r ö t i d E
İstanbul kahveye doydu, biz içmelere doyamadık Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB), Türkiye genelinde konaklama sektörü yatırımlarında Temmuz 2016’da proje sayısının azaldığını, ancak yatırımların parasal miktarında hafif de olsa artış meydana geldiğini açıklamıştı. 7 aylık dönemde yatırımlarda bir gerileme havası yaşandı. Turizmdeki sıkıntılı bu sürece bağlı olarak yatırımlarda bir gerileme var. Nitekim uluslararası zincir gruplardan da Türkiye’ye yatırım haberleri gelmeye devam ediyor. Hilton Worldwide, Türkiye’deki otel zinciri halkasına Hilton Garden Inn Eskişehir ve Hampton by Hilton Istanbul Zeytinburnu’nu eklediğini duyurdu. Choice Hotels International Sevkon Gayrimenkul iş birliği ile Türkiye’deki ilk Ascend Hotel Collection’ı Alaçatı’da açacağını açıkladı. Son olarak Mandarin Oriental, Bosphorus İstanbul için 2019 yılını açılış takvimine ekledi. Türkiye’nin en yeni yatırımlarını dergimiz sayfalarında inceleyebilirsiniz. Bu yıl 3. sü gerçekleştirilen İstanbul Coffee Festival, Küçükçiftlik Parkı’nın yemyeşil doğasında tabiri caize şehri kahveye doyurdu. 30 bine yakın kahve severin yaklaşık 120 bin fincan tükettiği festivalde gelen rakamlara göre günlük 3 ton süt kullanıldı, 1200 personel görev aldı, festivalin dört günlük ekonomik katkısı iki milyon dolar olarak gerçekleşti. Tabii ki her şey güne keyif katacak bir fincan kahve lezzeti içindi… Bizler de dört gün boyunca şehrin bu en görkemli kahve festivalinde bir yandan nefis kahvelerimizi yudumlarken bir yandan da sizler için o muhteşem ambiyansı görüntüledik. Demet Uğur, turizmci bir ailenin ikinci kuşak ferdi, Kıdan Turizm A.Ş.’nin de Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı. 22 yaşından beri bu sektörün içinde. Otelciliğe ilk adımı Alanya Galeri Resort Otel’in ön büro departmanında atan Uğur, tabiri caizse “yönetici doğulmaz, olunur” savının en başarılı örneklerinden biri. Azimli, çözüm odaklı, üretmeyi seven ve bir miktar da duygusal, aidiyet duygusu
İmtiyaz Sahibi
İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK İç ve Dış Tic.Ltd.Şti. Adına H. FERRUH IŞIK GENEL MÜDÜR MEHMET SÖZTUTAN mehmet.soztutan@img.com.tr SORUMLU MÜDÜR YUSUF OKÇU yusuf.okcu@img.com.tr YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ HATİCE ÜNAL BİLEN hatice.unal@img.com.tr YAYIN DANIŞMANLARI
Prof. Dr. HÜSNÜ GÜNDÜZ Prof. Dr. MUHAMMET ARICI Prof. Dr. İSMAİL KAYA GÜRKAN BOZTEPE Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı TURGUT AY Türkiye Aşçılar ve Şefler Federasyonu Başkan Yrd.
REKLAM KOORDİNATÖRÜ EMİR ÖMER ÖCAL emir.ocal@img.com.tr CONSEPT TASARIM FATMA DEMİRBAĞ fatma.demirbag@img.com.tr FOTOĞRAF EDİTÖRÜ HAKKI GÜNERKAN hakki.gunerkan@img.com.tr KAPAK FOTOĞRAFI MEKAN CITY COOKS FOTOĞRAF ÜMİT BAŞER ALKAÇ YAPIM-PRODÜKSİYON BUTTERFLY CHOCOLATE
website
www.hotelrestaurantmagazine.com
gelişmiş bir yönetici o. Şu sıralar hummalı bir çalışmayla İstanbul Bayrampaşa’da ilk şehir otelini açmanın heyecanını yaşayan Demet Uğur ile hazırlıklarda son aşamaya gelinen Lionel Hotel’de bir araya geldik; turizme başlangıç hikayesinden yöneticilik anlayışına, Lionel Hotel’den turizmci grubun yeni yatırımlarına kadar her şeyi konuştuk. Mevlana dergahının aşçıbaşısı Ateşbaz-ı Veli adına her yıl düzenlenen “Ateşbaz-ı Veli Mutfak Kültürü Günleri bu yıl İstanbul’dan sonra ilk defa öz yurdu Konya’da, 20-24 Eylül tarihleri arasında gerçekleşti. Baştan söyleyeyim, ulusal ve uluslararası konukların katlımıyla düzenlenen Mutfak Günleri, tam bir gastronomik tur, 360 derece Konya kent turu kıvamında geçti. Konya Büyükşehir Belediyesi’nin davetlisi olarak yer aldığımız bu özel organizasyonda sadece Konya’nın unutulmaz tatlarına doymakla kalmadık aynı zamanda Konya’nın tarihinde, kent değerlerinde, yaşam merkezlerinde, müziğinde, sanatında panaromik bir yolculuğa çıkma fırsatı da elde ettik. Bu keyifli Konya seyahatimin tüm ayrıntıları gastro etkinlik sayfalarımızda sizlerle… Bolu Mengenli bir ailenin aşçılar kervanına katılan dördüncü kuşak isim şefi... İsmail, İdris ve İbrahim ustaların saray ve konak mutfaklarından el verdiği ata yadigarı, mutfağın yüz akı Aydın Demir… Nasıl yazar, öyle kader işte... Osmanlı’nın saray ve konak mutfaklarından sonra İstanbul’un en lüks restoran ve malikanelerinde ustalıkla tencere kaynatan kökten büyükleri gibi Aydın Demir de şimdilerde yine bir saray mutfağında; İstanbul Boğazı’nın en kıdemli fine dining restoranlarından Feriye Palace’ta 33 yıllık deneyimini konuşturuyor. Keyifli okumalar dilerim.
Hatice Ünal Bilen MUHASEBE ve MUSTAFA AKTAŞ FİNANS MÜDÜRÜ mustafa.aktas@img.com.tr ABONE ve DAĞITIM NURTEN DEMİR nurten.demir@img.com.tr CTP - BASKI Vizyon Basımevi Deposite İş Merkezi A6 Blok Kat:3 No:309 Başakşehir Tel: 0212 671 61 51 info@vizyonbasimevi.com.tr İRTİBAT BÜROLARIMIZ BURSA +90.224 211 44 50-51 KONYA +90.332 238 10 71 ADRES Evren Mah. Bahar Cad. Polat İş Merkezi B Blok No:1 Kat:4 Güneşli-Bağcılar/İstanbul Tel: +90 212 604 51 00 Faks: +90 212 604 51 35
info@img.com.tr
hotel & restaurant hi-tech dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. hotel & restaurant hi-tech dergisinin bütün yayın hakları İletişim Magazin Gazetecilik San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan hotel & restaurant hi-tech dergisi ayda bir yayınlanır.
içindekiler
38
50
48 antre
34 Bayındır Sağlık Grubu ile TÜRSAB’dan sağlık turizminde iş birliği
8 Sektörden kısa haberler
36 TÜROB: Sektörün beklediği adımların atılacağını umuyoruz
gündem 18 Otellerde yüksek sezon boş geçti, fiyatlar eridi 20 Skal Kulübü Eylül ayı yemeğinde buluştu 22 2018 yılsonuna kadar Özdilek’ten dev yatırımlar 24 Dünya turizmi ikinci yarıda %4 büyüdü 26 Travel Turkey İzmir’de Mersin rüzgarı esecek 28 EXPO 2016’da ziyaretçi sayısı 3 milyonu aştı 30 Vizyon Proje ‘Kruvaziyer Limanı’ çalışmalarına başlandı 32 Mastercard 2016 Hedef Şehirler Endeksi açıklandı
www.hotelrestaurantmagazine.com
marka 54 BUZKAP 2017’de Kuzeybatı Avrupa pazarında büyüyecek
yeni yatırımlar
56 Rational yeni SelfCookingCenter ailesini sunar
38 Hilton Garden Inn Eskişehir kapılarını açtı
58 La Lorraine 100 milyon TL’lik yatırımla Türkiye pazarına girdi
40 Choice Hotels Ascend Hotel Collection’ı Türkiye’ye getiriyor
60 İnoksan’dan DP World’e dünya standartlarında mutfak
42 Hilton yeni otelini Zeytinburnu’nda açtı
marka güncel
44 Mandarin Oriental, Bosphorus İstanbul 2019’da açılıyor 46 Kayseri’nin ilk yerel 5 yıldızlı oteli Ommer, iş gezilerini tatile dönüştürüyor 48 Hotels.com’dan 25. yıla özel dünyanın en ilginç 5 otel lobisi
iş’te kadın 50 Alaylı değil, mektepli: Demet Uğur ile söyleştik
62 Sektör firmalarından kısa haberler
şef’in gözünden 64 Lezzet kaşifi: Aydın Demir
gastro etkinlik 68 30 bin kahvesever İstanbul Coffee Fest’te buluştu 72 Konya’da Ateşbaz-ı Veli Günleri esti… 76 Electrolux Profesyonel Ekibi Gastronometro’da
68
112
64 77 Makarna Festivali’nin sponsoru Electrolux Profesyonel
96 Gıda güvenliği için büyük ovalar belirlendi
78 Fransız Sarayı’nda ‘Yılın En Tatlı Günü’
gastro aktüel
80 Salat ‘Yeni Lezzet Serisi’ ile sofralarda
98 Gastronomi sektöründen kısa haberler
82 27. WACS Kongresi Selanik’te gerçekleşti
hijyen
84 Nescafé Türkiye Dünya Kahve Günü’nü kutluyor 85 Mehmet Reis: Kuru bakliyatta üretimi ikiye katlayıp, 1,5 milyar dolar ihracat yapalım 86 İstanbul’un lezzet severleri Antep mutfağına koştu 88 Türkiye FoodTech’te Avrupa’ya açılıyor
gastro güncel 90 Sokağın en seçkin lezzetleri Sandalyee Brasserie’de özel çekim
114 Monochrome bomontiada’da açıldı 116 Cihangir’in en yeni kahve durağı It’s OK 118 Delimonti yeni şubesiyle Kapalı çarşı’da açılıyor
otel-tech
106 Housekeepinglerin destekçisi Eczacıbaşı Profesyonel
120 Ingenico’nun yazarkasaPOS sayısı 100 bini aştı
107 Karcher yeni konsept mağazasını İstanbul’da açtı
122 Oteller için iş zekâsı çözümü ClickHotel
dekorasyon 108 Geçmişin izlerini bugüne taşıyan ‘Alla Turca’ 109 Akıllı değişim başlıyor, Buka Sofa açıldı
yeni mekan
110 Beliz Şurdum: İstanbul otellerinde rekabet büyük, çözüm marka 94 Unilever Food Solutions, Sokakları şirketlerde İstila etkinliği gerçekleşti www.hotelrestaurantmagazine.com
112 Divan Bebek yenilendi
123 Sürdürülebilir otelcilikte Legrand devrimi
fuar 124 Porland Zuchex’de porselen, cam, çelik şov yaptı
ürünler 126-128 Yeni ürünler
restaurant 8 hotel & hi-tech
antre
MSC Cruises’a nitelikli güvenlik ödülü Sektöründe dünyanın liderlerinden olan, Bureau Veritas şirketi, gemilerine adapte etmiş oldukları üstün özellikli güvenlik hizmetleri nedeniyle, 2016 yılı için MSC Cruises’ı “Special Safety Best Practices” ödülüne layık gördü. Bureau Veritas Marine-Offshore bölüm başkanı Philippe Donche-Gay ödülle ilgili yaptığı açıklamada “Şirket olarak MSC Cruises’ın güvenlik hususunda uluslararası gereklilikleri yerine getirme adına sektörünün üzerinde hatta çok ötesinde göstermiş olduğu, yoğun mesai ile dolu çalışmaları ve yatırımlarını desteklemekten memnuniyet duyuyoruz.”
mola
Hayata tazeleyici bir
Termal kavramını lüksle buluşturan NG Afyon Aliva Spa Merkezi konuklarını, seçkin hizmet anlayışı ile hazırladığı birbirinden keyifli SPA paketleriyle kışa hazırlıyor. NG Afyon’da konaklayanlar, tercih ettikleri Luxury Wellness Paketleri’ne göre rüya gibi bir tatil geçirecekler. Silver Paket’le harem ritüelini deneyimlerken, gold paketi tercih edenler klasik masaj alacaklar. Platinium pakette karar kılanlar Bali masajıyla rahatlarken Edition paket aile hamamı keyfi sunacak.
Ritz-Carlton, İstanbul’da 15. yılını kutluyor The Ritz-Carlton, İstanbul 15 yıllık başarısını kuruluş yıldönümünde düzenlenen özel bir programla kutladı. 2001 yılında otelin açılış ekibinde de yer alan ve yıllar sonra Ritz-Carlton, İstanbul’a Genel Müdür olarak dönüş yapan Can Göktaş, otelin tarihine ve geldiği noktaya şahit biri olarak, “Otelimizin en büyük başarı unsuru insandır. Dünya çapında efsane olmuş ayrıcalıklı RitzCarlton hizmetini misafirlerimize yaşatan hanımefendi ve beyefendilerimizdir. Son 15 yıldır olağanüstü insanları bünyemize katarak, kariyerlerine esin kaynağı olduk. Bizim en önemli gücümüz, yetiştirdiğimiz yetenekler” dedi.
Skyscanner ile kalite değerlendirme dönemi başlıyor Dünyanın önde gelen seyahat arama motoru Skyscanner, seyahatseverleri yeniliklerle buluşturmaya devam ediyor. Skyscanner’ın yeni özelliği olan Kalite Puanlama ile kullanıcılar, en uygun fiyatlı bilet seçeneklerine ulaşırken aldıkları hizmeti yorum ve puanlama yoluyla değerlendirebiliyor. Ayrıca, verilen puanlar sayesinde kullanıcılar, en iyi müşteri hizmetini sağlayan havayolu ya da seyahat acentesini seçebiliyor. Kalite Puanlaması ile Skyscanner, seyahat hizmetine şeffaflık getirmeyi ve seyahatseverlerin karar sürecini kolaylaştırmayı hedefliyor.
restaurant 10 hotel & hi-tech
antre
The Bodrum Cup 28. sini gerçekleştiriyor Yelken dünyasının en önemli yarışlarından biri olan The Bodrum Cup Yelken Yarışları 28. kez yerli ve yabancı deniz tutkunları ve konuklarıyla ile buluşuyor. Era Bodrum Yelken Kulübü’nün 1989’da başlattığı 28th The Bodrum Cup Yelken Yarışlarında bu yıl 100 tekne ve 1500 yelkenci yarışıyor. 5000 katılımcının hedeflendiği organizasyonda dünyadaki benzer organizasyonlardan farklı olarak denizciler konuklarıyla birlikte yarışıyorlar. Kabin kiralanarak da yarışa dahil olunabilen The Bodrum Cup’a guletlerin yanı sıra IRC, triandil, geleneksel ve diğer yelkenli kategorilerinde de katılım sağlanıyor. Her yıl deniz tutkunlarının merakla beklediği, yelken, deniz, marina, mavi yolculuk dünyasının önemli yarışlarından biri olan The Bodrum Cup yarışları, bu yıl Palmarina Bodrum ana sponsorluğunun yanı sıra Bodrum Belediyesi, TAV Passport, Technogym destekleriyle Bodrum’dan başlayıp, Gümüşlük, Leros, Yalıkavak Palmarina ve Bodrum olmak üzere 5 etaptan oluşuyor.
‘Türkiye’nin En İyi Oteli’ ödülü Conrad İstanbul Bosphorus’un Conrad İstanbul Bosphorus, dünya çapındaki seyahat ve turizm profesyonellerinin oylarıyla belirlenen 2016 Dünya Seyahat Ödülleri tarafından ‘Türkiye’nin En İyi Oteli’ ödülünün sahibi oldu. 2016 Dünya Seyahat Ödülleri’nin Avrupa finalinde Conrad İstanbul Bosphorus ile birlikte 21 Hilton Worldwide oteli daha ödüle layık görüldü.Türkiye’nin en iyi oteli ödülünü alan Conrad İstanbul Bosphorus’un Genel Müdürü Andreas Jersabeck; “Hilton Worldwide markasının Türkiye’de lüks segmentte hizmet veren tek oteli olan Conrad İstanbul Bosphorus olarak bu ödüle layık görülmekten gurur duyuyoruz. Bu ödül misafirlerine en mükemmel deneyimi sunmak için çalışan Conrad İstanbul Bosphorus ekibinin olağanüstü emeklerinin kanıtıdır” dedi.
Sürdürülebilir otelcilik turizmin gelişimine katkı sağlıyor Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) tarafından açıklanan verilere göre 2015 yılında dünya genelinde turist sayısı 4,4 oranında artış gösterdi ve 1 milyar 184 milyon kişiye ulaştı. Bu gelişim bir yandan sektörün büyüme hızını gözler önüne sererken biryandan da çeşitli çevresel sorunları beraberinde getirmeye başladı. Bu kapsamda gelecek kuşaklara daha iyi bir dünya bırakmak için çalışan firmalar da çevresel sorunları minimize etmek için çok yönlü çalışmalar başlattı. Mimarisi doğal kaynaklardan faydalanılacak şekilde projelendirilen Wyndham Grand İstanbul Levent, sürdürülebilir dünya adına sorumluluk üstleniyor ve gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmayı hedefliyor. Çevreye olan hassasiyetini sertifikasyon sistemine eklediği belgelerle ve hayata koyduğu projelerle ortaya koyan beş yıldızlı otel, mimarisini doğal kaynaklardan fayda sağlayabilecek şekilde projelendirildiği için çevresel sorunları minimum seviye de tutuyor.
Sonbaharda nar bakımıyla
yenilenin
Güneş, havuz, deniz cildimizi yıprattı. Şimdi yazın yıpratıcı etkilerinden arınma zamanı! Boğaz’ın lacivert sularının yanı başındaki eşsiz konumuyla ‘huzurlu bir liman’ arayanların ilk tercihi olan The Grand Tarabya Therapia Spa’da ‘nar özüyle’ yapılan sonbahar bakımı, yazın ciltte bıraktığı olumsuz izleri silmeye yardımcı oluyor. İstanbul’un en özel spa’larından birine sahip The Grand Tarabya’nın sonbahara özel terapisi, sayısız faydası bulunan nar yağıyla uygulanan rahatlatıcı masajla başlıyor. Kas gruplarına hafif baskılar eşliğinde uygulanan masajla kan dolaşımını hızlanırken, cilt ölü hücrelerden arındırılıyor. Ardından nar özü ile yüz için özel olarak hazırlanmış nar maskesi, yaşlanmasını olumsuz etkilerini azaltmaya olanak sağlıyor.
restaurant 12 hotel & hi-tech
antre
Corendon Airlines ile Air France-KLM işbirliği büyüyor Corendon Airlines, sektörün öncü isimlerinden Air France-KLM Engineering & Maintenance ile yeni bir anlaşmaya daha imza attı. Söz konusu anlaşma kapsamında AF-KLM E&M’in Amsterdam’da bulunan tesislerinde Corendon Türkiye ve Corendon Hollanda filolarında uçurulan 12 adet CFM56-7b motorunun büyük bakımlarının yapılacağı açıklandı. Projenin 2018 yılına kadar tamamlanması öngörülüyor.
Turkish Airlines Open Golf Turnuvası Regnum Carya’da yapılacak Avrupa’nın para ödülü en yüksek golf turnuvalarından biri olan Turkish Airlines Open 2016 Turnuvası bu yıl, Regnum Carya Golf & Spa Resort’ta oynanacak. 7 milyon dolar ödüllü turnuvanın yıldızlarından birisi de tüm zamanların en başarılı golfçüsü kabul edilen Tiger Woods olacak. Önceki yıllarda Tiger Woods, Rory McIlroy, Henrik Stenson, Martin Kaymer ve Victor Dubuisson gibi dünyaca ünlü golfçülerin mücadele ettiği Turkish Airlines Open Golf Turnuvası bu yıl Regnum Carya Golf & Spa Resort çatısı altında yer alan Carya Golf Club’ta oynanacak. Bu yıl 4’üncüsü düzenlenecek ve dünyanın en iyi golfçülerinin katılacağı organizasyon için Tiger Woods bir kez daha Belek’e gelecek.
Rixos’a ödül yağmuru Türkiye’nin önde gelen otel zincirleri arasında yer alan Rixos Hotels, World Travel Awards Gala Töreni’ne damgasını vurdu. 4 Eylül Pazar gecesi 23.sü Sardunya İtalya’da düzenlenen törenden 12 farklı alanda ödülle dönen Rixos Hotels, kazanılması güç bir başarıyla imza attı. Türkiye’nin Lider Hospitality Development Şirketi ödülünü Rixos Hotels, Avrupa’nın Lider Eğlence Oteli ödülünü Rixos Sungate, Avrupa’nın Lider Resort Tatil Oteli ödülünü Rusya’daki Mriya Resort & Spa alırken, Avrupa’nın Lider Lifestyle Oteli ödülünü ise Rixos Premium Göcek Suites & Villas kazandı. Avrupa’nın Lider Tema Parkı Oteli ödülünü The Land of Legends Theme Park elde ederken; Hırvatistan’ın Lider Deniz Kıyısı Oteli ödülünü Rixos Libertas Dubrovnik, Türkiye’nin Lider Aile Resort Oteli ödülünü Rixos Premium Tekirova, Türkiye’nin Lider Resort Oteli ödülünü ise Rixos Premium Belek aldı.
TAV’dan GRI G4 uyumlu sürdürülebilirlik raporu Ürün ve hizmetleri 14 ülkede 70 havalimanında yer alan ve yılda 102 milyondan fazla yolcuya hizmet veren TAV Havalimanları, sürdürülebilirlik performansını uluslararası standartlarda hazırlanan bir raporla açıkladı. TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı Sani Şener “Bu raporla çevresel, sosyal ve kurumsal yönetim alanlarında yürüttüğümüz çalışmaların sonuçlarını hesap verebilirlik ve şeffaflık ilkeleri çerçevesinde paylaşıyoruz. Şu an İstanbul Atatürk, İzmir Adnan Menderes ve Ankara Esenboğa havalimanlarımız karbon salımlarını optimize ederek ve denkleştirerek Avrupa’daki en çevreci 21 havalimanı arasında yer alıyor. Sadece 2015’te, karbon salımımızı 947 evin bir yıllık tüketime denk oranda azalttık. Tunus Enfidha da Afrika kıtasından bu programa katılan ilk havalimanı oldu. Yolcularımız, ortaklarımız, hissedarlarımız, tedarikçilerimiz, çalışanlarımız ve faaliyetlerimizin doğrudan ya da dolaylı olarak dokunduğu topluluklar için en yüksek fayda oluşturmak üzere çalışmayı sürdüreceğiz” dedi.
restaurant 14 hotel & hi-tech
antre
Katar, yolcuların ülkeye girişini kolaylaştıracağını duyurdu Yaklaşlan tur sezonunda ülkenin limanlarında çok sayıda tur yolcusu beklenirken, Katar Turizm Otoritesi (QTA), Katar İçişleri Bakanlığı ve Katar Limanlar Yönetim Şirketi Mwani Katar, işbirliği içerisinde yolcuların daha kolay bir şekilde ülkeye girebilmeleri ve rahat bir tatil deneyimi amacıyla bir dizi önlem aldıklarını açıkladı. Her üç kurumun yetkilileri, gelişmiş teknolojilerin yanı sıra tur operatörleri ve güvenlik yetkilileri arasındaki yakın işbirliği sayesinde gemi yolcularının karaya ayak basma işlemlerinin birkaç dakika içerisinde tamamlanacağını ve böylelikle yolcuların vardıkları kıyıda zaman kaybetmeden keyifli bir şekilde vakit geçirmeye başlayabileceklerini belirtti. Yeni uygulama prosedürününe göre, yolcuların pasaport bilgilerini de içerecek olan bir yolcu ve mürettebat listesi gemilerin Katar’a varışından 48 saat önce göçmenlik bürosu yetkilileri ile paylaşılacak. Bu sayede yetkililere, henüz gemiler limana girmeden yolcuların giriş işlemlerini tamamlayabilecekleri bir zaman tanınmış olacak. Buna ek olarak, QTA ve Katar İçişleri Bakanlığı, ziyaretlerinin doğası gereği ülkede kısa süreli olarak bulunacak tur yolcularının girişlerini daha da kolaylaştırmak amacıyla transit vize uygulamasından faydalanabilecekleri bilgisini de doğruladı.
Yazın son günleri için momondo’dan sıcak rotalar Seyahat sitesi momondo sıcak havalara doyamayanlar için, hala yaz mevsimini yaşayan destinasyonlardan oluşan bir rehber hazırladı. Mavinin ve yeşilin her tonunu görebileceğiniz Halkidiki, eylül ayında bile yakan güneşi ve berrak suları ile yazın son günleri için ideal. Deniz, güneş ve kum tutkunları için İspanya’nın meşhur Kanarya Adaları, Ibiza ve Mallorca biçilmiş kaftan. Cennet görünümündeki kıyıları, muazzam denizi, tarihi yapıları, el değmemiş doğası, sevimli kafeleri, limanı, sokak pazarları ve tabii güler yüzlü insanlarıyla Kotor şehri, özellikle uygun bütçeli alternatifler arayanlara hitap ediyor. Üstelik Karadağ’a vizesiz gidebiliyorsunuz. Tertemiz suyu, el değmemiş doğası ve Orta Çağ’dan kalma yapılarıyla Hırvatistan’ın Dubrovnik kenti, şehir yaşamından kaçmak isteyenleri bekliyor. Endonezya’nın Bali adası balayı çiftlerinin gözdesi olsa da, ziyaretçilerine romantik bir tatilden çok daha fazlasını vaat ediyor.
TAB Gıda İstihdamda bir kez daha zirvede Türkiye’nin hızlı servis restoran zinciri sektörü lideri TAB Gıda, yurt genelinde istihdama sağladığı katkıyla zirveyi kaptırmıyor. Capital Dergisi’nin her yıl geleneksel olarak açıkladığı “Türkiye’nin En Büyük 500 Sanayi Kuruluşu” araştırması sonuçlarına göre TAB Gıda “kendi sektöründe en fazla çalışanı olan şirket” oldu. Ülke genelinde 600’den fazla Burger King, 150’den fazla Popeyes, 90’a yakın Sbarro, 50’den fazla Arby’s ve 50’den fazla Usta Dönerci restoranıyla hizmet veren TAB Gıda, aynı zamanda Burger King’in dünyadaki en büyük master franchisee’si olma özelliği taşıyor. Sadece geçtiğimiz yıl 400 milyon kez hizmet veren TAB Gıda’nın başarısı ülke sınırlarını aşmış durumda.
restaurant 16 hotel & hi-tech
antre
Global İtalya’da iki limanı daha bünyesine kattı “Dünyanın en büyük kruvaziyer liman işletmecisi” unvanını elinde bulunduran Global Liman İşletmeleri, yaptığı yeni yatırımlarla inorganik büyümesine güçlü bir şekilde devam ediyor. Global Liman İşletmeleri (GLİ), İtalya’da Venedik’ten sonra şimdi de Ravenna ve Cagliari yolcu limanlarını da operasyonal yapısına dahil etti. GLİ, Ravenna ve Caliari yolcu limanlarındaki hisse oranlarının arttırılması ve daha önce açıklanan İtalya’daki diğer limanlarda da hisse alımına yönelik görüşmelerin devam ettiğini bildirdi.
Ankara HiltonSA’ya yeni genel müdür 1 Ağustos 2016 tarihinde Ankara HiltonSA’nın yeni genel müdürü olarak görevine başlayan Haakon Gaarder-Larsen, Hilton Worlwide Üst Sınıf otellerden sorumlu Türkiye Genel Müdürü, Armin Zerunyan’ın ev sahipliğinde gerçekleşen kokteylde davetliler ile bir araya geldi. Geceye katılan saygın misafirler yenilenen Kavaklıdere Balo Salonu’nun muhteşem atmosferinde Hilton kalitisiyle ağırlandı. Yenilenmesi devam eden Ankara HiltonSA’nın ekim ayı renovasyon planında Sağlık Klübü olduğu müjdesi de verildi. Norveç vatandaşı olan Gaarder-Larsen, turizm sektöründe 25 yılı aşkın süredir görev alıyor. Hilton Worldwide grubu ile ilk tanışması 2006’da Nile Hilton, Mısır da Operasyon Direktörü pozisyonu olmak üzere o tarihten bu yana grubun önemli otellerinde görev alan Gaarder-Larsen ’in Ankara HiltonSA’ya atanmadan önceki son görevi Hilton Worldwide grubunun Afrika bölgesinde en iyi bilinen otellerinden biri olan Hilton Addis Ababa, Etiyopya’da Genel Müdür idi.
Modern zaman seyyahları İstanbul’da buluşuyor Fotoğraf, video ve yazılarıyla tüm dünyada milyonlarca kişinin seyahat tercihine yön veren içerik yaratıcıları, bloggerlar ve sosyal medya fenomenleri, İstanbul’da bir araya geliyor. 24 - 25 Kasım tarihlerinde İstanbul’da düzenlenecek INFLOW Travel Summit 2016’nın katılımcıları arasında, ‘Follow Me To’ konseptiyle çektiği fotoğraflarla ünlenen Murad Osmann da bulunuyor. Türk Havayolları ve TAV ana sponsorluğunda, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve TÜRSAB’ın desteğiyle gerçekleştirilecek etkinlik kapsamında, katılımcılar panellerin yanı sıra B2I (Business-to-Influencer) toplantılarına katılarak, dijital platformun öncüleri, sektör profesyonelleri ve marka temsilcileriyle görüşme imkanına sahip olacak.
restaurant 18 hotel & hi-tech
gündem
Otellerde yüksek sezon boş geçti fiyatlar eridi Terörün Brüksel ve Paris’e etkisi sınırlı, en yüksek düşüş İstanbul’da gerçekleşti. Türkiye otelleri yüksek sezon olarak adlandırılan yaz aylarını adeta ‘boş’ geçti. Türkiye otellerinde Ağustos 2016’da ortalama otel dolulukları yüzde 27.4 düşüşle yüzde 53.4 oldu.
T
ürkiye Otelciler Birliği (TÜROB) tarafından açıklanan, dünyanın en büyük veri ve analiz şirketlerinden STR Global’in ‘Ağustos 2016 Ülke Performans Raporu’na göre, Türkiye otellerinde Ağustos 2016’da ortalama otel dolulukları, 2015 yılının aynı dönemine oranla yüzde 27.4 düşüşle yüzde 53.4 olarak kaydedildi. Geçen yılın aynı ayında bu oran yüzde 73.5 olmuştu. Türkiye maalesef geçtiğimiz aylarda olduğu gibi yine Avrupa ülkeleri arasında, Ağustos ayında hem en yüksek düşüş oranını yaşayan hem de en düşük doluluk oranına sahip ülke oldu. Ocak-Ağustos 2016 dönemini kapsayan 8 aylık dönemde de Türkiye otellerinde doluluk oranları yüzde 21.8 düşüşerek yüzde 49.7 olarak
gerçekleşti. Bu sonuçla Türkiye, 8 aylık dönem itibariyle de Avrupa’da en büyük düşüş oranı gösteren ve en düşük doluluk oranına sahip ülke oldu. İstanbul’da fiyatlar alarm veriyor STR verilerine göre, Avrupa’nın iki büyük şehri Paris ve Brüksel de terör olaylarına sahne olurken, olayların bu şehirlere etkisinin sınırlı kaldığı gözlendi. İstanbul ise en fazla olumsuz etkiye maruz kalan şehir olarak öne çıktı. Yılın geride kalan bölümünde İstanbul otellerinde doluluklar yüzde 29 düşerken, Brüksel’de yüzde 22, Paris’te yüzde 13 düştü. İstanbul asıl dramatik düşüşü gelirlerde yaşadı. RevPAR olarak adlandırılan toplam oda sayısı üzerinden odabaşı elde edilen
gelirler İstanbul’da yüzde 45 düşerken; Brüksel’de yüzde 21, Paris’te yüzde 16 geriledi. İstanbul’da kısa süreli ortalamanın üzerinde doluluk yaşayan oteller olsa da düşen fiyatlar nedeniyle maliyetlerin çıkarılamadığı belirtiliyor. En fazla düşüş İstanbul’da Turizm başkentlerinde Ağustos ayına ve ilk 8 aya ilişkin detaylar şöyle: Turizmdeki olumsuz tablodan en fazla etkilenen şehir yine İstanbul oldu. İstanbul’un Ağustos 2015’te yüzde 75.8 olan doluluk oranı, Ağustos 2016’da yüzde 33.6 düşüş ile yüzde 50.4 olarak gerçekleşti. İstanbul, tüm Avrupa destinasyonlarında, bir önceki yılın aynı dönemine göre, en fazla düşüşü yaşayan ve en düşük doluluk oranına sahip
destinasyon oldu. İstanbul’da Average Daily Rate (ADR) olarak adlandırılan ortalama günlük satılan oda bedeli 87.2 Euro ile Ağustos 2015’e göre yüzde 32.5 düşüş gösterdi. Ağustos 2015’te bu rakam 129.1 Euro olmuştu. RevPAR olarak adlandırılan toplam oda sayısı üzerinden odabaşı elde edilen gelirlerde ise geçen yıla oranla yüzde 55.1 düşüş oldu ve 43.9 Euro olarak ölçüldü. Ağustos 2015’te bu rakam 97.9 Euro olmuştu. 8 aylık dönemde ise doluluk oranı, Ocak-Ağustos 2015’teki yüzde 67.1’den yüzde 47.8’e ortalama günlük satılan oda bedel 123.6 Euro’dan 95.4 Euro’ya, oda başı elde edilen gelir 82.9 Euro’dan 45.5 Euro’ya geriledi. İlk 8 ayda oda gelirlerindeki yüzde 45 düşüş ile İstanbul, Avrupa destinasyonları arasından en yüksek gelir kaybı yaşayan destinasyon oldu.
Art arda yaşanan terör olayları ve Fetullahçı Terör Örgütünü’nün başarısız darbe girişiminin olumsuz etkileri yüzünden Türkiye konaklama sektörü tarihinin en ‘boş’ yazını geride bıraktı. Türkiye otelleri Kurban Bayramı döneminde kıyı bölgelerde yerli ve şehirlerde Arap turistler sayesinde kısmen doluluk yükselmesi yaşadı, ancak yüksek sezon olarak adlandırılan yaz ayları sezonu kurtarmaya yetmedi.
