içindekiler
38 antre 10 Sektörden kısa haberler
gündem 22 Türkiye otel doluluklarına nazar
değmesin
24 Hilton İstanbul Bosphorus 60
yaşında
26 Başkan Bayındır
Ortadoğu pazarına karşı uyardı
28 Özür bedende, engel mekandadır 30 Yatırım bütçesinin %36’sı
Antalya’da harcanacak
32 İstanbul, “Avrupa’nın En İyi MICE
Destinasyonu” seçildi
80 yeni yatırımlar
hijyen
38 Swissôtel The Bosphorus Batı
62 Demir Uyar: “Türkiye’de en yüksek
Kanadı’nı yeniledi, sırada Doğu Kanadı var…
40 Double Tree by Hiton - Istanbul
Tuzla açıldı
42 Türkiye’nin ilk deniz oteli
2016’da geliyor
44 Hilton Batum açıldı
Moskova açıldı
48 Divan, Cezayir otellerinin 2018
açılışına hazırlanıyor
64 Solid teknolojisiyle bulaşık
yıkamada devrim
66 Atlantik Makina uluslararası
marka hedefiyle büyüyor
68 Eczacıbaşı’ndan Gebze’ye
yeni yatırım
yeni mekan 70 GastronoMetro açılıyor 74 TXM People’s Roof açıldı
52 Ramada Resort Kuşadası
76 Magnum Store İstanbul açıldı
& Golf açıldı
54 Palmarina Bodrum’da Sailors
Pub açıldı
iş’te kadın
www.hotelrestaurantmagazine.com
stoğa sahip tek markayız”
50 Kalyon Çeşme açıldı
56 Bella Sombra Türkbükü açıldı
36 Çin, Türk turistleri bekliyor
46 Park Dedeman Izmailovo
33 Antalya düşüşte 34 “Ağırlama Zirvesi“
Budapeşte’de yapıldı
70
58 Yılmaz turizmci: Neyran Tan
77 Köşebaşı’nda ye, uçuşa geç 78 Bir Ramazan klasiği; Kübban
Gaziantep Mutfağı
şef’in gözünden 80 Garantici şef: İlhan Güler
58
117
110 etkinlik
gastro aktüel
84 Metro Horeca Festivali’nin show
104 Gastronomi sektöründen kısa
mutfağı Electrolux Profesyonel’den
haberler
85 Wyndham Grand Kalamış’tan yaza
görkemli davet
86 Munters 60. yılını kutladı
marka 110 Hario Stoa Coffee işbirliğiyle
Türkiye’de
gastro güncel 88 İnoksan 35 yaşında
dekorasyon
90 Otellerde maliyetler %13 arttı
112 Grohe ürünleri Soul Group
92 Sealed Air iş birimi Food Care’den Gıda Güvenliği semineri
restoranlarında su tasarrufu sağlıyor
94 Unilever Türkiye sürdürülebilir
Confetti’den
markalarıyla büyüyor
96 MSA’da Temmuz 98 Mehmet Reis: Uzmanlar dünya
gıda krizi konusunda uyarıyor
113 Mekana özel proje halıları
100 GastronoMetro, show
mutfaklarında Electrolux Profesyonel’i tercih etti
www.hotelrestaurantmagazine.com
‘Döndür Geç Dönemi’
122 Büyük dönüşümde son 6 ay 123 Vestel LED aydınlatma ürünleriyle
otellerde tasarruf dönemi
124 Arkhe 10 yaşında 125 ALG Electronics yeni mağazasını
Antalya’da açtı
114 Otomatik klozet sistemlerinde
fuar
116 Otel banyolarına saray esintileri
126 Form verimlilik odaklı yeni
yenilik Geberit Aquaclean Sela’da
117 VitrA’yla renklerin dünyasına adım
proje
120 Sensormatic’ten kartlı geçişte
Arkitekt Color
otel - tech 118 Eski nesil yazarkasaların değişimi
için son tarih, 31 Aralık 2015
ürünlerini tanıttı
127 Sirha İstanbul yeniliklerle geliyor
ürünler 128 Yeni ürünler
r ö t i d E
Turizm engel tanır mı? Kardı, kıştı, yağmurdu derken sonunda yaz geldi. Ee haliyle tatil hazırlıkları da boy verdi, olanca hızıyla yol alıyor... Herkes gönlünce bir tatil için kesesine uygun bavullarını hazırlamanın tatlı telaşında... Tek engel belki zamansızlık ya da hesapların tutmaması olacak. O da bir yıllık planlamayla aşılmayacak gibi değil. Turizmin ‘engelsiz’ ziyaretçileri için bu yaz da keyifli geçecek. Öyle olmasını da yürekten umut ediyorum. Ya engelli ziyaretçiler için bu yaz nasıl geçecek? Ya da şöyle sorayım, bu sezon engelli müşterileri turizm adına daha neler ve hangi imkansızlıklar bekliyor? Daha açıklayıcı olsun diye belki bir miktar rakamsal verileri paylaşmam gerek. Türkiye’de 8 milyonu bulan engelli nüfusu var. Turizm Bakanlığı’ndan işletme belgeli tesislerde 1.176 adet engellilere özel oda bulunuyor. Bunların ancak yüzde 1’i kadarı engelliler için ayrılmış. Antalya 605 oda ile engellilere göre en çok odası bulunan ilimiz. Bu ilimizi 159 oda ile Muğla izliyor. İstanbul’un yatak kapasitesi ise 147. Yeter mi, yetmez tabii ki… Üstelik bunların büyük bir kısmı engelli ziyaretçilerin kullanımına uygun standartlara haiz değil. Belli ki kendilerini engelli dostu gibi tanıtan bazı işletmeler hala engelleri kaldırmaya hazır ve nazır değiller. Ya da kökten bir çözümle, rezervasyon kabul etmiyorlar zaten. İşte tam da bu amaçlar doğrultusunda Görmeyenler Kültür ve Birleşme Derneği (GÖRBİR) “Engelsiz Turizm” projesini başlattı. Proje Koordinatörü Mustafa Bügelek önderliğinde Türkiye’de 7 ili kapsayan seminerlerle kamuoyunun dikkatini çekmeye çalışıyorlar. Elbette bu değerli proje devletin ilgili bakanlıklarınca da kabul gördü ve destekleniyor. Ama yine de asıl sorumluluk turistik tesis ve otellere, onları tasarlayan mimarlarına, çalışanlarına ve hatta birlikte konaklayan ‘engelsiz ziyaretçilerine’ düşüyor. Peki ne yapmak gerek? Çok basit, onlar sadece herkesin birlikte seyahat edebildiği, tatil yapabildiği, konaklayabildiği, sosyal mekanlardan faydalanabildiği başka birinin yardımı olmadan özgür ve eşit imkanlar sunan tesisler ve faailiyet istiyor ve hayal ediyor… Başka da bir istirhamları yok zaten. Turizm engel tanır mı, bence tanımamalı… Keyifli okumalar dilerim.
Hatice Ünal Bilen İmtiyaz Sahibi
İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK İç ve Dış Tic.Ltd.Şti. Adına H. FERRUH IŞIK GENEL MÜDÜR MEHMET SÖZTUTAN mehmet.soztutan@img.com.tr SORUMLU MÜDÜR YUSUF OKÇU yusuf.okcu@img.com.tr
REKLAM KOORDİNATÖRÜ EMİR ÖMER ÖCAL emir.ocal@img.com.tr REKLAM SORUMLUSU BİROL BEZEK birol.bezek@img.com.tr CONSEPT TASARIM TARIK ŞÜKRÜ ORAL tarik.oral@img.com.tr FOTOĞRAF EDİTÖRÜ HAKKI GÜNERKAN hakki.gunerkan@img.com.tr
YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ HATİCE ÜNAL BİLEN hatice.unal@img.com.tr YAYIN DANIŞMANLARI Prof. Dr. HÜSNÜ GÜNDÜZ Prof. Dr. MUHAMMET ARICI Prof. Dr. İSMAİL KAYA Doç. Dr. MEHMET ALİ ÖZBUDUN T. YÜCEL DEREYAYLA FİKRET ÖZDEMİR
MUHASEBE ve MUSTAFA AKTAŞ FİNANS MÜDÜRÜ mustafa.aktas@img.com.tr ABONE ve DAĞITIM NURTEN DEMİR nurten.demir@img.com.tr CTP - BASKI İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mah. 29 Ekim Cad. İhlas Plaza No:11 A/41 Yenibosna Bahçelievler/İSTANBUL Tel: 0212 454 30 00 İRTİBAT BÜROLARIMIZ BURSA +90.224 211 44 50-51 KONYA +90.332 238 10 71
Website:
www.hotelrestaurantmagazine.com
e-mail:
info@img.com.tr
ADRES Evren Mah. Bahar Cad. Polat İş Merkezi B Blok No:1 Kat:4 Güneşli-Bağcılar/İstanbul Tel: +90 212 604 51 00 Faks: +90 212 604 51 35
hotel & restaurant hi-tech dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. hotel & restaurant hi-tech dergisinin bütün yayın hakları İletişim Magazin Gazetecilik San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan hotel & restaurant hi-tech dergisi ayda bir yayınlanır.
restaurant antre 12 hotel & hi-tech
‘Altın Pusula’ Gelecek Turizmde’yi gösterdi Anadolu Efes’in, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ortaklığında yürüttüğü Gelecek Turizmde Projesi 14. Altın Pusula Halkla İlişkiler Ödülleri’nde ‘Jüri Özel Ödülü’ne layık görüldü. Gelecek Turizmde Projesi, 2014 yılında The Stevie Awards 11. Uluslararası İş Ödülleri’nde “Avrupa’nın En İyi Sosyal Sorumluluk Projesi” ve “Toplum İlişkilerinde En İyi Halkla İlişkiler Projesi” kategorilerinde bronz madalya kazandı. Bunlara ek olarak CSR Europe tarafından yürütülen Skills for Jobs- İstihdam için Yetkinlikler- Etki Haritası’nda Gelecek Turizmde Türkiye’yi temsil eden tek proje oldu.
Kerem Köfteoğlu, TUYED Başkanlığına yeniden seçildi Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği (TUYED) 10’ncu Olağan Genel Kurulu İstanbul Taksim’deki Point Otel’de gerçekleştirildi. Genel Kurul’da yeni yönetim kurulu görev dağılımı belirlendi. Olağan Genel Kurul sonrasında yeni yönetim kurulu, görev dağılımını yaptı. Başkanlığa Kerem Köfteoğlu yeniden seçilirken, Genel Sekreterliğe Hasan Arslan, Saymanlığa ise İsmail Toksoy getirildi. Divan Başkanlığı’nı TUYED eski başkanı Prof. Dr. Nüzhet Kahraman, yazman üyeliğini Gönül Yıldırım ve Özlem Kasa’nın yaptığı 10. Olağan Genel Kurulu’nda üyeler yeni yöneticilerini belirledi.
TAV Airport Hotel İzmir’e “en iyi havalimanı oteli” ödülü BTA tarafından işletilen TAV Airport Hotel İzmir, bu yıl İstanbul’da toplanan World Tourism Forum’da verilen Dünya Turizm Ödülleri'nde havalimanı oteli kategorisinde ödüle layık görüldü. TAV Airport Hotel İzmir, tüm dünyadan turizm sektörüne yön veren liderleri buluşturan World Tourism Forum’un uluslararası değerlendirme komitesi tarafından 36 kategoride en iyilerin belirlendiği ödüllerde, faaliyete geçtikten sadece üç ay sonra ödül alarak önemli bir başarıya imza atmış oldu. TAV Airport Hotel İzmir İşletme Müdürü Akın Yorulmaz, yılın ilk çeyreğinde hizmete giren otelin kısa süre içinde uluslararası kapsamda bir ödüle layık görülmesinin mutluluk verici olduğunu ifade etti. Yorulmaz, gerek fuar katılımcılarının gerekse iş dünyasının öncelikli tercihleri arasına giren TAV Airport Hotel İzmir’in, BTA’nın otel işletmeciliği konusunda İstanbul’da edindiği deneyimin tüm getirilerini konuklarına sunduğunu belirtti.
Qualitasspa’da yaza güzel bir başlangıç Wyndham Grand İstanbul Levent Qualitasspa Sağlıklı Yaşam Merkezi, yaza mükemmel bir başlangıç yapmak isteyenleri, tazelik hissi veren yenileyici cilt ve vücut bakımlarıyla buluşturuyor. Qualitasspa Sağlıklı Yaşam Merkezi’nde kusursuz bir bakım ile kendinizi şımartırken, bakım sonrasında pürüzsüz ve canlı bir cilde sahip olacaksınız. Qualitasspa Sağlıklı Yaşam Merkezi hem vücudunuzu hem de ruhunuzu dinlendiren bakımlarıyla kışın yorgunluğunu üzerinizden kolayca atmanıza yardımcı oluyor. Cildinizi yenileyen ve daha genç bir görünüme kavuşturan size özel, kese, köpük, Qholistik masaj ve cilt bakımıyla Qualitasspa Sağlıklı Yaşam Merkezi’nde etkisini uzun süre hissedeceğiniz tazelik ve yenilik hissine kavuşacaksınız.
restaurant antre 14 hotel & hi-tech
Hem çocuklar hem yetişkinler için: Zooland Yeni sezonla birlikte kapılarını açan Hilton Dalaman Sarıgerme Resort&SPA, 16 Mayıs 2015’te açılışını gerçekleştirdiği Zooland ile misafirlerine doğal yaşamın da kapılarını aralıyor. Çocuklar kadar yetişkinlerin de doğal hayatı deneyimlemeleri için geliştirilen Zooland ile lüks bir ortamda yaz aylarının tadını çıkarırken aynı zamanda doğayla bütünleşmek de mümkün olacak. 176 dönümlük alanda 150 dönümün yeşil alana ayrılarak doğal yaşama verilen önemin ortaya konulduğu tesiste en son yeniliklerinden biri olan “Mini Hayvanat Bahçesi – Zooland” da yine doğal yaşamı konu alıyor. Akdeniz ve Ege’nin en güzel buluşma noktalarında yer alan tesisin en güzel alanlarından birinde kurulan Zooland’de yer alan 112 hayvan; nadir bulunan tavuk ve kuş cinsinden çiftlik hayvanlarına kadar uzanan hayvan türlerine kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor.
Mercedes-Benz Türk’e yeni başkan Mercedes-Benz Türk A.Ş.’nin yeni Direktörler Kurulu Başkanı Britta Seeger, 1 Ağustos 2015 tarihi itibariyle görevi Rainer Genes’ten devralıyor. Britta Seeger, Mercedes-Benz Türk A.Ş.’nin Direktörler Kurulu Başkanı olarak hem şirketin özellikle kamyon ve otobüs alanlarındaki faaliyetlerinden, hem de Daimler Grubu’nun Türkiye’deki temsilinden sorumlu olacak. 1992 yılından beri Daimler’de Pazarlama, Satış, Satış Sonrası Hizmetler alanlarında farklı seviye ve pozisyonlarda görev alan Seeger, 2013 yılından bu yana Mercedes-Benz Kore Ltd’nin CEO’luğu görevini yürütüyordu. Seeger, hem uluslararası anlamda hem de farklı birimlerde kazandığı güçlü deneyimleri Türkiye’nin başarısına adamaya hazırlanıyor.
Palmalife Marina Hotel Ortadoğu’nun En Lüks Oteli seçildi Palmalife Marina Hotel; bu yıl 8.cisi düzenlenen ve 10 Ortadoğu ülkesinden yaklaşık 120 adayın başvurduğu Luxury Lifestyle Awards tarafından düzenlenen uluslararası yarışmada ‘Ortadoğu’nun En Lüks Oteli’ seçildi. 2011 yılında Palmali Grup tarafından satın alınarak tekrar inşa edilen, Bodrum yarımadası’nda Yalıkavak’ta Türkiye Riviyera’sının göz bebeği olarak anılan bölgenin tek maga/ giga yat marinası olan Palmarina Bodrum içerisinde bulunan Palmalife Marina Hotel; kendisine ait özel koyu, mekan ve sınır tanımayan kişiye özel esnek hizmet anlayışı ile dikkat çekiyor. Modern mimarisi, olağanüstü şık tasarımı, muhteşem peyzajı ile Palmarina Bodrum’un içerisinde yer alan Palmalife Marina Hotel; ev konforunda yaşam alanı sunan çok özel 15 suiti ile tropik peyzajı, palmiyeleri ve bembeyaz kumdan oluşan kendi koyundaki plajına geniş teraslarından direk geçiş imkanı ile yurt içi ve yurt dışından gelen misafiler için benzersiz bir cazibe rotası olarak konumlanıyor.
Park Inn by Radisson Istanbul Atatürk Airport açıldı Dünyanın en büyük otel gruplarından Carson Rezidor, “Park Inn” markasını Türkiye’ye taşıdı. Basın Ekspress yolu üzerinde konumlanan Park Inn by Radisson Istanbul Atatürk Airport’un açılışı bugün Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz’in, Küçükçekmece Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Kuzugüden’in, Rezidor Hotel Group Türkiye Bölge Direktörü ve Radisson Blu Bosphorus Hotel Istanbul Genel Müdürü Sonja Divé-Dahl’in ve Park Inn by Radisson Istanbul Atatürk Airport Genel Müdürü Eylem Fındık ile davetlilerin katılımıyla gerçekleşti. Rezidor Otel Grubu tarafından işletilecek olan yeni Park Inn by Radisson, İstanbul Atatürk Limanı lokasyonuna yalnızca 4 kilometre uzaklıkta bulunuyor.
restaurant antre 16 hotel & hi-tech
İksir Resort Town Daday’dan turizm istihdamına katkı Kastamonu Daday’da bulunan İksir Resort Town’un kurucusu İksir Sema Aydın, yıllar sonra memleketine dönüp 10 milyon liralık yatırım yaptığı Tatil ve Yaşam Kasabası ile bölge turizmini geliştirmeye ve istihdam sağlamaya devam ediyor. 3 bin 500 nüfuslu Kastamonu Daday Bölgesi’ne yaptığı büyük yatırımla bölgeye hem turizm geliri açısından katkıda bulunan hem de başta kadın ve genç nüfus olmak üzere bölgenin geneline istihdam gücü sağlayan İksir Sema Aydın; doğasıyla, tarihiyle, yerel kültürüyle, özgün mimarisi ve gastronomisiyle çok özel olan bu bölgeyi bozulmadan korunmuş tüm özellikleriyle tanıtmaya ve gelecek nesile aktarıyor.
Skal International İstanbul Üyeleri Point Hotel Barbaros’ta buluştu Skal International İstanbul Kulübü’nün her ay geleneksel olarak düzenlediği öğle yemeği, Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü, Başakşehir Kaymakamı Kazım Tekin, Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) Başkanı Timur Bayındır, Skal International geçmiş dönem dünya başkanı Hülya Aslantaş ve Skal Türkiye Federasyon Başkan Yardımcısı Faik Alsaç’ın katılımıyla 28 Mayıs Perşembe günü Point Hotel Barbaros’da gerçekleşti. Yemekte söz alan Solaklar, “Skal International İstanbul Kulübü olarak Nisan ayında İstanbul Ticaret Üniversitesi ile birlikte “İstanbul Turizminin Sorunları ve Çözümleri” konulu sempozyum düzenledik. Aynı zamanda Çanakkale Savaşı’nın 100.yılı sebebiyle Avustralya ve Yeni Zelanda’dan gelen Skal üyelerinin katılımıyla 100. Yıl Anma Gecesinde buluştuk ve Anzak Skal Kulüpleri ile İstanbul, Ankara ve Troy kulüplerinin kardeşlik anlaşmalarını imzaladık” dedi.
Müslümanların seyahatte tercihi 2015’te de Türkiye MasterCard ve CrescentRating Müslüman ülkelerdeki turistlerin seyahat tercihlerini araştıran yıllık raporu yayımladı. Müslüman turist segmentinin küresel turizmde giderek artan ağırlığına vurgu yapan “Müslümanların Seyahat Tercihleri Endeksi” raporunda 100 hedef şehir birçok kriter açısından değerlendirildi. Araştırmaya göre Malezya ve Türkiye Müslüman tatilciler için en çok tercih edilen ülkeler. Rapordaki verilere göre Müslüman nüfus 2030 yılında toplam dünya nüfusunun dörtte birinden fazlasını teşkil edecek. Bugün Müslüman nüfusun büyük kısmı hızlı gelişmekte olan Türkiye, Malezya, Endonezya ve Ortadoğu ülkelerinde yaşıyor. Tüm dünya ekonomisi için önemli bir müşteri haline gelen Müslümanlar birçok endüstri için odak segmente dönüşmüş durumda. Özellikle tatil tercihlerinde aile değerlerine uygun hizmetleri ve lokasyonları tercih eden tüm dünyadan Müslümanlar, ürün ve hizmetlerde helal kriterlerinin sağlamasını vazgeçilmez olarak görüyor.
Gelecek Turizmde Sürdürülebilir Turizm Destek Fonu üçüncü dönem başvuruları 12 Mayıs’ta başladı
Anadolu Efes, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) işbirliğiyle, sürdürülebilir turizmle yerel kalkınmaya destek vermek üzere hayata geçirilen Gelecek Turizmde Sürdürülebilir Turizm Destek Fonu’nun üçüncü dönem başvuruları, 3 Temmuz’a kadar devam edecek. Anadolu Efes, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ortaklığında 2007 yılında hayata geçirilen ‘Gelecek Turizmde’ Projesi kapsamında bu yıl da sürdürülebilir turizme katkı sağlayacak 3 projeye destek verilecek. Yerel turizm aktörlerinin ve sivil toplum örgütlerinin kamu kuruluşları ve özel kuruluşlarla işbirlikleri geliştirerek sürdürülebilir turizm alanında iyi örneklerin çoğalmasını hedefleyen Gelecek Turizmde Sürdürülebilir Turizm Destek Fonu için başvurular, 12 Mayıs – 3 Temmuz tarihleri arasında alınacak. Seçilecek projelere fon desteğinin yanı sıra iletişim, eğitim ve mentorluk desteği de verilecek.
restaurant antre 18 hotel & hi-tech
Sıcak günlere yeni bir şehir alternatifi Yaz aylarında İstanbul’dan ayrılamayan ya da ayrılmak istemeyenler için artık yeni bir şehir alternatifi var; Le Meridien Etiler’in yaz bahçesi ve havuzu. İstanbul Boğazı hattına, sanat, eğlence ve alışveriş merkezlerine yakınlığı ile önemli bir buluşma noktası olan Le Meridien Etiler, uluslararası konseptini yansıttığı yemek menüsü, içecekleri ve chill out/alternatif müzikleri ile gün boyunca hem bedeninizi hem ruhunuzu dinlendirmeye hazır.
2030’a yolculuk: Geleceğin gezginleriyle tanışın Amadeus’un raporuna göre takvimler 2030’u gösterdiğinde, seyahat planlaması yaparken mümkün olduğunca az çaba sarf etmek isteyen Sosyal Medyacılar, Kültür Meraklıları, Etikçiler, Rahatlık Arayanlar, Zoraki Gezginler ve Ödül Avcıları’na kadar altı farklı gezgin tipi ortaya çıkmış olacak. Amadeus, Havayolu Bilgi Teknolojileri’den Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Julia Sattel, Geleceğin Gezgin Grupları 2030 raporunun sonuçlarıyla ilgili şu değerlendirmede bulundu: “Geçtiğimiz 15 yıla baktığımızda seyahat endüstrisinin inovasyon, seyahat edenler için maliyet ve seçim imkanı konularında ne kadar büyük bir ilerleme kaydettiğini görmezden gelemeyiz. Önümüzdeki 15 yılda bu değişim daha da hız kazanacak. Yeni ‘gezgin tipleri’ni anlamak, tedarikçiler, seyahat acenteleri ve müşterileri için hayati önem arz ediyor. Bu anlayış, bugünden doğru yatırım kararlarını verdiklerinden, tüm seyahat sektörünü etkileyen ve kendini her zamankinden daha güçlü olarak hissettiren kişiselleştirme trendine uyum sağladıklarından emin olmalarına izin verecektir.”
ICCA “Ayın Araştırmacısı” ödülü ilk kez İstanbul’da ICCA-Uluslararası Kongre ve Konvansiyonlar Derneği’nin her ay seçtiği “Ayın Araştırmacısı” ödülü ilk kez İstanbul’a geldi. Yaptığı katkılardan dolayı İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu-ICVB Kongre Asistanı, Eda Kocabaş, “Ayın Araştırmacısı” olarak seçildi. ICVB Genel Müdür Özgül Özkan Yavuz, “Ayın Araştırmacısı” unvanı ICVB tarafından ilk kez alınıyor. Son bir yıldır büyük bir titizlikle yürüttüğümüz kongre araştırmaları ve bunun sonucunda bağlı olduğumuz Uluslararası Kongre ve Konvansiyonlar Derneği tarafından takdir edilmesinin gururunu yaşıyoruz” dedi. Yavuz ayrıca ICCA veri tabanının Kongre ve Toplantı sektörünün ölçümlenmesi için büyük önem taşıdığını belirterek, “Bizler kongre ve toplantı profillerini güncelleyerek ICCA veri tabanına katkıda bulunuyoruz. Bu veri tabanını kullanarak uluslararası dernek pazarına ulaşabiliyoruz. Ve sonuç olarak bilgi paylaşımı domino etkisi yaratıyor ve ICCA üyeleri arasındaki etkileşimi arttırıyor” diye belirtti.
restaurant antre 20 hotel & hi-tech
Regnum Carya’ya ‘Mükemmellik’ ödülü “Alışılmışın dışında otel keyfi” sunan Regnum Carya Golf&Spa Resort, gezi değerlendirme ve yorum sitesi “Tripadvisor” tarafından 2015 “mükemmellik” ödülüne layık görüldü. Misafir memnuniyetini mükemmellik ile tamamlayan ve gezginlerin olumlu yorumları ile en iyi performans gösteren oteller arasına giren Regnum Carya Golf&Spa Resort’un hak ettiği bu ödül, sadece seçkin işletmelere veriliyor. Turizmin yükselen yıldızı Belek’te adeta cennet güzelliğindeki bir bölgede yer alan Regnum Carya Golf&Spa Resort, kusursuz mimarisi, golfun dinlendirici yeşili ve Akdeniz’in heyecan verici mavisinin bütünleşmesiyle öne çıkıyor.
Prontotour’a yeni genel müdür yardımcısı Her geçen yıl istikrarlı büyüme rakamlarını yakalayan outgoing lideri Prontotour, bu doğrultuda şirket yönetim şemasında bazı değişiklikler yapma kararı aldı. Bu kararla birlikte ilk olarak sektörün deneyimli ismi Cenk Alptekin’i bünyesine kattı. 1967 İstanbul doğumlu olan Cenk Alptekin, İstanbul Üniversitesi Turizm Otel İşletmeciliği bölümünü bitirmesinin ardından iş hayatına hızlı bir giriş yaptı. Otelcilik tarafında başladığı kariyerine, sektörün önemli tur operatörlerinde yönetici pozisyonunda devam etti. 2010 yılından bu yana Balkanlar ve Azerbaycan’da bulunan Alptekin, yurtdışı operasyonlarını yürütüyordu.
Divan Erbil’e Tripadvisor’dan ödül Divan Erbil, aylık 50 milyonu aşan ziyaretçi sayısıyla dünyanın en popüler seyahat sitesi olan TripAdvisor tarafından ödüle layık görüldü. 57 otel arasından birinci seçilerek TripAdvisor Mükemmeliyet Sertifikası alan Divan Erbil’in üstün hizmet anlayışı bir kez daha belgelendi. Dünyada milyonlarca kişinin seyahatlerini planlamak ve en doğru bilgiyi almak için başvurduğu TripAdvisor sitesinde yapılan oylama sonucu, dünya genelinde 2015 yılındaki en iyi hizmet veren oteller belirlendi. Yarışmada Divan Erbil, 108 kullanıcı oyuyla 57 otel arasından birinci seçilerek mükemmeller listesinde yer aldı.
Ramada İstanbul Asia ile güne taze bir başlangıç Eşsiz stili, özgün hizmeti ve uluslararası kimliği ile Asya’nın göbeğinde bulunan Ramada İstanbul Asia Hotel, konaklamanın yanı sıra müşterilerine sağladığı spa, fitness, masaj ve hamam hizmetleri ile sağlıklı yaşam adresiniz olmaya aday. Yoğun hayat temposunda bedeninizin de nefes alması şart. Ramada İstanbul Asia’da suyun şifa veren gücünden faydalanan spa terapilerine katılarak yapacağınız küçük kaçamaklarla hem bedeninizi hem de ruhunuzu şımartabilirsiniz. Beş yıldızlı otelin konfor alanlarında uzman kadro tarafından yapılacak spa ve masaj terapilerinin yanı sıra Türk hamamı, sauna, buhar odası, masaj alanları, duşlar, soyunma bölümü ve özel dinlenme alanları ile birlikte ortak kullanım alanları olan fitness, havuz ve jakuzi bulunuyor.
restaurant antre 22 hotel & hi-tech
Sumahan on the Water Hotel 10 yaşında Asya ve Avrupa kıtalarını birbirinden ayıran Boğaz’ın eşsiz manzarasına hakim, Çengelköy’de yer alan Sumahan on the Water Hotel kuruluşunun 10. yılını görkemli bir partiyle kutladı. Cemiyet ve iş dünyasından önemli isimlerinin katıldığı özel gecede eğlenceli dakikalar yaşandı. Otelin sahipleri Nedret ve Mark Butler çiftinin ev sahipliğinde düzenlenen geceye katılan isimler arasında; 19. yüzyıl Osmanlı sanayi mimarisinin son örneklerinden biri olan Sumahan on the Water Hotel, modern çizgilerle bütünleştirdiği çağdaş tasarımıyla 2005’ten bu yana yerli ve yabancı misafirlerini, Türk konukseverliğiyle ağırlıyor. Bu yıl kuruluşunun 10. yılını kutlayan otelin restoranı Tapasuma’da gerçekleşen geceye yaklaşık 300 kişi katıldı.
Emirates uygulaması şimdi de Android’de Emirates, Apple Watch ugulamasının başarılı lansmanının hemen ardından dünyanın en büyük mobil platformu Android için yeni uygulamasını oluşturdu. iPhone, iPad ve Apple Watch uygulamalarının her ay yüz binden fazla kullanıcıya ulaşması sonucunda Emirates mobil teknolojisiyle müşterilere daha kolay yolculuk sunuyor. Emirates’in Android uygulaması gerçek bir kişisel yolculuk planlayıcısı olarak hizmet veriyor ve kullanıcılara uygulama üzerinden rezervasyon yapmanın yanı sıra, seyahat detaylarını gözden geçirmelerini, koltuk seçimi yapmalarını ve uçaktaki menüye ulaşarak ice sistemi içeriklerine ulaşabilmelerini, yolcu uçuş kartlarını SMS veya e-mail yoluyla telefonlarına gönderebilmelerini, uçuş güncellemeleri veya kapı değişikliklerden haberdar olmalarını, Chauffeur-drive servisi ile ilgili bildiri almalarını ve Skywards hesabının detaylarını yönetebilmelerini sağlıyor.
Çırağan Palace Kempinski İstanbul’a yeni halkla ilişkiler direktörü Çırağan Palace Kempinski İstanbul oteli tecrübeli kadrosuna bir yeni deneyimli isim daha kattı. Neslihan Şen Çırağan Palace Kempinski İstanbul’a Halkla İlişkiler Direktörü olarak atandı. Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi İngilizce ve Fransızca Turizm İşletmeciliği mezunu olan Neslihan Şen, ayrıca İstanbul Bilgi Üniversitesi MBA programı mezunu. Pazarlama ve Kurumsal iletişim alanında önemli deneyimleri bulunan Neslihan Şen’in Çırağan Palace Kempinski İstanbul’dan önceki görevi, Hilton Worldwide İstanbul Bölge Otelleri bünyesindeki Hilton İstanbul Bosphorus, Conrad İstanbul Bosphorus ve Hilton ParkSA İstanbul otellerinin tüm Pazarlama ve Halkla ilişkiler strateji ve faaliyetlerinden sorumlu müdürlüğü idi. Görevi boyunca bir çok başarılı projeye imza atan Neslihan Şen sorumlu olduğu otellerde; Pazarlama, Kurumsal iletişim ve Sosyal medya alanında da ödüllere hak kazandı.
restaurant gündem 24 hotel & hi-tech
Türkiye otel doluluklarına nazar değmesin! Nisan ayında Türkiye genelinde otel dolulukları göz doldurdu ve %6.6 artışla %68.4’e yükseldi. Türkiye hem fiyatta hem doluluk oranlarında Avrupa ortalamasını yakaladı.
T
ürk turizmi, en büyük pazarlarından Rusya’dan gelen turist sayısında yüzde 30’a varan oranda kan kaybı yaşamasına rağmen baharda umut verdi. Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB), dünyanın önde gelen veri ve analiz şirketlerinden STR Global’in hazırladığı Nisan 2015 Ülke Performans Raporu’nu değerlendirdi. TUROB’un STR Global rakamlarından yaptığı analize göre, Türkiye’nin Nisan 2015 otel dolulukları, 2014 yılının aynı ayına oranla yüzde 6.6’lık artışla yüzde 68.4 yükseldi. Nisan 2014’te bu oran yüzde 64.1 seviyesinde gerçekleşmişti. İlk dört aylık Türkiye doluluk ortalaması ise yüzde 5.9’luk artış ile yüzde 60.8 oldu. Nisan ayında ortalama günlük satılan oda bedeli olarak adlandırılan ADR (Average Daily Rate) ise 105 Euro olarak gerçekleşirken, hemen hemen Avrupa ortalamasını yakaladı. Avrupa’da nisan ayı dolulukları ortalama yüzde 69.5, günlük satılan oda bedeli ise 110.5 Euro olarak gerçekleşti.
İSTANBUL UMUT VERİYOR Türk turizminin lokomotif şehirlerinden İstanbul’da da Nisan 2015 otel dolulukları bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla
Doluluk Ülke (%-Nisan 2015) İrlanda Hollanda İngiltere Malta Çek Cum. Belçika Avusturya İspanya İsrail Türkiye Polonya Fransa Portekiz Almanya İtalya Avrupa ort.
78.7 78.6 76.4 75.5 73.4 72.8 71.4 71.1 68.6 68.4 68.1 68.1 67.8 67.4 67.2 69.5
Ortalama günlük oda bedeli (Euro) 99.6 116.7 116.2 109.1 77.2 113.1 100.3 94.4 221.5 105.3 63.9 154.9 79.9 94.7 137.7 110.5
yüzde 8.6 artarak yüzde 74.3 oldu. Nisan 2014’te bu oran yüzde 68.4’tü. Nisanda ortalama günlük satılan oda bedeli ise 134 Euro ile geçen yılın aynı ayına göre yüzde 2.6’lık düşüş gösterdi. Nisan 2014’te bu rakam 137.5 Euro olmuştu. Yılın ilk dört aylık döneminde de doluluk oranı yüzde 64.7 oldu. Geçen yılın ilk dört ayında bu oran yüzde 61.1’di.
