Hotel Restaurant & Hi-Tech Eylul 2015

Page 1


Yeni Nesil Yazar Kasa POS

Yeni Nesil Masaüstü Yazar Kasa

Yeni Nesil Masaüstü Yazar Kasa

Yeni Nesil Masaüstü Yazar Kasa

Profilo VeriFone VX 680-E1

Farex FR-8300

Profilo YK-8200

Telestar TLS-8100

Dokunmatik renkli ekranı, basitleştirilmiş menüsü ve ileri teknolojisi ile işinizi çok kolaylaştıracak.

Ödeme sistemlerinde ayrıcalığı arayanlar, dünyanın tercihi, teknolojinin zirvesi Farex ile işlerinde fark yaratıyor.

Pratik kullanım özellikleri, ileri teknolojisi, sağlam ve şık yapısı ile hızla işletmelerdeki yerini alıyor.

Küçük işletmelerin büyük dostu Telestar, işletmenizin her türlü ihtiyacı için en ideal çözümü sunuyor.


Dünyada 1 milyondan fazla yazarkasa müşterimizle

30 yıldır zirvedeyiz! 11 ülke için geliştirdiği 144 yazarkasa modeli ve uluslararası tecrübesiyle başarılara imza atan sektörünün lideri Profilo Ödeme Sistemleri, şimdi de Yeni Nesil Yazar Kasa ile esnafımızın yüzünü güldürüyor.




r ö t i d E

Büyük dönüşüme hazır mısınız? Hizmet sağlanır, karşılığında da ödeme alınır. Alınır alınmasına da, hangi misafir memnuniyeti odaklı yaklaşımlar, teknolojiler, avantajlar ve mevzuatlar ile? Öyle ya bunun akıllı teknolojileri var, sadakati arttıran sistem ve uygulamaları var, rekabette avantaj sağlayan yeni nesil çözümleri hatta hız ve başarı sınırlarını zorlayan yeni entegrasyonları var… 2015 yılının sonlarına yaklaşırken, mali yazıcı sektöründe hedeflenen Büyük Dönüşüm öncesinde sektörde neler oluyor, merak ediyorsanız, “Otel & Restoranlarda Ödeme Sistemleri” konulu dosyamıza kulak verin… Dorak Turizm, A’dan Z’ye yenilediği Le Bleu Kuşadası ile turizme iddialı girdi. Bu yazı %95 doluluklarla kapatmaya hazırlanan beş yıldızlı tesis, bölge turizmini 12 aya yaymak hedefinde. 265 odalı tesisin 200 odasının şimdiden kış turizmi için satıldığını ifade eden Le Bleu Kuşadası Genel Müdürü Rauf Yücedağ, 12 ay boyunca açık tutulması planlanan tesisin bölge turizmine katkılarını, 2016 sezonuna ilişkin hedef ve projelerini anlattı. Sayısız otel, sayısız yabancı şef... Bazıları çok bizden. 40 yıldır tanıyormuşçasına doğal, içten ve sıcakkanlı. Tıpkı Shangri-La’nın doğasındaki nazik ve sıcakkanlı Asya konukseverliği ve onun genç, sempatik ve içten Fransız şefi Olivier Pistre gibi… Hızlı, dinamik ve sevimli! En önemlisi, işini heyecanla ve ilk günkü tutkusuyla yapıyor… Lezzet seçkileri ve keyifli sohbetiyle Olivier Pistre’yi ağırladık. Turizmci ailenin en küçük kızıydı. Van’da doğdu, ne sahip oldukları ne de başkalarının düşleri! Doğu’nun gerçeklerine kayıtsız kalmaksızın süsledi hep hayallerini. “İlla da eğitimci olacağım” dedi. Hayatı boyunca maddeler için değil, değerler için savaştı. Başarmayı çok sevdi, sadece bilgiyi kıskandı… Bu sayımızda Elite World Oteller zincirinin genç ve başarılı turizmcilerinden, Grup Yönetim Kurulu Üyesi Emel Elik’i sayfalarımıza konuk ettik. Hilton Kozyatağı’nda yemek yemek bir ayrıcalık, onu damaklardaki ‘son tatla’ taçlandırmak ise bambaşka bir ayrıcalık… Hani amiyane bir tanımla, kızgın kumlardan serin sulara atlar gibi… Ya da ne bileyim, mutluluğun damaklara yayılırken ki son yolculuğu gibi bir şey… Benim gibi bir tatlı müptelasıysanız, bu sözcükler az bile, yetmez ve daha söylenecek çok şey var! Renkli görüntüleri kadar hikayeleriyle de dikkat çeken o özel tatlar, Executive Sous Chef Fatih Açıkca’nın sunumları eşliğinde bizlerle… Keyifli okumalar dilerim

Hatice Ünal Bilen İmtiyaz Sahibi

İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK İç ve Dış Tic.Ltd.Şti. Adına H. FERRUH IŞIK GENEL MÜDÜR MEHMET SÖZTUTAN mehmet.soztutan@img.com.tr SORUMLU MÜDÜR YUSUF OKÇU yusuf.okcu@img.com.tr

REKLAM KOORDİNATÖRÜ EMİR ÖMER ÖCAL emir.ocal@img.com.tr CONSEPT TASARIM TARIK ŞÜKRÜ ORAL tarik.oral@img.com.tr FOTOĞRAF EDİTÖRÜ HAKKI GÜNERKAN hakki.gunerkan@img.com.tr

YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ HATİCE ÜNAL BİLEN hatice.unal@img.com.tr YAYIN DANIŞMANLARI Prof. Dr. HÜSNÜ GÜNDÜZ Prof. Dr. MUHAMMET ARICI Prof. Dr. İSMAİL KAYA Doç. Dr. MEHMET ALİ ÖZBUDUN T. YÜCEL DEREYAYLA FİKRET ÖZDEMİR

MUHASEBE ve MUSTAFA AKTAŞ FİNANS MÜDÜRÜ mustafa.aktas@img.com.tr ABONE ve DAĞITIM NURTEN DEMİR nurten.demir@img.com.tr CTP - BASKI İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mah. 29 Ekim Cad. İhlas Plaza No:11 A/41 Yenibosna Bahçelievler/İSTANBUL Tel: 0212 454 30 00 İRTİBAT BÜROLARIMIZ BURSA +90.224 211 44 50-51 KONYA +90.332 238 10 71

Website

www.hotelrestaurantmagazine.com

e-mail

info@img.com.tr

ADRES Evren Mah. Bahar Cad. Polat İş Merkezi B Blok No:1 Kat:4 Güneşli-Bağcılar/İstanbul Tel: +90 212 604 51 00 Faks: +90 212 604 51 35

hotel & restaurant hi-tech dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. hotel & restaurant hi-tech dergisinin bütün yayın hakları İletişim Magazin Gazetecilik San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan hotel & restaurant hi-tech dergisi ayda bir yayınlanır.





içindekiler

dosya

34

46

60 antre 10 Sektörden kısa haberler

gündem

36 Double Tree by Hilton İstanbul

Piyalepaşa açıldı

38 Endless Boutique açıldı

ödül

22 Kongreler Şehri İstanbul’un

Uluslararası Medya Çalışması sonuçları açıklandı

23 Otel yatırımlarında düşüş sürüyor

Prestige Suites

yatırım 42 Doğal gölün içindeki otel; Jiva

Beach Resort

44 Şık, hip ve modern; SuB Hotel

girdi

dosya

28 Kapadokya’da ilk 7 ayda düşüş %12 46 Otel & Restoran

30 Vural Öger ve Hüseyin Baraner, tur operatörü kurdu 31 Antalya’ya çılgın projeler geliyor! 32 Akçakaya: Durgunluğa rağmen

hızımızı kesmedik

yeni yatırımlar 34 Divan konforu şimdi de Adana’da

www.hotelrestaurantmagazine.com

Butcha Steakhouse Butchery & Grill

Üçgen Teras

70 Varil Camping açıldı 71 Kapadokya’nın en lezzetli

alternatifi; Muti Restaurant

72 Yerden göğe kadar maceranın yeni

adresi; Xtrem Aventures

74 Rafine, sıcak, iddialı; Marly

24 Le Bleu Kuşadası turizme iddialı

66 Yepyeni bir steakhouse deneyimi;

40 Ev konforunda lüksün adresi; Park 68 Şehrin içinde bir nefes; Akmerkez

20 Dijitalleşen Lütfi Kırdar’a AIPC’den

yeni mekan

Ödeme Sistemleri

Brasserie & Bar

76 Bodrum’un en yenisi; Il Riccio

Bodrum

78 Lezzeti ve eğlencesiyle yepyeni bir

iş’te kadın

60 Doğu’dan yükselen ‘turizm güneşi’:

şef’in gözünden

Emel Elik

hijyen 64 3M, 2025 yılı yeni sürdürülebilirlik

hedeflerini açıkladı

adres; ON10

80 Sanatçı şef: Olivier Pistre

etkinlik 84 Starbucks günün değil, an’ın

kahvesine davet ediyor


90

24

80 86 Fransız tatlıları Ekim’de

İstanbullularla buluşacak

88 Dünyaca ünlü şefler

Gastromasa’da buluşacak

dekorasyon

106 Türkiye’nin ilk ve tek ev konseptli

özel yolcu salonunda Mudo Concept imzası

107 Nature Massage ile masaj keyfi

gastro güncel 90 Mutfağın kimyagerinden “tatlı

sırlar”

94 Avrupa etini herkes tadacak 96 Kubilay Özerkan: “Coğrafi İşaretli

Ürünler tüm topluma ulaşmalı”

ayrıcalığı

otel-tech 108 TP-LINK’in ‘Tavan Lambası’

Görünümlü Yeni Erişim Noktası

110 RateGain, Protel işbirliğiyle Türkiye

pazarında

98 Salat hedef büyüttü; tedariğe değil, 112 Aldağ’dan yeni ürün; İklim Sihirbazı

yatırıma odaklanacak

114 Geleceğin asansör teknolojilerine

gastro aktüel 100 Gastronomi sektöründen kısa

haberler

marka 104 ThyssenKrupp Materials,

Türkiye’de

Kone imzası

116 CVK Park Bosphorus’tan yeni nesil

enerji teknolojileri

118 Otel çözümlerinde yepyeni bir

deneyim; Legrand ve Bticino

fuar

120 SIHTE 2015 için geriye sayım

www.hotelrestaurantmagazine.com

başladı

122 Dünyanın ev dışı tüketimi yine EDT

EXPO’da buluşacak

ürünler 124-126-128 Yeni ürünler


restaurant antre 10 hotel & hi-tech

Wyndham Grand İstanbul Europe’a yeni genel müdür

Dedeman’da kurumsal kimlik heyecanı Türkiye’nin ilk uluslararası otel zinciri Dedeman, ikinci markası Park Dedeman’ın kurumsal kimliğini tamamen yeniledi. Markalarında monolitik kimlik yapısı uygulamaya karar veren Dedeman Grubu; kartal ve bulut simgelerinden oluşan amblemini markaya taşıyarak yepyeni bir Park Dedeman logosu ile karşımıza çıktı. Farklı konsepti ile turizm sektörüne yeni bir soluk getiren Park Dedeman, tüm basılı ve dijital tanıtım faaliyetlerinde marka kimliğini yansıtan sıra dışı logo kullanımıyla dikkat çekiyor.

Wyndham Grand İstanbul Europe Genel Müdürlük görevine Cem Lale atandı. Turizm sektöründe 25 yıllık deneyime sahip olan Cem Lale Kabataş Erkek Lisesi ve Marmara Üniversitesi İktisat Bölümü mezunu olup, İstanbul Üniversitesi İşletme Bölümünde İşletme masterını yaptı. Mesleğinde Turban, Milta Aldianna, Corinthia Hotels gibi grup otellerin yöneticiliğinde yer aldı; Wyndham Grand Istanbul Europe Hotel öncesinde Titanic Hotel Bakırköy ve Mercure Hotel İstanbul Genel Müdürlüğü’nü yaptı.

Gelecek Turizmde Projesi iki madalyayla döndü

Positive Spa’da özel masajlar Sheraton Istanbul Ataköy Hotel, 1355 metrekare alan üzerine kurulu Positive SPA’da bulunan farklı masaj paketleriyle misafirlerine eşsiz bir rahatlama ve yenilenme deneyimi sunuyor. Gün içerisinde yaşadıkları stresten uzaklaşıp kendilerini eşsiz bir masaj deneyimiyle ödüllendirmek isteyenleri birçok alternatif ile buluşturan Positive SPA’da; 11 adet Asya klasiği, 8 adet Positive SPA klasiği olmak üzere toplam 19 çeşit masaj bulunuyor.

Anadolu Efes'in, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ortaklığında hayata geçirdiği Gelecek Turizmde, The Stevie Awards tarafından düzenlenen 12. Uluslararası İş Ödülleri’nde “Avrupa’nın En İyi Sosyal Sorumluluk Projesi” kategorisinde ‘Bronz Madalya’ya layık görüldü. Geçtiğimiz yıl da “Avrupa’nın En İyi Sosyal Sorumluluk Projesi” ve “Toplum İlişkilerinde En İyi Halkla İlişkiler Projesi” kategorilerinde Bronz Madalya’ya layık görülen Gelecek Turizmde; Türkiye’nin turizm potansiyelini ortaya çıkarmak, bu alandaki istihdamı artırmak ve sürdürülebilir turizm projeleri üzerinden yerel kalkınmaya destek olmak amacıyla yürütülüyor.



restaurant antre 12 hotel & hi-tech

D-Marin Didim ‘D-Cat Rally’ 15 Eylül’de başlıyor Doğu Akdeniz’in büyüleyici katamaran merkezi D-Marin Didim tarafından organize edilen ve bir gelenek haline gelen katamaran rallisi ‘D-Cat Rally’ dördüncü kez hayata geçiyor. Bu özel ralli,15-18 Eylül 2015 tarihleri arasında Didim’den başlayıp Yunan Adaları’na kadar sürecek. Tüm katamaran sahiplerine açık olan ralliye D-Cat Club üyeleri öncelikli katılma hakkına sahip. D-Marin Didim’den 15 Eylül Salı günü başlayacak ‘D-Cat Rally’; Didim-Patmos; Patmos–Leros; Leros-Kalymnos; Kalymnos–Didim rotasını takip edecek. Bir katamaran şovuna dönüşecek seyir hem katılımcılar hem izleyiciler için unutulmaz bir etkinlik olacak.

Sport +’dan yüzleri güldürecek teklifler Renaissance Polat İstanbul Hotel’in spor kompleksi Sport + yaz mevsiminin yıpratıcı etkilerini üzerinizden atıp yeni bir sezona sağlıklı, fit ve tazelenmiş olarak girmeniz için çok özel paketler hazırladı. Sport+’a arkadaşınız ile beraber gelip kampanyalı fiyatlar ile 12 aylık A Grubu üyelik yaptırabilirsiniz. Eğer spora başlamaya henüz karar vermediyseniz, Bitmeyen Aktivite paketi tam da size göre; Sport +’ın tüm hizmetlerinden yararlanıp, derslerine girebileceğiniz 2 adet giriş kuponu, Renaissance Polat İstanbul Hotel’de hafta sonu 1 gece çift kişilik konaklama, Daphne Restaurant’ta 1 akşam Marmara Denizi’ne karşı akşam yemeği, Polat Patisserie’den 4 kişilik pasta.

Swissôtel The Bosphorus’tan yaza özel havuz paketi Yaz mevsiminin bütün güzelliklerini bir arada sunan Swissôtel The Bosphorus Istanbul, yeşillikler içindeki havuzunda daha fazla yüzmeniz, eğlenmeniz ve güneşlenmeniz için hem özel fiyatlı hem de oldukça avantajlı 10 girişlik çok özel bir paket hazırladı. Yazın keyfini doyasıya çıkaracağınız özel havuz paketi ile haftanın her günü havuz keyfi yaşayabilir, kendinizi çok daha zinde, rahat ve dinamik hissedebilirsiniz. Havuz keyfini ailece keyif yapılacak özel bir paylaşıma dönüştürmeniz için; 0-12 yaş çocuklar için ücretsiz giriş imkanı sağlayan bu özel paket ile Swissôtel The Bosphorus Istanbul, gözlerden uzak lüks ve konforlu bir tatil deneyimi yaşatıyor. Ücretsiz otopark imkanından faydalanabileceğiniz bu özel paket için; 2 yetişkin yanında maximum 2 çocuk ile ücretsiz giriş yapabiliyor.

Seyahatleri keyfe dönüştüren işbirliği Yakın bir dönemde yabancı fonlardan aldığı yatırımlar ile online seyahat pazarındaki payını arttırmayı hedefleyen Otelz.com, Ağustos ayı itibariyle gezginlere otobüs bileti satın alma opsiyonu sunacaklarını duyurdu. Otelz.com'un müşterilerine ilk defa otobüs bileti hizmeti sunduğu bu anlaşmada resmi ortağı ise ClickBus oldu. Otelz.com genel müdürü Tuna Yılmaztürk, ClickBus ile yapılan bu anlaşmayla Otelz.com müşterileri otobüs biletlerini, ClickBus müşterileri otel rezervasyonlarını hızlı ve kolay bir şekilde satın alabileceklerini söyledi.



restaurant antre 14 hotel & hi-tech

Titanic Hotels’den Karadeniz’e yatırım

Çukurova turizmi tartışıldı Çukurova SKAL (Uluslararası Turizm Profesyonelleri) Kulübü’nün toplantısı Erkan Özsavaş’ın başkanlığında yapıldı. Turizm profesyonelleri, bölge turizmini masaya yatırarak neler yapılmasını tartıştılar. Seyhan Oteli’nde gerçekleşen toplantı Çukurova SKAL Kulübü Başkanı Erkan Özsavaş’ın Başkanlığı’nda gerçekleştirildi. Çukurova SKAL Başkanı Özsavaş, toplantının açılışında, Adana, Hatay, Gaziantep, Mersin ve Şanlıurfa olmak üzere geniş bir bölgeye hizmet verdiklerini, üyelerinin bölge turizminin gelişimine katkı koyduklarını ve bundan sonrada katkı koymaya devam edeceklerini ifade etti. Doç. Dr. Cihan Yavuz da, ciddi turizm potansiyeline sahip Adana’nın turistlerin cazibe merkezi haline getirilmesi için son yıllarda önemli çalışmalar yapıldığını, Adana’nın, Türkiye’nin turizm sektöründeki en önemli buluşmalarından biri olan ve bu yıl 10-13 Aralık tarihlerinde 9. Gerçekleştirilecek Uluslararası Travel Turkey İzmir - Turizm Fuar ve Kongresi’nin partner ili olduğunu söyledi.

Havaş, Ankara’da Havalimanları ve şehir merkezleri arasında yüksek standartta, hızlı, güvenilir ve konforlu ulaşım olanağı sunan Havaş, Ankara’da Esenboğa Havalimanı-AŞTİ hattında hizmet vermeye başladı. Günde ortalama 50 ring sefer olarak gerçekleştirilecek otobüs seferlerinde yolcu konforunun ve güvenliğinin üst düzeyde sağlandığı araçlarla yolculara her yarım saatte bir havalimanı ve AŞTİ’ye ulaşım imkanı sunuluyor. İlk gün ücretsiz olarak gerçekleştirilen Esenboğa-AŞTİ seferleri ilk etapta 10 araçla başladı. Türkiye’de toplam 19 havalimanında yolcu taşımacılığı hizmeti sunan Havaş, Esenboğa Havalimanı – AŞTİ hattı ile birlikte hizmet ağına 32. güzergahını ekledi.

Titanic Hotels şimdide rotasını Karadeniz’e çevirdi. Giresun’da İl Özel İdare Binası ihalesini kazanan Titanic Hotels’in bağlı olduğu AYG Şirketler Grubu kaba inşaatı tamamlanmış olan binanın iç dekorasyonu ve ince işlerini 1 yıl içerisinde tamamlayarak 5 yıldızlı yeni otelini Giresun’da hizmete açacak. Giresunlu Aygün kardeşlerin yüzde yüz Türk sermayesi olarak kurdukları Titanic Hotels’in yeni oteli 180 odalı şehir oteli olarak planlandı. Uzun süredir memleketlerine yatırım yapmak isteyen Aygün Ailesi Giresun’da hizmete açacakları 5 yıldızlı otelin bölge turizmine büyük katkı sağlayacağını ve şehrin marka değerini yükselteceğini düşündüklerini belirtti. Otelcilik ve turizm sektöründe büyük başarılara imza atan Aygün kardeşlerin sahibi olduğu Titanic Hotels’in başta Antalya olmak üzere İstanbul ve Almanya’da oteller zinciri bulunuyor. Türkiye’de doğan ve dünya çapında önemli bir marka haline gelen Titanic Hotels Türkiye ekonomisine katkı sağlarken, işletmeleri ile önemli bir istihdam da oluşturuyor.



restaurant antre 16 hotel & hi-tech

Havyar Terapisi ile sonbahara merhaba deyin

Elit toplantılar ve kongreler için; Wyndham Grand İstanbul Levent İstanbul’un en merkezi lokasyonunda yer alan ve ulaşım kolaylığı ile gözde mekanlar arasına giren Wyndham Grand İstanbul Levent, her türlü misafiri için kusursuz hizmet sunmaya devam ediyor. Konaklamalı misafirlerinin yanı sıra toplantı ve organizasyonlar için de firmaların ve kişilerin tercihi olan Wyndham Grand İstanbul Levent, gün ışığı alan toplantı salonlarının konforu ve ileri teknolojiye sahip hizmet kalitesi ile ayrıcalıklarını ortaya koyuyor. Elit toplantılar ve kongreler için ideal bir seçim olan Wyndham Grand İstanbul Levent ileri teknolojik altyapıya sahip 22 toplantı salonunda 1200 kişiye kadar değişen kapasitelerde toplantı hizmeti sunuyor.

Kentin en prestijli otellerinin başında gelen Wyndham Grand İstanbul Kalamış Marina Hotel bünyesinde bulunan Blue Harmony Spa’da sıcak yaz günlerinin ardından sizi ve cildinizi sonbahara hazırlıyor. Hücre yenilenmesi ve güçlü antioksidan etkinlik sağlayan havyar özleri ve uzman ellerin yardımlarıyla değişimin tam zamanı! Blue Harmony Spa, doğal aromalar ve yağlar eşliğinde birbirinden güzel masaj ve cilt bakımı seçenekleri ile misafirlerine güneşin bedenlerde bıraktığı yorgun hissi bir kenara bıraktırıp onları sonbahara hazırlıyor. 75 dakikalık özel “Sonbahar Bakımı” terapisi ile vücudunuzdaki yaşam enerjisinin geri dönüşünü an ve an hissedeceksiniz.

Malezyalı işadamları işbirliği için İstanbul’da Türkiye ile Malezya arasındaki ticaretin arttırılması için 2014 yılında imzalanan ve bu yıl Ağustos ayında yürürlüğe giren Serbest Ticaret Anlaşması sayesinde iki ülke arasındaki ticaretin 2018 yılında 5 milyar ABD Doları’na ulaşması hedefleniyor. Bu ikili anlaşmalar turizm, gıda, teknoloji, kimya, otomotiv beyaz eşya gibi çok çeşitli sektörleri kapsıyor. Matrade Türkiye Direktörü Idzham Abdülhamid’in katılımıyla 2 Eylül Salı günü WOW Hotel’de gerçekleşen toplantıda Türkiye ile Malezya arasında yeni yürürlüğe giren Serbest Ticaret Anlaşmasının getirdiği avantajları açıklandı. Ayrıca Tüm Gıda Dış Ticaret Derneği (TÜGİDER) Genel Sekreteri Melahat Özkan, Türkiye gıda pazarı ve mevzuatı konusunda, Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı da, Türkiye’deki yatırım fırsatları ve avantajları hakkında bilgi verecek. Öğleden sonraki oturumda Malezyalı işadamları Türk işadamları ile işbirliği fırsatları değerlendirildi.

Şehirde serinlemenin yeni adresi; Raffles İstanbul Şehrin kalbinde yer alan konumuyla Raffles İstanbul Zorlu Center, şimdi de altıncı kat terasında yer alan açık havuzunda misafirlerini ağırlıyor. Hafta içi her gün 08.00-20.00 saatleri arasında kullanılabilen havuz, Pool Bar & Grill menüsünün yaza uygun hafif ve doyurucu lezzetlerini, serinletici içeceklerini ve yaza özel hazırlanan kokteyllerini İstanbul’un en güzel panoramik şehir manzarası ve tatlı esintisiyle bir araya getiriyor. Havuzla aynı katta bulunan ve kullanımı saatlik olarak ücretlendirilen Kids Club da, anne babaların keyifle dinlenmesi için çocuklara havuzun dışında güzel bir mola imkanı sunuyor.


İSTİKBAL HOTEL CONCEPT İLE

EV RAHATLIĞI TESİSİNİZDE.

58 yıldır Türkiye’nin rahatlığı için çalışan İstikbal, sadece evler için değil, tesisiniz için de en iyisini sunuyor. Sağlıklı yataklardan konforlu oturma gruplarına, otel odası mobilya çeşitlerinden otel tekstil ürünlerine, banket tipi sandalyelerden restoran sandalyelerine, aksesuar çeşitlerinden bahçe mobilyalarına kadar, tesisinizin güzelliğine İstikbal kalite ve rahatlığını eklemek istiyorsanız bizi arayın.

İstanbul Bölge Müdürlüğü İkitelli S.B. Ziya Gökalp Mah. Atatürk Bulvarı 8. Cad. No:3 Başakşehir / İSTANBUL Tel: 0212 692 32 00 Genel Merkez O.S.B. 6. Cad. No: 35 38070 Boydak Center Melikgazi /KAYSERİ Tel: 0352 207 18 00 e-posta: projelisatislar@istikbal.com.tr


restaurant antre 18 hotel & hi-tech

Yüzyıllık markaların hikayeleri dijital platformda Türkiye’nin yüzyıllık markaları ‘Yüzyıllık Markalar Dijital Platformu’nda buluştu. İstanbul Kalkınma Ajansının desteği ile hayata geçirilen proje ile yerli ve yabancı turistlere mobil rehber niteliğinde hizmet sunulurken, araştırmacı ve akademisyenler için de başvuru kaynağı olacak yeni bir ‘arşiv’ oluşturuldu. Yüzyıllık Markalar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı A. Barış Cemiloğlu yaptığı konuşmada şöyle konuştu: “Yüzyıllık Markalar Dijital Platformu’nun çıkış noktası, İstanbul ve Türkiye’nin tanıtımına katkı sağlamak ve tarihi markalarımızın geniş hedef kitleleriyle buluşturmak oldu. Günümüzde yerli ve yabancı turistler seyahate çıkmadan önce, ziyaret edecekleri şehirlerin hikayelerini öğrenmek ve köklerini keşfedebilmek için; tarih, kültür, mekan, gelenek, marka ve benzeri tüm konuları öncelikle dijital platformlardan araştırıyorlar. Doğru kurgulanmış dijital platformlar ise bu araştırma sürecinde köprü görevi görerek kişilerin ziyaretçiye dönüşmesine vesile olarak dijital ve interaktif pazarlamanın önemini ve gerekliliğini ortaya koymaktadır. İşte Yüzyıllık Markalar Dijital Platformu’nu da tam da bu amaçlara hizmet etmek üzere hayata geçirdik.”

Elite World Otelleri’nden müze severlere özel indirim Kalite ve konforun yanı sıra yenilikleri ve sunduğu fırsatlarla da en iyi şehir otellerinden olan Elite World Otelleri, bu kez de Müze Kart ve Museum Pass Kart sahiplerine özel indirim fırsatı sunuyor. Müze Kart ve Museum Pass Kart kullanıcıları Elite World Otelleri bünyesinde bulunan The Brasserie, Loliva Restaurant, Tepe Ocakbaşı, Coffee Company ve One Bar’da yüzde 15 indirim fırsatından yararlanabilecek.

Sonbaharın en keyiflisi Güral Premier Hotel Belek Güral Premier Hotel Belek, zorlu bir kışa hazırlık yapmak isteyen misafirlerine unutulmaz bir tatil fırsatı sunuyor. Özel havuz alanları bulunan suit odalar ve standart odalarının yanında sessizliği tercih eden misafirleri için denize sıfır veranda ve teras alanları bulunan, banyo ve mini mutfaklı VIP pavilyonları ile misafirlerine sonbahara dinlenerek girme fırsatı sunuyor. 2 ve 3 katlı, ağaç boyunu geçmeyen binalardan oluşan Güral Premier Hotel Belek, plaj ile iç içe konumlanan, birbirinden farklı temalardaki beach bar’ların bulunduğu, hizmetin en üst seviyede tutulduğu sahiliyle farklılık ortaya koyuyor.

RadissonBlu Hotel Kayseri’ye “Yeşil Yıldız” RadissonBlu Hotel Kayseri’ye, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından “Yeşil Yıldız” belgesi verildi. RadissonBlu Hotel Kayseri’de çevreye ve doğaya büyük önem verdiklerini belirten RadissonBlu Hotel Kayseri Genel Koordinatörü Recep Arifoğlu, “Kayseri’nin en büyük ve en modern oteliyiz. Yatırım sırasında en son teknolojiyi kullanarak, çevresel kirlenmeyi önlemeyi ve enerji tasarrufu ile doğal kaynaklarımızı korumayı hedefledik. Otelimiz tüm alanlarında aydınlatma elemanları ve armatürlerde tasarruf sağlayan ekipmanlar kullanmakta ve ayrıca deterjan ve su tüketimini azaltmak için oda tekstillerinin yıkanma periyodunu misafirimizin tercihine göre düzenleyen çevre kartları uygulamasını sürdürmekteyiz. Personelimizi çevre konusunda sürekli eğiterek; atık pil ve atıkyağ gibi çevreye zararlı atıkların ayrı toplanması ile cam, kağıt ve plastik gibi geri dönüşüm atıklarının ayrıştırılarak ekonomiye kazandırılması sağlanmaktadır. Biliyoruz ki, en ufak bir çalışma bile yarınlara ‘yaşanabilir bir dünya’ bırakmak açısından çok değerlidir. Ekibimiz ile Yeşil Yıldız belgesini almanın haklı gururunu ve mutluluğu yaşıyoruz” dedi.



restaurant gündem 20 hotel & hi-tech

Dijitalleşen Lütfi Kırdar’a AIPC’den ödül Ulusal ve uluslararası binlerce etkinliğe ev sahipliği yapan İstanbul Lütfi Kırdar, dünyada yalnızca 28 kongre merkezinin sahip olduğu AIPC - The International Association of Convention Centers Kalite Standartları Ödülü’nü aldı.

D

eneyimli kadrosu ve teknolojik alt yapısı ile kongrelerden fuarlara, konserlerden sergilere 1996 yılından bu yana binlerce etkinliğe ev sahipliği yapan İstanbul Lütfi Kırdar, 24 Ağustos Pazartesi günü özel bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda, AIPC - the International Association of Convention Centers Kalite Standartları denetimini başarı ile geçtiğini ve Türkiye’de ilk, dünyada da yalnızca 28 kongre merkezinin sahip olduğu AIPC Kalite Standartları Ödülü’nü aldığını müjdeleyen kurum adına TURSAB / UKTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Başaran Ulusoy söz aldı.

ULUSOY: “ORTA DOĞU, AFRİKA VE BALKANLAR’DA BİR İLKİ YAKALADIK” Aldığı bu özel ödül ile İstanbul Lütfi Kırdar’ın dünyanın en iyi 28 kongre merkezi arasına girdiğini anlatan Ulusoy: “Kongre turizminde kişi başı gelir 2000 – 2500 dolar seviyelerinde. Bugün dünyada en çok kongre düzenleyen şehirlerarasında İstanbul ilk 10’da yer alıyor. İçinde bulunduğumuz yapı, dünyada sadece 28 merkezin sahip olduğu AIPC Kalite Standartları Ödülü’ne layık görüldü. AIPC kalite standartları denetimini başarı ile geçen İstanbul Lütfi Kırdar, kazandığı ödül ile hem Türkiye’de bir ilke imza attı hem de başarısını uluslararası alanda da göstermiş oldu. Kongre turizminde önemli toplantılara imza atan Lütfi Kırdar; sanat, kültür ve iş

dünyasının tüm sorularına aynı kalitede cevap veriyor. Müşteri memnuniyetini her zaman ön planda tutarak, hem çevreye duyarlı hem de teknolojik anlamda dijital çağı yakalayarak gösterdiğimiz başarı neticesinde Orta Doğu, Afrika ve Balkanlar’da bir ilki yakaladık. Bugünlerde Türkiye’de morale ihtiyacımız var. Bu önemli başarıyı elde ederken bizimle birlikte çalışan İstanbul Kalkınma Ajansı’na ayrıca teşekkür ediyoruz” dedi.

“DEVİR AKIL TERİ DÖNEMİ” Ödülün sektör adına önemine de değinen Ulusoy, “Bağımsız denetim kurumu tarafından incelenen İstanbul Lütfi Kırdar; müşteri hizmetleri, tesislerin kalitesi, koruma ve güvenlik gibi toplam 10 farklı kategoride yer alan standartlarını sertifika ile tescillettirerek bu ödülü almaya hak kazandı. Şampiyon olmak zordur, ancak şampiyon kalmak daha da zordur. Kongre merkezlerinin başarılarını onaylamak ve belgelemek amacıyla endüstri temelli sertifikalandırma yapan bu program, endüstride özel olarak sunulan tek sertifika çeşidi olarak öne çıkıyor. Program standartları Müşteri Hizmeti, Operasyon ve Tesisler Kalitesi, Çalışan İlişkileri, Toplum İlişkileri, Çevre Sorumlulukları, Tedarikçi İlişkileri, Endüstri İlişkileri, Koruma ve Güvenlik, Sağlık ve Finansal Bütünlük konularını kapsayan 10 ana alanı kapsıyor. Dönem artık alın teri değil, akıl teri dönemi” dedi.


KRİSTAL ENDSTR.


restaurant gündem 22 hotel & hi-tech

Kongreler Şehri İstanbul’un

Uluslararası Medya Çalışması sonuçları açıklandı İstanbul’dan övgüyle söz ettiren ‘Uluslararası Medya Çalışması’ sektörle paylaşıldı.

T

urizm Geliştirme ve Eğitim Vakfı tarafından İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu - ICVB iştiraki ile İstanbul Kalkınma Ajansı 2014 yılı Mali Destek Programı kapsamında yürütülen ve dünyanın dört bir yanında İstanbul’dan övgüyle söz ettiren ‘Kongreler Şehri İstanbul – Uluslararası Medya Çalışması’ proje faaliyetleri ve sonuç çıktıları 18 Ağustos 2015 tarihinde Wyndham Grand İstanbul Europe otelinde gerçekleşen kapanış toplantısı ile sektörle paylaşıldı. TUGEV-ICVB Yönetim Kurulu Başkanvekili Bahadır Yaşık’ın açılış konuşmasıyla başlayan toplantıda ICVB Genel Müdürü Özgül Özkan Yavuz proje kapsamında yapılan çalışmalarla ilgili bilgi verdi. Toplantıya kongre sektörüne yön verenler, turizm sektörü temsilcileri ve basın yoğun ilgi gösterdi.

