ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ
AĞUSTOS 2014 SAYI: 14
ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ
AĞUSTOS 2014 SAYI: 14
içindekiler 26
66
34 10 BAŞKANDAN
12 EDİTÖR
14 GÜNCEL
Sektör ile ilgili kısa haberler
24 KÖŞE / Hayata Bakış
“Stres ve başedebilme”
KAPAK KONUSU
SEKTÖRDEN
26
Avrupa güvenlik sektöründe alarm izleme merkezleri
52
“Sektör önemli bir yol ayrımında”
32
Self Monitoring bir tehdit midir?
56
“Özel güvenlik sektöründe
denetimler yetersiz”
ELEKTRONİK GÜVENLİK
58
Çin Minsheng Bankası entegre güvenlik çözümü
60
Güvenlik ve teknolojinin bilişimle buluştuğu yer
62
SPY mega piksel IP solution / SP 9030X
64
Full HD 1080 P DVR kayıt cihazı
FOKUS
34
Toplumsal davranış psikolojisi ve özel güvenlik
40
Risk yönetimi ve risk analizi yöntemleri
44
Toplum güvenliği değil güvenlik toplumu etkilemeli
46
Özel güvenlikte toplum psikolojisi ve kalabalık yönetimi
Güvenlik Yönetimi ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ
AĞUSTOS 2014
86
AYDA BİR YAYINLANIR
Özel Güvenlik Federasyonu adına imtiyaz sahibi O. Oryal ÜNVER Yürütme Kurulu O. Oryal ÜNVER İsmail UZELLİ Murat KÖSEREİSOĞLU Yusuf Vehbi DALDA Genel Yayın Yönetmeni Devrim BOZKURT devrim@guvenlik-yonetimi.com Yazı İşleri Müdürü Yeşim ÖZDEMİR yesim@guvenlik-yonetimi.com Danışma Kurulu Alp SAUL Doç. Dr. Gazi UÇKUN Füsun KOCAMAN Gültekin FİŞEK Hakan ÖZALP İsmail UZELLİ Murat KÖSEREİSOĞLU Okyay ŞENTÜRK O. Oryal ÜNVER Osman Levent CELASUN Prof. Abdurrahman KILIÇ Taner ALBAYRAK Yusuf Vehbi DALDA
70 BİLGİ GÜVENLİĞİ 66
Ev bilgisayarlarında güvenlik
YANGIN GÜVENLİĞİ
86
Su sisi söndürme sistemleri - 3
92 ABONE FORMU GÜVENLİK HİZMETİ 70
Özel güvenlik alanında yeni
gelişmeler ve vizyonlar - 2
76
Havaalanı yolcu terminal binası
giriş kontrol noktalarında güvenlik
tedbirleri
82
Binaların bombalı saldırılara
karşı korunması
94 Yıllık Kapak ve Fokus konuları 95 Reklam İndeksi
Grafik Tasarım ve Baskıya hazırlık Derya BARUTÇU derya@guvenlik-yonetimi.com Yayın Türü Yerel Süreli Yayın Ayda bir yayınlanır. Yönetim Adresi Arkhe Tanıtım Hizmetleri Perpa Ticaret Merkezi B Blok Kat: 11 No:1963 Okmeydanı / Şişli / İstanbul Tel: (212) 210 54 45 Tel: (533) 413 78 08 Baskı SCALA BASIM YAYIM TANITIM SAN. ve TİC. LTD.ŞTİ. Tel: 0212 281 62 00 Özel Güvenlik Sektörünün sesi Güvenlik Yönetimi Dergisi, sektörü bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Bu dergide yer alan her türlü haber, bilgi ve yorumlar; güvenilir olduğuna inanılan kaynaklar tarafından hazırlanmış araştırma raporları, değerlendirmeler, atıflar, çeviriler ve istatistikî verilerden derlenmiştir. Dergide yer alan tüm reklamların sorumluluğu firmalara, yazılardaki ve söyleşilerdeki görüşler sahibine aittir. Dergide yer alan yazılar izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden hiçbir şekilde kullanılamaz.
tanıtım hizmetleri
Perpa Ticaret Merk. B Blok Kat: 11 No: 1963 Okmeydanı / Şişli / İstanbul Tel: (212) 210 54 45 Faks: (212) 210 54 45 Gsm: (533) 413 78 08
ö BAŞKAN
Alarm izleme merkezlerinde kamusal otorite ile işbirliği ve AB uygulamaları Değerli okurlarımız;
Özel güvenlik sektöründe kamusal otorite ile işbirliğinde en çok ön plana çıkan alanlardan biri de hiç şüphesiz alarm izleme merkezleridir. Güvenlik konusunun sadece kamusal otoritenin sorumluluğu altında olduğuna yönelik inanç, ülkemizde ve birçok Avrupa Birliği ülkesinde; kamusal otorite ile özel güvenlik arasındaki ilişkilerin gelişmesini engellemiştir. Bugün alarm izleme merkezlerinin yaptığı işin kolluk kuvvetleri tarafından yapılması hem maddi kaynaklar hem de insan gücü kaynakları bakımından oldukça zor görülmektedir. Belçika, Hollanda, İngiltere gibi bazı Avrupa Birliği ülkelerinin kamusal otoritelerle alarm izleme merkezlerinin aralarındaki görev ve sorumlulukların karşılıklı olarak yazılı şekilde belirledikleri görülmektedir. Kamusal otoritelerle; alarm izleme merkezleri arasındaki işbirliğinin güçlendirilmesi ve faaliyetlerinin geliştirilmesine olan ihtiyaç her geçen gün daha da artmaktadır. Alarm izleme merkezleri; 7 gün 24 saat çalışma zorunluluğunun yanı sıra yüksek maliyetli yazılım ihtiyaçlarını kendileri karşılamaları nedeniyle bu yükü kamu otoriteleri üzerinden almaktadır. Kamu ile işbirliği; doğru tesis edildiğinde güvenliğin etkin olarak tesisine önemli ölçüde katkı sağlayacaktır. İşbirliğinde, kamu otoritelerinin beklentileri ile alarm izleme merkezleri ve müşterilerinin beklentileri arasında bir denge kurulması konusu da önemli bir husustur. Demokratikleşme süreci, küreselleşme gibi günün şartları güvenlik sektörünün her kesiminde işbirliğini geliştirmektedir. AB üyesi ülkeler arasındaki demokratik değerler kapsamında düzenlenen Avrupa yasalaşma süreci, dengesiz ortaklıkların önüne geçmekte ve geleceğe yönelik pozitif bakış açısı yaratmaktadır. Yangın ihbarlarının ve görüntülü alarmların alarm izleme merkezinden takip edilmeleri için teknolojik çalışmalar deneme safhasındadır. Yakın gelecekte bu entegrasyon sağlanacaktır. Yıllar içinde Avrupa’da alarm izleme merkezi pazarı müşteri odaklı olmak üzere büyümüş ve büyümeye de devam etmektedir. Bu alanda önemli değişimler gözlenmekte ve teknolojik gelişmeler kaydedilmektedir. Gelişmeler, yeni normlara ve protokollere olan ihtiyacı arttırmakta bu bağlamda, eğitim uygulamaları değişmektedir. Kalite standartlarındaki değişiklikler, gelecekte bu konularda yeniden çalışma yapılmasını zorunlu hale getirmektedir.
10 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
O. Oryal ÜNVER ÖGF (Özel Güvenlik Federasyonu) Yönetim Kurulu Başkanı
Güvenlik
konusunun sadece kamusal otoritenin sorumluluğu altında olduğuna yönelik inanç, ülkemizde ve birçok Avrupa Birliği ülkesinde; kamusal otorite ile özel güvenlik arasındaki ilişkilerin gelişmesini engellemiştir.
h EDİTÖR
Toplumsal davranış psikolojisi ve özel güvenlik Hızlı bir değişim ve iletişim çağını yaşayan dünyamızda yeni suç türleri ve güvenlik riskleri ortaya çıkmaktadır. Bireysel, kurumsal ve toplumsal olarak daha güvenli bir yaşam sürdürmek için olası risk ve tehlikelere karşı hazırlıklı olmalıyız. Ne kadar mükemmel ve kapsamlı risk değerlendirmeleri yapar ve herhangi bir risk anında uygulamaya koyma becerisini gösterebilirsek o kadar güvenli ve etkili bir risk yönetimini de oluşturmuş oluruz. Dünyada kent güvenliği alanında risk ve tehdit analizleri yapılarak güvenlik sosyolojik ve antropolojik yönden de araştırılmaktadır. Risk analizleri ve yönetimi kurumsal yapıların güvenlik algısı ve iklimleri açısından gerekli olan yetkinlik alanlarından birisidir. Toplumsal ve bireysel davranışların etkilediği özel güvenlik yapısı meslek kimliği içerisinde, örgütsel sistematiği oluşturulmuş, standartlara bağlı, genel güvenliğin organik yapılanması içerisinde korunan, hiyerarşik düzeni bulunan, iç ve dış denetime bağlı, profesyonel geçişlere hazır ve en önemlisi akademik kariyerini, marka değerini yaratmak için kullanan, ticari kaygıdan uzak, sosyal, ekonomik, akademik ve hukuksal boyut içerisinde yeniden yapılandırılması gerekmektedir. Güçlü ve örgütsel oluşumunu tamamlamış özel güvenlik potansiyeli, toplumun güvenlik algısını pozitif yönde etkileyecek, sosyal psikolojinin baskısından kurtaracak, profesyonel görev yapısı ile önleyici güvenlik pratiğini, kamu düzeninin işleyişini sağlayacaktır. Bu sayıda kapak konumuzu alarm izleme merkezlerine ayırdık. Alarm sistemlerinden alınan verilerin toplandığı ve değerlendirildiği merkezler olarak tanımlanan alarm izleme merkezleri, günümüz özel güvenlik sektöründe önemli bir yer tutuyor. Alarm izleme merkezlerinde standartların oluşturulması çalışmalarına Avrupa’da 2000 yılından itibaren başlanmış ve 4,5 yıl süren çalışmalar sonucunda “Code of Practice for Monitoring and Alarm Receiving Centre Requirements” Avrupa normları standardı oluşturulmuştur. Öte yandan yasal çalışmalar kapsamında CoESS (Avrupa Güvenlik Servileri Konfederasyonu) ise konuya ilişkin faaliyetlerine 2007 yılının ilk yarısında başlamış ve 2009 yılı başlarında her Avrupa ülkesinde konuya ilişkin yasal prosedürlerin ne olduğu, alarm izleme merkezlerinin uymak zorunda olduğu ulusal bir standardın var olup/olmadığı ve merkezlerin uymak zorunda olduğu polis tarafından getirilmiş özel kriterlerin olup/olmadığı gibi sorulara ilişkin araştırmaları tamamlamış ve çalışmaları güncellemiştir. Kamu ile işbirliğinin doğru tesis edilmesiyle Avrupa’da olduğu gibi ülkemizde de güvenliğin etkin olarak tesisine önemli ölçüde katkı sağlayacaktır. Bu işbirliğinde, kamu otoritelerinin beklentileri ile alarm izleme merkezleri ve müşterilerinin beklentileri arasında bir denge kurulması gerekmektedir. Önemli değişimlerin ve teknolojik gelişmelerin kaydedildiği bu alanda yaşanan gelişmeler, yeni normlara ve protokollere olan ihtiyacı da arttırmaktadır. Sektörden sayfalarımızın yine iki konuğu var; Comon Professionals Genel Müdürü Okyay Şentürk ve CD Güvenlik ve Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Cengizhan Dağlı. Sektörde yaşanılan sorunlar ve çözüm önerilerinin yanı sıra birçok önemli konuya ilişkin değerlendirmelerin yer aldığı röportajları da keyifle okuyacağınızı düşünüyorum. Elektronik güvenlik, güvenlik hizmeti, yangın güvenliği disiplin başlıklarımız da yine ilginizi çekecek teknik yazılar ve makalelerle dolu…
Güvenli günler dileğiyle... Devrim Bozkurt
12 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
Devrim BOZKURT devrim@guvenlik-yonetimi.com
Bireysel,
kurumsal ve toplumsal olarak daha güvenli bir yaşam sürdürmek için olası risk ve tehlikelere karşı hazırlıklı olmalıyız. Ne kadar mükemmel ve kapsamlı risk değerlendirmeleri yapar ve herhangi bir risk anında uygulamaya koyma becerisini gösterebilirsek o kadar güvenli ve etkili bir risk yönetimini de oluşturmuş oluruz.
GÜNCEL
GÜSOD Üyeleri Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Güvenlik Daire Başkanlığı personeli ile iftar yemeğinde buluştu GÜSOD Üyeleri Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Güvenlik Daire Başkanlığı personeli ile 15 Temmuz 2014 tarihinde Ankara Park Vadi’ de iftar yemeğinde bir araya geldiler. İftar yemeğine Özel Güvenlik Daire Başkanı Musa TİYEK, T.O.B.B. Özel Güvenlik Hizmetleri Sektör Meclisi Başkanı Hasan Gazi ÖZER, GÜSOD Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kösereisoğlu, Özel
Güvenlik Daire Başkanlığı çalışanları ve GÜSOD üyeleri katıldı. GÜSOD ikinci iftar yemeğini 22 Temmuz 2014 tarihinde İstanbul Divan Otel’de düzenledi. İftar yemeğine İstanbul Özel Güvenlik Şube Müdürü Levent Özen GÜSOD Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kösereisoğlu ve GÜSOD üyeleri katıldı.
GÜSOD Etik Davranış Kuralları Çalışma Toplantısı icra edildi
GÜSOD özel güvenlik sektör vizyonunu oluşturma çalışmaları kapsamında 13-14 Ağustos 2014 tarihlerinde Sapanca Rıcmond Otel’de Yönetim Kurulu Üyeleri ve tüzel üye temsilcileriyle bir araya geldi. Sapanca Richmond Otel’de GÜSOD Etik Davranış Kuralları ve Uygulama Prensipleri dokümanının hazırlanmasına yönelik çalışma
14 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
toplantısı gerçekleştirildi. Özel güvenlik sektörünün ilk ve öncü sivil toplum kuruluşu olan Güvenlik Servisleri Organizasyon Birliği Derneği (GÜSOD) üyesi şirketler; müşteri memnuniyetini esas alarak Avrupa Birliği normlarına uygun olarak, uluslararası kalite ve standartlarda özel güvenlik hizmeti sunmayı amaç edinmişlerdir. GÜSOD üstlendiği misyona uygun olarak, kuruluş tari-
hi olan 1994 yılından itibaren sektör gelişim sürecine yaptığı katkıların yanı sıra oluşturduğu ilkelerle de halen sektörde yol gösterici hüviyetini başarı ile sürdürmektedir. GÜSOD Etik Davranış Kuralları ve Uygulama Prensipleri’nin yazılı hale getirilmesi ve teminat altına alınması GÜSOD’un dün olduğu gibi bugünde bu alandaki hassasiyetinin bir göstergesi olarak ifade edilmiştir.
GÜNCEL
Entpa Samsung kamera sistemlerini ürün portföyüne ekledi Güvenlik sektöründe emin adımlarla ilerleyen Entpa ürün portföyüne Samsung kamera sistemlerini de ekledi. Akıllı Ev ve interkom alanında Samsung Distiribitörü olan Entpa, Kore devi ile yaptığı bu yeni anlaşma ile işbirliğini daha da genişletmiş oldu. Entpa Satış Müdürü Ercan Tekyıldız yaptıkları anlaşma ile güvenlik sektöründeki pazar liderliği hedefinde emin adımlarla ilerlediklerini ifade etti. Entpa’nın pazardaki tüm orta ölçekli ve büyük projelere ürün sağlayabilecek bir konumda olduğunu bildiren Tekyıldız; Entpa’nın ana dağıtıcı ve distribütör kimliğini sürdürmeye devam ederek ismini
büyük projelerde duyuracağını ifade etti. Entpa, temsilciliğini yaptığı tüm projeleri çözüm ortakları ile gerçekleştirmekte ve entesin servis ile üretim gücünü kullanarak Türkiye’deki birçok çözüm ortağına geniş ürün portföyü sayesinde ulaşmaktadır. 2015 sonunda güvenlik sektöründe pazar liderliğini hedeflediklerini belirten Tekyıldız; giriş segmenti olarak Entcam markasıyla analog ,hd-sdı ve ıp kamera sistemlerini, orta segmentte Everfocus markasıyla ıp kamera ve access sistemlerini ,orta ve üst segmentte ise Samsung markasıyla Analog ve ıp kamera sistemlerini ürün portföyünde bulunduruyor. Ayrıca görüntülü diyafon, akıllı ev ve akıllı kilit
sistemlerinde de Samsung distribitörü olan Entpa bu ürün grubu ile inşaat ve yapı sektörünü hedeflemektedir. Entpa bünyesinde bulundurduğu bu markalarla güçlü stok tutarak çözüm ortaklarına ürün tedarikinde sorun yaşatmamayı hedefliyor.
Sosyal medyada şiddet görüntüleri engellenemiyor
Sosyal medya geliştiricileri ağır şiddet içeren, terör gruplarının propaganda amaçlı çektikleri videoları engellemekte yetersiz kalıyor. Şiddet yanlısı gruplar internette Diaspora diye bilinen bir sistemde farklı engellenmelerine rağmen yeniden organize oluyor. Sosyal medya yalnızca bireyler tarafından değil birçok organizasyon
16 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
tarafından da kullanılmaya başlandı, ancak sosyal medyanın sınırsız ulaşım imkanları yalnızca iyi niyetli oluşumların değil aynı zamanda terör gruplarının da ilgisini çekiyor. IŞİD sosyal medyayı yaygın kullanımıyla dikkat çeken bir terör örgütü; Twitterdan gelen engellemeler onları durdurmuş gözükmüyor. Diaspora ağı bir grup öğrencinin 2010 yılında
kurduğu bir ağ birbirinden bağımsız sunuculardan oluşuyor. Kontrol edilmesi ve belli içeriklerin anında kaldırılması mümkün değil. Üstelik şuan birçok açık kaynak kodlu yazılımlarla ve “özgür’’ içeriğe sahip olduğu iddia edilen birçok site ve system bulunmakta. Aşırı şiddet içeren görüntüler, her gün toplumsal psikolojiyi bozacak derecede yayılmakta ve bu aslında bireylerin nefret söylemlerini daha da güçlendiren, farklılıkları gözetmelerini sağlayan, ırkçılığı dünya genelinde güçlendiren bir yaklaşım. Bu yüzden de birçok sosyal medya kuruluşlarında artık bu tip içerikler için daha fazla çalışan işe alınıyor, şikayetler daha hızlı değerlendiriliyor. Diaspora’ gibi büyük sistemler henüz buna hazır değil.
GÜNCEL
Yangın güvenliğinde neredeyiz Yangın; maddelerin katı, sıvı ya da gaz hallerinde meydana gelen ısının oksijenle birleşmesi sonucu ortaya çıkan yanma reaksiyonlarının olduğu bir doğal felaket olarak tanımlanır. Yangınları bir felakete çeviren aslında insanların da yol açtığı bir dizi ihmaller serisidir. İnsanlığın bilinen tarihi boyunca ortaya çıkan kimi yangınlar bazı şehirleri tamamen yok ederken, insanlık bu felaket karşısında çaresiz kalmıştır. 1872’de Amerika Boston’da şehir merkezinde çıkan yangınla birçok finans kuruluşu kül olmuştu, maddi zarar bir yana bunun manevi zararları da oldukça yoğundu. Yine Chicago’da 1871’ de ortaya çıkan yangında 17 000 bina yok olmuş 90 000 kişi evsiz kalmıştı. Ancak insanlık tarihi 1923’de Japonya Tokyo’da gerçekleşen yangınla tarihin en büyük yangınlarından birini daha görecekti; bu yangın deprem sonrası gerçekleşmişti ve 142,000 kişi yaşamını
18 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
yitirmişti. Şehir merkezlerinde ortaya çıkan yangınlar, bu gün gelişen teknolojiye rağmen yine de insan hayatını tehdit etmektedir. Doğa’da meydana gelen yangınlar ise; doğal yaşamı tehdit etmekte ve teknoloji geliştiricileri yangınları önleme ve durdurma üzerine yoğun olarak çalışmaktadır. Modern dünyada, evde ve iş yerinizde nasıl güvende kalırsınız? Diğer bir şekilde soracak olursak; gerçekten güvende misiniz? Yangın çok farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Bakımı yapılmamış bir fırın, mikro dalga fırın, hatta çamaşır makinesi bile yangına yol açabilir. Bir yangında en önemli şey, yangını erken fark etmek, erken müdahale etmektir. Erken alarm sistemleri artık kablosuz ve bir cihaz 400’ den fazla yerleşim yerini izleyebilir nitelikte. Alarm sistemlerinin kablosuz iletişim ağına geçmesi aynı zamanda cihazların kendi çevresinde meydana gelen yangın,çökme vb. durumlarda kabloların kopması sonucu cihazların işlevsiz kalmalarının da önüne geçen en önemli gelişmeler-
den biri olarak değerlendiriliyor. Ev, iş ve kişisel güvenlik konusunda çalışmalar sürerken yeni geliştirilen sistemler yangına anında müdahale edilecek şekilde dizayn ediliyor. Bu sistemler artık çoğunlukla insan sağlığına zarar vermeyen, Aeresol isimli bir madde temelli inşa ediliyor. Yeni geliştirilen sistemlerin çoğu aslında hepsi bir arada olacak biçimde üretilmeye başlandı. Bu gün var olan bir güvenlik sistemi artık hem ev hem de iş yerleri için kullanıma uygun. Gaz açık unutulduğunda otomatik olarak elektriği keserek uyarı veren, ısıya duyarlı, aynı anda itfaiye merkezine sinyal göndererek yangına ilk müdahaleyi de gerçekleştiren sistemler kullanılmaya başlandı. Ancak bu sistemlerin kullanım oranları hiç iç açıcı değil. Bu sistemlerin maliyetleri, satış fiyatları güvenlik kaygılarının da önüne geçmektedir. Hala birçok kamusal binada yangın tüpleri bu sistemlere göre daha fazla tercih ediliyor. Aynı zamanda bu tip sistemlerin evlere uygulanması için gereken süre, ev ve işyerlerinin binaların belli bir süre inşaat haline dönüşmesi de ayrı bir problemi gündeme getiriyor.
GÜNCEL
Siemens’ten yeni ürün portföyü
Siemens Bina Teknolojileri Bölümü, dünyanın lider güvenlik ve yangın güvenliği fuarı Security Essen’de (Almanya), patlama riski taşıyan alanları izlemeye yönelik yeni ürün portföyünü tanıtacak. Siemens,laboratuvarlar, tesislerde bulunan depolama alanları, rafineriler ve kimyasal işletmeler için yeni yangın algılama ürünlerini sunacak. Bu yeni portföy, multi-dedektörler, bir güvenlik bariyeri ve yangın ihbar butonundan oluşuyor.
Patlama riski olan alanlar için multisensörlü-dedektörler Multisensör-dedektörler patlama riski altındaki alanlarda zon 0/1/2 (gaz) ‘de kullanılıyor. 99/92/EC direktiflerine
göre bu alanlar oksijen ve yanıcı gazlar, buhar veya duman karışımından oluşan tehlikeli bir patlayıcı ortamın sürekli, ara sıra veya geçici olarak gerçekleşebildiği alanlardır. Bu alanlarda kullanılan multisensör-dedektörler dumanı algılıyor ve maksimum güvenlik için kesin ve güvenilir ASA (Advanced Signal Analysis-Gelişmiş Sinyal Analizi) teknolojisini kullanıyor. Ortaya çıkan bir tehlikenin kesin yerini belirlemek için tüm dedektörler bağımsız olarak adreslendiriliyor. Böylece acil durum ekipleri tam olarak ihtiyaç duyulan noktalara hızla müdahale edebiliyor. Bir arayüz olarak güvenlik bariyeri FDNet hattın tamamlayıcı bir parçası olan güvenlik bariyeri, patlama riskli alanların bağlantısında kilit bir bileşen. Bu bariyer, risk altında olmayan alanı, risk taşıyan alanlardan ayırıyor. Harici bir enerji beslemesine veya eş potansiyel dengeleme için topraklamaya ihtiyaç duymuyor. Tek bir cihazda güvenlik bariyeri ve galvanik kuplaj fonksiyonlarını entegre ederek kurulum sırasındaki iş yükünü azaltıyor. Patlama riski olan tüm alanlar için
yangın ihbar butonu Bu yeni portföye, patlama tehlikesi olan alanlar için yangın ihbar butonu eklendi. 0/1/2 (gaz) zonlarına ek olarak bu dedektör 20/21/22 (toz) alanlarında da kullanılabiliyor. Bu alanlarda tehlikeli bir patlayıcı ortam bulut formunda (havadaki kolay tutuşan tozdan oluşan) sürekli, ara sıra veya geçici olarak meydana gelebiliyor. Siemens, akıllı güvenlik çözümlerinde eksiksiz bir servis sağlayıcısı Siemens, Security Essen’de güvenlik ve yangın güvenliği alanlarına yönelik çözüm, ürün ve servislerinin yer aldığı en yeni portföyünü sergileyecek. Siemens; bu etkinlikte ticari yapılar, veri merkezleri ve kimyasal fabrikalarıyla da havalimanları gibi kritik altyapılarda akıllı çözümler için servisler ve teknolojilerin eksiksiz bir hizmet sağlayıcısı olarak yer alacak. Fuarda öne çıkan ürünler arasında Desigo CC bina yönetim sistemi, Siport access kontrolünün yeni bir versiyonu ve zaman yönetimi çözümü, yeni Hava Örneklemeli Duman ile patlama tehlikesi olan alanları izlemeye yönelik yeni ürün portföyü yer alıyor.
İnternette yeni dönem kullanıcı bilgi gizliliği savaşları Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) ve İngiltere İstihbarat Ve Güvenlik Organizasyonu (GCHQ) TOR’dan bilgi sızdırdıklarını iddia etti. Amerikan ve İngiliz istihbarat servisleri bir süredir internette gizli kalmayı tercih eden kullanıcıların bir numarası olan Anonym Ağ Tor’un açıklarını ele geçirdi. İstihbarat servisleri şimdilik konuyla ilgili detaylı bilgi vermekten kaçınıyorlar. Tor’un geliştiricileri ise daha önce de çeşitli açıklarının keşfedildiğini ancak bu açıkları farkeden kişilerin kendilerini uyardığını bildirdi. Tor internet kullanıcılarının internette do-
20 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
laşırken gizliliklerini sağladıkları bir internet ağı. Bu sayede kullanıcılar; engellenmiş sitelere, gizli sitelere kendi gizliliklerini de kullanarak erişebiliyorlar. İnternet kullanıcıları için yazılımcılar kullanıcı bilgilerinin “Kötü amaçlı kişilerden’’ korunması için her gün yeni güvenlik önlemleri geliştirirken, istihbarat servisleri ise bu güvenlikleri delmenin peşinde. Aslında Tor aynı zamanda internetin kontrol edilemez bir alanını oluşturmakta. Bu son gelişme gösteriyor ki internette gizlilik en azından TOR kullanıcıları için mümkün olmayabilir.
GÜNCEL
Bosch Access Professional Edition yazılımının yeni sürümünü pazara sundu Bosch, küçük ve orta ölçekli uygulamalar için Access Professional Edition yazılımının yeni sürümünü pazara sundu. Bosch güvenlik Sistemleri, küçük ve orta ölçekli uygulamalar için geliştirdiği kartlı geçiş kontrol yazılımının yeni sürümü Access Professional Edition (APE) 3.0’ı piyasaya sundu. APE 3.0 yazılımın yeni temel özellikleri arasında harita desteği ve daha esnek kayıt seçenekleri yer alıyor. APE 3.0 harita özelliği sayesinde alarm anında durumsal farkındalığı artırıyor ve doğrulama için video gözetim sistemi ile birlikte çalışabiliyor. Yazılım, köprüler (hyperlink) aracılığıyla kat planları ve fotoğraf görüntüleme arasında gezinmeyi kolaylaştırıyor. Entegre alarm listelerinin bulunduğu etkileşimli grafik haritaları sayesinde, operatörler
her türlü alarm durumunu hızlıca analiz edip gereken eylemi gerçekleştiriyor. APE 3.0 sistem başına 128 adede kadar harita desteği sağlıyor, bu nedenle büyümekte olan şirket ve kurumlar için ideal. Harita görüntüleyicinin kurulumu son derece kolaydır. Bu görüntüleyici sayesinde operatörler girişleri kontrol edip canlı görüntüleri doğrudan harita üzerinden görüntüleyebiliyorlar. Önceden yapılandırılmış aygıt ilişkilendirmeleri ve kontrol komutları bulunan cihazlar, basit bir sürükle-bırak hareketi ile haritaya eklenebiliyor. Harita görüntüleyici; bmp, jpg ve png gibi standart görüntü formatlarını kullanıyor. Yazılımın yeni sürümü esnek kayıt çözümleri sunuyor. Kartlı geçiş kontrol ünitesine bağlı okuyucular, tüm kart
teknolojilerinin kaydedilmesi için kullanılabiliyor ve uçtan uca çözümlerde esneklik sağlıyor. Bu sistemde ayrıca kullanıcı veritabanını ve güvenlik kamerası video yayınlarını gösteren, kamera görüntülerinin hızlı tanımlanmasına ve karşılaştırılmasına olanak sağlayan, giriş yetkisi onayı için kontrol düğmeleri bulunan bir video doğrulama ekranı da mevcuttur.
