Sayı 30

Page 1

ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ n AYDA BİR YAYINLANIR

ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ

ULAŞIM GÜVENLİĞİ VİP GÜVENLİĞİ VE YAKIN KORUMA EĞİTİMİ AVRUPA BAKIŞ AÇISIYLA YANGIN GÜVENLİĞİ İNTERNETTEKİ EN TEHLİKELİ KASABA: RAMNİCU VALCEA

ARALIK 2015 SAYI: 30 ÖZEL GÜVENLİK FEDERASYONU YAYINIDIR

ARALIK 2015 SAYI: 30


ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ n AYDA BİR YAYINLANIR

ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ

ULAŞIM GÜVENLİĞİ VİP GÜVENLİĞİ VE YAKIN KORUMA EĞİTİMİ AVRUPA BAKIŞ AÇISIYLA YANGIN GÜVENLİĞİ İNTERNETTEKİ EN TEHLİKELİ KASABA: RAMNİCU VALCEA

ARALIK 2015 SAYI: 30 ÖZEL GÜVENLİK FEDERASYONU YAYINIDIR

ARALIK 2015 SAYI: 30











içindekiler 26

64

38 10 BAŞKANDAN

12 EDİTÖR

14 GÜNCEL

KAPAK KONUSU

26

Türkiye'de okul servis güvenliği gerçeği

32

Akıllı sistemlerle şehir güvenliği kontrol altında

34

Traka akıllı anahtar ve değerli yönetim varlık çözümleri

36

Toplu taşımada ulaşım ve yolcu güvenliği

FOKUS

38

Önemli şahısların korunması güvenlik araştırması ve planlaması

44

Bir başka açıdan VIP koruma faaliyetleri

SEKTÖRDEN

46

“Konutlarda yangın emniyetine önem

verilmiyor”

50

“Güvenlik sektörü zor ve riskli bir sektör”

ELEKTRONİK GÜVENLİK

54

Kritik alt yapı ve sınır güvenliğinin önemi

58

Elektronik ürün takip sistemlerinde

“synergy” dönemi başlıyor!

60

Mövenpick Hotel İstanbul Golden Horn

Projesi

62

Nesnelerin interneti Esense

Sektör ile ilgili kısa haberler

24 KÖŞE / Hayata Bakış

“İnsan olmak”


Güvenlik Yönetimi ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ

ARALIK 2015

84

AYDA BİR YAYINLANIR

Özel Güvenlik Federasyonu adına imtiyaz sahibi O. Oryal ÜNVER Yürütme Kurulu O. Oryal ÜNVER İsmail UZELLİ Murat KÖSEREİSOĞLU Yusuf Vehbi DALDA Genel Yayın Yönetmeni Devrim BOZKURT devrim@guvenlik-yonetimi.com Yazı İşleri Müdürü Yeşim ÖZDEMİR yesim@guvenlik-yonetimi.com Danışma Kurulu Alp SAUL Arzu YÜKSEL Doç. Dr. Gazi UÇKUN Füsun KOCAMAN Gültekin FİŞEK Hakan ÖZALP İsmail UZELLİ Murat KÖSEREİSOĞLU Okyay ŞENTÜRK O. Oryal ÜNVER Osman Levent CELASUN Prof. Abdurrahman KILIÇ Taner ALBAYRAK Yusuf Vehbi DALDA

64

BİLGİ GÜVENLİĞİ

YANGIN GÜVENLİĞİ

64 68

İnternetteki en tehlikeli kasaba: Ramnicu Valcea Sevgili ararken hackera yakalanma!

86

Avrupa Bakış açısıyla yangın

güvenliği

90

Akıllı Sistem güvenliğiniz için

iş başında

BİNA OTOMASYONU

70 74

Otomasyon sistemleri enerji tasarrufu sağlıyor Kimlik kartı hedef noktasını belirliyor

GÜVENLİK HİZMETİ

76 80 84

AB kara para aklama direktifi özeti ve uygulamaları Sina Yarımadası’nda düşen/düşürülen Rus uçağının düşündürdükleri Paris’in Kentsel Güvenliği

92 Yıllık Kapak ve

Fokus konuları

93 ABONE FORMU

94 Reklam İndeksi

Grafik Tasarım ve Baskıya hazırlık Derya BOZKURT derya@guvenlik-yonetimi.com Yayın Türü Yerel Süreli Yayın Ayda bir yayınlanır. Yönetim Adresi Arkhe Tanıtım Hizmetleri Perpa Ticaret Merkezi B Blok Kat: 11 No:1963 Okmeydanı / Şişli / İstanbul Tel: (212) 210 54 45 Tel: (533) 413 78 08 Baskı VERİTAS BASIM MERKEZİ Tel: 444 1 303 Özel Güvenlik Sektörünün sesi Güvenlik Yönetimi Dergisi, sektörü bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Bu dergide yer alan her türlü haber, bilgi ve yorumlar; güvenilir olduğuna inanılan kaynaklar tarafından hazırlanmış araştırma raporları, değerlendirmeler, atıflar, çeviriler ve istatistikî verilerden derlenmiştir. Dergide yer alan tüm reklamların sorumluluğu firmalara, yazılardaki ve söyleşilerdeki görüşler sahibine aittir. Dergide yer alan yazılar izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden hiçbir şekilde kullanılamaz.

tanıtım hizmetleri

Perpa Ticaret Merk. B Blok Kat: 11 No: 1963 Okmeydanı / Şişli / İstanbul Tel: (212) 210 54 45 Faks: (212) 210 54 45 Gsm: (533) 413 78 08


BAŞKAN

a

EGM Özel Güvenlik Dairesi Başkanlığı’nın “Özel Güvenlik Bilgi Sistemi Otomasyon Projesi”

Değerli okurlarımız; Ankara’da ve Paris’te yaşanan insanlık dramı ve vahşi terör saldırıları toplumumuz da derin bir üzüntü ve nefret ile karşılanmıştır. Yıllardır ülkemizde yaşanan bu acıların benzerlerinin artık tüm dünyayı tehdit ettiği gerçeği apaçık ortadadır. Terörün dini, dili, ırkı yoktur. Paris’te hayatını yitirenlerin aileleri ve yakınları ile Fransız halkına taziyelerimizi sunarız. Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Güvenlik Dairesi Başkanlığı; “Özel Güvenlik Bilgi Sistemi Otomasyon Projesi ” kapsamında 11 Eylül-16 Eylül 2015 tarihlerinde Didim Polis Moral Eğitim Merkezi Müdürlüğü’nde Güvenlik Servisleri Organizasyon Birliği Derneği (GÜSOD) ile birlikteliği ile bir Çalıştay organizasyonu düzenlemiştir. Bu Çalıştay’ın amacı; özel güvenlik faaliyetlerine yönelik olarak, Özel Güvenlik Daire Başkanlığı’nın bilgi sistem otomasyonu projesini gerçekleştirmek üzere, yazılım alt yapı çalışması /analizi /ihtiyaçların tespiti olarak belirlenmiştir. Otomasyon projesinin proje modülleri Eğitim kurumları işlemleri, sınav işlemleri, kimlik ve sertifika işlemleri, özel güvenlik şirketleri işlemleri, geçici özel güvenlik izin işlemleri, para ve değerli eşya nakil işlemleri, alarm izleme merkezleri işlemleri, hizmet alan yer işlemleri / kişi koruma işlemleri, şirket ve ÖGG/ yönetici bilgi işlemleri, kullanıcı yetkilendirme işlemleri, denetleme işlemleri, raporlama/istatistik işlemleri ve yargıdaki işlemler olarak tespit edilmiştir. Otomasyon programının özel güvenlik sektörü için çok yönlü yarar sağlayacağı değerlendirilmektedir. Bu bağlamda; • Özel Güvenlik Dairesi Başkanlığı ve diğer paydaşlardaki iş yükleri azalacak • Doğru istatistiki bilgilere ulaşma kolaylaşacak; bu da karar süreçlerini olumlu yönde etkileyecektir.

Huzurlu ve güvenli yarınlar dileklerimle…

10 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

O. Oryal ÜNVER ÖGF (Özel Güvenlik Federasyonu) Yönetim Kurulu Başkanı

Ankara’da

ve Paris’te yaşanan insanlık dramı ve vahşi terör saldırıları toplumumuz da derin bir üzüntü ve nefret ile karşılanmıştır. Yıllardır ülkemizde yaşanan bu acıların benzerlerinin artık tüm dünyayı tehdit ettiği gerçeği apaçık ortadadır.



t

EDİTÖR

Ulaşım güvenliği…

Türkiye’de trafiğe çıkan araç sayısı her geçen gün artıyor. Meydana gelen artışla aynı oranda trafik kazalarında da artış gözleniyor. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün açıkladığı resmi rakamlara göre sadece 2014 yılında gerçekleşen kaza sayısı 1 milyonun üzerinde. Bu kazalarda yaklaşık 3500 kişi hayatını kaybetmiş; 285 bin kişi ise yaralanmış. Kazaların birçoğunun nedenine bakıldığında sürücü ihmallerinden kaynaklandığı gözlemleniyor. Bu ve benzer istatistikler, ulaşım güvenliğinin önemini ortaya koyuyor. Mobese sistemleri caydırıcı olsa da bir noktada yetersiz kalıyor. Bu noktada akıllı çözümler devreye giriyor. Akıllı çözümler ile şehirlere giriş ve çıkışlar; saat, plaka numarası ve şerit detayına varıncaya kadar kayıt altına alınarak araç bilgileri sürekli kontrol edilebiliyor, video içerikleri otomatik analiz edilerek pek çok şüpheli davranış tespit edilip, suça teşebbüsler engellenebiliyor. Bu sayıda kapak konumuzu Ulaşım Güvenliği oluşturuyor. Ulaşım Güvenliğine dair teknik makalelerimizde merak ettiğiniz soruların cevabını bulacağınızı düşünüyorum. Fokus konumuz ise VIP Güvenliği ve Yakın Koruma Eğitimi. Yeryüzündeki meslekler içinde risk oranı en yüksek olan güvenlik ve bu mesleğe dâhil olan yakın koruma görevleridir. Ufak bir ihmal istenmeyen sonuçlara neden olabilir. Bu neden yakın korumanın donanımlı olması gerekir. Her türlü silah ve güvenlik teknolojileri hakkında bilgili olmalı, tanıyabilmeli ve kullanabilmelidir. Fokus konumuzda yer alan makalelerimizi ilgiyle okuyacağınızı düşünüyorum. Sektörden sayfalarımızın bu sayıda yine iki konuğu var. EEC Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Yanık ve İstanbul Özel Güvenlik ve Eğitim Hizmetleri A.Ş Koordinatörü Yusuf Vehbi Dalda. Sektörde yaşanılan sorunlar ve çözüm önerilerinin yanı sıra birçok önemli konuya ilişkin değerlendirmelerin yer aldığı röportajları da aynı şekilde keyifle okuyacağınızı tahmin ediyorum. Elektronik güvenlik, güvenlik hizmeti, bina otomasyonu, bilgi güvenliği ve yangın güvenliği disiplin başlıklarımız da yine ilginizi çekecek teknik yazılar ve makalelerle dolu…

İyi bir yıl geçirmeniz dileğimle… Yeşim ÖZDEMİR

12 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

Yeşim ÖZDEMİR yesim@guvenlik-yonetimi.com

Akıllı çözümler ile

şehirlere giriş ve çıkışlar; saat, plaka numarası ve şerit detayına varıncaya kadar kayıt altına alınarak araç bilgileri sürekli kontrol edilebiliyor, video içerikleri otomatik analiz edilerek pek çok şüpheli davranış tespit edilip, suça teşebbüsler engellenebiliyor.



GÜNCEL

Spor taraftarlarının güvenliği nasıl sağlanır?

2013 yılında Boston Maratonu’nun da meydana gelen bombalama ile olayların gerisine bakmaya başlarsak; olaylar 1972 yılında Münih Yaz Olimpiyatları’na kadar uzanır. Sadece Amerika Birleşik Devletleri ve dünya çapında spor tesislerinin yönelik tehditler uzun bir çizgi oluşturmaktadır. Hedef stadyumlardır ve sadece ABD’de 2450’den fazla stadyum mevcuttur ve çoğu kritik altyapıları sebebi ile hedeftir. Gelişmekte olan tehditler ölümlere, yaralanmalara neden olabilir. Ulusal Futbol Ligi (NFL) özellikle kadın hayranlarına yönelik ne kadar sevilmeyen ve tartışmalı da olsa “açık çanta politikası” uygulamasına başlamıştır. Mayıs 2013 yılında kabul edilen bu karar ile taraftarların stadyuma girişlerinde, 12”x6”x12 ebatlarında şeffaf, plastik, vinil veya PVC çanta taşıma zorunluluğu

getirilmiştir. Bu kurallar Michigan Üniversitesi; Penn State Üniversitesi ve diğer bazı yerlerde daha önceden geçerli olmaya başlamıştır. İşte size örnek bir liste; Spor alanları güvenlik kontrol listesi • Tüm çalışanların ve satıcıların fotoğraflı kimlikleri, • Teslimat yapan ve imtiyazlı tedarikçiler de dahil olmak tüm personelin arka plan kontrolleri, • Acil tahliye planları, tehlikeli hava, terör, rehin olayları, bomba tehditleri, kimyasal maddeler, gıda kaynaklı hastalıklar, yangın, yapısal çöküş ve deprem bültenleri üzerinde olay öncesi personel eğitimi. • Her tür video ve acil durum talimatları için protokol güncellemesi ve sesli komut güncellemesi, • Kalabalık yönetimi ve taraftar

demografisi, taraftarın alkol ve duygu etkilerinin göz önünde bulundurulması, her 250 ziyaretçi gözetimi için canlı gözlemci canlı ve videolu denetim, • Gelişmiş kamera ile iç gözetim, dışarısı için “24-7 kapsama alanı için mekân gözetimi, • İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü’nün personelinin güçlendirilmesini taraftar yolu ile “bir şey gördüğünüzde iletişimde olun” sloganı ile yola çıkılarak teşvik edilmesi, • Hava akımı ve su kanalları da dâhil olmak üzere mekânın hizmet veren tüm sistemlerinin kontrolü ve sabitlenmesi, • Yabancı kimyasalların tespiti, • Maç öncesi mekânın kilitlenerek kontrolü; tüm bireylerin ve araçların varış esnasında aranması, • Tüm park ve giriş personelinin telsizler ile donatılmış olduğundan emin olunması, • Caydırıcı olması için yerinde gözle görülür üniformalı güvenlik ve kolluğun bulunması, • Kolluk kuvvetleri ile işbirliğinin sağlanması, • Mekanı izlemek için durumsal farkındalık amaçlı sosyal medya teknolojisinin kullanımının sağlanması. Kaynak: Physical Security, (Fiziksel Güvenlik) Security Management Dergisi

Güvenlik Yönetimi Web sitesi yenilendi Güvenlik Yönetimi Dergimizin internet sitesi yenilendi. Güvenlik sektörüyle ilgili güncel gelişmeleri takip edebileceğiniz internet sitemize www.guvenlik-yonetimi.com adresinden ulaşabilirsiniz. Web sitemizin yeni tasarımı istediğiniz içeriğe ulaşmanıza kolaylık sağlıyor. Dergimizde takip ettiğiniz elektronik güvenlik, güvenlik hizmeti, bilgi güvenliği ve yangın güvenliği, bina otomasyonu disiplin başlıklarımız

14 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

internet sitemizde de yer alıyor. Dergimizde keyifle okuduğunuz teknik yazıları artık online olarak takip edebileceksiniz. Sektörde etkili olan isimlerle yapılan röportajlarımızı takip edebilir; sektörle ilgili merak ettiğiniz tüm soruların cevabını sitemizi ziyaret ederek öğrenebilirsiniz. Güvenlik Yönetimi Dergimizi online olarak okuyabileceksiniz. Dergimizin düzenli olarak size ulaşmasını istiyorsanız site üzerinden abone olabilirsiniz.



GÜNCEL

ASIS Türkiye 2015 yılsonu toplantısı gerçekleşti ASIS International Türkiye Birimi’nin 2015 yılsonu toplantısı; İsmail UZELLİ’ nin ev sahipliğinde, üyeler ve davet edilen misafirlerden oluşan 40 kişinin iştiraki ile Sensormatıc Güvenlik Hizmetleri AŞ’de gerçekleştirildi. Toplantının açılış konuşmasını ASIS Türkiye Birim Başkanı Kürşad SAK yaptı; sonra kürsüye gelen ASIS Avrupa Bölge Başkanı Cengiz GÜMÜŞTUS; yıl içinde yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. GÜMÜŞTUS; OSACASİS arasında işbirliği yapılması için görüşmeler yapıldığını, iç suiistimal

raporları hazırlanması çalışmalarının devam ettiğini ve bir alt yapı olan RVP Başkanlığı’na Orhan TOPÇU’nun getirildiğini söyledi. Gündem gereği; Mehmet TEKÖZ “Güncel Bölgesel Güvenlik Bilgilendirmeleri” konusuyla ilgili olarak, Mali’deki otel baskını olayından hareketle hazırlanan güvenlik planı iyi uygulama örneklerini anlattı. Daha sonra kürsüye gelen Levent DEMİREZEN ise yaptığı konuşmada ülkede yaşanan son olaylardan bahsetti. ANQUAN Group’ tan Mr. Robert BROWNING, 9-11 Mayıs 2016 ta-

rihleri arasında İSTANBUL’ da ASIS Türkiye Birimi işbirliğiyle gerçekleştirilmesi planlanan Secure Cities İstanbul (Güvenli Şehirler: İstanbul) Konferansı hakkında toplantıya katılanları bilgilendirdi. Toplantının ilerleyen bölümlerinde; Birim Başkanı Kürşad SAK ve Genel Sekreter ASİS International ve Türkiye birimi ve yapılan faaliyetler hakkında özet bilgi arz ettiler. Yapılan seçimde Kürşad SAK, İsmail UZELLİ ve İzzet Murat FERT yönetimde görevine devam için yeniden seçildiler. Toplantı seçimlerin tamamlanması ile sona erdi.

Güvenli Okul Konferansı Edirne ve Keşan’da düzenlendi

CSG City Security Group; Bahçeşehir Üniversitesi ve Edirne İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliği ile düzenlenen Güvenli Okul Konferansı, Edirne Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonu’nda gerçekleşti. İl Milli Eğitim Müdürü Hüseyin ÖZCAN’nın konuşmasıyla başlayan konferans, Türkiye’de ilk defa Güvenli Okul Projesi uygulamasını hayata geçiren CSG City Security Group Yönetim Kurulu Başkanı ve Güvenli Okul Akademisi Başkanı Osman ÖZTÜRK’ün sunumu ile devam etti. ÖZTÜRK konuşmasında şu ifadelere yer verdi: Her 4

16 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

veliden 3’ü (%73)çocuğu okulda olduğu saatlerde güvenliğinden endişelenmektedir. Ülkemizde, eğitim çağındaki yaklaşık 18 milyon çocuğun güvenli bir okul ortamında eğitimlerini sürdürebilmelerine yönelik olarak hazırladığımız Güvenli Okul Projesi’nin önem ve değeri ortaya çıkmaktadır. Okullar ve çevresinde oluşabilecek güvenlik risk ve tehlikesinin önlenmesinde kolluk kuvvetleri ile koordineli çalışılmasının yanında; okul, öğrenci, aile ve toplum işbirliğinin sağlanmasının önemi tartışılmazdır.

Keşan’da Güvenli Okul Konferansı’na yoğun İlgi Keşan Bahçeşehir Kolejinde gerçekleşen Güvenli Okul Konferansı Keşan İlçe Milli Eğitim Müdürü İlker Eraslan’ın konuşmasıyla başladı. CSG Yönetim Kurulu Başkanı Osman ÖZTÜRK, Victor Hugo’nun “Bir Okulun Yapılması, Bir Hapishanenin Kapanması Demektir” sözü ile Güvenli Okulların önemini vurgulayarak sunumuna başladı. Güvenlik sorunlarının başlamasının ilk nedenlerden birinin öğrencilerin Okulu Asması ile başladığını belirten ÖZTÜRK; gençlerin okulu asmaktan alıkoymak için okulların ve paydaşların önlemler alması gerektiğinin altını çizdi. Yrd.Doç.Dr. Çağla GARİPOĞLU’nun sunumu ile son bulan Keşan Güvenli Okul Konferansı sonrası İlçe Milli Eğitim Müdürü Osman ÖZTÜRK ve Çağla GARİPOĞLU çiçek takdim edip teşekkür etti.



GÜNCEL

Duman alarmları gece yangınlarındaki ölüm oranını azaltıyor!

EEC Entegre Bina Kontrol Sistemleri Yönetim Kurulu Başkanı Haluk YANIK; 12-13 Kasım 2015 tarihlerinde Wow Convention Center’da düzenlenen IV. Yangın ve Güvenlik Sempozyumu ve Sergisi’nin açılış konferansında konutlarda yangın algılama ve uyarı sistemlerini işledi. Haluk YANIK; evlerimizdeki yangının nasıl ölümcül bir tehlike oluşturabileceğini; yangın esnasında ölüm riskini azaltmak için ne gibi önlemler alınabileceğini yapılan araştırmaların sonuçları ve örneklemeler ile katılımcılara aktardı. Yangından ölümün en fazla konutlarda görüldüğüne dikkat çeken Yanık şunları söyledi: “Konutlarda çıkan

yangınlarda ölümlerin %70’i gece yangınlarda olmaktadır; çünkü insanlar ve hayvanlar uyurken koku alamamaktadır. Üstelik birkaç soluma bile yangın esnasında ortaya çıkan boğucu ve zehirli gazların etkisiyle bilinç kaybına yol açmaktadır. Konutlarda bir yangının başlangıcından itibaren kaçış süresi ortalama 4 dakika gibi kısa bir süredir. Uykudan uyanabilenlerin panik ve görüş kaybı yaşaması da yangından kurtulmalarını zorlaştırmaktadır. Haluk YANIK; sunumunda Türkiye’de yüksek konut binalarında yangın algılama ve uyarı sistemlerinin tasarım ve uygulamasında yapılan yanlışlıkları ve çözüm önerilerini de dinleyicilerle paylaştı. Herhangi bir sesli uyarı olmadan uykudaki bir insanın dumanı fark edip yangından kurtulmasının mümkün olamadığını, bu açıdan duman alarmlarının hayat kurtarabileceğine dikkat çekti. Evin sadece bir ya da iki noktasına konumlandırılan duman alarmlarının ise, uykudaki kişiyi uyandırmak için yetersiz kaldığının altını çizdi. YANIK; çözüm olarak; duman alarm cihazlarının en fazla 2 dakikada alarm vermesi, biri alarm durumuna

geçtiğinde diğerlerinin de alarm vermesi, kablolu-kablosuz seçenekleri ile birbirlerine bağlanabilmeleri, test ve susturma özellikleri ve uluslararası standartlar olan UL217 ve EN 14604 sertifikalarına sahip olmalarıyla konutlardaki riski azaltabileceğini aktardı. EEC Entegre Bina Kontrol Sistemleri’nin sergi alanında yer alan standında, yangın algılama ve alarm sistemleri ile ilgili son yenilikler sergilendi. EEC’nin alanında uzman ekibi de ziyaretçilere Akıllı Adreslenebilir Yangın Dedektörleri, Network Yangın Kontrol Panelleri, Hava Çekmeli Hassas Duman Algılama Cihazları, Üç Boyutlu Lineer Duman Dedektörleri, Ex-Proof Sıcaklık, Alev ve Gaz Dedektörleri, Acil Durum Aydınlatma Armatürleri hakkında detaylı bilgiler verdi. İki yılda bir düzenlenen TÜYAK Yangın ve Güvenlik Sempozyumu ve Sergisi ulusal ve uluslararası kuruluşların destekleri, yurt içi ve yurt dışı üniversite ve firma temsilcilerinin katkıları ile gerçekleştiriliyor. En son 2013 yılında 1.500 kişinin üzerinde kişinin katılımıyla gerçekleştirilen etkinlik bu sene “Konaklama ve Sağlık Yapılarında Güvenlik” temasıyla düzenlendi.

GÜSOD üyeleri akşam yemeğinde buluştu GÜSOD 2015 yılı sosyal faaliyet programı kapsamında üyeleriyle birlikte olduğu yemekli sohbet toplantısını bu kez 12 Kasım 2015 günü Tüzel Üyesi ISS Proser Koruma ve Güvenlik Hizmetleri A.Ş. ve Sn. Cavit HABİB ev sahipliğinde TRİBECA Akatlar’ da gerçekleştirdi. Sektörün güzide şirketleri ve onların temsilcileri olan üyeler keyifli ve güzel bir akşam yemeğinde birlikte olmanın ayrıcalığı içinde memnuni-

18 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

yetlerini ifade ederken bu birlikteliklerin daha sık aralıklarla tekrarlanması temennisini paylaştılar. Güvenlik Servisleri Organizasyon Birliği Derneği Başkanı Murat KÖSEREİSOĞLU bu birliktelik esnasında yaptığı konuşmada Haziran 2015 ayından itibaren GÜSOD’un icra ettiği önemli faaliyetler konusunda üyeleri bilgilendirdi. Gecenin ilerleyen saatleri sonrasında, GÜSOD üyeleri bir sonraki yemekte yeniden bir araya gelmek üzere söz vererek ayrıldılar.



GÜNCEL

ICSC Avrupa Güvenlik Zirvesi Paris’te icra edildi

International Council of Shopping Centers (ICSC) organizasyonunda 30 Kasım-1 Aralık 2015 tarihlerinde Paris’te düzenlenen Avrupa Güvenlik Çalıştayı ’na Güvenlik Servisleri Organizasyon Birliği Derneği (GÜSOD) temsilcileri olarak PRONET Güvenlik ve Danışmanlık Hizmetleri AŞ’den Beri

KORONYO ve Melih NİYEGO katılmışlardır. Avrupa Birliği Ülkeleri için en önemli gündem maddesini oluşturan “terör saldırıları” konusunda icra edilen Çalıştay’da Alışveriş Merkezi Yatırımcıları Derneği’nin(AYD) talebi üzerine Melih NİYEGO Türkiye’de “AVM Güvenliği” konulu bir takdim gerçekleştirmiştir. Türkiye’deki güvenlik uygulamaları konusunda soru-cevap şeklinde icra edilen Çalıştay’a; Kuzey Amerika’dan katılan güvenlik uzmanlarının yanı sıra Avrupa AVM Sektörünün önde gelen yöneticileri de iştirak etmişlerdir.

Karel yeni ürünüyle iletişim anlayışını değiştiriyor Karel; ileri teknolojileri kullanarak geliştirdiği yeni iletişim platformu IPG’yi yaygın olarak satışa sundu. IPG gelişmiş iletişim özellikleri ve sunduğu avantajlar ile verimliliği artırırken; işletmelere rekabet avantajı ve maliyet tasarrufu sağlıyor. Farklı iletişim ihtiyaçlarını tek çatı altında toplayan çok fonksiyonlu IPG; işletmelerin iletişim anlayışını tümüyle değiştiriyor. IPG; farklı sektörlerde kullanılan yazılımlara kolayca entegre olarak operasyonel verimliliği artırıyor. En küçük işletmeden 64.000 çalışana kadar

20 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

her ölçekte işletmenin kullanabileceği, esnek bir yapıya sahip olan sistem, santral özellikleri yanında sunduğu tümleşik iletişim özellikleri ile pazarda bir adım öne çıkıyor. Değişen iletişim alışkanlıkları, kullanıcı profili, altyapı mimarileri, cihaz tercihleri ve iş uygulamaları entegrasyonuna uygun farklı iletişim ihtiyaçlarını tek çatı altında toplayan IPG İletişim Platformu, özel olarak tasarlanan arayüz sayesinde çalışanların iletişimlerini istedikleri gibi yönetmelerine imkân veriyor. Gelişmiş sektörel entegrasyon özelliği ile farklı sektörlerde sıkça kullanılan yazılımlara entegre olabilen IPG, bu özelliği sayesinde operasyonel verimliliği artırıyor.