HEDEF, İLK BEŞ 2014 yılında başlatılan “Kongreler Şehri İstanbulUluslararası Medya Çalışması” projesinin genel amacı, İstanbul’un kongre sektöründe daha güçlü bir varış noktası haline gelmesine ve pazar payının her büyüklükteki kongre için artırılmasına katkıda bulunmaktır. TUGEV-ICVB bu seneki çalışmalarında uluslararası basın, halkla ilişkiler, basılı ve dijital ilan ve reklam faaliyetlerine yoğunluk verdi. Şehrin kamu ve özel sektör yatırımları, ulaşılabilirlik, toplantı ve kongre merkezlerinin kalitesi ve sayısı, konaklama olanaklarındaki kalite ve alternatifler, tarih-kültür ve doğa gibi kendi öz zenginlikleri ve hizmet kalitesi ile dünya çapında bir kongre şehrive Türkiye kongre sektörünün lokomotifi durumunda olan İstanbul için hedef, uluslararası arenada varlığının daha da artırılarak 2023 yılında kongre şehirleri sıralamasında ilk 5’te yer alması.

DÜNYA GENELİNDE İSTANBUL TANITILDI TUGEV-ICVB “Kongreler Şehri İstanbul- Uluslararası Medya Çalışması” projesi kapsamında ilk olarak İstanbul’un,

benzersiz bir buluşma noktası olduğunu, tarihi ve modern dokusunun birlikteliğini vurgulayan ‘ İki Şehrin Hikayesi’ sloganı ile reklam kampanyası yürütüldü. Kongre ve toplantı sektörünün önemli pazarlarında yayınlanan en prestijli ve trajı en yüksek 19 sektör dergisine ilan verilerek 575.000 dağıtım rakamına ulaşıldı. Proje kapsamında Frankfurt’ta düzenlenen IMEX Frankfurt ve Londra’da düzenlenen The Meeting Show UK gibi kongre ve toplantı sektörü profesyonellerinin katıldığı öncü fuarlarda basın toplantıları düzenleyerek şehrin alt yapı olanaklarının ve yeni yatırımların vurgulandığı sunumlar gerçekleştirildi. 3000’i aşkın derneğin bulunduğu Avrupa Birliği’nin başkenti Brüksel’de de toplantı sektörünün karar vericileri ve basın mensuplarıyla bir araya gelinerek İstanbul’un kongre sektörü olanakları tanıtıldı.

TANITIMI BOMBARDMANI Mart ayında İngiltere, Amerika, Almanya, Fransa, Hindistan, Belçika’dan tirajları 12.000 ile 70.000 arasında değişen kongre sektörü dergilerinin editör ve muhabirleri yapılan tanıtım programı çerçevesinde İstanbul’a gelerek kongre merkezleri başta olmak üzere, çeşitli otelleri, kültür-sanat merkezlerini, yeme-içme mekânlarını incelediler, İstanbul’un tarihi ve doğal güzelliklerini gezdiler ve sektör temsilcileriyle buluştular. Basın gezisi sonrasında yürütülen uluslararası PR çalışmaları kapsamında toplamda 15 dergi ve online mecrada yer alan ve 418.951 tiraja ulaşan haber ve röportaj çalışmaları gerçekleştirildi. Haberlerde, İstanbul’un “modernite ve gelenek, batı ve doğu, dinamizm ve huzur” gibi farklı yüzlerine dikkat çekilirken, “kıtaları buluşturan marka şehir İstanbul’un uluslararası önemli toplantılara ev sahipliği yaptığı” vurgulandı. Proje kapsamında yürütülen tanıtım çalışmaları sosyal medya kampanyaları ile desteklendi. İstanbul’a kongre ve toplantı amacıyla gelen katılımcıların kendi networkleri içerisinde interaktif bir biçimde İstanbul tanıtımı yapmaları için “MeetInIstanbul” isimli hashtag açıldı ve twitter kampanyası dahilinde düzenlenen yarışmaya 10.000 kişi ilgi gösterdi. Bu 3 aylık süre zarfında çeşitli kongrelerde de kampanya tanıtım standı açıldı.


Otel yatırımlarında düşüş sürüyor! Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği’nin (TUROB) raporuna göre, yılın ilk 7 ayında otel yatırımlarına ilişkin teşvik başvurularındaki genel düşüş sürüyor. Yatırım teşvik başvuruları otel sayısında yüzde 24 düşüşle 148, yatak sayısında ise yüzde 39 düşüşle 32 bin 109 olarak gerçekleşti.

O

tel yatırımlarında bu yılbaşından itibaren başlayan düşüş trendi devam ediyor. Ekonomi Bakanlığı tarafından Ocak-Temmuz 2015 dönemine ait “Yatırım Teşvik Belgeleri”ni Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB), konaklama sektörü açısından bir raporla analiz etti. Rapora göre, bu yılın Ocak-Temmuz dönemini kapsayan 7 aylık dönemde, Türkiye genelinde 46 ayrı şehirde yeni yatırım yapılacak otel sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 24 düşüşle 148, yatak sayısı ise yüzde 39 düşüşle 32 bin 109 adet olarak gerçekleşti. Toplam yatırım miktarı da yüzde 35 düşüşle 2.1 milyar TL oldu. Geçen yılın aynı döneminde bu rakam toplam 52 bin 453 yatak için 195 başvuru olurken, yatırım miktarı ise 3.1 milyar TL olarak gerçekleşmişti.

7.687 KİŞİYE İSTİHDAM Bu yatırımların tamamlanmasıyla 7 bin 687 kişiye istihdam sağlanması hedefleniyor. 7 ayda yapılan teşvik başvurularının 19’u 5 yıldızlı, 49’u 4 yıldızlı, 68’i 3 yıldızlı, 12’si de butik-özel tesis statüsünde bulunuyor. 1 ve 2 yıldızlı otel yatırımı için hiç başvuru olmaması ise ayrıca dikkat çekiyor. İstanbul 32 otel projesi ile tesis sayısı bakımında en fazla teşvik belgesi alan şehir olurken, yatak kapasitesi bakımından Antalya 9 bin 401 yatak kapasitesi ile yine birinci sırada yer aldı.

BAYINDIR: “3-4 YILDIZLILAR GÖZDE” Raporu değerlendiren Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) Başkanı Timur Bayındır, ülkemizdeki son ekonomik ve siyasi gelişmelere bağlı olarak

TUROB Başkanı Timur Bayındır

ülke genelinde otel yatırımlarında gerilemenin sürdüğünü belirtti. Bayındır, “Ancak, teşviğe bağlanan yeni yatırımların önceden beri dile getirdiğimiz gibi Anadolu’ya yaygınlaşmaya başlaması gerekse orta ölçekli büyüklükteki, yani 3-4 yıldızlı otellere yönelmesini memnuniyet ile karşılıyoruz” dedi. Bayındır, bu durumun ülkemizin sürdürülebilir turizm hedefleri çalışmalarına önemli derecede altyapı katkısı sağlayacağını dile getirdi.

MUŞ’A İLK OTEL YATIRIM TEŞVİK BELGESİ Öte yandan TUROB raporunun temmuz ayına ilişkin bölümünde, otel yatırımlarının Anadolu illerinde artış ve yayılmasına dikkat çekildi. Raporda Muş, Gaziantep ve Burdur illerinin bu yıl ilk kez otel yatırım teşvik belgesi aldığına işaret edildi.


restaurant yeni yatırımlar / söyleşi 24 hotel & hi-tech

Burada personel ve esnafa 12 ay ekmek var!

Le Bleu Kuşadası turizme iddialı girdi Dorak Turizm, A’dan Z’ye yenilediği Le Bleu Kuşadası ile iddialı! Bu yazı %95 doluluklarla kapatmaya hazırlanan beş yıldızlı tesis, bölge turizmini 12 aya yaymak hedefinde...

D

orak Turizm, İstanbul ve Kapadokya otellerinden sonra rotasını Kuşadası’na çevirdi. Nisan 2014’de devraldığı tesisi A’dan Z’ye yenileyen turizm grubu, Le Bleu Kuşadası ile bu yaz elde ettiği yüzde 95 dolulukları kış turizmine de yaymak istiyor. 265 odalı tesisin 200 odasının şimdiden kış turizmi için satıldığını ifade eden Le Bleu Kuşadası Genel Müdürü Rauf Yücedağ, 12 ay boyunca açık tutulması planlanan tesisin bölge turizmine katkılarını, 2016 sezonuna ilişkin hedef ve projelerini anlattı.

Öncelikle “Le Bleu Kuşadası” ismi nereden geliyor? Le Bleu; Ege’nin mavisi, incisi gibi düşünülerek konulmuş bir isim. Kuşadası’nın en iyi koyuna sahip dört tarafıyla denize hakim konumda ve mavinin içinde olduğundan “Le Bleu” ismini kullanmak istedik. Bu doğrultuda Fransızca bir kelimeyi tercih ederek, daha önce olmayan bir ismi kullandık.

Le Bleu Kuşadası, Dorak Turizm’in ve Ege’nin çok yeni bir tesisi. Grubun bölgeye yatırım kararından bahsederek, renovasyon sürecini anlatır mısınız? Dorak Turizm, Uzakdoğu’nun incoming’ini yapan bir grup. Dolayısıyla bizim bütün rota planlarımızda Kuşadası hep vardı, bundan sonra da olacak, öncelikle onu belirtmek isterim. Grubumuzun yatırım kararına gelirsek; o dönem Dorak

turizm yatırımları adına yeni bir tesis arayışındayken, daha önce ismi Noa Otel olan bu tesisi devraldık. Bu süreçte tüm bölümlerini ve alt yapısını A’dan Z’ye yenileyerek, yüzde 100 renove ettik ve bölgenin en güzel tesisi haline getirdik. 1 Nisan 2015’ten bu yana Kuşadası’nın Kadınlar Denizi mevkiinde misafirlerimizi ağırlıyoruz. Aslında tesisimizi 2014’te satın aldık. Fakat sezon başladığı bir dönemdi. Dolayısıyla o dönem çok etkili olamadık. Nisan 2015 itibari ile tüm renovasyon faaliyetlerimizi tamamlayarak tam


Le Bleu Kuşadası Genel Müdürü Rauf Yücedağ

tamamen Avrupalı sejour misafirleri ağırlarken, diğer kısmında Dorak gruplarının hitap ettiği Uzakdoğulu misafirleri ağırlıyor. Burada Uzakdoğu misafirlerimiz yarım pansiyon konaklarken, diğer misafirlerimiz her şey dahil konaklama yapabilmekte. Tesisimizde toplamda çocuk havuzu dahil üç adet açık havuz bulunuyor. Lobi tarafına girdiğimiz zaman, sağda kalan relaks havuz. Misafirlerimizin gün boyunca dinlenebilecekleri, aktivitesiz havuzumuz. Tesisin sol tarafında ise, gün boyu animasyon, eğlence, spor ve diğer etkinliklerin gerçekleştirildiği bir aktivite havuzumuz bulunmakta. Yine aktivite havuzunun konumlandığı alanda bir adet snack bar’ımız, ayrıca deniz ürünleri ve İtalyan olmak üzere iki adet a la carte restoranımız mevcut. Misafirlerimize gün boyu lobiden, snack bar, servis barları ve a la carte restoranlardan içecek servisi vermekteyiz. İskelelerimiz ve aktivite alanlarımızda toplamda 10 adet gazebomuz bulunmakta. Bunların dışında SPA merkezimizde masaj odalarımız, sauna ve hamamız mevcut. Ayrıca dileyen misafirlerimize Fitness Merkezimiz ile de hizmet veriyoruz.

ÇOCUKLU AİLELER İÇİN İDEAL

teşekküllü bir şekilde hizmet vermeye başladık.

Renovasyon çalışmalarını biraz daha detaylandırarak; tesisin mimari ve içmimari özelliklerini de anlatır mısınız? Beyaz rengin hakim olduğu odalarımızda huzur, dinginlik ve ferahlık hissini ortaya koymaya çalıştık. Çünkü zaten odadan dışarıya çıktığınızda her yer mavi… Yine odalarda kişilerin gözlerini yormayacak, dinlendirici ve rahat ettirici sadelikte mistik bir hava estirmeye çalıştık. Mobilya ve tekstilde beyazı, geniş ve büyük aynalarla bütünleştirerek odalarımıza derinlik etkisi oluşturmaya çalıştık. Beyazın dinginliği ve sadeliğini sadece odalarımızda değil, binanın dış cephesinde de yansıtmaya çalıştık. Diğer iç mekanlarda ise, daha çok modern tarzda çalışmalar yaptık. Otelden içeri girildiğinde resepsiyon bölümünde asılı seramik üzerine işlemeli el yapımı kuşlar özel bir çalışmayla tasarlandı. Aynı zamanda lobinin SPA’ya açılan duvarlarında da bu kuş motiflerini görebilirsiniz. Bunların hepsi kendi çini fabrikamızda yapılmış el yapımı seramikler ve çok özel ürünler. Tasarımı, dekorasyonu ve kullanılan ürünleriyle son derece modern ve konforlu bir lobi alanımız mevcut. Tüm bu özellikleri tesisimizin restoran ve diğer genel alanlarında da görebilirsiniz.

Tesisi ana hatlarıyla nasıl anlatırsınız? Çizginiz, konseptiniz, hizmet anlayışınız nedir? Tesisimiz 265 oda sayısına sahip olmakla beraber yüzde 95’i deniz manzarasına hakim. 2 ana restoranımızın biri

Bununla birlikte tesis olarak animasyon faaliyetlerimiz ile de çok iddialıyız. Her gün değişik animasyon programları düzenliyoruz. Sabah saatlerinde pilates ile başlayıp; aqua jimnastik, yoga, ok müsabakası, dart, su topu ile devam eden aktivite programımız saat 21.00 itibari ile çocuk diskosu ile sürüyor. Ardından anfi tiyatromuzda her akşam farklı


restaurant yeni yatırımlar / söyleşi 26 hotel & hi-tech

bir gösteriyle misafirlerimize eğlenceli ve keyifli saatler yaşatıyoruz.Bunların dışında bir adet Mini Club’ımız var. Profesyonel pedagoglar eşliğinde çocuklarımıza resim ve çok çeşitli oyun olanakları sunuyoruz.

Tesisi biraz da rakamlarla anlatır mısınız? 2015 yılı doluluklar anlamında nasıl geçiyor, bir sonraki yıldan beklentileriniz neler? 1 Nisan 2015 itibari ile baktığımız zaman, Türkiye turizminde çok ciddi bir sıkıntı olmasına rağmen biz doluluklarda yüzde 95’in altına hiçbir şekilde düşmedik. Nisan ayında yüzde 50 oranında kendi gruplarımızla tesisimizi doldurduk. Yüzde 50’ye yakın oranda da Avrupa’dan İngiltere, BDT ve Fransız pazarından ciddi bir talep aldık. Kendimizi iyi tanıttık, iyi anlattık ve bu çalışmalarımızın geri dönüşünü de hızlı bir şekilde aldık. Ege Bölgesi, satış ve pazarlama konusunda çok yavaş hareket eden bir bölge. Biz bu stratejileri uygularken hep tüm rakiplerimizden 1-2 adım önde gittik. Onların verdiği fiyatların çok altında kalmadan misafirlere ve partnerlere daha çabuk ulaştık. Fiyatlarımızda hiçbir şekilde indirime gitmedik. Bölgede fiyatlarımız diğer otellerin üstündedir. Tabii ki Nisan ayında gelen misafirler işletmede çok ciddi değişiklikler olduğunu gördüler. Her şeyiyle çok ciddi bir değişim var… Nisan ayında gelen misafir haziranda bir kez daha geldi. Mayısta gelen temmuzda bir daha geldi. Şu anda iç pazarda iki veya 3 defa gelen sabit misafirlerimiz oluştu. Şu anda konaklama yapıp, eylül ve ekim aylarına rezervasyon yaptıran pek çok misafirimiz bulunmakta. Bunda tesisteki değişimin ve misafir beklentilerinin üstünde bir hizmet

kalitesine sahip olmamızın çok büyük etkisi var. Elbette ki bu ekipsel bir başarı…

Tesise yeni yatırımlar söz konusu mu? Bu sezon için ciddi bir yatırım planımız yok. Fakat önümüzdeki yıl için tesis girişindeki çim alana bir aqua park yapmayı düşünüyoruz. Onun dışında ikinci en önemli husus, kum plajı sahilinin oluşturulması. Tesisimizde çok büyük bir iskeleye sahibiz. Bu yıl kum plajını yetiştiremediğimiz için o alanı istediğimiz şekilde kullanamıyoruz. Önümüzdeki yıl o alanı tamamen bir kum plajı haline getirmek istiyoruz. Orada ciddi bir temizleme operasyonu gerçekleştirildi. Bununla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Bir sonraki yıl tesisimize gelen misafirler kum plajından da faydalanabilecekler.

Bölgede kış turizmine yönelik özel planlamalarınız oldu mu? Genel planlamamızı zaten yaz turizmiyle birlikte kış dönemine yönelik de yapmıştık. Hamam, spa alanlarını çok ciddi bir şekilde ele aldık. Tesisimizde iki ayrı toplantı salonumuz mevcut. Özellikle kış döneminde şirket ve bayilere yönelik teklifler zaten alıyoruz. Toplantı gruplarının haricinde günübirlik misafirlerimize Efes, Selçuk ve çevre bölgelerini kapsayacak kültürel gezi turları düzenlemek istiyoruz. Yine sağlık turizmiyle ilgili doğa yürüyüşleri ve benzer çeşitlilikte farklı aktivitelerin de hazırlığı içindeyiz.

Kuşadası otellerinin kış turizmindeki etkinliği nedir? Bölgedeki otel ve tesisleri 12 ay boyunca açık tutmak sizce mümkün mü? Deniz kum güneşin haricinde kışın bu bölgede hizmet veren çok fazla otel yok. Kışın otellerin yüzde 80’i kapanmakta. Bununla birlikte bölgedeki esnafın da yüzde 80’ini de kepenk kapatıyor. Bizim ilk yılımız olmasına rağmen şu anda kış için 1 Kasım’dan 30 Mart’a kadar 200 odamızı sattık. O dönemde misafirlerimiz tamamen kültür turları amaçlı gelecekler. Bunların yüzde 80’i Alman, yüzde 20’si de Uzakdoğulu olmak üzere iki ayrı kategoride yer alıyorlar. Tabii biz bunların içine henüz online satışları, iç pazarı ve toplantı gruplarını dahil etmedik. Onlar zaten son dakika gelişen satışlar. Yüzde 5-6’lık kısmında yer alacaklar. Bizim kış doluluklarıyla ilgili bir sorun yaşayacağımızı düşünmüyorum.

İstihdam sayınız nedir? Bu sayı kış döneminde ne olacak? Şu anda tesisimizde 170 kişi çalışıyor. Kışın da ortalama yaklaşık 150 personel devam edecektir. Çünkü biz kışın çok üniteyi kapatmıyoruz. Keza aynı misafir sayısına hizmet vereceğiz.

Ege Bölgesi’yle beraber Kuşadası turizmini nasıl değerlendirirsiniz? Ben Antalya’dan geldim. Evet, Antalya’da Rus pazarında


HER GÜN FARKLI BİR MUTFAK, FARKLI BİR DENEYİM çok ciddi bir kayıp var. Bu kayıptan dolayı otelcilerin yüzde 80-90’ı çok ciddi bir panik içinde. Fiyatları kırarak, genel operasyonlarını iç pazar ağırlıklı yönlendirmeye başladılar. Rus pazarındaki kayıp, bir domine etkisiyle tüm Avrupa’yı da etkiledi. Dünyada gerçekten global anlamda bir sıkıntı var ve bunun en çok yansıması turizm sektörüne oldu. Kuşadası’na bakarsak, bölge Rus pazarından çok ciddi pay almadığı için en az etkilenen bölge oldu. Fakat burada da tur operatörüyle otelcilerin arasında bir fiyat döngüsü var. Tabii maliyetlerini çok fazla kontrol edemeyen, panik halindeki oteller çok ciddi fiyatlar kırarak otellerinde ciddi doluluklar yakaladılar. Fakat bunun sonucu yılsonunda hesaplamalarda çıkacaktır. Biz panik halinde olan bir otelci değiliz. Bizim tesisimiz maliyetinden satıldı. Hiçbir zaman çok ciddi fiyatlar kırmadık. Doluluklarımız da düzgün ve planlı olduğu ve erken hareket edebildiğimiz için iyi bir ivme yakaladık.

Le Bleu Kuşadası, Ege bölgesindeki ilk tesisiniz mi? Ege ve Akdeniz otellerini nasıl kıyaslarsınız? Evet, ilk tesisim. Türkiye’de turizmin başkenti kesinlikle Antalya’dır. Antalya bugün bir turizm cenneti. Ege, bence Antalya’nın çok gerisinde. Hava ulaşımı bakımından çok gerisinde. Buraya istediğimiz misafiri getirmek için ilk önce uçağa bindirmemiz lazım. Uçak konusu çok sıkıntılı. Ege’de ilk başta uçak sorununu çözmeliyiz ki istediğimiz seviyede misafiri de getirebilelim. Kuşadası çok eski bir destinayon. Cruise hizmetinin ilk başladığı ada. Ama Kuşadası kruvaziyer turizminden hak ettiği payı alamıyor. Belediyecilik, çevre düzenlemesi, yapılaşma çok kötü. Kuşadası’na ciddi bir el atılması lazım. Çok karmaşık, caddeler çok kötü, yollar kötü, kanalizasyon kokuyor. Burası cruise limanı ve bugün 10001500 yataklı cruise’lar gelmekte. Bölge esnafı bundan çok ciddi bir pay alması gerekirken bunu henüz başaramıyor. Kuşadası bugün iyi bir belediyecilikle, cruise rota planına baktığımız zaman Türkiye’nin en büyük turizm destinasyonu olabilir. Baktığınızda Bodrum iç pazarda bir marka haline geldi. Antalya zaten turizmin başkenti. Kuşadası’na baktığımız zaman bölgedeki otelcilerin bu işe daha profesyonel bakmaları lazım. Çok ciddi paralar kazanmaları için iyi bir fizibilite çalışmaları yapmaları lazım.

Belediyecilik kötü dediniz. Peki bölge dernekleriyle ne tür bir etkileşim içindesiniz? KODER (Kuşadası Otelciler Derneği) var burada. Bölgesel bazda da ETİK (Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği) var. Ama burada otelciler çok ciddi çalışmalarla elini taşın altına koymuyor. Çünkü burada yeni otelcilik yok. Biz buraya geldik. Dorak Kuşadası’nın bir gerçeği. Dorak’sız bir Kuşadası otelciliği düşünülemez ki bu gerçekten bölgeye çok ciddi seviyede kültür turları getiren bir firmayız. Bugün Dorak bölgedeki çoğu otelin yüzde 80’inini doldurmakta. Hem fiyatıyla hem getirdiği misafiriyle hem de devamlılığıyla… Kışın da aynısı olacak. Dorak bu sezon 25 bin kişi getirecekse önümüzdeki sene 50 bin kişi getirecek. Bu otelciye olumlu yansıyacak. Otelci otelini dolduracak, para kazanacak, rota

Le Bleu Kuşadası’nın Executive Chef’i Mustafa Karabulut, Türk ve dünya lezzetlerine hakim mutfaklarında her gün farklı bir mutfak, farklı bir deneyim yaşatmayı hedeflediklerini belirterek, şunları söylüyor: “Ana restoranımızda uluslararası mutfakla beraber 4-5 çeşit tema geceleri yapıyoruz. Türk, Meksika, Fransız ve İtalyan gecelerimizde büfeye özgün yemeklerle çıkıyor. Ortalama altı adet şov ocağımız var. Her gün çeşitli ülkelerin şovları yapılmakta. Izgaralarımız da keza öyle. Tema gecelerinin haricinde büfe çeşidinde uluslararası mutfaklarla çalışmaktayız. Büfe çeşitlemeleri konusunda zaten bölgenin en iddialı tesislerinden biriyiz. Bizim mutfağımız üzerine bir tesis daha yok. Çünkü hem büfenin komple malzemelerinin tedarikleri hem büfeye çıkan yemeklerin günlük olarak hazırlanması hem de lezzet yönleriyle öne çıkıyoruz. Büfede ciddi bir ürün var. Tesis olarak hiçbir şekilde maliyetten kaçınmıyoruz. En iyi malzemeyi en iyi tedarikçilerden sağlayarak misafirlerimize sunuyoruz.”

planındaki tüm esnaf bundan nemalanacak, bölge turizmi kalkınacak. Şunu da söyleyeyim, tesisi kışın açmaktaki amacımız para kazanmak değil. Personel istihdamını sürekli kılmak ve bölge esnafının dükkanlarını kapatmamasını sağlamak. Çünkü 200 oda 450 misafir demek. Toplamda 500600 misafirden hem personel hem esnaf hem de Kuşadası faydalanacak. Kışın ağırlıklı yarım pansiyon hizmet vereceğiz. Kışla ilgili iyi bir talep var. O dönemi de çok başarılı bir şekilde atlatacağımıza inanıyorum.

Biraz da sizi konuşalım isterim. Ne kadar zamandır turizmin içindesiniz? Ben 1989 yılından beri turizmin içindeyim. Le Bleu Otel’e gelene kadar çok uzun yıllar Antalya’da otelcilik yaptım. Rixos, Dedeman, Ramada, Vera grupları ile çalıştım. 40 yaşımdayım ve 17 yaşında komilikle bu işe girdim. Hem alaylı hem de mektepli olarak sektörün içinde bulundum. Özellikle Antalya bölgesinin çok ciddi deluxe işletmelerinde görev yaptım.


restaurant gündem 28 hotel & hi-tech

Kapadokya’da ilk 7 ayda düşüş

%12

2015 yılının ilk 7 ayında bölgede konaklayan yabancı turist sayısı, bir önceki yıla göre %18,3 düştü. Bölgede gezgin profile batılı gezginden doğulu gezgine kayıyor.

K

üçük Oteller Derneği / Kapadokya Temsilciliği’nin yapmış olduğu ve 2015 yılının ilk 7 ayının değerlendirildiği çalışmanın ikinci bölümü yayınlandı. Yabancı gezgin istatistiklerinin yer aldığı çalışmanın sonuçlarına göre, 2015 yılının ilk 7 ayında bölgede konaklayan yabancı turist sayısı, bir önceki yıla göre %18,3 düştü. Yerli ve yabancı ziyaretçi toplamındaki düşüş ise %11,6 olarak gerçekleşti.

GEZGİN PROFİLİ, BATIDAN DOĞUYA KAYIYOR Küçük Oteller Derneği / Kapadokya Temsilciliği tarafından yapılan açıklamada; “Nevşehir İl Kültür Turizm Müdürlüğü’nden alınan konaklama istatistiklerine (İş Emniyet Müdürlüğü’nden gelen KBS verileri çerçevesinde elde edilen verilerdir) bağlı olarak (Jandarma Bölgesi hariç), 2015 yılının ilk 7 ayında bölgede konaklayan yabancı ziyaretçi sayısı, bir önceki yılın aynı dönemine göre % 18,3 azalmış durumda. 2011 yılının aynı dönemine göre ise, bu düşüş %20’nin üzerinde seyrediyor. Dünya Turizm Örgütü öngörüleri; turizm sektörünün her yıl % 4-7 büyüyeceği yönünde olmasına karşın, ülkemizde ciddi bir düşüş yaşanmaktadır. Üye otellerimizde gördüğümüz tablo ise, 2015 yılı ilk 7 ay doluluk oranlarının %20-45 düştüğü, gezgin profilinin de batılı gezginden doğulu gezgine doğru kaydığı yönündedir. Ve maalesef, 2015’in kalan 5 ayı daha belirsiz

ve negatif bir görünüm sergilemektedir. Turizm sektörü, her şeyden önce güven ve huzur zemini ister. Her şeyden önce bunun tekrar inşa edilmesi gerek. Bir an önce turizm politikaları ve stratejileri yeniden gözden geçirilmeli ve acil önlem planları geliştirilmelidir” denildi.

JAPONLAR’DA KAN KAYBI SÜRÜYOR 2014 yılı ilk 7 ayında 2013 yılı aynı dönemine göre %54 düşüş gösteren Japon gezgin sayısı, 2015 yılında da düşmeye devam etti. 2015 yılı ilk ayında bölgemize gelen Japon turist sayısı bir önceki yıla göre %20 düşüş gösterdi. 2012 yılında her 100 turistin 9’u Japon iken, 2015 yılı ilk 7 ayında bu sayı 3,1’e geriledi. Batı ülkelerinden gelen turist sayılarında da ciddi düşüşler var. Sayısal olarak en büyük düşüş, genellikle kitle turizmini tercih eden Alman ve Fransız turistlerde. Fransız gezginlerde düşüş %60’ı geçmiş durumda. Almanlarda ise bu rakam %40’lara yakın. Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Dernek Kapadokya Temsilcileri aşağıdaki açıklamalarda bulundu: “Tablolardaki grafikler durumun ne kadar ciddi ve acilen önlem alınması gerektiğini çok net gösteriyor. Bölge olarak büyük küçük demeden tüm otelciler, sektör temsilcileri, toplum kuruluşları bir araya gelerek bakanlık nezdinde bu duruma ilişkin bir farkındalık yaratmalıyız. Bu bir makro problem ve hala bu durumun ne kadar ciddi bir sorun olduğu anlaşılmış değil. Turizm sektörü cari açığın %53’ünü finanse eden ve 50’den fazla sektörü doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyen bir sektör. Bir an önce bir kriz masası oluşturulmalı ve hızlı bir şekilde karşı önlem planı oluşturulmalıdır.”



restaurant gündem 30 hotel & hi-tech

Vural Öger ve Hüseyin Baraner tur operatörü kurdu Avrupa’dan 45 yıldır Türkiye’ye çeşitli şirketleri ile turist taşıyan ünlü turizmci Vural Öger, duayen turizmci Hüseyin Baraner ile ortak olarak Avrupa’nın en kapsamlı yaşlılar lifestyle club tur operatörü markasını kurdu.

S

UNNYSIDER.CLUB tur operatörünün felsefesinde, her zaman hayatın aydınlık, sıcak ve olumlu tarafında duran ve bunun tadını hayatın sonbaharında da çıkarmak isteyenlere uygun hizmetler sunmak, bulunuyor. Bu felsefeden anlaşılacağı gibi, Sunnysider misafirlerine; ‘İyi hissetmek’, ‘yüksek zevk algısı’, ‘yaşam sevinci’, ‘Aslan yalnız değil!’, ‘Formda kal!’, ‘Beden, Ruh ve Zihin rahatlaması’, ‘Thalasso ve dinçlik kürleri’, ‘Sağlıklı damak zevkleri’, ‘Yeni dostlar-arkadaşlar’, ‘Keşfetmek, yaşamak, anlatmak’... gibi kavramlarını yaşamayı vadediyor.

ÖGER: “YÜKSEK SEVİYELİ, İÇTENLİKLE TATİL İMKANI SUNUYORUZ” Sunnysider kurucularından Vural Öger, konuklarını yani ‘Sunnysider’ ları, kendisiyle beraber sağlıklı, çok yönlü ve

SUNNYSIDER FESTİVALİ HAKKINDA Avrupa’nın zengin ve yaşam dolu yaşlıları her yıl Aralık ayının ilk haftasında SUNNYSIDER Festivali’nde Gloria Verde Resort, Antalya-Belek’de buluşacak. Festival coşkusuyla Antalya-Belek bu sayede Avrupalı Sunnysider ‘ların buluşma noktası haline dönüşecek. Ayrıca bu program için Avrupa’dan Antalya’ya özel charter uçakları kaldırılacaktır. Özellikle sağlık, güzellik ve spor dolu yaşam ürünleri ile süslenecek bu festival her yıl büyüyerek Gloria Verde Resort’de geleneksel hale dönüşmesi bekleniyor. Gelen misafirler arzu ettiklerinde Gloria Golf Resort, Gloria Serenity Resort ve Gloria Sports Arena’yı tanıyabileceklerdir. Sunnysider Festival ile Antalya özelikle kış aylarında yeni dostlar kazanması hedefleniyor.

heyecanlı zevklere davet ettiğini belirtip, “Dostlarla ilginç ülkelerde, harika damak lezzetleriyle, nefes kesen doğayla, yüksek seviyeli ve içtenlikle tatil yapma fırsatı sunduklarını” söyledi. Ayrıca, “Bizler hepimiz, zevkle hayatı yaşamak, sakin bir atmosferde, kuracağımız yeni dostluklarla hayatın sunacağı çok sayıdaki mutluluk anlarını beraberce yaşamak istiyoruz. Siz de biliyorsunuz; paylaşılan mutluluk, iki kat mutluluktur. İşte bu mutlulukları bizimle birlikte her zamankinden fazla yaşayın. Elbette huzur ve sükûnete de ihtiyaç duyulabilir. Bu durumda da bir süre kendinizle baş başa kalabilirsiniz.” dedi.

HER GÜN YENİ ZEVK VE MUTLULUK ALTERNATİFLERİ Misafirlerine kaliteli etkinlikleri ve günlük programları ile her gün yeni zevk ve mutluluk alternatifleri de sunan Sunnysider Club, heyecan verici programlarla birlikte tatil yörelerinde ayrıcalıklı Sunnysider-toplantı fırsatları da sağlayacak. Bunların yanında tatilinizde edindiğiniz yeni tecrübe ve edinimlerle de kesinlikle bitmiyor, bir Sunnysider’a tatilden sonra da gerekli ilgi gösterilecek. Yılda 2 kez dergisini göndererek, program, yenilik, trendler, toplantılar hakkında bilgi sahibi olup ve iletişimde kalınması sağlanacak. Sunnysider Club ayrıca acentalara üst-yaş gruplarına ait dernek, örgüt ve birliklere iletişim imkanı tanıyor. Bu uygulama ile Türkiye’ye özellikle kış aylarında yeni müşteriler kazandırılması hedefleniyor.


BARANER’İN HAZIRLADIĞI KATALOG 10 BİN ACENTAYA SUNULDU Sunnysider Club kataloğundaki tüm ürünler, ünlü turizmci ve Türk turizmin öncülerinden olan Vural Öger’in ve Sunnysider Club’ın hem ortağı hem de proje sorumlusu olan, tanınmış turizm uzmanı Hüseyin Baraner’in kaleminden çıktı. Birlikte geliştirdikleri bu fikir şimdi pazar olgunluğuna ulaşarak, tüm ürün portföyü, tur operatörü markası olan V.Ö. Travel tarafından Avrupa’da 10 bin seyahat acentalarına sunuldu.

