Sayı 45

Page 1

ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ n AYDA BİR YAYINLANIR

MART 2017 SAYI: 45

ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ

PARA VE KIYMETLİ EŞYA TAŞIMA FAALİYETLERİ

MART 2017 SAYI: 45

FOKUS:

ENDÜSTRİYEL TESİS GÜVENLİĞİ ÖZEL DOSYA: FİZİKİ GÜVENLİK VE VIP KORUMA YANGIN GÜVENLİĞİNE ÖNEM VERİLMİYOR ÖZEL GÜVENLİK FEDERASYONU YAYINIDIR



ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ n AYDA BİR YAYINLANIR

MART 2017 SAYI: 45

ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ

PARA VE KIYMETLİ EŞYA TAŞIMA FAALİYETLERİ

MART 2017 SAYI: 45

FOKUS:

ENDÜSTRİYEL TESİS GÜVENLİĞİ ÖZEL DOSYA: FİZİKİ GÜVENLİK VE VIP KORUMA YANGIN GÜVENLİĞİNE ÖNEM VERİLMİYOR ÖZEL GÜVENLİK FEDERASYONU YAYINIDIR


MART 2017 SAYI: 45


MART 2017 SAYI: 45




içindekiler 22

68

34 4

6

8

BAŞKANDAN

EDİTÖR

GÜNCEL Sektör ile ilgili kısa haberler

KAPAK KONUSU

20 22 24

İstanbul Jewelry Show Mücevherleri Loomis güvencesinde Para ve kıymetli eşya taşımada riskler “Eğitim bizim için yaşam tarzıdır”

FOKUS

26 30 32

Endüstriyel tesislerde siber güvenlik Endüstriyel tesislerde yangın riski Endüstriyel tesislerde güvenlik ve görüntüleme

ÖZEL DOSYA

34

18 KÖŞE / Hayata Bakış

“Saygı eğitimi”

40 44

Duvarları olmayan labirentte yaşam yakın korumalar VIP koruma proaktif yaklaşımın bir sonucudur VIP’de hukuki ve uygulamadaki mevcut durum

SEKTÖRDEN

46

“Güvenlik yaşamın her alanında gereklidir”

50

“2017’de kapsamlı bir gelişim süreci

planladık”

ELEKTRONİK GÜVENLİK

54

Video yönetim sistemlerinde plaka

tanıma işlevi

58

Okullardaki güvenlik kaygıları azalıyor

60

Aradığınız ürünü bulamama kâbusu

sona eriyor!

62

Wisenet P serisi 4K PTZ

64

DuetronVMS 4.0 ile tek merkezden

kontrol

66

IQ ile süreç takibinde yüksek kaliteli

görüntü


Güvenlik Yönetimi ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ

MART 2017

84

AYDA BİR YAYINLANIR

Özel Güvenlik Federasyonu adına imtiyaz sahibi O. Oryal ÜNVER Yürütme Kurulu O. Oryal ÜNVER İsmail UZELLİ Murat KÖSEREİSOĞLU Yusuf Vehbi DALDA Genel Yayın Yönetmeni Devrim BOZKURT devrim@guvenlik-yonetimi.com Yazı İşleri Müdürü Yeşim ÖZDEMİR yesim@guvenlik-yonetimi.com Reklam ve Satış Sorumlusu Bahar GÜLERYÜZ bahar@guvenlik-yonetimi.com Danışma Kurulu Alp SAUL Arzu YÜKSEL Doç. Dr. Gazi UÇKUN Füsun KOCAMAN Gültekin FİŞEK Hakan ÖZALP İsmail UZELLİ Murat KÖSEREİSOĞLU Okyay ŞENTÜRK O. Oryal ÜNVER Osman Levent CELASUN Prof. Abdurrahman KILIÇ Taner ALBAYRAK Yusuf Ziya ÖNCEL

78

BİLGİ GÜVENLİĞİ

YANGIN GÜVENLİĞİ

68

Bankalarda siber güvenlik uygulamaları

84

Yangın güvenliğine önem

verilmiyor

88

Cona All in one Buhar Kapanı

İstasyonu

90

Nanofirex dumansız yangın

söndürme

70

Yüksek performanslı siber güvenlik

çözümleri

BİNA OTOMASYONU

72

Lionel Hotel İstanbul Projesi

76

Geleceğin binaları nasıl olacak?

GÜVENLİK HİZMETİ

78

Fiziksel koruma sistemleri dizayn

hedefleri

82

“Poligon Club” hizmete açılıyor

92 Abone form 94 Reklam İndeksi

Grafik Tasarım ve Baskıya hazırlık Derya BOZKURT derya@guvenlik-yonetimi.com Yayın Türü Yerel Süreli Yayın Ayda bir yayınlanır. Yönetim Adresi Arkhe Tanıtım Hizmetleri Perpa Ticaret Merkezi B Blok Kat: 12 No:2049 Okmeydanı / Şişli / İstanbul Tel: (212) 210 54 45 Tel: (533) 413 78 08 Baskı İZFORM MAT. KAĞ. REK. SAN. Ve TİC. LTD. ŞTİ. 0 (212) 429 0202 Özel Güvenlik Sektörünün sesi Güvenlik Yönetimi Dergisi, sektörü bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Bu dergide yer alan her türlü haber, bilgi ve yorumlar; güvenilir olduğuna inanılan kaynaklar tarafından hazırlanmış araştırma raporları, değerlendirmeler, atıflar, çeviriler ve istatistikî verilerden derlenmiştir. Dergide yer alan tüm reklamların sorumluluğu firmalara, yazılardaki ve söyleşilerdeki görüşler sahibine aittir. Dergide yer alan yazılar izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden hiçbir şekilde kullanılamaz.

95 Editöryel Takvim tanıtım hizmetleri

Perpa Ticaret Merk. B Blok Kat: 12 No: 2049 Okmeydanı / Şişli / İstanbul Tel: (212) 210 54 45 Faks: (212) 210 54 45 Gsm: (533) 413 78 08


BAŞKAN

b

ASIS International Değerli okurlarımız;

Bu günkü yazımda; dünyada ve ülkemizde güvenlik sektörünün önemli bir sivil toplum kuruluşu olan ASIS International’dan bahsetmek istiyorum. ASIS International, 1955 yılında A.B.D kurulmuştur. Güvenlik sektöründe hizmet veren 38. 000’den fazla profesyonel üyesi olan dünya çapındaki bir organizasyondur. ASIS International; bugün ülkelerde ve bölgelerde gerçekleştirdiği, seminerler, sergiler, fuarlar, oluşturduğu eğitim programları ve ayrıca geniş bir kullanım alanına sahip materyalleri ile güvenlik profesyonellerinin etkinliğini, bu bağlamda verimliliğini artırmayı hedeflemektedir. ASIS International, üyelerinin ve güvenlik profesyonellerinin; geniş çaplı programlara ve hizmetlere katılımını sağlamakta; ayrıca güvenlikle ilgili gelişmelere, olaylara ciddi anlamda ışık tutan ve sektörü bilgilendiren “Security Management” dergisini aylık olarak yayınlamaktadır. Bu yayın ile gelişmiş ve ileri seviyedeki güvenlik performansının gerçekleştirilmesine katkı sağlamaktadır.

O. Oryal ÜNVER ÖGF (Özel Güvenlik Federasyonu) Yönetim Kurulu Başkanı

ASIS International bünyesinde; uluslararası akreditasyona sahip üç önemli sertifika programı yürütülmektedir. Certified Protection Professional (CPP); Physical Security Professional (PSP); Professional Certified Investigator (PCI); sertifikalarıdır.

CPP; dünya güvenlik sektörünün yöneticileri arasında en kabul gören ve en üst düzey sertifikadır. ASIS International’ın kendi içyapısında da yer alan; Standartlar ve Yönergeler Komisyonu, güvenlik yönetimine ilişkin standartları oluşturmakta ve yönergeleri hazırlamaktadır. Komisyon aynı zamanda birçok uluslararası standart belirleyici organizasyonlarla birlikte çalışmakta ve ayrıca bu organizasyonlara üyelerinin güvenlik konusundaki deneyim ve uzmanlığını aktarmaktadır. ASIS Türkiye Birimi (Turkish Chapter) ASIS International’ın yeryüzüne yayılmış olarak, bölgelerde ve ülkelerde 236 birimi vardır. Türkiye birimi de bunlardan biridir. Sağlıklı, güvenli ve mutlu yarınlar dileklerimle…

4 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

ASIS

International’ın kendi içyapısında da yer alan; Standartlar ve Yönergeler Komisyonu, güvenlik yönetimine ilişkin standartları oluşturmakta ve yönergeleri hazırlamaktadır. Komisyon aynı zamanda birçok uluslararası standart belirleyici organizasyonlarla birlikte çalışmaktadır.



EDİTÖR

t

Para ve değerli eşya taşımada riskler

Türkiye’de daha önce bankalar tarafından yapılan nakit taşıma işi artık uzman şirketlerce gerçekleştiriliyor. Binlerce banknot, külçelerce altın her gün bir noktadan başka bir noktaya taşınıyor. Güvenlik riskinin oldukça yüksek olduğu bu alanda nakil standartlarının gözden geçirilerek, suç olabilirliği ile orantılı ve önleyici tedbirlerin alınması yani risk analizinin iyi yapılması gerekiyor. Nakil faaliyetlerinde sistemin en önemli noktasını ise zırhlı ve teknolojik sistemlerle giydirilen özel taşıma araçları oluşturuyor. Kimi zaman bir zırhlı araçta 250 milyon dolar bir seferde bir noktadan başka bir noktaya taşınabiliyor. Ayrıca; taşıma işleminde sadece fiziki güvenlik yeterli olmuyor; fiziki güvenliğin elektronik güvenlik sistemleri ile desteklenmesi gerekiyor. Bu sayıda Kapak Konumuzu “Para ve Kıymetli Eşya Taşıma Faaliyetleri” oluşturuyor. Bu sayıda Fokus Konumuz ise “Endüstriyel Tesis Güvenliği”. Endüstriyel tesislerde oluşabilecek tehditler; ciddi kayıplara yol açabiliyor. Günümüzde hızla yer değiştiren dengelerin var olduğu bir dönemde güncel sorunlardan kaynaklanan sebeplerden ötürü sanayi tesisleri gibi önemli kurumlar hedef haline geliyor. Endüstriyel tesislerde güvenlik açıklarının güncel olarak tespit edilmesi, tesis yapısı ve ihtiyaçları göz önüne alınarak sistem yenilemelerinin gündeme alınması gerekiyor. Tehdidi caydırmak, geciktirmek ve saptamak amacıyla güvenlik düzeni en yüksek standartlara ulaştırılması risklerin minimize edilmesini sağlıyor. Fokus konumuzda endüstriyel tesis güvenliğine ilişkin makalelerimizi ilgiyle okuyacağınızı düşünüyoruz. Bu sayıda Özel Dosya Konumuz ise “Fiziki Güvenlik Ve VIP Koruma”. Sektörden sayfalarımızın bu sayıda iki konuğu var. Sofra/Compass Group Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Cem ALAKUŞTEKİN ve Y3K Güvenlik Teknolojileri A.Ş. Satış Direktörü Hakan YAĞCI. Elektronik güvenlik, bilgi güvenliği, bina otomasyonu, güvenlik hizmeti, yangın güvenliği disiplin başlıklarımız da yine ilginizi çekecek teknik yazılar ve makalelerle dolu… İlgiyle okumanız dileğimle

6 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

Yeşim ÖZDEMİR

Nakil faaliyetlerinde

sistemin en önemli noktasını zırhlı ve teknolojik sistemlerle giydirilen özel taşıma araçları oluşturuyor. Kimi zaman bir zırhlı araçta 250 milyon dolar bir seferde bir noktadan başka bir noktaya taşınabiliyor.



GÜNCEL

Ateksis 3. kez “EMEA En Büyük Müşteri” ödülünü aldı

Orta Doğu Bölgesi’nin en büyük güvenlik sistemleri fuarı Intersec, 22-24 Ocak tarihleri arasında Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai kentinde gerçekleşti. Güvenlik sektöründe dünyanın önde gelen firmalarını buluşturan fuar sırasında, Bosch Güvenlik

Sistemleri tarafından düzenlenen “VIP Partner’’ toplantısı da Conrad Hotel’de gerçekleşti. Orta Doğu’daki bayilerin üst düzey yöneticilerine ev sahipliği yapan Bosch Güvenlik Sistemleri toplantısında; bölgedeki ve küresel pazardaki son gelişmelerden bahsedildi. Ateksis yöneticilerinin de katıldığı toplantıda, 2016 yılında başarılı satış performansı gösteren iş ortaklarına ödüllerinin takdim edileceği törene geçildi. Ateksis 2016 yılında; hem Türkiye hem de faaliyette olduğu Orta Doğu, Rusya ve Azerbeycan bölgelerindeki performansı sayesinde, Bosch Güvenlik Sistemleri tarafından “EMEA En Büyük Müşteri’’ ödülüne layık görüldü. 2016 yılında başarılı performansını sürdüren ve üçüncü kez EMEA bölgesinin en büyük müşteri ödülünün sahibi olan Ateksis ayrıca, Orta Doğu Bölgesi Genel Seslendirme Sistemleri

alanında ‘2016 En iyi satış performansı’ dalında da ödülün sahibi oldu. Satıştan Sorumlu Başkan Yardımcısı Hanno Vogels’ in konuşmasının ardından ödüller takdim edildi. Bay Vogels, Bosch Güvenlik Sistemleri yönetim kurulu üyesi Berndhard Schuster ve Ateksis’ in müşteri yöneticisi Rolf Didion tarafından Ateksis Genel Koordinatörü Atila Özcan, Satış Direktörü Kayahan Erdem ve Uygulama Bölümü Direktörü Erhan Duman’ın nezdinde tüm Ateksis ailesine ödülleri verildi. Kendilerine bu ödülü layık gören Bosch Güvenlik Sistemleri’ne teşekkür eden Atila Özcan; Bosch ile uzun yıllardır sürdürülen başarılı iş ortaklığının her yıl daha da güçlenip büyüdüğünü, üçüncü kez alınan ödülün bir tesadüfün sonucu olmadığını belirtti. Özcan; bu başarıyı gerçekleştiren, emeği geçen, özverili tüm takım arkadaşlarına, iş ortaklarına ve değerli müşterilerine teşekkürlerini dile getirdi.

Panasonic Güneşi enerjiye çevirecek

Ülkemizin birçok bölgesinde olduğu gibi İstanbul’da yıl içinde yüksek oranda güneş görüyor. Bu da güneş enerjisinden yararlanmak için büyük bir olanak sağlıyor. En verimli güneş paneli olarak bilinen HIT güneş enerjisi teknolojisinin mucidi, Panasonic güneş enerjisi kullanımının artması için İstanbul’da güneş

8 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

enerjisi yatırımcıları ve sanayicileri için önemli bir seminer gerçekleştirdi. Güneş enerjisi alanında 40 yılı aşkın deneyimi bulunan ve tüm dünyada 1 milyarın üzerinde güneş hücresi yatırımı gerçekleştiren Panasonic, sanayici ve yatırımcıları Güneş Panelleri ve Güneş Enerjisi Santralleri hakkında bilgilendirmek üzere bir seminer verdi. İstanbul’da gerçekleşen, santral kurulumunda ve güncel yönetmeliklere ilişkin ürün seçiminde dikkat edilmesi gerekenler konusunda bilgi verilen seminere, yatırımcı ve sanayiciler büyük ilgi gösterdi. Panasonic Ürünleri Grubu Satış Müdürü Koray Yıldız’ın katıldığı seminerde, VİKO by Panasonic Güneş Sistemleri Satış

Sorumlusu Özgün Kan da en verimli güneş paneli olarak bilinen Panasonic HIT Solar Modüller ile ilgili bir sunum yaptı. Yeni yönetmelikler ile ilgili değerlendirmelerin yanı sıra katılımcılara Panasonic’in sunduğu avantaj ve fırsatlar da aktarıldı. Panasonic şu ana kadar güneş enerjisi çalışmaları kapsamında; Türkiye’nin en büyük tracker sistemi olan 4,6MW’lık ve Enerji Bakanlığı’ndan enerji verimliliği ödülü almış 500kWp’lık çatı santrallerinin yapımını başarıyla tamamladı. Bu ödüllü santrallerin dışında yine geçici kabulü TEDAŞ tarafından yapılmış olan 4MW’lık, kurulum ve sevkiyat aşamasında olan 11,6 MW’lık ve üretim aşamasında olan 7,5 MW’lık projeleri bulunuyor.



GÜNCEL

Securitas kıdemlilerini ödüllendirdi Securitas; 10’uncu ve 20’inci yıllarını dolduran çalışanlarını ödüllendirdiği Saha Kıdem Ödül Töreni’nin 3’üncüsünü 25 Şubat 2017 tarihinde, Ankara Green Park Hotel’de gerçekleştirdi. Securitas İnsan Kaynakları Koordinatörlüğünün ev sahipliğinde gerçekleştirilen ödül törenine Securitas Ülke Yönetimi ve Securitas’ta 10’uncu ve 20’inci yıllarını dolduran güvenlik görevlileri katıldı. 240 çalışanının ödüllendirildiği törende Securitas Ülke Başkanı Murat Kösereisoğlu törende yaptığı konuşmada göreve duyulan bağlılığa dikkat çekerek konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Bugün burada mesleğini layıkıyla yapan 11 bin kişiden oluşan Securitas ailesinin içerisinde 10’uncu ve 20’inci yıllarını tamamlayan çalışanlarımızla bir aradayız. Her geçen

gün bir adım daha ileriye giden Güvenlik sektörü, bu mesleğe inananlarla değer buluyor. Ben burada işine gönül vermiş onlarca kişiyi bir arada görmenin mutluluğu içerisindeyim. Diliyorum ki Securitas olarak güvenlik sektöründen emekli olan arkadaşlarımızı da göreceğimiz günler gelecek.” Telekomünikasyon-

dan finansa, havacılıktan madenciliğe, enerji sektöründen endüstriyel tesislere kadar 30 farklı sektörden 620 kurum ve kuruluşa, 2086 hizmet noktasında güvenlik hizmeti veren Securitas, Türkiye’nin toplam 9 bölge ofisi, 50 şube müdürlüğü, 305 kişilik idari çalışanı, yaklaşık 11 bin saha çalışanı bulunmaktadır.

“ZeroWire Akıllı Ev Otomasyon Sistemi” semineri

EDS 23 Şubat 2017 tarihinde çözüm ortaklarının katılımıyla gerçekleştirdiği seminerde yeni ürünü Zerowire Akıllı Ev otomasyon Sistemini tanıttı. Flir Satış Müdürü Gino Speecke seminerde yaptığı konuşmada “Komple bir paket olan ZeroWire ile UltraSynchTM etkileşimli hizmetleri, ileri seviye bulut özelliklerine her-

10 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

hangi bir zamanda ve herhangi bir yerden erişilebilmesini garanti ediyoruz. iOS ve Android uygulaması ve bir çevrimiçi portal aracılığıyla, kurulu sistem etkin bir şekilde uzaktan izlenebilir ve yönetilebilir.” dedi. Tanıtımın ilk bölümünde bağımsız, kablosuz ve interaktif ev otomasyon sisteminden bahseden Speecke; UltraSync, ultra güveni temsil ettiğini belirterek sunumuna şöyle devam etti: “UltraSyncTM etkileşimli sistemleri sistem durumlarını izlemenize olanak tanır, baypas bölgeleri, alarm kurma ve kapatma, olay geçmişini okuma ve çok fazlası gibi sistem kontrolleri sunar. UltraSync platformunu ister uzaktan hizmetler ve izleme için, isterseniz de uzaktan programlama için kullanın, Wi-Fi veya bulut üzerinden cihazınız ile

ZeroWire sistemi arasında güvenli bir bağlantı garantidir. UltraSync etkileşimli hizmetlerine giriş yapmak, size özel kullanıcı adı ve PIN kodu sayesinde 1, 2, 3 demek kadar kolaydır.” Akıllı evler, enerji yönetimi, ev izleme ve geleneksel güvenlik ürünlerinin konsolide edilmesi, zamana / yere göre kişiye özel servisler ve kontroller, kablosuz teknolojiyi artıran çözümler, akıllı telefonların / tabletlerin kullanımı, konut segmentinde yeni ihtiyaçların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu ihtiyaçların karşılanması için tasarlanan ZeroWire konsepti dünyanın dört bir yanındaki EDS müşterilerine yüksek teknoloji ürünü olarak sunuluyor. Akıllı ev güvenliği ve konfor deneyiminin yaşandığı seminer sunumun ardından sona erdi.



GÜNCEL

Ayvaz’dan eğitim ve fabrika gezisi

Ayvaz; tekstil, kağıt, gıda ve metal sektöründe faaliyet gösteren ve Kayseri’de üretim yapan öncü firmaların fabrika müdürleri ve teknik müdürleri için fabrika gezisi

ve eğitim düzenledi. Saat 10.00’da Ayvaz Satış Müdürü Süleyman Alço’nun giriş konuşması ve genel tanıtım sunumuyla başlayan organizasyon; Endüstriyel Ürünler Müdürü Serdar Ocaktan’ın yeni ürünlerle ilgili bilgi verdiği sunumla devam etti. Sunumun sonrasında imalat müdürlerinin de desteğiyle fabrikanın tüm bölümleri ziyaret edilerek katılımcılara Ayvaz’ın üretim teknolojileri ile ilgili bilgi verildi. Programın öğleden sonraki bölümünde Eğitim Uzmanı Tarık Güner söz alarak, Ayvaz’ın endüstriyel ürün gamı hakkında bilgi verdi ve buharla ilgili çözümlerini anlattı. Üretici bir firma olarak yalnız ürün tedarikçisi

değil, çözüm ortağı olduklarının altını çizen Güner; enerji ve buhar kayıplarının giderilmesine yönelik olarak fabrikalara destek olup raporlar sunabildiklerini katılımcılarla paylaştı. Güner’in sunumunda buhar ve buhar armatürlerinin seçimi, buhar sayacı, flaş buhar sistemi ve kondens pompası ürünleri öne çıktı. Güner’in ardından kürsüyü alan Yangın Ürünleri Müdürü Ahmet Kahraman, Ayvaz’ın pazarlama karmasına kattığı yeni yangın ürünlerini içeren bir sunum yaptı. Söyleşi halinde ilerleyen ve katılımcılardan gelen sorulara cevapların verildiği eğitimle birlikte etkinlik son buldu.

Yeni nesil wi-fi altyapıları ile statlarda maksimum taraftar deneyimi! Giderek artan mobil cihaz kullanımı ile buna bağlı gelişen sosyal paylaşım ve haber alma alışkanlıkları, bulunduğumuz her yerde bir wi-fi ağı arama ve hızlıca bağlanarak kesintisiz servis alma ihtiyacını tetikliyor. Ancak mobil cihaz kullanımındaki bu artış, çok sayıda kullanıcının aynı anda internete bağlanmaya çalışmasına ve o bölgede yerel bir yoğunluğun yaşanmasına sebep oluyor. Bu yoğunluk sonucu, internete bağlanamama ya da veri alışverişinde yavaşlık gibi sorunlar ortaya çıkıyor. Tutkunun ve heyecanın en üst seviyede yaşandığı bir stadyumda bu sorunlar yaşadığındaysa, yansıtılamayan maç heyecanı, mutsuz bir taraftar deneyimine dönüşüyor. Sensormatic, sunduğu Extreme Networks yeni nesil wi-fi altyapısı ile bu soruna çözüm sağlıyor ve taraftarların maç

12 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

heyecanını kesintisiz yaşamasına olanak tanıyor. Sensormatic Ürün Yönetimi Direktörü Dr. Serdar İnce uygulama ile ilgili yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Extreme Networks, yaptığı çalışmalar ve sunduğu uçtan uca çözümler ile her zaman

son kullanıcı memnuniyetini yukarıda tutmayı başarmıştır. Stat projelerinde de sunduğu kablolu ve kablosuz ağ teknolojileri ile stat misafirlerinin deneyimini en üst düzeye çekerek yine amacına ulaşmış ve bu alanda öncü olmuştur.”



GÜNCEL

Nexans ISO 27001 Sertifikası aldı

Nexans Türkiye, geçtiğimiz Eylül ayında başlattığı çalışmaları takiben, sistem gerekliliklerini çok kısa sürede sağlayarak denetimleri başarıyla geçti; ISO/IEC 27001 belgesini almaya hak kazandı. “Hayata enerji verir” sloganıyla müşterilerine yüksek performanslı kablo

ve kablo çözümleri sunan Nexans, bilginin gizliliğini, bütünlüğünü ve kullanılabilirliğini güvence altına alma hedefiyle başlattığı “ISO/IEC 27001:2013 Bilgi Güvenliği ve Yönetim Sistemi” (BGYS) projesini tamamladı. Nexans, yapılan denetimlerde sistem gerekliliklerini çok kısa sürede sağlayarak, ISO/IEC 27001 belgesini almaya hak kazandı. Proje kapsamında, şirket içinde farklı departman temsilcilerinin oluşturduğu BGYS komitesi kuruldu. Bu komite liderliğinde yürütülen çalışmalar kapsamında bilgi güvenliği farkındalığını artırmak amacıyla teknik ve davranışsal yetkinlikleri geliştirecek eğitimler düzenlendi, ofis ve üretim

tesisleri içinde birçok yapılandırma ve düzenleme hayata geçirildi. Nexans Türkiye Bilgi Teknolojileri Müdürü ve Bilgi Güvenliği Komite Başkanı Ergün Kurtulmuş projeyle ilgili olarak yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “4 aylık yoğun bir çalışmanın sonunda ISO 27001 sertifikamızı almaktan ve ilgili tanımlamaları belirleyerek benimsemekten dolayı mutluluk duyuyoruz. Diğer yandan, bilgi güvenliği, sadece bilginin gizliliğinin değil, bütünlüğünün ve kullanılabilirliğinin de sağlanması ile mümkün. Yani bu bizim için devam eden, aktif bir süreç anlamına geliyor.”

StoneDrill dünyayı tehdit ediyor Kaspersky Lab’ın Küresel Araştırma ve Analiz Ekibi, StoneDrill adında yeni ve sofistike bir silici yazılımı keşfetti. Yeni zararlı yazılım, aynı bir diğer tanınmış silici olan Shamoon gibi, bulaştığı bilgisayardaki bütün verileri siliyor. StoneDrill aynı zamanda tespit edilmeyi önleyici gelişmiş teknikler kullanıyor ve casusluk araçları barındırıyor. Orta Doğu’daki hedeflerin yanı sıra şimdi de Avrupa’da bir hedef keşfedildi. Orta Doğu’da kullanılan silicilere daha önce Avrupa’da rastlanmamıştı. 2012 yılında Shamoon (diğer adıyla Disttrack) adlı silici Orta Doğu’daki bir petrol ve gaz şirketindeki 35.000 bilgisayarı saf dışı bırakarak oldukça ses getirmişti. Bu yıkıcı saldırıcı dünyanın petrol tedariğinin %10’unu potansiyel olarak risk altında bırakmıştı. Benzeri olmayan bu olayın ardından, saldırının sorumlusu adeta kayıplara karışmıştı.

14 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

2016’nın sonlarına doğru Shamoon 2.0 şeklinde geri gelen yazılım, bu sefer 2012’deki zararlı yazılımın ciddi ölçüde güncellenmiş ve çok daha geniş çaplı bir sürümü olarak gün yüzüne çıktı. Söz konusu saldırıları inceleyen Kaspersky Lab araştırmacıları, tarzı açısından beklenmedik bir şekilde Shamoon 2.0’a benzeyen bir zararlı yazılım buldu. Aynı zamanda çok farklı ve Shamoon’a göre çok daha karmaşıktı. Ona StoneDrill (taş delici) adını verdiler. Yazılımla ilgili açıklama yapan Küresel Araştırma ve Analiz Ekibi

Kıdemli Güvenlik Araştırmacısı Mohamad Amin Hasbini şu şekilde konuştu: “StoneDrill’in çoğunlukla Farsça kaynak dil bölümlerini barındırdığını söyleyebiliriz. Jeopolitik analistler muhtemelen İran ve Yemen’in İran-Suudi Arabistan arasındaki vekil sunucu çatışmasında yer alan oyuncular olduklarına dikkat çekecektir ve Suudi Arabistan bu operasyonların kurbanlarının çoğunun bulunduğu ülkedir. Fakat elbette, bu arkada bırakılan izlerin birer yanıltma hamlesi olma ihtimalini göz ardı edemeyiz.”



