ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ n AYDA BİR YAYINLANIR
MART 2016 SAYI: 33
ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ
GEÇİŞ KONTROL SİSTEMLERİ
MART 2016 SAYI: 33
FOKUS: TOPLUMSAL DAVRANIŞ PSİKOLOJİSİ VE ÖZEL GÜVENLİK ÜST DÜZEY YÖNETİCİLER SİBER MÜCADELEDE NE KADAR AKTİF? ÖZEL GÜVENLİK ŞİRKETLERİ SEKTÖRÜN LOKOMOTİFLİĞİNİ YAPIYOR ÖZEL GÜVENLİK FEDERASYONU YAYINIDIR
ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ n AYDA BİR YAYINLANIR
MART 2016 SAYI: 33
ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ
GEÇİŞ KONTROL SİSTEMLERİ
MART 2016 SAYI: 33
FOKUS: TOPLUMSAL DAVRANIŞ PSİKOLOJİSİ VE ÖZEL GÜVENLİK ÜST DÜZEY YÖNETİCİLER SİBER MÜCADELEDE NE KADAR AKTİF? ÖZEL GÜVENLİK ŞİRKETLERİ SEKTÖRÜN LOKOMOTİFLİĞİNİ YAPIYOR ÖZEL GÜVENLİK FEDERASYONU YAYINIDIR
içindekiler 30
62
40 8
BAŞKANDAN
KAPAK KONUSU
24
Biyometride kapsamlı çözümler
30
Biyometri güvenliği üst düzeye taşır
34
Güvenlik kaygılarının çözümü biyometrik sistemler
12 GÜNCEL
36
Amag Symmetry güvenlik sistemleri yönetim yazılımı
38
Dahua Accsess Control
10 EDİTÖR
Sektör ile ilgili kısa haberler
FOKUS
22 KÖŞE / Hayata Bakış
40
Özel güvenlik ve toplum psikolojisi
46
Güvenlikte sürdürülebilir algı etkileşimi
“Sınırlar”
SEKTÖRDEN
48
“Türkiye’de güvenlik sektörü büyüyor”
52
“Uçtan uca IP uçtan uca güvenlik”
ELEKTRONİK GÜVENLİK
54
IP CCTV uygulamalarında esnek kayıt
sunucularının önemi
58
IP güvenlik kamera sistemleri için
tasarlanmış depolama çözümleri
60
Smart NVR bilgilerinizi koruyor
Güvenlik Yönetimi ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ
MART 2016
74
AYDA BİR YAYINLANIR
Özel Güvenlik Federasyonu adına imtiyaz sahibi O. Oryal ÜNVER Yürütme Kurulu O. Oryal ÜNVER İsmail UZELLİ Murat KÖSEREİSOĞLU Yusuf Vehbi DALDA Genel Yayın Yönetmeni Devrim BOZKURT devrim@guvenlik-yonetimi.com Yazı İşleri Müdürü Yeşim ÖZDEMİR yesim@guvenlik-yonetimi.com Reklam ve Satış Sorumlusu Bahar GÜLERYÜZ bahar@guvenlik-yonetimi.com Danışma Kurulu Alp SAUL Arzu YÜKSEL Doç. Dr. Gazi UÇKUN Füsun KOCAMAN Gültekin FİŞEK Hakan ÖZALP İsmail UZELLİ Murat KÖSEREİSOĞLU Okyay ŞENTÜRK O. Oryal ÜNVER Osman Levent CELASUN Prof. Abdurrahman KILIÇ Taner ALBAYRAK
68
BİLGİ GÜVENLİĞİ
YANGIN GÜVENLİĞİ
62
Üst düzey yöneticiler siber mücadelede ne kadar aktif?
74
Temiz gazlı söndürme sistemleri üzerine genel bakış
64
Siber saldırganların yeni hedefi otomobiller
80
Endüstriyel tesislerde yangın güvenliği 2
84
Jotun Boya Projesi
86
Saniyeler içinde güvenilir ve doğru yangın algılama
88
Tema İstanbul Projesi
BİNA OTOMASYON
66
Yaşam alanınız kontrol altında
90 Yıllık Kapak ve
GÜVENLİK HİZMETİ
68
Özel güvenlik şirketleri sektörün lokomotifliğini yapıyor
92 ABONE FORMU
72
Organizasyon güvenliğinde dikkat edilmesi gereken hususlar
94 Reklam İndeksi
Fokus konuları
Grafik Tasarım ve Baskıya hazırlık Derya BOZKURT derya@guvenlik-yonetimi.com Yayın Türü Yerel Süreli Yayın Ayda bir yayınlanır. Yönetim Adresi Arkhe Tanıtım Hizmetleri Perpa Ticaret Merkezi B Blok Kat: 11 No:1963 Okmeydanı / Şişli / İstanbul Tel: (212) 210 54 45 Tel: (533) 413 78 08 Baskı VERİTAS BASIM MERKEZİ Tel: 444 1 303 Özel Güvenlik Sektörünün sesi Güvenlik Yönetimi Dergisi, sektörü bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Bu dergide yer alan her türlü haber, bilgi ve yorumlar; güvenilir olduğuna inanılan kaynaklar tarafından hazırlanmış araştırma raporları, değerlendirmeler, atıflar, çeviriler ve istatistikî verilerden derlenmiştir. Dergide yer alan tüm reklamların sorumluluğu firmalara, yazılardaki ve söyleşilerdeki görüşler sahibine aittir. Dergide yer alan yazılar izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden hiçbir şekilde kullanılamaz.
tanıtım hizmetleri
Perpa Ticaret Merk. B Blok Kat: 11 No: 1963 Okmeydanı / Şişli / İstanbul Tel: (212) 210 54 45 Faks: (212) 210 54 45 Gsm: (533) 413 78 08
BAŞKAN
g
Özel güvenlik eğitiminde yaratıcı drama Değerli okurlarımız; Günümüz toplumunda meydana gelen değişimler, şehirlerin karmaşık yapısı, asimetrik tehditler ve teknolojinin hızla ilerlemesi, güvenlik yaklaşımlarında da değişim ve gelişimi zorunlu kılmaktadır. Kamu güvenliğinin tesisinden sorumlu kolluk güçlerinin; zaman içinde tamamlayıcı mahiyette; bazı güvenlik hizmetlerini, özel güvenliğe devretmesi kaçınılmaz olmuştur. Bu bağlamda etkin bir özel güvenlik hiç şüphesiz kolluk güçlerinin yüklerini de hafifletecektir. Tabi bu durum beraberinde özel güvenlik görevlilerinin çok iyi eğitimden geçirilmelerini de zorunlu kılmaktadır. Özel güvenlik görevlilerinin yetiştirilmesi sürecinde; gerek özel güvenlik eğitim kurumlarında ve gerekse özel güvenlik sektöründe uygulanan hizmet içi eğitimlerde; yaratıcı drama tekniklerinin kullanılması; özel güvenlik görevlilerinin, karşılaşılabilecekleri sorunlarda uygulayacakları hareket tarzlarının belirlenmesi ile problemlerin çözümlerine yönelik olarak çok iyi eğitim almalarına imkân sağlayacaktır. Özel güvenlik görevlilerine, yaratıcı drama ile verilebilecek kazanımlar; hoşgörü, neden-sonuç ilişkisi kurabilme, sezgilerin arttırılması, ikna yeteneğinin geliştirilmesi, sorunlardan kaçmama ve problem çözme yeteneğinin geliştirilmesi olarak sıralanabilir. Yaratıcı drama çalışmaları; aslında dersler içinde bir eğitim-öğretim yöntemi olarak ta kullanılabileceği gibi, ayrıca başlı başına bir uygulama yönetimi olarak ta görülebilir. Yaratıcı drama; eğitim-öğretimde, yepyeni bir disiplindir. Yaratıcıdır; eğitime katılanları; ezberden uzaklaştırarak, olabilecek senaryolara istinaden onların yaratıcılıklarını ön plana çıkartıp; bilginin paylaşılması tesis ederek aktif bir eğitim-öğretim sürecini tesis eder. Özetle monolog bir eğitim-öğretim sürecinden çok boyutlu sürece geçiş imkânı sağlar. Özel güvenlik görevlilerinin eğitimlerinde; yaratıcı drama yöntemlerinin kullanılması, onları karşılaşabilecekleri her türlü durum ve olaya önceden hazırlıklı olmalarını sağladığı gibi sektör gelişim sürecine de çok büyük katkılar verecektir. Bu sayede sorun çözmeğe odaklanmış, bilgili ve iyi yetişmiş özel güvenlik görevlileri, toplumda özel güvenlik algısının pozitif yönde gelişimini de yardımcı olacaklardır.
Huzurlu ve güvenli yarınlar dileklerimle…
8 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
O. Oryal ÜNVER ÖGF (Özel Güvenlik Federasyonu) Yönetim Kurulu Başkanı
Yaratıcı
drama; eğitimöğretimde, yepyeni bir disiplindir. Eğitime katılanları; ezberden uzaklaştırarak, olabilecek senaryolara istinaden onların yaratıcılıklarını ön plana çıkartıp; bilginin paylaşılması tesis ederek aktif bir eğitimöğretim sürecini tesis eder.
o EDİTÖR
Risklerin minimize edilmesinde kontrollü geçiş
Ortadoğu başta olmak üzere genel olarak dünyada yaşanan güvenlik sorunu; ülkemizde de her geçen gün daha önemli hale geldi. Son olarak Ankara Kızılay’da meydana gelen ve çok sayıda insanımızın hayatını kaybetmesine sebep olan terör saldırısı da bunun son örneği oldu. Bu ve benzer saldırıların öncelikle bir daha yaşanmamasını temenni ediyoruz. Tamda bu noktada benzer saldırıların kapalı mekânlarda da olma olasılığını göz önünde bulundurursak başta AVM’ler olmak üzere birçok yerleşke tehdit altındadır. Kapak konumuz olan “Geçiş Kontrol Sistemleri” bu tip risklerin minimize edilmesinde önemli bir yer tutuyor. Yine çalışan ve ziyaretçi trafiğinin sağlıklı kontrolü, işyerindeki belirli bölgelere giriş-çıkışın kısıtlanması, kişilerin giriş yapmaya uygunluğunu belirleyen ölçütlerin geçiş sistemleri tarafından tanınması, tüm giriş çıkışların tek noktadan takip edilebilmesi, geçiş kontrol sistemlerinde sağlanan güvenliğin alt açılımlarından birkaçı. Sürekli gelişen, gerek kullanım alanları ve gerekse güvenlik çözümü adına sağladığı avantajları ile daha çok yaygınlaşan geçiş kontrol sistemlerine ilişkin teknik yazılar, ürün ve sistem çözümleri ve uygulama anlatımlarına yer verdiğimiz kapak konumuzda bu detaylara ilişkin yazılar bulacaksınız. Bu sayıda fokus konumuz ise “Toplumsal Davranış Psikolojisi ve Özel Güvenlik”. Birey içinde yaşadığı toplumsal çevrede kendini güvende hissetmek ister. Kendini güvende hissetmeyen bireylerin oluşturduğu toplumlarda birçok sorun ortaya çıkar. Toplumsal gerilim ve baskı, öfke ve şiddete neden olur. Kontrolden çıkan kalabalıklar; yakıp yıkma zarar verme gibi şiddet eylemlerine başlarlar. Birbirini tanımayan bireylerin oluşturduğu; ya da üstün değer yargılarına sahip bireylerin içinde yer aldığı bu topluluklar, toplum psikolojisinin etkisiyle tahrik edilmeye, tahrip etmeye ve yönlendirilmeye de meyillidir. Bireysellik duygusunun yerini biz duygusu almaya başlar ve bireyler toplulukların içerisine katıldıklarında ortak bir psikoloji ve toplumsal kimlik kazanır. Özel güvenliğin de bu noktada önemli bir yeri var. Fokus konumuza ilişkin de önemli ayrıntıların yer aldığı yazılarımız mevcut. Sektörden sayfalarımızın bu sayıda yine iki konuğu var; Bosch Güvenlik Sistemleri Ülke Direktörü İlke Frenkel ve PCC Elektronik Genel Müdürü Cemil Özdemir. Elektronik güvenlik, bilgi güvenliği, bina otomasyonu, güvenlik hizmeti ve yangın güvenliği disiplin başlıklarımız da her zaman olduğu gibi teknik yazılar, makaleler ve uygulama anlatımlarıyla dolu.
Güvenli günler dileğiyle
10 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
Devrim BOZKURT devrim@guvenlik-yonetimi.com
“Geçiş Kontrol Sistemleri”
güvenlik risklerinin minimize edilmesinde önemli bir yer tutuyor. Çalışan ve ziyaretçi trafiğinin sağlıklı kontrolü, belirli bölgelere giriş-çıkışın kısıtlanması, kişilerin giriş yapmaya uygunluğunu belirleyen ölçütlerin tanınması, tüm giriş çıkışların tek noktadan takip edilebilmesi, geçiş kontrol sistemlerinin sağladığı avantajlardan sadece birkaçı.
GÜNCEL
Mitel ve Ateksis iletişim dünyasını Ankara’da bir araya getirdi
Mitel ve Ateksis ortaklığıyla düzenlenen ‘’Yüzde Yüz İletişim Yüzde yüz Güven’’ iletişim semineri Rixos Grand Ankara’da yapıldı. Alternatif Telekom Operatörü Mitel; alanında uzman kadrosuyla distribütör olarak hizmet sağlayan Ateksis işbirliğiyle; devlet kurumlarından katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği Ankara’daki ilk seminerini gerçekleştirdi. 2 Mart Çarşamba günü Rixos Grand’da; iletişim ve bilişim dünyasının Ankara
ayağındaki liderlerini bir araya getiren seminerde açılış konuşmasını Mitel Türkiye Ortadoğu ve Afrika Başkan Yardımcısı Ciaran KELLY yaptı. KELLY konuşmasında; Mitel’in bugünü ve geleceğinden söz ederek yaptığı sunumla ürün gamındaki çözümleri ve son teknoloji bulut teknolojisini anlattı. Mitel yöneticilerinden; Gabriela VİSAN, Protim İletişim’den Barkın GÖKAY, Dengebir İletişim’den Ersin UZUN-
TAŞ ve Mustafa ALTAY’ın sunumlarıyla devam eden Ateksis ve Mitel tarafından organize edilen seminerde ayrıca; Sağlıklı Yaşam Koçu Funda EKİZ’in “Bana Rengini Söyle’’ sunumu eşliğinde katılımcılara; iş hayatındaki kişilik analizleri hakkında bilgiler sunuldu. Tüm gün süren ve yoğun bir katılımın olduğu seminerin son bölümünde katılımcılar etkinliğe katıldıklarına dair sertifikalarını alarak ayrıldılar.
Köpek Eğitmenliği ve Koruma Köpeği İdareciliği Sertifika Töreni gerçekleşti
CSG City Security Group ve K9 Güvenlik işbirliği ile gerçekleştirilen “Köpek Eğitmenliği” ve “Koruma Köpeği İdareciliği” programlarını
12 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
başarıyla tamamlayan kursiyerler sertifikalarını Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Kampüsü’nde düzenlenen törende aldılar. Kursiyerler ve uzman eğitmenler tarafından gerçekleştirilen bomba arama, koruma, itaat ve refakat konularında köpeklerle yapılan canlı performans gösterilerinin ilgiyle izlendiği törende eğitimlerini başarıyla tamamlayan kursiyerlere sertifikalarını Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver YÜCEL verdi. Törene; K9 Güvenlikten Askeri ve Polis Köpekleri Eğitim
Uzmanı Göktan EKER, Köpek Eğitmenleri Derneği’nden Gamze ARAL, akademisyenler ve basın mensupları katılım sağladı. Törende kısa bir konuşma yapan CSG City Security Group Yönetim Kurulu Başkanı ve Bahçeşehir Üniversitesi Özel Güvenlik ve Koruma Programı Genel Koordinatörü Osman ÖZTÜRK; “Köpek Eğitmenliği ve Koruma Köpeği İdareciliği Sertifika Programı” ile Türkiye’de yetişmiş eleman açığını kapatmayı ve güvenlik sektörünü güçlendirmeyi hedeflediklerini söyledi.
GÜNCEL
EEC’den Geleceğin Güvenlik Teknolojisi S2 Security Semineri
EEC; Amerikalı yeni iş ortağı S2 Security Güvenlik Yönetimi Sistemlerini tanıtmak için 17 Şubat 2016’da The Marmara Taksim Oteli’nde bir seminer düzenledi. Türkiye’nin önde gelen firmalarının Güvenlik ve IT Müdürlerinin katıldığı seminer büyük ilgi gördü. EEC Entegre Bina Kontrol Sistemleri Yönetim Kurulu Başkanı Haluk YANIK; EEC’yi tanıtan açılış konuşmasının ardından S2 Security ürün programını takdim etmek üzere sözü S2 Security Başkan Yardımcısı
Todd SMİTH’e bıraktı. SMİTH; konuşmasında şu ifadelere yer verdi: S2 Security tamamı Amerika’da üretilen, ödüllü bir geçiş kontrol, video güvenlik ve mobil güvenlik yönetimi ekosistemidir. Ürünlerimiz 14 yıldan beri 24.000’in üzerinde sistemde, 70’ten fazla ülkede kullanılmaktadır. Tek kutuda entegre video ve geçiş kontrol çözümleri sağlayan S2 Security NetBox sistemlerimiz %100 web tabanlıdır ve hiçbir yazılım yükleme veya sunucu/istemci lisans ücreti gerektirmemektedir.
Smith konuşmasında ayrıca güvenlik teknolojilerinin geleceğinin web tabanlı sistemler olduğuna dikkat çekerek, yeni kurulacak S2 Security sistemlerinin işletmelerde var olan kamera ve kart okuyucularıyla uyumlu çalışabildiğinden de bahsetti. İkinci oturumda S2 Security’nin Dolmabahçe Sarayı, Etihad Havayolları, Pfizer, UBS ve Twitter gibi finanstan ulaşıma, ilaçtan teknolojiye dünya çapındaki büyük referans projelerinde uygulanan sistemleri detaylarıyla anlatıldı. Seminerin son bölümünde S2 Security Satış Direktörü Lars Pedersen, S2 Security ile ücretsiz olarak sunulan “Mobile Security Officer” iPad uygulamasının gösterimini yaptı. Internet üzerinden Amerika’daki ofislerinin güvenlik kameralarının canlı görüntülerine ve geçiş kontrol sisteminde kayıtlı olayların görüntülerine anında ulaştı. Acil durum tahliyelerinde etkin bir şekilde insan taraması yapan modülün tanıtımının ardından seminer soru-cevap kısmı ile son buldu.
Panasonıc yangın algılama çözümleri Türkiye’de VİKO by Panasonic; Türkiye’deki faaliyetlerini hız kesmeden sürdürüyor. Japon markası Panasonic; şimdi profesyonel yangın algılama sistemleri ve güvenlik çözümleri ile Türkiye pazarına güvenli ve tam entegre çözümler sunuyor. Panasonic Yangın Algılama Sistemleri; 30 yılı aşkın deneyimle dünya sınıfı koruma sunuyor. Yangına karşı doğru zamanda doğru alarmın yanı sıra yangına yol açabilecek durumları da önceden bildirmek üzere tasarlanmış teknolojisiyle Panasonic Yangın Al-
14 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
gılama Sistemleri; tüm binalar için gereken güvenlik ve emniyeti profesyonel çözümlerle buluşturuyor. Panasonic Yangın Alarm Sistemleri; hem kontrol panellerinde hem de dedektörlerde ileri Panasonic teknolojilerinin kullanılması sayesinde; yüksek güvenirliliğin yanı sıra yanlış alarm sayısında azalmayı da garanti ediyor. Yeni nesil yangın algılama sistemi EBL512 G3; ortama uyum sağlayan dedektörlerle birlikte çalışan benzersiz işlevsellik, kendini uyarlama ve interaktif özellikleriyle
binalara, iş yerlerine güvenlik, koruma ve konfor sunuyor. Panasonic teknolojisi, geleceğini riske atmak istemeyenler için çalışıyor.
GÜNCEL
EDS ısı dedektörleri EN 54 onayını aldı Elektronik güvenlik sektöründe uzun yıllardır hizmet veren EDS; güvenlik sektöründe önemli çalışmalara imza atıyor. Türkiye piyasasında söz sahibi olan; dünya pazarında da hızla ilerleyen EDS kendi üretimi olan optik detektörlerden sonra şimdi de ısı dedektörleri EN54-5, Yangın Butonu ise EN 54-11 onayını aldı. Yangın algılama ve alarm sistemleri için uygulanan bu standartlar binalardaki yangın algılama ve
yangın alarm sistemlerinde kullanılan ürünlerin özelliklerini; deney metotlarını, kuralları ve performans kriterlerini kapsar. EDS ürünleri uluslararası kuruluş BSI tarafından onaylanarak belgelendi. BSI yangın algılama ürünleri için Avrupa Birliği tarafından seçilmiş onaylı kuruluştur. 24V Isı Dedektör genel özellikleri; 360 derece görüş sağlayan çift LED gösterge Kilitli reset Sabotaj kilidi Koruyucu plastik kapak Hat sonu direnci İç ortam, tüm yangın panelleriyle uyumlu 20-30VDC
Beyaz BSI EN 54-5 onaylı 3/5 pimli seçeneği Yangın butonu genel özellikleri; Kırmızı 470 ohm alarm direnci İç ortam, tüm yangın panelleriyle uyumlu 30VDC BSI EN 54-11’ lı onaylı
EMO Ayvaz’ın Antalya MMO iş birliği ile düzenlendiği seminer gerçekleşti
Meslek içi eğitimlere büyük önem veren Ayvaz; ülke çapında düzenlediği seminer dizisine bir yenisini daha ekledi. Antalya MMO iş birliği ile MMO Antalya Şube Toplantı Salonu’nda iki gün süren bir
16 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
eğitim gerçekleştiren şirket, “Buhar Cihazları ve Tesisatları” ve “Otel ve Hastanelerde Sprinkler Tesisatı ve Alınması Gerekli Yangın Tedbirleri” başlıklı sunumlarıyla dikkat çekti. Seminerde Ayvaz A.Ş. Yangın Ürünleri Müdürü Ahmet KAHRAMAN; Endüstriyel Ürünler Müdürü Serdar OCAKTAN ve Ayvaz Enerji Geri Kazanım Sistemleri A.Ş. Genel Müdürü Tarık GÜNER’in konuşmacı olarak yer aldı. Projeciler, taahhütçüler, kontrolörler, satış firmaları ve kamu kurumlarından katılımcıların yoğunluklu olarak yer aldığı seminerin ilk gününde söz alan Ahmet KAHRAMAN; otel ve hastanelerde kurulacak sprinkler tesisatlarının önemini ve sahip
olması gereken özelliklerini anlattı. Eğitimin ikinci gününde söz alan Serdar OCAKTAN ve Tarık GÜNER; buhar cihazları ve tesisatları konulu eğitimleriyle katılımcıları bilgilendirdiler. “Buhar ve Buhar Kazanı Emniyeti” ile “Buhar Tesisatı Dizaynı ve Ekipman Seçimleri” başlıkları altında sunumlar gerçekleştiren Tarık GÜNER; Ayvaz’ın ürün gamında yer alan kondenstopların özelliklerini, avantajlarını ve kondenstop seçimi yaparken dikkat edilmesi gereken noktaları anlattı. Tarık GÜNER; enerji tasarruf ve geri kazanım sistemleriyle ilgili önemli bilgileri katılımcılarla paylaştı ve katılımcıların sorularına cevaplar vererek eğitimi tamamladı.
GÜNCEL
AYD ve SKD “Sürdürülebilirlik’’ için el sıkıştı!
Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği (AYD) ile İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD) 3 Mart 2016 tarihindeki VIII. AVM Yatırımları Konferansı
sırasında saat 13.00’te Wyndham Grand İstanbul Levent Otel’de bir işbirliği protokolü imzaladı. AYD Yönetim Kurulu Başkanı Hulusi Belgü ve SKD Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Canan Ercan Çelik’in imzaladığı protokol kapsamında AYD ve SKD; AVM’lerde sürdürülebilir kalkınma yaklaşımı ile ilgili farkındalık yaratılması, bu yaklaşımın benimsenerek yönetim kriteri haline getirilmesi ve uygulamaya alınması konularında ortak çalışmalar yapmayı kararlaştırdı. Birlikte iş yapmaktan heyecan duyduklarını dile getiren dernek temsilcileri, karşılıklı olarak birbirlerine “Hayırlı
olsun” dileklerini imzaladıktan sonra öğle yemeğine geçtiler. Bu işbirliği kapsamında AYD üyesi kurumlar da SKD tarafından enerjiyi daha verimli kullanmaya teşvik etmek amacıyla 2013’te imzaya açılan Binalarda Enerji Verimliliği Bildirgesi’ni imzalamaları konusunda teşvik edilecek. İmzalanan bildirgeyle, kurumların enerji kullanımları konusunda durumlarını tespit etmeleri, enerji ve/veya CO2 azaltım hedeflerini belirlemeleri, ardından enerji kullanım performansının iyileştirilmesine yönelik şirket politikası ile uygulama stratejisi belirlemeleri hedefleniyor. Ayrıca konu ile ilgili ARGE ve eğitim faaliyetleri sürdürülecek.
IP tabanlı güvenlik teknolojisinde birlikte çözüm fırsatı
Dijital çağın en işlevsel açılımı olan IP teknolojisinin; IP tabanlı güvenlik yönetimi, akıllı görüntü analizi, yangın algılama ve iletişim çözümleri ile entegrasyonu konularında firmalar arası işbirliğini güçlendirecek bir fırsat olarak All Over IP Securıty Solutıons İstanbul Organizasyonu 17 Şubat 2016 tarihinde Grand Cevahir Hotel Kongre Merkezi’nde gerçekleşti. Organizasyona ev sahipliği yapan PCC Elektronik tüm bu güvenlik çözümlerini entegre edebildiği; akıllı video analiz ve yönetim yazılımı olan MACROSCOP yazılımını tanıttı. Organizas-
18 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
yonda yer alan Aveka&EATON, GTM Teknoloji &Supermicro, Martin Telekom&Clicknet&Modeo &SecurKEY, Sony Türkiye firmaları ise ürün gamları hakkında bilgilendirmelerini yaparak ürettikleri çözümleri anlattılar. Organizasyonla ilgili görüşlerini paylaşan AVEKA &EATON firması Satış Müdürü Süha AKBABA bu adımın önemine şu şekilde değindi: “All Over IP projesinde bizim amacımız birlikte çözüm üretmektir. Aveka ,EATON markası ile bu projede yangın algılama tarafında durmaktadır. Sektöre olumlu katkıları olacak bu projede Macroscop çatı yazılımına entegre olabilen Yangın alarm sistemimiz diğer ürün gruplarını da entegre edebilmektedir.” GTM Group Genel Müdürü Metin SARAÇ ise şu şekilde konuştu: “All Over IP Security Solutions sektörün ihtiyacı olan bir etkinliktir. Sektörde güçlü
ve sözü geçen beş firmanın bir araya geldiği bu etkinlikde All Over IP ile birlikte süreçte sektör adına güçlü bir yapı oluşacaktır.” Konuşmasında bu devamlılığı sağlayacaklarına olan inancını dile getiren PCC Elektronik Genel Müdürü Cemil ÖZDEMİR ise amaçlarının büyük projelere yön vermek olduğunu vurguladı. ÖZDEMİR; “Bu organizasyon ile biz sektörün temel taşlarını bir araya getirdik. Bundan sonraki hedefimiz diğer temel taşları da bir araya getirerek bu sektörü geliştirmektir.” dedi.
