Sayı 32

Page 1

ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ n AYDA BİR YAYINLANIR

ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ

BİNA OTOMASYON SİSTEMLERİ FOKUS: KENT GÜVENLİĞİ TÜRKİYE’DE SİBER GÜVENLİK ENİNE BOYUNA GÜVENLİK

ŞUBAT 2016 SAYI: 32 ÖZEL GÜVENLİK FEDERASYONU YAYINIDIR

ŞUBAT 2016 SAYI: 32


ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ n AYDA BİR YAYINLANIR

ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ

BİNA OTOMASYON SİSTEMLERİ FOKUS: KENT GÜVENLİĞİ TÜRKİYE’DE SİBER GÜVENLİK ENİNE BOYUNA GÜVENLİK

ŞUBAT 2016 SAYI: 32 ÖZEL GÜVENLİK FEDERASYONU YAYINIDIR

ŞUBAT 2016 SAYI: 32









içindekiler 24

54

32 8

BAŞKANDAN

10 EDİTÖR

12 GÜNCEL

Sektör ile ilgili kısa haberler

22 KÖŞE / Hayata Bakış

“Düşüncelerinize dikkat edin”

KAPAK KONUSU

SEKTÖRDEN

24

Önay Garden’a entegre çözümler

42

“Konutlarda yangın güvenliğine önem verilmiyor”

28

Yaşam boyu çözüm ortağınız!

48

“Güvenlik Laboratuvarı Projesi Türkiye’de bir ilk”

30

Akıllı binalar ve akıllı yönetim

ELEKTRONİK GÜVENLİK

54

Video izlemede kişi sayma modülü

56

Güvenilir konaklama için üretilen akıllı çözümler

FOKUS

32

Kameralı gözetlemede toplum

destekli yaklaşım

58

Konutlarda güvenlik nasıl sağlanır?

36

Akıllı trafik çözümleriyle güvenli

60

Birbirinden farklı güvenlik sistemleri aynı dili konuşacak

şehirler

62

IPG iletişim platformu ile üst düzey güvenlik

40

Güvenli ve akıllı şehirler

64

Beş yıldızlı otellere beş yıldızlı güvenlik


Güvenlik Yönetimi ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ

ŞUBAT 2016

82

AYDA BİR YAYINLANIR

Özel Güvenlik Federasyonu adına imtiyaz sahibi O. Oryal ÜNVER Yürütme Kurulu O. Oryal ÜNVER İsmail UZELLİ Murat KÖSEREİSOĞLU Yusuf Vehbi DALDA Genel Yayın Yönetmeni Devrim BOZKURT devrim@guvenlik-yonetimi.com Yazı İşleri Müdürü Yeşim ÖZDEMİR yesim@guvenlik-yonetimi.com Danışma Kurulu Alp SAUL Arzu YÜKSEL Doç. Dr. Gazi UÇKUN Füsun KOCAMAN Gültekin FİŞEK Hakan ÖZALP İsmail UZELLİ Murat KÖSEREİSOĞLU Okyay ŞENTÜRK O. Oryal ÜNVER Osman Levent CELASUN Prof. Abdurrahman KILIÇ Taner ALBAYRAK

66

BİLGİ GÜVENLİĞİ

YANGIN GÜVENLİĞİ

66

Kapıdan değil bilgisayarınızdan giren hırsızlara dikkat!

82

Endüstriyel tesislerde yangın güvenliği 1

70

Türkiye’de siber güvenlik

86

Yangın dolaplarının yönetmeliğe uygun olarak kullanılması

72

Gelecek gerçek zamanlı olarak denetim altında

88

Su sisi teknoloji geçmişi etkinlik ve verimliliği

90

Maksimum koruma ve güvenlik

GÜVENLİK HİZMETİ

74

Para ve kıymetli eşya taşıma faaliyetlerinde görev alan özel güvenlik çalışanlarının iç atakta cezai ve hukuki sorumlulukları(3)

78

Enine boyuna güvenlik 4

92 Yıllık Kapak ve Fokus konuları 93 ABONE FORMU 94 Reklam İndeksi

Grafik Tasarım ve Baskıya hazırlık Derya BOZKURT derya@guvenlik-yonetimi.com Yayın Türü Yerel Süreli Yayın Ayda bir yayınlanır. Yönetim Adresi Arkhe Tanıtım Hizmetleri Perpa Ticaret Merkezi B Blok Kat: 11 No:1963 Okmeydanı / Şişli / İstanbul Tel: (212) 210 54 45 Tel: (533) 413 78 08 Baskı VERİTAS BASIM MERKEZİ Tel: 444 1 303 Özel Güvenlik Sektörünün sesi Güvenlik Yönetimi Dergisi, sektörü bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Bu dergide yer alan her türlü haber, bilgi ve yorumlar; güvenilir olduğuna inanılan kaynaklar tarafından hazırlanmış araştırma raporları, değerlendirmeler, atıflar, çeviriler ve istatistikî verilerden derlenmiştir. Dergide yer alan tüm reklamların sorumluluğu firmalara, yazılardaki ve söyleşilerdeki görüşler sahibine aittir. Dergide yer alan yazılar izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden hiçbir şekilde kullanılamaz.

tanıtım hizmetleri

Perpa Ticaret Merk. B Blok Kat: 11 No: 1963 Okmeydanı / Şişli / İstanbul Tel: (212) 210 54 45 Faks: (212) 210 54 45 Gsm: (533) 413 78 08


g BAŞKAN

Güvenlik ve sosyal riskler Değerli okurlarımız; Güvenlik; kişinin sahip olduklarının korunması kapsamında zamanın yarattığı riskleri karşılamayı ve böylece oluşacak zararı önlemeyi sağlayacak çabalardan oluşur. İnsanlık ilk çağdan beri yaşamında mevcut riskleri karşılamayı önemsemiştir. Kazadan beladan korunmak için çeşitli dualar bile dile getirilmiştir. Artık günümüzde teknolojinin sağladığı imkânlar; korunmanın limitlerini; dualardan daha çok alınacak tedbirlere dönüştürmüştür. Yerleşik yaşamın şehirsel oluşumunda yer alan yaşam ve hareket gerçekliğinde düzenleyici tedbirler bir anlamda güvenliğimizi ilgilendirmektedir. Kırmızı ışıkta durmak veya yaya geçidinden geçmek bu kapsamda topluma kazandırılmış evrensel güvenlik çözümleridir. Her oluşumuna kendi doğası kapsamında; hareketten, teknolojiden ve insandan gelen riskler bazında konuya bakmamız doğru olur. Hareketten gelen riskler ulaşım temelli yüksek ve tehlikeli süratin bir sonucu olmaktadır. Bu kapsamda araçların teknik yeterlilikleri kadar şoförün yetenekleri önem taşımaktadır. Alınan araç teknik kontrol değerlendirmeleri ve trafik kontrol becerileri bu riskleri asgari seviyeye getirmeyi amaçlar. Şoförün dikkat ve yeterliliği kendi sorumluğu ile belirgin olur. Teknolojinin getirdiği risklerin en önemlisi elektrik ve ısınma imkânlarının taşıdığı risklerle yakından ilişkilidir. Cihazların dikkatli kullanılması ve gereken özenin gösterilmesi evlerde ve iş yerlerinde mevcut riskleri sınırlandırabilir. İnsandan gelen riskler insanın organize olması; hırs ve isteklerinin sonucu ortaya çıkan bir sonuç gibi görülebilir. Gerçekte her insan başkaları için farklı birer risk unsuru olabilir. Mesela ava giden birinin başka bir avcı tarafından vurulması olasılığı her zaman vardır. Fakir ama organize olmamış bireysel sonuçların ortaya koyabileceği korunma riskleri her yerde ve her zaman muteberdir. Bunlara karşı düşünülecek en caydırıcı etken gözetleme ve kayıt sistemleri olmaktadır. Bu şekilde işyerleri ve evler daha az risk taşıyan hale getirilebilmektedir. Ülkemizdeki güvenlik riskleri komşu ülkelerde yaşanan olumsuzluklarla doğrudan ilişkilidir ve organize riskler güvenlik organizasyonlarının gündemini oluşturmaktadır. Bu kapsamda özellikle belli etnik yapıların taşıdığı risklere; sosyal gerçeklik içinde kritik fonksiyon taşıyan yerlere ve muhtemelen siyasi etki yaratacak girişimlere karşı önlem geliştirmek ve bir öncelik ortaya koymak doğru olur. İnsanlar zenginleştikçe ve ihtiyaçlarını karşıladıkları sürece daha sakin ve sorunsuz yaşamayı öğreneceklerdir. Güvenli günler ve aydınlık gelecek için…

8 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

O. Oryal ÜNVER ÖGF (Özel Güvenlik Federasyonu) Yönetim Kurulu Başkanı

Yerleşik

yaşamın şehirsel oluşumunda yer alan yaşam ve hareket gerçekliğinde düzenleyici tedbirler bir anlamda güvenliğimizi ilgilendirmektedir. Kırmızı ışıkta durmak veya yaya geçidinden geçmek bu kapsamda topluma kazandırılmış evrensel güvenlik çözümleridir.



EDİTÖR

b

Bina otomasyon sistemleri ve kent güvenliği

Bina otomasyon ve yönetim sistemleri; tesisin tipine bağlı olarak CCTV, kartlı geçiş, yangın algılama vb. diğer güvenlik sistemlerinin yanı sıra ısıtma / soğutma / havalandırma, jeneratör, hidrafor, VRV-VRF sistemleri, fan coiller, VAV’ler, aydınlatma, otopark CO gaz izleme ve egzost kontrol sistemleri gibi farklı elektromekanik sistemlerin tek bir merkezden kontrolü, izlenmesi ve raporlanmasını kapsar. Bina otomasyon sisteminin özellikle yangın algılama, kartlı geçiş, CCTV, PDKS gibi diğer güvenlik sistemleriyle entegrasyon platformu sağlayabilmesi nedeniyle de işletme genelinde sağlayacağı maliyet ve verimlilik, katlanarak artmakta; tek merkezden farklı sistemler yönetilip izlenmekte ve sistemler birbiriyle konuşabilmektedir. Diğer bir ifadeyle tüm sistemlerin birbirleri ile entegre edilerek tek merkezden tüm binanın minimum personel ve maksimum verimlilikle kontrolünü sağlar. Binaların elektro-mekanik altyapısı, kullanım amacı, teknik ve işletme personel sayısı, bilgi seviyesi, olası genişleme imkân ve hedefleri, tasarruf ve sistem yönetim ihtiyaçları bina otomasyon sistemi kurulumunda belirleyici etkendir. Endüstriyel tesisler, rezidans binaları, oteller, alışveriş merkezleri, iş merkezleri, hastaneler, eğitim kurumları kısmen ortak, kısmen de birbirlerinden farklı otomasyon ve entegrasyon gereksinimlerine sahiptir. Kapak konumuzda bu detaylara ilişkin proje anlatımları ve teknik metinler bulacaksınız. Bu sayıda fokus konumuzu ise “Kent Güvenliği” olarak belirledik. Şehirleşme oranı hem dünyada hem de Türkiye genelinde hızla artarken; insan kaynağı şehirleşmenin yarattığı güvenlik ve çevre sorunları ile baş etmekte bir hayli zorlanıyor. Kalabalık da bu sorunların en önemlilerinden biri… Havaalanları, stadyumlar, metro istasyonları, üretim tesisleri gibi insan trafiğinin yoğun olduğu ve yüksek güvenlik gerektiren alanlarda canlı ve cansız varlık güvenliğinin sağlanmasında teknolojik çözümlerin önemli bir yeri var. Video analitik çözümlerinden kimlik doğrulama cihazlarına, tarama teknolojilerinden komuta kontrol merkezlerine kadar birçok ürün ve çözümü içerisinde barındıran ve tek merkezden yönetilebilen bir güvenlik paketi ile şehrin kalabalığına karşı insanları koruyabilmek mümkün. Fokus konumuza ilişkin de önemli ayrıntıların yer aldığı yazılarımız mevcut. Sektörden sayfalarımızın bu sayıdaki konuklarından ilki; Matriks Bina Kontrol Sistemleri Kurucu Ortağı Akın Altın. Diğer konuklarımız ise İstanbul Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu bünyesinde oluşturulan Güvenlik Sistemleri Laboratuvarı Projesi’nin önemli isimlerinden İstanbul Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek yüksekokulu Mülkiyet Koruma ve Güvenlik Bölüm Başkanı İnşaat Yüksek mühendisi Yrd. Doç. A. Erhan Bakırcı, İst. Üniversitesi Araştırma Görevlisi Murat İnankul ve Özel Güvenlik Program Başkanı Serdar Gültek. Elektronik güvenlik, bilgi güvenliği, güvenlik hizmeti ve yangın güvenliği disiplin başlıklarımız da her zaman olduğu gibi teknik yazılar, makaleler ve uygulama anlatımlarıyla dolu. Güvenli günler dileğiyle

10 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

Devrim BOZKURT devrim@guvenlik-yonetimi.com

Video analitik

çözümlerinden kimlik doğrulama cihazlarına, tarama teknolojilerinden komuta kontrol merkezlerine kadar birçok ürün ve çözümü içerisinde barındıran ve tek merkezden yönetilebilen bir güvenlik paketi ile şehrin kalabalığına karşı insanları koruyabilmek mümkün.



GÜNCEL

Ekin Technology Türkiye’nin ilk yerli 5x4K çözünürlüklü kamerasını üretti

Ekin Technology dünyanın ilk akıllı devriyesi ‘ekin Patrol’ü üretti. Yeni ürünün, görüntü kalitesinin hayati önem taşıdığı şehir izleme ve yüz tanıma alanında kullanımı ile güvenliğe katkı sağlamayı hedefleyen ekin Technology; Türkiye’nin en çok şehir

izleme yapan firması olma özelliğini de taşıyor. Yerli kamera üretiminin ülkemizin teknoloji alanındaki gelişiminde önemli bir kilometre taşı olduğunu ifade eden ekin Technology Yönetim Kurulu Başkanı Akif Ekin; en yüksek çözünürlüklü yerli

kamerayı üretmenin gururunu yaşadıklarını belirtti. Akif EKİN şu ifadeleri kullandı: “Yerli teknolojilerin geliştirilmesi, ülkemizin teknolojiyi ithal etmek yerine ihraç eder hale gelmesi, ekonomik büyümeye katkısı açısından büyük önem taşıyor. Ekin; 5x4K kamera ülkemizin ilk yerli en yüksek çözünürlüklü kamerası. Ultra HD’nin 5 katına çıkan çözünürlüğü ile özellikle akıllı şehir projelerimizde kullanılarak görüntülerden alınan verimi de beşe katlayacak. Yaşadığımız şehirde ve her gün içine girdiğimiz trafikte daha güvenli olmamızı sağlayacak. Ülkemizin yetiştirdiği mühendisler ile en yüksek çözünürlüklü ilk yerli kamerayı üretmekten, ülke ekonomimizin gelişimine katkı sağlayacak bir girişime imza atmaktan mutluluk duyuyoruz.”

Twitter Güven ve Emniyet Konseyi kuruluyor Twitter; hesaplarını kötüye kullanan kişileri engellemek için bir komite kurmayı kararlaştırdığını duyurdu. Sosyal medya platformu Twitter, hesaplarını kötüye kullanan kişileri veya trol olarak adlandırılan kullanıcıları engellemek için bir komite kurmayı kararlaştırdı. Kurulacak komitenin adı “Twitter Güven ve Emniyet Konseyi” olarak belirlendi. Hesaplarını taciz, terör, cinsel suçlar, porno gibi kötü amaçlarla kullanan veya trol olarak adlandırılan kişiler için Twitter bir komite kuracak. Şirketin bu kararı almasında, Ekim

12 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

2015’ten bu yana gelirlerinde yaşanan yüzde 30 oranında azalmanın da etkisi olduğu belirtiliyor. Konseyde sivil hak savunucuları ile siber güvenlik uzmanları da yer alacak. Twitter geçen yıl 125 bin hesabı, terörist örgütlere mensup kişilere ait olduğu gerekçesiyle engelledi. Twitter bu tür hesapları bundan sonra da engellemek için Güvenlik Merkezi kurdu. Ancak, Twitter’ın önceki CEO’su Dick Costolo, güvenlik merkezinin engellemede başarılı olamadığını, problemin çözümü için yeni önlemler alacaklarını açıklamıştı.



GÜNCEL

Başarıda sürdürülebilirlik Norm Teknik; “Başarımızın sırrı sürdürebilirlik” dedi. 2015 yılını geride bıraktığımız şu günlerde, sektörel değişimler sonuncu oluşan olumsuz piyasa koşullarının etkisiyle şirket küçülmelerinin yoğun yaşandığı bu dönemi şirket statüsünü anonim şirket boyutuna taşıyarak istikrarlı bir büyüme

gösteren Norm Teknik; kalite belgelerini arttırdı. Norm Teknik; insana, çevreye ve hizmet kalitesine verdiği önem doğrultusunda ISO 9001, ISO 14001, OHSAS 18001 CE 1299 kalite belgelerini bünyesine katararak; faaliyet hacmini genişletmek adına da yeni fabrika binasını tamamladı.

Panasonic’in yeni kurumsal çözümleri gün yüzüne çıktı

Panasonic’in 4K kameralardan araç içi takip sistemlerine, toplam güvenlik çözümlerinden akıllı depo uygulamalarına kadar farklı birçok kurumsal ürün ve çözümleri tanıtıldı. Kurumların özgün ihtiyaçlarına yönelik teknoloji sistemleri tasarlayan Panasonic, 20-21 Ocak tarihlerinde gerçek-

14 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

leştirdiği Panasonic Kurumsal Çözümler Etkinliği’nde güvenlikten depo yönetimine, araç içi kayıt sistemlerinden görüntüleme ve akıllı depo çözümlerine kadar birçok alanda sunduğu yenilikleri duyurdu. Sistem entegratörleri, Panasonic müşterileri ve teknoloji danışmanlarına yönelik yapılan etkinlikte, katılımcılar Panasonic çözümlerini ilk elden deneyimleme imkânı buldu. Etkinlikte kurulan demo alanında entegre güvenlik çözümleri, video analizi ve yönetimi, güneş paneli, video konferans çözümleri, akıllı depo çözümleri, araç içi takip sistemleri, profesyonel ekranlar, projektörler, iletişim ve profesyonel yayıncılık çözümlerinin katılımcıların beğenisine sunuldu. Panasonic Kurumsal Sistemler Ülke Müdürü Uğur ÇAĞLAR etkinlikle ilgili şunları söyledi: “Müşterilerimizin ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayan ve onların iş hayatını daha iyi hale getiren kurumsal çözümler üretiyoruz.

Başarımızın sırrı ise her kurumun ihtiyacının farklı olduğunu bilmemiz ve tek bir çözüm tasarlamaktansa, söz konusu kurumun özgün ihtiyacını en iyi şekilde karşılayan özel ürün ve çözümler geliştirme becerimiz. Tüm çözümlerimizi müşterilerimizle “birlikte” çalışarak geliştiriyoruz. Çözümümüzü yalnızca sunmakla kalmıyor, uygulama ve yönetim alanlarında da müşterilerimize danışmanlık desteği veriyoruz. Bu eksiksiz hizmet anlayışımızla birlikte yepyeni ürünlerimizi mevcut ve potansiyel müşterilerimize anlatmak için düzenlediğimiz bu etkinlik son derece verimli geçti.”



GÜNCEL

GÜSOD üyeleri akşam yemeğinde buluştu Güvenlik Servisleri Organizasyon Birliği Derneği (GÜSOD) 2016 yılı sosyal faaliyetleri kapsamında üyeleri ile birlikte yemekli sohbet toplantısını bu kez 11 Şubat 2016 günü PRONET Güvenlik Hizmetleri A.Ş. ve Beri KORONYO ’nun ev sahipliğinde Etiler La Scarpetta’da gerçekleştirdi. Sektörün güzide şirketleri ve onların temsilcileri; keyifli ve güzel bir akşam yemeğinde birlikte olmanın ayrıcalığı içinde memnuniyetlerini ifade ederken bu birlikteliklerin daha sık aralıklarla tekrarlanması temennisini paylaştılar. GÜSOD Başkanı Murat KÖSEREİSOĞLU bu birliktelik esnasında GÜSOD üyelerini derneğin icraatları ile müteakip dönemlerde planlı faaliyetleri konusunda bilgilendirdi.

Bağcılar Belediyesi’nin kesintisiz hizmet altyapısında Proline imzası!

Bilginç Işık

Cüneyt Yılmaz

Lütfi Yunusoğlu

Son dönemdeki bulut ve sanallaştırma mimarisinin teknolojiye olan etkisiyle birlikte HyperConverged mimarilerin yıldızı parlamaya başladı. E-devlet, e-dönüşüm gibi uygulamalarda öncü olan Bağcılar Belediyesi de vatandaşa kesintisiz ve daha etkin hizmet sunabilmek için Proline’ın stratejik iş ortağı SimpliVity’nin OmniCube çözümünü kullanmaya başladı. SimpliVity’nin OmniCube

16 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

çözümü sektördeki ilk ve önde gelen; çok merkezli olup tek merkezden yönetilebilen yapılarda çalışan ve HyperConverged mimarisine sahip bir altyapı çözümü olarak öne çıkıyor. HyperConverged mimari sayesinde gerek sanallaştırma gerek felaket kurtarma senaryolarını tek bir ara yüzden yönetebilen Bağcılar Belediyesi, daha esnek ve performanslı çalışabilme avantajına da sahip oldu. Proline Satış Direktörü Bilginç IŞIK; “Bu projenin başlangıç safhasında yaptığımız analizlerde performansı birinci öncelik olarak belirledik. Bağcılar Belediyesi’nin bütün bilgi işlem altyapısını tek bir merkezden yönetme gibi bir hedefi vardı. SimpliVity ürünüyle gerek sunucu veya yedekleme mimarisi, gerekse farklı bir yere geri yükleme yapabilme gibi

opsiyonları bir arada sunarak tek bir ekrandan birkaç teknolojiyi aynı anda yürütebilme gibi bir kolaylık da sağlandı.” dedi. SimpliVity Türkiye Teknik Danışmanı Lütfi YUNUSOĞLU ise Bağcılar Belediyesi’nin SimpliVity tercihiyle elindeki kaynakları en verimli şekilde kullanarak vatandaşlara kesintisiz hizmet ve işlem verme şansını yakaladığını söyledi. “Bağcılar Belediyesi e-devlet, e-dönüşümle ilgili uygulamalarda öncü bir belediye. Bu uygulamaların yürütüldüğü platform önemliydi. Bu projenin hayata geçirilmesiyle birlikte e-devlet uygulamalarımızı vatandaşlarımıza daha etkin bir şekilde sunmaya başladık.” diyen Bağcılar Belediyesi Bilgi İşlem Müdürü Cüneyt YILMAZ ise projenin belediye hizmetlerine sağlayacağı imkanları anlattı.



GÜNCEL

2016’nın dijital suç trendleri ne olacak? Nesnelerin interneti gelişecek: İnternet sayesinde birbiriyle bağlantılı cihaz ve uygulamaların artması, iş operasyonlarının devamlılığına geniş ölçüde kolaylaştırıcı etki yapacak. Ancak bunlar olurken; güvenlik konusu ve kaygısı firmaların başlıca gündem konularından biri olacak.

Global antivirüs yazılım kuruluşu ESET; dijital güvenlik konusunda hangi konuların bu yıl ön plana çıkacağını ortaya koyan “2016 Eğilimleri “Güvenlik Her Yerde” başlıklı raporunu yayımladı. Rapora göre;

Fidye yazılımları artacak: Şifre-fidye yazılımları, siber suçluların ana akım işlerinden biri haline geldi. Tüm dünyayı etkisi altına alan Cryptolocker tarzı fidye yazılımları, yeni versiyon ve çeşitleriyle hem kurumsal hem de bireysel kullanıcılar için artarak tehdit olmayı sürdürecek.

Mobil saldırılar artarak sürecek: Siber suç yazılımı hazırlayanların önemli bir bölümünün mobile yöneldiği düşünülüyor. Bilgisayarlara yönelik geleneksel saldırıların tamamı mobile uyarlanmaya başladı, ayrıca yeni saldırı türleri de yaratılıyor. İnternet bağlantılı olmasına karşın akıllı telefonların bilgisayar gibi algılanmaması ve bu nedenle korunma önlemi alınmaması, saldırıları ve etkisini arttırıyor. Windows 10: Microsoft, yeni işletim sisteminde güvenlik konusuna güçlü yatırım yaptı. Ancak her halükarda yeni sistem ile birlikte güvenlik, gizlilik ve şeffaflık konuları tartışılacaktır.

Pronet bu yıl da “İnsana saygı” ödülü aldı İnsan Kaynakları alanındaki özenli çalışmaları öne çıkarmak ve kamuoyu ile paylaşmak amacıyla her yıl Kariyer.net tarafından geleneksel olarak düzenlenen “İnsana Saygı Ödülleri”, 17 Şubat 2016 tarihinde Lütfi Kırdar Kongre Sarayı’nda gerçekleşti. Pronet; dünyanın önde gelen yönetim profesyonellerinin konuşmacı olarak katıldığı 20. İnsan Kaynakları Zirvesi kapsamında düzenlenen ödül töreninde, iş başvurularını en hızlı ve en yüksek oranda yanıtlayan şirket olarak İnsana Saygı Ödülü’nü almaya hak kazandı. Geçtiğimiz yıl da aynı ödülü almaya hak kazanan Pronet; art arda iki yıl “İnsana Saygı” ödülünün sahibi oldu. Pronet CEO’su Alp SAUL; şu şekilde konuştu: “Çalışanlarımızı, müşterilerimizin güvenliğini garanti

18 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

altına alan ‘kahramanlarımız’ olarak görüyoruz. Bu nedenle, insan kaynağını çok önemsiyor ve insana yatırım yapıyoruz. İş başvurularının her birine hassasiyetle yaklaşarak, her adayı potansiyel çalışan olarak değerlendiriyoruz. Misyonu insanları ve değer verdiklerini korumak olan bir şirkette, İnsana Saygı Ödülü’ne layık görülmek, şirket değerlerimizin takdir edildiğini bilmek bizleri daha da motive ediyor. Tercih edilen işveren markası olma vizyonuyla ilerlerken bu ödülü almış olmanın bizim için anlamı büyük. Başarımızın arkasında 2 bin Pronet kahramanı çalışanımız var; Pronet İnsan Kaynakları Ekibi olarak bu ödülle gurur duyuyoruz” dedi. Ödül almaya hak kazanan şirketler; “aday başvurularını on gün içinde en hızlı yanıtlama”,

“en çok istihdam yaratma” ve “en çok başvuru yapılan firma” kriterlerini yerine getirme becerileri üzerinden değerlendirildi. Adayların İnsan Kaynakları süreçlerini beğendikleri firmaları oylamasıyla belirlenen “en beğenilen firma” ödülleri de “İnsana Saygı Ödülleri” kapsamında sahiplerini buluyor. Ayrıca, içerik, görsellik ve yaratıcılık kriterleriyle belirlenen “en iyi tasarımlı iş ilanı” ödülü de yine adayların oylarıyla seçiliyor.