Antalya’ya yerli dopingi Antalya’da ise yerli turistin olumlu etkisi hissedilmeye devam etti, ancak doluluklar yine de geriledi. Antalya ve ilçelerinde Ağustos 2016 otel dolulukları bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 23.2 düşerek yüzde 64.6 oldu. Ağustos 2015’te bu oran yüzde 84.1 olmuştu. Ortalama günlük satılan oda bedeli 134.0 Euro olarak, 2015’e göre yüzde 36.4 düşüş gösterdi. Bu rakam geçen yılın aynı ayında 210.8 Euro olmuştu. Toplam oda sayısı üzerinden odabaşı elde edilen gelirlerde ise geçen yıla oranla yüzde 51.2 düşüş yaşandı ve 86.5 Euro olarak ölçüldü. Geçen yılın aynı ayında bu rakam 177.3 Euro olmuştu. 8 aylık dönemde ise doluluk oranı Ocak-Ağustos 2015’teki yüzde 60.7’den yüzde 53’e, ortalama günlük satılan oda bedeli 125.0 Euro’dan 85.1 Euro’ya, oda başı elde edilen gelir 75.9 Euro’dan 45.1 Euro’ya geriledi. Ankara da düşüşte Başkent Ankara’da Ağustos 2016 otel dolulukları bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 10.4 düşerek, yüzde 48.8 olarak gerçekleşti. Geçen yılın aynı ayında bu oran yüzde 54.5 olmuştu. Ortalama günlük satılan oda bedeli 70.9 Euro olarak, 2015’e göre yüzde 7.4 düştü. Bu rakam geçen yılın aynı ayında 76.5 Euro’ydu. Toplam oda sayısı üzerinden odabaşı elde edilen gelirlerde ise geçen yıla oranla yüzde 17.1 düşüş gerçekleşerek 34.6 Euro olarak ölçüldü. Bu rakam Ağustos 2015’te 41.7 Euro olmuştu. Ankara’da Ocak–Ağustos 2016 döneminde ise doluluk oranı yüzde 52.4 oldu. Geçen yılın ilk 8 ayında bu oran yüzde 59.7 olmuştu. Ortalama günlük satılan oda bedeli de 2015’in ilk 8 ayındaki 81.1 Euro’dan 76.5 Euro’ya; oda başı elde edilen gelir de 48.4 Euro’dan 40.4 Euro’ya geriledi.
restaurant 20 hotel & hi-tech
gündem
Skal Kulübü Eylül ayı yemeğinde buluştu Skal International İstanbul Kulübü tarafından her ay geleneksel olarak düzenlenen öğle yemeği 29 Eylül Perşembe günü Armada İstanbul Old City Hotel’in Teras Restoran’ında üyelerin katılımıyla gerçekleşti.
S
kal Internatonal İstanbul Kulübü üyelerinin katılımıyla gerçekleşen yemeğe Skal International İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Bahar Birinci, Yönetim Kurulu üyeleri Ata Eremsoy, Elif Balcı Füsunoğlu, Can Arınel, Selma Tatar, Özen Kırant Yozcu ve Armada Oteli Yönetim Kurulu Başkanı Kasım Zoto ev sahipliği yaptı. Skal International İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Bahar Birinci’nin konuşmasıyla başlayan öğle yemeği, yönetim kurulu ve üyelerin geleneksel Skal toast’uyla devam etti. Etkinlikte, bu sene 60. yılını kutlayan Skal İstanbul Kulübü’ne yeni katılan Young Skal üyelerinin geleneksel yemin töreni de gerçekleşti.
Birinci: “Türkiye’ye ve turizme katkıda bulunmaya devam edeceğiz”
Bahar Birinci konuşmasında: “2016-2017 sezonunun ilk yemeğinde tekrar bir arada olmaktan mutlu olduğumu ifade etmek isterim. Hepimizin bildiği üzere turizm sektörü olarak zor bir dönemden geçiyoruz. Bu zor dönemi hep birlikte kısa sürede atlatıp başarılı işlere imza atmayı umut ediyoruz. Skal
International İstanbul olarak Türkiye’ye ve turizme katkıda bulunmaya devam edeceğiz. Bu yemek vesilesiyle hepinizin turizm haftasını kutlarım” dedi. Bu özel etkinliğe destek veren, Armada Otel İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Kasım Zoto’ya, Boyut Yayınlarının “Sanat Atlası” kitabı armağan edildi.
2018 yılsonuna kadar Özdilek’ten dev yatırımlar Özdilek Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Özdilek, 2018 yılına kadar 100 milyon dolarlık bir yatırımı hayata geçireceklerinin bilgisini paylaşarak; Aksaray, Merzifon ve Samsun’da 5 ve 4 yıldızdan oluşan 3 otel ve AVM’lerin inşasını tamamlayarak, misafirlerin hizmetine sunacaklarını açıkladı. Özdilek Holding bünyesinde hizmet veren ve kapılarını 6 Eylül 2014 tarihinde misafirlerine açan Wyndham Grand İstanbul Levent, başarılarına bir yenisini daha ekleyerek EMEA’daki 43 ülkeden 450 otel arasında ‘En İyi Uluslararası Otel’ unvanına layık görüldü.
Açıldığı günden bu yana sunduğu kusursuz hizmet kalitesiyle misafirlerine unutamayacakları bir konaklama tecrübesi yaşatmayı hedefleyen Wyndham Grand İstanbul Levent, EMEA Bölgesi’nin en iyi oteli seçilmesi vesilesiyle bir basın toplantısı düzenledi. 4 Ekim Salı Günü Wyndham Grand İstanbul Levent’in Mozart Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıda, otelin açılışından beri büyük bir özveriyle çalıştıklarını söyleyen yöneticiler, bugüne kadar elde ettikleri başarı hikayelerinin yanında Wyndham Grand İstanbul Levent’in gelecek vizyonunu da paylaştı.
Özdilek: “2018 sonuna kadar Aksaray, Merzifon ve Samsun’da 100 milyon dolar değerinde yatırım yapmayı hedefliyoruz” Ev tekstilinde dünyada söz sahibi olduklarını dile getiren
Özdilek, kuruldukları 1971 yılından beri toplam 1 milyar doların üzerinde döviz girdisi, yıllık 30 milyon doların üzerinde de ihracat rakamına ulaştıklarını belirtti. Ev tekstilinde optimal noktaya ulaştıklarını aktaran Özdilek, “Gelecek dönemlerde yatırımlarımız otel ve AVM kanadında hızla devam edecek. Bu kapsamda 2018 yılsonuna kadar Aksaray, Merzifon ve Samsun’da 100 milyon dolar değerinde yatırım yapmayı hedefliyoruz.” dedi.
“Genel olarak projelerimizde, otel ve AVM birlikte yer alacak”
Geçmişteki başarılarından güç alarak geleceğe emin ve kararlı adımlarla yürüdüklerini dile getiren Özdilek, “Hizmet sektöründe giderek artan talebi karşılamak amacıyla, Türkiye genelindeki 18 AVM’mize ve 2 otelimize ek olarak bu yatırımlarını hayata geçireceğiz. Bu kapsamda Aksaray’a 50 milyon dolarlık yatırımla 5 yıldızlı 250 oda kapasiteli bir otel kurmayı planlıyoruz. Merzifon’da ise 18 ayda tamamlamayı düşündüğümüz 20 milyon dolarlık yatırımla 150 odalı dört yıldızlı otelimizi misafirlerimizin hizmetine sunacağız. Öte yandan Samsun’da da 30 milyon dolarlık bir yatırım planlıyoruz. Genel olarak projelerimizde, otel ve AVM birlikte yer alacak” diye açıkladı. Öte yandan 2016 yılsonu hedeflerini de aktaran Özdilek Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Özdilek, yılsonu ciro hedeflerini 1 milyar 610 milyon TL olarak açıkladı. 2017 yılında açılacak yeni AVM’ler birlikte holding olarak toplamda 8500 kişilik istihdama ulaşacaklarını açıklayan Özdilek, 181 milyon TL işçilik, 130 milyon TL direkt ve endirekt vergi ödemesiyle Türkiye’nin ilk 500 sanayi kuruluşu arasında yer almaktan mutluluk duyduğunu dile getirdi.
“Yaptığımız işlerin takdir edilmesi çok güzel”
Özdilek Holding’in 45 yıldan bu yana yatırım yaparak, üretime yönelerek istikrarlı bir şekilde büyüdüğünü belirten Özdilek Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Özdilek, 73 ülkedeki 7800 oteliyle dünyanın en saygın ve bilinen otel zincirlerinden biri olan Wyndham Hotel Group tarafından EMEA Bölgesi’nin en iyi oteli ödülünü almaktan gurur duyduklarını söyledi. Özdilek, “Wyndham Grand İstanbul Levent olarak, ‘EMEA’ olarak adlandırılan Avrupa-Orta DoğuAvrasya-Afrika bölgelerini kapsayan kategoride 43 ülkenin içinde bulunduğu 450 otel arasından ‘International Hotel Of The Year’ yani ‘En İyi Uluslararası Otel’ seçildik. Açıldığımız günden bugüne sergilediğimiz kusursuz kalite anlayışımız ve Wyndham Grand standartlarını hatasız uygulamamız ve müşterilerimiz tarafından aldığımız yüksek reyting skorlarından dolayı bu ödüle layık görülmenin mutluluğu içerisindeyiz.” dedi.
Wyndham Grand İstanbul Levent Genel Müdürü Funda Bezircilioğlu ise ‘En İyi Uluslararası Otel’ ile ilgili olarak şunları söyledi: “Yaptığımızın işin takdir edilmesi çok güzel. Uzman bir ekip tarafından denetlenerek 100 üzerinden 95 puan aldık. Aslına bakarsanız aldığımız bu puan, işimizi ne kadar iyi yaptığımızın bir kanıtı. Wyndham Grand İstanbul Levent Ailesi olarak, çok büyük bir ekibiz ve el ele vererek daha güzel işlere birlikte imza atacağız.”
restaurant 24 hotel & hi-tech
gündem
Dünya turizmi ikinci yarıda %4 büyüdü Haber: TUYED
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün (UNWTO) Dünya Turizm Barometresine göre, 2016 yılının Ocak-Haziran aylarında dünya turizmi %4’lük bir büyüme kaydetti.
T
UYED’in UNWTO Dünya Turizm Barometresi’nden derlediği bilgilere göre, bu yılın ilk yarısında geceleme yapan dünya turisti sayısı geçen yılın aynı döneminden 21 milyonluk artışla 561 milyon kişiye ulaştı. UNWTO Genel Sekreteri Taleb Rifai, “Turizm dünyadaki en esnek ekonomik sektör olduğunu kanıtlandı” dedikten sonra şunları söyledi: “Turizm, milyonlarca insana istihdam sağlarken, tüm bölge halklarına daha iyi bir gelecek vaad ediyor. Emniyet ve güvenlik turizmin gelişmesindeki en önemli unsurlardır. Hepimiz seyahatin güvenli bir çerçevede yapılabilmesi için ortak eylem anlayışını pekiştirmeliyiz. Şimdi vizyon ve sorumluluğun paylaşılıp, ortak sorumluluğa dayalı bir ittifak yapmanın tam zamanı.”
Bölgelerdeki büyüme oranları
Bu yılın ilk yarısındaki uluslararası turizm büyümelerinin bölgelere yansıması incelendiğinde en güçlü büyümenin yüzde 9 ile Asya ve Pasifik’te olduğu görülüyor. Avrupa’daki büyüme yüzde 3’te kalırken, Amerika’da ise dünya ortalamasının doğrultusunda yüzde 4’te kaldı. Orta Amerika ile Güney Amerika’daki büyüme ise yüzde 6 oldu. Afrika’ya gelen uluslar arası turist sayısı yüzde 5 artarken, Sahra-altı Afrika’daki büyüme yüzde 12’ye ulaştı. UNWTO Paneli’nde bir araya gelen uzmanlar, yılın ikinci yarısı için olumlu sinyaller verdi. Uzmanlar, Eylül-Aralık döneminde Avrupa ve Orta Doğu için temkinli davranırken, büyümenin Afrika, Amerika, Asya ve Pasifik devam edeceğine dikkat çekti.
restaurant 26 hotel & hi-tech
gündem
Travel Turkey İzmir’de Mersin rüzgarı esecek Turizm sektörünün her yıl yoğun ilgi gösterdiği Travel Turkey İzmir Turizm Fuar ve Kongresi’nin bu yılki partner ili, tarihsel ve kültürel zenginlikleriyle fuara katılan Mersin olacak.
İ
zmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, İZFAŞ ve Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Fuarcılık ortaklığıyla organize edilen Travel Turkey İzmir Turizm Fuar ve Kongresi’nin bu yılki partner ili Mersin olacak. Türkiye’nin en büyük ve modern fuar alanı Fuar İzmir’de, 8-11 Aralık 2016 tarihleri arasında gerçekleştirilecek fuar, turizmcileri 10. kez buluşturacak. Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde düzenlenen Travel Turkey İzmir, Türkiye’nin ve değişik ülkelerle bölgelerin turizm zenginliklerini, farklı destinasyonlarını yerli ve yabancı turizm yatırımcılarına, acentalara, satın alıcılara ve tatil planı yapmakta olan son tüketiciye göstermeyi hedefliyor. “Tatil Herkesin Hakkı” ve “Yerinizi Şimdiden Ayırtın” sloganları ile devam eden “9. Erken Rezervasyon
Kampanyası”nın 2017 lansmanının yapılacağı fuar, 2. Gastronomi Kongresi’ne de ev sahipliği yapacak. Partner ilden kültür şovu Mersin Valiliği, Mersin Büyükşehir Belediyesi ve turizm sektörü temsilcilerinin partner il konukları olarak katılacağı fuarda, Mersin’in tanıtım etkinlikleri göz dolduracak. Mersin yöresi halk dansları, yöresel müzik ve Aşuk Maşuk gösterisiyle keyifli dakikalar geçirecek ziyaretçiler, Mersin ve Yörük kültürünün anlatıldığı film gösterileriyle şehri tanıyacak. Fuar ziyaretçileri, Mersin Olgunlaşma Enstitüsü Defilesi’ni de izleyebilecek. Ünlü sanatçıların ağırlanacağı, fotoğraf ve resim sergilerinin yer alacağı fuarda, Mersin kültürünün vazgeçilmezleri arasında bulunan iğne oyaları ve kilim modelleri ile muz
lifinden çanta, ayakkabı ve şapkalar sergilenecek, Sanal Gerçeklik Projesi ile ilin kültürel ve doğal zenginlikleri tanıtılacak. Mersin’i simgeleyen karakterler ve ürünler fuar süresince stantlarda dolaşacak, Kültür ve Turizm Bakanlığı İzmir Devlet Türk Dünyası Müzik Topluluğu ziyaretçilere muhteşem bir müzik ziyafeti çekecek. Travel Turkey İzmir Fuarı’nda, A holünde belediyeler ve kalkınma ajansları, B holünde ise acente, otel ve operatörler yer alacak. Fuar, 4 gün boyunca profesyonel ziyaretçiye açık olurken, 10-11 Aralık 2016 tarihlerinde son tüketiciye açılacak. Mersin hakkında bunları biliyor musunuz? Tarihsel geçmişi Hitit dönemine kadar uzanan Mersin, yüzyıllar boyunca her din ve milletten insanın uygarlığını
yaşattığı topraklara sahiptir. Zengin medeniyetlerinin yanı sıra inanç merkezleriyle de tarihte yer edinmiştir. İlde inanç turizmi açısından önemli olan birçok merkez vardır. Tarsus’ta Vatikan tarafından “Hac Yeri” ilan edilen St. Paul Anıt Müzesi, evi ve evin bahçesinde bulunan St. Paul Kuyusu, semavi dinlerce kutsal sayılan Eshab-ı Kehf Mağarası, Danyal Peygamberin Kabri, Tarsus Ulu Camii, Silifke’de bulunan ve Hac Yeri olarak kabul edilen Azize Aya Tekla (Meryemlik), Mut İlçesi’nde Alahan Manastırı dini açıdan önemli ziyaret yerleri içerisinde bulunmaktadır. UNESCO tescilli tarihi yerler UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’nde Mersin’den 4 adet kültür varlığı bulunmaktadır. Listeye 2000 yılında giren Alahan Manastırı ve St. Paul Kilisesi, St. Paul Kuyusu ve çevresi ile 2012 yılında giren Mamure Kalesi ve 2014 yılında giren Korykos (Kızkalesi) Antik Kenti’dir. Yat turizminde de iddialı Türkiye’nin en önemli ve işlek limanı olan Mersin, Uluslararası Limanı’nın yanı sıra yat turizminin gelişmesi amacıyla uluslararası standartlara uygun 500 yat bağlama ve 500 yat karaya alma kapasiteli Mersin Marina, 350 yat kapasiteli Çamlıbel Yat Baseni ve 250 yat kapasiteli Kumkuyu Yat Limanı’na sahiptir. Mersin’in sahil turizminde günübirlik gezi tekneleri ile Tisan, Taşucu, Narlıkuyu ve Dana Adası özellikle yerli turistlerin sıklıkla ziyaret ettiği bölgeler olup Anamur, Kızkalesi, Susanoğlu ve Ayaş en önemli plajlarıdır. Yayla turizminde en çok tercih edilenler ise Gözne, Ayvagediği, Soğucak, Fındıkpınarı, Çamlıyayla Namrun ve Sorgun Yaylaları’dır. Festival zengini şehir Tarihi ve turistik mekanların yanı sıra kültürel etkinlikleriyle de canlı bir şehir hayatına sahip Mersin, her yıl Uluslararası Mersin Müzik Festivali’ne ev sahipliği yapmaktadır. Kentte düzenli olarak Mersin Türk Sanat Müziği Festivali, Mersin Uluslararası Nevit Kodallı Çoksesli Korolar Festivali ve Mersin Devlet Opera ve Balesi gösterileri gibi aktiviteler de düzenlenmektedir.
restaurant 28 hotel & hi-tech
gündem
EXPO 2016’da ziyaretçi sayısı 3 milyonu aştı
“Gelecek Nesiller İçin Yeşil Bir Dünya” oluşturmak mottosuyla açılan Türkiye’nin ilk EXPO’su EXPO 2016 Antalya’ya ilgi her geçen gün artarak devam ediyor. Günlük girişlerinin 60 binlere dayandığı EXPO 2016’da ziyaretçi sayısı 3 milyonu geçti.
2
3 Nisan’da ziyaretçilerini ağırlamaya başlayan Expo 2016 Antalya’da ziyaretçi sayısı 3 milyonu aştı. Cumhurbaşkanlığı himayesinde gerçekleşen ve Türkiye’nin ilk EXPO’su olma özelliği taşıyan, 112 hektarlık alanda 57 ülkenin katıldığı EXPO 2016 Antalya, özellikle 9 günlük bayram tatilinde yerli ziyaretçiler başta olmak üzere yoğun ilgi gördü. Günlük girişlerin bayram döneminde yoğun şekilde arttığı EXPO 2016’da rekor Tarkan’ın ikinci kez konser verdiği 17 Eylül tarihinde geldi. Tarkan’ın ikinci konserinde yaklaşık 60 bin kişi EXPO 2016 alanını ziyaret etti.
30 Ekime kadar açık
30 Ekime kadar ziyaretçilere açık kalacak olan EXPO 2016 Antalya, sabah 11.00’dan gece 02.00’a kadar gezilebiliyor. Çocuklar kadar yetişkinler içinde de heyecan verici pek çok etkinliği içinde barındıran EXPO 2016’nın her köşesinde renkli etkinlikler ziyaretçilerini karşılıyor. Şimdiye kadar; Maroon 5, Elton John, Lara Fabian, OneRepublic, Enrique İglesias, Ricky Martin, Yanni gibi dünyanın en özel starlarına ev sahipliği yapan EXPO 2016; yerli konser serileriyle de her gün ziyaretçilerini Türkiye’nin sevilen sanatçılarıyla buluşturuyor.
restaurant 30 hotel & hi-tech
gündem
Vizyon Proje “Kruvaziyer Limanı” çalışmalarına başlandı Büyükşehir Belediyesi’nin vizyon projelerinden Kruvaziyer ve Yat Limanı Liman Projesi için deniz ve kara zemin etüt çalışmalarına başlandı.
Turizm sektörüne büyük katkı sağlaması beklenen proje ile Antalya tarihi, doğası ve çekim merkezleriyle kruvaziyer turizmde dünyanın en önemli merkezlerinden biri olacak.
B
üyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in Antalya’ya kazandırmak istediği rüya projelerinden Kruvaziyer ve Yat Limanı Liman Projesi’yle ilgili çalışmalar sürüyor. Projenin hayata geçirileceği Lara Birlik Plajı’nın batı ucunda kruvaziyer ve yat limanı yapımına yönelik deniz ve kara zemin etüt çalışmaları yapılıyor. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın belirlemiş olduğu standartlar çerçevesinde yürütülen etüt faaliyetlerinin ardından, hayal denilen bir proje daha hem Antalya’ya hem de Türkiye’ye kazandırılacak.
Doğaya zararı yok
Belli bir yerleşim planı çerçevesinde sürdürülen proje etüt çalışmasının çevreye ve doğaya da herhangi bir olumsuz etkisi bulunmuyor. Çalışmalar sonrasında elde edilen veriler ışığında yayınlanacak olan teknik raporlar ve detaylar; Ulaştırma ve Haberleşme Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca değerlendirilecek. Gerekli incelemelerin ardından bakanlıklar ve Büyükşehir Belediyesi’nin işbirliği çerçevesinde Kruvaziyer ve Yat Limanı Projesi hayata geçirilecek.
Esnafın yüzü gülecek
Şehir merkezine yakın ve dev yolcu gemilerinin uğrayabileceği Kruvaziyer Limanı Projesi ile Antalya kanatlanacak. Proje ile 2 adet 345 metrelik, 1 adet 150 metrelik, 4 adet 100 metrelik yolcu gemisi aynı anda iskeleye yanaşabilecek. Yat Limanı ise 426 yat kapasiteli olacak. Kruvaziyer ve yat turizminin önemli noktalarından biri haline gelecek Antalya’ya deniz yoluyla gelecek binlerce turist, esnafın yüzünü güldürecek.
restaurant 32 hotel & hi-tech
gündem
Mastercard 2016 Hedef Şehirler Endeksi açıklandı: İstanbul Avrupa’da yine 3. sırada
Mastercard, 2011 yılından beri yayımladığı ve tüm dünyada 132 kenti kapsayan, “Hedef Şehirler Endeksi” raporunun 2016 yılı sonuçlarını açıkladı. 2015 yılı raporunda Avrupa’da 3. sıraya yerleşen İstanbul, bu yıl da yerini korudu ve yaklaşık 12 milyon ziyaretçiyle Londra ve Paris’in ardından Avrupa sıralamasında 3. sıraya yerleşti.
M
asterCard’ın gelenekselleşen Hedef Şehirler Endeksi raporunun bu yılki sonuçları yayımlandı. Dünyanın en çok seyahat edilen 132 şehrindeki turizm trendlerini, uluslararası ziyaretçi sayılarındaki değişim ve turizm geliri potansiyelleri karşılaştırmalı olarak inceleyen raporda İstanbul dünya listesinde 11. sırada yer alırken, Avrupa listesinde geçen seneki yerini koruyarak 3. sırada yer aldı. Araştırmaya göre listenin ilk sırasındaki Bangkok’u 2016 yılında 21,47 milyon kişinin ziyaret edeceği ön görülüyor. Rapor ayrıca seyahat ve harcamaların dünya GSYİH’dan daha hızlı büyüdüğünü, bu sebeple de listedeki şehirlerin ekonominin lokomotifi olmaya devam ettiğini de ortaya koydu.
Ziyaret amaçları değişiyor Endeks bu sene ilk kez, ziyaret amaçlarını da ortaya koydu. En çok ziyaret edilen 20 şehrin ziyaretçilerinin %85’i turistik amaçla seyahat ediyor. Şangay bu trendin dışında kalıyor. Bu şehrin ziyaretçilerinin yarısından fazlasının iş amaçlı seyahat ettiği görülüyor. Ziyaretçiler neye para harcıyor? İlk 20 şehri incelediğimizde seyahat edenlerin yaptığı harcamalarda, yemek harcamalarının büyük pay aldığı görülüyor. Avrupa’da Amsterdam, Barselona, İstanbul, Milano, Paris, Prag ve Viyana dışında en yüksek payı alışveriş alıyor. Ziyaretçiler daha az para harcamaya başladı İstanbul’u ziyaret edenlerin sayısının
hemen hemen aynı kaldığı ancak toplam harcamaların %10’dan fazla bir oranda gerilediği dikkat çekiyor. Londra’nın İstanbul ekonomisine 306 milyon dolar turizm geliri bırakması bekleniyor “Hedef Şehirler Endeksi 2016”ya göre İstanbul’a en çok turist gönderecek şehir 423 bin ziyaretçi ile geçen seneki raporda olduğu gibi bu seneki raporda da Londra oldu. Londra’dan gelen turistlerin İstanbul ekonomisine 306 milyon dolar turizm geliri bırakması bekleniyor. İstanbul, Avrupalı ziyaretçilerin yanı sıra diğer bölgelerden de ziyaretçi aldığı görülüyor. Hedef şehirler listesindeki diğer Avrupa şehirlerinin aksine İstanbul’a gelen ziyaretçilerin %58’i Avrupa dışından. Ülke detayında baktığımızda, Avrupa’dan İstanbul’a
Dünya sıralamasında Bangkok birinci sıraya yerleşirken, seyahat harcamalarında en büyük payı alışverişin aldığı görülüyor. Bu genel trendden farklı olarak İstanbul’u ziyaret edenlerin harcamalarında yemek büyük pay alıyor.
Hedef Şehirler Paha Biçilemez Şehirler programında Hedef Şehirler listesinde konfor ve pratiklik arayan ziyaretçiler için inovasyon yatırımı önemli. Listedeki Londra ve Şikago gibi şehirler toplu ulaşım sistemlerinde pratiklik sağlayan Mastercard’ın temassız mobil ödeme altyapısını kullanıyor. Mastercard ayrıca Paha Biçilemez Şehirler programı kapsamında tüketicilere yönelik kampanyalarla da şehirlerin yükselişine katkıda bulunuyor. Hedef Şehirler Endeksi’nde yer alan ilk 10 şehrin 9’u eşsiz deneyimler, ayrıcalıklı etkinlikler ve alışveriş fırsatları sunan Paha Biçilemez Şehirler programına dahil. İstanbul da, 2012 yılından beri, Mastercard’ın sunduğu bu ayrıcalıklı platforma dahil olan ilk şehirlerden biri.
ziyaretçi gönderen ülkelerde Almanya %11 ile en yüksek paya sahip, onu %5 ile İran, Rusya ve Amerika, %4 payla İngiltere izledi.
Globalde durum: Londra tahtını Bangkok’a kaptırdı 2016 raporunun ilk sırasındaki Bangkok’u, 20 milyon ziyaretçi ile geçen senenin liste başı Londra takip etti. Böylece son yedi yılda beş
kez liste başı olan Londra, tahtını Bangkok’a kaptırmış oldu, ancak Avrupa’daki birinciliğini korudu. Londra’yı 18 milyon ziyaretçiyle Paris, 15 milyon ziyaretçiyle Dubai takip ediyor. Beşinci sırada ise 12 milyondan fazla ziyaretçiyle New York geliyor. Bu seneki raporda harcamalar konusunda 31,2 milyon dolarlık harcama ile sürpriz bir yükseliş yapan Dubai, ikinci sıradaki Londra’nın 11,4 milyon dolar üzerinde.Rapor sonuçlarını değerlendiren Mastercard Uluslararası Pazarlar Başkanı Ann Cairns, insanların seyahat ve harcama şekillerinin dünya şehirlerinin nasıl da birbirine bağlı olduğunu göstermesi açısından önemli olduğunun altını çizdi. Cairns sözlerine şöyle devam etti: “Yapılan seyahatlerde planlama ve deneyim önem kazanıyor. Biz de Mastercard olarak bu ihtiyaçlara yönelik parçaları bir araya getirmeye, yenilikler geliştirmeye, ülkeleri birleştirmeye devam edeceğiz.” Orta Doğu ve Afrika hem seyahat hem yaşam alanı olarak önem kazanıyor Hedef şehirler listesinin ilk onu ile en hızlı büyüyen ilk on şehri incelediğinde Orta Doğu ve Afrika’nın global ekonomide giderek önem kazandığı dikkat çekiyor. Endekste ölçüm yapılan birçok şehirde, insanların seyahat etmenin yanı sıra bu şehirde yaşamaya da ilgi duydukları görülüyor. Osaka son yedi yılda uluslararası ziyaretçi alımında %24 ile en güçlü büyümeyi göstermiş. Onu %20 ile Chengdu, %19 ile Abu Dabi ve Kolombo takip ediyor.
restaurant 34 hotel & hi-tech
gündem
Bayındır Sağlık Grubu İle TÜRSAB’dan Sağlık Turizminde iş birliği Bayındır Sağlık Grubu ve TÜRSAB sağlık hizmetleri konusunda iş birliği yaptı. İki grubun güç birliği kapsamında; Bayındır Sağlık Grubu yurt dışından gelecek hastalara ve TÜRSAB üyelerine sağlık hizmeti sunacak.
K
aliteli sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması vizyonu ile yola çıkan Bayındır Sağlık Grubu ile turizm sektörünün gelişimine katkıda bulunan meslek örgütü Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) güç birliği yaptı. İki grup arasında yapılan anlaşma ile Türkiye’de sağlık turizminin gelişmesine yönelik önemli çalışmalar yürüten Bayındır Sağlık Grubu, yurtdışından gelecek olan hastalara işbirliği kapsamında hizmet verecek. Bunun yanı sıra TÜRSAB’ın acentaları, 30 bini aşkın çalışanı ve 1. derece akrabaları Bayındır Sağlık Grubu hizmetlerinden avantajlı olarak faydalanacak.
Ulusoy: “Sağlık Turizmine katkı”
İş birliği ile ilgili konuşan TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy, Türkiye’nin coğrafi konumu, doğal güzellikleri, sahip olduğu tam donanımlı hastaneler ve uygun fiyatlı tıbbı hizmetleriyle sağlık turizmi açısından avantajlı konumda olduğuna dikkat çekerek, “Türkiye sağlık turizminin parlayan yıldızı. Bu alanda çok önemli ve değerli çalışmalar yapılıyor. Aynı zamanda sağlık turizmi özellikle de bugünlerde Türkiye için önemli bir gelir kaynağı. Bayındır Sağlık Grubu ile imza attığımız bu anlaşma sağlık turizminin daha da ilerlemesi ve altyapı organizasyonlarının daha düzenli hale gelmesi açısından önemli katkılar sağlayacak” dedi.
Bu iş birliği ile TÜRSAB’ın acentaları, 30 bini aşkın çalışanı ve 1. derece akrabaları Bayındır Sağlık Grubu hizmetlerinden avantajlı olarak faydalanacak. Sevgin: “Hizmetlerin kalitesi ve rekabet gücü daha da artacak”
Türkiye İş Bankası iştiraki olan Bayındır Sağlık Grubu’nun, uzun yıllardır sağlık turizminin sıhatlı, güvenilir ve katma değerli gelişmesi için çalışmalarını aralıksız sürdürdüğünü hatırlatan Bayındır Sağlık Grubu Genel Müdürü Sezai Sevgin ise: “Sağlık turizmi alanında yıllardan bu yana biriktirilmiş tecrübemiz ve modern tıbbı yakından takip eden ihtisaslaşmış nitelikli kadrolarımızla hizmet vermekteyiz. Bu kapsamda TÜRSAB ile yaptığımız işbirliğine büyük önem veriyoruz. Yaptığımız iş birliği ile ülkemizin bu konudaki potansiyelinin tanıtımına katkı sağlamak bizim için ayrı bir kıvanç vesilesi. Bu iş birliği, sağlık turizminin organizasyon altyapısının iyileşmesini, belli bir standarda gelmesini sağlayacak ve verdiğimiz hizmetlerin kalitesi ve rekabet gücü daha da artacak. TÜRSAB ailesine hizmet vermekten de büyük mutluluk duyacağız” dedi.
restaurant 36 hotel & hi-tech
gündem
TÜROB: “Sektörün beklediği adımların atılacağını umuyoruz” Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB), Başbakan Binali Yıldırım tarafından açıklanan 2017-2019 dönemi Orta Vadeli Program’ı turizm sektörü açısından olumlu karşıladı.
T
ürkiye Otelciler Birliği (TÜROB), Başbakan Binali Yıldırım tarafından açıklanan 2017-2019 dönemi Orta Vadeli Program’ın turizm sektörü açısından olumlu karşıladıklarını bildirdi. TÜROB Başkanı Timur Bayındır, yaptığı açıklamada, turizm sektörünün çok sancılı bir dönemden geçtiğini hatırlatarak, önümüzdeki yıllarda bu sıkıntının devam etmemesi için gereken adımların ivedilikle atılmasının önemli olduğunu belirtti. OVP’nin sektörle ilgili hedeflerinin bu adımların atılması yönünde önemli başlıklar içerdiğine işaret eden Bayındır, hedefleri gerçekleştirebilme yönünde sektör olarak üzerlerine düşeni yapacaklarını dile getirdi.
OVP’de turizm sektörüyle ilgili şu hedefler yar alıyor:
-Turizm sektöründe hizmet kalitesini artıran, pazarlama kanallarını çeşitlendirerek üst gelir gruplarını hedef alan, koruma-kullanma dengesini gözeten, karşılaştırmalı rekabet
üstünlüğüne uygun turizm çeşitlerini öne çıkaran bir yapı oluşturulacaktır.” -Turizm yatırımlarının gelişmiş ve yoğun kullanıma konu olan yörelerden diğer alanlara kaydırılarak çeşitlendirilmesine ve turizm faaliyetlerinin tüm yıla yayılmasına dönük politikalar uygulanacaktır. -Türkiye’nin dünyada yükselen pazar konumunda olduğu sağlık turizmi alanındaki altyapısı geliştirilerek hizmet kalitesi ve rekabet gücü artırılacaktır. -Döviz kazandırıcı hizmet ticaretini faaliyetlerini destekleme adına hedef pazarlarda etkin bir tanıtım ve pazarlama stratejisi yürütülecektir. - Özel istihdam bürolarının faaliyet alanları yaygınlaştırılacak ve geçici iş ilişkisini de kapsayacak şekilde genişletilecektir. - Alt işverenlik uygulaması ile ilgili sorunlar tespit edilecek ve bu sorunların işçi haklarını ve ekonominin rekabet gücünü gözetecek şekilde çözümüne yönelik düzenlemeler yapılacaktır.
restaurant 3 hotel 8 & hi-tech
yeni yatırımlar
Hilton Garden Inn Eskişehir 23 Eylül Cuma günü kapılarını açtı. 126 odalı otel, Anadolu Havalimanı’na 9 kilometre ve şehir merkezine ise 3 kilometre mesafedeki Hilton Garden Inn merkezi bir konumda bulunuyor.