GÜNCEL
AVM Yatırımları Konferansı gerçekleşti
52 milyar dolarlık yatırım değerine sahip Alışveriş Merkezi (AVM) sektörü temsilcisi Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği’nin (AYD) düzenlediği AVM Yatırımları Konferansı 3 Mart 2016’da Wyndham Grand İstanbul Levent Otel’de sekizinci kez sektör bileşenlerini bir araya getirdi. AVM sektörüne yön veren AYD ve sektörün eğitim, bilgi ve gelişim merkezi SOYSAL işbirliği ile hayata geçirilen konferans, AVM yatırımcıları ve perakendeciler başta olmak üzere, AVM merkez yöneticilerini, sektöre destek veren firmaları ve dünyaca ünlü duayenleri ağırladı. AVM Yatırımları Konferansı’nda
sektörün gündemindeki Perakende Yasası’ndan; sektörün büyüme rakamlarına, hedeflerine ve sektörde dünya trendlerine varan geniş bir ilgi yelpazesinde oturumlar düzenlendi. Moderatörlüğünü Melda Yücel KOCAALP’in üstlendiği AVM Yatırımları Konferansı; AYD Başkanı Hulusi BELGÜ ve Multi Turkey Yönetim Kurulu Başkanı Kemal KAYA’nın açılış konuşmaları ile başladı. İlk kahve molasının ardından “Alışveriş Merkezleri Hizmet Başarı Ödülleri”nde, Alışveriş Merkezleri Hizmet Kalitesi Benchmark Projesi’nde 2015 yılında en yüksek notu alan AVM yönetici-
lerinin ödülleri takdim edildi. Alışveriş Merkezleri ve Güvenlik Algısı başlıklı oturumda söz alan Pronet Genel Müdür Yardımcısı Melih Niyego şu şekilde konuştu: Geçen yıl her gittiğim toplantıda daha çok güvenlik kamerası ve daha az görünür güvenlik talebiyle karşılaşıyordum oysa Türkiye’de bir yıl içinde yaşananların ardından bugün gittiğim her toplantıda daha görünür güvenlik talebiyle karşılaşıyorum. Bir yılda güvenlik algımızı 180 derece değiştiren neydi peki? Biz yaptığımız çok çeşitli veri analizleri sonucunda sosyal medyada ve medyada AVM’ler ve güvenlik tehdidi yönünde çıkan haberlerin sürekli artmasına karşın halkın AVM’lere güven duyduğunu fark ettik. Bu güven Ankara saldırısından sonra Ankara’da AVM ziyaretinin bir önceki yıl aynı güne göre yüzde 10 arttığını gösteriyordu. Oysa Paris saldırılarından sonra AVM’ler kapılarına iki gün kilit vurdu. Oldukça verimli geçen konferans TAMPF özel ikramlı network Saati ile sona erdi.
Pronet’in yeni İş Geliştirme ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Ediz Habip oldu
Pronet’in, İş Geliştirme ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcılığı pozisyonuna Ediz HABİP atandı. Lise öğrenimini British School of Barcelona’da tamamlayan Ediz
20 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
HABİP; ardından University College London (UCL) Bilgi Yönetimi bölümünden mezun oldu. Habip kariyer hayatına 2005 yılında; stratejik danışmanlık ve dış kaynak kullanımı alanlarında hizmet veren dünyanın önde gelen danışmanlık firmalarından Capgemini’nin Madrid ofisinde Analist olarak başladı. Kariyerinde hızlı bir yükselme grafiği çizen Ediz HABİP; Capgemini Londra’da devam ettiği iş yaşamında sırasıyla, uluslararası projeler, stratejik satın alma ve
CIO danışmanlığı bölümlerinde yöneticilik yaptı. Capgemini’nin ardından Ernst & Young Londra ve Kopenhag’da şirket evliliklerinden sorumlu olarak görev yapan HABİP; özellikle ilaç ve havayolu taşımacılığı sektörlerinde üst düzey danışmanlık yaptı. 2014 yılında Pronet’te Yönetim Danışmanı olarak görevine başlayan Ediz HABİP; kariyerine 2016 Şubat ayı itibariyle Pronet İş Geliştirme ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı olarak devam ediyor.
a
HAYATA BAKIŞ
“Sınırlar” Asırlar boyu anneler bebeklerini kundaklamış veya onları sıkıca sarmalamışlardır. Kundaklama bebeğin ayak ısısını dengelerken sıkı sargılar da onun kendisini güvende hissetmesini sağlar; bu bir çeşit dış sınırdır. Bebek kendisinin nerede başlayıp nerede bittiğini bilir. Yeni doğanlar soyulduğunda etraflarındaki yapının kaybından dolayı genellikle panik duyarlar. Bağıran bir bebek dünyanın oldukça güvenli bir yer olup olmadığını anlamaya çalışmaktadır. Büyük bir panik yaşamakta ve soyutlanmışlık duymaktadır. Etrafta kimseler olmadığında rahatlamayı öğrenmiştir. Kucağa alınmada ve beslenmede onu kendi programı yerine annebabasının programına yerleştirmek “suçsuzu suçlamak” olur. Bu doğru olabilir; ancak ağlamanın kesilmesine bir başka açıklama bebek depresyonu, yani çocuğun umudunu kesmesi ve kendini geri çekmesi olabilir. “Ertelenmiş umut yüreği hasta eder”. Mutluluğun ertelenmesi, yaşamın ilk yılından sonraya, bebekle anne arasında bir güven temeli oluşturulduktan sonraya bırakılmalıdır. Lütfen her zaman gerçeğin önünde yer aldığı gibi bağlanma da ayrılmadan önce gelmelidir. Hala çocuğun yapıştığı iskeleler olmakla birlikte velilerin bu aşamada çocuğa sağlam sınırlar geliştirmede yardımcı olmak için onun ayrılma hamlelerini desteklemesi gerekir. Çocuğunuzun sizin dışınızdaki kişi ve nesnelerce büyütülmesine olanak tanıyın. Evinizi bebeğinizin keşfedebileceği emniyetli bir yer haline getirin. Ancak çocuklardaki oluşuma yardımcı olmak, onların iç temelleri için vazgeçilmez olan derinden bağlanmayı onların kökleşmelerini ve yerleşmişliklerini ihmal etmek anlamına gelmez, bu hala bir bebeğin ilk görevidir. Çocuğunuzun bağlanma ve duygusal güvenlik gereksinmelerini dikkatle karşılamalı, aynı zamanda da onun dışarıya sizden öteye bakmasına olanak tanımalısınız. Bebeklerin çoğu hayır kelimesini henüz tam olarak anlayamaz ve ona uygun yanıt veremez. En iyi yol onları tehlikeli yerlerden alarak korumaktır. Bu aşamada sınırlar artan biçimde önem kazanır. Sınırlamalar hem sahiplenilir hem de algılanır. Hayır, kasının gelişmeye başlamasını sağlamak çok önemlidir. Hayır; çocuğunuz için yaşamda sorumluluk almanın iyi sonuçlar verip vermediğini ya da birinin kendisini geri çekmesine yol açıp açmadığını anlama yoludur. Ana baba olarak bebeğinizin “hayır”ına sevinmeyi öğrenmelisiniz. Aynı zamanda çocuğunuza evrenin merkezinin kendisi olmadığını görmede yardımcı olmak gibi hassas bir görev de sizi beklemektedir. Yaşamda sınırlamalar bulunmaktadır; kapılara çizimler yapmanın, topluluk içinde çığlık atmanın sonuçları vardır. Ancak bunu yaparken onun geliştirmekte olduğu heyecan duygusunu ve dünyaya duyduğu merakı da söndürmemelisiniz. Söndürmemeniz dileği ile…
22 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
Oğuz GÜLAY
Bağıran bir bebek dünyanın oldukça güvenli bir yer olup olmadığını anlamaya çalışmaktadır. Büyük bir panik yaşamakta ve soyutlanmışlık duymaktadır. Etrafta kimseler olmadığında rahatlamayı öğrenmiştir.
KAPAK KONUSU
Biyometride kapsamlı çözümler Güvenlik ve Puantajlama alanında önemli bir uygulama haline gelen “Geçiş Kontrol Sistemleri”, iş verimliliği ve düzenin oluşturulmasına ilişkili hizmet özellikleriyle de öne çıkmaktadır. SENKRON GÜVENLİK VE İLETİŞİM SİSTEMLERİ A.Ş.
E
ntegre elektronik güvenlik sistemlerinin vazgeçilmez bir parçası olan geçiş kontrol sistemleri, insanların yoğun olduğu alanlarda, giriş-çıkışların denetlenmesi, yetkili olmayan kişilerin engellenmesi, yüksek güvenliğin sağlanması ve bu bilgilerin elektronik ortamda raporlanabilmesi amacı ile oluşturulmuştur. Bu sistemler; binanın güvenilirliğini arttırırken, çalışma saatlerinin değerlendirilmesiyle çalışma disiplininin oluşması açısından da somut veriler sunmaktadır. Bilgisayar tabanlı veya bilgisayara bağlı olmaksızın, güvenlik düzeyine ve önemine bağlı olarak kartlı ve/ veya biyometrik okuyucularla uygulanan geçiş kontrol sistemleri aynı zamanda kapalı devre TV sistemleriyle de entegre olabilmektedir.
Kartlı geçiş sistemleri Kartlı geçiş kontrol sistemlerinde; güvenlik amaçlı kullanımda daha çok Proximity olmak üzere, manyetik, barkodlu ve üzerine kredi yüklenebilen akıllı okuyucular, hiç karta gerek duymadan şifre yöntemi ile çalışan cihazlar veya biyometrik okuyucular kullanılır. Bu okuyucuların, bir merkezden yazılım vasıtası ile kontrol edilebildikleri gibi bağımsız çalışabilen modelleri de vardır. Özellikle son yıllarda geçiş sistemleri konfigürasyonları içine giren Biometrik Sistemler, entegre veya bağımsız olarak kullanılabilen, in-
24 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
sanın ölçülebilir fiziksel ve biyolojik karakteristik özelliklerini tanıyarak kimlik saptamak ve doğrulamak üzere geliştirilmiş çözümlerdir. Kart kullanımında olabilecek güvenlik açıkları nedeniyle geliştirilen biyometrik çözümler, bilgi olarak bireyin fiziksel ve biyolojik karakteristiklerini tanıyarak geçiş kontrole izin verir. Başta temassız sistemler olmak üzere, fiziksel özelliklerden tespit eden parmak izi, el, avuç içi damar, yüz, iris, ses tanıma vb. ölçülmesi gibi biyometrik uygulamalar artık daha çok tercih ediliyor. Biyometrik sistemlerin diğer geçiş kontrol sistemlerine göre başlıca iki avantajı, daha yüksek bir güvenlik düzeyine sahip olması ve pratik kullanımıdır. Kaybedilme, unutulma ve başkasının kullanımına izin verme riski taşımaması yüksek güvenlik düzeyinde oldukça önem taşımaktadır. Bunun yanı sıra, yoğun kullanılan geçişlerde daha hızlı bir sürede daha çok insana geçiş kontrolü sağlaması ve kaybedebilecekleri “kart gibi” veya unutabilecekleri “şifre gibi” bir girdi olmadığından kullanıcı için pratik bir çözüme dönüşmektedir.
Biyometrik geçiş sistemleri Biyometrik sistem çeşitleri aşağıdaki gibidir: Fizyolojik özelliklere dayalı olan biyometrik tanıma sistemleri: 1. Parmak İzi Tanıma 2. El Geometrisi Tanıma 3. DNA Tanıma
4. Retina Tanıma 5. Yüz Tanıma 6. Ses Tanıma 7. Yüz Termogramı 8. İris Tanıma 9. Damar Tanıma Davranışsal özelliklere dayalı olan biyometrik tanıma sistemleri: 1. İmza Atımı 2. Yürüyüş 3. Tuş Vuruşu 4. Konuşma Biyometri uygulayıcılarının genel amacı kişilerin kimliklerini doğrulayabilmeleri için, akıllarında tutmaları gereken herhangi bir bilgi ya da yanlarında taşımak, kaybetmemek ya da unutmamak zorunda oldukları kart, anahtar gibi araçların yerine; kopyalanması ya da taklit edilmesi imkansız olan özelliklerini kullanmalarını sağlamaktır. Biyometrik sistemlerde, kimlik belirleme işlemi, kişilerin fiziksel ya da davranışsal özelliklerine dayanarak gerçekleştirildiği için başkasına devredilmesi, unutulması ya da kaybedilmesi durumu söz konusu değildir. Diğer yöntemlere göre çok daha az riske sahiptir. Ancak biyometrik sistemlerin oluşturulabilmesi için bazı standart ölçüler kullanılmalıdır. Biyometrik ölçüler olarak adlandırılan bu ölçülerin şifrelerde kullanımı için INCITS (International Committee for Information Technology Standarts-Uluslararası Bilgi Teknolojileri Standartları Komitesi) tarafından oluşturulmuş uluslararası bir stan-
dart mevcuttur. Birçok yeni teknolojinin geliştirilmesinde olduğu gibi biyometrinin de gelişiminde güvenlik unsuru öncülük etmiştir. Tüm biyometrik sistemler aşağıda açıklanmış olan beş özelliğe sahip olmalıdır. 1. Evrensellik: Tüm bireylerin biyometrik özelliklere sahip olmasıdır. 2. Eşsiz olma: Biyometrik karakteristiğin her insanda farklı bir şekilde yer almasıdır. 3. Süreklilik: Karakteristiğin zamanla değişmemesidir. 4. Elde edilebilirlik: Biyometrik özelliklerin bazı pratik cihazlarla ölçülebilir olmasıdır. 5. Kabul edilebilirlik: Bireylerin biyometrinin ölçüm ve toplanmasında itirazları olmamalıdır. İris Tanıma: İris tarama, biyometrik taramalar içerisinde en basit olanlarından biridir. Sıradan bir CCD kamera kullanılarak yaklaşık 15-20 cm uzaklıktan tarama yapılabilmektedir. Kullanıcı ile tarayıcı arasında fiziksel temas olmasına gerek yoktur. Gözlükle bile kullanılabilmesi, sistemlere kolay entegre olabilmesi ve iris deseninin en güvenilir desenlerden biri olması, iris tarama sistemlerini daha çok tercih edilir hale getirmektedir. Son yıllarda iris tanıma sistemi, diğer sistemlere göre daha güvenilir, uygulaması kolay ve güncelliği her geçen gün artan bir sistem olma özelliğindedir. Bunun sebepleri: İris yapısal olarak anne karnında 3. ayda oluşmaya başlamakta, 8. ayda oluşumunu tamamlamakta ve doğumdan sonra 2-3 yıl içinde de tam gelişimini bitirmektedir. Bundan sonra iris, yapı olarak değişikliğe uğramamaktadır. Son yıllardaki araştırmalar göstermiştir ki, iris de parmak izi gibi kişi tanımlamada kullanılabilecek ayırt edici özelliğe sahiptir. İrisin oluşumu embriyonun gelişimine bağlı olduğu için, genetik
Tablo 1. Biyometrik Tanıma Sistemlerinin Çeşitlerinin Taradıkları Özellikler Biyometrik karakteristik
Özelliklerin açıklaması
Parmak İzi İmza Tanıma Yüz geometrisi İris Tanıma Retina El Geometrisi Parmak geometri El Damar yapısı Kulak formu Ses DNA Koku Klavye vuruş
Parmak satırları, gözenek yapısı Basınç ve hız ile yazma farkları Göz, burun vs arası uzaklıklar İris deseni Retina yapısına (desenine) göre Parmak ve avuç içi ölçülerine göre Parmak ölçme Elin arkası, parmak veya avuç içi damar yapısı Kulağın belirgin boyutları Ton ya da ses rengi Kalıtsal bir taşıyıcı olan DNA Kokunun kimyasal bileşimi Klavye vuruşlarının ritmi (PC veya diğer klavye)
Tablo 2. Biyometrik Teknolojilerin Karşılaştırılması Biyometrik Karakteristikler
Evrensellik Eşsizlik
Süreklilik
Elde Performans Kabul Yaygınlık Edilebilirlik Edilebilirlik
DNA Kulak Yüz Yüz Termogramı Parmak İzi El Geometrisi İris Retina İmza Ses Damar
Yüksek Orta Yüksek Yüksek Orta Orta Yüksek Yüksek Düşük Orta Yüksek
Yüksek Yüksek Orta Düşük Yüksek Orta Yüksek Orta Düşük Düşük Orta
Düşük Orta Yüksek Yüksek Orta Yüksek Orta Düşük Yüksek Orta Orta
Yüksek Orta Düşük Yüksek Yüksek Orta Yüksek Yüksek Düşük Düşük Orta
yapıya bağlı değildir. İris yapısı, ikizler de bile değişiklik gösterdiği gibi aynı kişinin sağ ve sol gözündeki iris yapıları bile farklı olduğundan dolayı, tanıma için daha ayırt edici özelliğe sahiptir. Bu nedenle, iris tanıma sistemlerinde kişiler sistemin çalışma prensibine göre, ya hep aynı gözle sisteme tanıtılmakta ya da kişinin her iki gözü de sisteme kayıt edilmektedir. Gözde bulunan iris, kornea, gözkapağı ve gözbebeği tarafından korunmaktadır. Bu nedenle dış etkilerden en az etkilenebilecek özelliktedir. İrisin yapısı cerrahi müdahaleyle bile değiştirilememektedir. İris tanıma sistemi kişiye zarar vermez. Lazer ya da benzeri görüntü alma tekniklerine ihtiyaç duymadan basit bir CCD kamera ile görüntü alınabilmektedir.
Yüksek Orta Düşük Orta Yüksek Orta Yüksek Yüksek Düşük Düşük Yüksek
Düşük Yüksek Yüksek Yüksek Orta Orta Düşük Düşük Yüksek Yüksek Orta
Düşük Orta Yüksek Düşük Orta Orta Düşük Düşük Yüksek Yüksek Düşük
Uykusuzluk, gözyaşı, hastalıkla iris yapısını etkilemekle beraber diğer yöntemlerdeki kadar bariz bir etkilenme söz konusu değildir. Göz, insanın ölümünden sonra en kısa sürede değişime uğrayan organlardan biridir. İris parmak veya yüz gibi vücud dışında olan bir organ olmadığından dolayı zarar görme olasılığı daha düşüktür. Parmak izi gibi yöntemlerde örnek alınırken fiziksel olarak temas olduğundan dolayı örnek alma sırasında yanlış veriler alınabilir. İris örneği alınırken ~10cm mesafeden bir resim çekilmesi yeterlidir. Tek yumurta ikizlerinde bile iris yapıları farklıdır. Yani iris dokusu tamamen kişiye özel bir yapıdadır. Doğumdan sonra oluşan iris dokusu dışardan bir etki gelmediği sürece ölene kadar değişmez.
Mart 2016 Güvenlik Yönetimi n 25
KAPAK KONUSU Dezavantajları: Diğer sistemlere göre çok pahalı Uzak mesafeden tanıma yapamamaktadır. Kamera görüş açısı dar olduğu için de doğal beden hareketlerinden bile fazlasıyla etkilenir. Bu nedenle okuyucu tarafından reddedilmemek için sabit durmanız gerekir. Tanımanın yapılabilmesi için çekilen resmin çözünürlüğünün ve kalitesinin çok iyi olması gerekir. Aksi halde beklenen sonuçlar elde edilmeyebilir. Yüksek çözünürlüklü iris resimleri ve üzerine iris deseni basılmış lensler ile varolan sistemleri aşmak mümkün olabilir. İris okuyucular irisi kaplayan renkli lens kullanan kişilerin irislerini bulamadığı için tanıma yapamazlar. Parlayan gözlük camları irislerin bulunmasını önlediği için gözlüklü kişilerin tanınmasında zorluklar yaşanmaktadır. Gözleri görmeyen, Nistagmus (göz titremesi) hastalığına sahip veya irisleri olmayan kişilerin kimliklendirilmesi mümkün değildir. İris resmi alınırken gözlerin durumu, gözkapaklarının ve/veya kirpiklerin iris desenini bozması gibi faktörler sistemi olumsuz yönde etkilemektedir. Veritabanı oluşturmak ve taramasının yapılması daha uzun zaman gerektirmektedir. Parmak İzi Tanıma: Parmak izi yüz yılı aşkın süredir kullanılan, taklit edilemeyen bir kimlik belirleme tekniğidir. Tek yumurta ikizleri de dahil olmak üzere; her insanın parmak izinin farklı oluşu, yıllarca değişmemesi, kolay kullanımı ve gelişen yeni teknolojiler bu tekniğin yaygın kullanımını sağlamıştır. İlk kullanılmaya başlandığı yıllardan bu yana gerek yazılım gerekse donanım alanında parmak izi sistemlerinde önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Bir otomatik parmak izi tanıma sisteminde (OPTS) parmak izi tanıma genellikle parmak izinde bulunan özellik noktalarının ve bunlara ait parametrelerin karşılaştırılması esasına dayanır.
26 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
Bir OPTS’de gerçekleştirilen işlemler aşağıda verildiği şekilde sıralanabilir: 1. Parmak izlerinin alınıp sayısala çevrilmesi, 2. Parmak izinde bilgi taşıyan, üzerinde işlem yapılacak kısmın arka plandan ayrılması, 3. Referans noktaların elde edilmesi, 4. Parmak izinin temizlenip iyileştirilmesi, 5. Resmin ikili resme çevrilmesi, 6. İkili resmin inceltilmesi, 7. Özellik noktalarının ve bu noktaların parametrelerinin bulunması, 8. Yalancı özellik noktalarının elimine edilmesi, 9. Karşılaştırma işleminin gerçekleştirilmesi, 10. Sistemin başarısının değerlendirilmesi Dezavantaj; Parmak izinin taklit edilmesi durumunda sistemin yanılabilmesidir. Bazı kişilerin pek çok sebepten ötürü (organ eksikliği, yanma, deri hastalıkları) parmak izlerinin bulunmamasıdır. Örnek alınan parmağın yıpranması sonucu aynı izin tekrar elde edilemeyebilir (Parmak izinin kalıbının kendisi yerine kullanılma ihtimali vardır). Kişinin kilo alması gibi fiziksel değişimlerden parmağında etkilenmesi ve parmak izinin eskisiyle örtüşmeyecek hale gelmesi mümkündür. Parmak izi taklit problemi, parmak izinin alındığı parmağın canlılığını test edecek gelişmiş algılayıcıların (sensörlerin) kullanılması ile giderilebilir. Kişide parmak izinin bulunmaması durumunda (örneğin bir yangın sonrasında el derisinin soyulması ve izlerin kaybolması hali), parmak izi tespiti yapılamaz. Damar Tanıma: Avuç içi damar tanıma teknolojisi, avuç içinde bulunan kan damarlarının her insanda farklı
olmasından yola çıkılarak keşfedilmiş bir teknolojidir. Bu teknolojide ilk olarak algılayıcı (sensör) tarafından kan damarlarına infrared ışık gönderilerek damar yapısı ortaya çıkarılır. Damar yapısının ortaya çıkmasında, kanda bulunan hemoglobinin gönderilen kızılötesi (infrared) ışığı soğurması ilke edinilmiştir. Damar tanıma teknolojisinde kandaki hemoglobin kullanıldığından dolayı tanımlama yapılan uzvun canlı olması, damar içinde kan bulunması önem kazanmakta ve teknolojiye katma değer katmaktadır. Algılayıcı görevi gören IR kamera sayesinde elde edilen görüntü, biyometrik api sayesinde yine algılayıcı üzerinde sayısal bir değere dönüştürülür. Sonrasında bu sayısal değer, 256 bit AES (Advanced Encryption Standart) algoritmasıyla şifrelenerek güvenli veri iletişimi için sunucu/istemci bilgisayarlara iletilir.
Palm (Avuçiçi) Damar tanıma teknolojisinin, diğer teknolojilere göre en büyük avantajı elin kesilmesi, zedelenmesi durumlarında damar yapısı etkilenmeyeceği için çalışmaya devam etmesidir. Avuçiçi damar teknolojisinin başlıca kullanım alanları aşağıdaki gibidir: ATM Cihazları Medikal Tanımlama (SGK, Hastane, Eczane...) Geçiş Kontrolü Personel Devam Kontrolü Web Tabanlı Kimlik Uygulamaları Sistem Oturum Açma İşlemleri Bankacılık İşlemleri Parmak İzi İle Tümleşik Parmak Damar Çoklu Biyometrik Sistem: Sistemin tasarımı iki biyometrik
KAPAK KONUSU tanımlayıcılar; parmak izi ve damar desenlerini içermektedir. LED’den yayılan Yakın Kızılötesi ışınım, parmak içine geçerek kandaki hemoglobin tarafından kısmen emilir. Işınların emildiği bölgeler (yani parmak içindeki kan damarları), parmağın diğer yüzünde konumlanmış kamera tarafından saptanan görüntüde karanlık bölgeler olarak görülür. Bu görüntü üzerinde görüntü işleme yöntemleri uygulanır ve bir parmak damarı motifi çıkarılır. Parmak izi çukurcuklar ve tepeciklerden oluşmuştur. Bu oluşum genel olarak 5 ayrı şekilde sınıflandırılır. Bu sınıflandırma yapılırken parmak izi deseninde bulunan “core” ve “delta” adı verilen şekiller kullanılır. Parmak izi analizi yapılırken bu ayrıştırıcı noktaların X-Y koordinatları ile yönlerini belirtir açıları belirleyici rol oynar. Sisteme giriş yapmak isteyen kişinin hem parmak izi hem de parmak damar deseni verileri alınıp veritabanındaki veriler ile karşılaştırılarak kişiye yetki verilmektedir. Böylece parmak izi veya parmak damar tanıma biyometrik sistemlerine göre daha iyi performans, hız ve doğruluk sağlanmış olur. Parmak Damar Tanıma Sistemi: Parmak içindeki damarların dağılım görüntüsü; her insan için farklıdır. Parmak Damar Tanıma Sistemi bu temel üzerinden hareket ederek, parmak damar görüntüsünü elde eden ve bu görüntüyü kullanarak kimlik doğrulaması ve tanıması yapan bir biyometrik sistemdir. Bu teknoloji parmağın içini görüntülediği için kir, parmaktaki küçük kesikler, yara izleri ve nemden etkilenmez. Sistemin çalışma prensibi; yan yana konulmuş bir dizi LED’den yayılan yakın kızılötesi ışınım, parmak içine geçerek kandaki hemoglobin tarafından kısmen emilir. Işınların emildiği bölgeler (yani parmak içindeki kan damarları), parmağın diğer
28 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
yüzünde konumlanmış kamera tarafından saptanan görüntüde karanlık bölgeler olarak görülür. Bu görüntü üzerinde görüntü işleme yöntemleri uygulanır ve bir parmak damarı motifi çıkarılır. Bu motif sayısallaştırılır ve sisteme önceden kayıt edilmiş motif şablonlarıyla karşılaştırılarak kullanıcının kimliği doğrulanır. Parmak damar tanıma teknolojisini diğer biyometrik yöntemlerden ayıran özellikler: Parmak damar yapısı, insan yaşamı boyunca değişime uğramaz. Tek yumurta ikizlerinin bile parmak damar yapıları birbirinden farklıdır. Her bireyin kendine özgü parmak damar yapısı olduğundan kimlik doğrulama sırasında güvenilir sonuç verir. Hızlıdır, kimlik doğrulama işlemini bir kaç saniyede tamamlar. Kimlik doğrulama işlemi için akılda şifre tutulmasına gerek kalmaz. Parmak damar haritası çalınıp, kopyalanamadığından ATM sahtekârlığı riski en aza indirilmiş olur. Parmak izinden farklıdır. Çünkü parmak izi, parmağın dış yüzeyinin izi olduğundan kopyalanması kolaydır. Ancak; damar haritası dış yüzeyden etkilenmeyen bir yapıdadır. Sadece canlı parmak kullanılabilir, çünkü işlem sırasındaki kan akışı önemlidir. Sistemi kullanırken sadece hizalama amaçlı olarak parmağın ucu okuyucuya dokunur. Dolayısıyla parmak izine göre çok daha hijyeniktir. Okuyucunun kullandığı ışınlar insan sağlına zararlı değildir. Parmağın derisinde meydana gelen kesik, ezik vb. deformasyonlardan etkilenmez. Müşterilerden alınan parmak damar haritası örneğinden üretilen
veri kimlik tespiti için kullanılmaz, kimlik doğrulama için kullanılır. Böylece müşteri, kişisel gizlilik endişesi olmadan cihazı kullanabilir
Parmak damar tanıma sistemi ve çalışma mekanizması
Parmak Damar Modelinin Görüntüsü
Yüz tanıma: Yüz tanıma sistemi aslında en doğal biyometrik ayırt edici yöntemdir. İnsanlar birbirlerini ayırt etmede yüzlerinden faydalanırlar. Bu sebeple bu yöntem neredeyse insanlık tarihiyle yaşıt bir biyometrik ayırt etme yöntemidir. Buna rağmen bu yöntemin bilimsel olarak incelenerek bir ayırt edici özellik olarak bilgisayarlarda kullanılması oldukça yeni sayılabilecek bir konudur. Bir suçluyu tanımlamada polis tarafından kullanılan yöntem örnek verilebilir. Suçluyu anlatan insana suçlu hakkında sorular sorup yüz şeklinin belirlenmesine çalışmaktır. Bu konuda polis ressamlarının standart olarak daha önce çizdikleri bazı yüz parçaları vardır. Verilen tarife göre bu parçalar bir araya getirilerek suçlunun yüz şekline yakın bir yüz şekli bulunmaya çalışılır. Bilgisayarların hayatın içerisindeki hızlı kullanımı yüz tanıma yöntemleri konusunda da oldukça ilerlemeler sağlanma-
sına neden olmuştur. Günümüzde yüz tanımlama konusunda kullanılan iki yöntem vardır. Bunlar; 1. Yüz Metriği Yöntemi 2. Eigenfaces Yöntemi (Yüz Parçaları) Yüz metriği yöntemi: Aşağıdaki şekildeki gibi yüz üzerinde yerleşik olan organlar arasındaki mesafeler ölçülerek bunlardan bir matematik ifade çıkarılmaya çalışılır. Örneğin gözler arasındaki mesafe ağız ve burun arasındaki mesafe vb.