ANTALYA’DA RUS ETKİSİ Türkiye’nin en fazla turist çeken şehri Antalya’da, Rusya pazarında yaşanan kan kaybının olumsuz etkisi hissedildi. Rus turistlerin birinci tercihi olan bu şehirde otel dolulukları nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına kıyasla yüzde 5 düşerek yüzde 52.4 oldu. Geçen yılın aynı ayında bu oran yüzde 55.2 olmuştu. Ancak sevindirici bir gelişme olarak Antalya’da günlük satılan oda bedeli 65.1 Euro’ya ulaşarak 2014’e göre yüzde 3.2 sağlandı. Ocak-Nisan 2015 döneminde ise doluluk oranı geçen yılki yüzde 48.1’den yüzde 48.5’e yükseldi.
ANKARA’DA SEÇİM KEYFİ Başkent Ankara ise genel seçim rüzgarını arkasına
almaya devam ediyor. Aday trafiğinin artmasıyla otellere yansıyan hareket nisan ayında da sürdü. Ankara Nisan 2015 otel dolulukları bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 6.7 artarak yüzde 69.5’e ulaştı. Ortalama günlük satılan oda bedeli de 81.4 Euro olarak, 2014’e göre yüzde 5.4 artış gösterdi. Toplam oda sayısı üzerinden odabaşı elde edilen gelirlerde ise geçen yıla oranla yüzde 12.5’lik bir artış yaşandı ve 56.6 Euro olarak ölçüldü. Dört aylık dönemde ise Ankara’nın doluluk oranı yüzde 65 oldu. Geçen yılın ilk dört ayında bu oran yüzde 58 olmuştu.
restaurant gündem 26 hotel & hi-tech
Hilton İstanbul Bosphorus 60 yaşında 11 Haziran 1955’te kapılarını açan Türkiye’nin ilk uluslararası beş yıldızlı oteli Hilton İstanbul Bosphorus, 60 yaşında. İstanbul otelciliğinin mihenk taşlarından Hilton İstanbul 60. yılını özel etkinlikler, menüler ve kampanyalarla konuklarıyla paylaşıyor.
T
ürkiye’nin ilk beş yıldızlı uluslararası oteli ve Hilton Worldwide markasının ABD dışında en uzun süre hizmet veren işletmesi olan Hilton İstanbul Bosphorus, 60. yılını kutluyor! 11 Haziran 1955 tarihinde ilk konuklarını ağırlamaya başlayan Hilton İstanbul Bosphorus, 60 yıldır hizmet vermenin heyecan ve mutluluğunu özel etkinlikler, menüler ve kampanyalarla konuklarıyla paylaşıyor. 60. yıl şerefine, 1955’teki ilk ve özgün logosunu da tekrar kullanmaya başlayan Hilton İstanbul Bosphorus ayrıca konuklarına Executive Chef Andreas Scheuregger ve Yiyecek & İçecek Müdürü Hasan Sabuncu’nun 1955’teki menülerden esinlenerek hazırladıkları özel bir 60. Yıl Menüsü sunuyor. 60. Yıl Menüsü’nde güncellenmiş sunumları ile 60 senelik mutfak mirasının klasik yemeklerinden oluşan bir seçki bulunuyor. Hilton Worldwide Üst Sınıf Oteller Türkiye Bölge Müdürü Armin Zerunyan, 60. yıl ile ilgili olarak şöyle konuştu:
“Kapılarını açtığı 11 Haziran 1955 tarihinden bu yana otelimizde, Türk misafirperverliğinin elçileri olarak, hizmet kalitesinden ödün vermeden konuklarımızı ağırlamayı sürdürüyoruz. Hilton markası için özel bir önem taşıyan Hilton İstanbul Bosphorus 60 yıl boyunca sayısız misafir ağırladı, pek çok etkinliğe ev sahipliği yaptı. Bundan sonra da, kurucumuz Conrad N. Hilton’un mirası ve kurumumuzun prensipleri doğrultusunda Hilton’u farklı millet ve kültürler arasında bir dostluk köprüsü olarak yaşatmaya ve İstanbullulara ve Türk turizmine en iyi şekilde hizmet vermeye devam edeceğiz.”
KENT HAYATINDA YENİ BİR DÖNEM BAŞLATTI Hilton İstanbul Bosphorus, Hilton markasının kurucusu Conrad Hilton’un Avrupa’ya açılma planının ilk halkalarından biriydi. Conrad Hilton, 1950’li yılların başında çıktığı Avrupa turundan, öncelikle İstanbul ve Roma’da otel açma kararıyla
döndü. Böylece Hilton İstanbul Bosphorus, o zamanki adıyla İstanbul Hilton, 11 Haziran 1955’te İstanbullulara merhaba dedi. İstanbul Hilton’a ayrı bir önem atfeden Conrad Hilton, görkemli bir davetle otelin açılışını gerçekleştirdi. Aralarında Hollywood yıldızlarının da bulunduğu pek çok ünlü ismin katıldığı tören, otelin açılışını simgelediği kadar, İstanbul’un kentsel ve sosyal hayatında yeni bir dönemin başladığını müjdeliyordu. O günden bu yana, aralarında Louis Armstrong’dan Brigitte Bardot’ya, Kraliçe 2. Elizabeth’ten Prens Charles’a, Grace Kelly’den Elizabeth Taylor’a yüzlerce şöhretin konakladığı ikonik otel 60 yıl boyunca sayısız tarihi olaya şahitlik, pek çok uluslararası etkinliğe de ev sahipliği yaptı.
TURİZM SEKTÖRÜNÜN OKULU OLDU Türkiye’nin ilk uluslararası beş yıldızlı otelinin açılması, ayrıca Türk otelcilik sektörünü yepyeni bir sektörel standart ve hizmet kalitesiyle tanıştırdı. Faaliyete başladığı günden bu yana birçok üst düzey yönetici ve uzman yetiştiren Hilton İstanbul Bosphorus, Türk turizm sektörü için bir nevi okul görevi gördü ve uzun yıllar bu öncü rolünü sürdürdü. Merkezi konumu ve kongre merkezlerine yakınlığı ile otel, hem tatil hem de iş amacıyla seyahat edenlere hitap ediyor. Hilton İstanbul Bosphorus, ayrıca geniş yeşil alana sahip eşsiz bahçesi ile misafirlerine kent karmaşası içinde dingin bir atmosfer sunuyor.
restaurant gündem 28 hotel & hi-tech
Başkan Bayındır Ortadoğu pazarına karşı uyardı TUROB’un geleneklsel olarak düzenlediği öğle yemeğinde Ortadoğu pazarına ilişkin uyarılarda bulunan Başkan Timur Bayındır, AB’nin Birleşik Arap Emirlikleri’ni Schengen bölgesinde vizesiz seyahat edebilecek ülkeler listesine eklemesiyle ilgili olarak, “Gelişmeler doğrultusunda yeni stratejiler geliştirmeliyiz” dedi.
T
uristik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği’nin (TUROB) Mayıs ayı geleneksel öğle yemeği 26 Mayıs Salı günü Titanic Business Bayrampaşa Hotel’de gerçekleştirildi. Toplantıda turizm gündemine dair değerlendirmelerde bulunan TUROB Başkanı Timur Bayındır, Ortadoğu pazarına ilişkin uyarılarda bulundu. Turizmcilere, pazardaki mevcut durumun rehavetine kapılmamalarını tavsiye eden Bayındır, Avrupa ülkelerinden gelecek vize kolaylıklarının, tüm dengeleri değiştirebileceğine dikkat çekti. Bayındır şöyle devam etti: “Turizmde gerekli ivmeyi yakalayamayan Avrupa ve düşüş yaşayan Uzakdoğu, Ortadoğu pazarına yönelmiş durumda. Avrupa Birliği’nin Birleşik Arap Emirlikleri’ni Schengen bölgesinde vizesiz seyahat edebilecek ülkeler listesine eklemesi dikkatle izlenmesi gereken bir hamle. Arap Emirlikleri’ne uygulanan muafiyet, bölgedeki diğer Arap ülkelerine de uygulanırsa, bu pazarlardaki işimiz zorlaşır ve yeni stratejiler geliştirmemiz gerekir.” Pazarlara yönelik projelerin birlik içinde ele alınmasının önemine dikkat çeken Bayındır, “Bizler kapıları aşındırsak da, bütünlük ve ortak akıl ile hareket etmeden netice alamıyoruz” dedi. Konuşmasında alternatif turizme ve bu alandaki başarılı bir örnek olan Kadir’in Ağaç Evleri’ne değinen Bayındır, işletmeci Kadir Kaya’ya çabalarından dolayı teşekkür etti.
restaurant gündem 30 hotel & hi-tech
Özür bedende, engel mekandadır Görmeyenler Kültür ve Birleşme Derneği tarafından organize edilen Engelsiz Turizm Semineri, İstanbul Aydın Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşti.
G
örmeyenler Kültür ve Birleşme Derneği (GÖRBİR) öncülüğünde hayata geçirilen “Engelsiz Turizm” projesi kapsamında, tatil beldelerinin ve turistik mekanların engelli ve yaşlı bireylere uygun hale getirilmesine dikkat çekilerek, farkındalık oluşturulması amacıyla 7 ili kapsayan bir dizi eğitim semineri başlattı. Proje, İçişleri Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı TÜRSAB ve TÜROFED işbirliğiyle yürütülüyor.
BÜGELEK: “KAMUOYUNUN DİKKATİNİ ÇEKMEK İSTİYORUZ” Programın açılış konuşmasını Görmeyenler Kültür ve Birleşme Derneği adına Proje Koordinatörü Mustafa Bügelek yaptı. Bügelek, Engelsiz Turizm Projesi’nin aslında belli bir dönem yerine belli bir toplumsal davranış oluşana kadar sürdürülecek projelerden olması sebebiyle son derece önemli olduğunu belirtti. Bu kapsamda farkındalığın oluşturulması ve artırılması noktasında engellileri bilinçlendirmeyi amaçladıklarını ve verilecek seminerleri, ‘Engelli Müşteri Ne Bekler?’ başlığı altında gerçekleştirerek kamuoyunun dikkatini çekme arzusunda olduklarını söyledi. Bügelek; “Seminerlerimiz, Valilik, Kaymakamlıklar, Belediyeler, Turizm Müdürlüğü, Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğü, Turistik İşletmeler, Seyahat Acentaları,
Üniversiteler, Turizm Ticaret Liseleri, Kanaat Önderleri, Sivil Toplum Kuruluşları ve Basın mensuplarının katılımıyla gerçekleştirilecektir. Bununla, Türkiye’de turizm merkezlerinin engelliler tarafından erişilebilirliğini artırmak ve engellilere sunulan hizmetleri çeşitlendirmek için bir yol haritası çıkarma yolunda akademik aklın paylaşımını hedefliyoruz.” dedi. Üniversite adına konuşan Yrd.Doç.Dr.Gökçen Çatlı, üniversite olarak erişilebilirlilikle ilgili sürekli bilgi edinmeye ve bunları uygulamaya çalıştıklarını söyledi. Bu hassasiyetlerinden dolayı ev sahibi olmaktan memnuniyet duydukarını ifade etti. Proje ortaklarından TÜRSAB adına TÜRSAB Sağlık Turizmi Komitesi Eş Başkanı E. Emre Afanyalı, gelecek nesillere seslenerek; “Yeni yasaları uygulamada gençlere önemli görevler düşmektedir.” dedi. Afanyalı, TÜRSAB’ın, engellilerin otellere ve turistik alanlara rahat erişibilmeleri için çalışmalar yaptıklarını belirtti. Projeye destek veren İstanbul Kültür ve Turizm Müdürü Nedret Apaydın ise “Kamu olarak kanun koyma ve uygulama noktasında görevlerimiz var” diyerek, en önemli noktanın engellilerin kamuyu zorlamasının gerekliliğine değindi. Açılış konuşmalarının ardından seminere pratikteki uygulamaların değerlendirilmesiyle devam edildi.
ENGELLİLER İÇİN YAPILANLAR TOPLUMDAN AYRIŞTIRILAMAZ Engelliler için yapılanların toplumdan ayrıştırılarak yapılmamasına dikkat çeken Engelsiz Hayat Dayanışma Derneği Başkanı Adem Kuyumcu, acenteler, ulaşım araçları ve tesisler için engelsiz turizmini değerlendirdi. Kuyumcu, engelsiz turizmin, acentelerin internet sayfasında ve ofisinde çalışan elemanlardan başlayarak evden transfer hizmeti, kara, hava ve deniz yolu ulaşım aracı, varılacak yerdeki transferler ve otel ya da turizm bölgesinin ortopedik engelliler, görme, işitme, konuşma engelliler ile otizmli ve farklı gelişen bireylerin tesislerden rahatça yararlanabilmeleri için mimari erişilebilirlik düzenlemeleri ile her aşamada tüm personelin yaklaşım, anlama, hitap etme ve iletişim eğitimi ile sürdüğünü ve sonuçlandığını ifade etti. İBB Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı Halkla İlşkiler Müdür Yardımcısı Yunus Kadakal, İstanbul’u erişilebilir bir kente dönüştürme amacıyla çalışmalarını sürdürdüklerini söyleyerek; “8 müzeyle başlayan Beyaz Gezi
projemiz üzerinde çalışırken engelli bireylerle sürekli işbirliği yaptık. Biz de onlarla çalışırken nasıl davranacağımızı öğrendik. Asıl amacımız engellileri topluma atmaktı. Şu anda Beyaz Gezi faaliyetlerimiz 40 müzeyle devam etmektedir. Bir diğer hedefimiz, İstanbul’un erişilebilir haritasını çıkarmaktır.” dedi. Aydın Üniversitesi’nin erişilebilirlik konusunda iyi şeyler yaptığını gözlemlediğini, bundan mutluluk duyduğunu ifade eden Aile ve Sosyal Politikalar Müşaviri Ayhan Metin, erişilebilirliği bir hat belirleyerek başlatıp daha sonra çoğaltarak sürece devam edilebileceğini söyledi. Şu anda yasalarla ilgili bir eksikliğin olmadığını, kabullenme süreci henüz tamamlanmadığı için uygulamada sorunlar yaşandığına değinen Metin, “Standartları mutlaka öğrenmemiz gerek” dedi. Son olarak konuşan İBB Engelliler Müdürlüğü ARGE Şefi Nilay Yazıcıoğlu, Florya Yaz Kampı uygulamasını anlattı. Bu uygulamanın Türkiye’de ilk ve tek olduğunu vurgulayan Yazıcıoğlu, yılda 5280 kişiye hizmet verildiğini, bu yıl 21.yıldönümü gerçekleştirilen kampta bugüne kadar toplam 45.770 engelli birey ve yakınının ağırlandığını belirtti. Yazıcıoğlu, Şile’de yeni bir kamp alanı oluşturma çalışmalarına başlandığının müjdesini de verdi. Antalya ve Ankara seminerleri gerçekleşen projeye, Adana, Afyon, Van ve Trabzon’da yapılacak seminerlerle devam edilecektir.
restaurant gündem 32 hotel & hi-tech
Yatırım bütçesinin illere göre dağılımı, %
ANTALYA İSTANBUL AYDIN ERZURUM KONYA ANKARA TOKAT MUĞLA NEVŞEHİR DİĞER
BÜTÇE
36,4 16,6 10,9 5,1 3,4 2,8 2,5 2,4 1,8 18,1
Yatırım bütçesinin %36’sı Antalya’da harcanacak Konaklama sektörü Ocak-Nisan döneminde 94 yeni proje için 1,32 milyar TL’lik yatırım teşviği alırken, bu bütçenin % 36,4’ü Antalya’da harcanacak.
A
KTOB Araştırma Birimi’nin derlediği verilere göre 4 aylık dönemde, komple yeni yatırımlar için alınan teşviklerle, 5 bin 273 kişiye de iş imkanı yaratılacak. Bu istihdamın %35,3’ü Antalya’da, %14’erlik dilimleri de İstanbul ve Aydın’da yaratılacak. Diğer yandan yeni tesisler tamamlandığında 22 bin 742 adet
yeni yatak faaliyete geçecek. Bu yatakların %36’sı Antalya’da, %14’ü Aydın ve %13,1’i de İstanbul’da yapılacak. 94 adet yeni yatırım için ayrılan 1,32 milyar TL’lik bütçenin; %36,4’ü Antalya, %16,6’sı İstanbul ve %10,9’u da Aydın’da harcanacak.
restaurant gündem 34 hotel & hi-tech
İstanbul, “Avrupa’nın En İyi MICE Destinasyonu” seçildi ICVB tarafından yapılan uzun çalışmalar sonunda, seyahat ve turizm endüstrisinin en prestijli ödülünde “Avrupa’nın En İyi MICE Destinasyonu”, İstanbul seçildi.
İ
stanbul’un Avrupa’nın En İyi MICE Destinasyonu seçilmesi ardından ödül ile ilgili İstanbul Ticaret Odası ve İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu Başkanı İbrahim Çağlar yaptığı değerlendirmede; ‘İstanbul’un Avrupa’nın en İyi MICE Destinasyonu’ olarak seçilmesi nedeniyle gurur ve onur duyuyoruz. Verilen ödül güçlü ekip bağlılığımızın ve seyahat severlerin İstanbul’u tercih etmeleri için, iş ve seyahat sektörü dahilindeki sürdürdüğümüz küresel kampanyanın başarısını ortaya koymuştur. Umuyoruz ki bu ödül, başarılarımız ve takip ettiğimiz yol; İstanbul’u uluslararası toplantı endüstrisi için bir numaralı destinasyon haline getirme hedefimize ulaşmak için itici bir güç olacaktır. Dünyanın dört bir yanındaki dinamik ve başarılı insanlar için, sahip olduğu canlılık ve enerji, modernite, üstün kalite alt yapı ve imrenilecek coğrafi konumu gibi özellikleri ile İstanbul toplantılar ve kongreler için ideal bir destinasyondur. Uluslararası Kongreler ve Toplantılar Birliği (ICCA), küresel kongre destinasyonu olarak yaptığı sıralamada, İstanbul’unda içinde yer aldığı şehirler ve ülkeler için 2014 Sıralama Raporunu yayınlamıştır. 130 kongre ile 2014 yılında dünya sıralamasında 9. olarak bulunan İstanbul; 2010 yılından bu yana en iyi ilk 10 sıralamasındaki yerini korumayı başarmıştır.’
İŞ DESTİNASYONU SEYAHAT ÖDÜLLERİ HAKKINDA Her yıl düzenlenen İş Destinasyonu Seyahat Ödülleri, seyahat ve turizm endüstrisi tarafından en prestijli ve kapsamlı ödül olarak değerlendirilmektedir. Seyahat endüstrisinin en başarılı şirketlerini ön plana çıkarmak için tasarlanan ödüller, Fortune 500 şirketleri, MICE çözüm ortakları, Kurumsal Seyahat Endüstrisi Yetkilileri Birliği (ACTE) üyeleri ve kurumsal seyahat müşterilerinin bulunduğu bir kesim tarafından seçilmektedir. İş Destinasyonu Seyahat Ödülleri, iş ve seyahat dünyasındaki katkıları ve hizmetleri nedeniyle işletmeleri çeşitli kategorilerde ödüllendirmektedir. Söz konusu ödüller 144 ülkeden seçkin danışmanlarca yapılarak seyahat alanındaki profesyoneller ve turizm müşterileri tarafından 450,000’in üzerinde oy kullanılarak belirlenmektedir.
Antalya düşüşte Ziyaretçi sayısı ilk beş ayda %10 azaldı 2015 yılı Mayıs rakamlarına göre Antalya düşüşe geçti. Geçen yılın aynı dönemine göre ilk beş ayda yüzde 10 düşüşe geçen Antalya’da ziyaretçi sayısı 2 milyon 586 bin oldu.
A
ntalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından Antalya ve Gazipaşa Havalimanları’ndan elde edilen verilere göre Antalya, geçen yılın aynı dönemine göre ilk beş ayda yüzde 10 düşüşe geçerek ziyaretçi sayısını 2 milyon 586 bin kişi olarak kaydetti. Mayıs ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 8 düşüş kaydeden şehirde ziyaretçi sayısı 1 milyon 364 bine geriledi. Bu arakam 2014 Mayıs ayında 1 milyon 486 bin kişi olarak açıklanmıştı.
restaurant gündem 36 hotel & hi-tech
“Ağırlama Zirvesi” Budapeşte’de yapıldı Orta ve Doğu Avrupa ile BDT bölgesi ağırlama sektörü liderleri en büyük otellerin bölgesel işbirliği için tanıtım yaptı.
U
luslararası İş Konseyi, Orta ve Doğu Avrupa’da ile BDT ülkelerinde bulunan en büyük otellerin liderlerini 28-29 Mayıs günlerinde Budapeşte’de Danubius Flamenco Hotel’de “Hospitality CEE & CIS” (Orta ve Doğu Avrupa ve BDT Ülkelerinde Ağırlama Sektörü) zirvesinde bir araya getirdi. Orta ve Doğu Avrupa’nın turizm ve ağırlama sektörünün genişlemesi sebebiyle bu etkinlik bölgenin otelcileri için uygulamalarını ve deneyimlerini paylaşmaları açısından önemli bir platform oldu. Turizm sanayi bölgenin GSH’sının gelişmesine en fazla katkıda bulunan faktör. Bu bakımdan sanayinin daha fazla gelişmesi için tanıtıma önem veren Uluslararası İş Konseyi sektör temsilcilerini buluşturarak aralarında bulunan işbirliği ve sinerjiyi arttırma çabası içinde. Bölgede turizm sektörü ne kadar tanıtılırsa otelciler de o oranda başarılı olacaklar. Aslında Orta ve Doğu Avrupa bölgesi ile BDT bölgesi turizmde, siyaset ve ekonomik konularda Batı Avrupa ile rekabet mücadelesi veriyor ve bu durum otelciler açısından oldukça büyük problemler oluşturuyor.
HEGEDUS: “YARININ KONUKLARI DENEYİM İSTİYOR” İki günlük zirvede konuşulan konular arasında bölgede ağırlama sanayinin gelişmesine dair tahmin ve öngörüler, pazardaki boşluklar ve yeni segmentler, bölgede yatırım ve
geliştirme fırsatları gibi konular bulunuyordu. Zirvede BDO Macaristan Otel ve Emlak Hizmetleri Genel Müdürü Attila Hegedus, E-Ticaret üzerine otel genel müdürleri için bir sunum yaptı ve şöyle dedi, “Yarının konukları deneyim istiyor ve biliyorlar ki rakiplerimiz bir klik uzağımızda. Otelciler her zaman e-ticaret trendlerinin zirvesinde olacaklar. Doğal olarak her zaman bütün zamanların bilgilerine sahip olamayız ama online of offline sistemler için kaynaklarımızı iyi kullanırsak, faaliyetlerimizi iyi ölçersek ve eğitimlere katılırsak başarımızı koruruz ve mutlu müşterilerimiz olur ve gelir ve karlılığımız artar.”
agenda
Hospitality Summit held in Budapest Leaders in Hospitality CEE & CIS once again promoting regional collaboration for top hoteliers
O
n May 28th and 29th, in Budapest, Hungary at the Danubius Flamenco Hotel, International Business Council brought together the top hoteliers from across Central Eastern Europe and the CIS for the Leaders in Hospitality CEE & CIS Summit. With CEE expanding its tourism and hospitality industry sectors, it was an important platform for the region’s hoteliers to discuss best practices and share their expertise. The tourism industry is the highest contributing factor to the region’s GDP economic development. International Business Council strongly believes that it is important for hoteliers to meet and discuss these pressing issues not only to share and collaborate but to expand business opportunities and maximize profitability. The more successful this region is at promoting tourism the more successful the region’s hoteliers will be. CEE & CIS have struggled to compete with western Europe in the tourism industry and with political and economical issues this region hoteliers finds it difficult to prosper in such circumstances. To gather the region’s experts together once a year to discuss the trends, issues and benefits of CEE & CIS creates an important platform for these hoteliers to better understand and collaborate. IBC continues to change the location of the event to expose top hotel chains as well as smaller and independent hotels to all the potential the region has to offer. Some of the hot topics discussed at the summit were The Forecast of the CEE & CIS Hospitality Sector Development, Market Gaps and New Segments and Unveiling the Investment and Development Opportunities in the Region.
There was a special segment for General Managers and a keynote presentation on E-Commerce by Attila Hegedus, Partner and Managing Director or BDO Hungary Hotel and Real Estate Services Ltd. He stated “Tomorrow’s guests are seeking experience and bearing in mind that our competition is only 1 click away, hoteliers with or without external assistance will have to be always on top of the latest e-commerce trends. Obviously we cannot have full possession of the knowledge at all times but with efficiently spent funds on online and offline marketing, measuring our activities and participating at trainings we can have sustained success, happy customers and increase in revenues and profitability.” The two-day event provided attendees with the opportunity to participate in interactive panel discussions as well as numerous networking sessions. Experts from Hyatt, Hilton, Starwood, Kempinski and Accor shared their experiences, both positive and negative, and provided insight on the region. Christopher Cox the Regional Director of Central Eastern Europe for Preferred Hotels and Resorts said “I think such an event is very important for the hospitality industry in the region which is definitely a very important region with unlimited potential.” With Oliver Fodor, Head of Tourism Administration and Catering Unit in the Deputy State Secretariat for Tourism and Ministry for National Economy of Hungary and Dr. Akos Niklai the President of the Hungarian Hotel and Restaurant Association and V.P. HOTREC, this event, once again, provided attendees with insight on a wide range of important issues in the region’s hospitality industry.
restaurant gündem 38 hotel & hi-tech
Çin, Türk turistleri bekliyor Tarihi İpek Yolu’nun turizm yolu olarak tanıtılması amacıyla İstanbul’da bir tanıtım düzenleyen Çin Halk Cumhuriyeti Turizm Bakanlığı, Türkiye’den daha çok turist bekliyor…
I
ntercontinental Hotel’de Hemisphere Turkey tarafından organize edilen geceye Çin Halk Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Zhang Qingyan, TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy, İstanbul Vali Yardımcısı İsmail Gültekin ve turizmciler katıldı. Çin Turizm Heyeti Başkanı Yang Liu, tarihi İpek Yolu’nun turizm destinasyonu olarak tekrar canlandırılması adına yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdiği konuşmasında, “İpek Yolu üzerinden 13 ayrı vilayet ve belediye bulunuyor. Çin hükümeti İpek Yolu boyunca turizmin gelişmesi için ve İpek Yolu üzerindeki ülkelerde buraların tanıtılması için çalışmaları yapıyor. Bizler de 50 turizm temsilcisi ve yerel yöneticiyle birlikte buraya geldik. Çin ve Türkiye arasındaki turizmin gelişmesi için iş birliği hedefliyoruz. İpek Yolu’nun global bir turizm kanalı olmasını hedefliyoruz. Güzel Çin, Türk turistleri bekliyor” dedi.
2014’TE 200 BİN ÇİNLİ TÜRKİYE’Yİ ZİYARET ETTİ Çin Halk Cumhuriyeti İstanbul
Başkonsolosu Zhang Qingyan ise, 2 bin yıl önce ticaret için açılan İpek Yolu üzerindeki ülkeler ile turizm başta olmak üzere ekonomik bir işbirliği oluşturmayı amaçladıklarını söyledi. Çin ve Türkiye arasındaki dostluğun çok eskilere dayandığını belirten Qingyan, “İstanbul, İpek Yolu’nun batı ucudur. Türkiye ile çok sağlam bir temel kurduk. Avrupa, Asyalı turistlerin her zaman ilgisini çekmiştir. Çin’den geçtiğimiz yıl 70 milyon kişi turist olarak değişik ülkelere gitti. Türkiye ile Çin arasında bu sayı 200 bin kişidir. Vize kolaylıkları sayesinde önümüzdeki yıllarda çok daha fazla Çinli turist Türkiye’ye gelecektir. İki ülke halklarının birbirlerini tanımaları ve ilişkilerini güçlendirmeleri en büyük arzumuz” dedi.
ULUSOY: “UÇAK SEFERLERİ YETERSİZ” Çin Ulusal Turizm Ofisi ev sahipliğinde düzenlenen geceye katılan TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy da, İpek Yolu’nu etkin bir şekilde değerlendirmek istediklerini söyledi. Ulaşım
konusuna da değinen, tarihi, doğası ve kültürü ile Çin’in halen keşfedilmemiş bir coğrafya olduğunu söyleyen Ulusoy, “Maalesef uçak seferleri yeterli değil. Haftada 27 sefer var. Bu kadar uçakla ancak 200 bin kişi oluyor. Sağlanan vize kolaylığına teşekkür ediyoruz, güzellikleri paylaşmak istiyoruz. Ama uçak seferlerinin de artırılması şart” dedi. İstanbul Vali Yardımcısı İsmail Gültekin’in ve turizm profesyonellerinin de yaptığı konuşmaların ardından Çin halk danslarından örnekler verildi. Türkçe ve Çince müzik dinletilerinin ardından yapılan çekilişte katılımcılara çeşitli hediyeler verildi. Gece, yenen yemeğin ardından sona erdi.
restaurant yeni yatırımlar 40 hotel & hi-tech
Swissôtel The Bosphorus Batı Kanadı’nı yeniledi
Sırada Doğu Kanadı var… Swissôtel The Bosphorus, İstanbul, Kasım 2013’te başlattığı renovasyon sürecinin Batı kanadını tamamladı. Efsane mimar Khuan Chew’in sürdürdüğü renovasyona 100 milyon Euro’luk bütçe ayrıldı. Sırada 2016 yılında tamamlanması planlanan Doğu Kanadı renovasyonu var…
İ
stanbul’un ikon otellerinden biri olarak kabul edilen Swissôtel The Bosphorus, İstanbul, 2000-2001 yıllarındaki yenilemenin ardından bu defa çok daha kapsamlı bir şekilde yenilendi. Kasım 2013’te otelin Batı Kanadı’nda başlatılan renovasyon süreci ile 206 oda ve süitlerin tamamı yenilendi. Ayrıca Café Swiss, Gaja Restoran ve lobideki cam pencereler başta olmak üzere Batı Kanadı’nda yer alan açık alanların da yenilendiği renovasyon süreci, bu yıl lobi alanı ve Doğu Kanadı ile devam ediyor. Doğu Kanadı’nda yer alan 300 odanın yanı sıra yine aynı kanatta yer alan Kongre Merkezi’nin renovasyonunun ise Şubat 2016 tarihinde tamamlanması hedeflendi. Swissôtel The Bosphorus, İstanbul’un renovasyon sürecine ayrılan bütçenin 100 milyon Euro’yu aşması bekleniyor.
MİMAR KHUAN CHEW İLE YENİLEMEYE DEVAM Swissôtel The Bosphorus, İstanbul, için yapılan yenileme sürecinden dikkat çekici bir diğer konu ise çevreci uygulamalara önem verilmesi. Bunlardan biri de artık lavaboda ve duşta kullanılan suyu toplayan ve işleme
sonrasında bu suyu bahçe sulamada kullanan bir gri su sisteminin yapılandırılmış olması. Daha önce Swissôtel Living’i de yenileyen Khuan Chew, otelin tüm renovasyon sürecini gerçekleştiren isim. Burj el Arab Oteli, Dubai Metrosu gibi pek çok önemli yapıda imzası olan Khuan Chew, yaşayan efsane, dünyanın en iyi tasarımcılarından biri olarak nitelendiriliyor. Khuan Chew, otelin iç tasarımında daha çağdaş ve zaman üstü bir dil kullandı. Swissôtel The Bosphorus, İstanbul, Doğu Kanadı’ndaki yenilemede de yine Yaşam Boyu Başarı Ödülü sahibi Khuan Chew ile birlikte çalışacak.
TÜRKİYE’DEKİ EN BÜYÜK RENOVASYON PROJELERİNDEN BİRİ Renovasyon ile ortaya konulan eşsiz yaklaşım ve çağdaş tasarım felsefesinin misafirler tarafından çok beğenildiğini vurgulayan Swissôtel The Bosphorus, İstanbul, Genel Müdürü ve FRHI Hotels & Resorts Türkiye ve Doğu Avrupa Bölgesi Başkan Yardımcısı Gerhard Struger, yaşayan bir efsane olarak nitelendirilmesine rağmen alçakgönüllü
mimar Khuan Chew ile birlikte çalışmalarından duydukları memnuniyetin altını çizdi. Swissôtel The Bosphorus, İstanbul’da iç tasarımın yanı sıra ön cephe dahil ve çıplak beton hariç olmak üzere binanın tamamını aşağı indirip en yeni teknolojiyle yeniden inşa ettiklerini belirten Gerhard Struger, “Renovasyon sürecini, binaya uyguladığımız bir tür yüz gerdirme operasyonunun yanında süreçlerimizi revize etme ve hizmetlerimizi en yeni teknolojinin yardımıyla iyileştirme fırsatı olarak da görüyoruz” dedi. Gerhard Struger’in dikkat çektiği bir diğer konu, renovasyona ayrılan 100 milyon Euro’luk bütçe oldu. Swissôtel The Bosphorus, İstanbul’a yapılan harcamanın tutarı ile sıfırdan otel inşa edilebileceğini vurgulayan Struger, oteli yenilemeye ayrılan bütçenin büyüklüğünü, “Kesinlikle Türkiye’deki en büyük renovasyon projelerinden biri” sözleriyle ortaya koydu. Swissôtel The Bosphorus, İstanbul, Genel Müdürü ve FRHI Hotels & Resorts Türkiye ve Doğu Avrupa Bölgesi Başkan Yardımcısı Gerhard Struger, renovasyon ile birlikte misafirlere daha da iyileştirilmiş bir otel deneyimi yaşatacaklarını belirtirken, istihdam planlarındaki büyümeye de dikkat çekti. Gerhard Struger, “Bu yılki en önemli planlarımız arasında çeşitli bölümlerde çalıştırmak üzere yaklaşık 250 yeni ekip üyesini işe almayı planlıyoruz. Ekibimize katılacak 250 kişilik çalışanımızı Swissôtel felsefesine ve standardına göre eğiteceğiz” diye konuştu.
“PLANLARDA TÜRKİYE DE VAR” Gerhard Struger, Swissôtel’in İstanbul ve Türkiye’deki yeni planlamaları hakkında da açıklama yaptı. Swissôtel’in İstanbul’da ve Türkiye’de farklı projeleri değerlendirdiğini ifade eden Struger, onaylanan en son çalışmalardan biri olarak İstanbul Esenyurt’taki projeye dikkat çekti. Struger, şöyledevam etti: “Önümüzdeki 4-5 yıllık süreçte dünya çapındaki otellerimizin sayısını yaklaşık yüzde 50 oranında artırmayı planlıyoruz. Global büyüme hedeflerimiz Doğu Avrupa’ya (Türkiye’deki 3 mülkiyet dahil) ve Ortadoğu’ya odaklanmış durumda.”