Güvenlik sektöründe Avrupa’da ikinciyiz Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) 2014 yılı Türkiye Özel Güvenlik Hizmetleri Meclisi Sektör Raporu’nda, Türkiye’nin bin 500 güvenlik şirketi ve yaklaşık 250 bin çalışanı ile istihdam açısından Avrupa’da ikinci sırada yer aldığı ancak Avrupa ile karşılaştırıldığında sektörün yıllık cirosunun düşük kaldığı belirtildi. Rapordan derlenen bilgilere göre, özel güvenlik sektörü Avrupa Birliği ülkelerinde 50 bin şirket, 1,7 milyon çalışan ve 15 milyar avro yıllık gelir ile önemini her geçen gün artırırken, Türkiye’de sektörün yıllık cirosu 3 milyar dolar seviyesinde bulunuyor. Dünyada kayıtlı özel güvenlik görevlisi sayısının son 30 yılda yaklaşık yüzde 300 artarak 20 milyona ulaştığının belirtildiği raporda, İngiltere’nin 220 bin kişi ile güvenlik sektöründe istihdam açısından Avrupa lideri olduğu kaydedildi.
22 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
Söz konusu raporda, Türkiye’nin bin 500 güvenlik şirketi ve yaklaşık 250 bin çalışanı ile İngiltere’den sonra en fazla özel güvenlik görevlisi istihdam eden ülke konumunda bulunduğu ve Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre, ülkede özel güvenlik eğitimi veren kurum sayısının 743, kendi güvenliğini sağlamak üzere özel güvenlik izni alan yer sayısının ise 59 bin 158 olduğu ifade edildi. Sektörün sorunlarının da yer aldığı raporda, Türkiye’de, özel güvenlik elemanı sayısının çokluğuna rağmen düşük ücret politikası nedeniyle Avrupa ile karşılaştırıldığında sektörün yıllık cirosunun düşük kaldığı kaydedildi. Raporda, ayrıca, personel maaşlarının standartların altında olduğu belirtilerek, şu ifadelere yer verildi: Elektronik güvenlik sistemlerinin ithalatında ve yurt içi üretiminde herhangi
bir standardın bulunmamasının da sektörün başlıca sorunları arasında gösterildiği raporda, gerekli mevzuat çalışması ile ithalat rejiminde kalite sağlanmasına yönelik standartların belirlenmesi ve yurt içinde bu standartlara uygun üretim için teşvik verilmesi gerektiği kaydedildi. Güvenlik görevlilerinin çalışma koşullarının işvereninin istek ve arzularına bırakılmasının yanlışlığına işaret edilen raporda, “Toplumda ‘hiç bir iş bulamazsan al bir sertifika güvenlik görevlisi ol’ gibi genel bir kanı vardır. Dışarıda her yerde özel güvenlik görevlisiyle karşılaşmamız mümkündür. Karşılaştığımız görüntü özel güvenliğin imaj sorununu çok iyi açıklamakta, kıyafetlerdeki aşırı aksesuar ve güvenlik görevlisinin hal ve hareketleri olumsuz bir izlenim bırakmaktadır” değerlendirmesinde bulunuldu.
s
HAYATA BAKIŞ
“Stres ve baş edebilme” Sözlük anlamı olarak stres; 14.Yüzyılda güçlük, sıkıntı, kötü talih anlamlarında; 17.Yüzyılda felaket, bela, dert, keder gibi anlamlarda kullanılmıştır. 18 ve 19. Yüzyıllarda kavrama yüklenen anlam değişmiş güç, baskı, zor gibi anlamlarda durum ve objelere bağlı kişiye, organa veya ruhsal yapıya yönelik zorlamalar olarak kullanılmıştır. Bu gün çalışma hayatındaki bireyler başarılı olmanın yarattığı bir baskı ve gerilimin altındadır. Bu baskı ve gerilim en üst çalışandan en alt düzey çalışana kadar herkes için geçerlidir. Stres bir zorlanma, bir yüklenmedir. Ancak stres yaşamın bir parçasıdır. Dolayısıyla stres bireylerin onu algılama durumlarıyla sıkı sıkıya bağlıdır. Öncelikle strese maruz kalma iki farklı açıdan ele alınmalıdır. Bunlardan birincisi anlık stresle karşı karşıya kalma, ikincisi ise devamlı stresle karşı karşıya kalmadır. Streste önemli olan stres uyarıcılarına ne sürede maruz kaldığımızdır. En uzun süre en fazla zararı, en kısa süre de en az zararı ifade eder. Tabii bu noktada bireysel farklılıkları hiçbir zaman unutmamamız gerekir. Şöyle ki; bir birey strese uzun bir zaman maruz kalıp ancak az etkilenirken, diğer birey az bir zaman maruz kalıp çok etkilenebilir. Elbette ki böyle durumlarda stresin insan vücudundaki etkileri de farklılaşmaktadır. Stres uyarıcısıyla karşılaştığımız zaman vücudumuzda ortaya çıkabilecek tepkilere bakacak olursak: Hızlı soluma ve hızlı nefes alma, daha fazla adrenalin üretme, daha hızlı kalp atışı, kan basıncındaki artış, el ve ayaklardaki kanın çekilmesi, vücut metabolizmasında hızlanma, daha hızlı kan pıhtılaşması, mide ve karın bölgesine giden kanda azalma, kaslara giden kan akışında artma, kas gerginliği, tüm duyuların hassaslaşması, mide ve bağırsak fonksiyonunda azalma, beynin daha hızlı çalışması. Genelde yaşam şartları birçok kişiyi stresli yaşam temposu içine soktuğundan, kişilerin bu strese ve bu tempoya biraz daha hazırlıklı olması gerekmektedir. Stres kan basıncını artıran etmenlerden biridir. Stres altında olan insanlarda adrenalin salgılanması daha fazla olur. Bu madde kalbin daha hızlı çalışmasına ve damar duvarlarının daha fazla kasılmasına neden olarak kan basıncında yükselmeye sebep olur. Bütün bunlarla birlikte stresle nasıl mücadele etmemiz lazım? Güzel bir atasözü kullanırız:“Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur”. Şüphe yoktur ki fiziksel egzersiz ve spor kendimizi zinde tutmak için gereklidir. Ayrıca bu etkinlikler stresle başa çıkmamızı kolaylaştırıcı alt yapıyı hazırlayarak vücudumuzun bu türden tehlikelere olan direncini de artırır. Yürüyüş, koşu, bisiklete binme ve yüzme kolayca yapılabilecek sporlar içinde yer almaktadır.
Yapılabilmesi ve uygulanması dileğimle…
24 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
Oğuz GÜLAY
Çalışma hayatındaki bireyler başarılı olmanın yarattığı bir baskı ve gerilimin altındadır. Stres bir zorlanma, bir yüklenmedir. Ancak stres yaşamın bir parçasıdır.
KAPAK KONUSU
Avrupa güvenlik sektöründe alarm izleme merkezleri Doğru veriler ile desteklenen ve bilgili/bilinçli iyi yetişmiş insan gücü ile işletilen alarm izleme merkezleri, günümüz özel güvenlik sektöründe önemli bir yer tutuyor. Bülent AKSARAY / ÖGF ve GÜSOD Genel Sekreteri
G
enel bakış
Alarm izleme merkezlerini; alarm sistemlerinden alınan dataların toplandığı ve değerlendirildiği merkezlerdir
26 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
diye tanımlayabiliriz. Doğru veriler ile desteklenen ve bilgili/bilinçli iyi yetişmiş insan gücü ile işletilen bu merkezler günümüzde; özel güvenlik sektöründe önemli bir yer tutmaktadır.
İnsanlar; alarm sistemlerinin ortaya çıkmasından önceki süreçte acil durumlardan haberdar olmak için çağrı cihazlarını kullanmışlardır. Alarm sistemlerinin ilkleri olan otomatik arayıcılar(Çağrı cihazları)
Bülent AKSARAY
maliyetsiz olması ve yardım çağrısı yapma konusunda popülerliği nedeniyle 1960’lı yıllardan 1970’lere kadar kullanılmıştır.1970 sonrası çağrı cihazlarının yerini bugünkü alarm sistemlerine bırakması sebeplerinin başında kullanıcı nüfusun artmış olması, sistemin yetersiz kalması, gönderilen mesajların açık ve kalitesinin düşük olması ile yanlış alarmların(algılamaların) ortaya çıkması gelmektedir. Alarm izleme merkezleri sistemine geçişin ilk dönemlerinde güvenlik kontrol odaları kullanılmış ve yanlış alarm sorunları nedeniyle büyük sıkıntılar yaşanmıştır. Bu problem Avrupa ülkelerinin yanı sıra Amerika Birleşik Devletlerinde görülmüştür. Daha sonra Avrupa standartları kapsamında problemin çözümüne ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. Bugün alarm izleme merkezleri; başta ev, işyerleri ve tesislerin korumasına yönelik olmak üzere geniş bir kullanım sahasına sahiptir. 7 gün 24 saat hizmet
anlayışı ile çalışan merkezler 24 saatlik periyotlar için günlük rapor göndermekte, alarm sistemi kapalı olan müşterilerini bilgilendirmekte, acil durum sorumlusu servislere güncel bilgileri ulaştırmakta ve bilgi alışverişini tesis etmektedirler. Sistem sadece binaları, insanları ve varlıkları korumakla kalmamakta, caydırıcı olarak suç vakalarının önüne geçilmesine de katkı sağlamaktadır. Bugün sistemin içinde izinsiz girişleri bildiren alarm sistemleri, sabit alarm sistemleri, CCTV sistemleri, yangın alarm sistemleri, sosyal ve medikal alarm sistemleri, teknik alarm sistemleri, araç takip sistemleri bulunmaktadır.
Alarm izleme merkezlerindeki uygulamalar Müşterilerinin güvenliğini en üst seviyede sağlama rolü üstlenen alarm izleme merkezleri bunun dışında şu görevleri de yerine getirmektedir: Mevcut kaynak / sistemlerden bilgiyi otomatik olarak alma, bilgi sinyallerini gerektiği şekilde filtreleme, gelen bilgiyi analiz ederek gerekli sınıflandırmayı yapma, sınıflandırma sonrasında uygun prosedürü uygulama, müşteriye geri bildirimde bulunmaktır. Teknik gelişmeler ve etkin orga-
nizasyon yapısı sayesinde bugün yanlış alarm olarak isimlendirilen ve işlem gerektirmeyecek alarmların filtrelenmesi konusunda başarı sağlanmıştır. Ayrıca bu gelişmeler sisteme dışarıdan saldırılara ve kontrolün kaybedilmesine karşı da önlem olmuştur. İkaz alım istatistiklerine bakıldığında 50 000 müşterisi olan tipik bir alarm izleme merkezi ayda 3 milyon sinyal almaktadır. İkaz alım şekillerine bakıldığında ise ortalama bir müşteriden ayda 60 kere yüksek seviyede ikaz alınmakta ve ikazlar gönderilirken PSTN, ISDN, GSM, GMS/ GPRS, internet gibi çeşitli network teknolojileri kullanılmaktadır. Gelen alarm sinyallerinin %90’ı filtrelenmekte, %5’ten azı değerlendirildikten sonra güvenlik güçlerine bildirilmektedir. Alarm izleme merkezlerinin; operatörlerinin çalışma sistemleri günümüzde yasalar ve gelişen teknoloji ile değişiklik göstermiştir. Alarm izleme merkezlerinde çalışanların %50’sinden azı güvenlik konusunda; geri kalan çalışanlar ise işin organizasyon/idari faaliyetlerinde ve teknik alanlarda hizmet vermektedirler. Müdahale ekibi yasal düzenleme ve bölgenin durumuna göre polis ve güvenlik elemanlarıyla da çalışabilmekte, gerektiğinde destek ekip isteye-
2000 yılından itibaren belli suçlardaki artış sebebiyle değişik izleme yöntemleri kullanılmaya başlanmıştır. Kapkaç olaylarında GPS verileri ile yerin anında tespiti bunlar içinde sayılabilir.
Ağustos 2014 Güvenlik Yönetimi n 27
KAPAK KONUSU
İkaz alım istatistiklerine bakıldığında 50 000 müşterisi olan tipik bir alarm izleme merkezi ayda 3 milyon sinyal almaktadır. bilmektedir. Gereksiz müdahalelerin önlenmesi konusu hem müşteri hem de müdahale ekibi bakımından önem arz etmektedir. Olay sonrası ilgililerin bilgilendirilmesi de önemli bir konudur. Bunun için gelişmiş teknoloji sistemleri kullanılmakta, mesaj teknolojisinden ya da online bilgi aktarımı yolundan faydalanılmaktadır. 2000 yılından itibaren belli suçlardaki artış sebebiyle değişik izleme yöntemleri kullanılmaya başlanmıştır. Örneğin kapkaç olaylarında GPS verileri ile yerin anında tespiti bunlar içinde sayılabilir. Böylece merkezler; bunun gibi yer tespiti ve takip aktivitelerinden de sorumlu olmaya başlamışlardır. Video verileri bakımından CCTV sistemlerinin kullanılması da diğer güvenlik aktiviteleri içinde sayılabilir. Sayılan tüm aktivitelerin yanı
28 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
sıra teknik alarmları da güvenlik alarmları kategorileri altında değerlendirmek mümkündür. Teknik alarmlar içinde güvenlik alarmlarıyla aynı filtreleme ve doğrulama yöntemleriyle çalışan fakat sistemleri farklı olan ve teknik verileri ilgilendiren alarm sistemleri vardır( Buna ısı kontrol, güç ölçümü v.s örnek olarak verilebilir). Güvenlik alarmları içinde ayrıca demografik doğrulama amaçlı sosyal alarmlar (örneğin yaşlı insanların, tutukluların kontrolü),tıbbi yardıma ihtiyaç duyanlar için medikal alarmlar, asansör alarmları, e-arama yardım alarmları ve yangın alarmları v.b bulunmaktadır.
Avrupa alarm izleme merkezlerinde standartlar Avrupa da 2000 yılından itibaren alarm izleme merkezlerinde
standartların oluşturulması çalışmalarına başlanmış ve 4,5 yıl süren çalışmalar sonucunda Haziran 2005’te “Code of Practice for Monitoring and Alarm Receiving Centre Requirements” Avrupa normları standardı oluşturulmuştur. Elektroteknik Standardizasyon için Avrupa Komitesi (European Committee for Electrotecnical Standardization) CENELEC, standart formata göre çalışma grubu oluşturmuş ve bu grup çalışmalarına 2006 yılında başlamıştır. Çalışma grubunun düzenli toplantılarına 20 ülke iştirak etmiştir. CENELEC düzenlemesi üç bölüm halinde ve aşağıda belirtildiği şekildedir: Avrupa Standardı EN 505181 Yer ve yapı gereksinimleri (yerleşim ve yapım özellikleri, bina tasarımları, inşaat gereksinimleri ve işlevsel ekipmanlar için asgari gereklilikler) Avrupa Standardı EN 505182 Teknik gereksinimler (Teknik özellikler, işlevsel performanslar ve kriterleri, performans doğrulama yeterlilikleri) Avrupa Standardı EN 505183 Operasyon için prosedür ve gereksinimler (istihdam edilecek personelin/operatörlerin nitelikleri, eğitim ihtiyaçları, işletim prosedürleri, veri bankası yönetimi, operasyonel devamlılık, denetim, veri saklama) Geleceğe yönelik olarak; standardizasyon planlamaları içinde CENELEC düzenlemelerinin temel alınarak hazırlanacağı uluslararası bir alarm izleme merkezi standardının oluşturulması bulunmaktadır. Uluslarara-
KAPAK KONUSU
sı Elektroteknik Komisyon IEC’nin bu alanda çalışma yapmasına ilişkin planlanması mevcuttur. Avrupa’daki yasal düzenlemeler Yasal çalışmalar kapsamında CoESS ( Avrupa Güvenlik Servileri Konfederasyonu) konuya ilişkin faaliyetlerine 2007 yılının ilk yarısında başlamış ve 2009 yılı başlarında her Avrupa ülkesinde konuya ilişkin yasal prosedürlerin ne olduğu, alarm izleme merkezlerinin uymak zorunda olduğu ulusal bir standardın var olup olmadığı ve merkezlerin uymak zorunda olduğu polis tarafından getirilmiş özel kriterlerin olup olmadığı gibi sorulara ilişkin araştırmalar tamamlanmış ve çalışmalar güncelleştirildi. Bu çalışmaya 27 Avrupa Birliği ülkesi davet edilmiş, Avrupa Birliği üyesi oldukları halde Kıbrıs Rum Kesimi, Danimarka, Litvanya, Lüksemburg, Malta, Portekiz, İsveç çalışmalara katılmamış, Avrupa Birliği üyesi olmamalarına rağmen Bosna-Hersek, Norveç, Sırbistan, İsviçre ve Türkiye katılmıştır. Katılan tüm Avrupa Birliği üyesi
30 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
ülkeler, konuya ilişkin özel yasaların ülkelerinde var olduğunu belirtmişlerdir. Avrupa Birliği üyesi olmayan ülkelerden Norveç ve Bosna-Hersek’ te de konuya ilişkin özel yasaları bulunmaktadır. İsviçre’de ise genel iş yasası dışında özel yasa bulunmamaktadır. Konuya ilişkin ulusal standartları olan Avrupa Birliği üyesi ülkeler Avusturya, Belçika, Fransa, Almanya, İrlanda, İtalya, İspanya, Slovenya, Hollanda ve İngiltere’dir. Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Finlandiya, Yunanistan, Macaristan, Polonya, Romanya ve Slovakya’da ise ulusal standartlar bulunmamaktadır. Alarm izleme merkezlerinin polisle irtibatlarına ilişkin yasaların bulunduğu ülkeler Avusturya, Bel-
çika, Çek Cumhuriyeti, Fransa, Almanya, İrlanda, Hollanda, Slovenya ve İngiltere’dir. Bulgaristan, Estonya, Finlandiya, Yunanistan, Macaristan, İtalya, Polonya, Romanya, Slovakya ve İspanya’da ise konuya ilişkin polis düzenlemeleri bulunmamaktadır. Avrupa Birliği ülkesi olmayanlardan Norveç, İsviçre ve Bosna-Hersek ’te özel polis düzenlemeleri bulunmaktadır. Avrupa da yanlış alarm konusunda değişik yaptırımlar vardır. Bazı ülkelerde yanlış alarmların yaptırımı para cezası iken, bazı ülkelerde bunun yerine belli periyot içinde belli sayıda yanlış alarm gönderenlerin alarmlarının dikkate alınmaması yaptırımı uygulanmaktadır. Belçika, Finlandiya, Fransa, İtalya, Polonya, Hollanda gibi ülkelerin de içinde bulunduğu birçok ülke özel güvenlik sektörünün parçası olan alarm izleme merkezleri operatörlerinin özel eğitim almasını öngörmüştür. Alarm izleme merkezi elemanları özel güvenlik görevlilerinin aldığı temel eğitime tabi tutulmaktadırlar. Bunun dışında bazı ülkelerde konuya ilişkin olarak ayrıca özel eğitimlerde uygulanmaktadır. Örneğin Belçika’da 70 saatlik bir özel eğitim ve ardından girilecek sınavda başarılı olma zorunluluğu vardır.
CENELEC düzenlemelerinin temel alınarak hazırlanacağı uluslararası bir alarm izleme merkezi standardı oluşturulacak.
KAPAK KONUSU
Self Monitoring bir tehdit midir? Türkiye’de ki 5188 sayılı Özel Güvenlik Yasası’nın alarm merkezlerini himayesi altına alması ile başlayan alarm merkezleri hizmetleri serüveni bakalım ne kadar devam edecek? COMON PROFESSIONALS
B
irçok alarm panel üreticisi artık alarm panelinin yönetimini mobil cihazlar vasıtasıyla yapmaktadır. Bu mobil uygulamalar son kullanıcı ile alarm sistemlerinin daha yakından entegre olmasını sağlamaktadır. Panel üreticileri kendi aralarında rekabet edebilmek için sadece hırsızlığa karşı çözüm üretmek yerine, daha uygulanabilir ev otomasyon sistemlerini de geliştirmek zorunda kalmışlardır. Nitekim bazı büyük firmalar yarışmanın bu boyuta geleceğini önceden görmüş ve bu hazırlıkları yapmışlardır. Ev kullanıcılarının ki bu Türkiye’de pazarın %45’ni kapsamaktadır, büyük bir kısmının alarm izleme hizmetinden uzaklaşacağını düşünmektedir. Bu da alarm merkezlerini; ticari kurumlara, kamu kurumlarına yöneltecektir. Alarm merkezlerinin ayakta kalabilmesi için; ev otomasyonu alanında kendilerini geliştirmeleri gerekecektir. Bir diğer çözüm ise alarm merkezlerinin diğer endüstri-
32 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
yel çözümlerle entegrasyon sağlamalarıdır. Bu endüstriyel çözümler arasında; araç takip sistemleri, asansörler, yürüyen merdivenler, erişim sistemleri, güvenlik görevlileri çalışma süreçleri, stratejik öneme sahip cihazların bakımları gibi daha teknik konular bulunmaktadır. Alarm merkezleri tüm bu çözümleri takip edebilecek altyapıya sahip olmalıdır.
Çalıştığımız bütün ülkelerde alarm merkezi hizmeti şu süreçleri takip etmiştir: 1. Öncelikle alarm merkezi ile ilgili bütün donanım takip, kontrol kolluk kuvvetler tarafından yapılmaktadır. Alarm merkezleri özel sektör tarafından bazı ülkelerde hala işletilememektedir. 2. Kolluk kuvvetleri yanlış alarmlardan sıkılarak yine belirli lisanslar vasıtasıyla özel güvenlik firmalarına alarm merkezi yetkilerini vermektedir. Yine de alarm ihbarlarının kendisine gitmesini ve alarm merkezi hizmetinin kendi kontrolü
altında olmasını istemektedir. Şu an Türkiye’de olduğu gibi… 3. Kolluk kuvvetleri daha sonra Özel Güvenlik görevlilerine, tesisleri kontrol etme yetkisini vererek gerçekten sadece olağanüstü durumlarda ( tutuklama, güç kullanma, halkın emniyetini sağlama vb. ) polisi çağırma iznini vermiştir. Gelişmiş ülkelerin (G20) hiçbirinde alarmlar ihbarlarına doğrudan polisler gitmez. Alarm merkezleri, yasal zemin oturtulduğu durumda artık bu hizmetlere yer vererek küçük aboneliklerde ki kayıplarını bu hizmetlerle kapatabileceklerdir. Sonuç olarak; evet Self Monitoring yani panellerin ev kullanıcıları tarafından denetlenmesi alarm merkezimiz için çok iyi bir haber değildir. Fakat endüstriyel çözümlere kendimizi hazırlamamız kendi güvenlik görevlilerimizi olay yerine yönlendirmemiz bize farklı kazançlar getirecektir. Türkiye güvenlik pazarı fiyata bağlı değil, hizmete bağlı bir pazardır. Bu yeni hizmetleri yapabilecek olan alarm merkezleri ayakta kalacaktır.
FOKUS
Toplumsal davranış psikolojisi ve özel güvenlik Toplumsal davranış genellikle sürü psikolojisiyle, bireysel davranış ise kişilik teorileriyle ele alınır. Prof. Dr.M. Kerem DOKSAT
D
avranışlarımızı belirleyen esas unsurların başında karşılıklı güven ve sevgi, saygı, aidiyet ve mensubiyet duygusu gelir. Bunların arasında en önemli yeri tutan da, hiç kuşkusuz, bireylerin birbirlerine güvenmeleri ve karşılıklı sevgiyi, saygıyı korumalarıdır. Özel güvenlik sektöründe 5188 sayılı kanun ile de bunun temelleri belirlenmiştir. Bunun için de, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün açıkladığı
34 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
kurallara göre eğitimlerin programa alınmış olması gerekir. Türk ceza kanunu, zaten bunun ilgili temelleri belirlemiştir. Burada daha fazla ayrıntıya girmeyelim ama görülüyor ki, neyin suç, neyin kusur veya hata olacağı, cezaları açıkça belirlenmiş durumda… Tıbbi literatür tarandığında da, pek çok veriye ulaşılabilinmektedir. Bir makalede geniş veri tabanı ihtiyacı ve özellikle de gelişmekte olan ülkelerdeki muhtemel
sorunsallar ele alınmış. Bize benzer kültür yapısındaki Fransa’da da aynı şeylere dikkat çekilmiş. Toplumsal davranış genellikle sürü psikolojisiyle, bireysel davranış ise kişilik teorileriyle ele alınır: Toplumla ilgili, topluma ilişkin, içtimai,
Sosyal: 1- Organizmaların kümeler içinde etkileşimine ilişkin olan. 2- Toplum ya da topluluklarla ilgili, onlara ilişkin.
Hiçbir teorisyen, toplumsal davranışların kestirilmesini veya tahmin edilmesini sağlayacak bir model geliştirememiştir. 3- Bireyin başkalarıyla olumlu ilişkiler kurabilme yeteneğini denediği gelişme evresiyle ya da bu evredeki etkinliklerle ilgili bulunan. Davranış: Davranma işi veya biçimi, tutum, davranım, muamele, hareket. Dıştan gözlemlenebilecek tepkilerin toplamı. Organizmanın uyaranlar karşısındaki tepkilerinin bütünü. Kişinin özellikle ahlâk bakımından gösterdiği davranım. Bir kimsenin içinde bulunduğu toplumsal, ekonomik ve kültürel şartlar dolayısıyla geliştirdiği ve onu aynı durumdaki kimselere yaklaştıran davranımların tümüne verilen ad. Bir kimse veya bir olay karşısında alınan durum… Birey: Kendine özgü nitelikleri yitirmeden bölünemeyen tek varlık, fert. Doğa bilgisinde türü oluşturan tek varlıklardan her biri. Bir türün kapsamı içine giren somut varlık. İnsan topluluklarını oluşturan, insanların benzer yanlarını kendinde taşımakla birlikte, kendine özgü ayırıcı özellikleri de bulunan tek can, fert. Toplumları oluşturan düşünsel, duygusal, iradeyle ilgili nitelikleri toplum içinde belirlenen insanların her biri, fert. Bir evrenin öğesi olan nesne; bir adın gösterdiği nesne, gösterilen, değişken değeri… Bir grup canlının yapı ve görevleri bakımından tek bir varlık olan tek bir organizması; tür meydana getiren ve çiftleşebilen organizmaların her biri. Yani, davranış bilimleri açısından, her türlü duygu, düşünce ve/veya eylem birer davranıştır. Davranışlarımızın bir kısmı tamamen
evrimsel kökenli olup, refleks mahiyetindedir (http://www.keremdoksat.com/index.php/entry/ sirrin-sirrinin-sirri-nedir): Süreç ;kendisini meydana getiren alt sistemler ve ünitelerle beraber bir amaca gayeye veya teleolojiye (ereksellik) doğru ilerlemek için çalışan bir bütünlüktür.Bunu meydana getiren alt parçalar ortadan kaldırılsa dahi varlığını ve mevcudiyetini sürdürür.İşte buna Homeostazis veya Ultrastabilite denir.Sistemlerde Kapalı ve Açık olarak ikiye ayrılır: Açık sistemler: Negentropi yaparak, dağılıp gitmeye karşı koyarlar. Yani canlıdırlar. Kapalı sistemler: Bunu yapamazlar, dağılıp giderler ve ölürler... Evrimsel yaklaşıma göre, bütün evren de, toplumlar da, bireyler de aslında açık sistemlerdir ve hepsi de canlıdır.
İhtiyaçlar Hiyerarşisi.