Tablo 3. Biyometri Tabanlı Yöntemler ile Diğer Yöntemlerin Karşılaştırılması Diğer Kimlik Doğrulama Yöntemleri
Biyometrik Yöntemler
Veri kaybı, çalınma, kaybetme tehlikesi büyüktür. Kullanıcı veriyi kişini istemesi halinde rahatlıkla değiştirebilir. Herkes için kullanılabilir.
Veri kaybı, çalınma, kaybetme tehlikesi hemen hemen hiç yoktur. Biyometrik veri kaza, uzuv kaybı dışında değiştirilemez. Herhangi bir biyometrik tarama sisteminde biyometrik özelliklere sahip olmayan (parmağı, gözü olmayan vb.) kişiler bu sisteme dahil edilmezler. Zaman içinde biyometrik veriler deformasyona, değişime uğrayabilir.
Zaman içinde değişiklik göstermesine sebep olacak bir durum söz konusu değildir. Genellikle mevcut sistemlere uyumludur.
Kişilerin yüzündeki ufak mimiklerden bile tanımanın yanlış sonuçlar verebilme ihtimali vardır. Yüzde oluşacak bir yara ve hasarın tanımayı olumsuz etkilemesi söz konusudur Eigenfaces yöntemi: Polis ressamının yaptığına benzer bir yöntem uygulanır. Yüz 150 parçaya bölünür. Bu 150 parçadan 40 tanesinin belirleyiciliği diğer parçalardan daha fazladır. İlk etapta bu 40 parçadan başlayarak yüz tanımlama işlemine geçilir. Böylece yüz tanımlanmaya çalışılır. Bu yöntem yüz metriği yöntemine göre yeni bir yöntemdir ve hala test aşamasındadır. Araştırmacılar tarafından geliştirilmektedir.
Kullanılan Teknoloji Yüzdeleri Sonuç olarak kartlı geçiş veya biyometrik tabanlı okuyucular ile yüksek güvenlik sağlamanın yanı sıra aynı zamanda bu cihazlarla birlikte çalışacak PDKS yazılımları üzerinden zaman takip modülleri ile personelin işe kaçta geldiği ve gittiği, toplam fazla mesaisini, toplam aylık puantajını vb. istatistiki bilgileri almak ve aynı zamanda bu
Ek bir donanım maliyeti getirir.
bilgileri link, logo, ETA, SAP, vb. gibi bordro programlarına aktarmak mümkün olmaktadır. Yine aynı sisteme ilave edilecek bir yemekhane modülü ile işletmenizin ürettiği veya outsource ettiği personel yemek sayısını kontrol edebilir, işletmenizin departmanlarının yemek arasını organize edebilir ve raporlardan faydalanarak ekstra yemek tüketimini engellemek de mümkün olmaktadır. Günümüzde yaygın olarak kullanıma başlanan geçiş kontrol sistemleri pek çok ilave modül kullanılarak Personel Devam Kontrol Sistemi üzerinden, işletmelere farklı faydalar sağlamaktadır.
Avantaj: İnsan yüzlerinin tek yumurta ikizleri haricinde birbirinden tamamen farklıdır. Parmak izindeki kadar kolay taklit edilemeyecek özellikleri barındırır. Bundan dolayı taklit edilmesi oldukça zor bir tanıma yöntemidir. Örnek alma işleminin sadece bir kamera ile kolaylıkla yapılabilir. Dezavantaj; Uygulanması diğer yöntemlere göre oldukça zordur. Çevre koşullarından çok fazla etkilenir
Mart 2016 Güvenlik Yönetimi n 29
KAPAK KONUSU
Biyometri güvenliği üst düzeye taşır Dünya genelinde ve özellikle ülkemizde artmakta olan terör olayları; kamu kurum ve kuruluşlarına yetkisiz girişler, bilgi ve belge hırsızlıkları geçiş kontrolün önemini vurgulamaktadır. ÖLÇSAN
G
erek kurum, kuruluş, tesis, ofis, kampüs ortamlarının gerekse ülke sınırlarının ve kritik alt yapıların yetkisiz girişlere karşı önlem alınması adına hem giriş çıkışların hem de çevrelerin elektronik sistemlerle izlenip korunmasını sağlayan geçiş kontrol sistemleri günümüzde büyük önem ve öncelik taşımaktadır. Dünya genelinde ve özellikle ülkemizde artmakta olan terör olayları; kamu kurum ve kuruluşlarına
30 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
yetkisiz girişler, bilgi ve belge hırsızlıkları geçiş kontrolün önemini vurgulamaktadır. Geçiş kontrol sistemleri ile yetkisiz girişlerin önlemesine ek olarak hem kamu kurum ve kuruluşlar hem de özel sektör için personel devam kontrol çözümleri de sağlanmaktadır. Bu çözümler biyometrik cihazlar ve ek yazılımlar sayesinde biyometrik kimlik doğrulama yaparak gerçek personelin doğru verilerini raporlama ve yönetim özelliğine de sahiptir.Bütün bu yetkisiz girişlere karşı alınan önlemler ve personel devam kontrol çözümlerini içine alan geçiş kontrol sistemleri; biyomet-
Kişinin hiçbir objeye ihtiyaç duymadan, kendisine ait olan fiziksel ve davranışsal özelliklerin kullanımıyla gerçekleştirilen biyometrik işlemler, güvenliği en yüksek seviyeye taşır. rik teknolojiler, akıllı kart teknolojileri ve bu teknolojilerle entegre çalışabilen yazılımları da kapsamaktadır.
Yetkisiz girişlere karşı: Fiziksel güvenlik Özel sektör ile kamu kurum ve kuruluşlarının tesis, bina ve seçilmiş alanlarına ve hatta ofis ve yaşam alanlarına yetkisiz erişimlerin engellenmesi, varlıklarının hırsızlığa veya tehlikeye karşı korunması gerekmektedir. Bu çerçevede fiziksel güvenlik çözümlerini şu şekilde sıralayabiliriz: Geçiş Kontrol Personel Devam Kontrol Sistemleri (PDKS) CCTV Sistemleri Çevre Güvenliği Sistemleri Her türlü olası tehlikeler düşünülerek sağlanan çözümler; kart, PIN ve biyometri unsurlarını temel alan geçiş kontrol sistemleri ve PDKS yazılımlarıyla yetkisiz girişlere karşı koruma sağlayacak sistemlerin kurulum ve yönetimini oluşturmaktadır. Bu bağlamda fiziksel güvenlik hem geçiş kontrol, personel devam kontrol sistemleri hem de CCTV sistemleri ve çevre güvenliği sistemlerini kapsamaktadır. Yazılım tarafında kaynak kodları ÖLÇSAN tarafından geliştirilen K!M KİMO Geçiş Kontrol ve PDKS yazılımı, ÖLÇSAN üretimi olan K!M pozitif ürün ailesini ve temsilcisi olduğu HID ile Morpho ürünlerini kontrol edip her türlü rapor ve esnekliği sağlayabiliyor. K!M KİMO; kart, parmak izi ve damar biyometrisi, iris, yüz tanıma, davranış tanıma, UHF ve plaka tanıma gibi kimlik doğrulama sistemlerini destekleyen bir yazılımdır. ÖLÇSAN bugüne kadar biyometrik ve kartlı sistemlerde geçiş kontrol yazılımı olarak K!M KİMO’yu donanım bağımsız her türlü teknolojiyle çalışabilen bir yazılım olarak piyasaya sunmuştur. Ayrıca bu yazılım ÖLÇSAN portföyündeki ürünler dışında da diğer markalarla çalışabilme özelliğine sahiptir.
Biyometri güvenliği en üst düzeye taşır Kişinin hiçbir objeye ihtiyaç duymadan, kendisine ait olan fiziksel ve davranışsal özelliklerin kullanımıyla gerçekleştirilen biyometrik işlemler, güvenliği en yüksek
KAPAK KONUSU
seviyeye taşır. Kimlik doğrulama, geçiş kontrol, bilgi sistemlerine erişim, işlem güvenliğini sağlar. Günümüzde güvenlik dendiğinde özellikle geçiş ve bilgi erişim güvenliğinde artık biyometrik sistemler son derece önemli bir konuma geldi. Geçiş kontrol sistemleri ile parmak izi, parmak damar izi, yüz tanıma, 3D yüz tanıma, iris, retina, göz damarı tanıma ve hareket/davranış tanıma gibi biyometrik teknolojilerle yapılabildiği gibi akıllı kartlar ve yazılımlarla da desteklenmektedir. Fakat şunu da belirtmek gerekir ki teknolojinin hergün büyük bir hızla ilerlediği 21. yüzyılda kart göstermek, imza atmak, PIN veya şifre kullanmak yüksek güvenlik için yeterli olmamaktadır. Bu yöntemlerin yerine veya bu yöntemlere ek olarak kullanılan biyometri teknolojileri üst düzey güvenlik ve konfor için oldukça önemli bir yere sahiptir. Böylece kimlik doğrulama, kişisel ve kurumsal verilerin güvenliği, sınır ve kritik alt yapı güvenliği, fiziksel güvenlik gibi alanlarda biyometrik teknolojiler gün geçtikçe daha çok gelişerek günümüzün önemli oyuncuları haline gelmiştir. Özellikle de kurum ve şirketler açısından kimlik doğrulama, personel devam kontrolü ve bilgi güvenliği gibi gereklilikler, biyometrik teknolojileri her geçen
32 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
gün daha fazla önemli kılmıştır. Parmak izi, parmak damar izi, iris-göz, yüz ve hareket gibi kişinin sadece kendisine ait verilerin kullanıldığı biyometrik teknolojiler bu gerekliliklerin sağlanması için şirketlere ve kurumlara yüksek güvenlik, kolaylık ve konfor gibi avantajlar sağlamaktadır. Ölçsan; yüksek güvenlik gereken alanlarda, dünyanın biyometri devi firmalarının ürünleri ve yerli donanım/yazılımlarla tekil veya entegre milli biyometrik çözümler sunmaktadır. Ayrıca biyometri ürünlerinde kendi üretiminin dışında, dünyanın biyometri lideri firmaların ürünlerini de temsilcisidir. Buna ek olarak biyometrinin her alanında ürün ve çözümler sunan ve hala yeni teknolojilerle geliştirme faaliyetleri yürüten ÖLÇSAN, özellikle parmak izi, parmak damar izi, yüz tanıma, 3D yüz tanıma, iris, retina, göz damarı tanıma ve hareket/davranış tanıma biyometrileri konusundaki Ar-Ge çalışmalarına İTÜ Teknokent’te devam etmektedir. Örnek vermek gerekirse İTÜ Teknokent’te geçiş kontrol sistemleri dahilinde Ar-Ge çalışmalarını gerçekleştirdiğimiz Biyometrik Kimlik Doğrulama Projesi’ni geçtiğimiz günlerde tamamladık. Proje kapsamında biyometrik kimlik kayıt, tanımlama ve doğrulama ürünü olarak geçiş kontrol sistemi biyometrik ve kart-
lı geçiş sistemleriyle entegre çalışır hale getirildi ve ürünleştirildi. Böylece biyometri, kamera, plaka, UHF tag ve akıllı kart ile geçiş kontrol sistemi ürünü hazırlanmış oldu. Ayrıca yine Ölçsan’ın Ar-Ge çalışmalarının bir ürünü olan K!M KA 100; parmak izi ile geçiş kontrolü sağlayan bir okuyucudur. Bu okuyucuyu da turnike üzeri ve kapı geçişlerde tıpkı diğer ürün gibi gerçek kişiyi tanımlamakta ve ona geçiş hakkı tanımaktadır. Bu iki ürün sayesinde lokasyonu ve veriyi koruyarak üstün bir güvenlik sağlanmaktadır.
Kritik Bölgeler için: Sınır ve Kritik Altyapı Güvenliği Kritik bölgeler, ülke sınırlarının ve stratejik öneme sahip altyapıların korunması, özellikle de son zamanlarda her ülkenin önde gelen milli güvenlik konuları arasında yer almaktadır. Ölçsan; başta insan ve mal kaçakçılığı olmak üzere, terör eylemleri ve dış güç saldırıları gibi milli güvenlik unsurlarını zedeleyecek girişimlerin önlenmesinde, elektronik sistemlerle izleme, koruma ve yönetim çözümleri sunmaktadır. Bu çözümlerle ülke sınırlarının, kurum, tesis, kampüslerin yetkisiz girişimlere karşı elektronik sistemlerle izler ve korur. Sınır ve kritik altyapı güvenliği kapsamında sağladığımız çözümleri şu şekilde sıralayabiliriz; Sınır Kontrol & Uzaktan İzleme / Yönetim Liman Yönetimi, Sahil Güvenlik, Entegre Sınır Yönetimi Kritik Altyapı, Boru Hatları, Havalimanı ve Stadyum Güvenliği Akıllı Şehirler Bunların yanı sıra limanlarda işlem ve boğazlardan geçiş yapan gemilerin izlenmesi, gemilerin geçiş ve işlemlerinin yönetilmesi, havalimanı ve stadyum güvenliği de sınır ve kritik alt yapı güvenliği kapsamında Ölçsan’ın sağladığı yüksek güvenlikli çözümler arasındadır.
KAPAK KONUSU
Güvenlik kaygılarının çözümü biyometrik sistemler Şehirleşme oranı hem dünyada hem de Türkiye genelinde hızla artarken; insan kaynağı şehirleşmenin yarattığı güvenlik ve çevre sorunları ile baş etmekte bir hayli zorlanıyor. Kalabalık da bu sorunların en önemlilerinden birisi olarak öne çıkıyor. Serdal KARAKAŞ / Biyometrik Çözümler Müdürü PROLİNE
Ş Ş
ehirleşme oranı hem dünyada hem de Türkiye genelinde hızla artarken; insan kaynağı şehirleşmenin yarattığı güvenlik ve çevre sorunları ile
34 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
baş etmekte bir hayli zorlanıyor. Kalabalık da bu sorunların en önemlilerinden birisi olarak öne çıkıyor. Havaalanları, stadyumlar, metro istasyonları, üretim tesisleri gibi insan trafiğinin yoğun olduğu
ve yüksek güvenlik gerektiren alanlarda canlı ve cansız varlık güvenliği de ancak üstün teknolojiler ile sağlanabilir. Günümüzün dijitalleşen dünyasında akıllı yönetim araçlarının önemli bir parçası
Veri güvenliği yalnızca sanal olarak değil fiziksel olarak da sağlanması gereken bir güvenlik türüdür. Verilerin sanal olarak korunduğu veri merkezlerinde de geçiş kontrol sistemleri güvenlik için hayati öneme sahip bir güvenlik sistemidir. Serdal KARAKAŞ
da bu nedenle hiç şüphesiz “geçiş kontrol sistemleri” olarak adlandırdığımız sistemlerdir. Bu sistemler; özellikle insan gücünün ve finansal kaynakların doğru yönetimi için büyük bir destek görevi sağlamaktadır. Bu sistemlerin amacı gerek fiziksel gerekse sanal anlamda olsun belli bir alana sadece yetkilendirilmiş kişilerin erişimini mümkün kılmaktır. Bu alanlara erişimden kasıt giriş olabileceği gibi kullanım da olabilir. Yüksek güvenliğin önemli olduğu tüm alanlarda bu sistemlerin kullanılması hayati öneme sahiptir. Örneğin geçiş kontrol sistemleri denildiğinde odaklanılması gereken alanların başında havaalanlarının geldiğini söyleyebiliriz. Günde on binlerce kişinin kimlik doğrulamasının yapılması ve bu kişilerin hızlı bir şekilde uçuşlarına yetişmesi gereği söz konusu olduğunda biyometrik teknolojiler ile desteklenmiş geçiş kontrol sistemleri büyük önem arz etmektedir.
Geçiş kontrol sistemleri hayati önem taşır Proline çağımızın geçiş kontrol sistemlerinin vazgeçilmez bir bileşeni olan biyometrik güvenlik sistemleri alanında eID, kimlik
doğrulama sistemi, parmak damar izi ile biyometrik doğrulama sistemi (BioPOS), 3D yüz tanıma, m2-palmaccess avuç damar izi gibi güvenlik sistemlerini sunuyor. Biyometrik güvenlik sistemleri her geçen gün daha da yaygınlaşıyor. Bu çözümleri kullanan kurumların başında ise başta kamu olmak üzere hastane ve bankalar geliyor. Proline’ın kamu sektöründe yeni nesil elektronik kimlik kartı (e-Kimlik) alanında işbirliği sürüyor. Aynı şekilde hastaneler de BioPOS çözümümüz ile sahtecilik ve usulsüzlüğün önüne geçerken sağlık hizmetlerini daha güvenli, daha etkin ve daha kaliteli bir şekilde vatandaşlara sunabiliyor. Proline’ın bankalar ile yaptığı çalışmalarda bulunuyor. Bankalar 3D yüz tanıma sistemleri gibi bazı biyometrik sistemleri güvenlik dışında müşterilerine özel hizmetler sunmak için de kullanmaya başladı. Bulut sağlayıcı şirketler de artık biyometrik güvenlikten yararlanıyor. Çünkü veri güvenliği yalnızca sanal olarak değil fiziksel olarak da sağlanması gereken bir güvenlik türüdür. Verilerin sanal olarak korunduğu veri merkezlerinde de geçiş kontrol sistemleri güvenlik
için hayati öneme sahip bir güvenlik sistemidir. Veri merkezinin kapısından cihazların bulunduğu alana kadar, girişteki kapıda fiziki güvenliğin başladığını ve söz konusu fiziksel güvenlik adımlarının iris, parmak damar izi taramasının oluşturduğunu söyleyebiliriz. Güvenlik girişi, kapıdaki basit bir okuyucudan karmaşık bir network ağına kadar birçok farklı yöntemle kontrol edilebilir. Kısacası dünyada 11 Eylül’den sonra yaşanan güvenlik kaygılarına en verimli çözümü biyometrinin sunduğunu söyleyebiliriz. Bu bilincin ülkemizde de yaygınlaştığını görmekteyiz. SGK’nın biyometri tabanlı kimlik doğrulama projesinin yanı sıra ileriki dönemde kullanımı başlayacak olan elektronik T.C. kimlik kartlarının da biyometri tabanlı teknolojilere sahip olması bunun bir göstergesidir. Proline geçiş kontrol sistemleri kapsamında; havaalanları, limanlar, finans merkezleri, konsolosluk binaları, askeri bölgeler, bankalar, veri merkezleri gibi güvenliğin ön planda olduğu alanları güvenlik kalkanı içerisine almak için yeni nesil teknolojik ürünler kullanılıyor ve bu sayede güvenlik önlemlerini en üst seviyeye çıkartıyor.
Mart 2016 Güvenlik Yönetimi n 35
KAPAK KONUSU
Amag Symmetry güvenlik sistemleri yönetim yazılımı İhtiyaçlar hiyerarşisinde fizyolojik ihtiyaçlardan sonra gelen “Güvenlik İhtiyacı” gerek sosyal yaşam, gerek haneler gerekse iş yerleri için teknolojik gelişimi takip eden entegre sistemlerle, daha yüksek kalitede karşılanır hale gelmiştir. G4S Güvenlik Hizmetleri
İ
htiyaçlar hiyerarşisinde fizyolojik ihtiyaçlardan sonra gelen “Güvenlik İhtiyacı” gerek sosyal yaşam, gerek haneler gerekse iş yerleri için teknolojik gelişimi takip eden entegre sistemlerle, daha yüksek kalitede karşılanır hale gelmiştir. Günümüzde hızla artan tehditler ile birlikte güvenlik sistemleri de gelişen teknolojiden daha fazla yararlanarak korunması gereken mekânlar için daha kompakt çözümler sunmaktadır. G4S’in bu çözümlerde temel hedefi günlük hayatı zorlaştırmadan güvenlik seviyesini en üst noktada tutabilmektir. Bunun için de elektronik sistemlerden daha fazla yararlanarak ihtiyaçlara yönelik güvenlik çözümleri tasarlanmaktadır. G4S; her türlü güvenlik çözümünü yüksek teknoloji ile desteklemektedir. Nakit çözümleri için Türkiye’nin en güvenlikli; örnek nakit sayım 36 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
merkezlerine sahip olmak; fiziki güvenlik için geliştirilen operasyon ve denetim modülü olan Login’i kullanıma sunmak dışında elektronik güvenlik çözümlerinde ise ihtiyacı sınırsız çözümlerle karşılamaktadır. Elektronik güvenlik sistemlerinin başlıca argümanları olarak kamera sistemleri, hırsızlık alarm sistemleri, yangın algılama ve söndürme sistemleri, araç ve yaya geçiş kontrol sistemleri (ogs,rfid,kartlı geçiş, parmakizi , yüz ve iris tanıma vb.) ,X-Ray ve metal dedektörlü tarama sistemleri, bariyer ve turnike sistemleri , ıntercom sistemleri gibi seçenekleri sayabiliriz. Tüm güvenlik sistemlerinin yanı sıra sadece G4S’in sunduğu; tüm binanın güvenliğinin tek bir yazılım üzerinden kontrol edildiği AMAG Symmetry yazılımı da bulunmaktadır. Korunması gereken mekânlar için
toplam güvenlik çözümleri olarak bir bütün halinde tasarlanan fiziki güvenlik ve elektronik sistemler ile hedeflenen güvenlik ihtiyaçlarını tam ve eksiksiz olarak karşılayabilmektir. Dünya çapında 90’dan fazla ülkede kullanılmaktadır. Kapı kontrollerinden, çalışan- misafir giriş çıkışlarına, iç kapı yetkilendirmelerine, alarm sistemlerinden kamera sistemleri ve gözlemlerine kadar tüm elektronik güvenlik altyapısını yönetir. Güvenliği bütün olarak sağlayan entegre bir sistemdir. Modüler yapısı sayesinde CCTV, kartlı ve biyometrik geçiş, hırsız alarm sistemi, ziyaretçi yönetimi, fiziksel güvenlik bilgi yönetimi, çevre güvenliği, interkom, asansör yönetimi gibi güvenlik donanımlarının da tek bir ana merkezi yazılım üzerinden kontrol edilmesini sağlar.
KAPAK KONUSU
Dahua Accsess Control Geçiş kontrol sistemleri kişilerin hareket halindeki durumlarını denetlediği gibi; güvenlik ve konforu da sağlayan otomasyon mekanizması olarak da kullanılabilir. OKİSAN GÜVENLİK TEKNOLOJİLERİ
G
eçiş kontrol sistemleri kişilerin hareket halindeki durumlarını denetlediği gibi; güvenlik ve konforu da sağlayan otomasyon mekanizması olarak da kullanılabilir. Örneğin kişiye özel tanımlanmış kart veya benzeri bir ünite ile sadece kapı geçişi değil; bir işletmedeki veya organizasyondaki tüm ünitelerden faydalanması sağlanabileceği gibi kısıtlanması da mümkün olacaktır. Üstelik yeni model cep telefonlarımızın çoğunda
38 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
kart ya da anahtarlık görevini görecek donanımda mevcut. Bilindiği üzere Okisan; DAHUA markasının Türkiye distribütörü. DAHUA her geçen gün güvenlik endüstrisine kattığı çözümler içerisinde geçiş kontrol sistemlerini de barındırıyor. Dolayısı ile Okisan bu ürünleri birçok projesinde kullanmaya başladı. Bireysel veya kurumsal çözümler sunan dahua geçiş kontrol sistemleri yönetimsel ağ yapısı sayesinde tüm otomasyon senaryoları ile uyum sağlıyor.
FOKUS
Özel güvenlik ve toplum psikolojisi Bir kalabalık içinde kendini göstermek isteyen ve bu topluluğun ortak harekete dönüşmesine sebep olacak kişiler özel karakterde ve kendini belli edecek niteliklere sahiptirler. Bu oluşum; kişideki öz güven kadar, arkadaşlarının arasındaki liderlik davranışlarından kuvvet yaratmaktadır. Bülent AKSARAY /GÜSOD Gen. Sek.
İ
nsanların bir araya gelerek protesto eylemleri gerçekleştirmeleri; yakın çağın ekonomik ve sosyal oluşumlarıyla yeni bir boyut kazanmıştır. Bu hareketler; zaman zaman, otoriteye karşı; özellikle istenmeyen uygulanmaları ret etmek için kullanılmaktadır. Sivil toplum kuruluşları kendi sahalarında ki olayları topluma duyurmak için oldukça yaygın olarak bu tür toplantı organizasyonları düzenlemektedirler. Toplu gösterilerin yanı sıra toplumun bir araya büyük çoğunlukla geldiği statlarda
40 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
ve kapalı spor salonlarında ki müsabakalarda da kargaşaya ve benzer olaylara rastlanmakta; özellikle büyük takımların müsabakalarında, taraftarlar; statlarda maddi zararların ortaya çıkmasına neden olabilmekte hatta sonu ölümle biten üzücü olaylar yaşanabilmektedir. Öncelikle; insanın doğası gereği toplum içinde saldırgan hale gelmesini tetikleyen hususları değerlendirip ve daha sonra bunun özel güvenlik tarafındaki çözümleri üzerinde duracağız.
1.Toplu gösterilerin çeşitleri ve doğası: Toplu gösterilerde ve toplantı organizasyonlarında; düzenleyiciler toplumun belirli katmanlarını ve ekonomik oluşumun belirlediği yapılanmayı dikkate almalıdırlar. Bir siyasi partinin mitinginde; orta /alt gelir gruba mensup yani düşük ekonomik profilli insanlar ve partinin toplum içindeki rasyonalitesi önemli bir belirginlik sağlar. Toplu gösterilerin zamanlaması, yeri ve yönetim şekli, toplumu heyecanlandıran hususların ön plana çıkarılışı, bu oluşumun aynı zamanda karakterini yapılandırır.
Provokatör yönelişine dönen yapıda; sloganların önce arkadaşlarını etkilemesi ve etkinin bütün topluma yayılması 3-5 dakika içinde gerçekleşir. Bu durumda asgari üç dakikalık bir eylem önleme tedbiri üzerinde çalışarak önleyici tedbirler geliştirilebilir.
