içindekiler
36
dosya antre
74
58 34 İstanbul
8 Sektörden kısa haberler
gündem
35 ‘Paralı’ Amerikalılar
16 Turizm gelirleri 10
ayda 1.738 milyon dolar arttı
18 Turizm ‘Zirve’ yaptı 24 Kış turizmi kamu
modeliyle gelişip, tabana yayılacak
26 Skalite turizmde
kaliteyi 17. kez ödüllendirdi
28 Avrupa’nın en düşük
doluluk oranı Türkiye’de
30 Turizm ‘‘Vodafone
CRM’’ ile yarına hazır
döndü
dosya 36 Turizmcilerden 2014 yılı
50 IHG, Türkiye’deki ilk
Holiday Inn açık lobisini kutluyor 52 10 Karaköy, A Morgans Orginal açıldı
33 Turizmde sigortalı
sayısı %11 arttı
www.hotelrestaurantmagazine.com
plazalardan mutfağa bir ‘hayal öyküsü’
hijyen 64 Tolkar Makina’ya Avrupalı
ziyaretçilerden tam not
65 Ecolab’dan büyük sosyal
sorumluluk girişimi
66 Eczacıbaşı Profesyonel
IYSAD üyeleri ile buluştu
yeni mekan 68 Ormanada’ya yeni bir
“lezzet ” adresi: Lokanta Farina
56 Servotel Trump
71 Karaköy’ün en yeni lezzet
İstanbul’un peşinde
60 Sitare Baras ile
70 Sardunya Karaköy Yalı
32 İstanbul lüksün, lüks
iş’te kadın
54 Gaziantep’te ilk Hampton
31 Antalya 11 ayı %3,5
artışla kapattı
değerlendirmeleri, yeni yıl tahminleri
yeni yatırımlar
ShoppingFest 2015 için hazırlıklar başladı
by Hilton oteli açıldı
International Hotel’i Bakü’ye getiriyor
58 The Public Hotel açıldı
açıldı
durağı: Rudolf
72 İstinye’de bir
“Uzakdoğulu”: Yada Sushi
yeni yıl özel
60 73 Lezzete yeni durak:
“İkiSatır” Acıbadem’de
şef’in gözünden 74 İtalya topraklarında bir
Türk lezzet gezgini: Yavuz Toktaş
etkinlik
92
116
yeni yıl özel
110 Geberit’ten otel
92 Beş yıldızlı otellerden yeni
yıl programları
marka 98 Mutfaklara ‘profesyonel
78 İstanbul Coffee Festival
yardımcı’: Öztiryakiler ‘Gurmeaid’ 99 Yangın Söndürme Sistemlerinde yeni bir teknoloji: Safe Guard
gastro güncel
100 Tekin Şengün: Türkiye’nin
başlıyor
80 Otellerde F&B maliyetleri
%11,2 arttı
82 Norveç deniz ürünlerinin
Türkiye’deki geleceği tartışıldı
Yiyecek- İçecek departmanı yönetmenin 10 altın kuralı
84 Mehmet Öfkeli’den
gastro aktüel 86 Gastronomi sektöründen
kısa haberler
%95’i destek almıyor
portre / mimar 102 Trendy değil, zamansız!
Mimar Engin Özmen
dekorasyon
banyolarına şık katan tasarımlar
otel - tech
112 Profilo Ödeme Sistemleri ve Posiflex güçlerini birleştirdi 114 D-Hotel Maris
iklimlendirmede ‘CLIVET ve DECSA’ dedi
fuar 116 Sirha İstanbul’da
gastronomik şölene dönüştü
124 ATRAX 3. kez turizm ve
eğlence sektörlerini ağırladı
106 Yataş’tan 2015’e özel
‘King Master 10.000’
108 Yatak teknolojisinde öncü
marka; İşbir Yatak
ürünler 126-128 Yeni ürünler
r ö t i d E
Darısı 2015’e der miyiz? Avrupa krizi, siyasi olumsuzluklar, Ortadoğu’daki gelişmeler, Rus pazarındaki devalüasyon, seçimler, global ekonomideki iniş çıkışlar, doluluk oranlarındaki düşüşler, fiyat politikalarındaki istikrarsızlık, arz-talep dengesizliği derken bir turizm yılı daha son buluyor. 2014 yılını kapatırken hotel restaurant & hi-tech dergisi turizm sektörünün yıl muhasebesini sektörün önde gelen temsilcileriyle birlikte yaptı. Turizm sektörünün farklı bileşenlerinden derlediğimiz değerlendirme ve yorumlar bir hayli ilginç detaylar içeriyor. Kimi sektör temsilcilerine göre 2014 yılı başarılarla kapatıldı, bir önceki yıla göre daha verimliydi; kimilerine göre ise 2014, performansı düşük bir yıl olarak tarihe geçecek, 2015’ten beklentiler ise çok daha kaygı verici koşullar içeriyor. Geniş yer verdiğimiz haber çalışmamızın detaylarını bu sayımızda bulabilirsiniz. TUROB, bu yıl ilkini başlattığı Türkiye Otelcilik Zirvesi Vizyon Toplantıları ile sektörden geçer not aldı. Turizm sektörünün önemli kalemlerini buluşturan bu iki günlük zirvede turizmin geleceği konuşuldu, mevcut durum değerlendirmeleri yapıldı. Gastronomi, turizm ekonomisi, dijital rekabet, sürdürülebilir turizm, havacılık ve kongre turizminin masaya yatırıldığı Vizyon Toplantıları’nın önümüzdeki yıllarda da devam etmesi planlanıyor. Umut edelim ki sektör çözüm arayışlarını salt bu tartışmalarda değil, daha etkili ve çözümcül girişimlerle gelecek turizm sezonlarına da aktarabilsin… Türkiye Otelcilik Zirvesi’nin ayrıntılı notlarını bu sayımızda değerlendirebilirsiniz. Geçen yıl ilki düzenlenmişti, bu yıl ikinci kez restoran, otel işletmeleri ve yiyecek içecek sektörünün devlerine kapılarını açtı. Dünyanın en prestijli otelcilik ve yemek servis organizasyonlarından Sirha 2014 Fuarı, yaklaşık 10 bin ziyaretçinin ve 180 markanın katılımı ile İstanbul Kongre Merkezi’nde gastronomik bir şölene dönüştü. Bu üç günlük tatlı telaşın tüm detaylarını renkli görselleri eşliğinde yayınlıyoruz. Keyifli okumalar dilerim.
Hatice Ünal Bilen GRUP BAŞKANI H. FERRUH IŞIK İLETİŞİM MAGAZİN GAZETECİLİK MEHMET SÖZTUTAN SAN. VE TİC. A.Ş. mehmet.soztutan@img.com.tr ADINA İMTİYAZ SAHİBİ VE SORUMLU GENEL YAYIN YÖNETMENİ YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ HATİCE ÜNAL BİLEN hatice.unal@img.com.tr
REKLAM KOORDİNATÖRÜ EMİR ÖMER ÖCAL emir.ocal@img.com.tr
MUHASEBE ve MUSTAFA AKTAŞ FİNANS MÜDÜRÜ mustafa.aktas@img.com.tr
REKLAM SORUMLUSU BİROL BEZEK birol.bezek@img.com.tr
ABONE ve DAĞITIM NURTEN DEMİR nurten.demir@img.com.tr
SANAT YÖNETMENİ İSMAİL GÜRBÜZ ismail.gurbuz@img.com.tr
CTP - BASKI İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mah. 29 Ekim Cad. İhlas Plaza No:11 A/41 Yenibosna Bahçelievler/İSTANBUL Tel: 0212 4 30 00
CONSEPT TASARIM TARIK ŞÜKRÜ ORAL tarik.oral@img.com.tr
YAYIN DANIŞMANLARI Prof. Dr. HÜSNÜ GÜNDÜZ Prof. Dr. MUHAMMET ARICI Prof. Dr. İSMAİL KAYA Doç. Dr. MEHMET ALİ ÖZBUDUN T. YÜCEL DEREYAYLA FİKRET ÖZDEMİR
FOTOĞRAF EDİTÖRÜ HAKKI GÜNERKAN hakki.gunerkan@img.com.tr DIŞ İLİŞKİLER YUSUF OKÇU yusuf.okcu@img.com.tr
web: www.hotelrestaurantmagazine.com
.
İRTİBAT BÜROLARIMIZ BURSA +90.224 211 44 50-51 KONYA +90.332 238 10 71
e-mail: info@img.com.tr
ADRES 29 Ekim Cad. No:23 34197 Yenibosna, İSTANBUL/TÜRKİYE Tel.:+90.212 454 25 00 Faks:+90.212 454 25 98
hotel & restaurant hi-tech dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. hotel & restaurant hi-tech dergisinin bütün yayın hakları İletişim Magazin Gazetecilik San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan hotel & restaurant hi-tech dergisi ayda bir yayınlanır.
restaurant antre 10 hotel & hi-tech
Golden Key Chalet yeni sezona sanatla kapılarını açacak Doğa ve butik otelciliğin en gözde markalarından Kartalkaya Golden Key Chalet, yeni sezona yeni etkinlikler ve aktivitelerle hazırlandı. Sanatın tüm dallarına destek veren Golden Key Chalet, 19 Aralık 2014 Cuma günü yağlı boya tabloları ile tanınan genç ressam Huri Kiriş’in sergisiyle sezona kapılarını açıyor. 19-21 Aralık 2014 tarihlerinde mekân arındırma, tasarım hizmeti ve danışmanlığı veren mimar Aslıhan Ekitmen ile yeni yılı mekân ve enerji temizliği yaparak karşılamaya davet eden Golden Key Chalet, aynı tarihlerde Hande Kasapoğlu’nun El Emeği Göz Nuru Takı Sergisi’ne ev sahipliği yaparken, yemeğe aşkla bağlı “Natali Tarifler & Anılar” kitabının yazarı ve “Patisserie” adlı programın sunucusu Natalie Gökyay’ı ağırlayacak.
Hilton İstanbul Bomonti’ye uluslararası prestijli ödül ABD’de düzenlenen Uluslararası Otel, Motel ve İkram Endüstrisi Fuarı (IHMRS) tarafından verilen Geleneksel Altın Anahtar Otel Tasarımında Mükemmellik Ödülü’nün ‘En İyi Üst Sınıf Otel’ kategorisinin kazananı Hilton İstanbul Bomonti oldu. Hilton İstanbul Bomonti Genel Müdürü Remco Norden duygularını şöyle ifade etti: “Böylesi prestijli bir ödüle layık görülmekten mutluluk duyuyoruz. Londra merkezli, ödüllü GA Design International tarafından tasarlanan, 34 kata yayılan şık otelimiz misafirlerine muhteşem bir deneyim vaat ediyor. Tarihi Bomonti Bira Fabrikası alanında kurulacak alışveriş ve eğlence merkezinin yanı başındaki Hilton İstanbul Bomonti Otel ve Konferans Merkezi, misafirlerine Türkiye’nin en büyük kolonsuz balo salonunun yanı sıra 829 oda ve süit ile 12.000 metrekarelik bir etkinlik alanı sunuyor.
Online rezervasyonun yeni adresi Gezonline Birçok kişi seyahatlerini planlarken online rezervasyonu tercih ederek hem zamandan tasarruf ediyor hem de tüm gezi seçeneklerini bir arada görebiliyor. Güvenilir hizmet vermek için bir süredir hazırlanan gezonline şimdilik yurt içi ve yurt dışında 125 binden fazla otel seçeneği ile seyahat severlerin hizmetine açıldı. Planlanan seyahati satın almak 3D Secure ile artık daha da güvenli. 3D Secure ile hizmet veren gezonline.com, seyahatlerini online olarak satın alan kişilere güvenlik önlemleri sunuyor. 3D Secure sisteminde, sanal ödeme işlemi gerçekleşirken, banka tarafından kart sahibine sadece kendisinin bildiği ödeme şifresi soruluyor ve kart sahibinin kimliği doğrulanıyor. Bu sayede yetkisiz kişilerce kredi kartlarının internet ortamında kullanılmasının önüne geçilmesi sağlanıyor.
restaurant antre 12 hotel & hi-tech
Tayvanlı ve Çinli turistlere, Türkiye’nin küçük otelleri kitabı Tayvanlı ünlü gezi ve gastronomi yazarı Salina Hong, Tayvan ve Çin piyasasına ‘Türk turizminin hazineleri ve küçük otelleri’ konulu, Asya pazarında yer alacak ülkemizin ilk gezi ve gastronomi kitabını çıkartmaya hazırlanıyor. Küçük Oteller Derneği Başkanı Ö.Faruk Boyacı ile Tayvanlı ünlü yazar TMI Top Management International firmasının Başkanı Salina Hong arasında, Tayvanlı ve Çinli turistler için Türkiye’nin turizm potansiyeli ve küçük otellerinin anlatılacağı 250 sayfalık ‘gezi-tarihkültür-gastronomi’ konularını kapsayacak bir kitabın hazırlanması için 27 Kasım 2014 tarihinde işbirliği protokolü yapıldı.
Birleşik Krallık’tan HotelRunner’a özel ödül Turizm sektörüne yönelik olarak geliştirdiği küresel çözümlerle konaklama tesisi, acente yönetimi ve dijital pazarlamasını kolaylaştıran, online rezervasyon deneyimini farklı bir boyuta taşıyan yenilikçi teknoloji platformu HotelRunner, ödüllerine bir yenisini daha ekledi. Türkiye’de teknoloji startup şirketlerinden girişimcilerin yarıştığı GREAT Startup Yarışması’nda HotelRunner, Jüri Özel Ödülü’nü aldı.
Hem koruma hem turizme kazandırma projesi KAPHIB (Kapadokya Turizm Altyapı Hizmet Birliği) Müdürü Levent Ak, Küçük Oteller Derneği Kapadokya çalışma grubu ile bir araya geldi. Yapılan görüşmede küçük otellerin bölgeye olan etkisi, Kapadokya turizmi adına yapılan KAPHIB’in önemli projeleri ve oluşturulacak işbirliğinden bahsedildi. Kapadokya’da gezi yerlerinin sadece belirli bölgelerden oluştuğuna dikkat çeken Ak, şunları söyledi: “ Yaptığımız projeler sonucunda alternatif gezi rotaları oluşturmaya çalışıyoruz. Böylece bölgedeki turizmi çeşitlendirecek ve atıl durumda bakımsız olan vadilerimizi bölgeye kazandırıp gezi alanını genişleteceğiz.” İşkur’un işbirliği ile KAPHIB çatısı altında çalışan 15 sözleşmeli personel alımı yaptıklarını belirten AK, şuan bir plan dahilinde ıslah çalışmalarına başladıkları ifade etti. Arkeolog, sanat tarihçisi, rehber ve çevrecilerin de bulunduğu bir ekiple, vadilerin güzergahlarının belirlendiğini, tarihi yerlerin özenle temizlendiğini ve bölgeye gelecek turistler için diğer vadilere alternatif rotalar oluşturulduğunu belirtti. Görüşme sonunda küçük otellerle fikir alışverişinde bulunulabileceğini ve küçük otel işletmecilerinin yapılan projelerin gelen misafirlere aktarılmasında önemli rol oynayacağı vurgulandı.
restaurant antre 14 hotel & hi-tech
Pera Palace Hotel Jumeirah’a bir ödül daha Pera Palace Hotel Jumeirah, dünyada turizm sektörünün en prestijli ödüllerinden olan “World Luxury Hotel Awards” 2014’te, En Lüks Tarihi Otel unvanını kazandı. Hizmet kalitesindeki mükemmellikleri kapsamında dünyanın en iyi lüks otellerinin değerlendirildiği, kusursuz hizmet standartlarını yakalayan otellere ekstra kredibilite sağlayan ve dünya çapında farkındalıklarını artıran, alanındaki en önemli uluslararası organizasyon “World Luxury Hotel Awards”, En Lüks Tarihi Otel kategorisinde Pera Palace Hotel Jumeirah’yı ödüllendirdi. Müşteri beklentisinin ötesine geçen hizmet kalitesinin yanında, 122 yıllık görkemli tarihinde bugüne kadar önemli krallar ve kraliçelerle birlikte Mata Hari, Ian Flaming, Ernest Hemingway, Greta Garbo, Agatha Christie gibi isimleri ağırlamış olan Pera Palace, bugün ise sadece konaklamak isteyenlerin değil, lezzet ve eğlenceyi bir arada bulmak isteyenlerin de tercihi oluyor.
The Grand Tarabya’da Boğaz manzarası eşliğinde toplantı The Grand Tarabya, kongre ve toplantı organizasyonlarını Boğaz’ın eşsiz manzarası ile buluşturuyor. The Grand Tarabya, tamamen yenilenmiş yapısı, avantajlı lokasyonu, yüksek standartlı servis kalitesi ve tarihi geçmişi ile etkinlikler için mükemmel bir ortam sunuyor. İstanbul’un en önemli simgelerinden biri olan beş yıldızlı otel, kongre ve toplantılar için özel olarak tasarlanmış alanlarıyla misafirlerine hizmet veriyor. Toplam 1.280 metrekarelik sütunsuz, 6m tavan yüksekliği ve en son teknolojik özellikler ile donatılmış balo salonu ile her türlü organizasyon için uygun alanı sağlayan The Grand Tarabya, yerden tavana kadar cam pencereleriyle güneş ışığı alan ve Marina manzarasına açılan 445 metrekarelik Panorama Salonu’nun 150-200 kişilik kapasitesiyle dikkat çekiyor.
Renaissance Polat Erzurum bu sömestr hem eğlendirecek hem öğretecek Kristalize kar dokusuna sahip Palandöken’in en güzel konumunda bulunan Renaissance Polat Erzurum Hotel, bu kış minik misafirleri için karda çocuk oyun alanını hizmete açtı. Otel içerisinde mini club’ı da olan otel geçen sezon hizmete geçirdiği Suni Karlama Sistemi sayesinde kış sezonu boyunca kesintisiz kayak keyfi sunuyor. İstanbul’dan sadece 2 saat uzaklıkta keyifli bir karne hediye vermek için Renaissance Polat Erzurum Hotel, sömestr döneminde tüm çocukları kış sporlarını yapmaya ve öğrenmeye bekliyor.
restaurant antre 16 hotel & hi-tech
“Avrupa Kıtasının en iyi kıyı oteli”, Güral Premier Tekirova NG Sapanca’ya Bakanlık’tan ‘Yeşil Yıldız’ belgesi Yemyeşil bir doğanın ortasında konumlanan NG Sapanca Wellness & Convention, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın çevreye duyarlı turistik tesislere verdiği Çevreye Duyarlı Konaklama Tesisi Belgesi Yeşil Yıldız’ı almaya hak kazandı. Sürdürülebilir turizm kapsamında çevrenin korunmasına ve çevre bilincinin geliştirilmesine yaptığı katkılardan dolayı Yeşil Yıldız kalite belgesini alan NG Sapanca Wellness & Convention, Türkiye’nin 8 kalite belgesine sahip tek oteli oldu. Yemyeşil bir doğanın ortasında konumlanan NG Sapanca Wellness & Convention, sürdürülebilir turizm kapsamında çevrenin korunmasına ve çevre bilincinin geliştirilmesine yaptığı katkılardan dolayı Yeşil Yıldız alarak kalite belgesi sayısını 8’e yükseltti.
Lüks segment otelciliğin oscarları sahiplerini buldu. Onbinlerce otel misafirinin oylarıyla ödüllendirildiği ‘World Luxury Hotel Awards’ta “Avrupa Kıtasının en iyi kıyı oteli” kategorisinde Türkiye’den Güral Premier Tekirova seçildi. Ödül törenine Güral Premier Tekirova adına katılan Güral Premier Tekirova Misafir İlişkileri Müdürü Barış Alp, “Tekirova bölgesine ve Türk turizmine katma değer sağlayan Güral Premier Tekirova olarak tesisimizin Türkiye’den sonra Avrupa Kıtasının da en iyi kıyı oteli seçilmesinden onur duyuyoruz. Turizm grubumuz geçen yıl yapılan yeni yatırımlar ile Güral Premier Tekirova’nın yanı sıra Güral Premier Hotel Belek’i de sektörün lider tesislerinden biri haline dönüştürdü.
Otelcilerden şura kararına büyük tepki Milli Eğitim Şurası’ndan çıkan kararlar gündemde yer tutmaya devam ederken, Otelcilik ve Turizm Meslek liselerinin programından alkollü içki ve kokteyl hazırlama dersinin kaldırılması önerisinin komisyonda kabul edilmesine turizmciler tepki gösterdi. Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) Yönetim Kurulu Başkanı Timur Bayındır, kararı ‘yanlış’ olarak nitelerken, söz konusu kararın Türk turizmine olumsuz yansımalarının olacağını söyledi. Bayındır konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Turizmde büyük hedeflerin konulduğu bir dönemde böyle bir kararı doğru bulmuyoruz. Son derece yanlış bir karar. Turiste hizmet verecek olan personeli otelcilik ve turizm meslek liselerinde eğitmezsek, turistlere ne yedireceğiz ne içireceğiz. Bu tip kararlarla ve bakış açısıyla hedeflere ulaşabilmek mümkün değil.”
Kışın zinde olmak için Pürovel Spa & Sport Swissôtel The Bosphorus, Istanbul’un Alpler’den ilham alan markası Pürovel Spa & Sport, mevsimlerle ahenk içinde beden ve ruhu tazeleyen deneyimler sunmaya devam ediyor. Pürovel’in mevsimlerin doğal akışını esas alan spor ve spa programları doğal canlılığı uyandırırken, kış aylarının yaklaştığı şu günlerde içinizi ısıtacak rahatlatıcı masajlarıyla dikkat çekiyor.
Air France ile iş seyahatleri daha keyifli
Etihad “Dünyanın Lider Havayolu” seçildi Birleşik Arap Emirlikleri’nin ulusal havayolu şirketi Etihad Havayolları, Dünya Seyahat Ödülleri gecesinde altıncı yıl üst üste en önemli ödülü alarak “Dünyanın Lider Havayolu” unvanına sahip oldu. Etihad Havayolları gecede ayrıca “Dünyanın Lider First Class’ı” ve “Dünyanın Lider Kabin Ekibi” ödüllerine de layık görüldü. Etihad Havayolları Başkanı ve CEO’su James Hogan, “Havacılık endüstrisinin en değerli ödüllerinden üçüne layık görülmemiz, hizmet verdiğimiz her pazarda en iyi olma azmimizin bir sonucu. Ürün ve hizmetlerimizi sürekli olarak yeniliyor ve iyileştiriyoruz çünkü ancak bu sayede liderliğimizi koruyabileceğimizi ve bizimle seyahat eden konuklarımıza en iyi deneyimi yaşatabileceğimizi biliyoruz.” şeklinde konuştu.
Skalite’den Ankara Esenboğa Havalimanı’na ödül Skalite Turizmde Kalite Ödülleri töreninde ‘Havaalanı Hizmetleri’ kategorisinde Ankara Esenboğa Havalimanı ödüllendirildi. TAV Esenboğa Genel Müdürü Nuray Demirer, “TAV olarak Ankara Esenboğa Havalimanı’nda sunduğumuz tüm hizmetleri yolcu memnuniyetini en üst seviyede önemseyerek gerçekleştiriyoruz. Hizmetlerimizde kalite standartlarının en iyi şekilde sağlanıyor olması da ayrıca önemli. Bu paralelde tüm standartlarımızı dünya kriterlerini baz alarak sağlamayı sürdürüyoruz. Turizmde kalite bilincinin artırılması ve çıtanın yukarıya taşınmasına katkı sağlamış olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.” dedi.
Kısa bir süre önce yeni uzun mesafeli uçuş kabinlerini duyuran Air France, şimdi de 50 milyon Euro’luk bir yatırımla orta mesafeli uçuş ağında lüks pazara yükselmeye hazırlanıyor. Nisan 2015’ten itibaren Air France, orta mesafeli filolarında kabin koltuklarını kademeli olarak tamamen yeniden tasarlayarak değiştirecek. Tüm kabinler yüksek kaliteli deriyle döşenen koltuklar, varış noktasına ulaşmadan önce çalışmak, dinlenmek ve uçakta sunulan yemeğin tadını çıkarmak için ideal olan optimum seyahat konforunu sunacak.
Türkler mobil seyahati çok sevdi Skyscanner’ın son verileri, Türkiye’deki mobil cihaz kullanımındaki artışın seyahat planlamalarına da yansıdığını gösteriyor. Skyscanner üzerinden akıllı telefonlar ile Türkiye’den yapılan seyahat aramaları 2013 senesine kıyasla, %210 oranında artış gösteriyor. Tabletler üzerinden gerçekleştirilen seyahat aramalarında ise %41’lik bir yükseliş görülüyor. Seyahatseverlerin mobil cihaz ve bilgisayar üzerinden farklı saatlerde yaptıkları seyahat planlaması ilginç bulguları ortaya koyuyor. Araştırma sonuçlarına göre, Türk seyahatseverler en çok pazartesi günü seyahat planlamalarını yaparken, en çok sabah saatlerinde bilgisayarları üzerinden uçuş araması ve rezervasyonu gerçekleştiriyor. Diğer yandan, mobil cihazlar üzerinden yapılan arama ve rezervasyonlar ise akşam saatlerinde yapılıyor.
restaurant gündem 18 hotel & hi-tech
Turizm gelirleri 10 ayda 1.738 milyon dolar arttı Merkez Bankası 2014 Ocak/Ekim dönemi Ödemeler Dengesi Raporu’nu açıkladı. Rapora göre Türkiye’nin turizm gelirleri 10 ayda 1 milyar 738 milyon dolar artış gösterdi.
M
erkez Bankası’nın açıkladığı Ödemeler Dengesi Raporu’na göre Türkiye’nin 2014 yılı Ocak-Ekim dönemi turizm gelir-gider rakamları belli oldu. Turizm gelirleri bir önceki yılın aynı dönemine göre 1 milyar 738 milyon dolar yükseldi. Merkez Bankası 2014 Ocak/Ekim dönemi Ödemeler Dengesi Raporu’nu açıkladı. Cari işlemler açığı, bir önceki yılın aynı dönemine göre 19 milyar 308 milyon ABD doları azalarak 33 milyar 141 milyon ABD doları’na geriledi. Turizm gelirleri ise, bir önceki yılın aynı dönemine göre 1 milyar 738 milyon ABD dolar’ı tutarında artış göstererek 26 milyar 563 milyon ABD dolar’ına, turizm giderleri ise 177 milyon ABD dolar’ı tutarında artarak 4 milyar 170 milyon ABD dolar’ına ulaştı.
restaurant gündem 20 hotel & hi-tech
m z i r Tu
Fotoğraflar: Hakkı Günerkan
ı t p a y ’ e v r i ‘Z Türkiye Otelcilik Zirvesi Vizyon Toplantıları 27 -28 Kasım tarihlerinde Hilton İstanbul Bosphorus Hotel’de düzenlendi. İki gün boyunca devam eden Türkiye Otelcilik Zirvesi’nde bir araya gelen sektör temsilcileri turizmin geleceğini konuştu, mevcut durumu değerlendirdi.
B
u yıl ilk kez düzenlenen ve 27 Kasım Perşembe günü başlayan Türkiye Otelcilik Zirvesi Vizyon Toplantıları’nın ilk gününde açılış konuşmasını Turistik Otelciler İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) Başkanı Timur Bayındır, bu yıl ilk kez düzenledikleri zirvenin süreklileşeceğini söyledi. Konuşmasına turizm sektörünün Türkiye’nin istihdam ve ekonomik büyümesinde oynadığı role değinerek başlayan Başkan Bayındır, sektörün yeniliklere hızlı adapte olduğunu ifade etti. Bayındır, “Turizm yılda ortalama yüzde 10,6’lık büyüme hızı ile en hızlı büyüyen
sektörlerden biri. Toplam istihdamın ise yüzde 8,3’ünü karşılıyor. 2023 yılında turizmde istihdam edilen çalışan sayısının 2 milyon 467 bine çıkması bekleniyor. Yerinde ihracat yapan bir sektörüz, turizmin gelişmesi Türkiye’nin gelişmesi demektir” dedi. Türkiye Otelcilik Zirvesi’nin bu yıl ilkini düzenlediklerini ifade eden Bayındır, zirve çerçevesinde sürdürülebilir ve çok yönlü aksiyon planları geliştireceklerini kaydetti.
KAYA DEMİRER: “İSPANYA’YI ÖRNEK ALIYORUZ” Zirve’nin Gastronominin Turizmdeki Yeri başlıklı ilk oturumunda söz alan TURYİD Başkanı Kaya Demirer, 2002-2014 turizm verilerinden ve 2023 hedeflerinden bahsetti. Hükümetin 2023 yılında 50 milyon turist ve 50 milyar dolar gelir hedeflediğine değinen Başkan Kaya Demirer, “Biz yiyecek içecekçiler olarak 50 milyar doları artırmak gerektiğini düşünüyoruz. 50 milyon turist gelsin ama kişi başı harcama da artsın. Hedefimiz bu olmalı” dedi. Turizmin 12 yıla yayılması ve ürün çeşitlenmesini gerektiğine vurgu yapan Başkan Demirer, kendilerine İspanya’yı örnek aldıklarını
MEHMET GÜRS: “SOKAKTAN UZAKLAŞMAMAK LAZIM” Demirer’in ardından söz alan Şef Mehmet Gürs, gastronomi alanındaki eksiklere vurgu yaptı. Gastronomi turizminin AVM’ler ile mümkün olmayacağını kaydeden Gürs, “ Gastronomi turizmi hakikaten keyif işi. Bunun için sokaktan da uzaklaşmamamız gerekiyor. San Francisco’ya gittiğimizde sadece yemek için gitmiyoruz, bisiklete binmek ya da oranın kahkaha dolu sokaklarında gezmek için de gidiyoruz. Sokakları tıkarsak ve boşaltırsak kimse buraya gelmez” diye konuştu. Alkole bakış açısının da önemli olduğunu belirten Gürs, “Bozcaada’da son 2 yıldır şarap festivali yapmak yasak. Çok özel şaraplar üretiliyor ama tanıtacak festivali yapamıyoruz” dedi. söyledi. Türkiye turizmi açısından en büyük sorunun ülkeye gelen 32 milyon turistin 27 milyonunun Antalya ve İstanbul’a gitmesi olduğunu belirten Demirer, ayrıca Türkiye’ye gelen turistin kişi başına ortalama harcamasının da düşük olduğuna dikkat çekti. Demirer, hedeflenen turizm gelirlerine ulaşılması hatta aşılması için gastronominin son derece önemli olduğuna dikkat çekti. Demirer, şöyle konuştu: “Türkiye’de kişi başına harcama 900 dolar civarında giderken, İspanya’da bu rakam 1500 dolara ulaşmış durumda. İspanya son yılda turist başına gelirini neredeyse iki kat artırdı. Bunun en büyük nedeni ise İspanya’nın gastronomiye ağırlık vermesi. Dünyanın en iyi 50 restoranı arasında 3 tane İspanyol restoranı var. Yiyecek - içecek sektörüne ülkeler açısından baktığımızda, ABD’nin 600 milyar dolar gelir ve 8 milyon 400 bin istihdamla ilk sırada yer aldığını görüyoruz. ABD’de 655 bin tane restoran bulunuyor. Sektörün İngiltere’deki büyüklüğü 127, Fransa’da 126 ve İspanya’da 118 milyar dolar. Yiyecek içecek sektörünün Türkiye’deki büyüklüğü ise 22 milyar dolar. Türkiye’de bu sektörde 600 bin kişi istihdam edilirken, toplam işletme sayısı ise 115 bin.” Türkiye Turizm Stratejisi ve Turizm Bakanlığı Eylem Planı’nda gastronomi kelimesinin hiç geçmediğine vurdu yapan Demirer, Ege Güneydoğu Anadolu Bölgelerini pilot bölge olarak ortaya koyduklarını söyledi. Demirer, bu bölgeler gastronomi haritası hazırlanabileceğini ve gastronomik turlar için teşvik edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
BARIŞ TANSEVER: “YEMEĞE PARA VERİLMİYOR” Kaya Demirer moderatörlüğünde gerçekleştirilen İstanbul’daki Restoranların Fiyat Politikaları adlı panele ise Sunset Grill & Bar Barış Tansever, İstanbul Doors Grubu Koordinatörü Rıza Büyükuğur ve Şef Mehmet Gürs konuşmacı olarak katıldı. Türkiye’de yemeğe para vermenin insanlara zul geldiğini ifade eden Barış Tansever, “İstanbul’da bulunan 18 bin lokantanın kaçında kişi başı 140 liranın üzerinde hesap ödüyorsunuz?” diye soru. Sadece 50 lokanta yanıtı veren Tansever, sözlerine şöyle devam etti: “Ve bu fiyata içki dâhil. İstanbul’un en pahalı lokantalarının ortalaması alkol dâhil 80 Euro, hariç olunca 30-40 Euro’ya düşüyor. Arabasını getiren valeye 50 lira bahşiş veriyor ama kendisine 3-4 saat hizmet eden garsona yüzde 10 bahşiş vermek zul geliyor. Arabası yemeğinden ve aldığı hizmetten daha değerli. Algı bu yönde.”
RIZA BÜYÜKUĞUR: “LONDRA’DAKİ MALİYETLER TÜRKİYE’DEN UCUZ” 50 restoranın bu
restaurant gündem 22 hotel & hi-tech
rakamlarda olmasının çok üzücü olduğunu kaydeden Rıza Büyükuğur ise Londra’da açtıkları son restorandan örnek verdi. Sıradan fiyat skalasında bir restoran olduğuna dikkat çeken Büyükuğur, “Bizde bu rakam 130 Euro’ya çıkıyor. Türkiye ile kıyasladığımızda sadece personelimiz ucuz. Geri kalan her şey son derece pahalı. Londra’da tüm maliyetlerim personel hariç Türkiye’den daha ucuz” diye konuştu.
ERGÜN YÜCEBIYIK: “MARKA DEĞİLSE OTEL İÇİNDE BAŞARMAK ZOR” “Otellerin İçerisindeki Restoranlar Nasıl Başarılı Olur?” başlığında gerçekleşen panelde konuşan Dragon Restaurant işletmecisi Ergün Yücebıyık, “Küçük bir yer olarak başladık ama büyük bir marka olduk. Tabii ki burada otelin de dönemin de büyük etkisi var. Ama ben İstanbul’a geldiğimde tüm yeme içme sektörü otellerin içindeydi. Dışarı da birkaç yer vardı. Hilton içinde olmam büyük avantajdı. Eğer bir marka değilse otelin içinde başarılı olması çok zor” dedi. Lokasyonun önemine değinen Rıza Büyükuğur ise “Oteli içindeki lokantaların ulaşımı da çok önemli. Lobiye gelecek, yol yürüyecek, 6-7 kat çıkacaksa o iş o zaman olmuyor. Dragon da otelin içinde ama yanında içinde. Başarılı olması için lokasyonu çok önemli” diye konuştu.
ÜMİT ÖZLALE: “DIŞ BORÇ TÜRKİYE İÇİN BÜYÜK BİR TEHDİT” Zirve’nin ikinci oturumunda ise Özyeğin Üniversitesi’nden Profesör Doktor Ümit Özlale, “Türkiye Ekonomisi ve Global Gelişmelerin Ekonomik Etkisi” başlıklı bir konuşma yaptı. Türkiye’nin borç alan bir ülke olduğunu ve bunun önemli riskleri beraberinde getirdiğini belirten Profesör Özlale, Çin gibi hızlı gelişen ülkelerin ise artık
ucuz işgücü olmaktan çıkarak yavaş yavaş tüketimini artırdığına işaret etti. Özlale, bu durumun Türkiye turizmi açısından da önemli fırsatlar barındırdığını kaydetti. Özlale, konuşmasının devamında şu önemli noktaların altını çizdi: “Türkiye ekonomisi şu anda 2007’den beri patinaj yapıyor. 2007 yılından beri borçlanarak büyüyoruz. GSMH yurtiçi hasılanın üzerinde büyüyen bir kredi ve dış borç var. Türkiye şu anda ürettiğinden daha fazla harcama yapıyor. Bu, Türkiye için riskli bir durum. Türkiye ekonomisi 2015 ve sonrasındaki dönemde daha kırılgan bir hale gelecek. Ana sektörlere bakıldığında (Türkiye’nin ortalama büyümesinin üstünde büyüme kaydeden) bu sektörlerin ithalata bağımlı ve üretilen ürünlerin kullanım değerinin düşük olduğu görülüyor. Üretilen akıllı telefonun yüzde 50’si, LCD televizyonun yüzde 88’i ithalat. İhracat şampiyonu olmuşsak, aynı zamanda ithalat şampiyonu olmuşuz demektir. Daha fazla ithalat, daha fazla cari işlemler açığı. Türkiye uzun dönemdir ithalat ağırlıklı ve sürekli cari açık vererek büyüyor.”
“KİLİT ROL TURİZMDE” “Dünya ekonomisi yüzde 2 büyürken turizmin yüzde 5 büyümesi, turizmin kilit rolüne işaret ediyor” diyen Özlale, özellikle Asya ülkelerinin dünya ihracatına daha fazla katkı yaptığını söyledi. Çin’in şu anda yönelmek istenilen ülkelerden biri olduğunu kaydeden Özlale, “Çinlilerin turizm harcaması, Türkiye’nin milli gelirinin 5’te birine denk geliyor. Küresel bazlı turizme dahil olanlar artık sadece cebinde parası olan Avrupalılar değil, aynı zamanda Çin gibi gelişmekte olan ülkeler. Batılı turistler, yeşil ve sürdürülebilir destinasyonlara, daha fazla sosyal sorumluk sahibi olan destinasyonlara gitmek istiyor. Öte taraftan yaşlanan nüfus turizm için yüksek potansiyel oluşturuyor. İngiltere’de katarakt ameliyatı olacağınız parayla THY ile İstanbul’a gelip ameliyatınızı olup üç gün boyunca da şehri gezebiliyorsunuz” diye konuştu. Türkiye’nin turist çektiği pazar sayısı artığını ve çeşitlendiğini kaydeden Özlale, şöyle konuştu: “Ancak turizm geliri nüfusa paralel olarak artmıyor. İmalat sanayindeki problem burada da ortaya çıkıyor. Yani, katma değeri yüksek ürün yaratamıyoruz. Katma değeri yüksek ürün oluşturup, ekonomik kırılganlığı azaltabiliriz. Diğer taraftan doğru ürünlerle doğru pazarlara erişmek gerekiyor.” Zirve’nin ilk gününün son oturumunda ise Deloitte Ortakları Ahmet Cangöz, Evren Sezer ve Tufan Teksoy ile Deloitte Direktörü Ali Yılmaz Kumcu, “Sektörel Risklerin Farkında mısınız?” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.
rı
ıla t n a l p o T Vizyon
.. i. t t e m a v e d le iy g il n 2. gününde de yoğu
T
uristik Otelciler İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği tarafından düzenlenen Zirve’nin ikinci ve son gününde yurt dışından gelen sektör temsilcileri bilgilendirmelerde bulundu. Zirve 2’nci gününde de sektörün önemli isimleriyle gündeme önemli notlar düştü...
MARKUS LUTHE: “ÇEVRİMİÇİ REZERVASYONLAR OTELLERE KATKI SAĞLIYOR” Hilton Otel Harbiye’de düzenlenen Zirve’nin üçüncü oturumunda IHA Otelciler Birliği CEO’su Markus Luthe ‘Online Pazarda Dijital Rekabet’ başlıklı bir sunum yaptı. Luthe, Booking ve Expedia gibi online dağıtım kanallarını oteller üzerindeki etkilerine ve tekelleşmeye dikkat çekti. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de online rezervasyonların hızla arttığına işaret eden Markus Luthe, “Çevirimiçi rezervasyonlar otellere büyük bir katkı sağlıyor. Aynı zamanda bu ortamlar otellerin reklamını da yapıyor. Bunu kendi başınıza sağlayamazsanız. Eğer Hilton iseniz bunu başarabilirsiniz. Ama küçük bağımsız bir otel iseniz işiniz zor bu konuda” diye konuştu. Booking ve Expedia gibi sitelerin bir görünürlük etkileri olduğunun altını çizen Luthe, “Yapılan araştırmaya göre, bu tip sitelerde görünürlüğü olan otellerin, kendi web sitesi üzerinden rezervasyon alma oranı 4 ayda yüzde 12 artıyor” dedi.
2,5 MİLYAR DOLAR ALAN ADI KAYBI İnternet ortamındaki önemli sorunlardan birinin de web sayfasına dair alan adları alamama olduğunu kaydeden Luthe, “Bu durumda Google ile iletişime geçip alan adınızı geri almanız gerekiyor. Bazen bir otelin ismini aradığınızda karşınıza acente ve tur operatörlerinin isimleri çıkıyor. Sayfada otelin kendi adını göremiyorsunuz. Bu adil bir durum değil. Sırf bu yüzde dünyada otelciler yılda 2,5 milyar dolar kaybediyor” bilgisini verdi.