Sir Karl Popper: Yanlışlanma ilkesinin mucidi.
Abraham Maslow (Ebe)’nin modeli:
Örneğin, kimse kendi nefesini tutarak ölemez, otonom (özerk) sinir sistemi hemen devreye girerek, soluk almamızı sağlar. Diz atması refleksi, sinir sistemi sağlam bir insanda, her zaman aynı cevabı verir vs. Buna mukabil, bugüne kadar hiçbir teorisyen, toplumsal davranışların kestirilmesini veya tahmin edilmesini sağlayacak bir model geliştirememiştir (Freud’un psikanalizi, Marks’ın toplumbilim öngörüleri veya diğer davranışçı ekoller dâhil). Hepsi de yanlışlanabilir şeylerdir.
Ağustos 2014 Güvenlik Yönetimi n 35
FOKUS
Yani, toplumsal davranışlar “öngörülemez bir şekilde gayrı sabittir”. İşte bu noktada polis, jandarma ve silahlı kuvvetlerden ziyade, en azından polis kadar, özel güvenlik görevlilerine büyük iş düşer. Öncelikle uzlaştırıcı ve kaynaştırıcı yaklaşımlarda bulunabilecek hitabet ve retorik, bunu inandırıcı kılacak alethia (inandırıcılık, dürüstlük) kullanmak ilk görevleridir. Buna karşın, görev yapılan yerin özelliğine göre silah kullanma gibi bazı özel becerilerin de çok iyi gelişmesi, bunun için de özel eğitim almaları şarttır. Kadife eldiven içerisindeki çelik yumruk misali, iyi bir özel güvenlik görevlisi, her türlü durumda ve şartta, en doğru davranışı sergileyebilecek donanıma da haiz olmalıdır. Temel psikoloji, sosyoloji, kriminoloji gibi malumata mutlaka sahip bulunmalı, bu yönde hassasiyetle eğitilmelidir.
Güler yüz, şefkat ama çelik gibi de bir irade… Peki, bunu nasıl sağlayabiliriz? Sanırım en büyük sorunsallardan biri de bu. Çünkü bu tür mesleklere genellikle toplumun en alt tabakasından ve düşük tahsil düzeyi olan bireyler müracaat eder (gerçi polisler arasında pek çok üniversite
36 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
mezunu var günümüzde). İşte, eğiticilerin kendilerinin çok iyi eğitimli, donanımlı ve bilgili olması esprisi burada önemle karşımıza çıkıyor… C. G. Jung’un ilk olarak tanımladığı dört bilgi türüne de başvurmaları şarttır: Sezgi, duygu, düşünme ve duyumsama. Bu sezgi adamı, belki de en güvenilir yollardan birine işaret etmiştir (10). Bilhassa, analizinden de geçen Heisenberg’in “belirsizlik ilkesine” çok atıf yapmış ve büyük önem vermiştir. Belki de bunlardan en mühimi sezgidir. Sezinleme denen ego savunma mekanizmasından farklı olarak, sezgi bir anda ilhamla ulaşılan, yaşanmış bütün tecrübelerin sonucunda ortaya çıkan ve tamamen bilinçdışından bilince atlayan davranışlardan oluşur. KAYNAKLAR 1) http://sinavsonuc.ozelguvenlik.pol.tr/ Egitim/kitaplar.aspx 2) http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr/Metin. Aspx?MevzuatKod=1.5.5237&MevzuatIliski=0 &sourceXmlSearch TÜRK CEZA KANUNU (1)Kanun Numarası: 5237 Kabul Tarihi: 26/9/2004 Yayımlandığı R. Gazete: Tarih: 12/10/2004 Sayı: 25611. Yayımlandığı Düstur: Tertip: 5Cilt: 43 BİRİNCİ KİTAP Genel Hükümler BİRİNCİ KISIM Temel İlkeler, Tanımlar ve Uygulama Alanı BİRİNCİ BÖLÜM Temel İlkeler ve Tanımlar Ceza Kanununun amacı: Madde 1- (1) Ceza Kanununun amacı; kişi hak ve özgürlüklerini, kamu düzen ve güvenliğini, hukuk devletini, kamu sağlığını ve çevreyi, toplum barışını korumak, suç işlenmesini önlemektir. Kanunda, bu amacın gerçekleştirilmesi için ceza sorumluluğunun temel esasları ile suçlar, ceza ve güvenlik tedbirlerinin türleri düzenlenmiştir. Suçta ve cezada kanunîlik ilkesi. Madde 2- (1) Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz. (2) İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz. (3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi Madde 3- (1) Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur. Ceza Kanununun uygulamasında kişiler arasında ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet, siyasal veya diğer fikir yahut düşünceleri, felsefi inanç, milli veya sosyal
köken, doğum, ekonomik ve diğer toplumsal konumları yönünden ayrım yapılamaz ve hiçbir kimseye ayrıcalık tanınamaz. Kanunun bağlayıcılığı Madde 4- (1) Ceza kanunlarını bilmemek mazeret sayılmaz. (2) (Mülga : 29/6/2005 – 5377/1 md.) Özel kanunlarla ilişki: Madde 5- (1) Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. (1) Bu Kanunun yürürlük ve uygulama şekli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununa çeşitli mevzuatta yapılan atıflarla ilgili olarak 4/11/2004 tarihli ve 5252 sayılı Kanuna bakınız: 8966 Tanımlar: Madde 6- (1) Ceza kanunlarının uygulanmasında; a) Vatandaş deyiminden; fiili işlediği sırada Türk vatandaşı olan kişi b) Çocuk deyiminden; henüz on sekiz yaşını doldurmamış kişi c) Kamu görevlisi deyiminden; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi d) Yargı görevi yapan deyiminden; yüksek mahkemeler ve adlî, idarî ve askerî mahkemeler üye ve hâkimleri ile Cumhuriyet savcısı ve avukatlar e) Gece vakti deyiminden; güneşin batmasından bir saat sonra başlayan ve doğmasından bir saat evvele kadar devam eden zaman süresi f) Silah deyiminden; 1. Ateşli silahlar 2. Patlayıcı maddeler 3. Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet 4. Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler 5. Yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler g) Basın ve yayın yolu ile deyiminden; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınlar h) İtiyadi suçlu deyiminden; kasıtlı bir suçun temel şeklini ya da daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekillerini bir yıl içinde ve farklı zamanlarda ikiden fazla işleyen kişi i) Suçu meslek edinen kişi deyiminden; kısmen de olsa geçimini suçtan elde ettiği kazançla sağlamaya alışmış kişi j) Örgüt mensubu suçlu deyiminden; bir suç örgütünü kuran, yöneten, örgüte katılan veya örgüt adına diğerleriyle birlikte veya tek başına suç işleyen kişi anlaşılır. Kaynaklar 1) Luna D1, Mayan JC, García MJ, Almerares AA, Mowafa H. YearbMedInform. 2014 Aug 15;9(1):36-41. doi: 10.15265/IY-2014-0012. 2) Martelli N1, van den Brink H2. Special funding schemesfor innovativemedical devices in French hospitals: The prosandcons of two different approaches. 3) HealthPolicy. 2014 Jul;117(1):1-5. doi: 10.1016/j.healthpol.2014.04.007. Epub 2014 Apr 21. 4) Doksat, M.K.,Savrun M.; “Introduction toevolutionary psychiatry” ASCAP The BulletinVol 44, pp.20-38, 2002 5) Candansayar, S. (editör); “Aklın Halleri”, (“Evrimsel Perspektiften Davranışlarımızın Tahlili” bölüm yazarı Doksat M. K.), pp: 97-138, Şen Matbaa, 2004, Ankara. 6) Doksat M. K.; “Evrimsel Psikiyatri: Psikiyatride Yeni Bir yaklaşım-I”. Birinci Basamak İçin Psikiyatri 2004; pp. 3(1):33-44. 7) Doksat M. K.; Psikanaliz Yanılgısı. Alter Yayıncılık, 2014 (baskıda), Ankara. 8) Önen B.,Doksat M. K. Carl GustavJung. Yeni Symposium, 42(1), 9-12, 2004.
FOKUS
Risk yönetimi ve risk analizi yöntemleri Dünyada kent güvenliği alanında risk ve tehdit analizleri yapılarak güvenlik sosyolojik ve antropolojik yönden de araştırılmaktadır. Risk analizleri ve yönetimi kurumsal yapıların güvenlik algısı ve iklimleri açısından gerekli olan yetkinlik alanlarından birisidir. Osman ÖZTÜRK CSG-City Security Group Yönetim Kurulu Başkanı - CEO
Ü
lkemizde risk algısı ve farkındalığı kavramsal olarak düşük düzeyde olduğundan olası risk ve tehlikelere karşı planlama ve önleme uygulamaları da yetersiz kalmaktadır. Risk yönetiminin en önemli ayağını oluşturan risk analizleri ve değer-
38 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
lendirmesi olası risk ve tehlikelerin ortaya konularak buna yönelik önlemlerin belirlenmesini ve tüm hazırlıkların yapılmasını içerir.
azaltıcı yönde, verilere dayalı karar vermeyi sağlayan yönetimi ifade eder.
Risk yönetimi ve iç kontrol Risk yönetimi nedir? Risk yönetimi, potansiyel risklerin sistematik olarak değerlendirilerek, olası zararların etkisini
Risk yönetimi risklerin tespiti ve çeşitli yöntemler ile yönetilmesidir. İç kontrol sistemi ve kontrol faaliyetleri ile risk yönetimi
Osman ÖZTÜRK
sürecinde riskin azaltılmasına ya da kontrol edilmesine çalışılır. İç kontrolün amacı genellikle finansal raporlamaların doğruluğu, operasyonların etkinliği ve verimliliği, varlıkların korunması, mevzuat ve düzenlemelere uyumun sağlanması yanında hedeflerine ulaşıldığına ilişkin güvence sağlamak bu amacı yerine getirirken, kurumun karşı karşıya olduğu risklerin yönetilmesi aşamasında önemli bir risk yönetim aracı rolünü de oynamaktadır. Öte yandan risk yönetimi de iç kontrolün önemli unsurlarından olan risk değerlendirmesi aşamasında iç kontrol sistemine destek vermekte, iç kontrol sisteminin önemli bir parçası olmaktadır.
Risk değerlendirmesinde uygulanacak yöntemler İşyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek tehlikelerin, çalışanlara, işyerine ve çevresine vereceği zararların ve bunlara karşı alınacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla yapılması gerekli çalışmalardır. Değerlendirme yapılırken göz önünde
tutulması gereken şey tehlikenin önemli olup olmadığı ve riskin azaltılması için gerekli önlemlerin alınıp alınmadığıdır. Tehlikelerin belirlenmesi, Tehlikelerin değerlendirilmesi, Risklerin derecelendirilmesi, Alınacak önlemlerin belirlenmesi, Bulguların kayıt altına alınması ve kontrol önlemlerinin uygulanması, Denetim, izleme, gözden geçirme ve gerekli hallerde iyileştirme. Öncelikle bütün tehlike ve kaynaklarını büyük-küçük, önemliönemsiz olarak nitelendirmeden detaylı olarak belirlemek gerekir. Risk ve tehlikeleri belirleme çizelgeleri hazırlanarak ortadan kaldırılabilecek tehlikeler ve önlenebilecek riskler ayrı ayrı düzenlenmelidir. Özellikle kolayca ortadan kaldırılamayacak tehlikeler ve önlenemeyecek riskler için olasılık değerlendirilmeleri yapılarak riskin azaltılmasına yönelik gerekli olan enstrümanlar tespit edilmelidir. Önlemler ve gözden geçirme listeleri hazırlanarak kontrol mekanizmaları oluşturulması önemlidir. Riskler derecelendirilirken derhal müdahale edilmesi gereken riskler yüksek risk, Mümkün olduğu kadar çabuk müdahale edilmesi gereken riskler orta risk, Acil önlem gerektirmeyen riskler düşük risk olarak öngörülür.
6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası ve uygulamaları Yasaya göre risklerin analiz edilerek önlenmesinde ya da azaltılmasında yasanın kapsadığı alanları incelediğimizde şu kavramların açıklanması gerekir. Önleme: İşyerinde yürütülen işlerin bütün aşamalarında iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili riskleri ortadan kaldırmak veya azaltmak için planlanan ve alınan önlemlerin tamamını, Risk: Tehlikeden kaynaklanacak kayıp, yaralanma ya da başka zararlı sonuç meydana gelme olasılığını, Risk değerlendirmesi: İşyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek tehlikelerin belirlenmesi, bu tehlikelerin riske dönüşmesine yol açan faktörler ile tehlikelerden kaynaklanan risklerin analiz edilerek derecelendirilmesi ve kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması amacıyla yapılması gerekli çalışmaları, Tehlike: İşyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek, çalışanı veya işyerini etkileyebilecek zarar veya hasar verme potansiyelini, Tehlike sınıfı: İş sağlığı ve güvenliği açısından, yapılan işin özelliği, işin her safhasında kullanılan veya ortaya çıkan maddeler, iş ekipmanı, üretim yöntem ve şekilleri, çalışma ortam ve şartları ile ilgili diğer hususlar dikkate alınarak işyeri için belirlenen tehlike grubunu kapsar.
Ülkemizde risk algısı ve farkındalığı kavramsal olarak düşük düzeyde olduğundan olası risk ve tehlikelere karşı planlama ve önleme uygulamaları da yetersiz kalmaktadır. Ağustos 2014 Güvenlik Yönetimi n 39
FOKUS
İşveren, mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapar.
Risk yönetimi risklerin tespiti ve çeşitli yöntemler ile yönetilmesidir. İç kontrol sistemi ve kontrol faaliyetleri ile risk yönetimi sürecinde riskin azaltılmasına ya da kontrol edilmesine çalışılır.
Acil durum planı ve tahliye Olası risklere karşı önlem almak üzere acil durum planları hazırlanır. Bu planların amacı işyerinde meydana gelen acil durumlar için işveren ve çalışanların alacağı önlemleri kolaylaştırmak ve organize etmektir. Planlar detaylı olarak hazırlanırken şu başlıklara dikkat edilmelidir. Tahliye prosedürleri ve acil durum kaçış yolu tahsisleri. Tahliye öncesinde kritik tesis faaliyetlerini gerçekleştirmek üzere binada kalacak çalışanların uyması gereken prosedürler. Acil tahliyenin tamamlanmasından sonra tüm çalışanlar için geçerli olacak prosedürler. Sorumlu çalışanlar için kurtarma görevleri ve tıbbi görevler. Yangın ve diğer acil durumları rapor etme araçları. Plan dahilindeki görevler hakkında daha fazla bilgi ve açıklama için iletişim kurulabilecek kişilerin isim veya unvanları. Acil eylem planında, işverenlerin makul nedenlerle işyerinde meydana gelmesini bekledikleri acil durumlar belirtilmelidir.
ğıdakiler belirtilecektir: • Alan tipi (merdiven boşluğu, iç ofis, konferans odası, dosya odası, mekanik oda), • Kat ve alanın katta bulunduğu yere ilişkin tam açıklama, • Sağlanan korumanın türü, • Her yer değiştirme alanında bulunabilecek maksimum kişi sayısı, • Su, lavabo ve/veya önceden konumlandırılmış ekipman veya kaynaklar dahil olmak üzere diğer tesisat, ekipman veya kaynaklara erişim olup olmadığı, Bina içi yer değiştirme alanları farklı bir katta ise, kişilerin bu alanlara yönlendirileceği yollar belirlenecek ve kullanılacak merdiven ve (uygunsa) asansörleri ve bunların kapasiteleri belirtilecek; Bina konum ve sistemleri dahil olmak üzere, bina içi yer değiştirme halinde bina kısımları ve sistemleri için alınacak önlemler açıklanacak; Binada bulunanların işverenlerinin, bina içi yer değiştirme tamamlandıktan sonra çalışanları için uygulayacakları prosedürler ortaya konacaktır.
Acil eylem planında Her katta bulunan kişi sayısı belirtilecek, Binada bulunanların yönlendirileceği bina içi yer değiştirme alanları açıklanacak ve her bina içi yer değiştirme alanı için, aşa-
40 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
Tahliye bilgileri Acil duruma hazırlıklı olmanın temel unsurları erken uyarı (genellikle alarm veya sesli iletişim sistemi ile), yeterli çıkış olanağı (çıkış yolları) ve binada bulunan
kişilerin bilgilendirme ve uygulama ile Acil Eylem Planı hakkında bilgi sahibi olmalarıdır. Bazı felaketler, çalışanların işyerinden bir an önce ayrılmalarını gerektirir. Çalışanların, müşterilerin ve ziyaretçilerin etkili bir şekilde tahliye edilebilmesi hayat kurtarabilir. Uygun ise, müşteriler ve ziyaretçiler dahil olmak üzere binanızda kimlerin bulunduğu hakkında bilgi sahibi olmak için bir sistem geliştirilmelidir. Yetkililer binanın tahliye edilmesini söylemesi halinde, hemen bu talimata uyulmalıdır. Mümkünse kritik faaliyetleri gerçekleştirecek ve kapıları kilitleyecek kişiler tanımlanmalıdır. Görevlendirilen kişinin mevcut olmaması halinde yetkiyi üstlenecek kişileri belirlemek için bir emir-komuta zinciri oluşturulmalıdır. Kritik yardımcı yollar ve acil durum yollarının açıkça işaretlendiği bina ve saha haritaları yerleştirilmeli ve kopyaları oluşturulmalıdır. Hem haritalarda hem de binada giriş-çıkış noktaları tanımlanmalı ve etiketlenmelidir. Haritalar, çalışanların hızlı bir şekilde başvurabileceği yerlere asılmalıdır. Bina içerisinde farklı konumlardan bina dışına çıkış yolu belirlenmelidir. Ayrıca, duyma bozukluğu olan veya başka yetersizliklere sahip kişilerle iletişim kurmaya yönelik planlar içeren bir uyarı sistemi
oluşturmanız gerekir. Bir toplanma alanı belirlenmelidir. Ortak alanda bölgeye yakın bir konum ve daha fazla uzaklaşma gerekliliği ihtimali için genel alandan daha uzak bir konum belirlenmelidir. İnsanlar toplanma alanına ulaştıkça tüm çalışan, ziyaretçi ve müşterilere açıklama yapılmalıdır. Tehlikenin geçtiğine veya işe dönülebileceğine ilişkin bilgilendirmeyi yapma sorumluluğunun kimlere ait olacağı belirlenmelidir. Bir acil duruma müdahale ederken yerel yetkililerle işbirliği kurmaya yönelik plan yapılmalıdır. İşletmenin birden fazla yerde faaliyette bulunması veya birden fazla yerde çalışanının bulunması halinde, her bina için tahliye prosedürleri oluşturulmalıdır. İşyeri çok katlı bir binada, sanayi parkında ve hatta küçük şerit tipi bir alışveriş merkezinde ise, karışıklığı ve olası tıkanıklığı önlemek için diğer kullanıcı veya işletmelerle işbirliği içerisinde olunmalı ve uygulama yapılmalıdır. Hem insan kaynaklı hem doğal olan birçok acil durum, işyerinin tahliye edilmesini gerektirebilir. Yangın, patlama, sel, deprem, kasırga, hortum, zehirli madde salınımı, radyolojik ve biyolojik olaylar, sivil ayaklanma ve işyerinde şiddet bu acil durumlara örnek olarak verilebilir.
İşverenler, çalışanlarının bu farklı tehditlere gecikmeksizin müdahale etmelerini isteyeceklerdir. Örneğin işverenler, bir hortum veya yakındaki bir yola kimyasal madde dökülmesi durumunda çalışanlarının işyeri içerisindeki bir alanda toplanmasını; yangın durumunda ise bina dışına çıkmalarını isteyebilirler. Planınızda, farklı acil durumlarda çalışanların ne zaman ve nasıl hareket edeceklerini belirtmeniz gerekir. Binanın türü de karar alma sürecini etkileyen bir faktör olabilir. Çoğu bina kasırga, deprem, sel veya patlama gibi felaketlerin etkilerine karşı savunmasızdır. Ortaya çıkacak hasarın kapsamı, acil durum türüne ve binanın yapısına dayalıdır. Örneğin modern fabrika ve ofis binaları çelik çerçevelidir ve yapısal olarak komşu işletmelerin binalarından daha sağlam olabilir. Ancak büyük bir deprem veya patlama gibi bir felaket halinde, hemen hemen her yapı türü etkilenecektir. Bazı binalar çökecek, bazılarının ise kat ve duvarları zarar görecektir. Bütün bu teknik değerlendirmeler ışığında öncelikle acil durum planlaması ve planlamayı oluşturulacak risklerin analizlerinin yapılması gerekmektedir. Bu vazgeçilmez ve değiştirilemez kurumsal bir sorumluluktur. Toplumsal ve bireysel güvenliğin yapısında yer
Ne kadar mükemmel ve kapsamlı risk değerlendirmeleri yapar ve herhangi bir risk anında uygulamaya koyma becerisini gösterebilirsek o kadar güvenli ve etkili bir risk yönetimini de oluşturmuş oluruz.
42 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
alan koruma ve kollama standartlarıdır. Artık dünyada kent güvenliği alanında risk ve tehdit analizleri yapılarak güvenlik sosyolojik ve antropolojik yönden de araştırılmaktadır. Risk analizleri ve yönetimi kurumsal yapıların güvenlik algısı ve iklimleri açısından gerekli olan yetkinlik alanlarından birisidir. Hızlı bir değişim ve iletişim çağını yaşayan dünyamızda yeni suç türleri ve güvenlik riskleri de ortaya çıkmaktadır. Bireysel, kurumsal ve toplumsal olarak daha güvenli bir yaşam sürdürmek için olası risk ve tehlikelere karşı hazırlıklı olmalıyız. Ne kadar mükemmel ve kapsamlı risk değerlendirmeleri yapar ve herhangi bir risk anında uygulamaya koyma becerisini gösterebilirsek o kadar güvenli ve etkili bir risk yönetimini de oluşturmuş oluruz. Daha güvenli bir dünyada, mutlu ve umutlu yarınlar dileğimle…
FOKUS
Toplum güvenliği değil güvenlik toplumu etkilemeli Suç oluşumu, güvenliğin oluşumu ile aynı istikamette olur, farklı yöndeki hareketlenmeler emniyet ve asayişin zaafları olacaktır. Özer ÖZBEN / CSG - City Security Group Genel Müdür Yardımcısı
G
örev sahasında karşılaşılan olay ve şahısların taşıdıkları güvenlik algısı ile özel güvenlik görevlilerinin işlerlik kazandırmaya çalıştığı güvenlik algısı birbirinden oldukça farklı duygu ve davranışlardır. Bu statiko iki taraf için de zorlanır ve sınırlar ihlal edilirse, çatışma başlar, bir de toplumun getirdiği güvenlik algısı ile birleşirse pratikte yapılanların hepsi gereksiz ve etkisiz hale
44 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
dönüşebilir. Toplumsal hayatın emrettiği davranışlar, yani toplumsal psikoloji size olduğunuzdan farklı hissettirir, sonuçta kurallara uyarsınız veya uymazsınız, bu da her iki tarafın eylemlerinde rutini oluşturur. Örneğin, AVM güvenliği giriş- çıkışlarda yaratılan güvenlik algısı, kapıda elektronik tepkisi düşürülmüş X Ray cihazı ve el dedektörü, ne yaptığını bilmeyen, bilmek istemeyen özel güvenlik görevlisi, onu orada görevlendiren
şirket, kaybetmek istemeyen bir ticari yönetim ve elini kolunu sallayarak gelen müşteri; en tipik güvenlik algısı, ticari kaygının ve müşteri memnuniyetinin ön planda olduğu, güvenlik kavramının ise boşlukta sallandığı bir örnek, işte toplumun oluşturduğu sosyal psikolojinin işleyiş tarzı…
Mevcut güvenlik sistemi içerisinde toplum kendisini de yanıltmaktadır Özel güvenlik görevlisinin potansiyel
yapısını geçici olarak felç eden ve sadece algıya dayalı bir işleyiş, statik güvenliğin toplumun davranış biçimlerine göre şekillenmesi ve yönetilmesi, önleyici güvenliğin yani emniyetin ortadan kalkmasını, olduktan sonra yapılacakların güvenlik sayıldığı bir dinamiğe dönüşümünü sağlamıştır. Aslında mevcut güvenlik sistemi içerisinde toplum kendisini de yanıltmaktadır. Bu yanılgı özel güvenliği etkisiz eleman, yetersiz hareket olarak tespit etmiş sanal görüntüye dönüştürmüştür. Suç oluşumu, güvenliğin oluşumu ile aynı istikamette olur, farklı yöndeki hareketlenmeler emniyet ve asayişin zaafları olacaktır. Öncelikle güvenlik algısının toplumdaki izdüşümünü değiştirmek gerekir, özel güvenlik bu değişimin başlangıç noktasıdır. Görev ve yetki yönünden etkinliğin sağlanması insanların ne kadar güvenliğe ihtiyaç duyduklarına ve bunun karşılığında ne kadar ödeyeceklerine bağlı olmuştur, bu değişmelidir. Özel Güvenlik toplumsal statiğin dışına çıkarılmalı, genel güvenliğin dinamiğine alınmalıdır. Toplum güvenliği değil, güvenlik toplumu etkilemelidir. Özel güvenliğin görev alanları; genel güvenliğin hücre yapısını oluşturmaktadır. Hücrelerdeki olumsuzluklar ve düzensizlikler, toplumun güvenlik algısını ve kamu düzenini içten içe etkiler, toplumsal hastalığa dönüşür, olumsuz güvenlik algısı kendi kültürünü, çözümlerini yaratır. Güvenliğin genel farkındalığı bireysel yapıda bütünleşmiştir. Siz kendinizi güvende hissettiğinizde görünür ve rutin önlemler sizi rahatsız eder, eğer güvenliğinizden endişe duyuyorsanız, meydana gelen olaylar sizi psikolojik olarak etkiliyorsa görünür ve rutin önlemleri yeterli bulmaz, tepki gösterir, güvenliğin artırılmasını
istersiniz. Bir de olaylardan sonra alınan önlemler vardır ki; sizin hareketlerinizi kısıtlayan veya rahatsız eden bu psikoloji de sonuç ‘ bu önlemlere ne gerek vardır’ . Davranışlarımızın; toplumsal ve bireysel açıdan oluşturduğu sanal güvenlik anlayışı özel güvenlik hizmetlerini sektörel yapı içerisine sıkıştırmış, koruma ve kollama faaliyetleri sadece insan unsuruna odaklanmış, nicelik değer kabul görmüş, nitelik değer göz ardı edilmiştir. Sosyal psikolojinin getirdiği bu işleyiş, özel güvenliğin ekonomi politiğini oluşturmuştur. 2004 tarihli kanun ile bugün takip ettiğimiz formal sürecine kavuşan Özel Güvenlik; meslek / sektör kavramları arasında henüz adı konulmamış, sektörün meslek üzerinde baskı kurduğu bir statik olarak kendini göstermiştir. Sektör işleyişini ticari kaygıdan hareketle, iş bulma toplumsal sorunu üzerine endekslemiş, bu yönde basit kurumsallarını ve kurallarını ortaya koymuştur. Devam eden süreçte güvenliğin toplumsal algısı yaratılmıştır. Örneklemelerden bakıldığında; bir futbol karşılaşmasının yapıldığı stadyumda genel güvenlik dışında görevlendirilen özel güvenlik sayısının çok olmasının, karşılaşma süresince alınan önlemlerin maç sonunda meydana gelen olayları etkilemediği defalarca anlaşılmıştır.
Nitekim tercih ettiği futbol takımının karşılaşmasında gol atıldığında, özel güvenlik görevlisinin de normal bir seyirci gibi davranış gösterdiği ve kargaşaya sebebiyet verdiği görülmüştür.
Özel güvenliğe akademik boyut kazandırılmalı Toplumsal ve bireysel davranışların etkilediği özel güvenlik yapısı meslek kimliği içerisinde, örgütsel sistematiği oluşturulmuş, standartlara bağlı, genel güvenliğin organik yapılanması içerisinde korunan, hiyerarşik düzeni bulunan, iç ve dış denetime bağlı, profesyonel geçişlere hazır ve en önemlisi akademik kariyerini, marka değerini yaratmak için kullanan, ticari kaygıdan uzak, sosyal, ekonomik, akademik ve hukuksal boyut içerisinde yeniden yapılandırılması gerekmektedir. Ticari yapısı hukuk içerisinde güçlendirilmekle birlikte; özel güvenliğe akademik boyut kazandırılmalıdır. İdari olarak da genel kolluğun organik ve hiyerarşik yapısına entegre olmalıdır. Güçlü ve örgütsel oluşumunu tamamlamış özel güvenlik potansiyeli toplumun güvenlik algısını pozitif yönde etkileyecektir. Sosyal psikolojinin baskısından kurtaracak, profesyonel görev yapısı ile önleyici güvenlik pratiğini, kamu düzeninin işleyişini sağlayacaktır.