Bülent AKSARAY
Toplu gösteriyi düzenleyenler mutlaka kendi organizasyonları içinde kitlenin heyecanını dizginleyecek kişileri kullanarak mitinglerin/ toplantıların selametini yöneltmelidirler. Statta toplanan kalabalık genellikle daha heyecanlı olması bakımından arkadaş gruplarının birlikte olduğu bir beraberliği yaratır. Böyle olunca; arkadaşlar birbirlerinden güç alacak şekilde hareket edeceklerdir. Mitinglerde de genel olarak aynı karakter mevcuttur. Yani hemen her grup kendi içinde benzer bir yapılanma gösterir. Bu noktadan hareketle; provokatör kimliği aranılacaksa arkadaş grubu içindeki liderlik yapılanmalarına bakılmalıdır. Dört beş kişilik bir grup çevresiyle elektriklendirildiğinde bir kitle haline gelebilir ve kargaşa doğması söz konusu olabilir. AB Ülkelerinde statlarda; toplumsal olayları önlemede; yerleşim yapılanması, gözetleme becerisi ve kargaşayı çözümleme kabiliyeti uygulamalarını görmekteyiz. Gözetlemeyi anında gerçekleştirerek ortaya çıkacak heyecanın anonslarla yatıştırılabilmesi de mümkündür. Provokatör ve tipleri: Bir kalabalık içinde kendini göstermek isteyen ve bu topluluğun ortak harekete
dönüşmesine sebep olacak kişiler özel karakterde ve kendini belli edecek niteliklere sahiptirler. Bu oluşum; kişideki öz güven kadar, arkadaşlarının arasındaki liderlik davranışlarından kuvvet yaratmaktadır. Statlarda; tribünleri harekete geçirenleri incelersek bunlar giyimleriyle ve tavırlarıyla beraber tribünde aldıkları yer ile dikkat çekmektedirler. Dolayısıyla provokatör eğer kasıtlı olarak bu eyleme girecekse kendini aldığı yerden ve duruşundan belli edecektir. Arkadaş grubu içinde kendinde kuvvet hisseden bir lider; kendini mutlaka deneyerek kabul ettirecek tarzda hareket eder. Bu aşamada tespit edilirse mutlaka etkisiz hale getirmek için zaman olacaktır. Provokatör yönelişine dönen yapıda; sloganların önce arkadaşlarını etkilemesi ve etkinin bütün topluma yayılması 3-5 dakika içinde gerçekleşir. Bu durumda asgari üç dakikalık bir eylem önleme tedbiri üzerinde çalışarak önleyici tedbirler geliştirilebilir. Provokatörün öncelikle kendisinin heyecanlanacağı ve toplumu etkileyecek yapılanmayı büyük olasılıkla ilk defa tecrübe edeceği göz önünde bulundurulmalıdır. Bu şekilde kendisinin dikkatini dağıtacak bir tedbir ile kargaşa başlamadan önlenebilecektir. Provokatör; kendinde var olan nefret veya heyecanı kullanacağından; toplumu etkileyen bu hareketin, sıkışıklığın içinde süratle
yaygınlaşan bir güç haline gelişini büyük bir zevkle izleyecektir. Toplum psikolojisi: Bir topluluk haline gelen insanlar burada ortak bir duruşa sahiptirler. Bu nedenle gayeye uygun bir harekete, fiili bir şekil vermek için adeta hazırdırlar. Toplum içinde insan toplum fertlerinin tavır ve hareketlerine uyma temayülü taşımaktadır. Bu durumda toplumu önce ferdi bazda gözlemleyecek teknolojinin varlığına ikna etmek, böylece bireysel sorumluluk düşüncesini var etmek önemli bir rol oynayabilir. Protesto mahiyetindeki temayüllerde bu konu biraz daha hassasiyet taşır. Önemli olan bireysel cesaret oluşumunu engellemektir. Böyle hareket edebilmek için topluluğun içine uyarıcılar sokmak ve bunların cesaret kırıcı telkinleri önemli olabilir. Toplum galeyana gelmeden yatıştırıldığı takdirde tedbirlerin işe yarayacağı unutulmamalıdır. Toplum içinde kargaşa çeşitleri: Topluluk; öncelikle ön cesareti kuran bireylere dayanarak olarak organize olur. Onu gizlemek ve onunla sorumluluğu paylaşmak şeklinde harekete geçirecektir. Eğer kişinin kaybedecek pek fazla bir şeyi yoksa mutlaka kolay şekilde saldırgan olur. Provokatörlerin kendi grupları çerçevesinde hareketlenen heyecan; eğer cesaretini yükseltirse bu tüm topluluğu kapsayacak şekle dönüşecektir. Eğer
Mart 2016 Güvenlik Yönetimi n 41
FOKUS
Toplum içindeki belirsizlikten güven alan boşalma gereksinimi insanın bulduğu fırsatta harekete geçecektir. İnsanı ortam ve beklentileri çerçevesinde gözetlenen yapıda olduğuna ikna etmek ve yapacağı bir eylemin tespit olunacağını anlamak insanı frenleyecektir. hareketin başlangıcında heyecan büyümeden provokatör temelli bir dikkat dağıtma uygulanırsa kargaşa büyümeden önlenebilir. Göz yaşartıcı gaz kullanımı ya da nokta olarak sıkılan su bu oluşumlarda faydalı olabilir. Kontrolün varlığı ve tespit becerisi toplumu hareketsiz ve çaresiz bırakacaktır. İnsan psikolojisinin toplulukta yönelişi: İnsan öyle veya böyle hayattın doğasından gelen stresle yaşar. Bu stres yükü topluluk içinde fırsat bulursa boşalma yönünde harekete geçiren bir durumu meydana getirir. İnsanlar esnek sandıkları kendilerini gergin bulabilirler. İnsanların gerginliğini alacak tarzda topluluğun önceden organize edilip deşarj edilmesi birçok olayın çıkışını önleyebilir. Mesela statta uygun ve güzel bir tezahürat uygulattırılması bu stresin dağılmasına olanak verebilir. Bir toplumsal gösteriyi organize edenlerin örgütlenerek öncelikle deşarj edecekleri bir yaklaşım uygulamalarını zorunlu hale getirmek birçok kargaşayı çıkmadan önlemeye yeter. Bunun da aşırıya kaçırılmaması gerektiğini göz ardı etmemelidir. İnsan topluluk içinde gizliliği kullanacağını sanınca deşarj olmayı kolaylaştırıcı yönde bir yönelişe sahip olmaktadır. İnsanın içindeki kaplan ve toplum: Öyle veya böyle insanlar hayatın yenilgenliğini kendi bünyelerinde taşırlar. Bu stresten
42 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
çok gizli bir sıkıntı olarak vardır. Kimi eşinden, kimi çocuğundan, kimi patronundan şikâyetçidir. Bu birikim onu fırsat bulduğunda saldırgan yapacak bir oluşumdur. Toplum içinde bulunulduğunda ortak zeminde bu sıkıntılar adeta tetiklemek için bir özel hareket beklerler. Toplum içindeki belirsizlikten güven alan boşalma gereksinimi insanın bulduğu fırsatta harekete geçecektir. İnsanı ortam ve beklentileri çerçevesinde gözetlenen yapıda olduğuna ikna etmek ve yapacağı bir eylemin tespit olunacağını anlamak insanı frenleyecektir. Bir de cesaretlenmesini önleyici uyarılar ve hareketler yararlı olabilir. İnsanı saldırgan olabilir diye görmek ve toplumları bu açıdan eğitmek yararlı olabilir. a. Provokatörlerin önceden tespit edilmesi mümkün mü? Provokatör olabilecek özellikleri belirleyebilirsek bunların peşine – yakınına adam koyarak tedbir alabiliriz. Teorik olarak bu mümkündür. Provokatör kendi arkadaş grubu ile mitinge/gös-
teriye gelecektir. Daha gelişiyle adeta olay çıkarmaya hazır izlenimi verecektir. Her şeyi ben yaparım tarzı tavırları ve arkadaşları arasında etkisi ile kendini güvenli hisseden bir dışa vurum tespit edilebilecek bir durumdur. Toplu gösteriye/toplantıya gelenleri geliş şekilleriyle gözlemek ve bu küçük gruba güvenlik görevlisi eklemek bu tip sorunların tedbirli olarak önlenmesinde fayda sağlayacaktır. Amaç kişiyi frenlemek olacağından bu onun bütün cesaret oluşumlarını etkisizleştirecek ve müteşebbis yanı kuruyacaktır. Eğer benzer mitinglere katılım bakımından tecrübeleri varsa hareketleri daha da belirgin olacaktır. Bu izleme – tehdit görme ve tedbir alma şeklinde tezahür edebilecektir. Tedbir almak bu yönüyle kargaşaları da önleyici bir etki yaratacaktır.
2.Özel güvenlik görevlisinin duruşu: Güvenlik organizasyonunu yapanlar özel güvenlik görevlisinin alacağı görevleri önceden planlamalıdırlar. Bu bağlamda ÖGG’ nin hayatı tehlikeye atılmamalı ve yaptığı iş sadece uyarı ve duruş niteliği taşımalıdır. Toplu gösterilerde/ toplantılarda/statlarda görev alan ÖGG’ nin sesinin gür olasının yanı sıra; caydırıcı olabilecek şekilde ve kendine güven duyan bir tarzda olması önem arz eder. Bunlar sağlanırsa sesiyle ve taşıyacağı bir hoparlörle kitleye mesaj verebilecektir. Unutmamalıdır ki toplumu bireysel anlamda gözleyebilir olmak çok fazla avantaj yaratacaktır. Bunu
kitleye bildirmek bile çok işe yarayacaktır. Güvenlik öngörüsünün gerçekliği kadar alınacak tedbirler fayda sağlayacaktır. Bu durumda görevli kendini bu işe hazır hissedecek ve başarılı olacaktır. Kargaşayı caydırma temayülleri: Kısaca özetlersek; miting/toplu gösteriler/toplantılar mutlaka uygun teçhize ile gözetleme altında olmalı ve bunun toplum tarafından bilinmesi sağlanmalıdır. Topluluğun geliş perspektifinde arkadaş gruplarının belirgin taşkınlıkları temayülüne karşı bu gruba güvenlik görevlileri bulunduğu ortamda göreceği taşkınlık belirtilerine cesaret düşürücü telkinlerle yaklaşabilmelidir. Eğer mümkünse kargaşanın beklendiği yer tespit edilebilmesine burada nokta tesirlilik yaratacak tedbirler hazır olmalıdır. İnsanlar toplu gösterilere olay çıkarmaya kavgaya gelmişse bu organizasyonların mutlaka kolluk kuvvetleri tarafından kontrol edilmesi gerekir. Bu noktadan hareket edildiğinde taşkınlığı başlamadan etkisizleştirmek tecrübeye ve tedbirlerin yeterliliğine bağlı kalacaktır. Toplumu sakinleştirme temayülleri: Mitinglerde ve toplu gösteri yerlerinde bunu murakabe edenler halkı galeyana getirecek şekilde hareket etmemelidirler. Bu nedenle topluluk bu şekilde sakinleştirici uyarmalarla, mesela müzikle veya şiir gibi ya da komedi gibi tedbirlerle dikkati dağıtacak şekilde hareket etmeyi denemelidirler. İnsanlar duyduklarına karşı çok hassastırlar. Bu özelliği mutlaka güvenlik uzmanları kullanmalıdır. Ayrıca gerginliğin arttığı anlarda sloganları pasifize edecek sözler kullanılması yararlanılacak bir yol olarak görülmelidir. Bunu hazırlamak bakımından özel güven-
44 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
lik görevlilerinin konularla ilgili bilgilendirilmesi ve karşı görüş değil ama yumuşatıcı yaklaşımlar hakkında hazırlıklı olmalıdır. İnsanların davranışları bireysellik kazandığı ölçüde toplum içinde aşırılık yapmayacaklardır. Bu esas üzerinden olaya yaklaşmak en doğrusudur. Dikkat edilecek hususlar: Özel güvenlik görevlileri; miting/toplu gösteriler/toplantılar ve muhtemel tedbirler hakkında mutlaka bilgilendirilmeli ve muhtemel durumlarla ilgili hazırlıklı olmalıdırlar. İnsanlara bağırmak yerine onların anlayacağı sözlerle seslenmek başarıyı arttıracaktır. Bu işin püf noktası muhtemel kargaşayı önceden görebilmek ve buna çözüm bulmaktır. Görevlinin ciddiyeti kadar duruşundaki yakışırlık önem taşır. Duruşundan ve yapacağından emin bir eda sergileyen mutlaka başarılı olacaktır. Bu bir güvenlik tasarım işidir. Güvenlik uzmanları; özel güvenlik görevlilerini her özel durumu için özel şekilde hazırlama programları başarılı olma şanslarını arttıracaktır. Kargaşanın merkezi bloke edilebilir ise erken teşhis ile birçok sorun kolaylıkla halledilmiş olacaktır. Özel güvenlik görevlisinden beklenenler: Özel güvenlik görevlisi; caydırma, sakinleştirme, uyarma ve alınacak tedbirler varsa bunları uygulama yönüyle kısmen kısıtlıdır. Sakin durmayı ve ses tonuyla etkili olmayı bilen biri eğer mevkiini de doğru belirlemişse mutlaka faydalı olacaktır. Burada en önemli husus; kamera ile ferdi belirleme imkânına sahip bulunulduğunu konusu topluma aktarılmalıdır. Böylece yaptığının hesabının sorulacağı bilinci frenleyici etki yapacak yani caydırıcı olacaktır. Dikkatli ve iyi yetiştirilmiş bir özel
Güvenlik organizasyonunu yapanlar özel güvenlik görevlisinin alacağı görevleri önceden planlamalıdırlar. Bu bağlamda ÖGG’ nin hayatı tehlikeye atılmamalı ve yaptığı iş sadece uyarı ve duruş niteliği taşımalıdır. güvenlik görevlisi kendinden bekleneni başaracak etkinliği gösterir. Unutmamalıdır ki kendisinden beklenenleri vermeye hazır biri bu işin altından kalkacaktır. AB Ülkelerinde statlar için alınan tedbirler: AB Ülkelerinde holiganlar özellikle futbol maçlarında büyük olaylar çıkarılabiliyordu. Bunları önlemek için alınan ana tedbir; hassas ve bireyi teşhis kabiliyeti taşıyan kameralar vasıtasıyla büyük bir caydırıcılık sağlandı. Bu kontrolün gerçek zamanlı yapılabilmesi güvenlik tedbirlerinin uygulanabilirliğini arttırdı. Bu işin özü; tespit ve teşhisin her zaman ön planda olmasıdır. Güvenlik aslında can güvenliği başta olmak üzere topluluğun korunmasını amaçlar. Olaya bu şekilde bakmak en doğrusudur. Özel güvenlik görevlilerinden imkânsızı beklemek yanlıştır. Bu nedenle onların kabiliyetlerini abartmadan değerlendirmek ve olaylara bu açıdan bakmak gerekir. Belirsizlik azaltıldığı ölçüde özel güvenlik görevlilerinden beklenen caydırıcılık artar. Dikkat ve özen bu işin can alıcı kısmıdır.
FOKUS
Güvenlikte sürdürülebilir algı etkileşimi Özel güvenlik görev alanlarının her birinin kendi içerisinde güvenlik kültürü ve güvenlik psikolojisi bulunmaktadır. Genel güvenlik psikolojisi bu alanlara girildiğinde genişler, hafifler, değişime uğrar, bireyin psikolojisini ve algısını etkiler. Özer ÖZBEN / E. Emniyet Müdürü / Güvenlik Uzmanı / Analist
T
oplum, birey ve özel güvenlik
Toplumsal algıya yönelik; yanıltıcı rutin güvenlik önlemleri, yine toplumda kanıksanmış kural etkisizliğini oluşturur. Bilinen örnekleri; AVM’ ler de alınan “caydırma” amaçlı sözde güvenlik önlemleri… Özel güvenlik görevlilerinin alış-verişe gelen müşterilerin araçlarında bagajlara bakması, kapı girişlerinde el dedektörü ile çantaların aranması, son dönemlerde x ray cihazlarının yoğun ve amaçsız kullanılması… Alınan önlemlerin anlamsız ve baskıcı rutinleri; güvenlik unsurlarını değersizleştirir ve yaptırımını ortadan kaldırır. Aslında örneklenen bu ve benzeri önlemlerin amacı “caydırma” dediğimiz klasik kavramdır. Bu kavramın pratiğinde yapılan yanlışlık, asıl manası önleme-
46 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
den uzaklaşması ve ülkemizdeki güvenlik kültürünün oluşturduğu algı sonuç getirmemiş; karşılığını bulamamıştır. Güvenlik kavramının teorik ve pratik geçerlilik süresi; sebep- sonuç ilişkisini bağdaştıramadığı için kabullenilmiş ancak şikâyeti bol yeni bir güvenlik kültürü oluşmuştur. Yerleşik toplum psikolojisi - yerleşik güvenlik psikolojisi ile etkileşime girmiş; toplum psikolojisi baskın çıkmış, güvenliğin sağlanması ve sağlayan unsurlar toplum psikolojisine göre şekillenmiştir.
Güvenlik psikolojisi Özel güvenlik görev alanlarının her birinin kendi içerisinde güvenlik kültürü ve güvenlik psikolojisi bulunmaktadır. Genel güvenlik psikolojisi bu alanlara girildiğinde genişler, hafifler, değişime uğrar, bireyin psikolojisini ve algısını et-
kiler, bu etkileşim olumlu gelişirse suçtan uzak, olumsuz gelişirse suça yakın davranış biçimleri oluşur. Toplumsal psikolojinin altyapısını oluşturan, sosyal etkileşim, güvenliğin sağlanmasında karşılıklı zaaflar ve olumsuzlukları meydana getirmektedir. Bu devasa sorun aslında görünmemekle birlikte toplumda en azından hoşgörüsüzlüğü ve duyarsızlığı oluşturmakta, güvenlik görevlilerinin haklı ve doğru yaklaşımlarını da etkisiz bırakmaktadır. Saygınlığı olmayan güvenlik mekanizmasını oluşturmaktadır. Kuralların uygulanamadığı; kendi çözüm kültürünü yaratan ve geçiştiren bir toplum haline dönüşmüştür. Özel güvenlik bu süreçte aslında etkisiz elemandır. Bütün güvenlik yönetişiminin en önemli aktörü; taşıyıcısı ve kurgulayıcısı aslında ve gerçekte son sırada gelmektedir,
varlığı şüphelidir. Sürdürülebilir ve etkili bir güvenlik misyonu yoktur. Toplumsal psikolojinin yönlendirdiği güvenlik İletişiminde; yukarıda bahsi geçen tespit; başta genel kolluk olmak üzere güvenliğin bütün paydaşları için de geçerlidir. Güvenlik yönetişiminde uygulayıcılar; aynı zamanda toplum psikolojisini oluşturan paydaşlardır. Genel kolluk Özel kolluk Kurum görevlileri Halk (sivil unsurlar) Bütün uygulayıcıların güvenlik algısı; toplumsal algıyla eşit ve etkileşim içerisinde olduğu için birbirini tetikleyen olumlu olumsuz davranış biçimlerini oluşturmaktadır. Sonuçta bu davranışlar kuralların yerini almakta; etkisiz ve yetkisiz güvenlik standartlarını meydana getirmektedir. Hatta bu güvenlik standartları kişiye özel olmakta geçerli ve geçersiz olarak kabul görmektedir. Örnekleme; bir binanın girişinde kimlik kontrolü yapan özel güvenlik görevlisine “Sen bana kimlik soramazsın” diyerek sert bir şekilde tepki gösteren kişiye bir daha kimlik sorulmamakta veya niçin kimlik kontrolü yapıldığı açıklanamamaktadır. Örnekleme; yine bir binanın girişinde bulunan turnikelere giriş ve çıkışlarda gösterilmesi gereken ve kurum tarafından verilen elektronik kartın gösterilmemesi; öncelikle binada çalışanların uyması gereken bu kural ihmal edildiğinde; dışarıdan gelenlerin kurallara uyma zorunluluğunu da zaafa uğratmaktadır. Örnekleme; bankada özel güvenlik görevlisinin taşıdığı sorumluluk; kurumsal kaygıların gerisinde kalmıştır. Girişte müşteriyi karşılayan durumda oturduğu bir bank bulunmaktadır. Böyle bir yer olmasa
bile reklam için konulmuş stantlar oturma yeridir. Bir danışma görevlisi gibi meşgul olmakta banka müşteri işleyişini sağlamaktadır; bazen evrakçı konumunda görev yapmaktadır. Ne yazık ki davranış biçimleri özel güvenlik görevlisinin görev tanımını oluşturmuş; asıl görevinin yerine geçmiştir. Bu örnekler ülkemizdeki güvenlik alanlarının çoğunda görülmektedir. Kurallara uyanlara-kurallara uymayanlara göre güvenlik sağlanır olmuştur. Ancak unutulmamalıdır ki; kurallar güvenliğin öngörüsüdür.
Özel güvenlik kurallara uyulmasını sağlar Özel güvenlik görevlisi; önceden görev alanındaki toplum psikolojisini bilmeli, değerlendirmeli ve hafızasına kayıt etmelidir. Sonrasında bu kayıtları problem çözmede, önleme görevini yapmakta kullanmalıdır. Toplumsal davranış biçimlerinin getirisi olan güvenlik algısı; özel güvenlik yaptırım gücünü de etkilemektedir. Toplum davranışlarına göre şekillenen güvenlik yönetimi; bireyin emniyette olmasını şüpheli bir hale getirir; güvenlik duygusu yerini endişeye bırakır. Toplumu aldığınız önlemlerin yeterliliğine inandıramazsınız. Birey aynı anda özgür olmayı ve güvende olmayı ister; özgür olmak ön plandadır. Birey davranışlarının kısıtlanmasını hiçbir zaman istemez yani kurallara uymayı sevmez ancak güvenliğinden endişeye düştüğünde veya zarar gördüğünde özgürlük bir anda yok olur; şikâyetler, kendi kurallarını koymalar başlar psikoloji tamamen değişmiştir. Bu psikoloji ve davranış biçimine göre kişiye özel güvenlik sağlanamaz; özel güvenlik görevlisinin direk yönetiminin başladığı nokta aslında bu dur. Sürekli devam eden ve olağan hale dönüştüğü halde bu güvenlik krizini yöneten
özel güvenlik görevlisi; üslendiği misyon ile davranışların çatışması içerisinde kalır, bu da algısını düşürür. Toplumun ve bireyin davranış biçimleri dikkate mutlaka alınır ama bu suç öncesi ve suç sonrasını etkileyen doğal ve rutin olduğu gibi amaçlı davranışlardır. Toplumsal davranış biçimlerini oluşturan kurgulanmış standartlar; bireysel entegre ile sistematiğin dışına çıkarsa suç oluşur. Suçun ortaya çıkması bazen formal kuralların uygulanmaması ve karşılığını bulmamasından kaynaklanır. Toplumun ve topluma yönelik genel davranış biçimlerinin dışında; güvenlik yönetişimini oluşturan dinamiklerden görev alnının öngördüğü psikolojinin; özel güvenlik görevlisi tarafından bilinmesi; güvenlik sağlamada bu yönde duyarlı olması gerekmektedir. Güvenlik iklimi lokasyonlara ve görev alanının yapısına göre değişir; bu yapı aynı zamanda demografik dağılımın dışarıdan etkilediği bir yapıdır. Özel güvenlik görevlisi; güvenlik talimatlarını uygularken iç ve dış etkenlerin oluşturduğu psikoloji ile entegre olmak durumundadır. Önleme görevini; işleyen hukuk çerçevesinde mevcut iklim ve sosyal yapı ile çatışmadan çözüm odaklı yapmalıdır. Toplumsal olaylarda; genel psikolojiyi etkileyen bütün faktörler tarafların bulunduğu alan, iletişim ve koordinasyon ile etkileşim halindedir. Güvenlik psikolojisi olarak da tanımlayabileceğimiz, ön görebilme, tanımlama, karar verme gibi geliştirilmiş kişisel yetenekler özel güvenlik görevlisinin özel donanımlarıdır. Güvenli olma – güvende olma; bir yaşam biçimidir. Güvenlik kavramsal olarak ne kadar genişlerse, algısı da o kadar güçlenir. Bu eğitim ile alakalıdır. Davranışlar eğitimle yönlendirilebilir…
Mart 2016 Güvenlik Yönetimi n 47
SEKTÖRDEN
Türkiye’ üvenlik “Türkiye’de güvenlik sektörü büyüyor”
Türkiye’nin son üç yıl içerisinde güvenlik sektöründe yaşanan büyümeyle yatırımcıların dikkatini üstüne çektiğini belirten; Bosch Güvenlik Sistemleri Ülke Direktörü İlke Frenkel sektöre ilişkin değerlendirmelerini dergimizle paylaştı. Frenkel Türkiye’de ortaya çıkan güvenlik ihtiyacına ek olarak konut arzındaki artış, alışveriş merkezleri sayısındaki patlama ve hızla yayılan şehir izleme (Mobese) projelerinin elektronik güvenlik sistemlerine olan ihtiyacı arttırdığını ifade etti.
Bosch Güvenlik Sistemleri hakkında bilgi alabilir miyiz?
Bosch, güvenlik sistemleri alanındaki faaliyetlerine ilk olarak 1921 yılında Robert Bosch GmbH bünyesinde Hamburg’ta yangın algılama sistemleri üretimi için kurulan Hanseatische Notruf AG ile başladı. 1935 yılında Telefonbau und Normalzeit GmbH, 1985 yılında Telenorma GmbH, 1995 yılında Bosch Telecom GmbH adını alan şirket özellikle 2000’li yıllardan itibaren gerçekleştirdiği şirket alımlarıyla ürün yelpazesini çeşitlendirdi. 2002 yılında şu anki resmi ünvanı olan Bosch Sicherheits-systeme GmbH (Bosch Security Systems) adını aldı. Bosch’un günümüzde güvenlik sistemleri alanında faaliyet gösteren 5 kıtada 50’den fazla ülkede ofis ve temsilcilikleri; Almanya, Amerika, Hollanda, Portekiz, Çin ve Singapur’da ise üretim tesisleri bulunmaktadır. 2004 yılına kadar sadece yetkili
48 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
iş ortakları vasıtasıyla Türkiye pazarıyla buluşan Bosch Güvenlik Sistemleri, Mayıs 2004 tarihinde açtığı ülke ofisi ile pazarda daha da güçlü hizmet vermeye başladı. Bosch Sanayi ve Ticaret A.Ş. bünyesinde faaliyet gösteren Bosch Güvenlik Sistemleri’nin ana sorumluluk alanları, satış, iş geliştirme, pazarlama faaliyetlerini yürütmek, eğitim ve teknik destek vermektir.
Bosch Güvenlik Sistemleri’nin çözümlerinden kısaca bahsedebilir misiniz? Bosch Güvenlik Sistemleri, güvenlik ve iletişim sistemleri alanında eksiksiz çözüm sunabilen, sektörün en geniş ve yenilikçi ürün gruplarına sahip ender kuruluşlarından biridir. Sunduğumuz çözümleri üç ana başlık altında toparlayabiliriz: “Can güvenliği”ne yönelik yangın algılama ve genel seslendirme-acil anons sistemleri; “mal güvenliği”ne
yönelik analog ve IP tabanlı video gözetim, hırsız alarm, kartlı geçiş kontrol ve bina yönetim sistemleri; “iletişim”e yönelik profesyonel ses ve konferans sistemleri.
Önümüzdeki döneme ilişkin büyüme hedefinizi öğrenebilir miyiz? Global bir üretici olmanın avantajlarını kullanarak, globalizasyon, kentleşme, demografik değişimler gibi trendleri yakından takip ediyoruz. Stratejimizin de temelini oluşturan enerji verimliliği ve nesnelerin interneti gibi konularda sürekli çalışmalar yaparak sektöre öncülük ediyoruz. Sunduğumuz eksiksiz ürün gamı ve yüksek derecede birlikte çalışabilirlik, yüksek müşteri memnuniyeti, kalite ve sorumluluk değerlerimiz, profesyonel teknik destek ve eğitimlerle sektördeki firmalardan ayrılarak ön plana çıkıyoruz. Son yıllarda özellikle Bosch Güvenlik Sistemleri’ne olan talebi arttırıcı
İlke FRENKEL
’ ve marka tercihi yaratıcı pek çok faaliyette bulunduk, bu faaliyetler neticesinde iş ortaklarımızla ciromuzu her yıl çift haneli artırmayı başararak gelecek için daha da umutlu bir konuma ulaştık. Var olan bu potansiyel durumdan en iyi şekilde faydalanarak, stratejik hedefimiz doğrultusunda bayi ağımızı daha da genişleterek pazar payımızı ve marka bilinilirliğimizi en üst seviyelere taşımayı hedefliyoruz.
Sektörde oldukça etkili bir firmasınız, pazara yön veren teknolojileri geliştirmek için ne gibi yatırımlar yapıyorsunuz? Her yıl ciromuzun ortalama yüzde 10’unu Ar-Ge çalışmalarına ayırıyoruz. Kazancımızı teknoloji gelişimine ve üretimine yatırıyoruz. Her iş günü için ortalama 16 patent başvurusunda bulunuyoruz. Örneğin; Bosch, 2015 yılında dünya çapında 5,400 patent başvurusunda bulunmuştur.
11 Eylül ve 7 Temmuz saldırılarından sonra ABD ve AB’deki güvenlik arttırmaya yönelik yeni yasal düzenlemeler, dünyada elektronik güvenlik sistemleri dâhil tüm güvenlik uygulamaları için yeni bir dönem başlattı.