“FARKLI YILDIZ KATEGORİLERİNE İHTİYAÇ VAR” Dünya yatırımcılarının İstanbul ve Türkiye’yi yatırım fırsatlarının olduğu coğrafyalar olarak değerlendirdiğini
vurgulayan Gerhard Struger, bu ilginin en önemli kanıtı olarak, otel sayılarının yalnızca İstanbul’da değil, diğer şehirlerde de artmasını gösterdi. Özellikle İstanbul’a gösterilen ilginin altını çizen Struger, İstanbul’un popülerliğinin son 7-8 yıldır arttığına ve dünyanın en ilgi çekici destinasyonlarından biri haline geldiğine işaret ederek şöyle konuştu: “İstanbul’a gelen turistlerin sayısı çok büyük ölçüde artış gösterdi. Ayrıca, Türk Hava Yolları’nın son 10 yıldaki gelişimi de dikkate değer. Tüm bu etkenler bir araya geldiğinde yeni yatırımlar yapmak kaçınılmaz bir hal alıyor. İstanbul’daki global marka sayısının arttığını görmek bizi mutlu ediyor, çünkü bu markalar pazarın yönünü tayin ediyor ve destinasyonun popülerliğine olumlu yönde etki ediyor. Bununla birlikte, İstanbul’un yalnızca 5 yıldızlı lüks otellere değil, farklı bütçelerle seyahat eden turistlerin ağırlanabileceği, farklı yıldız kategorilerindeki otellere de ihtiyacı var.” Gerhard Struger, Türkiye’nin dünyanın önde gelen turizm ülkelerinden biri olmasına ve turizmde çok yol kat ettiğinin aşikâr olmasına rağmen, yapacak çok işin de olduğuna dikkat çekti. Türkiye’nin zengin doğal ve tarihi mirasa sahip bir ülke olduğunu belirten Struger, “Türkiye, hizmet sektöründeki genel kaliteyi taksiler, toplu taşıma ve turizm eğitimi de dahil olmak üzere turizmin her katmanında artırmak zorunda. Bunun haricinde Türkiye, dünyada eşi benzeri olmayan doğal ve tarihi kaynaklarını da korumak durumunda. Bu, Türkiye’nin en büyük hazinesi.” Swissôtel The Bosphorus, İstanbul Genel Müdürü ve FRHI Hotels & Resorts Türkiye ve Doğu Avrupa Bölgesi Başkan Yardımcısı Gerhard Struger, dünya turizminin ne yönde gelişeceği hakkında da konuştu. Dünyanın artık çok ulaşılabilir olduğunu belirten Struger, dünyanın hiç bu kadar küçük olmadığını belirterek, şöyle devam etti: “Günümüzde İstanbul’dan 230’dan fazla destinasyona doğrudan ulaşabiliyorsunuz. Klasik destinasyonlar, yani Paris, Londra, New York gibi destinasyonlar elbette olduğu gibi kalıyor. Ancak, henüz iyi bilinmeyen destinasyonlar da mevcut. Bilhassa Asya saklı bir mücevher. Kalabalık nüfuslu Hindistan ve Çin, geleceğin dışa yönelik en büyük pazarları olacak. Bu iki ülke, ayrıca daha çok turizm yatırımını kendine çekecek. Mutfak turizmi, yeşil turizm de önemli trendler halini alacak. Y kuşağının tercihleri geleceği belirleyecek. Bunun haricinde lükse yapılan harcama da yıldan yıla artış göstermeye devam edecek.”
restaurant yeni yatırımlar 42 hotel & hi-tech
Double Tree by Hiton - Istanbul Tuzla açıldı Türkiye portföyünü hızla genişletmeye devam eden DoubleTree by Hilton’un son halkası 27 Mayıs Çarşamba günü Tuzla’da açıldı.
D
ouble Tree by Hilton 27 Mayıs Çarşamba günü, İstanbul’un Anadolu Yakası’nın doğusunda yer alan en yeni oteli Double Tree by Hilton - Istanbul Tuzla’nın açılışını gerçekleştirdi. 11’i süit, 84 odalı yeni otel, İstanbul – Tuzla’da, 70 bin metrekarelik kaplıca alanına sahip İçmeler turistik termal bölgesinde bulunuyor. Konuklar, hem şık ve konforlu odalarda hem de otelin benzersiz şifalı termal mineral havuzunda rahatlarken en sevdikleri klasik müzik parçalarını dinlemenin keyfine varabilecek.
TUZLA TERSANESİ’NE YAKIN MESAFEDE DoubleTree by Hilton Global Başkanı John Greenleaf açılışla ilgili olarak şunları kaydetti: “Türkiye’de yedi otelden oluşan ve gittikçe büyüyen Hilton DoubleTree portföyümüze yeni bir tesis eklemekten büyük bir heyecan duyuyoruz. İstanbul, iki kıtayı bir araya getiren, kültürel açıdan çok zengin bir şehir. Bizler de dünyanın dört bir yanından gelen konuklarımızı sıcak ve samimi bir şekilde ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz. Misafirperverliğimizin ilk göstergesi
ise konuklarımıza check-in sırasında ikram ettiğimiz, markamıza özel, taze, çikolatalı kurabiyeler.” Tuzla Tersanesi’nin hemen yakınında yer alan otel ulaşım açışından da son derece elverişli bir konumda, Tuzla Hızlı Tren İstasyonu’na sadece 1 kilometre, Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’na ise 15 kilometre mesafede bulunuyor. DoubleTree by Hilton – Istanbul Tuzla Genel Müdürü Mustafa Yıldız ise şöyle konuştu: “Konuklarımızı yeni otelimizde ağırlamak için sabırsızlanıyoruz. Turistik termal bölgesinde bulunmamız sayesinde konuklarımız, mineral açısından zengin kaplıcalarımızda hem rahatlayacak hem de yenilendiklerini hissedecekler. Böylece misafirlerimize benzersiz bir konaklama deneyimi yaşatacağız.”
PORTFÖYÜN SON HALKASI DoubleTree by Hilton – Istanbul Tuzla’da konaklayanlar, iki çok özel mekanda yemek yiyebilecek. Tüm gün hizmet veren, 86 kişilik, üst sınıf Magnolia restoran arkadaşlarla bir arara gelmek veya iş yemekleri için ideal. Sabah 08:00’den gece 02:00’ye kadar açık Lobby Bar ise yerel ve yabancı içeceklerden oluşan geniş bir seçki sunuyor. DoubleTree by Hilton – Istanbul Tuzla, nisan ayında faaliyete geçen DoubleTree by Hilton Amsterdam – NDSM Wharf ile birlikte DoubleTree by Hilton’un hızla büyüyen portföyünün son halkası. Otel, Doubletree by Hilton Istanbul – Avcılar, DoubleTree by Hilton Istanbul - Moda ve DoubleTree by Hilton Istanbul Old Town’ın ardından İstanbul’daki dördüncü DoubleTree by Hilton tesisi. DoubleTree by Hilton, “CARE” olarak adlandırılan, konuklar, çalışanlar ve toplum için “Değerli Bir Deneyim Yaratma” (Create A Rewarding Experience) ilkesiyle hareket ediyor. Konuklar check-in sırasında çikolata parçacıklı sıcak kurabiyelerle karşılanıyor, otelde kaldıkları süre boyunca da güler yüzlü hizmetin keyfini sürüyor.
restaurant yeni yatırımlar 44 hotel & hi-tech
Viaport Marina açıldı Türkiye’nin ilk deniz oteli 2016’da kapılarını açacak Yatırımı Via ait Viaport Marina 29 Mayıs Cuma günü Tuzla’da resmi açılışını gerçekleştirdi. 1 milyar TL’lik yatırımla hayata geçirilen dünyanın ilk deniz üstünde tasarlanan yaşam merkezi, 2016 yılında açılması planlanan Türkiye’nin ilk deniz oteli ile de ses getirecek…
1
milyar TL’lik yatırımla, eğlence, alışveriş, turizm, marina, akvaryum ve business center’ın bir arada bulunduğu Viaport Marina projesi, kapılarını açtı. Dünyanın ilk deniz üstünde tasarlanan yaşam merkezi Viaport Marina, Türkiye’de deneyimlenmemiş bir yaşama imzasını atıyor. Dünyaca ünlü markaların Alışveriş Adası’nda outlet konseptiyle bir araya geldiği Viaport Marina, şık kafe ve restoranlarıyla sosyal yaşamın da stilini değiştiriyor. Dünyanın en özel mimarisine sahip marinasıyla, deniz tutkunlarına ev sahipliği yapacak olan Viaport Marina, İstanbul’a ve Türkiye’ye hediye ediliyor... Projenin yatırımcısı Via Properties Yönetim Kurulu Başkanı Coşkun Bayraktar, “Viaport Marina dünyada eşsiz bir proje. Türkiye’ye hediye ettiğimiz projemizin hayırlı olmasını dilerim. İstanbul bize, biz İstanbul’a çok yakıştık” dedi.
DÜNYACA ÜNLÜ MARKALAR YERİNİ ALDI Viaport Marina’da Atasay, Atasun, Bamba, Bisse, Colin’s, Derimod, Esse, FLO, Hotiç, Hummel, İpekyol Karaca, Kemal Tanca, Kiğılı, LC Waikiki, Marjin, Loft, Mavi, Mudo, Network,
Polo Garage, Saat&Saat, Sarar, Vakko gibi pek çok ünlü giyim markası Outlet konseptinde yerini alırken, LLS markası ise Moschino, Prada, GF Frerre, Dolce Gabanna gibi dünya markalarına ev sahipliği yapıyor. Yeme, içme alanlarının da ağırlıklı olduğu Viaoort Marina’da, Alaçatı Muhallebicisi, Bay Döner, Popeyes, Sbarro Tavuk Dünyası gibi leziz markalarla beraber, Develi Restaurant bir fast food, bir de büyük restoranıyla hizmet vermeye başlayacak. Big Chefs ise deniz üzerinde konumlanan şık konseptiyle Viaport Marina ziyaretçilerine hizmet verecek.
OTEL VE AKVARYUM 2016’DA AÇILACAK Viaport Marina otel, alışveriş adası, tema park, akvaryum ve marinadan oluşan Türkiye’nin beşi bir yerde projesi olarak adlandırılıyor. Denizin üzerine konumlanacak otel ve binlerce deniz canlısının içerisinde bulunduğu Türkiye’nin “en uzun tüneline sahip” akvaryumu 2016 yılında hayata geçirilecek. Otel için dünyaca ünlü otel zincirleriyle görüşmeleri sürdürdüklerini kaydeden Bayraktar, “Dünyanın en güzel otellerinden biri Viaport Marina’ya geliyor. Denizin üzerinde
dinlenmek isteyen tekne sahipleri için de bambaşka bir deneyim olacak” dedi. Akvaryum projesinin de önümüzdeki bahar aylarında hayata geçirileceğini kaydeden Bayraktar, “Akvaryum projesi ile de denizin altındaki yaşamı, ziyaretçilerimize bambaşka bir deneyimle yaşatacağız. Benzersiz bir proje çıkardık” diye konuştu.
VİALAND’DEN SONRA VİASEA GELİYOR Türkiye’nin ilk tema parkını inşa eden ve Türkiye’yi roller coaster deneyimiyle ilk defa tanıştıran Vialand’den sonra, tema park kültürünü Anadolu Yakası’na taşıyan Via Properties, ViaSEA’yi de açıyor. 15 milyon Euro yatırımla Türkiye’ye getirilen ve kurulumu tamamlanan dünyanın en hızlı roller coaster’larından biri olan Red Fire, test sürüşlerinin ardından adrenalin tutkunları için görücüye çıkacak. Viaport Marina’nın içerisinde iki ayrı roller coaster bulunacak. Dünyanın en hızlı roller coaster’larından biri olan ve 55 metre yükseklikte adrenalin tutkunlarını eğlencenin doruğuna çıkaracak olan “Red Fire” dünyadaki en iyi roller coaster üreticilenden biri olan Intamin tarafından üretildi. 980 metrelik bir ray sistemi üzerinde konumlanan Red Fire, 1 saatte 630 kişi taşıyabilecek. Red Fire’ın test sürüşleri ise Mayıs ayında tamamlanacak. Red Fire ile birlikte Family Coaster adını taşıyan ikinci roller coaster da ViaSEA’de yerini alacak. Klasik lunapark kültürünü de ViaSEA’de konumlandıracaklarını aktaran Bayraktar, “ViaSEA ile halkımızı Vialand’den sonra bambaşka bir deneyimle tanıştıracağız. Klasik halka atma oyunlarından, çarpışan
arabalara kadar içerisinde bulunacak parkımızda, Roller Coaster’larımız ile deniz keyfi ile eğlenceyi birleştireceğiz. Biz Via Properties olarak her zaman Türkiye’de “ilk”leri yapmayı hedefleyen bir grup olduk. ViaSEA de yine “ilk” proje olacak. Ülkemize hayırlı olmasını dilerim” diye konuştu. Vialand’in Avrupa’nın en özel kuruluşlarından biri olan ICSC tarafından “Avrupa’nın En Özellikli Perakende Projesi” kategorisinde jüri özel ödülünün sahibi olduğunun da altını çizen Bayraktar, “Vialand Türkiye’nin turizmine büyük katkı sağlayan bir proje. Türkiye’nin gurur projelerinden biri. ViaSEA de kategorisinde dünyada rakiplerinden ayrışacak bir proje olarak hayata geçecek” dedi.
restaurant yeni yatırımlar 46 hotel & hi-tech
Hilton Batum açıldı Hilton Worldwide’ın üst sınıf markası, Karadeniz’in kıyı şehri Batum’da ilk otelini açtı. 20 Mayıs Çarşamba günü itibari ile ilk misafirlerini ağırlamaya başlayan Hilton Batum, 15’i süit olmak üzere toplam 247 odasıyla hizmet verecek.
H
ilton Hotels & Resorts, Gürcistan’ın liman kenti Batum’da ilk otelini açtı. Hilton Batum, Tourinvest Ltd. ile yapılan işletme anlaşmasının ardından 20 Mayıs Çarşamba günü itibari ile misafirlerini ağırlamaya başladı. 15’i süit olmak üzere toplam 247 odaya sahip modern tasarımıyla misafirlerine nefes kesen bir Karadeniz ve dağ manzarası sunan Hilton Batum, Yunus Akvaryumu’nun hemen yanında yer alıyor. Tandila Lobby Café Bar ve tüm gün hizmet veren restoranı Pelion’da eşsiz yemek seçenekleri sunan otel, çarpıcı manzaraya sahip Nephele Sky Bar’da şehrin en iyi kokteyllerini servis ediyor. Otel iş yemeklerinden, arkadaş buluşmalarına ve özel kutlama yemeklerine kadar çok çeşitli organizasyonlar için eşsiz bir ortam sunuyor.
ANA ULAŞIM KANALLARINA YAKIN MESAFEDE 6 Mayıs Parkı ve Batum Sahil Parkı Bulvarı’na 50 metre mesafede bulunan otel, şehrin hareketli bar, kafe ve restoranlarına yürüme mesafesinde yer alıyor. Otel aynı zamanda Batum Sanat Müzesi, Batum Botanik Bahçesi, Gonio Apsaros Kalesi ve Mtirala Ulusal Parkı gibi turistik merkezleri de keşfetmek için uygun şekilde
konumlandırılmış. Batum Uluslararası Havalimanı’na 6.8 km, Merkez Tren İstasyonu’na 8 km mesafede bulunan ve ana ulaşım kanallarına yakın konumda bulunan otel, hem turistik hem iş ziyareti amacıyla şehre gelen misafirler için ideal bir seçenek oluşturuyor.
İŞ SEYAHATLERİ İÇİN İDEAL Hilton Batum, Rustaveli Balo Salonu da dahil 864 m2’den fazla alanı kapsayan esnek toplantı salonları ve etkinlik alanları ile kurumsal etkinlikler ve büyük banketler için toplam 750 kişiye kadar hizmet verebilen çok uygun bir otel. İş seyahati için ziyaret eden misafirlere özel düzenlenmiş Executive Lounge alanı, 24 saat kullanıma açık Business Center’ı ile konaklamaları boyunca misafirlerine iş partnerleri ile iletişimde kalmaları için yardımcı oluyor. Otel, sakinlik ve dinginlik isteyen misafirleri için ise eforea spa’ya ev sahipliği yapıyor. Tam kapasiteli kapalı yüzme havuzu, yedi adet masaj odası, fitness salonu ve eşsiz masajlarıyla eforea spa, misafirlerinin hayat bulmalarına yardımcı olacak, sakinleştirecek ve yeniden canlandıracak, kişiselleştirilmiş, yenileyici bir deneyim sunuyor.
restaurant yeni yatırımlar 48 hotel & hi-tech
Park Dedeman Izmailovo Moskova açıldı Dedeman Hotels & Resorts International’ın Moskova’nın gelişmekte olan önemli bölgelerinden Izmailovo’daki ye ni oteli Park Dedeman Izmailovo Moskova’nın resmi açılışı 27 Mayıs’ta gerçekleştirdi.
D
edeman Grubu’nun yeni oteli Park Dedeman Izmailovo Moskova’nın resmi açılışı 27 Mayıs Çarşamba günü gerçekleştirildi. Dedeman Grubu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Rıfat Dedeman, Dedeman Turizm Yönetimi A.Ş. Genel Müdürü Emrullah Akçakaya ve yatırımcı firma Monolit Kapital Stroy Yönetim Kurulu Başkanı Ahmed Dubar’ın ev sahipliğinde yapılan açılış törenine Türkiye Cumhuriyeti Moskova Büyükelçisi Ümit Yardım, Moskova Ulusal Politika, Bölgelerarası İlişkiler ve Turizm Dairesi Başkanı Vladimir Chernikov, Moskova Ulusal Politika, Bölgelerarası İlişkiler ve Turizm Dairesi Birinci Başkan Yardımcısı Sergey Shipilko açılışa katıldı. Türkiye ve Moskova’dan önemli yönetici ve iş adamlarının katılımıyla gerçekleşen davette konuklar keyifli bir akşam geçirdi.
RIFAT DEDEMAN: “RUSYA’DA YENİ YATIRIMLARA AÇIĞIZ” Dedeman markasıyla Rusya’da faaliyet göstermekten büyük mutluluk duyduklarını dile getiren Dedeman Grubu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Rıfat Dedeman, “Dedeman Grubu olarak, Türkiye – Rusya Federasyonu arasındaki ekonomik işbirliğine katkı sağlamaktan ve Rusya’da faaliyet gösterecek bir Türk markası olmaktan çok mutluyuz” dedi. Dedeman Hotels & Resorts International’ın yeni yatırımları hakkında da bilgi veren Rıfat Dedeman, “Rusya’daki yeni otelimiz Park Dedeman Izmailovo ile Türkiye’de ve farklı coğrafyalarda toplam 16 otel sayısına ulaşmış bulunuyoruz. Dedeman olarak, yeni otellerimizle yeni coğrafyalarda hizmet vermeye devam edeceğiz. 2014 yılında Kazakistan’da Dedeman
Oskemen Tavros ve İstanbul’da Dedeman Bostancı otellerimizi açmıştık. Haziran ayında İstanbul’daki üçüncü otelimiz, Dedeman Park Levent otelimizi hizmete açacağız. Yine 2015 yılında Türkiye’de ve Özbekistan’da hizmete girecek otellerimizi açılışa hazırlıyoruz. Hedefimiz, Türkiye Cumhuriyetinin 100. yaşını kutlayacağı 2023 yılına kadar Dedeman Grubu bünyesinde 20’si Dedeman, 22’si Park Dedeman olmak üzere toplam 42 otele ulaşmak. Bu hedef doğrultusunda emin adımlarla ilerliyoruz” diye konuştu.
AKÇAKAYA: “MİSAFİRPERVERLİĞİMİZİ MOSKOVA’YA TAŞIDIK” Merkeze kolay ulaşımıyla dikkat çeken otelle Moskova’ya Dedeman kalitesini ve kültürünü taşıdıklarını belirten Dedeman Turizm Yönetimi A.Ş. Genel Müdürü Emrullah Akçakaya, “Dedeman Grubu olarak Moskova’daki ilk otelimiz Park Dedeman Izmailovo ile Moskova’ya geleneksel Dedeman misafirperverliğini getirdik. Ayrıca 2015 yılında açtığımız ilk
otel olan Park Dedeman Izmailovo ile misafirlerimize konfor odaklı bir deneyim sunacağız. Grubumuz, Rusya Federasyonu ve Türkiye arasındaki ekonomik işbirliği çerçevesinde Rusya’daki yeni projelere de açık. Rusya’nın farklı şehirlerinde ve Moskova’da yeni oteller açmak için her türlü iş birliğine hazırız” dedi. Otelin çalışmalarına iş ortağı Monolit Kapital Stroy Yönetim Kurulu Başkanı Ahmed Dubar ve Denis Kolesnikov ile birlikte 2009 yılında başladıklarını belirten Akçakaya, “Moskova’daki yeni otelimizde 45 çalışanımızla hizmet veriyoruz. Hem bölgenin ekonomisine hem de istihdamına katkıda bulunuyoruz” dedi ve otele dair detayları aktardı: “Park Dedeman Izmailovo Moskova, şehrin ulaşım ağlarına, kültür, sanat, ticaret ve iş merkezlerine yakınlığıyla rahat bir konaklama imkânı sunuyor. Otelimiz, Moskova metro ağının Izmaylovskaya istasyonuna sadece 1,5 km mesafede. Dünyaca ünlü Kızıl Meydan, altı metro durağı uzağımızda. Park Dedeman Izmailovo Moskova’da 110 adet superior odamız bulunuyor. Odalarımızda bulunan hizmetler, iş dünyasından ağırlayacağımız konuklarımızın hayatını kolaylaştıracak konforlu bir ortam sunuyor.” Park Dedeman Izmailovo Moskova otelinin yatırımcı firması Monolit Kapital Stroy Yönetim Kurulu Başkanı Ahmed Dubar, “Dedeman Grubu gibi Türkiye’nin köklü ve öncü kurumuyla işbirliği yapmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Onların 50 yıla yaklaşan deneyimini ve Türk konukseverliğini Moskova’ya taşıyoruz. Dedeman Grubu ile
Rusya’da yeni yatırım planlarımız da söz konusu” diye konuştu. Şehrin ulaşım ağlarına, kültür, sanat, ticaret ve iş merkezlerine yakınlığıyla rahat bir konaklama imkanı sunan Park Dedeman Izmailovo dünyanın en eski ve büyük metrolarından sayılan Moskova metro ağının Izmaylovskaya istasyonuna 1,5 km mesafesinde, dünyaca ünlü Kızıl Meydan’a ise altı metro durağı uzaklıkta bulunuyor.
TOPLANTI SALONLARI İSTEĞE GÖRE TASARLANABİLİYOR Park Dedeman Izmailovo Moskova’da bulunan Moskova 1 ve Moskova 2 adlı toplantı odaları TV, DVD oynatıcıları, projeksiyon sistemleri ile son teknoloji ses ve ışık ürünleriyle donatıldı. Toplantı salonları farklı türde etkinlikler için isteğe göre de tasarlanabiliyor. Park Dedeman Izmailovo Moskova’da bulunan 140 kişi kapasiteli Park Restoran, Türk ve dünya mutfağından lezzetler sunuyor. Ferah tasarımı ve minimalliği şıklıkla birleştiren atmosferi ile Park Restoran, farklı mutfak lezzetlerine açık olanların şehirdeki adresi olacak. Park Bar ise, Park Dedeman Izmailovo Moskova otelin lobisinde bulunuyor.
restaurant yeni yatırımlar 50 hotel & hi-tech
Divan Cezayir ve Divan Express Cezayir otelleri
2018 açılışına hazırlanıyor
Divan Grubu, Cezayir’de iki otel projesini hayata geçirmeye hazırlanıyor. Toplam maliyetinin 55 milyon Euro olması öngörülen Divan Cezayir ve Divan Express Cezayir’in 2018 yılının 3. çeyreğinde tamamlanması hedefleniyor.
D
ivan Grubu, işletmeciliğini yürüttüğü otellerdeki atılımına yurt içinde olduğu kadar, yurt dışında da hız kesmeden devam ediyor. Afrika kıtasının en büyük ülkesi olan Cezayir, yeni bir Divan Grubu projesine ev sahipliği yapıyor. Yatırımı Sarl Marouf Immo LLC ve Kayı Real Estate Investment B.V tarafından gerçekleştirilecek olan otelin işletmeciliğini ise Divan Grubu üstleniyor. Yatırımcılar ve Divan Grubu yöneticilerinin imzalarıyla temelleri atılan projenin, 2018 yılının 3. çeyreğinde tamamlanması hedefleniyor.
YATIRIMI 55 MİLYON EURO’YA MAL OLACAK Toplam maliyetinin 55 milyon Euro olması öngörülen projede; Divan Cezayir’in 120 odalı ve beş yıldızlı, Divan Express Cezayir’in ise 143 odalı ve 4 yıldızlı olması planlanıyor. Ulusal Karayolu no.05, Bab Elzuvvar üzerinde konumlanacak olan Divan Cezayir ve Divan Express Cezayir, Cezayir Huari Bumedyen Havalimanı’na 5,3 km mesafesiyle, misafirlerine rahat ulaşım olanağı sağlıyor.
restaurant yeni yatırımlar 52 hotel & hi-tech
Kalyon Çeşme açıldı Yatırımı Kalyon Turizm Grubu’na ait Kalyon Çeşme, 1 Haziran itibari ile Çeşme-Ilıca mevkiinde misafirlerini ağırlamaya başladı.
K
alyon Turizm Grubu yarım asırlık otelcilik -turizm tecrübesini ve hizmet anlayışını kişiye özel hizmet ile lüksü birleştiren Kalyon Çeşme ile Ege Bölgesi’ne de taşıdı. Her türlü lüks ve konfor düşünülerek tasarlanan Kalyon Çeşme’nin 30 ile 55 metrekare arasında değişen 4 tip odası bulunuyor. Özel tasarım mobilyalar ile dizayn edilen Kalyon Çeşme, jakuzili odaları ile ruhunuzu dinlendireceğiniz, şehrin stresinden uzak ama şehrin sunabileceği tüm konforun mevcut olduğu bir tatil vadediyor.
AKDENİZ MUTFAĞINDAN SEÇKİN LEZZETLER 1967 yılından bu yana Türk turizminin köklü ve seçkin markası Kalyon Turizm Grubu’nun tarafından Haziran ayında açılan Kalyon Çeşme, Çeşme’ye yeni bir soluk getirirken bahçesinde yer alan Kalyon Restaurant uluslararası Akdeniz mutfağının en seçkin lezzetlerini sunmaya hazırlanıyor.
MİMAR DERYA AKDURAK TASARLADI Çeşme’nin denizinden ve esintisinden ilham alınarak ünlü Mimar Derya Akdurak tarafından tasarlanan RestaurantLounge ve şömineli salon “marine” çizgisiyle kurgulanmış olarak tasarlandı.
Kalyon Çeşme’nin mutfağı İtalya’nın Michelin yıldızlı restoranlarında ve 5 yıldızlı otellerinde çalışan tecrübeli İtalyan Şef Franco De Min ve Şef Alessandro Pittori’ye emanet. Akdeniz mutfağını İtalyan ve Türk esintileri ile bir araya getiren aşçılar, menülerini geleneksel ve modern lezzetle doğal tatları birleştirerek değerli misafirlerine sunuyorlar. Menü Executive Chef Franco De Min’in elinden çıkan taze ev yapımı makarna çeşitleri ve özel soslar ile dikkat çekiyor. Özel sistem ile hafif ısıda yavaş pişirme tekniği ile pişirilen et, balık ve sebzeler üstün lezzet ve sağlıklı beslenmeyi birlikte sunuyor. Kalyon Restaurant ve Lounge ayrıca zengin şarap kavı ve taze meyve ve baharatlar ile hazırlanan özel kokteyller ile de bu yaz Çeşme severleri cezbedecek.
restaurant yeni yatırımlar 54 hotel & hi-tech
Ramada Resort Kuşadası & Golf açıldı Türkiye’nin yeni tatil adası Ramada Resort Kuşadası & Golf, Kuşadası’nda açıldı. 30 bin m2 alan üzerine kurulan tesis; nefes kesen manzarası, ferah odaları, gurme lezzetler sunan restoranları ve arındırıcı SPA’sıyla misafirlerini ağırlamaya hazır…
Y
aklaşık 30 bin m2 alan üzerine kurulu, Kuşadası’nın hemen girişinde yer alan Ramada Resort Kuşadası & Golf, zengin botaniği, Ege’ye uzanan sonsuz manzarası ve tertemiz denizi ile dikkat çekiyor. Kuşadası’na yeni bir soluk getirecek olan Ramada Resort Kuşadası&Golf, turizm sektörünün önemli yatırımcılarından Özyer Group’a ait. Ramada üstün hizmet kalitesinin her noktada hissedildiği Ramada Resort Kuşadası & Golf’te misafirlerin konforuna ve yüzde yüz memnuniyeti her şeyden önce geliyor. Modern mimariye sahip ve farklı ihtiyaçlar için özenle hazırlanmış 850 yatak kapasiteli Ramada Resort Kuşadası, misafirlerine konforun yanı sıra ev sıcaklığını da sunuyor.
EGE MUTFAĞI DA VAR, İTALYAN MUTFAĞI DA Yerel tatlardan ve farklı dünya mutfaklarından lezzetlerin harmanladığı Pertus restoran zengin büfeleri ile dikkat çekiyor. Ege ve İtalyan restoranlarının size sunduğu eşsiz lezzetleri tadarken güneşin batışını izlemek sizi büyülüyor. Bir yandan bu lezzetleri tadıp diğer yandan güneşin kızıl bir top gibi denizin içine batışını izlemek akşam yemeklerinizi şölene çeviriyor.
HEM DİNLENCE HEM EĞLENCE Hem dinlenmek hem de eğlenmek isteyenler için farklı
alternatifler sunan Ramada Resort Kuşadası & Golf’te altı adet havuz bulunuyor. Türkiye’nin yeni tatil adası Ramada Resort Kuşadası & Golf sahip olduğu beş kaydıraklı aquaparkı ile büyükleri çocukluklarına döndürüyor. Farklı kültürleri gözlemleyebileceğiniz, festival havasındaki değişik showlar ve animasyonlar ile tatillere renk katan Ramada Resort Kuşadası & Golf Showland’i 1500 m2 alana kurulu. Eğlenmenin yanı sıra dinlenmek isteyenleri de unutmayan Ramada Resort Kuşadası 800 m2 alana kurulu SPA merkeziyle; Türk hamamı, sauna, farklı masaj çeşitleri, son teknoloji ürünlerin kullanıldığı medical yüz ve vücut bakımı sunuyor.
restaurant yeni yatırımlar 56 hotel & hi-tech
Palmarina Bodrum’da Sailors Pub açıldı Denizcilik dünyasının yükselen değeri Palmarina Bodrum, 30 Mayıs 2015 Cumartesi akşamı teras katında Sailors Pub açılışını gerçekleştirdi. Deniz severlerin buluşma noktası olmayı hedefleyen Sailors Pub, deneyimli denizcilerin ve denizin ruhunu karaya taşırken, genç nesillere de denizcilik ruhunu aşılayacak…
D
enizciliği ülkemizde yaygınlaştırma hedefi ile faaliyetlerini sürdüren Palmarina Bodrum, denizcilik dünyasının nabzının attığı oluşum ve uluslararası etkinliklere, ülkemiz denizlerine olan deniz trafiğini artırmak için sürdürdüğü çalışmalara aralıksız devam edecek. Denizcilik sporlarına olan katkılarını bu yıl da sürdürecek olan Palmarina Bodrum, yarışma sponsorluklarıyla da 2015 yılında da sektördeki öncü rolünü sürdürmeyi hedefliyor. Bölgede gerçekleştirmiş olduğu yatırımları ile hem yerel hem de bölge
ekonomisine canlılık kazandırma ve denizciliği yaygınlaştırma hedeflerini ilke edinen Palmarina Bodrum dört mevsim boyunca tüm dünya denizcilerine ev sahipliği yapıyor.
TÜRKİYE’NİN TEK MEGA YAT KAPASİTELİ MARİNASI Türkiye’nin tek mega yat kapasiteli marinası olan Palmarina Bodrum; Türkiye’de sadece kendisinin sahip olduğu özel sertifikaları, 620 tekne bağlama kapasitesi, yatçılık acenteleri
ve sigorta hizmetleri, dünyaca tanınan markalardan oluşan 112 mağazalık açık hava alışveriş merkezi, Cipriani, Nobu, Billionaire gibi dünyaca ünlü restaurant ve gece kulüpleri, kafeler, çocuklara yönelik oyun ve eğlence kompleksi Kids Paradise, Palmalife Marina Hotel, Palmarina Boutique Hotel gibi konaklama alternatifleri, kişiye özel seçenekler sunan Palmarina Bodrum Spa & Fitness merkezi hizmetleri ile uluslararası standartların üzerinde sunduğu sosyal ortamı ile dünyanın sayılı marinaları arasında yer alıyor.
restaurant yeni yatırımlar 58 hotel & hi-tech
Bella Sombra Türkbükü açıldı Sektörün deneyimli isimleri Şebnem Ercantürk ve Murat Özalp’ın misafirperverliğinde Mayıs ayında hizmete açılan Bella Sombra, Bodrum’un mavisine inat yemyeşil kaya gölgesinin altında bir kaçamak…
B
odrum Türkbükü’nde 5000 metrekare alan üzerine kurulu Bella Sombra Hotel, özel tasarlanmış 19 odası, Edremit, Antalya, Urla ve Bodrum’dan getirilmiş farklı ağaç türlerinden oluşan bahçesi, provence dokunuşlara sahip dekorasyonu ve her detayı düşünülmüş hizmet anlayışı ile misafirlerine beklentilerinin ötesinde bir zaman vaad ediyor. Sektörün deneyimli isimleri Şebnem Ercantürk ve Murat Özalp’ın misafirperverliğinde açılan Bella Sombra, Mayıs ayından bu yana misafirlerini ağırlıyor.
YAZ KIŞ KEYİFLİ Doğal mimarisi, yeşil kepenkleri, güzel gölge ağaçları ile yeşilin her tonuna göz kırpan, insana nerede olduğunu unutturacak ve kendi zamanına taşıyacak atmosferi ile yaz-kış keyifli bir kaçamak imkanı sunan Bella Sombra Hotel tüm alışkanlıkları değiştirecek.
YEMYEŞİL BİR KAÇAMAK Doğa ve tasarımın buluştuğu otelin açık alanı, otelin en dikkat çekici noktasını oluşturuyor. Ünlü peyzaj mimarı Murat Pilevneli tarafından oluşturulan bu bölümde, Bodrum’un ünlü mavisine inat yeşil tonlarıyla hayat bulan havuz ve Provence tarzının sade ve samimi havasını yansıtan bahçe mobilyalarının etrafına yerleştirilmiş büyük caspolardaki bitkiler ön plana çıkıyor. Açık alanda bulunan havuz, özel tasarımı sayesinde çarpıcı ve farklı… Havuzun yeşil rengi de misafirlerini masalsı bir lagüne taşıyor. Dış
bölümde ve otelin mimarisinde doğal malzemeler kullanılırken, yeşilin ve ağaçların başrolde olduğu otelde şık detaylar göze çarpıyor. 800 kişilik özel davet ve düğünlere ev sahipliği yapabilecek alana sahip alanda misafirlerin lezzetli sofraları için yetiştirilen taze sebzeler için bir bostan da bulunuyor.
