içindekiler
62
56
antre 8 Sektörden kısa haberler
gündem 18 Otel yatırımları fren
yaptı
72
38 Turizm istihdamı %12,5
56 The Address Residence,
40 Türkiye 2015’e %9 artışla
58 St. Regis, Nisanda
arttı
başladı
42 Avrupa’nın en büyük golf
ligi, Belek’te
44 Dedeman yeni
20 Jolly Tur yeni
22 Akfen 2014 finansal
46 Bayındır: EXPO 2015’i
binasında ağırladı
sonuçlarını açıkladı
24 M.I.C.E. sektörü 2. kez
buluştu
28 Turizm uzaya çıkıyor 30 İstanbul’da %7 artış 32 Richmond baharın
gelişini kutladı
34 Antalya 2 ayda %3
geriledi
36 Cüneyt Sunay:
Anadolu’yla değil, Avrupa’yla mücadeledeyiz
www.hotelrestaurantmagazine.com
yatırımlarını müjdeledi lehimize çevirebiliriz
İstanbul’a geliyor
Venedik’te açılacak
60 Yüksek, modern, çevreci;
Radisson Blu Hotel, Kayseri
iş’te kadın 62 Müjen Ağaoğlu:
Otelcilik insanı sevmekle başlar
48 Erzurum teşvikli yatırımla
coştu
50 Yeşil yıldızlı tesis sayısı
194’e ulaştı
51 İşe alım şampiyonu,
turizm-otelcilik
yeni yatırımlar
hijyen 66 APLUS, Permak Makina
ile Türkiye’de
68 Electrolux Profesyonel,
Mühendislik Konferansı’nda
70 Ecolab, bulaşık yıkamada
‘Solid’ ile fark oluşturuyor
52 Jumeirah, Türkiye’deki 2.
otelini açıyor
54 Swissôtel The Bosphorus,
Batı kanadını açıyor
yeni mekan 72 İstanbul’da bir ‘Türk
usulü tapas’, PeyDerPey
dekorasyon 108 Duvardar duvara confetti 109 Geberit’ten yepyeni bir
duş kanalı serisi
otel - tech 110 Emre Özdeş: Kalite ve
dayanıklılığı isteyenlerin tercihiyiz
114 LG, aydınlatma çözümleri
seminerine katıldı
115 Ne kadar veri
118
84 76 İstanbul’un ‘çaya giden
yolu’ Chado Tea Shop açıldı
78 Tarabya’nın lezzet
bahçesi, Tarabya Bahçe
şef’in gözünden 80 Doğuştan değil,
yeteneğiyle ‘Mengenli’: Volkan Çengel
etkinlik
gastro güncel 92 İnoksan, Hilton’un
küresel tedarikçileri arasında
gastro aktüel 94 Gastronomi sektöründen
kısa haberler
marka
o kadar kazanç
116 2015, Kale Endüstri
Holding’in yılı olacak
fuar 118 Göksen Yedigüller:
2015’ten endişeli değilim
120 Merter Savaş: Bizi takibe
devam edin…
122 Unicera’ya ‘İtalyan Isvea’
damgası
124 Yine, yeni, yenillikçi; Bien 126 Ambiente, Türklere dar
geldi
98 Rentokil’den işletmelere
ürünler
Ustası’nı seçti Paris’e Serdar Çakır gidiyor
102 Porland’dan mutfak
128 Yeni ürünler
88 g2m, yeni ürünlerini
103 Doğadan sofralara
84 Türkiye 2015 Çikolata
tanıttı
89 Hilton’un en iyi şef ve
profesyonel çözümler profesyonellerine Maria serisi
taşınan güzellik İnterni’de
barmenleri yarıştı…
portre / mimar
90 Hilton Bomonti birinci
104 Üç yetenek, üç usta
yaşını kutladı
tasarım...
r ö t i d E
Turizm 2015’e hızlı bir giriş yaptı Turizm sektörü yeme içme endüstrisi, fuar organizasyonları ve yarışmalarıyla Ocak-Şubat aylarında 2015’e hızlı bir giriş yaptı. Özellikle Şubat ayı öylesine hareketli ve heyecanlı geçti ki, yılın belki de en fazla konuşulacak aylarından biri oldu. Bunlardan en fazla ses getireni tüm dünyada hızlı bir yükseliş grafiği izleyen M.I.C.E. sektörünün en büyük uluslararası organizasyonu olan ACE of M.I.C.E. idi. 25 ülkeden 262 firmayı aynı çatı altında buluşturan fuar, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen görkemli ödül töreniyle de sektörde büyük yankı uyandırdı. Turizmde ikincisi gerçekleşen bir önemli buluşma da Santral İstanbul’da düzenlenen Dünya Çikolata Ustaları Yarışması Türkiye elemeleri oldu. Bizim de yakından takip ettiğimiz bu nefes kesici yarışmada çikolatanın “Doğadan Gelen İlham” temasını en iyi yorumlayan Hilton İstanbul Çikolata Şefi Serdar Çakır oldu. Kasım 2015’de Paris’te yapılacak uluslararası finalde Türkiye’yi temsil etme hakkını kazanan genç yeteneği tebrik ediyor, başarılar diliyorum. Önce sevdi, kıymet verdi... Sonra birilerinin hayatlarına samimiyetle dokunmanın dayanılmaz hafifliğini hissettiğinde, otelcilik onun için vazgeçilmez bir yol oldu. Bu yolculukta ne amatör ruhunu kaybetti ne de yıllarını adadığı eğitim ve kariyer basamaklarını… Bu sayımızda otelcilikle başlayan serüvenini eşiyle birlikte kurduğu Uluslararası Servis ve Hizmet Akademisi (USLA) ile taçlandıran sektörün genç ve deneyimli isimlerinden Müjen Ağaoğlu ile söyleştik. Turizmin iki deneyimli ismi Vedat Başaran ve İskender Çayla, İstanbul’un ‘Türk usulü tapas’ı PeyDerPey’i Richmond İstanbul’da hizmet açtı. Türkçe’den Hint müziğine, Grek’den İspanyolca’ya kadar ‘dünyanın bütün sesleri’ eşliğinde lokal lezzetleri deneyimlemek istiyorsanız, PeyDerPey sizin için en keyifli adres olacak! Keyifli okumalar dilerim.
Hatice Ünal Bilen GRUP BAŞKANI H. FERRUH IŞIK İLETİŞİM MAGAZİN GAZETECİLİK MEHMET SÖZTUTAN SAN. VE TİC. A.Ş. mehmet.soztutan@img.com.tr ADINA İMTİYAZ SAHİBİ VE SORUMLU GENEL YAYIN YÖNETMENİ YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ HATİCE ÜNAL BİLEN hatice.unal@img.com.tr
REKLAM KOORDİNATÖRÜ EMİR ÖMER ÖCAL emir.ocal@img.com.tr
MUHASEBE ve MUSTAFA AKTAŞ FİNANS MÜDÜRÜ mustafa.aktas@img.com.tr
REKLAM SORUMLUSU BİROL BEZEK birol.bezek@img.com.tr
ABONE ve DAĞITIM NURTEN DEMİR nurten.demir@img.com.tr
SANAT YÖNETMENİ İSMAİL GÜRBÜZ ismail.gurbuz@img.com.tr
CTP - BASKI İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mah. 29 Ekim Cad. İhlas Plaza No:11 A/41 Yenibosna Bahçelievler/İSTANBUL Tel: 0212 4 30 00
CONSEPT TASARIM TARIK ŞÜKRÜ ORAL tarik.oral@img.com.tr
YAYIN DANIŞMANLARI Prof. Dr. HÜSNÜ GÜNDÜZ Prof. Dr. MUHAMMET ARICI Prof. Dr. İSMAİL KAYA Doç. Dr. MEHMET ALİ ÖZBUDUN T. YÜCEL DEREYAYLA FİKRET ÖZDEMİR
FOTOĞRAF EDİTÖRÜ HAKKI GÜNERKAN hakki.gunerkan@img.com.tr DIŞ İLİŞKİLER YUSUF OKÇU yusuf.okcu@img.com.tr
web: www.hotelrestaurantmagazine.com
.
İRTİBAT BÜROLARIMIZ BURSA +90.224 211 44 50-51 KONYA +90.332 238 10 71
e-mail: info@img.com.tr
ADRES 29 Ekim Cad. No:23 34197 Yenibosna, İSTANBUL/TÜRKİYE Tel.:+90.212 454 25 00 Faks:+90.212 454 25 98
hotel & restaurant hi-tech dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. hotel & restaurant hi-tech dergisinin bütün yayın hakları İletişim Magazin Gazetecilik San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan hotel & restaurant hi-tech dergisi ayda bir yayınlanır.
restaurant antre 10 hotel & hi-tech
DoubleTree By Hilton Moda’ya yeni genel müdür yardımcısı 2013 yılından bu yana Hilton Kozyatağı’nda İş Geliştirme Direktörü olarak görev alan Ahmet Arslan, DoubleTree By Hilton Moda – İstanbul ailesinde Genel Müdür Yardımcısı olarak görevini sürdürecek. Yükseköğrenimini Marmara Üniversitesi Ekonomi ve İdari Bilimler Fakültesinde tamamlayan Ahmet Arslan, mesleki hayatına Crown Plaza’da banket departmanında başlamıştır. Daha sonra Holiday Inn İstanbul, The Ritz Carlton Hotel, İstanbul, Intercontinental Frankfurt ve Wiesbaden Hotels Almanya, Swiss Otel Bosphorus İstanbul’da Satış ve Marketing departmanlarında Direktör Yardımcılığı görevlerini üstlenmiştir. W İstanbul – Starwood Hotels&Resorts otelin açılış sürecinde de Satış ve Gelirler departmanında çalışarak direkt olarak Genel Müdüre raporlama yaptıktan sonra Satış Direktörü yardımcısı olarak görevine devam etmiştir. Arslan, The Ritz Carlton Hotel, İstanbul’da ise Satış Direktörlüğü görevi ile lüks seyahat segmentinin tüm süreçlerini yönetmiştir.
Elite World Otelleri’ne “İnsana Saygı” ödülü Türkiye’nin en çok tercih edilen insan kaynakları platformu Kariyer.net tarafından düzenlenen, 14 yıldır geleneksel hale gelen İnsana Saygı Ödülleri’nin 2014 yılı sahipleri belli oldu. Elite World Otelleri, başarılı insan kaynakları çalışmaları ile Türkiye’nin en prestijli İnsan Kaynakları ödüllerinin verildiği Kariyer.net İnsana Saygı Ödülleri’ne layık görüldü. Geçtiğimiz yıl Elite World İnsan Kaynakları departmanı olarak 48.794 adet başvuru aldıklarını belirten Elite World Hotels Zincir İnsan Kaynakları Koordinatörü Mustafa Karahan, adaylara ortalama 1 günde içerisinde geri dönüş performansı sergilediklerini söyledi.
Anadolujet,“Tarihe Saygı Özel Ödülü”ne layık görüldü AnadoluJet, Çanakkale Zaferi’nin 100. yılı sebebiyle projelendirdiği özel tarih projesi “AnadoluJet’le Çanakkale Sohbetleri” ile Türkiye’de yer alan 61 tıp fakültesini temsilen çalışmalar yürüten Türk Tıp Öğrencileri Birliği tarafından “Tarihe Saygı Özel Ödülü” ile onurlandırıldı. Çanakkale 2015 - 100. Yıl Koordinasyon Merkezi desteğiyle gerçekleştirilen, Çanakkale Savaşı’nın 100. yılı sebebiyle projelendirilen, toplumun tarihsel ve kültürel gerçeklere duyarlılığını arttırmayı hedefleyen “AnadoluJet’le Çanakkale Sohbetleri” 2014 yılından bu yana halka açık ve ücretsiz sohbetlerle Anadolu’yu şehir şehir geziyor. AnadoluJet, Çanakkale Sohbetleri Projesi ile bu yıl da Adana, Antalya, Sivas, Van, Kahramanmaraş, İzmir, Diyarbakır, Erzurum gibi pek çok ili ziyaret edecek.
restaurant antre 12 hotel & hi-tech
Kış ortasında erken rezervasyon içleri ısıttı Hilton Worldwide yeni otelcilik staj programıyla bir ilk Türkiye’de halihazırda faaliyet gösteren ve açılması planlanan 62 otelinde 2 bin 500 kişiye istihdam sağlayan Hilton, Avrupa Birliği’nin Hayat Boyu Öğrenme Leonardo Da Vinci Programı çerçevesinde, Türkiye Ulusal Ajansı’nın katkılarıyla otelcilik sektöründe kariyer yapmak isteyen gençlere yönelik yeni bir staj programı geliştirdi. 2019 yılına dek 1 milyon gence iş olanağı sunma hedefi doğrultusunda, İngiltere ve Hollanda’daki hükümetlerle işbirliği yaparak stajyerlik eğitimi standartlarını yeniden belirleyen Hilton Worldwide’ın İngiltere, Hollanda ve Türkiye’deki uzmanları, Leonardo Da Vinci Programı üzerinde birlikte çalıştı. Bu kapsamda Özyeğin Üniversitesi’nden 20 öğrenci, 2014 Dünya Seyahat Ödülleri’nde (World Travel Awards) ‘Avrupa’nın Önde Gelen Yeni Oteli’ seçilen Hilton İstanbul Bomonti Otel & Konferans Merkezi’nde 60 gün boyunca staj görecek.
“Dünyanın En İyi Spiritüel Terapisti” ödüllü Paul Emery, Türkiye’de Kuantum Duygusal ve Fiziksel Terapisi QEPR’ın yaratıcısıPaul Emery, dünya çapında gerçekleştirdiği terapilerinin Türkiye ayağı için Richmond Nua Wellness Spa’nın davetlisi olarak ülkemize geliyor. Kuantum Duygusal ve Fiziksel Terapisi QEPR’ın yaratıcısı Paul Emery, danışanlarınahayatlarını olumsuz etkileyen tüm psikolojik bariyerlerin üstesinden gelebilecekleri, doyurucu, kendine güvenli bir yaşam için çığır açan,yenilikçi teknikler uyguluyor. Kin, öfke, her türlü korku ve fobi, stres, önlenemeyen takıntı, travma, aşk acısı, suçluluk hissi, aşırı yeme isteği ve tüm kötü alışkanlıklarınızı sadece bir saatlik seanslahayatınızdan çıkartmanızı sağlıyor. Emery aynı zamanda migren, stres kaynaklı boyun ve sırt ağrıları, psikolojik yeme bozukluğu gibi konularda da terapi uyguluyor.
Yaz tatillerini ekonomik bir şekilde planlamak ve avantajlı fiyatlardan yararlanmak isteyen tatilciler için vazgeçilmez bir seçenek olan erken rezervasyon, bu yıl hem tatilcilerin hem de turizm şirketlerinin yüzünü güldürdü. Kârlı ve cazip tatil seçenekleri sunmak için erken rezervasyon dönemini Kasım ortasında başlatan Tatil.com, Aralık, Ocak ve Şubat aylarındaki toplam satışlarının yüzde 51’ini erken rezervasyondan elde etti. Bu rakamın geçtiğimiz yılın aynı dönemine oranla yüzde 46’lık önemli bir artışa işaret ettiğini belirten Tatil.com Genel Müdürü Levent Çardaklı, “Erken rezervasyon verilerine baktığımızda, 17-19 Temmuz tarihlerinde hafta sonuna denk gelen Ramazan Bayramı nedeniyle, tatilcilerin bayram tatilini bu kez kısa tutup ağırlıklı olarak Temmuz’un üçüncü haftasından itibaren uzun bir yaz tatiline çıkmayı hedeflediklerini görüyoruz. Benzer bir şekilde Haziran başında yapılacak genel seçimlerin de, tatil planlarını yoğun olarak Ağustos’un ilk yarısına kaydırdığını söyleyebiliriz. Oldukça yoğun, stresli ve hareketli bir yaz başlangıcının ardından huzurlu ve keyifli bir tatil geçirmek isteyenler, şimdiden sıcak bölgeleri hayal etmeye başladı bile. Son üç ayın erken rezervasyonlarında en çok Side, Belek, Alanya ve Kemer’deki oteller tercih edilirken, ortalama 5 günlük tatiller satın alındı ve en çok aile oda tipi rezervasyonlar yapıldı. Henüz yaz için tatillerini tasarlamamış olanlara, son dakikada yüksek arz ve fiyatlardan olumsuz etkilenmemeleri için erken rezervasyondaki son fırsatları kaçırmamalarını öneriyorum.”
restaurant antre 14 hotel & hi-tech
Therapia’da keyif ve bakım zamanı The Grand Tarabya’nın Boğaz’a karşı SPA’sı Therapia bambaşka bir dünyanın kapılarını aralıyor. The Grand Tarabya’da faaliyet gösteren ve 4500 m²’lik kullanım alanıyla İstanbul’un en büyük SPA’sı olan Therapia SPA; Boğaz’ın hemen yanı başındaki konumuyla, cennetten bir köşe sunuyor. Cildin portakal görüntüsünü azaltmayı amaçlayan hafif sert manipülasyon teknikleri ile sorunlu bölgelere uygulanan Selülit Masajı, cildin pürüzsüzleşmesine ve fazla yağın atılmasına yardımcı oluyor. İnceltici Vücut Bakımı, 80 dakika sürüyor. İnceltici masaj ile başlayan bakımın ardından 20 dakika süre ile vücuda yeşil çay ve esmer su yosunu sargısı uygulanıyor. Ödemin atılmasına ve kan dolaşımının hızlanmasına yardımcı olan Su Altı Jet Terapi, terapist eşliğinde özel küvet içinde vücudun çeşitli bölgelerine uygulanan kontrollü su basınç masajı…
Titanic Deluxe Belek’in yeni genel müdürü Levent Akkiraz Türkiye’nin önde gelen otel grupları arasında yer alan Titanic Oteller Grubu’nun Titanic Deluxe Belek tesisine Genel Müdür olarak sektörün deneyimli ismi Levent Akkiraz atandı. Turizm sektöründe 20 yılı aşan tecrübeye sahip Levent Akkiraz, Almanya’da bulunan Ludwig Maxımılıans Unıverstad, Hospitalıty Management bölümünden mezun oldu. Titanic Deluxe Belek Otel Genel Müdürü görevine atanmadan önce Rixos Sungate Otel Müdürü olarak çalışan Akkiraz, öncesinde Eroğlu Holding, Rixos Grup, Holland American Cruıse Line, V-Ships Monaco Ve Iberotel Sarıgerme’de üst düzey yönetici olarak görevlerini sürdürdü.
Dedeman Şanlıurfa’ya yeni genel müdür
Paskalya’ya özel sürprizler Divan Bodrum’da Divan Bodrum; baharın en güzel günlerini muhteşem bir deniz manzarası eşliğinde, pencerelerden sızan mis gibi mandalina ve zeytin kokularıyla geçirmek isteyen misafirlerine, Paskalya dönemine özel avantajlı konaklama paketleri sunuyor. 28 Mart – 5 Nisan 2015 tarihleri arasında, minimum 2 gecelik konaklamalarda indirim fırsatları sunuyor. Misafirler, avantajlı paketlerle Divan Bodrum’un yemyeşil bir doğayla çevrelenmiş konforlu odalarında konaklayabiliyor, Divan lezzetlerinin ve manzaranın tadını çıkarabiliyorlar.
Dedeman Grubu’nun 2007 yılında hizmete açtığı Dedeman Şanlıurfa Oteli’nin Genel Müdürü olarak atanan Ertuğrul Er, Anadolu Üniversitesi İşletme bölümünden mezun oldu. Profesyonel iş hayatına Gaziantep Tuğcan Otel’de Önbüro Departmanı’nda başlayan Er, sırasıyla Gaziantep Ravanda Otel’de ve Kırşehir Grand Terme Otel’de Genel Müdürlük görevlerini yürüttü. Er, son olarak Şanlıurfa El Ruha Otel’de Genel Müdür olarak görev yaptı.
air-o-system
piyasadaki en iyi cook&chill çözümü air-o-system, her türlü profesyonel mutfakta yemek pişirmenin en kolay yolunu garanti eden yeni bir çağ başlatıyor. Fırın ve şok soğutucunun bir araya getirdiği bu entegre sistem, mükemmel pişirme sonuçlarına ulaşmak için ideal bir çözümdür.
foodservice@electrolux.com.tr www.electrolux.com.tr/professional Diğer fikirleri www.electrolux.com/professional sitesinde paylaşalım.
restaurant antre 16 hotel & hi-tech
Hem bedeni hem ruhu şımartmak için; Xanadu Snow White Bir şehir otelinin bütün konforunu seçkin bir kayak oteli atmosferiyle birleştiren ve misafirlerine 12 ay boyunca 5 yıldızlı otel standartlarında hizmet sunan Xanadu Snow White bünyesindeki 2 bin 500 metrekarelik Shang-Du Spa merkezi; Avrupa ve Asya masajları, otantik Orta Doğu kesesi, vücut kürleri, su terapileri ve cilt bakımları ile hem bedenini hem de ruhunu şımartmak isteyen misafirlerine aradıkları huzuru sunuyor. Shang-Du Spa merkezinde spa butik, lüks spa bakım odası, thai masaj odası, güzellik spa, sauna, hamam, buhar odası, ısıtmalı kapalı havuz, jakuzili spa suite, çeşitli dinlenme alanları, profesyonel zayıflama seçenekleri, spa paketleri, fitness merkezi ve kuaför bulunuyor.
Skal’ın gündemi Çanakkale’nin 100. yılı oldu Skal İstanbul Kulübü’nün her ay gerçekleştirdiği toplantının Şubat ayındaki gündemini 100’üncü yılı nedeniyle tarihimizin şanlı zaferlerinden Çanakkale Savaşı’na ilişkin planlanan etkinlikler oluşturdu. Skal International İstanbul Kulübü’nün Şubat ayındaki toplantısı, Skal International İstanbul Başkanı Feza Solaklar, Skal International Dünya Başkanı Salih Çene, Skal International Dünya Başkan Yardımcıları Nigel Pilkington ve David Fisher, Skal International geçmiş Dünya Başkanı Hülya Aslantaş, USDF Başkanı Deniz Anapa’nın katılımı ile gerçekleştirildi. Skal International İstanbul Kulübü’nün Çanakkale etkinliklerinin 27-28 Nisan tarihlerinde gerçekleştirileceğini ifade eden Solaklar, Çanakkale Savaşı’nın 100. yılı için Kulüp tarafından gerçekleştirilecek etkinliklerinin Nisan ve Ağustos aylarında da devam edeceğini belirtti.
BTA, Atatürk Havalimanı’ndan dünyaya açıldı Finansal büyüklüğü, yatırımları ve operasyonlarıyla yiyecek-içecek sektörünün lider oyuncularından BTA, yurt dışında hızla büyüme stratejisinde önemli bir adım daha attı. Tunus’taki Enfidha ve Monastir havalimanlarında hizmet veren BTA, başkent Tunus’ta bulunan Kartaca Havalimanı yiyecek-içecek noktalarının işletme ihalesini kazandı. BTA, ihaleyle iki yiyecekiçecek noktasının işletmesini sekiz yıl süreyle üstlendi. BTA İcra Kurulu Başkanı Sadettin Cesur, “İstanbul Atatürk Havalimanı’yla başladığımız yolculukta bugün yedi ülkede, günde 90 binden fazla insana hizmet veren bir markaya dönüştük. TAV’la birlikte havalimanlarında edindiğimiz deneyimi şimdi dünyanın dört bir yanında yeni noktalara taşıyoruz. Tunus Kartaca Havalimanı’ndaki yiyecek-içecek noktaları için açılan ihaleyi kazanarak bu yönde önemli bir adım attık. Kendi yarattığımız markalarımızı ve gıda güvenliği, lezzet ve güler yüzlü hizmete dayanan iş modelimizi Kartaca Havalimanı’na da taşıyacağız.” dedi.
restaurant antre 18 hotel & hi-tech
TAV, Berlin’de İzmir, Gazipaşa ve Bodrum’u tanıttı Havalimanı işletmeciliğinde Türkiye’nin dünyadaki lider markası TAV Havalimanları, bu yıl 49. kez düzenlenen ve uluslararası turizm-seyahat endüstrisinin en prestijli etkinliklerinden olan ITB Berlin-Uluslararası Turizm Borsası Fuarı’na katıldı. TAV Havalimanları’nın, İzmir, GazipaşaAlanya ve Milas-Bodrum tanıtımını ön plana taşıdığı standında ayrıca Gürcistan’ın Batum, Makedonya’nın Ohrid ve Tunus’un Enfidha-Hammamed destinasyonları tanıtıldı. TAV Havalimanları Pazarlama Direktörü Aslıhan Çörtük, “Dünyanın her yerinden turizm sektörünün önde gelen temsilcilerinin buluştuğu ITB Berlin Fuarı’nda bu yıl İzmir, Gazipaşa-Alanya ve Milas-Bodrum’u ön plana taşıdık. Bu destinasyonların yer aldığı çanakta turizm potansiyeline paralel uçuşların artışına katkı sağlamak amacıyla büyük çaba sarf ediyoruz. Ayrıca Gürcistan, Makedonya ve Tunus’ta işlettiğimiz havalimanlarının yer aldığı destinasyonları da tanıtıyoruz.” şeklinde konuştu.
Howtoistanbul.com Berlin ITB ile uluslararası arenada
4-8 Mart 2015 tarihlerinde Berlin’de düzenlenen ve 186 ülkeden 10 bin stand katılımcısının yer aldığı ve 100 bin ziyaretçi tarafından izlenen ITB Berlin Fuarı’nda İstanbul’un yurtdışında tanıtılması konusunda etkin rol oynayan İstanbul Kongre ve Ziyaretçi BürosuICVB’de howtoistanbul standı ile yerini aldı. Fuarda ziyaretçilere howtoistanbul.com’un tanıtımı yapılarak İstanbul gezilerinde uçak biletinden otel rezervasyonlarına, güncel kent etkinliklerinden, yemeiçme mekanlarına, gece hayatından kültür sanata, kentte hayatlarını kolaylaştıracak tüm bilgilere Siteden ulaşabilecekleri bilgiler verildi.
Le Méridien, estetiksiz yenilenme programını başlatıyor İstanbul’da farklı deneyimleri bir arada sunan yeni yaşam merkezi Le Méridien Istanbul Etiler, yenilikçi çalışmalarına estetiksiz, yenilenme programıyla devam ediyor. Le Méridien’in alanında deneyimli uzmanlarıyla birlikte hazırladığı gençleşme ve güzelleşme programı ile 2015 yazına hedeflediğiniz kiloda ve daha genç bir vücutla giriş yapmak mümkün. Kısa zamanda sağlıklı ve gözle görülür sonuçların elde edilebileceği yaza başlangıç programı, profesyonel diyetisyen kontrolü ve kişiye özel diyet programı ile başlıyor. Doğal detox yiyecek ve içeceklerin; uzman eğitmenler tarafından desteklendiği egzersiz ve vücuda şekil verme seanslarıyla sürdürülen program sayesinde etkili sonuçlar elde ediliyor.
Türkiye, Almanya’daki yerini korudu ITB Berlin’de açıklanan FUR’un Reiseanalyse 2015 Raporu’na göre, 2014 yılında Türkiye yine, Almanların en çok tercih ettikleri 3. destinasyon oldu. Rapora göre, 2014 yılında 54,6 milyon Alman seyahatçi 5 gece ve üzeri süren 70,3 milyon seyahatte toplam 67,3 milyar Avro’luk bir iş hacmi oluşturdu. Almanların tatil tercihlerinde ilk sırayı % 31 ile yurtiçi pazar alırken içerdeki seyahat trafiğinin gelecek yıllarda da büyüme potansiyelini koruması bekleniyor. Ülke dışındaki destinasyon tercihlerinde ise İspanya % 13’lük payla ilk sırada yer alıyor. İtalya ve Türkiye de bu ülkeyi takip ederken Avusturya, Hırvatistan, Yunanistan ve Fransa ilk 10 tercih içinde yerini aldı.
restaurant gündem 20 hotel & hi-tech
İSTANBUL VE ANTALYA YİNE GÖZDE Şehir İstanbul Antalya Muğla Nevşehir İzmir Adıyaman Ankara Ağrı Balıkesir Trabzon TOPLAM
Otel yatırımları fren yaptı Otel yatırımları yılın ilk ayında yavaşladı. Türkiye genelinde toplam yatırım tutarı 195.4 milyon TL olan 3.134 yataklı 18 yeni otel projesi yatırım teşvik belgesi aldı. Ocak 2014’te 15 ilde toplam 10. 970 yatak kapasitesi 38 otel için belgesi alınmıştı.
O
tel yatırımları yıla yavaşlayarak girdi. Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği’nin (TUROB), Ocak 2015’e ilişkin ‘Konaklama Sektörü Yatırım Teşvik Belgeleri Değerlendirme Raporu’na göre, yılın ilk ayında Türkiye genelinde 10 ilde toplam 18 yeni otel projesi ‘komple yeni yatırım teşvik belgesi’ aldı. Ocak 2015’te alınan teşvik belgelerine göre, 10 ildeki 18 otel projesi için 195.4 milyon TL’lik yatırım yapılacak ve yatırımlar sonucunda 666 kişiye istihdam sağlanacak.
(Ocak 2015) Otel sayısı 4 2 2 2 2 2 1 1 1 1 18
(Ocak 2015) Yatak sayısı
466 1.136 318 314 290 152 134 130 108 86 3.134
Yeni otel yatırımları ülke genelinde yatak kapasitesini 3 bin 134 adet artıracak. Ekonomi Bakanlığı’nın verilerine göre TUROB tarafından hazırlanan raporda, Geçen yılın aynı ayıyla kıyaslandığında yeni otel yatırımları için verilen teşvik belgesi sayısında düşüş dikkat çekti. Ocak 2014’te 15 ilde toplam 10 bin 970 yatak kapasitesi 38 otel için teşvik belgesi alınmıştı.
BAYINDIR: “BÖLGESEL DENGESİZLİK VAR” Ocak 2015’te modernizasyon ve yenileme yatırımlarına yönelik ise 4 ilde toplam 7 otel ‘modernizasyon/tevsi teşvik belgesi’ aldı. Yenileme yatırımlarına 64.5 milyon TL harcanacak. Yeni yatırımlarda, otel ve yatak sayısında İstanbul ve Antalya yine ilk iki sırada yer aldı. Otel sayısında 4 otel ile İstanbul, yatak sayısında ise 1.136 yatak ile Antalya ilk sırada yer aldı. Raporu değerlendiren yapan TUROB Başkanı Timur Bayındır, ülkemizdeki otel yatırımlarının coğrafi dağılımındaki dengesizliğine dikkat çekti. Antalya, İstanbul, Muğla gibi ana destinasyonlardaki mevcut otel yatırım stokunun, arz fazlası nedeniyle yılın belli dönemlerinde talep daralması ile karşı karşıya kaldığını belirten Bayındır “Otel yatırımlarının bazı şehirlerimizde arz fazlası oluşturması tehlikesinin önüne geçilmesinin yegane yolu, dünya turizm trendlerindeki değişimleri dikkatle incelemeli ve ülkemizin sunduğu cazip fırsatları doğru planlama ve fizibilite çalışması yaparak yatırımları tüm ülke sathına yaymalıyız” dedi.
restaurant gündem 22 hotel & hi-tech
Jolly Tur yeni binasında ağırladı Yeni genel müdürlük binasında çalışan memnuniyeti ve verimliliğini yükseltmek için gerçekleştirdiği düzenlemelerle dikkat çeken Jolly Tur, yüzde 100 müşteri memnuniyeti için yüzde 100 çalışan memnuniyetinin önemine vurgu yaptı.
J
olly Tur Yönetimi, 25 Şubat Çarşamba günü Esentepe’de Aralık ayında faaliyete giren yeni genel müdürlük binasında basın mensuplarını ağırladı. Jolly Tur Yönetim Kurulu Başkanı Mete Vardar, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mert Vardar, Genel Müdür Figen Erkan ve departman müdürlerinin katıldığı basın toplantısında yeni genel müdürlük binasının sosyal ve eğitime odaklanmış yapısı anlatılırken, erken rezervasyonda 3 aylık dönemin sonuçları değerlendirildi.