TEKELLEŞME TEHLİKESİ OTA’ların dijital psikolojiyi kullandığını ileri sürem Luthe, konuşmasına şöyle devam etti: “Otelde yalnızca beş odanın kaldığı belirtiliyor. Aynı zamanda da o otele o anda beş kişinin baktığı görülüyor. Booking.
com özellikle bunu çok kullanıyor. Booking.com’un müşterileri yanılttığına dair bir araştırma da yayınlandı. Eğer sizin oteliniz için de böyle yanıltıcı bir bilgi kullanılıyorsa mahkemeye gidin. Aynı şeyi Expedia da yapıyor. Expedi “son 24 saatte bu otelde 20 kişi online rezervasyon yaptı” diyebiliyor. Fiyat konusunu rezervasyon siteleri bir taktik olarak kullanıyor. Otellerdeki oda fiyatları artık büyük oranda bu siteler tarafından belirleniyor. Sonuç itibariyle nereye bakarsanız bakın aynı fiyatı görüyorsunuz. Bunun adı tekelleşmedir. Tekelin en iyi oyuncusu kazanacak, diğerleri dökülecektir.
KOMİSYONLAR ARTACAK Komisyon paylarının yüzde 8’den yüzde 15’e kadar yükseldiğine dikkati çeken Luthe, bu oranın yüzde 40’lara varacağını söyledi. Luthe, “Bunun örneklerini şimdiden Almanya’da görmeye başladık. Bunu ben Stockholm sendromu olarak adlandırıyorum. Online ortamlar otelcinin psikolojisini kullanıyor” dedi. Bu konuyla ilgili Almanya’da bir soruşturma başlatıldığını ve araştırmayla pazarın bozulduğunun ortaya konduğunu söyleyen Luthe, “2013 yılında bir siteye (HRS) yasak getirildi. Yasak da “en iyi fiyat” vermeye dair yasaktı. O site üst mahkemeye gitti ve şimdi yeni bir duruşma yapılmasına karar verildi. Almanya’da anti tekel düzenlemeleri olduğu için mahkemenin eski kararı yenileyeceğini düşünüyoruz. Almanya’nın, Expedi ve Booking.com’la ilgili atacağı adımlar, mahkemenin vereceği karara göre şekillenecek. Online ortamlardaki ihlaller ve tekelleşme konusunda sadece Almanya değil, İngiltere ve Fransa gibi ülkelerde de açılmış davalar var” diye konuştu.
restaurant gündem 24 hotel & hi-tech
RAJ. V. RAJAN: “MARKA DEĞERİNE ZAZAR VERİR” Ecolab Global Sürdürülebilirlik Lideri Doç. Dr. Raj. V. Rajan ise “Sağlıklı Çevreler Yaratmak ve Sürdürülebilir Turizm” başlıklı oturumda konuştu. Dünya üzerindeki su tüketimi ve kaynaklara dair bilgileri paylaşan Rajan, su kullanımının arttığını ve kaynakların azaldığını söyledi. Su tüketiminin düşürülmesi gerektiğini ifade eden Rajan, otellerde de su kullanımını azaltılabileceğini ve bunun masrafları da düşüreceğine işaret etti. Otellerdeki sağlık koşullarına da değinen Rajan, şöyle konuştu: “Otelinize gelen misafirler mikrobiyolojilerini de yanlarında getiriyorlar. Bir mikrobun, virüsün bulaşması çok kolay. Asya Pasifik insanlar arasında aklınıza gelebilecek her türlü hastalığın yayılabileceği bir bölge. Enfeksiyonlar nerelerde yayılıyor? Elbette sadece misafirler aracılığı ile değil. Su, gıda ya da ortam sayesinde de enfeksiyonlar yayılabilir. Enfeksiyon nedeniyle otelin uzun bir süre kapatılması markanın ciddi bir zarar almasına neden olur. Hava sisteminizi kontrol etmelisiniz, spa, sauna, havuz vb bölümlerin hijyen koşullarına bakmalısınız. Odalardaki kumanda, klima, telefon gibi sıcak noktaların temizliğine dikkat edilmeli, nasıl gıdalar kullandığınızı ve bunları nasıl depolamanız gerektiğini iyi bilmelisiniz. Kullandığınız hijyen ürünlerinin kimyasal oranlarına dikkat etmelisiniz.”
THOMAS EMANUEL: “TUROB ÜYELERİNE ÖZEL İNDİRİM UYGULAYACAĞIZ” “Performans ve Rekabet Yönteminin Faydaları ve Türkiye Otellerinin Performansına Bakış” adlı oturumda konuşan STR Global İş Geliştirme Direktörü Thomas Emanuel de sundukları hizmetlere dair bilgiler verdi. Dünya genelinde 50 bin otelle çalıştıklarını ve 168 ülkede hizmet verdiklerini ifade eden Emanuel, Star raporlarına dair örnekleri ve verileri paylaştı. Otellerle günlük çalışma da yaptıklarını kaydeden Emanuel, şöyle konuştu: “Rapor hazırladığımız kurumlara dair bilgiler gizlilik altındadır. Kimseyle paylaşılmaz. Biz güven duyulan 3. taraf sağlayıcısıyız. Aylık ya da haftalık olarak bu pul denilen raporları iletebiliriz. Mail yoluyla alabilirsiniz ya da çevrimiçi olarak sitemizden erişebilirsiniz. Emanuel, konuşmasının sonunda gelen bir istek üzerine TUROB üyelerine özel indirim uygulayacaklarının ve özel hizmetler sunacaklarının da müjdesini verdi.
ÖZGÜL ÖZKAN YAVUZ: “BÜYÜK KONGRE PAZARI DARALIYOR” 6. oturumda ICVB Genel Müdürü Özgül Özkan Yavuz, “Kongre Turizminde Türkiye ve Dünyanın Geleceği” başlıklı bir sunum yaptı. Kongre turizmi diye bir şey
olmadığını söyleyen Özgül Özkan Yavuz, “Bunun adı aslında ‘kongre ve toplantı sektörü’ ve turizmin alt sektörü gibi görülmek de istenmiyor. Ortaklaştıkları tek nokta konaklama aslında” dedi. Dünyadaki turizm gelirlerinin 3’te birinin kongre ve toplantı sektörü sayesinde elde edildiğini kaydeden Yavuz, “Kentlere büyük girdi sağlıyor. Örnek aldığımız yurt dışındaki kentler, kentlerin gelişim stratejileri içidne düşünüyorlar kongre sektörünü. Sadece otelleri dolduralım diye bakmıyorlar. Özellikle Londra kent çeperinde gelişecek bölge ve kentlere kongre merkezleri kuruyor, fuar alanları yapıyor ve etrafına yapılacak otellere teşvikler sağlıyor” diye konuştu. Türkiye’nin 221 kongre ile dünyada 18. Sırada yer aldığı bilgisini veren Yavuz, İstanbul öncü. Antalya son dönemde iyi ataklar yaptı. İzmir devam ediyor ve Ankara, Bursa ile Gaziantep bu alanda iddia ortaya koymak istiyor. İstanbul 146 kongre ile dünya 8.’si. Büyük kongreler arasında İstanbul 1. sırada ama bu büyük kongre pazarı daralıyor. Dolayısıyla daralan bir pazarda dünya birincisiyiz diye sevinmemizin anlamı yok” dedi.
HALİL İBRAHİM POLAT: “HAVACILIK YÜKSELİYOR” “THY’nin ve Dünya Havacılığının Geleceği” adlı son oturumda THY Pazarlama ve Satış Başkanı Halil İbrahim Polat konuştu. Havacılık sektörünün dünyada 58 milyon kişiye istihdam sağladığını söyleyen Polat,” Türkiye’de GSMH’nın yüzde 6’sını karşılıyor ve 1.15 milyon iş gücü sağlıyor. 20 yıl sonra GSMH’nın yüzde 7’sine tekabül edecek gibi gözüküyor. 2021’de İstanbul Havalimanı Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise üçüncü büyük havalimanı olacak diye tahmin ediliyor. 2031 yılında Türkiye, dünya üzerinde toplamda en fazla yolcuya sahip 3. ülke olacak. 2004-2014 yılları arasında THY’da yolcu sayısı ortalama yüzde 17 arttı” diye konuştu. Toplam ücretli yolcu anlamında Asya Pasifik’te bir artış olduğunu ifade eden Polat, “Trafik ağırlık merkezine baktığımızda bu yıllarda Akdeniz açıklarına doğru bir ilerleme var. 2030’larda Türkiye merkezli olacak gibi gözüküyor” dedi.
restaurant gündem 26 hotel & hi-tech
Kış turizmi kamu modeliyle gelişip, tabana yayılacak Türkiye’de kayak turizmi ilk kez Kayseri’de uygulanan Erciyes AŞ. modeliyle geniş tabana yayılıp, fiyat bakımından cazip hale getirecek.
S
abancı Üniversitesi’nin Karaköy Minerva Han’daki İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) ile Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği’nin ( ) işbirliğiyle “Kış Turizmi” konulu bir panel düzenlendi. Paneli TUYED Başkanı Kerem Köfteoğlu yönetti, Güney Marmara Turistik Otelciler Birliği (GÜMTOB) Başkanı Haluk Beceren, Kayseri Erciyes AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat Cahid Cıngı, İPM Araştırmacısı ve TUYED üyesi Dr. Cenk Demiroğlu ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan uzman Şener Şen de konuşmacı olarak yer aldı.
MURAT CAHİT CINGI: “TÜRKİYE’DE DAĞ MEVZUATI YOK” Kış turizmini geliştirmede Türkiye’nin ilk kamu modeli olarak ortaya çıkan ve arazilerin Kayseri Belediyesi’ne devredilerek öncelik almasına yol açan Erciyes AŞ yapılanması hakkında bilgi veren Dr. Murat Cahit Cıngı şunları söyledi: “Türkiye’de henüz bir dağ mevzuatı yok. Kış turizmini geliştirme noktasında öncelik alan Kayseri Belediyesi öncülüğünde kurulan Erciyes A.Ş. olarak, 300 milyon avroluk Anadolu tarihinin en büyük projesini hayata geçiriyoruz. Proje kapsamında
21 adet otel hizmet verecek. Erciyes Turizm Master Planı ile turizm sektöründen büyük bir pay alma niyetindeyiz.” Modellerinin şimdi de Sivas Yıldızeli ve Erzurum Palandöken kayak merkezlerinde de uygulanacak olduğunu vurgulayan Dr. Cıngı sözlerini şöyle noktaladı: “Buraların yönetimi de kamu tarafından tek elden yürütülecek. Belediye ve özel idareler eliyle yönetilecek kayak merkezleri, tıpkı Erciyes AŞ’de olduğu gibi, bizlere kamu gücünü kullanma şansı tanıyor. İlk açıldığımız zaman halka bedava hizmet verdik. Bazen bilerek zarar ediyoruz. Fiyatlarımızı düşük tutuyoruz. Biz sezonluk 300 TL isterken, bazı kayak merkezleri günlük 130 TL istiyor. Kayak merkezlerinin işletme modelleri çok önemli. Burada mutlaka kamu gücü gerekiyor.”
CENK DEMİROĞLU: “115 MİLYON KAR SPORLARI MERAKLISI VAR” İPM Araştırmacısı ve TUYED üyesi Dr. Cenk Demiroğlu, 80 ülkede kayak turizmi yapıldığına dikkat çekerek “Dünyada 115 milyon kar sporları meraklısı var. Kayak merkezlerinin günlük 400 milyonu aşan ziyaretçi sayısı son 10
yıldır hiç değişmedi. Kayak turizmi tüm dünyada ciddi bir iç turizm hareketi yaratıyor. Almanya’da 14,6 milyon, İngiltere’de 6,3 milyon, Rusya’da 3,5 milyon, Hollanda’da ise 1 milyon kayakçı bulunuyor. Kış turizmine yılda 19 milyon kişi katılıyor. Bin 750 metre üzerinde 139 bin km2, 3 bin metre üzerinde ise 2 bin 220 km2’lik araziye sahip Türkiye’de kış turizmine katılan kişi sayısı 100 bin olarak tahmin ediliyor. Doğru büyüme modeli ile bu sayı rahatlıkla birkaç milyonu bulabilir” dedi. “Türkiye olarak, bütün Alpler kadar kayak alanına sahibiz” diyen Dr. Demiroğlu, sözlerini “Ancak iklim değişikliği ile bu alan giderek daralıyor. Uluslararası araştırmalara göre, dünyada 2 milyon kilometrekare civarında kar örtüsü kayboluyor. Türkiye’de bir kayak merkezimizde 40 sene önce 1,4 metre kar varken, günümüzde kar 1 metrenin altına inmiş durumda. İklim değişikliği kış turizmi açısından belirleyicidir. Yapay kar çözümü en fazla 20 yıl idare eder. Bu yüzden Türkiye’nin bu alanda yeni olması nedeniyle yatırım planlamalarını doğru yapma gibi bir avantajı var ” şeklinde sürdürdü.
HALUK BECEREN: “ULUDAĞ’A YENİ PİST GELİYOR” Türkiye’nin en eski kış tatili merkezlerinden Uludağ’ın gelişimi ve bugünlere nasıl geldiğine ilişkin bilgiler aktaran GÜMTOB Başkanı Haluk Beceren, Uludağ’da turizmin Avusturya, İsviçre gibi bu işin merkezlerinde olduğunu belirterek, “Yaz turizmi ile başladı, kamu desteği ile değil de, özel sektörün çaba ve girişimleriyle bugüne geldi” dedi. Uludağ’a 2400 metreden başlayan yeni bir pist yapılacağını söyleyen Beceren, “7 bin yatağımız bulunuyor. En büyük yatak kapasitesi Silahlı Kuvvetlere ait. Kış sezonunda Uludağ’ı günlük 15 bin kişi ziyaret ediyor. Hafta sonu trafik sıkışıyor. Bazen insanlar yol ve otopark yeterli değil diyorlar. Oysa bu tarihlerde yoğunluk çok. Yoksa Uludağ’da yerimiz var. Ancak biz işletmeci olarak Milli Park’tan dolayı kısıtlı hareket edebiliyoruz. Uludağ’da bir teleferik inşası var. Bu hat bittiği takdirde dünyanın en uzun teleferik hattı olacak. Şehre 20-25 dakikada ulaşım sağlanacak. Yazın günübirlikçi sayılarını artıracaktır” dedi.
ŞENER ŞEN: “BAKANLIK YENİ BİR MASTER PLAN HAZIRLIYOR” Panelde Dünya Turizm Örgütü verilerini paylaşarak Türkiye’nin turizm payı ve gelirleri hakkında çeşitli rakamları veren Kültür ve Turizm Bakanlığı Turizm Uzmanı Şener Şen, bakanlığın kış turizmi konusunda yeni bir master plan üzerinde çalıştığını, önümüzdeki yıl büyük olasılıkla planının açıklanacağını kaydetti. Turizmde planlanan 7 turizm yolundan birinin Kış Turizm Yolu olduğunu söyleyen Şen, turizmin çeşitlendirilmesinde Kış Turizminin önemine dikkat çekti. Kış Turizmi için önemli olan destinasyonlar arasında gösterilen, Bursa Uludağ, Erzurum Palandöken, Kayaklı, Sarıkamış, Erciyes Dağı, Kocaeli Kartepe, Bolu Kartalkaya, Kastamonu Ilgaz, Isparta Davraz’daki projeler ve planlanan yatırımlar hakkında bilgi veren Şen, “Türkiye’deki dağların tek başına master planının çıkarılması ve bir bütün olarak ele alınması gerekiyor” dedi.
restaurant gündem 28 hotel & hi-tech
Skalite turizmde kaliteyi 17. kez ödüllendirdi Skal International İstanbul Kulübü tarafından Türk turizmine yapılan katkıyı ödüllendirmek üzere bu sene 17.’si düzenlenen Skalite “Turizm’de Kalite” Ödülleri, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen törenle sahiplerini buldu.
T
urizm sektöründen tüm branşların profesyonellerini çatısı altında toplayan, 81 yıllık geçmişiyle dünyanın en köklü, 90 ülkede yapılanmasıyla da en geniş tabanlı sivil toplum örgütü olan Skal International’a bağlı, Skal International İstanbul Kulübü’nün Türkiye Cumhuriyeti’nin 75’inci yılında Türkiye turizmine hediye olarak başlattığı Skalite ‘Turizm’de Kalite’ Ödülleri’nin bu yıl 17.’si düzenlendi. 1950’ler konseptiyle, 10 Aralık 2014 Çarşamba gecesi Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen
ödül töreninin kırmızı halı konsepti renkli anlara sahne oldu. Tören; Skal International Dünya Başkanı Salih Çene, Skal International İstanbul Kulübü Başkanı Feza Solaklar, As Başkan Bahar Birinci, Yönetim Kurulu üyeleri ile turizm dünyasının seçkin isimlerinin katılımlarıyla gerçekleşti. Başkan Feza Solaklar törende yaptığı konuşmada turizmde kaliteye yapılan katkıyı ödüllendirerek, Türk turizminin gelişimine katkıda bulunmak amacıyla düzenledikleri Skalite Ödülleri’nde her geçen yıl daha nitelikli başvurular alıyor olmanın heyecanını yaşadıklarını belirtti.
17. SKALİTE “TURİZMDE KALİTE” ÖDÜLLERİNİ KAZANANLAR SKALİTE ÖDÜLLERİ Kategori Şehir Oteli Resort Otel Butik/Özel Belgeli Otel Spa Oteli Havayolu Hava Limanı Hizmetleri Kongre ve Toplantı Mekanı Incoming Seyahat Acentası Outgoing Seyahat Acentası Kongre/Toplantı Organizasyonu Acentası Online Seyahat Rezervasyonları / Hizmetleri Firması Rent a car firması Turist Otobüsü Kiralama Firması Marina Kültürel Değerlerin Yaşatılmasına Katkı Turizm Eğitimine Katkı Turizm Yatırım Grubu Yılın Rehberi Turizm Yayını Turizm Basını Turizm Tanıtımına Katkı Turizmle İlgili Diğer Faaliyetler
Skalite Jürisi’nde; İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı ve İstanbul Turizm Atölyesi Koordinatörü Tülin Ersöz, İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Nüzhet Kahraman, Alem Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Berna Ertem, Milliyet Gazetesi Köşe Yazarı Çağdaş Ertuna, Travel & Leisure Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Deniz Huysal, İZ TV Genel Yayın Yönetmeni Coşkun Aral yer aldı.
Ödül Alan Kuruluş Mövenpick Hotel Istanbul Hillside Beach Club Museum Hotel NG Afyon Wellness & Convention AtlasJet TAV Esenboğa Yatırım Yapım ve İşletme A.Ş. Efes Kongre Merkezi – Kuşadası Intra Turizm A.Ş. Setur Servis Turistik A.Ş. Setur Servis Turistik A.Ş. Setur MICE Setur Servis Turistik A.Ş. Bookin Turkey Otokoç Otomotiv San. ve Tic. A.Ş. Avis Araç Kiralama Aker Otobüs İşletmesi A.Ş. Doğuş Turgut Reis Marina İşletmeciliği Turizm Tic. A.Ş. Kurşunlu Han Boğaziçi Üniversitesi Dedeman Hotels & Resorts International Saffet Emre Tonguç Nükhet Everi Dedeman Quarterly Şerif Yenen - Istanbul Unveiled The Marmara Esma Sultan
restaurant gündem 30 hotel & hi-tech
Avrupa’nın en düşük doluluk oranı Türkiye’de Türkiye’nin çevresindeki karışıklıklar birçok sektörde olduğu gibi turizme de fatura çıkarmaya devam ediyor. Ekim 2014’de otel dolulukları yerinde sayarken, Türkiye Avrupa ülkeleri arasında en düşük otel doluluklarına sahip ülke oldu.
O
rtadoğu’daki karışıklıklar, Türkiye genelinde yaşanan toplumsal olaylar gibi gelişmeler Türk turizmine fatura çıkarmaya devam ediyor. Özellikle geçen ay Kobane’deki olayları protesto eylemlerinin otellere zararı 13 milyon Euro’yu aşarken, Türkiye genelinde otel dolulukları da olumsuz etkilendi. Bu durum dünyanın önde gelen veri ve analiz şirketlerinden STR Global’in Ekim 2014 Ülke Performans Raporu’na da somut olarak yansıdı. Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) tarafından analiz edilen rapora göre, Türkiye’nin Ekim 2014 otel dolulukları yerinde sayarken, ayına göre yüzde 0.2 gibi düşük bir oranda artış gösterdi ve yüzde 63.8 olarak kaydedildi. Bu rakam Ekim 2013’te 63.7 olmuştu. Ancak bu yükseliş, Türkiye’yi Avrupa’nın en düşük doluluk oranlarına sahip ülkeler arasından kurtaramadı.
FİYAT KIPIRDADI STR’nin raporunda İsrail de Avrupa pazarına dahil olarak gösterilirken, Ekim 2014 döneminde, tüm Avrupa ülkelerindeki en düşük doluluk oranları sıralamasında yüzde 57.5 ile ilk sırada İsrail yer aldı. Bu sıralamada
yüzde 63.8 ile Türkiye ikinci sırada yer aldı. Ekim ayında Türkiye açısından sevindiren bir gelişme ise ortalama günlük satılan oda bedelinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3.1 artış yaşanması oldu. Bu bedel 115.2 Euro’dan 118.6 Euro’ya yükseldi.
TİMUR BAYINDIR: “GELİR DE DÜŞÜYOR” Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) Başkanı Timur Bayındır, yaptığı değerlendirmede, oda başı gelirlerin geçen yıla göre düşüş gösterdiğini belirtti. Bayındır “Geçen yıl yaşanan düşüşün doluluk oranlarına sabitlendiğini görüyoruz. Doluluk oranları bir kıstas olmakla beraber, oda başı elde edilen gelin bize asıl statüyü gösteren kriterdir” dedi. Bayındır, doluluk hedeflerini
gerçekleştirmeye çalışırken, stratejimizi tek tarafları olarak oda fiyatları üzerinden kurgulamanın uzun vadede sektör için sıkıntı yaratacağı uyarısında bulundu.
bu oran yüzde 63.2’ydi. Buna karşılık bu ilde oda fiyatlarında önemli bir artış gerçekleşti. Bu ilde ortalama Günlük satılan oda bedeli 90.58 Euro’ya ulaştı ve 2013’e göre yüzde 27.4 artış gösterdi. Antalya’da 2014 yılbaşından Ekim sonuna kadar geçen sürede ise doluluk oranı yüzde 65.2’den yüzde 61,9’a geriledi. Başkent Ankara ise yükseliş eğilimini sürdürüyor. Ankara Ekim 2014 otel dolulukları bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 7.1 artarak, yüzde 61.3’e çıktı. Ortalama günlük satılan oda bedeli de yüzde 11.3 artışla 81.6 Euro oldu.
İSTANBUL’DA HAFİF YÜKSELİŞ
YUNANİSTAN CİDDİ RAKİP
Türk turizmin lokomotif şehirlerine baktığımızda ise İstanbul’da Ekim 2014’te otel dolulukları dolulukları bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 0.6 gibi küçük bir oranla artarak yüzde 67.6 oldu. 2013 yılının aynı ayında bu oran yüzde 67.2’ydi. Normalde sonbahar ayları otelcilik sektörü açısından yılın en hareketli ayları olarak görülüyordu. İstanbul’da ortalama günlük satılan oda bedeli de 152.5 Euro olarak gerçekleşti ve 2013’e göre yüzde 3.9’luk bir düşüş gösterdi. OcakEkim döneminde ise İstanbul’da doluluk oranları yüzde 67.8’den yüzde 65.8’e, günlük satılan oda bedeli de 148.4 Euro’dan 138.2 Euro’ya geriledi.
Türkiye’nin turizmde rakibi olan ve kriz döneminde gerilemesiyle dikkat çeken Yunanistan’da ise istikrarlı bir yükseliş başladı. Ekim ayının en yüksek artışı yüzde 18,3 ile Yunanistan’da gerçekleşerek doluluklar yüzde 73.4’e yükseldi. Ekim ayının en yüksek doluluk oranına ise yüzde 89 .6 ile Malta ulaştı.
ANTALYA FİYATTA SIÇRADI Türk turizminin bir diğer turizm kenti Antalya’da da doluluklar alarm verdi. Antalya Ekim 2014 otel dolulukları bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 6,5 düşerek, yüzde 59.1 oldu. Geçen yılın aynı ayında
restaurant gündem 32 hotel & hi-tech
Turizm ‘‘Vodafone CRM’’ ile yarına hazır Yarına Hazırım Platformu ile KOBİ’lerin büyüme hedeflerine katkı sağlayacak çözümler geliştiren Vodafone Türkiye, turizm sektöründe müşteri memnuniyeti çıtasını yükseltecek çözümünü 26 Kasım 2014 tarihinde Çırağan Palace Kempinski’de gerçekleştirdiği toplantı ile duyurdu.
T
urizmcilere rekabetçilik, verimlilik, tasarruf ve kârlılık sağlayan yenilikçi teknolojiler geliştiren Vodafone İş Ortağım’ın geliştirdiği Vodafone CRM uygulaması, Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Osman Ayık ve Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Engin Aksoy’un katılımıyla düzenlenen basın toplantısında tanıtıldı.
OSMAN AYIK: “TÜM TURİZMCİLERİ DAVET EDİYORUZ” Türkiye’deki kayıtlı yatak kapasitesinin %80’ini kapsayan TÜROFED olarak Vodafone ile turizm kapasitesinin artırılması hedefiyle işbirliğini hayata geçirmenin gururu içerisinde olduklarını ifade eden TÜROFED Başkanı Osman Ayık, toplantıda Dünya Turizm Örgütü verilerini paylaşarak, turizmin Türkiye’de 26 milyar dolarlık bir iş hacmi oluşturduğunu kaydetti. Hükümetin 2023 hedeflerinde 50 milyon ziyaretçi ve 50 milyar turizm geliri yer aldığını anlatan Ayık, konuşmasına şöyle devam etti: “2023 hedefleri içinde bu rakamı tutturmak için turizmin parlak potansiyelini teknoloji çözümlerini benimseyerek gerçekleştirmesi gerekiyor. Müşteri ilişkileri yönetimi uygulamalarıyla otellerimiz yeni müşteriye daha hızlı ve kolay erişebiliyor. Mevcut müşterileriyle sürekli iletişimde kalıyor. Konuk bağlılığını artırabiliyor. Otellerin doluluk oranının artırılması ve Türkiye’deki turizmcilerin işlerini
büyütmeleri hedefiyle, turizm sektörünü Vodafone teknolojisiyle CRM çözümünden faydalanmaya davet ediyoruz.”
ENGİN AKSOY: “CRM İLE MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ DAHA DA ARTACAK” Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Engin Aksoy ise yaptığı konuşmada Türkiye’de dijitalleşmeden en çok faydalanacak sektörlerden biri olan turizmi çok önemsediklerini belirterek Yarına Hazırım Platformu’yla CRM UYGULAMASININ İŞLETMELERE işletmeleri yarına KATKILARI hazırlayacak Turizmciler, müşteri hizmetleri ve destek masraflarında %25 tasarruf elde edebiliyor. çözümler Müşteri sadakatinde %27 artış geliştirdiklerini sağlayabiliyor. belirtti. Toplu e-posta ve toplu SMS çözümüyle %35 Konuk daha fazla müşteri adayına erişilebiliyor. Etkin satış kanalı ve müşteri yönetimi mutluluğunun sayesinde turizm gelirleri %28 oranında ana endeks artıyor. Tek bir arayüzden tüm ekiplerini olduğu turizm aynı anda takip edebiliyor. Şikayet yönetimi sektöründe müşteri sistemiyle müşteri destek operasyonlarının verimliliği artıyor. Turizm müşterilerinin konuk memnuniyetinde oldukları otelleri, restoranları ya da kafeleri çıtayı daha tekrar tercih etmesine yardımcı oluyor. yukarı çekmek için çözümün anahtarı olan CRM’nin turizmcilerin işlerini daha da büyütmesine imkan tanıdığını anlatan Aksoy, “Vodafone bulut teknolojisinden güç alan Vodafone CRM ile hiçbir altyapı yatırımı ya da lisans bedeli ödemeden, turizmcileri müşteri ilişkileri yönetimiyle müşteri kitlesini ve işlerini büyütmeye davet ediyoruz. Turizm sektörünün sürdürülebilir büyümesine katkı sağlamaya, işletmelere rekabetçilik ve verimlilik sağlayan yeni fırsat ve çözümler geliştirmeye ve onları yarına bugünden hazırlamaya devam edeceğiz.”
Antalya 11 ayı %3,5 artışla kapattı Antalya’ya yılın 11 aylık döneminde gelen yabancı ziyaretçi sayısı %3,5 artarak 10 milyon 994 binden 11 milyon 375 bine ulaştı. Kasım girişleri %7 azaldı.
S
on iki aya kadar % 5-6 aralığında yükselişte olan Antalya, Ekim ve Kasım aylarında gelen düşüşle birlikte, yıllık büyüme hızını % 4’ün altına geriletti. Son iki ayda görülen düşüşte, Rusya, İngiltere, Hollanda gibi pazarlar etkili oldu. 11 aylık dönemde Rusya pazarından gelenlerin sayısı %4,7 artışla 3 milyon 480 bine çıkarken, Alman pazarı da %5 artışla 2 milyon 911 bine ulaştı. Bu iki pazara göre daha ılımlı büyümeler gösteren İngiltere ve Hollanda pazarları da dönemi artışla tamamlarken, İngiltere 444 bine, Hollanda da 541 bine çıktı.
Antalya’ya gelen yabancı ziyaretçiler (ilk 10) (Ocak-Kasım)
RUSYA FEDERASYONU ALMANYA HOLLANDA İNGİLTERE İSVEÇ UKRAYNA KAZAKİSTAN BELÇİKA POLONYA NORVEÇ
2013 3.323.084 2.772.462 540.972 437.327 376.631 383.321 260.226 263.903 206.022 297.696
2014 3.479.705 2.911.823 541.821 444.682 373.407 285.550 269.115 267.573 243.321 226.174
Değişim 4,7 5,0 0,2 1,7 -0,9 -25,5 3,4 1,4 18,1 -24,0
UKRAYNA PAZARI DÜŞÜŞTE Diğer yandan, 11 ayda 285 bin kişinin geldiği Ukrayna pazarındaki düşüş de %25’i aştı. Bu yıl gerileme içinde olan İskandinavya pazarı da % 5,8 gerileme ile 1 milyon kişiden 962 bin kişiye indi. 2014’te hızlı büyüme gösteren İran pazarı da % 196’lık yükselişle 108 bin kişiye ulaşırken, yılın ilk yarısına oranla daha ılımlı büyüme geçen İsrail de % 17 canlanma ile 90 bini geçti.
restaurant gündem 34 hotel & hi-tech
İstanbul lüksün, lüks İstanbul’un peşinde Lüks seyahat turizminden daha fazla pay almak isteyen İstanbul’a ilgi Cannes Uluslararası Lüks Seyahat Fuarı’nda (ILTM) zirve yaptı. Turizmciler gelecek yılki fuarda partner ülke olmak istiyor.
S
on yıllarda dünya turizminin moda şehirlerinden biri olarak öne çıkan İstanbul ‘lüks’ kelimesiyle de anılmaya başlandı. En son Fransız moda devi Louis Vuitton’un dünyanın en önemli şehirlerinin yer aldığı Şehir Rehberi’ne eklediği İstanbul’un ‘lüks seyahat pazarından’ yeterli pay alabilmesi için yapılan girişimler dikkat çekiyor. Cannes’da gerçekleştirilen Uluslararası Lüks Seyahat Fuarı’nda (ILTM) İstanbul’a çok yoğun bir ilgi gösterilirken, Türkiye 56 firma ve kuruluşla Fransa’dan sonra fuara en fazla katılım sağlayan ülke oldu. Fuar sonrasında Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) Başkan Yardımcısı Müberra Eresin, fuarla ve lüks seyahat pazarıyla ilgili bir değerlendirme yaptı. ILTM Fuarı’nın geçtiğimiz yıllara göre daha sakin geçtiğine dikkat çeken Eresin “İstanbul’a ilgi çok fazla, her yıl Türkiye’den katılımcı sayısı artıyor ve her katılımcının randevuları çok yoğun geçiyor. Bu ümit verici bir tablo. Sanırım önümüzdeki yıl için Türkiye standının alanı büyütülmeli ve biz lüks seyahat pazarından gerekli payı alabilmek için çabalarımıza devam etmeliyiz” diye konuştu.
“BİZİ ÖNE ÇIKARIR” ILTM’nin Türkiye için çok önemli fuarlardan biri olduğunu belirten Eresin, lüks seyahat pazarından
henüz yeteri kadar pay alamadığımızı bu nedenle bu segment üzerinde çalışmamız gerektiğini ifade etti. Bu yıl Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından ilk defa satın almacıların da davetli olduğu bir kokteyl verildiğini ifade eden Eresin, “Katılım oldukça iyiydi. Bizim en büyük arzumuz bir dönem sonra ILTM’de partner ülke olabilmek. Bunu başarırsak rakip ülkeler yanında bir adım öne çıkmayı becerebiliriz” dedi. Cannes Uluslararası Lüks Seyahat Fuarı’na (ILTM) katılan Paris Türk Büyükelçiliği Kültür ve Turizm Müşavirliği geçen hafta bir Türk resepsiyonu düzenlemişti. Türkiye’nin ve dünyanın en lüks seyahat ürünleri tedarikçilerinin katıldığı gecede ‘Şehir Rehberi’ kitabına İstanbul’u ekleyen Louis Vuitton markası resepsiyonun onur konuğu olmuştu. Resepsiyonu Paris Büyükelçisi Hakkı Akil, Marsilya Başkonsolosu Deniz Erdoğan Barım, Paris Kültür ve Tanıtma Müşaviri Serra Aytun, Ataşe Gökhan Çete, Mulhouse THY Müdürü Muammer Ensar Karabulut, Louis Vuitton rehber yazarlarından Antony Doucet’nin yanı sıra TUROB Başkan Yardımcısı Müberra Eresin ve çok sayıda tedarikçi firma temsilcisi katılmıştı.
Turizmde çalışanların sayısı*
Turizmde sigortalı sayısı %11 arttı AKTOB Araştırma Birimi’nin verilerine göre Türkiye’de istihdam artışının yaklaşık %15’i turizmden elde ediliyor.
Yiyecek İçecek Hiz. Konaklama Spor, Eğl.Dinl.Faal Seyahat Ac.Tur Op.Hiz Havayolu Turizm Toplamı Türkiye Toplamı Turizmin Pay,%
2013 453.897 327.774 58.546 55.895 10.581 906.693 12.542.642 7,23
2014 545.033 336.168 43.569 58.944 22.669 1.006.383 13.212.186 7,62
Değişim 20,1 2,6 -25,6 5,5 114,2 11,0 5,3 0,39 puan
*4a kapsamında çalışanların sayısı/ Ağustos itibariyle
A
KTOB Araştırma Birimi’nin SGK verilerinden derlediği verilere göre, turizmde sigortalı olarak çalışanların sayısı %11 artarak 1 milyon 6 bin 383 kişiye yükseldi. Ağustos ayı verilerine göre, ülke genelinde sigortalı olarak çalışanların sayısı %5,3 artışla 13 milyon 212 bine çıktı. Sigortalı sayısı, son bir yıl içinde Türkiye’de 670 bin, turizmde ise 100 bin dolayında artış gösterdi. Buna göre, ülke istihdam artışının yaklaşık % 15’i turizmden elde edildi. Diğer yandan turizmin ülke istihdamındaki payı da %7,23’ten, %7,62’ye çıktı.
restaurant gündem 36 hotel & hi-tech
İstanbul ShoppingFest 2015 için hazırlıklar başladı İstanbul’un marka kimliğine hizmet eden ve dünyanın en büyük alışveriş ve eğlence festivallerinden biri olmayı hedefleyen İstanbul Shoppig Fest’in (İSF) beşincisi için hazırlıklar başladı…
Ö
nümüzdeki yıl 6-28 Haziran tarihleri arasında 5’incisi düzenlenecek olan İstanbul Shopping Fest (İSF) için hazırlıklar başladı. Perakende sektörünün en büyük markalarını bir araya getirecek olan festivalin 2015 vizyonu 1 Aralık 2014 tarihinde İstanbul Ticaret Odası Başkanı (İTO) ve İSF İcra Kurulu Başkanı İbrahim Çağlar ve İstanbul Shopping Fest Platform Üyelerinin katılımı ile İstanbul Ticaret Odası’nda yapılan toplantıda paylaşıldı. Toplantıya ev sahipliği yapan İTO Başkanı İbrahim Çağlar; Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kültür A.Ş Genel Müdürü Nevzat Kütük, Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Başkanı Başaran Ulusoy, Tüm Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Federasyonu
(TAMPF) Başkanı Vahap Küçük, Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Hüseyin Doğan ile bir araya gelerek, 5. İstanbul Shopping Fest için katılımcı markaların beklentilerini paylaştı.
İBRAHİM ÇAĞLAR: “ASIL HEDEFİMİZ YURT DIŞINDA TANITIM” Toplantıda yenilenen yüzüyle daha da büyüyen İstanbul Shopping Fest’in 2015 vizyonu paylaşıldı ve katılımcıların önerileri alındı. İbrahim Çağlar, 2015 yılında festivalden, geçen yıllara oranla daha fazla katılım ve ciro hedeflediklerini ifade etti. Çağlar, “2015 için ilk hedefimiz; yurtdışındaki etkinliklerle, festivalin çok daha geniş kitlelere tanıtılması olacak. Bu sayede Shopping Fest ile İstanbul’a gelecek turist sayısını çok daha ciddi oranda artırmak istiyoruz. Birlikte, tüm şehri içine alan bir katma değer oluşturacağız. Festivalin daha hareketli ve canlı geçmesi için tüm İstanbullular’ın desteğine ihtiyacımız var” dedi.
“SİMİTÇİDEN AVM’YE KADAR COŞKU YAYILACAK” İbrahim Çağlar, Shopping Fest enerjisinin; bu yıl caddedeki simitçiden en lüks AVM’ye, taksiciden eğlence ve konaklama sektörüne kadar çok geniş bir alana yayılacağını belirtti. İstanbul’un marka kimliğini güçlendirmek yolunda büyük adımlar atan İstanbul Shopping Fest, oluşturduğu alışveriş rüzgârı ve güçlü sponsorlarının destekleriyle; dünyanın en büyük alışveriş başkentlerinden biri olmayı hedefleyen İstanbul’a değer katacak.
‘Paralı’ Amerikalılar döndü Turizmde harcama kapasitesi yüksek ABD pazarındaki istikrarlı yükseliş sürerken, pazar bir milyona koşuyor. Otelciler bu pazardaki potansiyeli artırmak için ABD’li turizmcileri sıkı takibe aldı.
T
ürkiye, harcama potansiyeli en yüksek turist grupları arasında yer alan ABD’lileri cezbetmeye devam ediyor. Bölgesel karışıklıklara ve toplumsal olaylara en hızlı tepki veren pazarlardan biri olmasına rağmen ABD’den Türkiye’ye gelen turist sayısındaki istikrarlı artış dikkat çekiyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın verilerinden hareketle Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği’nin (TUROB) yaptığı değerlendirmeye göre, 2000 yılında 515 bin kişiye ulaşmasının ardından 2003 yılında ikinci Körfez savaşıyla birlikte dibe vuran bu pazar geçen sürede toparlanmakla kalmadı, turist sayısını da neredeyse ikiye katladı. Türkiye’ye en fazla turist gönderen 10 ülkeden biri olan ABD’den gelen turist sayısı bu yıl da artışını sürdürdü. Ocak-Ekim 2014 döneminde Türkiye’ye gelen ABD’li turist sayısı yüzde 1.2 artışla 708 bin kişiye ulaştı. Bu 708 bin ABD’linin 469 bini İstanbul’u tercih ederken, otelciler de bu potansiyelin yükselerek devamı için harekete geçti.
THY İLE İŞBİRLİĞİ ABD pazarındaki yükselişi desteklemek isteyen TUROB, Türk Hava Yolları (THY) işbirliğiyle çalışmalara başladı. Bu kapsamda ilk etapta Washington ve Houstan’dan 15 kadar acente yetkilisi İstanbul’da ağırlandı. Gerçekleştirilen İstanbul tanıtım turu kapsamında, işbirliği fırsatları da değerlendirildi. ABD pazarının geliştirilmesi amacıyla TUROB ve THY, 5 yıldan bu yana işbirliği çalışmaları yapıyor. Özellikle THY’nin yeni açtığı hatlarda yoğunlaşan bu işbirliği sayesinde, bölgenin önde gelen tur operatörleri, seyahat acenteleri yöneticileri ve basın mensupları, İstanbul’da TUROB üyesi tesislerde ağırlanıyor. Her yıl 50’ye yakın noktayı hedef alan tanıtım gezileri de ABD pazarına odaklanmış durumda.