Kullanıcı deneyimine önem veren bir firma olarak ürünlerimizi uzun çalışmalar ve testler sonucunda piyasaya sunuyoruz. Bosch Grubu olarak etkileyici ürün ve hizmetler tasarlayarak, hem inovatif hem de faydalı çözümler sunup yaşam kalitesini artırmayı amaçlamaktayız. Bunu gerçekleştirebilmek için dünyanın her yerinde “yaşam için teknoloji” sloganıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Türkiye’deki güvenlik sektörünü değerlendirir misiniz? 11 Eylül ve 7 Temmuz saldırılarından sonra ABD ve AB’deki güvenlik arttırmaya yönelik yeni yasal düzenlemeler, dünyada elektronik güvenlik sistemleri dâhil tüm güvenlik uygulamaları için yeni bir dönem başlattı. Ülkemizdeyse, ortaya çıkan güvenlik ihtiyacına ek olarak konut arzındaki artış, alışveriş merkezleri sayısındaki patlama ve hızla yayılan şehir izleme (Mobese) projeleri bu
tür sistemlere olan ihtiyacın artmasında ve global olarak hızlı gelişiminde etkili oldu. Önümüzdeki senelerde farklı markalara ait güvenlik sistemlerinin birbirleriyle haberleşip kolaylıkla yönetilebildiği, daha kullanıcı dostu sistem ve çözümlere talebin artmasını öngörüyoruz. Bosch Güvenlik Sistemleri olarak biz de, bir yandan ürün çeşitliliğimizi artırırken bir yandan da entegrasyon kabiliyetimizi iyileştiren ürün, yazılım ve IP tabanlı çözümler geliştirmeye çalışıyoruz.
Uluslararası piyasada Türkiye’nin yeri nedir? Elimizde Türkiye’deki güvenlik sektörünün büyüklüğüne dair kesin istatistiksel veriler bulunmasa da, yapmış olduğumuz pazar araştırmalarına göre elektronik güvenlik sistemlerinin ülkemizde her yıl ortalama çift haneli olarak büyüdüğünü öngörüyoruz. Sektör açısından özellikle son üç yılda
Mart 2016 Güvenlik Yönetimi n 49
SEKTÖRDEN
Türkiye pazarındaki hızlı büyüme tüm dünyadaki üretici firmaların dikkatlerinin Türkiye’ye çevrilmesine neden oldu. Bosch olarak yüz yılı aşkın süredir Türkiye’ de faaliyet gösteren bir firma olarak, pazarın dinamiklerini yakından tanıyor ve ihtiyacları karşılayacak teknoloji ve çözümler üretmeye devam ediyoruz. Genel olarak, Avrupa Birliği uyum sürecinde sektörümüzde de belli norm ve standartların vazgeçilmez şekilde yerleşeceğini öngörmekteyiz. Yerel normların ve standartların yerleşmesi, denetimlerin yaygınlaşması, genel refah seviyesinin yükselmesi, tüketicinin daha da bilinçlenerek elektronik güvenliğin bir maliyet unsuru olarak görülmeyecek olması sayesinde şu an Türkiye pazarında yer almayan birçok markanın da ülkeye gireceğini, dolayısıyla “kaliteli rekabetin” iyice artarak ülkemizi teknoloji çöplüğü olmaktan kurtaracağını öngörüyoruz. Bu dönemde özellikle düşük kaliteli, standartlara uygun olmayan ürünlerin piyasadan silineceğine inancımız tam.
Çözüm ortaklarınıza sağladığınız kolaylıklardan söz eder misiniz? Bir şirket için memnun iş ortakları ile kurulan uzun ömürlü ilişkilerden daha iyi bir sonuç düşünülemez. Müşteri hizmetleri-
miz de yüksek müşteri memnuniyetini sağlamayı hedeflemektedir. Sistemlerin ilk tasarım aşamalarındaki tavsiye ve kılavuzluk döneminden sipariş, teslimat ve servis aşamasına kadar, üstün hizmet anlayışıyla hareket eden Bosch Güvenlik Sistemleri, iş ortaklarının ihtiyaç duyguduğu her alanda onlarla birlikte hareket ederek pazardaki konumunu güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Düzenli olarak gerçekleştirilen eğitimler, iş ortaklarımızın ve son kullanıcılarımızın memnuniyetini sağlamaya yönelik yaklaşımımızın temelini oluşturmaktadır. Bosch Güvenlik Akademisi gereksinimlerinize bağlı olarak, sınıf eğitimleri ve ayrıca çevrimiçi eğitimler
Türkiye’deki güvenlik sektörünün büyüklüğüne dair kesin istatistiksel veriler bulunmasa da, yapmış olduğumuz pazar araştırmalarına göre elektronik güvenlik sistemlerinin ülkemizde her yıl ortalama çift haneli olarak büyüdüğünü öngörüyoruz. 50 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
sunar. Hangi eğitim şeklini seçerseniz seçin, yüksek kalite ve profesyonel rehberlik sunacağımıza emin olabilirsiniz. Teknik destek ve eğitim programlarımız sistemlerimizden en iyi performansın alınmasına olanak sağlıyor. Eğitimler esnasında verilen kapsamlı teknik literatür ve uygulama örnekleri referans amaçlı kullanılabilir. Eğitimlerimiz, sistemler, teknolojiler ve uygulamalar hakkında geniş deneyimi olan uzmanlarımız tarafından verilir. Satış sonrası hizmetlerimiz, Bosch Sanayi ve Ticaret A.Ş. bünyesinde bulunan Bosch Elektronik Merkez Servisi tarafından yürütülmektedir. Arızalı ürünlerin garanti kapsamında olup olmadığının tespiti, ilgili onarım ve değişim işlemleri uzmanlarımız tarafından gerçekleştirilmektedir. İş ortaklarımıza sağlamış olduğumuz bu lokal hizmet sayesinde, son kullanıcılar da arızalı ürünlerini satın aldıkları firmaya faturaları ile birlikte ileterek, servis sürecini hızlı ve kolay şekilde başlatabilirler. Bunun yanında, ürünlerimiz en az iki yıl garantili olarak pazara sunulmaktadır.
SEKTÖRDEN
Uçtan IP an uca “Uçtan uca IP uçtan uca güvenlik”
ALL OVER IP güvenlik sektörünü tek çatı altında topladı. Elektronik güvenlik sektörüne yeni bir soluk getirecek proje sektörde hizmet veren iddialı firmaların ortak çözümler sunmasını sağlayacak. Projede Aveka&EATON , Gtm Teknolji &Supermicro , Martin Telekom & Clicknet&Modeo &securKEY , Pcc & Macroscop ve Sony Türkiye yer alıyor. All Over IP Projesi ile ilgili sorularımızı yanıtlayan PCC Elektronik Genel Müdürü Cemil Özdemir güvenlik sektörüne ilişkin genel değerlendirmelerini de dergimizle paylaştı.
PCC Elektronik hakkında bilgi alabilir miyiz?
ALL Over IP organizasyonundan bahseder misiniz?
1996 yılından beri sektörün içerisindeyiz. PCC Elektronik projelerde yazılım çözümleri üretmek için kuruldu. IT tabanlı yazılımlar sunuyoruz. 1998 yılından itibaren güvenlik sektörüne dâhil olduk. O günden bugüne kadar güvenlik sektöründe devam ediyoruz. Başlangıçta yazılım tabanlıydık sonra donanım üretimi başladı. Uzun yıllar Türkiye’nin güvenlik sistemindeki donanımları için ciddi bir emek ve efor sarf ettik. 2014 yılından itibaren üretim tesislerimizi kapatıp yazılım yapmaya devam ettik ve yurt dışından getirdiğimiz Macroscop yazılımının Türkiye Pazarı’na sunumunu gerçekleştiriyoruz. Şirketimizde profesyonel bir kadro var. Ciddi bir alt yapıya sahibiz.
Dijital çağın en işlevsel açılımı olan IP teknolojisinin, IP tabanlı güvenlik yönetimi, akıllı görüntü analizi, yangın algılama ve iletişim çözümleri ile entegrasyonu konularında firmalar arası işbirliğini güçlendirecek bir fırsat olarak All Over IP Security Solutions İstanbul organizasyonumuzu 17 Şubat 2016 tarihinde Grand Cevahir Hotel Kongre Merkezi’nde değerli firmaların katılımıyla gerçekleştirdik. Organizasyondaki amacımız sektör bileşenlerini bir araya getirerek ortak bir çözüm üretmekti. Hedefimize ulaştık. Projede Aveka&EATON , Gtm Teknolji &Supermicro , Martin Telekom & Clicknet&Modeo &securKEY , Pcc & Macroscop ve Sony Türkiye yer alıyor. Bu organizasyon ile biz sektörün temel taşlarını bir
52 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
araya getirdik. Bundan sonraki hedefimiz diğer temel taşları da bir araya getirerek bu sektörü geliştirmektir.
All Over IP güvenlik sektörüne sizce neler katacak? Bu organizasyon sinerji ile entegratörlerin tekil yaptıkları lansmanlara bir alternatif olarak oluşmuştur. Burada hepimiz bir bütün olmanın gerekçelerini anlatıyoruz ve diyoruz ki biz size çözümün tamamını sunuyoruz. Uçtan uca IP, uçtan uca güvenlik her yerde All OVER IP diyoruz. İlki düzenlenen bu faaliyetin gelecekte geriye dönüp bakıldığında çok hassas bir değere sahip olacağını, çok sağlam bir kilometre taşı olduğunu söylemek abartı olmayacaktır. Bu işbirliği hareketinin büyüyerek, yeni firmaların da katılımı ile gelişmesi değerli katılımcı firmaların
Cemil ÖZDEMİR
P ortak arzusu olmuştur. ALL OVER IP’de bu sunumumuzu sektöre aktarmamız için yardımcı olan organizasyonun adıdır. Sektöre rekabet, nitelik katacaktır.
Türkiye’deki güvenlik sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye’deki güvenlik sektörü dünyadaki güvenlik sektörüyle paralel hareket ediyor. Konjektör olarak değişimler artık sadece görüntü almak izlemek ve o görüntüyle ilgili arşiv yapmak dışına çıktı. Artık analiz etmek onlarla ilgili oluşan verileri farklı sistemlere entegre haline getirmek ve buradan çıkacak olan sonuçları da daha verimli halde sunmak şekline döndü. Bu da sektörün yapısını değiştirdi. Önceden tabanı elektrik ve güvenlik bakım bölümlerine daha yakındı ama şimdi bu tür projeler daha çok IT’ye yakın. Pazar gelişiminde çok
All Over IP dijital çağın en işlevsel açılımı olan IP teknolojisinin, IP tabanlı güvenlik yönetimi, akıllı görüntü analizi, yangın algılama ve iletişim çözümleri ile entegrasyonu konularında firmalar arası işbirliğini güçlendirecektir.
büyüme olacak ama ne yazık ki tüm diğer sektörlerde olduğu gibi başlangıçta küçük firmalar eleniyor ve daha büyük daha global ve ulusal firmalar işin içine dahil oluyor; bu da sektörün kalitesini ve hizmet yapış şeklini değiştiriyor.
Türkiye’de güvenlik konusunda yeterince bilincin oluştuğunu
düşünüyor musunuz? Biz Türk insanı olarak görme duyularına önem veriyoruz. Türkiye’de 120,000,000 kamera satılmış ancak Türkiye’de sadece 600,000 tane alarm abonesi var. Görmeyi duymaktan ve uyarıdan daha önce sayıyoruz. O yüzden elektronik güvenlik sektöründe CCTV gün geçtikçe büyüyor.
Mart 2016 Güvenlik Yönetimi n 53
ELEKTRONİK GÜVENLİK
IP CCTV uygulamalarında esnek kayıt sunucularının önemi Analog sistemlerden IP teknolojiye geçişin peşini bırakmayan; analog sistemleri yenileyip adının AHD konulduğu sistemler IP teknolojiyi hala pazarda hakîm kılmış değildir. Hüseyin YİĞİT / Güvenlik Sektörü Satış Yöneticisi GTM TEKNOLOJİ
G
ünümüzde teknolojilerin hızla ilerlemesi; beraberinde birçok çevre birimi ve donanım ihtiyacını beraberinde getirmektedir. Özellikle IP kameralarda 4K çözünürlük son zamanlarda reklam kaynağı olarak sıkça karşımıza çıkmaktadır. IP CCTV sektörünün ve teknolojisinin gelişimi oldukça sancılı olmuştur. Analog sistemler hala pazarda ciddi bir yer almaktadır. Analog sistemlerden IP teknolojiye geçişinin peşini bırakmayan; analog sistemleri yenileyip adının AHD konulduğu sistemler IP teknolojiyi hala pazarda hakîm kılmış değildir. IP teknoloji demek; ileri teknoloji demek, elektronik haberleşme demek, analiz ve raporlar elde edebilmek demek, iyi derecede network bilmek demek, çözünürlük yüksek olduğu için yüksek kapasitede depolama demek ve bu yüksek çözünürlüğü izleyebilip üzerinde analizler yapabilmek demek gibi birçok tanımlamayı bu başlığın altında toplayabiliriz. CCTV pazarının ciddi bir bölümü hala analog teknolojinin etkisi altında iken; IP teknolojinin geleceğini görüp, CCTV
54 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
sektöründe bu yönde ilerlemeye çalışan firmalara destek olup, bu teknolojik geçişin elinden tutup iş ortakları ile birlikte yola koyulan GTM Teknoloji; 2009 yılında kuruluşunu tamamlamıştır. CCTV sektöründeki IT bilginin eksikliğini analog sistemlerde DVR adı verilen kayıt cihazları, sadece basit uygulama ve ihtiyaçlara cevap verebiliyordu. Konu güvenlik olunca insanların canını ve malını teslim ettiği teknolojik yatırımları yetersiz kalmaya başladı. Ciddi paralar harcanan kamera ve kayıt sistemleri, karşılaşılan sorunlara çözüm sağlamaz hale geldi. Bu alandaki ihtiyaca IP teknolojinin kayıt cihazı olan standart NVR sistemleri de karşılık veremedi. Kapalı kutu; düşük teknoloji ve güncellenme imkânı olmayan çözümler bir süre ihtiyaçları erteleyebildi. Standart NVR sistemler içerisinde gömülü yazılımlarda kullanıcılara büyük paralar harcatıp; maalesef yeterince analiz imkânı veremedi. Tabi bu süreçte bizim yetersiz diye bahsettiğimiz sistemlerden belki de milyon/ milyarca adet satış yapıldı. VMS yazılım sistemi ve sektörü nihayet akla ve bütçeye uygun; en önemli-
si ihtiyaca uygun çözümler üretmeye başladı.
Server ve yazılım çözümleri IP CCTV sektöründe donanımsal olarak GTM Teknoloji bu işe 2009 yılında çözüm üretmeye ve destek olmaya başlamışken; VMS yazılım sektörü son birkaç yıl içerisinde ağırlığını hissettirmeye başlamıştır. Zararın neresinden dönerseniz kârdır anlayışı ile ilerlersek VMS ve Server tarafında ilerleme şu an sektöre hakîm olmaya başlamıştır. Olması gerekende budur. Her iki alanda sürekli teknolojik olarak ve günün ihtiyaçlarına göre kendini yenileyebilmektedir. DVR gibi basit; standart NVR gibi yetersiz; donanımsal olarak donanımsal olarak yetersiz ürünler yeterince hayatımızda yer aldı. Hiç kimse kendini üzen bir olguyu hayatında barındırmaz. Bu nedenle DVR ve standart NVR sistemlerinin acil olarak hayatlarımızdan çıkması gerekir. Server ve yazılım çözümleri bu açığı nerdeyse aynı fiyata bir düzeyde karşılamaktadır. Çok esnek, başarılı ve performanslı bir düzeyde karşılamaktadır. Bizim öngörü ve pazar analizimize göre gidişat, pazarın büyük bir
bölümüne depolama ve izleme, aynı oranda bir başka dilimine VMS yazılım sistemleri hakîmdir. Kamera tarafındaki belirleyiciliğinin azaldığını gözlemlemekteyiz. Peki; kayıt ve izleme alanında donanımsal yeterlilik nasıl sağlandı? Sektör bugün bile analog teknolojinin esareti altında iken 7 yıl önce bu geçiş nasıl sağlandı ve hangi teknoloji ile bu geçişe öncelik edildi. 1993 yılında San Jose California’da (Silikon Vadisi) kurulan Supermicro, işlemci, sabit disk, bellek ve ekran kartı gibi komponentler dışında tüm parçalarını kendi dizayn eden ve üretimini gerçekleştiren uluslararası bir teknoloji firmasıdır. Intel, AMD, Hynix, Kingston, WD,
Seagate, Toshiba, Hitachi, STEC, Fusion-IO, Nvidia gibi alanında lider komponent üreticileriyle yapmış olduğu anlaşmalar sayesinde bu ürünleri de sağlamaktadır. Bu sayede stabilitesi yüksek hazır sistem çözümleri de üretmektedir. Supermicro dünyada genel olarak; sistem üreticisi firmalara donanımsal altyapı sağlayıcısı olarak faaliyet göstermektedir. Bu sebepten dolayı dünya üzerindeki birçok önde gelen markanın içerisinden Supermicro donanımları çalışmaktadır. Google marka özel Indexing sunucular, Nvidia markalı Tesla Sunucular, Acer marka sunucular, SGI marka sunucular (bazı modeller), Motorola sunucular, Juniper Security ürünleri,
Barracuda Network ürünleri, Dolby Digital Sunucular, Netgear depolamalar, Rorke Data depolamalar, Harris, Chyron CG, Playbox System, Metus System örnek olarak verilebilir. Supermicro ürün gamı içinde, Intel ve AMD Tabanlı olarak Blade Serverlar, Twin Serverlar, GPU Serverlar, 1U,2U,3U,4U,5U Rackmount ve Tower Sunucular, Workstationlar, Yüksek kapasiteli storage çözümleri, tam yedekli storage çözümleri, dual/quad 1GbE, 10GbE Infiniband network adaptörleri ve Layer 3 switchler, Raid ve kontrol donanımları yer almaktadır. Gelin birlikte Supermicro’nun başlıca ürün ailelerine birlikte göz atalım.
Server sistemleri 1U, 2U, 3U, 4U, 5U, Tower, Blade, MicroCloud, Twin, Fat Twin, GPU Server çözümleri 8 / 4 Soket Intel Xeon E7-8000 / E5-4600 Serisi Sunucular 2 / 1 Soket Intel Xeon E5-2600 / E5-2400 Serisi Sunucular 4 / 2 Soket AMD Opteron 6000 Serisi Sunucular Nvidia Tesla / Xeon Phi Tabanlı GPU Sunucular Embedded Atom Bazlı Sunucular
Workstation sistemleri Workstation sistemleri Dual Controller Fiber-iSCSI-Infiniband SAN Çözümleri Yüksek band / Yüksek Hızlı Unified SAN – NAS Depolama Çözümleri SSD Depolama Çözümleri Yüksek Başarımlı, ZFS tabanlı Enterprise Depolama Sistemleri / 14 ZettaByte Genişleme Yazma ve Okuma için Bağımsız SSD Caching Desteği Yüksek hızlı video amaçlı storage çözümleri Giriş ve orta ölçekli NAS / iSCSI çözümleri
Mart 2016 Güvenlik Yönetimi n 55
ELEKTRONİK GÜVENLİK
Supermicro Markası ve GTM Teknoloji’nin teknik yetkinliği ile gerçekleştirilen başlıca örnek projelere değinirsek; Thales ile yürütülen yaklaşık 1 yıl ARGE süreci süren ve GTM Teknoloji tarafından geliştirilen savaş gemilerinin füze kontrol ve ateşleme sunucuları projesi. Proje kapsamında; savaş gemilerinde füze ateşleme sistemlerinde kullanılmak üzere 350 adet sunucu satışı yapılmış olup; modernize edilen gemilerde partiler halinde satışlar devam etmektedir. Sunucuların özelliği dar ve havasız alanda darbelere dayanıklı olarak 24 saat çalışacak şekilde tasarlanmıştır. Sistemlerde kullanılan sunucular ağır testlere tabi tutularak hatasız olarak çalışması sağlanmaktadır. Sunucuların üstlenmiş olduğu görev hayatidir. Özellikle stratejik öneme sahip olan bir noktada yerli bir firmanın çözümlerinin tercih edilmesi gurur vericidir. Türkmenistan’da Türkmen başı yol güvenliğini sağlayan 2000 adet 3 MP kameranın birbirinden bağımsız iki farklı datacenter merkezinde izlenmesi ve kayıt edilmesi gerçekleştirilen büyük projeler arasındadır. Bunun yanı sıra İstanbul ve İzmir Mobesse başta olmak üzere birçok ilde mobesse uygulamaları bu ürün ve çözümlerle yapılmıştır. Türkiye’de bilindik server markalarının standart olarak ürettiği, yaygın olarak bilinen modeller vardır ve çoğu CCTV projesinde bu modeller kullanılmaya çalışır. GTM Teknoloji çözüm üretmeye çalışırken; projede kaç adet kamera kullanılacak, gereken kayıt kapasitesi ne kadar olacak, ileri de kapasite arttırımına gidilecek mi, genişleme opsiyonları olacak mı, izleme istasyonu başına kaç adet kamera düşecek, analitik uygulamalar çalışacak mı gibi sorulara yanıt arar. Analiz ve güvenlik ihtiyaçları arttıkça; elde edilen analiz datalarının saklanması ve işlenmesi ihtiyacı da paralel olarak artacaktır. Bu süreçte yüksek kapasitede depolama sağlayabilen ve depolanan dataları yüksek başarımlarla işleyen markalar pazardaki yerini koruyacaktır. Şu an Supermicro bu pazarın rakipsiz lideri ve benzeri sağlanamayan ürün portföyüne sahip markasıdır. Distribütörülüğü yapılan markasına değer katan GTM Teknoloji teknik başarısı ile pazardaki gücünü giderek arttıracaktır.
56 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
Analiz ve güvenlik ihtiyaçları arttıkça; elde edilen analiz datalarının saklanması ve işlenmesi ihtiyacı da paralel olarak artacaktır. Bu süreçte yüksek kapasitede depolama sağlayabilen ve depolanan dataları yüksek başarımlarla işleyen markalar pazardaki yerini koruyacaktır.
ELEKTRONİK GÜVENLİK
IP güvenlik kamera sistemleri için tasarlanmış depolama çözümleri Türkiye’de inşaat ve yapı sektöründe yaşanan önemli gelişmeler, güvenlik kamerası pazarını büyük ölçüde etkiledi. Analog sistemlere yönelik talep azalırken; NVR sistemleri yaygınlaşmaya başladı. WD SAVANA
T
ürkiye’de IP güvenlik kamera sistemleri çoğu sektörde hızla yaygınlaşıyor. NVR Sistemleri için özel olarak tasarlanmış WD Purple™ NV Sürücüsü, başarılı bir güvenlik konsepti için kusursuz depolama çözümleri sağlıyor. Türkiye’de inşaat ve yapı sektöründe yaşanan önemli gelişmeler, güvenlik kamerası pazarını büyük ölçüde etkiledi. Analog sistemlere yönelik talep azalırken, NVR sistemleri yaygınlaşmaya başladı. Ayrıca; güvenlik politikalarının ön plana çıkmasıyla birlikte, IP (İnternet Protokolü) güvenlik sistemleri ihtiyacında ciddi bir artış yaşandı. Güvenlik alanında 6Wresearch tarafından araştırmalar; Türkiye’de beş yıl içerisinde IP güvenlik kamera sistemlerinin hâkim olacağını gösteriyor. Türkiye güvenlik kamerası pazarında daha yoğun veri, daha fazla kamera sayısı, iş gücü ve saklama süresine uygun sistemlere ihtiyaç duyuluyor.
58 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
Bu nedenle; kameraların doğrudan sisteme bağlı olduğu analog sistemler olan DVR (Dijital Video Kaydediciler) yerine, çok daha yoğun veri üreten NVR (Ağ Video Kaydediciler) sistemlere doğru bir geçiş yaşanıyor. Kameraların IP (İnternet) protokolü üzerinden bağlandığı NVR sistemler özel sektörde ve kamu sektöründe giderek yaygınlaşıyor. Depolamada dünya lideri olan WD, “amacına göre disk”
kapsamında WD Purple serisini, kişilerin ya da işletmelerin güvenlik sistemleri ihtiyaçlarını karşılamak üzere üretmiştir. DVR sistemlerinde WD Purple, NVR sistemlerinde ise WD Purple NV, güvenlik kaydı depolamasında üstün performans getiriyor. Özellikle NVR dijital güvenlik kamerası sistemleri için tasarlanmış olan WD Purple NV sabit sürücüsü, daha yüksek sürücü yuvası konfigürasyonları ve 64
adede kadar HD kamerası bulunan sistemleri destekler.
WD Purple NV sürücüsünün özellikleri AllFrame: WD Purple NV, AllFrame teknolojisinin sağladığı üstün performans ile görüntü karesi kaybı, atlanan çerçeve ve bozuk görüntü sorunlarına son verir. Doğru, net, hızlı ve istikrarlı depolanma sağlar. 3 yıl sınırlı garanti: WD Purple NV sürücüsü, sıkı kalite standartlarına göre üretilir. Üç yıllık sınırlı garanti sayesinde verilerinizin güvende olduğundan emin olabilirsiniz. Yüksek Sayıda Yuva Desteği: WD Purple NV sürücüsü, limitsiz sayıda disk yuvası olan DVR ve NVR cihazları destekler. Çok yuvalı güvenlik kamerası kasasının zorlu ve sıcak ortamlarına dayanıklıdır ve sorunsuz şekilde RAID yapılandırmasına imkân tanır. Zorlu ortamlarda hata vermez ve veri kaybını engeller. Titreşim Koruması: Özellikle çoklu disk kullanan sistemlerde rastlanan titreşim sorununun önüne geçmek için; WD Purple NV disk ailesinde hem yazılım hem donanım bazlı döngüsel ve çizgisel titreşimlere karşı teknolojiler mevcuttur. Entegre çözüm: Mevcut kamera sistemlerine sorunsuzca entegre edilmek üzere üretilmiştir. Sektördeki kasa ve yonga setleriyle uyumludur. İntelliseek: İntelliseek teknolojisi ile donatılan WD Purple NV; güç
tüketimi, gürültü ve titreşimi azaltır; yüksek sıcaklıklara dayanıklıdır. Ölçekleme seçenekleri: İleriye yönelik olarak, kamera sistemlerinin yükseltilmesi ve genişletilmesi için esneklik sağlar. WD Dahili Ürünlerden Sorumlu Ülke Müdürü Arkın BALIKÇIOĞLU; global video kayıt pazarının genişlemesi ve WD Purple NV sürücüsünün önemi üzerine şunları belirtiyor: “KOBİ’ler ve yerel yönetimler için kullanımı kolay sistemlere erişimin artmasıyla beraber global video-kayıt pazarı da genişliyor. WD; NVR dijital video-kayıt sistemlerine özel WD Purple NV serisi sabit sürücülerini, yüksek-kamerasayılı uygulamalar için yüksek çözünürlüklü video oynatmayı geliştirmek üzere optimize etti. NVR video-kayıt sistemleri inanılmaz boyutlarda veri üretebiliyor. Bu durum, WD Purple NV sabit sürücülerini, NVR sistemlerinin ihtiyaç duyduğu yüksek kaliteli kayıt, video oynatma ve geniş depolama alanı konularında mükemmel bir çözüm haline getiriyor.” IP güvenlik kamerası ortamlarında en önemli amaç; güvenilir, yüksek kaliteli, istikrarlı video kaydı için doğru bileşenleri sağlamaktır. WD Purple NV sürücüsü, farklı ihtiyaçlara yönelik üstün depolama çözümleri sunar ve doğru güvenlik konsepti oluşturulmasında kilit bileşendir. WD Purple NV sürücüsü; güvenlik risklerine karşı korur; aynı zamanda kontrol ve analiz gücünü artırarak performans hedeflerini gerçekleştirme imkânı sağlar.
NVR dijital güvenlik kamerası sistemleri için tasarlanmış olan WD Purple NV sabit sürücüsü, daha yüksek sürücü yuvası konfigürasyonları ve 64 adede kadar HD kamerası bulunan sistemleri destekler.