EGE’DE TOSCANA SOFRALARI Bella Sombra’nın otel dışı misafirlerine de açık olan 80 kişilik restaurantın menüsü, otelin sahibi Şebnem Ercantürk’ün Le Cordon Bleu deneyimini yansıtan Akdeniz ağırlıklı dünya mutfağından oluşuyor. Her an misafirlerine farklı sürpriz gurme lezzetlerin sunulacağı mekanda Pazar brunchları ile barbekü partileri de olacak. Otelin dış bölümüne yine odak noktası oluşturan altıgen şeklindeki bar, akşamüstü içkisi için ideal… Dekorasyonun yanı sıra eğlenceli, sürprizli etkinlikleri ile de bu yaz Türkbükü’nün en iddialı mekanı olmaya aday.
restaurant iş’te kadın 60 hotel & hi-tech
Fotoğraflar: Hakkı Günerkan
“İşe başladığım ilk gün emekli asker amirim, ‘Bayanlarla çalışmak prensibim değildir’ dedi. Üstelik tek bayan da bendim. Ona ‘İsteseniz de istemeseniz de birlikte çalışmak zorundayız, çünkü değiştirme şansım yok.’ dedim. Deyiş o deyiş… 24 yıldır bu sektörün içindeyim.”
‘Yılmaz turizmci’ Neyran Tan
D
aha ilk stajında “Bayanlarla çalışmak prensibim değildir” dediler, yılmadı… Onun için en zoru “başlamak”tı, gerisi çorap söküğü gibi gelecekti zaten. Yorgunluktan tuvalette uyuyana, ayakları su toplayana kadar tecrübe ve bilgi sınırlarını zorlayan akıl, kararlılık, cesaret ve dayanıklılıkla çalıştı, çalıştı… Rektörünün “Diplomalı garson ya da diplomalı santral görevlisi olacaksınız. Fazla da bir şey beklemeyin” Sözleriniyse hiç unutmadı… Önbüro, housekeeping, animatörlük, bar, mutfak… Önüne ne geldiyse büyük bir iştahla yaptı. Herkes otel açmak üzere genel müdürlük koltuğuna otururken o bir oteli kapatmak üzere kolları sıvadı. Bahreyn’e ilk kadın genel müdür olarak atandı… 55 dereceden eksi 45 dereceye otel açmak üzere gitti.
Kariyerinde ilginç ve renkli bir yükseliş grafiği çizen, İstanbul’un yeni gözde yatırımı Mövenpick Hotel Istanbul Golden Horn’un çiçeği burnunda Genel Müdürü Neyran Tan’ı bu sayımızda konuk ettik. Merakla okuyacağınızı umut ederiz.
Neyran Hanım, turizmde yolculuğunuz ilk nasıl başladı? Otelcilik sektörüyle nasıl tanıştınız? 15 yaşımdayken babamın işi gereği İstanbul’dan Marmaris’e taşındık. O zamanlar babam yat servisi veriyordu. Lise son sınıfı Marmaris’te okudum. Daha sonra Akdeniz Üniversitesi Turizm Otelcilik Bölümünü bitirdim. Turizme başlamamda Marmaris gibi bir turizm destinasyonunda yaşamamın etkisi büyük olmuştur tabii. Haliyle insana cezbedici geliyor.
Bir de tabii şu var, ben hep dışa dönük bir insan oldum. İnsanlarla iletişimi çok seviyorum. Lisedeyken İngilizcede başarılı bir öğrenciydim. Birgün İngilizce öğretmenim beni yanına çağırıp, “Sen turizmde çok başarılı olursun” dedi. Tabii ki o zamanlar daha çok küçüktüm. Neye karar vermem gerektiğini bilmiyordum. O yaşlarda her şey olmak istiyorsunuz, her şeyden etkileniyorsunuz. Allahtan, öğretmenimi dinlemişim ve turizme girerek doğru bir seçim yapmışım diyorum.
tanımayı, değişik yerlere gitmeyi seviyorum. Farklı yerlerde gördüğüm ince detayları kendi işime aktarmayı, kendi otel misafirlerimle paylaşmayı, her şeyden önemlisi yenilikçiliği seviyorum. İkinci stajımı Tom Cruise’un Cocktail filminden sonra Kiriş World Otel’in barında yaptım. Orada çok iyi bir eğitim aldık. Şimdiki barmenler gibi de değil. Şimdikiler hemen barmenbarmaid oluyorlar. O zamanki eğitimler çok daha iyiydi…
Turizm Otelcilik okurken kafanızda nasıl bir iş belirmişti, turizmin hangi kolunda ilerlemek istiyordunuz?
İyi bir barmaidsiniz de aynı zamanda. İşin mutfağından gelmek meslek hayatınızda size neler kattı?
Okula girdiğim andan itibaren otelcilik okumak istiyordum. Rektörümüz ilk günden, “Bu bölümü bitirince ne olmak istiyorsunuz?” diye sordu. Herkes “Müdür olmak istiyorum” dedi. Rektörümüzse bize aynen şunu söyledi: “Diplomalı garson ya da diplomalı santral görevlisi olacaksınız. Fazlasını beklemeyin. Ama sizin farkınız, daha çabuk yükselebilirsiniz. Çünkü bu işin okulunu okuyorsunuz.” Nitekim dediği gibi de oldu. İlk stajımı Marmaris’te, Lidya Otel’in F&B departmanında yaptım. Restorana komi olarak başladım. Benim için çok zorlu bir dönemdi. 17 yaşlarımdaydım. Annem otel sahibiyle görüşmüş. Otelde alaylılar ve emekli askerler çoğunluktaydı. Bizim departmanımızın başında da emekli bir askerimiz vardı. İşe başladığım ilk gün bana, “Bayanlarla çalışmak prensibim değildir” dedi. Üstelik departmandaki tek bayan çalışan da bendim. Ben de “Çalışmak isteseniz de istemeseniz de birlikte çalışmak zorundayız. Çünkü stajım buraya yazıldı, değiştirme şansım yok.” dedim. Gerçekten çok zorladı beni. Sabahları restoranın kahvaltı büfesini hazırlatıp, o bitince 300 kişilik kuver attırıyordu. Öğleden sonra pastanede çalışıyordum. Öğlenleri artık yorgunluktan tuvalette uyuyordum. Ayaklarım su topluyordu. Erkekler sadece bardak siliyorlardı, sohbet muhabbet… Staj sürem 3 aydı. 2. ayın sonunda “Ben kalan süreyi resepsiyonda geçirmek istiyorum” dedim. Amirim bana aynen şunu söylemişti, “Hayır geçemezsin, senin yerine üç komi daha çalıştırmam gerekiyor.”
Bir otel genel müdürü olarak her departmanın nasıl işlediğini, personelin nerelerde zorlanabileceğini, kaytarabileceğini, nerede hataların, kaçakların olabileceğini bilmeniz gerekiyor. Bunun için de o bölgelerde çalışmanız gerekiyor ki, tecrübeyle sabit oluyor. O doğrultuda kendi önlemlerinizi alıyorsunuz. Ekibinizi nereye kadar zorlayabileceğinizi biliyorsunuz. Otelciliğe gönül veren her insanın her departmandan geçmesi gerekiyor. Bu önemli bir kural. Onların dışında ben housekeeping, önbüro ve satışta da çalıştım ve hepsini layıkıyla yaptığımı düşünüyorum.
Hep böyle mücadeleci ve kararlı biri mi oldunuz? Nasıl bir karakter yapınız var, bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Başladığım işi bitirmeyi severim. En zoru zaten başlamaktır, gerisi geliyor zaten. Aynı anda birden çok iş yapmayı, organizasyonu seviyorum. Tek bir iş beni sıkıyor, her gün yeni şeyler öğrenmek istiyorum. Eğer tekrara düşüyorsam, sıkılıyorum. O yüzden sektörde açılış genel müdürü gibi oldum. Çünkü açılışta bir orkestra şefi gibisiniz. Aynı anda herkesi eşit bir şekilde, eşit hızlarda çalıştırmanız gerekiyor. Bir yarışın içinde gibi oluyorsunuz. Aynı anda birçok işi organize ettiğim için de onun verdiği ayrı bir zevk var. Bir de insan ilişkilerini seviyorum. Çok fazla insan
“SİSTEMİ ÇÖKERTTİM” Devam edersek, barmaid stajımdan sonra yine Marmaris’te, Grand Azur’un resepsiyonuna geçtim. Orada da çok büyük zorluklar yaşadım.İstanbul’dan gelme bir ekip vardı. Çok zorlanıyordum çünkü ne resepsiyonu ne de sistemi biliyordum. Ekipte öğretmek diye bir şey yoktu. Beni önbüro müdürü işe almıştı. Fakat genel müdür yardımcısı kendi ekibini İstanbul’dan kurmak istediği için kimseye bir şey öğretilmeyecek talimatını vermişti. Önbüro müdürüm birgün bana, “Kır, gerekirse sistemi çökert, kendi kendine öğren” dedi. Nitekim de öyle oldu. Sistemi bir defasında çökerttim zaten. 1-2 ay sonra kış kadrosu kuruluyordu, otel genel müdür yardımcısı yanıma gelip, “Aferin, seni kış kadrosuna almaya karar verdim. Tüm engellerime rağmen sen kendi başına gayet iyi bu işi öğrendin. İşinde çok başarılısın.” dedi.
“ROBİNSON MARİS BANA ÇOK ŞEY KATTI” Sonrasında bir Alman zinciri olan Paradise Elegance’a geçtim, önbüroda Shift Leader olarak çalışmaya başladım. Kimi sebeplerle bir süre sonra Robinson Maris’e transfer edildim. 6 yıl orada çalıştım. Resepsiyonist olarak başladım, önbüro müdür yarımcısı olarak görevimi tamamladım. Çok güzel bir konsept, çok başarılı bir organizasyondu. İş hayatımda bana çok şey katmıştır. Çünkü Robinson Maris’te çalışırken, normal bir personel olmuyorsunuz, her şeyi yapmanız gerekiyor. Resepsiyonda çalışıyorsanız, animasyona çıkıyorsunuz. Sahilde karpuz dağıtıyorsunuz, gece kokteyl veriyorsunuz, show cooking’te yemek pişiriyorsunuz, valiz taşıyorsunuz.
restaurant iş’te kadın 62 hotel & hi-tech
Aldığınız en uç görev neydi, örnek verebilir misiniz? Animasyona çıktınız mı mesela? Herkes yeteneğine göre çıkıyordu. Ben Evita, Cats, Joseph gibi birçok organizasyona çıktım. Çok keyifliydi, enteresan tecrübelerle de karşılaşıyorsunuz. Birgün bir kadın misafirimizin check-in’ini yaptım. Valizlerini taşıdım. Akşamleyin beni Evita’da dans ederken, ertesi gün yemek pişirirken, mücver yaparken görmüş. “Yeter artık, genel müdürünle konuşacağım, senden başka personel mi yok, her yerde seni çalıştırıyorlar” dedi. Genel müdür nerede peki? Yanda patates kızartıyor. Benim için ekip çalışmasının önemini hissettiğiniz çok önemli bir konseptti. Orada da önemli deneyimler elde ettim. Yine Bahreyn’de, Arap ülkesinde, otel genel müdürlüğüm sırasında tango yaptırttım. Şehir otelinde tango, salsa geceleri düzenlemek leasure tecrübemden ileri geliyor. Ben şehir otelini biraz leasure oteli gibi yönetiyorum. Siz eğlendiğiniz sürece gelen müşteriler de keyif alacaklar diye düşünmüşümdür hep.
Mövenpick Hotel Istanbul Golden Horn’da da buna benzer enteresan görevlendirmeler, organizasyonlar olacak mı? Burada da olacak. İstanbul’da bir aylık bir otel olmamıza rağmen geçen hafta otelimizde Michelin Star şefleri ağırladık. İleride bayağı enteresan aktivitelerimiz olacak. İlginç görevlendirmeler de olacak. Ama her şeyin bir zamanı var. Otelde bazı sistemlerin oturması gerekiyor.
İstanbul turizmiyle buluşmanız nasıl oldu? Şehir otelciliğine geçişiniz hangi otel ve kararla oldu? Altı yılın sonunda Robinson’da ne uzayacağız, ne kısalacağız. Biraz da şehir otelini istiyorum artık. Bu yüzden İstanbul’a geldim. Accor Grubu’nun merkez ofisinde satış departmanına başladım. O zaman Accor’da yedi oteldik. Onların hem önbürolarının denetimi hem de satışını yapıyordum. Ülke müdürümüzün değişmesiyle beraber operasyon kontrolüne geçtim. Son iki yılında Mercure İstanbul’un kapanış genel müdürlüğünü yaptım. Aynı binada olduğum için bana bir şans vererek, “Al burayı yönet ve kapat” dediler. Açılış gibi kapanış da oldukça zorlu geçti. Devamında ilk bayan genel müdür olarak Bahreyn’e gidip oteli açtım. Hepsi suite olan beş yıldızlı bir oteldi. İlk açılış tecrübemdi, direkt inşaatın içine giriyorsunuz. 23 memleketten
personelim vardı. Artı her ülkenin kendi kuralları, prosedürleri vardı ve 55 derecede çalışıyorsunuz. Beş yıl kadar çalıştıktan sonra kurallar gereği yerel kadroya alınmak istedim. Kabul etmeyince Sibirya’ya, Ekaterinburg’a, eksi 45 dereceye gittim.
İlginç ve keyifli bir yönetim stiliniz var gibi, yanılıyor muyum? Ben keyif almazsam çalışamam zaten. Çünkü biz evimizden çok daha fazlasını işyerimizde geçiriyoruz. Başarılı olmak için keyif almak önemli. Dönelim Rusya’ya, orada 3 yıl’a yakın çalıştım. Standartların çok üzerinde konumlandığı bir Novotel oldu. Gelenler “Sofitel olmuş burası” diyordu. Ben misafirlere vermeyi seviyorum. Ne kadar çok verirseniz, size dönüşü o kadar fazla oluyor. “Veren el alan elden üstündür” derler. Çok doğru bir söz. Hem kendi özel hayatımda hem iş hayatımda hep veren taraf oldum. O dönem otelcilik çok yeni bir sektör, personelin hiçbirinin tecrübesi yok, misafirperverlik kültürü yok, bir de sadece bayanlarla çalışıyorsunuz. Otelin boyacıları dahi bayandı. Zordu tabii… O yüzden otelde kadın ve erkek dengesi eşit olmalı.
İSTANBUL’A DÖNÜŞ Rusya’da 3 yıla yakın çalıştım.Eşimle tanıştım ve evlenip çocuk sahibi olmak istiyorduk. İstanbul’a döndüm, çocuk yaptım, 16 aylığa geldi ve benim süre bitti. Mercure Altunizade Oteli yeni açılmıştı. Genel Müdür değişikliğine gidiyorlardı, beni çağırdılar.Bir yılın sonunda Mövenpick Grubu’ndan bir teklif geldi. Buranın Bölge Müdürü Frank Reichenbach ile Bahreyn’de rakip oteldik, komşuyduk. Ben kendisinden 6 ay sonra oteli açmıştım. Rakip otellerdik. Sonra birkaç defa kendi şirketine çağırdı, kısmet burayaymış. Ben de Mövenpick Golden Horn olursa istiyorum demiştim.
Bunun özel bir nedeni var mıydı? Haliç’i çok seviyorum. Kendim de Balat’ta yaşıyorum. Yurt dışına gitmeden evvel burada bir ev alıp restore ettik. Tarihi bir evdi. Bu bölgeyi çok sevdiğim ve inandığım için de “Burası olursa çok isterim” dedim. Nitekim de kısmet oldu.
Mövenpick Hotel Istanbul Golden Horn nasıl gidiyor? İstanbul’un en yeni otellerinden birisiniz. İyi gidiyor. Açılıştan beş ay önce başladım. Beş ay gibi kısa bir sürede biz otelimizi açtık, beş yıldızımızı aldık. Burası butik bir otel, kişiye özel servis verecek. 136 odalı bir oteliz. Mekan çok iyi değerlendirilerek tasarlanmış bir otel. Mimarımız Sinan Kafadar. İçeriye girdiğinizde sıcaklığını hissediyorsunuz. Akdeniz mimarisiyle tasarlanmış bir otel. Yiyecek-içecek önemli bir kalemimiz. Ceyhan Aşçıoğlu mutfak şefimiz. En kaliteli sunumlar ve pişirme teknikleriyle misafirlerimize sunuyoruz. Bu konuda da iddialıyız. İstanbul’un en zengin ve zevkli kahvaltı büfesine sahibiz.
Son olarak özel yaşamınızdan da bahsedelim biraz. İleriye dönük yapmak istediğiniz sıra dışı hayalleriniz var mı? 3 yaşında bir kızım var. Otelden çıkıp eve gittiğim anda dünya değişiyor. Dünyanın en şanslı insanlarından biriyim, her anne aynı şeyi söyler herhalde. Otelden eve döndüğümde kızımla kaliteli zaman geçirmeye çalışıyorum. Kendim için çok fazla vaktim olmuyor ama varsa da eski ürünleri alıp yenileştirmeyi seviyorum, ona yeniden bir hayat katmayı seviyorum. Evimi dekore etmeyi çok seviyorum. Ahşabı, mobilyayı çok seviyorum. Antikacıları geziyorum. İleride bir vintage mağazası açmayı düşünüyorum. Yaşlılığımda en azından bir web sitesinden bu sevdiğim işi yapmayı istiyorum. Ufak bir dükkan da olabilir. Tamamıyla bağlı kalmak istemiyorum, özgürce dolaşmak istiyorum.
restaurant hijyen 64 hotel & hi-tech
Demir Uyar: Türkiye’de en yüksek stoğa sahip tek markayız” Yıl içerisinde 15’den fazla komple çamaşırhane tesis ve 100’den fazla tekli makine satış gücüyle tüm ülke geneli ve temsilcisi olduğu Ortadoğu, Afrika ve Yakın Asya ülkelerine teknik servis hizmeti sunan Permak, 2.500,000,00 euro değerindeki yedek parça stoğuyla Türkiye’deki çamaşırhane tedarik sektörünün en yüksek stoğuna sahip markası olarak biliniyor.
E
ndüstriyel çamaşırhane sistemleri pazarında 40 yıllık deneyime sahip Permak, Türkiye’nin en iyi iş otellerine teknoloji üretmeye devam ediyor. Son olarak Swissotel Bosphorus Hotel’in çamaşırhane yenileme çalışmasını tamamlayan güçlü markanın iş ve şehir otellerine yönelik geliştirdiği ürün ve sistemleri Permak Yönetim Kurulu Üyesi Demir Uyar ile konuştuk.
Ürünün genel özellikleri hakkında bilgi verebilir misiniz? 40 yıllık deneyime sahip Permak Türkiye’ye ilk tünel tip yıkama sistemini getiren firmadır. Sektörün ve teknolojisinin gelişmesi, çamaşırhanenin önemi arttıkça ürün grubumuzda genişlemektedir. Çamaşırhane sistemindeki en önemli üç ürün grubumuz ve kullanım alanları aşağıdaki gibidir; Yıkama Sistemleri; 3 ayrı grup yıkama sistemine sahibiz. Konvansiyonel yıkama, yarı endüstriyel yıkama, hijyenik tip yıkama ve tünel yıkama sistemleridir. Konvansiyonel yıkama makinaları özellikle tatil ve şehir otelleri, tekstil firmaları, kuru temizleme firmaları ve merkezi çamaşırhaneler tercih etmektedir. Yarı endüstriyel yıkama makinalarını iş gücü daha az olan düşük kapasiteli öğrenci yurtları tarafından tercih ediliyor. Hijyenik yıkama makinaları hastaneler, tıp merkezleri ve hastane yıkama işlerini yapan merkezi çamaşırhaneler kullanıyor. Tünel tip yıkama makinalarını ise yüksek kapasiteli merkezi çamaşırhaneler, oteller ve hastaneler tercih ediyor. Kurutma Sistemleri; 2 ayrı grup kurutma sistemimiz
mevcuttur. Konvansiyonel kurutma makinalarını tatil ve şehir otelleri, merkezi çamaşırhaneler, hastaneler, tekstil firmaları ve kuru temizleme firmaları gibi firmalar kullanmaktadır. Tünel tip kurutma makinalarını yüksek kapasiteli merkezi çamaşırhaneler, oteller ve hastaneler tercih ediyor. Silindir Ütü ve Ütüleme Sistemleri; Silindir ütü makinası tekstil kapasitenize göre belirlenecek bir üründür. Silindir ütü ile çarşaflarınızı, yastık kılıflarınızı kusursuz ve standart bir ütü kalitesine ulaşırsınız. Tatil ve şehir otelleri, hastaneler, kuru temizleme firmaları, tıp merkezleri gibi tesislerde kullanılmaktadır. Ütüleme sistemleri içerisinde ütü bordları, pres ütü, gömlek ütü ve pantolon ütü makinaları yer alır. Tatil ve şehir otelleri, hastaneler, kuru temizleme firmaları, tıp merkezleri gibi tesislerde kullanılmaktadır. Yine ana ürün gruplarımız içerisinde yer alan Kuru Temizleme Makinaları, Buhar Üretim Sistemleri, Besleme ve Katlama Makinaları, Metal Yüzey Temizleme Sistemleri de yer almaktadır.
Otellere sağladığı avantajlar hakkında bilgi verebilir misiniz? Şehir otelleri genellikle Vale Tesislerini tercih etmektedirler. Vale Tesisler daha küçük kapasiteli bir tekstil yüküne sahiptir. Vale Tesis içerisinde; yıkama-kurutma sistemleri, ütüleme sistemi, kuru temizleme, giysi konveyör sistemleri gibi başlıca bu ürünler yer alır.
Permak olarak kurduğumuz tüm tesislerde kullandığımız sistem ve makine/ekipmanların müşterilere sağladığı avantajlar; Ağır Hizmet Tipi Konstrüksiyon ve Üst Ekipman kalitesi ile sağlanan çok uzun (30 seneye kadar) Kullanım Ömrü, Yüksek Teknolojik Yapı sayesinde %30 - %50 mertebelerinde sağlanan personel (işçilik), su enerji ve kimyasal tasarrufu olarak sıralayabilirim.
Bir otelin kendi bünyesinde çamaşırhane tesisinin yer alması neden önemlidir? Bu sayede tekstil temizlik maliyeti daha düşük olacaktır. Tekstil temizlik ve hijyen kalitesi tam olarak kontrol altında tutulacak ve tekstillerin kullanım ömrü uzayacaktır. Özel tekstillerin daha etkin ve hassas işlem görmesi sağlanacaktır. Teslimat gecikmeleri, tekstil kaybı gibi sorunlar ortadan kalkacaktır. Tekstillerin otel içerisinde kalması ile daha az tekstil kullanılacaktır.
Sunduğunuz teknik hizmet hakkında bilgi verebilir misiniz? Yıl içerisinde 15’den fazla komple çamaşırhane tesis ve 100’den fazla tekli makine satış gücümüzle tüm ülke geneli ve temsilcisi olduğumuz Ortadoğu, Afrika ve Yakın Asya ülkelerine de teknik servis hizmeti veriyoruz. Tüm müşterilerimize
kendi bünyemizdeki uzman, deneyimli Permak teknik servis ekibimizle montaj, test ve devreye işlemlerini sağlıyoruz. 2.500,000,00 euro değerindeki yedek parça stoğumuzla, Türkiye’deki çamaşırhane tedarik sektörünün en yüksek stoğuna sahibiz.
“SWISSOTEL BOSPHORUS’UN ÇAMAŞIRHANESİNİ YENİLEDİK” Bir süredir devam eden Swissotel Bosphorus Hotel’in çamaşırhane yenileme çalışmasını, yılın ilk ayında uzman teknik ekibimiz tarafından montajı kusursuzca tamamlandı. 25 sene boyunca sorunsuz kullanmış oldukları Permak// Kannegiesser model Tünel Yıkama Sistemini, teknolojik faaliyetlerin artması ve gelişen turizmin katkısı ile kapasite artırımına gitmiştir. Son teknoloji ile üretilmiş Permak// Kannegiesser model Power Trans Tünel Tip Yıkama Sistemini tercih etmişlerdir. Üretim detayları gereği standart olarak üretilen Tünel Yıkama Makinasının takribi 13 ton ağırlığı ve 9 metreyi aşan boyu ile çalışan otele girilmesi Permak tarafından kusursuzca sağlanmıştır. Tünel Sistemlerinde bilgi ve deneyime sahip Permak Teknik Servis Grubu, tünelin sökülmesi, kompartımanlarının ve alt çerçevelerinin ayrılması işlemleri hassas bir şekilde yapılarak üniteyi otelin içerisine konumlandırmışlardır.
restaurant hijyen 66 hotel & hi-tech
Solid teknolojisiyle temiz, güvenli, verimli ve sürdürülebilir bulaşık yıkama Bulaşık yıkama operasyonunda en iyi çözümü sağlamak üzere Solid sistemini geliştiren Ecolab’ın süper konsantre Solid teknolojisi en zor su ve kir koşullarında dahi tek seferde en yüksek kalitede yıkama sonuçları sağlıyor.
E
colab tarafından Peach BarandTrack’a yaptırılan bir araştırma, insanların restoran seçimlerinde temizlik ve hijyenin en az yemek kalitesi kadar önemli olduğunu göstermektedir. Dışarıda yemek yiyen kişilere restorandaki kirli sofra takımlarının o restorandaki deneyimlerini etkileyip etkilemediği sorulduğunda röportaja katılanların %80’i kesinlikle etkilediğini belirtmişlerdir. Bu tespit, bulaşık yıkama operasyonunda temiz ve parlak sonuçlar almanın ve bu sonuçların sürekliliğini sağlamanın önemini vurgulamaktadır. Gıda işindeki profesyonellere göre, öncelikli hedef yüksek kalitede aşçılık sunabilmektir. Dolayısıyla çalışanlar değerli vakitlerini ekipmanların yarattığı sorunları çözmeye veya temizlik prosedürlerinin doğru uygulanıp uygulanmadığını takip etmek için ayırmak istememektedirler. Ancak, gerektiği kadar dikkat gösterilmediğinde, bulaşık yıkama operasyonu kötü sonuçlar ve beklenmedik maliyetler doğurabilir. Her gün karşılaşılan bir takım zorluklar bulaşık yıkama sonuçlarını etkilemektedir: Özellikle yoğun zamanlarda etkili iş akışı sağlama; artan su, enerji ve atık maliyetleri; makine arızaları nedeniyle yaşanan aksamalar ve beklenmedik onarım masrafları ve güvenli bir çalışma ortamı yaratma bugün her gıda servisi yapan işletmede karşılaşılan zorluklardır.
Verimlilik son derece önemlidir, ek maliyetlerin oluşmaması için yeniden yıkamaların önlenmesi gerekir. Yeniden yıkamaya yol açan en yaygın sebepler yetersiz ön sıyırma, durulama ve basketleme, tıkanmış veya eksik durulama kolları gibi çözülmemiş makine problemleri ve boşalmış deterjan ambalajının zamanında değiştirilmemesidir.
ENERJİ, SU VE ATIK MALİYETLERİ ARTIYOR Enerji, su ve atık maliyetleri son yıllarda tüm Avrupa’da ciddi oranda artmıştır. Dolayısıyla işletmelerde mutfakta kullanılan suyun %30’unu tüketen bulaşık makineleri ile verimli iş akışı sağlamak ve yeniden yıkamaları önlemek gittikçe daha önemli hale gelmiştir. Yeniden yıkanan her tabak veya bardak değişken bulaşık yıkama maliyetlerini ikiye katlamaktadır. Bulaşık yıkama maliyet dağılım grafiğine bakıldığında deterjan, bulaşık yıkama maliyetlerinin sadece %5’ini oluşturmaktadır. Dolayısıyla kimyasalı daha ucuz almak toplam maliyetin düşeceği anlamına gelmeyeceği gibi, ilgili kimyasal doğru performans göstermediğinde tekrar yıkamalar artacak ve buna bağlı olarak diğer maliyet kalemleri de işletmeyi ciddi olarak etkileyecek oranda artacaktır. Ekipmanların önemli bir parçası arızalandığında istenmeyen aksamalara neden olmaktadır. Tabak, bardak, çatal-
bıçak gibi sofra gereçleri yıkanmadan yemek servisi yapılamayacağına göre, bulaşık makinesi de bu önemli parçalardan biridir. Bu durum, acil çağrılardan ve yetersiz bakım nedeniyle ekipmanın yenilenmesinden kaynaklanan masraflar da olduğunda daha da kötüleşmektedir. Güvenlik her zaman önemlidir, ancak yetersiz temizlik ve kaygan zeminlere bağlı risklere verilmeyen önem kaymalara, tökezlemelere ve işyeri kazalarına yol açabilir. Ağır kaldırma, kas-iskelet problemlerinin en önlenebilir nedenlerden biridir. İşyeri kazaları sadece çalışanların işten uzak kalmalarına değil, aynı zamanda ciddi tazminat ödemeleriyle sonuçlanan pahalı davalara da yol açabilir. Bu zorlukların öneminin bilinciyle daima temiz ve hijyenik bulaşıklar elde etmek, verimli ve güvenli bir operasyon yapmak üzere bu zorlukları aşmanın yollarını bulmak gerekir.
TEK SEFERDE EN YÜKSEK KALİTEDE YIKAMA SONUÇLARI Geçen yıllar içinde Ecolab bulaşık yıkama operasyonunda en iyi çözümü sağlamak üzere çalışmış ve bu zorluklara çözüm olarak Solid sistemini geliştirmiştir. Ecolab’ın süper konsantre Solid teknolojisi en zor su ve kir koşullarında dahi tek seferde en yüksek kalitede yıkama sonuçları sağlamaktadır. %100 kapalı sistem oluşu ve ürün içeriğinin %100 kullanılması sayesinde dökülme riski ortadan kalkar. Portföyde yer alan Nordic Swan eko-etiketli ürünlerin yanısıra ambalaj ve nakliyeyi %80 oranında azaltan Solid ürünler Ecolab’ın ve işletmelerin sürdürülebilirlik hedefine yardımcı olmaktadır. En iyi yıkama sonuçlarını sağlamasının yanı sıra, bu yenilikçi teknoloji personelin güvenliğini arttırırken, kimyasal ve enerji tüketimini azaltmaya da yardımcı olur. Solid ürünlerinin ergonomik avantajları Ecolab ve İş Güvenliği Enstitüsü (IFA, Saint Augustin/Almanya) tarafından yürütülen karşılaştırmalı bir çalışmada görülebilir.
Bu çalışmada sıvı ve katı ürünlerinin taşınmasından kaynaklanan kas-iskelet zorlanmalarını karşılaştırmalı olarak incelemiştir. Çalışmanın sonuçları vücuttaki zorlanmanın Solid teknolojisi kullanıldığında %90’a varan oranda azaldığını açıkça göstermiştir.
MAKSİMUM VERİMLİLİK VE GÜVENLİK Ecolab’ın işinde uzman satış temsilcileri işletmeye özel verdikleri servis ile bulaşık yıkama operasyonlarının her gün maksimum verimlilik ve güvenlik içerisinde gerçekleşmesine yardımcı olmaktadırlar. Ecolab Satış Temsilcileri operasyonun iyileştirilmesine yönelik önerilerde bulunmak ve aksiyon alabilmek amacıyla yaptıkları önemli tespit ve gözlemleri 360° Servis raporu kapsamında tablet PC’lerine kaydederek sonrasında ilgili operasyon yöneticisi ile birlikte değerlendirmektedirler. Avrupa’da her gün 50.000’den fazla bulaşık yıkama operasyonu Solid teknolojisine güvenmekte ve Ecolab’ın sunduğu işletmeye özel servisten faydalanmaktadır. Çünkü sadece kimyasal almak başarılı yıkama sonuçları ve bunun sürekliliğini sağlamak için yeterli değildir.
restaurant hijyen 68 hotel & hi-tech
Atlantik Makina uluslararası marka hedefiyle büyüyor 2015 yılında hedef büyüten Atlantik Makina, kapasite artırımıyla endüstriyel sektörde daha da büyümek istiyor.
E
ndüstriyel çamaşırhane sektöründe 22. kuruluş yıldönümünü kutlayan Atlantik Makina, turizm tesisleri ve otellere tasarruflu ve çevreye duyarlı ürünleriyle katkı sağlamayı sürdürüyor. 2015 yılında uluslararası ölçekli bir marka haline gelmeyi ve kapasite artırımına gitmeyi hedeflediklerini söyleyen Atlantik
Makina Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Çil ile firmanın sektöre getirdiği yenilikleri ve 2015 yılı hedeflerini konuştuk.
Atlantik Makina cephesinde neler oluyor, sektöre getirdiğiniz yenilikler hakkında bilgi verebilir misiniz? Sektöre ve turizm işletmelerine tasarrufun yanında çevreye duyarlı ürünler olarak katkımız, kuru temizleme makinaları
ATLANTİK MAKİNA HAKKINDA Atlantik Makine, kurulduğu 1993 yılından bu yana endüstriyel çamaşırhane ve kuru temizleme tesislerinin projelendirilmesi ve satışı ile satış sonrası servis hizmetlerini yürütmekte ve konusunda ülkemizin önde gelen kuruluşları arasında yer almaktadır. Atlantik kurulumunu yaptığı operasyonel verimliliği yüksek tesisler sayesinde yatırımcıların birinci tercihi olmakta ve verilen teknik servisin kalitesi ve hızı ile de ülkemizde tartışılmaz üstünlüğe sahip bulunmaktadır. Tesislerin projelendirilmesinde uluslararası normlara göre yerleşim ve iş akışını ön planda tutarak, ilk yatırım ve iyileştirme çalışmalarını da başarıyla yürüten Atlantik, mevcut tesislerin iyileştirilmesi çalışmalarında oldukça önemli yol kat etmiştir. Dünyanın önde gelen makine imalatçılarını partner olarak seçen Atlantik, kaliteleri tartışılmaz Amerikan Milnor ve ADC, Fransız Danube, Belçika Lapauw, Hollanda Vega Systems, İtalyan Ilsa ve Sidi, Alman Jumag ve Eazy Clean, Japon Sankosha, Kore LG Commercial, Amerika - Belçika UniMac’in Türkiye genel mümessili olarak, komple çamaşırhane, kuru temizleme, tekstil terbiyeleme, deri yağ alma, metal yağ alma ve buhar jeneratörleri tesisleri için makine ve ekipmanların satışını başarıyla yapmaktadır.
alanında oldu. Türkiye’de şimdiye kadar satılan ekipmanlar kanserojen madde içeren perkloretilen solventli makinalardı. Sektörde son beş-altı yıldır firmamızın atılımlarıyla alternatif solventlerle çalışan makina kurulumları yapılıyor. Atlantik Makina olarak Alman Eazy Clean ve İtalyan İlsa markası ile bu alanda da farklılık oluşturduğumuzu ve başarı yakaladığımızı söyleyebiliriz. Makinaların en önemli özelliği, çevre dostu ve organik solventlerle çalışıyor olması. Bunlar tamamen insan ve çevre sağlığı düşünülerek üretilmiş ürünlerdir. Alternatif solventli Makinaları ilk olarak Türkiye’nin en profesyonel kuru temizleme tesisi olan Pertek Kuru Temizleme, Dry İstanbul, Doktor Dry projelerinde uyguladık. Konaklama sektörüne yönelik adreslerimiz ise, ilk olarak Çırağan Palace Kempinski, Swiss Otel ve Grand Hyatt yenilemeleri oldu. Çırağan Kempinski, Swiss Otel ve Grand Hyatt renovasyon projeleri bizim için önemliydi. Çünkü her projedeki kuru temizleme makinaları fazlasıyla eskimiş ve verimlilik seviyeleri düşmüştü.
en önemli sloganı, “satışla bitmeyen dostluk” oldu. Satış sonrasında verdiğimiz teknik destek bizi şirket olarak hep bir adım öteye taşıdı. Satış sonrası teknik servis konusunda tartışılmaz üstünlüğümüz var. Bu konuda en iyi biz olsak da kendimizi yine de yeterli bulmuyoruz. Müşterilerin tüm ihtiyaçlarını karşılamak mümkün değil ama bu konjonktürde iddialı bir ifadeyle “en iyisi biziz” diyebiliyoruz.