ÇALIŞMALAR SÜRECEK TUROB’un ABD pazarıyla ilgili çalışmaları çeşitli etkinlik ve organizasyonlar ile devam edecek. ABD pazarını değerlendiren TUROB Yönetim Kurulu Başkanı Timur Bayındır, geçen yıl ülkemize 785 bin ABD’li turist geldiğini, bunun 503 bininin İstanbul’da konakladığını belirtti. Bayındır “Kalış süreleri ve harcamaları dikkate alındığında önemli bir kaynak pazar olan Amerika’da, THY’nin de desteği ile ülke payımızın artırılmasını hedefliyoruz. Her zaman pazar ve ürün çeşitliliğinin önemi üzerinde duruyoruz. Yaptığımız çalışmalar Amerika pazarındaki potansiyelin daha iyi değerlendirilebileceği yönünde, böylelikle THY’nin de desteği ile bölgedeki seyahat acentası, tur operatörü ve basın mensuplarını İstanbul’da ağırlamaya başladık. Washington ve Houstons’dan gelen misafirlerimize ev sahipliği yapan Eresin Hotels ile Martı İstanbul Hotel’e sektörel desteklerinden ötürü teşekkür ederim.” dedi.
PARA HARCAMAYI SEVİYORLAR Türkiye’ye gelen turistlerin kişi başı ortalama harcaması 800 dolar civarında bulunurken, ABD’lilerde bu rakam bin doları aşıyor. ABD pazarı 2000 yılında ulaştığı 515 bin kişilik turist sayısından sonra ikinci Körfez savaşının da etkisiyle 2003 yılında 222 bine kadar gerilemişti. ABD’de Toparlanma 10 yıl sürdü pazarı 2005 yılında yeniden yükselişe geçerken 2013 yılında Yıl ABD’li turist sayısı Türkiye’ye ABD’li turist sayısı (Bin kişi) gelen turist sayısı 785 bine 2000 515 429 ulaştı. Genellikle 5 yıldızlı oteller 2001 2002 247 ile butik otellerde konaklayan 2003 222 2004 291 ABD’li turistlerin Türkiye’ye 2005 434 geliş nedenleri arasında iş ve 2006 532 kültür turizmi başta geliyor. 2007 642 2008 679 Şehir kurları, rehberli turlar, 2009 667 gastronomi turları, SPA ve 2010 642 wellness paketleri de ABD’li 2011 757 2012 771 turistleri cezbeden unsurlar 2013 785 arasında yer alıyor. Türkiye’ye 708 2014 (Ocak-Ekim) gelen ABD’lilerin dörtte üçü İstanbul’u tercih ederken, Kapadokya ve Efes diğer en fazla talep gören yerler olarak öne çıkıyor.
dosya
restaurant 38 hotel & hi-tech
MURAT ERSOY
“2015’DEN HERKES ÜRKÜYOR”
“2014 yılının yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen kötü denmeyecek bir seviyede geçtiğini ifade eden TYD Başkanı Murat Ersoy, 2014 yılına ilişkin değerlendirmelerini ve 2015’den beklentilerini şöyle anlattı: “2014 yılı aslında genel olarak geçen yılın ortalamasının %3 üzerinde geçti. Fakat yatak arzındaki artış daha fazlaydı. Bu tabii doluluk ortalamalarının düşük olmasına sebebiyet verdi. Bir de fiyat ortalamasını geriye çekti. Toplam yolcu bazındaki turizm gelirlerinde düşüş olacak. 2014 yılı bütün bu olumsuzluklara rağmen, kötü denmeyecek şekilde geçti. 2014’de bilançolar artı kapandı. 2015’den herkes ürküyor çünkü harcama kapasitesi en yüksek pazarımız Rusya’ydı. Orada ciddi bir devalüasyon var ve artarak devam ediyor. Bu da ister istemez Rus pazarında bir gerilemeye sebebiyet verecek diye düşünüyoruz. Tek beklentimiz, Avrupa’ya olan tepkiden dolayı Rus turistin yön değiştirerek Türkiye’ye dönmesi. Bu noktada beklenilen olursa, otelciler korktukları kadar Rus pazarından etkilenmeyecekler. Bu pazar niye bu kadar önemli derseniz, çünkü Ruslar pazarın fiyat ortalamasını yükseltiyorlar, harcama kapasiteleri çok yüksek.
“FİYAT ORTALAMALARI DÜŞECEK” Rus pazarındaki gelişmelerin Türk turizmine olumsuz yansıyacağını belirten Murat Ersoy, pazardaki gerileme sebebi ile 2015 yılında Türkiye’de fiyat ortalamalarının düşeceği beklentisi içinde olduklarını kaydetti. Yolcu kaybında beklentileri yönünde bir değişim olması halinde Avrupa rezervasyonlarının Türkiye’ye kayacağını tahmin ettiklerini açıklayan Ersoy, Türkiye’nin önündeki tek tehdidin Mısır olacağını anlatarak konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu aşamada önümüzdeki tek olumsuz alternatif, Mısır. Ülke yine kendini çok çabuk toparladı. Mısır, olumsuzluk ve krizlerde çok hızlı adım atabiliyor. Bu yüzden Mısır pazar için talep gören ve ilgi çeken bir destinasyon haline geldi. Uçuş mesafesi olarak da Türkiye’den farklı değil, biraz daha uzun ama Rusya’nın doğusundan olan rezervasyonlarda aynı uçuş süresine geliyor. Bu
da bizim için avantaj olmaktan çıkıyor. Bizim görüşümüz, muhtemelen Rus pazarı 2015’de Mısır’la Türkiye arasında daha çok paylaşılacak.
“KIBRIS’LA İLGİLİ OLUMLU GELİŞMELER BEKLİYORUZ” Murat Ersoy değerlendirmesinde Kıbrıs için olumlu gelişmeler beklediklerini de söyledi. Kıbrıs’a dair 2015 yılında ambargonun kısmen de olsa kalkacağı beklentilerinin yükseldiğini söyleyen Ersoy, “Biz uçak planlamalarımızı buna göre yaptık. Yılın ikinci yarısında hayata geçireceğimize inanıyoruz. Türkiye’nin doğusundaki ülkeler bazında başlanacak ve sonra bütün Avrupa’ya ve diğer bölgelere de yayılacak diye tahmin ediyorum. Kıbrıs’ta paylaşacak bir değer var artık. Doğalgaz var, petrol var. Paylaşacak bir şey varsa kavga etmeye gerek yok. Kavga paylaşamadığınızda olur. Bölgede mutlaka bir uzlaşma sağlanacak ve paylaşılacaktır. Tüm bu gelişmeler de 2015 yılında gerçekleşecektir diye düşünüyorum.” diye konuştu.
“GİRNE’DE AKDENİZ’İN EN BÜYÜK TESİSİNİ AÇACAĞIZ” Murat Ersoy, ayrıca 2015 yazında Girne’de Akdeniz’in en lüks otelini açmaya hazırlandıklarını açıklayarak sözlerini şöyle tamamladı: “Kıbrıs buna hazır mı derseniz, şu anda tesis sayısı olarak hazır değil. Grup olarak 2015 yazında Kıbrıs’ın yatak kapasitesinin yüzde 10’una denk gelecek çok büyük bir yatırım hazırlığı içindeyiz. Girne’deki yatırımımızın Akdeniz’in en lüks tesislerden biri olmasını bekliyoruz. Aile oteli konseptine sahip olacak tesis olacak. Biliyorsunuz, Kıbrıs’ın en büyük sorunu, konaklama ünitesi olan casinolar aslında. İlk defa casino ünitesi olan her türlü konaklama aktivitesine sahip otel örneği olarak projelendirildi. Tesisin bölgede tamamen çıtayı yükseltmesini ve Kıbrıs’a bakış açısını değiştirmesini bekliyoruz. Beklentimiz olan gelişmeler, 2015’in 2. yarısı itibari ile hayata geçerse zaten büyük bir yatırımcı kitlesi tamamen Kıbrıs’a odaklanacak.”
dosya
ÖZGÜL ÖZKAN YAVUZ
TİMUR BAYINDIR
“2014 KONGRE SEKTÖRÜ AÇISINDAN BAŞARILI BİR YILDI”
“TURİZMDE İYİ GİDEN HİÇBİR ŞEY YOK”
“ICVB Genel Müdürü Özgül Özkan Yavuz, İstanbul’da turizm ve kongre sektörünün 2014’de başarılı geçtiğini söyleyerek, kentin gelecek yıllara ait kongreler için önemli cazibe merkezlerinden biri olma özelliğini sürdüreceğine inandıklarını kaydetti. Özgül Özkan Yavuz şunları söyledi: “İstanbul’da genel olarak turizm ve kongre sektörünün 2014 yılında başarılı geçtiğini söyleyebiliriz. Ülkemizin içinde bulunduğu coğrafi konumu itibariyle, kırılgan ve hassas bir zemin üzerinde varlığını sürdürmeye çalışan kongre sektörü büyüme kaydetmeye devam etmiştir. Dünyadaki en önemli kongrelerden biri olan ICCA-Uluslararası Kongre ve Konvansiyonlar Derneği’nin 53. Kongresi’nin Antalya’da gerçekleştirilmiş olması, bu durumun en önemli kanıtlarından biridir. İstanbul 2014 yılının ilk aylarında açıklanan ICCA istatistiklerine göre 2013’te de 500 ve üzeri katılımcılı kongre ve toplantı sayısıyla dünya 1.’liğini elinde tutmayı sürdürmüştür. Kongre sayısı itibariyle ise dünya sıralamasında hem Türkiye, hem de İstanbul yükselme sağlayabilmiştir ve İstanbul halen dünya şehirleri sıralamasında 8. konumdadır. ICVB olarak katıldığımız Londra, Barselona, Abu Dhabi, Las Vegas ve Frankfurt kongre ve insentif fuarlarıyla, organize ettiğimiz tanıtım (fam-trip) ve düzenlediğimiz inceleme (inspection) gezileriyle çalışmalarımızı yıl boyunca aralıksız sürdürdük. Bu amaçla sosyal medyada kanallarımızı çoğalttık ve etkin kullanmaya özen gösterdik. Ayrıca yurt dışı turizm sektörünün önemli yayınlarından biri olan CMW dergisi için Bakanlığımız ile ortaklaşa özel bir Türkiye eki çalışması yaparak, dağıtımına destek verdik. Mevcut web sitemizin güncelleme çalışmalarına ilave olarak İstanbul’un resmi tanıtım sitesi olan howtoistanbul.com’un yönetimini Valiliğimizden devraldık. İki yıl önce ilkini gerçekleştirdiğimiz İSTKA-İstanbul Kalkınma Ajansı projelerimize, bu yıl yenisini ekleyerek, İstanbul’un uluslararası medyada daha fazla yer edinebileceği “Kongreler Şehri İstanbul-Uluslararası Medya Çalışması” projemizin lansmanını yaptık. 2014 yılında İstanbul’da gerçekleşmiş olan ve uluslararası istatistiklere girebilecek olan kongre sayısı 100’ün üzerindedir. Daha net verilere ulaşabilmemiz için 2015 yılının ilk aylarını beklememiz gerekmektedir. 2014 yılı boyunca İstanbul’a konfirme edilmiş kongre ve toplantılarda iptal yaşandığına dair bir bilgi almamış olmamız umut vericidir. 2014 yılı boyunca İstanbul’a gelen turist sayısındaki yaklaşık %12’lik artış da bu umudumuzu perçinlemektedir. İstanbul, sunmuş olduğu çok çeşitli imkânları ile hâlâ gelecek yıllara ait kongreler için önemli cazibe merkezlerinden biri olma özelliğini sürdürmektedir.”
“2014’ün başarılı bir tablo ortaya koymadığını söyleyen TUROB Başkanı Timur Bayındır, “2015’in de daha kolay bir yıl olacağını da düşünmüyorum” diyerek bu yıl ve önümüzdeki dönemi şu şekilde değerlendirdi: “2014 yılı için herkes çok iyi geçti diyor. Onun için ben tersini söylemek istemiyorum. Ama maalesef 2014 çok iyi bir yıl değil. Biraz daha hakikatleri herkesin görüp konuşması lazım. 2015’in de daha kolay bir yıl olacağını da düşünmüyorum. Bütün çevremiz kavgalı. Avrupa’da ekonomi hala bir durgunluk içinde. Rusya, Türkiye’nin en büyük müşterilerinden bir tanesi. Fakat orada %20’ye yakın korkunç bir devalüasyon oldu. Anlayacağınız iyi giden hiçbir şey yok ve turizm iyi şeyleri seven bir meslek grubu. Sektör olarak iyiye yönelebilmemiz için bunların düzelmesi lazım.”
restaurant gündem 40 hotel & hi-tech
dosya
OSMAN AYIK
ZEYNEP PEKER
“2014 BAŞARILI BİR BÜYÜME ORTAYA KOYDU”
“ZOR BİR YILDI AMA HEDEFLERİMİZE ULAŞTIK”
“TÜROFED Başkanı Osman Ayık, sektörün 2014 yılını %5-6 arasında bir büyüme ile kapatmayı hedeflediğini belirterek, 2015 yılına ilişkin beklenti ve öngörülerini şöyle anlattı: “2014’ün başında yıla ilişkin belli öngörü ve tahminlerimiz vardı. Son 10-15 yılın ortalamasına baktığımızda Türkiye çift haneli büyüyerek devam etti. 2014 yılında hedeflenen büyüme oranları ise %5 ile 8 arasında bir yerde duruyor. Turizmde ilk 10 aylık rakamlar açıklandı. Türkiye yüzde 5.6 oranında bir büyüme kaydetti. Bölgelerde farklı büyüme oranları söz konusu olsa da bu oran Türkiye genelinde %5.6 ki bu yılın kalan 2 aylık döneminde yaklaşık olarak aynı trendde devam edeceği anlamına geliyor. Dolayısıyla biz yılın sonunda %5 ile 6 arasında bir büyüme oranı yakalarız ki bence dünyada bu tür konjonktürel olayların yaşandığı bir ortamda fevkalade başarılı bir tablodur. 2015 yılıyla ilgili de şöyle bir beklentimiz var. Eğer bu sıkıntılar çözülür ve dışımızdaki sorunlar içimize taşmaz ise 2015’i bu yıla benzer bir trendde devam ettiririz diye düşünüyoruz. Çünkü özellikle ülkemizle ilgili önümüzde bir 5-6 aylık satış dönemimiz var. Daha onun başındayız.”
“2014’ün zorlu bir yıl olmasına karşın sektörün beklentilerini karşıladığını aktaran WOW Convention Center Genel Müdürü Zeynep Peker, şu değerlendirmeleri yaptı: “2014, zor bir yıldı. Buna rağmen beklentilerimizi karşılayan bir yıl oldu, hedeflediğimiz rakamlara ulaştık. Doluluk ortalamamız da yüzde 85-87 civarında. Kongre turizmindeki profesyonelliğimiz ve ev sahipliği yaptığımız organizasyonlar ile sektörde ortalamanın üzerinde pay sahibi olduğumuzu ifade edebilirim. 2015 yılı beklentilerimize gelince; 2014 yılı rakamlarının üzerine çıkma hedefi ile kongre - incentive bağlantılarımızı sürdürüyoruz. Ulusal Enerji Verimliliği Forumu, Uluslararası Rüzgar Enerjisi Kongresi, Uluslararası Lösemi, Lenfoma,Miyeloma Kongresi, İstanbul Üniversitesi Dünya Teknoloji, Inovasyon ve Girişimcilik Konferansı 2015 yılında ev sahipliği yapacağımız organizasyonlardan bazıları. Bununla birlikte yine birçok kongrenin İstanbul’da yapılması yönünde temaslarımız var. Yeni pazarlar arayışı ile Dünyadaki turizm fuarlarına katılıyoruz. Hizmet kalitemizi daha da üstlere taşıma amacıyla geçtiğimiz yıl girdiğimiz renovasyon sürecini de tamamladık. Yenilenen WOW İstanbul ile de sektördeki istikrarlı yükselişimizi sürdüreceğimiz verimli bir yıl geçireceğimizi düşünüyoruz.”
dosya
KASIM ZOTO
KEREM KÖFTEOĞLU
“UMARIM GELECEK YIL 2014’Ü YAKALARIZ”
“TURİZM 2015’E SORUNLU GİRECEĞE BENZİYOR”
“Türkiye’de plansız arzın konaklama sektörü için ciddi bir risk oluşturduğunu kaydeden Armada Otelleri Sahibi Kasım Zoto, turizmde asıl belirleyici kriterin nicelikten çok nitelikle ilişkili olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “2014 yılına girerken 2013’ü nasıl yakalarız diye düşünüyorduk. Maalesef geçen yılın rakamlarını yakalayamadık. Biraz altında olsak da yine de Allaha bin şükür diyoruz. Yıl içinde yaşadığımız olumsuz gelişmelerle 2013’ü yakalamak müthiş olurdu. Umarım 2015’de 2014’ü yakalarız diyorum. Sadece kendi içimizdeki gelişmeler de değil; Türkiye’yi çepeçevre saran komşu ülkelerdeki siyasal ve ekonomik olaylarda sarsıcı etkisini ülkemiz turizmine yansıtıyor. Sektörümüz için en önemli kaynak sağlayıcı ülkeler Avrupa ve orada da bir ekonomik kriz var. Bir diğer neden olarak İstanbul’da plansız bir arz hali var. Bu da çok tehlikeli. Ülkeye gelen turistlerin niceliği turizmde belirleyici bir kriter değil. Nicelik kadar nitelik de önemli. İstanbul’a gelen 11 milyon turistten bahsediyoruz. Söz konusu bu turistlerin şehirde ortalama bir buçuk gün konaklaması başka, 3 gün konaklaması başka. Bu yüzden sadece insan sayısı diyemiyoruz. Gelen turist sayısı artıyor ama insanlar İstanbul’da ne kadar kalıyor ve ne kadar sahipleniyorlar asıl buna bakmak lazım. Şayet arz kapasitesini arttırabilirsek, tabii ki otel başına düşecek pasta daha da küçülecektir. Dolaysısıyla artık biz 2-3 yıllık perspektifimiz mevcut olanı korumak olmalı.”
“2015 yılının Türk turizmi için sorunlu başlayacağına dair görüş paylaşan TUYED Başkanı Kerem Köfteoğlu, buna neden olarak şu tespit ve değerlendirmelerde bulundu: “Türk turizmi 2015 yılına biraz sorunlu gireceğe benziyor. Bu sorunlardan biri içinde bulunduğumuz coğrafyadan kaynaklanıyor. Bulunduğumuz coğrafya patlamaya hazır bir bomba gibi, bu bombanın da ne zaman hangi komşu ülkede patlayacağı belli değil. Ama burada belli olan hangi komşu ülkede patlarsa patlasın bizi etkileyecek olması. Diğer bir sorun ise, Türkiye’nin ikinci turist pazarı Rusya’dan kaynaklanıyor. Rusya’da yaşanan devalüasyon, ülke ekonomisinde durgunluğa sebep olacak. Bu da ikinci pazardan turist kaybedebileceğimiz anlamına geliyor. Akdeniz’deki rakiplerimizden Mısır ve Yunanistan’ın ciddi bir atağa geçtiğine tanık oluyoruz. Bu da bizi biraz zorlayacak gibi görünüyor. Öte yandan AB Komisyonu, Avrupa’nın en büyük ekonomisi ve Türkiye’nin birinci pazarı konumundaki Almanya’nın 2015 yılı için büyümesini yüzde 2,0’dan yüzde 1,1’e düşürdü. Bu da bir durgunluğa yol açabilir. Yaşanabilecek bir durgunlukta ise otel yenilemelerini erteleyen yatırımcıların bu yenilemeleri yapacağı tahmin ediliyor, 2015 yılında gerçekleştirilecek otel yenilemeleri ekonominin lokomotifi turizmin 5 milyar dolara ulaşan bir katkı sunması bekleniyor. Türkiye’nin birinci ve ikinci pazarında yaşanabilecek bir daralma, yerli turiste olumlu yansıyabilir. Nitekim iç piyasaya çalışan tur operatörlerinin erken rezervasyonlarını, 2015 yılını beklemeden 2014 sonunda kamuoyuna açıkladıklarına tanık oldu. Bazı uzmanlar 2015’in yılının yerli turist yılı olacağı yönünde açıklamalarda bulunuyor. Bu görüşe biz de katılıyoruz. Tüm bu gelişmeler ışığında 2014 yılını yerli ve yabancı 42 milyon turistle kapatacağımızı tahmin ediyoruz. 2015 yılında ise yabancı ziyaretçi sayısının 38 milyona, döviz gelirlerimizin de 34 milyar dolara ulaşacağını tahmin ediyoruz.”
restaurant 42 hotel & hi-tech
dosya
MEHMET İŞLER
MEHMET ÖNKAL
“İZMİR İÇİN ARTIŞ BEKLİYORUZ”
“2015 DAHA İYİ BİR YIL OLACAK”
“2015 yılında bölgemizdeki birtakım sıkıntıların da bertaraf olması halinde hem İzmir hem de Türkiye olarak artışla büyüyeceğimizi düşündüklerini ifade eden ETİK Otelciler Birliği Başkanı Mehmet İşler şu değerlendirmelerde bulundu: “Türkiye içinde ve dışında yaşadığı tüm olumsuzluklara rağmen 2014 yılını artı bir değerle kapatacak diyoruz. Turizm gibi her yıl kendini artı değerle kapatan bir başka sektör yok. Sektör, bazen çift bazen tek hanelerle sürekli büyüyüşünü sürdürüyor. Bugün Türkiye turizmi istihdam deposu olmuştur. İstihdamın neredeyse %17’ye varan kısmını turizm sektörü karşılıyor. Turizm, alan bir sektör olmaktan çok veren bir sektör haline gelmiştir. Cari açığın %20’sini, ihracatın ise %25’ini karşılayan bir sektördür. Üstelik turizm tüm bu başarıları yönetmelik olmaksızın elde etti. Şayet Türkiye’ye yüksek girdiler sağlayan bu dev sektör kanunlarla güçlendirilirse, biz 50 milyon turist, 50 milyar dolar gelire odaklandığımız 2023 yılı hedeflerini 2019 yılında yakalarız. Kaldı ki 80 milyar dolarlık stok hacmimiz ile en büyük aktör konumundayız. İzmir cephesinden değerlendirecek olursak, İzmir havayolu ile gelen turistlerde bu yıl artı 4 büyüme görünüyor. Kruvaziyerde geçen yıl eksi 31’e düştük. Şu anda bölgesel bazda toplamda eksi 7’deyiz. Fakat kruvaziyerdeki düşüşler, ani inişler çıkışlar oluyor, bunu baz almıyoruz. Bu noktada yatırımcıyı, bölgeyi etkileyen en önemli şey 15 günlük kalışlara sahip olan konaklama sektörü. Biz onu artı 2 ile kapattığımız için İzmir’de de bir büyüme söz konusu. Fakat İzmir turizmi, Türkiye pastasında maalesef istediği kadar pay alamıyor. O yüzden İzmir’in atanmış ve seçilmişler olarak şapkayı önüne koyup, turizm planlamasını, master planını hazırlayıp, turizm kenti olma yolunda projeleri ivedilikle hayata geçirmesi gerekiyor. Özetle; 2013 yılı Türkiye turizminde oldukça parlak bir yıldı. 2014 yılı Kasım sonu verilerine göre geçen yıla kıyasla %5-6 bandında bir artış gösteriyor. Aralık sonunda Türkiye %5 ile 7 arasında kapanışını gerçekleştirecektir. 2015 yılında bölgemizdeki birtakım sıkıntıların da bertaraf olması halinde hem İzmir hem de Türkiye olarak artışla büyüyeceğimizi düşünüyoruz.”
“2014’ün başarılı bir turizm yılı olduğunu aktaran BDO Turizm Danışmanlık A.Ş. Yönetici Ortağı Mehmet Önkal, “Türkiye’de her yeni yıl bir öncekinden daha iyi olmuştur. İçeride veya dışarıda, her ne olursa olsun, turizm bir önceki yıla göre daha iyi olacaktır.” dedi. Mehmet Önkal’ın 2014 ve gelecek yıl turizmi için değerlendirme ve tahminleri şöyle: “2014 yılı başarılı bir yıl olarak kayıtlara geçecek. Hem Türkiye’ye gelen hem de İstanbul’a gelen ziyaretçi sayısı 2013 yılına göre önemli artış gösterdi. Bu artış ülkemizdeki olumsuz gelişmelere rağmen (Güneydoğu sınırı, İŞİD, PKK gösteri ve eylemleri gibi) gerçekleştiğine göre ülke turizmimizin kırılgan olmadığını gösteriyor. 2014 yılı başarılı bir turizm yılı olmuştur. 2015 yılı daha da başarılı bir yıl olacak. Her ne kadar Rusya pazarından beklentiler düşüş göstermekte ise de (alım gücünün düşmesi, petrol fiyatları, Sochi tesisleri gibi sebeplerden), Avrupa’nın sıkıntılarının azaldığını düşünürsek ve buna ilaveten (düşen petrol fiyatları gibi sebeplerden) yurt içi talebin de artacağını öngörerek genel talebin yükseleceğini ve 2015 yılının daha iyi bir yıl olacağını düşünüyorum. Orta Doğu ve Körfez piyasasının kuvvetli olması, alış-veriş turizminin artması, bunlara ek olarak Türkiye’nin yükselen yıldız olduğunu, ekonomik gelişmenin yeni bir ivme aldığını ve ticari ve ekonomik talebin de artacağını da düşünürsek, turizm talebine de ilaveten bunlar vasıtasıyla gelecek yıldan kötü bir beklentimiz olamaz. Türkiye’de her yeni yıl bir öncekinden daha iyi olmuştur. İçeride veya dışarıda, her ne olursa olsun, turizm bir önceki yıla göre daha iyi olacaktır.”
dosya
Ö. FARUK BOYACI
YAVUZ TORUNOĞULLARI
“TURİST HEDEFLERİ TUTACAK, GELİR HEDEFLERİ TUTMAYABİLİR”
“TÜRK TURİZMİNİN ESKİ KORKULARI ARTIK YOK”
“Küçük Oteller Derneği Başkanı Ö. Faruk Boyacı, Türkiye’nin 2014 turizm sezonunu iyi geçirdiğini ancak 2015’de bu olumlu tabloyu yaşamanın mümkün olmadığını şu sözleriyle aktardı: “Türkiye’de, 2014 turizm sezonu yaşanan tüm siyasi olumsuzluklara rağmen iyi geçmiştir. Aynı olumlu tabloyu, maalesef önümüzdeki yıl yaşamamız mümkün değildir. Var olan siyasi olumsuzluklar ve en büyük pazarlarımızdan Rusya’da Rublenin değer kaybı ile ortaya çıkan ekonomik bozulma, ciddi bir küçülme riskini beraberinde getirmektedir. Turist sayısı hedefleri tutturulsa bile, gelir hedeflerini tutturmak mümkün olmayacaktır. Küçük otellere olan ilginin, önümüzdeki yılda artarak devam edeceğini ve bu segmentin toplam içindeki payının artmayı sürdüreceğini öngörmekteyiz. Türkiye’de, turizmin yapısal sorunları, gelecek yılda çözüme kavuşmayacaktır. Bu yıl şirket olarak yatırıma başladığımız otel ve yeme- içme tesislerinin, 2015 yılı sonlarına doğru tamamlamayı ve gelecek yıl %30 oranında bir büyüme planlıyoruz.”
“Türkiye ve Rusya’da yaşanan tüm gelişmelere rağmen yüzde 3’lük artışın pozitif değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Fethiye Otelciler Birliği Başkanı Yavuz Torunoğulları, turizmin eskisi kadar kırılgan bir sektör olmadığına dikkat çekerek yeni döneme ilişkin beklenti ve öngörülerini şöyle paylaştı: “Türkiye’de genel anlamda bir artıştan bahsediliyor. Fakat bazı bölgelerde artış olmadığını hatta aynı sayılarda ve biraz altına düştüğünü de görüyoruz. Bu durumda bölgelerin toplam yolcu sayıları ile beraber ülkelerin getirdiği kapasitelerde düşüş olup olmadığına bakmak en doğru yol olacaktır. Örneğin Fethiye için İngiliz pazarı çok önemli çünkü pazarın %55’ini teşkil ediyor. Dolayısıyla pazardaki en ufak ileri ya da geri hareket bizi temelde etkiliyor. Öte yandan başka bir bölgede bu büyüklükte başka bir pazar olmadığı için dengesi itibari ile bir pazarda eksilme olsa bile diğer pazar onu tamamlayabiliyor. Bu sebeple bu ayracı doğru koymak; hem sektör hem de kamu görevlileri nezdinde birtakım politikalar ve tanıtım hamleleri yapmak gerekiyor. Türkiye genelinde 2014 ile 2013 arasında ortalama %5-6 oranında artıştan bahsediliyor. Benim kişisel görüşüme göre, reel olanı %3 görüyorum. Türkiye ve Rusya’da yaşanan tüm gelişmelere rağmen biz hala %3’lük bir artıştan söz edebiliyorsak, olayı pozitif değerlendirmek lazım. Kaldı ki bu gelişmeleri geçmişte yaşamış olsaydık Türkiye bir anda %50 kayıp yaşardı. Neyse ki turizmde eski korkularımız, kırılganlıklarımız yok. En azından bunu teyit etmiş olduk. Bunun da sebebi şu, bizim onlara ihtiyacımız olduğu kadar onların da bize ihtiyaçları var. 2013’ü bu yılla kıyasladığımızda %3 artış var diyoruz. Fakat 2014’den 2015’e baktığımızda ise durağanlık olduğunu biliyoruz. Eğer biz 2014’deki rakamları 2015’de sağlayabilirsek iyi olacağı yönünde genel bir kanı var. Sağlayamazsak bile bu Türkiye turizmi için geriye gidiş değildir. Bu kadar soruna rağmen gücünü koruyabilmek de bir başarıdır.”
restaurant 44 hotel & hi-tech
dosya
MÜBERRA ERESİN
TÜLİN ERSÖZ
“KAFALAR KARIŞIK, ÖNÜMÜZÜ GÖREMİYORUZ”
“EKONOMİK SORUNLAR ÇÖZÜLMEDİKÇE TURİZM İYİLEŞMEZ”
“2015 yılına dair tüm turizmcilerin beklentilerinin karışık olduğunu dile getiren Eresin Otelleri Genel Müdürü Müberra Eresin, 2014 yılı raporlarının artı sonuçlar verse de otelciler cephesinden STR raporlarının daha sağlıklı göründüğünü söyledi.2015 yılına ilişkin belirsizliğin forcast' ların dışında yabancı iş ortaklarının da dile getirdikleri bir konu olduğunu ifade eden Eresin, otel doluluklarının ve ortalama fiyatlarının düşme nedenlerini şöyle anlattı: “Bunun nedenleri çok çeşitli tabii. Uluslararası OTA'lar, TO' lar vs. İstanbul'da fiyatlarında düşmesini fırsat görerek biraz daha İstanbul satışlarına yoğunlaşıyorlar ve 2015 için bütçelerinde İstanbul rakamları için artış öngörüyorlar. Fakat bu rakam artışlarının temel sebebi sanırım, klasik acentecilik gittikçe yok oluyor ve bu büyükler aslında yıllardır klasik acentelerle İstanbul'a gelen turistleri, online rezervasyonlar alarak şehre getirmeye başladılar. Sonuç itibari ile acentelerimizin kaybettiği işleri, büyük online firmalar aldı ve sonuç toplamda çok da değişmedi.” Müberra Eresin, yaptığı değerlendirmede otelcilerin en önemli sıkıntılarından birinin de haksız rekabete yol açan günübirlik evler ve pansiyonların olduğunu söyledi. Söz konusu bu evlerin kayıt dışı altına alınmasının gerekliliğine işaret eden Eresin, “En azından otellerle aynı şartlarda, güvenlik, sağlık vs. konularında yatırım yapmalılar” diye konuştu. Eresin 2015 yılına ilişkin öngörülerini ise şu sözleriyle paylaştı: “Son dakika turistlerini almak için tabii ki sektör el birliği ile bir şeyler yapabilir ve en azından 2015 için 2014'den bir parça daha iyi bir sonuç çıkartabiliriz. Fakat ne yazık ki konu kongre turizminde ya da incentive işlerde o kadar kolay olmayacaktır. Kayıtlara baktığınızda önümüzdeki yıl İstanbul'da kongre adına çok da fazla bir kayıt yok ve bu belirsiz durumlar ortadan kalkmadığı sürece ilerleyen yıllara dönük kongre y ada toplantıların alınması da oldukça zor gözüküyor. Özetle; otelcilerin beklentileri çok karışık, çok da önümüzü göremiyoruz diyebilirim. Biz her zaman ki gibi iyimser olmaya devam ediyoruz ve tabi ki hedefimiz 2014 yılı rakamlarımızın üzerine çıkmak ama bunu yapabilme ihtimalimizi kış sezonunun sonuna doğru daha net göreceğiz.”
“İstanbul Büyükşehir Belediyesi Turizmden Sorumlu Başkan Danışmanı Tülin Ersöz, 2014 yılının beklenildiği oranda iyi geçmediğini, buna rağmen 2015 yılından umutlu olduklarını şu sözleriyle aktardı: Turizm sektörü olarak 2014 yılından bekledikleri verimliliği alamadıklarını buna rağmen 2015 yılından umutlu olduklarını kaydeden İstanbul Büyükşehir Belediyesi Turizmden Sorumlu Başkan Danışmanı Tülin Ersöz değerlendirme ve öngörülerini şöyle paylaştı: “Her ne kadar 2014 iyi geçse de gönlümüzdeki gibi bir yıl olmadı. 2015 yılı için hedeflerimizi belirledik, stratejik planlarımız yaptık. Umarım 2015, 2014’e göre çok daha iyi olacak. Çünkü bakıyoruz, turizmde eğitim seviyesi ve farkındalık arttı. Turizm tüm bileşenleriyle farklı bir konuma geldi. Dünyaya daha entegre bakıyoruz. Alaturka metotların yerini küresel arenada daha global ve modern bakış yaklaşımlar aldı. TUROB çatısı altında çok güzel çalışmalar ortaya konuyor. Büyükşehir Belediyesi olarak bizler de bu ve benzeri çalışmaları sahipleniyoruz. 2015 yılına ilişkin çok sayıda iyileştirme faaliyetleri içindeyiz. Bu bizim görevimiz tabii ki ama özellikle şunu da belirtmeliyim ki, turizm sektörünün tüm katmanlarında hedeflenen iyileştirmelerin olabilmesi için bu memleketin ekonomik sorunlarının çözülmesi gerekir. Bunu da göz ardı etmemek lazım.”
dosya
MEHMET GÜRS
ELİF BALCI FİSUNOĞLU
“2015’DE DÖKÜLMELER OLACAK”
“2014 MUHTEŞEM DEĞİLDİ”
“Bir keyif işi olan yeme içme sektörünün Türkiye’nin içindeki ve dışındaki gelişmeleri sebebiyle tatsız geçtiğini anlatan İstanbul Yiyecek İçecek Grubu Kurucu Ortağı Mehmet Gürs, 2015 yılında dökülmeler olacağını kaydetti. “2014 yılı genel sektör olarak çok iyi geçmedi. Yeme içme işi keyif işi. 2014’de insanlarda çok da keyif yoktu... Bir diğer önemli faktör ise, rekabetin orantısız bir şekilde artmasıydı. Ofis binaları ve AVM’lerin altına bu arza karşılık gelecek talep yokken mekan açılması herkesi çok hırpaladı. Şu an baktığınız zaman Avrupa’da markalı kahve dükkanları arasında Türkiye adet olarak 2. sıraya oturmuş durumda. Geçen yıl ülke bazında 50 dükkan koyarken, Türkiye’de belki 500-600 tane açılmıştır. Türkiye’de muazzam bir açılma var ama ticaret yapan çok fazla kimse yok. 2015’de bence dökülmeler olacak. New York’da da bir şube açan Simit Sarayı çok açık bir şey söylüyor, “Zarar eden bir dükkanı kapatırım” diyor. “Doğru işletilmeyen ve zarar eden 150 dükkan kapattık” diyor. Bu çok doğru. Bu durumda biraz önce bahsettiğim örnek kahveciler, zincir mağazalar aynı sıkıntıda ise yavaş yavaş onlardan bir ayıklama olabilir. Bu da kiralanan alanlar için bir sıkıntı olacak. O yüzden 2015’in nasıl bir yıl olacağını bekleyip göreceğiz. Çok ümitli miyim, bilemiyorum. Belki Türkiye’de Alaçatı’da birileri uçuyordur ama onlar da bireysel başarılardır ve bir genelleme yapılamaz. Bizim de otelin içinde Mikla diye bir restoranımız var. Mikla her sene üstüne koya koya gidiyor, Gezi’ye rağmen üstüne koydu. Çok iyi gidiyor ama bu Türkiye’nin genel tablosunu yansıtmıyor. Bu noktada arz ve talep dengesini sağlamak bence çok önemli.”
“İstanbul’un geçmiş üç yıldaki başarılı tablosunun 2014 yılı itibariyle sekteye uğradığını ifade eden Kalyon Turizm Grubu Genel Koordinatörü Elif Balcı Fisunoğlu, 2014’ün muhteşem geçmediğini belirterek, “Umarım 2015 daha ümit verici olur dedi.” Elif Balcı Fisunoğlu’nun değerlendirme ve öngörüleri şöyle: “Genel rakamlara baktığımızda 2014, İstanbul açısından gelen turist sayısında artışların yaşandığı bir yıl oldu. Konaklama sektörü açısından baktığımızda, otel sayısının artmasıyla beraber, kayıt dışı konaklamalar da sistemin içine girmiş durumda. Bu yıl kongre sektöründe 2013’ün ikinci yarısından itibaren başlayan bir belirsizlik durumu var. Tüm bu sebeplerle 2014 turizmciler açısından muhteşem bir yıl olmadı. Kendi özelimizde, Kalyon Turizm Grubu olarak, 2014 yılı bizim için kötü bir yıl değildi. Bakıldığında 2012 ve 2013 gibi muhteşem yılların, 2013’ün Haziran ayına kadar muhteşem bir kısmı var. Keza 2011 de çok güzel bir yıldı. Ne yazık ki İstanbul geçmiş üç yılın başarılı gelişim tablosundan biraz geriye düşmüş durumda. 2015, bu değerlere ulaşmak adına umarım daha ümit verici bir yıl olur.”
restaurant 46 hotel & hi-tech
dosya
HALUK BECEREN
BAŞARAN ULUSOY
“YAZI MEMNUN KAPATTIK, KIŞIN DA BENZER DOLULUK BEKLİYORUZ”
“2015’DE BÜYÜMEYİ UMUT EDİYORUZ”
“Bursa işletmelerinin 2014 yazını memnun kapattıklarını belirten GÜMTOB Başkanı Haluk Beceren, benzer bir performansı 2015 kışında da yakalamayı hedeflediklerini söyledi. Beceren, yıl değerlendirmelerini 2015 hedefleriyle beraber şöyle paylaştı: “Bursa şehrimiz için konuşmak gerekirse; Bursa iş amaçlı gelen misafirlerin dışında ağırlıklı Arap turizmine hitap eden bir şehir. Bu yıl Ramazan ayının bir miktar yazın ortasına denk gelmesi Arap akınının azalmasına sebep oldu. Bununla beraber Ramazan ayından sonraki dönemde Bursa-Yalova bölümü yaklaşık 45 gün süreyle %100 doluluklarla geçirdik. Şu anda da Arap misafirlerimiz var. Fakat şu an geceleme oranımız ortalama yüzde 45 ile 50 arasında değişiyor. Önümüzdeki yıl Ramazan 10 gün daha öne geldiği için bu yılki 45 günlük oran 5560 noktalarına geleceğini düşünüyoruz. Genel olarak bu yıl Bursa’daki işletmelerimiz yaz sezonunu memnun olarak kapattılar. Önemli olan kışın da bu doluluk oranlarını yakalamak. Fakat şu an görünen o ki, biz %40-45 civarında doluluklarla kış sezonunu geçireceğiz. Bir önemli gelişme olarak, Bursa Havaalanı’na direkt olarak 2 yıldır Kuveyt’ten charter seferler düzenleniyor. Önümüzdeki yıl Dubai ile ortak program yapılması planlanıyor. İşte o zaman Bursa’ya gelen turist sayısının daha da artacağına inanıyoruz.”