ÇALIŞAN MEMNUNİYETİNE ODAKLI BİNA Jolly Tur Genel Müdür Figen Erkan, yeni genel müdürlük binası ile eğitim alanları ve sosyal alanlara önem verdiklerini belirtti. Jolly Tur’un yeni binası, çalışan memnuniyetine odaklanmış sosyal mekânları ve pek çok alanda eğitime ayrılmış yapısıyla dikkat çekiyor. Yeni binada Jolly Akademi Eğitim Salonu, Seminer Salonu ve Toplantı Salonları olmak üzere 20 kişiden 100 kişiye kadar eğitim verilebilen 3 ayrı eğitim salonuna yer verildi. Verimliliğin artırılmasında çalışan memnuniyetini en önemli unsurlardan biri olarak gören Jolly Tur, bu doğrultuda binada sosyal alanlara da yer verdi. Genel müdürlük binasında çalışanların motivasyonunu yükseltecek Panorama Kafe, uzman eğitmen eşliğinde çalışma imkânı sunan Spor Salonu, parti, aktivite ve eğlence mekânı olarak belirlenen
Jolly Club yer alıyor. Ayrıca binada genel alanlarda, çağrı merkezinde ve diğer departmanlarda yer alan 3 dinlenme odasına yer verildi. Dinlenme odalarında tv, play station, dergiler, tavla ve langırt gibi oyunlarla personelin dinlenme vakitlerini daha keyifli geçirmesi hedeflendi.
YÜKSEK TALEP ARTIŞI İLE ZİRVEDE Jolly Tur, Kasım 2014 sonu itibariyle başlattığı erken rezervasyonda sektörün en yüksek büyüme oranlarına ulaşmış durumda. Erken rezervasyon açısından Aralık 2014, Ocak 2015 ve Şubat 2015’ten oluşan 3 aylık periyod, bir önceki dönem ile kıyaslandığında sektörün en parlak sonuçlarına ulaşıldığı görülüyor. Jolly Tur, iç turizmde yaz ayları için yapılan erken rezervasyonda yüzde 48’lik, kış ayları için yapılan rezervasyonda ise yüzde 40’ın üzerinde talep artışına ulaştı. Yaz ayları için en çok tercih edilen bölgeler Side, Kemer, Belek ve Bodrum’dan oluşurken, kış döneminin en çok talep alan bölgeleri ise kayak ve termal otellere giderek yükselen ilgi nedeniyle Uludağ, Kartalkaya, Afyon ve Abant oldu. Erken rezervasyonda Kültür Turları’ndaki artış yüzde 25’ye ulaşırken, özellikle bazı bölgelerdeki yüksek talep artışı dikkat çekti. Ege ve Akdeniz turları tercih sıralamasında ilk sırada yer alırken, Kapadokya ve Karadeniz turları 2015 yılı erken rezervasyonunda en çok talep alan ürünler arasında yer alıyor.
YURT DIŞI BÜYÜME ORANI YÜZDE 60 Kıbrıs’a yönelik rezervasyonlarda ise bir önceki dönem ile karşılaştırıldığında yüzde 30’luk talep artışına erişen Jolly Tur, bir başka güçlü büyüme oranına yüzde 45 ile Cruise Turları’nda ulaştı. Cruise turlarında bu yıl 6 yıldızlı ultra lux gemi firmalarını portföyüne katan ve yoğun talep alan Jolly Tur aynı zamanda 199 euro’dan başlayan fiyatlarla vizesiz Yunan adaları turu ile de herkesin gemi seyahatini deneyimleyebileceği ekonomik fırsatlar da sunmuş oluyor. Yurt dışı turlarda ise son yılların en parlak büyüme oranlarından biri ortaya çıktı. Jolly Tur, bir önceki dönem ile kıyaslandığında talep artışında yüzde 60’lık büyüme hacmini yakaladı.
restaurant gündem 24 hotel & hi-tech
Akfen 2014 finansal sonuçlarını açıkladı Akfen GYO’nun 2014 yılı finansal sonuçları açıklandı. Buna göre şirketin 31 Aralık 2014 tarihi itibariyle konsolide kira gelirleri bir önceki yıla göre yüzde 24 artarak 51 milyon TL oldu.
T
ürkiye’nin sadece şehir otelciliği konseptine odaklı ilk ve tek gayrimenkul yatırım ortaklığı olan Akfen Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’nın (GYO) 2014 yılı 12 aylık finansal sonuçları açıklandı. Akfen GYO’nun Ocak-Aralık 2014 tarihleri arasındaki konsolide kira gelirleri bir önceki yıla kıyasla yüzde 24 artarak 51 milyon TL olarak gerçekleşti. Akfen GYO’nun 31 Aralık 2014 tarihi itibariyle Net Aktif Değeri ise 920,2 milyon TL oldu.
OTELLERDEKİ DOLULUK ORANI YÜZDE 64 OLDU Şirketin 2014 yılın performansına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Akfen GYO Genel Müdürü Vedat Tural, Türkiye’de ekonomik şehir otelciliğine yatırım yapan ilk ve tek gayrimenkul yatırım ortaklığı olarak, özgün iş modelleri sayesinde başarılı bir yılı daha geride bıraktıklarını belirtti. 2014 yılında yurt içi ve yurt dışındaki otellerde ortalama yüzde 64 doluluk oranı Akfen GYO Genel Müdürü yakaladıklarını ifade eden Vedat Tural
Vedat Tural, “Türkiye’de faaliyet gösteren otellerimizin ortalama doluluk oranı yüzde 67 olurken, Rusya’da faaliyet gösteren otellerimizin ortalama doluluk oranları yüzde 53 olarak gerçekleşti. Şirket’in işletmede olan otellere ait kira gelirleri de bir önceki yıla göre yüzde 24 artışla 51 milyon TL’ye ulaştı.” dedi.
TURAL: “YENİ YATIRIMLARIMIZ DEVAM EDİYOR” Vedat Tural, “Eylül 2014 tarihinde Ankara’da Esenboğa Havalimanı’na iki kilometre mesafede geliştirdiğimiz 147 odalı Ibis Otel Ankara Airport’u hizmete açtık. Novotel Karaköy, Ibis Otel Tuzla ve Ibis Otel Moskova projelerimizin yatırımlarına devam ettik. Karaköy Novotel ile Ibis Otel Moskova projelerimizi bu yıl içinde faaliyete geçirmeye hazırlanıyoruz. Ibis Otel Tuzla ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Bu üç otel yatırımımızı tamamladığımızda şirketimiz ve bağlı ortaklıklarımız vasıtasıyla 4’ü Rusya’da olmak üzere toplam 3 bin 628 oda kapasiteli 20 adet otelimizi işletmeye açmış olacağız. Şirket hedeflerimiz çerçevesinde ağırlıklı olarak İstanbul gibi yüksek performans vaat eden metropollere yönelmeyi hedefliyoruz” diye konuştu.
EUROMONEY’DE TÜRKİYE’NİN EN İYİ OTEL GELİŞTİRİCİSİ SEÇİLDİ Akfen GYO olarak yıl boyunca gerçekleştirdikleri çalışmalar ile uluslararası ödüllere layık görüldüklerini söyleyen Tural, “Şirketimiz gayrimenkul sektörü tarafından her yıl ilgiyle takip edilen ve sektörde faaliyet gösteren en iyi gayrimenkul ürün/hizmet geliştiricilerinin ödüllendirildiği 2014 Euromoney Gayrimenkul Ödülleri’nde bir kez daha ‘Türkiye’nin En İyi Otel Geliştiricisi’ ödülünü aldı.” diye konuştu.
restaurant gündem 26 hotel & hi-tech
M.I.C.E. sektörü 2. kez buluştu
T
M.I.C.E. sektörünün en büyük uluslararası buluşması ACE of M.I.C.E. Exhibition, bu yıl ikinci kez İstanbul Kongre Merkezi’nde kapılarını açtı. Fuar 800’e yakın yerli ve yabancı Hosted Buyer ile 25 ülkeden 262 firmayı aynı çatı altında buluşturdu.
üm dünyada hızlı bir yükseliş grafiği izleyen kongre, toplantı ve etkinlik (MICE) sektörünün en büyük uluslararası buluşması ACE of M.I.C.E. Exhibition, bu yıl ikinci kez kapılarını açtı. 26 - 28 Şubat 2015 tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen fuar, Türkiye ve dünyadan sektör profesyonellerini buluşturdu. ACE of M.I.C.E. Exhibition’da bu yıl 800’e yakın yerli ve yabancı Hosted Buyer yer alarak birebir görüşmeler eşliğinde yoğun bir işbirliği ağı oluşturdular. Fuar kapsamında üç gün boyunca pazarlama iletişiminden marka öykülerine, güvenli etkinliklerden tıp kongrelerindeki yeniliklere, markaların etkinliklerle yakaladıkları başarı öykülerine kadar birçok konu, panel ve seminerle tartışıldı. Fuarda bu yıl ayrıca turizm fakülteleri öğrencilerini sektörle buluşturan çalıştay da yer aldı. ACE of M.I.C.E. Exhibition 2015’in açılışı İstanbul Vali Yardımcısı İsmail Gültekin, THY Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Olmuştur, TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy, TÜRSAB M.I.C.E Komitesi Başkanı Selçuk Boynueğri ve Turizm Medya Grubu Genel Müdürü Volkan Ataman’ın katılımıyla düzenlenen basın toplantısıyla gerçekleşti.
ATAMAN: “BU YIL YÜZDE 41 BÜYÜDÜK” Toplantının açılış konuşmasını yapan Turizm Medya Grubu Genel Müdürü Volkan Ataman, dünya ekonomisinde önemli bir pazar payına sahip olan MICE endüstrisinin Türkiye’de her geçen yıl büyümeye devam ettiğini belirterek, geçen yıl ilki düzenlenen ACE of M.I.C.E. Exhibition ile Türkiye ve dünyada büyük yankı uyandırdıklarını söyledi. Bu yılki buluşmanın da her anlamda daha da güçlü ve donanımlı olduğunu kaydeden Ataman, “Geçen yıl 169 katılımcının yer aldığı fuarımız bu yıl 25 ülkeden 262 katılımcı ile yüzde 41 oranında büyüdü. Geçen yıl 9 bin 800 ziyaretçiyi ağırladığımız fuarımıza bu yıl 13 binin üzerinde profesyonel ziyaretçi bekliyoruz. Üç ayrı mekanda 108 sponsor firmanın desteği ile gerçekleştirdiğimiz ACE of M.I.C.E. Exhibition, dünya MICE endüstrisinin lider fuarı olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.” dedi.
ULUSOY: “BU BAŞARI HEPİMİZİN” TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy, Türkiye’nin, kültür turizminde olduğu gibi kongre turizminde de kısa sürede marka ülke haline geldiğini belirterek, “Geçtiğimiz 10 yıllık dönemde Türkiye’de düzenlenen
M.I.C.E. SEKTÖRÜNE YAKIŞIR GÖRKEMLİ ÖDÜL TÖRENİ ACE of M.I.C.E. 2015 kapsamında verilen ACE of M.I.C.E. Kongre, Toplantı ve Etkinlik Ödülleri, 27 Şubat Cuma akşamı, Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen görkemli bir törenle sahiplerini buldu. Gecenin ilk ödülü “Onur Ödülü” başlığı altında Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Başkanı Başaran
büyük kongre sayısında yüzde 254’lük artış yaşandı. 2015 yılı için de şimdiden tüm Türkiye’de 106, İstanbul’da ise 77 adet kongre için tarih alındı ve bu yıl için 49 bin delegenin yeri ayırtıldı bile. Bu başarı hepimizindir.” diye konuştu.
BOYNUEĞRİ: “M.I.C.E’IN 2023 HEDEFİNE KATKISI 15 MİLYAR DOLAR OLACAK” TÜRSAB M.I.C.E Komitesi Başkanı Selçuk Boynueğri ise şöyle konuştu: “MICE sektörü, tamamen profesyonellik, tecrübe, titizlik ve takip gerektiren, yaklaşık 50 ayrı iş alanını ayakta tutan çok önemli bir sektör. Ayrıca Ege ve Akdeniz bölgesindeki milyarlarca dolarlık otel ve mekan yatırımının kış aylarında da faaliyetlerine devam edebilmesi ve istihdamını 12 aya çıkarmasındaki en büyük destekçi. Türkiye’nin 2023 hedefinin 50 milyon turist ve 50 milyar dolar gelir elde etmek olduğunu ve dünya genelinde turizm gelirlerinin yüzde 30’a yakınının M.I.C.E. endüstrisinden hedeflendiğini düşünürsek, 2023’te bu rakamın en az 15 milyar dolar olacağını öngörebiliriz.”
restaurant gündem 28 hotel & hi-tech
Ulusoy’a takdim edildi. Başaran Ulusoy ödül aldıktan sonra yaptığı açıklamada “Zorlu süreçlerin ardından hak ettiği değere ve farkındalığa kavuşan kongre, toplantı ve etkinlik sektörü önümüzdeki yıllarda daha da büyüyecek. Biz yıllar önce bu sektörün ve segmentlerinin ilerlemesi için duayen isimlerle çok fazla çalıştık. Bu gece bu ödüle layık görüldüğüm için çok mutluyum” dedi. Ödül törenin mekan sponsoru olan Haliç Kongre Merkezi’nin Genel Müdürü Handan Boyce yaptığı konuşmada “İlk günkü gibi heyecanlıyız ve sektöre olan inancımızla yol almaya devam ediyoruz. Şu an fuar kapsamından gerçekleşen bir törene şahitlik ediyoruz ve iki organizasyon da gayet başarılı geçiyor. ACE of M.I.C.E.
Exhibition uluslararası bir etkinlik olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Bu gece ödül töreninde ödül alan tüm firma ve etkinlikleri tebrik ediyorum” dedi. 2014 yılını Kasım ayında Antalya’da gerçekleşen ICCA Genel Kurulu’nda başkan adayı olan Boyce, seçimi 26 oy ile kaybettiğini ancak seçim sürecinde sektörden aldığı destekten dolayı çok mutlu olduğunu da belirtti. Turizm Medya Grubu Genel Müdürü Volkan Ataman ise gecenin açılışında yaptığı konuşmada “ACE of M.I.C.E Kongre, Toplantı ve Etkinlik Ödülleri; kongre,
toplantı ve etkinlik faaliyetlerinin sürdürülebilir büyümesine yön vermeyi, sektörde hizmet veren kurum ve kuruluşlarda daha mükemmele ulaşma arzusu yaratmayı, M.I.C.E. sektörü ile sektörden hizmet alan kurumsal şirketleri ödül gecesi vasıtasıyla bir araya getirmeyi ve Türk kongre, toplantı ve etkinlik sektörünün bilinirliğini küresel ölçekte arttırmayı hedefleyen ilk ve tek organizasyon olarak bu yıla da damgasını vuruyor. Bize bu gece vasıtasıyla destek veren tüm kurumlara çok teşekkür ediyorum.” dedi.
restaurant gündem 30 hotel & hi-tech
Turizm uzaya çıkıyor VIP, turizmi uzaya çıkarıyor Uzay turizmi büyüyen bir sektör olma yolunda ilerliyor. Önümüzdeki 4-5 sene içinde uzay turizminin büyüyeceğini öngördüklerini belirten Ceylan Pirinçcioğlu, “10 yıl sonra uzayda otelde konaklamanın mümkün olacağını söyleyebiliriz. Bunun için çeşitli çalışmalar başlatıldı.” dedi.
V
IP Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Ceylan Pirinçcioğlu, Hotel Les Ottomans’da gerçekleştirilen basın toplantısında yenilenen sitesini, Eşsiz Seyahat Deneyimlerini, EKOVIP paketlerini, MICE Turizmini ve Uzay Seyahatini tanıttı. Pirinçcioğlu, Türkiye’de ve dünyada turizm sektörünün önemine değindi ve VIP Turizm 2015 yılında gerçekleştireceği projeleri tanıttı. Eşsiz Seyahat Deneyimleri ile yeni web sitesi vip.com.tr “Tıkla Dünyayı” sloganı ile tanıtıldığı toplantıda, Uzay Seyahati’nin de ayrıntıları paylaşıldı. Artık geri sayımın başladığı projenin deneme uçuşlarının bu yıl Haziran ayında başlayacağı ve ilk uçuşun da 2015’in sonunda yapılacağı belirtildi.
PİRİNÇCİOĞLU: TURİZME DEVLETİN DESTEĞİ ÖNEMLİ VIP Turizm Yönetim Kurulu Başkanı
Ceylan Pirinçcioğlu 2015 yılında yaklaşık 100 milyon TL ciro beklentileri olduğunu belirtti. 40 milyon turistin Türkiye’yi ziyaret edeceği öngörülen 2015 Yılı Programında; Kış Turizmi Master Planı hazırlanması, yeni işletmecilik modelleri geliştirilmesi ve bazı ülkelerde kültür ve tanıtma müşavirlikleri faaliyete geçirilmesi yer alıyor. Türkiye’de turizmin büyüdüğünü ve herkese uygun seyahat seçenekleri sunulduğunu belirten Pirinçcioğlu ayrıca Rusya’da yaşanan ekonomik kriz ve Avrupa’da avronun değer kaybetmesine karşı Türkiye’de turizmi canlandırmaya yönelik hükümetin turizm sektörünü destekleyecek bazı uygulamalar yapabileceğini ifade etti. İran’ın yeni bir turizm noktası olarak Rusya’nın yaşadığı ekonomik krizin Türk turizmi üzerindeki etkilerini azaltabileceğine değinen Pirinçcioğlu, devlet desteğinin ve doğru tanıtımın İran, Norveç, Orta ve Uzakdoğu gibi geliştirilebilecek cazip turizm noktaları için önemli olduğunu vurguladı. Amerikalılara uygulanan vizenin kaldırılmasının psikolojik etkisi olduğunu düşündüğünü belirtti.
UZAY TURİZMİ BÜYÜYEN BİR SEKTÖR OLMA YOLUNDA Büyük ilgi gören uzay turizmi için dünyada bin kişi başvuruda bulundu. Uzaya yolculuk yapmak isteyen on binlerce kişinin olduğu bildiriliyor. Türkiye’den de 4 kişinin kayıt olduğu 8 kişinin de sırada ilk gidenleri beklediği seyahatin bedeli 100 bin dolar. Aralarında Leonardo DiCaprio, Stephen Hawking, Justin Bieber ve Lady Gaga gibi isimlerin yer aldığı, 57 ülkeden 1000 kişinin başvuruda bulunduğu uzay seyahatine Türkiye’den Ahu Aysal, Ercan Kaygısız ve Timur Özkan katılacak. Gelecek yıl katılacaklar arasında Ali Şen de bulunuyor. Önümüzdeki 4-5 sene içinde uzay turizminin büyüyeceğini öngördüklerini belirten Pirinçcioğlu, “10 yıl sonra uzayda otelde konaklamanın mümkün olacağını söyleyebiliriz. Bunun için çeşitli çalışmalar başlatıldı.” dedi.
restaurant gündem 32 hotel & hi-tech
İstanbul’da %7 artış 2015 yılı Ocak-Şubat aylarında İstanbul’a gelen yabancı sayısını geçen yıla göre %7 arttı. Atatürk ve Sabiha Gökçen Havalimanları ile Haydarpaşa, Pendik, Zeytinburnu ve Karaköy limanlarından alınan verilere göre; 2015 yılı Ocak-Şubat aylarında İstanbul’a gelen yabancı sayısı geçen yıla göre %7 artış gösterdi.
İSTANBUL’A GELEN YABANCI ZİYARETÇİ SAYILARI
OCAK ŞUBAT
TÜRKİYE
2014 2015 1.146.815 1.250.941 1.352.184 ?
İSTANBUL
2014 635.283 696.054
2015 691.496 732.202
2014’e Göre 2014’e Göre Değİşİm OranI Değİşİm OranI (Kümülâtif) (Aylık) 8,8 5,2
8,8 6,9
MİLLİYETLERİNE GÖRE İSTANBUL’A GELEN YABANCILAR ( OCAK-ŞUBAT 2015)
2015 yılı ilk iki ayında İstanbul’a gelen yabancıların toplamdaki yüzdeleri şöyle gerçekleşti: Almanlar:%8.4, İranlılar:%6.3, Ruslar:%4.5, İngilizler:%3.8, Fransızlar:%3.7, Amerikalılar:%3.4, İtalyanlar:%3.0, Güney Koreliler:%2.9, Ukraynalılar:%2.7, Libyalılar:%2.6, Hollandalılar:%2.6, Iraklılar:%2.6, Suudi Arabistanlılar:%2.6, Azerbeycanlılar:%2.5, Suriyeliler:%2.2, Diğer ülkeler: 46,2
restaurant gündem 34 hotel & hi-tech
Richmond baharın gelişini kutladı Richmond International, baharın gelişini acentalar ve turizm sektörünün temsilcileriyle görkemli bir davetle kutladı. Richmond İstanbul’da gerçekleşen geceye katılan Richmond International Genel Koordinatörü Ümit Yaşar Atalay, Richmond International’ın inovasyona verdiği önemle büyümeye devam ettiğini söyledi.
Atalay, geçtiğimiz günlerde Londra’da gerçekleşen 2015 World Spa& Wellness Ödülleri’nde“Doğu Avrupa’nın en iyi resort Spa’sı” ödülünün Richmond Nua Wellness Spa‘ya layık görüldüğünü büyük bir mutlulukla misafirlerle paylaşarak tüm ekip arkadaşlarına tekrar teşekkürlerini iletti.
RICHMOND PAMUKKALE THERMAL 5 YILDIZLI OLACAK
R
ichmond International, birlikte çalıştığı tüm seyahat acentalarıyla baharın gelişini kutladığı bir davet gerçekleştirdi. Tamamı yenilenen, İstiklal Caddesi üzerindeki ilk ve tek otel Richmond İstanbul’da büyük bir katılımla gerçekleşen davete TUROB Başkanı Timur Bayındır da katıldı. Richmond International Genel Koordinatörü Ümit Yaşar Atalay, yaptığı konuşmada turizm sektörünün son 3 yıldır zorlu bir süreçten geçtiğine ve sektörde küçülmeler yaşandığına değinerek, Richmond International’ın inovasyona verdiği önemle büyümeye devam ettiğini söyledi.
Ümit Yaşar Atalay, 2014 yılında Richmond Ephesus Resort’u dinamik bir görünüme kavuşturduklarını, Richmond İstanbul’un ise lobiden, odalarına, restoranından toplantı odalarına kadar yepyeni bir çehreye sahip olduğunu söyledi. En radikal kararlarınıRichmond Pamukkale Thermal için aldıklarınısöyleyen Atalay,renovasyon sürecinin Eylül ayına kadar tamamlanacağını, sonrasında Richmond Pamukkale Thermal’in 5 yıldızlı bir tesis olarak misafirlerine hizmet vereceğinin müjdesini de verdi.Yeniliklerimüşteri memnuniyeti ve istekleri doğrultusunda gerçekleştirdiklerini söyleyen Atalay, bu konudaki en büyük destekçilerinin acentalar olduğunu ifade etti. Yoğun katılımın olduğu gecede davetliler orkestra eşliğinde eğlenirken, Richmond İstanbul’un 6. katında bulunan Peyderpey Restoran’ın eşsiz ikramlarını deneme fırsatı da buldular.
restaurant gündem 36 hotel & hi-tech
Antalya 2 ayda %3 geriledi Antalya’ya yılın 2 aylık döneminde gelen yabancı ziyaretçi sayısı % 2,9 gerileyerek 241 binden 234 bine düştü.
O
cak-Şubat döneminde Almanya’dan gelen ziyaretçi sayısı %16,3 artarak 104 binden 121 bine çıktı. Aynı dönemde Rusya’dan gelenlerin sayısı ise %41 düşüşle 36 binden 21 bine geriledi. Bu dönemde, Hollanda pazarı %7,8 büyürken, İngiltere pazarında %17 gerileme yaşandı. OcakŞubat döneminde yükseliş yaşayan pazarlardan Belçika %16, Finlandiya %180, İsviçre %20, Polonya %117, İtalya %121 dolayında yükselişle dikkat çekti. Rusya ve İngiltere dışında düşüş yaşayan diğer pazarlar arasında; %51 ile Danimarka, %13 ile Avusturya, %30 ile İsveç, %35 ile İsrail, %25 ile Ukrayna ve %70 ile Fransa ilk sıraları aldı. İran pazarı ise geçen yılki yüksek oranlı büyümesine 2 aylık dönemde de devam etti. Pazar% 44 gelişme gösterdi.
restaurant gündem / röportaj 38 hotel & hi-tech
Cüneyt Sunay “Anadolu’yla değil, Avrupa’yla mücadeledeyiz” “Anadolu Yakası’nda en üst segment otel olarak kendimizi konumlandırıyoruz. Bu bakımdan bizim yarışımız Anadolu değil, Avrupa Yakası otelleriyle…”
K
ongre, toplantı ve etkinlik (MICE) sektörünün merakla beklenen uluslararası buluşması ACE of M.I.C.E. Fuarı bu yıl 26-28 Şubat tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleşti. İstanbul’un en prestijli otellerinin başında gelen Wyndham Grand İstanbul Kalamış Marina Hotel de fuardaki yerini aldı. Wyndham Grand İstanbul Kalamış Marina Hotel Genel Müdür Yardımcısı Cüneyt Sunay ile ACE of M.I.C.E. Fuarı’nda bir araya gelerek, beş yıldızlı otelin sektördeki konumunu, 2015 hedeflerini ve fuara ilişkin değerlendirmelerini konuştuk.
Wyndham Grand İstanbul Kalamış Marina Hotel’i Anadolu Yakası’ndaki oteller arasında nasıl konumlandırıyorsunuz? Anadolu Yakası’nda en üst segment otel olarak kendimizi konumlandırıyoruz. Bu bakımdan bizim
yarışımız Anadolu değil, Avrupa Yakası otelleriyle. İşletme olarak daha çok Avrupa Yakası’yla mücadele halindeyiz. Anadolu Yakası’nda ne yazık ki kendimizi kıyaslayabileceğimiz bir otel yok. Açık konuşmak gerekirse biz kendimizi ‘Avrupa Yakası’nın Çırağan’ı gibi görüyoruz. Çünkü gerek konumumuz gerek dizaynımız gerekse marina içerisinde konumlanmamız gibi özelliklerimizin hiçbirini bir başka Anadolu Yakası otelinde göremiyoruz. Otel hizmetlerini banket, toplantı ve konaklama olmak üzere üç kategoriye ayırırsak banket ve toplantı organizasyonları anlamında ciddi bir talep görüyoruz. Özellikle düğün ve davetlerde çok fazla
tercih ediliyoruz. Tüm bunlar işletmemiz için bir avantaj olduğu kadar bir dezavantaj da aynı zamanda. Sonuçta hepsi bir şekilde fiyatlarımıza yansıyor. Kalamış’ta bir dair metrekaresi 1.000 TL ise Göztepe’de 50-100 TL gibi bir fiyat farkı söz konusu. Yine de duruşumuzu bozmak gibi bir niyetimiz yok.
Gündeminizde yeni planlar, yatırımlar var mı? Anadolu Yakası’yla ilgili olarak benim kişisel gözlemim, Ortadoğu pazarını çok yeterli görmüyorum. Her ne kadar Türkiye’ye son dönemde Ortadoğu’dan gelen turist sayısı artsa da Anadolu Yakası otellerini çok fazla tercih etmiyorlar. Aslına bakarsanız, bizim otelimiz lüks segment olması sebebiyle Ortadoğu pazarına tam olarak hitap eden bir otel. Bu anlamda ciddi atılımlarımız var, Ortadoğu misafirlerini arttırmak istiyoruz. Şu an yüzde 15-20 civarında olan misafir sayımızı bu yıl yüzde 30’lara çıkarmak istiyoruz. Bununla beraber bölgemizde aynı zamanda eğlence hayatına da bir ivme katmak, canlandırmak istiyoruz. Bu anlamda ciddi çalışmalar içindeyiz. Pek çok konserler ve gazino geceleri düzenledik. Şu anda da teras katımızdaki restoranımızda Grek tarzı müziklerle
bir balık restoranı konseptinde misafirlerimize hizmet veriyoruz.
ACE of M.I.C.E. Fuarı’ndan beklentilerinizi öğrenebilir miyiz? ACE of M.I.C.E. Fuarı’na katılmamızın asıl sebebi, konaklama yönünde oldu. Wyndham yeni bir marka, Türkiye’ye bizimle gelen bir marka. Aslında Ramada Grubu’na ait. Marka anlamında Ramada her ne kadar biliniyorsa da Wyndham markasının Türkiye ve Ortadoğu’ya açılımı bizimle beraber oldu. Dolayısıyla biz de markayı iç piyasayla beraber Avrupa ve Ortadoğu’ya tanıtma anlamında bu fuara ciddi anlamda hazırlandık. Bu fuarın markanın tanıtımı anlamında ciddi katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Tabii sadece bu fuar da değil, Mart ayında Berlin’de ITB Fuarı da bizim tanıtımımız anlamında önem verdiğim fuarlardan biri.
restaurant gündem 40 hotel & hi-tech
Turizm istihdamı %12,5 arttı AKTOB Araştırma Birimi’nin SGK Kasım 2014 verilerinden derlediği bilgilere göre, ülke sigortalı istihdamındaki artışın %15’i turizmle ilişkili sektörlerden elde edildi.
K
artarak 244 bine, yiyecek ve içecek sahasındaki asım 2014 verilerine göre ülke genelindeki istihdam da %17,7 yükselerek 559 bine çıktı. sigortalı sayısı 679 bin artışla 13,2 milyona, turizm sahalarındaki sigortalı sayısı da 101 bin artarak 917 bine yükseldi. Böylece sağlanan istihdam TURİZMDE SİGORTALI SAYISI* artışının %14,9’u turizmden elde Sektörler 2013 2014 Değişim edilmiş oldu. Yiyecek İçecek Hiz. 475.342 559.606 17,7 Turizm aynı zamanda, gelişme hızında Konaklama 228.243 244.484 7,1 da ülke ortalamasının 2 katından daha Spor, Eğl.Dinl.Faal 54.773 40.730 -25,6 fazla performans gösterdi. Geçen Seyahat Ac.Tur Op.Hiz 46.909 49.745 6,0 döneme göre ülke istihdamı artışı Havayolu 10.119 22.662 124,0 %5,4 olurken, turizm istihdamı %12,5 Turizm Toplamı 815.386 917.227 12,5 büyüdü. Turizmin ülke istihdamındaki Türkiye Toplamı 12.557.625 13.237.370 5,4 payı da %6,49’dan %6,93’e çıktı. Turizmin Pay,% 6,49 6,93 0,44 puan Kasım 2014 verilerine göre, konaklama *4a kapsamı, Kasım 2014 verilerine göre sahasındaki sigortalı sayısı %7,1
GELECEĞi ŞiMDiDEN KEŞFEDiN LFconnect ile birlikte TM
0 212 213 36 37 www.eksweb.com
WWW.LIFEFITNESS-TURKEY.COM ©2013 Life Fitness, Brunswick Corporation iştirakıdır. Tüm Hakları Saklıdır. Life Fitness, Brunswick Corporation’ın tescilli markasıdır.
Life Fitness’ın yeni serisi ‘Discover’ı keşfedin! Yeni teknoloji tüm kontrolü kullanıcıya bırakıyor. Ekranı parmağınızla kaydırarak birkaç saniye içerisinde parkurdan e-postalarınıza hatta favori filminize geçiş yapın. Cardio egzersizindeki bu son innovasyon kullanıcıları online dünya ile tanıştırırken enerjik, motive ve güncel kalmalarını da sağlıyor.
restaurant gündem 42 hotel & hi-tech
Türkiye 2015’e %9 artışla başladı Ocak ayında Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçi sayısı %9 artarak 1 milyon 146 binden 1 milyon 250 bine yükseldi.
O
cak ayında Almanya’dan gelenlerin sayısı %19 dolayında artışla 97 binden 115 bine çıktı. Alman pazarı 2014 yılının ilk ayında %4,2 düşüş yaşamıştı. Krizin etkisinde bu yıl gerileme beklenen Rusya pazarından gelenlerin sayısı %22 dolayında düşüşle 65 binden 51 bine indi. Ocak ayında Alman pazarında görülen iyileşme, benzer şekilde geçen yılın ilk ayında gerileme kaydeden; Avusturya, Belçika, Finlandiya, İrlanda, İsviçre, İtalya, Yunanistan, çek Cumhuriyeti, Polonya ve Norveç gibi bazı Avrupa pazarlarında bu yılın Ocak ayında yükseliş yaşandı. Geçen yıl Ocak ayında %26 büyüyen İran pazarındaki artış eğilimi sürse de büyüme %4 dolayında kaldı. Diğer yandan geçen yıl Ocakta %42 büyüyen İsrail pazarı ise %11 gerileme gösterdi.