H
ilton Worldwide’ın ödüllü markası Hilton Garden Inn, Eskişehir’de yeni oteli Hilton Garden Inn Eskişehir’i 23 Eylül Cuma günü açtı. 126 odalı tesis, dünya genelinde hizmet veren 700 Hilton Garden Inn oteli arasına katıldı. Hilton Garden Inn Eskişehir, Hilton Worldwide’ın Eskişehir’deki ilk oteli. Son zamanlarda sanat galerilerinden arkeoloji müzelerine ve festivallere kadar birçok özelliği ile hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çeken kent, aynı zamanda iki önemli üniversite, bir teknoloji parkı ve birçok üretim tesisine ev sahipliği yapıyor. Hilton Garden Inn Global Başkanı John Greenleaf konu ile ilgili şöyle konuştu: “Hilton Garden Inn markasını Eskişehir’e getirmekten dolayı heyecan duyuyoruz. Yeni otelimiz, Türkiye’de halihazırda faaliyet gösteren 13 Hilton Garden Inn arasına katıldı. Deneyimli ekibimiz ve markanın imzası memnuniyet sözü ile konuklarımıza konforlu bir konaklama sunuyoruz. “
Hilton’un ödüllü konuk sadakat programı, HHonors Hilton Garden Inn Eskişehir’de de uygulanıyor. Doğrudan, diledikleri bir Hilton kanalından rezervasyon yapan HHonors üyeleri, özel üye indirimi ve ücretsiz standart Wi-Fi gibi avantajların yanı sıra Hilton HHonors uygulaması üzerinden check-in, oda seçimi, Dijital Anahtar gibi dijital hizmetlerden faydalanabiliyor. Kolay ulaşım
Anadolu Havalimanı’na 9 kilometre ve şehir merkezine ise 3 kilometre mesafedeki Hilton Garden Inn merkezi bir konumda bulunuyor. Sazova Bilim Sanat ve Kültür Parkı, City Park ve tarihi Odunpazarı’nın yakınında bulunan otelden ulaşım ise otobüs, tramvay ve tren ile kolaylıkla sağlanabiliyor. “Yeni otelimizde misafirlerimizi ağırlamaya başlamaktan mutluyuz” diyen Hilton Garden Inn Eskişehir Genel Müdürü Melda Uykun sözlerine şöyle devam etti: “Şehir merkezine ve toplu taşımaya yakın konumumuz, sunduğumuz hizmetler ve imkanlar ile otelimiz hem iş seyahati nedeniyle hem turist olarak Eskişehir’i ziyaret edenler için mükemmel bir konaklama alternatifi.”
İki adet toplantı salonuna sahip
Hilton Garden Inn Eskişehir’de 100 kişi kapasiteli, iki adet toplantı odası bulunuyor. Garden Grille and Bar ise hazır pişmiş kahvaltıdan akşam yemeğine, dünya ve Türk mutfağından kokteyllere* kadar birçok alternatif sunuyor. Tatlılar, soğuk içecekler ve atıştırmalıklarla Pavilion Pantry de 24 saat boyunca hizmet veriyor. Hilton Garden Inn misafirleri, otelin standart imkan ve hizmetlerle birlikte ücretsiz Wi-Fi, 24 saat açık tam donanımlı iş merkezi ve fitness merkezinden de faydalanabiliyor. Tüm odalarda, markanın imzası yatak, bembeyaz yorgan ve çarşafların yanı sıra ergonomik çalışma masası ve sandalye bulunuyor.
restaurant 40 hotel & hi-tech
yeni yatırımlar
Choice Hotels Ascend Hotel Collection’ı Türkiye’ye getiriyor
Türkiye’deki mevcut faaliyetlerini Clarion Hotel & Suites İstanbul Şişli, Clarion Hotel İstanbul Mahmutbey ve Clarion Hotel Golden Horn’un yanı sıra Clarion Hotel Kahramanmaraş’la sürdüren Choice Hotels, İstanbul Bakırköy’de Clarion Hotel Bakırköy’ü geliştirme faaliyetlerine devam ediyor. Choice Hotels, Clarion, Comfort ve Quality markalarını daha fazla büyütmek amacıyla geçtiğimiz aylarda Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’da yeni anlaşmalar imzalamıştı. Anlaşmalara göre Choice Hotels, söz konusu bölgede 2021’e kadar toplamda 8 bin odalı 25 otel açacak.
Faaliyet gösterdiği 35 ülkede 6 bin 300 otel ve 500 binin üzerinde odayla dünyanın en büyük ve başarılı otel zincirlerinden Choice Hotels, 2014 yılında Clarion markasıyla girdiği Türkiye piyasasında Ascend Hotel Collection markasıyla Alaçatı, Cunda ve Bodrum’da üç yeni otel açacak.
C
hoice Hotels International’in İzmir’in önemli gayrimenkul geliştirme şirketlerinden Sevkon Gayrimenkul ile gerçekleştirdiği anlaşma çerçevesinde, Türkiye’deki ilk Ascend Hotel Collection ekim ayı sonunda rüzgâr sörfü konusunda dünyanın en iyi üç plajından biri olan Alaçatı’da açılacak. Alaçatı koyu manzaralı,128 oda kapasiteli otelde açık ve kapalı yüzme havuzu, fitness salonu, sağlık merkezi, banket ve toplantı salonları bulunacak. Alakart restoranının yanı sıra İtalyan konseptli deniz ürünleri restoranının da yer alacağı otel, plajıyla misafirlerine Ege Denizi’nde yüzme keyfi yaşatacak. Anlaşmaya göre, Sevkon Gayrimenkul Cunda Adası ile Bodrum’un eşsiz koylarından Mazı’da
iki yıl içinde iki Ascend Hotel Collection daha açacak. Türkiye’ye Ascend Hotel Collection markasını Choice Hotels ile birlikte getirecekleri için çok gururlu olduklarını ifade eden Sevkon Gayrimenkul Yönetici Ortağı Nuri Sevil, “Bu markanın butik otelleri başarıyla yönetmek için ihtiyaç duyulan özgürlüğü verdiğine inanıyoruz. Choice’un marka bilinirliğinin ve dağıtım kanallarının da işimize büyük katkısı olacağını düşünüyoruz” dedi. Choice Hotels Orta Avrupa Bölge Yöneticisi Georg Schlegel ise “Ascend Hotel Collection markasını bireysel olarak Nuri Sevil ve Sevkon Gayrimenkul ile Türkiye’de geliştireceğimiz için çok mutluyuz. Ascend Hotel Collection’ın Türkiye’de
şu anda hizmet veren butik oteller için çok uygun ve doğru bir marka olduğunu düşünüyoruz. Türkiye’deki varlığımızı da bu markamızla hızlı bir şekilde büyütmeyi hedefliyoruz” diye konuştu. Dünyanın önemli merkezlerinde 160 noktada hizmet veriyor Dünyanın en prestijli butik otel markalarından Ascend Hotel Collection, yüksek kaliteli hizmetiyle dikkat çekiyor. ‘Soft Brand’ konseptinin öncülerinden Choice Hotels’in, ilk kez 2008’de açtığı Ascend Hotel Collection Otelleri New York, Miami, Napa Valley, Sydney, Stockholm, Nice, Edinburgh ve Dublin gibi dünyanın önemli merkezlerinde 160 noktada hizmet veriyor.
restaurant 42 hotel & hi-tech
yeni yatırımlar
Hilton yeni otelini Zeytinburnu’nda açtı Hilton’un orta fiyat segmentinde yer alan, kaliteye önem verenlere yönelik küresel markası Hampton by Hilton, en yeni oteli Hampton by Hilton Istanbul Zeytinburnu’nu açtı.
İ
stanbul Atatürk Havalimanı’na 13 kilometre uzaklıkta bulunan Hampton by Hilton Istanbul Zeytinburnu, asırlık Yedikule Zindanları’nın bulunduğu, tarihi açıdan en zengin bölgelerden birinde yer alıyor. Tesis aynı zamanda Surp Pirgic Ermeni Hastanesi ve Balıklı Rum Hastanesi’ne de yakın mesafede bulunuyor. Hampton by Hilton Istanbul Zeytinburnu, Biruni Üniversitesi, Olivium Alışveriş Merkezi, CNR Fuar Merkezi ve Türkiye’nin en büyük spor salonu Abdi İpekçi de dahil olmak üzere birçok spor kompleksine yakın mesafede bulunuyor. Marmaray Zeytinburnu – Kazlıçeşme durağına yürüme mesafesinde bulunan otelden Anadolu yakasına, tarihi yarım adaya, Taksim Meydanı ve Yalova, Bursa and Bandırma feribotlarının kalktığı Yenikapı iskelesine de ulaşım kolaylıkla sağlanabiliyor. Türkiye’deki yedinci Hampton by Hilton oteli Odaklı Hizmetler ve Hampton by Hilton Marka Yönetimi Küresel Başkanı Phil Cordell şunları kaydetti: “Türkiye’deki yedinci Hampton by Hilton oteli olarak Hampton by Hilton İstanbul Zeytinburnu’nu açmaktan dolayı mutluluk duyuyoruz.
Türkiye’deki portföyümüzü genişletirken, markamızın imzası ‘%100 Hampton Memnuniyet Garantisi’ anlayışımızı sergilemek sabırsızlanıyoruz.” Hilton’un kurumsal sosyal sorumluluk stratejisi Travel with Purpose’un en önemli ayaklarından biri olan çevreyi koruma kapsamında, su ve enerji tasarrufu sağlayan çevre
162 odalı otel, çatısı altında Hampton Inn by Hilton and Hampton Inn & Suites by Hilton markalarının yer aldığı Hampton by Hilton ailesine katılarak, Hilton Worldwide’ın Türkiye’de halihazırda faaliyet gösteren 44 oteli arasında yerini aldı. dostu “yeşil bina”sıyla otel LEED (Enerji ve Çevre Tasarımında Liderlik) platin sertifikasına sahip. Hampton by Hilton Istanbul Zeytinburnu Genel Müdürü H.Hakan Bakir şöyle konuştu: “Otelimiz, konumu ve şehirdeki önemli bölgelere kolay ulaşımı sayesinde ideal bir konaklama alternatifi. Ayrıca LEED platin sertifikasına sahip olmaktan dolayı
mutluluk duyuyoruz. İstanbul ve Zeytinburnu civarında konaklamak isteyenler için otelimiz mükemmel bir tercih.” Ücretsiz sıcak kahvaltı Hampton by Hilton Istanbul Zeytinburnu’nda markanın alametifarikası sıcak kahvaltı tüm konuklara ücretsiz olarak sunuluyor. Atıştırmalık ve içecek satın alınabilen alan gün boyu açık. Misafirler ayrıca Wi-Fi, 24 saat açık spor salonu, kapalı otopark ve iş merkezinden ücretsiz olarak faydalanabiliyor. Tüm odalarda kaliteli buklet malzemeler, Hampton bed adı verilen markanın imzası temiz ve konforlu yataklar, ayrıca LCD televizyon ve ücretsiz çay/ kahve bulunuyor. Hampton by Hilton ekibi, Hamptonality denilen, markaya has kültürü sergilemekten gurur duyuyor. Hamptonality, tüm otellerde misafirlere güler yüzle hizmet sunmak, onların ihtiyaçlarını anlamaya çalışarak, civarda görülecek yerler, tarihi mekanlar ve eğlenceli aktiviteler ile ilgili tavsiyede bulunmak anlamına geliyor. Ayrıca her otel, bulunduğu bölgeye ve orada yaşayanlara verdikleri desteğin göstergesi olarak yerel sanatçılara ait fotoğraf ve eserler sergiliyor.
restaurant 44 hotel & hi-tech
yeni yatırımlar
Mandarin Oriental, Bosphorus İstanbul 2019’da açılıyor
M
andarin Oriental, Bodrum açılışından itibaren çok kısa bir süre içinde, dünya basını ve kamuoyu tarafından Akdeniz çanağının en iyi resort otellerinden ve dünyanın en iyi lüks otellerinden biri konumuna ulaştı. Yeni açılan bir tesis olmasına rağmen değerlendirme kuruluşları tarafından uluslararası alanda 16 ödüle layık görülen Mandarin Oriental, Bodrum, bu yılın zorlu pazar koşullarında bile sezonu, yüksek doluluk ve yüksek misafir memnuniyeti ile tamamlamış olmanın memnuniyetini yaşıyor. Bu yaz tanınmış uluslararası markalarla benzersiz işbirliklerine imza atan Mandarin Oriental, Bodrum, misafirlerine Bastian Gonzales ile dünyanın en önemli uzmanları tarafından sunulan bakımlar,
Astaş Holding, bu yıl Mandarin Oriental, Bosphorus Istanbul projesinin inşaatına başlayarak, 2019 yılında hizmete açmayı planladığını duyurdu. Gymboree ile çocuklar için keyifli aktiviteler gibi heyecan verici hizmetler sundu. Resort otelin çeşitli restoran ve barları, yenilikçi menüleri ve rafine lezzetleriyle huzurlu, dinlendirici ve eğlenceli yaz tatilini zenginleştirdi. Aşcı: “Mandarin Oriental için pozitif bir beklentiye sahibiz” Bodrum’un kendine hayran bırakan eşsiz doğası içinde yer alan,
ayrıcalıklı hizmetleri ile 52 ülkeden gelen misafirlerine unutulmaz bir tatil deneyimi sunan Mandarin Oriental, Bodrum gelecek sezona, kış döneminde üzerinde çalışacağı yenilikler, geliştirmeler ve yeni bir enerji ile girmek üzere kasım ayından itibaren hazırlıklarına başlayacak ve 1 Nisan 2017’de misafirlerini büyüleyecek yenilikler ile yeni sezonu açacak. Konuyla ilgili olarak
Astaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Aşcı
bir açıklama yapan Mandarin Oriental, Bodrum otelinin yatırımcısı Astaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Aşcı; Türkiye ve Türkiye’deki markalı otelcilik sektörünün daha da gelişeceğine inanıyorum. Mandarin Oriental, uzun vadeli vizyonu olan lüks bir markadır. Amacımız gerçek Türk konukseverliğini göstermek üzere dünyanın dört bir yanından her yıl daha çok misafiri Türkiye’ye getirmektir. Bu pozitif bakış açısını sürdürmek, başkalarına örnek olmak ve dünya elitlerine Bodrum’u ve Türkiye’yi tanıtarak turizm sektörünü desteklemek çok önemli. Bu yıl ülkemizde turizmi etkileyen bazı gelişmeler oldu ancak bu gelişmelerin artık arkamızda kaldığına inanıyoruz. Gelecek yıllarda hem Türkiye turizmi, hem de Bodrum ve Mandarin Oriental için son derece pozitif bir beklentiye sahibiz. Mandarin Oriental, Bodrum, Mandarin Oriental grubunun en öne çıkan gurur kaynağı otelidir. Bu grupla geliştirmekte olduğumuz Mandarin Oriental, Bosphorus Istanbul otelinin açılmasıyla, iki otel pazarlama ve çekim gücü sinerjisi yaratarak lüks turizm sektörüne hizmet verecektir” dedi. “Resort otelimiz Türkiye’yi başarıyla temsil ediyor” Mandarin Oriental’ın dünyanın tüm büyük pazarlarında ve önemli destinasyonlarında yerleşmiş olan küresel
konumu sayesinde Mandarin Oriental, Bodrum’a dünyanın pek çok ülkesinden harcama gücü yüksek, elit misafirler geldiğini belirten Aşcı sözlerine şöyle devam etti: “Resort otelimiz Türkiye’yi son derece başarıyla temsil ediyor ve misafirlerinin memnuniyeti ile unutulmaz anılar yaratıyor. Özel mimarisi ve doğal ortamıyla hem Türkiye pazarında, hem uluslararası arenada lider oteller arasında ilk sıralarda yer alıyor. Çok kısa sürede dünya çapında iyi bir konuma ulaşan otelimiz, aldığı ödüllerle ve büyük başarısıyla Bodrum ve dolayısıyla ülkemize olan lüks talebi artırıyor. Bu yıl otelimizde 52 farklı ülkeden misafir ağırladık, hedefimiz dünyanın 195 ülkesinden seyahat severleri Bodrum’a misafir olarak getirmektir. Astaş Holding, Mandarin Oriental grubu ile birlikte Türkiye’ye de yeni oteller, resort ve rezidanslar açmayı planlıyor. 2017 yılı içindeki olumlu gelişmeler, bu güzel ülkenin global elit turizm destinasyonu olma vizyonunu destekleyecek ve Mandarin Oriental gibi birçok uluslararası firmaları ve yeni yatırımcıları ülkemize çekecektir.” “Mandarin Oriental’ın, Bodrum’dan ayrılacağıyla ilgili yanlış haberleri okuduğumda çok şaşırdım” Otelin, 2017 yazında da misafirlerine organizasyon, toplantı ve unutulmaz düğünler ile kusursuz deneyimler sunmaya devam edeceğini belirten Vedat Aşcı sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bazı yayınlarda Mandarin Oriental’ın, Bodrum’dan ayrılacağına dair yapılan yanlış haberleri okuduğumda çok şaşırdım. Türkiye’nin gerek turizm konumlandırması, gerek uluslararası platformdaki jeopolitik duruşu ve gerekse yabancı ve yerli yatırımcıların Türkiye’ye bakış açılarının iyi yönetilmesi gereken hassas bir dönemdeyiz. Bu dönemde devlet, özel sektör, vatandaş ve medya olarak hep birlikte sorumluluk taşımalıyız. Dünya çapında çeşitli ödüller kazanan Bodrum projemiz Türkiye’yi ve Bodrum’u dünyanın her yerinde ön plana çıkarmakta ve iyi bir şekilde temsil etmekte. St. Tropez, Sardunya, Ibiza ve benzeri lüks destinasyonlarla beraber Türkiye’yi de yüksek harcama gücü olan elit turizm pazarlarında adından söz ettirmektedir.”
restaurant 46 hotel & hi-tech
yeni yatırımlar
Kayseri’nin ilk yerel 5 yıldızlı oteli Ommer, iş gezilerini tatile dönüştürüyor Ticaretin ve iş dünyasının kalbi Kayseri’nin ilk yerel 5 yıldızlı oteli olan Ommer Hotel, her türlü ihtiyaca cevap verirken konumu ve sunduğu hizmetlerle de iş seyahatlerini keyifli bir hale getiriyor.
K
ayseri ve çevre illeri de gezme amacıyla gelen misafirlerine turistik otel hizmeti veren Ommer Hotel, iş dünyasına yönelik imkanları ve sosyal donatıları ile iş seyahatlerinin de vazgeçilmez adresi haline geldi. İş seyahatlerini tatile dönüştüren Ommer Hotel, şehrin panoramik manzarasına sahip 186 ferah odasıyla hizmet veriyor. Kayseri’nin geleneksel lezzetleri ve dünya mutfaklarından farklı tatları bir arada sunan otel içerisindeki Mons Argaeus Restaurant ise yemekleri unutulmaz bir hale getiriyor. İş yorgunluğuna karşı, Joie Club İş seyahatlerini sağlıklı ve eğlenceli bir tatile dönüştürmek üzere çalışan Ommer Otel, Joie Club’le keyifli bir mola sunuyor. 2.200 metrekare alanda kurulu, Kayseri’nin en büyük hamamını içinde bulunduran Joie Club; fitness, wellness, SPA’nın yanı sıra kapalı havuz, Türk hamamı, sauna ve buhar banyosu gibi hizmetlerle yoğun iş temposunun yorgunluğunu dinlenerek ve keyifli zaman geçirerek atmayı vaat ediyor. Ommer Hotel, web sitesi üzerinden yapılan rezervasyonlarda uyguladığı yüzde 10 indirim kampanyasıyla da ulaşabilir seyahatler sunuyor.
Çalışırken tatil yapmak isteyenlere bünyesindeki Joie Club konforuyla hizmet veren Ommer Hotel, iş seyahatlerini keyifli hale getiriyor.
Sunduğu konfor ve bünyesindeki ‘Joie Club’ ile çalışırken tatil yapma fırsatı sunan ‘Ommer Hotel’, farklı tiplerdeki oda seçenekleriyle de misafirlerine müşteri odaklı hizmet vermeyi amaçlıyor.
restaurant 48 hotel & hi-tech
yeni yatırımlar
Hotels.com’dan 25. yıla özel dünyanın en ilginç 5 otel lobisi
O
tel lobileri, bir zamanlar misafirlerin sadece odalarına çıkmadan önce kullandığı, sönük ve ruhsuz mekânlardı. Günümüzdeyse lobilerde göz alıcı özellikler öne çıkıyor, sıra dışı hizmetlerin sunuluyor, eğlenceli keşifler yapılıyor. Başka bir deyişle, misafirlerin check-in ve check-out işlemleri hâlâ lobide yapılsa da, bu noktalar artık birer sosyal alan olarak da hizmet veriyor. Bu yıl 25. yaşını kutlayan Hotels.com™, çeyrek yüzyıl önce hayal bile edilmeyen ama günümüzde alanının en iyisi olan sıra dışı otel lobilerini sizin için araştırdı. Oyun Parkı Lobi 4 yıldızlı Barcelo Malaga Malaga merkezindeki Barcelo Malaga
Yüzme havuzlu, sanat galerili ya da Instagram dostu… Hotels.com, 25. yılını dünyanın dört bir yanından en ilginç otel lobilerini inceleyerek kutluyor…
bir dizayn otel. Otelin en ilginç özelliği ise tasarımda çığır açan lobi alanı. Paslanmaz çelikten yapılmış dev kızak EDHA hemen dikkatinizi çekecek. EDHA ismi İspanyolcada “cesur insanlar için kızak” anlamına geliyor. Misafirler bu etkileyici kızakla birinci kattan otelin şık B-Lounge barına inebiliyor. Serinletici bir kokteyl için sabırsızlanıyorsanız, harika bir seçenek. Yüzme Havuzu Lobisi 4 yıldızlı Room Mate Grace, New York Midtown Manhattan bölgesindeki Room Mate Grace, kapalı yüzme havuzui saunası ve buhar odasıyla adeta gizli bir cennet. Ama otelin en ilginç yanı, lobisindeki havuzu! İç ısıtan aydınlatması ve minderli kolezyum tarzı koltuklarıyla
dikkat çeken havuz 24 saat açık. NYC bölgesindeki tek havuz içi barın burada olduğunu da hatırlatalım. Instagram Lobisi 4 yıldızlı Ovolo 1888 Darling Harbour, Sidney İlk Instagram oteli olarak bilinen 1888 Darling Harbour, Sidney’in eski tarz havasını çağdaş ve şık bir tasarımla birleştiren bir butik otel. Lobiye adımınızı attığınız anda Instagram teması dikkatinizi çekiyor. Çünkü misafirlerin check-in işlemleri Instagram üzerinden yapılıyor. Lobideki barın yanında yer alan “selfie” standı, misafirlerin kolayca fotoğraf çekebilmesi için düşünülmüş. Üstelik çekilen resimler, otelin renkli Instagram hesabını gösteren ekranlarda
hemen görüntüleniyor. Ayrıca 10.000’den çok Instagram takipçisi olan misafirler, otelde ücretsiz konaklayabiliyor. Kahve Erbabı Lobisi 5 yıldızlı Lux Belle Mare, Moritus Moritus’taki Lux Belle Mare otelinin açık hava lobisine girdiğinizde, kendinizi cennette hissedeceksiniz. Çünkü büyüleyici havuz ve dinlenme alanının yanında, kokusuyla sizi cezbeden meşhur Cafe Lux yer alıyor. Deneyimli baristaların hazırladığı kahvenizi içerken, adadaki diğer otellere gönderilmek üzere kavrulan kahve çekirdeklerinin dansını da izleyebilirsiniz. Sanat Galerisi Lobi 5 yıldızlı Molitor Paris by MGallery Molitor 60 yıldır, havuzları, galaları ve “avant garde” atmosferiyle Paris’in en popüler yüzme havuzuydu. 1989 yılında kapatılan bu havuz daha sonra sanatçıların uğrak yeri oldu ve kentsel bir sanat mekânı haline geldi. 2014 yılında bugün bildiğimiz Molitor Otel olarak yeniden doğdu. Havuz ve sanat bu otelin ana temasını oluşturuyor. Bir grafitti Rolls Royce’un yer aldığı lobi adeta bir “pop up” sanat galerisi havasında.
restaurant 50 hotel & hi-tech
iş’te kadın
Alaylı değil, Mektepli!..
Demet Uğur “Samimiyetle söylüyorum, otelcilik benim seçtiğim bir iş kolu değildi. Bir aile mesleğiydi. Fakat zamanla turizmden keyif alarak ve verimlilik oluşturarak bu sektörü çok sevdim... İnsanlarla iletişim kurmayı çok sevdim...” Fotoğraflar: Hakkı Günerkan
D
emet Uğur, turizmci bir ailenin ikinci kuşak ferdi, Kıdan Turizm A.Ş.’nin de Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı. 22 yaşından beri bu sektörün içinde. Otelciliğe ilk adımı Alanya Galeri Resort Otel’in ön büro departmanında atan Uğur, tabiri caizse “yönetici doğulmaz, olunur” savının en başarılı örneklerinden biri. Azimli, çözüm odaklı, üretmeyi seven ve bir miktar da duygusal, aidiyet duygusu gelişmiş bir yönetici o. Şu sıralar hummalı bir çalışmayla İstanbul Bayrampaşa’da ilk şehir otelini açmanın heyecanını yaşayan Demet Uğur ile hazırlıklarda son aşamaya gelinen Lionel Hotel’de bir araya geldik; turizme başlangıç hikayesinden yöneticilik anlayışına, Lionel Hotel’den turizmci grubun yeni yatırımlarına kadar her şeyi konuştuk. Bu röportajımızda…
Demet Hanım, turizmci bir aileden geliyorsunuz. Otelcilikteki yol hikayenizi anlatır mısınız, nasıl başladı bu yolculuk? Ailem 20 yıldır turizm sektöründe faaliyet gösteriyor. Onun öncesinde uzun yıllar inşaat sektöründeydik. Bundan 20-25 yıl önce güneydeki turizm yeni hareketlenmeye başladığında babam Özel Kıdan güneyle ilgilenmeye
ve bir yatırım düşünmeye başlıyor. Onun üzerine arazi beğeniyor, inşaatını yapıyor ve 1996 yılında Alanya’da Galeri Resort Hotel’i açıyor. Tesis geçen zaman içinde büyüyor ve ihtiyaçlar doğrultusunda metrekarelerini artırarak bugünkü konumuna geliyor.Otelin açılışı benim üniversite sınavlarıma denk geliyor. Ben Marmara Üniversitesi’nde İşletme bölümünden 2000 yılında mezun oldum. Turizmotelcilik değil, işletme okudum. Hedefim de oydu zaten, şu anda da onu yapıyorum. Bildiğiniz üzere otelcilik uygulayarak yapılan bir iş. O sebepten hiçbir zaman eksikliğini duymadım. Üniversite süresince yazları vaktimin büyük bir kısmını otelde geçiriyordum. Tabii o zamanlar şimdiki gibi değil, bir nevi misafir sanatçı gibiydim. Ardından okulum bitti; kısa bir dönem sonra yabancı dilimi geliştirmek için yurt dışına çıktım. Dönüşümle beraber İstanbul’da kısa bir süre farklı bir sektörde deneyimim oldu. ilk iş tecrübem turizm değil, basın yayın sektörü oldu. 2001 yılında şu an İstanbul’un en popüler dergilerinden birinin satış departmanında çalıştım. Benim için bambaşka bir sektördü ama dediğim gibi çok kısa sürdü. Çok geçmeden de ailemin yanına dönerek, Galeri Resort yönetiminin içinde aktif olarak rol almaya başladım.
Galeri Resort Otel’deki ilk iş tecrübeniz neydi?
Henüz 22 yaşımdaydım ve ilk olarak ön büroya girerek resepsiyonda bir shiftin sorumluluğunu aldım. Genelde örneğine pek rastlanmaz.. Ama ben bizzat turizm sektörünün kalbinde, ön büroda başlamayı tercih ettim. Orada aktif bir şekilde görev almam kariyerimde belirliyici rol oynamıştır. Hatta bugün hala ara ara o bilgilerimden ve deneyimlerimden beslenirim. Aynı şekilde empati yönümü de geliştirmem de etkili olmuştur. Mevzu bu iken şunun da özellikle altını çizmek isterim, turizm sektöründe faaliyet gösteren aileler ikinci veya üçüncü kuşağı yetiştirirken mutlaka çocuklarına bir veya birkaç departmanın sorumluluğunu aktif bir şekilde vermeliler, kişiler görev almalı. Çünkü bunun hem empati gelişimine katkısı çok büyük hem de konuya daha kolay adapte olup, ısınıyorsunuz.
“Kendimi keşfettim”
Otelde iki sezon boyunca tam zamanlı çalıştım ve yaptığım işi çok sevdim. Bu bir keşif yolculuğuydu aynı zamanda. Çünkü her bir adımında kendimi turizmin neresinde görmek istiyorum arayışlarıyla keşfediyordum. Samimiyetle söylüyorum, otelcilik benim seçtiğim bir iş kolu değildi. Bir aile mesleğiydi. Fakat zamanla turizmden keyif alarak ve verimlilik oluşturarak bu sektörü çok sevdim... İnsanlarla iletişim kurmayı çok sevdim... Yabancılarla iş yapmak bana öteden beri çok keyifli gelmiştir zaten. Hatta o vesileyle yabancı dilimi geliştirmek için bir Almanya tecrübem oldu. Onun öncesinde de bir süre Amerika’da bulundum.
Bu keşif yolculuğu kendinize ve sektöre dair size daha başka neler öğretti?
Bu yolculuk esnasında çözüm bulma ve işletmeye yön verme noktasında çok etkili olabileceğimi farkettim. Resortte ilk yıllar daha çok sahadaydım. Misafirlerle sohbet ederek geribildirimler alıyordum, hizmete yön veriyordum. Alanya’daki otelimizin hizmet kalitesini hızla geliştiren en çok da bu misafir sohbetleridir. Ve de benim işimin en sevdiğim yönü… Bu sohbetlerden her anlamda çok beslendim, geribildirimlerle hizmeti geliştirdik, repeat misafirlerimizin oranını artırdık, kişisel gelişimimi de, yurt dışı kararlarımda da bu vesileyle sağlamış oldum. Daha sonra misafir ilişkileri departmanını kurduk ve kadroyu hep koruduk. Bugün hala en büyük esin kaynağımız misafirdir. Şunu da söyle söyleyeyim, biz o dönem bir yıl içinde hizmeti geliştirerek yüzde 85-90 misafir memnuniyetine ulaştık. Son 8-9 yıldır ise pazarlama , satış departmanında ve operasyonda aktif görev almaktayım. Zaman içerisinde kendimi en çok verimli bulduğum ve keyif aldığım konunun pazarlama ve iç operasyon olduğunu keşfettim.
Turizmci bir ailenin çocuğu olmanın avantajları ve dezavantajları nedir diye sorsam, cevabınız ne olur? İçinden, damarından yürünsün isterim, yukarıdan değil. Mümkün mertebe yöneticilik mevki işin damarından gelmeli
ki, görev yeterince özümsenmeli, keyifli bir hal almalı... Turizm zaten son 25 yıldır kendi dinamikleriyle gelişen, kendi yağıyla kavrulan bir sektör. Biz de Kıdan Turizm A.Ş. olarak bu şekilde yol aldık. Hedefimiz daima üzerine daha iyisini koymak oldu. Bu süreçte dünyadan rol modellerimiz de oldu. Bence bu çok önemli bir nüans. Sadece turizm-otelcilik sektörü için de değil… Her ne işle meşgul oluyorsanız, işinizin nabzını global ölçekte tutmalısınız. Ben konuma hiçbir zaman salt Türkiye perspektifinden bakmadım. Dünyadaki otellerin knowhow’ı da benim için değerlidir, onları incelerken feyz alırım. İşinizde rekabet gücünüzü belirleyen önemli bir yaklaşımdır bu.
Bu arada sizi biraz daha yakından tanıtmak isterim. Bir kadın yönetici olarak iş yapma stiliniz, çalışma prensipleriniz nelerdir?
Azimli biriyim; yönetici doğmadım ama öğreniyorum. Çünkü ya doğulur ya öğrenilir. Ben sonradan öğrenenlerdenim. Çünkü duygusal bir yapıya sahibim ve zaman içinde hem duygularımı yönetmeyi hem de yöneticilik vasfımı geliştirmeyi öğrendim. Şimdilerde o yönümün avantajlarını bile görüyorum diyebilirim. Aidiyet duygusunun oluşmasında manevi yönümün rolünü fark ediyorum., kurum içinde bizizekibiz gibi kavramların varlığını görüyorum, bu da tabii mutlu ediyor. Dolayısıyla artık daha da iyi bir yönetici olma yolunda yol aldığımı düşünüyorum. Deneyim ve öğrenim bitmez ,sonu yoktur tabii bu arada. Onun dışında iletişimi destekleyen bir yönetim anlayışım var. Çalışanlarımızla birlikte kararlar alır, birlikte uygular ve elde edilen başarı ya da başarısızlığı birlikte göğüsleriz. 20 yıldır turizm sektöründe faaliyet gösteriyoruz. Bizim işimiz her iş gibi ekip işi, buna çok inanıyoruz. Tüm çalışanlarımızla varız ve beraber kotarıyoruz. Yönetimde de ekibiz. İşimizde birbirimizi tamamlıyoruz; görev dağılımımız var ancak aynı zamanda her birimiz birbirmizin sağ koluyuz; yani birbirimizin görevini gerektiğinde üstlenmekte geri durmayız.
Turizmde kadın çalışan olmak nasıl bir duygu, anlatır mısınız?
Turizmde kadın olmak çok yönlü düşünebilme becerisi ve misafirperverliği bir araya getiriyor. Kadın işinde işinden, evinde evin düzeninden, kendi düzeninden, çocuklarının yetiştirilmesinden sorumlu. Bunların hepsini bir arada yürüten kadın turizmde de tek yönlü değil, çok yönlü görebilme ve aynı anda birçok süreci yönetebilme becerisine sahip oluyor. Kadının özel hayatındaki diğer sorumulukları iş hayatı için engel teşkil ettiği kanısıyla hareket edilebiliyor ve erkek yöneticiler daha fazla mevki edinebiliyor. Çalışan kadını koşullar işi ya da evi konusunda bir tercih yapmak zorunda bırakmamalı. Sektörü tepe noktalarında kadınlar hala oldukça az oranda temsil ediyor. Gelişmiş ülkelerde kadın yönetici ve çalışan sayısı gelişmekte olan ülkelere göre daha fazla.
restaurant 52 hotel & hi-tech
iş’te kadın
”
Samimiyetle söylüyorum, otelcilik benim seçtiğim bir iş kolu değildi. Bir aile mesleğiydi. Fakat zamanla turizmden keyif alarak ve verimlilik oluşturarak bu sektörü çok sevdim... İnsanlarla iletişim kurmayı çok sevdim...
”
İş kadını kimliğinize bir de anne olmayı eklersek, iş hayatıyla özel yaşamınızı nasıl dengeliyorsunuz?
Çocuktan önce boş zamanlarımı daha çok seyahat etmeye ayırırdım. Son yıllarda seyahet yine en sevdiklerimden ancak yoğun iş temposundan dolayı hafta içi geç vakitte evde olabiliyorum. O sebeple haftasonu aileme tam zaman ayırmaya ve hep beraber olabileceğimiz etkinliklerde olmayı tercih ediyoruz. Onun dışında belirli dönemlerde farklı ilgi alanlarım olabiliyor. Bir dönem trekking yapıyorum. Bir dönem çok sık seyahat ediyorum. Her kış kayak yaparım. 20 yıldan fazladır kayak yapıyorum ve hayatta en fazla keyif aldığım uğraşlardan biri.. Fotoğraf çekmeyi ve resim yapmayı da çok seviyorum, her ne kadar şu sıralar çok zaman ayıramasam da…
Biraz da Lionel Hotel İstanbul’dan bahsedebilir misiniz? Otelin ana konsepti, hedef kitlesi nedir? Açılışı için hangi tarihleri öngörüyorsunuz?
