güvenlik yönetimi 71

Page 1

arka kapak

ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ n AYDA BİR YAYINLANIR

MAYIS 2019 SAYI: 71

ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ

BİLGİ GÜVENLİĞİ FOKUS: TÜNEL UYGULAMALARI

MAYIS 2019 SAYI: 71

ÖZEL DOSYA: MAĞAZA GÜVENLİK SİSTEMLERİ “TEKNOLOJİK GELİŞMELER GÜVENLİK SEKTÖRÜNE ANINDA YANSIYOR”

ÖZEL GÜVENLİK FEDERASYONU YAYINIDIR

Güvenlik Y KAPAK-71 ilanlı dikey.indd 1

13.05.2019 20:16



arka kapak

ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ n AYDA BİR YAYINLANIR

MAYIS 2019 SAYI: 71

ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ

BİLGİ GÜVENLİĞİ FOKUS: TÜNEL UYGULAMALARI

MAYIS 2019 SAYI: 71

ÖZEL DOSYA: MAĞAZA GÜVENLİK SİSTEMLERİ “TEKNOLOJİK GELİŞMELER GÜVENLİK SEKTÖRÜNE ANINDA YANSIYOR”

ÖZEL GÜVENLİK FEDERASYONU YAYINIDIR

Güvenlik Y KAPAK-71 ilanlı dikey.indd 1

13.05.2019 20:16


ön kapak içi

arka kapak içi

MAYIS 2019 SAYI: 71

Güvenlik Y KAPAK-71 ilanlı dikey.indd 2

13.05.2019 20:16


ön kapak içi

arka kapak içi

MAYIS 2019 SAYI: 71

Güvenlik Y KAPAK-71 ilanlı dikey.indd 2

13.05.2019 20:16



guvenlik yonetim 71.indd 1

12.05.2019 23:52


guvenlik yonetim 71.indd 2

12.05.2019 23:52


guvenlik yonetim 71.indd 3

12.05.2019 23:52


guvenlik yonetim 71.indd 4

12.05.2019 23:52


guvenlik yonetim 71.indd 5

12.05.2019 23:52


guvenlik yonetim 71.indd 6

12.05.2019 23:52


guvenlik yonetim 71.indd 7

12.05.2019 23:52


içindekiler 28

70

46 10 BAŞKANDAN

KAPAK KONUSU

FOKUS

28 Kuruluş verilerinizi güvende tutmak için

12 EDİTÖR

14 GÜNCEL

Sektör ile ilgili kısa haberler

26 KÖŞE / Hayata Bakış

guvenlik yonetim 71.indd 8

5 kolay yöntem

32 Siber riskler ekonomiyi olumsuz

etkiliyor

36

Dünyada ve Türkiye’de siber savaşlar

40

46 Tünellerin güvenliği

52

Trafik tünelleri ve raylı sistemlerde yangın

algılama ve kontrol çözümleri 1

56

Tünellerde yangın algılama sistemi uygulaması

60

Türkiye karayolları tünellerinde

Yeni nesil veri koruma

42

Siber tehditlere karşı bütünleşik çözüm

güvenliğin önemi

44

Ülkemizde bilgi güvenliği farkındalığı

64

Avrasya Tüneli’nde bütüncül güvenlik önlemleri

12.05.2019 23:52


n

aması

lemleri

Güvenlik Yönetimi ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ

MAYIS 2019

80

AYDA BİR YAYINLANIR

Özel Güvenlik Federasyonu adına imtiyaz sahibi O. Oryal ÜNVER Yürütme Kurulu O. Oryal ÜNVER İsmail UZELLİ Murat KÖSEREİSOĞLU Yusuf Vehbi DALDA Genel Yayın Yönetmeni Devrim BOZKURT devrim@guvenlikyonetimi.com Yazı İşleri Müdürü Elif YEŞİL elif@guvenlikyonetimi.com Reklam Koordinatörü Çiğdem ÖZCAN cigdem@guvenlikyonetimi.com Danışma Kurulu Alp SAUL Arzu YÜKSEL Doç. Dr. Gazi UÇKUN Füsun KOCAMAN Gültekin FİŞEK Hakan ÖZALP İsmail UZELLİ Murat KÖSEREİSOĞLU Okyay ŞENTÜRK O. Oryal ÜNVER Osman Levent CELASUN Prof. Abdurrahman KILIÇ Taner ALBAYRAK Yusuf Ziya ÖNCEL

78

ÖZEL DOSYA

66

“Mağaza güvenliği konusundaki çalışmalar yetersiz kalıyor”

ELEKTRONİK GÜVENLİK

78

Elektronik güvenlik sistemleri

GÜVENLİK HİZMETİ

80

CoESS’ten haberler

84

Akıllı güvenlik çözümleri

70

Perakende sektöründe verimliliği ve güvenliği artıran teknolojiler

72

Perakende ve mağaza güvenliğinin geleceği

74

AVM ve mağazalar arasındaki güvenlik entegrasyonu

SEKTÖRDEN

92 Abone formu

76

“Teknolojik gelişmeler güvenlik

94 Editöryel takvim

sektörüne anında yansıyor”

95 Reklam İndeksi

YANGIN GÜVENLİĞİ

86 90

Yangın algılama ve ihbar sistemleri FIPRON yangın söndürme çözümleri

Grafik Tasarım ve Baskıya hazırlık Derya BOZKURT derya@guvenlikyonetimi.com Yayın Türü Yerel Süreli Yayın. Ayda bir yayınlanır. Yönetim Adresi Arkhe Tanıtım Hizmetleri Perpa Ticaret Merkezi B Blok Kat: 12 No:2049 Okmeydanı / Şişli / İstanbul Tel: (212) 210 54 45 Tel: (533) 413 78 08 Baskı ÖZGÜN OFSET TİC LTD ŞTİ 0212 280 00 09 Özel Güvenlik Sektörünün sesi Güvenlik Yönetimi Dergisi, sektörü bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Bu dergide yer alan her türlü haber, bilgi ve yorumlar; güvenilir olduğuna inanılan kaynaklar tarafından hazırlanmış araştırma raporları, değerlendirmeler, atıflar, çeviriler ve istatistikî verilerden derlenmiştir. Dergide yer alan tüm reklamların sorumluluğu firmalara, yazılardaki ve söyleşilerdeki görüşler sahibine aittir. Dergide yer alan yazılar izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden hiçbir şekilde kullanılamaz.

tanıtım hizmetleri

Perpa Ticaret Merk. B Blok Kat: 12 No: 2049 Okmeydanı / Şişli / İstanbul Tel: (212) 210 54 45 Faks: (212) 210 54 45 Gsm: (533) 413 78 08

guvenlik yonetim 71.indd 9

12.05.2019 23:52


BAŞKAN

ö

Bayrağı teslim ederken Değerli arkadaşlar,

Özel Güvenlik Federasyonunun 26 Nisan Cuma günü yapılan olağan genel kurulunda; yeni dönem için başkanlığa seçilen, çok takdir ettiğim, başarılı, dürüst ve çalışkan bir kişiliği olan Sayın İsmail Uzelli’ye bu görevi devrettiğim için gururluyum. Yeni yönetim kurulunda, seçilen diğer arkadaşlarıma başarılar dilerim. 1990 yılında özel güvenlik için yola çıktım. Yola başladığımda bana destek olan, ebediyete intikal eden Münip Tarhan ve Orhan Mizanoğlu büyüklerimi rahmetle anıyorum. Bugüne kadar birçok ürün oluşturdum mutluyum övünçlüyüm.

O. Oryal ÜNVER GÜSOD ve ÖGF Kurucu Üyesi

Öncelikle toplum menfaatinin kişilerin menfaatlerinden çok daha değerli olduğu prensibiyle sektöre dört elle sarıldım. Ancak son senelerde her şeyin para olduğu döneme girdik. Esasında bence 2010 ve sonrasında değer yargıları toplumlarda para üzerine yoğunlaştı ve şu anda da para çağının içindeyiz diye nitelendiriyorum. Para çağı insani ve toplumsal değerlere de büyük yaralar açtı. Bunu her gün yaşıyoruz ve yaşayacağız. Sektörümüzde birçok pırıl pırıl arkadaşımız yetişti bu nedenle ayrıca sevinçliyim. Geride bıraktığımız 29 seneyi değerlendirdiğimde para çağının etkileri ile güvenlik sektörünün ivmesini kaybettiğini gözlemleyerek üzülüyorum. Bu süreç içerisinde çalışmalarıma katkı veren tüm arkadaşlara, Sayın Tekin Özmen'e saygılarımı sunuyorum. Kanunun çıkmasında, tüm çalışmalarda beni yalnız bırakmayan özelikle Sayın Hasan Gazi Özer’e teşekkürlerimi sunarım. 29 senenin bir özeti olarak devredeceğim bu emaneti sürdürecek olan yeni yönetim kurulu üyelerine ve sizlere birkaç önerim olacak. 1. Lütfen COESS’ten kopmayın, COESS’in tüm çalışmalarına katılınız ve COESS ile iç içe çalışınız. 2. Güvenlik çalışanlarının kanunda hala eksik olan sizlerin de yakından bildiği haklarını müdafaa ediniz ve koruyunuz. 3. Sektörün ilerlemesi için güvenlik çalışanlarının özellikle ücret politikaları ve zorunlu sigorta yapısının muhakkak değişmesi gerektiğini unutmayınız. 4. Teknolojinin gelişmelerini güvenlik çalışanları aynı yapı içerisinde düşününüz bu konuda ayrım yapmayınız. Deneklerinize ve Federasyon Yönetim kuruluna katkıdan kaçınmayınız. Destek verip katkı yapınız ki onların şevkini arttırınız, soru sormaya hakkınız olsun.

1990 yılında özel güvenlik için yola çıktım. Sektörümüzde birçok pırıl pırıl arkadaşımız yetişti bu nedenle ayrıca sevinçliyim. Ancak geride bıraktığımız 29 seneyi değerlendirdiğimde para çağının etkileri ile güvenlik sektörünün ivmesini kaybettiğini gözlemleyerek üzülüyorum.

5. Üniversiteler ile ortak çalışma yaparak; sektörünüze kitap kazandırınız. Sektörümüzün en önemli eksikliklerinden biri kitap çeşitliliğinin az olmasıdır. Yine üniversitelerle özel güvenlik eğitim sempozyumu düzenleyiniz. 6. Hiçbir zaman ahde vefayı rafa kaldırmayınız. Saygılarımla

10 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 10

12.05.2019 23:52


Mayıs 2019 Güvenlik Yönetimi n 11

guvenlik yonetim 71.indd 11

12.05.2019 23:52


EDİTÖR

d

Bilgi güvenliğinin önemi

Dergimizin Mayıs sayısından merhaba. Yine dopdolu bir dergi ile karşınızdayız. Bu sayımızda kapak konumuz Bilgi Güvenliği, Fokus konumuz Tünel Uygulamaları, Özel dosya konumuz ise Mağaza Güvenliği. Günümüzün en önemli konusu artık “Bilgi Güvenliği”. Öyle ki uzmanlar siber saldırılarla bir ülkenin trafik ışıklarından güç şebekelerine, kara, deniz, hava yollarına kadar her şeyini felç etmenin mümkün olduğunu söylüyor. Rakamlar da uzmanların dediklerini doğruluyor. Türkiye’ye yönelik ciddi siber saldırılar yaşandı ve MERNİS ‘te bulunan 70 milyon kişinin kimlik bilgileri ele geçirildi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın 687 bin öğretmene ait kayıtların tutulduğu İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri Yönetim Bilgi Sistemi’nin (İLSİS) ‘hacker’ların saldırısına uğradığı ortaya çıktı. Öğretmenlerin isim, soy isim, T.C. kimlik no ve okul isimlerinin bulunduğu bilgileri ünlü paylaşım sitesi Rapidshare’de paylaşıma açıldı. Hackerlar hem kurumların hem de bireysel olarak bizlerin hayatına bir şekilde girdi ve bu hackerler ulusal sırlardan, kişisel bilgilere kadar her bilgiyi daha sonra kullanmak üzere depoluyor. Bizler tehlikenin farkına bile varmıyoruz.

Elif YEŞİL

Dönem artık hem devletlerin hem kurumların hem de kişilerin bilgilerini ciddi anlamda koruma dönemi. Yoksa ne ulusal sırlar kalır herkesin öğrenmediği ne kişisel bilgiler. Öte yandan Türkiye’de sayıları her geçen gün artan tünellerdeki güvenlik uygulamaları daha da önemli hale geldi. Zira tünellerde meydana gelen kaza, yangın vb. olaylar, açık yoldaki benzer kazalara göre daha az yaşanmakla birlikte bireysel, toplumsal ve ekonomik riskler yönünden çok daha vahim sonuçlar doğurmaktadır. Örneğin 2001 yılında yaşanan Gotthard Tüneli’nin yangın sonucu kapanması nedeniyle İtalya ekonomisi 2,5 milyar Euro zarara uğramıştır. Tüm Avrupa ekonomisine zararın 15 milyar Euro’yu bulduğu tahmin edilmektedir. Kilometrelerce uzayan bir karayolu tünelinin herhangi bir noktasında başlayan bir güvenlik açığının (yangın, kaza vb) olabilecek en kısa sürede algılanıp, ortadan kaldırılması ve faciaların önüne geçilmesini içeren bu uygulamalar ile ilgili bilgiyi uzmanlarından aldık. Özel dosya konumuzda mağaza güvenliği ile ilgili merak edilenleri bu konuda uzmanlaşmış kurumlardan aldığımız bilgiler ışığında size sunduk.

Dönem artık

hem devletlerin hem kurumların hem de kişilerin bilgilerini ciddi anlamda koruma dönemi. Yoksa ne ulusal sırlar kalır herkesin öğrenmediği ne kişisel bilgiler.

Ayrıca yangın güvenliği, elektronik güvenlik, güvenlik hizmeti bölümlerimizde de dikkatinizi çekeceğinizi düşündüğümüz makalelerimiz var. Keyifli okumalar dileriz. Güvenli günlerde buluşmak dileğiyle.

12 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 12

12.05.2019 23:52


guvenlik yonetim 71.indd 13

12.05.2019 23:52


GÜNCEL

Güvenlik altyapınızı analogdan dijitale dönüştürürken kablolardan kurtulun

Kamu, eğitim, sağlık ve perakende gibi hizmet odaklı sektörlere özel ürün ve çözümlere sahip olan Extreme Networks, Securitas Grup bünyesinde bulunan Y3K ile birlikte şirketlerin tüm güvenlik süreçlerini analogdan dijitale, kabloludan kablosuza geçiriyor. Y3K, Extreme Networks çözümleri

ile firmaların da bu yeni güvenlik anlayışına uyum sağlamalarına ve yeni teknolojilere geçiş yapmalarına yardımcı oluyor. Günden güne daha fazla alanda karşımıza çıkan nesnelerin interneti (IoT), IP teknolojileriyle birlikte, uyum sağlanması gereken teknolojilerin başında geliyor. Cihazların

birbirleriyle sürekli iletişim halinde olduğu bu sistemler, kaliteli bir kablosuz internet bağlantısını da zorunlu hale getiriyor. Y3K kurumların bu ihtiyacını “Extreme Wireless” çözümüyle karşılıyor. Modüler yapısıyla her ölçekten firma için ulaşılabilir hale gelen Extreme Networks ürünleri, projenin toplam maliyetini minimuma indiriyor. Bir ağ altyapısındaki tüm switch ailelerini destekleyen ürünler, belirli protokoller ve kurallar çerçevesinde, tüm yapının otomatik olarak algılanmasını sağlıyor. Bu sayede kurulum hızı konusunda da avantaj sağlayan Extreme Networks ürünleri, ölçeklenebilir esnek yapısı ve üçüncü parti uygulamalarla doğrudan haberleşebilmesiyle rakipleri arasından sıyrılıyor.

Sensormatic’ten verimlilik artıran izleme teknolojileri Sensormatic tarafından sunulan gerçek zamanlı konum belirleme ve durum izleme çözümü, firmaların izleme, güvenlik ve verimlilik ihtiyaçlarını karşılıyor. Sistem, anlık durum izleme yeteneğiyle kişi veya ekipmanların önceden belirlenmiş sınırların dışına çıkması durumunda otomatik olarak uyarı veriyor ve önlem alınabilmesini sağlıyor. Dünyanın önde gelen gıda ve içecek şirketleri tarafından da tercih edilen bu çözüm, üretim tesisleri için son derece önemli bir konu olan, makinelerin arıza nedeniyle devre dışı kalması olasılığını da azaltıyor. Sensormatic’in tesislerde kullanılan üretim makinelerine özel olarak projelendirdiği çözümler, kesintisiz üretime yardımcı oluyor. Elektrik motorları ve konveyörler gibi

sistemlere takılan kablosuz akıllı sensörler sayesinde makinelerin nominal ısı ve titreşimleri öğreniliyor ve sürekli takip ediliyor. Bu değerlerin dışına çıkılırsa otomatik olarak uyarı mekanizmalarının devreye girmesi sağlanıyor. Böylece hem makineler hem de diğer ekipmanlar için henüz bir arıza gerçekleşmeden koruyucu ve önleyici bakım

çalışmaları yapılabiliyor. Cihazlarla ilgili hareketlerin düzenli olarak takip edilmesi sayesinde çalışma saati üzerinden gerçekleşen bakım periyodları üzerinde de tam kontrol sağlanabiliyor. Bu özellik yalnızca sabit cihazlar için değil, forklift gibi tesis içinde sürekli hareket halinde bulunan araçların yönetimini de kolaylaştırıyor.

14 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 14

12.05.2019 23:52


guvenlik yonetim 71.indd 15

12.05.2019 23:53


GÜNCEL

Kurumların güvenlik stratejileri yapay zeka ile nasıl geliştirebilir?

Hikvision Yapay Zeka çözümleri, kısıtlandırılmış alana izinsiz giriş yapan bir kişi veya yasaklı plakalı bir aracın sahaya girdiğini tespit ettiğinde derhal uyarı gönderebilir. Eş zamanlı olarak gönderilen bu uyarılar sayesinde ekipler güvenlik

tehlikelerini tespit edip anında müdahale ederek kişi ve mallarını daha etkin bir biçimde koruyabilirler. Uyarılar otomatik olduğundan, olası tehditlerin gözden kaçma ihtimali yok denecek kadar az hale geliyor. Yapay zeka sistemleri zamanla daha

da akıllı hale gelmekte, olası tehditlere ilişkin bir veri tabanı oluşturarak olaylara bu doğrultuda tepki verebilmektedir. Böylelikle ‘kendi kendine düşünebilen’ bir sisteme dönüşerek ekiplerin kameralara takılan şüpheli olay ya da kişiler hakkında uyarılmasını sağlar. Hikvision, işletmelere sağladığı faydaları maksimum düzeye çıkartmak adına yapay zeka kullanan DeepinView ağ kameraları ve DeepinMind NVR cihazları gibi ürünler tasarladı. Yüz tanıma, takip, kişi sayma, araç tanıma ve tespit gibi özelliklerle güvenliği ideal düzeye çıkarttı. Tüm bu özellikler, güvenlik tehditlerinin tespiti, sınıflandırılması ve tedbir alınmasında yapay zeka teknolojisinden gücünü alıyor.

Kimyasal yangınları iyi mühendislik çözümleriyle önlenebiliyor Kuruluşu 1956 yılına dayanan Akiş Boya Fabrikası İşletme Sorumlusu Özgür Yetim fabrikalarında tercih ettikleri Yangın Algılama Sistemini değerlendirdi. Yetim; “Sistemin adreslenebilir olması, devamlı bir ilave yapılabilir düzeyde olması, yani genişleyebilir bir paneli olması da beğendiğim diğer özellikleri. Zorunlu da olsa; fabrikaya devamlı bir şeyler ekliyoruz, yeni sistemler getiriyoruz, yeni bir depo oluyor, yangın algılama sistemini oraya da kuralım diyoruz. Devamlı büyüdüğümüz ve farklı sistemler getirdiğimiz zaman bunların direkt olarak yangın algılama sistemine bağlanabilmesi bir artı, bizim için bir avantaj. Çünkü ben hiç düşünmüyorum, “burayı yaptık ama bizim yangın algılama sistemimiz

burayı kaldırmayacak, başka bir şey kuracağız” diye. Doğrudan mevcut sisteme bağlarız devam ederiz, ki böyle devam ediyor. Dönem dönem EEC’den yeni sistemler için yeni teklifler de alıyoruz. Hatta son dönemde gaz algılama ile ilgili bir çalışmamız oldu, onu da yine yangın algılama sistemimize bağladık. Gaz algılama farklı bir marka olsa dahi yangın algılama sistemimiz tarafından izlenebiliyor” dedi. Özgür Yetim, fabrikalarına Yangın Algılama Sistemlerini kuran EEC Entegre Bina Kontrol Sistemleri ile ilgili görüşlerini de “Acil durumlarda teknik servise ulaşmada bir problem yaşamıyoruz. Genel olarak tavsiye ediyoruz. Herhangi bir firma geldiği zaman söylüyoruz, öneriyoruz” sözleriyle aktardı.

16 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 16

12.05.2019 23:53


guvenlik yonetim 71.indd 17

12.05.2019 23:53


GÜNCEL

Securitas Enerji Segmenti Lideri Ünsal Kütaruk oldu Akdeniz Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nden 2002 yılında mezun olan Kütaruk, 6 yıl bankacılık alanında Satış ve Akdeniz Bölge Direkt Satış Müdürlüğü pozisyonlarında bulunduktan sonra enerji, maden, çevre ve İSG alanlarında Koordinatör ve İş Geliştirme pozisyonlarında 4 yıl çalıştı. Ardından

enerji alanında İş Geliştirme ve Proje Geliştirme poziyonlarında, özellikle GES ve RES projelerinin EPDK lisans, ÇED ve izin süreçlerinin yönetilmesinde görev aldı. Kütaruk halen şirkette Enerji Segment Lideri olarak görev alarak sektöre özel güvenlik çözümleri sunulması ve geliştirilmesi faaliyetlerini koordine ediyor.

Sıcaklık ölçebilen yeni Wisenet T Radyometrik Termal Kameralar

Yılın tesis yönetim markası Tepe Servis Oldu

Hanwha Techwin Europe, her birinde sıcaklık ölçüm özelliği bulunan üç yeni radyometrik termal modeli piyasaya sürerek Wisenet T Termal kamera yelpazesini daha da güçlendirdi. Wisenet TNO-4030TR, TNO-4040TR ve TNO4041TR, hava sıcaklığının ayarlanmış parametrelerden daha yüksek veya daha düşük olup olmadığını, örneğin 40°C’nin üzerinde mi değil mi olduğunu kesin bir şekilde tespit edebilmektedir. Bu kameralar kendiliğinden yangın çıkabilecek petrol ve kimya tesisleri, inşaat alanları ve ormanlar ve aynı zamanda geri dönüşüm ve atık yönetim merkezleri gibi yangın riski taşıyan alanları izlemeye yardım etmeleri için tasarlanmıştır. Kameralar aynı zamanda hastalıkları tetikleyebilecek sıcaklık değişimlerini tespit etmek için kümes hayvanları ve çiftlik hayvanları çiftliklerini izlemek için de idealdir. Diğer Wisenet T Termal kameralarda olduğu gibi, üç yeni model de geleneksel videolu gözetim kameralarının yetersiz kaldığı yoğun duman, kar, ağır yağmur ve sis gibi zor ortam koşullarında nesneleri ve insanları algılamak üzere tasarlanmıştır. Bu kameralar aynı zamanda ışık kirlenmesinden kaygılanılan projeler için de etkin bir çözüm sunar.

Tepe Servis ve Yönetim, Strong Medya Türkiye Marka Ödülleri 2019 kapsamında “Yılın Tesis Yönetim Markası” seçildi. Tepe Servis ve Yönetim adına ödülü alan Tepe Servis ve Yönetim Genel Müdürü Canan Çakmakcı ödül ile ilgili şunları söyledi: “Tesis yönetimi konusu beklentilerin her geçen gün yükseldiği, çeşitlendiği, her zaman daha iyinin arandığı bir hizmet kolu. Biz de bu gerçekle hizmet çıtamızı üst noktalara konumlandırıyor ve her gün daha iyisi için uğraş veriyoruz. Kurumsal yapımızın bize verdiği hizmet ve kalite bilinciyle, bu ödülü 9000 kişilik kocaman bir aile olarak paylaşıyoruz. TEPE Markasını bu hizmet dalında da ödül sahibi yapabiliyor olmak bizim en büyük kıvancımız. Bizi bu ödüle layık gören herkese teşekkür ederiz.”

18 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 18

12.05.2019 23:53


guvenlik yonetim 71.indd 19

12.05.2019 23:53


GÜNCEL

Haluk Yanık TESKON’da “Bütünleşik yangından korunma” kavramını anlattı

TESKON - 14.Ulusal Tesisat Mühendisliği Kongresi, TMMOB Makina Mühendisleri Odası İzmir Şubesi organizasyonuyla 17-20 Nisan 2019 tarihleri arasında İzmir Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’nde düzenlendi. Kongre kapsamındaki “Yangın Güvenliği Konusundaki Yeni Gelişmeler; Mekanik ve Elektrik Yangın Korunum Sistemlerinin Bütünleşik Tasarımı Semineri” büyük ilgi gördü. İzleyiciler salona sığmayınca iki sıra sandalye eklenmesine rağmen pek çok konuk semineri ayakta takip etti. Seminerde, EEC Entegre Bina Kontrol Sistemleri Yönetim Kurulu

Başkanı A. Haluk Yanık’ın sunduğu bildiri dikkat çekti. Haluk Yanık, “Yangın Algılama ve Kontrol Sistemlerinin Mekanik Yangından Korunma ve Diğer Bina Kontrol Sistemleriyle Etkileşimi” adlı sunumunda; “Bütünleşik Yangından Korunma” kavramını, binada can ve mal güvenliği sağlamak için kurulmuş olan yangın algılama ve alarm, mekanik duman kontrol ve söndürme ve sistemlerin işlevlerini etkileyebilecek diğer bina sistemlerinin, birbirleriyle etkileşim halinde topyekûn yangın tepkisi vermesidir şeklinde tanımladı.

Ülkemizde inşaat sektöründeki iş yapış biçiminin, yeni projelerde etkin bir Bütünleşik Yangından Korunma Tasarımı yapılmasına olanak vermediğine değinen Yanık, altyapı için gecikilmiş bir aşamada ve zaman baskısı altında yapılan uygulama projelerinin sadece sistem uygulayıcısının kendi sistemlerine ilişkin yönetmelik ve standartlar dikkate alınarak yapıldığını belirtti. Diğer sistemlerle etkileşimin, hiçbir sistem uygulayıcısının sorumluluğunda olmadığı ve istense bile bu konuda bir ortak çalışmaya zaman kalmadığı için etkili bir yangın tepki senaryosu oluşturmaya ve uygulamaya olanak kalmadığını vurguladı.

Bosch yazılımı sayesinde sürücüler güvende Bosch’un bulut tabanlı yanlış yönde giden sürücü uyarı sistemi insan hayatını korumaya yardımcı oluyor. Bu hayat kurtarıcı bulut hizmeti yalnızca yanlış yönde giden sürücüyü uyarmakla kalmıyor; aynı zamanda, tehlikeli bölgedeki diğer araç sürücülerini de uyarıyor. Sistem, 13 Avrupa ülkesinde yıldırım hızında uyarı bildirimleri gönderiyor. 2018 yılı başlarında Alman yayıncı Antenne Bayern ve Rock Antenne mobil radyo uygulamalarına entegre edilen sistem şimdiden 400 bin kullanıcıya sahip ve sistem daha fazla kullanıcı için hazır. Şu anda navigasyon, akış ve radyo gibi 15 mobil uygulama Bosch tarafın-

dan geliştirilen uygulama fonksiyonuyla entegre olarak çalışıyor. Servis İrlanda’dan İtalya’ya, Portekiz’den Polonya’ya kadar Avrupa’da birkaç milyon kullanıcıya ulaşabiliyor. Bosch Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Markus Heyn “Bosch’un hedefi bu sistem ile yanlış yönde giden sürücülerden kaynaklı can kaybı yaşanan trafik kazalarının ortadan kalkması” dedi. Bosch, yanlış yönde giden sürücü uyarı sistemini gelecekteki araçların bilgi-eğlence sistemlerine doğrudan entegre etmek için yeni bir yazılım modülü kullanacak. Gösterge paneli, sürücüyü yalnızca birkaç saniye içerisinde uyaracak. Bosch,

yanlış yönde giden sürücü uyarı sistemini, araçlarda standart bir özellik olarak sunmak isteyen birçok otomobil üreticisi ile görüşmeler yapıyor.

20 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 20

12.05.2019 23:53


guvenlik yonetim 71.indd 21

12.05.2019 23:53


GÜNCEL

Han Elektronik, Milesight 2018 ödüllerinden 2 ödülle döndü Global olarak dünyada IP Video Gözetim sistemleri alanında kendi Ar-Ge‘sini yapan teknoloji üreticilerinden biri olan Milesight 2018 yılında 50’den fazla ülkeye ihracat yaptı. Amerika ve Güney Kore’den sonra Türkiye tek yetkili distribütörü ve ofisi olan Han Elektronik A.Ş, Milesight Global 2018 Ödülleri’nde ‘En Çok Katma Değer Katan ve En Hızlı Büyüyen Partner’ ödülünü kazandı. Han Elektronik’ten yapılan açıklamada, “Milesight Markasıyla daha büyük projelere imza atacağız. Daha çok katma değer katan işler yapmaya devam edeceğiz” denildi. IP Kameralarda 4K Yüksek

Çözünürlüğe sahip yeni nesil akıllı kameralar, insan algılama ve ışıklısesli uyarı yapabilen bekçi PTZ Bullet Kameralar ve Plaka Okuma yazılımı-algoritması gömülü ‘LPR’ Serisi 2018 Yılına damga vuran ürünler arasında.

4K ve H.265+ Video Sıkıştırma Teknolojisinin öncülerinden olan Milesight Teknoloji, sektöre ilham vermekte, daha inovatif içerikli ürünlerin pazar payının büyümesine katkı sağlamakta yeni uygulama sahaları oluşturuyor.

