Hotel Restaurant Magazine Aralık'13

Page 1








içindekiler

40 antre 10 Sektörden kısa haberler

gündem 20 İstanbul 10 milyon turiste koşuyor 22 Kadir Topbaş, TUROB yemeğinde turizmcilerle bir araya geldi 24 HOTREC 16 maddelik manifestosunu açıkladı 26 “Sürdürülebilir Turizm” için TÜSİAD ve sektör el ele 28 Yeşil Yıldız’a TÜROFED’den destek 30 Tecrübeli otelci danışmanlık şirketi kurdu 32 Türk ve Asyalı turist “Vize varsa biz yokuz” diyor 34 Resort Turizm Kongresi yapıldı

www.hotelrestaurantmagazine.com

46 38 Uçakta bile e-postadan vazgeçilmiyor 40 Turizme 53 bin yatak geliyor

yeni yatırımlar 42 Er Yatırım ve Turizm 10 yılda 20 otel açacak 44 Ankara HiltonSA yenilendi 46 İş dünyasına yeni bir cazibe merkezi: Balsamo Suits açılıyor

ulaşım 48 Mercedes-Benz Türk müşterileri ile Antalya’da buluştu

dosya 50 50 Otel tekstili & yatak

50

dosya

iş’te kadın 68 Turizme yüreğini koyan kadın: Hülya Aslantaş

yeni mekan 72 Köşebaşı Restaurant kapılarını açtı 74 “Balıkev Mutfak” Etiler’de 76 Lezzetin yeni adı: Ruga 78 Coffeeway İstanbul’da şef’in gözünden 80 Turizmin kıdemli aşçısı: Wyndham İstanbul Petek Hotel Executive Chef Sedat Özkan


80 gastro güncel 84 Zorlu Center mutfaklarında S2000 Mutfak imzası 88 Türkiye’nin ilk Feng Shui oteli Workinn’i İnoksan projelendirdi

90 Dizdar Paslanmaz AŞ. Genel Müdürü Ömer Dizdar: Horeca’ya yatırımlarımız devam edecek

106

120

gastro aktüel

hijyen

94 Gastronomi sektöründen kısa haberler

etkinlik 100 Sıra dışı şeften “Türkiye’nin ilk yemek defilesi” 104 MSA, “Dünyaya Türk Mutfağı” hareketini İngiltere’ye taşıdı 106 150 yıllık çikolata ustası, İstanbul’da akademi açtı

yeni ürün 108 Mobinoxdesign ile daha dekoratif, estetik ve fonksiyonel 110 Fagor’dan profesyonel mutfaklara iki özel çözüm 112 Jura’dan yeni bir ürün: Impressa Z9 One Touch

114 Yiğitalp Laundry, turizmcileri yeni tesisinde ağırladı 118 Eczacıbaşı Profesyonel’e “En İyi Hijyen Kampanyası” ödülü

portre 120 GAD Architecture Kurucusu Mimar Gökhan Avcıoğlu: Ödülsüz projem yok

otel-tech 124 Yazar kasa dönüşümüne yenilikçi çözüm Profilo’dan

126 Viko’dan Thea IQ akıllı bina otomasyon çözümleri 128 Form’dan Lennox’un Fransa fabrikasına gezi


r ö t i d E

Bir turizm yılını daha sonlandırırken… Geride bıraktığımız her bir turizm yılı ister istemez muhasebeye zorluyor bizi. 2013 yılını kapatmaya hazırlandığımız bugünlerde elde ettiğimiz turizm verileri bir miktar içimize su serpti. En kırılgan sektörlerin başını çeken turizm, tüm olumsuzluklara diş bileyerek seneyi büyümeyle kapatmayı başardı. Taksim Gezi Eylemleri’nin gölgesinde bu yıl da turist sayısındaki yükseliş devam etti. Türkiye’ye gelen toplam ziyaretçi sayısı 32 milyona ulaştı. İstanbul, gelen ziyaretçi sayısında 10 milyona koşuyor. Turizmden elde ettiğimiz gelir 25 milyar dolar seviyesine çıktı. ‘En Değerli Ülke Markaları’ araştırması sonuçlarına göre Türkiye 688 milyar dolar marka değeri ile 19’uncu sırada yer aldı. Türkiye yüzde 41’lik artışla marka değeri en çok artan ülkeler arasında dördüncü sırada yer aldı. Bu yıl da turizm yatırımları hız kesmeden yoluna devam etti. Neredeyse ülkenin dört bir yanından yeni yatırım haberleri geldi. 10 aylık dönemde yeni yatırımlar için 3,1 milyar TL yatırım teşviki alan sektör, 246 yeni proje ile 53 binden fazla yeni yatağa sahip olmaya hazırlanıyor. Sektördeki bu olumlu gelişmeler umarız gelecek turizm yıllarında da aynı güzellikleri ile devam eder. Daha fazla sevgiyle, beraberlikle ve hoşgörüyle... Keyifli okumalar dileği ile…

Hatice Ünal Bilen

GRUP BAŞKANI H. FERRUH IŞIK İLETİŞİM MAGAZİN GAZETECİLİK MEHMET SÖZTUTAN SAN. VE TİC. A.Ş. ADINA İMTİYAZ SAHİBİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI AHMET KIZIL

KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ EBRU PEKEL ebru.pekel@img.com.tr REKLAM KOORDİNATÖRÜ EMİR ÖMER ÖCAL emir.ocal@img.com.tr SANAT YÖNETMENİ İSMAİL GÜRBÜZ ismail.gurbuz@img.com.tr

YAYIN DANIŞMANLARI Prof. Dr. HÜSNÜ GÜNDÜZ CONSEPT TASARIM TARIK ŞÜKRÜ ORAL Prof. Dr. MUHAMMET ARICI tarik.oral@img.com.tr Prof. Dr. İSMAİL KAYA FOTOĞRAF EDİTÖRÜ HAKKI GÜNERKAN Doç. Dr. MEHMET ALİ ÖZBUDUN hakki.gunerkan@img.com.tr T. YÜCEL DEREYAYLA DIŞ İLİŞKİLER YUSUF OKÇU FİKRET ÖZDEMİR yusuf.okcu@img.com.tr YAYIN EDİTÖRÜ HATİCE ÜNAL BİLEN hatice.unal@img.com.tr web: www.hotelrestaurantmagazine.com

.

MUHASEBE ve MUSTAFA AKTAŞ FİNANS MÜDÜRÜ mustafa.aktas@img.com.tr ABONE ve DAĞITIM NURTEN DEMİR nurten.demir@img.com.tr CTP - BASKI İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mah. 29 Ekim Cad. İhlas Plaza No:11 A/41 Yenibosna Bahçelievler/İSTANBUL Tel: 0212 454 30 00 İRTİBAT BÜROLARIMIZ BURSA +90.224 211 44 50-51 KONYA +90.332 238 10 71 ADRES 29 Ekim Cad. No:23 34197 Yenibosna, İSTANBUL/TÜRKİYE Tel.:+90.212 454 25 00 Faks:+90.212 454 25 98

e-mail: info@img.com.tr

hotel & restaurant hi-tech dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. hotel & restaurant hi-tech dergisinin bütün yayın hakları İletişim Magazin Gazetecilik San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan hotel & restaurant hi-tech dergisi ayda bir yayınlanır.



restaurant antre 10 hotel & hi-tech

Artık Erzurum Uzundere de turizm merkezi!

S/Art by Sürmeli’den “A Takımı” sergisi

Gelecek Turizmde çatısı altında, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Anadolu Efes işbirliğinde 2007-2012 yılları arasında gerçekleştirilen Doğu Anadolu Turizm Geliştirme Projesi’nin pilot bölgesi olan Erzurum’un Uzundere İlçesi Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yürütülen çalışmaları takiben 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında, Bakanlar Kurulu kararı doğrultusunda ‘Turizm Merkezi’ ilan edildi. Böylece Uzundere, Türk turizminin önde gelen turizm destinasyonları arasına adını yazdırdı. Bu kapsamda Uzundere’de 20’den fazla ev pansiyonu açılırken, biri kadın derneği olmak üzere 3 sivil toplum örgütünün kurulmasına destek verildi. Kuş gözlemi gibi yerel festivaller, fotoğrafçılık, dağ yürüyüşü, dağ bisikleti, kamping, piknik, kano, yelken, kürekçilik, su kayağı gibi spor aktiviteleri düzenlendi. Yerli ve yabancı turistlerin bölgeye olan ilgisinin artması sağlandı.

İstanbul’ un köklü ve prestijli otellerinden biri olan Sürmeli İstanbul Hotel, yılların getirdiği tecrübesi ve yenilenen yüzü ile 21 Kasım 2013 tarihinden itibaren sanata destek vermeye devam ediyor. Sürmeli İstanbul Hotel, kendi bünyesinde yer alan ve Adnan Çoker’in önerileri doğrultusunda restore edilen S/Art by Sürmeli sergi salonunda 21 Kasım’dan itibaren muhteşem bir sergiye ev sahipliği yapıyor.

Martı Otel İşletmeleri’ne “2013 Kadınlarla Güçlendirilmiş Yönetim Kurulları” ödülü Martı Otel İşletmeleri A.Ş., Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu’nun hayata geçirdiği “Bağımsız Kadın Direktörler Projesi” kapsamında bu yıl ilk kez verilen “Kadınlarla Güçlendirilmiş Yönetim Kurulları Ödülü”ne layık görüldü. BIST şirketlerinin yönetim kurullarında kadın üye sayısının artmasına yönelik olarak yürütülen proje kapsamında ilk kez verilen ödülde, Sabancı Üniversitesi öğretim görevlilerinin geliştirdiği endekse göre değerlendirme yapıldı. İlk Türkiye Kadın Direktörler Konferansı kapsamında 14 Kasım 2013 tarihinde düzenlenen ödül töreninde Martı Otel İşletmeleri A.Ş. adına Yönetim Kurulu Başkanı Oya Narin ödülü teslim aldı. Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu’nun yürüttüğü “Bağımsız Kadın Direktörler Projesi” ile kadınların yönetim kurullarındaki konumunun güçlendirilmesini ve bu yolla yönetim kurullarının daha etkin çalışması hedefleniyor.



restaurant antre 12 hotel & hi-tech

The Marmara Pera’dan İstanbul’u keşfe davet

ODEON Tours “EFQM 5 Yıldız Yetkinlik Seviyesi” belgesi aldı ODEON Tours, Avrupa’daki kuruluşların sürdürülebilirlik açısından geliştirilmesi hedefiyle kurulan EFQM’in (Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı) yürüttüğü İş Mükemmelliği Modeli Saha Değerlendirme Sürecinden geçerek hak ettiği ‘EFQM 5 Yıldız Yetkinlik Seviyesi’ belgesini 12-13 Kasım tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezi’nde yapılan 22. Ulusal Kalite Kongresi’nde alarak kalite yönetiminde büyük ödüle bir adım daha yaklaştı. ODEON Tours Yer Hizmetleri Türkiye Genel Müdürü Vahit Petek, yetkinlik belgesiyle ilgili olarak, “5 Yıldız Yetkinlik belgesi; bir kuruluşun yönetim süreçlerinin tüm aşamalarında yüksek kalite ve standartta performans gösterdiğini ifade ediyor. Aldığımız belge performansımızın tescilidir. Tüm hizmet ve ürünlerimizde mümkün en yüksek kaliteyi hedeflemeye devam edeceğiz” dedi.

easyJet, 2013 yılı finansal raporunu açıkladı Avrupa’nın 1 numaralı, düşük tarifeli havayolu şirketi easyJet, 30 Eylül 2013 tarihi itibariyle sona eren 2013 yılına ilişkin finansal raporunu açıkladı. Açıklanan rakamlara göre easyJet, uyguladığı başarılı stratejiler sonucunda gelirini bir önceki yıla oranla yüzde 10,5 oranında artırarak 4,258 milyon pounda yükseltti. easyJet’in CEO’su Carolyn McCall sonuçlar üzerine şu şekilde konuştu: “easyJet olarak, güçlü bir yıllık performans göstererek ve stratejik önceliklerimizi uygulayarak belirgin bir gelişme kaydettik. Bu sonuçlar easyJet’in, yasal prosedür ve düşük maliyetli rekabete karşı Avrupa pazarının yapısal galibi olduğunu gösteriyor. Kapasite tahsisine disiplinli yaklaşımımız sayesinde kazanç, kar marjı ve yatırılan sermayede anlamlı bir artış görüyoruz. İş anlamında önümüzdeki günlerde deneyimleyeceğimiz olaylar konusunda kendimize olan güvenimizin bir kanıtı olarak, Yönetim Kurulumuz hissedarlarımıza genel ve özel ayrımlar doğrultusunda 308 milyon pound ayıracaktır.

Şimdi, The Marmara Pera’da konaklayanlar, İstanbul’u yeniden keşfediyor. The Marmara Pera, “İstanbul’u Keşfet” paketinde misafirlerine yarım günlük şehir turu imkanı, Pera Müzesi ve Galata Kulesi’ne giriş bileti sunuyor. Paket ayrıca açık büfe kahvaltı, terasta yer alan ısıtılmış havuzda sıcak çikolata ikramı ve müsaitlik durumuna göre erken giriş geç çıkış imkanlarını da kapsıyor. The Marmara Pera İstanbul’u Keşfet paketinden 2 Ocak tarihine kadar yararlanmak mümkün.

“Dünyanın Deniz Kıyısındaki En İyi Oteli” 32 yıldır Avrupa ve Akdeniz ülkelerindeki Lüks Otel, Lüks Spa Otel, Lüks Boutique Otel, Düğün ve Event Oteli gibi farklı kategorilerde en iyileri belirlemek için düzenlenen “Condé Nast Johansens Mükemmellik Ödülleri” geçtiğimiz günlerde Londra düzenlenen bir törenle sahiplerine dağıtıldı. Çengelköy’de, boğazın kıyısında yer alan 24 odalı butik otel Sumahan, “Deniz Kıyısındaki En İyi Otel” unvanını kazandı. Her yıl sıkı denetimlerle belirlenen; turizm profesyonelleri, otelde konaklayan misafirler, gazeteciler ve seyahat yazarlarının değerlendirmeleri sonucu verilen “Mükemmellik Ödülleri” tüm dünyada standartları belirleyip, öncülük ve rehberlik etmesi adına veriliyor.



restaurant antre 14 hotel & hi-tech

Miniklere Renaissance Polat Erzurum Hotel ile bembeyaz bir tatil… Renaissance Polat Erzurum Hotel sömestr döneminde tüm çocukları kış sporlarını yapmaya ve öğrenmeye davet ediyor. Erzurum’un en gözde kayak merkezlerinden Renaissance Polat Erzurum Hotel’in sömestir tatili için hazırladığı “Kar Paketi”nde aradığınız her şeyi bulmak mümkün. Suni Karlama sistemi sayesinde kar garantisi, gece kayağı, 40 km pist uzunluğu, çocuk klübü, beş yıldızlı uluslararası konfor için Avrupa’ya gitmenize gerek yok. Miniklere İstanbul’dan sadece 1,5 saat uzaklıkta keyifli bir karne hediyesi verebilirsiniz.

The Marmara Antalya CNN. com turizm seçkisinde

Dünyanın kendi etrafında dönen ilk oteli olan The Marmara Antalya, CNN.com tarafından hazırlanan “En havalı 13 seyahat noktası” listesinde yer aldı. Turizm dünyasında ilginç özelliklere sahip 13 seyahat noktasının sıralandığı listede, The Marmara Antalya’nın mimari özelliklerine yer verildi. Haberde, The Marmara Antalya için şöyle denildi: “The Marmara Antalya dünyanın ilk dönen oteli. 2 bin 750 tonluk bina, 478 ton suyun bulunduğu bir tankta, suyun üstünde duruyor. Binanın en alttaki üç katı suyun altında yer alırken, yüzeydeki üç katı 6 elektrik motorunun desteği ile dönüyor. Ziyaretçileri manzaradan asla sıkılmayacakları bir otel deneyimi bekliyor.”

Aloft Bursa’dan “Live At Aloft Hotels – Spotlıght Serisi”

Starwood Hotels & Resorts’un en hızlı büyüyen markası olan Aloft Otelleri, Live at Aloft Hotels – Spotlight Serisi adlı müzik etkinliklerine başladı. Dünyada hızla büyüyen Aloft markasının küresel müzik programının da bir parçası olan etkinlikler, Londra, Brüksel ve Bursa’nın da içerisinde olduğu bu program, Abu Dabi’de start aldı. Bu kapsamda Aloft Bursa’da 26 Kasım Salı akşamı Multitap eşliğinde kampanyanın lansmanını gerçekleştirdi. Multitap’in akustik parçalarıyla sahne aldığı etkinlikte ulusal müzik yazarlarının yanı sıra yerel basın mensupları da Multitap’in performansını keyifle izledi.


YENİ

& Fırın ve Soğutma ekipmanlarında uzman Fagor Endüstriyel’den yeni bir çözüm;

COOK & CHILL

Yeni nesil kombi fırınlar ve şok soğutucular profesyonel mutfaklarda verimliliği ve üretkenliği optimize ediyor.

10 GN1/1 veya GN2/1 Tepsi : İki durumda, da iki cihazın mükemmel kombinasyonu çok belirgindir. Yan yana getirildiklerinde, simetrik tasarımı ve kullanım kolaylığını görmek mümkündür. 6 GN1/1 Tepsi : İki cihazın üst üste konulması alandan da tasarruf etmeye olanak sağlıyor. Küresel doğa ile paralel olarak tasarlanan bu sistemin önemini bir kez daha vurgulamak isteriz.

www.fagor.com.tr | pazarlama@fagor.com.tr | twitter.com/fagorendüstriyel | facebook.com/fagorendüstriyel

Together we evolve


restaurant antre 16 hotel & hi-tech

Etihad, 5. kez “Dünyanın Lider Havayolu” seçildi

Rixos The Palm Dubai, “Dünyanın En İyi Resort Oteli” Türk misafirperverliğini Körfez’e taşıyan Rixos The Palm Dubai, World Travel Awards (WTA) tarafından verilen prestijli ödülün sahibi oldu. Dünya turizmine yön veren tüm sektörleri değerlendirerek ödüllendirmek amacıyla 1993 yılından beri faaliyet gösteren World Travel Awards (WTA) global ödül töreni 30 Kasım’da Katar’ın başkenti Doha’da gerçekleştirildi. La Cigale Hotel’de gerçekleştirilen görkemli ödül törenine turizm sektörün önde gelen otoriteleri, acenta CEO’ları, farklı ülkelerin bakanları, turizm odaları başkanları ile üst düzey yöneticiler katıldı.

Birleşik Arap Emirlikleri’nin ulusal havayolu şirketi Etihad Havayolları, Katar’ın başkenti Doha’da gerçekleştirilen Dünya Seyahat Ödülleri gecesinde beşinci yıl üst üste en önemli ödülü alarak “Dünyanın Lider Havayolu” unvanına sahip oldu. Etihad Havayolları gecede ayrıca “Dünyanın Lider First Class’ı” ve “Dünyanın Lider Havayolu Kabin Ekibi” ödüllerine de layık görüldü. Etihad Havayolları CEO’su James Hogan, “Bu denli önemli bir ödülde 5 yıl art arda en prestijli ödüllere layık görülmekten dolayı çok mutluyuz. Aldığımız ödüller başarımızın ve her zaman en üst standartlarda hizmet verme amacımızın taçlandırıldığını gösteriyor” dedi.

THY’den yeni marka algısı Efes Kongre Merkezi açıldı Kamu ve özel sektörün 35 milyon TL’ye mal yaptığı, kapasitesi ile Avrupa’da ilk 10 arasında bulunan Kuşadası Efes Kongre Merkezi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla açıldı. Açılışta konuşama yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, projede emeği geçenlere teşekkür etti. Bakan Çelik “Aydın’a çok değerli hizmetler yapıldı. Bu eserin yapılmasında emeği geçen herkese teşekkürlerimizi sunuyoruz. Aydın’a yakışır bu kongre merkezinin bütün Türkiye’ye hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

THY, yeni sloganı “Widen Your World Dünyanı genişlet” ile yeni marka algısını oluşturdu. Son yıllarda açıkladığı büyük ölçekli uçak siparişleri, uçuş ağına art arda dahil ettiği yeni destinasyonlar ve global bir marka olma yolunda gerçekleştirdiği önemli yatırım ve girişimlerle gündemdeki yerini koruyan THY, “Globally Yours” sloganıyla gelişim sürecinin altını çizip marka iletişimini bu eksende geliştirerek küresel bilinirliğini önemli ölçüde artırdı.



restaurant antre 18 hotel & hi-tech

Haliç Kongre Merkezi, EIBTM-2013 Fuarı’nda Türkiye’yi başarıyla temsil etti Uluslararası kongre ve toplantı sektörünün önemli fuarlarından biri olan EIBTM-2013 Fuarı, 19 -21 Kasım tarihleri arasında İspanya’nın Barselona kentinde düzenlendi. ICVB- İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürlüğü ve Madrid Müşavirliği tarafından organize edilen Türkiye standında 36 katılımcı ünitesinde 60’a yakın firma ve sektör kuruluşu arasında Haliç Kongre Merkezi de yer aldı. EIBTM-2013’e katılan Satış ve Pazarlama Direktörü Pelin Bakkal, Türk kongre turizmini İspanya’da temsil etmekten dolayı mutlu olduklarını belirterek, “Bu tür uluslar arası etkinliklere katılmak, hem sektörümüzdeki gelişmeleri daha yakından takip etmek, hem de ulusal ve uluslar arası paylaşımlar açısından büyük önem taşıyor. Ülkemizi ekip arkadaşlarımız ve diğer meslektaşlarımızla beraber başarıyla temsil ettiğimize inanıyoruz” dedi.

Park Bosphorus İstanbul’a yeni genel müdür İstanbul’un kalbi Gümüşsuyu’nda Tarihi Park Otel’in atmosferi üzerinde yeniden inşa edilen Park Bosphorus İstanbul Hotel’in yeni Genel Müdürü sektörün deneyimli ismi Can Girgin oldu. 20 yılı aşkın tecrübesiyle özellikle Antalya bölgesindeki beş yıldızlı resort otellerde yöneticilik yapan Girgin yeni göreviyle Park Bosphorus İstanbul Hotel’in tüm operasyonundan sorumlu olacak.

Martı Istanbul, ile “Klasik Müzik Akşamları” devam ediyor Martı Istanbul Hotel “Klasik Müzik Akşamları”, 27 Ocak 2014 tarihinde ünlü keman virtüözü Ayla Erduran ve piyanist Birsen Ulucan’ın dinletisi ve söyleşisiyle “Şehir Klasikleri” dizisine devam ediyor. Saat 20:00’de başlayacak etkinliğin dinleti bölümünde sanatçı, Ayla Erduran deyince ilk akla gelen bestecilerden biri olan Brahms’ın yanında Mendelssohn, Kreisler ve Dvorak’dan eserler seslendirecek. Etkinliğin söyleşi bölümünde, Erduran’ın yaşamını anlatan ve yayınlandığında “En çok satanlar” listesinde yer alan “Ayla’yı Dinler misiniz?” kitabının yazarı Evin İlyasoğlu sanatçı ile müzik üzerine keyifli bir sohbet yapacak.



restaurant gündem 20 hotel & hi-tech

İstanbul 10 milyon turiste koşuyor 2013 yılı ocak-kasım döneminde İstanbul'a gelen ziyaretçi sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11 artış kaydederek, 10 milyon sınırına yaklaştı.

İ

stanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamaya göre Atatürk ve Sabiha Gökçen Havalimanları ile Haydarpaşa, Pendik ve Karaköy limanlarından alınan verilere göre; 2013 yılı ocakkasım aylarında İstanbul’a gelen yabancı sayısı geçen yıl ile karşılaştırıldığında %11 artış kaydedildi.

EN ÇOK TURİST, ALMANYA’DAN 2013 yılı ocak-kasım aylarında İstanbul’a gelen yabancıların toplamdaki yüzdeleri şöyle: Almanlar:%11.3, Ruslar:%5.5, Amerikalılar:%4.9, Fransızlar:%4.6, İngilizler:%4.4, İtalyanlar:%4.2, İranlılar:%3.6, Hollandalılar:%2.7, Libyalılar:%2.5, Ukraynalılar:%2.3, Iraklılar:%2.3, Suudi Arabistanlılar:%2.2, Azerbeycanlılar:%2.2, İspanyollar:%1.9, Suriyeliler:%1.6, Diğer ülkeler: 43,8


KAZANANLAR ANLATIYOR! “İşin mutfağından geliyorsanız, uzun ömürlü ve güvenebileceğiniz ürünleri tercih edersiniz. Satış esnasındaki çözüm odaklı yaklaşımları, zamanında teslimat performansları, ekipmanlarının dayanıklılığıyla oluşturdukları olumlu imaj ve marka değerleri benim için tercih sebebidir. İnoksan yaptığı işin her daim arkasında duruyor ve satış sonrası desteğini sürdürüyor.”

Adnan SOYASLAN SENTIDO Zeynep Golf & Spa Hotel Genel Müdürü


restaurant gündem 22 hotel & hi-tech

Kadir Topbaş, TUROB yemeğinde turizmcilerle bir araya geldi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbullu turizmciler ile TUROB’un yemeğinde bir araya geldi. Konuşmasında “Henüz ilk basamaklardayız” diyen Topbaş, “İstanbul turizmi ve yeni destinasyonlar oluşturmak için ne yapmak gerekiyorsa biz hazırız” diye konuştu.

T

uristik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB)’nin geleneksel öğle yemeği, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın katılımı ile 28 Kasım 2013 Perşembe günü, Renaissance Polat İstanbul Hotel’de gerçekleşti. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın, İstanbul turizmindeki son gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunduğu yemeğe, İzmir Vali Yardımcısı Cumhur Güven Taşbaşı, İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı Tülin Ersöz, TYD Başkanı Murat Ersoy, TUREB Başkanı Şerif Yenen, protokol konukları, turizm profesyonelleri ve basın mensubu katıldı.

yılında göreve geldiğimizde İstanbul turizmini nasıl geliştirebiliriz diye düşündük ve yaptığımız toplantıda “Turizm Geliştirme Platformu” kurduk. Kentimizin ekonomisine ve istihdamına katkı sağlarken, İstanbul’un tanıtımı ile ilgili çalışarak, dünya barışına katkı sağlamayı istedik. Gelinen noktada güzel bir başarı öyküsü var. Kentimizin turizmden hak ettiği payı almasını hedefledik. Henüz ilk basamaklardayız ve ne yapmak gerekiyorsa onun için hazırız. Kültürel ve tarihi zenginliklerimizin takdimi ve alışverişin yanı sıra, yeni destinasyonların oluşturulması adına da katkı sağlamak için hazırız” diye konuştu.

KADİR TOPBAŞ: NE YAPMAK GEREKİYORSA BİZ HAZIRIZ

Yemek öncesinde konuşan TUROB Başkanı Timur Bayındır, başta İstanbul turizmi olmak üzere sektöre ilişkin değerlendirmelerde bulundu. TUROB olarak, WTM Londra ve Selanik turizm fuarlarına katıldıklarını; Türkiye, İstanbul imajına ve gelecek döneme ilişkin önemli temaslarda bulunduklarını kaydeden Bayındır, “Gerek bu temaslar gerekse rakamlara göre bu yıl bir takım negatiflikler sebebiyle sektörümüzün

TUROB’un geleneksel öğle yemeğinde konuşan ve göreve geldikleri günden bu yana İstanbul’un turizmini geliştirmek amacı ile çalıştıklarını belirten İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul’un tanıtımına katkı sağlamak için turizm sektörünün büyük önem taşıdığına dikkat çekti. Topbaş; “2004

TİMUR BAYINDIR: SEKTÖRÜN PERFORMANSI BEKLENTİNİN ALTINDA KALDI


performansı maalesef beklenin altında kaldı” dedi.

VERİLER ARASINDA ÇELİŞKİ VAR Konuşmasına STR Global ve TUİK verilerini karşılaştırarak devam eden Bayındır, her iki verinin İstanbul turizmi adına çelişkili bir tablo ortaya çıkardığını ifade ederek şunları söyledi: “Uluslararası veri analiz şirketi STR Global’in yaptığı açıklamaya göre 2013’ün ilk 10 aylık döneminde İstanbul’un doluluk oranı %6,9 düşüş göstererek, %73,5’den %68,4’ye gerilemiş ve tüm Avrupa’daki en büyük düşüşü yaşayan destinasyon olmuştur. TUİK’in verilerine göre ise, Türkiye’ye ilk 10 ayda gelen turist sayısı 31.757.624

olarak açıklanmış, 2013 yılsonu itibariyle de bu sayının 35 milyona ulaşması, hatta geçmesi hedefleniyor. Türkiye’de ise %10,24’lük bir artış yaşandığı tespit edilmiştir. Yine TUİK’in, İstanbul istatistiklerine göre, 2012 ile kıyasladığımızda %9,3’lük bir artış yaşanmış ve 2013 yılının Ekim ayında kente 998.442 kişi gelmiştir. Yıl genelinde ise İstanbul ilk 10 ayda %11,9’luk bir artış yakalamış görünüyor. Bunlar güzel gelişmeler ancak görünen fazlalıklar nerede? STR Global şirketinin araştırmalarına baktığımızda, durum maalesef çok parlak değil. 2013’ün 10 aylık döneminde İstanbul’daki doluluk oranlarının %7’ye yakın düştüğünü ortaya koyarken, İstanbul’u tüm Avrupa’daki en büyük düşüşü yaşayan destinasyon olarak ilan ediyor. Durum böyle olunca bir kaos ortaya çıkıyor.”

GEZİ’DEN SONRA TOPARLANAMADIK Turizmde bir yandan gelen sayısı artarken diğer yandan otellerde konaklayan sayısında düşüşler olduğuna dikkat çeken Bayındır, veriler arasındaki çelişkinin gerçek sebebini bilmemekle beraber, İstanbul’daki yatak kapasitesinin hızlı artışı, transit geçişler, günlük kiralık konutlar, Taksim Gezi Parkı olayları ve Suriye’den gelenler bu durumunun nedenlerini daha belirgin hale getireceğini söyledi. Taksim Gezi Parkı olaylarının bunda belirleyici olduğunu anlatan Bayındır, Gezi olaylarından sonra tam bir toparlanma sağlanamadığını ve 2014 yılı için de parlak müjdeler veremediklerini kaydetti. Bayındır ayrıca TUROB raporu sonuçları uyarınca İstanbul’un Taksim ve Tarihi Yarımada gibi bilinen turizm merkezlerinin yatırım kapasitelerini doldurduklarını belirterek, otel yatırım tablosunda alternatif bölgelerin ön plana çıktığını gösterdiğini sözlerine ekledi.


restaurant gündem 24 hotel & hi-tech

HOTREC 16 maddelik manifestosunu açıkladı TUROB’un üyesi olduğu HOTREC, turizm sektörünün önceliğini oluşturan 16 maddelik manifestosunu açıkladı.