Güvenliğin genel farkındalığı bireysel yapıda bütünleşmiştir. Siz kendinizi güvende hissettiğinizde rutin önlemler sizi rahatsız eder, eğer güvenliğinizden endişe duyuyorsanız, görünür ve rutin önlemleri yeterli bulmaz, tepki gösterir, güvenliğin artırılmasını istersiniz.
Ağustos 2014 Güvenlik Yönetimi n 45
FOKUS
Özel güvenlikte toplum psikolojisi ve kalabalık yönetimi
Yasadışı toplumsal olaylar aniden ortaya çıkmaz. Aniden ortaya çıkmış gibi gözüken her olayın bir hazırlık ve olgunlaşma safhası vardır. Kaynak: TÜMGED
T
oplum psikolojisi;
“Toplum içinde yaşayan fertlerin, çeşitli amaçlarla ya da amaçsız olarak bir araya gelen kişilerin oluşturduğu kitlenin toplumsal, fiziksel yapı ve psikolojik ihtiyaçlarına göre düşünce ve duygularının, inanç ve davranışlarının fertler ve toplum gerçekleri veya kuralları karşısında nasıl etkilendiğini ve yön değiştirdiğini inceleyen bir ilim dalıdır” diye
46 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
tanımlayabiliriz. Diğer bir ifade ile toplum psikolojisi; değişik amaçlar ve düşüncelerle bir araya gelmiş kişilerin toplumsal yapı içerisinde duygu düşünce davranışlarını inceler ve yorumlar. Bireylerin toplumdan nasıl etkilendiğini ve davranışlarındaki değişiklikleri gözlemler, ayrıca toplum içerisindeki kişilere nasıl davranılması gerektiği konusunda ipuçları verir. Kitleyle hareket eden bireylerde;
Bilinçli hareket kaybolur Söylem ve eylem birliği oluşur Duygusal hareket etme eğilimi artar Düşünce hemen davranışa dönüşür Bastırılmış duygu ve düşünceler ortaya çıkar
Toplumun psikolojik özellikleri İrade zayıflığı: Toplumun iradesi, bireyin iradesine egemendir. Duygusallık: Topluluk heyecanlı
ve gerilimlidir. Özenti: Kişinin kendinde gördüğü eksikliklerden kaynaklanan aşağılık duygusuyla hareket etmesidir. Taklit, telkin, etki altında kalma: Toplumsal olaylar da kişiler yanlarındaki insanlar gibi hareket ederler. Anonimlik: Toplu eylemlerde kalabalığın içerisinde kişiler fark edilmediklerini düşünürler bu yüzden riske girmeleri kolaylaşır. Yayılma: Toplulukta iletişim çok kuvvetlidir olumsuz bir haber bir anda topluluğu öfkeli bir yapıya dönüştürebilir.
Kalabalığın anlamı, oluşumu ve özellikleri Ortak fikirle hareket eden, aynı heyecanı taşıyan, teşkilatsız ve sürekli olmayan, liderden yoksun insanlardan kurulu topluluğa kalabalık denir. Kalabalıklar; genel anlamda bir yerde birikmiş insanlar topluluğunu ifade eder. Aralarında herhangi bir bağ olmayan insanların bir araya gelerek oluşturdukları topluluklar tesadüfî kalabalıklardır. Durakta otobüs bekleyen insanlar tesadüfî kalabalıklara örnek verilebilir. Genel kalabalık davranışı; belirli bir amaç için bir araya gelmeyen ancak gelişen olaylar neticesinde amaçları ortak hale gelen insanlar vardır. Bunlar kalabalıklardır. Ortak mekânda toplanmış insanlardır. Aralarında meydana gelecek etkileşimle “grup” haline gelebilirler. Kalabalık ortam insanların duygularını uyandıran onların ifade edilmesini teşvik eden bir ortam haline gelir. Her zaman potansiyel bir hava vardır. Büyük kalabalıklarda duygusal bulaşmanın koşullarının en üst düzeyde oluştuğu görülür. Başkalarının da varlığı bireye güvenlik ve onaylama hissi verir.
Sakin insanlar daha mantıklı, bilinçli düşünür ve daha tutarlı davranışlarda bulunurlar. Özellikle türdeş insanlarda bu had safhadadır. Böylece kalabalık ortaklık duygusunun insanlar arasında ortaya çıkışına neden olur. Bundan birkaç yıl önce bir televizyon programcısının yanlış anlaşılan bir cümlesi üzerine kalabalık halindeki türdeş bir özelliğe sahip vatandaşlarımız bir anda galeyana gelmişlerdir. Bu olay konumuz için tipik bir örnek teşkil edebilir. Toplumsal rahatsızlık (gerilim, ırksal, dinsel, siyasal, ekonomik, etnik vs. olabilir.) zamanlarında cadde kalabalıkları çoğu kez eylemde bulunan kalabalıklara dönüşebilmektedir. Genel Mitinglerde her şey bellidir. Bir davet vardır, tarih bildirilmiştir. Genel kalabalıklarda önceden planlanan herhangi bir şey yoktur. Etkileyen bir grup veya yukarıdaki örnekte olduğu gibi bir etken ortaya çıkabilir. Çekirdek bir grubun kalabalığın dikkatini çekmesi ve etkilemesi sonucu tepkinin eyleme dönüşme olasılığı yüksektir. Trafik kazaları sonrası veya işlenen bir cinayet sonrası normal kalabalığın bir anda protestocu, eylemci yakıp yıkan bir kalabalığa dönüşmesi olayları buna örnek teşkil edebilir. Bunlarda hiçbir yapılanma ve norm yoktur. Kalabalığın kendisi spontane olarak oluşur. Ama diğer durumlarda grup zaten oluşmuştur, hareketler davranışlar spontane olarak ortaya çıkar. İlişki ve davranışlarda hiçbir kural yoktur. Gerilim yüksek; düşmanlık, kızgınlık, gücenme vb. duygular oluşmuşsa toplumsal olarak kontrolsüz etkileşim sonucunda kötü sonuçlar
ortaya çıkar. Yakın tarihte genel grev çağrılarının çoğu kez hükümete karşı devrimci hücum ve atakların başlangıcı haline geldiği görülmüştür. Hakkını arayan işçi hareketi bir anda yıkıcı bir eyleme dönüşebilmektedir.
Bütünleştirici kalabalık davranışı Tüm kalabalık davranışları kendiliğinden, ani ve başıboş değildir. Bir kısmı kontrollü bir kısmı kendiliğindendir. Çoğu kez kontrolü duygusal buluşmalar özendirilebilir. Yararlı toplumsal işlevler yerine getirilebilir. Olumlu sonuçları da olabilir. Örnek olarak, sevilen bir kişinin ölümüyle cenazeye gelen insanların duygusal bütünlük sağlaması verilebilir.
Kalabalıkların özellikleri İnsanlar tesadüfî olarak bir yerde bulunurlar, Geçici bir birliktelik söz konusudur, Hiyerarşi, iş bölümü ve statü düzeni yoktur, Provokasyona ve kitle hareketlerine açıktırlar. Kanunlara genelde saygılıdırlar, Aralarında eylem birliği yoktur, Liderleri yoktur, Olayların gelişimleri konusunda hassastırlar, Ender olarak kanunsuz eylemlere itilebilirler.
Kalabalık çeşitleri
Duygusal amaçlı kalabalık Dinleyici kalabalık Dini kalabalık Kitlesel kalabalık
Ağustos 2014 Güvenlik Yönetimi n 47
FOKUS
Toplu eylemlerde kalabalığın içerisinde kişiler fark edilmediklerini düşünürler bu yüzden riske girmeleri kolaylaşır. Diğer kalabalık çeşitleri Tesadüfî kalabalıklar İlgiye dayanan kalabalıklar Seyirci kalabalıklar Saldırgan kalabalıklar İrade kalabalığı: İnsanlar bir şeyi ifade etmek için toplanmışlardır. Belli duyguların açığa çıkartmaya yönelik davranışlardır. Verilen bir parti, kalabalık dans grupları, spor etkinlikleri bu kalabalıklara örnek teşkil edebilir. Dinleyici kalabalıklar (Organize pasif kalabalıklar, Anlamlı kalabalıklar): Ortak bir ilgi alanı bulunan insanların bir araya gelerek oluşturdukları topluluklarıdır. Spor seyircileri, sanatsal etkinlik seyircileri, dini hizmetlere yönelik kalabalıklar yani inanca dayalı kalabalıklar örnek verilebilir.
Spor seyircilerinin özellikleri; Üyeleri arasında mutlaka iletişim vardır. Ortak düşünce hâkimdir ve ortak hareket ederler. Önceden tahmin edilebilir davranışlar sergilerler. Sportif karşılaşma esnasında uyulması gereken kuralların caydırıcılığı nedeniyle ihtiyatlı davranırlar ancak heyecanlı yapılarından dolayı kışkırtılmaya uygundurlar. Önceden planlanmış toplantılardaki kalabalıklar (Organize aktif kalabalıklar): Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde ve grevlerdeki topluluklar örnek verilebilir. Gönüllü derneklerin yaptığı toplantılar, söyleşiler bu gruba girer. Kızgın, saldırgan kalabalıklar (Organizesiz aktif kalabalıklar): Toplum gerginse bu tür oluşum-
48 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
lar mümkündür. Bir anda pek çok yerde oluşabilir. Belirli bir amaçtan ziyade bir öfke boşalma güçlenmeye tepki ve isyanı ifade eder. Tesadüfî kalabalıklar (Organizesiz pasif kalabalıklar): Aralarında herhangi bir bağ bulunmayan tamamen tesadüfen bir araya gelmiş topluluklardır. Rastgele kalabalıklar; ortak kolaylıkları paylaşmak için toplanmışlardır. Gişe önünde sıra beklemek, otobüse binmek için bekleyenler, trafik ışıklarında karşıdan karşıya geçmek için bekleyenler örnek verilebilir
Olayların hazırlık safhası Yasadışı toplumsal olaylar aniden ortaya çıkmaz. Aniden ortaya çıkmış gibi gözüken her olayın bir hazırlık ve olgunlaşma safhası vardır. Bazen aylar, yıllar kadar uzun süren bu safhalar, kamuoyunun gözünden kaçabilir ve kamufle edilebilir. Olaylar bu safhadan sonra uygun bir ortam bulunca veya yaratılınca yine bir bahane ile aniden ortaya çıkar ve hızla gelişir. Olayların hazırlık aşamalarını şu şekilde sıralayabiliriz: a) Önderlik Toplum halinde yaşayan insanlarda yönetme ve yönetilme duyguları vardır. Yönetme duygusu ve becerisine sahip olanlar azınlıktadır. Bu yönetme duygusuna sahip olan insanların hepsinin önder olması da mümkün değildir. Özellikle cesareti, etkileyici konuşma yeteneği, katılığı, üstün fizik yapısı, bilgisi vb. özel yetenekleri
taşıyan kişiler önder olabilirler. b) Kabarma ve horozlanma devresi İnsanlar tek başlarına veya birkaç kişilik grup halinde iken daha mantıklı düşünür ve daha bilinçli kararlar verebilirler. Keza cesaret ve davranışları da normal bir insanın cesaret sınırları içindeki kadardır. c) Toplumun büyümesi Yasal olmayan bir toplumsal olayın amacına ulaşabilmesi için önceden planlanmış görevliler, kışkırtıcılar olayın başlayacağını, hatta başlamak üzere olduğunu yaymaya başlarlar. Bu konuda oradaki şahıslar arasında çeşitli söylentiler ve yorumlar konuşulmaya başlamıştır. Çoğunluk mantıksız ve heyecanlıdır. Bu durumu değerlendiren maksatlı görevliler taraftar toplamaya çalışırlar. Zira topluluğun tamamı aslında kötü maksatlı değildir. Buraya gelirken böyle bir isyankâr olaya katılmayı düşünmemiş sadece merak ettiği için veya tatmin olmak, vakit geçirmek için gelmiş olabilirler. d) Fikri hazırlık devresi Bu safhaya gelinceye kadar topluluk, artık belli bir heyecan dalgasına kanalize olmuştur. Aslında kimin ne söylediği, ne söylemek istediği, pek belirli değildir. Çeşitli söylentiler dolaşır ve topluluk her türlü zorbalığa kolayca cüret edebilecek duruma yaklaşmıştır. İşte bu fikri hazırlık devresinde asıl görevli kışkırtıcılar, söylentileri olabildiğince yayıp genelleştirerek tüm topluma mal etmeye çalışırlar. Böylece toplumda duygusallığı ve fikri arzuyu artırırlar. e) Çabuklaştırıcı olay Yukarıda kısaca anlatılan safhaları hatırlayacak olursak özetle; dalgalı bir denizde rotayı elinde bulundurmaya çalışan bir veya
FOKUS
birden çok önderin başkanlığında gittikçe çoğalan ve bundan cesaret alarak horozlanabilen, çoğalan toplumun giderek büyümesi ile her türlü zorbalığa cüret edebilecek duruma gelen ve belli ölçüde duygusallaşıp fikri açıdan olgunlaşmaya başlayan bir toplum oluştuğunu söyleyebiliriz. f) Kontrolden çıkmış zorbalık safhası Bir önceki maddede anlatılanların ışığında, bardağı taşıran son damla olan bir sebeple başlayan toplumsal olaylarda topluluk gerek mantık, gerek duygusallık heyecan gerekse sayısal ve fiziki değer bakımlarından artık tam anlamıyla ve tek kelime ile şuursuz yani kontrolden çıkmış bir durumdadır. Bu safhada başlayan zorbalık hareketleri bir çığ misali kontrolden çıkmış vaziyettedir. g) Zorbalık Hareketlerinin Yayılması Toplu hareketin şiddeti artıp kontrol dışı kaldıkça zorbalık hareketlerinin hedefi bir olmaktan çıkarak, yaygınlaşır ve genelleşir. Bir işçi mitinginde kendi konularıyla, hedefleriyle uzaktan, yakından ilgili olmayan özel veya resmi mülklere, dükkânlara yönelip, tahrip etmeleri zorbalık hareketlerinin hedef dışı yayılmasının canlı örnekleridir.
Kalabalığın Denetimi
50 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
Tehlikeli olabilecek bir eylemci kalabalığın denetim altına alınması ve dağıtılması için beş yöntem salık verilmektedir. Başlayan olaya dâhil bireyleri, kalabalık önemli ölçüde bir birlik kurmadan götürmek veya tecrit etmek, Kalabalığı küçük birimlere bölerek, sürü haline gelme sırasında haberleşmeyi kesmek, Eğer kuvvete başvurmadan yapılabilirse, kalabalık önderlerini götürmek, Kalabalığın dikkatini, odaklaştığı noktadan ayırıp başka noktalara dağıtmak, Kalabalığı tecrit ederek yayılmasını ve güçlenmesini sağlamak.
Olayları Başlatma Usulleri a) Yaygın Propaganda Yapmak Propagandayı belli bir konuyu, başkalarına aktarıp benimsetmek ve onların ilgilerini kazanmak biçiminde tanımlayabiliriz. b) Konuşma Yapmak Özellikle önder diye tanımladı-
ğımız kişiler veya diğer etkileyici hitap etme özelliğine sahip aynı amaçlı şahıslar; kışkırtmak istedikleri kişilere, grup ve topluluklara ateşli konuşmalar yaparak onları etkilemeye çalışırlar. Konuşulan konular, genellikle toplumun özlem duyduğu veya beklentilerine uyan konulardır. c) Heyecanı artırmak Sakin insanlar daha mantıklı, bilinçli düşünür ve daha tutarlı davranışlarda bulunurlar. Bunun aksine heyecanlı insanların davranışları ve düşünceleri daha az bilinçli ve daha az tutarlıdır. Genelde böyle olduğuna göre, propaganda yoluyla şartlandırılmaya çalışılan amaçlı konuşmalarla belli bir olgunluğa eriştirilen toplum olayı yönetenlerin elinde heyecana sürüklenmek ve iyice şuursuzlaştırılmak istenir. d) Eyleme geçiş Yukarıda özetlemeye çalışılan bölümlerden sonra eldeki toplumu eyleme geçirmek için sadece bir kıvılcımın yeterli olacağı açıkça görülebilmektedir.
Toplulukta iletişim çok kuvvetlidir, olumsuz bir haber bir anda topluluğu öfkeli bir yapıya dönüştürebilir.
SEKTÖRDEN
“Sektör önemli “Sektör önemli bir yol ayrımında”
"Ya hizmet odaklı olacağız ve kazanacağız, ya da satış odaklı olacağız ve sürekli kapanan/açılan şirketlerle dolup taşacağız" diyen Comon Professionals Genel Müdürü Okyay Şentürk ile röportaj yaptık. Şentürk sektörün önemli bir yol ayrımında olduğunu bu nedenle sektör oyuncularının birlikte ve daha verimli çalışması gerektiğini söyledi.
Firmanız ve sunmuş olduğunuz çözümler hakkında bilgi alabilir miyiz?
Comon Professionals 2002 yılından beri Türkiye’de ve Yurt Dışında 45 ülkeye güvenlik endüstrisine yönelik yazılım çözümleri sunan bir şirkettir. Türkiye’de, 5188 sayılı Özel Güvenlik Kanuna tabii; abone sayısı olarak %98.9 ve AHM sayısı olarak da %91 firmanın yazılım çözümlerini sağlayan Atraq çözümümüz sayesinde, gerek Türkiye’de gerek Avrupa Birliği’nde sayısız geleneksel yaklaşımları kırarak, abonelik işlerinden ne kadar etkili gelir elde edilebileceğini tüm dünyaya gösterdik. Geleneksel “ikinci karakol” mantığın yerine “alarm çağrı merkezi” oluşumları sayesinde sistem satıştan daha ziyade hizmet satış kavramını geliştirdik. 2011’den itibaren de güvenlik
52 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
elemanı çalıştıran firmalara yönelik yepyeni bir çözüm daha sağladık. Aguard çözümümüz ile geleneksel bekçi tur sistemini online yaparak bu alanda da daha teknolojik çözümlerle gelir kapısının aralanabileceğini tüm dünyaya göstermiş olduk. Bu proje daha da büyüyerek temizlik elemanlarının ve diğer belirli sürelerde takip gerektiren elemanların süreçlerini takip etmek için kullanılmaya başlandı. Aguard artık süreç takip otomasyonu haline geldi. Hatta ufak bir değişiklikle aynı cihazı giriş çıkış takibinde kullanmaya başladık. Bu talep de öyle büyüdü ki yine online puantaj takibini yapmaya ayrı bir marka altında çalışmalara başladık. Bu çözümümüzün adı da Ayometrix. Özellikle temizlik konusunda bazı ilave çözümler gerekli oldu. Bunların bir tanesi deterjan miktarlarının online ölçülmesidir. Bunun
için Ametri diye ayrı otomasyon geliştirdik. Bu otomasyonu da EDS firmasının telemetri cihazları ile çalıştırarak Türk Telekom Bulutt Ölçüm hizmetini sağladık. Gördüğünüz gibi çok çalışıyoruz. Daha yapacak çok işimiz var ve özellikle büyük veritabanı gerektiren çözümler üzerinde uzmanlaştık. Bu alanda daha da ileriye gideceğimiz yeni projeler üzerinde çalışıyoruz. Fakat ilginç olan her ne kadar Atraq ilk göz ağrımız olsa da, aslında yaptığımız tüm yeni çözümlerinin de kalbi. Örneğin AGuard tek başına çalışabilen bir otomasyon. Fakat AHM’ ye alarmları (zamanında başlanmayan turlar, panik alarmlar, v.b.) değerlendirdiğimiz zaman daha az kaynakla çok daha fazla iş yapmış oluyoruz. Bizim tüm çözümlerimiz AHM ile ortak çalışabilmekte ve dolayısıyla abonelik alt yapısına çevrilebilmektedir.
Okyay Şentürk Comon Professionals Genel Müdürü
Alarm izleme merkezlerinin geleceği hakkında neler söylemek istersiniz? Aslında çok ilginç bir kavşaktayız. Ya dibe vuracak ya da tavan yapacak. Önemli olan sektör içindeki oyuncuların birlikte daha verimli çalışması. Son zamanlarda alarm panel üreticileri ABD’de yapılan bir pazar araştırması sonucu “self monitoring” fikri ile panellerin akıllı telefon uygulamalarıyla ev kullanıcılarının kendi sistemlerini kendilerinin yönetmeleri sağlanmaktadır. Bu uygulamalar sayesinde birçok son kullanıcı artık AHM’ye panelini bağlamaktansa kendi çözümlerini kendileri yapacaklardır. Dünyada halen bazı panel kullanıcıları telefon arama modülü ile alarmlarını almaktadırlar. Bu alışık olduğumuz bir çözüm. AHM’ler mutlaka hizmet odaklı kalmalılar. Kaldıkları takdirde bu ev kullanıcılarının
Geleneksel “ikinci karakol” mantığın yerine “alarm çağrı merkezi” oluşumları sayesinde sistem satıştan daha ziyade hizmet satış kavramını geliştirdik.
AHM hizmetini kullanmalarını ikna etmeleri daha kolay olacaktır. Firmalar “işte yeni nesil alarm panelleri ile app de verebiliyorum, satış yapayım daha iyi...” gibi bir mantık ile sadece satış vizyonu ile yaklaşırsa, ciddi bir abone kaybı olacaktır. AHM’ler ve uygulayıcılar örneklerin %20’sini uygulasalar sektörümüz çok daha değerli olacaktır. Değerliden kastettiğim abonelerinin bir değeri olması. İlle firmanızı ve abonelerinizi satın demiyorum. Ama kendi performansınızı ölçmek için en güzel yöntemdir abone değerlerini biçebilmek.
Firmanızın yeni dönem planlarını anlatabilir misiniz? Biz de bir kaç alanda gelecek ile ilgili çalışmalar yapıyoruz. Bunların bir tanesi ATraq II’yi
2015’in ilk ayında çıkarmaktır. En büyük farkı ise dünyada ilk kez online ve tarayıcı tabanlı AHM çözümü. Bu çözüm sayesinde AHM’ler oldukça fazlasıyla maliyetlerini kısacak ve karlılıklarını arttıracaktır. Bir diğer geliştirme ise Alarm Intervention Robot çalışmalarımız. Bu proje 6 pervaneli insansız hava aracı ile alarm teyidinin otonom yapılması için bir uçan araçtan ibaret. Aracın tüm yazılımı tarafımızda yapılmaktadır. Çalışması ise şu şekilde: İstanbul’un etrafında 20’ye yakın robot belirli pistlerde hazır bekleyecektir. Bir alarmın çalmasıyla, operatör alarm teyidi için bir sonuca ulaşamıyorsa, o zaman bu AIR’a talimat verilecektir. Hiç bir operatör kontrolü olmadan kalkacak, uçuş kuralları dâhilinde alarm çalan yere
Ağustos 2014 Güvenlik Yönetimi n 53
SEKTÖRDEN
olsa çok iyi para ediyor olmaları. Abone başına değerlerini (LTV) çok iyi yönetiyorlar.
Sektör hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyiz?
gelecektir. Geldiğinde, tesisteki kişilerin resimlerini çekecek ve yüz tanıma yazılımdan geçerek tanıdık veya tanıdık olmayanları ayıracaktır. Operatöre bazı seçenekler de sunulacaktır. Örneğin kapıya, arka kapıya, pencerelere bak komutları gönderilecektir. Bir taarruzdan şüphelenen operatör hemen kolluk kuvvetlerini tesise yönlendirebilecek. İstanbul hava şartlarını göz önünde bulundurursak bir senede en fazla 25 gün uçuşa elverişli olmayacaktır. Zaten yapılan istatistik çalışmalarımız sonucu İstanbul’da hava kötü olduğunda hırsızlık olayları düştüğünden bu projenin etkisi oldukça başarılı olacaktır. Bir diğer çalışma ise yangın algılama sistemlerinin AHM’lere bağlanma zorunluluğu. Bu konuda, üyesi bulunduğum CoESS çatısı altında çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.
Yazılımlar, standartlar ve bu alanın kamu ile işbirliğindeki yeri hakkında bilgi alabilir miyiz? CoESS olarak EN50518 sayılı
54 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
standardı hazırladık. TSE bunu tercüme etti ve hazırladı. Fakat Emniyet Genel Müdürlüğü bu standardı tanımamaktadır. Sadece AHM kurulum yetki belgesi adı altında bir kanun çıkarmıştır. Bunu da 5188’in köşesine sıkıştırmıştır.
CoESS ve AB’deki uygulamaları hakkında bilgi verebilir misiniz? CoESS olarak benim bağlı bulunduğum çalışma gurubunda çok şey başardık. En önemlisi EN50518 standardı. Bu standardı daha çok geliştiriyoruz. Özellikle yangın, otoban acil çağrı sistemleri, v.b. 7/24 hizmet alınması gereken çağrı merkezlerinin yeni standartları hazırlıyoruz. Bu sene ben de CoESS başkanlığına, bizim ÖGF’nin büyük desteği ile adaylığımı koydum. Lobiliciliğimizi yapıyoruz, bakalım nasıl olacak. AB bizden çok ileride değil bu konuda. ABD farklı bir yer. Ama AB nedense bu konuda çok ilerlemiş değil. En iyi oldukları konu ise şirketleri küçük de
Sektörde gördüğüm en büyük eksiklik firmaların ileriye yönelik hiç bir çalışma yapmaması. Elbette ki istisnalar var. Bir elimizdeki parmak sayısı kadar firma bu işi hakkıyla yapıyor. Ama diğerleri emin olun sadece günü yaşıyor. GESİDER gibi bir derneğimiz var ve tek amacı sektörü toparlayarak kamu tarafında daha sağlam durmak. Bu soruyu kime sorarsan sor, haksız rekabet, kaçak mal, kandırılmış müşteri sorunları ile karşılaşırsınız. Hadi çöz sorunu; dediğinizde de “O benim işim değil, devlet uğraşsın” yanıtını alırsınız. Hiç mi dünyadan haber okunmuyor? Öncelikle kendimizi bir toparlamalıyız. Örgütlenelim, GESİDER ve ÖGF bunun için var. Sektörde önümüzdeki sürece ilişkin öngörüleriniz nelerdir? Sektör daha önce belirttiğim gibi tam bir yol ayrımında. Ya hizmet odaklı olacağız ve kazanacağız, ya da satış odaklı olacağız ve sürekli kapanan/açılan şirketlerle dolup taşacağız.
Genel olarak güvenlik alanındaki yasal düzenlemeler ve yönetmelikler ile ilgili neler düşünüyorsunuz? Avrupa’daki standartları hazırlayan kişi olarak bence EGM; ÖGF’den isteyeceği bir komisyonla bir çalıştay yaparak sonuç odaklı çalışmalı ve AB standartlarını da göz önünde bulundurarak müşterek menfaatin olacağı bir sonuca gitmelidir. Sonuçta AB olarak bu standartlar zaten yapılmış. Avrupa’yı baştan keşfetmeye gerek yoktur.
SEKTÖRDEN
zel üve nlik tim “Özel güvenlik sektöründe denetimler yetersiz”
CD Güvenlik ve Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Cengizhan Dağlı ile röportaj yaptık. Güvenlik sektörünün %60'nın 12 saat üzerinden çalıştığını, ücretlerin oldukça düşük olduğunu ve özel güvenlik görevlilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesi gerektiğini belirten Dağlı, sektördeki denetimlerin yetersiz olduğunu söyledi.
Firmanız ve sunmuş olduğunuz hizmetler hakkında bilgi alabilir miyiz?
CD kurumların güvenlik risklerinin saptanması, prosedürlerin belirlenmesi ve uygulanması aşamasında, kurumla işbirliği içerisinde çalışıyor. İhtiyaç duyulan güvenlik altyapısı ve 5188 sayılı yasaya uyumu konularında danışmanlık hizmeti sunuyoruz. Şantiye güvenliği, organizasyon güvenliği, alışveriş merkezi güvenliği, para ve kıymetli eşya taşıma (CTI),VIP ve yakın koruma güvenliği, site ve toplu yaşam birimleri güvenliği alanlarında hizmet sunuyoruz. Bizim sunmuş olduğumuz güvenlik çözüm paketlerimiz var. Bu paket içerisinde 24 saat özel güvenlik koruma hizmetleri yakın koruma hizmetlerini sağlıyoruz.