“Tarihi binalara erken algılama sistemi kurulabilir”

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü İş Sağlığı ve Güvenliği Yüksek Lisans Programı Öğretim Görevlisi Abdurrahman İnce, dünyanın en önemli mimari yapılarından biri olan Notre Dame Katedrali yangını ve mimari binaların güvenlik sistemleri hakkında

değerlendirmelerde bulundu. “850 yıllık dünya mirası bir binanın yanması dünya çapında büyük bir kayıp” diyen İnce, “Binanın iç kısmının ahşap olduğu, algılama sisteminin mevcut ama yetersiz olduğu anlaşılıyor. 18’20’deki ilk sinyalde algılanan adresin tespit edilememesi kabul edilemez bir eksiklik. Tespit edilebilseydi başlangıçta, küçükken ve çok az bir zararla söndürülebilirdi. İkinci alarmda başlangıç adresi tespit edilebilmiş ama arada 23 dakika var. Böyle bir ahşap bina yangınında 23 dakika çok geç algılama ‘too late’ (kanserin dördüncü evresi gibi) anlamına gelir. Katedral yangınının devasa tahribatında en önemli neden bu çok geç algılamadır” şeklinde konuştu.

Katedral binasında uygun sprinkler sistemi olmalıydı İnce, “Bina ahşap olduğu için, yangında kor oluşacağı için ve ayrıca içeride devasa hacim, yani hava büyüklüğü faktörü çok fazla olduğu için boğucu söndürme sistemleri etki edemez, su buharı dahil hiç bir tür söndürme gazı ile katedral iç hacminde total söndürme gazı sistemi ve boğma yöntemi uygulanamaz” diyerek, sözlerini şöyle tamamladı: “Otomatik yağmurlama (sprinkler) sistemi bu tip tarihi binalara uygun olarak tasarlanırsa çıkacak ve kor oluşturacak yangınlar söndürülebilir. Bu katedral binasında uygun sprinkler sistemi olmalıydı. Olsaydı çıkan yangını %94 başarı ile söndürürdü.”

22 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 22

12.05.2019 23:53


guvenlik yonetim 71.indd 23

12.05.2019 23:53


GÜNCEL

Intertraffic İstanbul 2019 ödülleri sahiplerini buldu İstanbul Fuar Merkezi’nde 10-12 Nisan tarihleri arasında düzenlenen Intertraffic İstanbul 10. Uluslararası Altyapı, Trafik Yönetimi, Akıllı Ulaşım, Yol Güvenliği, ve Park Sistemleri Fuarı kapsamında güvenlik, altyapı, trafik yönetimi ve akıllı mobilite kategorilerinde Intertraffic İstanbul Bilim Kurulu tarafından değerlendirilen projeler arasında ödül alan katılımcı firmalar belli oldu. Aselsan, Türkiye Jandarma Genel Komutanlığı’nın kullanımı için tasarlayıp ürettiği ‘Mobil Plaka Tanıma Sistemi’ (MPTS) ile Yol Gü-

venliği ödülünün sahibi oldu. Ekaldes Lighting, direk gövdesi üzerinde LED ışıkları bulunan ve daha iyi görünürlük için trafik ışıkları ile aynı anda estetik olarak çalışan ‘Alüminyum Trafik LED’li Sinyal Direkleri’ ile Altyapı kategorisi ödülünün sahibi oldu. Trafik yönetimi kategorisinde; Bluepath, bir karayolu ağının yolculuk talebini, dijital haritadaki yol tabanlı yol tarifleri ve dağıtımlarıyla tanımlayabilen, kendi adını taşıyan yazılımıyla ödülün sahibi olurken, Parabol Yazı-

TÜRKLİM 3. İSG ve Çevre Çalıştayı Bu yıl üçüncüsü düzenlenen İş Sağlığı Güvenliği ve Çevre Çalıştayı Pendik Divan Otel’inde TÜRKLİM ev sahipliğinde gerçekleşti. Limancılık sektörünün önde gelen isimlerini güvenlik uygulayıcılarıyla bir araya getirmeyi ve bu iki grubun optimum çözümlere varmasını sağlamayı amaçlayan çalıştay, TÜRKLİM üye limanlarının süreçlerinin yenilenmesi, geliştirilmesi ve deneyimlerini paylaşmaları için de uygun ortamı oluşturdu. Çalıştayın açılış konuşmasını yapan TÜRKLİM Başkanı Hakan Genç, TÜRKLİM’in Türkiye iç ve dış ticaretinin ve deniz turizminin temel yapı taşını oluşturan limanları temsil eden, saygın, yetkin, çözüm odaklı ve referans alınan bir kuruluş olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti: “20 bin çalışanı ile camiamız 365 gün 7/24, 391 milyar dolarlık dış ticaret değirmenine 238 milyar dolarlık su taşımaktadır. Bunları sizler başarıyorsunuz, övünç duyalım” dedi. Sektör çalışanlarında iş güvenliği konusunda farkındalık yaratmayı hedefleyen ve iki gün devam eden çalıştayın ilk gününde, “Kültürel ve Teknolojik Değişimler”, “İş Güvenliğinde Yöneticinin Rolü” ve “Eğitim ve Teknoloji” kapsamında oturumların yanı sıra tiyatro çalışmaları da yapılırken, çalıştayın ikinci gününde ise “Davranış Odaklı İSG” ve “Limanlarda Acil Durum Uygulamaları” oturumları gerçekleşti. Çeşitli drama oyunları ve etkinliklerin de düzenlendiği çalıştay sonunda katılımcılara TÜRKLİM tarafından ‘Çalıştay Katılım Sertifikası’ dağıtıldı.

lım, şehrin en doğru, gerçek zamanlı trafik koşullarının yol kullanıcılarıyla paylaşıldığı ‘Dinamik Trafik Asistanı’ mobil uygulaması ile Akıllı Ulaşım ödülünü aldı. Tüm ödül kategorileri içerisinde yapılan değerlendirme sonunda, Intertraffic İstanbul Özel Ödülü’nün sahibi ise Aselsan oldu.

Yale kapı silindirleri ile evinizin güvenliği sizin elinizde Anahtar kaybetme, yeni bir eve taşınma gibi durumlarda güvenlik nedeniyle kapı silindirini değiştirmek çok önemli olsa da, özellikle zamansızlık nedeniyle bu iş ertelenebiliyor. Kilit çözümleri ve akıllı güvenlik sistemleri alanında dünyanın lider markalarından Yale tarafından geliştirilen modeller ise kimsenin yardımına ihtiyaç duymadan dakikalar içerisinde kapı silindirini değiştirmeye olanak tanıyor. Yale’in güvenliği üst düzeyde tutan, özel korumalı modelleri ise bir ustanın yardımına ihtiyaç duymadan, dakikalar içinde kapı silindirini değiştirmeye olanak tanıyor. Kullanıcıların kendi başlarına değiştirebilecekleri silindir serileri ise Yale 650 ve 750 serisi olarak sıralanıyor.

24 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 24

12.05.2019 23:53


guvenlik yonetim 71.indd 25

12.05.2019 23:53


o HAYATA BAKIŞ

“Sorumluluk duygusu” Olanaklar dünyasında seçimler yaptığımızın, bazı seçimlerle kapılar açarken bazıları ile de kapıları kapattığımızın farkında mıyız? Seçimlerimizle ilgili diğer bir önemli farkındalık; seçimlerimizin iç kaynaklı mı yoksa dış kaynaklı mı olduğunu bilmektir. Ben istediğim için mi yoksa birileri benden beklediği için mi bu seçimi yapıyorum? Ömür boyu “elalem ne der” düşüncesi ile seçimler yaparak hayatımızı yaşayabiliriz. Acaba dilenci kadın kendi istediği için mi yoksa içinde yetiştiği çevre ondan beklediği için mi dilenci oldu? Aynı soru yönetici bir kadın için de geçerli. Çevresi beklediği için mi yönetici oldu? Burada “doğrudan kendi seçimlerimle yaşıyorum” demek mümkün müdür? Sorumluluk alma ve geliştirme konusunda iç ve dış kaynak için söyleyebileceklerimiz ise, korku kültüründe; “Elalem ne der?”, “Aman kimse görmesin”, “Yapma yoksa seni çok ayıplarlar” gibi cümleleri çok sık kullanırız. Değerler kültüründe ise “Evladım, başkası ne der? Önemli ama daha da önemlisi “senin ne diyeceğindir” Sorumluluk böylece “başkasının ne diyeceği” vurgulu dış kaynaktan, çocuğun “kendisinin ne diyeceği” vurgulu iç kaynağa dönüştürülmüştür. Bu iç kaynağın adı vicdandır. Kişilerin seçimlerini yaparken sadece kendi bireysel yaşamından sorumluluk alarak bir hayat oluşturması pek sağlıklı bir gelişime götürmüyor. Aynı şekilde, kendini hesaba katmadan hep “başkaları ne der”e göre yaşaması da anlamlı ve coşkulu bir yaşamın temeli olmuyor. İnsanın her ikisine de ihtiyacı var. “Ben ve diğeri” insan yaşamının en vazgeçilmez ikilisidir. Bu ikili içinde insan sevgili, nişanlı, karı-koca, evlat, amca, dayı, hala, teyze olur ve yaşam değişik ortamlarda oluşur, gelişir, sürer, sona erer. İnsan hem bağımsız olmak ister hem de ait olmak. Birey olmak ve ait olmak gereksinmesi ne kadar dengeliyse, kişi o kadar mutlu ve enerjiktir. Özgürlüğü elinden alınmış, ilişkiler içinde tutsak kalmış, istediklerini yapamayan kişi mutsuzdur ve yaşam enerjisi düşüktür. Yaşam iki bölümdür; ait olma ve birey olma. Ait olmanın baskın olduğu aile ortamında “sen merkezli” kişiliksiz, kendini sürüden biri olarak gören insanlar yetişir. Bu insanlarda sınırlar ve sorumluluk bilinci gelişmemiştir. Oysa sınırlar ve sorumluluk bilinci, yaşamın önemli bir yönünü oluşturur. Sınırlar ve sorumluluk bilinci gelişmemiş kişiler, yaşamına “başkaları ne der” gözlüğü ile bakar ve bu gözlükle karar verir.

Oğuz GÜLAY

Kişilerin seçimlerini yaparken sadece kendi bireysel yaşamından sorumluluk alarak bir hayat oluşturması pek sağlıklı bir gelişime götürmüyor. Aynı şekilde, kendini hesaba katmadan hep “başkaları ne der”e göre yaşaması da anlamlı ve coşkulu bir yaşamın temeli olmuyor. İnsanın her ikisine de ihtiyacı var.

Birey olmanın ağır bastığı aile ortamında “ben merkezli” kendinden başkasını düşünmeyen, karşısındakini önemsemeyen, dinlemeyen insanlar yetişir. Bu insanlar karar verirken diğer insanların düşüncelerini hiç hesaba katmaz. Yani bu insanda da sınırlar ve sorumluluk bilinci gelişmemiştir. Sonuç olarak; insan yaşamının bir tarafı ait olmak, diğer tarafı da birey olmaktır. Yaşam yolculuğunda her ikisine de ihtiyaç vardır. Başarabilmek ümidi ile…

26 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 26

12.05.2019 23:53


guvenlik yonetim 71.indd 27

12.05.2019 23:53


KAPAK BİLGİ GÜVENLİĞİ

Kuruluş verilerinizi güvende tutmak için 5 kolay yöntem Söz konusu bilgisayar sistemleri olduğunda %100 güvenlikten söz etmemiz ne yazık ki mümkün değildir. Siber saldırıların izlediği trend incelendiğinde ise saldırganların büyük/küçük ayrımı yapmadan bütün şirketleri hedef aldıkları açıkça görünebilmektedir. Alper BAŞARAN/Genel Müdür SPARTA BİLİŞİM

K

uruluşunuzun en önemli değerlerinden biri olan verilerinizin tamamını bir anda kaybetmenize neden olabilecek yüzlerce farklı siber saldırı yöntemi var. Düşünün; bir sabah işe geliyorsunuz ve bilgisayarlarınızda veya şirket genelinde verilerin hiçbirine ulaşamaz durumdasınız. İş akışınızın durması, üretimin yapamamanız, müşteri bilgilerinizi kaybetmeniz, çalışanlarınızın verilerinin çalınmış veya kaybolmuş olması, finansal bilgilerinizin açığa çıkmış olması gibi sayılabilecek pek çok felaket ile bir anda karşılaşmak aslında an meselesi. Bu nedenle kuruluşların kendisini koruyabilmesi için yapması gereken çok iş var ancak kolay uygulanabilir ve etkili olabilecek yöntemlerin bir kaçını sıralamaya çalışacağız. Güvenlik mimarisinin doğru kurgulanması, VPN kullanılması, veri yedeklemelerinin alınması, bilgisayarların güncellemelerinin yapılması ve kuruluş çalışanlarının farkındalığının artırılması öncelik verilmesi gerekenler.

Güvenlik mimarisinin doğru kurgulanması Fidye yazılımı saldırıları büyük/ küçük kuruluş ayrımı yapmadan veba salgını gibi yayılıyor. Bu saldırılara karşı etkin bir güvenlik mimarisi kurgulamak verilerimizin güvenliğini sağlamak için yapılması gerekenlerin başında geliyor. Zararlı yazılımların bilgisayarlarınıza bulaşmasını engellemek çoğu zaman bunların bulaşmasının

ardından temizlemeye çalışmaktan çok daha kolaydır. Eğer bir fidye yazılımı saldırısına maruz kalındıysa ve öncesinde verilerin yedekleri alınmadıysa, çoğunlukla yapılabilecek bir şey kalmıyor. Bugüne kadar destek verdiğimiz yüzlerce olayın çok azında elimizdeki araçları kullanarak verileri kurtarabildik. Kalanında ise, ne yazık ki şifrelenen verileri kurtarmak mümkün olmadı.

28 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 28

12.05.2019 23:53


Alper BAŞARAN

Burada 2 Ocak 2019 tarihli “Şifrelenen Verilerimizi Kurtarmak için İstenen Fidyeyi Ödeyelim Mi?” yazımızı hatırlayabiliriz. 1200 kişilik bir IT yönetici grubuyla yapılan anket sonuçlarına göre; %55’i bir fidye yazılım enfeksiyonu yaşamış, %61.3’ü fidye ödemesi yapmayı kabul etmemiş (Kesinlikle ödeme yapılmamasını tavsiye ediyoruz. Ödeme yapmak dışında bir seçeneğin kalmadığını düşünüyorsanız da, öncesinde mutlaka bir uzmana danışın) %86’sı verilerini yedekleri için verilerini kurtarabilmiş, %8’lik bir kısım verilerinin bir kısmını veya tamamını kaybetmiş. Ancak daha dikkat çekici bazı rakamlar da var: Fidye ödemesi yapmayı kabul eden %38.7’lik kısmın yarısından azı (%19.1) verilerini kurtarabilmiş, geri kalan %19.6 ise ödeme yapmasına rağmen verilerini kaybetmiş. (Saldırganlar ödemeyi almış ancak şifreyi vermemiş veya şifreyi vermiş ancak veriler kullanılamaz duruma gelmiş. Müdahale ettiğimiz pek çok olayda verilerin şifreleme işlemi sırasında bozulduğunu ve bunun

sonucunda kurtarılamadığını biz de gördük.) Anketin sonucuna göre, fidye yazılımı saldırısı kurbanlarının %27.6’sı fidye ödemesi yaptıkları halde veya ödeme yapmadan verilerini tamamen kaybetmiş. İşte bu nedenle, önlemlerin olay yaşanmadan önce alınması çok önemli. Kuruluşların güvenlik mimarisini oluşturmak bir miktar yatırım gerektirse de sizi beklemediğiniz ve çok daha büyük olacak maliyetlerden kurtarabileceği kesin. Bu nedenle, doğru bir güvenlik duruşunun kurgulanması için danışmanlık alabilir, mevcut durumunuzu ve eksiklerinizi anlayabilmek için sızma testi yaptırabilir, siber sigorta yaptırarak kendinizi güvence altına alabilirsiniz.

Veri güvenliği için hangi programları kullanmalı? Evde veya işyerinde kullandığınız her bilgisayarda bir antivirüs yazılımı bulunmalıdır. Antivirüs yazılımlarının etkinliği tartışılsa bile bu ellerimizi yıkamak gibi, basit bir hijyen kuralı olarak düşünülmelidir. DLP (Data Loss Prevention) kullanılmasını. Bu yazılımların amacı bilgisayardan dışarıya veri sızmasını engellemektir. DLP çözümlerinin %100 etkili olmadığı hatırlanmalıdır, görevleri daha ziyade verilerin yanlışlıkla dışarıya gönderilmesini engellemektir. USB bellek kullanımını denetleyecek bir uygulamanın kullanılması. Bu görevi üstlenebilen çok sayıda antivirüs ve DLP çözümü mevcut. Hangisinin kullanılacağı kuruluş özelinde değerlendirilmelidir. Kullanıcı yetkilerini denetleyecek bir çözüm (Account Management veya Privileged Account Management uygulamaları). Hangi kullanıcının, bilgisayar veya uygulama üzerinde hangi işlemleri yapabi-

Eğer bir fidye yazılımı saldırısına maruz kalındıysa ve öncesinde verilerin yedekleri alınmadıysa, çoğunlukla yapılabilecek bir şey kalmıyor. Bugüne kadar destek verdiğimiz yüzlerce olayın çok azında elimizdeki araçları kullanarak verileri kurtarabildik. leceğini yöneten ve denetleyen bu uygulamalar sayesinde siber saldırganların verilere erişimi de zorlaşmaktadır. Bu liste kuruluşunuzun veri güvenliği konusundaki ihtiyaçları ve karşı karşıya olduğu risklere bağlı olarak uzatılabilir.

VPN kullanımı Satış personeli veya yöneticiler gibi, kuruluş sistemlerine dışarıdan bağlananlar varsa VPN yani Virtual Private Network kullanımı kuruluşun genel güvenlik seviyesini destekleyecek önemli bir bileşendir. VPN kullanımı esnasında iletişim şifrelenerek kuruluş verilerinin güvenliği sağlanabiliyor. Burada dikkat edilmesi gereken önemli iki nokta var; 1. VPN bağlantısının güvenilir olması. İnternette bulunabilen ücretsiz VPN hizmetlerinin kullanılması yağmurdan kaçarken doluya tutulmaya neden olabilir. 2. VPN iletişimi şifreler ancak sizi zararlı yazılım içeren web

Mayıs 2019 Güvenlik Yönetimi n 29

guvenlik yonetim 71.indd 29

12.05.2019 23:53


KAPAK BİLGİ GÜVENLİĞİ

sayfalarından veya uygulamalardan korumaz.

Çalışanlarınızı veri koruma konusunda bilgilendirin

Her zaman yedek alın

Sadece siber saldırıların değil, internet ortamında yapılan dolandırıcılıkların da önemli bir kısmında kuruluş çalışanları ve bireyler hedef alınıyor. Bilgisayar kullanıcısını kandırarak bir bağantıya tıklamalarını veya bir dosya indirmelerini amaçlayan bu saldırılara oltalama (phishing) saldırısı denir. Bu saldırılarla mücadele edebilecek teknik bir çözüm ne yazık ki yoktur. Bu nedenle bilgisayar kullanıcılarının dikkatli olması ve tuzağa düşmemeleri çok önemlidir. Kuruluş personelinin düzenli olarak bu tehditler konusunda bilgilendirilmesi saldırıların etkilerini ciddi oranda azaltabilmektedir.

Basit ve etkili bir yöntem. Tüm güvenlik önlemlerini almış da olsanız yine de veri kaybı yaşanması söz konusu olabilir. Düzenli ve gerektiğinde kullanılabilir yedekler alınması ihtiyaç anında verilerin kurtarılmasına imkan verir. Sadece siber saldırılar değil, doğal afetler, kullanıcı hataları veya teknik arızalar gibi pek nedenle veri kayıpları yaşanabilmektedir. Yedeklerin sadece şirket içerisinde başka bir sisteme alınması günümüzde yeterli değildir. Bulut üzerinden bu konuda hizmet alınması, şirket dışında tutulan veya yedekleme işlemi tamamlandıktan sonra şirket dışına çıkartılan ortamlara da yedek alınması çok önemlidir.

Bilgisayarlarınızı güncel tutun Elimizdeki istatistiklere göre, siber saldırıların %80’inden fazlası basit bir güncellemeyle giderilebilecek güvenlik açıklarını hedef alıyor. Geçtiğimiz yıllara dünya genelinde yaşanan ve Türkiye’de de pek çok şirketi etkileyen Wannacry fidye yazılım salgını bu konuda verilebilecek örneklerin başında geliyor. Microsoft tarafından Mart ayında yayımlanan bir güncellemeyle giderilen güvenlik açığını hedef alan Wannacry Mayıs ayında çıkmıştı. Dünya genelinde yüzbinlerce bilgisayarı etkileyen ve milyonlarca dolar hasara neden olan bu salgın, güncellemeler zamanında yapılsaydı kimseyi etkilemeyecekti. Kullanılan bilgisayarların lisanslı ve düzenli olarak güncellene bir işletim sistemi kullanması bu nedenle çok önemlidir.

Çalışanların bilgi sahibi olması gereken konu başlıkları şöyle sıralanabilir: Zararlı olabilecek web sayfalarının, bağlantıların, reklamların ve e-postaların nasıl tespit edilebileceğine dair ipuçları, Bilgisayarlara gelen güncellemelerin yapılmasının önemi, Veri güvenliği konusunda yedeklerin önemi ve bu yedeklerin nasıl alınması gerektiği, Şirket dışına veri sızdırmak için kullanılan yöntemler ve bun-

Tüm güvenlik önlemlerini almış da olsanız yine de veri kaybı yaşanması söz konusu olabilir. Düzenli ve gerektiğinde kullanılabilir yedekler alınması ihtiyaç anında verilerin kurtarılmasına imkan verir. ların tespit edilmesini sağlayacak ipuçları, Dolandırıcıların kullandığı veya yeni kullanmaya başladığı teknikler. Söz konusu bilgisayar sistemleri olduğunda %100 güvenlikten söz etmemiz ne yazık ki mümkün değildir. Siber saldırıların izlediği trend incelendiğinde ise saldırganların büyük/küçük ayrımı yapmadan bütün şirketleri hedef aldıkları açıkça görünebilmektedir. Bu nedenle siber güvenlik ve veri güvenliği konusunda tedbirlerin alınması ve bu tedbirlerin etkinliklerinin düzenli olarak denetlenmesi çok önemlidir.

30 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 30

12.05.2019 23:53


guvenlik yonetim 71.indd 31

12.05.2019 23:53


KAPAK BİLGİ GÜVENLİĞİ

Siber riskler ekonomiyi olumsuz etkiliyor Müşterilerine bilgi sistemleri üzerinden hizmet veren kurumlar sadece hizmet kesintisi riskine değil ayrıca itibar ve hukuki yaptırım risklerine de maruz kalıyor. Fatih EMİRAL/ Genel Müdür BTRİSK BİLGİ GÜVENLİĞİ

S

iber tehditler ekonomiyi hissedilir ölçüde etkilemeye başladı. Siber saldırı haberleri sadece ABD’den gelenlerden ibaret değil, Türkiye’de de bankalar, elektronik ticaret firmaları ve telekom firmaları uzun süredir hedef alınıyor. Yeni yetme saldırganlar dahi siste-

minizde çok kritik açıklıklar var tehditleri ile bu kurumları sürekli taciz ediyor. Zararlı yazılımlar uzun süre önce suç çetelerinin silahı haline gelmişti. Son birkaç yıldır sanal para sistemlerinin gelişmesi ile fidye amaçlı zararlı yazılım saldırıları rastgele hedef belirlemeye başladı. Yakın zamana

kadar genellikle rastgele saldırıların hedefi olan ama yine de ciddi bir şekilde etkilenmeyen üretim sektörü, eğitim kurumları gibi kurumlar artık cryptolocker zararlı yazılım türevlerinden ciddi zarar görmeye başladı. Dosyaları kriptolayarak fidye isteyen zararlı yazılım üreticileri sayesinde artık faaliyetlerinin sürekliliğinde bilgi

32 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 32

12.05.2019 23:53


Fatih EMİRAL

teknolojilerine bağımlı olan tüm kurumlar ve hatta bireyler tehdit altında. Müşterilerine bilgi sistemleri üzerinden hizmet veren kurumlar sadece hizmet kesintisi riskine değil ayrıca itibar ve hukuki yaptırım risklerine de maruz kalıyor. Önümüzdeki dönemde mobil cihazlara ve “internet of things” çözümlerine yönelik tehditlerin bir çıkar sağlama yöntemini bulur bulmaz hızla yayılması kaçınılmaz. Organizasyonların siber risklere verdiği tepki ise evrimsel olarak şu şekilde gelişiyor; önce anti virüs yatırımı ve bir UTM (hepsi bir arada güvenlik cihazı) alarak güvenlik riskini ele almaya çalışıyorlar. Tabi bu yaklaşımda satıcıların yetersiz bilgileri ve konuyu çarptırarak kurumları yanlış yönlendirmeleri de oldukça etkili oluyor. Bu araçlar kuşkusuz kurumların güvenlik seviyelerini yükseltiyor, ancak güvenlik araçlarını kullanabilecek yetkinliğe sahip olunmaması ve güvenlik izleme ihtiyacının süreklilik gerektirmesi nedeniyle bu yatırımların geri dönüşleri genellikle sınırlı kalıyor.

Bir sonraki adımda uzman personel ihtiyacını fark eden kurumlar maalesef bu profilde personel bulmakta zorlanıyor, bulsa da elde tutabilmeleri zor oluyor. Bu problemin azalmasını beklemek pek de gerçekçi değil. Çünkü güvenlik eğitim ve deneyimi tek başına iyi güvenlik uzmanları yetiştirmek için yeterli değil, temel uygulama, sistem ve ağ teknolojileri bilgilerine sahip olmayan bir güvenlik uzmanının etkili olması mümkün değil. Bu yetkinliğin kazanılması ise en az 4-5 yıllık bir zaman gerektiriyor. Bu nedenle ihtiyacın büyüklüğünü düşündüğümüzde insan kaynağı uzunca bir süre yeterli olmayacağını tahmin etmek zor değil.

Sızma testi ihtiyacı Üretim sektörü gibi BT altyapısı çok hızlı değişmeyen sektörler için ise tam zamanlı bir personel istihdamı anlamlı olmayabiliyor. İstihdam gerçekleştirebilen kurumlar ise az sayıda personelden çok geniş bir uzmanlık alanında fayda bekliyorlar. Ağ ve sistem güvenlik yönetimi, güvenli yazılım geliştirme, risk analizi ve iç denetim gibi güvenlik yönetim süreçlerini işletme, güvenlik olay izleme ve müdahalesi, ağ ve uygulama sızma testleri bunlardan birkaçı. Tek bir kişinin bu alanların hepsinde uzman olmasının mümkün olmadığını fark eden kurumlar nihayet eksik alanlar için uzman firmalardan destek alma yoluna gidiyorlar. Bu alanlardan birisi de pentest (sızma testi) hizmeti alanı. Sızma testlerinin amacını saldırganlar tespit etmeden önce olası veya mevcut açıklıkları tespit etmek, bu açıklıkları ağ ve sistem yöneticileri ile uygulama geliştirme ekiplerine aktarmak, mümkünse tekrar ortaya çıkma-

Sızma testlerinin amacını saldırganlar tespit etmeden önce olası veya mevcut açıklıkları tespit etmek, bu açıklıkları ağ ve sistem yöneticileri ile uygulama geliştirme ekiplerine aktarmak, mümkünse tekrar ortaya çıkmalarını engellemek olarak ifade edebiliriz. larını engellemek olarak ifade edebiliriz. Sızma testi sürekli olarak odaklanılması gereken bir alan ve büyük telekom operatörleri ile büyük bankalar dışında pek çok kurum için sürekli bir pentest kaynağına ihtiyaç yok. Bu yüzden bu hizmetin dışarıdan tedarik edilmesi mantıklı. Ancak güvenlik ile ilgili hemen her alan oldukça hassas ve tedarikçi seçiminde çok dikkatli davranılması gerekiyor. Sızma testi hizmeti alırken dikkat edilmesi gerekenler arasında aşağıdakiler sayılabilir.

Bağımsızlık ve etik ilkelere bağlılık Sızma testi hizmeti aldığınız firmanın her anlamda bağımsız olduğundan emin olmalısınız. Buna güvenlik ürünü satan firmaların yan firmaları olmamaları ve güvenlik hizmetlerinin dışında

Mayıs 2019 Güvenlik Yönetimi n 33

guvenlik yonetim 71.indd 33

12.05.2019 23:53


KAPAK BİLGİ GÜVENLİĞİ

yönetim danışmanlığı v.b. gibi ilgisiz alanlarda hizmet sunmamaları da dahildir. Sızma testi hizmeti sadece sizin ihtiyaçlarınıza yönelik olarak verilmelidir, diğer tarafların hedeflerine yönelik değil. Bunun yanı sıra elbette rakiplerinize bilgi sızmasına yol açabilecek ilişkilerin bulunmadığından da emin olmak zorundasınız. Sızma testi hizmeti verilirken kendi iç denetim organizasyonlarınızın dahi görmediği / göremediği mahrem bilgi ve açıklıkların ortaya çıkması bu hizmetin doğasında vardır. Bu yüzden bağımsızlık kriteri her denetim hizmet alanında olduğu gibi sızma testi hizmetinde de son derece önemlidir. Pentest firmalarının müşteri gizliliğine duyarlılıkları en üst seviyede olmalı, ayrıca veri gizliliği ile ilgili gerekli teknik kontrolleri ve süreçleri uygulamalıdırlar.