T

uristik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB)’nin üyesi olduğu, Avrupa konaklama sektörünün profesyonel temsilcisi HOTREC (Avrupa Otel, Restoran ve Kafeler Birliği), gelecek AB yasama dönemine ilişkin Avrupa seçimleri adayları tarafından desteklenmek üzere, turizm sektörünün önceliğini oluşturan 16 maddelik manifestosunu açıkladı.

KENT NYSTRÖM: TURİZM, AB POLİTİKALARININ MERKEZİNDE YER ALMALI 10 milyondan fazla kişiyi istihdam eden Avrupa konaklama sektörünün, 2000 ve 2010 yılları arasında 2.5 milyondan fazla kişiye istihdam oluşturmuş ve krize rağmen bu gelişimini sürdürmüş yegane sektörlerden biri olduğunu belirten HOTREC Başkanı Kent Nyström, konuya ilişkin şunları aktardı; “Gelecek sene Avrupa seçimlerinde aday olacaklar, AB’de ilerleme ve istihdamın artmasını istiyorlarsa,

manifestomuzu desteklemeleri gerekir. HOTREC, seçimlerde ve politik partilerde aday olacak kişileri manifestosunu desteklemeye çağırır. Avrupa, dünya turizminin kalbidir ve bu yüzden turizm AB politikalarının merkezinde yer almalıdır.”

DAHA AKILLI YÖNETMELİKLER DESTEKLENSİN TUROB’un 2011 yılından bu yana üyesi olduğu HOTREC’in, 2014-2019 döneminde Avrupa konaklama sektörü tarafından desteklenen öncelikleri arasında; Avrupa Parlamentosu’nda turizm üzerine bir grup oluşturulması, daha akıllı yönetmeliklerin desteklenmesi, turizm kobilerinin finansmanının kolaylaştırılması, yerellik ilkesinin katı uygulaması, vize prosedürlerinin kolaylaştırılması, bilgi muhafazasına daha dengeli bir yaklaşım, AB gıda politikası, online turizm pazarının daha adil rekabet koşullarına sahip olması gibi önemli konular yer alıyor.



restaurant gündem 26 hotel & hi-tech

“Sürdürülebilir Turizm” için TÜSİAD ve sektör el ele verdi TÜSİAD’ın Haziran 2011’de “Sürdürülebilir Turizm Çalıştayı” sonrasında yayımladığı “Sürdürülebilir Turizm” başlıklı raporu 15 Kasım 2013’te İzmir Mövenpick Hotel’de düzenlenen toplantıda ayrıntı ve çözüm önerileri ile ele alındı.

T

ÜSİAD Sektörel Politikalar ve Sektörel Derneklerle İlişkiler Komisyonu altında faaliyet gösteren Turizm Çalışma Grubu’nun düzenlediği “Sürdürülebilir Turizm Semineri” Eski Turizm Bakanı Işılay Saygın, İzmir Vali Yardımcısı Cumhur Güven Taşbaşı, İl Kültür Turizm Müdürü ve temsilcileri, Adnan Menderes Üniversitesi Rektörü Adnan Birincioğlu, Yaşar Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği Bölümü Öğretim Üyeleri, turizm sektörü temsilcileri ve üniversite öğrencilerinin yoğun katılımıyla 15 Kasım 2013’te İzmir Mövenpick Otel’de gerçekleşti. TÜSİAD tarafından hazırlanan “Sürdürülebilir Turizm” raporuna ilişkin ayrıntılar ve çözüm önerilerinin değerlendirildiği ilk toplantının açılış konuşmaları TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Sektörel Politikalar ve Sektörel Derneklerle İlişkiler Komisyonu Başkanı Sedat Şükrü Ünlütürk, Eski Turizm Bakanı Işılay Saygın ve İzmir Vali Yardımcısı Cumhur Güven Taşbaşı tarafından yapıldı.

SEDAT ŞÜKRÜ ÜNLÜTÜRK: TURİZMLE YAKINDAN İLGİLENİYORUZ Sedat Şükrü Ünlütürk, turizm sektörünün ülke ekonomik gelişiminde sahip olduğu önem dolayısıyla TÜSİAD tarafından öncelikli çalışma alanları arasında konumlandırıldığını belirterek, “TÜSİAD, Sektörel Politikalar ve Sektör Dernekleri ile İlişkiler Komisyonu çatısı altında faaliyet gösteren TÜSİAD Turizm Çalışma Grubu ile sektörün sorunlarını yakından takip ediyor, başta Kültür ve Turizm Bakanlığı olmak üzere tüm paydaşlarla sektör sorunlarının çözümüne yönelik çalışmalar yürütüyoruz” dedi. Bu kapsamda sektörü değerlendirmek ve ülke ekonomisine katkısını artırmak amacıyla Haziran 2011’de sektörün tüm paydaşları arasında fikir alışverişi yapılan “Sürdürülebilir Turizm Çalıştayı” sonrasında “Sürdürülebilir Turizm” başlıklı bir rapor yayımladıklarını belirten Ünlütürk, raporda sektörün sorunlarının fiziksel altyapı, eğitimli istihdam ve


kararlı çevre politikaları kavramları etrafında incelendiğini ifade etti.

NAİLE GÖÇEN ÇUKUROVA: AKDENİZ ÇANAĞI TEHLİKE ALTINDA Seminer, TÜSİAD Turizm Çalışma Grubu Başkanı Naile Göçen Çukurova’nın “Vizyon 2050 Türkiye ve Sürdürülebilir Turizm Raporu” konulu sunumu ile devam etti. Naile Göçen Çukurova, “Küresel ölçekte turizmden kaynaklanan karbon salınımları, iklim değişikliğine yol açan faktörlerin yüzde 5 ile yüzde 12’sini oluşturuyor. Tahminlere göre, sera gazı salınımları olağan seyrinde devam ederse 2035’te bu oran yüzde 130 artarak yüzde 11.5’e çıkacak. Bu artış dünya turizminin 1/3’ünü, turizm gelirlerinin ise 1/4’ünü oluşturan Akdeniz Çanağı’nın, 90 yıl içinde tamamen kirleneceğini gösteriyor. Bu durum, konumu dolayısıyla ülkemizi de yakından ilgilendirmektedir. Bu gelişmeler ışığında turizm sektörünün sürdürülebilir bir eksende yeniden yapılandırılması kritik önem arz ediyor.” derken, çözüm önerilerine de değindi.

TURİZM KONSEYLERİ OLUŞTURULMALI Türkiye’nin dünya turizm sektöründe en yüksek rekabet gücüne sahip ilk 5 ülke İsviçre, Almanya, Fransa, Avusturya ve İsveç ile karşılaştırıldığında rekabet gücü ve turizmden elde ettiği gelir bakımından oldukça geride olduğunu hatırlatan Çukurova, bu olumsuzluğu ortadan kaldırabilmek için yapılması gerekenleri anlatarak, ”Turizm konseylerinin oluşturulması ve bu konseyler tarafından uluslararası

sürdürülebilir turizm standartları doğrultusunda kamu, özel sektör, STK, yerel yönetimler ve yerel halk işbirliği içinde turizm planlarının geliştirilmesi olumlu sonuçlar doğuracaktır” dedi.

PANEL DÜZENLENDİ Seminer kapsamında ayrıca “Türkiye’de Sürdürülebilir Turizm Uygulamaları” konulu bir panel gerçekleştirildi. Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İbrahim Birkan’ın moderatörlüğünü üstlendiği bu panelde, TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Esin Güral Argat turizm işletmelerinde sürdürülebilirlik adına neler yapılması gerektiğini, Gürallar Grubu olarak kazandıkları başarı hikayelerini ve neden sürdürülebilirliği seçtiklerini anlatırken, Seferihisar’ın bir marka kent olması yolunda gerçekleştirdiği uygulamalarla dikkat çeken Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Bölgesel Turizm Konseyi’ni Seferihisar’da yapalım, Seferihisar’ı pilot bölge olarak belirleyelim.” diyerek TÜSİAD Turizm Çalışma Grubu’na ve TÜRSAB’a çağrıda bulundu. TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Başaran Ulusoy, “Artık gençleri söz sahibi yapıp onların fikirlerini de almalı, onlarla birlikte hareket etmeliyiz.” dedi. TSKB Kıdemli Genel Müdür Yardımcısı Orhan Beşkök, TSKB olarak sürdürülebilirlik önceliklerinin çevre ve sürdürülebilir bankacılık, kurumsal yönetim ile uyum ve sosyal katkı ana ekseninde toplandığını dile getirerek yenilebilir enerjiye verdikleri desteği dile getirdi.


restaurant gündem 28 hotel & hi-tech

Yeşil Yıldız’a TÜROFED’den destek TÜROFED, Kültür ve Turizm Bakanlığı Heyeti’nin de katılımı ile gerçekleşen 25. Olağan toplantısında Yeşil Yıldız projesine destek vereceğini açıkladı.

T

ürkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED), 25. Olağan toplantısı 15-16 Kasım 2013 tarihleri arasında Adana’da gerçekleşti. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdür Yardımcısı Fevzi Pamukçuoğlu, Kontrolörler Kurulu Başkanı İlter Öz, Baş Kontrolör Orhan Gazi Karaca, Kontrolör Tuba Ulu Yılmaz Bakanlık Heyeti olarak katılırken; TÜROFED Heyeti olarak; TÜROFED Başkanı Osman Ayık, ETİK Başkanı Mehmet İşler, KAPTİD Başkanı Ahmet Tok, BODER Başkanı Halil Özyurt, GÜMTOB Başkanı Haluk Beceren, TÜROFED Yönetim Kurulu Üyesi Şinasi Hurda, TÜROFED Genel Sekreteri Savaş Çolakoğlu, ÇUKTOB

Başkanı Tayyar Zaimoğlu ve ÇUKTOB Yönetim Kurulu üyeleri; TUROB Heyeti olarak ise TUROB Yönetim Kurulu Başkanı Timur Bayındır, TUROB Yönetim Kurulu Üyesi Taner Yallagöz ve TUROB Genel Müdürü İsmail Taşdemir de hazır bulundu. ‘Çevreye Duyarlı Konaklama Tesisleri’nin öncelikli olarak ele alındığı olağan toplantıda TÜROFED, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Yeşil Yıldız kampanyasına destek vereceklerini duyurdu.

BELGELİ TESİSLERE ELEKTRİK ENERJİSİ DESTEĞİ UYGULAMASI Konaklama tesislerinin çoğunluğunda çevreye duyarlı bir anlayışın yerleştirilmesi ve yeni pazarlama stratejilerinde çevreye duyarlılığın vurgulandığı toplantıda Turizm Bakanlığı’na bağlı tüm tesislerin enerji tasarrufu ve doğayı koruma amacıyla Yeşil Yıldız belgesi alması gerektiğinin de altı çizildi. Enerji indirimi uygulamasının birden sona erdirilmesinin işletme sahiplerini güç durumda bırakacağı tespitinin yapıldığı toplantıda enerji teşvik uygulaması ve yeşil yıldızın birbirine karıştırılmaması gerektiği ifade edildi. Yeşil yıldız alımında getirilen yeni kıstaslarla eskisinden daha fazla tesisin ‘yeşil yıldız’ alması sağlanacağından işletmeler tarafından ilgi göreceği konusunda görüş birliğine varılan toplantıda Belgeli Tesislere Elektrik Enerjisi Desteği Uygulaması” da ayrıca masaya yatırıldı.



restaurant gündem / söyleşi 30 hotel & hi-tech

Otelcilik sektöründe 30 yılı aşan tecrübesi bulunan Orhan Yeşerenyuva, deneyimlerini kurduğu danışmanlık şirketi aracılığıyla turizmcilere aktarıyor. Progress Otel İşletme ve Danışmanlığı AŞ.’yi kuran Yeşerenyuva, Ocak 2013’den bu yana otel yatırımcılarına danışmanlık ve otel işletme hizmeti veriyor.

Tecrübeli otelci danışmanlık şirketi kurdu

1

982 yılından Ocak 2013’e kadar otelcilik sektörünün tüm seviyelerinde bulunmuş ve son 15 yıldır üst düzey yöneticilik yapan Orhan Yeşerenyuva, bugüne kadar ki bilgi ve deneyimlerini kurduğu danışmanlık şirketi aracılığıyla otel yatırımcılarına aktarmaya başladı. Yatırımın karar anından başlayarak; projenin oluşturulması, geliştirilmesi, denetlenmesi ve açılış aşamalarında yatırımcıya danışmanlık hizmeti sunduklarını söyleyen tecrübeli otelci Orhan Yeşerenyuva, aynı zamanda otel işletmelerine de talip olduklarını söylüyor. Otelcilik sektörünün tecrübeli isimlerinden Orhan Yeşerenyuva ile yeni şirketi Progress Otel İşletme ve Danışmanlığı AŞ.’yi ve yatırımcılara sunduğu avantajları konuştuk.

Orhan Bey, sektör sizi otelcilikteki deneyimlerinizle tanıyor. Progress Otel İşletme ve Danışmanlık şirketini kurma fikri nasıl doğdu? Benim otelcilik geçmişim, Etap Marmara Oteli’nde ön büro görevlisi olarak başladığım 1982 yılına dayanır. Sektörde otel açılışları ve otel işletmesi konusunda 31 yıllık deneyime sahibim. O günden bugüne yaklaşık 7 otel açılışı, 4 renovasyon süreci ve 3 kiralama dönemini bilfiil yaşadım. Dolayısıyla bir otelin inşaatından açılışına kadar ki safhaları iyi biliyor ve geçen süreçte de kendimi iyi yetiştirdiğimi düşünüyorum. Deneyimlerimden de yola çıkarak artan otel yatırımları ile beraber Türkiye’de ciddi anlamda yatırımcı danışmanlığına ihtiyaç


olduğunu görmekteydim. Otel yatırım danışmanlığı son 3-4 yıldır aklımda hep vardı. Emekli olduktan sonra da bu hayalimi gerçekleştirme isteğiyle Ocak 2013’de Progress Otel İşletme ve Danışmanlık şirketimi hayata geçirdim.

Dolayısıyla oteline işletme markası almak isteyen yatırımcı için bir işletme şirketinin işletmesini şart koşuyor. O zaman ‘‘Third Party Management Company” (“Bağımsız İşletme Şirketi”) olarak biz yatırımcının namına oteli işletebiliyoruz.

Progress Otel İşletme ve Danışmanlık AŞ. olarak sektöre ne gibi hizmetler sunuyorsunuz?

Bildiğim kadarıyla sektörde büyük ölçekte 10’a yakın danışman şirket var. Siz kendinizi bu şirketler arasında nasıl konumlandırıyorsunuz?

Biz yatırımcı danışmanlığı yapıyoruz. Yatırım kararı alınmasından otel açılana kadar tüm safhalarda yatırımcıya destek veriyoruz. Yatırımcı otel yapmaya niyetlendiğinde arazisi veya binası için öncelikle bir fizibilite çalışması yapıyoruz. İkinci olarak avan proje üzerindeki düzeltmeleri gerçekleştiriyoruz. Yani ikinci işimiz proje danışmanlığı. Ondan sonraki işimiz eğer yatırımcı proje için bir marka istiyorsa işletme markaları ile temasa geçip bu markayı tespit etmek ve anlaşma aşamasına getirmek üzere LOI ve/ veya MOU belgelerini almak. Bu şirket ile “İşletme Anlaşması”, “Franchise Anlaşması”, “Kira Anlaşması” ve “Teknik Hizmetler Anlaşması” gibi her türlü anlaşmalar için yatırımcı namına/lehine görüşmeler yapıp neticelendirmek. Arkasından otelde açılış öncesi dönemi başlıyor. Bu noktada önemli bir hizmetimiz de, FF&E dediğimiz Demirbaş Mobilya ve Ekipmanları ile OS&E dediğimiz Operasyon Ekipmanlarının temini konularında yatırımcıyı doğru yönlendirmeye çalışıyoruz. Bir otel işletmesinde teknik detaylardan tutun da, kullanılacak malzemelerin türüne ve kalitesine kadar tüm detaylarının belirlenmesinde yardımcı oluyoruz ve yatırımcıyı gereksiz harcamalardan koruyarak yatırım maliyetlerini kontrol altına alıyoruz. Benim en büyük iddiam, hesaplanan yatırım maliyetini yüzde 10 kadar düşürmek. Çünkü çok fazla yanlış yatırım yapılıyor ve yanlış paralar harcanıyor. Şirket olarak ayrıca açılış öncesi bütçesi, işletme bütçesi, personel bütçesi gibi yatırımcının kontrol altında tutması gereken mali detayları ve otelin personelinin bulunması, görev tanımlarının yapılması, eğitilmesi ve otel standartlarının belirlenmesi gibi iyi bir işletme için şart olan konularda da destek veriyoruz. Bunların haricinde yine açılış öncesinde binanın mekanik ve elektrik olarak yapılandırılmasında çeşitli önerilerde de bulunabiliyoruz.

OTEL İŞLETMELERİNE TALİBİZ Progress, aynı zamanda “Third Party Management Company” olarak da hizmet veren bir şirket. Otelcilikten gelmeyen yatırımcılar için gelişen bir alan bu. Bazı uluslararası zincirler otel işletmeciliğini bilmeyen yatırımcılara franchise vermek istemiyor.

Ben özellikle işletmeye sağlayacağım yüzde 10’luk tasarruf konusunda çok iddialıyım. Açılış öncesi periyotta yatırımcının mutlaka benim gibi tecrübeli biriyle yürümesi lazım. Bu da operasyon ve açılış tecrübesi ile alakalı bir durum. Yatırımcı her attığı adımı bizimle paylaşmalı ki doğru yönlendirebilelim ve daha az ama daha doğru yatırım yapsın. Otelin işletilmesi sırasında da ciddi tasarruf elde etmek ancak yatırım sırasında inşaatı kontrol altına almak ve doğru yatırım yapmak ile mümkün. Bizim en önemli farkımız, otel işletilirken tasarrufu sağlamaya yönelik çalışmak, bu da gerekli sistemleri inşaat aşamasında ortaya koyarak oluyor. Yatırım döneminde doğru yapılacak her “artı” işletme döneminde kesinlikle çok para kazandıracaktır.

Türkiye’de yatırımcıların danışmanlık şirketlerine olan yaklaşımları nasıl? Geçtiğimiz senelerde yatırımcılar genelde danışmanlara inanmıyorlardı, ancak bu, gün geçtikçe değişime uğramaya başladı ve günümüzde bilinçli yatırımcı mutlaka profesyonel bir destek almak istiyor, kaldı ki danışmanlara ödenen bedeller genelde yatırımların binde beş ila binde onu gibi yatırıma göre çok çok ufak bedeller, bence bir işi doğru yapmak için son derece az bir bedel, çünkü yanılma durumda gerek yatırım gerekse işletme döneminde kaybedilen bedel çok çok yüksek oluyor. Günümüzde genelde iki tip yatırımcıdan söz edebiliriz. Bir tarafta daha evvel otelci olduğu ve/veya bir oteli olmasına rağmen her projesinde danışmanla hareket etmeyi tercih edenler. Diğer tarafta da hayatında ilk defa otel yapıyorken bile danışman istemeyen bir grup var. Bu gruptaki yatırımcılar belli bir noktaya geldikten sonra işleri bir otel müdürüyle sürdürebileceklerine inanıyorlar ki bence bu doğru bir yaklaşım değil. Örneğin dünyanın en iyi Formula1 pilotu Shumacher çok iyi araba kullanır ancak o arabayı üret dersen yapamaz, dolayısıyla bir otel müdürünün oteli layıkıyla açması başka bir şeydir, layıkıyla işletmesi başka bir şeydir. Biz oteli layıkıyla açıp, işletecek olan otel müdürüne teslim etmenin daha doğru ve daha verimli olduğunu iddia ediyoruz.


restaurant gündem 32 hotel & hi-tech

Uçak bileti, otel ve araba kiralama fiyatlarını aynı platformda karşılaştıran, uluslararası seyahat arama motoru Skyscanner’ın verilerine göre Türk seyahatseverlerin %71’i, vize isteyen ülkeleri ziyaret etmek istemiyor. Bu oran Asya ülkelerinde ise %75’lerde.

Türk ve Asyalı turist “vize varsa biz yokuz” diyor

U

çak bileti, otel ve araba kiralama fiyatlarını aynı platformda karşılaştıran, uluslararası seyahat arama motoru Skyscanner’ın verilerine göre Türkler, vize uygulaması olan ülkelerden olabildiğince uzak duruyor. Bu yıl Türklere vize uygulamaya başlayan Hırvatistan’a Türkiye’den yapılan uçak bileti aramalarında %58 düşüş görülüyor. Ancak vizeden muzdarip olanlar sadece Türkler değil; Asya ülkeleri de aynı şekilde kendilerine vize uygulayan ülkelere gitmemeye özen gösteriyor. Avrupa Birliği’ne geçişle beraber Hırvatistan, 1 Nisan 2013 tarihinden itibaren Türkiye’ye vize uygulamaya başladı. Skyscanner’ın verilerine göre bu tarihten sonra, geçen yıla oranla Türkiye’den Hırvatistan’a yapılan uçak bileti aramalarında %58 düşüş görülüyor.

TÜRKLERİN %71’İ VİZELİ ÜLKELERİ İSTEMİYOR Hırvatistan uçak bileti aramalarındaki bu düşüş aslında çok da şaşırtıcı değil. Skyscanner’ın 1000’i

aşkın Türk seyahatsever arasında gerçekleştirdiği ve vize uygulamalarının seyahat alışkanlıklarını nasıl etkilediğine ışık tutan araştırmasında da Türklerin %71’i, vize isteyen ülkeleri ziyaret etmeyi düşünmediğini ve seyahat planlarına dahil etmediklerini belirtmişti.

ASYA ÜLKELERİ DE VİZEYE KARŞI Vize uygulamaları yalnızca Türklerin değil, Singapur, Hindistan, Tayland, Endonezya ve Çin gibi Asya ülkelerinin de canını sıkıyor. İnternet sitesi ile olduğu kadar mobil uygulamalarıyla da dünyada seyahat etmek isteyenlerin hayatını kolaylaştıran ve en hesaplı alternatifleri sunan Skyscanner’ın bu ülkeler arasında yaptığı araştırmaya göre %75 seyahat için nereye gideceğine vize uygulamasına göre karar veriyor. Ancak bu ülkelerle Türkiye’nin durumu tamamen aynı değil; Asya ülkeleri arasında %9’luk bir kesimin vize başvuruları reddedilirken, araştırma sonuçlarına göre Türkiye’de bu oran %18’i buluyor.



restaurant g端ndem 34 hotel & hi-tech


Resort Turizm Kongresi yapıldı 3. Uluslararası Resort Turizm Kongresi, 1.000 dolayında katılımcı ile Antalya’da Wow Kremlin Palace’ta yapıldı.

A

KTOB Başkanı Sururi Çorabatır’ın açılış konuşmasını yaptığı kongrede; Almanya eski Başbakanı Gerhard Schröder, Almanya Turizm Enstitüsü Başkanı Armin Vielhaber, FTI CEO’su Dietmar Gunz, TUI Plc CEO’su Peter Long, Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, 54. Hükümet Turizm Bakanı Bahattin Yücel, 20, 23. Dönem Milletvekili ve DPT Eski Müsteşarı İlhan Kesici, TÜROFED Başkanı Osman Ayık, Antalya Valisi Sebahattin Öztürk ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın birer konuşma yaptı.

SURURİ ÇORABATIR: ANTALYA DAHA FAZLA DESTEK BEKLİYOR Kongrenin açılış konuşmasını yapan Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanı Sururi Çorabatır, Antalya’nın yabancı ziyaretçi sayısında 6. sırada olduğunu belirterek, “Antalya tek başına Mısır ve Yunanistan gibi ülkeleri zorluyor. Antalya’nın Türk turizmindeki istihdam payı yüzde 58. Ekim sonu itibariyle 11 milyon, yılsonu itibariyle 12 milyonu geçeceğimize inanıyorum. 2013’te Antalya’da 115 milyon geceleme gerçekleşti. Kentimiz, Paris ve Londra gibi kentlere göre açık ara öndedir” diye konuştu. Antalya’da son yıllarda golf ve spor turizminin geliştiğine işaret eden Çorabatır, 53. ICCA Genel Kurulu’nun 2013’te Antalya’da yapıldığını ve en iyi golf destinasyonu seçilen Belek’te her yıl 450- 500 bin oyun oynandığını kaydetti. Turizmciler olarak ihracatçılar kadar destek alamadıklarını söyleyen Çorabatır, “Bizim imar ve


restaurant gündem 36 hotel & hi-tech

başarılarının iyi ortaklıklarının bir sonucu olduğunu söyledi. Long, Türkiye’de büyümek istediklerini, mevcut partnerlerine yenilerini ekleyerek ürün geliştirmeye önümüzdeki dönemde daha fazla odaklanacaklarını ifade ederek, “Mevcut sahil şeridinde yeni yatırımlar yapın, ki yapmaya devam ediyorsunuz. Burada sık sık kış turizminin geliştirilmesi gerektiğine vurgu yapılıyor. Biz de bu konu üzerinde duruyoruz. Turizmi kış aylarında da büyütmemiz gerekiyor. Bu zor olsa da bir gereklilik” dedi. benzeri sorunlarımızda artık kendi bakanlığımızın, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sorumlu olmasını istiyoruz. Daha fazla destek talep ediyoruz” şeklinde konuştu.

PETER LONG: TÜRKİYE’DE BÜYÜMEK İSTİYORUZ TUI’nin CEO’su Peter Long da turizmdeki son gelişmeleri ve TUI’nin bu gelişmeler çerçevesinde attığı adımları anlatan bir konuşma yaptı. Konuşmasında internetin önemine değinen Long, teknolojinin sunduğu fırsatları kullandıklarını ve sosyal ağların da kendilerine çok şey kattığını belirtti. “Turizmin ekonomiye katkısının ve Türkiye’nin turizme verdiği önemin farkındayız” diyen Long, turizme destek verilmesi gerektiğini vurguladı. TUI olarak turizmde artık sürdürülebilir bir konuma ulaştıklarını kaydeden Long,

HAKAN ATEŞ: TURİZME VERDİĞİMİZ KREDİ DESTEĞİ BOŞA GİTMİYOR 3. Uluslararası Resort Turizm Kongresi’nin ana sponsoru olan Denizbank CEO’su Hakan Ateş, turizmin ekonomideki öneminin altını çizerek “Turizmde 5 milyar TL kredi hacmine ulaştık. Turizm sektörü bankacılık sektörünün verdiği desteği boşa çıkarmıyor. Turizm sektörü desteği sonuna kadar hak ediyor ve kredilerini zamanında geri ödüyor” dedi. Sektörü kredi dışındaki her türlü finansal ürünle desteklediklerini kaydeden Ateş, Denizbank’ın sahibi olan Rus Sberbank hakkında da bilgi verdi.


Antalya’da kış turizminin geliştirilmesinin önemine değinen Ateş, “Kongre bu anlamda çok önemli, ancak Antalya’nın kongre turizminde son yıllarda katettiği aşamalar istatistiklere yansımıyor” dedi.

vurgulayan Ayık, Türkiye’nin turizmde hedeflerine erken ulaşma imkan ve kapasitesine sahip olduğunu vurgulayarak, asıl sorunun turizmin gelecekte desteklenmeye devam edilip edilmeyeceği olduğunu söyledi. Ayık, “Sürdürülebilirlik bizim için en önemli konuların başında geliyor. Hem gelişme hem çevre anlamında sürdürülebilirlik önemli. Kıyı kullanımı da bu çerçevede ele alınması gereken bir konudur. Kıyıların halkın kullanımı engellenmeden turizme kullandırılması gerekir” dedi.

MUSTAFA AKAYDIN: TURİZM İÇİN BARIŞ ÖNEMLİ BİR VURGUDUR

Osman Ayık

OSMAN AYIK: TURİZMİN KOORDİNASYONUNU TEK BAKANLIK SAĞLASIN Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Osman Ayık, turizmle ilgili konularda koordinasyonun tek bakanlık üzerinden sağlanmasına dikkat çekerek, bu sayede turizm sektörünün de işinin kolaylaştırılacağına işaret etti. Turizmde geleceğin çok önemli bir konu olduğunu

Kongredeki konuşmasında küresel iklim değişikliklerinin turizmi etkileyeceğinin altını çizen Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, “Kıtlaşan kaynaklar sorun oluşturacak. Petrol fiyatlarında artış insanların tatile çıkmalarında caydırıcı rol oynayacaktır. Bu konu Türkiye için çok önemlidir. Bunun çözümü de ‘yurtta barış dünyada barış’ ilkesinden geçer” dedi. Belediye olarak yetkilerinin kısıtlı olduğuna işaret eden Akaydın, “Büyükşehir belediyesinin Antalya’nın şehir planlamasında yetkisi yüzde 50’nin biraz üzerinde. Bu da bizi kısıtlıyor” dedi. Antalya’nın ulaşım ve altyapı sorunlarını büyük ölçüde aştığını kaydeden Akaydın, turizme des-teklerini sürdüreceklerini kaydetti.

GERHARD SCHRODER: KONJONKTÜREL GERİLEMELER SEYAHAT SEKTÖRÜNÜ ETKİLİYOR Almanya’nın eski başbakanlarından Gerhard Schröder Antalya’da turizmcilere seslendi. Turizmin Türkiye için belirleyici olduğuna vurgu yapan Gerhard Schröder, “Konaklamanın ne kadar iyi olduğu ya da olmadığı değil, sürdürülebilirlik önemli. Turistler bu konuya artık önem veriyor” dedi. 2012 yılı içinde ilk kez 1 milyardan fazla insanın dünyada seyahate çıktığına işaret eden Schröder, “Bu daha önce olmamış bir rakam. Bu rakamın 2018’de 1,8 milyara çıkacağı öngörülüyor. Siyasal ve ekonomik istikrarın turizm açısından önemi de bu paralelde giderek artıyor. Mısır örneği bunu bize dramatik bir biçimde gösterdi. Turistlerin bir ülkeye gitmemesinin bir ülkeye nasıl etkileri olduğu ortada” diye konuştu. “Turizm sektörünün görevi, mümkün olduğunca çok insanın bu hizmetten faydalanmasına olanak sağlamaktır” diyen Schröder, konjonktürel bir gerilemenin insanların seyahat bütçelerini doğrudan etkilediğine işaret etti.


restaurant gündem 38 hotel & hi-tech

Uçakta bile e-postadan vazgeçilmiyor AB Komisyonu’nun son kararıyla birlikte uçaklarda artık 3G ve 4G teknolojileri kullanılabilecek ve yolcular mobil cihazlarından internete bağlanabilecek. Skyscanner’ın 1500’ü aşkın seyahatsever arasında yaptığı araştırmaya göre ise, yolcuların %77’si uçakta internet kullanımına izin veren havayollarını tercih edeceklerini belirtiyor. AB Komisyonu’nun son kararıyla birlikte uçaklarda artık 3G ve 4G teknolojileri kullanılabilecek ve yolcular mobil cihazlarından internete bağlanabilecek. Uçak bileti, otel ve araba kiralama fiyatlarını aynı platformda karşılaştıran uluslararası seyahat arama motoru Skyscanner’ın araştırmasına göre, seyahatseverlerin %77’si uçakta internet hizmeti sunan havayollarını tercih ediyor. Seyahatseverlerin %36’sı önümüzdeki dönem 3G ve 4G teknolojilerinin uçaklarda kullanılmaya başlamasıyla birlikte uçakta e-posta takip etmek istediğini belirtirken, %32’si sosyal medya hesaplarına bağlanmayı düşünüyor.