56 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
Firmada vermiş olduğunuz eğitimlerden söz edebilir misiniz?
Biz sadece fiziki güvenlik eğitimi veriyoruz. Personele görev yapacağı alana göre eğitim veriliyor. Şantiyede çalışacaksa şantiye eğitimi, sitede çalışacaksa site güvenliği eğitimi veriliyor. Yaklaşık 7 günlük bir eğitimden sonra göreve başlıyor. Göreve başladıktan sonra da eğitim devam ediyor. Biz şöyle düşünüyoruz: “ Her denetim bir eğitimdir.” Operasyon müdürlerimiz denetime gittikleri zaman birebir eğitim veriyorlar. Her yıl oryantasyon eğitimimiz var.
Sektörde yaşanılan sorunlar nelerdir? Sektördeki sıkıntılardan biri personel sorunu. Sektörün %60’ı 12 saat üzerinden çalışıyor, ücretler
çok düşük. Güvenlik görevlileri çalıştıkları kurumlarda yol ve yemek imkânlarından yararlanamıyorlar. Haliyle personel bulmakta sıkıntı yaşıyoruz. Çalışma koşullarının iyileştirilmesi gerekiyor. Denetim ve verilen eğitimlerde yetersiz. İzinsiz çalışan kurumlarda personelin hakkı yeniyor. Sigortasız eleman çalıştırıyorlar.
Yaşanılan sorunlara ilişkin çözüm önerileriniz nelerdir? Güvenlik görevlilerinin maaşlarını devlet belirleyebilir. Güvenlik görevlisinin maaşı en az 1.500 TL olmalı. Güvenlik sektöründe verilen eğitimler yetersiz. Personellerin birçoğu yaptıkları işin farkında değiller. Bazen bizden kıyafetini alan personel görev yerine gitmiyor. Ancak operasyon müdürümüz denetlemeye gidecek ya da
Cengizhan Dağlı CD Güvenlik ve Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü
mler projeden arayacaklarda haberimiz olacak. Özel güvenlik değince sadece “ Kapıda bekleyen bekçi” olarak algılanıyor. Toplumdaki algının değişmesi lazım. Eğitim almayan kişiler güvenlik görevlisi
Özel güvenliğin anlamı hala bilinmiyor. Toplumda oluşturulan yanlış bir algı var, özel güvenlik denince akla sadece üniformasını giyinip kapıda bekleyen biri geliyor. olarak çalışıyorlar. Şahsın özel güvenlik görevlisi olabilmesi için öncelikle eğitim alması gerekiyor. Bu eğitimin ardından T.C İçişleri Bakanlığı’nca yapılan bir sınav var bu sınava katılıp eğer başarılı olursa sertifikasını alıp görev yapabilir.
Genel olarak güvenlik alanındaki yasal düzenlemeler ve yönetmelikler ile ilgili neler düşünüyorsunuz? Özel güvenlik görevlileri sadece nöbet anında kendi elbiselerini
giyinebiliyorlar. Bazı projelerde soyunma odaları yok. Personel tuvaletlerde üstünü değiştirmek zorunda kalıyor. Oysa polis kendi üniformasıyla rahatça dolaşabiliyor. Kıyafeti serbest bırakabilirler. 5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun çıkalı 10 yıl oldu. 10 yılda yeni oturdu. Özel güvenlik görevlisinin görevini hala çoğu insan bilmiyor. Türkiye’ye baktığımız zaman hiçbir eğitim almayan kişilerin güvenlik görevlisi olarak görev yaptığını görüyoruz. Sektörde ciddi bir denetimsizlik var. Birçok yer izinsiz çalışıyor. İzinsiz çalışan yerlerde personellerin hakları verilmiyor.
Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Eğitim konusu ciddiye alınmalı. Personellerin “Hiçbir iş yapamıyorum. Bari güvenlik görevlisi olarak çalışıyım.”diye düşünmemeleri gerekiyor. Şirketler de her önüne geleni güvenlik görevlisi olarak çalıştırmamalı. İnsanlar polise nasıl saygı duyuyorlarsa güvenlik görevlilerine de aynı saygıyı duymalılar. Güvenlik görevlisi de bulunduğu yerde görevini yapıyor.
Ağustos 2014 Güvenlik Yönetimi n 57
ELEKTRONİK GÜVENLİK
Çin Minsheng Bankası entegre güvenlik çözümü Bosch Güvenlik Sistemleri, Pekin Shunyi'de bulunan Çin Minsheng Bankası'nın genel merkezi için kapsamlı ve entegre bir güvenlik sistemi çözümü sağladı. Sunulan çözüm, her biri birbirine bağlı olan ve merkezi bir yönetim platformu aracılığıyla çalıştırılan video gözetim, kartlı geçiş ve kontrol, hırsız alarm, konferans, genel seslendirme ve acil anons sistemlerinden oluşuyor. BOSCH GÜVENLİK SİSTEMLERİ
1
996 yılında kurulan Çin Minsheng Bankası, Çin’de çoğunluğu özel teşebbüslere ait olan ilk bankadır. İşlerini sürekli olarak büyüten banka, 200 akre büyüklüğündeki bir yerleşke üzerinde bulunan ve beş kuleden oluşan yeni merkezini Pekin’de kurdu. Her kule birbirinden bağımsız birer bina olsa da, Çin Minsheng Bankası’nın genel merkezinin bütünü için entegre bir güvenlik çözümü gerekiyordu. Bosch, bu entegre çözümü çok çeşitli güvenlik çözümleri için merkezi bir entegrasyon ve yönetim platformu görevi gören Bina Entegrasyon Sistemi (BIS) ile tasarladı. BIS, Minsheng Bankası’nda 100’den fazla kartlı geçiş kontrol sistemi, hırsız alarm sistemi ve 1.500’e yakın video gözetim kamerasını birbirine bağlamak ve genel seslendirme, acil anons ve konferans sistemlerini entegre etmek için kullanılıyor.
58 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
Bosch sistemleri ile toplantılar sorunsuz geçiyor En büyük zorluklardan biri analog CCTV ve IP tabanlı kameralarla entegre bir video gözetim çözümü oluşturmaktı. Beş kuleden ikisinde analog CCTV sistemi kullanılırken, diğer kulelerde Bosch Video Yönetim Sistemi (BVMS) ile yönetilen dijital çözümler kullanılıyor. İki video gözetim çözümü de BIS aracılığıyla entegre edilebiliyor. Böylelikle operatörler, analog video gözetim odasındaki IP sistem ekranını gerçek zamanlı olarak izleyebiliyor. BIS aynı zamanda, 100’den fazla alarm bölgesi bulunan 5 hırsız alarm sistemini entegre etmek ve video gözetim çözümü aracılığıyla gerçek zamanlı alarm doğrulaması yapmak için de kullanılıyor. Bosch’un tamamen dijital genel seslendirme ve acil anons sistemi Praesideo, olağan operasyonlar sırasında anons yapmak ve acil durumlarda hedefe yönelik ve anlaşılır mesajlar iletebilmek için kuruldu. Son olarak, rahat oylama işlevi ve kızılötesi kablosuz
simultane tercüme ile toplantıların sorunsuz geçmesini sağlamak amacıyla genel merkezdeki birçok toplantı odasına Bosch DCN konferans sistemi kuruldu.
ELEKTRONİK GÜVENLİK
Güvenlik ve teknolojinin bilişimle buluştuğu yer Tamamen Türkçe arayüz ve dokümantasyonla hazırlanan DuetronVMS yazılımına, son versiyonunda İngilizce ve 3. dil desteği eklenmiş, böylece yazılımın sadece yurt içinde değil yurt dışındaki projelerde de kullanılabilmesi sağlanmıştır. TEKNOMAKS
G
üvenlik sistemlerinde, teknolojideki ilerlemeye parallel olarak kaydedilen gelişme; her geçen gün karşımıza, daha kapsamlı ve detaylı yeteneklere sahip ürünlerin çıkmasına sebep olmaktadır. Bu sistemlerin yapıtaşlarından olan güvenlik kameraları da, bu gelişmenin neticesinde artık daha özellikli, daha dayanıklı ama en önemlisi kullanıcıya daha çok geribesleme bilgisi sağlayacak ekipmanlar olarak, sistemlerde yerini almaktadır. Artık hem görüntü kalitesi açısından, hem de alarm yönetimi, içerik analizi ve diğer metadata verilerini sağlamak açısından güvenlik kameraları çok daha yeteneklidir. Ancak teknoloji dünyasında herkesçe bilinen bir kuraldır ki; donanımsal yeniliklerin uygulamaya ve pratiğe dönüşebilmesi için yazılımların da bu yeniliklere adapte olması gerekir. Bir başka deyişle, bu yenilikleri kullanıcıya ulaştıran asıl unsur yazılımdır.Donanım tarafındaki bu sürekli gelişme, yazılım alanında da kesintisiz ilerleme ve yenilemeyi zorunlu kılmıştır. Yazılım sektörü; bu duruma uygun olarak, çevik programlama, eks-
60 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
trem programlama gibi metodolojiler geliştirmiş ve devamlı entegrasyon, sürekli dağıtım gibi yöntemlerle bilgisayar programlarının daha dinamik ürünler haline gelmesini sağlamıştır. Artık kullandığımız her bir yazılım, sürekli olarak geliştirilmekte ve yeni versiyonlar olarak kullanıma sunulmaktadır. Sektöründeki bu ihtiyacı iyi analiz eden Teknomaks, Duetron markası altında, güvenlik sistemlerinde ihtiyaç duyulan yazılımları kendi bünyesinde geliştirmeye başlamıştır. Bu yazılımların ilki olan DuetronVMS Video Kayıt ve Yönetim Yazılımı, bundan yaklaşık iki sene önce kullanıcılara sunulmuştur. Güvenlik kameralarının kayıt, izleme ve yönetimini gerçekleştiren yazılım,bu süreç içinde birçok projede başarılı olarak kullanılmıştır. DuetronVMS, kullanıcı sayısını sürekli olarak artırmakta ve sektörün değişen ihtiyaçlarına daha iyi cevap verebilmek adına geliştirilmeye devam etmektedir. Tamamen Türkçe arayüz ve dokümantasyonla hazırlanan DuetronVMS yazılımına, son versiyonunda İngilizce ve 3. dil desteği eklenmiş, böylece yazılımın sadece yurt içinde değil yurt dışındaki pro-
jelerde de kullanılabilmesi sağlanmıştır. Duetron yazılımlarının fark yaratmasını sağlayacak en önemli avantajı ise; geliştirme ekibinin, güvenlik sektöründe hali hazırda ciddi bir birikim ve tecrübesi olan, konusunda uzmanlaşmış teknik ekiplerle birlikte çalışıyor olmasıdır. Böylelikle Teknomaks; yazılımlarını, son kullanıcı ihtiyaçlarına göre dizayn edebilmekte, ayrıca proje ya da lokasyon bazlı özel çözümler gerektiren durumlarda, gerekli modifilasyonları sağlamaktadır. Bunun yanında kullanım aşamasında teknik destek sağlarken de daha hızlı ve efektif hizmet verebilmektedir.
ELEKTRONİK GÜVENLİK
SPY mega piksel IP solution / SP 9030X Spy mega piksel IP solution / Sp 9030X 2 mega piksel speed dome IP kamera, 30x IR speed dome, true day&night, auto tracking, cam silecek, SD Card, WDR, 3-DNR, ONVIF, ısıtıcı özelliklerine sahip. HAN ELEKTRONİK
S
py mega piksel IP solution / Sp 9030X 2 mega piksel speed dome IP kamera, 30x IR speed dome, true day&night, auto tracking, cam silecek, SD Card, WDR, 3-DNR, ONVIF, ısıtıcı özelliklerine sahip. 1/2.8” Sony Exmor CMOS Sensör ile 3.27 mega piksel yüksek çözünürlüklü görüntü kalitesi sunan dış ortam IR Led network speeddome kamera. Görüntü içerisindeki hareketli objeleri takip edip kameraya olan mesafesine göre otomatik zoom yapabilen auto tracking özelliği kullanıcılara çok özel bir kolaylık sağlar. 1920x1080 piksel max. çözünürlükte 25 frame real time görüntü
62 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
sunar. 30x optik zoom yapabilme kabiliyetine sahiptir. 14 adet Array IR Led ile karanlık ortamlarda 180 mt mesafede görüntü sağlar. Farklı marka IP kameraların ve network kayıt cihazlarının aynı uygulamada problemsiz olarak çalışmalarını sağlayabilen ONVIF protokolüne sahiptir. SD Kart desteği sayesinde network sistemindeki kopmalarda lokal kayıt depolama özelliği bulunmaktadır. Aynı görüntü içerisindeki farklı ışık oranlarını ortalama bir aydınlık düzeyi belirleyip daha anlaşılır görüntü sağlayan Wide Dynamic Range (WDR) teknolojisi mevcuttur. DNR teknolojisi ile düşük ışık seviyelerinde dijital sinyal gürültü oranını en iyi şekilde ayarlayabilir.
Spy mega piksel IP solution Sp 9030X özellikleri • 1/2.8” Sony Exmor CMOS sensör, • H.264/MJPEG video sıkıştırma formatı, • 25 Fps& 1920 x 1080, • Auto tracking, • 4,3-129 mm lens, • 14 Adet Array IR Led ile 120150 mt. gece görüş mesafesi, • 0,00001 Lux (AGC 30, Senseupx64, F1.6), • True day&night (ICR), • WDR (on/off/auto), • 3-DNR, • White balance (Auto/ATW/ manual/onepush), • Exposure model (Auto/manual), • Cam sileceği, • 255 preset noktası, • 3D konumlandırma, • SD kart, • Network güncelleme, • ONVIF, • Dual stream • Isıtıcı, IP 66 koruma sınıfı.
ELEKTRONİK GÜVENLİK
Full HD 1080 P DVR kayıt cihazı GEG HB-8616 Full D1 DVR kayıt cihazından sonra Full HD 1080 P DVR kayıt cihazının satışlarına başladı. Yeni FULL HD DVR kayıt cihazı, anolog kameralarda 8 kameraya kadar 960H girişini sağlıyor. GEG TEKNOLOJİLERİ İNŞ. TURİZM İTH. İHR. TİC. LTD. ŞTİ.
1
6 kanal video 16 kanal ses girişli olan cihazın tüm kanalları full d1 kayıt yapabildiği gibi 8 adet 960H formatında kayıt yapmaktadır. Yeni DVR mükemmel performansı ile kullanıcıların beğenisini kazanıyor. Her bir kamera 25 FPS kayıt imkânı sunan DVR’ de kayıtlara ulaşmak çok kolay tek tuş ile anında 5 dakika öncesine gidebilir ve aynı anda 16 kamera kayıtlarını ekrana taşıyabilirsiniz. İstenilen kayıt aralığını klip oluşturarak AVI formatında yedek alma imkânı verebilmektedir. Kolay kullanım ve kolay OSD Menüsü ile kameraların sıralanması yer değişimi artık sizin için çok kolay olacak ve kameraların istediğiniz yere taşıyıp kolayca düzenleyebileceksiniz. FastClips Teknolojisi kayıt izlerken klip oluşturmasına ve klibi mevcut HDD’ ye veya Flash diske istenilen formatta yedek almanıza imkân verecektir.
Kayıtlarınız silinmeyecek Clipkey teknolojisi ile alınan bu yedekler ya da belirlenen kayıt aralıklarını HDD’ den asla silinmesini işaretlediğinizde artık o kayıt aralığı DVR cihazında kalacak format dahi atsanız asla silin-
64 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
meyecek. FastPlay teknolojisi ile anında 5 dakika öncesi kayıtlara dönebileceksiniz. İsterseniz kayıt izlerken dijital zoom yapabilir, fotoğraf çekebilir, hatta bu kayıtları anında mevcut HDD veya raid * nas ünitelerine atabilirsiniz. DDNS özelliği ile statik IP ihtiyacı olmadan mükemmel akış hızı ile DVR ulaşabilirsiniz. Aynı anda 100 kamera yazılımı ile DVR ayarlarını ve DVR kontrol altına alabilirsiniz. Mevcut DVR kayıt cihazında 10 adet sata HDD girişi bulunuyor. Alarm anında Fotoğraf çekebilir ve çekilen fotoğrafları DVR üzerinden takip edebilirsiniz. Changech Teknolojisi ile 16 numaralı kamerayı 1. kamera ile değiştirebilir ve yerlerini siz belirleyebilirsiniz.
Uzun süreli kayıt isteyen firmalar DVR’yi tercih edecek DVR kayıt cihazı gerçek zamanlı
Full 960H kayıt imkânı sağlamakla beraber toplam 32 trb HDD desteği sunuyor. Uzun süreli kayıt isteyen kurum ve kuruluşların en çok tercih edeceği ürünler arasındadır. HB 8216 kayıt cihazında diğer cihazlara göre ayrıcalıklar yaratmıştır. Bu ayrıcalıkları şöyle sıralayabiliriz: Uzaktan kumanda ve mause ile speed dome kamera kontrol keyfi, mause hangi tarafa çevrilirse speed dome kamera o bölgeye yöneliyor, mause ile 2x ile 32x arası canlı izlemede ve kayıtta dijital zoom yapılabiliyor. Alarmda belirtilen lokasyonlara speed dome otomatik dönme ve zoom yapabilme imkanları sunuyor HB 8216 kayıt cihazında aynı anda internet bağlantısı ile local IP ve dış IP ile 20 kullanıcı bağlantı kurarak kamera görüntülerinin kayıtlarını izleyebiliyor.
BİLGİ GÜVENLİĞİ
Ev bilgisayarlarında güvenlik Eğer kişisel bilgisayarınızı korumak için bir takım temel önlemleri almazsanız, üzerindeki tüm bilgilerinizi riske atarsınız. Evinizdeki sistemin güvenlik yöneticisi sizsiniz ve eğer bu sorumluluğu ihmal ederseniz, “Kimlik Hırsızlığı” gibi çok ağır bedeller ödemek zorunda kalabilirsiniz. Füsun KOCAMAN / VİYAGROUP A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi
B
u neden önemli?
Eğer kişisel bilgisayarınızı korumak için bir takım temel önlemleri almazsanız, üzerindeki tüm bilgilerinizi riske atarsınız. Evinizdeki sistemin güvenlik yöneticisi sizsiniz ve eğer bu sorumluluğu ihmal ederseniz, “Kimlik Hırsızlığı” gibi çok ağır bedeller
66 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
ödemek zorunda kalabilirsiniz. Yüksek hızlı internetin ev kullanımında da yaygınlaşması sonucu, kötü niyetli yazılımların elektronik posta yoluyla hızlıca taşınabilmesi olanağından yararlanarak, işletim sistemleri ve yazılım uygulamalarındaki açıklara daha fazla saldırılar yapılmaktadır, bu yüzden kişisel bilgisayarlarınızın
güvenliğini sağlamak, hem daha önemli hem de daha zor hale gelmiştir. İşle ilgili veya yasal ve etik nedenlerle, kurumlar sizden işyerinizdeki bilgisayarların güvenliğini sağlamanızı beklerler ve bu konuda geniş destek verir ve hatta yardım hatları kurarlar. Ama ne yazık ki, evinizdeki bilgisayarınız
korunma tedbirleri mevcuttur. Bu tip sorunlara karşı korunma tedbirleri almak, ya da korumalı kesintisiz güç kaynağı edinmek fikrinin üzerinde etraflıca bir düşünün.
Erişim şifreleri
Füsun KOCAMAN
için böyle bir destek sağlanmaz. Bu nedenle aşağıdaki el kitabından yararlanarak bu konuda önemli adımlar atabilirsiniz:
Fiziksel güvenlik Giriş şifreleri, virüse ve korsanlara karşı koruma yazılımları ve güvenlik duvarı (firewall) gibi teknik önlemler, bu işin olmazsa olmazlarıdır. Ancak, savunma hattının ilk ve en önemli koşulu güvenli fiziksel alandır. Evde ya da seyahatte, bilgisayarınız diğer değerli eşyalarınıza gösterdiğiniz dikkatin aynısına ihtiyaç duyarlar. Bilgisayarınızı kilitli olarak, olabildiğince gözden ırak saklamanızda yarar vardır. Unutmayın ki, bir bilgisayarı çalmak yalnızca birkaç dakika gerektirir, hele taşınabilir olanları. İnsanların oluşturduğu tehditler tek kaygılanacak konu değildir. Bilgisayarlar çevredeki kazalardan (örneğin, su ya da kahve dökülmesi) ya da fiziksel darbelerden de zarar görebilirler. Bilgisayarınızın bu tip risklerden koruduğunuzdan emin olun. Evde enerji seviyesi dalgalanmalarına ya da aşırı akıma karşı
Kimsenin fiziksel olarak bilgisayarınıza erişemeyeceğinden eminseniz ki, maalesef bu ortam pek sağlanamamaktadır, erişim şifreleri kullanmak da son derece yararlı korunma yöntemlerinden biridir. Tüm sistemi korumak için, işletim sistemine giriş ve ekran koruyucu şifreleri tanımlamanızı öneririz, (Windows bilgisayarlar için, Yardım ve Destek menüsünde “Şifre/Password” anahtar sözcüğü ile arama yaparak yöntemini öğrenebilirsiniz). Özellikle hassas uygulama yazılımları (örneğin kişisel muhasebe yazılımı) için de, eğer yazılım izin veriyorsa şifreli giriş tanımlayabilirsiniz. Ayrıca bilgisayar üzerinde tüm okuma/ yazma yetkilerine tam sahip olan “yönetici/admin” özelliğini, gerçekten bu yetkilere sahip olmasını istediğiniz kullanıcılara atayınız. Eğer, güçlü bir şifrenin nasıl olması hakkında bilginiz yoksa internetten araştırabilirsiniz, örneğin http://it.med.miami.edu/ x712.xml adresindeki önerilerden
yararlanabilirsiniz, bunlar ev bilgisayarları için de geçerlidir. Unutmayın ki şifreler sadece sıradan korsanları durdurabilir, kararlı ve bilgili olanlar yeterli zaman ve araçlara sahip olduklarında bu engelleri aşabilirler. Bu yüzden fiziksel güvenlik hayati önem taşır. Çok kritik bilgilerin saklandığı bilgisayarlarda veri şifreleme/kriptolama şiddetle tavsiye edilir.
Anti-virüs yazılımı Güncel, iyi yapılandırılmış anti-virüs yazılımı tüm ev bilgisayarları için elzemdir. İşyerinizde, bu yazılımlar iş bilgisayarlarınıza zaten yüklenir, kişisel bilgisayarınıza ise sizin yüklemeniz gerekir. Bazı işyerleri, bu konuda çalışanlarına yazılımı indirme imkânı sağlarlar, böyle bir imkânınız yoksa internetten de indirip yükleyebilirsiniz. Yüklemek kadar önemli olan, yazılımı güncel tutmaktır. Piyasaya sürekli yeni virüsler çıkmaktadır, sizin yazılımınızda bu yeni eklenenleri ve karşı tedbirleri otomatik olarak tespit edip kontrol listesine ekleyebilmelidir. Yazılımınızı, bilgisayarınız üzerindeki dosyaları, gelen ve gönderilen elektronik postaları, taşınabilir cihazlardan indirdiğiniz dosyaları düzenli olarak tarayacak şekilde ayarlamalısınız.
Giriş şifreleri, virüse ve korsanlara karşı koruma yazılımları ve güvenlik duvarı (firewall) gibi teknik önlemler, bu işin olmazsa olmazlarıdır. Ancak, savunma hattının ilk ve en önemli koşulu güvenli fiziksel alandır. Ağustos 2014 Güvenlik Yönetimi n 67
BİLGİ GÜVENLİĞİ
Anti-korsan yazılımı Anti-virüs yazılımları bazı korsan yazılımları da yakalayabilirler, ama hepsini değil. Bu nedenle, en güvenlisi özel olarak korsan yazılımları tespit ve yok etmek için tasarlanmış yazılımlar kullanmaktır. Web üzerinde gezinme alışkanlıklarınız ne kadar çeşitlilik arz ediyorsa, bu yazılıma ihtiyacınız da o oranda artar. Windows sistemleri için http:// www.microsoft.com adresinden (“Evde/At Home” bölümünden) ücretsiz korsan karşıtı yazılımlar temin edilebilir. Gerçekten koruma katmanları oluşturacaksanız, Ad-aware denilen korsan karşıtı yazılımları Lavasoft’tan veya Spybot’tan temin edebilirsiniz. Anti-virüste olduğu gibi, bu yazılımı da güncel tutmalısınız. Yazılımın ayarlarını, bilgisayarınızdaki dosyaları düzenli olarak tarayacak şekilde yapmalısınız. Eğer seçeneğiniz varsa, aktif koruma işlemini etkinleştirin, böylece dosyalarınız ve iletişiminiz gerçek zamanlı olarak taranır. Bulduklarınız karşısında çok şaşırabilirsiniz.
Güvenlik duvarı Virüs ve korsan yazılımlardan korunma ürünleri bilgisayarınızda bulunan dosyaları, gelen ve gönderilen postaları ve taşınabilir belleklerdeki dosyaları kontrol eder. Güvenlik duvarı yazılımı ve/ veya donanımı ise, sizin bilgisayarınız ile dış dünya (internet) arasındaki iletişimi denetler. İşyerlerinin neredeyse tamamında güvenlik duvarı mevcuttur, ancak evdeki bilgisayarınızda da, (Bilhassa geniş bant kablo ve DSL ile internete bağlanıyorsanız) güvenlik duvarı kurmanız yararlı olacaktır. Hem işyerinde hem de evde kullandığınız bir diz üstü
68 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
bilgisayarınız varsa, kurulan güvenlik duvarını işletim sisteminize entegre etmenizi tavsiye ederiz. Microsoft ve Mac OS X işletim sistemlerinin dâhili güvenlik duvarlarından başka, piyasada ticari ve lisanslı güvenlik duvarları bulmak mümkündür, örnek olarak Zonelabs’i (www.zonelabs.com) verebiliriz. ***DİKKAT*** Yalnızca bilgili ve deneyimli kullanıcılara Microsoft ve Apple dâhili güvenlik duvarları dışında bir ürünü kurmalarını öneriyoruz. Ticari yazılımları kurup, bazı filtreleri hatalı olarak çalıştırmak uygulamaların çalışmalarında ve erişimde sorunlar yaratabilir.
Yazılım güncellemeleri Yazılımlarınızı, özellikle de işletim sisteminizi, virüs ve korsan yazılım koruyucunuzu, elektronik posta yazılımınız ve web tarayıcınızı güncel tutmanız çok önemlidir. En son sürümler, fark edilen açıklar, zaaflara karşı önleyici tedbirler içerecektir. Bu işi altından kalkılabilir bir hale getirmek için, mümkün oldukça otomatik yazılım güncelleme seçeneğini etkinleştirin. Bunun mümkün olmadığı durumlarda, güncellemeler için üretici firmanın web sitesini sık sık ziyaret etmeyi ihmal etmeyin. Neredeyse bütün virüs ve korsan
yazılımda koruyucuların otomatik güncelleme özelliği vardır. Kötü niyetli yazılım tespit edici ürünlerin işe yaraması için “İmzaları”nı (dijital örüntülerini) güncel tutmak şarttır. Birçok işletim sistemi ve uygulama yazılımının, sizin bilgisayarınızı tarayarak eksik yamaları, düzeltme yazılım parçacıklarını ve servis paketlerini tespit edip sizi uyaracak web siteleri vardır, onların uyarılarına kulak verin.
Tamamlayıcı yazılım İnternetten bir yazılım indirip, kurduğunuzda risk alırsınız. Genellikle virüs ve korsan yazılım gibi, kötü niyetli yazılımlar ücretsiz yazılımların içine gizlenmişlerdir ve bilgisayardan bilgisayara kurulan bağlantıda bunlardan kaçınmak mümkün değildir. Güvenilir kaynaklardan alınan yazılımların bile sistem performansına zarar verme ve verinizin gizliliğini ve bütünlüğünü riske atma olasılığı vardır. Bu nedenle, desteklenmeyen, onaylanmamış yazılımları indirmek ve kurmak, genel olarak işyerlerinde güvenlik politikası çerçevesinde yasaklanır. Ev bilgisayarınızda, risk altında olan sizin kişisel verileriniz ve sisteminizdir. Özellikle bilgisayardan bilgisayara bağlanarak yapılan veri indirme işine dikkatle
Giriş şifreleri, virüse ve korsanlara karşı koruma yazılımları ve güvenlik duvarı (firewall) gibi teknik önlemler, bu işin olmazsa olmazlarıdır. Ancak, savunma hattının ilk ve en önemli koşulu güvenli fiziksel alandır.
yaklaşın ve anti-virüs ve antispyware yazılımlarınızın güncel olduğundan emin olun.
