardır.



YANGIN GÜVENLİĞİ

Finansbank Kristal Kule’ye entegre sistem uygulaması Finansbank kristal kulede kurulan UTC Edwards kontrol panelleri; acil anons sistemi amfi üniteleri, ses ve itfaiyeci telefonu kontrol merkezi ile birlikte yangın alarm sistemi hat kontrol kartlarını aynı anda kullanabilen entegre bir platformdur. EEC ENTEGRE BİNA KONTROL SİSTEMLERİ

İ

stanbul Levent’te bulunan kristal kulede EEC Entegre Bina Kontrol Sistemleri tarafından sunulan UTC Edwards üst düzey yangın alarm ve acil anons sistemi seçildi. 90.000m2 kullanım alanına sahip olan kristal kule, bu yıl itibariyle Finansbank’ın yeni yönetim üssü

84 n Güvenlik Yönetimi Haziran 2015

olacak. Finansbank Kristal Kule olarak anılmaya başlanacak olan 170 metre yüksekliğindeki ve 40 kattan oluşan ana kulenin şekli kristal formunda olduğu için bina bu ismi almıştır. İstanbul’un simge yapılarından biri olacak binanın inşaatı 2011 yılında başlamıştır. Binanın sahibi Finans-

bank, 2006 yılında Yunanistan’ın en büyük bankası National Bank of Greece (NBG) tarafından satın alınmış ve şu anda 13000’den fazla çalışanı ve 650’den fazla şubesi ile Türkiye finans sektörünün en büyük oyuncuları arasındaki yerini almıştır. Kristal kulede kurulan UTC Edwards kontrol


Edwards tekrarlama paneli ile sistem kontrol merkezinde bulunan UTC FireWorks grafik izleme ve kontrol yazılımı ve bilgisayarı bulunmaktadır. Ayrıca, sistem kontrol merkezinde 4 metre uzunluğunda ve üzerinde bina havalandırma sistemi kontrol yapısı görseli üzerine yerleştirilmiş 170’den fazla pako şalter bulunan bir UTC Edwards duman kontrol panosu bulunmaktadır. Binadaki tüm alanlar noktasal algılama dedektörleri ve acil anons hoparlörleri ile donatılmıştır.

Noktasal algılama dedektörleri

panelleri; acil anons sistemi amfi üniteleri, ses ve itfaiyeci telefonu kontrol merkezi ile birlikte yangın alarm sistemi hat kontrol kartlarını aynı anda kullanabilen entegre bir platformdur. Bu konumuyla yangın alarm ve acil anons sistem merkezlerini tek bir panel bütünlüğü içinde birleştirebilen eşsiz bir mimariye sahiptir. UTC Edwards acil anons sistem hoparlörleri ise, emsallerine göre çok düşük güçlerde yüksek ses seviyelerinin kolayca elde edilebildiği ve ikaz üniteleri ile bütünleşik opsiyonel yapıları ile de binadaki farklı bölümlerde standartlar ve yönetmelikler açısından uyulması gereken değişken gereksinimlerin tümünü rahatlıkla sağlayabilen ürünlerdir. Bina yapısında doğu kule, batı kule ve podyum olmak üzere 3 ayrı bölüm bulunmaktadır. Doğu kulede 40 kat, batı kulede 12 kat ve podyumun da dâhil olduğu bölümü de kapsayan 8 ortak bodrum katı binayı oluşturmaktadır. Sistemde 13 adet UTC Edwards yangın alarm ve acil anons sistemi paneli, 4 adet UTC

2700’den fazla noktasal algılama dedektörü ile 2400 civarında kontrol ve izleme modülünün bağlı bulunduğu 40 ayrı yangın hat kontrol kartı ihtiva eden UTC Edwards kontrol panelleri yangın alarm sistem merkezi altyapısını oluşturmaktadır. Bununla birlikte 150 civarında klima santrali ve egzoz ve basınçlandırma fan ünitesi ile 565 adet motorlu havalandırma damper ünitesi, duman kontrol senaryosu kapsamında UTC Edwards yangın ihbar sistemi tarafından kontrol edilmektedir. Binadaki havalandırma kanallarında bulunan kanal tipi algılama dedektörleri ile havalandırma sistemine atmosferden alınan taze hava kalitesi tespit edilerek duman kontrol fanlarının bina güvenliği açısından acil du-