OKİSAN & DAHUA Seminerleri yapıldı OKİSAN & DAHUA Seminerleri yapıldı Okisan; Türkiye’de tek yetkili distribütörlüğünü üstlendiği Dahua’yı daha yakından tanıtmak amacıyla İstanbul ve Ankara’da bayi seminerleri düzenledi. Seminerlerde öncelikle sektörün, dünya çapındaki 5 büyük üreticisinden birisi olan Dahua’nın mevcut seçkin yeri ve gelecek hedefleri konusunda Dahua yetkilileri tarafından ayrıntılı bilgi sunuldu. Daha sonra her ürün gurubu, sorumlu Dahua mühendisi/ yöneticisi tarafından tanıtıldı. Yeni Teknolojiler/ Yeni Çözümler alt başlığını taşıyan seminerlerde; hedef kitle olan proje uygulama firma yetkililerinin yoğun katılımı gözlendi. İlki 05 Aralık 2015’te İstanbul’da Grand Cevahir Hotel’de; ikincisi 12 Aralık 2015’te Ankara’da Hilton Hotel’de gerçekleştirilen seminerlerde Dahua’nın fark yaratan IP ve HDCVI CCTV çözümleri, Access kontrol sistemleri, Video Interphone ve Akıllı bina çözümleri, Mobil CCTV/ araç takip çözümleri ve akıllı ulaşım/ trafik yönetimi çözümleri anlatıldı. Her sunumun devamında, merak edilen ayrıntılarla ilgili sorular cevaplandırıldı. Kahve molaları ve öğlen yemeği arasında seminer konularının yanı sıra, sektörümüzün muhtelif sorunları ve çözüm yolları konusunda da görüş alışverişi yapıldı. Sektör sorunları açısından öne çıkan ana şikâyetin; gerek ihalelerde, gerekse son kullanıcı nezdinde eşdeğer gibi gözüken ancak aralarında büyük maliyet fiyatı ve kalite farkı bulunan ürünlerle yapılan haksız rekabet sorunu olduğu gözlendi. GESİDER ve Okisan’ın bu sorunun çözümüne yönelik ihtisas gümrüğü oluşturulması fikri doğru bir başlangıç olarak görülmüş; seminer katılımcıları tarafından onay görmüştür.



GÜNCEL

Teknomaks ve Bosch Seminerleri’nin 2. Ankara’da gerçekleşti

Bosch Güvenlik Sistemleri ve Teknomaks arasında 3 Haziran tarihinde imzalanan sözleşmeyle, Bosch Güvenlik Sistemleri’nin tüm ürün ve çözüm portföyünü ve entegrasyon platformlarını, Ankara’da faaliyet gösteren sistem entegratörlerine ulaştıran Teknomaks, bu seminerle Anadolu’daki ilk organizasyonunu da başarıyla hayata geçirmiş oldu. İlk seminerini, 2014 yılı Aralık ayında İstanbul Point Otel’de yapan Teknomaks, seminerlerinin ikincisine 17 Kasım 2015 tarihinde Ankara Holidayınn Kavaklıdere

Otel’ de yaparak devam etti. Toplantının açılış konuşmasını yapan Ateksis Şirketler Grubu Genel Koordinatörü Atila Özcan, satış öncesi ve sonrasını içeren destek hizmetlerini de kapsayan yeni yapısını detaylı olarak son kullanıcılarına yaptığı sunumla tanıttı. Bosch ve Teknomaks arasında yapılan ve dünyada bir ilk olan anlaşmanın sektöründe bir milat olarak kabul edildiğini ve bu süreçte şirket bünyesinde yapmış oldukları yatırım ve yeniliklerini, geliştirilen pazarlama stratejilerini ziyaretçileri ile paylaşmak üzere yola çıktıklarını anlattı. Bosch Güvenlik Sistemleri ürün yöneticileri Onur Sönmez, Dr. Hayri Yıldırım, Ozan Reşat Altındiş tarafından verilen eğitimlerle tüm gün süren seminerde ayrıca, Satış ve Rekabet Eğitimi Uzmanı Sadık Vural’ın eğlenceli sunumu eşliğinde katılımcılar satış teknikleri ve trendleri konusunda bilgilendirildi.

Güvenlik kameralarının yönetim, izleme, kayıt gibi işlemleri için kullanılan Duetron VMS yazılımı; seminerin en çok ilgi çeken standıydı. Yazılım Geliştirme Uzmanı Nihal Alıcı Duetron VMS Video Kayıt ve Yönetim Yazılımı’nın yeni versiyonu hakkında da katılımcıların sorularını yanıtladı. Ankara Holiday Inn’de yapılan öğle yemeği ardından devam eden seminer arada verilen cafee break molalarıyla tüm katılımcıların bir araya gelmesini; kişisel ve sektörel konularda bilgi ve görüş bildirimleri yapmalarını sağladı. Tüm gün süren ve yoğun bir katılımın olduğu seminerin son bölümünde katılımcılar eğitime katıldıklarına dair sertifikalarını alarak ayrıldılar. Başarılı bir organizasyonu daha arkasında bırakan Teknomaks adına konuşan Ateksis Şirketler Koordinatörü Atila Özcan bu tür seminerlerin pek çok ilde yapılmasının planlandığını ve diğer illerde de sektörün önde gelenleriyle buluşmaya devam edileceğini belirtti.

TÜYAK Yangın Sempozyumu gerçekleşti TÜYAK 2015 Yangın ve Güvenlik Sempozyumu ve Sergisi İstanbul’da 12-13 Kasım tarihlerinde Wow Conventıon Center Otel’de gerçekleştirildi. 1500 kişinin üzerinde ziyaretçiyi

22 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

ağırlayan sempozyumun ana teması Konaklama ve Sağlık Yapılarında yangın güvenliği oldu. Sempozyum Türkiye Yangından Korunma ve Eğitim Vakfı ve Yangından Korunma Derneği Onursal Başkanı ve TÜYAK 2015 Yangın ve Güvenlik Sempozyumu ve Sergisi Sempozyum Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman KILIÇ’ın açılış konuşmasıyla başladı. KILIÇ’ın ardında söz alan TÜYAK Yönetim Kurulu Başkanı Cemal KOZACI “Yangınların nedeni bellidir, kader değildir. Yangınlara karşı gereken önlemler alınmalıdır.” dedi. TÜYAK Yönetim Kurulu Üyesi A.Haluk YANIK’ın “Konutlarda Algılama ve Uyarı Sistemleri” başlıklı konferansı ile başlayan TÜYAK 2015’te 80 akademisyen, bilim adamı

ve yangın uzmanı 12 oturum, panel ve konferansta yangın güvenliğini tartıştı. Sempozyumla eş zamanlı olarak 13 Kasım 2015 günü, TÜYAK Yönetim Kurulu Üyesi Taner KABOĞLU tarafından düzenlenen “Depolama Tesislerinde Sprinkler Sistemi Tasarımı ve Uygulama Örnekleri” başlıklı kurs gerçekleştirildi. “Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelikteki Son Değişiklikler ve Karşılaşılan Problemler” in görüşüldüğü, Sempozyumun ikinci günü gerçekleşen forumda TÜYAK Onursal Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman KILIÇ, katılımcılarla birlikte yönetmelik uygulamaların da yaşanılan sorunları ve yapılması gerekenleri tartıştı. 2 gün süren sempozyum kapanış yemeğinin ardından sona erdi.



HAYATA BAKIŞ

i

“İnsan olmak” İnsan dünyanın en değerli varlığıdır. İnsanın içyapısı ise tüm varlıkların en mükemmel şeklidir. Günümüzde teknoloji ve bilim oldukça iyi seviyededir. Ancak hayatın sırlarını açıklayabilecek durumdan henüz çok uzaktadır. Bu durum ancak ve ancak Cenabı Hakkın lütfudur. Bu sebeple bu gücün dışında bu tür yaratıcılığı; başka yerlerde aramak ve bulmak mümkün değildir. Öte yandan insanlar dünyada genellikle bir arada yaşamayı tercih etmektedir. Toplulukların en küçüğünü ve çekirdeğini ise aileler oluşturmaktadır. Kaldı ki aileler insanın en sıcak ve en samimi yuvalarını temsil etmektedir. Çocuklar ailenin en küçük fertleridir. Ailelerin büyüklük şekilleri özellikle çocuklar için önemlidir. Çocuklar kalabalık aileleri daha çok benimserler çünkü o kalabalık ailelerde kendilerini koruyacak ve sahiplenecek daha çok insan vardır. Kaldı ki çocuklar için aileler birlikte paylaşılan sıcak bir yuvayı oluşturmaktadır. Öte yandan bu ailelerin içinde çocuklar da sevgi ve güven içinde gelişmekte ve büyümektedir. Bunun yanında çocuklar ilk bilgilerini aileden almaktadır. Kaldı ki yaşamlarındaki ilk tecrübeleri de aile içinde başlamaktadır. Ailede anne ve babalar kendi çocuklarına aynı zamanda ilk eğitimini de vermektedir. Çocuklar; yani ülkenin geleceğini oluşturacak insanlar ailelerinden aldıkları bu ilk manevi eğitimi ve bilgileri genellikle benliklerinin ve duygu dünyalarının derinliklerinde hayatlarının sonuna kadar korumaktadır. Öte yandan her insanın bir oluşum ve kimlik özelliği vardır. Ancak insanların iç ve dış karakterleri ve davranışlarının büyük kesimi; erken yaşta ailelerinden aldıkları terbiye ve eğitimle meydana gelmektedir. Bunun dışında insanların yapısında ve davranışlarında tabi ki ailelerinden gelen genlerin de önemli rolü olmaktadır. Ancak insanların tüm davranışlarını ve özelliklerini sadece genlere yüklemek büyük haksızlık olur. Çünkü insan formasyonlarında genlerin dışında çok daha büyük etkenler de oluşmakta ve onlar insanları kendi etkileri altına almaktadır. Böylece aynı insanlar değişik çevrelerde çok değişik özelliklerle karşımıza çıkmaktadır. Ancak tüm bunların yanında çocuklarımıza erken yaşlarda, özellikle “1 ile 6” yaşlarına kadar verilen eğitim ve öğrenimler hem çocukların zekâlarını geliştirmekte hem de ilk bilgi ve davranışlarının temelini atmaktadır. Hatta bu bilgiler onların belleklerine kalıcı olarak yerleşmektedir. Bunun yanında bu eğitim ve bilgiler gelecekteki hayatlarını büyük çapta etkilemektedir. Çünkü onlar kişilerin temel bilgileridir; kaldı ki bu bilgiler kalıcı ve yerleşik durumdadır. Bu bilgiler en temel ve en güçlü bilgilerdir. Onlar kişilerin kimliklerini etkilemekte ve onlara bir nevi kişilik rengini ve özelliğini de vermektedir. Bunun yanında ailede çocukların; anne ve babalarından, diğer aile fertlerinden gördükleri davranışlar onlar için büyük çapta örnek teşkil etmekte ve çocukların formasyonlarında birinci derecede rol almaktadır. Bu devre çocuklar için çok önemlidir. Çünkü çocuklar büyük çapta onların etkisi altında kalmaktadır. İyi örnek olabilme dileği ile…

24 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

Oğuz GÜLAY

Ailelerin büyüklük şekilleri özellikle çocuklar için önemlidir. Çocuklar kalabalık aileleri daha çok benimserler çünkü o kalabalık ailelerde kendilerini koruyacak ve sahiplenecek daha çok insan vardır.



KAPAK KONUSU

Türkiye’de okul servis güvenliği gerçeği Öğrencilerin evden okula gitmek üzere bir araçla ya da yaya olarak hareket etmeleri ile başlayan ve okulda geçirdikleri eğitim faaliyeti sonrasında evlerine dönmeleri ile tamamlanan okul süreci birçok tehlike ve riski de içerir. Osman ÖZTÜRK / Yönetim Kurulu Başkanı-CEO CSG CİTY SECURİTY GROUP

O

kullarda güvenli bir okul ortamının oluşması için gerekli olan temel koşullardan birisi okul ile ilgili tüm paydaşların yani yönetici, öğretmen, aile, çalışanlar ve özel güvenlik görevlilerinin

26 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

işbirliğinin sağlanmasıdır. Okul paydaşlarının kendilerini özgür ve güvende hissettiği bir okul ortamının yaratılması; eğitimin etkili olarak yapılabilmesi için şarttır. Öğrencilerin evden okula gitmek üzere bir araçla ya da yaya olarak hareket etmeleri ile başlayan

ve okulda geçirdikleri eğitim faaliyeti sonrasında evlerine dönmeleri ile tamamlanan okul süreci birçok tehlike ve riski de içerir. Öğrencilerin okula servis aracı ile gitmeleri büyük şehirlerde gözlenen bir olgudur. Okula servis aracı ile


Osman ÖZTÜRK

gidilmesi öğrencilerin okula ulaşımında en güvenli yöntem olarak kabul edilmektedir. Bu durumu destekleyen istatistikler bulunmaktadır. Ülkemiz karayolu ağında 2014 yılında toplam 1 milyon 199 bin 10 adet trafik kazası yaşandı. Bu kazaların 1 milyon 30 bin 498 adedi maddi hasarlı 168 bin 512 adedi ise ölümlü ve yaralanmalı trafik kazasıdır. Yıl içerisinde meydana gelen ölümlü yaralanmalı trafik kazalarının %75,1’i yerleşim yeri içinde %24,9’u ise yerleşim yeri dışında meydana geldi.

Trafik kazalarında 3 bin 524 kişi hayatını kaybetti Ölümlerin %35,3’ü, yaralanmaların %67,2’si yerleşim yeri içinde gerçekleşirken ölümlerin %64,7’si yaralanmaların ise %32,8’i yerleşim yeri dışında oldu. İstatistiklere bakıldığında trafik kazalarının sonuçlarının ekonomik açıdan meydana getirdiği zararların yanı sıra sosyal açıdan da topluma büyük zararlar verdiği bilinmektedir. Bu kadar çok kazanın meydana geldiği ve bir Kırşehir nüfusu kadar

insanın yaralandığı ve hayatını kaybettiği kazalar öğrencilerin yaşam güvenliği için de büyük risk anlamına geliyor. Okul yolu güvenliği aileleri endişelendiriyor. Bahçeşehir Üniversitesi ile CSG-City Security Group’un 2013 yılında birlikte gerçekleştirdiği “Güvenli Okul” araştırması öğrenci velilerinin %64’ünün çocuklarının okula gidiş-gelişleri sırasında yol güvenliğinden endişe duyduklarını ve yine velilerin %49’unun da çocuklarının servis güvenliğinden ciddi ölçüde endişe içinde olduklarını ortaya koymuştur. Türkiye’de Taşıma ve Taşıma Araçları ile İlgili Sorunlara İlişkin Yönetici, Öğretmen, Öğrenci ve Araç Sürücülerinin Algıları Araştırması’nın ortaya çıkardığı bazı çarpıcı sonuçlar ise şöyledir; Şoförlerin davranışları öğrencileri olumsuz yönde etkiliyor, Öğrencilerin bireysel şikâyetlerine rağmen servislerde yaşanan güçlükler için somut adımlar atılmıyor, Veliler araçlarda rehber görevlisinin bulunmasını istiyor, Sürücü davranışları hareketleri ve kişiliği öğrencide kalıcı izler oluşturuyor. Servis şoförlerinin eğitimsiz ve öğrencilerin servis şoförlerinden şikâyetçi oldukları, Taşımalı ilköğretim uygulaması kapsamında, taşıma işinde kullanılan servis araçları araştırmaya katılan yönetici ve öğretmenlerin çoğu tarafından ‟orta” seviyede güvenilir bulunuyor. Diğer yandan, servis sürücülerinin karıştıkları kazalar, servis araçlarının denetim eksiklikleri ve bu konuda sürücülerin hiçbir eğitim ve sertifika programına katılmamış olmalarının da tehlike ve riskleri daha da artırdığı araş-

Servis sürücülerinin karıştıkları kazalar, servis araçlarının denetim eksiklikleri ve bu konuda sürücülerin hiçbir eğitim ve sertifika programına katılmamış olmalarının da tehlike ve riskleri daha da artırdığı araştırma sonuçları arasında önemli bir yer tutuyor. tırma sonuçları arasında önemli bir yer tutuyor.

Servis taşıt sürücülerinin eğitimi Servis taşıt sürücülerinin araştırmada ortaya çıkan eksiklik ve yanlışlıklarının tanımlanıp, düzeltilmesi yani bu konuda ev ödevlerini yapmaları ve güvenli bir servis ortamının sağlanması için BAU ve CSG “Güvenli Servis” eğitimi sertifika programı hazırlayarak uygulamaya koydu. Servis güvenliği sorununun genel okul güvenliği kapsamında ele alınarak, teorik ve uygulamalı olarak tasarlanan sertifika programında, trafik psikolojisi, ilk yardım, kriz ve risk yönetimi, davranış ve çocuk psikolojisi gibi dersler yer alıyor. Program; sürücülerin

Aralık 2015 Güvenlik Yönetimi n 27


KAPAK KONUSU

Okul öncesi öğrencilerinin servis araçlarında güvenli bir şekilde okullarına ulaşımlarını sağlayabilmeleri için mevzuata uygun hareket edilmesi ve daha duyarlı olunması gerekmektedir.

güvenli araç kullanmalarını, araç içinde güvenli bir ortamın nasıl sağlanacağını, sürücülerin yolcu, veliler ve okul görevlileri ile nasıl daha bilinçli iletişim kuracaklarını ve acil ve kriz durumlarında nasıl davranacaklarına ilişkin bilgi ve beceri kazandırmayı amaçlıyor. Bu program; daha güvenli bir trafik ve servis ortamında çocukların ve bireylerin ulaşımlarının sağlanması yanında, sağlıklı ve güvenli bir yaşamın da oluşmasına katkı sağlayacaktır. Okul servis sürücüleri ve taşımacıları mevzuata uygun hareket ederek yasal yükümlülüklerini yerine getirmelidir.

Okul Servis Araçları Yönetmeliği 28.08.2007/26627 tarih ve ek 11.10.2008/27021 ile ek 17.09.2009/27352 sayılı “Okul Servis Araçları Hizmet Yönetme-

28 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

liği” ile zorunlu eğitim kapsamındaki okul öncesi ve diğer öğrenci taşıma hizmetlerini düzenli ve güvenli hale getirmek; taşıma yapacak gerçek ve tüzel kişilerin yeterlilik ve çalışma şartları belirlenmiştir. Bu yönetmelik ile okul öncesi eğitim, ilköğretim ve ortaöğretim öğrencileri ile rehber personelin taşımalarında kullanılan ve yeterli şartları taşıyan ticari tescilli yolcu taşımaya ait araçları kapsamaktadır. Zorunlu öğrenim çağına gelmemiş 4-5 yaş grubu çocuklarının eğitimi amacıyla açılan kurumlara giden okul öncesi öğrencileri okul yolunda ve servis araçlarında birçok risk ve tehlikeyle karşılaşmaktadır. Okul öncesi öğrencilerinin servis araçlarında güvenli bir şekilde okullarına ulaşımlarını sağlayabilmeleri için mevzuata uygun hareket edilmesi ve daha duyarlı olunması gerekmektedir. Okul taşıtlarında



KAPAK KONUSU

aranan şartlara uyulması ve taşımacıların yükümlülüklerini yerine getirmesi için eğitim ve denetimler etkinlikle yapılmalıdır. Okul servis araçlarında araçların imal, tadilat ve montajı hakkındaki yönetmelik ile Karayolları Trafik Yönetmeliğinde belirtilen standart, nitelik ve sayıda araç, gereç ve malzemeler her an kullanılabilir durumda bulundurulmalıdır. Okul servis taşıtları temiz, bakımlı ve güvenli durumda bulunmalı ve periyodik muayeneleri yaptırılmış olmalıdır. Olası yangın ve tahliye durumunda okul servis araçlarının kapıları şoför tarafından açılıp kapatılabilecek şekilde otomatik (Havalı, Hidrolikli vb.) olabileceği gibi; şoförler tarafından elle kumanda edilebilecek şekilde (Mekanik) dizayn edilmiş olmalıdır. Gerektiğinde okul veya öğrenci velileriyle iletişim kurmak için telsiz veya mobil telefon bulundurulmalıdır. Taşıtlarda görüntü ve müzik sistemleri taşıma hizmeti sırasında kullanılmamalıdır. Öğrencilerin oturarak rahat bir yolculuk yapmalarını sağlayacak önlemler alınmalı ve servis hizmeti sırasında başka yolcu alınmamalıdır.

Sürücü ve rehberler Rehberler 20 yaşını doldurmuş, en az ilköğretim mezunu ve yetkili olduğu hizmetin niteliklerine uygun olmalıdır. Sürücüler yeterli belgeye- Yurtiçi Yolcu Taşımacılığı Sürücü Mesleki Yeterlilik Belgesi’ne- sahip olmalı, son beş yıl içinde bilinçli taksirli olarak ölümlü trafik kazalarına karışmamış olmalı, alkollü olarak araç kullanma ve hız kurallarını ihlal nedeniyle sürücü belgeleri birden fazla geri alınmamış olmalıdır. Araçların sigortalarının yapılmış

30 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

olması zorunludur. Denetimleri ilgili bakanlıkların yanı sıra valilikler, kolluk kuvvetleri ve yetkili kıldığı diğer kamu kurum ve kuruluşlarının personeli aracılığı ile yapılmalıdır. Servis araçlarının izleyecekleri güzergâh için belediyelerden izin alınmalıdır.

Servis güvenliği ve güvenli servis ortamı için öneriler Servis Sürücüleri; Deneyimli, görev ve sorumluluk bilinci yüksek, Güvenli servis sürüş eğitimi almış, Mesleki gelişimlerine önem veren, katkı sağlayan, Öğrenci ve velilerle iletişimi güçlü, Acil Durum ve İlk yardım eğitimi almış, Trafik kurallarına saygılı ve uyan kişiler olmalıdır. Taşımacılar; Değer standartları oluşturmalıdır. Müşterilerin iş verimliliğini önemseyerek müşteriye katma değer sağlamalıdır. Güvenli, kaliteli, sürekliliği ve koordinasyonu olan bir standart oluşturulmalıdır. Okul yönetimi, veliler ile servisler ve öğrencilerin taşınma süreçleriyle ilgili iletişim ve işbirliği yapmalıdır. Servis rehberi; Sorumluluk bilinci yüksek ve deneyimli, Çocuk ve trafik psikolojisini bilen, Acil durum ve ilkyardım eğitimi almış, İletişimi güçlü, Yolculuk süresince öğrencilerin güvenliğini ve araç içi güvenli

Taşıtlarda görüntü ve müzik sistemleri taşıma hizmeti sırasında kullanılmamalıdır. Öğrencilerin oturarak rahat bir yolculuk yapmalarını sağlayacak önlemler alınmalı ve servis hizmeti sırasında başka yolcu alınmamalıdır. ortamı sağlayan kişiler olmalıdır. Servis Araçları; Güvenlik donanımına sahip, Servis Hizmet Yönetmeliğinde belirtilen standartlara uygun, Görünümleri ve donanımları mükemmel, Güvenli servis hizmetleri sunan, Uydu takip sistemleri, Telsiz ve Telefon İletişimi olmalıdır. Daha güvenli bir servis ortamının sağlanması için okul paydaşlarının ve özellikle velilerin etkin işbirliği ve duyarlığının yanında ilgili kurumların etkin denetimi ve eğitim faaliyetlerinin sürekliliği gereklidir.

Kaynak: TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu)



KAPAK KONUSU

Akıllı sistemlerle şehir güvenliği kontrol altında Geleneksel ulaşım çözümlerinden kurtulup inovatif çözümler ile geliştirilen akıllı ulaşım; akıllı şehirlere giden yolda olmazsa olmaz bir duraktır. Serhan ÜNALAN / Strateji ve İş Geliştirme Müdürü PROLİNE

T

eknoloji alanındaki gelişmeler sayesinde dünyamız “akıllanan” bir yapıya dönüşüyor. Bu dönüşümün mihenk taşı ise akıllı şehirlerdir. Geleneksel ulaşım çözümlerinden kurtulup inovatif çözümler ile geliştirilen akıllı ulaşım ise akıllı şehirlere giden yolda olmazsa olmaz bir duraktır. Bir şehrin akıllı olabilmesi için şu dört temel üzerine inşa edilmesi gerekmektedir: Veri, altyapı, sensör ve enerji. Bu dört temel unsur dışında bir şehrin akıllı olabilmesi için ayrıca akıllı devlet, akıllı eğitim, akıllı güvenlik, akıllı enerji, akıllı altyapı, akıllı ulaşım, akıllı sağlık, akıllı bina, akıllı teknoloji ve akıllı vatandaş olmak üzere on farklı dikeyin de o şehirde ortaya çıkmış

32 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

olması gerekir. Kısacası bu 10 dikey bir şehirde ne kadar verimli bir şekilde hayata geçerse; o şehir o derece akıllanır. Bu noktada akıllı ulaşım oldukça önem kazanan bir dikeydir. Örneğin; trafik problemi güvenli ulaşımın önündeki en büyük sorunların başında gelmektedir. Bu sorun ise ancak akıllı şehirlerin bir dikeyi olan “Akıllı Ulaşım” ile çözülebilir.

Akıllı ve güvenli şehir Proline Ar-Ge çalışmalarını “Akıllı Devlet”, “Akıllı Şehir” ve “Güvenli Şehir” konseptleri ile paralel olarak yürütüyor. Akıllı ulaşım sistemleri de akıllı ve güvenli şehir konseptlerinin ana bileşenleri arasında yer alıyor. Söz konusu sistemler dâhilinde; sensörler

ve kameralar aracılığıyla emniyet şeridi ihlalleri, kırmızı ışık ihlalleri, araçlar arası güvenli takip mesafesi ihlalleri, ters yönde araç kullanımı, anlık hız ölçümleri, ortalama hız tespiti ve hatalı park tespitleri yapılarak şehir güvenliğini tehlikeye sokan pek çok unsur kayıt altına alınıyor. Bugün hemen hemen hepimizin kullandığı trafik yoğunluğu haritaları da bu ve benzeri bilgilerin analizi sonucu oluşturuluyor. Harita entegrasyonu gerektiren bu tip uygulamalar, “coğrafi bilgi sistemleri” adını verilen ve akıllı şehirler konseptinde önemli yer tutan çözümler üzerine kurgulanıyor. Bu şekilde pek çok uygulamanın harita bazlı gösterimi yapılabiliyor ve böylelikle karar alma süreçlerinde yetkililere hız ve zaman kazandırılıyor. Dünya


Akıllı ulaşım sistemleri, büyüklükleri fark etmeksizin tüm şehirler için şehirleşmenin getirdiği sorunların en önemlilerinden biri olan trafik ve asayiş için uygun çözümlerdir.

Serhan ÜNALAN

Bankası’nın verilerine göre, 75 milyonu bulan Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 72’si kentsel alanda yaşarken 2030 yılında bu oranın yüzde 80’i geçmesi bekleniyor. Şehirleşme arzulanan bir kavram olsa da tek başına değerlendirildiğinde en önemli boyutları gözden kaçırılabiliyor. Akıllı ulaşım sistemleri, büyüklükleri fark etmeksizin tüm şehirler için şehirleşmenin getirdiği sorunların en önemlilerinden biri olan trafik ve asayiş için uygun çözümlerdir. Akıllı ulaşım sistemleri, Proline’ın “Akıllı ve Güvenli Şehir” modeli ile doğrudan ilintilidir. Prolinenın geliştirdiği akıllı çözümler sayesinde bugün şehirlere giriş ve çıkışlar; saat, plaka numarası ve şerit detayına varıncaya kadar kayıt altına alınarak araç bilgileri sürekli kontrol edilebiliyor. Video içerikleri otomatik analiz edilerek pek çok şüpheli davranış tespit edilip, suça teşebbüsler engellenebiliyor. Dolayısıyla şehirleşmenin getirdiği en önemli sorunlar arasında yer alan güvenlik, trafikte teknolojinin akıllı kullanımı ile çağdaş standartlara ulaşılabiliyor.