Elektronik posta davranışları Maalesef, ne fiziksel önlemler ne de güvenlik duvarı, anti-virüs ve anti-spyware tarzında teknik tedbirler güvenliğinizi garanti edebilir. En kritik şey sizin davranışınızdır. Elektronik posta için, bunun anlamı size ulaşan postaların, özellikle de beklemediğiniz ya da tanımadığınız göndericilerden gelenlerin, eklerini açmak konusunda tedbirli olmak demektir. Aldığınız postaların içinde gönderilen linkleri tıklamak konusunda da aynı oranda dikkatli olmalısınız. Servis sağlayıcınız, başta parola avcılığı (phishing) için gönderilenler olmak üzere, istenmeyen postaları sizin yerinize ayıklıyor olabilir, ama siz yine de bunun %100 verimli olacağını varsaymayın. Filtreler mükemmel değildir, bazı tehlikeli içerikler en iyi savunma mekanizmalarını bile aşabilmektedir. Tetikte olun.
İnternette gezinme davranışları İnternette gezinirken de tedbirli olmak gerekmektedir. Fiziksel dünyada olduğu gibi, sanal dünyada da her yer güvenli değildir. İnternet tarayıcınızın uygun güvenlik ayarlarına sahip olduğundan emin olun, çünkü eğer değilse bir web sitesinde geçireceğiniz birkaç saniye bilgisayarınıza kötü niyetli yazılımların yüklenmesi için yeterli olacaktır.
Güvenli yedek alınması Tüm güvenlik tedbirlerini alsanız bile, yine de istenmeyen şeyler yaşanabilir. En kötüye hazırlıklı olun ve önemli verilerinizi yedekleyin. Bu yedekleri güvenli ve farklı bir yerde saklayın. Örneğin, harici diskler, CD/DVD’ ler veya flash bellekler kullanarak, kritik ve yerine konması zor olan bilgilerinizi kopyalayabilirsiniz. İşyerinizde, dosyalarınızı ağ üzerinden dosya paylaşım alanlarına kopyalayarak kurumsal bazda yapılan yedekleme hizmetinden yararlanabilirsiniz. Pek çok ev kullanıcısı, aile
bütçelerini ya da gelir-gider-vergi hesaplarını ev bilgisayarlarındaki uygulama yazılımlarında tutarlar. Bu tip bilgileri, ev bilgisayarlarınızın sabit disklerinde saklamak yerine güvenlik özelliği olan taşınabilir depolama cihazlarında şifreli ve güvenli bir yerde korumanız daha yerinde olur. Neden sabit diske güvenemezsiniz? Çünkü sabit diskler tahmin edeceğinizden daha sık arıza yapabilmektedirler. Üstelik arızalandıklarında bir anda çalışmaz olurlar ve arızalı bir diskten veri kurtarmak her zaman mümkün olmaz, olsa da çok pahalıya mal olabilir. Güvenlik açısından bakıldığında da, bilgisayarınız bozulduğunda diskinizde yer alan veriler açığa çıkmış demektir. Depoladığınız ortam ne olursa olsun, asla kritik verilerinizin tek bir kopyasıyla yetinmeyin. Kritik verilerinizi güvenli yerlerde saklayın.
Çocukların yaptıklarını izlemek Evdeki bilgisayarınızı çocuklarınız da kullanıyorsa, onların davranışlarını izleyin. Kötü niyetli yazılım barındırabilecek uygulamalar indirmediklerinden ve kişisel bilgilerinizi (Ev adresi, telefon numarası vb.) yabancılara vermediklerinden emin olun.
Kullanmadığınızda kapatın Bilgisayarınızı kullanmadığınızda kapatarak geçici hafızasının boşalmasına, sabit disk ve diğer dahili elemanların soğumasına ve açılış esnasında uygulanan güncellemelerin yüklenmesine fırsat verin. Bunu yaparak bilgisayarınızın ömrünü uzatacağınız gibi, elektrik faturanızı da düşürmüş olursunuz.
Ağustos 2014 Güvenlik Yönetimi n 69
GÜVENLİK HİZMETİ
Özel güvenlik alanında yeni gelişmeler ve vizyonlar - 2 1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılışı birçok gelişme gibi ÖG için de sembolik bir anlam taşıyor. Bu gelişmeden sonra Avrupalı değerler, yerini hızlı bir şekilde Anglosakson değerlere terk etmeye başladı. Mehmet Ali BAL / İcra Kurulu Başkanı ŞARK GRUP
K
üresel bir sorun olarak özelleştirme
1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılışı birçok gelişme gibi ÖG için de sembolik bir anlam taşıyor. Bu gelişmeden sonra Avrupalı değerler, yerini hızlı bir şekilde Anglosakson değerlere terk etmeye başladı (Tan, 1997, s.179). Berlin Duvarı’nın yıkılışının sembolik anlam taşımasının nedeni, duvarları yıkan belirleyici faktörün ekonomik zaruretler olmasıdır. Çünkü dünya ekonomisini finanse eden sermaye kapitalizmi krize girmişti ve kâr faizi ödeyemiyordu. Bu nedenle faiz, ancak karşılıksız fazla para basılarak, yani enflasyon yapılarak ödeniyordu. Bir noktadan sonra fazla para da basılamaz hale geldi. Yeni
70 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
çözüm, ABD dolarını ıslah etme yerine; dolara yeni kullanım alanları açmak oldu. İşte Berlin Duvarı’nın yıkılışı siyasi olarak blokların ve rejimlerin yıkılışı olsa da, ekonomik anlamı ABD Doları’na yeni satın alma olanakları hazırlamaktı. Bilindiği gibi, Berlin Duvarı yıkılmadan çok önceleri özelleştirme, dünyada ve ülkemizde fazla ilgi görmese de gündeme gelmekteydi. Fakat, 1989’dan sonra, adeta uluslararası dayatmaya dönüştü. Öncelikle SSCB ve Doğu Avrupa devletlerinde yaşanan özelleştirme ile karşılıksız basılmış olan dolara geniş bir satın alma olanağı sağlandı. Bu arada SSCB ve Doğu Avrupa devletlerinin çözülmesi sonucu ortaya çıkan özelleştirme pazarından pay almaya kalkışan ABD dışındaki
Almanya gibi kimi zengin devletler, sonunda ekonomik krize girdiler (Levinson, 1979, s.45). Türkiye, bugünkü şekliyle, özelleştirme tartışmasına 1977’de girdi. O günlerin özel koşulları özeleştirmeyi kitlelere açmaya pek uygun değildi; fakat kimi elitlerin yer yer tartıştığı bir konuydu. Aynı politik aktörler, sanki bir tesadüf gibi özelleştirmeyi 1983 seçimlerinin en ilginç tartışma konusu haline getirdiler. Konu Türkiye’nin gündemine öyle girdi ki, 2004 yılına kadar kurulan tüm hükümetler özelleştirme yapma sözü vererek kuruldu, fakat birçok stratejik tesis halâ özelleştirilemedi. Çaba da, direniş de halâ devam ediyor. Ama trendin direnenlerden yana işlemediği açıkça görülüyor (Ulusoy, 1998, s.22,25).
Mehmet Ali BAL
Özel güvenliğin yasallaşması Türk Hukuk mevzuatında, kamuya ait olmayan, özel hukuk kişilerine ait bir kolluk kuvveti hükümleri yer almamıştır ama farklı hükümler taşımış olsa da mevzuatımızda öteden beri “özel kolluk” deyiminin yer aldığı bilinmektedir. Kara Avrupa’sının 1960’larda tanımaya başladığı bu yeni olgu, ülkemizde 1980’li yıllardan itibaren, yasal statüsü ile konuşulmaya başlandı. 2495 Sayılı Bazı Kurum ve Kuruluşların Korunması ve Güvenliklerinin Sağlanması Hakkında Kanun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik buna en uygun örnektir (Onar,1966, s.1470,1472,1479). Ancak, ülkemizde asıl büyük patlama 1990’lı yıllardan itibaren yaşanmaya başladı. Tıpkı gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, büyük ticaret merkezlerinin açılması, özellikle belediyecilik alanında raylı ulaşım sistemi gibi şehirlerin günlük ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik devasa işletmelerin kurulması, büyük ticari ve sınaî faaliyetlerin büyük hacimlere ulaşması ve mevcut yapılardaki güvenlik hizmetlerini karşılamak için sadece kamu bütçesinin yeterli olmayacağının anlaşılmasıyla birlikte özel güvenlik düzenlemeleri
ve özel güvenlik arzında o güne kadar görülmemiş bir hareketlilik ve canlılık oluşmuştur (Bal, 2004, s. 28,29). Ancak bu hareketliliğin gerek yasal sınırlarının çizilmesi, statüsünün belirlenmesi, gerekse teknik içeriğinin o dönem için çok olağanüstü bir düzey içermekte olduğunu söylemek mümkün değildir. Birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi, Türkiye’de de özel güvenlik piyasasının gelişimi devletin özel kontrolü olmaksızın, her türlü yasama veya özel düzenlemenin dışında gerçekleşmiştir. Kamu makamları, sadece ticari veya sınaî şirketlerle ilgili genel hukuk düzenlemelerine sahiptirler. ÖG alanına ciddi ve derinlemesine yapıcı müdahale söz konusu değildir. Adı geçen Yönetmeliğe rağmen bazı sıkıntılar ve karmaşa devam etmektedir. Özellikle, düşük ücret vererek, uygulama alanında sadece üniforma giydirilerek ya da iyi bir fiziğe sahip olanları işe almakla özel güvenlik hizmetinin verilebileceği düşüncesinde olan işletme sahipleri ile kurum ve kuruluşlar vardır. Bu konuda eğitimin, yasal zorunlulukların ve gerçek uygulama alanı için gerekli koşulların sağlanmasının gerekliliği bazen düşünülmemektedir. Ama, her şeye rağmen, şu tespiti yapmak bugün için mümkündür. Türkiye koşullarında özel güven-
lik hizmetleri ve arzında ciddi bir düzeye gelinmiş, zaman geçtikçe, özel güvenlik alanının özgün niteliği kavranılmaya başlanmıştır. Bu bağlamda, bazı üniversitelerde ÖG Meslek Yüksek Okulları açılmış, ülkemizdeki ÖG sorunsalına neşter vurucu ve gelişmeyi motive edici konferanslar düzenlenmeye başlamış, muhtelif üniversitelerin bünyesinde yüksek lisans ve doktora düzeyinde yapılan çalışmalarda artış gözlenmiştir. Özellikle, EGM APK Dairesi bünyesinde çıkarılan Polis Dergisi’nde yer alan telif, makale ve yabancı kaynaklardan ÖG çevirilerini, Polis Akademisi’nce çıkarılan Polis Bilimleri Dergisi’ndeki telif makaleleri ve piyasadaki telif kitapları özel güvenliğin önemini işaret etmektedir. Bu durum bize, ÖG alanında milli birikimimizin kendi uzmanlarını yetiştirecek, hatta dış pazarlara sunum yapabilecek derecede yüksek bir düzeye gelmiş olduğunu göstermektedir. Bu sayılan gelişmelerin basit bir amacı vardır. O da bundan sonra ne yapmamız gerektiği sorusuna ortaklaşa cevap arama çabasını teşvik etmektir. Gerçekten ÖG alanında yarın ne olacak ve ne yapmamız gerekiyor? ÖG alanı ile diğer milli sektörlerimiz arasında nasıl bir ilişki vardır? Örneğin ÖG sadece basit bir koruma aracı mıdır? Yoksa başka açılımları da
Kara Avrupa’sının 1960’larda tanımaya başladığı bu yeni olgu, ülkemizde 1980’li yıllardan itibaren, yasal statüsü ile konuşulmaya başlandı. 2495 Sayılı Bazı Kurum ve Kuruluşların Korunması ve Güvenliklerinin Sağlanması Hakkında Kanun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik buna en uygun örnektir.
Ağustos 2014 Güvenlik Yönetimi n 71
GÜVENLİK HİZMETİ
Özellikle, düşük ücret vererek, uygulama alanında sadece üniforma giydirilerek ya da iyi bir fiziğe sahip olan personeli işe almakla özel güvenlik hizmetinin verilebileceği düşüncesi, aslında özel güvenliğin nitelik ve niceliğini düşürmektedir. var mıdır? Çok basit ve rantabl bir tarzda düşünürsek, ÖG ile milli ekonomimiz ya da milli tanıtımımız arasında bir bağ var mıdır? Bu alandaki yeni yönelimler ne olabilir? Bu yönelimler doğrultusunda yeni ÖG personeli profili ve eğitim içeriği nasıl olmalıdır? Toplumun, işletmelerin, devletin payına düşen sorumluluklar nelerdir? İdeal bir tasarım ve organizasyon sonucunda alınacak sonuç ve kazanımlar nelerdir? Gerçekte bu sunumun asıl içeriğini ve amacını oluşturan da, belirttiğim bu tür sorulara vizyon belirleyen cevaplar verebilmektir.
Özel güvenlik arzının genel değerlendirilmesi Konunun hassasiyeti nedeniyle, öncelikle uzun vadede ortaya çıkabilecek bazı sorunlara değinmek gerekmektedir. Özel güvenlik hizmetlerinin yaygınlaşmasının doğurabileceği en önemli sorun, merkezi yönetimin sunduğu stratejik hizmetlerin özelleştirilmesi ile beraber, satın alma gücü zayıf olan kesimlerin içine düşebileceği güvensizlik endişesidir. Bu endişe güvenlik gibi stratejik hizmetleri satın alamayanların kendi aralarında kararlaştırdıkları güveni sağlayıcı ilginç önlemler, beklenmedik yeni güvenlik sorunu yaratabilir (Goodman, 1985, s.114). Goodman’a göre, 1985 yılı rakamları ile ABD’de ev ve iş
72 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
yerlerinin güvenliği için yaklaşık 13 milyar dolar harcanmıştır. Bu miktar, 1985 yılı itibarıyla, kamu güvenlik hizmetleri için yapılan harcama miktarına neredeyse eşittir. Bu durum, ÖG olgusuna duyulan ihtiyacı göstermesi açısından dikkat çekicidir. Bilindiği gibi özelleştirmenin dışa yansıyan görüntüsünde asıl amaç; merkezi veya yerel yönetimlerin ekonomik, etkin ve verimli olmayan hizmetlerini, kâr amaçlı ulusal veya uluslararası şirketlere devretmek ve yurttaşlara daha etkin, ekonomik ve yerinde hizmetler sunmaktır (Aktan, 1987, s.14). Tabi ki, bu hizmetler öncelikle şirketlerin kâr amaçlarını tatmin ettiği ölçüde olumlu sonuçlar verir. Şirketlerin işletme hataları, piyasanın esnek ve kırılgan yapısı, uluslararası gelişmelerin ülke içlerine yapabileceği olumsuz yansımalar, bireyler ve şirketler açısından işletme ve hizmet satın alma sorunları yaratabilecektir (Tosun, 1988, s.1) (Ünal, 2000, s.4). Özelleştirilen hizmetlerde uygulama sırasında amaç dışı sonuçlarla karşılaşılabilir. Çünkü güvenlik sorunu, bu hizmeti satın alamayanların, belki de katma değer üretmediği için satın almayan kişilerin özel bir sorunu gibi algılanabilir. Yükümlü olduğu stratejik hizmetlerin bir kısmını özelleştiren merkezi yönetim, her alanda olduğu gibi güvenlik alanında da kaynak, eleman, araç
ve gereç tasfiyesine gideceğinden yoksul kesimlerin, “huzursuzluk ve güvensizlik” duygularını yatıştırmakta zaman kaybedebilir. Bu ve benzeri gelişmeleri sıralayabiliriz. Bu durumlarda, yer yer özelleştirilmiş güvenlik, yeni durumlar karşısında aksamaları giderecek etkin önlemler açısından da müdahale zafiyetleri gösterebilir. Özel güvenliği salt teknik güvenlik anlamında değil de, ekonomik hayatın kavramlarıyla sunma çabasında olunması, özgün bir çerçeve oluşturma hedefini vurgulamak istenilmesinden kaynaklanmaktadır. Kısa bir özet yapmak gerekirse, 1980 sonrasında, ilk yasal düzeyde çalışma yapılmış, 1990’lardan itibaren piyasada ÖG talebi oluşmuş, bugüne kadar ki kısa dönem içerisinde, hem ÖG uygulamaları gerçekleştirilmiş, hem de bu olgunun yasal statüsü ve teknik düzeyi ile içeriği üzerinde çaba sarf edilmiştir. Halen, ülkemiz genelinde, 300 bin civarında ÖG personeli istihdam edilmektedir (Emniyet Genel Müdürlüğü verilerinden alınmıştır). Bugün artık büyük işletmelerin bütçelerinde ÖGT’na tahsis edilmiş bir miktar bulunmakta, bu alanda çok sayıda firma; hizmet, danışmanlık ve eğitim arzında bulunmaktadır. Yani Milli ÖG Pazarı oluşmuş durumdadır. Bu pazarın üzerinde tartışılsa da, çok sayıda mavi yakalı üyesinin yanında, beyaz yakalı profesyonel kadrosu da yetişmektedir. Bu olguya üniversiteler düzeyinde ilgi gösterilmesine, Pazar Şantiyesinin bir inşaat yapısına kavuşması olarak bakmak daha doğru olacaktır. Memnuniyetle ifade edilebilir ki, mevcut inşaat yeni yeni, tamamlandığındaki mimari özelliklerini göstermektedir. Ülkemizdeki sosyal hareketlilik ve nüfus niteliğine baktığımızda,
saha tecrübesi, çağımızın vazgeçilmezleri arasındadır. Bu bağlamda, birikimin somutlaştırılması, özellikle de elektronik ortamda dünya kamuoyuna taşınması önümüzdeki yeni bir faaliyet alanıdır. Dış pazarla ilişki denildiğinde ilk akla gelen soru iletişim dili üzerinedir. Dolayısıyla, ÖG elitleri ve kısmen de ÖG teknisyenleri açısından uluslararası iletişim dilinin (yabancı diller ve bilgisayar teknolojileri) teknik ve işletim düzeyinde bilinmesi zorunluluğu bulunmaktadır.
Özel güvenlik hizmeti ve teknik ekipman arzı gelişmiş ülkelerdeki kadar genel bir eğitim düzeyi içermese de meslek sahibi olmaya yönelen kesimlerdeki eğitim, bilgi ve davranış düzeyi ümit vericidir. Buna bir de son yıllarda yaşanan kriz de eklenince, ÖG alanında çalışmak durumunda kalan çok sayıda üniversite mezunu ve kamu kurumlarından emekli, tecrübeli personelin katılımı alanın kalitesini olumlu olarak etkilemiştir. Ancak toplum olarak hedefimiz bu olmamalıdır. Öncelikle mesleğin temel eğitimini almış bir teknisyen sınıf yaratılmalıdır ki, Özel Güvenlik Meslek Yüksek Okulları ile bu yolda ciddi bir adım atılmıştır. Ama bu da çok yakın bir gelecekte yeterli olmayacaktır. Teknisyen sınıfının üzerinde bir meslek eliti de oluşturulmalıdır ve koşullar zaten bu sınıfı üretmeye başlamıştır. Bunun da üzerine pazarın iç mimarisinin oluşturulmasından bilimsel anlamda geliştirilmesine ve saha tecrübesinin bilgi yapılanmasına dâhil edilmesinden tanıtımına kadar geniş bir sahada işlev görecek üniversite düzeyinde uzmanlık yapılarına ihtiyaç bulunmaktadır. Böylelikle pazarımızın iç mimarisine ilişkin döngüyü tamamlamış oluruz.
Bu aşamada, iç pazarın bu birikiminin dış pazarlara ihracı ya da taşınması vazgeçilmez bir faaliyet alanı olarak karşımıza çıkmaktadır. Yani çok yakın bir gelecekte ulaşacağımız aşama dış pazarlara açılmak olmalıdır. Ülkemizdeki birikim ve faaliyetleri, bu açıdan da değerlendirmek ve dışa yönelik üretim ve hizmet arzı olarak da görmeliyiz. İç ve dış Pazar ilişkisini kurmaya başlamadan önce gerek işletme anlayışımız ve yöntemlerimizi, gerekse aynı alanın farklı düzeylerdeki faaliyet alanlarını çok iyi belirlemek gerekir. Öncelikle ÖGT’nin yasal statüsü, çağdaş ve uluslararası hukuk konseptine uygunluk taşımalıdır. ÖGT yönetimi ve personel ihtiyaçları da keza aynı üst konsept çerçevesinde olmalıdır. Birikim ve
Baştan itibaren sunulmaya çalışılan çerçeve, belki aşırı idealize edilmiş bir görünüm sergileyebilir. Ancak ÖG’yi sadece bir hizmet değil; aynı zamanda endüstriyel üretim kompleksinin bir parçası olarak düşündüğümüzde bu son derece yerinde bir tasarım olarak ortaya çıkar. Eğer gerçekten büyümek isteniyorsa bu yönde bir hareket tarzı izlemek zorunludur. İç pazardaki hizmet talebi şu anki mevcut hizmet arzıyla başa baş gitmektedir. Buna tabii ki hizmet arzının hâlihazırdaki eksik yönlerini de ilave etmek gerekir. Uluslararası sistemde bir rekabet unsuru olmaya yönelmek, iç pazardaki mevcut yetersizlikleri ve eksiklikleri izale edeceği gibi, uluslararası objektif standartların yakalanması için de bir çabayı doğuracaktır.
Ülkemizdeki sosyal hareketlilik ve nüfus niteliğine baktığımızda, gelişmiş ülkelerdeki kadar genel bir eğitim düzeyi içermese de meslek sahibi olmaya yönelen kesimlerdeki eğitim, bilgi ve davranış düzeyi ümit vericidir.
Ağustos 2014 Güvenlik Yönetimi n 73
GÜVENLİK HİZMETİ
Sektörde, iç pazar birikiminin dış pazarlara ihracı vazgeçilmez olarak karşımıza çıkmaktadır. Yani çok yakın bir gelecekte ulaşacağımız aşama dış pazarlara açılmak olmalıdır. Ülkemizdeki birikim ve faaliyetler, bu açıdan da değerlendirilmeli ve dışa yönelik üretim ve hizmet arzı olarak da görülmelidir. Hâlihazırda, ÖG teknik ekipman üretimi ülkemizde maalesef yaygın değildir. Bu alanda fazlasıyla gecikmiş olduğumuzu söyleyebiliriz. Üretim düzeyimiz ve niteliğimiz, doğru bir vizyon oluşturulduğunda performans gösterebilecek niteliktedir. Bu vizyon da ancak bütün hizmet arzı yapılarının (özellikle ÖG İşverenleri Federasyonunun kurulması) birleşmesi, hizmet arzına bilgi ve eğitim desteği sağlayabilecek milli kurumlarımızla etkin bir beslenme ve destek hattının kurulması ile mümkün olacaktır. ÖG teknik ekipman üretimi ile çok büyük bir endüstriyel kompleksten söz etmek, şimdilik çok ütopik olacaktır. Burada bazı temel ekipmanların üretiminden, bu alanda pazar bulabilecek küçük ama düşünülmemiş bazı destek ürünlerinden başlamak daha yararlı olacaktır.
Sonuç Özellikle, düşük ücret vererek, uygulama alanında sadece üniforma giydirilerek ya da iyi bir fiziğe sahip olan personeli işe almakla özel güvenlik hizmetinin verilebileceği düşüncesi, aslında özel güvenliğin nitelik ve niceliğini düşürmektedir. ÖG alanında çalışmak durumunda kalan çok sayıda üniversite mezunu ve kamu kurumlarından emekli, tecrübeli personelin katılımı, alanın
74 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
kalitesini olumlu olarak etkilemişse de bugün gelinen aşamada, öncelikle mesleğin temel eğitimini almış teknisyen sınıfın artırılmasına, iyi eğitilmiş özel güvenlik personeline ve bu sınıfın elitinin oluşturulmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Sektörde, iç pazar birikiminin dış pazarlara ihracı vazgeçilmez olarak karşımıza çıkmaktadır. Yani çok yakın bir gelecekte ulaşacağımız aşama dış pazarlara açılmak olmalıdır. Ülkemizdeki birikim ve faaliyetler, bu açıdan da değerlendirilmeli ve dışa yönelik üretim ve hizmet arzı olarak da görülmelidir. İç ve dış pazar ilişkisini kurmaya başlamadan önce gerek işletme anlayışımızı ve yöntemlerimizi, gerekse aynı alanın farklı düzeylerdeki faaliyet alanlarını çok iyi belirlemek gerekir. Öncelikle ÖGT’nin yasal statüsü çağdaş ve uluslararası hukuk konseptine uygunluk taşımalıdır. ÖGT yönetimi ve personel ihtiyaçları da keza aynı konsept çerçevesinde olmalıdır. Bu alanda çok önem arz eden hususlardan birisi de, ÖG teknik ekipman üretiminin ülkemizde yaygın hale getirilmesi kaçınılmaz bir ihtiyaç olarak karşımızda durmaktadır. Kaynaklar * AKTAN, Coşkun Can. Kamu İktisadi Teşebbüsleri ve Özelleştirme, Bilkom, İzmir, 1987.
* BAL, Mehmet Ali. Modern Devlet ve Güvenlik, IQ Kültür Sanat ve Yayıncılık, İstanbul, 2003. * BAL, Mehmet Ali. Kent Yönetiminde Raylı Sistem Güvenliği, IQ Kültür Sanat ve Yayıncılık, İstanbul, 2004. * CLEMENS Bartollas, LARRY Hahn D. Policing in America, Allyn & Bacon, 1998. * COX, Steven M. Police: Practices, Perspectives, Problems, Allyn & Bacon, 1995. * DICTIONNAIRE Larousse, Milliyet Akademik Sözlük. * FINDIKLI, Remzi. İngiliz Polis Teşkilatı, Özkan Matbaası, Ankara, 1993. * GÖZÜBÜYÜK, Şeref. Yönetim Hukuku, Sevinç Matbaası, 1988. * GÜLCÜ, Mustafa. Özel Güvenliğin Felsefesi I, Polis Dergisi, 2004. * HÜRRİYET Ana Britannica Genel Kültür Ansiklopedisi, Ana Yayınevi, İstanbul, 1993. * JOHNSTON, Les. The Rebirth of Private Policing, Routledge, 1992. * KAKALIK James S, WILDHORN Sorrel. The Rand Report, California, 1971. * LEVINSON, Charles. Çev. ZEYTİNOĞLU, Yaver. Votka-Cola, Hürriyet Yayınları, İstanbul, 1979. * ONAR, Sami Sıddık. İdare Hukukunun Umumî Esasları, İsmail Akgün Matbaası, İstanbul, 1966. * ŞEKER, Güven. Özel Güvenliğin Dünyadaki ve Türkiye’deki Görünümü, Akademik Bakış, 1996. * TAN, Turgut. İdarede Yeni Ussallığın Arayışları ve Hukuk, Kamu Yönetimi Disiplini Sempozyumu, Bildiriler, TODAİE, Ankara, 1997. * TOSUN, Mustafa. Örgütsel Etkililik, TODAİE Yayınları, Ankara, 1981. * ULUSOY, Ali D. Kamu Hizmeti Anlayışında Yeni Yönelimler: Avrupa Yapılanmasının Kamu Hizmeti Teorisine Etkileri, AID, 1998. * ÜNAL, Çağlar. Özel Güvenlik Teknolojileri, Ülkemizdeki Güvenlik Sektörü ve Problemleri, M. Güvenlik, Ankara, 2000. * YILMAZ, Ali. Özel Güvenlik Sistemi, Okyanus Dağıtım Yayınları, Malatya, 1996.
GÜVENLİK HİZMETİ
Havaalanı yolcu terminal binası giriş kontrol noktalarında güvenlik tedbirleri Terminal girişinde yolcuların veya terminale giriş yapan yolcu uğurlayıcı karşılayıcılarının veya terminal ve hava meydanı tesislerinde çalışanların kontrolleri sivil havacılık güvenliği için çok önemlidir. Öğretim Gör. Ahmet Kenan SAYIN İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ Malatya M.Y.O. Mülkiyet Koruma ve Güvenlik Böl.