Mart 2016 Güvenlik Yönetimi n 59
ELEKTRONİK GÜVENLİK
SMART NVR bilgilerinizi koruyor Kullanıcı dostu olan Smart NVR cihazların sizin için önemli olan geçmiş kayıtların saklanması ve asla silinmemesini sağlayan lockrecord teknolojisi bulunmaktadır. İstediğiniz geçmiş video görüntülerinin hardiskler dolsa dahi silinmemesini sağlayabilirsiniz. Uğur URAL / Arge Ve Ürün geliştirme Müdürü GEG TEKNOLOJİLERİ
K
olay kurulum ve kullanıma sahip akkıllı NVR cihazları kullanıcıların beğenisini kazandı. Yeni smart NVR cihazları ONVIF olup Statik IP olmadan erişim P2p (Point two Point) teknolojisi ile internet üzerinden 4 kameraya kadar Real Time( gerçek zamanlı izleme) imkanı sunması kullanıcıların haklı beğenisi ile karşılanıyor. Cihazın en büyük özelliği ONVİF olan tüm IP kameraları Network alt yapısı farklı olsa dahi bulup ekleme imkanı sunmasıdır. Örnek; NVR cihazı IP 192.168.1.100 olsun kameralar ise 10.0.0.10’ dan başlayıp devam etsin bu durumda bile IP kameraları ekleyebilirsiniz. Her bir kamera görüntüsünü ( 8 megapixele ) kadar kayıt yapmanı-
60 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
za imkan sunacak olan yeni nesil akkıllı netwotk video kayıt cihazı kameraları network sisteminizde bulduğu zaman hangi kanala hangi kameraları eklemek istediğinize sizin karar vermenize imkan vermektedir. Eklenmemiş IP kameraların görüntülerini önizleme butonuna mause getirilerek hangi IP’li kameranın hangi görüntüsü var; çağırılabilir ve istenen kamera direk ekle butonu ile ekleyebilirsiniz. Kamera eklemenin en kolay yöntemi ise boş ekranda mause yardımı ile istenen IP kamerayı o kanala ekleme imkanı vermesidir. Kullanıcı dostu olan Smart NVR cihazların sizin için önemli olan geçmiş kayıtların saklanması ve asla silinmemesini sağlayan lockrecord teknolojisi bulunmaktadır. İstediğiniz geçmiş video görün-
tülerini hardiskler dolsa dahi silinmemesini sağlayabilirsiniz. Bunlar fotoğraf ya da video görüntüleri olabilir. Kayıt izleme yaparken istenen kayıtların usb3.0 teknoloji sayesinde hızlı ve kolay clip olarak avi formatında almanızı sağlayacaktır. Kayıtları sorgulama bölümünde mause yardımı ile istenen saat ve dakika üzerine mausu götürmeniz durumunda size o andaki video görüntülerini (kayıt) görüntülerinin ön izlemesini verecektir. Bu sayede kayıtları daha kolay ve hızlı izleme imkânı sunacaktır.
Cihaz takılan HDD ile kaç gün kayıt yapar? Smart NVR cihazları takılan hardisklerin kapasitelerini, kameraların kaç adet olduğunu ve çözünürlüklerini hesaplayarak kaç gün kayıt yapabileceğini sizlere gösterecektir. Dâhili poe sistemi 10/1000(1gbit/ sn) ve poe olmayan cihazlarda ise 10/1000 (1gbit/sn) base-t ethernetli modelleri mevcuttur.8 kanal için 200 MPS desteği bulunan NVR cihazları 220 volt ve 12 volt seçenekleri bulunmaktadır.
BİLGİ GÜVENLİĞİ
Üst düzey yöneticiler siber suçlarla mücadelede ne kadar aktif? IBM Security ile IBM İş Değerleri Enstitüsü (IBV), 700'den fazla üst düzey yöneticinin katıldığı bir araştırma yayınladı. Araştırmaya, üst düzey yöneticiler arasındaki çoğu liderin siber güvenlik alanında gerçek düşmanın kim olduğu ve bu kişilerle etkin biçimde nasıl mücadele edileceği konusunda tam bir fikir sahibi olmadığını ortaya koyuyor. IBM
P
IBM Security ile IBM İş Değerleri Enstitüsü’nün üst düzey yöneticilerle gerçekleştirdiği araştırma, üst düzey yöneticiler ile bilgi güvenliği yöneticilerinin siber suçlularla nasıl mücadele edilmesi gerektiği konusunda aynı fikirde olmadığını gösteriyor. 700’den fazla üst düzey yöneticinin katıldığı araştırmada, yeni güvenlik ortamında üst düzey yöneticilere olanaklar sağlanması için eğitime ve etkileşime gereksinim duyulduğu görülüyor. “Üst Düzey
62 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
Yöneticilerin Güvenliği, Yönetim Kurulundan ve Üst Düzey Yöneticilerden Siber Güvenlik Bakış Açısı” başlıklı yeni araştırma, kuruluş içerisindeki siber güvenlik konusunda 28 ülkeden ve 18 sektörden üst düzey yöneticilerle gerçekleştirilen görüşmelere dayanıyor. Üst düzey yönetimdeki diğer herkesin siber güvenlik konusundaki düşüncelerinin öğrenilmesi için üst düzey bilgi güvenliği yöneticilerinin dâhil edilmediği araştırmada kağıt üzerinde üst düzey yöneticilerin % 68’i siber
güvenliği en önemli önceliklerden biri olarak görüyor ve % 75’i kapsamlı bir güvenlik planının önemli olduğuna inanıyor olsa da, araştırmanın sonuçları önemli yöneticilerin bilgi güvenliği yöneticileri ile güvenlik planlamasının ötesinde daha fazla etkileşim kurması ve daha etkin bir rol üstlenmesi gerektiğini gösteriyor.
Yöneticilerin % 54’ü suç örgütlerinden endişe duyuyor Araştırmanın önemli bulgularından biri, üst düzey yöneticilerin % 70’inin
kuruluşları için en büyük tehdidin tek başına hareket eden kişiler olduğunu düşünmesi oldu. Birleşmiş Milletler raporuna göre, siber saldırıların % 80’i yüksek düzeyde organize olmuş ve aralarında geniş çaplı veri, araç ve uzmanlık paylaşımı bulunan suç örgütleri tarafından gerçekleştiriliyor. Araştırma, üst düzey yöneticilerin endişe duymasına neden olan pek çok farklı düşman bulunduğunu gösteriyor. Yöneticilerin % 54’ü suç örgütlerinden endişe duyuyor; ancak % 50 oranındaki kısım rakiplerinden de neredeyse aynı ölçüde endişe duyuyor. CEO’ların % 50’sinden fazlası; siber suçlarla mücadelede işbirliğinin gerekli olduğunu kabul ediyor. İronik bir biçimde, CEO’ların yalnızca üçte biri kuruluşlarının siber güvenlik olayı bilgilerini harici olarak paylaşmaya istekli olduklarını belirtiyor. Bu durum, geniş çaplı ve koordineli sektör işbirliğine karşı bir direnişi ortaya koyuyor. Öte yandan, bilgisayar korsanlarından oluşan gruplar ise karanlık ağda gerçek zamanlı olarak bilgi paylaşma becerilerini geliştirmeye devam ediyor. CEO’lar aynı zamanda üçüncü tarafların daha fazla katkıda bulunması gerektiğini belirtiyor; daha güçlü devlet denetimi, sektör içinde daha fazla işbirliği ve sınır aşan bilgi paylaşımı – çözülmesi gereken bir çelişki. IBM Security Başkan Yardımcısı Caleb Barlow konuya dair yaptığı açıklamada: “Siber suç dünyası hızla gelişiyor, ancak pek çok üst düzey yönetici tehditlere ilişkin anlayışlarını henüz güncellemedi. Üst Düzey Bilgi Güvenliği Yöneticileri ile Yönetim Kurulu uygun rehberliğin ve araçların sağlanmasına yardımcı olsa da en hassas ve en fazla veri kullanan birimlerden bazıları olan pazarlama, insan kaynakları ve finans gibi birimlerin üst düzey yöneticilerinin Üst Düzey
Bir güvenlik yönetişimi programı oluşturun, üst düzey bilgi güvenliği yöneticisine olanaklar sağlayın; siber güvenlik konusunu üst düzey yönetim toplantılarının gündemine dâhil edin ve düzenli olarak ele alın. Bilgi Güvenliği Yöneticisiyle birlikte güvenlik kararlarında daha proaktif bir biçimde rol oynaması gerekiyor.” dedi. Aslında, en hassas müşteri ve personel verilerinden bazılarını yönetmeleri, kurumsal finans işlerini yönetmeleri ve banka bilgilerine erişim yetkisine sahip olmaları nedeniyle pazarlama, insan kaynakları ve finans birimleri siber suçlular için başlıca hedefleri oluşturuyor. Araştırmaya göre, üst düzey finans, insan kaynakları ve pazarlama yöneticilerinin yaklaşık % 60’ı, kendilerinin ve dolayısıyla birimlerinin siber güvenlik stratejisinde ve bu stratejinin uygulanmasında etkin biçimde rol oynamadıklarını belirtiyor. Örneğin, üst düzey insan kaynakları yöneticilerinin yalnızca yüzde 57’si, çalışanların siber güvenlikte rol oynaması için ilk adım olan bir siber güvenlik eğitimi uyguladığını bildiriyor.
Kuruluşlar ne yapabilir? Araştırmaya katılan üst düzey yöneticilerin % 94 gibi çok yüksek orandaki bir bölümü, şirketlerinin gelecek iki yıl içerisinde önemli bir siber güvenlik olayı ile karşı karşıya kalmasının mümkün olduğuna inanıyor. IBM’in analizine göre; yanıt verenlerin % 17’si bu tehditlere karşı hazırlıklı olduklarını ve karşılık verebileceklerini düşünüyor. IBM; % 17 oranındaki katılımcıları “Siber-Güvenli”, bir başka deyişle en hazırlıklı ve en yüksek kapasiteye sahip üst düzey yöneticiler olarak
sınıflandırdı ve bu grubu araştırmanın sıra dışı katılımcıları olarak belirledi. “Siber Güvenli” liderlerin üst düzey yöneticilerle işbirliğini siber güvenlik programına eklemiş olması olasılığı ve siber güvenliği yönetim kurulu seviyesinde gündemin olağan maddelerinden biri haline getirmiş olması olasılığı diğerlerine göre iki kat daha fazla.
Kuruluşlar için “Siber Güvenli” ipuçları: Riski anlayın: Ekosisteminizi riskler açısından değerlendirin, güvenlik riski değerlendirmeleri yapın, çalışanlar için eğitim geliştirin ve güvenliği kurumsal risk planına dâhil edin. İşbirliği yapın, eğitin ve olanaklar sağlayın: Bir güvenlik yönetişimi programı oluşturun, üst düzey bilgi güvenliği yöneticisine olanaklar sağlayın; siber güvenlik konusunu üst düzey yönetim toplantılarının gündemine dâhil edin ve düzenli olarak ele alın, bir olay müdahale planının geliştirilmesine üst düzey yöneticileri dâhil edin. Riski dikkatli ve hızlı yönetin: Sürekli güvenlik izleme uygulayın, ayrıntılı olay incelemelerinden yararlanın, ortamın güvenliğini sağlamak için tehdit istihbaratını paylaşın ve kullanın, organizasyonun dijital varlıklarının nerede barındırıldığını anlayın ve buna uygun olarak risk azaltma planları geliştirin, siber güvenlik ilkeleri geliştirin ve uygulayın.
Mart 2016 Güvenlik Yönetimi n 63
BİLGİ GÜVENLİĞİ
Siber saldırganların yeni hedefi otomobiller VIN numarasını basitçe değiştirmekle başka bir otomobili kontrol etmek olanaklıdır. Her ne kadar bu örnekteki işlevsellik nispeten sınırlı olsa da suçluların erişim sağlamalarındaki kolaylığın yazılım geliştiricileri için kışkırtıcı olabileceği düşünülmelidir. KASPERSKY
O
tomotiv teknolojileri son yıllarda hızlı bir biçimde gelişiyor. Araçların uzaktan kontrol edilebilmesi de bu teknolojik gelişmeler arasında. Siber saldırganların önümüzdeki dönemde gözleri her zamankinden çok otomobillerde olacak. Bunu kanıtlayan bir örnek, geçtiğimiz günlerde ABD’de yaşandı. Bir bilgisayar programcısı; bir otomobil modeline uzaktan erişim sağladı. Otomobildeki uygulamalarda yer alan bir açığı keşfeden programcılar, sürücünün konum geçmişine ulaştı; aracın aküsünü de boşaltmayı başardılar. Konuyla ilgili yorum yapan Kaspersky Lab GReAT Kıdemli Araştırmacısı Sergey Lozhkin şunları söyledi: “Artık her geçen gün daha fazla otomobil; sürücülerinin akıllı telefonlarındaki uygulamalar aracılığıyla klima kontrol ve eğlence gibi bazı sistemlerini uzaktan kontrol etme seçeneğine sahip oluyor. Yeni araç içi teknolojiler gelişmeye devam ettikçe bunları uzaktan kontrol etme becerisi de gelişiyor. Tahminlerimize göre kullanıcıların akıllı telefonlarındaki uygulamalar; kritik otomobil
64 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
sistemlerini de kontrol etme becerisine sahip olacak. Yakın zamandaki Nissan Leaf vakasında şu senaryoya şahit olduk: Bilgisayar korsanları araç içi sistemleri (muhtemelen klima kontrol veya eğlence) kontrol edebilen bir uygulama indirdiler ve kontrol paneline bağlanmak için otomobilin VIN numarasını kullandılar. Bunun yasadışı fayda sağlamak kullanmak çok fazla çaba gerektirmiyor: VIN numarasını basitçe değiştirmekle başka bir otomobili kontrol etmek olanaklıdır. Her ne kadar bu örnekteki işlevsellik nispeten sınırlı olsa da suçluların
erişim sağlamalarındaki kolaylığın yazılım geliştiricileri için kışkırtıcı olabileceği düşünülmelidir.” Lozhkin; sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu tür bir saldırı, veri şifrelemeyle birlikte otomobil ve akıllı telefon uygulaması arasında güvenli kimlik denetimi prosedürleri kullanılarak kolaylıkla önlenebilir. Nissan örneği bir kez daha otomobil üreticilerinin İnternet bağlantılı otomobillerinde siber güvenlik tehditlerini ciddiye almaya başlamaları gerektiğini göstermiştir; aslında tüm otomobil bileşenleri üreticileri bu hususta dikkatli olmalıdır”.
BİNA OTOMASYON
Yaşam alanınız kontrol altında 37.000 m2 alan üzerinde 599 konut ve 52 ofisten oluşan Kale Topkapı'nın sakinleri ısı, aydınlatma, müzik ve panjur kontrolüne tek anahtar ile ulaşabilecek. BERKER
A
vrupa Konutları Projesi dâhilinde yükselen Kale Topkapı; projede kullanılan Berker byHager akıllı bina otomasyonu ile estetik ve konforu birleştirdi. Berker byHager KNX sistemi dâhilinde aydınlatma, perde ve iklimlendirme fonksiyonları tasarım ödüllü B.IQ anahtarlar ile kontrol altına alındı. Merkezi konumuyla dikkat çeken Avrupa Konutları - Kale Topkapı Projesi’nde de tasarımın gücünü estetik ve fonksiyonellikle birleştiren Berker byHager; Berker B.IQ beyaz akıllı otomasyon anahtarları ve K.1 beyaz prizleri ile proje sakinlerine teknolojinin derinliklerini hissettiriyor. 37.000 m^2 alan üzerinde 599 konut ve 52 ofisten oluşan Kale Topkapı’nın sakinleri ısı, aydınlatma, müzik ve panjur kontrolüne (PC, Iphone, Ipad ile internet üzerinden)tek anahtar ile ulaşabilecek. Projenin inşasını yürüten Artaş İnşaat’ın Yönetim Kurulu Üyesi Serhan Çetinkaya; Berker byHager’i tercih etmelerinin kazandırdığı artıları şöyle anlatıyor; “Büyük projelerde müşterilerin genellikle önüne çıkan daha basit standart anahtarlardan insanların sıkıldığı kanaatindeyiz. Müşterilerimizin evlerini teslim aldıklarında değiştirmeyeceğine inandığımız anahtar prizleri kullandığımızı düşünüyoruz. Otomasyon ürünleri ile birlikte oluşturduğumuz akıllı evlerde müşterilerimize; aydınlatma otomasyonu, iklimlendirme kontrolü, panjur kontrolü ve interkom
66 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
hizmetleri gibi kullanışlı çözümler sunduk. Otomasyon özelliğinin satış taahhüdümüzde bulunmamasına rağmen, önceki projelerimizin üzerine değer katarak yeni bir proje çıkartma hedefiyle yola çıktık. Satış kaygısıyla değil; müşteri memnuniyetini yükseltme düşüncesiyle otomasyonu tercih ettik. Berker markası ile bir partner firma olarak çalışarak otomasyon gibi ucu açık olan bir alanda, doğru çerçevelerle optimum çözümler üretmeyi başardık.” B.IQ ile yaşam alanınızı yönetin Berker B.IQ, mekânlara kattığı şıklık ve kalitenin yanı sıra, tüm otomasyon işlemlerini tek tuş ile kontrol edebilme özelliği ile Kale Topkapı Projesi’nin de öncelikli tercihi oldu. Berker B.IQ, tek anahtar üzerinde ısı, aydınlatma, müzik ve panjur kontrolünün yanı sıra
dört farklı materyalden üretilebilen kusursuz tasarımıyla mekânlarda güçlü duruş sergiliyor. B.IQ anahtarın buton kısmından mekânların aydınlatma senaryoları ve dim fonksiyonları yerine getirilebiliyor; buton kısımları aktif olduğunda anahtarların yan kısımlarında bulunan durum led’lerinden aydınlatmaların açık olup olmadığı da izlenebiliyor. Tek anahtar üzerinden ısı, aydınlatma, müzik ve panjur sistemlerinin kontrolünü sağlayan Berker B.IQ, ünlü tasarımcı Peter Schreyer’in estetik dokunuşlarıyla şıklığı ve son teknolojiyi uyum içinde harmanlıyor. KNX ile uyumlu B.IQ tüm yaşam alanlarının ısısını, alarmını, panjur ve müzik sistemlerini yönetmeyi tek anahtarla mümkün kılarken, butonda yer alan led ışık şıklığın tamamlayıcısı oluyor.
GÜVENLİK HİZMETİ
Özel güvenlik şirketleri sektörün lokomotifliğini yapıyor Özel Güvenlik Şirketleri, ticari hayatlarını devam ettirebilmek için serbest piyasa şartları içerisinde, çetin rekabet ortamında cüzi karlarla hizmet sunuyorlar. Murat İNANKUL / Araştırmacı (Emekli J. Yüzbaşı)
Ö
zel Güvenlik Şirketleri, özel güvenlik sektörünün lokomotifliğini yapmaktadır ve ülkemizde özel güvenlik konusunun ihtisaslaşması ve ayrı bir meslek haline gelmesinde çok büyük katkılar sağlamışlardır. 5188 Sayılı kanun mevzuatının tatbikatı ve tüm işletmelerin bu konuda bilinçlendirilmesi bu şirketler kanalıyla olmaktadır. Devlet ile özel sektör arasında köprü görevini görmektedirler ve bu mevzuatın takibi ve yerleştirilmesinde her iki kanada yardımcı olmaktadırlar. Özel Güvenlik Şirketleri, ticari hayatlarını devam ettirebilmek için serbest piyasa şartları içerisinde, pek çetin rekabet ortamında cüzi karlarla hizmet sunmaktadırlar. Yaklaşık 300.000 kişilik hizmet veren kadrosuyla Özel güvenlik sektörü büyük oranda bu sektörün aktörleri tarafından yönetilen ve kamu güvenliğine de önemli ölçüde katkı sağlayan bir realite olarak bugünlere gelmiştir. İstanbul Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu bünyesindeki 2 yıllık önlisans eğitimi veren “Özel Güvenlik ve Koruma”
68 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
Murat İNANKUL
Programı tarafından, 2012 yılında, İstanbul’da özel güvenlik hizmeti verilen 12 değişik sektöre ziyaretlerde bulunulmuş, gerek özel güvenlik firmaları tarafından, gerekse kendi özel güvenlik birimleri tarafından verilen hizmetin kalitesi araştırma konusu yapılmıştır. Araştırma sonucunda şu veriler elde edildi: Özel Güvenlik hizmeti veren firmalar ve hizmet satın alan kurum ve kuruluşlar, verilen hizmetin nitelik ve kalitesinin oldukça düşük olduğu ve müşteri memnu-
niyetini sağlayamadığı konusunda hemfikirdirler. Özel Güvenlik hizmetini sağlayan elemanlar, hizmetin planlanması ve belirlenen standartlara uygun olarak yürütülmesinde yetersiz kalmaktadır. Bunun temel sebebi olarak her kademedeki yöneticilerin (güvenlik amiri, müdürü, idari işler yöneticisi vb.) güvenlik sistem ve cihazlarına hâkim olmamaları, bu cihazların amaca uygun seçimi, montesi ve kullanımında gerekli birikime sahip olmadıklarından, yüklenici elektronik firmalarının ve kullanıcı personelin yönlendirme, yetenek ve performansına bağımlı olmalarına yol açmaktadır Özel Güvenlik sektörü temel eğitimleri, özel eğitim kurumlarınca verilmektedir. Önlisans eğitimleri ise çeşitli üniversitelerde verilmektedir. Temel eğitim ve önlisans eğitimlerinin içeriği genelde teorik seviyede bilgiler içermekte olup uygulamaya yönelik beceri ve uzmanlık kazandırmaktan uzaktır. Bu yapıyı sağlıklı hale kavuşturmanın yolu her bir aktörü kendi alanına çekmek olmalıdır. Devlet mevzuatı günün koşullarına uygun
olarak sektörün gelişimine katkı sağlayacak tarzda oluşturulmalı, bu konuda üniversitelerin araştırma ve geliştirme faaliyetlerinden feyz alınmalı, denetimler cezalandırmadan ziyade yol gösterici olmalı, sertifikasyon eğitimlerinin içerikleri ve ölçme değerlendirmeleri üniversitelere bırakılmalı. Güvenlik firmalarının yönetici ve uzman kadroları üniversitelerin akademik programlarını bitirenlerden oluşturulmalı. Sektörel toplantı ve çalıştaylarda akademik kurumların katılım ve liderliği ile tüm birikim ve bilgiler üniversitelerin müşterek havuzunda toplanmalı, buralarda süzüldükten ve işlemlerden geçtikten sonra sektöre servis edilmelidir. Bu hususta Ar-Ge çalışmaları üniversite bünyelerinde yapılmalı, mevzuatın güncellenmesinde, baskın kurum ve ticari güçlerin (Özel güvenlik meslek grupları, dernekleri ve özel şirketler) dayatması değil üniversitelerin bilimsel araştırma sonuçları göz önünde tutulmalıdır. Bu proje ihtiyacının ortaya çıkmasında üniversitelerin şuanki sektörün diğer aktörleri nezdindeki itibarsızlığı büyük rol oynamaktadır. Hizmet veren ve satın alan kuruluşların “Kalifiye eleman bulamıyoruz, yönetici vasfında personel ihtiyacımız var vs.” gibi sektörel sıkıntıyı çözme hususunda model olacak, ışık tutacak ve tüm dikkatleri üniversitenin üzerine çekecek bu eğitim modülünden çıkacak olan kalifiye personelin
Özel Güvenlik hizmetini sağlayan elemanlar, hizmetin planlanması ve belirlenen standartlara uygun olarak yürütülmesinde yetersiz kalıyor. yetiştirilmesidir. Özel Güvenlik sektörü bugünkü haliyle resmi kurumların ve özellikle emniyet teşkilatının hegomanyasında (mevzuat geliştirme, yönlendirme, sertifikasyon sınavlarının hazırlanması ve icrası, çalışma izinlerinin verilmesi, denetim ve kontrol açılarından) faaliyet yürütmektedir. Reel sektör, hizmet firmaları (özel güvenlik şirketleri) ve hizmet satın alan kuruluşların, piyasa ve rekabet koşullarında ekonomik endişelerin baskın olduğu bir realite doğrultusunda şekillenmektedir. Hizmet satın alan müşteriler; hizmet kalitesi yerine en düşük maliyetle bu masrafı karşılamayı düşünmektedirler. Bu gerçeklik karşısında özel güvenlik firmaları maliyetleri minimize etme uğruna kaliteden oldukça taviz vermektedirler. Bu sağlıksız süreçlerde üniversiteler bu hizmet döngüsünün dışında kalmışlardır. Sektörün aktörlerinin gözü akademik mutfakta pişecek ve servis edilecek yemek yerine, “Kendin pişir-kendin ye” yanılgısı içindedir.
Özel güvenlik sektöründeki sorunlar nasıl çözülür? Özel Güvenlik sektörünün içinde bulunduğu derin sorunlar yumağına bir nebze olsun çözüm üretmek ve genel ve kapsamlı bir rehabilitasyondan önce, tüm sektörel aktörler tarafından izlenip değerlendirilecek bir proje geliştirmeye karar verdik ve yaklaşık 2 yıl süren hazırlık döneminin ardından bu sene gerçekleştirme aşamasına geldik. Projemizin temel amacı; kaliteli hizmetin temelini oluşturan, nitelikli eleman yetiştirmeye yönelik bir “Güvenlik Cihazları Uygulama Dershanesi”nde, başta X-Ray Operatörlüğü ve CCTV Operatörlüğü olmak üzere, tüm sistem ve cihazlara vakıf olan ve bunları amaca uygun kullanma, ihtiyaçları tespite yönelik keşif ve analiz yapabilme ve tedarikçi firmaları yönlendirebilecek bilinç seviyesinde eleman ve ara yönetici profilleri ortaya koymaktır. Bugüne kadar, özel güvenlik çalıştaylarında ortaya konulan işbirliği ve koordinasyon ihtiyacını bu vesile ile hayata geçirmiş olmak ve tüm sektöre somut bir örnek sunmak da bizi oldukça heyecanlandırıyor. Yukarıdaki temsili resimde, projemizin
Mart 2016 Güvenlik Yönetimi n 69
GÜVENLİK HİZMETİ
birebir gerçek görüntüsü ortaya konulmuştur. Projenin detayları şu başlıklar altında sıralayabiliriz:
c) Geçiş kontrol sistemleri modülü
e)Yangın ihbar ve algılama sistemleri modülü
Laboratuar ortamında aşağıdaki eğitim modülleri tasarlanmaktadır: a) CCTV SİSTEMLERİ MODÜLÜ
Sabit Kamera, PTZ kamera, Dome kamera, IP Kamera gibi tüm kamera çeşitlerini ve lens türlerini içeren küçük çaplı bir CCTV sistemi kurulacak, sistemin kontrol odası, laboratuar içerisinde oluşturulacak ve diğer CCTV bileşenleri ve özellikleri, bu konsol üzerinden öğretilecektir.
b) Giriş kontrol sistemleri modülü
Kartlı Giriş Sistemleri ve Biometrik sistemler kurularak cihazlar üzerinden ders işlenecektir. Ayrıca, turnike ve bariyer de kurularak sistem anlatılacaktır. Otomatik Kapılar, görsel materyal ile (eğitim filmi ve sunumu) anlatılacaktır.
Yangın İhbar Sistemleri (gaz, duman, ısı, alev dedektörleri, alarm cihazları, ihbar butonu,) Yangın söndürme sistemleri kurulacak olan eğitim panosundan ve görsel olarak eğitim filmi olarak öğretilecektir.
d) Hırsız ihbar sistemleri modülü
f) Çevre güvenlik sistemleri modülü
Kapı girişi, örnek bir işletme girişi kabul edilerek, X-Ray ve kapı tipi metal dedektörlerle, giriş kontrol noktası teşkil edilerek, şahıs ve eşya kontrolü, uygulamalı olarak öğretilecektir. Diğer sistemler görsel materyal ile (eğitim filmi ve sunumu) anlatılacaktır.
70 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
PIR Hareket dedektörleri tüm alt bileşenleriyle kurularak, sistem uygulamalı olarak anlatılacaktır. Manyetik Kontaklar ve Cam Kırılma dedektörleri , mümkün ise uygulamalı olarak veya görsel materyal ile (eğitim filmi ve sunumu) anlatılacaktır.
Fiziki engeller, ışın dedektörleri, toprakaltı algılama, vibrasyon algılama, mikrodalga sistemleri ve çevre aydınlatmaları gibi konular, bu modülü oluşturmaktadır. Bu sistemlerden sadece ışın dedektörleri ile uygulama modeli yapılarak laboratuarda anlatılacaktır. Diğer sistemler, görsel materyal ile (eğitim filmi ve sunumu) anlatılacaktır.