“2015’de yüzde 5,5-6 civarında büyüme yakalamayı umut ettiklerini söyleyen TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy, hükümetin de turizm sektörüne olan güvenini göstererek 2015-2017 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Plan’da turizmden elde edilecek gelirlerde artış öngörüsünde bulunduğunu açıkladı. Ulusoy şunları söyledi: “2014 yılı Türk turizmi için iyi geçmesini beklediğimiz bir yıldı. Turist sayısında ve turizm gelirlerinde ciddi oranlarda artış yaşanmıştır. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre; 2014 yılının Ocak-Ekim döneminde gelen yabancı ziyaretçi sayısı geçen yılın aynı dönemine göre %5,57 oranında artarak 33 milyon 528 bin 56 kişiye ulaşmıştır. 2014 yılının ilk dokuz ayında elden edilen turizm geliri ise 26 milyar 638 milyon 185 bin ABD doları olarak gerçekleşti. 2014 yılı sonu itibariyle ülkemize gelecek olan toplam turist sayısının 42 milyon civarında ve toplam turizm gelirinin ise 35-36 milyar dolar seviyelerinde gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Turizm sektörü aynı zamanda bu ülkenin moral kaynağı olan bir sektördür. En zor zamanlarda elde ettiği başarılarla Türk ekonomisine destek veren istihdam oluşturan bir sektördür. Bu çerçevede önümüzdeki yıl yüzde 5,5-6 civarında büyüme yakalamayı umut ediyoruz. Bu gelişimi dikkate alan hükümetimiz de turizm sektörüne olan güvenini göstererek 20152017 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Plan’da turizmden elde edilecek gelirlerde artış öngörüsünde bulunmaktadır.”
dosya
EROL AYDIN
MURAT SERTAN SAĞMANLI
“2014’DE İTHAL ÜRÜNLERE AZALAN İLGİDEN MUTLUYUZ”
ÜRETİMLERİMİZİ %75 ARTTIRACAĞIZ”
“2014 yılının 2013’e göre oldukça başarılı geçtiğini ifade eden TÜYİB- Der Başkanı Erol Aydın, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Değerlendirmeye başkanlığını yaptığım TÜYİB Derneği’nden başlamak istiyorum. Derneğimiz her yıl etkinlik yapıyordu. Fakat ziyaretçi kitlesi maalesef çok fazla olmuyordu. 2014 yılının Ocak ve Şubat aylarında yapılan, Ahmet Seymen ve aşçı Rafet İnce’nin de ayrı ayrı konuşmacı olarak katıldıkları etkinliklerde derneğimizin yaptırım gücünün ne denli önemli olduğu vurgulanmıştı. Ayrıca derneğimizin, kitleye ve kaliteye değer verdiği ortaya çıktı. Nisan 2014 tarihinde üçüncüsünü yaptığımız firmaların yeni ürünlerini sundukları çalıştaya olan ilgi sonrasında firmaların geri dönüşlerinin akabinde piyasaya sunmayı düşündükleri yeni ürünleri hakkında biz steward şeflerinin tecrübelerine dayanarak, kendilerine verdiğimiz bilgilerle ürünlerini dizayn etmeleri bizi gururlandırdı. Edindiğimiz bilgiye göre son 5 yıla göre yurt dışı import ürünlere olan ilgi 2014 yılında oldukça azaldı. Bu, sonuç olarak bizleri oldukça mutlu etti.”
“Doygun Profesyonel markalı endüstriyel ürün grupları ile önümüzdeki dönemlerde dünya pazarlarında söz sahibi olmayı hedeflediklerini açıklayan Doygun Ticaret ve Pazarlama Müdürü Murat Sertan Sağmanlı, 2014 ve 2015 yılına ilişkin değerlendirme ve hedeflerini şöyle aktardı: “2014’ün ikinci çeyreğinde taze ürünlerde İstanbul’da yaklaşık yüzde 20 pazar payına ulaştık. Donuk ürün grubu ürünlerimizde ise satışımızı 2013 yılına oranla yaklaşık 4 katına çıkarttık. Bu ürünlerle pazar payımızı daha da artıracağımızı ön görüyoruz. 15. yılımıza özel yenilenen ambalajlarımız, Doygun ailesine dahil ettiğimiz yeni ürünlerimizle 2014 yılı sonunda başarı grafiğimizi yükselttiğimizi söyleyebiliriz. İstanbul, Eseyurt’ta bulunan Doygun tesisi günlük 40 ton, yıllık ortalama 14 bin 600 tonluk üretim kapasitesine sahip. 2015 yılı içinde iki hat daha devreye almayı planlıyoruz. Bu hatlarla günlük kapasitemizi yüzde 75 artırarak 70 tona çıkarmayı hedefliyoruz. Hedefimiz, başarı ve kalitemizden ödün vermeden pazar payımızı artırarak Türkiye geneline yayılmak ve özellikle de Doygun Profesyonel markalı endüstriyel ürün gruplarımız ile zaman içinde dünya pazarlarında söz sahibi olmak. Bunun için yukarıda belirttiğim gibi bayilikler de veriyoruz.”
restaurant 48 hotel & hi-tech
dosya
VEHBİ VARLIK / İnoksan Yönetim Kurulu Başkanı 2014 yılını değerlendirdi İnoksan’ın 2015 hedeflerini paylaştı “Endüstriyel mutfak sektörünün önder ve yenilikçi firması İnoksan, 2015 yılına yurt dışına daha çok açılmak ve uluslararası platformlarda İnoksan ve Türk markasını tanıtmak ve pazarlamak hedefiyle girdi. İnoksan, kuruluşundan bugüne 34 yılı geride bıraktı ve 34 yıldır verdiği emek, sunduğu kalite, teknoloji ve güvenle birlikte sektörün lokomotifi ve lider kuruluşu oldu. 2014 yılının değerlendirmesini aldığımız ve 2015 yılı hedeflerini dinlediğimiz İnoksan Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Varlık, 2014 yılının İnoksan için 34 yılın en başarılı yılı olduğunu söyledi. İnoksan olarak 2014 yılında, bütçe hedeflerimizin üzerinde bir performans sergiledik. Ciro ve karlılık hedeflerimizi aştık, bilanço ve finansal yapı hedeflerimizin tamamını gerçekleştirdik dedi. İnoksan kurulduğu günden bu yana pazar payını sürükleyen, sektöre yön veren ve uluslararası pazarda yer alarak ihracat yapan lider birkaç firmadan biri olmayı başardı diyen Varlık, bu noktada Türkiye’ye, sektöre katma değer sağlayan ve sektörde örnek marka olduklarını belirtti. Bununla birlikte 2014 yılında İnoksan; mimari, görsellik ve kullanım alanlarının profesyonelliği konusunda yine oldukça başarılı projelere imza attı. Sektör genelinde ise 2014 yılında genel ekonomik görünüme paralel bir seyir hakim oldu, turizm, gıda (restoran-cafe-pastane vb.) sağlık yatırımları, AVM yatırımları hızını azaltsa da devam etti.
“2015 İÇİN %20 BÜYÜME HEDEFİNİ KOYDUK” 2015 yılı bütçelerinde hazırlıklar, yoğun çalışmalar devam ediyor. 2015’te büyüme hedeflerimizi genel büyüme hedeflerinin çok üzerinde belirledik. 2015’te yoğun çalışmalarla
%20 oranında büyümeyi gerçekleştirmek istiyoruz. Öncelikle yurtdışı pazar çeşitlendirme ve riskli pazarlara ikame pazarlar ekleme başta olmak üzere, yeni teknolojik ürün lansmanları, sağlık pazarında payımızı arttırma gibi çeşitli göstergelerle hareket ediyoruz. Bu arada kamu yönetiminin kayıt dışı ile sigortasız veya düşük sigortalı çalıştıran işyerleri ile iş güvenliği hükümlerine uymayan işyerleri ile artan mücadelesi de, sektörel bir ayıklanmaya, kötü ve niteliksiz ürünlerin piyasadan atılmasına ve nitelikli ürünler sunan üreticilerin daha fazla sipariş almasına yol açmaktadır.
“YURT İÇİ YATIRIMLAR DEVAM EDECEK” 2015’te izleyeceğimiz küresel riskler Euro Bölgesindeki ekonomik yavaşlama, Çin’de büyümenin ivme kaybetmesi ve temel metaller ve enerji’ye olan talebin düşmesi, Amerikan Merkez Bankası FED’in faiz arttırma zamanlaması, Ukrayna’dan kaynaklanacak riskler (ve Rusya’ya satış fırsatları), Irak ve Suriye’deki istikrarsızlıkların yansımaları olacaktır. Ülke içinde ise yaklaşan bir genel seçim olmasına rağmen, risk (istikrarsızlık açısından) algısında bir artış olmadığı gözlenmektedir. Temel göstergelerden olan ve Türkiye’nin yatırım notunu etkileyen cari açığın da, enerji (petrol) fiyatlarında düşüş ile birlikte azalmaya devam edeceğini görüyoruz. İç talebin seyrini sürdüreceğini, yurt içi yatırımların devam edeceğini öngörmekteyiz. Enflasyon verilerinin petrol fiyatlarına bağlı olarak son yüksek değerlerini izlediğimizi ve gıda fiyatlarındaki spekülasyonların da kontrol edilmesiyle birlikte önemli düşüşler göstereceğini tahmin ediyoruz. Dövize bağlı risklerde Dolar yönünden dikkatli olacağız.
dosya
BURÇİN AKKAN “SEKTÖR TEDARİKÇİLERİ 2015’DEN KORKUYOR” memnun ettik. Ayrıca Kazakistan Astana’da aldığımız hastane projesi ile sadece Türkiye’de değil, yurt dışında da varlığımızı duyurduk. 2014 yılında bayilerimiz ve servislerimiz ile koordineli çalışarak mevcut müşterilerimizi ziyaret ettik ve gerek ürün gerek yedek parça bakımından Angelo Po ve Primus’un pazarda başıboş bırakılmamış markalar olduğunu ispatladık. Eylül ayında temizlik konusunda bir dünya devi olan ISSA Interclean organizasyonu dahilinde ürünlerimizi WOW Convention Center’da sergiledik. Temizlik sektöründe çamaşır yıkama makinesi konusunda tek katılımcı bizdik. Kasım ayında ise uluslararası organizasyon olan Sirha Fuarı’nda İtalyan şefimiz ile boy gösterdik. Bu fuarda da niş markette de iddialı olduğumuzu gösterdik. Özetle 2014, Tripa için projesi bol, fuar ve aktivitesi bol bir yıl olarak geçti.”
“YİNE ÇOK ÇALIŞACAĞIZ” “2014’ün Tripa için projeler ve fuarlar açısından zengin bir yıl olarak geçtiğini kaydeden Tripa Yönetici Ortağı Burçin Akkan, “2015 de firmamız için bol hareketli ve yoğun tempolu bir yıl olacak” dedi. Burçin Akkan, Tripa’nın 2014 yılı değerlendirmelerini ve yeni döneme ilişkin beklentilerini şöyle paylaştı: “2014 yılı ilk yarısında Hostech- TUSID Otel ve Ağırlama Ekipmanları Fuarı ile Angelo Po mutfak ekipmanları ve Primus Çamaşırhane ekipmanlarını tekrar kullanıcılara hatırlattık. Bu fuarda beş gün boyunca live cooking yaptık. İki İtalyan şefimiz esprili ürün sunumları ile konuklarımıza keyifli anlar yaşattılar. 2014 yılında iki prestijli otel projesi ile başladık. Angelo Po fırınlar ile donattığımız Hyatt Regency Ataköy otel ve Primus çamaşırhane ekipmanları ile devreye aldığımız Rixos – Ukrayna Otel projeleri. Bu iki prestijli proje ile adımızı piyasada bir kez daha duyurduk. Yaptığımız butik iş kalitesi ile müşterilerimizi
Sektörde yer alan birçok üretici ve/veya distribütörler 2015 yılından biraz korkmakta. Bunun sebebi ise, yeni yatırım sayılarının çok olmaması ve genelde otellerin renovasyona gitmeleri. Kıyı şehirleri genel olarak doygunluğa ulaşmış durumda ve yatak sayısı fazla olduğu için satışların düşeceği ya da karlı satışların olmayacağı yönünde fikirler var. Fakat yeni hastane projeleri, özellikle sağlık köyü projeleri ile uzun dönem çalışmalar ile geleceğe çok da karamsar bakmamak gerek. Tripa olarak 2015 yılında da bir önceki yıl olduğu gibi istikrarımızı korumayı hedefliyoruz. Mevcut müşterilerimiz, fuarlarda kazandığımız yeni müşterilerimiz ve bağlantılarımız ile 2015 yılında da çok çalışacağız. Geçen yıl fuar ve aktivitelere verdiğimiz eforu bu sene servis ve satış ekibimizi eğitme üzerine harcayacağız. Bayii ve servis ağımızı genişleterek daha uzak noktalara da kalitemizi ve butik çalışma tarzımızı tanıtacağız. 2015 bizim için de bol hareketli ve yoğun tempolu geçecek.”
restaurant gündem 50 hotel & hi-tech
dosya
METİN TUNÇ “YENİ VE YENİLENEN YATIRIMLARDA PROJELENDİRMEYE DAHA FAZLA ÖNEM VERİLMELİ” “Permak Makina Grubu olarak yıkama teknolojileri ile ilgili her tür tesis kurma faaliyetlerini 2015 yılında da devam ettireceklerini ifade eden Permak Genel Müdürü Metin Tunç, Türkiye ve bölge ülkelerde enerji verimliliğini arttıran, çevre ve insan dostu teknolojilerin kullanılmasına katkı sağlamanın öncelikli hedefleri arasında geldiğini söyledi. Metin Tunç yeni döneme ilişkin hedeflerini ve endüstriyel çamaşırhanelere yönelik önerilerini şöyle paylaştı: “Turizm sektörü ülkemizde canlı ve sürekliliği olan dinamik bir sektördür. Özellikle yeni yatırımların hayata geçirilme hızı oldukça yüksektir. Bizim gözlemlerimize bağlı önerilerimiz, özellikle yeni ve yenileme yatırımlarında projelendirmeye daha fazla önem verilmesi, kullanılacak teknolojilerin gerekli fizibilitelerinin yapılarak uygulamaya konulması ve çevreye duyarlı ve tasarruflu sistemlere ağırlık verilmesi yönünde olacaktır. Bu doğrultuda Permak Makina Grubu olarak; Yıkama Teknolojileri ile ilgili her tür tesis kurma faaliyetlerimiz 2015 yılında da devam edecektir. Hedeflerimizin başında Türkiye ve bölge ülkelerde özellikle enerji verimliliğini arttıran, çevre ve insan dostu teknolojilerin kullanılmasına katkı sağlamak geliyor. Ağırlıklı olarak çalıştığımız turizm, hizmet, sağlık ve endüstri sektörlerinde yenilikçi çözümler oluşturma faaliyetlerimizin 2015 yılında daha fazla tercih edileceğini hedefliyoruz.
“YENİLİKLERİN TAKİPÇİSİYİZ” Bu hedefler doğrultusunda biraz da Permak’ın endüstriyel sektöre dönük ürün portföyünden ve kullandığı son teknolojilerinden de bahsetmek isterim. Yıkama Teknolojileri genel olarak enerji tüketimi ve iş gücü ihtiyacı fazla olan proseslerdir. İlk olarak bu proseslerdeki bazı süreçlerin çalışan sağlığını ve çevremize olan olumsuz etkilerinin kanıtlanmasıyla beraber bu kapsamda Permak olarak dünyadaki gelişmelere paralel ve aynı
süreçte yenilikleri süratle uygulamaya geçirdiğimizi belirtmek isteriz. Permak Kuru Temizleme Sistemlerinde GreenEarth patentine sahip şirketler gurubuyla Türkiye ve Azerbaycan’ı kapsayan temsilcilik anlaşmasını, 01/10/2014 itibari ile imzalamıştır. Perkloretilenin, insan sağlığı ve çevreye olumsuz zararları, birçok resmi kurumca ispatlanmış ve çoğu gelişmiş ülkede perkloretilen kullanımı tamamen yasaklanmış veya bir kısmında da büyük kontrol zorunlukları getirilmiştir. Diğer alternatif temizleme solventi olan hidrokarbon, kıyafetler üzerinde koku bırakması, içinde barındırdığı bakteri özellikleri ve düşük parlama noktası üretmesi gibi olumsuz sebeplerinden dolayı günümüz kuru temizleme tesisleri tarafından tercih edilmemektedir. GreenEarth solventi olan özel sıvı silikon, tamamen kokusuz olması, organik bileşenlerden oluşması, insan ve çevre sağlığına zarar vermemesi, iyi temizleme özelliği, kullanım kolaylığı ve düşük enerji sarfiyatı sebebiyle, gelecekteki temizleme solventi olarak ön plana çıkmaktadır.
“ÖNCELİĞİMİZDE TASARRUFLU VE ÇEVRECİ OLMAK VAR” Otelcilik sektörü giderek çevreci ve tasarruflu ürünlere de yöneliyor. Tasarruflu ve çevreci sistemler oluşumunu zaten Permak olarak bizlerin senelerdir uyguladığı bir politikadır. Bu bağlamda Yıkama Sistemlerinde %75 su tasarrufu sağlanan Tünel Sistemler ve Jet Sprey Yıkama/ Durulama Teknolojileri, Kurutma Sistemlerinde %30 enerji tasarrufu sağlayan Egzost Enerji Geri Kazanım Sistemleri ve Isı Esanjörleri, Esnek Plak Teknolojileri Ütüleme Sistemleri, Çevreye hiçbir olumsuz etkisi olmayan silikon solventli Kuru Temizleme Sistemleri sıralayacağımız başlıklar altında bulunuyor.”
dosya
EVRİM GÜR “2015 KLEO İÇİN ÇOK YOĞUN GEÇECEK” “Minibar ve soğutucu ürün gruplarının Türkiye’deki önemli temsilcilerinden Kleo’nun 2014 yılını değerlendirmelerini ve yeni yıla ilişkin hedef ve projelerini Minibar Ticaret Müdürü Evrim Gür anlattı: “2014, geçmiş yıllarda olduğu gibi yeni müşteriler ve artan iş hacmi açısından çok başarılı geçti. Minibar üretimimiz dışında Kettle, saç kurutma cihazı vb. diğer oda ekipmanları satışlarımız ciddi oranda arttı. Özellikle yerli ve yabancı zincir markalar tadilat ve yeni projelerinde tercih etmeye devam ettiler. Sadece otel projeleri değil; özel ve kamu hastaneleri, yurtlar ve birçok büyük firmanın sanayi tesislerindeki misafirhanelerde ürünlerimiz tercih edildi. Ayrıca yurt dışında proje gerçekleştiren birçok büyük inşaat ve dekorasyon şirketleri ile çalışmalar yaptık. Tabii ki başarı sadece satış operasyonları ile sınırlı kalmadı. Ürün ve hizmetlerde geliştirme projelerinin peşinde koştuk. Bu sene kredi kartları ile vade farksız satışlar yeni bir ödeme alternatifi oldu. Satış sonrası hizmetlerimizin daha etkin ve hızlı olması için çaba gösterdik. Özellikle yoğunluğun olduğu Akdeniz bölgesi için teknik servis ve Yedek parça aracımız ile özellikle garanti süresi dolmuş kullanımlar için düşük maliyetli çözümler ürettik. Ürünlerin ekonomik ömürleri bitmeden yenisinin tercih edilmesini engellemek için yedek parça değişimlerinde alternatif çözümler ürettik. Özet olarak 2014 bizim için yoğun ve başarılı geçti. Ürünler üzerinde çalışmalar yaptık.
“OTEL YENİLEMELERİ DEVAM EDECEK” Son 5 yıldır belirttiğimiz gibi yenilemeler gündemde olmaya devam edecek. Arsa maliyetlerinin artması ve otellerdeki rekabete dayalı hizmette farklılaşma ihtiyacı yenilemeleri
öne çıkarıyor. 2001-2008 yılları arasında çok ciddi yatırımlar yapılmıştı. Yatırımcılar yeterli yeni otel arsaları olsa bile ilk etapta mevcutların yenilenmesini önceliğe almış durumda. Mevcut yapı içerisinde Küçük kapasite artışları yapabiliyorlar. Ancak bunu yaparken tamamının elden geçirilmesini önemsiyorlar. Bu otellerin yenilenmesi devam ediyor. Zaten Ülke toplam yatak kapasitenin artması nedeni ile fiyatların düşebileceği endişesi ağır basıyor.
“ŞEHİR OTELLERİNDE ARTIŞ VAR” Ayrıca şehir otel yatırımlarında ve özel hastane projelerinde artış söz konusu. Butik oteller belirli lokasyonlarda ağırlık kazansa da artık her bölgede çok özel projeler karşımıza çıkıyor. Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde neredeyse projelerin tamamına yardımcı oluyoruz. Bu iki bölgede yatırımlar yoğunluk kazandı. Yabancı zincir markalar son 5 yıldır neredeyse her ilde projeler için anlaşmalar yapıyorlar. Ayrıca özellikle sahil kentlerinde yatırımları olan birçok yerli zincir markalarda yavaş yavaş şehir otelciliği için yatırım hazırlıklarına başlıyorlar. 2015 bizim için çok yoğun geçecektir.”
restaurant yeni yatırımlar 52 hotel & hi-tech
IHG, Türkiye’deki ilk Holiday Inn açık lobisini kutluyor Dünyanın en büyük otelcilik şirketlerinden biri olan InterContinental Hotels Group (IHG), markanın trend belirleyen Açık Lobi konseptinin Türkiye’de uygulanacağı ilk Holiday Inn oteli olan Holiday Inn Ankara Çukurambar’ın açılışını yaptı.
I
HG tarafından Kasım 2012’de Holiday Inn Londra – Brentford Lock ile ilk uygulaması yapılan Açık Lobi adlı yenilikçi ortak alan kavramı şu anda Avrupa’da toplam dokuz Holiday Inn otelinde kullanılıyor. Aska Otomotiv ve Petrol Ürünleri Tic A.Ş. ile yapılmış bir franchise sözleşmesi ile işletilen 140 odalı Holiday Inn Ankara Çukurambar, 4 Kasım’da kapılarını resmen açtı. Otel, Ankara’nın bu bölgesindeki ilk IHG markalı otel. Oteldeki tesisler arasında 660 metrekare kapalı banket alanının yanı sıra çok sayıda toplantı odaları, spa, spor salonu, bar ve restoran bulunuyor. Otelin, başkent Ankara’nın iş merkezi Çukurambar’da, bakanlıklar ve devlet kurumlarına yakın mesafede mükemmel bir konumda bulunuyor.
KLASİK OTEL LOBİSİ FORMATINDA BÜYÜK DÖNÜŞÜM Açılışın 2014 yılı içinde Türkiye’de iki otel için imza atmış ve ilave üç otelin de açılışını yapmış olan IHG için ileriye doğru atılmış en yeni adımlardan biri olduğu belirtiliyor. Holiday Inn Açık Lobi konsepti; resepsiyon, lobi, restoran, bar, dinlenme salonu ve iş merkezini tek ve birleşik bir alanda bir araya getirerek klasik otel lobisi formatını dönüştürüyor, otel tasarımını daha çağdaş bir dokunuşla yenileyerek misafirlerin deneyimine eşsiz bir yaklaşım geliştiriyor. Açık Lobi, insanların evlerindeki mekânları kullanım şekillerini anlayarak, bütünleşmiş bir alanda yemek yemek, rahatlamak, çalışmak veya eğlenmek isteyen
misafirlere daha fazla esneklik sağlamak amacıyla geliştirildi. Holiday Inn Açık Lobi konsepti, iş amaçlı olarak seyahat eden ve klasik ofis çalışma rutinleri ile kısıtlanmamış, standart 9-5 çalışma saatleri içinde çalışmayan yeni bir tür misafirin olduğunu ortaya koyan 2013 IHG Trend Raporu’ndaki bulguları yansıtıyor. “Laptop ve latte çalışanları” olarak ifade edilen bu kişiler, kendi dizüstü bilgisayarları ve akıllı telefonlarını kullanarak çalışırken, kendileri gibi insanlarla tanışıp ilham alabilecekleri daha yaratıcı, kafe benzeri ortamları tercih ediyor. Ziyaretçilere içeride ve dışarıda yemek yeme veya yemeklerini alıp odalarına götürme esnekliğini sağlayacak şekilde tasarlanan 24/7 To Go Café (Türkiye’de gururla Lavazza kahvelerini servis ediyor) Açık Lobinin önemli bir parçasını oluşturuyor.
YASTIK MENÜSÜNE DE SAHİP IHG Türkiye ve BDT Geliştirme Direktörü Yalın Yaltıraklı şunları ifade etti: “Holiday Inn dünyanın en çok tanınan otel markası. Açık Lobi gibi yenilikçi özelliklerin sunulmasıyla marka, ziyaretçilerimiz ve yatırımcılarımız arasında kendisinden bahsettirmeye devam ediyor.” Holiday Inn Ankara Çukurambar Genel Müdürü Birol Doğan ise şunları söylüyor: “Açık Lobi ziyaretçiler ve semt sakinleri için popüler bir alan haline geliyor. Hem kolayca ulaşılabilen bir konumda toplantı düzenlemek isteyen iş amaçlı seyahat edenlerin hem de rahatlamak için bir yer arayan tatil amaçlı gezginlerin ihtiyaçlarını mükemmel bir şekilde karşılıyor.” Her Holiday Inn’de yastık menüsüne de sahip otelin imzası sayılabilecek yatak takımlarının yanı sıra, toplantı ve iş amaçlı tesisler, ücretsiz kahvaltı ve “Kids Stay ve Eat Free” programını sunuyor.
restaurant yeni yatırımlar 54 hotel & hi-tech
10 Karaköy, A Morgans Orginal açıldı Dünyanın en önemli butik otel zincirlerinden Morgans Grup’un en yeni oteli 10 Karaköy, A Morgans Original, 18 Kasım 2014 tarihinde kapılarını açtı.
L
os Angeles, New York, San Francisco, South Beach ve Londra’dan sonra Türkiye pazarına giren Morgans Grup, Büyük Balıklı Han’ın bulunduğu tarihi binada 18 Kasım’da ilk otelini açtı. Türkiye’de butik otel anlayışına yeni bir boyut kazandıracak olan 10 Karaköy A Morgans Original, şehrin kültür ve tarih merkezi olarak kabul edilen Karaköy’de yer alıyor.
SİNAN KAFADAR İMZALI 19’uncu yüzyılda hastane olarak kullanılan Büyük Balıklı Han’ın tarihi yapısı bozulmadan yenilenen binanın mimarlığını ödüllü mimar Sinan Kafadar- Meteks Grup üstlendi. Otelin sanat danışmanlığında ise Tuğba Doğan ve Evren Basık’ın imzası yer alıyor. 10 Karaköy A
Morgans Original’da 71 oda yer alıyor. Otelde 25 Standart Oda, 17 Superior Oda, 24 Deluxe Oda, 3 Loft Suite, 1 Loft Terrace Suite ve 1 Penthouse bulunuyor. Konforun şık detaylarla harmanlandığı odalarda LED TV, kasa, IPod docking station ve espresso makinesi bulunuyor. Karaköy Limanı’na 3 dakikalık yürüme mesafesinde bulunan otel, Sultanahmet’e 4 km, Taksim’e 3 km, Atatürk Havalimanı’na ise 20 km uzaklıkta yer alıyor.
SKY TERRACE İLE KEYİFLİ SAATLER Otel misafirlerinin yanı sıra Karaköy müdavimlerine de hitap edecek olan otelin terasında yer alan Rudolf Sky Terrace eşsiz manzarası ile dikkat çekiyor. Özel partiler, kutlamalar için yakında herkesin adresi haline gelecek olan Sky Terrace her gün 16.00-01.00 saatleri arasında hizmet veriyor. DJ performanslarının da sergileneceği terasta birbirinden farklı kokteyller servis ediliyor.
Otelin giriş katında yer alan 37 kişilik Rudolf Bar’da ise, yerli ve yabancı her markadan şarabın yer aldığı geniş bir şarap kavı bulunuyor. Otel misafirleri dışında da hizmet verecek olan bar, saat 11.00-01.00 arasında Karaköy müdavimleri bekliyor olacak.
DÜNYACA ÜNLÜ ŞEFTEN LEZZETLER Otelin bünyesinde dünyaca ünlü şef Rudolf Van Nunen’in restoranı Rudolf yer alıyor. 22 yıldır Türkiye’de yaşayan ve Türk damak zevkine ilişkin tüm detaylara hakim olan Rudolf Van Nunen 82 kişilik kapastesiyle hizmet verecek.
restaurant yeni yatırımlar 56 hotel & hi-tech
Gaziantep’te ilk Hampton by Hilton oteli açıldı Türkiye’deki sayıları giderek artan Hilton Worldwide otellerine bir yenisi Hilton Worldwide, dünyada 1.900’den fazla otelinden oluşan küresel markası Hampton by Hilton’a bir yenisini 26 Kasım Çarşamba günü Gaziantep’de ekledi.
H
ilton Worldwide’ın, orta fiyat segmentindeki 1.900’den fazla otelinden oluşan küresel markası Hampton by Hilton, 26 Kasım Çarşamba günü en yeni oteli, 117 odalı Hampton by Hilton Gaziantep’i açılışını duyurdu. Gaziantep’in iş merkezinde yer alan otel, sahibi MB Holding adına Hilton Worldwide tarafından yönetilecek. Hilton Worldwide Odaklanmış Hizmet ve Hampton Markası Yönetimi Başkanı Phil Cordell şöyle konuştu: “Markamız için gelişen bir pazar olan Türkiye, ilk Hampton by Hilton oteliyle 2011’de tanıştı. O günden bu yana Ordu, Bursa, Samsun ve son olarak da İstanbul’da toplam dört otel daha açtık. Markamızın yarattığı memnuniyet nedeniyle giderek artan talebi karşılayabilmek için önümüzdeki yıllarda yedi Hampton by Hilton oteli daha açmayı planlıyoruz.”
KOLAY ULAŞIMLI İş nedeniyle seyahat edenler için konumu son derece elverişli olan Hampton by Hilton Gaziantep, toplu taşıma araçlarına ve ana arterlere yakın olduğu gibi, havaalanına da rahat ulaşım imkanı sunuyor. Buna karışlık turist olarak şehre gelenler de Gaziantep’in muhteşem hayvanat bahçesini ziyaret edebilir ya da dünyanın en büyük mozaik müzesi olan Zeugma Mozaik Müzesi’ni keşfedebilirler. Konuklar ayrıca yerel mutfağın tadını çıkarabilir, yöreye özge el işlerini satın alabilecekleri antik Zeugma kenti caddelerinde ve 18. yüzyıldan kalma meşhur Zincirli Bedesten’i gezebilir. Hampton by Hilton Gaziantep Genel Müdürü Önder Kolay açılışta şunları kaydetti: “Konuklarımız, şehrin iş merkezinin kalbinde, hükümet binalarına ve önemli şirket ofislerine komşu olmanın ayrıcalığını yaşayacak.
Bu arada Gaziantep’in tarihi İpek Yolu üzerinde yer aldığını ve iyi korunmuş birçok esere, yüzyıllar boyunca şehri yönetmiş medeniyetlerden kalan mimari ve kültürel zenginliklere ev sahipliği yaptığını hatırlatmakta da fayda var. Otel, hem iş hem de tatil amacıyla Gaziantep’e gelenler için ideal bir konumda.”
FERAH VE ŞIK ODALAR Hampton by Hilton, konuklarına konforlu ve keyifli bir konaklama deneyimi sunuyor. Konuklar, otelin The Hub olarak anılan lobisinde, gece ve gündüz istedikleri saatte kahvelerini yudumlayabilir ya da hafif bir şeyler atıştırıp içebilirler. Ferah ve şık odaların pençelerinden şehrin manzarasını seyredebilir, ücretsiz Wi-Fi’dan yararlanabilir ve markanın imzası niteliğindeki tertemiz Hampton yatağı’nın tadını çıkarabilirler. Otelde ayrıca kapalı yüzme havuz ve 24 saat açık spor salonu bulunuyor. Ayrıca konukların çeşitli aperatifler, ufak tefek eşyalar veya aksesuarlar alabilecekleri bir mağazada 24 saat hizmet veriyor. Otel, küçük çaplı iş toplantıları için de 20 kişi kapasiteli modern bir toplantı odasına da sahip. Hampton by Hilton Gaziantep, Points & Miles kazandıran ve No Blackout Dates sunan tek otel sadakat programı olan Hilton HHonors üyesidir.
restaurant yeni yatırımlar 58 hotel & hi-tech
Servotel, ‘Trump International Hotel’i Bakü’ye getiriyor Dünyanın 43 ülkesinde turizm ve gayrimenkul yatırımlarına yön veren Servotel, Trump International Hotel & Tower’ı Bakü’ye getiriyor.
A
zeri yatırımcı Garant Holding ile beş yıldızlı lüks otel markası Trump Hotel Collection’ın bir araya gelmesine yardımcı olan Servotel’in vizyon geliştirme, konseptlendirme, mimar seçimi, proje takibi, markalandırma, açılış öncesi ve sonrası pazarlama danışmanlığını üstlendiği Trump International Hotel & Tower Baku ilk misafirlerini Haziran 2015’te ağırlamaya başlayacak.
AYLA HEYFEGİL: “2014’TE AÇILAN DÖRT OTELDE SERVOTEL İMZASI VAR” Trump Hotel Collection’ın Garant Holding ile gerçekleştirdiği işbirliğine aracı olmaktan duydukları memnuniyeti dile getiren Servotel Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ayla Heyfegil, Trump International Hotel & Tower Baku’nun şehrin en önemli sembollerinden biri olacağına inandıklarını söyledi. Ayla Heyfegil, “Bakü’de Haydar Aliyev Kültür Merkezi’nin hemen önünde bulunan 33 katlı Trump International Hotel & Tower Baku 72 ultra lüks rezidans ve 189 otel
odasından oluşacak. Otel içinde dünya çapında bilinen restoran, kafe ve barların yanı sıra spa&wellness center ile görkemli toplantı ve etkinlik alanları yer alacak.” dedi. Ayla Heyfegil, 2014 yılında Türkiye’de proje geliştirme ve markalama danışmanlığını üstlendikleri Hilton Bomonti, Mandarin Oriental Bodrum, Rixos Eskişehir ve Sheraton Adana’nın açıldığını hatırlatarak şunları söyledi: “Farklı coğrafyalarda çok sayıda turizm yatırımına ve gayrimenkul projesine destek veriyoruz. Özellikle son yıllarda Türk yatırımcılar ile uluslararası otel markalarını yoğun şekilde bir araya getirmeye başladık. Bunun en önemli nedeni Türkiye’nin tüm dünyada en fazla turist alan ilk 10 ülke arasında olması ve sektördeki büyüme potansiyeli. Bu durum hem Türk yatırımcıları turizm sektörüne yönlendiriyor, hem de uluslararası markaların Türkiye’ye girme isteğini artırıyor.”
“TÜRKİYE’YE ULUSLARARASI MARKALARIN İLGİSİ DAHA DA ARTACAK” Servotel olarak projelere daha arsa aşamasındayken danışmanlık vermeye başladıklarını hatırlatan Ayla Heyfegil, Mandarin Oriental Bodrum’un arsadan bugüne kadar gelen hikâyesini şöyle anlattı: “Servotel
olarak uzun yıllardır Astaş Holding’e birlikte çalışıyoruz. Astaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Aşçı ile birlikte şu anda otelin bulunduğu arsayı görmeye gittiğimizde çok beğendik. Konsepti ve mimari projeyi belirledikten sonra buradaki en doğru markanın Mandarin Oriental olacağını düşündük ve onlara teklif götürdük. Mandarin Oriental yönetimi de arsayı ve projeyi çok beğendi. Bulunduğu her ülkeye ana şehirlerdeki otel yatırımları ile giren Mandarin Oriental, ilk defa bir ülkeye resort otelle giriş yaptı. Turizmdeki büyüme potansiyeli nedeniyle uluslararası otel markalarının Türkiye’ye ilgisinin önümüzdeki dönemde daha da artacağını ifade eden Ayla Heyfegil, dünyanın önde gelen otel markalarını önümüzdeki yıllarda sadece büyük şehirlerde değil, tüm Türkiye’de görebileceğimizi söyledi.
SERVOTEL HAKKINDA Londra’da 1984 yılında yatırımcıların, proje geliştirme firmalarının, otel işletme şirketleri ile finansman kuruluşlarının ‘know how’ ortağı olma vizyonunu benimseyerek kurulan Servotel Corporation, turizm, rekreasyon, konut ve ofis alanlarında konsept yaratımı, tasarım yönetimi, markalama, proje geliştirme, işletme, fizibilite, değerleme, satış ve pazarlama danışmanlığı konularında 43 ülkede proje gerçekleştiriyor.Türkiye’de 2014 yılında açılan Mandarin Oriental Bodrum, Sheraton Otel Adana, Hilton Bomonti Hotel ve Kongre Merkezi ile Eskişehir Rixos Oteli’ne danışmanlık hizmeti veren Servotel Corporation, Four Seasons Baku, Fairmont Baku, Divan Erbil, Rixos Dubrovnik, Swissotel Bodrum Beach, Bodrum Kempinski, Crown Plaza Ankara, Wyndam Hotel Güneşli, Dedeman Otel Grubu gibi otel yatırımlarına yön verdi.
restaurant yeni yatırımlar 60 hotel & hi-tech
The Public Hotel açıldı The Public Hotel, İstanbul’un iş ve eğlence yaşamının merkezi olan Beyoğlu’nda kapılarını açtı.
İ
stanbul’un, temposu hiç yavaşlamayan en dinamik semti Beyoğlu, yepyeni bir otele ev sahipliği yapıyor. The Public Hotel, İstiklal Caddesi’nde merkezi konumu ile iş, sanat, spor ve siyaset dünyasından misafirlerini ağırlamak üzere kapılarını açtı.
TASARIMDA İTALYAN ESİNTİLERİ 19’uncu yüzyıl sonu İtalyan mimarisinin en güzel örneklerinden biri olarak anılan binada yer alan The Public Hotel’in restorasyon çalışmalarında, binanın orijinaline ve tarihi dokusuna hiçbir ekleme yapılmadı. Ateş tuğlalı duvarları ile otantik bir atmosfer yaşatan The Public Hotel’in odalarında yer alan modern ve konsept mobilyalar da misafirlerine her türlü konfor ve lüksü beraberinde yaşatıyor.
52 ODALI The Public Hotel’de 21’i suit olmak üzere 52 yüksek tavanlı oda yer alıyor. The Public Hotel’in ayrıca misafirlerine hizmet veren geniş bir avlusu (iç bahçesi) bulunuyor. İstanbul’un en işlek noktasında hizmet veren The Public Hotel, deniz manzarası ve şehir manzarası tercih eden misafirlerinin yanı sıra sessizlik isteyenleri de memnun edecek.
Fotoğraflar: Hakkı Günerkan
restaurant iş’te kadın 62 hotel & hi-tech
Sitare Baras ile plazalardan mutfağa bir ‘hayal öyküsü’ Bir öğle yemeği daveti için MSA’ya gitti, tam 7 saat kaldı. “Çok yakın arkadaşım” dediği Mutfak Sanatları Akademisi’nin kurucusu Mehmet Aksel ona öyle bir iş ve vizyon anlattı ki, “Sosyal sorumluluk ve motivasyon olarak yüreğime dokundu” dediği o projeden kendini alamadı. Hemen akşamında istifasını verdi, ertesi gün daha çok uzun yıllar sürsün istediği MSA yolculuğunun ilk adımlarını attı…
MSA İLE İLK TANIŞMA
B
u ayki “iş’te kadın” konuğumuz kariyerini uzun yıllar pazarlama ve iş geliştirme başarılarıyla devam ettirip, ‘bir hayal’ üzerine soluğu mutfağın büyülü dünyasında alan Mutfak Sanatları Akademisi Genel Müdürü Sitare Baras… Genç ve deneyimli yönetici Baras’ın Ekonomi eğitimi ile başlayıp MSA yolculuğu ile devam eden başarılı serüvenini merakla okuyacağınızı umut ederiz…
Sitare Hanım, sizin mutfak akademisi hikayeniz nedir, MSA serüveni nasıl başladı? Bilkent Üniversitesi Ekonomi bölümü mezunuyum. Ekonomi ve işletmenin moda olduğu bir dönemden geliyorum, aslına bakarsanız. İsteyerek mi okudum, hayır ama o zamanlar ilk tercih ya işletme ya da ekonomi oluyordu. Dolayısıyla ben de işletmecilik hayaliyle yazıldım. Fakat ilk yılı Amerika’da okudum. Bir yıl işletme eğitimi aldıktan sonra Bilkent Üniversitesi’ne transfer oldum ve Ekonomi bölümünü bitirdim. Hedefim, kurumsal ve global şirketlerden birinde, pazarlama ve iş geliştirme alanlarında uzmanlaşmaktı. Çünkü kendimi hep orada gördüm. Planlamalarımı da o şekilde yaptım zaten.