(OCAK-İLK 10)
TÜRKİYE’YE GELEN YABANCI ZİYARETÇİ SAYISI ALMANYA GÜRCİSTAN BULGARİSTAN İRAN RUSYA FED. YUNANİSTAN IRAK AZERBAYCAN İNGİLTERE A.B.D.
2014 2015 Değişim 97.495 115.993 19,0 102.101 108.047 5,8 85.837 99.057 15,4 76.379 79.716 4,4 65.412 51.058 21,9 50.949 49.350 3,1 43.925 43.099 1,9 34.979 38.744 10,8 29.775 30.868 3,7 23.536 26.030 10,6
restaurant gündem 44 hotel & hi-tech
Avrupa’nın en büyük golf ligi, Belek’te Gloria Golf Club, 3 - 10 Mayıs 2015 tarihleri arasında Avrupa’nın en önemli golf etkinliklerinden biri olan European Challenge Tour’a evsahipliği yapacak.
T
ürkiye’nin Riviera’sı sayılan Belek’te yer alan ve Özaltın Holding yatırımı olan 45 deliği ile Türkiye’nin en büyük golf sahasına sahip Gloria Hotels & Resorts, tüm dünyadan gelen golfçüler ve sporcular için önemli destinasyonlardan biri olmaya devam ediyor. PGA European Tour’un ikinci ligi ve Avrupa’nın en önemli yıllık erkek profesyonel golf serilerinden biri olan European Challenge Tour, 2015 yılında 30’a yakın ülkeyi dolaşmaya hazırlanıyor. Gloria Hotels & Resorts, Turkish Airlines European Challenge 2014 yılındaki başarısının ardından gururla 2015 yılındaki etkinliğe ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. 3-10 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilecek etkinliğe 30’u aşkın ülkeden 146 profesyonel golfçü, 175,000 Euro para ödülü ve PGA European Tour’a çıkmak için yarışacak. İlk üç günlük ön çalışmanın ardından aynı zamanda 6 Mayıs’ta bir Profesyonel-Amatör turnuvası da düzenlenecek. Tüm Gloria konukları, 7-10 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek olan resmi Turnuvayı ve Gloria Old Course’da rekabet eden geleceğin yıldızlarını izleyebilecekler.
GLORIA’DAN SPORA TAM DESTEK Antalya havaalanına yaklaşık 30 kilometre mesafede bulunan ve dünyanın en hızlı gelişen golf bölgelerinden biri Belek’te bulunan Gloria Hotels & Resorts, İki adet 18 delikli, bir adet 9 delikli toplam 45 delikli golf sahalarıyla Dünya’nın en iyi golf destinasyonlarından biri.
Ağustos 2014’ten bu yana Avrupa Profesyonel Golf Birlikleri (PGA’lar) ile Uluslararası Takım Şampiyonaları (ITC) için resmi merkez haline gelen Gloria Hotels & Resorts, Avrupa ve Türkiye’nin en kapsamlı spor kompleksi olan Gloria Sports Arena’yı da Ocak 2015’te faaliyete geçirdi.
50’DEN FAZLA BRANŞTA SPOR YAPMA İMKANI Dünyada benzeri olmayan “all-in one” (hepsi bir arada) konseptiyle Antalya Belek’te 105 bin metrekarelik doğa harikası bir alan üzerine kurulan Gloria Sports Arena, 6.200 metrekarelik kapalı alandan oluşan tesislerde; atletizm, yüzme, jimnastik, boks, eskrim, judo, güreş, hentbol, basketbol, voleybol, masa tenisi, badmington, dans ve halter sporları için salonlar; açık alanında ise bir adet olimpik olmak üzere farklı özellik ve donanımlarda toplam 3 adet havuz, koşu parkurları, atletizm sahaları, kumsal sporları sahaları, tenis kortları, tırmanma duvarları, çok amaçlı açık spor sahası ve çok amaçlı açık yeşil sahalar ile hizmet sunuyor. Tesisin bünyesinde 1600 seyirci kapasiteli stadyum ve atletler için eğitim alanı bulunuyor. Yüksek teknik standartlarla donatılan Gloria Sports Arena, bünyesinde bulunan butik konaklama tesisi ve sağlık merkezi ile profesyonel sporcuların tüm kamp ihtiyaçlarına cevap veriyor. 100 odalı oteli ve 50’den fazla branşta spor yapma imkanıyla profesyonel sporcu ve takımlar için yepyeni ve benzersiz bir deneyim sunan Gloria Sports Arena, spora gönül vermiş tüm amatör sporcular için hizmet veriyor.
restaurant gündem 46 hotel & hi-tech
Dedeman yeni yatırımlarını müjdeledi ACE of M.I.C.E. Fuarı’na katılan Dedeman Turizm Yönetimi A.Ş. Genel Müdürü Emrullah Akçakaya, grubun 2015 yılında yeni yatırımlarıyla büyüyeceği bilgisini paylaşarak, gelecek 10 yılda 42 otele ulaşmayı planladıklarını açıkladı.
İ
stanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen fuarda Dedeman Hotels & Resorts International, standıyla yer aldı. Sektörün nabzının tutulduğu fuarda yer alan Dedeman standı, ziyaretçilerin yoğun ilgisini gördü.
2015’TE YENİ YATIRIMLARIYLA BÜYÜYECEK Fuardaki standta misafirlerini ağırlayan ve Türkiye M.I.C.E sektörünün dünyaya tanıtılmasına katkıda bulunmaktan büyük mutluluk duyduklarını belirten Dedeman Turizm Yönetimi A.Ş. Genel Müdürü Emrullah Akçakaya, grubun 2015 projeleriyle ilgili bilgi verdi. Konuyla ilgili Akçakaya; “Dedeman’ın başarı hikayelerine yenilerini eklemek ve ülkemizin en kıymetli yerel otelcilik markasını değişen ve gelişen, yerel ve uluslararası yeni pazarlara taşımak için çalışmalarımızı olanca gücümüzle sürdürüyoruz.
Ekip olarak bu heyecanı birlikte duyuyor, birlikte çalışıyor, yenilikleri hayata geçiriyoruz.” dedi. Akçakaya konuşmasında, “Önümüzdeki aylarda Park Dedeman Bostancı ve Moskova’da Park Dedeman İzmailovo otellerimiz hizmete girecek. Ayrıca; yine bu yıl içinde İstanbul’da dördüncü otelimiz olacak olan, Kanyon Alışveriş Merkezi’nin yanında inşaatı süren Park Dedeman Levent otelimizde misafirlerimizi ağırlamaya başlayacağız” diye belirtti.
10 YILDA 42 OTELE ULAŞACAK Önümüzdeki 10 yıl içinde bünyesinde 20’si Dedeman, 22’si Park Dedeman olmak üzere toplam 42 otel ile hizmet vermeyi planlayan Dedeman Grubu’nun bünyesine katılacak otellerin yüzde 30’unun yurt dışında hizmete açılması hedefleniyor.
restaurant gündem 48 hotel & hi-tech
Bayındır “EXPO 2015’i lehimize çevirebiliriz” Milano’da gerçekleştirilen Avrupa’nın en eski turizm fuarlarından BIT’e ilişkin TUROB sonuç raporunda, mayıs ayında Milano’da ziyaretçilere açılacak olan EXPO 2015’in Türk turizmine de katkı sağlayabileceği belirtildi. Raporda “Özellikle uzak destinasyon katılımcılarının bir kısmının ülkemize de gelmeleri sağlanabilir” denildi.
G
eçen yıl Türkiye’ye gelen İtalyan turist sayısında geçen yıl yüzde 5’lik gerilemeye karşın, İstanbul’un ağırladığı İtalyan turist sayısı yüzde 6.5 artarken, mayıs ayında Milano’da gerçekleştirilecek olan EXPO 2015’in Türkiye’ye yönelik turist hareketine de katkı sağlaması hedefleniyor. Avrupa’da turizm sektörünün en eski fuarlarından biri olan BIT, İtalya’nın Milano şehrinde 12-14 Şubat 2015 tarihleri arasında 35. kez gerçekleştirildi. TUROB tarafından fuarla ilgili hazırlanan sonuç raporunda, Milano’da EXPO merkezinin yapımı için yaşanan tüm olumsuzluklar ve gecikmelere rağmen 1 Mayıs 2015 tarihinde ziyarete açılacağı hatırlatıldı. Raporda “EXPO’nun yapılacağı Milano’nun ülkemize yakınlığı ve ulaşım alternatifleri dikkate alındığında etkin tanıtım ile ziyaretçilerin, özellikle uzak destinasyon katılımcılarının bir kısmının ülkemize de gelmeleri sağlanabilir” denildi.
İSTANBUL’DA ARTIŞ Gerek coğrafi olarak yakınlığı gerekse ulaşım kolaylığı nedeniyle Türkiye turizmi açısından İtalya’nın en önemli pazar ülkeler arasında yer aldığına işaret edilen raporda, “2014 yılında Türkiye’ye gelen İtalyan turist sayısında yüzde 5 gerilemeye karşın aynı yıl içerisinde
RAPORDAN NOTLAR
- THY, İtalya’daki 10. Uçuş noktası olarak 28 Nisan 2015 tarihinde İstanbulBari uçuşlarını başlatacak. - Milano’da EXPO merkezinin yapımı için yaşanan tüm olumsuzluklar ve gecikmelere rağmen 1 Mayıs 2015 tarihinde ziyarete açılacak.EXPO’ nun yapılacağı Milano’nun ülkemize yakınlığı ve ulaşım alternatifleri dikkate alındığında etkin tanıtım ile ziyaretçilerin (özellikle uzak destinasyon katılımcılarının) bir kısmının ülkemize de gelmeleri sağlanabilir. - Türkiye, Expo Milano’ya 4 bin 170 metrekarelik bir alanda katılacak. Türkiye, 147 ülke arasında en geniş alana sahip 5. ülke olacak. - Sunexpress’ in İzmir’den Milano ve Roma’ya direkt uçuşlar başlatması son derecedoğru ve önemli bir adım olarak değerlendirildi. - Geçmiş yılların aksine bu yıl fuara ülkemizden otellerin stand almadıkları dikkat çekti. - İtalya’da mevcut ekonomik koşullar, iki ülke arasındaki siyasi gelişmeler ve fuarda yapılan ikili görüşmeler dikkate alındığında, 2015 yılında ülkemize gelecek İtalyan turist sayısında önemli sayıda değişim beklenmiyor.
İstanbul’a gelen İtalyanların sayısında yüzde 6.5 artış kaydedildi. İtalyan turistler Türkiye’de en çok İstanbul, Kapadokya ve İzmir’e geliyor. Genel olarak kültür turizmi nedeni ile ülkemize gelen İtalyan turist sayısında son dönemlerde kruvaziyer ile İzmir varışlı turların sayısında artış gözlemleniyor” değerlendirmesine yer verildi. Türk vatandaşları açısından da İtalya en çok ziyaret edilen ülkeler arasında yer aldığı belirtilen raporda, “Ziyaretlerin büyük kısmı turizm amacı ile yapılırken, iş turizmi sayısı da önemli derecede artıyor. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre; İtalya’yı ziyaret eden Türk vatandaşlarının sayısı 2003 yılında 90 bin iken 2012 yılında 248 bin ile zirveye çıktı ve 2014 yıl sonunda 196 bine geriledi” denildi.
GÖZLER RUSYA’DA Raporda İtalya’nın, Türkiye’nin en önemli pazarlarından olan ve bu yıl ekonomik kriz nedeniyle kan kaybı öngörülen Rusya’ya ilişkin beklentilerine de yer verildi. İtalya’ya gelen turistler içerisinde Rus turist sayısı kısa süre içerisinde önemli artış yakaladığına dikkat çekilen raporda, şu ifadelere yer verildi: “2009 yılında İtalya’yı toplam 461 bin Rus turist ziyaret etmişken 2013 yılı sonunda 1 milyon 100 bin kişiye çıktı. Rusya’da 2014 yılının ikinci yarısında ortaya çıkan ekonomik koşullar sonrasında 2014 yılında ülkeye gelen Rus turist sayısında artış durmuştur. 2015 yılında ise Rusya’dan gelecek turist sayısında yüzde 30 düşüş bekleniyor.”
restaurant gündem 50 hotel & hi-tech
Erzurum teşvikli yatırımla coştu Erzurum’un Doğu Anadolu ekonomisinin kalbi olduğunu belirten Ali Demirhan, “Teşvikli yatırımlarda şimdiye kadar 2 milyar liralık yatırım kaynak olarak bölgeye aktarıldı. Yakın gelecekte bu yatırımların ortaya çıkardığı sinerji tüm bölgeye yayılacak.” dedi.
E
rzurum ve çevresine son dönemde yapılan büyük yatırımlara dikkat çeken işadamı Ali Demirhan 715 yatırımın teşvik kapsamına alınmasının önemli bir başarı olduğunu söyledi. Erzurum’un Doğu Anadolu ekonomisinin kalbi olduğunu belirten Demirhan, “Teşvikli yatırımlarda şimdiye kadar 2 milyar liralık yatırım kaynak olarak bölgeye aktarıldı. Yakın gelecekte bu yatırımların ortaya çıkardığı sinerji tüm bölgeye yayılacak.” dedi.
doğrudan, gerekse dolaylı çok sayıda büyük yatırımların başlangıç noktası olduğunu ifade eden Ali Demirhan “Bu yatırımların projelendirilmesinde, bölgeye kazandırılmasında, Sayın Bakanlar’ın ve Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’in çabası çok önemli. Erzurum’un ekonomik. kültürel alanlarda bölgesel liderliği Efkan Ala, İdris Güllüce ve Mehmet Sekmen sayesinde olmuştur. Bu üçlünün sayesinde Erzurum’u uluslararası lige çıkarmalıyız” dedi.
DOĞU ANADOLU EN VERİMLİ YATIRIM BÖLGESİ
KIŞ TURİZMİ MERKEZİ OLMAKTAN DAHA FAZLASI
Erzurum için daha çok çaba harcanması gerektiğini söyleyen Demirhan, bu konuda özel sektör temsilcisi olarak üzerine düşeni yaptıklarını belirterek Erzurumlu yatırımcıların da bölgeye bakışının değiştiğini ifade etti. Demirhan şunları söyledi: “Artık Erzurum’a yapılan yatırımlar kazandırıyor. Bir kere bunu herkes gördü. Erzurum’a yapılan yatırımlar sadece şehir merkezine, Doğu Anadolu’ya değil bölge ülkelerine de hitap ediyor. Körfez’den, Ortadoğu’dan Erzurum’un ürünlerine talep ortaya çıktı. Erzurum tarihi birikimini ortaya çıkarmaya yeni başladık. Türkiye’nin en güçlü yerel ekonomilerinden biri inşa ediliyor. Kamu teşvikleri, ulaştırma yatırımları, tanıtım faaliyetlerine daha çok ağırlık vereceğiz. Erzurum ve Doğu Anadolu en verimli yatırım bölgesi. İş dünyası bunun yeni farkına vardı.”
Erzurum’un klasik kış turizmi merkezi olmaktan çok daha fazla özellikleri olduğuna dikkat çeken Demirhan şöyle devam etti: “Kış turizmiyle tecrübe kazanan yatırımcılarımızın ufku açıldı. Erzurum’un uluslararası marka olmasını teşvik eden ve buna öncülük yapan İçişleri Bakanımız Efkan Ala ile Büyükşehir Belediye Başkanımız Mehmet Sekmen’in çabalarını boşa çıkarmamalı. Üniversiade 2011 hem ülkemiz, hem de Erzurum’un 60’a yakın ülkede büyük tanıtımına sahne oldu. 4 bine yakın sporcuyu yüzümüzün akıyla ağırladık. Bu Erzurum’un uluslararası marka olmasında bir dönüm noktasıdır. Tecrübelerimizi daha büyük organizasyonlarda kullanmalıyız.”
YATIRIMCIDAN TEŞEKKÜR VAR Demirhan İçişleri Bakanı Efkan Ala, Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce ile Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’in yeni yatırımlar konusunda öncülük yaptığını söyledi. Erzurum’un son 5 yıl içerisinde gerek
restaurant gündem 52 hotel & hi-tech
Yeşil yıldızlı tesis sayısı 194’e ulaştı Türkiye’de Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan Yeşil Yıldız belgesi alan tesis ve işletme sayısı 2015 yılının ilk ayında 194 adede yükseldi.
B
akanlık’tan Çevreye Duyarlı (Yeşil Yıldız) belgesi alan tesis ve işletme sayısı 2015 yılının ilk ayında 194 adede yükseldi. Yeşil Yıldızlı tesis sayısında, 103 belge ile ilk sırayı Antalya alıyor. Antalya’yı 22 tesisle İstanbul, 17 tesisle Muğla ve 11 tesisle İzmir takip etti.
Yeşil Yıldızlı tesis sayısI (Ocak 2015 itibariyle) Antalya İstanbul Muğla İzmir Ordu Şanlıurfa Aydın Afyonkarahisar Ankara Bursa Denizli Konya Diğer Toplam
103 22 17 11 3 3 3 3 3 3 2 2 19 194
İşe alım şampiyonu turizm-otelcilik Turizm-otelcilik, eğitim, perakende ve sağlık sektörleri 2015’e hızlı girdi. Yenibiris.com ocak ayı istihdam raporuna göre turizm-otelcilik aralık ayına göre eleman arayışını daha da artırarak yine birinci oldu. Eğitim, en fazla eleman aranan sektörler listesinde 4. sıradan ikinciliğe yükseldi.
İ
ş ve insan kaynakları sitesi Yenibiris.com, iş ilanları ve iş başvuruları doğrultusunda, ocak ayı istihdam raporunu hazırladı. Rapora göre yeni yılın ilk ayında en çok eleman aranan sektörler turizm, perakende ve eğitim oldu. İş arayanlar yine en çok bankacılıkfinans sektörüne iş başvurusu yaptı. Eğitim ve sağlık sektörleri geçtiğimiz yılın son 3 ayına göre eleman arayışını artırdı. Aralık 2014’te en çok iş ilanı verilen sektörler sıralamasında 4. olan eğitim, ilanlarını iki katına çıkartarak 2. sıraya yükseldi. Ocak ayında bütün sektörler genelinde satış temsilcileri en çok aranan kişiler olurken, aralık ayına göre muhasebe elemanı, sekreter ve mağaza müdürü ilanlarında artış görüldü. İlk 10 sektörde en çok aranan pozisyonlar sıralamasında turizm-otelcilik sektöründe garson, eğitim dalında İngilizce öğretmenleri, perakende de mağaza satış danışmanları ilk üçte yer aldı.
OCAKTA TURİZM-OTELCİLİK PERAKENDEYİ GERİDE BIRAKTI En çok iş ilanı verilen iller İstanbul’un ardından Ankara,
İzmir, Antalya ve EN ÇOK İŞ İLANI YAYINLANAN Bursa olarak sıralandı. SEKTÖR OCAK 2015 ORANI Aralık 2014’te İzmir, Turizm-Otelcilik %10 Antalya’dan sonra Eğitim %8 geliyordu. Ocak ayında Perakende %8 Aydın’da iş ilanları iki Sağlık-Tıp %7 katına çıktı. Üretim-İmala %7 Ocak ayı istihdam Yapı-İnşaat %6 verileriyle ilgili olarak Gıda %5 Yenibiris.com Yönetim Bilişim %4 Tekstil %4 Kurulu Üyesi Kâmil Hizmet %4 Özörnek, “En çok iş ilanı verilen sektör sıralamalarında son dönemde fazla değişiklik görülmezken, turizm-otelcilik sektörünün, geçen yılın ocak ayı birincisi perakendeyi geçtiğini görüyoruz. Özellikle büyük otel zincirlerinde işe alımlar yılın her dönemine yayılmış durumda. Eğitim ve perakende de, gerek çalışan sirkülasyonu gerek yeni açılan şubeler ve mağazalar nedeniyle alımlarını sürdürüyor. Benzer eğilimin ilk 3 ayda devam edeceğini tahmin ediyoruz” dedi.
restaurant yeni yatırımlar 54 hotel & hi-tech
Jumeirah Türkiye’deki 2. otelini açıyor Lüks otel grubu Jumeirah, daha önce ‘Golden Savoy’ adıyla bilinen otelini ‘Jumeirah Bodrum Palace Otel’ olarak 1 Mayıs 2015’te hizmete açacak.
D
ubai merkezli bir lüks otel firması ve Dubai Holding’in bir parçası olan Grubu, Targets Investment Turizm İsletmeleri AŞ. ile Bodrum’da bulunan lüks bir oteli işletmek üzere bir yönetim anlaşması imzaladı. Daha önce Golden Savoy adıyla bilinen otel, anlaşmanın imzalanmasını takiben Jumeirah markası altında Jumeirah Bodrum Palace Otel olarak faaliyet gösterecek ve resmi açılışı 1 Mayıs 2015’te yapılacak.
MERKEZE 10 DAKİKA MESAFEDE Bodrum ilçe merkezinden yaklaşık 10 dakika uzaklıkta olan ve Zeytinlikahve koyunun doğal güzelliği içinde yer alan otel, Bodrum Uluslararası Havalimanına ise
20 dakika uzaklıkta. Hiçbir masraftan kaçınılmayarak tasarlanan lüks otel geniş suitlerden oluşan 135 oda, lüks döşenmiş villalar ve 6 yatak odalı bir saray içeriyor. 110.000 m2‘lik bir alan üzerine kurulmuş tesiste çeşitli restoranlar, salonlar ve barlar, 12 odalı bir Talise Spa, üst düzey bir dizi mağaza ve çoğu özel villalara tahsis edilmiş yetmişin üzerinde yüzme havuzu mevcut. Her suit ve villa aynı zamanda Ege denizinin muhteşem bir manzarasına sahip. Jumeirah Bodrum Palace Otelinin en ilgi çekici bölümlerinden biri kesintisiz deniz görüntüsü ile 2000 m2’lik alana yayılan “Saray” ve her biri bir ensuite ve jakuzi içeren 6 gösterişli yatak odası, deniz suyu tesisatına sahip özel bir kapalı ve açık yüzme
OTELİ METE ATAKUMAN YÖNETECEK Jumeirah Grubu, Mete Atakuman’ı otelin Genel Müdür’ü olarak atadı. Avustralya-Türk vatandaşı olan Mete daha önce Bakü, Azerbaycan’da bulunan Jumeirah Bilgah Beach Otelinin Genel Müdürlüğünü yaptı ve bunun da öncesinde aralarında Hyatt, Starwood ve Hilton’un da bulunduğu bir dizi uluslararası marka için çalıştı.
havuzu, ustalıkla kotarılmış ve kendi iskele ve özel kabinelerine sahip geleneksel bir Türk hamamı ve saunası içeriyor. Ziyaretçilere ayrıca 24 saat boyunca kendilerine tahsis edilen bir uşak hizmeti de sunuluyor.
TÜRKİYE’DE GENİŞLEMEK İSTİYOR Türkiye’yi 2014 yılında ziyaret eden turist sayısı 40
milyon kişiyi aşarken, Bodrum’u ziyaret edenlerin sayısı 4,3 milyon kişiyi buldu. Jumeirah Grubu’nun da 2011’den bu yana İstanbul’daki tarihi Pera Palace Otelini başarıyla işlettiği için Türkiye’de zaten bir mevcudiyeti bulunuyor. Targets Investment Turizm İşletmeleri AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Dalkıran: “Golden Savoy’u 2014 yılında açıp, başarılı bir sezonu arkamızda bıraktıktan sonra Jumeirah Grubu’nu karşımızda yeni işletmeciler olarak görmekten dolayı mutluluk duyuyoruz. Firmanın sahip olduğu marka itibarı, ticari beceri ve lüks misafirperverlik anlayışı oteli bir üst performans seviyesine çıkaracak ve lüks seyahati seven, yeni bir seçici kitleyi bu muhteşem otele çekecektir.” Jumeirah Grubunun Başkan ve CEO’su Gerald Lawless: “Türkiye’de marka mevcudiyetimizi genişletme fırsatı Jumeirah için çok önemli bir stratejik gelişme. Bunu Türk Rivierasında yer alan bu denli muhteşem bir otel ile gerçekleştiriyor olmak bize sadık Jumeirah konuklarımızın dünya çapında otellerimizle özdeşleştirdikleri aynı kalite deneyimini burada da bulacakları konusunda güven veriyor. Targets’e, bize bu seçkin konumda yer alan güzel otellerini işletme fırsatını sundukları için teşekkür borçluyuz.” Otel, Mayıs 2015’te açıldığı zaman Jumeirah Grubu’nun portföyü Dubai’de bulunan amiral gemisi niteliğindeki Burj Al Arab’dan Londra, Frankfurt, Mayorka, Roma, İstanbul, Bakü, Dubai, Abu Dabi, Kuveyt, Maldivler ve Şangay’da yer alan ikonik tesislere kadar uzanan 23 oteli kapsayacak. Firmanın bunun yanı sıra sözleşme altında bulunan veya Orta Doğu, Asya ve Avrupa’da inşa halinde olan 26 oteli daha bulunuyor.
restaurant yeni yatırımlar 56 hotel & hi-tech
Swissôtel The Bosphorus Batı kanadını açıyor Renovasyon sürecinin ilk aşamasını tamamlayan Swissôtel The Bosphorus, İstanbul, batı kanadındaki yeni tasarım 198 oda ve süitini hizmete açıyor.
K
CA International’ın dünyaca ünlü tasarımcısı Khuan Chew’in imzasını taşıyan iç mekan tasarımının getirdiği çağdaş yeni görünüm, İsviçre’nin ince zevkini, hassasiyetini ve sadeliğini Türk kültürünün sıcaklığıyla harmanlıyor ve Boğaz’ın ışıklarını odaların içine yansıtıyor. İstanbul Boğazı’nın ışıklarından ve şehir manzarasından Dolmabahçe Sarayı Bahçesi’nin dokusuna kadar, Avrupa ve Asya’nın sarmaşık etkisi, alanların tamamında hissediliyor. Chew’in yerden tavana cam vurgusu sayesinde Boğazın suları her odada ve süitte ışıldıyor ve konukları her gelişlerinde alışık oldukları ferahlık hissiyle kucaklıyor. Odaların yenilenmesi aslında sadece bir başlangıç; yenilenme sürecinin ilk etabı, yerden tavana tuğla duvarlar, dubleks düzen ve çelik merdivenler ile lüks çatı katı yaşamını, Türk metropolünün kıyılarına taşıyan göz kamaştırıcı 7 loft suit, yaz aylarının vazgeçilmezi ünlü Gaja Roof Restoran ve Mayıs ayında açılacak yeni bir restoranla tamamlanacak.
BOĞAZ’IN TADI ASIL ŞİMDİ ÇIKACAK Swissôtel The Bosphorus, İstanbul, Genel Müdürü ve Türkiye ve Doğu Avrupa Bölgesi Başkan Yardımcısı Gerhard Struger, “Göz alıcı yeni odaların otelin batı kanadında hizmete girmesi yenilenme projemizin muhteşem ve heyecan verici ilk aşamasının tamamlandığını gösteriyor. Misafirler, otelimizin Boğaz kıyısındaki eşsiz konumunu mükemmel vurgulayan olağanüstü ve nefes kesen manzaranın tadını çıkaracaklar.” açıklamasında bulundu. Leading Hotels of The World üyesi olan ve World Luxury Hotel Awards Ödülleri tarafından 2013 yılında “Avrupa’nın En Lüks Oteli” ödülüne layık
görülen Swissôtel The Bosphorus, İstanbul, İstanbul Boğazı’nın Avrupa kıyısında konumlanan İstanbul’un ilk beş yıldızlı otellerinden biri. Yaklaşık 26 hektarlık tarihi bahçeleri, 497 oda ve süiti, zengin restoran ve bar yelpazesiyle aranılan her türlü hizmet ve servisi eksiksiz sunuyor. Ödüllü Pürovel Spa & Sport ise misafirlerini dünyanın dört bir yanına ait lüks ve bütünsel spa bakımları ile buluşturuyor. Swissôtel The Bosphorus, İstanbul, konuklarına ayrıca markanın 63 şık süit daireden oluşan Residence konsepti Swissôtel Living ayrıcalığını da sunuyor. Swissôtel Living, konukların bir yandan çatı katı havuzu dahil olmak üzere otelin hizmet yelpazesinin tamamından faydalanırken, diğer yandan kendi istedikleri gibi sakin bir alanda yaşayabilmelerine de olanak tanıyan bir konsept oluşturuyor.
restaurant yeni yatırımlar 58 hotel & hi-tech
The Address Residence İstanbul’a geliyor Çamlıca’daki Emaar Square projesinin en görkemli binası The Address Residence İstanbul, yapılan lansmanla basına tanıtıldı.
E
maar Türkiye’nin 2,3 milyar dolarlık proje maliyeti ile Çamlıca’da projelendirdiği Emaar Square’de bu kez The Address Residence İstanbul lansmanının heyecanı yaşanıyor. Marmara Denizi ve Adalar manzaralı daireleri, benzersiz sistemi ile gayrimenkul sektörüne yeni bir soluk getiren The Address Residence İstanbul, tasarımıyla da İstanbul Anadolu Yakası’nın yeni ikonu olacak.
BEŞ YILDIZLI THE ADDRESS HOTEL, İSTANBUL’U SEÇTİ The Address Residence İstanbul’da yer alan Emaar Turizm ve Eğlence Grubu’nun 5 yıldızlı seçkin otel zinciri markası The Address Hotels + Resorts; kalite, prestij ve mükemmeliyete verdiği değeri yansıttığı her yeni projesinde, tüm konuklarını birinci sınıf bir hizmet kalitesiyle karşılıyor. Otelleri için merkezi ve hayatın içinde lokasyonlar seçen The Address Hotel, 5 yıldızlı bir otelin sunduğu tüm konfor ve hizmetin yanı sıra; çatısı altında bulunan ve farklı zevklere hitap eden yeme-içme, SPA ve fitness seçenekleriyle de konuklarına her detayı düşünülmüş
bir konaklama ve yaşam deneyimi sağlıyor. “Hayatın olduğu yerde” sloganıyla yola çıkan The Address Hotels + Resorts, 5 yıldızlı otel konforunu ve birinci sınıf hizmetlerini, The Address Hotel markasıyla hizmet vereceği rezidanslara da taşıyor. Böylelikle otelin hizmet verdiği rezidansların sakinleri de, 5 yıldızlı bu konforlu hayatı kendi evlerinde yaşayabiliyor. The Address Residence İstanbul’un mimari tasarımı Sir Norman Foster’ın kurucusu olduğu Foster + Partners tarafından, iç tasarımları ise dünyanın konaklama sektöründeki en önemli iç mimarlık firmalarından
birisi olan Hirsch Bedner Associates tarafından yapılıyor. Çalıştığı markalar için ilham verici deneyimler yaratan HBA, The Address Residence İstanbul için, Emaar ismiyle eşanlamlı hale gelen en yüksek kalite standartlarını, iç tasarıma da yansıtıyor.
LEED SERTİFİKALI BİNA The Address Residence Istanbul’da konut alarak yatırım yapanlar, concierge ve resepsiyon hizmetlerinden, son teknolojiyle donatılmış fitness salonu, SPA, havuz, kafe, restaurant, özel otopark ve depolama alanlarına kadar bir çok olanağa sahip olacaklar. Emaar Square’in çevre dostu yaklaşımını yansıtan dairelerin tamamı, ABD Yeşil Bina Konseyi (US Green Building Council) tarafından geliştirilen Enerji ve Çevre Tasarımında Öncülük (Leadership in Energy & Environmental Design - LEED) kriterlerine uygun olarak seçilen malzemeler, elektrik ve mekanik tesisatlar kullanılarak inşa ediliyor.
KİRALAMA SİSTEMİNİ GETİRİYOR Emaar’ın The Address markalı, mobilyalı rezidanslar için sunduğu kiralama sistemi, The Address Residence İstanbul ile Türkiye’ye de geliyor. Ev sahipleri tercih ederse, 12 ile 29. kat arasında bulunan ve otelin 5 yıldızlı hizmetinden yararlanan197 adet mobilyalı lüks rezidans dairelerini, The Address Hotel’in özel kiralama sistemine dahil ederek gelir elde edebiliyorlar. Rezidans dairelerin tamamına beş yıldızlı The Address Hotel hizmet veriyor.
restaurant yeni yatırımlar 60 hotel & hi-tech
St. Regis Nisanda Venedik’te açılacak St. Regis Hotels & Resorts, kapsamlı bir yenilemenin tamamlanmasının ardından Nisan 2015’te The St. Regis Venice San Clemente Palace ile Venedik’te kapılarını açacak.