Yetkinlik Teamül olarak sızma testi firmalarının sürekli olarak değiştirilmesi önerilir veya böyle bir yaklaşım benimsenir. Bu yaklaşım doğal olarak hassas bilgilerinizin daha çok tarafça gözlenebilmesiyle sonuçlanır. Aldığınız hizmetin kalitesini gözlemleyebiliyor ve anlayabiliyorsanız bu tür rotasyon yaklaşımı hizmet kalitesi için her seferinde yazı tura atmaktan ve veri sızma riskini artırmaktan başka bir işe yaramaz. Sızma testi firmaları elbette değiştirilebilir ve gerekli ise değiştirilmelidir, ancak bunun nedeni teknik yetersizlik, hizmet kalitesi ve ahlaki konulardaki yetersizlik olmalıdır. Sürekli firma değiştirmek ancak sızma testi hizmetinden ne beklendi-

ğinden emin olunmaması, çıktılarının da değerlendirilememesi ile açıklanabilir. Sürekli bir sızma testi hizmet ihtiyacınız varsa elbette doğru firmaları tespit etmenin en iyi yolu firmaların denenmesidir. Bu gerçek bir projenin gerçekleştirilmesi ile olabileceği gibi istekli firmaların ücretsiz bir çalışma yapmasını talep etmek şeklinde de olabilir. Ancak bu tür bir hizmeti sıklıkla almıyorsanız elbette dolaylı kriterleri değerlendirmek durumundasınız. Bu kriterler şunlar olabilir; Sızma testi (pentest) hizmeti firmanın ana faaliyet alanı mıdır? Kaç yıldır bu alanda hizmet vermektedir? Referansları firma, sektör ve teknoloji alanları (web uygulamaları, mobil uygulama, genel network altyapısı, gömülü sistem, SCADA, özel platformlar gibi) olarak nelerdir? Firmanın uygulama ve teknoloji geliştirme deneyimi var mıdır (firmanın kendi teknoloji ürünlerini geliştirebiliyor olması güvenlik sorunlarını çok daha iyi ve somut biçimde anlayabileceğinin göstergesidir)? Firma pentest alanında eğitim verebilmekte midir (firmanın eğitim verebiliyor olması pentest hizmetleri sırasında belirli bir metodoloji uygulayabilmesini, kendi personelini eğitebilmesini ve pentestin tüm alanları ile ilgili genel bilgi sahibi olduğuna dair güvence sağlar)? Firma personeli pentest alanında genel kabul görmüş sertifikalara sahip midir (sertifikasyon yeterli değildir, ancak gereklidir)?

Sürekli bir sızma testi hizmet ihtiyacınız varsa elbette doğru firmaları tespit etmenin en iyi yolu firmaların denenmesidir. Bu gerçek bir projenin gerçekleştirilmesi ile olabileceği gibi istekli firmaların ücretsiz bir çalışma yapmasını talep etmek şeklinde de olabilir. Güvenlik alanında belli bir süre çalışan ve pentest hizmeti alan firma personeli genellikle pentest hizmeti veren firmadan ziyade testi gerçekleştiren hizmet personelinin önemli olduğunu savunur. Yakın zamana kadar bu yaklaşımın önemli bir doğruluk payı da bulunmuştur. Ancak sızma testi ihtiyaçları hem sıklık hem de hizmet talep eden firma sayısı açısından hızla yükseliş göstermektedir. Böyle bir talep ortamında belirli sayıda ünlü testçinin hizmetlerinden faydalanmak pek de mümkün olmayabilir. Bu yüzden pentest firmalarının teknik açıdan yetişmiş bir üst ve orta yönetime sahip olması, sürekliliği ve güvenlik hizmetlerine odaklanması kalite güvencesi açılarından daha önemli olacaktır.

34 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 34

12.05.2019 23:53


guvenlik yonetim 71.indd 35

12.05.2019 23:53


KAPAK BİLGİ GÜVENLİĞİ

Dünyada ve Türkiye’de siber savaşlar Hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelen, bütün özel bilgilerimizi paylaştığımız, sosyal medya siteleri ülkemizde bir hukuki geçerliliği ve hukuki altyapısı olmamasıyla birlikte bilgi ve belgelerimizin güvenliği adına büyük bir tehdit oluşturmaktadır. A. Oğuzhan ALKAN/ Genel Yayın Yönetmeni CYBERMAG DERGİSİ

S

ürekli değişen ve gelişen günümüz dünyasında, var olan tehditlerin yerinde sayması da mümkün değildir. İnternetin içinde bulunduğumuz dünyada; hemen her alanda kullanılması siber tehditleri kritik hale getirmiş ve yepyeni bir sektör doğmuştur. Teknolojinin sürekli gelişmesi ve bilgi ve iletişim teknolojilerinin eğitimden eğlenceye, bankacılıktan günlük hayatın her alanını kapsaması nedeniyle kritik alt yapılar başta olmak üzere tüm sistem ve alt yapılar siber evrenin parçası haline gelmişlerdir. Dünyada ilk defa enformasyon savaşları deyimini kullanan insan olan John Arquilla, günümüz teknolojisiyle kitlesel ölçekte yıkıcı eylemlerin gerçekleştirilebileceğinin bilindiğini, ancak Stuxnetle birlikte sadece enformatik değil fiziki tahribatın da verilebileceğinin anlaşıldığını söylemektedir. Bu söylem gösteriyor ki siber saldırılarla bir ülkenin trafik ışıklarından güç şebekelerine, kara, deniz, hava yollarına kadar her

şeyini felç etmek mümkündür. Kültürel dönüşüm süreci ile birlikte, bilgi ve iletişim teknolojilerini etkin ve yaygın bir şekilde kullanan 1.6 milyar internet kullanıcısı bulunmakta ve günlük 247 milyar e-posta gönderilmektedir. Yapılan araştırmalara göre bugün internete 10-11 milyar cihazın bağlı olduğu tahmin edilmekte ve bu rakamın 2020 yılına gelindiğinde 50 milyar cihaz seviyesine çıkması öngörülmektedir. Aynı araştırmalara göre; 2003 yılında dünyada kişi başına düşen birbirleriyle bağlantılı cihaz

oranı 0,08 iken bu oranın 2023 tahmini ise “6,48”dir. Ayrıca 2023 yılında, 20 adet tipik ev cihazının üreteceği bilgi trafiğinin, 2018 yılında üretilen tüm internet trafiğinden daha fazla olacağı tahmin edilmektedir. Ülkemizde durum farklı değildir. Vatandaşlarımızın önemli bilgilerinin tutulduğu MERNİS(Merkezi Nüfus İdare Sistemi), UYAP(Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi), MEDULA(Sağlık Bilişimi - 14 Terabaytlık Veri) zarar görmesi veya yok olması halinde; vatandaşların sağlığına, emni-

36 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 36

12.05.2019 23:53


A. Oğuzhan ALKAN

yetine, güvenliğine ve ekonomik refahına veya hükümetin etkin ve verimli işleyişine ciddi olumsuz etki edecek, fiziki ve bilgi teknolojileri tesisleri, şebekeler, hizmetler ve varlıkların korunması adına çökme, saldırı, kaza gibi durumlarda kritik altyapıların performanslarının belirli bir kalite düzeyinin üzerinde kalmasını ve zararların asgari düzeyde tutulmasını sağlamak için tüm kritik altyapıları/ sektörleri kapsayan bütünsel bir yaklaşım gerektirmektedir. Hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelen, bütün özel bilgilerimizi paylaştığımız, sosyal medya organları (whattsapp, twitter, facebook, instagram, snapchat vb.) ülkemizde bir hukuki geçerliliği ve hukuki altyapısı olmamasıyla birlikte bilgi ve belgelerimizin güvenliği adına büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Son zamanlarda popülerliğini giderek artıran gönderdiğimiz görüntü ve videoların yok olup silinip gittiğini düşündüğümüz snapchat programı (görüntü ve videoların tekrar oynatılabilme özelliğinin sonradan eklenmesi), Facebook’ta günlük 100 terabaytlık bilgi paylaşımı, Twitter’da

günlük ortalama 230 milyon tweet atıldığı, Whattsapp’ın dünya üzerinde 800 milyon civarı kullanıcısı olduğu, tüm programların ücretsiz olduğu ve Whattsapp’ın 19 milyar $’a satın alındığı göz önünde bulundurulduğunda; siber güvenlik kavramının önemi ortaya çıkmakta ve bu gerçekler göstermektedir ki günümüzde hayat her yönüyle sayısallaşmamış olsa da süreçte varılacak nokta istisnasız her şeyin sayısallaştığı, uluslararası protokollerin ve standartların hayatın tüm evrelerine nüfuz ettiği SİBER DÜNYA olacaktır.

Siber saldırı teknikleri ve dünya üzerindeki etkileri Siber savaşın temelleri soğuk savaş döneminde atılmıştır ve teknolojik gelişmeler de birçok siber tehdit araçlarını; (hizmetin engellenmesi saldırıları (DoS, DDoS), virüsler, kurtçuk (worm), truva atı (trojan), klavye izleme (key logger) yazılımları, istem dışı ticari tanıtım (adware) yazılımları, casus / köstebek (spyware) yazılımlar, yemleme (phishing), istem dışı elektronik posta (spam), şebeke trafiğinin dinlenmesi (sniffing ve monitoring) vb. gibi saldırı tekniklerini ve ülkelerin 5.caydırıcı güç olarak öngördükleri siber orduları ortaya çıkarmıştır. Bir devlete ait teknik, askeri ve mali bilgiler, bir şirkete ait yatırım, borç ve alacak bilgileri, bir üniversiteye ait ar-ge proje bilgileri, bir kişiye ait özel iletişim, harcama bilgileri, üst düzey kişilere ait sağlık bilgileri çok kritik ve önemlidir. Siber tehdit unsurları; sisteme yetkisiz erişim, sistemin bozulması, hizmetlerin engellenmesi, bilgilerin değiştirilmesi, yok edilmesi, ifşa edilmesi ve çalınmasına kadar birçok probleme neden olmaktadır. O nedenle, bilgi güvenliği kavramı

Ülkemizin derhal harekete geçip, yerli ve milli siber güvenlik çözümlerini ve stratejilerini geliştirmesi; bu konuda yetiştirdiği insan kaynaklarıyla birlikte, siber güvenlik koordinasyon kurulu oluşturulması ve siber ordular kurması gerekmektedir. ve siber savunma sistemleri devletlerin istihbarat güçleri ve yeni nesil savaş teknikleri için kaçınılmaz bir caydırıcı güç konumundadır.

Siber saldırıların ülkemize etkileri MERNİS (70 Milyon Kişinin Kimlik Bilgileri ele geçirildi). İLSİS (Milli Eğitim Bakanlığı’nın 687 bin öğretmene ait kayıtların tutulduğu İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri Yönetim Bilgi Sistemi’nin (İLSİS) 3 ay önce ‘hacker’ların saldırısına uğradığı ortaya çıktı. Öğretmenlerin isim, soyisim, T.C. kimlik no ve okul isimlerinin bulunduğu bilgileri ünlü paylaşım sitesi Rapidshare’de paylaşıma açıldı. MEB, bakanlık çalışanlarında bir güvenlik zafiyeti olup olmadığı ile ilgili soruşturma başlattı). Rus savaş uçağını düşürmemizin hemen akabinde, tr. uzantılı sitelerin alan adı tahsisini yapan ODTÜ Alan Adı Servisi’ne

Mayıs 2019 Güvenlik Yönetimi n 37

guvenlik yonetim 71.indd 37

12.05.2019 23:53


KAPAK BİLGİ GÜVENLİĞİ

katlar yapıldı ve yapılmaya devam ediliyor. Bütün bu gerçeklerden hareketle, dünya ülkeleri kendi siber ordularını oluşturmakta, sayısal altyapılarını kapsamlı olarak güven altına alma yaklaşımlarının geliştirilmesi ve bilgi ile haberleşme altyapısının savunulmasına yönelik olarak yerli ve milli güvenlik stratejilerini geliştirmekte ve siber evrende kendilerine uygun gördükleri yeri almak için çok ciddi çalışmalara imza atmaktadırlar.

ciddi bir saldırı oldu ve birçok site ve altyapı(banka ATM’lerine kadar) kullanılamaz hale geldi.

Biz neler yaptık? 4 Temmuz 2003 11 Askerimizin başına çuval geçirilmesi olayını protesto için bir anda 1500 Amerikan Sitesi hacklendi. Ermeni yasa tasarısına destek veren ve soykırım propagandası yapan çeşitli ülkelerdeki yüzlerce site çökertildi. Türk sitelere özellikle resmi kurum sitelerine savaş açan Brezilya’lı hackerların saldırılarına karşı; 10.000 den fazla Brezilya sitesi hacklendi. Bu saldırılar sonucu Brezilya en çok hack edilen ülkeler sıralamasında 1. sıraya yükseldi. PKK ve bölücülük propagandası yapan dünyanın değişik ülkelerindeki yüzlerce site yayına başlamalarından kısa bir süre sonra çökertildi ve çökertilmeye devam edilmektedir. 8 Nisan 2006 Kutlu Doğum Haftası nedeniyle Ordu-yu Hüma-

yun Adlı Operasyonel TIM büyük çoğunluğu Danimarka, Fransa olmak üzere 2.587 Avrupa sitesini hack etti. Kuzey Kıbrıs konusunda anti propaganda yapan sitelerin neredeyse tamamı hacklendi. Ulusal Siber Olaylara Müdahale Ekipleri (USOM) ve Siber Olaylara Müdahale Ekipleri Ulaştırma Bakanlığı ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu bünyesinde hayata geçirildi. Kamu kurum ve kuruluşlarında siber güvenlik eğitimleri (sosyal mühendislik ve teknik düzenlemeler) verildi. Siber tatbi-

O nedenle ülkemizin bu hususta derhal harekete geçip, yerli ve milli siber güvenlik çözümlerini ve stratejilerini geliştirmesi; bu konuda yetiştirdiği insan kaynaklarıyla birlikte, milletimiz adına topyekûn bir çalışmayla bir siber güvenlik koordinasyon kurulu oluşturulması ve caydırıcı güç olması sebebiyle siber ordular kurması gerektiğini düşünmekteyim. Çünkü aslolan, kişilerin, kurumların, kuruluşların, devletlerin bilgi varlıkları ve kaynaklarını hedeflenen amaçlar doğrultusunda organizasyon, insan, finans, teknik ve bilgi değerlerini dikkate alarak, kritik altyapıların varlıkların ve kaynakların başlarına KÖTÜ BİR ŞEYLER GELMEDEN korumak ve gerekli tedbirleri geç olmadan almaktır.

Vatandaşlarımızın önemli bilgilerinin tutulduğu MERNİS, UYAP, MEDULA’nın zarar görmesi veya yok olması halinde; vatandaşların sağlığına, emniyetine, güvenliğine ve ekonomik refahına veya hükümetin etkin ve verimli işleyişine ciddi olumsuz etki edecektir.

38 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 38

12.05.2019 23:53


guvenlik yonetim 71.indd 39

12.05.2019 23:53


KAPAK BİLGİ GÜVENLİĞİ

Yeni nesil veri koruma Günümüzde yalnızca bilgisayarları, sunucuları ve giriş çıkışları korumak yetmiyor; işin içine giren tüm elektronik cihazların uçtan uca korunduğu yeni nesil bir veri koruma anlayışını benimsememiz gerekiyor. Levent TURAN/ Türkiye, Rusya, CIS Bölge Direktörü FORCEPOINT TÜRKİYE

D

ijital dönüşüm, profesyonellerin iş alışkanlıklarını değiştirmeye devam ediyor. Eskiden yalnızca bilgisayarlar ile yapabildiğimiz işleri, bugün zaman ve mekandan bağımsız olarak akıllı telefonlarımız üzerinden rahatlıkla yapabiliyoruz. Mobil çalışma anlayışı tüm dünyada günden güne popülerliğini artırıyor; 2022 yılına kadar 1.87 milyar insanın bu şekilde çalışacağı öngörülüyor. Mobilite dönemi, bulut çözümleriyle birlikte işlerimizi hiç olmadığı kadar kolay hale getiriyor. Ancak bu durum kullandığımız güvenlik sistemlerini de tekrar ele almamızı gerektiriyor.

uca korunduğu yeni nesil bir veri koruma anlayışını benimsememiz gerekiyor.

Güvenliğe bakış açımızı genişletmek zorundayız

Akıllı güvenlik çözümlerinin kusursuz çalışması şart

İş dünyası, yüksek teknolojilerle birlikte sürekli olarak dönüşüme uğruyor. Süreçlerimizi esnek, konforlu ve yüksek performanslı hale getirip rekabette öne geçebilmek için teknolojiden faydalanıyoruz. Bu yüzden güvenliğe her zamankinden daha fazla önem vermemiz gerekiyor. 2019 yılında çalışanların tamamına yakını, artık akıllı telefonlarındaki kurumsal uygulamalardan destek alıyor. Yani günümüzde yalnızca bilgisayarları, sunucuları ve giriş çıkışları korumak yetmiyor; işin içine giren tüm elektronik cihazların uçtan

2019 yılında veri güvenliği, çoğunlukla yapay zeka ve makine öğrenimi gibi yüksek teknolojiler ile sağlanıyor. Olası bir tehlike anında devreye girerek, güvenlik birimi çalışanlarını doğru zamanda uyaran akıllı alarm sistemleri, geleneksel kırmızı alarm anlayışının dijital dünyadaki yansıması olarak kabul ediliyor. Veri ihlallerini doğru ve hatasız bir şekilde tespit etmeleri hayati önem taşıyan bu akıllı sistemlerin aynı zamanda gerekli olmayan durumlar için güvenlik personellerini yanlış yönlendirmemesi gerekiyor. Doğru tekno-

lojilerin kullanılmadığı güvenlik sistemlerinde ortaya çıkan yanlış alarmlar hem çalışanlar için vakit kaybı yaratıyor hem de sisteme duyulan güveni zedeliyor.

Siber suçlular her gün kılık değiştiriyor Yıkıcı teknolojilerin gücüyle etkilerini günden güne daha da fazla hissettiren siber suçluların ne zaman, nereden saldıracağını bilmek mümkün değil. Ayrıca bu kişiler çoğunlukla yalnız çalışmıyor; internet üzerinden birbirleriyle iletişime geçerek büyük saldırı grupları oluşturuyor. Harekete geçmeden önce diledikleri kadar strateji yapıyor, yeni nesil teknolojilerden de sonuna kadar faydalanıyorlar. Ancak bizim böyle bir lüksümüz yok. İş dünyası profes-

40 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 40

12.05.2019 23:53


toplam maliyeti minimuma indiren Forcepoint Dinamik Veri Koruması çözümümüz ile şirketlerin bu ihtiyacına uçtan uca çözüm sunuyoruz.

Tehditlere karşı akıllı, esnek ve dinamik çözüm

Levent TURAN

yonelleri olarak verilerimizi 7/24 güvende tutmak zorundayız. İşte bu yüzden verilerin dinamik bir şekilde korunduğu akıllı güvenlik sistemlerine ihtiyacımız var.

Üç kişiden ikisi tehlike altında Günümüzde yaşanan her 3 veri ihlalinden 2’si, saldırının üzerinden aylar geçtikten sonra ancak fark edilebiliyor. Zamanında koruma sağlayamadıktan sonra da bu farkındalığın aslında pek bir önemi kalmıyor. Yaşanan durumdan ders çıkarıp güvenlik sistemimizi o saldırıya karşı dirençli hale getirsek bile ataklar karşımıza her gün farklı bir şekilde çıkıyor. Başarılı bir siber saldırı sonucunda şirket içindeki kritik verilerin yüzde 73’ü ele geçirilebiliyor. Bu verilerin kimlik bilgisi olduğunu düşünürsek, her üç kişiden ikisinin büyük tehlikelerle karşılaşabileceğini söyleyebiliriz. Bu durum, güvenlik sistemlerini hızlı, esnek ve akıllı hale getirmeyi günümüz iş dünyası için zorunlu hale getiriyor. Yanlış alarmlarla güvenlik birimlerini boş yere meşgul etmeyen, yeni risk ve tehditlere etkili stratejilerle hızlı karşılık veren ve kurumun güvenliğe harcadığı

Olası risk ve tehditleri yapısına göre farklı şekillerde ele alan Dinamik Veri Koruması ile önce nasıl bir korumaya ihtiyaç olduğunu belirliyor, sonra da riskin yapısına uyum sağlayan dinamik çözümlerimizle problemi baştan engelliyoruz. Örneğin bir çalışan, şirketin bilgisayarlarından bir sunum dosyasını kendi harici belleğine kopyalamak istediğinde, Dinamik Veri Koruması kişinin gerekli yetkilere sahip olup olmadığını kontrol ediyor, yetki sınırları içinde olmayan tüm dosyalar şifrelenerek personel için ulaşılmaz hale getiriliyor. Böylece hem çalışan hem de kurum uçtan uca korunmuş oluyor. Aynı personel bir e-posta dolandırıcılığıyla karşı karşıya kaldığında ise sistemimiz hem kişinin hem de şirketin tüm hassas verilerini şifreleyip erişilmez hale getiriyor. Böylelikle verilerin kurum dışına çıkması engelleniyor.

7/24 erişilebilen kullanıcı dostu sistem Forcepoint Dinamik Veri Koruması’na herhangi bir tarayıcı üzerinden online olarak erişebiliyor. Sistemdeki tüm kullanıcılar, kurumlarının güvenlik süreçlerini panel üzerinden kolayca takip edebiliyor. Yöneticiler, burada diledikleri genişlikte kapsamlı kurallar belirleyip süreci kişiye özel hale getirebiliyor. Böylece ortaya çalışanları yavaşlatmak yerine onlara zaman kazandıran bir veri güvenliği anlayışı çıkıyor. Bireylerin davranışlarını sürekli olarak inceleyip, neden olabilecekleri

Günümüzde yaşanan her 3 veri ihlalinden 2’si, saldırının üzerinden aylar geçtikten sonra ancak fark edilebiliyor. Zamanında koruma sağlayamadıktan sonra da bu farkındalığın aslında pek bir önemi kalmıyor. riskleri de buna göre belirliyoruz. Örneğin kritik verilerle çalışan personelleri yüksek risk grubu içinde değerlendiriyoruz. Yapay zeka ve makine öğrenimi teknolojileriyle şirketteki her personeli yakından tanıyan sistemimiz, firma için hangi durumun sıradan hangi durumun anormal olduğunu anında tespit ediyor. Gerektiğinde veri erişimi hızla engelleniyor. Bu akıllı yapıyla aynı zamanda geniş çaplı uygulamalardan bireysel uygulamalara kadar yapılan işleri otomatik hale getirebiliyoruz. Böylece veri kaybını engelleyecek stratejiler geliştirmek için daha fazla zaman kazanıyoruz. Yöneticiler artık rekabette öne geçebilmek için olabildiğince ana işlerine odaklanmak, güvenliği yüksek teknolojilere emanet ederek enerjilerini ürün ve hizmetleri üzerinde toplamak istiyor. Biz de Forcepoint olarak Dinamik Veri Koruması çözümlerimiz ile profesyonellerin bu ihtiyacına etkili bir çözüm sunuyoruz.

Mayıs 2019 Güvenlik Yönetimi n 41

guvenlik yonetim 71.indd 41

12.05.2019 23:53


KAPAK BİLGİ GÜVENLİĞİ

Siber tehditlere karşı bütünleşik çözüm Siber saldırıların motivasyonunu inceleyen araştırma ve akademik çalışmalara bakıldığında, ekonomik kazanç, politik çıkarlar ve ün elde etme gibi nedenler listenin başında yer alıyor. Ahmet TÜRKGİL/ Bölge Satış Müdürü VERSA NETWORKS

S

ervis sağlayacılar tarafından sunulan hızlı ve sınırsız internet erişimleri, gelişen mobil teknolojiler ve çeşitli sosyal medya platformları ile birlikte, internet tabanlı zengin içerik sunan dijital ürünler ve servisler hem bireysel hem de kurumsal hayatlar için vazgeçilmez araçlar halini aldı. Bilişim teknolojilerinin birçok alanda hızla ilerlemesi bilişim marketine yapılan yatırımların da çok kapsamlı olduğunu gösteriyor. Dikkat çeken nokta ise, sektörde bulunan mali kaynaklarda teknoloji şirketlerinin yanısıra bireylerin de pay sahibi olmaya başlaması. Bireyler artık sadece tüketici değil, aynı zamanda dijital ürün ve içerik üreticisi. Bu dönüşüm çok hızlı seyrediyor. Sosyal medya fenomenleri, youtuberlar, mobil uygulama yazarları, eğitmenler ve minerlar verilebilecek örneklerden bazıları. Sanal dünya zenginlikleri her ne kadar büyük bilişim şirketleri elinde bulunuyor görünse de, bilişim pazarı dağınık bir mimariye doğru yol alıyor. Dolayısı ile sadece şirketler değil artık bireyler de kendi dijital varlıklarını siber tehditlere karşı korumak zorundalar. Siber saldırıların motivasyonunu

inceleyen araştırma ve akademik çalışmalara bakıldığında, ekonomik kazanç, politik çıkarlar ve ün elde etme gibi nedenler listenin başında yer alıyor. Topluluk olarak yapılan saldırıların sebebi çoğunlukla politik nedenler gözükürken, bireysel saldırıların ana hedefi ise ekonomik çıkar sağlamak olarak karşımıza çıkıyor. Dijital zenginliklerin tüm dünyaya yayılmaya başlaması kötü amaçlı kullanıcıların da hedef kitlesini genişletmiş durumda. Antivirüs üreticilerinin ve diğer güvenlik şirketlerinin yıllık güvenlik raporlarında sundukları istatistiklere bakıldığında bu eğilim açık bir şekilde görülüyor. Ayrıca son on yılda siber saldırılarda ivmeli bir artış da söz konusu. Bu veriler bize, internet güvenliğinin sağlanması için devletler ve üreticiler tarafından atılan adımlar

karşısında bu motivasyonların ne kadar güçlü olduğunu kanıtlıyor.

Siber saldırılar nasıl başarılı oluyor? Siber saldırıları başarılı kılan birçok sebep sayabiliriz. Bunların başında güvenlik analizleri yapılmamış yazılımlar geliyor. Yazılım üreticileri ve servis sağlayacılar kısa periyotlar içerisinde yeni özellikler içeren daha gelişmiş ürünlerini piyasaya sürme yarışına girerek rekabette öne geçmeyi hedefliyorlar. Bu yarış ise yeni versiyonların güvenlik açığı bulundurma riskini arttırıyor ve saldırılara kapı aralıyor. Üreticiler her ne kadar yamalar ile güvenlik açıklarını kapatmaya çalışsa da son kullanıcılar güncelleme konusunda yavaş kalabiliyor. Bunun sonucunda da saldırılara geniş bir zaman aralığı tanınmış oluyor.

42 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 42

12.05.2019 23:53


Siber tehditler için bir diğer başarı faktörü de saldırı esnasında kullanılan yazılım araçları. Keşif, sızma ve dos gibi birçok fonsiyona sahip olan gelişmiş zararlı yazılımlar sürekli geliştiriliyor. Birçok zararlı yazılımın yüzlerce varyantı mevcut. Bu araçlara erişim ise çok kolay. Forum sitelerinde bu araçlara yönelik kullanım kılavuzları ve hatta örnek saldırı yöntemleri çok kolay elde edilebiliyor. Bu da siber saldırı için gereken yetenek bariyerini bir hayli aşağı çekiyor. Yazılım bilgisi dahi olmayan kişiler küçük çaplı da olsa bir saldırı gerçekleştirebiliyor. Kötü amaçlı internet kullanıcıları tarafından elde edilebilecek bu gibi teknik olanaklara ek olarak, sosyal medya platformları sayesinde hepimizin bildiği sosyal mühendislik yöntemleri de artık çok kolaylaşmış durumda. Bireylerin çok önemsemeden paylaştığı kişisel ya da kurumsal veriler kötü niyetli kişiler için yapbozun önemli parçaları niteliğinde. Siber tehditleri elimine etmek ya da en azından başarı oranlarını düşürmek için teknik çözümlerin son kullanıcıları bilinçlendirme çalışmaları ile beraber değerlendirilmesi gerekiyor. Siber güvenlikte üçüncü ve en önemli ayak ise dijital ürün ve servis üreticileri. Birçok farklı sektöre hitap eden, farklı güvenlik seviyelerine sahip ve değişen ölçeklerde ürünler piyasaya sürülüyor. Kendi ürününü geliştirme yeteneğine sahip kurumların ya da şirketlerin dışında kalan istemciler bu opsiyonlardan birisini seçmek zorunda. Siber güvenlik konusunda her ne kadar bilinçli de olunsa ürünlerin de güvenilir olması gerekiyor. Dolayısı ile bilişim güvenliğinde ana sorumluluk üreticilerde bulunuyor. Bu açıdan bakıldığında üreticiler tarafın-

dan bireyleri, şirketleri ve devlet kurumlarını koruyacak güvenlik araçları sürekli güncellenmeli ya da yeni nesil araçlar geliştirilmeli. İletişim alanında yakın gelişmelere bakıldığında, merkezi yönetim, loglama ve log analiz kavramları öne çıkmakta. Örneğin yazılım tabanlı ağ (SDN) kavramı son günlerde birçok üreticinin ürün portföyüne girmeye başladı. Bu yaklaşımdaki ilk amaç çok karmaşık hale gelen bilişim sistemlerinin yönetimini kolaylaştırmak ve böylece gözden kaçabilecek güvenlik açıklarına karşı görünürlüğü arttırmak. İkinci hedef ise kullanıcıların internet verilerini bir veri merkezinde anlık olarak toplamak ve bu verileri analiz ederek anormal internet davranışlarını yine anlık olarak tespit edebilmek. Merkezi yönetimin gücünün yanında elbette son kullanıcı lokasyonlarına konumlandırılan uç cihazlarda ya da sanal araçlarda utm fonksiyonlarını da aktif olarak çalıştırmak da çok önem arzediyor. Bazı SDN üreticilerinin ürünlerine bakıldığında NGFW, IPS, DDOS, malware analizi, lateral movement gibi güvenlik fonksiyonlarının yanısıra kullanıcı kimlik kanıtlama ve yetkilendirme protokolleri de ürünle birlikte sunuluyor. Böylece hem tehditlere karşı anlık koruma sağlanmış oluyor hem de merkezden tespit edilen güvenlik açıklarına

Yazılım üreticileri ve servis sağlayacılar kısa periyotlar içerisinde yeni özellikler içeren daha gelişmiş ürünlerini piyasaya sürme yarışına girerek rekabette öne geçmeyi hedefliyorlar. Bu yarış yeni versiyonların güvenlik açığı bulundurma riskini arttırıyor ve saldırılara kapı aralıyor. anında müdahale edilebiliyor. Ülkemizde bulunan internet servis sağlayıcıları ve mobil operatörler de bu yeni teknolojiyi bünyelerine katmaya başlamış durumdalar. Yakında zamanda son kullanıcılara bu servisler sunuluyor olacak. Benzer şekilde diğer yeni nesil teknoloji ve çözümlerde güvenlik konusu ön plana alınırsa teknoloji dönüşümleri sayesinde güvenlik seviyeleri daha da yukarı çekilmeye başlanmış olacak.