Firmanızın inovatif yaklaşımlarından da kısaca bahseder misiniz?
Gelecek döneme ilişkin hedefleriniz, projeleriniz nelerdir?
Firmamız komple proje çözümü üreten bir firmadır. Projelerimizde birden fazla firmanın ürünlerini kullanmakta ve bu anlamda makina tedarikçisi yurtdışı imalatçılarımıza da çözümler üretmekteyiz. Bu çözümlerimiz bazı imalatçıların dikkatini çekmiş olup, uzmanlığımız dolayısıyla bizimle çalışma arzularını ve desteklerini artırma isteği göstermişlerdir. Bu 22 yıllık süreç içerisinde firmamızın
22. kuruluş yılımızı kutladığımız 2015 yılında amacımız, uluslararası ölçekli bir marka haline gelmek ve kapasitemizi daha da arttırmaktır. Başta komşu ülkeler ve Türki Cumhuriyetler olmak üzere satış ve servis ağı kurulup tarafımızca yönetilecektir. Bizim bu hamlemiz sektör açısından da büyük bir adım olacak ve pazarımız büyüyecektir.
Atlantik Makina önetim Kurulu Başkanı Abdullah Çil
restaurant hijyen 70 hotel & hi-tech
Eczacıbaşı’ndan Gebze’ye yeni yatırım Uni markasını bünyesinde bulunduran Eczacıbaşı Hijyen Ürünleri, yeni üretim tesisinin temelini Gebze’de attı. Eczacıbaşı Hijyen Ürünleri, 23 milyon dolarlık yeni yatırımı ile yıllık 110 milyon olan ıslak mendil üretim kapasitesini 150 milyon adede çıkarmayı hedefliyor. Yeni üretim tesisi 2016 yılında faaliyete geçecek.
U
ni markası ile kişisel bakım ve bebek bakımı alanlarında hizmet veren Eczacıbaşı Hijyen Ürünleri, yeni yatırımlarla pazardaki payını büyütmeye devam ediyor. Uni markasıyla kısa sürede pazar lideri olan Eczacıbaşı Hijyen Ürünleri, Gebze’de 22 bin 300 metrekarelik alanda kurulacak yeni yatırım için düğmeye bastı. 2016 yılında üretime başlaması planlanan üretim tesisinin temel atma töreni 22 Mayıs Cuma günü Eczacıbaşı yöneticilerinin ve Gebze Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ümit Şişmanoğlu’nun katılımıyla gerçekleştirildi.
BEDÜK: “22.300 M2 ALAN ÜZERİNE KURULACAK” Temel atma töreninde konuşan Eczacıbaşı Hijyen Ürünleri Genel Müdürü Coşkun Bedük, “2016 yılının başında üretime başlamasını planladığımız yeni üretim tesisimiz gelecekteki hedeflerimize ulaşmamızda önemli bir rol oynayacak. 22 bin 300 metrekare alan üzerine kurulacak olan fabrikamızın 12 bin metrekaresi hijyen grubumuzun üretimleri, hammaddemalzeme deposu ve yönetim binası olarak hizmet verecek. Lojistik depo ve ofislerimiz 10 bin 300 metrekare alanı kapsayacak.” dedi.
‘’2016 ALTIN YILIMIZ OLACAK’’ Uni markasının potansiyelini daha yukarılara çıkarmak istediklerini vurgulayan Bedük, ‘’Uni markasının Eczacıbaşı bünyesine katılmasından bu yana ıslak mendil kategorisinde açık ara farkla pazar lideri konumuna gelmeyi başardık. 2015 yılı içinde bebek mendili ve bebek kozmetiği kategorilerinden
oluşan bebek bakım pazarında da liderliğe ulaştık. Ciromuzda yüzde 40 büyüme elde ettik. 23 milyon dolarlık yatırımla hayata geçecek olan yeni fabrikamızla birlikte de yıllık 110 milyon olan ıslak mendil üretim kapasitemizi 150 milyon adede çıkarmayı hedefliyoruz. Bu yıl portföyümüze yeni eklenen bebek çamaşır deterjanı ve yumuşatıcısı ürünlerimizle birlikte 2016’nın Uni markasının altın yılı olmasını bekliyoruz’’ diye konuştu. Bedük, hedeflerinin yeni üretim tesisi ile birlikte birçok alanda elde ettikleri liderliği daha da geliştirmek ve bu başarıyı diğer alanlara da yayarak devam ettirmek olduğunu ifade etti.
restaurant yeni mekan 72 hotel & hi-tech
GastronoMetro açılıyor Türkiye’nin yeni nesil gastronomi platformu GastronoMetro, Metro Toptancı Market yatırımıyla Haziran’da Horeca profesyonellerine kapılarını açıyor.
T
ürkiye’de çeyrek asrı dolduran Metro, Türk Mutfağı ve gastronomisine 25 yıllık bilgi ve birikimini GastronoMetro ile aktarmaya hazırlanıyor. Türkiye’nin lider gastronomi platformu olarak Haziran’da soft açılışını gerçekleştirecek mekan, Eylül 2015’te Horeca profesyonellerine resmen kapılarını açacak… Türkiye’nin yeni nesil gastronomi platformu GastronoMetro’yu, Direktörü Maximilian Thomae ile konuştuk.
Maximilian, Türkiye’de uzun yıllara dayanan bir mutfak geçmişiniz olduğunu biliyorum. Bundan biraz bahsederek, Metro Türkiye ile tanışmanızı ve geçen süreci anlatır mısınız? Biliyorsunuz Metro, bir Alman firması. Benim Metro’yla ilk tanışıklığım yine kendi ülkemde, Almanya’da 16 yaşımdayken oldu. Münih’te yaşadığım zamanlarda ailem alışverişlerini Metro’dan yapardı. Firmayla profesyonel tanışıklığım ise Türkiye’de 1993 yılında Crowne Plaza ve Holiday Inn otellerinin iş görüşmeleri sırasında gerçekleşti. O dönemde Metro yönetiminden “Lütfen bana marketlerinizi gezdirin, ürünlerinizi görmek istiyorum” şeklinde bir ricam olmuştu. Onun üzerine beni 2 günlüğüne buraya (Güneşli Metro) davet ettiler. Tabii onun öncesinde Türkiye’ye tatil amaçlı birtakım seyahatlerim de olmuştu. Örneğin İstanbul, İzmir ve Antalya’yı ziyaret etme fırsatı bulmuştum. Fakat bir şef olarak İstanbul’da birebir marketleri gezme, ürünlerini tanıma olanağı bulamamıştım. Türkiye’de en fazla merak ettiğim, Türk Mutfağı’nı daha yakından tanımak ve yerel ürünlerini keşfetmekti.
“TÜRKİYE’DEKİ ÜRÜNLERİ METRO’YLA TANIDIM” O zaman Metro Güneşli yönetimi beni şu an bulunduğumuz mağazada ağırladı. Dolayısıyla Türkiye’deki ürünlerle ilk defa Metro sayesinde tanışmış oldum. Metro o yıllarda Türkiye’de Horeca sektörüne yol açan bir ürün sağlayıcısı olmuştur. Sektörde bir şefin ihtiyaç duyabileceği her türlü ürünü satın alabileceği önemli bir adres olduğuyla ilgili fikirlerim daha o günlerden oluşmaya başlamıştı. Geçen süreçte Metro, özel
ve günlük kullanımlar için tercih ettiğim bir marka oldu. Metro Ailesi ile profesyonel anlamda ise ilk defa geçen yıl tanıştım. O günden bugüne yeni projelerimizle çalışmalarımıza devam ediyoruz.
GastronoMetro, bunlardan en güncel ve yeni olanı. Aynı zamanda sizinle tekrar buluşma fırsatı bulduğum çok özel bir proje. Projeyi bize tanıtır mısınız, nedir GastronoMetro? Projeyi ne zaman hayata geçirmeyi planlıyorsunuz? Farklı kültür ve medeniyetlerin harmanlanmasıyla ortaya çıkmış olan Türk Mutfağı gerçekten eşsiz bir zenginliğe sahip. Yüzyıllar öncesinden izler taşıyan Türk mutfak kültürü gelişmeye devam ederken, Metro Toptancı Market olarak bu gelişime katkıda bulunacak bir mekâna imza atmak istedik. GastronoMetro, sadece bir eğitim mutfağı olarak tasarlanmadı. Mekân, tüm gastronomi profesyonellerine eğitim ve gelişim desteği sağlayacak bir buluşma noktası olacak. Türkiye’nin lider gastronomi platformu olarak gastronomi profesyonellerini ve tutkunlarını anlamayı, onların hayallerini paylaşmayı ve onlara ilham vermeyi hedefliyoruz.
Önemli bir diğer amacımız da, Horeca profesyonelleri ile uluslararası gastronomi dünyası arasında köprü oluşturmak, onları Türkiye’nin yerel değerleriyle buluşturmak… 1.700 metrekarelik bir alana sahip mekânda çalışanlarımızı, müşterilerimizi, tedarikçilerimizi ve tüm gastronomi sektörünü bir araya getireceğiz. Eğitmen şeflerimiz, uzman eğitmenlerimiz ziyaretçilerine farklı yöntem ve çözümler sunarak bilgi paylaşımında bulunacak. Müşterilerimize ürünler, menü konsepti, operasyonel yönetim, hijyen gibi birçok konuda teorik ve pratik eğitimler vereceğiz. Bazen seminerler ve atölye çalışmaları gerçekleştireceğiz, bazen de uluslararası yarışmalar için şeflerimize koçluk yapacağız. Aynı zamanda bu merkez, gastronomi profesyonellerinin hayatını kolaylaştıracak, fark oluşturmalarını sağlayacak özel ürünlerin geliştirildiği ve tanıtıldığı bir platform olacak.
“KAR AMACI GÜTMÜYORUZ” Bu projenin önemli bir özelliği daha var ki, GastronoMetro
asla kar amacı güden bir platform değil. Metro 25 yıldır Türkiye’de ve artık bu ülkede şu ana kadar yapılan hizmetleri gösterebilecek, gastronomi sektörüne değer katacak bir oluşuma imza atmak istiyorlar. Metro’nun şöyle bir imkânı da var, müşterilerimizin hepsi Horeca profesyoneli. Diğer taraftan tedarikçilerimizin hepsiyle çok yakından ilişkilerimiz var. Dolayısıyla hep birlikte bir şeyler yapalım istedik. Burada var olmak, bizi desteklemek isteyen tedarikçiler de sponsor olarak yer alsınlar istedik. Soft açılışımızı Haziran ayında gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Resmi açılışımız ise Eylül ayında olacak.
GastronoMetro katılımcı şefleri Türk Mutfağı’nın dışında hangi mutfaklar ve mutfak trendleriyle gelişime hazırlamayı hedefliyor? Platforma şefler nasıl katılacaklar? Şartları, standartları, belli kriterleri olacak mı? GastronoMetro’da Türk Mutfağı ile beraber, pastacılık ve ekmekçilik, barista, miksoloji, pişirme teknikleri, menü tasarımı, HACCP & Gıda Güvenliği, maliyet yönetimi, etnikmutfaklar ve temel mutfak eğitimleri olacak. İster şef, ister gastronomi öğrencisi, profesyonel ya da gastronomiye gönül vermiş biri olsun, GastronoMetro’nun kapıları herkese açık olacak. Ancak şu da var, mekânın en önemli özelliği, gelişime yönelik eğitimler verecek olması. Burada hiç kimseyi çekirdekten, temelden eğitmeyi hedeflemiyoruz. Burada profesyonellere
restaurant yeni mekan 74 hotel & hi-tech
yönelik bir gelişim platformu oluşturmak istiyoruz. Bu konuda destek almak için Boğaziçi Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi (BUYEM) ile işbirliği yaptık. GastronoMetro’nun merkez içinde gerçekleşecek aktivite programlarını BUYEM hazırlayacak. Bunun için 3 aylık bir saha çalışması yaptılar. Burada modüler aktiviteler ve eğitimler olacak. Örneğin; zeytinyağı hakkında bilgi almak için gidip zeytinliği de görecekler, birebir oluşumuna tanık olup yemeklerde kullanım sırlarını da öğrenecekler.
KÜTÜPHANESİ DE OLACAK GastronoMetro’da aynı zamanda gastronomi kitaplarından oluşan kütüphanemiz ve 295 metrekarelik alanda konferans salonu yer alacak. Burada Metro Kültür Yayınları da olacak. Kitapların uygulamaları, seminerleri, eğitimleri de burada verilecek.
Dolayısıyla burası sektör anlamında çok boyutlu bir mekân özelliğine sahip olacak. Bu konuda çok hassas davranıyoruz ve burası bir platform diyoruz. GastronoMetro’nun içinde akademik eğitimler de, gelişime yönelik aktivite ve uygulamalar da olacak. Bunların yanı sıra katılımcılarımıza mesleki eğitimler, ürün bilgileri vereceğiz. Maliyet yönetimi eğitimleriyle ticaretçi yanlarını biraz daha geliştirmeyi amaçlayacağız. Sonuç olarak, sektör insanlarını geniş yelpaze ve olanaklar ile birleştiren bir platform olacağız. BUYEM’in tanımladığı, modüllerin hedef grupları var, kime ne eğitim verilmeli diye bir matriks var. Şu anda onun üzerinde çalışıyoruz ama ilk 6 ay Metro personelleri eğitim görecek. Daha sonra müşterilerimize açacağız. Merkezi açtıktan, kendimizi denedikten sonra ikinci aşamaya geçmeyi hedefliyoruz. İleriki zamanlarda müşterilerimizi buraya davet etmek ve ürün tadımları yaptırmak istiyoruz. Yalnız eğitim tarafında değil, aynı zamanda yemek verirken direkt bir şekilde ürün tadımları da yapabilecekler. Bu, şu anda Türkiye’de ilk defa hayata geçirilecek bir konsept birleşmesi.
Uluslararası gastronomi trendlerini buraya nasıl taşımayı planlıyorsunuz? Yurt dışındaki şeflerle ne tür bir etkileşim içinde olacaksınız? Eylül ayından itibaren burada Michelin yıldızlı şefler göreceksiniz. Aynı zamanda yurt dışındaki çok bilinen okullarla işbirliğimiz söz konusu olacak. Birkaç okulla görüştük, belli bir noktaya geldik, sonuçlandırmayı hedefliyoruz. Bunlar çok büyük, tarihi okullar. Üç tanesi Fransa’dan. Diğer ülkelerden de olacak. Misyonlarımızdan biri de uluslararası gastronomi ile Türkiye’deki gastronomi arasında bir köprü olmak. Baktığınız zaman, biz uluslararası bir şirketiz ve kaynaklarımız çok güçlü. Biz nasıl burada Chef’s Table Kurucusu Serkan Bozkurt ile çalışıyorsak Fransa, Polonya Metro da aynı şeyleri yapıyor. Dolayısıyla gastronomi sektöründe çok büyük bir iletişim ağımız var. Anlık bilgi akışı sağlayabiliriz, oradaki trendleri hızlı bir şekilde Türkiye’ye taşıyabiliriz. Bu konuda çok iddialıyız.
Kaç kişilik ekipten bahsediyoruz? Tüm alımlar tamamlandığında 12 kişilik ekibimiz olacak. Bunun dışında da eğitim vermek için gelen şefler olacak.
Metro’nun öteden beri yerel üretimi ve üreticileri destekleyen bir vizyonu oldu. Burada kurulan mutfaklarda yerel ürünlerin kullanımını teşvik anlamında nasıl bir katkı sağlayacak? GastronoMetro olarak yerel tedarikçilerle nasıl bir çalışma yürüteceksiniz? 23 yıldır Türkiye’deyim. Yurt dışından bir şef olduğum için olaylara daha global bakabiliyorum. Avrupa’da her ürünü rahatlıkla bulabiliyorsunuz. Dünyanın
herhangi bir noktasından ürün sipariş edebiliyorsunuz. Ama Türkiye maalesef böyle bir ülke değil. Hala ithal ürünler bize pahalı geliyor. Bu konuda 23 yıllık tecrübemle şunu söyleyebilirim, yerel ürünleri tüketmek çok daha avantajlı. Hem maliyet hem de tazelik olarak avantajlı oluyor. Modern mutfak içerisinde de söz konusu bu yerel ürünleri uzun bir zaman kullandım. Çeşit çeşit yorumlar yaptım. Yerel ürünleri yurt dışından gelen Michelin yıldızlı şeflerin de kullanmaları ve farklı yorumlar katmaları, farklı yemek kültürleri açısından çok önemli.
Merak ettiğim başka bir konu daha var. GastronoMetro, bir Metro markası. Platform, gastronomi sektöründeki bileşenler arasında tarafsızlığını ne şekilde ilan ediyor? Bağımsız duruşunu şeflere nasıl yansıtacak? Buradaki modüller geliştirilirken ideal gastronomi modülleriymiş gibi gerçekleştirildi. Bir İtalyan mutfağı anlatılırken, diyelim ki bir makarna firması sponsor oldu, biz makarnayı sadece kuru makarnadan yapmayacağız. Katılımcılarımız taze makarna da yapacaklar, nasıl yapıldığını da öğrenecekler. Modüllerin özelliği, tamamen bağımsız, ideal gastronomi ve mutfak modülleri olması. Burada markadan bağımsız eğitimler olacak. Önemli olan kullandıkları malzemeler, kaybolmaması gereken reçeteler var. Yerel mutfak için de durum böyle. Evet, GastronoMetro bir Metro markası. Fakat burada gastronomi eğitimleri vereceğiz diye kimseye yönlendirme ya da zorlama yapmıyoruz. Tamamen bağımsız duruşu olan modüllerin hepsini, ideal, olması
gerekeni anlatan modüller olarak düşünmek lazım. Baktığımızda bu bizim için de büyük bir fırsat. Çünkü bu sayede biz de gastronomiyi doğru olarak öğreneceğiz. Dolayısıyla bir marka zorlaması kesinlikle yok. Hepimiz için bir avantaj. Sektör için, Metro için… Metro sektöre bir katkı sağlamak istiyor, Horeca profesyonellerini daha iyi tanımak istiyor. İleriye dönük daha kaliteli ve iyi iletişim kurmak istiyor. Uluslararası mutfakla ülke mutfağını birleştirmek, köprü oluşturmak istiyor. Bu fırsatı da en iyi şekilde değerlendirebilmek için çalışmalarımızı süresiz devam ettiriyoruz.
Son olarak mekanda öne çıkan teknolojiden ve partner seçimlerinizden de biraz bahseder misiniz? GastronoMetro, 2016 yılını da aşacak bir teknolojiyle donatıldı. Projelerin planlama aşamalarında konusunda uzman firmaları tercih ettik. Mutfaklarımızın tamamı Electrolux Profesyonel tarafından projelendirildi. Electrolux Profesyonel bize hem maddi destek sağladı hem de ürün sağlayıcımız oldu. Onlar bizi başından sonuna gönülden destekliyorlar. Biz de onlarla işbirliği yapmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. 2016 yılı teknolojileriyle ilgili kurulan bir merkez olarak, tabii ki burada Electrolux Profesyonel çok büyük bir rol oynuyor. Onların teknolojisi ve ürün kalitesini pozitif bir şekilde değerlendiriyoruz.
restaurant yeni mekan 76 hotel & hi-tech
TXM People’s Roof açıldı İstanbul’un en gözde lokasyonlarından Taksim’de, şehrin kalbinde konumlanan CVK Hotel Taksim’in terasında TXM People’s Roof açıldı.
Ş
ehrin kalbinde yer alan Taksim’in en güzel noktalarından birinde hizmet veren CVK Hotel Taksim’in terasında yer alan TXM People’s Roof acentelerin yoğun katılımıyla 3 Haziran Çarşamba akşamı açıldı. Muhteşem açılışta yeni sezonda La Nouba Restaurant’ta yepyeni yüzüyle misafirleriyle buluştu. Otelin en şık bölümlerinden olan mekan; sky bar konsepti ve etkileyici Boğaz manzarasıyla, misafirlerini lezzetin ve keyfin doruklarına çıkaracak.
KEYİFLİ BULUŞMALARIN YENİ ADRESİ Benzersiz lezzetlerle misafirlerinin damaklarına, muhteşem Boğaz manzarasıyla da ruhlarına hitap eden CVK Hotel Taksim’in terasında açılan TXM People’s Roof ile Taksim’de keyifli buluşmaların yeni adresi olacak.
restaurant yeni mekan 78 hotel & hi-tech
Magnum Store İstanbul açıldı Haz tutkunlarının vazgeçilmezi Magnum, dondurma severlerin başka hiçbir yerde olmayan lezzetleri keşfedecekleri ve 1 milyona yakın farklı Magnum çeşidi oluşturabilecekleri Magnum Store İstanbul’u, 22 Mayıs’ta Bağdat Caddesi’nde açtı.
P
remium lezzetleri ve şaşırtan sürprizleriyle dondurma severlerin vazgeçilmezi Magnum, Magnum Store İstanbulla haz tutkunlarına yeni bir deneyim sunuyor. 22 Mayıs tarihinde Bağdat Caddesi’nde açılan Magnum Store İstanbul, konuklarını özel süprizlerle karşılıyor. Bugüne kadar tüketicilerine farklı deneyimler sunan dünyanın haz otoritesi Magnum’un Türkiye’de hayata geçirdiği ilklerden biri olan Magnum Store İstanbul, haz tutkunlarının kendilerine özel Magnum lezzetleri yaratma ayrıcalığı sunuyor.
ZEVKİNE GÖRE MAGNUM’UNU TASARLA Magnum Store İstanbul’da sunulan zengin çeşit malzemesi
ve soslar sayesinde birbirinden çok farklı ve tamamen tüketicinin kendi zevkine göre Magnum’lar tasarlama imkanı sunuluyor. Kendi Magnum’unuzu oluşturma süreci Magnum’un benzersiz vanilyalı dondurması ile başlıyor. Gerisi ise tüketicinin tercihine kalıyor. Fındık, badem, fıstık, meyve parçaları hatta Türk damak tadına uygun lokum, tel tel, gül yaprağı, karamelize popcorn ve patlayan şeker gibi renk renk farklı farklı kaplama malzemeleri ve tabi ki Magnum’un özel çikolatası ile benzersiz lezzet harmonileri yapabiliyor. Magnum İstanbul’da kendi Magnum’unu tasarlayanlar arasında ünlü isimler de bulunuyor. Magnum İstanbul’a gelen konuklar ister kendi tasarımlarını, isterlerse daha önce Berrak Tüzünataç, Buse Terim, Ece Sükan, Tülin Şahin ve Kerem Tunçeri tarafından tasarlanmış Magnum’ları tercih edebiliyor.
Köşebaşı’nda ye, uçuşa geç Dünyanın dört bir yanındaki restoranlarıyla hızla büyümeyi sürdüren Köşebaşı’nın İstanbul’daki en yeni halkası Köşebaşı Basın Ekspres, önce yemek yemek sonra uçmak isteyenler için iyi bir yeme içme alternatifi…
K
öşebaşı’nın İstanbul’daki en yeni halkası Köşebaşı Basın Ekspres, İstanbul Atatürk Havalimanı’na olan yakınlığı nedeniyle konuklarına cazip bir hizmet sunuyor. Yolculuğa çıkmadan önce Köşebaşı Basın Ekspres’e gelen misafirler araçlarını restoranın otoparkına ücretsiz olarak park edebiliyor ve yemeklerini yedikten sonra, Köşebaşı’nın transfer hizmeti sayesinde havalimanına bırakılabiliyorlar.
355 KİŞİLİK 80 kişilik mangalbaşı konseptiyle misafirlerine ayrıcalıklı bir deneyim sunan restoran, 100 kişilik VIP salonu, 150 kişilik terası ve 25 kişilik bar alanıyla toplamda 355 kişiye
hizmet verebiliyor. 1.000 metrekareyi aşan alanıyla en büyük Köşebaşı olma özelliğini taşıyan Köşebaşı Basın Ekspres; çarşamba, cuma ve cumartesi akşamları misafirlerine canlı müzik keyfi sunuyor. Hafta sonu sabahları konuklarına zengin serpme kahvaltı da sunan Köşebaşı Basın Ekspres, birbirinden lezzetli seçeneklere sahip menüsü, rahat ve şık dekorasyonu, eğlenceli alternatifleriyle müdavim kitlesini hızla artırıyor.
restaurant yeni yatırımlar mekan 80 hotel & hi-tech
Bir Ramazan klasiği Kübban Gaziantep Mutfağı... Gaziantep mutfağının zengin yemek kültürünü bu Ramazan’da da İstanbullularla buluşturan Kübban Gaziantep Mutfağı’nın iftar sofraları görülmeye ve deneyimlemeye değer...
2
007 yılı yılında faaliyete giren ve halen Faruk Güllüoğlu Şirketler Grubu bünyesinde hizmet vermeye devam eden Kübban Gaziantep Mutfağı; kültürümüzde yemeğin ardından tatlı yenmesinden yola çıkarak, kebabın en iyisiyle, tatlının en iyisini bir araya getirme düşüncesiyle kurulmuş. Konukların memnuniyeti ve “müşterinin ayağına hizmet” felsefesi de yollarına ışık olmuş.
bahçesi, 300 kişi kapasiteli salonları, 20, 40, 50, 100, 150 kişilik gruplar için özel odaları, mescit ve vale hizmetleriyle misafirlerini ağırlamaya devam ediyor. Her türlü konforun düşünüldüğü mekanda; nezih bir ortamda leziz yemeklerin tadı çıkarken, çocuklar ise oyun odasında onlarla eşlik etmekle görevli personel ile keyifli vakit geçirecek, aileleri bahçeye yerleştirilen ekranda oyun odasını izleyebilme imkanı bulabilecekler.
RAHATLIK, KONFOR VE HUZUR... Konsept danışmanlığını Faruk Güllü’ nün bizzat kendisinin yaptığı mekanda, özenle hazırlanan yöresel yemekler misafirlerin beğenisine sunuluyor. Güneşli’ de bulunan Kübban Gaziantep Mutfağı, haftanın yedi günü, 200 kişi kapasiteli
KÜBBAN’I DENEYİMLEMEDEN ‘İFTAR YAPTIM’ DEMEYİN... Kübban Gaziantep Mutfağı, hizmete başladığı günden bu güne misafirlerinin memnuniyeti, talepleri ve mevsim şartlarını göz
önünde bulundurarak sunduğu; yoğun ilgi gören, birbirinden lezzetli bir çok çeşidi bir arada bulabileceğiniz Ramazan Menüsü ile de dikkatleri çekmeye devam ediyor. Zengin iftariyelik çeşitleri, salatanın yanında yoğurtlu semizotu, çiğ köfte, zeytinyağlı taze fasulye, soslu patlıcan, ara sıcak olarak içli köfte, Antep dolma, fındık lahmacun gibi Gaziantep yöresinin eşsiz lezzetleri, kuzu tandır, satır kebap, tavuk şiş ve Alinazik çeşitlerinden oluşan ana yemekleri, meyve, tatlı
ve soğuk/sıcak içecek çeşitlerinin bulunduğu fix menüsü ile Ramazan ayı boyunca misafirlerini ağırlamaya hazır. Ramazan menüsü hakkında daha detaylı bilgi almak için; www.kubban.com.tr’ yi ziyaret edebilir, çeşitli uygulama ve yeniklerden haberdar olmak için ise; Facebook ve Twitter’da @ kubbangaziantep kullanıcı adıyla Kübban Gaziantep Mutfağı’nı takip edebilirsiniz. Ayrıntılı Bilgi ve Rezervasyon İçin: 0212 651 81 61
Fotoğraflar: Hakkı Günerkan
restaurant şef’in gözünden 82 hotel & hi-tech
Garantici şef İlhan Güler “Mutfakta olmak benim için başlı başına bir hayal, mutluluk ve yaşam kaynağı. Hayatım boyunca orada olmak istiyorum. Mutfak benim hayalim, onu da yaşıyorum zaten.”
B
u ayki lezzet durağımızda Özdilek Ailesi’nin İstanbul turizmine kazandırdığı yeni otel yatırımlarından Wyndham Grand İstanbul Levent ve onun değerli Executive Şefi İlhan Güler var… Onu henüz mutfağına konuk olmadan önce, otelin açılış gecesindeki görkemli ve zengin lezzet sunumlarından hatırlıyorum. O gece Türk ve dünya mutfağını öylesine incelik ve ustalıkla biz davetlilerin damaklarına sunmuştu ki, bu lezzet şöleninin altında kimin imzası var diye sormadan edememiştim. Kısmet bu sayıyaymış, yazın bu güzel, keyifli ayında İlhan Güler’in mutfağının konuğuyum. İlk sorum, aşçılık yolculuğuna başladığı yer ve ilk hayalleri…
Şef İlhan Güler, deyim yerindeyse çekirdekten yetişme bir lezzet ustası. Bir aşçılık klasiği olarak o da ‘aşçılar şehri’ Bolu’nun beş yıldızlı mutfaklara kazandırdığı profesyonel bir şef. Öncelikle onu söyleyeyim. Deneyimli şef İlhan Güler mutfakla ilk gönül bağını çocuk yaşlarda anne mutfağında kurmuş, üstelik daha beş yaşındayken. “Hala dün gibi hatırımdadır, beş yaşımdayken annemle mutfağa girer, bir şeyler yapmaya çalışırdım. Ben ailenin en küçüğü olduğum için genelde evde dururdum. Annemler (ailem) evde olmadığı zamanlarda mutfağa girip ufak tefek yemekler yapmaya çalışırdım. Şimdi olduğu gibi o zamanlar da en sevdiğim, çorbalar ve hamur grubuydu. Yemek yapmaya yedi yaşımdayken ilk gözlemeyle başladım. Küçücük boyumla masada yufka açıp gözlemeler yaptığımı anımsıyorum.”
“AŞÇILIĞI BABAMDAN ÖĞRENDİM” Wyndham Grand İstanbul Levent’in deneyimli şefi Güler’in kariyer yolculuğunda ilk mutfak denemeleri anne mutfağında başlamış olsa da, profesyonel adımlar ilk babasıyla atılmış ve pekişmiş… “Bizde aşçılık baba mesleği. Bu mesleğe profesyonel olarak gönül vermemde babamın katkısı büyüktür. O tezgahta hazırlık yaparken ben ayaklarıma koyduğum kasayla bir şeyler doğramaya çalışırdım. Pişirmelerine yardım ederdim. Babamın yemek yapışını izlerdim” diyor Güler ve ekliyor: “Babamın mutfağında gördüklerimi bazen anneme yapmaya çalışırdım ki, yapardım da. Nitekim ilkokulu bitirdikten sonra çalışma hayatına babamın yanında başladım.” Anlattığına göre Güler bir yandan çalışıyor, bir yandan orta öğretimini dışarıdan tamamlıyor. Babasının restoranında çalışmaktan büyük mutluluk duysa da asıl hayallerini bir otel restoranında yeşertiyor. “Sanırım babamın hayalleri de benimkinden pek farklı değildi. Ya da beni çok iyi anlıyordu. Birgün bana bu işi yapmak istiyorsan turizme açılman gerekir dedi” diyen Güler, babasının tavsiyesiyle 1994 yılında turizme atıldığını söylüyor. Ve atılış o atılış… İlhan Güler bugüne kadar çok sayıda beş yıldızlı mutfağa Bolu’dan çıkma, baba usulü yemekleriyle muhteşem lezzetler katıyor.
Güler, lezzetin en önemli püf noktasının pişirme süreleri olduğunun altını çizerek, “Restorana gelenler babamın yemeklerini çok severlerdi. O yemeklerini kuzinede ve gerçek kemik suyuyla, hiçbir katkı ilave etmeden pişirirdi. Bir yemeğe harcanması gereken pişirme süreleri vardır; artık üç saat, beş saat… Babam yemek sürelerine hakkını verirdi. Lezzetinin en önemli püf noktası da buydu bence.” Bu anlattıklarından Şef Güler’in mutfağındaki lezzet sırlarından en önemlisinin pişirme tekniklerindeki ayrıntılar olduğunu öğreniyorum. Her ne kadar beş yıldızlı otellerde kuzine kültürünü yaşatmak zor olsa da, usta şef bunu en azından pişirme ve dinlenme süreçlerine sadakatiyle sağlamaya çalışıyor, anlaşılan…
MUTFAKTA KUZİNE ESİNTİLERİ
“RATIONAL TEKNOLOJİSİ BİZİ MEMNUN EDİYOR”
Peki nasıl, hangi prensip ve çalışma öğretileriyle? Mutfaktaki sihirli gücünü en çok da babasına borçlu olduğunu yineleyen
Güler’in teknoloji konusundaki hassasiyeti de bilinmesi gereken başka bir konu. Mutfakta birçok et yemeğinin favori
restaurant şef’in gözünden 84 hotel & hi-tech
olmasını uzun süreli pişirmelere bağlayan Güler, “Kuzine olmasa da ona yakın lezzeti elde edebiliyoruz. Bazen 10-15 saate kadar pişirme süreçleri uzayabiliyor. Kemikli et grubu ve büyük parça etlerde uzun süreli pişirmeler yapıyoruz. Mutfağımızda 17 adet Rational fırın kullanıyoruz. Rational fırınlar bahsettiğim bu pişirme sürelerine teknolojik olarak son derece müsaitler.”
“LEZZET İÇİN, ÖNCE İŞİNİ SEVECEKSİN” Bunlar babadan kalma lezzet anahtarları. Ya şefin üzerine
kattıkları ve tecrübeleri? Yemekte lezzeti yakalamanın temel kuralının yapılan işi sevmek olduğunu anlatan Güler, iyi bir damak tadının da buna sonsuz katkısının olduğunu vurguluyor. Wyndham Grand İstanbul Levent’te Türk mutfağıyla beraber dünya mutfaklarını da yorumladıklarını belirten Güler, gerçek lezzeti sağlamak için ülkenin kültürünü ve damak tadını iyi bilmek gerektiğini dile getiriyor. Şef için diğer bir kural da elin ayarı… Etkili bir zamanlamayla yemekte lezzete ulaşabileceğini aktaran Güler, “Çünkü yapmış olduğun ürüne kattığın ilavelerin zamanlaması çok önemli. Etin pişme süreleri, hangi saatte baharat koyacaksın, sebzelerini ne zaman koyacaksın gibi.” şeklinde örnekliyor.