Oteli ekim ayı içerisinde açmak istiyoruz. Lionel’in oluşumunda dersimize çok çalıştık. Bir otel olarak tercih edilme nedenlerimizin altını sağlam doldurarak, Lionel otel’i geliştirdik. Çünkü artık fark ortaya koyan ve misafir odaklı; misafirin ne istediğini bilen hatta misafirin henüz farkında olmadığı ihtiyacına yönelik hizmet veren tesisler önde ve başarılı olacak. Biz de devamlı bunun peşindeyiz. Lionel’de değer yaratmak üzerine kurulu bir hizmet anlayışı olacak. İş ya da tatil amaçlı gelen herkes kapıdan girdiği
andan itibaren konakladığı süre boyunca kendine gösterilen saygıyı, ilgiyi, hizmet kalitesini, mimarideki zarafeti, belirgin bir şekilde görecek ve hissedecek. Misafir odaklı hizmet anlayışımız en kıymetli değerimiz. Otelin hemen hemen her noktasında bizlerin büyük titizlikle çalışıp tek tek belirlediği uygulamaları oldu. Lionel’de misafirlerimizi ağırlamak için heyecanlanıyoruz.
Lionel, ailenin Alanya’daki resort yatırımından sonra İstanbul’da hizmete açacağı ilk şehir oteli. Konsept, lokasyon ve destinasyon farklılıkları ile ilgili olarak ne tür bir strateji benimsediniz?
Resort ve şehir otelciliğinden ayıran en büyük özelliği misafirlerinizin beklentileri… Resortte dinlenmeye, eğlenmeye, güneşten ve denizden yararlanmaya gelen , zamanının büyük bir kısmını tesis içerisinde geçrien bir profili ağırlarken, şehir otelciğinde asgari sürede konaklama ve kahvaltı alıp, otelde günün üçte birini geçiren bir profil söz konusu. Bu sebeple şehir otelciliğnde birim saat başına düşen konaklatma ve hizmet verme kaliteniz çok mühim, otele adım attığı dakikadan itibaren otelle ilgili değerlendirilme süreciniz hızla başlamış demektir. Resortte konaklama süreleri oldukça uzun, her şey dahil konseptte tüm gün devam eden yoğun bir operasyon var. Şehir otelciğiliğinde konaklama süresi resorte göre çok daha kısalıyor, giriş çıkışlar çok sık ve fazla. Her ikisinin de farklı dinamikleri var. En temel ortak nokta misafir odaklı bir anlayışla hizmet verdiğinizde her ikisinde de adınızdan bahsettireceğiniz.
Lokasyon seçiminde ana kriterleriniz neler oldu?
Bayrampaşa konum olarak İstanbul’un kıymetli bir noktasında. Hem şehir merkezine hem de hava yoluna ulaşım olarak oldukça pratik bir noktada bulunuyor. Birkaç yıl içerisinde en gözde lokasyonlardan biri olacağına çok inanıyoruz. Bölge bir süredir kentsel dönüşümde ve çehresi çok hızlı değişiyor. Dolayısıyla bizler de yatırımımızda önceliği lokasyona verdik. Bayrampaşa’yı hem şehri yaşamak isteyen hem de iş amaçlı gelen misafirlerin tercih edebileceği bir nokta olarak belirledik.
Gündeminizde yeni hedefler, projeler var mı?
Son yıllarda yaşanan olaylar o kadar içimizi yakıyor ki hayallerimiz anlamını yitiriyor. Uzun vadeli projeler, planlar iyice anlamsız görünüyor. İçimiz yansa da görevimizin üzerimize düşenleri yapmak olduğunu düşünüyorum. Geleceğe yatırım yapmaya, üretmeye devam etmeliyiz Bu sebeple projelerimize sahip çıkmalı peşlerinden gitmeye devam etmeliyiz. Biz turizm sektöründe daha da büyümeyi hedefliyoruz. Bunun için şu an çok erken ama bir zaman sonra yine İstanbul ya da Avrupa’da bir otel daha açmak istiyoruz. Ama bir hırsla değil; yolumuzda sağlam adımlarla
Bayrampaşa konum olarak İstanbul’un kıymetli bir noktasında. Hem şehir merkezine hem de hava yoluna ulaşım olarak oldukça pratik bir noktada bulunuyor. Birkaç yıl içerisinde en gözde lokasyonlardan biri olacağına çok inanıyoruz. Bölge bir süredir kentsel dönüşümde ve çehresi çok hızlı değişiyor. Dolayısıyla bizler de yatırımımızda önceliği lokasyona verdik. Bayrampaşa’yı hem şehri yaşamak isteyen hem de iş amaçlı gelen misafirlerin tercih edebileceği bir nokta olarak belirledik. ilerlemek istiyoruz. Yeni yatırımlar için acelemiz yok, ancak farklılıklar yaratma tutkumuz var. Evet, zor bir dönemden geçiyoruz , yatırımımıza başladığımız günlerde tablo böyle değildi. Her yaşanan olayın ağırlığını yüreğimizde hissettik, yitirilen canların yanından turizmin bahsi olmaz… Ancak ülkemize ve geleceğe inacımız çok yüksek. Bahsettiğm gibi bize düşeni en iyisi ile yapmak bu dönemde en doğru yaklaşım olacaktır inancındayız. Projedeki her şeyi bütünüyle hayata geçiriyoruz. Bunun orta ve uzun vadede olumlu dönüşleri olacağını çok iyi biliyoruz.
Son olarak aile otel işletmeciliğiyle bir hayalinizi gerçekleştirdiğinizi söyleyebilir miyiz yoksa önünüzde başka hayalleriniz de var mı? Kişisel hayalim işimde büyük birikimler, değerler yaratmak. Sonra da ülkeme ve insanlığa sürekliliği olan katkılarım olmasını çok arzu ederim.
restaurant 54 hotel & hi-tech
marka
BUZKAP 2017’de Kuzeybatı Avrupa pazarında büyüyecek “Büyüme stratejimiz Kuzeybatı Avrupa olacak. Minimum pazarlama faaliyeti ile yılın ilk altı ayında aldığımız siparişler bu pazarın ne kadar boşluk içinde olduğunu tekrar teyit etti.”
F
aaliyetlerine 1941 yılında İstanbul’da kasap ve bakkallara yönelik küçük bir üretim atölyesiyle başlayan BUZKAP, 2000 yılından beri pasta unlu mamuller ve dondurma sektörlerinde liderliğini sürdürüyor. 2017 büyüme stratejisine Kuzeybatı Avrupa pazarını koyan firmanın 2016 yılına dönük faaliyetlerini ve yeni dönem hedeflerini firma sahibi Masis Mirzahanyan ile konuştuk. Buzkap’ın ana faaliyet alanlarını anlatarak; üretim kapasitesinden ve ürün portföyünden bahseder misiniz? 1941 yılında Kurken Mirzahanyan tarafından İstanbul’da kasap ve bakkallara yönelik üretim yapan küçük bir atölye olarak kurulmuştur. Şirketimiz, ilerleyen yıllarda değişen piyasa taleplerini ve üretim teknolojilerini takip ederek; buz makinası, dondurma reyonu döner pasta vitrinleri gibi birçok ürünün öncüsü olmuştur. 2000 yılından itibaren pasta unlu mamuller ve dondurma yoğunlaşan BUZKAP sektör lideri olmuştur. İlkelerimiz; piyasadaki talebi ve teknolojiyi yakından takip ederek kaliteli ürünler geliştirmek, satış sonrası iyi hizmet
vermektir. Kullanılan malzemenin yüksek kalitesi, devamlı eğitilen personel faktörleri de bu ilkelere eklenince, Buzkap 1941’den bugünlere adını ve kalitesini koruyarak gelmiştir. Üretim kapasitemiz yıllık takribi 250 mekandır. Üretim ve ithalatını yaptığınız markalarla pazarın ne kadarına hakimsiniz? Pasta Unlu Mamuller Teşhir Dolapları pazarının Türkiye’deki büyüklüğü nedir? Bizim için önemli olan pazar payı değil, işini seven düzgün müşterilere hizmet vermektir. Ülkemizde ev dışı tüketim kanalı (EDT) devamlı gelişmektedir. Buna paralel olarak da pastane, unlu mamul ve kısmen dondurma sektörü gelişmektedir. Uluslararası arenada pasta ve unlu mamuller teşhir dolapları pazarında trendler nereye doğru gidiyor? Trendler daha çok kişiye özel damak tadını tatmine yönelik şekilde gelişmekte. Ülkemiz de bunu takip etmekte hatta artık ülkemizdeki trendler yurt dışına örnek olmakta.
“Bizim için önemli olan pazar payı değil, işini seven düzgün müşterilere hizmet vermektir.”
Firmanızın Ar-Ge ve teknolojiye yatırımları hakkında bilgi verebilir misiniz? Yaklaşık bir yıl önce kurduğumuz AR-Ge bölümümüzde piyasa taleplerine göre ürettiğimiz ürünleri geliştiriyoruz. Müşterilerimize daha iyi hizmet sunabilmek hedefiyle daha az arıza, daha efektif kullanım ve enerji tasarrufu kıstaslarını gözeterek günlük ihtiyaçları kolaylaştırıcı çalışmalar içindeyiz. Faaliyet gösterdiğiniz sektörün Türkiye’deki genel durumu hakkında neler söylemek istersiniz? Geçtiğimiz 15 yıl içinde öne çıkan marketlerle beraber bakkalların kaybolmasından sonra hızla gelişmeye başlayan unlu mamuller sektörü geleneksel pastanenin restoran bistro yönünün gelişmesine yol açtı. Bu da unlu mamuller ve dünya mutfağı sunan pastanelerin şu an geldiği noktaya zemin hazırladı. Bugün gelinen noktada sektörümüz gelişiyor. Bunun da en önemli sebebi ev dışı tüketim kanalının çok fazla gelişmesi. Muhakkak bu yolda
aramızdan elenecekler de olacak. Çünkü sektörde merdiven altı firma sayısı maalesef çok fazla. Özellikle de buna 2016 IBATECH Fuarı’nda tanık olduk. Yine de umarım ki herkes bu sektörden ekmek yer. Bizler BUZKAP olarak yurt dışına örnek olacak kadar ilerledik. Bundan sonraki süreçte de faaliyetlerimize en iyi şekilde devam etmek istiyoruz. Son olarak Buzkap’ın genel büyüme stratejisi, hedef pazarları ve 2017 yılına ilişkin hedefleri ve yatırım planları ile ilgili neler söylemek istersiniz? Büyüme stratejimiz Kuzeybatı Avrupa olacak. Minimum pazarlama faaliyeti ile yılın ilk altı ayında aldığımız siparişler bu pazarın ne kadar boşluk içinde olduğunu tekrar teyid etti. Bu bölgelerde gezdikçe maalesef ülkemizden giden kötü ürünlerin önümüzü tıkayacağından endişe ettik. Sadece ucuz olsun önceliği ile hareket eden Türk işyeri sahipleri mağdur olduklarını anlattılar. Daha sonra ülkemizdeki başarılı örnekleri görünce kaliteyi Avrupa fiyatının daha altında alarak ne kadar başarılı olacaklarını gördüler.
restaurant 56 hotel & hi-tech
marka
Rational yeni SelfCookingCenter ailesini sunar: Taze buhar jeneratörüne sahip profesyonel ünite, şimdi ilk defa XS boyutunda
F
ikirler dünyayı değiştirir” mottosuyla ve müşteriye mümkün olan en fazla faydayı sağlamak ilkesi çerçevesinde RationalAG, 21 Eylül’de The Grand Tarabya Hotel`de yeni SelfCookingCenter ünitesinin tanıtımını gerçekleştirdi. Sadece 55,5 cm derinlik, 65,5 cm genişlik ve 56,7 cm yükseklik gibi küçük boyutlarına rağmen, Rational ünitelerinin bütün performansını ve akıllı pişirme sistemini sunan SelfCookingCenter XS oldukça ilgi topladı.
Cebioğlu: “Gururluyuz”
Rational Türkiye Müşteri Ilişkileri Direktörü Firuzan Cebioğlu, “Ünitelerimiz performansları ve hassasiyetleriyle kendilerine hayran bırakıyorlar. Rational, taze buhar jeneratörünün avantajlarıyla birlikte en iyi yemek kalitesini sağlıyor ve zaten bu konuda ödün vermemiz düşünülemezdi. Fizikçilerimiz, mühendislerimiz ve aşçılarımızla birlikte, ünite serimizi tamamlamakla kalmayıp; pazarda kendi sınıfına öncülük edecek bu kadar küçük bir SelfCookingCenter modeli geliştirmeyi başardığımız için çok gururluyuz.” açıklamasını yaptı.
SelfCookingCenter XS – 2/3 boyutunda profesyonel cihaz sınıfının küçültülmüş modeli Rational, SelfCookingCenter XS sayesinde bu başarılı seriye, sadece 0,2 m3 gibi rekor derecesinde küçük bir
hacime sahip, 2/3 ölçülerinde bir ünite eklemeyi başardı. Ancak SelfCookingCenter ürün ailesinin bu küçük üyesi, büyük ünitelerin donanım ve performans özelliklerinden hiçbir şekilde ödün vermiyor. Dolayısıyla SelfCookingCenter XS, à la carte üretimde, süpermarketlerde, akaryakıt istasyonlarında, şarküterilerde ana cihaz veya ek cihaz olarak kullanılmaya son derece uygundur. İster ankastre, ister duvara monte edilerek, ister tezgah üstü kullanılsın, SelfCookingCenter XS için her yerde uygun bir yer bulunur.
restaurant 58 hotel & hi-tech
marka
La Lorraine 100 Milyon TL’lik yatırımla Türkiye pazarına girdi
Belçika’nın dünyaca ünlü markası La Lorraine Manisa’da gerçekleştirdiği 100 Milyon TL yatırımla Türkiye’nin unlu mamul, pasta ve fırıncılık alanındaki alışkanlıklarına yeni bir anlayış getirecek. Yan spot: Unlu mamul, pasta ve fırıncılık sektöründe yüzde yüz Belçika sermayeli bir aile işletmesi olarak 77 yıldır aynı alanda faaliyet gösteren La Lorraine Unlu Mamuller Grubu’nun dünya genelinde Belçika’da 9, Çek Cumhuriyeti, Romanya ve Polonya’da birer adet olmak üzere 12 üretim tesisi bulunuyor. 2015 yılında 620 milyon Euro’nun üzerinde bir ciroya ulaşan La Lorraine’in 13. tesisi ise Türkiye’de Manisa’da bulunuyor. Manisa OSB’de 40 dönüm arazi üzerinde 20.000 metrekare kapalı alan olarak inşa edilen ve ileri teknolojiden faydalanılarak hayata geçirilen tesis tüm grubun üretim tesisleri içerisinde de en gözde fabrika olma özelliğini taşıyor.
L
a Lorraine CEO’su Guido Vanherpe yaptığı konuşmasında, 2015 yılında Türkiye’ye fabrika yatırım kararı aldıklarını ve bugün 1500 noktaya ulaştıklarını belirtti. Vanherpe ayrıca 2017 yılı sonunda 5000 noktaya ulaşmayı ve ciroyu iki katına çıkarmayı hedeflediklerini belirtti. 5000 noktanın içerisinde marketler, restoranlar, oteller ve kafeler yer alıyor. Bu dönemde yabancı bir yatırımın ülkemize gelip özellikle bu sektörde büyük bir yatırım yapıyor olmasının ülkemiz için diğer yabancı yatırımcılara iyi bir örnek olacağını belirten La Lorraine Türkiye Genel Müdürü Burak Deniz: “La Lorraine, sektöre canlılık ve dinamizm katarken, Türk tüketicisine Avrupa’nın tecrübesini getirecek. Ekmek grubunda çok iddialıyız. Ekmekte de tıpkı diğer ürünlerimizde olduğu gibi daha nitelikli, katma değeri yüksek ürünler üretiyoruz.”
“Ekmek israfının önüne geçeceğiz”
Bizim en büyük özelliğimiz ekmeğin bütün içeriğinin hazırlanıp yüzde 80 oranında pişirildikten sonra eksi 30 derecede şoklanıp, depolanmasıdır. Bu ortamda ürünün bir yıl ömrü vardır. Bu
“Türkiye’de kişi başı Unlu Mamul Tüketimi 160 kg”
süreç içerisinde ürün satış noktalarına gönderilir. İyi oteller, kaliteli restoranlar bu ürünü 5 dakika pişirme süresi içerisinde tüketiciye çıtır çıtır, sıcacık sunabilme imkanına sahip olur. Bu konseptimizin adını BAKE OFF diye adlandırıyoruz. Konseptimizinbir diğer avantajı ise; istenildiği zaman istenildiği kadar ürünü pişirebilme imkanına sahip olunduğu için atıktan kaynaklı israftan kurtulmuş olunuyor. Bake-Off konseptimiz diğer ülkelerde de geçerli. Sadece Belçika’da taze ekmek ürünümüz var ve orada da taze ekmekte lideriz. Belçika’nın dışındaki 24 ülkede Bake-Off dediğimiz yüzde 80’i pişmiş donuk grup var. Türkiye fabrikamızda da tamamen böyle bir üretim gerçekleştiriyor olacağız. Bu konseptte ürün besin değerini hiçbir şekilde kaybetmiyor. Tam tersine paketli ürünlerin raf ömrünü uzatmak için içerisine konulan koruyucu maddeler ve bazı asitler bizim ürünlerimizde kullanılmıyor. Biz aslında günlük, hatta anlık süt gibiyiz. Bu sayede 5-6 dakika gibi kısa bir sürede taze ve sıcak ekmek, çörek ve kruvasan elde edebiliyoruz” açıklamasında bulundu.
Türkiye pazarına bakıldığında gıdanın büyük bir pazar olduğunu görüyoruz. Gıdanın içerisindeki en büyük alan da unlu mamullerdir. Unlu mamuller pazarının rakamı tam olarak bilinmemesine rağmen 20 milyar dolar değerinde tahmin edildiğini görüyoruz. Dolayısıyla pazarın büyüklüğü bu yatırımı yapmamızdaki en büyük faktördür. Diğer yandan kişi başı tüketim rakamlarının yüksekliği de bizim için oldukça cazip bir durum. Türkiye’de kişi başı tüketim 160 kg. civarında. Biz bu ortamda deneyimlerimizden ve bilgi birikimimizden yola çıkarak kaliteli ve hijyenik ürünlerimizi ülkemiz insanı ile buluşturduk. Bu noktada pazara iyi bir giriş yaptığımızı söyleyebiliriz. Şu anda doğru zamanda doğru yerde olduğumuzu düşünüyoruz. 2014 yılında girdiğimiz Türkiye pazarında unlu mamuller alanında sektöre öncülük ederek pazarı büyütmeyi hedefliyoruz. Bugün Migros ve Macro’larda bulunuyoruz. Ürünlerimiz bu satış noktalarında pişiriliyor ve anında servis ediliyor. Onun dışında çok kaliteli, 5 yıldızlı otellerde, nitelikli restoranlarda ve kafeteryalarda varız. Şu an itibari ile tüketiciye direkt donuk ürün satarak onların da evlerinde ürünlerimizi pişirebilmesine imkan tanıyabilecek aşamaya gelmedik ancak ilerleyen dönemlerde o aşamaya da gelmeyi hedefliyoruz.
“Türkiye’yi Home Country olarak konumlandıracağız”
Bugün İstanbul, Antalya, İzmir, Bursa ve Ankara’da bulunan La Lorraine’in bu yılın sonuna kadar Adana’da da olacağını söyleyen Burak Deniz, Türkiye üretim tesisinden, bölgedeki farklı ülkelere de ihracat yapmayı planladıklarını söyledi. Burak Deniz ayrıca“La Lorraine olarak, özellikle Ortadoğu’ya Türkiye’den ihracat yapmayı planlıyoruz. Türkiye’ye yatırım yaparken lokasyon olarak İzmir’e dolayısıyla limana yakın olan Manisa’yı tercih etmemizin bir sebebi de budur” açıklamasında bulundu.
restaurant 60 hotel & hi-tech
marka
İnoksan’dan DP World’e dünya standartlarında mutfak İnoksan’ın DP World projesi kapsamında kurguladığı dünya standartlarındaki mutfakta, Türkiye’nin ilk ve tek yerli üretim kombili fırını olan İnosmart da yer alırken, dekoratif özelliklere sahip servis hattı da büyük beğeni topluyor.
P
rofesyonel mutfak projeleri ve ürünleriyle Türkiye’de olduğu gibi global arenada da büyük beğeni toplayan İnoksan, 6 kıtada 50 ülkede 77 limanı bulunan Dubai merkezli DP World’ün Türkiye’deki konteyner terminali DP World Yarımca’nın mutfağına hayat verdi. Projeye ilişkin görüşlerini paylaşan İnoksan Satış A.Ş. Genel Müdürü Esra Altay Batkın, tamamlanan DP World Yarımca Limanı projesini İnoksan’ın önemli referans çalışmaları arasında gördüklerini belirterek, “Profesyonel ekibimiz tarafından projelendirilen mutfağın kalbine öncelikle İnosmart kombili fırınımızı konumlandırdık. İnce detaylarla kurguladığımız mutfağımız kadar özel tasarladığımız dekoratif servis hattı da tüm dikkatleri üzerine çekiyor” dedi.
650 milyon dolarlık yatırım
Bugüne kadar 650 milyon doların üzerinde yatırım yapılan Türkiye’nin en büyük konteyner terminallerinden biri olan DP World Yarımca’da yemekler, Türkiye’nin ilk ve tek yerli üretim kombili fırını olan İnosmart farkıyla hazırlanacak ve İnoksan’ın imzasını taşıyan dekoratif servis hattı üzerinden çalışan ve misafirlere sunulacak.
Profesyonel Şefler Yarışması İnoksan sponsorluğunda gerçekleşti Endüstriyel mutfak sektöründe yeniliklerin öncüsü İnoksan, Umman Sultanlığı’nda gerçekleştirilen ve dünyanın önemli mutfak ve otel ekipmanları fuarlarından olan Food & Hospitality Oman Fuarı’nda düzenlenen Profesyonel Şefler Yarışması etkinliğine sponsor oldu. Fuar ile ilgili değerlendirmede bulunan İnoksan Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Varlık, “Tüm dünya müşterimiz’ sloganı ile devam ettiğimiz bu yolda başarı ile ilerlerken, uluslararası pazarda yaptığımız iş birlikleri ile de adımızdan söz ettirmek bizlere gurur veriyor. Dünyanın dört bir yanına kalite götüren bir marka olduğumuzu, Umman’da da bir kez daha kanıtlamış olduk” dedi.
restaurant 62 hotel & hi-tech
marka güncel
KONE, 6. kez “Dünyanın En Yenilikçi Şirketleri” listesinde Asansör pazarının önde gelen isimlerinden olan KONE, bir kez daha uluslararası ekonomi dergisi Forbes’un “Dünyanın En Yenilikçi 100 Şirketi” listesine girmeye hak kazandı. Üst üste 6 yıldır listeye girerek büyük başarı örneği sergileyen KONE, bu yıl 56. sırada yer aldığı listedeki tek asansör ve yürüyen merdiven şirketi olma özelliğini taşıyor. KONE’nin Baş Teknoloji Yöneticisi Tomio Pihkala konu ile ilgili olarak şunları söylüyor: “Bu yılın başlarında, hızla değişen teknolojik ortamın gereklerini karşılamak ve yenilikleri hızlandırmak için yeni “Teknoloji ve İnovasyon” birimimizi hizmete soktuk. Piyasa dinamiklerinde ve teknolojilerde meydana gelen değişimler, aynı zamanda yeni büyüme alanlarını keşfetmemiz ve yeni ortaklıklar kurmamız gerektiği anlamına geliyor. IBM’in yanı sıra genç ve yenilikçi şirketlerle gerçekleştirdiğimiz iş birliklerini de buna örnek verebiliriz.”
Mercedes-Benz Türk’ün yeni başkanı Süer Sülün Mercedes-Benz Türk A.Ş.’nin yeni Direktörler Kurulu Başkanı Süer Sülün, 1 Ekim 2016 tarihi itibariyle görevi Britta Seeger’den devraldı. Mercedes-Benz Türk Direktörler Kurulu Başkanı Britta Seeger’in “Mercedes-Benz Otomobil Pazarlama ve Satış Grubu Başkanı” olarak atanması ile boşalacak görevini, halen MercedesBenz Türk Otobüs ve Kamyon Pazarlama ve Satış Direktörü görevini yürüten Süer Sülün sürdürecek. Sülün, “Kamyon & Otobüs Pazarlama ve Satış Grubu Direktörü ve Mercedes-Benz Türk Direktörler Kurulu Başkanı” unvanı ile hem şirketin kamyon ve otobüs alanlarındaki faaliyetlerinden hem de Daimler Grubu’nun Türkiye’deki temsilinden sorumlu olacak.
PAB Mimarlık, Cityscape’te büyük ödülün sahibi oldu Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli kentlerinde farklı fonksiyonlarda pek çok yapıya ve kentsel tasarım projesine imza atan PAB Mimarlık, gayrimenkul ve mimarlık sektörünün seçkin firmalarını bir araya getiren Cityscape Fuarı kapsamında düzenlenen Cityscape Awards 2016’da, Gökçeada Lise Kampüsü projesiyle, “Geleceğin Kamu, Kültür ve Turizm Yapıları” kategorisinde büyük ödülün sahibi oldu. Pınar Gökbayrak, Ali Eray ve Burçin Yıldırım’ın ortaklığındaki PAB Mimarlık aynı zamanda Cityscape Awards 2016’da Türkiye’den ödül alan tek mimarlık ofisi olmanın gururunu da yaşadı. Cityscape Awards 2016’nın uluslararası jürisi, Gökçeada Lise Kampüsü projesinin yerel doku ve malzeme anlamında Gökçeada’nın karakteriyle bütünleşen yapısının altını çizerken, projenin aynı zamanda eğitim ve sosyal yaşantı kurgusu anlamında bir “benchmark” oluşturması nedeniyle de ödülü fazlasıyla hak ettiğini belirtti.
restaurant 64 hotel & hi-tech
şef’in gözünden
Lezzet kaşifi Aydın Demir
Bolu Mengenli bir ailenin aşçılar kervanına katılan dördüncü kuşak isim şefi İsmail, İdris ve İbrahim ustaların saray ve konak mutfaklarından el verdiği ata yadigarı, mutfağın yüz akı Aydın Demir… Fotoğraflar: Ümit Başer Alkaç
N
asıl yazar, öyle kader işte... Osmanlı’nın saray ve konak mutfaklarından sonra İstanbul’un en lüks restoran ve malikanelerinde ustalıkla tencere kaynatan kökten büyükleri gibi Aydın Demir de şimdilerde yine bir saray mutfağında; İstanbul Boğazı’nın en kıdemli fine dining restoranlarından Feriye Palace’ta 33 yıllık deneyimini konuşturuyor.
“İlk zamanlar mutfağı istemedim”
Hani derler ya, “Armut dibine düşer” diye… Düşer düşmesine
de, bazen de sapıyor işte, tıpkı Aydın Demir’in ilk çocukluk hevesleri gibi… Her ne kadar mutfağa büyük dede, dede ve babadan göbekten bağlı idiyse de bambaşka bir rüzgara kapılıyor o ilk gençlik çağlarında. Liseyi bitirir bitirmez, ilk soluğu eniştesinin mobilya atölyesinde alıyor önce. Ne var ki bir yıllık çıraklık dönemi çok da memnun etmiyor onu, geçmiş hatıralarından aklından kaldığınca. Mobilyaları işleye işleye el becerilerini arttırıyor farkında olmadan. Ve bir kuvvet! En çok da baba nasihatıyla istemeye istemeye tutuyor o heves etmediği mutfağın yolunu…
“Altımda çalışanlar benden hem yaş olarak büyüklerdi hem de tecrübelilerdi. Ama vizyonları yoktu.”
Aydın Şef, “İşimi yapıyorum ama öyle bir aşkla da yapmıyorum. Sonucu da gayet normal oluyor tabii” diye anlatıyor, o gönülsüz başlangıçları. Şükür, o ara Zeynep Özal-Asım Ekrem çifti görkemli bir düğünle dünya evine giriyor da, tanıklık ettiği o törenle ilk mutfak dopingini alıyor anlattığına göre.
Baba nasihatiyle ilk silkeleniş
Baba İbrahim Usta, o vakitler İstanbul’daki tüm Şamdan’ların mutfak şefliğini yapıyor, Aydın Şef’in ağzından. Bir el de kendisine uzatılınca Yeniköy Şamdan’ın soğuk bölümüne yerleştiriliyor öncelikle. Mutfağa en küçük bir heves mi, yine esamesi yok… Birgün babasının kendini köşeye çektiğini gülümseyerek anlatan Demir, aralarında geçen konuşmayı şu sözleriyle anımsıyor: “O zamanlar 17 yaşımdayım. Babam beni kenara çekti. ‘Nedir senin oğlum bu halin, bir sıkıntın mı var’ diye sordu. Bu işi sevmediğimi söyledim. Hiç unutmam ‘Yaptığın işin, bulunduğun bölümün sanki sorumlusu senmişsin gibi bakarsan, özenerek yaparsan, bu işi başardığını ustalarına gösterirsen sana daha iyi davranırlar’ dedi bana.” Profesyonel şef Aydın Demir’in mutfakta tırmanışı ardından çorap söküğü gibi… Baba nasihatlarına uydukça işinden daha fazla keyif almaya başladığını dile getiren Demir, “Ondan sonraki süreç çok hızlı ilerledi zaten” diye de ekliyor.
“24 yaşımda kendimden büyük 40 aşçıya şeflik yaptım”
Vatani görevine kadar İstanbul’un en popüler restoranlarında çalışan Demir, askerlik yaptığı Kayseri dönüşünde ilk soluğu Sabancı Holding’in mutfaklarında alıyor. Anlattığına göre o aralıkta yükselen mutfak hevesiyle hem besliyor hem besleniyor… Okuduğu 10’larca kişisel gelişim kitaplarıyla hayata ve mutfağa bakış açısını tazeleyip, yeniliyor. Ardından bir sonraki durağı, Topkapı Eresin mutfağı oluyor, Demir’in. 24 yaşında gencecik bir delikanlıyken ikinci şef olarak kendinden yaşça büyük 40 aşçıya yöneticilik yaptığını dile getiren Aydın Şef o dönemi ise şöyle anlatıyor: “Altımda çalışanlar benden hem yaş olarak büyüklerdi hem de tecrübelilerdi. Ama vizyonları yoktu. Onca aşçının başında şeflik yaptım. Tabii ki iş hayatı politikasını bilmemek, yöneticilik tecrübemin az olması beni çok zorladı. Yine de yılmadım. Olay sadece yemek yapmayı bilmek değildi. Aynı zamanda yöneticilik becerilerimin de belli bir seviyeye gelmesi gerekiyordu. O dönem çok okudum, idari konulardaki eksikliklerimi tamamladım.”
İstemeye istemeye mutfak…
Mutfağa hevesli değil hevesli olmamasına da. Sonrası pek bir aydınlık, tıpkı adı gibi Aydın Demir’in. Mutfağa her ne kadar gönülsüz bir başlangıç yapmış olsa da, açılıyor her defasında kapılar aydınlığa… Mutfağa direnç bitmiyor tabii. Bundan 32 yıl önce Metin Fadıllıoğlu’na ait İstanbul’un en sosyetik mekanlarından Moda 29’a komi olarak başladığını söyleyen
“İki kişilikliyim”
Belli ki Aydın Şefi bu hayatta her şeye rağmen ayakta tutan güçlü dayanakları, yıkılmaz prensipleri ve kendine özgü bir duruşu var. Hazır lafı gelmişken kendisini biraz daha yakından tanımak istiyorum. Tarzı ve karakteristik özellikleriyle nasıl bir şef, mutfaktaki çalışma stili neler? “Ben kendimi iki kişilikli biri olarak tanımlayabilirim. Bu hayatta iki türlü davranış şeklim
restaurant 66 hotel & hi-tech
şef’in gözünden
“Kısmet olursa okulumda kimsesiz ya da mesleğe tamamen müracaatla tercih edeceğim çocukları eğitmek, ondan sonra da kendi kanatlarıyla uçmalarını sağlamak istiyorum.”
var. Mutfakta iş konusunda aşırı kuralcı ve katıyım. Arkadaşlık ve insanlık konusundaysa aşırı özverili bir yapıya sahibim.” sözleriyle kendini anlatmaya koyulan Aydın Şef, “Ama bazen ikisi birbiriyle çatışıp benim için yorucu olabiliyor da. İşim konusunda ne kadar sert olsam da kişisel konularda ekip arkadaşlarıma katı davranamıyorum” diye de ekliyor.
restoranı içerisinde 38. sıraya yerleştirecek başarının altında da usta şefin imzası var. Bu kadarı da değil! Aydın Şef Amerikan Başkanı Barack Obama’yı bile tatlıda dize getiren şeflerinden biri olarak anılıyor. Obama’dan yadigar imzalı dolmakalem mutfaktaki becerisinin en güzel ödülü olsa gerek, hala sakladığını dile getiriyor.
Yeni arayışlar, uluslararası deneyimler, ödüller…
“Yemekte dokuyu hissettirmek önemli”
Boğaz’ın eşsiz konumunda yer alan Feriye Palace’ta Aydın Şef ile sohbetimize aşçılık yolculuğu ile devam ediyorum. Okuyup araştırarak kendini sürekli yenileyen ve besleyen bir şef için bir adım ötesi de tahmin edersiniz ki, daha üst akımlar, uluslararası mutfaklar ve deneyimler olur öyle değil mi? Aydın Şef için de gidişat öyle oluyor. Topkapı Eresin’dan sonra yeni arayışlar içine girdiğini belirten Aydın Şef, bu defa Türkiye’de ilk defa açılan Citron Restaurant’un fushion mutfağı ile kendini yepyeni bir akıma teslim ediyor. Hayalleri uluslar arası zincir restoran mutfaklarında kanat çırparken bir yıl sonra kendini Changa Restaurant’ın mutfağında buluyor.
Cameron Diaz’ı üç gün sırada bekleten şef
Hiçbir başarı karşılıksız kalmamalı değil mi? Bir şef için ise başarının mükafatı ya yemek sonrası damaktan dudaklara dökülen tatlı bir gülümseyiş ya da dünya listelerini zorlayan başarı ödülleri olur. Türk ve Pasifik rim Avusturalya ve yeni zellanda mutfaklarını özel tadım menüleriyle buluşturan Changa da buna güzel bir örnek işte. 80 kişilik bir restorana 250 kişinin rezervasyon yaptırdığı menülerin altında da Aydın Şef’in imzası var; üstelik dünyaca ünlü aktrist Cameron Diaz’ı üç gün boyunca sırada bekletecek kadar… Yine o dönem mekanı Restaurant Magazin tarafından Dünyanın en iyi 50
Hangi şefe sorsam, lezzet kriterleri üç aşağı beş yukarı aynı. Tam da farklı bir cevap almayı umut ederken Aydın Şef’ten dile
gelmemiş sözcükler dökülüyor. Usta şef öncelikle annesinden miras kaldığını düşündüğü el becerisini överek elin lezzetine dikkat çekiyor. Üründe kalite, tazelik, mevsimsellik olmazsa olmaz kriterler zaten. Asıl can alıcı nokta ise ‘doğru bileşenler ile yemeği yapılandırmak’ bence. “Ben lezzetlerimde tuz, şeker oranına; tatlı, tuzlu, acı ve dokuya önem veriyorum. Çünkü bizim beyin algımız yemekleri tadarken dokuyu da hissetmek istiyor. Bir çıtırlık arıyoruz. Yemekte bu dengeleri iyi gözettiğim için sanırım lezzeti de yakalayabiliyorum.” diyerek konuyu özetleyen Aydın Şef, işe sadakatin de başarıda temel bir faktör olduğunu sözlerine ekliyor.