Mayıs 2019 Güvenlik Yönetimi n 43

guvenlik yonetim 71.indd 43

12.05.2019 23:53


KAPAK BİLGİ GÜVENLİĞİ

Ülkemizde bilgi güvenliği farkındalığı Ülkemizdeki genç nüfusun büyük çoğunluğu bilgisayarla ilk tanışmadan sonra siber dünyaya hackerlık merakıyla adımını atarak başlıyor. Bu kişilerin bir kısmı bu dünyanın cazibesine kapılarak profesyonel suç örgütlerinin ara elemanları ve maşası olarak kullanılırken, bir kısmı da kendisini uzmanlaştırıp profesyonel olarak bu işi yapıyor. Huzeyfe ÖNAL/Genel Müdür BGA BİLGİ GÜVENLİĞİ A.Ş

G

ünümüz teknoloji dünyasında biz bireyler ihtiyaç duyduğumuz hizmetleri, ürünleri ve diğer ihtiyaçları sanal dünyanın içerisinde arayıp buluyor ve sahip olmak istiyoruz. Doğal olarak bu mecra büyüyor ve genişliyor. Beraberinde de markalar ve kurumlar hizmetlerini bu dünyaya aktarmaya ve biz bireylere birkaç tıklama ile ulaşabilecekleri bir ortam oluşturmaları için çalışmaya zorluyoruz. Elbette ki bu durum siber saldırganların ilgisini çekiyor. İlk zamanlar basit bir e-posta hesabı çalmak gibi görünen siber suçlar, günümüzde dünyanın en güçlü markalarını ve devletlerini tehdit eder bir hale gelmiştir. Global çapta ve ülkemizde yapılan siber saldırılara baktığımız zaman milyonlarca dolar zararlar ortaya çıkabildiği gibi ölümlerle sonuçlanan üzücü sonlarla da karşılaşabiliyoruz.

Eğlence amaçlı hackerlıktan siber aktivistliğe Siber suçluları kategorize eden çeşitli akademik çalışmalar yayınlanmıştır, bunların arasında en gerçekçi sonuçları incelediğimizde üç tip profil karşımıza çıkmaktadır. Birinci profil siber, zarar verme amacı olmaksızın eğlence amaçlı bu işi yapanlar ve çok fazla tehlikeli olmayanlardır. İkinci tip profil ise ticari bir amaç gütmeksizin siber saldırı yapan ve genellikle

muhalefet etme davranışı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu profildeki siber saldırganların büyük çoğunluğu bilişimden anlayan bir meslek erbabı, mesai saati sonrası zamanlarda profesyonel bir siber saldırgan ya da kendi deyimleriyle Siber aktivist haline geliyor. Üçüncü profil ise aslında siber savaş, siber casusluk kelimelerinin anlam bulmasına sebep olan kişilerdir. Bu kişiler genellikle bir devlet veya şirketler tarafından desteklenen, kimi zaman devlet bünyesinde çeşitli görevlerde çalışan insanlardan oluşmaktadır ve işleri daha çok devletler arası istihbarat savaşlarında bilgi çalma veya savunma olarak tanımlanmaktadır. Ülkemizdeki genç nüfusun büyük çoğunluğu bilgisayarla ilk tanışmadan sonra siber dünyaya hackerlık merakıyla adımını atarak başladığını görüyoruz. Bu kişilerin bir kısmı bu dünyanın cazibesine kapılarak profesyonel suç örgütlerinin ara elemanları ve maşası olarak kullanılmakta, bir kısmı ise kendisini uzmanlaştırıp profesyonel olarak bu işi yapmaya devam edebiliyor. Ülkemizde bilinçli internet ve bilgisayar kullanım oranının düşük olması, beraberinde siber saldırganlar için büyük bir fırsat ortaya çıkarmaktadır. Bilgisayar programlarının maliyetlerin yüksek olması ve buna bağlı olarak artan “crackli program” kullanımı

da bilgisayarlara zararlı yazılımların bulaşmasını sağlayan önemli etkenlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Sonuç olarak siber suçlara davetiye çıkarıyor. Yapılan son araştırmalarda internete korunmasız açılan bir sistemin hackerlar tarafından ele geçirilme süresi 17 dakika olarak kaydedilmiştir, bu noktadaki en önemli etken bilgisayar kullanıcılarının “kim benim bilgisayarıma ne yapsın” düşüncesi ile ortaya çıkıyor. Dünya üzerinden binlerce siber saldırgan otomatik olarak internete bağlı sistemleri taramakta ve korunmasız olanlarını avlamaktadır. Bu avlanan sistemlere zombi adı verilmekte ve avlanan sistemler kötü niyetli kişilere Botnet olarak satılmaktadır. BGA Bilgi Güvenliği A.Ş olarak 10 yıldır ülkemizde bilgi güvenliği farkındalığını artıracak İstanbul ve Ankara’da eğitimler ve ücretsiz konferanslar düzenlemekteyiz. Ayrıca güvenlik sektöründeki en büyük problem olan yetişmiş eleman eksikliğine karşı üniversite öğrencilerini ücretsiz olarak Siber Güvenlik Kamp’larımız ve staj programlarımız ile yetiştirmeye devam ediyoruz. Teknolojinin gerçek dünyamıza bu kadar yansıdığı şu günlerde, Siber Güvenlik konusunda ülke olarak “bilgi güvenliği farkındalığı” oluşturmamız ve bu konuda uzmanlar yetiştirmek zorundayız.

44 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 44

12.05.2019 23:53


guvenlik yonetim 71.indd 45

12.05.2019 23:54


FOKUS TÜNEL UYGULAMALARI

Tünellerin güvenliği Avrupa’da özellikle 90'lı yılların sonu ve 2000'li yılların başında meydana gelen Mont Blanc (Fransa-İtalya) ve Tauern (Avusturya-İtalya) tünel felaketleri (1999) ve Gotthard (İsviçre-İtalya) tüneli yangını (2001) gibi art arda meydana gelen felaketler tünel güvenliği konusunda ilgiyi artırmıştır. KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

K

arayolları Genel Müdürlüğü kurulduğu günden bu yana öncü bir kuruluş olarak, ülkemize birçok teknolojik yeniliği ve gelişmeyi kazandırmış ve üstlendiği görevin gereği birçok önemli mühendislik yapısını başarıyla projelendirmiş, yapımını tamamlayarak, hizmete sunmuştur. Ülkemiz karayolu ulaşımını yüksek standartlara ulaştırmak hedefiyle sürdürdüğümüz çalışmalarımızda seyahat konforu, milli ekonomiye

katkı, diğer ulaşım sektörleriyle uyumlu ulaşım sistemi tesis etmenin yanında, göz önünde bulundurduğumuz en önemli hususların başında güvenlik gelmektedir. Karayolu ulaşımının gelişim çizgisi incelendiğinde, yollar ve üzerindeki tüm sanat yapılarının, farklı uzmanlık alanlarının bir araya gelmesiyle tesis edilen modern birer mühendislik eseri olduğu ve tüm sektörlerin altyapısındaki önemi ve gelişim hızıyla pek çok yeniliği

de beraberinde getiren teknolojinin, tüm projelere damgasını vurduğu bir dönem yaşanmaktadır. Bu sürecin etkisini gösterdiği alanlardan biri de güvenlik önlemleri olmuş, tünel güvenliği konusunda yaşanan gelişmeler, ülkemizdeki tünellerin kontrol ve yönetiminde yerini almıştır. Ülkemizdeki tünelcilik çalışmalarını genel olarak incelediğimizde; özellikle ticaret hacminin artarak, limanlarımızın daha teknik ve verimli kullanılmasını ve bu liman-

46 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 46

12.05.2019 23:54


ların ülkemiz içerisinde birbirleriyle karayolu ulaşım bağlantısının sağlanmasını zorunlu hale getirdiği iki binli yıllarda, tünel yapım çalışmalarının ivme kazandığı görülmektedir. Avrupa’dan gelen yükler Rusya’ya, Kafkasya’ya, Orta Asya ülkelerine Karadeniz limanları aracılığıyla, aynı şekilde Ortadoğu, Afrika, Güney Avrupa ve okyanus aşırı olan ticaretimiz de Akdeniz limanlarımızdan yapılmaktadır. Bu limanlara gelen mal ve yüklerin ülke içerisindeki belirli merkezlere taşınması ihtiyacı ortaya çıkınca, kuzey-güney akslarımızın iyileştirilmesinin gerekliliği ve önceliği gündeme gelmiştir. Bu çalışmanın doğal sonucu olarak birçok tünel yatırımı hayata geçirilmiştir. Tünellerin varlığı fırsatları artırırken, bölgesel, ulusal ve uluslararası ilişkilerin gelişimi ve izole gibi görünen bölgelerin ekonomik refahı için katalizör olmuştur. 2003-2018 yılları arasında 413 km uzunluğunda 278 adet tünel yapılmış olup bugün itibarıyla tüm yollarımızda toplam 463 km uzunluğunda 361 adet tünel hizmet vermektedir. Bu dönemde gerçekleştirilen çalışmalarla kaydedilen tünel uzunluğu artışı yüzde 826 olmuştur. 2023 yılına kadar yol ağımızda toplam 700 km uzunluğunda 470 adet tünelin trafiğe hizmet vermesi hedeflenmektedir. Karayolu ulaşımı için zor ve karmaşık bir jeolojik yapısı olan ülkemizde son yıllarda tünelcilik sektöründe yaşanan başarılı gelişmeler, tünelcilik alanında geçmişten bugüne elde edilen tecrübe kazanımlarının en yeni teknoloji ürünleri kullanılarak sürdürülen imalatlarla desteklenmesi, hem ulusal hem uluslararası alanda teknik anlamda ileri bir seviyede yer almamızı sağlamıştır. Ülkemizdeki tünel sayısının

Karayolları Genel Müdürlüğü 2005 yılında kurmuş olduğu bir komisyonla 2004/54/EC sayılı karara uygun olarak çalışmalar başlatmıştır. Özellikle tünellerde ağır yük taşımacılığı ve tehlikeli madde taşımacılığına yönelik risk analizi çalışmaları yapılmıştır. önemli ölçüde artması, 10 kilometreden uzun tünellerin yapımına başlanması, tünel güvenliği konusundaki çalışmaların önemini de artırmıştır. Karayolu tünellerinde güvenlik kriterlerinin sağlanması, mevcut tünellerin eksiklerinin belirlenip bu kriterler doğrultusunda gerekli tedbirlerin alınması, yapılması planlanan tünellerin her aşamasında göz önünde bulundurulması tünel güvenliğinin sağlanmasında önemli hale gelmiştir.

sonra 2004 yılında, 2004/54/ EC sayılı karayolu tünellerinde yapısal, teknik ve işletmeye yönelik bir dizi uyumlaştırılmış asgari güvenlik standartlarını ortaya koymuştur. Bu çalışmada bütünsel yaklaşım kabul edilmiş ve tünel güvenliği 4 ana başlığın içerisinde değerlendirilmiştir.

Tünel güvenliği çalışmalarının tarihçesi ve ülkemizde yapılan çalışmalar Avrupa’da özellikle 90’lı yılların sonu ve 2000’li yılların başında meydana gelen Mont Blanc (Fransa-İtalya) ve Tauern (Avusturya-İtalya) tünel felaketleri (1999) ve Gotthard (İsviçre-İtalya) tüneli yangını (2001) gibi art arda meydana gelen felaketler tünel güvenliği konusunda ilgiyi artırmıştır.

Resim 1.Gotthard Tüneli Yangını 2001 yılında, AB Ortak Ulaştırma Politikası kapsamına alınan tünel güvenliği konusunda AB komisyonu yıllar süren istişarelerden

Resim 2. 2004/54/EC’ye göre bütünsel olarak değerlendirilen başlıklar Karayolları Genel Müdürlüğü gelişmeleri yakından takip ederek 2005 yılında kurmuş olduğu bir komisyonla 2004/54/EC sayılı karara uygun olarak çalışmalar başlatmıştır. Tünel güvenlik kriterlerine uygun yapım şartnameleri hazırlanmış, tünellerin işletme ve yönetim sistemi planlanmış, sürücülerin bilinçlendirilmesi amaçlı bildiriler yayınlanmış ve özellikle tünellerde ağır yük taşımacılığı ve tehlikeli madde taşımacılığına yönelik risk analizi çalışmaları yapılmıştır. Yapılan çalışmalar aşağıda listelenmiştir.

Mayıs 2019 Güvenlik Yönetimi n 47

guvenlik yonetim 71.indd 47

12.05.2019 23:54


FOKUS TÜNEL UYGULAMALARI

Tünellerde meydana gelen kaza, yangın vb. olaylar, açık yoldaki benzer kazalara göre daha az yaşanmakla birlikte bireysel, toplumsal ve ekonomik riskler yönünden çok daha vahim sonuçlar doğurmaktadır. 1- 2005 yılında 2004/54/EC’ye

çalışmaları yapılması

uygun tünellerin yapımına yönelik minimum güvenlik kriterlerinin belirlenmesi ve şartnamelerin buna göre düzenlenmesi 2- 2007 yılından itibaren Karayolları Genel Müdürlüğü olarak tünellerin yapım ve işletmesine yönelik, teşkilat yapılanmasında birimler oluşturulması, bölgesel olarak da Tünel Bakım Onarım İşletme Şefliklerinin kurulması 3- 2013 yılından itibaren tünellerde, ulusal ve uluslararası mevzuatlara uygun Tehlikeli Madde Taşımacılığı konusunda risk analizi çalışmaları yapılmaya başlanması, 4- 2015 yılında Tünel İşletme Yönetmeliğinin çıkarılması 5- Tünel ekipmanları ve tünel güvenliğine yönelik; envanter tutulması, tünellerin coğrafi bilgi sistemlerinde gösterimi, sorgulanması, kaza envanterlerinin ve kayıtlarının tutulması amaçlı Tünel Bilgi Sistemi Programı çalışmaları yapılması 6- Mevcut tünel sistemlerinde kullanılan bütün ekipmanların, yazılım ve sistemlerin tek bir yazılım üzerinden izlenebildiği, yönetilebildiği bir sistemin kurulması ve Karayolları Tünel Altyapı Sistemleri Kontrol ve İzleme Sistemi Yazılımının oluşturulmasına yönelik çalışmalar yapılması 7- Tünel kullanıcılarına yönelik bilgilendirme ve tünel güvenliği konusunda farkındalık oluşturma

8- Tünellere acil müdahale konusunda diğer kurumlarla işbirliği yapılarak, tatbikatlar düzenlenmesi ve acil durum senaryolarının hazırlanması, 9- Tünel güvenliği konusunda ulusal ve uluslararası akademik çalışmaların desteklenmesi ve takibi

Çalışmalarda gelinen durumlar ve kısa vadede hedefler Konuya ilişkin tüm yenilikler takip edilmekte ve tünel yapım şartnamelerinin güncelliğini koruması sağlanmaktadır. Tünellerin yapısal özelliklerinin yanında güvenliği için kullanılan elektromekanik sistemler ana başlıklar halinde aşağıda sıralanmıştır. SCADA (Uzaktan İzleme ve Gözetleme Sistemleri) Havalandırma Sistemleri (Normal ve Acil Durum Havalandırma Otomasyonları) Aydınlatma Sistemleri (Kademeli Aydınlatma) Yangın Algılama ve Önleme Sistemleri Trafik Güvenliği Sistemleri (Trafik Mesaj Sistemleri, Trafik İşaretleme Sistemleri, Hız Algılama, Plaka Tanıma, Kamu Anons Sistemi, Buz Önleme Sistemi vb) Kamera Sistemleri, Enerji Sistemleri vb. Karayolları Genel Müdürlüğü teş-

kilat yapısında, mevcut yapının tünel işletme şefliklerine odaklandığı çözümler geliştirilmektedir. Bunun yanında Karayolları Genel Müdürlüğü, Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Düzenleme Genel Müdürlüğü ve AFAD koordinasyonunda tünel güvenliği ile ilgili çalışma grupları oluşturulmuş olup, trafik güvenliği konusunda mevzuatları düzenlemeye yönelik çalışmalar devam etmektedir. Tünellerde tehlikeli madde taşımacılığı: Tüneller, genel olarak engebeli alanları aşmak ve şehirlerdeki trafik sıkışıklığını rahatlatmak için kullanılmakta olup, tehlikeli madde yüklü ağır vasıtaları, tünel yerine standardı düşük dağlık yollara, şehir merkezinden geçen yoğun trafiğe ya da sahil yollarına yönlendirmek daha yüksek çevresel ve toplumsal risklere neden olabilmektedir. Bu nedenle karar aşamasında tehlikeli maddelerin tünelden geçirilmesiyle ilgili oluşabilecek risk, alternatif rotalarda yapılacak taşımaya bağlı risklerle karşılaştırarak en uygun çözüm üretilmektedir. Risk analizi konusunda uluslararası kabul gören QRAM (Quantiative Risk Analyse Methodology) yaklaşımıyla tüm tünellerimizde, alternatif güzergahlarıyla beraber ADR (Tehlikeli Maddelerin Karayolu ile Taşınmasına İlişkin Avrupa Anlaşması)’ye ve ‘Tehlikeli Maddelerin Karayolu İle Taşınmasına Hakkında Yönetmelik’e uygun olarak çalışılmış ve taslak çalışma tamamlanmıştır. 2019 yılı sonuna kadar hangi tünellerimizden hangi koşullarda, hangi tanımlı malzemelerin geçeceği ve geçişte uygulanacak kuralların tamamlanması hedeflenmektedir.

48 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 48

12.05.2019 23:54


guvenlik yonetim 71.indd 49

12.05.2019 23:54


FOKUS TÜNEL UYGULAMALARI

Diğer taraftan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı bünyesinde; karayolu, demiryolu ve denizyolu tehlikeli madde taşımacılığını düzenleyecek, özellikle de tehlikeli madde taşımacılığını karayolu yerine ana akslarda demiryolları, sahil kesiminde ise denizyolu ile sağlamaya yönelik çalışmalar da 2019 itibarıyla başlamıştır. Tünel Bilgi Sistemi Programı çalışmalarının envantere dayalı büyük bir kısmı tamamlanmış olup, tünel güvenliğine yönelik katkılarla yazılım güncellenmektedir. Tünel altyapı sistemlerinin birleştirilmesine yönelik çalışma kapsamında, tüneller arasında fiber optik altyapıdaki eksikliklerin giderilmesi ve ortak yazılım geliştirilmesine yönelik çalışmalar devam etmektedir. Bu çalışmanın tamamlanması tüm tünellerin tek bir noktadan izlenebilmesi ve olası kaza, yangın vb. durumunda, yönetimin tek bir noktadan sağlanması açısından önemlidir. Tünellere acil durum müdahalesi çalışmaları, tünellerin bulunduğu bölgelerdeki kolluk kuvvetleri, itfaiye, ambulans ve tünel işletmecileri arasında koordinasyonun sağlanmasına yönelik Valiliklerin de devreye girdiği bölgesel bazlı çalışma grupları üzerinden devam etmektedir. Tünel kullanıcıları ve araçların tünel güvenliğine etkisi konusunda farkındalık oluşturulmasına yönelik çalışmalar devam etmekte olup, özellikle sürücü ve araçların tünel güvenliğine etkileri konusunda akademik çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.

Tünel altyapı sistemlerinin birleştirilmesine yönelik çalışma kapsamında, tüneller arasında fiber optik altyapıdaki eksikliklerin giderilmesi ve ortak yazılım geliştirilmesine yönelik çalışmalar devam etmektedir. yaşanmakla birlikte bireysel, toplumsal ve ekonomik riskler yönünden çok daha vahim sonuçlar doğurmaktadır. Söz konusu tünel kazalarının doğrudan etkilerinin yanı sıra, tünellerin uzun süre kapalı kalması sebebiyle, alternatif güzergâhlarda trafik sıkışıklığına yol açması da kaza oranlarını yükseltmektedir. Yukarıda bahsedilen Gotthard Tüneli yangını sonucu tünelin kapanması nedeniyle İtalya ekonomisi

2,5 milyar Euro zarara uğramıştır. Tüm Avrupa ekonomisine zararın 15 milyar Euro’yu bulduğu tahmin edilmektedir. Sonuç olarak karayollarında tünel güvenliği konusunda 4 ana başlıktan oluşan bütünsel yaklaşım çerçevesinde bundan sonra da hem kurumsal, hem akademik hem de toplumsal farkındalık sağlanması ve konunun kamuoyu önünde de güncel tutulması gerekmektedir.

Sonuç Tünellerde meydana gelen kaza, yangın vb. olaylar, açık yoldaki benzer kazalara göre daha az

50 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 50

12.05.2019 23:54


guvenlik yonetim 71.indd 51

12.05.2019 23:54


FOKUS TÜNEL UYGULAMALARI

Trafik tünelleri ve raylı sistemlerde yangın algılama ve kontrol çözümleri 1 Tünel ve metro gibi kamuoyunun tamamı tarafından kullanılabilen bu gibi yatırımlarda yetkililer en yüksek oranda koruma talep etmektedir. Volkan AKTAŞ/ Elektrik Elektronik Mühendisi MATRIKS BİNA KONTROL SİSTEMLERİ

Volkan AKTAŞ

T

rafik tünelleri ve metro gibi raylı ulaşım araçları her gün binlerce insan ve tonlarca eşya taşımasında kullanılan, ekonomik zincirin hassas bağlantılarıdır. Başta can güvenliği olmak üzere yatırımı koruma ve devamlılık olgusunun oldukça önemli olduğu bu gibi yapılarda, muhtelif sebeplerden ötürü ortaya çıkabilecek bir yangın riski her zaman göz önünde bulundurulması gereken bir durumdur. Bir yangın riski durumunda tünel ve

metrolarda oluşabilecek zehirli gazlar sürücü ve yolcuların hayatı için büyük tehlike oluşturmaktadır. (Görüş kaybı, panik ve kaçış yollarına ulaşamama v.b.) Tünel ve metro gibi kamuoyunun tamamı tarafından kullanılabilen bu gibi yatırımlarda yetkililer en yüksek oranda koruma talep etmektedir.

Dünyanın en uzun denizaltı tünelinde test Bu gibi projelerde ortamda bulunan kir, toz, nem gibi çevre-

sel koşullar geleneksel yangın algılama teknolojilerini kullanarak algılama yapılmasına engel teşkil etmektedir. Kötü çevre koşullarından aşırı etkilenen geleneksel yangın alarm tekniklerinin yanlış alarm verme eğilimi artmaktadır ve azımsanmayacak oranda maliyeti yüksek bakım masraflarına sebebiyet vermektedir. AP Sensing – Fiberoptik Yangın Algılama Sistemleri karayolu ve demiryolu tünel güvenliğini yeni bir düzeye taşıyan önemli bir dönüm noktası olarak bizlere yenilikçi çözüm-

52 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 52

12.05.2019 23:54


ekiplere yangının ilerleme yönü, alarm bölgesi (durmuş, cihaz yönünde ilerleyen, cihazdan uzakta) gibi spesifik verileri doğrulukla tespit edebilmiştir.

Karayolu ve demiryolu tünellerinde yangın algılama

ler sağlamaktadır. AP Sensing – Fiberoptik yangın algılama sistemleri özellikle toz, kir ve rutubetin yüksek olduğu karayolu tünel, raylı sistem metro hatları, endüstriyel tesislerdeki gibi zorlu şartlarda yangın algılama sistemi olarak kullanılmaktadır. İngiltere ile Fransa’yı birbirine bağlayan, 38 km hat uzunluğu ile dünyanın en uzun deniz altı tüneli olan Eurotunnel projesinde AP Sensing – Fiberoptik Yangın Algılama Sistemi çözümleri tercih edilmiştir. Sistemi değerlendirmek için tam ölçekli testler, 2010 yılının Nisan ayında gerçekleştirilmiştir. Testler canlı hava koşullarında ve 100-150 MW ‘ı geçebilecek yoğun sıcaklıklarla yapılmıştır. (Bu değer aralığı neredeyse 40 arabanın yer aldığı bir ateşe eşittir.) Test sonuçları sistemin yangınla mücadele konusunda son derece ikna edici performanslar sunduğunu kanıtlamıştır. Bu testlerde sistemin yangınla mücadele ekiplerine yüksek hava akımlarından etkilenmeden ve hızlı reaksiyon göstererek yangın yerini doğrulukla aktardığı gözlemlenmiştir. Sistem ayrıca etkili bir yangınla mücadele sağlayabilmek için

Karayolu ve demiryolu tünelleri gibi yüksek koruma talep edilen projelerde kullanılan bir yangın sisteminin performans ve teknolojik açıdan aşağıdaki kriterlere sahip olması istenmektedir. Normal çalışma sırasında düşük bakım maliyetleri ve yanlış alarmlara karşı güvenlik. Kir ve aşındırıcı gazlara karşı dayanıklılık. (egzoz gazları, nem, toz, kir gibi çevresel faktörler) Yüksek hava akımlarından ve çevresel faktörlerden etkilenmemesi. Tünel rüzgarı ne olursa olsun 3 m içinde yangın çekirdek noktasının tespiti. Bir tren istasyonda durduğunda oluşabilecek yüksek hava akımının sistemin çalışmasını etkilenmemesi, yangının yerinin hatasız tespit edilebilmesi. Parazit alanlarına karşı bağışıklık. (tünel radyo, mobil radyo, fan vibrasyonu, EMC. gibi) Sıcaklık dalgalanmaları nedeniyle hassasiyet değişimi olmaması. (trafik birikimi, hava değişimi v.d.) Kararlı bir sistem yapısı. Tehlikeli durumlarda güvenilir alarm tetiklemesi sağlaması. Yangınla mücadele stratejisi gereği alınması gereken önlem-

leri başarı ile gerçekleştirmesi. (Sesli ve görsel uyarının devreye girmesi, duman tahliye ve söndürme gibi koruyucu önlemlerin alınması v.b.) Radyant ve konveksiyon ısısının saptanması. Tam bir yangın çıkmadan önce hızlı ve güvenilir alarm algılamasının gerçekleştirilmesi. Yangının ilerleme yönü, alarm bölgesi (durmuş, cihaz yönünde ilerleyen, cihazdan uzakta) gibi spesifik verileri doğrulukla mücadele ekiplerine aktarabilmesi. Alman RABT (Yol ve Ulaşım Araştırma Kurumu) karayolu tünellerinin tasarımı ve çalışması için özel kuralları aşağıdaki gibi belirtmiştir. 400 m veya daha fazla uzunlukta tüm tüneller için geçerlidir. 5 MW yangın yükü ve 6 m / s rüzgar hızı için 60 sn’lik tetikleme süresi. 50 m içinde lokalizasyon.

Geleneksel yangın alarm sistemleri ile gerçekleştirilmesi çok güç veya maliyetli olan sistemler yenilikçi bir bakış ile çok daha basit ve ekonomik çözümlerle uygulanabilmektedir. Mayıs 2019 Güvenlik Yönetimi n 53

guvenlik yonetim 71.indd 53

12.05.2019 23:54


FOKUS TÜNEL UYGULAMALARI

AP SENSING AP Sensing GmbH / Almanya firması, fiber optik teknolojilerle yangın algılama ve enerji verimliliği ölçümlerine ilişkin çözümler sunmaktadır.

Fiber optik ve foton teknolojileri konusunda yapılan çalışmalar günümüzde birçok farklı alanda uygulamalara girmiş durumdadır. Bu yeni teknoloji bizlere yangın alarm sistemleri alanında da birçok yenilikler sunmaktadır. Geleneksel yangın alarm sistemleri ile gerçekleştirilmesi çok güç veya maliyetli olan sistemler yenilikçi bir bakış ile çok daha basit ve ekonomik çözümlerle uygulanabilmektedir. AP Sensing ürünleri, uzun mesafelerde hassas ölçümlerin sorunsuz yapabilmesi ve sahada yalnızca pasif malzemeler kullanması ile birçok alanda ön plana çıkan uygulamalar ile zorlu projelerin vazgeçilmez çözümü haline gelmiştir. OTDR ölçüm tekniği (optical time domain reflectometry) alanında 20 yıllık bir tecrübeye sahip olan AP Sensing, DTS (Distributed Temprature System) ile yangın alarm sistemleri alanında girmiştir. AP Sensing, optik ölçüm alanında dünya lideri ve opto-elektronik bileşenler işleme tekniği alanında en yeni teknolojileri sunan Agilent Technologies’in DTS sistemleri pazarlama ve satış firmasıdır. Yangın algılama tekniği konusunda yenilikçi ve güvenilir çözümler

Sistem sadece değişik yangın türlerini hızlı ve güvenilir şekilde tespit etmekle kalmayıp aynı zamanda yangının yerini birkaç metre hassasiyetle tam olarak tespit edebilmektedir. üretmek amacıyla kurulan firma kurulduğu günden bu yana birçok büyük ve prestijli projede yer almıştır. Avrupa, Türkiye ve Çin’de kurulan zorlu tünel projelerinin aranılan markası haline gelen AP Sensing tüm üretim ve ARGE faaliyetlerini Almanya’da sürdürmektedir. AP Sensing – Fiberoptik Yangın algılama sistemleri geleneksel yangın alarm sistemlerine oranla bir birçok noktada üstünlükler sağlamaktadır. AP Sensing – Fiberoptik Yangın Algılama Sistemleri işletme ve bakım masraflarınızı en aza indirmek üzere tasarlanmış olup bunu aşağıdaki olumsuz şartlar altında dahi en yüksek güvenirlilikle sağlamaktadır: Kir, toz ve aşındırıcı atmosfer Yüksek oranda nem ve aşırı ısı değişiklikleri Çözelti buharı ve radyoaktif dalgalar

ATEX sınıfı patlayıcı toz ve gaz tehlikesi olan alanlar

Ap Sensing fiberoptik sıcaklık algılama sistemleri AP Sensing – Fiberoptik yangın algılama sistemleri özellikle toz, kir ve rutubetin yüksek olduğu karayolu tünel, raylı sistem metro hatları, endüstriyel tesislerdeki gibi zorlu şartlarda yangın algılama sistemi olarak kullanılmaktadır. Sistem sadece değişik yangın türlerini hızlı ve güvenilir şekilde tespit etmekle kalmayıp aynı zamanda yangının yerini birkaç metre hassasiyetle tam olarak tespit edebilmektedir. Sistem rüzgârdan etkilenmeden sadece konveksiyon ısı dalgalarını değil aynı zamanda termik ısı dalgalarını da algılayabilmektedir. Tüm bu özelliklerine ek olarak sistem, sensör kablonun izleme kabiliyetini kaybetmeden 1000°C

AP Sensing “Lineer Heat Serisi” – bu uygulamalar için en iyi seçenektir. Uygulama Tünel // Büyük çaplı tesisler Kablo kanalı // Transformatör // Generatör Taşıma bandı // Silo Asma tavan // Girilemez alanlar Soğutma tesisleri Madenler // Rafineri // Yüzen tavanlı tank Nükleer santraller // Çöp arıtma-toplama tesisleri

Çözüm … sadece bir kablo … en yüksek derecede EMV güvenliği … kir ve tozdan etkilenmez … bakım gerektirmez … nemden etkilenmez … ATEX sertifiklalı … radyoaktif ve aşındırıcı ortamdan etkilenmez

54 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 54

12.05.2019 23:54


kadar olan sıcaklıklara dayanabilmesi sayesinde yangının büyüklüğü ve genişleme yönünü uzun bir süre takip edebilme özelliğine sahiptir. Bu özellikler sa¬yesinde karşı tedbirler etkin olarak kontrol edilebilmekte ve olaya müdahale eden sorumlulara yangınla alakalı yangın yeri, büyüklüğü, ısı tahliyesi gibi önemli bilgiler verilebilmektedir. (İsveç SP Teknik Araştırma Enstitüsü tarafından yapılan 1: 1 yangın testlerinde bu bilgiler elde edilmiştir.)