GÜNCEL

IBM’den tek atomluk veri deposu Dünyanın en büyük bilişim teknolojisi şirketi olan IBM, tek bir atomdan oluşan mıknatıs geliştirmeyi başardı. IBM mühendisleri bununla da yetinmeyip tek atomdan oluşan mıknatısın bir veri dosyası haline gelmesini sağladı. Bu mıknatısın içerisine bir bitlik veri sığdırıldı. Nature dergisinde yayınlanan makaleyle sonuçları paylaşan mühendislerin bu çalışması veri depolaması sistemlerinde gelecekte yaşanabilecek değişikliklerin habercisi niteliğini taşıyor. Veri depolama alanında var olan teknolojiler 100 bin atomun içerisine bir bitlik depolama imkanı sağlıyor. Yani gelecekte aynı alana bin kat daha fazla veri depolanabilir. IBM mühendisleri gelecekte iTunes’un 35 milyonluk şarkı arşivinin kredi kartı büyüklüğünde bir alana depolanabileceğini ifade etti.

Mobil bankacılık sistemi tehlikede!

Antivirüs yazılım kuruluşu ESET, 48 ülkede mobil bankacılık müşterilerini hedef alan bir Android truva atı tespit etti. Google Play’de ‘Good Weather’ adlı hava durumu tahmin uygulaması olarak kendini gösteren bu zararlı yazılım, Türkiye’den de 22 bankanın müşterilerini hedef almış görünüyor. Hürriyet’in haberine göre ESET tarafından ‘Trojan.Android/Spy.Banker.HU’ adıyla etiketlenen bu truva atı, aslında iyi bilinen bir hava durumu uygulaması olan Good Weather’ın zararlı hale

dönüşmüş şekli olarak öne çıkıyor. Zararlı yazılım, uygulamanın orijinal halinden edindiği hava durumu tahmini özelliklerini koruyor fakat bununla birlikte, bulaştığı cihazları uzaktan kilitleyebiliyor, SMS mesajlarına erişebiliyor ve cep telefonu üzerinden kullanılan mobil bankacılık bilgilerini çalmaya odaklanıyor. Uygulama mağazası Google Play üzerinden indirilebilen bu uygulamanın iki sürümü tespit edildi. ESET’in uyarısı üzerine uygulamalar Google Play’den kaldırıldı. Dolayısıyla zararlı yazılım, uygulama mağazasında kısa süre yer aldı. Ancak buna rağmen binlerce indirme yapılmış görünüyor. İlk tespitlere göre 48 ülkede 5 bin kullanıcıya ulaşılmış.48 ülkenin arasında Türkiye de görünüyor. Üstelik en çok hedef olmuş ülke olarak öne çıkıyor. Analizlere göre 22 Türk bankasının müşterileri hedef alınmış. Türkiye’den 2 bin 144 indirme tespit edilmiş. En yakın indirme 202 adetle Suriye’den yapılmış görünüyor. Suriye’yi 24 indirme ile Güney Afrika izliyor.

İnternet’e bağlı cihazlar siber saldırılarda kullanılıyor Siber saldırganlar 2016’da daha çok İnternet’e bağlı cihazları kullanarak saldırı yaptı. İnternet’e bağlı makinalar, beyaz eşyalar gibi cihazların birer siber silaha dönüştürülmesiyle saldırıların boyutu yüzde 60 arttı. Dünyadaki İnternet servis sağlayıcılarının yüzde 90’ının siber güvenliğini sağlayan uluslararası siber güvenlik kuruluşu Arbor Networks,

16 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

2015-2016 dönemine ilişkin 12. Yıllık Küresel Altyapı Güvenliği Raporu’nu yayımladı. Şirketlerde çalışan siber ağ ve güvenlik ekipleri için koşulların değiştiğini ortaya koyan rapor, siber tehditlerin “nesnelerin İnterneti (IoT)” olarak adlandırılan İnternet’e bağlı cihazların yaygınlaşması ile birlikte yeni boyutlar kazandığını gösterdi. İnternet’e bağlı makinalar, buzdola-

bı, fırın gibi eşyaların şirketlere ve bireylere büyük kolaylık getirirken, bir yandan da içerdikleri güvenlik açıkları nedeniyle saldırıları artırdığına dikkat çekildi. Raporda, saldırganların IoT cihazlarındaki açıklardan yararlanıp onları silah olarak kullandıkları, özellikle Mirai gibi botnetlerin ortaya çıkması ile çok büyük çaplı saldırılar yaptıkları yazıldı.



s

HAYATA BAKIŞ

“Saygı eğitimi” Saygılı olmak iyi bir insanın taşıması gereken temel özelliklerden birisidir. Saygı insanın kendi kişiliği ile başkalarının kişiliği arasındaki o sınırı aşmaması; kendi aleyhine dahi olsa başkasının hakkına, hukukuna özen göstermesidir. Her anne baba çocuklarının etrafa ve kendilerine karşı saygılı olmasını ister. Ancak saygının sınırının ne olduğu, kimlere, nereye kadar saygı gösterilmesi gerektiği konusunda bazı soru işaretleri olabilir. Saygı ölçüleri kültürden kültüre farklılık gösterir. Bizim kültürümüzde yaşlılara saygı göstermek önemsenirken; başka kültürlerde önemsenmeyebilir. Yine bizim kültürümüzde yardımlaşmak, ihtiyacı olanlara yardım etmek çok önemlidir. Örneğin; Japonya’da yaşayan bir insana yardım etmek, para vermek onun kişiliğine yapılmış bir hakaret ve saygısızlık olarak kabul edilebilir. Saygı ölçülerini bu kültürel farklılıkları göz önüne alarak belirlemek gerekir. Aynı kültürün içinde de ölçülerde bir takım değişiklikler olabilir. Zaman içinde değer yargılarında değişmeler görülebilir. Örneğin; itaat kültürü ve otoriteye gösterilen aşırı saygı kişinin öz saygısı aleyhine işlediği için bu konudaki ölçüleri yeniden düzenlemek gerekir. Baskıcı kültürel özelliklerimiz nedeniyle ailede baba baskısı şeklinde başlayan bu sürece ilerleyen yıllarda toplum baskısı, koca baskısı, kayınvalide baskısı da eklenir ve kişi kendi özsaygısını kaybeder. Kendisini bir çeşit paspas gibi görür. Kendi kişiliğinin sınırlarını bilemeyen sadece kurallara uymak zorunda hisseden ama kuralları sorgulamayan bir insan ortaya çıkar. Anne babalar kendi haklarına sahip çıkabilen, silik olmayan, kendine güvenen çocuklar yetiştirmek isterler ama hayatın içinde yaşanan olayları incelediğimizde, genellikle o anda sorunu çözmek için çocuğun kendine güvenini zedeleyecek tavırlar takınıldığını görürüz. İnsanların çoğu başkalarını kırmamak, gücendirmemek için kendi çocuklarını kırar. Çoğu zaman bunun yanlış bir davranış olduğunu fark bile edemez. Günümüzde insanlar arasında yaygın olan bir tavır kişilerin haksız oldukları, hata yaptıkları durumlarda bunu kabul etmeme eğilimi göstermeleridir. Bu davranışın temelinde hata yapmanın insanın değerini azaltacağı düşüncesi yatmaktadır. Oysaki hata yapmak çok doğaldır; önemli olan insanın hatasını fark edip düzeltmesi ve aynı hatayı bir daha yapmamaya çalışmasıdır. Hiç kimsenin her durumda haklı olması mümkün değildir. Hatalı olduğu halde “hep ben haklıyım” duygusu içinde hareket eden insan çevresindekileri kendinden uzaklaştırır. Bazı insanlar teşekkür etmeyi ve özür dilemeyi zayıflık olarak görürler; sürekli haklı olduklarını savunma çabası içindedirler. Bu davranışın arkasındaki dinamiği araştırdığımızda şunu görürüz, kendilerinde birtakım eksiklikler gören insanlar kontrolü başkalarına bırakmamak için sürekli haklı olduklarını kanıtlamaya çalışırlar. Daima kendisinin haklı, başkalarının haksız olduğunu kanıtlamaya çalışan, kendini beğenmiş kişiler kendilerini yalnızlığa mahkûm ederler. Olmaması dileğimle…

18 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

Oğuz GÜLAY

İnsanların çoğu başkalarını kırmamak, gücendirmemek için kendi çocuklarını kırar. Çoğu zaman bunun yanlış bir davranış olduğunu fark bile edemez.



KAPAK KONUSU PARA VE KIYMETLİ EŞYA TAŞIMA FAALİYETLERİ

İstanbul Jewelry Show Mücevherleri Loomis güvencesinde Loomis, son 16 yıldır olduğu gibi bu senede İstanbul Jewelery Show 2016’da katılımcı firmaların değerli takılarının, kıymetli taşlarının ve madenlerinin fuar alanına transferinden ve fuar alanında kasalanmasından sorumlu olacak. LOOMİS GÜVENLİK HİZMETLERİ

H

er türlü değerin taşınması ve saklanmasında üstün hizmet seçenekleri sunan Loomis, 160 yılı aşkın tecrübesi ve uluslararası standartlardaki hizmet kalitesiyle, son 16 yıldır olduğu gibi bu senede İstanbul Jewelery Show 2016’da katılımcı firmaların değerli takılarının, kıymetli taşlarının ve madenlerinin fuar alanına transferinden ve fuar alanında kasalanmasından sorumlu olacak. Loomis güvencesiyle fuar alanına transferi gerçekleştirilecek mücevherler, 16 - 19 Mart tarihleri arasında, İstanbul Fuar Merkezi’nde (CNR Expo) gerçekleşecek 44’üncü İstanbul Jewelry Show kapsamında sergilenecek. Mücevher sektörünün önde gelen yerli ve yabancı firmalarını ve sektör profesyonellerini bir 20 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

araya getirecek fuarda Loomis, kuracağı stantta nakit ve kıymetli eşya taşıma alanında sunduğu çözümleri tanıtacak. İstanbul Jewelry Show’un demirbaşı Loomis , yüksek güvenlikli kasalama hizmeti ve tam donanımlı silahlı personeliyle mart fuarına katılan firmaların, 2000 yılından bugüne güvencesi olmaya devam ediyor. Geçmişi 1852 yılına kadar uzanan, yaklaşık 160 yıllık deneyime sahip Loomis, dünyada nakit taşıma operasyonlarında faaliyet gösteren dört büyük firmadan biri. 21 bin civarında personel, 6500 üzerinde zırhı araç ve 400’ün üzerinde nakit işleme merkezi ile Türkiye dahil 22 ülkede faaliyet gösteriyor. Günde yaklaşık 10 milyar Euro değerinde nakdin yönetimini sağlayan Loomis, 1995 yılından itibaren sektörde hizmet veren

Erk Armored Güvenlik Hizmetleri A.Ş.’nin hisselerini satın alarak resmi olarak 15 Temmuz 2011’de Türkiye pazarına girdi. Günlük nakit ve altın lojistiği yüksek seviyede olan ve ekonomik istikrarıyla sürekli büyüyen, hareketli ve rekabetçi Türkiye pazarına küresel bir güç olarak giren Loomis, Türkiye operasyonlarını pazarın ihtiyaçlarına göre her geçen gün daha ileriye taşıdı. Loomis Türkiye olarak her yıl %50 büyüme hızıyla bugün 33 ilde 39 şube ve 1000’e yakın çalışan ile Türkiye’nin %90’ına hizmet veriyoruz. Türkiye’de nakit ve değerli eşya taşıma pazarında bulunan dört firma arasında sektörde ilk sırada yer alıyoruz.

Paranın sayılması büyük sorumluluk gerektiren bir iştir Loomis Türkiye Ülke Başkanı Sarp Tarhanacı yaptığı açıklamada;


Sarp TARHANACI

Loomis’in sunmuş olduğu çözümleri şu şekilde anlattı: Para ve değerli eşya taşıma, işleme (sayma + ayrıştırma + paketleme) ve kasalama hizmetleri, ATM ikmal ve bakım hizmetleri, değerli küçük paket taşıma hizmeti, uluslararası hizmetler ve mücevher fuarlarına yönelik gümrükleme, taşıma ve kasalama hizmetleri vermenin yanında alternatif hizmetler adı altında akıllı kasa çözümü ve elektronik kilit çözümü sunuyoruz. Loomis Türkiye olarak, sadece nakit taşıma değil, aynı zamanda para sayımı da yapıyoruz. Paranın sayılması çok zahmetli ve büyük sorumluluk gerektiren iştir. İlgili lokasyonlarda gerekli ekipmana sahip, gerekli eğitimi almış personel ve nakit işleme merkezleriniz olması gerekiyor. O parayı kasalamak için güvenlik kriterlerine sahip kasalar olmalı, kasaları güvence altında tutacak sigorta poliçesi ve yeterli limitlerin olması gerekiyor. Bunların hepsi Loomis’te var. Değişen konjenktür ülkemizdeki nakit ve kıymetli eşya taşıması hizmetinin dış tedarik yolu ile verilmesini hızlandırmıştır. Halen Türkiye’deki toplam banka şubesi ve ATM’lerinin %50’sine sahip olan en büyük beş banka bu hizmeti kendi bünyelerinde, kendi kaynakları ile almaktadırlar. Ancak son dönemde bu banka-

larında dış tedarik konusunda girişimlerde bulunduklarını ve bu konuda çok ciddi olduklarını gözlemliyoruz. Sadece bu yaklaşım değişikliği bile konuya verilen önemi göstermektedir. Öte yandan perakende sektörü zaten %75 civarında dış tedarik yolu ile bu hizmeti almaktadır. Kuyum sektörünün bütün büyük oyuncuları dış tedarik yöntemini benimsemişlerdir. Perakende ve Kuyum sektörlerinde Loomis Türkiye söz konusu pazarların çok büyük bir kısmına uzun zamandır hizmet vermektedir. Bankacılık sektörünün en büyük oyuncularının da önümüzdeki dönemde dış tedarik yöntemini benimseyeceklerini, bunun biraz zaman alacağını ancak sonuçta nakit ve değerli eşya taşıması yapan şirketlerin uzmanı oldukları bu konuda Türkiye pazarının büyük bir kısmına hizmet vermelerinin kaçınılmaz olduğunu değerlendiriyoruz.

CIT işinin riski nitelik ve nicelik olarak çok yüksektir Avrupa ülkeleri CIT (Nakit ve Değerli eşya taşıma şirketleri) ile çalışmaya çok uzun zaman önce başlamıştır. Bu ülkelerde CIT hizmetleri sadece bu çerçevede çalışan profesyonel şirketler tarafından verilmektedir. Elbette bunun en büyük nedenlerinden biri Avrupa ülkelerinde bankaların bu işi kendi bünyelerinde yapmalarının mevzuat gereği mümkün olmamasıdır. Bunun yanında Avrupa ülkelerinde risk ülkemize göre çok daha fazladır. CIT araçları, personeli ve nakit işleme merkezlerine saldırılar hem çok fazla sayıda ve hem de organizedir. Yani CIT işinin riski hem nitelik ve hem de nicelik olarak çok yüksektir. Dolayısı ile hem bankalar ve hem de nakit taşıması ve işlenmesi hizmetine ihtiyaç duyan diğer kurum ve şirketler bu riski CIT şirketlerinin yüklenmesini daha doğru, uygun, etkili ve maliyet etkin

Paranın sayılması çok zahmetli ve büyük sorumluluk gerektiren iştir. İlgili lokasyonlarda gerekli ekipmana sahip, gerekli eğitimi almış personel ve nakit işleme merkezleriniz olması gerekiyor. Ayrıca parayı kasalamak için güvenlik kriterlerine sahip kasalarınız olmalı, kasaları güvence altında tutacak sigorta poliçesi ve yeterli limitlerin de olması gerekiyor. görmektedirler. Ülkemizde söz konusu risk daha düşüktür ancak trendin nasıl değişeceğini bilmek te mümkün değildir. Bugün çok yüksek risk taşıyan bazı ülkeler, yakın geçmişte sıfır veya sıfıra yakın risk içeriyorlardı. Yani ülkemizin şartlarının da bugünkü ile aynı kalacağını düşünemeyiz. Öte yandan CIT şirketleri sinerji oluşturarak, müşterilerinin birim maliyetlerini düşürebiliyorlar. Yani bir CIT şirketi pek çok müşteriye hizmet vererek kendi maliyetini düşürebilir ve bu da müşteriye uygun fiyat / maliyet olarak yansır.

Mart 2017 Güvenlik Yönetimi n 21


KAPAK KONUSU PARA VE KIYMETLİ EŞYA TAŞIMA FAALİYETLERİ

Para ve kıymetli eşya taşımada riskler Can ve mal güvenliğinin söz konusu olduğu güvenlik sektöründe hizmet alımlarında hala önceliği maliyetler alabiliyor. Oysaki önemli olan hizmet alan kurumun fiziki koşulları göz önüne alınarak; hazırlanmış risk analizine uygun hizmetin alınmasıdır. GLM GRUP ÖZEL GÜVENLİK VE TEMİZLİK HİZMETLERİ

T

aşıma riskli bir işlemdir. Taşıyan araç ne olursa olsun taşınan malzemeler kontrol edilebilen alandan uzaklaşır ve teslim edileceği adrese varıncaya kadar geçen zaman süresince taşıyanın sorumluluğuna geçer. Taşıyan, kanun karşısında taşıdığı malın güvenliğinden ve yerine hasarsız olarak taşınmasından sorumludur. Taşıma sırasında

22 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

araçların etkilenebileceği her türlü sorun taşıyanları olduğu gibi taşınan malzemeleri de etkilemektedir. Batan bir gemi, devrilen bir tren, düşen bir uçak, çarpışan bir kamyon hem içerideki görevlilerin hayati sıkıntılar yaşamasına hem de taşıdığı malın hasar almasına neden olacaktır. Taşıma sırasında karşı karşıya kalınan riskler: Yükleme, taşıma ve bo-

şaltma işlemlerinde tarafların yükümlülüklerini eksik yerine getirmesi ve buna bağlı olarak ortaya çıkan durumlar Taşıyıcının elinde olmayan nedenlerle (mücbir sebep) ortaya çıkan kayıplar, taşıma sırasında karşı karşıya kalınan riski etkileyen faktörler Taşınan eşya, taşınan malın cinsi ve özelliği (kırılabilir, bozulabilir, yanıcı, patlayıcı, çalınabilir)


Taşınan malın ambalaj şekli (sandık, koli, çuval, torba, konteyner, özel ambalaj vb.) Taşıma aracı türü ve yola uygunluğu (gemi, uçak, treyler, kamyon, tren) Yükleme ve boşaltma şekli (mekanik güç, insan gücü ve teçhizat) Yol ve geçiş güzergâhı (yol durumu, ülkelerin konumu, ülkelerin geçiş riski, korsan ve terörist saldırılar) Siyasi nedenlerle ülke geçişlerinde yaşanan zorluklar.

Can ve mal güvenliğine önem verilmeli Can ve mal güvenliğinin söz konusu olduğu güvenlik sektöründe hizmet alımlarında hala önceliği maliyetler alabiliyor. Oysaki önemli olan hizmet alan kurumun fiziki koşulları göz önüne alınarak; hazırlanmış risk analizine uygun hizmetin alınmasıdır. Bununla birlikte firma seçiminde de hatalar yapılabiliyor. Kurumlar ihtiyaçlarına yönelik hizmet alımlarına gitmeliler.

Türkiye’de profesyonel destek alımı İnsanlar bilinçlenmeye başladı. Özellikle günümüz Türkiye’sinde, toplumsal farklılıklar, gelir düzeylerindeki farklar, terörizm v.s. gibi etkenlerin beslediği suç oranlarındaki artış profesyonel özel güvenlik hizmet alımında taleplerin artmasına sebep oldu. Özellikle ortak alanlarda AVM’lerde, iş merkezlerinde, toplu yapılarda profesyonel güvenlik hizmeti artık bir gereklilik. Zamanla bu sektöre bakış açısının olumlu yönde değişeceğini düşünüyoruz.

En önemli faktör eğitim Personellerimizi seçerken öncelikle 5188 Sayılı Yasaya göre; “Temel Güvenlik Eğitimi” almış olanlar tercih edilmektedir. Firmamızda ise önce oryantasyon eğitimi daha sonra göreve yönelik eğitimler almaktadırlar. Bunlar; 5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun ve Uygulama Eğitimleri, görev yetki ve sorumluluk eğitimleri, acil durum eğitimleridir. Personellerimiz çalıştıkları süre boyunca güncel güvenlik eğitimlerini alır, denetimlere girerler. Personellerimizin kurum içi ve kurum dışı eğitimlerini tamamlamış olmaları bizler çok önemlidir. Hizmet sektöründe olduğumuz için personellerimize iletişim ve kişisel gelişim eğitimleri de vermekteyiz.

Türkiye’de çalışma koşulları olgunlaşmalı Avrupa, Türkiye’ye göre özel güvenlik hizmetleri vermeye çok daha uzun yıllar önce başlamış. Özellikle İngiltere istihdam açısından Avrupa’da lider durumda. Hem Avrupa da hem bizde güvenlik personellerinde lisans zorunluluğu bulunmakta ancak; Avrupa’da ihtisas sahibi kişiler ekstra güvenlik eğitimleri alarak

Günümüz Türkiye’sinde, toplumsal farklılıklar, gelir düzeylerindeki farklar, terörizm v.s. gibi etkenlerin beslediği suç oranlarındaki artış profesyonel özel güvenlik hizmet alımında taleplerin artmasına sebep oldu. farklı sektörlerde hizmet verebiliyorlar. Son yılların verilerine göre Türkiye istihdam açısından İngiltere’yi takip ediyor. Ancak yine bu raporlarda Türkiye’de özel güvenlik elemanı sayısının çokluğuna rağmen düşük ücret politikası nedeniyle Avrupa ile karşılaştırıldığında sektörün yıllık cirosunun düşük olduğu belirtiliyor. Dolayısıyla Türkiye’de çalışma koşulları olgunlaştıkça sektör olarak Avrupa’dan başarılı olmamız çok mümkün.

Mart 2017 Güvenlik Yönetimi n 23


KAPAK KONUSU PARA VE KIYMETLİ EŞYA TAŞIMA FAALİYETLERİ

“Eğitim bizim için yaşam tarzıdır” İnsan kaynağına ve teknolojiye yapmış olduğu yatırımlardan aldığı güç ile hızla ilerleyen Bantaş, 2016 yılında da hedeflenenin çok üzerinde büyüme ve gelişme ile istikrarlı büyümesini devam ettirdi. Bantaş İnsan Kaynakları Müdürü Arzu TUNCER başarının ardındaki sırları anlattı. BANTAŞ NAKİT VE KIYMETLİ MAL TAŞIMA VE GÜVENLİK HİZMETLERİ A.Ş.

P

ersonellerimizin eğitimine ve gelişimine önem veriyoruz

Müşteriye saygı ve kalite anlayışı ile eğitime olan inançlarının yanında firmayı başarıya götüren en önemli gücün, şirkete ailevi duygular ile bağlı, en zor koşullarda dahi görevini üstün bir performansla yerine getirme sorumluluğunda olan 1500’ün üzerindeki çalışan ordusu olduğunu belirten Arzu Tuncer, kurumsal gelişimin kişisel gelişimden kaynaklandığını bu nedenle her bir personelinin eğitim ve gelişimine büyük bir titizlikle yaklaştıklarını ifade etti. Eğitim konusuna sosyal sorumluluk olarak yaklaştıklarının altını çizen Tuncer, 2016 yılında çalışanlarına toplam 86.209 saatlik eğitim verdiklerini söyleyerek, eğitimin Bantaş çalışanları için bir yaşam tarzına dönüştürüldüğünü dile getirdi. Personele 360 derece gelişim imkânı sunulduğunu, BANTAŞ’ın tüm şubelerinde, bölge ve Genel Müdürlük yönetim kadrolarında görev alan, konularında uzman kadroların tamamının kurum içi kariyer gelişim performansları ile “Bantaş Okulu”nda yetiştiğini

24 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

mi ve uygulamasını geliştirdiklerini söyledi. Bantaş’ın güçlü teknolojik alt yapısı ve kalifiye personeli ile her geçen gün kendi başarılarını daha da ileriye taşımak için var gücüyle çalıştığını ifade eden Tuncer, teknoloji, optimizasyon, risk önleme ve kalite iyileştirme konsantrasyonu sayesinde onlarca proje üzerinde de çalışmalarını sürdürdüklerini dile getirdi.

Arzu TUNCER

ifade eden Tuncer, Bantaş’ın insan kaynağına yatırım performansı, yurtiçi ve yurtdışındaki birçok kurum tarafından referans ve incelenmeye değer bulunduğunu belirtti.

Güvenlik ve risk yönetiminde son teknolojiyi kullanıyoruz Bantaş’ın teknolojik altyapısı ile operasyonlarında kesintisiz bir otomasyon zinciri oluşturduklarını vurgulayan Tuncer, müşteri siparişlerinin hizmet tamamlanıncaya kadar anlık olarak takip edildiğini ve kayıt altına alındığını ifade etti. Tuncer, güvenlik ve risk yönetimi alanında da teknolojiyi yoğun olarak kullandıklarını, sahada taşınan yüksek hacim ve değerlerdeki yüklerin anlık olarak takibinin, taşımayı yapan zırhlı araçların ve üzerindeki donanımların denetim altında bulundurulması ihtiyacı nedeniyle, özellikle zırhlı araçlar üzerinde çok sayıda güvenlik siste-

Bantaş dünya ülkelerine ilham oluyor Uluslararası standartlarda yapılanmış 50 Nakit Merkezi ve 400 zırhlı araç ile Türkiye’nin ve KKTC’nin tamamına nakit taşıma ve nakit işleme/saklama alanlarında hizmet verdiklerini ifade eden Tuncer, firmanın başarısının uluslararası alanda da dikkat çektiğini, yurt dışından danışmanlık hizmeti almak için kendileri ile iletişime geçildiğini ifade etti. Bu kapsamda Bantaş’ın, Suudi Arabistan’da 8 bankanın bir araya gelerek oluşturduğu SANİD Projesi’nin danışmanlığını yürüterek, sektöre referans olan deneyimlerini uluslararası alanda paylaşmaya başladıklarını belirten Tuncer, bu deneyim sonrası bir Doğu Avrupa ülkesinde ticari bir bankanın bünyesindeki nakit operasyonları yeteneğini ticarileştirme girişimine destek sağladıklarını ve hâlihazırda bir Batı Afrika Ülkesinde Merkez Bankası’nın himayesinde yürütülen benzer proje için bir banka grubu ile görüşmelerinin devam ettiğini dile getirdi.



FOKUS ENDÜSTRİYEL TESİS GÜVENLİĞİ

Endüstriyel tesislerde siber güvenlik Siber saldırılarla bir bilgisayar kullanıcısının banka hesap bilgileri elde edebileceği gibi bir ülkenin askeri ve politik sırlarına ulaşılması, finans merkezleri, enerji tesisleri, ulaştırma ve iletişim sistemleri ve hastanelerin çalışamaz hale getirilmesi de mümkündür. Osman ÖZTÜRK / Yönetim Kurulu Başkanı-CEO CSG CİTY SECURİTY GROUP

B

ilişim çağını yaşayan dünyamızda bilgi teknolojilerinin ve sistemlerinin hızlı bir gelişim ve değişim göstermesi bu alandaki bilgi dolaşımını ve paylaşımını artırdığı gibi bireylerin ve kurumların yanında ülkelerin, askeri, ekonomik, teknolojik ve kritik altyapılarına karşı siber saldırıların artmasına da yol açtı. Bu saldırılara engel olabilecek veya karşı koyabilecek çalışmalara ve planlamalara duyulan ihtiyaç günümüzde büyük önem taşıyor. Uluslararası savaşlar artık siber ortamda gerçekleşmekte ve bilgisayarlar etki altına alınarak ülke ve kişilere ait bilgiler bir tehdit unsuru olarak kullanılmaktadır. Siber güvenlik, internetin üzerinde var olduğu fiziksel altyapıya karşı gelebilecek tehditlerden ibaretken sonraları zararlı kodlar ve virüslerin üretilmesi ve yaygınlaşmasıyla tehlikenin düzeyi de artmaya başlamıştır. Bu yüzden kamu kurumlarındaki veri tabanları ve gizli bilgilerden, enerji santrallerine, su dağıtım şebekelerinden, iletişim ağlarına ve ulaşım sistemlerine kadar birçok kamusal hizmet alanları tehlike altına girmiştir.