2022 FIFA Dünya Kupası İnsan gücüne dayalı geleneksel

teknolojiler ile ulaşım güvenliği sağlanamaz. Burada 2022 FIFA Dünya Kupası’na ev sahipliği yapacak Katar’ın başkenti Doha’nın güvenlik çemberine alındığı ve Katarlı yetkililere teslim edildiği “Taala” projesi yerinde bir örnek olacaktır. Proline’nın Doha’da hayata geçirdiği akıllı şehirler projeleri içerisindeki sistemler güvenlik haricinde trafik kontrolü gibi birçok farklı alanda da kullanılabiliyor. Bu özel sistem sayesinde örneğin; trafikte kural ihlali yapan bir aracın tespit edilmesi komutu verildiğinde, hem kurulan kamera sistemleri hem de daha önceden kurulan sistemler aranılan hedefi bulabiliyor. Proline Güvenli Şehir Çözümleri, plaka tanıma, araç tanıma, hız ve kırmızı ışık ihlali tespiti, hatalı park tespiti, beklenmeyen durum tespiti ve kalabalık kontrolünü içeriyor. Hayata geçirilen bu çözümler, Türkiye’de önemli can ve mal kayıplarına neden olan trafik sorunları ile mücadelede en etkili yöntemler olarak öne çıkıyor.

nu görebiliriz. Yerel yönetimlerin; erişim, “Büyük Veri”, bulut teknolojileri, dijital kimlik ve güvenlik çözümlerini içeren ve özellikle Avrupa ülkelerinde gittikçe önem kazanan çok modelli, elektrikli kentsel ulaşım sistemlerini, (eUlaşım) inceleyerek, sorumlu oldukları bölgelerde uygulayabilecekleri projeler geliştirmeleri önem arz etmektedir. Zira “Akıllı” ulaşım sektörünün nereye gittiğini incelediğimizde, bilişim sektörü ile iletişim ağlarının birleştiğini görmekteyiz. Son olarak; birçok kurumun ve başta AB komisyonunun, sürdürülebilir ve verimli ulaşım politikaları (özellikle eUlaşım) üzerine çalıştığı düşünülecek olursa, yerel yönetimlerimizin burada sürece dâhil olmalarında büyük fayda görmekteyiz. Örneğin; bu konuyla ilgili, yerel yönetimlerimizin de dâhil olabileceği, başta AB fonları tarafından desteklenen birçok ARGE projesi mevcuttur.

Yerel yönetimlere önemli görevler düşüyor Tabii ulaşım güvenliğini sağlayacak akıllı ulaşım çözümlerinin hayata geçirilmesinde yerel yönetimlere de önemli roller düşüyor. Ulaşım hizmetlerinin ülkemizde ağırlıklı olarak yerel yönetimlerce verildiğini düşünecek olursak, “Akıllı” devlet ve toplum kavramlarının da “Akıllı” ulaşım ile doğrudan ilintili olduğu-

Aralık 2015 Güvenlik Yönetimi n 33


KAPAK KONUSU

Traka akıllı anahtar ve değerli yönetim varlık çözümleri EEC ENTEGRE BİNA KONTROL SİSTEMLERİ

H

avalimanlarında, tren ve metro istasyonlarında, limanlarda, yolcu ve yük gemilerinde Traka Akıllı Anahtar ve Değerli Varlık Yönetimi çözümleriyle can ve mal güvenliğini artırabilir ve işletme maliyetlerinizi düşürebilirsiniz. Havalimanlarında çok sayıda yüksek güvenlikli bölgelere erişim sağlayan konvansiyonel anahtarlar bulunmaktadır. Ve çoğu zaman bu anahtarlar farklı firma çalışanları arasında ortak kullanımdadır. Bu anahtarların takibi ve güvenliğini sağlamak zahmetli, zaman alan ve masraflı bir görev yükü oluşturur. Traka kullanarak zamandan ve giderlerinizden tasarruf edebilirsiniz. Eğer işletmenizde ortak kullanımdaki anahtarı kullanan 60 kişi varsa ve günde üç vardiya çalışılıyorsa konvansiyonel anahtarın takibi ve değişimi ortalama kişi başına yaklaşık 5 dakika sürmektedir. Traka Akıllı Anahtar Sistemi ile bu süre 2.5 dakikaya düşmektedir. Bu 60 kişilik günde 3 defa vardiya değişimi yapılan bir çalışma ortamında günde 450 dakika; yılda 164,250 dakika yapmaktadır. Bir çalışan ayda ortalama 10140 dakika çalıştığı göz önüne alınırsa

34 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

Traka çözümlerini kullanarak1.5 çalışanın yıllık maaşını aslında tasarruf etmiş oluyorsunuz. Benzer bir senaryo paylaşılan araç filosu yönetimine de uygularsak; 100 araçlık bir araç filosunda araçların ortalama sadece %50’si eş zamanlı olarak çalışıyorsa bu araçları paylaşarak araç filonuzun sayısını %30 azaltabilirsiniz. Azalan araç sayısı sayesinde araçların tamir masrafları da azaltılmış olacaktır ve kullanıcılara Traka çözümünün yüklediği sorumluluk sayesinde yıllık kaza oranlarında da %10 bir azalma beklenebilir. Son olarak ortak kullanımda olan telsizler, alet çantaları, özel bagaj tarama cihazları gibi pahalı ekipmanların kontrol ve takibini Traka sistemi üzerinden yapılması durumunda; artık daha verimli kullanılabilecekleri ve takip edilebilecekleri için ortak kullanımda olan cihazların adetlerini azaltabilir; şarj edilmesi gereken cihazların dolapta kaldıkları süre boyunca şarj edilmesini sağlayabilirsiniz. Eğer işletmenizde ortalama 500 adet ortak kullanımda olan portatif ekipmanınız varsa ve günde üç vardiya ile kullanılıyorlarsa Traka çözümünü kullanarak her biri için en az bir dakika tasarruf etseniz

bu günde 1500 dakika; yılda ise 9125 saat tasarruf etmeniz anlamına gelmektedir. Anahtarlarınızı akıllı anahtarlara çevirerek havalimanlarındaki güvenli bölgelere sadece yetkili kişilerin girmesini sağlayabilirsiniz. Tüm anahtar kayıtlarınızı otomatik olarak kaydederek hasar ve kayıpları azaltabilirsiniz. Personelin anahtarlarını zamanında geri getirdiğinden emin olursunuz. Sürekli değişen personelin erişim yetkilerini hızla ve kolaylıkla güncelleyebilirsiniz. Metal dedektörü, laptop, telsiz gibi paylaşılan değerli cihazlarınızın kullanımını yetkilendirebilir; izleyip takip edebilir ve kolayca raporlandırabilirsiniz. Havalimanlarında kullanılan yer vasıtaları filonuzun güvenliğini yöneterek özel araçların sadece yetkili ve eğitimli personel tarafından kullanılmasını sağlayabilirsiniz. Anahtarlarınızı yöneterek yalnızca yetkili personelin ihtiyacı olan ekipmanları almasını sağlayabilirsiniz. Anahtar takibinden kaynaklanan zaman kaybını ortadan kaldırabilirsiniz.



KAPAK KONUSU

Toplu taşımada ulaşım ve yolcu güvenliği Havalimanlarında, tren ve metro istasyonlarında, limanlarda, yolcu ve yük gemilerinde Traka Akıllı Anahtar ve Değerli Varlık Yönetimi çözümleriyle can ve mal güvenliğini artırabilir ve işletme maliyetlerinizi düşürebilirsiniz. KAREL

Araç takip sistemleri ile güvenle seyahat edin

T

rafiğe çıkan araç sayısının her geçen gün artmasıyla birlikte; trafik kazalarında da büyük bir artış yaşanıyor. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün açıkladığı resmi rakamlara göre sadece 2014 yılında gerçekleşen kaza sayısı 1 milyonun üzerinde. Bu kazalarda yaklaşık 3500 kişi hayatını kaybetmiş; 285 bin kişi ise yaralanmış. Bu üzücü tablo bize, sürücülerin emniyet kuralları konusunda bilinçlendirilmesi kadar, kurallara uymayarak hem kendi hem de diğer insanların güvenliğini tehlikeye atan sürücülerin tespit edilerek cezalandırılmasının ne denli önemli olduğunu gösteriyor. İhlallerin tespitinde kullanılan yöntemlere bakıldığında ise; özellikle son yıllarda EDS ve MOBESE olarak isimlendirilen çözümlerin

36 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

kullanımının arttığını gözlemliyoruz. 7/24 hizmet verebilen bu Çözümler sayesinde; hem caydırıcılık sağlanıyor hem de kayıtlı görüntüler sayesinde olası anlaşmazlıkların önüne geçilebiliyor. Karel ürün gamında yer alan EDS ve MOBESE uygulamalarında kullanılabilen yüksek çözünürlük, gece görüşü ve video analiz gibi yüksek teknolojik özellikleri ile öne çıkan Bullet ve Speed Dome CCTV kameralar; kavşak, otoyol ve emniyet şeridi gibi mekânlarda olabilecek ihlalleri tespit edebilecek yeteneklere sahipler. İhlallerin tespiti kadar bir diğer önemli konu ise görüntülerin kayıt altına alınması. Karel; yüksek hızda ve çözünürlükte kayıt özelliğine sahip NVR ve DVR Kayıt cihazları ve analiz yazılımları ile her kapasitedeki ihtiyaca çözüm sunabiliyor.

Toplu taşıma araçları, özellikle büyük şehirlerde en çok tercih edilen ulaşım yöntemlerinin başında geliyor. Bu araçların bir günde taşıdığı yolcu sayıları göz önüne alındığında, ulaşım güvenliğinin önemi de ortaya çıkıyor. Toplu taşımayı kullananların ulaşım güvenliğinin sağlanmasında öne çıkan teknolojilerin başında ise araç takip ve araç içi kamera sistemleri geliyor. Karel’in; cihaz, yazılım, harita ve montaj hizmetleriyle birlikte sunduğu durak takip ve izleme ürünleri, toplu taşıma hizmeti sunan araçların denetlenmesini sağlıyor. Güzergahtan sapma, hız limitinin aşılması gibi durumlarda uyarı veren uygulamalar sayesinde, araç sürücülerinin trafik kurallarına uyup uymadıkları kolayca denetlenebiliyor. Bu sistemler, ulaşım halindeki insanların güvenliğinin de sağlanması için araç içinde de bazı tedbirler sunuyor. Bu amaçla kullanılan araç içi kamera sistemleri ile belediye otobüsleri, minibüsler, servis araçları gibi insanların toplu halde kullandıkları ulaşım araçlarında meydana gelebilecek hırsızlık, gasp gibi istenmeyen durumlar görüntülenip kayıt altına alınabiliyor. Ankara’da yaklaşık 2000 dolmuşun Karel durak takip ve araç içi kamera sistemlerini tercih ederek yolcu ve ulaşım güvenliğinin sağlanması konusundaki duyarlılığı da bu tip projelerin hayata geçmiş güzel bir örneği.



FOKUS

Önemli şahısların korunması güvenlik araştırması ve planlaması Sosyal medya araçlarının kitleleri kolayca yönlendirmesi beraberinde güvenliğe olan ihtiyacı arttırmıştır. Söylenen olumsuz bir söz medya aracılığı ile geniş kitlelere iletildiğinden ve etkilediğinden kişi veya topluluklar anında birilerinin hedefi haline gelebilmektedir. Ahmet KARAGÖZ / E. 1. Sınıf Em.Md İSG Uzmanı

D

evlet adamları, bürokratlar, kamuoyunu ilgisini çeken iş adamaları, sanatçılar, gazeteciler, belirli misyon temsilcileri hatta bazı

38 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

durumlarda hiçbir işle ilgisi olmayan kişilerde, kişisel nedenlerden dolayı birilerinin hedefi olmakta ve birileri tarafından korunmaya ihtiyaç duymaktadır. Toplumların gelişmesi, ekonomin

artması, kitle iletişim araçlarının farklılaşması çoğalması ve sosyal medya araçlarının kitleleri kolayca yönlendirmesi beraberinde güvenliğe olan ihtiyacı arttırmıştır. Söylenen olumsuz bir söz


medya aracılığı ile geniş kitlelere iletildiğinden ve etkilediğinden kişiyi veya toplulukları anında birilerinin hedefi haline gelebilmektedir. Önceleri önemli devlet adamları, siyasi liderler, istenmeyen saldırıların hedefi olurken, günümüzde hedef farklılaşmış hemen hemen her ünlü kişi saldırıların hedefi haline gelmiştir. Devletin temel ve amaçlarından ve görevlerinden en önemlisi “Kişilerin ve toplumun refah, huzuru ve mutluluğunu sağlamak, kişi hak ve hürriyetlerini... İnsanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak, kişinin maddi ve manevi varlıkların korunması ve devamının sağlanmasıdır…” (Anayasa mad. 5.17.18, 19). Devlet bu sorumluluğunu genel emniyet ve asayiş hizmetleri çerçevesinde, genel kolluk kuvvetleri polis ve jandarma aracılığı ile yerine getirmektedir. Bazı özel durumlarda kamu görevlileri ve vatandaşların güvenliğinin genel emniyet ve asayiş hizmetleri çerçevesinde sağlamak mümkün olmadığından; özel koruma kapsamında değerlendirilmiş ve çeşitli yasalarla koruma hizmetleri düzenlenmiştir. Terörle Mücadele Kanununun; 20 inci Maddesi, Terörle mücadelede hedef olan veya olması muhtemel kamu görevlileri/ vatandaşlara uygulanacak koruma tedbirleri belirlemiş ve korumaya alınacak kişilerin tespiti ile güvenliklerinin sağlanmasında uyulacak esas ve usulleri belirleyen “Koruma Hizmetleri Yönetmeliği” hazırlanarak, 16.09.1995 tarihinde Başbakan Oluru ile yürürlüğe

Devlet adamlarının koruma şekilleri, kişinin yapmış olduğu görev ve maruz kaldığı tehdit seviyesine göre komisyonlarca belirlenmektedir. Kamu görevlileri dışında kişiler can güvenliklerini tehlike altında olduğuna dair koruma komisyonlarına talepte bulunulduğunda koruma tedbirleri uygulanmaktadır. girmiştir. Yönetmelik hükümleri uyarınca özel nedenlerinden dolayı ve terör odaklarının açık hedefi haline getirilen devlet büyükleri, tehdit altında bulunan yabancı misyon temsilcileri, kişiler talepleri üzerine korumaya alınmaktadır. Yönetmelikte Koruma şekilleri; Özel koruma, yakın koruma, konut koruma, işyeri koruma, konut ve işyeri koruma çağrı üzerine koruma, olarak belirlenmiştir. a) Özel Koruma; Kişinin yirmi dört saat esasına göre kesintisiz olarak her yerde korunması şeklinde yerine getirilen korumadır. b) Yakın koruma; korunan kişiye ikameti dışında, kişiye refakat etmek sureti ile uygulanan koruma tedbiridir. c) Konut Koruma ve İşyeri Koruma; konut ve iş yerinde nokta tahsis etmek suretiyle yirmi dört saat kesintisiz uygulanan koruma tedbirleridir. (Koruma Dairesi Başkanlığı, Koruma Hizmetleri Yönetmeliği, Bilgi Notu )

Güvenliği tehdit seviyesi belirler Devlet adamlarının koruma şekilleri, kişinin yapmış olduğu

görev ve maruz kaldığı tehdit seviyesine göre Komisyonlarca belirlenmektedir. Kamu görevlileri dışında kişiler can güvenliklerini tehlike altında olduğuna dair koruma komisyonlarına talepte bulunulduğunda koruma tedbirleri uygulanmaktadır. Bunun dışında kişiler koruma talepleri olduğunda koruma komisyonlarınca değerlendirerek korunmasına karar verilmektedir. Koruma hizmetleri genel kolluk tarafından yerine getirebildiği gibi özel güvenlik personeli tarafından, bazı durumlarda ise genel kolluk ve özel kolluk birlikte koruma hizmetini yerine getirmektedir. “Kişilerin silahlı personel tarafından korunması, kurum ve kuruluşlar bünyesinde özel güvenlik birimi kurulması veya güvenlik hizmetlerinin şirketlere gördürülmesi özel güvenlik komisyonunun kararı üzerine valiliğin iznine bağlıdır...” (5188 Sk. Md.3) Toplantı, konser, sahne gösterileri ve benzeri etkinliklerde, para veya değerli eşya nakli veya cenaze töreni gibi geçici veya acil hallerde, koruma talepleri ilgili özel güvenlik izni vali tarafından verilmektedir. Koruma hizmetleri hangi kuru-

Aralık 2015 Güvenlik Yönetimi n 39


FOKUS

luş tarafından yerine getirilse getirilsin önemli bir kişiyi koruma esasları belirleme, profesyonel güvenlik araştırmasını ve güvenlik planlamasına bağlıdır. Güvenlik araştırmasında, korumaya neden olan tehditler yanında, mevcut ve muhtemel tehlikeler, ulaşım güvenliği, yangın güvenliği, iş yapısı, çalışma çevresi, muhatap olduğu kişilerin yapısı, aile ve sosyal çevresi unsurları dikkate alınarak tedbirlerin esasları belirlenir. Güvenlik araştırması ile güvenlik tedbirlerini uygulamasından tam sorumlu kimdir; güvenlik tedbirleri nasıl uygulanır. Fiziki ve elektronik güvenlik tedbirleri, alarm sistemleri belirlenmiş mi, cihazlar amaca uygun çalışıyor mu, korunan kişinin alınan güvenlik tedbirlerine riayet ediyor mu, diğer güvenlik birimleri ile iletişim sağlanıyor mu, mevcut güvenlik tedbirleri ihtiyacımızı karşılıyor mu, ek tedbirler ihtiyaç var mı, önemli kişilere yönelik saldırılar ve başarı durumu,(modus operendi) ve tehdit seviyesi gibi hususlar dikkate alınarak güvenlik planlaması yapılır. Yakın koruma tarihi eski dönemlerden başlayıp günümüze kadar bir sürü ilginç olaylarla doludur. Her dönemde korumalar ve korunan kişiler olmuştur ve olmaya devam edecektir. Korunan kişilerin maruz kalabileceği tehlikeler ve tehditler, yaptıkları görev, işleri, sosyal hayatları, günlük yaşantılarındaki iş ve eylemleri, ekonomik yapılarına göre farklı olmaktadır. Suikastlar tarihine baktığımızda, bazı suikastların ülkelerin kaderini değiştirdiğini hatta dünya kaderini etkilediğini görmekteyiz. Ülkelerde karışıklık, kaos oluş-

40 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

turmak isteyen gruplar, özellikle kamuoyunun çok sevdiği, saygı duyduğu kişilere saldırılarda bulunarak; halkın huzurunu bozmakta, kamuoyunda tedirginlik yaratmaya çalışmaktadır. Bazı durumlarda insanları kamuoyunda küçük düşürerek hedefledikleri amaçlarına ulaşmaya çalışmaktadır. Korumanın öncelikli amacı korunan kişiyi akla gelebilecek her türlü tehlike ve kişinin vücut bütünlüğünü bozacak her türlü durumdan (suikast, silahlı-bıçaklı saldırı, ölüm tehditleri, rehin alma, kaçırma, sabotaj, trafik kazası) korumaktır. İkinci amacı korunan kişiyi utandırıcı, rahatsız edici, küçük duruma düşürücü (zor durumlara düşmek, bağırmak, tükürmek, elbisesinin kirlenmesi, ayağının takılarak düşmesi, yumurta, domates ve benzeri madde atmak, arabanın kapısına ayağın, elbisenin sıkışması, kafanın kapıya çarpması) durumlarından, kendi hastalıklarına (yeri geldiğinde tedavisine yardımcı olmak, ilaçları zamanında kullanılmasını sağlamak) her türlü kazaya ve

trafik kazalarına karşı korumak, mahremiyetini, başkaları tarafın duyulmasını istemediği özel hayatına ilişkin bilgileri korumak zorundadır. Suikastlar tarihine baktığımızda, suikastçıların saldırı metotları teknolojinin ilerlemesi ile değişirken, klasik metotlarla da saldırı gerçeklemiş ve amacına ulaşmıştır. Koruma hizmetlerinde özellikle yakın korumada sürprizlere yer yoktur.

Tehdit seviyeleri Yüksek tehdit; (Teyit edilmiş): Kişinin hedef olduğunun resmi makamlarca belgelenmesi, basın yayım organlarında teşhir edilmesi, örgütlerin legal ve illegal yayın organlarında hedef gösterilmesi, kamuoyunda çeşitli şekillerde hedef haline gelmesi durumlarında yüksek tehdit var demektir. Yirmi dört saat kesintisiz bulunduğu her yerde, ikamet, işyeri ve yakın koruma hizmetlerinin yapılması gereklidir. Yakın koruma hizmeti en az on personelle yapılmalıdır. Özel koruma



FOKUS

Yönetmelik hükümleri uyarınca özel nedenlerinden dolayı ve terör odaklarının açık hedefi haline getirilen devlet büyükleri, tehdit altında bulunan yabancı misyon temsilcileri, kişiler talepleri üzerine korumaya alınmaktadır. tedbiri uygulanır. İkamette üç, işyerinde üç, yakınında dört personel olması gerekir. Eğer tehdit bomba kullanan örgütler tarafından yapılmış ise bomba uzmanı da ekipte görevlendirilmelidir. Yakın koruma tedbirleri koruma hizmetlerinin görünen yüzüdür. Koruyucu güvenlik tedbirleri( fiziki güvenlik, güvenlik cihazları, yangın, saldırı, sabotaj önlemlerinin) alındığı yerlerde uygulanan güvenlik tedbirleridir. Orta tehdit; (Muhtemel tehdit): Kişinin yapmış olduğu görevi, temsil ettiği misyon, kamuoyu açıklamaları, konuşmaları, fikirleri, düşünceleri, yaşam tarzı, ekonomik durumu, işveren olması, üye oldukları kuruluşlar gibi nedenlerden dolayı hedef olabilirler. Muhtemel tehditlerin kaynağı araştırılmalıdır. Tehdidin kaynağını bulduktan sonra gerçekleştirilebilir ligini araştırarak önlemek için uygun nitelikte ekip oluşturulmalıdır. Yakın koruma hizmetleri ile korunur. Düşük tehdit; (Önleyici Tedbir)Ani gelişen olaylar, konferans, açık hava toplantısı konserler, spor karşılaşmaları gibi durumlarda kişilerin her hangi bir olumsuz durumla karşılaşmaması için geçici olarak korunması demektir.

42 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

Güvenlik planlamasında dikkat edilmesi gereken noktalar Güvenlik planlamasında, korunan kişi ile ilgili bilinmesi gereken diğer hususlar politik düşüncesi; siyasi görüşü nedir, bu görüş hangi örgütlerin hedefidir. Düşünceleri, fikirleri, konuşmaları kamuoyunu tahrik ediyor mu, gittiği yerlerde halk tarafından nasıl karşılanıyor? Sosyal çevresi kimlerden oluşuyor, kişisel güvenliğini tehlikeye sokacak davranış alışkanlıkları var mı, silahlara meraklı mı? Tehlikeli sporlarla uğraşıyor mu? Gece hayatına düşkün mü? Tanımadığı kişilerle iş ilişkisi var mı? Planlı ve düzenli bir hayata sahip midir? Düzgün bir aile hayatına var mıdır? Eğer korunan bir kişi varsa mutlaka tehdit seviyesine göre güvenlik planla laması yapılmalıdır. Planlamada muhtemel tehditlerin, tehlikelerin önceden belirlenmesi ve gerçekleşmesinin engellenmesi, tehlikeye neden olabilecek unsurların ortadan kaldırılması, eğer olay meydana gelirse zararın en seviye atlatılması ilgili ön çalışmalar yapılıp tedbirler geliştirilmelidir. Koruma hizmetlerinde başarı, bilgi birikimi tecrübe ve sürekli

kendini yenileme gelişmekler ayak uydurabile mümkündür. Yakın koruma personelinin seçimi eğitimi ayrı bir makalenin konusudur. Koruma hizmetleri hizmetin gereği olarak bazı özellikler isteyen meslek grubundandır. Güvenlik araştırması, planlaması, ve koruma hizmetlerinin ve özellikle yakın koruma hizmetinin yerine getirecek personelin mesleğinde profesyonel olması, yakın koruma ile ilgili temel koruma, silah kullanma becerisi, araç kullanma teknikleri, güvenlik cihazlarını kullanma, yakın savunma teknikleri, iletişim kurma becerileri konuların eğitim almalı ve sürekli olarak değişen olaylara uyum sağlamak için kendini yenilemelidir. Sonuç olarak; devlet adamları, bürokratlar, sanatçılar iş adamları, gazeteciler, kamuoyu ilgisi fazla olan ünlü kişiler veya herhangi bir nedenle hedef haline gelen şahıslar birileri tarafından korunmaya ihtiyaç duymaktadır. Koruma hizmetleri, kim yerine getiriyorsa, bu hizmetleriyle ilgili güvenlik araştırması yapmalı ve tehdit seviyelerine göre koruma planı hazırlamalı ve sürekli değişen durumlara göre bunu güncellemelidir. Yakın koruma faaliyetleri, koruma hizmetlerinde buz dağının görünen bir parçasıdır. Bunun önemli bir kısmı koruma hizmetlerine hazırlık, koruyucu güvenlik tedbirleri, güvenlik planlaması, yerel polis güçlerinin ve istihbarat birimlerinin yaptığı çalışmalar ve bilgi paylaşımlarıdır. Koruma hizmetleri bir bütündür, bütün güvenlik güçleri koruma hizmetlerinde işbirliği ve ortak hareket etmeli; sürekli iletişim ve yardımlaşma içinde olmalıdır.



FOKUS

Bir başka açıdan VIP koruma faaliyetleri VIP korumadan bahsedilince genelde fiziki güvenliğin bir parçası olan insan unsuru gelmektedir. Klasik anlayış; bir insanın korunması için bir veya birkaç insana ihtiyaç olduğudur. Bu doğru olmadığı gibi aynı zamanda ciddi bir şekilde uygulanmaktadır. Özer ÖZBEN / E.Emniyet Müdürü

T

anımların sınırları içerisinde kalmak gerekirse, koruma faaliyetlerinin sık rastlanan yüzü; VIP kaynaklarda basit şekli ile çok önemli kişi anlamına gelen İngilizce Very Important Person’un baş harflerinden oluşan kısaltma, statüleri veya önemleri nedeniyle ayrıcalıklara sahip olan ve diğer insanlardan ayrılan ve önem arz eden kişileri tanımlamak için kullanılır. VIP tanımının içine ünlüler, devlet veya hükümet başkanları, büyük işverenler, siyasetçiler, yüksek düzey şirket yöneticileri, bürokratlar, zenginler ve çeşitli nedenlerden özel muameleye tabi olanlar katılabilir. Very Important Person terimi aslında bir havacılık kavramıdır. Kişilerin ve eşyaların korunmasına yönelik bütün statik ve dinamikleri VIP-koruma faaliyetleri başlığı altında analiz etmek gerekir. Ülkemizde VIP- Koruma faaliyetleri klasik-fantastik bir anlayış içerisinde uygulanmaktadır. Fiziki yapısı standartların üzerinde olanlar kendisini bu göreve uygun görür ancak VIP- Koruma faaliyetleri genelde birlikte, özel olarak da ayrı potansiyel taşımaktadır. Eşya ile insanın korunması gibi… VIP

44 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

korumadan bahsedilince genelde fiziki güvenliğin bir parçası olan insan unsuru gelmektedir. Klasik anlayış; bir insanın korunması için bir veya birkaç insana ihtiyaç olduğudur. Bu doğru olmadığı gibi aynı zamanda ciddi bir şekilde uygulanmaktadır. Bir başka çıkmaz da önemli şahısların korunması anlayışıdır. Önemli olmayan şahısların korunması VIP değil midir? Klasik tanıma bakıldığında ve pratikte şahısların önemli olması; bulundukları konumun getirisidir. Bu getirinin önem kazanması güvenlik farkındalığı ve ayrıcalığıdır. Güvenlik; VIP’nin sosyal, siyasal ve ekonomik konumunun zorunluluğudur. Yakın koruma, kişi güvenliği, VIP faaliyetleri sadece konumla ilgili değildir. Aynı zamanda içinde bulunulan hal açısından yakın tehdit ve tehlikenin profesyonel bir şekilde önlenmesidir. Konumu olmayan için de geçerlidir. VIP Koruma unsurlarının eğitimleri de kalıplaşmış ve genel kültüre, yabancı standartlara bağlı kalarak, yapılmaktadır. Bu doğru da olabilir ancak gerçek bir koruma faaliyeti mikro ve makro düzeyde VIP’nin veya kişinin bulunduğu sosyal, siyasal ve ekonomik dinamiklerle

mutlak ilgilidir. Ortadoğu’da devam eden iç savaşta yapılan VIP- koruma faaliyetleri ile Karayipler’ de bir tatil köyünde yapılanlar tamamen farklıdır. Sosyal, siyasal, ekonomik alanlarda yapılan VIP Koruma faaliyetlerinin kendi içerisinde farklı uygulamaları ve yöntemleri de vardır. VIP veya kişinin yaşam standartları, istek ve alışkanlıkları koruma faaliyetlerini mutlaka zorlar, olağandışı ve üstü dinamik senaryolar bu zaafları genelde önleyecektir. Ancak hiçbir zaman korumada insan unsuru, koruma faaliyetlerinin garantisi değildir. Bu oran fiziki çevre dikkate alındığında % 20 insan / % 70 çevredir. % 100 koruma mümkün değildir. Şekil ve standartlardan oluşan koruma faaliyetleri mutlaka bilgi toplama ile entegre olmalıdır. Sürdürülebilir koruma faaliyetlerinin emniyete dönüştürülmesi için istihbarat ile mutlak beslenmesi gerekmektedir. Güncellenmeyen bir bilgi ile hareket etmek koruma faaliyetleri için risk oluşturacaktır.