Binlerce algılama noktası için sadece bir fiber optik kablo kullanmak yeterli olmaktadır. AP Sensing – Fiberoptik Yangın Algılama Sistemleri hiçbir ala¬nı denetim dışı bırakmaz. Sistem, tüm koruma alanı içinde gerçek zamanlı olarak sıcaklık gelişimini ve yayılımı sürekli olarak de-netlenmesine olanak tanır. AP Sensing “Lineer Heat Serisi“ kuantum mekanik RAMAN etkisini ve patentli ölçüm yönte¬mini

AP Sensing – Fiberoptik yangın algılama sistemleri özellikle toz, kir ve rutubetin yüksek olduğu karayolu tünel, raylı sistem metro hatları, endüstriyel tesislerdeki gibi zorlu şartlarda yangın algılama sistemi olarak kullanılmaktadır. (Code Correlation - OTDR) temel alarak, binlerce metre uzunluğunda fiber optik kablolar boyunca ve her 10 saniyede bir binlerce ısı değeri okuyarak, mükemmel bir ısı profili çıkartır. En yüksek seviyede sistem uyumu ve optik elemanların yapı¬lışında kendine özgü yöntem kullanan AP Sensing, bizlere geniş kapsamlı bir korunma sunmaktadır. Arızasız, kesintisiz çalışma ve kolay montaj ile bu sistem çözümünü tamamlanmaktadır. Siteme ait birçok bileşen özenle seçilmiş olup en yüksek kaliteyi ve en düşük arıza yüzdesini sağlayacak şekilde geliştirilmiştir.

Aynı sensör kablo üzerinde hedefe yönelik farklı alarm kriter ve hassasiyetleri tanımlayabilme. Sistem bizlere 5 parametreli alarm kriteri tanımlamamıza olanak sağlamaktadır. Bunlar;

Statik yüksek değer Adaptif en yüksek değer (çevrenin sıcaklık değerini dikkate alır, °C cinsinden bölge ortalamasına pozitif delta) Farklı sıcaklık yükseliş karakteristikleri için 3 kademeli ısı eğrisi (Isı artış hızı ve sabit değer aşılması) Tünel giriş ve çıkış noktaları, tünelin iç kısımlarına oranla sıcaklık değişikliklerinden daha çok etkilenmektedirler. Tünel içerisinde oluşabilen rüzgar, mekanik fanlardan kaynaklı hava hareketlerinden ötürü sürekli yüksek ve düşük sıcaklıklara sahip olan kısımlar oluşabilmektedir. Bu değişken ısı şartlarıyla baş edebilmek için AP Sensing “Lineer Heat Serisi“ kablo üzerinde farklı alanlar için değişik alarm duyarlılıkları tanımlayabilmektedir. Sistem aynı zamanda buzlanma ikazında kullanılan “negatif“ alarmların konfigürasyonunu da mümkün kılmaktadır.

Mayıs 2019 Güvenlik Yönetimi n 55

guvenlik yonetim 71.indd 55

12.05.2019 23:54


FOKUS TÜNEL UYGULAMALARI

Tünellerde yangın algılama sistemi uygulaması Yüksek tavanlı üretim alanları, kablo galerileri ve araç tünelleri gibi mahallerde kullanılan noktasal tip dedektör, ışın tipi duman dedektör, hava emmeli dedektör gibi bilinen algılama yöntemlerinin kullanılması işletmenin servis ve bakım maliyetlerini çok arttırmaktadır. Levent CEYLAN/ Genel Müdür BTS YANGIN GÜVENLİK VE YAPI TEKNOLOJİLERİ

S

on yıllarda elektronik ve haberleşme sistemlerinde gördüğümüz yeni teknolojilerin yansımaları yangın algılama sistemlerinde de yeni teknolojilerin kullanılmasına zemin hazırlamaktadır. Her konuda baş döndürücü hızla gelişim gösteren elektronik algılama (sensor) sistemleri son yıllarda fiber optik alt yapıyı da kullanarak yeni algılama teknolojilerini sektörümüzün kullanımına

açmıştır. Özellikle yüksek tavanlı üretim alanları, kablo galerileri ve araç tünelleri gibi mahallerde kullanılan noktasal tip dedektör, ışın tipi duman dedektör, hava emmeli dedektör gibi bilinen algılama yöntemlerinin kullanılması işletmenin servis ve bakım maliyetlerini çok arttırmaktadır. Fiber optik doğrusal yangın algılama sistemi kullanım ve bakım kolaylıkları sayesinde İşletmelere büyük oranda zaman

ve para kazandırmaktadır. Bu yeni algılama teknolojisi sayesinde yangının yeri, boyutu ve yayılma yönü sistem merkezi tarafından anlık olarak izlenebilmekte ve kontrol edilebilmektedir. Bu özellik sayesinde işletmenin yangın ekibinin veya itfaiyenin yangına müdahalesi daha kolay ve hızlı olmaktadır. İşte tüm bu nedenlerden dolayı otoyol veya raylı tünellerde fiber optik doğrusal yangın algılama sistemleri tercih edilmektedir.

56 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 56

12.05.2019 23:54


Fiber optik doğrusal yangın algılama sistemi ile tünellerde DTS -Distributed Temperature Sensor- teknolojisini kullanmaktayız. Bu sistem sayesinde son yıllarda geliştirilmiş tam bir dijital veri (yangın sırasında oluşan sıcaklık değişimi) akışı sağlamakta ve DTS cihazları sayesinde tünel içinde oluşabilecek bir yangın çok hızlı bir şekilde 5km’lik menzilde 1m’lik hata ile tünel içinde yangının çıktığı yeri tespit edebilmektedir. Yangın yerini tespit ettikten sonra DTS cihazının ModBus TCP/IP çıkışı ile tünel elektromekanik kumanda sistemi Scada’ya bilgi göndermekte ve tünel içindeki elektromekanik sistemleri örneğin JetFan sistemlerini harekete geçirmektedir. Bunlar yukarda belirttiğim gibi en uç noktalar olan bir uç’ta fiber optik sensör kablo diğer uç’ta Scada’nın yazılım platformu arasında inanılmaz bir dijital veri akışı yapılmaktadır. DTS teknolojisinde yangının algılan-

ması EN54-22 onaylı Bandweaver FireFiber sensör kablo üzerinden yapılmaktadır. Bu sistemin en önemli avantajlarından birisi kontrol ünitesine gömülü gelen yazılım sayesinde tünel içinde sanal yangın zonları oluşturulabilmesidir. Bu sayede tünelin genelinde döşenen FireFiber sensor kablo geçiş yaptığı bölge özelliklerine göre adreslenebilmekte ve alarm eşik değerleri her yangın zonu için İşletmenin isteğine bağlı olarak belirlenebilmektedir.

Fiber optik doğrusal yangın algılama sistemi ile tünellerde DTS teknolojisini kullanmaktayız. Bu sistem sayesinde son yıllarda geliştirilmiş tam bir dijital veri akışı sağlamakta ve DTS cihazları sayesinde tünel içinde oluşabilecek bir yangın çok hızlı bir şekilde 5km’lik menzilde 1m’lik hata ile tünel içinde yangının çıktığı yeri tespit edebilmektedir. Tünel içi uygulaması Benzer bir uygulama 2018 yılı kasım ayı içinde İzmir-Manisa arasındaki Sabuncubeli tünelinde sistemin malzeme temini yapılarak devreye alınmıştır. Bu projede yaklaşık 4,5 km’lik ikiz iki tüpten oluşan tünel içinde oluşacak bir yangının hızlı ve doğru bir şekilde algılanması amaçlanmıştır. Tünel sürekli araçların hareket ettiği, tozlu ve kirli bir ortama sahiptir. Bu nedenle tünel içinde bakıma ihtiyaç gösterecek elektronik cihazların uzun süreli kullanımı mümkün değildir. Tünelin tavanına monte edilen EN54-22 onaylı FireFiber sensör kablosu ortamdaki rutubetten ve korozif etkilerden hiçbir şekilde etkilenmez. Tünel içinde kullanılan yangın algılama sisteminde hiçbir elektronik cihaz veya sensör kullanılmamış sadece tünelin tavanına monte edilen toplam 10.000m FireFiber sensör kablo ile bu sensör kabloyu izlemek için 2 adet 2 kanallı ve 5km menzilli EN54-22 onaylı Bandweaver FireLaser DTS f/o doğrusal yangın algılama kontrol paneli kullanılmıştır. Bu projede kullanılan FireLaser DTS’ in her bir kanalı 5000m menzillidir. Paneller birbiri ile tam yedekli (Full Redundant) olarak çalışmaktadır. FireLaser Kontrol ünitesine direk bağlanan FireFiber sensor kablosunun her 200 m’si bir yangın

zonu olarak programlanmış ve tünelde toplam 23 yangın zonu oluşturulmuştur. FireLaser f/o doğrusal yangın algılama kontrol paneli yangını algıladığında yangının çıktığı yerin ve yangın zonu bilgilerini anında Scada tünel yönetim sistemine ModBus TCP/ IP protokolü üzerinden gönderebilmektedir. Böylelikle tanımlanmış yangın senaryosuna uygun olarak tünel içindeki elektromekanik sistemleri- örneğin JetFan sistemlerini- Scada sistemi yazılımı ile harekete geçirmektedir. Ayrıca tünel içindeki yangın dolaplarının ve yangın ihbar butonlarının durumu adreslenebilir izleme modülleri vasıtası ile ZETTLER MZX Ana Yangın Kontrol Panellerine bildirmektedir. MZX yangın kontrol paneli de ZETTLER CCU3 ModBus arabirim ünitesi yardımı ile yangın dedektörleri, yangın ihbar butonları ve adresli yangın izleme modüllerinin durumlarını (alarm, arıza ve izole) Tünel Scada sistemine aktarmaktadır. ZETTLER MZX Yangın Kontrol Panelleri aynı zamanda tesisin elektrik dağıtım odalarında (EDB) ve Tünel kontrol merkezinde bulunan noktasal tip duman ve/veya sıcaklık algılama dedektörlerini izleyerek bu kritik mahalleri de kontrol altında tutmaktadır. Sabuncubeli Tünelinde 2 adet olmak üzere her biri 2 loop ZETTLER MZX paneller kullanıl-

Mayıs 2019 Güvenlik Yönetimi n 57

guvenlik yonetim 71.indd 57

12.05.2019 23:54


FOKUS TÜNEL UYGULAMALARI

mıştır. Toplam yaklaşık 600 adet adresli Yangın Algılama noktasından oluşmaktadır. Her iki sistem birbiriyle izleme ve kontrol modülleri ile entegre edilmiştir. Bu sayede Sabuncubeli Tüneli içinde ve elektrik dağıtım odalarında oluşacak bir yangın veya arıza durumu daha başlangıç aşamasında Tünel kontrol ve izleme merkezindeki Scada ekranından görülerek gerekli kontrol ve müdahaleler ilgili ekipler tarafından hızla yapılabilmektedir.

b ) sıcaklık artış hızı ve c ) komşu zonlarda ki %’sel değişikleri programlayarak yangın alarm bilgisi alabilme, 48 adet röle çıkışı programlayabilme, SCADA sistemi için Modbus TCP/IP çıkışı, Ethernet için TCP/IP bağlantısı. -10 °C .... + 55 °C

Fiber optik doğrusal yangın algılama sisteminin bileşenleri Fiber optik doğrusal yangın algılama sistemin çalışması esas olarak fiber optik doğrusal yangın algılama sensör kablosu ile ortamdaki sıcaklığı ölçüp, değerlendirmesi için DTS kontrol paneline iletilmesi prensibine dayanır. Kontrol paneli de bu bilgileri iç bünyesinde gömülü gelen karmaşık yazılımlar ile “°C” cinsinden hesaplayarak kullanıcıya iletir. Kısacası bu sistem sadece ve sadece sahada fiber optik doğrusal yangın algılama sensör kablosu ile kontrol merkezi odasında DTS Kontrol Paneli olmak üzere 2 ana bileşenden oluşur. Tesis içinde hiçbir elektronik cihaz yoktur. Bu nedenle sistemin bakım ve servis hizmeti kolaylıkla kısa süre içinde yapılabilmektedir.

Bandweaver FireLaser DTS Ünitesi Tek bir DTS ünitesi ile 20.000 mt’ye kadar fiber optik algılama mesafesi Class A kurulum ile 90.000m2, Class B kurulum ile 180.000m2, +/- 1 m yanılma payı ile yangının başladığı yeri bildirebilmesi, +/- 1 °C hassasiyet ile çalışabilme; Her yangın zonu için ayrı; a ) 2 farklı seviyede sabit sıcaklık ve

Bandweaver FireFiber Sensor Cable 2 adet bağımsız MM 62,5/125µm aleve dayanıklı ve Halojensiz izolasyonlu fiber, Kablo Dış Kılıfı HDPE LSZH – 3,2mm, 1,8mm Çelik tüp içinde korumalı Hem sıcak gazları (konveksiyon enerjisi) hem de yansıma enerjisini (radyasyon) algılamayabilme. Harici/ Dahili ve / veya ExProof alanlarda kullanıma uygun FireFiber yangın sensör kablosu, 50 °C .... + 150 °C Hem FireLaser DTS ünitesi hem de FireFiber Sensör kablosu birlikte EN54-22 onaylıdır.

F/o sensör kablo ile diğer uygulama alanları Endüstriyel Tesislerde yüksek tavanlı Üretim Alanları, Kablo galerileri ve Tesis içinde

elektriksel kablo yolları, Konveyör hatları veya kabinleri, Yüksek sıcaklıklara sahip fırın çevresi, Soğuk hava depoları, Tozlu veya çeşitli partiküllerin bulunduğu alanları, Ex proof ortamlar, Yüksek tavana sahip asma tavan içi bölmeler, Raflı sistemlerinin bulunduğu Depolarda raf adreslemesi, Tahıl ambarı ve depoları, Askeri tesislerde mühimmat depoları, Madenler, Asma köprüler, Barajlarda su sızıntısını yakalamak için kullanılmaktadır. Bandweaver FireLaser DTS sistemi endüstriyel tesislerde yangına neden olabilecek tüm olayları tespit ederek, İşletme içinde oluşabilecek bir yangında insanların tahliyesini güvenli ve hızlı bir şekilde sağlayabilmektedir.

DTS teknolojisinde yangının algılanması EN54-22 onaylı Bandweaver FireFiber sensör kablo üzerinden yapılmaktadır. Bu sistemin en önemli avantajlarından birisi kontrol ünitesine gömülü gelen yazılım sayesinde tünel içinde sanal yangın zonları oluşturulabilmesidir.

58 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 58

12.05.2019 23:54


guvenlik yonetim 71.indd 59

12.05.2019 23:54


FOKUS TÜNEL UYGULAMALARI

Türkiye karayolları tünellerinde güvenliğin önemi Tünel güvenliğini etkileyen altyapı önlemleri; tüp ve şerit sayısı, tünel geometrisi, aydınlatma, havalandırma, kaçış yolları ve acil çıkışlar, acil servisler için erişim, acil istasyonlar, acil güç kaynağı, cepler, drenaj, su temini, izleme sistemleri, haberleşme sistemleri, yol işaretleri, tünel kapatma ekipmanı ve kontrol ünitesi olarak gruplandırılabilir. İrfan ÜNAL/İnşaat Yüksek Mühendisi Emekli Karayolcu

T

ürkiye’deki karayolları tünellerinin yapımına 1950’li yıllarda başlanmıştır. İlk yapılan tüneller mesafeyi kısaltıp ulaşımı kolaylaştırmak için değil daha çok doğal afetlerden (çığ, heyelan vb.) korunmak amaçlı inşaa edilmiş

kısa tünellerdir (35-50 metre). Türkiye’de 1990’ların başlarında otoyolların yapımına hız verilmesiyle; 3000 metreden uzun çift tüplü tünellerin yapımı başlamıştır (Bolu Tüneli-3140 metre). Bölünmüş yollar politikası ve Karadeniz sahil yolu projesi kapsamında çok

sayıda ve uzun tünellerin yapımı, güvenlik kriterleri standardında gerçekleştirilmiştir. 2016 yılının sonuna geldiğimizde 5 kilometre üzerinde tüneller trafiğe açılmaya başlamıştır (Ilgaz Tüneli-5400 metre). Haziran 2018 yılında Türkiye’nin en uzun tüneli trafi-

60 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 60

12.05.2019 23:54


Tünel projeleri, minimum güvenlik gereksinimlerine uygun bir şekilde yapılmalı ve bunun yanı sıra gerek yapımı gerekse bakım ve işletme masrafları ülke bütçesi düşünülerek en uygun düzeyde sağlanmalıdır.

İrfan ÜNAL

ğe açılmıştır (Ovit Tüneli-14300 metre). Son yıllarda Türkiye’de uzun tünellerin sayısının, araç sahipliliğinin ve hareketliliğin (mobility) artması ile tünel güvenliği daha da önem kazanmıştır. Karayolları Tünellerinde Güvenlik ve İşletme Stratejileri, tünel acil durum tesisleri ile sağlanır. Acil durum tesisleri ise karayolu tünelleri içinde olası doğal afet, yangın, sabotaj veya ağır trafik kazalarında oluşacak hasarları azaltmak için tasarlanır. Acil durum tesislerinin amacı, kazayı ve kaza sonrası oluşabilecek ikincil hasarları önlemektir. Tüneller trafik hacmine ve tünel uzunluğuna göre sınıflandırıldıktan sonra acil durum tesislerinin yerleştirme

standartları belirlenir. Daha sonra bir acil durumda bu tesislerin hangilerinin nasıl kullanılacağı planlanır. Ayrıca kritik tüneller için bir Risk Analizi ve İnsan Davranışı Analizi yapıldıktan sonra gerekli önlemler alınmalıdır.

Tünel güvenliğini etkileyen faktörler Tünel güvenliğini etkileyen altyapı önlemleri; tüp ve şerit sayısı, tünel geometrisi, aydınlatma, havalandırma, kaçış yolları ve acil çıkışlar, acil servisler için erişim, acil istasyonlar, acil güç kaynağı, cepler, drenaj, su temini, izleme sistemleri, haberleşme sistemleri, yol işaretleri, tünel kapatma ekipmanı ve kontrol ünitesi olarak gruplandırılabilir. Altyapı önlemleri proje ve yapım esnasında gerektiği şekilde ele alınmadığı takdirde tünel işletmeye geçtiğinde telafisi zor durumlarla karşılaşılabilir. Tünel güvenliğinde bu maddelere

ek olarak; tüneli işleten idare yetkili makamlarla (polis, itfaiye, ambulans) genel koordinasyon, acil durum planlaması, kaza ve olayların yönetimi, tünele alternatif güzergâhlar belirleme ve gerektiğinde yönlendirme, kontrol merkezinin faaliyetleri, tehlikeli maddelerin taşınması, taşıtlar arası mesafe ve hızın belirlenmesi gibi tünel işletme sürecindeyken de önlemler alınmalıdır. Ayrıca tünel kullanıcıları için bilgilendirme kampanyaları ve araç sahiplerinin aldığı tedbirler de (araçta yangın söndürücü bulunması gibi) tünel güvenliği açısından faydalı olacaktır. Görüldüğü gibi karayollarında tünel güvenliğinin sağlanması, altyapı önlemlerinin alınması yanında, güvenlik ekipmanlarının tesis edilmesinden, kamuoyunun bilinçlendirilmesine kadar çok geniş bir alanı kapsamaktadır.

Türkiye’de karayolu tünel güvenliği Türkiye’de son 15 yılda çok sayıda tünel yapılması ve 10 kilometreden uzun tünellerin trafiğe açılması, Tünel Güvenliği konusundaki çalışmaları artırmıştır. Türkiye Karayolları Tünelleri için Minimum Tünel Güvenlik Gereksinimlerinin Altyapı Önlemleri baz alınarak 2005 yılında Karayolları Genel Müdürlüğü için hazırlanan Genelge çok disiplinli komisyonun çalışması ile sonuçlandırılmıştır.

Mayıs 2019 Güvenlik Yönetimi n 61

guvenlik yonetim 71.indd 61

12.05.2019 23:54


FOKUS TÜNEL UYGULAMALARI

Bu Genelgede Avrupa Birliği’nin Trans Avrupa Karayolu Ağları için 2004/54/EC sayılı Direktifi esas alınmıştır. Güvenliğin ilk aşaması olarak tünel projeleri minimum güvenlik gereksinimlerine göre dizayn edilmelidir. Tünellerin yapım aşamasında alınan güvenlik önlemleri önemli olduğu gibi, trafiğe açıldıktan sonra bakım-işletme faaliyetleri aşamasında da güvenlik, projelendirme aşamasında düşünülmelidir. Genelgeye göre her tünelin sınıflandırılması uzman bir ekip tarafından belirlenmelidir. Sonuç olarak gerek yurtiçi gerekse yurtdışında teknolojik yenilikler takip edilerek tünel güvenliği kriterleri devamlı güncel tutulmalıdır. Genelge dünyada bu uygulamalarda rehber olarak kullanılan aşağıdaki kaynakları incelemiştir; EU Direktifi - Avrupa Parlamentosu ve Konseyi’nin 29.04.2004 tarih ve 2004/54/EC sayılı TransAvrupa Karayolu Ağı Tünelleri İçin Minimum Güvenlik Gereksinimleri,

PIARC-Tünellerde Yol Güvenliği (1995) CIE (Uluslararası Aydınlatma Komisyonu) (CIE 88-90, CIE 2004-2) NFPA - Ulusal Yangından Korunma Birliği EN 12368, 12966 Avusturya Planlama Kılavuzu (RVS.9.281, RVS.9.282, RVS.9.261, RVS.9.262) UNECE- Karayolu Tünelleri Uzmanlar Grubu’nun Tavsiyeleri Nihai Rapor (TRANS/AC.7/9, 2001) Tüneller İçin Acil Durum Tesisleri Şartnamesi (Japonya, 1997) ISO Guide 73:2009

Sonuç ve öneriler Tünel projeleri, minimum güvenlik gereksinimlerine uygun bir şekilde yapılmalı ve bunun yanı sıra gerek yapımı gerekse bakım ve işletme masrafları ülke bütçesi düşünülerek en uygun düzeyde sağlanmalıdır. Bunun için tünellerin yapım aşamasından önce ilgili Genelgeye göre sınıflandırması belirlenmelidir. Karayolu tünelleri içinde olası doğal afet, yangın, sabotaj veya

ağır trafik kazalarında oluşacak hasarları azaltmak için Acil Durum Tesisleri tasarlanmalıdır. Ayrıca kritik tüneller için Risk Analizi ve İnsan Davranışı çalışması da yapılmalıdır. Tünelin inşaa ve elektromekanik sistem çalışmalarının bir arada yapılması tünel güvenliğini olumlu yönde etkileyeceği gibi yapım, bakım ve işletim maliyetlerinin de önemli oranda azalmasını sağlayacaktır. Güvenliğin sağlanmasıyla ilgili tünel kullanıcıları için bilgilendirme kampanyaları düzenlenmelidir. Gerek yurt içinde gerekse yurt dışında teknolojik yenilikleri takip ederek tünel güvenliği kriterleri devamlı güncel tutulmalıdır. İstatistiklere göre tünellerde kazalar daha az gerçekleşmesine rağmen, kapalı yapılar olması nedeniyle yeterli güvenlik tedbirleri alınmadığında kaza sonrası bir de yangın çıkarsa çok ciddi sonuçlarla karşılaşılmaktadır. Karayolu tünellerinde minimum güvenlik kriterlerinin sağlanması, mevcut tünellerin eksiklerinin belirlenip bu kriterler doğrultusunda gerekli tedbirlerin alınması, yapılması planlanan tünellerin her aşamasında (proje, yapım, işletme) bu kriterlerin göz önünde bulundurulması önemlidir.

İstatistiklere göre tünellerde kazalar daha az gerçekleşmesine rağmen, kapalı yapılar olması nedeniyle yeterli güvenlik tedbirleri alınmadığında kaza sonrası bir de yangın çıkarsa çok ciddi sonuçlarla karşılaşılmaktadır. 62 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 62

12.05.2019 23:54


guvenlik yonetim 71.indd 63

12.05.2019 23:54


FOKUS TÜNEL UYGULAMALARI

Avrasya Tüneli’nde bütüncül güvenlik önlemleri Tünel içinde ve yaklaşım yollarında bulunan yaklaşık 400 kamera ile beslenen SCADA kontrol ve takip sistemi tünelin her noktasına hakimdir. Otomatik olay algılama sistemi, duran araç, yaya, duman ve düşen obje gibi olağandışı bütün olayları tespit edebilmekte ve daha önce tanımlı olan 26 adet senaryodan uygun olanını en kısa sürede aktive etmektedir. AVRASYA TÜNELİ

İ

stanbul trafiğinin en yoğun olduğu Kumkapı-Koşuyolu semtleri arasındaki yolculuk süresini 5 dakikaya indiren Avrasya Tüneli, derinliği ve büyüklüğü ile daha önce hiç denenmemiş bir başyapıt olarak milimetrik hesaplarla inşa edilmiş bir yapıdır. Projenin inşasından işletmesine kadar tüm süreçlerde güvenlik ilk öncelik olarak konumlandırılmıştır. İnşaat ve işletme aşamalarında

daima en ileri ve en güncel teknolojileri kullanan Yapı Merkezi ve SK E&C’nin dünyanın her noktasında kazandığı deneyim, Avrasya Tüneli’nin en önemli teknik güvencesini oluşturmaktadır.

En yenilikçi teknolojiler ile güvenlik Deniz suyuyla temas etmeyen tünelin yapımında ileri teknoloji ürünü tünel açma makinesi TBM

kullanılmıştır. 127 yıllık tasarım ömrüne sahip beton bloklardan oluşan tünelin inşa sürecinde 0 tolerans üzerine kurulu binlerce test yapılmış, tünel güvenliği için en yenilikçi teknolojiler kullanılmıştır. Tünel, yangından zarar görmeyecek ve su sızdırmayacak şekilde tasarlanmıştır. Ayrıca tünelde atık suların dışarı çıkarılması için yüksek kapasiteli bir drenaj sistemi bulunmaktadır.

64 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 64

12.05.2019 23:54


İstanbul’un, Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın tam üzerinde olması dolayısıyla Avrasya Tüneli’nin güzergah belirlemesi ve tasarımı da buna göre yapılmıştır. Proje, fay sisteminin üretebileceği en büyük depreme dayanıklı olarak inşa edilmiştir. Tünelde yer değiştirmeleri en aza indirmek üzere Japonya’da imal edilen iki sismik bilezik bulunmaktadır. Bu sayede tünel doğaya karşı direnç göstermemekte, harekete müsaade etmektedir. Tünelin inşa sürecinde binlerce çalışana her vardiyada verilen onbinlerce saatlik eğitimlerin karşılığını hiçbir büyük iş kazası ve can kaybı yaşanmamasıyla alan Avrasya Tüneli, aynı titizliği tüneli kullanan yolcuları için de göstermektedir. Avrasya Tüneli, Asya Yakası’nda elektrik kesintisi durumunda Avrupa Yakası’ndan, Avrupa Yakası’nda elektrik kesilmesi durumundan Asya Yakası’ndan enerji sağlamakta; şehir genelinde bir kesinti olması durumunda güçlü UPS ve jeneratör sistemi devreye girmektedir.

400 kamera ile beslenen takip sistemi Tünel içinde ve yaklaşım yollarında bulunan yaklaşık 400 kamera ile beslenen SCADA kontrol ve takip sistemi tünelin her noktasına hakimdir. Otomatik olay algılama sistemi, duran araç, yaya, duman ve düşen obje gibi olağandışı bütün olayları tespit edebilmekte ve daha önce tanımlı olan 26 adet senaryodan uygun olanını en kısa sürede aktive etmektedir. Bu çerçevede tünel otomatik olarak kapanabilmekte, havalandırma sistemleri, VMS, radyo anonsları otomatik olarak çalışmaktadır. Tünelde buna ek olarak doğrusal yangın algılama sistemi, 1000’in üzerinde yangın alarm noktası (duman detektörü, yangın ihbar butonu vb.) ve 100 adet acil telefon bağlantısı bulunmaktadır.