ÜCRET ÖDEMEK İSTEMİYORUZ Uçakta internet kullanmak isteyen seyahatseverlerin çok sayıda olmasına rağmen, %34’ü internet için bir ücret ödemeyeceklerini belirtiyor. Sadece uzun

UÇAKTA İNTERNET EN ÇOK NE İÇİN KULLANILACAK? 1. E-posta göndermek - %36 2. Facebook ve Twitter’dan paylaşım yapmak - %32 3. Film izlemek ve oyun oynamak - %23 4. Gidilecek yerde otel rezervasyonu yapmak - %6 5. Instagram ve Pinterest’e fotoğraf yüklemek - %3

mesafe uçuşlarda ücret ödemeyi düşünenlerin oranı ise yine %34’ü buluyor. Katılımcıların %36’sı uçakta interneti e-postalarını takip edebilmek için kullanmak istediklerini belirtiyor. %32’lik bir kesim ise internetten sosyal medya hesaplarına bağlanmak istiyor. İnternet üzerinden film izlemek ve oyun oynamak isteyenlerin oranı %23 iken, %6 bu fırsatı gidecekleri yerdeki otellere bakarak rezervasyon yapmak için kullanmayı düşünüyor.



restaurant gündem 40 hotel & hi-tech

Turizme 53 bin yatak geliyor 10 aylık dönemde yeni yatırımlar için 3,1 milyar TL yatırım teşviği alan turizm sektörü, 246 yeni proje ile 53 binden fazla yeni yatağa sahip olacak.

T

urizm sektörü 10 aylık dönemde; yeni yatırımlar için 3,1 milyar TL yatırım teşviği aldı. Sektör, 246 yeni proje ile 53 binden fazla yeni yatak yapacak. AKTOB Ar-ge çalışmasına göre; faaliyete geçmesi beklenen 246 işletmede 13 bin dolayında kişiye iş imkanı da yaratılmış olacak. 10 ayda verilen teşviklerde, 58 ilde devam eden veya projelendirilen 246 yeni projede; 3 ve 4 yıldızlı oteller %70 dolayındaki payı ile öne çıkarken, 5 yıldızlı oteller de teşviklerin % 4’ünü oluşturdu. Onu %12 ile butik ve özel belgeli tesisler izledi.

EN ÇOK TEŞVİK, ANTALYA VE İSTANBUL’A 10 aylık dönemde alınan yatırım teşviklerinde ilk sıraları Antalya ve İstanbul aldı. Yapılacak olan yeni yatakların; %27’si Antalya, %21’i de İstanbul’da yer alacak. Öte yandan bu yatırımlara sağlanacak olan iş imkanlarının; % 28’i Antalya, % 21’i de İstanbul’da olacak.

YENİ YATIRIMLARIN TESİSLERE DAĞILIMI, % Pay,% 3 yıldızlı oteller 37,4 4 yıldızlı oteller 32,1 5 yıldızlı oteller 14,2 Butik–Özel Belgeli vb. 12,2 Diğerleri 4,1

500 MİLYON TL DE ÖĞRENCİ YURTLARINA Kendisi turizm yatırımı olmayan ancak bu kapsamdaki teşviklerden yararlanan öğrenci yurdu yatırımlarındaki hızlı büyüme devam ediyor. 10 aylık dönemde, 71 adet yurt ve eğitim merkezleri yatırımı için 500 milyon TL’ye yakın teşvik alınırken, bu işletmelerde 25 bin dolayında yatak üretilecek.



restaurant yeni yatırımlar 42 hotel & hi-tech

Er Yatırım ve Turizm 10 yılda 20 otel açacak Türkiye’nin en büyük denizcilik ve madencilik şirketlerinden Er Şirketler Grubu, turizm sektörüne hızlı bir giriş yaptı. İş otelciliği konseptinde 10 yılda 20 otel açmayı hedefleyen şirket yatırım bütçesini 300 milyon dolar olarak açıkladı.


İŞLETMESİ ULUSLARARASI BİR MARKAYA VERİLECEK İstanbul Ataşehir’de hayata geçecek otelin işletmesini Türkiye’ye ilk defa girecek bir markaya vermeyi planladıklarını belirten Çelikkanat görüşmelerde son aşamaya gelindiğini belirterek, uluslararası markanın 4 yıldız segmentini cover eden bir marka olduğunu ve anlaşmayı Aralık ayı sonunda imzalamak istediklerini söyledi. Tarihi Yarımada ve Vakıf arazileri olması dahilinde kiralama yapmayı da düşündüklerini aktaran Çelikkanat, “İyi bir lokasyon ve bina olursa 30 yıllık kiralamalara da sıcak bakıyoruz” diye konuştu.

300 MİLYON DOLAR HARCANACAK “Gayrimenkul portföyü oluşturmak için turizme yatırım kararı aldık. Bir de tabii otelciliğin ciddi bir fon değeri oluşturduğu gerçeği var. Uluslararası pazarda satılabilir ve pazarlanabilir bir ürün geliştirmek için bu yola çıktık. Biliyoruz, icraata geçirmek çok zor. İstanbul’da arazi almak, problem çözmek çok zor” diyen Ferzan Çelikkanat, her bir oteli 24 ayda tamamlamayı planladıklarını kaydetti. Projenin ilk ayağının İzmir Bayraklı’da başladığını, ikinci adımda İstanbul Ataşehir’de devam edeceğini açıklayan Çelikkanat, her iki projenin 2016 yılı sonunda hizmete açılacağını ifade ederek, “İzmir Bayraklı’daki otelimiz, 110 odalı ve 8 bin m2 inşaat alanına sahip. Teknolojik alt yapısı olan ve single iş adamlarına yönelik bir otel olarak planlıyoruz. Ataşehir’deki otel 150 odalı olabilir. Daha üstüne çıkmak istemiyoruz. Yine toplantı odaları olan, single konaklama ağırlıklı bir iş oteli olarak düşünebilirsiniz” dedi. İş otelciliğine 4 yıldız segmentinde giriş yapacaklarını kaydeden Çelikkanat, işletme karlılığının 4 ve 5 yıldızlı otellerde farklılık gösterdiğini ve beş yıldız tercih etmediklerini ifade etti.

YÜZDE 40 KARLILIK BEKLİYORUZ Ferzan Çelikkanat, İstanbul ve İzmir’le birlikte yatırımların Anadolu’nun belli başlı bölgelerinde de devam edeceğini söyledi. Çanakkale’de de bir otel açmayı hedeflediklerini anlatan Çelikkanat, yatırımların Adana, Mersin, Diyarbakır, Konya, Gaziantep ve Trabzon gibi Anadolu şehirlerinde de devam edebileceğini ifade etti. Çelikkanat, her bir otel için kârlılık bakımından 15 yılda yüzde 40 oranında bir geri dönüş beklediklerini de sözlerine ekledi.

Fotoğraflar: Hakkı Günerkan

T

ürkiye’nin en büyük denizcilik ve madencilik işletmelerinden Er Şirketler Grubu, turizm sektörüne de yeşil ışık yaktı. İş otelciliği için İzmir ve İstanbul olmak üzere iki ayrı lokasyonda inşaat çalışmalarına başlayan şirket, otel yatırımları için kurduğu Er Yatırım ve Turizm ile 10 yılda 20 otel açmayı planlıyor. 19 Kasım Salı günü Astoria Coco Clementine’de düzenlenen bir basın toplantısı ile turizm hedeflerini paylaşan Er Yatırım ve Turizm Genel Müdürü Ferzan Çelikkkanat, 300 milyon dolar yatırımlı otel yatırımlarının detaylarını şöyle paylaştı:


restaurant yeni yatırımlar 44 hotel & hi-tech

Ankara HiltonSA yenilendi İş dünyasının Başkent’teki seçkin adreslerinden Ankara HiltonSA, yenilenen yeni yüzünü 4 Aralık Çarşamba günü özel bir davet ile tanıttı.

A

nkara HiltonSA’nın yenilenen Lobby Lounge ve Restaurant alanları, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı ve Hilton Worldwide Üst Sınıf Otellerden Sorumlu Türkiye Bölge Müdürü Armin Zerunyan’ın katılımlarıyla 4 Aralık 2013 günü düzenlenen resepsiyon ile kapılarını açtı.

TONER MİMARLIK TASARLADI Toner Mimarlık ekibi tarafından, misafirlerine iş odaklı ve aynı zamanda sofistike bir tecrübe sunmak üzere tasarlanan Ankara HiltonSA’da genel mekanlar yenilenirken bar, kütüphane ve lounge gibi farklı bileşenlerin birbirlerinden ayrılarak, özel ve konforlu alanların oluşturulması için lobi merkezinden tavana kadar uzanan zincir şeklinde bölmeler oluşturuldu.

RESTORAN VE LOBİSİNİ DE YENİLEDİ Ankara HiltonSA, klasik Türk ve dünya mutfaklarından eşsiz lezzetler sunan Greenhouse Restaurant’ı da yenilenen yüzü ile yeni dekorunda müşterilerine keyifli anlar yaşama fırsatı sunuyor. Bugüne kadar olduğu gibi ileride de şehrin buluşma noktası olmaya devam edecek olan Ankara HiltonSA’nın göz kamaştırıcı lobisinde hafta içi canlı piyano dinletileri ve Jazz Geceleri ile keyifli saatler geçirmek mümkün.



restaurant yeni yatırımlar 46 hotel & hi-tech

İş dünyasına yeni bir cazibe merkezi:

Balsamo Suits açılıyor Anadolu Yakası’nın son dönemde yıldızı parlayan bölgelerinden Ataşehir’de yeni bir iş oteli daha açılıyor. 7 milyon dolar yatırımla Aralık ayında açılacak Balsamo Suits, İstanbul’a seyahat için gelen ya da İstanbul’daki zamanını keyifle geçirmek isteyenlerin adresi olacak.

İ

stanbul’un Anadolu Yakası’nın öne çıkan ilçelerinden Ataşehir her geçen gün başarılı projelere ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Bunlardan bir tanesi de özellikle iş dünyasının tercih edeceği Balsamo Suits. Konaklama için misafirlerine ev sıcaklığını sunan otel, aynı zamanda işyeri donanımlarına sahip bölümleri ile toplantı yapmak ya da zamanını çalışarak geçirmek isteyenlerin adresi olmayı hedefliyor. Aralık ayında misafirlerini ağırlamaya başlayacak olan Balsamo Suits, İstanbul’a iş seyahati için gelen ya da İstanbul’da Anadolu Yakası’nda


toplantı yapmak isteyenler için yeni bir çözüm olacak. Finans merkezinin kurulması ile İstanbul’un en cazip noktası haline gelen Ataşehir hem civarda bulunan alışveriş merkezleri hem de her iki köprüye, Sabiha Gökçen Havalimanı’na kolay ulaşımı sayesinde iş dünyasının sıklıkla tercih ettiği bir lokasyon halini aldı.

7 MİLYON DOLAR BÜTÇELİ İstanbul dışından gelenlerin konaklaması ya da toplantı yapmak isteyenlerin gerekli düzeneğe sahip salonları kullanabilmeleri hedeflenerek tasarlanan ve dekore edilen Balsamo Suits 30 odası, 4 toplantı odası ve 1 balo salonu ile hizmet verecek. Altyapı bedeli dahil yaklaşık 7 milyon dolara mal olması hedeflenen otelin girişinde ayrıca dünya mutfağından lezzetlerin sunulduğu iddialı menüsü, 350 kişi kapasiteli, Cafe Locale İstanbul bulunuyor.

İÇMİMARİDE SEZGİ BEĞENDİK İMZASI Yapımı yaklaşık 4 ayda tamamlanan Balsamo Suits’ın her odası tasarımı ile ön plana çıkıyor. Misafirlere ferah ve sıcak bir ortam sunmak amacıyla projelendirilen otelin iç dizaynı Mimar Sezgi Beğendik’e ait. Beyazın hakim olduğu odalarda Smart

TV, Ücretsiz internet, Mini bar bulunuyor. Ayrıca 6 adet teraslı odası bulunan Balsamo Suits’te, ailesi ile kalmak isteyenler için birbirine bağlantılı iki odadan oluşan connet odalarda yer alıyor. Balsamo Suits Anadolu Yakası’nın en merkezi ilçeleri Maltepe, Kadıköy, Üsküdar ve Ümraniye’ye yakınlığı ile İstanbul’a seyahat için gelen ya da İstanbul’daki zamanını keyifle geçirmek isteyenlerin adresi olacak.


restaurant ulaşım 48 hotel & hi-tech

Mercedes-Benz

Türk müşterileri ile Antalya’da buluştu Şehirlerarası yolcu taşımacılığında pazar lideri olan Mercedes-Benz Türk, Türkiye’nin farklı bölgelerinden gelen otobüs filo müşterileri ile 8 Kasım Cuma günü Antalya’da bir araya geldi.

T

ürkiye’de yıllardır şehirlerarası yolcu taşımacılığında pazar lideri olan Mercedes-Benz Türk, Türkiye’nin farklı bölgelerinden gelen otobüs filo müşterileri ile Antalya’da bir araya geldi. Büyük filolara sahip önemli müşterileri ve yetkili bayi Satış Sonrası Hizmetler yöneticilerinin de katılımı ile 8 Kasım Cuma günü gerçekleştirilen birliktelikte Mercedes-Benz Türk Satış ve Satış Sonrası Hizmetleri ekibi, müşterilere yönelik aktiviteleri ve sektördeki gelişmeler hakkında katılımcıları bilgilendirdi ve değerlendirilmek üzere müşterilerin talep ve beklentileri hakkında bilgiler toplandı.

UZMAN EĞİTMEN EŞLİĞİNDE ARAÇ TANITIMI Toplantı sırasında Mercedes-Benz Türk Satış Sonrası

Hizmetler ekibinin pazarlama faaliyetleri, kampanyaları, ticari araçların Avrupa’da Daimler’in yol yardım ve yetkili servis hizmetlerinden faydalanmasını ve uygun faturalama koşulları sağlayan Service Card uygulamaları ile Mercedes-Benz 2. El Otobüs Şirketi Busstore ve orijinal yedek parça kullanımının önemi ile orijinal ve orijinal olmayan yedek parça farkları paylaşılarak bu konuda farkındalık oluşturulmaya çalışıldı. Toplantın ikinci bölümünde katılımcılara Travego ve Tourismo otobüsleri başında uzman eğitmen eşliğinde araç tanıtım ve ekonomik sürüş hakkında bilgiler verildi. Katılımcıların tüm sorularına cevap bulduğu açık hava aktivitesi esnasında orijinal ve orijinal olmayan yedek parçalar da sergilendi ve aralarındaki farklar katılımcılara anlatıldı.



oteL TEKSTİLİ & YATAK restaurant 50 hotel & hi-tech


oteL TEKSTİLİ & YATAK Artan turizm yatırımları ile beraber onu besleyen endüstri kolları da her geçen gün kendini yeniliyor ve geliştiriyor. Otel tekstilinde perdeden yatak örtüsüne koltuk kumaşından yatak, havlu, çarşaf ve masa örtüsüne kadar her bir kolda yenilikçi, kaliteli, özgün ve teknolojik çözümler hakim. Tıpkı dünya gibi Türkiye’yi de saran bu yeni nesil yaklaşımlar insan odaklı bir sektörün olmazsa olmazları arasında neredeyse. Dünya trendlerini takip etmek kadar teknolojiye de yatırım yenilenen ve gelişen bu sektörün hızını yakalamak açısından hayati bir öneme sahip. Bugünün üretim kapasitesi, ürünleri ve hedeflerine baktığımızda dünyada gelişen teknoloji ve yaklaşımları sektöre adapte etme konusunda memnuniyet verici gelişmeler içerisinde olduğumuzu görüyoruz. Bunun en güzel örnekleri ise, bu ayki dosya konumuz içerisinde haberleştirerek sayfalarımıza taşıdığımız otel tekstili & yatak sektörünün en deneyimli ve güçlü markaları… Türkiye’de yeni üretim ve hizmet algılarına ilham vermesini diliyoruz.


oteL TEKSTİLİ & YATAK restaurant 52 hotel & hi-tech

Boydak Holding Projeli Satışlar Müdürü Soner Sakallı:

“Yeniliklerimizle 2014’e de imza atacağız” “Serimize dâhil edeceğimiz yeni teknolojimizle müşterilerimize farklılıkları sunarak geçen yıla göre daha başarılı bir yıl geçirmeyi planlıyoruz.”

T

ürkiye’nin en büyük yatak üreticilerinden İstikbal, her yıl olduğu gibi 2014 yılı için de yeni üretimler ve yeni koleksiyonlarla sektöre imzasını atmaya hazırlanıyor. Üretim, teknoloji ve satış hacmi olarak Türkiye’nin en büyük üreticisi olmanın verdiği güçle; yenilik, konfor, hijyen, teknoloji gibi özellikleri moda kavramları ile birleştirerek en yeniyi en güzel şekilde tüketicilerine sunmayı misyon edinen bir marka olduklarını söyleyen Boydak Holding Projeli Satışlar Müdürü Soner Sakallı ile İstikbal’in otellere yönelik ürünlerini ve yeni dönem yatırımlarını konuştuk.

İstikbal Yatak 2013 yılını nasıl geçirdi, 2014 yılına dair hedefleriniz, projeleriniz nelerdir? Üretim kapasitesi, kullanılan farklı yay sistemleri ve teknoloji alt yapısıyla Türkiye’nin en büyük

yatak üreticisi olan İstikbal, verimli bir yıl geçirdi. Gerek bireysel tüketicilerimize gerekse kurumsal müşterilerimize farklı konseptler ve farklı teknolojiler kullanılarak sunduğumuz yataklarımızın yanı sıra, otel müşterilerimizin özel isteklerine göre tasarlanan yataklarımızla sektörde liderliğini sürdüren markamız, 2014 yılı içinde yeni konsept çalışmalarına devam etmektedir. Boydak Holding çatısı altında kendi alanlarında Türkiye’nin en büyük üretim tesisleri olan; yay fabrikası Boyçelik, kumaş fabrikası Boyteks, sünger fabrikası Form Sünger’in katkılarıyla geliştirilen farklı özelliklerde ve alternatiflerdeki İstikbal markalı yataklarımızla sektördeki lider pozisyonumuzu daha da ileriye taşımak için hizmet etmekteyiz. Farklı yay ve sünger özellikleri, kullanılan kumaş


teknolojisi ile müşteri istek ve beklentileri doğrultusunda hazırlanan modellerimiz 2014 yılı içinde devam etmektedir.

uygulayabileceğimiz ne varsa bu yenilikleri alıp ürünlerimizde kullanmakta ve sektöre yenilikler katmaktayız.

Bu yıl pazarda hangi yeni ürünlerinizle yer aldınız, üretim ve satış hedefleriniz açısından yıl nasıl geçti?

Hizmet verdiğiniz sektörle ilgili değerlendirmelerinizi de almak isteriz.

İstikbal markası olarak ev ve otel mobilyası konusunda birçok ürün grubunda; panel mobilyadan yatak ve bazaya, tekstil ürünlerinden bahçe mobilyasına ve döşemeli ürün gruplarından halı ürün grubuna geniş bir ürün yelpazesiyle hem bireysel hem de kurumsal müşterilerimize hizmet vermekteyiz. Özellikle kurumsal sektörde otel yetkilileri ve mimari ekiplerle istişareli olarak, talepler doğrultusunda özel ürün çalışmaları ve tasarımlara da imza atan İstikbal, gerek kalite politikamız, gerekse müşteri memnuniyeti odaklı hizmet anlayışıyla; gerek müşterilerimizle oluşturduğumuz işbirliği ve sinerji sayesinde verimli bir yılı noktalamak üzeredir. Ayrıca İstikbal olarak öncelikli hedefimiz kaliteli, konforlu ürünler ve hizmet anlayışımızla mutlak müşteri memnuniyeti sağlamaktır. Bu değeri oluşturduğunuz zaman diğer hedefler kendiliğinden gerçekleşmektedir.

2014 yılında sektöre sunacağınız yeni ürünleriniz var mı? İstikbal olarak tasarım ve Ar-Ge ekiplerimizle sürekli olarak, gerek iç pazar gerekse uluslararası pazarlarda; pazar dinamikleri, müşteri beklentileri ve müşteri tercihlerindeki değişimleri takip ederek, ihtiyaçları tespit etmekteyiz. Sahada müşteriyle birebir çalışan ekiplerimiz tüketicilerin nabzını yakından takip etmektedir. Bu doğrultuda elde edilen bilgiler, materyaller ve enstrümanlar teknolojik imkânlarımız sayesinde, müşteri beklentileri doğrultusunda farklılık oluşturacak şekilde tasarımlarımızla buluşturulmaktadır. Her yıl olduğu gibi 2014 yılı içinde yeni çalışmalar ve yeni koleksiyonlara imza atacağız. Serimize dâhil edeceğimiz yeni teknolojimizle müşterilerimize farklılıkları sunarak geçen yıla göre daha başarılı bir yıl geçirmeyi planlıyoruz.

Teknolojiye, Ar-Ge ve Ür-Ge faaliyetlerine yatırım konusunda neler yapıyorsunuz? Üretim, teknoloji ve satış hacmi olarak Türkiye’nin en büyük üreticisi olmanın verdiği güçle; yenilik, konfor, hijyen, teknoloji gibi özellikleri moda kavramları ile birleştirerek en yeniyi en güzel şekilde tüketicilerimize sunmaya çalışan bir markayız. Bu doğrultuda da sektörde ve dünyada yeni olan ve ürün grubumuza

İstikbal olarak halen yurtdışında 70’i aşkın ülkede 300 münhasır mağaza ve 5 binden fazla satış noktasıyla, yurtiçinde ise 750 kurumsal mağaza ile ev mobilyası sektöründe, kurumsal satış ağımız aracılığı ile otel, yurt, hastane gibi birçok alanda faaliyetlerimizi sürdürmekteyiz. Faaliyet gösterdiğimiz sektörün büyük bir pazar olması ve beğeniye dayanıyor olması, İstikbal gibi sektöre yatırım yapan bir marka için avantaj olarak değerlendiriyoruz. Tabii ki, son birkaç yıldır, Tüketicilerimizin sektörde hizmet aldığı üreticilerden ve ürünlerinden beklediği kişisel tatmin, kalite anlayışı, konfor ve koşulsuz hizmet beklentilerinin artmaya başlamasıyla birlikte, büyük markaların değeri daha da ön plana çıkmaya başlamıştır.

Otel yatak sektörü ile ilgili dünyadaki trendler nereye gidiyor? Üretimlerinizde bu yeni trendleri takip ediyor musunuz? Dünya üzerinde yaşanan gelişmeler ve trendler artık herkes tarafından takip ediliyor ve biliniyor. Dünyanın en uzak köşesindeki gelişme ve yenilikler hızla yayılıyor ve tüm ülkelerde uygulanır hale geliyor. Elbette ki dünyanın neresinde olursa olsun, tüm tüketicilerin bedel ödeyerek alacağı ürünlerin; en kalitelisini, en konforlusunu, en sağlıklısını, bize en iyi ve en hızlı hizmet sunandan almayı istiyor ve hak ediyoruz. Her zaman müşteri memnuniyetini ön planda tutan markamız sektörümüzle ilgili gerek iç pazar, gerekse dış pazarlarda tüm yenilikler, gelişmeler, tüketici beklenti ve talepleri yakından takip ederek, tüketicilerimize sunuyoruz. Dünyadaki trendleri izlediğimizde; ergonomi, sağlık ve hijyen odaklı ürünlerin bir adım öne çıktığını görmekteyiz.

Firmanız olarak, otelcilik sektöründe en çok hangi bölgelerde etkinsiniz? Özellikle Türkiye içinde, bölge ayrımı yapmadan tüm pazara hizmet vermeye çalışmaktayız. Ancak bilindiği üzere sayısal açıdan değerlendirdiğimizde Akdeniz, Ege ve Marmara bölgesinde otellerin yoğun olması sonucunda doğal olarak bu bölgelerde daha etkin faaliyetlerimizi sürdürmekteyiz. Ancak son yıllarda Türkiye’nin farklı bölgelerinde, turizm sektöründe yaşanan canlanmalar sayesinde otel yapılanmasında artış göstermesi her bölgeye özel ilgi göstermemizi gerektirmektedir.


oteL TEKSTİLİ & YATAK restaurant 54 hotel & hi-tech

Yatak üretiminde kalite standartlarınız, hijyen algınız, hizmet esaslarınız üzerine neler söyleyebilirsiniz? Uykunun insan sağlığı için önemi yadsınamaz. Düzenli ve dinlenmiş olarak yataktan kalkmak gününüzün nasıl geçeceğinin sinyalini verir. Bu sebeple yatağımızın da vücut anatomimize uygun olması son derece önemli bir etken olmaktadır. Günümüzde tüketiciler konfor ve rahatlığın yanı sıra hijyeni de ön planda tutmaktadırlar. Bu sebeple; farklı yay sistemleri, sünger ve kumaş özelliklerimizi tasarımlarımızda kullanarak uluslararası kalite standartlarına uygun, vücut ergonomisinin ve hijyen özelliğinin ön planda olduğu modeller geliştirmekteyiz. Ayrıca her biri kendi alanında en büyük üretim kapasitesine sahip, sektörünün en modern ve son teknolojilerle donatılmış Boyçelik yay fabrikamız, Boyteks kumaş fabrikamız, Form Sünger sünger fabrikamız ve günlük 5 bin adet yatak üretim kapasitemizle hizmet vermekteyiz. Tüm bu bahsettiğimiz özellikler tüm ürün gruplarımızda olduğu gibi yatak ürün grubumuzda da farklılığımız temel öğeleridir.

Türkiye’deki şehir ve tatil otellerinde tedarik alımında yatak konusundaki hassasiyet ne noktada? Hangi ürünler daha çok tercih ediliyor? Bilindiği gibi Türkiye turizm ve hizmet sektörü tüketiciye oldukça yüksek kaliteli hizmetleriyle dokunmaktadır. Denizinden, kumuna, gıdadan içeceğine, eğlence alanlarından dinlenme alanlarına kadar her alanda hizmet yarışı içinde olan kurumsal müşterilerimiz, rahat uyku sağlama konusunda da müşteri memnuniyetini en üst seviyede dikkate almaktadırlar. Bu sebeple yatak seçiminde, konfor, hijyen ve uyku rahatlığı ön plana çıkmaktadır. Tabii ki hizmetin kalitesi kadar, hizmetin hızı ve alınan ürünlerin fonksiyonel ve dayanıklı olması

da önem arz etmektedir. Gerek İstikbal markası olarak otellere sunduğumuz farklı özelliklerdeki yataklarımız olsun, gerekse otel yetkilileri ve mimari ekipleri ile istişareli olarak tasarlanan özel proje yataklarımız olsun tüm ürünlerimizde bu özellikleri korumanın yanında uzun süre kullanabilecekleri dayanıklı ürünlerimizle de dikkat çekmekteyiz.

TÜRKİYE’NİN EN SEVİLEN MOBİLYA MARKASI YİNE İSTİKBAL Her yıl düzenlenen ve Türkiye’nin en sevilen markalarının belirlendiği araştırmada, ‘Türkiye’nin en sevilen mobilya markası’ kategorisinde Lovemark seçildi. Bu yıl da Türkiye’nin en sevilen mobilya markası seçilmekten büyük onur duyduklarını belirten Boydak Holding Mobilya Grubu Pazarlama Koordinatörü Bilal Uyanık, “Bugün geldiği noktada mobilya sektörünün öncüsü olan İstikbal, gerek kalitesi gerekse ürün gamı ve fiyatlarıyla tüm tüketicilere dokunan ve tüketicilerin kalbinde yer edinen bir marka olmuştur. Türkiye’nin en sevilen mobilya markası olarak da yıllardır bu unvanı taşımaya layık görülmesi bu başarısının bir sonucudur” diye konuştu.



oteL TEKSTİLİ & YATAK restaurant 56 hotel & hi-tech

Sarev Kurumsal Satış Direktörü Aslıhan Başlı:

“2014’te Sarev’i duymayan kalmayacak” “2014 yılı içinde çok büyük yatırımlarımız olacak. Hem ev tekstilinde hem de konaklama sektöründe Sarev ismini duymayan, kullanmayan kalmayacak.”

7

0 yıllık Sarar tecrübesi ve kalitesi kullanılarak Eskişehir’deki fabrikalarında üretimlerini sürdüren Sarev, ev tekstilinden sonra otel ve hastane sektöründe de üretim kararı aldı. Geniş bayi ağı ve konsept mağazaları aracılığı ile yurt içinde perakende müşterileri ile buluşarak lider markalar arasındaki haklı yerini aldıklarını, bununla beraber yurt dışında sektörün dünya markalarına da tesislerinde üretim yaptıklarını anlatan Sarev Kurumsal Satış Direktörü Aslıhan Başlı ile ağırlama sektörüne yönelik yatırım kararlarını, sektörde farklılık ortaya koyan üretim faaliyetlerini ve 2014 yılı planlarını konuştuk.

bornoz setleri, masa örtülerinin yanı sıra yastık, yorgan ve alez gibi kurumsal işletmelerin tüm ihtiyaçları, tüm kalite sertifikalarına sahip ürünleri fabrikamızda üretmekteyiz.”

ÜRETİMDE HATA ŞANSIMIZ YOK 2013 yılında özellikle üründe konfeksiyon kalitesi ve işçiliğini ön planda tutan butik otellerle yoğun çalıştıklarını ifade eden Aslıhan Başlı, “Birlikte çalıştığımız otellerden aldığımız memnuniyet geri bildirimleri bizim için çok önemli. Çünkü otel müşterileri, bizim Sarev ev tekstili koleksiyonumuzun potansiyel müşterileri. Bu nedenle üretimde hata şansımız yok” diyor.