VIP- Koruma faaliyetlerinde eğitim 2 boyuttan oluşmaktadır Fiziki yapılanma / sürdürülebilirlik Hedefin geçmişi Psikolojik yapısı


Abartılı önlemler dikkat çeker Kimlik faaliyetleri Profiller Hassas noktalar Koruma sayısının yeterli olup olmadığı Bilgi toplama / plansal - öngörü İstihbarat faaliyetleri Bilgi toplama Güncel faaliyetlerin takibi Güzergâh Sosyal ve sportif aktiviteler İşe alımlar İKK

Korumada nitelik mi nicelik mi esastır? Bu soru kendi içerisinde bir çelişki oluşturabilir. Ancak risk alanları ve etkinliklere göre sayının çok olması gerekebilir; planlanmış ve yeterli donanım ile yakın, orta ve uzak olası tehdit ve tehlikenin önlenmesi için nicelik ve nitelik değerler değişebilir. Korumada 3 boyut Önemli kişilerin korunması Tehdit ve tehlike altındaki kişilerin korunması Bulunduğu konum gereği korunması gereken kişiler Korumada 3 Kritik alan Koruma Personeli VIP ve ailesi Çevre yapısı / fiziki- sosyal Gizlilik , kompartımantasyon , kamuflaj koruma personelinin vazgeçilmez dinamikleridir. Diğer

güvenlik birimleri ile işbirliği, etik davranışlar ve halkla ilişkiler sorunun çözüm sürecini hızlandırır; sempati toplar, orantısız ve gereksiz güç kullanmak sorunun parçası olmak anlamına gelir, risk oluşturur, toplum psikolojisi kişinin bulunduğu alan ile doğru orantılıdır. Koruma personeli donanımları ve dikkat edilmesi gereken dinamikler Öngörü Çözüm yeteneği ( Muhakeme ) Dışarıda kalma Duruş Basınla ilişkiler Ziyaretçiler / hayranlar Olumsuz etkileşimler İşten çıkarmalar Olağan nefretler Araç fonksiyonları Yaya fonksiyonları Doğal engel oluşturma Mevcut engelleri kullanma Harita bilgisi / tanıma Koruma personelinin özellikle yakın tehdit ve tehlikeyi oluşturacak başta terör ve araçlarından olan kimyasal saldırı tanım ve türevlerini çok iyi bilmesi bu ve benzeri çerçevede İKK disiplini içerisinde yoğun risk analizi yapması gerekmektedir. Eylem şekilleri Suçu-suçla kamufle etmek / kimliksiz ve takipsiz şahıslar Suikast Bombalama eylemleri

Birebir takip En az önlemin alındığı alanlar Özel konuşmalar Kapalı ve açık ortamlar Kalabalık veya düzenli alanlardaki gibi olumsuz karşılamalar mutlaka silah kullanmayı gerektirmiyorsa; karşılaşmadan önceki önleme faaliyetlerine ağırlık verilmelidir. Önleyici dinamiklerin profesyonel olması için VIP- kişi koruma da; Zamanın iyi kullanılması, sorunun parçası olmama ve korunanın mutlak sorunun dışında tutulması, güvenliğin sürdürülebilirliğini sağlayacaktır.

VIP- koruma faaliyetleri yönetimi; Teorik ve pratik eğitimler; kişisel güvenliğe yönelik risk analizi çalışmaları, koruma personelinin mutlak bilmesi gereken ilk yardım, yabancı dil, beden dili okuma, işaret dili vb. gibi kişisel kazanımlar, personelin yapacağı kural dışı arama metodları ve en önemlisi kullanılan silahlar ve mekanik alternatif nişancılık eğitimleri yönetimsel yeteneklerin gelişimini sağlayacaktır. Tehdit ve tehlike öngören, hassas güvenlik riski taşıyan faaliyetlerde; yakın ve uzak VIP unsurların güvenliğinde personelin davranış biçimlerini oluşturacak VIP- korumacı muhakeme / karar verme analizi; Mevcut durum güncellemesi Sorun öngörüsü Sorundan etkilenme (doğrudan veya dolaylı ) Çözülebilirlik İşbirliği / iletişim Planlama Engelleme veya erteleme, faaliyetlerinden oluşmaktadır. Sonuç olarak; kişi ve eşyanın korunmasında tehlike ve tehdit risk olarak mutlak vardır. Bunlar özellikle günlük yaşam içerisinde, toplumun siyasal ve sosyal faaliyetlerinde kamufle olmuştur. Terör, asayiş vb. suç katagorileri, korunan ile kesinlikle etki ve tepki iletişimine girebilir. Aralık 2015 Güvenlik Yönetimi n 45


SEKTÖRDEN

nutlarda yangın “Konutlarda yangın emniyetine önem verilmiyor”

Konutlarda yangın algılama ve uyarı sistemlerine ilişkin ayrı bir uygulama standardı kullanılması gerektiğinin altını çizen EEC Yönetim Kurulu Başkanı Haluk YANIK Türkiye’de yangın alarm sektörünü değerlendirdi. 30 yıldır sektör içerisinde hizmet veren YANIK, yaşanan olumsuzluklara rağmen, sektörün geleceğinden umutlu. “Önlem almak elimizde” diyen YANIK, yangın güvenliği konusunda toplumda yeterli bilincin oluşmadığını düşünüyor.

EEC’den bahseder misiniz? EEC gerek üretici olarak, gerekse sistem kurucu olarak yangın algılama ve alarm sistemi ağırlıklı bir başlangıç yaptı. 30 yılı aşkın bir süredir yangın, güvenlik ve bina otomasyonu alanlarında faaliyet gösteriyoruz. Bizim başladığımız 1980’lerde yangın ve güvenlik sektöründe sadece yangın alarm sistemleri pazarı vardı. Geçiş kontrol sistemleri yoktu, kameralar bu kadar yaygınlaşmamıştı. Diğer sistemler de çok basit bir şekilde kurulumu yapılan güvenlik sistemleriydi. O nedenle yangın alarmla başladık. Bu gün geldiğimiz noktada bina kontrol sistemleri, binaları güvenli ve konforlu yapan elektrik, elektronik ve mekanik sistemlerin otomasyonunda uzmanlaşmış bir mühendislik firmasıyız. Farklı amaçlara

46 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

hizmet eden bu sistemleri birbirleriyle entegre ederek bir yandan verimlilik ve faydayı arttırıyor; diğer yandan da enerji tasarrufu, güvenli bir çalışma ve yaşam ortamı sağlıyoruz. EEC bir zayıf akım sistemleri entegratörüne dönüştü. Proje öncesinde, sırasında ve sonrasında yapılan mühendislik, hizmete alma ve bakım çalışmalarında firmaların yanındayız. Güven uyandırdığımız ve değer kattığımız için yatırımcılar ve kurumsal son kullanıcılar tarafından tercih ediliyoruz.

Türkiye’de yangın alarm sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Yangın alarm sektörü özellikle 2002’de Türkiye Yangından Korunma Yönetmeliğinin yayınlanmasından sonra canlandı ve

hızla büyümeye devam ediyor. Kalite de göreceli olarak artıyor. Olumlu bir gelişme var yangın alarm sektöründe. Öte yandan sistemlerin eksiksiz hizmete alınması ve çalışır durumda kalması için yapılacak çok şey var. Can emniyetini doğrudan ilgilendiren yangın algılama ve yangından korunma sistemleri için olması gereken regülasyon Türkiye’de çok zayıf. Kurulan sistemlerin devreye alınmasında ve teslim alınmasında yeteri kadar test yapılmıyor. Kurulu olduğu halde tam çalışmayan, eksik çalışan sistemler teslim alınabiliyorlar. Periyodik bakımları yapılmadığı için pek çok sistem çalışamaz duruma geliyor. Bu da yürütmenin yapılmamasından kaynaklanıyor. Bu durumu itfaiyelerin, belediyelerin takip etmesi gerekiyor.


Haluk YANIK

a Türkiye’de konutlarda yangın güvenliğinde alınan önlemler sizce yeterli mi? Türkiye’de konutlarda ve apartman dairelerinin içlerinde, duman algılaması ve sesli uyarı yapılmasına ilişkin bir yönetmelik yok. Mevcut yönetmelik, çok yüksek binalar dışında, buna işaret etmiyor. Etmesi de gerekmiyor; dünyada da durum böyle. Çok fazla insanın birlikte bulunduğu bir binada çıkabilecek yangınlarda ciddi can ve mal kayıpları olabileceği için, yönetmelikler öncelikle bu tür binaları kapsayacak şekilde yapılıyor. Uygulama standartları da bu tip binaların gereksinmelerine uygun bir şekilde oluşturuluyor. İster villa olsun, ister konut binası olsun, ister apartman dairesi olsun, konutlar için yapılması gerekenler ayrı yönetmeliklerin ve uygulama

Konutlarda çıkabilecek bir yangında en büyük tehlike uykuda yakalanma. Uykuda yakalanırsanız kurtulma şansınız neredeyse sıfır. Uyku esnasında koku alma duyusu kayboluyor. Kaybolunca da gelen dumanı fark edemiyorsunuz. Dumanın içindeki zehirli ve boğucu gazlar 2-3 kere solunduğu zaman bilinç kayboluyor, bir daha uyanamıyorsunuz.

standartlarının konusu oluyor. Amerika’da da böyle, İngiltere, Almanya ve diğer gelişmiş Avrupa ülkelerinde de böyle. Konutlarda yangın algılama ve uyarı farklı şekilde yapılıyor. Dolayısıyla Türkiye’de böyle bir eksiklik var. Konutlarda yangın güvenliğine ilişkin bir uygulama standardının çıkarılması lazım. Ama ne kadar zamanda çıkar, ne zaman çıkar bilemiyoruz.

Bu yönde yapılan bir çalışma var mı? Bildiğim kadarıyla böyle bir çalışma yok. TÜYAK Yangın Sempozyumu’nda yaptığım açılış konuşmasını bu nedenle “Konutlarda Yangın Güvenliği” konusunda hazırladım. Konut binalarında yangın algılama ve uyarı sistemleri, şu anda yaygın uygulama olarak, otel, iş merkezi, vb. ticari

binalarda olması gereken şekilde tasarlanıyor. Konut binalarının kendilerine özgü kullanım ve işletme özellikleri dikkate alınmıyor. Yanlış yapılıyor, harcanan paralar boşa gidiyor. İyi bir şey yaptık, güvenli bir binaya yatırım yaptık diye insanlar dairelerini alıyorlar ama can emniyeti yok aslında. Konutlarda çıkabilecek bir yangında en büyük tehlike uykuda yakalanma. Uykuda yakalanırsanız kurtulma şansınız neredeyse sıfır. Uyku esnasında koku alma duyusu kayboluyor. Kaybolunca da gelen dumanı fark edemiyorsunuz. Dumanın içindeki zehirli ve boğucu gazlar 2-3 kere solunduğu zaman bilinç kayboluyor, bir daha uyanamıyorsunuz. İstatistikler de bunu gösteriyor. Ölüm vakalarıyla sonuçlanan yangınların yüzde 70’i konut-

Aralık 2015 Güvenlik Yönetimi n 47


SEKTÖRDEN

larda gece çıkan yangınlar. Can emniyetini sağlamanın tek yolu, evin yangın çıkabilecek her yerinde duman algılaması yapmak ve hiç gecikme olmaksızın, tüm uyuyanları uyandıracak seviyede sesli uyarı vermek. Bunu sağlayan bir tasarım yapıldığını nadiren görüyoruz.

Yangın sektöründe denetim eksikleri olduğunu düşünüyor musunuz? Kesinlikle sektör içerisinde denetim eksiklikleri var. Hizmete almada da, zorunlu olan periyodik bakımlarla ilgili olarak da, yapılması gereken denetimler yapılmıyor.

Sektör içerisinde haksız bir rekabet olduğunu düşünüyor musunuz? Ben haksız rekabet diye bir şey olduğunu düşünmem. İyi rekabet ve kötü rekabet vardır. Eğer alıcı ne istediğini biliyorsa zaten kendisi haksız rekabete yol vermez. Kendi istediği çözümleri üretecek firmaları çağırır. Onlarla birlikte yol alır. Bu iyi bir rekabettir. Kötü rekabet ise farklı niteliklerde iş yapan, farklı kalitede ürünler kullanan firmaların aynı satın alma ihalesinde bir araya geldiklerinde ortaya çıkar. Bunu haksız rekabet olarak adlandırmak yanlış; ben kötü rekabet diyorum. Bu şekilde yapılan ihalelerde daima alıcı zararlı çıkar. Ya beklediğinin altında kalitede hizmet ve ürünü değerinden daha pahalıya alır, ya da düşük karla işi almış ama mutsuz bir satıcının yapım esnasında karını kurtarma ya da zarar etmeme çabalarıyla karşılaşır.

48 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

Türkiye’de kullanıcıda yeterli bilincin oluştuğunu düşünüyor musunuz? Hayır, böyle bir bilinçlenme yok. Burada en büyük görevlerden biri de sigorta şirketlerine düşüyor. Avrupa’da sigorta edilecek evlerde zaten çalışır durumda duman alarmı tesisatı bulundurma zorunluluğu var. Bir konuta duman alarmı konmamışsa sigorta şirketi sorumluluk almıyor ve sigorta işlemini gerçekleştirmiyor. Sigorta şirketleri, aynı zamanda, hazırladıkları videolarla, toplumda bir bilinç de oluşturmaya çalışıyor. Örneğin diyor ki; “Sistemi kurmakla kalma. Kaçış planını da yap. Evdeki yaşlılar ve çocuklar yangın sırasında ne yapacaklarını bilsinler. Çocuklara kaçış yollarını önceden göster, bellemelerini sağla. Yangın esnasında evden

çıkmak için çok kısıtlı olan zamanı harcama…” Sigorta şirketleri konutlarda sadece mal kayıplarını değil, içinde yaşayan insanların yaralanma ve can kayıplarını da sigorta ediyor. Avrupa sigorta şirketleri bu kapsamda işin içindeler, bu yönde yürüyen yasal bir mevzuat var. Türkiye’de bu yasal mevzuat da zayıf olduğu için bu mekanizma işlemiyor. Sadece devletin yönetmelikle koyduğu zorunluluk için çok yüksek konut binalarında zorla yapılan sistemler var. Ama bunların çoğunun tam olarak çalışmadan teslim alınan sistemler olduğunu biliyoruz. Dairelerin mahremiyeti nedeniyle bakım da yapılamayınca bir çok yüksek binada kurulmuş bulunan sistemler bir süre sonra devre dışı kalıyor.


Hastanelerde yangın güvenliğini değerlendirir misiniz? Konuşmamda üzerinde durduğum konulardan biri de çok yüksek konut binalarında gördüğümüz hatalı yangın alarm sistemi tasarımlarıydı. Hatalı tasarlandığı zaman sistem için yapılan harcamalar çöpe gidiyor. Hastanelerde böyle bir sorun yok. Çok fazla yanlış tasarım yapılmıyor hastanelerde. Genellikle bilgili ve deneyimli bir danışmanın elinden geçiyor. Kamuda da, özel sektörde de durum aynı. Tek problem yine yürütme kısmında çıkıyor. Tamamen test edilmeden kontrolleri yapılmadan devralınan sistemler var. Yaşanılan bir olaydan örnek vereyim. Yeni açılmış bir hastanede bodrum katta elektrik kablosu yandı. Duman 6 kat yukarda acilde yatan 6 hastanın ölümüne yol açtı. Sonradan öğrenildi ki sistemler test edilmeden hastane açılmış. 2 kişi ceza aldı. Hizmete alma ve devralma kısmında bir zaaf var.

Türkiye’de yangın sektörünün geleceğini nasıl görüyorsunuz? Sektör gelişmeye devam edecek. Önemli olan kalitenin artmasıdır. Yangından korunmada en önemli sorun, kurulu sistemlerin çalışır vaziyette devredilememesi ve güvenli olamayan bir ortamın oluşması. Bence firmaların buna biraz daha ağırlık vermesi gerekiyor. Biz kurduğumuz tüm sistemleri tam ve eksiksiz olarak çalışır durumda teslim ediyor ve bakımlarını yapıyoruz. Kurduğumuz sistemin bakım yapılmadığı için kullanılamaz hale gelmesini istemiyoruz.

Türkiye ile Avrupa’yı kıyaslarsanız gözlemlediğiniz farklılıklar nelerdir? Yalnızca Avrupa değil; ABD, Kanada, Avustralya gibi gelişmiş tüm ülkelerle Türkiye arasındaki en büyük fark mühendisliğin karşılığının Türkiye’de verilmemesi, sadece malzeme alır gibi satın alma yapılması. Bir projenin mühendislik ve hizmet kısmı, ödenmemesi gereken bir kalem olarak görülüyor. Buna karşılık yurt dışında iyi mühendislik yapılmadıkça iyi hizmet alınamayacağı biliniyor. Almanya’da büyük çaplı yangın algılama ve yangından korunma projelerine talip olan firmaların lisansları olması gerekiyor. Lisansı almak için toplamda 100 küsur yılın üzerinde bir tecrübe isteniyor. Bu, örneğin firmanızda bu alanda en az 10 yıl çalışmış 10’dan fazla mühendis bulunması anlamına gelir. Bu mühendisler için, yetkinliklerini kontrol eden ve bilgilerinin güncelliğini izleyen sigorta şirketleri tarafından mali mesuliyet sigortası yaptırılır. Mühendisler her yıl belirli sayıda sektörel ve akademik toplantılara katılır ve sınavlara girerler.

Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Türkiye’de çok sayıda yeni konut binası yapılıyor ve öyle görünüyor ki bu uzunca bir zaman devam edecek. Özellikle büyük şehirlerimizde, yangın algılama ve alarm sistemlerinin kurulmasının zorunlu olduğu çok yüksek bina inşaatlarını daha da fazla göreceğiz. Bu tip binalarda konut binalarının işletme gereksinimlerine uygun; bir taraftan dairelerde can

Konutlarımızda bizi bekleyen en büyük tehlike, gece uyurken çıkabilecek bir yangın. Yeterli miktarda, kablolu ya da kablosuz olarak birbirine bağlanmış duman alarmları hayat kurtarıyor.

emniyetini tamamen sağlarken, diğer taraftan hatalı alarmları ve bakım zorluklarını ortadan kaldıran tasarımlara öncelik vermek gerekiyor. Bu konuda Avrupa’da zorunlu EN ürün standartları ile birlikte, tasarım ve uygulama kılavuzları mevcut ve yıllardır yürürlükte. Bu standartlara uygun sertifikalı ürünler kullanılarak ve Türkiye Yangından Korunma Yönetmeliğine uyan sistemler tasarlayarak, yapılmakta olan israfa son verilebilir. Konutlarımızda bizi bekleyen en büyük tehlike, gece uyurken çıkabilecek bir yangın. Yeterli miktarda, kablolu ya da kablosuz olarak birbirine bağlanmış duman alarmları hayat kurtarıyor. Bunları müstakil evlerimizde de, apartman dairelerimizde de, kendimiz kolaylıkla takıp hemen kullanmaya başlayabiliriz. Sunumumun sonunda da vurguladığım gibi, evimizde bir yangın bizim de başımıza gelebilir ama önlem almak elimizde.

Aralık 2015 Güvenlik Yönetimi n 49


SEKTÖRDEN

Güvenlik Hizmeti “Güvenlik Hizmeti zor ve riskli bir alandır”

“2015 yılının ülkede yapılan sürekli seçim ve seçim ortamı nedeniyle özellikle yasal düzenlemeler açısından daha ziyade bir beklenti içinde geçtiği söylenebilir.” diyen İstanbul Özel Güvenlik ve Eğitim Hizmetleri A.Ş Genel Koordinatörü Yusuf Vehbi DALDA; güvenlik sektörüne ilişkin değerlendirmelerini dergimizle paylaştı.

Güvenlik sektörünü değerlendirebilir misiniz?

Burada daha ziyade ilgi alanımız olan özel güvenlikle ilgili değerlendirmeler yapacağız. Günümüzde gözlemleneceği üzere, fiziki ve adamlı güvenlik, güvenlik danışmanlığı, temel özel güvenlik eğitimi, para ve değerli mal nakli, özel dedektiflik/profesyonel araştırmacılık, güvenlik sistem ve cihazları/teknolojik güvenlik donanımı tedarik-monte ve işletimi, alarm merkezi işletimi gibi ana başlıklarda “özel güvenlik” hizmetleri verilmektedir. Ülkemizde hali hazırda bu hizmetlerin sadece belirli bir kısmı için özel bir yasal düzenleme mevcuttur; diğerleri toplumda duyulan ihtiyaçlar doğrultusunda bir bölümü mevcut diğer yasalar çerçevesinde, bir kısmı da “de facto-fiilen” yürütülmektedir. Bir sektörün sağlıklı bir şekilde değerlendirilebilmesi için elde bir kısım verilerin bulunması gerekli ve zorunludur. Ne var ki, yukarıda

50 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

belirtilen faaliyet ve hizmet alanlarıyla ilgili olarak, bir kısmıyla ilgili yasal düzenleme de olmadığı, daha ziyade de konuyla ilgili bilgiler değişik kurum ve kuruluşların uhdesinde olması nedeniyle kamu ve özel sektörde bunları derleyecek merkezi/yerel bir mekanizma henüz oluşturulmadığı için temin edilememektedir. Dolayısıyla bu alanda yapılacak tüm değerlendirmeler ancak tahmini olabilmektedir. Belirtilen faaliyetlerle ilgili mevcut yasalardan birisi 2004 yılında çıkartılan 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Daire Kanun’dur. Bu yasanın uygulanması ve yürütülen işlemlerle ilgili olarak Emniyet Genel Müdürlüğü-Özel Güvenlik Daire Başkanlığı bazı istatistikî verileri derlemektedir. Bunlar, http://www.ozelguvenlik. pol.tr web sitesinde yayınlanmaktadır. Bu alanda yasanın yürürlüğe çıktığı tarihten bugüne kadar olan tüm işlemlerle ilgili olarak; geçtiğimiz yıl yasanın 10.yılı

nedeniyle düzenlenen bir seminer için hazırlanan, “Özel Güvenlikte 5188 Sayılı Yasayla 10 yıl” başlıklı 83 sayfalık ” kitapçıkta yer verilmiştir. Aşağıda güncel bir tabloya yer verilmiştir. Bu tablo incelendiğinde, özel güvenlik izni verilen yer sayısının 80.000’e ulaştığı; halen faal olarak çalışan özel güvenlik sayısının 305.000 bine yaklaştığı gözlenmektedir. Bu durumla, mevcut polis sayısını geçilmiş ve Avrupa’da en çok özel güvenlik görevlisi istihdam edilen bir düzeye ulaşılmıştır. Mevcut istatistiklerdeki diğer tablo ve verilerin incelenmesinde; gelen olarak “özel güvenlik izni verilen yer sayısı ile aktif olarak çalışan özel güvenlik görevlisi sayılarının yıllara göre belirti bir oranda sürekli artış gösterdiği görülmektedir. “Özel Güvenlik Şirketi”, “Eğitim Kurumu” ve “Alarm İzleme Merkezi” sayılarında belirli yıllarda benzer şekildeki artışlar; son yıllarda kısmı yavaşlama göstermiş ve eğitim kurumlarında ise kısmı bir


Yusuf Vehbi DALDA

k i

Özel güvenlik izni verilen yer sayısının 80.000’e ulaştığı, halen faal olarak çalışan özel güvenlik sayısının 305.000 bine yaklaştığı gözlenmektedir.

azalma ile “konsolide” olmaktadır denebilir. Bu veriler çerçevesinde yasanın yürürlükte olduğu 11 yıl içinde özel güvenliğin toplumun genelince benimsendiği, tüm yurt düzeyinde yaygınlaştığı görülmektedir. Resmi istatistiklerde yer verilmemekle birlikte “Güvenlik Danışmanlığı” sayısında da son yıllarda gözle görülür bir artış olduğu görülmektedir. Her sektör için olduğu üzere “özel güvenlik sektörünün” de bir ekonomik hacmi mevcuttur. Bunlardan bir kısmı (danışmanlık, özel dedektiflik/ profesyonel araştırmacılık) hesaplanamamaktadır. Diğerleri ise ancak tahmin olarak hesaplanabilmekte, 5-6 Milyar TL civarında olduğu ifade edilmektedir. Bunun hiç de azımsanmayacak bir miktar olduğu değerlendirilmektedir. 5188 sayılı yasanın ilk maddesinde hüküm bulan, “kamu güvenliğini tamamlayıcı mahiyetteki hizmet” ifadesi doğrultusunda, istatistik veriler arasında yer

verilen 80.000’e yakın yerde özel güvenlik hizmetleri verilmekte birlikte, bu yerlerde doğası gereği esas olarak önleyici ve caydırıcı bir görev yapılmakla, özel güvenliğin kanunda yer verilen yetkileri çerçevesinde müdahale edip önlediği olay ve yakaladığı/yakalanmasına vesile olduğu suçlu ve suç eşyası ile ilgili maalesef bugüne kadar hiçbir araştırma yapılamadığı için, özel güvenlik sektörünün bu alandaki değerlendirilmesinin yapılması mümkün olamamaktadır. Bu durum özel güvenliğin ülke güvenliğine olan somut katkısının boyutunu tespitte önemli bir eksiklik, gerçekleştirilen işlerin de “polis icraat ve başarı” hanesine kaydedilip,

özel güvenliğe karşı bir haksızlık yapıldığı düşünülmektedir. Bunun bir an önce giderilmesi gerekmektedir. Özel güvenlik sektörü, verilen güvenlik hizmetleri yanında, yukarıdaki belirtilen ekonomik hacmi dolayısıyla da ülke ekonomisine vergi, KDV ve devlete ödenen faaliyet izin belgesi/sınav harcı ve benzeri bedellerle ekonomik açıdan da ciddi bir değer katmaktadır. Her geçen gün artan çalışan sayısı ile de istihdama da önemli katkılarda bulunmaktadır. Önümüzdeki zamanda sektörle ilgili tüm verilerin derlenmesiyle çok daha sağlıklı değerlendirmeler yapılabilecektir. Yaşadığımız dünyanın dört bir köşesinde, özel-

Ülke geneli özel güvenlik sektörü istatistikler Sorumluluk bölgesi 23.10.2015 Sertifika verilen sayısı Özel güvenlik kimliği verilen sayısı Tahsis edilen ÖGG sayısı Çalışan (İstihdam edilen) ÖGG sayısı Özel güvenlik izni alan yer sayısı Faal özel güvenlik şirketi sayısı Faal özel güvenlik eğitim kurumu sayısı Alarm izleme merkezi sayısı

Toplam

Jandarma 3.260 1.259.626 Polis 1.256.366 Jandarma 132.668 872.544 Polis 739.876 Jandarma 85.712 625.283 Polis 539.571 Jandarma 58.174 303.532 Polis 245.358 Jandarma 10.287 79.535 Polis 69.248 Jandarma 3 1.372 Polis 1.369 Jandarma 1 474 Polis 473 Jandarma 1 344

Aralık 2015 Güvenlik Yönetimi n 51


SEKTÖRDEN

likle bölgemizde yaşanan gelişmeler ve olaylar nedeniyle bugün artık güvenlik her zamankinden çok daha önemli olmaktadır. Bu bağlamda ilerleyen günlerde, şu veya bu nedenle özel güvenliğe daha aktif bir rol düşeceği düşünülmektedir. Bu da, sektörün kıymet ve önemini ziyadesiyle artıracak bir unsur olacaktır.