Tünelde, acil durum telefonları, kamu anons sistemi, radyo anonsu ve GSM alt yapısı sayesinde yolculuk esnasında kesintisiz bir iletişim imkânı sağlanmakta ve acil durumlarda bilgi akışı sağlanabilmektedir. En derin noktası deniz seviyesinin 106 metre altından geçerek Avrupa ve Asya’yı birbirine bağlayan Avrasya Tüneli’nden alınan görüntüler kontrol merkezindeki görüntüleme ekranlarına yansıtılmakta ve her an denetlenmektedir. Tünel girişlerinde ve içerisinde 7/24 görev yapan her türlü donanıma ve eğitime sahip ilk müdahale ekipleri, herhangi bir olaya en geç 2 dakika içerisinde müdahale ederek sürücülere destek vermektedir. Avrasya Tüneli’nin fiziki yapısı ve ihtiyaçları için özel olarak tasarlanan ilk müdahale araçları, her türlü kazaya anında müdahale edebilecek şekilde teçhizatlandırılmıştır. Tünelin her iki katında belirlenmiş olan noktalarda hazır bulunan motorlu acil müdahale araçları kamera kayıtlarını izleyen ekip tarafından olay yerine yönlendirilmektedir. Avrasya Tüneli için özel olarak üretilen motorlu araçlar yangın söndürme aparatlarına kadar tam teşekkülle donatılırken, uzman personel; ilkyardımdan ileri sürüş tekniklerine, iletişimden stres yönetimine kadar onlarca periyodik eğitimleri başarı ile tamamlayan kişilerden oluşmaktadır. Kullanıcıları için güvenlikle ilgili her konunun tüm detaylarıyla düşünüldüğü Avrasya Tüneli’nde gün ışığına en yakın olan ve seyahat boyunca göz yormayan LED aydınlatma teknolojisi kullanılmıştır.

Yangın anında tesbit edilebiliyor Tünel, yapısal olarak pasif yangın koruma, işletme teknolojisi olarak ise yangın algılama ve söndürme sistemleri ile korunmaktadır. Olası bir yangın, anında tespit edilmek-

tedir. Her 200 metrede bir yer alan, alt ve üst katlar arasında geçişi sağlayan sızdırmazlık özelliğine sahip odalar, acil durumlarda güvenli kata tahliyeye uygun olarak tasarlanmıştır. Tünel içinde bulunan ve çift yönlü çalışabilen 92 adet jet fan yoğun trafik ve yangın durumunda kirli havayı büyük bir hızla tahliye edebilmekte ve sürekli temiz hava sağlamaktadır. Tünelde 7/24 görevli acil müdahale ekipleri; AFAD, İstanbul İtfaiyesi, 112 Ambulans ve Emniyet Genel Müdürlüğü gibi hizmet birimleri ile kesintisiz koordinasyon sağlamaktadır. Her 600 metrede bir konumlanan araç bekleme cepleri acil durumlarda hem sürücülere hem de müdahale ekiplerine duraklama imkanı tanımaktadır. Asya ve Avrupa yakaları arasında en hızlı ulaşım olanağını sağlayan Avrasya Tüneli’nde güvenliğin kusursuz şekilde sağlanması amacıyla çok kapsamlı ve bütüncül yapıda güvenlik önlemleri alınmıştır. Bu doğrultuda tünelde güvenlik için 2.8 m yükseklik, 5 ton ağırlık ve 70 km hız sınırı bulunmaktadır. Tünel, kamyon, motosiklet, bisiklet ve yayalara kapalıdır. Sürücülerden tünele girmeden önce yakıt seviyelerini kontrol etmeleri, güneş gözlüklerini çıkarmaları, cep telefonu kullanmamaları, farları ile radyolarını açmaları ve tünel güzergahı boyunca tüm trafik işaretlerini takip etmeleri rica edilmektedir. İleri teknoloji sistemleri ile emniyetli ve konforlu bir yolculuk imkanı sağlayan Avrasya Tüneli’nin bu titiz çalışmaları açıldığı günden bu yana uluslararası saygınlığa sahip kurum ve kuruluşlar tarafından 11 ödülle taçlandırılmıştır. 2018 yılında 17.6 milyon aracı karşı kıtaya ulaştıran Avrasya Tüneli’nde güvenlik ilk öncelik olmaya devam edecektir.

Mayıs 2019 Güvenlik Yönetimi n 65

guvenlik yonetim 71.indd 65

12.05.2019 23:54


ÖZEL DOSYA MAĞAZA GÜVENLİK SİSTEMLERİ

Mağaza güvenliği konusundaki çalışmalar yetersiz kalıyor ISS Proser Operasyon Direktörü Ünal ÖZGÜR, Türkiye’de mağaza güvenliği konusunu değerlendirdi. ÖZGÜR, özellikle son yıllarda mağaza güvenliği konseptiyle büyük perakende zincirlerinin bu konuya eğildiğini ancak bu çalışmaların çoğu zaman yetersiz kaldığını ifade etti. Ünal ÖZGÜR/Operasyon Direktörü ISS PROSER

G

enel olarak mağaza güvenliği nedir?

Ülkemizde tekli ve butik mağazacılık özellikle AVM sektörünün gelişimi ile birlikte yerini büyük perakende mağaza zincirlerine bıraktı. Bu sebeple butik tekil mağazalarda müşterilere verilen bire bir hizmet anlayışı yerini tüketicilerin en rahat biçimde davranacakları bir alış veriş sistemine bıraktı. Bu amaçla, çok çeşitlilik arz eden ürün yelpazesi tüketicilerin elinin altında ve ilgi çekecek şekilde yerleştirilerek, tüketicilerin ürünleri denemesi, dokunması, koklaması ve tadına bakması sağlanarak ürün ve hizmetin daha kolay satılması hedeflenmiştir. Müşteriler çoğu zaman alışverişlerini reyon görevlerinin yardımı olmadan gerçekleştirerek mağazadan çıkış yapmaktadır. Bu durum müşteri ve şüpheli diye adlandırılan kişileri ayırmada zorluk, şüpheli suçlulara ise hırsızlık yapabilecek rahat bir ortam sağlamıştır. Mağazaların müşteri kaynaklı kayıpları bir yılda 47%, personel kaynaklı kayıpları ise 33% oranına ulaşabilmektedir, kayıplar işletmelerin karlılıklarını önemli ölçüde

etkilemektedir. Kayıpların önlenmesinde işletmelerin aldığı fiziki ve elektronik güvenlik tedbirleri ile 5188 sayılı yasa kapsamında Özel Güvenlik Görevlisi istihdamı şüpheli suçlulara istedikleri rahat ortamı engellemeye yöneliktir. Kısacası mağaza güvenliği mağazada bulunan ürünleri ve çalışanları koruyup, alışveriş yapmaya gelen ziyaretçiler için güvenli bir ortam oluşturma hizmetidir.

Mağaza güvenliği konusunda göz önüne alması gereken belli başlı risk faktörlerinden bahseder misiniz? Mağaza güvenliği denilince ilk akla gelen ürünlerin ödemesi

yapılmadan yasa dışı yollarla mağaza dışına çıkarılma riskidir. Özellikle ürünlerin üstündeki alarmlar farklı yollarla çıkarıldıktan sonra alarmsız ürünler rahatlıkla mağaza dışına çıkarılabilmektedir. Bununla birlikte mağazalarda daha düşük sıklıkta görünen farklı riskler de mevcuttur. Bunları sıralamak gerektiğinde; Mağaza personelinin gerçekleştirmiş olduğu ürün veya para hırsızlığı Ürünleri sahte para ile ödemeye çalışan müşteriler Mağazalarda soygun durumları

66 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 66

12.05.2019 23:54


Ünal ÖZGÜR

Mağaza çalışanlarının farklı sebepler ile tehdit edilmesi Mağazada yaşanabilecek terörizm uygulamaları Mağazada yangın risklerini sayabiliriz.

ISS PROSER olarak bu konuda sunmuş olduğunuz çözümler hakkında bilgi verir misiniz? Özellikle kayıp önleme diye tabir edilen potansiyeli en yüksek risk faktörünü önleme konusunda eğitimli personeller yetiştirmek işimizin en önemli parçası olduğu söylenebilir. Kurumsal yapımızdan aldığımız güçle desteklediğimiz yetkin personelimize; sektöre özel düzenli eğitimler vererek ve canlı uygulama yöntemleri ile personelin dikkat seviyesini ölçerek personel gelişimini sürdürülebilir bir yapıya getirmekteyiz. Personellerin mağaza içinde yaşayabileceği vakalar kendilerine belirli senaryolarla önceden tebliğ edilip, bu vaka durumlarında karşılaştıklarında ne tür aksiyonlar alacakları kendilerine gösterilir. Yetkin personellerimiz eşliğinde belirli zamanlarda mağazadaki ürünlerin alarmları kontrol edilerek alarmsız ürün veya kırılmış herhangi bir alarm bulunduğunda bir tutanak eşliğinde gerekli aksiyonlar alınır.

Orta vadede ISS Proser olarak Güvenlik 4.0 konseptiyle birlikte mağazalarda şüpheli şahısları tespit eden kamera ve yapay zeka uygulamalarına geçmeyi planlamaktayız. Bu değişim ile birlikte şüpheli şahıslar arka planda çalışan yapay zekâ ile birlikte rahatlıkla tespit edilip mağaza güvenlik personeli vasıtasıyla gerekli aksiyonlar işleme alınacaktır. Mağazada çıkabilecek yangın gibi afet durumlarının oluşmaması veya oluşursa zararı en aza indirmek adına İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanlarımız belirli periyotlarda mağazaları ziyaret ederek gerekli tedbirleri almaktadır. Yapmış olduğu ziyaretler ışığında mağaza için bir ISG Risk analizi ve Acil Durum Eylem planı hazırlayarak bahsi geçen afet anında mağazada çalışan personellerin görevlerini açıkça belirtir. Mağazada yaşanan soygun, terörizm gibi olaylar tespit edildiğinde bölgelerde gezen konusunda uzman Adli Vaka Uzmanlarımız konunun gerçekleştiği yere intikal ederek gerekli yasal işlemler ışığında şüpheli suçlu diye tabir edilen kişileri emniyete teslim eder.

Verdiğiniz hizmetler sonucunda önlenmiş vakalardan bir örnek verir misiniz? Kayıp Önleme uzmanlarımızın çalışmalarından yola çıkarak her gün 10’dan fazla vaka önlemekteyiz. Personellerimiz şüpheli denilen kişileri tespit ettiklerinde takibe alıp hırsızlık fiili gerçekleştirilene kadar bırakmamaktadır. Şüpheli suçlu; elinde ürünler ile kabine girip bu bölgede alarmlı ürünlerin alarmını çıkarabilir. Alarmı çıkmış ürünlerin bir kısmını çantasına koyup bir kısmını kendi üzerine giymek sureti ile mağazadan çıkmaya çalışabilir.

Mağaza güvenliği mağazada bulunan ürünleri ve çalışanları koruyup, alışveriş yapmaya gelen ziyaretçiler için güvenli bir ortam oluşturma hizmetidir. Ürünler alarmsız olduğundan alarm sistemi devreye girmeyecek ve şüpheli suçlu mağazadan rahatlıkla çıkabilecektir. Güvenlik personelini bu durumun bilincinde olduğundan şüpheli suçlu kabinden çıktıktan sonra eylemin gerçekleştiği kabine girer ve kırık alarmları kabinden alır. Bir başka güvenlik personelimiz ise şüpheli suçluyu bu süre zarfında takip etmektedir. Şüpheli Suçlu kasaya gitmeden mağazadan çıkmak için kapıya yönelir ve kapı dışına çıktığı anda güvenlik personelimiz uygun bir dil ile şüpheli suçlunun kabininden alarm çıktığını, kamera kayıtları vasıtasıyla kabine girdiği ürün sayısı ile kabinden çıktıktan sonraki ürün sayısının uyuşmadığını öne sürerek şüpheli suçluyu arama yetkisine başvurur. Şüpheli suçlu şikâyetçi olunmak suretiyle emniyet güçleri gelene kadar mağazada tutulur ve emniyet güçlerine teslim edilir.

Türkiye’de mağaza güvenliği konusunda gerekli önlemler alınıyor mu? Eksikler nelerdir, olması gereken nedir? Özellikle son yıllarda mağaza güvenliği konseptiyle büyük perakende zincirlerinin bir takım çalışmaları mevcuttur. Ancak

Mayıs 2019 Güvenlik Yönetimi n 67

guvenlik yonetim 71.indd 67

12.05.2019 23:54


ÖZEL DOSYA MAĞAZA GÜVENLİK SİSTEMLERİ

sorun haline gelmesi ve bahsi geçen konuda cezaların caydırıcı nitelikte olmaması kişilerin hırsızlığa yönelimini ciddi şekilde artırmaktadır. Mevcut yapıda işlenen bir takım suçlar ile ilgili cezaların gerekli şekilde caydırıcı nitelikte olması bahsi geçen suç oranını düşürmede en önemli etken olduğunu düşünülmelidir.

Eklemek istediğiniz bir konu var mı? belirtilen çalışmalar çoğu zaman yetersiz kalmaktadır. Belirtilen eksiklikleri iki ana başlıkta toplamak gerekirse; Birey kaynaklı eksiklikler; Mağaza personel sayının mağaza özelinde istenilen seviyede olmaması ve bununla birlikte mevcut çalışanların uzun ve yoğun mesailer harcayarak ürün güvenliğini ikinci plana atması aslında konuyu açıkça özetler. En çok hırsızlığın kabin bölgesinde olduğunu düşündüğümüzde, bahsi geçen bölgedeki personelin iş yükü kabine giren şüpheli şahısları tespitine pek de olanak sağlamamaktadır. Bununla birlikte depo görevlisi personelin esas işi olan ürüne alarm takılması birey üzerinden ilerleyen bir iş olması sebebi ile görevin tam ve eksiksiz yapılmadığı gerçeğini ortaya çıkarmaktadır. Bu durum ürün takibini zorlaştırarak şüpheli şahıslara istedikleri uygun ortamı sağlamaktadır. Yapısal Eksiklikler; Mağazalardaki elektronik güvenlik sistemlerini düşündüğümüzde eksiklik olarak kameraların mevcut durumları ile alarm sisteminin düzgün bir şekilde çalışmamasını söyleyebiliriz. Kameralardaki net olmayan görüntüler şüpheli diye tabir ettiğimiz kişilerin tespitini zorlaştırmaktadır. Emniyet güç-

lerince kişilerin yapmış olduğu yasa dışı eylemlerde özellikle kamera kayıtları eylemin içeriğini anlamada büyük öneme sahiptir. Ancak bahsi geçen yapısal sorundan ötürü kamera kayıtları bu tür eylemlerde delil olarak kullanılamamaktadır. Bununla birlikte Türkiye’de alarm sisteminin çalışamaz durumda olduğu birçok mağaza olmakla birlikte bu mağazalarda hırsızlık oranları çok yüksek seviyelerde raporlanmaktadır. Bu konuya başka bir açıdan bakmak gerekirse, Türkiye’de hırsızlığa karşı mücadele konusunda ilgili kuruluşların çalışmalarının yanı sıra hukuk sistemimizde de birtakım düzenlemelere gidilmesi gerekmektedir. Perakendede yaşanan hırsızlık olayları her ne kadar tespit edilip, fiili gerçekleştiren kişiler ilgili mercilere teslim edilse de arka planda TCK’nın 141. Maddesi 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngörüyor. Yargı süresi şu anki yapıda uzun sürmekle birlikte cezaların gereken seviyede ağır olmadığını göz ardı etmek mümkün değil. Türkiye’nin bir “af ülkesi” olması suçlularda ceza sürelerinin azalacağına veya suçun para cezasına çevrileceğine karşı inancını sürekli yeşertiyor. Özellikle işsizliğin ülke genelinde bir

Özel güvenlik görevlisi istihdamı perakende sektöründe, beraberinde mali bir yük de getirmektedir Bu sebeple güvenlik görevlisi sayısı genellikle düşük seviyelerde tutulmaktadır. Her ne kadar güvenlik görevlisi kendi maliyetini caydırdığı veya yakaladığı hırsızlık vakalarındaki ürün kayıplarını önlemesi ile çıkarsa da, yeterli sayıda güvenlik personeli çalıştırılması rekabet koşullarında çok da mümkün olmamaktadır. Bu sorunu belli bir ölçüde aşabilmek amacı ile mağazalarda reyon ve saha görevlisi olarak çalışan personele güvenlik bilincinin eğitimlerle verilmesi, her mağaza çalışanın aynı zamanda bir güvenlik görevlisi gibi düşünerek hırsızlık vakalarının tespiti ve önlenmesinde etkili rol oynaması sağlanmalıdır.

Türkiye’de hırsızlığa karşı mücadele konusunda ilgili kuruluşların çalışmalarının yanı sıra hukuk sistemimizde de birtakım düzenlemelere gidilmesi gerekmektedir.

68 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 68

12.05.2019 23:54


guvenlik yonetim 71.indd 69

12.05.2019 23:54


ÖZEL DOSYA MAĞAZA GÜVENLİK SİSTEMLERİ

Perakende sektöründe verimliliği ve güvenliği artıran teknolojiler Gelişen teknoloji, günümüz profesyonellerinin işe bakış açısını değiştirmeye devam ediyor. Daha verimli çalışmak, olası problemler karşısında sağlam öngörülere sahip olmak ve akıllı sistemlerden elde edilen verileri ölçümleyip onlardan en iyi şekilde faydalanmak IT yöneticileri için büyük önem taşıyor. SENSORMATIC

Y

apay zeka, makine öğrenimi ve derin öğrenme gibi yıkıcı teknolojiler sayesinde, profesyonellerin iş yapma şekilleri günden güne değişiyor. Geleneksel analog sistemler, yerini hızla dijital sistemlere bırakıyor. IP’ye geçiş olarak da bilinen bu değişim, dijital dönüşüm trendini yakalayan firmalara büyük bir rekabet avantajı sunuyor. Yakın geçmişte koaksiyel kablolar, analog kameralar ve kapalı devre televizyon sistemleri üzerinden sağlanan güvenlik süreçleri, bugün nesnelerin interneti, yapay zeka ve yeni yazılım teknolojileriyle eskisinden çok daha güçlü hale geliyor. Bu durum, IT sektörünü de yakından ilgilendiriyor; yeni güvenlik ve iş zekası teknolojilerinden faydalanan IT departmanlarında verimlilik maksimum seviyeye ulaşıyor.

Güvenlik ve verimlilik bir araya geliyor Gelişen teknoloji, günümüz profesyonellerinin işe bakış açısını

değiştirmeye devam ediyor. Daha verimli çalışmak, olası problemler karşısında sağlam öngörülere sahip olmak ve akıllı sistemlerden elde edilen verileri ölçümleyip onlardan en iyi şekilde faydalanmak IT yöneticileri için büyük önem taşıyor. Sensormatic’in bu amaçla geliştirdiği yeni nesil çözümler,

perakende sektöründe hizmet veren firmalara kolay, verimli ve ölçümlenebilir bir yapı sunuyor.

RFID ile stok problemleri sona eriyor RFID çözümü, mağazalardaki hızlı ve doğru stok sayımı ihtiyacını bütünüyle karşılıyor. Sistem

70 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 70

12.05.2019 23:54


sayesinde ortalama 150 bin ürün, 1,5 saat gibi kısa bir süre içerisinde sayılabiliyor. Envanterin doğruluğunu da kontrol eden sistem ile mal kabulleri saniyeler içinde gerçekleşirken, POS entegrasyonu ile kasa süreçlerini hızlandırıyor, firmalara satış aşamasında destek oluyor.

Satışlar “Trafik Çözümleri” ile artıyor Yapay zeka ile güçlendirilmiş akıllı kameralar mağazayı kaç kişinin ziyaret ettiğini ve bu ziyaretlerin en çok hangi reyonlara yapıldığını algılıyor. Mağazada öne çıkarılacak reyonlar ve kampanya ürünleri bu verilere göre belirlenebiliyor. Bununla birlikte yöneticiler de bu veriler sayesinde mağaza açma, kapatma, kira belirleme gibi stratejik konularda veriye dayalı kararlar alma imkanına erişiyor. Gün ve saat bazlı yoğunluk analizi yapılabilen sistem sayesinde personel çalışma günleri ve saatleri hafta içi, hafta sonu ya da özel günler için ihtiyaca göre düzenlenebiliyor, personelin haftalık veya yıllık izinleri bu verilere göre planlanabiliyor. Böylece müşteri yoğunluğuna uygun personel

sayısı belirlenerek satışa dönüş oranları artırılıyor, operasyonel verimlilik sağlanıyor. Sensormatic, “Yönetilen Hizmetler” paketiyle perakende mağazacılara, tüm ziyaretlerin detaylı bir şekilde analiz edildiği düzenli raporlar sunuyor. Mağazanın ERP sistemiyle entegre de olabilen bu yapı, yöneticilere ekstra iş yükü oluşturmamak adına firma tarafından uzaktan kontrol ediliyor. Yerinde servis hizmeti ve aylık sabit ödemeler sayesinde sadece kendi işine odaklanan yöneticiler, kazandıkları ekstra zaman ile satış rakamlarını artıracak yeni formüllerin peşine düşüyor.

‘Ağ Bağlantısı Çözümleri’ ile gelen müşteri sadakati Ücretsiz internet paylaşımı, müşterilerin alışveriş yapacakları mağazadan beklediği hizmetlerden biri olarak öne çıkıyor. Hızlı ve ücretsiz internet bağlantısı, kurumsal akıllı telefon uygulamaları ve omni channel deneyimleri müşteriler için ekstra tercih unsuru yaratıyor. Sensormatic’in “Ağ Bağlantısı Çözümleri”, tüm bu ihtiyaçları en iyi şekilde kar-

Yapay zeka ile güçlendirilmiş akıllı kameralar mağazayı kaç kişinin ziyaret ettiğini ve bu ziyaretlerin en çok hangi reyonlara yapıldığını algılıyor. Mağazada öne çıkarılacak reyonlar ve kampanya ürünleri bu verilere göre belirlenebiliyor. şılıyor, firmalar aldıkları hizmet sayesinde misafirlerine ait istatistiklere sahip olarak onlara özel kampanyalar yapabiliyor. Anonim lokasyon takibi ve müşteriyle sürekli iletişim imkanı ise yöneticilere yeni stratejiler geliştirme fırsatı sunuyor.

“Personelim olması gereken reyonda mı?” sorusu tarih oluyor Bir mağazada, giderlerin yüzde 50’sini personel maliyetleri oluşturuyor. Peki personeller iş başında mı? Akıllı teknolojilerden faydalanmayan yöneticiler, günlerinin büyük bir bölümünü işte bu soruya yanıt aramakla geçiriyor. “Personel Devam Takip Çözümleri” ile birlikte çalışanlar için ise bu soru önemini yitiriyor. Çünkü tüm çalışanların ne zaman ve nerede yer aldıkları düzenli raporlar ile zahmetsiz bir şekilde takip edebiliyorlar. Aylık çalışma saatleri raporunu inceleyerek personellerinin performanslarını ölçümleyebiliyorlar.

Mayıs 2019 Güvenlik Yönetimi n 71

guvenlik yonetim 71.indd 71

12.05.2019 23:54


ÖZEL DOSYA MAĞAZA GÜVENLİK SİSTEMLERİ

Perakende ve mağaza güvenliğinin geleceği Mağaza önü trafik, video ya da wifi sensörleri ile ölçülebilirken ziyaretçi yüzdesi mağaza önünden geçen kişi sayısı ile tespit edilebilmektedir. Mağaza içi ve dışındaki kalabalığın sayısı izlenerek belirli zaman aralıklarındaki perakende ortamı güvenlik seviyesine dair sezgiler sağlanmaktadır. SECURITAS TÜRKİYE

G

eride kalmayın

Perakende sektörü ciddi bir dönüşüm geçiriyor ve satışları artırmaya ve perakende alanlarının karlılığını iyileştirmeye yönelik artan bir baskı var. Bizler bir taraftan tehditleri önlerken bir taraftan da katma değer sağlayarak bu yeni ihtiyaçları gidermeye yönelik güvenlik çözümleri üretiyoruz. Perakende dönüşümü farklı pazarlarda farklı aşamalarda vücut bulurken farklı başlangıç noktalarına hitap eden ve yerel ihtiyaçları karşılayabilen çözümlerin üretilmesi büyük önem taşıyor. Hangi pazarda olursa olsun Securitas, perakende sektörünün güvenliğine yönelik gelecek standartları tanımlamaya çalışmakta ve hiçbir işletmenin zorda kalmamasını sağlamaktadır.

Pazarlama sezgileri Güvenlik çözümleri, ancak onlara hiç ihtiyacınız yokmuş gibi hissettiriyorsa başarılı demektir. Securitas uzaktan video çözümü, güvenlik çözümlerinin iş optimizasyonu ve pazarlama sezgilerinin birleştirilmesinde kilit rol oynar.

Gelecek nesil güvenlik videosu çözümlerimiz, sahip oldukları analitik kabiliyetleri ile kendi düşünce mekanizmasına sahiptir. Securitas ise burada devreye girer. Hem mağazanızı güvenceye alacak hem de performansınızı artıracak şekilde işinizi analiz eder. Mağaza önü trafik, video ya da wifi sensörleri ile ölçülebilirken ziyaretçi yüzdesi mağaza önünden geçen kişi sayısı ile tespit edilebilmektedir. Mağaza içi ve dışındaki kalabalığın sayısı izlenerek belirli

zaman aralıklarındaki perakende ortamı güvenlik seviyesine dair sezgiler sağlanmaktadır. Sensörler mağazanıza kimin, ne zaman ve kiminle birlikte girdiğini kesin şekilde görebilmektedir. Ve böylece müşterilerinizin mağazada ne kadar kaldığını, ne yaptıklarını ve ne zaman çıktıklarını, hatta neden çıktıklarını ve bazılarının neden hiç girmediklerini bile tespit edebilmektedir. Güvenlik kameralarının sağladığı bu “akıllı” insan-sayma özelliği,

72 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 72

12.05.2019 23:54


güvenlikten insan kaynaklarına ve satıştan pazarlamaya kadar kurumunuzun her bir departmanıyla paylaşılacak ve kullanılacak değerli veriler yaratması açısından büyük önem taşıyor. Müşterilerinizin mağazanızda bütün gün ve yıl boyunca sergiledikleri davranışlarından bilgi ve sonuç çıkarma kabiliyetine sahip bir güvenlik kamerası ile tam anlamıyla bir altın madeninin üzerinde oturacaksınız.

Kalabalıklardan anlam çıkarmak Securitas artık kalabalıkların davranışlarını analiz etmek üzere sahaları izlemektedir. Çok sayıda insanın belirli bir yerde toplanması kötü niyetli bir faaliyetin gerçekleşebileceği anlamına gelebilir. İşte bu tarz faaliyetler Securitas Operasyon Merkezi tarafından izleniyor ve gerektiğinde sahadaki güvenlik görevlileri duruma müdahale ediyor. Diğer olanaklar arasında emniyet güçleri gibi yerel otoritelerden üçüncü taraf verilerinin ve ayrıca suç kayıtları, sosyal medya ve yakınlardaki faaliyetlerin izlenmesi bulunuyor. Geleceğe yönelik olarak ise yüz tanıma, insanların davranış haritasının çıkarılması ve insanların daha önceki olası suçlarıyla bağlantısının kurulması gibi yöntemlerle çok daha kabiliyetli analitik araçları sayesinde mevcut kalabalık izleme yöntemlerini daha da güçlü kılacak yöntemler üzerinde çalışıyoruz. Ayrıca, MAC adresleri üzerinden cihazların izlenmesi konusunu da araştırıyoruz. Eğer birisi cebinde 10 farklı akıllı telefon taşıyorsa bunların hepsini satın almış olamayacağını ya da bir telefon 72 saatten uzun bir süre bir yerde sabit duruyorsa bir amaç doğrul-

tusunda oraya koyulmuş olabileceğini anlayabiliyoruz.

Yanlış yön tespiti Mağazaya girişleri takip ederek insanların hareketlerini analiz eden bir kamera kullanmak suretiyle alışveriş çantasıyla yanlış bir yola sapan bir kişiyi derhal tespit edebilir ve anında bir güvenlik görevlisini oraya sevk edebiliriz. Bu çözüm halihazırda kullandığımız bir yöntem ancak bunun da daha iyi hale getirilmesi için şimdiden hazırlıklarımızı tamamladık. Yüz tanıma sistemi sayesinde bu sistem suçlunun yüzünün resmini oluşturacak ve bunu sahadaki güvenlik görevlisine otomatik olarak gönderecek. Kalabalık içerisindeki arama faaliyeti sırasında güvenlik görevlisi bir akıllı telefon kullanarak çevreyi tarayacak ve yüz tanıma yazılımı sayesinde failin yerini kolayca tespit edecek.

Güvenlik görevlisi yanı başınızda Bazen müşterilerimiz sözleşmelerinde bulunmayan ve çok kısa süre içerisinde ortaya çıkan bir güvenlik görevlisi ihtiyacı ile bizlere gelebiliyor. Telaşa gerek yok çünkü tam da bu tarz durumlar için yanınızdayız. Şehrin en kalabalık noktasındaki bir mağaza sahibini düşünün. Billboardlardaki afişlere bakan mağaza sahibi bir sonraki hafta sonu daha önceden duyurulmamış bir sokak partisi yapılacağını öğreniyor. Partilerin beklenmedik riskleri de beraberinde getirdiğini bilen mağaza sahibi Cumartesi günü öğleden sonra beş saat boyunca ekstra güvenliğe ihtiyacı olduğunu fark ediyor. Mağaza yeri, büyüklüğü ve ortalama risk seviyesi gibi mağazası hakkında önceden gerekli verileri girdiği Securitas akıllı telefon uy-

gulamasını açıyor. Sadece tek bir dokunuşla ihtiyaçlarını, saati ve ekstra güvenlik süresini belirtebileceği bir sipariş ekranı önüne geliyor. Uygulama, arka planda gerekli kaynakları kontrol ettikten sonra tavsiye ettiği güvenlik personeli sayısını ve maliyetini çıkarıyor. Sipariş tuşuna basan mağaza sahibi anında teyit bilgisini alıyor. Bu kolay ve basit uygulama sayesinde artık mağaza sahibi hafta sonu mağazasının güvende olacağını bilerek güven içerisinde hayatına devam edebilir.