rum senaryosuna uygun olarak kontrol edilmesi sağlanmıştır. Acil anons sistemi ise UTC Edwards kontrol panellerinin içinde modüler olarak yerleştirilmiş 80 adet amfi ünitesi ile bu amfiler ile beslenen 80 ayrı hoparlör hattı üzerinde yerleştirilmiş 2000’den fazla hoparlörden oluşmaktadır. Hoparlörler bulundukları alana bağlı olarak farklı tip ve güçlerde seçilmiştir. Ayrıca, bina mimari gereksinimleri doğrultusunda bazı hoparlörler üzerinde özel bazı şekilsel değişiklikler yapılmıştır. Binanın lobi kısmında seslendirme ihtiyacı yine UTC Edwards acil anons sisteminin müzik yayını ile sağlanmaktadır. Acil anons sistemi ile yangın alarm sisteminin aynı panel üzerinde entegre olması binadaki sistemlerin acil durumda koordinasyon halinde çalışması gereksinimi de en üst düzeyde karşılamıştır. Yangın alarm sistemi ile bina otomasyon sistemi entegrasyonu ise, UTC Edwards kontrol paneli Modbus protokol ara yüzü ile sağlanmıştır. 30 yılı aşkın bir süredir kaliteli bina ve tesisler için yeni teknolojilerin öncülüğünü yapan EEC, bilgi birikimi, deneyimi ve güçlü mühendislik ve teknik servis kadrolarıyla, üst düzey yangın, güvenlik ve bina otomasyon projelerinde özellikle tercih edilen bir firma olmaya devam etmektedir.

Acil anons sistemi ile yangın alarm sisteminin aynı panel üzerinde entegre olması binadaki sistemlerin acil durumda koordinasyon halinde çalışması gereksinimi en üst düzeyde karşılamıştır. Haziran 2015 Güvenlik Yönetimi n 85


YANGIN GÜVENLİĞİ

İtfaiye tulumbacılığa geri dönecek TÜYAK Onursal Başkanı Prof. Dr. Adurrahman KILIÇ, yangın kontrollerinin itfaiye tarafından yapılması uygulamasına son verilmesini eleştirdi. Prof. Dr. Abdurrahman KILIÇ/TÜYAK Onursal Başkanı

T

ÜYAK Onursal Başkanı Abdurrahman KILIÇ; İstanbul’da yangın projelerinin itfaiye tarafından incelenmesi ve iskân aşamasında uygunluk raporu vermesi uygulamasına son verilmesini eleştirerek, bundan sonra yangın projelerini her ilçenin kendisinin yapmasının, yeni yapılan binalarda çok ciddi yangın riski oluşturacağına dikkat çekti. Kılıç, “Önleme, kurtarma ve söndürme olmak üzere üç sacayağı üzerine kurulu olan itfaiyenin bundan sonra bir ayağı olmayacak. Daha doğrusu böyle

86 n Güvenlik Yönetimi Haziran 2015

bir kuruma artık itfaiye demek de doğru olmayacak. Belki tulumbacılığa dönüş demek daha doğru olur. İtfaiye sadece bina kullanılmaya başladıktan sonra denetim yapacakmış. Denetim yapsa da yetkisi olmadığından sadece göstermelik olacaktır. Davulu başka kişi taşıyacak tokmağı başka kişi vuracak. Sevinen inşaat müteahhidi, arada ezilen vatandaş olacak” dedi. TÜYAK (Türkiye Yangından Korunma Vakfı ve Derneği) Onursal Başkanı Prof. Dr. KILIÇ; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yayımladığı genelge doğrultusunda, İstanbul’da

da 1992 yılından beri devam eden yangın projelerinin itfaiye elemanlarınca kontrolü uygulamasına son verilmesini eleştirdi. KILIÇ; bundan böyle yangın projelerini her ilçenin kendisinin yapmasının yeni yapılan binalarda çok ciddi yangın risklerine sebep olabileceğini söyledi.

Zararı vatandaş çekecek Tüm dünyada yangınla ilgili proje, iskân, kontrol ve denetimlerin itfaiye tarafından yapıldığını söyleyen KILIÇ, Avrupa’da ve Amerika’da itfaiye bu konuda tam yetkiliyken ülkemizde bu yetkinin itfaiyeden


Prof. Dr. Abdurrahman KILIÇ

alındığını ifade etti. Genelgede onay için itfaiyeden görüş alınmasına gerek olmadığının belirtildiğine dikkat çeken KILIÇ; “Oysa, son yıllarda binalarda alınan yangın güvenlik önlemlerinin tamamı itfaiyenin desteği ve katkıları ile hayata geçirilmiş uygulamalardır. Gelişmiş ülkelerde itfaiye öncelikle önleme noktasında sorumluluk almaktadır. Proje ve iskan kontrollerinin ilçe belediyeler tarafından, işletme kontrollerinin ise itfaiye tarafından yapılması, yetki karmaşası ve kaos yaratacak, arada vatandaş kalacak ve zararını vatandaş çekecektir” dedi.