GÜNCEL

ALL OVER IP Organizasyon’u gerçekleştirildi ALL OVER IP güvenlik sektörünü tek çatı altında topladı. 17 Şubat 2016 tarihinde Grand Cevahir Hotel Convention Center’da gerçekleştirilen organizasyonda Aveka&EATON , Gtm Teknolji &Supermicro , Martin Telekom & Clicknet&Modeo &securKEY , Pcc & Macroscop ve Sony Türkiye yer aldı. Organizasyona katılım sağlayan firmalar birlikte ürettikleri çözümleri stantlarda sundular. Yapılan sunumlarda ise firmalar markalara değer katan şirketlerini anlattılar. Organizasyona ilişkin görüşlerini aldığımız ALL OVER IP’ye ev sahipliği yapan PCC Elektronik Genel Müdürü Cemil ÖZDEMİR şu ifadelere yer verdi: Dijital çağın en işlevsel açılımı olan IP Teknolojisi’nin; IP tabanlı güvenlik yönetimi ve akıllı görüntü analizi konularında firmalar arası entegrasyon ile ne kadar ivme kazandığını

görmekteyiz. Güvenlik uygulamalarında, yazılım ve donanım ürünlerinin entegrasyonunu sağlamak ve işbirliğini arttırmak amacı ile Türkiye’de faaliyet

gösteren firmalar, katılımı ile All Over IP Total Securıty Solutıon, İstanbul organizasyonunda büyük projelere yön vermeyi hedefliyoruz” dedi.

SecuriTex 2016 Fuarı kapılarını ziyaretçilerine açıyor 2.SecuriTex Eurasia Güvelik Teknolojileri, Yangın Koruma – Söndürme, Emniyet, İş Güvenliği ve Sağlığı, Bilişim Teknolojileri Fuarı 24 Mart 2016’da kapılarını ziyaretçilerine açıyor. CYF Fuarcılığın Congresium Ankara’da gerçekleştireceği organizasyonda sektör firmaları son kullanıcıyla buluşacak. Fuar; sektör bileşenlerine yeni proje veya yenileme çalışmaları için ürün, hizmet ve

20 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

alternatifler sunma, sektördeki gelişmeler ve yeniliklerden haberdar olma, sektör içerisinde durum analizi yapabilme, müşterilerle

yüz yüze buluşma, bayilik verme, mevcut bayiler ile ilişkileri geliştirme gibi birçok imkânı sunacak. Fuar 26 Mart 2016’da sona erecek.



h HAYATA BAKIŞ

“Düşüncelerinize dikkat edin” Hayattaki seçimlerimiz bize aittir ama her şey kontrolümüzde değildir. Bir şey hariç “düşüncelerimiz”. İnsanlar bize fiziksel olarak zarar verebilirler. Paramızı ya da eşyalarımızı çalabilirler ama bizim iznimiz olmadan asla düşüncelerimize sahip olamazlar. Ne düşündüğümüze sadece biz karar veririz. Düşüncelerimizin kalitesini yükseltmek için yapacağımız her şey doğal olarak hayatımızın kalitesini de yükseltir. İnanmak; bir şeyin nasıl olduğu konusunda emin olmaktır tamamıyla bakış açımıza göre oluşur. Bazen düşüncelerimizi sorgulamadan ya da yargılamadan birkaç kez düşündükten sonra onları gerçekmiş gibi kabul ederiz. Bütün geleceğimiz zihnimizde oluşturduğumuz alışkanlıklara yani inançlara bağlıdır. Neye yürekten inanırsak hayatımıza çekmeye başlarız. İnancımızın gerçekle bir ilgisinin olması ya da bir hayal ürünü olması bu sonucu değiştirmez. Farklı olayları ve insanları hayatımıza çekmek istiyorsak düşüncelerimizi değiştirmemiz gerekiyor. Sahip olduğumuz düşünceler bizi bu gün bulunduğumuz yere getirdi. Yarın daha farklı bir yerde olmak istiyorsak düşüncelerimizi değiştirmemiz gerekiyor. Düşünceler bir mıknatısın enerjisi gibi kendisi ile uyuşan durumları ve insanları bize doğru çeker. Hayatımız düşüncelerimizi takip eder; zihnimizde ne düşünürsek aniden o yönde ilerlemeye başlarız. Düşüncelerinizi sert bir şekilde sağa ya da sola çevirirseniz hayatınız ve tecrübeleriniz birden o yönde gelişmeye başlar. Düşüncelerin doğaüstü bir gücü vardır. Sorunları ve engelleri değil çözümleri ve fırsatları konuşun. Her evden çıkışınızda fırsatları arayın ve sadece inanın. Birisi ile tanışmanız bir anda her şeyi tersine çevirebilir; ne kadar imkânsız gibi görünse de. Duygularımız düşüncelerimize göre şekilleniyor; sabah kalktığınızda sizi kıran insanları ya da yaptığınız hataları düşünerek mutlu olamazsınız. Dünyanın en büyük ve güçlü bilgisayarına sahip olabilirsiniz; ama içine virüs girerse bilgisayarınız yavaşlamaya, işlemlerde hata vermeye başlar. Bilgisayar kötü olduğu için değil içine virüs girdiği için. Olumsuz düşünceler de virüs gibidir; virüslerin yalanlarına inanmaya başlarız. Özgüven, sizin kendinizi değerlendirmenizdir. Başkalarının sizin hakkınızda ne düşündüğü ya da hissettiği değil; sizin kendi hakkınızdaki duygu düşüncelerinizdir. Özgüven; başarısızlığın sebebi ve başarının anahtarıdır. Sizin kendi hakkınızda ne düşündüğünüz; başkalarının sizin hakkınızda ne düşündüğünden çok daha önemlidir. Yapılan araştırmalar her yedi kişiden altısının özgüveninin düşük olduğunu ortaya koyuyor. Kendi hakkımızda olumsuz düşüncelerin ve inançların çoğunu bilinçli olarak fark edemeyebiliriz ama bilinçaltındadırlar ve kendilerini hissettirirler.

Olumsuz düşünmemek dileğimle…

22 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

Oğuz GÜLAY

Düşüncelerinizi sert bir şekilde sağa ya da sola çevirirseniz hayatınız ve tecrübeleriniz birden o yönde gelişmeye başlar. Düşüncelerin doğaüstü bir gücü vardır.



KAPAK KONUSU

Önay Garden’a entegre çözümler Daire sahibinin evde olmadığı zamanlarda gelen ziyaretçilerin son 10 kişiye kadar video kaydı tutulmaktadır; kullanıcı evine geldiğinde dokunmatik ekrandan uyarılarak gelen ziyaretçilerin görüntüsünü görebilmektedir. ARLA MÜHENDİSLİK

Ö

nay Grup Yapı Sanayi A.Ş.’nin Beylikdüzü’ndeki Önay Garden Residence Projesi’nde Arla Technologies’in Colife markalı bina otomasyonu, ısıtma soğutma sistemleri, çevre güvenlik kamera sistemleri, yan-

24 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

gın güvenliği ile entegre olabilen IP tabanlı sistemleri tercih edildi. Colife’ın uydu sistemlerle olan entegrasyonu ve sistemin sonradan genişletilebilir olması en önemli tercih sebeplerinden biri oldu. İstanbul’un gelişen semtlerinden biri olan Beylikdüzü’nde gerçek-

leşen proje bölgenin ayrıcalıklı özelliklerine sahip ilk projesi. Kapalı otoparkı, sosyal tesisleri, 16.katındaki yarı olimpik havuzu, sunduğu asistans hizmetleri, bahçe balkonu projeyi ayrıcalıklı kılan özelliklerinden birkaçı. 378 dairelik projenin otomasyon altya-


pısı da projenin ve kullanıcıların talepleri düşünülerek dizayn edildi. Projede daire içinde; VRF klima sistemi ve kalorimetre ile IP üstünden haberleşen otomasyon ana modülleri, 7 inch dokunmatik ekran, güvenlik sisteminde kullanılan manyetik kontaklar, duman, su basma sensörleri kullanıldı.

Tek panelden kontrol sağlanıyor Arla tarafından binada oluşturulmuş network ile; bina girişinde bulunan ve kullanıcıların asistans hizmeti, interkom görüşmeleri gibi hizmetleri alabildiği bir PC bulunmaktadır. IP tabanlı sistemler ile de yangın sistemi, çevre kamera, faturalandırma sistemleri ile entegrasyon sağlanıp bu sistemlerle haberleşebilmektedir. Kullanıcılar konut içinde kullanılan 7inch dokunmatik ekrandan yani tek bir panelden interkom, ısıtma kontrolü, güvenlik, residence hizmetleri ve ev otomasyonu gibi hizmetleri kontrol edebilmektedir. Böylece kullanıcıların; otomasyon için ayrı panel, güvenlik için ayrı bir keypad, interkom görüşmeleri için ayrı bir ünite kullanmalarına gerek kalmamaktadır. 7 inc ekranın arka plan görüntüsü ve zil sesi kullanıcılar tarafından değiştirilebilmektedir. Sunulan hizmetler arasında bulunan IP tabanlı interkom görüşme sistemi ile kullanıcı; 7inch dokunmatik ekrandan sesli görüntülü görüşme yapabilmektedir. Bu görüşmelerde sesli görüşme çift yönlü, görüntülü görüşme tek yönlü yapılıp; daire sahibi resepsiyona gelen kişiyi görebilmektedir. Daire sahibinin evde olmadığı zamanlarda

gelen ziyaretçilerin son 10 kişiye kadar video kaydı da tutulmaktadır; kullanıcı evine geldiğinde dokunmatik ekrandan uyarılarak gelen ziyaretçilerin görüntüsünü görebilmektedir. İstenmeyen bir misafir geldiğinde daire sahibi resepsiyona red mesajı göndererek evde yok izlenimi verebilir ve istenmeyen misafiri kabul etmeyebilir. Ayrıca IP kameralardan gelen; bina güvenlik ve sosyal tesislere konulmuş kamera görüntülerini evdeki dokunmatik panel ekranından görebilir; seyredebilirsiniz.

Site yönetimi hizmetleri Projede bina girişinde resepsiyonda bulunan PC ile interkom, alarm bildirim hizmetleri, residence hizmetleri, site yönetimi hizmetleri karşılanmaktadır. Daire içinde projelendirilen güvenlik sistemi ile yangına, su basmasına ve hırsıza karşı evin güvenliği sağlanmaktadır. Yangın alarmı sırasında resepsiyon bilgisayarına yangın alarmı bilgisi ve alarmın hangi daireye ait olduğu bilgisi düşer; akıllı ev sistemine entegre olan genel yangın sistemine daire alarmı bilgisi ulaşır ve yangın sırasında öngörülmüş yangın senaryoları devreye girer. Alarm durumunda ayrıca daire sahibinin mobil telefonuna SMS ile yangın alarm bilgisi ulaşır. Islak hacimlerde konumlandırılan su basması dedektörü su basması algıladığında sistem alarm durumuna geçer ve su vanasını kapatıp su basmasını engeller; resepsiyon bilgisayarına alarm durumunu ve hangi dairede olduğunu bildirir, daire sahibinin mobil telefonuna SMS ile alarm bilgisi verir. Hırsız alarmı için pencere ve çelik kapı-

Yangın alarmı sırasında resepsiyon bilgisayarına yangın alarmı bilgisi ve alarmın hangi daireye ait olduğu bilgisi düşer; akıllı ev sistemine entegre olan genel yangın sistemine daire alarmı bilgisi ulaşır ve yangın sırasında öngörülmüş yangın senaryoları devreye girer. ya manyetik kontak uygulaması düşünülmüştür. Hırsız alarmı devreye girdiğinde resepsiyon bilgisayarına hırsız alarm bilgisi ve alarmın hangi daireden geldiği bilgisi düşer, böylece site güvenliği müdahale edebilir. Aynı anda daire sahibinin mobil telefonuna SMS ile alarm bilgisi verir.

Evinizi uzaktan da yönetebilirsiniz Daire içi Isıtma soğutma kontrolleri klima sistemleri ile yapılmaktadır. Ortak çalışma sonucu iki sistem arasında sağlanan yazılım entegrasyonu ile ısıtma sistemlerinin kontrolü için ekstra termostada gerek duyulmadan 7 inch dokunmatik ekrandan ısıtma kontrolleri yapılabilmekte; dereceler ekran üstünden girilebilmektedir. Ayrıca Arla otomas-

Şubat 2016 Güvenlik Yönetimi n 25


KAPAK KONUSU

yon ürünleri ile ısıtma sistemi dışarıdan telefon ile de kontrol edilebilmektedir. Kullanıcı evine gelmeden önce cep telefonu ile ısıtma sistemini açabilmektedir. Otomasyon sistemi kontrolünde 1 adet priz kontrolü bulunmaktadır; kullanıcı prize bağlı bulunan elektrikli cihazını zaman senaryoları ile veya dışarıdan telefonla kontrol edebilmektedir. Bu fonksiyon ile kullanıcı dışarıdayken fırını çalıştırabilir veya kahve suyunu ısıtabilir (Prize takılı hangi elektrikli cihaz varsa onu çalıştırabilir). Sistemde bulunan elektrik kesme fonksiyonu ile kullanıcı evden çıkarken güle güle senaryosunu çalıştırdığında dairenin tüm elektriğini kesebilmektedir. Daire sahibi dışarıdayken prizde ütü fişini unuttuğunu düşündüğünde telefonundan SMS yollayarak dairesinin elektriğini kesebilmektedir.

26 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

Aydınlatma otomasyonunda power line (Evin mevcut elektrik hattının kullanılması) sistem tercih edildiğinden kullanıcıya opsiyonel olarak bırakılmıştır. İstendiği taktirde sonradan ek bir tadilat gerekmeden istediği kadar noktanın aydınlatma otomasyonu da sisteme entegre edilebilmektedir. Resepsiyon hizmetleri projenin daire sahibine sunduğu; hayatı kolaylaştıran hizmetlerden biridir. Daire sahibi 7’’ dokunmatik ekrandan taksi çağırma, kuru temizleme talebi, daire temizlik talebi, market alışverişi, teknik servis talebi, kapıcı, çöp toplama gibi talepleri tuşlayarak resepsiyondan talep edebilmektedir. Gönderilen talep resepsiyondaki bilgisayara yazılı olarak düşer ve resepsiyon ilgili hizmeti daire sahibine ulaştırabilmektedir. Site yönetimi ayrıca resepsiyon PC’ sinden yazılı

Hırsız alarmı devreye girdiğinde resepsiyon bilgisayarına hırsız alarm bilgisi ve alarmın hangi daireden geldiği bilgisi düşer; böylece site güvenliği müdahale edebilir. Aynı anda daire sahibinin mobil telefonuna SMS ile alarm bilgisi verir. olarak aidat bilgilerini, duyuruları, bilgilendirme mesajlarını daire ekranlarına yazılı olarak duyurabilmektedir. Bu yöntem ile toplu konut projelerinde yönetim ile sorunsuz iletişim sağlanmaktadır. Tüm bu özelliklerden sonra projenin kullanıcılarına sunduğu avantajlardan biri de; daire sahibi evden çıkarken çıkış senaryosu ile evin su vanasını kapatır, elektriğini keser, alarm kurar ve aynı anda asansörü kullanıcının bulunduğu kata çıkarır. Dışarıdan telefonla kontrol özelliği ile de kullanıcı dışarıdan alarmını kurabilir, evin elektriğini kesebilir, ısıtma soğutma sistemlerini kontrol edebilir.



KAPAK KONUSU

Yaşam boyu çözüm ortağınız! 17 Temmuz 2012 tarihinde, Türkiye’nin en büyük konut yapılarından birinin HVAC sisteminde potansiyel olarak hayati tehlike oluşturan bir yangın meydana geldi. Entegre ve interaktif Bina Sistemleri sayesinde, binada bulunan 1500’den fazla kişi çok kısa bir süre içerisinde tahliye edildi. HONEYWELL

P

olat Tower:

100,000m ’lik toplam kat alanına sahip 152,5 metre yüksekliğindeki Polat Tower, Türkiye’nin en lüks konut yapılarından biridir. Kulede 406 daire, 21 mağaza, bir spor merkezi, yüzme havuzu, üç sinema ve Türkiye’nin en yüksek helikopter pisti bulunmaktadır. İdeal konfor koşulları sağlamak için 71m² veya 81m² alana sahip dairelerin her birinde temiz hava ünitesi, fanlı ısıtıcı üniteleri, mini 2

28 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

soğutucu ve atık hava gazı atım fanı mevcuttur. LONWORKS® teknolojisine sahip Honeywell otomasyon sistemleri tüm HVAC ve aydınlatma sistemlerini kontrol etmektedir. 17 Temmuz 2012 tarihinde, Türkiye’nin en büyük konut yapılarından birinin HVAC sisteminde potansiyel olarak hayati tehlike oluşturan bir yangın meydana geldi. Entegre ve interaktif Honeywell Bina Sistemleri sayesinde; binada bulunan 1500’den fazla kişi güvenli bir şe-

kilde ve yaralanma olmadan çok kısa bir süre içerisinde tahliye edildi. Yanan kaplama ve izolasyon malzemesi binadan düşmeye başladığı için bina sakinleri ve çevredeki insanlar panik dolu anlar yaşadı. Çözüm: Yangın, binanın klima ünitesinde bir kıvılcımın alev almasıyla meydana geldi. Honeywell’in EBI sistemi yangın departmanına derhal alarm göndererek yangın söndürme ve tahliye moduna geçti. Yangın departmanı ekip-


leri alarmın ardından 3 dakika içerisinde olay mahalline ulaştı ve yalnızca 40 dakika içerisinde yangını söndürdü. Bu olayda, yangın sistemi yangını başladığı anda tespit etmiş ve entegre acil durum duyuru sistemini (PA/VA) etkinleştirmiştir. Sensörler yangının başladığı katı tespit etmiş ve yangının konumuna bağlı olarak farklı noktalarda farklı duyurular yapmıştır. Ardından sistem, bina içerisinde yangının çevresindeki alana hava üflemeyi durdurmuş ve dumanla dolmaya başlayan odalardaki dumanı dışarı çıkaran ters vakum etkisi işlevini başlatmıştır. Diğer yandan, havalandırma sistemi, yangın olan bölgeye oksijen beslemesi yapılmasını engellemek amacıyla durdurulmuş ve binadaki doğal gaz akışı engellenmiştir. Eş zamanlı olarak, havalandırma sistemi önceden belirlenmiş yangın merdivenlerinin yer aldığı alanlara ekstra hava üflemeye başlamış ve bu noktalarda duman girişini engellemek amacıyla yüksek basınç alanları oluşturulmuştur. Acil çıkış aydınlatması da etkinleştirilmiştir.

Menkes 25 York Street Kulesi 2005 ilkbaharında, Toronto ticari bina piyasası, bölgedeki önemli birçok şirketin taşınma seçeneklerini değerlendirmesi nedeniyle son derece hareketliydi. Finansal hizmetler ve teknolojideki büyümelerle oluşan güçlü ve gelişen is ortamı sayesinde birçok yerel şirket; hızla mevcut ofis binalarına sığmaz hale gelmişti. Bu potansiyel kiracıların çeşitli gereksinimlerini karşılamak amacıyla, çok sayıda müteahhit, yeni tesisler inşa etmek için yer arayışına girdi. Çözüm: 70.000 metrekareyi aşan bir alana sahip kulenin yönetimini sağlayan her bir sistem, kiracılara

Yangın, binanın klima ünitesinde bir kıvılcımın alev almasıyla meydana geldi. Honeywell’in EBI sistemi yangın departmanına derhal alarm göndererek yangın söndürme ve tahliye moduna geçti. Yangın departmanı ekipleri alarmın ardından 3 dakika içerisinde olay mahalline ulaştı. değer ve konfor sunan bilgilerin sensörler ve aygıtlar arasında paylaşılmasına olanak tanıyan, işletme geneline yayılmış bir çözümün parçası oldu. Tesis genelinde aşağıdakiler dahil olmak üzere, tüm sistemler arasında 50’nin üzerinde entegrasyon unsuru vardır: Bina otomasyonu / HVAC Aydınlatma kontrolü Enerji ölçümü Erişim kontrolü Dijital video izleme Asansör kontrolü Otopark kontrolü Can güvenliği / yangın alarmı Özünde, tüm sistem bir ber optik Ethernet ağı üzerinden çalışmakta ve temel bina teknolojilerini entegre ederek işletme maliyetlerini düşürmeye yarayan bir tesis yönetim platformu olan Honeywell Enterprise Buildings Integrator

(EBI) aracılığıyla kontrol edilmektedir. Tesis yöneticileri, EBI’ye tüm bina sistemlerinin kontrolünü parmak uçlarına kadar getiren, sistem operasyonlarını tek bir yerden yönetmelerine ve izlemelerine olanak tanıyan bir merkezi grak arayüz ile erişim sağlamaktadır. Bina için tasarlanan düzeyde bir sistem entegrasyonunun mümkün olmadığını düşünen bazı kişiler olduysa da, projenin sonuna ulaşıldığında herkes sonuçlardan son derece memnundu. 25 York Street’in Genel Müdürü Roy Budgell söyle diyor: “Honeywell sistem entegrasyonunun kapsamını ilk incelediğimde, bu kadar karmaşık bir sistemi binamıza uygulamada büyük sorunlar yaşayacağımızı düşünmüştüm. Ne mutlu ki Honeywell sistemi tamamen entegre oldu ve sorunsuz çalışıyor.”

Şubat 2016 Güvenlik Yönetimi n 29


KAPAK KONUSU

Akıllı binalar ve akıllı yönetim Uzaktan izleme sistemi; sayaçların ne kadar tüketim de bulunduğunu, yük durumları gibi bilgileri düzenli olarak okuyabilir; elektrikten kaynaklı yangın vb. durumların anında tespit edilmesine yardımcı olabilir. Tamer TATLICI ASAY ENERJI

E

ğer sizlerde çok katlı ve çok daireli site, rezidans tipinde bir yerleşimde yaşıyorsanız, yönetimin en sık tartışılan konuları arasında olan ortak giderlerin paylaşımı, aynı apartmandaki bir sakinin ısınır iken, bir diğerinin üşüme problemi, iki kişinin yaşadığı bir dairenin nasıl olurda beş kişinin yaşadığı bir aileden daha fazla su kullandığı gibi konulara aşinasınızdır. Bahsetmiş olduğum konular, toplu yaşamanın bizlere ilettiği yeni sosyal sorunlardır. Bu sorunların çözümü ise adaletli ve düzenli yönetim anlayışı ile çözülebilir. Çok daireli bina ve rezidanslarda, sayıları yüzleri bulan elektrik, su ve kalorimetrelerin ay sonunda doğru bir şekilde okunması ve faturalandırılması zor bir iştir. Bu işin efektif ve ucuz bir yol ile yapılması gerekmektedir. Bunun içinde profesyonel bir ekipten destek alınmalıdır. Site güvenliğinizi nasıl uzman bir ekip ile anlaşarak çözüyor iseniz; binanızda bulunan elektrik, sıcak su, soğuk su, ortak kullanım alanları, asansörler vb. nokta-

30 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

ların giderlerinin günlük düzenli olarak ölçülmesi gerekmektedir. Bunun için yönetimin onlarca para vererek server, yazılım, scada sistemi gibi çözümlere para yatırmaları anlamsız ve oldukça da masraflıdır. Yöneticilerin asıl işleri saha işlerini yapmak değil; bu tip sistemler kurarak sistemden gelen veriler doğrultusunda işleri yönetmektir. Binalardaki sayaç ve tüketim noktalarını izlemek için yöneticilerin yapmaları gerekenleri şu şekilde özetleyebiliriz; Elektrik sayaçları geçen senelerde çıkan bir kanun ile elektrik dağıtım şirketine devir edilmiştir. Bu sayaçlara takılacak okuma aparatları yasal değildir fakat elektrik verilmeden önce ilgili elektrik dağıtımı şirkete başvurarak haberleşmeli sayaç alındığını “RS485 Uzaktan okumaya uygun” bu sayaçların binada oluşabilecek yüksek tüketim, yangın vb. tehlikeleri anında tespit için kullanılacağını belirtilerek ilgili izinler alınabilir. Böylece uzaktan izleme sistemi sayaçların ne kadar tüketim de bulunduğunu, yük durumları gibi bilgileri düzenli olarak okuyabilir;

elektrikten kaynaklı yangın vb. durumların anında tespit edilmesine yardımcı olabilir. Su da ise çoğu bina da tek ana sayaç olup; kimi binada kişi sayısına, kiminde ise gölge sayaçlar ile paylaştırma yapılmaktadır. Asıl ve adaletli olan her bir daire için gölge sayaç uygulamasıdır. Böylece her gün yıkanan 2 kişilik aile ile haftada bir 3 çocuğu yıkanan dairelerin arasında kişi sayısına bağlı yaşanan komşu kavgası da sona erecektir. Bu iş için seçilecek sayaçlarında “M-BUS uzaktan okumaya uygun” sayaçlar olarak seçilmesi gerekmektedir. Bir diğer konu ise ortak kullanım alanlarıdır. Sitenizde dış aydınlatma, bahçe sulama ve asansörler gibi noktalar bulunmaktadır. Bu noktalar daire sakinlerine eşit ve adilane bir şekilde bölüştürülmesi gerekmektedir. Bu iş yapılırken daire sakinlerinin de toplam tüketimleri şeffaf bir şekilde izleyebilmesi gerekmektedir. Asay web tabanlı yazılım ile site ve rezidans yöneticilerine ucuz ve kullanışlı okuma servisleri


sunuyor. Sayaçlarınız uzaktan okumaya uygun ise sayaçlara bağlanan özel modemler ile tüketim ve endeks bilgileri webdeki yazılıma iletiliyor; yöneticiler ve daire sahipleri ise tüketimleri, endeks bilgileri bu sistem üzerinden alarak belirlenen birim fiyat ile çarparak sakinlere borç bildirimlerini iletebiliyor. Bu bilgiler sürekli olarak sistemde tutulduğundan geçmiş tüketimler konusundaki anlaşmazlıklarda sona erer. Bu tip bir servis için daire başına uzaktan okuma servis faturası kesilir. Servis sözleşmesi devam ettiği sürece internet olan

her ortamdan tüketimleri izlemek mümkündür. Sayaçlar dakikada bir okunarak binanızda olası elektrik sorunları ile su basması gibi tatsız durumlar önceden tespit edilir, ilgili personele SMS ve mail ile bilgilendirme yapılır. Yöneticiler ay sonunda her bir

dairede bulunan tüm sayaçların tüketim giderlerini dakikalar içinde hesaplayarak, dairelerin gider bildirimlerini mail ve çıktı olarak daire sahiplerine iletebiliyorlar. Kat sakinleri de tüketimlerini internete ulaşan cihazlarından takip edebilirler.

Sayaçlar dakikada bir okunarak binanızda olası elektrik sorunları ile su basması gibi tatsız durumlar önceden tespit edilir, ilgili personele SMS ve mail ile bilgilendirme yapılır. Şubat 2016 Güvenlik Yönetimi n 31


FOKUS

Kameralı gözetlemede toplum destekli yaklaşım Kameralı gözetleme sistemleri değişik ülkelerde güvenlik kuvvetleri tarafından suç işlenmesini azaltma, işlenen suçların aydınlatılmasını artırma ve halka güven verme amaçlarına yönelik olarak kullanılmaktadır. Selim ÇAPAR / AREM Başkanı T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI ARAŞTIRMA VE ETÜTLER MERKEZİ

S

on dönemlerde bilgi teknolojisi ile biçimlenen toplum yapısı içinde, kamu örgütlerinin başarısı giderek öngörülü olabilmelerine, değişen koşullara uyum sağlanması için iç ve dış üst bilgi kaynaklarından nasıl verimli biçimde yararlandıklarına dayanır hale gelmektedir (Anttiroiko, 2002). Bu durum; stratejik bilgi yönetiminin önemine işaret etmektedir. Devletin zor kullanma

32 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

tekelini ellerinde bulunduran kolluk kuvvetleri de bilgi teknolojilerinin sağladığı gelişmelerden yararlanmakta, bilgi yönetimine ihtiyaç duymaktadırlar. Türkiye’de, cadde ve sokakların güvenlik amacıyla kameralarla gözetlenmesi yaygınlaştı. Kolluk kuvvetlerinin genel olarak, toplumsal güvenliği sağlamak amacıyla suçların önlenmesi, işlenen suçların aydınlatılması gibi temel görevleri bulunmaktadır. Kameralı gözetleme sistemleri

de bu bağlamda, değişik ülkelerde güvenlik kuvvetleri tarafından suç işlenmesini azaltma, işlenen suçların aydınlatılmasını artırma ve halka güven verme amaçlarına yönelik olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada, Birleşik Krallık’ta CCTV (Closed Circiut Television-Kapalı Devre Televizyon) sistemleri adı altında özellikle 1990’lı yıllarda yaygınlaşma süreci yaşayan, Türkiye’de ise MOBESE adı altında son yıllarda görünürlüğü artış gösteren kamusal alanların


Kameralı gözetleme sistemi kurulmasının temel amacı; caydırıcılık yönüyle suç ve düzensizliğin önlenmesidir. Ayrıca bu sistemler sağladıkları gözetim kabiliyeti ve fırsatı ile suçların aydınlatılmasına da yardımcı olur.