SEKTÖRDE 70 YILLIK BİRİKİME SAHİBİZ “Sarar, 70 yıllık sektör tecrübesine sahip lider bir marka. Uzun yıllara dayanan bu tecrübemiz ve sektörden aldığımız yoğun talepler neticesinde Sarev markası olarak ev tekstilinden sonra otel ve hastane tekstiline yönelik de üretim kararı aldık. Tamamen kendi üretimimiz olan nevresim takımları, yatak örtüleri, throwlar, battaniyeler, pikeler, havlu-

SEKTÖRÜN SARAR’I OLMAK İÇİN ÇALIŞIYORUZ Konaklama sektörüne yönelik üretimlerinde kaliteden asla taviz vermediklerini belirten Başlı, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Piyasada fiyatlar nedeniyle rekabet şansımız azalıyor ama yine de mağazalarımız reyonlarında satılan paketli


ürünlerimiz kalitesinde, kurumsal üretim yapıyoruz. Arkamızda Sarar gibi bir dünya markası var ve biz de bu sektörün Sarar’ı olmak yolunda emin adımlarla ilerliyoruz.”

ÇEKMEZ, TÜYLENMEZ, MATLAŞMAZ ÜRÜNLERE SAHİBİZ Aslıhan Başlı, yaptığı açıklamalarda sektörel sıkıntılara da değinerek, en büyük sıkıntının nevresim takımlarında ortaya çıkan tüylenme ve matlaşma olduğunu söylüyor. Sarev’in farklılığının bu noktada ortaya çıktığını dile getiren Başlı, “Bizim fabrikamızda ürün mutlaka sanfor, merserize gibi işlemlerden geçerek çıkar. Ürünlerimiz çekmez, yıkama sonrası matlaşmaz, tüylenmez” diye sözlerine devam ediyor.

TASARIMDA SIRA DIŞI YAKLAŞIMLAR Son yıllarda otel ve hastanelerin farklılık oluşturmak amacıyla sadece düz beyaz ürünler kullanmak yerine farklı tasarımlara yöneldiklerini anlatan Başlı, tasarım ekibinin hastanelere yönelik çok farklı çalışmaları olduğunu belirterek, “Burada önemli olan kullandığımız baskı ve boyama teknikleri. Yüksek


oteL TEKSTİLİ & YATAK restaurant 58 hotel & hi-tech

ısıya maruz kalacağı düşünülerek, herhangi bir renk değişimi yaşanmaması için farklı bir teknik kullanıyoruz. Oteller ise kendinden desenli kumaşları tercih ediyor. Jakarlı kumaşlar için de tasarımcılarımız çalışmalar yapıyorlar, farklılık ve kalitenin birleşimi, özgün jakar desenlerimizde ön plana çıkıyor” diyor.

YURT DIŞINDA DA ARANILAN MARKAYIZ Aslıhan Başlı, Sarar’ın fuarlara da özel bir ilgi gösterdiğini kaydederek, ekip olarak özellikle yurt dışı fuarları çok yakından takip ettiklerini ve bu sayede birçok büyük otelle çalışma fırsatı bulduklarını söylüyor. Yurt dışında daha detaylı teknik şartnamelerle çalışıldığını ve iyi bir denetim mekanizması işletildiğini ifade eden Başlı, Sarev’in yurt dışında da sektörün aranılan markalarından biri olmanın verdiği sevinci dile getiriyor.

2014 HEDEFLERİMİZ ÇOK BÜYÜK Sözlerini sonlandırırken Sarev’in 2014 yılı yatırım planlarına da değinen Başlı, gelecek yıl içinde markanın çok büyük yatırımlarının olacağını belirterek, “Hem ev tekstilinde, hem de konaklama sektöründe Sarev ismini duymayan, kullanmayan kalmayacak” diyor.



oteL TEKSTİLİ & YATAK restaurant 60 hotel & hi-tech

İşbir Yatak Pazarlama Müdürü Arzu Çopur:

“2014, yatırım yılı olacak” “2014 yılı yeni üründen ziyade 2013 gibi yatırım yılı olacak gibi görünüyor. Önümüzdeki yıllarda bayi ağımızı daha da genişletip, tüketiciye daha yakın olabilmek öncelikli hedeflerimiz arasında…”

İ

şbir Yatak 2013 yılını nasıl geçirdi, 2014 yılına dair pazar hedefleriniz, yatırım planlarınız nelerdir? 2013 bizim için yatırım yılı oldu. Tüketiciyle buluşma noktamız olan Uyku Merkezlerimizi yeniledik. Yıl sonuna kadar devam edecek ve hatta 2014 yılına sarkacak bir proje bu. 2012 yılında Türkiye genelinde yepyeni bir dekor ve yepyeni bir sunum anlayışı ile hizmet vermek hedefiyle yaptığımız ön çalışmaları 2013 yılında hayata geçirdik. Şu ana kadar başta Ankara, İzmir, İstanbul, Bursa ve Antalya olmak üzere birçok ilde Uyku Merkezi dekorlarımız yeni konsept dekorlara dönüştü. Bu proje, içinde, aynı zamanda tüketiciyle buluşma noktalarımızın sayısını arttırmayı ve geçmişte sadece bayilik üzerinden yürüyen perakende ağımıza kendi mağazalarımızı katmayı da içeriyordu. Bu kapsamda, yine başta Ankara olmak üzere Samsun, Sakarya, Gaziantep ve Kahramanmaraş gibi illerde kendi mağazalarımızı açtık.

Bu yıl hangi yeni ürünlerle pazarda yer aldınız, üretim ve satış hedefleriniz açısından yıl nasıl geçti? Elbette yüzümüzü yenilemenin yanı sıra uyku teknolojisi yatırımlarımız da devam etti. 2013 yılında yine pazarda özel bir ürün olacağına inandığımız, içinde patentli özel bir yay sistemi kullanılan, yepyeni bir ürünün ar-ge

çalışmaları da gündemimizdeydi. Dünyanın en büyük yay üreticilerinden biri ile özel bir yay sistemi ile ilgili lisans anlaşması yaptık. Bu yay sistemi öncelikle aynı yatakta farklı vücut özelliklerinde kişilerin kendilerine uygun konforu bulmalarını sağlıyor. Özellikle eşler arası kilo, boy ve yatış pozisyonu farklılıkları, aynı yatakta, herkesin kendine özel konforu bulması ile sorun olmaktan çıkıyor. Bunun yanı sıra içeriğindeki farklı ölçülerdeki yay katmanları hava sirkülasyonunu kolaylaştırıyor ve gece uyku bölünmesine yol açan ısınma ve nemlenme sorununun önlenmesine yardımcı oluyor. Yeni nesil ve çok özel bir ürün. Yakın zamanda tüketiciyle ürünümüzü buluşturduk. Ekonomi özelinde pazarındaki genel sıkıntı elbette bize de yansıdı. Ancak adını baştan yatırım yılı olarak koyduğumuz için 2013, beklentilerimizin karşılandığı bir yıl oldu.

2014 yılında pazara sunmak istediğiniz yeni ürünleriniz, yeni yatırımlarınız olacak mı? Yeni dönemden beklentileriniz nelerdir? 2014 yılı yeni üründen ziyade 2013 gibi yatırım yılı olacak gibi görünüyor. Önümüzdeki yıllarda bayi ağımıza yatırım yapmaya devam edeceğiz. Türkiye genelinde


yaklaşık 40 kadar şehirde münhasır mağazamız bulunmakta. Halihazırda Karadeniz ve Doğu Anadolu’da yaygın olmamakla birlikte tüm bölgelerde yaygın bir şekilde hem sadece “uyku” ürünleri satan münhasır mağazalarda hem de corner bayilerde ürünlerimizi müşteri ile buluşuyoruz. Bayi ağımızı daha da genişletip tüketiciye daha yakın olabilmek hedeflerimiz arasında.

Teknolojiye, Ar-Ge ve Ür-Ge faaliyetlerine yatırım konusunda neler yapıyorsunuz? İşbir Yatak, Türkiye’de Viskoelastik malzeme kullanarak yatak üreten ilk firmalardan. Sünger üretici olmanın verdiği güç ve tecrübe ile açık hücreli, yani nefes alabilen viskoelastik malzemeyi yatak sektörü kazandırmış bir firma. Bugüne kadar “Dünyada gelişen teknolojiyi sektöre adapte etme” misyonu doğrultusunda, bahsedilen kategorilerde yatak ürettiğimiz gibi bu yataklarımızı sektörde ayrıştıran, yataklara kattığımız artı teknolojilerle sağlığına ve konforuna önem verenlerin birinci tercihi olduğumuza inanıyoruz. Kullandığımız “açık hücreli visko teknolojisi”, sadece İşbir Yatak için Türk mühendisleri tarafından üretilen patentli “polimer yay teknolojisi”, tüm yataklarda kullanılan ve ultra hijyen sağlayan lisanslı “Quallofil Allerban” dolgu teknolojisi, yatakların lavanta kokmasını ya da A,C ve E vitamini deposu olmasını sağlayan özel nanoteknoloji ile üretilmiş yatak kumaşları, anti-stres etkiye sahip yatak, at saçı yatak, hindistan cevizi özlü yatak, masaj yapan yatak, sporcular için özel nem tutmayan, dolayısıyla uykuda terleme sorunu önlemeye yardımcı olan yatak, yatak kliması gibi yeniliklerle, her anlamda ve her zaman pazarda yatak modasının öncüsü konumundayız. Bugüne kadar pazara sürdüğümüz ürünlerin özelliklerinden de anlaşılacağı üzere yenilik ve teknoloji yatırımları İşbir Yatak için misyonunun en önemli

parçaları. Holding’in tüm şirketlerinde olduğu gibi İşbir Yatak’ta gücünü ar-ge yatırımlarından alan bir marka. Benzeri birçok yeniliği sektöre kazandıran bir firma olarak yenilikçi yaklaşımlara devam edeceğiz. Otel sektörüne özel, yine 2013 yılının bir projesi olarak, 30 dansite yanmaz dolgulu Terra Alev Almaz Yatak’ı söyleyebiliriz. Alev almaz yataklar, otel, yurt vb. birden fazla yatağın bulunduğu ortamlarda yatağın yanan sigara, kibrit ateşi gibi unsurlarla alev alarak yangına sebep olmasını engellemek amacıyla özel olarak tasarlandı. Alman standartlarına uygun, geç tutuşma ve sigara testleri uygulanan yatağın tüm malzemeleri teknolojinin tüm imkanları kullanılarak kendi tesislerimizde üretiliyor. Terra Alev Almaz Yatak, dış kopitonesindeki tüm katmanların yanı sıra kapama fitili, kulpları dahil içindeki dolgu malzemeleri TS-ENISO 597 - 1 ve TS-EN-ISO 597 -2 standartlarında ve yanmaya karşı dirençli. Alev almazlık özelliğinin yanı sıra uzun süreli kullanıma dayanıklı, deforme olmayan, terletmeyen ve ses yapmayan bir ergonomiye sahip.

Faaliyet gösterdiğiniz sektörün Türkiye’deki genel durumu hakkında neler söylemek istersiniz? Türkiye’deki yatak pazarı ne durumda? Bizim verilerimize göre Türkiye yatak sektöründe yılda 4 milyon yatak satılıyor. Çok oyunculu ve dinamik bir pazar. Yatak pazarının büyüme oranı nüfus artışı ve olağan koşullara bağlı olarak % 5-8 arasında büyüme göstermekte. Pazarda satılan 4 milyon yatağın 1-1.5 milyonu otel ve yurtlar gibi toplu projelerde değerlendiriliyor. Son 6 yılda ciromuz 6 kat büyüdü. Bu hızlı çıkışta İşbir Sünger ve Yatak’ın inovasyona verdiği önem ve yatağı bir promosyon malzemesi değil hayatımızın üçte birini geçirdiğimiz bir sağlık aracı olarak konumlandırması büyük etken. Eskiden yatak sektörü diye bir sektör yoktu. Yatak mobilya yanında çoğu zaman ücretsiz verilen bir yan ürün olarak algılanıyordu. İşbir Yatak olarak, sünger üreticisi olmanın gücü ile kavram olarak yatağı mobilyadan ayırıp, mobilyadan bağımsız ve ayrı özenle değerlendirilmesi ve sağlıklı yaşam için yatırım yapılması gereken bir eşya haline getirmek için ciddi emek harcadık. Bu çabaların sonunda artık istatistiksel olarak değerlendirilebilen bir pazar oluştu.

Firmanız, satış ve pazarlama faaliyetlerinde en çok hangi alanlara ve bölgelere odaklanıyor? Otelcilik sektöründe en çok hangi bölgelerde etkinsiniz? Türkiye genelinde yaklaşık %80’in üzerinde


oteL TEKSTİLİ & YATAK restaurant 62 hotel & hi-tech

penetrasyon oranına sahibiz. Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaygın olmamakla birlikte tüm bölgelerde yaygın bir şekilde hem mümhasır mağazalarda hem de corner bayilerde ürünlerimiz müşteri ile buluşuyoruz. Otelcilik sektörü söz konusu olduğunda da kıyı şeridi yine alımlarda ön planda diyebiliriz. Ama son zamanlarda butik otelciliğin artması ile butik üretim yapan bir marka olarak Türkiye’nin tüm bölgelerinde bir çok butik otelin tercih ettiği bir marka olduk.

Yatak üretiminde kalite standartlarınız, hijyen algınız, hizmet esaslarınız üzerine neler söyleyebilirsiniz? İşbir’i bu anlamda öne çıkaran, farklılaştıran özellikleri neler? Bu konuya en çok yatırım yapan firma olduğumuzu rahatlıkla söyleyebiliriz. Dünyada gelişen teknolojiyi yatak sektörüne adapte etme misyonu beraberinde kalite ve hijyen algımızdan tutun, hizmet anlayışımıza kadar bir çok konuda dünya standartlarını benimsemeyi gerektiriyor. Bunun için yurt dışı lisans anlaşmaları yapıyoruz, ve ürünlerimizde sertifikalı hijyenik hammaddeler kullanıyoruz. Dünyaca ünlü akreditasyon laboratuvarlarında test edilmiş ve onaylanmış bu hammaddelerden biri yataklarımızda kullandığımız anti-mite, anti- mantar ve anti- bakteriyel özellikli elyaflar. Aynı zamanda yataklarımızda kullandığımız süngerler bebek kullanımına uygunluk belgesi sahibi. Şeffaflık, erişilebilirlik, güvenilirlik ve müşteri memnuniyeti hizmet yaklaşımımızın temelini oluşturuyor. Son yıllarda uyku konforuyla ilgili artan sağlık bilinciyle birlikte tüketici eğilimlerinin değişim gösterdiğini gözlemledik. Günümüzde artık tüketici yatmak için herhangi bir marka tercihinde bulunma arayışında değil, özellikleriyle kişisel ihtiyaçlarına en doğru çözüm arayışında. Müşteri, yatağın bir sağlık ürünü olduğu farkındalığı ile tercihini ucuz ve sağlıksız ürünlerden özellikli ürünlere kaydırmaya başladı. Ayrıca sadece

yatak almak dışında, uyku konforunu artırmak adına destekleyici ürünlere olan ilgisi bu fikrimizin destekleyicisi oldu. Yaptırdığımız araştırmalar İşbir Yatak markasını, bilinçli, sağlığına önem veren ve bunun için araştırma yapan tüketicilerin ağırlıklı tercih ettiğini gösteriyor. Aslında bu şaşırtıcı değil. Şirketimizin bilinçli marka stratejisinin bir sonucu. Yıllardır yaptığımız ar-ge yatırımları sonunda yatak sektörüne kattığımız tüm yeni teknolojileri yurt içi ve yurt dışı akreditasyon kurumlarınca sertifikalandırdık. Örneğin tüm yataklarımızda kullanılan elyaflarların mite- mantar ve bakteri oluşumunu engelleyici özelliği Fransa, Amerika, Belçika ve Almanya’daki bağımsız kuruluşlar tarafından sertifikalı ve bu sertifikalar uyku merkezlerimizde ürünlerimizle ilgili bilgi aktarırken müşterilerimize sunuyoruz. Müşteri geri bildirimlerini çok önemsiyoruz. Ürün ve hizmet kalitemizi geliştirmek için paha biçilmez değerde olduğuna inanıyoruz. 7/24 hizmet veren bir tüketici memnuniyet hattımız var. Bu hatta gelen tüm çağrılarla ilgili raporlar ve web sitemize ve sosyal platformlardan ulaşan tüm geri bildirimler, sadece satış sonrası hizmetlere değil, başta pazarlama olmak üzere tüm kritik departmanların yöneticilerine anında iletiliyor. Bu şekilde tüm kritik departmanların müşteri talepleri ve bakış açılarının farkında olmaları sağlanıyor. Gelecek dönemlerde çeşitli sadakat programları ile tüketicilerle bağımızı güçlendirmek yönünde planlarımız mevcut.

Türkiye’deki şehir ve tatil otellerinde tedarik alımında yatak konusundaki hassasiyet ne noktada? Hangi ürünler daha çok tercih ediliyor? Şehir otellerinde hala daha konvansiyonel yaylı yataklar en çok tercih edilen yataklar. Tatil otelleri, butik oteller ve özellikle zincir oteller ise yavaş yavaş tüketicilerinin isteklerine daha fazla kulak verir ve özel reçete çalışır oldular. İnsanlar tüm yıl çalışıp, hatta zincir otellerde yastık menüleri oluşturulduğu görülüyor.



oteL TEKSTİLİ & YATAK restaurant 64 hotel & hi-tech

Galeri Kristal / Maxstyle Genel Müdürü Süleyman Aydın Kaplan:

“Turizmde tekstil projelerinin önü açık” Galeri Kristal bünyesinde 1996 yılından bu yana otellere tekstil tedariği sağlayan Maxstyle; Antalya’da 700 m2’lik showroom alanı ile turizm işletmelerine yenilikçi, kaliteli, özgün ürün ve hizmetler sunuyor.

İ

novatif ürün çeşitleriyle turizm sektörünün ihtiyaç duyduğu kalite ve uzun ömürlülük ilkesini “Otel Tekstil Grubu” ile yansıtan Maxstyle’ın turizm sektörüne sunduğu ayrıcalıklı tasarımları, üretim kıstasları ve hedeflerini Galeri Kristal / Maxstyle Genel Müdürü Süleyman Aydın Kaplan ile konuştuk.

Galeri Kristal’i tanıtarak, Maxstyle markanız, üretim kapasiteniz, ürünleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz? 1996 yılında Galeri Kristal bünyesinde tekstil sektörüne başlangıç yaptık. 2009 yılına kadar ayrı şirket olarak sürdürdüğümüz ticaret hayatını Maxstyle markası ile Galeri Kristal çatısı altına taşıdık. Ana faaliyet alanlarımızı otel ve ev tekstili olarak iki ayrı bölümde sınıflandırabiliriz. Otel tekstilini 1996 yılından bu yana, ev tekstilini ise 2009 yılından bu yana sürdürmekteyiz. Otel tekstilinde endüstriyel tekstil kavramını oluşturduk. Yılda yaklaşık 3 milyon metre kumaş işliyoruz, 500 - 600 ton civarında havlu

satıyoruz. Proje bazlı işlere giriyoruz. Bununla beraber İstikbal Yatakları’nın da endüstriyel yetkili satıcısıyız. Yılda 30 bin yatak satıyoruz. Odada kullanılan perde-yatak örtüsü-koltuk kumaşıyatak-havlu grubu-çarşaf grubu; ayrıca masa örtüsü grubu-banket grubu örtüsü ve süslemeleri-plaj renklendirmeleri-havluları ana konularımız arasında geliyor.

Maxstyle’ın tasarım algısından, yenilikçi yaklaşımlarından, üretim esaslarından da bahseder misiniz biraz? 2010 yılında otel ve ev tekstili konularında hızlı bir üretime geçme isteğiyle markalaştırdığımız Maxstyle, kısa zamanda 7000 m2’lik Antalya showroomu ile hizmet sunmaktadır. Türkiye genelinde 280 bayinin temsilciliğiyle, keyif ve konfor odaklı bir hizmet sunan Maxstyle, marka yöneticilerinden ekibine kadar Ar-Ge departmanlarıyla sürekli iletişim halinde faaliyetlerini sürdürmektedir.



oteL TEKSTİLİ & YATAK restaurant 66 hotel & hi-tech

Dünya trendlerini yerinde takip ederek, teknolojiye yatırımdan asla vazgeçmeyen bir anlayışımız; her gün yenilenen ve gelişen tekstil sektörünün hızını, gerçekleştirdiği inovatif katkılarıyla yakalayan bir çalışma metodolojimiz bulunmakta. Farklı teknolojileri kullanarak, standart dışı üretim ebatlarında ve desenlerinde fark oluşturan markamız, bunu tasarımın gücüne inanarak yapmaktadır. Özellikle tekstil sektöründe tasarıma ve tasarımcıya duyulan yoğun ilgi, hedef kitlenin satın alma sürecini etkileyen tasarım gücü, ürünlerimizin en dikkat çekici noktalarından biridir. İnovatif ürün çeşitleriyle turizm sektörünün ihtiyaç duyduğu kalite ve uzun ömürlülük ilkesini “otel tekstil grubu” ile yansıtan markamız, sektöre ayrıcalıklı tasarımlarıyla hitap etmektedir. Nevresimden perdeye, yastıktan yorgana, plaj havlusundan tesis halısına kadar akla gelebilecek her dokunuşa Maxstyle imzasını koymuştur. . Yenilikçi, kaliteli, özgün ürün ve hizmetiyle uluslararası alanda da adını duyuran markamız bugün Almanya, Fransa, Azerbaycan, İran ve Kuzey Irak başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde de beğeni kazanmıştır.

Bugüne kadar hangi turizm projelerinde yer aldınız? 2009 yılından bu yana 70’e yakın otel projesinde yer aldık. En önemlileri arasında Delphine Imperial Hotel (900 oda) Vikingen Infiniti (900 oda), Colours Otel, Otel

Su Dream World, Sultan Of Dreams, Crown Serenty, Grand Park Lara, Vertia Otel, Diamond Hill Otel, Alva Donna Otel bunlardan birkaçıdır. Tabii bunlara ek olarak bünyemizdeki Crystal Otelleri atlamamak gerekir.

Toplam faaliyet alanınız içinde turizm sektörünün payı ne kadardır? Bundan sonraki dönemde turizm sektörüne ilişkin planlamalarınız nelerdir? Toplam faaliyetlerimiz içerisinde otel tekstili %70’lik bölümü oluşturuyor. Uzun vadede yurt dışı projelerinde yer almak istiyoruz. İran’da bir otel grubu ve Azerbaycan-Küba’da otel projelerimiz mevcut. 1985 yılında başlayan turizm yatırımları her 7 ile 10 yıl arasında renovasyona girmektedir. Bu demektir ki, turizm sektöründe tekstil projelerinin önü açıktır.



restaurant iş’te kadın 68 hotel & hi-tech

Turizme yüreğini koyan kadın:

Fotoğraflar: Hakkı Günerkan

Hülya Aslantaş


“Benim tek derdim, ülkemi en iyi şekilde tanıtmak oldu. Bunun için ne gerekiyorsa dün olduğu gibi bugün de yapmaya hazırım. Bu işe yüreğimi koymuşum zaten.”

T

ürk turizminin gelişimini adım adım yaşamış biri o. Acenteciliğin kağıt biletli günlerini de gördü, bir telefon hattı bağlatma uğruna geçen ömürlük saatleri de… Bir oda, bir daktilo ile başlayan acentacılık serüveninde hep çok sevmek, azmetmek ve çalışmak vardı. Turizm, gerçek bir “izm”e dönüşürken bile o hep bir adım ötesine koştu. Ve neyi hayal ettiyse o oldu. Önce Universal Turizm’in kurucusu, Skal Türkiye Başkanı… Sonra hayali ile yatıp kalktığı Skal 2009 Dünya Başkanlığı… Türkiye turizminin değerli isimlerinden, Universal Turizm Yönetici Ortağı ve Skal 2009 Dünya Başkanı Hülya Aslantaş ile Skal Dünya Başkanlığı’na uzanan turizm yolculuğunu, hayallerini ve unutulmaz anılarını konuştuk.

Hülya Hanım, Skal Dünya Başkanlığı’na uzanan turizm yolculuğunuz nasıl başladı, anlatır mısınız? Ben Türk turizminin gelişimini adım adım yaşamış biriyim. 1972’li yıllardı... Boğaziçi Üniversitesi’nde İşletme eğitimi görüyordum. O dönem üniversitelerde bir turizm bölümü bile yoktu. Benim en büyük şansım, iş hayatına okula giderken başlamam oldu. Üniversite ikinci sınıftayken babamın yönetim kurulu başkanı olduğu Hastaş Turizm acentesinde çalışmaya başladım. Hiç unutmam, “Gel burada biraz oyalan, işi öğren” demişti babam. Aynı zamanda THY’nin acentesi olan bu şirkette işe bilet keserek başladım.

Hatırınızda kağıt biletlerin kesildiği acente günlerinden bugüne neler kaldı? Turizmin bir sektör bile olmadığı 70’li yıllar çok enteresandı. Sadece gezmekten ibaret olan bir “izm”... Turizm bilincinin henüz yeşermediği, toplam 45 bin yatak kapasiteli bir dönem bahsettiğim. Rodos Adası kıyaslaması durumu çok daha net bir şekilde ortaya koyar, Türkiye turizminin yatak kapasitesi neredeyse bir Ada’yla eşdeğerdi. Hatta “Sadece Rodos Adası’nda 45 bin yatak var, koca Türkiye’de 45 bin yatak olacak iş mi?” diye havada uçuşan bir sloganı bile vardı. Bugün hangi otel müdürünün telefonunu ezbere bilirsiniz? Anadolu turlarında kullandığımız otellerin adını, sanını, genel müdür telefonlarına kadar ezbere bilirdik. Çünkü Türkiye turizmi 5-10 müessese ile ancak yürütülüyordu.

Turizme yeni başlayan biri olarak o günlerde siz nasıl bir yol çizdiniz kendinize? 1972 yılından bugüne daima turizmin acente bölümünde oldum. En önemli misyonum, ülkemize gelen misafirlere Türkiye’yi en iyi şekilde tanıtmaktı. Bugüne gelen süreçte ülkemiz 45 bin yataktan 1 milyon sayısına ulaştı. Serüvenin en canlı şahitlerinden biri oldum ben. O büyümeyi, gelişimi yaşamak bambaşka bir duygu. Düşünün, telefon rehberine dahi bakmaya lüzum görmediğiniz bir dönem. O gün Pamukkale ya da Kuşadası oteliyle konuşmak için telefon yazdırıyorsunuz, nerede kalmış cep telefonları? Yıldırım yazdırsak bile bağlanması tam iki günü alıyor. Telefonu kaldırıyorsunuz hat gelmez, saatler boyu beklersiniz. İlk zamanlar Amerika’dan rezervasyonları mektupla alırdık, hem de daha bir sene öncesinden.

Bir yandan okul, bir yandan acentecilik faaliyetleri. Sonraki süreç nasıl gelişti? 22 yaşındaydım. Okul biterken, kendime çok fazla yüklendiğimi, mesuliyet aldığımı fark ettim. Yaşım ve tecrübemin üzerinde işlerin mesuliyeti altındaydım. Sınıf arkadaşlarım bile hatırlamıyordur beni, okula o kadar az gidiyordum ki… Hayat üniversitesinde koşturup durdum. Ama okulda öğrendiklerinizi pratikte görmek için de müthiş bir fırsattı. Eğitimimi çalışma hayatıyla o kadar iyi harmanladım ki, profesyonel hayatımda çok büyük faydalarını gördüm. Okul bittikten sonra Trans Orient Grubu’na geçtim. Aile dışı bir işti. Fransız ağırlıklı çalışan köklü bir acente idi. Rahmetli Ferit Epikmen çok değerli bir patrondu, yaklaşık 7 yıl birlikte çalıştık.

INCOMING’DEN BAŞKA BİR ŞEY DÜŞÜNMEDİM Ben artık turizmdeki yolumu çizmiştim, incoming yapıyordum ve başka bir şey de yapmayı düşünmüyordum. Arada outgoing de yapıyordum ama onu hiçbir zaman uzmanlaşma alanı olarak görmedim. Daha sonra 1981’de eşimle evlendim. O da bir


restaurant iş’te kadın 70 hotel & hi-tech

işletmeciydi ama turizmle hiçbir ilgisi yoktu. Bir süre daha Trans Orient’te çalışmaya devam ettim. Her zaman şunu söylemişimdir, bu sektörde insanlar önce birlikte çalışır, sonra ayrılırlar. Sene 1984, birgün Trans Orient’in patronu Ferit Bey “Hülya artık sen oldun, büyüdün, bu işi çok iyi öğrendin, artık kendi acenteni açma vaktin geldi” dedi. “Burası senin evin, ben sana her zaman destek vermeye hazırım, buradaki işlerini de götürebilirsin” diye devam etti. Bu işi yapan iyi bilir, turizmde insanlar ortak olarak yola çıkarlar, sonra menfaatler çatışır ve bir şekilde yolları ayrılır. Ama bizim ayrılışımız çok farklı oldu. Ferit beyi her zaman Saygı ve rahmetle anıyorum. Akabinde eşim ve ben bir oda, bir daktilo ilk büromuz olan Universal Turizm’i İstanbul’daki Otim’de açtık. Ankesörlü telefondan jetonla THY’den rezervasyon istiyorduk. O günlerde yoğun bir şekilde Rusya ve Polonya ile çalışıyorduk. Sovyet blokundan turistler deyince kimse bu insanların hizmetine önem vermiyordu. Amerikalı da turist Polonyalı da aynı sonuçta. Cep harçlığı verirdik ellerine. Turistlere kendi lisanlarında broşür, guide, harita verdik. Bunları yapa yapa Polonya’da en çok iş alan acenta konumuna geldik. Bütün devlet acentaları bizimle çalışmaya başladı ve nitekim 1988’de 45 bin kişiye hizmet veren bir acenta haline geldik. Bütün bunları yaparken kalite benim en önemli kıstasım oldu. Üstelik kalite illa ki en pahalı demek değil; özen gösterilen, düzgün yapılandı. Ve biz bu şekilde büyüdük.

1993’de İstanbul’ yaılan Skal dünya kongresinin ve İstanbul Skal’ın genel sekreteri oldum. 1.700 kişiyi İstanbul’da ağırladık. Hafızalara kazınan bir organizasyon oldu o. Bu toplantı vesilesi ile Skal’ın entarnasyonal boyutunu da tanımış oldum. Şu an Onur üyesi olan Somer Özkök dışında Türkiye’den henüz hiç kimse dünya Skal yönetimine girememişti. Bir de rahmetli Ömür Çağlar direktör seçilmesine rağmen 2-3 yıl sonra vefat etti. İkisi de başkan olamadı ne yazık ki. Biz Dünya Skal yönetimini ulaşılmaz görüyorduk o dönemler. Onlar da etten kemikten ve biz aslında onlardan daha çok şey biliyoruz. 1998’de İstanbul Skal Kulübü’nün başkanı oldum. Ben biraz iddialıydım herhalde. En büyük dayanağım şu oldu, sektörde TUROB ve TÜRSAB gibi birçok örgüt var ama sadece kendi sektörlerini ilgilendiren işler yapıyorlar. Skal ise turizmin her kolunu toplayan bir çatı örgütü. Türkiye ve dünyada turizmin gerçek sivil toplum örgütü, Skal. Bunun bir ikincisi daha yok. O yıllarda turizmin ilk birlikteliği de olsa Skal eski arkadaş cemiyeti olarak kalmış. Ama bugünkü anlamda Skal’ın öneminin artması lazım. Çünkü turizmin gerçek düşünce platformu biziz. Bugün Skal’ın Türkiye’deki üye sayısı 1.100. Hedefimiz bu sayıyı 1.500’e çıkarmak. Şu anda 15 kulüp var. Dünyada 20 bin üyeye doğru gidiliyor. İstanbul başkanı iken de aynen böyle düşünüyordum. Skal, bir düşünce platformu olarak kalmalıydı. 2 yıl boyunca başkanlık yaptım.