“SEYAHAT BİZİM İŞİMİZ” Vural Öger, V.Ö. Travel bünyesinde bulunan, yeni tur operatörü hakkında şunları söylüyor: “Uzun yıllardır dostum ve yoldaşım olan Hüseyin Baraner ile turizmde yeni ve harika bir fikir oluşturduğumuz için mutluyum. Seyahat acentası dostlarımızla birlikte, çok sayıda yenilikler ve ürün fikirleriyle müşterilerimize yeni bir yaşam zevki yaratacağız. Bu esnada çekinmeden yeni yollar açacağız ve buradan doğacak sadakati ve yüksek müşteri kesitine odaklanacağız. Bu konuda branşını en iyi bilen insanlara güvenin. Seyahat bizim işimiz… 40 yılı aşkın bir süredir.” Hüseyin Baraner ise şunları ilave etti: “SUNNYSIDER.CLUB destinasyon odaklı değildir. Dünya genelinde tam da cazip olan bölgelerde ve hayatımızı zenginleştirecek etkinliklerle birlikte çok sayıda yeni ürünler sunacağız. Tüm bunları tek bir pakette bir araya getireceğiz. Buradan yola çıkarak Avrupa’nın en büyük ‘Interaktif lifestyle Club Seyahat-Topluluğunu’ kurmuş olacağız. Ve birkaç yıla kadar hayatın her zaman aydınlık ve güneşli tarafında bulunan yaşamı, insan ve doğayı seven, bundan sonra da güzel şeyler yaşamak isteyenlerin, yeni kültürler, yeni tatlar, yeni zevkler, en önemlisi yeni dostluklar ve arkadaşlıklar arayanların ilk adresi olacağımızdan şüphem yok.”


restaurant gündem 32 hotel & hi-tech

Antalya’ya çılgın projeler geliyor! Antalya Belediye Başkanı Menderes Türel, turizmin başkentini kanatlandıracak projeleri basına yönelik düzenlediği toplantıyla duyurdu.

B

üyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, çılgın proje Boğaçayı ile ilgili bütün STK ve kent dinamiklerinin projeye katkı koymasını beklediklerini söyledi. Türel, Boğaçayı’nın Antalya tarihinin en önemli projesi olduğunu belirterek, “Boğaçayı adeta Antalya’nın geleceğine yön verecek ve Antalya’ya çok önemli marka değer sağlayacak bir vizyon proje. Kanal İstanbul’dan sonra Türkiye’nin ikinci çılgın projesi. Boğaçayı Projesi içerisinde bir takım yaşam merkezleri, halka açık rekreasyon alanları, yat limanları, halkın istifade edeceği aktivite alanları, restoranlar gibi üniteler söz konusu olacak. Bundan önce Boğaçayı’nda esas yapılan iş, taşkın önlemeye yönelik atılacak adımlardır. Biz öncelikli olarak taşkın önleme projesini gerçekleştireceğiz. Sonrasında halkımızın istifadesine sunulacak çalışmalar yapacağız” diye konuştu.

KONYAALTI ANTALYA’NIN YENİ CAZİBE MERKEZİ OLACAK Mimarlar Odası işbirliğinde ilerleyen Konyaaltı Sahili Projesi

ile ilgili son durumu hakkında açıklamalarda bulunan Başkan Türel, yarışma projesini kazanan proje müellifleri ile avan proje elde etmeye yönelik sürecin başladığını dile getirdi. Projenin 1 milyon 172 bin 158 metrekarelik bir alanda gerçekleşeceğinin altını çizen Türel, “2016 başında ihaleyi gerçekleştirebileceğiz. Gelecek yıla sahil kısmını yetiştirmeye çalışacağız. Antalya’da yepyeni bir cazibe merkezi sahil projesi ortaya çıkacak.”

KUNDU BELEK ARASI 7 DAKİKA OLACAK Kundu’dan Belek’e 4.5 kilometrelik yeni bir yol açacaklarını müjdeleyen Türel, bu yolu EXPO alanı ile bağlayacaklarını söyledi. EXPO-Kundu-Belek yolu ile turizme çok ciddi bir alternatif yol ağı kazandıracaklarını anlatan Başkan Türel, “Artık turistler Kundu’dan Belek’e gitmek için Alanya yoluna çıkıp u çizerek zamanlarını heba etmeyecekler. Kundu-Belek arası 7 dakikaya düşecek. EXPO-Kundu 12 kilometre, KunduBelek 4.5 kilometre olmak üzere toplam 16.5 kilometrelik yol olacak. Üzerinde köprüler bulunacak. 46 milyon 500 bin


liraya mal olması beklenen yolu EXPO’nun başlayacağı 23 Nisan 2016’ya kadar tamamlayacağız” dedi.

HAVAALANI YOLUNA ALTERNATİF OLUŞTURACAK 60 metrelik Altınova yolunda çalışmaların hızla devam ettiğini kaydeden Türel, Toptancı HalHavaalanı arasındaki ilk etabının ana arterini Ekim ayında hizmete açmayı hedeflediklerini anlattı. Yolun 3 etaplı olarak Korkuteli kavşağına bağlanacağını ifade eden Başkan Türel, “Karayolları’nın da 2016 senesinin ilk aylarında kendi bölümünü tamamlamasıyla yeni bir çevreyolu gibi olacak bu yolu hizmete açacağız. Araçlar şehir içine girmeden havaalanına ulaşabilecek. Şehir içi trafiğinde ciddi bir rahatlama olacak.”

ANTALYA ULAŞIMI YENİDEN PLANLANACAK Antalya Ulaşım Master Planı’nın yenileneceğini, 7 Ağustos’ta bununla ilgili ihaleye çıkıldığını belirten Başkan Türel, “Ulaşım Master Planı ile Antalya’nın ilçeler dahil bütün toplu ulaşım, araç ve yaya ulaşımını yeniden planlayacağız. Workshop çalışmaları yapacağız. Muhtarların ve vatandaşların talepleri alınacak. Antalya’nın önümüzdeki 2016-2030 yıllarına kadar nazım imar planı dikkate alınarak yapılacak, ulaşım master planı kentimizin yol haritasını belirleyecek” dedi.

3. ETAP RAYLI SİSTEMİN TEMELİ 2016’DA ATILACAK Başkan Türel 3’ncü etap raylı sistem projesi ile ilgili şu bilgileri verdi: “Varsak- Meltem arasındaki 3’üncü hat ile

ilgili proje ihalesini önümüzdeki günlerde gerçekleştiriyoruz. Yapılacak fizibiliteye ve yolculuk sayısına göre bazı küçük değişiklikler olabilir. Bu öneri güzergahın verimliliği söz konusuyla 3. hattı gerçekleştireceğiz. 2016 yılının yaz aylarında temelini atmayı ve bu hizmet döneminde tamamlamayı istiyoruz. Meydan-Kepez, Meydan-Expo, Varsak-Meteoroloji- Meteoroji- Sampi kavşağı olmak üzere Antalya bu dönem toplam 52.1 kilometrelik raylı sistem hattına ulaşmış olacak. Toplu ulaşımda, trafik ve yaya ulaşımında büyük kolaylık sağlayacak.”

DOĞU GARAJI’NA ÇARŞI VE KÜLTÜR MERKEZİ Doğu Garajı Nekropol Alanı’ndaki çalışmaların büyük hassasiyetle sürdüğünü anlatan Başkan Türel, 21 milyon liraya ihale edilen Nekropol Alanı Projesi’nin kalıntılara zarar vermemek için insan gücü ile yapılacağını bu nedenle zaman alacağını söyledi. Doğu Garajı’na çarşı ve kültür merkezi inşa edileceğini belirten Türel, uygulama projelerini inceleme aşamasında olduklarını kaydetti.


restaurant yeni yatırımlar 34 hotel & hi-tech

Divan konforu Şimdi de Adana’da Divan Grubu, Akdeniz Bölgesi’ndeki ilk otelini 1 Eylül itibari ile Adana’da açtı. Görkemli mimarisi ve şık dekorasyonuyla dikkat çeken beş yıldızlı otel hem iş hem de tatil amaçlı konaklamalar için benzersiz bir deneyim yaşatacak.

D

ivan Grubu, yurt içi ve yurtdışındaki büyümesine hız kesmeden devam ediyor. Ülke ekonomisine yön veren şehirlerin başında gelen Adana’ya 1 Eylül itibari ile yeni bir dinamizm getiren Divan Adana’da, ikisi Grand Süit olmak üzere toplam 180 oda bulunuyor. Hem iş seyahatleri hem de tatil amaçlı konaklamalar için tasarlanan otel, misafirlerine benzersiz bir konaklama deneyimi sunuyor.

GÖRKEMLİ MİMARİ VE GURME LEZZETLER Divan Adana, şehrin modern yüzüyle uyum sağlayan görkemli mimarisi ve şık dekorasyonuyla beğeni topluyor. Otelde, Divan’a özgü tatların sunulduğu Divan Pub ve pastane lezzetlerinin yer aldığı Divan Patisserie bulunuyor.

Ayrıca, nefis manzaralı The Roof Bar, iş yemeklerine ve dost sohbetlerine ev sahipliği yapıyor.

ADANA HAVALİMANI’NA 4 KM MESAFEDE Misafirler için her türlü konforun düşünüldüğü Divan Adana’da, tam donanımlı bir Spa ve Fitness Merkezi hizmet veriyor. İş toplantıları için otelde, farklı büyüklüklerde 6 adet toplantı odası yer alıyor. Teknolojinin en üst olanaklarıyla donatılmış bu salonlar, konforlu bir çalışma ortamı sunuyor. Otelde ayrıca özel organizasyonlar için de 555 m2’lik bir balo salonu bulunuyor. Adana Havalimanı’na yalnızca 4 kilometrelik bir mesafede yer alan Divan Adana, odalarının konforu, benzersiz lezzetleri, hizmet kalitesi ve sunduğu ayrıcalıklarla Adana’ya üstün hizmet kalitesini getiriyor.



restaurant yeni yatırımlar 36 hotel & hi-tech

Double Tree by Hilton İstanbul Piyalepaşa açıldı Piyalepaşa’nın İlk Uluslararası Oteli DoubleTree by Hilton 20 Ağustos Perşembe günü hizmete açıldı.

İ

stanbul Beyoğlu’ndaki Double Tree by Hilton İstanbul Piyalepaşa 20 Ağustos Perşembe günü kapılarını açtı. Metropolün en hareketli semtlerinden birinde bulunan, konukların huzur bulup rahatlayabilecekleri modern tasarımlı otel, sekizi süit ve ikisi engellilere yönelik olmak üzere 203 odadan oluşuyor. Teras katında yer alan, kapalı mekanda 50 konuğun, açık alanda ayrıca 60 kişinin yer bulabildiği alakart restaurant & bar, nefes kesen bir şehir manzarası sunuyor. Otelin spa ve fitnes merkezi de bir hamam, masaj odaları, kapalı havuz, sauna, kar çeşmesi, buhar odası, jakuzi, kardiyo ve spor salonuna sahip. “Dünyanın önde gelen ekonomilerinden ve turistik merkezlerinden birini ziyaret edenler için DoubleTree by Hilton İstanbul Piyalepaşa ideal bir konumda bulunuyor” diyen DoubleTree by Hilton Global Başkanı John Greenleaf sözlerini şöyle sürdürdü: “Otelin, Türkiye’de gerçekleştirilecek G20 Liderler Zirvesi’nden önce açılmış olmasından büyük mutluluk duyuyoruz. Konuklarımızı, güler yüzlü ve samimi bir hizmet sunduğumuz benzersiz kültürümüzün imzası olan sıcak parça çikolatalı kurabiyelerle karşılamak için sabırsızlanıyoruz.”

TARİHİ TURİSTİK MERKEZLERİ YAKIN KONUMDA Sultanahmet ve Taksim Meydanı gibi tarihi turistik merkezlerin yanı sıra Boğaz, Haliç, Haliç Kongre Merkezi ve pek çok alışveriş merkezine de yakın olan otele Atatürk ve Sabiha Gökçen


havalimanlarından da taksiyle rahatça ulaşılabiliyor. DoubleTree by Hilton İstanbul Piyalepaşa Genel Müdürü Ali Türk “DoubleTree by Hilton İstanbul Piyalepaşa, kent merkezinde hem iş hem de eğlence amaçlı seyahat edenlere hitap eden modern bir tesis. Piyalepaşa’da açılan ilk uluslararası otel olmaktan heyecan duyuyor ve konuklarımıza bu yeni ve güzel otelde sıcak karşılama sunmak için sabırsızlanıyoruz” dedi.

İŞ SEYAHATLERİ İÇİN İDEAL Gün ışığı alan, modern tasarımlı ve son teknolojiyle donatılmış yedi toplantı ve etkinlik mekanı, sayıları 15 ila 400 arasında değişen konukları ağırlayabilecek şekilde genişletilebiliyor;

çikolata parçalı sıcak kurabiyelerle karışlanan konuklar konaklama süreleri boyunca da güler yüzlü ve samimi bir hizmetin keyfini sürüyor. DoubleTree by Hilton İstanbul Piyalepaşa, tek bir konaklamada Points & Miles kazandıran ve sezon kısıtlamasının olmadığı tek otel sadakat programı olan Hilton HHonors üyesi. HHonors üyeleri, HHonors Puanları kazanma, dijital check-in ve doğrudan DoubleTree by Hilton üzerinden işlem yapmaları durumunda rezervasyon ücreti ödememe gibi imkanların yanı sıra her zaman en düşük fiyatlardan da faydalanıyor.

özel bir ekip iş toplantılarından atölyelere, kokteyl partilerinden düğün ve balolara kadar pek çok farklı etkinliği organize ediyor. 24 saat hizmet sunan tam donanımlı iş merkeziyle otel, iş nedeniyle seyahat edenler için ideal.

HİLTON WORLDWIDE’IN 35. TESİSİ DoubleTree by Hilton Piyalepaşa, Türkiye’deki dokuzuncu DoubleTree by Hilton ve buradaki portföyünü giderek genişleten Hilton Worldwide markası altında faaliyet gösteren 35. tesis. Konuklar, çalışanlar ve toplum için “Değerli Bir Deneyim Yaratma” (Create A Rewarding Experience) prensibini benimseyen DoubleTree by Hilton’da check-in sırasında


restaurant yeni yatırımlar 38 hotel & hi-tech

Endless Boutique açıldı Endless Hotels Group, Endless Suites ve En Suites’in yanında üçüncü otelleri olan Endless Boutique’i Ağustos ayında hizmete açtı.

N

isan 2012’de kurulan Endless Hotels Group, son yıllarda artarak talep görmeye devam eden butik otel işletmeciliğinde emin adımlarla ilerliyor. Endless Suites ve En Suites’in yanında üçüncü otelleri olan Endless Boutique Ağustos ayından itibaren misafirlere açıldı. Endless Otelleri, A Plus butik otelcilik anlayışıyla her otelinde farklı bir konsept ve üstün hizmet sunuyor.

Caddesi’ne yürüyüş mesafesinde olup, turistlerin yoğun ilgi gösterdiği Ayasofya, Topkapı Sarayı, Kapalıçarşı ve Sultanahmet bölgesine de 5 km mesafede bulunuyor. Ayrıca Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Merkezi, İstanbul Kongre Merkezi ve Cemal Reşit Rey Konser Salonu gibi merkezlere yürüme mesafesinde yer alıyor. Taksim metrosuna yakınlığı sayesinde de İstanbul’un değişik bölgelerine hızlı ulaşım imkanı bulunuyor.

MERKEZİ, ULAŞIMI KOLAY Taksim civarında bulunan Endless Otelleri konumu itibariyle de turistlerin en çok tercih ettiği butik oteller arasında yer alıyor. Alışveriş ve gece hayatının yoğun olduğu İstiklal

ODALARDA AHENK VE RAHATLIK Genç ve dinamik bir butik otel işletmeciliğini benimseyen Endless Otelleri’nde superior, deluxe, corner ve king olmak


üzere dört oda tipi bulunuyor. Odalar ahenk ve rahatlık ön planda tutularak modern bir anlayışla dizayn edilmiş olup, içerisinde mini bar, mutfak, iklimlendirme sistemi, uydu TV/ LCD, ücretsiz Wi-Fi, lap top uyumlu emanet kasası ve saç kurutma makinesi bulunuyor. Otel misafirlerinin faydalanabilecekleri, Bali ve Endonezyalı terapistler tarafından uygulanan SPA hizmeti de mevcut. Özel toplantılar ve görüşmeler için birçok talebinize cevap verebilecek donanımda, gün ışığı alan toplantı salonu bulunuyor.


restaurant yeni yatırımlar 40 hotel & hi-tech

Ev konforunda lüksün adresi Park Prestige Suites Park Bosphorus Hotel bünyesinde faaliyet gösteren Park Prestige Suites, 65 özel dairesi ile yüzde 80 doluluğa ulaştı. İçinde Başkanlık Suiti ve Kral Dairesi de barındıran daireler lüksü ev konforunda yaşamak için ayrıcalıklı hizmetler sunuyor.

İ

stanbul’un en lüks oteli Park Bosphorus Hotel bünyesinde yer alan Park Prestige Suites, lüks hizmet isteyen ancak ev konforundan da vazgeçmeyen yerli-yabancı misafirlerin merkez üssü oldu. Özel otopark, günlük temizlik, otel restoran ve outlet’lerinde özel indrimler gibi fark oluşturan ayrıcalıklı hizmetleri ile misafir sadakatini yakalamayı başaran Park Prestige Suites’in hizmetlerini bir basın toplantısı ile basın mensuplarıyla paylaşan Park Bosphorus Hotel Genel Müdürü Bahri Şahin, sundukları hizmetlerle misafir sadakatini yakalayıp ağırlanan misafirlerin de yüzde 60 ‘inin Park Prestige Suites’leri tekrar tercih ettiklerini söyledi.

BAŞKANLIK SUİTİ AYRI KRAL DAİRESİ AYRI

Park Bosphorus Hotel Genel Müdürü Bahri Şahin

Toplantıda konuşan Bahri Şahin, İstanbul’da De Luxe olarak hizmet veren 3 otelden biri olduklarını, 65 özel dairesi ile lüks segmentte hizmet veren en büyük otel olduklarını vurguladı. Şahin konuşmasında şunları söyledi: “Suitlerimizde 65 metrekarelik stüdyo dairelerden, 950 metrekare 4+1’lere kadar birbirinden lüks farklı seçenekler mevcut. Bir günden bir yıla farklı sürelerde konaklama fırsatı sunuyoruz. Başkanlık süitinde çok değişik misafir konseptini ağırladık. Ünlülerden, AB ve Ortadoğu’dan ismini açıklayamayacağımız misafirlerimizi ağırlıyoruz. Başkanlık suiti 850 m2 30 bin Euro geceliği. Doluluk oranları yüzde 10 civarındadır. Buraları CEO’lar, devlet adamları, Kral dairesini de daha çok tatile gelen, rahatlık ön planda olan misafirler kullanıyor.


Açıldığımız günden bu yana Başkanlık süitinde her ay yaklaşık 6-7 geceleme yapıldı.

diğer outletleri gibi seçkin hizmetlerinden de yüzde 20 indirimli olarak faydalanabiliyorlar.

MANZARA FİYATI ETKİLİYOR

“YILSONU İÇİN 260 BİN TURİST HEDEFLİYORUZ”

Trafiğin günden güne yoğunlaştığı İstanbul’da, şehrin merkezi Taksim Gümüşsuyu’nda konumlanan Istanbul Boğazı’nı kucaklayan süitler konuklarına huzur vadediyor. Park Prestige Suites’te, konaklama fiyatlarını, büyüklük, yatak odası sayısı, odanın Boğaz manzaralı, bahçe manzaralı ve şehir manzaralı olması gibi faktörler etkiliyor.

Ağırlıklı olarak Ortadoğu pazarını ağırladıklarını ifade eden Şahin, yılsonu hedeflerine ilişkin şu bilgileri paylaştı: “Misafir profilimize bakarsak 1 yıl 10 ayda Taksim’de 200 bin turist ağırladık, bu yıl 260 bini bulacak. Yılsonunda toplam 500 bine ulaşma hedefimiz var. Baktığımız zaman misafirlerimizin yüzde 90’ı yabancı, yüzde 10’a yakını yerlilerden oluşuyor” dedi.

YABANCI YÖNETİCİLERİN GÖZDE MEKANI

YENİ YATIRIMLAR YOLDA

Park Prestige Suites, iş dünyasından yöneticiler, ceolar, konsoloslar ve bürokratlar gibi üst düzey isimler tarafından tercih ediliyor. Türkiye’ye atanan yabancı yöneticilerden de uzun dönem konaklamalarda yoğun talep alan Park Prestige Suites, konuklarına ev sıcaklığı sunarken, doğum günü, kişilere özel partiler gibi kutlamalar için de sık sık kullanılıyor. Yurt dışından gelen çocuklu aileler, taşınma ya da tadilat nedeni ile ev arayışında olanlar tarafından da Park Prestige Suites, yoğun talep alıyor.

İstanbul’da şehir otelciliğinde büyümeyi planladıklarını açıklayan Bahri Şahin, “Bunun için görüşmeler yapıyoruz. Şehrin uzağında istemiyoruz. Ağırlıklı Boğaz hattında olsun istiyoruz. Ekonomik tablo biraz daha netleşirse net rakam verebiliriz. Planlama aşamasında olan ama henüz netleşmeyen çalışmalarımız var. Bodrum’da 5 yıldızlı bir otel olacak 2 yıl içinde çalışmalarımız tamamlanacaktır” dedi.

TÜM OTEL HİZMETLERİNDEN FAYDALANABİLİYORLAR Park Prestige Suites’te konaklayan misafirler, açık büfe kahvaltı ve günlük temizlik hizmetinin yanı sıra fitness, havuz, SPA alanları ile birlikte Park Bosphorus Hotel’in diğer tüm hizmetlerinden indirimli yararlanabiliyorlar. Ayrıca, elektrik, su, ısıtma, soğutma, internet gibi giderlerin dışında uzun kiralamalarda sunulan bir araçlık otopark hizmeti de süit kira bedelinin içinde yer alıyor. Süitlerde kalan konuklar, Park Bosphorus Hotel’in sunduğu Laundry hizmetlerinden yüzde 50 ve otelin


restaurant yatırım 42 hotel & hi-tech

Doğal gölün içindeki otel Jiva Beach Resort Sessiz ve dingin bir tatil isteyenler için sıra dışı mimarisiyle Fethiye’nin en beğenilen otelleri arasında yer alan Jiva Beach Resort Otel, tam ortasındaki 5 bin m2’lik doğal gölü ile sıra dışı, doğal ve dinlendirici…

K

urulduğu günden bu yana yerli ve yabancı turistlerin tatil tercihleri arasına girmeyi başaran Jiva Beach Resort, beş yıldızlı, lüks ama samimi hizmet anlayışıyla turizmin yeni yıldızı olmaya aday.

FETHİYE’NİN YÜKSELEN DEĞERİ Turizm sektörünün sıkıntılı sürecinin aksine, Jiva Beach Resort kapasitesinin neredeyse tamamını dolduruyor. Tesis 367 odalı bir otel olmasına rağmen, dekorasyonu, memnuniyete verdiği önemle butik standartlarında hizmet vermeye çalışan vizyonuyla farklılaşıyor. Otelin her yıl Fethiye’de daha çok rağbet gördüğünü ifade eden Jiva Beach Resort Yönetim Kurulu Başkanı Tolga Doğan, “Amacımız lüks hizmet sunan ancak resmi bir beş yıldız havası vermeyen samimi bir tesis olmak. Aslında beş yıldızlı lüksü tatil köyü rahatlığında yaşatıyoruz diyebiliriz. Otelimizin restorasyonu da bu rahatlığa çok uygun. Yapımız bitişik nizam değil iki katlı ve daha doğayla iç içe, daha insancıl bir anlayışın temeli” diyor.

BÖLGEDEKİ TEK BEŞ YILDIZLI OTEL Jiva Beach Resort, Fethiye’ye araçla 10 dakika mesafedeki, turistik bir bölge olan Çalış bölgesinde denize sıfır bir tesis. Çalış bölgesi dünyanın dört bir yanından gelen turistlere ev sahipliği yapıyor. Jiva Beach Resort, buradaki tek beş yıldızlı otel.

DOĞAYA SAYGILI Otelin tam ortasında yer alan 5.000 m2 büyüklüğündeki doğal göl, tesisin en dikkat çeken özelliği. Yarattığı doğal güzellik ile sektördeki diğer tesislerden farklılaşan Jiva, misafirlerine her daim doğallığı yansıtıyor. Gölün doğal habitatına hiçbir zarar vermeden yapılmış mimarisi, içerisinde yaşayan sayısız deniz canlısı ve nilüferler ile doğal güzellik, siz tatil yaparken yanı başınızda beliriyor.

MEKSİKA’DAN FRANSIZ LEZZETLERİNE… EVİNDE GİBİ HİSSETTİRMEK Beş yıldızlı otelde misafirlerine evindeymiş hissini vermeye çalıştıklarını ifade eden Doğan, “Bizi tercih eden herkes bizim misafirimizdir, müşterimiz değil. Bu samimi hizmet anlayışıyla yaklaştığımız için bizi tercih eden herkes buradan memnun ve mutlu ayrılıyor. Bu bizim için en büyük değerdir. Çünkü tüm misafirlerimizin kendilerini evlerinde gibi hissetmeleri için çalışıyoruz” diyor.

Dünya mutfağından seçme lezzetler sunulan tesiste, konuklar bir yandan ana restoranda açık büfe hizmeti alırken, diğer yandan A La Carte restoranları tercih edebiliyor. Havuz barı ve denize sıfır konumda servis veren Lukka Lounge, gün boyu misafirlere hizmet veriyor. Her gün farklı bir ülkenin mutfağına ağırlık verilen tesiste, Meksika yemeklerinden Fransız yemeklerine kadar her damak zevkine hitap eden tatlar sunuyor.



restaurant yatırım 44 hotel & hi-tech

Şık, hip ve modern SuB Hotel Karaköy’ün ilk oteli SuB Hotel, endüstriyel tasarımı, şıklığı, hip dekorasyonu ve mutfağı ile modern gezginlerin gözbebeği…

2

012 Mart ayında misafirlerini ağırlamaya başlayan SuB Karaköy, şıklığı ve servisiyle zamanla turistlerin yoğun ilgisini çekti. SuB Karaköy, Booking.com, Trip Advisor gibi web sitelerinde kısa zamanda ilgi odağı olarak, bugün yurtdışında bilinen, tanınan ve çok tercih edilen bir mekan haline geldi.

MODERN GEZGİNLERİN MEKANI Özel olarak yurt dışında tasarlanan “Harbour Bed” adını verdikleri nanoteknolojik ve anti-stres yatakları, hip

dekorasyonu, iddialı şefinin elinden çıkan yerel lezzetleri, Galata Kulesi ve liman manzaralı SuB UP terası, lezzetli kokteylleri, özel İstanbul turu seçenekleri ile modern gezginlerin gözde mekanı haline gelen SuB Karaköy’de ayrıca İstanbul’un en önemli sanat merkezlerinden SALT Galata’da yer alan dünyaca ünlü çağdaş sanatçıların eserleri sergileniyor.



restaurant dosya 46 hotel & hi-tech


Hizmet sağlar, karşılığında da ödeme alırsınız. Almasına alırsınız da, hangi misafir memnuniyeti odaklı yaklaşımlar, teknolojiler, avantajlar ve mevzuatlar ile? Öyle ki bunun akıllı teknolojileri var, sadakati arttıran yeni sistem ve uygulamaları, rekabette avantaj sağlayan yeni nesil çözümleri hatta hız ve başarı sınırlarını zorlayan yeni entegrasyonları var… 2015 yılının sonlarına yaklaşırken yazarkasa pos sistemleri sektörü hummalı bir hazırlık ve dönüşüm telaşı içinde! Yılsonuna kadar tüm kasaların “akıllı yazarkasa” olarak tanımlanarak yeni nesil yazarkasalar ile değişmesi hedefleniyor. Bu değişim paralelinde sektör

firmaları hedeflenen geçişi sağlayacak gerekli alt yapı ve ürün geliştirme yatırımlarına çoktan başladılar bile. Hatayı uzaktan terminal yönetimi ile sıfıra indirgeyen teknolojilerden akıllı telefon uygulamalarına entegre ödeme yöntemlerine kadar tüm hizmetler bütçelendirilerek yatırıma dönüştürüldü. Sektör bu denli hareketli, yatırımlar hız kesmiyorken, ödeme sistemleri sektöründe daha neler mi oluyor? Otel ve restoranlarda “Ödeme Sistemleri” ni ele aldığımız bu çalışmamızda pazarın önde gelen firmaları paralelinde sektörel gelişmeleri, yeni yatırımları, hizmet parametrelerini, teknolojileri ve yasal süreçleri dosya’laştırdık.


restaurant dosya 48 hotel & hi-tech

Yazarkasada 30 yıllık deneyim Profilo Ödeme Sistemleri 30 yıllık tecrübesini ileri teknolojisiyle birleştiren profilo ödeme sistemleri, Ocak 2016’ya kadar değişimi hedeflenen “yeni nesil yazarkasa devriminde” de farklılığını ortaya koyacak…

3

0 yıllık tecrübesini ileri teknoloji ürünleri ve mükelleflerin hayatını kolaylaştıran katma değerli hizmetleriyle birleştirerek, sektöre öncülük eden Profilo Ödeme Sistemleri, pazarda fark oluşturmaya devam ediyor. Profilo Ödeme Sistemleri’nin İcra Kurulu Başkanı Veli Tan Kirtiş, 2015 yılı sonuna kadar tüm kasaların “akıllı Yazarkasa” olarak tanımlanan yeni nesil Yazarkasalar ile değişecek olmasında, şirketin bu tecrübesinin kullanıcılar için ciddi bir avantaj oluşturacağını söyleyerek şu bilgileri paylaştı:

“TÜM YATIRIMLARIMIZI YAPTIK” “Ocak 2016’ya kadar yaklaşık 2 milyon klasik Yazarkasanın, yeni nesil Yazarkasa ile değişimi hedefleniyor. Biz de Profilo Ödeme Sistemleri olarak tüm müşterilerimizin Yeni Nesil Yazarkasaya geçiş sürecini kolayca gerçekleştirmelerini sağlamayı amaçlıyoruz. Bu geçişi sağlayacak gerekli alt yapı ve ürün geliştirme yatırımlarının hepsini yaptık. Bugün gelinen noktada Basit Yazarkasa ve EFT POS Entegre Yazarkasa olmak üzere farklı modeller ve markalarımız için

onaylarımızı aldık. Ayrıca Bilgisayar Bağlantılı Yazarkasa başvurularımız da mevcut. Bunların da testleri devam ediyor. Mali hafızası dolan mükellefleri, farklı konfigürasyonlardaki Yeni Nesil Yazarkasalarımıza yönlendirerek ihtiyaçlarını karşılıyoruz. 2013’ten beri onaylı olan Profilo Verifone VX680-E1 modelimiz Yeni Nesil Yazarkasa POS ile mobil ve masa üstü kullanımla entegre EFT POS cihazına ihtiyaç duyan mükelleflerin taleplerine cevap veriyoruz. Sadece bununla da kalmıyor, yeni onay alan Farex, Profilo ve Telestar marka Basit Masa Üstü Yeni Nesil Yazarkasalarımız ile de, EFT POS’un kablolu olarak Yazarkasaya bağlanmasını tercih eden ya da hiç EFT POS ihtiyacı olmayan mükelleflere de uygun çözümler sunuyoruz.

UZAKTAN TERMİNAL YÖNETİMİ İLE ‘SIFIR’ HATA Yeni Nesil Yazarkasa dönüşümü ve EFT POS entegrasyonunda, mükelleflerin kesintisiz olarak işlerini devam ettirmelerini sağlayacaklarını aktaran Kirtiş, yeni nesil ile birlikte Yazarkasayı sadece bir donanım olarak


algılamadıklarını, aynı zamanda üzerindeki uygulamalarla da mükellefler için katma değer sağlamayı hedeflediklerini kaydetti. Kirtiş, şöyle devam etti: “Profilo Ödeme Sistemleri olarak, Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihazları yönetmek, uzaktan yazılım güncellemek, uzaktan parametre yüklemek ve Gelirler İdaresi Başkanlığı ile etkin iletişim kurmak amacıyla kullanılan Terminal Yönetim Sistemimizi (TSM), iş ortaklarımız ve mükelleflere en iyi katma değeri yaratacak şekilde ve Gelirler İdaresi Başkanlığı’nın istediği güvenlik standartlarına uygun olarak geliştirdik ve hayata geçirdik. Geliştirdiğimiz bu sistem ile mükellefler için; detaylı stok raporları oluşturma, satış raporu gönderme, mobil çalışan yazarkasalar için mali raporları mükelleflere ulaştırma, istendiği anda konum bilgisini mükellefle paylaşma, çok adetli Yazarkasa kullananlarda operasyonlarını hatasız gerçekleştirmeleri için uzaktan terminal yönetimi yapma gibi, müşteriye özel farklı uygulamalar sunabiliyoruz. Uzaktan erişim teknolojisi sayesinde, Maliye Bakanlığı herhangi bir değişiklik talep ettiğinde, mükellefin işini durdurmadan, ekstra maliyet yaratmadan kolay bir şekilde cihaz üzerinde ilgili güncelleme yapılabiliyor.”

VERİ MERKEZİ İLE YURT DIŞINDA DA HİZMET VEREBİLECEK

trendini değiştirmiş olduk. Nitekim bazı ülkeler Türkiye örneğinden yola çıkarak adımlar atmaya başladılar ve biz bu ülkelerde şimdiden bu altyapımızı kullanabileceğimiz fırsatları yakalamaya başladık.”