Davulu başka kişi taşıyacak, tokmağı başka kişi vuracak İtfaiyenin önleme, kurtarma ve söndürme olmak üzere üç sacayağı üzerine kurulu olduğunu hatırlatan KILIÇ; bu uygulama ile itfaiyenin bundan sonra bir ayağının olmayacağını ifade etti. KILIÇ, “Daha doğrusu böyle bir kuruma artık itfaiye demek de doğru olmayacak. Belki tulumbacılığa dönüş demek daha doğru olur. İtfaiye sadece bina kullanılmaya başlandıktan sonra denetim yapacakmış. Denetim yapsa da yetkisi olmadığından sadece göstermelik olacaktır. Da-

vulu başka kişi taşıyacak tokmağı başka kişi vuracak. Sevinen inşaat müteahhidi, arada ezilen vatandaş olacak. Avrupa’da projelerin itfaiye tarafından incelenmediği Türkiye’den başka bir ülke gösterilemez. Dünyada ender ülkelerden biriyiz, belki geri kalmış birkaç ülke vardır. Belki de tek ülkeyiz” diye konuştu. KILIÇ; “Yangın tehlikesini mümkün olduğunca aza indirmek ve yangına çabuk müdahale etmek için daha binaların tasarımı döneminde bir dizi tedbir düşünmek, inşaat döneminde uygulamak ve işletme döneminde işlerliğini sağlamak gerekir” şeklinde konuştu. KILIÇ; bunları sağlamak için de ülke genelinde yürürlükte olan, yol gösterici ve zorlayıcı yönetmeliklerin olması ve bunların uygulanması gerektiğine dikkat çekti.

Yangın riski her geçen gün artacak Ülke genelinde 2002 yılında yürürlüğe giren, “Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik”in günümüzde özellikle yüksek binalarda uygulandığını da hatırlatan KILIÇ, proje incelemesi ve iskân kontrolleri itfaiyelerden alındığı için bundan sonra yönetmeliklerde yer alan birçok hususun pratikte uygulanmayacağını belirtti. “İnşaat müheahhitleri ilçelerden projeleri istedikleri gibi çıkaracaklar deyim yerindeyse istedikleri gibi at oynatacaklar ve her geçen gün yangın riski artacaktır” diyen KILIÇ;

yerleşim merkezlerinde meydana gelen yangınların sayısı ve çıkış nedenlerini şu şekilde sıraladı: Şehrin nüfusu ve alt yapısı Halkın eğitim seviyesi Kişi başına tüketilen enerji miktarı ve enerji türü KILIÇ; sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin birçok yerleşim merkezinde, insan sayısı, bina sayısı, işyeri sayısı ve tüketilen enerji miktarı artarken yangın sayısı da artmaktadır. Artan yangın sayısı ile ölüm ve yaralanmaların yanı sıra büyük miktarda hasar da oluşmaktadır. Türkiye’de yılda ortalama 100 bin civarında yangın meydana gelmektedir. Bu yangınlarda yüzlerce vatandaş yanarak ölmekte ve çok fazla sayıda kişi yaralanmaktadır. Bunların yanında birçok tarihi eser kül olmakta, aileler evsiz kalmakta ve çalışanlar işinden olmaktadır. Endüstri tesislerinde oluşan yangınlarda; üretim aksamakta, büyük ekonomik kayıplar oluşmaktadır. Yangın sayısı artarken bürokrasiyi azaltmak düşüncesiyle proje kontrollerinin itfaiyeden alınması halkın güvenliğini risk altına almaktadır.”

Önleme, kurtarma ve söndürme olmak üzere üç sacayağı üzerine kurulu olan itfaiyenin bundan sonra bir ayağı olmayacak. Daha doğrusu böyle bir kuruma artık itfaiye demek de doğru olmayacak. Belki tulumbacılığa dönüş demek daha doğru olur. Haziran 2015 Güvenlik Yönetimi n 87


YANGIN GÜVENLİĞİ

Yangın kapılarında CE belgelendirme CE işaretleme faaliyetlerine AB Onaylanmış Kuruluş atamaları ile başlanacaktır. Geçiş sürecinin tamamlanması için iki yıllık bir zaman dilimi belirlenmiş olup bu konudaki son tarih Temmuz 2017’dir. Ülker VERENEL / İş Geliştirme Müdürü EFECTİS GROUP

Y

angına dayanıklı kapıların kullanım yerlerine bağlı olarak yangın dayanım gereksinimleri Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik (BYKHY) kapsamında tanım-