Selim ÇAPAR

kameralarla gözetlenmesi uygulamaları toplum destekli yaklaşım bağlamında karşılaştırmalı olarak ele alınacaktır.

Kamusal alanların kamera ile gözetlenmesi Kapalı devre televizyon (CCTV), bir alanın güvenlik ya da öteki amaçlarla görüntülü olarak izlemek için kullanılan özel bir video sistemidir. Kameralı gözetleme sistemleri çoğunlukla kameralar, bir kayıt sistemi ve bir kontrol merkezinden oluşur. Kameralı gözetlemenin öncülüğü, Amerikalılar tarafından Vietnam Savaşı’nda yapıldı ve 1960’ların sonlarında ve 1970’lerin başlarında polisin kullanımına açıldı (Manwaring-White, 1983: 90). ABD’de birçok polis teşkilatı şehirlerin cadde, sokak ve meydanlarını gözetlemek için 24 saatlik izleme sistemleri kurdular. Kameralı gözetleme sistemleri, 1960’larda güvenlik sistemleri pazarıyla tanışmasına rağmen, 1970’lerin sonlarına kadar yaygın kullanım için ekonomik olmadıkları ifade edilebilir (Geleri, 1996: 24). Buna karşılık; kameralı gözetleme sistemleri, yirminci yüzyılın son 20 yıllık zaman diliminde ve sonrasında gelişen

teknolojiden hızlı bir şekilde yararlanmayı başardı. Böylece bilgisayar ve diğer sistem geliştirici ürünlerle kolayca entegrasyonu gerçekleşti. Öte yandan, savaş sonrası dönemde sanayileşmiş ülkelerin çoğu kaydedilen suç rakamlarında ciddi artışlara sahne oldu (Reiner, 1992: 146). İngiltere’de kayıtlı suç sayısı 1992 yılında en yüksek noktaya ulaştı. Suç ve suçun önlenmesi yükselen bir gündem maddesi oldu. Buna karşı İçişleri Bakanlığı suçu önlemek için ‘çok kurumlu bir yaklaşımı’ teşvike yöneldi (Home Office, 1993). Bu gelişmeler karşısında 1990’larda kameralı gözetleme, bir suçu önleme yöntemi olarak şehir merkezlerinde ciddi bir görünürlük sağladı. Halka açık caddelerde kameralı gözetleme sistemleri kurulmasının temel amaçları olarak; Suç işlenmesinin önlemesi, İşlenmiş suçların aydınlatılmalarının sağlanması Halkın kendisini güvende hissetme duygusunun artırılması sayılabilir. Kameralı gözetleme sistemi kurulmasının temel amacı; caydırıcılık yönüyle suç ve düzensizliğin önlenmesidir. Ayrıca bu sistemler sağladıkları gözetim kabiliyeti ve fırsatı ile suçların aydınlatılmasına da yardımcı olur.

Kameralı gözetlemenin Birleşik Krallık’taki gelişimi Birleşik Krallık’ta 20. yüzyılın

sonlarına doğru kapalı devre televizyon kameraları (CCTV) toplum yaşamının sık rastlanan bir özelliği konumuna gelmekteydi. Bu kameralar şehir merkezleri, otoparklar ve alışveriş merkezleri gibi halkın kullanımına açık alanlar yanında bankalar, diğer finans kuruluşları ve mağazalar gibi özel alanlarda da sıkça kullanılır durumdaydı. Hatta su, gaz, elektrik, telefon olarak sayılan olmazsa olmaz 4 temel hizmetin yanına 5. sırada kameraların gelmesi gerektiği bile düşünülmeye başlandı. Kısacası; Birleşik Krallık’ta caddelere kamera yerleştirilmesini, 20. yüzyılın suçu önleme girişimi olarak görmek mümkündür. Kameralı gözetleme sistemleri kullanımının Birleşik Krallık’ta bu şekilde büyümesinin altında yatan temel sebep hükümet desteği idi. 1994 ile 1997 yılları arasında İçişleri Bakanlığının sağladığı 37 milyon Sterlin ile 580 civarında projeye destek verildi (Home Office, 2007: 7). Yarışmacı bir proje teklifi yöntemiyle mahalli kaynakları da harekete geçiren proje çağrısı vasıtasıyla bu kaynak kullandırıldı. Merkezi hükümetin mali destekleri mahalli idareler ve özel sektör katkıları başta olmak üzere diğer katkılarla daha da arttırılmış oldu. Çünkü hükümet ‘çok kurumlu’ bir yaklaşımı destekliyordu. Bundan dolayı, bu ülkede CCTV için, tek bir kurumun sorumluluğu ve tek bir kurumun hesap verebilirliği hiç-

Şubat 2016 Güvenlik Yönetimi n 33


FOKUS

Türkiye'de kameralı gözetleme sistemlerinin gelişmesinde kendiliğinden başlayan bir yaygınlaşma sürecine Emniyet Genel Müdürlüğü'nün müdahil olduğu; sistemler ve standartlar oluşturulduğu görülmektedir. bir zaman söz konusu olmamıştır (Home Office, 2007: 48). 19992002 zaman dilimi için ayrılan kaynak 170 milyon Sterlin olarak açıklandı. Bu kaynaktan yararlanan proje sayısı ise 680’i geçti (Home Office, 2007: 7).

Exeter kent merkezi kameralı gözetleme projesi Exeter kent merkezinin cazibesini kaybetmeye başlaması, halkın kendini güvende hissetmeme endişesi yaşaması ve suç oranlarının artması üzerine kent merkezinin azalan cazibesini artırmak ve güvenlik algısını güçlendirmek amacıyla arayışların başladığı anlaşılmaktadır. Bu amaçlar doğrultusunda kamu ve özel sektör kuruluşları arasında bir işbirliği oluşturulduğu dikkati çekmektedir. Exeter Şehir Merkezinin kameralarla gözetlenmesi amacıyla 1996 yılı Mart ayında Şehir Merkezi Ortaklığı (partnership) polis teşkilatının desteği ile proje teklifini İçişleri bakanlığına sundular. Ortaklık Kent Merkezi Konsorsiyumu (özel sektör), Kent Meclisi, Bölge Mecli-

34 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

si ve Kent Merkezi Müdürlüğü’nün ana finansörlerinden (özel sektör) oluşuyordu. Kural olarak ortaklığın başkanlığı dönüşümlü olarak özel sektör ve kamu sektörü arasında değişiyordu. Proje teklifi esnasında Kent Merkezi Konsorsiyumu başkanlığı yürütüyordu. Proje teklifi başarılı oldu ve İçişleri Bakanlığı proje sabit maliyetinin % 50’lik kısmını (40.000 Sterlin) sağladı. Özel sektörün katkısı 20.000 Sterlin olurken, Exeter Kent Meclisi ve Devon Bölge (County) Meclisi kalan sabit maliyetle birlikte sistemin işletme masraflarını üstlendiler. 1997 yılında Exeter Şehir merkezindeki High Caddesine dört kamera yerleştirildi. ‘Kontrol Merkezi’, Bölge Meclisine ait bir binada oluştu; gözetleme işini yapan sivil personeli ve günlük işleyişten sorumlu müdürü Bölge Meclisi sağladı. Ancak projenin genel sorumluluğunu Kent Meclisi üstlendi. Ortaklık bünyesindeki birimlerin bilgilendirilmesi ve koordinasyon için birim temsilcilerinin katıldığı düzenli çalışma grubu toplantıları gerçekleştirildi. Kontrol Merkezinin, Polis Haber Merkezi ile doğrudan iletişimini sağlayacak kanallar kuruldu. Ayrıca, 1998 Suç ve Düzensizlik Yasası suçun kontrolü amacıyla farklı birimlerin işbirliği içinde ortaklık biçiminde çalışmalarını öngörmekteydi. Bu bağlamda Exeter’de ‘Toplumsal Güvenlik Stratejisi’ oluşturuldu (ECSS, 1999). Bu strateji toplum destekli güvenlik anlayışı çerçevesinde kameralı gözetlemeyi de içeren değişik güvenlik uygulamalarını kapsıyordu. Daha sonra 1999 yılında kameralar hakkında proje teklifleri Exeter Toplumsal Güvenlik Ortaklığınca (Exeter Şehir Konseyi, Devon ve Cornwall Polis Teşkilatı, Devon Bölge Konseyi, Kuzey&Doğu Devon Sağlık Otoritesi, Exeter İşadamları Forumu ve

Devon Gözaltı Servisi) sunuldu. Bu işbirliği de, 1998 yasasının sonucuydu. Aynı zamanda bu yapılanmayı, ‘ortaklaşa yönetim’ anlayışı içinde bir ‘yönetişim (governance)’ uygulaması olarak değerlendirmek mümkündür.

Türkiye’de MOBESE Uygulaması Türkiye’de kameralı gözetleme sistemlerinin gelişmesinde kendiliğinden başlayan bir yaygınlaşma sürecine Emniyet Genel Müdürlüğü’nün müdahil olduğu; sistemler ve standartlar oluşturulduğu görülmektedir. 2007 yılından bu yana İçişleri Bakanlığı’nın desteği kendini göstermektedir. Bu alanda çok kurumlu bir yaklaşım olmamasına karşın; il özel idare kaynaklarından finansal destek sağlanması yoluna gidilmektedir. Ancak finansal destek sonrasında sistemlerin işleyişinde özel idarelerin yeri bulunmamaktadır. Bu durumda il genel meclislerinde ‘MOBESE vasıtası ile kesilen para cezalarından pay istenmesi’, konusunda talepler ifade edilebilmektedir. Türkiye’de kameralı gözetleme sistemlerinin kamuya açık yerlerde kullanımında, topluma güven verici bir yapılanma ve denetim mekanizması oluşturulması gereklidir. Bu doğrultuda, kameralı gözetleme konusu, İngiltere örneğine benzer biçimde, yalnızca polis tarafından yürütülen bir iş olarak düşünülmemelidir. Aslında, Türkiye’de de, ‘suçla ya da terörle mücadele yalnızca polisiye bir iş değildir,’ anlayışı önem kazanmaktadır. O halde, toplumsal bir işbirliği yaklaşımı ortaya koymak bakımından öncelikle ilgili kamusal ve sivil kurumlar arasında sağlanacak eşgüdüm ile projelerin uygulanmasına geniş tabanlı bir destek sağlanmalıdır. Bu bağlamda, mülki idarenin eşgüdümünde bir yönetişim modeli geliştirilmesi düşünülmelidir.



FOKUS

Akıllı trafik çözümleriyle güvenli şehirler Ancak trafik akışının düzenli ve güvenli olduğu; zamanların ve her şeyden önemlisi hayatların kaybolmadığı şehirler akıllı olabilirler. Bu vizyonla; ölüm ve yaralanmaların en önemli sebebi olan trafik kazalarının azaltılması akıllı şehirlerin ilk şartıdır. Akif EKİN / Yönetim Kurulu Başkanı EKİN TECHNOLOGY

E

kin Technology 1998 yılından beri bireylerin güvenliğine ve memnuniyetine önem veriyor; bu doğrultuda akıllı trafik çözümleri ve tam entegre şehir güvenliği alanlarında faaliyet gösteriyor. Öncelikli olarak “akıl” ve “şehir” kelimelerini tanımlamak gerekiyor. Akıllı olabilmek için; insanda da olduğu gibi tüm bilgilerin beyinde toplanıp; bu bilgiler sayesinde anlık kararlar verebilecek ve geleceği yönlendirebilecek özelliğe sahip olmak

36 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

gerekiyor. Bir şehrin akıllı olabilmesi için de şehirde yaşayan insanların hayatını kolaylaştıran, can ve mal güvenliğini sağlayarak huzur veren, geleceğini korumak için kaynak kullanımını optimize eden ve çevreye verilen zararları en aza indiren sistemler olmalı. Günümüzde şehir hayatının hızı ve artan nüfusu, hepimizi yoğun trafikle baş başa bırakıyor. Şehir insanı bir yere ulaşmak için değişen taşıma vasıtaları kullanarak zamanının çoğunu trafikte harcıyor. Üstelik trafik

akışı güvenlik açısından da büyük önem taşıyor. Trafik ihlallerinin azalmasına paralel olarak kaza oranlarında da düşüş görülüyor. Ancak trafik akışının düzenli ve güvenli olduğu, zamanların ve her şeyden önemlisi hayatların kaybolmadığı şehirler akıllı olabilirler. Bu vizyonla; ölüm ve yaralanmaların en önemli sebebi olan trafik kazalarının azaltılması akıllı şehirlerin ilk şartı; dolayısıyla da akıllı trafik sistemleri akıllı şehirlerin olmazsa olması olarak değerlendiriliyor.


Akif EKİN

Ekin Teknoloji tam entegre şehir güvenliği alanlarında Safe City sistemleri ile video yönetim sistemi, video içerik analizi, yüz tanıma sistemi ve akıllı trafik sistemleri geliştiriyor. Ekin Safe Traffic çözümleri ile hız tespit sisteminden kırmızı ışık ihlal sistemine kadar onlarca teknoloji entegre bir yapıda sunuluyor. Bu sistemler sayesinde trafik ihlalleri ve dolaylı olarak kazaların da azalması hedefleniyor. Ekin Teknoloji 2005 yılında İstanbul’da uygulanan Türkiye’nin ilk MOBESE projesinde güvenlik sistemleri yanında plaka tanıma sistemleriyle yer aldı. Bu tarihten itibaren günümüze 40 ilde Kent Güvenliği ve Trafik Yönetimi üzerine projeleri hayata geçirdi. Halen devam eden projeleri içinde Dinamik Trafik Yönetimi ve Akıllı Trafik Yönetim Sistem Projeleri öne çıkıyor. 2011 yılında Ankara’da kullanılmaya başlanılan ihlal denetleme sistemleri ile ihlal oranlarında yaklaşık yüzde 50 oranında düşüş yaşandı. Aynı kapsamda devam eden yurtdışı projeleri de mevcut.

geliştirilen Kritik Bölge Güvenlik Kontrol Çözümleri; kritik bölgeye göre özel olarak tasarlanabilme özelliğiyle esnek, her seviyede gerekli güvenlik düzeyini sağlayabilecek şekilde yetkindir. Ekin Technology, bu çok yönlü güvenlik altyapısı ile; karmaşık sistemlerle birlikte çalışabilen, yüksek kaliteli, nitelikli mühendislik sağlayan, gelişmiş ve tüm hava koşullarına dayanıklı çözümler ortaya koyuyor. Bu çözümler şu başlıklar dahilinde sunulmaktadır: Video Yönetim Sistemi, Video İçerik Analizi, Yüz Tanıma Sistemi, Akıllı Trafik Sistemleri. Ekin yüz yanıma sistemi, diğer biyometrik sistemlere kıyasla fiziksel temas gerektirmeyen uygulama şekli ile kişilere stres veya rahatsızlık yaşatmaz. Biyometri teknolojisini kullanarak kişilerin yüz tanımlamasını yapar. Hızlı, doğru ve güvenilir eşleştirme yeteneği, Ekin yüz tanıma sisteminin temel özelliklerindendir. Sistem; özelllikle gözlem ve güvenliğin önemli olduğu sınır kapıları, havalimanları, toplu taşıma merkezleri, stad-

yumlar ve alışveriş merkezleri gibi insan sirkülasyonunun yüksek seviyelerde olduğu alanlarda teknolojik çözümler sunar.

Akıllı trafik sistemleri Modern, entegre ve yüksek teknoloji ürünleri geliştiren Ekin Technology, trafik sistemleri endüstrisi için araştırma, geliştirme, üretim, montaj ve bakım faaliyetlerinde bulunmaktadır. Akıllı trafik çözümlerinin temel amacı; trafikte sürücü davranışlarını düzeltmek ve trafik güvenliği performansını artırmak için sistemler geliştirerek teknolojiye yön vermektedir. Akıllı kavşak sistemi ile kavşaklar, yüksek çözünürlüklü kameralarla 7/24 izlenerek trafik yoğunluğuna göre dinamik olarak yönetilmektedir. Sistemle; kavşaklardaki bekleme süreleri azaltılarak kavşak kullanım performansı arttırılmakta, trafik akışı hızlanmakta ve yakıt tasarrufu sağlanmaktadır. Ekin Teknolojinin sunduğu çözümler arasında; kırmızı ışık ihlal tespit

Akıllı şehir sistemleri Ekin Technology tarafından

Şubat 2016 Güvenlik Yönetimi n 37


FOKUS

Akıllı kavşak sistemi ile kavşaklar, yüksek çözünürlüklü kameralarla 7/24 izlenerek trafik yoğunluğuna göre dinamik olarak yönetilmektedir. Sistemle; kavşaklardaki bekleme süreleri azaltılarak kavşak kullanım performansı arttırılmakta, trafik akışı hızlanmakta ve yakıt tasarrufu sağlanmaktadır. sistemi, hız ihlal tespit sistemi, plaka tanıma sistemi, ortalama hız tespit sistemi, akıllı kavşak yönetim sistemi yer alıyor.

Ekin Patrol Kendi konseptinde dünyada bir ilke imza atan Ekin Patrol; polis araçları için tasarlanmış bir denetleme sistemidir. Otoyollar, yaya geçitleri, okul önleri, otobüs durakları, bekleme yapılmayan alanlar gibi birçok farklı lokasyonda 360 derece bakışla denetim sağlar. Trafikte birçok denetim ve güvenliği bir çatı altında birleştirerek, seyir ya da park halinde uygulayabilen, bu sayede maliyet tasarrufu sağlayan Ekin Patrol, kompakt bir tasarıma sahip olarak geliştirilmiştir. Sabit trafik denetleme sistemleri, sürücüler

38 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

tarafından bulunduğu bölgelerde zaman içerisinde öğrenilir. Bu durumda sadece denetlenen alanın kısmi trafik güvenliği sağlanmış olur. Seyir halinde devriye tabanlı çözümler sunan Ekin Patrol; verimliliği arttırarak denetlemelere dinamiklik getirir. Denetimlerin eş zamanlı ve sürekli şekilde sağlanması ile sürücü davranışlarını olumlu bir şekilde değiştirerek trafik güvenliğine katkıda bulunur. Bu çözüm Ekin Patrol ürün tasarım fikrini oluşturan başlıca nedendir. Seyir ya da park halinde çalışabilen, görüş açısında bulunan tüm araçların hızları ve yapılan ihlalleri otomatik olarak tespit eden Ekin Patrol, bu özelliği ile topluma ve trafik endüstrisine önemli bir yarar sağlamaktadır. Hız tespiti ile eş zamanlı olarak araç plaka tanımlaması da yapan Ekin Patrol, böylelikle trafikte çalıntı, kacak veya aranan araç tespitini de hızlı bir şekilde yapılabilmektedir. Tasarım olarak birçok ilki bünyesinde bulunduran ürün, birbirleri ve kontrol merkezi ile eş zamanlı haberleşerek dinamik bir network oluşturmaktadır. Toplumsal olaylara zamanında ve hızlı müdahale, suçlu ya da

aranan şahısların kolaylıkla tespit edilmesi için yüz tanıma sistemi de entegre çalışmaktadır. Bu sayede Ekin Patrol trafik ve toplumun güvenliğini kısıtlı bölgelerden daha geniş alanlara taşımaktadır. Ekin Patrol şu an iki büyük ülkenin başkent trafik güvenliğini sağlamada kullanılmaktadır ve şu özelliklere sahiptir; Seyir halinde ve park halinde hız tespiti Ortalama hız tespiti Plaka tanıma Yüz tanıma entegrasyonu Emisyon ölçümü entegrasyonu Eş zamanlı olarak merkezle ve tüm ekin Patrol’e sahip araçlarla haberleşebilme. Şehirleşmenin, trafikten altyapı sistemlerine, yerleşim alanlarından alışveriş merkezlerine kadar bir plan içerisinde sağlanması gerekiyor. Ekin Technology akıllı şehirler için akıllı trafik çözümlerinin sunulmasını bir gereklilik olarak görüyor. Yani bir başka deyişle, akıllı trafik sistemleri akıllı şehirlerin olmazsa olmazı. Bu anlamda tüm dünyada ve ülkemizde trafik güvenliğini geliştirilen sistemlerin kurulması ve bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğine inanıyor.



FOKUS

Güvenli ve akıllı şehirler Sensörler, kameralar ve benzeri donanımlar aracılığıyla toplanan verilerin hızlı bir şekilde tek noktada toplanması ve analiz edilmesi suç ile mücadelede artık yerel yöneticilere ve kolluk kuvvetlerine çok daha etkin olanaklar sağlamaktadır. Furkan ÇELEBİ / Yurt Dışı Yatırımlar Direktörü PROLİNE

H

er geçen gün daha sık duyduğumuz güvenli ve akıllı şehirler kavramı; insan ve altyapı kavramlarına getirdiği devrimsel bakış açısını güvenlik kavramına da getirmektedir. Özellikle sensörler, kameralar ve benzeri donanımlar aracılığıyla toplanan verilerin hızlı bir şekilde tek nokta-

40 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

da toplanması ve analiz edilmesi suç ile mücadelede artık yerel yöneticilere ve kolluk kuvvetlerine çok daha etkin olanaklar sağlamaktadır. Bilginin ve verinin anlık paylaşımı şehirdeki birçok sorunun daha ortaya çıkmadan engellenebilmesine imkân vermektedir. Söz konusu akıllı sistemlerin en önemli parçası ise kimlik doğrulamasıdır.

Akıllı şehrin; bizi tanıması, kim olduğumuzu bilmesi gerekmektedir. Bu konunun çözümü ise biyometride yatmaktadır. Geleneksel dönemde bir nüfus cüzdanı ile doğrulattığınız kimliğiniz yeni dönemde daha farklı denetimlerden geçmek durumundadır. Artık taklit edilmesi neredeyse imkânsız olan ve yalnızca size özgü değerlerin analiz


Akıllı şehrin; bizi tanıması, kim olduğumuzu bilmesi gerekmektedir. Bu konunun çözümü ise biyometride yatmaktadır. Geleneksel dönemde bir nüfus cüzdanı ile doğrulattığınız kimliğiniz yeni dönemde daha farklı denetimlerden geçmek durumunda.

Furkan ÇELEBİ

edilebildiği bir teknolojiye sahibiz. Sahip olduğunuz yüz, parmak izi, iris, retina, damar izi veya DNA gibi yalnızca size özgü değerler sistemler tarafından tanınabilmektedir. Üstelik bu uygulamalar sayesinde evde unutma endişesi yaşadığınız plastik kartlara ya da hatırlamakta güçlük çektiğiniz şifrelere gerek kalmamaktadır. Örneğin bir turnike geçişinizde sizi yüzünüzden tanıyan sistem ile kapının açılması kullanım kolaylığı açısından avantajlı bir sistemdir.

Kent güvenlik yönetim sistemleri Şehirleşme oranı hem dünyada hem de Türkiye genelinde hızla artarken; insan kaynağı şehirleşmenin yarattığı güvenlik ve çevre sorunları ile baş etmekte bir hayli zorlanıyor. Kalabalık da bu sorunların en önemlilerinden birisidir. Havaalanları, stadyumlar, metro istasyonları, üretim tesisleri gibi insan trafiğinin yoğun olduğu ve yüksek güvenlik gerektiren alanlarda canlı ve cansız varlık güvenliğini de ancak teknoloji ile sağlayabiliriz. Video analitik çözümlerinden kimlik doğrulama cihazlarına, tarama

teknolojilerinden komuta kontrol merkezlerine kadar birçok ürün ve çözümü içerisinde barındıran ve tek merkezden yönetilebilen bir güvenlik paketi ile şehrin kalabalığına karşı insanları koruyabilmek mümkün. Kent güvenlik yönetimi sistemleri alanında hem Türkiye’de hem de Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Asya’da çözümler sunan Türk Teknoloji Şirketi Proline, stratejik alan güvenliği çözümleriyle bu ihtiyacı karşılamayı başarıyor. Proline’ın stratejik alan güvenliği çözümleri kapsamında; havaalanları, limanlar, finans merkezleri, konsolosluk binaları, askeri bölgeler gibi insan trafiğinin yoğun olduğu alanların güvenliğinin sağlanabilmesi için yeni nesil teknolojik ürünler kullanılıyor ve güvenlik önlemleri en üst seviyeye çıkarılıyor. Proline’ın stratejik alan güvenliği çözümü; alan–sınır güvenliği ve giriş–çıkış güvenliği olmak üzere iki ana bileşenden oluşuyor. Her bir bileşen altında farklı ve yenilikçi teknolojik ürünler birbirine entegre edilerek komple bir güvenlik çözümü oluşturuluyor. Proline’ın geliştirdiği güvenlik sisteminin en önemli özelliklerinin bir tanesi de, mevcut sistemlerle birlikte çalışabilmesi ve bu tip altyapılara destek verebilmesi olarak ön plana çıkmaktadır. Yeni kurulan altyapı yalnızca Proline’ın entegre ettiği sensör ve kameraları kullanmakla kalmıyor; aynı zaman-

da şehir genelinde bulunan otel, alışveriş merkezi ve stadyum gibi noktalara önceden yerleştirilmiş kameralardan elde edilen verileri de kendi bünyesinde topluyor ve komuta kontrol merkezinde tek ekrandan yönetilebilir hale getiriyor. Bu sayede kural ihlallerinin önlenebilmesi için daha önceden yerleştirilmiş kameralar ile Proline’ın yeni yerleştirdiği sensör ve kameralar birlikte çalışarak en doğru analizleri yapabiliyor. Örneğin 2022 FIFA Dünya Kupası’na ev sahipliği yapacak Katar’ın başkenti Doha’nın güvenlik altyapısını yenilikçi Türk mühendisliği ile destekleyen Proline, yaklaşık 120 km’lik bir alanın güvenliğini yüksek teknolojili ürünler ve çözümler ile üst seviyeye taşıyor. Video analitik yazılımlarıyla da desteklenen sistemden elde edilen tüm veriler fiber optik altyapı ile komuta kontrol merkezine aktarılıyor. Bu sayede tüm kentin güvenliği tek bir noktadan sağlanabiliyor. Proje kapsamında ortaya çıkan devasa verinin depolanması ve işlenmesi için de Proline kendi entegre ettiği sistemleri kullandı. Yaklaşık 10 Milyon GB’lık bir veri Proline tarafından kurulan veri merkezlerinde yer alan depolama sistemlerinde saklanırken, geliştirilen video analiz sistemi ile depolanan görüntüler istenildiği zaman Full HD olarak izlenebiliyor ve analiz edilebiliyor.