CİHAZ GÜVENLİĞİ TESCİLLİ Profilo Ödeme Sistemleri’nin, kartlı ödeme sistemlerinde dünyanın en önemli veri güvenliği standardı belgesi olan Ödeme Kartları Endüstrisi Veri Güvenliği Stardardı (PCI DSS) Sertifikası’nı da aldığını aktaran Kirtiş, “PCI DSS sertifikası ile TSM üzerinden kurduğumuz iletişimin güvenli olduğunu en güncel sertifika ile tescillemiş olduk” dedi. Sahada en çok işlem yapan POS terminallerinin de kasalara entegre çalışmasının öngörüldüğünü belirten Kirtiş, kredi kartıyla yapılan her işlemin kasada karşılığının olmasının amaçlandığını belirterek, “2014 sonu itibarıyla POS

Profilo Ödeme Sistemleri İcra Kurulu Başkanı Veli Tan Kirtiş

Uzaktan terminal yönetiminin yapıldığı veri merkezi ile yönetmeliklerin el verdiği ölçüde mükelleflere kullandığı cihaz üzerinden farklı servisleri vermenin teknik olarak mümkün olduğunu aktaran Kirtiş, şöyle konuştu: “Basit ama önemli bir örnekle açıklamak gerekirse, çok sayıda Yazarkasa kullanan bir işletmenin tüm Z raporlarını veri merkezinden gün sonunda alıp, konsolide edip, istediği formatta, istediği bir IP adresine iletebiliyoruz. Kurduğumuz TSM merkezinin sahip olduğu teknolojik yetkinlikleri ve mimari esnekliği, verdiğimiz hizmetlerin çeşitliliğini ve performansını doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle tüm geliştirmelerimizi, daha çok maliyete de katlanarak, yüksek teknoloji, en üst düzey güvenlik ve en esnek şekilde tasarladık ve müşterilerimizin hizmetine sunduk. Aslında biz Türkiye olarak, gerek yüksek güvenlik ve teknik özellikler, gerekse maliye sistemine bağlanma açısından bir ilke imza atarak, dünyadaki internete bağlı yazarkasa

firmalarının belirttiği rakamlara göre sahada 250-270 bin kadar yeni nesil cihaz bulunuyor. Bu cihazların tamamı mobil olarak kullanılmıyor. Yüzde 60 - 70 civarının mobil, kalanının ise masaüstü şekilde kullanıldığını tahmin ediyoruz” dedi.

KURUMSAL MÜŞTERİDE DE PAZAR LİDERİ Söz konusu cihazların neden masaüstü olarak kullanıldığına yönelik de “mevcut Yazarkasasının mali hafızası dolmuş, yeni bir işyeri açan, ileride yeniden cihaz almak zorunda kalmayayım diye düşünenler, nasıl olsa masaüstü olarak da kullanabilirim diye bu yeni nesil yazarkasa POS’ları tercih etti” diyen Kirtiş, pazardaki ürünleri hakkında da şu bilgileri verdi: “Yenilikçi ve ileri teknoloji ürünlerimizle, Türkiye’de 30 yıldır ödeme sistemlerinin öncüsüyüz. Bu süreçte dünya devlerinin de ilgi odağı haline geldik. Pazara ürün sunarken, kullanıcıların alışkanlıklarına en üst seviyede önem


restaurant dosya 50 hotel & hi-tech

veriyoruz. Bazı POS cihazları masaüstünde kullanımda zorluk yaşatıyor. Tuş takımlarının yazarkasaya göre çok küçük olduğu, bazılarının da ekranı küçük olduğu için kullanıcı açısından problemler çıkıyor. Biz ise Verifone ile dokunmatik, büyük ekranlı ve aynı zamanda tuşları da rahat kullanılabilen bir ürünle piyasaya çıktığımız için, kullanım açısından herhangi bir sorun yaşatmıyoruz.” Yeni Nesil Yazarkasa cihazlarıyla 1 yıl önce TÜBİTAK’a onay için başvurduklarını söyleyen Kirtiş, “Dünya çapında en çok Yazarkasa satan Türk firması olarak, sadece yeni ürün geliştirmekle kalmıyor, katma değerli hizmette de fark yaratıyoruz” diyerek pazardaki ürünlerine yönelik şu bilgileri verdi: “Profilo Ödeme Sistemleri’nin bugün piyasada 50.000 adedin üzerinde Yazarkasa POS cihazı bulunuyor. 1.5 sene sonunda kurumsal müşteri alanında, pazarda açık ara 1 numarayız. 50 adet üstü Yazarkasa POS alan pazarda yüzde 95 pazar payımız var. Bu 1.5 yıllık süreçte ciddi bir sorunla karşılaşmadık. Sektörde yaygın şekilde görülen ekran donması, rapor vermeme, çift fiş verme, sistem kitlenmesi, GPRS çekim problemi gibi sorunların hiç biri bizim cihazlarımızda olmadı.”

AKTİF OLDUĞU ÜLKE SAYISINI 20’YE ÇIKARACAK Ödeme Kaydedici Cihazların tasarlanması, üretilmesi ve geliştirilmesine öncülük eden Profilo Ödeme Sistemleri, 30 yılda 11 farklı ülkede, iki milyon adetten fazla ödeme kaydedici cihazının satışını yaptı. Şirketin halen; Türkiye’de 800 binden fazla, dünya çapında ise bir milyon adedin üzerindeki cihazı aktif olarak kullanılıyor. Bugüne kadar 86 adet lokal ürünün yanında, 11 farklı ülke için de 60 ürün çeşidi geliştirdiklerini söyleyen Kirtiş, “en yakın rakibimizin henüz 30 ürün sınırına ulaşmadığını göz önüne alırsak, tecrübe farkımız daha iyi anlaşılacaktır” dedi. Ödeme kaydedici cihazlar pazarında bir Türk markası olarak, ihracatta açık ara birinci olan Profilo Ödeme Sistemleri, Türkiye pazarında da liderliğini sürdürüyor. “Türkiye’de halen yazarkasa pazarında %35’in üzerinde bir pazar payına sahip bulunuyoruz” diyen Kirtiş şu bilgileri verdi: “Ödeme Sistemleri sektöründe sadece Türkiye’de değil, Balkan ve Doğu Avrupa ülkeleri ile Afrika pazarlarında da son derece aktifiz. Örneğin, Etiyopya’da %45’lik payla pazar lideriyiz. Türkiye’de geliştirilmiş bir teknoloji ürününün, yabancı bir ülkede pazar lideri olması istisnai bir durum ve biz bunu başardık. Hali hazırda aktif olduğumuz ülke sayısını üç yıl içerisinde 20’ye çıkartmayı hedefliyoruz.”

PROFİLO ÖDEME SİSTEMLERİ HAKKINDA Profilo Ödeme Sistemleri, 1985 yılında KDV’nin uygulamaya geçmesiyle beraber hayatımıza giren ve günlük yaşantımızda “Yazarkasa” olarak adlandırılan, ödeme kaydedici cihazların donanımlarını ve bu cihazlar üzerinde çalışan her türlü yazılım uygulamalarını geliştirmektedir. Şimdiye kadar 11 ülkede, ilgili yasalara uygun cihazları tasarlamış, üretmiş ve sektörün geliştirilmesine öncülük etmiştir. Türkiye’de ve dünyada satış fişi kesen 1 milyonun üzerinde işletme, Profilo Ödeme Sistemleri’nin bünyesinde yer alan güçlü markaların ödeme kaydedici cihazlarını kullanmaktadır. Günümüzde, bu sektörde kullanılan en ileri teknoloji ürünlerini işletmelerin hizmetine sunan Profilo Ödeme Sistemleri’nin bünyesinde Farex, Profilo, Telestar, Posiflex, ve Seiko gibi güçlü markalar yer almaktadır. Dünyada ilk olarak dokunmatik ekranlı mobil Yazarkasa POS’u, akaryakıt sektörüne ilk pompa Yazarkasayı, Türkiye’de Elektronik Kayıt üniteli ilk Yazarkasayı üreten Profilo Ödeme Sistemleri, güçlü AR-GE ve satış ekibi, Türkiye’de, bu işe özel yetiştirilmiş 2300 uzman teknisyeni ve 360 münhasır servis noktası ile hizmet sunmaktadır. Geçen 30 yılda, 11 farklı ülkede iki milyondan fazla ödeme kayıt edici cihaz satışı gerçekleştiren Profilo Ödeme Sistemleri, sektöründe açık ara ihracat lideridir. Bu süre zarfında Profilo Ödeme Sistemleri, Türkiye’ye özel 86, ihracat pazarları için 60’ ı olmak üzere 146 farklı ödeme kayıt edici cihaz tasarlamış, üretmiş ve hizmete sunmuştur. Küçük esnafın yanında, dikey uzmanlık alanlarında da farklı sektörel ihtiyaçlara yanıt veren, en ileri çözümleri sunan Profilo Ödeme Sistemleri, yeni nesil yaza kasa, offline Yazarkasa, bilgisayar bağlantılı Yazarkasa, pompa Yazarkasa, EFT POS Yazarkasa, PC POS, mali yazıcı ve Fiscal Box ürünleriyle dünyada bu sektörde kullanılan tüm mali ödeme sistemlerine uygun bir ürün yelpazesine sahiptir. Geleceğe yönelik yenilikçi çalışmalarını, yurtiçi ve yurt dışında bulunan 70’in üzerine AR-GE çalışanı ile ara vermeksizin sürdüren Profilo Ödeme Sistemleri, 30 yıllık tecrübesiyle sektörünün lider şirketidir.



restaurant dosya 52 hotel & hi-tech

dan sağlam, ekonomik, kullanışlı çözümler Faaliyetlerine 1984 yılında yiyecek içecek ve önbüro sistemleriyle başlayıp, 2012 yılı itibariyle Yenil Nesil YazarKasa üzerine yoğunlaştıran Mikrosaray, ödeme sistemleri sektöründe emin ve sağlam adımlarla ilerliyor…


H

oreca sektöründe 1984 yılından beri yiyecek içecek ve önbüro sistemleri olarak hizmet sunan Mikrosaray, 2012 yılı itibari ile çalışmalarını Yenil Nesil YazarKasa üzerine yoğunlaştırdı. Sektörde Micros yiyecek içecek pos sistemleri ile ilk yazarkasa onayını almayı başaran firma, bu alanda birçok otel ve restoran işletmesinde sayısız kurulumlar gerçekleştiriyor. Ödeme sistemleri sektöründe geçmiş deneyimini, genç ve dinamik ekibi ile birleştirerek sektöre sağlam, bir o kadar da ekonomik ve kullanışlı ürünler sunan Mikrosaray’ın sektöre dönük çözümlerini ve yazarkasa alanındaki gelişmeleri Mikrosaray Genel Müdürü Latif Güler anlattı:

Mikrosaray Genel Müdürü Latif Güler

Yeni yazarkasa pos teknolojilerinden bahsederek, yasal zorunluluğun sektöre sağlayacağı avantajları anlatır mısınız? Yeni Nesil Yazarkasalar eskilerinden farklı olarak direkt Gelir İdaresi Başkanlığı ile bağlantıyı sağlayan TSM server’ına bağlı olarak çalışmaktadır. Diğer bir deyişle, yeni nesil ÖKC üzerinden geçen tüm bilgiler GİB’ e ulaşır hale gelmiştir. Bu da Maliye Bakanlığı’nın Kayıt Dışı Ekonomi ile Mücadele Stratejisi Eylem Planı’nda POS cihazlarının Yazarkasalar ile uyumlulaştırılması ile kayıt dışılığı engelleme hedefine hizmet etmektedir. Devlet açısından bakıldığında büyük oranda kayıt dışılık engellenebilecek. Devlet hem mükellef tarafını hem de tüketici tarafını denetleyebilir hale gelebilecek. Daha önceden yazarkasa bağımsız çalışan hesaplama işlemlerinin yapıldığı tüm yazılımlar artık yazarkasa ile entegre çalışır hale gelmiş olacak.

Son dönemde yazılım alanındaki gelişmelere dair neler söyleyebilirsiniz? Sektör nereye doğru gidiyor? TSM alt yapısı ile birlikte yazarkasalar üzerindeki bilgiler online olarak güncellenebilmekte. Bu sayede yazarkasa üzerinde yapılacak herhangi bir değişiklik uzaktan yapılabilecek. Bununla birlikte BKM’ nin ortaya koyduğu Techpos uygulaması ile birden fazla banka tek cihaz üzerinde çalışabilecek ve bunun için her bankaya ait uygulama ayrı ayrı yüklenmek zorunda kalmayacak. Diğer taraftan Mikrosaray Pidion MT-360E ürünü Windows tabanlı olması sayesinde üçüncü parti uygulamaları üzerinde çalıştırabilme yeteneğine sahip bir cihaz olup halihazırda devam etmekte olan farklı sektörel yazılımlar ile birlikte otopark, eczane, restoran sektörel uygulamaları için

Tübitak ve GİB onay süreçlerini tamamlamıştır. Burada restoran sektöründe kullanılan pos sistemi GMP3 protokolü vasıtasıyla yazarkasamız ile haberleşmektedir. Pos tarafında açılan her sipariş için hem pos hem de yazarkasa tarafında unique bir numara üretiliyor. Tüm işleyiş bu numara üzerinden takip ediliyor. Ödeme yapılacağı zaman ilgili unique numaralı sipariş çağırılıp ödeme şekli seçiliyor. Bu noktada yazarkasa tarafında bu numara ile ilişki sağlanarak yazarkasa fişinin yazdırılması sağlanıyor. Bu unique numara aynı zamanda fişin üzerine basılıyor ve her iki tarafta da sipariş kapandı olarak işaretleniyor.

Bahsettiğiniz bu gelişmelerin müşterilere sağlayacağı kolaylıklar nelerdir? Mükellef açısından bakıldığında artık mülkiyet banka tarafından mükellef tarafına geçmiştir. Bununla birlikte


restaurant dosya 54 hotel & hi-tech

mükellef hem kredi kartı posu fişini hem de yazarkasa fişini ayrı ayrı düzenlemek yerine tek seferde işini çözümlemiş olacak. Bu durum özellikle paket servisin yoğun olduğu işletmelerde işleri oldukça kolaylaştırmış olacak.

Biraz da pos sistemlerinin sektöre getirdiği faydalardan söz eder misiniz? Mikrosaray, sistemde istenilen güvenlik kriterlerini bir üst seviyeye çıkararak, uluslararası geçerliliğe sahip maliyeti yaklaşık 1 milyon dolar olan TSM altyapısı ve PCI DSS sertifikasyonunu aldı. Bir diğer önemli sertifikasyon da Mastercard / Visacard m -TIP ve ADVT sertifikasyonudur. 2015 yılı itibari ile zorunlu hale gelen bu sertifikasyonun test sürecini de Mikrosaray başarıyla tamamladı. Bununla birlikte BKM tarafından sunulan TechPos uygulamasını da eş zamanlı olarak yine ilk sırada bitirmiş oldu. Bu uygulama ile BKM – TechPos uygulama projesine dahil olan tüm bankalar için ortak bir banka uygulaması kullanılmaktadır. Ortak uygulamanın en büyük avantajı ise çalışılmak istenen her banka için ayrı ayrı uygulama yükleyip kaldırma zorunluluğunu tamamıyla ortadan kaldırmış olmasıdır. Bir diğer avantajı ise projeye dahil olan tüm bankaların aynı pos cihazında kullanılabilir olmasıdır. Pıdion MT360E ürünü teknolojisi ve dayanıklılığı ile sektörde rakiplerine kıyasla çok önde bir ürün. 1.2 metreden düşmeye dayanıklı ve Gorilla Glass cama sahip.Bu sebeple özellikle seyyar kullanımlarda mükelleflerin öncelikli tercihi durumunda.

Akıllı telefon uygulamaları ile ödeme yöntemleri nelerdir? Akıllı telefon uygulamalarıyla ödeme alabilmek için Mastercard / Visa m -TIP ve ADVT sertifikasyonlarının alınması gereklidir. Bilindiği üzere Türkiye’de 1 Ocak 2015 tarihinden itibaren tüm ödeme cihazlarında temassız uygulama zorunlu hale geldi. Yeni nesil ÖKC’lerin de bu özelliğe sahip olması gerekiyor. Mikrosaray bu sertifikasyonu başarıyla tamamlamış, bütün NFC destekli telefonlarla ödeme alabilmekte. Yakın zamanda hayatımıza girecek Android Pay ve Apple pay uygulamalarına tamamen hazırdır.

Mikrosaray olarak müşterilerinize ne tür servis ve destek çözümleri sunuyorsunuz? Mikrosaray olarak, İstanbul merkez ofisimizde teknik servis hizmet ekibimiz var. Bu ekip 7/24 telefonla destek hizmeti sunmakta. Türkiye çapında 150 noktada teknik servis hizmeti veren bayilerimiz ve bunların yanı sıra tüm Türkiye’ de servis hizmet ağı bulunan IBM-Seri firması ile birlikte çalışıyoruz. Bu sayede merkezden ulaşamadığımız noktalara en kısa sürede hizmet sunabiliyoruz.



restaurant dosya 56 hotel & hi-tech

Yeni nesil mali yazıcı değişimine güvenilir çözümler ‘Epson’dan “Yeni mali düzenlemedeki temel amaç, kayıt dışı ekonomiyi kayıt içine almak. Ancak bu düzenlemede bir seferliğine de olsa tüm POS sistemlerinin değişmesi işletmeler için çok büyük bir maliyet.”

Y

azıcı sektörünün güçlü markalarından Epson, yeni nesil mali yazıcı değişimine yeni ürünleriyle hazırlanıyor. POS yazıcı tasarımı üzerinde geliştirmelerini sürdürdüklerini açıklayan Epson Türkiye Müşteri Hizmetleri Müdürü Ahmet Gürle, “Ürünümüz piyasaya çıkınca Epson’un sağlam ve tecrübeyle oluşturulmuş alt yapısı altında güvenli bir kullanım imkanı sunacağız” diyor. Yeni nesil mali yazıcı değişimini ve Epson’ın sektöre dönük faaliyet ve projelerini Epson Türkiye Müşteri Hizmetleri Müdürü Ahmet Gürle ile konuştuk.

Yeni yazarkasa pos teknolojileri hakkında ne düşünüyorsunuz? Sistemi artıları ve eksileriyle nasıl değerlendirirsiniz? Yeni yazarkasa POS tanımı yapılırken genelde tek tip bir sistem düşünülüyor. Çıkartılan yönetmeliklerde bu türlü bir yönlendirme yapılsa da pratikteki kullanım şekilleri nedeniyle eksiklikler hala mevcut. Biz temelde ödeme kaydedici cihazların 3 grupta değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bunları Yeni Nesil EFT-POS, Yazarkasa ve PC POS olarak sıralayabilirim. Yeni Nesil EFT-POS ile ilgili olarak, son dönemde çıkan yeni nesil POS cihazları hem kredi kartı ödemesini hem de fiş basımını yapabiliyor. Mobil kullanım imkanının olması

da bu ürünlerin popülerliğini arttırıyor. Ancak bu ürünlerin kağıt genişliğinin bazı fişlerin basımında yetersiz olması ve yoğun uygulamalarda kullanım ve entegrasyon sorunlarının yaşanabilme ihtimali halen piyasadaki modellerin dezavantajı. İkinci olarak, binlerce esnaf ya da işletmenin kullandığı yazarkasalar yeni düzenleme ile tarih olacak. Halen piyasada bulunan yeni nesil EFT-POS’lar bazı işletmelerin ihtiyaçlarını görüyor ve değiştiriliyor. Ancak daha değişecek binlerce yazarkasa olduğunu düşünürseniz bunların kanuni düzenlemenin biteceği yılsonuna kadar değiştirilmesi çok zor. PC POS ile ilgili de şunu söyleyebilirim, yazılım entegrasyonu ile PC bazlı fiş kesen bu yazıcılar, yeni düzenlemeden en çok muzdarip olanlar. Bu yapıda onay almış ve sahada kullanılabilecek durumda herhangi bir ürün hala yok. Kaldı ki piyasada binlerce mağaza ve restoranda hala yeni yönetmelik şartlarını kapsamayan bu tip ödeme kaydedici cihazlar kullanılıyor. Bunların da yeni mali düzenlemeye göre yılsonuna kadar değişmesinin mümkün olmadığı öngörüsündeyiz.

Peki size göre yasal zorunluluğun sektöre sağlayacağı faydalar neler olabilir? Yeni mali düzenlemedeki temel amaç, kayıt dışı ekonomiyi kayıt içine almak. Ancak bu düzenlemede bir seferliğine de olsa tüm POS sistemlerinin değişmesi işletmeler için çok büyük bir maliyet. Bununla birlikte sürecin sıkıştırılması ve zaman içinde değiştirilmesi özellikle POS üreticilerini de çok zor durumda bıraktı. Umuyoruz, sonunda Türkiye için olumlu bir fayda sağlanır. Yeni mali düzenlemede tüm ödeme ve fiş akışını erişimi online yapılıyor. Bu sisteme entegre olmak zorunda olan tüm

Epson Türkiye Müşteri Hizmetleri Müdürü Ahmet Gürle


ödeme kaydedici cihazlara erişilebiliyor ve veri alışverişinde bulunabiliyor. Bu durumda Gelir İdaresi Kurumu istediği anda hangi sektör hangi ürün grubunda ne kadarlık ürün satmış, çok daha kolay görebilecek. Bu da sektörel düzenlemeleri ve istatistiksel analizleri basitleştirecek.

Yazılım alanındaki gelişmeler hakkında neler düşünüyorsunuz? Yazılım altyapısının, birbiriyle entegre büyük bir network içinde oluşturulması ve yönetimine imkan sağlayacak şekilde kurulması isteniyor. Bu güvenlik parametreleri sağlandığı sürece pek çok gelişmeye açık.

Bu gelişmeler müşteri kanadında ne tür kolaylıklar sağlıyor? Akıllı telefon uygulamaları, internet ve tek bir kartla yapabileceğiniz imkanlar kullanıcıların hızlı ve kolay ödeme yapabilmesini, kişiye özel koşullardan yararlanabilmesini sağlıyor. Halen çipli kartlarla veya sunulan ekipmanlarla “pay pass” benzeri dokunmadan ödeme imkanı sunuluyor. Bu ve benzeri uygulamalar arttıkça kasa kuyruklarına girmeden alışverişi bitirebileceğiz.

Önümüzdeki dönemde akıllı telefon uygulamaları ile ödeme yöntemleri nasıl bir seyir sergileyecek? Cep telefonlarımız artık bizim bir parçamız. Neredeyse onlarsız bir şey yapamıyoruz. Akıllı telefon uygulamaları ile sunulan ödeme yöntemleri bu bağımlılığı artık vazgeçilmez bir boyuta taşıyacak. Halen mevcut mevzuata göre farklı versiyonları kupon benzeri uygulamalar için kullanılsa da Türkiye’de benzeri biz çözüm uygulanması için kanuni düzenlemelerin yapılması gerekiyor.

Epson’ın POS sistemlerine yönelik çalışmaları neler? Epson olarak halen yeni nesil POS yazıcı (mevcut yönetmeliğe göre maalesef yazarkasa tanımı yapmak gerekiyor) tasarımı üzerinde geliştirmelerimizi sürdürüyoruz. Ürünün piyasada olması durumunda Epson’un sağlam ve tecrübeyle oluşturulmuş alt yapısı altında güvenli bir kullanım imkanı sunacağız.

Firmanızın servis ve destek çözümleri üzerine neler söyleyebilirsiniz? Yeni mevzuatta servis müdahaleleri artık on-line onayla yapılıyor. Bu da tüm servis işlemlerinin gerektiğinde izlenebilirliğini arttırıp, vergisel tarafta daha sıkı kontrol edebilmesini sağlıyor.


restaurant dosya 58 hotel & hi-tech

Kontrollü vergi, yüksek memnuniyet; Protel’den Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihazı Protel, Ingenico tarafından tasarlanan yeni çözümü Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihazı ile kaçak vergiyi kontrol altına alırken, müşteri memnuniyetini de daha üst seviyeye çıkaracak.

P

rotel, Türkiye’nin vergi sistemini dijitalleştiren yeni çözümü YN ÖKC’yi sektörün hizmetine soktu. Kaçak verginin kontrolünün yanı sıra işletme organizasyonunu tüm teknolojik ihtiyaçlarıyla tek bir adresten çözmeye yönelik cihaz ile hızlandırılan hesap süreci sayesinde müşteri memnuniyetini arttırmak daha da kolay olacak. Ingenico tarafından tasarlanan yeni ürünü Protel AŞ. Genel Müdürü Murat Sıcakkanlı ile konuştuk. Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihazı ile sektörden ne gibi beklentileriniz var? Uygulama ne gibi yenilikler getirecek? Bu proje ülkemizin geleceğini teminat altına almayı hedefleyen bir özellik taşıyor. Sadece Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihazı olarak bakmamak, Türkiye’nin vergi sistemini dijitalleştiren bir proje olarak görmek lazım. Bu uygulamayla beraber kaçak verginin kontrolünün yanı sıra işletmelerin organizasyon ve düzenlerinin de tek bir adresten tüm teknolojik ihtiyaçlarını çözme arzusu artacaktır. Bununla birlikte, bütünleşik sistem onayı gereksinimi sebebiyle yerel yazılımlar, bizim yıllardır göz önünde bulundurduğumuz uluslararası güvenlik ve çalışma protokollerine uyumlu hale gelmeli. Artık birbirleriyle uyumlu çalışamayan çözümlere talep azalacaktır. Ekip içi iletişim ne kadar önemliyse, kullanılan teknolojik çözümlerin de birbirleriyle iletişimi bir o kadar önemli olacak. YN ÖKC’ye ilişkin olarak müşterilerinize dönük herhangi bir çalışma yaptınız mı veya yapacak mısınız? Tabii ki, uygulamaya ve cihazlara yönelik bilgilendirme çalışmalarını sürekli ve güncel olarak yapıyoruz. Piyasada kullanılan cihazların mali hafıza kapasitelerini bildiğimizden dolayı, ihtiyaç duyacak müşterilerimize mali hafıza değişimi konusunda geçen yıl gerekli duyuruları ve bilgilendirme çalışmalarını yaptık. Bu yıl da Ekim ayı içerisinde yine geniş katılımlı sektörü biraraya getiren YN ÖKC bilgilendirme toplantısı gerçekleştireceğiz. Bu toplantıda da sektör yetkilileri ile biraraya gelerek, proje kapsamında kullanılacak cihazlar ve yönetmelikler hakkında gerekli bilgileri aktaracağız. Ne tür çözümler sunuyorsunuz? Maliyetler hakkında bilgi verebilir misiniz? Hizmet ettiğimiz sektörler itibariyle, sunduğumuz çözümler müşteri ihtiyaçlarına göre ölçekleniyor. Ingenico IW280’nin tek bir kutu fiyatından bahsetmek doğru olmaz. Ancak şunu belirtmek isteriz ki, yeni nesil cihazlarla birlikte eski nesilde zorunlu olan bazı donanım ihtiyaçlarını tablet bazlı ürünlerle değiştirerek pazarımıza uygun fiyatlarda ürün sağlama şansını yakaladık. Mevcut konuk ağırlama

sektöründe yakaladığımız bu çözüm fırsatını ilerleyen dönemde özellikle gıda ve giyim perakende sektörlerine yayarak genişletmek istiyoruz. Özellikle de bu ürünleri bulut teknolojisiyle ve tablet bazlı çözümlerle değiştirerek rekabetçi bir fiyatla pazara sokmak gibi bir planımız var. ÖKC kullanıcıları neden Protel’i tercih etmeli? MICROS entegrasyonu Protel AŞ. Genel Müdürü Murat Sıcakkanlı sayesinde masa numarası girilerek hesap sürecini daha hızlı kılıp, müşteri memnuniyetini arttırmak daha kolay. Sunduğumuz çözüm INGENICO tarafından tasarlanmış olup, rakiplerine göre daha uzun süredir araştırma ve geliştirmesi yapılmış bir cihaz. Protelin ÖKC konusunda sunduğu avantajları ve dezavantajları neler? ÖKC’yle beraber e-dönüşüm alanında konuk ağırlama pazarında uçtan uca çözüm sağlayabilecek ilk firmalardan biriyiz. Bu sebeple masada kesilecek hesaptan, e-fatura sürecine kadar tüm teknolojik çözümlerimiz GİB ve TUBİTAK tarafından tasdiklenmiştir. Yeni uygulamayla sektörden ne gibi beklentileriniz var? Uygulama ne gibi yenilikler getirecek? Bütünleşik sistem onayı gereksinimi sebebiyle yerel yazılımlar, bizim zaten yıllardır göz önünde bulundurduğumuz uluslararası güvenlik ve çalışma protokollerine uyumlu hale gelmeli. Artık birbirleriyle uyumlu çalışamayan çözümlere talep azalacaktır. Ekip içi iletişim ne kadar önemliyse, kullanılan teknolojik çözümlerin de birbirleriyle iletişimi bir o kadar önemli olacak. Bu uygulamayla beraber kaçak verginin kontrolünün yanı sıra işletmelerin organizasyon ve düzenlerinde tek bir adresten tüm teknolojik ihtiyaçlarını çözme arzusu artacaktır. Son olarak eklemek istedikleriniz… Konuk ağırlama pazarında e-dönüşüm alanında müşterilerimize anahtar teslim hizmet vermeyi planladık ve gerçekleştirdik. Bu sebeple e-dönüşüme yönelik ilgili tüm izin başvurularımızı olabildiğince erken yaptık. Bu sayede özel entegratör, e-arşiv ve e-fatura izinlerimize ek olarak GİB onaylı YN ÖKC çözümümüz IWE280’le uçtan uca hizmet sağlayabiliyoruz.



Fotoğraflar: Hakkı Günerkan

restaurant iş’te kadın 60 hotel & hi-tech

Doğu’dan yükselen ‘turizm güneşi’

Emel Elik

“Bir kere denemekte fayda var” dedi, turizme girdi... Emel Elik, “İyi ki de kendime bir şans vermişim çünkü turizm benim işimmiş” diyor...


T

urizmci bir ailenin en küçük kızıydı. Van’da doğdu, ne sahip oldukları ne de başkalarının düşleri! Doğu’nun gerçeklerine kayıtsız kalmaksızın süsledi hep hayallerini. “İlla da eğitimci olacağım” dedi… Birgün yolları aile mesleğiyle buluşunca bile o düşünden bir an olsun vazgeçmedi. Öyle ki altın tepsiyle kendisine sunulan bir hayatı ellerinin tersiyle itip sıfırdan başlayacak kadar mütevazı, herkesten ve sağduyulu oldu. Hayatı boyunca maddeler için değil, değerler için savaştı. Başarmayı çok sevdi, sadece bilgiyi kıskandı… Bu sayımızda Elite World Oteller zincirinin genç ve başarılı turizmcilerinden, Grup Yönetim Kurulu Üyesi Emel Elik’i sayfalarımıza konuk ettik.

Emel Hanım, “turizmci bir aileden gelmek” ve “turizmci olmak” arasındaki hassas çizgide siz kendiniz için nasıl bir gelecek öngörmüştünüz? Başa dönersek, ileriye dönük farklı hayalleriniz, idealleriniz var mıydı? Her ne kadar turizmci bir aileden geliyor olsam da benim çocukluk ve ilk gençlik yıllarımda turizmle alakalı hiçbir hayalim olmadı. O yıllar boyunca hep iyi bir eğitimci olmayı düşledim. Van’da doğdum. İlkokuldan üniversite sonuna kadar da orada okudum. Hani her çocuğa “Büyüyünce ne olacaksın?” diye sorarlar. Pek çoğunun yanıtı ya doktor olur ya öğretmen ya da polis... Benim hayalim, hep iyi bir eğitimci olmaktı. Okul öncesi eğitime yönelik bir kompleks kurarak onları daha erken yaşlarda hayata ve hayallerine giden yolculuklarına hazırlamak istedim. Bu ideallerime beni biraz da Türkiye’nin Doğu’sunda, Doğu’nun gerçekleriyle büyümek yöneltti.

ataerkil ailelerden geliyoruz. Genelde büyükler ne derse o oluyor. Bir de ben yapı itibari ile masa başı işleri seven biri değilim. Hareketli bir hayatı sevdiğimden turizm bana çok sıcak göründü. İnsanlarla sürekli iletişim halinde olacaksınız, hayatınıza yeni insanlar katacaksınız, herkesten yeni şeyler öğrenip, global düşünmeye başlayacaksınız… Bunların hepsini yan yana koyduğumda, “Evet, bir defa denemekte fayda var” dedim ve 2002 yılında turizm sektörüne, kendi aile işimize girdim. Eğitim vermeyi düşünürken eğitim alacağınız bir işi tercih etmeniz enteresan bir karar olmuş. Evet öyle oldu. Ailemin işi turizm ama benim hayallerimle uzaktan yakından bir ilgisi yoktu. Tabii şu an onu daha iyi bağdaştırabilirim. Çünkü aslında ben turizmi seçerken tam olarak hayallerinden de vazgeçmedim. Onu ileride turizme taşıyabileceğimi ve orada yaşatabileceğimi düşündüm. Bizler Elite World Otelleri’nde eğitime çok önem veriyoruz. Eğitim müdürüyle sürekli oturup fikir alışverişi yapıyoruz. Geçmiş donanım ve edinimlerim şu anki personel eğitimlerinde fazlaca etkili oluyor. Vakıflarda verdiğim derslerin faydalarını şu an kendi otellerimizdeki personel eğitimlerimizde de kullanıyoruz.

Mevzu eğitim konusuna gelmişken, sizin bilgi ve vizyonunuzda Elite World Otelleri’nde eğitimin ayrıcalığı nedir? Bizim kendi bünyemizde istihdam ettiğimiz bir eğitim müdürümüz var. Biz onunla aylık periyotlarda bütün eğitim planlarımızı yapıyoruz. Sorunların çözümü konusunda görüş birliği sağlıyoruz. Eksik kaldığımız noktalarda ise dışarıdan profesyonel destek alıyoruz.

EĞİTİMİ DÜŞLERKEN TURİZMCİ OLDU Ben aslen Yüzüncü Yıl Üniversitesi Gıda Mühendisliği bölümü mezunuyum. O aralıkta üniversitedeyken gönüllü olarak birçok vakıf ve dernekte öğretmenlik yaptım. Doğu’nun bitmeyen eğitim sorunları vardı… İyi bir eğitim onların da hakkıydı… Bu bilinç ve inançla yaşadığım şehir için ben de bir şeyler yapmak istedim. O sebeple eğitimini aldığım bölüm yerine eğitimci kimliğimle ilerlemek istedim. Ne var ki, üniversiteden mezun olduktan sonra ve tam da bu hayallerimi gerçekleştirmeye hazırlanıyorken hiç beklemediğim bir anda kendimi turizmin içinde buldum. Hali hazırda bir otelimiz varken, ağabeylerim beni karşılarına alıp, “Emel sen turizmi çok iyi yaparsın, gel seninle sıfırdan başlayalım, yapabileceğine inanıyorsan devam edersin, yok yapamam dersen tekrar hayallerinin yolunda yürürsün” dediler. Neticede ailemin ikna ve telkinleriyle hayallerimden kopup turizmi seçtim.