Sektördeki en büyük sıkıntı sirkülasyon. Sizce bu sorunun önüne nasıl geçilebilir? İnsan doğası gereği çalışan kişiler kendi durumlarını hep daha iyileştirmek istediklerinden hizmet sektöründeki değişik alanlarda sirkülasyon/dolaşım hep var olmuştur, olacaktır. Şüphesiz bunun çeşitli nedenleri vardır. Bunlar arasında ücret politikaları, çalışma koşulları, işveren kurum/ şirketlerin iş ve diğer yasalara uygun davranıp davranmaması, kişilerin sektörde kendileri için ileriye yönelik bir kariyer imkânı/ gelecek bulup bulamamaları ve benzeri daha birçok nedenler olabilmektedir. 5188 sayılı yasayla düzenlenmiş alanda çalışanlar, yasanın bu hizmeti görmek için şart koştuğu tahsil, zorunlu mesleki eğitim, sınav, sağlık ve adli sabıkasızlık gibi ciddi şartlara tabii olmaktadır. Tüm bunlar yerine getirilirken de her biri için ayrı ayrı yapılan bir maliyet ödemektedirler. Diğer taraftan güvenlik hizmeti zor ve riskli bir meslektir. Buna rağmen

uygulanan fiyat politikası çoğu zaman bir iş için hiçbir nitelik ve risk taşımayan/aranmayan birçok başka meslekle aynı veya daha azdır. Ayrıca, zaman zaman sosyal medyada dile getirildiği üzere ücretlerin zamanında ödenmemesi ve benzeri birçok olumsuz uygulama nedeniyle de bu alanda çalışmak isteyen kişileri, hem kendi içinde dolaşıma, hem de çoğu defa güvenlik dışı sektörlere kaymasına neden olmaktadır. Bu durum özellikle İstanbul gibi metropol illerde eleman sıkıntısı çekilmesinin başlıca nedenleridir. Bunun giderilmesi ancak yukarıda sayılan her bir hususun tek tek ele alınıp incelenerek mantıklı ve makul çözümler bulunması ile çözülebilecektir.

Güvenlik sektöründe yasal boşlukların olduğunu düşünüyor musunuz? Özel güvenlik sektörü sadece kendi alanını düzenleyen 5188 sayılı kanun değil, tüm iş dünyasını da ilgilendiren diğer bazı yasalarla da irtibatlıdır. Bunların başlıcaları 4857 sayılı İş Kanunu, Kamu İhale Kanunun, Sosyal Sigortalar Kanunu ve diğer. Dolayısıyla hepsinin birlikte değerlendirilmesi gerekir. Şüphesiz her biri ayrı bir uzmanlık alanı olan bu konuları bir röportaj çerçevesinde değerlendirmek kolay değildir. Doğrudan kendi yasası 5188’e bakılacak olursa, öncelikle şunu belirtmek gerekir ki yaşam dinamiktir, bu

Güvenlik hizmeti zor ve riskli bir meslektir. Buna rağmen uygulanan fiyat politikası çoğu zaman hiçbir nitelik ve risk taşımayan/aranmayan birçok başka meslekle aynı veya daha azdır.

52 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

nedenle yapılan bir düzenlemede yaşanan süreç içinde ortaya çıkan yeni ihtiyaç ve uygulamalardan dolayı, daima bir değişiklik gereği duyulur. 5188 sayılı yasada 10 yılı aşkın süre içinde, bir iki değişiklik yapılmakla birlikte, hep yeni ihtiyaçlar çıkmıştır. Bu bağlamda, özellikle son birkaç yılda bu konuda, özel sektör temsilcileriyle de istişare edilerek çok yoğun ve ciddi çalışmalar yapılmıştır. Elde kapsamlı bir tasarı vardır. İçinde bulunduğumuz yeni yasama döneminde bunun yasalaşması halinde pek çok soruna çözüm bulunması beklenmektedir. Bu yapılırken, ilgili diğer Bakanlık ve Kurum Kuruluşlarla istişarelerin aralıksız sürdürülmesi ve sektörü etkileyen ilgili yasalar uyum sağlanması ve özellikte uygulamada bir standart oluşturulması gözden uzak tutulmamalıdır.

2015 yılı güvenlik sektörü için nasıl geçti? 2016 yılından beklentileriniz nelerdir? 2015 yılının ülkede yapılan sürekli seçim ve seçim ortamı nedeniyle özellikle yasal düzenlemeler açısından daha ziyade bir beklenti içinde geçtiği söylenebilir. 2016 yılında artık bunların geride kalacağı ve hazırlanan projelerin gerçekleşebileceği ve gerek kamu ve gerekse özel sektördeki yatırımların hayata geçmesiyle daha iyi bir şekilde gerçekleşeceği ve yukarıda belirtilen nedenlerle genel güvenliğin artan önemi oranında özel güvenliğin de itibarının artacağı değerlendirilmektedir.

Sizce güvenlik sektörü Türkiye’de hak ettiği yerde mi? Sektörün geleceğini nasıl görüyorsunuz? Ülkemiz, tarihçesi 1850’lere dayanan, dünyanın gelişmiş ülkelerine


oranla özel güvenlik uygulamalarına nispeten uzun sayılacak bir süre sonra başlamıştır. Ancak 10 yıl gibi kısa bir sürede birinci maddede verilen istatistikî bilgiler göz önüne alındığında nicelik yönünden epeyce mesafe kat ederek ilk sıralara ulaşmıştır. Ancak, “özel güvenlik mesleğinin” toplumdaki algısını iyileştirme ve kalite açısından bazı eksiklikler halen mevcuttur. Bu nedenle de, gelişmiş, özellikte üyesi olunan Avrupa Birliği ülkelerinde olduğu gibi ne yazık ki halen hak edilen yerde değildir. Yapılacak mevzuat düzenlemeleri, özellikle, uzmanlaşma alanındaki talep ve ihtiyaçların giderilmesi için alan/ uzman eğitimlerin başlatılması ile kalitenin ciddi oranda artacağı değerlendirilmektedir. Bu yönüyle bakılacak olursa ileriye dönük iyimser olmamak için hiçbir neden bulunmamaktadır. Son yıllarda; kamu ile özel güvenlik sektör temsilcileri arasında bu alanda çeşitli Çalıştay ve seminerler düzenlenmiş, gerçekleştirilecek projelerin alt yapı çalışmaları yapılmıştır. Önümüzdeki günlerde bunların yaşama uygulanacağı beklenmektedir.

Türkiye ile Avrupa’da güvenlik sektörünü kıyasladığınızda gözlemleriniz nelerdir? Bir önceki soruda belirtildiği üzere Avrupa ülkelerinin pek çoğunda özel güvenlik uygulamaları tarihi çok eski tarihlere dayanmaktadır. Geçen süreçte, bu ülkelerin hepsinde, bizde henüz özel yasası olmayan özel dedektiflik/profesyonel araştırmacılık da dâhil, her bir alanda yasal zeminler oluşturulmuş, temel eğitim yanında, hizmet içi/iş başı ve uzmanlık eğitim programları hazırlanmış ve uygulanmaktadır. Ciddi sivil

toplum kuruluşları kurulmuş, Avrupa düzeyinde iş birliği ortamı oluşturulmuş, Avrupa Konseyi ve kendi ülke yetkili makamlarınca ciddi işbirliği ortamları gerçekleştirilmiştir. Bakanlar ve hatta devlet başkanları düzeyinde muhatap kabul edilmişlerdir. İşverenler kadar, işçi/çalışan sendikaları da kurulmuş ve çeşitli konularda birlikte projeler gerçekleştirilmiş ve uygulanmaya konulmuştur. Ülkemizde de ilki 1994 yılında kurulan sektör sivil toplum kuruluşları, çeşitlenmekte ve bu alanda gayretli ve başarılı çalışmalar yapılmaktadır. Avrupa Özel Güvenlik Sanayi Dernekleri Konfederasyonu ile Uluslararası Özel Dedektif Dernekleri Federasyonuna üye olunmuş ve buradaki gelişmeler yakından takip edilerek; hazırlanan rapor ve çeşitli konulardaki dokumanlar temin edilip Türkçeye çevirileri yapılmıştır. Avrupa ülke kaynaklı belli sayıdaki yabancı özel güvenlik şirketi ülkemizde de faaliyet gösterdiği gibi ülke şirketlerinden de yurt dışında hizmet verenler vardır. Bu gelişmelerin Avrupa düzeyinde mevzuat ve uygulamada uyum sağlamaya katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Bu da sektörün gelişmesine yol açacak niteliktedir.

Bu sayımızda fokus konumuzu VİP güvenliği ve yakın koruma hizmetleri oluşturuyor? Konuya ilişkin sizden kısa bir değerlendirme alabilir miyiz? Diğerleri yanında, özel güvenlik uzmanlık hizmet alanlarından birisi “VİP-Kişi Koruma” olduğu belirlenmiştir. Hali hazırda bu hizmetler 5188 sayılı yasa çerçevesinde yürütülmektedir. Anılan yasa özel güvenlikte görev alacak kişilerin fiziki niteliği (boy-pos)

5188’e bakılacak olursa, öncelikle şunu belirtmek gerekir ki yaşam dinamiktir, bu nedenle yapılan bir düzenlemede yaşanan süreç içinde ortaya çıkan yeni ihtiyaç ve uygulamalardan dolayı, daima bir değişiklik gereği duyulur. her hangi bir kriter koymamıştır. Eğitimleri ise, temel eğitim içinde yer verilen oldukça sınırlı sayıda ve teorik olarak uygulanan derslerle yapılmaktadır. Bu, bu tür oldukça hassas bir hizmeti yerine getirmek için yeterli olmamaktadır. Polis Teşkilatında dahi bu hizmetlerde görev alacaklar, polis okullarındaki eğitim sonrası ayrıca özel bir eğitim almaktadırlar. Bu alanda duyulan ve tespit edilen ihtiyaçları için bir “ileri VİP eğitimi” çalışması yapılmaktadır. Bunun bir an önce yaşama geçirilmesi her geçen gün daha bir önem kazanmaktadır. Bu çalışmalar sonuçlanıncaya kadar da, bazı ciddi ve kurumsal firmaların şimdiden, yakın savunma teknikleri, ileri sürüş, ileri atış ve benzerleri gibi bir kısım ek dersler aldığı bilinmektedir. Esasında ülkede bunun gerçekleşmesi için yeterli alt yapı, bilgi birikimi ve uzman eğitmen kadroları da mevcuttur.

Aralık 2015 Güvenlik Yönetimi n 53


ELEKTRONİK GÜVENLİK

Kritik alt yapı ve sınır güvenliğinin önemi Dünya genelinde terör olaylarının giderek tırmanması, mal ve insan kaçakçılığının artması, her türlü sınırda elektronik izleme ve yönetiminin önemini bir kez daha vurguladı. Burak SONDAL / Genel Müdür ÖLÇSAN

G

ünümüzde sınır ve kritik altyapı güvenliğinin sağlanması giderek büyük önem ve öncelik taşımaya başladı. Paris’te yaşanan terör olaylarından sonra; büyük kalabalık kitlelerinin bulunduğu alanların daha güvenli hale getirilmesi gündeme geldi. Ayrıca; sınır güvenliğinde de fiziksel altyapının yanı sıra biyometrik ve siber önlemlerin alınması gerekliliği ve aciliyeti birçok ülkede konuşulma-

54 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

ya başlandı.Dünya genelinde terör olaylarının giderek tırmanması, mal ve insan kaçakçılığının artması, her türlü sınırda elektronik izleme ve yönetiminin önemini bir kez daha vurguladı. Bunun yanı sıra, stratejik öneme sahip alanların korunması da birçok kurum ve kuruluşun öncelikleri arasına girdi. Kritik altyapılar devlet ve toplum düzeninin sağlıklı bir şekilde işlemesi, insanların kendilerini daha güvende hissetmesi için artık zaruret haline geldi.

Akıllı sınırlar ve akıllı şehirler için yöntemler Yüksek güvenlik önlemi gerektiren yerlerde alan ve sınır güvenliği fiziksel ve siber sistemlerin entegre bir şekilde kullanılmasıyla sağlanıyor. Ölçsan;milli güvenlik unsurlarını zedeleyecek girişimlerin önlenmesinde, elektronik sistemlerle izleme, koruma ve yönetim çözümleri sunuyor. Bunları şöyle sıralayabiliriz: Sınır kontrol ve uzaktan izleme - yönetim


Liman yönetimi, sahil güvenlik, entegre sınır yönetimi Kritik altyapı, boru hatları, havalimanı ve stadyum güvenliği Akıllı şehirler Unutmamak gerekir ki; kamu ve özel kuruluşlara ait verilerin, sanal ortamda bulunan risklere karşı korunması ve erişimin güvenli bir şekilde sağlanması büyük önem taşımaktadır. Burada da sanal güvenlik çözümleri devreye giriyor. Bu alanda; erişim kontrolü, kimlik kontrolü, saldırı ve tehdit analizi, kayıt yönetimi ve korelasyonu, güvenlik açıkları tespiti, siber istihbarat gibi geniş bir yelpazeye sahip kapsamlı çözümler bulunmakta.

Yüksek güvenlik için biyometrik çözümler Ölçsan; yüksek güvenlik gereken alanlarda, tekil ve birleşik çözümler sunuyor. Biyometri ürünlerinde kendi üretimleri ve yazılımları bulunuyor. Bu alanda kullanılan teknolojiler şöyle: Biyometrik doğrulama Masaüstü biyometrik parmak izi Parmak damar izi ve iris terminalleri Biyometrik geçiş kontrol terminalleri Biyometrik geçiş kontrol yazılımları Biyometri sistemi parmak izi ve parmak damar izi geçiş kontrol sistemlerinde; giderek en çok tercih edilen teknolojilerin başında geliyor. Yüksek güvenlik gerektiren birçok kurum, akıllı kartların yanı sıra parmak iziyle doğrulama sistemlerini kullanmak istiyor. Hatta sadece parmak izi değil; parmak damar izi, göz ve göz damar izi veya yüz kullanarak çoklu doğrulatma sistemini tercih edenler de var. Kurum içinde kullanıcıların yetki ve erişim düzeyine göre de bu sistemler değişiyor. Örneğin;

Morpho 3D Face Reader sisteminin en önemli özellikleriği görünmez ışığı sayesinde aktif olduğunun anlaşılmaması ve yüksek güvenlikli geçiş gereken yerler için son derece hızlı olması. bina girişi için sadece parmak izi gerekirken, tesisin içindeki özel bölümlere girişlerde hem parmak hem de damar izinin kullanılması veya diğer biyometrik sistemlerin çoklu olarak kullanılması söz konusu oluyor. Bunun nedeni de; özel alanlara giriş yapan kişinin canlı olduğunun teyit edilmesi gerekliliğinden kaynaklanıyor. Birçok bilim kurgu filmindeki gibi bardağın üzerinden parmak izini alıp kopyasını çıkarıp kullanmak mümkün değil. Parmak ve parmak damar izi doğrulama teknolojisinde Ölçsan’nın çözüm ortağı Morpho Safran. Çoklu parmak damar izi ve parmak izi alanında MorphoAccess VP, MorphoSmart Finger VP OEM ve MorphoSmart Finger VP Desktop serileri kullanılıyor. Bu cihazların ortak özelliği, yüksek güvenlik gerektiren alanlara giriş çıkışta en üst düzeyde koruma sağlanması. Bu cihazlar, birbirini tamamlayan iki biyometrik özelliğin birleşimini oluşturuyor. Hepsi FBI’ın vermiş olduğu PIV IQS sertifikasına sahip. Cihazlar hiçbir şekilde aldatılamıyor. Parmak izi ve parmak damar izinin aynı anda kullanılmasıyla ortaya çıkan yeni veri, kimlik sahtekârlığına olanak vermiyor. Başka birinin parmak izini kopyalayıp kullanması söz konusu değil. Damar izi de kişiden kişiye değiştiği için, parmak izi ile damar izi alınırken sistemde eşleştiriliyor. Parmak izi teknolojinde kullanılan ürünler MorphoSmart CBM E2, MorphoAccess J, MA SIGMA, MA SIGMA Lite. Bu ürünlerin ortak

özelliği, sahte parmak algılama özelliğinin olması. Lateks, jelatin, plastisin, kapton, şeffaf film, silikon, kauçuk, Play-Doh (oyun hamuru), grafit veya kağıttan yapılmış maddelerle sınırlı olmaksızın sahte parmak izlerini tespit etmek mümkün. Geçiş kontrol cihazlarında temassız kart okuma özelliği de bulunuyor. FBI tarafından PIV IQS sertifikalı parmak izi, parmak damar izi şablonu üretiyor ve şifreleme ile dijital imza içeren kapsamlı güvenlik özellikleri bulunuyor. Bu cihazların en önemli özelliği, 250.000 kişi 2 parmak kayıt hafızasına sahip, aynı zamanda geçiş yetkisini bu denli büyük bir hafızayla rekor sürede yani 1 sn altında yapabilmektedir.

Göz ve göz damar izi Stratejik önemi bulunan binalarda, göz ve göz damarı teknolojisinin kullanılması büyük önem taşıyor. Türkiye biyometri teknolojileri konusunda son yıllarda büyük mesafeler kat etti. En yaygın kullanılan parmak izi ama göz izi doğrulama teknolojisi de birçok kurum ve kuruluşun gündemine gelmeye başladı.‘Gözle doğrulama’ teknolojisi, göz damar izini kullanarak Eyeprint ID oluşturuyor. Bu ID, 50 karakterlik alfa numerik bir şifre ile eşdeğer güvenlik sağlıyor. ÖLÇSAN; EyeVerify’ın Eyeprint ID’si için Türkiye’de münhasır temsilcisi ve distribütörü, Avrupa ve hizmet verdiği diğer pazarlarda ise yetkili temsilcisi ve distribütörü. Eyeverify ile ilk ortak projeleri Vodafone Cep Cüzdan oldu. Böy-

Aralık 2015 Güvenlik Yönetimi n 55


ELEKTRONİK GÜVENLİK

uygulaması yapan havaalanlarının yüzde 70’i Vision-Box’ın teknolojisini kullanıyor. Yılda ortalama 20 milyon yolcunun yararlandığı bu sistem, havaalanı çalışanlarının üzerindeki yükü de azaltıyor. Havaalanı geçişlerinde biyometrik kontrol sistemini, İnterpol, FBI, APIS ve cezaevi takip sistemiyle de entegre olarak çalışıyor.

Sınır ve çevre güvenliği lece gözle doğrulama teknolojisi ödeme aracı olarak kullanılmaya başlandı. Uygulama, kullanıcılarına fatura ödemelerinde birçok kurumun faturasını sadece abone numarasını kullanarak uygulama üzerinden ödeme olanağı tanıyor. Bu teknoloji sadece bankacılık işlemlerinde değil, aklınıza gelen her türklü kritik alt yapı alanında kullanılabilir.

Yüz tanımlama (3D Face Reader) Bu biyometrik teknoloji, Amerika ve Avrupa’da giderek yaygınlaştı. Yüz tanımlamada, eş zamanlı 3D görüntüleme teknolojisi kullanılıyor. Temassız erişim kontrolü ile 1 saniyenin altında yüz tanıma ve doğrulama sağlanıyor. Düşük ışık seviyesinde çalışabiliyor. Yüz açılarına ve hareketlerine karşı son derece hassas. Kullanılan 3D teknolojinin yanında 2D teknolojisiyle de yüksek hassasiyetli karşılaştırma yapılıyor. Bu da her seferinde yüzdeki 40 binin üzerinde veri noktası kullanılarak sağlanıyor. Morpho 3D Face Reader sisteminin en önemli özelliklerinden birisi görünmez ışığı sayesinde aktif olduğunun anlaşılmaması ve yüksek güvenlikli geçiş gereken yerler için son derece hızlı olması. Ürün 3 bin kullanıcıya kadar destekleniyor; veri tabanı kapasitesi ise 100 bin şablon. Sistem, SecureAdmin ve SecureTranslate

56 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

PC uygulamaları ile SecureSDK ile özel uygulamalarını destekliyor. Yüksek performansıyla kullanıcının yüzünün üç boyutlu yapısını analiz eder ve son derece hassas eşleştirme sağlar. Yüksek güvenlikli geçiş kontrol sistemi için son derece hızlıdır.

Havalanında e-kapı Birçok ülkenin hedefi, yoğun yolcu giriş-çıkışlarının yapıldığı hava alanlarında biyometri teknolojilerini kullanarak daha hızlı ama o kadar da güvenli geçiş sistemlerini yapmak. E-Kapı; dünya genelinde 50’den fazla havaalanında kullanılıyor.Otomatik sınır kontrolüne olanak sağlayan e-Kapı Sistemi, yolcunun havaalanına girdiği andan itibaren işlemeye başlıyor. Yolcu kiokslarda bulunan fotoğraf makinesi ve otomatik göz bulma sistemiyle yüz tanıma işlemini yapıyor. Ayrıca parmak izi okuyucu ve seyahat belge okuyucu sayesinde yolcu kolayca check-in yapabiliyor. Sistem, yolcunun biyometrik eşleştirmesini kontrol ederek otomatik olarak kimlik doğrulamasını yapıyor.Sistem havaalanında yolcuya her adımda yardım ediyor. Check-in’den sonra bagaj teslimi, güvenlik kontrol noktası, uçağa biniş gibi her aşamada biyometrik kontrol ve eşleştirme, yolcunun zaman kaybını azaltarak kaliteli yolculuk yapmasını sağlıyor. Avrupa genelinde akıllı sınır

Kablosuz olan kameralar doğanın içinde ağaç, kaya herhangi bir yere monte edilebiliyor. Farkedilmesi oldukça güç olan kameralar hareket sensörüne sahip. Ayrıca kameralar insan boyutu ve vücut sıcaklığına karşı duyarlı. Kameraların bulunduğu alanda herhangi bir insan olması durumunda belirli aralıklarla fotoğraf çekerek GPS üzerinden merkez sunucuya gönderiyor. Bu sırada sunucu; bilgisayar başındaki güvenlik görevlisini ikaz ediyor. Görüntülere bakılarak tehdit unsuru olup olmadığına karar veriliyor. Özel pil sistemine sahip olan kameralar, ihtiyaç duyduğu enerjiyi buradan sağlıyor. Pillerin ortalama ömrü ise 370 gün. Kamera sistemi her türlü zorlu hava şartına dayanacak özellikte. Ayrıca gece görüş özelliği de bulunuyor. Ölçsan’nın bu alandaki çözüm ortağı Defendec’in zaman kazandıran ve güvenlik gücünü artıran teknolojileri. En çok kullanıldığı alanlar: petrol kuyuları, depolar, derin deniz arama platformları, rafineriler, petrol yatakları (örn. dış çevre, iç sektörlerin sanal çiti), petrol ve gaz boru hatları, boru hattı pompa istasyonları, depolama tankları ve kalıcı güvenlik yatırımlarının mümkün olmadığı yerlerde geçici altyapılar. Bu sistemde farkedilmez kamuflaj çeşitleri, yüksek güvenlik, şifrelenmiş veri iletimi ve hırsızlık karşıtı gibi özellikleri bulunuyor. Piyasadaki uzak alanlarda “sanal göz” imkanı sunan tek üründür.



ELEKTRONİK GÜVENLİK

Elektronik ürün takip sistemlerinde Synergy dönemi başlıyor Synergy Elektronik Ürün Takip Platformu, sahip olduğu entegre çözümlerle, klasik anten sisteminin çok ötesinde geliştirilmiş mağaza zekası sunuyor. SENSORMATİC

İ

lk bakışta estetik dizaynı ile dikkat çeken platform, klasik alarm antenlerine göre daha ince ve şık bir tasarıma sahip. Yeni platform, geniş algılama aralığı ile mağaza girişlerinin daha geniş kullanılmasına olanak tanıyor. Yeni tasarımı ile şapka ve gözlüklerin takılarak çıkılması ile yaşanan kayıpları en aza indiriyor. Synergy Elektronik Ürün Takip Platformu; kompakt yapısı ile ek bir cihaz olmadan; kişi sayma, kamera, metal folyo, jammer algılama ve RFID fonksiyonlarını tek bir platformda bütünleştiriyor. Aynı zamanda herhangi bir arıza durumunda uzaktan bağlanılarak servis hizmeti verilmesine de olanak tanıyarak işletme maliyetlerini azaltıp, verimliliği artırıyor. Sensormatic CEO’su İsmail UZELLİ; günümüzde işletmelerin daha az kaynak kullanarak daha fazla fayda elde etmeye önem verdiğini ve Synergy Platformunun da içinde barındırdığı farklı tekno-

58 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

lojilerle bu talebe hizmet ettiğini belirtiyor. Synergy’nin isminin de farklı yeteneklerin bir araya gelmesi ile oluşturulan ortak faydadan, yani sinerji kelimesinden geldiğine dikkat çeken UZELLİ, platformun önümüzdeki dönemde sadece ürün takip sistemi anlayışını değiştirmekle kalmayıp mağaza yönetim anlayışını kökten değiştireceğini belirtiyor. Synergy Platformunda, antenlerin arka algılamaları ayarlanırken orta algılamaları etkilenmiyor. Bu sayede antenlerin arkasında kalan 1’er metrekarelik alanlar da, ürün sergileme ve satış amaçlı kullanılabiliyor. Unutulan etiketlerden kaynaklı yanlış alarma anında müdahale Mağazaların yanlış alarm sebebi ile açtığı servislerin %80’i etrafta unutulan etiketlerden kaynaklanıyor. Böyle bir durumda mağaza, çoğu zaman servis gelene kadar sistemi kapatmayı tercih ediyor. Oysa Synergy platformu yerinde

servise gerek kalmadan uzaktan bağlanarak; unutulan etiketin nerede olduğunu tam olarak söyleyebiliyor. Hem zamandan hem de maliyetten tasarruf ediliyor. Synergy Platformu içeri giren ve dışarı çıkan etiketler, metal folyo yada jammer (sinyal kesici) kullanımı gibi durumlarda her olay için farklı bir renk ve ses ile sinyal verebiliyor. Örneğin; sert etiketli bir ürün çıkarken sesli ve turuncu alarm, metal folyolu bir çanta girdiğinde sessiz sarı alarm, jammer ile bloke edildiğinde kırmızı alarm ile haber verebiliyor. Bu şekilde mağazanızdaki personel ile özel iletişim dili kurarken, operasyonel verimlilik sağlıyor.

RFID kurulumuna hazır platform Kısa ya da uzun vadede RFID sistemine geçiş yapmak isteyen işletmeler, Synergy Platformu ile sürdürülebilir bir sistem sahibi olarak; yatırımlarını koruyor. RFID sistemine geçildiğinde, hangi renk ve özellikte, kaç adet ürünün, ne zaman ve ne şekilde mağazaya girdiği ya da çıktığı gibi özel raporlamalar yapılabiliyor. Kayıp trendleri takip edilebiliyor.

İlk modüler kamera uygulaması… Klasik alarm antenlerinden farklı olarak ilk kez bir kamera anten üzerinde konumlandırıldı. Synergy’nin sahip olduğu entegre kamerası sayesinde, ek bir güvenlik ekipmanına gerek duymadan, olay anına ait video görüntüleri ile doğrulama yapılabiliyor.



ELEKTRONİK GÜVENLİK

Mövenpick Hotel İstanbuL Golden Horn Projesi Mövenpick standartlarına uygun olarak yapılan sistemdeki tüm yatak odaları detektörlerinde, buzzerlı dedektör soketi kullanılmış olup dedektör algılama yapar yapmaz alarm doğrulama olmaksızın ilgili odanın buzzerı aktif edilerek odadaki kişi uyarılmaktadır. Gürkan ÜNSAL / Saha Uygulama Departmanı Yönetici ATEKSİS

B

oğazın doğal bir uzantısı olan Haliç’te yer alan Mövenpick Hotel İstanbul Golden Horn; 10 kat ve 136 odasıyla balo salonu, toplantı salonları, fitness ve spa merkezlerinin bulunduğu modern bir butik otel olarak hizmet vermektedir. Mövenpick Hotel İstanbul Golden Horn’nun yangın algılama ve acil anons sistemleri bosch ürünleri ile yenilendi. Ateksis’in gerçeklerştirmiş olduğu projede yangın algılama sisteminde modüler Bosch FPA 5000 ürünü kullanıldı. Sistem; 2 tekrarlama paneli, 13 döngü ve yaklaşık 1500 adresten oluşuyor. Mövenpick standartlarına uygun olarak yapılan sistemdeki tüm

60 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

yatak odaları detektörlerinde, buzzerlı dedektör soketi kullanılmış olup dedektör algılama yapar yapmaz alarm doğrulama olmaksızın ilgili odanın buzzerı aktif edilerek odadaki kişi uyarılmaktadır. Yangın anında asansörler ve kayar kapılar serbest hale geçirilerek sisteme entegre çalışan acil durum anonsuyla binadan tehlikesiz ve kolayca tahliye olanağı sağlandı. Yangın anında duman kontrol senaryosu kapsamında havalandırma üniteleri çalıştırılmakta veya durdurulmakta ve damperler istenilen pozisyona getirilmektedir. Damperlerin tüm konumlarının izlenmesinin yanı sıra bu bilgiler sistemdeki adresli röle modülleri üzerinden Bina Otomasyon

Sistemi’ne bilgi olarak aktarılmaktadır. Bosch Plena’nın kullanıldığı ve 18 ayrı bölgeden oluşan seslendirme sisteminde restoran ve lobide acil anons ve müzik yayını ortak sistemden yapılmaktadır. İlgili mekânlara yerleştirilen ses kontrol düğmeleri aracılığıyla istenilen seviyeye ayarlanabilen müzik sesi, yangın durumunda kesilerek tahliye anonsu maksimum seviyede mekâna aktarılmaktadır. Balo salonu, konferans salonu gibi yerel ses sistemlerinin bulunduğu alanlarda da acil durumda yangın algılama sisteminden verilen kontak aracılığıyla bu bölgelerdeki ses veya müzik yayını, acil durum ortadan kalkana kadar kesilmektedir.