O dönemden unutamadıklarınız var mı? Universal Turizm büyürken turizmde neler yaşanıyordu? Turizm de yaşanan gelişmelerle beraber yavaş yavaş “izm” oluyordu. Acentalar çoğaldı, oteller arttı. Zaten rahmetli Turgut Özal ile düğmeye basılmıştı. Derken Türkiye’de liberal ekonomi değişikliği yapıldı. Biz onun en vahşi halini Türkiye’ye adapte ettik. Yap et ne olursa olsun mantığı. Skal o zamanlar devreye girmeye başladı ve ben Skal üyesi oldum.

Skal’la tanışma hikayenizi biraz daha detaylı anlatabilir misiniz? Ben hayatta çok şeyi erken yaşadım. 1976 yılı ve bizim Polonya ile yoğun çalıştığımız bir dönem, yanımızdaki binada Lot Polonya Havayolları vardı. Müdürü Mr. Zaluska beni Skal’a misafir olarak davet etti. Derken o yıl üye oldum. Kadınların kulübe kabul edilişi ise 70’li yılların başına denk gelir. Ağırlıklı erkek egemen bir kulüptü. Türkiye’de kulübe giren dördüncü kadınım ben. Süreç yönetim kurulu sekreterliği ile başladı. Uzun yıllar fahri görevler yaptım. Yönetim kuruluna girişim, 1992 yılıdır.

Yıl 1998, Cumhuriyet’in kuruluşunun 75. yılı. 75, benim hayatımda önemli bir rakamdır. O yıl çok büyük kutlamalar yapıldı. Biz de Skal olarak, turizmde kaliteyi ön plana çıkaran bir ödül sistemi getirdik. Çünkü bu ödül, turizmde kalite olgusunu hatırlatması ve devamlılık arz etmesi açısından önemli bir adım olmuştur. Herhalde bu benim yaptığım en başarılı işlerden bir tanesi olmuştur. Bir başka unutamadığım anım, yine 75. yıl ile ilgilidir. Bu tarih benim Dünya Skal başkanı olduğum 2009 yılı yani Skal’ın da 75. kuruluş yıldönümüne denk gelmişti. Skal’ın kurulduğu yer olan Paris’te bir kutlama organizasyonu yapmak istedik. Bunun için en anlamlı yer, Assamble Nasyonal’in tarihi salonu idi. Bütün dünyadan eski başkanların katılacağı büyük bir organizasyon hayal ettim. Bununla beraber ülke turizm bakanları da katılacaklardı. Fransız Parlementosundan bu onayı almak imkansızı başarmaktı ama sonunda oldu. Aynı şekilde diğer evsahibi de bizim Turizm Bakanımız oldu. Ancak maalesef, son dakikada Ankara’da meydana gelen politik bir hadise sebebiyle eski Kültür ve Turizm Bakanımız Ertuğrul Günay


katılamadı. O katılamayınca Fransa Turism Bakanı da konfirme ettiği halde gelmedi. Yine de yaptık, mühim olan Türk ve Fransız bayrakları altında bu kutlamayı gerçekleştirmiş olmaktı. Senato başkanı ile birlikte bizim bayrağımızın önünde bir Türk Hanım ile evsahipliği yaptı tüm organizasona. Nasıl söyleyeyim, o gece gerçekten bir başka uyudum.

VE SKAL DÜNYA BAŞKANLIĞI… 2000 yılına geldiğimizde ise, Türkiye Skal organizasyonu beni entarnasyonal düzeyde temsilci olarak seçti. Çok hızlı yükseldim. Skalite projesini götürdüm, genç Skal’ları başlattık ve 2004’de dünya yönetim kuruluna seçildim. Hayal bile edemeyeceğim bir nokta idi bu. Hayatımı verdim desem abartmış olmam sanırım. Şimdi baktığımda Türk insanın çok daha gelişmiş olduğunu görüyorum. Türkiye olarak zengin bir ürün çeşitliliğine ve kültürel birikime sahibiz. Biz farklı ve çok yönlü bakabiliyoruz. Bunları görünce Türkiye’den ilk başkan olacağım diye bir hedef koydum kendime. Ama tabii adaylığınızı Türkiye’den koymak ve bir de kadın olmak durumu biraz daha zorlaştırıyordu. Nihayetinde zoru başararak 2008 yılında Skal Dünya Başkanı seçildim.

yapılması gereken bir aksiyon planı bıraktım. Benim söylediğim cümlelerle Skal’ın çehresi değişti, dünyada da yeni kan ve enerjiyle yeni atılımlar yapılmaya başlandı. Buradaki en büyük sıkıntı, görevin bir yıl sürmesi idi. 3-4 sene kalabilseydim Skal’ı dünyada uçururdum. Bu arada Türkiye’de çok güzel bir Skal ailemiz oldu. Bütün bu enerjiyi Türkiye’deki Skal’lar kaptı. Skal’ın hakkını vermeye çalışıyoruz. Bundan 2 yıl önce Türkiye’deki tüm kulüpleri federasyon çatısı altında topladık. Bütün bu işleri yaparken, Allah insana bir güç veriyor, üçüncü bir iş daha çıktı. 1990’ların başında meydana gelen Körfez Krizi ile başlayan bir süreçtir. Tax Free diye bilinen turistlere KDV iadesi yapan bir sistemi Türkiye turizmine kazandırdık. Turizmin gelişmesi için bu tip enstrümanlara ihtiyaç olduğu düşüncesinden yola çıktık. 1991’den 1995’e kadar bu işin mevzuatını takip ettim. 1995 yılında tebliğ çıktı, Türkiye’de turistlere KDV iadesi sunan sistemi getirdik. Bu çalışmayı tanıtıcı yayınlar, haritalar, guide’lar ile devam ettirdik. Şu anda Türkiye’de 7- 8 bin mağazada bu hizmeti sunuyoruz.

O anda neler hissetiniz, bizimle paylaşır mısınız?

Bugünden geriye baktığınızda şimdi neler hissediyorsunuz?

Hayatımda olmak istediğim, serüvende gelebileceğim en son nokta idi belki de. O kadar tırnaklarımla kazıyarak, çalışarak, hak ederek ulaştım ki, ifadesi çok zor. Büyük bir onur… Ben yoktum artık, Türk bayrağını gururla dalgalandırıyordum. Her attığım adım ülkemi temsil etmek içindi. Biliyorsunuz, Skal Dünya Başkanlığı’nın süresi bir yıl. Bu bir yıl içinde öyle bir proje geliştirmeliydim ki, Hülya’dan öncesi ve sonrası denmeliydi. Bunu da başardım. Bütün dünyayı dolaştım. Önemli bir kuruluşuz ama bu konuda farkındalık yok, Skal’ı yeniden pozisyonlandırmalıyız. Bütün bunların hazırlığını yaptım ve arkamdan miras bırakır gibi

30 yıl çok uzun ve yorucu geçti. Yaptığım her şeyi heyecan duyarak ve severek yaptım. Tabi bir de 20002004 yılları arasında TÜRSAB Başkan Yardımcılığı görevini yürüttüm. Bu sürede yaşamaya vakit kaldı mı, kalmadı. Şimdi baktığımda yaptıklarımdan büyük bir haz duyuyorum. Hayatta hedeflediğim, olmak istediğim her şeyi layıkıyla başarmışım. Ama tabii ülkeme daha faydalı olabilir miydim, olurdum mutlaka. Turizm politikalarımız için çok büyük hedeflerim vardı, hala içimdeler. Benim tek derdim hep, ülkemi en iyi şekilde tanıtmak oldu. Bunun için şimdi de her şeyi yapmaya hazırım. Bu işe yüreğimi koymuşum zaten.


restaurant yeni mekan 72 hotel & hi-tech

Konfor, lüks ve tarihi yarımada… Köşebaşı Restaurant açıldı İstanbul’un en iyi kebap restoranı Köşebaşı, Laleli Darkhill Hotel’de açıldı. Teras katta bir tarafı tarihi yarımadaya, bir tarafı ise eşsiz Marmara Denizi’ne bakan Köşebaşı, Laleli’de açılan ilk ve tek “fine dining” restoran olma özelliği taşıyor.

K

öşebaşı, klasik kebap restoranı anlayışını yıkarak bir devrim yaratmış ve Türk mutfağındaki değişimin öncülüğünü üstlenmiş, dünyada en çok tanınan Türk restoranı. 18 yıldır, Türkiye ve dünyanın önemli ülkelerindeki şubeleri ile geleneksel lezzetleri modern sunumlarla birleştirerek günümüze taşıyan Köşebaşı’nın son şubesi Laleli Darkhill Hotel’de açıldı.

LALE’NİN İLK VE TEK “FINE DINING” RESTORANI Dünya standartlarında hizmet kalitesine sahip, ünlü Time dergisinin “İstanbul’daki en iyi kebap


restoranı” olarak seçtiği Köşebaşı’nın Laleli Darkhill Hotel’ roof’undaki restoranı, diğer restoranlardan özel bir yere sahip. Darkhill Hotel’in teras katında bir tarafı tarihi yarımada manzarasına, diğer tarafı ise eşsiz Marmara Denizi’ne bakan Köşebaşı, o lokasyonda açılan ilk ve tek “fine dining” restoran. Son yıllarda gerçekleştirilen organizasyon ve altyapı çalışmaları ile yükselen merkezlerden biri haline gelen Laleli ve çeperinde, uluslararası standartlarda hizmet veren tek restoran özelliğine sahip.

Köşebaşı Restaurant Sahibi İsmail Dark

KEBABIN EN İYİSİ Dekorasyonundan sunulan hizmete kadar her aşaması dikkatle ve özenle tasarlanan Köşebaşı Laleli’de, alanındaki en iyi şefler, düzenli eğitimlere tabi tutulan personeller görev alıyor. 2008’den bu yana hizmet veren Darkhill Hotel’in seçkin ortamı, uluslararası marka Köşebaşı ile daha da zenginleşiyor.

Köşebaşı Laleli’nin mönüsünde diğer şubelerde olduğu gibi başlangıçlar; mezeler, spesyal et yemekleri, kebaplar, tatlılar ve dünya mutfağının seçkin örnekleri ile deniz ürünleri yer alıyor. 100’er kişilik üst ve 200 kişilik alt kat oturma kapasitesiyle hizmet veren Köşebaşı Laleli, özellikle civardaki öğlen ve akşam yemek organizasyonları için kurumsal firmaları, Türk kültürünü simgeleyen kebabın “en iyisini” arayan turistleri, eşsiz manzarası eşliğinde keyifli bir gece geçirmek ya da sadece cafe bölümünde kahvesini yudumlamak isteyen yerli yabancı tüm misafirleri ağırlamayı hedefliyor.

ŞIK DEKORASYONLU Haftanın her günü 12:00 - 23:30 arasında hizmet veren Köşebaşı Laleli’de, yazın açılan, kışın kapanan geniş, cam terası ile ferah ve huzurlu bir ortamı yakalamak mümkün. Şık dekorasyonu, geleneksek mutfağı, modern sunumları, sıcak atmosferi ve her zevke hitap eden lezzetleri ile Köşebaşı Laleli, unutulmaz bir deneyim yaşamak için İstanbul’daki birkaç adresten biri olmaya aday.


restaurant yeni mekan 74 hotel & hi-tech

“Balıkev Mutfak” Etiler’de Balık kültürünü baştan aşağı değiştiren Balıkev Mutfak, İstinye Park Aqua Florya ve City’s Mahalle şubelerinden sonra 20 yıllık deneyimini Nispetiye Caddesi’ne taşıdı.

B

alık kültürünü baştan aşağı değiştirme misyonuyla 2007 yılında hizmet vermeye başlayan Balıkev, İstinye Park Aqua Florya ve City’s Mahalle şubelerinden sonra Etiler Nispetiye Caddesi’nde de yerini aldı. Ünlü Mimar Ali Türker’in sihirli dokunuşlarıyla tasarlanan mekanda balık yemenin rengi de konsepti de değişiyor. İç mimarisinde renkli ahşap malzemeler kullanılarak tasarlanan mekan, 80 kişilik oturma kapasitesiyle Etiler’e daha şimdiden farklı bir soluk kattı.

SADECE ET YEMEK ZORUNDA DEĞİLSİNİZ! Sıcak salataları, balık köftesi, kremalı mantar soslu

somon, balık çorbası ve diğer lezzet inovasyonlarıyla şehir hayatının temposuna uygun, sağlıklı bir beslenme vadeden Balıkev Mutfak, “Etiler’de artık sadece et yemek zorunda değilsiniz.” diyor. “En kaliteli balık en pahalısıdır” anlayışını tamamen yerle bir eden Balıkev’de balık kokoreçten ahtapot tandıra kadar hiç tatmadığınız lezzetleri tatma imkanı bulabilirsiniz. Deniz kıyısında balık yeme kültürü ve alışkanlığına alternatif getiren Balıkev, çok kısa bir sürede İstanbullular’ın uğrak noktası haline geldi. Akşamları Boğaz’da balık yeme kültürüne karşın, günün her saatinde balık yenebileceğini sıradışı menüsüyle ve bulunduğu lokasyonları ile kanıtlayan Balıkev, uygun fiyata dileyene klasik tatlar, dileyene yeni ve farklı lezzetler sunuyor.



restaurant yeni mekan 76 hotel & hi-tech

Lezzetin yeni adı:

Ruga

Otelcilik sektörünün köklü markalarından Sürmeli Hotel İstanbul geleceğin restoranı Ruga’da dünyaca ünlü Michelin yıldızlı şeflerin iddialı mönüleriyle lezzet şöleni yaşatıyor.

T

ürk otelciliğinin ilk 5 yıldızlı otellerinden olan Sürmeli Hotel İstanbul, sahip olduğu 40 yıllık otelcilik deneyimi ile çağdaş ve güncel uygulamaları birleştirerek yenilenmeye devam ediyor. Renovasyon çalışmalarını tamamlayarak yeni yüzüyle misafir ağırlamaya devam eden Sürmeli, yılların getirdiği köklü tecrübesini yeni açtığı Ruga restoranı ile sunuyor.

DEKORASYONDA KONFOR VE RAHATLIK Dekorasyonda rahatlık ve konforu ön planda tutan Ruga’nın kırmızı ve ahşap malzemelerden oluşturulmuş eşsiz mimarisi, Arkea Mimarlık, Ufuk Akgün ve Y. Burak Yüksel’ e ait… Klasik ve modern tarzı aynı çatı altında birleştiren Ruga, toplamda 156 kişilik restoran kapasitesi ve üzeri tamamen açılabilen dış mekan sahip. Açık mutfak konseptinde tasarlanmış dekorasyonu ile tam hizmet sunan Ruga, her gün saat 07:00 – 10:00 saatleri arasında açık büfe


kahvaltı sunuyor. Ruga’nın a la carte servisi ise gece 01:00’a kadar devam ediyor.

DÜNYA ŞEFLERİNİN YORUMLARIYLA ÖZGÜN LEZZETLER Ruga, Akdeniz ve Osmanlı mutfaklarının eşsiz tatlarını kendine has tarz ve lezzetleri öne çıkararak sunuyor. Dünyanın en özel mekanlarında ve en iyi aşçılarıyla birlikte şeflik yapmış olan ödüllü Mutfak Koordinatörü Uğur Alparslan, birbirinden farklı tatların bulunduğu Akdeniz ve Osmanlı mutfağının karması ile her damak zevkine hitap eden Ruga’yı, bu sezon İstanbul’ un önemli adreslerinden birisi olmaya hazırlıyor.

YEMEKLERİN HEPSİ ORGANİK Mönüde bulunan tüm yemeklerin organik malzemeler ile hazırlandığı Ruga’nın öne çıkan

lezzetleri arasında, Kuinoa salatası, Kestaneli Kuzu Fileto, 28 gün dinlendirilmiş dana pirzola, Vişneli Etli Yaprak Dolması, Safranlı ve Altın Yapraklı Risotto, Baharatlar ile Aromatize edilmiş Taze Kuşkonmazlı Istakoz, Şişe Takılı Defneli Kılıç Balığı, Süzme Saray Aşuresi ve ev yapımı lokum çeşitleri bulunuyor.


restaurant yeni mekan 78 hotel & hi-tech

Coffeeway İstanbul’da Avrupa’nın ünlü kahve zinciri Coffeeway, İstanbul’da açmış olduğu iki farklı konseptdeki mekanı ile Türkiye pazarına girdi.

C

offeeway, Avrupa ve Asya Yakası’nda geçtiğimiz günlerde açtığı iki yeni dükkan ile Türkiye’de. İlki “Coffeeway Kahve Dükkanı” konsepti ile Nişantaşı’nda, bir diğeri “Coffeeway Kahve-Bar” konsepti ile Caddebostan İskele sokakta yer alıyor. Önümüzdeki aylarda çeşitli noktalarda yeni Coffeeway’ler açarak, Türkiye’deki zincirini de genişletmeyi planlayan markanın kişiye özel seçenekli ürünleri tadılmaya değer!

COFFEEWAY KAHVE TUTKUSU Köklü kahve kültürüne sahip Türkiye’de kahve tüketimi her geçen gün artarken Coffeeway ile kahve tutkunuz artık ulaşabildiklerinizle sınırlı kalmıyor. Yapacağınız tek şey, Coffeeway’in özenli ve sıcak ortamında dünyanın dört bir köşesinden getirilmiş en kaliteli kahve çekirdeklerinden seçmek ve uygun şekilde öğütülmelerini beklemek. Coffeway farklı tat ve aromalardaki birbirinden özel kahvelerini uzman baristaların servisiyle özlediğiniz kriterlerde sunuyor. Rahatlatıcı ve zevkli bir mola için Coffeeway’e uğrayanlar lezzetli pasta ve kurabiyelerle kaçamak yapma fırsatını da buluyorlar. Coffeeway’in, evlerdeki kahve keyfi için damak tatlarına uygun kahveyi seçmede yardımcı uzman ekibi baristalar, seçilen kahvenin evdeki makinaya uygun öğütülmesini de sağlıyorlar.

COFFEWAY… TAKE AWAY Coffeeway sabahları işinize giderken, akşamları evinize dönerken veya yürüyüşe çıktığınızda, uğrayıp kahvenizi yanınıza alacağınız önemli bir nokta! Kısacası “take away your coffeeway”... Coffeeway’de kişiye özel taze öğütülmüş yüksek kalitede kahvelerin yanısıra kahve ile ilgili herşeyi bulmak mümkün. Kahvelerin tazeliğini koruyarak saklamak, uygun ve doğru şekilde hazırlamak ve ikram etmek için konusunda uzman markaların gereçleri de beğeninize sunuluyor. Orijinal model ve renklerde espresso makinaları, presli kahve makinaları, ibrikler, saklama kutuları, öğütme değirmenleri, Türk kahvesi, espresso ve cappuccino fincanları, kupalar, bardaklar ve tepsiler…



Fotoğraflar: Hakkı Günerkan

restaurant şef’in gözünden 80 hotel & hi-tech

Turizmin kıdemli aşçısı: Wyndham İstanbul Petek Hotel Executive Chef

Sedat Özkan İstanbul Güneşli’de bu yıl hizmete açılan Wyndham İstanbul Petek Hotel, mutfağını turizmin kıdemli başaşçısı Sedat Özkan’a emanet etti. Turizm sektöründe uzun yıllara dayanan bilgi ve deneyimini Wyndham Petek İstanbul misafirleriyle paylaşan Sedat Özkan’ın profesyonel mutfağından tadına doyulmaz lezzetleri keyifli bir söyleşi ile sayfalarımıza taşıdık.


W

yndham Grubu otellerinin Güneşli’deki yeni adresi, Wyndham İstanbul Petek’in restoran menüsü her türlü damağa hitap edecek zenginlikte misafirlerine servis ediliyor. Beş yıldızlı otelde tamamen misafir ihtiyaç ve beklentilerine hitap edecek nitelikte bir proje hazırladıklarını anlatan Sedat Özkan, “Restoranımızda açık büfe kahvaltı, öğle yemeği ve akşam yemekleri servisi verebiliyoruz. Ayrıca Türk ve uluslararası a la carte menü servisimiz mevcut. Restoranımızda gruplara yönelik set menü servisimiz de bulunuyor” diyor. Profesyonel Şef Sedat Özkan için menüyü en kaliteli ve ihtiyaca cevap verecek nitelikte hazırlamak bir şefin en vazgeçilmez görevi. Otel mutfaklarında tüm menülerin bu amaca yönelik hazırlandığını ve her türlü mutfağa hitap ettiklerini anlatan Özkan, “Restoran menüsü oluştururken hedef

kitleye de önem veriyoruz. Bir business otel olarak mutfağımızda her türlü damak tadına uygun lezzetler çıkarıyoruz. Bizde Türk-Osmanlı mutfağı da var; İtalyan, İspanyol, Meksika mutfakları da var” diyor.

TÜRK MUTFAĞININ YERİ FARKLIDIR Usta şefe kişisel tercihini de soruyoruz. Dünya mutfakları arasında Türk-Osmanlı mutfağının önemli bir yer teşkil ettiğini anlatan Özkan, “TürkOsmanlı mutfağını daha çok tercih ederim” diyor. Bunun geleneksel Türk mutfağının tanıtımı açısından önemli olduğunu belirten Özkan, “Biz de otelimizin açık büfelerinde Türk ve Osmanlı yemeklerini servis ediyoruz” diyerek sözlerine şöyle devam ediyor: “TürkOsmanlı mutfağı hem lezzet hem zenginlik açısından eşsiz..”

YEMEK TARİFİ HAZIRLAMAK ONUN İŞİ Sedat Özkan için iyi bir menü hazırlamak kadar yemek tarifi hazırlayabilmek de önemli bir kabiliyet. “Herkes yemek tarifi yapamaz” diyen Özkan, “Bu yetenekle alakalıdır. Belki yemeği çok iyi yapabilirsiniz ama yazmak ayrı bir iştir. Bugüne kadar yaklaşık 1.000 adet özel tarif hazırladım” diyor.

LEZZETİN ÜÇ SİLAHŞÖRLERİ: TEKNİK-KARIŞIM-MALZEME Wyndham Petek şefinin eşsiz lezzetlerini taçlandıran bir diğer önemli püf noktası, teknik-karışımmalzeme üçlüsüne gösterdiği hassasiyet. “Biz iyi pişirme teknikleri, kaliteli malzeme ve doğru karışımlarla lezzeti zirvede tutabiliyoruz., İyi malzeme, doğru pişirme teknikleri ve karışımlarla elde edemeyeceğiniz başarı yok” diyor.


restaurant 82 hotel şef’in gözünden & hi-tech

KİMDİR? Bolu-Mengen doğumlu olan Sedat Özkan, 1969’da Bursa Çekirge Palas Oteli’nde mesleğine başladı. 1970 yılında Büyük Efes Oteli’ne transfer olan Özkan, geçen 5 yılın ardından Inter-Continental İstanbul Taksim Otel’de görev aldı. Daha sonra Etap Marmara Oteli’nde Soğuk Büfe Şefi ve ardından Sous Chef olarak çalıştı. 1990 yılından 2011 yılına kadar The Marmara Taksim İstanbul’da Executive Chef olarak görev yaptı. Bugüne kadar yurt içi ve yurt dışında katıldığı çok sayıda etkinlik ile Türk mutfağının tanıtımına önemli katkılar sağlayan Sedat Özkan, Mayıs 2012’den bu yana Wyndham İstanbul Petek Hotel’de Executive Chef olarak görevine devam etmektedir.

TABAKTA NETLİKTEN YANAYIM Gelelim, şefin sunum ve tasarım algısına. Usta şefin tabağı, alabildiğine yalın ve gösterişten uzak. Sunumda süslemeyi pek tercih etmediğini belirten

Özkan, tabakta netlikten yana olduğunu söylüyor. Özkan’ın sunum anlayışında pirincin içerisine boca edilmiş bir mantar turşusu yok mesela. Geçmiş tecrübelerine dayanarak misafirin karışık lezzetleri bir arada görmeyi sevmediğini anlatan Özkan’ın hazırladığı tabakları bizde çoktan sanat eseri algısı uyandırdı bile. Peki nedir, bunun sırrı, anlatıyor: “Bizde gereksiz süsleme ve abartılar yok, detaylara odaklı çalışıyoruz. Bu da tecrübe ve pratikle sabit bir durum. Senelerin birikimi herhalde, sürekli kafamda tasarlamıyorum, bir anda oluşabiliyor ve o anda karar verip menüyü yapıyorum.”


MÜZİĞE ODAKLANAMAYACAK KADAR KONSANTRE Tabaktaki netlik hali profesyonel şef Sedat Özkan’ın karakterinin tabağa yansıması sanırız. Günlük hayatta da net bir insan olduğunu söyleyen Özkan, kendini bir şef olarak titiz, realist ve duyarlı olarak tanımlıyor. Ne bir eksik ne bir fazla… Çalışırken de kendisini gözlemleme fırsatı bulduğumuz Özkan, işine fazlasıyla sadık ve konsantre. Hatta bir adım daha öteye gidelim, müziğe odaklanamayacak kadar konsantre çalışıyor. Özkan, “Zaten mutfaktaki doğal ritim bizim için başlı başına bir müzik kaynağı. Tencere tava seslerinin ritmik temposu içerisinde zamanın nasıl geçtiğini bile anlamıyoruz” diyor.

EN SEVİLEN DEPARTMAN AMİRİ Aynı zamanda “en sevilen departman amiri” o. Bir personel araştırmada bu unvana layık görüldüğünü gururla söyleyen Özkan, bunda ince, duyarlı ve anlayışlı kişiliğinin önemli bir rol oynadığına inandığını belirterek, “Bu bir ekip işi, hiçbir başarı tek başına gelmiyor. Ekip arkadaşımla çalışırken elimden geldiği kadarıyla onları anlamaya, kırmamaya özen gösteriyorum” diyen Özkan, işine gösterdiği hassasiyeti aynı şekilde çalışma arkadaşlarından da beklediğini söylüyor.

5 BİN ADETLİK FOTOĞRAF ARŞİVİ VAR Sedat Özkan, yemek yapmak kadar onu resmetmekten de büyük keyif aldığını söylüyor. Fotoğraf çekmeye The Marmara Taksim’de şef olduktan sonra başladığını ve bu işi profesyonelce yaptığını söyleyen Özkan, şimdiye kadar kendine ait olan 5.000 adet yemeği fotoğrafladığını belirtiyor.


restaurant gastro güncel 84 hotel & hi-tech

Zorlu Center mutfaklarında S2000 Mutfak imzası Türkiye’nin en çok konuşulan gayrimenkul projelerinden Zorlu Center’ın cafe ve restoran mutfaklarına endüstriyel mutfak sektörünün lider markalarından S2000 Mutfak damgasını vurdu.

T

ürkiye’nin en büyük alışveriş merkezlerinden Zorlu Center’ın cafe ve restoran mutfaklarına S2000 damgasını vurdu. Yiyecek içecek sektörünün en iddialı markalarının buluştuğu projede toplam 15 uygulama projesi gerçekleştirdiklerini söyleyen S2000 Mutfak Firma Sahibi Sedat Aydın ile Zorlu Center projelerini, yeni yatırım planlarını ve sektörle ilgili değerlendirmelerini konuştuk.

Fotoğraflar: Hakkı Günerkan

S2000 Mutfak’ın Zorlu Center’da gerçekleştirdiği mutfak projelerini ana hatlarıyla anlatır mısınız? Projeler hangi alan ve cihaz ünitelerini kapsıyor?

Gloria Jean’s Projesi

Zorlu Center, Türkiye’nin en iyi alışveriş merkezi biliyorsunuz. AVM’deki yiyecek içecek mekanlarının yüzde 50’sinin mutfağını biz yaptık. Burada 15 mekandan bahsediyorum. Saray Muhallebecisi’nde teşhir ünitelerinden içerideki ek pişirme düzenlerine kadar tamamıyla şık bir proje yaptık. Hemen yanında Dragon’un Çin lokantası, Balıkevi Restaurant var. Küçük bir mutfak olmasına


Parle Restaurant Projesi

hizmet sunamamak. Mutsuz müşteri bu durumda sizi tercih edebiliyor. Bir hatayı üçüncü kez tekrarlıyorsanız, o müşteriyi kaybetmeyi de göze almışsınızdır demektir. Zorlu’da yüzde 50 mutfağı yapmışsak bunu aslında bize değil, müşteriye sormak lazım. Bir diğer önemli tercih edilme nedenimiz, biz referanslı bir firmayız. Kim iyi yapıyorsa ondan daha iyi yapıyoruz diyoruz. Diğerlerinden çok daha estetik, fonksiyonel, dayanıklı ve uzun ömürlüyüz. Üstelik bunu vaad ettiğimiz sürelerde daha hızlı yapıyoruz. S2000 olarak bir farklılığımız da, üç işi birden karşın son derece hijyenik ve kullanışlı bir mutfağa sahip. Onun yanında açılan Köşebaşı Restaurant’ın da kendine özel bir konsepti var. Özel bir fırına sahip, low-stone sistemli ızgaraları mevcut. Yine self servis hizmet veren “Usta”nın mutfağını biz yaptık. Onun karşısında Kaşık-la var. Solda İtalyan Nero Cafe’si, sağ köşede Gloria Jean’s var. Buradaki teşhirler ve sunum son derece spesifik. AVM’nin bir üst katında yer alan Parle Restaurant ise bambaşka bir konsepte sahip. Doğuş Holding- Borsa Lokantası ortaklığındaki mekanın mutfağı yüzde 50 oranında açık konseptte hizmet veriyor. Zorlu’da iki ayrı proje daha yapılıyor. Bunlardan bir tanesi, Nusret. Hemen yanında Midpoint’in ikinci markası olan Welldown bulunuyor. AVM’nin girişinde, üst katta Godiva Çikolata’nın da teşhir dolaplarını biz yapıyoruz.