Mağazaya girişleri takip ederek insanların hareketlerini analiz eden bir kamera kullanmak suretiyle alışveriş çantasıyla yanlış bir yola sapan bir kişiyi derhal tespit edebilir ve anında bir güvenlik görevlisini oraya sevk edebiliriz. Mayıs 2019 Güvenlik Yönetimi n 73

guvenlik yonetim 71.indd 73

12.05.2019 23:54


ÖZEL DOSYA MAĞAZA GÜVENLİK SİSTEMLERİ

AVM ve mağazalar arasındaki güvenlik entegrasyonu Her mağazanın zayıf akım panosunun yerinin netleştirilmesi, bu panonun mümkünse mağazanın içinde değil, servis koridorunda ama mağazaya yakın bir konumda olması, hem devreye alma aşamasında kolaylık sağlaması hem de arıza durumunda kolay müdahale etme açısından önemlidir. Mutlu ARI/ Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İNTENSİS TEKNOLOJİ A.Ş.

H

er büyük projede olduğu gibi, AVM’lerde de CCTV, kartlı geçiş, yangın algılama-ihbar, acil anons sistemlerinin tek biz yazılım çatısı altında entegrasyonu artık standart bir uygulama haline geldi diyebiliriz. Durum böyleyken, birçok AVM projesinde, mağazaların yangın algılama-ihbar ve acil anons sistemlerinin, AVM sistem merkezine entegrasyonunda sorunlar yaşanmaktadır. Bunun sebebi, projelendirme ve tasarım aşamasındaki eksikliktir diyebiliriz. İhale ve uygulama öncesi, AVM işletmesi, ana yüklenici firma ve güvenlik teknolojilerine hakim bir danışman tarafından konunun irdelenmemesi, sistemlerin devreye alma aşamasında bu sorunların çözümünü olanaksız hale getirebilmektedir. Özellikle dikkat edilmesi gereken noktaları özetlemeye çalışırsak; her mağazanın zayıf akım panosunun yerinin netleştirilmesi, bu panonun mümkünse mağazanın içinde değil, servis koridorunda ama mağazaya yakın bir konumda olması, hem devreye alma aşamasında kolaylık sağlaması hem de arıza durumunda kolay müdahale etme açısından önemlidir. Mağaza içinde kullanılacak olan yangın algılama-ihbar sistemi ve acil anons sistemi ekip-

Mutlu ARI

manları, mağazanın sahibi tarafından değil, ana yüklenici tarafından sağlanmalı veya ana yüklenicinin onayı ile AVM’nin zayıf akım yüklenicisi tarafından sağlanmalıdır. Bu sayede AVM sistem merkezi ile mağazalar arasındaki entegrasyon hem daha kolay olacaktır hem de yanlış ürün kullanımının önüne geçilmiş olacaktır. Aksi durumda her mağaza kendi ürününü temin etme yolunda gerekli teknik bilgiye sahip olmadığından, AVM sistem merkezine entegrasyonda sorunlar yaşanmaktadır. Başka bir detay da, AVM ortak alanı ile mağazaların ayrı yangın bölgeleri olarak tanımlanması, hatta yangın algılama panellerinin de ayrı olmasına özen

göstermektir. Bu sayede hem ortak alanların devreye alınması daha erken gerçekleşecek, hem de mağazalarda yapılacak olan çalışmalardan olumsuz anlamda etkilenmeyecektir. Bu sayede sonradan açılacak veya revizyon gerektiren mağazaların devreye alma çalışmaları, sistemin genelinin çalışmasına bir engel teşkil etmeyecektir. İntensis Teknoloji AŞ olarak, en son Anatolium Marmara Alışveriş Merkezi tüm zayıf akım sistemlerinin yükleniciliğini yaptık. Uygulama projelerinin çizilmesi, tasarım, kablolama, montaj, test ve devreye alma süreçleri dahil anahtar teslim bir uygulama gerçekleştirdik. İKEA Kartal zayıf akım sistemleri de aynı şartlar altında tarafımızdan uygulanmıştır. Ayrıca AVM’nin yanında bulunan kule ofis projesi de teslim edilme aşamasına gelmiştir. Projenin teknik detaylarına girmeden, konumuz ile ilgili mağazaların detayına kısaca değinmek gerekirse, tüm mağazaların yangın algılama-ihbar ve acil anons sistemleri tarafımızdan devreye alınmıştır. Mümkün olduğu ölçüde yukarıda bahsettiğim detaylara uymaya özen gösterilmiştir. Hem AVM hem de IKEA ile bakım hizmetleri konusunda da mutabakata varılmış ve hizmet verilmeye devam edilmektedir.

74 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 74

12.05.2019 23:54


guvenlik yonetim 71.indd 75

12.05.2019 23:54


SEKTÖRDEN

eknolojik üvenlik “Teknolojik gelişmeler güvenlik sektörüne anında yansıyor”

Meyer Group Yönetici Ortağı Nazım Onur BAYINDIR, güvenlik sektörünün bugünü ve geleceğini değerlendirdi. Türkiye’nin güvenlik ihtiyacının bulunduğu konum itibariye sürekli arttığına dikkat çeken BAYINDIR, sektörün teknoloji ile paralel gelişme gösterdiğini belirtti ve ”Yeni bir teknolojik gelişme tıp sektörüne anında nasıl yansıyorsa güvenlik sektörüne de anında yansıyor” dedi.

-Öncelikle Meyer ve sunduğu hizmetler hakkında bilgi alabilir miyiz?

Meyer’e ismini veren Johann Meyer saat ustasıdır. 33 yaşında dönemin Osmanlı Padişahı Abdülhamid tarafından Almanya’dan çağırılan Meyer, İstanbul’a gelişinden bir sene sonra Padişah tarafından Saray Saatçisi ilan edilir ve hanedanlığa ait tüm saatlerden sorumlu hale gelir. Yaklaşık 2 sene Osmanlı’ya hizmet eden Johann Meyer, 1878 yılında İstanbul’da ilk ofisini açar ve markanın kuruluşu böylece başlamış olur. O dönemlerde fabrikalara işçi saati ve bekçi saati olarak iki tür saati Almanya’dan ithal edip satılıyor. Daha çok endüstriyel alanlarda kullanılan saat; işçinin kaçta işe başlayıp işi kaçta bitirdiğini hesaplayan makine olarak insan kaynaklarına bilgi sunmakta kullanılmış. Bugün hala aynı hizmeti

vermeye devam etmekteyiz… Tabii, teknolojik ve yazılımsal çözümlerimiz ile. Geçişte sadece saat ve saat makineleri olan bir şirketken bugün dönüşüm ve evrimleşme sürecine girdik. Daha çok teknoloji ve yazılım şirketi haline dönüştük, iş kollarımız çeşitlendi.

Geçiş kontrol sistemleri nedir? Bu sistemlerin gündelik hayatımıza kattığı avantajlardan dezavantajlardan söz eder misiniz? Geçiş kontrol sistemleri, kişi veya toplulukların bir yere giriş ve çıkışlarını sınırlandırmak amacıyla kullanılmaktadır. Yaygın olarak şirket veya ofislerin giriş kapılarında, turnikelerde asansörlerde ve otoparklarda kullanılmaktadır. Geçiş kontrol sistemlerinin elbette ki en büyük avantajı güvenliğin sağlanmasıdır. İzinsiz girişlerin önüne

geçtiği için, giriş yetkisi olmayan kimselerin sakınca doğurabilecek alanlara girişlerini engeller. Bir diğer avantajı da, giriş ve çıkışların kaydının tutulmasıdır. Böylelikle kimlerin ne zaman girip ne zaman çıkış yaptıkları raporlanabilir. Herhangi bir olaydan sonra olay sırasında kimlerin o bölgede olduğu belirlenebilir. Böyle baktığımızda, geçiş kontrol sistemlerinin herhangi bir dezavantajı yokmuş gibi geliyor.

Guardware sistemi hakkında bilgi verir misiniz? Guardware, güvenlik sektörü için tasarlanmış bir personel kontrol sistemidir. Belirli aralıklarla kontrol edilmesi gereken güvenlik noktalarının kontrol edilip edilmediğini takip etmeye ve yönetmeye olanak sağlar. Guardware sistemimiz dört ayrı bileşenden oluşmaktadır. Kontrol noktası

76 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 76

12.05.2019 23:54


Nazım Onur BAYINDIR

jik k

Türkiye bulunduğu riskli konum itibari ile güvenlik ihtiyacının önemli olduğu bir ülkedir. Son yıllarda güvenlik sektörü ülkemizde de hızla büyümeye başladı. Hatta askerlik şubeleri ve Danıştay gibi kritik alanlar da özel güvenlik şirketleri tarafından korunmaya başlanmıştır.

dediğimiz, güvenlik personeli cihazın NFC okuyucu özelliği ile kontrol noktalarında bulunan etiketleri okutarak o bölgeyi kontrol ettiğini belirtmiş olur… Okutma işlemini El Terminali dediğimiz cihazla yapmaktadırlar. El Terminali aynı zamanda güvenlik görevlisinin devriye sırasında karşılaştığı olayları sesli veya görüntülü olarak anında bildirmesini sağlayacak şekilde tasarlanmıştır. Yönetim Paneli, Guardware’in yönetici web arayüzü yetkililerin tüm personellerini izleyebilme ve kolayca yönetebilmesine olanak sağlar. Son olarak Guardware mobil uygulaması yönetici ve personellerin kolayca kullanabilmesi için tasarlanmıştır.

Türkiye’deki güvenlik sektörünün değerlendirmesini yapar mısınız? Öncelikle, Türkiye bulunduğu riskli konum itibari ile güvenlik ihtiya-

cının önemli olduğu bir ülkedir. Son yıllarda güvenlik sektörü ülkemizde de hızla büyümeye başladı. Hatta askerlik şubeleri ve Danıştay gibi kritik alanlar da özel güvenlik şirketleri tarafından korunmaya başlanmıştır. Bu durum önceden akla getirilmesi güç bir şeydi. Önümüzdeki yıllarda bu sektörün hızla gelişeceğine ve daha da önemli olacağına inanıyorum.

Güvenlik sektörünün genel olarak teknolojik anlamda geldiği noktayı değerlendirir misiniz? Yazılım teknolojilerindeki gelişmelerin öncelikle tüm sektörlere ışık tuttuğunu düşünüyorum bu anlamda. Yeni bir teknolojik gelişme tıp sektörüne anında nasıl yansıyorsa güvenlik sektörüne de anında yansıyor. Gerek bulut teknolojileri, gerek yüz tanıma, NFC, bluetooth teknolojileri gibi yeni birçok teknoloji hızlı bir şekilde güvenlik sektörüne adapte oluyor. Mesela, dünyada robotlar ve dronelar güvenlik sektöründe kullanılıyor. Guardware ile biz de drone teknolojisinin Türkiye’de önceliğini yapıyoruz şu an. Özellikle güvenlik sektörü teknolojisi sağlayıcısı olarak bizler bu teknolojileri yakından takip etmek zorundayız.

Güvenlik ihtiyacının bu derece artmasını hangi nedenlere bağlıyorsunuz? Öncelikli olarak terör olaylarına bağlıyorum. Dünyanın pek çok bölgesinde yaşanan terör olayları güvenlik ihtiyacına ve güvenlik hizmetlerine talebi artırıyor. Bir diğer önemli sebep de, gelir düzeyindeki eşitsizlik. Gelir seviyesi yüksek olan insanlar ile gelir seviyesi düşük olan insanlar arasındaki farkın gittikçe açılması, uçurumun artması sonucunda gelir seviyesi düşük olan ya da çalışmayı sevmeyen insanların bu durum gözlerine batabiliyor. En büyük güvenlik tehdidi oluşturan durumlardan biri de bu. Niye insan hırsızlık yapar ki sonuçta?

Eklemek istediğiniz noktalar var mı? Meyer Group olarak; Türkiye’de AR-GE için ciddi bir bütçe ve mühendis ayıran şirketlerden biri olduğumuzu rahatlıkla söyleyebilirim. Güvenlik sektörünü yeni teknolojik çözümlere kavuşturabilmek için AR-GE çalışmalarına oldukça önem veriyoruz ve ciddi bir bütçe ayırıyoruz. Bu arada Teknopark’a geçtik. Dünyadaki ve Türkiye’de faaliyet göstermek üzere güvenlik sektörüne sunduğumuz ve sunacağımız yazılım ve donanım çözümlerimiz üzerinde çalışmalarımız sürüyor.

Mayıs 2019 Güvenlik Yönetimi n 77

guvenlik yonetim 71.indd 77

12.05.2019 23:54


ELEKTRONİK GÜVENLİK

Elektronik güvenlik sistemleri İş ve yaşam alanlarımızı korumak için neler yapılabilir diye düşünüldüğünde öncelikli olarak bir güvenlik sistemine ihtiyaç olduğu hissedilmektedir. Kötü niyetli insanlar, çevrede kontrolsüz görünen korunmayan hassas bölgeleri hedeflerler ve seçerler. İlker SÖYÜK/ Koordinatör CENOVA GÜVENLİK SİSTEMLERİ

E

lektronik güvenlik sistemleri, bulunduğu ortamları kontrol ve gözetim içerisine almaktadır. İstenmeyen girişimleri ve erişimleri önlemeye çalışarak genel bir savunma ve önleme mekanizması oluşturmakta ve sahip olduğu ortamlarda güven unsurunu sağlamaktadır. Elektronik güvenlik sistemleri ile güven ve hâkimiyet unsurunda uzun sürekli başarılı sağlanması, çağın getirdiği her türlü yeniliğin uygulanması ile orantılıdır. Suç oranlarının günden güne artmakta olduğundan çoğu insanlar bazı çevrelerde yada işyerlerinde kendilerini huzursuz hissetmektedirler. Bu nedenle, güvenlik amacıyla bir elektronik sisteme sahip olma eğilimi günümüzde yaygınlaşmaktadır. Maalesef suç olayları durmamakta ve bazı sosyal ekonomik nedenlerden dolayı artarak devam etmektedir. İş ve yaşam alanlarımızı korumak için neler yapılabilir diye düşünüldüğünde öncelikli olarak bir güvenlik sistemine ihtiyaç olduğu hissedilmektedir. Kötü niyetli insanlar, çevrede kontrolsüz görünen korunmayan hassas bölgeleri hedeflerler ve seçerler. Bu bölgeler, ideal suç ve saklanma bölgeleri olmakla beraber en önemli elektronik güvenlik sistemi ihtiyaç noktalarıdır. Doğa olayları, sosyal protestolar veya kasıtlı suç saldırılarını içeren

tahmin edilemez senaryolar yaşam içerisinde yerini almıştır. Bu gerçek olasılıkları engelleyebilmek için elektronik güvenlik teknolojilerinin imkanlarından yardım alınması gerekmektedir. Elektronik güvenlik sistemleri maddi kaynakları güvende tutmaktan başka daha birçok yararlar sağlar. Etkili ve güvenilir bir gözetim sisteminin vermiş olduğu güven konforu yaşayanların ve çalışanların verimliliğini artırmaktadır. Ayrıca elektronik güvenlik sistemleri ileride doğabilecek sorumluluk ve olaylar hakkında gerekli olabilecek her türlü hak ve kanıt sağlamada yardımcı olmaktadır. Bu nedenle yasal prosedürlere uyarak çalışan kurumsal şirketler çalışanların güvenliğine ve sağlıklı bir çalışma ortamı oluşturmaya özen gösterirler. Profesyonel bir elektronik güvenlik sistemi oluşturmak ve etkin

değerlerde elektronik çevresel alan güvenliği sağlamak için planlanması gereken birçok yöntem ve kural vardır. İlk olarak yapılması gereken önemli kural yaşam ve çalışma alanlarımızın elektronik güvenliğinin zaman geçirmeden genel standartlara bağlı olarak sağlanmasıdır. Başlangıç düzeyinde bir elektronik güvenlik sistemi bile bazı zor zamanlarda hiç olmamasından daha iyi sonuçlar kazandırmaktadır. Elektronik güvenlik sistemi kişisel varlıkları gözetmek ve korumak için alınacak teknolojik yöntemlerden sadece ilk aşamasıdır. Ticari işletmeler çalışma ortamlarının ilk kuruluş aşamalarında öncelik olarak elektronik güvenlik sistemine sahip olmaktadır. Bu ilk aşamanın nedeni elektronik güvenlik, teknolojiyi kullanarak güven ve kontrol sağlamanın bilinen en kolay yoludur. Yenilikçi donanımlar ve

78 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 78

12.05.2019 23:54


buluşlar elektronik güvenlik sistemlerinin gelişmesini sağlamış ve son yıllarda yeni çözümler ile sektörün büyümesi hız kazanmıştır. Günümüzde daha fazla emniyetli daha yüksek kontrollü güvenlik gözetim sistemlerine ihtiyacın olduğu görülmektedir. Elektronik güvenlik sistemlerinde bu özel ihtiyaçların talepleri, ürünlerin kolay yönetilebilir ve erişilebilir hale gelmesi ürün çeşitlerinde uzmanlık alanlarını genişlemektedir. Yeni ihtiyaç talepleri üretici firmaların pazarın ekonomisinde daha iyi bir yer kazanmak için daha başarılı ve ekonomik ürünleri sunmasına katkı sağlamaktadır.

İşinizi şansa bırakmayın Güvenlik konusunda hiçbir zaman şans unsuru denenmemelidir. Sistemlerin etkili bir şekilde çalıştığını periyodik olarak gözlemlemek ve donanım bileşilenlerini kontrol altında tutmak, sürekli güvende olmayı sağlamanın bir kuralıdır. Çağın getirdiği uygunluğa bağlı olarak elektronik güvenlik sistemlerinde her türlü yeni güncellemeler eksiksiz olarak zamanında yapılmalıdır. Elektronik güvenlik sistemlerinden söz edildiğinde insanların akıllarına ilk olarak gelen, kamera ve hırsız alarm sistemi olmaktadır. Alarm sistemi genellikle bir uyarı devresi tarafından izlenen sensör detektörlerden oluşur, istenmeyen erişim ve olaylar sonucunda uyarıcı sirenler ve sistemdeki çeşitli donanım ürünleri devreye girmektedir. Kamera sistemlerinde ise çevresel şartlara uyumlu çeşitli kameraların kayıt ünitesine bağlantısı ile bir gözetim sistemi oluşturulmaktadır.

leri ve dijital güvenliği sağlama konusunda uygulamalar öncesi analiz çalışmalarının önemle yapılması gereklisidir. Analiz ve keşifler sonrası olası risklerle başa çıkabilecek, kritik çözümlere sahip, ihtiyaçlara tam uygun teknoloji seçilmelidir. Elektronik güvenlik sistemlerinde artık bazı istenmeyen kötü durumlar ile başa çıkma olanağını sağlayacak birçok yapay zekâlı akıllı donanımlar bulunmaktadır. Güvenlik personellerinin ya da kişilerin güvenlik operasyonlarını yönetmek ve gözetmek için çeşitli zorluklarla uğraştığı düşük hızlı ve kapalı sistemleri kullandığı günler artık geride kalmıştır. Bugünün sistemleri, yalnızca yüksek çözünürlüklü görüntü ve esnek operasyon olanaklarını sağlamakla kalmayıp aynı zamanda acil durum senaryolarını gerçekleştirebilecek, olaylar karşısında acil karar verme ve onay takip sürecini raporlayabilecek yapıya ulaşmıştır. Kullanıcılar tarafından sisteme verilecek tek bir komut, temel güvenlik ihtiyacının en önemli korunma çözümünü anlık olarak devreye alabilmektedir. Bilişim ağ donanımlarının

gelişimi ve iletişim ağlarındaki hızların değişimi ile kolay erişimli bütünleşik donanımlı elektronik güvenlik ağ sistemlerinin kullanımını yaygınlaştırmıştır. Sadece kamera, alarm, yangın gibi dış unsurlardan korunmanın dışında aynı zamanda sistemin kendisini, içerikleri ve bilgileri korumanın ihtiyaçları da önem kazanmıştır. Gelişen elektronik güvenlik sistemleri ile beraber bilgi güvenliği, bilgi güvenliği yönetimi gereken önemi kazanmıştır. Elektronik güvenlik sistemleri, çalışanlarını, sevdiklerini ve müşterilerini güvende tutmak isteyen işletmeler ve kişiler için vazgeçilmez güncel teknoloji çözümüdür. Etkili ve güvenilir bir elektronik güvenlik sistemi, herkese gözetim ve yasal gereksinimler konusunda yardımcı olabilir. Etkili ve nitelikli bir elektronik güvenlik sistemi, doğabilecek olayları ve suç unsurlarını engelleyebilmekte ve en önemlisi caydırabilmektedir. Sonuç olarak elektronik güvenlik sistemleri, güven, gözetim ve aktif kontrol hâkimiyeti sağlamasının yanında doğabilecek çeşitli zarar ve kayıpları aza indirebilme yeteneğine sahiptir.

Teknolojinin etkisi büyük Teknolojik korunma sistemlerinin gelişmesiyle beraber, karşıt tehdit ve saldırı şekilleri de sürekli olarak değişerek gelişmektedir. Bu nedenle, elektronik güvenlik sistem-

Mayıs 2019 Güvenlik Yönetimi n 79

guvenlik yonetim 71.indd 79

12.05.2019 23:54


GÜVENLİK HİZMETİ

CoESS’ten haberler Dünyamız derin değişimler ve zorlayıcı etkiler ile karşı karşıya: küresel dış ticaret politikasında ki istikrarsızlık; iklim değişikliği; göç; siber güvenlik; uluslararası terörizm liste uzayıp gitmektedir ve tek bir Avrupa ülkesinin etkili bir şekilde tek başına bu liste ile başa çıkması çok zordur. Oryal ÜNVER/ Kurucu Başkan

GÜSOD ve ÖGF

A

vrupa Birliği yasama dönemi sona ermekte olduğu için, CoESS ekibi Parlamento tarafından kabul edilen “Şeffaf ve Öngörülebilir Çalışma Koşulları Yönergesi” gibi Özel Güvenlik ile ilgili son metinleri yeniden gözden geçirmektedir. Ayrıca CoESS’in kamusal alanların korunmasına ilişkin kilit bir Komisyon belgesinde bir iz bırakabildiğini de memnuniyetle gördük. Sosyal Diyalog haberleri konusunda güncellemelerimiz devam edecektir, ayrıca sizleri 10 Ekim’de Roma’da yapılacak zirvemize ve 30. yıldönümü kutlamalarımıza davet ediyoruz. CoESS üyelerini yaklaşmakta olan

AB seçimlerini desteklemeye çağırıyor ve Avrupa yanlısı, gelecekteki sonsuz fırsat ve zorluklar için oluşturulan demokratik birliğin desteklenmesini istiyoruz.

Avrupa seçimleri: Geleceğe oy verin! Uzun zamandır yapılan en önemli AB seçimleri bize, Avrupa vatandaşlarını, gelecek için çığır açan bir kararla karşımıza çıkarıyor: Küreselleşen dünyanın yaşadığı zorluklarla yüzleşmek konusunda isteksiz olan, geri çekilecek bir Avrupa Birliği mi seçiyoruz? Bu zorlukları kesin ve eleştirel bir şekilde ele alarak güçlü Avrupa değerlerine mi sahibiz? CoESS üyelerini

seçimleri desteklemeye çağırıyoruz. Mevcut görüş, Birliğin 23-26 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek Avrupa Parlamentosu seçimleri üzerine yapılan anketlerde, Avrupa Birliği ve politikalarının önemli ölçüde değişebileceğini göstermektedir. Avrupa Birliği’ni açıkça reddeden AB’nin şüpheci ve aşırı sağ partileri, tüm kıtada zemin hazırlamaktadır. Birçok Avrupalı vatandaş ve işletme, Brüksel ve Strasburg’da alınan kararların günlük yaşam ve endişelerle bağlantısının kesildiğini hissetse de, yukarıda belirtilen AB karşıtı partilerin kazandığı zafer en az on yıl boyunca onları olumsuz yönde etkileyecektir: ticaretten,

80 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 80

12.05.2019 23:54


O. Oryal ÜNVER GÜSOD ve ÖGF Kurucu Üyesi

sosyal ve güvenlik politikaları insanların temel haklarına saygı duymaya yönelik haklar ve bugün öngöremediğimiz dolaylı diğer etkiler. Bu nedenle, Avrupa Birliği’nin başarılarına bakmanın zamanı gelmiştir: Yıllarca süren çekişmeler sonrası, AB tarihi en uzun barış dönemine sahip oldu. Aynı zamanda dünyanın önde gelen sosyal standartları ve kişi başına geliri ile dünyanın en büyük ekonomisidir. AB çerçevesi vatandaşlarının ve iş dünyasında refahın temelini oluşturur. Aynı zamanda, dünyamız derin değişimler ve zorlayıcı etkiler ile karşı karşıya: küresel dış ticaret politikasında ki istikrarsızlık; iklim değişikliği; göç; siber güvenlik; uluslararası terörizm - liste uzayıp gitmektedir ve tek bir Avrupa ülkesinin etkili bir şekilde tek başına bu liste ile başa çıkması çok zordur. Zorlukların yanı sıra, örneğin, birleşmiş bir Avrupa’nın birlikte çalışması, birbiriyle rekabet etmek yerine, her ülke sahip olduğu yenilenebilir enerji, dijitalleşme ve yapay zeka alanında birlikte hareket ederek fırsatlar doğurabilir. Bu zorluklara ve fırsatlara ortak cevaplar bulmak için acil olarak kısa vadeli ulusal çıkarların geri çekilmesi gerekmektedir. Ancak yalnızca AB, bu konularda diğer dünya güçleriyle müzakere edebilir ve kıtadaki

uyumu artırabilir. Güçlü bir Birlik ve Avrupa bütünleşmesi herkesin yararınadır. Bu ulusal yeterliliklerdeki zayıflıklar ve aşırı düzenleme ve müdahaleler ile tezat yaratmaz. Yalnızca AB’de 1,6 milyon güvenlik görevlisi 45.000’den fazla şirketi temsil eden özel güvenlik endüstrisinin sesi olan CoESS, Avrupa güvenlik politikalarına katma değer sağlamak ve Avrupa yanlısı, demokratik bir Birlik geliştirmek için AB kurumlarına güçlü bir şekilde bağlı kalacaktır. Birlik gelecekteki sayısız fırsat ve zorluk için oluşturulmuştur. Üyelerimizi ve çalışanları yaklaşan seçimlere katılmaya çağırıyoruz. Şimdi Avrupa ile bağlantılı olma zamanıdır. CoESS, şu anda var olan ve gelecekteki Avrupa Güvenlik Birliği’ne katkıda bulunmaktadır. Avrupa Parlamentosu ve Komisyonun şu anki yasası sona ermektedir: Güvenlik Birliği Komisyon Üyesi Sör Julian King’in AB Operatörlerinin kurulması gibi Güvenlik Birliğinin büyük başarılarını değerlendiren en son İlerleme Raporunun yayınlanma zamanı gelmiştir. “Kamusal alanların korunmasını desteklemek için iyi uygulamalar” konulu en son Komisyon Personeli Çalışma Belgesi, CoESS Forum’unun gündemine getirdiği birçok konuyu da ele almaktadır. Avrupa Parlamentosu seçimlerinin Mayıs ayında olması ve mevcut Avrupa Komisyonunun yasama süresinin sona ermesiyle birlikte, Komisyon Üyesi Sör Julian King’in hazırladığı Avrupa Güvenlik Birliği ile ilgili En Son İlerleme Raporu kapsamında ana girişimler tamamlanmıştır.

CoESS’in komisyon personeli çalışma belgesine giriş AB Operatörleri Forumu’nun kilit sonuçlarından biri “Kamusal alanların korunmasını desteklemek için iyi uygulamalar” üzerine Komisyon Personeli Çalışma Belgesi’nin

CoESS, Avrupa güvenlik politikalarına katma değer sağlamak ve Avrupa yanlısı, demokratik bir Birlik geliştirmek için AB kurumlarına güçlü bir şekilde bağlı kalacaktır. yayınlanmasıdır. Belge, Avrupa Güvenlik Birliği etrafındaki kamusal alanların korunmasına ilişkin tartışmaların temelini oluşturacaktır. CoESS, Forum çalışmalarına ve belge çevresindeki istişarelere aktif olarak katkıda bulunmuştur. Bu nedenle, Avrupa Komisyonu’nun aşağıda belirtilen maddeler de dahil birçok önerimizi dikkate almasından memnuniyet duymaktayız: AB Güvenlik Açığı Değerlendirmesi gibi yaygın bir yöntem temelinde kamusal alanlarda güvenlik açığı değerlendirmesi, Tasarıda güvenliğin önemini vurgulamak; CoESS’in AITRAP projesini; İçeriden Gelen Tehditlere karşı farkındalığı arttırmak için en iyi uygulama örneği olarak gösterilmesi, Yeni güvenlik açıklarını ve engelleri önlemek için güvenlik uzmanlarıyla birlikte erişim kontrollerinin ve engellerin değerlendirilmesi, PDCA (Plan Yapımı ve Kontrol Yasası) ilkesine göre güvenlik tatbikatlarının hazırlanması.

Güvenlik Birliği’nin Parlamento ve Konsey’de durumu Avrupa Parlamentosu, Terörizm Özel Komitesinin son raporunu bu yılın başlarında onaylamış olsa da,

Mayıs 2019 Güvenlik Yönetimi n 81

guvenlik yonetim 71.indd 81

12.05.2019 23:54


GÜVENLİK HİZMETİ Avrupa İçişleri ve Adalet Bakanlarının durumunu ve AB’nin terörizme tepkisini görüşmek ve ileriye dönük bu konunun tartışılması amaçlı Mart ayında toplanmıştır. (Konsey web sitesinden ulaşılabilir).

agenda-security/20190320_ swd-2019-140-security-unionupdate-18_en.pdf

Şeffaf ve Öngörülebilir Çalışma Koşulları Yönetmeliği (KABUL EDİLEN METİN)

İlk sırada ele alınması gereken pratik ve yasal boşlukların yanı sıra alanların belirlenmesine odaklanılmış, daha önce kabul edilen önlemlerin uygulanmasının önemi vurgulanmıştır. Bu tartışma kapsamında, ileriye dönük yolu aydınlatma süreci teknik düzeyde devam edecektir.