ELEKTRONİK GÜVENLİK

Nesnelerin interneti Esense Esense hayatınızı kolaylaştırır, depolanmış verilerinize grafik ve periyodik rapor halinde ulaşmanızı sağlar. EDS ELEKTRONİK DESTEK SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.

E

DS tarafından; ortam denetleme sistemi olarak tasarlanan Esense, sensörlerden gelen sıcaklık, nem, ses ve basınç değerlerini kablolu/kablosuz olarak sunucuya 7/24 iletir. Akıllı telefonla da izleyebileceğiniz Esense; dünyamızı kontrol eden bir dünyayı bizlere sunar. SMS, e-mail ve canlı arama ile acil bilgilerinize anında ulaşmamızı sağlayan Esense’de veriler server da yıllarca kayıtlı tutulur. Haftalık, aylık, yıllık raporlarınıza istediğiniz gibi ulaşma imkânı sağlar. Esense görüntüleme sistemleri ve sensörleri medikal, eczacılık, endüstriyel ve yüksek teknoloji ürünlerinde kullanılmak için tasarlandı. Esense cihazı su taşmalarını, yüksek sıcaklıkları, nem ve elektrik kesilmesi gibi sorunları önceden herhangi bir hasar gelmeden tespit eder. Sıcaklığı, nemi, voltajı, sesi ve basıncı kontrol ederek, zararlı etkilerini yok eder.

Esense dünyamızı kontrol ederek korur Dört ayrı sensör için kablolu veya kablosuz seçeneğiyle; esense

62 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

ortam denetleme panellerinin üstünde bağlantı konnektörleri bulunmaktadır. LCD ekran sensör verilerini, tarihi, saati ve sensör isimlerini gösterir. Esense ortam denetleme panelinde 10/100 Mbps ethernet portu vardır. Veriler ana servera TCP/IP protokolü ile transfer edilir. Esense 5 V DV 1 A adaptör ile çalışır. Esense; kablolu kablosuz ortam denetleme paneli, GSM modül, nem sensörü, sıcaklık sensörü, basınç sensörü, voltaj ve frekans sensörü, gürültü sensörü, dijital/analog giriş modülü ailesinden oluşur.



BİLGİ GÜVENLİĞİ

İnternetteki en tehlikeli kasaba: Ramnicu Valcea Korsanlar öncelikli olarak hükümetleri, büyük şirketleri ve perakendecileri hedef alırlar; bireyler ise genellikle Phishing Spamlere takılır. Phishing; dolandırıcıların rastgele kullanıcı hesaplarına, e-mail gönderdikleri bir çevrimiçi saldırı türüdür. Füsun KOCAMAN

T

ransilvanya Alplerinin eteklerinde yer alan 100,000’ den az nüfuslu bir kasaba; Ramnicu Valcea. Kasabanın neredeyse tek geçim

64 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

kaynağı OLTCHIM kimyasal üretim fabrikasında çalışan işçiler ya da tarım veya ormancılıklar uğraşan kasabalılar; bahçelerinde tavuklar gezen, balkonlarında rengârenk çamaşırlar uçuşan

sıradan evlerde, sıradan yaşamlar sürdürüyorlar. Tüm bu sıradan öyküye rağmen kasabada şaşırtıcı büyüklükte bir AVM, büyük bir Mercedes-Benz bayii ve 57 adet Western Union ofisi mevcut!


Sokaklarda başka birçok kentte rastlayamayacağınız sayıda ve seviyede lüks arabalar dolaşıyor ve FBI tüm dikkatini bu kasabaya yöneltmiş ve Romanya Polis Teşkilatıyla ortaklaşa soluksuz bir mücadele yürütüyor; çünkü burası HACKERVILLE! 10 yıl öncesine kadar işsiz ve can sıkıntısından ne yapacağını bilemeyen gençler; nasıl oldu da şişesi 300 dolarlık Dom Perignon marka şampanyadan başka bir şey içmediği için kendisine Dom lakabı takılan delikanlıya dönüştü? Ya da bir kolunda Rolex Oyster saat diğer kolunda ayağında Jimmy Choo ayakkabılı güzel bir kızla gece kulüplerinde her gece binlerce dolar harcayan bir kazanovaya? Onlar internetteki fırsatları keşfettiler!!!

Aslında lakabı Hackerville değil Scamville olmalı Korsanlar öncelikli olarak hükümetleri, büyük şirketleri ve perakendecileri hedef alırlar, bireyler ise genellikle “Phishing Spam”lere takılır. Phishing; dolandırıcıların rastgele kullanıcı hesaplarına, e-mail gönderdikleri bir çevrimiçi saldırı türüdür. E-postalar, bilinen web sitelerinden veya kullanıcının bankasından, kredi kartı şirketinden, e-mail ya da internet hizmeti sağlayıcısından gönderilmiş gibi gösterilirler; genellikle hesapları güncelleyebilmek için kredi kartı numarası veya şifre gibi kişisel bilgiler sorulur. Bu e-postalarda kullanıcıları bir başka web sitesine yönlendiren URL linki yer alır ama bu site aslında ya sahte ya da bozulmuş bir web sitesidir. Kullanıcılardan bu siteye gittiklerinde Phishing saldırısını yapan kişiye iletilmek üzere kişisel bilgilerini girmeleri istenir. Dünya genelinde korsanlar; her

Dünya genelinde korsanlar; her gün 156 milyon Phishing e-mail gönderiyorlar. Ortalama 80,000 kişi bu tuzağa düşüyor ve bu sahtekârlığın küresel bedeli yılda 50 milyar dolara ulaşıyor. gün 156 milyon Phishing e-mail gönderiyorlar. Ortalama 80,000 kişi bu tuzağa düşüyor ve bu sahtekârlığın küresel bedeli yılda 50 milyar dolara ulaşıyor. Dünyanın on-line dolandırıcılık listesinde başı çeken 25 ülke (hacim sıralamasında büyükten küçüğe): 1. Letonya 2. Mısır 3. ABD, 4. Meksika 5. Ukrayna 6. Macaristan 7. Malezya 8. Kolombiya 9. Romanya 10. Filipinler, 11. Yunanistan, 12. Brezilya 13. Çin 14. Endonezya 15. Rusya 16. Singapur 17. Nijerya 18. Kanada 19. Portekiz 20. İsviçre 21. İngiltere 22. Hindistan 23. Hollanda 24. Fransa 25. Avusturya Online açık artırma sahtekârlığı söz konusu olduğunda ise Romanya 1. sıraya yerleşiyor! Bu faaliyetin başkenti Ramnicu Valcea isimli küçük bir kasaba. Romanya’nın güneybatısında yer alan, tarihi orta çağlara kadar uzanan, küçük, sevimli, turistlerin ilgisini çeken bu kasabaya dünya basını Hackerville adını verdi. Kasabayı Wikipedia’da araştırdığınızda karşınıza şu ifadeler çıkıyor: “Râmnicu Vâlcea siber suçların küresel merkezi olarak adı çıkmış bir kasabadır, dolandırıcılar Ebay ve Craiglist başta olmak üzere, e-ticaret araçlarını kullanarak yabancı alıcılardan satış başına binlerce çalmakta ve milyonlarca dolar gelir elde etmektedirler. Bu

işten büyük vurgunlar yapanlar lüks araba endüstrisine gelir sağlamaktadır.” Düşünebiliyor musunuz; kasabanın tarihi, politik yapısı, endüstrisinin yanında bir de bu yönü tanıtılıyor! Romanya kaynaklı dolandırıcılığın ABD’ye verdiği zararın 1 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. FBI, Romanya’daki siber suçlarla savaşmak için 600 Rumen polisine eğitim verdi ve ülkede yalnızca 2010 yılında 188 siber suçu yakalandı ama büyüme devam ediyor. Bu suçları araştırmak çok zor; çünkü suçlular birçok katman şeklinde organize oluyorlar ve bunların her birini tespit etmek mümkün olmuyor. Bu kasabaya basın tarafından Hackerville denmesine karşın aslında işlenen suç “hacking” değil daha çok “scam”, yani dolandırıcılık. Buradaki saldırganlar kurbanlarının bilgisayarlarına sızarak değil; alenen ama gerçekte var olmayan bir ürün ya da hizmeti satışa sunarak kazanç sağlıyorlar. Neden bu kasaba bu yönde gelişti tam olarak bilinmiyor ama komünizmin çökmesinden sonra doğan neslin IT bilgi ve becerilerinin yüksek olması, gençlere iş imkânı bulunmaması ve dünyanın öbür ucundan birine saldırı düzenlemenin rahatlığı gibi nedenler üzerinde duruluyor.

Nasıl işliyor? E-ticaret şeklinde işliyor: Korsan

Aralık 2015 Güvenlik Yönetimi n 65


BİLGİ GÜVENLİĞİ

Romanya kaynaklı dolandırıcılığın ABD’ye verdiği zararın 1 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. FBI; Romanya’daki siber suçlarla savaşmak için 600 Rumen polisine eğitim verdi ve ülkede yalnızca 2010 yılında 188 siber suçu yakalandı ama büyüme devam ediyor. bir ürün ya da hizmeti yem olarak e-ticaret sitesinde sunuyor ve birileri gerçekte var olmayan bu ürün ya da hizmeti satın almaya kalkıyor ve para yolluyor. Kurban parayı bir Avrupa bankasındaki sahte bir hesaba transfer ediyor ve para oradan Ramnicu Valcea’daki Western Union’a transfer oluyor. Para taşımacı olarak görevlendirilen kişiler Western Union ATM’sinden parayı nakit olarak çekiyorlar.

Râmnicu Vâlcea öyküsü Diğer tüm Rumen kasabaları gibi Râmnicu Vâlcea’da da yakın geçmişte sokaklarda görülebilen tek araba markası yerli Dacia idi. Bilgi sınırlıydı, devlet televizyonu hafta içi 2 saat, Nicolae Ceauşescu’yu övmek için yayın yapardı. 1989 da yaşanan

66 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

devrim ve Ceauşescu ve karısının infazından sonra ülke pazar ekonomisine açılmaya başladı. Kasaba barındırdığı kimya endüstrisi sayesinde diğer kasabalara göre biraz daha iyi durumda olsa da, gençler için iş bulmak çok zordu. 1990’ ların sonlarında, yeni bir devrim daha yaşandı: internet. Siber dolandırıcılık yapmak için dahi olmak gerekmiyor aslında. İlk tespit edilen eylemlerden biri Piteşti yakınında bir kasabada gerçekleşti: Bir dolandırıcı satılık cep telefonu ilanları yayınlıyor diğeri de bu telefonlardan satın almak isteyenlerin gönderdikleri parayı çekiyordu, böylelikle birkaç yüz dolar kazandılar. Ama o kadar acemiydiler ki; parayı çeken kişi gerçek kimliğini kullanıyordu ve polis kendisini bir internet kafede kolayca yakaladı ve şahıs suçunu

hemen itiraf etti. Tüm iş kollarında olduğu gibi, dolandırıcılar da kendilerini geliştirdiler ve adapte ettiler. İlk önce sahte emanet hizmetleri başlattılar; kurbanlar parayı bu sözde güvenilir ve çok ciddi bir şirket görüntüsü verecek şekilde hazırlanmış bir web sayfasına sahip, üçüncü kuruluşa yolluyordu. Düzenbazlar inandırıcılıklarını artırmak için akla gelmeyecek hileler kullanıyorlar; hileleri duyuldukça ve ağızdan ağıza yayıldıkça yeni taktikler geliştiriyorlar. Örneğin; kullanılmış araba satışı tezgâhlanırken, arabanın yanına bir Amerikan askerinin fotoğrafını yerleştirip, yanına da askerin ağzından yurtdışı görevinden dönerken arabasını hızla ve ucuza elden çıkarmak istediğini yazdılar. Bir başka örnekte alıcıya arabanın iyi durumda olduğunu kanıtlamak için, arabayı incelettireceğini belirten satıcı, (arabanın parasını değil) yalnızca arabanın inceleme parasını istemekle yetiniyor. Yaratıcılıkta sınır tanımayan bu kişiler, değişik senaryolar hazırlıyor. Her durumda ne cevap verileceğini yazılı metin haline getiriyor; hatta Amerikalıları kandırabilmek için ana dili İngilizce olan kişilere mükemmel bir İngilizceyle mailler yazdırıyorlar. 2005 yılına gelindiğinde, Romanya’nın siber do-

Korsan; bir ürün ya da hizmeti yem olarak e-ticaret sitesinde sunuyor ve birileri gerçekte var olmayan bu ürün ya da hizmeti satın almaya kalkıyor ve para yolluyor. Kurban parayı bir Avrupa bankasındaki sahte bir hesaba transfer ediyor ve para oradan Ramnicu Valcea’daki Western Union’a transfer oluyor.


landırıcılık ünü dünyaya yayılınca kimse bu ülkeye para göndermek istemez oldu; ama onlar bunu da aştılar ve parayı başka Avrupa ülkelerindeki bankalara yollatmaya başladılar. “Ok” (Arrow) kod adı verdikleri, aslen Romanyalı olmakla birlikte değişik Avrupa kentlerinde ya da Amerika’da ikamet eden kişilere bu paraları bir yüzde karşılığı çektirtme yöntemini işleme koydular.

Râmnicu Vâlcea’nın yıldız ismi Râmnicu Vâlcea’nın dolandırıcılık ağlarının anatomisini gün ışığına çıkaran; 2008 de yakalanan genç girişimci (!) Romeo Chita oldu. Chita mesleğe (!) İngiltere’de “Ok” olarak başlamış ve hayli başarılı olmuş. Hızla mevkiini yükselterek, birkaç hamle sonra kendi ağını yöneten bir patrona dönüşmüş. Rumen polisi Chita’yı araştırmaya 2006 da başlamışlar; bu dönemde hiçbir yasal geliri olmadığı halde lüks arabaları, her gece kulüplerde eğlenmesi polisin dikkatini çekmiş. Chita, NetOne isimli bir internet servis sağlayıcı kurmuş ve polisler müşteri bilgilerini istediklerinde NetOne’ın kayıt tutmadığı cevabını almışlar. 2008’ in Ocak

ayında; bir muhbir polise Chita için çalışan iki kişinin telefon numaralarını vermiş ve bu telefonları dinleyen polis adamlardan birinin Chita’ya gönderdiği mesajda para transferi kontrol bilgilerini iletmiş. Polis, Chita ve adamlarını izleyerek Chita’ya para akıtan kurbanları tespit etmeyi başarmış. Görmüşler ki; kullanılan teknik bildiklerinden daha gelişmiş bir seviyede: “Spear Phishing” kullanıyorlar. “Hedef Odaklı Oltalama Saldırıları” olarak bilinen Spear Phishing belirli bir grubu veya kuruluşu hedefleyerek fikri mülkiyet, finansal veriler, ticari veya askeri sırlar ve diğer gizli bilgileri çalmaya odaklanır. Klasik Phishing saldırısından farklı olarak, Spear Phishing ile siber saldırganlar seçtikleri hedef kişileri araştırırlar; örneğin hedefledikleri kurbanın LinkedIn ya da Facebook hesaplarını okurlar ve varsa forum gibi ortamlardaki mesajlarını incelerler. Saldırganlar bu araştırmalara dayanarak hedefledikleri kurbanlarla direkt ilişkili ve özel e-posta içerikleri oluştururlar. Böylece; bireylerin bu saldırıların kurbanları olma olasılıkları da oldukça yükselir. Chita; Amerikan şirketlerine vergi dairesi IRS’den ya da Adalet Bakanlığından gönderilmiş süsü verilmiş mailler yollayarak; maillerin içine yerleştirdikleri Truva Atları aracılığıyla şirketin banka hesap bilgilerini ve şifrelerini ele geçiriyor. İddiaya göre Las Vegas’ta (çoğu evsiz) insanları işe alarak sahte şirket hesapları açtırıyor ve paraları bu hesaplardan tahsil ettiriyor. Cleveland, Ohio’nun banliyösü Westlake’de aşırı hız nedeniyle

bir arabayı durduran polis, ceza kesecekken arabada bazı uyuşturucu araç, gerecini fark ediyor ve arabadaki iki kişiyi tutukluyor. Araba arandığında, 8 cep telefonu, 2 bilgisayar, sahte kimlikler, bir sürü para transfer makbuzu ve nakit 63,000 USD buluyorlar. Şahısların Romanya kökenli oldukları anlaşılınca, konu derinlemesine araştırılıp Chita’ya uzanan bağlantılar tespit ediliyor. Tutuklanan şahıslar da, Ok olduklarını ve Ocak ayı boyunca Orta Batı Amerika’da dolaşıp değişik Western Union veya MoneyGram şubelerinden para tahsil ettiklerini itiraf ediyorlar. Geçtiğimiz yaz, Romanya polisi ve FBI yetkilileri her iki ülkede de bir dizi baskınlar düzenleyerek Chita’yı gözaltına almayı başardılar. 14 ay gözaltında kaldıktan sonra mahkemenin sonuçlanmasına kadar –ki halen sonuçlanmadı- tutuksuz yargılanmasına karar verildi ve serbest bırakıldı. Şu an Ramnicu Valcea sokaklarında korumaları eşliğinde bir üniversite öğrencisi kılığında ama her saat başka bir “en pahalı” arabada dolaşıyor. Romanya polis teşkilatının bu suçlarla başa çıkması birçok açıdan çok zor. Her şeyden önce kurbanlar yabancı bir ülkenin vatandaşları ve yakalananlar biz kendi halkımıza karşı bir şey yapmıyoruz ki savunmasının arkasına sığınıyorlar ve affedilmeyi bekliyorlar! İşsizliğin yoğun olduğu bu kasabada, hatta ülkede, pahalı arabalar ve şık giysilerle yaşanacak güzel bir hayata ulaşmanın tek yolu online hırsızlık olarak görülüyor. Bu operasyonların belli bir lokasyonda birikmesi de hem sosyal dokuyu enfekte ediyor; hem de yeni yetişenlerin de bu yönteme başvurmalarını kolaylaştırıyor.

Aralık 2015 Güvenlik Yönetimi n 67


BİLGİ GÜVENLİĞİ

Sevgili ararken hackera yakalanma! IBM; incelenen 41 sık kullanılan arkadaş bulma uygulamasından %73'ünün güncel ve geçmiş GPS konum bilgilerine erişimi olduğunu ortaya çıkarmıştır. Saldırganlar kullanıcının güncel ve geçmiş GPS konum bilgilerini yakalayabiliyor. IBM

I

BM Güvenlik Birimi tarafından yapılan yeni bir araştırmaya göre en popüler mobil arkadaş bulma uygulamalarının %60’ından fazlası, kişisel kullanıcı bilgilerini ve kurumsal verileri riske atan, çeşitli internet saldırıları için risk taşıyor. IBM’in araştırmasına göre bu uygulamaların birçoğunun (kamera, mikrofon, depolama, GPS konumu ve sanal cüzdan fatura bilgileri gibi) aygıttaki diğer özelliklere de erişimi bulunuyor ve dolayısıyla da güvenlik açıklarıyla birlikte hackerlar için cazip duruma getiriyor. Araştırmada yer alan kuruluşların hemen hemen yarısındaki çalışanların iş için kullandıkları mobil aygıtlarda, en popüler arkadaş bulma uygulamalarından en az biri kurulu bulunuyor. Pew Araştırma Şirketi’ne göre Amerika’daki her 10 kişiden biri (yaklaşık 31 milyon kişi) bir arkadaşlık sitesine üye ya da arkadaş bulma uygulamasını kullanıyor ve son sekiz yılda internet ortamında tanışarak flört edenlerin sayısı %66’ya yükseldi. Kullanıcıların bu tip sitelerle paylaştıkları kişisel bilgiler konusunda çok dikkatli olmaları gerektiğine vurgu yapan araştırma, bazı 68 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

kullanıcıların paylaşım oranlarını artırarak kişisel güvenlik ve gizlilik bakımından kendilerini tehlikeli bir duruma soktuklarını gösteriyor. IBM Güvenlik Biriminin araştırmacıları bu çalışmada Android mobil platformundaki 41 arkadaş bulma uygulamasından 26’sının orta ya da yüksek düzeyde güvenlik açıkları bulundurduğunu saptadı. Bu analiz; Ekim 2014’te Google Play mağazasında var olan uygulamalar temel alınarak yapıldı.

olarak sıfırlar. Parolalara dikkat edin: Sahip olduğunuz her internet hesabı için farklı parolalar kullanın. Tüm hesaplarınız için aynı parolayı kullanırsanız, birçok saldırıya maruz kalabilirsin. Zamanında güncelleme: Çıktıkları anda her zaman uygulamaların ve aygıtın için en son güncellemeleri yükleyin. Bu, cihazdaki ve uygulamalardaki hataları ve açıkları düzelterek daha güvenli hale getirir.

Hacker saldırılarından korunmak için atılacak adımlar

Güvenilir bağlantılar: Uygulamayı yalnızca güvenli Wi-Fi bağlantılarında kullanın. Hackerlar bu tip saldırılarda genellikle sizi doğrudan kendi aygıtlarına bağlayan sahte Wi-Fi ağlarını kullanır. Bu araştırmada bulunan güvenlik açıklarının birçoğu Wi-Fi üzerinden kötü amaçlı kullanılabilir.

IBM en çok kullanılan Android arkadaş bulma uygulamalarının %60’ından fazlasında birçok güvenlik açığı olduğunu ortaya çıkarmışsa da hem kullanıcılar hem de işletmeler kendilerini olası tehditlerden korumaya yönelik adımlar atabilir.

İşletmeler neler yapabilir? Kullanıcılar neler yapabilir? Gizemli olun: Uygulama aracılığıyla iletişim kurduğun kişiden emin oluncaya kadar işyeri, doğum günü ya da sosyal medya profilleri gibi kişisel bilgilerini çok fazla ortaya dökmeyin. Verdiğin izinleri kontrol edin: Telefondaki ayarları görüntüle ve izinleri denetleyerek bir uygulamayı kullanmak isteyip istemediğinize karar verin. Güncelleme yaparken uygulamalar genellikle adres defteri ya da GPS verilerine erişimleri özellikleri otomatik

Kuruluşun güvenliğini korurken çalışanların kendi aygıtlarını kullanmasını sağlamak için mobil tehdit yönetimi (MTM) yetenekleriyle Kurumsal Mobil Yönetimi (EMM) ürünlerinden yararlanılmalıdır. Çalışanların Google Play, iTunes ve kurumsal uygulama mağazası gibi yalnızca yetkili uygulama mağazalarından uygulamalar yüklemesine izin verilmelidir. Üçüncü parti uygulamaları yüklemenin tehlikeleri ve uygulamalara izin verildiğinde bunun ne anlama gelebileceği konusunda çalışanlara eğitim verilmeli.



BİNA OTOMASYON

Otomasyon sistemleri enerji tassarufu sağlıyor Enerji verimliliğin son derece önemli olduğu ve hatta binaların LEED ve BREEAM gibi sertifikalarla yeşil bina olarak adlandırdığı bu dönemde bina otomasyonu gereklilikten ziyade zorunluluk haline gelmektedir. ENOKSİS ENDÜSTRİYEL OTOMASYON İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.

E

nerji verimliliğin son derece önemli olduğu ve hatta binaların LEED ve BREEAM gibi sertifikalarla yeşil bina olarak adlandırdığı bu dönemde bina otomasyonu gereklilikten ziyade zorunluluk haline gelmektedir. Genel kurulum amacı binalarda kullanılan ekipmanların kontrollerini yaparak enerji tasarrufu elde etmek olan “Bina Otomasyon Sisteminde” işletme güvenliği artarken, enerji tasarrufu ve işletme maliyetlerinin optimizasyonu da sağlanmaktadır. Çoğunlukla alışveriş merkezlerinde, çok katlı binalarda, iş merkezlerinde, resindence, hastane, endüstriyel tesisler vb. yapılarda kurulan bina otomasyon sistemleri; yapılarda hem maliyet hem de işletme açısından tesislere ve kullanıcılara önemli avantajlar sağlamaktadır. Bazı hesaplamalara göre kurulumu yapılan “Bina Otomasyonu Sistemi” altı ay ile üç yıl arasında kurulum maliyetlerini amorti etmektedir. Günümüz bina otomasyon sistemleri enerji, giderlerini azaltmanın yanında mevcut iklimlendirme

70 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

ekipmanlarını kullanarak konfor düzeyini artırıyor. Bütün sistem ve ekipmanları tek bir istasyondan yöneterek daha az sayıda teknik personel ile daha verimli işletme sağlıyor. Teknik sistemlerin dağınık bir şekilde bulunduğu binalarda; sağlıklı ve ekonomik bir işletim için bina otomasyon sisteminin kullanılması bir ihtiyaç haline gelmiştir. Bir binadaki mekanik ve elektriksel sistemler binanın toplam maliyetinin oldukça büyük kısmını meydana getirir. Bu sistemler ısıtma, soğutma, iklimlendirme, aydınlatma, taşıma (asansörler, yürüyen merdivenler vb.) gibi hizmetleri karşılar.