S2000 Mutfak olarak, projelerdeki iddianızı hangi ürün, hizmet ve sistemler ile ortaya koydunuz? Şöyle söyleyeyim, Zorlu’daki mekanların yüzde 50’si daha önce farklı bir markayla çalışıp, deneme yanılma yöntemiyle doğru yolu bulanlar. En büyük sıkıntı herhalde hızlı, kaliteli, çözüm odaklı

Caffe Nero Projesi


restaurant gastro güncel 86 hotel & hi-tech

yapmamız. Mutfak ve buzdolabı üreticiliğinin yanı sıra üretmediklerimizi ithal edip mutfağa koyuyoruz.

Proje aşamasında yatırımcı-mimar-aşçı üçlemesinde nasıl bir denge sağlıyorsunuz? Siz derdinizi bize iyi anlatırsanız biz de ona göre hizmet verebiliriz. Doktorunuza derdinizi iyi anlatacaksınız ki, hastalığınıza doğru teşhisi koyabilsin. Çok basit, 1-2 gün önce X bir işletmeye ait bir mekanda proje tamamlanmış. “Tuvaletin önünden yemek servisi çıkmaz dedik”, işletmeci, aşçı hepsi orada. Bizim projemizi yaptılar. Ama her işletmeye bu aklı veremiyoruz. Bunu yapabilmek için bize güven duymaları gerekiyor. Biz projelerimizin hemen hepsini müşteriyle beraber yapıyoruz. Sizin projeniz yanlışsa, altın koysanız bile bir işe yaramaz.

Ekibinizden biraz bahseder misiniz? Nasıl bir hizmet ve tasarım algınız var? Biz 80 kişilik kadroyla çalışıyoruz. Tasarımın en önemli tarafı, estetik ve fonksiyonelliği aynı potada buluşturma yeteneği. Biz birlikte çalıştığımız müşterilerin tasarım kriterlerini ve beklentilerini iyi çözümlüyoruz. Modellerimizi bu doğrultuda oluşturarak müşteri beklentilerine aynı oranda cevap vermeye çalışıyoruz. Burada önemli bir nokta var ki, mekanın yerine göre model yapıyoruz. Buzdolabının konumlandırılması, dekora ve renge uyumluluğu önemli detaylar. Üründe iç

fonksiyon çok önemli. Sirkülasyonun hızlı işleyeceği bir tasarım algısıyla hareket ediyoruz. Tüm bu koordinasyonları yaptıysanız iyi bir proje de üretmiş oluyorsunuz. Müşteri bu sebeplerle bizi tercih ediyor. Müşteri her konuda memnuniyetsizlik yaşayabilir. Ucuz ürünü satın alır, aynı zamanda kalite beklentisi yüksektir. İkinci olarak, imalat kusurlu ürünlerdir ki, gerçekten servis problemlerine zemin hazırlar. Bize gelen en büyük şikayetler bunlar. Ama şunu görüyorum, demek ki en az şikayet alan firmayız ki müşteri yüzde 50 oranında bizi tercih edebiliyor.

Hijyen konusunda ne kadar hassassınız? Hijyenle ilgili çözüm ortağımız, Diversey. Yaklaşık 3 yıldır birlikte çalışıyoruz ve çok mutluyuz. Bu sayede müşterilerimizi de doğru bir şekilde yönlendiriyor ve belli konularda bilinçlendiriyoruz. Bizim için birlikte çalıştığımız işbirlikçilerin doğru seçimi kadar yurt dışından ithal ettiğimiz ürünlerin iyi ve kaliteli olmaları da önemli. Bulaşık makinesi, kahve makinesi ve fırın gibi ürünlerimizde en iyisini tercihe ederek kaliteli mutfaklar oluşturmaya çalışıyoruz. Sonuçta onlar bizim birlikte yürüdüğümüz partnerlerimiz.

Gündeminizde yeni projeleriniz, 2014 yılına özel yatırımlarınız var mı? 2014 yılında İsviçre ve Rusya’da bir bayimiz olacak. Onlarla bölgedeki satış kabiliyetlerimizi arttırmayı hedefliyoruz. Onun dışında üretim kapasitemizi yüzde 50 oranında arttırmak istiyoruz. Bunun için mekan değişikliğine gideceğiz. İstanbul’a yaklaşık 40 km uzaklıkta bir tesise taşınmayı planlıyoruz. Bu yatırımlar için yaklaşık 5 milyon dolar bütçe ayırdık.

Son olarak sektörün bugünü ve geleceğine ilişkin neler söyleyebilirsiniz?

Bu sektörde canlı, hızlı, korkunç bir rekabet var. Büyük kapasiteli mutfak firmaları var. Bunların içerisinde belirli seviyede mutfak yapanların sayısı daha fazla. 200 mutfakçı daha ucuz ve ekonomik mutfaklar yapıyor. Üstteki 10 mutfak ise daha kaliteli ve iyi mutfaklar yapıyor. S2000 olarak biz kendimizi bu listenin ilk 5’inde görüyoruz. Çünkü mevcut müşteri portföyümüz bunu Saray Muhallebicisi gösteriyor.

Projesi



restaurant gastro güncel 88 hotel & hi-tech

Türkiye’nin ilk Feng Shui oteli Workinn’i İnoksan projelendirdi Kocaeli Gebze’de yeşil bina leed gold sertifikalı ilk otel olma özelliğine sahip Workinn Hotel’in mutfakları İnoksan tarafından projelendirildi.

E

ndüstriyel mutfak sektörüne ışık tutan projelerin mimarı İnoksan, ilklerin ve en iyilerin tercihi olmayı sürdürüyor. Ağustos 2013’te hizmete giren Workinn Hotel’de Feng Shui öğretisinin temeli olan 5 element (ağaç, ateş, toprak, metal ve su) değişik formlarda, renklerde ve materyallerde dengeli bir biçimde kullanılmış. Feng Shui oteli olarak da adlandırılan Workinn Hotel’de; Yin ve Yang’ın dengesini lobi, restoran, bar, pastane, toplantı odaları, spor ve spa alanları gibi ortak mekanlarda ve odaların tamamında hissetmeniz mümkün. Özellikle bulunduğumuz çevrenin ihtiyacı olan ve kendinizi daha iyi hissetmenize yol açacak doğa ile birlik hissi tüm alanda vurgulanıyor. Workinn Hotel, 105 Business Room, 26 Executive Room, 2 Handicap Room, 14 Junior Suite, 8 Premier Suite, 6 Apart Room, 1 Presidential Suite’den oluşan toplam 162 adet birbirinden konforlu odalarıyla kaliteden ödün vermeden hizmet sunuyor. İnoksan ise otelin; ana mutfak, bar, pastane kafe mutfağı ve ileride açılmak üzere pişirici cihazlar hariç çatı katı banket mutfağı ve bodrum kat banket mutfağını projelendirdi. İnoksan, Türkiye’nin ilk Yeşil Bina Leed Gold sertifikalı oteli tarafından da tercih edilerek, mutfağın lideri olduğunu bir kez daha kanıtlamış oldu.

AÇIK MUTFAK KONSEPTİNDE TASARLANDI Açık mutfak konseptinin trend olduğu son günlerde, misafirlerin de açık mutfaklara olan ilgisi artıyor. Bu doğrultuda açık mutfak tercih eden Workinn Hotel, profesyonel mutfak tercihi İnoksan’dan yana kullandı. Workinn Hotel açık mutfağı, misafirlerin önce göz daha sonra damak zevklerine hitap edecek cinsten tasarlandı. Açık mutfakta gönül rahatlığıyla yemek yiyen misafirlerin taleplerini de göz ardı etmeyen Workinn Hotel, otelin diğer mutfakları gibi burada da İnoksan profesyonelliğine güvendi.



restaurant gastro güncel 90 hotel & hi-tech

Dizdar Paslanmaz AŞ. Genel Müdürü Ömer Dizdar:

“Horeca’ya yatırımlarımız devam edecek” “Büyüyen Türkiye ekonomisi gibi biz de büyümeye devam ediyoruz. 2014’de yurt içi pazar payımızı %15, yurt dışı payımızı ise %20 arttırmak istiyoruz.”

P

aslanmaz mutfak eşyaları sektörünün lider markalarından Dizdar’ın horeca sektörüne yaptığı yatırımlar hız kesmeden sürüyor. Mutfak ekipmanları üretiminde 1000’e yakın ürün çeşitliliği, Ar-Ge yatırımları ve inovatif ürünleri ile yurt içi ve yurt dışı pazarda güçlü ve güvenilir bir konuma sahip olan firmanın 2014 hedefinde %20’lik büyüme var. Firmanın paslanmaz mutfak eşyaları sektörüne yönelik faaliyetlerini, Türkiye ve dünyadaki satış&pazarlama stratejilerini ve yeni ürünlerini

Dizdar Paslanmaz AŞ. Genel Müdürü Ömer Dizdar ile konuştuk.

Dizdar Paslanmaz AŞ.’yi üretim faaliyetleri ve hedef kitlesi ve ile nasıl anlatırsınız? Dizdar Mutfak ekipmanları sektöründe yarım asrı aşkın bir süredir sanayici kimliğimizle sektörün önde gelen firmalarından biriyiz. Hedef kitlemiz restoranlar, cafe, pastane, sağlık kuruluşları, resmi daireler, catering şirketleri, eğitim kurumları, askeri birlikler ve turizm tesisleri olabilir. Mutfak ekipmanları üretiminde 1000’e yakın çeşidimizle bu işletmelere çözüm ortağı olmayı sürdürmekteyiz.

İhracatınız var mı? Yurt dışı faaliyetlerinizde ağırlıklı olarak hangi ülkelere odaklanıyorsunuz? Firma olarak markamızı sadece yurt içinde değil, yurt dışında da duyurma arzusunda olduk. Bu yüzden geçmiş yıllarda ihracatla ilgili ciddi çalışmalarımız oldu. Birçok yurt dışı fuarda, tanıtım organizasyonunda yer aldık ve hala yer almaya devam ediyoruz. Bu çalışmalarımızın sonucu olarak hem yurt


içinde hem de yurt dışında tercih edilen marka olarak faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Bugün Kuzey ülkeleri, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Türki cumhuriyetler gibi bir çok ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Şu anda bu bölgelerle ticaretimiz devam ediyor ve artarak devam etmesi için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

ettik. Yatırım ve mühendislik maliyetlerinden dolayı bu tip bıçak maalesef Çin’ den ithal edilmektedir. Dizdar olarak ithalat yerine üretim prensibinden yola çıkarak teknoloji yatırımını gerçekleştirdik. Bu konuda TÜBİTAK Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı (TEYDEB) ile ortaklaşa yürütmüş olduğumuz çalışmada faaliyetimiz yenilikçi olarak değerlendirildi.

HORECA’YA YATIRIMLARIMIZI ARTTIRIYORUZ Son yıllarda değişen müşteri ihtiyaçları ve pazar eğilimleri, horeca sektörüne odaklanmamızı sağladı. Horecaya hitap etmek adına pazarlama ve Ar-Ge yatırımlarımızı hız kesmeden sürdürüyoruz. Bizim amacımız, odak noktasını dağıtmadan girdiğimiz her bölgede tercih edilen marka olmak. Özetle, birçok bölgeye sınırlı ihracatlar gerçekleştirmektense hedef bölgelerle hacimli çalışıp yurt içinde olduğu gibi bilinen ve tercih edilen bir marka olabilmek.

Yeni ürünlerinizden, teknolojiye yatırımlarınızdan da kısaca bahseder misiniz? Sektörümüzde çok az sayıda firmanın sahip olduğu özel bir proses ile üretilen monoblok bıçak üretim hattını fabrikamız içinde tamamen firma tecrübemiz ile dizayn

Markanızın tasarım algısı üzerine neler söyleyebilirsiniz? Tasarım algımıza gelince; yıllardır sektör içinde patent hareketlerinin kısıtlı olmasından dolayı bütün üreticiler gibi biz de sadece inovasyon ağırlıklı çalışmalar yaptık. Gelen müşteri talepleri doğrultusunda geliştirmiş olduğumuz ürünler, bundan sonraki tasarım faaliyetlerimize yol gösterici olacaktır. Müşteri odaklı tasarımı, üniversal tasarım haline getirmek için çabalıyoruz. Görüldüğü üzere tasarım faaliyetlerinin bir kısmını müşteri beklentileri yönlendirmektedir.

Satış sonrası hizmetler konusunda müşterilerinize ne gibi ayrıcalıklar sunuyorsunuz? Satış sonrası hizmetlerimiz ve müşteri talepleri call-centerımız tarafından tek bir merkezden yönetilmektedir. Biz sadece satış odaklı çalışan


restaurant gastro güncel 92 hotel & hi-tech

bir anlayışa sahip değiliz. Satış sonrası hizmetimizi de satış ile aynı heyecanı duyarak sağlıyoruz. Çünkü müşterilerimizi ve müşterilerimizin markaya duyduğu güveni çok önemsiyoruz. Sektörde yarım yüzyıldan daha uzun süredir önde gelen firma olarak faaliyet göstermemizi de buna borçluyuz.

Türk turizminin son yıllardaki gelişiminden bahsederek, bağlı bulunduğunuz sektörün geleceğine ilişkin ne gibi değerlendirmeler yapmak istersiniz? Türkiye, turizm açısından dünyanın en önemli altıncı bölgesi haline geldi. 2023 yılında 60 milyon ziyaretçi hedefleniyor; bu da turizm ekonomisinin %300 oranında büyüyeceği anlamını taşıyor. Türkiye’nin turizm denince ilk akla gelen Akdeniz bölgesinin yanı sıra bizim gastronomi gibi çok önemli bir özelliğimiz olduğunu düşünüyorum. Her yörenin kendine özgü lezzetlerini pişirme ve sunum olarak en iyi şekilde yapılmasını sağlamak konusunda ise iş bize ve meslektaşlarımıza düşüyor. Bu sektörde gastronominin öneminin giderek artması ile beraber işletmelerin ve ziyaretçilerin de beklentileri artmıştır.

Son olarak 2014 yılı büyüme hedeflerinizi de bizimle paylaşabilir misiniz? Son yıllarda yaşanan ve etkisi hala devam eden küresel krizden en az etkilenen ülkelerin başında geldiğimizi düşünüyorum. Türkiye’de ekonomi her geçen gün büyüdüğü gibi biz de her sene büyümeye devam ediyoruz. İhracatçılar birliğimizin hedeflemiş olduğu 2023 yılında 25 milyar dolar hedefini yakalamamız için her sene daha fazla gayret gösterip büyümeyi sürdürmeliyiz. Biz de 2014 yılında yurt içindeki payımızı %15, yurt dışındaki pazar payımızı ise %20 oranında artırmayı hedefliyoruz.



restaurant gastro aktüel 94 hotel & hi-tech

Cheesecake Ustası Puratos Tadına doyulmaz lezzetlerle

uzun yıllardır ustaların yardımcısı Puratos, ekmek, pasta ve çikolata hammadde üretimi alanında inovatif ürünleriyle sektöre lezzet katıyor. Puratos’un halihazırda var olan Türk damak tadına uygun ve pişmeye hazır chees cake bazı ‘Deli Cheese Cake’i ustaların vazgeçilmezi olmaya devam ediyor. Donmaya ve çözünmeye dayanıklı yapısıyla muhteşem lezzetler sunan “deli cheese cake”, yüzde 30 gerçek krem peynir içeriyor.

Neve Fondente ile eşsiz bir kahve deneyimi

Geleneksel İtalyan kahve kültürünün modern baristacılık anlayışı ile buluşma noktası Espressamente illy bu sefer de eşsiz bir lezzet Neve Fondente“ ile size gerçek İtalyan kahve deneyimini sunuyor. illy espresso, sıcak süt, kakao ve üzerinde yoğunlaştırılmış soğuk süt köpüğü Espressamente illy’nin yeni lezzeti Neve Fondente’de buluşuyor. Alışık olduğumuz kahve tatlarına her zaman alternatifler sunan, İtalyan kahvesinin dünyadaki elçisi Espressamente illy, yeni lezzeti Neve Fondente ile her yudumda içinizi ısıtacak.

Elita Gıda, Adana’nın en hızlı büyüyen şirketi

AllWorld Network ve TOBB’un öncülüğünde, TEPAV’ın desteğiyle Türkiye’nin en hızlı büyüyen şirketlerine küresel ölçekte dikkat çekmek için yürütülen “Türkiye 100 Projesi” çalışmasının sonuçları açıklandı. Sonuçlara göre Sunar Grup şirketlerinden Elita Gıda, Adana’dan 3 firmanın girdiği Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 şirketi listesine 42. sıradan girerek Adana’nın en hızlı büyüyen şirketi unvanını adı.

Elite World Istanbul Hotel’de 5. Küba Ritimleri ve Mojito Gecesi ona coşturdu Ulusal ve uluslararası birçok organizasy cisini

yıl beşin ev sahipliği yapan Elite World Otelleri’nin bu ve Mojito gerçekleştirdiği “Geleneksel Küba Ritimleri geceye Gecesi”nde ünlü isimlerin muhteşem figürleri dünyasından damgasını vurdu. Turizm, iş, sanat ve magazin Geleneksel 600’e yakın davetlinin katılımıyla gerçekleştirilen Perşembe Küba Ritimleri ve Mojito Gecesi, bu yıl 28 Kasım akşamı tüm katılımcıları coşturdu.


g2m’nin Pazarlama Direktörlüğü’ne Cenk Tüter getirildi Ev dışı tüketim sektörünün,

Çırağan Palace Kempinski’ye “En İyi Barista” ödülü Çırağan

Palace Kempinski İstanbul’un baristası Soner Özdemir, 21 Ekim 2013’te İtalya Milano’da üçüncüsü düzenlenen Caffè Vergnano En İyi BaristaYarışması’nda Caffé Vergnano En iyi Barista 2013 olarak seçildi. Genel Müdür Ralph Radtke, “Otelimizi ve markamızı böyle etkili bir sektör etkinliğinde başarıyla temsil eden Soner ile son derece gurur duyuyorum. Kempinski’nin, ‘restorancı’ kimliği ile kurulduğu yıl olan 1897’deki köklerine dönüş anlamına da gelen ‘yiyecek ve içecek güdümlü bir şirket olarak daha iyi tanınma’ hedefinin en sıkı takipçilerindeniz. Yenilikler yapmaya, çalışanlarımızı eğitmeye ve yiyecek ve içecek alanında mükemmeli sunmak üzere çalışmaya devam edeceğiz” dedi. Caffè Vergnano En İyi Barista Yarışması 2014 Paris’te düzenlenecek.

köklü lideri g2m’nin profesyonel kadrosu genişlemeye devam ediyor. Markanın Pazarlama Direktörlüğü pozisyonuna uzun yıllar farklı sektörde tecrübe edinmiş bir isim olan Cenk Tüter atandı. 1994 yılında Bilkent Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun olan Cenk Tüter, en son Mondelez Türkiye’de Sakız Kategorisi Pazarlama Müdürlüğü ve yine Mondelez International’da Doğu Avrupa, Orta Doğu, Afrika (EEMEA) Bölgesel Sakız Platform Müdürlüğü görevini yaptı.

Koç Üniversitesi’nden Cool-Cook mutfak atölyesi Koç Üniversitesi tarafından düzenlenen ‘Cool-Cook’ mutfak atölyesi, her salı 18.30 21.00 saatleri arasında yemek tutkunlarını bekliyor. Cool-Cook Mutfak Atölyesi kapsamında ünlü şefler Burcu Pinto ve Burçak Öngör verdiği eğitimlerle, yemek yapmak ve değişik lezzetler keşfetmekten hoşlanan herkese her salı 2.5 saat boyunca yemek yapmanın püf noktalarını öğretecek.

Wyndham Jazzmarina ile ları renkli Kalamış akşamve tatil amaçlı

Wyndham İstanbul Kalamış Marina; iş t ve konaklamalar için olduğu kadar sunduğu lezze ayı katm t haya ış’a Kalam eğlence deneyimleriyle de çıkışı iş de lerin gece başarıyor. Son olarak uzun kış atmak ya sofistike bir atmosferde günün yorgunluğunu enler istey mak da sevdikleriyle sıcak sohbetlerde buluş ham Wynd için çok özel bir happy hour etkinliği hazırlayan ı mlar İstanbul Kalamış Marina, “JazzMarina” akşa tlerle lezze alıklı ayrıc erini ezgil i ile piyanonun çekic buluşturuyor.


restaurant gastro aktüel 96 hotel & hi-tech

İstanbul Marriott Hotel Şişli’nin Yiyecek İçecek Direktörü, Baran Türkel

Dünya ve Türk mutfağından en seçkin örnekleri önümüzdeki aylardan itibaren misafirlerine sunmaya hazırlanan, Marriott International’ın en yeni oteli İstanbul Marriott Hotel Şişli’de Yiyecek İçecek Direktörlüğü görevine, turizm sektörünün deneyimli isimlerinden Baran Türkel atandı. Doubletree by Hilton Ankara, Rixos Grand Ankara Hotel, Bilkent Hotel and Conference Center ve İstanbul Marriott Hotel Asia’da çalışan Türkel, kariyerine İstanbul Marriott Hotel Şişli’de devam ediyor.

Cocoas Chocolat İstanbul’dan yılbaşına özel “Gurme Sepeti”

Dünyanın en iyi çikolatalarını Türk tatlarıyla birleştiren, %100 gerçek Belçika çikolatası Cocoas Chocolat İstanbul, yılbaşına özel gurme sepetini çikolata severlerin beğenisine sundu. Yılbaşında sevdiklerine ve iş arkadaşlarına farklı lezzetlerle harmanlanmış ve bir o kadar da lezzetli bir hediye vermek isteyenlere özel hazırlanan pakette, truffle, antep fıstıklı çikolata kaplı lokum, kahve çekirdekli çikolata draje, çıtır bademli çikolata kaplı yeşil draje ve taze fındık çikolata kaplı drajelerden oluşan 5 farklı lezzet çikolata severlerle buluşuyor.

Haliç Konge Merkezi’nden 5 yıldızlı yılbaşı kutlamaları Ulusal ve uluslar arası büyük

organizasyonlara ev sahipliği yapan Haliç Kongre Merkezi, iki ayrı mönüsüyle yılbaşı kutlamalarında konuklarına lezzet şöleni yaşatacak. Jumbo karidesten, somon fümeye kadar bir çok benzersiz lezzet, özenle hazırlanan meze seçenekleri arasında yer alıyor. Kestane ve Adaçayı ile Doldurulmuş Hindi But ve Fırınlanmış Göğüs, Patlıcanlı Ceviz Aromalı Saray Katmeri, Taze Baharatlar ile Kaplanmış Dana Bonfile ve Zencefilli Dağ Meyveleri Sos ile Kestaneli Dom Kek yılbaşı kutlamalarında Haliç Kongre Merkezi’nin misafirlerinin beğenisine sunulacak.

Osmanlı’dan günümüze değişmeyen lezzet Yarım

asrı aşan tecrübe ile üretilen Seyidoğlu tatlarından biri de Osmanlı Kadayıfı. Seyidoğlu ustaları, geçmişten günümüze taşınan lezzetleri Gaziantep reçetesiyle hazırlıyor. Osmanlı Kadayıfı’nda; tamamen el yapımı olan kadayıf, Barak Ovası’ndan özenle seçilen yemyeşil rengiyle cezbeden fıstıklar ile birleşerek doyumsuz bir lezzete dönüşüyor.


Mövenpick Hotel Istanbul soğuk kış gecelerini fondü ile ısıtıyor İsviçre Alpleri’nin geleneksel lezzetini

Her çeşidinde ayrı lezzet sunan en sağlıklı beyaz

Türk damak tadına uygun hazırlanan geleneksel tatlar, Kaanlar markası ile kahvaltı sofralarındaki yerini alıyor. Başta Trakya beyaz peyniri olmak üzere süt ürünleri, el değmeden, tamamen doğal, katkısız olarak üretiliyor ve besin değerini kaybetmeden damaklara ulaşıyor. Kaanlar markalı peynir çeşitleri; sağlıklı inek, koyun ve keçi sütleri Tekirdağ Malkara Süt Fabrikası’nda işlenerek hazırlanıyor. Kahvaltının yanı sıra diğer öğünlerde de keyifle tüketilen peynir çeşitleri, tüketicilerin ihtiyaçları dikkate alınarak farklı gramajlardaki ambalajlarda sunuluyor. Türkiye’de peynir çeşitlerinde açıkta satılan ürünleri sağlıklı ambalajla buluşturan ilk firma olan Kaanlar, daima sağlığı ön planda tutuyor. Ülke çapında ulusal ve yerel marketlerde tüketiciye ulaşan geniş ürün yelpazesi, geri dönüşümlü sağlıklı ambalajları ile raflardaki yerini alıyor.

İstanbul’a taşıyan Mövenpick Hotel Istanbul, birbirinden leziz raklet ve fondüleriyle peynir tutkunlarına gerçek bir keyif sunuyor. 28 Şubat 2014 tarihine kadar AzzuR Restaurant’ta deneyebileceğiniz geleneksel peynir fondü, trüf aromalı ve mantarlı peynir fondü ve raklet çeşitlerine patates, karnabahar, brokoli ve baget küpleri eşlik ediyor. AzzuR Restaurant’ın gurme dokunuşuyla yeniden yorumlanan dana ve tavuk etli fondü “Bourguignon”, ince doğranmış levrek, somon, karides ve deniz tarağı ile hazırlanan fondü “Chinoise” da keyfini çıkarabileceğiniz diğer lezzetler arasında yer alıyor. Çikolata düşkünleri ise taze meyveler ve Mövenpick dondurma ile sunulan Lindt çikolatalı fondüye karşı koyamayacaklar.

Büyük şefler, boğazın Anadolu yakasını fethediyor

ni ‘Büyük Şefler’ öncülüğünde hazırlanan yepye ev ve ı tatlar ersiz kış menüsünden benz olu konforuyla Big Chefs, 9 Aralık itibari ile Anad ını taraf iki her zın boğa artık siyle Hisarı şube ek da fethediyor. Tekneyle deniz yolundan gelm , alanı isteyen misafirler için tasarlanan iskele Kısa r. kılıyo gün boyu Big Chefs’e ulaşımı kolay k süre içinde, Anadolu Hisarı şubesine özel olara

nda haftanın her günü, 09:00 – 01:00 saatleri arası ı yakas iki sunulacak olan tekne servisi ise boğazın yor. arasındaki mesafeyi minimuma indiri ara Boğazın kenarında dört mevsim eşsiz bir manz me geçir vakit li keyif seyrederek günün her saati imkanı sunan Big Chefs, gri, kahve ve toprak olu tonlarının hakim olduğu dekorasyonunu, Anad r. tiriyo birleş ile su doku i Hisarı’nın tarih




restaurant etkinlik 100 hotel & hi-tech

Sıradışı şeften “Türkiye’nin ilk yemek defilesi” Türkiye’de bir otel menüsü ilk defa defileye çıktı. İstanbul’un yeni nesil otellerinden Le Meridien İstanbul Etiler’in genç ve yetenekli şefi Tarkan Özdemir imzasıyla podyumdaki yerini alan sıradışı lezzetler hem göze hem damaklara coşkulu bir gece yaşattı.

İ

stanbul’un her iki yakasına hakim muhteşem manzarası ile dikkat çeken Le Meridien İstanbul Etiler’in 4. katında hizmet veren La Torre Restoran, yeni menüsünü 28 Kasım Perşembe akşamı Türkiye’de bir ilki gerçekleştirilen görkemli bir yemek defilesi ile tanıttı. Sıra dışı lezzet reçeteleri kadar eşsiz tabak tasarımlarıyla da dikkat çeken genç ve yetenekli şef Tarkan Özdemir farkıyla görücüye çıkan La Torre

Restoran menüsü yemek kültürü yazarı Sahrap Soysal’ın sunuculuğunda geceye katılan damak tutkunlarına coşkulu ve keyifli anlar yaşattı.

SABİNE DORN AĞLAGÜL: SIRADIŞI VE İLHAM VERİCİ Yemek defilesi öncesinde kısa bir konuşma yapan Le Meridien İstanbul Etiler Genel Müdürü Sabine Dorn Ağlagül, “Bizim misafirlerimiz farklı tecrübeler



restaurant 102 hotel & hi-tech

edinmek isteyen sofistike kişiler. Le Meridien İstanbul Etiler olarak iyi analiz yeteneğimizle, sıra dışı ve ilham verici olma konusunda misafirlerimizin beklentilerinin üzerine çıktığımız için gururluyuz. Düzenlediğimiz bu defile de sıra dışı yaklaşımlarımızın bir başka boyutu. Böylesine bir organizasyona imza atmaktan son derece mutluyuz” dedi.

TARKAN ÖZDEMİR: BİLİNDİK TATLARI YENİDEN HARMANLADIK La Torre’nin yeni menüsü ile konuklarını keşfe ve tutku dolu bir tecrübeye davet eden Executive Chef Tarkan Özdemir “Amacımız Le Meridien’in mutfağa olan bakış açısını tabaklara yansıtarak misafirlerimizin damak tadını renklendirmekti. Bu yeni menü, bilindik tatlar ve yerel lezzetlerin yıkılıp, günümüz teknikleriyle harmanlanarak tekrar inşa edilmesi sonucu ortaya çıktı. ” diyor.

KARADENİZ MUTFAĞINDAN ASYA’YA EŞSİZ TATLAR Türk mutfağı ile dünya mutfaklarını buluşturan, sıra dışı şef Tarkan Özdemir öncülüğünde benzersiz pek çok lezzet ile konuklarına unutamayacakları deneyimler yaşatan La Torre, sıra dışı menüsünü yepyeni lezzetler ile genişletti. Moleküler gastronomi mutfağının İstanbul’daki önemli adreslerinden La Torre Restoran’nın yenilenen mönüsünde yok yok! Her Pazar sunduğu “Kahvaltı Sanatı” ile Karadeniz kahvaltısından Van kahvaltısına geleneksel lezzetleri sofranıza getirmeye başlayan La Torre, her Perşembe Fareastanbul menüsü ile Asya mutfağının eşsiz lezzetlerini özel bento kutuları içerisinde 3 farklı menü ile beğeninize sunuyor. Her Cuma “Sizce Kaç Gram” diye size sorarak akşam yemeklerinizi ğlenceye dönüştüren La Torre, yiyeceği etin ağırlığını doğru tahmin eden misafirlerinin hesabında indirim yapıyor. Sıra dışı menü ve lezzetleriyle misafirlerine her zaman sıra dışı deneyimler yaşatan La Torre’de ayrıca sevgililer günü ve yılbaşı için de sürprizler düşünülmüş.