Hayallere veda etmek sizin gibi idealist biri için zor olsa gerek. Peki nasıl ikna oldunuz, o anda neler hissettiniz? İkna oldum, neden ikna oldum, takdir edersiniz ki hepimiz

Siz eğitim veriyor musunuz? İlk dönemlerde veriyordum ama işlerimin yoğunluğundan ötürü artık veremiyorum. Bu konuda profesyonel kişilerden destek alıyoruz.

Turizm istihdamında eğitimin değeri nedir, sektördeki kalifiye eleman sorununu da dikkate alırsak, bu konuda neler söylemek istersiniz? Turizmde eğitim önemli bir husus. Geçmişte yetişmiş eleman bulma şansımız çok daha yüksekti. Takdir edersiniz ki, çok otel açılmaya başladı. Yeni açılan otellerden ziyade yetişmiş, kalifiye eleman sorunuyla mücadele ediyoruz. Otel sayısıyla kalifiye eleman sayısı hiçbir şekilde örtüşmüyor. Biz Elite Otelleri zincir olarak şöyle bir karar aldık, zaten kalifiye eleman bulma şansımız çok az. Öyleyse sıfırdan alalım ve yetiştirelim. Personelin yabancı dil bilmesi, prezantabl ve iyi bir diksiyona sahip olması bizim için üç önemli kriter. Bu doğrultuda okuldan yeni mezun olmuş üniversite öğrencilerini alıp, kendi bünyemizde yetiştirerek zincirimizde


restaurant iş’te kadın 62 hotel & hi-tech

den de kendisine destek bekliyoruz” şeklinde lanse etti. Oda da temizledim, resepsiyona da girdim, barda kokteyl de yaptım. Satış ofisinde randevu da aldım, sekreterlik de yaptım, mutfakta da çalıştım, çamaşırhaneye de girdim. Anlayacağınız, bir otelde ne yapılması gerekiyorsa yaptım.

Peki en çok hangisinden keyif aldınız, kendinizi daha yakın hissettiniz?

ileriye dönük istihdam ediyoruz. Sektör içinde biraz da okul gibi olduk. Bu anlamda sektöre ciddi bir katkı sağladığımızı düşünüyorum. 2002 yılında İstanbul’da bir otel, 102 oda, 57 personel vardı. O zamanlar gündemde bu kadar otel yokken eleman sıkıntısı yaşamıyorduk zaten. Ne zaman ki 2008 yılında Taksim’deki ikinci otelimizi açtık, o yıldan bugüne eğitimle ilgili çok ciddi bir yol kat ettik.

“Eğitimci olacakken, eğitilen oldunuz” dedik. 2002 yılında turizme girdiğinizde ilk neler yaptınız? Turizmi öğrenmek, o yolda kendini geliştirmek nasıl bir tecrübeydi? Daha yeni doğmuş bir bebektim, aile işim de olsa hiç tanımadığım bir ortamda “hadi sen burada büyüyecek, bu işi yapacaksın” dediler. Geleceğe dönük hayallerim, okuduğum bölüm ve geldiğim nokta baktığımda apayrı dünyalardı... Buna rağmen çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Korkularım demeyeyim de çekimser kaldığım zamanlarım çok oldu. Kafamda bin türlü sorular vardı. En çok da adaptasyon ve başarı noktası beni düşündürüyordu. Çünkü ben başarıyı seven biriyim. Bir işi sadece yapmış olmak için değil, başarmak için yapmayı severim. Başarılı olacaksam, sonuna kadar götürürüm. Aksine inanıyorsam, devam ettirmem. Neticede hayaliniz başka bir şey, geldiğiniz nokta çok başka… İşi, sektörü sevmek konusunda soru işaretlerim vardı.

“TURİZME SIFIRDAN BAŞLADIM” Fakat ben şu konuda çok şanslıydım, departman müdürlerim çok profesyonel ve iyi öğreten kişilerdi. Çünkü bilgiye sahip olup, onu paylaşmayanlar da var… Benim ikili ilişkilerim çok iyi olduğu için, ekip arkadaşlarım tarafından desteklendim. Bu işe tamamen sıfırdan başladım, departman yöneticisi olarak da gelmedim. Ailem beni ekip arkadaşlarıma “Emel Hanım aramıza katıldı, turizmde kendini geliştirmeye başlayacak, bu konuda sizler

Satış pazarlama tabii ki. Benim bir yılım otel içi rotasyonlarla devam etti. Hemen hemen her departmana girdim çıktım. Bu sürede bende tüm birimlerle ilgili bir iskelet oluştu. İyi ki de yapmışım. Çünkü satış pazarlamaya karar verdiğim anda her departmanın başka birimlerle ilişkileri olduğunu görüyorsunuz. İnanın, operasyon sırasında bunun çokça faydalarını görüyorsunuz. Bunların içerisinde bana en cazip geleni, satış pazarlama oldu. Ben ikili ilişkileri seven biriyim. Masa başı işleri çok sevmiyorum. Hareketliyim, hiperaktifim, diyalog kurmayı, yeni insanlarla tanışmayı seviyorum. Hal böyle olunca, ben de bütün ağırlığımı satış pazarlamaya verdim. Üstelik o birime müdür olarak da başlamadım. Satış yetkilisi bir yılın sonunda da birim müdürü oldum. O da gelişen süreçte, birim içindeki sirkülasyonun önüne geçmek, işin başına güvenilir ve sabit birini koymak kararıyla spontane gelişti. Bütün ibreler bana döndü ve dediler ki, “O kişi sensin.” Hiç unutmam, otel müdürüm bana, “Emel kendine güveniyor musun?” diye sordu. Benim için cevabı çok zor bir soruydu. O an nasıl olduysa “Ben bu işi yapacağım dedim” ve 23 yaşımda satış pazarlama departmanının müdürü oldum.

Genç yaşta yönetici olmak nasıl bir deneyimdi? Müdürlük geçmişimin olmaması elbette ki bir dezavantajdı. Fakat genç yaşta müdür olmak bir avantajdı. Çünkü öğrenme yetiniz daha açık… Size verilen her şeyi alıyorsunuz… Benim zaten çok soru soran bir yapım vardır. Hiç çekinmeden, gocunmadan sorar ve cevaplarını almaya çalışırım. Bu meslekte başarılıysam, benim en büyük zaafım, bilgiyi kıskanmam olmuştur. Benim maddelerle çok işim yoktur. Karşımdaki kişi benden daha bilgiliyse otururum, ben de en az onun kadar bilgi sahibi olmak için var gücümle o seviyeye gelene kadar çalışırım. Cumartesim, pazarım yoktur, haftanın yedi günü çalışırım.

Otel içinde satış pazarlama müdürlüğünün bir ağırlığı vardır elbet. Bir de üstüne aileden gelmenin ağırlığını katarsak, sonuç ne oldu? Benim yönetimde olduğumu sektörden çok az insan biliyordu. İş yaptığımız partnerlerimiz bu kimliğimi bilmiyorlardı ve ben de kullanmak istemiyordum. Sonuçta baktığınızda profesyonel bir ortamda çalışıyorsunuz, siz de profesyonel bir şekilde çalıştığınızda sektörün kolaylıklarından daha fazla faydalanıyorsunuz. Şunun özellikle altını çizmek isterim, patron kimliğiyle


çıktığınızda kimi zorluklarla karşılaşabiliyorsunuz. Turizm, patronaj mantığıyla yürüyen bir sektör değil. İnsanların karşısına patron kimliğiyle çıktığınızda, onları ürkütebiliyorsunuz. Ama otelin satış müdürüyüm dediğiniz anda hem operasyonunuzu rahatlatıyorsunuz hem insanlarla ilişkilerinizi güçlendiriyorsunuz. O yüzden bir beş yıl kadar patron kimliğini kullanmadım.

Turizmde de artık kadınları yoğun bir şekilde görebiliyoruz. Sektörde sayıca fazlayız. İyi şeyler yaptığımıza da inanıyorum. Özellikle benim satış pazarlama departmanımda kadın sayısı fazla. Evet, başarılıyız da. İşimizi de iyi yapıyoruz. Detaycıyız, mükemmeliyetçiyiz, anne ruhluyuz, ekip yönetiyoruz. O çok önemli. Bunların hepsini yan yana koyduğumuzda, “turizmde kadın olmak” çok zor değil hatta çok keyifli…

Ve sonuçta turizmi sevdiniz.

Biraz da özel yaşantınızdan bahsedeli mi? Emel Elik, boş vakitlerinde neler yapmaktan hoşlanır?

Tabii ki. Ve asla pişmanlık duymadım. Hatta yıllar geçtikçe daha iyi anlıyorum, iyi ki de bu sektöre girmişim. Turizm, benim işimmiş. Sanırım doğuştan gelen bir yetenek, benim ikna kabiliyetim çok yüksek. Biliyorsunuz, satışta da ikna çok önemli bir beceri. İnsanlarla iletişimim çok iyi. Ekip ruhuna sahip biri olduğuma inanıyorum. En önemlisi de bu aslında. Bunları hepsini yan yana koyduğumuzda, benim bu sektörde olmam gerekiyormuş, iyi ki de girmişim diyorum.

“Turizmde kadın olmak” konusunda pişmanlıklarınız oldu mu peki? Bir beş yıl öncesine gidildiğinde bu soru çok daha fazla detaylandırılabilirdi. Bütün sektörler için kadın olmanın zorluklarını tartışabilirdik. Ama artık Türkiye’de diğer ülkelerle hemen hemen aynı seviyedeyiz. “İşte kadın olmak” çok bir şeyi değiştirmiyor. Çünkü baktığınızda zaten kadınlar bütün sektörlerde aktif rol almaya başladı. Erkekten çok ayrı tutulmadığı bir dönemdeyiz.

Zincir olarak çok hızlı büyüdüğümüz için işten çok fazla zamanım kalmıyor. İşin pazarlanması kısmına daha fazla yoğunlaştığım için onunla ilgili her türlü davet, toplantı ve organizasyonlara katılmaya çalışıyorum. Neticede bizim işimiz kendi içinde de bir sosyaliteyi barındırıyor. Onların dışında hobi olarak, dalmayı seviyorum. Yılda bir iki defa, İstanbul’dan kaçtığım zamanlarda yapabiliyorum daha çok. Seyahat etmeyi çok seviyorum. Bu da genellikle yurt dışı seyahatleri oluyor. Benim “her yıl yeni beş ülke” diye bir hayat felsefem var… Son dört yıldır bunu tutturabiliyorum. Hep yeni yerler keşfediyorum. Dünyada çok fazla gezilecek yer var. Bir gittiğim yere iş haricinde ikinci kez gitmeyi sevmiyorum. Seyahatler beni inanılmaz yeniliyor. Sinema ve tiyatro vazgeçilmezlerim arasında ve bilardo oynamayı da çok seviyorum.

Bundan sonra neler yapmak istiyorsunuz? Çok yoğun çalışan kişiler olduğumuz için hayal kurmak gibi bir lüksüm yok. Tabii ki özel hayatımda birtakım farklılıklar söz konusu olacak. Evlilik dönemine giriyorum. Onun sorumluluğu olacak. İş anlamında her yıl yeni bir otel açılışı… En çok çalışmamız gereken dönemlerdeyiz. Dolayısıyla öyle çok uçuk kaçık hayallerim yok. Özel hayatımda evlilikle beraber önemli değişiklikler olacak. İş hayatım ise dediğim gibi çok yoğun.

Elite World Otelleri’nde neler oluyor? Buradan paylaşmak istediğiniz yeni yatırımlarınız, projeleriniz ve hedefleriniz var mı? Biliyorsunuz, Taksim’deki iki otelimizin arkasından 2012 yılında Van’daki otelimizi açtık. Ağır ağır başladık, sıçramayla devam ediyoruz. 2014 yılında Florya’daki otelimizi, 2015 yılında Marmaris otelimizi açacağız dedik, açtık. 2016 yılı Mayıs ayında Basın Ekspres Yolu’ndaki otelimizi açmayı planlıyoruz. 2017’de Anadolu Yakası’nda, 2018’de St. Petersburg’daki otelimizi açmak istiyoruz. Önümüzdeki beş yılda toplamda dokuz otel sayısına ulaşmak istiyoruz. Tabii ki yatırımlar bizde durmuyor ama belki 2 ay sonra farklı bir projeyle de gündeme gelebiliriz. Biz bu planlamalarla çok ciddi büyümeye gidiyoruz, hemen hemen bir otel açıyoruz, zincirleşmeye gidiyoruz. Bizim artık merkezi bir yapılanmaya geçmemiz lazım. Pazarlama, insan kaynakları, finans, e-ticareti merkezi yapılanmanın çatısı altında topladık. Tamamen pazarlamaya ağırlık vermiş olduk.


restaurant hijyen 64 hotel & hi-tech

3M 2025 yılı yeni sürdürülebilirlik hedeflerini açıkladı 3M, gelecek 10 yıl için şirketin sürdürülebilirlik alanında planladığı ilerlemeleri ve yeni hedeflerini ortaya koyan 2015 Sürdürülebilirlik Raporu’nu açıkladı.

3

M, gelecek 10 yıl için şirketin sürdürülebilirlik alanında planladığı ilerlemeleri ve yeni hedeflerini ortaya koyan 2015 Sürdürülebilirlik Raporu’nu açıkladı. Rapor, aralarında hammaddeler, su, enerji ve iklim, sağlık ve güvenlik ile eğitim ve kalkınmanın da yer aldığı, sürdürülebilirliğin karşısındaki ciddi global zorluklara odaklanan 3M’in yeni 2025 sürdürülebilirlik hedeflerini vurguluyor. Hedefler, 3M müşterilerinin ve 3M’in faaliyet gösterdiği toplulukların çevresel hedeflerini desteklemeye odaklanan 3M’in genişleyen sürdürülebilirlik stratejisini yansıtıyor. “2025 hedeflerimiz 3M olarak işimizi, gezegenimizi ve her bir yaşamı iyileştirmeye olan taahhüdümüzü yansıtıyor,” diyen Gayle Schueller, Global Sürdürülebilirlikten sorumlu 3M Başkan Yardımcısı sözlerini şöyle sürdürdü: “Müşterilerimiz, birlikte çalıştığımız topluluklar ve paydaşlarıyla işbirliği yapmaya devam ederken, global engellerin azaltılması yönünde daha da fazla ilerleme kaydedebileceğimize inanıyoruz.” Rapor, 2025 yeni hedeflerini hayata geçirmenin yanı sıra, 3M’in kendi 2015 sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak yönünde göstermiş olduğu ilerlemeyi de vurguluyor. Kolay dolaşılabilen bir tasarıma ve interaktif içeriğe sahip 3M.com/ SustainabilityReport adresinden temin edilebilen bu yılın raporu birçok platformda yer alıyor. 3M, 2002 yılından bu yana Global Raporlama Girişimi (GRI) ile uyumlu olarak her yıl bir sürdürülebilirlik raporu yayımlıyor.

2015 SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK RAPORU ÖNEMLİ NOKTALAR

Global Sürdürülebilirlikten Sorumlu 3M Başkan Yardımcısı Gayle Schueller

*Ethisphere Enstitüsü 3M’i ardı ardına ikinci yıl “Dünyanın En Etik Şirketi” seçti. *3M ardı ardına 15. yıldır Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi üyesi olarak belirleniyor. *3M 2014’te 80 milyon ABD dolarının üzerinde nakit ve ürün bağışında bulundu. *3M bilimi ve teknolojisinin insanların yaşamını nasıl iyileştirdiğini kanıtlayan ürün ve kişisel hikayeler. *Sürdürülebilirlikteki mevcut ilerleme: -2002 ila 2014 yılları arasında sera gazı salımlarında yüzde 64’lük mutlak azalma sağladı. -2010-2015 yılları arasında, yerinde yeniden kullanım ve geri dönüşümü yüzde 40’a yakın oranda artırdı. 2014 yılında kullanılan toplam suyun yüzde 25’ini geri dönüştürdü. -3M’in vizyon sahibi 3P programı sayesinde, 1975 yılından bu yana 2 milyon tonun üzerinde hava, su ve atık kirliliğini önledi. -3M müşterileri, 2014 yılında, 3M ürün platformlarının kullanımı yoluyla 15 milyon metrik ton CO2 eşdeğeri salımı önledi.



restaurant yeni mekan 66 hotel & hi-tech

Yepyeni bir steakhouse deneyimi Butcha Steakhouse Butchery & Grill Ankara’da açıldığı günden beri büyük ilgi uyandıran, damak tadına önem verenlerin vazgeçilmez adresi “Butcha Steakhouse Butchery & Grill” eşsiz lezzetleri ve benzersiz konseptiyle İstanbul’da…

2

009 yılında başkent Ankara’ya “steakhouse” konseptini getiren, açıldıktan sonra büyük ilgi görerek hızla büyüyen ve rotasını yurt dışına çevirerek Dubai’de de açılan “Butcha Steakhouse Butchery & Grill” benzersiz et lezzetlerini İstanbul’a taşıdı.

DNA’SINDA ET VAR En büyük sırrı iyi et seçiminin yanı sıra “kendine özel lezzetlendirme tekniği” olan “Butcha Steakhouse Butchery & Grill”, her biri Trakya ve Batı Anadolu’dan özenle seçilen etlerini, mutfağa sokmadan önce ISO 9001: 2008 kalite yönetim ve ISO 22000: 2005 gıda güvenliği sertifikalı tesislerinde uluslararası standartlara uygun şekilde hazırlıyor olması… Bu tesislerde üretim yapan, “Butcha Steakhouse Butchery & Grill”in müdavimleri favori lezzetleri arasında sucuk ve salam çeşitleri, bresaola, antrikot ve kuzu füme, Merguez sosis gibi şarküteri tatlarının yanı sıra köfte çeşitleri, Butcha klasikleri olan 30 günlük Dry Aged Steak’ler ile İstanbul


şubesine özel hazırlanan, Türkiye’de bir ilke imza atan ve sınırlı sayıda sunulan 70+ günlük Super Aged Steak’ler yer alıyor. Lezzetlerini sadece kömür ve meşe odunu kullanılan ızgarasında pişiren “Butcha Steakhouse Butchery & Grill” meşe ve kömürün kendine has kokusu ile etlerinin lezzetine lezzet katıyor.

AYRICALIKLI LEZZETLERE EŞLİK EDEN ŞIKLIK “Butcha Steakhouse Butchery & Grill”lerin ilgi gören konsepti İstanbul’da da kendini gösteriyor. Steakhouse anlayışını fine dining konseptiyle buluşturan “Butcha Steakhouse Butchery & Grill” bu ruhunu dekorasyonuna da yansıtıyor. Mekan tasarımı Global Partners tarafından yapılan “Butcha Steakhouse Butchery & Grill”de kullanılan chester kanepeler, deri koltuklar, ahşap detaylar ve bitkiler ile barok yaklaşımlar modern yorumlara kavuşmuş. Yemeğiniz masaya geldiği ilk andan itibaren, gerek sunumu, gerek havaya yayılan iştah kabartıcı kokusu ile kendi alanında fark oluşturan ve hatırı sayılır müdavimleri olan Butcha Steakhouse Butchery & Grill lezzet serüvenini keşfetmeniz için sizleri bekliyor.


restaurant yeni mekan 68 hotel & hi-tech

Şehrin içinde bir nefes Akmerkez Üçgen Teras Akmerkez, Üçgen Terası ile şehrin ortasında ve gün boyunca sürecek bir dünyaya ev sahipliği yapıyor… Orada yemyeşil çimlere uzanıp gökyüzünü izlemek de mümkün, salıncaklı masalarda toplantı yapıp, silindir masa tenisinde rüzgara karşı yarışmak da…

N

ispetiye’ye açılan dünya markası restoranlarıyla açık hava keyfini misafirlerine sunan Akmerkez, şimdi de şehrin ortasında bambaşka bir dünya vaat eden Üçgen Teras ile gün ortasında ya da gün sonundaki küçük molalara ev sahipliği yapıyor.

GÜN BOYUNCA KEYİF… Akmerkez’de saat 12:00-21:00 arasında hizmet verecek olan Üçgen Teras, şehrin içinde olup yine de şehirden uzak kalmak isteyenler için tasarlandı. Üçgen Teras’ta gün boyunca, çimlerde uzanıp gökyüzünü izlemek, gün içinde devam eden müzik yayınıyla keyifli saatler geçirmek, salıncaklı masalarda toplantı yapmak, silindir masa tenisinde rüzgara karşı yarışmak ya da şezlong sandalyelerde kitap okumak mümkün. Yalnız kalmak isteyenler için mini evler de bir alternatif olarak dikkati çekiyor.

ÜCRETSİZ SERVİSLER Üçgen Teras Concierge üyelerine özel ayrıcalıkların da bulunduğu Üçgen Teras’ta, misafirlerin vaktini daha eğlenceli kılacak piknik örtüsü, minder, güneş kremi, gazete, dergi ve kitap ücretsiz olarak sunuluyor. Yoğun şehir yaşamına dinginlik ve renk katan farklı etkinliklere ev sahipliği yapmaya hazırlanan Üçgen Teras’a misafirler, Akmerkez, yemek katından giriş yapabiliyor. Teras, haftanın her günü 10.00-21.00 saatleri arasında açık olacak.



restaurant yeni mekan 70 hotel & hi-tech

Varil açıldı

Hayko Cepkin’in kurucusu olduğu yaşam merkezi Varil /Barrel Camping, 29 Ağustos Cumartesi günü görkemli bir davetle açıldı.

H

ayko Cepkin’in kurucusu olduğu ve hazırlıkları yaz sezonu boyunca devam eden Varil/Barrel Camping 29 Ağustos Cumartesi günü görkemli bir davetle açıldı. Yemyeşil bir doğanın içinde, dağların ortasında, hem huzuru hem de eğlenceyi bulabileceğiniz yepyeni bir konaklama/ yaşam alanı… İzmir’in Selçuk ilçesine bağlı Şirince Mahallesi

bölgesinde 9 dönümlük bir arazi üzerine kurulan Varil/Barrel Camping, her sezon misafirlerini ağırlayacak.

HERKESE GÖRE KONAKLAMA SEÇENEKLERİ Taş ev, özel odalar ve çadır/karavan alanı ile herkese istediği konaklama fırsatını sunan kampta dileyen havuz keyfi ve orman içi yapay sahilde plaj futbolu ve voleybolu oynayarak zaman geçirirken, dileyen misafirler de yemyeşil ağaçların içinde huzur dolu zamanlar geçirecek. Bahçe içinde 16 adet bungalov’un da olduğu kamp yaz kış misafirlerini ağırlamayı hedefliyor.

SANATÇI VE MÜZİSYEN DOSTU Özel event ve organizasyonlar, çeşitli motivasyon toplantıları, Motorsiklet/yoga/pilates ve diğer spor gruplarının özel aktiviteleri için de uygun olan Varil/Barrel Camping, ilerleyen dönemlerde çeşitli akustik performanslara, konserlere ve festivallere de ev sahipliği yapacak. Ayrıca kamp içerisinde, huzurlu ve tatil hissiyatı ile albüm kaydedecek sanatçı ve müzisyen dostlar için de bir kayıt stüdyosu hazırlığı devam etmekte…

HAYVAN DOSTU DA Hayvan dostlarımızın da yaşadığı bu kampın bir diğer özelliği ise, evcil hayvanlarınız ile konaklayabilme imkanı sunması... Hem size hem de hayvan dostlarınıza özel konaklama alanları mevcut…


Kapadokya’nın en lezzetli alternatifi

Muti Restaurant Kapadokya’nın ruhuna ve dokusuna uygun 250 senelik kervansarayda konuklarını ağırlayan Muti Restaurant, sıra dışı lezzetleri ve göz alıcı mimarisiyle deneyimlenmeye değer…

H

em coğrafi hem de tarihi yapısıyla görenleri kendine hayran bırakan Kapadokya’da açılan Muti Restaurant, dünyanın dört bir yanından gelen konuklarını ağırlıyor. Kapadokya’nın göz alıcı mimarisine tamamen hakim olan mekanda konuklar, lezzetli menülerin yanı sıra Kapadokya atmosferinin de keyfini çıkartıyor. Yiyecek içecek sektöründe önemli başarılara imza atan Muhittin Ülkü tarafından kurulan Muti Restaurant, Kapadokya’nın ruhu ve dokusuna uygun bir mekanda hizmet veriyor. 2012’de, 250 senelik geçmişe sahip kervansarayda açılan restoran, Kapadokya bölgesinde tarzı ve kalitesiyle fark yaratıyor.

MUHİTTİN ÜLKÜ İŞLETİYOR “Kapadokya hem coğrafi hem de tarihi yapısıyla görebileceğiniz en muhteşem yerlerden biri” diyen Muhittin Ülkü, restoranı açmasında en büyük etkenin Kapadokya’nın tarihi

güzelliklerinin ve yöresel lezzetlerinin olduğunu belirtiyor. Bölgede kaliteli otel ve turist potansiyeli olmasına rağmen yiyecek-içecek sektörünün zayıf olması da Muti Restaurant’ın açılma nedenlerinden biri. Kapadokya turizminin %98’ini oluşturan yabancı turistlere Türkiye’yi tanıtmak amacıyla yöresel lezzetlerden örnekler sunuluyor. Türk ve Osmanlı konsepti ile hazırlanan restoran mutfağında yöresel yemekler, geleneksel dokuları bozulmadan yapılan yaratıcı dokunuşlar ile hazırlanıyor. Türk ve Osmanlı mutfağının ağırlıkta olduğu restoranda; Karadeniz, Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu gibi diğer bölgelerin de belli başlı lezzetlerine yer veriliyor.

HAMSİLİ LAHANA DOLMASI, TARHANA MANTISI Dekorasyondaki sadeliğin menüye de yansıdığı restoran, konukları çeşit çokluğu ile değil, kalıpların dışına çıkan yaratıcı örneklerle fethediyor. Kapadokya’ya has yöresel tarifler, Muti Restaurant’ın yorumuyla yeniden hayat buluyor. Yapılmayanı deneyen restoran; zeytinyağlı hamsili lahana dolması, un yerine tarhana kullanılarak hazırlanan kızarmış peynirli mantı, karanfille pişirilen dana yanak ve yanında incirli yerelması ve patates püresi gibi benzersiz tarifleri ile dikkat çekiyor. Muti Restaurant, kışlık bölümü, terası ve avluyu kapsayan toplam 100 kişilik kapasitesiyle hizmet veriyor.


restaurant yeni mekan 72 hotel & hi-tech

Yerden göğe kadar maceranın yeni adresi

Xtrem Aventures Xtrem Aventures heyecanı Fransa, Almanya, ABD dahil 14 ülkeden sonra şimdi Türkiye’de. Haziran ayında açılışı gerçekleşen macera parkına çocuklu aileler kadar İstanbul’u ziyarete gelen yabancı turistlerin de ilgisi büyük.

D

ünyaca ünlü macera parkları ve yüksek ip parkurlarıyla kısa sürede macera severlerin gözdesi olan Xtrem Aventures, 19 Ağustos Çarşamba günü gerçekleşen lansmanıyla iş ve turizm dünyasını ağırladı. Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Arjantin, Çin, Avustralya, Fransa, Kolombiya, Rusya, Tayland, Hollanda gibi 14 farklı ülkeden sonra 83. lokasyonu olarak UNIQ İstanbul’da Haziran ayında açılan Xtrem Aventures,

İstanbul’da yerden göğe kadar maceranın en popüler adreslerinden biri olacak.

BİBER: “ANNE BABALAR ÇOCUKLARIYLA EĞLENECEKLER” Törende konuşan Xtrem Aventures Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Biber, “Uniq İstanbul, bir kültür, sanat ve yaşam merkezi. Xtrem Aventures de ailelerin çocuklarıyla


birlikte doğanın içinde çok güzel zaman geçirebilecekleri, birlikte eğlenebilecekleri bir mekan oldu” dedi.

JAMGOTCHIAN: “TÜRKİYE ÇAPINDA PROJELER GERÇEKLEŞTİRİLECEK” Törene Xtrem Aventures CEO’su Raphael Jamgotchian da katıldı. İlk olarak Fransa’da Xtrem Aventures’in temellerini atan Jamgotchian, “Dünya çapında Xtrem Aventures ismiyle şimdiye kadar 83 proje yaptık. Bu Türkiye’deki ilk projemiz ama son olmayacak. Bursa, Ankara, İzmir gibi şehirlere de gitmeyi düşünüyoruz. Türkiye çapında da projeler gerçekleştirmeyi planlıyoruz” diye konuştu. Xtrem Aventures Türkiye Genel Müdürü Kamil Çakın da parkurlar hakkında katılımcılara bilgi verdi. Konuşmaların ardından katılımcılar, emniyet kemerlerini takarak yüksek ip parkurlarını deneyimlediler.

HER YAŞA UYGUN PARKURLAR Maslak UNİQ İstanbul’da 8000 metrekare ormanlık alanda kurulan Xtrem Aventures İstanbul’a macera, heyecan ve eğlence arayan herkesi bekliyoruz. Koruyucu ağ ile çevrili 4 8 yaş grubuna özel parkuru, 15m yükseklikte başlayıp 180m uzunluğundaki zip-line ve ağaçlar arasında yetişkinler için hazırlanan 4 farklı seviyeden oluşan yüksek ip parkurları ile heyecanı zirvede yaşatıyor. Xtrem Aventures’de “Emniyet Kemerli Yüksek İp Parkurları” ile ağaçların arasında, doğayı ve kendi sınırlarını keşfetmenin tadını çıkaran ziyaretçiler; “Ağaç Tepesi Parkurları” ile yeşillikler arasında kurulan ahşap köprüler üzerinde, doğal ortamında gözlemler yapabiliyorlar. Xtrem Aventures’in

adrenalini en tepede yaşamak isteyenlerin gözdesi olacak diğer parkurları ise, yerden 10 metre yüksekte emniyet kemeri kullanmadan geçilmesi gereken ağlar ile heyecanınızı doruk noktaya taşıyor.

“HOBBİT KÖYÜ” XTREM AVENTURES’DE Yeni Zelanda’da bulunan ve Yüzüklerin Efendisi filminin de çekildiği eşsiz güzellikteki “Hobbit Köyü” ilk kez Xtrem Aventures’de çocuklarla buluşuyor. Ağaç evlerden köprülere, halatlardan macera dolu yollara kadar dev bir oyun alanı ile köyde bulunan 3 Hobbit evinde, çocuklar için birbirinden farklı sürprizler var.


restaurant yeni mekan 74 hotel & hi-tech

Rafine, sıcak, iddialı! Marly Brasserie & Bar Dünya mutfağından seçkin lezzetleri ve birbirinden özel kokteylleri ile Levent’te kapılarını açan Marly Brasserie & Bar; rafine ambiyansı, zengin menüsü ve servis ayrıcalığıyla dikkat çekici…

B

rasserie anlayışına yeni bir soluk getiren Marly Brasserie & Bar açıldığı günden bu yana hem zengin menüsü hem özel kokteylleri hem özgün dekorasyonu hem de servis ayrıcalığı ile şehrin en favori adreslerinden biri… Şehrin merkezinde, Levent’te kapılarını açan Marly Brasserie & Bar konseptiyle adeta İstanbul’un yoğunluğundan ve stresinden uzaklaştırıp, güne keyifli anlar katan kusursuz bir ambiyans yaşatıyor.

GLOBAL PARTNERS TASARLADI Misafirlerini adım attıkları ilk andan itibaren en özel şekilde ağırlayan mekanın dünya mutfağından en seçkin lezzetleri sunan menüsü ve kokteylleri kadar dekorasyonu da dikkat çekiyor. Ahşabın natürel dokusu ile bir araya gelen mermer masalar ile rustik mimariye modern yorumlar kazandırılmış. Global Partners tarafından tasarlanan Marly Brasserie & Bar’ın dekorasyonunu özenle seçilmiş tablolar süslüyor. Mekanın yüksek tavanlı ve ferah olması da ayrıca ilgi görüyor. Rafine şıklığı ile öne çıkan Marly Brasserie & Bar’daki zeytin ağaçları ve renkli bitkiler de mekana doğanın güzelliğini katarak daha keyifli bir atmosfer sağlıyor.

RAFİNE AMBİYANS, İDDİALI LEZZETLER Marly Brasserie & Bar sene boyu tüm sezonlar düşünülerek tasarlanmış. Açık ve kapalı olmak üzere iki kısımdan oluşan Marly Brasserie & Bar, öğle ve akşam yemekleri, iş çıkışı, arkadaş buluşmaları için oldukça ideal… Mutfağı ile dünyanın önde gelen ülkelerin lezzetleriyle hazırlanan menüde, Ahtapot Carpaccio, ev yapımı Breasola, mozzarella, roka, breasola ve ince dilimlenmiş parmesan ile hazırlanan Pizza Valtellina, Truffle Pizza, Buratta Pizza, özel pembe sosu ile dikkat çeken, somonlu Tagliolini Neri Al Salmone, Linguini con Vongole, domates sosunda deniz mahsulleri ve levrek fileto Branzino Brodetti, Duck Confit,


Cafe de Paris, pancar sos ve risotto eşliğinde sunulan fırınlanmış Dana Yanağı gibi birbirinden ilgi çekici seçenekler yer alıyor.

SIRA DIŞI KOKTEYLLER Zengin şarap kavıyla da dikkat çeken ve dünyanın en ünlü tatlarını barındıran Marly Brasserie & Bar’ın kokteylleri de fark oluşturuyor. Moleküler miksoloji anlayışında hazırlanan Marco Polo, Por de Sol, Serenade, El Grande, Marly ve daha birçok kokteyl lezzeti şimdiden İstanbul’un en çok konuşulanları arasında… Taze meyve suları ile hazırlanan Melancia, Pina Miel, Demeter, Luci Solari gibi alkolsüz kokteyller ise adeta birer enerji deposu!


restaurant yeni mekan 76 hotel & hi-tech

Bodrum’un en yenisi Il Riccio Bodrum Lezzet tutkunlarının en çok tercih ettiği Michelin yıldızlı Il Riccio, şimdi de Bodrum Cennet Koyu’nda…

İ

talya’nın yüzyıllardır vazgeçilmez tatil ve dinlenme beldesi olan Capri Adası’nda yer alan Capri Palace Hotel & Spa’da; lezzet tutkunlarının en çok tercih ettiği restoran olan Michelin yıldızlı Il Riccio; bu yaz D-Hotel Maris’in ardından Bodrum Cennet Koyu’nda hizmet vermeye başladı.

CENNET KOYU’NDA Açılışı üzerinden henüz kısa zaman geçmiş olsa da İl Riccio Bodrum, Cennet Koyu’ndaki muhteşem konumu ile özellikle tekne misafirlerinin lezzet limanı olmuş durumda. Mekanın, kıyı boyunca uzanan iskele ve kabanaları hariç iki adet de oldukça geniş ve uzun yüzen iskelesi mevcut. Bodrum’da Akdeniz rüzgarını insanın iliklerine kadar hissettiren Il Riccio gurme damaklar için farklı lezzet deneyimleri sunan yemeiçme menüsü ile benzersiz mimarisini, plajını ve açık havuzu birleştirince restoran ve beach club hizmetini en üst seviyeye taşıyarak bölgeye farklı bir soluk getiriyor.