“Şeflikten asistanlığa cesur yükseliş”
Aydın Şef’in kariyer yolculuğunda hep bir mesleki konum tatminsizliği ve yükseliş hali var. “Bir şey seçin ve onu harika kılın” demiş ya hani Marissa Mayer, ben de o sözü çok severim. İşte Aydın Şef’in ki de o misal… Seçtiği yolda en harikasına ulaşana dek sürekli bir arayış ve yükseliş halinde… Akımsa akım, ürünse ürün; hiçbir yeni fırsatı denemekten kaçınmayacak kadar risk alabilen ve cesur bir mutfak profesyoneli, benim gözümden. Onun için değil mi ki Changa gibi dünyaca ünlü bir restorana hiç bilmediği yeni bir mutfak akımıyla vedası… Üstelik de şeflik mertebesinden asistanlık görevine ani bir kararla geçiş hikayesi. Kendi ağzından dinliyoruz: “Dünyada Moleküler Gastronomi akımı başlamıştı. Ben de merak sardım. O sıralar Ritz Carlton’da Cam Restaurant açılmıştı. Mutfağında dünyaca ünlü Fransız Şef Paul Pere. Ben o sıralar Changa’nın şefiyim. Birgün restorana gelmiş, yemeklerimi tadıyor. ‘Benim asistanım olur musun’ diye sordu. Açıkçası bu teklif hoşuma gitti çünkü matematik profesörlüğünden aşçılığa terfi etmiş birinden öğrenecek çok şeyim vardı…”
Özüne dönüş
Teknikler, gramajlar, kağıt üstünde planlamalar, matematiksel formüller derken Aydın Şef, Fransız şefin asistanlığı sırasında uluslararası mutfaklarla o kadar haşır neşir olmuş ki, “Bundan sonrası özüme dönüş ve yepyeni bakış açılarıyla Türk Mutfağı’nı modernleştirme çabaları” diye anlatıyor. Bahsettiğine göre Demir ilk olarak Çırağan Palace Kempinski’de Tuğra Restoran’ın geleneksel Türk ve Osmanlı Mutfağı lezzetlerine modern sunumlar katıyor. Ardından Konyalı Lokantaları Grubu’na Baş Şef olarak getiriliyor. Bu arada kendi kurduğu şirketi üzerinden sayılı ailelere ve restoranlara danışmanlık hizmetleri de sağlıyor.
Feriye Palace ile buluşma
Bu hikayeden naçizane benim çıkarımım, şefin çok yönlü kimliği. Mutfağı salt yemek yapmakla sınırlamayıp; öğretim, paylaşım ve gelişim ekseninde çok taraflı bir perspektifle yorumlayan başarılı şefin anavatan Kıbrıs’taki gastronomi öğrencilerine deneyimlerini aktarma çabalarını da merakla dinliyorum. Şefin bahsettiğine göre Boğaz’ın gözdesi Feriye Palace ile buluşma öyküsü de tam da o günlerde gerçekleşiyor.
Restoranın yeni işletmecisi Göktuğ Özdemir’in bir arkadaşıyla Kıbrıs’ta verdiği eğitimler sayesinde karşılaştığını belirten Demir, bir tavsiyeyle yaklaşık dokuz ay önce Feriye Sarayı mutfağına talip oluyor. Şu sıralar Turkmax Gurme’de “5 sef” adlı programda kendisi gibi dört değerli şef ile yeni bir programın heyecanını yaşayan Aydın Şef Feriye mutfağında neler mi yapıyor? Tabii ki 33 yıllık mutfak deneyimiyle Türk Mutfağı lezzetlerini ağırlıklı Akdeniz bölgesel tatlarıyla harmanlayarak, kendi tabiriyle “odası olmayan beş yıldızlı otelde” lezzet severlerin beğenisine sunuyor.
Kendi restoranı olan okul açmak istiyor
Unutmadan, Aydın Şef tam bir motosiklet tutkunu. Mutfağa bunca gönül vermiş olmasaydı, motosikletle Anadolu’nun lezzetlerini keşfe çıkmak gibi bir hayali olduğunu paylaşan Demir’in bir başka hayalinde de kendi restoranı olan bir okul açmak var. “Kısmet olursa okulumda kimsesiz ya da mesleğe tamamen müracaatla tercih edeceğim çocukları eğitmek, ondan sonra da kendi kanatlarıyla uçmalarını sağlamak istiyorum” diyen Aydın Şef’in memleket mutfağı ile ilgili en büyük düşü ise, gerçek Türk mutfağını uluslararası mutfaklar arasında hak ettiği seviyeye ulaştırmak.
restaurant 68 hotel & hi-tech
gastro etkinlik
Fotoğraflar: Hakkı Günerkan / Ümit Başer Alkaç
30 bin kahvesever
İstanbul Coffee Fest’te
buluştu
dsm group tarafından 3.sü gerçekleştirilen İstanbul Coffee Festival, 6-9 Ekim 2016 tarihleri arasında Küçükçiftlik Park’ta 30 bine yakın kahve severi ağırladı. Geçen yıl Avrupa’nın en büyük kahve festivali konumuna yükselen İstanbul Coffee Festival, bu yıl London Coffee Festival ile birlikte dünyanın en büyük iki festivalinden biri oldu.
d
sm group tarafından Paşabahçe ana sponsorluğunda 3.sü gerçekleştirilen İstanbul Coffee Festival, 6-9 Ekim 2016 tarihleri arasında Küçükçiftlik Park’ta düzenlendi. Kahveyle ilgili 150’yi aşkın markanın yer aldığı festival, 30.000’e yakın kahve severin ziyaretiyle yeni bir rekora imza attı. Geçen yıl Avrupa’nın en büyük kahve festivali konumuna yükselen İstanbul Coffee Festival, bu yıl London Coffee Festival ile birlikte dünyanın en büyük iki festivalinden biri oldu. Özellikle 3’üncü dalga kahve akımının önde gelen markalarını ve bu akıma bağlı yaşam kültürünü tek çatı altında toplayan festivalde, İstanbul’un önde gelen nitelikli kahve dükkanları, çekirdek kahveciler, kahve makinesi üreticileri, kahve yanı lezzetleri ve tasarım ürünleri yer aldı. Festival kapsamında; tadımlar, eğitimler, workshop ve seminerler, evde demleme teknikleri, konserler ve canlı sanat performanslar gerçekleşti. Festivale Norveç, Danimarka, Almanya, El Salvador, Yunanistan, İngiltere, İran ve Amerika’dan gelen kahve eksperleri de deneyimlerini ve bilgilerini profesyonel katılımcılara aktardı.
Festivalde 120 binin üzerinde kahve bardağı hazırlandı
Festivali hayata geçiren dsm group’un kurucusu ve başkanı Alper Sesli, bu yıl İstanbul Coffee Festival’in 30.000’e yakın ziyaretçi ile yeni bir rekor kırdığını kaydederek, geçen yıl 1.750 kilonun üzerinde tüketilen kahve çekirdeği miktarı ile kıyaslandığında bu yılki tüketimin daha fazla olduğunu belirtti. Festival için 85 bin kahve bardağı hazırladıkladıklarını ifade eden Sesli, standlarda yer alan kahve markalarının kendi bardakları da dahil edildiğinde bu sayının 120 binin üzerine çıktığını söyledi. 3 ton günlük süt kullanılan festivalin geçen yıl Avrupa’nın en büyük, bu yıl ise dünyanın iki büyük kahve festivalinden biri konumuna yerleştiğinin altını çizdi. Bu yılki katılımcı rekorunun yanı sıra son üç yılda 80.000 kahve severi bir araya getirdiklerini söyleyen Sesli, bu dev organizasyonun son halkası olan İCF 2016’da 1.200 personelin görev aldığını belirtti.
restaurant 70 hotel & hi-tech
gastro etkinlik
Arçelik iki yeni ürününü festivalde tanıttı
Türkiye’nin inovasyon alanındaki lider şirketi Arçelik A.Ş., İstanbul Coffee Festival’de Telve Pro ve Kahve & Baharat Öğütücüyü ilk kez tüketicilerin beğenisine sundu. Özellikle otel, restoran, kafe ve kahve zincirleri (HORECA) gibi yoğun kahve pişirilen işletmeler için tasarlanan Telve Pro, indüksiyon teknolojili ilk Türk Kahvesi makinesi olup hızlı ve art arda kahve pişirme özelliğine sahip. Arçelik’in festivalde görücüye çıkardığı ürünlerden biri de, K 3104 Kahve & Baharat Öğütücü oldu. Paslanmaz çelik parçalama bıçağı ile kahve/baharatı etkili bir şekilde parçalayarak mükemmel sonuçlar sunan ürün, kahve öğütürken tanecikler Türk kahvesi boyutlarına ulaşabiliyor.
Festivalin dört günlük ekonomik katkısı, iki milyon dolar
İstanbul Coffee Festival gibi organizasyonların ekonomik canlanmaya katkı sağladığını da söyleyen Sesli, festivalin dört günlük ekonomik katkısının iki milyon dolar olduğu bilgisini verdi. Kahvenin dünyada petrolden sonra ikinci büyük ticari meta olduğuna dikkat çeken Sesli, kahve sektörünün Türkiye’de hızlı bir büyüme içinde olduğunu, bu gelişmede zincir mağazaların yanı sıra 3. dalga nitelikli kahve akımının da önemli bir payı olduğunu vurguladı. Bugün Türkiye’nin Avrupa kahve pazarındaki payının %14 olduğunu ifade eden Sesli, başta organizasyonun ana sponsoru Paşabahçe’ye, İletişim Çözüm Ortağı Türk Telekom’a ve festivale destek veren kahve markaları ile ziyaretçilere katılımları için teşekkürlerini iletti.
SCAE Türkiye şampiyonları açıklandı
Festival kapsamında Speciality Coffee Association of Europe (SCAE) Türkiye seçmeleri de gerçekleştirildi. SCAE Türkiye Şampiyonası En İyi Barista, Latte Art, Cezve&İbrik (Türk Kahvesi), Demleme ve Kavurma olmak üzere beş farklı kategoride düzenlendi. Jürinin değerlendirmesi sonucunda En İyi Barista kategorisinde Nisan Ağca, Latte Art kategorisinde Özgür Genç, Cezve&İbrik kategorisinde Koray Erdoğdu,“Demleme kategorisinde Orkun Usta ve Kavurma kategorisinde Serkan Sağsöz Türkiye şampiyonları oldular. SCAE Türkiye birincileri dünya şampiyonalarında Türkiye’yi temsil edecekler.
Ateşbaz-ı Veli
restaurant 72 hotel & hi-tech
gastro etkinlik
Konya’da
Günleri esti…
Mevleviler Şehri Konya, dünyada türbesi olan tek aşçısı Ateşbaz-ı Veli’yi Mutfak Kültürü Günleri kapsamında bu yıl 20-24 Eylül tarihleri arasında beşinci kez andı…
M
evlana dergahının aşçıbaşısı Ateşbaz-ı Veli adına her yıl düzenlenen “Ateşbaz-ı Veli Mutfak Kültürü Günleri bu yıl İstanbul’dan sonra ilk defa öz yurdu Konya’da, 20-24 Eylül tarihleri arasında gerçekleşti. Baştan söyleyeyim, ulusal ve uluslararası konukların katlımıyla düzenlenen Mutfak Günleri, tabiri caizse tam bir gastronomik tur, 360 derece Konya kent turu kıvamında geçti. Konya Büyükşehir Belediyesi’nin davetlisi olarak yer aldığımız bu özel organizasyonda sadece Konya’nın unutulmaz tatlarına doymakla kalmadık aynı zamanda Konya’nın tarihinde, kent değerlerinde, yaşam merkezlerinde, müziğinde, sanatında panaromik bir yolculuğa çıkma fırsatı da elde ettik. Nasıl ki Ateşbaz-ı Veli mutfağında pişen sadece yemek değil; insan idiyse, bizler de Konya’daki bu beş günlük misafirliğimiz boyunca kelimenin tam manasıyla hem pişen bir mutfağın eşsiz lezzetlerini tatma şansı yakaladık hem de bir yandan Mevleviler Şehri’nin kendine özgü tarihi, kültürel ve insanlık değerleriyle piştik…
Dünyada türbesi olan tek aşçı
Gelelim, beş günlük organizasyonun detaylarına… Ateşbaz-ı Veli Mutfak Kültürü Günleri, 20 Eylül Salı günü Konya Dedeman Otel’de basın mensuplarına yönelik bilgi paylaşım toplantısı ve ardından Ateşbaz-ı Veli Türbe meydanındaki törenle açılışını yaptı. Konya Valiliği, Konya Büyükşehir Belediyesi, Meram Belediyesi, Selçuk Üniversitesi ile Anadolu Halk Mutfağı Derneği’nin katılımcılığında düzenlenen; Türkiye topraklarının bereketli mutfak kültürünü temsil eden isimlerin hatırlanmasını sağlayan “Ateşbâz-ı Velî Mutfak Kültürü Günleri” açılış törenine Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, Konya Valisi Yakup Canbolat, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, Meram Belediye Başkanı Fatma Toru, Konya İl Emniyet Müdürü Mevlüt Demir, Selçuklu Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Konya Ak Parti genel Başkan Yardımcısı Ahmet Sorgun, Konya Ak Parti Milletvekili Hüsniye Erdoğan ve Konya Ak Parti İlçe Başkanı Abtülkadir Özuğur, Mevlana’nın 22. kuşaktan torunu Esin Bayru Çelebi ve diğer protokol üyeleri katıldı.
Toru: “Ateşbaz-ı Veli aşçılığı yanında barışa hizmet eden biriydi”
Ulusal ve uluslararası konukların katılımıyla başlayan Ateşbaz-ı Veli türbesi yanında hazırlanan etkinlik alanındaki açılış töreninde ilk konuşması yapan Meram Belediye Başkanı Fatma Toru, adına türbe yapılan dünyanın tek aşçısı Ateşbaz-Veli adına düzenlenen bu etkinliğin çok değerli olduğunu belirterek öncelikle emeği geçen herkese teşekkür etti. Başkan Toru, konuşmasında “Ateşbaz-ı Veli sadece bir aşçı değil, aynı zamanda nefis terbiyesinin, mütevazılığın, sabrın sembolüdür. Şu anda da çok ihtiyacımız olan bu değerlerin onun sayesinde daha da yayılmasını diliyorum. Bu tarafıyla Ateşbaz-ı Veli barışın simgesidir. Onun bu yönünün Konya’dan ülkemize yayılması en büyük arzumuz.” dedi. Akyürek: “Ateşbaz-ı Veli, insan-ı kamilleri ortaya çıkaran değerdir” Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek de konuşmasında “AteşbazVeli sadece lezzetli yemekler yaratmamış aynı zamanda eğitimiyle “insan-ı kamil”leri ortaya çıkarmış ve toplumun barış içinde olmasını sağlamıştır. O nedenle bu etkinliği çok değerli buluyorum” diye konuştu.
Dünyaca ünlü şeflerden gastro şov!
Mutfak Günleri’nin 21 Eylül Çarşamba günü gerçekleşen ikinci günü, Konevi Kültür Merkezi’nde İskender Pala, Beşir Ayvazoğlu ile Sabri Koz’un “Edebiyatımızda Mutfak Kültürü” üzerine sohbetleri ile devam etti. Program ardından ulusal ve uluslararası platformlarda Ateşbâz-ı Velî’nin şahsında Konya ve Anadolu mutfak kültürlerinin etkin bir şekilde tanıtılması amacıyla düzenlenen, dünyaca ünlü şeflerin katılımıyla gerçekleşen gastro şovlar ile renkli anlara sahne oldu.
Mutfak sponsorluğunu Öztiryakiler’in yaptığı etkinliklerde ilk şovu gerçekleştiren Cüneyt Asan, et pişirirken pişirme tekniklerinin yanı sıra 10 yaşında başladığı çıraklıktan bugün 40 şubesi ve 2500 çalışanı olan bir organizasyona nasıl emek verdiklerini anlattı. Asan’ı izleyenler, şovun ardından kendisini soru yağmuruna tuttu. Fransız şef Susan Loomis de Fransız yemekleriyle ilgili bilgi verdiği şovunda Fransızlar’ın iyi yemek yapmasının sırrının “Büyükanne tarifleri” olduğunun altını çizdi. Bana kalırsa içlerinde en dikkat çekeni, Günaydın Restaurantları’nın sahibi Cüneyt Asan’ın yaptığı et pişirme şovu idi ki; hem etteki ömürlük ustalığı hem de sunum becerisi ile ben de dahil olmak üzere izleyenlerden tam not aldığımı söyleyebilirim.
Cüneyt Asan: “Mutfak değerlerimize sahip çıkmalıyız”
Etkinlikler sonrasında bir araya geldiğim Cüneyt Asan ile Ateşbaz-ı Veli Mutfak Kültürü Günleri üzerine konuşma fırsatı da buldum. Konya’nın tarihi, kültürü ve mutfağıyla önemli bir değer olduğuna dikkat çeken Asan şunları söyledi: “Ateşbaz-ı Veli benim anladığım, araştırdığım kadarıyla dünyanın ilk aşçısı gibi görünüyor. Burada bir inanç topluluğuna yemek yapan bir mutfak var ama bildiklerimizden de farklı. Çünkü onun mutfağında hem yemek hem de insan pişiyor. Bunun dünyada bir eşi benzeri daha yok. Ateşbaz-ı Veli’nin dünyada türbesi olan tek aşçı olması da Konya ve ülkemiz açısından çok büyük bir değer. Dolayısıyla bunun çok geç kalınmış bir organizasyon olduğunu düşünüyorum, çok daha önceden hatırlanmalıydı. Dünyada yükselen gastronomi algısına karşın, elimizde bunca değere sahipken geride kalmamız bence önemli bir sorun. O
restaurant 74 hotel & hi-tech
gastro etkinlik
yüzden buradaki varlığımızla etkinliğe bir değer katabiliyorsak ne mutlu bize. Bu işin önemini ve değerini iyi algıladığım için buradayım. Yoksa gerçekten çok işlerimiz var. Buradan çıkıp, Dubai’deki dükkanı açacağız. Ardından St. Sebastian’da Türkiye’yi temsil etmek için bulunacağız. Demem o ki, dünyanın en lezzetli mutfağına sahip olmamıza rağmen mutfağımızın bir yeri yok. Bu sebeple sektördeki herkesin bu işlere katkı sağlaması gerektiğini düşünüyorum.”
Ateşbaz-ı Veli Mutfak Kültürü Ödülleri sahiplerini buldu
Programın devamında Ateşbâz-ı Velî Mutfak Kültürü Günleri, 21 Eylül akşamı gerçekleştirilen ödül töreniyle akışını sürdürdü. İlk kez 2010 yılında İstanbul’da düzenlenen “Ateşbâz-ı Velî Mutfak ve Mutfak Kültürü Günleri, bu yıl daha geniş kapsamlı ve uluslararası platforma taşınarak gerçekleştirildi. Kültür Günleri kapsamında düzenlenen ve “Gastronomi Oscarları”nın sahiplerini bulduğu Ödül Töreni, Konya Konevi Kültür Merkezi’nde yapıldı. Konya Valiliği, Konya Büyükşehir Belediyesi, Meram Belediyesi, Selçuk Üniversitesi ile Anadolu Halk Mutfağı Derneği’nin katılımcılığında düzenlenen; Türkiye topraklarının bereketli mutfak kültürünü temsil eden isimlerin hatırlanmasını sağlayan “Ateşbâz-ı Velî Mutfak Kültürü Günleri” kapsamında yer alan Ödül Töreni’nde verilen ödüllerin yanı sıra yemek kültürüne hizmet eden, sektöre emek veren isimler hatırlanarak teşekkür edildi.
Doğru eller, hak edenleri alkışladı
Beş yıl önce Ateşbaz-ı Veli adına bu etkinliği başlatarak bir ilk’i hayata geçiren Anadolu Halk Mutfağı Derneği Genel Başkanı Adnan Şahin, etkinlikte yaptığı konuşmada, bu programın Anadolu’daki değerli mutfak üstatlarına bir vefa borcu olduğunu vurgulayarak “Konya’da düzenlenen bu organizasyon Konya Valiliği, Konya Büyükşehir Belediyesi, Meram Belediyesi ve Selçuk Üniversitesinin katkılarıyla daha da tanınır bir hale geldi. Ateşbâz-ı Velî Mutfak Kültürü Ödülleri”, hak edenlerin doğru eller tarafından alkışlandığı, ülkenin mutfak değerlerinin doğru zeminlerde tartışıldığı, ticarî kaygılardan uzak bir organizasyon olması sebebiyle önemlidir ve hiç kuşkusuz bu önemini güçlendirerek sürdürecektir” dedi.
Türk mutfağına katkı yapanlara ödül verildi
“Ateşbâz-ı Velî Mutfak ve Mutfak Kültürü ödül töreninde Anadolu Halk Mutfağı Derneği Başkanı Adnan Şahin,
Nevin Halıcı
Ömür Akkor
Gastronomi yazarı Ali Esad Göksel, Mutfak Dostları Derneği Başkanı Zeynep Kakınç. Food and Travel Dergisi yayın Yönetmeni Ebru Erke, Gazeteci-Yazar Faruk Şüyun, Araştırmacı Filiz Hösükoğlu, Türk Mutfak Vakfı Genel Müdürü Hilal Nuhoğlu, Avantgarde Grup Yön. K Başkanı İsmet Öztanık, Gazeteci Müge Akgün, TÜSİAD Turizm Komisyon Başkanı Naile Gökçen Çukurova, Araştırmacı Yazar Nevin Halıcı, Gazeteci Nur Çintay ve Yiyecek İçecek Sektörü İşletme sahibi Önder Köse’nin oluşturduğu seçici kurul, ödüllerde ulusal ve uluslararası başarı, Türk Mutfağına kurumsal ve bireysel olarak somut katkı, Türk Mutfağının uluslararası platformlarda bilinirliğini artırma, Türk Mutfağı adına araştırma, inceleme, arşivleme, kayıt altına alma ve yazılı hâle dönüştürme çalışması ve ürün geliştirme kriterlerini esas alarak seçim yaptı. Törende ilk olarak Anadolu mutfağına uzun yıllardır hizmet vermiş sektörde pek çok kişiyi yetiştirmiş olan Cüneyt Asan’a Emek ve Onur Ödülü verildi. Törendeki ödül verilen kategoriler ve isimler şöyle sıralandı: Araştırma-İnceleme (Kitap) kategorisinde Tolga Atalay – Tapuoloji, Mutfak Endüstrisi (Firma) kategorisinde Jumbo, Resmî ya da Özel Kurumlar, STK’lar kategorisinde TURYİD, Görsel Medya (TV) kategorisinde Lezzet Yolculuğu- Turgay Başyayla, Gıda Üretimi ve Dağıtımı (Firma) kategorisinde Boğatepe Derneği- İlhan Koçulu ve Hizmet Sektörü, İşletmeler kategorisinde Sofra Grup.
Konya’nın beş yıldızlı şefleri kıyasıya yarıştı
Mutfak Günleri’nin 22 Eylül Perşembe günü Ateşbaz-ı Veli Türbe Meydanı’nda devam eden program beş yıldızlı otel aşçılarının katıldığı “Selçuklu Dönemi Mutfak Sanatları Yarışması” damgasını vurdu. Dedeman Konya, Rixos Hotel Konya, Hitch Hotel Konya ve Ramada Plaza Konya Otel şeflerinin ekibiyle bireber kıyasıya yarıştığı yemek yarışmasında Yemek Yazarı ve Seyyah Ömür Akkor başarılı sunumuyla dikkat çekti. Yarışmanın birincisi Rixos Konya olurken, ikincilik ödülü Dedeman Konya ve Hich Hotel arasında paylaşıldı.
Ömür Akkor: “Ateşbaz-ı Veli adına bir ödlü töreni düzenlenmesi ve uluslararası düzeyde gerçekleşmesi çok heyecan verici”
Ateşbaz-ı Veli etkinliklerine gerek aldığı Yılın Genç Şefleri ödülü gerekse başarılı sunumlarıyla damgasını vuran isimlerden biri de, Yemek Yazarı ve Seyyah, Ömür Akkor idi. Türk ve Selçuklu mutfaklarına hakimiyeti ile unvanının hakkını fazlasıyla verdiğini düşündüğüm Ömür Akkor ile yarışma sonrasında bir araya gelerek, etkinliğin Konya ve ülke mutfaklarına katkısını ve projelerini konuştuk. Ömür Akkor şunları söyledi: “Ateşbaz-ı Veli etkinlikleri için Konya’da bulunuyoruz. Aslında bir mutfak kültürü ödülünün isminin olması etkileyici çünkü Anadolu büyük bir öğreti ve Anadolu’da Ateşbaz-ı Veli önemli bir isim. Fakat bilmediğimiz daha binlerce isimsiz kahraman aşçı var. Dolayısıyla onun adına böyle bir ödül töreni düzenlenmesi ve bunun uluslararası düzeyde gerçekleşmesi bence heyecan verici. En azından Anadolu mutfağı için öyle olduğunu düşünüyorum. Ben Yılın Genç Şefleri dalında ödüle layık görülen iki şeften biriydim. O kategoride iki ödül vardı zaten. Uzun bir zamandır Anadolu ve Türk mutfağı çalışıyorum. 15. profesyonel yılım. Anadolu ve Türk mutfağı üzerine yazılmış 20 kitabım var. 2012 yılında yazılmış Selçuklu Mutfağı kitabımla Paris’te ‘Dünyanın En İyi Yemek Tarihi’ kitabı seçildim. Selçuklular adına böyle bir ödül almak benim için önemliydi. Çünkü Selçuklular 1000 yılında Anadolu’ya girdiler. Ben 2000 yılında aldığım bir ödülle bu mutfağın kapılarını Avrupa’ya araladım. Sonra kitap başka dillere çevrildi. Aradan geçen birkaç yılda da Ateşbaz-ı Veli ödülü alarak aslında bu ödülün Selçuklular kısmını tamamlamış oldum. Böylece hem dünyada hem de Türkiye’de karşılığını bulduğunu düşünüyorum. Çok memnunum. En azından bir mutfak kültürü yazarı olarak yaptığınız eserlerin takdir görüyor olması bizleri daha fazla motive ediyor.”Etkinlik akşamı ise Mevlana Kültür Merkezi’nde Sema Gösterisi ve ardından Endonezyalı müzisyenlerin katlımıyla gerçekleşen Mistik Müzik Festivali ile son buldu.
Nevin Halıcı: “Etkinliğin Konya mutfağımızın tanıtımına katkısı çok büyük”
Bu keyifli Konya seyahatim sürecinde Türk mutfağına araştırmacı yazar kimliğiyle damgasını vuran Nevin Halıcı ile Konya lezzetlerini tatmak da mümkün oldu ki, benim için unutulmaz bir ayrıcalıktı. Halıcı ile bir taraftan Konya’nın meşhur bamya çorbasını yudumlarken bir taraftan da Ateşbaz-ı
Veli etkinliklerini konuştuk. Etkinliğin Ateşbaz-ı Veli’nin tanıtılmasındaönemli bir katkı sağlayacağını ifadee den Halıcı ise şunları söyledi: “Ateşbaz-ı Veli ile ilgili olarak 1986 yılında 700. Yıldönümü adına ilk programları başlattık. İki yıl arayla beş kongre yapıldı ve dünyanın en ünlü akademisyenleri Konya’ya, İstanbul’a geldiler ve tanıdılar. Hatta aralarındaki bir gazeteci dedi ki, “Organizatörlerin bizi niçin Konya’ya götürdüklerini bilemedik. İstanbul’da her şey çok güzeldi. Pera Palace’ta kalıyorduk, geziyorduk. Yemek programları harikaydı. Ama ne zamanki Konya’ya gittik, Ateşbaz-ı Veli’yi ziyaret ettik. Biz oraya bir turist gibi gittik, bir hacı gibi döndük. Bu çok gurur verici ve anlamlıydı. Bu etkinlik beş yıldır yapılıyor, şüphesiz Konyamıza ve ülke mutfaklarının tanıtımına da katkısı tartışılmaz.”
Mutfakta pişti, bize de düştü
Ve son olarak… Ateşbaz-ı Veli etkinlik programı süresince Konya’nın tarihi ve kültürel değerleri ile beraber çok özel mekanlarında gastronomik cevherlerini de deneyimleme fırsatı bulduk ki bu vesile ile bizleri doyumsuz tatlarıyla ağırlayan Hacı Şükrü Restaurant’a, etli ekmeklerin şahı Kandil Etli Ekmek Evi’ne, Sille Antik Kenti’nde bizlere mağara içinde kahvaltı yapma imkanı sağlayan Kozana Café’ye, Meram’da tamamen ihtiyaç sahibi kadınların hizmet verdikleri Baciyan-ı Meram’a, Konya Meram Bağevi’nde evinin kapılarını sonuna kadar açan Saime Yardımcı hanımefendiye ve Dedeman Konya Hotel Executive Şefi Abdullah Çelik’e takdire değer ağırlamaları için teşekkürü bir borç biliyorum. Ve diyorum ki, “Konya’ya gidin, bu eşsiz güzellikleri bir kez de siz yaşayın…” Sille Antik Kenti’ndeki Kozana Restaurant’tan bir kahvaltı anısı...
restaurant 76 hotel & hi-tech
gastro etkinlik
Electrolux Profesyonel Ekibi Gastronometro’da Metro Toptancı Market’in gastronomi sektörünün ve profesyonellerinin geleceğine yatırım yapmak amacıyla tasarladığı Gastronometro mutfakları, Electrolux Profesyonel imzası taşıyor.
M
etro, gastronominin geleceğine yön vermek, Türk mutfak kültürünün gerçek potansiyelini ortaya çıkarmak ve başarılı şeflerin dünyada hak ettikleri yere gelmelerine katkı sağlamak amacıyla Gastronometro’yu hayata geçirdi. Electrolux Profesyonel, 1.700 metrekare alan üzerine kurulu, gastronomi profesyonellerine yönelik bir gelişim ve keşif platformu olan Gastronometro’nun profesyonel mutfaklarının tedarikçisi olmakla beraber, platformun diamond sponsorluğunu da yapıyor.
Kendi ekipmanlarıyla donatılmış mutfaklarda workshop ayrıcalığı Electrolux Profesyonel ekibi, aylık değerlendirme toplantılarını gerçekleştirmek üzere Gastronometro’da bir araya geldiler. Toplantı sonrasında kendi imzalarını taşıyan Electrolux Profesyonel ekipmanları ile donatılmış mutfaklarda workshop gerçekleştiren ekip workshop esnasında; air-o-steam Touchline kombi fırınlar, dinamik hazırlık ekipmanları, ecostore buzdolapları, barbekü gibi Electrolux Profesyonel ekipmanlarını kullandı.
Gastronometro’nun güleryüzlü ekibine teşekkür
Electrolux Profesyonel ekibi, Gastronometro’nun ileri gelen şefleri eşliğinde; Horeca Stüdyosunu ve Pasta ve Ekmekçilik Stüdyosunu kullandı. Bir grup Horeca Stüdyosunda - Bebek roka, kırmızı pancar, kekik ve
bal vinegrette ile Izgara Hellim Salatası; taze soğanlı patates ezmesi, cevizli caponata ve karamelize soğanlı demi glace sosu ile Chimichurri Soslu Izgara Angus Antrikot hazırlarken; diğer grup da Pasta ve Ekmekçilik Stüdyosunda - taze çekilmiş espresso ile lezzetlendirilmiş kedidilleri üzerinde baileys aromalı mascarpone kreması ve vanilyalı dondurması eşliğinde Baileys Tramisu hazırladılar. Gün boyunca verimli ve keyifli bir gün geçiren Electrolux Profesyonel ekibi, Gastronometro’nun güleryüzlü ekibine teşekkür etti.
Gün boyunca verimli ve keyifli bir gün geçiren Electrolux Profesyonel ekibi, Gastronometro’nun güleryüzlü ekibine teşekkür etti.
Makarna Festivali’nin sponsoru Electrolux Profesyonel Electrolux Profesyonel, Makarna Festivali’nin profesyonel mutfak sponsoru oldu.
A
kdeniz mutfağının gözdesi makarnanın en leziz örneklerinin sunulduğu ulusal ve uluslararası alanda isim yapmış ünlü şeflerin workshopları Electrolux Profesyonel ekipmanları kullanılarak gerçekleştirildi. 23-25 Eylül tarihlerinde ilki düzenlenen Makarna Festivali, eşsiz tarihsel yapısı ve güzellikleriyle İstanbul’un Avrupa’ya açılan kapısı olan Sirkeci Garı’nda tüm makarna severleri bir araya getirdi. Electrolux Profesyonel tarafından kurulan show mutfaklarında ziyeretçilere Electrolux Profesyonel’in makarna pişiricilerinde ve air-o-steam Touchline kombi fırınlarda pişirilen makarna ikramlıkları sunuldu. Makarnalarıyla tam not aldı Mutfak Danışmanı Chef Geovani, Toi Akaretler Executive Şefi İsmet Saz, Mövenpick Otel Executive
Electrolux Profesyonel’in makarna pişiricilerinin ve air-o-steam Touchline kombi fırınların avantajları, faydaları şefler tarafından anlatıldı. Şefi Ceyhan Aşçıoğlu, Electrolux Profesyonel Kurumsal Eğitim Şefi Ahmed Özer, Yiyecek&İçecek Danışmanı Melda Tuna tarafından Electrolux Profesyonel makarna pişiricilerde ve air-o-steam Touchline kombi fırınlarda pişirilen makarnalar ziyaretçilerden tam not aldı. Bunun yanında, Electrolux Profesyonel’in makarna pişiricilerinin ve air-o-steam Touchline kombi fırınların avantajları, faydaları şefler tarafından anlatıldı. Makarna Festivali’ne makarna üreticilerinin yanı sıra; İstanbul’un ünlü makarna restaurantları ve şefleri, peynir-sos firmaları, mutfak okulları da katıldı.
restaurant 78 hotel & hi-tech
gastro etkinlik Fotoğraflar: Ümit Başer Alkaç
“Yılın EnTatlı Günü”
Fransa’nın dünyaca ünlü ‘pâtisserie’ kültürünü Türkiye’nin seçkin tatlılarıyla Fransa Sarayı’nda buluşturan ‘Journée Pâtisserie et Boulangerie’ yoğun bir katılım ile 2. kez gerçekleşti.
F
ransa Başkonsolosluğu ve Hybrid işbirliğiyle düzenlenen, Fransa’nın dünyaca ünlü tatlı & pâtisserie kültürünün Türkiye’deki profesyonel temsilcilerini, Türkiye’nin önde gelen pâtisserie lezzetlerini ve bu kültürü sevenleri bir araya getiren ‘Journée Pâtisserie et Boulangerie’ yeni lezzetleri ve sürpriz konukları ile Renault ana partnerliğinde 8 Ekim’de Fransa Sarayı’nda gerçekleşti.
Farklı diller, kültürler aynı tatlarda buluştu
Yemek kültürlerinin, kullandıkları dil ve tat ne olursa olsun insanları buluşturduğu fikrinden yola çıkan ve her iki ülkenin tatlı, pâtisserie ve fırıncılık kültürünü tanıtarak misafirlerine gün boyu leziz bir deneyim yaşatan ‘Journée Pâtisserie et Boulangerie’; gastronomi profesyonelleri, basın ve cemiyet hayatı başta olmak üzere yaklaşık 1.500 kişiyi Fransa Sarayı’nda ağırladı.