P
ermak Grubu’nun sahibi olduğu San Clemente Adası’nda 2014 yılında St. Regis olarak hizmet vermeye başlayan otelin kapsamlı renovasyonu, dünyaca ünlü ödüllü tasarım firmaları olan Hirsch Bedner Associates ve GA Design tarafından gerçekleştiriliyor. 25 milyon Euro bütçeli kapsamlı bir yenilemenin bir kısmının tamamlanmasının ardından 2015’in Nisan ayında yeniden açılacak otelle birlikte St. Regis markası da Venedik’te resmen lanse edilmiş olacak. St. Regis Hotels & Resorts, kapsamlı bir yenilemenin bir kısmının tamamlanmasının ardından 2015’in Nisan ayında açılacak The St. Regis Venice San Clemente Palaceile Venedik’e adım atmış olacak. Venedik’in ünlü San Marco Meydanı’na tekneyle sadece birkaç dakika uzaklıkta, lagünün kalbinde özel bir adada yer alan otel, tüm görkemiyle yeniden açıldığında şehrin en gözde ve lüks destinasyonu olmaya aday.
GÖZLERDEN UZAK TATİL DESTİNASYONU 17. yüzyılda inşa edilen manastır 2003 yılında bir otele dönüştürüldü. Yakın zamanda St. Regis adını alan otelin
tarihi binası kapsamlı bir restorasyon geçirmekte; oda ve suitlerin yerleşim düzenleri ve dekorasyonları değiştirilip yeni ve özel suitler eklenirken aynı zamanda ortak alanlar ve restoranlar da yenileniyor. Tarihi dokuya sahip görkemli yapının restorasyonu mimar ve akademisyenler eşliğinde kurallara uygun olarak titizlikle yapılıyor. Detaylı izin ve onay süreçlerinden geçmesi gereken renovasyonun 2016-2017 yıllarında tamamlanması hedefleniyor. Türkiye merkezli Permak Grubu’nun sahibi olduğu eşsiz ada, 2014 yılında St. Regis olarak hizmet vermeye başladı. Otelin kapsamlı renovasyonu, dünyaca ünlü ödüllü tasarım firmaları olan Hirsch Bedner Associates ve GA Design tarafından gerçekleştiriliyor ve toplamda
25 milyon Euro civarında bir bütçe öngörülüyor. Muhteşem bahçelere, farklı lüks odalara olan The St. Regis Venice San Clemente Palace, altı hektarlık özel San Clemente adasındaki konumuyla Venedik şehir merkezine tekneyle sadece birkaç dakika uzaklıkta bir vaha gibi. San Clemente’nin tarihi, Kutsal Topraklara yelken açan göçmenleri ve askerleri ağırlamak için 1131 yılında inşa edilen ve bir süre önce titizlikle restore edilen orijinal Kiliseye kadar uzanıyor. The St. Regis Venice San Clemente Palace’ın yenileme çalışmaları tamamlandığında otelde yemyeşil bahçelere veya lagündeki adalara bakan 191 lüks oda sunulacak. Bunlar arasında junior suitten başlayarak iki eşsiz tasarımcı suitine ve görkemli Royal Suit ve Kral Dairesi’ne kadar toplam 48 suit yer alacak. Oda tasarımlarında tarihi terrazzo zeminler, murano el yapımı avizeler ve brokar işlemeler gibi Venedik’e özgü unsurlar modern ve ahenkli bir biçimde harmanlanmış.
ŞAŞIRTICI VE BÜYÜLEYİCİ Venedik’in tarihi merkezine bakan, otele bitişik kutsal San Clemente Kilisesi, nikah törenleri ve özel kutlamalar için ideal bir mekan. On ikinci yüzyılda inşa edilen Kilise, adanın görkemli tarihini yansıtan sanat eserleriyle restore edildi. Denizde kaybolan ve Venediklilerin çok sevdiği bir Papa’ya adanan orijinal bina, tek haçlı bir nef ile Romanesk tarzda inşa edilmiş; on beşinci yüzyıl sonlarında genişletilmiş ve bugün hala görülebilen sanat eserleriyle süslenmiş. The St. Regis Venice San Clemente Palace ailece yapılacak kaçamaklar için de ideal bir tatil destinasyonu olarak spa, yüzme havuzu, çocuk kulübü, yemyeşil bahçeler ve tenis kortu gibi özelliklere sahip. The St. Regis Venice San Clemente Palace’ta Executive Chef Roberto Dal Seno’nun yönetimindeki Acquerello Restaurant’ın mönüsünde Adriyatik kıyılarına özgü malzemelerin kullanıldığı ve deniz ürünlerinin ağırlıklı olduğu Akdeniz esintili yemekler öne çıkıyor. Acquerello, etkileyici San Marco Meydanı manzarası deniz kenarındaki terasında eşsiz bir fine-dining yemek deneyimi sunuyor. Havuz kenarında bulunan La Dolce Restaurant’ta ise İtalyan mutfağının lezzetleri daha rahat bir atmosferde servis ediliyor. Konuklar, St.
Regis markasının ikonik New York otelinin geleneğini sürdüren St. Regis Bar’da otelin kendi yorumuyla sunduğu Bloody Mary kokteylinin tadını çıkarabiliyor. Otelde Veneto bölgesinin ve İtalya’nın seçkin şaraplarla birlikte dünyaca ünlü markalardan oluşan bir şarap mahzeni de yer alacak ve eşsiz bir tadım deneyimi sunuluyor.
VENEDİK’TE İLK ST. REGİS Ultra lüks markanın Venedik’teki ilk otelinde dünya gezginlerine, bölgeden ve ülkeden gelen misafirlere St. Regis’in benzersiz konuk hizmetleri ve lüks deneyimi yaşatılıyor. Otelde St. Regis markasının imzası olan ve ayrıcalıklı hizmetler veren St. Regis Butler Service ile The St. Regis Family Traditions programı da sunuluyor. The St. Regis Venice San Clemente Palace, Starwood’un İtalya’da Roma ve Floransa’dan sonraki üçüncü St. Regis oteli. Son beş yılda küresel varlığını iki katına çıkaran St. Regis, halen işletmekte olduğu 31 oteline yakında 12 yeni tesis ekleyecek. Starwood Hotels & Resorts, Avrupa, Afrika ve Orta Doğu Başkanı Michael Wale, “St Regis markasının gücüne ve tecrübesine güvenen Permak Grup ile uzun vadeli bir işbirliği yapmayı umuyoruz. St. Regis San Clemente Palace’ın baharda yeniden hizmete açılacak olmasından büyük mutluluk ve heyecan duyuyoruz ve Venedik’teki en eşsiz deneyimleri sunacak bir otel olacağı konusunda kendimize güveniyoruz.” yorumunda bulundu. Permak Grup Başkan Vekili Emir Uyar ise konuyla ilgili olarak, “St. Regis Venice, San Clemente Palace, tarihi ve kimliğiyle adeta bir başyapıt olacak. Bu eşsiz oteli Permak Grup olarak bünyemize almaktan ve St. Regis ile birlikte misafirlerimize Venedik’te eşi olmayan bir deneyim sunacak olmaktan dolayı son derece mutluyuz.” dedi.
restaurant yeni yatırımlar 62 hotel & hi-tech
Yüksek, modern, çevreci
Radisson Blu Hotel, Kayseri
İ
nşaat ve Sabri Paşayiğit ortak imzası taşıyan Radisson Blu Hotel Kayseri Projesi toplam 22 katıyla şehrin hem en yüksek binası hem de en modern yapısı olma özelliğini taşıyor. Kayseri şehir mimarisi konusunda ‘en’ kavramını değiştirecek yepyeni bir yapıya ‘merhaba’ dedi. Sabri Paşayiğit Design Office ve Artaş İnşaat iş birliği ile vücut bulan Radisson Blu Hotel Kayseri’nin çıkış noktası, bulunduğu şehre modern bir yapı kazandırmak olmuş. 3750 m2 arsa alanı üzerinde yaklaşık 32.000 m2 inşaat alanına sahip otel, bodrum katlarıyla birlikte toplam 22 katlı ve yaklaşık 75 m yükseklik ile Kayseri’nin en yüksek binası olarak kaydediliyor. Radisson Blu Hotel Kayseri bir adet ‘Presidental Suit’ olarak adlandırılan kral dairesi, 13 adet suit, 41 adet köşe oda ve 189 adet standart odası ile birlikte, engelli kullanımına
göre düzenlenmiş üç adet odası ve iki adet antialerjik odasıyla da hizmet veriyor.
ÇEVRECİ, TASARRUFLU Radisson Blu Hotel Kayseri’de temsil ettiği otel grubunun da benimsediği ‘Think Planet’ kavramıyla yaratım sürecinde tüm çevresel etkiler göz önünde bulundurulmuş. Tüm mahallerde kullanılan LED aydınlatma ve ayrıca kojenerasyon sistemiyle de bu duruşunu desteklemiş. Cephe danışmanlarıyla çalışılarak yüzeylerdeki enerji kayıpları en aza indirilmiş. Özellikle incelemek gerekirse iç mimari tasarımını Mimar F. Sema Özçelebi’nin yaptığı ‘Presidental Suit’ ise Koleksiyon Mobilya tasarımlarıyla düzenlenmiş. Yaklaşık 165 m2’lik bir alanda projelendirilen ve 36 m2’lik bir odayla bağlantılı olarak düşünülen
Kayseri şehir mimarisi konusunda ‘en’ kavramını değiştirecek yepyeni bir yapıya ‘merhaba’ dedi. Sabri Paşayiğit Design Office ve Artaş İnşaat iş birliğiyle hayata geçirilen Radisson Blu Hotel Kayseri; yüksek, çevreci ve modern özellikleriyle öne çıkıyor. suitte ayrı bir servis girişi ile mutfak bulunuyor. 50 m2’lik salonu oturma ve yemek bölümünden oluşan suitte Babil ailesinden Faruk Malhan imzası taşıyan Serhas kanepe ve sehpa kullanılmış. Yine Faruk Malhan imzası taşıyan Monte Cristo koltuklar, Guamba sehpalar da odanın atmosferini oluşturan tasarımlar arasında. En çok dikkat çeken oturma ünitelerinden biri olarak adını laleden alan Luca Scacchetti tasarımı Amoroso berjer, Tonelli marka Bakarat cam sehpa ile birlikte kullanılıyor. Girişte Mardinli dresuar, çalışma masasına eşlik eden Anitta yönetici koltuğu, Fasem marka Airlux sandalyeler de ‘Presidental Suit’te kendine yer bulan Koleksiyon ürünleri arasında.
restaurant iş’te kadın 64 hotel & hi-tech
“Otelcilik insanı sevmekle başlar”
Fotoğraflar: Hakkı Günerkan
Müjen Ağaoğlu “Şimdi bana inanan ve güvenen insanlara teşekkür ediyorum... Ama ben de iyi bir öğrenciydim çünkü çok çalıştım...”
Ö
nce insanı sevdi, kıymet verdi... Birilerinin hayatlarına samimiyetle dokunmanın dayanılmaz hafifliğini hissettiğinde, otelcilik onun için vazgeçilmez bir yol oldu. Bu yolculukta ne amatör ruhunu kaybetti ne de yıllarını adadığı eğitim ve kariyer basamaklarını… Sonra gerçek mutluluğun sırrını keşfetti. Ona göre mutluluk ‘bir’ değil ‘hep’ olabilmekti. Başkalarını mutlu ettiği ölçüde o da mutluydu artık… Otelcilikle başlayan serüvenini eşi ve Yemekhane Yiyecek ve İçecek Hizmetleri birlikte kurduğu Uluslararası Servis ve Hizmet Akademisi (USLA) ile taçlandıran sektörün genç ve deneyimli isimlerinden Müjen Ağaoğlu bu ayki “iş’te kadın” konuğumuz. Çocukluk hayallerinde filizlenip, otelcilikle yeşeren kariyer öyküsünü keyifli bir söyleşiyle sayfalarımıza taşıdık.
Müjen Hanım, söyleşimize otelcilik yolculuğunuzun ilk adımları, ilk hayalleri ile başlamak isterim. Otelcilikle ilk nasıl tanıştınız, anlatır mısınız? Ben TED Ankara Koleji mezunuyum. O yıllarda organizasyon işlerine merakım çoktu. Hatta çocukken bir restoranın telefonunu çevirip, bir grup yemeğimizin olduğunu söyleyip, “Şu yemekleri koyalım, bu yemekleri hazırlayalım” dediğimi daha dün gibi hatırlarım. Genç kızlık hayallerimde de otelcilik vardı. Bir otel resepsiyonunda çalışan bayan görmüştüm. Misafirlerine çok zarif bir şekilde yardımcı oluyordu. Çok hoşuma gitmişti, “Birgün ben de onun gibi olacağım.” dedim. Deyiş o deyiş… Otelciliği o kadar çok sevdim ki, meslek olarak daha da ileriye götürmek isteğiyle İngiltere’de Uluslararası Turizm ve Otel İşletmeciliği yüksek lisansı yaptım. Türkiye otelcilik dalında yapılan çalışmaları kapsayan, engellilere yönelik yazılmış ilk tezlerden biridir o. Bu arada dönemsel olarak ön büro, restoran ve barda da çalıştım. Bilkent Üniversitesi’ndeyken ziyafet satışında yönetim stajımı yaptım. Ben aslen Ankaralıyım. İngiltere’den döndüğümde Ankara’da çok az otel olduğundan rekabetin yoğun olduğu bir şehir olarak İstanbul’a yerleşmeye karar verdim. Hyatt Regency İstanbul’da işe başladım. Önce ön bürodaydım. Akabinde Ziyafet Satış Koordinatörlüğü yaptım. 2000 yılında İnsan Kaynakları Müdür Yardımcılığı ve Eğitim Müdürlüğüne yükseldim. Eğitim vermeye başladığımda asıl olarak ziyafet satış kökenli olduğum için iç misafire hizmet vermem gerektiğini fark ettim. İç misafir bence çok kıymetli. En çok da kişilerin hayatına yeni bakış açıları kazandırması tarafıyla. Çünkü özellikle operasyon esnasında sahip olduğunuz bakış açısı misafir memnuniyeti ve sürdürülebilirliği sağlama konusunda size iyi bir rehber oluyor.
restaurant iş’te kadın 66 hotel & hi-tech
“OTELCİLİK, İNSANI SEVMEKLE BAŞLAR” Bana göre otelcilik de böyle bir şey işte... Otelcilik yapmak için önce insanları sevmelisiniz. Kişilere kıymet vermelisiniz ki aslında kurumlar o kişilerle gerçek değerini buluyor. Otelciliğin en güzel ruhu, bir aile hissiyatıyla oluşuyor. En basitinden hapşırdığınızda size “iyi yaşa” diyecek 200 tane arkadaşınız var. Bu çok hoş bir duygu. İçeride ne hissediyorsanız, dışarıya yansıttığınız da o oluyor. Ben hep şanslı biri oldum, imkanlarım gereği en iyi okullarda, en iyi eğitimleri alma fırsatım oldu. Bu değerlere sahip olmak tabii ki insana artı bir sorumluluk da yüklüyor. Her şeyden önce kazanırken kazandırmak sorumluluğunu kendinizde hissediyorsunuz. Sonuç itibariyle işinizi sadece kendi şartlarınızı iyileştirmek adına yapmıyor, önemli bir amacınız da sektörü iyi hale getirmek oluyor.
Bu algınızı turizm sektöründeki hedef ve kararlarınıza ne şekilde yönelttiniz? Sektördeki ilerleyişiniz ne şekilde devam etti? Biliyorsunuz, turizm-otelcilik, Türkiye’nin en fazla gelir sağlayan alanlarından biri. Bu alanda şimdiki adıyla Grand Hyatt’ta eğitim müdürlüğü yaptım. 2005 yılında sadece otel, restoran ve otelcilik mantığında hizmet veren noktalara eğitimler veren bir firma olarak eşimle Hotrain Otel ve Restoran Eğitimlerini kurduk. Bu zaman zarfında butik bir anlayışla işletmelere özel eğitimler hazırladık. Eğitim veri tabanlarını otelcilik sektörüne yönelik hazırladık. Daha sonra buna İnsan Kaynakları hizmetleri yönetimini de dahil ederek görev tanımımızı daha da genişlettik. Bunu yaparken
istihdamda ciddi ölçüde sıkıntılar olduğunu gördük. Biz bu sektöre fazla insanı çekemiyoruz. Bunun pek çok sebebi olabilir, bir defa genç insanlar kendilerine rol modelleri görmek istiyorlar. İkincisi, memur zihniyetinde işleyen bir sektör kesinlikle değil. Sizin istek ve ihtiyaçlarınızdan önce o sahneye çıktığınız andan itibaren karşınızdaki kişilerin istek ve ihtiyaçları ön plana çıkıyor.
USLA DOĞUYOR... Hep bir operasyon anı, hep başkalarına hizmet verme çabası... Hal böyle iken biz de dedik ki, “Biz bir eğitim firmasıysak ve kurumlara özel eğitim veriyorsak, bunu kişilerin sertifika alacakları ve birey olarak da ulaşabilecekleri bir kurum haline getirmek lazım.” Tam da bunları konuşurken -bu arada hamileydim ve benim ikinci doğumum olmuştur- American Hospitality Academy (AHA)’den gelen bir teklifle masaya oturduk. Dünya üzerinde farklı okullara sahip bu kurumun mutfak dışında otel işletmeciliğine yönelik eğitim programları da bulunuyor. USLA, bir okul bağlantısı olan Türkiye’nin ilk uluslararası otel işletmeciliği ve mutfak eğitimleri veren akademisi özelliğine sahiptir. Bu akademiyi Ocak 2012’de açtık. O günden bu yana çalışmalarımızı popülaritesiyle beraber daha çok mutfak üzerine yoğunlaştırdık. Profesyonel aşçılık, pasta ve ekmekçilikle beraber otel işletmeciliği ayağında kişilere özel otelcilik eğitimleri de veriyoruz. Akademimizin en önemli özelliği, öğrencilerimize teoriyi pratiğe dökebilme imkanını geniş olanaklarda sunabilmemiz. USLA’nın “8752” adında bir restoranı var ve öğrencilerimiz orada bir restoran ortamını sıcağı sıcağına yaşayabiliyorlar. Bununla beraber öğrencilerimize bir otel sistemindeki tüm süreci birebir yaşatabiliyoruz. Protel’in sponsorluğunda kurduğumuz sınıfımızdan tutun ön büro simülasyon odamıza hatta kahveyle ilgili hazırladığımız özel simülasyon odasına kadar tek amacımız eğitimleri aslına uygun uygulamalarla vermemiz. Hatta yakın bir zamanda akademimizde çay uzmanlığı dersleri de vermeye başlayacağız. Elbette tüm bu
girişimlerimiz profesyonel bir düşünce ve algının izdüşümleri ancak tek başına onlar da yeterli değil elbette. Profesyonelliğimizin arkasında hiç kaybetmediğimiz bir amatör ruhumuz da var tabii.
Bunu biraz daha açabilir misiniz? Bunca profesyonelliğin içinde amatör ruhu yaşatmak sizce neden gerekli ve şartları neler? Çünkü amatör ruhu kaybederseniz, yaptığınız işin bir keyfi, kıymeti de olmaz. Hepimiz aslında günlük hayatta sürekli yeni şeyler öğreniyoruz. Birileri bizim hayatımıza dokunuyor ve ona dokunduğu zaman biz aslında kendi hayat penceremizi, çerçevemizi siliyoruz. O ne kadar parlak olursa dışarıya baktığımızda o kadar güzel bir dünyamız olur. Bunu oluşturmak için de bunu aktaran insanların aynı enerji ve keyifle sanki ilk defa birine bir şey aktarıyormuş gibi önce dersini çok iyi çalışarak ve geliştirerek, öğrenmenin sonunun olmadığını düşünerek yaklaşmalı.
Bu bitmeyen enerjiniz ve motivasyonunuz bu duygularla mı besleniyor? Ben şanslıyım diyorum çünkü kendi sektörümü severek okudum, severek yapıyorum ve kısmetse severek de ilerletmek istiyorum. Hala amatör ruhumu kaybetmiş değilim. O ruha sahip olduğunuzda birçok insanın hayatına da dokunuyorsunuz. Önce kişiye, devamında da bir topluma, ülkeye dokunuyorsunuz, hepsi bu. Yakın bir zamanda öğrencilerimden bir tanesi “İlk müjdemi sizinle paylaşmak istiyorum” diye bir mesaj attı. Dalında çok iyi bir kurumda, çok iyi bir pozisyonda çalışacağını yazıyordu. Bunun mutluluğunu bana başka hiçbir şey yaşatamaz. Çünkü insanın sevdikleri kadar birlikte çalıştığı insanların mutluluğu da çok önemli. Benim enerji kaynağım da, motivasyonum da bunlar işte.
Bunların dışında sizi daha başka hangi özellikleriniz en iyi tarif eder? Ben disiplinli biriyim. Bunu yaparken bilgimi başkalarıyla paylaşmayı önemsiyorum. Çünkü birlikte yol aldığım arkadaşlarımın donanımına ve yeni bakış açıları kazanmalarına katkıda bulunmak beni mutlu ediyor. Onun dışında çok kolay pes etmem, çok çabuk yorulmam, enerjim kolay kolay kaybolmaz. Bunu başarabilmenin kendimce birkaç yöntemi var. Mesela çok uzun saatler çalıştığımda kendime 5-10 dakika da olsa zaman ayırırım. “Anne Müjen” gider, “eş Müjen” gider, “işteki Müjen” gider, Müjen’in kendisi ne seviyorsa o kalır, sadece ona bakar. O gün kitap okumak hoşuma gidiyorsa onu yapar. Vakti yoksa bilgisayarı kapatmadan önce farklı bir konuda bir şeyler okur... Bir
nevi hayatla bağlarını koparıp, salt kendi özüne besleme yaparak gelişir.
Bir tarafta işiniz diğer tarafta aileniz ve özel yaşamınız... Bir mutfak akademisi kurucusu olarak kendi mutfağınıza zaman ayırabiliyor musunuz? İyi yemek yapar mısınız mesela? Bir otel işletmeciliği öğrencisi olarak profesyonel anlamda yemeğin yapımına dair belli bir akademik fikrim ve tabanım var tabii ki. Ama takdir edersiniz ki, bu işte sadece bilgi yetmiyor, mutfağa hakim olmak ve iyi yemek yapmak için bir de belli bir beceriye sahip olmak gerekiyor. Ben çok becerikli, çok iyi yemekler yapan biri değilim. Tarifleri çok iyi takip edebilirim. O yüzden işin ağırlama kısmıyla ilgilenmeyi daha fazla tercih ediyorum.
Kendi akademinizde yemek dersleri alıyor musunuz? Zaman zaman derslere giriyorum. Çünkü o zaman daha farklı gözlemler ve değerlendirmeler yapıyorum. Kendimce workshoplara girdiğim oluyor.
Bugünden baktığınızda hayal ettiğiniz yerde misiniz? Hayat öyle bir şey ki, tesadüflerle örülü ve o tesadüfler insanın kendini keşfettiği yönde ilerliyorsa demek ki mutlusunuz. Eğitim ve insan kaynakları bir zamanlar düşünmediğim ama birilerinin yol göstericiliğinde ulaştığım bir yol oldu benim için. Şimdi bana inanan ve güvenen insanlara teşekkür ediyorum. “Ama ben de iyi bir öğrenciydim çünkü çok çalıştım.” diyorum. Bundan sonraki hayallerim arasında kişisel olarak sağlık ve huzur var ve kendi açımdan kendi gelişimim için bir üst seviyede eğitim almayı, doktora yapmayı düşünüyorum. Bunlarla beraber işimizle ilgili Amerika’da farklı bir kurumdan USLA Akademi olarak bir teklif aldık. Şirketlere yönelik eğitim müfredatlarını geliştirmelerini istiyorlar. Bu bence çok önemli bir atılım. Sanırım onlarla bu yıl içinde bir çalışma yapmaya başlayacağız. Onun dışında her kurum bu ülke için bir değer. En iyi şekilde yönetmek de bizlerin ödevi. Bu yüzden USLA olarak en iyiyi yapmak için gayret gösteriyoruz. Bu doğrultuda Culinary Instute of Switzerland ile bir anlaşma yaptık. USLA’dan mezun ettiğimiz arkadaşlarımız Kanada’da Imperial Hotel Management Collage’a devam edebiliyorlar. Aynı zamanda “Gambero Rosso” adında bir İtalyan uzmanlık programı var. O da kendi dalında çok büyük bir kurum. Oradan bir şef gelip, akademimizde eğitimler veriyor. Bu da apayrı bir bölümü. Bütün bunları araştırmak ve kendi kurumumuza kazandırmak için elimizden ne gelirse onları yapmaya gayret gösteriyoruz.
restaurant hijyen 68 hotel & hi-tech
APLUS Permak Makina ile Türkiye’de Türkiye’deki tam hijyenik yapıda, tam otomatik operasyonlu ilk tesisi “APLUS”, Permak Grubu’nun tasarım ve mühendislik faaliyetleri ile hizmete girdi.
M
erkezi çamaşırhaneler, hastane çamaşırhaneleri, otel çamaşırhaneleri ve her türlü ticari çamaşırhanenin dizaynı, tedarik edilmesi ve kurulması konularında 40 yıldır sektörün lokomatif gücü olan Permak Makina alanında Türkiye, Ortadoğu, Afrika ve Yakın Asya’da 100’lerce projeyi başarı ile tamamlayarak dünya markası olduğunu kanıtladı.
TÜRKİYE’DE İLK, AVRUPA’DA İLK 5 TESİS ARASINDA Acıbadem Sağlık Grubu bünyesindeki APLUS Hastane Otelcilik Hizmetleri AŞ.’nin yeni binasında kurulumu
tamamlanan ve en yeni teknolojilerin kullanılmasının amaçlandığı Merkezi Çamaşırhane Tesisi; 2 yıllık bir projelendirme sürecinde tamamlandı. Sistemi oluşturan ekipman ve donanımlar yaklaşık 30 tır ile alana taşınmış ve 12 uzman Permak Teknik Servis Grubu tarafından 5 haftada komple tüm sistem kuruldu. Tesis, Türkiye’de ilk – Avrupa’da ise ilk 5 tesis arasında giren Temizlik ve Hijyen normlarını ve Full Otomasyon Sistemleri’ni içeriyor.
AVRUPA’NIN EN MODERN HİJYENİK ÇAMAŞIRHANE SİSTEMİ Sektöründe lider konumda olan Permak Grubu’nun
tasarım, mühendislik hizmetleri ile planlanan tesis, ilk aşamada 30 ton/gün kapasiteye sahip olup, ikinci aşamada ise 60 ton/gün kapasiteye sahip olacak.
Avrupa’nın En Modern Hijyenik Çamaşırhanesinin Sistem Detayları *Otomatik Ayırma, Depolama ve Sevk İşlemleri için Torba Sistemleri, (Kirli&Temiz Tekstiller için) *Otomatik Yıkama ve Hijyen normlarına uygun (Hohenstein Kalite Onaylı) Tünel Yıkama Bölümü, *Otomatik Parça Açma, Silindir Ütüleme ve Katlama Bölümü, *Otomatik Sevk Konveyörler ile Entegre Otomatik Ambalajlama Bölümü, *Çift Yıkama ve Hijyen Kalitesi (Hohenstein Kalite Onaylı) *Otomatik Torba Depolama/Yıkama Sistemleri, Otomatik Ayırma Makinaları, Merkezi Toplama ve Ambalajlama Üniteleri ile sağlanan Tam Otomasyon ve Minimum Personel Gideri, *Enerji ve Su Geri Kazanım Sistemleri ile ulaşılan Minimum Enerji Tüketimi, *Etkin Malzeme Hareket (giriş, çıkış/ depo) Kontrolü ve Tam Maliyet Analizi.
restaurant hijyen 70 hotel & hi-tech
Electrolux Profesyonel
Hilton Bomonti’deki Mühendislik Konferansı’nda Electrolux Profesyonel’in Hilton İstanbul Bomonti’deki “Tesis İçi Çamaşırhane & Lagoon Konsept”li standı, Hilton Mühendislik Konferansı’nda konuklarından büyük ilgi gördü.
M
ühendislik Konferansı, Hilton İstanbul Bomonti’de 3-5 Şubat 2015 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’dan Hilton WorldWide başmühendisleri, tesis müdürleri ve operasyon müdürleri, konferansta bir araya geldiler. Electrolux Profesyonel’in “Tesis İçi Çamaşırhane & Lagoon Konsept”li standı, etkinlik boyunca ziyaretçilerden büyük ilgi gördü. Konferansa AvrupaOrta Doğu-Afrika Bölgeleri’nden 250’nin üzerinde temsilci katıldı.
DAHA KALİTELİ HAVLU, DAHA DÜŞÜK MALİYET Electrolux’un Tesis İçi Çamaşırhane çözümü ile havlularınızın kalitesini daha az maliyetle koruyabilecek ve tüm sürecin kontrolüne sahip olabileceksiniz. Bu konsept ile, insan kaynaklarını optimize ederek daha iyi havlu kalitesine, daha düşük işletme giderlerine sahip olabilecek ve zamandan tasarruf sağlayabileceksiniz. Yatırımınız, finansman ve
ELECTROLUX YENİ GÖRSEL KİMLİĞİNİ VE LOGOSUNU TANITTI
bakım maliyetleri dahil olmak üzere size 2 yıl içinde geri dönecektir.
BENZERSİZ BİR ISLAK-TEMİZLEME KONSEPTİ Lagoon, Woolmark Company tarafından onaylanmış, benzersiz bir ıslak-temizleme konseptidir. Olağan kuru temizlemenin aksine, Lagoon takım elbiseler, yün battaniyeler, yumuşak mefruşatlar, minder kılıfları, yorganlar ve perdeler gibi hassas ürünleri temizleyebilir; aynı zamanda her zamanki konuk çamaşırlarını, üniformaları, hatta çarşaf ve havluları bile temizleyebilirsiniz.
Profesyonel mutfak ve çamaşırhane ekipmanlarında dünya lideri olan Electrolux, yüksek ve yenilikçi teknolojiye sahip markasını ileriye taşıyacak yeni görsel kimliğini ve logosunu tanıttı. Electrolux yeni görsel kimliği ile ikonik ve farklı standartlardaki logosunu yeni bir renk ve tasarıma taşıyarak tüketicilerin nezdinde her noktada farklılaşmayı hedefliyor. Stockholm’de bulunan Electrolux Grubu Pazarlama Direktörü MaryKay Kopf yaptığı açıklamada; “Electrolux, yenilikçi ve tüketici odaklı güçlü markaları ile birinci sınıf bir tüketici pazarlama şirketi olma yolunda ilerlemektedir. Yeni görsel kimliğimizin bileşenlerini tüketilerde heyecan verici ve farklı bir marka deneyimi yaratmak üzerine oluşturduk. Yeni görsel kimliğimiz, son yıllarda büyük bir değişim yaşayan dijital dünyanın ve perakende sektörünün dinamiklerine uyum sağlayarak markamıza önemli başarılar sağlayacaktır.” dedi. Electrolux’ün yeni görsel kimliği, ilk olarak 1962 yılında logosunda kullanılmaya başlanan “sonsuzluk” ifadesine daha güçlü bir vurgu yaparak tasarlandı. “Yeni logomuz tüketicilerde yüksek güven ve kalite çağrışımı yaparak, modern ve yenilikçi bir iletişim aracı olarak farklılaşmaktadır” diye sözlerine devam eden MaryKay Kopf, açıklamalarına şunları ekledi; “Bir görsel kimliği değiştirmek logoyu ve rengi değiştirmekten çok daha fazlasını ifade etmektedir. Bir marka olarak Electrolux’e, kim olduğumuza, ürün ve hizmetlerimizle sunduklarımıza bir bütün olarak yeni bir anlam katacaktır. Yeni görsel kimliğimiz ile tüketicilerimizle hem onlara ilham veren hem ihtiyaçlarını karşılayan olumlu ve duygusal bir bağ kurmayı hedefliyoruz.”
restaurant hijyen 72 hotel & hi-tech
Ecolab, bulaşık yıkamada ‘Solid’ ile fark oluşturuyor Endüstriyel bulaşık yıkama operasyonunda en iyi çözümü sağlamak üzere Solid sistemini geliştiren Ecolab, teknoloji ile işletmelere temiz, güvenli, verimli ve sürdürülebilir bulaşık yıkama çözümleri sunuyor.