26 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

İnternet ortamında olayların saniyeler içinde meydana geldiği düşünüldüğünde, etkin ve güçlü savunma sistemleri kurulmasının, farkındalık ve bilinç oluşturulmasının önemi ortaya çıkmaktadır. Ülkemizin siber güvenlik performansının daha sağlıklı tespiti için, sadece meydana gelen olaylara ilişkin verilerin tutulmasının yanında sosyal ve ekonomik yönden de değerlendirme yapılması gerekmektedir. Siber güvenlik, 21. yüzyılda ulusal güvenliğin en yeni sorunu olarak, sınırları tanımlanamayacak kadar geniş ve bir o kadar da karmaşık bir alana dönüşmüştür. Siber savaş, uluslararası ilişkilerde bilgisayar ve iletişim teknolojisini

saldırı ve savunma amaçlı olarak kullanmaktadır. Her geçen gün teknolojinin ve bu teknolojilere erişilebilirliğin artmasıyla insanların ekonomik, sosyal, ve kişisel bütün eylemleri siber ortamda bir arşiv haline dönüşmüş, kötü niyetli faaliyetler bu ortamdaki bilgilerin hırsızları olmuştur. Bu noktada güvenlik ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Gerek kişilerin gerekse kurumların siber güvenliği, bilgilerin ve sırların korunması, alınacak önlemlerin erken uyarı sistemleri ve elektronik güvenlik ile entegrasyonunu zorunlu kılmaktadır. Siber güvenlik, bilgi güvenliğinden operasyon güvenliğine ve bilgisayar sistemlerinin güvenliğine kadar birçok farklı kavramı kap-


Osman ÖZTÜRK

sar. Siber güvenlik aynı zamanda farklı hedef kitleleri için farklı anlamlara gelir. Bireyler açısından bu kavram kendini güvenli hissetmek, kişisel verileri ve gizliliği korumak demektir. Kurumlar açısından siber güvenlik, işle ilgili kritik öneme sahip işlevlerin kullanılabilir olmasını, operasyon ve bilgi güvenliği sayesinde gizli verilerin korunmasını sağlamak demektir. Devletler açısından ise vatandaşların, kurumların, kritik altyapının ve devlete ait bilgisayar sistemlerinin saldırılara ya da verilerin çalınmasına karşı korunması anlamına gelmektedir. Bilgi toplumu olma yolunda çaba sarf eden Türkiye, gerekli altyapıyı kurarak ve önlemleri alarak siber uzayın güvenliğini, kritik altyapıların dayanaklılığını ve koruma sürekliliğini sağlamalıdır. 21.yüzyılın yaşadığımız ilk on yılı, “siber savaş” olgusunun ortaya çıktığı ve geleceğe yönelik risklerin evrimleştiği sıra dışı bir zaman olarak tarihe geçecektir. Bu evrim ve çevresini saran tehlikelere karşı ülkemizin siber güvenliğini sağlamak için etkin önlemler alması gerekmektedir. Ülkemizde Siber Saldırılara karşı etkin bir koruma ağı oluşturabilecek nitelikte uzmanlaşmış elemanların olmaması büyük risk ve zafiyet yaratmaktadır. Bilgi ve iletişim sistemleri üzerinde ger-

çekleştirilen siber saldırıların hızla arttığı ülkemizde güçlü bir güvenlik stratejisinin ortaya konulması gerekmektedir. Siber saldırılarla bir bilgisayar kullanıcısının banka hesap bilgileri elde edebileceği gibi bir ülkenin askeri ve politik sırlarına ulaşılması, finans merkezleri, enerji tesisleri, ulaştırma ve iletişim sistemleri ve hastanelerin çalışamaz hale getirilmesi de mümkündür. Siber savaş, BM Terimler Sözlüğünde bilgisayar sistemlerinin düşman sistemlerine zarar vermek veya yok etmek amacıyla kullanıldığı savaş tipi olarak tanımlanmaktadır. Bilişim teknolojilerinin oluşturduğu bir kavram olarak geleneksel savaşlardan farklı olsa da yine de yıkıcı ve ölümcül zararlar verebilmektedir. Elektronik iletişim ve internetin bir ülkenin iletişim sistemi, güç kaynakları, ulaşım sistemi ve benzeri sistemlerini bozması veya çökertmesi olarak da tanımlanmaktadır. Bu iki tanımdan hareketle siber savaş “Devletler veya devlet benzeri aktörler tarafından gerçekleştirilen, kritik ulusal altyapıları, askeri sistemleri veya ülke için önemli endüstriyel yapıyı tehdit eden, simetrik veya asimetrik, saldırı veya savunma amaçlı dijital ağ faaliyetleri” olarak açıklanabilir.

Ulusal siber güvenliğin sağlanmasına stratejik bakış Kritik altyapıların bilişim ve bilgi sistemlerine bağımlılığı her geçen

gün artmaktadır. Dolayısıyla bilişim ve bilgi sistemlerinin güvenliği sadece bilgi ve iletişim teknolojilerini değil hayatın her alanını ilgilendiren bir boyut ve öneme sahiptir. Bilgi güvenliği; bilginin gizliliğinin, bütünlüğünün ve erişilebilirliğinin güvence altına alınması demektir. Bilgi güvenliği; bilgiye sürekli olarak erişilebilirliğin sağlandığı bir ortamda bilginin saklanması, göndericisinden alıcısına kadar gizlilik içerisinde (mahremiyeti korunarak), bozulmadan, değişikliğe uğramadan ve başkaları tarafından ele geçirilmeden bütünlüğünün sağlanması ve güvenli bir şekilde iletilmesi süreci olarak tanımlanmaktadır. Teknik, ekonomik, siyasal ve sosyal etkileri açısından gerek bireysel, gerek kurumsal ve gerekse ülke boyutunda topyekün bir yaklaşım ve hassasiyet gerektiren bilgi güvenliği kavramı buna ilişkin bir kültür oluşturulmasını da gerekli kılmaktadır. Bilgi güvenliği kültürü olmayan toplumların güvende olması ve bilgi toplumu olması mümkün olmayacaktır. Bilgi güvenliği kültürü, ülke güvenliği açısından da çok önemlidir; çünkü artık ülkeler arası savaşlar cephelerin yanında siber dünyada da yapılmaya başlanmıştır. Siber saldırılara karşı yasal bir çerçeve ve kamu bilinci oluşturularak bireylerin, şirketlerin ve kamu kurumlarının kullandıkları sistemlerin güvenliği sağlamlaştırılmalıdır. Yakın gelecekte çıkabilecek büyük bir savaşta ilk mermi internette

Siber güvenlik, bilişim teknolojilerinin yaygınlaşması ve internet kullanımının artmasıyla beraber ulusal güvenlik stratejilerinde yer almaya başlamıştır. Bu kapsamda başta gelişmiş ülkeler olmak üzere pek çok ülke ve NATO, AB gibi uluslararası kuruluşlar siber güvenlik stratejileri üretmiştir. Mart 2017 Güvenlik Yönetimi n 27


FOKUS ENDÜSTRİYEL TESİS GÜVENLİĞİ atılacaktır. Büyük devletler, çok uzak mesafelerden, hiç görünmeden milyonlarca hatta milyarlarca zarara uğrayabilmektedirler. Siber savaşların mükemmel silahları olan süper bilgisayar virüslerinin 2004 yılından bu yana aktif olduğu ve operasyonlar yaptığı söylenmektedir. Olası bir siber savaşta etkin savunma yapılabilmesi; siber güvenlik olgusunun iyi kavranması ve değerlendirilmesi ile mümkün olacaktır. Ulusal ve uluslararası alanda faaliyet gösteren siber suç örgütleriyle, yasalar doğrultusunda mücadele etmek için teknoloji ve insan kaynaklarına sahip olmak gereklidir. Siber güvenlik, bilişim teknolojilerinin yaygınlaşması ve internet kullanımının artmasıyla beraber ulusal güvenlik stratejilerinde yer almaya başlamıştır. Bu kapsamda başta gelişmiş ülkeler olmak üzere pek çok ülke ve NATO, AB gibi uluslararası kuruluşlar siber güvenlik stratejileri üretmiştir. 19 ülkenin ulusal siber güvenlik stratejileri üzerinde yapılan inceleme sonucunda strateji belgelerinde şu ortak hedeflere değinildiği görülmektedir (Luiijf ve diğ.’den aktaran Klimburg, 2012: 56): Güvenli, saldırılara karşı dayanıklı ve güvenilir bir siber alanın sağlanması. Bilişim sistemleri vasıtasıyla ekonomik ve sosyal refahın, güvenli iş ortamı ve ekonomik büyümenin teşvik edilmesi. Bilişim ve iletişim teknolojilerinin barındırdığı risklerin kontrol altında tutulması. Bilişim altyapılarının dirençli hale getirilmesi. Klimburg (2012), ulusal siber güvenlik stratejisi düşünülürken göz önünde bulundurulması gereken beş alan olduğunu belirtmektedir. Mevcut siber güvenlik stratejilerine bakıldığında bu alanların işlendiği görülmektedir. 28 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

İnsan unsuru, güvenlikle alakalı pek çok alanda olduğu gibi siber güvenlikte de en önemli etken olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir sistemde ne kadar güvenlik önlemi alınmış olursa olsun, dikkatsiz bir kullanıcının sebep olacağı açıklara yakalanma riski her zaman vardır. Kritik altyapıların korunması öncelikli olarak ulusal çapta bir risk analizinin yapılarak, risk faktörlerinin düzenli olarak güncellenmesini gerektirmektedir. İkinci olarak kritik altyapılara yönelik standartlar geliştirilerek gerekirse kanunlar aracılığıyla özel ve kamuya ait kritik altyapıların bu standartlara kavuşturulması gerekmektedir. Beşinci alan siber diplomasi ve internetin yönetimidir. Daha önce belirtildiği gibi uluslararası hukukta siber alana özgü bağlayıcı nitelikte bir metin bulunmamaktadır. Siber alan yeni şekillenmekte olduğundan, özellikle güçlü devletler bu yeni alana ilişkin kuralların kendi ulusal çıkarlarıyla paralel olması için sürekli girişimlerde bulunmaktadır. Ülke olarak bilişim altyapılarına ve internete olan bağımlılığımız artmakta ve buna bağlı olarak siber alanda taşıdığımız risklerimiz de giderek büyümektedir. Siber tehdidi doğru ölçebilmek ve strateji geliştirebilmek için öncelikle gözlem, takip, analiz ve öngörü yeteneği olan birimlere ihtiyaç vardır. Siber güvenliğin sadece internet güvenliğini değil tüm iletişim altyapılarını kapsayan geniş bir kavram olması nedeniyle sonraki adım olarak çok sektörlü bir yaklaşımla ulusal siber güvenlik politikasının belirlenmesi gerekmektedir. Ülkemizin ciddi bir siber saldırıya maruz kalmamasını, terör örgütlerinin bu potansiyellerinin olmadığı şeklinde değerlendirmek yanlış olacaktır. Bu yüzden pasif savunma alanında yapılan-

ların yanında aktif savunmaya da yönelik tedbirler alınmalıdır. Siber güvenlik alanında tedbirler geliştirirken güvenlik-demokrasi, faydamaliyet dengelerinin gözetilmesi gerektiği gözden kaçırılmamalıdır. İnsan unsuru, güvenlikle alakalı pek çok alanda olduğu gibi siber güvenlikte de en önemli etken olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir sistemde ne kadar güvenlik önlemi alınmış olursa olsun, dikkatsiz bir kullanıcının sebep olacağı açıklara yakalanma riski her zaman vardır. Kurumsal olarak alınacak küçük önlemler, ulusal siber güvenliğe önemli katkılar yapabilecek niteliktedir. Bu önlemlerden birisi kamu ve özel kurumlarda başlatılan bilişim projelerine güvenlik ayağının eklenmesidir. Güvenliğin geri planda bırakıldığı bir sistemin sonradan güvenli hale getirilmesi daha zor olacak ve istenilen ölçüde de başarı sağlanamayacaktır. Kurumların gerek normal kullanıcıları gerekse bilgi-işlem personeli için standart çalışma politikaları belirlemeleri ve bu standartların uygulanmasını denetlemeleri sistemlerin güvenliğine yönelik tehditlerin önemli bir kısmını ortadan kaldıracaktır. En önemlisi de, özellikle kamuda ve kritik sektörlerde kullanılan donanım ve yazılımların test edilmiş ve güvenlik açıkları kapatılmış olmaları gerekmektedir. Sistemlerin temel öğesi olan donanım ve yazılımlarda olabilecek açıklar, alınacak önlemleri daha baştan işlevsiz hâle getirecektir.



FOKUS ENDÜSTRİYEL TESİS GÜVENLİĞİ

Endüstriyel tesislerde yangın riski Pişirme cihazlarındaki bir yangın en fazla 90 saniye içerisinde davlumbaz filtresi ve tahliye kanalına yayılmakta olup kontrol edilmesi imkânsız hale gelmektedir. Bu durumda bir yangın itfaiye tarafından söndürülse bile mutfağın göreceği zarar kabul edilemez boyutlardadır. SAĞLAM YANGIN GÜVENLİK ELEKTRONİK SİSTEMLER A.Ş

yangın laboratuarı da kazandırılmıştır.

Defender davlumbaz söndürme sistemi nedir?

S

ağlam A.Ş Yönetim Kurulu başkanı Muzaffer Sağlam, 1994 yılından 2010 yılına kadar ABD menşeili ürünlerin ithalatını yaparak yurt içi satış ve montajlarını yapmaktaydı. Bu durumun ülke ekonomisinde bir eksiklik olduğunu görerek yerli bir sistemin gerekliliğine inanıp ARGE projesini TUBİTAK desteği ile başlatmıştır. 2 yıllık ARGE sürecinde dünyada bilinen ve uygunluk belgesine sahip diğer ürünlerden üstün özelliklere sahip performansı

30 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

arttırılmış, kolay kurulum ve kolay periyodik bakım yapılabilen dünyanın en ekonomik, en güvenilir sistemini geliştirmiştir. ARGE sürecindeki bir başka çıktısı ise F tipi taşınabilir yangın söndürücü cihazlarda ülkemizdeki uygunluk belgeli ilk üründür. Bu tip ürünleri test ederek uygunluk sertifikası veren İngiliz BRE-GLOBAL LPCB kuruluşu tarafından LPS:12.23 standardına göre yangın deneyleri gerçekleştirilerek sistemin performansı, kalitesi ve uygunluğu belgelendirilmiştir. Bu testler ile ülkemize uluslararası akredite bir

Riskler: Endüstriyel mutfaklarda yoğun şekilde gıda pişirilmesinden dolayı yağ buharı meydana gelmekte ve yağ buharı davlumbazın tahliye kanalı ile mutfak dışına egzoz edilmektedir. Davlumbaz filtresi ve tahliye kanalında zaman içerisinde atık yağ buharı yapışarak tutuşması son derece kolay bir yangın yükü haline gelmektedir. Aynı zamanda endüstriyel mutfaklarda kullanılmakta olan pişirme cihazları (fritöz, wok, plate, kömür ızgara, gaz ocakları vb. ki en önemlisi fritözlerdir.) yangın açısından büyük risk taşımaktadırlar. Bir fritöz içerisindeki (20-55 litre) pişirme yağı kullanım süresine bağlı olarak >360 ºC’de otomatik olarak tutuşmaktadır. Pişirme cihazı arızası ya da kullanıcı hatası nedeni ile bu tip cihazlarda sıklıkla yangın çıkmakta olup Sentetik/ Protein esaslı söndürme maddeleri veya bilinen kuru kimyevi tozlu cihazlarla bu tip yangınların söndürülmesi imkânsız olup ve hatta yangının kontrolden çıkarak yayılmasına neden olmaktadır. Pişirme cihazlarındaki bir yangın en fazla 90 saniye içerisinde dav-


Tutuşma sonrası 20 sn

60 saniye 90 Saniye Söndürme Sistemi olmayan bir fritözdeki yangını gelişimi

lumbaz filtresi ve tahliye kanalına yayılmakta olup kontrol edilmesi imkânsız hale gelmektedir. Bu durumda bir yangın itfaiye tarafından söndürülse bile mutfağın göreceği zarar kabul edilemez boyutlardadır. Bütün pişirme cihazları zarar görmekte ve ortamdaki bütün gıdalar atılmak zorundadır. Mutfağın tekrar işler hale gelmesi uzun bir süre almaktadır. Bu durum işletmeler için itibar ve ticari kayıp nedenidir. Önlem: Defender Davlumbaz söndürme sistemi bu tip yangınları söndürmenin en etkili yoludur. Yangın riski olan mahallere yerleştirilen eriyebilir metal dedektörler ile yangın hızlı bir şekilde mekanik olarak algılanıp, otomatik aktivasyon sağlanmakta ve püskürtme nozullarından Potasyum karbonat esaslı kimyasal söndürme sıvısı püskürtülerek yangın hızlı bir şekilde söndürülmektedir. Kullanıcı istediği anda manuel olarak da sistemi devreye alabilir. Sistem aktivasyonu ile beraber pişirme cihazlarının gaz ve elektrik enerjisi kesilerek, havalandırma fanları kapatılmakta, yangın ihbar paneline alarm sinyali gönderil-

10 Saniye

mektedir. Bu aktivasyon prosedürü ile endüstriyel mutfaklarda yangın güvenliği mükemmel bir şekilde sağlanmaktadır. Yangın sonrası mutfaklarda herhangi bir hasar/ zarar meydana gelmemekte olup sıcak su ile ortam temizlenerek “maksimum bir saat” içinde gıda üretimine devam edilebilmektedir.

Defender Davlumbaz Söndürme Sistemi %100 Yerli üretimdir Sistemin bütün bileşenlerinin tasarımı ve üretimi %100 yerlidir. Geliştirilen Defender Davlumbaz söndürme sistemi 4 önemli üstün özelliği ile en rekabetçi sistem özelliği taşımaktadır. Çok az sayıda parçaya sahiptir. (Arıza olasılığı yok denecek kadar azdır) Performansı arttırılmış nozullar ile maksimum kaplama alanı elde edilmiştir. Paralel sistem dizaynı ile çok büyük pişirme guruplarına adaptasyon sağlanmıştır. Periyodik bakımları ekonomik ve hızlı bir şekilde yapılabilmektedir. (1 Saat) Otomatik / manuel aktivasyonu birleştirilerek montaj kolaylığı

120 saniye

sağlanmıştır. Bugün Defender davlumbaz söndürme sistemi dünyadaki bilinen 4 markadan birisi olup rekabetçi özelliği ile yurtiçi ve yurtdışı pazarlarda talep görmektedir. Ayrıca LPCB sertifikasyonunun kabul gördüğü tüm AB ülkeleri ile Avustralya kıtası firmamızın ihracat pazarları arasında yer almaktadır.

Davlumbaz Söndürme Sistemi alınırken dikkat edilmesi gerekenler Uygunluk belgesi olmayan sistemler asla kullanılmamalıdır (LPCB12.23/UL300/ISO15371). Üreticinin hidrolik hesap uygunluk beyanı olmalıdır. Boşaltım hattı borularının paslanmaz çelik borularla yapılmalıdır. Sistemin montajı sonrası pişirme cihazları yerlerinden oynatılmamalı yerleri değiştirilmemelidir. Zorunlu hallerde montaj firmasından revizyon istenmelidir. Davlumbaz filtreleri ve tahliye kanalı periyodik olarak temizlenmelidir. Yasal zorunluluk olarak söndürme sisteminin her 6 ayda bir periyodik bakımları yapılmalıdır.

20 Saniye 30 Saniye (aktivasyon) 33 Saniyede Sönmüş Fritöz Defender Davlumbaz Söndürme Sisteminin Performansı Mart 2017 Güvenlik Yönetimi n 31


FOKUS ENDÜSTRİYEL TESİS GÜVENLİĞİ

Endüstriyel tesislerde güvenlik ve görüntüleme Üst seviyede öneme haiz yerlerde günümüzde birçok elektronik sistem ile monitörleme yapılabilmekte daha ötesi akıllı sistem ve yazılımlar ile tehlikeler önceden farkedilebilmekte, felaketler önlenebilmektedir. Engin ŞAHİN / İş Geliştirme Yöneticisi MOBOTIX AG

E

nerji santrali gibi üst düzeyde önemli veya kimyasal madde fabrikası gibi üretim esnasındaki koşullar açısından tehlikeli, ya da bir kaza anında büyük can ve mal kaybı oluşabilecek tesislerin hem iyi korunması hem de kritik proseslerinin çok iyi monitörlenmesi gerekir. Bu kadar üst seviyede öneme haiz yerlerde günümüzde birçok elektronik sistem ile monitörleme yapılabilmekte daha ötesi akıllı sistem ve yazılımlar ile tehlikeler önceden farkedilebilmekte, felaketler önlenebilmektedir. Bu tip yerlerde olması gereken sistemler yüksek standartta olmalı ve şu minimum şartları sağlamalıdır: Proses alanının kesintisiz izlenmesi ve dokümantasyon altına alınması Kullanılan kameraların kararlı çalışması, iki ardışık hata arası zaman (MTBF) değerinin yüksek, 7/24 arızasız çalışabilecek yapıda olması Nem ve sıcaklık gibi ağır koşullar altında dahi kararlı yapısının bozulmaması Mobotıx olarak bu tip kritik tesislerde yıllardır çözümler sunmaktayız. Tecrübelerimiz şunu gösteriyor ki kararlı çalışan kame-

32 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

Engin ŞAHİN

ralarımız ve her sene yenilikler ile güncellediğimiz akıllı video çözümlerimiz ile hem kesintisiz monitörleme hem de tehlikeleri önleme açısından büyük katma değer sağlayıp geri dönülemez zararları önlemekteyiz. Dünyanın en büyük petrokimya tesislerinde, diğer kimyasal madde tesislerinde, çimento fabrikalarında, fırınların yanma pencerelerinde, demir çelik tesislerinde, şalt sahalarında sıkça tercih edilmemiz bu maliyetler ile yakından ilgilidir. Bu alanda termal teknolojiyi de bu tip kritik tesislerde daha yaygın kullanılmaya başladık. Termal sensörlerimiz ile makinaların aşırı

ısınmalarını, kablo tavalarındaki ve şalt sahalarındaki ısınmaları yangına yol açmadan fark edip otomatik alarmlayabiliyor; hatta otomasyon altyapımız sayesinde soğutmayı da başlatabiliyoruz. Atık kağıt fabrikalarında, santrallerde kül içindeki aktif ateşi algılama gibi bir sürü çözümü termal sensörlü kameralarımız ve arkasında çalışan kamera içinde entegre yazılımlarımız ile gerçekleştirmekteyiz. Buradaki ana motivasyon kaza anındaki zararların termal teknolojinin maliyetinin de çok üstünde olması ve önlenmesi için en üst seviyedeki teknolojinin kullanılma gereksinimi olmaktadır. Aynı sistem içinde hem tesisin çevre ve genel güvenliğini, hem proses dokümantasyonunu, kritik noktalardaki alarmları yapabiliyor ve tek marka altında anahtar çözüm sunmuş oluyoruz. Sonuç itibariyle tek sistem içinde tesisin çevre güvenliğinden, proses dokümantasyonuna, kritik noktalardaki makina ve can güvenliğinin termal teknoloji ile korunmasına kadar, aşırı nemli ve sıcak ortamlarda dahi kararlı çalışan bir sistem ile Mobotıx, olarak kritik tesislerdeki çözümlerde yol gösterici bir rol oynamaktayız.



ÖZEL DOSYA FİZİKİ GÜVENLİK VE VIP KORUMA

Duvarları olmayan labirentte yaşam yakın korumalar Osmanlı’daki Solaklar padişahın güvenliğinden sorumluydular. Törenlerde ve seferlerde padişahın atının sağ yanında yürürlerdi. Yeniçeri Ocağı içinden, bu özel göreve 60, 61, 62, 63.ortalardan seçim yapılır ve yeniçerilerin güçlü, gösterişli, cesur olanları seçilirdi. Özlem DUYAR / Güvenlik Danışmanı ELDEM ÖZEL GÜVENLİK VE KORUMA HİZMETLERİ LTD. ŞTİ.

Ö

zellikle sinema filmlerinde karşımıza sıklıkla çıkan ve artık zihnimize kazınmış görüntüleri ile koruma görevlileri: Koyu

34 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

renk takım elbise, siyah gözlük, kulaklık ve sert yüz ifadesi ile el tetikte her an atışa hazır bir duruş. Aslında bu duruşun ilk temsilcileri Osmanlı’daki “Solaklar”dı. Padişahın güvenli-

ğinden sorumluydular. Törenlerde ve seferlerde padişahın atının sağ yanında yürürlerdi. Yeniçeri Ocağı içinden, bu özel göreve 60, 61, 62, 63.ortalardan seçim yapılır ve yeniçerilerin güçlü,


gösterişli, cesur olanları seçilirdi. Solaklar seferde veya seyahatte padişah maiyetinde daima yayları gerili ve okları hazır olarak yürürlerdi. Yakın korumaların hareket tarzı olan eli tetikte dolaşmayı, Osmanlı Padişahı’nı korumakla yükümlü Solaklar, 500 sene önce uygulamışlardı. Padişah sefere çıktığında birlikten 400 solak çember şeklinde çevresini sarardı. Bu 400’ün içinden iki solak padişahın yanından asla ayrılamazdı. Ayrıca 4 Solakbaşı, 4 odabaşı ve 4 solak kethüdasından oluşan 12 solak padişahın atı çevresinde bulunurdu. Bu 12 Solağın mevcudiyetinin sebebi sarp bir alandan ya da suyun içinden geçerken atın ürkme olasılığına karşı her türlü önlemin alınmasıydı. Özellikle savaşlarda ve seferlerde kurulan bu kapsamlı koruma hattını geçmek için devlet erkanından üst rütbeli olmak bile yeterli değildi. Solakların izni olmadan padişah huzuruna çıkabilen tek kişi Sadrazamdı. Solakların bağlı bulunduğu Osmanlı askeri gücünün elit birliği olan Yeniçeriler I. Murad zamanında kuruldu. Ama ne yazık ki 36 Osmanlı Padişahı içinde suikasta kurban giden tek padişah ta I. Murad oldu.

Bodyguard beden korumasıdır Ülkemizde ‘Bakış Açısı’ adıyla gösterime giren Matthew Fox, Dennis Quaid ve William Hurt’un oynadığı ‘Vantage Point’, Amerikan Başkanına düzenlenen suikast girişimi üzerine kurulu bir hikayeyi anlatıyor. Filmin özelliklerinden birisi, suikast anının beş farklı tanığın gözünden sıra sıra izleyiciye aktarılıyor olması. Bu film, belki de mesleki açıdan yakın korumaların en çok etkilendiği film olabilir. Nedeni derseniz:

VIP koruma olmanız için; bulunduğunuz coğrafyayı çok iyi tanımanız, insanların özelliklerini ve yaşayış tarzlarını bilmeniz, güncel tüm olayları, siyasi ve ekonomik gelişmeler de dâhil olmak üzere toplumu izliyor ve biliyor olmanız gerekmektedir. Filmin, o siyah gözlük camlarının arkasındaki farklı gözlerin farklı açılardan aynı anı; durum-kişi ve olayları nasıl algıladığı ve verdikleri tepkilerin konusunu çok iyi işlemesi. Eğer bir yakın koruma iseniz: gözünüz her yerde, herkesin ve her hareketliliğin üzerindedir. Herhangi biri, potansiyel bir saldırgan haline dönüşebilir: Kuzu postuna bürünmüş, kurt misali! Dikkat, özen, hassasiyet, hız, ataklık, akılcı yaklaşımlar ve daha bir çok özellik isteyen bu meslek için pek çok yanlış algılama toplumda yerleşmiş durumda. Çünkü yaşanan tatsız olaylar var. “Bodyguard” olarak tabir edilen ve gerçek anlamı ile “bodyguard” olmayan kişiler, bu algıları oluşturmuş durumda. Elbette hiçbir emeği küçümsememek gerekir. Ancak, özellikle eğlence mekânlarında yaşanan, her birimizin okuduğu, duyduğu, gördüğü ve belki de bizzat yaşadığı tatsız olaylar, bu algıların ilk basamakları. Bodyguard, beden korumasıdır. Oysa ki bir mekan girişinde iseniz kapı korumasındasınızdır. Ve ister istemez yüzlerce kişi ile muhatap olursunuz. Beden korumasında ise tüm işiniz bir kişidir. O kişiye yönelen her tehlikeyi önlemek ve onu korumak asli vazifenizdir. Durup ta birilerini itip kakmaz, ağız dalaşına girmez ve hatta fiziksel şiddet uygula-

mazsınız. Çünkü ana işiniz tabir yerinde ise dövüşmek değildir. Bu iş dövüşmekten, iri ve kaslı bir bedene sahip olmaktan çok daha öte, çok daha önemli değer ve becerileri içinde barındırır.