GÜVENLİK HİZMETİ
Organizasyon güvenliğinde dikkat edilmesi gereken hususlar Güvenlik; insanoğlu tarafından eski çağlardan günümüze kadar sürekli ihtiyaç duyulan bir olgudur. İnsanoğlu bunun için ok, mızrak gibi silahlar, mağara, kale gibi korunaklar yaparak vahşi yaşamdan ve düşmanlarından, doğal tehdit ve tehlikelerden korunma ihtiyacı duymuştur. H.Şükrü TAŞTAN / Öğr.Gör. Niğde Üniversitesi SBMYO/ Mülkiyet Koruma ve Güvenlik Bölümü
G
üvenlik; insanoğlu tarafından eski çağlardan günümüze kadar sürekli ihtiyaç duyulan bir olgudur. İnsanoğlu bunun için ok, mızrak gibi silahlar, mağara, kale gibi korunaklar yaparak vahşi yaşamdan ve düşmanlarından, doğal tehdit ve tehlikelerden korunma ihtiyacı duymuştur. Bu durum ABD’li psikolog Abraham Maslow’un 1943 yılındaki çalışmasında ortaya atılmış ve sonrasında geliştirilmiş ihtiyaçlar hiyerarşi teorisinde belirtiği üzere fiziksel ihtiyaçlardan sonra ihtiyaç duyulan ikinci kategoride yer almaktadır. Özel güvenlik şirketleri günümüzde toplum düzenini ve güvenliğini sağlamada Emniyet
72 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
güçleri kadar etkin, verimli ve önemli çapta görevler yapmaktadır. Güvenlik personel kalitesi ve güvenlik sektör tecrübeleri giderek büyümektedir. Özel Güvenlik Şirketleri; Liman güvenliği, Havaalanı güvenliği, AVM güvenliği, Bölge/ Tesis güvenliği, Eğitim kurumları güvenliği, Organizasyon güvenliği gibi sektörlerde hizmet vermekte olup, bu hizmet alanları günden güne artmaktadır. Bu alanlardan biri olan organizasyon güvenliği son yıllarda güvenlik sektöründe yeni bir hizmet alanı olarak ortaya çıkmaktadır. Organizasyonlar günümüzde ulusal ve uluslararası kapsamda birçok amaçla yapılmaktadır. Bu tür organizasyonları düzenleyen ülkeye ekonomik, sosyal, siyasal ve
kültürel etkileri olduğu artık bilinen bir gerçektir. Bu organizasyonlarda organizasyonun istenilen seviyede ve güvenli bir şekilde yapılması organizasyonu düzenleyen ülke için önemli hale gelmektedir. Ülkemizde düzenlenen uluslararası organizasyonların sorunsuz ve güvenli bir şekilde gerçekleşmesi ülkemizin kazanımlarını olumlu yönde etkilerken, olası güvenlik zafiyetleri ise olumsuz yönde etkide bulunabilmektedir. Organizasyon güvenliğinde güvenliği sağlanacak bölge bazen bir sınırlı bir yer olurken zaman zaman güzergâh olarak geniş bir alanı da kapsayabilmektedir. Organizasyon güvenliğinde güvenliği sağlamada görevli personelin sahip olması gereken vasıflar da artmak-
tadır. Burada personelin sahip olması gereken vasıflar şu şekilde sırlanabilir; Yabancı dil bilgisi, Diksiyon, İletişim kabiliyeti, Anlama ve yönlendirme, İnsan ilişkileri ve güler yüz Organizasyon güvenliği deneyimli Organizasyon güvenliğinde görev alacak personelin organizasyon güvenliği konusunda tecrübeli personelden seçilmesi işleri kolaylaştıracaktır. Ayrıca bu personele organizasyon hakkında bilgilendirme, organizasyonun güvenliği için eğitime tabi tutma, yapılacak işin toplam kalite yönetimi kapsamında gözden geçirilmesi, organizasyonu düzenleyen şirkete olumlu çıktılar sağlayacak ve yapılan başarılı organizasyonların sonucunda bunların referansı ile yeni organizasyon işleri alınabilecektir. Bu kapsamda alandaki ihtiyaca yönelik olarak ülkemizde güvenlik eğitimleri önlisans düzeyinde de ele alınmaktadır. Üniversitelerimizin meslek yüksekokullarında güvenlik personelinin sahip olması gereken yetenekleri geliştirmek üzere yabancı dil, iletişim, davranış bilimleri, organizasyon güvenliği gibi konular üzerinde eğitim verilmektedir. Organizasyonlar ekonomi, güvenlik, işbirliği gibi siyasi ve ekonomi zirveleri şeklinde veya uluslararası düzenlenen futbol, basketbol, voleybol gibi branşlarda ya da olimpiyatlar düzeyinde spor organizasyonları şeklinde uluslararası çapta düzenlendiği gibi ulusal düzeyde kurum, şirket ve sivil toplum kuruluşlarının düzenlediği yerel ve küçük çapta düzenlenebilir. Bu iki durumda güvenlik seviyeleri farklılıklar gösterecektir. Ülkemizde uluslararası çapta düzenlenen 17. Akdeniz oyunlarında güvenliği sağlamakla görevli ilgili şirketin
görev aldığı organizasyonda toplam 1181 güvenlik görevlisi görev almıştır ki bu durum organizasyonlarda güvenlik meselesinin önemini ortaya koymaktadır. Organizasyon güvenliğinde yapılacak faaliyetleri özetlemek gerekirse öncelikle iyi bir planlama yapılması, güvenlik örgütlenmesinin oluşturulması, personel ve güvenliğin sağlanmasında ihtiyaç duyulan malzemelerin tespit ve tedarik edilmesi, bunların devamında iyi bir yönetim faaliyetlerinin yapılması, birimler arasında iyi bir koordinasyonun sağlanması ve planlanan faaliyetlerin düşünüldüğü gibi yerine getirilip getirilmediğinin değerlendirilerek doğabilecek ihtiyaçların hızlı bir şekilde yerine getirilmesi olarak tanımlanabilir.
Dış kaynaklardan yararlanmak güvenlikte maliyeti azaltır Planlama faaliyeti organizasyon güvenliğinin sağlanmasının ana ve esas unsurunu oluşturmaktadır. Planlama organizasyonun değerlendirilmesi, risk analizlerinin yapılması olası tehditlerin ortaya konması, elde mevcut kaynakların değerlendirilerek en iyi çözümün / planın ortaya konmasıdır. Örgütleme safhasında ise teşkilat şemasının oluşturularak güvenliği sağlayacak personelin ve malzemelerin belirlenmesi, görev ve sorumluluklarının oluşturulması, güvenlik planının yapılmasının önem arz ettiği söylenebilir. Planlama
ve örgütleme sonrası oluşturulan yapılanma artık göreve hazırdır. Yönetici bu oluşumu iyi işleyen makinen çarkları haline getirerek güvenliği istenilen kalitede servis edilen bir hizmet olarak sunacaktır. Birimler arası koordinasyonun sağlanması iyi işleyen makinen çarklarının yağlanması gibidir. Kopukluğu, irtibatsızlığı engeller, verimi, motivasyonu arttırır. Bütün bu olanları inceleyen ve denetleyen bir birim kaliteyi arttırır. Güvenliği sağlayan işletmelerin tecrübelerini arttırır. Daha sonraki yapılacak organizasyon güvenliğinde yapılan hata ve eksikler giderilir. Ülkemizde organizasyon güvenliği genellikle organizasyonu düzenleyen ilgili firma, kurum ve şirketler tarafından dış kaynaklardan yararlanma suretiyle sağlanmaktadır. Dış kaynaktan yararlanma (Outsourcing) işletmelerin, ana amacı üzerine odaklanarak, amacı dışında kalan faaliyetlerini, bu konuda uzmanlaşmış diğer firmalardan sağlaması olarak tanımlanabilir. Dış kaynaklardan yararlanma maliyeti azaltma ve profesyonel kişiler tarafından ihtiyacın karşılanmasına olanak tanır. Bu konuda örnek vermek gerekirse 2015 Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu, 17. Akdeniz Oyunları gibi uluslararası spor organizasyonlarında düzenleme yetkisi olan olimpiyat komitesi ve Bisiklet Federasyonu organizasyonun güvenliğini sağlamak için güvenlik firmalarından destek almıştır.
Ülkemizde uluslararası çapta düzenlenen 17. Akdeniz oyunlarında güvenliği sağlamakla görevli ilgili şirketin görev aldığı organizasyonda toplam 1181 güvenlik görevlisi görev almıştır ki bu durum organizasyonlarda güvenlik meselesinin önemini ortaya koymaktadır. Mart 2016 Güvenlik Yönetimi n 73
YANGIN GÜVENLİĞİ
Temiz gazlı söndürme sistemleri üzerine genel bakış EN 15004’e göre; tasarım konsantrasyonu, her bir söndürücü gaz için yangın sınıfına göre belirlenmiş deneylerle ispatlanmış söndürme konsantrasyonuna 1.3’lük güvenlik faktörü ilave edilerek belirlenmelidir. NORM TEKNİK MALZEME TİC.İNŞ.SAN.LTD.ŞTİ
B
u yazının amacı EN 15004 (ISO14520 :2006 sürümünün revize edilmiş halidir) seri standardında yer alan “Sabit Yangınla Mücadele SistemleriGaz Püskürten Sistemler-Tasarım Montaj Ve Bakım” baz alınarak; temiz gazlı söndürme sistemlerinin toplam hacimsel koruma yöntemine göre işlevi, kullanım alanları, gerekli çerçevede tasarımı ve kurulumu ile insan sağlığı üzerine etkileri hakkında bilgiler vermektir. CO2 sistemi; diğer ISO standartları tarafından ayrıca ele alındığı için bu kapsamda yer almamaktadır. EN 15004 standardında; çok sayıda söndürücü gaz tanımlı olmasına rağmen, bu yazıda iki adedi kimya-
74 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
sal ve iki adedi inert gaz özelliğinde olmak üzere; toplam dört adet söndürücü gaz tipi ele alınarak incelenmiştir. Kimyasal özellikte olan gazlardan birincisi; kullanımı en yaygın olan HFC227ea (Heptaflorpropan-CF3CHFCF3) gazıdır. Bu gazı genel kullanımdaki adıyla “FM200” olarak da tanımaktayız. Diğer kimyasal özellikteki gaz ise HFC125(PentafloretanCHF2CF3) gazıdır. Her iki gazda laboratuar ortamında üretilmekte olup doğada doğal halde bulunmamaktadır. HFC125 gazı, Montreal Protokolü’nde imzalanan ve belli bazı Halon türevi gazların üretimini kısıtlayan anlaşmanın sonucu olarak Halon türevi gaz sistemlerinin değişiminde kulla-
nılan alternatif gazlara örnek olarak seçilmiştir. HFC125 gazı; yapılacak hidrolik hesaplamalara dayalı olarak; Halon 1301 sistemine ait borulama tesisatında değişiklik yapılmaksızın, sistem değişikliğine olanak sağlayan en uyumlu alternatif gazdır. Temiz gazlar içinde yer alan inert gazlara örnek olarak, yaygın kullanımı nedeniyle IG-01(Argon) ve IG-541(Inergen) alınmıştır. Gazlı söndürme sistemleri, yeni teknolojik gelişmeler paralelinde sürekli geliştirilen ve alternatif düzenlemelere olanak sağlayan sistemlerdir. Bu yazıda ele alınan gazların dışındaki teknik özellikleri ve güvenlik seviyeleri yetkili kuruluşlarca onaylanmış söndürücü maddeler ve bu maddeleri kullanan sistemler bulunmasına rağmen bu bölümde yer verilmemiştir. Literatürde yer alan bazı terimlerin anlamlarına bakmak gerekirse; Temiz gaz: Elektriksel iletkenliği olmayan; buharlaştıktan sonra atık bırakmayan, uçucu sıvı veya gaz halindeki söndürücü maddedir. Halokarbon gazı: İçeriğinde flor,klor,brom veya iyot elementlerinden bir veya daha fazlasının oluşturduğu organik bileşikler bulunan söndürücü maddedir. Inert gaz: İçeriğinde helyum, neon, argon, nitrojen veya karbon dioksit gibi gazlar bulunan söndürücü maddedir. Konsantrasyon: Gazın içinde bulunduğu hacimdeki yüzde olarak oranı. Söndürme konsantrasyonu:
Herhangi bir güvenlik faktörü ihtiva etmeyen; tanımlanan deney şartları altında, özel yakıt yangınını söndürmek için gerekli söndürme maddesinin en düşük konsantrasyonu. Tasarım konsantrasyonu: Sistem tasarım amaçları için gerekli bir emniyet faktörü içeren, söndürme maddesinin konsantrasyonu. EN 15004’e göre, tasarım konsantrasyonu, her bir söndürücü gaz için yangın sınıfına göre belirlenmiş deneylerle ispatlanmış söndürme konsantrasyonuna 1.3’lük güvenlik faktörü ilave edilerek belirlenmelidir. En yüksek konsantrasyon: Korunmuş alanda; en yüksek çevre sıcaklığında gerçek söndürme maddesi miktarında meydana gelen söndürme maddesinin konsantrasyonu. Mühendislik tasarımlı sistem: Söndürme maddesi merkezi bir depodan beslenen ve boru sistemi ve nozullarla boşaltma yapan, her bir boru parçası ve nozulun kesit ölçüsünün ilgili standarda göre hesaplandığı sistem. Ön mühendislik tasarımlı sistemler: İzin verilen en yüksek tasarıma kadar; dengelenmiş bir nozul döşenmesi ile boru tesisatına bağlı, belirli kapasitede yangın söndürme maddesi kaynağına sahip sistem. Toplam hacimsel koruma sistemi: Kapalı bir alan içerisinde; uygun tasarım konsantrasyonunu elde etmek üzere, söndürme maddesini boşaltmak için düzenlenmiş sistem. Dolum yoğunluğu: Söndürücü gazın bulunduğu kabın birim hacmi başına, söndürücü gazın (kg/m3) cinsinden kütlesidir. Boşalma süresi: 20ºC sıcaklıkta, 1.3’lük güvenlik faktörü içeren tasarım konsantrasyonunun %95’ine erişmek için gerekli süre. Halokarbon türevi gazların boşaltılması, ayrışma ürünlerinin oluşumunu sınırlamak ve yangını bastırmak için mümkün olduğu kadar çabuk
tamamlanmalı ve hiçbir durumda 10 saniyeyi geçmemelidir; İnert gazlar için bu süre 60 saniyedir. Ters etki gözlenen en düşük seviye(LOAEL): Zehirlilik veya fizyolojik olarak ters etki gösteren en düşük konsantrasyon. Ters etki gözlenmeyen seviye(NOAEL): Zehirlilik veya fizyolojik olarak hiç bir ters etki göstermeyen en yüksek konsantrasyon.
Yasal gereklilikler; Gazlı sabit söndürme sistemleri; tesisin nitelik ve ihtiyaçlarına bağlı olarak uygun, güncel, sertifikalı ve ilgili TSE standartlarına göre tasarlanmalıdır. Uyulması zorunlu olan TS EN 15004 Standardı “Sabit Yangınla Mücadele SistemleriGaz Püskürten Sistemler-Tasarım Montaj Ve Bakım” genel başlığı altında yer alan aşağıdaki bölümleri kapsar: TS EN 15004-1: Tasarim ,montaj ve bakım TS EN 15004-2:FK-5-1-12 söndürme maddesi için tasarım ve fiziksel özellikler TS EN 15004-3:HFC Karışım A söndürme maddesi için tasarım ve fiziksel özellikler TS EN 15004-4:HFC227ea söndürme maddesi için tasarım ve fiziksel özellikler TS EN 15004-5:HFC125 söndürme maddesi için tasarım ve fiziksel özellikler TS EN 15004-6:HFC23 söndürme maddesi için tasarım ve fiziksel özellikler TS EN 15004-7:IG01 söndürme maddesi için tasarım ve fiziksel özellikler TS EN 15004-8:IG100 söndürme maddesi için tasarım ve fiziksel özellikler TS EN 15004-9:IG55 söndürme maddesi için tasarım ve fiziksel özellikler TS EN 15004-10:IG541 söndürme maddesi için tasarım ve fiziksel özellikler
Özel söndürme sistemleri; suyun söndürme etkisinin yeterli görülmediği veya su ile reaksiyona girebilecek maddelerin bulunduğu; depolandığı ve üretildiği hacimlerde uygun tipte söndürme sistemi tesis edilir. Halon alternatifi gazlar ile tasarımı yapılmış gazlı yangın söndürme sistemlerinde kullanılan söndürücü gazın, yerel ve uluslararası yönetmelik ve standartlarla belgelenmiş uzun süreli kullanım geçerliliği olmalıdır. Her türlü gazlı söndürme sistemleri kurulurken, otomatik gaz boşaltımı esnasında veya sistemin aktive olduğunu işletici ve mahalde çalışan personele bildiren ve kişilerin söndürme mahalini tahliye etmesini sağlayacak sesli ve ışıklı uyarılar temin ve tesis edilmek zorundadır. AB mevzuatında 97/23/EC sayılı PED direktifi ve 99/36/EC sayılı TPED direktifine karşılık gelen Türk mevzuatına göre, 97/23/AT sayılı “ Basınçlı Ekipmanlar Yönetmeliği” ve 99/36/AT “Taşınabilir Basınçlı Ekipmanlar Yönetmeliği ” gereği, gazlı söndürme sistemlerinde kullanılan silindirlerin üzerinde PED* ve TPED* direktiflerine uygunluk işareti bulunmalıdır. Kazınmış “Π” işareti, silindirlerin PED ve TPED direktiflerine uygunluğunu belirler. Aynı zamanda 97/23/AT sayılı “ Basınçlı Ekipmanlar Yönetmeliği” gereği silindirlerin “CE” işareti taşıması zorunludur. CE ve Π markalama süreci ile sadece temel emniyet gereklerini tanımlayan bu yönetmeliklerin gerekliliklerinin karşılanması değil; aynı zamanda CE veya PI işareti taşıyan bir ürün; can ve mal emniyeti, insan sağlığı, çevre koruması ile enerji tasarrufunu öngörmektedir. Söndürücü gazın; açıklıklardan bitişikteki tehlikeli alanlara veya çalışma alanlarına kaçmasını önlemek için; bu açıklıklar kalıcı olarak sızdırmaz biçimde kapatılmalı veya otomatik kapatma tertibatlarına sahip olmalıdır. Söndürücü gazı belli hacimde tutmak uygulamada mümkün değilse; koruma bitişik tehlikeli bağlantıları kapsayacak şekilde geliştirilmelidir. Ortam basıncının; standart deniz seviyesi basıncına göre %11
Mart 2016 Güvenlik Yönetimi n 75
YANGIN GÜVENLİĞİ
oranında farklılık gösterdiği durumlarda, basınç farkını telafi etmek üzere “atmosferik düzeltme faktörleri” kullanılarak söndürücü gaz tasarım miktarında yükseklik ayarlaması yapılması gerekmektedir. Atmosferik düzeltme faktörünün TS EN 15004 deki tablosu aşağıda verilmiştir.
mahaller : Mukaddes emanetler, MGK Kayıtları, ‘TBMM’nin kapalı oturum ve/veya ülke güvenliğini ve/veya politikasını belirleyen tutanaklarının muhafaza edildiği kayıt odaları, kripto odaları vb. kıymetli arşiv odaları Alevlenebilir ve yanabilir sıvılar ve gazların bulunduğu mahaller
Atmosferik Düzeltme Faktörleri Eşdeğer Yükseklik (m) -1000 0 1000 1500 2000 2500 3000 3500 4000 4500
Düzeltme Faktörü (ideal gazlar için) 1,130 1,000 0,885 0,830 0,785 0,735 0,690 0,650 0,610 0,565
Söndürücü temiz gazların boşaltılması ile insanlar üzerinde oluşabilecek herhangi bir tehlike, sistem tasarımında göz önüne alınmalıdır. Gazlı söndürme sistemleri, toplam hacim koruması ile kapalı hacimlerdeki yangın tehlikesine karşı koruma sağlamak üzere genellikle aşağıda belirtilen mahallerde kullanılır: 24 Saat esasına göre çalışması gerekli mahaller: Banka, bilgi işlem merkezleri, radar izleme mahalleri, kesintisiz ve yüksek riskli proses, data vb. endüstriyel odalar, hava kontrol merkezleri Ekipman hasarının yangın ve/ veya su uygulaması karşısında önem kazandığı mahaller: Telefon santralleri, enerji üretim merkezleri kontrol odaları, server vb. network sistem odaları , banka kasa daireleri Yerine konulamayacak değerlerin muhafaza edildiği alanlar: El yazması eserlerin muhafaza edildiği alanlar, tarihi eser saklama mahalleri; el yazmaları, Osmanlı Eserleri, yüksek güvenlikli ve muhafaza edilmesi gereken değerlerin saklandığı mahaller Geçmişe veya günümüze ait orijinal değerli evrakın saklandığı
76 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
Söndürücü gaz tipi seçim kriterleri Inert gazlar ve halokarbon türevi gazlar; aynı standartta yer alan ve otoritelerin çoğu tarafından aynı standart kapsamında temiz gaz olarak birlikte değerlendirilir. Söndürücü gaz tipi; insana ve çevreye olan etkilerin yanı sıra; korunacak hacim özelliklerine bağlı olarak ilk yatırım ve işletme maliyet faktörleri dikkate alınarak seçilir. Söndürücü gaz tipleri için karakteristikler; aşağıda verilmiştir. Halokarbon türevi gazların seçiminde aşağıdaki konular dikkate alınmalıdır: Halokarbon türevi gazlar; hem
fiziksel hem de kimyasal olarak yangını söndürür. Halokarbon türevi gazlar daha düşük basınçlarda (25-42bar) sıvı halde depolanır. Tesisatlarda; sistem basıncına göre düşük et kalınlıklı boru kullanılabilir. Halokarbon gazların boşaltma süresi 10sn’dir. Bu sürenin sağlanabilmesi için silindirlerin, korunan mahale mümkün olan en yakın yere; tercihen mahalin dışında yerleştirilmelidir. Halokarbon sistemlerde stoklama basıncının düşük olması ve daha az sayıda silindir gerektirmesi nedeniyle işletme ve bakım maliyetleri düşüktür. Normalde insan bulunan mahallerde kullanımına; ancak tasarım konsantrasyonunun insana zarar verebilecek en düşük seviyenin (LOAEL) altında olduğu yerlerde izin verilir. Söndürücü gaz için öngörülen maksimum güvenli maruz kalma süresi 5 dk.’dır. Söndürücü gaza bu süreden daha uzun süre maruz kalınması durumunda fiziksel veya toksik etkiler olabilir. 5dk’dan daha düşük bir maksimum güvenli maruz kalma süresi gerektiren tasarım konsantras-
Söndürücü Gazların Karakteristikleri Söndürücü Gazlar Kimyasal Formülü Kimyasal Adı Renk Koku Elektrik iletkenliği Molekül Kütlesi Kaynama Noktası (1,013barda) Donma Noktası Silindir Basıncı Maks. Doldurma yoğunluğu 50ºC’de maks. çalışma basıncı Yaklaşık ölümcül konsantrasyon NOAEL LOAEL Ozon tabakasına zarar Sera etkisi potansiyeli (100 yıl)
HFC-227ea
HFC-125 Özellikleri
IG-01
IG-541
CF3CHFCF3 CF3CHF2 Ar N2 / Ar / CO2 Heptaflorpropan Pentafloretan Argon %52N2+%40Ar+%8CO2 Renksiz Renksiz Renksiz Renksiz Hemen hemen Hemen hemen Kokusuz Kokusuz kokusuz kokusuz Yok Yok Yok Yok 170 120,02 39,9 34 -16,4 ºC -48,09 ºC -185,9 ºC -196 ºC -131,1 ºC -101 ºC -189,4 ºC -78,5ºC Depolama Bilgileri 25 / 42 bar 25 / 42 bar 200 / 300 bar 200 / 300bar 1150kg/m3 929 / 880 kg/m3 Basınç/Sıcaklık grafiklerine uygun 34bar / 53 bar 40bar / 63bar 235 / 362bar 235 / 360bar İnsana ve Çevreye Etkileri > %80 > %70 12% (O2)
9,00% 10,50% 0 2050
7,50% 10% 0 2800
43% 52% 0 0
yonları ile tasarlanan sistemler insanlı mahallerde kullanılamaz. Yangın esnasında ortama boşaldıklarında; yapılarındaki özelliklerden dolayı yangınla ya da sıcak yüzeylerle girdikleri kimyasal reaksiyonlardan sonra bozunma ürünleri oluşabilir. Halokarbon gazlar ozona zarar vermezler. Halokarbon gazların sera etkisi potansiyeli yüksektir ancak sadece yangın sırasında veya kazara boşalan sistemlerin yarattığı CO2 salınımı; dünyadaki sera etkisi yapan günlük CO2 salınımıyla bile kıyaslanamayacak kadar az olmaktadır. Inert gazların seçiminde aşağıdaki konular dikkate alınmalıdır: Inert gazlar ortamdaki oksijen oranını yanma sınırının altına düşürerek; yangını söndürür. Inert gazlı sistemler, gaz fazında depolandığından, daha fazla silindir ve buna bağlı olarak silindir yerleşimi için daha fazla alan gerektirir. Inert gazlar, yüksek basınçlarda(200-300bar) gaz fazında depolanabilir. Inert gazların sistem basıncı manifolddan (ya da son piyasaya çıkan sistemlerden sonra direkt olarak vana başlığında) itibaren 60 bar’a düşürülür. Inert gazların kullanıldığı sistemlerde aşırı basınç probleminden dolayı relief damper kullanılması zorunlu olabilir. Inert gazlarda boşaltma süresi 60sn’dir. Boşaltma süresi ve sistem basıncının yüksek olması; silindir odasına uzak mesafede borulama gerektiren mahallerde kullanılmasına olanak sağlar. Inert gazlar; her zaman her yerde rahatlıkla bulunabilen ve dolumu çok ucuz bir gazdır. Boşalan sistemlerin yeniden dolumu ve sistemin yeniden işletmeye alınması işletmeciye ciddi bir mali yük getirmeden mümkün olabilmektedir. Normalde insan bulunan mahallerde kullanımına, ancak tasarım konsantrasyonunun insana zarar verebilecek en düşük seviyenin (LOAEL) altında olduğu yerlerde izin verilir. Normalde in-
78 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
san bulunan yerlerde kullanımında, sistem üretici tasarım manuelinde verilen tasarım konsantrasyonlarının üzerinde tasarım yapılmamasına dikkat edilmelidir. Inert sistemlerde; bir merkezden görece daha uzakta bulunan korunması istenen hacimlere, aynı anda birden fazla noktada yangın riski olmayacağı kabulü yapılarak, seçici yönlendirme vanaları kullanımı ile koruma sağlanabilmektedir. Bu uygulamada en büyük hacim için sistem kapasitesi belirlenir ve diğer odalar aynı merkezden koruma sağlanır. Inert gazlar ile yapılan yangın söndürmede ölçülebilir bir bozunma ürünü oluşmaz. Bununla beraber yangının kendisinden kaynaklanan bozunma ürünleri önemli miktarlarda olabilir ve insanların bulunması için uygun olmayan ortam oluşturabileceği unutulmamalıdır. Atmosferde doğal olarak bulunurlar. Ozona zarar vermeyen ve sera etkisi potansiyeli olmayan gazlardır. Mahalde bulunan yanıcı maddenin türü ve yangın sınıfı belirlenmelidir. a) A sınıfı yüzey yangın: A sınıfı yangınlar; yanıcı katı maddeler yangınıdır. Odun, kağıt, kumaş, plastikler gibi madde yangınları bu sınıfa girer. b) A sınıfı yüksek tehlike yangın: A sınıfı yangınlarda aşağıdaki durumlardan herhangi birinin bulunması halinde A sınıfı yüksek tehlike olarak tanımlanır: Çapı 100mm’den fazla olan kablo demetleri Dolum yoğunluğu kesitinin %20 ’sinden fazla olan kablo kanalları Yatay veya dikey kablo kanalı rafları (250 mm’den daha yakın) Söndürme süresince enerji sağlanan ekipmanlar, güç tüketiminin 5kW’ın üzerinde olduğu durumda
c) B sınıfı yangın: Yanıcı sıvı maddeler yangınıdır. Benzin, benzol, makine yağları, laklar, yağlı boyalar, katran, asfalt gibi madde yangınları bu sınıfa girer. Koruma süresi: Söndürücü gaz konsantrasyonunun elde edilmesi yeterli değildir. Bu konsantrasyonun mahalde acil faaliyetlere olanak verecek sürede muhafaza edilmesi gereklidir. Bu durum tüm yangın sınıflarında eşit öneme sahiptir.Korunan hacimde söndürücü gazın konsantrasyonunun ne kadar süre ile muhafaza edileceği tespit edilmelidir. Bu süreye tutma süresi denir. Tahmini tutma süresi kapı fan testi yapılarak veya aşağıdaki kriterleri sağlamak üzere tam boşaltma testi yapılarak doğrulanmalıdır. a) Tutma süresi başlangıcında, korunan hacmin her yerindeki konsantrasyonu,tasarım konsantrasyonu olmalıdır. b) Tutma süresi sonunda, korunan hacmin içinde tehlikeye maruz en yüksek noktada söndürücü gaz konsantrasyonu, söndürme konsantrasyonundan az olmamalıdır. c) Tutma süresi yetkili kuruluşlarca farklı tanımlanmadıkça 10dk’dan az olmamalıdır. Sızdırmazlık: Söndürücü gazın, açıklıklardan bitişikteki tehlikeli alanlara veya çalışma alanlarına kaçmasını önlemek için; bu açıklıklar kalıcı olarak sızdırmaz biçimde kapatılmalı veya otomatik kapatma tertibatlarına sahip olmalıdır. Söndürücü gazı belli hacimde tutmak uygulamada mümkün değilse; koruma bitişik tehlikeli bağlantıları kapsayacak şekilde geliştirilmelidir. Cebri çekişli havalandırma sistemleri gaz boşalmadan önce, otomatik olarak kapatılmalıdır. Korunan alan sınırları içinde söndürme sisteminin performansını etkileyici olası tüm tesisatlar (örneğin; yakıt ve güç beslemeleri) uygulama öncesi veya boşalma ile eş zamanlı olarak kapatılmalıdır.