Şubat 2016 Güvenlik Yönetimi n 41


SEKTÖRDEN

konutla ne önem “Konutlarda yangın güvenliğine önem verilmiyor”

Türkiye’de konutlarda yangın güvenliğine önem verilmediğini ifade eden Matriks Bina Kontrol Sistemleri Kurucu Ortağı Akın ALTIN “Yangına uyku halinde yakalanmak hayati risk taşır. Uyku halinde yangına yakalandığınızda dumanı solumaya başlıyorsunuz; kısa bir süre sonra vücut uyuşmaya başlıyor. Uyansanız bile hayati fonksiyonlar yavaşladığından kaçmak zorlaşıyor” dedi. Duman dedektörlerinin hayat kurtardığının altını çizen Akın ALTIN; yangın sektörüne ilişkin değerlendirmelerini dergimizle paylaştı. Türkiye’de yangın sektörünü değerlendirebilir misiniz?

1994 yılından beri sektörün içerisindeyim. Sektör özellikle son 5-6 yılda ciddi bir ivmeyle büyüdü. İnşaat sektöründeki gelişmeyle birlikte yakın ülkelerdeki (Irak, Libya vb.) pazarların açık olduğu dönemde bir anda beklenenden daha fazla ivme kazanıldı. Bu projelere yetişebilecek kalifiye çok fazla firma olmadığı için bir anda; mühendislik bilgisi olmayan sadece ürün satış odaklı hizmet sunan çok sayıda firma sektörde yer aldı. Ancak; Libya’da çıkan savaş, Ortadoğu’da meydana gelen siyasi dengesizlikler nedeniyle dış pazarlar kapanınca firmalar tekrar iç pazara ağırlık verdi. İç pazarda da istikrarlı bir dönem yaşandığı söylenemez. Seçim süreci piyasayı olumsuz etkiledi. Sektördeki ürün satış odaklı firmaların yeterli mühendislik donanımına sahip olmamasından dolayı niteliksiz ürün ve çözümlerle haksız rekabet ortaya

42 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

çıkmaya başladı. Biz bu dönemde firmanın yönünü farklı alanlara kaydırarak bu çatışmanın içine girmedik. Endüstriyel alandaki bilgi ve becerimizle ciddi bir potansiyel yarattık. Zayıf akım sistemleri ve otomasyon sistemleri alanına da ciddi bir büyüme gerçekleştirdik. Otomasyon sistemlerinde Schneider Electric ile köklü bir işbirliğine girdik. Bunlarla beraber aslında iş modeli olarak binadaki bazı elektronik sistemleri yapan bir firmadan projenin bütün elektronik sistemlerini yapabilen daha kapsamlı bir bina elektronik müteahhitine dönüştük. Bu sayede firmamızın büyüme ivmesini arttırdık.

Matriks’ten biraz bahseder misiniz? Matriks 2005 yılında kuruldu. Faaliyetlerine yangın algılama ve elektronik güvenlik sistemleri ile başladı. Daha sonra bina otomasyon ve diğer zayıf akım sistemlerini de faaliyet konularına ekleyerek

elektronik sistem paketini tamamlamış oldu. Bütün bu paketi tasarım ve uygulama olarak kendi kadrosu ile yapabilen az sayıda firmadan biriyiz. Sektörde birçok firma bu paketi partner firmalarından destek alarak tamamlıyor ancak bu durum işe hakimiyet ve süreklilik anlamında yetersiz kalıyor. Son dönemde yatırımcının özellikle büyük projelerde tercihi değişti. Önceki yıllarda binalardaki elektromekanik işler elektrik müteahiti ve mekanik müteahiti olarak iki ana kapsamda yürürdü. Yatırımcılar elektronik sistemleri müteahhitlerin kapsamına verdiği zaman müteahhitler işle ilgili en ucuz ürünü en ucuz firmayla getirme yoluna gidiyorlar. Yatırımcı; projenin sahibi ve binayı uzun süre işletecek olan sermaye grubudur; işin ucuza yapılmasından daha çok toplam satın alma maliyetiyle ilgilenir. Binada çok ucuza yapılmış bir sistemin yaşatma maliyeti yüksek oluyor. Yatırımcı; kötü bir tedarikçiyle ya da kötü bir ürün grubuyla


Akın ALTIN

ard m

çalıştığı zaman sistemi 3- 5 sene sonra değiştirmek zorunda kalıyor. Bu durumda mükerrer harcamalar yapmış oluyor. Yatırımcıların elektronik sistemlerle ilgili bakış açıları değişti, konuyla ilgili profesyonel kadrolar kurdular. Biz hem elektrik hem de mekanik müteahit kapsamındaki elektronik sistemleri paket çözebilen bir firmayız. Dolayısıyla yatırımcının bakış açısının değişmesiyle bizim için bir projede elektronik sistemlere komple çözüm üretip doğrudan yatırımcı ile çalışma fırsatı doğdu. Talep eden ile çözüm üretenin ortak bir noktada birleşmesi daha sağlıklı sonuçlar getiriyor. Dolayısıyla son dönemde biz yatırımcılarla oldukça önemli projelere imza attık. Zayıf akım sistemleri müteahhitliği diye de bir kavram ortaya çıkmış oldu. Biz Matriks olarak bu iş modelinden ciddi bir pay elde ettik. Firmamız mühendislik formasyonu ve teknik donanımı ile sektörde nitelikli çözüm arayan yatırımcılar

Yangın algılama ve söndürme tamamen can güvenliğiyle ilgili bir sektör. Hayati bir iş yapıyorsunuz. Bu işin ticari boyutu ikinci planda. Dolayısıyla sektör içerisindeki firmaların hem mühendislik hem standartlardaki kuralları iyi bilmesi; bunun doğru uygulanması anlamında da denetlenmesi gerekiyor.

için öncelikli tercih edilen bir konuma ulaşmıştır.

Türkiye’de konutlarda yangın güvenliğine sizce önem veriliyor mu? Yangından korunma sistemleriyle ilgili yönetmelik 2002 yılında çıktı. 2007-2009’da revizyonları yapıldı. EN54 standartları yönetmelik eki haline getirildi. Yangından Korunma Yönetmeliği eksikleri olmasına rağmen sektörle ilgili bir nirengi noktasıdır. Yönetmelikle birlikte 51,5m nin üzerindeki konutlarda yangın algılama yapılması zorunlu hale geldi. Konutlarda yangın güvenliği bilinci ne yazık ki henüz oturmadı. 51,5m nin üzerindeki konutlarda çoğu zaman, zoraki, standarda uygun olmayan malzeme ve tasarım ile uygulama yapılıyor. Bu konuda denetim yetersiz. Yönetmeliğe göre 51,5m nin altındaki binalarda yangın algılama yapılması zorunlu değil. Oysa konutlar yangına en savunmasız

yakalanabileceğimiz alanlardır. Ticari alanlar insanların faal olduğu, yangın tehlikesini fark edebileceği alanlardır. Konutlarda ise yangına uykuda yakalanabiliriz. Yangına uyku halinde yakalanmak hayati risk taşır. Uyku halinde yangına yakalandığınızda dumanı solumaya başlıyorsunuz; kısa bir süre sonra vücut uyuşmaya başlıyor. Uyansanız bile hayati fonksiyonlar yavaşladığından kaçmak zorlaşıyor. Burada kritik nokta insanları uyandırabilmektir. Uyuma mekanlarında duman dedektörü kullanımı ve yönetmelik uyarınca yatak başında 75dB üzerinde uyarı sesi verilmesi gereklidir. Duman dedektörünün öneminin altını çizmek gerekiyor. Yangın oluştuğu anda duman dedektörleri devreye girer ve uyandıracak seviyede bir uyarı sesi verilirse insan hayatı kurtarılır. Konutlarda 51,5m nin altındaki binalarda yönetmelik gereği zorunlu olmasa ve merkezi bir sistem kurulmasa dahi yatak odalarında kendinden bataryalı ev

Şubat 2016 Güvenlik Yönetimi n 43


SEKTÖRDEN Ticari alanlar insanların faal olduğu, yangın tehlikesini fark edebileceği alanlardır. Konutlarda ise yangına uykuda yakalanabiliriz. Yangına uyku halinde yakalanmak hayati risk taşır. tipi duman dedektörlerinin kullanılması çok önemli ve hayat kurtaracak bir çözümdür.

Türkiye’de konutlarda yangın güvenliğinde yeterli bilincin oluştuğunu düşünüyor musunuz? Ne yazık ki bu konuda bilinç çok zayıf. Yönetmelik gereği zorunlu olan binalarda kurulan yangın algılama sistemleri yetersiz ve niteliksiz. Konutlar hep en ucuz malzemenin kullanılacağı binalar olarak görülüyor. Otel, alışveriş merkezi, iş merkezi gibi binalarda daha çok dikkat ediliyor. Oysa konutlar tüm binalar içinde en fazla orana sahip ve yangına en korumasız yakalandığımız binalardır. Bu nedenle birinci öncelikli olmalı ve yangın güvenliği konusunda çok hassas davranılmalıdır. Yönetmelik gereği yangın algılama zorunluluğu olmayan konutlarda da ev tipi pilli duman dedektörlerinin kullanımı çok faydalıdır. Bu konuda EN54 normlarındaki yeni düzenleme ile 10 yıl pil ömrü olan modeller üretilmektedir. Ev tipi pilli duman dedektörlerinde dikkat edilmesi gereken husus EN54 sertifikasyonuna sahip ve kaliteli bir firmanın üretimi olmalıdır. Elektronik marketlerden temin edilen

44 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

sertifikasız, uzakdoğu ürünleri tavsiye etmiyoruz. Avrupa’da ev tipi pilli duman dedektörü kullanımı çok yaygındır ve hayat koruma anlamında ciddi faydaları görülmektedir. Türkiye Distribütörü olduğumuz Detectomat/Almanya, Detnov/ İspanya ve Arton/Ukrayna firmalarının ev tipi duman dedektörlerinde EN54 sertifikalı çözümleri mevcuttur. Örneğin detectomat firması yılda 5 milyonun üzerinde ev tipi pilli duman dedektörü üretmekte ve büyük oranda Avrupa pazarında satmaktadır. Ev tipi duman dedektörlerinin bir restaurantta akşam yemeği yemekten daha az bir maliyeti var ve 10 yıl hizmet ediyor. Bunun toplumsal bilinçle pekiştirilmesi; insanların bu anlamda yönlendirilmesi gerekiyor. TÜYAK’a ve meslek odalarına önemli görevler düşüyor. TÜYAK profesyonellere ulaşan bir kurum; halka ulaşabilecek sivil toplum örgütlerinin meslek odalarının da konutlarda yangın güvenliğine değinmesi gerekiyor. Geçmişte çok cılız çalışmalar oldu ama bu çok yaygınlaştırılamadı. Çalışmaların daha sıkı tutulması lazım. Devlet otoritesinde; belirli bakanlıklar nezdinde nasıl sigarayı bırakma ile ilgili duyurular yapılıyorsa duman dedektörü ilgili de duyuru yapılması lazım. Profesyo-

nellerin ulaşabileceği kitle sınırlıdır. Duman dedektörleri ile hem kendimizi hem çocuklarımızı koruyoruz. Biz yetişkinler için yangının olduğu yerden çıkmak kolay olabilir; ama çocuklar için hem yaşanılan panik hem de vücut dirençlerinin zayıf olmasından dolayı uyarılmaları yangın ortamından uzaklaştırılmaları çok önemli. Avrupa ile karşılaştırdığımızda çok gerideyiz. Konutlarda yangın güvenliğine önem verilmeli.

Sigorta şirketlerinin yangın sektörü içerisindeki yeri nedir? Sigorta şirketleri son yıllarda kadrolarını geliştirdiler. Bizim projelerimize gelen arkadaşlar üzerinden değerlendirecek olursak hem teknik anlamda hem standartlar anlamında bizi daha kolay anlıyorlar. Standartları yakından takip ediyorlar ve eskiye göre daha dikkatliler; ama tam olarak yeterli değil. Çünkü sigorta şirketlerinin bir anlamda o işi alma kaygısı var. Bir şirket çok katı şeyler söylediği zaman bir başka sigorta şirketi daha hafif davranıp o işi onun elinden alabiliyor. Dolayısıyla baktığımız zaman yasal düzenleme gerekiyor. Yönetmelikte aslında sigorta şirketlerine atıfta bulunuyor. Sadece işletme sorumlu değil binayı sigortalayan da sorumlu. Türkiye’de



SEKTÖRDEN

Devlet otoritesinde; belirli bakanlıklar nezdinde nasıl sigarayı bırakma ile ilgili duyurular yapılıyorsa duman dedektörü kullanımı ile ilgili de duyuru yapılması lazım. Profesyonellerin ulaşabileceği kitle sınırlıdır. kullanıcılar, uygulayıcılar, sigorta şirketleri gibi yapının içindeki tüm bileşenlerin denetimi ile ilgili sıkıntı var. Almanya’da bir şirketin uygulama yapabilmesi için sertifikalı olması gerekiyor, bir proje firmasının o projeyi çizebilmesi için sertifikalı olması gerekiyor. Bir danışmanın hizmet verebilmesi için de sertifikalı olması gerekiyor. Sertifikalı olmanın anlamı hâkimiyet ve yetkinliktir. Türkiye’de denetim eksikliği var. Sigorta şirketlerinin endüstriyel tesisin sigortasının yapabilmesi için sertifikalı eksperlerinin olması lazım. Bu geriden gelecek bir şey; ama ben geleceğine inanıyorum. Başka türlü piyasayı düzenlemek mümkün değil. Yangın algılama ve söndürme tamamen can güvenliğiyle ilgili bir sektör. Hayati bir iş yapıyorsunuz. Bu işin ticari boyutu

46 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

ikinci planda. Dolayısıyla sektör içerisindeki firmaların hem mühendislik hem standartlardaki kuralları iyi bilmesi; bunun doğru uygulanması anlamında da denetlenmesi gerekiyor. Sadece sertifikaya sahip firmaların bu işi yürütmesi lazım. Buna sigorta şirketleri de dâhil.

Türkiye’de verilen yangın eğitimlerini yeterli buluyor musunuz? Türkiye’de yaygınlaşmış bir eğitim yok. TÜYAK’ın, elektrik ve makine mühendisleri odalarının faaliyetleri var. Fakat bu faaliyetler içerik olarak çok kalabalık olamıyor. Eğitimler çoğunlukla firmalar tekelinde veriliyor. Bir firma bir yangın algılama sisteminin tasarımını çok iyi biliyorsa kendi kadrosunu eğitiyor. Firmalar ticari kurumlar, eğitimlerin firmalardan bağımsız eğitim kurumları tarafından verilmesi gerekir. Bu bilgilerin de sürekli güncellemesi lazım. Bu konuda toplumsal bilincin yükselmesi ve kamudan da destek görmesi gerekiyor, bazı teşvikler gerekli. Umuyorum ilgili düzenlemeler yapılır.

Yangın sektöründe denetimlerin yeterli olduğunu düşünüyor musunuz? Denetimeler de eğitimlerde yetersiz. Türkiye’de yangınla ilgili bir sivil savunmanın bir de itfaiyenin denetim yetkisi var. İtfaiye temel düzeyde denetimler yapıyor. Yangın dolabı; yangın tüpü gibi gözle görülebilir eksiklikleri denetliyor. Detay tasarımları anlayacak az sayıda personel var. Bir yangın algılama sisteminin tasarımı doğru yapılmış mı, ürünler doğru seçilmiş mi bunları anlayacak

personel çok az. Çoğu zaman gözle kontrol yapılıyor. İşlevsellik testi zaten hiç yapılmıyor. Sistemlerin işlevselliği önemlidir. Tavanda duran bir duman dedektörü çalışmıyorsa kimseye faydası yoktur. Bununla ilgili yaptırımlar çok kötü. Avrupa’ya baktığınız da standart dışı uygulamaların çok ciddi yaptırımları var. İşletmeler bu konulara azami düzeyde dikkat ediliyorlar; bilinç düzeyi yüksek. Binalara ölü yatırımlarda yapılıyor. Yatırımcı ilk teminde çok detaylı incelemelerle tedarik yapıyor fakat bu sistemlerin işletilmesi, sürdürülmesi için yeterli özen gösterilmiyor ve personel istihdam edilmiyor. Yapılan yatırımlar da işlevselliğini zaman içinde yitirebiliyor. Çok az tesis bakım yaptırıyor.

Avrupa ve Türkiye’yi kıyaslarsanız gözlemleriniz nelerdir? Bazı konut projelerinde yalnız koridora dedektör konuluyor ve ekonomi sağlandığı düşünülüyor, hayati tehlikenin farkında olunmuyor. Avrupa’da regülasyonlar ve denetimler bu anlamda sıkı. Yangın algılama ve söndürme sistemlerinde mühendislik hizmetleri ve standartlara hakimiyet çok önemli. Sektörde hizmet verebilmek için bazı yeterlilikler aranmalı, bu sektör bir ürün satış sektörü olmamalı. Nitelikli ve donanımlı bir kadro olmalı ve aynı zamanda firmanın bu işi yapmaya yetkin olduğu belgelenmeli. Nasıl yangın ihbar sistemlerine bakım yaptırıyorsak ve işlevselliğini denetliyorsak; bunun sağlayıcısı olan firmalarında denetlenmesi gereklidir.



SEKTÖRDEN

“Güvenlik Laboratuvarı Projesi Türkiye’de bir ilk” İstanbul Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu bünyesinde oluşturulan Güvenlik Sistemleri Laboratuvarı Projesi hayata geçirildi. İstanbul Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Tepecik Kampüsünde inşa edilen “Güvenlik Sistemleri Laboratuvarı”nda teknolojiye hâkim; donanımlı güvenlik personelleri yetiştirilecek. Proje’nin detaylarını dergimizle paylaşan İstanbul Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek yüksekokulu Mülkiyet Koruma ve Güvenlik Bölüm Başkanı Yrd. Doç. A. Erhan BAKIRCI, İst. Üniversitesi Araştırma Görevlisi Murat İNANKUL, Özel Güvenlik Program Başkanı Serdar GÜLTEK projenin detaylarını dergimizle paylaştılar. Güvenlik Laboratuvarı Projenizden bahseder misiniz? Murat İNANKUL: Projeyi oluşturmadan önce araştırma sürecimiz oldu. Yaklaşık 4 yıl sürdü araştırmalarımız. Çeşitli sektörel kurultaylarda çalıştaylarda belli konuların gündeme geldiğini gördük. Bunların en temelinde sektördeki kalifiye personel sıkıntısı yer alıyordu. Birde son yıllarda teknolojik gelişmelerin artmasıyla da güvenlik sektörü bu teknolojik cihazlara bağımlı hale geldi. Güvenliği sadece personelle sağlayamıyorsunuz. Gittiğiniz bir işletmede karşınıza geçiş kontrol sitemleri, x ray cihazları cihazları çıkıyor. CCTV sistemleri çok etkili. Sistemler güvenlik elemanları kanalıyla yürütülüyor. Mevzuata baktığımızda personel yetiştiren özel güvenlik eğitim kurumları var. 100 saatlik eğitimlerle personele yeterlilik kazandırıldığı düşünülüyor. 100 saatlik temel eğitimde sadece 5 saat güvenlik sistem cihaz dersleri görülüyor ve pratikte deneyim kazandırılmıyor. Eğitimlerle personelin

48 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

yetkin hale geldiği düşünülüyor. Bu tabi realiteyle örtüşmüyor. Bizim burada iki temel amacımız var; bir tanesi sektörün ihtiyacı olan alt ve orta kademe yönetici yetiştirmek. Güvenlik sistemlerini ihtiyaçların keşfini analizini yapabilecek , onların teknik şartnamelerini oluşturabilecek, ihalelerini yönetebilecek kısacası donanımlı personeller yetiştirmek istiyoruz. İkinci amacımız da çeşitli sertifikasyon eğitimleri vermek. X ray cihazında hizmet veren elemanın pratik uygulamaları kazanmış o becerileri edinmiş olmasını yahut ta bir video kayıt sistemlerinde hizmet veren elemanın bu yeterlilikleri kazanmış olarak sektörde yer almasını hedefliyoruz. Bunun için ekstra eğitim programlarımız olacak. Projemizin temelinde bu sistem ve cihazlar üzerinde operatörlük becerilerini kazandıracak eğitimler planladık.

Projenin amacı nedir? Hedefleriniz nelerdir? Murat İNANKUL: Projenin önlisans programına yönelik amacı ; Güvenlik

Sistemleri Proje Geliştirme Uzmanı İhtisas Eğitim Modülünü Oluşturmak (Bina ve tesislere ait yangın algılama ve ihbar sistemleri, kapalı devre kamera kontrol güvenlik sistemleri (CCTV), hırsız alarm ve ihbar sistemleri, geçiş otomasyon sistemleri, çevre güvenlik sistemleri ve diğer güvenlik sistemlerinin keşif ve analizlerini yaparak, o bina ve tesislere özgü sistemlerin teknik şartnamelerini oluşturma, teklif dosyalarını değerlendirme, kurulum ve tesis aşamasında gerekli test ve uygunluk onaylarını verme, bakım sözleşmelerini oluşturma ile ilgili işlemleri kendi başına ve belirli bir süre içerisinde yapma bilgi ve becerisine sahip nitelikli kişi yetiştirmek). Özel güvenlik sektörüne yönelik amacı ise güvenlikle ilgili yönetici ve yönetici adayları ile hizmet personeline yönelik olarak, güvenlik sistem ve cihazlarının tanıtımı ve kullanımı ile ilgili teknik ve taktik bilgi ve becerileri kazandıracak sertifikasyon eğitimleri vermek.


Erhan BAKIRCI

Murat İNANKUL

Güvenlik sektöründe 100 saatlik eğitimlerle personele yeterlilik kazandırıldığı düşünülüyor. 100 saatlik temel eğitimde sadece 5 saat güvenlik sistem cihaz dersleri görülüyor ve pratikte deneyim kazandırılmıyor. Erhan BAKIRCI: Güvenlik algısı eğitimi almış; güvenlikle ilgili tüm ekipmanın doğru kullanan hem teoride hem pratikte personeller yetiştirmek istiyoruz. En önemli unsurda bunu insan hakları ile hukukla birleştirerek bir güvenlik konsepti üstüne çalışmak. Bu da tabi güvenlik sektöründe farkındalığı ortaya çıkarıyor. Biz laboratuvarımızda güvenlik sistemleri kullanan personel için farkındalık eğitimi amaçlıyoruz. Sektörde kullanılan güvenlik alet ve ekipmanlarının hepsi laboratuvarımızda mevcut. Güvenlik elemanları bu aletlerin nasıl kullanılacağını, güvenlikte hangi rolleri üstlendiğini pratik yaparak keşfedecek. Güvenlik personelinin hizmeti en iyi şekilde vermesini amaçlıyoruz. Sektörde kalifiye eleman oldukça az. Sektörün kar marjları çok düştü; çalışanlarına çok büyük paralar veremiyorlar. Onun için sirkülasyon var. Ama personeller bu eğitimleri aldıkça; kişiler kendilerini geliştirdikçe sektörde

artık kendi alanın ihtisas sahibi personeller yer alacak. Sonuçta her güvenlik şirketi kendi personeline eğitim vermek zorunda; maliyetleri de azaltmış olacaksınız. Ayrıca donanımlı personel güvenlik zafiyetini minimuma indirerek güvenlik zafiyetini de azaltacaktır.

Laboratuvarın sektöre sunacağı katkılardan söz eder misiniz? Erhan BAKIRCI: Bu alt yapıyı hazırlamak zaman aldı. Güvenlik sektörünün ihtiyaçlarını biliyorsunuz; ama yatırım yapacak insanların da projeye inanmaları gerekiyor. Projenin Türkiye için çok önemli olduğunu ispatlamanız lazım. Projeyi oluşturmamız; sektörde yer alan isimleri projeye katma çalışmalarımız yaklaşık 3 yılımızı aldı. Türkiye’de teknolojik sistemler çok yaygın kullanılıyor. Çok büyük maliyeti var. Biz istiyoruz ki teknolojiyi biz üretelim. Laboratuvar bize birçok fırsatı da

Serdar GÜLTEK

getirebilir. Bu tip laboratuvarlarda ihtiyaçlar belirecek; sistemleri kullandıkça bu sistemleri kullanan elemanların işini kolaylaştıracak daha ileri teknolojilere ihtiyacımız doğabilir. Üniversite bu noktada diğer bölümleriyle entegre çalışarak bu sorunlar için çözüm üretecek. Bir arge merkezi gibi olabilir ilerde. Bundan sonraki adım sistemlerin bakım ve onarımın yapacak; sistemlerin kurulduğu noktada sürekliliği sağlayacak elemanları yetiştirmek. Sonra yeni sistemler nasıl geliştirilebilir bu çerçevede bir yaklaşım modellemesi yapacağız. Bu tabi dinamik bir model. İhtiyaçlar yeni çözümler üretecek. Bir döngü içerisinde bu sektör tüm dünya ile aynı seviyeye gelecek. Tamamen sektöre yönelik bir proje bu. Sektörün bunu kabul etmesi çok önemli. Özel Güvenlik Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Oryal ÜNVER’e çok teşekkür ediyoruz bu konuda. Bu projeye inandı; diğer sektör yapıcıları da bize inanıyorlar. İş birliklerimizi sürdürsek planlarımız gerçekleşecek.

Sektördeki sirkülasyon sorunu sizce çözülecek mi? Erhan BAKIRCI: Alternatif bir çözüm olarak düşünebilir; ihtiyaçlar çözümleri doğuruyor. Yüksek eğitim maliyetleri şirketlerin kar marjlarını düşürüyor. Şirketlerin bu kostu düşmüş olacak. Branş-

Şubat 2016 Güvenlik Yönetimi n 49


SEKTÖRDEN

ifadesi artık kullanılmayacak. Laboratuvarda eğitim gören personeller kendi yaptığı işte profesyonel olacak.

laşma yolunda olan bir güvenlik sektörü var. X ray operatörü; CCTV operatörü başka. Artık sektördeki piyasa yapıcıları da yetişmiş eleman istihdam etmek durumda kalacaklar ve yetişmiş eleman istihdam etmek bu sirkülasyonu biraz önleyecek. “Kalifiye eleman”

50 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

Serdar GÜLTEK: Güvenlik sektöründe özel güvenlik görevlisi olarak eleman açığı her zaman mevcuttur. Ayrıca özel güvenlik yöneticisi açığı da hiçbir zaman kapanmamıştır. Firmalar bu açığı emniyet teşkilatında komiser, emniyet amir, emniyet müdürü hizmet verirken ayrılan veya emekli olan kişilerce veya silahlı kuvvetlerde astsubay, subay olarak hizmet verirken ayrılan veya emekli olan kişilerce kapatmaya çalışmaktadır. Hem bu kişilerin sayısı yetersiz kalmakta hem de kamu hiyerarşisi içinde uzun yıllar görev yapan bu kişiler özel sektörü dinamiklerine uyum sağlamakta güçlük çekmektedirler. Dolayısıyla yönetici çalışan açığı büyük problemdir. 43 üniversite bünyesinde özel güvenlik ve koruma programı mevcuttur. Ancak ülkemizde ve dünyada yaşanan değişimler kalifiye çalışan ihtiyacını daha da artırmaktadır. İstanbul Üniversitesi olarak tamamen özel güvenlik sektörüne yönelik, en son teknolojiye sahip cihazlar ile sunacağımız sertifika eğitimleri ihtiyacı karşılayacaktır.

Laboratuvar bize birçok fırsatı da getirebilir. Sistemleri kullandıkça bu sistemleri kullanan elemanların işini kolaylaştıracak daha ileri teknolojilere ihtiyaç duyulacaktır. İstanbul Üniversitesi bu noktada diğer bölümleriyle entegre çalışarak çözüm üretebilir.