VIP koruma olmak için neler gereklidir? Yalnızca bir güvenlik mensubu olmanız, yakın koruma eğitimi ve/ veya özel güvenlik görevlisi kimlik kartı almış olmanız da yakın koruma olmak için yeterli değildir. Bulunduğunuz coğrafyayı çok iyi tanımanız, insanların özelliklerini ve yaşayış tarzlarını bilmeniz, güncel tüm olayları, siyasi ve ekonomik gelişmeler de dâhil olmak üzere toplumu izliyor ve biliyor olmanız gerekmektedir. İnsanların beden dilini okuyor olmalı ve bir bakıştan dahi bir sayfa dolusu zihinsel analiz yapabiliyor olmalısınız. Bunların hepsindeki başarı, elbette yakın koruma olarak seçilen kişilerin, hem alacağı eğitimlerin hem de kendi kişisel özelliklerinden kaynaklı bir araya gelişin sonucu. İnsan hakları, iletişim, beden dili, göz okuma, öfke kontrolü, stres ile baş etme ve stres altında karar verme, kriz yönetimi, diksiyon, suç ve suçlu profili, terörizmle mücadele, suikastlerin analizi, yakın koruma teknikleri, keşif çalışmaları, program hazırlama ve


ÖZEL DOSYA FİZİKİ GÜVENLİK VE VIP KORUMA

Tecrübesizliğin ve paniğin olduğu bir koruma görevi, tamamen fiyasko ve istenmeyen olaylar ile neticelenecektir. 2006 yılında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, koruma amirinin panik yaşaması nedeniyle otomobilinin içinde azımsanmayacak bir süre mahsur kalmıştı. güvenlik noktalarının belirlenmesi ve atış konularının detaylı olarak öğretildiği eğitimleri mevcut. VIP güvenliği için de bunların bilinmesi olmazsa olmazlardan. Elbette bu eğitimlere ilk yardım, yangın söndürme ve hatta ileri sürüş teknikleri gibi eğitimler de dâhil ediliyor. Hatta zehir ya da kimyasal, biyolojik, radyoaktif, nükleer bazda yapılması olası bir saldırı ve sonrası için bile cihaz kullanımı, tespit, müdahale ve kurtarma eğitimi almış olmalısınız. Aralık 2009 yılında o dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün konvoyu Ankara Esenboğa Havalimanından gelirken yol üzerinde LPG dolumu

36 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

sırasında benzin istasyonunda yaşanan patlama, aslında bir KBRN (kimyasal, biyolojik, radyoaktif, nükleer) olayıydı. Bir saldırı değildi ama kötü niyetli kişi veya kişilerin bir terörist düzenleme ile bu tür bir eyleme dönüşebileceği fark edilmiş oldu. Özellikle VIP’lerin yurt dışı seyahatleri ya da yabancı konukların bulunduğu ortamlara girebileceği, çeşitli protokollere katılım olasılığının yüksekliği göz önüne alındığında bir yakın koruma için nezaketle kullanılan bir Türkçenin yanında yabancı dil bilgisinin gerekliliği de es geçilemeyecek donanımlardan biri. VIP korumalar için en

büyük zorluklardan biri özellikle halkla içi içe olmak isteyen lider, sanatçı, sporcu ve halk tarafından yoğun ilgi alan kişileri, halktan koparmadan nasıl koruyacaklarına ilişkin teknikler geliştirme zorunluluğu. Kalabalığı uzaklaştırmak değil de, koruduğu kişiyi kalabalıktan uzaklaştırmanın zorluğu elbette tartışılamaz bir hassasiyet gerektirmekte. Öte yandan, ülkemizde korumaların söylediğinden ziyade, korunan kişinin söylediği ön planda gözükmektedir. Oysaki aslında korunan kişinin, bu işin uzmanı olarak neyi ne için yaptığını bilerek kendisini koruyanı dinlemesi, ciddiye ve dikkate alması esas olmalıdır.

Yüzde yüz koruma yoktur Peki, bunca teferruatın içinde şu siyah gözlük gerçekten ne işe yaramakta? Korumanın vazifelerinden biri olan önleyici hizmetin yardımcı bir parçası bu siyah gözlükler. “Yaklaşma! Ben buradayım!” duruşunun; korumanın duygularını perdeleyen düz yüz ifadesinin yanı sıra, baktığı yeri de kapatan bir kamuflaj aracı. VIP’in etrafındaki herkesi, kime konsantre olduklarını göstermeden bu şekilde inceleyebilmeleri mümkün. Elbette kullanılan aracın rengi dahi önem taşıyor. Araç, özellikle siyah olmalı. Çünkü siyah bir araçta, herhangi bir parmak izi bile çok net belli oluyor. Geçmişten bugüne meydana gelen olaylara bakıldığında dünyanın hiçbir yerinde yüzde 100 korumanın olmadığını görmek mümkün. Ancak, yakın korumalar bu oranı düşürebiliyorlar. Onların bu oranın düşürmelerindeki en büyük kuvvetleri ise şu: Herkes panik olduğunda onlar, panik yapmaz. İşte bu da tecrübeyi ve sağlam bir iradeyi gerektirmektedir.



ÖZEL DOSYA FİZİKİ GÜVENLİK VE VIP KORUMA

Tecrübesizliğin ve paniğin olduğu bir koruma görevi, tamamen fiyasko ve istenmeyen olaylar ile neticelenecektir. 2006 yılında yaşanan olayda, aracıyla meclise giderken aniden fenalaşan o dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, koruma amiri ve şoförünün büyük panik yaşaması nedeniyle Ankara Güven Hastanesi önünde otomobilinin içinde azımsanmayacak bir süre mahsur kalmıştı. Şoför ve koruma telaşla inince Mercedes’in kapıları kilitlenmiş, baygın haldeki Erdoğan, zırhlı otomobilin şoför camı balyozla kırılarak çıkarılmıştı. Geçmiş dönemdeki bazı hadiselere de bir göz atalım: 18 Haziran 1988 günü Anavatan Partisi’nin olağan genel kongresi yapıldığı sırada o dönemin başbakanı Turgut Özal’a, Kartal Demirağ adlı bir saldırgan tarafından iki kez ateş edilmiş ve kurşun Özal’ın önünde bulunan mikrofonun ayağında sekip sağ el başparmağını yaralamıştır. Suikastçı, kaçmaya çalışmış ancak başbakanın korumalarından birinin açtığı ateşle yaralanması sonucu yakalanmıştır. 18 Mayıs 1996 tarihinde İzmit’te katıldığı bir alışveriş merkezinin temel atma töreni sırasında merhum devlet büyüğümüz Süleyman Demirel, İbrahim Gümrükçüoğlu adlı bir eylemcinin ateşli silahla düzenlediği suikast girişiminden yara almadan kurtuldu. Saldırıda, silahını ateşlemek üzere çıkaran İbrahim Gümrükçüoğlu’nun üzerine atlayan koruma müdürü Şükrü Çukurlu kolundan, bir gazeteci ise ayağından yaralandı. Siyasi liderlerden Bülent Ecevit’e ABD ve Çiğli Havaalanında iki ayrı suikast girişimi ve saldırı oldu. Eski Başbakan Mesut Yılmaz’a

38 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

Budapeşte’de saldıran bir Türk, korumalarının yanında yumruk attı. Yılmaz’ın ‘uygunsuz’ bir yerde bulunduğu için saldırıya açık hale geldiğini ileri sürenler oldu.

Tarihteki suikastlar Başbakanlık döneminde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, beş kez yumurtalı protestoyla karşılaştı. Bunlardan ikisi yurtdışında idi. Bursa’daki hadisede yumurta atıldığında korumaları ve danışmanları hemen Başbakan’ın çevresini sardı. Kütahya’da ise ekmeğin arasına sakladığı silahla yakalan bir protestocu mevcuttu. Ve son dönemde Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik suikast girişimi ve iki Cumhurbaşkanlığı koruma polisimizin şehit edildiği saldırı hepimizin malumları. Ülkemizden uzak olsun ne yazık ki dehşet verici bu hadiseler, diğer dünya ülkelerinde de yaşanmış ve bunların bir kısmı yakın korumaların içine sızan hainlerce gerçekleştirilmiştir. Hindistan başbakanlarından İndra Gandhi, koruma suikastına maruz kalmış ve hayatını kaybetmiştir: Başbakanlık konutunun bahçesinde, kişisel koruması olan iki Sih’in

açtığı yaylım ateşiyle vurularak öldürüldü. Ölümünden sonra oğlu Rajiv Gandhi başbakan oldu. O’da 1991’de suikasta kurban gitti. İran’ın İkinci Cumhurbaşkanı Muhammed Ali Recai, kendilerini “İslamcı Sosyalist” olarak tanımlayan Halkın Mücahitleri Örgütü’nün düzenlediği suikastla hayatını kaybederken, üçüncü cumhurbaşkanı olan Hamaney de aynı örgütün gerçekleştirdiği başka saldırıda bir elini kaybetti. Bu saldırıyı gerçekleştirenler yakın korumalar içine sızmış örgüt militanlarıydı. Akılda kalan bir diğer suikast girişiminde ise bu kez yakın korumanın müthiş bir başarısı mevcut. Eski Amerikan Başkanlarından Ronald Reagan’ın yara alarak kurtulduğu 1981’deki suikast girişimi. Silahı gören koruması Reagan’ın önüne atlayarak saldırgan ile arasına girmiş ve onu aynı zamanda iterek araca girmesini sağlamış; bu esnada asıl yarayı almıştı. Bir korumanın düşünmeden yapacağı şeylerden biri: silah sesini duyduğu anda gövdesi ile koruduğu kişiyi kapatmaktır. Kendi canı bir yana, kendisinden öte bir canı korumak ve dahi canından vazgeçmek vazifesindedir. Ve bu yüksek bir maneviyat, yüksek bir sadakat ve yüksek bir karakter gerektirmektedir. Bu sebeple yakın koruma olmak bilgelik ister.

İran’ın İkinci Cumhurbaşkanı Muhammed Ali Recai, kendilerini "İslamcı Sosyalist" olarak tanımlayan Halkın Mücahitleri Örgütü'nün düzenlediği suikastla hayatını kaybederken, üçüncü cumhurbaşkanı olan Hamaney de aynı örgütün gerçekleştirdiği başka saldırıda bir elini kaybetti.



ÖZEL DOSYA FİZİKİ GÜVENLİK VE VIP KORUMA

VIP koruma proaktif yaklaşımın bir sonucudur VIP çok önemli kişi; unvanları Başbakanlık tarafından listelenen kamu kuruluşlarının önde gelen yöneticileridir. Ayrıca Uluslararası alanda kabul gören ve protokol kuralları uygulanan ve diplomatik bağışıklıktan yararlanan kimselerdir. Şahıs değil temsil ettiği makam önemlidir. Ahmet KARAGÖZ / A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı

İ

nsanlar doğası gereği, doğumdan ölümüne kadar her dönemde korunmaya ihtiyaç duymaktadır. İnsanlar toplu olarak yaşamaya başladıklarından bu yana çeşitli

40 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

saldırılara maruz kalmışlardır. Korunma ihtiyaçları karşılandığı ölçüde kendilerini geliştirmiştir. Korunma ihtiyacını maruz kaldıkları veya kalacakları tehlikeler ve tehdit belirlemektedir. Anayasa-

mıza göre; herhangi bir nedenle yaşamı tehdit altında olan kişileri korumak üzere önleyici tedbir almak devletin yükümlülüğü altındadır(Anayasa md.5,19). İnsanların sahip oldukları te-


Ahmet KARAGÖZ

mel hak ve hürriyetlerini tam kullanabilesi sosyal ve siyasi, ekonomik haklardan tam istifade edebilmesi, kendilerini ifade etmesi, geliştirmesi ile ilgili olarak toplumların gelişmesi, insanların kendini güvende hissetmesi, güvenli ortamın sürekliliğin sağlanmasıyla gerçekleşir(Anayasa md.19,20…29). Devlet kişilerin yaşam hakkını ve temel hak hürriyetlerini korumak için uygun önleyici tedbirler almak zorundadır. VIP çok önemli kişi; unvanları Başbakanlık tarafından listelenen kamu kuruluşlarının önde gelen yöneticileridir. Ayrıca Uluslararası alanda kabul gören ve protokol kuralları uygulanan ve diplomatik bağışıklıktan yararlanan kimselerdir. Şahıs değil temsil ettiği makam önemlidir. Vücut bütünlüklerine yönelik herhangi bir maddi ve manevi saldırı kabul edilemez. Her ortama ve her zaman herhangi bir tehlike ve tehdit olmasa bile koruma tedbirleri üst seviyede alınmak zorundadır. Hassas Bölge; devlet ekonomisine ve devletin savaş gücüne önemli ölçüde katkısı bulunan, kısmen veya tamamen yıkılmaları, hasara

Hassas Bölge; devlet ekonomisine ve devletin savaş gücüne önemli ölçüde katkısı bulunan, kısmen veya tamamen yıkılmaları, hasara uğratılmaları veya geçici bir zaman için dahi olsa çalışmadan alıkonulmaları ülke güvenliği, ülke ekonomisi veya toplum hayatı bakımından olumsuz sonuçlar yaratacak olan, kamu veya özel kişilere ait tesislerdir. uğratılmaları veya geçici bir zaman için dahi olsa çalışmadan alıkonulmaları ülke güvenliği, ülke ekonomisi veya toplum hayatı bakımından olumsuz sonuçlar yaratacak olan, kamu veya özel kişilere ait tesislerdir. Herhangi bir tehdit ve tehlike söz konusu olamasa dahi koruma tedbirleri uygulanmaktadır. Kişilerin can ve mallarına, toplum hayatı bakımından önem arz eden kişi ve tesislere, belirli bir çıkar sağlamak amacıyla, yasadışı kişiler, yabancı ajanlar, organize suç örgütleri tarafından yapılabilecek sabotaj, yangın, saldırı, hırsızlık, soygun gibi yasadışı eylemler ile mevcut tehlikelerin meydana gelmesini önceden haber alarak önlemek ve etkin müdahale ederek zararın en az seviyede olmasını sağlamak için, hukuka uygun alınan önleyici güvenlik tedbirlerinin bütününe koruma denir. VIP tanımını koruma hizmetleri açısından değerlendirdiğimizde koruma hizmeti uygulanan öncelikli şahıs anlamına gelir. Koruma hizmetlerinin ölçüsü, kişinin tehdit seviyesi ve temsil ettiği misyona göre belirlenir. Bunların yanın da belki de en önemlisi sal-

dırının meydana getireceği ikincil üçüncül etkilerdir. Koruma altına alınan kişilerin vücut bütünlüğünü bozmaya yönelik haksız saldırılar, sakin bir göle atılan bir taş gibi halka halka toplumun her kesiminde, hatta dünyada değişik sosyal, siyasi, ekonomik etkiler meydana getirerek oldukça geniş alanı etkilemektedir. Birinci halka: Saldırısının hedefi olarak zarar görmüş kişi, kişiler, binalar tarihi mekanlar doğal çevre ve tesislerdir. Belki en az zararın söz konusu etkidir. Mağdurlar ömür boyu terörün etkisini hissederek yaşamak zorunda kalmaktadır. Eğer vefat ettiyse geride kalan yakınları da ömür boyu saldırı mağduru olarak yaşamak zorunda kalarak bıraktığı etkiyi her an yaşamaktadır. İkinci halka: Saldırının gerçekleştiği çevrede bulunan olaydan direkt olarak etkilenmeyen ancak olayı canlı olarak yaşayan kişilerdir. Bu kitle ömür boyu olayın etkisinde kalmakta ve psikolojik olarak etkilenmektedir. Kutsal mekânlarda gerçekleşin saldırı eylemleri bir dinin mensuplarının

Mart 2017 Güvenlik Yönetimi n 41


ÖZEL DOSYA FİZİKİ GÜVENLİK VE VIP KORUMA

28 Temmuz 1914’de başlayıp 11 Kasım 1918’de biten Birinci Dünya Savaşı’nın başlama nedeni, bir Sırp gencinin Avusturya-Macaristan Krallığı’nın prensine yaptığı suikasttır. Resmi rakamlara göre Birinci Dünya Savaşı’na katılan asker sayısı 65 milyonu geçmiş ve yaklaşık 8 – 9 milyon kişi hayatını kaybetmiştir. tamamını hedef almakta büyük kitleler etkilenmektedir. Üçüncü halka: Olaydan direkt olarak etkilenmeyen, olayı görsel ve yazılı basından takip eden büyük halk kitlesidir. Özellikle terörist eylemlerin amacı bu kitleyi etkilemek, hafızalarında uzun süre silinmeyecek yer bırakmaktadır. Dördüncü halka: Eylemlerin dünya kamuoyunda meydana getirmiş olduğu etkidir. Tüm insanlığın eylemlerden bir şekilde etkilenmesi söz konusudur. Etki alanı oldukça geniştir. 28 Temmuz 1914’de başlayıp 11 Kasım 1918’de biten Birinci Dünya Savaşı’nın başlama nedeni, bir Sırp gencinin Avusturya-Macaristan Krallığı’nın prensine yaptığı suikasttır. Resmi rakamlara göre Birinci Dünya Savaşı’na katılan asker sayısı 65 milyonu geçmiş ve yaklaşık 8 – 9 milyon kişi hayatını kaybetmiş, yaklaşık olarak 21 milyon üzeri yaralı ve son olarak da 8 milyon civarında kayıp ve esir bulunmaktadır. Savaşın başlama nedeni olarak sadece bu saldırı bağlamak biraz abartı gözükse bile ortamların değişik nedenlerle gergin olduğu durumlarda bu tip olayalar katalizör etkisi yapmakta büyük bir alanı etkisine almaktadır.

42 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

Beşinci halka: Koruma altında bulundurulan kişi veya tesislere karşı eylemin gerçekleştiği ülkelerde, ekonomik ve siyasi yönden meydana gelen etki, beşinci halkayı oluşturmaktadır. Ülkenin ekonomik değeri yüksek hedeflerinin zarar görmesi sonucu maddi açıdan büyük kayıplara yol açmaktadır. ABD’de 11 Eylül 2000 yılında ikiz kulelere yapılan saldırının maddi kaybının 40 Milyar $ olduğu bilinmektedir. Ayrıca olayda 3000 yetişmiş insan gücünün de kaybolduğu düşünüldüğünde bunun maddi açıdan hesaplanması oldukça güçtür. Gelişmekte olan ülkelerde milli gelirlerinin önemli bir kısmı turizm gelirlerinden elde edilmektedir. Terör örgütlerinin hedefi ve eylemlerini gerçekleştiği ülkelerde turizm gelirleri büyük ölçüde zarar görmektedir. Örnek olarak; Mısır devletinde turist otobüsüne molotof kokteyli ile saldırı meydana geldiği 1997 yılı ve takip eden yıllarda turizm gelirlerinin, büyük ölçüde düştüğü hala kendisini toparlayamadığı uzmanlarca ifade edilmektedir. Yatırım yapmak isteyen ülkeler, şirketler veya kişiler, terörün hedefi olan ülkeleri yatırım açısından riskli bulmakta yatırımla-

rını daha güvenli ülkelere yöneltmektedir. Altıncı halka: Korunan kişi ve tesislere yapılan saldırılar hedeflerine ulaştıklarında, saldırganlar destek verenler daha da cesaretlenmekte eylemlerin büyüklüğü, verdikleri zarar daha da artmaktadır. Sonuç olarak; VIP koruma hizmetleri olayları olmadan önce görerek, hazırlıklı olmayı sağlayan, önleyici tedbirler geliştiren proaktif yaklaşımın bir sonucudur. Alacağımız güvenlik önlemleri ile VIP kişiler veya hassas bölgeler yönelik tehlike ve tehditleri %98 oranında engelleyebiliriz. Güvenlik önlemlerin boyutunu belirleme de saldırı sonrası meydana getirebileceği etkileri tahmin ve ya öngörüp geliştirmekte yarar vardır. Yangınla ile kavganın başladıktan sonra nereye kadar gideceğini öngörmek zordur. Aynı şekilde VIP ve hassas bölgelere yapılacak saldırıların başladıktan sonra meydana getireceği etkileri öngörmek oldukça güçtür hiç tahmin edemeyeceğimiz sonuçlar ortaya çıkabilir.



ÖZEL DOSYA FİZİKİ GÜVENLİK VE VIP KORUMA

VIP’de hukuki ve uygulamadaki mevcut durum VIP; korunmak isteyen kişiyi olabilecek muhtemel fiziksel ve psikolojik saldırılardan koruma görevi üstlenmiş, bu sahada bedenen ve ruhen profesyonel manada özel bir eğitim almış, üstün vasıf ve tecrübeye sahip kişilerdir. Kemal DOĞAN / Güvenlik Danışmanı PAL GÜV. HİZ. LTD. ŞTİ.

Ö

zel kişileri koruma kavramı; İngilizce çok önemli kişi manasına gelen “Very Important Person’’kelimelerinin baş harflerinden oluşan “VIP’’ ve vücut koruma manasına gelen “Bodyguard’’ kelimesinin bir arada kullanılması ile ortaya çıkmıştır. Tarihsel olarak ele alındığında; en ilkel toplumlardan en modern toplumlara kadar uzanan; kabile reisinden aşiret reisine, kraldan padişaha toplumların kilit noktalarında ki idareci-

44 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

lerin korunması amacı güdülen bir sistemken günümüzde bu kavramın etki alanı yaygınlaşmıştır. Batı ve doğu toplumlarındaki idarecilerin yanı sıra topluma mal olmuş işadamı, sanatçı vb. sivil konumdaki kişilerde bu sisteme dâhil olmuştur. VIP devlet ve özel sektörde konumlarından dolayı fiziki ve psikolojik her türlü tehdide açık kişilerdir. Korunmak isteyen kişiyi olabilecek muhtemel fiziksel ve psikolojik saldırılardan koruma görevi üstlenmiş, bu sahada bedenen ve ruhen

profesyonel manada özel bir eğitim almış, üstün vasıf ve tecrübeye sahip kişilerdir. İdeal VIP korumanın özellikleri Öncelikle VIP koruma dünya standartlarında bilgi ve tecrübeye sahip olacak şekilde psikolojik ve fizyolojik testlerden geçmiş profesyonel bir kişi olmalıdır. Her işte olduğu gibi VIP korumada başarılı olmak için öncelikle işini sevmeli, benimsemeli ve o işin istemiş olduğu gerekleri yerine getirmelidir. Sağlığına özen göstererek, ru-


Türkiye’de işi veya konumu sebebiyle korunma ihtiyacı duyan gerçek ve tüzel kişilerin korunması amacıyla 10.06.2004 tarihinde 5188 Sayılı “Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun’’ yürürlüğe girmiştir.

Kemal DOĞAN

hen ve bedenen zinde olmalıdır. Bir VIP koruması duruşuyla, giyimiyle ve kendine olan özgüveniyle VIP’sine güven, düşmanlarına korku vermelidir. VIP ve programlarıyla ilgili ketum olmalı ve gizliliğe riayet etmelidir. Görevinde, son ana kadar atalete, yılgınlığa düşmeden, burada bir şey olmaz mantığıyla değil her an her şey olabilir mantığıyla pür dikkat olmalıdır. VIP’in hayatını ilgilendiren bütün riskleri ayrıntılarıyla tespit edip, değerlendirip, bu veriler ışığında tedbirler almalıdır. Her ortamda gelişen ve değişen durumlara yönelik risk analizleri yapıp, teoriler üretmeli, her zaman bir B ve C planları olmalıdır. Güvenlik programını, VIP’ tedirgin etmeden, günlük yaşantısını rahat ve huzurlu bir biçimde devam ettirmesi için düzenlemelidir. VIP Koruma, sağlıkla ilgili acil durumlarda ilk müdahaleyi yapabilecek donanım ve bilgiye sahip olmalıdır. Tabi ki böyle bir profesyonel görev anlayışı ve uygulaması, öncelikle VIP’in korumasına değer

verip, maddi manevi imkânları sağlamasıyla da doğru orantılıdır. Bu imkânlardan uzak, VIP tarafından değer verilmeyen, yarın endişesi taşıyan bir koruma tam manasıyla profesyonel bir davranış göstermekten ve çalışmaktan uzak olacaktır. Devlet yapılanmalarında devlet idarecilerinin korunması genel kolluk kuvvetleriyle sağlanırken; özel konumda olan kişiler korunma ihtiyaçlarını değişik yollarla sağlamaktadır (Özel Güvenlik Personelleri, emekli emniyet mensupları vb.). Türkiye’de de işi veya konumu sebebiyle korunma ihtiyacı duyan gerçek ve tüzel kişilerin korunması amacıyla 10.06.2004 tarihinde 5188 Sayılı “Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun’’ yürürlüğe girmiştir. 5188 Sayılı Özel Güvenlik hizmetlerine Dair Kanunun 3. ve Kanunun uygulanmasına ilişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince, kişilerin korunma talebi üzerine silahlı veya silahsız personeller tarafından korunması, özel güvenlik komisyonunun kararı üzerine Valinin iznine bağlanmıştır. İzin talebini yapan kişinin, işi, konumu ve tehdit alıp almadığı Valilik tarafından incelendikten sonra Komisyon özel güvenlik izninin verilip verilmemesine, özel güvenliğin sağlanmasına ilişkin yönteme ve özel güvenlik hizmetini yerine getirecek azami personel sayısına, bu amaçla bulundurulacak veya taşınacak silahların azami sayısına karar vermektedir.

Yapılan inceleme neticesinde özel güvenlik izni verilmeyen ya da izin almakla uğraşmak istemeyen, ancak değişik sebeplerle korunma ihtiyacı duyan kişilerin bu ihtiyaçlarını danışmanlık adı altında kurulan şirketler karşılama yoluna gitmektedir. Bu durum da amacına uygun olmayan eğitimsiz, tecrübesiz, silah kültürüne sahip olmayan kişiler gözetmen, danışman adı altında istihdam edilerek güvenlik hizmeti verilmektedir. Bunun sonucunda olumsuz bir durum yaşandığında, hem koruma(danışma), hem VIP, hem de danışmanlık şirketleri aleyhine olumsuz sonuçlar doğmasına zemin hazırlanmaktadır. Bu uygulamada olumsuz sonuçlara açık kapı bırakmamak için Özel Güvenlik Kanununun ve özellikle Kişi koruma ile ilgili maddeleri, yoruma meydan vermeyecek şekilde net, anlaşılır ve kesin hükümlerle acilen düzenlenmelidir. Ayrıca, dünyamızda ve ülkemizde son zamanlarda ideolojisi ve eylem tarzı devamlı değişen terör saldırılarına karşı (Fransa, Belçika, Almanya, Türkiye (Reina), İzmir Emniyet Müdürlüğü Binası gibi) bu tarz eylemlere müdahale edecek, bu işin eğitimini almış, uzun yıllar bu sahada görev yapmış, öz geçmişi ve tecrübesi olan, silah kullanma taktik ve tekniklerine sahip, silahlı özel güvenlik kimliği bulunan Özel Harekat emekli Polislerinden yararlanılmalıdır.


SEKTÖRDEN

Güvenlik amın he “Güvenlik yaşamın her alanında gereklidir”

Dünya ve ülke riskleri değerlendirildiğinde, güvenliğe ihtiyacı olmayan veya diğerinden daha az güvenlik gereksinimi duyan bir sektörün mevcut olmadığını ifade eden; Sofra/Compass Group Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Cem ALAKUŞTEKİN güvenlik sektörüne ilişkin sorularımızı şu şekilde yanıtladı:

Kısaca şirketinizden bahsedebilir misiniz?

Sofra Grup’un %100 sahibi olan Compass Group PLC; dünyanın en büyük yiyecek, içecek, servis ve organizasyon kuruluşudur. Compass Group PLC, 50 ülkede, 50 bin farklı lokasyonda, yıllık 19,9 milyar Pound cirosuyla ve 500 binin üzerinde çalışan personeliyle hizmet sunan dünyanın 6. büyük işverenidir ve Londra Menkul Kıymetler Borsası’na kote edilmiş olup, hisseleri FTSE 100 içinde işlem görmektedir. 2015 yılında Fortune “Global 500” sıralamasında ise Compass Group dünyanın en büyük 418. kuruluşu olarak listelenmiştir. Sofra/Compass Group Türkiye olarak EUREST ve OBASAN markalarımızla iş merkezlerine ve fabrikalara, Scolarest markamızla eğitim kurumlarına, Medırest markamızla da sağlık kurumlarına toplu yemek hizmeti veriyoruz.

46 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

Eurest Servıces ile tesis işletim, bakım ve onarım, temizlik, iç taşıma ve depolama, idari ve ofis destek, açık alan ve çevre bakım gibi destek hizmetleri, Euroserve Güvenlik markamızla da koruma ve güvenlik hizmetleri sunuyoruz. Türkiye’nin 81 ilinde, 3 bin farklı lokasyondayız. Bünyemizde 22 binden fazla personel bulunuyor. Sunduğumuz hizmetler, yaygınlığımız ve sahip olduğumuz insan kaynağı ile sektörde lider konumdayız. Bu büyük grup bünyesindeki Euroserve Güvenlik olarak, 4000’i aşkın kadromuzla birbirinden farklı sektörlerdeki kurumlara güvenlik hizmeti sağlıyoruz.