Journée Pâtisserie et Boulangerie, gastronomi profesyonelleri, basın ve cemiyet hayatı başta olmak üzere yaklaşık 1.500 kişiyi Fransa Sarayı’nda ağırladı.
100’ü aşkın tatlı, pâtisserie ve fırıncılık lezzetleri sunuldu
100’den fazla çeşidiyle Fransa ve Türkiye’nin en sevilen tatlı, pâtisserie ve fırıncılık lezzetinin sunulduğu ‘Journée Pâtisserie et Boulangerie’e bu yıl Five O’Clock, Gram, Fauchon, Beyaz Fırın, Art Cafe, Cutie Cake Co., Raffles Pâtisseri, Butterfly, Nicole, Baylan, La Pâtisserie Lune, Kruvasan, Sırçacı14, Nino Bakery, Dem Karaköy, Doğan Kaymaklı, Develi, İsmek, Shangri-La Bosphorus, Avantgarde Collection, Color. Full.Bakery, Le Fırın, Cemilzade, The Loli Shop, Kek Perisi, Kronotrop, Kurukahveci Mehmet Efendi, Electrolux, Doğadan, 24Kitchen, Arçelik Telve ve gün boyu süren workshop’larıyla Le Cordon Bleu İstanbul katıldı. Fransa’nın yeni Başkonsolosu Bertrand Buchwalter’ın da kısa bir konuşma yaparak katılımcı marka ve misafirlere özel olarak teşekkür ettiği ‘Journée Pâtisserie et Boulangerie’e Fransız ve Türk bürokratların yanı sıra diğer ülkelerin başkonsolosları ve konsolosluk çalışanları da katılarak keyifli ve lezzet dolu bir gün geçirdi.
restaurant 80 hotel & hi-tech
gastro etkinlik
Salat ‘Yeni Lezzet Serisi’ ile sofralarda Yıllardır hafızalara kazınan ismi ve unutulmayan lezzetiyle mutfakların vazgeçilmez markası Salat, Yeni Lezzet Serisi ile sofralarda yeni bir dönem başlatıyor ve “GEZDİR’’ diyor.
S
alat, yeni çıkardığı ‘Lezzet Serisi’nin tanıtımını 6 Ekim Perşembe günü Mutfak Sanatları Akademisi’nde gerçekleştirdiği workshop etkinliği ile tanıttı. Yemek Yazarı ve Programcı Elif Korkmazel’in sunumuyla gerçekleşen etkinlikte Salat’ın gurme lezzet serisi ile katılımcılar birbirinden leziz tatlara imza attı. Geçmişten bugüne markası ve kalitesiyle sofraların vazgeçilmezi olan Salat, yeni çıkardığı “Salat Lezzet Serisi” ile hem mutfakta vakit geçirmeyi eğlenceli hale getiriyor hem de tüm yemeklere gezdirebileceğiniz enfes lezzetler sunuyor. Salat’ın doğallığı lezzetle harmanladığı “Salat Lezzet Serisi”, dört farklı alternatifiyle yemeklerinize ayçiçek yağının bambaşka tatlarını getiriyor.
Olmazsa lezzetler tek bir şişede toplandı
Salat, mutfaklarda fark oluşturacak lezzet serisi ile en zahmetli yemeklerde bile kullanım pratikliği sunarak hem zamandan tasarruf sağlıyor hem de yemeklerin olmazsa olmaz lezzetlerini tek bir şişede sunuyor. Sarımsaktan domatese, fesleğenden acı kırmızı bibere kadar aradığınız tüm tatları tek bir üründe toplayan Salat Lezzet Serisi ile unutulmayan sofralara imza atacaksınız. Salat’ın Sarımsak, Domates-Sarımsak-Fesleğen, Acı Kırmızı Biber-Fesleğen-Domates ve Sarımsak-Fesleğen olmak üzere değişik lezzetlerle sunduğu yeni serisi ile barbeküden salataya, kızartmadan zeytinyağlıya, aperatiften mezeye, kahvaltıdan pizzaya kadar birbirinden farklı yemekleri yapmak artık çok pratik.
restaurant 82 hotel & hi-tech
gastro etkinlik
27. WACS Kongresi Selanik’te gerçekleşti
Dünya Aşçılar Birliği WACS’ın 4 yılda bir düzenlediği WACS Kongresi’nin 27.si 24-27 Eylül tarihleri arasında Selanik’te gerçekleşti. 72 ülkenin katılımıyla gerçekleşen kongrede Türkiye Aşçılar ve Şefler Federasyonu Başkanı Yalçın Manav da oy vermek üzere hazır bulundu.
D
ünya Aşçılar Birliği (World Association of Chefs Society) WACS’ın 4 yılda bir düzenlediği WACS Kongresi’nin 27.si 24-27 Eylül tarihleri arasında Selanik’te gerçekleşti. Charles Carroll’dan sonra Thomas Gugler WACS’ın 2016-2020 dönemi Dünya Başkanı seçildiği kongre, 2020 Dünya Kongresini Saint-Petersburg’da yapılacak.
72 ülke katıldı
72 ülkenin katılımıyla gerçekleşen Genel Kurul’un ilk günü Milletler Geçiti ve Yunan Başkanlarını karşılama töreniyle başladı. Ardından şeflerin ve mutfağın sosyal medya üzerindeki önemine değinilen bir konuşma yapıldı, mutfağın dev isimlerinden Ferdinand Metz’in anlatımıyla WACS’ın 88 yıllık hikayesi, misyon ve vizyonu paylaşıldı. Başarılı Şef ve Restoranör Auguste Escoffier’in torunu Michel Escoffier’in gastronomi ve kongre ile ilgili düşüncelerine yer verildi. Kongrenin devamında dünya şeflerinin vizyonu, çalışmaları ve gelecekle ilgili plan projeleri anlatıldı. Kongrenin ilk günü Selanik’in görülmeye değer yapıtlarından Beyaz Kule’nin önünde Milletlerin bayraklı yürüyüşü ve keyifli Yunan Müziği’nin geleneksel yemeklere eşlik ettiği akşam yemeğiyle son buldu.
WACS’ın öncülüğünde artan kadın şef forumu düzenlendi
Kongrenin ikinci günü adım adım yemek yapmak, yeni mutfak trendleri, pişirme tekniklerinin geliştirilmesi ve Fransa’nın öncüsü olduğu Moleküler Gastronomi sunumu ile başladı. George Calembaris anlatımıyla geleneksel Yunan malzemeleriyle modern mutfak ve mutfaktaki ilhamla nelerin
başarılabileceği konuşuldu. Yunan yemeklerinin Moleküler Gastronomi ile buluşması izlendi. Programın devamında kurucusu Sri Lankalı bir baba oğul olan Dilmah Tea ile çayın önemi, yetiştirilmesi, çayın sadece sıcak bir içecek olmayışı, kokteyllerde, tatlılarda ve hatta yemeklerde kullanılan önemli bir materyal oluşu konuşuldu. Daha sonra, WACS Merkez Ofis Paris’ten Ragnar Fridriksson anlatımıyla Gezegen Mutfağı ve dünyayı beslemek adlı sunum yapıldı. ChefsRoll adlı kuruluşun kurucuları Thomas Keslinke ve Frans Van Der Lee ile sosyal medyanın şefler ve yemeklere önemi konusu detaylarla anlatıldı. Gün, kadın liderler ve WACS’ın öncülüğünde artmakta olan kadın şeflerle ilgili forumla son buldu.
Mutfakta sürdürülebilir eğitimin önemi tartışıldı
Üçüncü günü, taze gıdanın sağlık açısından önemi konulu sunum ve ardından küresel gıda sahnesinde Yunan mutfağının önemi ile ilgili panelle başladı. Kongrede sürdürülebilir eğitim ve eğitimin tüm alanlarda olduğu gibi mutfak alanında da oldukça önemli olduğundan bahsedildi. Günün ilerleyen saatlerinde ise dünya mutfağında önemli bir paya sahip Çin mutfağının beş lezzeti tanıtıldı. Daha sonrasında Antik Akdeniz’deki beslenme ve gıdalardan söz edildiği sunum yapıldı. Bu konuyu takiben Monastik Mutfak konusuyla ilgili sunum yapıldı. Gün, sunumların ardından Selanik Merkez’den başlayan keyifli bir şehir turu ve akşam yemeğiyle son buldu.
2020 Dünya Kongresi Saint-Petersburg’da yapılacak
Kongrenin son günü lezzetli Nestle Kahveleri ve Dilmah çayları ile başladı. Bir sonraki Dünya Kongresi’nin nerede yapılacağını
belirlemek adına mekan oylaması yapıldı. 2020 Dünya Kongresi’nin Rusya’nın tüm dünya tarafından beyaz geceleriyle bilinen Saint-Petersburg şehrinde yapılmasına karar verildi. Daha sonrasında Dünya Şefler Birliği WACS’ın yeni başkanının kim olacağı oylandı ve Thomas Gugler WACS’ın 2016-2020 dönemi Dünya Başkanı seçildi. Eski WACS Başkanı Charles Carroll tarafından kapanış konuşması yapıldı.
Manav: “WACS Kongresi’nden 11 ülkeyle döndük”
WACS’a üye 105 ülkeden 72 ülkenin katılımıyla gerçekleşen Genel Kurul’da Türkiye Aşçılar ve Şefler Federasyonu Başkanı Yalçın Manav da oy vermek üzere hazır bulundu. Manav kongreyle ilgili şu bilgileri paylaştı: “WACS Kongresi hepimiz için çok verimli bir platformda gerçekleşti. Bu sayede 2017 yılında 15. sini gerçekleştirmeyi planladığımız İstanbul Uluslararası Gastronomi Festivali’nin geniş ölçekte tanıtımını yapma fırsatını bulduk. Dünyanın önemli dernek ve federasyon başkanlarıyla bir araya gelerek aşçılıkla ilgili sorunları konuştuk. Ayrıca İstanbul Mutfak Günleri’nin 14. süne katılmayan Amerika, İzlanda, Avustralya, Fransa ve İtalya gibi 11 ülkeyi de kazanma şansımız oldu.”
restaurant 84 hotel & hi-tech
gastro etkinlik
Nescafé Türkiye Dünya Kahve Günü’nü kutluyor Hazır kahvenin mucidi Nescafé, 29 Eylül Perşembe günü gerçekleşen davetle Dünya Kahve Günü’nü kutladı.
K
ahve, tam 11 asırdır hayatımızda ve dünyada sudan sonra en fazla içilen içeceklerden biri. Bugün kahve, tüm dünyada petrolden sonra en çok ticareti yapılan 2. ürün konumunda. 1938’de ilk kez çözünür kahveyi icat ederek kahvenin bu kadar yaygın tüketilmesinde önemli rol oynayan NESCAFÉ, 29 Eylül Perşembe günü bomontiada’da gerçekleşen davetle Dünya Kahve Günü’nü kutladı. Etkinlikte NESCAFÉ’nin yenilikçi kahve çözümleri Nescafe Gold Mycafe, Nescafe Dolce Gusto ve Nescafe Milano davetlilere lezzetli kahvelerini tanıttı. Etkinlikte konuşan Nestle Türkiye İçecekler Grubu Genel Müdürü Pınar Öney Bilsel, Türkiye’de hazır kahvenin toplam 15.5 milyon hanede tüketildiğini, kişi başı tüketimin ise haftada bir fincan olduğunu belirtti. Nescafé’nin başarısındaki en temel sebeplerden birinin kahve çekirdeğine olan tutkusu
olduğunu kaydeden Bilsel, “Nescafé yüzde 100 kahve çekirdeklerinden oluşuyor ve dünyanın birçok ülkesinde kahve severlerle buluşuyor. 78 yıllık başarı hikayemizin en temel taşı, inovasyona dayalı stratejimiz. Bunun bir ayağını müşteri beklentileri, tüketici tercihleri ve trendleri; diğer ayağını ise yaratıcılık, yenilikçilik, teknoloji ve ArGe oluşturuyor.” dedi.
500 milyon İsviçre Frangı yatırımla sürdürülebilir kahve tarımına destek
Nescafé, işin perde arkasında da çalışmayı sürdürüyor. Kahve keyfini gelecek nesillere de taşıyacak yatırımlara da imza atıyor. Bu kapsamda hayata geçirilen ve 500 milyon İsviçre Frangı yatırım içeren kırsal kalkınma programı Nescafé Plan ile bugün olduğu gibi gelecek nesillerin de kahve
keyfini rahatlıkla tadabilmesi hedefleniyor.
“Good Morning World” Bu yılki Dünya Kahve Günü’nde “Good Morning World” (Günaydın Dünya) projesini hayata geçiren Nescafé, kahveseverleri hem eğlenceli bir sosyal medya etkinliğine katılmaya davet ediyor hem de her katılımcı adına dikilecek kahve ağacı ile konuya ilişkin sosyal duyarlılığı artırıyor. Proje kapsamında kahveseverler sabah kahvelerinin tadını çıkarırken kendilerini birkaç saniyeliğine videoya çekiyor ve Dünya Kahve Günü’nde ilk kez gerçekleştirilecek 24 saatlik Facebook yayınının bir parçası oluyor. Dünyanın dört bir yanından 17 bin kişinin yer aldığı bu “kahve keyfi zinciri” için videolarını çeken ve sosyal medyada paylaşan her kişi için bir çiftçiye bir kahve ağacı fidanı bağışlanacak.
restaurant 86 hotel & hi-tech
gastro etkinlik
İstanbul’da Gaziantep lezzetleri şov! Gaziantep Mutfağı, Fatma Şahin’in ev sahipliğinde Shangri-La Bosphorus, Istanbul’da görkemli bir davetle tanıtıldı.
S
hangri-La Bosphorus, Istanbul; gastronomi dalında UNESCO’nun “Yaratıcı Şehirler Ağı”na dahil edilmeye hak kazanan Gaziantep’in dünyaca ünlü mutfağını Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in de ev sahipliğini yaptığı festivalde davetlilere tanıttı. Yaklaşık 500 farklı yemek türünü içinde barındıran eşsiz lezzetlerin sunulduğu Gaziantep Mutfağı, Shangri-La Bosphorus, Istanbul’un ödüllü Executive Şefi Olivier Pistre’nin Fransız dokunuşları ve Gaziantep’in deneyimli şefleri Dt. M. Ragıp Güzelbey ve Doğa Çitçi’nin hazırladığı özel menü ile Gaziantep Yemek Festivali, IST TOO’da misafirlerin beğenisine sunuldu.
Şahin: “Festivalin bir barış yemeğine dönüşmesinden mutluyuz”
Gaziantep Yemek Festivali esnasında kısa bir konuşma yapan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Gaziantep lezzetlerinin İstanbul’da bir barış, kardeşlik, dayanışma yemeğine dönüşmesinden duyduğu memnuniyeti şu sözleriyle dile getirdi: “Gastronomi UNESCO ve Dünya Mutfağı teçhizatından sonra bunu tarihi bir mekanda misafirlerimize bu lezzetleri tattırmak için geldik. Şehirlerin anasına, dünyanın kültür başkentine lezzet başkentinin selamını getirdik. Bu iki başkentimizi bir araya getirdik ve bu sıcak ortamda bu lezzetlerin, bu güzelliğin bir dayanışma, bir kardeşlik, bir barış yemeğine dönüştüğünü görüyoruz. O yüzden de çok mutluyuz.”
Ünlü isimler davete akın etti
Shangri-La Bosphorus, Istanbul ve Fatma Şahin’in ev sahipliğinde gerçekleşen Gaziantep Yemek Festivali’ne Pınar Altuğ Atacan - Yağmur Atacan, Deniz Akkaya, Ayşe Kucuroğlu, Ayşe Tolga, gibi isimlerin yanı sıra cemiyet hayatından Arzu Kunt Mehmet Kunt, Demet Sabancı Çetindoğan gibi isimler de büyük ilgi gösterdi.
Baklavalardan ana yurdun olunca…
Kebap çeşitlerinden, baklava ve çorbalara pek çok yöresel lezzetin sunulduğu etkinlikte, çeşit çeşit baklavaların sunulduğu bölüm davetlilerden yoğun ilgi gördü. Bunun yanı sıra Antep usulü şerbet ve melengiç kahvesi de misafirler tarafından en çok ilgi gören lezzetlerden oldu.
İki hafta boyunca sürecek
Şeflerin hünerli elleri ve uluslararası vizyonlarıyla hazırlanan Gaziantep yemekleri, dünya ve Anadolu mutfak kültürü dergisi La Cucina Italiana’nın destekleri ile Shangri-La Bosphorus, Istanbul’da iki hafta boyunca keyifli etkinlikler ve lezzetli sunumlarla gerçekleşecek. Shangri-La Bosphorus, Istanbul’un ödüllü Executive Şefi Olivier Pistre ile...
“Bu sıcak ortamda bu lezzetlerin, bu güzelliğin bir dayanışma, bir kardeşlik, bir barış yemeğine dönüştüğünü görüyoruz. O yüzden de çok mutluyuz.”
restaurant 88 hotel & hi-tech
gastro etkinlik
Türkiye FoodTech’te Avrupa’ya açılıyor Global girişim hızlandırma programı Startupbootcamp’in Roma’daki Startupbootcamp FoodTech yöneticileri 7 Eylül 2016 günü İstanbul’daydı. Etkinlikte yeme-içme sektöründeki pazar deneyimlerini girişimcilerle paylaşıldı; iş planları, ürünleriyle ilgili tavsiyelerde bulunuldu.
G
ıda teknolojileri (food-tech) alanında hızlı yükselişini sürdürmekte olan Türkiye, Avrupa pazarının dikkatini çekmeyi sürdürüyor. Global girişim hızlandırma programı Startupbootcamp’in Roma’daki Startupbootcamp FoodTech yöneticileri 7 Eylül 2016 günü İstanbul’daydı. Startupbootcamp İstanbul ve StartersHub’ın ev sahipliğini yaptığı Startupbootcamp FoodTech FastTrack etkinliğine, Türkiye’den 10 adet girişim katıldı. Tripadvisor/TheFork Ülke Müdürü Yaz Yazıcıoğlu, yeme-içme sektöründeki pazar deneyimlerini girişimcilerle paylaştı ve iş planları, ürünleriyle ilgili tavsiyelerde bulundu. Girişimcilerin yoğun ilgi gösterdiği programın mentoru olan Yaz Yazıcıoğlu, girişimcilerle birebir ilgilendi.
Roma’daki programa Türk girişimcilerden uygun görülenler alınacak
Mentorlarla girişimciler arasında köprü kurarak iletişim sağlayan etkinlikte, girişimciler iş planlarını ve ürünlerini tanıtma fırsatı bulurken aynı zamanda Cisco, Startupbootcamp FoodTech ve Startupbootcamp Istanbul profesyonellerinden öneriler alma şansı elde ettiler. Etkinlik sonrasında yapılacak değerlendirme neticesinde Startupbootcamp’in Roma’daki Startupbootcamp FoodTech programına Türk girişimcilerden uygun görülenler alınacak. Etkinlik sonrasında açıklama yapan Tripadvisor/TheFork Ülke Müdürü Yaz Yazıcıoğlu, yemeiçme sektöründe hızlı bir gelişme göstermekte olan Türkiye’nin food-tech konusunda da büyük potansiyele sahip olduğunu, genç girişimcilerin desteklenmesinin önemine dikkat çekti.
restaurant 90 hotel & hi-tech
gastro özel çekim
Sokağın en seçkin lezzetleri
Sandalyee Brasserie’de E
tiler Nispetiye Caddesi üzerinde geçtiğimiz yıl hizmete açılan Sandalyee Brasserie, “Yemeğe kimlik kazandıran mekan” mottosuyla açıldı açılalı pek bir popüler popüler olmasına da, duyduk ki şu sıralar mekanın yıldızını parlatan bir başka cezbeden özelliği, birbirinden nefis “sokak lezzetleri”ymiş. İlk olarak şunu söylemek gerek; 20 yıldır yiyecek içecek sektörüne yön veren Kösem Group iştirakiyle İstanbul’un en gözde lokasyonu olan Etiler’de konumlanan mekan, açılışından bu yana yemek zevkine düşkün herkesin öncelikli adresi olmayı başarmıştı. Lezzet mozağinin içerisinde neler yok ki! Nispetiye Caddesi’ne bakan geniş terası, 3 bölümden oluşan 220 kişilik kapasitesi ile haftanın her günü açık olan mekanın fiziksel yeterliliklerinin dışında tüm farklılığını ortaya koyarak her misafire özel seçenekler
sunan menüsünün bu başarıda etkisi büyük bence. Alkışın en büyüğü de, 33 yılını mutfak dünyasına adayan deneyimli şef Selim Öğünç ve onun başarılı ekibinin sanırsam. Çünkü benim gördüğüm müthiş bir enerji ve ekip ruhuyla mutfakta harikalar yaratıyorlar.
Gelelim menülerine…
İtalya’dan Türkiye’ye uzanan lezzet mozağinin içerisinde neler yok ki! İtalyan mutfağının mihenk taşı risotto’dan Türk Mutfağının vazgeçilmezi kuru fasulyeye, lahmacuna ve ev yapımı mantıya, tadına doyulmaz sokak lezzeti kokoreçten başka hiçbir yerde benzerini yiyemeyeceğiniz şefin özel spesiyali pazı sarmaya kadar en özel lezzetler, Sandalyee’nin en nefasetli sofralarında yerini alıyor. Daha bitmedi! Ama bundan sonrasını Selim Usta anlatsın istiyorum.
Ortaköy’ü ayağınıza getiren mekan
“Ben yaklaşık dört aydır Sandalye Brasserie’nin mutfak şefliği görevini yürütüyorum. Bu geçen süreçte iyi bir yol kat ettiğimizi düşünüyorum. Çünkü bunun teminatı misafirlerimizden aldığımız güzel geri dönüşler. Onlar çok mutlular, daha da iyi olacağına inanıyoruz. Burada orijinal İtalyan mutfağından tutun Sicilya ve Antep usulüne kadar her türlü lezzeti müşterilerimize sunuyoruz. Son dönemde sokak lezzetlerimizden de iyi bir geri dönüş aldığımızı söylemeliyim.” Selim Usta’nın bahsettiğine göre sokağın sıra dışı lezzetlerine varmak için öyle gecenin bir yarısında Ortaköylere filan gitmeye gerek yok! Canınız kokoreç mi istedi ya da Antep usulü lahmacun, midye dolma, kumpir mi yemek istiyorsunuz? O halde yönünüzü Nispetiye Caddesi’nde Sandalye’ye çevirmeniz yeterli olacak. Sadece bu kadarı da değil! İstanbul’un en gözde lokasyonunda konumlanan mekanda sabahın erken saatinde beş çeşit çorba içebilir, çorba çeşitlerini beğenmez iseniz arzu ettiğiniz çorbaya Selim
restaurant 92 hotel & hi-tech
gastro özel çekim
Usta’nın mutfağında 10-15 dakika içinde kavuşmanız an meselesi, benden söylemesi! Mekanda alkol severler de ihmal edilmemiş, eğlenceli bir gecenin sonunda o keyfi damağa taşımak için de iyi bir alternatif, Sandalye Brasserie. Zira şefin mutfağından özel pişimli sımsıcak işkembe çorbası sizi bekliyor olacak. Ve daha neler neler… Genç ve genç kalmayı ilke edinen damaklar için özel soslu çıtır karidesler, yaşını bir miktar daha almış seçkin damaklara için pazı sarmalar, envai çeşitte burgerler, dürümler, taze kalamarlar, mideye dolmalar da Sandalye’nin en özel tatları arasında yer alıyor.
Burada baharatın kurutulmuşu değil, canlısı makbul! Peki Selim Usta’nın sokak lezzetlerini bu denli özel kılan nitelikleri neler? Bir kokoreç, midye
dolma, karides nasıl bu kadar lezzetli olabiliyor, soruyorum. Hazırladığı tatlarda özellikle taze baharat kullanmaya özen gösterdiğini dile getiren deneyimli şef; kekiğinden biberiyesine, ada çayından yeni baharına kadar tüm baharatları canlı olarak kullanmayı tercih ettiğini söylüyor. İşin başka bir sırrı olarak da şunu eklemeyi ihmal etmiyor: “Menümde kullanacağım malzemeleri kendim özenle seçip alıyorum. Burada olmazsa olmazlarımız var. Bir satın alma yok, aracı kullanmıyorum. Çünkü o zaman muhakkak bir tarafından fire veriyor. Kaliteye önem veriyorum ve beğeniliyor, tutuluyor. O yüzden de çok mutluyum, huzurluyum.”
restaurant 94 hotel & hi-tech
gastro güncel
Unilever Food Solutions, Sokakları İstila etkinliğinde 600 iş ortağıyla buluştu Unilever Food Solutions, ‘Geleneksel Sokakları İstila Günü’nde Türkiye genelinden 600 iş ortağıyla buluşurken, Yeni Knorr Tavuk Çeşnisi ürünü de iş ortaklarına tanıtıldı.
E
v dışı gıda sektöründe her iki noktadan birine ulaşan Unilever Food Solutions, 2007 yılından beri her yıl geleneksel olarak düzenlediği ‘Sokakları İstila” etkinliğini, bu yıl Türkiye genelinde Knorr Tavuk Çeşnisi ile Eylül ayında gerçekleştirdi. Müşteriler ve iş ortaklarıyla kendi ortamlarında bir araya gelmenin amaçlandığı ‘Sokakları İstila’ etkinliğinde İstanbul’dan Antalya’ya, İzmir’den Adana’ya 52 şehirde Unilever Food Solutions müşterileri ve iş ortakları ile bir araya gelindi. Dünya çapında 74 ülkede şefler ve gıda tedarikçisi şirketlerle yakın işbirliği içinde olan Unilever Food Solutions, Knorr Tavuk Çeşnisi ile ‘Sokakları İstila’ ettiği proje kapsamında, Türkiye’de bu yıl yaklaşık 600’e yakın müşterisine ulaştı. Sokakları İstila 2016 kapsamında, Türkiye genelinde yaklaşık 100 Unilever Food Solutions çalışanı ve 200 distribütor satış temsilcisi ile aynı gün içerisinde 300’e yakın noktada Knorr Tavuk Çeşnisi demosu yapılarak şeflere ürün tadımı yapıldı. Yeni Knorr Tavuk Çeşnisi, 11 baharat karışımından oluşan özel reçetesi tavukları lezzetini ve görüntüsünü desteklemenin pratik yolunu sunuyor. Knorr Tavuk Çeşnisinin orijinal reçetesini deneyen her 10 şeften 9’u lezzetini onayladı.
Unilever Food Solutions’tan Şef Araştırması: Türkiye’de Şefler en çok bayramlarda kendilerini yalnız hissediyor
U
nilever Food Solutions, en önemli paydaşları şefleri daha yakından tanımak ve özel yaşamlarına ışık tutmak amacıyla bir araştırma gerçekleştirdi. TNS Şef Davranış ve Tutum Araştırması kapsamında Türkiye’nin şef profili çıkarıldı. Dikkat çekici sonuçlar veren araştırma, mutfakta harikalar yaratan şeflerin özel dünyaları hakkında detaylı bilgiler sunuyor.Türkiye’den şeflerin yüzde 61’inin düzensiz ve uzun süreli çalışma koşullarını, yüzde 17’sinin stresli ortamı, yüzde 16’sının ise sosyal yaşam eksikliğini zorluk olarak gördükleri ortaya çıkıyor. Araştırmanın diğer bir sonucuna göre ise, uzun çalışma saatleri ve düzensiz çalışma koşullarına sahip olan şefler, sosyal yaşamlarına zaman ayıramadıklarından en çok bayramlarda kendilerini yalnız hissediyor ve aileleri ile birlikte olmak istiyor.
restaurant 96 hotel & hi-tech
gastro güncel
Gıda güvenliği için önemli bir adım atıldı Büyük ovalar belirlendi Umutluyuz
G
ıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın “büyük ovaların belirlenmesi”ne yönelik çalışmaları tamamladığını açıklamasının ardından, konunun Toprak Koruma Kurulları’nın gündemine girmesi tarım arazilerinin korunmasıyla ilgili önemli bir adım olarak değerlendirildi.
“Süreci 2005’ten bu yana takip ediyoruz”
TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç konuyla ilgili bir açıklama yaparak “2005’ten bu yana takip ettiğimiz bu süreçten umutluyuz, katkılarımızı sunmak üzere yakından takip ediyoruz” dedi. 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun 14. Maddesi’ne göre, tarımsal üretim potansiyeli yüksek, toprak kaybı ve arazi bozulmalarının hızlı geliştiği ovaların, büyük ova koruma alanı olarak belirlenmesi, gerek gıda güvenliğinin sağlanması, gerekse de gelecek kuşakların gıda hakkının güvence altına alınması açısından büyük önem taşıyor. Böylelikle bu alanlarda toprak bozulumu önlenirken, tarım alanlarının tarım dışı amaçlara tahsis edilmesi de engellenmiş olacak.
“13 yılda 4,5 İstanbul kadar toprak kaybettik” TEMA Vakfı’nın 2005’te 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun hem yazılması hem de yasalaşmasına katkıda bulunduğunu hatırlatan Ataç, “Tarım arazilerimizin korunması başta gıda güvenliği olmak üzere topraklarımızı gelecek nesillere bozulmadan bırakabilmemiz için de son derece önemli. Türkiye 2001’den itibaren tarım arazilerinin yaklaşık yüzde 9’unu kaybetti. 2001 yılında 26,4 milyon hektar olan tarım arazilerimiz, 2014 yılında 24 milyon hektara geriledi. 13 yılda 4,5 İstanbul büyüklüğünde (2,4 milyon hektar) tarım arazisi kaybettik. İşte bu nedenle, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın büyük ovaların belirlenmesine ilişkin adımını son derece önemli buluyoruz” dedi. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada belirlenen ovaların en büyüğü 729 bin hektarla Konya Merkez Ovası, en küçüğü 21 hektarla Burdur Yeşil Ovası. Konya’da toplam 1 milyon hektarlık alana sahip 13, Ankara’da 66 bin hektarlık alana sahip 8, Samsun’da 136 bin hektar alana sahip 3 farklı ova bulunuyor. Şanlıurfa’da da 295 bin hektarlık Ceylanpınar Ovası ve 201 bin hektarlık Harran Ovası Bakanlık tarafından büyük ova olarak belirlenenler arasında.
restaurant 98 hotel & hi-tech
gastro aktüel
4. Geleneksel Burger Savaşları başlıyor BurgerLab tarafından her yıl düzenlenen Geleneksel Burger Savaşları’nın 4.’üncüsü 26 Ekim 2016’da Zorlu Center BurgerLab’de gerçekleşecek. Bu yılki Burger Savaşları’nda tariflerine Türkiye’nin “Coğrafi İşaretli” ürünlerini, Türkiye’de üretildikleri bölgeler ile özdeşleşen ve Türk Patent Enstitüsü tarafından tescillenen yerel lezzetleri ekleyenler yarışacak. Yarışmaya katılmak isteyenler, 19 Eylül15 Ekim 2016 tarihleri arasında kendi burgerlerinin kısa bir tarifi ile www.burgersavaslari.com adresinden online başvuru yapabilecek. Tescilli yerel lezzetlerin kullanılması zorunlu yarışmanın ön eleme sonuçları 22 Ekim 2016 tarihinde açıklanacak. Ön elemeyi geçen 5 finalist 26 Ekim 2016 tarihinde Zorlu Center BurgerLab’e birbiriyle yarışacak.
Türkiye’de ilk defa aşçılıkta ‘Uluslararası Yeterlilik Diploması’ Dünyanın en iyi şeflerinin duvarlarını süsleyen, 10 milyon şef üyesi olan sektördeki en büyük otorite WACS (Dünya Şefler Birliği) diploması artık Türkiye’de veriliyor. Uluslararası kalite ve standartlarda eğitim veren sayılı kurumlardan bir tanesi olan Chef’s Table Mutfak Akademisi bu diplomayı vererek hem Türk şeflerinin uluslararası arenada söz sahibi olabilmesi için hem de ülkemizdeki aşçılık sektörünün kalitesinin global standartlara oturtulması için önemli bir adım attı. Chef’s Table Mutfak Akademisi öğrencileri, WACS diploması ile artık aşçılıkta global standartlarda en geçerli kariyere sahip olacak. Diplomanın sahibi olmak tüm dünyadaki uluslararası oteller ve işletmelerde çalışma imkanını elde etmek ve ‘Master Chef’lik kariyerine devam edebilmek anlamına geliyor. Tüm dünyada aşçılık mesleği yapmak isteyenlerin önünü açan aşçılık diplomasının eğitim programı uluslararası eğitim akreditasyon merkezi olan City&Guilds iş birliği ile hazırlanmıştır.
COOK yeni ürünlerini görücüye çıkardı Doğa dostu ürün yelpazesini genişleten Cook-Sedat Tahir A.Ş., yeni geliştirdiği ürünleri Mutfak Sanatları Akademisi’nde gerçekleştirdiği bir Workshop ile yeme- içme yazarları ve şeflerin deneyimine sundu. Eğitmen Şef Müge Koçak eşliğinde gerçekleştirilen etkinlikte “Meksika Rüzgarı” adlı menü ile Meksika’ya özgü yemekler yapılırken Cook ürünlerinin yemek yapımlarındaki destekçi rolü de deneyimlendi. Cook sebze-meyve torbası ile Cheddar ve sebzeli nachos, Cook çok amaçlı folyo ile siyah fasulye eşliğinde piliç burritos yapılırken, kremalı chipotle sos ile lime ve kekik marineli Mexican steak pişirildi. Tatlı olarak ise yine Cook pişirme kağıdı ve çok amaçlı folyo desteği ile çikolata soslu Churro yapıldı. Ayrıca yeni geliştirilen ve ağzının bağlanmasına gerek olmayan, ters çevrildiğinde kendini kilitleyen Cook buz torbası da tanıtılarak limonata, meyve suyu, soğuk çay ve kahveler hazırlanabileceği bilgisi aktarıldı.
Döner Stop Zorlu Center’da açıldı Döner Stop şimdi İstanbul’un en popüler lokasyonlarından birinde, Zorlu AVM’de açıldı! Yeni restoran, sinemanın da yer aldığı Boğaz katında bulunuyor. Öğle arasında doyurucu bir yemek, ders çıkışında enerji dolu bir plan ya da sinema öncesinde hızlı bir atıştırmalık… Döner Stop her anında sana eşlik edebilir. Lezzetler ise bildiklerinden çok farklı! Döner Stop’ta etler, hiçbir katkı maddesi içermeden, en sağlıklı şekilde hazırlanıyor. Et dönerin yanı sıra Döner Stop’un menüsünde, yine özel soslarla lezzeti dorukta tavuk döner ve köfte de bulunuyor. Ekonomik Menüler ile de bu lezzetler çok uygun fiyatlarla tadılabiliyor.
Haftanın 7 günü terasta kahvaltı keyfi Marmara Denizi, Sultanahmet Camii ve Ayasofya’nın aynı yerde, aynı anda seyredilebildiği İstanbul’un “en kıdemli terası”, İstanbullulardan gelen talep üzerine sadece Pazar sabahları değil, artık haftanın her günü kahvaltı servisi verecek. Armada Oteli mutfağında hazırlanmış poğaça, açma, börek gibi hamur işleri, marmelat ve reçellerin yanısıra yöresel doğal kahvaltılıklar ve Armada’nın özel tasarımı “bir sana, bir bana” semaverlerinde demleme çaydan oluşan kahvaltı ekonomik fiyatıyla da çok cazip.