Laboratuvarda her bölümün eğitmeni olacak mı? Murat İNANKUL: Biz ilk aşamada x ray operatörlüğüyle başlayacağız. İkinci aşamada CCTV kursları açılacak. Giderek bunlar gelişecek. Eğitim sürecinde içerikler bitmek üzere 1,5 ay içerisinde eğitimler başlayacak. Erhan BAKIRCI: Bu laboratuvar Türkiye’de ilk. Çok iddialıyız; sektörü çok iyi bir yere taşıyacak. Hem bizim eğitimimizi hem de ülkedeki laboratuvarlı eğitimi. Laboratuvarda hukuk eğitimleri de vereceğiz. Bir güvenlikçinin alması gereken tüm eğitimler verilecek. Özel güvenlik son derece önemli can ve mal güvenliğiniz ilgilendiren bir meslek. Burada biz ne kadar farkındalık yaratırsak o kadar iyi.

ÖGF’nin projeye katkıları nelerdir? Murat İNANKUL: Sistem ve cihazların önemli bir kısmı ÖGF’ye üye



SEKTÖRDEN

Ülkemizde ve dünyada yaşanan değişimler kalifiye çalışan ihtiyacını daha da artırmaktadır. İstanbul Üniversitesi olarak tamamen özel güvenlik sektörüne yönelik, en son teknolojiye sahip cihazlar ile sunacağımız sertifika eğitimleri ihtiyacı karşılayacaktır. olan firmalar tarafından hibe edildi. Biz Oryal ÜNVER’den aldığımız ilham ve cesaretle yola çıktık. Projeyi ortaya koyduğumuzda real sektörün sahip çıkması gerekiyordu. Oryal ÜNVER; sektörün projeye sahip çıkacağını söyledi. Bize bu güveni verdi. İstanbul Üniversitesi yöneticileriyle projeyi paylaşırken de toplantıya katıldı. ÖGF’nin vereceği desteği anlattı. Proje hayata geçirilirken de çeşitli firmaları bize yönlendirdi. Şu anda laboratuvarı oluşturmak üzereyiz. Federasyon bize projenin her aşamasında destek verecek. Sertifikasyon eğitimin içeriği TAV ve İST. Üniversitesi eğitmenleriyle hazırlanıyor. İstanbul Üniversitesi rektörlüğünün çok büyük desteği var. Biz bu projeyi özellikle şundan dolayı önemsiyoruz. Özel güvenlik sektöründe verilen eğitimlerin üniversiteler bünyesinde verilmesi, akademik camianın söz sahibi olması lazım. Kariyer planlaması yapabilmeli sektörü seçen kişi. Ortaya koyduğumuz model Türkiye’de bir ilk bu konuda biz Emniyet Genel Müdürlüğüne de destek sağlamış olacağız. Ortaya 100 saatlik bir eğitim konulmuş. Bu eğitimler sektörün ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak. Güvenlik sektörünün ihtiyaçlarına yönelik bir formasyon değil bu. Bizim ortaya çıkardığımız; tamamen piyasa araştırmalarıyla sektörün ihtilaçlarına göre belirlen-

52 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

miş bir model. Erhan BAKIRCI: Özel sektörde çalışan güvenlik elemanından özel sektör beklentilerine göre bir davranış beklemek lazım. Siz bunu kalıpçı bir yapıyla yaparsanız olumlu sonuçlar alamazsınız. Özel sektörde güler yüz önemli. Özel sektörün beklentileriyle güvenlikçinin beklentileri örtüşmüyor; ortak bir noktada buluşma sağlamak lazım.

Mesleki Yeterlilik Kurumu’yla yürüttüğünüz çalışmadan söz eder misiniz? Murat İNANKUL: Özel güvenlik sektörünün alt üst yönetici kademesinin emekli emniyet mensupları oluşturuyor. Kamuda çalışıyor; belli bir süre sonra özel güvenlik sektöründe çalışırım diye düşünüyor. Hâlbuki bu ayrı bir meslek. Özel güvenlik sektörünün ihtisasları farklı. Güvenlik sistemlerinin tespiti, güvenlik risklerinin planlanası ayrı ihtisas konusu. Bizim burada hedeflerimizden bir tanesi güvenlik sistemleri yöneticiliği de ortaya koymak. Bir güvenlikçi gözüyle risk analizi yapabilmek. Özel güvenlik personelinin ihtisasları üniversitelerde olsun. Meslek yeterlilik kurumuyla bir çalışma gerçekleştiriyoruz. Bu çalışmanın temelinde meslek kanalları yer alıyor. Özel güvenlikte hizmet veren kadronun ihtisaslaşması söz konusu şu

anda. Meslek yeterlilik çalışmalarını gerçekleştiriyoruz. Özel güvenlik mesleğinin yeniden tanımlamak gerekiyor. Meslek ihtisaslaşma noktasına gidiyor. Hava alanlarında adliyelerde kontrol noktaları var. Çeşitli güvenlik sistemleriyle bu sistemlerin etrafında kontrol noktalarında eğitimli personellerin oluşması lazım. Kişi analizi yapabilecek düzeydeki personel çalıştırılmalı. Biz bu eğitimleri de vereceğiz. TAV’la oluşturduğumuz işbirliğinin temelinde bu var. Serdar GÜLTEK: Özel güvenlik çalışanlarının daha kaliteli, daha verimli, daha güvenli hizmet verebilmesi için Mesleki Yeterlilik Kurumu ile birlikte hazırlamakta olduğumuz Ulusal Meslek Standartları ve Ulusal Mesleki Yeterlilik hizmetin nitel tanımlamasında yaşanan boşluğun kapanmasına yardımcı olacaktır. Özel sektör şirketleri, sivil toplum kuruluşları ve üniversite işbirliği ile bu çalışmalar gerçekleştirilmektedir dolayısıyla üniversite – sektör işbirlikleri ile kalifiye eleman ihtiyacı çok uzun olmayan bir zaman diliminde kapanacaktır. Erhan BAKIRCI: Hukuk eğitiminin yanı sıra kişi tanıma olarak adlandırılan profaylik eğitimi kişilere tecrübe kazandıracak. Personel bilgi ve donanımla piyasaya çıkacak. Eğitimlerimi 2 sene sürüyor. Kişiler yüzde yüz bu eğitimin gerekliliğini yerine getirecek diye bir şey yok. X ray eğitimi veriyorsunuz personel tehlikeleri tespit ediyor. Similasyonla gerçek hayat çok daha farklı. Aldığı eğitimi orda kullanacak farkındalığa sahip olursa kendini geliştirecek. X ray eğitimi 5 gün 4 gün similasyonla bir günde saha da uygulama ve sınavla geçecek. Eğitimlerinizi bu şekilde modelleyeceğiz.



ELEKTRONİK GÜVENLİK

Video izlemede kişi sayma modülü Kişi sayma modüllerinin işlevsel özelliklerinden bir tanesi de detaylı raporlama yapılabilmesi, istatistikler alınabilmesi, bunların dışa aktarılabilmesi böyle üçüncü parti analiz yazılımlarında da bu verileri değerlendirme imkânı olmasıdır. PCC ELEKTRONİK

G

ünümüzde analog veya dijital tabanlı olsun işyerleri ve mağazaların büyük bir kısmı video izleme donanım veya yazılımlarına dayanan güvenlik sistemleri kurmaktadır. Bu sistemlerin güvenlik amaçlı kullanımlarının yanı sıra gelişen teknoloji ile analiz yapma imkânı da sunmaya başlaması sadece güvenlik için değil ticari olarak da kullanılmaya başlamalarına neden olmuştur. Akıllı analiz modüllerinin ticari anlamda kullanımını bu alanda sık kullanılan modüllerden biri olan kişi sayma modülü ile inceleyelim. Kişi sayma modülü donanımsal ürünlerde daha çok sensörler üzerine tasarlanmış iken yazılım tabanlı ürünlerde genel olarak bir çizgi veya şeklin değişik yönlerine veya içine/dışına giriş çıkışları; geçişleri sayma prensibi ile tasarlanmışlardır.

54 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

Kişi sayma modülleri sayesinde; Mağaza performansının hangi düzeyde olduğu, Ziyaretçi sayısı, Müşteri akış yönetimi, Mağaza çalışma saatlerinin uygunluğu,

Personel dağılımının uygunluğu, Kasa önü veya mağazada bekleme sürelerinin azaltılması, Müşteriye dönüşen ziyaretçi oranı, Sonuca göre reklam giderleri-


nin ve reklamların iyileştirilmesi, Satış, pazarlama süreçlerinin iyileştirilmesi, Yoğunluk saat ve yerlerinin tespiti kampanya ve promosyonların geliştirilmesi, Müşteri memnuniyetinin artması sağlanabilecektir. Kişi sayma modülleri kullanıcı beklentilerine göre değişik amaçlarla da kullanılabilecektir. İçeri giren fakat çıkmayarak güvenlik riski doğuran kişilerin tespiti, otoparka giren çıkan araçların sayılması, vardiya kontrolü yapılması, belli sayıda kişinin girebileceği alanlara giren fazla kişilerin bulunması, dolayısıyla güvenlik ihlallerinin anlaşılması ve güvenlikle ilgili kişilerin zamanında ikaz edilmesi gibi farklı amaçlar için kullanılabilecektir. Özellikle perakende sektöründe mağaza deposuna, kabinlere, kasalara, danışma ve servis masalarına, reyonlara, vitrinlere, değişik görsellere (broşür, reklam, afiş vb.), mağaza giriş ve çıkışlarına yönelik kişi sayılarının tespiti, verilerin analizi ile bu alanlara yönelik iyileştirme ve

geliştirmelerin yapılması mümkün olacaktır. Mağazadaki trafik, dönüşüm oranı olarak da tabir edilen ziyaretçilerin müşteriye dönüşüm oranı mağazanın önemli performans göstergelerinden biridir. Ciro artışı sağlama, operasyonel giderlerin iyileştirilmesi için trafiğin, mağaza ziyaretçi sayısının düzenli olarak takibi ve analizi oldukça elzemdir. Müşterilerin neden ürün almadıklarının analizi (kuyruklar, ürün bulamama, kaybolma vb.), personelin analiz sonuçlarına göre mağazada doğru konumlandırılmaları etkili stratejiler olacaktır. Kişi sayma modüllerinin işlevsel özelliklerinden bir tanesi de detaylı raporlama yapılabilmesi, istatistikler alınabilmesi, bunların dışa aktarılabilmesi böyle üçüncü parti analiz yazılımlarında da bu verileri değerlendirme imkânı olmasıdır. Kişi sayma modülleri ile ister ticari anlamda olsun isterse de güvenlik anlamında olsun elde edilecek getirilerin kurumunuzun, işletmenizin performansına,

Kişi sayma modülü donanımsal ürünlerde daha çok sensörler üzerine tasarlanmış iken yazılım tabanlı ürünlerde genel olarak bir çizgi veya şeklin değişik yönlerine veya içine/dışına giriş çıkışları; geçişleri sayma prensibi ile tasarlanmışlardır.

verimine, karlılığına ciddi katkısı olacağı mutlaktır. Diğer analiz modüllerinin sonuçları ile birlikte değerlendirildiğinde ise bu katkının çok daha fazla olacağı, yüz tanıma-tespit, plaka tanıma, hareket takibi, otomatik zumlama, kalabalık tespiti gibi modüllerle çok yönlü bir sistem kurulabileceği ortadadır. PCC Elektronik olarak firmamızın distribütörlüğünü yaptığı Macroscop Video İzleme Yazılım ve Donanımları kişi sayma modülü dahil çok sayıda modül ile yüksek başarı oranları ile bu hizmeti müşterilerine sunmaktadır. Vizyon sahibi, stratejik düşünüp projeli hareket edebilen işletme ve kurumların akıllı analiz teknolojilerinden faydalanarak muadillerine göre bir adım önde hareket ettikleri hatta bununla yetinmeyip daha fazla işlevsellik için üretici firmaları cesaretlendirdikleri görülmektedir.

Şubat 2016 Güvenlik Yönetimi n 55


ELEKTRONİK GÜVENLİK

Güvenilir konaklama için üretilen akıllı çözümler Moldova’nın merkezinde yer alan Leogrand Otel, Radisson Blu olarak hizmet sunmaya devam edecek. Dünyanın birçok ülkesinde dev yatırımlara imza atan Summa A.Ş; projeyi Ateksis ’in çözüm ortaklığıyla gerçekleştirdi. ATEKSİS

56 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016


M

oldova’nın merkezinde yenilenmiş haliyle hizmet vermeye başlayan Radisson Blu Hotel; konforu, konumu, kapasitesi ve dünya mutfaklarından zengin lezzetleriyle konuklarına hizmet vermeye başladı. 16.000 metrekare üzerinde yer alan proje içerisinde; 143 oda kapasiteli otel binası, “New York Cafe’’ ve organizasyonlara ev sahipliği yapabilen “Convention Center’’ alanları bulunuyor. Stefan Cel Mare Caddesi ve Nativity Katedrali’ne yakın konumuyla göz dolduran 4. Yıldızlı yapı, iş ve turistlik amaçlı şehre gelen konukların tercihleri arasında yer alıyor. Turizm endüstrisine adını yazdıran bu önemli projede; bina güvenlik sistemi Ateksis tarafından gerçekleşti. Yangın algılama sistemi olarak Bosch ’un bu konudaki amiral gemisi olan FPA serisi modüler paneli ve buna bağlı operasyonel olarak kulla-

nım kolaylığı sağlayan uzaktan izleme paneli tercih edildi. Ana panel; otel teknik ekibinin 7/24 kontrol ve takibinde olabilmesi için merkez otomasyon odasına, uzaktan izleme paneli ise resepsiyon ofisine tesis edilerek operasyonel olarak maksimum seviyede kontrol ve takip imkanı sağlandı. Carlson Residor Hotel Group’un belirlediği uluslararası standartlara uygun olarak, proje genelindeki ortak yerlere, üstün özelliklere sahip dedektörler kullanıldı. Odalarda ise konukların can güvenliğini azami derecede korumak ve gerekli uyarlamaları yapmak üzere, siren tabanlı soketler ve senaryo kapsamındaki izleme kontrolleri yapacak olan fonksiyonel inputoutput modelleri kullanıldı. FAP serisi dedektörlerin algılama algoritmaları sayesinde, otel gibi müşteri memnuniyetinin önemli olduğu işletmelerde yanlış alarm olasılığı en aza indirgendi. Otel lobi alanındaki ve teknik kattaki tavan yüksekliklerinden dolayı sağlıklı algılama yapabilmek için ışın tipi duman (beam) detektörleri tercih edildi. Ana panel ve remote panel arasında yine uluslararası standartlara uygun olarak Can-bus haberleşme protokolü kullanılarak güvenli bir haberleşme sağlandı.

Otel içinde yaşanacak olası durumlara karşı hızlı müdahale Ses ve ışıklı uyarı cihazları (sirenflaşör), acil anons sistemi, asansörler, kartlı geçiş kontrolündeki kapılar, yangın ve duman damperleri, yangın kapıları, elektrik kesicileri, mekanik söndürme sistemleri, merdiven basınçlandırma fanları, otopark JetFan’ları ve diğer mekanik havalandırma cihazlarının aktivasyonları; iste-

Otel lobi alanındaki ve teknik kattaki tavan yüksekliklerinden dolayı sağlıklı algılama yapabilmek için ışın tipi duman (beam) detektörleri tercih edildi. Ana panel ve remote panel arasında yine uluslararası standartlara uygun olarak Can-bus haberleşme protokolü kullanılarak güvenli bir haberleşme sağlandı. nilen senaryolara göre bölgesel ve genel olarak kontrol edilebiliyor. Toplamda 2000’ e yakın algılama noktası ile korunan binada alarm gelen noktalar ve bu alarmlar sonucunda oluşan aktivasyonlar, Bosch’un bina yönetim sistemi aracılığıyla grafik (AutoCad) olarak eş zamanlı gösterilebiliyor. Bu özellik sayesinde tespit ve müdahalenin azami hızda olması hedeflendi. İşletme kolaylığı sağlamak amacıyla ekipmanların takip ve kontrollerini yapabilecek özel ekranlar tasarlanarak sistemle bütünleştirildi. Böylece azami seviyede müşteri memnuniyeti sağlanmış oldu.

Şubat 2016 Güvenlik Yönetimi n 57


ELEKTRONİK GÜVENLİK

Konutlarda güvenlik nasıl sağlanır? Apartmanlarda sitelerde ve konutlarda en çok kullanılan güvenlik sistemlerinden biriside kamera sistemleridir. Özellikle son yıllarda giriş çıkışın kontrol altında tutulması bir olay olduğunda geçmişe dönük kayda ihtiyaç olması bu sistemleri çok popüler kılmıştır. Gürol TOPÇU / Kurumsal Satış MÜDÜRÜ NEMESİS ALARMSİS TEKNOLOJİ SAN. VE TİC. A.Ş.

K

onutlarda elektronik güvenlik sistemleri konutun güvenliği için mutlaka kullanılmalıdır. Bu sistemde bileşenler çeşitli dedektörlerden oluşur. Bu

58 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

dedektörler yangın gaz kaçağı su baskını ve hırsızlık gibi durumlarda alarm kontrol merkezine olay ile ilgili bilgi gönderir. Alarm kontrol merkezi de gelen sinyale göre itfaiye ambulans

veya polis gibi makamlara olay ilgili bildirimde bulunur. Bundan sonraki süreci takip eder. Alarm kontrol merkezi 5188 sayılı kanun gereğince Bakanlık onayı ile bu işi yapar.


Duman dedektörü Gaz dedektörü Pır dedektör Manyetik kontak Su baskını dedektörü

CCTV kapalı devre TV sistemi Apartmanlarda sitelerde ve konutlarda en çok kullanılan güvenlik sistemlerinden biriside kamera sistemleridir. Özellikle son yıllarda giriş çıkışın kontrol altında tutulması bir olay olduğunda geçmişe dönük kayda ihtiyaç olması bu sistemleri çok popüler kılmıştır. Özellikle evlerinde çocuklar için bakıcı çalıştıran anne babalar bu sistemler vasıtası ile kullandıkları bilgisayardan telefonlardan bu sistemleri izleyebiliyor ve müdahale edebiliyorlar. Sitelerde kullanılan kamera sistemleri daha profesyonel ve kamera sayısı baz alındığında daha büyük sistemlerdir. Site giriş çıkışları,dış cephe sınır boyu ortak olanlar kamera ile izlenen ve kayıt altına alınan yerlerdir. Görüntülü kapı telefonları Bu sistemler tüm apartmanlarda ve sitelerde artık olmazsa olmaz olarak kullanılmaktadır. Apartmanlarda kapıya gelen kişi ilgili konutun ziline bastığında görüntüsünün daire monitöründe belirmesi ve sesli iletişim imkânı vermesi bu sistemleri artık olmazsa olmaz hale getirmiştir. Sitelerde ise bu sistemler biraz daha büyük ve değişik uygulamalar ile beraber kullanılmaktadır. Site girişlerine gelen kişiler güvenlik noktasından direkt

konuta haber verilerek gelen kişinin kimliği bildirilir konutun onay vermesi üzerine kişi içeri alınır. Hatta konutun gelen kişiyi monitöründen görme imkânı vardır. Bu tip sitelerde konut sahipleri aynı zamanda kendi monitöründen başka konutlar ile görüşebilir; kendi sistemini gittiği konuta yönlendirebilir konutta yokken kapısına gelen kişilerin resimlerini sistemden görebilir.

Yangın algılama ve söndürme sistemleri Yangın konutlarda, apartmanlarda ve sitelerde en büyük risk grubunu oluşturur. Çünkü yangın çıkması için gerekli tüm şartlar bu yerlerde mevcuttur. Yangın riskine karşı şu tip önlemler alınabilir; Konutlarda duman dedektörleri, ısı dedektörleri ve gaz dedektörleri kullanıla bilinir. Birde mutlaka bir yangın riskine karşı yangın söndürme tüpü de bulundurulmalıdır. Apartmanlarda ortak alanlarda yine algılama sistemleri ve hidrant sistem mutlaka olmalıdır.(Her katta yangın muslukları ve hortumları). Sitelerde ortak olanlarda algılama sistemleri hidrant sistemler ve kapalı otoparklar için gaz alarmı mutlaka olmalıdır. Özellikle kapalı otoparklarda CO gaz salınımı yüksek olursa kişiye ciddi zararlar verebilir.

OGS sistemleri Bu sistemler siteler, otopark alanı olan apartmanlar için araç giriş çıkışının daha kontrollü olmasını sağlayan sistemlerdir.

Giriş ve çıkışlarda alıcı anten, bariyer ve araçtaki tag ile sistem çalışır. İçeri giriş yapmak isteyen araç sisteme kayıtlı ise bariyer otomatik olarak açılır. Aksi halde açılmaz. Birde plaka tanıma sistemi ile de çalışan otomatik geçiş sistemleri vardır. Site sakinlerinin araç plakaları sisteme daha önceden yüklenir. Özel bir kamera ile plaka okunduktan sonra araca geçiş izni verilir ve bariyer otomatik olarak açılır. Bu tip sistemlerde operatör hangi aracın sitede hangi aracın dışarıda olduğunu görür. Hatta gelen aracın plakasını okuyup Polnetten sorgusunu yapar araç çalıntı ise uyarı verir.

Sitelerde ortak olanlarda algılama sistemleri hidrant sistemler ve kapalı otoparklar için gaz alarmı mutlaka olmalıdır. Özellikle kapalı otoparklarda CO gaz salınımı yüksek olursa kişiye ciddi zararlar verebilir.

Şubat 2016 Güvenlik Yönetimi n 59


ELEKTRONİK GÜVENLİK

Beş yıldızlı otellere beş yıldızlı güvenlik Polonya Parlamento Binası’nın birkaç adım ötesinde bulunan ve 1996 yılından bu yana dünyaca ünlü isimleri konuk eden Sheraton Otel Varşova’nın yangın algılama sistemi yenilenirken, otele acil anons sistemi de kuruldu. BOSCH GÜVENLİK SİSTEMLERİ

1.600’ü aşkın optik ve sıcaklık dedektörü

G

üvenlik ve iletişim alanında ürün, hizmet ve çözümler sunan Bosch Güvenlik Sistemleri, Polonya’nın en prestijli otellerinden Sheraton Otel Varşova’nın tüm yangın algılama sistemini yeniledi. Uzun süreli bir çalışmanın ardından mevcut yangın algılama sistemini değiştirme kararı alan otel yöne-

60 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

timi, tercihini üst düzey yangın algılama ve akıllı acil anons sistemini kapsayan yenilikçi bir çözüm kurulması yönünde yaptı. Polonya Parlamento Binası’nın birkaç adım ötesinde bulunan ve 1996 yılından bu yana dünyaca ünlü isimleri konuk eden Sheraton Otel Varşova’nın yangın algılama sistemi yenilenirken; otele acil anons sistemi de kuruldu.

Bosch Güvenlik Sistemleri, Sheraton Otel Varşova’nın yangın alarm sistemleri için Polonya’daki yerel partneri ASD ile birlikte ortak bir çalışma yürüttü. Bu doğrultuda, tekrarlayıcı panel üzerinden yönetilen iki adet IP tabanlı Bosch Modüler Yangın Paneli 5000 Serisi kullanıldı. Oteldeki misafir ve toplantı odalarına, ofislere ve halka açık tüm alanlara 1.600’den fazla optik ve sıcaklık dedektörü kurulurken, 200 adet de yangın ihbar butonu yerleştirildi. Bosch Bina Entegrasyon Sistemi (BIS) üzerinden yangın algılama ve acil anons sistemi entegre edildi; bu sayede iki sistemin grafik ekran üzerinden kontrol edilmesi sağlanıyor. Sheraton Otel Varşova’da herhangi bir alarm durumuna karşın en hızlı tahliye işlemlerini sağlamak için dijital PRAESIDEO acil anons sistemi kuruldu. 29 adet amplifikatöre ve 1.500’den fazla hoparlöre sahip olan sistem; otelin tüm bölgelerine tahliye anonslarının en iyi şekilde iletilmesine olanak sağlıyor.



ELEKTRONİK GÜVENLİK

Birbirinden farklı güvenlik sistemleri aynı dili konuşacak SENSORMATİC GÜVENLİK HİZMETLERİ

S

ensormatic tarafından sunulan Fiziksel Güvenlik Bilgi Yönetimi Sistemi (PSIM); birbirinden bağımsız veriler üreten güvenlik sistemlerinin tek bir ekranda aynı dili konuşmasını sağlıyor. Geniş güvenlik ihtiyacı olan yerlerdeki tüm güvenlik sistemlerini tek bir arayüzden yönetmeye imkân veren yazılım; önceden hazırlanmış senaryolar sayesinde operatörlerin olası tehditler karşısında belirlenen bir iş akışını takip etmelerini sağlayarak operasyonel yükü azaltır. Bankalar, plazalar, havalimanları, büyük endüstriyel tesisler ve benzeri geniş güvenlik ihtiyacı olan büyük organizasyonlarda birbirinden farklı akıllı güvenlik sistemleri kullanılıyor. Geçiş kontrol sistemleri, yangın algılama, video izleme vb. sistemlerin her biri kendi dinamiklerine göre veri üretiyorlar. PSIM; bu verileri tek bir arayüze aktarıyor. Bu sayede; sistemi izleyen operatörlerin her sistem için ayrı ayrı uzmanlık sahibi olması zorun-

İsmail UZELLİ

luluğu ortadan kalkarak, işletme için hem operasyonel hem de insan kaynağının kullanımında verimlilik sağlanıyor.

Basit, anlaşılır arayüz ve canlı takip imkanı PSIM yazılımı ile sağlanan ortak arayüzde, olayların izlenmesi ve müdahale edilmesi çok kısa sürede ve kolayca gerçekleşiyor. Örneğin bir olay anında, olayın gerçekleştiği lokasyon ekrandaki harita üzerinde görülüyor. Eş zamanlı olarak olay yerine ait video görüntüsü operatör ekranında otomatik olarak beliriyor ve olayın bütününün canlı takibine olanak tanınıyor. Kolay anlaşılır bir arayüz olması sebebiyle operatörün hızlı ve etkin kullanımı sağlanıyor.

Duruma özel senaryolar ile kesintisiz güvenlik PSIM bünyesinde oluşturulabilen

62 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

senaryolar ile bir olay anında alınması gereken aksiyonlar önceden belirlenebiliyor. Örneğin bir yangın anında, operatörün izleme ekranında durumu netleştirecek sorular otomatik olarak beliriyor. Sorulara verilen her bir yanıt, operatörün izlemesi gereken bir sonraki adımı belirliyor. Sistemleri izleyen operatörler, olay anında ekranda beliren yönergeleri takip ederek, herhangi bir ek bilgi yada uzmanlığa gerek kalmadan olaya en doğru şekilde müdahale edebiliyor. Bu sayede, sistem hatasız şekilde çalışırken, operatörün olaylara verdiği tepki süresi ve iş akışı takip performansı ölçülebiliyor.

Var olan sistemlere entegre ve geliştirilmeye açık PSIM için yeni sistem kurulması gerekmiyor. Var olan sistemlere entegre olabiliyor. Ayrıca ileride ihtiyaca göre sistemi geliştirecek yeni entegrasyonlara da imkan veriyor. Güvenliğin iş sürekliliğinin vazgeçilmez bir parçası olduğuna dikkat çeken; Sensormatic CEO’su İsmail UZELLİ; “Günümüzün değişen teknolojisiyle güvenlik sistemleri de çeşitleniyor ve gelişiyor. Bu karmaşık sistemleri yönetmek ise belirli bir uzmanlık gerektiriyor. PSIM ile biz tüm bu sistemleri tek bir yazılımın altında yönetme imkânı sunuyoruz. Bu sayede işletmeler sistemlerin yönetimini çok daha kolay ve hatasız sürdürebiliyorlar. Bu kusursuz işleyiş de genel iş süreçlerine olumlu şekilde yansıyor.” dedi.