E
colab tarafından Peach BarandTrack’a yaptırılan bir araştırma, insanların restoran seçimlerinde temizlik ve hijyenin en az yemek kalitesi kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Dışarıda yemek yiyen kişilere, restorandaki kirli sofra takımlarının o restorandaki deneyimlerini etkileyip etkilemediği sorulduğunda röportaja katılanların %80’i kesinlikle etkilediğini belirtmişlerdir. Bu tespit, bulaşık yıkama operasyonunda temiz ve parlak sonuçlar almanın ve bu sonuçların sürekliliğini sağlamanın önemini vurgulamaktadır.
Gıda işindeki profesyonellere göre, öncelikli hedef yüksek kalitede aşçılık sunabilmektir. Dolayısıyla çalışanlar değerli vakitlerini ekipmanların oluşturduğu sorunları çözmeye veya temizlik prosedürlerinin doğru uygulanıp uygulanmadığını takip etmek için ayırmak istememektedirler. Ancak gerektiği kadar dikkat gösterilmediğinde, bulaşık yıkama operasyonu kötü sonuçlar ve beklenmedik maliyetler doğurabilir. Her gün karşılaşılan bir takım zorluklar bulaşık yıkama sonuçlarını etkilemektedir: Özellikle yoğun zamanlarda etkili iş akışı sağlama, artan su, enerji ve atık maliyetleri, makine arızaları nedeniyle yaşanan aksamalar, beklenmedik onarım masrafları ve güvenli bir çalışma ortamı oluşturma bugün hemen her gıda servisi yapan işletmede karşılaşılan zorluklardır.
YÜKSEK VERİMLİLİK Verimlilik son derece önemlidir, ek maliyetlerin oluşmaması için yeniden yıkamaların önlenmesi gerekir. Yeniden yıkamaya yol açan en yaygın sebepler yetersiz ön sıyırma, durulama ve basketleme, tıkanmış veya eksik durulama kolları gibi çözülmemiş
makine problemleri ve boşalmış deterjan ambalajının zamanında değiştirilmemesidir. Enerji, su ve atık maliyetleri son yıllarda tüm Avrupa’da ciddi oranda artmıştır. Dolayısıyla işletmelerde mutfakta kullanılan suyun %30’unu tüketen bulaşık makineleri ile verimli iş akışı sağlamak ve yeniden yıkamaları önlemek gittikçe daha önemli hale gelmiştir. Yeniden yıkanan her tabak veya bardak değişken bulaşık yıkama maliyetlerini ikiye katlamaktadır. Bulaşık yıkama maliyet dağılım grafiğine bakıldığında deterjan, bulaşık yıkama maliyetlerinin sadece %5’ini oluşturmaktadır. Dolayısıyla kimyasalı daha ucuza almak toplam maliyetin düşeceği anlamına gelmeyeceği gibi, ilgili kimyasal doğru performans göstermediğinde tekrar yıkamalar artacak ve buna bağlı olarak diğer maliyet kalemleri de işletmeyi ciddi olarak etkileyecek oranda artacaktır.
hijyenik bulaşıklar elde etmek, verimli ve güvenli bir operasyon yaratmak üzere bu zorlukları aşmanın yollarını bulmak gerekir.
TEK SEFERDE EN YÜKSEK KALİTEDE YIKAMA TEKNOLOJİSİ Geçen yıllar içinde Ecolab bulaşık yıkama operasyonunda en iyi çözümü sağlamak üzere çalışmış ve bu zorluklara çözüm olarak Solid sistemini geliştirmiştir. Ecolab’ın süper konsantre Solid teknolojisi en zor su ve kir koşullarında dahi tek seferde en yüksek kalitede yıkama sonuçları sağlamaktadır. %100 kapalı sistem oluşu ve ürün içeriğinin %100 kullanılması sayesinde dökülme riski ortadan kalkar. Portföyde yer alan Nordic Swan eko-etiketli ürünlerin yanı sıra ambalaj ve nakliyeyi %80 oranında azaltan Solid ürünler Ecolab’ın ve işletmelerin sürdürülebilirlik hedefine yardımcı olmaktadır.
SOLİD İLE PERSONEL DE GÜVENCE ALTINDA
Ekipmanların önemli bir parçası arızalandığında istenmeyen aksamalara neden olmaktadır. Tabak, bardak, çatal-bıçak gibi sofra gereçleri yıkanmadan yemek servisi yapılamayacağına göre, bulaşık makinesi de bu önemli parçalardan biridir. Bu durum, acil çağrılardan ve yetersiz bakım nedeniyle ekipmanın yenilenmesinden kaynaklanan masraflar da olduğunda daha da kötüleşmektedir.
MAKSİMUM GÜVENLİK Güvenlik her zaman önemlidir, ancak yetersiz temizlik ve kaygan zeminlere bağlı risklere verilmeyen önem kaymalara, tökezlemelere ve işyeri kazalarına yol açabilir. Ağır kaldırma, kas-iskelet problemlerinin en önlenebilir nedenlerden biridir. İşyeri kazaları sadece çalışanların işten uzak kalmalarına değil, aynı zamanda ciddi tazminat ödemeleriyle sonuçlanan pahalı davalara da yol açabilir. Bu zorlukların öneminin bilinciyle daima temiz ve
En iyi yıkama sonuçlarını sağlamasının yanı sıra, bu yenilikçi teknoloji personelin güvenliğini arttırırken, kimyasal ve enerji tüketimini azaltmaya da yardımcı olur. Solid ürünlerinin ergonomik avantajları Ecolab ve İş Güvenliği Enstitüsü (IFA, Saint Augustin/ Almanya) tarafından yürütülen karşılaştırmalı bir çalışmada görülebilir. Bu çalışmada sıvı ve katı ürünlerinin taşınmasından kaynaklanan kas-iskelet zorlanmalarını karşılaştırmalı olarak incelemiştir. Çalışmanın sonuçları vücuttaki zorlanmanın Solid teknolojisi kullanıldığında % 90’a varan oranda azaldığını açıkça göstermiştir. Ecolab’ın işinde uzman satış temsilcileri işletmeye özel verdikleri servis ile bulaşık yıkama operasyonlarının her gün maksimum verimlilik ve güvenlik içerisinde gerçekleşmesine yardımcı olmaktadırlar. Ecolab satış temsilcileri operasyonun iyileştirilmesine yönelik önerilerde bulunmak ve aksiyon alabilmek amacıyla yaptıkları önemli tespit ve gözlemleri 360° servis raporu kapsamında tablet pc’lerine kaydederek sonrasında ilgili operasyon yöneticisi ile birlikte değerlendirmektedirler. Avrupa’da her gün 50.000’den fazla bulaşık yıkama operasyonu Solid teknolojisine güvenmekte ve Ecolab’ın sunduğu işletmeye özel servisten faydalanmaktadır. Çünkü sadece kimyasal almak başarılı yıkama sonuçları ve bunun sürekliliğini sağlamak için yeterli değildir.
restaurant yeni mekan 74 hotel & hi-tech
İstanbul’da ‘Türk usulü tapas’
PeyDerPey…
Fotoğraflar: Hakkı Günerkan
Turizmin iki deneyimli ismi Vedat Başaran ve İskender Çayla, İstanbul’un ‘Türk usulü tapas’ı PeyDerPey’i Beyoğlu’nda hizmete açtı…
T
urizm sektörünün iki önemli ismi; biri Türk ve Osmanlı mutfağının duayen isimlerinden Vedat Başaran, diğeri uzun yıllardır turizm acentacılığı yapan Delicias’ın sahibi İskender Çayla sektördeki güçlerini ‘Türk usulü tapas’ lokantası PeyDerPey’le birleştirdi. 15 Kasım 2014’den bu yana İstiklal Caddesi üzerinde Richmond İstanbul Hotel’in 6. katında hizmet veren İstanbul’un yeni gözdesi PeyDerPey, Taksim’den Sent Antuan Kilisesine, Cihangir’in üstünden Üsküdar’ı ve Tarihi Yarımada’nın tamamına hakim eşşiz bir manzarayla kucaklıyor. Türkçe’den Hint müziğine, Grek’den İspanyolca’ya kadar ‘dünyanın bütün sesleri’ eşliğinde lokal lezzetleri damakseverlerin beğenisine
sunan mekanın doğuş hikayesini işletme ortaklarından Vedat Başaran ile konuşuyoruz: İskender Çayla ile çok uzun yıllara dayanan bir dostluğunun ve çalışma arkadaşlığının olduğunu anlatan Vedat Başaran, “İskender (Çayla), kendi müşterisini getirir, biz de restoranlarımızda müşterilerini ağırlardık. Ta ki iki yıl öncesine kadar bu böyle devam etti. Ama hep kafamızda birlikte iş yapma fikri vardı. O da ikimizin ortak paydası olarak bir restoran açmak yönünde oldu. Neticede sektördeki deneyimlerimizi birleştirerek iyi, kaliteli ve düzgün bir hizmetle PeyDerPey’i açtık.” sözleriyle özetliyor mekanın açılış hikayesini.
NE TÜRK NE OSMANLI... LOKAL LEZZETLERİYLE ÖNE ÇIKACAK PeyDerPey, gerek konumu gerekse konumuna sadık çizgisiyle çok özel bir mekan. Öyle ki İstanbul’un farklı kimliklerini hazinesinde saklayan Pera’nın kozmopolit yapısının izlerini mutfak kültüründe de sürmek mümkün. Mekan, lokasyonun karakterinden yola çıkarak geçmişin, günümüzün ve geleceğin lezzetlerini Pera kültürü özelinde Lokal Mutfak olarak menüsüne ustalıkla işlemeyi başarmış. “Burada yıllardır özellikle
bölge mutfak kültürü üzerine yapmış olduğumuz araştırmalar ve birikimleri tabaklarımıza yansıttık. Şehre hakim bir manzara keyfine eşlik edecek lezzetler ile menümüzü oluşturduk.” diyen Başaran, mutfağını kısaca ‘Lokal Lezzetler’ olarak tanımlıyor. “Alışık olunduğu üzere ne Türk ne de Osmanlı Mutfağı kavramlarının içine girmiyoruz. Çünkü burası Pera” diyen Başaran, tarihin ilk çağlarından bu yana enternasyonal bir kültürel yapı sergileyen bölgede biz de o kültürün yansımalarını lokal lezzetlerimizle vurguluyoruz. Çünkü lokal lezzetler meselesinde kimlik vurgusu yapmayı çok doğru bulmuyoruz.” diyor.
Vedat Başaran
GEÇMİŞ, BUGÜN VE GELECEK AYNI TABAKTA Vedat Başaran’ın tabiriyle PeyDerPey’de geçmiş de var, günümüz de var, gelecek de var...” “Yaşadığımız yıllar ve yüzyıllar bana göre tarihin en önemli süzgecidir. Bu süzgeçte takılanlar da vardır, akıp kaybolanlar da... İnsanoğlu bu tarih süzgecinde üretirken lezzetleriyle kah geçmişi muhafaza etmek kah bugünü yaşatmak kah geleceğe taşımak ister.” diyen Başaran ekliyor: “Lokal lezzetler sadece geleneksel mutfağı değil; geçmişten değerleri de alacak, günümüzde oluşturulan akımları da değerlendirecek, aynı zamanda gelecekte potansiyel lezzetleri de oluşturan bir düzen. Bu sebeple yaptığımız işe Türk ya da Osmanlı mutfağı tanımlamalarını kullanmıyoruz.” 120 kişilik oturma kapasitesine sahip PeyDerPey’de İncir Uyuşturması, Vişneli Çikolata Lokması, Yoğurt Dolması, Somak
restaurant yeni mekan 76 hotel & hi-tech
Buzlandırması, Defne Yapraklı Asma Yaprağı Dolması, Kılıç Balığı Lakerdası, Levrek Turşusu Başaran’ın mutfağında özellikle tatmanızı önerdiklerimiz arasında…
YEMEK KÜLTÜRÜNE ‘TÜRK USULÜ TAPAS’ Vedat Başaran mekanın konumu ve kendine has dokusu kadar yakın zamanda mutfaklarda yaratacağı etki konusunda da çok iddialı. “Dünyada gittikçe yaygınlaşmaya başlayan sofrada daha fazla lezzeti tatma arzusu zaten ülkemizin çok sevdiği geleneksel bir keyif sofra sistemi. Özellikle İspanyol mutfağında kullanılan ‘Tapas’ şeklindeki yemek ikramları dünya gastronomisinde çok ilgi görmeye başladı. Türk mutfak kültüründe özellikle meze kültürünün çok sevildiğini düşünerek, restoranımızda bunları daha ufak porsiyonlarda, daha renkli, daha lezzetli fakat daha fazla sayıda müşteriye ikram etmek düşüncesiyle yola çıktık” diyen Başaran sözlerine şöyle devam ediyor: “Şimdikiler belki peyderpey kelimesini çok fazla kullanmaz ama peyderpey çok yakın bir zaman içinde Türk mutfağındaki meze kültürünün dışındaki bir format olarak yerleşecek, ev mutfak terimleri
içinde yer alacak olan bir oluşum olacak. Çünkü biz yaptığımız işlerin bir kültüre dönüşmesi, yerleşmesi ve geleceğe aktarılması gerektiğine yürekten inanan insanlarız.”
MEKAN İSMİNİ MENÜSÜNDEN ALIYOR Vedat Başaran sözlerine devam ederken, mekana ismini veren olgunun da tam bu noktadan çıktığını söyleyerek, “Lokantanın menüsü dolayısı ile ‘Tapas’ın karşılığı olarak gerekli kelimeyi ve isimlendirmeyi ararken tüm ekibin katkısı ile Türkçemizde geçmiş yıllarda çok kullanılan ‘PeyDerPey’ ismine ulaştık.” diyor. Türkiye’de gastronominin kat ettiği yol paralelinde Türkçe
kullanma alışkanlıklarının menü yazılımından reçete tariflerine kadar yemeğin her bir zerresine sirayet etmesinin isim bulmada önemli bir aşama olduğunu söyleyen Başaran, önemle altını çizerek, “Birçok isim aklımızdan geldi, geçti ama özellikle bu toprakların içindeki bir isim olması konusunda başından sonuna kadar hemfikirdik” diyor. Sizin anlayacağınız konseptten çıkar gibi bir anda peydah oluveriyor, “PeyDerPey.”
restaurant yeni mekan 78 hotel & hi-tech
İstanbul’un “çaya giden yolu”
Chado Tea Shop açıldı İstanbul’da ‘çaya giden yol’ artık Arnavutköy’den geçiyor. Barış Çekin ve Tunç Berkman tarafından Türkiye’ye getirilen Chado markası, gurme çayın İstanbul’daki en popüler mekanı oldu…
D
ünyanın 15 farklı ülkesinden 50’nin üzerinde çay çeşidini meraklılarıyla buluşturan Chado, ilk çay mağazasını “Chado Tea Shop” ile Arnavutköy’de açtı. 2007 yılından bu yana Hindistan, Çin, Japonya, Brezilya, Güney Afrika, Tayvan ve Vietnam’ın farklı çay kültürlerini Türkiye’deki meraklılarının beğenisine sunan Chado Arnavutköy’ün parke taşlı sokağına bakan şirin ve küçük mağazasında hem markanın benzersiz lezzetlerini tatma imkanı sunuyor hem de çaya dair aranılan tüm objelerin satışını gerçekleştiriyor.
50’DEN FAZLA SEÇENEK SUNUYOR Adını Uzakdoğu felsefesinden alan ve “çaya giden yol” anlamına gelen Chado, Arnavutköy’deki mağazasında Hindistan’dan Mystic India, Sumatra Adası’ndan Sumatra, Çin’den Jasmine Pearls, Güney Afrika’dan Rooibos Vanilla, Almanya’dan Monday Thearapy gibi dünyanın en meşhur çaylarını müdavimleriyle buluşturuyor.
ÇAYA DAİR HER ŞEY VAR Chado Tea Shop’ta dünyanın farklı bölgelerinden farklı çay çeşitlerini deneyimleme imkanı bulurken aynı zamanda; tasarım demlikler, fincanlar, özel kokulu mumlar, Türkiye’ye ilk kez
Barış Çekin
Chado’nun getirdiği beyaz çay, Matcha çayı, Oolong Çayı ve Pu-erh Çayı gibi özel ürünleri de satın alabiliyorsunuz. Çay severlere internet adresinden sipariş üzerine de ulaşan marka bunun yanı sıra birçok ünlü restoran, otel ve English Home, Mudo Concept gibi mağazalarda satışa sunuluyor.
restaurant yeni mekan 80 hotel & hi-tech
Tarabya’nın lezzet bahçesi Tarabya Bahçe açıldı Doğa içinde terapi gibi bir manzarası, ünlü şef Yusuf Şahin’in ellerinden çıkan muhteşem lezzetleriyle doğal yöresel ürünlerin sunulduğu organik pazarıyla Tarabya’nın yeni lezzet bahçesi Tarabya Bahçe yenilenerek açıldı.
D
oğal güzellikleri ve dünya mutfağından enfes lezzetleriyle ‘terapi’ etkisi yapan saklı bir bahçe, Tarabya Bahçe… Tarabya sırtlarında, ağaçlarla çevrili çok geniş ve özel bir bahçeye sahip olan mekan, İstanbulluların yeni keyif mekanı olmaya aday.
MUTFAĞI YUSUF ŞAHİN’E EMANET Tarabya Bahçe mutfağını daha önce Frankie, Reina, Çeşme 7800 Otel, Havana, Blackk gibi mekanlarda dillere destan lezzetlere imza atan ünlü şef Yusuf Şahin’e emanet etti. Dünya mutfağından lezzetler hazırlayan Yusuf Usta’nın menüsü çok zengin. Mekanda etli pazı sarmadan çıtır kadayıflı karides
dolmasına, ev yapımı sandviç arası mozeralla köfte burgerden rizottoya, kuzu tandır pizzaya, ev yapımı ekmeklere ve organik peynir tabağına kadar zengin lezzetleri tatmak mümkün. Hafta sonu keyfini uzatmak için Yusuf Usta’nın özel brunch menüsü, bahçenin tadını çıkarmak için çiçeklerle çevrili barı, çocuklar için ayrı oyun alanı yer alıyor. Tüm bunlara servis kalitesi ve uygun fiyat politikasını eklenince, Tarabya Bahçe bu yazın favori mekanı olmaya aday.
Tesis içi Yıkama ve Kurutma Çözümleri için LG Ticari Çamaşırhane Ekipmanları
Oteller • Butik Oteller • Rezidanslar • Restaurantlar • Kreşler • Catering Firmaları • Temizlik Şirketleri
Standart Model
Kartlı Model
LG TİCARİ ÇAMAŞIRHANE EKİPMANLARI TÜRKİYE
Jetonlu Model
Stack (Altlı-Üstlü) Model
Miralay Şefik Bey Sok. No:5 D:7 34437 Beyoğlu - İSTANBUL • Tel: +90 (212) 244 63 10 (pbx) • Fax: +90 (212) 244 63 11 www.lg-turkiye.com • info@lg-turkiye.com
restaurant şef’in gözünden 82 hotel & hi-tech
Doğuştan değil, yeteneğiyle ‘Mengenli’
Fotoğraflar: Hakkı Günerkan
Volkan Çengel
“İçinde milyon dolarlar da olsa, dünyanın en iyi aşçılarından eğitim de alsanız, bu işi sevmeden yapamazsınız.”
M
art 2014’ten bu yana Vault Karaköy, The House Hotel mutfak şefliğini yürüten Volkan Çengel aslen Karabüklü. Onun aşçılık yolculuğu bundan 25 yıl önce ailesinin Kütahya’dan BoluMengen’e yerleşmesiyle başlıyor. “Mengen’e taşınınca, artık havasından mı yoksa suyundan mı bilinmez, kendimi bir anda mutfakta buldum” diyen Volkan Çengel o günleri şöyle anlatıyor: “Aşçı olmamı en çok babam istedi. Yoksa benim mutfağa girmek gibi bir idealim yoktu. Bir de tabii ilk defa Mengen’e yerleşmişsiniz, 1.000 hane varsa neredeyse 900’ü aşçı. Babam Mengen’e yerleşmeseydi belki ben de onun gibi madenci olacaktım.”
restaurant şef’in gözünden 84 hotel & hi-tech
“NE KADAR UZUN ÇIRAKLIK, O KADAR SAĞLAM USTALIK”
“MİLYON DOLARLAR DA ALSANIZ, SEVMEDEN YAPAMAZSINIZ” Vault Karaköy Şefi Çengel, profesyonel mutfakla ilk defa 1994 yılında Doyum Lokantası’nda bulaşık mesaileriyle tanışıyor. “Düşünün bir kere, 13 yaşındasınız, dersleriniz kötü, bir kararla aşçı olmak istiyorsunuz. Hem unutulmaz güzelliklerin yaşandığı hem de zorlu bir yolculuk anlatmak istediğim. Su sıcak olsaydı belki her şey daha güzel olacaktı.” sözleriyle aşçılık serüvenini anlatmaya devam eden Çengel, “ustacığım” dediği Cevat Şef’ine “Beni artık büyük otellere gönder” diyerek 1995’te Efes Prenses’e komi olarak geçiyor. Şef o günleri şu sözleriyle anlatıyor: “Çok zor bir çıraklık dönemi yaşadım. 13-14 yaşındasınız, 50 kiloluk un çuvallarının altında ezilircesine çalışma mücadelesi veriyorsunuz. O zamanlar meslek öğrenmek çok daha zor tabii. Elimizden gelenin fazlasını yapar ama ustalarımızdan bir ‘aferin’ lafını bile duyamazdık. İçinde milyon dolarlar da olsa, dünyanın en iyi şeflerinden aşçılık eğitimi de alsanız, bu işi sevmeden yapamazsınız.”
Volkan Çengel, Efes Prenses’ten sonra yine çırak olarak Petro Club Tatil Köyü’ne geçiyor. Çünkü ona göre çıraklık ne kadar uzun olursa ustalık da o kadar sağlam olur… Beş yıl boyunca bıkıp usanmadan çıraklık yapan Çengel, daha sonra Kiriş Magic Life Tatil Köyü’ne bu defa usta olarak geçiyor. 2 yılın ardından askere giderek görevinden ayrılan Çengel’in dönüşü ise tam anlamıyla “muhteşem” oluyor. Vatani görevinden sonra meslekte çok hızlı bir yükseliş yakaladığını dile getiren Çengel, aşçılığa Ritz Carlton ve Çırağan Palace Kempinski otelleri ile devam ettiğini söylüyor. Vault Karaköy’ün deneyimli şefi Volkan Çengel, ilk şeflik deneyimini Rast Otel’de yaşıyor. “Fakat onun öncesinde birkaç restoranda şeflik tecrübem de oldu. Beş yıl boyunca çıraklık yaptım belki ama sonuçta Usta, Chef de Parti, Sous Chef yani dört de parti atlayıp, direkt şef olarak bir anda inanılmaz bir yükselişim oldu.” sözleriyle meslekteki hızlı yükselişini anlatıyor.
BİR DANA KABURGA YAPIYOR Kİ… Volkan Çengel, Vault Hotel’de Türk mutfağının en seçkin tatlarını kendine has tarzı ve sunumuyla misafirlerine sunuyor. Bunlar arasında bence de en özeli, Frik pilavıyla servis ettiği Dana Kaburga. Onu özel kılansa, etin lezzeti ve kalitesi kadar çeşitli sebzelerle mühürlenip, sosunun 7.5 saatte hazırlanması. Onun dışında yetenekli şefin mutfağından seçtiklerim arasında zeytinyağlılar, mezeler, kabak çiçeği dolması, ara sıcaklar, balık köftesi ve tahinli sufle de var.
“MUTFAKTA BİRAZ DENGESİZİM” Doğma büyüme olmasa da yeteneğiyle ‘Mengenli’ şefin çekimler esnasında gözlemleyebildiğim, farklı bir aurası ve enerjisi var. “Enteresan bir kişiyim. Mutfakta anım anımı tutmaz. Dengem pek yoktur, biraz dengesiz bir şefim. Bir şeyleri fırlatmam, kızmam ama elimde bir kevgir varsa ve mutfakta bir şeyler yanlış gidiyorsa tezgaha öyle vururum ki mutfaktakiler kaçacak delik arar.” diyen şef, “Tabii benim de bu meslekte yediğim sopanın haddi hesabı yoktur.” diye de samimiyetle ekliyor. Deneyimli şeften mutfaktaki ‘Volkan Çengel’i tanımaya devam ediyoruz. Mutfakta sıkı bir takipçi olduğunu anlatan Çengel, “Arkadaşlarıma bir iş verir, sırtımı dönerim ama 500 metreden de takip ederim. Vakti zamanında bize takipçiliği çok iyi öğrettiler. Şimdi büyük mutfaklarda çalışmanın faydalarını görüyorum.” diyor.
“KENDİNİ İYİ FRENLEYEN BİR ŞEFİM” Volkan Çengel’i mutfağın en çok da şov tarafı etkilemiş. Yaklaşık 3 yıldır kendi ismiyle televizyon programları da yaptığını anlatan Çengel, sunmak kadar anlatmak kısmının da ilgisini çektiğini şu sözleriyle dile getiriyor: “Domatesin çekirdeğine kadar anlatmayı seven bir insanım. Detay, detay detay… Aşçılık dünyasında tarif edemeyeceğim kadar detay var ve ben onları görsel bir sunumla anlatarak yaşatmaktan büyük bir keyif alıyorum.” Deneyimli Şef Volkan Çengel, her ne kadar işin şov kısmına tav olduğunu söylese de ona göre bir tabak olduğunca basit ve yalın sunulmalı. Birbirine geçmiş malzemelerin lezzete olduğu kadar estetiğin ruhuna da aykırı geleceğini anlatan Çengel, “Biz aşçılar yemeği ruhumuzla yaparız. Bir renk daha koysam tabağım daha renkli olacak biliyorum ama bazen o rengi kullanmamak, kendini frenlemek gerekir. Ben o frenlemeyi iyi yapan şeflerden biriyim.”
“MUTFAĞIMIZA SAHİP ÇIKMIYORUZ” Şef Volkan Çengel, kendini aşçılığın daha çok kimyasal,
matematik, fizik kısımlarında konumlandırdığını anlatıyor. “Hani yemek boyutunu biraz aşmış, biraz daha kimyasal boyutuna inmiş bir aşçıyım. Araştırmayı seviyorum. Yurt dışındaki Michelin yıldızlı restoranları araştırıyorum.” diyen Çengel, tek gayesinin Türk mutfağının yurt dışındaki bilinirliğini arttırmak olduğunu söylüyor. Türkiye’deki şeflerin dünyadaki yeni akımlar ve mutfakların izinden giderken, kendi mutfaklarını unuttuğundan yakınan Çengel, “Yabancılar bizim yemeklerimizi çok merak ediyorlar ama biz yemeklerimizi en doğal haliyle değil, ufak dokunuşlarla minimalist halde sunduğumuz zaman bir numarayız. Çünkü porsiyonlar çok kalabalık ve değersiz yemek algısı misafirde dolaşıyor. Hiçbir şekilde kendi yemeklerimize sahip çıkmıyoruz ama yabancı bir şef buraya geldiği zaman mutfağıyla geliyor. Biz ne yazık ki kendi ülkemizde kendi mutfağımızı yaşatmak yerine, yabancı şeflerin bize dayattıkları ve insanların beklenti halinde oldukları yemekleri yapmak zorunda kalıyoruz. Biz o süreci 10 yıl başlattık ama süre çok uzadı.” diye dert yanıyor.
“AŞÇILIK ŞEVKİM KIRILDI” Son olarak Volkan Çengel’in ileriye dönük hayallerini ve hedeflerini soruyorum. Daha 2-3 yıl öncesine kadar aşçılıkla ilgili büyük hayallerinin olduğunu dile getiren Çengel, yaşadığı kimi hüsranlarla aşçılık şevkinin kırıldığını söylüyor. 2010 yılında Türk mutfağının modern sunumlarıyla ilgili Türkiye’de bir akım başlattığını ancak devletten beklediği desteği göremediğini anlatan Çengel, “Bizim hiçbir şekilde tek başına gücümüz yetmiyor. Devlet destekleyeceğine köstek oluyor.” diyerek üzüntüsünü paylaşıyor. 20 yıldır eğrisiyle doğrusuyla mutfağın içinde olduğunu belirten Vault Karaköy’ün genç ve yetenekli şefi Volkan Çengel, “Çok değil, 3 yıla kadar aşçılığı bırakıp bir mekan işletmek istiyorum. Bu kendime ait de olabilir, bir başkasına da. Her zaman yemek yapacağım ama bu kadar içinde değil.” diyerek sözlerini tamamlıyor.
restaurant etkinlik 86 hotel & hi-tech
Türkiye 2015 Çikolata Ustası’nı seçti
Paris’e Serdar Çakır gidiyor
W
orld Chocolate Masters (Dünya Çikolata Ustaları) Yarışması için Türkiye elemeleri sonuçlandı. Paris’te düzenlenecek yarışmada Türkiye’yi Hilton İstanbul Oteli Çikolata Şefi Serdar Çakır temsil edecek. Gurme lideri marka Cacao Barry, Callebaut ve Carma markalarının desteği ile Türkiye Ulusal Seçmeleri’ni 20-21 Şubat tarihlerinde İstanbul Bilgi Üniversitesi santralistanbul Kampüsü’nde düzenledi. Pasta ve çikolatacılık sektöründen beş yarışmacının çikolatadaki uzmanlıklarını gösterdikleri
World Chocolate Masters (Dünya Çikolata Ustaları) Yarışması için Türkiye elemeleri sonuçlandı. Paris’te güzenlenecek yarışmada Türkiye’yi Hilton İstanbul Oteli Çikolata Şefi Serdar Çakır temsil edecek.
nefes kesici yarışmada jüri başkanlığını Metin Chef Danışmanlık Sahibi Metin Kılıç üstlendi. Çikolatanın “Doğadan Gelen İlham” teması ile yaratıcı kullanımına adanmış iki günlük yarışma sırasında her yarışmacı, ilk gün 3 saat boyunca çikolatadan heykel, 2. gün 5 saat boyunca kalıp pralin, günlük taze malzemelerle günün pastası ve yeni bir bölüm olan alıp gitmelik çikolata “Chocolate to go” konseptini hazırladılar. Heyecan verici yarışmanın sonunda, Serdar Çakır, 2015 Türkiye Çikolata Ustası oldu ve Kasım 2015’de Paris’te yapılacak uluslararası finalde Türkiye’yi temsil etme hakkını kazandı.
SHIPMAN: “FİNALİSTE MUTFAĞIMIZI AÇMAYA HAZIRIZ” İstanbul Bilgi Üniversitesi Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Z. Dilistan Shipman, yarışmanın Türkiye ayağında olmaktan mutluluk duyduklarını dile getirerek şunları söyledi: “Callebaut çikolataları gerek markaları gerekse marka değerleri ile sektörde önemli yeri olan bir markadır. Bu nedenle kendilerine The World Masters of Chocolate yarışmasının Türkiye ayağında ortak olmaktan çok mutlu olduk. Bu tip organizasyonlar bu mesleğe gönül vermiş öğrenci ve genç çalışanlar için umut verici oluyor. Bu açıdan bunları desteklememiz gerekir. Tabii ki ülkemizi temsil eden gençlerimiz diğer ülkelerin imkanlarına sahip değiller. Bu nedenle bu sektörün ileri gelenleri bu seçilen gencimize yardım edip, destek verip ülkemizin Paris’te en iyi şekilde temsil edilmesini sağlamalılar. Biz Bilgi Üniversitesi Gastronomi Bölümü olarak üniversitemizin mutfağını seçilen gencimize çalışmalarını yapmak üzere açmaya hazırız.”