YANGIN GÜVENLİĞİ
Endüstriyel tesislerde yangın güvenliği 2 Katalitik sensörler birçok yanıcı gazın alt patlama sınırlarına(LEL) kadar tespitinde mükemmel sonuçlar verirler. Sensörün gaza cevap verme süresi ölçülen gaza göre değişiklik gösterir; ağır (havaya göre) ve büyük moleküllü gazlara karşı cevap verme süresi daha uzundur. Özkan KARATAŞ / Yönetim Kurulu Başkanı PROSENSE TEKNOLOJİ SAN. LTD. ŞTİ.
E
Gelişen teknoloji ile birlikte ortamda belli bir seviyenin üzerinde bulunmaları halinde tehlike doğurabilecek gazların tespiti amacıyla farklı prensiplerle çalışan gaz sensörleri üretilmiştir. Tespit edilecek gaz çeşitlerine göre kullanılabilecek gaz sensör çeşitleri Tablo 6’da gösterilmiştir. İdeal bir gaz sensörünün sahip olması gereken özellikler şöyle sıralanabilir; Seçicilik Kalibrasyon gereksinmesi Tekrarlanabilirlik Kararlılık Geniş ölçüm aralığı
80 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
Kullanım ömrü Tayin sınırı Hızlı cevap zamanı Hızlı geriye dönme zamanı Basitlik ve ucuzluk Yüksek duyarlılık Gaz algılama sistemlerinde sıklıkla kullanılmalarından dolayı burada Katalitik, İnfrared ve Elektrokimyasal gaz sensörleri anlatılacaktır.
Katalitik sensörler Katalitik sensörlerin çalışması yanıcı gazların oksidasyonu prensibine dayanır. Katalitik sensörler şekil 4’de görüldüğü gibi seramik bir topak içerisine bobin şeklin-
Tablo 6: Gazlar için kullanılabilecek sensör teknolojileri Tespit Sensör Edilecek Gaz Teknolojisi Yanıcı Gazlar
Zehirli Gazlar Oksijen
Katalitik Termal İletkenli İnfrared (IR) Yarıiletken Elektrokimyasal Alev İonizasyonlu (FID) Alev Isı Analizli (FTA) Elektrokimyasal Yarı İletken İnfrared (IR) Elektrokimyasal
de sarılmış platinyum bir telden oluşur. Topağın yüzeyi özel bir maddeyle kaplıdır yanıcı bir gazla karşılaştığında ısı veren bir oksi-
Şekil 6: Katalitik sensör T90 cevap süreleri
dasyona neden olur. Topak yüzeyinin çalışmaya başlamadan önce bir süre ısınması gerekir. Isınma işlemi içeride bulunan tel ile gerçekleştirilir. Gazın sensöre ulaşmasının ardından topak yüzeyinde başlayan oksidasyon sonucu bir ısı açığa çıkar. Bu ısı bobinin elektriksel direncinde değişikliklere neden olur; bu değişiklikler sensörden gelen sinyaller olarak algılanır. Çevresel değişiklikleri kompanze etme yetenekleri sayesinde katalitik sensörler kullanımda birçok avantaj sağlarlar. Zero ve span gaz değerlerinde linearite, tekrar edilebilirlik (kalibrasyon sonrası aynı değerlerin ölçülebilmesi), yeniden üretilebilirlik( aynı fabrikadan üretilen aynı modelli sensörlerden aynı sonuçların alınması) bunlardan bazılarıdır. Katalitik sensörler birçok yanıcı gazın alt patlama sınırlarına(LEL) kadar tespitinde mükemmel sonuçlar verirler. Sensörün gaza cevap verme süresi ölçülen gaza göre değişiklik gösterir; ağır (havaya göre) ve büyük moleküllü gazlara karşı cevap verme süresi daha uzundur. Katalitik sensörler çevresel faktörlerden oluşabilecek yanlış sinyalleri engellemek için içerisinde bir kompanzatör ile birlikte üretilirler. Şekil 5’te sensör içerisinde bulunan kompanzatör
görülmektedir. Kompanzatör yüzeyi katalizör ile kaplanmadığı için gaz tespiti sırasında oksitlenme gerçekleşmez. Isı, nem ve basınç değişimleri gibi çevresel koşullar aktif ve referans sensörde aynı etkiyi yaptıkları için wheatstone köprüsünün çıkış değeri bozulmaz. Katalitik sensörlerin Metan gazı için T90 süresi Şekil 6’da gösterilmiştir ve genellikle 5-10 saniye olarak ölçülür. Sensörler sinter filtreler ile korundukları için bu süreler bir miktar artabilmektedir. Çıkış değerleri büyük ölçüde %100 LEL’e kadar lineer olmasına rağmen katalitik sensörlerin bu seviyeye kadar uzun süreli kullanılmaları pek tavsiye edilmez. LEL değeri yükseldiğinde ortamdaki oksijen seviyesinde azalma olabilir. Böyle bir durumda yanıcı gazın katalizasyonu için yeterli oksijen olmayabilir ve yanıcı gaz tam olarak tespit edilemez ve yanlış ölçüm yapılma riski ortaya çıkar. Şekil 7’de ortamda artan Metan gazına karşı sensörün verdiği çıkış değeri görülmektedir. Katalitik sensörler birkaç dakikadan fazla yüksek konsantrasyonda gaza maruz kalırsa zarar görebilir ve duyarlılığını kaybedebilir. Bu yüzden düzenli zaman aralıklarında sensörler kontrol edilmeli ve kalibrasyon yapılmalıdır. Normal çalışma koşullarında katalitik sensörlerin çalışma ömürlerinin 5
Şekil 8: Zamana göre çıkış sapma eğrisi
yıldan daha fazla olması beklenir. Sensörlerin modeline göre her yıl hassasiyetlerinden %5-10 arasında bir azalma olur; bu yüzden ve zorunlu direktiflere göre her 3-6 ay arasında sensörlerin kontrolü ve yeniden kalibrasyonu gerekmektedir. Şekil 8’de örnek bir katalitik sensörün zamana göre çıkış değer sapması görülmektedir. Katalitik sensörlerin çalışma performanslarını etkileyen iki unsur vardır, zehirleyiciler ve engelleyiciler. Engelleyiciler geçici duyarsızlıklara neden olurlar. Gaza karşı hassasiyet; sensörün bir süre temiz havada tutulmasının ardından yeniden kazanılır. En bilinen engelleyiciler; H2S, Klorin, Klorlanmış Hidrokarbonlar ve Halojenli bileşiklerdir. Zehirleyici bileşikler sensörlerin duyarlılığında kalıcı hasarlara yol açarlar; sensörün tamamen kullanılamadığı durumlarda oluşabilmektedir. Silikon bileşikleri ve Tetraetil Kurşun en bilinen zehirleyicilerdir. Engelleyiciler ve zehirleyiciler gaz tespitindeki en büyük problem kaynaklarıdır. Bu yüzden gaz alarm sistemlerinin bu kirleticilere maruz kalmamasına büyük özen gösterilmelidir.
İnfrared sensörler
Şekil 7: Ortamdaki Oksijen miktarına göre katalitik sensör çıkış linearitesi
Hidrokarbon grubu gazların ve bazı özel gazların, belli dalga boyundaki ışığı soğurma özelliğinden faydalanarak gaz konsantrasyonu ölçümü yapan sensörlerdir. Şekilde 9’da bazı gazlar için emilim bandı gösterilmektedir. Yapılarından dolayı kullanıcılara bir çok
Mart 2016 Güvenlik Yönetimi n 81
YANGIN GÜVENLİĞİ
Şekil 10: İnfrared sensörlerin yapısı
avantaj sağlarlar. Sıcaklık değişimleri ve neme karşı tamamen güvenilirlerdir. Zehirlenme riskleri yoktur aynı zamanda yüksek seçiciliğe sahiplerdir. Genel olarak İnfrared sensörlerin yapısı Şekil 10’daki gibidir. IR ışık kaynağı içinde gaz bulunan bir yol boyunca optik alıcıya bir ışın gönderir. Gazın hissedilmesiyle birlikte özel dalga boylarında gaz içinden geçen IR ışın ile referans sinyal arasında sönüm farkı oluşur. Gaz konsantrasyon bilgisi oluşan bu sönüm farklılığının yorumlanması temeline dayanır. Sensörler modüle edilmiş sinyale ihtiyaç duydukları için ışık kaynağı sürekli titreşimlidir. Yapı içinde bulunan referans sensor tespit edilecek gazdan etkilenmemesi için IR bant dışında tutulur. Kullanılan sensörler fotovoltaik, fotoconductive veya pyroelektrik olabilirler. Kullanılan ışık kaynağı tungsten lamba, led ya da IR kaynağı olabilir. Bazı optik elemanlar şekilde de görüldüğü gibi korozyondan etkilenmemesi için optik yolun sonuna yerleştirilirler. Ortamdaki basınç değişimleri IR sensöre ait işaretin “Zero” değerinde her hangi bir değişime neden olmaz; fakat gaza karşı duyarlılık basınçla doğru orantılıdır. Bu hassasiyetten dolayı basınç değişimlerinin olduğu duruma dikkat edilmelidir.
82 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
Baştan dikkat edilecek uygun bir detektör tasarımıyla bu etki rahatlıkla minimize edilebilir. IR gaz sensörleri çalışması için Oksijene ihtiyaç duymadığı için birçok yanıcı gazın(Hidrojen dışında) hacmen %100 seviyesine kadar izlenmesini mümkün kılar. Uygun dalga boyu ve optik yol boyu seçilerek yapılan iyi bir tasarım sonucu; hidrokarbonların toplam ölçümü; bir bileşik içinden seçilen gazın ölçümü, gazın küçük konsantrasyonlu olmasında ppm ölçümü başarıyla yapılabilir. Aynı dalga boyundaki farklı gazlar ölçüm sırasında sıkıntılara yol açabileceğinden detektör konumlamaları sırasında bu duruma dikkat edilmelidir.
Elektrokimyasal sensörler En eski elektrokimyasal sensörler; 1950 yıllarında oksijen ölçümleri için kullanılmıştır. Son yıllarda; sınırlı alan uygulamalarında yanıcı gazlar ve zehirli gazların kontrollerinde daha seçici ve yeni elektrokimyasal sensörler geliştirilmiştir. En basit haliyle elektrokimyasal sensörler zayıf bir elektrolit kaplamayla ayrılmış algılayıcı ve karşıtı olmak üzere iki elektrottan meydana gelir. Bu yapı likit, jel ve son zamanlarda kullanılan haliyle katı formda olabilir. Şekil 11’de de görüldüğü gibi elektrolit gaza karşı geçirgen bir membran ile dış ortamdan izole edilir. Gaz difüzyon ile membranı geçip sensöre giriş yaparak oksidasyonu başlatır ve ortamdaki gaz konsantrasyonuna göre bir akım ortaya çıkar. Katalitik sensörlerin çalışması için küçük bir güce ihtiyaçları vardır. Şekil 12’de elektrokimyasal sensörün kullanıldığı gaz alarm devre yapısı gösterilmiştir. Ölçüm sonuçları lineer, kesin ve çok hassastır. Cevap verme süreleri 30 ila 60 saniye arasındadır. Çok küçük
Şekil 12: Elektrokimyasal sensör devre yapısı
ppm değerlerinde bile ölçüm büyük bir başarıyla yapılır. Elektrokimyasal sensörlerin ömürleri genellikle 2-3 yıl kadardır. Oksijen sensör ömrü hızlı oksidasyon ve elektrolitin daha hızlı tükenmesi nedeniyle daha kısadır ve genellikle 1-2 yıldır. Sensör ömürlerinin ölçülen gaza, gazın konsantrasyonuna ve ölçüm yapılma sıklığına göre değişkenlik gösterebileceği unutulmamalıdır. Elektrokimyasal sensörler birkaç yanıcı gaz dışında genellikle zehirli gazların algılanmalarında kullanılırlar. Hidrojen ve Karbon monoksit konsantrasyonlarını alt patlama sınırlarına kadar ve oksijeni hacmen %25 seviyesine kadar ölçümleyebilirler. Sıcaklık ve nemli ortamlar sensor hassasiyetini düşürebilmektedir, bu yüzden tasarımlarda sıcaklığı sabit tutacak düzenekler kullanılması daha iyi ölçüm sonuçları için tavsiye edilir.
Silikon bileşikleri ve Tetraetil Kurşun en bilinen zehirleyicilerdir. Engelleyiciler ve zehirleyiciler gaz tespitindeki en büyük problem kaynaklarıdır.
YANGIN GÜVENLİĞİ
Jotun Boya Projesi Yüksek oranda yanıcı ve parlayıcı bir kimyasal olan solventin güvenli bir şekilde saklanabilmesi ve olası bir yangın durumunda söndürme sisteminin hızlı bir şekilde aktivasyonu için; yüksek hassasiyetli ve korumalı bir yangın algılama sistemi tasarımı ve uygulaması gerekmektedir. EMO AYVAZ
J
otun Boya; 2015 yılında Tekirdağ Çerkezköy’deki tesislerinde ilave depolar ve idari binalardan oluşan yeni birimler inşa etti. Yeni binaların bir kısmında genel yangın ihbar ve alarm sistemi ile otomatik sprinkler sistemi kurulurken; iki yeni depoda da köpüklü otomatik yangın söndürme sistemi devreye alındı. Bu depoların içinde bin metrekare büyüklüğünde olan solvent deposuna Yüksek Genleşmeli Köpüklü Söndürme Sistemi kuruldu. Solvent deposu 50 metre uzunluğunda; 18 metre genişliğinde ve 12 metre yüksekliğinde olan bina, toz boya üretiminde kullanılan başlıca malzemelerden olan solventin depolama alanı olarak kullanılıyor. Yüksek oranda yanıcı ve parlayıcı bir kimyasal olan solventin güvenli bir şekilde saklanabilmesi ve olası bir yangın durumunda söndürme sisteminin hızlı bir şekilde aktivasyonu için; yüksek hassasiyetli ve korumalı bir yangın algılama sistemi tasarımı ve uygulaması gerekmektedir.
Uygulama Bölgedeki yangın algılama sisteminin, söndürme sistemini tetikleyebilecek ve ilgili söndürme onaylarına sahip olacak bir sistem
84 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
olma gerekliliğinden dolayı, sistem merkezi olarak söndürme kontrol paneli tercih edildi. Ortam, yüksek hassasiyet ve sıfır hata gerektirdiği için algılama elemanlarının birden fazla türde olması gerektiği sonucuna varıldı.Ortamda hem alev hem de duman algılaması yapılması öngörüldü. Alev algılaması yapılmadan önce deponun nasıl bir yapı olduğunun ayrıntılı olarak incelenmesi gerekiyordu. Aşağıdaki resimde de görüldüğü gibi deponun içi; boyca uzanan 5 adet raf grubundan oluşuyordu. 12 adet alev dedektörü, raf aralarını kör nokta olmadan izleyebilmek amaçlanarak konumlandırıldı. Alev dedektörleri; raf aralarını kör nokta olmadan izleyebilecek şekilde yüksek görüş açılı ve 3 kızılötesi sensörlü olarak seçildi. Bu dedektörler, üç ayrı sensöre sahip olmaları nedeniyle hatalı alarm eleme özellikleri çok yüksek detektörlerdir. Yangına neden olan yakıt türüne bağlı olmakla birlikte algılama mesafesi yaklaşık 60 mt civarında ve alevi algılama süreleri 3-5 saniye mertebesindedir. Dedektörler özellikle kış aylarında bölgede oluşabilecek soğuk hava ortamından dolayı; muhafazalarının içinde, optik camın buğulanmasını engelleme amaçlı bir ısıtıcı ünitesi-
ne de sahiptir. Bu projede kullanılan alev dedektörünün marka/ model ve görünümüyle ilgili bilgiler şöyledir:
Duman algılama dedektörleri Duman algılaması, alev algılamanın yanında destek ve onaylama görevi üstlenmesi amacıyla planlandı. Alanın büyüklüğünden ve yüksek güvenlik gerekliliğinden
dolayı, noktasal duman dedektörleri yerine çok daha hassas ve güvenilir olan hava örneklemeli duman algılama sistemi uygulaması gerçekleştirildi. Aşağıdaki resimde görüldüğü gibi; deponun sağ üst ve sol alt köşelerinde 2 adet hava örneklemeli sistem paneli yerleştirildi ve panellerden çıkan 3’er adet boru hatları, depo boyunca enine konumlandırıldı. Bu dedektörlerin ortamdan hava emişi yaptıkları en uzak delikten dumanın dedektör hücresine ulaşıp bir alarm üretme süresi standartlara uygun olarak 120 saniyenin altında kalacak şekilde tasarım ve hesap yapıldı. Hava örneklemeli duman dedektörü 4 kanallı, maksimum 200 metre boru hattı ile yüksek hassasiyette algılama yapabilecek şekilde seçildi. Kirlilik önleyici filtresi ve yanlış alarm ayıklama becerisi, ürünün seçilmesinde büyük rol oynadı.
dostu bir yapıda ve kolay konfigüre edilebilmesi özelliği de düşünüldü. Tek söndürme bölgeli, çapraz zonlu çalışma mantığına uygun, manuel boşaltma, bekletme, alarm devreleri, algılama devreleri, alarm ve hata çıkış röleleri gibi standart birçok özelliği üzerinde barındırması gerekiyor.
Yangın söndürme sistemi senaryosu
Yangın söndürme kontrol paneli
Yukarıdaki bölümde de belirtildiği gibi sistem merkezinin; söndürme tetiklemesi yapabilen özellikte ve söndürme onay sertifikasına sahip olması gerekmekteydi. Söndürme kontrol paneli seçimi yapılırken; bu özelliklere dikkat edildiği kadar, panelin kullanıcı
Sistemin yangın senaryosu tasarlanırken; öncelikli olarak düşünülen özellik, söndürme tetiklemesi yapılmadan önce yangının, hem duman hem alev dedektörleri ile algılanması gerekliliğiydi. Böylece yanlış alarmdan dolayı oluşan bir söndürme aktivasyonu engellenecekti. Bu amaçla çapraz zonlu çalışma mantığına göre alev dedektörleri bir algılama devresine (zone1), hava örneklemeli tip duman dedektörleri ise diğer algılama devresine (zone2) bağlandı. Bu şekilde hatalı boşaltmalar ihtimal dışı bırakılmış olur. Yangının oluşma/gelişme özelliğine göre önce algılayan dedektör söndürme kontrol paneline alarm düşürür. Kontrol paneli, birinci aşama flaşörlü siren devresini enerjilendirerek ön uyarıyı vermiş ve alanda bulunabilecek
insanların tahliyesini sağlamış olur. Ayrıca ön uyarı geldikten sonra yangının gerçekliği için alanı teftiş etmek ve gerçek bir yangın durumu varsa söndürme sistemini –ikinci algılama devresinden alarm gelmesi beklenmeden- manuel butonlar aracılığıyla hemen aktive etmek de mümkün olur. Kaçış kapılarının yanında bulunan ve iki ayrı butondan oluşan manuel aktivasyon buton noktaları, manuel söndürme komutunu birçok noktadan vermeyi mümkün kılıyor. Kontrol panelinin her iki devresine (Otomatik detektörlerden veya manuel butonlardan) alarm düşmesi sonrasında, önceden belirlenmiş olan bir geri sayım süresi-tahliye amaçlı- boyunca ikinci aşama uyarı cihazları (bu projede alarm zilleri) devreye giriyor. Bu süre sonunda yüksek genleşmeli köpük sisteminin tahrik edilmesiyle köpük depoya borular aracılığıyla yürüyor. Yangın söndürmenin başarısı hızlı algılama ve aktivasyon ile doğru orantılı olduğundan yukarıda açıklanan süreç hızlı bir şekilde gelişiyor ve sonlanıyor. Manuel boşaltma butonlarının yanında birer tane manuel bekletme/ durdurma butonu da bulunuyor. Olası tahliye sorunları veya hatalı alarmlar veya teftiş ederek emin olduktan sonra boşaltmaya izin verme durumları için manuel durdurma butonları kullanılıyor. Lokal söndürme kontrol paneli ile kumanda edilen sistemin genel alarm, genel hata ve boşalma bilgileri aynı zamanda merkezi yangın alarm sistemine adresli monitör modülleri aracılığıyla bilgi vererek sürekli insan bulunan güvenlik merkezine tüm sinyallerin anında ulaşması da sağlanmıştır.
Mart 2016 Güvenlik Yönetimi n 85
YANGIN GÜVENLİĞİ
Saniyeler içinde güvenilir ve doğru yangın algılama AVIOTEC; diğer çözümlerin hızlı algılamada yetersiz kaldığı kereste ve kâğıt fabrikaları, hangarlar veya yangın algılamanın zor olduğu çok geniş ortamlar için ideal güvenlik sunuyor. BOSCH GÜVENLİK SİSTEMLERİ
B
osch Güvenlik Sistemleri, zorlu ortamlarda güvenilir ve erken yangın tespitine yönelik yeni bir çözüm olan AVIOTEC’i pazara sundu. AVIOTEC; yüksek tavanlı binalar ya da nemli alanlar gibi yangın algılamanın zor ve algılama süresinin uzun olduğu ortamlarda, duman ve alevin erken algılanmasına olanak sağlıyor. AVIOTEC; diğer çözümlerin hızlı algılamada yetersiz kaldığı kereste fabrikaları, kağıt fabrikaları, hangarlar veya yangın algılamanın zor olduğu çok geniş ortamlar için ideal güvenlik sunuyor. Güvenlik kameralarındaki akıllı algoritmaları
86 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
kullanan AVIOTEC; duman ve alevler kameranın görüş alanına girdiği anda algılamayı gerçekleştiriyor. Noktasal dedektörlerde algılama yapmak dakikalar alabilirken; yangını tavan yerine kaynakta algılayan kameralar saniyeler içinde alarm verebiliyor. AVIOTEC; gerçek yangınları yansıma, hareket ya da arka ışık gibi hatalı alarm kaynaklarından ayırt etmek için akıllı algoritmalar kullanıyor. Bu da neredeyse hiç yanlış alarm vermeden oldukça güvenilir algılama yapılmasına olanak sağlıyor. Tüm test yangınlarında (TF1-TF8) kanıtlanmış algılama güvenilirliği sunan AVIOTEC; tek
bir kamera ile çalışmanın yanı sıra merkezi yönetim sistemi ile kontrol edilen ağdaki tüm kameralara kadar genişleme kapasitesine sahip bulunuyor. Alarmların mevcut bir yangın alarm paneline ya da iPad gibi mobil bir cihaza iletilmesine imkân sağlayan AVIOTEC; aynı zamanda yangın paneli kullanımının maliyetli olduğu enerji santralleri ya da kontrol kulübesi gibi çok küçük ve dağıtılmış tesislerde de kullanılabiliyor. PoE (Ethernet üzerinden güç) kameraların kullanımı, ayrı güç kaynaklarının ve güç kablolarının kullanımını ortadan kaldırıyor; bu da AVIOTEC’i daha düşük maliyetli bir çözüm haline getiriyor.
YANGIN GÜVENLİĞİ
Tema İstanbul Projesi 15 adet panel ile birlikte 25.000 civarında yangın algılama sistem elemanı (detektör, buton, modül, siren-flaşör) fiber optik network alt yapısını kullanarak tek bir panel gibi çalışmaktadır. SCHRACK SECONET
A
ICS Güvenlik; elektronik güvenlik, zayıf akım sistemleri ve entegre bina kontrol sistemleri konusunda çözüm üreten bir firmadır. 2009 yılından bu yana Schrack Seconet Yangın Algılama Sistemleri ile birçok projeye imza atmıştır. ICS Güvenlik sunmuş olduğu çözümlemelere güvenerek sahip çıkar ve bu çözümlemeler sonucunda satış sonrasında problemler yaşamadan sistemlerin optimal çalışmasına olanak sağlar. Türkiye’nin en büyük konut projelerinden olan ve güvenliği üst seviyede tutan Tema İstanbul bu projelerden biridir. 3 bin metrekarelik bölümü kapalı olmak üzere; 6.400 araçlık kapalı otoparkı ile geniş bir alana yayılan bu yaşam
88 n Güvenlik Yönetimi Mart 2016
merkezinde ICS Güvenlik ile yangın algılama, acil anons ve CO sistemleri konusunda işbirliği yapılmıştır. Tema İstanbul; Temmuz 2015’te lansmanını gerçekleştiren ve Türkiye’nin en büyük konut şantiyesinin kurulması ile 3.531 konutu 24 ay gibi rekor bir sürede tamamlayan mega bir projedir. Bu projede ICS Güvenlik 6 ay gibi kısa bir sürede güvenlik sistemlerini çalışır halde teslim etti. Tema İstanbul Projesi’nde; ICS Güvenlik ve Yangın Algılama sisteminin görevini her koşulda eksiksiz yerine getirebilmesi için %100 yedekli çalışacak şekilde dizayn edilmiş olan modüler yangın algılama panelleri, panellerde loop (çevrim) uzunluğu 3,500 m ve her loop için 250 cihaz olmak üzere her ortama göre kendini ayarlayabilen akıllı detektörlerden dolayı SchrackSeconet markası tercih edilmiştir. Tema İstanbul Projesi’nde; konut bölgesi,sosyal tesis ,cafe , okul , anaokulu ,ticaret merkezi ve ticaret merkez dahilinde bulunan marketlerde, 21 adet panel ve 28.500 adet yangın algılama sistem elemanı (detektör, buton, modül, siren-flaşör) kullanılmıştır. Özellikle 4,5 km bir alanda bulunan konut bölgesindeki yangın algılama sisteminde kullanılan 15 adet panel ile birlikte 25.000 civarında yangın algılama sistem elemanı (detektör, buton, modül,
siren-flaşör) fiber optik network alt yapısını kullanarak tek bir panel gibi çalışmaktadır. Bu doğrultuda 3531 adet konut ve kapalı otoparklardan herhangi bir alandan gelen alarm bilgisi sistem odasında bulunan ekrana düşmekte olup, sistem yangından korunma için diğer sistemler ile entegre çalışmakta olup (acil anons, CO sistemi, asansör, damperler, egzoz fanları vb.), çalışma biçimi ve olay akışı (senaryo) dahilinde gerekli uygulamayı gerçekleştirmektedir.
ABONE FORMU
ABONELİK BİLGİLERİ GÜVENLİK YÖNETİMİ DERGİSİNE 1 YILLIK ABONE OLMAK İSTİYORUM. ADI, SOYADI : FİRMA ADI : DOĞUM TARİHİ/YERİ: DERGİ TESLİM ADRESİ ADRES
:
POSTA KODU / SEMT / ŞEHİR DİĞER BİLGİLER: MESLEK
:
:
TEL
:
FAX
:
GSM
:
FATURA ADRESİ: ADRES:
POSTA KODU / SEMT /ŞEHİR VERGİ NO / DAİRESİ Güvenlik Yönetimi Dergisi’nin 1 yıllık abonelik bedeli 85 TL. + KDV’dir. Abonelik bedelini İş Bankası - Perpa Şubesi - Hesap No: 1188 0542685 IBAN: TR76 0006 4000 0011 1880542685 yatırdıktan sonra dekontun fotokopisi ile birlikte bu formu doldurarak 0212 210 54 45’’ye fakslayıp yada yesim@guvenlik-yonetimi.com adresine mail atarak hemen abone olabilirsiniz.
R
E
K
L
A
79
2-3
37
33
1
ö.K.İ
57
M
I
N
D
E
96
21
87
61
39
43
83
71
89
67
17
13
77
27
31
15
65
51
45
95
11
A.K.
19
91
23
A.K.İ.
4-5
93
9
K
S