“MUTFAĞA KEPSİZ GİRMEM” İlhan Güler, yemeğe son noktayı koymayı seven şeflerden. Ha bir de kepsiz mutfağa girmeyenlerden. İşinde öylesine titiz ve mükemmeliyetçi bir çizgisi olduğunu söylüyor ki, servise çıkacak her bir tabağa kendi imzasını koymaktan yıllar yılı vazgeçmediğini anlatıyor. “Müşterinin önüne giden tabak her şeyiyle kusursuz olmak zorunda. Bu yüzden çoğu zaman üretime kendim girerim. Ekip arkadaşlarıma insiyatif veririm ama son noktayı koyan da ben olurum” diyen şefin bilmediğimiz başka hassasiyetleri de var mı acaba? Kendisiyle çalışmanın hem zor hem de kolay olduğunu anlatan Güler, özellikle ürün ve hijyen konusunda çok duyarlı olduğunu söylüyor. Kep takmak konusundaki ısrarına gelirsek, kendini ancak kepliyken güvende ve mutfağın bir parçası olarak hissettiğini söylüyor. Şefin bir önemli özelliği de garantici bir şef olması. Otelde arşivli ve kayıtlı kayıtlı çalıştıklarını dile getiren Güler, “Mutfağımızda günlük ve taze ürünler kullanmaya özen gösteriyoruz. Hatta yiyeceklerle ilgili tedarik sürecindeki bütün evrakları arşivliyoruz. Herhangi bir durumda kontrol sağlanması gerektiğinde arşivlerden gerekli evrakları çıkararak müşterilerimize geri bildirim yapabiliyoruz.” diyor.
“SON NOKTAYA KADAR DOYURMAK İSTERİZ” Wyndham Grand İstanbul Levent mutfağında bir misafire de aynı hizmet, bin misafire de aynı hizmet prensibi benimsenmiş. Tabakta standardizasyon da cabası. Bu sebeple sunumlarını minimalize ederek hazırladıklarını anlatan Güler, “Çünkü misafiri başlangıçtan tatlıya kadar zinde tutmanız gerekir. Damak tadı algısı için bu önemli bir kural. Az ve öz servis etmeye çalışırız. Baştan sona kadar başlangıç tabağının tadını insanlar alır. Ara sıcakta biraz
daha azalır. Ana yemekte bu biter. Biz bunu sonuna kadar yaymak istiyoruz.” diyor.
“MUTFAK BENİM HAYALİM, ONU DA ZATEN YAŞIYORUM” Son olarak usta şefe geleceğe dair düşlerini soruyorum. “Mutfakta olmak benim için başlı başına bir hayal, mutluluk ve yaşam kaynağı” diyen Güler, “Beni hayatta en çok mutlu eden mutfakta çalışmak olmuştur. Mutfak mutluluk veriyor. Bir şeyler üretmek ve birilerini memnun etmekten büyük haz alıyorum. Mutluluk kaynağım ve yaşam kaynağım… O sebeple hayatım boyunca mutfakta olmak istiyorum. Mutfak benim hayalim, onu da yaşıyorum.” diyerek keyifli söyleşimizi noktalıyor.
restaurant etkinlik 86 hotel & hi-tech
Metro Horeca Festivali’nin show mutfağı Electrolux Profesyonel’den Metro Toptancı Market’in gastronomi profesyonelleriyle yerel değerleri ve profesyonel müşterilerine sunduğu çözümleri buluşturmak amacıyla Türkiye çapında düzenlediği HORECA Festivali’nin Show Mutfaklarını Electrolux Profesyonel kurdu.
2
0 Nisan’da Samsun’da başlayan Metro HORECA Festivali sırasıyla; Ankara, Adana, Gaziantep, Kayseri, Konya, Alanya, Antalya, Denizli, Bodrum, İzmir, Eskişehir, Bursa, İstanbul’un Kağıthane ve Kozyatağı Mağazaları’nda toplamda 15 ayrı mağazada profesyonelleri ağırladı. Festival kapsamında Bocuse d’Or Şefi Volkan Karataş’ın mağazalar içerisinde Electrolux Profesyonel tarafından kurulan show mutfağında air-o-steam Touchline kombi fırınlarını kullanarak gerçekleştirdiği tadım aktivitelerinde; Taze Rezene Çorbası, Erzincan Tulum Peynirli Brushcetta, Domates Mücveri, Nar Ekşili Tütsülenmiş Firik Salatası gibi yerel lezzetlerle harmanlanmış yemekleri konuklarına ikram etti.
TAM NOT ALDI Electrolux Profesyonel’in air-o-steam Touchline kombi
fırınları, mağazayı ziyarete gelen profesyonellerden tam not aldı. Horeca Festivali süresince yeni profesyonellere ulaşmaktan çok memnun olduklarını ifade eden Electrolux Profesyonel yetkilileri, Metro ailesine böyle başarılı bir organizasyonu gerçekleştirdikleri için tekrar teşekkürlerini sundular.
Wyndham Grand Kalamış Marina’dan yaza görkemli davet Wyndham Grand İstanbul Kalamış Marina Hotel, yazın gelişini geçtiğimiz günlerde açılışını gerçekleştirdiği Jigger Roof Bar’da düzenlenen görkemli bir davetle kutladı.
A
nadolu Yakası’nın en prestijli oteli Wyndham Grand İstanbul Kalamış Marina Hotel, yılın sıcak günlerini “Yaza Merhaba” partisiyle karşıladı. Geçtiğimiz günlerde misafirlerini ağırlamaya başlayan Jigger Roof Bar’da gerçekleşen organizasyonda konuklar gece boyunca keyifli saatler geçirdi. Turizm sektörünün önde gelen temsilcilerinin, otel misafirlerinin ve basın mensuplarının katıldığı davette misafirler gece boyunca eğlencenin keyfini doyasıya çıkarttı. Otel içinde hizmet veren modern fitness anlayışının yenilikçi temsilcisi Shape Club üyeleri gece boyunca performanslarıyla göz doldurdu. Shape Club’ın yakışıklı üyesi oyuncu Ali Aksöz ve başarılı oyuncu Selin Şekerci “Yaza Merhaba” partisine gelen ünlü simalar arasında yerini aldı.
restaurant etkinlik 88 hotel & hi-tech
Munters 60. yılını kutladı Türkiye’de 25 yıldır Munters Form olarak hizmet veren, global düzeyde ise Munters olarak faaliyetlerini sürdüren İsveçli firma, 60. yılını kutladı.
T
ürkiye’de 25 yıldır Munters Form olarak hizmet veren, global düzeyde ise Munters olarak faaliyetlerini sürdüren İsveçli firma, 60. yılını geride bıraktı. Şirketin 60. yıldönümü, 27 Nisan Pazartesi günü Munters Form’un Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan merkez ofis ve fabrikasında düzenlenen kokteyl ile de kutlandı. Etkinliğe Form Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Bedi Korun, Yönetim Kurulu 2. Başkanı Figen Korun, Yürütme Kurulu Başkanı Tunç Korun, Operasyon Koordinatörü Özden Korun, Munters Form Genel Müdürü Suat Güven ve Munters Form çalışanları katıldı.
7000 METREKARELİK ÜRETİM TESİSİNE SAHİP İlaç, gıda, elektronik ve tarım gibi sektörlerde yer alan firmalar için optimize edilmiş iç mekan iklim çözümleri sunan Munters, 1955 yılında İsveç’te kuruldu. Form Şirketler Grubu tarafından 1986 yılından itibaren temsilciliği yapılan firma, 2006 yılı itibariyle Munters Form Endüstri Sistemleri olarak ayrı bir firma olarak faaliyet göstermeye başladı. 2008 yılında ise bir Türk – İsveç Joint Venture firması oldu. Bugün, 7.000 metrekarelik Gebze Organize Sanayi Bölgesi’ndeki yeni üretim tesisinde Soğutma Petekleri, Havalandırma Fanı, Damla Tutucular ve Nemlendiriciler (soğutucular) imalatı gerçekleştiriyor.
FORM YAZI BURGAZADA’DA KARŞILADI Bu yıl 50. kuruluş yıldönümünü kutlayan FORM Şirketler Grubu, kutlamaları kapsamında Burgazada’da keyifli bir gün geçirdi. 9 Mayıs Cumartesi günü Burgazada’da bir araya gelen FORM çalışanları, yazı hep beraber karşıladı. Şirket çalışanları, İstanbul’un en özel yerlerinden Burgazada’nın tarihi, kültürel ve doğal güzelliklerini günübirlik bir gezi ile keşfetti. Geziye Form Şirketler Grubu Yürütme Kurulu Başkanı Tunç Korun, Operasyon Koordinatörü Özden Korun ve Yönetici Mehmet Oral da katıldı.
restaurant gastro güncel 90 hotel & hi-tech
İnoksan 35 yaşında 35. yılını 12 Mayıs Salı günü Sakıp Sabancı Müzesi’nde basın mensuplarıyla birlikte kutlayan İnoksan, ihracat odaklı, Ar-Ge destekli büyüyeceklerinin sinyalini verdi…
İ
noksan Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Varlık 35. yıl kutlamasında yaptığı konuşmada, İnoksan’ın kurulduğu günden bugüne kadar sektöre yön vererek büyümeyi sürükleyen bir firma olduğunu kaydederek, “Hiçbir zaman hayallerimizin ucunu sınırlamadık. Bugün o hayallerimiz sayesinde, Bursa’da, 20.000 metrekare kapalı alanda, son teknolojiyle donanmış bir endüstri üssüne dönüşmüş fabrikamızda 400’e yakın çalışanımızla yıllık 100 milyon TL’nin üzerinde ciro yapıyor, üretimimizin %35’ini 5 kıtada
66 ülkeye ihraç ediyoruz. 400’e yaklaşan üstün nitelikli çalışanımız için sektörümüzde bir okul görevi görüyoruz. 40 yurt içi bayimiz ve 90 yetkili servisimiz ve bunların çalışanlarıyla birlikte yaklaşık olarak 5.000 kişiye istihdam olanağı sağlıyoruz. Yaklaşık 750 tedarikçi firmasına iş veriyor ve bunları sürekli geliştiriyoruz. Turizm sektöründe donanım ve proje ihtiyaçlarını karşılayarak her yıl en az 40 milyon dolarlık döviz çıkışını engelliyoruz. Buna yıllık 10 milyon dolarlık ihracatımızı da eklediğinizde, dış ticaret açığına şirket olarak katkımız, yıllık 50 milyon dolara ulaşıyor” şeklinde konuştu.
VARLIK: “TÜRKİYE’DE LİDER OLMAK YETMEZ, DÜNYADA DA LİDER OLMALIYIZ” İnoksan’ın Türkiye’deki liderliğini yurt dışına da taşımayı hedeflediğini kaydeden Vehbi Varlık, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’de lider olmak bizim için ‘yerel kalmak’ anlamına geliyor. Oysa bizim iki sloganımız var: ‘Yerel kalmak yetmez’ ve ‘Tüm dünya müşterimiz’ diyoruz… Hedeflerimizi de buna göre belirledik. Yurt dışı satışlara ağırlık vererek, ihracat oranımızı en az %50’ye çıkaracağız” dedi.
“BÜYÜME ARİTMETİK DEĞİL, GEOMETRİK OLACAK” Varlık, İnoksan’ın diğer hedeflerini şöyle açıkladı:
“Ürünlerimizle dünyada rekabet etmek için, Ar-Ge yatırımlarımızı 3 yıl %500 artırarak ‘tescilli Ar-Ge Merkezi’ olmayı ve fark yaratan ürünlerimizle öne çıkmayı hedefliyoruz. Pişirme, Soğutma, Bulaşık yıkama sistemleri ve benzeri ürün grupları temelinde uzmanlaşmış şirketlerimiz ile etkili bir grup kurmayı ve aritmetik değil, geometrik büyümeyi hedefliyoruz. Bu şirketlerin, kendi alanlarında yüksek adetlerle, ekonomik ölçeğe uygun rekabet koşullarına ulaşmasını planlıyoruz. Bulaşık Yıkama Makinesi, Fırın, Soğutucu fabrikalarımız 2018 sonuna kadar faaliyete geçecek. Son olarak da Turquality Marka Destek programını kullanarak yoğun bir tanıtım programını başlatmayı planlıyoruz.” 2015 yılında yüzde 20 oranında büyümeyi hedeflediklerini açıklayan Vehbi Varlık, “2015 yılına, yurt dışında daha fazla ülke ve müşteriye ulaşmak, uluslararası platformlarda markamızı tanıtmak ve pazarlamak hedefiyle girdik. Bölgesel pazarlarda Rusya, Türk Cumhuriyetleri, İran, Irak, Ürdün, Suudi Arabistan ön plana çıkarken, Avrupa Birliği’nde İtalya ve Almanya, Amerika’da ise ABD, Meksika, Brezilya ve Şili odaklandığımız pazarlar. Kuzey Afrika ve diğer Afrika ülkeleri de proje bazlı satışlarda odak noktamız olmaya devam edecek. 2023’e kadar %100 büyüyerek, ciromuzun %50’sini ihracatla gerçekleştirmeyi hedefliyoruz” diye konuştu. Varlık, 2023 dönemini kapsayan ikinci OVP’de ise grup konsolide cirosuyla Türkiye’nin ilk 500 şirketi arasında ön sıralara yükselmeyi amaçladıklarını kaydetti.
AR-GE’SİNİ VE TASARIMINI YAPTIĞI ÜRÜNLERLE SEKTÖRE YÖN VERİYOR Vehbi Varlık’ın verdiği bilgiye göre Ar-Ge, İnoksan’ın en fazla yatırım yaptığımız alanların başında geliyor. Şirket, her yıl cirosunun yüzde 2’sini Ar-Ge ayırıyor. İnoksan Ar-Ge bölümünde 20 kişilik kadro, yeni ürünler geliştirmek için çalışıyor. Bu çalışmaların sonucunda bugüne kadar 6 adet patentli, 7 adet faydalı model ve 22 adet tasarım tescilli çalışmaya imza atıldı.
İNOKSAN’DAN TEDARİKÇİLERİNE ‘KALİTE’ DESTEĞİ İnoksan, bir dünya markası olmasında büyük önem taşıdığına inandığı tedarikçi firmaların, ‘kalite’ çıtasını daha yukarıya koymaları için gerekli her türlü desteği veriyor. Bu doğrultuda İnoksan, 23 Mayıs Cumartesi günü, Bursa Crowne Plaza Oteli’nde, Tedarikçi Kalite Geliştirme Programı doğrultusunda tedarikçileri ile Türk Standartları Enstitüsü (TSE) yetkililerini buluşturduğu bir toplantı düzenledi. İnoksan Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Varlık, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, İnoksan’ın bugüne gelmesinde tedarikçilerinin önemli katkısı olduğunu belirterek, tüm tedarikçilere teşekkür etti. Varlık, “35 yıl önce küçük bir atölyede kurduğumuz İnoksan, bugün 5 kıtada 66 ülkeye ihracat yapar konuma ulaşmışsa, bunda elbette her zaman kaliteli ürün ve hizmet tedarik desteği veren iş ortaklarımızın katkısı büyüktür. Yaklaşık 750 tedarikçi firmaya iş veriyor ve bunları sürekli geliştiriyoruz. Onların sayesindedir ki, bugün sektörümüzde ‘kutup yıldızı’ olarak kabul ediliyoruz. Kalitemizle gerek yurt içinde gerekse yurt dışında kendimizden söz ettiriyoruz” diye konuştu.
restaurant gastro güncel 92 hotel & hi-tech
Otellerde maliyetler %13 arttı TÜİK tarafından açıklanan Mayıs ayı fiyat istatistiklerine göre, yıllık ortalama enflasyon %8,46 oldu. Aynı dönemde otellerde yaşanan maliyet artışları ise %13 dolayında gerçekleşti.
A
KTOB Araştırma Birimi tarafından yapılan analizlere göre; otellerdeki maliyet artışı, yıllık enflasyonun 4,5 puan üzerinde gerçekleşti. Otellerde son bir yılda meydana gelen maliyet artışlarında ilk sırayı %14,7 ile yiyecek grubu aldı. Bu dönemde içecek grubu maliyetleri %10,5 artarken, enerji-yakıt ve temizlik malzemelerindeki yükselişler enflasyonun gerisinde kaldı. Yiyecek grubu içinde en yüksek maliyet artışları; %23 ile meyve sebze, %19 ile bakliyatun ve %14 ile et grubunda meydana geldi. Yağ grubu maliyet artışı ise enflasyonun gerisinde seyretti.
Otellerde maliyet artışı, %* YİYECEK - ET GRUBU - YAĞ GRUBU - SÜT GRUBU - BAKLİYAT-UN - MEYVE-SEBZE ÇAY-ŞEKER VB İÇECEK TEKNİK SERV. ENERJİ-YAKIT TEMİZLİK MLZ. BASIN-YAYIN VB
Maliyet artışı,% 14,78 14,34 5,44 10,55 19,47 23,06 12,86 10,54 9,33 6,93 6,05 13,87
*Mayıs ayı itibariyle 12 aylık ortalamalarla hesaplandı.
restaurant gastro güncel 94 hotel & hi-tech
Sealed Air iş birimi Food Care’den Gıda Güvenliği semineri Gıda Güvenliği konusu, Sealed Air iş birimi Food Care ve Ege Üniversitesi işbirliğinde masaya yatırıldı.
S
ealed Air iş birimi Food Care, Ege Üniversitesi işbirliğinde “Güvenli Gıda Üretim Okulu”nda sertifika eğitimi verdi. Sürdürülebilir ve yenilikçi çözümleri ile gıda güvenliğini ve kalitesini sağlayarak, sağlıklı toplumların var olmasına yardımcı olan Sealed Air iş birimi Food Care, Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü ile işbirliği çerçevesinde katılımcılara, gıda sektöründe gıda güvenliğinin önemini anlattı.
GIDA GÜVENLİĞİNİN ÖNEMİ ANLATILDI Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü tarafından kurulan Güvenli Gıda Üretim Okulu’nda “Daha İyi Isıl İşlem Uygulamaları” hakkında verilen sertifika eğitimine katkıda bulunan Sealed Air iş birimi Food Care, gıda sektöründe gıda güvenliğinin önemini anlattı. Food Care
iş birimi ile gıda üreticilerine, atıkları azaltıp, taze gıdanın raf ömrünü uzatmalarını mümkün kılacak ambalaj ve donanımı sunan küresel lider Sealed Air, üniversite ve sivil toplum örgütleriyle işbirliği çerçevesinde düzenlediği eğitimler ile gıda güvenliği bilincini artırmayı hedefliyor. Gıdanın, paketlenmeden önce güvenli ve hijyenik bir ortamda işlenmesini sağlayan temizlik ve sanitasyon çözümleri sunarak baştan sona bir koruma temin eden Food Care, dünya çapında gıda güvenliğini artırarak, daha temiz ve daha sağlıklı bir ortam ile artan bir yaşam kalitesi için yenilikçi ürün ve hizmetler sunuyor.
ÜRÜN TANITIMI YAPILDI Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü ile işbirliği çerçevesinde verilen eğitimde, Güvenli
Gıda Üretim Okulu başlığı altında; Konserve Teknolojisi ve İlgili Yasal Düzenlemeler, Isıl İşlemle Dayanıklı Hale Getirilen Gıdaların Mikrobiyolojisi, Engel Teknolojisi ve Asitlendirilmiş Gıda Üretim Prensipleri, Isıl İşlem Temelleri ve Prensipleri, Isıl İşlem Dizaynı (Sterilizasyon ve Pastörizasyon Kriterleri), İhracatta Doldurulması Gerekli Belgeler, Kayıt ve Kayıt Tutma konuları işlendi. Programa; yöneticiler, gıda
denetçileri, mühendislik bölümü öğretim görevlileri ve öğrenciler de katılım gösterdi. Eğitim süresince aktarılan bilgilerin yanı sıra Sealed Air Food Care iş birimi ürünleriyle uygulamalı anlatımlar yapıldı.
restaurant gastro güncel 96 hotel & hi-tech
Unilever Türkiye sürdürülebilir markalarıyla büyüyor Unilever Türkiye 2014 yılında çift haneli büyürken, bu büyümenin yüzde 55’inin ‘sürdürülebilir yaşamı destekleyen markalardan kaynaklandığını duyurdu.
U
nilever, Sürdürülebilir Yaşam Planı kapsamında 4 yılda yol aldığı mesafeyi uzmanlar ve çeşitli paydaşlarla değerlendirmek üzere, ‘Etkiyi birlikte büyütüyoruz’ sloganıyla İstanbul’da bir çalıştay düzenledi. Çalıştayda Unilever’in sürdürülebilirlik yaklaşımının, özel sektöre bir rol model olduğunu ifade eden Birleşmiş Milletler Türkiye Mukim Koordinatörü Kamal Malhotra, “Birleşmiş Milletler, Sürdürülebilir Yaşam Planı’na gereken desteği vermeye hazır…” dedi. Unilever Türkiye CEO’su Mehmet Altınok ise, “Tüketiciler artık samimi bir amacı olan, özgün ve etik temellere dayanan ürünler istiyor. Giderek daha çok sayıda markamız sürdürülebilirliği yaşam döngüsünün bir parçası haline getiriyor ve bu tüketici eğilimini bir fırsat olarak değerlendiriyor” dedi. Dünyanın önde gelen hızlı tüketim ürünleri şirketi Unilever, hem iddialı hem de geniş kapsamlı Sürdürülebilir Yaşam Planının dördüncü yılında, kamu,
sivil toplum, akademik çevreler, iş dünyası ve medyadan isimlerin bulunduğu sürdürülebilirlik uzmanlarıyla bir çalıştay düzenledi. İstanbul Adile Sultan Sarayı’nda gerçekleşen çalıştayda Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı çerçevesinde kaydedilen ilerleme gözden geçirildi.
BÜYÜMEK İÇİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ŞART Unilever, Sürdürülebilir Yaşam Planı’nın büyüme, maliyetleri düşürme ve geleceğe yönelik dirençlilik açısından işi üzerinde giderek artan ve olumlu bir etkisi olduğunu vurguluyor. Unilever ‘sürdürülebilir yaşamı destekleyen markalar’ kavramına hem bir tanım hem de bir ölçüt getirirken, bu markaların şirketin büyümesinde lokomotif rol oynadığına dikkati çekiyor. OMO, Lipton, Knorr, Domestos, Signal gibi sürdürülebilir yaşama öncülük eden pek çok Unilever markası ortalamanın üstünde bir büyüme sergiliyor ve Unilever Türkiye’nin büyümesinin yüzde 55’i bu markalardan geliyor.
Web’de Tablet’de ve Cebinizdeyiz! Online dergi adresimiz
http://www.hotelrestaurantmagazine.com/online-dergi
Akıllı telefon uygulamalarımız için barkodu okutunuz.
restaurant gastro güncel 98 hotel & hi-tech
MSA’da Temmuz Türkiye’nin lider profesyonel mutfak okulu Mutfak Sanatları Akademisi (MSA), Temmuz ayında yine kaçırılmayacak eğitim programları sunuyor.
T
üm mutfak tekniklerinin öğretildiği ve gerçek bir şef gibi yemek pişirme imkanı sunan Mutfakta 8 Hafta Temmuz ayında mutfak sanatlarına ilgi duyanları bekliyor. Günlük workshop’lar arasında, sipariş etmekten vazgeçemediğiniz lezzetleri hazırlamayı öğreten Vazgeçemediklerimiz 2, zengin kahvaltı menüsünü hep birlikte hazırlayacağınız yepyeni bir workshop olan Brunch Keyfi, renkli tarifler ve sunumlarla lezzetlenen Summertime, İtalyan Mutfağı ile Pizzalar ve Salatalar’ bulunuyor. Ayrıca MSA’da Naked Cake, Cheesecake’ler gibi ayrıcalıklı workshop’lar ile özgün lezzetler yaratmak mümkün.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK AŞÇILIK OKULU Milli Eğitim Bakanlığı onayı ve City & Guilds akreditasyonu ile uluslararası profesyonel aşçılık diploması veren Türkiye’nin ilk ve tek aşçılık okulu Mutfak Sanatları Akademisi (MSA), mutfakta ustalaşmak isteyenler için Temmuz ayında yine özel eğitim programları ve Workshop’lar hazırladı. Mutfakta profesyonelleşmeyi hedefleyenlere Mutfakta 8 Hafta eğitim programı sunan MSA, muhteşem lezzetler yaratma imkânı sağlıyor.
8 HAFTADA LEZZET UZMANLIĞI Mutfakta 8 Hafta programı da Temmuz ayında MSA katılımcılarını bekliyor. Mutfağın temeli olan bıçak kullanma tekniklerinden sos ve çorba yapımına, et pişirme tekniklerinden deniz ürünlerine ve wok yemek tekniklerine kadar mutfağın inceliklerini 8 hafta boyunca her Çarşamba günü keşfedebilirsiniz. Eğitim süresince kendi özel istasyonunuzda çalışarak, öğrendiğiniz profesyonel tekniklerle gerçek bir şef gibi yemek pişirmenin keyfine MSA’da varabilirsiniz.
restaurant gastro güncel 100 hotel & hi-tech
Mehmet Reis “Uzmanlar dünya gıda krizi konusunda uyarıyor” ‘Türkiye’de Gıda ve Gıda Perakendeciliği Sektör Hedefleri’ konulu konferansta konuşan Mehmet Reis, uzmanların dünya gıda krizi konusuna dikkat çektiklerini belirterek, “Türkiye olarak, toprağımıza, suyumuza, yerli tohumlarımıza sahip çıkmalıyız” dedi.
T
ürkiye’de Gıda ve Gıda Perakendeciliği Sektör Hedefleri’ konulu konferans, 15 Mayıs 2015 tarihinde, TÜYAP’ta düzenlenen Anufood Fuarı sırasında gerçekleşti. Konferansa Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Gıda Kontrol ve Laboratuvarlar Daire Başkanı Dr. Neslihan Alper, Reis Gıda AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, KARGEM Yönetim Danışmanı Perakende Uzmanı Ercüment Tunçalp, Metro Toptancı Market Ultra Taze Gıdalar satın alma Grup Müdürü Ayşin Işıkgece ve Türkiye Perakendeciler Federasyonu temsilcisi konuşmacı olarak katıldı.
REİS: “EN BÜYÜK KRİZ, TARIM VE GIDA KRİZİ OLABİLİR” Reis Gıda AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, Türkiye’de ve dünyada gıda sektörünün geleceği hakkında bilgiler verdi. Birleşmiş Milletler (BM) istatistiklerine göre, 2050 yılında dünya nüfusunun 9 milyarı geçeceğinin öngörüldüğünü ifade eden Mehmet Reis, şunları söyledi:
“Bir yandan dünya nüfusu artıyor, ancak diğer yandan kırsal kesimde yaşayanların oranı azalıyor. 2000’li yıllarda dünya nüfusunun %60’ı kırsal kesimde yaşarken; 2050 yılında bu oranın %30’a düşeceği belirtiliyor. Uzmanlara göre, dünyanın önündeki en büyük kriz ne enerjiden, ne petrolden, ne de finanstan yaşanacaktır. Uzmanlar, dünyanın önündeki en büyük krizin, su ve gıda krizi olabileceğine dikkat çekmektedir. Bugün dünyada, 1 milyara yakın insanın açlık ve yetersiz beslenme tehdidiyle karşı karşıya olması da, gelecekte gıda konusunun daha fazla gündemde olacağının bir göstergesidir. Türkiye olarak, toprağımıza, suyumuza, yerli tohumlarımıza sahip çıkmalıyız” dedi.
“2023 HEDEFİNE TÜM SEKTÖRLERİN BİRLİKTE BÜYÜMESİYLE ULAŞILABİLİR” Türkiye’nin istikrarlı büyümesi için tarım sektörüne gerekli önemin verilmesi gerektiğinin altını çizen Mehmet Reis, konuşmasına şöyle devam etti:
“Büyüme ve hedefler denildiğinde, hemen sanayi sektörü diyoruz. Oysa sanayi sektörünün dışında; tarım, turizm, madencilik gibi 26 sektör daha var. Ülke olarak hedeflerimize, tüm sektörlerin birlikte topyekün büyümesiyle ulaşabiliriz. Türkiye’nin geleceği ve ekonomisi için, tarım sektörü son derece önemlidir. Nüfusumuzun %25’i kırsalda yaşarken, tarımdaki istihdam %22’yi bulmaktadır. Ülkemizin 800 milyar dolar olan GSMH’nin, yaklaşık 60 milyar dolarını tarım sektörü oluşturmaktadır. Tarım sektörü, sanayiye hammadde sağlayan bir sektördür. Tarım yapılmadan, gıda sanayiye hammadde sağlamak da mümkün değildir. Son yıllarda tarım, işsizliğe de çare olmuştur. Türkiye’nin geçtiğimiz yıl tarımda; 18 milyar 749 milyon dolar tarım ihracatı varken; tarım ürünleri ithalatı 18 milyar 58 milyon dolar olmuştur. Tarımda, dış ticaret açığımız olmamış ve tam tersine fazlalığımız olmuştur. Özetle, ülkemiz tarım sektörüyle, küresel bir güç olabilir. Ülkemizin geleceği ve ekonomi istikrarı için stratejik sektörlerin başında, tarım sektörü gelmektedir. Sektöre sağlanan teşvik ve desteklere ilave olarak, Hükümetimizin aldığı miras yoluyla arazilerin bölünmesinin önüne geçilmesi çalışmasını çok önemli buluyoruz” şeklinde konuştu.
ALO 174 GIDA HATTI VATANDAŞIN HİZMETİNDE T.C. Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Gıda Kontrol ve Laboratuvarlar Daire Başkanı Dr. Neslihan Alper, Bakanlık olarak yaptıkları çalışmalar hakkında bilgiler verdi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın ‘güvenilir gıda’ konusunda gelen talepleri karşılamak için tüm Türkiye’de ‘Alo 174 Gıda Hattı’nı vatandaşların hizmetine sunduğunu anlatan Dr. Neslihan Alper, gıda güvenilirliği konusuna büyük önem verdiklerini açıkladı. Dr. Neslihan Alper, şunları söyledi: “Tarladan sofraya sağlıklı ve güvenilir gıdanın halkımıza ulaşması noktasında denetimlerimizi sürdürüyoruz. Güvenilir gıdanın vatandaşımıza ulaştırılması için titizlikle çalışmalar devam ediyor” şeklinde konuştu. Türkiye’de 2500 tane coğrafi işaretli ürün potansiyeli var Metro Toptancı Market Ultra Taze Gıdalar Satınalma Grup Müdürü Ayşin Işıkgece konuşmasında ‘coğrafi işaretli ürünler’ hakkında bilgi verdi. Dünyada 28 ülkede onaylanmış 1260 tane coğrafi işaretli ürün olduğunu anlatan Ayşin Işıkgece, ülkemizin bu alanda çok zengin olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Coğrafi işaret konusunda Türkiye’de bugüne kadar onaylanan 180 ürün var ve 210 ürünün dosyası başvuru aşamasındadır. Türkiye, 2500 tane coğrafi işaret alabilecek ürün çeşidiyle, çok zengin bir potansiyele sahiptir” dedi. Reis Gıda firmasıyla ile birlikte Taşköprü’de hayata geçirdikleri yerli tohumla üretilen coğrafi işaretli Taşköprü Sarımsağı projesine değinen Ayşin Işıkgece, Taşköprü’deki 200’ün üzerindeki çiftçiye verdikleri eğitimle çiftçilerin Global GAP Sertifikası’nı aldığını açıkladı. Taşköprü Sarımsağı, Malatya Kayısısı, Finike Portakalı gibi 7 tane coğrafi işaretli ürünü 13 ülkedeki Metro Toptancı Marketlerine ihraç ettiklerini ifade eden Ayşin Işıkgece, “Ülkemizin coğrafi işaretli ürünlerine, dünyanın ihracat kapısını açmaya devam edeceklerini” sözlerine ekledi.
restaurant proje 102 hotel & hi-tech
GastronoMetro show mutfaklarında Electrolux Profesyonel’i tercih etti “GastronoMetro’nun uluslararası alanda da kendinden oldukça söz ettirecek bir proje olacağı konusunda eminiz…”
T
ürkiye’nin yeni nesil gastronomi platformu GastronoMetro, gastronomi bölümündeki ekipman seçimi ve mutfak kurulumunda Electrolux Profesyonel’i tercih etti. Projenin Diamond sponsorlarından birisi olmakla beraber; aynı zamanda Metro Grubu ile çözüm ve iş ortağı olarak da gelecek dönemde işbirlikteliklerini devam ettirmeyi amaçladıklarını söyleyen Electrolux Profesyonel Ulusal Satış Müdürü Bülent Sevinçel ile GastronoMetro projesini ve yeni döneme ilişkin hedeflerini konuştuk.
Electrolux Profesyonel’in GastronoMetro’da gerçekleştirdiği mutfak projesini ana hatlarıyla anlatır mısınız? Proje, mutfağın hangi alan ve cihaz ünitelerini kapsıyor? Gerçekleştirdiğimiz GastronoMetro projesi, Metro Grossmarket bünyesinde Türkiye’de ilk olacak bir projedir. GastronoMetro, gastronomi sektöründeki profesyonellere hizmet verecek bir eğitim ve uygulama merkezidir. Proje tasarım olarak,
Electrolux Profesyonel Ulusal Satış Müdürü Bülent Sevinçel
diğer eğitim ve uygulama merkezlerine göre daha rahat bir planlamaya olanak sağlayan bir altyapıya sahiptir. Projede gastronomi bölümündeki ekipmanların hemen hemen hepsi Electrolux Profesyonel markasından oluşmaktadır. Projede yer alan, dünyada konum olarak en üst düzeyde gösterilen yüksek seviyeli pişirme grupları dediğimiz, İsviçre’de Electrolux fabrikalarında üretilen monoblok Therma pişirme grubu, kombi fırınlarda birçok patent ve yeniliği bünyesinde barındıran ve Türkiye’de en çok tercih edilen fırınlarımız olan airo-steam Touchline kombi fırınlar, XP serisi pişirme grupları, şok soğutucular ve dondurucular, hazırlık ekipmanları ve Electrolux fabrikalarında üretilen paslanmaz çelik mutfak mobilyaları ile proje çok üst düzey bir segmente taşınmıştır.
GastronoMetro mutfaklarını ayrıcalıklı kılan özelliklerini anlatır mısınız? GastronoMetro’nun en büyük özelliği, kendi konularında lider iki markanın biraraya gelerek, yine kendi konularında lider bir proje oluşturmasıdır. Electrolux Profesyonel bu projede sadece ekipman tedarikçişi olarak yer almamaktadır. Electrolux Profesyonel, GastronoMetro’nun Diamond sponsorlarından birisi olmakla beraber; aynı zamanda Metro Grubu ile çözüm ve iş ortağı olarak da önümüzdeki süreçlerde işbirlikteliklerimiz devam edecektir.
Ürünlerin hijyen hassasiyetleri ne düzeyde? Ürünler görsellik, fonksiyon, dayanıklılık, fonksiyonellik, hijyen ve ergonomik olarak hepsini bütün olarak içermektedir. Electrolux Profesyonel olarak bu projenin çözüm ortaklarından olmak gerçekten çok gurur verici idi ve projenin önümüzdeki dönemlerde benzer birçok yatırıma örnek teşkil edeceği konusunda çok güçlü bir beklentimiz bulunmaktadır.