S
HGP’da yolcu terminali ile ilgili geliş ve girişlerin sınırlanabileceği ve gereken ölçüde muayene ve kontrol yapılabileceği belirtilmektedir. Türkiye’nin içinde bulunduğu terör riski ve yaşanan olumsuz olaylar nedeniyle terminal giriş noktalarında yolcular ve diğer terminal içine girmek isteyen insanların
76 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
(yolcu uğurlayıcılar, karşılayıcılar, havaalanı çalışanları gibi) hepsi ve yanındaki tüm eşyalar kontrole tabii tutulmaktadır. Daha önceden de belirtildiği gibi bu kontroller terminal binalarını güvenliğini daha iyi duruma getirmekte, arındırılmış sahaya geçecek yolcular için ön bir tarama işlemi de yapılmış olmaktadır. Bu durum güvenliği arttırmakta ancak özellikle yoğun girişlerin
yaşandığı zamanlarda, hem güvenlik görevlilerin işini zorlaştırmakta, hem de uzun kuyrukların oluşmasıyla yolculara zaman kaybettirmektedir. Terminal giriş kontrol noktalarında yapılan ilk kontrollerin amacının ağırlıklı olarak terminali koruma amacıyla yapıldığı ve öncelikle silah veya bomba tespitine yoğunlaşıldığı görülmektedir. Daha hassas
Ahmet Kenan SAYIN
ve ayrıntılı arama ve tarama işlemi arındırılmış sahaya geçiş kontrol noktalarında yapıldığı görülmektedir. Bu düzenleme yetkili otorite tarafından değiştirilebilmekte ve kontrol noktalarındaki güvenlik düzeyi alınan kararlara göre değişebilmektedir. Terminal binalarına girişte güvenlik kontrollerinin yapıldığı kontrol noktalarında; X-Ray cihazı, el tipi metal arama detektörü (el detektörü), kapı tipi metal arama detektörü (kapı detektörü), arama odası bulunmaktadır. Bunların yanında arama ve tarama sırasında kullanılabilecek yardımcı malzemeler olan masa, platform ve x-ray cihazı için plastik kaplar veya sepetler kullanılabilmektedir. Yolcu ve bagaj kontrolü yapılan standart bir giriş kontrol noktası aşağıdaki teçhizatla donatılmalıdır; Yolcuların taranmasında kullanılmak üzere kapı detektörü, Sinyal veren yolcuların kontrolü için el detektörü, Yolcuların kapı detektöründen geçerken üzerlerindeki küçük metal eşyaları bırakabilecekleri bir platform, Bagaj, çanta ve paketlerin taranması için x-ray cihazı, Cep telefonu, metal eşyalar,
deri mont ve palto gibi eşyaların X-Ray’dan geçirilmesinde kullanılmak üzere büyük ve küçük ebatta plastik kap veya sepet, Bagajların, elle fiziki kontrol yapılırken üzerine konulması için platform, Şahısların ve bagajların elle fiziki kontrolü için arama kabini veya odası, Yolcuların tek tek cihazlara yönlendirilmesi için seyyar bariyer, Yolcuların belli mesafede bekleyerek tek tek geçişini sağlamak amacıyla kapı detektörüne en az bir metre mesafede olmak üzere kırmızı çizgi, Çıkış yapan şahısların kapı detektöründen geçmeden çıkışını sağlamak için ayrı bir kapı, X-ray monitöründeki görüntülerin yolcular tarafından izlenmesini engellemek için duvar veya paravan, Silah teslim bankosu, Haberleşme, ikaz ve alarm sistemi. Giriş kapılarında özel güvenlik teşkilatı personelinden dört görevli bulundurulması şartıyla; Kontrol noktalarında yolcuların yönlendirilmesi, Kapı detektörlerinin verdiği sinyallerin incelenmesi, El detektörü ile yolcuların taranması, X-Ray cihazı ile bagajların görüntülerin monitörlerden (genelde iki monitör kullanılır) incelenmesi, Bagajların gözle kontrollerin yapılması, Gerekli görülen yolcuların veya bagajların polise haber verilerek polis tarafından yapılmasının sağlanması görevli özel güvenlik görevlilerince yapılmaktadır. MSHGP EK9’da “Giriş Kontrol Noktası İşletim Talimatı” yeralmaktadır. Bu talimata göre her kontrol noktasında sürekli dört görevli
bulunmalı, bu dört kişilik grupta en az bir bayan görevli çalışmalıdır (MSHGP, EK 9). Bu kontrol görevlileri “Giriş Kontrol Noktası İşletim Talimatına” göre iş bölümünü şöyle yapmaktadır (MSHGP, EK 9); Yönlendirme görevlisi, kontrol noktasının ön tarafında, kırmızı çizginin önünde durarak yolcu giriş düzenini sağlar ve / veya boarding kartını (Biniş kartını) kontrol etmelidir. X-Ray cihazı operatörü, cihazı kullanarak görüntüleri yorumlamalı ve şüpheli görüntülerin incelenmesini yapmalıdır. Kapı detektörü tarama görevlisi, kişilerin kapı detektöründen geçişini ve geçerken detektörün verdiği sinyalin kaynağını, el detektörü ve gözle araştırarak kişileri kontrol etmeli kişi üzerinden çıkan metal eşyaları inceleyerek şüpheli veya tehlike oluşturabilecek durumları polise bildirmelidir. Bagaj arama görevlisi; şüpheli bagajları açarak fiziki kontrol yapmalıdır. Görevli şüpheli bagajları monitörde tespit ederse bagajı sahibine açtırarak kontrol eder. Bir kontrol noktasında kontrol görevlileri yanında Emniyet Müdürlüğü tarafından görevlendirilen bir polis “Kontrol Noktası Amiri” olarak görev almaktadır. Kontrol noktası amiri sürekli olarak kontrol noktasında, bulunmakta, güvenlik cihazlarını kontrol etmekte ve özel güvenlik personelinin çalışmalarını takip etmekte, gerektiğinde yönlendirmekte ve bir şüpheli durumda, özellikle özel güvenlik personeline tanınan yetkileri aşan aramalarda ve buna benzer durumlarda olaya müdahale etmektedir. Uzuner, Sivil Havacılık Güvenliği isimli kitabında giriş kontrol noktasının kıstaslarını şöyle vermektedir; “X-ray, kapı detektörü ve el detektörü yolcu yoğunluğunda uygun
Ağustos 2014 Güvenlik Yönetimi n 77
GÜVENLİK HİZMETİ
sayıda olmalıdır. Bu sayı yıllık yolcu ortalamaları baz alınarak hesaplanmalıdır. Bir adet x-ray ve bir adet kapı detektörü bir grup olarak konuşlandırılmalıdır. Bir cihaz gurubunda kontrol için bekleyen yolcu sayısı 20 kişiye geçince ikinci gurup cihaz kontrole açılmalıdır. Kapı detektörü ve x-ray arasında en az 50 cm mesafe bulunmalıdır. Bekleme için kullanılan kırmızı çizgi x-ray bagaj bandından bir metre önce çizilmelidir. Bu çizgi uzun bantlarda bant hizasında olabilir. Kapı detektörü, x-ray çıkışı bandına yakın konuşlandırılmalı, ancak kapı detektöründen geçmeyen yolcu x-rayın çıkış bandındaki bagaja, kapı detektöründen geçen yolcu x-rayın giriş bandındaki kontrol edilmemiş bagaja ulaşamamalıdır. X-ray monitörü, görüntülerin net alınabilmesi ve yorumlanabilmesi için güneş ve aşırı ışık almamalı, görüntüleri yolcular izlememelidir. X-ray bandının ve monitöründeki görüntülerin geçiş yönü aynı olmalıdır. Her bir kontrol noktasındaki geçiş genişliği bir defada en çok bir kişinin geçeceği şekilde düzenlenmeli, yolcuların zorla veya kontrolsüz giriş ihtimali olmamalıdır. Her bir kontrol noktası çok sayı-
da yolcunun kesintisiz ve engelsiz bir biçimde kontrol işleminden geçmesine izin verecek şekilde hızla genişleme imkanına sahip olmalıdır. Ayrıca gerektiğinde kapatılmaya veya işlemleri durdurmaya müsait olmalıdır. Kontrol noktası girişleri belirli sayıda yolcunun (asgari 20 kişi) bekleyebileceği genişlikte olmalıdır. Personel sayısı yolcu yoğunluğu ile mütenasip olmalıdır. Kontrol noktası hizmete uygun şekilde aydınlatılmalıdır. Kapı detektörünün etrafında, sabit durumda50 cm, hareketli durumda 100 cm’den daha yakında yoğun metal bulunmamalıdır.” Giriş kontrol noktasındaki, kontrol faaliyetlerini iki gruba ayırabiliriz. Bunlar; yolcu kontrolü (Kişi aramatarama) ve bagaj (Bagaj arama – tarama ) kontrolüdür.
Yolcu kontrolleri Terminal girişinde yolcuların veya terminale giriş yapan yolcu uğurlayıcı karşılayıcılarının veya terminal ve hava meydanı tesislerinde çalışanların kontrolleri sivil havacılık güvenliği için çok önemlidir. Bu nedenle araştırmanın da en önemli konusudur. Çünkü yolcu kontrolü; sivil havacılık güvenliğini tehlikeye atacak veya sivil havacılığa yönelik bir saldırı, eylem ve buna benzer
Türkiye’nin içinde bulunduğu terör riski ve yaşanan olumsuz olaylar nedeniyle terminal giriş noktalarında yolcular ve diğer terminal içine girmek isteyen insanların (yolcu uğurlayıcılar, karşılayıcılar, havaalanı çalışanları gibi) hepsi ve yanındaki tüm eşyalar kontrole tabii tutulmaktadır. 78 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
faaliyetlerin yardım edebilecek kişilerin; ilk ve öncelikli kontrol edildiği noktalardır. Bu kontrolde tarama ve arama işlemi uygulanır. Yolcu kontrolü; yolcunun üstünün aranması, el ve kapı detektörleri cihazları ile yolcunun üstünün yani vücudu ve elbiselerinin taranması ve gözle kontrol edilmesi basamaklarından oluşur. Bu kontrole yolcu kontrolü dense de terminal giriş kapı kontrol noktalarını kullanan her kişi için bu kontrol uygulanmaktadır. Yapılan kontrol sadece terminal güvenliği için değil aynı zamanda hava taşımacılığının güvenliğini tehlikeye atacak; uçakta taşınmasına izin verilmeyen maddelerin tespit edilmesi ve uçağa yönelik yasadışı müdahale eyleminde kullanılabilecek madde, cisim veya her türlü silahın uçağa girmesini önlemek amacıyla da yapılan bir kontroldür. Bu kontrolün daha öncede belirttiğimiz gibi1970’li yılların başında uçak kaçırma olaylarının başlaması ve dünya üzerinde terörist faaliyetlerin uçaklara yönelik yapılmaya başlanması ile doğduğu söylenebilir. Bu kontrollerde yolcu taraması işlemini özel güvenlik görevlileri yapmakta, bu, aramayı ise kanunların yetkilendirdiği polis yapmaktadır. Aramanın nasıl olacağı olay ve duruma göre değişmektedir. Yolcuya bir aramanın yapılması gerektiği kararını, tarama işini yapan özel güvenlik görevlileri verir. Daha sonra arama yapılmasının gerekliliği kontrol nokta amiri olan polise haber verilmektedir. Polis ise aramanın nasıl yapılacağına karar vererek kişinin üstünü arayabilir. Bu konuya açıklık getirmesi açısından Eryılmaz’ın “Türk ve İngiliz Hukukunda ve Uygulamasında Durdurma ve Arama” isimli kitabında bazı bilgileri belirtmemizde yarar vardır; “Önleme amaçlı durdurma
ve aramada, durdurulan ve aranan kişi suç işleme şüphesi altında değildir, bir uzak tehlikenin ortadan kaldırılmasına çalışılmaktadır” demekte ve durdurma sonrası veya arama öncesinde kolluk görevlisinin şüphelendiği kişiye sorular sorabileceğini belirtmekte; önleme durdurması ve aramasındaki amacın kamu düzeni ve genel sağlık, milli güvenlik ve başkalarının hak ve özgürlükleri için bir tehlikenin önlenmesi olduğu ve muhtemel tehlikelerin yok edilmesi amacı ile kişilerin üzerinde, eşyasında, silah, patlayıcı madde gibi suç unsurları ve suç işlemekte kullanılabilecek ( Bozuk para, cep telefonu, çakmak gibi) eşyanın varlığının araştırılmakta olduğu bu çerçevede kolluk tarafından yapılan denetimlerin “Arama Yönetmeliği” 13. maddeye göre arama sayılmayacağını belirtmektedir (Eryılmaz, 2003: 161).
Bagaj kontrolleri Bagaj kontrollerinden önce bazı tanımları belirtmemiz gereklidir.
Bunlar Bagaj, arama ve tarama tanımlarıdır. Bagaj: Bir hava aracında taşınan yolcu ve mürettebatın kişisel mal ve eşyalarıdır. Arama: Gayri kanuni eylem yapmak üzere kullanılabilecek silah, patlayıcı ve benzeri maddelerin; yolcu, bagaj ve diğer eşyalar ile havacılık faaliyetlerinde kullanılan materyallerde tespiti için ulusal mevzuat çerçevesinde güvenlik birimleri tarafından fiziki (el ile), teknik veya diğer arama yöntem ile yapılan uygulamadır. Tarama: Yasadışı müdahale teşkil edecek bir eylemi gerçekleştirmede kullanılabilecek silahları, patlayıcı maddeleri veya diğer tehlikeli düzenekleri belirleme ve/veya algılama amacını taşıyan teknik veya diğer yöntemlerin uygulanmasıdır (MSHGP, 2009: madde 4). Yolcu kontrolleri sırasında yapılan bagaj kontrolleri de çok önemlidir. Yolcu veya giriş noktasından giren kişiler birçok yasak madde veya cismi bagaj veya el bagajlarına giz-
leyebilmektedirler. Bagaj kontrolü bu maddeleri bulmaya ve tespit etmeye yönelik kontrolleri içerir. Türkiye’de tüm yolcu bagajları arama kontrolüne tabii tutulmaktadır. Bagajlar X-ray cihazıyla veya el ile fiziksel olarak aranabilmektedir. Ancak genelde X-ray cihazı kullanılmakta, gerektiği durumlarda el ile arama yapılabilmektedir. MSHGP Giriş Kontrol Noktası İşletim Talimatında EK 9’da bagajların %10’unun elle aranması gerektiği belirtilmektedir. (MSHGP, EK 9, madde 6). Bagaj kontrolünü X-ray cihazı operatörü ve bagaj arama görevlisi yapmaktadır. Kişi bagajını ve eşyalarını banda bırakır ve band bagajı veya eşyayı cihaz içerisine girdirir, cihaz içerisine giren eşya x-ray operatörünce monitörden bagaj içindeki maddelerin renkli şekilleri, gölgeleri yardımıyla izlenir, x-ray operatörü şüpheli maddelerin şekil ve renk tonlarını tespit ettiğinde ki bu işlemi yorumlayarak yapar bu maddenin türüne (patlayıcı, silah, yanıcı bir sıvı, vs.) göre operatör ya bagajı cihazın içinde tutup bagaj sahibini kontrol altına alarak, etkisiz hale getirir veya tanımlayamadığı eksik unsurlardan oluşan şüpheli bir maddeye rastlarsa bagaj sahibine bu maddenin bagaj içindeki konumunu ve maddenin ne olduğunu sorabilir. Şüpheli durumlarda bagaj, sahibine bagajı açtırılarak operatör görevlisine madde göstertilir. Bagajların cihazdan geçişi esnasında operatör tarafından şüpheli bir duruma rastlanmazsa bagaj, x-ray cihazının diğer kısmından band yardımıyla çıkarılır ve bu işlem diğer bagajlar için operatör denetiminde devam eder. X-ray cihazlarının, saatte geçen bagaj sayısı ve teknik özellikleri bakımından birçok versiyonları
Ağustos 2014 Güvenlik Yönetimi n 79
GÜVENLİK HİZMETİ
bulunmaktadır. Konvansiyonel bir sistemde, saatte 1000 – 1400 bagajın geçmesi olanaklıdır (her biri için 2.5 – 3.6 sn). Bir görevlinin bagajı görmesi ve içeriğini anlaması en az 5 saniye alır ve bu da saatte 720 bagaj yapmaktadır. X-ray cihazları farklı maddeleri farklı renk ve tonlarda gölge şeklinde belirtir. Cihazı kullanan görevli monitörde cihazın renk ayarlarının tonlarını ve maddelerin gösterilme çizgilerini kendi isteğine göre ayarlayabilmektedir. Ayrıca günümüzde bazı model cihazlar şüpheli veya tehlikeli maddeleri ve şekilleri bir program yardımıyla görevliye gösterme özelliğine sahiptir. Bu durum görevliye kolaylık sağlamaktadır. Görevli cihazın band hareketlerini ileriye ve geriye hareket ettirebilmekte veya durdurabilmektedir. X-ray operatörleri cihazları kullanabilmek için “Sivil Havacılık Güvenliği Eğitim ve Sertifikasyon Talimatı” gereğince cihaz eğitimini alarak sertifikalandırılmış olması gerekmektedir. Personele cihaz eğitimden hemen sonra tarama cihazlarını doğru kullanıp kullanamadıklarını ölçen ve sınav içeriğinin yetkili otoritece belirlendiği bir pratik sınav yapılarak eğitim ilk aşamada tamamlanır. Daha sonra periyodik sertifikasyon için x-ray görüntüsü yorumlaması ve bir teorik sınav yapılır. Sertifikasyonun başarılı bir şekilde tamamlanmasıyla bir sertifika verilir (Sivil Havacılık Güvenliği
Eğitim ve Sertifikasyon Talimatı, 2009, madde 19). Bu eğitim tüm tarayıcı personel için geçerlidir. Bagaj kontrolleri ile yolcu kontrollerini karşılaştırdığımızda iki kontrolde eşit seviyede önemli olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca bu kontroller sadece bir saldırıyı önlemek için değil aynı zamanda muhtemel bir tehlikeli durumu da önlemeyi amaçlar. Örneğin bir yolcu, bagajında veya üstünde taşıdığı bir maddenin sivil havacılık güvenliğine karşı bir tehlike oluşturduğunu bilmeyebilir. Bu durum havalimanlarında sıkça rastlanılan bir durumdur. Sivil Havacılık Güvenliği kitabında Uzuner; Eşyaların x-ray cihazı monitöründeki görüntülerin, üç kategoride değerlendirilebileceğini ve bu üç kategorinin sırasıyla; Tehdit unsuru içermeyen görüntüler: Bu eşyalar tehlikeli maddeyi saklayacak gölgeli alan ihtiva etmez. Muhtemel tehdit unsuru: Gölgeli alan, tanımlanamayan bir görüntü veya yoğun siyahlık içeren görüntülerdir. Bu bagajlar sahiplerine kontrollü olarak açtırılarak elle tetkik edilir. Bariz tehdit oluşturan görüntüler: X-ray görüntüsü veya elle arama sonucu eşyanın tehlikeli madde içerdiği açıkça belli olan durumlardır. X-ray cihazı operatörünün şüphelendiği veya rastgele seçtiği bagajları
Kapı detektörü, x-ray çıkışı bandına yakın konuşlandırılmalı, ancak kapı detektöründen geçmeyen yolcu x-rayın çıkış bandındaki bagaja, kapı detektöründen geçen yolcu x-rayın giriş bandındaki kontrol edilmemiş bagaja ulaşamamalıdır. 80 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
arama işini, bagaj arama görevlisi yapmaktadır. Ancak bu arama özel güvenlik görevlisi tarafından gözle kontrol şeklinde ve soru sorarak yapılabilir. Elle arama veya kontrol gerektiğinde polise haber verilir. Yolcu ve bagaj kontrolleri ayrıca hava meydanlarında meydana gelebilecek tüm kaçakçılık faaliyetlerini önleyici ve caydırıcı bir özellikte taşımaktadır. Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi (KOM) Başkanlığının yayınlamış olduğu “2010 Raporu” isimli kitabında (EGM, 2011a; 34-36); dünyada havayolu kuryeleriyle yapılan kaçakçılık olaylarında son yıllarda önemli artışların olduğu, bunun nedeninin uçaklarla yapılan kaçakçılıkta; Kısa sürede teslimat yapılabilmesi, Havayolunun, diğer ulaşım türlerine göre daha hızlı olması ve üretim bölgelerinden temel tüketim bölgelerine teslimatın kolay sağlanabilmesi, Kuryelerin havayolu ağı sayesinde değişik güzergahları izleyebilmesi, Havayolu şirketlerinin yolcu ile bagajının ayrı olarak ve farklı zamanlarda uçmasına olanak veren düzenlemeleri yapabilmesi, Uyuşturucuyu yutmak suretiyle uyuşturucu taşıyan kuryelerin havayoluyla seyahatinin daha kısa sürmesi ve bu sayede sağlık sorunu yaşamamaları olduğu belirtilmiştir. Türkiye’de 2010 yılında 32 ayrı ülke vatandaşlığına mensup kurye yakalanmıştır. Yakalanan kuryelerin; %50’sinin yutma suretiyle, %44’ünün valizde zula yöntemi ve %6’sının ise vücutta taşıma yöntemini kullanarak uyuşturucu taşıdığı tespit edilmiştir.
Özellikli yolcuların kontrolü Kontrol noktalarında bazı kişiler
için farklı güvenlik kontrolü uygulanması gerekebilir. Bu tür yolcuların diğer yolculara göre özel olarak incelenmesi gerekir. Bu tür yolculara “özellikli yolcu” denir. Uzuner, özellikli yolcuları kitabında on farklı gruba ayırmıştır. Bunlar; Değerli madde taşıyan kişiler, * Hasta, fiziksel özürlü olan kişiler, Yaşlı insanlar, Personel ve mürettebat, Dağcılar ve sualtı ekipleri, Çocuklar, Seyahatten vazgeçen yolcu, Geç kalan yolcu, Diplomatik şahıslar, VIP şahıslar. Bunlar içerisinde istisnai durum taşıyan gruplar diplomatik şahıslar ve VİP şahıslardır. Çünkü Viyana
Sözleşmesi’ne göre; devlet reisleri ve hükümet tarafından davet edilen resmi misafirler ve diplomatik
şahısların “Mühürlü diplomatik çantaları” güvenlik kontrolüne tabii değildir.
GÜVENLİK HİZMETİ
Binaların bombalı saldırılara karşı korunması Yönetim binalarına yönelik tehditler içinde en büyük tehlikeyi oluşturan bombalı saldırıların etkileri, binanın tamamen yıkılması ile sonuçlanabilecek derecede ciddi boyutlardadır. Hakan Özalp / Özel Güvenlik Yöneticisi
Y
önetim binalarına yönelik bombalı saldırıların etkileri nasıl minimize edilebilir?
Yönetim binaları, şirketlerin stratejik faaliyetlerinin yönetildiği ve entellektüel varlıklarının bulunduğu yerler olup, şirketlerin devamlılığını sağlamak açısından hayatî öneme sahiptir. Ayrıca, yönetim binaları içinde çok sayıda insanın bulunması nedeniyle, çalışanların can güvenliğinin sağlanması açısından da özel önem verilmesi gereken yerlerdir. Yönetim binalarına yönelik tehditler
82 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
içinde en büyük tehlikeyi oluşturan bombalı saldırıların etkileri,binanın tamamen yıkılması ile sonuçlanabilecek derecede ciddi boyutlardadır.
Bomba patladığında ne olur? Bomba patlaması, aslen kimyasal bir madde olan patlayıcı maddenin kimyasal reaksiyona girerek, çok yüksek bir hızla yanması ve süpersonik bir hızla, her yöne doğru hava basıncı ve ısı dalgası yaymasıdır. Etrafa yayılan hava basıncı, diğer ismiyle blast etkisi, çevresindeki hava basıncıyla eşitlenene kadar ilerlemeye devam eder. Pozitif
basınç ve daha sonra geldiği istikametteki hava basıncının düşük olması nedeniyle aynı istikamete doğru geri çekilmeye başlar (negatif basınç). Patlamanın sebep olduğu bu oldukça yüksek basınç, saniyenin binde birinden çok daha kısa bir sürede çevredeki cisimlere çarparak tahrip gücü yüksek bir etki yaratır ve dayanıksız olanları yıkarak, yıkamazsa yansıma yaparak yoluna devam edebileceği zayıf noktalara yönelir. Basınç dalgasının yolu üzerinde serbest duran ofis malzemeleri, bilgisayar parçaları gibi cisimler de
bu harekete uyarak çevrede parça tesiri yaratacak şekilde havada uçuşmaya başlar. Pozitif basınç evresi tamamlandığında, negatif basınç dalgası başlar ve ilk dalgada meydana gelen enkaz yeni bir parça tesiri tehdidi yaratır.
başlaması üzerine, bir önceki aşamada taşıyıcı duvarlardan mahrum kalan binanın tavanları da çökmeye başlar.
Yaklaşık 1 ton patlayıcı içeren bir bombanın, binanın hemen önünde patlaması halinde 5 saniye içinde aşağıdaki evrelerden geçerek tahrip olması mümkündür. Binaya ilk ulaşan basınç dalgası, alt katlardaki camları ve kapıları tahrip eder ve dış duvarları yıkar. Bina dış yüzeyinde meydana gelen bu gediklerden içeri giren basınç dalgası beraberinde cam ve diğer parçalarla birlikte ilk yıkıcı etkiyi yaratır.
Bina içinde ilerlemeye devam eden basınç dalgası, yukarıya doğru yönelerek yatay zeminlere aşağıdan kuvvet uygulayarak yıkılmaya zorlar. Bu etkiyle bina içindeki taşıyıcı duvarlar yıkılır ve zeminler dayanaksız kalır.
Basınç dalgasının büyüyerek, binaya üst kısımlardan baskı yapmaya
Ancak, her olayda aynı miktarda patlayıcı kullanılamaz, her saldırı aynı noktada gerçekleşmez, her saldırgan aynı yöntemle hedefe ulaşmaz. Diğer bir ifade ile her bombalı saldırının senaryosu farklıdır. Öyleyse bu konuda bir tahmin yapmak mümkün mü? Binaların kendine has özelliklerini ve saldırı senaryolarını dikkate alarak, çeşitli senaryolarda binanın ve içindekilerin ne derecede etkileneceğini tahmin eden simülasyon programları mevcuttur. Ancak, bu tür programlar tam olarak gerçeği yansıtamazlar ayrıca güvenlik müdürlerinin bu simülasyonlara tahsis edecek kaynağa sahip olmaları da pek mümkün değildir. Aşağıdaki tablo, bu konuda global bir tahmin yaparak, acil durum planlamalarında gerçeğe yakın varsayımlarda bulunmaya yardımcı olabilir. ABD’nin FEMA kurumu tarafından üretilen bu diyagramı aşağıda bulabilirsiniz. Diyagramın dikey ekseninde
emniyetli mesafeleri, yatay ekseninde ise patlayıcı madde miktarları görülmektedir. Üst kenarda ise, patlayıcı maddelerin hangi vasıtalarla saldırı yerine getirilebileceği bilgisi bulunmaktadır. Örnek olarak, sadece kamyonetlerin girebildiği bir bölgede yer alan binanın, 50 metre emniyetli mesafeye sahip olduğunu var sayarsak, aşağıdaki şekilde işaret edilen yatay çizgiyi kesen sonuçları senaryomuza dahil edebiliriz. Bu sonuçlara göre, saldırı sonrasında, ağır yaralılarla ve bina enkazıyla karşılaşmamız mümkündür. Ancak, diyagramdan da görüleceği üzere, emniyet mesafemizi 200 metreye çıkardığımızda veya kamyonetleri 200 m’den uzak tutmamız halinde bu yıkıcı etkileri savuşturma imkânımız bulunmaktadır.
Diğer bir tahmin yöntemi de, patlamalardan sonra ortaya çıkacak olan basınç miktarının (psi) muhtemel etkilerini değerlendirmektir. Bu yöntemde, çeşitli yapıların ne kadarlık bir basınçla, nasıl etkileneceği aşağıdaki şekilde belirlenmiştir.