88 n Güvenlik Yönetimi Haziran 2015

lanmıştır, bununla birlikte yapı malzemelerindeki birçok ürün grubunda hâlihazırda zorunlu olan CE markalama zorunluluğu yangın kapıları için henüz uygulanmamaktaydı. Ekim 2014’de CEN Avrupa Standardizasyon Komis-

yonu tarafından yayımlanan EN 16034 “Yaya geçişine uygun kapı takımları, endüstriyel, ticari, garaj kapıları ve açılabilen pencereler” standardının yürürlüğe girmesi ile birlikte standarda adı geçen ürünler de CE markalama zorunlu-


luğuna tabi olacaktır. EN 16034 standardının ortak pazar içindeki tüm ülkelerde 30 Nisan 2015 tarihine kadar ve Avrupa Birliği resmi gazetesi olan OJEU’da da Temmuz 2015’de yayımlanacağı düşünülmektedir. Onaylanmış kuruluş atamaları ise Resmi Gazetede yayım sonrasında olacaktır. CE işaretleme faaliyetlerine AB Onaylanmış Kuruluş atamaları ile başlanacaktır. Geçiş sürecinin tamamlanması için iki yıllık bir zaman dilimi belirlenmiş olup bu konudaki son tarih Temmuz 2017’dir.

CE işaretleme süreci CE İşaretleme sürecinde testler, EN 16034 kapsamındaki tarif edilen ilk tip testlerine göre gerçekleştirilecektir. Daha önce EN 1634-1 veya EN 1634-3 standartları kapsamında akredite olarak gerçekleştirilmiş test raporları, Uygunluk Değerlendirme Kuruluşu’nun sorumluluğunda tarihsel veri kullanımı kapsamında geçerliliğini koruyacaktır. Onaylanmış kuruluş tarafından yapılacak olan İlk fabrika üretim kontrol denetimi ile fabrika üretim kontrol sisteminizin uygunluğunun denetimi gerçekleştirilir. Belgelendirmeyi takip eden yıllarda, fabrika üretim kontrolünün gözetim denetimleri yılda en az bir kere gerçekleştirilecektir.

Yangın kapılarında tasarım ve montajın önemi Yangına dayanıklı kapılarda tasarım ve montaj sırasında oluşan hatalar ya da bilgi eksiklikleri, ürünün yangın dayanım perfor-

mansı üzerinde doğrudan ve kritik bir etkiye sahiptir. Önemsiz görünen ya da gözden kaçan bir tasarım detayı, hedeflenen yangın dayanım süresine ulaşmayı engelleyebileceği gibi, iyi tasarlanmış bir ürün uygulanan montaj koşullarına bağlı olarak hedeflenenin çok altında yangın performansı gösterebilmektedir.

Eğitim ve yangın dayanım testine katılım fırsatı Üreticilerin yangın kapılarının tasarım, montaj ve CE belgelendirmesinde doğru bilgi ve tecrübeye ulaşması amacıyla Türkiye’nin ilk akredite yangın dayanım laboratuvarı olan Efectis Era Avrasya; 29 Nisan 2015 tarihinde Yangın Kapılarında Tasarım Unsurları ve Yasal Mevzuat, EN 16034 Yangın Kapılarında CE İşaretleme eğitimi düzenledi. Eğitimde; tasarımın belirleyici unsurları, doğru montaj koşulları, ulusal ve uluslararası mevzuat gereksinimlerinin ayrıntılarına yer verildi. Devamında kuruma ait akredite laboratuvarda canlı yangın dayanım testi gerçekleştirilerek test üzerinden bilgilendirme yapıldı.

Yangına dayanıklı kapılarda tasarım ve montaj sırasında oluşan hatalar ya da bilgi eksiklikleri, ürünün yangın dayanım performansı üzerinde doğrudan ve kritik bir etkiye sahiptir.

Haziran 2015 Güvenlik Yönetimi n 89




ABONE FORMU

ABONELİK BİLGİLERİ GÜVENLİK YÖNETİMİ DERGİSİNE 1 YILLIK ABONE OLMAK İSTİYORUM. ADI, SOYADI : FİRMA ADI : DOĞUM TARİHİ/YERİ: DERGİ TESLİM ADRESİ ADRES

:

POSTA KODU / SEMT / ŞEHİR DİĞER BİLGİLER: MESLEK

:

E-MAİL

:

TEL

:

FAX

:

GSM

:

FATURA ADRESİ: ADRES:

POSTA KODU / SEMT /ŞEHİR VERGİ NO / DAİRESİ Güvenlik Yönetimi Dergisi’nin 1 yıllık abonelik bedeli 75 TL. + KDV’dir. Abonelik bedelini İş Bankası - Perpa Şubesi - Hesap No: 1188 0542685 IBAN: TR76 0006 4000 0011 1880542685 yatırdıktan sonra dekontun fotokopisi ile birlikte bu formu doldurarak 0212 210 54 45’’ye fakslayıp yada yesim@guvenlik_yonetimi.com adresine mail atarak hemen abone olabilirsiniz.



R

E

K

L

A

M

I

N

D

E

17

2-3

96

53

41

19

45

1

83

55

6-7

23

63

65

75

21

93

47

15

91

61

13

A.K.

95

29

73

A.K.İ

4-5

69

25

Ö.K.İ

11

K

S




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.