ELEKTRONİK GÜVENLİK

IPG iletişim platformu ile üst düzey güvenlik Ramada Plaza Trabzon Hotel & SPA iletişim ve güvenlik sistemlerini yeniledi. 45.000 m2 üzerine kurulu otelin tüm iletişim ihtiyacı Karel IPG İletişim Platformu ile tek noktadan yönetilebiliyor. Operasyonel verimliliği artıran çok fonksiyonlu çözüm; maliyetlerde önemli ölçüde tasarruf sağlıyor. KAREL

D

ünyanın en prestijli oteller zinciri Ramada Hotels’in üyesi olan Ramada Plaza Trabzon Hotel & SPA’da açık ve kapalı alanların iletişimini Karel IPG İletişim Platformu ve güvenliği Karel IP CCTV kamera ve kayıt sistemleri ile sağlanıyor. 45.000 m^2üzerinde hizmet veren tesisinin tüm iletişim ihtiyacı tek noktadan yönetilirken; operasyonel verimlilikte artış, maliyetlerde önemli ölçüde tasarruf elde ediliyor. IPG İletişim Platformu; sunduğu zengin özellikleri ve esnek yapısı ile zaman içinde değişen ve artan iletişim ve güvenlik ihtiyacını en üst düzeyde karşılayabilme özelliğine sahip.

Hizmet kalitesi ve güvenlik ön planda Ramada gibi uluslararası bir markanın da iletişim ve güvenlik ihtiyaçlarında Karel’i tercih etmesinin yurt içinde ve dışında inşa edilen güveni bir kez daha teyit ettiğini belirten Karel Pazarlama Direktörü Nurşen Yıldırım konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Ağırlama sektöründe hizmet kalitesi, güvenlik ve konfor müşteri memnuniyetini belirleyen en önemli unsurlar. Ramada Plaza Trabzon

64 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

Hotel & SPA’da kullanılan tamamen IP konfigürasyona sahip IPG İletişim Platformu; otel yönetim sistemi ile entegre olması sayesinde operasyonel iş akışında hız ve hatasız bir işleyiş sağlıyor. Sistem üzerinde bulunan otomatik karşılama ve ses kaydı gibi özelliklerle verimliliği arttırıyor. Kritik ve anında müdahale gerektiren iş sorumluluklarına sahip hareketli otel çalışanları için Karel Mobil, web abone sayfası, WiFi telefonlar gibi kablosuz iletişim araçlarıyla çalışma kolaylığı sağlanırken; gelişmiş özellikli ve maliyet tasarruflu IP otel telefonları ile misafirler kendilerine sunulan kesintisiz iletişim imkanı sayesinde hizmetlere kolayca erişebiliyorlar.” Misafirlerin kendilerini evlerindeki gibi güvende hissedebilmelerinin projenin can alıcı noktası olduğunun altını çizen Yıldırım; “IP CCTV güven-

lik kameraları otelin özel ihtiyaçlarına göre ve öncelikleri göz önünde bulundurularak seçildi. Güvenlik kamera ve kayıt sistemlerinin gözetleniyorum hissi yaratmaması çok önemli. Açık ve kapalı alanlar 7 gün 24 saat Karel çözümleri tarafından korunuyor; görüntüleri kaydediliyor. Otel yetkilileri bu kayıtları internet olan her yerden, bilgisayar, akıllı telefonlar, tabletler gibi internet erişimi olan akıllı cihazlar üzerinden izleyebiliyor” dedi. Farklı iletişim ihtiyaçlarını tek çatı altında toplayan çok fonksiyonlu IPG İletişim Platformu; farklı sektörlerde kullanılan yazılımlara kolayca entegre olarak operasyonel verimliliği de artırıyor. En küçük işletmeden 64.000 çalışana kadar her ölçekte işletmenin kullanabileceği; esnek bir yapıya sahip olan sistem, santral özellikleri yanında tümleşik iletişim özellikleri de sunuyor.



BİLGİ GÜVENLİĞİ

Kapıdan değil bilgisayarınızdan giren hırsızlara dikkat! Evlere artık e-mail ile giren sanal hırsızlar, phishing adı verilen yöntemle hedef kişilerin banka, kredi kartı veya sanal hesaplarına dair bilgilerini ele geçiriyor. Bu şekilde işlenen siber suçların toplam maliyetinin 500 milyar doları bulduğu tahmin ediliyor. Egemen TAŞ /Mühendislik Başkan Yardımcısı COMODO

P

hishing “Password” (şifre) ve “Fishing” (balık avlamak) sözcüklerinin birleştirilmesiyle oluşturulan

66 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

ve Türkçeye oltalama (yemleme) saldırısı olarak çevrilebilecek bir internet saldırı çeşididir. Bu yöntem genelde sanal dolandırıcılar tarafından gönderilen mail

veya oluşturulan web sayfası yoluyla gerçekleştirilmektedir. “Kimlik avı” tabiri ile de anılan bu yöntemde, kullanıcıya gönderilen e-postaya bilinen bir kişi veya ku-


E-postalar ile ülke çapında bilinirliği yüksek markalar kullanılarak kullanıcılar aldatılmakta ve fatura ödeme sayfasına yönlendirilerek zararlı dosyaların bilgisayara indirilmesi sağlanmaktadır.

Egemen TAŞ

rumdan gelmiş izlenimi verilmekte ve kullanıcıda acil bir durumun, bir fırsat veya tehdidin oluştuğu izlenimi yaratılarak ani bir karar ile dikkatsiz hareket etmesine çalışılmaktadır. Bu şekilde davranan kullanıcıdan kimlik bilgileri, kredi kartı / banka hesap bilgileri, kullanıcı şifre bilgileri istenmekte; kullanıcı bu bilgileri aslına çok benzeyen sahte form ve web sitelerine girdiği anda bu bilgilerin çalınması veya zararlı bir yazılımın bilgisayarına indirilmesi hedeflenmektedir. Örneğin Garanti Bankası adı kullanılarak gönderilen epostanın içeriğinde kullanıcının kullanıcı-adı ve şifresinin elde edilmesi hedeflenirken; Turkcell fatura adı kullanılarak gönderilen e-posta fatura.exe adlı bir zararlı yazılımın bilgisayara indirilmesi isteniyor olabilir. Bu zararlıyı indirip bilgisayarına kuran kişi; çok ciddi anlamda sıkıntı yaşayıp, tüm dosyalarını kaybetme, verilerin dışarıya sızdırılması veya tüm iletişiminin kötü niyetli kişilerce izlenebilmesine yol açabilecek tehlikelerle karşı karşıya kalabilmektedir. Kurum-

sal firmalara yönelik geliştirilen özel saldırı çeşitlerinde (hedefli oltalamada [spear phishing]) amaç genelde kurumsal varlıklara odaklanıp, örneğin kredi kartı veritabanı, veya müşteri veritabanının dışarıya sızdırılmasıdır. Benzer şekilde, web’de gezinen herhangi bir kullanıcı, gerçek izlenimi veren sahte bir web sitesine denk gelip; burada oltalama saldırısıyla karşılaşabilir. Yine benzer hedeflere yönelik geliştirilen sahte web siteleri kullanıcılar açısından bilgi/belge ve hesapların ele geçirilmesi için kullanılmaktadır.

Kaç tür olta dolandırıcılık yöntemi vardır? Teknik olarak bakıldığında onlarca farklı yöntemden bahsetmek mümkündür. Bunların arasında aldatıcı, zararlı yazılım kökenli, klavye kaydedici, arka kapı, DNS-bazlı, MITM, oturum çalma yöntemleri en çok kullanılanlardır. Neredeyse zararlı yazılım çeşidi sayısı kadar oltalama yöntemi vardır. Fakat amaç açısından bakıldığında temelde iki farklı yöntemden bahsetmek mümkündür. Birinci yöntemde amaç kullanıcının değerli bir verisinin kötü niyetli kişilerce ele geçirilmeye çalışılması (verinin dışarıya kaçırılması); ikincisinde ise zararlı bir yazılım/kod parçası

kullanıcının bilgisayarına sızdırılmaya çalışılmasıdır (zararlıyı içeriye sızdırılması). Zararlı yazılım bilgisayara bulaştığında yol açabileceği hasarlar bireysel düzeyde olabileceği gibi; büyük bir şirketin en değerli varlıklarını da hedef alabilir. Bu zararlı yazılımlar genelde belgelerin çalınması için bozulması için veya şifrelenip fidye amacıyla kullanılması için oluşturulmaktadır. Son yıllarda Türkiye’de sıkça karşılaştığımız ve hala da farklı şekillerde karşımıza çıkan en güncel örnekler PTT fatura, Türk Telekom Fatura veya Turkcell fatura oltalama e-postalarıdır. Bu e-postalar ile ülke çapında bilinirliği yüksek markalar kullanılarak kullanıcılar aldatılmakta ve fatura ödeme sayfasına yönlendirilerek zararlı dosyaların bilgisayara indirilmesi sağlanmaktadır. Bu zararlı dosyayı çalıştırdığınız anda bilgisayarda tüm belgelerin şifrelenerek ulaşılması imkânsız hale gelmekte ve bunların açılması karşılığında fidye talep edilmektedir. Diğer bir hedef kitle de banka müşterileridir. Örneğin dünyada birçok ülkede şubesi bulunan HSBC, Western Union gibi kuruluşlar veya PayPal gibi internet üzerinden para alışverişinde kullanılan sitelere erişim için kullanıcı bilgileri çalınmaktadır. Dünyanın önde gelen firmalarından Home-

Şubat 2016 Güvenlik Yönetimi n 67


BİLGİ GÜVENLİĞİ

Şifre yenileme, kotanın dolması, zaman aşımı gibi acil harekete geçilmesini gerektirecek bir durum oluşturulan oltalama yöntemlerinde amaç kullanıcıyı dikkatsiz yakalamak ve bu bilgileri elde etmektir. Depot, Target, Sony Pictures gibi firmalara yapılan saldırılar ile milyonlarca kredi kartı bilgisi ve şirketlerin gigabyte’larca mahrem bilgileri çalındı. Bu saldırıların başlangıç noktası, genelde basit bir emailin güvenlik sistemlerini geçip şirketin bir çalışanının posta kutusuna düşmesi ve bu çalışanın dikkatsizce o linke tıklayarak bir zararlıyı bilgisayarına indirmesiyle başlamaktadır. Saldırıyı gerçekleştirmek için harcanan çaba ile verdiği zarar arasında inanılmaz bir boyut farkı vardır. Operatör; sistem yöneticisi veya yetkili kişilerce düzenlenmiş gibi görünen e-postalar ile çoğunlukla kişilerin kullanıcı adı ve şifre bilgileri ele geçirilmeye çalışılmaktadır. Şifre yenileme, kotanın dolması, zaman aşımı gibi acil harekete geçilmesini gerektirecek bir durum oluşturulan oltalama yöntemlerinde amaç kullanıcıyı dikkatsiz yakalamak ve bu bilgileri elde etmektir.

Temel kural: Bu konuda alınacak ilk önlem kişilerin bilmedikleri herhangi bir elektronik posta ekini veya linki açmamaları olur. Kullanıcıların şifre, banka kartı, kişisel bilgi vb. bilgileri e-posta ile yönlendirilen sayfalara kesinlikle vermemeleri gerekiyor. Hiçbir banka ya da büyük kuruluş kullanıcının kişisel bilgilerini mail

68 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

yoluyla talep etmez. Kullanıcıların en başta bunu bilmeleri gerekir. Bunun dışında, e-posta sunucu güvenliğini sağlamaları için mutlaka bu amaçla üretilmiş siber güvenlik çözümlerinden faydalanmaları gerekir. Güncel siber güvenlik uygulamaları kullanmaları ve her durumda güncel bir zararlı yazılım koruma programı gerekmektedir. Her ne kadar bilinen zararlı yazılımlar ve saldırılardan mevcut programlar ile koruma yöntemleri geliştirilse de bilinmeyen yeni zararlı yazılımların bilgisayara sızması %100 engellenememektedir. Daha aktif bir koruma

için güncel anti-virüs yazılımları ile birlikte yeni çıkan ataklara karşı davranışsal analiz ve zararlı yazılım analizini online olarak yapabilecek yazılımlar kullanmaları çok önemlidir. Comodo’nun containment (önleme) teknolojisi bu amaçla geliştirilmiştir. Bu teknolojiyi içeren kurumsal ve bireysel ürünler, bu tür zararlı yazılımların tespiti ve önlenmesi konusunda sıfırıncı gün koruması ve virüssüzlük garantisi verebilen tek çözüm olarak tüm dünyada hızla kullanıcı sayısını artırmaktadır. Kimlik ve şifre hırsızlığı durumu oluşursa yapılacak ilk iş şifrelerin sıfırlanması olacaktır. Fakat ne yazık ki bu da tek başına yeterli değildir. Kullanıcıların verilerinin yedeklerini alması ve hesaba giriş yaparken ikinci bir onaylama ve doğrulama yöntemi kullanılması çok faydalı olacaktır. Örneğin kullanıcı adı ve şifrenizi girdikten sonra SMS ile gelen ikinci bir şifreye ihtiyacınızın olması gibi.



BİLGİ GÜVENLİĞİ

Türkiye’de siber güvenlik İlk zamanlar basit bir e-posta hesabı çalmak gibi görünen siber suçlar; günümüzde dünyanın süper gücü Amerikan devlet başkanının ulusa sesleniş konuşmasında yer edinecek kadar önemli bir hale gelmiştir. Huzeyfe ÖNAL / Genel Müdür BGA BİLGİ GÜVENLİĞİ

T

eknolojinin büyük bir hızla gelişimiyle siber dünyanın hayatımıza çok daha fazla etki ettiğini görüyoruz. İlk zamanlar basit bir e-posta hesabı çalmak gibi görünen siber suçlar, günümüzde dünyanın süper gücü Amerikan devlet başkanının ulusa sesleniş konuşmasında yer edinecek kadar önemli bir hale gelmiştir. Ülkemizde bu konuda yapılmış ciddi çalışmalar olmasa da dünya gündemini takip eden uzmanlar için çarpıcı örnekler son yıllarda dikkat çekmeye başladı. Bu konuda en önemli örneklerden bir tanesi Güney Kore’dir. Güney Kore teknolojinin en gelişmiş olduğu ülkelerden biridir. Artık seçimler Güney Kore’de internet üzerinden yapılıyor. Bir seçimin sonucunda iktidar partisinin lideri

70 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

tekrar başkanlığa oturuyor ve oy sayımlarında muhalefet oylarının yüksek olduğu şehirlerde oylamaya katılımın oldukça düşük olduğu dikkat çekiyor. Birkaç gün içinde iktidar partisinin seçimlere şaibe karıştırdığı, online oylama sistemlerine siber saldırı düzenleterek muhalefetin oylarının yoğun olduğu noktalarda oy kullanımını yavaşlatmak için bir hackerla anlaştığı ortaya çıkıyor. Başkanlığını şaibeye düşen lider gelen somut veriler ve baskılar üzerinde itiraf ederek istifa ediyor. Bu olay dünya tarihine “siber saldırıyla başkanlığa gelip siber itirafla giden ilk devlet başkanı” olarak kayıt edilmiştir.

Siber saldırı iflasa sürükledi Hollanda’nın en önemli bilişim ve güvenlik firmalarından birisi,

İranlı genç bir hacker olduğu iddia edilen bir siber saldırgan tarafından gerçekleşen siber saldırı sonrası iflas ediyor. İflas eden firmanın 2010 yılı mali ve finansal yapısı incelendiğinde 30 Milyon USD’lık değeri olduğu belirtiliyor. Yıllarca süren bir emek ve çalışma sonrası oluşturulan şirket bir hafta içinde yapılan siber saldırı sonrası iflasa sürükleniyor. Bu olay da dünya tarihine “siber saldırı sonrası iflas eden ilk firma” şeklinde geçmiştir. Siber suçluları kategorize eden çeşitli akademik çalışmalar yayınlanmıştır; bunların arasında en gerçekçi sonuçları incelediğimizde üç tip profil karşımıza çıkıyor. Birinci profil siber, zarar verme amacı olmaksızın eğlence amaçlı bu işi yapanlar ve çok fazla tehlikeli olmayanlar-


Dünya üzerinden binlerce siber saldırgan otomatik olarak internete bağlı sistemleri taramakta ve korunmasız olanlarını avlamaktadır. Bu avlanan sistemlere zombi adı verilmekte ve avlanan sistemler kötü niyetli kişilere Botnet olarak satılmaktadır.

Huzeyfe ÖNAL

dır. İkinci tip profil ise ticari bir amaç gütmeksizin siber saldırı yapan ve genellikle muhalefet etme davranışı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu profildeki siber saldırganların büyük çoğunluğu gündüz normal işinde başarılı bir IT çalışanı ya da bilişimden anlayan bir meslek erbabı, mesai saati sonrası zamanlarda ise profesyonel bir siber saldırgan ya da kendi deyimleriyle siber aktivist haline geliyor. Üçüncü profil ise aslında siber savaş, siber casusluk kelimelerinin anlam bulmasına sebep olan kişilerdir. Bu kişiler genellikle bir devlet veya şirket tarafından desteklenen, kimi zaman devlet bünyesinde çeşitli görevlerde çalışan insanlardan oluşmaktadır ve işleri daha çok devletler arası istihbarat savaşlarında bilgi çalma veya savunma olarak tanımlanmaktadır.

Türkiye’deki durum Dünyada; ülke olarak en başarılı(!) olduğumuz konular arasına siber saldırılar giriyor. Ülkemizdeki genç nüfusun büyük çoğunluğu bilgisayarla ilk tanışmadan sonra siber dünyaya hackerlık merakıyla adımını atarak başladığını görüyoruz. Bu kişilerin bir kısmı

bu dünyanın cazibesine kapılarak profesyonel suç örgütlerinin ara elemanları ve maşası olarak kullanılmakta; bir kısmı ise kendisini uzmanlaştırıp profesyonel olarak bu işi yapmaya devam ediyor. 2011 yılına ait veriler incelendiğinde kredi kartı dolandırıcılığının Türkiye’de en fazla işlenen suç olduğu biliyor muydunuz? Uluslararası siber güvenlik firmaları ve Microsoft tarafından gerçekleştirilen yıllık düzenli çalışmalarda Türkiye’deki bilgisayar kullanıcılarının %60’nın kullandığı sisteme yılda en az bir kere istem dışı işler yapan zararlı yazılımların çalıştığı raporlanmıştır. Bu oranın bu kadar yüksek çıkmasındaki en temel etken Türkiye’de bilinçli internet ve bilgisayar kullanım oranının düşük olmasıdır. Bilgisayar programlarının maliyetlerin yüksek olması ve buna bağlı olarak artan “crackli program” kullanımı da bilgisayarlara zararlı yazılımların bulaşmasını sağlayan önemli etkenlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Sonuç olarak siber suçlara davetiye çıkarıyor.

Bilgi güvenliğinde farkındalık oluşturulmalı Bir kullanıcının lisanslı yazılım kullanmadan ve bilgisayarındaki işletim sistemini güncel tutmadan internete çıkması aslında “gece karanlığında farsız araba kullanmaya” benzer. Ne kadar dikkatli olursa olsun mutlaka

“kaza yapacak” yani bilgisayarına istem dışı zararlı yazılım yüklenecektir. Yapılan son araştırmalarda internete korunmasız açılan bir sistemin hackerlar tarafından ele geçirilme süresi 17 dakika olarak kaydedilmiştir; bu noktadaki en önemli etken bilgisayar kullanıcılarının “kim benim bilgisayarıma ne yapsın” düşüncesi ile ortaya çıkıyor. Dünya üzerinden binlerce siber saldırgan otomatik olarak internete bağlı sistemleri taramakta ve korunmasız olanlarını avlamaktadır. Bu avlanan sistemlere zombi adı verilmekte ve avlanan sistemler kötü niyetli kişilere Botnet olarak satılmaktadır. BGA Bilgi Güvenliği A.Ş olarak 8 yıldır ülkemizde bilgi güvenliği farkındalığını artıracak İstanbul ve Ankara’da eğitimler ve ücretsiz konferanslar düzenlemekteyiz. Ayrıca güvenlik sektöründeki en büyük problem olan yetişmiş eleman eksikliğine karşı üniversite öğrencilerini ücretsiz olarak siber güvenlik kamplarımız ile yetiştirmeye devam ediyoruz. Bu yıl altıncısını düzenlediğimiz Siber Güvenlik Kış Kampı’mıza 2.000’den fazla öğrenci başvurdu. Teknolojinin gerçek dünyamıza bu kadar yansıdığı şu günlerde, siber güvenlik konusunda ülke olarak “bilgi güvenliği farkındalığı” oluşturmamız gerekiyor. Ayrıca bu konuda uzmanlar yetiştirmek zorundayız.

Şubat 2016 Güvenlik Yönetimi n 71


BİLGİ GÜVENLİĞİ

Gelecek gerçek zamanlı olarak denetim altında Nefeslerin tutularak; saatlerce ekran başında bir takım alarm sinyali beklenen günler artık geride kaldı. Genel olarak; bir güvenlik operatörünün 20 dakika sonunda ekrandaki etkinliğin yüzde 90'ını kaçırabileceğine inanılıyor. IBM TÜRK

B

azen yeni bir teknolojiye yatırım yapma veya yapmama seçeneğiniz olur. İşlerimizi çok aksatmadığı sürece; bu seçim üzerine düşünebilirsiniz. İşletmenizin faaliyet biçimini temelden değiştirecek bir yatırım değilse; bu yatırımı gerçekleştirmeyi de gerçekleştirmemeyi de seçebilirsiniz. Ancak; güvenlik ve gözetim bu alanlardan biri değildir. İşiniz

72 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

güvenlik gözetimi ile ilgili olsun ya da olmasın bu alan ile ilgilenmek zorundasınız. Günümüz iş dünyasında; teknolojilerin iş birliğine dayalı yapısı günlük işlerin dijitalleşmesine ve daha da etkili bir hale gelmesine olanak sağlıyor. Bu durum güvenlik denetimi konusunda da geçerlidir. Nefeslerin tutularak; saatlerce ekran başında bir takım alarm sinyali beklenen günler artık geride kaldı. Genel olarak; bir güvenlik

operatörünün 20 dakika sonunda ekrandaki etkinliğin yüzde 90’ını kaçırabileceğine inanılıyor. Ayrıca; siber güvenlik tehditleri, doğal afet ve suç durumlarında müdahale süresinin daha da önemli bir hale gelmesi nedeniyle, güvenlik operatörleri artık zaman gibi bir lükse sahip değil. Bu nedenle, işletmelerin verileri gerçek zamanlı olarak düzenlemesi, depolaması ve incelemesi gerekiyor. Ancak, birden fazla denetim katmanı söz


konusu olduğunda işler zorlaşıyor. Denetim yoluyla aktarılan verilerin hacmi her geçen gün artıyor. Günümüzde, gerçek zamanlı işlemlere, özelleştirilebilir sistemlere, IP özellikli aktarımlara ve veri incelemelerine gereksinim olduğu bir gerçek. Bu gerçek, kendi sorunlarını beraberinde getiriyor. Beş işletmeden biri güvenlik konusundaki en büyük korkularının, tedarikçilerinin başarısız olması ve sistem güncellemelerini destekleyemez hale gelmesi olduğunu söylüyor. İşletmeler; bu konuda en son iyileştirmelere sahip olmayı istiyor. Aynı zamanda; tehditlerin getireceklerine hazırlıklı olmak amacıyla mümkün olan her araca sahip olduklarından emin olmak istiyorlar. Her şeyin ötesinde, işletmelerin yüzde 18’i analitiği bu alanda bir iş aracı olarak kullandıklarını, yüzde 52’lik bir kısmı ise bu araçları kullanmayı planladıklarını söylüyor. Pazar da bu durumdan hali hazırda faydalanıyor. Asya Pasifik, bir önceki yıla göre yüzde 44,3’lük bir oranla şu anda en hızlı büyüyen bölge. Video analitik pazarı da bu büyümenin faydasını görüyor. Allied Market Research verilerine göre, pazarın şu anki değeri 57,3 milyon dolar. Akıllı analitik gözetim geleceği IBM; video analitik konusuna oldukça önem veriyor. IP tabanlı, tamamen özelleştirilebilir, kablosuz ağ ürünleri; yüksek kaliteli video yakalamaya, depolamaya ve dijital video içeriği ve analizinin yönetilmesine odaklanıyor. IBM’in Akıllı Video Analitik Araçları, işletmeler için sürekli değişen tehditlere tepki verecek şekilde dinamik video içeriğine

Beş işletmeden biri güvenlik konusundaki en büyük korkularının, tedarikçilerinin başarısız olması ve sistem güncellemelerini destekleyemez hale gelmesi olduğunu söylüyor. erişim sağlıyor. Bu önceden tanımlanmış etkinliklerle kısıtlanmış verilere karşılık tamamen endekslenmiş üstverilerden oluşan veritabanı sayesinde gerçekleşiyor. Ortadoğu’daki gözetim harcamaları geçen yıl neredeyse 400 milyon ABD dolarını buldu. Bu büyük miktarın sebebi, Dubai World Expo’nun kesinleşmesi, Katar’ın FIFA Dünya Kupası ev sahipliğini garantilemesi ve büyük ticari etkinliklerin daha da hızlanıp fazlalaşmasıydı. Harcamaların önümüzdeki birkaç yıl boyunca artmaya devam etmesi kesin görünüyor. 6Wresearch,

UAE video gözetim pazarının değerinin 2021 yılına kadar tek başına 293.1 Milyon ABD Doları’nı bulacağını tahmin ediyor. 2020 Expo yılında beklenen 25 milyon ziyaretçi ile mevcut olan ve oluşturulacak yeni kamuya ait ve özel altyapıların genişletilmesinde 200 milyar ABD Doları’ndan fazla harcama yapılacağı öngörülüyor. Bu alanda uzmanlığa sahip IBM olarak, işletmelerin gözetim özelliklerini artırmalarına yardımcı oluyoruz. Bunu yaparken de akıllı analitik gözetim geleceğine doğru giden yolda en doğru çözümleri sunuyoruz.