600 KİŞİYE KADAR HİZMET Otelin 4. katında yer alan restoranın otel dışından da ayrı bir girişi bulunuyor. Otel konuklarının yanı sıra, vale hizmetiyle kent sakinlerini de bu tecrübeye davet eden restoranın kapalı bölümü 200, havuz başındaki açık terası ise 200 kişiyi ağırlayabiliyor. Gruplar için tercih edilen özel odaları ve bölümleriyle de La Torre, kahvaltıdan akşam yemeğine dek geniş bir yelpazede alternatifler sunuyor.



restaurant etkinlik 104 hotel & hi-tech

MSA, “Dünyaya Türk Mutfağı” hareketini İngiltere’ye taşıdı Türk mutfağını dünyaya tanıtmak için önemli uluslararası projeleri hayata geçiren MSA, bu kez İngiltere’nin saygın aşçılık okulu South Downs College’da düzenlenen akşam yemeğinde Türk lezzetlerini sundu.

T

ürkiye’nin ilk ve tek uluslararası diplomalı, lider profesyonel mutfak okulu Mutfak Sanatları Akademisi (MSA), Türk mutfağını akademik ve kültürel anlamda dünyaya tanıtmak üzere “Dünyaya Türk Mutfağı Hareketi” projesini geçen yıl başlattı. Milli Eğitim Bakanlığı onayı ve City & Guilds akreditasyonu ile 2004 yılından bu yana profesyonel aşçılık, profesyonel pasta-ekmekçilik, profesyonel yiyecek-içecek işletmeciliği konularında uluslararası geçerlilikte mesleki eğitimler veren MSA’nın “Türk Mutfağı hareketi” bu defa İngiltere’nin önemli aşçılık okulu South Downs College’da tanıtıldı.

LONDRA’DAN 70 ÖZEL DAVETLİ Aralarında Londra’nın önde gelen şef ve restoran işletmecilerinin bulunduğu 70 kişiden oluşan özel davetlilerin katıldığı akşam yemeği City & Guilds tarafından akredite edilmiş iki lider mutfak okulu arasında gerçekleşen ilk etkinlik olma özelliği taşıyor. MSA-South Downs College yemeği, bugüne kadar yurt dışında Türk Mutfağı’nı tanıtmak için düzenlenen çeşitli etkinliklerden


MSA’NIN “DÜNYAYA TÜRK MUTFAĞI” HAREKETİ HAKKINDA farklı olarak ilk defa akademik bir ortamda, eğitmen şefler tarafından, sektör profesyonellerine yönelik düzenlendi.

GELENEKSEL TÜRK TATLARI MODERN SUNUMLARLA İKRAM EDİLDİ MSA eğitmen şefleri Mürşit Göksüzoğlu ve Bilge Başer tarafından South Downs öğrencileri ile beraber hazırlanan menüde; imambayıldı, mücver, künefe gibi geleneksel lezzetler MSA tarafından yorumlanıp modern sunumlarla birleştirilirken somon pastırma ve helvalı dondurma gibi farklı tatların yanında sunuldu. Yemekte, Yiyecek-İçecek İşletmeciliği Danışmanı Osman Serim, konuklara servis edilen yemeklerin Türk mutfağındaki yeri hakkında bilgi vererek, Türk yemek kültürü, tarihi, alışkanlıkları ve teknikleri konusunda önemli detayları aktardı. Etkinlikte Türk mutfağının birbirinden lezzetli örneklerine rakı ve Türk şarabı eşlik ederken, gecenin

3 senelik detaylı bir araştırma sonucunda ortaya çıkan “Dünyaya Türk Mutfağı” hareketi, akademik ve kültürel çalışma, araştırma ve projeler sayesinde Türk Mutfağı’nı uluslararası bir platform taşımayı amaçlıyor. Bu misyon doğrultusunda MSA bugüne kadar önde gelen aşçılık okullarında demo ve eğitimler düzenlemenin yan sıra, bu okulların müfredatlarına Türk Mutfağı eğitimini entegre etti. Uluslararası sertifikalı bir Türk Mutfağı eğitimi de başlatan MSA, çok kapsamlı bir Türk Mutfağı sözlüğünü de ülkemize kazandırdı.

sonunda misafirlere Türk kahvesi ve Türk lokumu ikram edildi.

ETKİNLİKLER, 2014’TE DE DEVAM EDECEK South Downs College işbirliği ile bu tür bir etkinliği ilk kez gerçekleştiren MSA, 2014 yılı boyunca uluslararası akademik ve kültürel platformlarda yeni etkinlikler düzenleyerek Türk Mutfağı’nın tanıtımına katkı sağlamaya devam edecek.


restaurant etkinlik 106 hotel & hi-tech

150 yıllık çikolata ustası, İstanbul’da akademi açtı Dünyanın lider yüksek kaliteli çikolata ve kakao üreticisi Barry Callebaut, Türkiye’deki ilk Chocolate Academy Merkezi’ni 21 Kasım Perşembe günü İstanbul’da açtı. Şirketin dünyadaki 16. akademi merkezi olan Chocolate Academy; profesyonel şef, pastacı ve çikolatacılara çok geniş bir workshop programı ve demo hizmeti verecek.

D

ünyanın lider yüksek kaliteli çikolata ve kakao üreticisi Barry Callebaut, 16. Chocolate Academy Merkezi’ni 21 Kasım Perşembe günü İstanbul’da açtı. 150 yıllık çikolata ustasının İstanbul’daki merkez açılışına Barry Callebaut EEMEA Başkanı (Doğu Avrupa, Orta Doğu, Afrika) Filip De Reymaeker, Barry Callebaut EEMEA Gurme Başkan Yardımcısı (Doğu Avrupa, Orta Doğu, Afrika) Frederic Trombert’in yanı sıra Chocolate Academy Merkezi Müdürü ve EEMEA Teknik Danışmanı Marc Pauquet de katıldı.

150 YILLIK ÇİKOLATA TECRÜBESİNİ İSTANBUL’A TAŞIYACAK En son teknoloji ekipmanları ve workshop


uygulamaları ile herkese açık olan Chocolate Academy, çikolatacılar, horeca sektöründe olan şefler, pastacılar ve diğer tüm çikolata ile ilgilenen uzmanlar için çok geniş bir workshop programı ve demo hizmeti verecek. Barry Callebaut’un global gurme çikolata markaları Callebaut, Cacao Barry ve Carm’nın 150 yıldan fazladır sahip olduğu bilgi ve tecrübelerini aktaracak olan merkez ayrıca profesyonellerin bilgi paylaşımlarında bulanabileceği, sohbet ortamlarının olacağı bir buluşma yeri de olacak.

ÇİKOLATA İÇİN ARTIK AVRUPA’YA GİTMEYE GEREK YOK! Yeni Chocolate Academy Merkezi’nin Teknik Danışmanı ve Müdürü olan Marc Pauquet merkez ile ilgili olarak; “Merkezimiz çikolata ile ilgili tüm ihtiyaçları karşılayacak, çok geniş bir workshop programına sahip. Başlangıç seviyesinden ileri seviye deneyimli şeflere kadar herkes bizde bir şeyler bulacaktır. Birçok Türk çikolatacı ve çikolata sever, çikolatayı öğrenmek ve kendilerini geliştirmek için Avrupa’ya seyahat ediyorlardı. Artık aradıkları yüksek seviye bir çikolata merkezi, burada İstanbul’da” dedi ve ekledi, “Aynı zamanda bünyemizde bulunan teknik danışmanlarımız, marka elçilerimiz ve

gıda sektöründe bulunan tüm profesyonellerle bilgi alışverişinde bulunmak istiyoruz. Onlarla birlikte Türkiye’ye özgü yerel tatlar, yeni reçeteler oluşturacağız ve çikolatayı daha farklı daha yenilikçi nasıl kullanırız onun yollarını araştıracağız.”

TÜRKİYE’DEKİ ŞEFLERE İLHAM KAYNAĞI OLACAK Frederic Trombert, Barry Callebaut EEMEA Bölgesi Gourmet bölümünden sorumlu Başkan Yardımcısı; “Yeni Chocolate Academy Merkezimiz şirketimizin Türkiye ve EEMEA bölgesinde daha güçlü ilerlemesini sağlayacaktır. Burası Türkiye’deki ilk merkezimiz, aynı zamanda EEMEA bölgesindeki ikinci merkezimizdir. Bu merkez bizim Türkiye’deki yerel çikolata pazarının uluslararası markamız olan Callebaut, Cacao Barry ve Carma için ne kadar önemli olduğunun göstergesidir. İstanbul’daki yeni merkezimiz bizi aynı zamanda müşterilerimiz ile de yakınlaştıracaktır. Türkiye’de bulunan şeflerin ve çikolata sanatçılarının yeni çikolata reçeteleri, trendler ve kreasyon ortaya koymaları için merkez olacaktır “ dedi.

İLK ŞEFİ, FRANSIZ ŞEF PHILIPPE MARAND Chocolate Academy, İstanbul, Barry Callebaut’un tüm dünyanın önemli merkezlerinde bulunan diğer 15 Akademi ile entegre hizmet verecek. Yılda yaklaşık 38 bin profesyonel ve çikolatacıya merkezlerinde workshoplara katılma olanağı sağlayacak Chocolate Academy, 250 m² alana üzerinde geniş ve ferah bir workshop alanının yanı sıra profesyonel mutfak ve her katılımcı için bireysel tezgahlar, çikolata temperleme makineleri ve diğer tüm gerekli ekipmanları ile hizmet verecek. Yurtdışından gelip bilgi ve tekniklerini paylaşacak uluslararası şeflerin ilki, uluslararası Teknik Danışman Fransız Philippe Marand olacak.


restaurant yeni ürün 108 hotel & hi-tech

Mobinoxdesign ile daha dekoratif, estetik ve fonksiyonel… Endüstriyel mutfak sektörünün inovatif markası İnoksan, Mobinoxdesign markalı açık büfe servis hatları ve servis arabaları ile daha dekoratif, estetik ve fonksiyonel çözümler sunuyor.

E

ndüstriyel mutfak sektörünün inovatif markası İnoksan, yenilikçi tasarımlarına bir yenisini daha ekliyor. Uzun yıllar sorunsuz şekilde kullanıma dayalı ekipmanlarıyla en çok tercih edilen markalardan biri olan İnoksan; daha dekoratif, daha estetik ve fonksiyonel açık büfe servis hatları ve servis arabalarını Mobinoxdesign markası ile piyasaya sunuyor. Projelendirdiği profesyonel mutfaklar ile dünyanın en prestijli kuruluşlarının tercihi olan İnoksan’ın, sektördeki deneyimini kullanan Mobinoxdesign, sahip olduğu teknolojiyle modüler ve estetik ürünler geliştirerek hız, hijyen, yüksek performans, enerji ve zamandan kazanç sağlayan ürünler sunuyor. Mobinoxdesign’ı tercih edenlerin isteğine göre tasarlanan açık büfe üniteleri, kullanıcılarına ergonomik ve fonksiyonel alanlar içerisinde hareket etme imkanı sağlıyor. Açık büfe ünitelerinin yanı sıra bar bankoları, servis arabaları ve servantlar gibi

bir çok servis ekipmanını da üreten Mobinoxdesign, sektöre hızlı ve yenilikçi çözümler sağlıyor.

BURSA’DA İMAL EDİLİYOR Mobinoxdesign’ın iç mimarları ve endüstriyel tasarımcıları tarafından dizayn edilen açık büfe ve servis stantları sadece otel ve restoranlara değil, birçok işletmeye farklı noktalarda uyarlanabilme özelliğine sahip. AVM, kafeterya, pastane, şarküteri gibi mekânların satış bankoları, teşhir üniteleri ve iç dekorasyona ilişkin ahşap ve paslanmaz ürünlerin tasarım ve imalatını da yapan Mobinoxdesign’ın tüm ürünleri İnoksan’ın Bursa Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren 20.000 m2 kapalı alanda kurulu fabrikasında imal ediliyor. Sun Life Fethiye, Telmesos Otel Fethiye, Club Med Antalya, Dedeman Bostancı, Anemon Otel Samsun, Ramada Otel İzmir ve Ramada Encore Bayrampaşa İstanbul gibi birçok otel de Mobinoxdesign imzası taşıyor.



restaurant yeni ürün 110 hotel & hi-tech

Fagor’dan profesyonel mutfaklara iki özel çözüm:

Advance serisi fırınlar ve Cook & Chill Fırın ve soğutma sistemleri alanında Türkiye’nin uzman markalarından Fagor Industrial, yeni nesil Advance serisi fırınlar ve Cook & Chill ile profesyonel mutfaklara yenilikçi, güvenli, uzun ömürlü ve hijyenik çözümler sunuyor. DAHA AZIYLA YETİNMEMEK İÇİN; ADVANCE SERİSİ FIRINLAR Fagor’un yeni nesil fırın çözümlerinden Advance serisi fırınlar, ister büyük ölçekli, ister küçük ölçekli her türlü profesyonel mutfaktan en fazlasını almak için tasarlanmıştır. Beş farklı boyutta 3 ayrı modele sahip ürün serisi, uluslararası kalite belgelerine sahip olup, ergonomik tasarımları sayesinde zaman ve para tasarrufu sağlayan, en son teknoloji yazılım ve elektronik cihazlar aracılığıyla mükemmel pişirme kapasiteleri ve bakım kolaylıkları sunan dayanıklı ve uzun-ömürlüdürler. Kolay anlaşılır kumanda sistemleri, dokunmatik ekranları, konfigürasyonları ve pişirme işlemlerini kaydetmeleri ile piyasadaki teknolojik olarak en gelişmiş yenilikçi, devrim yaratan yeni nesil fırınlar restoran sektöründe en geniş model çeşitliliğini sunmaktadır.

VERİMLİ, ERGONOMİK, KOLAY KULLANIMLI; Piyasadaki en iyi fırınlar olarak değerlendirilen Advance Plus ürün serisi, eksiksiz işlevsellik artı en yüksek performansa ihtiyaç duyan profesyoneller için tasarlanmıştır. En yeni, özel fonksiyonlar ile donatılmış olan Advance Plus, en zorlu alan gerekliliklerini ve kullanım koşullarını bile karşılayan mükemmel bir çözüm sunmaktadır. Advace Plus çalışma sisteminde sınırlar yoktur. Pişirme, verimlilik ve güvenlik açısından gelişmiş özelliklere ve yüksek kaliteye sahip makul fiyatlı bir fırın. Advance ürün serisi gerekli tüm koşulları bir araya getirmektedir ve buhar

jeneratörlü fırınlar arasında en iyi kalite-fiyat oranına sahiptir. Eco Steaming, HA Control veya EZ Sensor sıcaklık ölçüm ucu gibi önemli diğer fonksiyonlar ile güçleri ve çok yönlülükleri tamamlanır. Mutfak profesyonellerine gerekli olan en temel fonksiyonları sunan seri; sürekli buhar, mükemmel pişirme ve sağlıklı yiyecekler, sıcaklık kontrolü, eşsiz tatlar ve aromalar, optimum sonuçlar için en yüksek hassasiyet, mükemmel hjiyen ve güvenlik garantisi ile tüm opsiyonlar bir dokunuş uzaklıkta.

MUTFAKLARA ÖZEL YENİ BİR ÇÖZÜM DAHA; COOK & CHILL Fırınlar ve soğutma sistemleri konularında uzman Fagor Industrial yeni Cook & Chill çözümünü sunmaktadır. Profesyonel bir mutfağın çalışma yükünü, performansını, verimliliğini ve üretkenliğini arttıracak yeni bir kombi fırın serisi ve hızlı soğutma üniteleri daha geniş, daha esnek ürünler sunmaya imkan sağlarken, aynı zamanda servis kalitesini de arttırmaktadır. Mutfaktaki iş akışının planlanmasında ve yönetilmesinde tasarruf garantisi veren ürün, daha fazla sağlık ve hijyen, pişirilen yiyecekler de daha uzun süreyle daha iyi korunma imkanı sağlıyor. Sistemin tamamı elektronik olarak kontrol edilir, soğutma çalışmaları önceden programlanabilir ve bir USB bağlantısı aracılığıyla kaydedilebilir. Markanın tarihinde ilk kez bir araya gelen bu ürünler fırın ve soğutma üniteleri bölümlerinin ortak çalışmaları sonucudur. Fagor Industrial kendini yeniliyor, en büyük çabayı da yeni fırınlarının tanıtılmasına harcayarak, bu sinerjileri Advance serisi altında 3 yeni sıcaklığı hızlı soğutma ünitesinin piyasaya sürülmesiyle somutlaştırıyor.


Bu kodu cep telefonunuzdan taratarak doÄ&#x;rudan mikro-sitemize ulaĹ&#x;abilirsiniz.


restaurant yeni ürün 112 hotel & hi-tech

İsviçre şirketi olan Jura Elektroapparte “Jura On Tour” ile yeni ürünü Impressa Z9 One Touch’ı Jura müşterilerine, kahve ve kahve makinesi profesyonellerine, bayilere ve kahve severlere tanıttı.

İ

sviçre şirketi olan Jura Elektroapparte, markanın yeni ürünü Impressa Z9 One Touch’ı sektörün beğenisine sundu. 14 Kasım Perşembe günü Double Tree by Hilton Avcılar’da düzenlenen Jura On Tour’a, Jura Türkiye Sorumlusu Christian Saggini, Ürün Müdürü Martin Wullschleger, Jura Türkiye

Jura’dan yeni bir ürün:

Impressa Z9 One Touch

distrübütörü yetkilileri ve seçkin Jura bayileri katıldı. Tek bir tuşa dokunarak istediğiniz kahveyi pişirme teknolojisiyle donatılan Impressa Z9 One Touch, Jura’nın bir kez daha “En iyi kahve makinesi markası” olduğunu gözler önüne seriyor.

TEK DOKUNUŞ TEKNOLOJİSİ Türkiye distribütörlüğünü Alman Hack Endüstriyel Temsilcilik’in yaptığı Jura, 2005 yılında seçkin kahve tutkunlarının beğenisine sunduğu buluşu “Tek Dokunuş Teknoloji”si Impressa Z5 ile yoğun bir ilgi gördü. Her yıl 20 bin adetin üzerinde satılan Impressa Z-Line, kaliteyi yaşam tarzı haline getirenler için özel bir prestij sembolü olmaya devam ediyor. Yeni Impressa Z9 One Touch ile lüks ve gösterişli tasarım geleneğini sürdüren Jura, bu keyifli özelliklerini üstün teknolojiyle birleştiriyor. Uzun


bardaklar ve fincanlar için yükseklik ayarlı cappuccino aparatına sahip olan Impressa Z9 One Touch’da kahve aparatının yüksekliği de ayarlanabiliyor. Genişlik ayarının hemen yanında ise sıcak su ağzı yer alıyor. Impressa Z9, öğütücü ayarlama düğmesi ve öğütülmüş kahve için tozu boşaltma oluğu gibi birtakım kullanım kolaylıkları da sunuyor. Bununla birlikte kullanıcı son derece konforlu olan renkli ekranda bilgi takibi yapılabiliyor.

MÜKEMMEL CAPPUCINO, RISTRETTO DENEYİMİ Impressa Z9 One Touch’un en önemli özelliğini kahve spesiyalitesinin kalitesi oluşturuyor. Biri buhar, diğeri kahve için olan iki ısıtma sistemiyle her zaman ve her yerde istediğiniz kahveyi hazırlamanız mümkün. Yeni bir aroma öğütücüsüne sahip olan Z9, en kısa sürede tam öğütülmüş kahvenin hazır olmasını sağlıyor. Bu işlemler sırasında şık ekranı sayesinde kahvenin hazırlık ayar ve aşamalarını görebiliyorsunuz. Üstün köpük teknolojisine sahip olan Z9, kahvenize krema kıvamında yoğun süt köpüğü katıyor. Tüm bunlarla birlikte fincan aydınlatma seti ile hazırladığınız ürünler özel bir ışık tarafından aydınlatılıyor. Z9 ile mükemmel bir cappucino, ristretto ya da espresso kahve içebilir, döner düğmeyi çevirerek istediğiniz bütün kahve çeşitlerini hazırlayabilirsiniz.

CHRISTIAN SEGGINI: PREMIUM MARKA OLMAK Impressa Z9 One Touch’ın ürün lansmanına katılan Jura Türkiye Sorumlusu Christian Seggini, premium marka olan Jura’da kahve tutkunlarına daima en seçkin hizmetin sunulduğunu anlatan Seggini, bu seçkin hizmetin mükemmel kahve, kahve çeşitliliği, hız - kullanım kolaylığı, hizmet desteği ve yaşam tarzı gibi önemli başlıkları da kapsadığını belirterek, “Premium ve süper premium segment tüketiciler sadece rasyonel değil aynı zamanda duygusal ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir ürün arayışındalar. Jura müşterileri evlerine aldıkları ürünlerle aynı zamanda kim olduklarını da tanımlamış oluyorlar” diyor.

DUYGUSAL SEVİYE: TASARIM Premium marka olmanın basamakları arasında tasarımın ilk sırada olduğunu belirten Seggini, iyi bir tadın anahtarını tasarım olarak nitelendiriyor. Tasarımın çok önemli bir duygusal tetikleyici olduğunu dile getiren Seggini, “Jura tasarımcıları için anahtar tema, fonksiyon ve form entegrasyonu ile sadelik ve stilin birleşmesinden oluşmaktadır. En önemlisi ise Jura kahve makineleri ‘bir yaşam tarzı’ ve ‘değerler bütünü olarak’ sizi yansıtmaktadır.” diyor.


restaurant hijyen 114 hotel & hi-tech

Yiğitalp Laundry, turizmcileri yeni tesisinde ağırladı 17 Ocak’tan bu yana geçen bir yıllık süreci, çamaşırhane sektörüne yönelik değerlendirmeleri ile birlikte Hadımköy’deki yeni tesisinde sektör temsilcileri ve basın mensupları ile paylaşan İkbal Yiğitalp Atik, “Kurduğumuz tesisimizin gururunu değerli dostlarımızla paylaşmaktan büyük mutluluk duyuyorum” dedi.

F

aaliyet hayatına Yiğitalp Turizm ve Ticaret AŞ. bünyesinde 1991 yılında başlayan Yiğitalp Temizlik, 17 Ocak 2013’ten bu yana Hadımköy’deki dev tesisinde hizmet veriyor. Geçen bir yıllık süreci, çamaşırhane sektörüne yönelik değerlendirmeleri ve tesis alt yapısı ve sistemlerine ilişkin bilgilendirmeleri ışığında sektör temsilcileri ve basın mensupları ile paylaşan Yiğitalp Laundry Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İkbal Yiğitalp Atik, yaptığı açılış konuşmasında özetle şunları söyledi: “Yeni tesisimizde düzenlediğimiz bu organizasyonla çalıştığımız ve çalışmadığımız tüm değerli dostlarımızı bir araya toplamak, sektörümüzün en son hangi noktaya geldiğini paylaşmak, çamaşırhane sistemleri


“Çok uzun ve meşakkatli bir yoldan geçtik. Emeği geçen herkese sonsuz teşekkürlerimi sunarım.”

ile ilgili doğru bilgiler vermek, bununla beraber kurduğumuz tesisimizin haklı gururunu da sizlerle paylaşmak istedik.”

22 YILDIR TURİZMİN İÇİNDEYİZ Yiğitalp Otel ile başlayan süreçte 1991 yılından bu yana turizm sektörünün içinde olduklarını anlatan Yiğitalp Atik, küçük bir çamaşırhaneden dev bir tesise dönüşümün hikayesini anlatarak sözlerine devam etti. Müşteri sayıları artıkça sektörü daha iyi tanımaya başladıklarını ve işi çok sevdiklerini dile getiren Yiğitalp Atik, markaya yakışan bir tesisle devam etme kararı alarak Avrupa’daki birçok büyük sanayi çamaşırhanesini gezdiklerini ve sonuç olarak İstanbul’a en yakın sanayi bölgesi olan Hadımköy’de karar kıldıklarını söyledi.


restaurant hijyen 116 hotel & hi-tech

Atlantik Makina Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Çil

YIKAMA SİSTEMLERİNDE İLKLERİN TEMSİLCİSİ OLDUK Tesisi kurma aşamasında sistem ve teknolojiler konusunda da kapsamlı bir araştırma yaptıklarını söyleyen Yiğitalp Atik, yıkama sistemlerinde Türkiye’de birçok ilkin temsilcisi olduklarını aktararak, şöyle konuştu: “Çok uzun ve meşakkatli bir yoldan geçtik. Çünkü biliyorduk ki işimiz sadece makine alımı değil, bir nevi evlilik yapmaktı. Şu an aramızda bulunan Atlantik Makina’dan Abdullah Çil ve Tolon Makina’ya bize verdikleri destekten ötürü çok teşekkür ederim.” Endüstriyel yıkama sektöründe ilkler ile faaliyetlerini sürdürdüklerini belirten Yiğitalp Atik, ilk aşamada

Tünel Sistemini bünyelerine kattıklarını, daha sonra havada Torba Taşıma Sistemi’ni hayata geçirdiklerini kaydetti. Avrupa’da örnekleri olan, İstanbul’da ise ilk defa kendi tesislerinde uygulaması başlatılan sistemle ilgili bilgiler aktarmaya devam eden Yiğitalp Atik, kurulum aşamasında dünyada en son teknolojilere sahip olan kızgın yağlı ütü sistemini de seçtiklerini sözlerine ekledi. 2012 Eylül ayı ile birlikte başlatılan deneme çalışmalarının 17 Ocak 2013 itibari ile tamamlandığını söyleyen Yiğitalp Atik, “Aslında o gün halimizi görmenizi çok isterdim. İçeride 6 aydır 5-6 tonluk bir üretim vardı, ama tüm personel ve yük aynı gün alınınca personelimiz çok şaşırdı. Sonuçta ilk defa bizde uygulaması yapılıyordu ve bir örneği daha yoktu” dedi. Uzun süren eğitimlerin ardından kapasite artırımına gittiklerini anlatan Yiğitalp Atik, “Şu an yaklaşık 100 müşterimiz ve 25-26 tonluk kirli yük ile çalışıyoruz. Geldiğimiz nokta bizi son derece gururlandırıyor” dedi.

İNSAN VARSA HATA DA VARDIR Emeğin yoğun olduğu bir sistemde çalıştıklarını ve insan faktörünün olduğu her yerde hataların da olabileceğini de sözlerine ekleyen İkbal Yiğitalp Atik, konuşmasını emeği geçen herkese teşekkürlerini ileterek bitirdi. Davet, Yiğitalp Laundry Genel Müdürü Özcan Ataç’ın tesis hakkında bilgiler verdiği sunumu ve ardından gerçekleştirilen fabrika gezisi ile son buldu.



restaurant hijyen 118 hotel & hi-tech

Eczacıbaşı Profesyonel’e “En İyi Hijyen Kampanyası” ödülü Eczacıbaşı Profesyonel’in doğru el yıkama ve kurulamanın önemine dikkat çekmek ve bu alanda bireylerde bilinç oluşturmak amacıyla hazırladığı ‘El Hijyen Filmi’ Farmaskop Ulusal Sağlık İletişimi Ödülleri’nde ‘En İyi Hijyen Kampanyası Ödülü’ kazandı.

E

czacıbaşı Tüketim Ürünleri Grubu şirketlerinden biri olan ve profesyonel temizlik, hijyen, gıda ürünleri ve hizmetlerini, komple çözümler sunarak, işletmelerle buluşturan Eczacıbaşı Profesyonel, toplumda hijyen bilinci oluşturmak amacıyla kayda değer çalışmalar ortaya koyuyor. Eczacıbaşı Profesyonel’in doğru el yıkama ve kurulamanın önemine dikkat çekmek ve bu alanda bireylerde bilinç oluşturmak amacıyla hazırladığı ‘El Hijyen Filmi’ Farmaskop Ulusal Sağlık İletişimi Ödülleri’nde ‘En İyi Hijyen Kampanyası Ödülü’ kazandı. Farmaskop dergisi tarafından bu yıl 5’incisi düzenlenen Farmaskop ‘Ulusal Sağlık İletişimi Ödülleri’, iletişimin önemini, iş başarısındaki rolünü vurgulamak, sağlık iletişiminin gelişmesine, ilerlemesine katkıda bulunmak amacıyla sahiplerini buluyor. Farmaskop Ulusal Sağlık İletişimi ödülleri aynı zamanda Avrupa Birliği uyum çalışmaları çerçevesinde sektörde oluşacak değişime ve hazırlığa katkı sağlamak, sağlık alanında faaliyet gösteren iletişim ajanslarını ve çalışanlarını teşvik etmek ve ödüllendirmek amacıyla her sene düzenleniyor.

YEŞİM ROTH, “ÇEVREYE VE GELECEK BİLİNCİYLE HAREKET EDİYORUZ” Eczacıbaşı Profesyonel Genel Müdürü Yeşim Roth, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmesinde, Farmaskop Ulusal Sağlık İletişimi Ödülleri’nde ‘En İyi Hijyen Kampanyası Ödülü’ kazanmış olmaktan mutluluk duyduklarını ifade etti. Roth, Eczacıbaşı Profesyonel’in her biri kendi alanında uzman markaları, hizmet kalitesi ve Eczacıbaşı güvenilirliği sayesinde müşterilerinin çözüm ortağı ve tercih edilen satış ve dağıtım firması olmak amacıyla çalıştıklarını belirtti. Ayrıca Türkiye’nin en büyük ev dışı tüketim ürünleri sağlayıcılarından biri olmanın, sadece müşterilere karşı değil, yaşanılan dünyaya ve geleceğe karşı da sorumluluk taşımak anlamına geldiğini kaydeden Roth, “Toplumda hijyen bilincini geliştirmek amacıyla yürüttüğümüz uygulamamızın ödül almış olması doğru yolda olduğumuzun en güzel kanıtı” dedi.



restaurant portre 120 hotel & hi-tech

GAD Architecture Kurucusu Mimar Gökhan Avcıoğlu:

“Ödülsüz projem yok” “’Yeşil’im diyorsun, öte taraftan yanı başındaki dereyi hiçe sayıyorsun. Sen istediğin kadar yeşil bina yap, baldırı çıplak amelelerin iş güvenliğini sağlamadığın müddetçe o sertifikanın bir önemi yok!”

Fotoğraflar: Hakkı Günerkan

U

luslararası ölçekte çok sayıda ödülün sahibi. O kadar ki ödül gelmediğinde vazifesini yapmamış sayıyor. En büyük takıntısı, Selçuklu Kervansarayları. “Birini bile restore etmeden ölürsem gözüm açık gider” diyecek kadar hem de. Ve gerçek bir “yeşil”ci… “İstediğin kadar yeşil bina yap, iş güvenliğini sağlamadığın sürece sertifikanın bir önemi yok” diyenlerden. Özgüveni yüksek, cesur, donanımlı ve vizyoner… Türkiye’nin önde gelen mimarlık firmalarından GAD Architecture’ın kurucusu Gökhan Avcıoğlu ile süregelen projelerini ve mimari yaklaşımlarını konuştuk.

gelmiştir. Bu tip projelerde yer almaktan mutluluk duyduk. Bildiğiniz gibi, Türkiye tarihi, çevresel, doğal güzellikleri ve şehir yapılaşmaları bakımından ciddi bir potansiyele sahip. Türk insanının ağırlamayı da ne kadar çok sevdiğini görüyoruz. Buna sadece otelleri değil, sosyal projeleri de dahil etmek lazım. Bahsettiğim, gecelik veya haftalık konaklamaların dışında restoran, cafe ve müze gibi günübirlik ağırlama alanları. Bunların her birini ağırlamanın önemli birer parçası olarak görüyoruz. Bu noktada Türkiye’nin özellikle de İstanbul ve kıyı bölgelerinin artan bir potansiyeli var. Türkiye son beş yıldır böyle.