Ağustos 2014 Güvenlik Yönetimi n 83
GÜVENLİK HİZMETİ
Beklenen Hasar
Basınç miktarı (psi)
Camların kırılması Bazı binalarda hafif hasar meydana gelmesi Metal levhaların eğilmesi Beton duvarların yıkılması Ahşap kaplama binaların yıkılması Çelik iskeletli binaların ciddi hasar görmesi Perde beton binaların ciddi hasar görmesi Bir çok bina şeklinin komple yıkılması
Pekala, bu basınç nasıl ortaya çıkar? Bu sorunun cevabı da aşağıdaki diyagramdadır. Diyagramın dikey ekseninde emniyet mesafeleri, yatay ekseninde patlayıcı madde miktarı bulunmaktadır. Diyagram içindeki eğriler de psi değer eğrileridir.
Örnek olarak, diyagrama göre 200 metrede infilak eden 500 kg patlayıcı taşıyan bir kamyonetin üreteceği basınç 0.5 psi’dır. Bu basıncın muhtemel etkisi, binada küçük hasarlar meydana gelmesi ve camların kırılmasıdır. Aynı diagrama göre 2.0 psi basınç, kamyonla taşınan 30 ton patlayıcının 300 metrede; kamyonetle taşınan 500 kg patlayıcının 50 metrede; otomobille taşınan 50 kg patlayıcının 5 metrede
0.15-0.22 0.5-1.1 1.1-1.8 1.8-2.9 5+ 4-7 6-9 10-12
infilak etmesiyle üretilebilecektir. Bu diyagram ve tablodan faydalanarak, bir binanın patlayıcı maddelere karşı dayanıklılığını artırmak istediğimizde, muhtemel patlama noktasıyla bina arasına perde betondan mamül dayanıklı bir duvar inşa edilmesi halinde, basınç etkisinin ilk olarak bu duvarla karşılanması ve binaya yüklenecek 10 psi basıncın, 2-3 psi seviyesine indirilmesinin mümkün olabileceği gibi bir sonuca ulaşabiliriz. Patlayıcı yüküyle bir binaya doğru hızla hareket eden bir aracın kinetik enerjisi ne kadar yüksek olursa binaya nüfuz etme derecesi de o kadar yüksek olur. Kinetik enerji, hareket eden bir kütlenin hızının (v) karesi ile kütlesinin (m) çarpımının yarısıdır ( KE=½ m.v2). Bu formüle göre hız ve kütle ne kadar düşük olursa, kinetik enerji de o kadar düşük olur. Bu formülden hareketle, muhtemel bir saldırının şiddetini düşürmek için binaya yaklaşan araçların hızını düşürmek için hız kesiciler kullanılabilir veya yak-
Patlayıcı yüküyle bir binaya doğru hızla hareket eden bir aracın kinetik enerjisi ne kadar yüksek olursa binaya nüfuz etme derecesi de o kadar yüksek olur.
84 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
laşma yolunda virajlar oluşturulabilir. Diğer bir tedbir ise binanın dayanıklılık derecesinden daha yüksek bir kinetik enerji yaratacak kütledeki araçların binaya yaklaşmasına izin verilmemesidir.
Patlayıcı madde infilaklarının etkileri, tasarım aşamasında alınacak basit tedbirlerle minimize edilebilir. Bu maksatla alınabilecek en etkili tedbir, binaya yönelik saldırıları durdurabilecek engelleri, binaya en uzak mesafede inşa etmektir. Diğer bir ifade ile, etkili bir bomba emniyet mesafesi oluşturmaktır. Bu mesafe, patlama sonucu meydana gelen basınç dalgasının etkisinin mümkün olduğu kadar azalmasına sebep olur. Bu mesafeyi oluşturmanın mümkün olmadığı durumlarda veya etkili emniyet mesafesine ilave olarak aşağıdaki tedbirler alınabilir. Binanın genel mimarî tasarımı, infilâk şiddetini minimize ederek, en azından bina içindeki insanların binayı tahliye edene kadar ayakta kalmasını sağlayabilecektir. Temel düşünce, binanın dış cephesini mümkün olduğu kadar basit tasarlamaktır. Patlama sonrası ortaya çıkan basınç dalgaları, binalara çarparak yansır ve infilâkın şiddetini diğer yüzeylere transfer eder. Bu nedenle, genel şekli iç bükey, U veya L tipinde olan binalar diğer tip binalara nazaran basınç dalgalarını daha çok absorbe ederek yansımayı önler ve infilâk şiddetini artırırlar.
Dış bükey dairevî, kare veya dikdörtgen şekilli binalar basınç dalgalarının yansımasını asgari düzeye indirerek, hatta bu dalgaların savuşturulmasını sağlayarak binanın yıkılmasını önleyecek veya geciktirecektir. Örnek olarak, aşağıdaki şekilde görülen tipte tasarlanan bir bina, basınç dalgalarını iç köşelerde toplayarak, infilak şiddetinin artmasına neden olacaktır.
Binanın kullanılır yüzündeki giriş kapısının ve pencerelerinin tehlikenin muhtemel olduğu yol tarafına bakmaması, infilâk şiddetinin binanın zayıf yerlerinden doğrudan bina içine girmesini önleyecektir. Binanın dar yüzünün tehlikeli tarafa bakması, binanın asgari seviyede basınç dalgasına maruz kalmasını sağlayacaktır.
Binanın iç yerleşim alanlarının tasarımında, bina için kritik öneme haiz odalar, tesisler ve çalışma alanları riskli alanlardan uzakta tutulur. Riskli alanlarla bu önemli noktalar arasında, insanların normal olarak bulunmadığı daha az önemli tesisler yerleştirilir. Örnek olarak, tehlikeli olarak değerlendirilen yolla, önemli tesisler arasında otopark inşa edilmesi,
Binanın genel mimarî tasarımı, infilâk şiddetini minimize ederek, en azından bina içindeki insanların binayı tahliye edene kadar ayakta kalmasını sağlar. ağaç dikilmesi, engebeli alanlar oluşturulması gibi. Bina dış yüzeyinde, patlama şiddetinden dolayı koparak etrafa fırlayacak dekorların, aydınlatma malzemelerinin, klima ünitelerinin vb cisimlerin bulunmaması sağlanır. Bu tür cisimlerin estetik nedenlerle kullanılması halinde, hafif malzemeden yapılmasına dikkat edilir. Binanın taşıyıcı sütun ve kolonlarının dış cephede görünür şekilde bırakılmaması sağlanır. Çalışma ofislerinin bina ön yüzünde yoğunlaşması engellenir. ABD’deki Oklahama binası saldırısında hayatını kaybedenlerin %90’ının ön cephedeki ofislerde bulunan çalışanlar arasında olduğu bilinmektedir.
Bina dış cephesindeki cam ve pencereler bomba etkilerine karşı dayanıklı hale getirilir. Bina içindeki kapılar, birbiri ardına değil, aşağıdaki şekilde görüldiği gibi çapraz şekilde inşa edilir. Bu husus, basınç dalgalarının bina içinde kolayca yayılmasını engeller.
Basınç dalgalarının bina içinden bir an önce tahliye olması için, binanın kapı ve pencerelerinin dışa doğru açılması sağlanır. Bu husus, dışarından basıncı engellerken, içerideki basıncın dışarıya hareketini kolaylaştıracaktır.
Sonuç olarak bombalı saldırıların etkisini minimize etmek için aşağıdaki tedbirlerin alınması uygundur: Patlama noktasını mümkün olduğu kadar uzakta tutmak, Patlayıcı yükünün binaya yaklaşma hızını düşürmek, Patlama sonrasında meydana gelecek olan basınç dalgasının binaya ulaşana kadar mümkün olduğu kadar absorbe edilmesini sağlamak, Binaya ulaşan basınç dalgasını mümkün olduğu kadar az cephe ile karşılamak, cam ve kapılardan binaya girmesini önlemek, mümkün olduğu kadar çabuk binadan uzaklaşmasını sağlamak, İnsanları tehlikeli bölgelerden uzak tutmak
Ağustos 2014 Güvenlik Yönetimi n 85
YANGIN GÜVENLİĞİ
Su sisi söndürme sistemleri - 3 Su sisi sistemleri, yangın kaynağının içindeki ve etrafındaki suyu buharlaştırarak yangınla mücadele eder. Suyun buharlaşması yangın bölgesinden büyük miktardaki enerjiyi çekerek alevi soğutur ve yangının açığa çıkardığı ısıyı düşürür ve oluşan su buharı yangının boğularak sönmesine yardımcı olur. Levent KARAKOÇ / ARTI YANGIN
S
u sisi sistemleri ile ilgili sıkça sorulan sorular 1. Su sisi sistemlerinin başlıca etkileri
nelerdir?
Su sisi sistemleri suyun buharlaşmasıyla ortaya çıkan yüksek soğutma etkisine sahiptir ve bu aynı zamanda durağan bir gaz bulutu yarattığından yangını boğmaktadır. Genel olarak su sisi sistemleri ile yangını bastırma ya da söndürme şu mekanizmaların sağlanması ile gerçekleşir: Yangından yayılan sıcak gazların soğutulması ile yanan yüzeyin
86 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
sıcaklığını düşürmek, Havanın yer değiştirmesi, seyreltilmesi ve oksijenin tüketilmesi sonucunda yanan yüzeydeki oksijen konsantrasyonun azaltılması, Su sisi ve su buharı yardımı ile yangın yüzeyinin radyant ısı yayınımı değerini düşürme, Yakıt buharının yangın ürünleri ve vaporize su ile seyreltilmesi, Yanıcı gaz akımı ile oluşan alev yayılması ve parlamasının su sisi spreyi ile azaltılması.
2. Su spray (deluge), sprinkler ve su sisi sistemleri arasındaki
farklar nelerdir? Su spray ve sprinkler sistemleri yangın ile mücadele eder ve öncelikli olarak yanan yüzey alanını ıslatarak, etrafındaki yapı elemanlarını da soğutarak korur ve böylelikle yangını bastırır veya kontrol altına alır. Bu yüzden bu sistemler daha yüksek debiler ve daha büyük su tanecikleri sayesinde daha yüksek etkinlik sağlarlar. Su sisi sistemleri ise, yangın kaynağının içindeki ve etrafındaki suyu buharlaştırarak yangınla mücadele eder. Suyun buharlaşması yangın bölgesinden büyük miktardaki enerjiyi çekerek
alevi soğutur ve yangının açığa çıkardığı ısıyı düşürür ve oluşan su buharı yangının boğularak sönmesine yardımcı olur. Açık alanlardaki yangınlarda, su sisi sistemleri içerdikleri su tanecik çapları yangın kaynağına penetre olabilecek kadar büyük aynı zamanda da yangın kaynağı içerisinde buharlaşabilecek kadar küçük boyutta olduğu zaman en iyi performansı gösterir. Kapalı mahallerdeki yangınlarda ise daha yüksek sıcaklıklar sözkonusu olacağından yüksek sıcaklıklar buharlaşmayı artırarak su sisi sisteminin yangınla mücadele etkisini güçlendirir.
3. Gazlı söndürme sistemleri ile kıyaslandığında su sisi sistemlerinin avantajları / dezavantajları nelerdir? Gazlı söndürme sistemleri ile kıyaslandığında su sisi sistemlerinin avantajları: Su sisi toksik değildir; Su sisi soğutma etkisi sağlar; Pompalı su sisi sistemleri sürekli yangınla mücadeleye ve birden fazla zonu aktive etme imkanı sağlar; Su sisi sistemleri havalandırma ve mahaldeki açıklıklara daha az duyarlıdır. Sonuç olarak, su sisi sistemleri tam kapalı olmayan mahallerde gaz sistemlerinden daha uygun olup, sprinkler sistemlerindeki gibi zonlama imkanına sahiptir. Su sisi sistemleri gazlı söndirme sistemlerine kıyasla daha erken aktive edilebilmeleri sayesinde yangının sebep olabileceği hasarları azaltır. Gazlı söndürme sistemleri ile kıyaslandığında su sisi sistemlerinin dezavantajları: Su sisi sistemleri eğer yangının başladığı bölge su sisi sprayinin direk etki alanında ise daha verimli olmaktadır, Su sisi sistemleri daha geniş
ve karmaşık borulama gerektirmektedir, Su sisi sistemleri su hasarına yol açabilir, Su sisi sistemlerinin çalışma prensibi olan buharlaşma efekti için ısı gerektiğinden küçük boyutlu yangınlar bu sistem ile söndürülemeyebilir, Su sisi sistemleri yangını söndürmek için daha uzun sürelere ihtiyaç duyabilir.
4. Su sisi sistemleri dumanı yıkayabilir mi (temizler mi) ? Tunel ve koridorlarda yapılan testlerde edinilen deneyimler ve duman/is temizleme için kurulan düzenekler göstermiştir ki, doğru şartlar altında, su sisi sistemleri dumanın içerisindeki is ve kurum partiküllerini yıkayabilir/temizleyebilir. Bu performansın etkinliği daha çok su sisi sisteminin yayılma yoğunluğuna ve tanecik çapına, ayrıca duman partiküllerinin su sisi atmosferi içerisinde kalma süresine bağlı olduğundan duman/ is yıkama kapasitesi genelleştirilmemeli ve durum bazında değerlendirilmelidir. Su sisi sisteminin karbonmonoksit (CO) ve karbondioksit (CO2) gibi suda çözünmeyen gazları duman içerisinden ayrıştırmadığının farkına varılması da ayrıca önemlidir. Ancak, hidrojen klorid (HCL) gibi bazı toksik gazlar suda çözünebilir ve belirli bir dereceye kadar dumandan uzaklaştırılabilir.
5. Su sisi sistemlerinin itici gaz olarak nitrojen kullanması durumunda, korunan mahal içerisindeki oksijen miktarı can güvenliği açısından nasıl ele alınmalıdır? Böyle sistemlerde bu, yangın testlerine veya geçerli hesaplama metodolojileri kullanılarak yapılan değerlendirmeler neticesinde üreticinin sorumluluğunda olmalıdır.
6. Yüksek basınçlı ile düşük basınçlı su sisi sistemleri arasındaki farklar nelerdir? Her iki sistem de aynı standartlara uygun olarak test edilir ve onaylanır. İki sistem arasındaki en önemli fark nozul dizaynında karşımıza çıkmaktadır. Burada su farklı metodlar ile atomize edilirken farklı su basınçlarına ihtiyaç duyulmaktadır. Düşük basınçlı ve yüksek basınçlı su sisi sistemlerinde nozuların farklı dizayn edilmesi ve bu nozullar için ihtiyaç duyulan basınçlar su / itici gaz temini, pompa, kontrol ve borulama parametrelerinde değişik gereksinimler ortaya çıkarmaktadır. Her iki sistem arasındaki temel farklar aşağıda verilmiştir.
Güç/enerji gereksinimleri: Pompalı sistemlerdeki güç gereksinimi su basıncı x debi ile doğru orantılıdır. Yüksek basınçlı sistemler yüksek su basıncı gereksinimi nedeniyle yüksek güce ihtiyaç duyarken,
Yüksek basınçlı su sisi sistemi Düşük basınçlı su sisi sistemi Test standartları ve onay kriterleri • Her iki sistem için aynı (NFPA, CEN, FM Approvals v.b) Su basınçları: Çalışma basıncı: 60 -200 Bar Çalışma basıncı: 3 - 12 Bar Sistem bekleme basıncı: 5-20 Bar Sistem bekleme basıncı: 3 - 12 Bar Tanecik çapı: Dv90: 50 -200 μm Dv90 : 200 -350 μm İki akışlı (twin-agent) sistemlerde Dv90: 50-200 μm
Ağustos 2014 Güvenlik Yönetimi n 87
YANGIN GÜVENLİĞİ
Tunel ve koridorlarda yapılan testlerde edinilen deneyimler ve duman/is temizleme için kurulan düzenekler göstermiştir ki, doğru şartlar altında, su sisi sistemleri dumanın içerisindeki is ve kurum partiküllerini yıkayabilir/ temizleyebilir. Düşük basınçlı sistemler ise daha düşük basınç gereksinimi nedeniyle düşük güçlere ihtiyaç duyarlar.
Su debisi gereksinimleri: Su debisi gereksinimleri sistem dizaynı, sistem aktivasyon süresi, korunan mahal, havalandırma, yakıt cinsi vb. etkenlere bağlıdır.
çapları nozul tipine ve markasına bağlıdır.
Su filtrasyonu ve su kalitesi: Yüksek basınçlı su sisi sistemlerinde nozul orifis çaplarının daha küçük olması sebebiyle, bu sistemler düşük basınçlı sistemlere kıyasla daha iyi bir su filtrasyonu ve kalitesine ihtiyaç duyarlar.
Nozul çapı ve orifis çapları: Yüksek basınçlı sistemlerdeki nozul orifis çapları genellikle düşük basınçlı sistemlerdekine göre daha küçük olup, orifis
Basınçlandırma sistemleri: Yüksek basınçlı su sisi sistemi 1.Silindir sistemleri 2.Pozitif yerdeğiştirmeli pompa sistemleri
Düşük basınçlı su sisi sistemi 1. Silindir sistemleri 2. Santrifüj pompa sistemleri (sprinkler pompaları) 3. Şehir Şebekesi
Borulama sistemleri Yüksek basınçlı su sisi sistemlerindeki borulama ve fitting elemanları korozyana ve yüksek su basınçlarına karşı dayanıklı olup, genellikle paslanmaz çelik malzemeden yapılmaktadır. Boru çapları düşük su sisi sistemlerinde kullanılanlara göre daha küçüktür. Düşük basınçlı su sisi sistemleri standart sprinkler sistemleri ile aynı basınç aralığında çalışır. Ancak düşük basınçlı su sisi nozulları standart sprinklere göre daha düşük orifis çaplarına
88 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
sahip olduklarından filtrelemeye ihtiyaç duyulmaktadır. Borular ve fitting elemanları değişik uygulamalara bağlı olarak paslanmaz çelik, bakır veya plastik malzemeden seçilebilir.
Sistem bekleme basınçları Yüksek basınçlı otomatik su sisi sistemleri genellikle sistem çalışma basıncına göre daha düşük sistem bekleme basıncına sahiptir. Düşük basınçlı otomatik su sisi sistemleri ise genellikle sistem çalışma basıncıyla aynı sistem bekleme basıncına sahiptir.
Nozul yerleşimi ve yüksekliği Nozul yerleşimi ve montaj yüksekliği; sistemin yüksek veya düşük basınçlı olmasına göre değil, markalara ve korunan mahallere bağlı olarak değişir.
7. Nozulların tıkanmasını engellemek için ne yapılmalıdır? Su sisi nozulları uzun kullanım süreleri ve korozif dış etkenlere maruz kalma neticesinde dahi çalışırlar. Su sisi nozulları korozyondan kaynaklı tıkanmaları önlemek amacıyla korozyona dayanıklı malzemelerden imal edilmiştir. Buna rağmen onay kuruluşları farklı üreticilerden korozyon testleri talep etmektedir. Bu testler ve teknik kontroller onay kuruluşları tarafından periodik olarak yapılmaktadır. Su sisi sistemlerinde nozul girişlerine, ana su girişlerine ve kolon hatlarına nozullarda tıkanmayı önlemek amacıyla filtre elemanları/pislik tutucular monte edilmektedir. Sonuçta su sisi sistemlerinde kullanılan suyun temiz olması gerekmektedir.
8. Su sisi sistemleri nerede test edilebilir? Su sisi sistemleri için genel olarak iki tip test mevcuttur: Yangın söndürme performans testi, Malzemelerin güvenilirlik testi. Bu testler aşağıda adı verilen kurum, kuruluş ve laboratuarlarda yapılabilmektedir; FM, UL, SP İsveç teknik araştırma Enstitüsü, Sintef (Iskandinav Bağımsız Araştırma Kuruluşu), VTT (Finlandiya Teknik Arşatırma Merkezi), DFL Danimarka Yangın Laboratuarı, DBI Danimarka Yangın Enstitüsü v.b. Komponet testleri için akredite edilen kuruluşlar ise: FM, UL, VDS, DNV vb. kurumlardır.
9. Su sisi sistemlerinde paslanmaz çelik veya korozyona dayanıklı onaylı boru malzemeleri dışında karbon-çelik, çinko kaplı veya galvaniz kaplı boru kullanılabilir mi? Bu soruya verilecek cevap genel olarak: “hayır”dır. Ancak bazı geniş orifisli su sisi sistemi nozulları için elektrostatik-galveniz kaplı borular bazı onay mercileri tarafından o amaca uygun olarak kullanımının test edilmesi ve periodik kontrollerin yapılması şartıyla kabul edilebilir.
Su sisi sistemleri havalandırma ve mahaldeki açıklıklara daha az duyarlıdır. Sonuç olarak, su sisi sistemleri tam kapalı olmayan mahallerde gaz sistemlerinden daha uygun olup, sprinkler sistemlerindeki gibi zonlama imkanına sahiptir. mahalde bulunan kişiler öncelikli olarak tahliye edilir. Su Sisi sistemi zehirli bir madde içermemesine karşın, yangından kaynaklanan zehirli gazlar ve zaman zaman mahalde oksijen konsantrasyonunun düşmesi o mahalde bulanabilecek kişiler için güvenli değildir.
12. Su sisi sistemleri için global bir tasarım/yerleşim parametreleri mevcut mudur? Sprinkler sistemine zıt olarak su sisi sistemleri için global bir tasarım parametresi yoktur. Üreticiler, markalar, modeller arasında bile bu konuda farklılıklar bulunmaktadır.Aynı marka içerisinde bile tasarım farklılıkları ortaya çıkmaktadır.
13. Bir üreticinin bir uygulama hakkında aldığı onay aynı tip uygulamada başka bir üretici için geçerli olur mu? Hayır.
10. Su sisi sistemlerinin bakım gereksinimleri nedir? Bu konu seçilen sisteme ve üreticiye ve lokal yönetmelik/standartlara bağlı olmak ile birlikte minimum bakım gereksinimi sprinkler ve gazlı söndürme sistemleri ile aynı olmalıdır.
14. Su sisi sistemi aktive edildiğinde fark edilebilir mi?
11. Su sisi insana zararlı mıdır?
Su sisi sistemleri aktive edildiğinde yangın dumanı ile karışır. Hem duman hem de sis ortamdaki ışığı zayıflattığından insanların yangın olan mahalde su sisi sisteminin aktive olduğunu farketmeleri zor olabilir.
Çok küçük su tanecikleri insan ciğerine ulaşabilir mi? Genelde bir mahalde yangın çıktığında o
15. Su sisi sistemlerine köpük maddesi ilave edilebilir mi?
Avantajları nedir? Pek çok su sisi sistemi köpük ilaveleriyle birlikte çalışabilir. AFFF tipi köpük ilavesi fuel sprey yangınlarında farkedilebilir bir etki sağlamaz. Ancak, AFFF tipi köpük ilavesi yüzey yangınları için pek çok durumda performansı arttırır. AFFF köpük ilavesi, su damlacıklarının buharlaşmasını azaltıcı yönde etki eder, dolayısıyla AFFF köpük ilavesi kapalı hacimlerdeki yangınlarda, yangın asıl olarak suyun buharlaşması yoluyla söndürüldüğünden yangın korunum performansını düşürür. Bu nedenle AFFF köpük ilavesi ancak su sisi sistemi üreticisinin tavsiyesi üzerine uygulanmalıdır.
16. Yüksek basınçlı su sisi sistemleri insana zarar verir mi? Su sisinin momentumu/ hızı boşaltıldıktan sonra çok hızlı olarak dağıldığından, yayılan su sisi spreyleri genellikle zararsızdır ve nozuldan birkaç desimetre uzaktadır.
Ağustos 2014 Güvenlik Yönetimi n 89
YANGIN GÜVENLİĞİ
17. Su sisi sistemleri cereyan veya havalandırma olan alanlarda yangınla mücadele edebilir mi ? Nozulun yerleşimine bağlı olarak evet. Su sisi sistemleri tünel yangınlarında ve dış saha yangınlarında önemli ölçüde havalandırma ve cereyan durumlarında başarılı olarak test edilmiştir. Ancak su sisi sistemleri yalnızca dizayn ve test edildiği şartlarda ve konumlarda monte edilmelidir.
18. “Sistem işletme basıncı” ile “Sistem çalışma basıncı” arasındaki fark nedir ?
sisi nozuluna ortak ya da ayrı ayrı borularla iletildiği sistemlerdir.
Sistem işletme basıncı, su sisinin boşaltılmaya başladığı andaki önceden belirlenmiş dizayn basıncıyken, sistem çalışma basıncı ise sistemde oluşabilecek maksimum basınçtır.
Sonuç
19. Maksimum montaj yüksekliği nedir? Bir sistem için maksimum nozul montaj yüksekliği yangın testleriyle belirlenmelidir. Bugüne kadar test edilen maksimum nozul yüksekliği yaklaşık 10 metredir.
20. Dv f (Drop diameter) neyi ifade eder? Su sisi sistemi aktive edildiğinde nozuldan 60 sn süresince çıkan sis hacmi toplamının içerisindeki likit akışkanın % cinsinden tanecik sayısı ve µm olarak tanecik çap değerini belirler.. Dv50: Nozuldan çıkan sis içerisindeki taneciklerin % 50 sinin küçük çaplı taneciklerden %50 sinin ise daha büyük çaplı taneciklerden oluştuğunu ifade eder.
21. “Twin-fluid” çift akışkanlı su sisi sistemleri nedir? Suyun ve atomize maddenin (çoğunlukla basınçlı inert gaz) su
90 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
Su sisi sistemlerinin 200 yıllık bir geçmişe sahip olan konvansiyonel sprinkler sistemlerinin yerini alması veya sprinkler sistemleri yerine kullanılması sistemlerin yatırım ve işletme maliyetleri, uygulama performans kriterleri, sistem optimizasyonları gözönüne alındığında mümkün görünmemektedir. Aynı durum gazlı söndürme sistemleri için de geçerlidir. Su sisi sistemleri, sprinkler ve gazlı söndürme sistemleri arasında kendine ihtiyaç duyulan alanda ve yapılacak olan uygulama için 1:1 ölçekli testler yapılarak çözüm sağlayacaktır. Yapılacak olan her yangın sön-
dürme sistemi uygulamasını su sisi sistemleri ile çözmek yanlış olacağı gibi, su sisi sistemleri yerine konvansiyonel bir sistemde ısrarcı olmak da hatalı bir karar olacaktır. Su sisi sistemlerinin mutlaka hidrolik açıdan iyi bir mühendislik hesabı ve proje ile hayata geçirilmesi ve tercih edilecek olan firmanın yapacağı sistem için sözkonusu uygulama ile ilgili onay kuruluşlarından “sistem onayı” almış olması tercih sebebi olmalıdır.
Kaynaklar • N.F.P.A. 750 Water Mist Fire Protection systems (2010 Edition), • F.M GLOBAL FMDS0402 Water Mist Systems (2006 Edition), • MINIMAX – MiniFOG Systems Design Manuel, • FOGTEC High Pressure Water Mist Engineering Manuel, • MARIOFF Water Mist Systems Catalouge.
Yüksek basınçlı su sisi sistemlerindeki borulama ve fitting elemanları korozyana ve yüksek su basınçlarına karşı dayanıklı olup, genellikle paslanmaz çelik malzemeden yapılmaktadır. Boru çapları düşük su sisi sistemlerinde kullanılanlara göre daha küçüktür.
ABONE FORMU ABONELİK BİLGİLERİ GÜVENLİK YÖNETİMİ DERGİSİNE 1 YILLIK ABONE OLMAK İSTİYORUM. ADI, SOYADI : FİRMA ADI : DOĞUM TARİHİ/YERİ: DERGİ TESLİM ADRESİ ADRES
:
POSTA KODU / SEMT / ŞEHİR DİĞER BİLGİLER: MESLEK
:
:
TEL
:
FAX
:
GSM
:
FATURA ADRESİ: ADRES:
POSTA KODU / SEMT /ŞEHİR VERGİ NO / DAİRESİ Güvenlik Yönetimi Dergisi’nin 1 yıllık abonelik (12 sayı) bedeli 60 TL. + KDV’dir. Abonelik bedelini İş Bankası - Beşiktaş Şubesi - Hesap No: 1008 280 52 64 IBAN: TR 5700 0640 0000 1100 8280 5264 yatırdıktan sonra dekontun fotokopisi ile birlikte bu formu doldurarak (0212) 210 54 45’ye fakslayıp yada devrim@guvenlik-yonetimi.com adresine mail atarak hemen abone olabilirsiniz.
92 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2014
R
E
K
2-3
L
A
96
M
I
N
D
E
21
17
63
59
1
15
55
31
19
61
49
13
37
93
51
43
65
55
A.K.
6-7
11
65
A.K.İ
35
4-5
29-33
ÖZEL GÜVENLİK FEDERASYONU YAYINIDIR
91
K
S
Ö.K.İ