Bina Otomasyon Sistemi Görüldüğü gibi ihtiyaçtan doğan bina otomasyon sistemlerinin başlıca üç amacı vardır: Merkezi denetim ve işletmeyi sağlamak, Enerji tasarrufunu sağlamak, Güvenlik kontrolünü sağlamak. Bina işletimini gerçekleştirecek personelin görevi, klima santrallarının, aspiratörlerin, pompaların, ısıtma kazanlarının ve soğutma gruplarının çalıştırılıp durdurulmasından, aydınlatmada ışıkların yakıp söndürülmesine ve bu gibi ünitelerin bakımlarına kadar değişik elektriksel ve mekanik işlev-


leri kapsar. Yalnızca bu işlemleri yapmak ve sistemleri devrede tutmak için bile önemli ve pahalı bir insan gücü gerekmektedir. Buna karşın bina Otomasyonu sistemi, merkezi kumanda odasındaki bilgisayardan binadaki tüm sistemleri sürekli kontrol altında bulundurur. Personelin de ancak çok acil ve gerekli durumlarda bakım ve onarım görevlerini üstlenmesini, çok daha verimli ve insan hatasına yer vermeyen bir merkezi işletme elde edilmesini sağlar. Endüstriyel tesisler, rezidans binaları, oteller, alışveriş merkezleri, iş merkezleri, hastaneler, eğitim kurumları kısmen ortak, kısmen de birbirlerinden farklı otomasyon ve entegrasyon gereksinimlerine sahiptirler. Biz “Enoksis Endüstriyel Otomasyon” olarak bina otomasyon sistemlerinde;

Klima Santralleri (AHU), Egzoz, besleme, basınçlandırma fanları, Pompalar Kazanlar ve ısıtma sistemleri, Soğutma grupları ve soğutma sistemleri, Isı dönüştürücüler (Isıtma, kullanım sıcak suyu vb..) Elektrik ve ısı enerjisi izleme (Enerji analizörleri, akım-gerilimgüç izleme, enerji anahtarlama)

Oda mekanik ekipmanları (Fan Coil, VRV, VAV, split klima..) Su depolama ve temin sistemleri, jeneratör, kompresör, su arıtma, paket cihazlar İç ve dış aydınlatma Sistemlerinin kontrolü alanında faaliyet göstermekteyiz. Bu sistemlerin verimli ve tek bir noktadan izlenebilmesini ve kontrol edilebilmesini sağlıyoruz. Sistemlerimizi tasarlarken genel olarak üç kısma ayırıyoruz. En alt basamakta, kumanda edilecek fiziksek ekipmanlar ile ilişikte bulunan “Saha Ekipmanları” olarak adlandırılan elektrikli kumanda ve ölçüm elemanları vardır. Kumanda elemanlarına örnek olarak “Vana Motoru”, “Damper Motoru”, “Fark basınç anahtarı” gibi analog veya dijital sinyaller ile kumanda edilen cihazlar örnek gösterilebilir. “Sıcaklık Sensörü”, “Nem Sensörü”, “Basınç Sensörü”, “Aydınlık Seviye Sensörü” saha giriş sinyalleri olarak örnek gösterilebilir. İkinci basamakta saha ekipmanlarından alınan ve saha ekipmanlarına gönderilen bilgilerin elektriksel sinyallere çevrilmesine yardımcı olan “GirişÇıkış Modülleri” yer almaktadır. Kontrol cihazlarında yorumlanacak giriş-çıkış bilgileri “ analog “ ve “ dijital “ olmak üzere iki ana grupta yorumlanabilir. “Giriş-çıkış modülleri” saha ekipmanları ile bilgi alışverişi yaparken “0-10 VDC”, “2-10 VDC” , “0-10 VDC” veya “4-20 mA” gibi standartlaşmış farklı sinyal tiplerini kullanır. Saha ekipmanları ile bağlantıları her bir cihaz için ayrı ayrı fiziksel olarak elektrik kabloları ile gerçekleştirilir. Her bir modül tek bir cihaz için kullanılabileceği gibi bir modüle birden fazla cihaz da bağlanabilen modelleri vardır. Üçüncü basamakta kontrol cihazı

Günümüz bina otomasyon sistemleri enerji, giderlerini azaltmanın yanında mevcut iklimlendirme ekipmanlarını kullanarak konfor düzeyini artırıyor. Bütün sistem ve ekipmanları tek bir istasyondan yöneterek daha az sayıda teknik personel ile daha verimli işletme sağlıyor. yer almaktadır. Kontrolör, giriş çıkış modülleri ile tek bir haberleşme kablosu ve haberleşme protokolü kullanarak haberleşir ve kısa zaman çevrimlerinde aldığı bilgileri yorumlayıp, önceden programlandığı şekilde çıkışlar üretir. Büyük ve birden fazla kontrolör gerektiren sistemlerde bir üst basamak olarak, kontrolörler arası haberleşme hattı mevcuttur. Bu seviyede kontrolörler aralarında bilgi alışverişi yapmaktadırlar. Ayrıca bu hatta yerleştirilecek bir “Merkezi Bilgisayar” da, uygulama mühendisinin hazırlayacağı ara yüzler sayesinde kullanıcılara, tüm sistemi gruplar halinde bir arada görme ve kumanda etme fırsatı vermektedir. SCADA adı verilen bu sistemle sahadan alınan bilgiler anlık olarak izlenebilir, işlenebilir ve kayıt edilebilmektedir. Aşağıda SCADA sitemimizden bir örnek bulunmaktadır.

Aralık 2015 Güvenlik Yönetimi n 71


BİNA OTOMASYON SCADA Sistemi-Klima Santrali

Bina otomasyonu sistemi, merkezi kumanda odasındaki bilgisayardan binadaki tüm sistemleri sürekli kontrol altında bulundurur. Personel ise çok acil ve gerekli durumlarda bakım ve onarım görevlerini üstlenir. Otomasyon isteminin gerekliliğini ve önemini daha iyi kavrayabilmek için örnek olarak bir depo sistemini ele alalım. Depo, kuyu ve terfi merkezlerinde ölçüm ve kumanda çalışmaları yapılır. Bunun için sahadan gerekli veriler alınmalıdır. Burada depo üst seviye kontrolü ile taşmalar önlenir. Deponun bulunduğu yer ile pompaların konumuna bağlı kontrol ve veri alışverişi kablolu veya kablosuz iletişim ile sağlanır. Kablolu iletişimde gerekmesi durumunda fiber optik kablo kullanılmakta, kablosuz iletişimde ise özel izine bağlı frekanslı veya izin gerektirmeyen frekanslı radyo modemler, telemetri cihazları, telefon hatları kullanılabilmektedir. Burada veri alınacak enstrümanlar; debimetre, su akış ölçüm cihazı, klor ölçüm cihazı, su seviye ölçüm cihazı, kontrol edilecek cihazlar ise pompalar ve vanalardır. Pompa ve vana kontrolleri merkezi ve/ veya lokal yarı otomatik ve tam otomatik şekilde yapılabilmektedir. Vanaların ve pompaların durum bilgileri de ayrıca alınır. Alınan tüm veriler operatör panel ve/veya SCADA sistemine taşınır. Buralardan izleme ve/veya kontrol yapmanın yanında sayısal verilerle analog değerleri görebilir; vanaların hangi zaman aralıklarında aç-

72 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

ma-kapama yapıldığını, motorların hangi zaman dilimlerinde çalışıp arızaya geçtiği görülebilir. Analog değerler; ilişkin geçmişe dönük (günlük, haftalık, aylık, yıllık veya bunların belli aralıklarla belirlenmiş bir zaman dilimi) grafiklerle veya gerçek zamanlı grafiklerle takip edilebilir. Bu veriler sabit diske kaydedilip, farklı ortamlara alınıp yedeklenebilir. Veriler, ayrıca Web ortamında izlenebilecek şekilde uygulama genişletilebilir. SCADA, Panel, Web üzerinden izleme durumlarının her birinde farklı kullanıcı profillerine göre yetkilendirme yapılabilir. Alarm sayfaları hazırlanarak, arıza ve durum bilgilerine ulaşılabilir. Enerji tüketimin hızla artmakta olduğu günümüz koşullarında,

SCADA Sistemi-Depo Kontrolü

başlıca amacı merkezi denetim ve işletmeyi, enerji tasarrufunu sağlamak olan Bina otomasyon Sistemleri uygulanan projelerde büyük fayda sağlamaktadır. Bina otomasyonu sistemi gerek sahaya değişik şekillerde yerleştirilecek modüler bilgi toplama panellerinin sağladığı donanım esnekliği, gerekse çeşitli paket programlar ve işleticinin yaratabileceği Z A M A N ve OLAY programların verdiği yazılım desteğiyle çok etkin bir merkezi bina işletim sistemidir. Bu sistem işleticiye binadaki çeşitli arıza ve alarm durumları anında bilgisine sunmakla kalmayıp çok etkin ve değişik enerji tasarrufu programları uygulaması açısından en az iki yönlü iyi ve etkin yönetim imkânı sunmaktadır.



BİNA OTOMASYON

Kimlik kartı hedef noktasını belirliyor OnGuard platformu, yerel alarm, hırsız alarmı ve gece desteği dahil gelişmiş saldırı tabanlı özellikler sunuyor. UTC BUILDING & INDUSTRIAL SYSTEMS

C

ompassPlus gelişmiş asansör verimliliği ve performansı, bina içinde trafik azaltılması ve asansörler için bekleme sürelerinin kısaltılması da dahil olmak üzere çok çeşitli avantajlar sağlıyor. Otis tarafından geliştirilen yenilikçi teknoloji sayesinde; CompassPlus hedef yönetim sistemi kullanıcının belirli bir kata ulaşması için salon ekranında istek yapmasına izin verir. Sistem daha sonra kullanıcıyı belirli bir asansöre yönlendirir. CompassPlus yolcu ve durakları gruplayarak seyahati organize eden Otis’in patentli SmartGrou-

74 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

ping teknolojisine sahiptir. Aynı hedefe giden yolcular aynı asansöre atanırken SmartGrouping ayrıca asansörleri kat gruplarına veya bölgelere atayarak daha hızlı ve iyi organize edilmiş bir hizmet sunar. Çalışmalar ortalama 15 katlı bir binada CompassPlus teknolojisinin konvansiyonel hedef yönetim sistemlerine göre yolcuların hedeflerine 26 ila 42 saniye daha hızlı vardıklarını göstermektedir. Lenel OnGuard platformu ile tam olarak entegre edildiğinde Otis CompassPlus bina sahiplerine ve kiracılara ek avantajlar sağlamaktadır. Her müşteriye özel güvenlik

yönetim teknolojileri ihtiyaçlarını sorunsuz bir şekilde karşılayan OnGuard platformu; kimlik kartı üzerinden bir kullanıcının hedef noktasını belirler. Kullanıcılar kartlarını okuttuklarında kartlı geçiş sistemi onları uygun asansöre yönlendirir. Bu entegrasyon son kullanıcılara ve müşterilere basit bir çözüm sağlamış olur. OnGuard platformu, yerel alarm, hırsız alarmı ve gece desteği dahil gelişmiş saldırı tabanlı özellikleri sunar. Platform ayrıca asansör kullanıcılarının izlenmesini ve belirli bir zaman içerisinde doğru hedeflere ulaşmalarını sağlar.



GÜVENLİK HİZMETİ

AB kara para aklama direktifi özeti ve uygulamaları Yasal olmayan yollardan kazanılmış bir gelire, yasal ve meşru bir kaynak gösterilmesi suçlular açısından sebepsiz zenginleşmeyi açıklayabilmek için bir ihtiyaçtır. Kara para aklamada farklı kanallar kullanılmaktadır. BANTAŞ A.Ş.

Y

asal olmayan yollardan kazanılmış bir gelire, yasal ve meşru bir kaynak gösterilmesi suçlular açısından sebepsiz zenginleşmeyi açıklayabilmek için bir ihtiyaçtır. Kara para aklamada farklı kanallar kullanılmaktadır. Finansal kurumlar, emlakçılar, kuyumcular, döviz büfeleri, sanat eseri koleksiyoncuları, spor kulüpleri, bahis ve şans oyunları bunlar arasında en yaygın olanlarıdır. Bu iş kollarının ortak noktası, faaliyet alanı içinde çok hızlı nakit akışı olması ve alım-satıma konu ilgili ticari malların nakde çevirebilmesine olanak sağlayacak bir piyasanın olmasıdır. Bu nedenle ülkeler tarafından kara

76 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

paranın aklanmasını zorlaştıracak önlemler alınmaktadır. Bu konuda yakın zaman önce bir mevzuat güncellemesi de AB tarafından yapılmıştır.

mal satan perakende sektörü, profesyonel kuruluşlar ve kumar sektörü de etkilenmektedir.Direktifin yayımlanmasından sonra üye ülkelere ulusal mevzuatlarını uyumlu hale getirmeleri için 2017 Temmuz’a kadar süre tanınmıştır. Düzenlemelere uymayan üye ülkelerdeki işletmeler hakkında 5 Milyar Avro’ya veya yıllık cirolarının %10’una kadar cezalar öngörülmektedir.

Direktifin kapsamı

Yeni AB direktifi 26 Haziran 2015 tarihinde 4. AB Kara Para Aklama Direktifi (4th EU Money Laundering Directive - 4th EUMLD) yürürlüğe girmiş; bir önceki direktif yürürlükten kalkmış ve üye ülkelerin bu konudaki yasal mevzuatlarının yerini almıştır. Bu direktif ile mali suçlar, örgütlü suçlar ve terörün finansmanının önlenmesi amacıyla geleneksel olarak düzenlemeye tabi olan finansal kurumlar yanında; yüksek değerli

Direktif; kara paranın aklanmasının ve terörünün finansmanının önlenmesini üye ülkeler arasında öncelikli ve yeknesak olarak önlem alınması gereken bir tehdit olarak görmektedir. Ancak içeriğine ayrıntılı bakıldığında, getirilen düzenlemelerin amacının suç ve suçlular ile mücadele olduğu kadar AB sınırları içinde mali işlemlerdeki karmaşıklığın azaltılması ve sadeleştirilmesi olduğu da görülmektedir. Direktif ile birlikte yeni bazı sektörler de düzenlemelerin kapsamına girmiştir. Kapsam dahiline alınan kurum ve kuruluşlara bakıldığında


ayrıntılı liste aşağıdaki gibidir: Kredi kuruluşları Finansal kuruluşlar Denetim kurumları, bağımsız muhasebeciler ve vergi danışmanları Noterler ve benzeri bağımsız profesyonel kurumlar Tröstler ve yukarıdaki kapsama girmeyen hizmet sağlayıcılar Emlak satış ve kiralama işletmeleri Kumar, bahis ve şans oyunları oynatan işletmeler Ayrıca; 10.000 Avro ve üzerinde nakit olarak yapılan alışverişlerin tamamı denetim altına alınmaktadır. Bu kapsamda, mücevherat ve otomobil satış iş kolları ile sanat galerileri, hatta lüks moda evleri dahi büyük olasılıkla kamunun yakın gözetim ve denetimine girecektir. Bugüne dek, oyun sektöründe yalnız kumarhaneler kapsam dahilinde iken, bundan sonra her türlü bahis ve kumar iş kolları da kapsam içine alınacaktır. Kumar ve bahis oyunlarında bir defada 2000 Avro’dan daha fazla işlem yapan kişilerin kimliği ile ilgili olarak işletmelerden ayrıntılı değerlendirme yapması beklenecektir.

Direktif ayrıca; merkezleri AB dahilinde, ancak şubeleri ve tamamına veya çoğunluk hisselerine sahip oldukları iştirakleri AB dışındaki ülkelerde bulunan işletmelere de bu ülkelerdeki faaliyetlerinde Direktife uyma zorunluluğu getirmektedir. Bu uygulama özellikle, anılan ülkelerdeki kara para aklamaya karşı önlemlerin Direktif ile karşılaştırıldığında daha yetersiz kaldığı ülkeler için şart koşulmaktadır.

Uygulama Direktif; şüpheli işlem ile karşılaşıldığında işletmelerden, işleme başlamadan veya işlem esnasında ilgili kişinin kimliğinin, güvenilir ve bağımsız kaynaklardan edinilen veri, bilgi ve belgelere dayanarak gerçeklenmesini talep etmektedir. Ancak; kara para aklama veya terörün finansmanı riskinin düşük olduğu durumlarda kişinin veya işletmenin olağan işlerin aksamaması için kimlik gerçekleme işleminin ertelenebileceği de ifade edilmektedir. Banka hesap açma işlemlerin özel atıf yapılan yeni düzenlemede, kimlik gerçeklemeksizin banka hesabı açılabileceği; ancak gerçekleme süreci

tamamlanmadan işlemlere başlanamayacağı belirtilmektedir. Bunun yanında; işletmelere, her türlü müşteri kimlik gerçeklemesinin yalnızca ilk temasta değil, özellikle risk durumu değiştiğinde düzenli aralıklarla tekrarlanmasını da şart koşmaktadır. Esas olarak müşteri kimlik gerçeklemelerinde risk-tabanlı yaklaşım öngörülmekte olup; her türlü işlemde eşik kıymet seviyelerine referans yapılmakta ve kara para aklama / terörün finansmanı ihtimali olduğunda veya müşterinin kimliği ile ilgili şüphe duyulduğunda aşağıdaki durumlar için gerçekleme yapılması talep edilmektedir: Bir defada veya parçalı halde yapılan ve toplam değeri 15.000 Avro’dan fazla olan tüm işlemler Bir defada veya parçalı halde ‘nakit ile yapılan’ yapılan ve toplam değeri 10.000 Avro veya daha fazla olan işlemler Bir defada veya parçalı halde yapılan ve toplam değeri 2.000 Avro veya daha fazla olan kumar ve bahis işlemleri

26 Haziran 2015 tarihinde 4. AB Kara Para Aklama Direktifi (4th EU Money Laundering Directive - 4th EUMLD) yürürlüğe girmiş; bir önceki direktif yürürlükten kalkmış ve üye ülkelerin bu konudaki yasal mevzuatlarının yerini almıştır.

Aralık 2015 Güvenlik Yönetimi n 77


GÜVENLİK HİZMETİ

Direktif ile tanımlanan yüksek risk kategorilerine göre müşteri özelinde ‘basitleştirilmiş’ veya ‘ayrıntılı’ durum değerlendirmesi (due diligence) yapılması talep edilmektedir. Hizmet, ürün, işlem veya dağıtım kanallarında potansiyel olarak yüksek risk kategorileri Direktif’in Ek-III’ünde aşağıdaki şekilde belirlenmiştir: Özel bankacılık Kaynağı anonim olan ürün ve işlemler Yüz-yüze olmayan işlemler veya iş ilişkileri Kimliği bilinmeyen veya ilişkilendirilemeyen üçüncü taraflardan gönderilen ödemeler Yeni veya mevcut ürünlere yönelik, yeni teknolojiler, iş uygulamaları veya yeni dağıtım kanalları Direktifte, kimlik gerçeklemeye ilişkin süreçlerde üçüncü taraflardan destek alınabileceği, ancak nihai sorumluluğun işletmelerde olduğu belirtilmektedir. Ayrıca; işletmelerden, kimlik gerçeklenmesi ile ilgili her türlü

78 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

bilgi ve belgenin saklanması ve kamu otoriteleri tarafından talep edildiğinde teslim etmesi beklenmektedir.

Kara para her ülkede ekonominin bir gerçeğidir. Kara parayı elde edenlerin temel sorunu bu paraya meşru bir kimlik kazandırarak harcayabilmektir. Bu nedenle, kara paranın aklanması, yani gelire yasal bir kaynak yaratılması, suçlular açısından bir zorunluluktur.

Sonuç Kara para her ülkede ekonominin bir gerçeğidir. Kara parayı elde edenlerin temel sorunu bu paraya meşru bir kimlik kazandırarak harcayabilmektir. Bu nedenle, kara paranın aklanması, yani gelire yasal bir kaynak yaratılması, suçlular açısından bir zorunluluktur. Bunun yolu da yatırımın veya ticaretin hızlı bir şekilde kazanca dönüştüğü sektörler üzerinden bunu gerçekleştirmektir. Bu girişimlere karşılık ülkeler tarafından çeşitli hukuki düzenlemeler yapılmaktadır. Özellikle terör ve örgütlü suçlarla ilgili risk ve tehditlerin sürekli arttığı günümüzde; AB ile iş ve ticaret ilişkileri olan firmaların yeni düzenlemeden değişik şekilde etkileneceklerini göz önünde bulundurmak gerekmektedir.

Kaynakça • Sırma İ., Saldanlı A., İşletme ve İktisat Çalışmaları Dergisi, Cilt 3, Sayı 3, 2015, ss.108-118, ISSN:2147-804X (www.isletmeiktisat.com) • Directive (EU) 215/849 of the European Parliament and of the Council, 20 May 2015 • Guide to Anti-Money Laundering Requirements, Frequently asked questions, Protiviti Risk & Business Consulting, Internal Audit



GÜVENLİK HİZMETİ

Sina Yarımadası’nda düşen /düşürülen Rus uçağının düşündürdükleri 31 Ekim 2015’de Rusya’nın St. Petersburg kentine gitmek üzere Mısır’ın Şarm El Şeyh Havaalanı’ndan havalanan Rus yolcu uçağı kalkıştan kısa bir süre sonra Sina Yarımadası’nda düşmüş; uçakta bulunan 217’si yolcu ve yedisi mürettebat olmak üzere 224 kişinin tamamı hayatını kaybetmişti. Mustafa ALTUN / Direktör ISS PROSER KORUMA VE GÜVENLİK HİZMETLERİ A.Ş.

3

1 Ekim 2015’de Rusya’nın St. Petersburg kentine gitmek üzere Mısır’ın Şarm El Şeyh Havaalanı’ndan havalanan Rus yolcu uçağı kalkıştan kısa bir süre sonra Sina Yarımadası’nda düşmüş; uçakta bulunan 217’si yolcu ve yedisi mürettebat olmak üzere 224 kişinin tamamı hayatını kaybetmişti. Olayın arkasından İŞİD terör örgütü uçağı kendisinin düşürdüğünü iddia etmiş ancak Mısır ve Rus

80 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

yetkilileri açıklamayı derhal yalanlamışlardı. Enkazın bulunması ile birlikte çalışmalar ilerlediğinde; enkazın 13 km. çapında bir alana yayıldığı görülmüş; kara kutuların incelenmesi sonucunda da ABD, Rusya ve İngiltere gibi istihbaratı çok kuvvetli ülkeler tarafından uçağın düşmeden önce havada infilak ettiği; dolayısıyla uçağın bombalı bir saldırı sonucu düşmüş olma olasılığının yüksek olduğu açıklanmıştır. Arkasından bu savı güçlendiren başka bilgiler de açık kaynaklarda yer almıştır. Yaşanan bu olayda konunun havaalanı güvenliği açısından analiz edilmesi büyük önem arz etmektedir. Ne kadar doğrudur bilinmez ama AFP haber ajansına konuşan ancak kimliklerinin gizli kalmasını isteyen bazı Şarm El Şeyh Havaalanı güvenlik görevlileri, bavulların uçağa gönderilmeden önce içinden geçirildiği tarama cihazının yanlış çalıştığını, bunu raporlarında bildirmelerine

rağmen cihazın değiştirilmediğini söylemiştir. Güvenlik görevlilerinden biri, havaalanındaki X-ray cihazlarını kontrol eden polislerin rüşvet aldığına birçok kez tanık olduğunu anlatmış: ‘’Uyuşturucu ya da silah dolu bavulları 10 Euro karşılığında geçirmeyi kabul ettiklerini gördüm. ‘’ demiştir.

Elektrik harcamasın diye fişini çekiyorlardı Diğer bir güvenlik görevlisi de bagajların uçağa gönderilmeden önce içinden geçirildiği on yıllık tarama cihazının yanlış çalıştığını; bunun da teknik bir sorundan değil insanların yanlış kullanmasından kaynaklandığını söylemiştir. ‘’Elektrik harcamasın diye cihazın fişini çekiyorlardı.’’ İfadesinde bulunmuştur.

Sadece görünüşe önem veriliyor Havaalanı güvenlik görevlilerinden bir diğeri de tarama cihazlarının uluslararası uzmanların


havaalanında olduğu zamanlarda ‘gayet iyi’ çalıştırıldığını anlatmıştır. ‘’Burada yalnızca görünüşe önem veriliyor. Birilerinin geldiğini duyunca birden her şey tamir ediliyor. Keşke her gün gelseler diye düşünüyorum’’ demiştir.

Bagajların hepsi taranmıyordu Ayrıca; güvenlik görevlileri tarama cihazlarının yanlış çalışmasının da aslında çok önemli olmadığını; zira bagajların hepsinin değil sadece bir bölümünün bu cihazlardan geçirildiğini söylemişlerdir.

Getiren adamı tanıyor diye direkt uçağa alıyordu Güvenlik görevlileri, havaalanına gıda ve yakıt sokulan bir kapıda da güvenliğin gevşek tutulmasından da şikâyet etmiş. Uçuşta servis edilen yiyeceklerin bir bölümünün yerli oteller tarafından sağlandığını anlatan görevliler; bazen bu yiyeceklerin, güvenlik yetkililerinin getiren adamı tanıması nedeniyle kontrol edilmeden uçağa sokulduğunu söylemişlerdir. Diğer taraftan düşen Rus uçağındaki yolcuların uçağa biniş işlemlerini yapan havaalanı görevlilerinin sorguya çekildiği öğrenilmiştir. Bazı görevlilerin de şimdiden gözetim altına alındığı belirtiliyor.

Ne kadar doğrudur bilinmez ama AFP haber ajansına konuşan ancak kimliklerinin gizli kalmasını isteyen bazı Şarm El Şeyh Havaalanı güvenlik görevlileri bavulların uçağa gönderilmeden önce içinden geçirildiği tarama cihazının yanlış çalıştığını ifade etmiştir. konusu sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Bu kapsamdaki ülkelerin bir bölümünde iş takibinde rüşvet önemli bir enstrüman haline gelmiştir. Batılı büyük şirketlerin de bu kapsamdaki ülkelerle iş yaparken bütçelerine “rüşvet” kalemi ekledikleri yadsınamaz bir gerçektir. Bu ilişkinin sonunda tuhaf bir “alan razı veren razı” tablosu ortaya çıkmaktadır ki bu durum belki de sosyolojik olarak rüşvet alıp vermenin kanıksanmasına ve yayılmasına zemin hazırlamaktadır. Düşürülen uçağa ilişkin konuyu incelediğimizde; bu uçağın düşmesiyle oluşan durumdan sadece havalimanın-

da görevli güvenlik yapılanması değil, bir ülkenin toptan zarar gördüğünü söylemek gerekir. “Güvenlik zafiyeti” olduğunu gösteren bu olay birçok ülkenin ve havayolu şirketinin uçuşlarını iptal etmesine, turizm ve ulaştırma sektörlerinin doğrudan, bunlarla ilişkili tarımsal üretim, hizmet gibi sektörlerin de dolaylı olarak olumsuz etkilenmesine yol açmaktadır. Adı geçen devletin uğradığı zararların milyar dolar mertebesine ulaşması şaşırtıcı olmayacaktır. Ülkemizdeki duruma baktığımızda 55 havaalanında dört farklı unsur bir arada görev yapmaktadır. Havaalanlarının dış

Analiz Gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde rüşvet alma ve verme

Aralık 2015 Güvenlik Yönetimi n 81


GÜVENLİK HİZMETİ

Düşürülen uçağa ilişkin konuyu incelediğimizde; bu uçağın düşmesiyle oluşan durumdan sadece havalimanında görevli güvenlik yapılanması değil, bir ülkenin toptan zarar gördüğünü söylemek gerekir. çevre korumasını genel olarak Jandarma yapmaktadır. Yolcu ve kargo terminalleri ile bunların uzantıları olan alanlarda polis teşkilatı ve özel güvenlik şirketleri ayrı ayrı veya bazen birlikte çalışmaktadır. Gümrüklü alanlarda gümrük muhafaza personeli görev yapmaktadır. Bunların görev alanlarını kesin çizgilerle birbirinden ayırmak mümkün değildir. Sık sık karışıklık meydana gelmekte ve unsurlar arasında yetki ve sorumlulukların paylaşımında sıkıntılar yaşanabilmektedir. Ayrıca havalimanı işletmesini gerçekleştiren şirketlerde ve havalimanı içinde yer alan tesislerde çalışan yüzlerce insan da bir arada iç içe geçmiş durumda hizmet vermektedir. Bunların hemen hemen hepsinin eğitimi, kültürü, gelir seviyesi, güvenlik anlayışı ve geleceğe bakış açıları önemli farklılıklar göstermektedir. Bu kadar farklı unsurun çok iyi bir koordinasyon içinde çalıştıklarını söylemek de çok zordur.

Sonuç Havalimanı güvenliğine bağlı olarak meydana gelebilecek bir problem sadece ilgili özel güvenlik şirketinin ya da havaalanında görev yapan kurumların değil devletin bir problemidir. Herhangi bir olumsuzluk durumunda havalimanını işleten kurum ve onun güvenlik hizmetini devrettiği

82 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

özel güvenlik şirketi değil tüm ülke ciddi zararlarla karşılaşacaktır. Ülkemizin çevresi asimetrik tehditler ile çevriliyken, ülke içinde canlı bombalar, teröristler bu kadar etkiliyken havaalanı gibi kritik alt yapıların güvenliğinin adeta hiç tehdit yokmuşçasına 10 yıl önceki rutinde sürdürülmeye çalışılması çok kabul edilebilir bir durum değildir. Bu nedenle havaalanı güvenliği ilgili kademeler tarafından ivedilikle masaya yatırılmalı ve bu bilinçle yeniden tasarlanmalıdır. Eğitimleri, kültürleri, ücretleri, her şeyleri farklı dört unsurun aynı amaca hizmet etmelerini sağlamak için boş yere çok emek harcamak yerine, havaalanında yerine getirilmesi gereken tüm güvenlik hizmetlerini tek bir unsur olarak yapılandırmak çok daha uygun olabilecektir. Bura da işaret edilen yapı elbette uzun soluklu bir yapıdır. Türkiye genelinde 55 havaalanını bir bütün olarak düşündüğümüzde buralarda güvenliği sağlayan asker, polis, gümrük muhafaza memurları ve özel güvenlik görevlisinin toplam mevcudunun 200.000 civarında olduğunu tahmin edilmektedir. Bu kadar geniş bir kitleyi tek merkezde planlayıp, aynı amaç doğrultusunda eğitip istihdam etmek, bu sahada çalışacak insanları kendi içinde yaptıkları işe göre ücret baremlerine tabi

tutmak havalimanlarını daha güvenli hale getirecektir. Bu planlama personel sirkülasyonunu azaltacak ve personelin konusunda uzmanlaşmasına imkân verecektir. Hava limanı güvenliği konusunda özel eğitim veren okulların kurulması bu bağlamda zorunluluk arz etmektedir. Bir havalimanında pasaport kontrolünden yolcu taramasına kadar ihtiyaç duyulan tüm alanlarda görev yapacak güvenlik personelini bu okullarda yetiştirmelidir. Bu okullarda ülkedeki diğer kritik alt yapıların korunmasında görev alacak özel güvenlik personelinin eğitimi de sağlanabilecektir. Havaalanları güvenlik personeli kadroları havaalanlarındaki yolcu sayıları dikkate alınarak tek merkezden belirlenmeli ve buna göre atama yapılmalıdır. Şu anda çeşitli havaalanlarımızda her 1.000 yolcu başına düşen Polis/ÖGG sayısına baktığımızda ülkemiz havaalanlarında bir standart olmadığı görülmektedir. Bir hava alanında bir özel güvenlik görevlisi bir günde 80 yolcuyu kontrol edip uçağa gönderirken bir başkasında bu sayı 120 yolcuya kadar çıkmaktadır. Bu durum özellikle güvenlik personeli sayısı bakımından daha düşük olan bazı hava alanlarını görece olarak hassas duruma getirmektedir. Bombalı bir bagaj yüzünden bir uçak düştüğünde; düşen uçağın hangi havaalanından kalktığının bir önemi olmasa gerek. Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz; havaalanı güvenliği sanıldığından çok daha önemli bir konudur ve güvenlik önlemlerinin uygulanması/geliştirilmesi kapsamında önceliğe haizdir.