İlk işiniz ne oldu? Planladığınız şekilde bir başlangıç yapabildiniz mi? Benim ilk işim, Pamukbank’tır. Bilkent Üniversitesi’ni bitirir bitirmez 1 ay içinde bankanın Bireysel Bankacılık biriminde Müşteri Temsilcisi olarak işe başladım. Bölümüm Kredi Kartları’ydı. Çok vizyoner bir bankaydı, o dönemler ilk resimli ve imzalı kredi kartını çıkarıyordu. Şu anda Akbank’ın Ceo’su olan Hakan Binbaşgil’in ekibindeydim. Birlikte pek çok proje gerçekleştirdik, ilk çağrı merkezini kurduk. Pamukbank’ta 3.5 yıl çalıştıktan sonra Advantage Kart projesi için Boyner Grubu’na geçtim. O da çok yeni bir yapıydı, yaklaşık 5.5 yıl boyunca keyifle çalıştım. Sonrasında HSBC’ye geçtim. Orada pazarlama, iş geliştirme ve strateji alanlarına dair pek çok şey öğrendim. HSBC’den sonra yaklaşık 4 yıl boyunca Turkcell’in pazarlama bölümünde görev yaptım. Turkcell de beni çok fazla heyecanlandıran bir proje oldu. Biz o dönem ‘Katma Değerli Servisler’ dediğimiz bir proje gerçekleştirdik. Akabinde tekrar Boyner Grubu’na dönüş yaparak Holding tarafında İş Geliştirme ve Strateji biriminde çalıştım. Holding’de çalıştığınız zaman diğer markaların da birçok projesine destek oluyorsunuz, tüm bunlar benim için çok farklı deneyimler oldu tabii.
Pamukbank, HSBC, Turkcell, Boyner… Bunların hepsi tamam da Mutfak Sanatları Akademisi gibi bir oluşumla yollarınız nasıl kesişti? MSA’nın kurucusu Mehmet Aksel benim eski bir arkadaşımdır, 2009 yılında Mehmet (Aksel) ile bir öğlen yemeğinde bir araya geldik. O da şöyle oldu, o zamanlar Boyner’de çalışıyordum. MSA da Alkent’ten Maslak’a taşınmak üzereydi ve inşaat aşamasındaydı. Mehmet (Aksel) beni birbirine çok yakın olduğu için şu anki MSA binasında öğlen yemeğine davet etti. Ben de olur dedim. Tabii o zamanlar bina daha inşaat halinde, mutfaklar yeni kuruluyor. Öğlen yemeği diye geldim, tam 7 saat boyunca MSA’da kaldım. Hatta o gün bütün toplantılarımı iptal ettim.
O 7 saat boyunca ne konuştunuz? Mehmet Aksel sizi nasıl tavladı, ikna etti, anlatır mısınız? Mehmet (Aksel) bana öyle bir iş ve vizyon anlattık ki, birincisi sosyal sorumluluk ve motivasyon olarak yüreğime çok dokundu. İkincisi, bu işte müthiş bir büyüme vizyonu ve katma değer gördüm. Akşama da zaten istifamı vererek, ertesi gün MSA’daki işime başladım. Buraya başlamamı tek bir nedene bağlayamam, birden fazla şeyi hayal ederek koşup geldim.
Neydi onlar, biraz daha açabilir misiniz? Mutfak Sanatları Akademisi’ndeki en önemli ürün eğitim aslında. Dolayısıyla burada sadece pazarlamacı olarak bulunmuyorum. Sıfırdan bir meslek algısını yükseltmek gayesiyle yola çıktık, bu bence en önemlisiydi. Dünyada aşçılık mesleği diye bir olgu var artık. Bir altın bilezik… Aşçılığın mevcut algısını ve değerini yükseltmek en zor misyondu ki, bu hem ilgi çekici hem de önemli bir görevdi. Eskiden mutfak ustalarına kız vermezlermiş, düşünün ki meslek algısı o kadar düşükmüş. Şimdi bir dünya mesleği, sınırları yok...
“MESLEK ALGISINI YÜKSELTMEK İSTİYORUZ” Türkiye bir turizm ülkesi, dolayısıyla bu sektörde iddialı hedeflerimiz varsa bunda mutfağın müthiş bir önemi var. İşte bu sebeple meslek algısını yükseltmek çok önemli bir misyon bence. Her gelen turistin cüzdan payından kaliteli bir içerikle daha fazla pay alabilirsek, turizmde kendimizi daha çok geliştirebiliriz. Bu sebeple genç şef adaylarını yetiştirmek ve Türkiye’den yıldız şefler çıkarmak önemli bir konu. Neden ülkemizde bir sürü yıldız şef olmasın, niye dünya çapında büyük konferanslara ülkemizden de şefler çağrılmasın?
restaurant iş’te kadın 64 hotel & hi-tech
Dolayısıyla benim mutfağı çok iyi bilmem gerekmiyor, ama nasıl bir eğitim vermem gerektiğini biliyorum. Çünkü dünyadaki bütün okulları dolaştık. Biz eğitmenlerimize sadece yol açıyoruz, hiç karışmıyoruz. Bizim işimiz bu aslında.
MSA’dan bahsedelim isterim biraz da. MSA’lı olmaya ve sektöre kattığı değerlere ilişkin neler söylemek istersiniz?
Biz MSA olarak kendi mutfağımızı en doğru şekilde ve farklı vizyonlarla tanıtan şefleri yetiştirmek için yola çıktık. Beni en çok heyecanlandıran da bunlar oldu.
Ya mutfak dünyasına girmek size ne kadar heyecan verici geldi? Bu arada mutfakla ilişkinizden de bahsetmenizi isteyeceğim kısaca? Ben kişisel olarak mutfaktan hiç anlamam. Hatta mutfakta çok iyi değilimdir. Daha çok yemek yemeyi severim. Mutfakta büyüdüm dedirtebilecek bir çocukluğum ve ergenlik dönemlerim olmadı benim. Ne evlilik öncesi ne de sonrası… Dışarıda yemek yemeyi daha çok seviyorum ya da evdeysem basit ve pratik çözümlerle yemek olayını çözüyorum.
MSA sizi bu anlattıklarınızla heyecanlandırdı. Peki Mehmet Aksel, bir mutfak akademisi projesine dahil etmek üzere sizde nasıl bir ışık görmüş olmalı? Üstelik mutfak dünyasına bu kadar uzak biriyken? Bende gördüğü konumlandırma ve stratejik donanımımdı sanırım. Mehmet (Aksel) yumurta bile kıramaz, o benden de kötü. Onda sadece vizyon var. Bizim işimiz yemek yapmak ya da mutfak eğitimi vermek değil. O işle uzman bir ekip ilgileniyor zaten. Ben mutfağı çok iyi bilsem bile 3 yaşımdan beri annemle mutfakta büyüsem bile onların yaptıklarını yapamam. Biz burada Mehmet’le (Aksel) başarılı olduğu kadar farklı ve sıra dışı insanları bir araya toplamakla görevliyiz. Öğrenci buraya kafasında bir hayalle geliyor. MSA’nın asıl misyonu öğrenciye vizyon katmak ve dünyasını açmak… Bizler burada öğrencilerimize “Hedefinin de, hayalinin de ötesine geçebilirsiniz” diyoruz.
MSA, ben katıldığımda 18 kişiydi, bugün 60 kişiyle koca bir dünya… Bu sürede çok büyüdü, gelişti. Bunda Mehmet (Aksel)’in katkısı büyüktür. Mehmet (Aksel), girdiği her işte başarılı olmayı bilmiş bir girişimcidir. Çünkü kutunun dışında düşünebilen biridir. Dinler, kalbinden geçen yapılmazsa onu mutlaka dener ve de başarır. Farklı düşünür ve vizyonerdir. Kendisi bir dönem restorancılık da yaptı ki, şunu gördüğünü anlatır, “İş sadece çok iyi yemeği masaya getirmek değil, mutfak ekibinin bilgisi ve özgüvenidir de” der. O da tabii bambaşka bir alt yapı gerektiriyor. MSA hikayesine devam edelim, “O zaman niye başarısız oldum” diye kendini sorguladığında bu işin akademik boyutunun öneminin farkına varıyor. Yurt dışına çıkıyor, araştırıyor, bu işin mesleki eğitimi nasıl verilir diye bakıyor. Bizim akreditörümüz City&Guilds, -mesleki eğitim konusunda dünyada liderdir- orada danışmanlarla bir yıl çalışıyor, “Ben aşçılık okulu kurarak bu işin eğitimini vermek istiyorum” diyor. Ve sonuçta 2004 yılında bu yola çıkıyor. Türkiye’nin ilk uluslararası diplomalı profesyonel temel aşçılık eğitimi ve okulunu açıyor. MSA, 2004’den beri hiç durmadan çıtayı daha da yükselterek giden bir okul. Ben 2009’da katıldım ama o yıldan beri aldığımız yol inanılmaz. Dolayısıyla MSA’nın sektöre yepyeni bir soluk, yepyeni bir heyecan ve vizyon kattığını düşünüyorum.
Profesyonel mutfağın bir tarafında alaylı şefler diğer tarafında eğitimliler var. Siz bir Mutfak Akademisi yöneticisi olarak bunu nasıl değerlendirirsiniz? Alaylı şeflere saygımız
sonsuz, hatta bir taraftan onlarla da çalışıyoruz. Her iki kesimle de birlik ve beraberlik içindeyiz. İçlerinde “bizim zamanımızda böyle okullar olsaydı biz de okuyabilseydik” diyenlerin sayısı o kadar çok ki… Ama eğitim şart. Burada verdiğimiz eğitimin asıl amacı, neyi neden yaptığını öğretmek esasında. Eğitim dediğiniz şey, kişiye mutfakta yeni şeyler denemek için gerekli özgüveni sağlıyor. Müşteri artık sizden daha fazla şeyler beklediğinde mutfak tarafında yetenekleri bir üst seviyeye taşımak bence belli bir alt yapı, belli bir özgüven gerektiriyor. Bir de şef sadece yemek yapan değil, restoranının vitrinindeki kişi de. Şeflik algısı artık çok değişti. Dışarıda yeme içme furyası var. Yurt dışından gelen birçok ithal marka var. Oldukça ışıltılı bir iş... Dolayısıyla şeflere büyük görev düşüyor. Çünkü müşteriler artık çok bilinçliler. Bu sebeple onlara hatasız, kaliteli ve özenli bir hizmet ve servis vermek zorundalar.
MSA’nın bizimle paylaşabileceğiniz yeni projeleri var mı? Büyümek istiyoruz. Kaldı ki şu anda yüzde 100 kapasite ile çalışıyoruz. Profesyonel tarafa daha fazla eğitim programı koymak istiyoruz. Müfredatı biraz daha zenginleştirmek istiyoruz. Son dönemde Amerika’da ‘Nutrition’ diye çok fazla gelişen bir başlık var. Konu beslenme ama mutfakla birleştiğinde çok başka yerlere gidiyor. Yurt dışında müfredatlara girdi ama biz burada daha limitli yapıyoruz. Yine moleküler mutfak bir dönem çok popülerdi. Mutfağa ürün geliştirmekle ilgili çok fazla başlık, Ar-Ge çalışması ve yeni pişirme teknikleri var. Öğrencilerimizi ileri teknoloji ekipmanları ile tanıştırıyoruz. Her yeni şeyi eğitime, müfredatlara katan MSA olsun istiyoruz. Bunun için Ar-Ge’ye de müthiş bir bütçe ayırıyoruz. Bundan sonra MSA büyüyecek. İnşallah ben de içinde olacağım. Akademi olarak önümüzdeki 10 yılı da tariflemeye çalışıyoruz. Ona çok vakit ayıracağımı düşünüyorum çünkü daha yapacak çok işim var. Çok da enerji var… Son olarak sizi tanıyalım isteriz. Bize kendinizi nasıl anlatırsınız, Sitare Baras nasıl biridir aslında? Ben üretmeyi çok seviyorum. Geçmişime baktığımda
hayretle şunu gördüm, bir işte son günüm diğer işte hemen ertesi günüm oldu, arada durmaya tahammülüm yok. Üretmeye meraklıyım çok. Bu bir de MSA gibi yapılmamış, bir buz kıran gemisi gibi fark oluşturacak, liderlik edecek, çıtayı yükseltecek bir iş olursa o zaman müthiş bir heyecan duyuyorum. Bir de şu var tabii, MSA’nın en büyük farkı tutkuyla çalışmamız. Akademi’nin bir de insani yönü var. Kişinin bir hedefi vardır ama siz o kişiye hedefin de ötesini gösterebiliyorsanız, o motivasyon bana müthiş bir ilham veriyor. Bu anlamda çok duygusal olduğumu söyleyebilirim. O aşamada hiçbir şeyin de önemi yok; ne paranın ne de kariyerin... MSA’ya da gelişim de öyle oldu. Mehmet (Aksel) ile hiçbir şey konuşmadık, bir sözleşme de yapmadık. Apar topar geldim. Bütün arkadaşlarım, yakınlarım hayretler içinde kaldılar. Ama ben ne yapacağımızı gördüm aslında. Mehmet (Aksel)’le çok da iyi bir ekip olduk, iyi bir görev paylaşımı yaptık. Ben yeni ve iddialı projeleri seviyorum. Beni heyecanlandırıyorsa, o işe sarılmak için en büyük motivasyonum oluyor.
restaurant hijyen 66 hotel & hi-tech
Tolkar’a Avrupalı ziyaretçilerden tam not Tolkar, ExpoDetergo International fuarında hem işletme maliyetlerini önemli ölçüde düşüren hem de çevre kirliliğini minimize ederek doğanın korunmasına katkı sağlayan sistemleriyle Avrupalı ziyaretçilerden tam not aldı.
İ
hracatını 75’den fazla ülkeye gerçekleştiren. Türkiye’de tekstil ve çamaşırhane makinaları üretiminde lider olan w-Smartex, İtalya’nın Milano kentinde düzenlenen ExpoDetergo International fuarında Akdeniz ülkeleri başta olmak üzere ziyaretçilerin odak noktası oldu. Çamaşırhane makineciliğinin kalite anlayışını sunduğu yeni ürünleriyle Avrupalı ziyaretçileriyle paylaşan Tolkar, hem işletme maliyetlerini önemli ölçüde düşüren hem de çevre kirliliğini minimize ederek doğanın korunmasına katkı sağlayan sistemlerini Avrupa’da tanıttı. Yüzde 60’lara varan tasarruflarıyla çamaşırhanecilik normlarını tekrar yazan Tolkar’ın Smartex Miracle serisi yıkama ve sıkma makineleri, yıkamada sağladıkları avantajların yanı sıra Patentli Smart Balance sistemi ile sıkma 400G kuvvetine ulaşan ve rakiplerinden ayrılan Patentli Polyrib iç tambur yapısı ile ziyaretçilerden tam not aldı.
TEKNOLOJİK BÜYÜKLÜĞÜNÜ BİR KEZ DAHA İSPATLADI Smartex Miracle serisinin yanı sıra Gaz Isıtmalı Kurutma, Yataklı Ütü ve Yataklı Ütü’yle entegre olabilen Çarşaf Besleme ve Katlama Sistemlerini tanıtan Tolkar, geliştirdiği yüksek verimli Havlu Katlama makinesini
de ziyaretçilerinin beğenisine sundu. Dahili USB girişleriyle sağlanan program yükleme ve program raporlama işlemlerinin yanı sıra “VNC” desteğiyle makineye uzaktan erişim ve uzaktan yönetme sistemi ile çamaşırhaneciliği daha pratik ve daha ulaşılabilir hale getiren Tolkar, sunduğu kalite ile bir kez daha Avrupa’daki rolünü pekiştirdi.
Ecolab’dan büyük sosyal sorumluluk girişimi Hijyen ve enfeksiyon önleme çözümlerinin önemli temsilcilerinden Ecolab, Ebola’yla mücadele için Batı Afrika’ya 108 ton ürün gönderdi.
H
ijyen ve enfeksiyon önleme çözümlerinde dünya lideri Ecolab, Batı Afrika’da Ebola hastalarının tedavisinde görevli tıbbi personele yardım etmek üzere 6,600 koliden fazla temizlik, sterilizasyon ve enfeksiyon önleme ürününü kısa süre önce gönderdi. Bu virüsün daha fazla yayılmasını engellemeye yardımcı olmak için toplamı 108 ton olan dokuz adet sevkiyatın, Gana, Liberya ve Sierra Leone’deki tıbbi personele dağıtımı sürüyor.
SALGIN KONTROLÜNDE FARK OLUŞTURACAK ÜRÜNLER Ecolab Başkan Yardımcısı ve Healthcare Bölüm Başkanı Martha Goldberg Aronson, “Her gün, tıp profesyonelleri ve hastaların güvenliği ve sağlık kuruluşlarının temizliğini korumaya yardımcı olmak için çalışıyoruz, dolayısıyla bu salgından etkilenen
herkese ve bu kişilerin bakımından sorumlu olan tıbbi profesyonellere yardımcı olmak bizim için önemli” dedi. Aralarında el sabunu, el antiseptiği ve dezenfekte edici temizlik ürünlerinin bulunduğu ürünler Ecolab’ın Joliet, Ill., Huntington, Ind. ve Manchester’da bulunan fabrikalarından temin edildi ve dünya çapında insani yardım sağlayan ve kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan World Emergency Relief tarafından sevkiyatları ve dağıtımını koordine edildi. Ecolab Toplum İlişkileri Başkan Yardımcısı Kris Taylor, “Batı Afrika’da Ebola hastalarının tedavisini gerçekleştiren cesur tıp çalışanlarının çabalarını desteklemekten gurur duyuyoruz ,” ifadesinde bulundu. “Söz konusu ürünlerin bu salgının kontrolünde bir fark oluşturmasına yardımcı olmasını umuyoruz.” Batı Afrika’ya ulaşan dokuz adet sevkiyata ek olarak, bölgedeki Ebola ile mücadele çalışmalarına yardımcı olmak için Ecolab, temizlik, sterilizasyon ve enfeksiyon önleme ürünlerinden oluşan üç adet ilave sevkiyat daha yapacak. World Emergency Relief Başkanı Kristy Scott, “Ecolab’a Ebola ile mücadele çalışmalarına yönelik cömert desteğinden dolayı teşekkür ediyoruz,” açıklamasında bulundu. “El hijyeni ve sterilizasyonu ürünlerinin tedariği Batı Afrika’da çok yetersiz durumdadır. Bu bağış, virüsü engellemek için
restaurant hijyen 68 hotel & hi-tech
Eczacıbaşı Profesyonel IYSAD üyeleri ile buluştu Ev dışı tüketim sektöründe hizmet ve ürün kalitesini en üst düzeye taşıyarak verimliliğin artırılmasına katkıda bulunmayı amaçlayan Eczacıbaşı Profesyonel, eylül ayı itibarıyla İstanbul Yemek Sanayicileri Derneği’nin (IYSAD) hijyen sponsorluğunu üstlendi.
E
v dışı tüketim sektörünün en önemli şirketlerinden biri olan Eczacıbaşı Profesyonel, sektör profesyonellerine olan desteğini artırarak sürdürüyor. 2011 yılından bu yana turizme ve yemeiçme sektörüne Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) ve İstanbul Kitchen’s Academy (İKA) kanalıyla destek veren Eczacıbaşı Profesyonel yeni dönemde hijyen sponsorluğunu üstelendiği İstanbul Yemek Sanayicileri Derneği’nin (IYSAD) üyeleri ile The Marmara Taksim’de gerçekleşen yemekte bir araya geldi. Ev dışı tüketim sektöründe hizmet ve ürün kalitesini en üst düzeye taşıyarak verimliliğin artırılmasına katkıda bulunmayı amaçlayan Eczacıbaşı Profesyonel, eylül ayı itibarıyla İstanbul Yemek Sanayicileri Derneği’nin (IYSAD) hijyen sponsorluğunu üstlendi. Eczacıbaşı Profesyonel, IYSAD üyeleri ile 29 Kasım’da The Marmara Taksim’de gerçekleşen gala yemeğinde ile bir araya geldi. Davetlilerin yoğun ilgi gösterdiği organizasyona Eczacıbaşı Profesyonel Genel Müdürü Yeşim Roth, Eczacıbaşı Profesyonel Satış ve Pazarlama Direktörü Melike Koçoğlu, İstanbul Yemek Sanayiciler Derneği Yönetim
10.000’DEN FAZLA İŞLETMEYE ÇÖZÜMLER SUNUYOR Eczacıbaşı Profesyonel, geniş ürün yelpazesiyle turizm, yiyecek-içecek, AVM, eğitim ve sağlık sektörlerine hizmet veriyor ve A’dan Z’ye yüksek kalite ve hizmet standartlarıyla 10.000’den fazla işletmeye profesyonel çözümler sunuyor. Ev dışı tüketimde, yüksek hizmet ve ürün kalitesinin müşteri memnuniyeti ve verimlilik artışı getireceğine inanan Eczacıbaşı Profesyonel, bu inancı paylaşmak ve yaymak amacıyla turizm ve yeme içme alanındaki sektör temsilcisi kuruluşlarla sponsorluklar kurarak işbirliğine gidiyor.
Kurulu Başkanı Sedat Zincirkıran, YESİDEF Genel Başkanı Hüseyin Bozdağ’ın yanı sıra çok sayıda sektör profesyoneli katıldı. Eczacıbaşı Profesyonel Genel Müdürü Yeşim Roth yaptığı konuşmada Türkiye’nin büyüyen iş alanı olan catering sektöründeki kritik başarı alanlarından ve Eczacıbaşı Profesyonel olarak EP Akademi ile sundukları eğitim desteklerinden bahsetti. İstanbul Yemek Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Zincirkıran, yaptığı konuşmada yemek sanayicilerinin sorunlarına değinirken, konuşmasını Eczacıbaşı Profesyonel ile yaptıkları işbirliğinin sektöre sunduğu ayrıcalıklarına değinerek sürdürdü. YESİDEF Genel Başkanı Hüseyin Bozdağ’ın yaptığı konuşma sonrası plaket törenine geçildi.
Tesis içi Yıkama ve Kurutma Çözümleri için LG Ticari Çamaşırhane Ekipmanları
Oteller • Butik Oteller • Rezidanslar • Restaurantlar • Kreşler • Catering Firmaları • Temizlik Şirketleri
Standart Model
Kartlı Model
LG TİCARİ ÇAMAŞIRHANE EKİPMANLARI TÜRKİYE
Jetonlu Model
Stack (Altlı-Üstlü) Model
Miralay Şefik Bey Sok. No:5 D:7 34437 Beyoğlu - İSTANBUL • Tel: +90 (212) 244 63 10 (pbx) • Fax: +90 (212) 244 63 11 www.lg-turkiye.com • info@lg-turkiye.com
restaurant yeni mekan 70 hotel & hi-tech
Ormanada’ya yeni bir “lezzet ” adresi
Lokanta Farina Yemek yemeyi keyfe dönüştürmeyi sevenler için Zekeriyaköy Ormanada’da yeni bir “lezzet” durağı kapılarını açtı. Kendine özgü incelikteki servis anlayışı, farklı mönüsü, Ormanada’ya özgü atmosferi ile dikkat çeken Lokanta Farina, Zekeriyaköy’ün vazgeçilmez lezzet duraklarından biri olacak…
J
ale Balcı’nın Lokanta Farina adıyla kapılarını açtığı mekan, farklı ambiyansı ve lezzetleri ile Ormanada ve Zekeriyaköy bölgesinin çok özel buluşma noktalarından biri olarak hizmet vermeye başladı. Yemeyi bir kültür olarak konumlandıran Lokanta Farina, Zekeriyaköy sakinleri için devamlı değişen ve yeni tatlar geliştiren bir mekan olarak lezzet dolu bir buluşma noktası olma özelliği taşıyor.
TASARIMI ZEHRA UÇAR’A AİT Türk damak tadını özgün çizgisiyle birleştiren Lokanta Farina, lezzetlerini keyifli sohbetlerin ve tatların bir arada yaşandığı modern bir mekanda sunuyor. Zengin mönüsünün yanı sıra dekorasyonuyla da dikkat çeken mekan, mimar Zehra Uçarın imzasını taşıyor.
DOĞAYLA İÇ İÇE Ormanada’nın doğayla iç içe lokasyonunda teras ve geniş bir bahçesi de olan Farina, hafta sonları barbekü partileri ve özellikle akşam saatlerinde ‘Happy Hour’ ve Punch Saatleri’ gibi özel etkinlik ve davetler için de hazırlanıyor. Canlı müziğin eşlik ettiği gece davetlerinde atıştırmalık lezzetler yine Lokanta Farina’da hazırlanıyor.
restaurant yeni mekan 72 hotel & hi-tech
Sardunya Karaköy Yalı açıldı İstanbul’un kalitesiyle fark oluşturan Boğaz’a sıfır restoranı Sardunya Karaköy Yalı damak tutkunlarına kapılarını açtı.
G
erek görünümü gerekse mutfak ve servis anlayışı ile günün trendlerini en iyi yansıtan restoranı Sardunya Karaköy Yalı, sade renkleri ve gösterişten uzak tasarımı kadar muhteşem İstanbul manzarası ile de dikkat çekiyor. Misafirlerini sardunya çiçekleri ile kucaklayan mekanın solunda Boğaziçi Köprüsü, hemen karşısında Kız Kulesi sağında ise Topkapı Sarayı yer alıyor. Mekanda, Boğaz’ın enfes manzarası eşliğinde Çarşamba, Cuma ve Cumartesi akşamları kaliteli müzikler ve DJ eşliğinde müziğin ritminiyle de doyasıya eğlencenin keyfine varmak mümkün.
SINIR TANIMAYAN MENÜ SEÇENEKLERİ Mevsim balıklarının yer aldığı restoran menüsünde lüfer, palamut ve özellikle mısır ekmeği ile servis edilen Karadeniz Esintisi hamsi sezonun favorilerinden. Mezesiz olmaz diyenlere zeytin soslu fava, patlıcan salatası ile doldurulmuş köz kapya biber, yoğurtlu cevizli kabak, buğdaylı muhammara tavsiye ediliyor. Lezzetin en yeni adreslerinden Sardunya Karaköy Yalı’da kırmızı et severler de unutulmamış… Kök sebzeler ve yeşil elma ile birlikte buharda pişirme
tekniği ile hazırlanan kuzu but ve dana kaburgası menünün farklı ve unutulmaz lezzetlerinden. Tahinli dondurma üstünde Trabzon tepsi helvası ise, balık keyfini ikiye katlayacak bir lezzet… Sardunya Karaköy Yalı’nın içki menüsünde şarapseverler de aradıkları şarap listelerine erişebiliyorlar. Fiyat - kalite dengesi esas alınarak en iyi şarapların servis edildiği mekanda yerli birçok şarap üreticisinin farklı üzümlerle yaptığı şaraplar da menüdeki yerini almış.Aynı zamanda yeni menüde ale, lager ve buğday birası seçenekleri yanında uyumlu atıştırmalıklar da düşünülmüş.
Karaköy’ün en yeni lezzet durağı: Rudolf Dünyaca ünlü şef Rudolf Van Nunen, 20 yıldır aşina olduğu Türkiye’de ilk restoranını açtı. Morgans Grup’un en yeni oteli 10 Karaköy, A Morgans Original’in içerisinde konumlanan Rudolf, Akdeniz ve dünya mutfağından örneklere yer veriyor.
F
ransız, Hollanda, Alman, İngiliz, Türk, Endonezya, Thai ve Cajun mutfakları konusunda büyük deneyimlere sahip olan ve birçok ödül ve madalya ile taçlandırılan dünyaca ünlü şef Rudolf Van Nunen, İstanbul’da adını verdiği ilk restoranını Kasım ayında açtı. 20 yıldır Türkiye’de yaşayan ve Türk damak tadına ilişkin tüm detaylara hakim olan Rudolf Van Nunen toplamda 150 kişi kapasiteli restoran ve 90 kişilik terasında Slow Food konsepti ile hizmet veriyor. Doğallık ve lezzetin ön planda olduğu menüsüyle beğeni toplayan Rudolf, modern iç dekorasyonuyla da dikkat çekiyor.
SLOW FOOD KONSEPTİYLE HİZMET VERİYOR Ekosistemlerin özelliklerini korumayı teşvik eden bir hareket olan Slow Food konsepti ile hizmet
veren mekan, doğanın gizemli ve lezzetli ürünlerini misafirlerine en iyi şekilde yansıtıyor. Restoran menüsünü her 3 ayda bir mevsimsel olarak değiştirecek olan deneyimli şef Rudolf Van Nunen, mutfağa verdiği önemi kendi restoranında her fırsatta gözler önüne seriyor. Ev yapımı ekmek ve pastalar, yöresel peynirler gibi daha birçok lezzet, doğallığı simgeleyen Rudolf’ta misafirleri tazeliyor. Uzun çalışmalar sonucu oluşturulan geniş şarap kavıyla da adından söz ettiren mekanda “Riedel” odasında uluslararası ödüllü şaraplar bulunuyor. Restoran her gün saat 07.00-23.00 saatleri arasında hizmet veriyor.
KEYİF DOLU TERAS Otelin teras katında konumlanan Sky Terrace ise panoramik İstanbul ve Boğaz manzarası eşliğinde içkisini yudumlamak isteyenlere hitap ediyor. İş çıkışı, yükselen değer Karaköy’ün merkezinde dinlenmek ve keyif yapmak isteyenler, DJ eşliğinde eğlence imkanı da sunan Sky Terrace’da buluşuyor. Mekan saat 16:00’dan 01:00’e kadar hizmet veriyor.
restaurant yeni mekan 74 hotel & hi-tech
İstinye’de bir “Uzakdoğulu” Yada Sushi Doğa ile iç içe mekanı, zengin menüsü ve sıcak ortamıyla Yada Sushi, Uzakdoğu mutfağına merak duyan İstanbullular için yeni ve farklı bir adres. Bu yıl Kasım ayında 1’inci yaşını kutlayan Yada Sushi’nin menüsünde vejetaryen suşi seçeneği de var, pişmiş balıklı olanı da…
Suşinin yanı sıra Uzakdoğu mutfağına özgü et, tavuk ve balık spesiyalitelerini deneyebilir, farklı çorba, salata ve pilavları keşfedebilirsiniz.
PHILEDELPHIA ROLL VE VOLCANO ROLL FAVORİLERDEN
K
asım ayında 1’inci yaşını kutlayan Yada Sushi, İstinye’de doğayı kucaklayan mekanında Uzakdoğu mutfağına meraklı İstanbulluları bekliyor. Menüsünde Çin, Japon ve Thai mutfağının en özel yemeklerine yer veren Yada Sushi’de eski Mori ekibi hizmet veriyor. Tasarımı genç mimar Bruno Medina tarafından yapılan restoranda bir yandan şömine keyfi yaparken bir yandan da sakenizi yudumlayabilirsiniz. Samimi ve profesyonel ekibi, kaliteli lezzetleri ve sıcak atmosferi Yada Sushi’yi farklı kılıyor. Yada ismi ise, Japoncada güç veren, değerli taş anlamına geliyor.
VEJETARYEN DE VAR, PİŞMİŞ BALIKLI DA Yada Sushi’nin menüsünde vejetaryen ve pişmiş balıktan yapılmış suşi seçenekleri de bulunuyor.
Yada Sushi’de en çok beğenilen lezzetlerden ikisi ise Philedelphia Roll ve Volcano Roll. Philedelphia Roll, somon, krem peynir, avokado, salatalık, kızarmış patates ve unagi sos ile hazırlanan, dinamik bir lezzet. Balık tadının suşide çok baskın olmamasını tercih eden ve değişik bir seçenek arayanlar için birebir. Volcano Roll ise adından da anlaşılabileceği gibi adeta patlamaya hazır bir lezzet bombası. Bu suşinin içine neler sığmıyor ki: Karides, yengeç eti, ahtapot, deniztarağı, uçanbalık yumurtası, avokado ve Japon mayonezi.
İSTEDİĞİNİZ SUŞİYİ İCAT EDİN Yada Sushi’de Omakase, yani şeften kişiye özel sunum tarzı servis de bulunuyor. Bu sistemde kendinizi şefe bırakıyorsunuz ve o bütün menüden derlediği bir konsept yaratarak siz dur diyene kadar pek çok çeşit hazırlıyor. Dilerseniz de malzemelerine karar verip şefe istediğiniz suşiyi hazırlatabiliyorsunuz.
Lezzete yeni durak
‘İkiSatır’ Acıbadem’de Global Restoran Yatırımları, Köylü Güzeli ve KasapDöner’in ardından İkiSatır’ın ilk şubesini Acıbadem’de açtı.
T
ürk damak tadına uygun ızgara seçenekleri ve leziz tatlı çeşitleri ile Acıbadem’deki ilk şubesini hizmete açan İkiSatır, farklı konsepti ile dikkat çekiyor. “İyi et herkesin hakkı” görüşüyle kaliteli lezzetin yanı sıra keyifli bir mekan alternatifi de sunan İkiSatır, uygun fiyat-iyi hizmet dengesini de koruyor. Menüsünde altı çeşit ızgara et ve dört çeşit köfte sunan restoran, ziyaretçilerinin beğenisini kazanıyor. Restoranla aynı ismi taşıyan “İkiSatır” köfte farklı lezzet arayışında olanlar için birebir…
iddialı. İkiSatır’ın köfteleri dana ve kuzu kaburga etlerinin kıymasının 24 saat tuzda dinlendirilmesiyle elde edilirken, bonfileleri ise dana filetonun özel olgunlaştırma odalarında 21 gün bekletilmesi ile hazırlanıyor. Ayrıca manda sütüyle yapılan tatlılar ise İkiSatır’ın vazgeçilmezi olacak.
IZGARADA ENFES LEZZETLER
RESTORANDA SOKAK LEZZETLERİ
Izgara et ve köfte çeşitleriyle şekillenen İkiSatır’ın menüsünde birbirinden lezzetli ve farklı yemekler bulunuyor. İkiSatır’da Balkan Köfte, Osmanlı Köfte gibi özel tatların yanı sıra doğal besi Afyon süt dana etlerinden elde edilen dana filetolar da oldukça
İkiSatır, menüsünün yanı sıra tasarımıyla da farklılaşıyor. Restoran içerisinde araç şeklinde dizayn edilen mutfak, sokak lezzetlerini restorana taşıyor. Enerjik ve samimi konseptiyle İkiSatır keyifli yemekler için ilk tercih olacak.
Fotoğraflar: Hakkı Günerkan
restaurant şef’in gözünden 76 hotel & hi-tech
İtalya topraklarında bir Türk lezzet gezgini Yavuz Toktaş Yavuz Toktaş, The Agency Levent, The Agency Bodrum ve Yelken Restaurant’ın Mutfak Koordinatörü. O aslen bir Malatyalı ama 20 yılını İtalya topraklarında Akdeniz ve dünya mutfaklarına adamış bir lezzet gezgini. Doğup büyüdüğü topraklara hürmetle Anadolu tatlarına da hakim, gezip dolaştığı 70 ayrı ülkenin olağanüstü dünya mutfaklarına da…
T
he Agency’nin Levent İş Kuleleri’nin altındaki Wine & Dine konseptli restoranında bir araya geldiğimiz usta aşçı Yavuz Toktaş mutfakla ilk kez çocuk yaşlarında anne ve anneannesinin sayesinde tanıştığını söylüyor. Malatya mutfağında, Anadolu yemek kültürünün en leziz tatlarını seyre dalarken, birgün kendi mutfağının da efendisi olmayı hayal ettiğini anlatıyor, Toktaş. “Ben annemin ve anneannemin nefis yemeklerini yiyerek büyüdüm” derken bile o lezzetleri anımsayarak gözlerinin içi gülüyor hala... The Agency’nin Aşçısı Toktaş, bugün onu beş yıldızlı mutfaklara taşıyan ilk tanışma öyküsünü bize şöyle anlatıyor: “Her Anadolu ailesi gibi bizim evimizde de inanılmaz yemekler pişerdi. Ben annemin ve anneannemin nefis yemeklerini yiyerek büyüdüm. Evimizde yemekten başka bir şey konuşulmazdı ki. Kahvaltı biter öğlenleyin ne pişeceği konuşulur, daha öğle bitmeden akşam vaktinin yemekleri hesap edilirdi. İster istemez mutfağın o büyülü dünyasına ben de kendimi kaptırmışım…” Mutfağa ilk tek başına 14 yaşında girdiğini dile getiren Toktaş, el yordamıyla yaptığı içli köfte ve açma börekleri de söylemeden edemiyor.
MALATYA’DAN DÜNYA TATLARINA YOLCULUK Yavuz Toktaş, okul bittikten sonra İstanbul’a veda ederek bir süreliğine İtalya’ya yerleşiyor. Bir aile mesleği olarak 15 yıl ayakkabıcılıkla uğraştığını söyleyen Toktaş, mutfakla bir türlü koparamadığı bağlarını ise şöyle dile getiriyor: “Bir taraftan ayakkabıcılık yaparken diğer taraftan da İtalya’daki restoranları gezdim. Sırf yemek aşkına 5 yılda şehrin 20 farklı yerine seyahat ettim. Özel turlarla dağ tepelerindeki köylerin el usulü peynirlerini keşfe çıktım, şarküterilerini gezdim, yemek kurslarına katıldım. 20 yıl boyunca mutfaktan bir adım olsun uzaklaşmadım, hiç vazgeçmedim...” Bir yanda ayakkabıcılık diğer yanda mutfak… Peki Toktaş’ın bu tempolu serüveninde ilk yol ayrımı ne zaman başlıyor, anlatmaya devam ediyor: “Uzun yıllar ikisini bir arada götürmeye çalıştım. Fakat benim asıl yapmak istediğim mutfaktı.
Onun büyüsü bambaşka. En büyük hayalimdi ve nihayetinde o daha ağır bastı ve yoluma onunla devam etmeye karar verdim. Bu kararımda ailemden aldığım yemek kültürümün ve İtalyan mutfağıyla aramdaki sıkı bağların da etkisi büyük olmuştur.” Toktaş, önce İtalya’da deniz ve şarküteri ürünleri üzerine iki ayrı kursa katıldığını, daha sonra Türkiye’ye dönerek USLA’daki programa katılarak profesyonel mutfak dünyasına ilk adımı attığını ifade ediyor. “Sonrası malum, Yelken ve The Agency Restaurant’larına Mutfak Koordinatörü olarak geldim. O günden bu yana da Türk ve dünya mutfaklarının en özel tatlarını Levent, Yeşilköy ve Bodrum’daki müşterilerimizle paylaşıyoruz.” diyerek konuşmasını sürdürüyor.
YUFKADA KARİDES’TEN YOĞURTLU KEBAP’A HER ŞEY VAR Şık ve modern tasarımıyla dikkat çeken The Agency’de Yavuz Toktaş Türk ve dünya mutfağından menüsüne koyduğu birçok lezzeti en iddialı şekilde damak severlerle buluşturuyor. Özel malzemelerle yapılan Yufkada Karides, steak tartare, füme et ve kestaneli tagliatelle, kağıtta levrek, kabak & karides risotto, dana kaburga, yoğurtlu kebap, kuzu kol mekanın en iddialı yemekleri arasında geliyor. Şef’in bu leziz yemeklerine ise; Fransız, İtalyan, Arjantin, Güney Afrika ve Avustralya şaraplarının yanı sıra Türk şarapları eşlik ediyor.
“TÜRK MUTFAĞININ YERİ BAŞKA” Dünyada 70’i aşkın ülke gezdiğini
restaurant şef’in gözünden 78 hotel & hi-tech
ve gördükleri arasında Türk lezzetlerini ayrı bir yere koyduğunu anlatan Toktaş, Türk ve Anadolu lezzetlerini kendince şöyle konumlandırıyor: “Türk Mutfağı çok farklı, a- laminute pişirmeye çok müsait bir mutfak değil. Pişti mi hemen tüketeceksin. Bizde tencere, fırın yemekleri pişer; öyle dünya mutfağı gibi porsiyon porsiyon pişiremezsin. Daha fazla özen gerektirir.” Tecrübeli aşçı bu söylediklerini şöyle bir örnekle tamamlıyor: “Ben bir Dana İncik yapacağım derseniz, ciddi bir uğraş vermeniz gerekir. Burada bir öğlen servisinde 20 kişiye aynı anda Dana İncik pişirdiğimiz de oluyor. Ama yarım saat içinde de tüketilmesi gerekiyor. Kaldı ki diğer türlü aynı lezzetle müşterilere servis edemezseniz.”