Güvenlik personelinin eğitim süreçleri nedir? Eğitim süreçlerimizi planlarken, öncelik olarak müşterimizin talepleri, işletmenin faaliyet dalı, kapasitesi, riskleri, jeolojik konu-

mu gibi başlıklar ışığında hazırlanan risk analizlerini inceliyoruz. Sonrasında eğitim konuları ve eğitim aralıklarını belirleyerek bir yol haritası çıkarıyoruz. Endüstriyel faaliyete sahip işletmelerde uygulanan eğitim konularımız; 5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun Kapsamında, Silahsız 90 saat/Silahlı 120 Saat Temel Eğitim, özel güvenlik hukuku, güvenlik tedbirleri, silah bilgisi ve atış (İhtiyaca göre), patlayıcı maddeler, olay yeri koruma, güvenlik sistemleri ve güvenlik cihazları, alışveriş suçları, risk analizi, tehdit değerlendirmesi ve önlemler, örnek olay pratik çalışmaları, sivil savunma, acil durum plan ve prosedürleri, özel güvenlik etiği, temel ilkyardım, iletişim teknikleri, profesyonel nitelikler ve davranış, protokol eğitimi, yönetici ilişkileri, acil durum iletişimi ve işbaşı oryantasyon eğitimleridir. Personelimizi seçerken;


Cem ALAKUŞTEKİN

k er

Kurumun ve yöneticilerinin talep ve beklentileri, Güvenlik analizince belirlenen risk ve ihtiyaçlar, ➢ Sözleşme usulleri, ➢ 5188 Sayılı özel güvenlik hizmetlerine dair kanun kapsamında özel güvenlik görevlisi kimliğine sahip, Sektörel tecrübesi bulunan (en az 1 yıl, tercihen şirket içi tecrübe kazanmış), Tercihen lise ve üstü akademik eğitimi bulunan, 1,75 cm boy standardı, Presentable yapı, Adli ve tıbbi sicil açısından yasal kriterleri karşılayan, Aile vukuat tablosunda sorun olmayan. Tercihen evlenmiş olan, Askerlik görevini tamamlamış, Psikoteknik testleri olumlu bulunan (Testler yüksek maliyeti nedeniyle tercih opsiyonludur) nitelik ve kriterleri değerlendiriliyor.

Eğitim süreçlerimizi planlarken, öncelik olarak müşterimizin talepleri, işletmenin faaliyet dalı, kapasitesi, riskleri, jeolojik konumu gibi başlıklar ışığında hazırlanan risk analizlerini inceliyoruz. Sonrasında eğitim konuları ve eğitim aralıklarını belirleyerek bir yol haritası çıkarıyoruz.

Son yıllarda özellikle büyük şehirlerde yaşanan olumsuz olaylar, yaşam alanlarındaki güvenlik önlemlerini artırdı mı? Ülkemizin ve coğrafi bölgemizin içinde bulunduğu karmaşık ve riskli yapı, riskleri her saat değerlendirerek beşeri, fiziki ve elektronik önlemlerimizi güncellememizi ve yeniden planlamamızı gerektiriyor. Bu ortamda sektörel olarak risklerin karşılanması amacıyla Euroserve Güvenlik A.Ş. olarak tedbirlerimizi artırmaya yönelik birçok çalışmaya da imza attık. Özellikle AVM gibi toplu yaşam alanlarına yönelik oluşabilecek teröre bağlı olarak canlı bomba, paket bomba, araç bomba, silahlı saldırı, taşlı sopalı saldırı, molotof atma, sabotaj, kundaklama, korkutma vb. eylemlere karşı şirketimizce acil durum eylem planları yaparak olay senaryoları ve önleyici karşı uygulamalar hazırladık. Her sektörde olduğu gibi

hızla gelişen teknoloji işlerimizi bir nebze de olsa kolaylaştırıyor. Bu doğrultuda CCTV teknolojilerini daha etkin kullanılmaya başladık. Özel ekipmanların gelişen teknolojiye paralel olarak revizyonunu sağladık ve güvenlik kadrolarımızı oluşabilecek risklere göre artırdık. Şirketimiz genelinde proje, merkezi yönetim, müşteri ve diğer projeler arasında telefon, sosyal medya ve network tabanlı iletişim ağı oluşturduk ve etkin bir şekilde kullanmaya başladık. Ayrıca olay vukuunda güvenlik uzmanlarınca 7/24 müdahale ve destek sağlanması amacıyla etkin bir mobilizasyon sağladık. Endüstriyel işletmelerde yaşanabilecek güvenlik ihmali veya zaafının maddi hasarlara, AVM’lerde yaşanacak güvenlik ihmali ve zaafının ise insan hayatına mal olacağını her daim güvenlik görevlilerine aşılıyoruz. Bu çerçevede, güncel tehditlere karşı

Mart 2017 Güvenlik Yönetimi n 47


SEKTÖRDEN

Ekonomik endişeler ve hedefler doğrultusunda hareket eden kurumların, en ucuz maliyetle hizmetleri tedarik etme girişimlerinin sonucu olarak doğan merdiven altı şirketler, taahhüt edilen yükümlülükleri yerine getirmekte zorlandıkları gibi yasal yükümlülükleri dahi zorluyorlar. eğitim konularımızı revize ederek, personellerin eğitim süreçlerini yoğunlaştırdık.

Sektörün sorunlarından bahsedebilir misiniz? Sektörel olarak yaşanan en büyük sorun, personel tedariğidir. Sektörel rekabet nedeniyle maliyetlerin ön planda tutulması sonucunda personel ücretlerinde istenen düzeyin yakalanamaması ve bunun sonucu olarak yeterli ve nitelikli personel temininin yapılamaması şirketleri çok zorlayan unsurlar arasında yerini alıyor. Müşterilere verilen taahhütlerin yerine getirilmesi ve operasyonel gerekliliklerin icra edilmesi noktasında eldeki personel kalitesinin ve yeterliliğinin olmaması sıkıntıları da beraberinde getiriyor. Ayrıca vukuatlı ve sorunlu personellerin bu ortamdan yararlanarak şirketler arasında rahatça dolaşabilmesi, ortak bir denetim organizasyonunun olmaması da ciddi sorunlar arasında yer alıyor. Ekonomik endişeler ve hedefler doğrultusunda hareket eden kurumların, en ucuz maliyetle hizmetleri tedarik etme girişimlerinin sonucu olarak doğan merdiven altı şirketler, taahhüt edilen yükümlülükleri yerine

48 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

getirmekte zorlandıkları gibi yasal yükümlülükleri dahi zorluyorlar. Bu durumda, hizmetini %100 yasal zeminde ve standart kalitede sunmaya çalışan kurumsallığa ulaşmış şirketlerin maliyetleri ölçüsünde fiyat belirlemeleri ve bu fiyatlarla müşteri karşısına çıkmaları dezavantaj yaratıyor. Kurumsal firmalarca bu durum anlaşılmakta ancak birçok firma tarafından durumun vahameti anlaşılamıyor. Sektörel iletişim, ortak organizasyonlar, ortak hareket, gereksinimlerin ortak dille anlatılması, devlet desteğinin alınması, yasal düzenlemeler etkin çözüm kalemleri arasında yer alıyor.

Türkiye’de aktif güvenlik personeli yeterli sayıda mı? Sektörde zorluklar yaşansa da en hassas konu olan personel kadrolarının tam ve mesaisiz çalışması için bölge müdürlükleri ve insan kaynakları departmanlarımız konu ile ilgili olarak yapılandırılmıştır. Şirketimizde bu durum minimum seviyede olsa da sektörün genelinde ciddi sorunlar yaratmaktadır. Sonuç olarak aktif güvenlik personel sayısı piyasanın talebinin altındadır. Şirket olarak güvenlik personel

problemini oluştuğu projelerde hizmetin aksamamasına yönelik ek mesailer, projeler arası görevlendirmeleri minimum seviyede tutmaktayız. Dünya ve ülke riskleri değerlendirildiğinde, güvenliğe ihtiyacı olmayan veya diğerinden daha az güvenlik gereksinimi duyan bir sektör mevcut değil. Bu durumdan tüm sektörler eşit oranda etkileniyor. Özellikle terörizm kaynaklı eylem ve olaylar; sektör ayırt etmemesi, her alanda faaliyet gösteren kişi ve kurumları gerek çalışanlarını, gerek ziyaretçilerini ve ekonomik bir değeri ifade eden tesislerini güvenli hale getirmek için gerekli tedbirleri almak durumunda bırakıyor. Bu durumu daha özelleştirirsek AVM’ler, ulaşım araçları ve noktaları, ülke ekonomisi için değer üreten sanayi tesisleri gibi alanların özellikle tehdit altında bulunduğunu söyleyebiliriz.



SEKTÖRDEN

2017’de samlı bi “2017’de kapsamlı bir gelişim süreci planladık”

2017 yılında kapsamlı bir gelişim sürecinin içerisinde olacaklarını anlatan Y3K Güvenlik Teknolojileri A.Ş. Satış Direktörü Hakan YAĞCI; “B2B altyapımızı geliştirirken amacımız, hem Y3K ekibimiz için hem de iş ortaklarımız için iletişime daha çok zaman ayırabilmemizi sağlayacak şekilde, operasyonları hızlandırmak oldu. Bu nedenle sistemin çok yalın bir şekilde kurgulanmasına özen gösterdik.” dedi.

2017’ye hızlı başlayan firmalar arasındasınız. Bugün biraz yeni yapılanmanız hakkında bilgi almak istiyorum ancak öncesinde bilmeyenler için kısaca Y3K’dan bahseder misiniz?

Y3K; 2005 yılından günümüze, distribütör olarak hizmet veriyor. Ürün gamı; video izleme, geçiş kontrol, manyetik kilit, alarm, yangın algılama, kablolu ve kablosuz ağ çözümleri ile aydınlatma, depolama ve veri aktarım gibi farklı elektronik güvenlik sistemlerinden oluşuyor. Dünyanın önde gelen 35 uluslararası markasının Türkiye distribütörü olan Y3K aynı zamanda bir Securitas grup şirketidir. Bu da aslında bizi rakiplerimizden ayıran bir özelliğimiz. Securitas’tan aldığımız güçle kesintisiz ürün sağlayabiliyor; güvenilir bir iş ortağı olarak öne çıkıyoruz. Hizmet yaklaşımımızdan da kısaca bahsedecek

50 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

olursak; ithalat, dağıtım, satış öncesi eğitim ve mühendislik hizmetleri, satış sonrası uzaktan destek ve teknik servis hizmetlerinden oluşuyor. Bu yapılanma, bir projede ihtiyaç duyabileceğiniz, birbiriyle entegre olabilen onlarca çözüme tek yerden ulaşabilmenizi sağlıyor. Bu sayede doğru ürünü bulma, zamanında ve en uygun koşullarla tedarik edebilme gereksinimlerine en iyi şekilde yanıt veriyoruz.

Securitas’tan da kısaca bahseder misiniz? Securitas; 1934 yılında İsveç’te kuruldu. Sektördeki yerini bilgi lideri olarak tanımlayan Securitas, toplam 53 ülkede, güvenlik, teknoloji ve danışmanlık hizmetlerinin de yer aldığı geniş bir yelpazede, 330.000’den fazla çalışanı ile müşterilerinin ihtiyaçlarına özel optimum güvenlik çözümleri sunuyor.

Yeniden yapılanma dedik. 2016 yılı sonunda yeni bir yapılanma sürecine girdiniz. Biraz bahseder misiniz?

Önceliğimiz ekibimizi, ulaşmak istediğimiz hedefe yönelik genişletmek ve güçlendirmek oldu. İlk adımda Türkiye’nin her yerinde, güvenlik sektöründe iş yapan veya yapmak isteyen firmalara ulaşabileceğimiz ve onlarla birlikte iş geliştireceğimiz bir satış ekibi kurduk. Var olan ekibimize yeni takım arkadaşları kattık ve kapsamlı bir gelişim süreci planladık. Eş zamanı olarak, projelere satış öncesi destek verecek bir mühendislik ekibi de oluşturduk. Ek olarak, iş ortaklarımızı vereceğimiz eğitimlerle de destekleyeceğiz. Ana hedefimiz, sunduğu çözüm ve hizmetlerle iş ortaklarımızın rakiplerinden ayrışmasını sağlamak.


Hakan YAĞCI

e ir

2017 yılında müşterileriniz ilk olarak hangi alandaki değişiminizi fark edecekler? 2017 yılında pazarda ilk fark edilecek değişiklik, daha çok yerde ve daha etkin şekilde yer almamız olacaktır. Devreye aldığımız B2B portalımız ile müşterilerimizin taleplerini daha da hızlı yanıtlayacağız.

B2B sitesinde nasıl bir yapı kurguladınız? Biz insan odaklı bir satış firmasıyız. Ticaret, bizim kültürümüzde sıcak temas ve ilişkiyle gelişir. B2B altyapımızı geliştirirken amacımız, hem Y3K ekibimiz için hem de iş ortaklarımız için iletişime daha çok zaman ayırabilmemizi sağlayacak şekilde, operasyonları hızlandırmak oldu. Bu nedenle sistemin çok yalın bir şekilde kurgulanmasına özen gösterdik. Sipariş, ödeme, sipariş takibi, finansal raporlamalar gibi rutin

İlk adımda Türkiye’nin her yerinde, güvenlik sektöründe iş yapan veya yapmak isteyen firmalara ulaşabileceğimiz ve onlarla birlikte iş geliştireceğimiz bir satış ekibi kurduk. Var olan ekibimize yeni takım arkadaşları kattık ve kapsamlı bir gelişim süreci planladık.

ticari operasyonlar en hızlı şekilde elektronik ortamda ilerlerken biz kazandığımız zamanı iş ortaklarımıza yeni kazanç kapıları açmak için kullanacağız.

ler içerisinde kullandığımız ürünler de, deneyimli ürün yönetimi ekibimiz tarafından sahada sorun yaşatmayacak şekilde testlerden geçirilerek portföye ekleniyor. Bu

Rakiplerinizden hangi özellikleriniz ya da hizmetlerinizle farklılaşıyorsunuz? Y3K, sadece ürün satan bir firma değil. Diğer dağıtıcı firmalardan bizi ayıran en temel nokta, ürün değil çözüm odaklı olmamız. Bizim iş ortaklarımız ile ve iş ortaklarımızın da müşterileri ile uzun vadeli çalışabilmeleri için satış ve mühendislik ekiplerimiz, her projeyi titizlikle ele alıp en doğru çözümü öneriyorlar. Bu çözüm-

Mart 2017 Güvenlik Yönetimi n 51


SEKTÖRDEN

B2B altyapımızı geliştirirken amacımız, hem Y3K ekibimiz için hem de iş ortaklarımız için iletişime daha çok zaman ayırabilmemizi sağlayacak şekilde, operasyonları hızlandırmak oldu. Bu nedenle sistemin çok yalın bir şekilde kurgulanmasına özen gösterdik. da bizimle çalışan iş ortaklarımızın uzun vadeli karlılıklarına pozitif katkı sağlıyor.

2017 hedefleriniz nelerdir, hangi ürün gruplarına ağırlık vereceksiniz? Video izleme sistemleri ve geçiş kontrol sistemleri sektörümüzde olduğu gibi Y3K’da da ağırlıklı olacak. Önemli bir güce sahip olduğumuz bu gruplarda mevcut ürün çeşitliliğini ve sahip olduğumuz markaları daha da artıracağız. Bununla birlikte 2017, video izleme sistemleri grubunda yer alan Pixus markamızın daha güçlü olacağı bir yıl olacak. Geçiş kontrol sistemleri tarafında ise sektördeki ihtiyaçlardan yola çıkarak geliştirdiğimiz Passware

52 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

yazılımı öne çıkacak. Eksiksiz donanım seçeneğimizi tamamlayacak olan Passware, birçok projede iş ortaklarımızı avantajlı kılacaktır. 2016 yılında distribütörü olduğumuz Extreme Networks markası ile çok hızlı bir şekilde kablolu ve kablosuz ağ ürünleri projelerine cevap vermeye başladık. Türkiye’de çok önemli referanslara sahip Extreme Networks, sektörün dijitalleşmesi ile doğan altyapı ihtiyaçlarını karşılamak için 2017’de öne çıkan ürün gruplarımızdan olacak.

Türkiye’ye getirmeyi düşündüğünüz yeni teknolojiler var mı? Günümüzde sadece verileri toplamak yeterli değil. Her gün katlanarak artan bu verileri analiz ederek, ihtiyaç duyulan sonuçları doğru zamanda doğru karar vericilere sunabilmek gerekiyor. Y3K,12 yıldır 30’u aşkın konusunda lider markanın distribütörlüğüyle, Türkiye’nin en güçlü distribütörleri arasında. Bu markaları bünyemize katarken ürün yönetimi ekibimiz temel güvenlik sistemlerini akıllı hale getirecek, gelişmiş çözümlere odaklandı. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Y3K Güvenlik Teknolojileri öncü ruhu gereği, donanım ve yazılım alanlarında geleceğin teknolojilerini ilk sunan firma olacaktır.

Elektronik güvenlikte yeni teknolojiler, trendler nelerdir? Tüm sektörlerde evrime sebep konular elektronik güvenliği de aynı şekilde etkiliyor. Örneğin “Nesnelerin Internet”i kavramına güvenlik de dahil. Sistemlerde kullandığımız hemen hemen tüm çözümler artık ağ bağlantısına sahip. Bu, güvenlik risklerinin azaltılmasına fayda sağlarken, son kullanıcıya da fayda sağlayacak rapor ya da bildirimlerde bulunabiliyor ve entegratörlerin de uzaktan verebilecekleri destek olanaklarını artırıyor. Herkes için kazanımların olduğu bir süreç… Tabii bu durum BT sektörüyle güvenlik sektörünü daha da yaklaştırdı. Artık güvenlik sistemleri seçimi kararlarını BT ve güvenlik departmanları beraber alıyor. Y3K’nın da Extreme Networks ile beraber çalışıyor olmasındaki ana sebeplerden biri BT ve güvenliğin artık iç içe geçmesiydi. Bir yandan mobilleşme hızla devam ediyor. Artık, cep telefonları, güvenlik sistemlerinin parçalarından bir tanesi konumunda. Biyometrik çözümler de çok hızlı büyüyen başka bir alan. Güvenlik ihtiyacı artarken kullanım kolaylığını kaybetmek istemeyen kullanıcılara biyometrik çözümler çok cazip geliyor. Diğer yanda ise kameralardaki akıllı video analiz algoritmaları yaşanan olağan dışı durumları fark edip anında ilgililerine iletiyor. Hatta güvenlikten öte yangın algılamada bile kameraları kullanabiliyoruz. Eskiden sadece kayıt almak için kullanılan video sistemleri artık olayları önceden fark etmekte kullanılıyor ve güvenlik personeline yardımcı oluyor. Kısacası teknoloji artık daha çok çevrimiçi ve daha akıllı.



ELEKTRONİK GÜVENLİK

Video yönetim sistemlerinde plaka tanıma işlevi Yüksek başarı oranına sahip bir plaka tanıma sistemi aynı zamanda video yönetim sistemlerinin verimliliğini de azami seviyede artıracaktır. PCC ELEKTRONİK LTD.

V

ideo Yönetim Sistemleri (Video Management System-VMS) özel veya kamuya ait birim, bina veya tesislerin veyahut mal ve malzemelerin güvenliğini sağlamak üzere kullanılan tedbirlerin başında gelmektedir. Bu sistemler genel itibariyle kör noktalar kalmayacak şekilde belirlenen noktalara yerleştirilen, güvenlik kameralarının etkin bir video izleme yazılımı ile takip edilmesi prensibiyle çalışmaktadır. Otomasyon düzeyine göre insan faktörüne en az ihtiyaç duyacak şekilde planlanarak kurulmuş olanları kadar kullanıcıyı sisteme interaktif olarak dahil edecek şekilde tasarlanmış olanları da mevcuttur. Video Yönetim Sistemleri kullanılmaya ilk başladıklarında sadece çok sayıda kameranın tek bir merkezden yönetilebilmesi, izlenmesi, arşivlenmesi gibi kısıtlı bir kullanıma sahip iken günümüzde kazandığı analitik işlevlerle akıllı birer sistem haline gelmiş, devasa video arşivleri bile oluşsa kullanıcıların istediklerini daha kolay arayıp bulabilecekleri etkin sistemler olmuşlardır. İnsan sayma, kalabalık-kargaşa tespiti, hareket tespiti ve takibi, ateş ve duman tespiti, bölge ve hat ihlali tespiti, insan yoğunluk

54 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

alanları tespiti, yüz tespiti ve tanıma, şüpheli şahıs ve eşya tespiti gibi çok sayıda akıllı analiz modülü artık video izleme yazılımlarının standart unsurları haline gelmeye başlamışlardır. Bu akıllı analiz modüllerinden bir tanesi ise Plaka Tespiti ve Tanıma modülüdür. Bu modül belirli bir noktaya yerleştirilen, plaka tespit edip okumak ve tanımak için özel olarak üretilmiş veya yapılandırılmış kameralardan gelen görüntülerden hareketle o noktadan gelen geçen araçların plakalarını tespit eden veya tanımlayan özel bir modüldür. Plaka tespiti ve tanıma modülleri ister sabit şekilde isterse de mobil şekilde kullanılabilir. Sabit kullanımda bir otoban gişesine veya bir otopark alanına girişte sistem kurulabilir. Mobil kullanımda ise hareket edebilen bir objeye örneğin bir otomobile yerleştirilen plaka tanıma kameraları aracılığıyla plaka tespit ve tanıma işlevi gerçekleşebilir. Bu sayede gerek sabit kullanımda gerekse mobil kullanımda sistemin polisiye anlamlarda da kullanımı yani aranan araçların takibi ve yerlerinin tespiti mümkün hale gelir. Yüksek başarı oranına sahip bir plaka tanıma sistemi aynı zamanda video

yönetim sistemlerinin verimliliğini de azami seviyede artıracaktır. Bu sistemleri site, havalimanı, otogar gibi araç sürücülerinin sıkça park alanı gibi kullandıkları yerlerde araç giriş çıkışlarını ve park durumlarını kontrol altına almak için kullanabileceğiniz gibi, trafik ışık ihlali, bölge ve hat ihlali, şüpheli veya terk edilmiş araç ikazı, yasaklı veya izinli araç geçişlerinin takibi amaçlarla sabit veya mobil olarak kullanabilirsiniz.

Park alanlarına yönelik kullanıma bakacak olursak; bu tarz sistemlerde manyetik kart, yapışkan (sticker) gibi ilave ürünler


gerekmediğinden sisteminizin kurulumu için ek maliyetler söz konusu olmaz. Bu tür park alanlarında gereksiz veya izin verilmeyen araçların park etmesini sizi ikaz ederek önler.

Plaka tanıma sistemleri aldığı datalardan, kolluk kuvvetleri tarafından aranan, çalıntı araçların ve ihlal yapan araçların tespitini sağlar. Sistem, araçları herhangi bir noktada durdurmadan serbest geçiş anında plakalarını okur.

Şüphe çekecek şekilde bazı konumlarda kalan veya bırakılan, terk edilen araçlara dair sistemin oluşturacağı alarmlarla polisiye tedbirler alabilirsiniz. Park alanına giren çıkan araçları kontrol altına alabilir, yasaklı araç listesi oluşturup alana girmeye izinli olan veya olmayan araçları belirleyebilir; böylece izin verilmiş araçların park girişinde bekleme yapmak zorunda kalmadan gerekirse park giriş çıkış bariyerlerinin otomatik açılıp kapanmasını sağlayarak giriş çıkışlarını sağlayabilirsiniz. Sistemle kırmızı ışık, hız aşımı gibi ihlal tespitlerini yapabilirsiniz. Bu tür sistemlerin getirdiği avantajlarından biri de sisteme mobil ve web istemciler ile internet üzerinden dünyanın her yerinden ulaşıp sistemi yönetip kayıtları inceleyebilmeniz hatta raporlar alabilmenizdir. Otoyollarda ve benzeri stratejik noktalarda kuracağınız bir plaka tespit ve tanıma modülünde genel olarak aşağıdaki işlevlere sahip olabilirsiniz:

Sistem aldığı datalardan, kolluk kuvvetleri için aranan, çalıntı veya ihlal yapan araçların tespitini sağlar. Sistem, alışveriş merkezleri veya hava alanları gibi yerlerin girişlerinde anlık denetleme sağlar. Sistem, oluşturulan kara liste içerisinden sorgulama yaparak alarmlar üretir. Geçiş yapan tüm araçların plaka kayıtlarını güvenlik amacı ile kayıt eder. Pazarda bu konuda önde gelen ürünlerin başında PCC Elektronik tarafından lanse edilmiş 3Deyes Plaka Tanıma Sistemi gelmektedir. Yazılımın temel özellikleri aşağıda sıralanmıştır: 3DEyes PTS, ONVIF ve PSIA standartlarına uygun en az 3000 farklı IP kamera modeli ile çalışabilmektedir. Kamera alarm çıkışı, Seri Port, Netbox, LPT veya benzeri üzerinden çoklu bariyer kontrolü yöntemlerine sahiptir.

58 farklı ülkenin plakasını okuma imkân tanımaktadır.

Yazılım, canlı izleme yaptırabildiği gibi arşiv ve arşiv kayıtlarından izleme yaptırabilmektedir. Mobil istemciler de web tarayıcı üzerinden yazılımın verilerine erişebilmektedir. Ziyaret, servis veya farklı herhangi bir amaçla gelen araçlar kayıt altına alınır. Sistem, Türkiye plakalarına göre optimize edilmiştir ve istenen illere göre ek optimizasyon yapma imkanı bulunmaktadır. Önemli olayları araç resimleri ile birlikte kolay bir şekilde sistemde kayıt altına almak ve takibini yapmak mümkündür. Birden fazla site ve lokasyon tek bir noktadan tek bir sistem ile yönetilebilmektedir. Sistemin kurulumu ve kullanımı grafik görüntüler ile oldukça kolaydır. Yazılım, istemci-sunucu (Client-Server) mimarisinde ve web tabanlı olarak çalışabilmektedir. Yazılım IP tabanlı kameralarla çalışabilecek; ONVIF ve PSIA standartlarına uygun en az 3000 farklı kamera modeli ile çalışabilmektedir. Yazılım Seri Port, Netbox, LPT veya benzeri üzerinden çoklu bariyer kontrolü yöntemlerine sahiptir.

Mart 2017 Güvenlik Yönetimi n 55


ELEKTRONİK GÜVENLİK

Yazılım, en az %95 doğruluk düzeyine sahip olacaktır. Benzetme algoritması ile doğrulama oranı %99’a kadar çıkacaktır. Yazılım, her türlü hava şartlarında, gece ve gündüz belirtilen hız ve doğrulukla çalışabilmektedir. Yazılımın site versiyonu, 60 km/saat hıza kadar seyir halindeki araçların plakalarını belirtilen hız ve doğruluk ile tanıyabilmekte, otoyol versiyonu ise en az 140 km/saat hıza kadar tanıma yapabilmektedir.

Yazılım, farklı yapılardaki plakaları (sivil, resmi, tek satır, çift satır) tanıyabilecek özelliktedir.

56 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

Yazılım, farklı renkteki zeminler ve farklı renkteki yazılarla yazılmış plakaları belirtilen hız ve doğrulukla tanıyabilmektedir. Yazılım, plakayı tespit edildiği yerden (ortada, sağda, solda) bağımsız olarak tanıyabilmektedir. Yazılım, aracın arkasından ve önünden çekilmiş fotoğraflarla plaka tespiti yapabilmektedir. Yazılım, geriye dönük olarak en az 3 aylık raporlama yapabilmektedir. Yazılım, kayıtlı araçlar içinde sorgulama/arama yapabilmektedir. Yazılıma erişim kullanıcı adı ve şifresi ile sağlanmakta, kullanıcıların yetki erişim seviyeleri tanımlanabilmektedir. Burada yalnızca bir kısmını verdiğimiz PTS özellikleri özellikle polisiye anlamda oldukça caydırıcı olabilmektedir. Plaka tanıma sistemi olduğu bilinen bölge ve noktalarda araç hırsızlığı ve benzeri suç türlerinin önemli ölçüde azaldığı, bu suçların gerçekleşmesi halinde suç faillerinin genel itibariyle daha kısa sürelerde yakalandığı veya takip edilebildiği adli verilerin incelenmesi neticesinde görülebilecektir.