GastronoMetro mutfaklarına hakim konsept ve tasarım algısına ilişkin neler söyleyebilirsiniz? Konsept olarak dünyadaki lider gastronomi okullarının
tasarım algısına sahip olsa da, detaylarda Metro ve Electrolux Profesyonel ekibinin global anlamdaki tecrübelerinin yansıması oldukça belirgin bir şekilde görülmektedir. Uygulamalı gastronomi sınıfı, pastacılık sınıfı, barista eğitim alanı, ürün geliştirme mutfağı, konferans salonu gibi bölümlerden oluşan proje ayrıca teorik olarak hizmet verecek bölümlere sahiptir. Konum ve eğitmenler açısından da katılımcılara benzersiz fırsatlar ortaya koyabilecek uluslararası alanda da kendinden oldukça söz ettirecek bir proje olacağı konusunda eminiz.
GastronoMetro dışında şu an devam ettiğiniz farklı projeler de var mı? Şu an yurt içi ve yurt dışında olmak üzere Electrolux Profesyonel Türkiye olarak bu yılın ilk yarısında bitirdiğimiz 30’a yakın orta ve büyük ölçekli projemiz bulunmakta ve bu projelerin bir kısmı Balkanlar, Orta Doğu, Afrika ve Kafkaslar da yer almaktadır. Bunların haricinde yurt içinde uluslarası zincir ve yerel markaların devam eden yatırımlardan Garden-Inn Çorlu, Ramada Adana, Crowne Plaza Florya Istanbul, Divan Hotel Adana, Divan Hotel Mersin, Rixos Temalı Park Antalya, AC Marriot Kasımpaşa Istanbul, Trump Tower Bakü gibi devam eden ve kısa süre önce tamamlanan yatırımların yanı sıra; Soho House İstanbul, Alancha Restaurant İstanbul, il Riccio Marmaris, il Riccio Bodrum, Xuma Beach Bodrum, Q Lounge Göcek gibi önemli projeleri de gerçekleştirmiş bulunmaktayız.
restaurant gastro aktüel 104 hotel & hi-tech
Anavarza Bal Anufood Eurasia’da Toz Bal’ı tanıttı Yeniliklerin
öncüsü Anavarza Bal, 14 - 16 Mayıs 2015 tarihleri arasında Anufood Eurasia’da ziyaretçilerini ağırladı. Anavarza Bal, ülke gıda endüstrisine kazandırdığı son ürünü Toz Bal’ı tanıtmak ve diğer yeni gelişmeleri paylaşmak üzere katılımcılarla bir araya geldi. Krem Bal’da olduğu gibi; Avrupa ve Amerika’da yıllardır tüketilen Toz Bal’ı da Türkiye’de ilk üreten firma olan Anavarza Bal, süzme çam ve süzme çiçek balından oluşan Klasik serisinin yanı sıra, Gurme ve Sağlık serileriyle de büyük beğeni topladı.
Billionaire Bodrum bu yaz da eğlencenin adresi olacak
Bodrum Yalıkavak mevkiinde Palmarina Bodrum’un burun kısmında eğlence adası olarak da bilinen ‘Old City’de engin bir deniz manzarasına da sahip olan Billionaire Club Bodrum; dünyaca ünlü müdavimleri, düzenlediği partiler, ev sahipliğini yaptığı seçkin davetler , sıra dışı sürpriz şovları, heyecan verici, dinamik atmosferiyle bu sezon da Bodrum gece hayatının merkez üssü olarak yaza damgasını vuracak.
Develi, iki yeni restoran ve bir Develi Corner açıyor Dünyanın en iyi 100 restoranı arasında yer alan, 103
yıllık lezzet markası, Gaziantep Mutfağının duayeni Develi, yeni yatırımlarla büyümesini sürdürüyor. Etiler Develi’de 12 Mayıs Salı günü basın mensupları ile bir araya gelen Yönetim Kurulu Başkanı Arif Develi ve markanın dördüncü kuşak temsilcileri Ali Develi ve Nuri Develi grubun 2014 yılı değerlendirmesi ile birlikte yeni yatırımları hakkında bilgi verdi. Develi Grubu, Nişantaşı ve Tuzla Viaport’a açılacak iki yeni restoranı ve Viaport Develi Corner için 11 Milyon TL yatırım yapacaklarını, istihdam sayılarını 1100’e çıkaracaklarını ve yeni şubelerle 2015 yılı büyüme hedeflerinin %30 olduğunu vurguladı.
Chaine Des Rotisseurs üyeleri Mövenpick Hotel Istanbul’da buluştu
Mövenpick Hotel Istanbul’da, 15 Mayıs 2015, Cuma akşamı düzenlenen, İsviçre esintilerini İstanbul’a taşıyan gurme bir etkinlikte Chaine Des Rotisseurs üyeleri bir araya geldi. Mövenpick Hotel Istanbul’un Genel Müdürü ve Türkiye Bölge Müdürü Frank Reichenbach ve Chaine Des Rotisseurs Türkiye Başkanı ve Paris Yönetim Kurulu Üyesi Mohamed Hammam ev sahipliğinde gerçekleşen yemekte konuklara, bu organizasyon için İsviçre Gstaad’dan özel olarak gelen Michelin yıldızlı ve 2005’de Gault Millau tarafından İsviçre’nin En İyi Şefi seçilen Robert Speth ve deneyimli şef Wolfgang Weissert’in hazırladığı benzersiz lezzetler sunuldu.
restaurant gastro aktüel 106 hotel & hi-tech
Hilton İstanbul Kozyatağı’nda geleneksel Ramazan lezzetleri Hilton
İstanbul Kozyatağı, Ramazan ayı boyunca Brasserie Restaurant’ta misafirlerine zengin menüsü, geleneksel tatları ve canlı fasıl ile nostaljik bir ramazan keyfi yaşatacak. Açık büfe olarak hazırlanan Ramazan menüsü; hurma, zeytin, pastırma gibi klasikler ile başlayıp, günün çorbası, zengin zeytinyağlı çeşitleri ve her hafta farklı olmak üzere 7 bölgeye ait yöresel yemeklerin yer aldığı lezzetleri sunacak.
Dünya Gezginleri’nden Nar Lokantası’na “Mükemmeliyet Ödülü” Dünyanın en büyük seyahat topluluğunu oluşturan TripAdvisor sitesi, kullanıcılarının yorum ve oylarıyla 2013 ve 2014 yıllarından sonra 2015’te de Nar Lokantası’nı “Mükemmeliyet Sertifikası” ödülüne layık gördü. Dünya çapında 4,4 milyonun üzerinde konaklama yeri, restoran ve gezilecek yeri kapsayan ve aylık 315 milyona yaklaşan tekil ziyaretçinin konuk olduğu, 200 milyondan fazla yorum ve görüşün yer aldığı, dünyanın en büyük seyahat topluluğunu oluşturan Trip Advisor, Mükemmeliyet Sertifikası ödülünü kullanıcıların değerlendirme ve yorumları doğrultusunda veriyor.
Pakmaya’dan lezzetine dolgun meyveli dolgular Lezzeti ve üstün kaliteli yenilikleriyle şeflerin bir
numaralı tercihi haline gelen Pakm aya, Meyveli Dolgular ve Dolgu Kremaları ile iddialı… Meyveli Dolgular, içerdikleri gerçek meyve parçacıklarıyla elma, frambuaz, portakal, incir, vişne, limon olmak üzere altı farklı lezzetten oluşuyor. Dolgu Kremaları ise vanilya, karamel ve kakao çeşitleriyle en sevilen tatları buluşturuyor. Pasta, kek ve kurabiyelere eşsiz bir tat katan Pakmaya’nın yeni Meyveli Dolguları ve Dolgu Kremaları lezzetleri, üstün kaliteleri ve getirdikleri yeniliklerle başarılı şeflerin bir numaralı tercihi oluyor.
Norveç Büyükelçisi genç Türk şeflerle somon pişirdi Norveç Ulusal Günü
kapsamında Norveç Deniz Ürünleri Konseyi tarafından düzenlenen etkinlikte, Norveç Ankara Büyükelçisi Janis Bjørn Kanavin, genç Türk şeflerle Türk usülü Norveç deniz ürünleri pişirdi. Norge tarafından düzenlenen etkinlikte Norveç Büyükelçisi Janis Bjørn Kanavin, geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen ‘Türk usülü Norveç Deniz Ürünleri Yarışması’nı kazanan genç Türk şefler Altuğ Tezer, Gökhan Dilmaç ve Hasan Tatar ile birlikte mutfağa girdi.
Hilton İstanbul Bomonti’den eri Hilton İstanbul sultanlara layık iftar metnül durakları arasında Bomonti’nin İstanbul’un önde gelen lezze eksel lezzetleri yer alan restoranı “the globe”, Ramazan’ı gelen leriyle karşılıyor. modern dokunuşlarla sunan özel iftar menü kişilik dev bir şef 80 de, timin Ödüllü şef Yannis Manikis’in yöne azan boyunca zengin Ram ”, kadrosuna ev sahipliği yapan “the globe etine yakışır berek azan menülerle konuklarını ağırlayacak. Ram pastırmadan ve k nitelikteki menüler, başlangıç aşamasında sucu in iftariyelik zeng ağa hurmaya, marine edilmiş zeytinlerden bal kaym ti ve Akide şerbeti seçenekleri sunacak. Ardından demirhindi şerbe ve salatalar konuklarla gibi geleneksel Osmanlı şerbetleri, çorbalar buluşacak.
Metro Toptancı Market yerel ürünlere odaklandı
Metro Toptancı Market, bu yıl ikinci kez düzenlenen Sürdürülebilir Perakende Konferansı’na katıldı. Konferansta konuşan Metro Taze Ürünler Grup Müdürü Ayşin Işıkgece şunları kaydetti: “Metro olarak, stratejilerimizi ve iş yapış biçimimizi belirlerken sürdürülebilir geleceği her zaman odağımızda bulunduruyoruz. Geleceğe ilerlerken bizim için yerel değerler ve yerel ürünler son derece büyük önem taşıyor.
İncirli Binası turizm sezonunu açtı
4 katlı 2.600 m2’de Boğaz manzaralı farklı konsept ve kydonia-la mancaha-incirli gibi farklı markaları barındıran Kuruçeşme’deki İncirli Binası artık Gastronomi Turizmi konusunda gruplara çok özel imkanlar sağlıyor. 4 Farklı markası farklı özel menü alternatifleri ve İstanbul’a değer katan binası ile 20 kişi -200 kişi arasındaki gruplara çok özel fiyatlarla özel menüler oluşturuldu. Geçen süreçte TURYİD önderliğinde düzenlenen foodart Gastronomi Festivalinde de ‘’ben bu kıyafeti yerim’’ mottosuyla mekan sponsorları arasında dikkat çeken soul group markaları önümüzdeki süreçte damak tadını bilen yerli yabancı turistlerin vazgeçilmez adresi olacak.
Leröy pazarı genişletiyor Türkiye’yi 10 yıl önce taze somon balığı
ile tanıştıran, global su ürünleri pazarının liderlerinden Leröy, Türkiye pazarında tek başına büyüme kararı aldı. Leröy Türkiye Genel Müdürü Ümit Güvenç: “ Türkiye’yi 10 yıl önce taze somon balığı ile tanıştıran, su ürünleri alanında dünyanın lider firmalarından olan Leröy, global pazarda Türkiye’yi en yeni üretim üssü olarak konumlandırıyor. Türkiye’deki balık işleme fabrikamız şirketimizin dünya genelinde en doğudaki noktası olarak lojistik açıdan Ortadoğu pazarına açılan ihracat kapısı olacak. Yıllık cirosu üç milyar doların üzerinde olan Leröy’ün Türkiye için yatırımları taze balık ithalatı ile başladı. Sonrasında katma değerli ürün işleme tesisleri devreye girdi. Buradaki yatırımların, sağlıklı ve pratik beslenme alternatifi olan özellikli ürünler ve yerel çiftlikler olarak, devam etmesini planlıyoruz.” dedi.
, yaza hazır İtalyan Trattoria La Scarpetta La Scarpetta, İtalyan mutfağının
mutfağının en yeni temsilcisi Trattoria u için baştan sona en iyi örneklerini sunan menüsünü, yaz sezon ladığı seçeneklerle; hazır yeniledi. Zengin sarap kavı ve sezona özel açan Trattoria arını misafirlerine lezzet dolu bir deneyimin kapıl göbeğinde eşsiz bir La Scarpetta’nın yaz için hazırlanan ve şehrin İstanbul’da geçirenlerin açıkhava deneyimi sunan ‘arka bahçesi’, yazı vazgeçilmez mekanı olacak. n göbeğinde bambaşka Yaz için tamamen açılan arka bahçesinde, şehri da ise iş yemekleri ve bir açıkhava deneyimi vadeden mekan; üst katın l Doğan tarafından Şeno r Mima ve toplantılar için Mimar Elif Özsezen yor. sunu i ekler tasarlanan özel bir bölüm ve izole masa seçen
Balparmak Milano’dan ödülle döndü Ambalajlı bal
pazarının lider markası Balparmak’ın tek kullanımlık ambalajıyla yiyecek ve içecekleri balla lezzetlendirmeyi kolaylaştıran ürünü Balparmak Katla Balla, Dünya Ambalaj Örgütü (WPO) tarafından 19 Mayıs’ta Milano’da düzenlenen Worldstar 2015’in töreninde gıda kategorisinde “Excellence in Packaking Ödülü”ne layık görüldü. “Easy snap” ambalaj teknolojisiyle üretilen tek kullanımlık bal ambalajıyla piyasaya çıkan ve bu anlamda Türkiye’den bir ilk ve tek olan Balparmak Katla Balla; ev, iş, okul gibi farklı ortamlarda balın kolaylıkla taşınmasına, yiyecek ve içecekleri sağlıkla tatlandırmaya olanak sağlıyor. Çiçek ve çam balı çeşitlerine sahip Balparmak Katla Balla, 18 ve 24 adet ürünün yer aldığı paketler halinde satışa sunuluyor.
Öztiryakiler – A.B. proje desteği
Kırklareli Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi tarafından yürütülmekte olan ve Avrupa Birliği ile Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen Trakya Bölgesindeki Yiyecek ve İçecek Mesleki Eğitim Okullarında Kalitenin Arttırılması Projesi’ne destek olan Öztiryakiler, Trakya Gastronomi Festivali’nde kurduğu mutfaklarla sektöre olan desteğini sürdürdü. Proje kapsamında Kırklareli Üniversitesinde yapılan festival için Öztiryakiler tarafından 10 yarışma mutfağı kuruldu ve etkinliğe Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli illerinden yiyecek içecek işletmeleri, meslek yüksekokulları, meslek liseleri ve yöre köylerinden yoğun katılım gözlendi. Farklı kategorilerde yarışan gastronomi alanında eğitim gören lise, üniversite öğrencileri yanında şefler ve yöre kadınları da Trakya yöresine özgü lezzetleri en iyi şekilde sunabilmek için ter döktüler.
Türkiye Genç Aşcı Yarışması Özyeğin Üniversitesi’nde yapıldı Chaîne des Rôtisseurs Derneği’nin genç
aşçılara, beceri ve yaratıcılıklarını uluslararası arenada sergileme fırsatı sunmak üzere 1977 yılından bu yana düzenlediği “Uluslararası Genç Aşçı Yarışması”nın Türkiye elemeleri 13 Mayıs Çarşamba günü Le Cordon Bleu ev sahipliğinde Özyeğin Üniversitesi’nde gerçekleşti. Bu yıl 19. su gerçekleşen Genç Aşçı Yarışması’nın Türkiye ayağında, 12 yetenekli genç aşçı zorlu bir mücadele verdiler ve yarışmayı Swissôtel Büyük Efes İzmir’den katılan Tuğba Aktaş kazandı. İkinciliği Four Seasons Sultanahmet’ ten Murat Yılmaz, üçüncülüğü ise Le Meridien İstanbul Etiler’ den Nalan Sezgin aldı. İlk üçe, iki kadın aşçının girdiği yarışmada birinci olan Tuğba Aktaş, Eylül ayında Budapeşte’de yapılacak uluslararası yarışmada ülkemizi temsil edecek.
restaurant gastro aktüel 110 hotel & hi-tech
Reis Gıda’dan sağlıklı ve hijyenik vakumlu ambalajlar
Sağlıklı ve dengeli beslenmenin “olmazsa olmazı” olan bakliyat ürünlerini 34 yıldır Türkiye ile buluşturan kuru gıda sektörünün lider şirketi Reis Gıda, vakumlu ambalaja sahip spesiyal ürünleriyle bu geleneği sürdürüyor. Reis Gıda’nın vakumlu ambalaj ile tüketiciyle buluşturduğu siyah pirinç, kepekli pirinç ve buğday irmiği çeşitleri, içerik zenginliğinin yanı sıra paketlenmesindeki ayrıcalıkla da öne çıkıyor. Vakumlu ambalajı sayesinde toz ve hava ile ilişkisi kesilen bu ürünler, ilk günkü tazeliğini ve lezzetini 24 ay boyunca koruyabiliyor.
34’te iftar bir başkadır
Grand Hyatt Istanbul bünyesinde hizmete giren ve şehre yepyeni bir lezzet kültürü getiren 34, Ramazan ayında zengin iftar menüsüyle misafirlerini ağırlamaya hazır. Aile bireyleri, iş arkadaşları, dostlarla paylaşılacak iftar sofralarının en özgün mekanlarından olan 34; kalabalık ya da küçük iftar sofraları için ideal bir adres... Akdeniz ve Türk mutfağı temel alınarak hazırlanan lezzetleriyle ve kişiye özel servis anlayışında farklılık yaratan 34, iftar sofralarını ayrıcalıklı bir lezzet yolculuğuna dönüştürüyor. Sevdikleriyle unutulmaz bir Ramazan deneyimi yaşamak isteyenler, 162 kişilik restoranın ferah atmosferinde,
Meyveli dondurma sosları ile serinliğe davet Dondurmanın doğru sunumu için, dondurma sosunun
kıvamı ve rengi oldukça önemli. Sos, dondurmanın üzerinden akıp gitmemeli, dondurmanın üzerinde de kalıp gibi kalmamalı. Çok lezzetli bir dondurmaya sahip, sunumu için çaba harcanmış bir dondurma servisini tadı kötü olan bir sos batırabiliyor. APM dondurma sosları cezbedici ve leziz bir dondurma sunumu için, ev hanımları ve işletmelerin tüm ihtiyaçlarına çözüm getirecek tatlı ve dondurma sosları serisi sunuyor.
Yaza özel ferahlatan lezzet Frappe Nero Milano’da değilseniz en iyi kahveci unvanına sahip Caffè
Nero, meyve, çikolata, nane ya da vanilyanın sütle aşkının ürünü olan Frappe Nero ile sıcak havalarda ferahlamanızı sağlayacak birbirinden farklı lezzetler sunuyor. Caffè Nero’nun özel karışımı, buz ve sütle hazırlanan Frappe Nero’lar, sıcak yaz günlerinde serin bir mola vermek isteyenlere tadı damakta kalacak bir lezzet deneyimi yaşatıyor. Muz, çilek, çikolata, nane ya da vanilyanın kadifemsi sütle mükemmel bir uyum yakaladığı Frappe Nero, karamel, çilolata ve meyve aromalı soslarıyla lezzeti doruğa çıkartıyor.
İftar davetlerinin yeni gözdesi anlı mutfaklarından Carême Restaurant Türk ve Osm ile birleştirerek seçilmiş lezzetlerini geleneksel iftariyelikler turan Wyndham Grand kusursuz bir sunum eşliğinde sizlerle buluş ’a özel açık büfesiyle İstanbul Levent Carême Rastaurant Ramazan or. sizlere ve sevdiklerinizi ağırlamak için hazırlanıy azan’a özel 18 Haziran’dan itibaren 20.00-22.30 arası Ram Ramazan geleneksel lezzetleri buluşturan açık büfesiyle bul Levent İstan d Gran ham Wynd ziyafetlerinizi renklendirecek beğenisini kların konu de ile i büfes Carême Restaurant zengin tatlı kazanacak.
Geleceğin şefIeri mutfakta
Ev dışı gıda sektörünün gelişmesi için eğitime büyük önem veren ve öncü çalışmalar yapan Unilever Food Solutions, Antalya’da aşçılık okullarından 25 öğrencinin katılımıyla mutfak eğitimi düzenledi. Etkinlikler kapsamında geleceğin şeflerine, Unilever Food Solutions’ın markaları ve hizmetleri anlatıldı. Unilever Food Solutions’ta kariyer imkanları hakkında bilgi verilen öğrencilerin yaz döneminde şirket bünyesinde çalışan 13 şefin ekibinde ‘Proje Stajyeri’ olarak yer alabilmeleri için de bir kapı açıldı. ‘Yaz Proje Stajı’na katılacak aşçılık öğrencileri yaz süresince her gün farklı bir Antalya bölgesi otelinde Unilever Food Solutions ekibi ile birlikte ‘Temalı Geceler’ konseptinin uygulanmasına destek olarak önemli bir deneyim kazanacaklar.
Kocaman Balıkçılık’tan enfes bir atıştırmalık Hem enfes bir atıştırmalık hem de balık
Frankie İstanbul yeşilleniyor
‘İyi yemek, iyi servis ve iyi müzik’ konsepti ile 2012 yılında yola çıkan Frankie İstanbul, sahip olduğu çevre ve sosyal sorumluluk bilinci ile hayata geçirdiği çalışmaları dolayısıyla ‘Yeşil Nesil Restoran Sertifikası’nı almaya hak kazandı. Tüketicilerin desteklediği yaşam felsefesi doğrultusunda, Yeşil Nesil Restorancılık’ın son derecede önemli bir girişim olduğunu ifade eden Frankie İstanbul CEO’su Kaya Demirer, “Üstlendiğimiz bu misyon, bireylerde ve kurumlarda davranış değişikliğini tetiklemek, doğayla uyumlu bir iş yapış şekline geçilmesine önayak olmayı içeriyor. Frankie İstanbul olarak, bu hareketin yayılmasında öncü restoranlardan biri olduğumuz için mutluluk duyuyoruz” şeklinde konuştu.
sofralarının vazgeçilmez lezzeti olan kalamar, Kocaman Balıkçılık güvencesiyle dondurulmuş olarak market raflarında yerini alıyor. Halka pane kalamarı paketinden çıkardıktan sonra çözünmesini beklemeden tercihinize göre fırında, tavada ya da fritözde damak tadınıza uygun şekillerde pişirebilir ve nefis bir öğün elde edebilirsiniz. Dondurulmuş ve yenmeye hazır deniz ürünlerini tüketicilerin beğenisine sunan Kocaman Balıkçılık, lüks restoranların menülerini süsleyen seçkin tatların evde de pratik ve ekonomik bir biçimde hazırlanabileceğini gösteriyor.
restaurant marka 112 hotel & hi-tech
Hario, Stoa Coffee işbirliğiyle Türkiye’de Hario kahve demleme ekipmanları, Stoa Coffee işbirliği ile Türkiye pazarına girdi. Dünyada her geçen gün hızla yayılan 3’üncü dalga kahve akımı, Stoa Coffee ve Japonya’nın dev markası Hario kahve ekipmanları ile Türkiye’de bu akıma yön verecek. Online olarak da hizmete açılan bu yenilikle, artık kahvelerinizi istediğiniz şekilde, istediğiniz ortamda hazırlayabileceksiniz.
N
itelikli kahve yapımını esas alan dünyaca ünlü Japon markası Hario’nun Türkiye’deki resmi dağıtıcısı olan Stoa Coffee, çeşitli kahve demleme alternatiflerini geniş ürün yelpazesiyle tüketicilerine sunmaya başladı.
HER ŞEY SİZİN KONTROLÜNÜZ ALTINDA Hario kahve ekipmanlarını otomatik filtre kahve makinelerinden ayıran en önemli özelliği demleme süresini, kullanılacak kahve miktarını ve sıcaklığını tamamen sizin kontrolünüzde olması. Böylelikle kahvenin demleme sürecindeki tüm aşamalarının sizin kontrolünüzde olmasını sağlayarak, kahvenin özü ve aromalarını daha belirgin şekilde ortaya çıkartıp kendi karakteristik kahvelerinizi hazırlayabilirsiniz. Seçkin kafelerde ve ofisinizde rahatlıkla kullanabileceğiniz Hario V60 Dripper, Syphon ve Buono Kettle gibi farklı demleme aparatları ile farklı ve özel bir kahve deneyime hazır olun…
SERAMİK ÖĞÜTÜCÜSÜYLE KAHVELER HOŞ KOKULU VE TAZE Hario Skerton seramik kahve değirmeninin seramik öğütücüsü sayesinde, öğütme aşamasında kahvenize fazla
ısı vermeyeceğinden, kahvenizi yakmaz; daha hoş kokulu ve taze olarak çekmenizi sağlar. Kahve meraklıları ve baristaların favorisi olan Hario V60 Dripper, spiralli formu suyun akış hızını ve sıcaklığını kontrol ederek, evde ve ofiste de özel bir café’deki lezzeti yakalamanızı sağlıyor. Suyun akış hızını kontrol etmenizi sağlayan özel tasarlanmış Buono Kettle’ı beraber kullanarak demlemenin her aşamasını kontrol edebilirsiniz. Hario Servis Sürahileri ve diğer sunum ürünleri ile servisinizi daha şık bir hale getirebilirsiniz.
SOĞUK KAHVESEVERLER İÇİN FARKLI SEÇENEKLER Hario V60 Buzlu Kahve Demleyici, kahvenin buz ile muhteşem uyumunu ortaya çıkartarak, soğuk kahveseverler için farklı lezzet seçenekleri sunuyor. Kahve demleme tutkunuzun, daha eğlenceli ve farklı bir yolunu arıyorsanız Hario Syphon muhteşem lezzet ve aromalı kahveler yapmanız için iyi bir alternatif. Profesyonel Baristalar tarafından da, kahve severler tarafından da kullanılan Hario’nun bu ürünü, dünyadaki birçok kahve tutkununun öncelikli tercihi. Kendi kahvenizi demlemeye ister yeni başlayın, ister usta bir barista olun Hario geniş ürün gamı ile kahve tutkunlarının her türlü ihtiyacına cevap veriyor.
Stoa Coffee’nin Premium Blend, Colombia ve Mediterranean Blend adında üç ayrı lezzeti var. Stoa Premium Blend, güçlü aroması ve gövdeli yapısıyla espresso tutkunlarına hitap ediyor. Hem espresso, hem de filtre (Hario V60) ve french press’te çok iyi sonuç veren Stoa Colombia ise en seçkin üreticilerinden tedarik edilen %100 Arabica cinsi çekirdeklerden oluşuyor. Stoa Mediterranean Blend ise, farklı bölgelerden gelen Güney Amerika arabica çekirdeklerinin özel olarak harmanlarak yumuşak içimli kahveleri tercih edenler için geliştirildi.
ONLINE SATIŞLI Ev dışı tüketim kanalları arasında kurumsal satışta da öne çıkan Stoa Coffee, ofislerinde lezzetli kahve içmek ve ikram etmek isteyen çalışan ve yöneticilerin tercihi. Stoa Coffee’ye ev dışı tüketim kanallarının yanı sıra, Hario demleme ekipmanları ile birlikte online alışveriş sitesi kanalıyla da ulaşabiliyorsunuz. Stoa Türk Kahvesi, Brezilya ve Kolombiya arabica kahve çekirdeklerinden oluşan özel harmanıyla 460 yıllık Türk kahvesi geleneğine özel bir lezzet katıyor.
restaurant dekorasyon 114 hotel & hi-tech
Grohe ürünleri Soul Group restoranlarında su tasarrufu sağlıyor “Yeşil Nesil Restoran Hareketi”nin öncülerinden olan Soul Group’un Kydonia, La Mancha restoranlarında Grohe Blue kullanılıyor.
G
rohe Türkiye, Soul Group restoranlarına su tasarrufu sağlayan ürünler temin ederek grubun “Yeşil Nesil Restoran Hareketi”ne katkı sundu. Yeme-içme sektörüne bilinçli bir tüketim anlayışı kazandırmayı, atık miktarını azaltırken oluşan atığı dönüştürmeyi ve enerji verimliliği sağlamayı amaçlayan Yeşil Nesil Restoran Hareketi’nin öncülerinden Soul Group’a ait Kydonia, La Mancha ve İncirli Şaraphane restoranları Grohe ürünleriyle donatıldı.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞE KATKI Grohe Türkiye bu işbirliği ile yeme içme sektöründe su tasarruflu ürünler kullanılarak sürdürülebilirliğe katkı sağlamayı hedefliyor. Bu kapsamda Grohe, Soul Group restoranlarına musluk suyunu bakteri ve suyun tadını bozan tüm maddelerden arındırarak, temiz içme suyuna dönüştüren Grohe Blue da temin etti. Ayrıca, La Mancha Restoran’da Grohe’nin su tasarrufu sağlayan gömme rezervuar ve fotoselli lavabo bataryaları kullanılmaya başlandı. Soul Group restoranlarında Grohe Blue kullanılmaya başlanmasıyla, sadece La Mancha’da içme suyu olarak 24 bin şişe su yerine musluk suyu kullanılabilir hale geldi. Ayda
ortalama 8 bin kişinin ziyaret ettiği restoranda 4 kişiye bir litrelik şişe suyu servis edildiği düşünülse bu miktar ayda ortalama 2 bin litre yani 4 kişilik bir ailenin 6 aylık içme suyu tüketim miktarına denk geliyor. Bu miktar için şişe yerine musluktan taze filtrelenmiş su tercih edildiği taktirde bu da yılda 24 bin şişe suya denk geliyor. Soul Group’un kurucu ortaklarından Aslı Pasinli, Grohe Blue ile restoranlarda sağlanan tasarruftan son derece memnun olduklarını belirterek; “Dünyada sürahi ile su servisi gittikçe yaygınlık kazanıyor. Türkiye’de de Grohe’nin Grohe Blue ürünü ile bunu yaygınlaştıracağına inanıyoruz” dedi.
ÇEVRE KİRLİLİĞİNİ ÖNLÜYOR GROHE’in yenilikçi yaklaşımının son örneği olan Grohe Blue, biri filtrelenmiş, diğeri de filtrelenmemiş su için iki ayrı iç su yoluna sahip ve ürünün filtre kartuşu 600 litreye kadar suyu arıtarak ağır metaller, kireç veya klor tadı olmayan arıtılmış, tazeleyici bir tat deneyimine dönüştürüyor. 600 litre suyu arıtabilen tek bir filtre, şişe atığı konusunda karbon salınımını engelleyerek 1.5 litrelik 400 şişenin atık olarak çöpe gitmesini ve çevreyi kirletmesini önlüyor. Grohe Blue bu çerçevede pet şişe üretimi ve dağıtımı sırasındaki karbon salımınının azaltılmasına da katkıda bulunuyor.
Mekana özel proje halıları Confetti’den Turizm ve eğlence sektöründe faaliyet gösteren büyük mekanların mimari projelerinde tercih edilen Confetti, duvardan duvara proje halılarıylaa mimarlara profesyonel çözümler sunuyor.
C
onfetti, duvardan duvara proje halılarıyla mimarların çözüm ortağı oluyor. Turizm ve eğlence sektöründe faaliyet gösteren büyük mekanlara ferahlık katan duvardan duvara proje halıları, güvenli, sağlıklı ve ergonomik kullanım alanı oluşturuyor.
MEKANLARDA TASARIM VE ŞIKLIK Mimarlar özellikle tasarladıkları mekanlarda tercih ettikleri ürünlerin kullanışlı, uzun ömürlü ve modern olmasına özen gösteriyor. Turizm ve eğlence sektöründe faaliyet gösteren büyük mekanların mimari projelerinde
tercih edilen Confetti, kütüphane, okul ve anaokulları gibi eğitim alanlarına da kullanım imkanı sağlıyor. Duvardan duvara proje halılarıyla başta mimarlara modern çözümler sunan Confetti, 2015 koleksiyonuyla mekanlarda tasarım ve şıklığı bir araya getiriyor. Confetti’nin proje tasarım ekibi tarafından mekanlara özel olarak tasarlanan duvardan duvara proje halıları, özellikle kokuyu hapseden yapısıyla kalabalık mekanlar için kullanılıyor. Anti-alerjik, anti-statik ve antibakteriyel yapısıyla sağlıklı kullanım alanı sunan proje halılar, yanmazlık özelliği ile de kalabalık mekanlarda meydana gelebilecek kazalara karşı güvenli bir ortam sağlıyor.
restaurant dekorasyon 116 hotel & hi-tech
Otomatik klozet sistemlerinde yenilik Geberit Aquaclean Sela’da Banyolara mükemmelliği getiren Geberit, yeni nesil akıllı klozet sistemi AquaClean Sela ile otomatik klozet sistemlerine yepyeni bir soluk katıyor.
H
ayatın her anında arzu edilen rahatlık ve hijyen, Geberit ile banyolarda gerçek oluyor. Mimar ve tasarımcı Matteo Thun tarafından tasarlanan AquaClean Sela, otomatik taharet sistemiyle hijyene ve sadeliğe özellikle dikkat edenler için benzersiz bir tazelik duygusu ve temizlik sağlıyor.
GÖRÜNMEZ TEKNOLOJİ, YÜKSEK HİJYEN Akıllı püskürtme spreyi sayesinde tek bir tuşla su akışını sağlayarak uygun sıcaklık ve yoğunlukta taharet sağlayan AquaClean Sela, eşsiz bir tasarımın ürünü. Ürün, gizlenmiş bağlantıları ve sade kapağı ile otomatik taharet sistemli normal bir klozet görüntüsüne sahip. Tüm gömme rezervuarlarla uyumlu olan Geberit AquaClean Sela, duvara kolayca monte edilebilirken her kullanımdan önce ve sonra hijyenik suyla kendini temizliyor.
BANYO KONFORUNU KİŞİSELLEŞTİRİR Vücut sıcaklığında, yumuşak sprey sayesinde tek tuşla kişisel temizliğinizi sağlayan AquaClean Sela, hijyende en son teknolojiyi sunuyor. Kullanıcı algılama fonksiyonu sayesinde klozete yaklaştığınız anda suyu otomatik olarak ısıtan AquaClean Sela, barındırdığı birbirinden farklı ve işlevsel fonksiyonları ile kusursuzluğu banyolara taşıyor.
restaurant dekorasyon 118 hotel & hi-tech
Otel banyolarına saray esintileri Sıra dışı dekorasyon anlayışı ile yaşam alanlarını şekillendiren Güral VİT, klasik dönemin izlerini, çağdaş bir bakış açısı ile yorumlayarak lükse farklı bir sunum katıyor.
K
lasik tarz tüm zamanların en çok tercih edilen dekorasyon stillerindendir. Zamansız tasarımlara imza atan Güral Vit’in, klasik dönemlere ait altınlarla bezenmiş mobilyalarında ise Viktoryen etkilerini görmek mümkün. Klişeleşmiş modern dekorasyonların aksine, şıklık ve zarafetin oluşturduğu, kişiye özel keyifli banyolar yaratmayı hedef olarak seçen Güral Vit ile kendinizi daha iyi hissedin. Lavabo üstü kullanacağınız varaklı bir ayna ile banyonuzu daha geniş gösterebilir, altın rengi aksesuarlar, kaplama musluklar ve şeritli klozetler ile tamamlayarak saray gibi bir banyo yaratabilirsiniz… Gösterişli, asil ve ihtişamlı olan bu stili banyonuza keyifle uyarlayabilirsiniz.