“MUTFAKTA ŞARKI SÖYLEMEM DE SÖYLETMEM DE” Usta aşçı Yavuz Toktaş’ı biraz daha yakından tanımak istiyoruz. Mutfakta nasıl çalışır, ritüelleri var mı, nasıl bir aşçı, usta aşçı sorularımızı içtenlikle yanıtlamaya devam ediyor: “Bana arkadaşlarım mutfakta iki ayrı kimliğe büründüğümü söylerler. Aslına bakarsanız bunun pek de farkında değilim.” diyen Toktaş biraz espri biraz da ciddiyetle “O esnada zaten pek de yanımda durmuyorlar, yorum yapmamaya özen gösteriyorlar.” diye sözlerini sürdürüyor ve ekliyor: “Fakat o saatler dışında gayet naif ve esprili bir adamım.” Yavuz Toktaş’ın aynı zamanda güzel bir sesinin olduğunu söyleşimiz esnasında çalışma arkadaşlarından öğreniyoruz. Öyle ki canlı müzik saatlerinde mikrofonu elinden bıraktırmıyorlarmış, sesi güzel aşçıya. Buna rağmen mutfakta şarkı söylemekten kaçındığını dile getiren Toktaş, “Mutfakta şarkı söylemediğim gibi söyletmiyorum da. Çünkü mutfak yüksek konsantrasyon gerektiren ciddi bir
yer. Sonuçta biz evde yemek yapmıyoruz. Hazırlıkta istediğini yapabilirler. Orada serbest. Ama mutfak bunun için doğru bir yer değil.” diyor.
BOL SÜKUNET BOL ADRENALİN Tecrübeli aşçı Toktaş için mutfağın yeri apayrı, “Sanki birbirine zıt iki ayrı dünya gibi” diye anlatıyor hislerini. Bir tarafımda sükunet ve dinginliğin hakim olduğu, zamanla yarışmayan bir dünya var; öbür tarafımda yarım saat içinde 60 kişiyi doyurmakla yükümlü olduğum bol adrenalinli dünya… “Yine de birini diğerine tercih etmem” diyor Toktaş. “Belki biri olmasa ben de burada olmazdım çünkü. Mutfak bir denge ve ben bu dengeyi seviyorum.” diye sözlerini tamamlıyor.
“LEZZETİN SADECE YÜZDE 20’Sİ BİZE AİT” Yavuz Toktaş’a göre yemek pişirmenin klasik bazı prensipleri var. Doğru pişirmek, doğru sotelemek, doğru haşlamak, doğru muhafaza etmek, doğru lezzetlendirmek bunların başında geliyor. Peki doğru lezzetlendirmenin püf noktaları neler diye soruyoruz, anlatmaya devam ediyor… Toktaş’a göre lezzetli bir yemeğin yüzde 80’i kaliteli tedarik ve iyi üründen geçiyor. “Ispanak kullanıyorsak, kaliteli olması gerekir. Lezzetin sadece yüzde 20’lik kısmında biz varız.”diyen Toktaş, “İnanın yüzde 20.” diyerek mütevazı duruşunu bir kez daha yineliyor bunu şöyle bir örnekle açıklıyor: “Misal bir yemek pişirdiniz, tuzu biraz fazla oldu, ikinci yapışınızda tuzunu daha az atarsınız, olur biter. Fakat domatesi ikinci
alışınızda aynı kalite ve standardı yakalayamadıysanız, istediğiniz kadar tuzunu ayarlayın, bir daha o lezzeti bulmanız mümkün olmaz. Profesyonel mutfakta istikrar çok önemli çünkü. Bizim bugün servis ettiğimiz yemeğin lezzeti neyse bir ay sonra da aynı olması gerekir ki, müşteri memnuniyeti ve sürekliliğini sağlayabilelim.”
“TABAKTA LEZZET GÖRSELLİKTEN ÖNCE GELİR” Son olarak Toktaş’la sunum tekniklerini de konuşuyoruz. Tecrübeli aşçı Toktaş, tabak hazırlarken sebze-karbonhidrat ve protein dengesine özellikle dikkat ettiğini söylüyor. “Müşteriye ızgara bonfile servis ediyorsak, garnitür olarak sote, ıspanak, glaze sebzeler, parmesan, patates püresi veya kızartması da konulmalı. Bu temel bir doğrudur. Salatalarda yeşillikle birlikte omega, karbonhidrat ve et koymak lazım.” diyen Toktaş, son dönemin trend konseptlerinden finedining tabakları hiç heyecan verici bulmadığını söylüyor. “Tabakta estetik ve görsellik tabii ki önemlidir. Ama öncelik yemeğin damakta bırakacağı doğal lezzetlere tanınmalıdır.” diyen Toktaş, daha doğal ve konforlu yemekler yapmaktan çok daha fazla keyif aldığını söyleyerek sözlerini tamamlıyor.
restaurant etkinlik 80 hotel & hi-tech
İstanbul Coffee Festival başlıyor İstanbul Coffee Festival, 25-28 Aralık tarihleri arasında Karaköy’deki Galata Rum Okulu’nda üçüncü dalga kahve akımının yaşam kültürünü kahve severlerle buluşturacak.
Kahvenin kendisinin, kokusunun, her türlü alet edevatının, kahve dükkanlarının, kahve sanatının, kültürünün, kahve kitaplarının, kahveyle ilgili konuların buluşma noktası olarak İstanbul Coffee Festival her yıl bir kez İstanbul’da kutlanacak.
B
u yıl ilki düzenlenecek olan İstanbul Coffee Festival, üçüncü dalga kahve akımının yaşam kültürünü 25-28 Aralık tarihleri arasında Karaköy’deki Galata Rum Okulu’nda kahve severlerle bir araya getiriyor. Dört gün boyunca kaçırılmayacak bir deneyim sunacak organizasyonda İstanbul’un önde gelen nitelikli kahve dükkanları, özel kahve ve imza yiyecekiçecek markaları ile kahve makinesi üreticileri buluşuyor. Profesyonel baristalardan gösteri ve sunumlar, tadım ve ikramlarla gerçekleşecek festivalde ayrıca tasarım ürünler, interaktif workshoplar, seminerler, akustik konserler, sanat sergisi ve ilgi çekici birçok etkinlik yer alacak.
FESTİVAL SCAE TÜRKİYE KAHVE ŞAMPİYONASI’NA DA EV SAHİPLİĞİ YAPACAK Kahve konusunda dünya genelinde düzenlenen, tek resmi organizasyon olarak bilinen World Coffee Events’in Türkiye seçmeleri 25-28 Aralık 2014 tarihleri arasında İstanbul Coffee Festival bünyesinde yapılacak. Festivalde hem Scae Türkiye Kahve Şampiyonası düzenlenecek, hem de kahve dünyasının seçkin firmaları bir araya gelerek katılımcılara yükselen trend olan nitelikli kahve deneyimini yaşatacak. Beş farklı kategoriden oluşan yarışma birincileri Dünya Şampiyonalarında Türkiye’yi temsil edecekler.
restaurant gastro güncel 82 hotel & hi-tech
Otellerde F&B maliyetleri %11,2 arttı Kasım ayı itibariyle, Türkiye genelinde yıllık enflasyon % 8,8* olurken, otellerde yiyecek içecek maliyetlerinde yaşanan yükseliş ise % 11,2 oldu.
A
KTOB Araştırma Birimi tarafından hazırlanan enflasyon ve maliyetler kasım ayı araştırmasına göre, 12 aylık ortalamalarla, ülke enflasyonu %8,8 olarak gerçekleşirken otellerde yiyecek ve içecek (F&B) maliyetleri yükselişi %11,2 oldu. Son bir yılda yaşanan maliyet artışlarının en yüksek olduğu gider grubu %13 ile yiyecekler olurken, bu grup içindeki bakliyat ve un grubu maliyetlerindeki yükseliş %26 ile rekor düzeye ulaştı. Meyve ve sebze grubundaki artış ise %17 oldu. Onları et grubu ile çayşeker grupları takip etti. Otellerdeki maliyet artışlarında enerji ve temizlik malzemeleri dışında kalan tüm gruplarda ülke enflasyonunun oldukça üzerinde bir eğilim gözlendi.
Otellerde maliyet artışları, %*
Fiyat artışı %
Maliyet artışı %
YİYECEK ET GRUBU YAĞ GRUBU SÜT GRUBU BAKLİYAT-UN MEYVE-SEBZE ÇAY-ŞEKER VB İÇECEK TEKNİK SERV. ENERJİ-YAKIT TEMİZLİK MLZ.
15,11 11,94 14,13 11,96 28,31 8,75 15,55 7,72 9,13 3,02 7,08
12,69 11,89 3,69 11,36 25,98 17,03 10,04 9,82 9,97 2,66 6,97
*12 aylık ortalamalarla (Kasım bazlı)
restaurant gastro güncel 84 hotel & hi-tech
Norveç deniz ürünlerinin Türkiye’deki geleceği tartışıldı Norveçli balıkçılar, Norveç deniz ürünlerinin Türkiye’deki gelişim potansiyeline bir seminerle dikkat çekerek, Türkiye’deki geleceğini masaya yatırdı.
N
orveç Deniz Ürünleri Konseyi, Innovation Norway ve Norveç Kraliyet Büyükelçiliği’nden oluşan ‘Team Norway’in organizasyonuyla ‘Türkiye’de Norveç Deniz Ürünlerinin Geleceği’ adlı seminer 3 Aralık 2014 tarihinde Mutfak Sanatları Akademisi’nde düzenlendi. Seminerin açılış konuşmalarını T.C. Ekonomi Bakanı Yardımcısı Adnan Yıldırım ile Norveç Sanayi, Ticaret ve Balıkçılık Bakan Yardımcısı Dilek Ayhan yaptı.
5 kat artış yaşandığının altını çizen Dilek Ayhan, en çok ihraç edilen ürünler arasında; uskumru, somon ve kömür balığının yer aldığını açıkladı. Norveç’in 2013’te Türkiye’ye 45 bin ton deniz ürünü ihraç ettiğini vurgulayan Ayhan, bu miktarın ihracat değerinin 70 milyon Euro’ya yaklaştığını ifade etti. 2014 yılında şu ana kadar yapılan ihracatın yüzde 7 oranında arttığını söyleyen Ayhan, bu yıl ihracatta rekor kırılacağına da dikkat çekti.
NORVEÇLİ BALIKÇILAR İHRACATI YÜZDE 7 ARTIRDI
“TÜRKLER NORVEÇ PAZARINI İYİ TANIMIYOR”
Norveç Sanayi, Ticaret ve Balıkçılık Bakan Yardımcısı Dilek Ayhan, Türkiye’de Norveç deniz ürünlerine ilginin her geçen gün arttığına dikkat çekti. Son 10 yılda Norveç deniz ürünlerinin Türkiye’ye ihracatında
Dilek Ayhan sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’den partnerlerle çalışmak isteyen Norveç firmalarının sayısı gitgide artıyor. Şu anda ticaret seviyesi ortalama düzeyde ama geliştiğini görüyoruz. Son yıllarda
NORVEÇLİ BALIKÇILAR ROTAYI TÜRKİYE’YE ÇEVİRDİ Türkiye’nin balık pazarını incelemek üzere incelemelerde bulunan Norveç Ticaret, Sanayi ve Balıkçılık Bakan Yardımcısı Dilek Ayhan, Norveç Deniz Ürünleri Konseyi Türkiye Bölge Müdürü Maria Kivijärvi Heggen, NIFES (Norveç Ulusal Beslenme ve Deniz Ürünleri Araştırmaları Enstitüsü) Araştırmacıları Øyvind Lie ve Ingvild Graff ve Norveçli ünlü şef Daniel R. Madsen 2 Aralık Salı günü The Marmara Pera’da gerçekleştirdiği sunumlar ile basını bilgilendirdi. Toplantıda konuşan Norveç Deniz Ürünleri Konseyi Türkiye Bölge Müdürü Maria Kivijarvi Heggen, 2010-2014 yılları arasında Norveç ve Türkiye arasındaki deniz ürünleri ticaret hacminin yüzde 80 oranında arttığına dikkat çekerek, hedeflerinin Türk tüketicileri, sağlıklı, lezzetli, besleyici ve gerçek Norveç deniz ürünleri ile buluşturmak olduğunu söyledi. Türkiye’de balık tüketiminin artacağını düşünen Norveç Sanayi, Ticaret ve Balıkçılık Bakan Yardımcısı Dilek Ayhan, Türkiye pazarını incelemek üzere Bakanlık ve Norge yetkilileri ile incelemelerde bulunduklarını kaydederek, “Türkiye’de deniz ürünleri tüketimi her geçen gün artıyor. Norveç deniz ürünlerine de ilgi artıyor. Bakanlığım adına ben de Türkiye pazarını incelemek ve Norveç deniz ürünleriyle ilgili Türk tüketiciler nezdinde farkındalık oluşturmak için İstanbul’a geldim” diye konuştu.
söyleyenlerin oranı sadece yüzde 11’de kalırken, kısmen önemli olduğunu düşünenlerin oranı ise yüzde 15 oldu. Türk tüketicilerin yüzde 46’sı ise Norveç’ten gelen somon balığını tercih ettiklerini söyledi. Tüketicilere neden somonu tercih ettiklerini sorduğumuzda ise; yüzde 68 sağlık, yüzde 68 lezzet, yüzde 35 güvenlik, yüzde 32 aile, yüzde 31 kolay pişirilmesi, yüzde 28 yağsız olması, yüzde 25 değerli olması, yüzde 21 hızlı pişmesi gibi nedenler sıraladı.”
GENÇ ŞEFLER NORVEÇ BİLETİ İÇİN TÜRK USULÜ YEMEKLERLE YARIŞTI Seminer sırasında Mutfak Sanatları Akademisi’nin genç şefleri Norveç’te eğitim alabilmek için
Norveç’ten Türkiye’ye deniz ürünleri ihracatı da arttı; ancak potansiyel düşünüldüğü zaman seviyeler şu anda ortalama düzeyde diyebiliriz. EFTA-Türkiye Serbest Ticaret Anlaşması’nın modernizasyonu ve revizyonu daha fazla ticaret ve yatırımın önünü açabilir. Ayrıca Norveçli firmalar halen Türkiye pazarı hakkında yeterli bilgi sahibi değil ve Türkler de Norveçle ilgili sınırlı bilgiye sahip. İş fırsatları hakkında farkındalık yaratmak için iki tarafın karşılıklı olarak çabalarını sürdürmesi gerekiyor.”
SOMON ALMAK İÇİN 5 İYİ NEDEN Norveç Deniz Ürünleri Konseyi Türkiye Bölge Müdürü Maria Kivijarvi Heggen ise Türk tüketicilerinin tüketim alışkanlıkları hakkında yaptıkları araştırmanın sonuçlarını paylaştı: “Türk tüketicilere aldıkları balığın hangi ülkeden geldiğini önemseyip önemsemediklerini sorduğumuzda yüzde 74’ü önemli olduğunu düşündüklerini söyledi. Önemsiz olduğunu
hazırladıkları Türk usulü Norveç balıklı menüleriyle birbirleriyle yarıştı. Uskumru, somon, morina ve ringa balığına yepyeni bir yorum getiren genç şeflerin hazırladıkları menülerde; somon sucuğu, somon çiğ köftesi, somon kokoreç, somonlu zeytinyağlı yaprak dolması, ringalı perde pilavı, uskumru dolması gibi birbirinden lezzetli yemekler yer aldı.
restaurant gastro güncel 86 hotel & hi-tech
Mehmet Öfkeli
Yiyecek- İçecek departmanı yönetmenin 10 altın kuralını açıkladı 30 yıldır çeşitli otellerde yiyecek içecek departmanında üst düzey yöneticilik yapan Point Hotel Taksim Yiyecek İçecek Müdürü Mehmet Öfkeli, ‘Yiyecek-İçecek Departmanı Yönetmenin 10 Altın Kuralını’ açıkladı.
T
ürkiye’de her gün milyonlarca kişinin dışarıda yemek yediği göz önüne alındığında, tüketicinin sağlığının korunarak, müşteri memnuniyeti odaklı çalışmanın önemini anlatan Point Hotel Taksim Yiyecek İçecek Müdürü Mehmet Öfkeli, sağlıklı ve kaliteli olarak satın alınan gıda ürünlerinin saklanmasından müşteriye servis edilmesine kadar, tüm iş süreçlerini başarılı bir şekilde yönetmenin püf noktalarını açıkladı. Uzun yıllar çeşitli otellerde yiyecek içecek departmanında üst düzey yöneticilik yapan Öfkeli, bir tesiste yiyecek- içecek departmanı yönetmenin 10 altın kuralına ilişkin şunları söyledi:
TEMİZLİK VE HİJYEN Sağlıklı ve kaliteli olarak satın alınan gıda ürünlerinin, uygun saklama ortamlarında muhafaza edilmesi, doğru pişirme yöntemiyle hazırlanması ve müşterinin masasına iletilmesine kadar ki tüm iş sürecinin, en sağlıklı ve kaliteli olarak kesintisiz başarıyla yönetilmesi önemlidir. Temizlik ve hijyen, işin ilk adımlarından birisidir. Sürecin başarıyla ilerlemesinde, mutfak ve servis personelinin eğitimli olması gerekir.
KİŞİSEL BAKIM VE TEMİZLİK Günlük hayatın temel kuralı olan kişisel bakım ve temizlik, otelcilikte özellikle yiyecek ve içecek bölümünde çok önemlidir. Kişisel bakım ve temizliğini
yapmış olan personelin, kendine güveni tam olur ve bu öz güven ile işini yapar. Temiz kıyafetler içinde kendi kişisel bakımını yapmış bir servis elemanının, misafir nezdinde mesleki ve kişisel saygınlığını artırdığı gibi, işletmenin kalite ve verimini yükseltir.
MUTLU MİSAFİR Gelen misafirlerin, mutlu ve memnun ayrılmaları işin püf noktasının başında gelir. Misafirlerin işletmeden mutlu ayrılması; işimizi, karlılığımızı ve misafir sayımızı artırır. Çalışan ve misafirlerin mutluluğu; çalışanların kazandıkları paranın karşılığında iyi ve güleryüzlü hizmet vermesi, misafirlerimiz ise harcadıkları paranın karşılığında iyi ve güler yüzlü hizmet alması ile mümkündür. Misafir memnuniyeti için en büyük etkimiz, içten gelen bir gülümsemedir. Bu bizim için çok önemli bir güçtür. Hiçbir maliyeti olmadığı gibi bize kazandırdıkları çok fazladır. Sonuç olarak, aldığı ürün ve hizmet kalitesiyle, misafirin her koşulda, mutlu ve memnun ayrılması gerekir. Misafirin bir şikayeti varsa, sabırla dinlenilip sorun çözülmeli, misafirin isteği ne olursa olsun memnuniyetle yerine getirilmelidir.
ÜRÜNÜ İYİ TANIMAK Tesislerin yiyecek- içecek departmanında çalışan ekibin, hazırladıkları ve servis ettikleri ürünler hakkında çok iyi bilgi sahibi olması gereklidir. Satışları yükseltmenin yolu, ürünü iyi tanımaktan geçer. Menü içeriğindeki yiyecek ve içeceklerle ilgili misafiri bilgilendirmemiz ve yönlendirmemiz gereklidir.
İşletmeye, bölgeye veya ülkeye özgü geleneksel yemek çeşitlerini tanıtmak ve bu konuda misafirleri bilgilendirmek servis elemanlarının işidir. Yemek, bir kültür ve sanat işi olduğu düşüncesi ile bunun hazırlanmasında, sunumunda ve servisinde bulunan bilgili ve yetenekli kişiler ile farklı bir değer kazanır.
MALİYET HESAPLAMASI VE KÂRLILIK Yiyecek-İçecek müdürü, iş sürecinin sevk, idare ve yönetiminden sorumlu kişidir. Misafir memnuniyetiyle birlikte, işletmede maliyet hesaplaması ve karlılık hayati önem arz eder. Tüm iş sürecindeki maliyet hesabını çok iyi yönetiyor olması önemlidir. Zira, kaliteli ürünlerin satın alınıp, uygun koşullarda muhafaza edilip, doğru pişirme yöntemleriyle hazırlanıp, ardından misafirlere servis ediliyor olması gerekir. Ayrıca, hizmet kalitesi ve standardın yükselmesi için kurumdaki hizmet içi eğitimin sürekli yapılması önem arz eder. Personele sürdürülebilir şekilde hizmet içi mesleki eğitimler verilmelidir. Takımın başarısı misafirin memnuniyeti ve karlılık ile orantılıdır. Tüm bunları sağlayan servis takım elemanlarının motivasyonu çok önemlidir. Bunun için çalışanların kendi çabaları ve üst amirlerin katkıları önemlidir. Asıl amacı misafir memnuniyeti olan çalışanların, bunu sürdürebilmeleri için kendileri işlerini çok sevip, yaptıkları işten mutluluk duymaları gerekmektedir. Bizler ancak, severek yaptığımız işimizde başarılı ve mutlu oluruz. Misafirlerle iletişimde beden dilini de çok iyi kullanmaları gerekir. Başarılı bir organizasyon disiplinli bir çalışma, bölümler arası koordinasyon, iyi bir planlama ile birlikte iyi bir ekip tarafından standartların korunması ile gerçekleşir. Organizasyonu düzenleyen kişi veya kurumun talepleri ve memnuniyeti, tüm bir ekibin kusursuz hizmeti ile sağlanır. Takımın bir bölümünden kaynaklanan bir hata ile sonuç çok kötü olabilir. İyi ve kusursuz bir organizasyonun, iyi bir takım ile olacağını unutmamak gerekir. Satıştan başlamak üzere servis, mutfak, bulaşıkhane, satın alma ve valeye kadar her bir çalışandan, misafirin iyi bir hizmet beklediğini unutmamalıyız.
DAVETLİLLERİN MEMNUNİYETİ Toplu davetlerde, misafir beklentileri çok yüksektedir. Daveti veren misafirin memnuniyeti ile birlikte davetlilerin memnuniyeti önem arz eder. Davetliler için çok özel bir gündür ve bu günü en iyi şekilde yaşamak isterler. Bu tür organizasyonlar düğün, nişan, sünnet, lansman, toplantı ne olursa olsun çok önemli olup, yaptığımız iyi hizmet ile birlikte yeni organizasyonlar almamıza yardımcı olacaktır.
ÇALIŞANIN İÇECEK KÜLTÜRÜ Barda ve servis bölümünde çalışan personelin, engin
bir içecek kültürüne sahip olması gerekir. Alkollü, alkolsüz, sıcak içecek, soğuk içecek, kahve, çay hepsi ayrı bir kültürdür. Bu bilinçle eğitim almak ve öğrenmek gereklidir. Ulusların farklı yiyecek ve içecek kültürleri de vardır. Farklı kültürden gelen misafirlerin, beklentileri vardır. Bunların bilinmesini ve karşılanmasını beklerler. Bu beklentilere cevap vermek için de, bunları çok iyi bilmemiz gereklidir.
PERSONELİN FİZİKSEL GÖRÜNÜMÜ Servisi verdiğimiz salonlarla birlikte, servis ettiğimiz ürünümüzün kalitesi, görüntüsü, sunumu, tadı çok önemli olduğu gibi ürünü sunan servis elemanın kılık kıyafeti, görünümü, beden dili, ses tonu, misafire yaklaşımı, içten ve samimi davranışı, güler yüzü, hizmeti kusursuz kılan en büyük etkendir.
HAREKET VE DAVRANIŞLARA GÖSTERİLECEK ÖZEN Misafirler ile aradaki mesafe çok önemlidir. Samimi olunabilir, candan olunabilir, ancak aradaki mesafe daima korunmalıdır. Duruşumuz, konuşmamız, ses tonumuz, hareketlerimiz, mimiklerimiz, beden dilimiz bakışlarımız misafire rahatsızlık vermemelidir. Özellikle, farklı bölge ve ülkelerden gelen misafirlerin, farklı algı ve kültürleri olduğunu bilmemiz gereklidir. Bizim için doğru olan hareket, algı veya davranış, onlar için farklı ve yanlış olabilir. Bizim için doğru olan görüş, fikir, yaklaşım; onlar için farklı olabilir. Bu bilinçle hareket ederek, konuşmamıza hareketlerimize ve davranışlarımıza çok dikkat etmemiz gereklidir.
“HER ZAMAN MEMNUNİYETLE” Point Hotel Taksim Yiyecek İçecek Müdürü Mehmet Öfkeli, konuşmasına şöyle devam etti: “İnsana Hizmet dünyanın en zor işlerinden birisidir. İnsanın her zaman ön planda olduğu bu meslekte; duygu, sevgi ve özveri katmadan başarılı olmak imkansızdır. Temelinde, misafirin harcadığı paranın karşılığında aldığı ürün ve servisten memnun kalması ve mutlu olması önemlidir. Farklı kültürler, farklı insanlar ve yeni dostluklar, bunlar mesleğimizin bize sunduğu çok güzel imkanlardır. Onun için mesleğimiz ne kadar zor olsa da, dünyanın en keyifli mesleklerinden birisidir. Hizmet ettiğimiz kişilerin, bizim evimize gelen çok değerli misafirlerimiz olduğu düşüncesi ile misafirlerimizin istek ve beklentilerini her zaman memnuniyetle karşılamamız ve o şekilde cevap vermemiz gerekir. Bunun için Point Otelimizde misafirlerimize her zaman uyguladığımız ve kullandığımız mesleğimizdeki başarının anahtarı bir sloganla bitirmek istiyorum. Her Zaman Memnuniyetle” diye konuştu.
restaurant gastro aktüel 88 hotel & hi-tech
Laduree makaronları ile keyifli lezzetler
1862 yılında Ladurée ailesi tarafından Paris’in ilk çay salonu olarak kurulan ve makaronları ile bir dünya klasiği haline gelen Ladurée, fark yaratan kutuları ve rengarenk makaronları ile keyifli hediye alternatifleri sunuyor. Türkiye’de Nişantaşı ve İstinye Park olmak üzere 2 mağazası bulunan ve Paris’in en köklü geçmişe sahip pastanesi Ladurée, frambuazlıdan, adını ünlü Fransız kraliçesi Marie Antoinette’ten alan siyah çaylı ve turunçgil aromalı makarona, menekşeliden portakal çiçekliye tam 18 çeşit makaronu tatlı severlerle buluşturuyor.
P.F. Chang’s’te Karides Festivali başladı P.F. Chang’s, “Öğlen Menüsü”, “Sushi à la P.F.
Chang’s” gibi misafirlerin memnuniyetine yönelik uygulamaya geçtiği yeniliklerine bir yenisini daha ekledi. P.F. Chang’s Karides Festivali, dünya genelindeki bazı P.F. Chang’s’lerde her yıl düzenli olarak gerçekleştiriliyor. Türkiye’de ise ilk kez geçen hafta başlayan festivalde karides severlere başlangıçlardan ve ana yemeklerden oluşan özel bir menü hazırlandı. Festival 31 Aralık 2014’e kadar devam edecek.
Balparmak Katla Balla’ya tasarım ödülü Ambalajlı bal pazarının lider markası Balparmak’ın tek kullanımlık ambalajıyla yiyecek ve içecekleri balla lezzetlendirmeyi kolaylaştıran ürünü Balparmak Katla Balla, Endüstriyel Tasarım Konferansı kapsamında düzenlenen Design Turkey Endüstriyel Tasarım Ödülleri’nde Ambalaj ve Hızlı Tüketim Ürünleri kategorisinde “İyi Tasarım Ödülü’ne layık görüldü.
The Istanbul Edition yeni yılda çok renkli Şık dekoru, şehrin kalbi Levent’te
yer alan merkezi konumu ve kişiye özel hizmet anlayışı ile World Luxury Hotel Awards tarafından ‘2013 En İyi Şehir Oteli’ ödülü ve ard arda üç kez Trip Advisor ‘Mükemmelliyet Sertifikası’na layık görülen The İstanbul Edition; yüksek kalite ve servis standartları, eğlenceli atmosferi, birbirinden lezzetlli yemekleri ile açıldığı günden bu yana İstanbul’un en çok tercih edilen otelleri arasında yer alıyor.
Meksikalı’dan, baştan çıkaran tavuk aki temsilcisi lezzetleri Meksika mutfağının İstanbul’d , tavuk etiyle hazırlanan
Ranchero Restaurant, yenilediği menüsüne baharatında orjinal lezzetler ekledi. Tavuk parçalarının cajun en Canasta” isimli panelenip kızartıldığı hafif acılı “Cajun Chick . Ranchero’nun yemek mekanın özel spesiyali olarak sunuluyor blanca ile salsa ise ar Palad bir başka favori tavuk lezzetli Feliz ediliyor. Yeni s servi inde hazırlanıp avakado, mantar ve sebze eşliğ taşı, Nişan ’nun hero bir lezzet keşfine çıkmak isteyenler, Ranc tavuk usulü ika Meks , Suadiye ve Trump Cadde şubelerine uğrayarak yemeklerini deneyebilir.
Mövenpick Hotel Istanbul’da Fondü ve Raklet keyfı
Mövenpick Hotel Istanbul, 1 Ocak - 31 Mart 2015 tarihleri arasında İsviçre Alpleri’nden gelen geleneksel peynirlerle hazırlanan birbirinden leziz raklet ve fondü çeşitlerini beğeniye sunuyor. AzzuR Restaurant’ta tadabileceğiniz geleneksel peynir fondü, trüf aromalı ve mantarlı peynir fondü ve raklet, soğuk kış günlerinde içinizi ısıtacak.
Pakmaya’dan lezzetli, rengarenk makaronlar Piyasaya sunduğu profesyonel pastacılık
ürünleri ile pasta ustalarının ilgisini çeken Pakmaya yeni ürünleriyle bu alandaki başarısını sürdürüyor. 2013 yılı başında profesyonel pastacılık pazarına giren, Pakmaya 2014 sonuna kadar ise bu alandaki ürün portföyünü 200’e çıkarmayı hedefliyor. Ürüne ve müşterisine önem veren pastanelerin vitrinlerini süsleyen, pasta süslemelerinde de kullanılan ve farklı tatlarda sunulan rengarenk makaronlar artık pastanelerde Pakmaya kalitesi ile yer alıyor.
Doygun’dan 3 dakikada hazırlanan 3 yeni ürün Yarı pişmiş donuk İstanbul Simidi, Açma
ve Poğaçası ile Doygun ev dışı mutfaklara pratik lezzetler sunuyor. Ortalama 3-4 dakikada hazırlanabilen, Doygun markalı yarı pişmiş donuk İstanbul Simidi, Açma ve Poğaça, özellikle kafeterya, kantin, restoran, otel, hastane, süpermarket ve catering firmalarına pratik ve her zaman aynı kalitede sunulabilecek lezzetlerin kapısını aralıyor. Doygun İstanbul Simidi ve Açma 5’li, Poğaça ise 8’li paketlerde satıldığı için evde tüketime de uygun.
restaurant gastro aktüel 90 hotel & hi-tech
İyi Tasarım Ödülü Anavarza Bal’ın “Herkes
İçin Tasarım Farkındalığı”sloganıyla tasarım alanında farkındalık oluşturmak amacıyla düzenlenen Design Turkey 2014 Endüstriyel Tasarım Ödülleri, 28 Kasım Cuma günü Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen konferans ve ödül töreniyle en iyi tasarımları ödüllendirdi. Bal sektörünün yenilikçi yüzü Anavarza Bal, arı vücudunun anatomisinden esinlenilerek tasarımı yapılan kavanozuyla Design Turkey 2014’ten Ambalaj ve Hızlı Tüketim Ürünleri kategorisinde ‘İyi Tasarım’ ödülüyle döndü.
Big Chefs’den kışa özel lezzetler
Günün her saatine, her damak tadına ve her zevke uygun lezzetler sunan Big Chefs, menüsünü kışa özel tatlarla yeniledi. Klasik lezzetlere kattıkları yorumlarla damaklarda unutulmaz tatlar bırakan, özgün ve keyifli sunumlarıyla da iştah kabartan Büyük Şefler’in yeni menüsünde, annenizin sıcacık çorbasını aratmayacak lezzetler bulacaksınız. Big Chefs usulü, soğuk havaların vazgeçilmezi “terbiyeli tavuk çorba” hem besleyici, hem de oldukça lezzetli bir tercih olarak bu kışın favorisi…
Caffè Nero lezzetleriyle sıcacık bir kış Caffè Nero, kış günlerini sıcak lezzetleriyle
ısıtıyor. İçindeki baharatların kokusuyla size canlılık katacak Chai Latte ve ona eşlik edecek Balkabaklı Cheesecake ile küçük bir mola verebilir, gününüzü renklendirebilirsiniz. Caffè Nero’nun birbirinden leziz ürünleri ile kış mevsiminin tadını çıkarabilirsiniz. Tarçın, siyah çay ve çeşitli baharatların mükemmel karışımıyla hazırlanan Chai Latte, içindeki baharatlar sayesinde soğuklarda azalan enerjinizi yükseltecek. damağınızda yumuşacık bir tat bırakacak.
Roka Pera yeni sezonu açtı Ege mutfağının
gizli kalmış doğal lezzetlerini, özgün mekan tasarımıyla İstanbullularla buluşturan Roka Pera yeni sezonunu açtı. Alaçatı’nın gözde mekanlarından Roka Bahçe’nin sezonu kapatmasının ardından kış ve bahar sezonu boyunca faaliyet gösterecek olan Roka Pera, Ege’ye has tüm tatları, en doğal halleriyle misafirlerine sunacak. İzmir’in Tire ilçesinden temin ettiği malzemelerin yanı sıra deniz ürünleri ve özgün Boşnak yemekleriyle zenginleştirdiği menüsüyle dikkat çeken Roka Pera, İstanbul’da Ege mutfağının özlemini çekenlere 15 Haziran 2015 tarihine kadar hizmet verecek.
Le Méridien’de Paristanbul akşamlarında lezzet lerine ve eşsiz düeti Sanat, eğlence ve alışveriş bölgedesti nasyonu Le
boğaz hattına yakınlığı ile İstanbul’un yeni tanbul’da Méridien Istanbul Etiler’de salı akşamları Paris lezzet düeti yaşanacak. La Torre Le Méridien Istanbul Etiler’in seçkin mekanı n yemekteki Restaurant’ta Paristanbul konsepti, iki şehri k. Sofistike seçkin lezzetlerinin karşılaşmasına sahne olaca eşsiz bir uyumla Parizyen mutfağının, otantik Türk mutfağıyla yeni bir bakış sunulacağı Paristanbul’da sıradışı lezzetleri açısıyla keşfedeceksiniz.
Şehrin en ünlü çayları Pera Palace’ta Pera Palace
Hotel Jumeirah, sıcak çay keyfini kış aylarının olmazsa olmazları arasına koyanlara şehrin en orijinal çaylarını sunuyor. 122 yıllık tarihi boyunca ağırladığı isimlerden olan Ian Fleming, Pierre Loti, Greta Garbo ve Sarah Bernhardt’tan ilham alınarak hazırlanan ve aynı isimlerle servis edilen çay kokteylleri, her yudumuyla sıcacık ve büyülü bir yolculuğa çıkarıyor. Kış mevsiminin ve Pera bölgesinin en ünlü lezzetleri arasında olan özel çay kokteylleri, çikolata aroması, votka, portakal likörü, kızılcık suyu, iskoç harman viskisi ve siyah çay kombinasyonları seçenekleriyle farklı damak tatlarına da hitap ediyor.
Monin Cup 2014 Fransa Festivali gerçekleşti
Profesyonel baristaların tercihi ve sektöründe lider Monin şuruplarının düzenlediği, dünya çapındaki başarısı kanıtlanmış bir yarışma olan Monin Cup 23 Eylül’de Alida Gıda öncülüğünde İstanbul Point Hotel’de gerçekleştirilmişti. Yarışmanın birincisi Ufuk Yeşil 1 Aralık 2014’te Fransa’da yapılan Monin Cup Dünya Şampiyonası’nda Türkiye’yi temsil etmeye hak kazandı. 39 ülkenin en iyi barmen ve baristalarının ülkelerinde yapılan yarışmalarda birincisi seçilerek dünya şampiyonasında birbiriyle kıyasıya mücadele ettiği yarışmada Ufuk Yeşil hazırladığı enfes sunumla jüriyi oldukça zorladı.
restaurant gastro aktüel 92 hotel & hi-tech
Crowne Plaza Asia’dan gıda güvenliğinde önemli adım Crowne Plaza
İstanbul Asia, turizm ve otelcilik sektörünün en önemli problemlerinden olan gıda güvenliği konusunu uluslararası alanda büyük saygınlığı olan Lloyd’s Register kuruluşuyla yürüttüğü iş birliği sayesinde çözdü. Zorlu kriterleriyle tanınan kuruluş yaklaşık 5 aylık süreçte çeşitli denetimlerde bulunarak otelin gıda güvenliğini tescilledi.
Aqua’dan kışa özel set menüsü Four
Seasons Bosphorus’un şık restoranı Aqua, İtalyan mutfağından seçme lezzetlerle günün ritmine ayak uyduran servisi ve sunduğu avantajlarla öğle yemeklerini keyfe dönüştüren menüsünü misafirlerinin beğenisine sunuyor. Beş yıldızlı otelde konumlanan, Executive Şef Sebastiano Spriveri ve ekibinin yönetimindeki Aqua’da Mart ayı sonuna kadar devam edecek olan öğle yemeği menüsü güne neşe katıyor. Yeni menü ile misafirler alternatifler arasından dilediğini seçerek ister 2 aşamalı ister 3 aşamalı olarak leziz İtalyan tatlarının keyfine varabiliyor.
Zengin menü ve kusursuz sunum Carême Restaurant’ta bir arada Şehrin en merkezi yerinde konumlanan
Wyndham Grand İstanbul Levent, iş hayatı içerisinde kısa sürede edindiği yeri, Caréme Restaurant’ ın yemekleri ve ambiyansıyla taçlandırıyor. Türk ve dünya mutfağından birbirinden lezzetli yemeklerin yer aldığı Caréme Restaurant, dünya çapında farklı mutfaklarda görev almış usta şefiyle tadı damaklarda kalan tatlar sunuyor.
Kışı sağlıklı geçirmek için; R Fitness&Spa Renaissance Istanbul Bosphorus Hotel’in
gün ışığı alan sağlıklı yaşam merkezi R Fitness&Spa, kış aylarını daha sağlıklı ve zinde geçirmek isteyenlere özel bir kampanya hazırladı. R Fitness&Spa’ya Ocak ayında üye olan misafirler Beslenme Danışmanlığı hizmetinden ücretsiz olarak yararlanabiliyor.Otelin içinde hizmet veren R Fitness&Spa, formunu kurumaya ve sağlıklı yaşamaya özen gösterenler için özel bir kampanya hazırladı. Ocak ayında üye olan tüm misafirlere önce uzman danışmanlar tarafından vücut ve beslenme durum değerlendirmesi uygulanıyor.
restaurant 94 hotel & hi-tech
yeni yıl özel
Cipriani’den yılbaşına özel Levent’te The Istanbul Edition’da yer alan Cipriani, bir yılı daha geride bıraktığımız, yılın son günlerinde, Akdeniz esintisi taşıyan romantik ve sofistike ortamı, hareketli yılbaşı programı ve çok özel lezzetlerle çeşitlendirilmiş menüsü ile yeni yıla girerken misafirlerini İtalyan misafirperverliği ve coşkusu ile karşılamayı bekliyor. Dördüncü kuşaktır aralıksız olarak gastronomi kültürüne katkı sağlamayı sürdüren Cipriani’nin terası, ayrılabilen özel alanları; dostlarla, aile ile ya da baş başa romantik ve enerji dolu bir yılbaşı yemeği için uygun ortamı sağlayan seçenekler sunuyor. Misafirlerini, seçkin bir atmosferde dünyaca klasikleşen lezzetlerle ağırlamayı tercih eden kişiler, keyifli, eğlenceli ve hareketli bir yeni yıl partisi için Cipriani’de yerlerini şimdiden ayırtabilirler. İtalyan şef Domenico Tonin’in yeni yıla özel hazırladığı menusunden yılbaşı gecesi için
Yeni Yıla Barceló’da unutulmaz bir başlangıç 2015’de yüzde 5,5-6 civarında büyüme yakalamayı umut ettiklerini söyleyen TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy, hükümetin de turizm sektörüne olan güvenini göstererek 2015-2017 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Plan’da turizmden elde edilecek gelirlerde artış öngörüsünde bulunduğunu açıkladı. Ulusoy şunları söyledi: “2014 yılı Türk turizmi için iyi geçmesini beklediğimiz bir yıldı. Turist sayısında ve turizm gelirlerinde ciddi oranlarda artış yaşanmıştır. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre; 2014 yılının Ocak-Ekim döneminde gelen yabancı ziyaretçi sayısı geçen yılın aynı dönemine göre %5,57 oranında artarak 33 milyon 528 bin 56 kişiye ulaşmıştır. 2014 yılının ilk dokuz ayında elden edilen turizm geliri ise 26 milyar 638 milyon 185 bin ABD doları olarak gerçekleşti. 2014 yılı sonu itibariyle ülkemize gelecek olan toplam turist sayısının 42 milyon
tavsiyeleri arasında ‘Bella Vista Soslu Istakoz, Tartar ve Domates Soslu Kızartılmış Deniz Mahsulleri, Armoricaine Soslu Ev Yapımı Istakozlu Yeşil Ravioli, Beyaz Trüf Mantarlı Ev Yapımı Tagliolini, Ragu Soslu Ördekli Pappardelle ve tatlılardan ise Tronchetto, Meyve Tabağı, Ev Yapımı Tiramusu menüde öne çıkan lezzetler arasında yer alıyor.
civarında ve toplam turizm gelirinin ise 35-36 milyar dolar seviyelerinde gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Turizm sektörü aynı zamanda bu ülkenin moral kaynağı olan bir sektördür. En zor zamanlarda elde ettiği başarılarla Türk ekonomisine destek veren istihdam oluşturan bir sektördür. Bu çerçevede önümüzdeki yıl yüzde 5,5-6 civarında büyüme yakalamayı umut ediyoruz. Bu gelişimi dikkate alan hükümetimiz de turizm sektörüne olan güvenini göstererek 2015-2017 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Plan’da turizmden elde edilecek gelirlerde artış öngörüsünde bulunmaktadır.”
yeni yıl özel
Dedeman farkıyla yeni yıl eğlencesi Dedeman Bostancı, açılışının ilk yılında ‘Geleneksel Dedeman Misafirperliği’ ile unutulmaz bir yılbaşı eğlencesi sunuyor. Dedeman Bostancı, açılışının ilk yılında, geleneksel hizmet anlayışı ile misafirlerine unutulmaz bir yeni yıl eğlencesi yaşatmaya hazırlanıyor. Dedeman Bostancı, yılbaşı gecesine özel olarak sahne alacak olan “İstanbul Performans Orkestrası“ ile misafirlerine benzersiz bir müzik ziyafeti yaşatacak. Yerli, yabancı, pop, slow, halk müziği ve oyun havalarından oluşan geniş bir repertuara sahip olan orkestra, birbirinden keyifli şarkıları Dedeman misafirleri için seslendirecek. Yeni yıla Dedeman ayrıcalığıyla ‘merhaba’ demek isteyen misafirler, muhteşem bir müzik dinletisi eşliğinde, Dedeman Bostancı’nın özel olarak hazırladığı enfes yılbaşı menüsünü tadabilecek. Dedeman Bostancı’nın zencefil & hindistan cevizi ile tatlandırılmış kırmızı havyar sosu eşliğindeki
deniz mahsulleri ve ağır ateşte pişirilmiş dana antrikot beraberinde sunulan zengin meze ve soğuk kanepe ikramı tam bir lezzet şöleni yaşatacak.