KİMDİR? 1991 Giresun doğumlu Serdar Çakır çocukluk yıllarından itibaren ailesinin işlettiği restoranda çalışmaya başlamıştır. Profesyonel iş yaşamına Ceylan Intercontinental Hotel’de başlamış olup, son iki senedir Hilton İstanbul Otel’de Çikolata Şefi olarak çalışmaktadır. Sürekli farklı çalışmalar deneyerek kendini geliştiren ve yeniliğe açık olan Çakır, çevresindeki uzman şeflerin teşviki ve keşfedilmek arzusuyla yarışmaya katıldı. Yarışmanın galibi olan Çakır, 30 yaşına kadar bu mesleği yapıp daha sonra kendi pastanesini açmayı hedefliyor.
restaurant etkinlik 88 hotel & hi-tech
ZEYNELOĞLU: “ÇOK ÇALIŞILIRSA BAŞARI DA GELİR” Dünya Çikolata Ustası 2013 Finalisti Yiğit Zeyneloğlu yarışmayla ilgili olarak şunları söyledi: “Çok zor, çok detay isteyen, hata kabul etmeyen, tamamen performansa dayalı bir yarışma. Canlı canlı… Hele bir de jüriler karşınızda duruyorlar, hata yapıp yapmayacağımızı bekliyorlar. Yarışmacı arkadaşlarımı da gördüm, elleri titriyor. Onların elleri titrerken benimkiler de titremeye başladı. Çok heyecanlı ve gerçekten çok sevmek lazım. Fedakarlık yapmak gerekiyor. Ben Paris’te yarıştım ama ne yazık ki derece alamadım. Çünkü ilk 3’e girmek hiç de kolay değil. Zaten Türkiye’yi ilk defa ben temsil ettim. Bu yarışmanın elemelerinin de Türkiye’de yapılması önemli çünkü yarışma tecrübesinin olması gerekiyor. Benim daha önce Türkiye birinciliklerim vardı ama bu kadar seviyesi yüksek bir yarışmada yarışmak kolay değil. Bu yıl daha iyi sonuçlar elde edeceğimize inanıyorum ama çok çalışmak ve disiplinli olmak gerekiyor. Bunu yapabilirsek derece alabiliriz. Biz genelde millet olarak çalışmalarımızı son dakikaya bırakıyoruz. Aylar önceden yoğun çalışırsa bence başarı da gelir.
TROMBERT: “GENÇLER BU YIL DAHA ORGANİZE VE HAZIRLIKLILAR” Barry Callebaut Gourmet EEMEA Başkan Yardımcısı Frederic Trombert, bu yıl ikincisinin gerçekleştiği Dünya Çikolata Ustası Türkiye elemelerinin 2013’e göre daha iyi bir performansla geçtiğini belirterek genç şefleri desteklemekten büyük mutluluk duyduklarını ifade etti. Yarışmanın Callebaut için çok önemli bir organizasyon olduğunu anlatan Trombert, “Bizim için potansiyel geleceğin müşterisi olacak genç şefleri desteklemek için onlara bir platform sağlıyoruz. Yeni trendleri, yeni akımları biz onlara öncülük yaparak gösteriyoruz ve bu sayede de kendilerini geliştiriyorlar. Biz aynı zamanda hem çikolatanın ne olduğunu hem de çikolatanın nereden geldiğine dair de bir yol gösterici de oluyoruz. Çekirdekten çikolataya bir üretici olduğumuz için bunun mantığını da onlara vermeye çalışıyoruz. Ben şef değilim. Biz bu yarışmayı Türkiye’de ilk kez 2013’de yapmıştık. Şu anda ikincisini yapıyoruz ve gördüğümüz kadarıyla bu yıl yarışmacıların seviyeleri ilkine kıyasla çok daha iyi. Bunun da sebebi, yarışmaya daha organize ve daha hazırlıklı katılmaları. Bir de tabii kullandıkları teknikler de iyi. Dünya ölçeğinde bir üst seviyeye hitap edecek teknikleri uyguluyorlar.” diye konuştu.
restaurant etkinlik 90 hotel & hi-tech
g2m, yeni ürünlerini tanıttı İnoksan’ın eğitim ve uygulama merkezi Akademi İnoksan, ev dışı tüketim sektörünün güçlü tedarikçilerinden g2m firmasının yeni ithal ürün gruplarını tanıttığı etkinliğe ev sahipliği yaptı.
İ
noksan’ın eğitim ve uygulama merkezi Akademi İnoksan, yeni ürün tanıtımlarına, workshoplara, eğitimlere ve birçok farklı etkinliğe ev sahipliği yaparak aşçılık sektörünü destekliyor. Akademi İnoksan son olarak, ev dışı tüketim sektörünün güçlü tedarikçilerinden g2m firmasının ürün gamına yeni giren ithal grupları, Bursa, Eskişehir ve Balıkesir’den gelen şeflere tanıttığı toplantıya ev sahipliği yaptı.
İNOSMART VE FRİMA TANITILDI Etkinlikte, g2m Kurumsal Şefi İsmet Saz, yeni sos, zeytinyağı ve İtalya’dan gelen makarnalarını tanıttı. Sosları makarna, bonfile, tavuk kanat ve balık ile harmanlayarak muhteşem lezzetler ortaya çıkardı. Öte yandan İnoksan Uygulama Şefi Kerem Yılmaz da İnoksan’ın ‘Mükemmel Pişirim, Mutfakta Verim’ mottosuyla ürettiği İnosmart’ı ve pişirme, ızgara ve kızartmayı bir arada yapabilen Frima’yı tanıtarak, pişirme tekniklerini uygulamalı olarak gösterdi.
Hilton’un en iyi şef ve barmenleri yarıştı… 400’den fazla yiyecek- içecek uzmanı ve executive şef ilk kez İstanbul’da, Hilton Worldwide Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Yiyecek-İçecek Konferansı’nda bir araya gelirken, Hilton Worldwide’ın en parlak yetenekleri bölgenin en iyisi seçilmek için birbirleriyle kıyasıya yarıştı.
İ
stanbul’da düzenlenen Hilton Worldwide Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Yiyecek-İçecek Konferansı (Hilton Worldwide Europe, Middle East and Africa Food and Beverage Conference ) Hilton Worldwide’ın şeflerini, yiyecek-içecek uzmanlarını ve sektörün liderlerini buluşturdu. Markanın geçen yıl açılan amiral gemisi, yiyecek-içecek servisiyle ünlü Hilton İstanbul Bomonti Otel ve Kongre Merkezi’nde şubat ayında düzenlenen etkinlikte 400’den fazla sektör profesyoneli ve şef bir araya geldi. Yarışmada katılımcılar teknik becerilerini, yaratıcılıklarını ve inovasyon yeteneklerini sergiledi. Avrupa, Ortadoğu ve Afrika çapındaki Hilton Worldwide otellerinden seçilen 10 yiyecek-içecek ekibi iki kategoride yarıştı: Aşçılık ve barmenlik. Hilton Worldwide’ın üst düzey yiyecek-içecek yöneticileri, endüstri uzmanları ile Türkiye, Avrupa, Ortadoğu ve Afrika’dan gazetecilerden oluşan bir jürinin önüne çıkan yarışmacılar, yaratıcılık, lezzet, hazırlık, inovasyon ve sunum alanlarında değerlendirildi.
2014’ÜN EN İYİ ŞEFİ, YANNİS MANİKİS Yarışmada Hilton Vienna Danube Waterfront aşçılık, Conrad Algarve de miksoloji kategorilerinde altın madalya kazanırken, Hilton İstanbul Bomonti Otel ve Kongre Merkezi Executive Chef’i Yannis Manikis, Avrupa, Ortadoğu ve Afrika bölgesinde 2014’ün en iyi şefi seçildi. Hilton İstanbul Bomonti Otel ve Kongre Merkezi Executive Şefi Yannis Manikis, “Türkiye, zengin
bir gastronomi mirasına ve mutfak geleneğine sahip. Geleneksel tarifler için kaliteli malzemeler kullanır ve modern dokunuşunuzu da eklerseniz, sonuçlar her zaman unutulmaz olur. Bizim işimiz inovasyon ve ben de kültürel ve toplumsal değerlerimize uygun oldukları sürece yeni trendleri değerlendirmeye her zaman açığım. Bu anlayışın bir göstergesi olarak, Hilton İstanbul Bomonti Otel ve Kongre Merkezi’nin ana restoranı olan the globe’da dahiyane dokunuşlarla zenginleştirilmiş geleneksel tatlar sunuyoruz.” şeklinde duygularını ifade etti.
restaurant etkinlik 92 hotel & hi-tech
Hilton Bomonti birinci yaşını kutladı... Birinci yaşını görkemli bir partiyle kutlayan Hilton İstanbul Bomonti, İstanbul’un yatak kapasitesini yüzde 1 oranında artırdı ve sunduğu rakipsiz hizmetle ilk yılında beş prestiji ödüle layık görüldü.
D
ünya Ekonomik Forumu’ndan Afrika Enerji Forumu’na bugüne kadar ev sahipliği yaptığı etkinliklerde dev bir stadyum dolusu konuğu ağırlayan otelin ana restoranı ‘the globe’da ise yaklaşık 200.000 konuğa servis yapıldı. Şehrin en büyük ve en görkemli oteli Hilton İstanbul Bomonti, hizmet vermeye başladığı günden bu yana sektörün zirvesindeki yerini koruyor. Birinci yılını görkemli bir partiyle kutlayan otel, 85’i süit 829 odası, 12 bin metrekarelik rakipsiz etkinlik alanı ve bünyesinde bulundurduğu 3.300 metrekarelik eforea: spa at Hilton’ı ile bugüne kadar dünyanın dört bir yanından 236.000’in üzerinde konuğu ağırladı. Otelin ilk yılına dair en dikkat çekici bilgi ve rakamlar ise şöyle:
BİR YILDA BEŞ PRESTİJLİ ÖDÜL Hilton İstanbul Bomonti, 2014 yılında aralarında dünya otelcilik sektörünün en önemli ödüllerinden biri olan Gold Key Award’da kazandığı “En İyi Üst Sınıf Otel” ödülünün de bulunduğu tam beş prestiji ödüle layık görüldü. Hilton İstanbul Bomonti, ayrıca Hilton Worldwide tarafından EMEA bölgesinin en iyi
DOWN SENDROMLU GENÇLERE DESTEK Sosyal sorumluluk alanında da önemli çalışmalara imza atan otel, Down sendromlu gençlere verdiği destekle de takdir topluyor. Down sendromlu gençlerin hayata katılmasına ve mutfak becerilerini geliştirerek kendi yiyeceklerini hazırlamalarına destek olmak amacıyla bir yıl sürecek bir mutfak atölyesi başlatan otel, program sonunda sunulacak katılım belgesi gençlere ile yiyecek-içecek sektöründe iş bulma imkanının da kapılarını aralıyor. Yaklaşık 400 kişinin görev yaptığı Hilton İstanbul Bomonti kadrosunda, Down sendromlu çalışanlar da yer alıyor.
performans sergileyen oteli seçildi.
400 EVDEKİ YATAK SAYISINA YAKIN TUROB verilerine göre İstanbul’daki yatak kapasitesini yüzde 1 oranında artıran oteldeki yatak sayısı, iki çocuklu ortalama bir ailenin yaşadığı 400 evdeki yatak sayısına yakın. 34 katlı otelde şu ana kadar temizlenen odaların sayısı ise Türkiye’deki toplam hane sayısının yaklaşık 100’de biri. Beş yıldızlı otelde tüm odalardaki linenler uç uca eklendiğinde Boğaziçi Köprüsü’nin veya İstiklal Caddesi’nin yaklaşık olarak yedi katı uzunluğa ulaşılıyor.
200 BİN KİŞİYE YEMEK SERVİSİ YAPTI Otelin deneyimli executive şef Yannis Manikis yönetimindeki ana restoranı ‘the globe’un açıldığı günden bu yana servis yaptığı konukların sayısı 200.000’e yaklaştı. İlhamını İstanbul’un zengin tarihi ve kültürel mirasından alan ‘the globe’, konuklarına Geleneksel Türk ve Akdeniz Mutfağı, Western Grill, Tokyo Sushi ve Thai mutfaklarının öne çıkan lezzetlerini sunuyor.
DÜNYA LİDERLERİNİ AĞIRLADI Hilton İstanbul Bomonti’de Dünya Ekonomik Forumu ve Afrika Enerji Forumu’na dünyanın önde gelen liderlerinin ve iş dünyasından tanınmış isimlerin de katıldığı sayısız etkinlik düzenlendi. Bu prestijli etkinliklerden 10’u, 500 oda ve üzeri kapasite gerektiren uluslararası etkinliklerdi. Diğer yandan 12 bin metrekarelik etkinlik alanıyla rakipsiz bir hizmet sunan otelde bugüne kadar düzenlenen etkinliklere katılan kişi sayısı, Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı’nı veya Atatürk Olimpiyat Stadyumu’nu rahatlıkla doldurabiliyor. Etkinliklerde servis edilen kuver sayısı ise bu stadlardan birine ek olarak efsanevi Camp Nou Stadı’nı da dolduruyor. Hilton İstanbul Bomonti’nin en büyük salonu olan 2371 metrekarelik Grand Ballroom’un içine ise yarım futbol sahası sığabiliyor.
restaurant gastro güncel 94 hotel & hi-tech
İnoksan Hilton’un küresel tedarikçileri arasında
İnoksan, Hilton otellerinin tüm dünyadaki önde gelen tedarikçilerinin buluştuğu Hilton Worldwide EMEA Exhibition’da inovasyon anlayışının yeni ürünü elektrikli kombi fırını İnosmart’ı tanıttı.
E
ndüstriyel mutfak sektöründe 35 yıldır yeniliklerin öncüsü olan İnoksan, Hilton otellerinin dünya çapındaki tedarikçilerini İstanbul’da bir araya getiren Hilton Worldwide EMEA Exhibition’da yerini aldı. Farklı mutfaklar tasarlamış olmanın getirdiği geniş bakış açısıyla Bakü Hilton, Parksa Hilton, Ankara DoubleThree Hilton Ankara, Garden Inn İstanbul gibi Hilton zincirindeki otellerin önemli bir tedarikçisi olan İnoksan, projelendirmede uzmanlaşmış ekibinin süreci yönetme ve hızlandırma yetkinliği nedeniyle zincir projelerde sıkça tercih ediliyor.
İNOSMART FIRININI İLK KEZ SERGİLEDİ İnoksan, tüm dünyadan katılımcılara ev sahipliği
yapan fuarda inovasyon anlayışının yeni ürünü elektrikli İnosmart fırınını ilk kez sergiledi. Elektrikli kombi fırın İnosmart, profesyonel mutfaklara zaman, enerji ve mekan tasarrufu sağlayan ve şeflerin hayatını kolaylaştıran bir ürün olarak göze çarpıyor. Et, börek, balık gibi yemekleri aynı anda pişirme özelliğine sahip olan fırın, %15 hammadde, %80 yağ ve %10 enerji tasarrufu sağlıyor. İnosmart kombi fırın, hesaplı çalışma prensibi ve teknolojisiyle her kullanımda kazanç ve tasarruf imkanı sunuyor.
restaurant gastro aktüel 96 hotel & hi-tech
Dubai’den İstanbul’a Sunar’la lezzet hattı 2010 yılından
bu yana her yıl düzenli olarak Dubai Gulfood fuarına katılan Sunar Grup, dünyanın en prestijli fuarları arasında gösterilen bu organizasyonda bir kez daha ürünlerini tanıttı. Fuarda, bir yandan sektörün yabancı temsilcilerine Sunar’ın geniş yelpazedeki ürünleri anlatılırken, diğer yandan fuara katılan gıda sektörünün Türk temsilcileri de Sunar standında ağırlandı. Türk misafirperverliğinin sergilendiği stantta gelen konuklara çeşitli ikramlarda bulunuldu.
Mövenpick Hotel Istanbul’da Geleneksel Paskalya Brunch’ı 5 Nisan
2015, Pazar günü, aileniz ve sevdiklerinizle birlikte keyifli bir gün geçirmeniz için sürprizlerle dolu bir Paskalya brunch’ı sunuyor. Rengarenk yumurtalar ve Paskalya tavşanlarıyla süslenecek olan AzzuR Restaurant’ta, İtalyan Başaşçı Giovanni Terracciano ve ekibinin hazırladığı, geleneksel Paskalya spesiyalitelerinden oluşan muhteşem brunch’ın tadını 12.0015.00 saatleri arasında çıkarabilirsiniz.
Metro Toptancı Market’te Thomas Rudelt’e yeni sorumluluk Metro Toptancı Market’te 1983’ten bu yana farklı görevler yapan ve son olarak Gıda Satın Alma Direktörlüğü ve Yönetim Kurulu Üyeliği görevini yürüten Thomas Rudelt, Gıda Dışı Satın Alma Direktörlüğü’nü de üstlendi. Metro’daki kariyerine 1983 yılında Metro Almanya’da stajyer olarak başlayan Thomas Rudelt, Departman Müdürü, Mağaza Müdürü, Gıda Direktörü gibi önemli görevlerde bulundu. 2013 yılından bu yana Metro Toptancı Market Türkiye bünyesinde Gıda Satın Alma Direktörü olarak çalışan Rudelt’e son olarak Gıda Dışı Satın Alma departmanı da bağlandı.
Efsina, Antalya’dan yeni işbirlikleri ile dönd
ü Türkiye’nin yeni tuz markası Efsina, 25-28 Şubat tarihlerinde Antalya’da düzenlenen 22. Uluslararası Anfaş Food Product Gıda İhtisas Fuarı’nda büyük ilgi gördü. Ziyaretçiler, fuar süresince Efsina’nın ürün çeşitlerini ve yeniliklerini yakından görme fırsatı buldu. Fuara ürün gruplarında yer alan 10 çeşit ürünle katıldıklarını belirten Efsina Genel Müdürü Özgür Özdemir, “Amacımız potansiyel müşterilere ulaşmak ve tanıtımımızı yapmaktı. Bunu fazlasıyla başardık. Yurtdışından İngiliz Ticaret Müşavirliği, Almanya, Danimarka ve İsveç’te faaliyet gösteren gıda toptancılarıyla önemli işbirliği görüşmeleri yaptık.
geldi Meksika Meksika lezzetleri kapıya Restaurant, artık
yemeğinin İstanbul’daki adresi Ranchero ev ve işyerlerine paket İstanbul’un her iki yakasındaki şubelerinden için çorbadan servis hizmeti veriyor. Öğle ve akşam yemekleri iyallerine kadar aperatiflere, salatalardan orjinal Meksika spes vejeteryanları ve oldukça zengin bir mönüsü bulunan mekan, mutfağının sağlıklı, ika Meks yıllık rce çocukları da unutmadı. Binle ak isteyenler, tatm den klerin doyurucu, renkli ve lezzetli yeme şubelerini iye Suad ve e Ranchero’nun Nişantaşı, Trump Cadd iş sipar e onlin arayarak ya da Yemeksepeti.com üzerinden verebilirler.
USLA, MOC iş birliğiyle barista eğitimlerine başlıyor Son yıllarda Türkiye’de de Paşafırını Bahçeşehir’de
Günün her saatinde sıcacık simitten poğaçaya, pastadan atıştırmalıklara kadar el yapımı lezzetler sunan Paşafırını, franchising sayısına bir yenisini ekliyor. Kurulduğu günden bu yana ‘katkısız’ ürünleri tüketicisine sunan Paşafırını, Nisan ayında Bahçeşehir Akkoza Sitesi’nde açacağı şubeyle lezzetini İstanbul’un her yerine taşımaya devam ediyor. Bahçeşehir Akkoza Sitesi’nde açılacak olan yeni şubesiyle Paşafırını, 13. şubesini hizmete sunacak. Paşafırını, tatlıdan tuzluya 700 çeşit birbirinden lezzetli ürünlerini sevenleriyle buluşturmaya devam edecek.
kahve kültürüne karşı ilgi oldukça arttı. Birbirinden lezzetli kahveleri ustalıkla, eşsiz sunumlar ve farklı demleme metotları ile öğrenmeye ne dersiniz? Uluslararası Servis ve Lezzet Akademisi USLA Ministry of Coffe MOC işbirliğiyle akademi içerisinde tüm teknik donanımlara sahip özel bir “Barista” sınıfı geliştirdi. SCAE Kahve Diploma modülü yetkili eğitmeni Sam Çeviköz ve ekibi tarafından verilecek eğitimlerde katılımcılara birbirinden lezzetli kahvelerin yapım aşamasından sunumuna tüm detaylar uygulamalı bir şekilde anlatılacak. USLA/ Uluslararası Servis ve Lezzet Akademisi “Barista” adaylarına özel sınıfı ve kahvelerin eşsiz dünyasına dair bilinmeyenlerin paylaşılacağı eğitimleri ile fark oluşturmayı hedefliyor.
restaurant gastro aktüel 98 hotel & hi-tech
The Grand Tarabya’da nostaljik çay saatleri
Türk sinemasının unutulmaz yıldızlarının katıldığı nostaljik beş çaylarına bu kez siz konuk olmaya ne dersiniz? The Grand Tarabya “The T Lounge” uluslararası çay çeşitleri, özel üretim kahveleri, lezzetli pasta ve kek çeşitleri ve snack menüsü ile çay buluşmalarının değişmez adresi oluyor. Menüde kırmızı biber kremalı baget ekmeğinde avokado, krem peynirli ve salatalıklı sandviç, keçi peynirli, zeytin ezmeli ve kurutulmuş domatesli mini simit ve elmalı kerevizli füme tavuklu rulo gibi seçkin tatlar yer alıyor. Tatlı menüsünde ise klasik The Grand Tarabya frambuaz pastası, meyveli tart, vanilyalı ekler, Avusturalya usülü çikolatalı tart, fıstıklı makaron, tahinli kurabiye, vişneli financier, velvet kek, çarkıfelek meyveli cheesecake, kaymak ve reçel ile servis edilen İngiliz scoon ve geleneksel İngiliz çöreği gibi tadına doyulmaz lezzetler sunuluyor.
Laduree ile keyifIi lezzetler1862 yılında
Ladurée ailesi tarafından Paris’in ilk çay salonu olarak kurulan ve makaronları ile bir dünya klasiği haline gelen Ladurée, fark yaratan kutuları ve rengarenk makaronları ile keyifli hediye alternatifleri sunuyor. Türkiye’de Nişantaşı ve İstinye Park olmak üzere 2 mağazası bulunan ve Paris’in en köklü geçmişe sahip pastanesi Ladurée, frambuazlıdan, adını ünlü Fransız kraliçesi Marie Antoinette’ten alan siyah çaylı ve turunçgil aromalı makarona, menekşeliden portakal çiçekliye tam 18 çeşit makaronu tatlı severlerle buluşturuyor. Ladurée makaronlarının yanı sıra özel yapım reçelleri, çikolataları, şekerlemeleri, mis kokulu mumları ve özel Fransız çayları ile de çeşitlilik sunuyor.
Köfte için de #DönerYineGelirsin
Yenilikçi soslarla zenginleştirdiği dönerleri ile kısa sürede hepimizi kendine bağlayan Döner Stop, şimdi de köfteyi geleneksel sınırlarından çıkartıyor. Döner Stop’un menüsüne eklenen yepyeni iki lezzet Stop Klasik Köfte ve Stop Köfteli sandviç, dünya mutfaklarından sosları ve farklı sunumları ile köfteyi daha da vazgeçilmez hale getiriyor. Stop Köfteli, en kaliteli etlerden hazırlanan köfteler ile restoranlarda taze taze pişirilen zeytinyağlı ciabatta ekmeğini buluşturan yeni nesil bir köfte sandviç. İçinde yeşillik ve domates de bulunuyor.
Yeditepe Üniversitesi’nden Uluslararası İşbirliği Yeditepe
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü, uluslararası alanda önemli bir anlaşmaya imza attı. Fransa’nın Tours şehrinde bulunan Francois Rabelais Üniversitesi’nin temsilciliğini yaptığı UNESCO’nun “Yemek Kültürü Mirasının Korunması ve Tanıtılması” kürsüsü ile 29 Ocak 2015 tarihinde anlaşma yapan üniversitenin Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü, anlaşma ile UNESCO/UNITWIN Chairs programının resmi ortağı oldu. Bu ortaklık Yeditepe Üniversitesi’ni gastronomi ve yemek kültürü mirası konularında uluslararası alanda söz sahibi yaparken, UNESCO’nun uluslararası platformunda Türk mutfağının temsilcisi haline getirdi. Anlaşma sayesinde Yeditepe Üniversitesi, UNESCO/UNITWIN Chairs’in Türkiye temsilcisi olarak seminer, etkinlik, konferans düzenleyebilecek.
Dünya pilavları Renaissance Kökeni Güneybatı Asya’ya Bosphorus’da buluşuyoiler Rena issance Istanbul dayanan pilav kültürü en leziz örnekleri ada manzaralı 212 Bosphorus Hotel’in eşsiz Boğaz ve Tarihi Yarım luyor. Restaurantı’nda misafirlerin beğenisine sunu tarafından Mart ayı ayor Sotom Evan el Manu Amerika’lı ödüllü Şef i, mutfak tutkunlarına süresince verilecek Paella ve Risotto eğitim inceliklerini öğrenme İspanyo ve İtalyanların ünlü lezzetlerinin tüm mahsüllü paella deniz ile o fırsatı sunuyor. Porçini mantarlı risott de ayrıca eğitim ğı yapımının tüm püf noktalarının anlatılaca bilgi verilecek. da ında yemeklere tat katan baharat ve soslar hakk
Mondelez International Türkiye’ye yeni genel müdür Lider çikolata, bisküvi, sakız ve şekerleme üreticisi
Mondelez International Türkiye’de 1 Ocak 2015 tarihi itibariyle Joost Vlaanderen Genel Müdür olarak göreve başladı. Kariyerine Heineken‘de başlayan Hollanda doğumlu Joost Vlaanderen, 2010 yılında Kraft Foods’un Cadbury’i satın almasının ardından İsviçre’ye yerleşti. ‘Satış ekibinin önceliği haline gelen ‘Mağaza İçi Mükemmellik Programı’nı dünya çapında uygulamak üzere 2013 yılında Küresel Satış ekibine katılan Vlaanderen ekibiyle birlikte yoğun seyahatleriyle dünyanın farklı yerlerinde geliştirdikleri programı uyguladı.
restaurant marka 100 hotel & hi-tech
Rentokil’den işletmelere profesyonel çözümler Dünyada pest kontrol sektörünün lider firmalarından Rentokil tarafından üretilen Luminos1, Luminos 3 ve Luminos Sapphire; işletmelere etkili, güvenli, hijyenik ve estetik çözümler sunuyor.
LUMİNOS 1 Uygun maliyetli uçan haşere kontrolü Luminos 1, etkili ve düşük maliyetli sinek kontrol çözümü önererek fırınlar, fast-food restoranları ve kafeler gibi gıda perakende müşterileri için geliştirilmiştir. Luminos 1, gıda perakende firmalarında nispeten düşük riskli ortamlar için tasarlanan oldukça etkili bir yapışkan plaka birimine sahiptir. Duvara monte edilebilir veya ek bir destek kullanılarak düz bir yüzeye kurulabilir. Ünitenin modern dış yüzeyinde güçlü bir 36W UV-A lambası yer almaktadır. Bu sistem tüm uçan haşere türlerini çeker ve haşereler bu ünite üzerindeki iki yapışkan plakanın biri üzerinde yakalanır. Luminos 1, geleneksel elektrik ızgaralı sinek öldürücülerde görülen zararlı parçacıkların gıda içine düşme riski ortadan kaldırır.
İŞLETMELERE SAĞLADIĞI FAYDALAR Oldukça etkili: Uçan haşereler baş ağrısı olmaktan çıkar. Dikkat çekmeyen tasarım: Her yerde kullanılabilir. Güvenli ve hijyenik: Böcek ilacı veya böcek parçaları olmaz. Koruma: Uçan haşereler tarafından taşınan hastalık riskini azaltır. Kolay montaj: Duvara monte edilebilir veya ek bir destek kullanılarak düz bir yüzeye kurulabilir.
MÜŞTERİ ARALIĞI
Oteller, kafeler, gıda perakendecileri, fırınlar, fast-food restoranlar.
LUMİNOS 3 Ortama uyumlu ve etkili uçan haşere kontrolü Luminos 3, uçan haşere yakalama analizi isteyen müşteriler için özel olarak tasarlanmıştır. Ünite oldukça etkili bir yapışkan plakaya sahiptir ve orta riskli alanlarda kullanılmak üzere düşünülmüştür. Yapışkan plaka ünitenin arka ve taban kısımlarını kaplar ve bu plakanın Rentokil teknisyeniniz tarafından düzenli olarak değiştirilmesi gerekir.
İŞLETMELERE SAĞLADIĞI FAYDALAR Oldukça etkili: Uçan haşereler baş ağrısı olmaktan çıkar. Dikkat çekmeyen tasarım: Her yerde kullanılabilir. Güvenli ve hijyenik: Böcek ilacı veya böcek parçaları olmaz. Koruma: Uçan haşereler tarafından taşınan hastalık riskini azaltır. Geniş, etkili yapışkan plaka: Hatasız yakalama analizinin uygulanmasını sağlar.
MÜŞTERİ ARALIĞI
Oteller, ticari amaçlı mutfaklar, ofisler, geniş gıda perakendecileri, alışveriş merkezleri.
restaurant marka 102 hotel & hi-tech
LUMİNOS SAPPHIRE Sık ve etkili uçan haşere kontrolü
Luminos Sapphire, Luminos ailesine son katılan ünitedir. Hem gizliliğin hem de etkinin çok önemli olduğu ev, ofis vb. mekanlar için özel olarak tasarlanmıştır. Luminos Sapphire sineklerin varlığı ile ilgili olarak halk sağlığı risklerinin oldukça düşük olduğu ortamlarda kullanılmak üzere geliştirilmiştir.Uçan haşereleri kontrol etmenin sık ve etkili yolunu öneren modern bir tasarıma sahiptir.
İŞLETMELERE SAĞLADIĞI FAYDALAR Etkili: Uçan haşereler baş ağrısı olmaktan çıkar. Sık tasarım: Tüm alanlarda kullanımı sağlar. Güvenli ve hijyenik: Böcek ilacı veya böcek parçaları olmaz. Koruma: Uçan haşereler tarafından taşınan hastalık riskini azaltır. Basit ve esnek kurulum: Kullanıma hazır şekilde tedarik edilir ve duvara veya masa üstüne monte edilmeye uygundur.
MÜŞTERİ ARALIĞI
Oteller, restoranlar, konutlar, ofisler, oteller.
Otel odalarındaki sinsi kan emici düşmanlarımız:
Tahtakurusu!!! Çözüm: Rentokil 4 – 8 mm uzunluğunda, iyi gelişmiş bacakları olan tahtakurularının kanatları yoktur. Ağız parçaları delip emmeye uyarlanmıştır. Renkleri kırmızıdan kahverengiye değişkenlik gösterir. Beslenme sonrası mor bir renk alan tahtakuruları, gece aktiftirler, özellikle gün ağarmadan önce en üst seviyededir. Konakçı üzerine sadece beslenmek için gelirler. Beslenmeden 1 yıl yaşayabilirler. Erginlerinin 20 C ‘de 1-1,5 yıl yaşadığı tahtakurularının ortak gizlenme yerleri yatak başı ve yatak yapısı, dikişler v b., yorgan düğmeleri ve dikişleri, dökülmüş sıva bölgeleri, soyulmuş duvar kağıtları altlarında, ahşaplar , süpürgelik altları, zemin birleşim noktaları, aydınlatmalar ve prizlerdir.
TAHTAKURULARI – İSTİLA BELİRTİLERİ Lekeler: Kandan dolayı kırmızı dışkılar etrafta görülebilir. Canlı Böcekler: Yetişkin ya da nimfler yatak içinde birleşim noktalarında ve dikiş yerlerinde görülebilir. Kan işaretleri: Yatak üzerinde kan lekeleri beslenme olduğunu gösterir.
TAHTAKURULARINININ KONTROLÜ YOK ETME Tahtakurularını kontrol etmede en başta yukarıdaki slaytlarda belirtilen bölgelerin kontrol edilmesi çok önemlidir. Tahtakuruları belirli bir mesafe yol alabilirler, bu yüzden istila sahasına yapışık veya istila sahasının altındaki ve üstündeki odaların da işleme tabi tutulması gerekir. Duvar kenarları, süpürgelikler gibi böceğin üreme ve yuvalanma alanlarına uygulama yapılabilir. Yatak takımı (battaniyeler, yastıklar vs.) asla bir böcek ilacı ile işleme tabi tutulmamalıdır. Yıkanmasını veya atılmasını tavsiye edin…
restaurant marka 104 hotel & hi-tech
Porland’dan mutfak profesyonellerine Maria serisi Standart desenlerin dışına çıkan Maria Serisi hem dayanıklılığı hem de zarafeti ile fark yaratacak! Porland, Maria serisiyle otel, restoran ve kafelerde fark oluşturan sunumlara imza atıyor. Standart desenlerin dışına çıkan seri, hem dayanıklılığı hem de zarafeti ile fark oluşturacak.