MUTFAĞI ŞEF ANDREA MIGLIACCIO’YA EMANET Datça Yarımadası’ndaki D-Hotel Maris’te yer alan Il Rıccio gibi Bodrum Cennet Koyu’nda yer alan Il Riccio Bodrum da Capri

Palace Hotel & Spa’nın Executive Şefi Andrea Migliaccio’a emanet. Akdeniz mutfağı ve deniz ürünlerinin özgün reçetelerini sunarken, lezzetli ev yapımı makarnalar da ön plana çıkıyor. Aslında buna Italya’nın 3 “P”si deniyor: Pane (ekmek), Pasta (makarna) and Pesce (balık). Hiç kuşkusuz, İl Riccio bu zengin mutfağı seçkin şaraplardan ve özel kokteyllerden oluşan içecek menüsü ile de taçlandırıyor.

BALIK BÜFESİ VE TATLI ODASIYLA İDDİALI Mavi beyaz renkleri, dekoratif aksesuarları ve adını aldığı “Deniz Kestanesi”nin her karesine damga vurduğu Il Riccio’nun iki de özel bölümü bulunuyor. Biri zengin çeşitleriyle deniz ürünlerinizi seçebileceğiniz balık büfesi... Taze yakalanmış ahtapot, mürekkepbalığı, çipura, deniz kestanesi ve ıstakozlar arasında seçim yapmak güçleşiyor. Diğeriyse içeri girildiği anda insanı tatlı bir günaha davet eden “Temptation Room” yani tatlı odası. Şeflerin gözlerinizin önünde hazırladığı Klasik Napoliten tatlılar, tatlı sevmem diyenlerin bile tatmak isteyeceği kadar çekici. “Temptation Room” daki açık mutfak, şeflerin büyük titizlikle sürdürdükleri çalışmaları misafirlere adeta bir sanat gösterisi izleme şansı sunuyor.



restaurant yeni mekan 78 hotel & hi-tech

Lezzeti ve eğlencesiyle yepyeni bir adres

ON10 Karaköy A Morgans Original, lezzetleriyle İstanbul’un en gözde restoranlarından biri olmaya aday olan ON10 ile eğlence dünyasına da yeni bir soluk…

K

araköy’de bulunan 10 Karaköy A Morgans Original, yemek, müzik ve eğlence tutkunlarını günden geceye uzanan yepyeni bir konseptle tanıştırıyor. ON10, sunduğu lezzetleri ve eğlence anlayışıyla İstanbulluların yeni buluşma noktası…

DİLARA EKŞİOĞLU İMZALI Konsept yaratıcısı Dilara Ekşioğlu tarafından yaratılan On10, yemek ve eğlence için farklı mekan arayışına girmek zorunda kalmadan, gündüzden geceye On10 ayrıcalığını yaşamak isteyenleri bekliyor. 24 Ağustos tarihinde açılacak olan On10’da zaman sorunu olmadan dilerseniz sadece yemek, tatlı krizine girenler için tatlı, yemek sonrası eğlence isteyenler için zengin içecek menüsü sunuluyor. Kısacası On10 zamanını iyi geçirmek isteyenlerin ortak buluşma noktası oluyor.

MENÜLERİ RUDOLF VAN NUNEN HAZIRLIYOR Hem görsel hem lezzet anlamında dikkat çeken ve şef Rudolf Van Nunen tarafından hazırlanan menüde ise, salata çeşitlerinden Sushi&Sashimi Tabağına, balık ekmekten et ya da makarna çeşitlerine, tatlılardan alkollü ve alkolsüz içecek seçeneklerine kadar birçok alternatif bulunuyor. Karaköy’ün sıcak ve samimi ruhunu yansıtan ON10, yemek düzeninde 60 kişi, bar ve özel davetlerde 120 kişiye kadar çıkabilen, dört mevsim hizmet verecek kapasitesi, genç, dinamik ekibiyle konuklarını her gün 11:00-02:00 arası ağırlıyor. 27 Ağustos itibariyle her Perşembe Melike Konur ve her Cuma Brenda Berrin’in sahne aldığı On10’da gecenin ilerleyen saatleri DJ performansı ile devam ediyor.



restaurant şef’in gözünden 80 hotel & hi-tech

Fotoğraflar: Hakkı Günerkan

Olivier Pistre “Bir şef yemeği aşkla ve severek yapmıyorsa o yemekte lezzeti de yakalayamaz. Mutfağın dili tutkudur, tutku da ancak iletişimle kurulur.”

S

ayısız otel, sayısız yabancı şef... Bazıları çok bizden. 40 yıldır tanıyormuşçasına doğal, içten ve sıcakkanlı. Tıpkı Shangri-La’nın doğasındaki nazik ve sıcakkanlı Asya konukseverliği gibi. Tıpkı onun genç, sempatik ve içten Fransız şefi Olivier Pistre gibi… Beş yıldızlı otelin Executive Şefi Olivier Pistre çok sevimli, hareketli ve pozitif. Öyle bir enerjisi var ki, sohbet ederken bir anda kendisini mutfağın içinde bir operasyonun en can alıcı noktasında bulabiliyorsunuz. Hızlı, dinamik ve keyifli! En önemlisi, işini heyecanla ve ilk günkü tutkusuyla yapıyor… Çünkü ona göre “Mutfağın dili tutku ve tutku da ancak iletişimle kuruluyor.”


ANNE BABA KASAP OLUNCA… Olivier Pistre’nin aşçılık öyküsüyle başlıyorum, mutfaktaki yolculuğuna… Bir yandan sohbet ediyor, bir yandan olağanüstü tatlarını deneyimliyorum. Genç şefin hikayesi, ailesinin işlettiği bir kasap dükkanında başlıyor. Anne baba kasap olunca mutfak da kaçınılmaz oluyor. Anne eliyle pişirilmiş lezzetli yemekler ve işin özünde etten örülü bir dünyanın içinde peyderpey kaptırıyor kendini, lezzetin bu büyülü dünyasına… Pistre, önce kokluyor, aşçılıkla profesyonel olarak uğraşmaya başladığında kendisini her kokladığında onu anılara götüren o özel tatları… Sonra birer birer tadıyor, “Çok iyi yemek pişirirdi” dediği anne yemeklerini. Yedikçe daha bir heyecanlanıyor ve meraklanıyor… Sonra bu merakı başkalarında da yaşatmak isteğiyle profesyonel mutfak dünyası yolunda ilk adımı Fransa’da bir mutfak okuluna yazılarak atıyor.

KASAP MI MUTFAK MI, TABİİ Kİ PASTA ŞEFLİĞİ! Kasap mı mutfak mı derken, tercihini şeflikten yana kullanma kararı alan Pistre, annesi ve babası arasında geçen bir konuşmasını şöyle anımsıyor: “Beş yaşındayken annem ve babama ilk önce kasap olmak istediğimi söyledim. Sonra durdum durdum fırıncı olmak istiyorum dedim. Sonra pasta şefi sonra şef olmak istiyorum dedim. Annem ve babam ‘Bunlardan sadece bir tanesini olabilirsin’ dediklerinde ben de ‘Şef olacağım’ diyorum.” Bu kararla önce pasta eğitimleri alan Pistre, iki yıl boyunca pastanede çalıştıktan sonra iki farklı 2 Michelin yıldızlı restoranda pastacılık deneyimlerini pekiştiriyor. Olivier Pistre’nin 17 yaşına gelinceye kadar ki aile mesleğinden gelen bilgi ve tecrübelerini de katarsak, üzerine kata kata kariyerinde ilerliyor. Beş yıl boyunca pastacılık yapan Pistre için pasta yapmak yemek yapmak kadar aynı… “Ne de olsa tuzluyla başlayıp kapanışı tatlıyla yapıyorsun. Hepsi aynı yol ve tıpkı hayatın dengesi gibi” diye özetliyor, Pistre.

ÖNCE PARİS SONRA İSTANBUL… 2010 yılında Shangri-La Paris’e Executive Sous Chef olarak

geçen Olivier Pistre, beş yıl boyunca otelin 2 Michelin yıldızlı restoranında çalıştığını söylüyor. Ardından Ocak 2015 yılı itibari ile Shangri-La Bosphorus’a Executive Şef olarak başladığını anlatan Pistre, beş yıldızlı otelin restoran konseptleri ve hakim mutfaklarına ilişkin şu bilgileri paylaşıyor: “Şen Palace ve Ist Too bizim iki ayrı restoranımız. Gün boyu açık olan restoranımız, Ist Too. Orada daha çok Akdeniz, Güneydoğu Asya ve Türk mutfağından lezzetler sunuyoruz. Şen Palace Çin’in kanton lezzetlerini sunan çok özel bir restoranı. Bir de Lobi Lounge ve Le Bar’ımız da var.” Üç ayda bir menü değişimleri yaptıklarını dile getiren Pistre, yenilenen menüyle ilgili ise şunları söylüyor: “Yapmak istediğim aslında Ist Too’ya bir kimlik vermek, DNA’sını sıfırdan oluşturmak. Bunu da menüyle yapabilirsiniz. Biz bir


restaurant şef’in gözünden 82 hotel & hi-tech

Uzakdoğu markası olduğumuz için elbette bu restoranımızda o lezzetleri barındırmak zorundayız. Tayland, Çin ve Malezya’ya özgü lezzetlerin yanı sıra Türk mutfağından kebap da var. Benim yapmak istediğim menünün yarısı klasiklerden yarısı da modern lezzetlerden oluşuyor. Menünün asıl çıkış noktası, ikiye bölünmesi. Klasikler ve Ist Too’ya özel geleneksel lezzetlerin modern dokunuşlarla yeniden yorumlanması olarak düşünebiliriz.”

DOĞASINDA TUTKU VAR Çekim sırasında gözlemlediğim o ki, enerji şefin doğasında var. Öyle zoraki, işi zamanında yetiştireyim kaygısıyla da değil. Tamamen mesleğine duyduğu saygı ve de tutkuyla… Başarılı şef Pistre, “Mutfağa ve yemek yapmaya olan tutkum sayesinde bu kadar enerjiğim. İşimi çok severek yapıyorum. Yemek yaparken ki tutkum, insanlara da yansıtıyorum. Çünkü bence tutku paylaşılmalı ve bundan da etkileşim doğduğunu düşünüyorum. Sadece yemeğe odaklanmak yeterli değil, o tutkuyu paylaşarak ortaya çok daha başarılı işler çıkıyor. Tabağın sunumuna kadar kalbinizi ve kendinizi vermediğiniz sürece o yüzeysellik mutlaka misafire de yansıyor” sözleriyle de bu izlenimlerimi doğruluyor.

“MUTFAĞIN DİLİ TUTKUDUR” Tabak sunumlarının sezona ve moduna bağlı olarak sürekli değiştirdiğini söyleyen Pistre, tabakta minimalist ve modern bir çizgi benimsediğini anlatıyor. Pistre için yemekte lezzeti yakalamanın ise üç önemli kriteri var. Ürün kalitesi, kullanılan ekipmanlar kadar şefin tecrübesi ve üreticiliğinin yanında ekibiyle olan başarılı iletişimi de lezzeti yakalamada önemli bir rol oynuyor.


SANATÇI ŞEF Olivier Pistre sanatçı kimliğini lezzetleriyle olduğu kadar menü tasarımlarıyla da yansıtan bir şef. Bakması kolay, doğal, ilk bakışta dikkat çekici bir tasarımla menü dizaynını yaptıklarını anlatan Pistre, daha minimalist bir yaklaşımla restorana da yeni bir konsept ve kimlik kazandırmak istediğini söylüyor. Menünün üç ayda bir değişecek olmasına sebep olarak çiftlikten masaya lezzetler ile taşıma telaşının olduğunu ve menü tasarımında da bunun belirleyici olduğunu söylüyor. Pistre, menü dışında direkt çiftlikten masaya menüsünü her ay değiştirdiğinin de özellikle altını çizerek, bu şekilde yerli üretimi ve ürünlere de ayrıca katkı ağlamayı amaçladığını söylüyor. Ürün anlamında Türkiye’nin sahip olduğu zenginliklerden bahseden Pistre, “Tabii ki gerektiği zaman ben de ithal ürünler kullanıyorum ama neden ithal ürünleri kullanalım” diye soruyor. Menüyü üç ayda bir değiştirmesinin bunun en önemli sebebi olduğunu vurgulayan Pistre, “Yerli üreticiden lokal ürünler alıp pişirmeyi daha çok seviyorum. Türk kültürüyle bu ürünler birleştiğinde ortaya çok daha başarılı bir iş çıkıyor ve bu da herkese geçiyor” diyor.

HAYALİNDE SADECE YEMEK YAPARAK MUTLU OLMAK VAR “Bir şef yemeği aşkla ve severek yapmıyorsa o yemekte lezzeti de yakalayamazsınız” diyen Pistre, “Mutfağın dili tutkudur,

tutku da ancak iletişimle konuşulur” sözleriyle lezzete ve iyi bir yemeğe son noktasını koyuyor. Pistre’ye son olarak ileriye dönük hayallerini, yapmak istediklerini soruyorum. Hayatta sadece mutlu olmayı hayal ettiğini anlatan Pistre, yemek yaparak zaten gerçek mutluluğu elde ettiğini ve başka hiçbir şeyin özlemi içinde olmadığını sözlerine ekliyor.


restaurant etkinlik 84 hotel & hi-tech

Starbucks günün değil, an’ın kahvesine davet ediyor Starbucks artık size günün değil, ‘an’ın kahvesini ikram edecek. Çünkü bu anın –belki de- bir daha tekrarı olmayacak!

S

tarbucks, kahve tutkunlarının karşısına yepyeni bir konseptle çıktı… Dünyada nadir bulunan kahve çekirdeklerinin özel bir yöntemle kavrulup demlendiği Reserve mağaza konseptinin Türkiye’deki ilk örneğini yenilenen Nişantaşı mağazasında kahve tutkunlarıyla, Starbucks İş Birim Direktörü Tunç Tunavelli’nin sunumuyla paylaşan kahve markası, tadım menüleri kadar mağaza konseptiyle de dikkat çekti.

DÜNYANIN EN NADİR BULUNAN KAHVE ÇEKİRDEKLERİ Kahve kültürünün dünyadaki en önemli temsilcilerinden Starbucks, her geçen gün yeni bir keşifle, olağanüstü bir fincan kahve elde etmek için sanat, bilim ve yeteneği buluşturuyor. Starbucks, kahve uzmanlarının, her yıl kahve yetiştiriciliğinin yapıldığı ülkelere gerçekleştirdikleri gezilerde, 1.000’lerce kahve çekirdeği içinden keşfettikleri bir tutam leziz kahveyi, kahve tutkunlarıyla paylaşıyor. Starbucks dünyasında bu kahvelere StarbucksReserve deniyor.


Dünyada nadir bulunan kahve çekirdekleri önce Reserve kahveler için özel olarak kurulan Seattle’daki kavurma tesisinde, Starbucks’ın 44 yıllık deneyimi sonucunda ulaştığı uzmanlığı ile lezzetleri ortaya çıkartacak şekilde kavruluyor. Daha sonra Reserve’e veStarbucks’a özgü Clover makinesinin yanı sıra PourOver ve CoffeePressgibi özel yöntemlerle demlenerek, kahve severlere ikram ediliyor.

BİNLERCE RAKIMDAN FİNCANA GELEN EŞSİZ DENEYİM Her birinin kendine has ve eşsiz hikayesi olan bu çok özel kahvelerle StarbucksReserve mağazalarında tekrarı olmayan hikayeler yazılıyor. StarbucksReserve kahvelerinin arkasında çekirdekten fincana kadar uzanan çok zengin bir hikâye var. En özel kahve çekirdeklerini elde etmek için 30’dan fazla ülkedeki çiftçilerle birlikte çalışan Starbucks, nadir bulunan kahve çekirdeklerini seçiyor. Starbucks, bu kahvelerin nasıl kavrulacağını özenli bir çalışmayla belirliyor. Yalnızca bu kahveleri kavurmak için, Washington Seattle’da StarbucksReserve Kavurma ve Tadım Salonu adında, benzeri olmayan bir tesis bulunuyor. Starbucks, yarım asra yaklaşan tecrübesiyle en kaliteli çekirdekleri elde ederken, her bir kahveye özel demleme yöntemi kullanıyor. Sadece Starbucks’ta kahvenin lezzetini

ortaya çıkaran, nüansları göz önüne seren, her fincanda lezzet katan ‘tek fincanlık demleme yöntemi’ Clover uygulanıyor. Clover kahvenin tadının da kokusu kadar iyi olması gerektiğinden yola çıkılarak geliştirilmiş; bugün tüm dünyada sadece Starbucks mağazalarında sunulan bir demleme yöntemi olarak Reserve kahvelerinin tatlarının en yoğun ve mükemmel şekilde deneyimlenmesini sağlıyor. İlk olarak, “Colombia Tolima” ve “East Tiımor Ermera” StarbucksReserve Nişantaşı’nda ilk olarak kahve severlere; kavrulmuş ceviz ve kakao çekirdeği lezzetinin hissedildiği Starbucks Reserve Colombia Tolima ile limonsu ve çiçeksi lezzetler, hafif biberimsi baharat aromalarının ağır bastığı Starbucks Reserve East Tımor Ermera kahveleri sunulacak. Ancak bu kahveler limitli miktarda olduğu için kahveseverlerin ellerini çabuk tutması gerekiyor, zira her iki çeşitten de sadece 500’er bardak demlenebilecek kadar mevcut.


restaurant etkinlik 86 hotel & hi-tech

Fransız tatlıları Ekim’de İstanbullularla buluşacak Artisanal patisserie ve fırıncılık kültürünün Türkiye ve Fransa’daki önemli markaları ve lezzetleri 10 Ekim’de Fransız Sarayı’nda İstanbullular ile buluşacak.

F

ransa Başkonsolosluğu ve Hybrid işbirliğiyle düzenlenen, Fransa’nın dünyaca ünlü tatlı & patisserie kültürünün Türkiye’deki profesyonel temsilcileri ve bu kültürün sevenleriyle buluşacağı ‘Journée Pâtisserie et Boulangerie’, 10 Ekim’de Fransız Sarayı’nın tarihi ve büyüleyici ortamında gerçekleşecek.

DİL VE TAT NE OLURSA OLSUN… Yemek kültürlerinin, kullandıkları dil ve tat ne olursa olsun insanları buluşturduğu fikrinden yola çıkan ve her iki ülkenin tatlı, patisserie ve fırıncılık kültürünü tanıtarak misafirlerine leziz bir deneyim yaşatmayı amaçlayan ‘Journée Pâtisserie et Boulangerie’, uluslararası niteliği ve görselliği ile de sektörde fark yaratan bir etkinlik olacak. Fransa Başkonsolosu’nun yanı sıra Fransız ve Türk bürokratların da katılacağı, pazarın önde gelen tedarikçilerini tanıma, iş ilişkisi geliştirme ve network yaratma fırsatı da sunan ‘Journée Pâtisserie et Boulangerie’de, Fransa’nın rafine ve artisanal ‘pâtisserie’ lezzetlerine bunlarla eşleştirilen kahveler, çaylar, kokteyller, müzik ve bol keyif eşlik edecek.

FRANSIZ TATLILARINI TANIMAK İÇİN FIRSAT Fransa’nın dünyaca ünlü tatlı ve patisserie kültürünün Türkiye’deki profesyonel temsilcileri ve bu kültürün sevenleriyle buluşacağı ilk ve tek gün olması açısından oldukça önemli olan ‘Journée Pâtisserie et Boulangerie’de, Fransız kültürünü ve eşsiz güzellikteki pastane ve fırıncılık ürünlerini yakından tanımak ve deneyimlemek isteyenler bir araya gelecek.



restaurant etkinlik 88 hotel & hi-tech

Dünyaca ünlü şefler Gastromasa’da buluşacak Türkiye’deki gastronomi profesyonellerinin ilk ulusal konferansı Gastromasa, 14 Kasım Cumartesi günü Radisson Blu Şişli Otel’de dünyanın önemli gastronomi profesyonellerini ağırlayacak.

S

ergi Arola ve diğer dünyaca ünlü süpriz şefleri, sektörün önde gelen firmalarını ve Vedat Başaran’ın moderatörlüğünde yerli, yabancı yatırımcıları aynı platformda buluşturan Gastromasa, 1. Ulusal Gastromasa Konferansı’nı 14 Kasım Cumartesi günü Radisson Blu Şişli’de gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Yurt içinden ve yurt dışından katılacak değerli şeflerin bilgi birikimleri ve tecrübelerini Türkiye’nin farklı destinasyonlarından gelecek gastronomi profesyonelleriyle paylaşacağı 1. Ulusal Gastromasa Konferansı, tüm gün sürecek oturumlarla 500 profesyonel, 40’a yakın firma ve ana sponsorların katılımıyla gerçekleşecek ve Türk gastronomisi için büyük katkı sağlayacak.

İNOVATİF TARİFLER, ÜRÜNLER SUNULACAK Sektörün nabzını tutacak konferans boyunca ‘Türkiye Coğrafyasına Ait Geleneksel Ürünler’ temalı fotoğraf sergisi ve Türkiye’nin önde gelen 20 şefinin “İnovatif Türk Şefler” bölümünde konferansa özel hazırlayacağı inovatif tarifler sergilenecek. Oturumlar devam ederken katılımcı firmalar bünyelerinde bulunan en yeni ve inovatif ürünleri tanıtma imkanı bulacak. Yerli, yabancı basının da katılım göstereceği bu organizasyon, yeme içme sektöründe ön plana çıkmak, farkındalık yaratmak, hedef kitle ile doğrudan bir bağ kurmak isteyen katılımcılar için önemli bir fırsat oluşturacak.

MICHELIN YILDIZLI ŞEF İSTANBUL’DA Dünyanın birçok yerinden sektöre yön veren şefin katılacağı konferansın ön plana çıkan konuşmacılarından biri iki Michelin yıldızlı İspanyol şef Sergi Arola olacak. ‘Yenilikçi İspanyol mutfağı’ konusunda bir marka haline gelen Arola, farklı kültürlerin mutfakları arasında bağ kurmaya verdiği önemle Türkiye ile İspanya arasında bir köprü kuruyor.

Barselona’da başladığı kariyerinde hızlıca yükselen Arola, İspanya’nın üç Michelin yıldızlı efsane restoranı elBulli’nin kurucu şefi Ferrán Adrià ve füzyon mutfağının öncülerinden sayılan ünlü Fransız şef Pierre Gagnaire gibi isimlerle çalışma fırsatı bulmuştur. Geçtiğimiz yıl Raffles İstanbul Zorlu Center’in içerisinde hizmete sunduğu Arola Restaurant ile Türk misafirlerini ağırlamaya başlayan Arola, 1. Ulusal Gastromasa Konferansı’nda mutfak deneyimlerini paylaşacak.



restaurant gastro özel çekim 90 hotel & hi-tech

H

ilton Kozyatağı’nda yemek yemek bir ayrıcalık, onu damaklardaki ‘son tatla’ taçlandırmak ise bambaşka bir ayrıcalık… Hani amiyane bir tanımla, kızgın kumlardan serin sulara atlar gibi… Ya da ne bileyim, mutluluğun damaklara yayılırken ki son yolculuğu gibi bir şey... Benim gibi bir tatlı müptelasıysanız, bu sözcükler az bile, yetmez ve daha söylenecek çok şey var!

Fotoğraflar: Hakkı Günerkan

“tatlı sırlar”

Renkli ve keyifli görüntüleriyle olduğu kadar isimleriyle de dikkat çeken o özel tatlar bu sayımızın lezzet konukları oldu. 1988 yılında başladığı ve tutkunu olduğu aşçılık mesleğine pek çok restoran, beş yıldızlı otel ve pastane sığdıran Executive Sous Chef Fatih Açıkca ve ekibinin sunumları eşliğinde ve onlara hayat veren en özel hikayeleri ile…

BİR BALERİN KADAR NARİN VE KIRILGAN; PAVLOVA Bu tatlıların her birinin çok özel bir hikayesi var. Mesela Pavlova; Zamanının en önemli balerinlerinden biri sayılan Anna Matveyevna Pavlova, 1926 yılında Yeni Zelanda ve Avustralya turnesine çıkar. Bu ziyaret Yeni Zelanda’da ‘yılın olayı’ sayılır. Rivayete göre, “Dans etmiyor, adeta uçuyor… ” denilen


Pavlova’nın şerefine kaldığı otelin şefi bir tatlı hazırlamak ister. Balerinin bembeyaz tütüsünden etkilenen şef, bir balerin kadar hafif, kırılgan, narin bir tatlı yapmaya karar verir. Tütünün ana şeklini, tatlının ‘Fransız Bezesi’ne benzeyen tabanı oluşturur. Üzerindeki krem şanti katmanı ise tütünün üzerini kaplayan ince kumaşı temsil eder. İlk yapılan ‘Pavlova’da süslemede kullanılan kiwiler ise Anna’nın giydiği tütünün üzerindeki yeşil gül yapraklarıdır. Tatlı o kadar çok beğenilir ki, hem Yeni Zelanda’da hem Avustralya’da özellikle Paskalya gibi önemli zamanlarda kurulan kutlama sofralarında yerini alır. Hem Yeni Zelanda’nın hem Avustralya’nın milli tatlısı kabul edilir.

PRENSLERE LAYIK; SACHER Yıl 1832. Günlerden bir gün Avusturyalı Prens Wenzel von Metternich bir davet veriyor ve mutfağında çalışanlardan, çok güzel, değişik bir pasta yapmalarını ve

Hilton Kozyatağı Executive Sous Chef Fatih Açıkca


restaurant gastro özel çekim 92 hotel & hi-tech

SACHER

kesinlikle onu mahcup etmemelerini ister. Aşçıbaşının hasta olması, bu ziyafete hazırlanan mutfaktakileri yeteri kadar tedirgin etmişken, ekstradan gelen bu istek karşısında ne yapacaklarını şaşırırler. Henüz mutfaktaki öğrenciliğinin 2. yılını bile doldurmamış olan genç aşçı adayı Franz Sacher, prensin misafirlerine öyle bir pasta hazırlar ki, o pasta o günkü misafirleri ve o günden sonra da tüm dünyayı etkiler. Genç Sacher, pastasının üzerinde uzun süre çalışır ve çeşitli denemelerden sonra sonunda o sırada meşhur Demer

Pastanesi’nde staj yapmakta olan oğlu Eduard Sacher’e pastanın orijinal reçetesini teslim eder. Eduard pastayı öncelikle orada yapıp satar. 1876 yılında ise, Viyana’da kendi aile adını taşıyan Otel Sacher’i hizmete açar ve o günden itibaren Sachertorte burada satılmaya devam eder.

ÇİKOLATA TUTKUNUNUN RÜYASI; ÇİKOLATA FİNCANINDA ESPRESSO PARFE “Pastacı kendini bir sanatkar olarak görmeli. Damak tadı


ÇİKOLATA FİNCANINDA ESPRESSO PARFE

PAVLOVA

tüm lezzetleri ayırt etmeli. Picasso gibi olmalı: Hayatı gökkuşağı gibi renkli görmeli. Beethoven gibi ince olmalı; Mozart gibi ruhunu katmalı... Kısacası sanat dolu olmalı. Pasta zevkle yenir; yemeğin finalidir; lezzet ve görüntü olarak son dokunuştur.” Bu söz beni her zaman yeni tatlar denemeye ve bazı tatları birleştirmeye teşvik etmiştir. İtalyanların en sevdiği tatlı ile Fransızların en sevdiği parfe tatlısının birleşimini görüyoruz bu tatlıda. Fransız köşe kafelerinde; keyif saatlerinde kahve yanında tatlı yemek gelenektir. Bende burada kahve tutkunu insanların çikolata tutkusunu birleştirmek istedim. Tamamen kalıpsız el ile yapılmış çikolatadan bir fincan içerisinde espresso parfe yanında küp şekere benzeyen truffle çikolata... Tam bir çikolata tutkununun rüyası…

“PASTACILIK 1 ORTA BOY SOĞAN 1 ORTA BOY PATATESE BENZEMEZ” Gelelim, pasta ustasının tatlıya dair deneyimlerine, ipuçlarına ve tutkuyla bağlandığı o renkli dünyasına… Son 10 15 yıldır pastacılıkta büyük bir değişim yaşandığını anlatan Açıkca,”Bundan önce lezzetleri ön planda iken şimdi tatlı ve pastaların şekli, görseli, figürleri ön planda. Misal, kremanın yerini şeker hamuru ve kişilerin kendi figürleri aldı” diyor. Ve Açıkca pastacıları mimarlıktan gelen butik pastacılar ve diğerleri olarak ikiye ayırıyor, açıkça… Fatih Açıkca’yla sohbet ederken anlıyorum ki, tatlıyı tatlı yapan ustanın el becerisi, deneyimleri ve reçetesi kadar ürün yapmaktaki sabrı, yetenek ve özverisi de… “Sıcak mutfaklardaki gibi 1 orta boy soğan 1 orta boy patatese benzemez. Ayrıntılı gramajlı uzun uzun reçeteleri vardır. Her şefin aynı üründen farklı reçeteleri olabilir” diyen pasta şefi püf noktalarını ise şöyle sıralıyor: “Ürünün gramajına dikkat etmek, malzemeyi tanımak, hangi işlemden

sonra ne sonuç vereceğini bilmek gerekir. Örneğin vanilya mutfakta birçok formda bulunabilir. Şekerli vanilin, çubuk vanilya, vanilya ractı, kristal vanilya hepsinin kullanım yeri ve miktarı farklıdır tanımak gerekir. Malzeme seçimi iki yönden önemlidir hem yenilecek malzeme hem de el aletleri malzemeleri. Pastacılık bir bakıma inşaat işçisi gibi sıvama sıyırma, bir bakıma mimar gibi çizim düzgün kesim, bir bakıma sanatçı gibi boyama, heykeltraş gibi şekil verme sanatıdır. Bu özelliklerin hepsi birleşince gerçek lezzeti oluşturur.”

ONLARINKİSİ, İNCE İŞÇİLİK, KİMYAGERLİK Hilton Kozyatağı’nda tatlıyı insanları mutlu etmek için bir ilaç gibi gördüklerini anlatan Açıkca’ya göre pastacılık bir manada kimyagerlik… Çünkü işin içinde ısı dereceleri, şeker yanmaları, kabarmalar, maya aktivasyonları, ortam ısısı, kullanım dereceleri, jelleşme, kabuk tutmalar ve hepsinin bir sebep-sonuç ilişkisi var… Açıkca, tatlı hazırlamanın inceliklerine dair şöyle bir bakış yansıtıyor: “Tatlı hazırlamanın incelikleri; sabırlı olmak, özverili olmak, malzemeyi iyi tanımak ve ne sonuç ortaya çıkaracağını iyi bilmektir. Çünkü pastacılık bir anlamda kimyagerliktir. Isı dereceleri, şeker yanmaları, kabarmalar, maya aktivasyonları, ortam ısısı, kullanım dereceleri, jelleşme, kabuk tutmalar hepsinin bir sebep ve sonuç ilişkisi vardır. Reaksiyonlar büyük önem taşır ve bu da tecrübe ile doğru orantılıdır. Bunlara örnek vermek gerekirse portakal jeli veya liçi ile hazırlanan bir tatlı ya da kivi jölesi hazırlıyorsunuz, kivi, liçi, portakal, greyfurt içinde bulunan bir madde jelatinin aktivasyonunu keser ve jelleşme işlemi gerçekleşmez. Bunu ya moleküler gastronomi okuyanlar ya da tecrübe etmiş olanlar bilebilir. Bu yüzden pastacılık ince işçiliktir.”


restaurant gastro güncel 94 hotel & hi-tech

“AVRUPA’NIN TADINA BAK” KAMPANYASI HAKKINDA

Avrupa etini herkes tadacak Avrupa pazarına yılda 330 bin ton et ihracatı yapan Polonya, “Avrupa'nın tadına bak” kampanyasıyla Türkiye pazarına yönelik hedef büyüttü. Kampanyayla dana etinin Türkiye’de popülerleştirilmesi hedefleniyor.

3

Türkiye’de düzenlenen, taze, soğutulmuş veya dondurulmuş dana etinin ve onların temelinde üretilen ürünlerin teşvik edilmesi amacı olan, “Avrupa’nın tadına bak” adlı tanıtım- bilgilendirme kampanyasıdır. Kampanyanın organizatörleri, Avrupa etinin yüksek kalitesi, sıkı hijyen standartları ve üretim güvenliği gibi onları ayırt eden özellikleri baz alarak işbirliği geliştirme platformu oluşturmak ve Avrupa ürünlerinin olumlu imajını güçlendirmek istemektedir. 2015-2017 yılları arasında planlanan etkinlikler ticaret grubu ve kanaat önderleri için faaliyetleri kapsamaktadır.

-6 Eylül tarihleri arasında CNR Expo’da gerçekleşen WorldFood Fuarı’nın ilk gününde “Avrupa’nın tadına bak” kampanyası bilgilendirme toplantısı yapıldı. Avrupa’nın dana eti ve onunla yapılan ürünlerin pazarını genişletmek, kapsamlı bilgilendirme ve eğitim faaliyetleri sağlayarak Avrupa etinin olumlu imajını oluşturmak hedefleriyle başlatılan kampanyanın ilk günkü lansmanına COGECA Temsilcisi Jerry Wierzbicki, Polonya Et Derneği Başkanı Katarzyna Oponowicz ve Şef Marcin Budynek katıldı.


WIERZBICKI: “TÜRKİYE BİZİM İÇİN ÖNEMLİ BİR PAZAR” Bilgilendirme toplantısında bir konuşma yapan COGECA Temsilcisi Jerry Wierzbicki, Avrupa’daki et tüketimine değinerek, “Avrupa dana eti pazarı çok etkin, çok rağbet gören bir pazar. Türkiye Avrupa için çok önemli bir pazar. Fakat eskiden çok daha iyiydi. Eylül 2010’da ihracat yükselmeye başladı. Ayda 30 bin tondan fazlaydı. Ocak 2013’de ihracatımız gümrük vergilerinin artmasıyla beraber düştü. Son yıllarda ise yine yükseldi. Bunu olumlu bir işaret olarak görüyoruz” dedi. Türkiye pazarının avantajlarına yönelik açıklamalarda

POLSKIE MIESO HAKKINDA Polonya Et Derneği, et endüstrisi işletmelerine adanmış Polonya’daki en büyük ve en eski bir kurumdur. Kuruluş, 20 yılı aşkın bir süredir yaklaşık 60 büyük ve orta ölçekli et tesisi ile et endüstrisi için çalışan şirketleri bir araya getirmektedir. Polonya Et Derneği’nin misyonu, Polonya’da konsolidasyon ve et endüstrisinde kapsamlı gelişim için, yasal, örgütsel ve ekonomik koşulları oluşturmak ve dünya piyasalarında Polonya ürünlerinin profesyonel tanıtımını yapmaktır.

bulunan Wierzbicki, “Türkiye, çok hızlı sevkiyat yapabildiğimiz bir pazar. Her türlü et çeşidini gönderebiliyoruz. Aynı zamanda taze ürün de gönderebiliyoruz” dedi.