Bilkent Station’da tatlı festivaline hazır mısınız? Geleneksel Bilkent Station festivalleri tatlı bir sürprizle sürüyor. Mayıs ayında Ankara’yı kahveye doyuran Bilkent Station, 14-15-16 Ekim’de şehrin ilk tatlı festivaline ev sahipliği yapacak. Kahveyi tatlıdan ayrı düşünemeyenler, yeni tatlı tariflerinin peşinden koşanlar ve yılın en tatlı günlerini yaşamak isteyenler bu festivalde buluşacak. Türkiye Aşçılar Federasyonu (TAFED) milli takımından şef Emrah Köksal Sezgin, Pınar Aran, pastacılık kariyerinde çığır açan Melike Bahçeci ve Neslihan Menteş sürpriz konuk olarak yer alacağı festivalde dünya tatları, geleneksel tatlar ve sürprizler… Minik tarifler ve tadımlardan keyif almak isteyenler; Bilkent Station’daki tatlı festivalinde pasta ve çikolata heykelleri sergisini gezme şansı da yakalayacak. Müziğin de tatlı tatlı çalacağı festivalde çocuklara, gençlere ve ebeveynlere yönelik özel atölye çalışmaları da dikkat çekecek.
İnari Sushi – Omakase yenilendi İstanbul’un sevilen mekanları arasında yer alan “İnari Sushi - Omakase”, tamamen yenilenen yüzü ve menüsü ile sonbahar sezonuna merhaba diyor.. Kuruçeşme sahilinde yer alan “İnari Sushi - Omakase”, başta Sushi ve Uzakdoğu füzyon mutfağı, Japon kültüründen ilham alan dekorasyonu ile dikkat çekiyor. Uzakdoğu mutfağında deneyimli şef Barlas Günebak’a emanet edilen menü, şefin özel yorumu ile yaratıcılık ve lezzet bir arada sunuyor. Japonya’da şefin önerisi anlamına gelen Omakase; sizin için özel hazırlanan farklı tariflerle ve soslarla Sushi yeme ayrıcalığı sunuyor. İnari’nin diğer farklı özelliği ise Sushilerin günlük taze, mevsimin deniz ürünlerinden seçiliyor olması…
Hafta sonuna özel ‘tütsülenmiş’ lezzetler Ustalıkla işlenmiş ‘craft’ tatları, dinamik menüsü ve sıra dışı konseptiyle kısa sürede İstanbul’un en favori mekanlarından biri olan The Populist, lezzetleriyle de fark oluşturuyor. Hamburger, Pizetta, Chips & Guacamole gibi lezzetleri ile ön plana çıkan The Populist’in mutfak ekibi hafta sonuna özel olarak hazırlanan ‘Tütsülenmiş Kuzu Kafes’ ve ‘Tütsülenmiş Dana Kaburga’yla damak hafızalarında eşsiz lezzetler bırakıyor.
restaurant 100 hotel & hi-tech
gastro aktüel
Sağlık ve lezzet dolu yeni bir tat Çikolatalı Kinoalı Kek
Sıcacık kahveleri ve farklı tatlarıyla keyifli molaların adresi Cakes&Bakes, yepyeni ürünü Çikolatalı Kinoalı Kek ile sağlıklı beslenen ve formunu korumak isteyenler için muhteşem bir alternatif sunuyor. Cakes&Bakes’in masum kaçamaklar için ideal lezzeti Çikolatalı Kinoalı Kek, enerjinizi artırırken sizi tok tutuyor. Protein, kalsiyum ve vitaminler açısından son derece zengin olan Çikolatalı Kinoalı Kek, üstelik çok hafif ve lezzetli.
Bocuse d’Or, Türkiye şampiyonunu arıyor! Bocuse d’Or Türkiye şampiyon şefini arıyor; Türkiye’nin her köşesinden yetenekleri bir araya getirecek olan bu dünya çapındaki yarışma, Türkiye’yi temsil edecek şefimizi belirleyecek. 60 ülkede yapılan ve dünyanın en prestijli aşçılık yarışması olarak kabul edilen Bocuse d’Or, 4. kez Türkiye’yi dünyada temsil edecek şeflerini seçmeye hazırlanıyor. Otelcilik, Restoran ve Yiyecek İçecek Sektörünün Uluslararası Buluşması, Sirha İstanbul 2016 kapsamında gerçekleşecek olan ve sektörün en önde gelen şefleri arasına girme fırsatı veren Bocuse d’Or, 24-25 Kasım 2016 tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek. Eleme turunun başkanlığını ise yıldız şef Rudolf Van Nunen yapacak. 24-25 Kasım 2016 tarihinde İstanbul Kongre Merkezi’nde yapılacak Bocuse d’Or Türkiye’de, 8 aday içerisinden kazanan 4 şef Türkiye Finaline geçiş yapacak. Başvuruların http://sirha-istanbul.com/bocusedor/ adresinde bulunan başvuru formu doldurularak yapılması gerekiyor. Son başvuru tarihi 14 Ekim 2016 olan yarışmayla ilgili tüm bilgilere web sayfasından ulaşılabilir.
Balparmak ambalajlarında artık rakım bilgileri de var! Tüketicilerine her zaman 92 doğallık testinden geçirdiği farklı harmanlanmış ürünlerini hep aynı kalite standardı ile sunan Balparmak, yeni ürün harmanı “Yayla ve Ova Balı”nı dağıtıma çıkardı. Ortalama 500 metre rakımdaki yayla ve ovalardan derlenen ballardan harmanlanan “Balparmak Yayla ve Ova Balı”, yine 92 doğallık testinden tam not almış ve bilinen Balparmak kalitesine sahip. Balparmak’ın ortalama 1500 metre rakımdan derlenen Özel Seçim Yüksek Yayla Balı ve ortalama 1000 metre rakımdan derlenen Yayla Balı da bu bilgileri içeren yeni etiketleriyle raflardaki yerini aldı.
Türk fındığı İstanbul’da konuşuldu TÜGİS ve FTG tarafından organize edilen “Fındık ile Sağlık” başlıklı etkinlik, 27 Eylül 2016 Salı günü Wyndham Grand İstanbul Levent’te gerçekleştirildi. Etkinliği, sektör temsilcileri ve akademisyenlerin yanı sıra İstanbul Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Hamit Aygül de takip etti. Açılış konuşmasında fındığın bir ürün olmanın ötesinde sosyal bir olgu olduğunun altını çizen TÜGİS Başkanı Necdet Buzbaş, “Fındık, dünyada en fazla üretilen sert kabuklu ürünlerde bademden sonra ikinci sırada. Türkiye’de 43 ilde fındık yetiştirilebiliyorsa da Bakanlar Kurulu Kararı ile 16 ille sınırlandırılmış durumda. 16 ilde 700 bin hektar alanda fındık ziraati yapılıyor. Ortalama yıllık 600-650 bin ton fındık hasat ediliyor. Dünya fındık ticaretinin yüzde 80’ini Türkiye gerçekleştiriyor. Her yıl 500 bin ton civarında fındık satışıyla yaklaşık 3 milyar dolar döviz girdisi sağlanıyor. Bu değerli ürünü ne yazık ki yeterince tüketmiyoruz. Üretilen fındığın yüzde 80’ini yurtdışına gönderiyoruz. Fındık ihracatının yüzde 75’i Avrupa pazarına yapılıyor. Ülkeler ürünlerini beslenmedeki önemini öne çıkaracak şekilde destekliyorlar. Dünya kamuoyunda algı zenginliği sağlayarak bunun satışta kullanmaya çalışıyorlar. Fındık ve sağlık ilişkisiyle ilgili bilimsel çalışmalar çok düşük. Fındık ve sağlıkla ilgili akademik çalışmalara destek vermeliyiz.”
Kayseri’nin geleneksel lezzet markası tüm Türkiye’de Başyazıcı Grubu’nun amiral markası Başyazıcı Et Ürünleri, gıda tesislerine yaptığı yatırımın ardından doğduğu Kayseri’den tüm ülkeye açılma kararı aldı. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Başyazıcı Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mahmut Başyazıcıoğlu, “Önce üretim tesisimizi yeniledik, inşaat çalışmaları tamamlandı. 8 milyon TL’lik yeni tesis yatırımıyla birlikte kapasitemizi yüzde 30 büyütmüş olduk. Bu gelişmelerin gücüyle tüketiciye geleneksel lezzetlerimizi, geniş ürün yelpazemizi sunacağız ve kaliteli ürünlerimize tüketicinin her yerde rahatça ulaşabilmesini sağlayacağız. Şu an 19 şehirde 22 bayi ile tüketicilerimize hizmet vermekteyiz. Bir yıl içinde 38 şehirde toplam 55 adet bayi ile hizmet vermeyi hedefliyoruz.” dedi.
McDonald’s Türkiye’ye yeni Operasyon Direktörü Hızlı servis restoran sektörünün lider markası McDonald’s Türkiye, ekibini yeni isimlerle güçlendirmeye devam ediyor. Son olarak Feliks Boynuinceoğlu Operasyon Direktörü olarak McDonald’s Türkiye ekibine katıldı. Sektörde önemli bir tecrübeye sahip olan Boynuinceoğlu, kariyerine PepsiCo Türkiye’de Satış Geliştirme Uzmanı olarak başladı. Daha sonra Japan Tobacco İnternational Türkiye ve Starbuck’s Coffee Türkiye gibi çeşitli markalarda yöneticilik yapan Boynuinceoğlu, son olarak Mars Cinema Group’da Perakende ve Pazarlama Direktörü olarak görev yapıyordu. 2001 yılında Marmara Üniversitesi İngilizce İşletme Fakültesi’nden mezun olan Feliks Boyuinceoğlu, 2008 yılında ise Yeditepe Üniversitesi’nde İşletme Yüksek Lisansı’nı tamamladı.
Gastronometro’ya Stevie Ödülleri’nde ‘birincilik’ Lezzet tutkunları için dünya her geçen gün küçülüyor, ama seçenekler de o oranda artıyor. Böylesi bir dünyada ‘özgün’ olabilmek giderek daha fazla önem kazanıyor. Metro Toptancı Market’in profesyonellere ilham vermek amacıyla hayata geçirdiği Gastronometro da yenilikçi tariflerini videolar aracılığıyla lezzet tutkunlarıyla paylaşıyor. İşte bu videolardan biri olan ‘Kırmızı Şarapta Kurutulmuş Dana Bonfile’, Metro Toptancı Market’e, dünyanın en prestijli ödüllerinden Stevie’yi kazandırdı. Metro’nun gastronomi dünyasına hediyesi olan film, The Stevie Awards 2016 (Uluslararası İş Ödülleri) organizasyonunda ‘Video&Film’ kategorisinde birincilik ödülüne değer bulundu.
Sofranıza dünya ekmekleri İstanbul Marriott Hotel Şişli’den… Yemek kültürümüzün ve sofraların vazgeçilmezi ekmek, İstanbul Marriott Hotel Şişli’nin fırınında usta eller tarafından hazırlan 37 farklı çeşidiyle günün her öğününde yemek ritüelinizi bambaşka boyutlara taşıyor. Klasik Fransız bagetlerden, yoğun ve tam tahıllı Alman ekmeklerine uzanan bu zengin çeşitlilik Anadolu’nun yöresel ekmeklerini de kapsıyor. Yetenekli Pastry Chef Ercan Egi ve ekibi, özel değirmenlerde çekilen unlarla elde yapılan ve her biri kendine özgü lezzete sahip bu özel ekmekleri bilinen en eski ve en sağlıklı yöntem olan ekşi maya ile hazırlıyorlar.
restaurant 102 hotel & hi-tech
gastro aktüel
Çaydan gelen tazelik Ronnefeldt Mövenpick Hotel Istanbul’dan İtalyan usulü sağlıklı lezzetler Mövenpick Hotel Istanbul’un İtalyan Başaşçısı Giovanni Terracciano ve sertifikalı Beslenme Koçu Giuseppe Totino, İtalyan mutfağından hem dengeli ve besleyici hem de leziz örnekleri keşfetmek isteyenler için 14 Ekim 2016, Cuma günü sağlıklı İtalyan yemekleri yapımı kursu düzenlendi. Katılımcılar kurs boyunca, bir yandan Giovanni Terracciano ile birlikte sebze ve taze baharatlı buğday risotto, kuşkonmazlı morina balığı ve karides, vanilya sabayon, badem ve orman meyveleri sorbenin eşlik ettiği mandalina tatlısı hazırlarken aynı zamanda Giuseppe Totino’dan yemeklerin besin değeriyle ilgili bilgi alıp, ürünleri besin değerini kaybetmeden pişirmenin ve doğal tadını korumanın yollarıyla ilgili püf noktalarını öğrendiler.
Nescafé Milano Ispirazione Italiana dünyada ilk kez Türkiye’de Dünyanın lider beslenme, sağlık ve iyi yaşam şirketi Nestlé’nin, ev dışı tüketim alanında uzman iş birimi Nestlé Professional, Nescafé’nin kahve konusundaki 75 yılı aşkın tecrübesini, yenilikçi çözümleriyle birleştirerek, yeni kahvesi Nescafé Milano Ispirazione Italiana’yı sektöre ve işletmecilere tanıttı. Italyan kahveseverlerden tam not alarak, yepyeni bir kahve işleme yöntemi ile hayat bulan Ispirazione Italiana, Nescafé Milano ustalığı ile kahve uzmanlığını bir adım ileri taşıyor. Ispirazione Italiana, özenle seçilmiş, en iyi %100 Arabika kahve çekirdekleri üzerinde bir barista hassasiyetiyle çalışılarak tüketicilerin ve işletmelerin beğenisine sunulan özel bir harman. Bu olağanüstü zengin harmanı yaratan, her bir kahve çekirdegini Nescafe Milano ustalığı ile işleyen mükemmeliyetçi bir süreç. Bu yeni harmanın sırrı; daha yoğun ve zengin aroma elde etmek için bu kullanılan mikro çekilmiş kahve taneleri.
1823’den beri en iyi çay tarlalarından özenle toplanan ve kraliyet ailelerinin sofralarına konuk olan Ronnefeldt, doğal ağaç fiberlerinden yapılan ve yenilenebilir filtreler içerisindeki %100 el üretimi çaylarını beğeninize sunuyor. En özel çay tarlalarından uzmanlar tarafından temin edilen çaylar, Ronnefeldt’in deneyimli tadımcıları tarafından özenle harmanlanıyor. Ronnefeldt, damağınızda bıraktığı muhteşem lezzetin yanı sıra sağlığa ve ekolojik dengeye faydalarıyla da dikkat çekiyor. İçeriğindeki bileşenler ile rahatlatıcı, enerji verici ve iyileştirici etkilere sahip olan Ronnefeldt çayları spa ve wellness gibi aktivitelerinizi tamamlayan en özel içecekler arasında...
Zengin Hint mutfağından benzersiz tatlar Hindistan’ın büyüleyici kültürünün ve eşsiz yemeklerinin tanıtılacağı Hint Yemekleri Festivali, 15 – 31 Ekim tarihleri arasında Shangri-La Bosphorus, Istanbul’da meraklılarıyla buluşuyor. Birçok farklı dine ev sahipliği yapan, kültürüyle, müzikleriyle, gelenekleri ve Bollywood’u ile adından çokça söz ettiren Hindistan, eşsiz baharatların lezzet kattığı yemekleriyle de dikkat çekiyor. ShangriLa Bosphorus, Istanbul’un dünya mutfaklarını misafirleriyle buluşturduğu IST TOO’ya Shangri-La New Delhi’den konuk şef olarak gelen başarılı ve deneyimli ünlü Şef Laxmi Kant Sharma’nın leziz dokunuşları ile zenginleşecek bu geleneksel yemekler baharat tutkunlarına keyifli bir deneyim yaşatmaya hazırlanıyor.
restaurant brunch 103 hotel & hi-tech
Pazar günlerinin vazgeçilmezi Raffles İstanbul
Deniz ürünlerinin ön planda olacağı; Flappers Swing’in canlı caz performanslarının, şampanya ve efsanevi Long Bar kokteyllerinin birbirinden farklı lezzetlere eşlik edeceği yeni sezonun ilk brunch’ıyla Raffles Istanbul, 25 Eylül Pazar günü hem yetişkinleri hem de çocukları ağırlamaya başladı. Klasik lezzetlerin yanı sıra brunch’ta, deniz ürünlerinin misafirlerin isteğine göre hazırlanacağı pişirme istasyonları ve çok sayıda tematik yiyecek & içecek istasyonu yer alacak. “Çocuklar mutlu ise anne babalar da mutludur” bakış açısı ile Raffles Brunch’ta çocukların keyfi de en ince ayrıntısına kadar düşünüldü. Küçük misafirler, kendileri için özel olarak hazırlanan brunch ve oyun alanında hem eğlenip hem de yine kendileri için hazırlanan, sağlıklı lezzetlerin sunulduğu büfenin keyfini çıkarabilecekler. Ayrıca Raffles Patisserie’de çocuklara özel hazırlanan workshop’da diledikleri pastaları pastane şefi eşliğinde pişirecekler.
Brunch’ın vazgeçilmez adresi Trendy Lounge & Bar
Sheraton İstanbul Ataköy Hotel, sizleri her Pazar Trendy Lounge & Bar’da birbirinden fark lezzetlerin yer alacağı açık büfe ve barbeküden oluşan bruncha davet ediyor. Açık büfede birbirinden zengin lezzetler eşliğinde düzenlenecek olan brunch ve bu sezon menüye eklenen barbekü keyfi ile tüm günü deniz ve bahçe manzaralı mekanımızda sevdiklerinizle sohbet ederek geçirebilir ve Sheraton İstanbul Ataköy Hotel’in dinlendiren ortamında keyifli bir gün geçirebilirsiniz.
Sürprizlerle dolu brunch Swissôtel The Bosphorus’ta
İsviçre’nin ince zevkini Türk kültürünün sıcaklığıyla birleştiren Cafe Swiss’te nefes kesen Boğaz manzarasının, ardından Sultan Park’ta hafta sonu yürüyüşü ile günün tadını çıkarın. Cafe Swiss, Türk ve dünya mutfağının özel tatlarıyla zenginleşen brunch büfesinde konuklarına Şef Philippe Bischoff’un imzasıyla zengin bir menü sunuyor. Cafe Swiss’in sürprizlerle dolu brunch menüsünde kabuklu deniz mahsulleri, sushiler, sıcak yemekler, kahvaltılıklar ve özel ikramlar var. Swissôtel The Bosphorus’ta çocuklar da düşünülmüş. Oyun ve eğitim konusunda bir dünya markası olan Gymboree işbirliği ile Cafe Swiss’te çocuklar kendilerine özel hazırlanan salonda eğlenceli ve öğretici aktiviteler ile vakit geçiriyor.
restaurant brunch 104 hotel & hi-tech
Armada Otel’den Tarihi Yarımada Yürüyüş Yolları Haritası ve terasta pazar kahvaltısı Kahvaltının giderek çok önem kazandığı ülkemizde, onun kadar önemli sabah yürüyüşlerine de dikkat çeken Armada Otel, konuklarına bir “Yürüyüş Yolları Haritası” armağan ediyor. Bu harita, yıllardır İstanbul’un tarihi merkezinin korunarak tanıtılmasına çalışan Armada Otel’in öncülüğünde ve “Tarihi Merkez İçin Sivil Girişim” projesi kapsamında hazırlanmış olup, güzergâha Murat Belge’nin metinleri de eşlik ediyor. Harita, bütün önemli büyük şehirlerde olduğu gibi, gezginlerin sahip olduğu vakte göre, yürüyerek keşfedebilecekleri yerleri ve değerleri gösteren, süreleri kısadan uzuna doğru çeşitlenen 4 ayrı güzergâhı içeriyor. Marmara Denizi, Sultanahmet Camii ve Ayasofya’nın aynı anda seyredilebildiği İstanbul’un “en kıdemlisi” Armada Teras’ta, sadece pazar sabahları değil, artık haftanın her günü kahvaltı hizmeti sunuluyor. Hafta içi kahvaltılar, sakin ve kesintisiz bir iş görüşmesi, dost ve arkadaşlarla buluşma gibi amaçlar için uygun bir ortam da sunuyor.
Any ile özlenen brunchlara devam
Şehrin en güzel noktasında misafirlerini ağırlayan Any İstanbul, özlenen pazar brunchlarına, açık büfesine kattığı yeniliklerle kaldığı yerden devam ediyor. Any İstanbul’un açık büfesinde; taze yapılmış ekmekler, yumurta seçenekleri, hamur kızartması, salçalı sosis, kuymak, çiğ börek ve şarküteri tabağı gibi birçok seçenek bulunuyor. Tadına doyamayacağınız birbirinden farklı tatlı çeşitlerini de menüsüne ekleyen Any, tatlı çeşitleri ile kedinizi şımartırken, keyifli kahvaltınıza eşlik edecek taze hazırlanmış kokteylleriyle de Pazar kahvaltılarınızı keyfe dönüştürecek.
Renaissance Polat Istanbul Hotel’de geç kahvaltı
Daphne Restautant&Grill; pazar günleri sizi “Geç Kahvaltı Keyfi” yapmaya bekliyor. Marmara Denizi ve Adalar manzaralı Daphne Restaurant’da, Türk ve dünya mutfağının sentezlerinden oluşan enfes kahvaltı menüsü ile ağzının tadını bilenlere sesleniyor. Daphne Restaurant’ta hem Türk hem de Dünya mutfağının pişirme teknikleri ile hazırlanan kahvaltı büfesi lezzet düşkünlerine taptaze ve özenle sunuluyor. Zengin kahvaltılıklara değişik ızgara çeşitleri, birbirinden leziz pankekler, salatalar ve her biri iştah açan tatlılar eşlik ediyor.
restaurant 106 hotel & hi-tech
hijyen
Housekeepinglerin destekçisi
Eczacıbaşı Profesyonel Ev dışı tüketim sektöründe faaliyet gösteren Eczacıbaşı Profesyonel, turizm sektörünün en önemli oyuncularından olan kat hizmetlilerinin “Uluslararası Houkeeping Haftası’nı” kutluyor.
B
u yıl 11-17 Eylül tarihleri arasında gerçekleşen haftaya dikkat çeken Eczacıbaşı Profesyonel Satış ve Pazarlama Direktörü Melike Koçoğlu; “Otel müşterilerinin temiz ve konforlu bir ortamda konaklamalarını sağlayan housekeepingler turizm sektöründe çok önemli bir yere sahip. Housekeepingler için sağlanacak her imkan, işletmenin gelişmesine yardımcı olacaktır. İşlerini en iyi şekilde yerine getirmek için verdikleri emek ve özveri için sektörün gizli kahramanlarına Eczacıbaşı Profesyonel olarak teşekkür ediyor, onlara özel olan Uluslararası Housekeeping Haftalarını kutluyoruz” dedi.
Koçoğlu: “Housekeepinglerin ihtiyacı eğitim”
Housekeepinglerin en önemli ihtiyaçlarından biri de etkili ve doğru ürünlerle hijyen standartlarını en kısa sürede sağlamak. Eczacıbaşı Profesyonel; temizliğe hız katan, kolay kullanılabilir hijyen ve hijyen destek ürünleri ile housekeepinglerin yanında olurken, verdiği eğitimler sayesinde etkili hijyen ve tasarruf konusunda bilinçlendiriyor. Eczacıbaşı Profesyonel’in bünyesinde bulunan EP Akademi biriminin sağladığı eğitimler ile sektörün kalkınmasına katkı sağladıklarını dile getiren Eczacıbaşı Profesyonel Satış ve Pazarlama Direktörü Melike Koçoğlu; “Housekeeping çalışanları ne kadar bilinçli olursa, işletmelerde çözüme ulaşmak o kadar kolay olacaktır. Amacımız sağladığımız çözümlerimizle onların yanında olup, değerlerine değer katmaktır” dedi.
Müşteri memnuniyetinin önemli olduğu turizm sektöründe; temizlik, hijyen ve düzenin sağlanmasında en önemli rolü oynayanların başında housekeepingler geliyor. Dünya çapında değer gören bir meslek grubu olan housekeepingler; her yıl eylül ayının ikinci haftasını “Uluslararası Housekeeping Haftası” olarak kutluyor.
Karcher yeni konsept mağazasını İstanbul’da açtı Dünyanın lider temizlik teknoloji markası Karcher; ürün satış ve servis hizmetlerini profesyonel bir şekilde tüketicilere sunduğu Karcher Center’lara bir yenisini daha ekledi. 7 Eylül Çarşamba günü düzenlenen törende mağazayla birlikte Yeni Genel Müdürlük Ofisinin de açılışı yapıldı. Karcher, böylece Türkiye’deki konsept mağaza sayısını 16 ya çıkardı.
1
90’ı aşkın ülkede hem profesyonel kullanıcılara hem de ev kullanıcılarına yenilikçi temizlik çözümleri sunan Alman temizlik devi Karcher, daha geniş kitlelere ulaşabilmek için Karcher Center ve mağazalarının sayısını artırıyor. İstanbul Halkalı’daki Ayaz Plaza’da düzenlenen açılış töreni; Karcher Perakende Kanallar Başkanı Yönetim Kurulu Üyesi Christian May, Güney Avrupa Bölge Direktörü Ricardo Eimil ve Karcher Türkiye Genel Müdürü Gökhan Hasan Gökmen’in katılımıyla gerçekleşti. Açılış töreninde marka için Türkiye’nin önemini vurgulayan Christian May, “Türkiye sektörümüz için önemli bir pazar. Karcher Türkiye olarak 2015 sonunda %61’lik yıllık büyüme başarısı ile rekor seviyeye ulaştık. Karcher Türkiye tüm ülke ofisleri arasında en çok büyüyen ülke olma başarısını gösterdi. Bu bizim için oldukça önemli bir gelişme” dedi. 2000 yılından beri Türkiye pazarında faaliyet gösteren Karcher’in Türkiye’de ve dünyada yatırımlarına devam edeceğini söyleyen May, “Ürün inovasyonlarını geliştirmenin yanı sıra, geçtiğimiz yıl, uzun dönemli büyüme sağlamak için önemli ölçüde yatırımlar yaptık. Aile şirketi olarak Karcher’in, dünya çapında sayısı 600’e ulaşan Karcher Center konsept mağazalarına bugün bir yenisini daha eklemenin mutluluğunu yaşıyoruz.” açıklamasında bulundu. Konsept Mağazalarda Alman standardı Metrekare ölçümüne göre tüm dünyada Karcher Center ve Karcher Store olarak adlandırılan konsept mağazalar,
dünyanın neresine gidilirse gidilsin, aynı standartlarda dizayn ediliyor. Karcher konsept mağazalarda kullanılan tüm materyaller, Almanya’daki merkezden tedarik ediliyor. Mağaza kurulumları ise Almanya ve Türkiye’ deki profesyonel ekipler tarafından yapılıyor. Böylece, Karcher mağazaları tüm dünyada aynı global standartlarda hizmet veriyor. İstanbul Halkalı’da Ayaz Plaza’da açılan yeni Karcher Center, 400 metrekarelik bir showroom, 500 metrekarelik servis alanı ve yine 500 metrekarelik bir depo alanına sahip. Yeni konsept mağazasında hem ev tipi hem de profesyonel ürünler sergileyen Karcher, deneyimli teknik ekibiyle servis hizmeti de verecek.
Karcher Türkiye, tüm ülke ofisleri arasında en çok büyüyen ülke oldu.
restaurant 108 hotel & hi-tech
dekorasyon
Geçmişin izlerini bugüne taşıyan Alla Turca Özgününe uygun şekilde tasarlanan çini desenli ürünler, mermer dokulu ürünlerle birlikte kombinlendiğinde, tarihi kültürümüzü yansıtan zengin atmosferler ortaya çıkıyor.
Ege Seramik Alla Turca serisi ile geçmişin izlerini bugünün mekanlarına taşıyor.
E
ge Seramik ‘Kusursuz Güzellik’ mottosu ile çıktığı yolda, Alla Turca serisi ile tarihimizin zengin izlerini bugünün mekanlarına taşıyor. Son dönem mimarisinde, yaşam alanlarının büyüklük açısından imkan elverdiği ölçüde hamam konseptli banyoların da eklendiğini görüyoruz. Özellikle bu alanlarda tarihin izlerini taşıyan, çini desenli ürünler dekorasyonun baş aktörleri olarak yerini buluyor.
Orijinaline sadık tasarımlar
Özgününe uygun şekilde tasarlanan çini desenli ürünler,
mermer dokulu ürünlerle birlikte kombinlendiğinde, tarihi kültürümüzü yansıtan zengin atmosferler ortaya çıkıyor. 25x75 ebatlarındaki Ege Seramik Alla Turca Serisi içinde, farklı desen alternatifleri olduğu gibi, aynı mekanda birlikte kombinlenebilecek, farklı dekor alternatifleri de sunuyor. Ürünler banyo ve mutfaklarda kullanılabilirken; yatak odası, salon, koridor gibi kullanım alanlarında, özel dekor duvarları yaratmaya da imkan sağlıyor.
En yeni dijital dekor teknolojisi
Alla Turca serisinin ürün yüzeylerindeki altın efektli aplikasyonlar, Ege Seramik dekorlarında kullanılmaya başlanan en yeni dijital dekor teknolojisinin de en güzel örneği olarak karşımıza çıkıyor.
Akıllı değişim başlıyor!.. Buka Sofa açıldı
A
dını bukalemundan alan Buka Sofa, Türkiye’ye yepyeni bir mobilya anlayışı getirmek için ilk mağazasını Avcılar’da açtı. Bukalemunların renk değiştirmesi gibi Buka kanepeler de aynı kolaylıkta kılıflarını değiştiriyorlar. Akıllı Döşeme Sistemi sayesinde kılıflar, döşeme mükemmelliğinde uyum sağlıyor.
Tamamen kişiselleştirilen koltuk ve kanepeler
Buka Sofa; ayak, kolçak ve ölçü seçenekleriyle tamamen kişiselleştirilen koltuk ve kanepeler ile müşterilerine eşsiz bir değer sunuyor. Kullanıcılar bu sayede tam olarak ihtiyaç duydukları mobilyayı tasarlama fırsatı elde ediyor. Buka, ne de olsa işlevselliği ve estetiği birleştirmek için çalışan deneyimli uluslararası bir tasarımcı ordusuna sahip…
Sayısız aksesuar seçeneği
Buka Sofa’nın seçkin koleksiyonunun içinde koltuk ve kanepelerin yanı sıra, sehpalar, puflar, halılar, kilimler, dekoratif yastıklar, sepetler ve sayısız aksesuar seçeneği de yer alıyor.
Akıllı döşeme sistemi sayesinde tüm kılıfları değişebilen Buka Sofa Koleksiyonları Avcılar’da yeni açılan mağazasında müşterilerini bekliyor.
restaurant 110 hotel & hi-tech
yeni mekan röportaj
Elchyn Group Mekanlar Direktörü Beliz Şurdum “İstanbul otellerinde rekabet büyük, çözüm marka şirketlerde” diyor!
T
ürkiye’nin ilk profesyonel catering firmalarından Elchyn Catering, İstanbul’un en ünlü düğün mekanlarından Fransız Bahçeleri, restoran ve davet mekanıyla en özel organizasyonların ev sahipliğini yapan Ulus Tepe Majeur… 30 yılı aşkın bir süredir catering, düğün ve etkinlik ve toplantı hizmetleriyle sektörel faaliyetlerini sürdüren Elchyn Group’u, en yeni mekanı Ulus Tepe Majeur’da bir araya geldiğimiz Mekanlar Direktörü Beliz Şurdum ile konuştuk.
Beliz Hanım, mekanlarınızla ön planda olan bir şirketsiniz. Bize Elchyn Group’tan kısaca bahseder misiniz?
Ankara menşeli bir şirketiz. Grup şirketlerimizden ilki; Türkiye’nin ilk profesyonel catering firması olan Elchyn Catering 1987 yılında kuruldu. İlerlediğimiz bu uzun yolda, birçok diplomatik misyonun, Türkiye ve dünya çapında birçok firmanın, bankanın davetlerini gerçekleştirerek beğenilerini kazandık. Mutfağımız, pastanemiz, örtüler bölümümüz, servis malzemeleri kısmımız, depomuz, muhasebemiz ve bu birimlerle ilgilenen çok geniş bir ekibimiz var. Catering ayağında fuarlarda da firmalara profesyonel hizmet sunabilmek için Elchyn Expo adı altında farklı bir oluşuma girdik. Yaklaşık 30 senedir yeme içme sektöründeki tecrübemizi, Fransız Bahçeleri’ne ve Tepe Majeur’e yansıttık. Kusursuz hizmet anlayışı ve kalite bizim için çok önemli. Bu ikisini de maksimum seviyede misafirlerimize sunmamız, bizi farklı bir noktaya taşıdı. Zaten Elchyn Catering tarafındaki başarımız, 4. ACE OF
M.I.C.E. Kongre, Toplantı ve Etkinlik Ödülleri’nde “En İyi Catering Firması” ödülüyle taçlandırıldı.
İstanbul’da düğün, davet ve toplantı adresleri deyince Fransız Bahçeleri ve Ulus Tepe Majeur öne çıkıyor. Bu mekanları öne çıkaran özellikleri biraz daha detaylı anlatır mısınız?
Fransız Bahçeleri, hem iş dünyasından hem cemiyet hayatından ünlü simaların mutluluğa adım attığı nadide mekanlardan bir tanesi. İstanbul’un seçkin noktası Tabraya’da, 57 dönümlük bir alan üzerine kurduğumuz Fransız Bahçeleri’nde 3000 kişiyi ağırlayabilecek kokteyl alına sahibiz. Yine 750 kişiye hizmet verebilecek oturmalı yemek alanımız sayesinde davetli sayışınızı minimum seviyede tutmak zorunda değilsiniz. Tepe Majeur’u, Ulus’ta açtık. Doğayla iç içe muhteşem manzarası ve kaliteli hizmet anlayışıyla Tepe Majeur, etkinlik mekanlarına yeni bir alternatif sunuyor. 2000 kişilik bahçesinden toplantı salonuna kadar ister düğün ister kurumsal toplantı… 300 kişiyi ağırlayabilen 3 katlı mekanımızın, 2. ve 3. katları özellikle iş toplantılarında kullanılıyor. Sevdiklerinizle doyasıya eğlenebileceğiniz, kendinizi evinizde hissedebileceğiniz alanlarında düğün, nişan gibi organizasyonlarınız için samimi bir ambiyans sunuyoruz. Olmazsa olmazımız olan kaliteli hizmet anlayışımız, bahçe, restoran gibi mekan alternatifleri sunmamız ve iddialı lezzetlerimizle, nişan, kurumsal etkinlikler, doğum günü gibi tüm organizasyonlar için en doğru adresiz.
30 yıllık tecrübenize dayanarak sektörlerin yemek tercihleri ile ilgili neler söyleyebilirsiniz? Catering sektörü, turizm sektörü/otel organizasyonları tercihleri açısından bakarsak nasıl farklılaşıyor?