Şubat 2016 Güvenlik Yönetimi n 73


GÜVENLİK HİZMETİ

Para ve kıymetli eşya taşıma faaliyetlerinde görev alan özel güvenlik çalışanlarının iç atakta cezai ve hukuki sorumlulukları (3) Mevcut mevzuat çerçevesinde iç atağa ilişkin caydırıcılık sorununda ciddi çözüm üretilmiş durumdadır. Yapılan içtihat değişikliği ile artık iç atak zimmet olarak cezalandırılır hale gelmiştir. Yaşar YETİŞ / Avukat

S

adece özel güvenliklerin işledikleri suçlar değil; özel güvenlik elemanlarına karşı işlenilen suçlarda ise yine aynı şekilde kamu görevlisi olduğu kabul edilerek sanık cezalandırılmıştır. “Olay günü üzerinde güvenlik görevlisi kıyafeti olmayan mağdur T.. K..’ın 5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun kapsamında özel güvenlik görevlisi olup olmadığı ve olay tarihi itibarıyla

74 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

olay yerinde görevli olup olmadığı ilgili merciden sorularak kamu görevlisi sıfatını taşıyıp taşımadığı tespit edilerek sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik kovuşturmayla hüküm kurulması; bozmayı gerektirmiş, sanık müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. Maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 Sayılı CMUK’un 321. Maddesi gereğince isteme uygun

olarak bozulmasına, 21.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.” Denilerek mağdur özel güvenlik görevlisine işlenilen suçta kamu görevlisi olup olmadığı istişare edilmiştir. Bu durum gözetilmeden verilen karar ise Yargıtay tarafından bozulmuştur. Yine bir başka emsal Yargıtay kararında; “O yer Cumhuriyet Savcısı’nın temyiz itirazlarının sanık Nebi hakkındaki mahkûmiyet hükümlerine yönelik olduğu anlaşılarak yapılan incelemede;


Yaşar YETİŞ

Sanığın yaralama ve hakaret suçlarını, hastanede güvenlik görevlisi olan katılanın yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle işlenmesinden dolayı, 5728 Sayılı Kanun’un 549. Maddesi ile değişik 5188 Sayılı Yasa’nın 23/2. Maddesinin göndermesi ile TCK’nın 86/3-c ve 125/3-a Maddelerinin uygulanmayarak eksik ceza tayini” ibaresi ile özel güvenlik görevlisine karşı işlenen suçta eksik ceza tayini sebebiyle kararı bozmuştur. Kamu görevlisi sayılan özel güvenlik görevlilerine karşı işlenen bir diğer suçlar ise kamu görevini yaptırmamak için direnme ve hakaret suçları olacaktır. Bu anlamda verilen kararlarda Yargıtay mağdurun kamu görevlisi sayılmasından dolayı artırım hali olarak ele almıştır. Ancak burada dikkat çeken husus güvenlik görevlilerine işlenilen bu suçlarda güvenlik görevlisinin görevinin ifası ile alakalı oluşan suçlar olmasına dikkat çekilmiştir. Emsal karar olarak; “Esas, 2010/47 Sayılı kararına göre, görevi yaptırmamak için direnme suçunun sanık tarafından birden fazla polis memuruna karşı cebir ve şiddet göstererek hukuksal anlamda tek bir fiil ile gerçekleştirilmesi nedeniyle aynı neviden fikri

içtimain koşulları gerçekleşmiş bulunduğundan; sanık hakkında anılan suçtan tayin olunan cezanın 5237 Sayılı TCK’nın 43/2. Maddesi ile arttırılması gerektiğinin gözetilmemesi, tehdit suçundan sanığa verilen hapis cezasından indirim yapılması sırasında hesap hatası sonucu 6 ay 7 gün hapis yerine 6 ay 6 gün hapis verilmesi, şikâyetçiler L H O, Z A ve S’a karşı işlenen hakaret suçunun alenen işlenmiş olmasına rağmen temel cezadan 125/4. maddesi uyarınca artırım yapılmaması, tehdit suçlarının silahla işlediğinin kabul edilmesi karşısında sanığın 106/2-a maddesi yerine 106/1-1. cümlesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi, özel güvenlik görevlileri olan şikayetçiler Ahmet, Nazım ve Filiz’e karşı görevleri dolayısıyla hakaret suçunu işleyen sanığın 5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun 23/2. Maddesi uyarınca kamu görevlisine karşı suç işlemiş gibi cezalandırılması gerektiğinden temel cezanın 125/3-a maddesi yerine 125/1. maddesi uyarınca belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini, adli sicil kaydına göre tekerrüre esas mahkumiyeti bulunan sanık hakkında 5237 Sayılı TCK’nın 58. Maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere,

mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak olan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer itirazlarının reddine; ancak, sanık hakkında şikâyetçiler A, N ve F’e karşı işlenen hakaret suçundan verilen cezadan aleniyet nedeniyle artırım yapılması sırasında uygulanan kanun maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/6. maddesine muhalefet edilmesi, kanuna aykırı olup hükmün bu nedenle (bozulmasına), bu hususun yeniden duruşma yapılmaksızın CMUK’nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükümdeki aleniyet nedeniyle arttırım yapılmasına ilişkin fıkranın başına “5237 Sayılı TCK’nın 125/4. maddesi gereğince” yazılması suretiyle hükmün (düzeltilerek onanmasına), 19.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ” Denilerek kamu görevlisine karşı olan hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçları kamu görevlisine karşı işlenmiş olarak kabul edilerek artırım yapmayan mahkeme kararı düzeltilerek onanmıştır. Başka bir emsal karar örneği olarak; “Dr. F… S… Ana Sağlığı ve Çocuk Hastanesi’nde özel güvenlik görevlisi olan ve 5188 Sayılı Yasa’nın 23. Maddesine göre TCY’nın uygulamasında memur sayılan mağdur sanık A… Ç…’ın, hasta ziyaretine gelen diğer mağdur sanık E…

İç atağı önlemek için öncelikle yapmamız gereken ise bu mevzuat çerçevesinde kıymet kendisine zimmetlenmiş belgeli eleman çalıştırmaya özen göstererek; gereken önlemleri almaktır.

Şubat 2016 Güvenlik Yönetimi n 75


GÜVENLİK HİZMETİ

Yargıtay özel güvenlik görevlisini kamu görevlisi sayarak zimmet olunan mal ile ilgili durumlarda zimmet suçunun oluşacağına kanaat getirmiştir. E…’a ziyaret saatinin bittiğini ve servisi terk etmesini söylediği; bu nedenle aralarında tartışma çıktığı, birbirlerine hakaret ettikleri ve birbirlerini basit tıbbi müdahale ile iyileşecek biçimde yaraladıkları olayda; mağdur sanık E… E…’un eyleminin görevi yaptırmamak için direnme ve görevliye hakaret suçunu oluşturabileceği, delilleri takdir ve suçu nitelemenin asliye ceza mahkemesine ait olduğu gözetilmeden yargılamaya devamla hüküm kurulması, yasaya aykırı ve o yer Cumhuriyet Savcısı’nın temyiz nedenleri ile tebliğ namedeki düşünce yerinde görüldüğünden hükümlerin başkaca yönler incelenmeksizin bozulmasına yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine 11.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. 3. Bir emsal karar niteliğinde olan kararda da; “Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; suç tarihinde N… devlet hastanesinde yatan kızını ziyarete gelen sanığın, ziyaret saati olmadığı için yukarı çıkmasının yasak olduğunu ve istediği takdirde

76 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

ilaçları gönderebileceğini söyleyen mağdur M ‘e sinirlenerek saldırdığı ve “senin kafana sıkarım” diyerek tehdit ettiği anlaşılan olayda, sanığın cebir eylemi basit yaralama olarak nitelendirilip düşme kararı verilmişse de,5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun 23/2. Maddesinde yer alan “Özel güvenlik görevlilerine karşı görevleri dolayısıyla suç işleyenler kamu görevlisine karşı suç işlemiş gibi cezalandırılır.” Şeklindeki düzenleme karşısında tehdit içeren sözlerinin görevi yaptırmamak için direnme suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden oluşan uygun düşmeyen yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca bozulmasına, 07.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.” denilmiştir. Görüldüğü üzere sadece özel güvenlik görevlilerinin işledikleri suçlarda değil; onlara karşı işlenilen suçlarda da Yargıtay aynı tutum ile hareket ederek kamu görevlisi olduklarını kabul etmiştir.

Kendi zimmetinde olmayan malın çalınması halinde (hırsızlık) Bir başka hal olarak ise özel güvenlik görevlisinin üzerine zimmet olunan mal ile ilgili durumların dışında zimmet olunmayan fakat başka bir arkadaşı üzerine zimmet olunan mallar ile alakalı durum söz konusu olacaktır. Yargıtay özel

güvenlik görevlisini kamu görevlisi sayarak zimmet olunan mal ile ilgili durumlarda zimmet suçunun oluşacağına kanaat getirmiştir. Ancak eğer kişi bir başka arkadaşı üzerine zimmetli malı çalar ise bu durumda zimmet değil hırsızlık suçu oluşacaktır. Zira bu sefer suç oluşturan fiilde üzerine zimmet olunan eşya bulunmamaktadır. Bu anlamda hırsızlık suçunda bu sefer fail başkasının zilyedinde olan malı kendisine yarar sağlamak maksadı ile almıştır. Yine suçun nitelikli unsurlarının olması halinde de cezanın ona göre verileceği aşikârdır.

Hukuki açıdan işverence haklı fesih Öncelikle elbette işverene karşı yaptığı suç teşkil eden böyle bir eylem şüphesiz haklı fesih nedenidir. Ayrıca 5188 Sayılı Kanun gereğince bir kişinin güvenlik görevlisi olabilmesi bazı şartlara tabi tutulmuştur. Bu şartların kaybedilmesi halinde ise çalışma izni iptal edilecektir. Bu şartlar; Silahsız olarak görev yapacaklar için en az sekiz yıllık ilköğretim veya ortaokul; silahlı olarak görev yapacaklar için en az lise veya dengi okul mezunu olmak. 18 yaşını doldurmuş olmak. Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, kaçakçılık veya fuhuş suçlarından mahkûm


olmamak. Görevin yapılmasına engel olabilecek vücut ve akıl hastalığı ile engelli bulunmamak. 14’üncü maddede belirtilen özel güvenlik temel eğitimini başarıyla tamamlamış olmak. Bu şartların kaybı halinde çalışma izninin iptal olacağı Yargıtay tarafından da hükme alınmıştır. Emsal karar niteliğinde olan; “Davacının bekçi olarak çalıştığı dönemde tabi olduğu 399 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin “İşe Alınacaklarda Aranılacak Şartlar” başlığını taşıyan 7/c.maddesinde aranılan şartlardan biri de “Taksirli suçlar hariç olmak üzere, ağır hapis veya 6 aydan fazla hapis veya affa uğramış olsalar bile devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla, zimmet, ihtilas, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolaylı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suçtan veya istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, devlet sırlarını açığa vurma suçlarından dolayı hükümlü bulunmamaları” olarak belirtilmiştir. Davacının özel güvenlik görevlisi olarak atandığı tarihte yürürlükte bulunan 2495 Sayılı Bazı Kurum ve Kuruluşların Korunması ve Güvenliklerinin Sağlanması Hakkında Kanun’un “Personelde Aranacak Şartlar” başlığını taşıyan 16/d. maddesinde ve bu Kanunu yürürlükten kaldıran, 26.06.2004 tarih ve 25504 S.R.G de yayımlanan 10.06.2004 kabul tarihli 5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun’un “Özel Güvenlik Görevlilerinde Aranacak Şartlar” başlıklı 10. maddesinin ( d ) bendinde de benzer hükümlere yer verilmiştir. Ayrıca, 5188 Sayılı Kanun’un 11. Maddesi’nin 4. Fıkrası’nda özel güvenlik görevlilerinde aranan

şartlardan herhangi birisinin kaybedilmesi halinde çalışma izninin iptal edileceği belirtilmiş; 19.maddenin (c) bendinde ise bu Kanunun 11. maddesine göre çalışma izni verilmeyen kişileri özel güvenlik görevlisi olarak istihdam eden kişi, kurum, kuruluş veya şirketlere, çalıştırdıkları her kişi için üç milyar lira adli para cezası verileceği, bu kişiler silahlı olarak çalıştırılmış ise altı aya kadar hapis ve çalıştırılan her kişi için altı milyar lira adli para cezası verileceği öngörülmüştür. Somut olayda, davacının yukarıda belirtilen suçtan mahkûmiyeti üzerine gerek bekçi olarak görev yaptığı sırada, gerek özel güvenlik görevlisi olarak çalıştığı dönemde işe alınacaklarda aranan şartlardan birini kaybettiği açıktır. Suçun işlendiği tarih itibariyle 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 26. Maddesi’nde öngörülen 6 iş günlük süre geçmiş olup; bu nedenle fesih haksız ise de, davacının söz konusu mahkûmiyeti 5188 Sayılı Kanun’un 11. Maddesi gereği çalışma izninin iptalini gerektirecek niteliktedir. Bu durumda, feshin geçerli nedene dayandığı kabul edilmelidir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davacının işe iade isteğinin kabulü hatalıdır. Denilmiş ve bu kapsamda davacının işe iadesini kabul eden mahkeme kararını bozmuştur. Dolayısıyla bu şartların kaybedilmesi halinde işverene Hakli Fesih hakkı tanınmıştır. Bu çerçevede özel güvenlik görevlisi anlatıldığı gibi bir suça karıştığında otomatik olarak belgesini yitireceğinden, kendi şirketine karşı işlemiş olması bile gerekmeden haklı işe son nedeni olacaktır.

Sonuç ve öneriler Sonuç olarak mevcut mevzuat çerçevesinde iç atağa ilişkin caydırıcılık sorununda ciddi çözüm

5188 Sayılı Kanun gereğince bir kişinin güvenlik görevlisi olabilmesi bazı şartlara tabi tutulmuştur. Bu şartların kaybedilmesi halinde ise çalışma izni iptal edilecektir. üretilmiş durumdadır. Yapılan içtihat değişikliği ile artık iç atak zimmet olarak cezalandırılır hale gelmiştir. Bu içtihadın duyurulması sağlanmış olmakla birlikte uygulandıkça yerleşik olacaktır. Uygulamanın yerleşmesi ve diğer faaliyetler için toplantı ve panel şeklindeki çalışmalar, kamuoyu oluşturma, medya ve iletişim, hukuki sitelerde yorum ile yazılar, yayınlar önemli katkı sağlayacaktır. İç atağı önlemek için öncelikle yapmamız gereken ise bu mevzuat çerçevesinde kıymet kendisine zimmetlenmiş belgeli eleman çalıştırmaya özen göstererek, gereken önlemleri almaktır.Bu şekilde çalışıldığında mevcut uygulamanın yerleşeceği ve zararların caydırıcılık nedeni en aza indirgeneceği ümit edilmektedir.

Kaynaklar argıtay 3. Ceza Dairesi’nin 21.05.2014 tarih 2014/1168 E. 2014/19855K. sayılı kararı 2Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 10.12.2014 tarih 2014/19255 E. 2014/40966 K. sayılı karar 3Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin 19.09.2011 tarih 2009/16282 E. 2011/27066 K. Sayılı kararı 4Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 11.04.2011 tarih 2010/11350 E. 2012/8759K. Sayılı kararı 5Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin 07.07.2014 tarih2013/3364 E. 2014/7458 K. Sayılı kararı

Şubat 2016 Güvenlik Yönetimi n 77


Enine boyuna güvenlik 4 Güvenlik hiçbir zaman bir eşya gibi satın alınacak özellik taşımaz. Etkinliğini görmek, denetlemek ve sürekliliğini sağlamak profesyonel kişilerin işi olmalıdır. Şadan GÜRSEL / Güvenlik Uzmanı (Sistem Analizi Y.Müh.)

G

üvenlik bir gayret konsantrasyonu ve maliyeti olan bir çaredir. Bu durumda güvenliği talep eden kişinin umduğu, muktedir olduğu ve sahip olduğu yapılarda neye para harcadığını bilmesi gerekir. Güvenliği tasarlayan da kurduğu sistemin etkinliğini gerçekçi anlamda gösterebilmelidir. Bu şekilde taraflar profesyonel bir duruş altında hareket edebileceklerdir. Güvenlik sisteminin etkinliği 0-100 arasında bir değerle ölçülmelidir. Hiç güvenlik yoksa o etkinlik; etkili güvenlik varsa hiç olmazsa 70 etkin güvenlik olmalıdır. Biz bu bölümde etkinlik parametrelerini ve ölçüme alınma kriterlerini inceleyeceğiz. Bu şekilde her güvenlik sistemi kendini tehdide göre değerlendi-

78 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

rebilir duruma gelecektir. Burada etkinliği matematik modeller yerine subjektif değerlerle ölçülü kılarak işi kolaylaştıracağız. Bunun kullanılması etkinliği matematik ölçülerde görebilme yeteneği vereceğinden çok faydalı olacaktır.

koruma belirlemektedir. Risk analizi yapıldığında; tespit 50 üzerinden kaç puanlık bir değer alacaktır, bunu zamanla tecrübe belirleyecektir. Müdahale ve korunma hiç şüphesiz tehdide göre alınan tedbirlerin uygunluğuyla ilişkilidir. Bunlarda kendi içinde puanlanarak bulunabilir.

a. Güvenlik tasarımı: Güvenlik tespit – müdahale – koruma olarak üç bölümde düşünülecektir. Tespit; güvenliğin %50 payına sahiptir. Erken tespit bu etkinliği arttıran bir durum yaratır. Müdahale caydırıcı veya mevcut elemanlarca alınacak tedbirleri gösterir. Korunma mevcut elemanlarca tehdidi bertaraf etmeyi belirler. Bu açılım altında %30 müdahale, %20 korunma tasnifi uygun olur. 100 üzerinden düşünülen etkinliği 50 puanla tespit; 30 puanla müdahale ve 20 puanla

b. Güvenlik konusunda etkinlik: Güvenlik konuşulurken %100 etkin bir yapı tasarlanarak vazgeçilen değerlerle kabul edilen zafiyetin tahmini değerleri ile irdelenerek ele alınmalıdır. Tespit bazında gözetleme sistemi değerleri; nöbet sistematiği ve zaman kaplamaları, nöbet tutanların eğitim ve tecrübe değerleri, muhtemel tehdidin varlık değerleri gibi etkileri göz önünde tutarak belirlenir. Böyle yapıldığında risk değerleri daha anlamlı hale geleceğinden uygula-


hale gelecektir. Toplum içinde güvenlik anlayışı etkinlik kapsamında gözlenmeye başlanırsa bu işi yönetenler kendilerini daha anlaşılır hale getireceklerdir.

d. Güvenlik çeşitlerine göre etkinlik ölçüsü:

mada tercih edilen durumu bilmek mümkün hale gelecektir. Müdahale; alarm verme, korkutma, kaçırma veya yakalama için reaksiyon gösterme gibi konuları irdelemek demektir. Burada hiç şüphesiz beklenen tehdit önemli bir kriter olarak karşımıza çıkar. Koruma; muhakkak ki tehdidi bertaraf edebilecek kabiliyeti gösterir. Bu şekilde sistemin güvenliği tam olarak karşılanır. Böylece güvenlik etkinliği bütünlük kazanır.

Bir kişinin bireysel güvenliği kapsamında olayı düşünürsel tespit – müdahale – koruma olguları çerçevesinde 70 değerinde bir etkinlik gereklidir. Bunun miktarını arttırmak alınacak tedbirleri çoğaltır ki bu da maliyet ve risk analizi demektir. Bir binanın güvenliği kapsamında etkinlik beklenen tehdit ile muhtemel risklerin analizini dikte eder. Bu şekilde 80-85 etkinlik değeri ile çalışmak uygun olabilir. Bir şehrin güvenliği kapsamında etkinlik beklenen tehdit ve risklerin analizi ile değer kazanan bir özellik taşır. Böylece önceden alınacak tedbirler ortaya çıkar ki 50 civarında etkin olan bir sistem kabul edilebilir bir değer taşır. Güvenlik gerçekte sağlanan etkinliğin karşılığı olmaktadır. Böylece daha detaylı risk analizi yapılabilir duruma gelinmektedir.

c. Güvenlik etkinliği ölçümü düşünceleri:

e. Tasarlanan güvenliğin hassasiyeti:

Bu çalışmada biz yüz tam değer üzerinden güvenliği etkin değerlerle görmeyi model olarak kurguladık. Bu model yaygınlaştığında gözetlemenin zaman içindeki hassasiyetlerinin rolü, nöbet tutan görevlilerin reaksiyon kabiliyetlerinin zamana göre değişimi gibi rasyonel bakış değerleri analitik olarak değerlendirilebilir duruma gelmektedir. Subjektif değerler üzerinden hareketle profesyonel kişiler bu açılımları kalite ve tercihlerde belirgin olarak anlatabilir duruma gelmektedirler. Burada amaç anlaşılabilir bir değer ortaya koymaktır. Profesyonel yapı hassasiyetleri kendi tecrübeleri ile değerlendireceğinden çok daha detaylı analiz yapabilmesi mümkün

Güvenliği tasarlayan kişi sistemin hassas taraflarını mutlaka ortaya koyacak şekilde olaya yaklaşmalıdır. Mesela kamera sistemi elektrik kesilince çalışmıyorsa buna uygun tedbirler alınmadıysa bunları bilmek ve doğru bir beklenti oluşturmak doğru olur. Kişiler bazındaki hassasiyet doğru görmek, sistemi rastsal

Şadan GÜRSEL

değerlerle test etmek hassasiyeti gösteren bir çaba olur. Dolayısıyla sistem her zaman ve her koşulda aynı etkinliğe sahip olamaz. Bunları ortaya koymadan sistemin riskleri anlaşılamaz. Güvenlik etkinliğinde bu hassasiyetler etkinliği çoğu zaman sıfırlar. Bu durumda daha dikkatli davranmak doğru olur. Nöbetçinin hastalanması halinde vardiya boş geçiyorsa beklenmeyen bir durum ortaya çıkmış olur. Bunu görmek ve değerlendirmek tedbir alınacak şekilde planlama yapmak işlemin önemli görülecek yanını belirler.

f. Beklenen tehdidin analizi: Özellikle toplumsal olaylar çerçevesinde olabilecek tehdit faktörlerini belirlemek periyodik olarak değişim gösterebilir. Hırsızlık ya da güven kapsamında olaya bakarsak bunların muhtemel tekrarlama hızları hakkında emniyet teşkilatından fikir almak doğru olabilir. Bir kişiye olan tehdidi analiz etmek çok daha karmaşıktır. Bir kişinin hangi toplumsal etkilerle ilişkili olduğu kadar bireysel düşman varlığı kapsamında değeri; toplum içinde muteberliği baltalama gerçekleri gibi olgular tehdit analizinde göz önüne alınmalıdır. Güvenlik olmayacak bir tehdit için değil de muhtemel risklerin ötelediği bir manada özellik kazanacaktır. Bunu en iyi tehditten korunmak isteyen belirleyecektir. İstenen etkinlik çabasıyla tatminkâr bir değer karşılanacağından sonuç beklenen kadar olacaktır.

g. Güvenlik maliyeti: Güvenliği tasarım değerinde %10,

Müdahale caydırıcı veya mevcut elemanlarca alınacak tedbirleri gösterir. Korunma mevcut elemanlarca tehdidi bertaraf etmeyi belirler. Bu açılım altında %30 müdahale, %20 korunma tasnifi uygun olur. Şubat 2016 Güvenlik Yönetimi n 79


Güvenlik bir gayret konsantrasyonu ve maliyeti olan bir çaredir. Bu durumda güvenliği talep eden kişinin umduğu, muktedir olduğu ve sahip olduğu yapılarda neye para harcadığını bilmesi gerekir. Güvenliği tasarlayan da kurduğu sistemin etkinliğini gerçekçi anlamda gösterebilmelidir. yatırım değerinde %40, işletim değerinde %40, yenileme değerinde %10 gibi algılamak doğru olur. Bu oranlar tasarlanan değerlerle anlam kazanan bir maliyet olgusu ortaya koyar. Güvenli maliyeti süreklilik gösteren işletme konumuna sahiptir. Görevlendireceğiniz güvenlik elemanı sayısı, bunların üç vardiya ve çalışma kanununa uygunluk veçheleri hep maliyeti etkileyen hususlardır. Maliyeti olmayan bir güvenlik etkin olmaz. Zira keyfidir. Bu da hiçbir güvence temin etmez. Caydırıcı kapsamında alarm ve köpek gibi tercihler kısmi değer yaratabilir. Biz güvenliği isteyen kişinin; tatmin olacağı bir perspektifi ortaya koymaya çalışmaktayız.

h. Güvenlik maliyeti etkinlik durumu: Güvenlik sistemi ondan beklenen etkinliği sağlayacak şekilde tasarlandığında belli bir maliyet ortaya çıkar. Etkinliği kısmen azaltarak maliyeti düşürmek mümkündür. Hassas noktaları düşünerek etkinliği kabul edilebilir değerlere çekmek maliyeti de azaltabilir. Bu kapsamda analiz yapan kişilerin olaya değerler ölçüsünde dürüst yaklaşmaları gerekir. Sadece para kazanmak için maliyet etkinlik analizi yapılmaz. Bunun efektif ölçüler ortaya koymasına yardımcı olunmalıdır. Sistemi isteyen kişi tercih ettiği riskleri ancak bu şekilde detayda görebilir duruma gelir. Bu şekilde beklenti ile tesis edilen

80 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

arasında uyuşma sağlanır ki bu çok önemlidir.

i. Etkinliği belirleyen hususların tetkiki: Tespit çerçevesi güvenliğin en önemli bölümüdür. Biz bu nedenle etkinliğin yarısını buraya ayırdık. Gözetleme sistematiği, alarm değerleri, gözleme dayalı tetkik kendi içinde ayrı ayrı değerlendirilecektir. Bunların her birinin hassasiyetlerini anlamak risk analizi için gereklidir. Müdahale tertibi riski elimine edecek tedbirleri belirler. Caydırıcı etken belki de en önemli yanıdır. Reaksiyon süresi bu kapsamda en değerli ölçü olur. Eğer reaksiyon süresi yetersiz kalıyorsa etkinlik çok azalacaktır. Koruma tertibi hazır etkenlerle alarm tedbirleriyle hazır olacak etkenlerin tehdidi bertaraf edebilme yeteneğini belirler. Bu durumda asıl can alıcı faktör belki de burası olur. Güvenlik yapılanmasında yüksek güvenirlilik düşünüldüğünde diğer iki hususa ilave tedbirler akla gelecek ve böylece etkinlik yükselecektir.

j. İnsan zafiyeti ve etkinlik: Filmlere konu olan genel güvenlik zafiyeti genellikle insan faktörüne dayanır. Demek ki ilk akla gelebilen zafiyet buradan kaynaklanmaktadır. Güvenlik ekibinin gerçekten güvenliği sağlamak mı yoksa güvenliğe risk katmak için mi işe aldığınızı iyi belirlemelisiniz. İnsanın niyet riski kadar kendi sürekli dikkat seviyesi üzerine

de zafiyetleri vardır. Gece nöbetlerini uyuyarak geçiren nöbetçiler başlı başına birer zafiyet olurlar. Dolayısıyla güvenlik insan zafiyetlerini kontrol ederek kendini etkili hale getirecektir. Bunu göz ardı etmek yanılgı yaratır. Güvenliği kurgulayan tehdit ve risklerin bu yönünü dikkatli şekilde tespit ederse başarılı olma şansı yükselir. Bu durumda riskler belirgin hale gelecektir.

k. İnsan etkisinin güvenlikteki yeri: Tasarımından güvenlik gözetimine kadar her aşama bir tecrübe ve yatkınlık gerektirmektedir. Eğer uzman ve yetenekli bir çalışma istiyorsanız kendini kanıtlamış bir firma ile çalışmalısınız. Güvenlik elemanlarını güvenlik sisteminde çalıştıran güvenlik firmalarının bu kapsamda önemli tecrübeleri oluşur. İnsanın doğru seçimi riskleri kontrol edilebilir yapar. Güvenlik hiçbir zaman bir eşya gibi satın alınacak özellik taşımaz. Etkinliğini görmek, denetlemek ve sürekliliğini sağlamak profesyonel kişilerin işi olmalıdır. Zamanı ve tehdidi dikkatli gözlemlemek tedbirleri zaman zaman kademelendirmek bu oluşumlara etkinlik katacaktır. Bilinmelidir ki uygunluk kadar zamanı doğru seçmekte önemlidir. Hassasiyetleri sadece denetleyerek azaltabilirsiniz.

l. Tasarlanan güvenliği kontrol ve yedekleme: Tesis edilen güvenliği hassas noktalarıyla analiz etmek kontrol etkinliğini kurgulama becerisini yönlendirir. Böylece güvenlik çift kademeli bir işlevsellik taşır duruma gelir. Güvenliği gözetlemeden, müdahaleye, korunmaya kadar dikkatli şekilde gözlemlemelidir. Kağıt üzerinde uygunluk zaman zaman gerçek hayata denk düşmez. Bu nedenle kurgulanan sistem doğru işletilerek kendisini sürekli ispatlayan durumda muhafaza edilmelidir. Güvenlik sistemini belli ve belli olmayan zamanlarda tetkik etmek onun işlevsellik değerini yükseltecektir. Unutmamalıdır ki “Su uyur, düşman uyumaz”.