P
orselen üretimini Türkiye’de gerçekleştiren Porland, yıllık 70 milyon adet üretimi ile hem ev hem de profesyonel kesime hitap eden binlerce çeşit, renk ve desen ürünü sofralarla buluşturmaya devam ediyor. Her yıl tasarladığı pek çok ürün ve koleksiyon ile
sofra sanatına yön veren Porland, Maria serisiyle otel, restoran ve kafelerde fark oluşturan sunumlara imza atıyor. Özellikle a la carte restoranlar için tasarlanan Maria serisinde; farklı boylarda düz ve kayık tabaklar, kâseler, makarna tabağı, çukur tabak, tuzluk, biberlik ile tabaklı çay ve kahve fincanları bulunuyor. Rölyefli deseni ile uzun süre kullanım kolaylığı sağlayacak serinin, zarif ve şık tasarımı yanı sıra dayanıklılığı, çizilmezliği ve şeffaf yapısı tercih nedeni olacak.
Doğadan sofralara taşınan güzellik İnterni’de Porselende dünyanın en sıra dışı markası Pordamsa’nın yeni nesil mutfaklara uyumlu inovatif ürünleri de İnterni’de…
S
ıra dışı çizgilerin markası, porselende tasarım dehası Pordamsa; yaratıcı fikirlerin adresi w ile şimdi Türkiye’de. İspanya’nın geleneksel seramik bölgesi La Bisbal d’Empordà’da 35 yıldır üretilen yüksek kalitede porselenleri ile mutfak dünyası ve horeca sektörünün gözdesi. Pordamsa’nın dünya çapında övgü toplayan özelliklerinden birisi de sıra dışı ürünlerini ulaşılabilir fiyatlarla ve daimi stoklarla sunması. İspanyol porselen markası Pordamsa, yüksek kalitede porselen yaratabilmek için hammaddesini dünyanın en iyi maden yataklarına sahip Limoges, Güney Afrika ve Arjantin’den sağlıyor. Bu sayede; doğadan aldığı güç ve ilhamla, ‘devamlılık’ gösteriyor; dünyanın dört bir yanında hem işletmelerde, hem de evlerde yeni sunum yaratımına yönelik, ihtiyaçlara uygun, mutfak kreasyonları ile dikkat çekiyor. Pordamsa; porselen mutfak serileri dışında cam, çatal ve bıçak olmak üzere farklı ürün kategorilerini de sunuyor. Pordamsa’nın sıra dışı, inovatif ürünlerine Interni showroomundan ve online adresinden ulaşmak mümkün.
INTERNI HAKKINDA İnterni’nin mutfak profesyonellerine sunduğu markalar arasında işlevsel tasarımlarıyla ön plana çıkan sıradışı çizgilerin markası Pordamsa Porcelain, bir dünya markası olan Robert Welch, eşsiz pişirme deneyimi sunan Big Green Egg barbeküleri, sıradışı tasarımları ile Lehmann, ASA-Selection’ın minimalist seramikleri, moleküler mutfağın dehası yüzde 100 Chef, cam dünyasının global markası Durobor ve Belçika’dan dünyaca ünlü designer’ların buluştuğu tabak markası Serax yer alıyor.
restaurant portre / mimar 106 hotel & hi-tech
Üç yetenek Üç usta tasarım… “Otel ya da restoranlarını sadece ticarethane olarak görmeyen, vizyon sahibi ve bilinçli işletme sahiplerinin artması ve toplumsal bilincin oturmasıyla, başta İstanbul olmak üzere ülke olarak mimari ve içmimari yaklaşımlarımızla hızla yükseleceğimize inanıyoruz.”
O
tel ve restoranlara yönelik mimari hizmetlerinin yanı sıra geniş ürün yelpazesi ile mobilya ve ürün desteği de sağlayan Archive’in otel ve restoranlara yönelik çalışmalarını tasarım, malzeme ve üretim yaklaşımlarıyla firma kurucu mimarlarından Çağla Daş, Güven Yalın ve Kutay Yorulmaz ile konuştuk.
Archive’i tanıtarak turistik tesis, otel ve restoranlara yönelik projelerini anlatır mısınız?
ve yabancı markalarının ürünlerini kullanıcılara interaktif bir galeri/tasarım ofisi vasıtasıyla ulaştıran bir markadır. 2014 yılının başından bu yana faaliyette olan Archive+LAB, mimari tasarım ve uygulama departmanları ile birçok otel ve restoran projesi tamamlamıştır. Otel ve restoranlara yönelik verilen mimari hizmetlerin yanı sıra Archive, sahip olduğu geniş ürün yelpazesi ile otel ve restoranlara mobilya ve ürün desteği de sunmaktadır.
Archive, alt markası olan Archive+LAB ile mimari tasarım, projelendirme, uygulama ve ürün tasarımı hizmetleri vermenin yanı sıra alanında öncü Türk
Koleksiyonunuzda dünyaca ünlü markaların mobilya, tasarım ve objeleriyle birlikte dünyanın
KİMDİR? Bilkent Üniversitesi Kentsel Tasarım ve Mimarlık Bölümü’nden mezun olan Çağla Daş, 2010 yılında lisans eğitimini tamamladıktan sonra, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü’nde yüksek lisans eğitimi yaptı. 2012 yılında Archive’i kuran Daş, 2014 yılında Güven Yalın ve Kutay Yorulmaz’ın ortak olarak katılmasıyla mimarlık, içmimarlık ve mimari uygulama departmanlarını bünyesine Archive+LAB olarak kattı.
KİMDİR? 2008 yılında Bilkent Üniversitesi, İç Mimarlık Bölümü’nden mezun olan Kutay Yorulmaz, lisans eğitimini tamamladıktan sonra beş yıl boyunca ünlü mimari ofislerin proje ve uygulama departmanlarında görev alarak, yurt içi ve yurt dışında konut projelerinden havaalanı projelerine kadar geniş bir yelpazede sayısız projede yer aldı. Yorulmaz, bu çalışmalarının yanı sıra serbest olarak, yurt içinde birçok konut, otel ve ofis projesi tamamladı.
KİMDİR? 2008 yılında Lefke Avrupa Üniveristesi İç Mimarlık Bölümü’nden mezun olan Güven Yalın, lisans eğitiminin ardından ünlü mimari ofislerin proje ve uygulama departmanlarında çalışarak yurt içi ve yurt dışında birçok projeye imza attı. Yalın, 2014 yılında tasarım ve mimariye aynı izleri bırakma tutkusuna sahip olan ÇağlaDaş ve Kutay Yorulmaz ile ortak olarak; mimarlık, iç mimarlık ve mimari uygulama departmanlarının eklenmesiyle Archive’e katıldı.
en iyi tasarım markalarının ve Türk tasarımcıların özgün eserlerinin yer aldığını da görüyoruz. Kimler ve hangi markalarla çalışıyorsunuz, detaylı bilgi verir misiniz? Galata’da bulunan Archive Galeri’nin mobilya bölümünde, bünyesinde dünyaca ünlü tasarımcıları barındıran Brokis, Davide Groppii Delightfull, Driade, Eumenes, Jspr, Kusch, Magis, Plank, Ruben Lighting, Tacchini ve Yota markalarının rafine ürünleri ile birlikte ZF Design, Unomod, Nollt, Losh Design, Kontraist gibi isimlerini tüm dünyaya duyurmuş Türk markaların ürünleri bulunmaktadır. Galerinin aksesuar bölümünde ise, Bloomingville, Seletti ve Serax gibi yabancı markalarının ürünlerinin yanı sıra, Ceren Dabağ, Erdem Akan, Haluk Aydın, Hande Bilten, Muzz Design, Toz Design, Santimetre, Odun Design, Melis Buyruk, Selben gibi Türk marka ve tasarımcıların ürünlerine yer verilmiştir. Claudio Bellini, Enzo Mari, Fabio Novembre, Jean-Marie Massaud, Konstantin Grcic, Naoto Fukasava, Paola Navone, Philippe Stack, Ron Arad ve Tokujin Yoshioka gibi tasarım dünyasının önde gelen isimlerinin ürünlerine de Archive Galeri’de yer verilmektedir.
Archive Galeri’de satışa sunduğunuz 2015 yılına özel tasarımlarınızdan ve bununla bağlantılı olarak yıla damgasını vuran yeni tasarım trendlerinden de bahseder misiniz? Archive+LAB’e bağlı ürün tasarımı departmanı ile 2014 yılınd tasarım ve Ar-Ge’sini tamamladığımız “Falda” serisini 2015’in ikinci çeyreğinde kullanıcılara sunacağız. Bar taburesi, yemek sandalyesi, çalışma sandalyesi, koltuk, sehpa, çalışma masası ve konsol ürünlerinden oluşacak serinin prototip çalışmalarının tamamlanmasını takiben seri üretime geçeceğiz. Mobilya tasarımı her geçen yıl sadelik ve fonksiyona daha eğimli hale geliyor. Yeni tasarım trendleri de bu doğrultuda kullanımı kolay, sade ve ergonomi odaklı olacaktır. Bunun yanı sıra sektörün 60’ların ve 70’lerin tasarım çizgilerine eğimi olduğu da aşikar. Piyasanın nabzını takip eden tasarımcılar olarak Archive+LAB ürün tasarımı ekibi de bu yönde, sadelik ve konforluğu baz alan çarpıcı ürünlerin tasarımına odaklanıyor.
Sektörün koleksiyona ilgisi nasıl? Satışlarınız nasıl gidiyor? Falda serisi 2015’in ikinci çeyreğinde kullanıcılara sunulacak. Ancak, mimari tasarımını tamamladığımız ve uygulamasını 2015’in sonunda tamamlayacağımız konut ve otel projelerinin bazılarında bu seriyi kullanacağız. Proje müşterilerimizin seriye ilgisi oldukça olumlu ve yoğun. Perakende olarak piyasaya çıktığında ise serinin, içinde bulunduğumuz çağın tasarım trendlerine yakınlığı sebebiyle yoğun ilgi
restaurant portre / mimar 108 hotel & hi-tech
tamamlanacak olan otel projesi öne çıkan çarpıcı projelerimizden.
göreceğini öngörüyoruz. Koleksiyon olaran sunmadığımız ve parça parça çıkardığımız perakende olarak satışta olan Archive+LAB ürünlerine olan ilgiden oldukça memnunuz.
Archive’in bunlar dışında tasarım ve danışmanlığını üstlendiği kendine ait çalışmaları da bulunuyor mu? Archive+LAB ‘e bağlı mimari tasarım, projelendirme, modelleme ve uygulama departmanlarımız ile bu konuda kurulduğumuz tarihten bu yana birçok proje tamamladık. Tamamlanan birçok konut ve ofis projesinin yanında 2014’ün sonunda uygulamasını tamamladığımız Maslak’ta bulunan Sun Plaza projesi, 2015’in ikinci yarısında tamamlanacak olan, Nişantaşı’nda konumlanacak olan Gym & Tonic spor salonu ve spa projesi, Pera’da konumlanan Aheste Pera Restaurant’ı ve Tünel bölgesinde bulunan 2015’in sonunda uygulaması
Tasarımda malzeme seçimleri anlamında dikkat çeken detaylar neler? Malzeme kullanımında Türkiye ve dünyadaki trendler nereye doğru gidiyor? Bize göre malzeme, gerek mimaride gerekse ürün tasarımında iş bitirici konumundaki detaydır ve çok önemlidir. Aynı formlarda tasarlanan bir mekan ya da üründe kullanacağınız iki farklı malzemeden biri ürünü maskülen veya soğuk gösterebilirken, diğer malzeme aynı formadaki ürünü tamamen feminen ve sıcak gösterebilir. Bu yüzden iyi bir mimar ya da tasarımcı olmanın can alıcı noktalarından biri malzeme bilgisidir. Bu sebeple yeni çıkan her malzemenin üretiminden uygulanmasına kadar her detayı öğrenmeye ve malzeme için farklı kullanım yolları araştırmaya çalışıyoruz. Bugün çoğu mimar malzemeden korktuğu için ürettiği her projede aynı malzemeyi aynı detaylarla uyguluyor. Güvenli bölgede kalmaya dair bir strateji olsa da Archive+LAB için bu yaklaşım bir tür kısır
Türkiye’de otelcilik sektöründe mobilya anlamında neler yaşanıyor? Sektöre dair gözlemleriniz, tespit ve önerileriniz var mı?
döngü; gelişimin tek yolu araştırmak ve yeniliklere açık olmaktır. Bu sebeple her projemizde farklı malzemelere ve farklı detaylara yer vermeye çalışıyoruz ve uygulama öncesi malzemeyi en ince detayına kadar öğreniyoruz. Çok eksenli CNC makinaları gibi gelişen üretim teknolojilerinin ortaya çıkmasıyla malzeme kullanımı artık tek parçalı üretimlere yönelmeye başladı. Son yıllarda hızlanan bu gelişim, gerek tasarım özgürlüğü gerekse estetik kaygıların çözümü açısından çok değerli. Halen sanayileşme ve endüstri olarak bazı ülkelerin gerisinde olsa da Türkiye’de son yıllarda malzeme üretimi teknolojilerini gözardı edilemeyecek şekilde geliştiren ülkelerden.
Dekorasyon, tasarım ve üretim yaklaşımlarıyla İstanbul başta olmak üzere diğer otel ve restoranları nasıl değerlendiriyorsunuz? İstanbul, konumu ve tarihi gereği kozmopolitleşmiş yaşayan bir şehir. Her semtin kendine özgü bir ruhu ve tavrı var. Maalesef bundan birkaç sene öncesine kadar, ne şehirsel planlamada ne şehrin mimari dokusunda ne de iç mimarideki hassasiyette bu olgular göz önünde bulundurulmuyordu. Şehrin ruhunu, kültürel ve tarihi zenginliklerini görememenin bedelini, çarpık kentleşmeyi ve tanımsız mimariyi düzeltmeye çalışarak içinde bulunduğumuz dönemde ödüyoruz. Bu konudaki bilincin gelişmesiyle birlikte son birkaç senelik dönemde, hem içinde bulunduğu şehrin ve semtin ruhunu anlayan, ortaya çıkaran hem de dünya mimari ve içmimari trendleriyle paralel ilerleyen otel ve restoranlar yapılmaya başladı. Otel ya da restoranlarını sadece ticarethane olarak görmeyen, vizyon sahibi ve bilinçli işletme sahiplerinin artması ve toplumsal bilincin oturmasıyla, başta İstanbul olmak üzere ülke olarak bu konuda hızla yükseleceğimize inanıyoruz.
Tamamladığımız ve üzerinde çalıştığımız otel projelerinde birçok farklı müşteri ile tanışma ve çalışma fırsatımız oldu. Birlikte çalıştığımız otel sahiplerinin haklı olarak kesiştiği nokta, kullanılan mobilyaların dayanıklılığı. Oteller yüksek sirkülasyonlu işletmeler olmaları sebebiyle kullanılan mobilyalar da aynı sirkülasyonun etkisi altında kalmaktadır. Bu sebeple Türkiye’de otel işletmelerinin mobilya sektöründen dayanıklılık, hızlı üretim ve hızlı değişim gibi haklı beklentileri var. Özellikle şehir merkezlerinde
konumlanan iş otelleri arasındaki benzerlik ve tekdüzelik hissi dikkatimizi çeken gözlemlerimizden. Gerek iç mimari gerekse mobilya seçimi bakımından çoğu şehir oteli benzer dili paylaşıyor. Bunu kırmanın yolu, bir otelin en can alıcı bölümü olan karşılama ve lobi alanlarında özgün dokunuşlarda bulunmak. Otele özel üretilmiş mobilyaların kullanılması ya da farklı malzemelerin farklı detaylarla tamamlanmasıyla tüm mekanın algısı ve hissi değiştirilebilir.
Gündeminizde yeni projeleriniz var mı? Uygulaması bu sene tamamlanacak otel, restoran, spor salonu ve spa projelerinin yanı sıra 2015 Archive+LAB için yurt dışı projelerinin yurt içi projeleri kadar yoğun olacağı bir yıl olacak. Tasarım ve projelendirmesine devam ettiğimiz lokasyon olarak İtalya ağırlıklı mimari ve içmimari projelerimiz gündemde. Konut ve restoran ağırlıklı bu projeler 2015’in son çeyreğinde hayata geçmiş olacak. Bu projelere ek olarak gündemimizde, İstanbul ağırlıklı yurt içi bazlı konut, mağaza ve otel projeleri var.
restaurant dekorasyon 110 hotel & hi-tech
Duvardan duvara
i t t e f n o C
Confetti, duvardan duvara proje halılarıyla turizm ve eğlence sektörüne faaliyet gösteren otel ve restoran gibi büyük mekanlara şık, konforlu ve uzun ömürlü çözümler sunuyor.
T
urizm ve eğlence sektöründe faaliyet gösteren otel, restoran gibi büyük mekanların mimari projelerinde tercih edilen Confetti, kütüphane, okullar ve anaokulları gibi eğitim alanlarına da duvardan duvara halılarıyla mimari proje desteği vermeye başlıyor. Duvardan duvara proje halılarıyla başta mimarlara olmak üzere modern çözümler sunan Confetti, 20142015 koleksiyonuyla mekanlarda tasarım ve şıklığı bir araya getiriyor. Otel, restoran gibi mekanlara proje desteği sunan Confetti, 2015 itibariyle okul, kütüphane gibi binalarda da mekan sahipleri ve mimarların çözüm ortağı olmaya devam edecek.
KALABALIK MEKANLARIN TERCİHİ Confetti’nin proje tasarım ekibi tarafından mekanlara özel olarak tasarlanan Confetti duvardan duvara proje halıları, özellikle kokuyu hapseden yapısıyla kalabalık mekanların tercihi oluyor. Anti-alerjik, anti-statik ve anti-bakteriyel yapısıyla sağlıklı kullanım sunan halılar, yanmazlık özelliği ile de kalabalık mekanlarda
meydana gelebilecek küçük kazalara karşı güvenli bir ortam sağlıyor.
Geberit’ten yepyeni bir duş kanalı serisi Cleanline Modern mimarinin banyolardaki yansıması Geberit, banyolar için pratik, estetik ve kullanışlı ürünler tasarlamaya devam ediyor. Geberit’in son yeniliği CleanLine duş kanalı, modern duşlarda hijyenik çözümler arayanlar için geliştirildi.
G
eberit, geliştirdiği yenilikçi ürünleriyle banyolara fonksiyonel çözümler sunmaya devam ediyor. Hemzemin duşlar için ürettiği duş kanallarını temizlik ve hijyen konularını dikkate alarak geliştiren Geberit, kullanıcılara yenilikçi çözümler sunuyor. Duş alanlarının ortasına ya da duvar kenarına yerleştirilebilen CleanLine duş kanalları, keyifli bir duş deneyimi yaşamak isteyenler için tasarlandı.
TEMİZ VE ÇEKİCİ Sıradan duş kanallarının en büyük sorunu kapaklarının altında biriken kirler! Geberit CleanLine duş kanalları bu soruna ideal bir çözüm sunuyor; temizliği zorlaştıracak gizli kenar ve köşeleri ortadan kaldırıyor. Kullanıcılarına hijyenik bir kullanım sağlayan CleanLine duş kanalları, çıkarılabilen tarağı sayesinde saç veya diğer büyük parçaları etkili bir şekilde tutarak duşlarda sıkça yaşanan tıkanma sorununu önlüyor. Şık tasarımı ve paslanmaz çelik kapağı sayesinde ise banyolara modern bir hava katıyor.
SON DERECE ŞIK VE PRATİK İsteğe göre duvar kenarında da yerleştirilebilen duş kanalının paslanmaz çelik kapağı duş alanının ölçüsüne uygun olarak kesilebiliyor. Son ayrıntısına kadar düşünülmüş kurulum ve sızdırmazlık teknolojisine sahip olan CleanLine duş kanalları tüm standart zeminlere uygulanabiliyor. Üstelik bunu
yapmak sıradan zemin montajı kadar kolay oluyor. Modern görünümü ve fonksiyonel kullanımıyla banyo dekorasyonuna önem verenlerin tercihi Geberit, CleanLine duş kanalları ile hemzemin banyolar yaratmak isteyenlere şık ve hijyenik bir çözüm sunuyor.
restaurant otel - tech 112 hotel & hi-tech
EKS Dış Ticaret Firma Ortağı Emre Özdeş
“Kalite ve dayanıklılık isteyenlerin tercihiyiz” “Türk yatırımcılar fitness center’ın yalnızca yıldız almak için değil, müşteri memnuniyeti ve dışarıdan üyeliklerle gelir elde etmek için de önemli olduğunu fark ettiler. Sektör gün geçtikçe daha da gelişecek…”
D
ünyanın önde gelen bilgisayarlı kondisyon ve fitness cihazları üreticisi firmaların Türkiye mümessili ve genel distribütörü olan EKS Dış Ticaret, hem şahsi kullanımlara uygun ev tipi cihazlar hem de fitness salonları için özel modeller sunuyor. Otel yatırımlarında yoğun olarak tercih edilen firma, projeye uygun modellerin seçiminden cihazların yerleşim planlarının hazırlanmasına kadar pek çok konuda yatırımcıya destek veriyor. Kurulduğu günden bu yana fitness sektörüne odaklı hizmetler veren firmanın ana markası Life Fitness’ı ve fitness sektörünün Türkiye’deki gelişimini EKS Dış Ticaret Firma Ortağı Emre Özdeş ile konuştuk.
EKS Dış Ticaret’i tanıtarak, Life Fitness markasının Türkiye ve dünya pazarındaki yerine ilişkin bilgi verebilir misiniz? EKS Dış Ticaret, 1989 yılından beri hem bireysel kullanımlara uygun ev tipi cihazlar hem de salonlar, fitness ve kondisyon merkezleri, sağlık ve güzellik kuruluşları, oteller ve turistik tesisler, şirket merkezleri, askeri kuruluşlar gibi değişik amaçlı yerler için modeller sunuyor. Yatırımcılara, projeye uygun modellerin seçiminden cihazların yerleşim planlarının hazırlanmasına kadar pek çok konuda
destek veren firmanın otellere yönelik özel çözümleri de bulunuyor. EKS Dış Ticaret, kurulduğu günden bu yana fitness sektörüne odaklı olarak hizmet veriyor. Life Fitness, şirketin ana markası. Firma, 1980’lerin sonunda henüz Türkiye’de fitness sektörü gelişmemişken Life Fitness’ı Türkiye’ye getiriyor ve zaman içinde bünyesine farklı markaları da katarak, yer aldığı başarılı projelerle ve özellikle otel yatırımlarının fitness salonlarını en doğru şekilde kurarak Türkiye’de fitness bilincinin oturmasına destek veriyor. Birkaç yıl öncesine kadar Life Fitness markasının yalnızca Türkiye distribütörlüğünü üstlenen firma, bugün markanın Azerbaycan, Türkmenistan, Gürcistan, Kuzey Kıbrıs ve Kuzey Irak gibi ülkelerde de distribütörlük yürütüyor. Fitness alanında zemin malzemesinden başlayarak alanda yer alacak cihazlara, stüdyo ekipmanlarından, spor aksesuarlarına kadar gereken tüm ekipmanları tedarik ettiklerini, bununla da kalmayıp bir fitness salonunda kaç tane duş olmalı, kaç tane dolap olmalı, üye profiline göre salonun boyutu ne kadar olmalı,
ne tür ekipmanlar kullanılmalı gibi konularda da danışmanlık hizmeti veriyor.
Fitness sektörünün Türkiye’deki gelişimi hakkında neler söyleyebilirsiniz? Türkiye’de fitness sektörü otellerle birlikte gelişme gösterdi. 1990’lı yıllarda uluslararası otel zincirleri Türkiye’de yatırım yapmaya başladı. Bu zincirlerin dünyada belli standartları var, ‘fitness center’ da bu standartlardan bir tanesi. Dolayısıyla yapılan yeni yatırımların her birinde ‘fitness center’ kurulmaya başladı, derken piayasada talep oluştu. Zaman içinde Türk yatırımcılar da gördüler ki fitness center yalnızca yıldız almak için değil, hem müşteri memnuniyeti sağlamak hem de dışarıdan üyelik kabul ederek gelir elde etmek açısından önem taşıyor. Böylelikle de sektör Türkiye’de giderek gelişti, gelişmeye de devam ediyor.
Oteller fitness konusunda nasıl farklılaşıyor, ne gibi farklı taleplerde bulunuyor? Otelleri iki ana gruba ayırmamız lazım; genellikle güney bölgelerde yer alan ve her şey dahil sistemle hizmet veren tatil otelleri ve şehir otelleri... Tatil otellerine yıl içerisinde farklı ülkelerden insanlar geliyor. Ancak bu tip tesisler, fitness salonuna otel içinde çok fazla yer ayırmayı tercih etmiyorlar, çünkü genelde dışarıdan üyelik almıyorlar. Ama bir yandan da farklı fitness seviyesindeki insanlara hitap etmek zorundalar. İşte burada farklılaşan ürünler devreye giriyor; bir spor salonunda göremediğiniz, biraz daha kompakt ve aynı zamanda birden fazla kas grubunu çalıştırabilen cihazlar bunlar. Life Fitness’ın oteller için ürettiği özel serileri var. Normal bir fitness salonunda 15-16 makineyle yapılabilecek egzersizleri 5-6 makineyle gerçekleştirebiliyorsunuz. Bu serilerden ağırlık cihazlarını içinde barındıran, Optima Serisi. Bir de kardiyo cihazlarını içeren Activate Serisi bulunuyor. Öte yandan otellerde fark oluşturmak, alanı verimli kullanmaktan başlıyor. Biz otellere herhangi bir proje sunarken, proje aşamasında devreye girdiğimizde onların gerçekten neye ihtiyaçları olduğunu belirleyerek işe başlıyoruz. Çünkü otelin hizmet verdiği müşteri profiline göre ihtiyaç duyduğu ekipmanlar değişiyor. Ama genel olarak şunu söyleyebilirim ki tesisinde üst düzey kalite ve dayanıklılık arayanlar bizim cihazlarımızı tercih ediyor.
Life Fitness’ın otellere yönelik sunduğu serilerin özellikleri hakkında bilgi verebilir misiniz? Oteller için üretilen serilerde normal bir fitness salonundaki cihazlara göre daha az özellik bulunuyor. Yani cihazı süsleyen ekstra özellikleri daha az bu nedenle kullanımı daha kolay. Bunu yanı sıra ana hatlarıyla bir Life Fitness cihazında olması gerek tüm standart özelliklere sahip. Örneğin, ‘Fatburn’ Life Fitness’ın gelenekselleşmiş ve herkesin talep ettiği bir yağ yakma programı. Cihaza yaş, boy ve kilo bilgilerini girersiniz, cihaz size otomatik olarak nabzınızı hangi aralıkta çalıştırmanız gerektiğini söyler. Bununla da kalmaz, nabzınızı o aralıkta tutar. Üstelik nabzınız o aralığa gelene kadar eğimi arttırır. Bu sayede minimum zamanda maksimum yağ yakmanızı sağlar.
restaurant otel - tech 114 hotel & hi-tech
Life Fitness’ın tüm koşu bantlarında bulunan bir özelliktir bu. Bu üst düzey cihazların sağlık açısından hiçbir dezavantajı yok. Bu nedenle büyük markaların ürettiği cihazlarla çalışmak çok önemli hale geliyor. Life Fitness, Ar-Ge’ye çok ciddi yatırım yapıyor. Birden fazla kas grubunu, hem de doğru açılarla çalıştıracak cihazı tek bir makine üzerinde toplamak dışarıdan görüldüğü kadar kolay bir iş değil. Life Fitness, cihazların doğru açılarla üretilmesi konusunda çok hassas çalışıyor. Markanın en önemli özelliklerinden biri de ürünlerinin uzun ömürlü olması ve çok nadiren servis gerektirmesi.
Life Fitness’ın yanı sıra başka hangi markalarla hizmet veriyorsunuz? Öncelikle şunu belirtmeliyim; fitness salonlarının zemini çok çok önemli. Çünkü serbest ağırlık ekipmanları kullanım sonrasında bir şekilde yere atılan malzemelerdir. Zeminin malzemeyi koruyor olması, deforme olmaması, gürültüyü azaltıyor olması ve tüm bunların yanında anti bakteriyel olması gerekiyor. Biz, ‘Pavigym’ marka zemin malzemesinin Türkiye distribütörüyüz. Bu zemin malzemesi, özellikleri sayesinde deforme olmuyor, ürünü koruyor, sesi azaltıyor ve antibakteriyel. En önemli özelliklerinden biri de zarar görmesi durumunda birer metrelik kareler halinde yenilenebiliyor. Bunların yanında şehir otellerinde stüdyo ekipmanları da çok önemli. Bu ekipmanlar sayesinde otellerde fitness
EKS DIŞ TİCARET HAKKINDA 1989’dan beri fitness sektörünü Türkiye’de temsil eden birçok prestijli projeye ve sektörde ilklere imza atan bir firma. Endüstrinin lokomotifi Life Fitness başta olmak üzere her biri kendi segmenti önemli konumda olan; Hammer Strength Ağırlık Cihazları, TRX Suspension Training System, Peak Pilates Cihazları, Le Mond Spinning Bisikletleri, Vicore Bench ve Sehpaları, First Degree Kürek ve Ergometri Cihazları, Fitlinxx Gym Yönetim Sistemleri, Pavigym Zemin Kaplamaları gibi birçok prestijli markanın da distiribütörlüğünü yaparak fitness alanında %100 çözümler sunuyor.
salonlarının yanında yer alan stüdyolar insanları spor yapmaya teşvik eder hale geliyor. Günümüzde yükselen trend olan Pilates’i de unutmamak lazım. EKS Dış Ticaret olarak, Peak Pilates markasının da distribütörüyüz. Bu markanın özelliği ise ilk ve tek katlanabilen pilates cihazını yapıyor olması. Böylece özellikle sınırlı alana sahip olan otellerde Pilates cihazları yer kaplamamış oluyor.
restaurant otel - tech 116 hotel & hi-tech
LG, aydınlatma çözümleri seminerine katıldı LG Electronics Türkiye yetkilileri Elektrotek’in Adapazarı’nda düzenlediği aydınlatma çözümleri konulu seminer ve teknik eğitimde Elektrotek çalışanlarıyla buluştu.
L
G Electronics Türkiye yetkilileri, Elektrotek Endüstriyel Elektrik Makine Malzemeleri’nin Adapazarı’nda düzenlediği endüstriyel aydınlatma çözümleri konulu seminere katıldı. Sektördeki en son trendlerin anlatıldığı etkinlikte şirket personeline LG Electronics’in aydınlatma ürünleri ile ilgili detaylı bilgiler verildi. LG Electronics Türkiye Aydınlatma Ürünleri Satış Müdürü Gülen Seyhan ve Alerta Electronics Genel Müdür Yardımcısı Murat Kaptan’ın katıldığı etkinlikte Elektrotek’in merkez satış, saha ve yönetim kadrosu da yer aldı.
GÜLEN SEYHAN’DAN LG AYDINLATMA ÇÖZÜMLERİ SUNUMU Seminer kapsamında Essentials ürün grubu,
lamba segmenti, PLS aydınlatma sistemleri, LG LED teknolojisi ve LG kontrol sistemleri (Zigbee, Dali, radar sensor kontrol sistemleri) gibi konular üzerinde duruldu. Gülen Seyhan ise LG’nin aydınlatma çözümleriyle ilgili bir sunum gerçekleştirdi. Gülen Seyhan yaptığı açıklamada şunları söyledi: “LG Electronics’in oldukça hesaplı çözümler sunan iç ve dış aydınlatma sitemlerinin avantajlarını önce iş ortaklarımıza sonrasında da son kullanıcıya en iyi şekilde ulaştırmayı hedefliyoruz. Türkiye çapında gerçekleştirdiğimiz başarılı projelerin yanında katıldığımız bu gibi seminer ve teknik eğitimlerle aydınlatma çözümlerindeki bilgi birikimimizi sektöre aktarıyoruz”.
Ne kadar veri o kadar kazanç “Stratejilerini veri odaklı yapan oteller rekabette bir adım öne geçerek hem verimliliklerini ve karlılıklarını artırıyorlar hem de farkındalık oluşturuyorlar.”