En eğlenceli yılbaşı kutlaması Ayhan Sicimoğlu ile Le Méridien’de
püresi ve mole sosu ile servis edilen Hindi Enchilada gecenin diğer özgün lezzetleri. Muz yaprağında pişmiş Zencefilli Levrek, Nikaragua usulü Churrasco, Dana Bonfile, Fildişi Çikolata Sorbesi, rom köpüğü ve nane jelleri ile Mohito ve Petit Fours ile yemek tamamlanıyor.
İstanbul’un yeni destinasyonu Le Méridien Istanbul Etiler’de eğlence dolu, unutulmaz anlara imza atacağınız bir yılbaşı gecesi sizleri bekliyor. Olağanüstü lezzetlerin, Ayhan Sicimoğlu ve Latin All Stars ile dört dörtlük eğlencenin bir araya geldiği gecede 2015’e unutulmaz anılarla gireceksiniz. Ayhan Sicimoğlu’nun ve Latin konseptinin imza atacağı yılbaşı eğlencesinin ön grubu ise Six Pack olacak. Ambiyansıyla Latin rüzgarının estirileceği gecenin Yeni Yıl Gala Yemeği menüsü de latin lezzetlerinden oluşturulmuş: Tapas, karides ve avokado çeşnili Tortilla cipsi, kalamar, kuru fasulye, Galiçya usulü Ahtapot sizi farklı bir lezzet dünyasına götürüyor. Kişniş ve fıstıklı tavuk ve ızgara sebzeler, tereyağında kızarmış fasulye
96
hotel restaurant & hi-tech
yeni yıl özel
Çırağan Palace Kempinski’de yılbaşı başkadır Çırağan Balo Salonu ve Laledan Restoran’da canlı müzik eşliğinde altı aşamalı aynı menüden oluşan Yılbaşı Gala Yemeği gurme lezzetlerle dolu. Kızılcık ve mantar soslu Baharat Kıtırlı Dana Bonfile’den Kidonyalı Istakozlu Ravioli’ye, ekşi mayalı ekmek ‘tuille’ ile Akdeniz Sinarit Tartar gibi enfes tatları bulunduran bu eşsiz lezzetler yeni yılı tarihi Saray atmosferinde karşılıyor. Laledan Restoran’ın minik misafirleri ise kendilerine özel menülerden tadacak. Ödüllü Tuğra Restoran & Lounge’un 31 Aralık 2014’deki Gala Yemeğinde Osmanlı mutfağının mükellef lezzetleri yıl başında altı aşamalı set menüsü ile damakları tatlandırıyor. Kurutulmuş dut ile doldurulmuş Kuzu Sırtı’ndan pazı yaprağına sarılı safranlı Karadeniz Kalkan Balığı’na, Rakılı Bici Bici’den Osmanlı baharatlarıyla lezzetlendirilmiş çikolatalı kekler ve pek çok lezzet Saray’ın büyülü atmosferinde tadılacak.
Mövenpick Hotel’de yeni yıla unutulmaz bir başlangıç... Mövenpick Hotel Istanbul, canlı müzik ve benzersiz lezzetler eşliğinde sevdikleriyle yeni yıla unutulmaz bir başlangıç yapmak isteyenler için sürprizlerle dolu yılbaşı programları hazırladı. Yeni yılı Mövenpick Hotel Istanbul’un İtalyan Başaşçısı Giovanni Terracciano’nun sihirli mutfağından çıkan gurme lezzetlerin muhteşem bir eğlence ile birleştiği AzzuR Restaurant’ta kutlayarak, sevdiklerinizle birlikte rüya gibi bir yılbaşı gecesi geçirebilirsiniz. Yeni yılı, Mövenpick Hotel Istanbul’un 20. katında bulunan
Skyline Club Lounge’da şehrin elmas gibi parlayan silüetine karşı gökyüzünde coşkulu bir partiyle kutlayabilirsiniz. Saat 22.30’da başlayacak parti, günün ilk ışıklarına kadar canlı DJ performansı ve danslarla devam edecek.
yeni yıl özel
Yeni yılı Velocity Sports & Entertainment’ta karşılayın JW Marriott Ankara’da özel günlere ve konsept partilere ev sahipliği yapan Velocity Sports & Entertainment’ın Yeni Yıl Partisi sınırsız eğlencenin doğru adresi olacak. Akşam 22:00’de kapılarını açacak olan mekanda konuklara yeni yıl ruhu doyasıya yaşatılacak. Otelin ana restoranı Fires & Flavors’ın Yılbaşı Yemeği, kutlama gecesinin hakkını verecek bir şölen sunuyor. Türk mutfağının özel lezzetleriyle dünya mutfağının en sevilen tatlarının harmanlandığı zengin büfede karar vermek bir hayli zorlşacak. Fires & Flavors veya JW Steakhouse’da, keyifli bir lezzet deneyiminin ardından 22. katta hizmet veren Skye Vue, sizi Yeni Yıla Merhaba partisine davet ediyor. Başarılı caz sanatçısı Gabrielle Jeanselme’nin 21:30’da piyanosunun başına
Divan Otellerinde büyülü bir yılbaşı Taksim’in simgesi ve İstanbul siluetinin değişmez parçası Divan İstanbul konuklarına unutamayacakları bir yılbaşı programı hazırlıyor. DJ Elize performansının yer alacağı gecede, limitsiz yerli içecek ve 1 kadeh köpüklü şarap ikramı da bulunuyor. Gala Yemeğinin menüsünde ise başlangıçlar bölümünde; tavada ılık deniz tarağı, rezene salata - portakal dilimi - krem peynir - pancar filiziyle sunulan füme somon sırtı ile ara sıcaklarda; tereyağlı köy ekmeği, incir chutney, trüflü süt kreması eşliğinde kızarmış ılık kaz ciğeri yer alıyor. Ana yemeklerde ise kereviz püresi, havuç konfi, kuzu mantarı güveç eşliğinde Dana Wellington veya Ratatu sebze ile doldurulmuş kabak çiçeği, taze baharat buketi, safranlı limon sos ile servis edilen Kabakla Kaplı Mercan Balığı yer alıyor. Çikolatalı limonlu kek ise misafirlere tatlı bir lezzet şöleni yaşatıyor.
geçmesiyle başlayacak olan yılbaşı eğlencesi 01:00’den sonra DJ performansıyla sabahın ilk ışıklarına kadar sürecek.
98
hotel restaurant & hi-tech
yeni yıl özel
Yeni yıla benzersiz bir başlangıç için; Wyndham Grand İstanbul Wyndham Grand İstanbul Levent’te yılbaşı gecesi doyumsuz yemekler ve eğlence konukları bekliyor. Türk ve dünya mutfağının birbirinden lezzetli yemekleri ile hazırlanan özel yılbaşı mönüsü ile yeni yıla leziz bir başlangıç yapmaya hazır olun. Wyndham Grand İstanbul Levent’in executive şef’i tarafından hazırlanan özel mönüde her damak zevkine uygun bir lezzet bulacaksınız. Seçilmiş özel yılbaşı mönüsü ile keyifli bir başlangıcın ardından, canlı performansla unutulmaz bir yılbaşı gecesi geçireceksiniz. 2015’in ilk sabahını konfor ve lüksle Wyndham Grand İstanbul Levent’te karşılayacak olan misafirler, İstanbul‘un güzelliklerine 360 derece hakim olan farklı kategorilerdeki odalar sayesinde İstanbul Boğazı, Haliç ve şehir manzaralı odalarda konaklama ayrıcalığını yaşayacak. Yılbaşı gecesi otelde kalacak olan misafirler, kendileri için maksimum konfor sağlanan odalarda, yeni yıla keyifle başlangıç yapma şansına sahip olacaklar.
Yeni yıl coşkusu Sheraton Adana’da yaşanır Adana’nın parlayan yıldızı Sheraton Adana, yılbaşı partisi, Yeni Yıl Gala Yemeği ve konaklamayı kapsayan özel bir programı misafirleri için hazırladı. Yılbaşı coşkusunu sevdikleriyle birlikte neşeli bir ortamda yaşamak isteyenler için hazırlanan Yeni Yıl Gala Yemeği, zengin menüsüyle dikkat çekiyor. Zengin yeni yıl menüsünde zeytinyağlı kerevizden babagannuşa, Çerkez tavuğundan köpoğluna 10’dan fazla meze çeşidi başlangıçlar arasında yerini alıyor. Her damak zevkine hitap eden peynir çeşitlerinden oluşan peynir tabağı, ıspanaklı üçgen paçanga böreği, gecenin ana yemeği öncesinde misafirlerin beğenisine sunuluyor. Usta ellerden çıkan ve
yeni yıl gecesi için özel olarak hazırlanan kestaneli Ragu ile yaban mantarlı sos eşliğinde sunumu yapılan dağ kekiğiyle marinelenmiş hindi, kuş üzümlü ve çam fıstıklı içli pilav ile servis ediliyor. Yeni yılın ilk tatlı anını yaşatmak üzere menüde yerini alan çikolata ve kestaneli Parfe menüde mutlu bir son hazırlıyor.
yeni yıl özel
Conrad İstanbul’da lezzetli ve keyifli yeni yıl kutlamaları Kapsamlı bir renovasyon projesinin ardından yeni restoranı Manzara’yı, kısa bir süre önce açarak lezzet severlerle buluşturan Conrad İstanbul, restoranın adına yakışır güzellikteki Boğaz manzarası eşliğinde enfes menüsü ile yılbaşında da konuklarını büyülemeye hazırlanıyor. Yılbaşı menüsünde açık büfede, somon ‘gravlax’, sushi sevenler için California roll gibi başlangıçlar, tuzda bütün levrek, baharatlı ızgara karides, patatesli ‘gnocchi’, gibi ana yemekler bulunuyor. Ayrıca creme brulee’den tiramisu’ya, kestane, mango ve kahve aromalı‘ cassata’dan baklavaya zengin tatlı çeşitleri yer alıyor. Yeni yıla canlı müzik grubu eşliğinde. İstanbul ve Boğaz’ın ışıltılarıyla 14.kattan muhteşem bir manzara eşliğinde yeni yıla girmek isteyenler ise Summit Bar & Terrace’da buluşuyor.
Hilton Kozyatağı yeni 365 günün ilk hikayesini yazıyor Hilton İstanbul Kozyatağı, yeni yıl gecesinde, yeni başlangıçların parıltısının uzun soluklu mucizelere dönüşmesi inancınıza ortak oluyor ve 365 günlük yepyeni bir kitabın ilk sayfasını sizin için kusursuz bir hikayeye dönüştürüyor. Hilton İstanbul Kozyatağı’nda yeni yıl gecesi, solist Ayşen Zülfikar ile Caz’dan Latin’e dünya müzikleri eşliğinde leziz bir kutlama ile başlıyor. Gecede, dünyanın dört bir yanındaki şık masalara mutfak sanatını taşımış tutkulu şeflerin gastonomik yolculuğuna dahil olacaksınız. Yılbaşı gecesi, zerafetin ve rahatlığın ön plana çıktığı, özel ikramların sunulduğu odanızda konaklama keyfi ile devam ediyor. Sonrasında, Türk ve Dünya mutfaklarından klasikleri buluşturan bir brunch. 2015’e yüksek yaşam enerjisiyle başlayamanızı sağlayacak SPA kullanımı da paket dahilinde sunuluyor.
Yeni albümü geçtiğimiz ay müzik severlerle buluşturan Bengü, 2015’e sevenleriyle Conrad İstanbul’da merhaba diyecek. Yılbaşına Conrad İstanbul’da Bengü ile girenler, ayrıca avantajlı fiyatlarla konaklama fırsatı da yakalayacak.
restaurant marka 100 hotel & hi-tech
Mutfaklara ‘profesyonel yardımcı’ Öztiryakiler “Gurmeaid” Endüstriyel mutfaklar için profesyonel çözümler üreten Öztiryakiler, kaliteli ve şık tasarımlara sahip “Gurmeaid” markalı mutfak gereçlerini Fabrika Satış Mağazaları ve yetkili bayileri aracılığıyla piyasaya sundu.
Y
arım yüzyılı aşkın süredir HoReCa mutfakları için tasarlayan, üreten, kuran ve satış sonrası hizmeti veren firma, “Öztiryakiler Gurmeaid” markalı paslanmaz çelikten mamul şef bıçağı, sebze bıçağı, doğrama bıçağı, ekmek bıcağı, spatula,
4.500’Ü AŞAN ÜRÜN ÇEŞİTLİLİĞİ Endüstriyel mutfakların projelendirilmesinden imalatına, kurulumundan satış sonrası hizmetine kadar çok geniş bir yelpazede hizmet veren, 4.500’ü aşkın ürün çeşidi ile A’dan Z’ye anahtar teslim mutfaklar sunan firma, ürünlerini yurt içinde Öztiryakiler yurt dışında Ozti adı ile satışa sunuyor.
hamur kesme ruleti, soyacak gibi onlarca çeşit ürünü ile şeflerin mutfakta en büyük yardımcısı olmayı sürdürüyor. Öztiryakiler Gurmeaid ürünleri ile sadece profesyoneller değil mutfak meraklıları da kısa sürede başarılı sonuçlar elde ediyor.
Yangın Söndürme Sistemlerinde yeni bir teknoloji: Safe Guard Türk İtalyan ortaklığında kurulmuş bir SAFE Grup şirketi olan Safe Teknoloji, yangın söndürme sistemleri konusunda uzmanlık geçmişine dayanarak, endüstriyel mutfaklarda kullanılmak üzere Safe Guard ürününü geliştirdi.
R
estoran, otel, yemek fabrikaları gibi alanlarda ticari mutfakların en çok korkulan tehlikesi 360 derecede alevlenen kızgın yağların oluşturduğu yangınlardır. Ticari mutfaklarda olası yangın tehlikelerine karşı öncelikli olarak korunması gereken yerler davlumbaz içi, filtreler, fritöz ve pişirme üniteleridir. Bu ünite ve mutfak ekipmanlarında birikme yapan katı ve sıvı pişirme yağlarının, kızgın alevler ile etkileşimi sonucu yağ zerrecikleri hızla yanmaya başlar. Mutfaklarda çıkan ve kızgın yağların sebep olduğu yangınlara müdahale şekli, her farklı yangın sınıfında olduğu gibi özel bir uygulama ile gerçekleştirilmelidir. Yanan yüzeye yapılacak yanlış bir müdahale, yanan kızgın yağ zerreciklerini diğer ekipman, malzeme ya da çalışanların üzerine sıçratarak yangının kontrolsüzce büyümesine sebep olabilir. Cafe, restoran, catering firmaları, otel mutfakları,
SAFE GUARD ÇALIŞMA PRENSİBİ Alevlerin, hat alev algılayıcısına teması ile kırmızı boruda küçük bir patlak oluşur. Sistem devreye girer ve ajan tankı veya itici kartuş üzerinde bulunan sistem valfi tetiklenerek sistem boşaltım boruları vasıtası ile pişirme ekipmanlarının üzerine boşalarak yangını bastırır. Söndürme işlemi için kullanılan Guardex Söndürme Sıvısı potasyum tuzları bazlı düşük Ph değerli bir yangın söndürme ajanıdır. Sistem devreye girdiğinde yanan yüzeye boşalan Guardex Sıvısı’nın oluşturduğu tabaka su ile kolayca temizlenerek sistem ekipleri tarafından tekrar doldurulup devreye alınıyor.
alışveriş merkezlerinin yemek katlarındaki mutfak alanlarında bulunan tüm ticari mutfak ekipmanlarının bu sebeplerden ötürü özel sistemler ile korunması gerekir.
ESTETİK, KOLAY KURULUMLU; SAFE GUARD Türk İtalyan ortaklığında kurulmuş bir SAFE Grup şirketi olan Safe Teknoloji, yangın söndürme sistemleri konusunda uzmanlık geçmişine dayanarak, endüstriyel mutfaklarda kullanılmak üzere Safe Guard ürününü geliştirdi. UL 300 / NFPA 17A / NFPA 96 gereksinimlerini karşılayan estetik görünümlü ekipmanları ve kolay kurulumu ile mühendislik hesapları tamamlanmış ve kanıtlanmış Ticari Mutfaklarda Yangın Söndürme Sistemleri ile Türkiye ve dünyada birçok firmaya hizmet sağlıyor.
restaurant marka 102 hotel & hi-tech
Tekin Şengün “Türkiye’nin %95’i destek almıyor” ISS Haşere Kontrol ve Bahçe Bakım Hizmetleri Genel Müdürü Tekin Şengün, Türkiye’nin yüzde 95’inin haşere mücadelesinde profesyonel destek almadığını belirterek, mücadelede kesin çözüm için profesyonel yardımın şart olduğunu ifade ediyor.
I
SS Haşere Kontrol ve Bahçe Bakım Hizmetleri’nin yaptığı bir araştırmaya göre Türkiye’nin yüzde 95’i haşere mücadelesinde profesyonel destek almıyor. ISS Haşere Kontrol ve Bahçe Bakım Hizmetleri Genel Müdürü Tekin Şengün: “Türkiye coğrafi konumu ve iklimi dolayısıyla haşere istilasına açık bir ülke. Bunu her sene mevsim değişikliği zamanında meydana gelen haşere istilaları ve sebep oldukları hastalıklardan anlayabiliriz. Bu kadar yoğun bir sorun için halkımız mücadele konusunu önemseyip destek almıyor. Şirketimize gelen taleplerden gözlemlediğimiz Türkiye’de sadece yüzde 5’lik bir kitlenin profesyonel haşere müdahale desteği aldığı. Yüzde 95’lik kesim ise haşerelerle kendileri başa çıkmaya çalışıyor. Bireysel mücadele yetersiz kaldığı gibi yanlış yöntemler kullanılarak sorunun daha da büyümesine sebep olunuyor.” diyor.
HAŞERE MÜDAHALESİNDE ÖN KEŞİF ÖNEMLİ ISS Haşere Kontrol ve Bahçe Bakım Hizmetleri Genel Müdürü Tekin Şengün, haşere müdahalesinde
profesyonel ekiplerin ön keşif yapmasının önemli olduğunu ve bu sayede müdahalenin haşere türüne göre belirleneceğini söylüyor. Şengün sözlerine şöyle devam ediyor; “Haşereleri yok etmek için verilen bireysel mücadeleler sorunu kökten çözmez. Haşere ve kemirgenler sık üreyen canlılardır. İnsanlar sadece gördükleri haşerelere müdahale ediyor oysa onlar geride yumurtalarını da bırakmış oluyorlar. Dolayısıyla o yumurtalar daha sonra yetişip yeniden sorun yaratıyor. Kimi haşere türleri ise yok edildikçe daha fazla üreme gösteriyor. ISS Haşere Kontrol Hizmetleri olarak biz, ön keşif sayesinde haşere türüne göre doğru müdahaleyi en uygun kimyasal, ekipman ve yöntemler ile yapıyoruz. Ayrıca soruna müdahale ederken Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Sağlık Bakanlığı tarafından onaylı, insan sağlığını tehdit etmeyen pestisitler kullanıyoruz. Servis sorumluları ve tüm çalışanlarımıza organizmaları engellemek, kontrol altına almak için kullandığımız maddeler olan pestisitler ve dünyadaki yeni teknolojik uygulamalar konusunda düzenli olarak eğitimler veriyoruz.”
Fotoğraflar: Hakkı Günerkan
restaurant portre / mimar 104 hotel & hi-tech
Trendy değil, zamansız!
Mimar Engin Özmen “Beni trendy malzemeler değil, her dönem etkisini yitirmeyen ‘zamansız’ materyaller daha çok çekiyor. Bir yıl sonra yıkar, yerine yenisini yaparız mantığı bana çok da sıcak gelmiyor…”
İ
stanbul’un trend birçok mekan tasarımında onun imzası var. Mekanın ruhunu kendi ruh aynasıyla birlikte yansıtmayı başaran genç yeteneklerden biri o. Projelerini daha butik bakış açısıyla ele alıyor, kopyalamak yerine empatik hislenmelerle lokalize etmeyi seviyor.
Cahide Sayfiye, Limoncello, Pop, Abdi Lounge, Cento Per Çento ve daha pek çoğu gibi İstanbul yeme içme ve eğlence hayatına tasarımlarıyla adını yazdırmayı başaran Mimar Engin Özmen ile mekan tasarımlarına yön veren algılamalarını, yeni ve gelecek projelerini konuştuk.
Engin Özmen Mimarlık Ofisi’ni kısaca tanıtarak, tasarım portföyündeki markalardan bahseder misiniz? İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’ni bitirdikten sonra 2008 yılında kendi şirketim olan Engin Özmen Mimarlık’ı kurdum. Ağırlıklı olarak cafe ve restoran tasarımları gerçekleştiriyoruz. Bununla yanı sıra müşteri portföyümüzde evler, ofis katları, mağazalar ve oteller de bulunuyor. Mevcut projelerimiz arasında Cahide Sayfiye, Nahide Motel, Al Jamal Cruise, Al Jamal Badavi (Garden), Taverna, Pop, Abdi Lounge, Cento Per Çento, Foxxy By Urbanbug- Kyneria Cyprus Kalamata Meyhane, Turkcell Arena (Vip Lounge), Rehab Summer ve Eelence İstanbul’u söyleyebilirim. Geçen yıl Salomanje’nin yenilemesini, Limoncello ve Etiler’deki Quzu Restaurant’ın yenilemelerini yaptık. Bursa’da Cafe Beceren’in yenilemesi devam ediyor. Yine Adapazarı’nda bir müşterimize daha önce İtalyan İşi ve Chips&Chicken’ı yapmıştık. Şu an o grup için dört ayrı projeyi birlikte yürütüyoruz. Bunların dışında şu anda 2015 yılının ilk yarısında netleşmesini beklediğimiz 50 odalı bir butik otel projemiz var.
Tasarım modelleriniz geniş bir skalaya dağılıyor. Bunlar arasında restoran içmimari ve dekorasyonları ne tür bir uzmanlık gerektiriyor? Ev, ofis ve benzeri mimari tasarımlardan farklı olarak cafe ve restoran gibi sosyal ve ticari mekanlarda birtakım kriterleri gözetmek gerekir. Ev dediğiniz daha spesifik bir konudur ve konutta yaşayacak kişinin istekleri en doğru şekilde yorumlanarak tasarlanır. Oysa bir restoranda insanlar yedikleri yemek, aldıkları servis ve bulundukları ambiyansın dışında farklı bir his halini arzu ederler. Bu da mekandan mekana değişiklik gösterir. Finedining restoranlarda müşteriye sunacağınız ambiyans ve atmosfer özel bir tasarım algısı gerektirir. New York’da hangi coffe shop’a gitseniz duvarlar tuğladır, ar deco aynalar,
demir doğramalar vardır. İşte bu New York stilidir. Biz Türkler Akdenizli olduğumuz için birbirimize yakın oturmayı, oturduğumuz yerden herkesi görmeyi ve de çevremizde olan biten her şeye hakim olmayı severiz. Bunlar bizim kriterlerimiz… Bu yüzden Türkiye’de yurt dışı menşeili birçok ithal konsept değer görmüyor. Kapalı kapılı localar, birbirini görmeyen mekanlar bizde hiçbir şekilde tutmuyor ve çalışmıyor. Şu an Türkiye’de tüm mekanlar belli başlı malzemeler, tasarımlar etrafında dönmeye başladı. Bunlar meşe ve ceviz gibi ahşaptır, tuğladır, beton dokusudur, siyah demirdir, sarı ışıktır. Yapı malzemeleri konusunda İstanbul da artık kendi dilini oluşturuyor.
Siz en çok hangi materyalleri kullanmayı seviyorsunuz? Ben trend malzemeleri kullanmayı sevmiyorum. Misal, ahşap dediğimizde bir dönem akçaağaç çok popülerdi ama şimdilerde kimse beğenmiyor. Oysa meşe ve ceviz her zaman klasiktir, hiçbir zaman demode olmaz. O yüzden trendy malzemeler yerine her dönem etkisini yitirmeyen ‘zamansız’ materyalleri kullanmayı seviyorum. Mekanlarda bir aidiyet hissi oluşturup, insanların yıllar geçse de keyifle yemek yiyip, sohbet edebilecekleri mekanlar oluşturmak bana ayrı bir keyif veriyor. Genelde tarzım bu ama seçimlerim tabii ki mekanlara göre de farklılık gösterebiliyor. Çünkü her mekanın kendine özgü ihtiyaçları ve farklı dinamikleri var. Örneğin şu an içinde bulunduğumuz Abdi Lounge bir 10 yıl sonra geldiğimizde de bize aynı keyfi yaşatacak. Bir yıl sonra yıkar, yerine yenisini yaparız mantığı bana çok da hoş gelmiyor. Ne yazık ki şu anda bunun çok sık örneklerini görüyoruz.
Bir mimar ve tasarımcı olarak işletmelerin beklentilerine hangi ölçüler ve kriterlerde karşılık veriyorsunuz? Ben istediğimi yaparım diye ısrar eden bir mimar
restaurant portre / mimar 106 hotel & hi-tech
olmadım hiç. Müşterilerin taleplerini de dinliyorum, onlara öneriler de sunuyorum. Bu işlere yoğunlaşınca haliyle müşteri profili ve piyasayla ilgili insanın gözü de gelişiyor. Aslına bakarsanız, karşılıklı paslaşarak gidiyoruz. Mekan tasarlarken bar için bar şefiyle, mutfak için mutfak şefiyle, salon yerleşimi için salon şefleriyle birlikte hareket ediyoruz. En nihayetinde burası heykel gibi bir yapıt değil. Mekanda her bir işlevin en doğru şekilde vuku bulması gerekiyor, bir senaryosu olmalı… Sonuçta biz gittikten sonra mekanda çalışacak olanlar yine o insanlar.
Türkiye’deki mekan sahipleri de bu bahsettiğiniz göz oluşabildi mi sizce? Her sektör biraz öyledir ya, zoru da var kolayı da… Türkiye’de artık projeleri mimar ve içmimarlara tasarlatmak gibi kültürler yavaş yavaş oturuyor. Diğer taraftan her şeyin çok daha ucuzu, alt kalitede varyasyonları piyasaya sürüldüğü için birtakım insanlara da bu kültür empoze ediliyor. Dolayısıyla bu durum ister istemez sektöre yeni girenlerde bir kafa karışıklığı oluşturabiliyor. Bizde şöyle bir durum var, nasıl ki tekstilde bir akım moda olduğunda sokaktaki herkes tek tip giyiniyorsa mimarlık dünyası da aynı şekilde… Bir tasarım çıktığında ağır taklitleri de oluyor, esinlenmeleri de… Bakıyorsunuz birden her yerde. Buna rağmen umutluyum, zaman içinde kendi tarzımızı oturtacağımızı düşünüyorum. Yine de eskiye göre daha iyiyiz. Önceden örnekler görmek için biz yurt dışına giderken, şimdilerde yabancı misafirlerimiz mekanlarımıza inanamıyor.
Türkiye’de son dönemde yerli restoran markalarının sayısı ile beraber ithal markaların da sayısı arıyor. Orada mimari ve tasarım algıları ne tür bir yaklaşım benzerlikleri ve farklılıkları ortaya koyuyor dersiniz? Fast food mekanlar hariç Türkiye’de cafe ve restoran gibi işletmelerde çok fazla ithal marka yok. Her ne kadar Türkiye, Avrupa ve Amerika’da yapılanlara yakın bir bakış açısı sergilese de aslında bir o kadar da lokal yaşayan bir ülke. Mesela buradaki en popüler cafelere baktığınızda hiçbiri yabancı zinciri değildir, hepsi yerlidir. Türkiye bu anlamda biraz enteresan bir ülke. Biz senelerce yurt dışına çıkıp yapılanları gördük, benzerlerini burada uygulamaya calıştık.. Fakat onları olduğu gibi getirmedik. Üstelik getirirken lokalize de ettik. Böyle olunca insanlara çok daha sıcak ve kendinden geliyor. Türkiye’de yeme içme çok daha zor. Burası bir yeme içme ülkesi. O yüzden yerli markaların daha fazla tuttuğunu düşünüyorum. Bana da müşterilerimden bir tanesi, yabancı bir markayı
getirsek dediğinde onlara kendi markasını kurmalarını önerdim. Böyle daha pozitif geri dönüş alacaklarını söyledim. Hakikaten de öyle oluyor. Ben ağırlıklı olarak yerli markalarla çalışıyorum. Yabancı marka olarak Eksen Grup, Fauchon Paris’i getirdi, Akasya’da ilk yerini açtı. Zaman zaman bunun gibi çalışmalarım da olabiliyor.
Otel içi restoran da yaptınız mı? Oradaki durum nedir? Eskiden otel restoranı, otel kafesi diye bir kavram vardı. Artık bu ortadan kalktı. Bugün fark ettiyseniz pek çok otel, cafe ve restoran bölümlerini dışarıda tanıdık işletmecilere vermeye çalışıyor. Aslına bakarsanız ben de bunun doğru olduğunu düşünüyorum. Bence o anlamda bir fark yok. Bana bir otelin x restoranı ya da cafesiyle ilgili bir teklif gelmiş olsa, otel içi ya da dışı konusuna takılmam. Çünkü söz konusu o mekanlara dışarıdan insanlar da geliyor. İnsanlar içki içmeye de gidiyor, eğlenmeye de, yemek yemeye de... Türkiye’de bu algı yavaş yavaş oturmaya başladı. Klasik usullerle giydirilmiş sandalyeler, yuvarlak masa örtülü otel restoranı kavramı ortadan kalkıyor. En azından popülaritesi yüksek otellerde bu örneklere rastlamıyoruz artık.
Restoran mimarlığında trendleri sizce neler belirliyor? Bence trendleri belirleyen tasarımcılar. Okullarda da bu öğretiliyor. Açık mutfak henüz gündemde
yokken, herkes açık mutfak mı olur diyordu. Bunun en etkili örneği Philippe Starck. O birden bir şey yapar, tüm dünya benzerlerini kopyalıyor. Bir avize asıyor, bakmışsınız herkes o avizeyi asmış. Trend belirleyiciler tasarımcılar diyorum çünkü mimarlar ve tasarımcılar aslında insan hayatının senaryosunu da yazıyorlar. Müşteri nerede oturacak, nerede uyuyacak, nasıl yiyecek, yemek yerken ne görecek? Aslında siz o senaryoyu yazıyorsunuz. İnsanların tabii ki bazı beklentileri oluyor. Fakat o beklentileri karşılarken sunduğunuz artılar işte o bahsettiğini trend belirleyicileri oluyor.
Restoran mimarisi ve tasarımında sizce gelecek 10 yılda trendler nereye gider, şimdiden bir tahmin yürütebilir misiniz? Ülkemiz özelinde konuşmak gerekirse, biraz önce New York örneğini de verdiğim gibi, ülke olarak yavaş yavaş tarzımız oturuyor. Bu noktada da daha iyi işçilik, daha iyi malzeme, daha iyi servis, daha iyi yemekle optimuma ulaşmış örnekleri çıkmaya başlayacak. Çünkü birden bire bitti, yerini başka bir şey alacak diye bir durum söz konusu değil. Bir şekilde taşlar yerine oturuyor, yerini buluyor. Şu da var, bu tip mekanlar zaten teknolojiyle de doğru orantılı gitmiyor. Hayat teknolojileştikçe restoran ve cafeler daha nostaljik, daha doğal malzemeler, eskiyi anımsatan birtakım nüvelerle dolmaya başlıyor. O yüzden gelecek yılların trendlerine ilişkin bir yorum yapamam. Sadece şunu söyleyebilirim, trendler toplumun istediği şekillerde kendini geliştirerek ve iyileştirerek optimum noktasına bulacaktır.
Son dönemde çok fazla restoran açıldığı gibi bu o kadarı da kapanıyor. Bunun tasarım ve mimarileriyle de bir alakası olabilir mi? Oradaki durum ne biliyor musunuz? Restoranlarda değişen olgu trendler olmuyor, sosyal ve ekonomik döngüye göre açılan yerlerin türleri değişiyor. İstanbul’da çok sayıda zincir işletmeler var. Fakat buna son 3-4 yıldır yeni bir zincir eklenmiyor. Çünkü artık onlar ön yatırımı maliyetli, operasyon gideri yüksek yatırımlar haline gelmeye başladı. Bu konseptlerin yerine daha ufak dönerciler açılıyor. Bunlar da aynı şekilde bir restoranın mimarisi ve tasarımıyla üretiliyor. Bahsettiğim bu projelerin en büyük avantajları, yatırım ve operasyon maliyetlerinin düşüklüğü ile beraber sürümden ötürü kazançlarının yüksek olması. İşte bu şekilde aslında ülkenin sosyal ve ekonomik alanlarıyla ilgili realiteler hangi işletmelerin artacağını, hangilerinin azalacağını belirliyor. Bugün geldiğimiz nokta da şu, insanlar bu tarz mekanlara alıştıkları için fast food kategorisine giren yeme içme mekanları bile kendilerini cafe butik olarak sunmaya başladı.
Gelecek trendler hakkında şunu söyleyebilirim, cafelerin ölçekleri çok büyüdü. 250-300 kişilik mekanların yavaş yavaş sayıları artıyor. Bu sayı önümüzdeki 1-2 yıl içinde daha da artacak.
“MİMARIN ÇİZDİĞİ BİNA SAYISI DA AZ, İÇMİMARIN YAPTIĞI RESTORAN SAYISI DA” Sorunuza gelirsek; tabii ki etkisi var. Açılan restoranların sayısı yılda 5.000’se bunun ancak 1.000 tanesi mimarla çalışıyordur. Türkiye’deki tablo ne yazık ki bu. Adam bir yerde bir şey görüyor onu yaptırıyor, başka bir yerde görüyor, onu yaptırıyor. Mimarın çizdiği bina sayısı da az, içmimarın yaptığı restoran sayısı da… Sadece bu da değil, piyasada yanlış mimari çözümlerle projelendirilen o kadar çok yapı var ki… En nihayetinde müşteri profilini iyi gözlemlemek ve isteklerine his olarak da doğru karşılığı verebilmek önemli. Çünkü müşteri kendini bu bahsettiğimiz mekanlarda en çok da sıcak ve samimi hissetmek istiyor. Yoksa “çok para harcadığım mutlak güzeldir” algısı tamamen sağlıksız ve hatalı bir yaklaşım olur. . Tam da bu sebeplerle ben bir proje tasarlarken empati kurmaya özen gösteririm. Bir senaryo yazarım ve mekana uyarlarım.
İstanbul’da sizi etkileyen herhangi bir mekan tasarımı var mı, örnek verebilir misiniz? Ben restoran olarak Münferit’i çok beğeniyorum. Menüsü de ambiyansı da muhteşem. Bana çok sıcak ve samimi geliyor, kendimi iyi hissettiriyor. Onun dışında Karaköy’de Bej’i de çok beğeniyorum. Orası da aynı şekilde samimi ve sıcak. Bence bir mekan insanda iyi hisler uyandırabiliyorsa ve kendini iyi hissettiriyorsa başarılı bir iş ortaya koymuştur, yoksa önemli olan sadece dokusu değildir.
restaurant dekorasyon 108 hotel & hi-tech
Yataş’tan 2015’e özel ‘King Master 10.000’ Konforu ve uzmanlığıyla otel yatakları arasındaki liderliğini koruyan Yataş, alanında ilk ve tek ‘King Master 10.000’ yatağı ile yeni yılda uykuya yepyeni bir boyut katacak.
Y
ataş 2015 yılına uyku kalitesine farklı bir soluk katacak iddialı bir ürünü ile giriyor. Ödüllü Hi-Low ve Posturflo HD yay teknolojilerinin kullanılarak üretildiği ‘King Master 10.000’ yatağı ile Yataş, uyurken vücuda istediği konforu en sağlıklı biçimiyle sunuyor.
ALANINDA İLK VE TEK ‘KING MASTER 10.000’ Yataş’ın son harikası ‘King Master 10.000’ serisi, yatak çekirdeğinde bulunan ve aralıksız çalışan 10.000 adet akıllı yayı ile uyku sırasında vücudun ihtiyaç duyduğu rahatlığı omurgayı destekleyerek sunuyor. Sağlıklı ve rahat uyku için alanında ilk ve tek ‘King Master 10.000’, yüksek hava geçirgenliğine olanak veren yay sistemi ile de yatağınızın sürekli nefes almasını sağlıyor. Kusursuz yaylı sistemiyle rahat ve aralıksız uykular sunan Yataş, renkli rüyaların da kapısını çalıyor.
PÜRÜZSÜZ, İPEKSİ Konforu kadar işçiliği de dikkat çeken King Master 10.000 yatağı, pürüzsüz, ipeksi görünüme sahip saten kumaşı, el işçiliği kullanılarak birleştirilen iç kısımları ile yatak odalarında şıklığı tamamlıyor. 20 mm yükseklik ve 33 mm’lik çapıyla dünyanın en küçük pocket yaylarından oluşan Posturflo HD yatak, uykunun en sağlıklı halini sunarak, hayatını değiştirmek isteyen uyku severleri Yataş mağazalarında bekliyor.
restaurant dekorasyon 110 hotel & hi-tech
Yatak teknolojisinde öncü marka İşbir Yatak Dünyada gelişen teknolojiyi sektöre adapte eden İşbir Yatak, teknolojik yenilikleri başarıyla uyguladığı ürünleri ile otellerde uyku keyfinin daha konforlu ve daha kaliteli olmasını sağlıyor. hücreleri içeren viskoelastik malzeme buluyor. Bu malzeme vücuttaki basıncı minimuma indirgeyerek sağlıklı kan dolaşımına yardımcı oluyor. Aynı zamanda yataktaki dönme hareketlerini azaltarak uyku kalitesini arttırıyor. Bel, sırt, omuz ve boyun ağrılarının tedavi sürecine yardımcı oluyor.