VitrA’yla renklerin dünyasına adım
Arkitekt Color VitrA yeni Arkitekt Color koleksiyonuyla renklerin mükemmel uyumunu mekânlara taşıyan porselen ve duvar serilerini sunuyor. Yaşamı çeşitlendiren, mekânlara anlam ve değer katan renkler, VitrA Arkitekt Color dünyasında buluşuyor.
M
imarlara ve iç mimarlara ilham verecek olan koleksiyon 4 seriden oluşuyor; kırmızı, mavi, yeşil, siyah ve beyaz gibi ana renklerin hakim olduğu Arkitekt Basic, havuz ve spa için tercih edilen mavi ve turkuvaz tonlarının yer aldığı Arkitekt Aqua, en çok tercih edilen nötr renklerden bej ve gri tonlarıyla üretilen Arkitekt Neutral, ilhamını güncel trendlerden ve moda renklerden alan Arkitekt Mood yer alıyor.
İÇ MEKANLARA KUSURSUZ DÖŞEME ÇÖZÜMLERİ 38 renk seçeneğine ve renk gruplarının oluşturduğu yüzlerce kombinasyona sahip olan koleksiyon farklı ebat alternatifleriyle üretiliyor ve modüler yapısıyla geniş ve esnek kullanım avantajı sağlıyor. Arkitekt Color, iç mekanlar için kusursuz döşeme çözümleri sunmasının yanında, sağladığı hijyen, kolay temizlik ve estetikle her türlü projede akıllı ve farklı tasarım alternatifleri yaratıyor. Evlerden restoranlara, alışveriş merkezlerinden havaalanları ve otellere kadar her türlü mekânda kullanılabilen seriler, farklı ihtiyaç ve beklentiler için yenilikçi çözümler sunuyor.
restaurant otel - tech 120 hotel & hi-tech
Eski nesil yazarkasaların değişimi için son tarih
31 Aralık 2015 Uçtan uca ödeme konusunda dünyanın ve Türkiye’nin lider şirketlerinden Ingenico Group, yazarkasaPOS alanındaki ürün gamını tamamlamak için seyyar yazarkasaPOS iWE280’nin yanı sıra masaüstü iDE280’i geliştirdi. iDE280 masaüstü yazarkasaPOS ile farklı marka EFTPOS’larda olası operasyonel sıkıntıların da giderilmesi hedefleniyor.
H
ükümetin kayıt dışı ekonomiyle oluşan kayıpların önüne geçmek amacıyla çıkardığı ‘katma değer vergisi mükelleflerinin ödeme kaydedici cihazları kullanmaları mecburiyetinde son tarih 31 Aralık 2015 olarak belirlendi. 3100 sayılı Kanun’a tabii işyerleri eski nesil yazar kasalarını 1 Ocak 2016’dan itibaren değiştirmek zorunda olacak. Tebliğ ile işyeri sahipleri EFT POS kullanıyorsabu cihazın mutlaka özel ve güvenli bir protokol ile haberleşecek şekilde kabloyla yeni nesil yazarkasaya bağlanması zorunlu hale getiriliyor. Tebliğ, masaüstü yazarkasaların EFT-POS özelliğine sahip olmasını ayrıca bir seçenek olarak da sunuyor. Bu seçeneği değerlendiren ödeme sistemleri pazarının lider şirketlerinden Ingenico, yazarkasaPOS alanındaki ürün gamını tamamlamak üzere masaüstü iDE280’i geliştirdi. Kredi kartı ile ödeme anında PIN girişi iDE280 veya PINPAD üzerinden yapılabilecek. iDE280 kullanan işyerleri yazarkasa ve POS’lardan kaynaklanan cihaz kalabalığı yerine yazarkasa ve POS birleşik tek bir ürün kullanabilecek. Farklı marka EFTPOS’u bulunan işyerlerinin POS’larının yeni nesil yazarkasa ile entegrasyonunu sağlayabilmek için teknik
servis hizmeti alması gerekecek. iDE280 masaüstü yazarkasaPOS ile farklı marka EFTPOS’ların olası operasyonel sıkıntılarının da önlenmesi hedefleniyor.
SİDAL: CİHAZ PAZARDA FARK OLUŞTURACAK Yazarkasa alanında yeni nesil EFTPOS özellikli seyyar ödeme kaydedici cihazı iWE280’nin yanı sıra masa üstünde de iDE280’i geliştiren Ingenico Group’un Türkiye ve Ortadoğu Genel Müdürü Alpay Sidal, “Ingenico olarak her zaman olduğu gibi kalitesi en üst seviyede ve esnafımızın uzun yıllar kullanabileceği yüksek teknolojiye sahip uluslararası güvenlik seviyesi PCI 4 olan bir cihaz tasarladık” dedi. Sidal, cihazın pazarda yine fark yaratacağını düşündüklerini söyledi.
CİHAZ HAFIZI DOLMAMIŞSA 31 ARALIK 2015’E KADAR KULLANILACAK Halihazırda kullanılan eski nesil ödeme kaydedici cihazları, mali hafızaları dolmamışsa 31 Aralık 2015 tarihine kadar kullanılabilecek. Tebliğe göre ayrıca 1 Ocak 2014 tarihinden itibaren eski nesil ödeme kaydedici cihazlardan hafızası dolanların EKÜ değişimi de yapılmayacak. 31 Aralık 2015 itibariyle ise eski nesil yazarkasaların tümünün yeni nesil yazarkasalar ile değişimi zorunlu olacak. Tebliğe göre masaüstünde çalışan EFT-POS’lar kablo üzerinden özel bir protokol ile yeni nesil yazarkasalar ile bağlantı kurabilecek.
INGENICO HAKKINDA Uçtan uca ödeme konusunda dünya lideri olan Ingenico Group, 2007 yılında, Türkiye distribütörlüğünü yürüten firmayı satın alarak, Türkiye pazarına doğrudan giriş yaptı. Grup, Türkiye’yi yeni pazarlara açılma konusunda bir üs olarak değerlendiriyor. Kanıtlanmış teknolojisi, sektöre yön veren standartları ve ergonomisi ile kullanıcıları tarafından maksimum güvenilirlik sağlayan, çok yönlü ve kullanımı kolay ürünler sunan bir marka olarak değerlendiriliyor. Ingenico Group, EFTPOS, YazarkasaPOS ve ödeme çözümlerini geniş ürün yelpazesini tüm dünyadaki iş ortakları aracılığı ile son kullanıcıların beğenisine sunarken, dikey pazarlarda ise özel projelerde yer alıyor.
restaurant otel - tech 122 hotel & hi-tech
Sensormatic’ten kartlı geçişte ‘Döndür Geç Dönemi’ Sensormatic, kartlı geçişte Döndür Geç Dönemi’ni başlattı. Elektronik güvenlik sektörünün lider markasının yeni çözümü HID Twist & Go ile artık Bir otelde rezervasyon yapıldığı anda oda numarası cebe gelecek ve check in için resepsiyona uğramaksızın direkt odaya çıkıp, cep telefonuyla kapı açılabilecek.
E
lektronik güvenlik sektörünün lider ismi Sensormatic yeni çözümü HID Twist & Go ile kartlı geçişte yeni bir dönem başlatıyor. Artık akıllı telefonlar, ev anahtarı, otopark giriş kartı ya da ofis kimliğine dönüşüyor. Böylece kart ya da anahtar taşımaya gerek kalmıyor, kişiler cep telefonlarını sürekli yanlarında taşıdıkları için kart unutma ya da kaybetme derdi de son buluyor. Bu uygulamayla işten çıkarken, sonrasında site otoparkına girerken hatta ev anahtarı olarak cep telefonları ve mobil cihazlarımızı kullanılabilecek. Yeni sistemde tüm giriş kartlarının yerini cep telefonları ve mobil cihazlar alıyor. Telefonu okuyucu karşısında özel bir hareketle çevirerek ya da okuyucuya yaklaştırarak rahat ve hızlı bir geçiş sağlanıyor.
mobil ödeme seçenekleri ile yine resepsiyona uğramadan otelden ayrılınabilecek.
ÖZEL YETKİLİ GEÇİŞ HID Twist & Go’nun belli zaman aralıkları için özel geçiş hakkı vermek ofislerde de hayatı kolaylaştırıyor. Örneğin ofise toplantıya gelen bir konuğa danışmaya hiç uğramadan otopark, ofis giriş hatta toplantı giriş izni verilebilecek. Bunun için cep telefonlarına uygulamayı göndermek ve onların sistemi aktif etmeleri yeterli olacak. Sistem gelecekte ofislerde resepsiyonist kavramının da ortadan kalkmasına neden olabilir.
MESAİ DIŞI KULLANIM RESEPSİYONSUZ OTEL Resepsiyonu olmayan bir otel olabilir mi? Yeni HID Twist & Go ile mümkün. Bir otelde rezervasyon yapıldığı anda oda numarası cebe gelecek ve check in için resepsiyona uğramaksızın direkt odaya çıkıp, cep telefonuyla kapı açılabilecek. Hatta
HID Twist & Go’nun belli zaman aralıkları için izin verme
SENSORMATİC GÜVENLİK HİZMETLERİ HAKKINDA Sensormatic Güvenlik Hizmetleri; 20 yıldır sektör lideri olarak hizmet veren Sensormatic, sektöre ve ihtiyaca özel tasarladığı marka bağımsız çözümlerle öne çıkan bir teknolojik çözüm entegratörüdür. 230 çalışanı ve Türkiye’deki 7 ofisi ile Perakende, Havacılık, Kamu ve Adalet, Bankacılık ve Finans, Ticari ve Endüstriyel, Enerji, Sağlık, Lojistik, Spor, Turizm ve Otelcilik alanlarına güvenlik ve operasyonel verimliliğe doğrudan etki eden teknolojik çözümler sunar. Sensormatic’in sunduğu çözümler; video izleme ve geçiş kontrol çözümleri, biyometrik sistemler, çevre güvenlik sistemleri, yangın algılama ve alarm çözümleri, elektronik kelepçe, elektronik ürün takip çözümleri, kişi sayma sistemleri gibi yenilikçi teknolojilerden oluşur.
imkanı sunması, gece mal dağıtımı yapan perakendeci ve fabrikalar için de büyük kolaylık sunuyor. Yükleme ve boşaltma için gelen kamyonlara sadece belli zaman dilimleri için giriş yetkisi verilebiliyor. Böylece yükleme ve boşaltma işlerine birinin eşlik etmesi ihtiyacı ortadan kalkıyor. Kurulumu oldukça basit olan sistemde, kullanıcılar cep telefonu ya da mobil cihazlarına indirdikleri bir uygulama ile kendi mobil kimliklerini oluşturup, kullanıma başlıyorlar. Şirketler ise web sitesi üzerinden yeni kimlik yaratma ya da kimlik iptali gibi işlemleri kolay ve hızlı bir şekilde gerçekleştiriyorlar. Sistem IPhone ve Android™ işletim sistemine sahip akıllı telefon ve tablet gibi mobil cihazlarca destekleniyor. Kartlı Geçiş Kontrol Sistemleri, endüstriyel tesislerde, iş yerlerinde, sitelerde ya da okullarda; kısaca insanların giriş ve çıkışlarını kontrol altına alınmasının ihtiyaç duyulduğu her yerde kullanılabiliyor. Sistem, bir işletmede kontrol edilmesi ve yetkilendirilmesi istenen bölümlere sadece ilgili kişilerin girmesini de sağlıyor. Tüm giriş-çıkış hareketleri ilgili sisteme kaydedilerek detaylı raporlama alınabiliyor. Twist & Go HID Güvenli Kimlik Servis portalı ile benzersiz ve son derece kolay uygulama ve yönetim deneyimi sunuluyor. Yöneticiler sadece, kullanıcıların Bluetooth veya NFC özellikli telefonlarına, HID Mobil Geçiş uygulamasını doğrudan indirmeleri için bir davetiye gönderiyorlar. İlgili uygulamayı indirdikten ve kayıt olduktan sonra, mobil kimlikler anında oluşturulabiliyor, iptal edilebiliyor ya da yayınlanabiliyor. Sistem yöneticisinin kolay ve verimli kullanımı için tasarlanmış portal, yöneticilerin tekli ya da çoklu kullanıcı kimliklerine ilişkin süreç yönetimini hızlıca yapmalarına yardımcı oluyor. Assa Abloy grup şirketlerinden biri olan Amerika menşeli HID Global, geçiş kontrol çözümleri sunan; konusunda dünyanın en güvenilir, gelişmiş, lider firmalarından biridir.
restaurant otel - tech 124 hotel & hi-tech
Büyük dönüşümde son 6 ay… 2015 sonuna kadar değiştirilmesi zorunlu yazar kasalara en iddialı alternatif şık, akıllı ve kullanışlı: Verifone masaüstü yazar kasa pos…
3
100 sayılı kanuna tabi tüm işyerleri eski nesil yazar kasalarını 1 Ocak 2016’ya kadar yeni nesil yazar kasalarla değiştirmek zorunda. Büyük dönüşümde son 6 aya girilirken Verifone; şık, akıllı ve kullanışlı Masaüstü Yazar Kasa POS cihazıyla pazara iddialı bir giriş yapıyor. 65 bin civarında kurulu yazar kasa POS cihazıyla Türkiye yeni nesil ödeme kaydedici pazarının yüzde 30’una sahip olan Verifone, büyük yazar kasa değişimine de iddialı hazırlanıyor. Atıl konumdaki POS’ları yeni nesil yazar kasalara bağlamak için hazırlıklarını hızlandıran şirket, tasarımı ve uygulamalarıyla iddialı yeni “masaüstü yazar kasa POS” modelini de bu yaz piyasaya sunacak.
ALTINBAŞ: “ÇOK İDDİALI BİR MODEL ÜZERİNDE ÇALIŞIYORUZ” Verifone Türkiye, Güney Doğu Avrupa ve Rusya Genel Müdürü Onur Altınbaş konu ile ilgili olarak “Çok iddialı bir model üzerinde çalışıyoruz. Öyle ki hazırladığımız yeni nesil yazar kasa, kalitesi fonksiyonelliği ve şıklığıyla göz kamaştırırken kullanıcıya da uygun fiyatla sunulacak. Bu her dükkan için ulaşılabilir bir lüks demek. İşletme sahiplerinin işini kolaylaştıracak, pek çok işlemi bir arada yapabilecek, ekstra kazanç imkanları sağlayacak bir cihaz olacak. Teknolojisi yeni nesil bütün ödeme yöntemlerine uygun olan cihazımız
temassız bütün ödeme yöntemlerini kabul edebilecek. Burada “Bulut” tabanlı ödemeleri, örneğin Apple Pay’i, ilk günden kabul edebilecek bir çözümden söz ediyoruz. Zaten bizim ödeme terminallerimiz, bütün bankacılık uygulamalarının yanı sıra Apple Pay, HCE, Apple Watch, Google Glass gibi tüm mevcut ve yakın gelecekte uygulamaya geçebilecek yenilikçi ödeme yöntemleri için gerekli teknolojik altyapıya sahip” diyor. Altınbaş; masaüstü yazar kasa dönüşümü için de yeni ve özel bir terminal üzerinde çalıştıklarını belirtiyor. Onay için gerekli ilk başvuruları da yaptıklarını vurgulayan Altınbaş “Bütünleşik masaüstü yazar kasa POS modelimiz, ekstra cihaz bağlamadan kartlı ödeme kabul edebilecek. Üzerinde işletmeciye, esnafa katma değer yaratacak özel çözümler de yer alacak” diyor.
PAZARA YÜZDE 20 PAYLA BAŞLAYACAK Yeni modeli ile yeni nesil yazar kasa pazarına yüzde 20 civarında bir payla başlayacağını öngören Verifone, toplamda yüzde 50 civarında pazar payı hedefliyor. Toplam kartlı ödeme işlemlerinde (transactions) yüzde 55-60 paya sahip Verifone terminalleri üzerinden ayda yaklaşık 60 milyon adet kartlı işlem geçiyor. Bu rakamın yeni nesil ürünlerle daha da artması bekleniyor
Vestel LED aydınlatma ürünleriyle otellerde tasarruf dönemi LED aydınlatma pazarının lideri Vestel, Türk mühendislerce tasarlanan ve üretilen yerli LED aydınlatma teknolojisiyle otellerin elektrik tüketimini azaltan en verimli çözümleri sunuyor.
V
estel LED Aydınlatma, Türkiye’nin LED dönüşümü çerçevesinde enerji tasarrufu sağlayan iç ve dış mekan ürünleriyle otellerin tüm aydınlatma ihtiyaçlarına cevap veriyor. Otellerde elektrik kullanımında yapılacak tasarrufun, toplam enerji tüketimini azaltmada büyük önem taşıdığına dikkat çeken Vestel LED Aydınlatma Satış Pazarlama Müdürü Tunç Göz şöyle devam etti: “Vestel LED Aydınlatma ürünleri, konvansiyonel muadilleri ile aynı ışık seviyesi ve renge sahiptir. İster lamba ister armatür olsun iyi bir aydınlatma ürünü, uzun ömürlü, yüksek kaliteli ve yapılan ilk yatırımı en fazla 3 yılda geri döndürecek nitelikte olmalıdır. Biz Vestel LED Aydınlatma olarak müşterilerimize bu kriterlerde ürünler sunuyoruz. Özellikle uzun çalışma saatleri olan işletmelerde yatırımların geri dönüşü bir seneden az sürüyor. Sektör lideri olarak, aydınlatmada LED dönüşümünü hızlandırmak için üzerimize düşeni yapıyoruz.”
“LED’E DÖNÜŞÜMDE BİR BİLİNÇLENME VAR” Enerji Bakanlığı’nın da desteğiyle tüm Türkiye’de LED’e dönüşüm konusunda bir bilinçlenme oluşmaya başladığını vurgulayan Göz şöyle konuştu: “LED aydınlatma pazarının lideri olarak bir misyonumuz, LED’in yararlarını ve sağladığı avantajları anlatmak ve toplumu bilinçlendirmek. Özellikle otel, havalimanı, hastane gibi 24 saat hizmet veren tesislerin yöneticileri aylık giderlerini düşürmek amacıyla aydınlatma kaynaklı elektrik tüketimlerini düşürmeye yönelik çalışmalar yapmak istiyor. Vestel olarak müşterilerimizi proje aşamasında tasarruf analizlerimizle dönüşüm hakkında bilgilendiriyor, ürün seçimi ve montajı sırasında da destek veriyoruz.”
VESTELLENEN OTELLER TASARRUFLARI KADAR ÖDÜYOR Pazar lideri olarak LED aydınlatma dönüşümüne teşvik edici “Tasarrufun Kadar Öde” adını verdiği bir ödeme sistemi de geliştiren Vestel, dönüşüm yapmak isteyen tesislere hiçbir yatırım yapmadan ücretsiz olarak Vestel LED Aydınlatma ürünlerini kullanma fırsatı sağlıyor. Tesis sahipleri Vestel’e ödemelerini aylık aydınlatma kaynaklı enerji tasarrufu kadar yapıyor. Vestel LED Aydınlatma tasarım ekibi tarafından tasarlanan ve Vestel City’de üretilen iç mekan ürünleri arasında downlight, panel, spot grubu bulunurken; dış mekan ürün gamında da yol ve bahçe aydınlatmaları yer alıyor. Vestel’in A Design Awards yarışmasında “Aydınlatma Ürünleri ve Projeleri Tasarımı” kategorisinde iki ödül alan tamamen yerli üretim yeni park ve bahçe aydınlatma armatürleri de Eylül ayında satışa sunuluyor.
restaurant otel - tech 126 hotel & hi-tech
Arkhe 10 yaşında Deneyimli yazılım ve destek ekibi ile konuk ağırlama sektörünün büyük ve güçlü markalarına hizmet veren Arkhe Yazılım Teknolojileri 10. yılını kutluyor…
K
onuk ağırlama ve restoran sektörünün ilk tercihi olan Arkhe, sektörde 10. yılını kutluyor. Sektörün önde gelen yazılım teknolojileri firması aynı zamanda Denge markası ile restoran, kafe, otel, gece kulübü, pastane ve zincir işletmelere özel çözümler sunuyor.
detayda gösterdikleri özeni vurguladı. Restoran otomasyon programı konusunda seçimlerini de aynı titizlikle yaptıklarını belirten Sevil, hem ürünün hem de Arkhe ekibinin kendileri ile aynı bakış açısında olmalarından duydukları memnuniyeti dile getirdi.
KONUK AĞIRLAMA DEVLERİNİN TERCİHİ
DENGE MARKASIYLA İŞLETMELERE ÖZEL ÇÖZÜMLER
Gerçek Uzak Doğu mutfağını, markaya adını da veren uzmanın özel yorumu ile sunan Ioki’nin kurucu ortakları Doğan Sevil ve Medine Sapmaz da Arkhe’yi önerdi. İşletmelerinde her anlamda titizlikle çalışan ve başarıyla ilerleyen Ioki, Kandilli ve İstinye’nin ardından Ulus’ta 3. şubelerini açtı. İşletmelerin büyümesinde teknolojik altyapıya verdikleri önemi vurgulayan kurucu ortaklar, tüm satış ve stok süreçlerini Arkhe’nin kurduğu yönetim sistemi ile tek merkezden takip ediyor, yemek sepeti, paket servis gibi uygulamaları da sisteme entegre kullanabiliyor. Farklı lezzetler arayanlar için yola çıktıklarını belirten Doğan Sevil, sürekli aynı kaliteyi sunabilmenin önemini, bunun için de her
Backhaus’un yönetici ortağı Ömer Duruk ve Özgür Şef Steakhouse, Deli Kasap, Baldır ve Çıralı Et markalarının kurucu ortağı, ekranların sevilen yüzü Özgür Şef’in de önerisi Arkhe, bu yıl sektörde 10. yılını kutluyor. Satış ve maliyet yönetimi, müşteri takip, merkezi kontrol, ön muhasebe ve daha pek çok uzman sisteme sahip Arkhe; Denge markası ile restoran, kafe, otel, gece kulübü, pastane ve zincir işletmelere özel çözümler sunuyor. Backyard, Bibuçuk, Changa, Cookshop, İkbal, Nupera, S Cafe, Upper Crust, Yemekhane ve daha pek çok önemli markanın yıllardır kullandığı Denge, Arkhe’nin 7/24 destek ekibi ile müşterilerine kesintisiz hizmet veriyor.
LG Electronics yeni mağazasını Antalya’da açtı Yeni mağaza açılışlarını tüm hızıyla sürdüren LG Electronics’in bu seferki durağı Antalya oldu.
L
G Electronics açtığı yeni mağazalarla inovatif teknolojilerini Türkiye’deki tüm kullanıcılarla buluşturmaya devam ediyor. Mağaza sayısını hızla artırmaya devam eden LG Electronics yeni mağazasını Antalya Özdilek Park AVM’de açtı. Açılış törenine Özdilek Park AVM Müdürü Fırat Evsan, Kaplan Ticaret Yönetim Kurulu Başkanı Tekin Kaplan ve LG Electronics Türkiye Bayi Destek Bölüm Başkanı Myungho Lee katıldı.
LEE: “HIZ KESMEDEN BÜYÜYORUZ” LG Electronics’in bayi ağını genişleterek Türkiye’nin her noktasında yeni mağazalar açmaya devam ettiklerini belirten LG Electronics Türkiye Bayi Destek Bölüm Başkanı Myungho Lee: “LG Electronics Türkiye olarak bayi ağımız ve yeni mağazalarımızla hız kesmeden büyüyoruz. Bu sayede tüketici elektroniği alanında dünya çapındaki tüm inovatif ürünlerimizden en iyi örnekleri, tüketicilerimizle buluşturmanın yanında tüketicilere ürünlerimizi toplu olarak görüp deneyebilme olanağı tanıyoruz”.
restaurant fuar 128 hotel & hi-tech
Form Verimlilik odaklı yeni ürünlerini tanıttı Form grup şirketleri içerisinde yer alan Form Endüstri Tesisleri, sektörün önemli firmalarının buluştuğu 38. Yapı Fuarı’nda verimliliğe odaklanan yeni ürünlerini tanıttı.
F
orm Endüstri Tesisleri, 21 – 25 Nisan’da İstanbul TÜYAP Fuar Merkezi’nde düzenlenen 38. Yapı Fuarı’nda sergilediği ürünlerle büyük ilgi gördü. Sektörün ileri gelen temsilcilerinin buluştuğu fuarda stantları ile yer alan FORM, Sunvia Doğal Gün Işığı Aydınlatma, Duman Tahliye ve Havalandırma Sistemleri ürünlerini sergiledi. Yangınlarda, dumanın yayılmasını önlemek ve binaların dumandan en hızlı şekilde arındırılmasını sağlamak için geliştirilen RODA ve Tecnocupole duman tahliye kapakları, projelere uygun ürün seçenekleriyle yapıları güvenli mekanlara dönüştürüyor. RODA ve Tecnocupole duman tahliye ve havalandırma sistemleri; fiziksel dayanıklılık, ısı ve ses yalıtımı, rüzgar, kar yükü ve yüksek yangın dayanımı özelliklerine sahip. Bu özellikleri ile mimarların, mühendislerin, müteahhitlerin ve diğer tüm müşterilerin yüksek standartlarını karşılıyor. Cam, polikarbonat,
alüminyum ve izoleli alüminyum malzemelerden üretilen duman tahliye sistemleri, DIN EN 12101-2 ve VdS 2159 standartlarına da uygun.
HER ALANDA VERİMLİLİK 50 yıllık FORM üretim deneyimi ile Sunvia, İzmir Pancar Fabrika’da üretiliyor. Sıfır enerji ile doğal aydınlatma sağlayan Sunvia, yapay aydınlatmalardan kaynaklı doğaya salınan karbon miktarını azaltan doğa dostu bir sistem. Sunvia’nın 250, 350, 550 ve 900 mm çaplarında 4 modeli bulunuyor. SV-900 modeli, 750 W eşdeğer güçte olup, 100 m2 alanı aydınlatma gücüne sahip. 1 adet SV-900 modeli, günde 8 saat, yılda 320 gün aydınlatma sağlayarak yaklaşık 800 kg CO2 emisyonunu engellemiş oluyor. Böylece tek bir adet SV – 900 modeli ürün ile doğaya 2 ağaç kazandırılmış oluyor.
SEKTÖRÜN ÖNDE GELENLERİNİN BİR ARADA OLDUĞU, ETKİNLİKLERLE DOLU 3 GÜNDE NELER OLACAK? Coupe du Monde de la Pâtisserie Milli Seçmeleri ile tatlı yarış! (26 Kasım / 1.Gün) Coupe du Monde de la Pâtisserie’nin ülkesel ilk elemeleri Aylin YAZICIOĞLU başkanlığında, bu sene ilk kez Sirha İstanbul’da gerçekleşecek. Seçilecek Türk pasta şefleri, Ocak 2016’da Cenevre’de gerçekleşecek olan Avrupa Finali’nde Türkiye’yi temsil edecek. Bu yarışmada dereceye giren ekipler ise Ocak 2017’de Sirha Lyon’daki dünya finaline gitmeye hak kazanacak.
Sirha İstanbul yeniliklerle geliyor Sirha İstanbul, 3. yılında yenilikçi içerikleri ile otelcilik ve yiyecek içecek dünyasına yön vermeye hazırlanıyor.
İ
stanbul’da ilk yılı olan 2013’ten bu güne hızla artan katılımcı sayısı, profesyonel ziyaretçi kitlesi ve sektörde trendleri belirleyen etkinlikleriyle Türkiye’nin en prestijli Otelcilik ve Yiyecek-İçecek İşletmeciliği etkinliği olan Sirha İstanbul, 26 -28 Kasım 2015 tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi’nde 3. kez sektörü bir araya getirecek. Restoran, otel işletmeleri ve yiyecekiçecek sektörünü tek bir alanda buluşturan ve işletmelerin tüm ihtiyaçlarına aynı çatı altında cevap veren Sirha İstanbul; içerik yönünden zengin sunumları, Bocuse d’Or Milli Seçmeleri gibi dünyaca ünlü yarışmaları ve canlı gösterileriyle katılımcı markalarını bu yıl da sektör profesyonelleri ile bir araya getiren platform olacak. Sirha İstanbul, sektörün tüm aktörlerinin beklentilerini karşılayan altyapısı ve üç güne yayılan ilham verici etkinlikleriyle ilk yılına kıyasla ziyaretçi sayısında %31,5 artış göstererek geçtiğimiz sene 10.352 profesyonel ziyaretçiye ulaştı. Ayrıca toplam 190 katılımcı ve marka ile ilk yıla oranla katılımcı portföyünü artırdı. Sirha İstanbul 2015; yiyecek içecekten mutfak ekipmanlarına, hizmet sektöründen otelcilik ve restorancılığa, pasta ve fırıncılık sektöründen mobilya, hijyen ve teknoloji alanlarındaki yenilikleri kapsayan geniş yelpazesiyle 300 katılımcı marka ve içlerinde otel, restoran sahiplerinden yöneticilerine, ulusal ve uluslararası şeflerden barmen ve baristalara, yiyecek içecek ve otelcilik sektörü distribütörlerinden ithalatçılara, tasarımcılardan mimarlara kadar 12.000’den fazla sektör profesyonelini bu yıl 26-28 Kasım tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi’nde buluşturacak.
Türk şeflerin dünyaya açılan kapısı Bocuse d’Or Milli Seçmeleri’nde heyecan tırmanıyor! (27 Kasım / 2.Gün) Uluslararası bir jürinin kazananları belirleyeceği yarışmada, Bocuse d’Or Milli Seçmeleri’ni kazanan şef Türkiye’yi Mayıs 2016’da Bocuse d’Or Europe Budapeşte’de temsil edecek. Bocuse d’Or Milli Seçmeleri’ne ünlü şef Rudolf VAN NUNEN başkanlık edecek. Sirha World Cuisine Summit dünya trendlerini İstanbul ile buluşturuyor! (28 Kasım/ 3.Gün) Sirha’nın trend uzmanı Frédéric LOEB, dünyadaki ve Türkiye’deki restorancılık akımları ve gelecek senaryolarını katılımcılar ile paylaşacak. Leaders Club International Exchange ile sektör liderleri bir araya geliyor! (28 Kasım/ 3.Gün) Uluslararası pek çok markalaşmış restorandan oluşan ve sektör içindeki yaratıcı fikirleri destekleyen Leaders Club konferanslarının yıllık toplantısı tüm katılımcılara açık olarak Sirha İstanbul’da gerçekleşecek. Omnivore İstanbul ile genç ve yaratıcı mutfak anlayışı değer kazanıyor! (26-27-28 Kasım) ‘Mutfakta Yaratıcılık Festivali ‘olan dünyaca ünlü Omnivore, yeni sürprizleri, uluslararası şefler ve sektörde fark yaratan Türk meslektaşlarının katılımıyla üçüncü kez Sirha İstanbul’da olacak. Türkiye Lokal Ürünler Alanı’nda gizli kalmış Türkiye lezzetleri gün ışığına çıkıyor! (26-2728 Kasım) Sirha İstanbul’da geçen yıl ilk defa gerçekleşen Anadolu Lezzetleri Envanteri ile Türkiye’ye özgü ürünler Sirha 2015’te daha fazla sayıda lokal üreticinin katılımıyla ziyaretçilere sunulacak. Fransa Lyon’dan Dünya’nın farklı şehirlerine uzanan global otelcilik ve yiyecek içecek etkinliği Sirha, İstanbul ve Lyon haricinde Cenevre, Budapeşte, Rio de Janeiro ve Meksika’da da düzenlenmekte ve uluslararası sektörel bir ağ oluşturmaktadır. Sirha İstanbul, etkinlik endüstrisinin uluslararası çapta lider grubu GL events Exhibitions ve Türkiye’deki ofisi GL events Fuarcılık işbirliğiyle düzenlenmektedir.
restaurant ürünler 130 hotel & hi-tech
Ege Vitrifiye’den küçük banyolara asma klozetler Ege Vitrifiye özellikle küçük banyolara sahip olup gösterişli ve modern mekanlar oluşturmak isteyenler için Diamas, Sura, Arna, Nysa, Alvona ve Didyma serilerine ait asma klozetleri öneriyor. Asma klozetler, küçük mekanlar için özel olarak tasarlanarak son derece pratik ve fonksiyonel çözümler sunuyor. Standart klozetlere göre daha az yer kaplayan asma klozetler, kolay çıkartılıp takılabilen özelliğe sahip klozet kapakları ile beğeni kazanıyor. Zeminden bağımsız, gizli monte edilebilen Asma Klozetler, hijyenik banyolar yaratmanız için size yardımcı olmayı vaad ediyor.
Sade, zarif ve işlevsel bir banyo için “Ece Sekura”
Ideal Standard Türkiye’de 67 noktaya ulaştı 200 yıllık köklü bir geçmişe sahip dünyanın lider banyo ürünleri markası Ideal Standard, İstanbul’da açtığı 20. mağazasıyla Türkiye’de toplam 67 satış noktasına ulaştı. Vitrifiye, akrilik, banyo dolapları, armatür ve aksesuarlardan oluşan geniş ürün yelpazesi ile kaliteli, şık ve fonksiyonel banyo çözümleri sunan Ideal Standard, mükemmel bir banyo için gerekli tüm tasarım alternatiflerini yeni satış noktaları ile banyolara taşıyor. İstanbul’un en gözde ilçelerinden Florya’da yirminci satış noktasını açan Ideal Standard, banyoları evin en şık mekanlarından biri haline getirecek ürünleri tüketicilerin beğenisine sunuyor. Yeni mağazasıyla birlikte Türkiye’de toplam 67 mağazaya ulaşan Ideal Standard, yaratıcılıkta sınır tanımayan, özgün ve göz alıcı tüm tasarımlarını İstanbul YG Mimarlık’a ait yeni mağazasında sergileyecek.
ECE Banyo ile banyolar, şıklıkla buluşarak keyifli yaşam alanlarına dönüşmeye devam ediyor. ECE Banyo Sekura Serisi; sade, ince ve zarif çizgileri ile her banyoya uyum sağlıyor. Banyolarını keyifli yaşam alanlarına dönüştürmek isteyenler için Ece Banyo tarafından tasarlanan Sekura Serisi’nin en önemli özelliği her büyüklükteki banyo için rahat kullanım sağlamasıdır. Sadeliğin ve ince çizgilerle sağlanan zarifliğin simgesi Sekura Serisi’nde 120 cm’den 46 cm’ye 10 farklı ebatta lavabo bulunuyor. Aynı zamanda tezgah üstü ve duvara montaj kullanıma uygun lavabo seçenekleri de mevcut. Seride bulunan asma klozetin kapağı ise yavaş kapanma özelliğine sahip. Lavaboları, asma klozeti ve asma ve bidesi ile Sekura Serisi, sade fakat işlevsel bir banyo çözümü sunuyor.