“VERGİLER DÜŞERSE İHRACATIMIZ DA ARTAR” Polonya’nın Türkiye pazarıyla ilgili büyük hedefleri olduğunu ifade eden Wierzbicki, “Bizim bu pazara yönelik büyük hedeflerimiz var. Fakat gümrük vergilerinin yüksek olması sebebiyle bunu gerçekleştiremiyoruz. Polonya’nın yıllık et ihracatı 330 bin ton. Gümrük vergileri düşerse seve seve Türkiye pazarına 330 bin tonun üzerinde ihracat yapmak isteriz” dedi.

2017’DE I PACK FUARI’NDA İlk ayağı İstanbul WorldFood Fuarı olan “Avrupa etinin tadına bak” kampanyası etkinlikleri 2016 yılında Türk heyetinin Polonya’da seçilen üretim tesisini ziyareti ile devam edecek. Kampanya, 2017 yılında I PACK / İstanbul Uluslararası Ambalaj Paketleme ve Gıda İşletmeleri Fuarı’nda da tanıtım çalışmalarını sürdürecek.


restaurant gastro güncel 96 hotel & hi-tech

Kubilay Özerkan “Coğrafi İşaretli Ürünler tüm topluma ulaşmalı” Metro Türkiye’nin 3 yılda 60 coğrafi işaretli ürünle, 12 bin 400 üreticiye sahip çıktığını ifade eden Metro Toptancı Market Türkiye Genel Müdürü Kubilay Özerkan, “Biz Coğrafi İşaretli Ürünlerin tüm topluma ulaşması gerektiğine inanıyoruz. Bu sadece Metro’nun değil tüm Türkiye’nin üzerinde durması gereken bir konu” diye konuştu.

2

5. yılında 19 ilde 32 mağaza ile hizmet veren Metro Toptancı Market, Türkiye’nin yerel lezzetlerini kayıt altına almak amacıyla yürüttüğü Coğrafi İşaretli Ürünler Projesi’nin 3. yıl verilerini ve gelecek hedeflerini 2 Eylül Salı günü Feriye Lokantası’nda düzenlediği bir basın toplantısıyla duyurdu. Toplantıda bir konuşma yapan Metro Toptancı Market Türkiye Genel Müdürü Kubilay Özerkan, 26 ülkede coğrafi işaret almış ürün sayısının 1.260, Türkiye’de ise coğrafi işaret alabilecek potansiyel ürün sayısının 2.500 olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Bu proje, bir yandan biyoçeşitliliği korurken diğer yandan kırsal kalkınmaya destek veriyor. Biz coğrafi işaretli ürünleri tanıtmayı, üreticilerimiz ve ülkemizle birlikte büyümeyi hedefledik. Böylece gerçek ürünleri, gerçek lezzetleri toplumla buluşturuyoruz; hem ürünler, hem üreticiler hem de Türkiye kazanıyor. Bu bakış açısıyla, iş yapış şeklimizde ‘O (sıfır) kilometre yaklaşımını benimsedik. Ürünü yerinde alıp yerinde satıyoruz. Böylelikle Metro ile üretici arasındaki aracılar azaldı, üretici daha çok kazanmaya başladı. Aynı zamanda kırsal kalkınma ve sürdürülebilir tarıma da destek veriyoruz. Geleneksel ürünlerimizin sonraki nesillere aktarılmak üzere korunmasını sağlıyoruz. Ürünler artık daha uzun süre raflarda kalıyor, gıda atığı ve kaybı azalıyor. Enerji, iş gücü, su ve toprak korunuyor. Bu sayede karbon ayak izimiz de küçülüyor.”

“3 YILDA 60 TEDARİKÇİ VE 12.400 ÜRETİCİYE ULAŞTIK” Coğrafi İşaretli Ürünler Projesi ile 3 yılda 60 tedarikçi

ve 12.400 üreticiye ulaştıklarını kaydeden Özerkan, “Metro’dan önce alıcı bulamadığı için tarlalarını satmak ve satamadığı ürünleri çöpe atmak zorunda kalan yerel üreticiler, Metro ile birlikte GLOBAL G.A.P. standartlarında üretime geçti. Böylece kendi topraklarını daha verimli hale getirerek, ürünlerinden daha fazla hasat almaya başladı. Örneğin; dünyada selenyum miktarı Metro Toptancı Market Türkiye Genel Müdürü Kubilay Özerkan açısından en zengin sarımsak türü Taşköprü’de üretiliyor. Ancak buradaki üreticide Çin sarımsağının daha verimli olduğuna dair yanlış bir algı oluşmuştu. Biz bunu kırdık. Üreticilere, Taşköprü sarımsağını uygun koşullarda ekmeleri halinde çok daha fazla verim alabileceklerini öğrettik. Ve bu eğitimler sayesinde artık tohumu doğru şekilde ekiyor, doğru zamanda hasat ediyorlar. 10 sene önce 50 bin ton olan rekolte, 2014 yılına gelindiğinde 12 bin tona kadar gerilemişti. 2015 yılı rakamlarına bakıldığında, verdiğimiz eğitimlerle rekoltenin yüzde elli oranında artarak 18 bin tona ulaştığını görüyoruz. 6 bin tonluk artış üreticinin cebine 14 milyon 800 bin TL olarak yansıdı. Biz Coğrafi İşaretli Ürünlerin tüm topluma ulaşması gerektiğine inanıyoruz. Bu sadece Metro’nun değil tüm Türkiye’nin üzerinde durması gereken bir konu. 1900’lede rokfor peynirini Coğrafi İşaretli Ürün olarak kayıt altına alan Fransa’da bugün konuyla ilgili 250 birim görev alıyor. Avrupa’da coğrafi işaretli ürünler %30 ila %200 oranında katma değerle satılıyor. ” diye konuştu.



restaurant gastro güncel 98 hotel & hi-tech

Salat hedef büyüttü tedariğe değil, yatırıma odaklanacak Salat, yeni ürün ve yatırımları ile 2016 yılında pazarın en çok tercih edilen markası olmak istiyor. Bunge tarafından 3,5-4 milyon TL’ye satın alınarak büyük bir değişime uğrayan markanın hedefinde Türkiye ile birlikte Ortadoğu pazarı da var…

1

960’lı yıllardan bu yana tüm Türkiye’de ayçiçek yağı denince akla gelen ilk marka olan Salat, 2013 yılında gıda sektörünün küresel lideri Bunge tarafından 3,5-4 milyon TL’ye satın alınması ile başlayan değişim ve büyüme stratejisinde emin adımlarla ilerliyor. Tüketiciye yönelik çalışmalarla daha çok sahada görünür olmayı hedeflediklerini belirten Satış ve Pazarlama Direktörü Erman Erol, yeni ürünleri ile hem Türkiye’de hem de yakın pazarlarda etkili olacaklarının sinyallerini veriyor. Türkiye’de

tedarikçi olmaktan ziyade, Türkiye’ye yatırım yapacaklarının altını çizen Erol, Türkiye potansiyeline inandıklarını ve sektöre öncülük yapmaya hazır olduklarını söyledi.

HEDEFİNDE ORTADOĞU VAR Modern bitkisel yağ üretim tesislerinde Ayçiçek, Mısır ve Kanola yağı çeşitleriyle yeniden üretime başlayan Salat, öncelikli ihracat lokasyonu olarak, doğal hinterlandı olan komşu ülkeler ve Ortadoğu pazarını belirledi. 2014 yılında yüzde 1 pazar payına sahip olan olduğunu belirten Erman Erol, markanın istikrarlı büyümesi sonucu bu oranın şu an yüzde 5’e ulaştığını ve yılsonu hedeflerinin bu oranı yüzde 7’ye çıkarmak olduğunu söyledi.

EROL: “YERLİ TOHUM ÜRETİMİYLE İTHALAT AZALTILABİLİR” 2014 yılında 500-550 milyon ton olarak gerçekleşen dünya yağlı tohumlar üretiminden Türkiye’nin sadece 2.75 milyon ton civarı bir pay alabildiğini belirten Erol yaptığı açıklamada: “Bu üretimden 1.25 milyon ton civarı, 2014 yılında ayçiçek tohumu olarak üretildi. İhtiyacın geri kalan kısmı ise Karadeniz havzasındaki ülkelerden ithalat ile kapatıldı. Ayçiçek kategorisinde 2015 yılında ev dışı ve hane tüketimi artış gösterirken, arz miktarı 2014 yılının altında gerçekleşebilir. Bu da ithalatın artması anlamına gelir. Bu noktada yağlı tohum üretimi desteklenerek yerli üretimi artırmak hem 4 milyar dolarlık ithalat miktarını azaltmaya hem de atıl duran tohum işleme kapasitelerinin aktif hale getirilmesine yardımcı olur. Öte yandan sanayicinin en büyük sorunlarının dış piyasa ve döviz kurlarına bağımlılığın haricinde tağşiş ve yüksek gümrük vergileri dolayısıyla haksız rekabetin yüksek düzeyde olmasıdır” dedi.



restaurant gastro aktüel 100 hotel & hi-tech

İnoksan’ın kulağı sizde İnoksan,

müşteri memnuniyeti ve sadakat artışını sağlamak ve müşterileriyle iletişimi tek bir merkezden sürekli ve düzenli bir hale getirmek için, sektörün ilk profesyonel Çağrı Merkezi’ni devreye aldı. Haftanın 7 günü 08.00-20.00 saatleri arasında hizmet veren İnoksan Çağrı Merkezi, mevcut ve potansiyel müşterilere özel çözüm önerileri sunuyor. İnoksan Satış A.Ş. Genel Müdürü Esra Altay Batkın, “İnoksan, müşteri memnuniyetiyle yükselen bir şirket. Bunun için yetkin ve geniş bir servis ağı kurduk, sektördeki en iyi iş ortaklarıyla çalıştık. Şimdi bunu bir adım daha ileriye taşıdık, sektörümüzün ilk profesyonel Çağrı Merkezi’ni devreye aldık. Artık mevcut ve olası müşterilerimizle iletişimi tek bir merkezden yöneteceğiz. Bu sayede müşterilerimizin memnuniyeti ve İnoksan’a duydukları sadakat de yükselecek” dedi.

Bocuse d’Or’dan Türkiye Milli Seçmelerine davet Bocuse d’Or Milli Organizasyon Komitesi tarafından seçilen 4 adayın, belirlenen temalar altında gün boyu kıyasıya yarışarak hünerlerini sergileyeceği Bocuse d’Or Türkiye Milli Seçmeleri, 27 Kasım’da İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek. Uluslararası alanda gastronomideki son trendleri takip eden, profesyonel şefler arasında network kurarak, fikir ve deneyimlerin paylaşılmasını amaçlayan Bocuse d’Or’un Türkiye Milli Seçmeleri’ne ünlü şef Rudolf Van Nunen başkanlık edecek.

‘Anadolu’dan Lezzetler’ kitabı rafIarda

Türkiye’nin önde gelen un üreticisi ve ihracatçısı Erişler Gıda ve ünlü şef Eyüp Kemal Sevinç’in birlikte hazırladığı ‘Anadolu’dan Lezzetler’ unlu yemek tarifleri kitabı Eylül ayında raflardaki yerini aldı. Türkiye’nin her bölgesinden yerel lezzetlerin yer aldığı unlu yemekler tarifi kitabında tamamı resimli 37 farklı tarif yer alıyor. Çorbadan tatlıya, ana yemeklerden atıştırmalıklara birbirinden eşsiz lezzetleri yemek tutkunları ile buluşturmayı hedefleyen kitapta Türkiye’nin unlu yöresel yemekleri bir araya getirildi. Anadolu’dan Lezzetler kitabı, Eriş Un ürünleri alanlara ücretsiz verilecek.

Burger tutkunları Ekim’de Karaköy’de buluşacak Dünya’nın 1 numaralı mayonezi Hellmann’s, yeme-içme ve

eğlence tutkunlarını yepyeni bir festivalde buluşturmaya hazırlanıyor. Bu yıl ilki 2-4 Ekim 2015 tarihlerinde, İstanbul’un yeni cazibe merkezi Karaköy’de gerçekleşecek Hellmann’s BurgerFest ile bölge üç gün boyunca burger tutkunlarının lezzet üssü olacak. Hellmann’s BurgerFest, burger tutkunlarına yüzlerce farklı çeşit burgeri birbirinden özel soslarla deneyimleme imkanı sağlarken, Karaköy’deki mekanlar ise özel burger menülerini, indirimler, hediyeler ve sürpriz etkinlikler eşliğinde sunacak.


Down Sendromlu gençler bul Bomonti Otel ve diplomalarını aldı Hilton Istan u gençlerin hayata katılmasına Konferans Merkezi’nin Down sendroml eklerini hazırlamalarına ve mutfak becerilerini geliştirerek kendi yiyec esi ilk mezunlarını destek olmak amacıyla başlattığı mutfak atöly yıl boyunca devam eden verdi. Down Sendromu Derneği işbirliğiyle bir yedi kişilik bir ekip, atölyede, Down sendromlu gençlerden oluşan deki şef ekibinden otelin Executive Chef’i Yannis Manikis önderliğin mutfak becerileri eğitim aldı. Atölyeyi tamamlayan gençler, hem belgesi ile yiyecekm katılı rı dıkla kazandı, hem de almaya hak kazan tu. kavuş içecek sektöründe iş bulma imkanına

Marriott Şişli’den gurme burger ve sandviçler İstanbul

Marriott Hotel Şişli, konsept restoranı The Dish Room’da, Ağustos ve Eylül aylarında, şehrin en iddialı burger ve sandviç menüsünü misafirlerine sunuyor. İstanbul Marriott Hotel Şişli’nin ödüllü şefleri tarafından, tüm dünya mutfaklarının harmanı ve yılların ustalığıyla oluşturulmuş, on özel reçeteyle hazırlanan nefis burger ve sandviçler, yalnızca kolay bir atıştırmalık arayanlara değil, heyecan verici bir gastronomik deneyim yaşamak isteyenlere de hitap ediyor. Beş burger ve beş sandviç çeşidinin yer aldığı menüde, ayrıca ana yemeğin eşlikçisi olarak sarımsaklı, maydanozlu patates kızartması, ev yapımı tatlı patates kızartması ve parmak patates seçenekleri de tercihe göre sunuluyor.

Metro Türkiye 5 Stevie ödülü kazandı Metro Toptancı Market Türkiye, dünyanın en başarılı kurumlarını ödüllendiren The Stevie Awards 2015 (Uluslararası İş Ödülleri) organizasyonunda 4 farklı dalda 2 altın ve 3 bronz olmak üzere toplam 5 ödüle layık görüldü. Metro Toptancı Market Türkiye Genel Müdürü Kubilay Özerkan, “Metro olarak hem iş ortaklarımıza hem de toplamda Türkiye ekonomisine katkı sağlamak için çözüm odaklı ve yaratıcı projelere imza atıyoruz. Bu projelerimizin, dünyanın en itibarlı ödül platformlarından birinde onurlandırılmasından büyük mutluluk duyuyoruz. Elde ettiğimiz bu uluslararası başarıda Metro Türkiye Ailesi’nin olduğu kadar iş ortaklarımızın katkısı da yadsınamaz” diye konuştu.

ŞefIerden yeni Knorr Chef’s Bulyon’a tam not

Geleneksel lezzetiyle her iki mutfaktan birine giren Knorr, portföyünde bulunan Knorr, Knorr 1-2-3 ve Sofrabaşı bulyon çeşitlerinin formüllerini yenilerken, ürün ailesini Chef’s Bulyon ile tamamladı. Knorr’un yeni ürünü Chef’s Bulyon şeflerden de tam not aldı. Unilever Food Solutions tarafından ev dışı tüketim pazarına sunulan Knoor Bulyon Ailesi, diğer malzemelerle uyum sağlaması için, yemeğin tadını bastırmayacak şekilde tekrar yorumlandı. Knorr bulyon ‘Şeflerin 1 numaralı tercihi’ olmak yönündeki iddiasını yeniliklerle pekiştirirken, Knorr 1-2-3 için verim arayan şeflerin ihtiyaçlarına odaklanıldı. Tamamen yepyeni bir imaja kavuşan Sofrabaşı ise ‘bütçeye önem veren şefler için Knorr güvencesiyle bulyon’ sloganıyla pazara sunuldu.


restaurant gastro aktüel 102 hotel & hi-tech

Backhaus artık sahada

En yenilikçi fırın Backhaus, 10. Yılında 10. Şubesini Türk Telekom Arena Stadyumu Doğu Alt Tribünü’nde açtı. Backhaus, köfte ekmek, sandviç gibi futbolun vazgeçilmez lezzetlerinin yanı sıra ağızda kolay dağılan ve muhteşem badem tadı bırakan Backhaus Acıbadem ve tatlının en yumuşak hali Backhaus Muffin çeşitleri ile futbol severlerin heyecanına ortak oluyor. Her maça özel hazırlanan anı kurabiyesi ile maç coşkusunu taraftarlarla paylaşıyor. Ferahlamak isteyenleri ise şubede sıkılan, taptaze Backhaus Limonatası bekliyor. Backhaus ürünlerinin kalitesinin, çeşitliliğinin ve eşsiz lezzetlerinin arkasında Almanya’da Backhaus’a destek veren 100’den fazla kişiden oluşan AR-GE ekibi ve dünyaca ünlü şefler bulunuyor.

İtalyan Rivierası’na özgü en özel lezzetler Da Mario’da İstanbul’un en iyi

İtalyan restoranlarından biri olan Da Mario, İtalya’nın yerel lezzetlerini misafirlerine sunmaya devam ediyor. İtalya’nın Liguria bölgesine özel birbirinden lezzetli yemekleri Ağustos sonuna kadar sunacak olan Da Mario, hem et hem de deniz ürünü severleri mest edecek. Öğle yemeği ve akşam yemeklerinin en çok tercih edilen restoranı olan Da Mario, Etiler ve Kalamış’taki şubeleriyle misafirlerine hizmet vermeye devam ediyor. Da Mario, menüsündeki klasik ve bölgesel lezzetlerin yanı sıra zengin şarap menüsü ile de göz dolduruyor ve gerçek İtalyan lezzetli tutkunlarının vazgeçilmez durağı oluyor.

momondo’dan lezzet durakları rehberi

Türkiye’de, aradığı lezzeti bulmak için uzak diyarlara yolculuk etmeyi, farklı lezzetler tatmak için yerküreyi bir uçtan diğerine kat etmeyi göze alan turistlerin sayısı giderek artıyor. Online seyahat arama sitesi momondo, damak tadına düşkün olanlar için dünyanın dört bir yanındaki lezzet duraklarını bir araya getiren bir rehber hazırladı. Gurmelerin mutlaka ziyaret etmesi gereken şehirler ve tüyolar arasında Hanoi, Vietnam’ın sokak lezzetleri de var, Tokyo’nun sıra dışı yiyecekleri, Paris’in tatlı krizi, New York’un yiyecek festivalleri de…

Efsina’dan Türkiye’nin ilk folik asitli deniz tuzu Tuz sektörünün inovatif markası Efsina, Türkiye’de bir ilke imza atarak Folik Asitli Deniz Tuzu üretti. Folikasit içeren yeni ürün, kadınların, çocukların ve özellikle de hamilelerin günlük folikasit ihtiyacını karşılama konusunda destek olacak bir ürün olarak sektörde fark oluşturuyor. İnsan hayatında önemli bir yere sahip olan folik asitin tavsiye edilen günlük tüketim miktarı yetişkinlerde 400 mcg, hamilelerde 600 mcg olarak gösteriliyor. Vücudun günlük olarak ihtiyaç duyduğu folik asit, doktor önerisi doğrultusunda, besin takviyeleri ile alınabileceği gibi Efsina’nın yeni ürünü olan Folik Asitli Deniz Tuzu’ndan da alınabilir.


Sultanahmet Köftecisi’nden dev t durağı Tarihi Sultanahmet anlaşma İstanbul’un asırlık lezze nda’da yaklaşık 60 şubeyi

Köftecisi; İngiltere, Almanya ve Holla am imkanı sağlayacak kapsayan, yüzlerce Türk’e yurt dışında istihd master franchising anlaşmalarına imza attı. elerden Sorumlu Yönetim Sultanahmet Köftecisi’nin Yurt Dışı Şubeleşm ilk dükkanların açılacağı Kurulu Üyesi Mert Tezçakın, “Üç ülkede de tim Kurulu Başkanımız binalar bulundu. Bu operasyonu yürüten Yöne Timur Tezçakın, Sinan Mehmet Tezçakın ile patronlar Murat Koçyiğit, onaylarının ardından Tezçakın ve Genel Müdürümüz Burak Duman’ın ’da üç ülkede de ilk 2016 k. naca bu binalarda tefriş çalışmalarına başla açılış çalışmalarına lerin şube dükkanlar açılmış olacak. Ardından diğer

başlanacak” dedi.

Raffles İstanbul, birinci yaşını kutluyor 1 Eylül 2014 tarihinde kapılarını

açan Raffles İstanbul Zorlu Center, birinci yılını İstanbullularla birlikte, birbirinden özel etkinliklerle kutluyor. Raffles İstanbul Zorlu Center bünyesindeki Arola Restaurant’ın Katalan şefi Omar Mosquera Mallen, otelin birinci yılına özel bir tadım menüsü hazırladı. 14 Eylül-3 Ekim tarihleri arasında Arola Restaurant’a gelen misafirler, a la carte menünün yanı sıra, muhteşem lezzetlerden oluşan bu tadım menüsünü de sipariş verme fırsatı bulacaklar. 21 Eylül-03 Ekim tarihleri arasında Long Bar’da yılın en popüler kokteyllerini hazırlayacak olan John Collingwood, Raffles İstanbul’un birinci yılını misafirleri ile birlikte kutlayacak. Misafirler, Lavinia Lounge’da, 14 Eylül-30 Ekim tarihleri arasında yeni çay saati menüsünün tadına varabilecekler.

Rational’den ‘Altın Kampanya’

Bambaşka bir meyve suyu deneyimi Dünya’nın en ünlü meyve suyu

markalarından Zumosol’ün %100 taze sıkma ananas suyu, enfes lezzeti ve serinleten etkisiyle vazgeçilmeziniz olacak. Tamamen doğal, hiçbir katkı maddesi içermeyen, taze sıkma ananas suyunda herhangi bir koruyucu, katkı maddesi, tatlandırıcı, şeker ya da ürünü sulandıracak maddeler bulunmuyor. Güçlü antioksidan etkisi ile bilinen ve yağ yakımını hızlandıran ananasın %100 taze sıkma suyunu kahvaltılarınızda, ara öğünlerinizde, ferahlamak istediğiniz anlarda keyifle tüketebilirsiniz.

Rational Türkiye, sektörde yeni bir kampanyaya imza attı. Rational Türkiye ‘Altın Kampanya’sı ile Almanya tarafından pilot ülke olarak seçilerek bir ilke imza atıyor. Bu kampanya ile Rational kullanmak isteyen potansiyel müşteriler, Rational kullanan müşterilerin mutfaklarını ziyaret edip, onlardan cihaz deneyimlerini öğrenebiliyorlar. Kampanyanın en büyük özelliği, Rational ailesinin giderek büyüdüğünü ve bağın arttığını paylaşmak…


restaurant marka 104 hotel & hi-tech

ThyssenKrupp Materials, Türkiye’de Paslanmaz çelik ürünler, endüstriyel malzemeler ve ham maddelerin dağıtımı ile lojistik hizmetlerinin önde gelen kuruluşlarından ThyssenKrupp Materials International, ThyssenKrupp Materials Turkey adıyla Türkiye’de…

T

ürkiye’de 20 yıllık deneyimi bulunan paslanmaz çeliğin lider markası, Türkiye’deki atılımları ile birçok sektöre paslanmaz çelik ürünlerin tedarik edilmesi ve servis hizmetlerinin verilmesi konusunda hizmetlerini yeni hedeflerle sürdürecek. Dünya genelinde 30 bin çalışanı bulunan ThyssenKrupp Materials International, cirosunu 13.7 milyar Euro şeklinde açıklarken, 2014 yılı cirosu 55 milyon Euro olarak belirtilen ThyssenKrupp Materials Turkey de cirosunu 3 yıl içinde iki katına çıkarmanın hesaplarını yapıyor.

“MALZEME TEDARİK MERKEZİ” GELİYOR ThyssenKrupp Materials Turkey, ürün portföyü içinde yer alan; tüm paslanmaz çelik kalitelerinde, standart veya özel ölçülerde levha ve ruloları, farklı üretim standartlarında dikişli, dikişsiz borular ile kutu ve dikdörtgen profilleri, özel talepler doğrultusunda hem Avrupa’nın birçok ülkesindeki üretim tesislerinden hem de dünyanın önde gelen üreticilerden tedarik edilerek müşterilerinin hizmetine sunuluyor. ThyssenKrupp Materials Turkey, ihtiyaca göre levha ya da rulo halindeki malzemelere mevcut servis merkezinde ilave yüzey işlemleri de uygulayarak her sektöre uygun çözümler üretiyor. Yıllık 27 bin ton ürün satışı gerçekleştiren kuruluş, yakın gelecekte tüm sanayi kollarının ihtiyaç duyduğu alüminyum,

karbon çelik ve endüstriyel plastikler gibi diğer ürün gruplarında da müşterilerine özel çözümler sunacak bir “Malzeme Tedarik Merkezi” oluşturmayı da hedefliyor.

150 BİN FARKLI ÜRÜNLE HIZLI TEDARİK ThyssenKrupp Materials Turkey, ülkemizde otomotivden gemi inşa sektörüne, endüstriyel mutfak sanayiinden zücaciyeye kadar birçok sektöre ürün tedariği sağlıyor. Gündelik hayatta kullanılan birçok üründe imzası bulunan ThyssenKrupp Materials Turkey’in en önemli farkını ise hızlı tedarik hizmeti oluşturuyor. Dünyanın birçok ülkesindeki şubeleri ile ThyssenKrupp Materials International’ın küresel gücünü kullanan kuruluşun, geniş ürün ve hizmet çeşitliliği hemen her türlü malzemeyi kapsıyor. ThyssenKrupp Materials International’ın sadece Almanya’daki tesislerinde bulunan stoklarında 150 bin farklı ürün yer alıyor. İleri seviyede gelişmiş depo, lojistik ve bilgi lojistiği sistemleri; tüm şubelerin mümkün olan en düşük stok seviyeleri ile müşterilerine en hızlı teslimat hizmetini vermelerini sağlıyor. ThyssenKrupp Materials Turkey, bu sayede ister tek parçalık ve bir defaya mahsus olsun ister birkaç milyon gibi yüksek adetlerdeki müşteri ihtiyaçlarında, ürünleri tam zamanında ve tam istenilen ölçülerde müşterilerine ulaştırıyor.



restaurant dekorasyon 106 hotel & hi-tech

Türkiye’nin ilk ve tek ev konseptli özel yolcu salonunda Mudo Concept imzası Bodrum “primeclass” Lounge’da TAV’ın sunduğu ayrıcalıklı seyahat deneyimi Mudo Concept’in tasarımıyla buluştu.

T

AV İşletme Hizmetleri ve Mudo Concept, Türkiye’nin dünyaca ünlü turizm merkezlerine bağlantı sağlayan Milas-Bodrum Havalimanı’nda yer alan “primeclass” Lounge’da özel bir proje gerçekleştirdi. TAV İşletme Hizmetleri’nin iç hatlar terminalinde hizmete açtığı özel yolcu salonunun mimari projesi ve dekorasyonunu Mudo Concept üstlendi. “Bodrum evi” konseptiyle dizayn edilen 220 metrekarelik özel yolcu salonunda aynı anda 75 kişiyi ağırlanabiliyor.

EV SICAKLIĞINDA ‘PRIMECLASS’ LOUNGE TAV İşletme Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Zeynep Kaptan “Özel yolcu salonu işletmeciliğindeki bilgi birikimi ve deneyimimizi, yurt içi ve yurt dışına taşımaya devam ediyoruz. Ege-Akdeniz havzasının en önemli turizm destinasyonlarının bağlantı merkezi olan Milas-Bodrum Havalimanı’nda açtığımız ev sıcaklığındaki ‘primeclass’ Lounge’da yolcularımıza seyahat öncesi ayrıcalıklı bir seyahat deneyimi sunuyoruz. Mudo Concept ile gerçekleştirdiğimiz bu işbirliğinin portföyümüzde özel bir yeri var. Misafirlerimizin gösterdiği ilgiden mutluluk duyuyoruz ve işbirliğimizi yeni projelerde de sürdürmeyi umuyoruz” dedi.

TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK EV KONSEPTLİ ÖZEL YOLCU SALONU Mudo Concept Genel Müdürü Tarkan Özkan “Mudo Concept olarak, ev dekorasyon sektöründeki vizyoner bakış açımız ile ilklere imza atmanın mutluluğunu yaşıyoruz. ‘Bodrum’un Kalesi Mudo Concept’ sloganı ile bu yaz başında Bodrum’daki dokuzuncu mağazamız, Türkiye’deki üçüncü en büyük mobilya mağazamız olan Plaza Mudo Concept’in açılışını gerçekleştirdik. Bodrum tutkunları, mağazamıza çok iyi geri dönüşler veriyor, yeni mağazamızın açılışının yanı sıra TAV ile birlikte gerçekleştirdiğimiz bu proje ile Bodrum tutkunlarına, dekorasyon anlamında ilham verecek bir lokasyon daha sunduğumuzu düşünüyorum. TAV il, Türkiye’nin ilk ve tek ev konseptli özel yolcu salonu “primeclass” Lounge’u tasarlayarak, yenilikçi projelerimizin ilkini hayata geçirdik, önümüzdeki dönemde de işbirlikteliklerimizin farklı projeler ile devam edeceğine inanıyorum” dedi.


Nature Massage ile masaj keyfi ayrıcalığı Yatak sektörünün teknoloji öncüsü yatak uzmanı İşbir Yatak, masaj özelliğine sahip yatağı Nature Massage ile uykuyu keyfe ve sağlığa dönüştürüyor.

Y

atak sektörünün teknoloji öncüsü yatak uzmanı İşbir Yatak, masaj özelliğine sahip yatağı Nature Massage ile artık Pazartesileri bile uyanmak isteyeceksiniz. Nature Massage, boyun, sırt, bel ve kalça bölgelerine masaj yapabiliyor. Programlanabilir titreşimli masaj sistemi ile uykuya dalmadan günün tüm yorgunluğunun ve stresinin atılmasını sağlıyor. İki adet titreşimli motoru ve buna bağlı kumanda sistemi ile 8 noktadan etkili masaj imkanı sağlayan Nature Massage’ın kumandasında ayrıca zaman ayarı

bulunuyor. Böylece güne gözlerini masajla açabiliyor ve gün boyunca masajla uyanmanın keyfini çıkarabiliyorsunuz.

UYURKEN GELEN SAĞLIK Açık hücreli viscoelastik malzemeden üretilen Nature Massage’ın kılıfı da soya lifleri kullanılarak üretiliyor. Doğal soya özünün bilenen faydaları eşliğinde uyurken aynı zamanda viscoelastik yapısı sayesinde vücudunuza olan basıncın azalmasına ve sağlıklı kan dolaşımının gerçekleşmesine yardımcı oluyor.


restaurant otel - tech 108 hotel & hi-tech

TP-LINK’in ‘Tavan Lambası’ Görünümlü Yeni Erişim Noktası TP-LINK, kurumlara yönelik kurulumu ve yönetimi çok basit olan EAP serisi erişim noktalarının yeni modelini duyurdu. Çift kanallı EAP220 model ürün; otel, restoran, alışveriş merkezi, okul gibi internete çok sayıda ve farklı kişinin bağlandığı işletmeler için ideal bir ağ çözümü sunuyor.


D

ünya kablosuz ağ (WLAN) pazarının lideri TP-LINK, kurumlara yönelik çözümlerde de iddialı. Kurumsal ürün portföyünü sürekli geliştiren şirket, geçtiğimiz yıl satışa sunduğu ve kurulum ve yönetim kolaylığı ile dikkat çeken EAP serisi erişim noktalarının (access point) yeni üyesini de satışa sunacağını duyurdu. EAP220 model erişim noktası, diğer modeller gibi çok sayıda farklı kişinin kablosuz ağa bağlandığı başta oteller olmak üzere restoran, alışveriş merkezleri, okul, hastane gibi işletmeler için ideal ağ çözümü.

ÇİFT KANAL DESTEKLİ Önceki EAP modellerinden farklı olarak çift kanal (dualband) desteği olan ürün, 600 Mbps kablosuz hıza sahip bir erişim noktası. Bu sayede hem çok hızlı, hem de çift kanal sayesinde ağ trafiğini rahatlatarak, yavaşlamaları engelleyen bir çözüm olan EAP220, basit bir şekilde tavana ya da duvara monte edilebiliyor; tavan lambası görünümü ile her tür dekorasyona uyum sağlıyor. Özellikle otellerdeki yoğun ağ trafiği için ideal olan bu çözüm, şık görünümü ile de her tür otel dekorasyonuna uyum sağlayabiliyor. Birden fazla erişim noktasını tek bir bilgisayardan yönetebilen yazılımı ile rakiplerinden ayrışan ürün, işletmelere kullanım ve yönetim açısından olağanüstü rahatlık sağlıyor. Sadece yönetim kolaylığı ile bile tercih edilebilecek olan ürün, ayrıca pek çok güçlü ve önemli özellikle donatılmış. Yüksek ağ yoğunluğunu destekleyen ürün aynı zamanda Misafir Ağ Yönetimi (Captive Portal), otomatik RF yönetimi gibi zengin uygulamalarla işletmelere avantaj sağlıyor.

ÜCRETSİZ YÖNETİM YAZILIMI Elektrik prizi olmayan noktalara da monte edilebilmesi için PoE (Power over Ethernet) desteği olan EAP220, bu sayede her yere monte edilebiliyor. Bilgi İşlem Birimi ya da Yönetmeni olmayan küçük ya da orta ölçekli işletmelerin de rahatlıkla kullanabileceği bir ağ çözümü olan ürün, tek bir bilgisayardan yüzlerce erişim noktasını kontrol etmeyi sağlayan ücretsiz bir yönetim yazılımı ile birlikte sunuluyor. Bu yazılım sayesinde tüm cihazlar yapılandırılabiliyor, gerçek zamanlı izleme, ağ trafiği, toplu güncelleme, grafik analizi gibi uygulamalar tek bir bilgisayardan ve topluca yapılabiliyor.