Sistemin avantajlarından biri ise merkezi yönetim imkânıdır. Yüzlerce plaka tanıma kamerasından gelen veriyi yerinde veya merkezi olarak işleyebilir, kameraların tümüne veya iste-

Yüzlerce plaka tanıma kamerasından gelen veriyi yerinde veya merkezi olarak işleyebilir, kameraların tümüne veya istediklerinize merkezi sunucular üzerinden erişebilirsiniz.

diklerinize merkezi sunucular üzerinden erişebilir, yönetebilir, sistemin ürettiği tüm alarmlardan anında masaüstü, web veya mobil istemci yazılımlar aracılığıyla haberdar olabilirsiniz. 3Deyes Plaka Tanıma Sistemi ile birlikte gelecek en önemli imkanlardan biri konusunda uzman kişilerden oluşan arge ve teknik destek ekibidir. Sistem olabildiğince stabil çalışmakla beraber, yaşayacağınız olası her türlü sıkıntıda teknik ekip size sadece bir telefon kadar uzak olacaktır.



ELEKTRONİK GÜVENLİK

Okullardaki güvenlik kaygıları azalıyor Öğrenci-aile ve öğretmen camiasının güvenlik kaygılarının karşılanabilmesi adına yapılan toplumsal istişare ve talepler Milli Eğitim Bakanlığı’ndan cevap buldu. Milli Eğitim Bakanlığı 19’uncu Milli Eğitim Şurası’ndan çıkan kararlarında okullardaki güvenlik önlemlerine yer verdi. Hürriyet Özlem YILDIZ / Genel Müdür HURSOFT YAZILIM VE GÜVENLİK SİSTEMLERİ

T

ürkiye’de güvenlik konusunun artan önemine bağlı olarak eğitim dünyasında nasıl bir değişim olacağı merakla bekleniyordu. Öğrenciaile ve öğretmen camiasının güvenlik kaygılarının karşılanabilmesi adına yapılan toplumsal istişare ve talepler Milli Eğitim

58 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

Bakanlığı’ndan cevap buldu. Milli Eğitim Bakanlığı 19’uncu Milli Eğitim Şurası’ndan çıkan kararlarında okullardaki güvenlik önlemlerine yer verdi. Milli Eğitim şuarasında yer alan maddelerden biri de turnike sistemi olmakla birlikte aşağıdaki bütün öneriler kabul edilmiştir.

Okul çevresinde ve okulların açık alanlarında okul yönetiminin imkânları ölçüsünde kameralı izleme sistemlerinin faaliyete geçirilmesi için çalışmalar yapılarak izleme noktaları oluşturulmalıdır. İkinci öğretim veya akşam saatlerinde ders yapılan okullarda çevre güvenliğinin artırılması amacıyla okul çevresinde yeterince aydınlatmanın sağlanması gerekmektedir. Okul giriş çıkış noktalarının sayısı, mümkün olduğunca az tutulmalıdır. Okul yönetiminin imkânları doğrultusunda delici veya kesici aletlerin içeriye girişini engellemek amacıyla ziyaretçi kartı, metal detektörü, gibi sistem ve cihazların temin edilmesi gerekmektedir. Okulların ve açık alanların güvenlik zafiyetini en aza indirgemek amacıyla etrafının duvar ile çevrili olması sağlanmalıdır. Okul bahçesindeki otoparklar kapatılmalı veya okulun eğitime ve öğretime kapalı olduğu dönemlerde hizmete sunulmalıdır. Okul idarelerinde çocukların suça sürüklenmesinin önlenmesi ve güvenlik amaçlı olarak talep edilen konularda güvenlik personelince veli toplantılarında bilgilendirme yapılmalıdır. Kimlik Bildirme Kanunu kapsamında okul servis araçlarını plaka bilgileri, servis şoförleri, muavin, rehber ve okul içerisinde sözleş-


Hürriyet Özlem YILDIZ

meli olarak çalışan kişilerin kimlik bilgileri ile irtibat telefonları okul girişinde çalışan güvenlik görevlisine bildirilmelidir. Okulların imkânları dâhilinde okul giriş ve çıkışlarında öğrencilerin tanımlanması için kartlı, turnike sistemi kurulabilir. Hursoft Yazılım Güvenlik Sistemleri firması tarafından kurulan “Okullarda Akıllı Turnike Geçiş Sistemi” sayesinde artık veliler, öğrencisinin okula gidip gitmediğinden anında haberdar olacak. Hursoft okul öğrenci online takip yazılımı ile okulun giriş saatinde turnikeden geçmeyen öğrenci velisinin cep telefonuna sistem tarafından anında mesaj gönderilecek. Bunun yanı sıra E-Okul Sistemindeki Öğrenci Kayıtları Hursoft Okul Öğrenci Devam Programına ile Tam Entegrasyon sağlamaktadır. E-Okul sistemi ile Hursoft Okul Öğrenci Devam Kontrol Programı entegrasyonu sağlanarak, öğrenci giriş çıkış ve yoklamaları anlık olarak Milli Eğitim Bakanlığı E-Okul sistemi ile online çalışması sağlanarak okullarda güvenlik açığı kapatılmıştır. Proje kapsamında her öğrenciye kendi kimlik bilgilerini taşıyan bir akıllı kart verildi. Öğrencilerimiz, akıllı kartını okula giriş ve çıkış sırasında; girişteki okuyucu terminale okutuyorlar. Öğrenci kartını kart okuyucuya okuttuğunda okula

girişi ve giriş saati sistemde kayıt altına alınıyor. Öğrencilerimizin, sabah saat 08.20’den önce kartlarını okutarak okula giriş yapmalarına dikkat ediyoruz. Aksi takdirde sistem otomatik olarak öğrenciyi ‘geç giriş yaptı’ olarak kaydediyor ve velisine kısa mesaj göndererek haber veriyor. Dersi bitmeyen öğrenci, kartı okutsa dahi turnikeden çıkış yapamıyor. Akıllı geçiş sistemi, hem okul yönetimi, hem veliler açısından büyük fayda sağlıyor. Bu sistem ile okulun içinde ve bahçesinde güvenli bir yaşam alanı oluşturuyoruz. Sistemi kullanan okul müdürleri “Okulda devamsızlık yüzünden kalan bir öğrenci bile olmadı.” diyor. ‘Okula gidiyorum’ diyerek evden çıkan bazı öğrenciler okul yerine farklı yerlere giderek boşa vakit geçirebiliyor. Bu durum hem okul yöneticilerini hem de velileri zorluyor. Okulun girişine kurulan parmak izli ya da kartlı turnike sistemleri sayesinde öğrencilerin geç gelme

MEB E-Okul sistemi ile Hursoft Okul Öğrenci Devam Kontrol Programı entegrasyonu sağlanarak, okul turnikeleri ile öğrenci giriş çıkış yoklamaları anlık olarak Milli Eğitim Bakanlığı e-okul sistemine online aktarılarak okullarda güvenlik açığı kapatılacaktır. alışkanlığı neredeyse yok denecek kadar azalıyor. Alışkanlık haline gelen okula geç gelme durumu ortadan kalkıyor. Çocuklar okula geç geldiğinde ‘Aileme nasıl hesap veririm?’ düşüncesi ile bu alışkanlıklarından vazgeçti.

Mart 2017 Güvenlik Yönetimi n 59


ELEKTRONİK GÜVENLİK

Aradığınız ürünü bulamama kâbusu sona eriyor! Satış danışmanlarının mobil olarak taşıyabildikleri kablosuz el terminalleriyle mağaza içerisindeki her bir ürünün hangi reyonda, hatta hangi rafta olduğu bilgisine anında ulaşmak mümkün oluyor. Böylece müşteri taleplerine anından cevap verilirken; eksik ürünler günlük olarak takip edilebiliyor. SENSORMATİC GÜVENLİK HİZMETLERİ

P

erakende mağazalarında sergilenen yüzlerce ürünü inceliyor, zaman harcıyor ve sonunda birini beğeniyorsunuz. Ancak beğendiğiniz ürünün bedeninin rafta olmadığını fark ediyorsunuz. Ne yaparsınız? Muhtemelen yeterli zamanınız var ve ürünü de çok istiyorsanız satış danışmanlarından yardım isteyebilirsiniz. Depoda varsa kendinizi şanslı hissedersiniz. Ama bazen cevap ‘sistemde, ürün depoda gözüküyor ama bulamadım’ olur.

60 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

Mutluluğunuz kısa sürer. Dünyaca ünlü markalar, bu soruna RFID teknolojisi ile çözüm sağlıyorlar. RFID, en basit anlatımıyla üretildiği andan satıldığı ana kadar ürünü takip edebilmeyi sağlayan bir teknoloji. Bu teknoloji ile adeta birer kimlik kartına sahip olan ürünler, müşteriye daha hızlı ulaşıyor. Satış danışmanlarının mobil olarak taşıyabildikleri kablosuz el terminalleriyle mağaza içerisindeki her bir ürünün hangi reyonda, hatta hangi rafta olduğu bilgisine anında ulaşmak mümkün oluyor. Böylece müşteri taleplerine anından cevap verilirken; eksik ürünler günlük olarak takip edilebiliyor, yerine yenileri konulabiliyor. Fazla stokların azalması ve ürünlerin reyonda bulunurluğunun artışı ile müşterilerin istedikleri zaman istedikleri ürüne ulaşarak, satın alma yapabilmeleri sağlanıyor. Hemen hemen tüm tüketicilerin başına gelen, aradığı ürünü bulamama sorunu, alışverişi keyif olmaktan çıkartarak zaman kaybı ve hayal kırıklığına dönüştürüyor. Yapılan araştırmalar da aradığı ürünü rafta bulamayan müşterilerin

%30’u satın almaktan vazgeçtiğini gösteriyor. Çok kanallı satışı da destekleyen teknoloji sayesinde, müşteri istediği ürüne kanal bağımsız hızla ulaşıyor. RFID teknolojisinde, ürünler paketliyken de veri aktarımı mümkün oluyor. Bu sayede kutu içindeki ürünler hızlıca sayılarak, envanter sayım süresi kısalıyor. RFID kullanmayan perakendeciler sayımları ayda ya da 6 ayda bir yapabilirken, RFID sistemi ile istenilen herhangi bir sıklıkta, çok kısa bir sürede gerçekleştirilebiliyor. Satış personelinin envanter konularına daha az zaman harcaması ile müşteriye harcanacak sürenin artmasını sağlıyor ve müşteri memnuniyetini olumlu yönde etkiliyor. Dünya’da pek çok perakendecinin kullanmaya başladığı RFID teknolojisini değerlendiren Sensormatic CEO’su İsmail Uzelli; “Perakende sektöründeki yoğun rekabet, marka karlılıklarını olumsuz etkiliyor. RFID teknolojisinin kullanımı ile hızlıca yapılan stok sayımları ve stokta ürün bulunurluğunun artması sayesinde hem perakendeci verimliliği hem de müşteriyi memnuniyeti artıyor” dedi.



ELEKTRONİK GÜVENLİK

Wisenet P serisi 4K PTZ Kaybolma/görünme, kurcalama ve ses algılama, standart olarak sağlanırken PNP-9200RH'e entegre açık platform DSP yonga setinin gücü son kullanıcılara kendilerinin bireysel gereksinimlerine karşılık gelen edge bazlı video analizi aracını çalıştırabilme esnekliği sunar. HANWHA TECHWIN

H

anwha Techwin; entegre IR aydınlatması olan IP ağ PNP9200RH 4K PTZ dome kamerasının piyasaya sürerek kendisinin Samsung Wisenet P serisini genişletmeye devam ediyor. Sıra dışı 4K (8 megapiksel) görüntü kalitesiyle H.265 Samsung Wisenet PNP-9200RH dome kamerası, kullanıcıların faaliyetleri veya uzak nesneleri yakından izleyebilmelerini sağlayan 20x optik zoom lensine ve IR görüntülenebilir, uzunluk özelliklerine sahiptir. İzleme yeteneği sonsuz 360° pan döndürme ve 190° eğme kontrolüyle ve düz, titreşime karşı izleme için gelişmiş otomatik düzeltmeyle geliştirilir.

Temel özellikleri En çetin ortamlarda vandalizme direnç ve dış mekân kullanımı için IP66 ve IK10 sınıfında olan PNP-9200RH hareket eden nesneler ve araçlarda keskin kenarlar sağlamak için aşamalı tarama teknolojisini kullanır. Wisenet P serisindeki diğer dört modelin yenilikçi, pratik özelliklerinin çoğunu paylaşır. Bunlara ağ sorunu durumunda videonun otomatik

62 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

kaydedilmesini sağlamak için iki yönlü ses desteği, gizlilik maskeleme, sis giderme ve bir SD kart yuvası da dâhildir.

Açık platform Kaybolma/görünme, kurcalama ve ses algılama, standart olarak sağlanırken PNP-9200RH’e entegre açık platform DSP yonga setinin gücü son kullanıcılara kendilerinin bireysel gereksinimlerine karşılık gelen edge bazlı video analizi aracını çalıştırabilme esnekliği sunar.

Eşsiz WiseStream teknolojisi PNP-9200RH’ye entegre yenilikçi özelliklerin uzun bir listesini WideStream teknolojisi tamamlar. Bu teknoloji görüntüdeki harekete göre kodlamayı dinamik olarak kontrol etmekte, buna göre kalite ve sıkıştırmayı dengelemektedir. WiseStream tamamlayıcı sıkıştırma teknolojisi H.265 sıkıştırmayla birleştirildiğinde bant genişliği etkinliği şimdiki H.264 teknolojisiyle karşılaştırıldığında %75’e kadar artırılır. Bu da Hanwha Techwin Europe’un yeni Wisenet P serisini mevcut en bant genişliği dostu kamera serilerinden biri yapmaktadır.



ELEKTRONİK GÜVENLİK

DuetronVMS 4.0 ile tek merkezden kontrol Duetron VMS yazılımının yeni sürümünde lisanslama ve versiyonlama mekanizması tümüyle yenilenmiş olarak karşımıza çıkıyor. Sistemde lisanslama herhangi bir ilave donanıma ihtiyaç kalmaksızın, yazılımsal olarak kod bazlı yapılıyor. TEKNOMAKS BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ SAN. VE DIŞ TİC. LTD.Ş

G

ünümüz teknolojisindeki gelişmeler, her geçen gün hızını daha da artırarak devam ediyor. Bir süre öncesine kadar imkânsız gibi görülen yenilikler, özellikler bugün hayatımıza giriyor. Hatta hemen elimizin altında, günlük yaşamımızın bir parçası oluveriyorlar. Belki otuz, kırk sene önce hayal bile edemeyeceğimiz cihazları bugün rahatlıkla kullanabiliyoruz ve bu gidişat gösteriyor ki; bundan otuz, kırk sene sonra teknolojide gelinecek nokta, muhtemelen şu anki hayal sınırlarımızın bile ötesindedir. Yazılım dünyası, bu baş döndürücü ilerlemenin en bariz gözlendiği sektörlerden biridir. Hem işletim sistemleri gibi temel platformlar, hem de üst katman uygulamaları sürekli olarak yenileniyor. Bu yenilenme iki yönlü gerçekleşiyor. Bir yönüyle, donanım tarafındaki inovasyonlar, yazılım düzeyinde uygulanarak kullanıma sunuluyor. Diğer yönüyle de insanların teknolojiyi kullanma konusundaki doğal eğilimleri dikkate alınarak; daha çok seçenek sunan, daha esnek ve daha kolay kullanılan ürünler geliştiriliyor. Bina güvenliği 64 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

sektöründeki yazılımlarıyla, sadece yurt içinde değil, yurt dışında da adını duyurmaya başlayan Duetron, bu yenilikçi yaklaşımları ürünlerine başarıyla yansıtan bir yazılım markası olmaya devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde duyurusu yapılan DuetronVMS Video Yönetim Yazılımının yeni versiyonu bunun en açık örneğidir. Başlangıç olarak Bosch; marka güvenlik kameralarını ve ONVIF standardındaki diğer markaları destekleyen sistem, yeni çıkan 4.0 versiyonuyla artık Axis marka kameraları da destekliyor. Burada her marka için, o markaya özel entegrasyon araçları kullanıldığından, ONVIF standardına ihtiyaç kalmaksızın ilgili markanın tüm kameraları sisteme dahil edilebiliniyor. Böylece yazılım, farklı marka kameralar içeren sistemler için de iyi bir seçenek oluşturuyor. Duetron VMS yazılımının bu sürümünde lisanslama ve versiyonlama mekanizması da tümüyle yenilenmiş olarak karşımıza çıkıyor. Sistemde lisanslama herhangi bir ilave donanıma ihtiyaç kalmaksızın, yazılımsal olarak kod bazlı yapılıyor. Ayrıca daha fazla sayıda sistem bileşeni üzerinden lisanslama imkânı da geliyor. İş istasyonları, video duvar ci-

hazları, CCTV klavyeler istenilen sayıda ayrı ayrı lisanslanabiliyor. Versiyonlama için ise farklı ihtiyaçlara cevap verecek seçenekler sunulmuş. Yazılımın demo versiyonu, kısıtlı bir süre için ücretsiz kullanılabiliniyor. Standart ve Enterprise versiyonları ise işletmenin büyüklüğüne ve taleplere bağlı olarak, CCTV sisteminden beklenen ihtiyaçları karşılamayı hedefliyor. Standart versiyonda canlı video, arşiv izleme, hareketli kamera kontrolü, alarm yönetim ve takibi, harita desteği, kullanıcı yönetimi gibi temel ihtiyaçlar karşılanırken, Enterprise versiyonda diğer yazılım sistemleriyle entegrasyon, sınırsız kayıt cihazı desteği, hata ve yedek kayıt cihazları gibi daha gelişmiş özellikler mevcut. DuetronVMS tüm sistemin merkezi bir noktadan izlenebilmesini de sağlıyor. Bu sayede canlı izleme noktalarının, kayıt cihazlarının durumu sürekli gözlemlenebiliyor. Genişletilmiş cihaz yetkileri, kullanıcı tarafında tanımlanabilen kayıt formatları ve kayıt takvimleri, kayıt cihazlarında yedekli çalışma opsiyonu, disk temizleme mekanizmasındaki minimum gün, maximum gün seçenekleri, yazılımın son versiyonunda öne çıkan diğer yenilikleri. Tüm bu gelişmiş özellikleri ile DuetronVMS, ülkemizde sektörel bazda yazılım geliştirme konusunda iyi bir örnek teşkil ediyor. Her geçen gün genişleyen kullanıcı portföyünün ileriye dönük talep ve beklentileri, konusunda uzman, dinamik bir ekip tarafından dikkatle değerlendiriliyor ve bu da gösteriyor ki; daha çok yeni haberler duyacağız Duetron’dan...



ELEKTRONİK GÜVENLİK

IQ ile süreç takibinde yüksek kaliteli görüntü Kompakt boyuttaki safiha izleme sistem kamerası, modüler bir yapıya sahiptir. Bu modülerite, farklı çeşitlerde kamera ve manuel, motor zoom veya iğne deliği (pinhole) optik kullanımına imkân sağlar. VALMET

V

almet; Valmet IQ Süreç ve Kalite Görüntüleme Sistemi’nin bir parçası olan Valmet IQ Safiha İzleme Sistemi tamamen yenilendi. Sistem, boyut olarak çok daha kompakt bir yapıya sahip olmanın yanı sıra geliştirilmiş özellikleri, selüloz ve kağıt üreticilerine, analiz amaçlı, sanal anlık düzeltici ölçümler için öncesine göre çok daha yüksek kaliteli görüntü elde etme imkanı sağlıyor. Valmet Otomasyon Bölümü Yapay Görme İş Birimi Yöneticisi Aki Torvinen, “Safiha izleme sistemimizde, kamera, LED ışık ve sistem yapısında temel değişiklikler yaptık. Bu gelişmeler kağıt üreticilerine, spesifik safiha problemlerine daha hızlı müdahale etme ve gelir kaybını önleme imkanı sağlıyor.” diyor.

Kompakt ve modüler yapıda kamera Kompakt boyuttaki safiha izleme sistem kamerası, modüler bir yapıya sahiptir. Bu modülerite, farklı çeşitlerde kamera ve manuel, motor zoom veya iğne deliği (pinhole) optik kullanımı-

66 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

na imkân sağlar. Buna ek olarak, eğer kamera, temizlemenin problem teşkil edebileceği zorlayıcı çevresel koşulların olduğu bir ortamda bulunuyorsa, harici bir temizleyici ünite de eklenebilir. Kamera, en son teknoloji yüksek hassasiyette Sony CMOS sensör ile donatılmıştır. Ayrıca renkli kamera kullanmak da mümkündür.

Yeni verimli LED ışık Valmet IQ Safiha İzleme Sistemi; kamera ile senkronize harici bir kompakt LED ışık modülüne sahiptir. Bu, ışık deseni ve yönünün daha iyi optimize edilmesini sağlıyor. Bu son LED teknolojisi, toplamda 140 LED içeriyor ve sadece 35 watt enerji ile 45 bin lümenlik ışık sağlıyor.

Kolay kurulum kullanım ve bakım Yenilenen safiha izleme sistemi; diğer jenerasyon sistemlerle tam uyumludur. Standart 2 gigabit Ethernet bileşenleri üzerinden bilgi transferi gerçekleştiriyor. Bileşen sayısının azlığına bağlı olarak, kurulum, kullanım ve bakımı son derece kolay. Valmet IQ Safiha İzleme Sistemi, kapsamlı bir yapay görme çözümü olan IQ

Proses ve Kalite Görüntüleme Sistemi (Valmet IQ Process and Quality Vision (PQV) System)’nin iki öğesinden biridir. PQV’nin diğer öğesi ise, Valmet’in 2015 yılında tanıttığı Valmet IQ Safiha Kontrol Sistemi’dir. Valmet IQ Safiha İzleme Sistemi, proses süresince Valmet IQ Safiha Kontrol Sistemi tarafından tespit edilen safiha kopması, kağıt besleme ve arızaları gibi kritik öneme sahip olayların görüntülerini kaydeder. Kaydedilen görüntüler, yeniden görüntülenebilir, operatörlere durumun kaynağını hızlıca bulma ve problemi düzeltme imkânı sağlar. Bu, kesinti sonrası duruş süresini kısaltır ve üretim sürecini geliştirir. Bu sayede optimize edilmiş makine verimliliği, yatırımda hızlı geri dönüş sağlar.



BİLGİ GÜVENLİĞİ

Bankalarda siber güvenlik uygulamaları PricewaterhouseCoopers tarafından yapılan son araştırmaya göre, finansal kuruluşlar varlıklarını korumak için 2013'ten bu güne bilgi teknolojisi güvenlik harcamalarını yüzde 67 oranında arttırmıştır. Çeviri: Arzu YÜKSEL

S

iber ve fiziksel güvenliğin kesişimi, birçok müşteriye hizmetlerini on-line olarak sunan taş binalara sahip bankalar için kritik bir konudur. PricewaterhouseCoopers tarafından yapılan son araştırmaya göre, finansal kuruluşlar varlıklarını korumak için 2013’ten bu

68 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

güne bilgi teknolojisi güvenlik harcamalarını yüzde 67 oranında arttırmıştır. Zions Bancorporation fiziksel ve siber güvenlik sistemlerine yaklaşık 60 milyar USD tutarında ödeme yaparak müşterilerini ve varlıklarını korumak adına bir adım atan öncü bir kurumdur. İştiraklerinden Nevada State Bank, son zaman-

larda işçilerine gelişmiş güvenlik hizmeti ve kolaylık sağlamak için erişim kontrol sistemini geliştirmiştir. Nevada Devlet Bankası’ndaki çalışanlara, eski fiziki kilitler ve sabit kilit sistemleri hep bir güvenlik endişesi yaratarak sıkıntı olmaktaydı. Örneğin; bir çalışan çocuğuyla parkta oynadığı sırada arabasına birisi


girmiş, çalışanın çantasını almış ve soyguncu bankanın şubesine bir anahtar bırakmıştı. Çalışan kişi şirket güvenliği için güvenliği telefon ile aramıştı ve bütün binanın olayın gerçekleştiği hafta sonu kilit sisteminin yeniden gözden geçirilmesi gerekiyordu. Zions Bancorporation’ın bölgesel güvenlik yetkilisi Bob Shandle “Tüm kilitlerin yeniden anahtarlarını değiştirmek için 3000 USD’lik bir harcama gerektiğini, kaybedilen ana anahtarın ise maliyetinin daha da yüksek olabileceğini ve ayrıca, çalışanların anahtarlarını kaybettiklerinde güvenlik görevlileri için tedirgin bir hafta sonu başlayacak demektir” şeklinde açıklama da bulundu. Shandle, Nevada State Bank’ın 3 şubesinde anahtarların kartlarla değiştirilmesi ve erişim denetiminin yükseltilmesinin çok büyük avantaj sağladığını, güvenlik açısından bakıldığında kart erişiminin gerçekleştirmeye çalıştıkları “büyük resmin küçük bir parçası” olarak ifade ediyor. Zions, bankanın erişim kontrol platformu için en iyi seçimi bulmak adına bir entegratörle çalıştığını Mart 2015’te, genel erişim kontrol sisteminin merkezi olan Sielox Pinnacle’ı seçtiğini, Sielox 1700 Ağ Kontrol Cihazları, şubenin kasasında bulunan kablolu kapıları da içeren kapı yerlerine takılı kart okuyucuları destekleyen bir sistemdi.

Kablosuz erişim denetimi Banka önce Sielox sistemi ile entegre Allegion AD-400 kablosuz kilitlerini kullanıyordu. Kilitler büyük olduğundan ve kurulum için delik delmeye ihtiyaç duyulduğundan AD-400 kilitlerin fonksiyonelliğinin ideal olmadığı düşünüldü. Mart 2016’da

Shandle, daha uygun fiyatlı Schlage NDE kilitlerini satın aldı. Hem Schlage hem de Allegion imalatçısı Ingersoll Rand’a ait olduğundan çalışanların erişim kartlarındaki mikroçipler değişmeyip kartlar sadece Pinnacle yazılımı ile güncellendi. NDE kilidi için kapıya özel bir değişiklik yapılması gerekmiyor. Shandle, eski kilidin hemen üzerinde yer aldığını belirtiyor. Bu özelliği nedeniyle potansiyel atıcılardan şubede çalışanların korunduğunu belirtiyor ve kablolu bir sistemle kurulum için temel olarak tüm kapıları sökmek zorunda kalınacağını ifade ediyor. NDE kilidi ise ağırlığı yüksek Plexiglas’ın üzerine monte edilebilmiş ve işe yaradığı görülmüştü. Bunlara ek olarak, bankada bir kişi her gün kart erişim veritabanından geçen geçici izinli veya izinli olan çalışanlarını yansıtan işlemlerden sorumludur. Değişiklikler rahatlıkla Sielox Pinnacle çevrimiçi Web portalında yönetilebilir. Ayrıca, tüm işlemler her karta kaydedilir ve raporlanır, bu nedenle güvenlik personeli oturum dosyalarındaki faaliyetleri ve anormallikleri izleyebilir. Bir şubede uzun süredir çalışanlar içinde erişim kartlarından sorumlu bir banka çalışanı atanır. Bankadaki denetçi ya da

şahsın firmadan yazılı olarak kart istemesi gerekmekte ve kısa bir süre sonra da kart temin edilmektedir. Bankada atanan kişi sonunda kartın tekrar güvenliğe teslimini sağlamaktadır. Shandle, kablosuz erişim denetimi okuyucularının en büyük kaygısının pil ömrü olduğunu belirtmektedir. Pinnacle’ın, bireysel kapı okuyucuları üzerindeki pillerin tükenmesine ne kadar süre kaldığını bildiren bir uygulama olduğunu belirtiyor. Kartın okuyucuya konması ve kapının kilidini açma arasında kısa bir zaman gecikmesi var. “Kimlik bilgilerinizi sunmaya gelince, okuyucular kablolu olanlarınki gibi hemen yanıt vermiyor” diye belirtiyor. Bununla birlikte, tüm bu endişeler, genel sistemin kolaylığından daha ağır basmaktadır. Bir anahtar, birkaç dakika içinde devre dışı bırakılabilir, binanın pahalı bir kilit sistemi ile değiştirilmesi gerekmez. Shandle, bu işin yaklaşık 5 dolara mal olduğunu ve bir kaç saniye içinde sistemden bir anahtar kartının çıkartılabildiğini belirtiyor. Bir Cuma akşamı kaybedilse dahi, o kartın devre dışı bırakılmasının sağlanabildiğini böylece şubeye kayıp olan kart ile erişim izninin çalışmayacağını ekliyor.