GÜVENLİK HİZMETİ

Paris’in kentsel güvenliği Birleşik Devletlerde yaşayan herkes korkutucu olaylara, otomatik silahlı kişilere çokta yabancı değildir. Ancak; Paris’te yaşanan son olay canavarca ve herkesi şok edecek standarda sahip olmakla birlikte sonucunda korkunç bir bedel ödenmiştir. Çeviri: Arzu YÜKSEL

B

irleşik Devletlerde yaşayan herkes korkutucu olaylara, otomatik silahlı kişilere çokta yabancı değildir. Ancak; Paris’te yaşanan son olay canavarca ve herkesi şok edecek standarda sahip olmakla birlikte

84 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

sonucunda korkunç bir bedel ödenmiştir. Şiddetli saldırılarının ardından Londra, Madrid, New York, Beyrut ve diğer bazı şehirlerde olağanüstü güvenlik önlemleri uygulanmaya başlamıştır. Birçoğu bariyerle korunabilen ileri seviyede gözetim sistemleri

ile donatılmış güvenlik kontrol bölgesi ve diğer şehirlerde sayısız olağanüstü önlemler hayata geçirildi. Kontrol noktaları ve gelişmiş gözetleme sistemleri ile en yoğun tehlike oluşabilecek alanlarda güvenlik kontrol bölgeleri oluşturuldu. Paris yıl boyunca şiddetten


yana payını aldı ve şehir çok yüksek risk altında. Oysa-belki dünya başkentleri arasında şehir araç sirkülasyon bariyerleri veya denetim noktalarında geniş güvenlik kontrol bölgeleri programı uygulamamıştır. Bunun yerine, sofistike farkındalık teknolojileri dizisi ile binlerce insanın ve yeterli polis stokuna sahip Paris halkının eski ve yeni istihbarat formları hakkında bilinçlendirilmesinin yerleşmesi mi gerekir. Terör saldırılarını engelleyen fiziksel güvenlik önlemleri; polis ve istihbarat yöntemleri nasıl daha etkili olabilir? Kesin konuşmamakla birlikte mantıklı bir cevap her iki yaklaşım içinde gereklidir. Ancak; polis daha etkili olabilir ve muhtemelen daha ucuz- nispeten iyi kontrol ve gözetim düzenlemeleri şehirler için muhtemeldir.

Fiziksel erişim kontrolü ve savunma Paris doğası gereği, güçlü ortaçağ izleri olan bir şehirdir. Fiziksel erişim kontrolü ve savunması konusunda iyi organize olmuştur, nispeten küçük bir alan olan “Paris Le Boulevard Périphérique”de büyük koruyucu duvarlar vardır ve bir çevre yolu ile komşu banliyölere yollar ayrılır. Bu duvarlar hala tarihsel isimleri taşır ve antik bir kapı aracılığı ile Paris’e

Paris doğası gereği, güçlü ortaçağ izleri olan bir şehirdir. Fiziksel erişim kontrolü ve savunması konusunda iyi organize olmuştur. ulaşılır. Kaçakların aranması veya sivil bozuklukları polis bu kapılardan izler. Bu bariyerlerin içine en belirgin güvenlik önlemi olarak insan konuşlandırılmıştır. Yüzlerce asker ve polis devriyelerini arttırarak; ortak ekipler hükümet binaları ve ibadet yerlerinin dışında okullara yakın ve turistik noktalarda devriyelerini rutinleştirmiştir. Bunlar gözle görünen güvenlik önlemleri; daha az göze batan bir güvenlik aparat yardımı ile gelişmiş teknolojilerin kullanıldığı şehrin video gözetimi de mevcuttur. Metro ve RER raylı sistemlerinin uzaktan izlenmesi için komuta merkezi mevcut olup örneğin; gerçek zamanlı ve polis operasyonlarına destek veren son derece gelişmiş kapasiteli video sistemi vardır. Bu yüksek teknolojinin aksine, Paris’te aynı zamanda “low-key” görünür güvenlik önlemleri de kullanılmaktadır. Örneğin; kaldırımda ki çöpe yerleştirilen bomba sonrasında kentteki tüm atık

konteynırları kaldırılmıştır ve şeffaf çanta modelleri bu çöp bidonları ile değiştirilmiştir. Bu gelişmiş güvenlik önlemlerinin ve bölgelerinin Paris’te olmaması mümkün değildir; ancak Londra, New York’ta veya Aşağı Manhattan’da ki güvenlik bölgeleri için “çelik halka” aksine, yollara yerleştirilen babalar ve bariyerler, limanların veya diğer erişim kontrollerinin sınırları çizilmiştir. Paris çevresinde ki alanlarda Elysées Sarayı-ABD Büyükelçiliği, İçişleri Bakanlığı gibi diğer birçok noktada sürekli insani ve teknik gözetim mevcut ancak bariyer olmayıp erişim kontrolleri azdır. Polis alana araç ve insan giriş çıkışlarını izlemektedir fakat ağır silahlı kuvvetler içinde konuşlanmış araçlara yakın müdahale gerekmektedir. Bunlara ek olarak; okulların, sinagogların, camilerin risk altında olduğu düşünülerek yeni park uygulamalarına kısıtlamalar getirilmiştir. Paris’te ki son saldırıların, en yoğun polis ve gözetim önlemlerinin alındığı varsayılsa da öldürme niyeti olan insanlar ve “ölmeye hazırız” şeklinde hareket edenleri caydırmak mümkün olamayabiliyor. Araç bariyerleri veya yollarda bulunan kilitlenme dirençli babalar, küçük silah kullanan komando gruplarını asla engelleyemiyor. Silahlı polis ve askerlerin varlığı bile bu grupların yapacağı sürprizleri durdurmayacaktır. Kaynak: 11/19/2015 Thomas Vonier, CPP

Aralık 2015 Güvenlik Yönetimi n 85


YANGIN GÜVENLİĞİ

a l y ı s ı ç a ş ı k a b a p u r v A i ğ i l n e v ü g yangın

1

ının g n a y r i lsüz b o r t oruma n k o k n ı i g r e n l lar. Ya tedbir ç e a m m e a l olan i n y ö e t e n k ı m e g e l n m l Ya geliş i enge e v n i s ş ı e m m a lınır. ateşlen ise zaten başl a n i ç i k ri ma önlemle tkilerini sınırla / Dave HAZEL IJ ne DE NOO / Tom N yangını IJ U BR LIK Ron DE VE DANIŞMAN GEN / M İK E m ENDİSL Özle ET MÜH RİSKON

Y

angın güvenliği, yangın tarafından neden olunabilecek kayıpların (ölüm ve/veya sabit kıymet zararı) önlenmesi ve/veya sınırlanması için alınan tedbirlerdir. Yangın önleme tedbirleri kontrolsüz bir yangının ateşlenmesini engellemeyi amaçlar. Yangın koruma önlemleri ise zaten başlamış ve gelişmekte olan yangının etkilerini sınırlamak için alınır. Yangın güvenlik önlemleri bir binanın yapımı sırasında planlanan ya da zaten mevcut bulunan yapılarda uygulanan ve binayı kullanan kişilere öğretilen önlemleri kapsar. Yangın güvenliği kavramı bina veya operasyona özel geliştirilmelidir. Özellikle ticari yapılar başta olmak üzere her bina veya ope-

Şekil 1: Yangın Güvenliği için Papyon Modeli

86 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

rasyonun kendi özel gereksinimleri dolayısıyla genel kavramlar tercih edilmez. Yangın güvenlik kavramı, yangın riskini azaltmak ve yangının oluşmasını engellemek; yangın önleme tedbirleri ile yangını kontrol altına almak ve söndürmek için tedbirleri içerir. Yangın güvenliği dokümanı, insan ve sabit kıymet üzerindeki etkileri azaltmak ve yangını önlemek; kontrol altına almak ve söndürmek için pasif, aktif ve organizasyonel tedbirlerin dengeli bir kombinasyonu olmalıdır. Avrupa bina yönetmeliklerinde yangın koruma tedbirleri çoğunlukla kuralcı olup yönetmeliğin içinde bu kurallar tanımlanmıştır. Bazı yönetmelikler yasal gerekliliklerin bir parçası olarak önlemeyi de içerir. Bina sahipleri veya kullanıcıları kural olarak belirtilen bu tedbirlere uyulduğunu veya en azından yönetmeliğin istediklerine denk tedbirlerin alındığını ispatlamakla yükümlüdür. Ancak, özellikle ticari yapılarda yeni

mimarı ve yapı tasarımları ve farklı kullanım sınıflarının bir arada olması nedeniyle bina yönetmelikleriyle uyum zordur. Yangın güvenliği dokümanının bir parçası olarak yasalarla uyumlu dengeli çözümler önerilerek onaylanmalıdır. Genel yangın önleme tedbirleri tüm bina tasarılarında uygulanır. Kullanımın, bina yönetmeliklerinde belirtilen limitler dâhilinde olması amaçlanır. Pasif yangın koruma sistemleri (yangın duvarı, kapı ve pencereleri) genel kurallar setinin bir parçası olup manuel çalıştırılan sesli alarmları ve yangın anında insanları tahliye etmede kullanılacak kaçış yollarını içerir. Genel olarak aktif yangın koruma tedbirleri (otomatik söndürme sistemleri gibi) Avrupa bina yönetmeliklerinde detaylı olarak kurallandırılmamıştır. Aktif koruma sistemleri, bina yönetmeliklerinde kural konulmuş genel yangın koruma sistemlerine alternatif olarak kullanılabilir veya kural konulmuş hususlar sağlanamadığında denk sistemlerin


Yangın güvenliği dokümanı, insan ve sabit kıymet üzerindeki etkileri azaltmak ve yangını önlemek; kontrol altına almak ve söndürmek için pasif, aktif ve organizasyonel tedbirlerin dengeli bir kombinasyonu olmalıdır. kurulmasına yardımcı olabilir. Günümüzde yangın güvenliğinin, kurallarla uyumdan ziyade bina yönetmeliklerinin amacı ile uygun mevzuatta bulunan çözüm üretme olasılığını kullanan performansı temel alma eğilimde olduğunu görmekteyiz. Bu da binanın tasarımı ile planlanan kullanımı ve binadaki operasyonlarca belirlenen performans ihtiyaçlarıyla uyumlu pasif ve aktif koruma sistemleri için detaylı yangın güvenliği dokümanı geliştirilmesi gerekliliğini destekler.

Performans hedefi Yangın güvenliği dokümantasyonu için kanun koyucu, sigortacı, bina sahibi, kiracı, tedarikçi, bina yönetimi, şirket genel merkezi gibi çeşitli ilgili tarafları vardır. Tüm bu tarafların yangın senaryolarına bağlı olarak ‘yangına karşı güvenli’ binaya sahip olmak için farklı hedefleri olabilir ve olacaktır. Bu hedeflere örnek olarak; Yangın dolayısıyla ölümlü kazalar kabul edilmez. Her türlü yangın her zaman fark edilecek ve kontrol altına

alınacaktır. Olası bir yangın 1000 m2’den fazla alana yayılmayacaktır. Bir yangın firmanın tüm üretim alanını yok etmeyecektir. Bir yangın 10 milyon Euro’dan yüksek zarara yol açmayacaktır. Yangından sonra operasyonlar tekrar 2 gün içinde başlamalıdır vb. sayılabilir. Yukarıdaki örneklerin gösterdiği gibi yangın güvenliği dokümantasyonu için performans hedefleri çok farklı olabilir ve sürece dâhil olan ilgililerin bilgisi, ihtiyaç ve beklentileriyle belirlenir. Bina yönetmelikleri genel olarak can güvenliğini temel alarak yaralanma veya ölümü önlenmek için hazırlanmıştır. Kamu itfaiyesi, insanları kurtarmak ve yangının komşu yerlere yayılmasını engellemek amacındadır. Sigortacılar, genel olarak bir tesisteki maddi kaybın sınırlamasını talep ederler. Bina sahibi için yukardakilerle birlikte daha fazlası gereklidir. Bina sahibi, malı ve malının kullanımının tarafların önceden belirlediği hedefleri sağlamasından sorumludur. Ne yazık ki nadiren

yangın güvenliği yatırımları, şirket yönetiminin net ve iyi kurulmuş felsefesine dayanarak yapılır. Çoğu durumda, karar vermedeki en önemli paydaş olan bina sahibi olmadan bina yangın güvenlik dokümanı oluşturulur ve hazırlanır. Yangın güvenliği sistemleri tipik olarak stratejik olarak görülmez ve tasarım, montaj ve bakım aşamalarında diğer teknik uygulamalar gibi ele alınır. Genellikle - sadece yangın güvenliği ile sınırlı olmamak üzere - danışman veya taşerona belli operasyonlar için tasarımın yapılması ve/veya teknik mühendislik sistemlerinin uygulanması gibi temel görevler verilir veya tek bir hedef için yangın koruması geliştirmesi istenir. Bu durumda kendilerinden tam olarak ne istendiği, yapılacak çalışma ile elde edilmek istenilen koruma hakkında yeterince bilgilendirilmeden işin yapılmasına ve gerekli tüm korunmanın sağlanamamasına neden olur. Yangın güvenliği yatırımlarına olan bu yaklaşım yatırım yapılırken ciddi maliyetler gerektiren

Aralık 2015 Güvenlik Yönetimi n 87


YANGIN GÜVENLİĞİ

ancak bina sahibi veya kullanıcısı için limitli güvenlik katma değeri sağlayan yangın korumasına neden olur. Bu sınırlı katma değer (neyse ki) yangınların sık olmaması nedeniyle (maalesef) hiçbir zaman fark edilmeyebilir. Yangın güvenliği sistemi, kalitesi ve yeterliliğini ancak yangını gerçekten söndürmesi veya kontrol altına alması gerektiğinde kanıtlayabilir. Bu nedenle yangın güvenliği sistemleri diğer yatırım gerektiren teknik sistemlerden farklı tasarım, satın alma, montaj/uygulama ve bakım süreçleri gerektirir. Yangın güvenliği konusunda pek çok seçenekleri olduğu; her seçeneğinde tüm yangın güvenliği konusu ve sabit kıymetin uygun kullanımı konusunda etkileri olduğu konusunda firmalar bilgilendirilmelidir. Bina sahibinin veya operasyonlarının özel istekleri ve ihtiyaçları yangın koruma konusunun geliştirilmesindeki önde gelen faktör olmalıdır. Tecrübeli risk profesyonelleri, yangın güvenliği dokümanının oluşturulması ve müşterilerinin operasyonlarının korunması için doğru seçimlerin yapılmasına müşterilerini dâhil etmelidir. Yangın güvenliği ve risk mühendisliği alanlarındaki tecrübemizle çoğu yangın koruma sisteminin sadece asgari yangın güvenliği ile binaların hızlı ve güvenli şekilde boşaltılmasının hedefleyen yerel bina yönetmelikleri ile uyumu sağlayacak şekilde geliştirildiğini fark ediyoruz. Yangın güvenliği ile ilgili doğru kararları verebilmek; firma standartları ve ihtiyaçları ile ilgili farklı hedefleri sağlamak için firmalar iyi bilgilendirilmeli ve eğitilmelidir. Bu şekilde çalışarak yangın güvenliği yatırımları firmaların faaliyetleri ve stratejilerinin ayrılmaz bir parçası haline gelir.

88 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

Tasarım kriteri dokümanı; aktif yangın koruma sistemlerinin yeterli tasarımı ve işletiminin sağlanabilmesi için gerekli tüm detayları içeren bir dokümandır. Tasarım kriteri dokümanını oluşturmak için beklenen ve olası yangın senaryoları, yasal gereklilikler ile yerel ve uluslararası yangın koruma standartları hakkında geniş bilgiye ihtiyaç vardır. Bina veya çevre izinlerini almak için geliştirilen yangın güvenliği dokümanı için firmalar veya bina sahipleri ilgili tüm dokümanları hazırlayan danışmanlarla çalışır. Yangın güvenliği dokümanı ile ilgili çalışan çoğu danışman, çalışmalarında genellikle can güvenliği odaklı yerel bina yönetmeliklerini temel alır.

Yangın güvenliği dokümanı Yangın güvenliği dokümanı her zaman alınacak önlemler ve kurulacak sistemlerle ulaşılacak hedefleri açıklayan genel bilgiler içermelidir. Bu hedeflerde ‘‘bu bina yönetmeliklere uymak zorundadır”dan “üretim faaliyetleri hiçbir koşul altında yangın dolayısıyla 2 günden fazla kesintiye uğramayacaktır”a kadar değişebilir. Ayrıca, yangın koruma dokümanı temel olarak kurallarla belirlenmiş ve yönetmeliklerde yer alan kontrolsüz bir yangının büyümesini engellemeyi; yangının insan ve yapılar üzerindeki etkilerini sınırlamayı hedefleyen pasif yapısal kontrol tedbirleri içermelidir. Bundan sonra aktif koruma sistemlerinin uygulamaları yer almalıdır. Sprinkler, köpüklü, yağmurlama, gazlı, hidrant sistemleri gibi aktif sistemler ve duman atım sistemleri, yangın duvarları, kapıları, çıkışları ve algılama

sistemler bunların arasında yer alır. Nihai olarak yangın koruma dokümanı yangının başlamasını engelleyici, binanın yangın koruma dokümanı ile uyumlu kullanımını sağlayıcı ve yangın güvenlik tedbirlerinin düzenli bakım ve testlerini içeren organizasyonel tedbirlerle tamamlanmalıdır. Yangın güvenlik dokümanının altında ‘tasarım kriteri dokümanı’ gibi farklı dokümanlar olabilir. Ancak bir veya daha fazla tasarım gereklilikleri dokümanı da yangın koruma dokümanı olarak kullanılabilir.

Tasarım kriteri dokümanı Tasarım kriteri dokümanı; aktif yangın koruma sistemlerinin yeterli tasarımı ve işletiminin sağlanabilmesi için gerekli tüm detayları içeren bir dokümandır. Tasarım kriteri dokümanını oluşturmak için beklenen ve olası


yangın senaryoları, yasal gereklilikler ile yerel ve uluslararası yangın koruma standartları hakkında geniş bilgiye ihtiyaç vardır. Bu doküman sprinkler, gazlı koruma sistemleri, manuel veya otomatik yangın algılama, duman ve ısı uzaklaştırma sistemleri gibi herhangi bir yangın koruma sistemi için hazırlanabilir. Tasarım kriteri dokümanı aşağıdaki detayları içermelidir: Binanın kullanımı ve alanı, depolanan malların tipi ve depolama şekli, operasyonların tipi, yangından korunma sistemine etki edebilecek bina veya operasyonlara has özel durumlar hakkında bilgi; Hangi yangın koruma sisteminin seçildiği, bu seçimde hangi hususların öne çıktığı ve hangi standart, mevzuat veya diğer kaynakların kullanıldığının belirlendiği risk analizi çalışması sonuçları; Sabit kıymetin işletimi sırasında bulunacak organizasyonel ve bakım tedbirlerinin de aralarında yer aldığı aktif ve pasif yangın koruma tedbirlerinin listesi; Aktif ve pasif yangın koruma tedbirleri, bakım ve organizasyonel tedbirler için tasarım özellikleri, performans gereklilikleri ve tasarım standartları; Bina sahibi veya bina kullanıcısı için aktif ve pasif yangın koruma sistemlerinin tasarlandığı

ve planladığı gibi çalıştığını kanıtlayacak denetim, test ve bakım sıklığı ve gereklilikleri. Bina sahibi veya yerel yetkililer veya itfaiye bu tasarım kriteri dokümanını onaylamalıdır. Bu onaylama süreci, ilgili diğer taraflar içinde geçerli olabilir. Tasarım kriteri dokümanı yangın güvenliği sistemlerinin montajı/uygulaması ve devreye alma testleri sırasında hangi performans hedeflerinin sağlanması gerekliliğinin belirlenmesi sırasında referans olarak kullanılmalıdır. Ayrıca, sistemlerin yasalarla uyumlu ve çalışır durumda olduğunu kanıtlamak için hangi sıklıkla test ve kontrol edilmeleri ve bakımlarının yapılması gerektiği konusunda referans olmalıdır. Bir örnek olarak otomatik sprinkler sistemleri tüm dünyada yaygın olarak kullanılmaktadır. Çoğu ülkeler kendi yerel standartlarını tanımlamış veya Avrupa standartlarının kullanılmasını talep etmişlerdir. Ancak; uluslararası olarak kabul edilmiş birkaç yaygın standart daha vardır. Her otomatik sprinkler sistemi tüm yangın tehlikelerine karşı yeterince koruma sağlayamadığı için otomatik sprinkler sistemi için yerel standart veya uluslararası standardı takip etme kararı büyük farklılık yaratır. Yangının etkisini azaltmak için köpüklü veya

Yangın algılama sistemi ve manuel aktive edilen yangın koruma sistemleri bazen yangının etkilerini azaltıcı tedbir olarak kullanılır. Fakat yangın algılama sistemi doğası gereği sadece yangını algılar; yangını söndürmez ya da kontrol altına almaz.

yağmurlama sistemleri gibi farklı sprinkler sistemlerinin kullanılmasını gerektiren operasyonlar vardır. Bazen sprinkler sistemi veya farklı bir yangın koruma sisteminin kullanılabilmesi için mevcut tesislerdeki operasyonların değiştirilmesi gerekebilir. İyi tasarlanmış bir sprinkler sistemi, prosesin sprinkler sistemine uyması yerine kendisi binadaki prosese uyar. Yangın algılama sistemi ve manuel aktive edilen yangın koruma sistemleri bazen yangının etkilerini azaltıcı tedbir olarak kullanılır. Fakat yangın algılama sistemi doğası gereği sadece yangını algılar, yangını söndürmez ya da kontrol altına almaz. Bu nedenle yangının kontrol altına alınması için aktif yangın koruma sistemi veya dışarından müdahale (itfaiye) sistemi veya etkin yangın kompartımanları ile entegre edilmelidir. Manuel aktive edilen yangın koruma sistemleri firmanın itfaiye teşkilatının aktive edilerek çoğu zaman yangının etkilerini sınırlandırmak için kullanılır. Algılamanın tipine ve itfaiyenin müdahale zamanına bağlı olarak bu otomatik olmayan sistemler yangının etkisini azaltmada sınırlı etkiye sahiptir. Yangın hasarı, sadece hızlı algılama ile itfaiye veya otomatik yangın söndürme sistemi tarafından hızlı müdahale ile azaltılabilir.

Aralık 2015 Güvenlik Yönetimi n 89


YANGIN GÜVENLİĞİ

Akıllı sistem güvenliğiniz için iş başında Yangın algılama sistemlerinde dedektörler, algılama işlevselliğini artıran akıllı esnek dedektör algoritması ve yapay zekâ yeteneğiyle donatılmış bulunuyor. Panasonic

P

anasonic; güvenliğiniz için üst düzey çözümlerini Türkiye’de pazara sunuyor. Yangın algılama çözümlerinde 30 yılı aşkın deneyimi ve 15.000’i aşkın binadaki kurulumu ile Panasonic, sizi yangına karşı uyarmanın yanı sıra yangına yol açabilecek durumlar hakkında önceden bilgilendirmek üzere tasarlanmış teknolojisiyle hizmet veriyor. Yaşam ve çalışma alanlarında güvenlik, en önemli öncelik. Yangın ise en büyük risk faktörlerinden birini oluşturuyor. Ülkemizde VİKO by Panasonic satış kanalıyla pazara sunulan son teknoloji yangın algılama sistemleri, başarı ve güvenlik performansıyla tercih ediliyor. Panasonic yangın algılama sistemlerinde dedektörler, algılama işlevselliğini artıran akıllı esnek dedektör algoritması ve

90 n Güvenlik Yönetimi Aralık 2015

yapay zekâ yeteneğiyle donatılmış bulunuyor. Dedektör, içinde yer alan beş ayrı çalışma modu sayesinde ilgili modu çevreden ‘öğrenerek’ otomatik olarak seçiyor. Çok ince örülü ağa sahip geliştirilmiş dedektör haznesi ise istenmeyen uyarı durumlarını büyük ölçüde azaltıyor.

Çoklu ana panel yapılandırması Panasonic yangın sistemleri, dedektörlerdeki kontaminasyon düzeylerini sürekli olarak izliyor ve kontaminasyona karşı hassasiyetini koruyor. Bu özellik, devam eden bakım maliyetlerini azaltıyor ve hassasiyet düzeyinin istikrarını sağlıyor. Tüm Panasonic duman dedektörleri, üretim sürecinde gerçek dumanla iki kez test ediliyor. Böylece mümkün olan en yüksek güvenilirlik düzeyini sağlıyor. Öte yandan Panasonic NMAST iletişim teknolojisi, gürültünün yangın algılama üzerinde olumsuz etkide bulunabileceği ağır sanayi tesislerinde, elektrik santrallerinde, hastanelerde ve üniversitelerde uygun yüksek gürültü bağışıklığı da sağlıyor. Kontrol panelleri, binalarda

geniş dağıtıma izin veren çoklu ana panel yönetimini mümkün kılıyor. Panasonic yangın sistemleriyle kontrol panellerinde TCP/ IP ve BMS gibi iletişim altyapıları ile bağlantı sağlamak da oldukça kolay. Panasonic yangın algılama çözümleri, yaşam alanlarında olduğu gibi tüm mesleki mekânlarda da çok yönlü koruma sağlamak üzere tasarlanırken Panasonic güvenlik kamerası sistemiyle de birlikte satışa sunuluyor. Alarm sensörlerinin ve tam HD video görüntülerinin bu birlikteliği hem binaları hem de büyük ölçekli işletmelerin ve kuruluşların devam eden faaliyetlerini koruyan kapsamlı bir güvenlik ve izleme çözümü oluşturuyor.




ABONE FORMU

ABONELİK BİLGİLERİ GÜVENLİK YÖNETİMİ DERGİSİNE 1 YILLIK ABONE OLMAK İSTİYORUM. ADI, SOYADI : FİRMA ADI : DOĞUM TARİHİ/YERİ: DERGİ TESLİM ADRESİ ADRES

:

POSTA KODU / SEMT / ŞEHİR DİĞER BİLGİLER: MESLEK

:

E-MAİL

:

TEL

:

FAX

:

GSM

:

FATURA ADRESİ: ADRES:

POSTA KODU / SEMT /ŞEHİR VERGİ NO / DAİRESİ Güvenlik Yönetimi Dergisi’nin 1 yıllık abonelik bedeli 85 TL. + KDV’dir. Abonelik bedelini İş Bankası - Perpa Şubesi - Hesap No: 1188 0542685 IBAN: TR76 0006 4000 0011 1880542685 yatırdıktan sonra dekontun fotokopisi ile birlikte bu formu doldurarak 0212 210 54 45’’ye fakslayıp yada yesim@guvenlik-yonetimi.com adresine mail atarak hemen abone olabilirsiniz.


R

E

K

L

A

M

I

N

D

E

23

2-3

95

96

19

79

17

1

37

6-7

57

69

43

15

75

63

91

25

61

73

41

35

13

A.K.

83

29

A.K.İ.

4-5

21-59

ö.K.İ

11-31

K

S




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.