TP-LINK HAKKINDA 1996 yılında kurulan TP-LINK, bugün 23 binin üzerinde çalışanı ile ağ (network) ürünleri konusunda üretim yapan küresel bir şirkettir. 38 denizaşırı ülke ofisi ve distribütörlükleriyle 120’den fazla ülkede satış yapan şirketin, dünya genelinde yüz milyonlarca kullanıcısı bulunuyor. Modem, Router, IP Kamera, Powerline Adaptörler, Print Serverlar, Medya Çeviriciler ve Ağ Adaptörleri ürün gruplarında, güçlü AR-GE, efektif üretim ve katı kalite politikası ile ödüller kazanan ürünler sunmaya devam etmektedir. Tüm ürünlerini kendi fabrikalarında A’dan Z’ye üreten şirket, her yıl cirosunun yüzde 8’inden fazlasını Ar-Ge’ye ayırmaktadır. IDC verilerine göre kablosuz ağ (WLAN) pazarında dünya lideri olan şirket, 2014 yılında cirosunu 2 milyar doların üzerine çıkarmıştır.

GÜVENİLİR AĞ TP-LINK EAP220, çok sayıda ve farklı kişilerin kablosuz ağa bağlanması gereken iş yerlerinde Misafir Ağı Yönetimi (Captive Portal - kısıtlı portal) uygulaması ile güvenli bir ağ oluşturuyor. WPA/WPA2-kurumsal şifreleme ve 801.1X dahil kurumsal Wi-Fi güvenlik desteklerine sahip olan ürün, bunlara ek olarak Multi-SSID, kablosuz izolasyon, MAC filtreleme ve Rogue AP algılama özellikleri ile ağ tehditlerini en alt düzeye indiriyor. Bu uygulama ile ağ yöneticisi, misafir olarak ağa bağlanacakların kullanıcı adı ya da şifre girme gibi giriş koşullarını önceden basitçe belirleyebiliyor. Böylece kablosuz ağa misafir olarak bağlanacak kişiler için pratik bir kimlik doğrulama sağlanıyor.


restaurant otel - tech 110 hotel & hi-tech

RateGain Protel işbirliğiyle Türkiye pazarında Konaklama ve seyahat sektörü için bulut tabanlı çözümler üreten bol ödüllü teknoloji şirketi RateGain, Protel işbirliğiyle Türkiye pazarına girdi. RateGain’in online kanal yönetimi sayesinde oteller, tek bir panel üzerinden doluluk oranlarını görüp, rezervasyonlarını yönetebilecekler...

O

tel ve restoranlar için 26 yıldır Türkiye’de çözüm önerileri sunan Protel, yeni işbirliklerine imza atmaya devam ediyor. Konaklama ve seyahat sektörü için bulut tabanlı çözümler üreten bol ödüllü teknoloji şirketi RateGain, Protel işbirliğiyle Türkiye pazarına girdi. RateGain ile Protel arasında yapılan işbirliği gerçekleştirilen toplantı ile açıklandı. Turizm sektörünün önemli isimlerinin bir araya geldiği toplantıda, RateGain’in sektöre getirdiği yenilikler ve sunmuş olduğu çözümler anlatıldı. Oteller, online seyahat acentaları, havayolu şirketleri, araç kiralama şirketleri, yolcu gemileri ve tur operatörleri olmak üzere dünya çapında 12.000 müşterisine hizmet veren RateGain; elektronik dağıtım, fiyat optimizasyonu ve fiyatlama zekası çözümleri sunuyor.

OTEL GELİRLERİ ARTACAK RateGain’in online kanal yönetimi sayesinde oteller; çok sayıda dağıtım kanalını tek bir panel üzerinden yönetebiliyor, rakip otellerin tüm oda tiplerini de eşleştirerek doğru fiyatlama yapabiliyor. Bu sayede doluluk oranlarını görerek doğru fiyatlama ve rakip analizleri yaparak otel gelirlerinin arttırılması hedefleniyor.

Protel A.Ş. Genel Müdürü Murat Sıcakkanlı

Konuya ilişkin olarak konuşan Protel Genel Müdürü Murat Sıcakkanlı, “Türkiye turizm pazarı için her zaman güncel ve dünya çapında çözümler sunmaya ve yeni işbirliklerini Türkiye pazarıyla buluşturmaya devam ediyoruz. RateGain ile birlikte de oteller, çok daha kolay ve ulaşılabilir bir sisteme kavuşmuş olacaklar. Bu sayede otel doluluk oranlarını tek kanaldan yöneterek, daha doğru ve hızlı bir fiyatlama yapabilecekler. Protel olarak geliştirdiğimiz çözümlerin turizm sektörüne büyük katkısının olacağını düşünüyoruz.” dedi.



restaurant otel - tech 112 hotel & hi-tech

Aldağ’dan yeni ürün İklim Sihirbazı

Nasıl Çalışıyor? Climate Wizard;indirect (dolaylı) evaporatif soğutma esasına göre çalışan bir soğutucudur. Temel çalışma şekli,doğrudan tahrikli fan-motor grubu sayesinde dış ortamdaki sıcak havanın cihaz içerisine çekilerek bir dizin ıslak ve kuru ısı-değiştiricilerden geçirilmesiyle çalışır. Böylece havanın soğutulması doğal buharlaşma (evaporasyon) ile sağlanmış olunur.Hava soğutulurken, sıcak ve nemli hava ayrıştırılır ve dışarıya tahliye edilir, bu nemli havanın iç ortama (bina içerisine) girmesi engellenmiş olunur.

Aşağıdaki şemada Climate Wizard’ın nasıl çalıştığı göstermektedir: Tahliye edilen sıcak ve nemli hava

Sıcak dış ortam havası

Tedarik edilen kuru ve soğuk hava

Bu Şekilde Çalışıyor. Bu yaklaşımla baktığımızda geleneksel evaporatif soğutma ile benzerlik göstermektedir.Cünkü herhangi sentetik malzeme ve soğutucu akışkan içermemekte, ve sadece su kullanılarak tedarik edilen serin havanın iç ortamda dolaşımı sağlanır. Climate Wizard’ın devrim yaratan yeni teknolojisi ile ultra yüksek verimli çapraz akışlı ısı-değiştiricisi sayesinde onu benzerlerinden farklı kılmaktadır. Climate Wizard tarafından tedarik edilen soğuk hava dış ortamın ciğ nokta sıcaklığına yaklaşan soğutma derecesiyle, soğutucu akışkan ihtiva eden geleneksel sistemlerle eşdeğer soğutma yapabilmektedir. İç mahale üflenen hava soğutulmuş olup,nemden de arındırılmıştır.İç mahale giren soğuk hava ortamı serinlettikten sonra dışarıya (atmosfere) mekanik veya doğal yolla tahliye edilir.

l Isı-değiştiricisinin iç kısmı boyunca kuru ve ıslak oluklar (kanallar) mevcuttur. l İlave ek nem kazancı olmadan havanın tamamı, kuru oluklarda geçer. l Bir kısım hava ıslak oluklar boyunca geçer, bu arada nem ve ısı kazancı oluşur cünkü oluklar (kanallar) devamlı olarak su ile ıslatılmış ve doymuştur. Daha sonra bu nemli ve sıcak hava cihaz dışına tahliye edilir. l Kuru ve ıslak oluklar (kanallar) arasında membranlar boyunca nem geçişi (transferi) olmaz, yalnızca Isı geçişi (transferi) yapılır. l Nem kazancı olmadan, bu yolla kuru olukların devamlı olarak soğutulması sağlanır. Böylece kuru ve soğuk havanın bina (iç ortam) içerisine geçmesi sağlanır.


Psikometrik Tablosu 101.3kPa Barometre Basıncına göre Psikometrik tablo üzerindeki renkli çizgiler ise, sıcak bir çalışma gününe ait Climate Wizard ile direkt (doğrudan) evaporatif soğutma arasındaki verim karşılaştırılmasıdır.

l Evaporatif Soğutma (Direct) l Climate Wizard (Indirect)

Montaj Tipleri Climate Wizard çeşitli yapılandırmalarda (konfigürasyonlar) ve uygulama alanlarında kullanılabilir. Sırasıyla ,aşağıda belirtilmiştir:

Tek Başına Climate Wizard ile Soğutma;

Climate Wizard,tek başına soğutma sağlamak için kullanılır.

Taze Hava AHU ile Soğutma;

Climate Wizard,bir klima santrali ile birlikte kullanıldığında ek soğutma sağlamak için kullanılır.

AHU Karışım Havasının Soğutulması ;

Climate Wizard,bir klima santrali önüne kurularak, taze havanın soğutulmasını sağlamak için kullanılır.


restaurant otel - tech 114 hotel & hi-tech

Geleceğin asansör teknolojilerine Kone imzası Asansör ve yürüyen merdiven sektöründe dünyanın lider firmalarından biri olan Kone, dünyanın birçok büyük şehrindeki yüksek binalara UltraRope asansör kaldırma teknolojisi ile çok özel çözümler getiriyor.

Y

üksek binalarda en önemli konulardan biri, konforlu ve güvenli asansörler… Binalar her geçen gün daha da yükseğe ulaşırken, büyük asansör firmaları da yüksek teknolojiler üretiyor. Asansör ve yürüyen merdiven sektöründe dünyanın lider firmalarından biri olan Kone, yeni UltraRope asansör kaldırma teknolojisi ile yüksek binalar için yeni bir çığır açıyor. Bu teknoloji sayesinde şimdi 1 km yüksekliğe çıkabilen asansörler ve dolayısıyla binalar yapılması mümkün hale geliyor.

DÜNYANIN EN YÜKSEK BİNASINDA ULTRAROPE TEKNOLOJİSİ Bugün modern ve büyük dünya şehirlerinin siluetlerini oluşturan devasa gökdelenler varlıklarını büyük oranda gelişen asansör teknolojisine borçlu. Aynı şekilde yüzlerce metre yükseklikteki katlara asansörlerle ulaşabilme imkanı olmasaydı şehirlerin de kalabalık nüfusları barındırabilmesi mümkün olmayacaktı. 1910 yılında Finlandiya’da kurulan ve dünyada olduğu gibi ülkemizde de asansör pazarının zirvesinde

yer alan Kone, dünyanın birçok büyük şehrindeki yüksek binalara UltraRope asansör kaldırma teknolojisi ile çok özel çözümler getiriyor. Bugün dünyanın en yüksek binası konumunda bulunan Kingdom Tower’da da kullanılan UltraRope teknolojisi, mevcut limitlerin iki katına çıkarak binalarda 1 kilometrelik yolculuk yüksekliğine ulaşıyor.

DAHA HAFİF VE GÜÇLÜ Kone’nin UltraRope teknolojisi, geleceğini asansörlerinden çarpıcı örnekler sunuyor. Karbon elyafı (karbon fiber) ile benzersiz bir yüksek sürtünme kaplamasından oluşan KONE UltraRope, hafifliğiyle dikkat çekiyor. Bu sayede çok katlı binalardaki asansör enerji tüketimi önemli ölçüde azaltılabiliyor. Halat ağırlığındaki azalma, asansör hareket halindeyken halatlar, dengeleme halatları, karşı ağırlık, kabin ve yolcu yükü gibi kütleleri taşıyan asansörde de etkileyici bir fark yaratıyor. Halatların, kütleleri taşıyan asansörün toplam ağırlığındaki önemli etkisi sebebiyle, Kone UltraRope’un faydaları, yolculuk mesafesi büyüdükçe katlanarak artıyor. Oldukça güçlü olan Kone UltraRope, yıpranma ve aşınmaya karşı da ekstra dayanıklılık gösteriyor. Kullanım ömrü ise klasik çelik halatların en az iki katı olarak ifade ediliyor. Özel kaplaması nedeniyle bakım sırasında yağlanması gerekmediğinden çevrenin korunmasına da katkı sağlanmış oluyor. Kone Türkiye Genel Müdürü Haldun Ulusoy “UltraRope asansör kaldırma teknolojimiz, yüksek binalar için asansör sanayisinde devrim gerçekleştiren bir yenilik. Bu teknoloji, günümüz asansör kaldırma teknolojilerinin oldukça ilerisinde” diyor.



restaurant otel - tech 116 hotel & hi-tech

CVK Park Bosphorus’tan yeni nesil enerji teknolojileri Kojenerasyon Teknolojisi’ni kullanan Park Bosphorus Hotel, sistemin Türkiye’deki sayılı kullanıcılarından biri olarak, enerji verimliliği ve tasarrufta sınır tanımıyor…

T

arihten aldığı kültürel mirası ve lüksün rahatlığını birleştirdiği dokusu ile İstanbul’un keyfini çıkarmak isteyenlerin adresi Park Bosphorus Hotel, yeni nesil enerji verimliliği uygulaması olan kojenerasyon teknolojisiyle, oteldeki enerji verimliliğini üst seviyeye getirip enerji tasarrufu sağlıyor.

KESİNTİSİZ VE KALİTELİ ELEKTRİK Tek kaynaktan elektrik, ısıtma ve soğutma olmak üzere değişik formlarda enerji elde edip, toplamda yüzde 90’a varan yüksek enerji verimliliğine ulaşan, çevreye duyarlı bir

teknoloji olan kojenerasyon; otelin enerji gerektiren tüm alanlarında elektriği tüketildiği yerde ürettiği için iletim ve dağıtım hatlarında oluşan kayıpları ortadan kaldırıp kesintisiz ve kaliteli elektrik sağlıyor.

ENERJİYİ BAĞIMSIZLAŞTIRAN SİSTEM İhtiyaç duyulan enerjinin istenen zaman ve miktarda üretilmesine izin veren ve beraberinde enerji bağımsızlığını getiren kojenerasyon uygulamaları, Park Bosphorus Hotel’in sürdürülebilir enerji konusundaki hassasiyetini ve çevreye duyarlılığını bir kez daha ortaya koyuyor.



restaurant otel - tech 118 hotel & hi-tech

Otel çözümlerinde yepyeni bir deneyim Legrand ve Bticino… Legrand ve Bticino otel çözümleri misafirlerin konforunu arttırırken, otel işletmesini ve yönetimini kolaylaştıran en iyi çözümleri sunuyor. Entegre bir sistem olan Otel Odası Otomasyonu ile her şey tek bir merkezden yönetilebiliyor.

L

egrand ve Bticino, otel odası çözümleri ile otel yönetim işlerini kolaylaştıran ve otelde konaklayan misafirlerin konforunu arttıran yepyeni bir deneyim sunuyor. Legrand Oda Kontrol Ünitesi ile misafirlere farklı senaryolar sunarken bina yönetim sistemlerine (BMS) ve otel yönetim sistemlerine (PMS) adapte edilebilen entegre çözümleri ile de verimliliğe katkı sağlıyor.

LEGRAND ODA KONTROL SİSTEMLERİ Odanın giriş, çalışma alanı, oturma alanı ve yatak odasında kullanılabilen oda kontrol ünitesi, misafirlerin rahatlığı için gerekli her şeyi düşünüyor. İhtiyaca uygun olarak ortamı aydınlatan üniteler, okuma senaryosu, TV senaryosu, uyku modu senaryosu ve günün belirli saatlerinde devreye giren astronomik fonksiyon ile tasarruf sağlıyor. Oda kontrol ünitesi, havalandırma, priz, aydınlatma, perde ve iklimlendirme kontrolleri ile her ihtiyaca çözüm sunarken otel odalarını akıllı bir ortama dönüştürüyor. Bina otomasyonu ile otel yönetim otomasyonu arasında arayüz görevi gören Legrand oda kontrol ünitesi, odanın durumunu izlerken, misafirlerin isteğine göre gerekli adaptasyon ve senaryoların gerçekleşmesine imkan vererek, daha yüksek seviyede kalite ve konfor sunmanızı sağlıyor.

BTİCİNO IP SENARYO MODÜLÜ Bticino’nun sunduğu entegre çözümler bina yönetiminde genel giderler ve yönetim giderleri üzerinde tasarruf sağlıyor. Odanın kontrol merkezi olan Bticino IP senaryo modülü her oda için farklı senaryolar oluşturarak, otel odalarını akıllı bir ortama dönüştürüyor. Ortak alanlar ve odalar için, gerçek zamanlı görüntüleme ve kontrol olanağı sunan IP senaryo modülü sayesinde, her bir odanın içindeki ısıtma, aydınlatma, havalandırma ve perde kontrolleri resepsiyondan görüntülenebiliyor.


Web’de Tablet’de ve Cebinizdeyiz! Online dergi adresimiz

http://www.hotelrestaurantmagazine.com/online-dergi

Akıllı telefon uygulamalarımız için barkodu okutunuz.


restaurant fuar 120 hotel & hi-tech

SIHTE 2015 için geriye sayım başladı Saudi International Hotel Tech Fuarı SIHTE için geri sayım başladı. Hill Mice tarafından düzenlenen fuar, 30 Kasım - 2 Aralık 2015 tarihlerinde Riyad’da gerçekleşecek.

O

tel ve konaklama endüstrilerine odaklanan Suudi Arabistan Uluslararası Otel Teknolojileri Fuarı HotelTech Expo 2015 30 Kasım - 2 Aralık 2015 tarihlerinde Riyad’da düzenleniyor. Organizatör firma Hill Mice’den alınan Bilal Al Barmawi bilgilere göre, fuar Hill MICE Fuar Organizasyonu Genel Müdürü otelcilik sektöründeki gelişmelere ışık tutmak, kraliyet ve uluslararası düzeydeki ziyaretçiler, katılımcı firmalar, sponsorlar ve sektörle ilgili bütün dikey iş kollarındaki ileri teknolojileri ve ekipmanların üreticisi ve kullanıcılarını bir araya getirmek amacını güdüyor.

BULUŞMA NOKTASI SIHTE 2015, Saudi International Hotel Technologies Expo,

konaklama endüstrisindeki ticarî ve sınaî faaliyetlerle ilgili tarafların birbirleriyle buluşmaları için kendi alanında bir ilk olarak görülüyor. Suudi Arabistan bu alandaki çok hareketli ve çok kârlı pazarlardan biri olarak biliniyor. Ülkenin batı bölgelerinde son yıllarda otelcilik endüstrisinde müthiş bir büyüme gözlemleniyor. Buna paralel olarak konaklama sektörü ürünlerinde, sponsorlarında ve fuar organizasyonlarında da ciddî bir artış yaşanıyor. SIHTE’nin, bölgedeki ve dünya ölçeğindeki otel ve konaklama sanayiindeki fırsatları, gelişmeleri, ihtiyaçları, en son teknolojik gelişmeleri yansıtan önemli bir buluşma olması bekleniyor.

HILL MICE DÜZENLİYOR Fuarın organizasyonunun üstlenen organizatör firma Hill Mice, profesyonel ekiplerce yönetiliyor ve Riyad’daki önde gelen fuar etkinliklerinin düzenleyicisi bir girişim olarak tanınıyor. Fuar ile ilgilenenler Hill Mice’nin uluslararası pazarlama koordinatörü Gazala Arshia ile temas kurabilirler: Mail: gazala@hillmice.com - Mobile: +966.503695733



restaurant fuar 122 hotel & hi-tech

Dünyanın ev dışı tüketimi

EDT EXPO’da buluşacak Türkiye’de 16 milyar Euro pazar büyüklüğüne ulaşan Ev Dışı Tüketim ürünleri sektörü 23-26 Mart 2016 tarihleri arasında dördüncü kez buluşmaya hazırlanıyor.

T

üketim alışkanlıklarının değişmesi ve ev dışında vakit geçirilen mekanların ulaşılabilirliğinin artmasıyla birlikte Türkiye’de 16 milyar Euro pazar büyüklüğüne ulaşan Ev Dışı Tüketim ürünleri sektörü CNR EXPO Yeşilköy’de, kendi ihtisas fuarında dördüncü kez buluşuyor. ETÜDER (Ev Dışı Tüketim Tedarikçileri Derneği) ve CNR Holding kuruluşu ITF Fuarcılık’ın sektörün temsiliyetinin daha iyi sağlanması, bu sayede daha da büyümesi ve hedefleri doğrultusunda bir platform oluşturmak yönündeki ortak vizyonun ürünü olan “EDT EXPO Ev Dışı Tüketim – Gıda Ürünleri, Sarf Malzemeleri, Ekipmanları, Üreticileri ve Tedarikçileri Fuarı”’ 23-26 Mart 2016 tarihleri arasında CNR Expo Yeşilköy’de düzenlenecek.

CİRO HEDEFİ, 17 MİLYAR EURO Ev dışında vakit geçirilen mekanların gıda, temizlik, hijyen ve sarf malzemeleri ihtiyacını karşılamaya yönelik hizmet veren ve Türkiye’nin 2023 vizyonu çerçevesinde kendi doğal dinamikleri ile büyümesini sürdüren Ev Dışı Tüketim sektörünün fuarın da katkılarıyla 2016 yılında 17 milyar Euro büyüklüğe ulaşması bekleniyor.

gelen otellerinin ünlü mutfak şeflerinin yer aldığı ‘Osmanlı Mutfağı Yarışması’, ‘Pasta, Tatlı Çikolata ve Unlu Mamuller Yarışması’ ve ‘Üniversiteli Şeflerin Yarışması’ bu yılda heyecanla beklenen etkinlikler arasında yer alıyor.

TARTICI: “HEDEFİMİZİ BÜYÜTTÜK” CNR Holding /Pazarlama Grup Başkanı Reha Tartıcı fuara ilişkin şunları söyledi: “3 yıl önce başladığımız fuara ilişkin edindiğimiz izlenimler, bizleri mutlu ve motive ediyor. Fuarın metrekare olarak birincisine göre %100 büyüme göstermesi, katılımcı firmalarımızın hedef pazarlarına ilişkin yaptığımız ziyaretçi ve tanıtım çalışmalarının da doğru yolda ilerlediğini gösteriyor. EDT EXPO’nun her yıl gelişerek büyümesi, hedef alıcı gruplarının fuara getirilmesi ve nihayetinde ülkemiz ekonomisine ve sektöre olan katkısındaki ivmenin yükselmesi, fuar hedefimizde de olumlu yönde bir revizeye neden oldu. 50 milyar TL pazar büyüklüğüne ulaşan sektörde firmaların katılım talebine yanıt verebilmek amacıyla 2016 yılında fuarı 60 bin metre kare alanda düzenleme hedefini önümüze koyduk.”

ŞAHİNÖZ : “FUAR KENDİNİ KATLAYARAK İLERLEYECEK”

EDT EXPO, gerçekleşen iş hacmi, katılımcıların stantlarındaki özel şovlar ve eşsiz yarışmaları ile artık sektörün merakla beklediği bir fuar haline geldi. CNR ve ETÜDER işbirliğinde gerçekleştirilen fuarın ulusal ve uluslararası tanıtım çalışmaları artarak devam ediyor. İİB’ in de katkılarıyla bu yıl fuarı 60 binin üzerinde profesyonelin ziyaret etmesi bekleniyor.

ETÜDER Yönetim Kurulu Başkanı Melih Şahinöz ise, “Çok başarılı bir fuar geçirdik. Katılımcıların, ziyaretçilerin kalitesi ve yarışmaların popülaritesi üst düzeydeydi. Örneğin Osmanlı Mutfağı Yarışması, verdiği para ödülünden ziyade artık bu camiada bir prestij ödülü olarak görülmeye başlandı. Katılımcılarla konuştuğumda geri dönüşlerin çok başarılı olduğunu ve geçen yıla göre arttığını söylediler. 2014 yılında fuara katılmayan birçok firma bu sene bizler ile birlikte oldu. Katılamayan birçok firma dışarıda kaldı. Fuarın seneye 1 salon daha fazla olacağından şüphem yok.”

PROFESYONELLER ÜÇ KULVARDA YARIŞACAK

MADANOĞLU: “ÇOK İDDİALI ÜRÜNLERİMİZ VAR”

60 BİN ZİYARETÇİ HEDEFLENİYOR

4. Ev Dışı Tüketim – Gıda Ürünleri, Sarf Malzemeleri, Ekipmanları Üreticileri ve Tedarikçileri Fuarı kapsamında katılımcıların stantlarında düzenledikleri özel şovların haricinde organizatör ve sponsor firmalar ile gerçekleştirilen eşsiz yarışmalara da ev sahipliği yapacak. Sektörün önde

Unilever Food Solutions Kanal Pazarlama Müdürü Simgül Madanoğlu ise, “Bu fuar bizim için çok önemli. Fuarda çok iddialı ürünlerimiz var. İnanıyorum ki seneye farklı aktiviteler ve şovlarla tekrardan bu güzel fuara tat katmaya devam edeceğiz.”



restaurant ürünler 124 hotel & hi-tech

Seramiksan göz alıcı koleksiyonlarıyla Cersaie’de

Ege Seramik’ten enerji verecek yeni ürün Sabahları sizi güne uyandıran, gün içerisinde enerjinizi yenileyen, akşamları ise yorgunluğunuzu alan yerleri yeni yaşam alanları olarak tanımlayan Ege Seramik, Infinity serisinin sahip olduğu doğal taş görüntüsü ile müşterilerinin her yeni gününe enerji katmayı planlıyor. 30x60 ebadında soğuğa, sıcağa karşı dayanıklı ve aşınmaya karşı dirençli olmasından dolayı tercih edilen sırlı granit serinin beyaz, bej ve antrasit renk seçenekleri mevcut. Infinity serisi ile mekânlara hareket katmaya hazırlanan Ege Seramik, yeni dönemde teknolojiye ve AR-GE’ ye yatırım ile adından söz ettirecek.

FG Wilson’dan sessiz ve güçlü F Product serisi Dünyanın önde gelen güvenilir markası FG Wilson’ın uluslararası garantisi ile üretilen F Product jeneratörler artık Türkiye’de de konforu sürdürülebilir kılıyor. FG Wilson, sessiz ve güçlü F Product jeneratörlerle sürdürülebilir konforu hayatın her alanında garanti ediyor. F Product serisinin F72-1, F1251, F35-1 ve F50-1 modelleri; sağladıkları güce ve kullanım alanlarındaki ihtiyaçlara göre akıllı binalar, binaların ortak enerji kullanım alanları, restoranlar, mağazalar, ofisler, villalar, müstakil lüks konutlar ve şantiyeler gibi çeşitli alanlarda kullanılıyor. F Product jeneratörler şık tasarımları, yüksek gücü, çok kısa bekleme süresi ve yıllar geçse de ilk günkü çalışma gücü ile kesintisiz enerji sağlıyor.

Seramiksan, digital üretim teknolojisi ile full lappato, sırlı porselen karo, nanotech olarak ürettiği, tasarım farkıyla dikkat çeken Asia, Teak, Ornament ve Beyoğlu karo serileriyle uluslararası seramik fuarı Cersaie’de 28 Eylül-2 Ekim tarihlerinde gerçekleşecek fuarda Seramiksan, robot teknolojisi ile üretilen Seramiksan vitrifiye grubunda, suyun doğallığına yakışan bir estetik sunan Luna, Silva ve Aqua serileri ile Cersaie'de yer alacak. Seramiksan, modern tasarımları ve kusursuz üretim teknolojisinin yanı sıra su tasarrufu sağlayan çevreye duyarlı ürünlerle Türkiye’nin tasarım ve sanayi gücünü İtalya’da sergileyecek.

Yenilenen Grohe BestMatch uygulamasına HEWI de katıldı Lavabo için batarya ya da batarya için lavabo arayışında olanlar, seçeneklerin ne kadar çok olduğunu bilirler. Çok sayıdaki mevcut ürün arasından mükemmel uyumlu batarya ve lavaboları seçmek oldukça zorlu bir iştir. Ancak yenilenen Grohe BestMatch çevrimiçi konfigüratör sadece birkaç tıklama ile ideal kombinasyonları bulmayı son derece kolay hale getiriyor. Web sitesi ve uygulamayı yeniden gözden geçiren Grohe, artık yeni lavabo üreticisi HEWI’den de BestMatch’ler sunuyor.



restaurant ürünler 126 hotel & hi-tech

Tasarruf ve konfor bir arada Binalarda enerji verimliliği, yaşam konforu alanında akıllı çözümler sunan Berker by Hager, 140-360 derece arası algılama açılarına sahip hareket ve varlık dedektörleri ile hayallerinizi gerçeğe dönüştürüyor. Dört taraflı görüş açısı, yüksek tepki güvenilirliği ve uzun çalışma ömrü ile hareket, varlık dedektörleri, tasarruflu yaşamın bekçisi olacak. Mekanlarda açık unutulan ışıklara son vermek adına tasarlanan bu cihazlar kızılötesi sensörler sayesinde hem iyi görür hem de şık tasarımı ile her zevke hitap eder. Berker by Hager hareket ve varlık dedektörleri, yüksek IP55 koruma sınıfı sayesinde olumsuz hava koşulları altında dahi güvenilir bir hizmet sunar.

Kesiyor, doğruyor, koruyor Eyüboğlu distribütörlüğündeki İsviçre’nin ünlü bıçak ve çakı markası Victorinox’un keskin şef bıçakları ve kesilmez mutfak eldivenleri, Kurban Bayramı’nda mutfakların en büyük yardımcısı olacak. Bayram sofralarının baş tacı olan kurban etlerini doğrarken keskin Victorinox bıçakları ile en profesyonel sonucu alacaksınız. Kesilmez özelliği sahip Victorinox mutfak eldivenleri de sizi küçük kazalardan koruyacak. Victorinox, ergonomik saplı mutfak bıçakları fabrikalarda özel ısı işlem tekniklerinden geçiriliyor. Victorinox bıçakları, birinci sınıf paslanmaz çelikten üretiliyor.

Paşabahçe’den zarif sunumlar için Kayla Bardak Serisi ZMT Toros'tan yüksek enerji tasarruflu doğa dostu ürünler Yüksek teknoloji ürünü ıslak hacim ekipmanları, otel banyo aksesuarları ve WC dezenfeksiyon sistemleriyle 30 yılı aşkın süredir hizmet veren ZMT Toros, enerjiden tasarruf sağlayan doğa dostu ürünleriyle öne çıkıyor. Paslanmaz çelikten veya ABS sert plastikten imal edilen ürünler 4 ve 5 yıldızlı oteller, birinci sınıf tatil köyleri, kongre merkezleri, havalimanları, restoranlar ve kafeteryalarda kullanılıyor. BOBSON Elektronik Kağıt Havlu Verici, parlak ABS sert plastik gövdesi ve paslanmaz çelik kombine malzemesiyle son derece dayanıklı, uzun ömürlü kullanım olanağı sağlıyor.

Türkiye’nin lider cam ev eşyası üreticisi Paşabahçe, yepyeni bardak serisi Kayla’yı müşterilerinin beğenisine sundu. Özel olarak tasarlanan gravürlü ayaklara sahip olan bardaklar, yoğun ışık hüzmesi yansıtan yüzeyleri ile sofralara zarafet katıyor. Paşabahçe’nin bir başka şık ürünü olan Aurora tabaklar ile uyum içinde olan Kayla bardak serisi, içecek ikramlarının yanı sıra tatlı servisleri için de rahatlıkla kullanılabiliyor. Kayla bardak serisinde 4 farklı boyda ayaklı bardaklar yer alıyor.



restaurant ürünler 128 hotel & hi-tech

Geberit’ten banyolara hijyenik dokunuş Cleanline Banyolar için kullanışlı ve inovatif ürünler tasarlayan Geberit, kullanıcılarına sunduğu fonksiyonel ve hijyenik çözümleriyle ön plana çıkmaya devam ediyor. Hemzemin duşlar için ürettiği duş kanallarını temizlik ve hijyen konularını dikkate alarak geliştiren CleanLine duş kanalı, kullanıcılarına banyo temizliğinde büyük kolaylık sağlıyor. Duş alanlarının ortasına ya da duvar kenarına yerleştirilebilen CleanLine duş kanalları, keyifli bir duş deneyimi yaşamak isteyenler için tasarlandı.

Kleemann’dan panoramik asansör modelleri Çoğumuz asansör yolculuklarının sıkıcı olduğunu düşünürüz. İneceğimiz kata gelmek için saniyeleri sayarız. İşte asansör dünyasının dünyaca ünlü ismi Kleemann, şimdi bu duruma son veriyor. Lider marka, önceden asansör planlaması yapılmış olsun ya da olmasın, tüm binalara çözüm getiren MaisonLift asansör sisteminin panoramik camdan üretilen modelleri ile asansör yolculuğunu çok daha ferah ve keyifli hale getiriyor.

ISVEA e-Motion teknolojisiyle banyodaki ‘engel’leri aşıyor

Somfy’den akıllı panjur sistemleri Binalarda güvenlik, ısı ve ses yalıtımına yardımcı olan panjurlar, hem estetik görünümleri hem de kullanıcılara sağladıkları kolaylıklar nedeniyle sıklıkla tercih ediliyor. Üstelik şimdi panjurlar, ev otomasyon sistemlerinin dünyaca ünlü markası Somfy’nin teknolojik çözümleri ile sınıf atlayarak çok daha konforlu hale geliyor. Somfy’nin motorlu panjur sistemleri, uzaktan kumanda ile kolayca kontrol ediliyor. Bütün panjurlar, tek bir düğmeyle açılıp kapanıyor. Somfy’nin Dynamic Insulation sistemi ile enerji tasarrufunu da olanaklı hale getiriyor. Sistem, panjurları sensör ve uzaktan kumanda sistemleri ile otomatik olarak kontrol ediyor. Ayrıca Somfy motor sistemleri, kablosuz alarma bağlanabiliyor.

İtalyan ISVEA, banyolar için tasarladığı ürünlerin yanında, geliştirdiği teknolojiler ile de yaşam alanlarına uygun çözümler sunuyor. Vitrifiye seramik ve banyo ürünlerinin lider markası ISVEA’nın banyolar için geliştirdiği e-Motion sistemi, lavabo dolabının yüksekliğini kullanıcının ihtiyacına göre ayarlanmasına olanak veriyor. e-Motion sistemi sayesinde lavabo dolapları çocukların ve yaşlıların kullanımına uygun hale geliyor. Banyolarda fark yaratacak e-Motion sisteminde yükseklik 25 cm’e kadar 3 kademeli olarak ayarlanabiliyor. Bu sistem çocuk ve yaşlarının yanı sıra engelliler için de alternatif sunuyor. Aynı zamanda kablosuz uzaktan kumanda sistemine sahip olan e-Motion teknolojisi, ISVEA’nın hayatı kolaylaştıran uygulamaları arasında yer alıyor.




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.