Avrupa Güvenlik Birliği’nin geleceği Avrupa Parlamentosu’nun Terörizm Özel Raporu ve Konsey’de devam eden tartışmalarla birlikte, Personel Çalışma Belgesi, AB terörle mücadele politikaları ve kamusal alanların korunması gelecekteki girişimler için ortak bir temel sağlayacaktır. CoESS, her iki belgeye de önemli ölçüde katkıda bulunma fırsatına sahip olduğu için çok mutludur. Avrupa Güvenlik Birliği’nin geleceği büyük ölçüde 2019 yazından itibaren Avrupa Parlamentosu tarafından seçilecek yeni Avrupa Komisyonu tarafından belirlenir. Hazırlıklar esnasında, CoESS, güvenliğin sağlanmasına ilişkin özel kriterler ve kamu-özel ortaklıkları hakkında eylem çağrıları da dahil olmak üzere gelecekte ki Avrupa güvenlik politikaları için gündemi belirlemek üzere Komisyon temsilcileriyle temas halindedir. İlerleme Raporu için Link https://ec.europa.eu/home-affairs/sites/homeaffairs/files/ what-we-do/policies/europeanagenda-security/20190320_ com-2019-145-security-unionupdate-18_en.pdf Personel Çalışma Dosyası için Link https://ec.europa.eu/home-affairs/sites/homeaffairs/files/ what-we-do/policies/european-

Avrupa Birliği Kurumları, 16 Nisan 2019 tarihinde Parlamento’da resmi olarak kabul edilen Şeffaf ve Öngörülebilir Çalışma Koşulları Direktifi üzerinde anlaşmaya varmışlardır. CoESS, orijinal Komisyon teklifinde bazı ulusal düzeyde geçiş aşamasında olan kritik hususları da başarıyla vurgulamıştır. Yeni Yönerge, Yazılı Açıklama Yönergesinin revizyonudur ve yeni işe başlayan çalışanlara, aşağıdakiler de dahil olmak üzere, istihdam ilişkileri hakkında yazılı olarak bildirimde bulunma hakkı verir: (1) istihdamların niteliği, (2) deneme sürelerinin uzatılması, (3) çalışma programları hakkında önceden bildirimler, (4) iş bulma formlarını değiştirme olanakları ve (5) ücretsiz eğitim hakkı. Yeni Yönerge, mevcut ve gelecekteki sözleşme formları için temel bir evrensel koruma düzeyi oluşturacaktır.

Orijinal Avrupa Komisyonu önerisinde yapılan başarılı değişiklikler İlk teklifte CoESS için birçok endişeyi barındırsa da, son metin geçmişte Avrupa Komisyonu ile ilgili olarak dile getirilen birkaç konuyu da içermektedir: “İşçi” tanımı - orijinal teklifin aksine, Direktif “işçi” terimine yeni bir tanımı oluşturmayacak ve ulusal mevzuatı veya toplu sözleşmeleri değiştirmeyecek, ancak tanımlandığı şekilde bir iş sözleşmesi veya iş ilişkisi olan işçilere ulusal düzeyde uygulanacaktır. Sosyal ortaklara ve sosyal diyaloğa riayet - en önemlisi, toplu sözleşmeler, işçilerin genel korunmasına riayet ettikleri sürece asgari haklar hükümlerinden farklı

olabilir (Madde 12). Madde 13’de, Üye Ülkelerin toplu sözleşmelerde boş ve hükümsüz kılınan hükümlere aykırı hükümlerin ilan edilmesi veya değiştirmelerini zorunlu kılan kısmı silinmiştir. Bilgi sağlama - işveren, bilgi sağlamak (Madde 3) ve zamanlama (Madde 4) ile ilgili olarak, yasa ve toplu iş sözleşmelerine başvurabilir. Anlaşma, işveren tarafından sağlanacak olan temel bilgilerin, çalışanın ilk günü, bir ay içindeki diğer bilgilerden itibaren yedi takvim günü içinde çalışana ulaşması gerekliliğini şart koşar. İşin minimum öngörülebilirliği – Madde 9.1’de, çalışma programlarının minimum öngörülebilirliğine ilişkin olarak, talep üzerine yapılan sözleşmelerle artık açıkça kısıtlandığı görülmektedir. Eğitim - orijinal Komisyon teklifinin aksine, işverenlerin yalnızca AB yasaları, ulusal yasalar veya toplu iş sözleşmeleri ile zorunlu tutulan eğitimi vermesi gerekir (Madde 11).

Uyarlama aşamasında ulusal düzeyde artışa neden olacak endişeler CoESS, Direktifin yaratacağı muhtemel idari yük ve bazı unsurlar üzerinde yasal kesinlik eksikliği konularında endişe duymaya devam etmektedir. Ulusal derneklere, direktifin geçiş aşamasında ulusal düzeyde sorumlu bakanlıklarla bu sorunları dile getirmelerini tavsiye ediyoruz. Ayrıntılı hükümler hakkında daha fazla bilgi için, lütfen CoESS Ekibi ile iletişime geçin.

Sonraki adımlar 16 Nisan 2019 tarihinde Avrupa Parlamentosu tarafından kabul edilen Direktif doğrultusunda, Üye Devletlerde Konsey’de aynı şeyi yapmak zorunda ve daha sonra, Direktifi üç yıl içinde ulusal hukuka devretmek zorunda kalacaklardır.

82 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 82

12.05.2019 23:54


guvenlik yonetim 71.indd 83

12.05.2019 23:54


GÜVENLİK HİZMETİ

Akıllı güvenlik çözümleri Evlerinde elektronik güvenlik sistemi kullananların yüzde 58’i alarm sistemi kullanmanın kendilerine güven hissi verdiğini belirtirken, arkadaş tavsiyesi ile bu sistemleri kullanmaya başladıklarını belirtenlerin oranının ise yüzde 26 olduğunu gördük. Ediz HABİP/ Pazarlama ve İş Geliştirmeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı PRONET

P

ronet olarak kısa süre önce araştırma şirketi GfK’ye yaptırdığımız “Elektronik güvenlik sistemlerinin kullanım amaçları ve güvenlik ihtiyacı” konulu tüketici davranışları araştırmasının* sonuçları ilginç veriler ortaya koydu. Araştırma sonuçları, elektronik güvenlik sistemi kullananların büyük çoğunluğunun alarm sistemleri sayesinde kendilerini güvende hissettikleri için bu sistemleri kullandıkları gösterdi. Bizler için araştırmanın gösterdiği bir diğer önemli sonuç ise ailelerin, çocuklarının güvenliği için elektronik güvenlik sistemlerini tercih ediyor olduğuydu. Çocukların güvenliği, önceden yaşanmış kötü deneyimler ve arkadaş tavsiyesi gibi unsurlar da kullanım amaçları arasında öne çıktı. Evlerinde elektronik güvenlik sistemi kullananların yüzde 58’i alarm sistemi kullanmanın kendilerine güven hissi verdiğini belirtirken, arkadaş tavsiyesi ile bu sistemleri kullanmaya başladıklarını belirtenlerin oranının ise yüzde 26 olduğunu gördük. Çocuklarının güvenliği için elektronik alarm sistemi kullandığını belirtenler ise

dahil edilebilen Akıllı Video, Akıllı Kilit ve Akıllı Zil çocukları güvende tutan çözümlerin başında geliyor.

Akıllı güvenlik çözümleri

Ediz HABİP

yüzde 30 ile araştırma sonuçlarında yerini aldı.

Pronet Plus ile çocuklar güvende Harekete duyarlı sensörler aracılığıyla çalışan Pronet Plus sistemimiz bakıcı zamanında geldi mi, çocuklar eve vaktinde girip çıktı mı, mutfak, balkon gibi tehlike arz edecek yerlerde hareket var mı gibi soruların yanıtlarını ebeveynlerin akıllı telefonuna iletilen anlık bildirimler aracılığıyla ilk elden alabilmesini sağlıyor. Pronet Plus ayrıca, alarm sistemlerini uzaktan kurup kapatabilme imkanı da sunuyor. Pronet Plus’a ek olarak

Akıllı Video ile anne babalar, dilerse Pronet Plus sayesinde evini canlı yayında izleyebiliyor veya mekandaki hareketi görüntülü bildirim olarak alabiliyor. Akıllı Zil, evin zili çalındığında, kullanıcının akıllı telefonuna anlık bir bildirim gönderiyor. Kullanıcı zil içerisinde bulunan kamera sayesinde kapıya kimin geldiğini Pronet Plus uygulamasından görebiliyor. Zil üzerinden kapıya gelen kişiyle konuşabiliyor. Akıllı Kilit sayesinde ise, ebeveynlerin dilediği kişiye kapıyı uzaktan açması mümkün oluyor. Örneğin, eve gelen yardımcıya evin anahtarını bırakmaya gerek olmuyor. Yardımcı kapıyı çaldığında, anne babalar ofiste olsalar bile yine uygulama üzerinden onun içeri girmesini uzaktan sağlayabiliyorlar. * Tüketici davranışları araştırması GfK tarafından Ağustos 2018’de, elektronik güvenlik sistemi kullanıcıları ve bu sistemleri kullanmayı düşünen 25 yaş üzeri kişilerle; Adana, Ankara, Bursa, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Malatya ve Samsun şehirlerinde 4.500 kişiyle yüz yüze görüşmeler şeklinde gerçekleştirilmiştir.

84 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 84

12.05.2019 23:54


guvenlik yonetim 71.indd 85

12.05.2019 23:54


YANGIN GÜVENLİĞİ

Yangın algılama ve ihbar sistemleri Yapı alanı, yüksekliği, yapıyı kullanan kişi sayısı gibi parametreler büyüdükçe yapı daha karmaşık hale geleceğinden yangın anında insanların tahliye edilmesinin çok zaman almasının yanı sıra, yangının kontrol altına alınması ve söndürülmesi işlemi de güçleşmektedir. Erdal YILDIZ/ Satış Müdürü ENTEGRE SATEK

G

ünümüz dünyasında, toplu olarak yaşama, çalışma, birlikte olma olgusunun artması ve bu amaçlara hizmet edecek yapıların çoğalması; yangının oluşma riskini, risk çeşitliliğini ve hasar verici etkilerini geçmişten bu yana sürekli olarak arttırmaktadır. Yangından doğabilecek hasar ve can kayıplarını azaltmanın en başta gelen yolu, yangını oluşturacak etkenleri ortadan kaldırmak ve yangına hızlı bir şekilde müdahale edebilecek tedbirleri almaktır. Yangın güvenlik önemlerinin alınması, yangının verdiği zararlardan daha az maliyetlidir. Bu da yangının erken tespiti için gerekli olan yangın algılama ve ihbar sistemleri ve diğer yangından korunma sistemlerinin önemini ortaya çıkartmaktadır. Yangın; yanabilen maddelerin çevresine değişik miktarlarda ısı ve ışık yayarak, kontrol dışı yanmasıdır. Yanmanın başlaması ve sürebilmesi için, yanıcı madde, yakıcı madde ve ateşleme kaynağının bir arada olması gerekmektedir. (Yangın üçgeni). Bir binayı yanmaz olarak inşa edilemeyeceğini göz önünde bulundurursak, o halde yapılacak en akıllıca iş onu güvenli hale

getirmektir. Yangınların temel çıkma sebepleri, bilgisizlik, tedbirsizlik, ihmal, dikkatsizlik, kazalar, sıçrama, doğa olayları ve sabotaj olarak sıralanabilir. Yangının, hasar verme kapasitesinin dakikalar, hatta saniyeler içinde artarak ilerlemesi, yangın başlangıcı ve sonrasında tedbir ve müdahale amaçlı kullanılacak yangından korunma, yangın algılama ve ihbar sistemlerinin hızlı reaksiyon gösterecek şekilde kurgulanmasını mecbur kılmaktadır. Yangından Korunma Sistemleri, yangın çıktığı durumlarda, yangının daha başlangıç aşamasında tespiti, yangınını yayılmasının yavaşlatılması, mümkünse yok edilmesi için gerekli aksiyonların alınması, insanların en hızlı şekilde tahliye edilmesini sağlayacak sistemlerdir. Biz yazımızda, yangın algılama ve ihbar sistemlerini ele alacağız. Yangın algılama ve ihbar sistemleri yapılarda çıkabilecek yangınları en kısa sürede tespit etmek, insanların tahliyesi ve gerekli aksiyonların alınması için haber-

dar etmek, diğer yardımcı sistemleri yangından korunma, tahliye amaçlı işlemler için tetiklemek ve yangın söndürme birimlerine haber vermek amacıyla kurulan sistemlerdir. İnsan tahliyesinin kolay olduğu binalarda, algılama ve uyarma sistemleri bazı durumlarda yeterli görülebilir. Yapı alanı, yüksekliği, yapıyı kullanan kişi sayısı gibi parametreler büyüdükçe yapı daha karmaşık hale geleceğinden (Hastane, AVM, Endüstriyel Tesisler, İş Merkezi, Üniversite Kampüsleri, Havalimanları, Çok Katlı Konutlar vb.) yangın anında insanların tahliye edilmesinin çok zaman almasının yanı sıra, yangının kontrol altına alınması ve söndürülmesi işlemi de güçleşmektedir. Bundan dolayı, bahsetmiş olduğumuz tarzdaki yapılarda, yangın anında can kayıplarının engellenmesi, insanların tahliyesinin sağlanması, dumanın yönlendirilmesi, yangının otomatik söndürme sistemleriyle söndürülmesi gibi aksiyonların sistematik ve koordineli şekilde yapılması için, yangın algılama ve ihbar sistemlerinin diğer sistemlerle entegrasyonunun yapılması gerekmektedir. Örneğin; yangın anında, yapıdaki kilitli olan kapıların serbest bırakılıp

86 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 86

12.05.2019 23:54


insanların güvenli şekilde tahliyesinin sağlanması için, kartlı geçiş sistemleri ile entegrasyonun sağlanması gerekmektedir. Tahliye esnasında egzoz ve taze hava fanlarının otomatik olarak devreye sokulup insanların dumandan etkilenmemesi için, duman tahliye sistemleri ile entegrasyon sağlanmalıdır. Ya da söndürme için kullanılan ön tepkimeli sprinkler (Sulu söndürme) sistemi gibi (Pre-action systems) sistemlerinin devreye sokulması yangının algılanmasıyla birlikte yapılmaktadır. Yine burada yangın algılama sistemi ile sprinkler sistemi arasında entegrasyon sağlanmaktadır. Entegrasyonlar, kuru kontak bazında sağlanabileceği gibi, kabiliyeti olan sistemlerle yazılımsal olarak da (OPC vb. protokoller) yüksek seviyeli şekilde sağlanabilmektedir. Yangın algılama ve ihbar sistemleri, yürürlükteki yangından korunma yönetmeliklerine ve ilgili standartlara uygun olarak tasarlanmaktadır. Ülkemizde yürürlükte olan ‘’Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik’’ 4.Bölüm – Yangın Algılama ve Uyarı Sistemleri Madde 74 -1 uyarınca: ‘’Yangın algılama sisteminin ve parçalarının TS EN 54’e uygun olarak üretilmesi, tasarlanması, tesis edilmesi ve işletilmesi şarttır.’’ Dolayısıyla sistemin projelendirilmesi, tasarımı, devreye alınması, test edilmesi, işletilmesi ve bakımlarının yapılması TS EN 54 standartlarına uygun olmak zorundadır. Yönetmelik, sistemin ve ekipmanların bulunması zorunlu olduğu binaları, ekipmanların nasıl yerleştirileceğini ve bazı

temel gereksinimleri tarif eder. Ancak sistemin tasarımı, ekipmanların yerleşim kriterleri, işletme detayları ve bakımın yöntemi ve periyotları konularında TS EN 54-14 standartları referans gösterilmiştir. Ülkeler, kendi spesifik yangın standartlarını oluşturabileceği gibi, (NFPA 72- ABD, FDMA – Japonya) uluslararası kabul görmüş standartları kendilerine uyarlama yoluna da gidebilir (EN -54 – TS EN 54). Yangın algılama ve ihbar sistemleri 5 ana ekipman bölümünden oluşmaktadır. Merkez Ekipmanları: Yangın Algılama Sistemi Paneli, Kullanıcı Grafik Ekranı, Tekrarlayıcılar, Mimik Panel (Dizayna Bağlı olarak) Birincil ve İkincil Güç Kaynakları: Sistem merkez ve saha ekipmanlarının, normal durumda ya da olası bir güç kesintisinde çalışmasını sağlayacak olan her türlü güç kaynağı. Algılama ve Manuel Alarm Başlatma Cihazları: Dedektörler, manuel alarm butonları Sesli Görsel ve Uyarı Cihazları: Siren, Flaşör, Acil Anons Sistemleri Arayüz Modülleri: Sistemin, kelebek vanalar, akış anahtarları, yangın pompaları, duman tahliye

Yangın anında, yapıdaki kilitli olan kapıların serbest bırakılıp insanların güvenli şekilde tahliyesinin sağlanması için, kartlı geçiş sistemleri ile entegrasyonun sağlanması gerekmektedir. sistemleri ve kartlı geçiş sistemi kapıları gibi diğer sistem ekipmanlarıyla etkileşimi sağlayacak giriş/çıkış modülleri. Yangın algılama panelinin, sahadaki ekipmanları tanımlayış biçimine göre iki ayrı teknoloji mevcuttur: Konvansiyonel ve Adresli Sistemler. Konvansiyonel sistemler, ekipmanların panel hattına paralel olarak bağlandığı ve ekipmanların kendine özgü lokasyon bilgisini veremediği sistemlerdir. Yani, her bir hat panelde tek bir adres olarak tanımlanabilmektedir. Aynı hat içerisinde, iki farklı dedektör, panel için aynı eleman olarak kabul edilir. Dolayısıyla Alışve-

Mayıs 2019 Güvenlik Yönetimi n 87

guvenlik yonetim 71.indd 87

12.05.2019 23:54


YANGIN GÜVENLİĞİ

riş merkezi içerisinde bulunan orta ve küçük ölçekli mağazalar, restoranlar, küçük ölçekli konut ve okullar gibi yapılarda kullanılmaya daha elverişlidir. Adresli sistemlerde ise, her bir saha ekipmanı ayrı bir adres ile tanımlanmış olduğundan, her bir saha elemanı üzerinden farklı değerlendirme yapılabilir. Adresli sistemler, konvansiyonel sistemlere göre daha maliyetlidir. Ama büyük yapılarda adresli sistemler kullanılmalıdır. Algılama biçimine göre ise , noktasal ( duman, ısı, duman+ısı, kimyasal vs), ışın tipi ,alev tipi, lineer ısı (örn ; lazer), hava örneklemeli dedektörler ve Video tabanlı algılama sistemleri mevcuttur. İyi bir yangın algılama sistemi kurulumu için aşağıdaki noktalara dikkat edilmelidir. İşletme ve yapının yangın riskleri iyi bilinmeli ve ihtiyaçları belirlenmeli, potansiyel yangın türlerine göre uygun dedektörler seçilmelidir. Projelendirme yapılmadan önce yangın ve duman tahliye senaryolarının belirlenmiş olması gerekir. Aksi durumda aksi durumda, projelerde ciddi revizyonlar yapılması gerekebilir. Projelendirme yönetmelik ve standartlara hakim firmalar tarafından yapılmalıdır. Projelendirme firmalarının tavsiye etmiş oldukları markalarla ilgili tasarım kriterlerini iyi bilmesi ve projeleri bu şekilde dizayn etmeleri gerekir. Sistemin kablolaması ve altyapısı, mesleki yeterlilik belgesi olan ve ustalar tarafından yapılmalıdır. Sistem montajlarının üretici tavsiyeleri ve yangın standartlarına göre yapılması gerekir.

Yangın algılama sistemleri her ne kadar yönetmelikler üzerinden zorunlu kılınsa da, bu sistemler göstermelik olarak değil, yangın sonrasında oluşabilecek hasarları ve can kayıplarını da göz önünde bulundurarak, ucuz, yetersiz, uygulayıcı ve kullanıcı dostu olmayan çözümler yerine kaliteli, global standartlara uygun, iyi tasarlanmış, çözümlere odaklanmalıdır. Unutulmamalıdır ki, bu sistemler kullanıcısına on yıllarca hizmet etmesi beklenen ve yıllar içinde nadir olarak meydana gelebilecek kritik yangın durumunda optimum ve hızlı performansını sergilemesini arzu ettiğimiz sistemler olup, buna uygun olarak bakım ve işletmesinin yapılması gerekir. Sistemi sürekli işletilebilir ve sorunsuz çalışır kılmak için bakımlarının TS EN 54-14 standartlarına uygun olarak yapılması gerekmektedir. Standartlarda günlük, aylık, 3 aylık ve yıllık bakım düzenleri tarif edilmektedir. İşletme personelinin özellikle günlük ve aylık bakımları yapmasına özen gösterilmeli ve takibi yapılmalıdır. Ayrıca 3 aylık ve yıllık bakımlar için, tercihen sistemin kurulumunu yapmış ya da üreticinin sertifikasına sahip

Yangın algılama sistemleri, yangın sonrasında oluşabilecek hasarları ve can kayıplarını da göz önünde bulundurarak, ucuz, yetersiz, uygulayıcı ve kullanıcı dostu olmayan çözümler yerine kaliteli, global standartlara uygun, iyi tasarlanmış, çözümlere odaklanmalıdır. profesyonel ve tecrübeli firmalardan periyodik bakım hizmeti alınmalı, can ve mal güvenliğimiz şansa bırakılmamalıdır. Yangın algılama sistemi bakım prosedürleri için üreticilerin dokümanları ve TS EN 54-14 standartlarının bakımla ilgili bölümlerini incelemenizi tavsiye ederiz.

88 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 88

12.05.2019 23:54


guvenlik yonetim 71.indd 89

12.05.2019 23:54


YANGIN GÜVENLİĞİ

FIPRON yangın söndürme çözümleri Günümüzde yangın önleme yeteneğine sahip çeşitli kompozit materyaller Fipron teknolojisi ile oluşturulmuştur. Bu tür materyallerin yapısı, içinde ateşe dirençli etkin madde olan mikro kapsülleri kapsar. Engin ÖZER / Mühendislik Müdürü EEC ENTEGRE BİNA KONTROL SİSTEMLERİ

Y

angın söndürme sistemleri, yangınları kontrol etmenin ve söndürmenin en etkili yollarından biridir. Kimse yangın çıkma olasılığını düşünmek istemez. Ama bu kabus gerçekleştiğinde en iyi şey uygun ekipmanın yakında ve kullanıma hazır olmasıdır. Şimdi elektrik buatlarınızın içerisine kadar yangına karşı koruma yapabilen söndürme teknolojileri çıktı. Fipron Teknolojisi ile üretilen çeşitli şekil ve ebattaki ürünler, bekleme modunda yıllarca kalabilir ve alevi otomatik olarak, büyümesine izin vermeden, meydana geldiği anda söndürür

oluşturulmuştur. Bu tür materyallerin yapısı, içinde ateşe dirençli etkin madde olan mikro kapsülleri kapsar. Aktivasyon sıcaklığına ulaşıldığında kapsül kabuğu patlar ve içindeki gazı boşaltır. Bu gaz açık ateş ve yanan yüzey ile temas ettiğinde tutukluk yapar ve oksijenin yerini alır. Yanma yerini çabucak soğutur ve böylece alevlenmeyi hızlı ve etkili bir şekilde önler.

ulaştıklarında yangını durdurmayı garanti eden on binlerce mikro kapsül bulunmaktadır. Mikro kapsüllerin polimerik kabuğu, yangın geciktirici bileşiği 5 yıl boyunca çalışır durumda tutar ve kesin olarak aktivasyon sıcaklığına ulaşmasını önler. Yangın meydana geldiğinde etken gazı serbest bırakır ve her bir mikro kapsül tek başına “mikro yangın söndürücüler “ haline gelir.

4000 dm3’e kadar olan pano ve benzeri hacimlerde kullanılırlar. Yangın söndürme maddesini depolayan on binlerce mikro kapsül vardır ve bu mikro kapsüller 120 derece sıcaklığa ulaşıldığında ortamdaki oksijeni süpürür, ısıyı absorbe eder ve yangın söndürmeyi garanti altına alır.

Kompozit materyaller

Mikrokapsüller

Günümüzde yangın önleme yeteneğine sahip çeşitli kompozit materyaller Fipron teknolojisi ile

Mikrokapsülasyon pek çok endüstride yaygın olarak kullanılan bir tekniktir. Fipron teknolojisi ise, yangın söndürme alanında uygulanan mikrokapsülleme tekniğinin ilk örneğidir. Fipron bazlı ürünlerin tümünün içerisinde yangın söndürme maddesini depolayan ve planlanan sıcaklığa

Fipron teknolojisi, çok etkili, çok amaçlı tek başına yangın söndürücü bileşik ve materyallerin oluşturulmasını sağlar. Yangın söndürme amaçlı boyalar, tozlar, köpükler, yapışkan elastik plakalar ve bantlar, katı ve plastik çok tabakalı kompozitler, Fipron teknolojisi kullanılarak dünya çapında birçok sektörde uygulanmaktadır.

90 n Güvenlik Yönetimi Mayıs 2019

guvenlik yonetim 71.indd 90

12.05.2019 23:54


Fipron teknolojisi ile üretilen bir ürün veya kompozit materyal, yangın önleme yönteminde benzersiz olan teknolojik bir gelişmeyi temsil eder.

Ürünlerinin avantajları Montajı kolaydır. Stickeri sadece yapışkanlarından yüzeylere yapıştırmanız yeterli iken cord’u klipslemeniz yeterlidir. Küçük ve kapalı alanlar için ideal yangın önleyicilerdir. Aktivasyon için uyarı sinyali gerektirmez. Bakım gerektirmez Elektrik bağlantısına ihtiyaç duymaz. Görüntü kirliliği oluşturmaz.

Fipron cord 3 adet modeli vardır. FPN C -1 model Kordon tipi yangın söndürücünün 1 metresi 50 dm3’lük hacmi koruyabilir. FPN C -2 model Kordon tipi yangın söndürücünün 1 metresi 150 dm3’lük hacmi koruyabilir. FPN C -3 model Kordon tipi yangın söndürücünün 1 metresi 300 dm3’lük hacmi koruyabilir.

Yangın söndürme amaçlı boyalar, tozlar, köpükler, yapışkan elastik plakalar ve bantlar, katı ve plastik çok tabakalı kompozitler, Fipron teknolojisi kullanılarak dünya çapında birçok sektörde uygulanmaktadır.

Fipron sticker Elektrik prizleri buatları, güç dağıtım, kontrol ve kumanda panoları, 60 desimetreküpe kadar kapalı alana sahip elektrikli cihazlar, bilgisayar sistemleri vb. alanlarda kullanılır. P, 15,25,45 ve 60 modelleri vardır. Aşağıda ölçülerini ve etki alanlarını görebilirsiniz. FPN P (30x30mm) (0,2 dm3’e kadar) FPN 15 (45x85mm) (0,4-15 dm3 arasında) FPN 25 (65x110mm) (15-25 dm3 arasında) FPN 45 (90x130mm) (25-45 dm3 arasında) FPN 60 (90x190mm) (45-60 dm3 arasında)

60 desimetreküp ve üzerinde Sticker modellerine göre daha ekonomik olarak kullanılabilirler. Üzerindeki fitili nedeni ile 120 derece alevi gördüğü anda tamamen kendini imha ederek yangını söndürür. Alçak gerilim elektrikli cihazlar, kapalı sistem kablo kanalları, 60-4000 dm3’lük elektrik panolarında kullanılırlar.

Fipron paint Herhangi bir yüzeye boya gibi uygulanır. Uygulandığı yüzeye yangın söndürme yeteneği kazandırır.

Mayıs 2019 Güvenlik Yönetimi n 91

guvenlik yonetim 71.indd 91

12.05.2019 23:54


ABONE FORMU

ABONELİK BİLGİLERİ GÜVENLİK YÖNETİMİ DERGİSİNE 1 YILLIK ABONE OLMAK İSTİYORUM. ADI, SOYADI : FİRMA ADI : DOĞUM TARİHİ/YERİ: DERGİ TESLİM ADRESİ ADRES

:

POSTA KODU / SEMT / ŞEHİR DİĞER BİLGİLER: MESLEK

:

E-MAİL

:

TEL

:

FAX

:

GSM

:

FATURA ADRESİ: ADRES:

POSTA KODU / SEMT /ŞEHİR VERGİ NO / DAİRESİ Güvenlik Yönetimi Dergisi’nin 1 yıllık abonelik bedeli 100 TL. + KDV’dir. Abonelik bedelini İş Bankası - Perpa Şubesi - Hesap No: 1188 0542685 IBAN: TR76 0006 4000 0011 188054268 yatırdıktan sonra dekontun fotokopisi ile birlikte bu formu doldurarak 0212 210 54 45’e fakslayabilir ya da info@guvenlikyonetimi.com adresine mail atarak hemen abone olabilirsiniz.

guvenlik yonetim 71.indd 92

12.05.2019 23:54


Mayıs 2019 Güvenlik Yönetimi n 93

guvenlik yonetim 71.indd 93

12.05.2019 23:55


guvenlik yonetim 71.indd 94

12.05.2019 23:55


R

E

K

L

A

M

I

N

D

E

93

27

13

59

11

4-5

19

25

89

23

1-ÖKİ

21

A.K.İ.

2-3

63

Ö.K.

15

6-7

51

96

39

A.K.

31

75

49

85

69

35-45

17

guvenlik yonetim 71.indd 95

K

S

81

12.05.2019 23:55


guvenlik yonetim 71.indd 96

12.05.2019 23:55


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.