Bankada bir kişi her gün kart erişim veritabanından geçen geçici izinli veya izinli olan çalışanlarını yansıtan işlemlerden sorumludur. Değişiklikler rahatlıkla Sielox Pinnacle çevrimiçi Web portalında yönetilebilir. Ayrıca, tüm işlemler her karta kaydedilir ve raporlanır.

Mart 2017 Güvenlik Yönetimi n 69


BİLGİ GÜVENLİĞİ

Yüksek performanslı siber güvenlik çözümleri FortiConverter; politika taşıma aracı olup taşıma sürecini basitleştirerek ve otomatikleştirerek projelerin hayata geçirilmesini hızlandırıyor, teknik kaynakların verimliliğini arttırıyor. FORTİNET

Y

üksek performanslı siber güvenlik çözümleri alanında dünyanın önde gelen şirketlerinden Fortinet® (NASDAQ: FTNT), yönetilen güvenlik hizmet sağlayıcıları (MSSP) araçlar, uzmanlık, eğitim ve destek ile güçlendirecek ve karlılıklarını artıracak; büyümelerini hızlandıracak, pazardaki liderliklerini sağlamlaştıracak ve müşterilerine endüstrinin en gelişmiş güvenlik servislerini sunmalarını sağlayacak yeni kapsamlı programını duyurdu. Konuyla ilgili açıklama yapan Fortinet Türkiye Kanal ve Satış Müdürü Burak Yanıkoğlu; basına yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Hızla artan tehditler ile karşı karşıya kalan her ölçekten şirket, hassas verilerinin ve teknoloji yatırımlarının güvenliğini sağlamakta zorlanıyor. Bu zorluklar nedeniyle birçok organizasyon çözümü, kendilerine has ticari ihtiyaçlarını karşılayan teknik uzmanlık ve gelişmiş güvenlik ürünlerine sahip güvenlik servis sağlayıcılarında arıyor. Fortinet’in yeni MSSP Programı,

70 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

MSSP ortaklarımızın ve onların müşterilerinin başarısı için yaptığımız yatırımları ve çalışmalarımızı güçlendiriyor.” dedi. Fortinet’in kapsamlı MSSP Partner Programı, katılımcıların kendi güvenlik servis ürünlerini geliştirmelerini, çalıştırmalarını ve genişletmelerini mümkün kılan benzersiz faydalar sunuyor: Daha önce Fortinet’in ürün ve çözümleri için gelişmiş

özellikler ve kişiselleştirilmiş kapasiteleri ortaya çıkarmak için kullanılan geliştirici ağına, resmi dokümanlara, API’lere ve araçlara erişim. Satış ve teknik ekibin gelişimine yardımcı olacak görevlere özel kurslarla kendi kendine online öğrenim. Fortinet’in beta programları ve davetlilere özel etkinliklerinin de yer aldığı özel hesap yönetimi ile pazarlama, satış ve teknik


faaliyetler için destek. Günümüzün değişen tehdit dünyası ve BT altyapılarının artan kompleks yapıları, dünya genelinde BT üzerindeki talebi de hızla arttırıyor. Sonuç olarak her ölçekten organizasyonlar, operasyonlarını basitleştirmeye ve BT güvenliklerini ihtiyaçlarına en uygun çözümleri sunan MSSP’lere devrederek bu yükü azaltmaya eğilim gösteriyor. Fortinet’in MSSP Partner Programı; mevcut MSSP’lerin ürünlerini genişletmelerini ve yetkili satıcılar ile yönetilen güvenlik servis pazarına girmeyi planlayan sistem entegratörlerini destekleyecek ve rekabet avantajı sağlayacak şekilde tasarlandı. Partner programında yer alan katılımcılar, MSSP’lerin geniş güvenlik servisleri geliştirmelerini mümkün kılacak Fortinet’in özel servislerine erişim imkânından faydalanacak. Böylece müşterilerine bu servisleri sunarken aynı zamanda mühendislik alanındaki verimliliklerini ve karlılıklarını artırabilecekler. Fortinet Geliştirici Ağı (Fortinet Developer Network), sadece geliştiricilere açık bir portal olup burada MSSP’lerin Fortinet’in özel ürün ve çözümlerini otomatikleştirmeye ve mühendislik iş yüklerini azaltmaya yardımcı olacak resmi API (Uygulama Programlama Arayüzü) dokümanları, topluluk tarafından geliştirilen araçlar, gelişmiş scriptler ve içerikler bulunuyor. FortiConverter; politika taşıma aracı olup taşıma sürecini basitleştirerek ve otomatikleştirerek projelerin hayata geçirilmesini hızlandırıyor, teknik kaynakların verimliliğini arttırıyor.

FortiDeploy; MSSP’lerin FortiGate, FortiWiFi ve FortiAP çözümlerini tek bir tıkla eş zamanlı olarak otomatik bir şekilde sunmalarını mümkün kılan araçlar sunuyor. FortiPortal; bulut tabanlı tek ekran üzerinden yönetilebilen bir konsol olup MSSP’lerin tüm müşterilerinin ağlarını yönetmelerini sağlıyor. Bu merkezi yönetim konsolu özelleştirilebilir paneller ile çok amaçlı politika yönetimi ve analizlerinin yapılmasını mümkün hale getiriyor. Secured Retail Networks’tan Yönetilen Hizmetlerden Sorumlu

Başkan Yardımcısı Scott Pedersen ise şunları söylüyor: “Günümüzün iş dünyasını koruyacak lider güvenlik servisleri sunmak, teknolojik uzmanlık ve Secured Retail Networks servislerinin her bir müşterinin özel ihtiyaçlarını karşılamasını sağlayacak temel teknolojilere erişimi gerektiriyor. Uzun süredir iş ortağımız olan Fortinet’in MSSP programı, müşterilerimizin güvenlik alanında karşılaştıkları zorlukları ortadan kaldıracak farklı ve özel güvenlik çözümleri sunmamızı, maliyetleri düşürmemizi ve BT yatırımlarını artırmamızı sağlıyor.”

FortiPortal; bulut tabanlı tek ekran üzerinden yönetilebilen bir konsol olup MSSP’lerin tüm müşterilerinin ağlarını yönetmelerini sağlıyor. Bu merkezi yönetim konsolu özelleştirilebilir paneller ile çok amaçlı politika yönetimi ve analizlerinin yapılmasını mümkün hale getiriyor.

Mart 2017 Güvenlik Yönetimi n 71


BİNA OTOMASYONU

Lionel Hotel İstanbul Projesi Acil anons sisteminde 1.100 adet hoparlör kullanılmış olup; zon bazında otomatik yangın anonsu ve belirlenen noktalardan manuel anons yapılmasına olanak tanımaktadır. Umut Y. ŞENEL / Proje Yöneticisi MATRİKS BİNA KONTROL SİSTEMLERİ

A

kıllı bina sistemlerine ilişkin zayıf akım ve otomasyon çözümlerinde güvenlik ve konforun bir arada sağlanması hedeflenmektedir. Bu çözümler, kullanıcı dostu ve hayatı kolaylaştıran özellikleri ile gelişen teknolojinin binalarımıza yansımasını oluşturmaktadır. Lionel Hotel İstanbul Projesi’nde de tüm bu sistemlerin yerel yönetmelik ve işletme ihtiyaçlarına uygun olarak entegre yapıda çözümü uygulanmıştır. Bu projede HVAC Mekanik Otomasyon sistemi, yangın algılama sistemi, CCTV sistemi, acil çağrı sistemi, acil anons sistemi ve uydu TV sistemlerinde çözüm üretilmiştir. Proje süresi boyunca yatırımcı tarafından Engin Kıdan ile proje üzerinde görüş alış verişlerinde bulunarak ihtiyaçlar analiz edilmiş ve optimum çözümler üretilmiştir. Matriks’in 20 yılı aşan tecrübesi ile yatırımcı ihtiyaçları ve standartlar doğrultusunda uygulama projeleri hazırlanmış ve sistem kurulumları başarılı bir şekilde

72 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

Umut Y. ŞENEL

tamamlanarak işletmeye devredilmiştir. Talebin yüksek olduğu bir bölgede nitelikli müşterilere hizmet vermeyi hedefleyen yatırımcı firma Kıdan Turizm, Matriks’in kaliteli ürün portföyü ve üst düzey mühendislik hizmetleri ile konuklarının can güvenliğini ve konforunu güvence altına almıştır. Lionel Hotel İstanbul Projesi’nde uygulanan sistemlere ilişkin detaylar; Bina Otomasyon Sistemi alanında bu projede, partneri olduğumuz Schneider Electric firmasının yeni jenerasyon Smart StruxureWare Bina Yönetim platformu kullanılmıştır. Sistem merkezi grafik ekranlı, paket tipi mekanik cihazlarla (Chiller, Boyler, VRV, HRU…) açık protokol haberleşme üzerinden (BACnet, Modbus, LON) native network entegrasyonu sağlamaktadır. BYS toplamda 1.100 nokta olarak uygulanmıştır.

Yangın algılama sisteminde Detnov/İspanya firmasının üretimi İnteraktif Adresli Yangın Algılama Sistemi 1.400 adres kapasitesi ile uygulanmıştır. Sistem onboard Modbus haberleşme desteği sayesinde açık protokol yazılım entegrasyonu ile merkezi sistemle haberleştirilmiş; aynı zamanda Türkiye Yangından Korunma Yönetmeliği ve EN54 Standartlarına uygun olarak duman kontrol fonksiyonlarını sağlamak üzere binadaki basınçlandırma, duman tahliye fanları, yangın damperleri gibi mekanik cihazlarla over-ride kontrol özellikte tam entegre çalıştırılmıştır. Kapalı otoparkta Detnov Karbonmonoksit Algılama ve Kontrol Sistemi kullanılmıştır. Detnov CO algılama ve kontrol sistemleri ayarlanabilir zon bazında 3 kademe röle çıkışı, zon bazında 0-10V analog çıkış ve Modbus IP çıkışları sayesinde her türlü ihtiyaca ve projeye kolayca adapte edilebilmektedir. Acil anons sisteminde 1.100 adet hoparlör kullanılmış olup; zon bazında otomatik yangın anonsu ve belirlenen noktalardan manuel anons yapılmasına olanak tanımaktadır. Acil anons sistemi bina yangın senaryolarına uygun olarak yangın alarm sistemine tam entegre olarak çalışmaktadır. Uydu TV sistemi kaliteli bir yayın için proje ve işletme ihtiyaçlarına uygun olarak konfigüre edilmiştir. Uydu TV sisteminde Alman Polytron markası kullanılmıştır.


Detnov CO algılama ve kontrol sistemleri ayarlanabilir zon bazında 3 kademe röle çıkışı, zon bazında 0-10V analog çıkış ve Modbus IP çıkışları sayesinde her türlü ihtiyaca ve projeye kolayca adapte edilebilmektedir. Binadaki ısıtma-soğutma-havalandırma amaçlı cihazlar HVAC otomasyon sistemi ile kontrol edilmektedir. AHU, VRF, Chiller, pompalar, kazan, rooftop vb. ekipmanların tüm kontrol fonksiyonları ve durum bilgileri merkezi otomasyonda toplanmaktadır.

StruxureWare platformu, merkezi kontrol ve olay yönetiminde yeni jenerasyon scada yazılımıdır. Gelişmiş hareketli grafik ekranlar, detaylı raporlama, grafik gösterim ekranları ve yazılım/donanım arabirimlerine ihtiyaç duymadan native network kontrolü. Aydınlatma otomasyonu, enerji otomasyonu, HVAC mekanik otomasyon, yangın

güvenlik sistemleri entegrasyonu, audio/visual sistemler entegrasyonu tek platformda çözülmektedir. Kullanıcı ekranlarına touch paneller, IPAD, akıllı telefon veya PC üzerinden erişim sağlanabilmektedir. Uzak erişim yetenekleri, log bazında sms/email gönderebilme yetenekleri de işletmede destekleyici fonksiyonlar sağlamaktadır. StruxureWare ile yapılandırılacak yüksek performanslı çözümler kullanıcıya şu avantajları sağlamaktadır: Her sistem için ayrı touch paneller veya yazılımlar kullanılmasına gerek kalmadığından hem ekonomi hem de tam entegrasyon sağlamaktadır. Enerji yönetimi ve tasarrufu için tek elden yönetim sağlandığından daha yüksek enerji tasarrufu ile amortisman süreleri azaltılmaktadır. İşletme senaryoları ve talep edilen fonksiyonlar ek bir maliyet getirmeden yazılım revizyonları ile kolaylıkla uyarlanabilir. Entegrasyonda arabirim olarak third party donanım ve yazılımlar kullanılmadığından olası versiyon değişikliklerinde sistemin etkilenmesinin önüne geçilmektedir. Matriks, 20 yılı aşan bilgi birikimi ve yenilikçi çözümleriyle ve akıllı bina projelerinde sektörde kendini ispatlamış üst entegrasyon çözümleri ile fark yaratmaktadır. Matriks,

konusuna hakim kadrosu ile tasarım aşamasından, uygulamaya, sistem eğitimlerinden, servis-bakım çalışmalarına kadar projelerin başından sonuna tüm süreçleri yönetmektedir. Matriks içinde bulunduğu projelerde aşağıdaki hizmetleri sağlayarak yatırımcıya önemli faydalar sağlamaktadır: Uygulama projeleri hazırlanması Sistemler için optimizasyon ve değer mühendisliği Sektörel yeniliklerde hızlı adaptasyon sağlanması için mühendislik çalışmaları Sürdürülebilir can güvenliği, mal güvenliği ve konfor şartları için benzer proje deneyimlerinin yansıtılması Enerji verimliliği için gerekli tedbirler Yerel ve uluslararası standartlara göre acil durum kontrol fonksiyonlarının belirlen-

Mart 2017 Güvenlik Yönetimi n 73


BİNA OTOMASYONU

mesi, cause & effect tablolarının hazırlanması Projedeki zayıf akım ve otomasyon sistemleri ile ilişkili disiplinlerin koordinasyonu Servis bakım hizmetlerinde stoktan yedek parça sağlanması ve hızlı servis ile işletme sürekliliği Türkiye genelinde yaygın çözüm ortağı yapısı ile hızlı ve ekonomik servis-bakım hizmetleri

74 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

Tecrübelerimizi yansıttığımız otel referanslarımızdan bazıları aşağıdadır: Dedeman Hotel ve Convention Center - Bostancı/İstanbul Wyndham Grand Hotel - Levent/İstanbul Le Meridien Hotel – Etiler/İstanbul Divan Otel – Taksim – Pendik – Çorlu Hilton Double Tree Hotel – Beyazıt/İstanbul Hilton Double Tree Hotel – Kuşadası, Zeytinburnu, Beylikdüzü, Kurtköy Hilton by Hampton Hotel - Kayaşehir İstanbul Crowne Plaza Hotel – Laleli, Bursa Accor Hotels – İbis Tuzla, İbis Konya, Novotel Konya, Mercure Topkapı Voyage Hotel - Belek, Bodrum Lionel Hotel İstanbul Titanic Otel Bayrampaşa Jasmine Court Hotel Kıbrıs Lionel Hotel İstanbul Projesi önemli referanslarımız arasındaki yerini almıştır. Yatırımcı firmalarla uzun soluklu stratejik partnerlikler kuran firmamız, Kıdan Turizmin yeni yatırımlarda da yer almaktan büyük memnuniyet duyacaktır.



BİNA OTOMASYONU

Geleceğin binaları nasıl olacak? Güvenlik kişiselleştirilmiş hale gelecek. Yani kartla okutarak girdiğimiz binalara artık kişiselleştirilmiş olarak giriş süreci yaşanacak; ofise gelip masanıza oturmadan önce bilgisayar sizin giriş yaptığınızı anlayıp kendisi açılacak. Levent YILDIRIM / Bina Teknolojileri Bölüm Direktörü SIEMENS BİNA TEKNOLOJİLERİ

2

050 yılına kadar insanların yüzde 70’inin kentlerde yaşaması bekleniyor. Bu da daha fazla insanın bir arada bulunduğu binaların giderek artması demek. Dolayısıyla binalarda konforu sağlarken enerji verimliliğinin sağlanması ve karbon ayak izinin azaltılması da artık daha fazla önem kazanıyor. Zira iklim değişikliği, 21. yüzyılda insanlığın karşı karşıya kaldığı en büyük sorunların başında geliyor. Bu noktada bina teknolojileri önemini giderek artırıyor. Çünkü binaya sadece bir otomasyon sistemi kurarak ya da mevcut otomasyonu iyileştirerek bile enerji verimliliğini %30’lara kadar artırmak mümkün. Teknoloji ortağı, danışman, hizmet sağlayıcısı, sistem entegratörü ve ürün tedarikçisi olan Siemens Bina Teknolojileri bölümü olarak; enerji yönetim ürünleri ve hizmetlerinin yanı sıra yangın güvenliği, emniyet, bina otomasyonu, ısıtma, havalandırma ve iklimlendirme çözümleri de sunuyoruz. Yüksek bina performansına eşlik eden düşük işletme masrafları sayesinde müşterilerimiz enerji maliyetlerini en hesaplı seviyede tutabiliyor ve binalarının güvenirliğini ideal hale getirebiliyor. Özel müşteri ihtiyaçlarına göre düzenlenmiş entegre ve otomatik bina çözümlerimizin yanı sıra enerji yönetim hizmetlerimizle de müşterilerimize tasarruf ve güvenlik hedeflerine ulaşmalarında yardımcı oluyoruz. Siemens Bina 76 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

laşacak. İş dünyasında home ofis kavramı yaygınlaşacak. Toplantılar sanallaşacak ve daha çok evde vakit geçirilecek. Bu anlamda evlerdeki iç ortam kaliteleri de önemli hale gelecek. Konut dışındaki binalar için büyük veri konusu önem kazanacak. Güvenlik kişiselleştirilmiş hale gelecek. Yani kartla okutarak girdiğimiz binalara artık kişiselleştirilmiş olarak giriş süreci yaşanacak; ofise gelip masanıza oturmadan önce bilgisayar sizin giriş yaptığınızı anlayıp kendisi açılacak. O gün programınızda sunum Levent YILDIRIM yapmak varsa projeksiyon açılacak. Yani tüm akıllı cihazlar kişiselleştiriTeknolojileri bölümü olarak sundulecek. Bütün sistemler IP altyapısıyla ğumuz ürün ve çözümler sayesinde birbirine bağlı olacak. Nesnelerin İnhastanelerde %26, otellerde %41, terneti. Akıllı telefonuyla evdeki kahve konutlarda %27, restaurantlarda makinesinden fotokopi makinesine %41, okullarda %26, ofislerde %52 kadar her şeyi yönetebilir hale geleve alışveriş merkezlerinde %49 ceğiz. Bunlar da uzak gelecekte değil; enerji tasarrufu sağlamak mümkün. önümüzdeki beş yıl içinde gerçekleÖrneğin biz Siemens olarak; bina şebilir. Gelecekte bina teknolojileri teknolojileri sayesinde Türkiye’de üç savaşı IT ve yazılım tarafında yoğunyılda 44 milyon kW/saat enerji talaşacak. Bulut bazlı çözümler ön sarrufu sağladık, bu da 25.600’den planda olacak. Siemens bu alandaki fazla ağaç dikimine eşdeğer. yatırımlarıyla geleceğe kendini hızla hazırlıyor ve bir adım önden gidiyor.

Bina teknolojileri giderek gelişiyor Bina teknolojileri giderek gelişiyor. Bu teknolojiler sayesinde binalar da gelecekte bugünkünden oldukça farklı olacaklar. Örneğin; binalar daha fazla merkezi dijital platformlar üzerinden izlenebilir, takip edilebilir ve analiz edilebilir olacak. Sadece tüketen değil, aynı zamanda üreten yapılara dönüşecekler. Mikro grid dediğimiz sistemler yaygın-



GÜVENLİK HİZMETİ

Fiziksel koruma sistemleri dizayn hedefleri Güvenlik kadrosunda insan faktörü önemlidir. Amaç her çalışanın farkındalığını, kendi Asset ini koruma sorumluluğunu yerine getirmesidir. Bu madde ile güvenlik programları arasında kuvvetli bir ilişki mevcuttur. Tayfun BORA / Güvenlik Danışmanı ASSET INTERNATİONAL

G

üvenlik programlarının çoğu temel güvenlik önlemlerine dayalı olmalıdır. Bunlar koruma altındaki binaya göre şekillendirilmelidir. Örneğin, bir endüstriyel yapıda giriş yönetimi (Access Management), sızma detektörleri ve gözlem kameraları olmalıdır. Temel güvenlik önlemlerinin ötesinde geliştirilmiş olanlar detaylı güvenlik risk analizlerinin sonucu kurulmalı ve sonrasında zafiyet analizleri yapılmalıdır. Zafiyet analizinin en yaygın yapılış şekli güvenlik incelemesi ile olur. Güvenlik önlemleri proaktif [caydırma için sınır çiti dizaynı gibi]

78 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

ve reaktif [Sızma tespit sistemi ve tepki planı gibi] uygulamalar ile olur. Proaktif (olmaması için ne yapılmalı) Reaktif (olursa ne yapılmalı) En basit şekliyle güvenlik dizaynı; sinerji içinde çalışan insan, prosedür ve donanım (ekipman) demektir. İnsan ve donanım, prosedürlerle birbirine bağlanır. GİMPE dizaynın gerekliliğidir. Güvenlik programları: Farkındalık programları, olay raporlama sistemleri, gizli raporlama sistemleri güvenlik risk analizleri, iş sürekliliği programlarını içerir. Temel suç önleme program metotlarının uygulanması da bu

grupta ifade edilebilir. Güvenlik risk indirgemeye günlük katkıların etkinliği ile bunların ilişkilendirilmesi işin temelini oluşturur. İnsan tedbirleri: Güvenlik kadrosunda insan faktörü önemlidir. Amaç her çalışanın farkındalığını, kendi Asset ini koruma sorumluluğunu yerine getirmesidir. Bu madde ile güvenlik programları arasında kuvvetli bir ilişki mevcuttur. Mimari tedbirler: Bu, binanın katmanlarına / dizaynına hem içerde hem dışarıda dikkat etmektir. Doğal gözetlemeyi ve suç fırsatını indirgemeyi geliştirir. Pratik örneklerde dikkat gerektiren yerler: yükleme sevk ve kabul noktaları ve para işlem noktalarıdır. Değerlen-


Tayfun BORA

dirmeler ara düzenlemeler değil sonuca göre yapılmalıdır. Prosedürel tedbirler: Belli bir faaliyetin risk oluşturmaya etkisinin değerlendirilmesi. Temiz masa ve kâğıt öğütücü uygulamaları örnektir. Bu uygulamalarda zaman ve mekân durumu değerlendirme ön planda olmalıdır. Ekipmanlı Tedbirler: Fiziksel güvenlik tedbirleri CCTV’ den, kapı kilitlerine kadar olan her şeyi içerir. Dizayn oluşturulurken GİMPE modeli oluşturulur. Durumsal suç önleme ile GİMPE arasında kuvvetli bir ilişki bulunmaktadır. Fiziksel Güvenlik Sistemlerinin temel fonksiyonları aşağıdaki şekildedir. Fiziksel koruma sistemlerinin hedefi daha dar kapsamlı olup genelde algı, gecikme ve etkisizleştirme (AGE) kombinasyonu ile yapılır.

Sistem Sızma Tespiti CCTV Aydınlatma Otomatik Giriş Kontrol Sistemi Kaçak Tespit

Algılama algı ihtimali ile ölçülür (Pd), ondalık rakamla ifade edilir. Probability of Detection Geciktirme sızma süresine dayalı ölçülür. Etkisizleştirme ise olaya tepki süresi ve bertaraf etme ihtimali ile ölçülür (Pn). Probability of Neutralisation Algı gecikme ve etkisizleştirme, FKS dizayn hedeflerinin ölçülebilir şeklidir. Ama caydırıcılık dördüncü bir hedef olarak eklenir. Ve Yenik düşürmek beşincisidir. Her ne kadar ölçülemese de İdeal durumu ifade ettiğinden caydırıcılık açıkça arzu edilebilir bir hedeftir. Yenik düşürme ise ikinci iyi opsiyon olup, saldırgan caydırılamaz ise durdurulmalıdır.

Caydırma Caydırma normal bir düşmanın az korunan bir hedefe saldırı cesaretini kırmada çok yardımcı olur. Yine de caydırma azimli bir düşmanı durdurmaya yetmez. Özellikle terörizmde bir teröristin saldırı azmine caydırıcılığın etkisi % 20 olarak ölçülmüştür. 2013’deki Boston Maratonu’na yapılan saldırıda silahlı polislerin varlığı ve yüzlerce kamera bu etkiyi yaratamamıştır. Bu sebeple güvenlik tedbirleri de saldırıyı boşa çıkaracak yenecek şekilde dizayn edilmelidir. Bazı caydırıcılık unsurları şunlardır: Bütün sistemler, düşmanı eylem yapmaktan caydırmak için kurulmalıdır. Aslında, risk her

Fonksiyon Caydırma, algılama, değerlendirme iletişimi, geciktirme, tepki, bertaraf etme Caydırma, sızma algısını değerlendirme, endişe giderip güven tesisi, sapkınlığı gözlem, delil kaydı Caydırma, CCTV ile sızma algısını değerlendirme desteği, endişe giderme, tepki ve devriyede yardımcı unsur Yetkili girişi kolaylaştırma, Yasak Madde getirilmesini önleme, Malın yetkisiz alımı Caydırma, yasak madde getirme girişiminde tespit (algılama) ve önleme

zaman düşmanın kazanımından yüksek tutulmalıdır. Ya da engeller düşmanca aşırı zor olarak algılanmalıdır. Sızma Algılama Sistemleri kendiliğinden AGB’yi oluşturup, caydırıcılığı sağlar. Bu detayların varlığı saldırganı caydırır ama istinaden terör söz konusu olduğunda bu yeterli olmaz. Caydırma bazen hedeften sapmayı doğurur. Saldırgan daha kolay yere saldırır. Özellikle terör durumunda saldırganın hep alternatif hedefi olur. Dolayısıyla aynı iş yerinin başka bir yerini tercih etme istenmeyen bir sonuçtur. Bu durumlarda dengeli koruma gerekir.

Algılama Fiziksel koruma sistemleri algılamaya yönelik kurulmalıdır. Faaliyetin durması ve maliyet açısından algılamanın olaydan önce olması tercih edilir; sonra değil. Polis olay olunca bakar; özel güvenlik olmadan önce. Saldırganı yakalama ikinci plandadır. Erken algılama esastır. Binada erken algı tepki süresine avantaj sağlar. Saldırının güzergahı Asset’e göre belirlenmeli algılama cihazları ona göre yerleştirilmelidir. Algı ile elde edilen bilgi tepkiyi verecek ekibe aktarılmalıdır. Şu bilgiler önemlidir: Kuvvet (kaç kişi) Saldırının doğası ve zekâsı Silahları Hareket yönü Saldırının niyeti ve hedefi Bu sebeple algı değerlendirmeyle arttırılmalıdır. Değerlendirme için en yaygın kullanılan cihaz video dur (CCTV). Algı cihazlarının başarılı ölçüm değeri her koşulda 0.95 (95%) olmalıdır.

Geciktirme Geciktirme algıda avantaj sağlar. Engel ve geciktirme karıştırılarak kullanılır ama engel saldırgan bir faaliyeti engelleme anlamı taşır.

Mart 2017 Güvenlik Yönetimi n 79


GÜVENLİK HİZMETİ Engel çeşitleri şunları içerir: Çitler (elektriklileri dâhil) ve bahçe kapıları Nöbetçiler (durağan ve devriye) ve silahlı kuvvet. Çalışan faaliyeti, köpek, doğal izleme Dış çevre duvarları ve uyarı levhaları Bina duvarları, çatı, katlar vs. Doğal fiziksel engel ve mesafe Kilitler, kapılar ve bağlı inşalar Sınıflandırılmış (kilitli) bina içi. Camlar, kilitli dolaplar, kasalar Bir engeli aşmanın dört yolu vardır (Temayülen): Güvenlik sistemleri her dört yaklaşımı kapsayacak şekilde dizayn edilmelidir. Bu yaklaşımları şu şekilde sıralayabiliriz:

Örnek 2.4m çevre çiti ve jiletli tel Endüstriyel yaya kapısı Lamine Cam 5 iğneli güvenlik kilidi.

saldırganı bertaraf edecek tepki ekibinin yetişmesine kadar saldırganı o noktada tutucu olmalıdır. Fiziksel engelin geciktirme değeri fazla önemsenmemelidir. It is important not to overestimate the delay value of a physical barrier. Örgü çitlerin dakika değil, saniyelerle ölçülen geciktirme değeri vardır. Demir olmayan kapı ve pencereler (çerçeve) de benzer şekilde zayıftır, kilitleri iptal etme süresi dakikanın altındadır. Dışarıdan gelen saldırganlarca laptop bilgisayarların çalınması üzerine yapılan analizler saldırma süresini (Hedefe ulaşma, alma ve kaçma süresi) sadece iki (2) dakika olarak tanımlamaktadır. Geciktirme aparatları yapısal (Çit, kapı, kilit) , insan (Nöbetçiler), Mantıksal (Şifre) olabilir. Al-

Gecikme Formda tecrübeli saldırgan için 5-6 ila 20-25 saniye 30 saniye ila 6 dakika İtfaiye kazması ile 1 dakikadan fazla değil Tecrübeli anahtarcı için 1 dakika diğerleri için 10 dakika.