YANGIN GÜVENLİĞİ

Endüstriyel tesislerde yangın güvenliği 1 Endüstriyel üretim süreçlerinin gelişmesiyle birlikte farklı amaçlarla sanayi tesislerinde kullanılan yanıcı, zehirli veya inert gazlar için sızıntı ve kaza riski her zaman büyük bir tehlike arz etmektedir. Sızıntılar sonucu yaşanılan kazalarda can ve mal kayıpları sıkça yaşanmaktadır. Özkan KARATAŞ / Yönetim Kurulu Başkanı PROSENSE TEKNOLOJİ SAN. LTD. ŞTİ.

E

ndüstriyel üretim süreçlerinin gelişmesiyle birlikte farklı amaçlarla sanayi tesislerinde kullanılan yanıcı, zehirli veya inert gazlar için sızıntı ve kaza riski her zaman büyük bir tehlike arz etmektedir. Bu sızıntılar sonucu yaşanılan kazalarda büyük maddi hasarların yanı sıra can kayıpları da sıkça yaşanmaktadır. Muhtemel kaza risklerini engellemek amacıyla ilgili kurumlar uluslararası yönetmeliklere uygun olarak yasal zorunluluklar getirmişlerdir. Gaz sızıntıları ve birikmeleri gözle görülemeyeceği için gazın yapısı-

82 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

nın ve karakteristik özelliklerinin bilinmesi ve bunlara uygun gaz alarm sistemlerinin seçilerek doğru olarak yerleştirilmesi ile muhtemel kaza riskleri minimum seviyeye indirilebilir. Gaz; maddenin üç halinden biridir. Gaz halindeki maddenin yoğunluğu çok az akışkanlığı son derece fazladır. Belirli bir şekli ve hacmi yoktur. Gazı oluşturan çok sayıdaki molekül rastgele(random) ve kaotik(chaos) olarak sürekli birbirlerine ve bulundukları bölgenin yüzeyine çarparlar; bu yüzden “gaz” adı kaos(chaos) kelimesinden gelmiştir. Gazlar çok hızlı

olarak birbirlerine karışırlar; çok az bir miktar gaz serbest bırakılmış bile olsa birkaç saniye içinde bulunduğu ortamı tamamen kaplar. Bulunduğu yerde aynı yoğunluğa sahip olma karakteristiği gazların ve yanıcı sıvı buharlarının genel özelliğidir. Bütün gazların genişleme ve sıkışma katsayıları aynıdır. Aynı sıcaklık ve basınç altında belirli hacimdeki herhangi bir gazın molekül sayısı aynıdır. İşte bu yüzden gaz miktarları genellikle hacim olarak ölçülür. Ölçümler yüksek konsantrasyonlarda yüzdesel olarak hacmen(%Vol), düşük konsantrasyonlarda ise milyon


adetteki partikül sayısı (ppm V) belirtilerek yapılır. Gazlar farklı yoğunluklarda bile olsa genleşmeleri sırasında aralarında herhangi bir ayırıcı bölüm oluşmaz. Havadan ağır olan gazlar yer seviyesine doğru, havadan hafif olan gazlar ise tavan seviyesine doğru birikirler. Düşük konsantrasyonlarda tavan bölgesinde ağır gazlara ve taban seviyesinde hafif gazlara rastlamak mümkündür.

izlemeye uygun olmalıdır. Böyle durumlarda kullanılan sensörlerin ortamda bulunan ve en az duyarlı olunabilen bileşiğe kalibre edilmesi tavsiye edilir. Bir gazın yanması için hava içinde yeterli miktarda olması gerekir. Yanma için havada olması gereken en az gaz miktarına Alt Patlama Sınırı LEL (Low Explosion Limit) denir. Gaz konsantrasyonu havada hacmen belirli bir seviyenin üzerine çıkarsa ortamda yeterli miktarda oksijen olmayacağı için patlama gerçekleşmez buna ise Üst Patlama Sınırı, UEL (Upper Explosion Limit) denir. Şekil 2’de metan gazı için alt ve üst patlama seviyeleri görülmektedir. Parlayıcı sıvıların hemen yüzeyinde veya bulundukları kapların içinde, yeterli buhar çıkarabildikleri ve hava ile tutuşabilir en düşük sıcaklığa parlama noktası(flash point) denir. Parlama noktası düştükçe maddenin tutuşması kolaylaşır. Örneğin parlama noktası -400 °C olan benzin, parlama noktası 1110 °C olan Etilenglikol’e (Antifriz) göre çok daha parlayıcıdır. Tablo 1’de bazı gazlar için patlama ve parlama

noktaları görülmektedir. Havayla birleşmiş bir bileşiğin herhangi bir ateş kaynağına gerek olmadan kendiliğinden tutuşabileceği minimum ısıya ateşleme noktası ya da yakıt tutuşma noktası denir. Tablo 2’de bazı gazlar için ateşleme nokta değerleri gösterilmiştir. Gaz ve hava karışımının ateşlenmesi için gerekli olan minimum enerjiye ise minimum ateşleme enerjisi M.I.E(minimum ignition energy) denir. Kendinden emniyetli sistemlerin tasarlanması bu konsepte dayanır. Bir elektronik devrenin çalışırken çıkartabileceği enerji M.I.E değerinin altına set edilemezse devrenin kendinden emniyetli olması mümkün olmayacaktır. Bütün kimyasal bileşikler için bir eşik değerinin altında kalması halinde tutuşmanın gerçekleşmeyeceği tutuşma karakteristikleri belirlemek mümkündür. Şekil 3’de hidrojen için minimum ateşleme enerji grafiği görülmektedir.

Zehirli gazlar ve gaz tespitinde genel kavramlar Yenme, yutulma solunma veya deri yoluyla emilmesi halinde ba-

Risk durumlarına göre gaz çeşitleri Gazlar potansiyel risk oluşturma durumlarına göre temel olarak üç gruba ayrılırlar. Yanıcı bütün sıvı bileşiklerin ortam ısısına eşit veya daha düşük derecelerde parlama noktalarına sahip olduğu gaz buharlarının hepsinin alt patlama sınırları olduğu düşünülmeli bu yüzden kullanıldıkları yerlerde mobil veya sabit tipli gaz detektör sistemleri ile sürekli izlenmelidir. Ortamda farklı patlayıcı/parlayıcı bileşikler varsa izleme sistemi bunların tamamına ve oluşturabilecekleri muhtemel bileşikleri de

Şubat 2016 Güvenlik Yönetimi n 83


YANGIN GÜVENLİĞİ

sit yaralanmalardan ölüme varan zararlara neden olabilecek kimyasal gazlara zehirli gazlar veya buharlar denir. Bu tip gazlara pek çok farklı şekilde maruz kalmak mümkündür. Toksik gazlara maruz kalma Zaman Ağırlıklı Ortalama TWA(Time Weighted Average) ilkelerine göre hesaplanmalıdır. Buna göre 8 saatlik iş gününde her hangi bir sağlık sorununa neden olmayacak durum kişinin maruz kalabileceği normal konsantrasyon olarak kabul edilir. Toksik gaz maruz kalma limitleri mesleki kurumlar tarafından ülke standartlarına göre belirlenir. Kurumlar genellikle ACGIH(American Conference of Governmental Industrial Hygienists) tarafından belirlenmiş kısa zamanlı maruz kalma limitlerini STEL(Short Time Exposure Limit) referans olarak alır. İngiltere’de kabul edilen referanslar COSHH(Control of Substances Hazardous to Health) olarak bilinir ve HSE(Health and Safety Executive) tarafından EH40 kılavuzunda belirtilir. Kılavuzdaki tanımlar şöyledir; MEL(Maximum Exposure Level) Maksimum Maruziyet Seviyesi. LTEL(Long Therm Exposure Limit) Uzun dönem maruz kalma değeri. 8 saatlik günlük çalışma boyunca. STEL(Short Therm Exposure Limit) Kısa dönem maruz kalma değeri. 15 dakikalık periyodu içinde maruz kalınabilecek kabul edilebilir değerdir. Almanya ve yakın ülkelerde kullanılan referans sistemi MAK’dır. Değereler DFG tarafından yayınlanır. MAK değerleri çalışanlara zarar vermeden tolere edilebilir maksimum toksik gaz değerlerini günlük ve haftalık çalışma süre-

84 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

Yanıcı bütün sıvı bileşiklerin ortam ısısına eşit veya daha düşük derecelerde parlama noktalarına sahip olduğu gaz buharlarının hepsinin alt patlama sınırları olduğu düşünülmeli bu yüzden kullanıldıkları yerlerde mobil veya sabit tipli gaz detektör sistemleri ile sürekli izlenmelidir. lerine göre belirler. Amerika’daki mesleki kuruluşlar OSHA ve NIOSH’dır. USA’da maruz kalma limitleri TLV(Threshold Limit Value), STEL(Short Therm Exposure Limit) ve TWA(Time Weighted Average) ile tanımlanır. TLV: Çalışma alanındaki toksik bileşiklerin sağlık sorunlarına yol açmayacağı seviye. TLV-TWA(MAK Medium): 8 saatlik işgünü ve 40 saatlik iş haftası için izin verilen normal maruz kalmayı. TLV-STEL: 15 dakikaya kadar sürekli maruz kalma durumunda izin verilen maksimum konsantrasyon. TLV-C(Ceiling): Tavan konsantrasyon, bir saniye bile maruz kalınmaması gereken değeri gösterir. Bazı gazlar için STEL ve TLV değerleri Tablo3’de, maruz kalınabilecek süre ve miktara göre zarar potansiyeli Tablo 4’de görülmektedir. Havadaki toksik gaz konsantrasyonu ppm değeri ile ifade edilir. Avrupa’daki alternatif ölçü birimi mg/m3’tür. PPM’den mg/ m3 dönüşümü 25°C ve 1 atmosfer basınç altında TLV(mg/ m3)=TLV(ppm) x molekül ağırlığı (g) formülü ile yapılabilir.

Durağan gazlar ve gaz tespitinde genel kavramlar Durağan gazların izlenilmesine genellikle gerek duyulmaz; ihtiyaç sadece gazın oksijenin yerini

alma riski varsa hissedilir. Helyum, Argon ve Nitrojen bulunan laboratuarlarda, hastane NMR odalarında muhtemel gaz sızıntısından dolayı ortamdaki Oksijen miktarı azalır ve asfeksiye neden olur. Kuru bir ortamda havadaki normal oksijen konsantrasyonu %20,9 seviyelerindedir. Endüstriyel üretim süreçlerinden, korozyon ve benzer reaksiyonlardan dolayı ortamdaki Oksijen seviyesi azalabilir. Normal koşullar altında insan vücudu ortamdaki oksijen seviyesi %19,5’a kadar düşse bile solunum problemi yaşamaz. Oksijen yetersizliği en önemli ani ölüm nedenlerinden biridir, bu yüzden riskli durumlarda ortam seviyesi sürekli kontrol altında tutularak oksijen seviyesinin %18-19’un altına düşmesine izin verilmemelidir. Tablo 5’de havadaki oksijen konsantrasyonunun yetersizliği durumunda karşılaşılabilecek potansiyel riskler görülmektedir. Ortamdaki oksijenin eksikliği kadar fazlalığı da potansiyel bir tehlikedir. Yüksek konsantrasyondaki oksijen zehirleyici bir gaz haline gelir. Ayrıca oksijenin %24 seviyesine çıkması ortamdaki diğer maddelerin yanıcılığını arttıracaktır. Bu durum özellikle lehimleme odalarında oksijen gaz tüplerinden meydana gelen sızıntılardan dolayı ortaya çıkabilmektedir.



YANGIN GÜVENLİĞİ

Yangın dolaplarının yönetmeliğe uygun olarak kullanılması Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğin 94. Maddesinde belirtildiği üzere (Madde 94-1) tesisatın amacı; bina içinde yangın ile mücadelede güvenilir ve yeterli suyun sağlanmasıdır. Bunun için bina içinde itfaiye su alma hattı ve yangın dolapları tesis edilir. Mihriban KAYA / Sistem Uzmanı NORM TEKNİK Malzeme Tic. İnş. San. A.Ş.

T

ürkiye’de Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik gereği yangın dolapları kullanılması Yönetmeliğin 94. Maddesinde belirtildiği üzere (Madde 94- 1) tesisatın amacı; bina içinde yangın ile mücadelede güvenilir ve yeterli suyun sağlanmasıdır. Bunun için bina içinde itfaiye su alma hattı ve yangın dolapları tesis edilir. Yangın dolapları tesisatı; bina içindeki kişilerin yakındaki küçük bir yangının kontrol etmesini ve söndürmesini sağlayabilmek üzere; bina için tesis edilen sabit bir tesisatı ifade eder. Tesisat, duvarlar üzerine veya kabinler içine monte edilmiş ve kalıcı olarak bir su temin tesisatına bağlanmış olan sabit birimlerden oluşur. Yangın dolaplarının tesisinde aşağıdaki şartlara uyulur; Yüksek binalarda boyutu 60 m’yi geçen katlarda ve toplam kapalı kullanım alanı 1000 m2’den büyük imalathane, atölye, depo, konaklama, sağlık, toplanma amaçlı ve eğitim binalarında, alanlarının toplamı 600 m^2’den büyük olan kapalı otoparklarda, ısıl kapasitesi 350 kW’ın üzerindeki kazan dairelerinde yangın dolabı yapılması zorunludur. Yangın dolapları; her katta ve yangın duvarları ile ayrılmış her

86 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

bölümde aralarındaki uzaklık 30 m’den fazla olmayacak şekilde düzenlenir. Yangın dolapları mümkün olduğu kadar koridor çıkışı ve merdiven sahanlığı yakınına kolaylıkla görülebilecek şekilde yerleştirilir. Binanın yağmurlama sistemi ile korunması ve katlarda itfaiye su alma ağzı bırakılması halinde, yangın dolapları, ıslak tip yağmurlama branşman hattından beslenebilir ve aralarındaki uzaklık 45 m’ye kadar çıkarılabilir. Hortumların saklandığı dolabın ve kabinlerin gerekli cihazların döşenmesine izin verecek büyüklükte olması şarttır. Bunların yangın sırasında hortum ve cihazların kullanılmasını zorlaştırmayacak şekilde tasarlanması ve sadece yangın söndürme amacı ile kullanılması gerekir. Hortumları serme ve bağlama gibi becerilere sahip eğitilmiş personeli veya itfaiye görevlisi olmayan yapılarda; yuvarlak yarı-sert hortumlu yangın dolaplarının TS EN 671-1’e uygun olması şarttır. Hortumun, yuvarlak yarı-sert TS EN 694 normuna uygun, çapının 25 mm olması, uzunluğunun 30 m’yi aşmaması ve lüle (lans) kapama, püskürtme veya fıskiye veyahut her üçünü birden yapabilmesi gerekir. İçinde itfaiye su alma ağzı olmayan yuvarlak yarı-sert hortumlu

yangın dolaplarında tasarım debisinin 100 l/dak ve tasarım basıncının 400 kPa olması şarttır. Lüle girişindeki basıncın 900 kPa’ı geçmesi hâlinde, basınç düşürücülerin kullanılması gerekir. Yetişmiş yangın söndürme görevlisi bulundurulmak mecburiyetinde olan yapılarda kullanılabilecek yassı hortumlu yangın dolaplarının TS EN 671-2 standardına uygun olması şarttır. Yassı hortumun; anma çapının 50 mm’yi, uzunluğunun 20 m’yi geçmemesi ve lüle kapama, püskürtme veya fıskiye veyahut her üçünü birden yapabilmesi gerekir. Dolap tasarım debisinin 400 l/dak ve tasarım basıncının en az 400 kPa olması şarttır. Lüle girişindeki basıncın 900 kPa’ı geçmesi hâlinde; basınç düşürücü kullanılır. Binalarda bulunan yangın dolaplarının ve hortum makara sistemlerinin TS EN 671-3 standardında belirtilen periyodik bakımlarının, bina sahibi, yönetici veya sorumlu bina yetkilisi tarafından yaptırılması mecburidir. Bu zorunlulukların yanında; yapıda bulunan özel risklerin durumuna ve ihtiyaca göre farklı özellik ve standartlarda yangın dolapları kullanılabilmektedir.

Yangın dolabı türleri Standart tek bölmeli yangın dolapları: Standart yangın dolapla-


Özel tasarım yangın dolapları: Konut, konaklama ve endüstriyel projelerde tercih edilen standart yangın dolaplarının dışında, lüks konut ve otel gibi mimari açıdan görselliğin ön planda olduğu projelerde tercih edilen, özel tasarım yangın dolapları mevcuttur. Bu yangın dolaplarında genel olarak işlevsel kısımlar standart olmasına karşın, kasa malzemesi, boya veya kaplaması ile kapak malzemesi gibi değişiklikler mevcuttur. rında DKP sacdan kasa içerisinde makara, 180° açıyla dönebilen bir desteğe bağlıdır. 1” küresel veya 2” köşe vanalı 20m veya 30m 1” kauçuk hortum veya 2” bez hortum bu makaraya sarılıdır. EN 671/1 standardına uygun bir nozul bulunmaktadır. EN694’e göre imal edilmiş yarı sert kırılmaz kauçuk hortum veya TS 9222’ye uygun bez hortumlar kullanılmaktadır. Kabin dış kapağına 92/58/EEC’ye uygun işaretlemeler bulunmaktadır. Teçhizat bölmeli yangın dolapları: Bu yangın dolapları standart yangın dolapları ile aynı özelliklerde olup; ilave olarak içerisinde portatif söndürücü konulabilecek bir bölme bulunmaktadır. İsteğe bağlı olarak çift bölmeli ve üç bölmeli modelleri de uygulanmakta olan bu yangın dolaplarında, özellikle yer darlığı olan alanlarda kullanılan, portatif söndürücü ve hortum makarasının aynı hacimde bulunduğu tek bölmeli ürünler mevcuttur.

Köpük karıştırıcılı yangın dolapları: Endüstriyel projelerde bazı solvent ve kimyasalların bulunduğu yangınlara müdahale için köpük karışımı gerekmesi durumunda, köpük karıştırıcılı yangın dolapları tercih edilmektedir. Bu dolaplarda bulunan köpük tankında, %1 veya %3’lük köpük konsantresi bulun-

makta ve ayarlanabilir bir köpük karıştırıcı ile hortum vasıtasıyla köpük lansından köpük elde edilebilmektedir. Tesis ihtiyaçlarına göre çeşitli kapasitelerde üretilebilmektedir. Dış saha yangın ekipman dolapları: Hidrant ağızlarına ihtiyaç halinde bağlanmak üzere yangına müdahale için gerekli teçhizatın bulunduğu dolaptır. Dış sahada kullanılmak için üretilen dolapların içinde tek yada çift makara TS.EN671-2’ye uygun olarak imal edilen 2” ve 2 ½” çaplarında bez hortum ve lans, bağlantı elemanları ile hidrant anahtarı bulunmaktadır. Dış saha hortum dolapları; görülmesi ve erişilmesi kolay bir yere beton kaide üzerine veya bir kısmı toprak altında kalacak şekilde gömülerek sabitlenir. Sabitlemeye olanak sağlayacak ayak ve aparatları olması gerekir.

1997 yılından bu yana yangından korunum sektöründe liderliğini kanıtlamış olan Norm Teknik, NORMEKS markasıyla İstanbul Sancaktepe’de kendi tesislerinde ürettiği yangın dolapları ile Türkiye ve bölge ülkelerin en prestijli projelerinde yer almaktadır. Her tür uygulama için standart yangın dolapları ve özel üretim yangın dolaplarından oluşan geniş ürün yelpazesi ile her tür ihtiyaca hızla çözüm üretmektedir.

Şubat 2016 Güvenlik Yönetimi n 87


YANGIN GÜVENLİĞİ

Su sisi teknoloji geçmişi etkinlik ve verimliliği 1980'lerde "ozon tabakasını incelten maddeler" ile ilgili Montreal protokolü yürürlüğe girdi. 7 Nisan 1990 tarihinde ise 158 kişi İskandinav Star adlı feribotta çıkan yangında öldü. PROTEK MÜHENDİSLİK TEKNOLOJİK SİSTEMLER SAN.TİC.LTD.ŞTİ

F

. E. Myers, 130 yıl önce küçük orman yangınlarına müdahale amaçlı mızrak sistemi ile arkasında taşıdığı bir paket ile su damlacıkları üreten bir sistem geliştirmiş, gelişimden on yıl sonra da Grinnell küçük su damlacıkları kullanarak yangınla savaşmak adına ‘serpme çanağı’ başlığı geliştirmiştir. Ancak, su buharına ilgi 1990’larda başladı. Su sisi tavsiyesine ilişkin iki ayrı olay; 1980’lerde “ozon tabakasını incelten maddeler” ile ilgili Montreal protokolü yürürlüğe girdi. 7 Nisan 1990 tarihinde ise 158 kişi İskandinav Star adlı feribotta çıkan yangında öldü. Montreal protokolü imzalanmadan önce, halon - brom bazlı kimyasal yangın söndürücü - yangın söndürme olarak kullanılmıştır. Bu verimli, etkin oldukça ucuz ve kurulumu kolay bir sistemdi. Aşamalı olarak dışarı su buharı göndermesi yangın söndürme sistemleri için yeni bir yol açtı. Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO)7 Nisan 1990 tarihinde alternatif yağmurlama sistemleri için yangın güvenlik gereksinimleri ve kurulum yönergelerinin yanı sıra yangın testleri geliştirerek bir iyileşme sağlamıştır. İsveç’te 1975 ve 1990 yılları arasında yüksek basınçlı su sisine ilişkin gelişmeler oldu. Amaç;

88 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

otel ve yolcu kabinlerini yanıcı sıvı tehlikelerinden korunmaktı. Feribot felaketinden iki ay sonra yangın sonuçlarına ulaşmak için izin alındı. İsveç firması UltraFog bu işin başlangıç noktası oldu. Altı ay sonra Marioff yüksek basınçlı su buharı ile yangın söndürme sistemlerini geliştirmeye başladı. 1998 yılında Uluslararası Su Sisi Derneği (IWMA) kuruldu. Derneğin amacı; su buharı teknolojisinde yer alan kişilerin sahip olduğu şirketler, araştırma kurumları, enstitüler, sigorta şirketleri, yetkililer için bir platform oluşturmaktı.

Su buharı nasıl çalışır? Su buharı ısı ve oksijeni ortadan kaldırır. Bu amaçla tasarlanmış ağızlık sayesinde, düşük, orta ya

da yüksek basınçta su fışkırtır. Sistem basıncı boyuta göre örneğin geniş yüzeyde su buharı halinde damlacıklar oluşturur. Sistem hızla alevin yarattığı ilk sıcaklıktaki oksijeni azaltabilir, ateşin enerjisi uzaktan alınarak soğutma etkisi ile yeniden alevlenmeyi önler. Düşük basınçlı su sisi sistemleri 12,5 bar’dan daha az çalışır. Yüksek basınç sistemleri ise 120 Bar’a kadar basınca ulaşabilirler. Genel olarak; teknoloji ile yangından korunma uygun maliyetli bir yol olup çevre dostudur, küresel ısınmaya katkıda bulunmaz, ozon tükenmesine neden olmaz, su hasarını önler, insanlara zarar vermez ve güvenlidir. Ayrıca, bilindiği üzere sus sisi standartları iyi bir şekilde saptanmıştır.



YANGIN GÜVENLİĞİ

Maksimum koruma ve güvenlik Schrack Seconet tüm demir haddehanesine 6600’den fazla noktasal dedektör yerleştirdi. Geçmiş ve gelecek uyumluluğu sayesinde eski detektörler yeni MTD 533X multi sensör detektörleriyle birlikte çalışmakta ve kademeli olarak yenilemeler sürmektedir. SCHRACK

A

rcelorMittal Ostrava; Çek Cumhuriyet’inin en büyük demir haddehanesidir. Şirket; demir ve çelik ürünlerine odaklanmıştır. Bugün; Schrack Seconet dünyanın en büyük çelik

90 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2016

üreticisi olan uluslararası ArcelorMittal grubunun bir parçası olmuştur. Çek Cumhuriyeti’nde her yıl 3 milyon ton çelik üretilmektedir. ArcelorMittal Ostrava ve iştirakleri 7500 işçi kadrosuna sahiptir. Ürünler sadece Çek

pazarına değil dünya çapında 40’tan fazla ülkeye ihraç edilmektedir. ArcelorMİttal Ostrava gibi büyük sanayi kuruluşları; özel güvenlik gereksinimleri nedeniyle, yangın alarm sistemlerine ihtiyaç duyarlar. Bu yüzden 1993 yılından bu yana Çek Cumhuriyeti’nin en büyük çelik haddehanesi yangın ihbar sistemleriyle ile ilgili tüm konularda Schrack Seconet’in teknik uzmanlığına güvenmektedir. Bugüne kadar; Schrack Seconet tüm demir haddehanesine 6600’den fazla noktasal dedektör yerleştirdi. Geçmiş ve gelecek uyumluluğu sayesinde eski detektörler yeni MTD 533X multi sensör detektörleriyle birlikte çalışmakta ve kademeli olarak yenilemeler sürmektedir. Standart yangın alarm sistemlerinin çözüm üretemediği alanlar için özel yangın alarm sistemleri kullanıldı. Örneğin; linear ısı kablosu kablo kanalları gibi erişimin zor olduğu yerlerde kullanılır. Tesis; eski jenerasyon Maxima panelleri ve yeni Integral serisi yangın algılama panellerinin geçmiş gelecek uyumluluğu sayesinde birlikte çalıştığı toplam 24 yangın alarm panelli sistem tarafından kontrol edilmektedir.




ABONE FORMU

ABONELİK BİLGİLERİ GÜVENLİK YÖNETİMİ DERGİSİNE 1 YILLIK ABONE OLMAK İSTİYORUM. ADI, SOYADI : FİRMA ADI : DOĞUM TARİHİ/YERİ: DERGİ TESLİM ADRESİ ADRES

:

POSTA KODU / SEMT / ŞEHİR DİĞER BİLGİLER: MESLEK

:

E-MAİL

:

TEL

:

FAX

:

GSM

:

FATURA ADRESİ: ADRES:

POSTA KODU / SEMT /ŞEHİR VERGİ NO / DAİRESİ Güvenlik Yönetimi Dergisi’nin 1 yıllık abonelik bedeli 85 TL. + KDV’dir. Abonelik bedelini İş Bankası - Perpa Şubesi - Hesap No: 1188 0542685 IBAN: TR76 0006 4000 0011 1880542685 yatırdıktan sonra dekontun fotokopisi ile birlikte bu formu doldurarak 0212 210 54 45’’ye fakslayıp yada yesim@guvenlik-yonetimi.com adresine mail atarak hemen abone olabilirsiniz.


R

E

K

L

A

M

I

N

D

E

27

2-3

95

23

96

21

1

ö.K.İ

61

35

47

63

65

13

81

89

17

15

53

51

85

45

19

91

A.K.

11

69

A.K.İ.

4-5

39

K

S

9

ÖZEL GÜVENLİK FEDERASYONU YAYINIDIR




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.