HİJYEN TEKNOLOJİSİ
H
er yıl cirosunun yüzde üçünü ar-ge çalışmalarına ayıran İşbir Yatak, ilk olarak NASA tarafından geliştirilen viskoelastik malzemeyle 5 yılı aşkın ar-ge faaliyetlerinin ardından yatak sektöründe devrim olarak nitelendirilen “Akıllı Yataklar”ı üretti. İşbir Yatak viskoelastik malzemeyle üretilen bu yatakları ve getirdiği diğer teknolojiler ile Türkiye sektöründe kalite ve sağlık bilincinin hızla ilerlemesini sağladı. Dünyada gelişen teknolojiyi sektöre adapte etmeyi misyon edinen marka, visko teknolojisi dışında nano, polimer yay, masaj, anti-stres, hijyen, Quallofil Allerban dolgu ve Vitamin Ace teknolojilerini de müşterilerinin beğenisine sunuyor.
VİSKO TEKNOLOJİSİ Viscostar akıllı yataklarda hareket özelliği sayesinde kişiye göre tepki gösteren açık hücreli, vücut ısısı ve basıncına duyarlı, akıllı hafıza
İşbir Yatak ürünleri çok özel hijyen yöntemleriyle koku,lekelenme,bozulma,renk değişimi,alerji ve astıma neden olabilecek bir dizi mikroorganizmaya karşı korunuyor. Yataklarımızdaki süngerler 1. sınıf öko-tex (bebekler ve çocuklar için uygunluk) sertifikasına sahiptir. Kanserojen madde içermez. Tüm yatak kumaşlarımız, bakterilere karşı HealthGuard apresiyle hijyenize edilmiştir. HealthGuard mite,mantar,küf ve bakteri gibi organizmaların oluşumuna karşı koruma sağlayan teknolojidir. Quallofil Allerban elyaflar anti-bakteriyel, anti-mite, anti-mantar özelliktedir. Tüm yataklarda klasik keçeye göre çok daha hijyenik ve sağlıklı olan “Rebound” kullanılmaktadır.
ANTİ-MITE, ANTİ-MANTAR VE ANTİ-BAKTERİYEL ETKİLİ DOLGU ELYAFLARI Tüm yatak ürünlerimizde dolgu malzemesi olarak kullanılan Quallofil Allerban elyaf, anti-bakteriyel, antimantar ve anti-mite özelliktedir. Hijyen konusunda üstün niteliklere sahip bu ürün Türkiye’de sadece İşbir
Yatak tarafından kullanılmaktadır. Allerban’ın mantar oluşumunu ve bakterilri önlediği A.B.D. ve Fransa’da bağımsız testlerle kanıtlanmıştır. (Özel hava kanalcıklı teknoloji ve patentli özel dolgu elyafı vücut için gerekli hava sirkülasyonunu sağlayarak hem yaz hem kış boyunca kaliteli uyku için uygun ortamı yaratıyor.
POLİMER YAY TEKNOLOJİSİ Ses yapmayan, dayanımı metal yaylara oranla artırılmış, vücuda göre farklı sertliklerde kullanılabilen polimer yaylar yataklara ekstra konfor katmaktadır. Ayrıca bu teknoloji ile metallere yakın olmaktan kaynaklanan MFDS’ye (Manyetik alan sendromu) engel olunmaktadır.
NANO TEKNOLOJİ VISCOSTAR Akıllı Yatakları’nda kullanılan kumaşlara nanoteknoloji yöntemi ile A,C,E vitaminlerini uygulanmıştır. Mikrokapsüllerin içerisine yerleştirilen vitamin molekülleri, kapsüllerin uyku sırasında kırılmasıyla hem cildin gençleşmesine hem de vücudun bağışıklık sisteminin güçlendirilmesine yardımcı olur. “Vitamin ACE”, uluslararası akreditasyona sahip Hohenstein Laboratuarları’nda test edilip onaylanmış bir üründür. Lavender Garden yatağın kumaşı içerisine nano teknoloji ile lavanta kapsülleri yerleştirilmiştir. Bu kapsüller, temas ve sürtünme ile parçalanarak hoş bir lavanta kokusu yayar. Mikrokapsülleme yöntemi ile zerrecikler mikroskobik düzeyde özel polimerik çeperle kaplanmıştır. Bu sayede etkisi çok uzun süre korunur.
ANTİ-STRES TEKNOLOJİSİ Özel olarak tasarlanmış mükemmel elektrik iletkenliğine sahip karbon fiber kumaşlar uyku sırasında, gün içinde vücutta birikmiş olan elektrik ve gerginlik yaratan stresin atılmasına yardımcı olur.Sea Cell & Wellness Anti-Stress yatağın kumaşında denizyosunu özleri ve karbon fiberler bulunur. Deniz yosunun içinde aktif elementler bulunmaktadır. Bu sayede yatak, cildin taze ve nemli tutulmasını sağlayarak sıradan bir stres önleyici özellikten çok daha fazlasını sunuyor.
restaurant dekorasyon 112 hotel & hi-tech
Geberit’ten otel banyolarına şıklık katan tasarımlar Otel banyoları için hem şık hem de işlevsel ürünler sunan Geberit, banyolarda uzun süren tadilat işlemlerine gerek kalmadan kolayca monte edilebilen Monolith Plus serisini tasarladı.
İ
sviçreli sıhhi tesisat ve rezervuar markası Geberit, Monolith Plus rezervuar modülü ile kusursuz işçilik ve yenilikçi tasarımı bir araya getiriyor. Geberit Monolith Plus, sadece tasarımıyla değil etkileyici fonksiyonlarıyla da öne çıkıyor. Rezervuarı cam kapağın arkasına entegre edilmiş bu estetik tasarım, kapsamlı bir tadilata gerek kalmadan kompakt bir ürün olarak banyolardaki yerini alıyor.
KÖTÜ KOKULARI GİDEREN EK FONKSİYONLARA SAHİP MONOLITH PLUS Sunduğu ek fonksiyonlarla modern banyolar yaratmak
isteyenlere alternatif çözümler de sunan Geberit Monolith Plus ile rezervuara entegre edilmiş koku alma sistemi sayesinde kötü kokular klozetin içinden emilerek seramik petek filtrede temizleniyor. Dokunmatik tuşlar sayesinde deşarj süreci nazikçe başlatılıyor. 7 farklı renk seçeneği ile sunulan ComfortLight özelliği kullanıcıyı uzaktan algılıyor, banyoya girdiğinizde otomatik olarak devreye giriyor ve banyoda hoş bir atmosfer oluşturuyor. Geberit Monolith Plus banyolardaki ürünlere uyumlu sağlayan tasarımıyla da dikkat çekiyor. İster yere oturan ya da asma klozetlerinizle ister Geberit AquaClean modelleriyle bir arada kullanılabilen Monolith Plus’ın siyah, beyaz ve toprak rengi alternatifleri bulunuyor.
restaurant otel - tech 114 hotel & hi-tech
Profilo Ödeme Sistemleri ve Posiflex
güçlerini birleştirdi Profilo Ödeme Sistemleri, kullanıcı sayısı 100 binden 250 bine çıkması beklenen PC POS pazarına, Posiflex işbirliği ile iddialı giriyor.
P
rofilo Ödeme Sistemleri, Posiflex işbirliğiyle Türkiye pazarında fark oluşturacak ve işletmelerin hayatını kolaylaştıracak yeni teknoloji PC POS ürünlerini kullanıcıları ile buluşturdu. Bu işbirliği ile sunulan çözümlerin,
sektörün ve pazarın gelişimine önemli katkı sağlaması öngörülüyor. Bugünkü koşullarda 100 bin olan PC POS kullanıcı sayısının 2 yılda yüzde 150 artarak 250 bine ulaşması beklenen bu segmentte, Profilo Ödeme Sistemleri, geniş ürün yelpazesi sayesinde sunduğu çözümlerle çeşitli sektörlerden farklı profillere sahip işletmelere ulaşmayı hedefliyor.
VELİ TAN KİRTİŞ: “REKABETE HAZIRIZ” Profilo Ödeme Sistemleri İcra Kurulu Başkanı Veli Tan Kirtiş, sektör araştırmalarından yola çıkarak şu bilgileri aktardı: “Organize perakende sektörünün dikkat çeken büyüme hızı bizi bu alanda yeni ortaklıklar kurmaya yöneltti. Bu nedenle 30 yıllık iki firma, Profilo Ödeme Sistemleri ve Posiflex olarak güçlerimizi birleştirdik; hem pazarı büyütmeyi hem de sunduğumuz çözümlerle büyüyen pazardan önemli bir pay almayı hedefleyerek işbirliğine gittik.” Getirdikleri çözümlerle pazar payını büyütmeyi ve kullanıcı profilini daha geniş bir tabana yaymayı hedeflediklerini belirten Veli Tan Kirtiş, “Restoran ve süpermarket zincirleri gibi büyük işletmelere en yüksek kaliteyi en optimum şekilde, geniş bir ürün çeşitliliği içerisinde sunuyoruz. Bunun yanında birkaç kasası olan işletmelere ve kurumsal çalışmak isteyen iş yerlerine de uygun çözümler getiriyoruz. Bu kadar geniş çapta ürün gamı ve çözüm alternatifi sunabilmek, pazarın gelişimi ve teknoloji ile kendini bir ileri aşamaya taşımak isteyen küçük işletmeler
RED DOT TASARIM ÖDÜLÜ SAHİBİ ÜRÜNLER Profilo Ödeme Sistemleri ve Posiflex işbirliği, son teknolojiyi kalite, konfor ve estetikle bir araya getiriyor. PC POS üretiminde kullanılan alüminyum bileşenler sayesinde yüksek dayanıklılık ve sağlamlık sağlanıyor. Ayrıca, uzaktan erişim teknolojisi sayesinde Maliye Bakanlığı herhangi bir değişiklik talep ettiğinde, ekstra maliyet yaratmadan cihaz üzerinde güncelleme yapılabiliyor. Yeni teknoloji PC POS’un bir diğer ayrıcalığı ise tasarımı. Merkezi, Almanya Essen’de bulunan, Avrupa’nın en saygın kurumlarından Design Zentrum Nordrhein Westfalen tarafından yarım asırdır verilen ve uluslararası arenada en güvenilir ve prestijli ödül kabul edilen Red Dot tasarım ödülü sahibi, şık görüntüsüyle fark yaratan yeni teknoloji PC POS cihazları, iddialı fiyat/ performans oranları ile de dikkat çekiyor.
için çok önemli bir fırsat. PC POS piyasasında, giriş seviyesinden en üst segmente kadar, her boyutta işletmenin beklentisini karşılayacak ürünlerimizin mevcut olması, bizi rakiplerimizden farklı kılan en önemli unsurlardan biri.” sözleriyle rekabete hazır olduklarını vurguladı.
“SATIŞ SONRASI HİZMETLER KONUSUNDA İDDİALIYIZ” Posiflex’in yanı sıra Türkiye’nin güçlü yazılım firmalarıyla da iş ortaklığı yapan Profilo Ödeme Sistemleri’nin en iddialı olduğu alanlardan biri de geniş hizmet ağı ile sağladıkları servis kalitesi. Kirtiş, “Tüm ürünlerimizin kurulum, bakım ve onarım işlemleri için Türkiye genelinde 81 il ve 220 ilçede yaygın, 360 yetkili servis noktamız ve Maliye Bakanlığı sertifikalı 2 bin 300 kişilik uzman kadromuz mevcut. Bu sayede müşterilerimize özel, çözüm odaklı hizmet sunuyoruz” diyerek satış sonrası hizmet konusundaki güçlerinin altını çiziyor. Kirtiş, Profilo Ödeme Sistemleri’nin tüm alanlarda olduğu gibi PC POS alanında da “premium” algısını devam ettirmesinin önemine dikkat çekiyor: “İlk defa girdiğimiz bu alanda sunduğumuz premium çözümlerle iddialıyız. Ürünlerimizde kusursuzluğu ve mükemmelliği yakaladık. 30 yıla
varan deneyimimiz ve Posiflex firmasıyla yaptığımız bu yeni güç birliği ile Profilo Ödeme Sistemleri olarak bu alanda dünyanın en büyük oyuncularıyla rekabet etmeye hazırız.”
restaurant otel - tech 116 hotel & hi-tech
D-Hotel Maris iklimlendirmede “CLIVET ve DECSA” dedi “En prestijli” ödüle sahip D-Hotel Maris iklimlendirmede tercihi yüksek verimli CLIVET ve DECSA ürünleri oldu. “American Academy of Hospitality Sciences” tarafından dünyada bugüne kadar 14 otele verilen “The Six Star Diamond“ ödüllü Doğuş Grubu’na ait D-Hotel Maris, iklimlendirme ihtiyacını CLIVET marka A Enerji Sınıfı Su Soğutmalı Soğutma Grubu ve DECSA Radyal Fanlı Kapalı Devre Soğutma Kulesi ile sağlıyor. Datça Yarımadası’nda yer alan eşsiz konumu, beş özel plajı ve sunduğu lüks hizmet seçenekleri ile yüksek beklentilere hitap eden D-Hotel Maris, ısıtmasoğutma ihtiyacı için toplam soğutma kapasitesi 3.400 kW olan 2 adet CLIVET su soğutmalı soğutma grubu ve 2 adet DECSA Radyal Fanlı Kapalı Devre Soğutma Kulesi ile sağlıyor.
YÜKSEK VERİMLİLİK, ZENGİN ÇEŞİTLİLİKTE AKSESUARLAR CLIVET A Enerji Sınıfı Su Soğutmalı Soğutma Grubu
yıl boyunca yüksek verimlilikte çalışma için dizayn edilmiş soğutma gruplarıdır. Zengin çeşitlilikteki aksesuarlar ve kısmi yüklerde verimli çalışma sağlayan soğutma devresi tasarımı ile tüm kullanım ihtiyaçlarına kolaylıkla cevap verir. DECSA Radyal Fanlı Kapalı Devre Soğutma Kulesi’nde kullanıldığı alanlarda minimum enerji tüketimi ile işletmelerin ilk yatırım maliyetlerinde kısa sürede geri dönüşüme imkan verir. Cihazın kolay çalışma ve bakım özelliği de kullanımda kolaylık sağlıyor. Verilmeye başlandığı yıldan itibaren aralarında Dorchester London, Plaza Athenee, Le Meurice, Trump International NY’un da yer aldığı sadece 14 seçkin otele takdim edilen “The Six Star Diamond Award” almaya hak kazanan D-Hotel Maris, Türkiye’de ödülü ilk alan otel olarak Form Şirketler Grubu’nun seçkin referansları arasında yerini aldı.
restaurant fuar 118 hotel & hi-tech
Fotoğraflar: Hakkı Günerkan
Sirha İstanbul’da gastronomik şölene dönüştü Dünyanın en prestijli otelcilik ve yemek servis organizasyonlarından Sirha, 2. kez restoran, otel işletmeleri ve yiyecek içecek sektörünün devleri ile gastronomiye gönül verenleri İstanbul’da ağırladı. Türkiye ve yurt dışından 180 katılımcının katıldığı fuarı yaklaşık 10 bin kişi ziyaret etti…
R
estoran, otel işletmeleri ve yiyecek içecek sektörünün Türkiye’deki en büyük buluşması olan Sirha Fuarı 2014, bu yıl ikinci kez İstanbul’da gastronomik bir şölen havası estirdi. 27-29 Kasım tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi’nde çok sayıda ulusal ve uluslararası ziyaretçilerin katılımı ile gerçekleşen fuara bu yıl Türkiye ve yurt dışından 180 katılımcı firma katıldı. Dünyaca ünlü şeflerin Türkiye ve uluslararası gastronomiyi tanıttıkları fuarda yurt içi ve yurt dışından yaklaşık 10 bin ziyaretçi katıldı.
Yiyecek ve içecek, mutfak ve otel ekipmanları, masa üstü takımı, kahve, pastacılık ve fırıncılık gıda ve ekipmanları gibi çok geniş bir katılımcı profilinin yer aldığı fuarda düzenlenen etkinlikler ziyaretçilerden büyük ilgi gördü.
2015’DE LYON’DA GERÇEKLEŞECEK Sirha İstanbul 2014’ün açılış gününde Hilton Bosphorus Hotel’de düzenlenen basın toplantısında dünya ikram, otelcilik ve Food Service/Gıda Hizmet sektörlerinin en büyük buluşması olan Sirha’nın 24-28 Ocak 2015 tarihinde Eurexpo Lyon’da gerçekleştirileceği duyuruldu. Sirha Fuarları Direktörü MarieOdile Fondeur’un yöneticiliğini yaptığı basın toplantısında; Dünya Mutfağı Zirvesi Genel Delegesi Frederic Loeb, Dünya
COFFEMAMMA YENİ ÜRÜNLERİNİ TANITTI Coffeemamma, Sirha Fuarı’nda yeme içme sektörünün profesyonellerine ürünlerini tanıttı. Özellikle Yöresel Türk kahvesi üzerine yaptığı çalışmalarla dikkat çeken markanın ortağı ve baş kavurmacısı Almanya kahve kavurma şampiyonu Beşir Yıldırım, tıpkı espresso ve filtre kahve gibi Türk kahvesini de dünya oyuncusu yapacaklarını, bunun için tecrübelerinin, sabırlarının ve vakitlerinin olduğunu belirtti. Coffeemamma markası standart ürün gamının dışında markaya özel harman, kavurma profili ve ambalaj ile “Kaliteli kahve kaliteli mekanlara yakışır” sloganı ile şimdilik sadece Horeca kanalına hizmet veriyor.
restaurant fuar 120 hotel & hi-tech
LE CORDON BLEU İSTANBUL DÜNYACA TANINAN ŞEFLERİYLE SİRHA’DAYDI
Pastacılık Kupası Kurucu Başkanı ve Sirha Lyon’un kurucularından Gabriel Paillasson, Bocuse d’Or Türkiye Akademisi Başkan Yardımcısı ve Akademi Koçu Rudolf Van Nunen, Gastronomik Etkinlikler Müdürü Florent Suplisson’ın katıldığı toplantıda Sirha 2015 Lyon’la ilgili tüm detaylar ve program açıklanarak, en son yiyecek ve gastronomi trendlerinin ele alıdı. Sirha Lyon’da Aşçılık yarışmalarının en ünlüsü, yüzyılın Şefi Paul Bocuse tarafından yaratılmış olan Bocuse d’Or, 27-28 Ocak 2015 tarihinde yapılacak. Bocuse d’Or yarışmasında, 2.500 izleyicinin önünde ve gezegenin en ünlü şeflerinin bakışları altında nefesleri kesen bir gösteride, 5 kıtadan gelen 24 şef arasında dünyanın en iyi aşçısını ortaya çıkaracak. Sirha Lyon ayrıca, 14’üncü Dünya Pastacılık Kupası yarışması, ikram sektörünün geleceğine ilişkin konuları yüzlerce delegeyle paylaşacakları, olağanüstü bir kongre olan World Cuisine Summit, tüm dünyadan 24 aday arasında en iyi catering/yemek tedarikçisini ödüllendirecek International Catering Cup gibi daha birçok renkli ve yarışmaya ev sahipliği yapacak.
EN PRESTİJLİ YARIŞMALARA EV SAHİPLİĞİ YAPTI Üç gün boyunca devam eden fuar dünyanın en prestijli
2012 yılından bu yana Türkiye’de Özyeğin Üniversitesi bünyesinde faaliyet göstermekte olan Le Cordon Bleu İstanbul, Sirha stanbul Fuarı 2014’te dünyaca tanınan şefleriyle katıldı. SİRHA’da bu yıl uluslararası şeflerin katılımıyla gerçekleşen Bocuse d’Or’ Battle Yarışması’nın ‘Akademik Sponsoru’ olarak yer alan Le Cordon Bleu İstanbul, öğrencileri ile jüri ve yarışmacılara destek verdi. Fuar süresince dünyaca tanınan master şeflerinin yanı sıra öğrencileri ile de tadımlar, gastro-showlar ve sunumlar yapan Le Cordon Bleu İstanbul, Master Şef Gilles Company Mutfak Gastroshow’uyla, Master Şef Chiristophe Bidault ise Pastacılık Gastroshow’uyla ziyaretçilere dünya lezzetlerini sergiledi.
gastronomi yarışması olan Bocuse d’Or, dünyanın en prestijli pastacılık yarışması Coupe du Monde de la Patisserie, dünyanın en saygın fırıncılık-ekmekçilik yarışması olarak kabul edilen Bakery World Cup ve Omnivore Master Classes yarışmalarına da ev sahipliği yaptı. Etkinliğin ilk gününde, Türkiye’de ilk defa gerçekleşen Coupe du Monde de la Patisserie yarışması kapsamında dört yerli pasta şefi ziyaretçilerin önünde tüm hünerlerini sergiledi. Yarışmada birinciliği elde eden Feray Aydoğdu, Türkiye’yi temsilen Ocak 2015 tarihinde organize edilecek olan Coupe du Monde de la Patisserie Dünya Finali’ne katılacak.
‘Omnivore’ ilk kez İstanbul’daydı Sirha Fuarı’nda düzenlenen ‘Mutfakta Yaratıcılık Festivali Omnivore World Tour’ ilk kez gerçekleştiği İstanbul’da yoğun ilgi gördü.
D
ünyanın ilk Gezici Mutfak Festivali’ olan ve New York, Cenevre, Şangay, Moskova, Sidney, Brüksel gibi dünyanın 4 kıtası ve farklı şehirlerini gezen Omnivore World Tour, bu yılki son durağı olan İstanbul’da, mutfağı hiç olmadığı kadar eğlenceli kılan formatıyla, yeme içme ile ilgilenen yaklaşık 3000 kişiyi dünyanın ve Türkiye’nin en iyi şefleriyle bir arayagetirdi.
GELİŞEN, MODERN VE GLOBAL MUTFAK Yeme içme sektörünün önde gelen metropollerini gezerek, ilham verici birçok etkinlik gerçekleştiren Omnivore World Tour, Hybrid ‘in proje yönetimi ile ilk kez İstanbul’daydı. Gastronomi fikirlerini ve Deneyimlerini paylaşmak üzere uluslararası şefleri Türk şefler ile bir araya getiren Omnivore’da mutfak, hiç olmadığı kadar global bir deneyime dönüştü. Master Classes, Amazing Dinners, Omnivorious Party ve Pop Up Dinner... Dört farklı bölümden oluşan Omnivore; mutfak profesyonelleri ve genç yetenekleri, dünyaca ünlü şeflerle buluşturan Master Classes, ev sahibi ve uluslararası şeflerin birbirinden enfes lezzetler ile mutfak meraklılarını ağırladığı Amazing Dinners, unutulmaz lezzetleri tadarak, dünyaca ünlü şefler ile birlikte gastronomik bir parti Deneyimi yaşatan Omnivorious Party ve bol sürprizli, farklı bir deneyim
sözü veren Omnivore Pop Up Dinner’ı İstanbullu yemek severlerle buluşturdu. Omnivore Master Class’ta fikirler, teknikler ve tutkular paylaşıldı. Sirha İstanbul kapsamında İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleşen Omnivore Master Classes, mutfak aktivisti Türk ve yabancı şeflerin sırlarını açığa çıkaran demoları ve ilham verici Mini eğitimleri ile mutfak profesyonellerinden, genç yeteneklerden ve öğrencilerden yoğun ilgi gördü.
GASTRONOMİK BİR PARTİ DENEYİMİ 28 Kasım akşamı Mama Shelter’da gerçekleşen ve gezdiği her şehirde iz bırakan Omnivorious Party’de Yemek yapan ünlü şeflerin çevresinde toplanan kalabalık, DJ’in çaldığı müzik eşliğinde eğlenerek, birbirinden farklı lezzetler ile gastronomik bir parti deneyimi yaşadı. Farklı zamanlarda Gile Restaurant, Neolokal ve Nicole Restaurant’ta gerçekleşen ve mekan sahibi şeflerin yabancı şefleri Ağırladığı Amazing Dinners, İstanbullu yemek severlerin yoğun katılımıyla gerçekleşti. Mutfağın global ölçekte deneyimlenmesi ve paylaşılması gerektiği fikrinden yola çıkan ve bu hareketi Açıkça teşvik eden Omnivore’da fikirler, teknikler, tutkular ve tatlar paylaşıldı. Omnivore
restaurant fuar 122 hotel & hi-tech
Metro ile Anadolu’nun Lezzet Envanteri vitrine çıktı Metro Toptancı Market, Mutfak Dostları Derneği işbirliğiyle Sirha Fuarı’nda Türkiye’de benzerine az rastlanacak “Anadolu’nun Lezzet Envanteri” adlı gastronomi ve kültür etkinliğini düzenledi.
M
etro Toptancı Market, yerel ürünlere verdiği büyük önem çerçevesinde, Sirha Fuarı’nda düzenlediği “Anadolu’nun Lezzet Envanteri” etkinliğiyle Türkiye genelinde kahvaltı sofralarından eksik olmayan ülkemizin nadir yiyeceklerini vitrine çıkardı. Fuar süresince her gün değişen ürünlerin sergilendiği bu etkinlikte, birçoğu unutulmaya yüz tutmuş bazı ürünler tanıtıldı ve geleneksel bir pazar yeri oluşturuldu. Dünyadan ve Türkiye’den önde gelen otel-restorancafe yöneticileri, profesyonelleri ve sektörün tanınmış şeflerini buluşturan Sirha İstanbul Fuarı’nda tanıtılan bu etkinlik, yerel lezzetlerin keşfedilip daha yaygın bir şekilde kullanılmasını hedefliyor. Fuar süresince Anadolu’nun yerel lezzetleri ‘Anadolu’nun Lezzet Envanteri’ vitrininde, geleneksel pazaryeri dekorunda, ürünün ait olduğu coğrafi konum belirtilerek sergilendi ve yerel üreticiler de profesyonellerle buluştu. Bu ürünler arasında Divle Obruk Peyniri, İsli Çerkez Peyniri, Kargı Tulumu, Sürk Peyniri, Hurma Zeytin, Antakya Halhalı Zeytin, Cunda Dönderme, Gömbe Tarhanası, Çanakkale Domatesi (kuru), Tirebolu Çayı, Afyon Kaymağı ve daha birçok lezzet yer aldı.
KUBİLAY ÖZERKAN: “ŞEFLER ANADOLU LEZZETLERİNİ DAHA ÇOK KULLANMALI” Fuarın ikinci gününde düzenlenen Anadolu
Kahvaltısı’nda bir konuşma yapan Metro Toptancı Market Türkiye Genel Müdürü Kubilay Özerkan, “Biz Metro’da yerel değerleri geleceğimiz olarak görüyoruz. Yürütmekte olduğumuz Coğrafi İşaretli Ürünler projemizle Türkiye’nin lezzet haritasını oluşturmayı ve bu eşsiz lezzetleri kayıt altına alarak gelecek nesillere kültür mirasımız olarak bırakmayı hedefliyoruz. Mutfak Dostları Derneği işbirliğiyle yarattığımız Anadolu’nun Lezzet Envanteri adlı etkinlik de bu anlayışımızın bir sonucu... Kahvaltı sofralarımızdan eksik olmayan bu eşsiz lezzetlerin daha fazla restoranın, otelin mutfağında yer almasını, daha fazla şef tarafından tercih edilmesini istiyoruz. Toplumun dikkatini bu konuya çekmek için çalışmalarımızı önümüzdeki yıllara da yayarak devam ettireceğiz” dedi.
ZEYNEP KAKINÇ: “TAKLİT ÜRÜNLER KAFA KARIŞIKLIĞI YAPIYOR” Mutfak Dostları Derneği Başkanı Zeynep Kakınç ise şöyle konuştu: “Türkiye’nin tarım ürünlerinin, gastronomik zenginliklerinin patentlenerek tescillenmesi, bunun yanı sıra özgün niteliklerinin korunması, üretilecekleri coğrafyanın sınırlarının ve kalite kriterlerinin belirlenmesi anlamını taşıyan “coğrafi işaretleme” yerel lezzetlerin, artizan üretimin korunması açısından büyük önem taşıyor. Ülkemizin giderek kaybolan lezzet hazinelerine sahip çıkmayı misyon edinmiş bir sivil toplum kuruluşu olarak, doğru ürünün tüketiciyle ve profesyonellerle
buluşmasının büyük önem taşıdığını düşünüyoruz. Bu aşamada en önemli konulardan biri, piyasadaki taklit ürünler. Bu ürünler hem kafa karışıklığına neden oluyor hem de haksız rekabeti doğuruyor. Bugüne kadar yaptığı çalışmalarla önemli bir misyonu üstlenen Metro Toptancı Market’le böyle bir etkinlikte iş birliği yapmaktan son derece gurur duyuyoruz.” Metro tarafından düzenlenen Anadolu Kahvaltısı’nda da konuklara çok sayıda yerel lezzet ikram edildi. Etkinlikte İzmir Ekonomi Üniversitesi Mutfak Sanatları ve Yönetimi Bölümü öğrencisi şef adayları da menülere değer katacak bölümde ‘Şefinize Sorun’ sloganıyla Van’ın otlu peynirinden, Çavuş üzümüne; sakızlı tarhanadan, siyez bulguruna ve daha birçok ürüne ilişkin tanıtım ve bilgilendirme faaliyetinde bulundular.
restaurant fuar 124 hotel & hi-tech
Doygun’un yeni ürünleri lezzet şöleni yaşattı Sirha Fuarı’nda Doygun Şef’in özel sunumlarıyla hazırlanan Doygun Profesyonel ürünleri zengin çeşitleriyle profesyonellerden tam not aldı.
E
Doygun Ticaret ve Pazarlama Müdürü Murat Sertan Sağmanlı
kmek ve unlu mamuller sektörünün güçlü temsilcilerinden Doygun, Sirha Fuarı’nda ev dışı mutfaklar için geliştirdiği ürünlerini sektör profesyonellerinin beğenisine sundu. Fuarda tanıtılan Doygun Profesyonel’in yeni lezzetlerinden mini börekler, tatlı-tuzlu kurabiyeler, sade ve
çikolatalı kruvasan, danish, swirl ve küçük İstanbul Simidi damaklarda iz bıraktı. Ayrıca fuara özel olarak sunulan sürpriz mini içli simitler ve tiramisu kek de profesyonellerden tam not aldı.
100’DEN FAZLA ÇEŞİT Sirha Fuarı’nda Doygun Şef’in özel sunumlarıyla hazırlanan Doygun Profesyonel ürünleri zengin çeşitleriyle de göz doldurdu. Restoran, otel, kafe, pastane ve catering firmaları gibi ev dışı mutfakların çözüm ortağı olan Doygun’un, paketli endüstriyel ürünlerde 39, donuk ürünlerde ise 110 farklı ürün çeşidi bulunuyor.
AR-GE HARİKASI LEZZETLER Fuarda gördükleri ilgiden memnun olduklarını belirten Doygun Ticaret ve Pazarlama Müdürü Murat Sertan Sağmanlı, “Marka olarak Ar-Ge’ye büyük önem veriyor ve hem perakende de hem de ev dışı tüketimde ihtiyaç duyulan lezzetleri belirliyor, geliştiriyor ve sunuyoruz. Her yıl en az 3 ila 4 yeni ürün hedefiyle ilerliyoruz. Bu yıl bu yeni ürün hedefinin oldukça üzerine çıktık. Sirha Fuarı’nda sergilediğimiz mini börekler, tatlı-tuzlu kurabiyeler, sade ve çikolatalı kruvasan, danish, swirl ve küçük İstanbul Simidi gibi yeni ürünlerimize ek olarak fuara özel iki sürpriz ürünümüz olan mini içli simit ve tiramisu kek ile de profesyonel mutfakların dikkatini çektik. Perakende de ve ev dışı tüketimde ürünlerimize yenilerini eklemeye devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.
restaurant fuar 126 hotel & hi-tech
ATRAX 3. kez turizm ve eğlence sektörlerini ağırladı Türkiye’nin ilk ve tek uluslararası eğlence, aktivite, park endüstrisi ve hizmetleri fuarı ATRAX 2014, 4-6 Aralık tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirildi. Fuara eğlence sektörü kadar oteller ve turistik tesislerin de ilgisi yoğun oldu.
4
-6 Aralık tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenen ATRAX 2014, profesyonel ve sektörel ziyaretçilerden oluşan profili ile üçüncü yılında da büyük bir başarı kaydetti. Türkiye’nin ilk ve tek Uluslararası Eğlence, Aktivite, Park Endüstrisi ve Hizmetleri Fuarı ATRAX 2014, yerli ve yabancı 8.650 ziyaretçiyi ağırladı.
YENİ ÜRÜNLER GÖRÜCÜYE ÇIKTI Dünyanın önde gelen eğlence tesisi yatırımcılarını, oyun ve ekipman üreticilerini, turistik işletme sahiplerini, belediye yöneticilerini ve AVM yöneticilerini buluşturan ATRAX 2014, belediye parklarından otel eğlence alanlarına, tema parklardan AVM eğlence alanlarına, ses-ışık sistemlerinden, etkinlik firmalarına kadar eğlence sektörünün tüm alanlarını bir araya getirdi. Ziyaretçilerin yoğun ilgi gösterdiği fuarda, ilk kez görücüye çıkan birçok ürün yer aldı. ATRAX 2014’te, 30 ülkeden dünyanın önde gelen eğlence markalarının distribütörlüğünü de yapan 195 katılımcı firma katılırken, 385 marka tanıtıldı. Katılımcı firma sahiplerinin profesyonel alıcılarla buluşmaktan memnuniyet duyduklarını belirttikleri fuarda ciddi bir iş hacmi oluştu. Sergilenen kent mobilyaları, softplay çocuk oyun grupları, mekanik oyuncak ve simülasyon ürünlerinde birçok iş bağlantısı yapan firmalar, fuar sonrası uzun
ve titiz bir projelendirme dönemine gireceklerini bildirdiler.
ANA KONSEPTİNDE EĞLENCE VE TURİZM SEKTÖRÜ VAR Eğlence sektöründe Türkiye ve çevre ülkelerin tek ihtisas fuarı aynı zamanda İstanbul’un stratejik konumuna bağlı olarak Avrupa, Afrika, Balkan ve Ortadoğu Ülkeleri, Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türki Cumhuriyetleri’nden yoğun katılımcı ve profesyonel ziyaretçi ilgisi gören uluslararası bir fuar olan ATRAX, geçen yıl 24 ülkeden 183 katılımcıyı ve 56 ülkeden 8158 ziyaretçiyi ağırladı. Fuarın ana konseptini oluşturan eğlence sektörüne yapılan yatırımlar, eğlence alanları, su parkları, su oyunları, lunapark, çocuk ve yetişkin eğlence- aktivite ekipmanları, temalı eğlence parkları, şov-gösteri ekipman ve hizmetleri, sahne şovları, festivaller gibi konular artık sadece eğlence sektörünü değil, turizm sektörünü de yakından ilgilendiriyor. Otel müşterilerinin aileleri ve çocukları ile birlikte geçirecekleri keyifli ve kaliteli eğlence alanları otel seçimlerinde belirleyici olmakla beraber oteller içerdikleri eğlence alanları ile farklılaşarak daha fazla ziyaretçiyi ağırlama fırsatını yakalayabiliyor. Eğlence alanlarını sürekli yenileyen oteller ise bu anlamda bir adım daha öne geçiyor.
restaurant ürünler 128 hotel & hi-tech
Legrand’dan entegre çalışma çözümleri Legrand’ın entegre çalışma ortamı çözümleri konfor, hız ve işlevselliğiyle ofislerde yeni bir dönem başlatıyor. Legrand’ın entegre çalışma ortamı çözümleri, zengin sonlandırma seçenekleri ile günümüz ofis uygulamalarında modern ve estetik bir görünüm sağlıyor. Toplantı odaları ve özel çalışma alanlarında kullanılmak üzere tasarlanan donatılmış ve donatılabilir masa altı prizler, dekoratif masa prizleri, bürotik bloklar, pop-up, masa ve döşeme altı metal buatlar, sütunlar, mini sütunlar, döşeme altı buatlar, IP44 döşeme prizleri, toplantı odası blokları farklı yaşam alanlarına uyum sağlıyor. Legrand, yeni, şık ve ergonomik tasarımlı pop-up masa ve döşeme altı metal buatları PC’ler, cep telefonları, audio ve video sistemler gibi ihtiyaç duyulan her türlü fonksiyonu içerisinde barındırarak kullanım kolaylığı sağlıyor ve hızlı bağlantı seçenekleri sunuyor.
Viko’dan çok fonksiyonlu multi-let grup prizler Elektrik anahtarı ve priz sektörünün lideri Viko, hayatı kolaylaştıran bir yeniliğe daha imza attı. Viko, çok fonksiyonlu tasarımı, güvenlik ve kaliteyi bir araya getirerek Multi-let’i piyasaya sundu. Özel tasarımı ve askı aparatıyla Multi-let Grup Prizler, ihtiyaca göre bir yüzeye sabitlenebilme ya da asılarak kullanılma özelliğiyle yaşam alanlarında güvenlik ve kullanım kolaylığı sunuyor. Viko’nun en yeni ürünlerinden Multi-let Grup Prizler, pratik askı aparatı ile kullanım konforu sağlıyor.
Kışın trend ürünleri; ahşap dokulu seramikler Kış mevsiminin kendini iyiden iyiye hissettirdiği şu günlerde kapalı mekanlarda daha çok vakit geçirir olduk. Ege Seramik, doğanın hediye ettiği ahşabı mekanlarınıza getirerek içinizi ısıtacak samimi ve sıcak yaşam alanları oluşturmayı vaad ediyor. Autumn koleksiyonunda farklı tarz ve dokulara yer veren Ege Seramik, kış mevsiminde mekanlarını yeniden dekore edecekler için ahşap dokulu serileri öneriyor. Autumn koleksiyonunda dikkat çeken Edgewood, Himba, Motto, Sequoia ve Timber serileri farklı ebat ve renk seçenekleri ile her tarza ve zevke uygun alternatifler sunuyor. Doğal ahşap dokusunu seramik ile birleştiren seriler, mekanlarınıza modern ve elegance bir görünüm kazandırıyor. Digital Tile baskı teknolojisiyle üretilen seriler, iç ve dış mekanlarda duvar ve yer karosu olarak kullanılabiliyor.
restaurant ürünler 130 hotel & hi-tech
Anadolu Cam’a ‘Design Turkey’den iki tasarım ödülü
Bu yıl dördüncüsü düzenlenen ‘Design Turkey Endüstriyel Tasarım Ödülleri’ sonuçları açıklandı. Şişecam Topluluğu şirketlerinden Anadolu Cam, sektörün prestijli yarışmasında iki ödül birden aldı. TURQUALITY Programı dahilinde, Ekonomi Bakanlığı, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve Endüstriyel Tasarımcılar Meslek Kuruluşu işbirliğiyle düzenlenen ‘Design Turkey Endüstriyel Tasarım Ödülleri’ne bu yıl 13 kategoride 407 başvuru yapıldı. Seçici Kurul tarafından yapılan değerlendirmede, Anadolu Cam, ‘İyi Tasarım Ödülü’ kategorisinde iki tasarımıyla ödüle layık görüldü. Düzenlenen törende AOÇ Yoğurt Kavanozu ve Gagoz Meşrubat Şişesi tasarımlarıyla ödül kazanan Anadolu Cam adına ödülleri Ürün Tasarım Sorumlusu Filiz Cömert ve Tasarım Danışmanı Oya Şenocak, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ve TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin elinden aldı.
Yürüyen merdivende estetik tasarım, yüksek teknoloji Yürüyen merdiven ve bantta yıllık üretim kapasitesi 3.000 rakamına ulaşan dünyaca ünlü Kleemann markası, sunduğu çok özel avantajlarla da sektörde fark oluşturuyor. Kleemann yürüyen merdiven ve bantlar, istenilen ebatlarda ve farklı ekipman seçenekleri ile üretilebiliyor. Ayrıca estetik tasarımları sayesinde kullanıldıkları ortamın havasını değiştiriyor. Özel üretim olanağı ile havalimanından alışveriş merkezine, metrodan otellere kadar her bina ve projeye kolaylıkla uygulanabiliyor.
Sağlıklı ve kaliteli uyku çözümü için; Visco Elite Yatak Vücut yapısıyla uyumlu yatak tercihi, kaliteli bir uyku deneyimi için en önemli etkenlerin başında geliyor. Vücut ergonomisini en iyi kavrayan yatak olma ilkesiyle yola çıkan Soley Visco Elite için özel üretilen Herkül Yay Sistemi, çökme riski olmadan kullanıcılara uzun ömürlü bir performans sunuyor. NASA’nın uzay çalışmalarından esinlenerek üretilen yüksek dansite visco katman ile kaplanan Soley Visco Elite yatak, vücut ısısı ve basıncı ile vücudunuzun tam şeklini alıyor. Edilgen bir malzeme olan visco, vücut etkilerine tepki vermezken, Visco Elite’te kullanılan ‘Herkül’ yaylı kısım bu eksikliği gidererek yatak üzerindeki hareketleri kolaylaştırıyor.
Degisime dokunmaya ˘ ¸
hazır mısınız?
www.foodservice.electrolux.com.tr
Diğer fikirleri www.electrolux.com/professional sitesinde paylaşalım.