Unutulmamalıdır ki tüm engeller hem içeri sokmayacak hem dışarı çıkarmayacak şekilde kurulmalıdır. Engeller, engeli geçen başkaları ya da dürüst olmayan çalışanlarca Assetlerin götürülmesini engelleyici ya da en azından geciktirici şekilde kurulanarak dizayn edilmelidir. İdealinde bir FKS bir saldırganı etkisizleştirecek şekilde dizayn edilmelidir. Ancak bunun tesis edilmesi çok zordur. Geciktirme sadece değerlendirmeye imkan tanıyacak şekilde değil ve hatta

80 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

gılama ve takip sistemleri (CCTV) geciktirme olarak tanımlanmaz. Çünkü saldırgan varlıklarına biraz dikkat ettiğinde güç kullanarak aşabilir. Örneğin; sokak gösterilerden önce çevre kameralarının çevrilmesi, 2.4m’lik tipik örgü çitin geçilme süresi 5 ila 25 saniyedir.

Etkisizleştirme Etkisizleştirme saldırganın etkisiz hale getirilmesi için etkin tedbiri ve istenmeyen olayın engellenmesini kasteder. Etkisiz hale

getirme şunları gerektirir; Doğru lokasyona ulaşım Yeterli güçle ulaşım Belirli sürede ulaşım ki bu engel için belirlenmiş minimum geciktirme süresidir. Bazı önemli saldırgan etkisizleştirme noktaları şunlardır: Etkisizleştirme: Değerlendirme, tepki, görevlendirme ve etkisiz hale getirmenin bileşiminden oluşur. Tepkinin etkin olabilmesi için eylem bitirilmeden önce tamamlanması gerekir ve ideal olarak engel aşımı gerçekleşmeden önce olmalıdır. Zs>Za+Zt (Zs = Sızma zamanı / Za = Algılama Zamanı / Zt= Tepki Zamanı) Sızma algılama sistemlerinin Zone’lanması sızma girişimi olan noktanın tam ve eksiksiz değerlendirilmesini sağlar. CCTV değerlendirmesi, saldırganın niyet ve kuvvetinin, malzeme ve taktiklerinin tam ve eksiksiz değerlendirilerek yeterli Tepki Ekibinin uygun şekilde müdahalesini sağlar. Tepki Personelinin mekâna/ alana uygun tepki imkanları ile donatılması gerekmektedir (Araç: Oto, ATV, Jeep) Tepki personeline, saldırganı kontrol ve etkisiz hale getirecek uygun imkanlarla donatılmalıdır (Cop, Robocop kıyafeti, kelepçe) Tepki ekibinin bekleme merkezi saldırganın hedefine yakın yere konuşlandırılmalıdır. Yukarıda sayılanların gereklilikleri ve birbirleriyle ilişkileri yaşanmış olaylarla test edilmiştir. İçlerinden birinin zaafı tamamının etkinliğini yok eder. Bu ilişkiden dolayı güvenlik personeli de çok yönlü olmalıdır. Onlar da bir engel olarak DKHG (Darbe, Kazaen, Hile, Gizli) sızmalara karşı etkin olmalıdır. Güvenlik Personeli de etkin algı materyalidir ve saldırgana tepki verip bertaraf edebilirler.



GÜVENLİK HİZMETİ

“Poligon Club” hizmete açılıyor Uluslararası Atıcılık Sporları Federasyonu (ISSF) tarafından belirlenen standartlara uygun olarak tasarlanan Poligon Club; Mart 2017 sonundan itibaren İstanbul’un ulaşım yönünden en uygun lokasyonu olan Mecidiyeköy /Şişli’de hizmet vermeğe başlayacak.

U

luslararası Atıcılık Sporu Federasyonu (ISSF) (The International Shooting Sport Federation) 1907 yılında “Union Internationale des Federations et Associations Nationales’de Tir” adıyla kurulmuş, 1915 yılında dağılmış ve 1921 yılında “Union Internationale de Tir” adıyla yeniden hizmet vermeğe başlamıştır. 1939 yılında faaliyetleri yeniden durdurulan birlik 1947 yılında Uluslararası Atıcılık Birliği (International Shooting Union – UIT) olarak yeniden organize olmuştur. 15 Temmuz 1997’de adını bugünkü şekline International Shooting Sport Federation’a dönüştürmüştür. Federasyonun kısa adı ISSF’dir. Uluslararası Atıcılık Sporu Federasyonu; Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından resmi olarak, uluslararası amatör atıcılık sporlarının dünya çapındaki müsabaka-

82 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

larında tek kontrol organı olarak tanınmıştır. Özel güvenlik sektörüne hizmet verecek yeni poligon “Poligon Club” 25 metre uzunluğundadır; hedefler istenilen mesafeye ayarlanabilmektedir. Poligon 10 yollu olarak tasarlanmıştır ve istenildiğinde 5’er yollu iki bağımsız atış alanına bölünebilmektedir. Poligondaki zoom yapılabilen kamera sistemleri sayesinde, hedefler çağrılmadan, atışlar seri halde icra edilebilmektedir. Tasarım kriterleri ve standartları açısından Poligon Club; Türkiye’nin en büyük ve modern özel atış poligonlarından biri hüviyetine sahiptir. Poligon Club ’ta kendi ruhsatlı silahınız ve mermileriniz ile atış yapabileceğiniz gibi, istediğiniz farklı çap ve ebatta silah ve mühimmatı da bulabileceksiniz. Ayrıca, doğru silah kullanma konusunda eğitim almak isteyenler için, uzman atış eğitmenlerinin kontrolünde, teorik ve pratik atıcılık kursları da verilmektedir. Poligon Club 5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun ve ilgili Yönetmeliği kapsamında faaliyette bulunan özel güvenlik eğitim kurumlarının da hizmetinde olacak ve bu bağlamda silah eğitimlerinin fiilen uygulandığı aynı zamanda atış görevlerinin icra edildiği bir mekan olması kapsamında özel güvenlik sektörünün bu alandaki önemli

bir ihtiyacını da karşılayacaktır. Temel ve ileri atış eğitimlerinde, atıcıların; üstün performans sağlamaları hedefine uygun olarak görevlerinde ünsiyetlerini arttırmaları hedeflenmiştir. Bu kapsamda, eğitimlere katılanların; doğru atış teknikleri ile doğru nişan alma ve tetik düşürme pratiği ile hedeflerini vurması Poligon Club’ın da misyonunu oluşturmaktadır. Poligon Club’ ta yakın savunma eğitimi almak isteyenler için bir eğitim salonu ve eğitim dershanesi de bulunmaktadır. Poligona gelecekler poligon kafesinde keyifli vakit geçirirken ayrıca talep ederlerse çeşitli tabancalar hakkında bilgi alabilecekler ve test atışı da yapabileceklerdir. Poligon Club’ da Güvenlik Servisleri Organizasyon Birliği Derneği GÜSOD üyelerine bazı kolaylıklarda sağlanacaktır. Poligon Club üyelik işlemleri web sayfasından takip edilebilecektir.

İletişim: https://www.poligonclub.com/ Mecidiyeköy Mahallesi Mecidiye Kuyu Sokak No: 42/A Telefon: 0 212 356 33 28



YANGIN GÜVENLİĞİ

Yangın güvenliğine önem verilmiyor Yangını anlamak için iki konuyu ciddi bir şekilde özümsemek gerek. Bunlardan birincisi yangının ne olduğunu ve felsefesini bilmek; ikincisi ise yangın bilincinin ne olduğunu anlayarak bu bilince sahip olmaktır. Fikret KIR / Yangın Güvenlik Uzmanı DEMOFİRE YANGIN SÖNDÜRME SİSTEMLERİ SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.

Y

angını anlamak için iki konuyu ciddi bir şekilde özümsemek gerek. Bunlardan birincisi yangının ne olduğunu ve felsefesini bilmek; ikincisi ise yangın bilincinin ne olduğunu anlayarak bu bilince sahip olmaktır. Yangını anlamak ve ne olduğunu özümsemek için öncelikle “Yanma’’ ne demektir onu bilmemiz gerekiyor. Yanma en temel tanımlama ile oksijen, yanıcı madde, yakıcı kaynak ile oluşan kimyasal bir reaksiyondur. Yanma reaksiyonu

84 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

sonucunda ortaya birçok ürün ortaya çıkar. Kimi ürünler istenen ürünlerdir; mesela enerji ısı vb. Kimileri ise istenmeyen ürünlerdir, duman, atık madde vb. Üstelik her yanma türünde alev ve duman çıkacak diye bir kaide de yok. Mesela insan hücrelerinde oluşan yanma alev ve duman çıkartmıyor; ancak enerji veriyor. Felsefik bir bakış açısı ile bakarsak; yanma hayatın kaynağıdır diyebiliriz, mesela. İnsanoğlu ateşi keşfedince medeniyete doğru büyük bir yol kat etmiş iddiası yok mu? İnsanoğlu

olarak kontrollü kullanılan yanma ile makinalar icat ettik gemiler, arabalar, uçaklar ve nerdeyse tüm enerji kaynaklarımız aslında kontrollü bir yanma sonucunda elde ettiğimiz kazanımlarımız. Konuşabilmek, yürüyebilmek için bile enerjiye ihtiyacımız var. Yaşayabiliyorsak enerji sayesindedir, hayat enerjisi. Hatta biraz daha ileriye giderek; Albert Einstein’ın dediği gibi “Her şey enerjidir ve her şey yalnızca bundan ibarettir. Sahip olmayı istediğiniz gerçekliğin frekansına uyumlandığınızda,


Fikret KIR

bu gerçekliği yaşamaktan başka bir şey gelmez elinizden. Başka yolu yoktur. Bu bir felsefe değil; bu bir fiziktir.’’ diyeceğim. Buna ek olarak ta İslam düşüncesinde her şeyin nurdan; enerji yaratıldığı çıkarımları ciddi bir olgudur. Birçok inanış ve felsefede her şeyin enerji olduğu olgusu vardır. Biraz toparlamak gerekirse her şey en özünde enerjidir ve enerjinin bir frekansıdır, diyebiliriz. Biz görmesek te her maddenin, her şeyin atomlarında bir yanma reaksiyonu var ve bu reaksiyon süreklilik halinde devam ediyor. Çünkü “Yanma Hayatın Kaynağıdır’’ yanma olmasaydı hayat olmazdı. Yangın ise yemek pişirirken, aydınlanırken, yolculuk ederken ya da enerji ile yaptığımız herhangi bir sırada “Kontrol dışına çıkmış yanma reaksiyonudur.’’ Kontrolsüz yanma reaksiyonuna yangın denir. Kontrolü olduğunda hayatın kaynağı olan yanma; kontrol dışına çıktığında çok büyük felaketlere yol açmaktadır. Yangın bir risktir Teknik bir tabirle söylemek gerekirse “Yangın bir risktir.’’ Peki; risk nedir? Risk herhangi bir tehlikenin oluşabilme ihtimalidir. İnsana, eşyaya ve tüm canlılara zarar verme potansiyeli olan her şey “tehlike”

olarak tanımlanmaktadır. Denizde köpekbalığı bir tehlikedir; siz denize girdiğinizde köpekbalığının sizi ısırma olasılığına da risk denir. Riski engellemek için gerekli tedbirler alırsınız; mesela hiç denize girmezsiniz ya da denize girilecek plajda önlemler alırsınız. Böylece riski azaltırsınız ya da hiç denize girmeyerek; yaklaşmayarak riski sıfırlarsınız. Ancak iş yangın riskine geldiğinde durumlar biraz değişmektedir. Çünkü yanma hayatın kaynağı olduğu için yangın riskinden tamamen kurtulma şansımız yok. Hepimiz enerjiyiz; her şey enerjidir, her şey yanabilir dolayısı ile yangın riski her zaman her yerde bizimle beraberdir. Yangın birlikte yaşamak zorunda olduğumuz bir risktir. Daha düzenli bir söylem ile “Yangın kontrol edilebilir bir risktir’’ dersek en doğru tanımı yapmış oluruz. İnsanoğlu yangın riski ile yaşamak durumundadır. Yapmamız gereken şey yangın riskinin varlığını kabul ederek yangın ile birlikte yaşamayı öğrenmektir. Yanmayı dolayısı ile yangın riskini kontrol altında tutabildiğimiz sürece yangın riskinden etkilenmeden hayatımıza devam edebiliriz. Ateş sizin hizmetkârınızdır ta ki size isyan edene kadar. Ateşi hizmetkâr olarak tutabilmenin en temel yasası ise “Yangın bilincine’’ sahip olmaktır. Aslında öncelikle bilinç nedir, nasıl oluşur; bunu tanımlamak gerekiyor. İnsan bilinci, doğadaki diğer canlılara göre bazı farklılıklar gösterir. Bu farklı alanlar, duygu, düşünce, fikir, bilinçaltı, derin düşünce ve ruhtur. Bilinç, en genel anlamda “farkındalık” demektir. Canlı varlıkların kendilerinin ve çevrelerinde olan olayların farkında olması. Farkındalık ise doğru ve tutarlı olarak sürdürülebilir bilgilendirme ile oluşur. Yangın bilinci insanlara daha küçük yaşlarda yanmayı ve yangın riskini çok iyi öğreterek gerçekleştirilebilir. Yan-

gın tehlikesinin önemini ciddiyetini ne kadar iyi öğretirseniz, insanları bu tehlikeye karşı daha çok önlem almaya yönlendirebilirsiniz.

Türkiye’de yangın bilinci oluşmadı Teknik olarak yangın bilinci; herhangi bir yangın riskine karşı, temel yangın kavramlarını öğrenerek, yangını algılama, önleme ve müdahalede kullanılacak ekipman, malzeme ve sistem kullanımı ile ilgili farkındalığın oluşmasını sağlamak ile gerçekleşir. Yangın bilinci ancak yanma ve yangını bilmek ve ciddiye almak ile mümkün olabilir. Ülkemizdeki yangın bilincinden örnek vermek gerekirse; milyonluk yatırım yapılıyor, ticarethaneler tesisler yapılıyor ancak yangın güvenlik tedbirleri bu yatırım içine ancak %1 yer kaplıyor. Hatta bazı yerlerde o bile değil. Bir kaç katlı kafe restaurant yapılmış 2 Milyon TL harcama yapılmış, yangın güvenlik tedbiri olarak sadece bir kaç yangın söndürme cihazı alınmış bu da sadece itfaiye oluru alarak ruhsat almak için. “Milyonluk yatırımı bir kaç yüz lira ile mi korumayı düşünüyorsunuz ”dendiğinde, genelde “Evet haklısınız biz hiç bu gözle bakmadık” cevabı geliyor. Ülkemizde yangın denildiğinde ilk akla gelen şey itfaiye ve yangın söndürme cihazı oluyor.

Kontrolsüz yanma reaksiyonuna yangın denir. Kontrolü olduğunda hayatın kaynağı olan yanma; kontrol dışına çıktığında çok büyük felaketlere yol açmaktadır.

Mart 2017 Güvenlik Yönetimi n 85


YANGIN GÜVENLİĞİ Yangın hayatın her noktasında karşılaşabileceğimiz bir risktir; ancak risk yönetilmediği zaman ciddi bir “tehdit’’ haline gelmektedir. Biliniyor, tanımlanıyor ve kontrol altına alınarak yönetiliyor ise tehdit olmaktan çıkar. Üstelik yangın çıkmadan yangın diye bir kavram akla gelmez. Yangın sadece ruhsat alma aşamasındaki bazı prosedürlerden ibarettir. Yangın söndürme tedbirleri ve cihazları prosedürler yerine gelsin de işletme ruhsatı alınsın diyerek yapılır. Zaten bir kere ruhsat alındımı da alınan tüm malzemeler veya yaptırılan tüm sistemler öylece durur. Periyodik bakımları, çalışıp çalışmadığı ya da nasıl çalışacağı gibi detayların hiç önemi kalmaz. Ruhsat aşaması geçildikten sonra tüm yangın güvenlik ve yangından koruma tedbirleri bir yangın çıkana kadar kimsenin aklına gelmez. Tüm işletmeler böyle demiyorum, kalite standartlarını almış kendi güvenli yönetim sistemlerini kurmuş kurum ve kuruluşlar tabii ki olması gereken tüm işlemleri yapılması gereken tüm işleri ve tedbirleri yapıyorlar. Ancak bu küçük bir yüzde genel çoğunluk ise maalesef yangın bilincine sahip değil.

Yangın doğal bir felaket değildir Neden yangın bilinci önemlidir derseniz; yangın doğal bir felaket değildir. Yangın kontrol edilebilir bir risk olmasına rağmen ülkemiz ölçeğinde en çok maddi ve can kaybına yol açan felaketler arasında ilk sıralarda geliyor. Yanan ve sonucunda üretim yapamaz hale gelen işletmeler birçok yönden ülke ekonomisi için zarar teşkil ediyor. Üstelik bu yangınların büyük bir kısmı küçük tedbirler, eğitim ve yangın bilinci

86 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

ile engellenebilir bir durumdadır. Yangın hayatın her noktasında karşılaşabileceğimiz bir risktir ancak risk yönetilmediği zaman ciddi bir “tehdit’’ haline gelmektedir. Biliniyor, tanımlanıyor ve kontrol altına alınarak yönetiliyor ise tehdit olmaktan çıkar. Burada önemli nokta ‘’bilmek’’ ve ‘’kontrol altında yönetmektir.’’ Aslında yangın bilinci daha ilkokul çağlarında verilecek eğitimler ile başlamalıdır. Ancak bizim gibi geriden gelen ülkeler için hem ilkokul çağından başlayan eğitimler verilmeli hem de en tepeden başlayarak yöneticilerimize yangın bilinci kazandırmak için eğitim ve seminerler verilmelidir. Toplumun genelini bilinçlendirmek için ise kamu spotları, televizyon programları ve hatta çizgi filimler gibi medya araçları kullanılmalıdır. Uzun soluklu bir çabanın sonucunda verim alınabilir. Yangından korunma sürekli, kararlı ve sürdürülebilir bir disiplin çerçevesinde gerçekleştirilir ise verimli olabilir. Yangından korunma bilinci çerçevesinde en temel bilinmesi gereken şey şudur ki; hiç bir yangından korunma kuralı – yönetmeliği masa başında yazılmamıştır. Tüm kurallar çok ciddi can ve mal kaybı oluşturmuş felaketler sonrasında ders alınarak yazılmıştır. Yangından korunmak, yangın riskini yönetmek kulaktan dolma bilgiler ile gerçekleştirilemez. Yangın riskinden korunmak ve bu riski yönetmek; bilim, mühendislik ve teknolojik bir disiplin ile gerçekleşebilir. Bilimsel teknik disiplini ol-

mayan bir anlayış ile yangın riskini yönetmek mümkün değildir. Yangın mühendisliğini geliştirmeden, yangın riskini ciddiye alarak akredite kişi-kurum ve kuruluşlardan destek almadan yangın riskinin yönetilemeyeceği açıktır. Güzel bir gelişme 6331 Sayılı İş Sağlığı Ve Güvenliği Kanunu çerçevesinde; yangın risklerinin de iş güvenliği uzmanları tarafından değerlendirilme zorunluluğunun olmasıdır. Bu en azından hiç yoktan iyidir; diyebileceğimiz bir gelişmedir. Ancak yeterli değildir; çünkü iş güvenlik uzmanları onlarca ihtisas gerektiren alan arasından yangın risklerini de genel olarak kabaca değerlendirebileceklerdir. Hiç kimsenin onlarca alan konusunda ihtisas sahibi olması beklenemez. Bu pratisyen hekim ile uzman doktor arasındaki fark gibidir. Yangın riskleri; yangın güvenlik uzmanları, yangın risk uzmanları ve yangın mühendisleri tarafından değerlendirilmelidir. Yangın felaketlerini minumuma indirmiş gelişmiş ülkelerdeki örnekleri incelemeli; ülke ölçeğinde yangın mühendisliği konusunda ciddi atılımlar yapmalıyız. Bilim ve teknolojiyi kullanmadan, bilimim gereklerini yangın risklerini azaltmakta kullanamadan modern bir teknoloji geliştirmek, ekonomik kalkınmayı sürekli bir biçimde sağlamak imkânsızdır. Yangın güvenlik mühendisliği ya da yangın güvenlik yönetimi dendiğinde itfaiye ve yangın tüpünün dışında bir algı gelişmediği sürece yeterli bilinç sağlanmamış demektir. Umudum ve arzu ettiğim şey yakın gelecekte ülkemizde yangının nasıl ciddi bir yıkıcı risk olduğunun anlaşılması, hem resmi kurumlar hem de halk tarafından yangın ciddiyetinin bir gereklilik olarak kabul edilmesidir. Sonrasında atmamız gereken onlarca adım daha var tabi ki. Ancak her iş ilk adımda başlar. “Geçmişi hatırlamayanlar; onu bir kere daha yaşamak zorunda kalırlar (George Santayana).



YANGIN GÜVENLİĞİ

Cona All in one Buhar Kapanı İstasyonu Geleneksel buhar kapanı tasarımı; minimum 5 bileşen, minimum 4 flanş veya 8 dişli/kaynaklı bağlantı, geniş yer gerektiren tesisat, bağlantı noktalarında yüksek kaçak riski, montaj için yüksek maliyet gibi özelliklere sahiptir. Ersun GÜRKAN / ARI-Armaturen Türkiye Ürün Müdürü AYVAZ ENDÜSTRİYEL MAMULLER SAN. VE TİC. A.Ş.

C

ONA All-in-one Buhar Kapanı İstasyonu, ARI-Armaturen tarafından geliştirilmiş ve sahada performansı kanıtlanmış “hepsi bir arada” bir üründür. CONA All-in-one; aynı gövde içinde buhar kapanı, giriş-çıkış kesme vanası, pislik tutucu, çek vana ve boşaltma vanasını barındırmaktadır. DIN EN 26554 FTF-1’e göre dıştan-dışa uzunluk DN15 ve DN20 çapta 150mm, DN25 çapta ise 160mm’dir. Geleneksel buhar kapanı istasyonunda minimum şu bileşenler bulunmaktadır: Giriş tarafı kesme vanası, pislik tutucu, buhar kapanı, çek vana, çıkış tarafı kesme vanası (Şekil-I). Geleneksel buhar kapanı tasarımı; minimum 5 bileşen, minimum 4 flanş veya 8 dişli/kaynaklı bağlantı, geniş yer gerektiren tesisat, bağlantı noktalarında yüksek kaçak riski, montaj için yüksek maliyet gibi özelliklere sahiptir.

Cona All-in-one kullanarak %80’e varan oranlarda boru işçiliği azaltılabilir. Az yer gereksinimi, bakım kolaylığı, uzun ömür ürünün avantajlarından sadece bazılarıdır. Ayrıca aynı gövde içinde termodinamik, termostatik, bimetalik kontrolörler arasında dönüşüm kapan istasyonunu yerinden sökmeden kolayca gerçekleştirilir. CONA All-in-one; şamandıralı, termodinamik termostatik veya bimetalik tipte flanşlı, dişli veya kaynak boyunlu bağlantı ile sunulabilir. Sahada montaj yerinde oluşan gereksinimler sonucu akış yönünün soldan-sağa veya soldan-sağa çevrimi bütün tipler için çok kolaydır. Ek olarak şamandıralı tip için yataydan dikeye veya dikeyden yataya çevrim de çok kolay bir şekilde gerçekleştirilir. Kapan istasyonu üzerindeki kesme vanaları standart olarak baskılı tiptir. İsteğe göre metal körüklü olarak sunulabilir. Dişli kapak tasarımına sahip termodinamik, termostatik ve bimetalik kontrolörün bakımı, kapan istasyonu yerinden sökülmeden çok kolay bir şekilde gerçekleştirilir (Şekil-II). Contasız kapak tasarımı, yedek kapak contası bulundurma ihtiyacını ortadan kaldırır ve bu sayede çok hızlı bir şekilde bakım, değişim ve farklı bir kontrolöre geçiş yapılır.

Şekil I: Geleneksel buhar kapanı istasyonu

Şekil-II: CONA All-in-one kontrolör değişimi

88 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017



YANGIN GÜVENLİĞİ

Nanofirex dumansız yangın söndürme Nanofirex; çocuk kilidine sahip kapağı ve sert bir zemine çarptığında kolay parçalanabilen özel tasarım şişesiyle tek kullanımlık olmakla beraber, dolum, bakım ve servis gerektirmeden tavsiye edilen koşullarda muhafaza edildiği takdirde uzun süreler kullanım imkânı sağlıyor. A YANGIN GÜVENLİK A.Ş.

Y

angın, geniş ürün gamına bir yenisini daha ekledi. AYG Yangın ve Yapı Kimyasalları, teknolojik projelerinden biri olan Bor minerali içeren Nanoteknolojik Dumansız Yangın Söndürme Ürününü tüm dünyaya

90 n Güvenlik Yönetimi Mart 2017

ulaştırma hedefi ile piyasaya tanıttı. Ar-Ge çalışmalarına ve teknolojik inovasyonlara büyük önem veren A Yangın, Nanofırex’in kullanım kolaylığından dolayı anlık müdahale ile yangının büyümesini engellemeyi amaçlıyor. Çocuk kilidine sahip kapağı ve sert bir zemine çarptığında kolay parçalanabilen özel tasarım şişesiyle tek kullanımlık olmakla beraber, dolum, bakım ve servis gerektirmeden tavsiye edilen koşullarda muhafaza edildiği takdirde uzun süreler kullanım imkânı sağlıyor. Nanofirex, sert zemin olmayan yerlerde kapağı açılarak da kullanılabiliyor. AYG Yangın ve Yapı Kimyasalları Fabrika Müdürü Mete Çelik “İçeriğinde bor ve nanoteknolojik ürün kullanılan bu buluş yangına uygulandığı zaman ısıyla reaksiyona girerek, dumansız bir şekilde yangını söndürmeye yardımcı oluyor” dedi. Diğer yangın söndürme aletlerine nazaran taşınması ve uygulama süresi açısından kolaylık sağlayan Nanofirex, duvara monte edilerek ya da

kendine özgü yapışkan etiketle yapıştırılarak dekoratif görünüm sağlayan bu buluşun kullanım alanı oldukça geniş. Her yaştaki insanın kolayca kullanabileceği tüm iş yerlerinde, evlerde, okullarda, fabrikalarda, araçlarda vb. yangın oluşabilecek her yerde anlık müdahalede etkin bir nanoteknolojik üründür. A,B ve C sınıfı yangınlar için uygun olup yangına yaklaşmayı gerektirmeden uygulama sağlar.



ABONE FORMU

ABONELİK BİLGİLERİ GÜVENLİK YÖNETİMİ DERGİSİNE 1 YILLIK ABONE OLMAK İSTİYORUM. ADI, SOYADI : FİRMA ADI : DOĞUM TARİHİ/YERİ: DERGİ TESLİM ADRESİ ADRES

:

POSTA KODU / SEMT / ŞEHİR DİĞER BİLGİLER: MESLEK

:

E-MAİL

:

TEL

:

FAX

:

GSM

:

FATURA ADRESİ: ADRES:

POSTA KODU / SEMT /ŞEHİR VERGİ NO / DAİRESİ Güvenlik Yönetimi Dergisi’nin 1 yıllık abonelik bedeli 85 TL. + KDV’dir. Abonelik bedelini İş Bankası - Perpa Şubesi - Hesap No: 1188 0542685 IBAN: TR76 0006 4000 0011 1880542685 yatırdıktan sonra dekontun fotokopisi ile birlikte bu formu doldurarak 0212 210 54 45’’ye fakslayıp yada yesim@guvenlik-yonetimi.com adresine mail atarak hemen abone olabilirsiniz.



R

E

K

L

A

M

I

N

D

25

11

55

77

29

17

37

43

9

Ö.K.

89

96

1

ö.K.İ

39

81

5

15

91

13

59

19

63

87

61

83

7

A.K.

65

33

73

A.K.İ.

49

75

93

E

K

S




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.