Elchyn Catering olarak Türkiye’nin dev şirketleri olmak üzere 1000’in üzerinde kurum ve kuruluşa hizmet vermekteyiz. Özellikle son 5 yıl içerisinde sektörler arasındaki yemek tercihleri konusundaki farklılıklar önemli ölçüde artmış durumda. Artık her sektör, yemek tercihlerini çalışan profili, iş ortakları ve hatta hedef kitlelerine göre belirliyor ve bu şekilde çok daha profesyonel organizasyonlara imza atılmış oluyor. Artık fix menü devri kapandı. Sektöre hatta markaya özel menü dönemi başladı. Markanın kurumsal kimliğine yönelik menüler oluşturmaya başladık. Çünkü nasıl kişiliklerimiz yemek tercihlerimizi etkiliyorsa, markaların kimlikleri için de aynı şey söz konusu.
“Turizmcilere dünya mutfağından özgün lezzetler sunuyoruz”
Turizmciler hem yurt içinde hem de yurt dışında farklı lokasyonlara gittikleri için dünya mutfağını çok iyi bilmektedirler. Turizmcilerin organizasyonlarında genellikle dünya mutfağından özgün lezzetler sunmayı tercih ediyoruz. Uzak Doğu mutfağından Meksika mutfağına, Fransız mutfağından Orta Doğu mutfağına kadar çok geniş bir yelpazeyi, turizm sektörünün organizasyonlarında sunuyoruz. Özellikle Y kuşağı çalışanlarının yoğun olduğu bilişim, iletişim gibi sektörlerde ise sosyalleşmeyi artıracak barbekü partileri son yıllarda oldukça revaçta. Bununla birlikte ilk kez Elchyn Catering’in başlattığı; Dünya mutfaklarından sushi, kokoreç, salata bar, taco, waffle, Hint mutfağı, hamburger, turşu, midye dolma, burrito gibi lezzetlerin seyyar arabalarda sunulduğu “seyyar tatlar” da Y Kuşağı çalışanlarının vazgeçilmezleri arasına girmeye başladı.
Son yıllarda hangi etkinlikler ön plana çıkmaya başladı? Sektördeki son durum nedir, trendler ne yöne gidiyor?
İnsanlar artık hayatlarındaki mihenk taşlarını sevdikleriyle bir araya gelerek kutlamak istiyorlar. Bu bir emeklilik
kutlaması da olabilir, evlilik yıldönümü kutlaması da… İnsanlar, kesinlikle evlerinden çıkmaya ve bütün özel günlerini etkinlik mekanlarında tertiplemeye başladılar. Çalışan profilinin değişmesiyle birlikte, yoğun çalışma temposu arasında gerçekleştirilen kurumsal toplantılar da şekil değiştirdi. Önceden şirket içerisinde veya otellerin toplantı salonlarında gerçekleştirilen toplantılar, yeni nesil yöneticiler ile birlikte çok daha keyifli mekanlara taşınmaya başlandı. Özellikle Tepe Majeur, kurum içi motivasyon yemekleri, kutlama organizasyonları, kurumsal toplantılar için oldukça revaçta.
İstanbul mekanları arasındaki rekabet ne durumda? Krizden ne şekilde etkilenildi? Buna karşın ne tür bir kriz yönetimi ve stratejisi uygulandı? Elchyn Catering olarak işlettiğimiz her iki mekanda da krizin etkilerini yaşamadık. Hem kurumsal iş yemekleri ve toplantılarında, hem düğün, nişan gibi özel gün organizasyonlarında krizin aksine artan ivmelerle sektörde adımızı duyurmaya devam ediyoruz. Öncelikle insanlar, artık farklı mekan alternatiflerine yönelmeye başladılar. Doğanın içinde, sessiz ama bir o kadar da şehrin merkezinde, ulaşımı kolay bir lokasyonda davet vermek bize artı değer kazandırıyor. Nitelikli ve kaliteli hizmet politikamızı hem sunum hem çeşitlilik hem de lezzetimizle hissettirdiğimiz için olsa gerek, tüm grup şirketlerimizde ekonomik olarak zorlanılmayan bir süreçte olduğumuzu belirtebilirim.
Son olarak grubun ileriye dönük hedefleri, yeni projeleri var mı?
İstanbul otelleri arasında rekabet çok ciddi boyutlara ulaşmış durumda. Cost dengesini sağlamak için catering pazarında isim yapmış şirketlerle çalışmak otellere hem prestij hem hizmet kalitesi anlamında avantaj sağlayacaktır. Biz de bu anlamda Türkiye’nin önde gelen otellerinden teklif aldık, görüştük ve yakın zamanda sonuçlarını almaya başlayacağız. Turizm atılımımızla birlikte, iki mekanımızın işletmesinin kusursuz ilerlemesi, Elchyn Expo ve Elchyn Catering şirketlerini de içinde barındıran Elchyn Group markasının bilinirliğinin güçlenmesi için marka iletişim çalışmalarımıza devam edeceğiz.
restaurant 112 hotel & hi-tech
yeni mekan
Divan Bebek yenilendi Dekorasyonuyla birlikte menüsünü de yenileyen Divan Brasserie Bebek terasta İstanbul Boğazı’na karşı keyifli bir yemek, Divan Bebek Patisserie ise tatlı bir kaçamak için konfor, şıklık ve lezzeti bir arada sunuyor.
D
ivan Grubu’nun sevilen adreslerinden Divan Brasserie Bebek ve Divan Bebek Patisserie yenilenen dekorasyonuyla ve yeni konseptiyle lezzet severleri kaldığı yerden ağırlamaya devam ediyor.
İstanbul’un en güzel manzarası Divan Brasserie Bebek terasında
Divan Brasserie Bebek, renovasyon sonrası yerel bistro konseptinin yeni bir yüzü olarak Divan Grubu’na yenilik getiriyor. Misafirlerine, İstanbul’un en güzel Boğaz manzarasını daha iyi deneyimleyebilmeleri için tasarlanan terasıyla konforu sunan Divan Brasserie Bebek, yenilenen menüsüyle kahvaltı, öğlen ve akşam yemeklerinde birbirinden enfes lezzetleri bir arada sunuyor. Divan Grubu Executive şefi Giancarlo Gottardo’nun uluslararası vizyonu ve Divan Brasserie Bebek şefi Mustafa Baylan’ın doğal mutfak teknikleriyle hazırlanan yeni menüde yerel tatlar ön plana çıkıyor. Menüde ilk olarak seçilen yerel organik malzemelerle Akdeniz mirasının yoğun etkilerinin görülüyor.
Gün içerisindeki bir tatlı molasında, şık bir akşam yemeğinde ya da öğlen buluşmasında misafirlerine birbirinden lezzetli seçenekler sunan Divan Brasserie Bebek ve Divan Bebek Patisserie, yenilenen yüzü ile herkesin vazgeçilmez mekanı olacak. Tatlı kaçamaklarının adresi
Akşamüstü buluşmalarının, öğlen kahvelerinin ve tatlı kaçamaklarının adresi Divan Bebek Patisserie yeni görünümüyle şıklığı ve rahatlığı bir arada sunuyor. Divan reçeteleriyle hazırlanan artık gelenekselleşmiş Divan lezzetleri Divan Bebek Patisserie’nin eşsiz manzarasında misafirlere sunuluyor. Çikolata tutkunlarına bir de sürpriz yapan Divan Patisserie yeni çikolata koleksiyonunu da ilk kez Bebek’te tutkunlarıyla buluşturuyor.
İç tasarımı tamamen baştan yaratılan ve daha genç bir görünüm kazanan Divan Brasserie Bebek ve Divan Patisserie Bebek’in yeni görünümüne dahil ettiği engelli asansörü ve denizden ulaşım imkanı da sunduğu ayrıcalıklı hizmeti ortaya koyuyor.
yeni mekan
etli anlar z z e l içi n n E
o M
no
chr ome bomonti
çı a a d ’ a ad
ld ı
restaurant 114 hotel & hi-tech
Brasserie konseptini yepyeni bir yaklaşımla hayata geçiren Monochrome, bomontiada’da misafirlerini ağırlamaya başladı.
K
lasik brasserie anlayışına kendine has ve çağdaş bir yorum getiren Monochrome, yeni nesil 3. dalga kahveleri ile de menüdeki iddiasını koruyor. Taze kahve çekirdeklerinin kavrularak özenle hazırlandığı kahve çeşitleri, yeni buluşma noktasında kahve tutkunlarını bekliyor. Menünün zengin içecek yelpazesinde milkshake, taze meyve suları, körpe otlarlar hazırlanmış ferah soğuk içeceklerin yanı sıra zengin şarap kavından oluşan alkollü seçenekler de bulunuyor.
Brasserie konsepti ile iddialı menü
Adını, fotoğraf sanatının daha çok siyah beyazıyla bilinen “tek ton” karelerinden alan Monochrome, misafirlerini geleneksel brasserie lezzetlerinin yanı sıra, yepyeni tatlardan oluşan iddialı bir menüyle karşılıyor. Günün her öğünü için zengin alternatifler sunan menüde, ayaküstü atıştırmayı sevenler için de çok sayıda seçenek yer alıyor. French toast, eggs benedict, tütsülenmiş gevrek kuzu kaburgası menünün favori lezzetlerini oluştururken; karidesli linguini; somonlu, tavuklu ve ton balıklı waffle,
harissalı tavuk salatası ve Monochrome kahvaltı tabağında konukları sürpriz lezzetler bekliyor. Menü, kruvasandan üzümlü çöreğe uzanan fırın lezzetlerin yanı sıra mevsimlik tatlılar ve özgün waffle çeşitleriyle de iştah kabartıyor.
Fotoğraf sanatından ilham alan tasarım
Çok sayıda uluslararası ödüle sahip tasarım firması Lagranga Design’ın “fotoğraf ışıktır” mottosuyla hayata geçirdiği Monochrome, fotoğraf sanatından ilham alan özgün tasarımı ile hem lezzet hem de fotoğraf tutkunlarını kucaklıyor. Özel tasarlanan mekanda, konukların ziyaret esnasında deneyimleyerek keşfedebilecekleri ışık oyunlarına, büyük panoları süsleyen siyah-beyaz fotoğraf kareleri eşlik ediyor. Mekanın ön cephesini saran camlar ise fotoğrafların dışarıdan da görülebilmesine olanak sağlıyor. Önünden geçen herkesi adeta içeriye davet eden Monochrome’da farklı dönemlere ait vintage fotoğraf makineleri de yer alıyor.
Şehrin yeni lezzet durağı, kahvaltıdan akşam yemeğine, atıştırmalıklardan tatlılara günün her saatine uygun alternatifler sunuyor. Monochrome, taze kahve çeşitleri ile 3.dalga kahve konusunda da iddialı.
restaurant 116 hotel & hi-tech
yeni mekan
It’s OK!
Cihangir’in en yeni kahve durağı
K
ahve severlerin yeni gözdesi olmaya aday bu şirin kahve durağı, İstanbul’un gözde semti Cihangir’in en güzel sokaklarından Akarsu Sokak’ta yer alıyor. Benzersiz kahve çekirdeklerinden hazırlanan birbirinden özel kahveleri ve kahveye eşlik eden ev yapımı lezzetleriyle It’s OK, size sıcak ve samimi bir ortamda eşsiz bir kahve deneyimi yaşatıyor.
Sıcak ve huzurlu
It’s OK kahve tutkunlarına; sevdikleriyle sosyalleşirken, çalışırken ya da müzik dinleyip kitap okurken aradıkları huzurlu ve rahat ortamı sunuyor. Cihangir’in özgün ve samimi ruhunu birebir yansıtan It’s OK kendinizi evinizde hissedeceğiniz sıcak ambiyansıyla dikkat çekiyor.
Yedi farklı zengin çay menüsü
Her damak tadına hitap eden birbirinden farklı kahveleri ve çeşitli demleme yöntemlerinin yanı sıra, It’s OK’un 7 farklı çay çeşidi içeren zengin çay menüsü de göz dolduruyor.
Her damak tadına hitap eden birbirinden farklı kahveleri ve çeşitli demleme yöntemlerinin yanı sıra, It’s OK’un 7 farklı çay çeşidi içeren zengin çay menüsü de göz dolduruyor. Sonbaharın gelişiyle beraber soğukların etkisini hissetmeye başladığımız şu günlerde, hem içinizi ısıtmanın hem de enfes bir kahveyle güne zinde başlamanın yolu It’s OK’dan geçiyor.
restaurant 118 hotel & hi-tech
yeni mekan
Delimonti yeni şubesiyle Kapalıçarşı’da açılıyor Restoran ve gastronomi market konseptini bir arada sunan Delimonti’nin yeni şubesi Kapalıçarşı’nın göz bebeği Sandal Bedesteni’nde açılıyor.
A
nadolu’nun zengin malzeme çeşidini ve geleneksel pişirme tekniklerini evrensel mutfak anlayışı ile misafirlerine sunan Delimonti, İstanbul’un en köklü tarihi lokasyonlarından Kapalıçarşı Sandal Bedesteni’nde kapılarını açıyor. Türkiye’nin farklı şehirlerinden özenle seçilen ürünlerin yer aldığı şarküterisi ve mevsimsel ürünlerden oluşan zengin menüsü ile ilk olarak bomontiada’da hayat bulan Delimonti, yenilikçi konsepti ile misafirlerini şimdi de Sandal Bedesteni’nde ağırlıyor.
bomontiada’dan Tarihi Yarımada’ya… Delimonti yeni şubesiyle Sandal Bedesteni’nde…
Tarihi Yarımada’nın lezzet yelpazesi genişliyor
Sandal Bedestini’nin tarihi atmosferi ile özgün konseptini birleştiren Delimonti, tarihi yarımadada da özel lezzetleri ile keyifli vakit geçirmek isteyenlerin tercihi olacak. Delimonti Sandal Bedesteni, taze ve mevsimsel olarak değişen yemeklerinin yanı sıra, gastronomi market konsepti ile misafirlerinin yöresel ve ithal pek çok özel ürünü satın alarak evlerinde de denemelerine fırsat sağlıyor. İstanbul gezilerinin tadını çıkaran yerli ve yabancı turistlerin yanı sıra, çevrede yaşayan ve çalışanları günün her saatinde geniş menüsüyle ağırlayacak Delimonti Sandal Bedesteni, aynı zamanda misafirlerine bir tadım ve keyifli bir alışveriş noktası olarak da hizmet verecek.
İstanbul gezilerinin tadını çıkaran yerli ve yabancı turistlerin yanı sıra, çevrede yaşayan ve çalışanları günün her saatinde geniş menüsüyle ağırlayacak Delimonti Sandal Bedesteni, aynı zamanda misafirlerine bir tadım ve keyifli bir alışveriş noktası olarak da hizmet verecek.
restaurant 120 hotel & hi-tech
otel-tech
Ingenico’nun yazarkasaPOS sayısı 100 bini aştı Ingenico Group, iWE280 Seyyar ve iDE280 Masaüstü yazarkasaPOS cihazları ile 80 binden fazla işyerinin tercihi oldu. Böylece Ağustos ayı itibariyle 30 aydan daha kısa bir sürede 80 bin işyerinde kurulu Ingenico yeni nesil yazarkasa sayısı toplam 100 bin adedi geçti.
A
RGE çalışmalarına da hız kesmeden devam eden Ingenico, harici bilgisayar bağlantılı yazarkasa kullanan perakendeciler için geliştirilen GMP3 protokolü entegrasyonu alanında 100’den fazla uygulama ile yüzlerce ünlü marka ile çalışmaya başladı. Özellikleri maksimum seviyede tutularak son teknolojileri destekleyen cihazlar olarak tasarlanan Ingenico Yeni Nesil Yazarkasa modelleri iWE280 ve İDE280‘in Ağustos ayı itibariyle sahadaki kurulum sayısı 80 binden fazla işyeri ile toplam 100 bin adedi geçti. Ingenico ilk olarak Ekim 2013’de yürürlüğe giren tebliğ ile piyasaya çıkan birçok yeni nesil yazarkasa markasından sonra satışa sunulmasına rağmen, kısa bir süre içerisinde en çok tercih edilen 2. Marka oldu. Sahaya çıktığı ilk günden beri temassız ödeme, parçalı ödeme, indirimli ödeme gibi bankaların sunduğu tüm ödeme türlerini işyerleri ile buluşturan Ingenico yazarkasa cihazları 2005’de hayata geçen ve tek ödeme cihazında birden fazla bankanın çalıştığı ve isim
hakkı Ingenico’ya ait olan Ortak POS yapısını da destekliyor. Ingenico ayrıca, mağazalarında birden fazla yazarkasa kullanan perakende firmaları için geliştirilen özel bir iletişim protokolü olan GMP3 ile bağlantı alanında da en çok tercih edilen marka oldu. Sidal: “Yeni nesil yazarkasaPOS pazarında 2. sıradayız” Ingenico’nun kısa süre içinde yeni nesil yazarkasaPOS pazarında 2. sıraya yükseldiğine dikkat çeken Ingenico Türkiye ve Ortadoğu Genel Müdürü Alpay Sidal: “Ingenico olarak EFTPOS pazarında dünyada ve Türkiye’de lider konumdayız. Bugün ülkemizde yüzbinlerce işyerinde Ingenico EFT POS’lar kullanılıyor. Ingenico kalitesi ile daha önce tanışmış olan işyerleri, yeni nesil ÖKC’de de Ingenico yazarkasaPOS’ları tercih etti. Bu güven ve destek için tüm müşterilerimize teşekkür ediyoruz. Biz ÖKC pazarına en iyi cihazı üretme hedefiyle ilk defa 2014 Mart ayında, yani rakiplerimizden 6 ay daha geç çıktık. Buna rağmen 30 ay gibi kısa bir sürede sahada 100 bin adeti geçtik. Ödeme sistemi entegre yeni nesil yazarkasalarımız 2013 sonrası en çok tercih edilen yeni nesil cihazlar oldu. Bu başarıyı 20 yılı aşkında süredir ödeme sistemlerinde elde ettiğimiz deneyimlere en iyisini üretmek için devam eden çalışmalarımıza ve yatırımlarımıza, ve tabiiki iş ortaklarımızla olan verimli birlikteliğimize borçluyuz. Sidal sözlerine şöyle devam etti: “Ürün ve hizmetlerimizle, Türkiye’de ödeme sistemlerinde pazara liderlik ve öncülük etmeye devam ediyoruz. Bugün tam 16 banka uygulaması ve 100’den fazla özel uygulama ile en fazla GMP3 entegrasyonu yapan firma konumundayız. Sektörel çözüm ortaklıklarımız arasında Sephora, Inditex Grubu( Zara, Bershka, Pull & Bear, Massimo Dutti, Stradivarius, Oysho,
Zara Home) Multinet UP, Dominos, Create & Barrel, Kütayha Porselen ve ISS World gibi birçok ünlü marka var. Bu markalar kendi sistemleri ile Ingenico yazarkasalar arasında güvenli iletişimi sağlayan GMP3 çözümümüzü kullanmaya başladı ve maliyetlerini kontrol altına alarak mevcut sistemlerini en verimli şekilde yeni nesile dönüştürdü.” dedi. Le Marre: “Türkiye’deki yatırımlarımıza devam edeceğiz” Türkiye’deki gelişmeleri yakından takip ettiklerini ifade eden Asya Pasifik ve Ortadoğu Bölge Başkanı Patrice Le Marre ise, “Türkiye, bölgemizde ve tüm dünyada yükselen trendi ile göze çarpıyor. Mali hafızalı cihazlarda sunduğumuz hizmetler ve bu hizmetlere olan ilgideki artış Ingenico’nun omni kanal ödeme konusundaki global hedefleri ile de uyumluluk gösteriyor. Türkiye’de de 100 binden fazla yazarkasa ile 80 binden fazla işyerine sağladığımız hizmetimizin yönetildiği TSM merkezimiz 25 milyondan fazla aylık işlem hacmine sahip. Hizmet alanında daha da güçlenmek ve işyerlerine en iyi cihazı ve hizmeti sağlamak için Türkiye’deki yatırımlarımıza devam edeceğiz. “ dedi.
restaurant 122 hotel & hi-tech
otel-tech
Oteller için iş zekâsı çözümü
ClickHotel Protel’in sektörde 30 yıla yaklaşan deneyim ve uzmanlığı ile geliştirdiği ClickHotel, iş zekâsı çözümlerinin sağladığı avantajları otellere taşıyor. Otellerin ihtiyaç duydukları tüm verileri bir araya getirerek tek ekrandan erişim sağlayan çözüm sayesinde, yöneticiler çok daha hızlı ve doğru kararlar alabiliyor.
P
rotel, geliştirdiği teknoloji çözümleri ile konaklama tesislerine avantajlar sunmaya devam ediyor. Oteller için iş zekâsı çözümü olan ClickHotel, dünyanın en gelişmiş yeni nesil iş zekası platformlarından biri olan Qlikview altyapısı kullanılarak çözüm sunuyor. Protel’in sağlayıcısı olduğu Opera, Suite8 ve MICROS ile entegre şekilde çalışan ClickHotel, sunduğu iş zekası araçları ile klasik raporlama araçlarından farklı olarak, otel yöneticilerine işletmeleriyle ilgili çok daha ayrıntılı bilgiyi çok daha kısa sürede sunuyor. Bu sayede yöneticiler de çok daha hızlı ve doğru karar alma olanağına sahip oluyor.
Münferit ve zincir otellere uyumlu çözüm
Hem münferit otellerde hem de zincir otellerde kullanılabilen ClickHotel, tüm şubelere ait verileri bir araya getirerek raporlara tek ekrandan erişim sağlıyor. Şube bazında performans ölçümü ve karşılaştırması gibi detaylı analizler sayesinde, merkezi yönetim ve karar alma süreçleri kolay ve son derece etkin şekilde yürütülebiliyor. Rezervasyon ayrıntılarının grafik olarak analiz edilebilen
ClickHotel ile finansal değerler de raporlanabiliyor. Son kullanıcılar için herhangi bir kurulum gerektirmeyen ve tüm tarayıcılarda kullanılabilen çözüm, yöneticilere kazandırdığı ileriye yönelik bakış açısıyla da farkını ortaya koyuyor. ClickHotel, Protel’in sektörde 30 yıla yaklaşan uzmanlık ve deneyimiyle geliştirilen grafik ve KPI’lar ile hızlı analiz yapılmasını sağlıyor.
ClickHotel, Protel’in sektörde 30 yıla yaklaşan uzmanlık ve deneyimiyle geliştirilen grafik ve KPI’lar ile hızlı analiz yapılmasını sağlıyor.
Sürdürülebilir otelcilikte Legrand devrimi
G
ünümüz çevre sorunlarının artması çözüm üreten otel hizmetlerini de beraberinde getiriyor. Çevre bilincine sahip otellerin müşteriler tarafından daha çok tercih edilmesiyle hızlanan sürdürülebilirlik çalışmaları, otellerde yeni bir devri başlatıyor. Bu kapsamda tüm iş süreçlerini sürdürülebilirlik bakış açısıyla gerçekleştiren Legrand, otel işletmelerinde de yerini alıyor. Sürdürülebilir otelcilik çalışmalarında yeni deneyimler yaşatan Legrand, son teknolojiyi kullanarak geliştirdiği ürünleriyle işletmelerin işlerini kolaylaştırıyor. Yeni Green T.HE serisi Avrupa Birliği direktifi 548/2014 standardındaki Legrand’ ın ödüller* kazanan ultra yüksek verimli kuru tip transformatörü sürdürülebilir enerji verimliliği çözümlerinin en son halkası olarak otel projelerinde de özellikle tercih ediliyor. Özellikle otellerde uygulanan MyHOME Otomasyon Sistemleri ile misafirler odalarında konforlu zaman geçiriyorlar. Otomasyon Sistemi ile yüksek seviyede konfor ve enerji tasarrufu sağlanıyor. Yine otel projelerinde tercih edilen aydınlatma sisteminin otomatik kumandasını sağlayan Lexic2 zaman saatleri, gereken yerde gerektiği kadar
aydınlatma sağlayan Sistem Armada hareket dedektörleri, iklimlendirme sistemlerini gerektiği kadar çalıştıran programlanabilir ortam termostatları gibi enerji tasarrufu sağlayan Legrand ürün ve sistemleriyle enerji tüketimi düşürülerek çevresel etkiler azaltılabiliyor.
Dünya genelinde turist sayısının her geçen gün daha da artması, birçok çevre problemini de beraberinde getiriyor. Çevre çalışmalarında turizm sektörünün büyük rol oynamasıyla “sürdürülebilir otelcilik” adına yatırım yapan otel işletmeleri, otelin ilişkili olduğu tüm alanları sürdürülebilir çevre politikası üzerine kuruyor. Bina, elektrik ve dijital altyapıları konusunda uzman Legrand, otel çözümlerindeki yenilikleriyle işletmelerin hayatını kolaylaştıracak çözümler yaratırken, sunduğu son teknolojik ürünlerle de sürdürülebilir bir dünyaya katkı sağlamanın mutluluğunu yaşıyor. LED’li emniyet aydınlatma ürünleriyle enerji verimliliği Birçok işletme için çok büyük önem taşıyan enerji tasarrufu, Legrand’ın sunduğu LED teknolojisine sahip LED’li emniyet aydınlatma ürünleriyle
Sürdürülebilir otelcilik çalışmalarında yeni deneyimler yaşatan Legrand, son teknolojiyi kullanarak geliştirdiği ürünleriyle işletmelerin işlerini kolaylaştırıyor.
maksimum seviyede sağlanıyor. Klasik emniyet aydınlatma ürünlerine göre on kat daha az enerji tüketen LED’li emniyet aydınlatmaları, sürdürülebilir gelecek çalışmalarına yatırım yapan işletmelerin ilk tercihi oluyor. Yeni LED’li emniyet aydınlatma ürünleriyle kullanıcılara maksimum enerji verimliliği sunan Legrand, acil durumlarda insanların binadan en hızlı şekilde tahliye olabilmeleri için yönlendirme ve bilgilendirme imkânı sağlıyor. Geri dönüştürülebilir eko-etiketler Otel odası otomasyonu teknolojisiyle tek bir merkezden yönetim sağlayarak güvenli ve kolay bir kontrol sunan Legrand, güvenliği enerji verimliliğiyle birleştiriyor. Legrand’ın emniyet aydınlatma çözümleri, uzun ömürlü ve düşük enerjiyle çalışan LED’lerle donatılırken, sahip olduğu ekoetiketler sayesinde geri dönüşüme uyum sağlıyor. Öte yandan Yeni LED’li emniyet aydınlatma üniteleri düşük enerjiyle çalışan, uzun ömürlü LED’ lerle donatılmış olup düşük enerji tüketimi sağlarken bakım masraflarını da en aza indiriyor. Ayrıca NI-MH piller çevresel etkilerini daha da azaltırken, ince tasarımı her türlü ortama entegrasyon sağlıyor.
restaurant 124 hotel & hi-tech
fuar
Porland Zuchex’de porselen, cam, çelik şov yaptı
Porland sektöründe trend oluşturan ayrıcalıklı tasarımları ile Zuchex Fuarı’nda yerli ve yabancı binlerce ziyaretçi ile buluştu.
P
orselen üretiminde dünyanın sayılı markalarından olan Porland, 22 - 25 Eylül tarihleri arasında gerçekleşen Zuchex Fuarı’nda yerli ve yabancı binlerce ziyaretçi ile buluştu. Tüyap Fuar Merkezi’nde yılın trendlerini belirleyecek yeni sezona ait koleksiyonlarını ve özel tasarımlarını tanıtan Porland, üretici kimliğinin yanı sıra perakendede Türkiye’nin her yerinde geniş metrekarelerde açtığı mağazaları, toptan satış ofisleri, online alışveriş sitesi, önemli corner ve satış noktalarında tüketicileri ile buluşuyor. Porselen dışında cam ve çelik ürünleriyle de ilgi odağı oldu Porland’ın üretimini yaptığı porselen ürün kategorisinin dışında cam ürünlerde Fiamma, çelik ürünlerde Festino ve mutfak araç gereçleri ile tekstil ürünlerde Porland Style markasına ait ürünlerinin sergilendiği mimari ve dekorasyon zenginliğine sahip standı ilgi odağı oldu. 300 bin metrekare açık ve 70 bin metrekare kapalı alana sahip Türkiye Bilecik tesislerinde aylık bin 500 ton ile yılda yaklaşık 70 milyon adet üretiminin %65’ini dört ana kıtada 30’dan fazla ülkede pazara sunan Porland, farklı mutfak ihtiyaçlarına farklı çözümlerini kalitesi ve ince stili ile fuarda da gösterdi.
Porland’ın %100 sert porselen ve kendi reçetesi ile dünya porselen literatürüne kazandırdığı Aluminalı porselen olarak ürettiği ürünler fuar ziyaretçileri tarafından büyük beğeni toplarken, mutfak profesyonellerinden tam not aldı.
restaurant 126 hotel & hi-tech
ürünler
Pronet’ten tasarruf sağlayan çözüm Akıllı Termostat
Dekorasyonda kristal zarafeti TS Crystal Berker by Hager, kristalin göz alıcı şıklığı ile KNX konforunu birleştirerek dekorasyonda ve teknolojide benzersiz bir ürüne imza atıyor. Yaşam konforu ve enerji yönetimi ve alanında entegre çözümler sunan Berker by Hager, TS Crystal’in göz alıcı tasarımıyla teknolojiye en zarif yorumu getiriyor. Swarovski taş ile yüzeyinde dokunma hissi uyandıran şık tasarım, önceden belirlenen senaryolar yardımıyla mekanın tüm kontrollerini tek tuşla istenilen düzeye getirebiliyor. Anahtarın yüzeyinde zarif Swarovski taşla süslenen TS Crystal, akıllı bina otomasyon sistemi KNX ile de uyumlu çalışarak tek dokunuşla yaşam alanınızı kontrol altına alabiliyor.
Türkiye’nin ilk akıllı güvenlik sistemi olan Pronet Plus ile acil sağlık, yangın, gaz kaçağı, su baskını ve hatta dışarıda yaşanabilecek tehlikelere karşı tam koruma sağlayan Pronet, şimdi sunduğu bu çözümlere Akıllı Termostat’ı da ekliyor. Tüm Türkiye’de satışa sunulan Akıllı Termostat ile kullanıcılara kombilerini uzaktan açma-kapama ve ısı ayarı yapabilme konforu sunuluyor. Store ya da Google Play üzerinden akıllı cihazlara indirilebilen, Pronet Plus Akıllı Güvenlik Sistemi ile birlikte çalışan Akıllı Termostat ürünüyle kullanıcılar işyerlerinden uzakta olsalar bile kombilerini kontrol edebiliyor. Günlük ya da haftalık olarak 3 farklı saat diliminde istenen sıcaklığa programlanabildiği için Akıllı Termostat kullanıcılarına ekonomi ve konforu bir arada sunuyor. Akıllı Termostat sunduğu bu özellikler sayesinde, müşteri kullanımına bağlı olarak ısınma giderlerinde de yüzde 20-40 oranında bir tasarruf sağlayabiliyor.
Saraylardan modern hayata Seramiksan Morocco Seramiksan, güçlü tasarım ve ileri teknolojisini buluşturduğu Morocco serisi ile benzersiz bir tasarıma daha imza atıyor. Fas’ın dünyaca ünlü saray mozaiklerinden ilham alınan Morocco serisi, yaşam alanlarında şık, modern, otantik bir havayı bir arada sunuyor. Saray mozaiklerinin modern bir konseptte yorumlandığı, renklerin ve desenlerin ahenk içinde buluştuğu Morocco ile yaşam alanları zenginleşiyor. Fas’ın gizemi ile sarayın ihtişamını bir arada sunan Morocco, 60x60 cm ebatında rektifiyesiz, full lappato ve natürel seçeneğiyle üretiliyor.
restaurant 128 hotel & hi-tech
ürünler
Jeneratöre uzaktan erişim sağlayan teknoloji Aksa’dan Dönemsel ve sürekli enerji ihtiyacını karşılayan Aksa, müşterilerine sunduğu Uzaktan İzleme Sistemi ile dünyanın her yerinden jeneratörlerin teknik kontrollerinin yapılmasını sağlıyor. Kablolu internet ve sim kart teknolojisi olmak üzere müşterilerine alternatif izleme servisleri sunan Aksa, Uzaktan İzleme Sistemini tercih eden kullanıcıların istedikleri yerden jeneratörlerini kontrol etmesine imkan tanıyor. Merkezi sistem üzerinden, jeneratörde yaşanabilecek sorunların önüne anında geçtiklerini belirten Aksa Jeneratör CEO’su Alper Peker; “Yüzde 100 müşteri memnuniyeti ilkemiz ile satış sonrasında da hizmetlerimize devam ediyoruz. Jeneratörlerini takip etmek isteyen bireysel ve kurumsal müşterilerimiz tercih ettikleri takdirde sunduğumuz Uzaktan İzleme Sistemi’nden yararlanabiliyor. Kullanılan yazılım sayesinde meydana gelebilecek arıza ya da aksaklık bilgisi anında merkezi sistemimize ulaşıyor. Arıza tespitinin yapılmasına imkan sağlayan sistem, teknik konularda müdahale etmeyi kolaylaştırıyor ve uzaktan kontrol gerektiğinde jeneratörler devre dışı bırakılabiliyor. Aksa Jeneratör olarak Uzaktan İzleme Sistemi ile sorunları en kısa sürede çözerek kesintisiz hizmet sağlanmayı hedefliyoruz” dedi.
Yüksek konfor için Somfy Motorlu Perde Yaşam alanlarında olduğu gibi ofislerde de gizliliği korumak, gerektiğinde güneş ışınlarını eşyalardan uzak tutmak, doğal ışığı ayarlamak ve rahatsız edici yansımaları gidermek için stor perde, katlamalı perde ya da jaluzilerde en ideal çözüm olarak Somfy motorlu sistemler öne çıkıyor. Yaşam alanlarında açılır-kapanır mekanizmalar için motorlar ve otomatik sistemler geliştirme konusunda dünya lideri olan Somfy, tüm iç mekanlar için stor perde, katlamalı perde ya da jaluzi türlerini motorla donatarak üstün konfor yaratıyor. Kablosuz olarak çalışan bu teknoloji sayesinde tek bir butona basmanız, evinizdeki jaluzinizi mükemmel şekilde konumlandırıp hizalayarak açmanız için yeterli oluyor. Somfy motorlar, aynı zamanda büyük pencereler, yüksek konumdaki veya ulaşılması güç gölgelikler için de ideal çözümler sunuyor.
Kurumlar için kolay yönetilebilen WiFi çözümleri Ağ çözümleri alanında dünyanın lider üreticisi TP-Link, kolay yönetilebilen, şık tasarımlı, tavan ya da duvara monte edilerek her ortamda kullanılabilmesi ile dikkat çeken EAP serisi erişim noktası ailesini sürekli genişletiyor. Her büyüklükte ve farklı gereksinimlere sahip işletmelere yönelik bir EAP modeli bulunan ailenin yeni üyesi olan EAP330, daha yüksek bağlantı hızı, daha geniş WiFi kapsama alanı ihtiyacı olan kurumlar için özel bir çözüm. Hızlı WiFi bağlantı standardı olan 802.11ac destekli EAP330, MIMO ve TurboQAM teknolojileri ve çift kanal desteği ile toplamda 1.9Gbps’ye kadar kablosuz hızlara ulaşabiliyor. Geniş alana yayılmış işletmelerde ağa bağlı kullanıcısı sayısı arttıkça performansı koruyan bir yapıya sahip olan EAP330, Hüzmeleme teknolojisi sayesinde WiFi kapsama alanını ağa bağlanan cihazların yerine göre şekillendirebiliyor. Bu sayede işletmenin her noktasında güçlü ve kesintisiz bir WiFi bağlantısı sağlanıyor.