GAD Architecture’ın ağırlıklı ağırlama sektörüne yönelik proje geliştirdiğini görüyoruz. Bunun özel bir nedeni var mı?

Bu neyin yansıması sizce?

Ağırlama sektörüyle ilgili projeler bize hep ilgi çekici

Bunda misafir memnuniyeti de pay sahibi, yatırımcıların profesyonel grupları tercih etmeleri ve ekonomik olanaklar da. Burada bazı önemli


problemler GÜNCEL PROJELER: var ki, hızlı l Trump Cadde bir şekilde l Newada çözülmesi l Turgutreis Swiss Otel gerek. Turizm l Cennet Koyu Spa&Hotel ve kültürün l Eskişehir Spa&Thermal Hotel aynı bakanlık l Nikki Beach Torba altında l AD House toplanması l Maldivler en önemlisi l YKAD House bence. Birbirleriyle alakalı gibi görünseler de o alakada bir Bakan’la karşılaşmak mümkün olmuyor. Çünkü kültür ağırlıklı gelen kültüre bakıyor, turizm ağırlıklı gelen turizme bakıyor. 80 milyonluk, dinamik ve yeni oluşan bir Türkiye’den söz ediyoruz. O halde daha çok odaklanabilen görev alanları oluşturulmalı, her birim kendi başına ayrıca görevini yapmalı ve belli bir işbirliği platformu oluşturulmalı.

Kültür ve turizmin tek bir bakanlık altında toplanması bir mimar olarak sizi ne şekilde

etkiliyor, bunu biraz daha açabilir misiniz? Ben bir mimar olarak kültürle çok alakalı bir meslek grubundanım. Turizmin de içerisindeyim. Türkiye’nin ciddi bir kültürel birikimi olmasına karşın müze sayısı oldukça az. Bu durumda ne yapılmalı? Bence ören yerleri ve müzeler özel vakıflar tarafından yürütülmeli, devlet sadece denetleyici, hesap sorucu ve zimmet yapıcı konumda kalmalı. Sonuçta bu işler devlet imkanlarıyla yapılmaya çalışılıyor. Bizde de devlet halkın parası, yetimin hakkı felsefesiyle hareket ettiği için işler mümkün olduğunca ucuz yapana veriliyor. Halbuki yüksek servis gerektiren işler bunlar. Servisi ne kadar yükseltirseniz o kadar çok geri dönüş alırsınız. Devlet topyekün bir ihale yapıyor. Devlet toplucu… Toplu konutlar, toplu ihaleler… Oysa ki Efes farklı, Antalya farklı... Ve her biri ayrı bir servisi hak ediyor. Antalya, ekolojisi, alternatif turizm modellerine sağladığı kaynaklar ve hatta kış turizmi için bile önemli bir destinasyon. İlginç bir bölge orası. Ancak Antalya’daki anlayışı bir türlü değiştiremiyoruz. Dünyada bu kadar resort’u yan yana konumlandırmış bir destinasyonu daha göremezsiniz.


restaurant portre 122 hotel & hi-tech

Eskişehir Spa ve Thermal Hotel

Ne görüyorsunuz Antalya’da? Korkunç. Biz ona turist gazlaması diyoruz. Bu türlü bir yapılaşma bize hiç cazip gelmiyor. Temalı, konsept otelleri… Dekor gibiler, batık gemiler filan…

Bunun için bir çözüm öneriniz olacak mı? Antalya’nın kendisine model alacağı yer, Miami. Çünkü insanların oldukları her yer yerleşme özelliği taşımalı. Hapishane gibi kapı duvar değil; ortak bir caddesi, sahili olmalı. Geçişler yasak, kıyılar yasak, komşuluğa gidemiyorsun. Bu yüzden Miami örneğini verdim. Orada bir çekme mesafesi vardır, sahiller ortaktır, oteller geridedir. Kıyılar halkındı hani? Demek ki işlerlikte bir hata var. Samimi olamazsak

konuşamayız hiçbir şeyi. Devletin de her şeyi görmemek gibi bir alışkanlığı var. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile kastettiğim bu. Açık açık konuşalım, bu sahiller kimin? Ben Miami örneğini biçimsel olarak değil, işlerlik olarak veriyorum. Baktığınızda konut, avm ve turizmde halkı koparan bir sistem var. Hangi gelir grubunda olursa olsun kaynaşmıyor. Bodrum’daki bütün kıyı otellerinin bir çekme mesafesi var. Niye var, halka ait olsun diye. Ama yok, duvarlarla çevrili. Yan yana 50 tane resort olmaz ki... Sabah akşam ye iç, denize gir. Bu 25 senenin konsepti ve artık kalmadı, tükendi.

İstanbul’daki durum nedir sizce?

TAMAMLANAN PROJELER: Gökhan Avcıoğlu’nun yaptığı projeler arasında; ofis binaları, kamu ve ticari alanlar, İstanbul, Bodrum, Maldivler, Dubai New Jersey, Washington DC, Virginia, Philadelphia, Connecticut, ve Libya’da konut projeleri bulunmaktadır. GA, Manhattan, NY, İstanbul ve Washington DC’de restoran ve çeşitli mağazalar da tasarladı. Son projeleri arasında, Borusan Müzik Evi, One Ortaköy, NLF, Newada, TRGTRS, GDKP gibi ödüllü tasarımlar bulunmaktadır. Ayrıca İstanbul Shell Genel Müdürlük Binası (Doğan Holding) Altunizade, Esma Sultan (Ortaköy), Bodrum Kuum Hotel, Beşiktaş Balık Pazarı gibi birçok karma kullanımlı, konut ve ticari projeye imza atmıştır. Aynı zamanda, Washington’da loft, otel ve özel konutlar; Bodrum, Kazan, Rusya ve Libya’da halka açık bir park projeleri ve çok katlı karma kullanım yapıları bulunmaktadır.

8500 yıllık tarihi geçmişe sahip bir şehir, İstanbul. Burada her türlü oteli yapabilirsiniz. İstanbul’da bence bir bu kadar daha otele ihtiyaç var. Bu aktif ve dinamik bir saha. İyi olanlar kazanacak, bilinçli yapanlar kalacak. Ben turizme daha çok grubun girmesini ve daha çok otel yapılmasını destekliyorum, yerli, yabancı fark etmiyor.

Yeşil binalara ilişkin de çarpıcı yorumlarınız olacak mı? GAD olarak, 2000’li yıllarda bir liste oluşturmuş ve herkese de bir çağrı


yapmıştık. Bizim başlattığımız bir çalışmaydı ama her türlü katkıya da açıktı. Bunun içinde ne vardı, doğayı kirletmeyen bir üretim esasıyla işleyen bir fabrika modeli… Yeşilim diyorsun, öte taraftan yanı başındaki dereyi hiçe sayıyorsun. Ya da çocuk işçi, ucuz işçiye karşı bir işleyiş. İnsanları 24 saat çalışmaya zorlayan yerlerden ürün almamak gibi. Yeşile saygı böyle bir şey. Üretimde doğaya saygı varsa zaten geriye size de inşaatı yaparken bu saygıya tabi olmak kalıyor. Bu sebeple, bence yeşil sertifika konusunda en önemli göstergelerden bir tanesi, iş güvenliği. Sen istediğin kadar yeşil bina yap, baldırı çıplak amelelerin iş güvenliğini sağlamadığın müddetçe o sertifikanın bir önemi yok! Aslında bakarsanız, bu ortak bir ahlak ve davranış bütünlüğü sorunu gerçekte. Bana göre konuya asıl buradan başlamak lazım. Yeşil bina derken, konu sadece bol yeşilli anlamına gelmiyor. Birtakım ilkeler üzerinden hareket etmek gerekiyor bence. Türkiye ve yurt dışında bizi bu konularda mümkün olduğunca iyi temsil eden inşaat firmaları var. Böyle olduğunda işin kalitesi de artıyor.

Merak ettiğim bir başka konu daha var. Bakıyorum, nerdeyse ödülsüz projeniz yok gibi.

KİMDİR? 1960 Ankara doğumlu olan Gökhan Avcıoğlu, Selçuk Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü’nü bitirdi. 1983 yılında KSÜ’de mimarlık eğitimini tamamlayan Avcıoğlu, 1994 yılında İstanbul’da Global Architectural Development GAD (Global Mimari Gelişimi) firmasını kurdu ve farklı işlevlerde birçok projeyi tamamladı. 2001 yılından bu yana, Gökhan, Paris’te Ecole Speciale d’Architecture, Yıldız Teknik Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nde stüdyolarında ders veren Gökhan Avcıoğlu’nun İstanbul, New York ve Bodrum’da da ofisleri bulunmaktadır İstanbul ve New York şehirlerinde yaşamaktadır.

Ödülün anlamı nedir sizin için?

SERGİLENEN PROJELER: Gökhan Avcıoğlu ve GAD

Bizim yaptığımız projeleri Rotterdam Mimarlık projelerin hepsi Musuem, Miami Bienal, ödül aldı, ödülsüz Philadelphia Minima Sanat Galerisi, Galerist ve Londra yok bizde. Gelmezse Kraliyet Sanat Akademisi’nde vazifemizi yapmamış sergilenmiştir. 2008 yılı Nisan hissediyoruz zaten. ayında, Gökhan Avcıoğlu Proje mutlaka tarafından tasarlanan ürünler kendisiyle, konusuyla Milan Block Sergisi’nde; 2010 ilgili bir şey almalı. yılında ise GAD çalışmaları Çünkü biz bazı Los Angeles’da, 2012 yılında ilkeler çıkarıyoruz. ise Newyork The Center for Architecture da “Change: Örneğin Eskişehir Architecture and Engineering in Spa&Thermal Hotel the Middle East” sergisinde yer de bir ödül aldı. Orada almıştır. Ayrıca 2011-2012 Prag ürünlerin tamamını mimarlık haftası kapsamında doğal malzemelerden projeleri sergilenmiş. 2012 seçtik. Isıtma giderleri yılından bu yana One Ortaköy doğal olarak düşük projesi The Chicago Athneaum müzesinde sergilenmektedir. olacak. Bu çapta bir otel daha yok orada. Bizim için de bir ilk olacak. Termal spa özelliğinin yanı sıra tesis kent kültürüne katkı sağlayacak önemli birkaç girdiye daha sahip. Örneğin lobisi kendi hizmet kapsamı dışında aynı zamanda bir sanat ve etkinlik alanı da. Tesiste suyun üç halini kullanabiliyorsunuz, bu da başka bir özelliği.

Bir mimar olarak ritüelleriniz, takıntılarınız var mı? Ben 8500 yıllık mimarlık tarihinin bir devamlısıyım. Bu sebeple bizden önce yapılmış olanlar çok önemli bir gösterge. Turizm ve ağırlama sektörü ile ilgili konuşuyorum, bu da yeni bir icat değil. Geçmişte mesela, bizim bildiğimiz, ilk yatacak yer kiralama 750 yıl evvel Çin ve Japonya’da olmuş. Bunların ileri örnekleri ise özellikle Selçuklu dönemine ait Baharat Yolu üzerindeki kervansaraylar. İşte benim bir mimar olarak en büyük takıntım bu. Biz hala bu kervansarayları restore edip kullanamıyoruz. Birkaç tanesi restore edildi, ama yetersiz. Toplamda 47- 48 tane olduğunu biliyoruz. Selçuklu kervansaraylarının herhangi birini bile restore edemeden ölürsem gözüm açık gider. Hatta bu konuyu çok ciddi bir ülkü olarak düşünüyorum.


restaurant otel-tech 124 hotel & hi-tech

Yazar kasa dönüşümüne yenilikçi çözüm Profilo’dan Katma Değer Vergisi’nin uygulamaya geçtiği 1985 yılında Ödeme Kaydedici Cihazların tasarlanması, üretilmesi ve yıllar içerisinde geliştirilmesine öncülük etmek amacıyla kurulan Profilo Ödeme Sistemleri, Maliye Bakanlığı Gelirler İdaresi Başkanlığı’nın başlattığı Yazar Kasa dönüşüm projesi için geliştirdiği VX 680-E1 ile sektörün yenilikçi ürününü satışa sundu.

K

ayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Stratejisi Eylem Planı kapsamında satışlarda kayıt dışı işlemlerin azaltılması ve anlık olarak takip edilebilmesi için Maliye Bakanlığı Gelirler İdaresi Başkanlığı’nın başlattığı Yazar Kasa dönüşüm projesinde pazarın önemli oyuncuları arasında yer alan Profilo Ödeme Sistemleri VX 680-E1 ile hızlı bir başlangıç yaptı. Dönüşümün ilk aşaması olan Mobil EFT POS cihazlarının EFT POS özellikli yeni nesil yazar kasalarla değiştirilmesi sürecinde dünya lideri VeriFone ile güç

birliğine giderek VX 680-E1’i geliştiren Profilo Ödeme Sistemleri, mükelleflere yenilikçi ürünü ile gerçek bir mobil satış deneyimi sunmayı, satış sonrası hizmetleri ile rakiplerinden ayrılmayı hedefliyor.

TÜRKİYE’DE 700 BİN KURULU CİHAZA SAHİP Bakkaldan kuruyemişçiye, kasaptan manava, marketten büyük gıda zinciri, organize perakendecilere ve akaryakıt sektörüne kadar Türkiye’de yüzbinlerce mükellefin ilk tercihi olan


Profilo Ödeme Sistemleri bünyesinde Profilo, Olivetti ve Telestar marka Ödeme Kaydedici Cihazları bulunduruyor. Profilo, Olivetti, Telestar haricinde, 8 farklı ülkede, Farex, iErgos markaları ve OEM üretimi ile 30’dan fazla mali onaylı ödeme kaydedici cihazın sahibi olan şirket, 30 yıla yakın deneyimini günümüzün ileri teknolojisiyle birleştirerek bugün Türkiye’de 700 bin, yurt dışında ise 500 bin kurulu cihazı ile sektördeki öncülüğünü sürdürüyor.

GERÇEK MOBİL DENEYİMİ YAŞATACAK Ergonomik tasarım, gelişmiş teknolojik özelliklerin yanı sıra birçok ilki üzerinde barındıran VX 680-E1 ile Profilo Ödeme Sistemleri rakiplerinden ayrışıyor. Geniş kullanım alanı ve yüksek performansı ile ödeme uygulamalarını eksiksiz destekleyen üründe tüketicilerin günlük yoğunluklarında cihaz kullanımını kolaylaştırmak, menüler arasında kaybolmalarını engellemek için 3.5 inç büyüklüğünde renkli, grafik özellikli dokunmatik ekrana yer verildi. VeriFone’un en başarılı VX serisi ürününün VX680 üzerinde geliştirilen VX 680-E1, etkileyici küçük boyutları, renkli-yüksek çözünürlüklü dokunmatik ekranı, ergonomik ve hafif tasarımı ile mobil ödemelerde kullanıcısına yeni bir deneyim vadediyor. Sadece 172 mm uzunluğunda, 86 mm genişliğinde ve 69 mm yüksekliğinde geliştirilen ürün, her mobil cihazda olması gerektiği gibi, tek elle ve avuç içinde

Profilo VeriFone VX 680-E1 donanımsal gücüyle de işletmelerin yeni yıldızı olmaya aday. Ürün, alışverişlerde en hızlı işlemleri gerçekleştirebilecek bileşenleri üzerinde barındırıyor. 400 Mhz. 32 bit işlemciye yer verilen ürün 500 MB’a kadar artırılabilen 192 MB belleğe sahip. PCI PTS 3.X, EMV LEVEL 1-2 güvenlik protokollerini üzerinde barındıran ürün, MSR, smartcard desteğiyle de öne çıkıyor.

7/24 HİZMET Geniş kullanım alanı ve yüksek performansı ile ödeme sistemleri uygulamalarını eksiksiz destekleyen Profilo VeriFone VX 680-E1, mükelleflere akıllı ve pratik çözümler sunuyor. VX 680-E1 rakiplerinden farklı olarak 17 bankanın kredi kartı uygulamalarını desteklemesi sayesinde, mükelleflerin her istediği banka ile çalışmasına olanak sağlıyor. Teknoloji ve yenilikçilik odaklı geliştirilen Profilo VeriFone VX 680-E1 ısıya, neme, toza ve düşmelere karşı dayanıklılığıyla da ön plana çıkıyor. Şirket satış sonrası hizmetleriyle de rakiplerinden ayrılmayı hedefliyor. AKFA Holding çatısı altında çalışmalarını sürdüren şirket, Türkiye genelinde 81 ilde 360 noktada 2300 kişilik sertifikalı uzman kadrosu ile 7/24 kurulum, bakım ve onarım servis hizmeti sunuyor.

SEKTÖR DEVLERİNİN TERCİHİ

kullanılabilmesi için 577 gram ağırlığında üretildi. Rulo tüketiminin fazla olacağını ön gören VeriFone ve Profilo Ödeme Sistemleri mühendisleri, VX 680-E1’de 15 metrelik ruloya yer verdi. Geniş ekranı, yüksek işlemci kapasitesinin yanı sıra büyük şirketlerin talep ettiği özel proje ihtiyaçlarına en iyi cevabı verebilecek esnek yazılım özelliklerini destekleyen ürün, farklı sektörlerin çözümlerine adapte olabilmesiyle de rakiplerinden ayrışıyor.

Mobil Yazarkasa POS cihazlarının sektördeki en güçlü temsilcisi olan Profilo VX680-E1, bankacılık yazılımlarının en güncel sürümlerini desteklemesiyle de satışa sunulduğu günden itibaren sektör devlerinin ilk tercihi oldu. Tasarımdan teknik özelliklere, kullanım alanından satış sonrası hizmetlere kadar alanının en iddialısı olan Profilo VeriFone VX 680-E1KFC, Pizza Hut, Domino’s Pizza, McDonald’s, Little Caesars Pizza, Pizza Bulls, Turkcell, CarrefourSA, Midpoint, Subway, Hilton, Conrad, Pelit, Saray Muhallebicisi, Num Num, Kaşıbeyaz, Günaydın, Kırkpınar, House Cafe, Mavi Balık gibi farklı sektörlerden Türkiye’nin alanında dev marka ve firmaların tercihi oldu.


restaurant otel-tech 126 hotel & hi-tech

Viko’dan Thea IQ akıllı bina otomasyon çözümleri Elektrik anahtarı ve priz sektörünün lideri Viko, Thea IQ akıllı bina otomasyon çözümleri ile otellerde üstün konforun yanı sıra yüksek güvenlik ve enerji tasarrufu sağlıyor.

B

üyük bir hızla ilerleyen teknoloji, şaşırtıcı çözümler sunmaya devam ediyor. Artık tüm binalar, tek noktadan rahatlıkla kontrol edilebildiği gibi önceden verilen komutlara göre de hareket edebiliyor. Elektrik anahtarı ve priz sektörünün lideri Viko, sahip olduğu üstün teknolojisiyle liderliğini koruyor. Viko’nun Thea IQ akıllı bina otomasyon çözümleri iş yerleri, AVM’ler ve özellikle de otellerde üstün konforun yanı sıra yüksek güvenlik ve enerji tasarrufu sağlıyor. Thea IQ sistemi, KNX teknolojisini kullanarak ısıtmadan iklimlendirmeye, aydınlatma

ve jaluzi/panjur kontrolünden güvenlik sistemleri entegrasyonuna kadar uzanan geniş bir yelpazede oteller başta olmak üzere iş dünyasına konfor katıyor. Bu sayede binaların içindeki birçok alan merkezi olarak elektronik bir panelden rahatlıkla kontrol edilebiliyor.

TÜM BİNA KONTROL ALTINDA VİKO’nun Thea IQ sisteminde önceden programlanabilen senaryolarla otel gibi birbirinden farklı alanların bulunduğu binalarda günlük işleri çok daha kolaylaştırmak mümkün. Örneğin bar ya


da restoran gibi otelin belirli bölümlerinin ışıklarını; kapalı havuz, SPA merkezi gibi alanların sıcaklıklarını dilediğiniz gibi tek merkezden yapabilmeniz mümkün hale geliyor. Aynı şekilde tüm panjurlar da önceden hazırlayacağınız senaryoya göre istediğiniz saatte açılıp kapanabiliyor. Thea IQ ile otelin istenilen alanlarına tek merkezden değişik müzik yayınları da yapılabiliyor.

HEM DOĞAYI HEM BÜTÇEYİ DÜŞÜNEN SİSTEM Thea IQ sistemi, enerji verimliliği sağlayarak otelde konaklayan misafirlerin konforlarından ödün vermeden %20 oranında enerji tasarrufu sağlayabiliyor. Böylece hem maliyetler düşmüş hem doğa korunmuş oluyor. Thea IQ, KNX sensörleri sayesinde akıllı binaları kendi kendine yönetiyor. Isıtma, iklimlendirme, güneşten koruma, aydınlatma, havalandırma ve elektrik için tüketilen enerji, mantıksal bağlantılar arasındaki akıllı etkileşimle en iyi şekilde kullanılıyor. Böylece enerji maliyetleri azalıyor.

GÜVENLİ Otelin her alanı, Thea IQ ile her zaman daha güvende oluyor. Sistem, otelde kullanım dışı olan alanlarda bulunan prizdeki tüm cihazları kapatıyor, sızıntı saptadığında suyu kesiyor ya da cam kırıldığında size bilgi veriyor. Güvenlik kameraları sorunsuz şekilde sisteme dahil edilebiliyor. Aynı şekilde hareket, gaz, su ve duman dedektörleriyle de Thea IQ otelin güvenliğini sağlıyor.


restaurant otel-tech 128 hotel & hi-tech

Form’dan Lennox fabrikasına gezi Form Şirketler Grubu, 14-17 Kasım tarihleri arasında 28 yıldır Türkiye’deki tek temsilcisi olduğu Lennox firmasının Fransa’daki paket klima, chiller fabrikaları ve laboratuarlarına teknik gezi düzenledi.

G

eleneksel olarak her yıl düzenlenen fabrika gezisine Form Şirketler Grubu yetkilileri ve Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde mekanik tesisat konularında hizmet veren misafirleri katıldı. Lennox laboratuarı ve chiller fabrika gezisi ile başlayan gezi, Lennox firması yetkililerinin de katıldığı akşam yemeği ile devam etti. İkinci gün Lennox’un Longvic’teki paket klima fabrikasının imalat, montaj ve test hatları gezildi, misafirlere tüm gün bilgilendirici sunumlar yapıldı. 16 Kasım Cumartesi günü Fourviere Katedrali, Golden Stone Village ve Bojole ( Beaujolais) Bölgesi gibi Lyon şehri ve çevresindeki tarihi ve turistik mekanlar gezildi. 17 Kasım Pazar günü İstanbul Atatürk Havalimanı’nda son bulan geziyle ilgili konuşan Form Şirketler Grubu İstanbul Ürünler Bölge Müdürü Hüseyin Atakan, “Artık her yıl geleneksel olarak yaptığımız Lennox Fransa fabrika gezisinde, mekanik ve tesisat sektöründe görev yapan misafirlerimize paket klimalar, soğutma grupları hakkında yeni teknolojik gelişmeler ve detaylı teknik bilgiler aktarıldı. Fabrikadaki imalat, montaj ve test hatları

gezildi. Lennox laboratuarlarında yapılan işlemler hakkında katılımcıların bilgilendirilmesi ve sorularının cevaplanmasıyla gezi çok verimli geçti” dedi. Lennox, çok geniş aksesuar seçenekleri, 200 kW’a kadar Eurovent Sertifikalı hava soğutmalı ve 190 kW’a kadar su soğutmalı paket klima üniteleriyle mekanlarınızda yüksek enerji verimliliği sağlarken, hızlı ve kolay kurulumu ile düşük işletme ve ilk yatırım maliyetine imkan tanıyor.

BEDİ KORUN’A “MESLEKTE 60. YIL” PLAKETİ Form Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Bedi Korun, TMMOB Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nin düzenlediği Geleneksel Oda Gecesi’nde meslekteki 60. yılı dolayısıyla bir plaket aldı. 1930’da İzmir’de doğan Bedi Korun, 1953-1954 yılları arasında Türkiye Motor A.Ş.’de Teknik Kısım Mühendisi, 1955-1957 yılları arasında Nato Enf. Ankara’da Klima Tesisat Mühendisi, 1958-1960 yılları arasında Emekli Sandığı İnşaat Müdürlüğü’nde Kontrol Mühendisi, 1961-1962 yılları arasında Winkerstrater GmbH Frankfurt’ta Klima Tesisat Mühendisi olarak çalıştı. 1962-1964 yılları arasında The City University Of New York’da master yaptı. Aynı zamanda Sidney Barbanel Cons. ve Kasın&Guttman Cons. Co firmalarında klima tesisatı proje mühendisliği konularında görev aldı. Bedi Korun, 1965 yılında Ankara’da Form Kollektif Şirketi'nin temellerini attı. Korun, Form Şirketler Grubu'nda Yönetim Kurulu Başkanı olarak görevini sürdürmektedir.


restaurant gastro güncel 129 hotel & hi-tech

Ayşenur Özülkü, Gürhan Akdoğan, Mr. Roberto Guizzardi, Vehbi Varlık, Mr. Axel Beck, Fatih Goca

ITW Grup Yöneticileri’nden İnoksan Bursa üretim üssüne çıkarma İtalya Host 2013 Milano Fuarı’nın ardından yabancı firmaların yoğun ilgisiyle karşılaşan İnoksan, dünyaca ünlü üretici ITW Grup’un da ilgi odağı oldu.

E

ndüstriyel mutfak sektörünün öncü firması İnoksan, yabancı yatırımcıların ve dünyaca ünlü sektör firmalarının ilgisini çekmeye devam ediyor. 8 farklı alanda faaliyet gösteren Amerikan ITW Grup firmasının; ITW Gıda Ekipman Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mr. Axel Beck , grup firmalarından Eurotec/ Elettrobar Yönetici Direktörü Mr. Roberto Guizzardi ve Hobart Türkiye Satış Müdürü Fatih Goca, İnoksan’ın üretim gücünü yerinde görmek adına Bursa’daki fabrikayı ziyaret ettiler.

İNOKSAN’A YOĞUN İLGİ İtalya Host 2013 Milano Fuarı’nın ardından yabancı firmaların yoğun ilgisiyle karşılaşan İnoksan, dünyaca ünlü üretici ITW Grup’un da ilgi odağı oldu. 1912 yılında kurulmuş olan ve gıda sektöründen otomotive, yapı sektöründen endüstriyel ambalajlamaya kadar 8 farklı alanda faaliyet gösteren Amerikan ITW Grup’un; ITW Gıda Ekipman Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mr. Axel Beck, grup firmalarından Eurotec/ Elettrobar Yönetici Direktörü Mr. Roberto Guizzardi ve Hobart Türkiye Satış Müdürü Fatih Goca İnoksan’ın Bursa’daki fabrikasını ziyaret ederek, İnoksan’ın üretim gücünü, kapasitesini ve inovatif projelerini yerinde analiz ettiler. Dünyaca ünlü devlerin ilgisini çekecek türden bir teknik altyapıya sahip olan İnoksan’ın Bursa’daki fabrikasını gezen yöneticiler, teknolojik üretim üssü olarak nitelendikleri fabrikada, İnoksan’ın yeni nesil inovatif ürünlerini de görme imkanı buldular. Yapılan görüşmelerde; endüstriyel mutfak sektöründe faaliyet gösteren; Avery Berkel, Bonnet, Foster,


Gaylord, Hobart, Kairak, MBM, Elettrobar, Thirode, Traulsen, Vulcan, Wolf gibi çok önemli firmaları ve markaları bünyesinde barındıran ITW Gıda Ekipman Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mr. Axel Beck, İnoksan’ın profesyonel organizasyon yapısından ve fabrikanın teknolojisinden çok etkilendiğini dile getirdi. İşbirliği geliştirme yönünde yapılan görüşmelerin oldukça olumlu geçtiği bildirildi.

GÜRHAN AKDOĞAN: ULUSLARARASI İŞBİRLİKLERİYLE BÜYÜMEYİ İSTİYORUZ İnoksan Ceo/ İcra Kurulu Başkanı Gürhan Akdoğan ziyaretle ilgili olarak, “Önemli markaların yıllardır teknolojik işbirliklerinde İnoksan markasını güvenle seçtiklerini söyleyebiliriz. Her işbirliği yeni işbirliğini getiriyor. Mutfak profesyonellerinin tercihi İnoksan, uluslararası işbirlikleriyle büyümeyi, sektöründe en iyi olanlarla işbirliği yaparak; kendi ürünlerini daha geniş pazarlara ulaştırmayı ve yeni pazarlarda boy göstermeyi hedefliyor” dedi. Geçtiğimiz Ocak ayında başlayan Japon Grubu Hoshizaki’nin soğutucu ünitelerinde Avrupa üretim ve dağıtım firması olan Amerika’daki Lancer ile teknik işbirliği çalışmalarını tamamlayan İnoksan, soğutucu üniteleri üretimiyle AB pazarına başarılı bir giriş yaptı. Yabancı firmalar ile yaptığı teknolojik işbirlikleriyle yurt dışında adını iyiden iyiye duyuran İnoksan, katıldığı yurt dışı fuarlarıyla da temaslarını güçlendirmeyi sürdürüyor.

Gürhan Akdoğan

İNOKSAN, KAPADOKYA MUTFAĞINI FETHETTİ

Endüstriyel mutfak sektörünün 33 yıldır liderliğini üstlenen İnoksan, aşçıların yanında olmayı sürdürüyor. Nevşehir’in Göreme beldesinde geleneksel hale gelen Kapadokya Geleneksel Yemek Yarışması’na mutfaklarıyla destek veren İnoksan, Göreme’nin Japon gelinlerinin yarıştığı profesyonel mutfakları kurdu. Yarışma sonrasında pişirme etkinliğiyle de şeflerin kalbini fetheden İnoksan, İnosmart ile Kapadokya’ya özel testi kebabını da pişirerek şeflerden tam not aldı. Pişirme etkinliğinde İnoksan’ın Eğitmen ve Danışman Şefi Rıfat Sınmaz’ın Gazlı Kombi (Buharlı) fırın ile pişirdiği lezzetler misafirlere ikram edilerek, fırının pişirme performansı test edildi. İnosmart ile Kapadokya’ya özgü testi kebabı da pişirilen yemekler arasındaydı. Yapılan eğitim sonunda alınan sonuç ise hem lezzet hem zaman hem de kullanım kolaylığı açısından çok beğenildi.




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.