T
ürkiye’de oteller yavaş yavaş ellerindeki veriyi doğru şekilde kullanmanın ne kadar önemli olduğunu anlamaya başladılar. Topladıkları veriler içerisinden anlamlı sonuçlar çıkararak çok farklı kazanımlar elde edebiliyorlar. Büyük verinin etkin kullanılması durumunda otellerin elde edecekleri kazançları ve bu yolculukta dikkat edilmesi gereken kriterleri Emarsys Ülke Müdürü Murat Erdör ile konuştuk.
Büyük veri tam olarak neyi ifade ediyor, anlatır mısınız? Büyük verinin etkin kullanılması durumunda oteller ne kazançlar elde ederler? Küresel çapta geride bırakılan verinin çapı o kadar büyük durumda ki, otoriteler tarafından bu durumu tanımlamak için “Big Data” yani büyük veri terimi kullanılıyor. Oteller, yalnızca gecelik oda satışlarıyla karlılık sağlayamayacaklarından, gelir oluşturacak ürünleri ve hizmetleri de otelde konaklayan müşterilere sunmalıdırlar. Ve bunu yaparken de hangi müşterinin neden keyif aldığına, otelde geçmiş yıllarda konaklama sağladıysa müşterinin hangi hizmetleri talep ettiğine dair detaylar da otelin bilgi havuzunda olmalıdır. Oteller ekstra kazanç elde edebilmek için bu bilgileri anlamlı ve kullanılabilir hale getirmelidir.
Türkiye’de otellerde büyük verinin kullanımı… Oteller bu yeni kavramı ne kadar iyi tanıyor? Tüm dünyada dijital anlamda büyük bir değişimden ve yenilenmeden söz ediyoruz. Artık mobilite her yerde, sosyal medya hayatımızın her anında yanımızda. Satış kanalları çeşitlendi, lokasyon bazlı veriler çığ gibi büyüyor. Artık makinalar diğer makinalarla konuşuyor. Bu da ortalıkla dolaşan verinin son yıllarda katlanarak artmasına yol açtı. Türkiye’de faaliyet gösteren yerel ya da küresel oteller de sahip oldukları ve her geçen gün artan bu veriyi değerlendirmek için
çeşitli adımlar atmaya başladılar. Oteller ellerindeki gereksiz verilerden kurtulmaya, kullanacakları verileri de detaylandırmaya başladılar. Bu dönemde yeni yasanın da etkisiyle izinli pazarlama ön plana çıkacağından, otellerin ellerindeki verileri daha dikkatli şekilde konumlandıracaklarını düşünüyoruz.
Büyük veri yolculuğunda otellerin göz önünde bulundurması gereken kriterler nelerdir? Büyük verinin toplanması, anlamlı hale getirilmesi ve değerlendirilmesi için en önemli aşama otellerin bu çalışmayla öncelikli olarak nereye varmak istediklerini belirlemesidir. Büyük veri kullanımında öncelikli olarak datanın kaynağının bilinmesi ve verilerin nereden geldiğinin iyi anlaşılması önemlidir. Herhangi bir datadan sonuç alındığında, kurum o verinin hangi kaynaktan geldiğine bakıp uzun dönemli projelerine yön verebilir. Örneğin Facebook’tan gelen kişilerden çok verim alınırsa kurum bir sonraki yıl yine bu mecrada reklam çalışması yapabilir. Eskiden megabyte, gigabyte, terabyte gibi büyüklük belirten kavramları konuşurken günümüzde petabyte, exabyte, zettabyte, yottaybyte gibi dehşet büyüklüklerden bahsediyoruz. Bu kadar büyük verilerin saklanması, büyük enerji ve kaynak gerektirdiğinden otellerin veri saklarken gerçekten ileride işlerine yarayacak bilgileri saklamasında fayda var. Elde edilen verilerin hangi yöntemlerle işleneceği de önemli. Doğru şekilde verilerin işlenmesi ve anlamlı hale getirilmesi sonuca giden en önemli yol olacaktır. Veriler anlamlı hale getirilip kullanılamazsa harcanan zaman ve para çöp olacaktır. Dikkat edilmesi gereken son şey ise, anlamdırılan bu verilerin nasıl kullanılacağıdır. En başta da belirttiğim üzere oteller bu veriler ile neye varmak istediğini net şekilde belirlemişse, sıra bu verilerin değerlendirilmesi, sonuçlandırılması ve geri dönüş oranlarının artırılmasına gelmektedir.
restaurant otel - tech 118 hotel & hi-tech
2015
Kale Endüstri Holding’in yılı olacak 2014’te hedeflerini tutturan Kale Endüstri Holding 2015’te de iddialı. 2014’ü 400 milyon TL’lik ciro ile kapatan grubun, 2015 ciro hedefi 500 milyon TL.
T
ürkiye’de özellikle kilit, çelik kapı ve pvc/alüminyum kapı pencere aksesuarları sektörlerinin güçlü firması olan Kale Endüstri Holding, 2014 kapanış rakamlarını ve 2015 hedeflerini açıkladı. Açıklanan verilere göre 2015 yılında, Kale Endüstri Grubu üretim kapasitesini 2014 yılına kıyasla yaklaşık yüzde 30 oranında artırmayı hedefliyor. 2014 yılı için yüzde 20’lik büyüme hedefini gerçekleştiren Kale Endüstri Holding, 2015 yılını yaklaşık 500 milyon TL’lik toplam ciroyla tamamlamayı hedefliyor. Kale Endüstri Holding, “Tam Kapsam Güvenlik” anlayışıyla alarmdan kasaya, kilitten kapıya, sigortadan pencere ve elektronik sistemlere kadar birçok noktada güvenlik önemleriyle güvenliğin her alanına sahip çıkıyor.
AVRUPA’NIN EN BÜYÜK ENTEGRE GÜVENLİK ÜRÜNLERİ ÜRETİM TESİSİ 1953 yılında temelleri atılan Kale Kilit’in de bünyesinde bulunduğu Kale Endüstri Holding, grup şirketlerinin tüm ürün gruplarının üretimini 2014’te temelini attığı Çerkezköy’deki Kale Üretim Merkezi’nde bir araya getirmeyi amaçlıyor. Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük entegre güvenlik ürünleri
fabrikalarının temelini atan Kale Endüstri Holding, 2016’nın ilk yarısında açılacak yeni tesislerinde ihracat pazarlarını artırmayı hedefliyor. Çerkezköy’de 380 dönüm arazi üzerinde konumlandırılan modern entegre kilit, çelik kapı/kasa, kapı/pencere aksesuarları ve elektronik güvenlik ürünleri üretim tesisi yaklaşık 100.000 m2 kapalı alana sahip olacak. Kale Üretim Merkezi bina, altyapı, sosyal donatı alanları ve makine parkuru ile yaklaşık 150 milyon TL’lik bir yatırım bütçesiyle yapılacak. Kale Üretim Merkezi’nde her ürün grubunun şu anki yıllık üretim kapasitesinin 2 katına çıkarılması hedefleniyor. 2016’da yeni fabrikanın faaliyete geçmesiyle Kale Endüstri Holding’e bağlı tüm grup şirketleri tek bir çatı altında entegre bir şekilde üretimi gerçekleştirecek.
restaurant fuar 120 hotel & hi-tech
Ege Seramik Genel Müdürü Göksen Yedigüller
“2015’ten endişeli değilim” “Pazara sunduğumuz yeni ürün gruplarımızla iyi bir satış bandı yakalamış durumdayız. Gelen bu yoğun talepler bizleri ürünlerimizin doğruluğu konusunda da teyit ediyor. Unicera Fuarı’na ilişkin şu ana kadar ki izlenimlerimiz çok olumlu. Bu doğrultuda 2015’e umutlu bir başlangıç yaptığımızı söyleyebilirim.”
S
eramik sektörünün güçlü markalarından Ege Seramik, Unicera Fuarı’nda yeni ürün gamıyla görücüye çıktı. Mevcut ürünleriyle beraber büyük ebatlı ürünleriyle de pazardaki yerini almaya başlayan seramik markası, mayıs ayında tamamlamayı planladığı yeni hol yatırımıyla pazardaki gücüne güç katacak... Ege Seramik’in Unicera Fuarı’na ilişkin değerlendirmelerini firmanın yeni yatırım ve planları doğrultusunda firma Genel Müdürü Göksen Yedigüller ile konuştuk.
Unicera Fuarı Ege Seramik açısından nasıl geçiyor? Fuardan beklentileriniz nelerdir? Bu yılki fuar firmamız açısından çok iyi geçiyor. O kadar ki yerli ve yabancı müşterilerimizden ve diğer ülkelerden yoğun bir katılım söz konusu. Bu çerçevede sunduğumuz ürün gruplarında özellikle satış bandında aldığımız yoğun talepler bizleri ürünlerimizin doğruluğu konusunda da teyit etmiş oldu. Bu yıl genel konseptler olarak mermer, ahşap ve doğal dokuları işledik. Aralarında beton efektleri olan malzemeler de yer aldı. Bununla beraber ürünlerimizde 80X80, 60X120, 60X60 ebatlarımızla hem mat hem parlak serilerimizi sunduk. Fuara ilişkin şu ana kadar ki izlenimlerimiz çok olumlu.
Bu doğrultuda 2015’e umutlu bir başlangıç yaptığımızı söyleyebilirim.
Bu yıl otel ve restoranlarda ağırlıklı olarak bahsettiğiniz bu ürün grupları ve malzemeleri mi göreceğiz? Ürünlerimiz ağırlıklı olarak Akdeniz otellerinde tercih ediliyor. Özellikle dijital teknolojiyle sunduğumuz doğal efektli ürünlerimiz proje tasarımlarıyla müşterilerimize farklı sunumlarla ulaşıyor. Bunlar bir otelin genel alanlarından havuz kenarlarına, odalarından banyolarına kadar her türlü kullanıma imkan sağlayan ürünler. Bu çerçevede pazarda iyi bir performans yakalamış durumdayız.
2015 yılına ilişkin beklentileriniz, öngörüleriniz nelerdir? Bu yıl özellikle turizm ve otelcilik sektöründe yenileme hareketinin gerekliliği zaten ortaya çıkmış durumda. Otellerimizde belli bir süreden sonra yenileme ihtiyacı doğuyor. Özellikle Akdeniz yöresi otellerinde yenileme hareketleri ve yeni yapılan yatırımlar var. Ege’de de aynı şekilde buna benzer yatırımlar mevcut ve bu yatırımların hepsinde biz özellikle ziyaretlerimizi yapıp, söz sahibi olup, onlara gerekli mallarımızı ihtiyaçlarını karşılar şekilde vermekteyiz. Bu doğrultuda Türkiye’de turizm sektörü bu yıl da iyi olacaktır. Çünkü Türkiye gibi bir ülke her daim güneşiyle, deniziyle, insanıyla sonuçta tercih edilen bir ülke olacaktır. Bu yüzden ben 2015 yılından pek endişeli değilim.
sonunda bitecek, ondan sonra da üretimlerine başlamış olacağız.
Gündeminizde yeni yatırım planlarınız var mı? Bu yılla ilgili yeni yatırım planlarımız var tabii. Özellikle büyük ebada yönelik şu anda fabrikamızda yenileme çalışmalarımız devam ediyor. 80X80, 60X120, 60X60 ebatları üretmek üzere yeni bir hol yatırımımız var. Bu yatırım da süreç olarak baktığımızda mayıs ayının
Son olarak eklemek istedikleriniz var mı? Genel anlamda biz doğa kadar gerçek, doğa kadar aynısını yapmaya gayret ediyoruz. Bu çerçevede de tüketiciye sunuyoruz ve onlardan olumlu sonuçlar alıyoruz.
restaurant fuar 122 hotel & hi-tech
Ege Vitrifiye Genel Müdürü Merter Savaş:
“Bizi takibe devam edin” “Gerek ihracat gerekse yurt içi bayilerimize Ege Vitrifiye’nin yeni ürün geliştirme ve performansını takip etmelerini öneriyorum. Çünkü önümüzdeki fuarlarda çok daha farklı ürünler görecekler.”
U
nicera Fuarı’nda yeni ürünlerini sektörün beğenisine sunan Ege Vitrifiye’nin 2015 yılından beklentileri yüksek. Son 2 yıldır firmanın ürün portföyünün tamamen değiştiğini kaydeden Ege Vitrifiye Genel Müdürü Merter Savaş, yurt içi ve yurt dışı bayiliklerine firmanın yeni ürün geliştirme ve performansını özellikle takip etmelerini öneriyor. Ege Vitrifiye’yi endüstriyel pazara dönük yeni ürün, hedef ve yatırımlarıyla firma Genel Müdürü Merter Savaş ile konuştuk.
2015 Unicera Fuarı’ndan Ege Vitrifiye olarak beklentileriniz nelerdir? Fuar nasıl geçiyor? Ege Vitrifiye olarak yılda iki büyük fuara ciddi anlamda portföy olarak hazırlanıyoruz. Bunlardan bir tanesi Unicera, diğeri İtalya’da düzenlenen Cersaie Fuarı. Unicera, bizim özellikle hazırlandığımız fuarlardan bir tanesi. Çünkü sektörel anlamda dünyanın sayılı
fuarlarından biri olma yolunda ilerliyor. Bununla beraber uluslararası bir kimliğe de sahip oldu. Bu yıl yine 30 yeni modelle hazırlandık. Yaklaşık yarıya yakınını İtalya’da sergilemiştik. Kalan kısmını da bu fuara yetiştirdik. Gerek yurt içi bayilerimiz, müşterilerimiz gerekse ihracat müşterilerimize Unicera’da yeni ürünlerimizi sergiliyoruz. Onların ürünlerle ilgili yorumlarını alacağız. Çünkü bundan sonraki portföy yenilemelerimizde onların görüş ve düşünceleri bizim için çok önemli. Bu vesileyle hem pazardaki boşlukları hem de gelen talepleri değerlendireceğiz.
Fuarda hangi yeni ürünlerinizle yer alıyorsunuz, 2015 portföyünüzü öne çıkaran özelliklerini anlatır mısınız? Cersaie Fuarı’nda Diamas ürünümüz ön plandaydı. Ürün özellik olarak işlenmemiş bir elması andırıyor.
Kendine özgü bir tasarıma sahip olan Diamas, dışarıdan bir tasarımcı tarafından bizim adımıza geliştirildi. Vitrifiye sektöründe benzer bir model daha yok, onunla biz Cersaie’a hazırlanmıştık. Tabii ki yanında diğer serilerimiz de vardı. Bu fuara da Alvona, Mythos ve Alia serilerimizle hazırlandık. Bunlardan Alvona orta-üst segmentte konuşlanacak, duvardan asma bir lavobayla kullanılacak, asma klozet kombiniyle değerlendirilecek bir seri. Mythos da yine aynı özellikleri taşıyor; ayrıca back to wall rezervuarlı bir klozet var. Asıl önemli olan ise Alia. Çünkü son dönemde kanalsız klozetler oldukça popüler. Suyun dolaşımını görüyorsunuz ve daha hijyenikler. Bu ürünü hem perakende sektörü hem de projelerimizde kullanmayı planlıyoruz. Alia serisinde dört farklı klozet seçeneğimiz mevcut. Bunlardan bir tanesi asma klozet, tek parça back to wall, iki farklı klozet de rezervuarıyla birlikte kombin biri alttan biri arkadan çıkışlı. Alttan çıkışlı klozet, rezervuar ve asma klozeti iç pazar için geliştirdik. Türkiye pazarında ciddi, olumlu eleştiriler de aldık. Bu seriden yüksek adette satış bekliyoruz. Arkadan çıkışlı klozet ve rezervuarı da yurt dışı pazarlar için; özellikle AB ülkeleri Almanya, İngiltere ve Fransa pazarları için geliştirdik. Hatta bağlantılarını da yaptık. Bu yıl için bahsettiğim ürünlerin satışları sene sonuna kadar tamamlanmış durumda.
Bahsettiğiniz bu ürünlerin konumlandırmasını endüstriyel pazarda nasıl yapıyorsunuz? Ev dışı tüketim kanalına yönelik yılsonu hedeflerinizden de bahseder misiniz biraz? Alia aslında oteller, restoranlar, havaalanları ve alışveriş merkezleri gibi projelerde kullanabileceğimiz bir ürün. Bakteri oluşumunu engelleyici kanal yapısı sistemiyle çok rahat temizlenebilme özelliğine sahipler. Bu ürünlerimizde aynı zamanda farklı sır kullanabiliyoruz. Örnek vermek gerekirse, kireç tutmayan sırlarımız mevcut. Bu ürünü antibakteriyel sırla verebiliyoruz, bakteri oluşumu da engellenebiliyor. Alia, projeler yönünden ciddi anlamda üretim kapasitesi yüksek olduğu için koşabilecek bir ürün. Bu ürünleri Ege Vitrifiye’de yüzde 85 kapasitede en yüksek teknolojiyle basınçlı döküm robotlar tarafından yapıyoruz. Ürünleri tasarlarken de basınçlı döküme uygun olarak tasarladık. Aylık ve yıllık üretim kapasiteleri çok yüksek. O yüzden pazarda kısa sürede ses getireceğine inanıyoruz.
Bu yıldan beklentileriniz nedir? Yeni yatırım planlarınız var mı? Yeni ürünlerin devreye girmesiyle birlikte 2015 yılından beklentilerimiz büyük. Önümüzdeki 2 yıl boyunca Ege Vitrifiye’de kapasite arttırıcı bir yatırım düşünmüyoruz. Yatırımlarımız sadece mevcut tezgahların, makinelerin yenilenmesine yönelik olacak. Şöyle söyleyebilirim, bu yenilikler bize daha yüksek verim, daha etkin bir üretim sağlayacak. Ürün portföyünün değişmesi için bu yatırımları yapmak durumundaydık. Onların da sonuçlarını alıyoruz. Son 2 yıldır Ege Vitrifiye’nin ürün portföyü tamamen değişiyor. Bunu yakından takip eden müşterilerimiz ve bayilerimiz de çok net biliyorlar. Üç yıl öncesine kadar ekonomik segment ürünlerin oranı
yüzde 55-60’lar seviyesindeydi. Bu yeni geliştirdiğimiz ürünlerle ekonomik segmenti 2014’de yüzde 30’lara çektik. Bu yıl sonu itibariyle de yüzde 20’lere inmiş olacak. Yapmış olduğumuz yeni tasarımlar orta ve üst segmente yönelik ürettik. Baktığınızda ortalama fiyatımız artıyor. Çünkü kapasiteyi belli bir oranda arttıramıyorsunuz, o zaman maliyetleri düşüreceksiniz, katma değeri yüksek ürünler üreteceksiniz. Biz projelerimizi bu yönde hazırladık, o yönde de ilerliyoruz. 2014’de bunun çoğunu başardık ama önümüzde hala kat etmemiz gereken bir yol var. O yüzden 2015 bizim için çok önemli. Bu ivmeyi yakaladık, aynı ivmeyle yolumuza devam edeceğiz. Buradan gerek ihracat gerekse yurt içi bayilerimize Ege Vitrifiye’nin bu yeni ürün geliştirme ve performansını takip etmelerini öneriyorum. Çünkü önümüzdeki fuarlarda çok daha farklı ürünler görecekler.
restaurant fuar 124 hotel & hi-tech
Unicera’ya “İtalyan Isvea” damgası Vitrifiye seramik, banyo ürünlerinde İtalya’nın lider markası Isvea, ödüllü tasarımları ve yenilikçi modern yaklaşımıyla sergilediği 150’ye yakın ürünle sektörün en önemli fuarı Unicera’ya damgasını vurdu.
5
3 yıllık geçmişi ile vitrifiye seramik ve banyo ürünlerinin İtalyan lider markası Isvea birbirinden şık ve özgün tasarımları ile Unicera Fuarı’nda yer aldı. 2014 yılında sunulan ürünler ve 2015 yılı tasarımları ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. Geçen yıl piyasaya sunulan, Neo klasik tarz Palazzio, doğal tarzdan hoşlananlar için Viva, modern çizgileri tercih edenler için Sott’Aqua, daha iddialı tasarımları banyolarına taşımak isteyenler için ColorIsvea ve Isvearte serileri tekrar sergilenirken ödüllü 5 yeni seri de ilk kez Unicera’da görücüye çıktı.
ISVEA’DAN 5 YENİ SERİ Regina: İtalya’nın ünlü tasarım stüdyosu Meneghello&Paolelli Associati tarafından tasarlanan klasik İtalyan serisi, banyolarda nostalji rüzgarı estirecek. Seride asma klozet, bide ve lavabo bulunuyor. Lunna: Civita-Castellana’da tasarım stüdyosu bulunan Sabrina Selli’nin tasarladığı, tüm detayların yuvarlak formda çalışıldığı, görsellikte sınırları zorlayan, sıra dışı ve ikonik bir seri. Mükemmel küre formunda lavabo ve klozet adeta banyolar için tasarlanmış heykelsi bir sanat eseri. Allegro: İtalya’nın vitrifiye seramik ve hi-tech ürünlerde ödüllü tasarımcısı Emanuele Pangrazi tarafından tasarlanmış olan seri, yalın bir forma ve etkileyici bir duruşa sahip. Flamma: Flamma’nın tasarımına alev dalgaları esin kaynağı oldu. Alevleri seyretmek, insana enerji verir
ve adeta büyüler. Alevler, hareketleri ile dans eder hayalimizde. Yıllardan beri ateşle var olan seramik sanatı, enerjisini alevden alan Flamma ikonik lavabo ile banyolarınıza geliyor. Geniş ve pürüzsüz yüzeyli yalın haznesi, kullanım kolaylığı ve maksimum işlevselliği sunarken, hijyen açısından da kullanıcıya avantaj sağlıyor. Modern, organik ve heykelsi formun görsel açıdan banyolarınıza getireceği bu sanatsal yorum, kendinizi farklı hissetmenizi sağlayacak. Flamma YA-Tasarım tarafından dizayn edildi. Armoni: Bu seri fonksiyonel yapısı, modern tasarımı ve estetik anlayışı ile her banyoya uyum sağlayabiliyor. Serideki flat lavabo kullanımı alt dolap formunu tamamlıyor. Banyoya sıcaklık katan ahşap renk alternatifleriyle kullanıcılara farklı seçimler sunan Armoni, kendinden kulplu tasarımı, üst ve altta led aydınlatma bulunan ayna dolabı ile diğerlerinden ayrışıyor.
restaurant fuar 126 hotel & hi-tech
Yine, yeni, yenilikçi
Bien Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı’nda ödüllü tasarımları, çok özel ve sürekli yenilenen 800’ü aşkın ürün yelpazesiyle sektörün öncülerinden olan Bien, en yeni tasarımları ve ürünleriyle göz doldurdu...
B
u yıl 27’ncisi düzenlenen fuarda Bien üretici firma olarak, seramik ve vitrifiye ürünlerinde farklılığını sergileyerek, fuar süresince geniş ürün yelpazesini ziyaretçilerine tanıttı. Üretimi Bilecik Bozüyük’te bulunan fabrikalarında yapılmakta olan Bien ürünleri, yurt içinde 120 adedi aşkın yetkili satıcısı ve 3 bini aşkın satış noktasıyla pazarda yerini alıyor. Üretiminin yüzde 30’unu yurt dışında 66 ülkeye ihraç eden Bien, 25 milyon metrekare üretimi ile sektörün önemli oyuncuları arasında yer alıyor.
koleksiyon kendinden çerçeveli dekofonu sayesinde sadeliğe öncelik verenlere farklı dekorasyon imkanı sunuyor. Frame serisiyle mekanlar daha aydınlık, ferah ve abartısız...
HOMEY: HEM DOĞAL HEM DİKKAT ÇEKİCİ Homey, ahşap desenleri ile sizlere doğal bir ortam vadediyor. Koleksiyon, değişik renk alternatifleriyle mekanlara daha sıcak ve samimi bir görünüm kazandırıyor. Seri, özel dekorlarıyla birlikte kullanıldığında yaşam alanlarına çok farklı görünüm elde etme olanağı da sunuyor.
ROMA: İDDİALI VE GÖSTERİŞLİ Roma İmparatorluğu döneminde yoğun olarak kullanılan desenlerden esinlenerek tasarlanan seri rüstik mekanlar oluşturmak isteyenler için alternatifler sunuyor. 30cmx60cm duvar, 40cmx40cm yer ebatlarından oluşan serinin siyah, kahve ve bone renk seçenekleri mevcut. Klasik tarzdaki seri, mermerdeki çizgilerin doğallığını ve günümüz teknolojisini bir arada sunuyor.
HARMONY: KARİZMATİK FRAME İLE MEKANLARDA ÇERÇEVE MODASI Serinin sade ve zarif dokunuşu mekanlara saflığı ve doğallığı getiriyor. 21cmx63cm ebatlarından oluşan
Keskin geometrik formları dairesel geçişlerle yumuşatan ve hoş bir denge yakalayan Harmony serisi, zıtlıkların harmonisi olarak öne çıkıyor.
restaurant fuar 128 hotel & hi-tech
Ambiente, Türklere dar geldi Türk ihracatçıları, mutfak ve züccaciye sektörünün en prestijli fuarı olan Ambiente’de ilgi odağı oldu. İstanbul Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Rıdvan Mertöz, “Parite bizi etkiliyor. Bununla beraber ABD, Afrika gibi yeni pazarlarda payımızı yükselterek bu yıl yüzde 8 artış bekliyoruz.” dedi.
M
utfak ve züccaciye sektörünün uluslararası çapta en önemli fuarı olan Ambiente 2015, Türk firmalarına dar geldi. İstanbul Maden ve Metaller İhracatçıları Birlikleri (İMMİB) çatısı altındaki üç birliğin milli katılım gerçekleştirdiği fuarda, Türkiye’den 66’sı milli olmak üzere toplam 119 firma yer aldı. Sektörde birçok firmanın katılmak için sıra beklediği Ambiente’de Türkiye, alanını genişletmeyi hedefliyor.
MERTÖZ: HEDEF, YÜZDE 8 İHRACAT ARTIŞI İstanbul Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Rıdvan Mertöz, Ambiente’nin mutfak sektöründe en prestijli fuar olduğunu söyledi. Yeni ürün ve teknolojilerin dünya pazarlarına açıldığı bu fuarda yer almanın büyük avantaj
ÖDÜLLÜ TASARIMCILAR DA ORADAYDI İMMİB 2014 Endüstriyel Tasarım Yarışmaları kapsamında ödül olarak yarışmada birinci olan toplam 9 tasarımcı tüm masrafları İMMİB tarafından karşılanarak Ambiente 2015 Fuarı’nda konuk edildi. Bu ödül sayesinde tasarımcılar dünya trendlerini yakından takip etme fırsatını yakalamanın yanı sıra, fuara katılan Türk firmalar ile iş görüşmelerinde bulundular. Bu yıl 11.’si düzenlenecek olan İMMİB Endüstriyel Tasarım Yarışmaları sayesinde bugüne dek 60’tan fazla genç tasarımcı sektörün en önemli fuarlarından birini görme fırsatını yakaladı. İMMİB 2015 Endüstriyel Tasarım Yarışmaları’nın son başvuru tarihi 8 Mayıs 2015 Cuma olarak açıklandı.
olduğunu vurgulayan Mertöz, Türkiye’den daha fazla firmanın fuara katılmak istediğini ama yer bulamadığını kaydetti. Paritenin gerilemesinden dolayı ihracatçıların sorunlarının halen devam ettiğini anlatan Mertöz buna karşın ABD, Afrika gibi yeni pazarlardaki payı artırarak 2015’te yüzde 8 artış beklediklerini açıkladı.
ÖZTİRYAKİ: SANAYİCİLER OLARAK İSTİKRAR VE DENGE İSTİYORUZ Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkan Vekili Tahsin Öztiryaki, Türkiye’nin rakiplerinin hammaddeyi daha avantajlı aldığını ve kendileriyle rekabet ettiğini söyledi. DİR’de sıkıntıların sürdüğünü anlatan Öztiryaki, “Her firma, özellikle KOBİ’ler DİR’e başvuramıyor. Enerji, hammadde ve vergilerde uygun şartlar olmalı. Özellikle parite ve enerjideki dengesizlik bizi olumsuz etkiliyor. Sanayiciler olarak istikrar ve denge istiyoruz” dedi. Dünyada mutfak sektöründe altıncı sırada yer aldıklarını kaydeden Öztiryaki, “Dünyadan yüzde 1,5 pay alıyoruz. Bu oran çok düşük. Bunu artırmamız gerekiyor. Mutfak sektörü, katma değerli ürün yapan bir sektör. Bu alanda cari açık vermiyoruz. İhracatta kilogram fiyatımız 4,5 dolar. Bu rakam, yaklaşık 1,5 dolar olan Türkiye ihracatının çok üzerinde. Mutfakta Ar-Ge ve inovasyona büyük önem veriyoruz. Son 10 yıldır bu alanda yarışmalar yapıyoruz” şeklinde konuştu.
AKYÜZ: GÜNEY AMERİKA VE AFRİKA PAZARLARINDA ÇİFT HANELİ BÜYÜYORUZ Bu yılın zor bir sene olacağını anlatan İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, “Pariteden dolayı ihracatta düşüş devam edecek ama miktar artacak. Fuarlarda müşteriler petrol fiyatlarındaki düşüş nedeniyle bizden indirim talep ediyorlar. ABD’nin güçlü durmasının süreceğini öngörüyoruz. Bu nedenle orta vadede parite 1.05’i bulabilir. Tüm bunlara rağmen Güney Amerika ve Afrika pazarlarında çift haneli büyümemiz var. Afrika’da özellikle bizim plastik mutfak ürünlerine talep artışı var. Plastik mutfak ürünleri sektörünün ihracatı kilogram başına 3,5 dolar. Bu nedenle Türkiye için önemli bir sektör” diye konuştu.
restaurant ürünler 130 hotel & hi-tech
Ege Seramik’ten Unicera’ya özel ürünler Ege Seramik, 24-28 Şubat tarihleri arasında 27.kez düzenlenen Unicera Seramik Banyo Mutfak Fuarı’nda Spring Collection 2015 koleksiyonunu tanıttı. Ege Seramik’in Spring Collection 2015 koleksiyonunda sergilenen mermer görünümlü Arden, Arizona, Bora, Calacatta, Champion serileri ve ahşap dokulu Barbados, Beachwood, Hazar serileri dikkatleri üzerine çeken ürünlerin başında yer aldı. Koleksiyonda ayrıca, Castel, Missiouri, Regina, Empire, Haven, Kingstone, Moon, Nepal, Strong, Volga, Zenit, Ege Tech, Jolly, Joyful, Riva serileri ziyaretçilerin ilgi odağı oldu. Tasarımındaki şıklığı ve güçlü görüntüsü ile mükemmel bir birlikteliğin yansıması olan Arden serisi, doğal mermer görüntüsüyle dikkatleri çekiyor. Şıklığı, modern tasarım ile kombinlemek isteyenler Regina serisinin büyüsüne kapılacak. Eskitme modasının yansıması olan Regina serisi, düz dekorlarının yanı sıra geometrik desenlere sahip Palazzo dekorları ile ayrıcalıklı bir mekanlar oluşturma imkanı sunuyor.Düz, rölyefli, rektifiyeli ve lappato rektifiyeli yüzey seçeneklerine sahip Ege Tech serisi, modern görünümün yanı sıra dayanıklılığı ile dış mekanlarda da kullanım olanağı sağlıyor. İlkbahar mevsimi adım adım yaklaşırken Ege Seramik doğanın uyanışından esinlenerek South serisini oluşturdu. Seri, ahşabın sıcaklığını ve doğanın samimiyetini mekanlarda buluşturma sözü veriyor. İnfinty serisi, sahip olduğu doğal taş görüntüsü ile her gününüze enerji katmaya hazırlanıyor. 30x60 ebadında sırlı granit olarak üretilen seri, beyaz, bej ve antrasit renk seçenekleri ile mekanlarınıza hareket katmaya hazırlanıyor.
Asma kilitler “HASB” ile güvende Kilitleme ve güvenlik sistemleri alanında dünya markası YALE, asma kilitlerin kırılıp zarar görmesini engelleyen yeni bir inovatif ürün geliştirdi. HASB adı verilen koruma ürünü; dolaplar, garaj kapıları, mağazalar, restaurantlar, depolar gibi akla gelen her türlü iç ve dış mekanda güvenliği sağlamak için kullanılan asma kilitlerin, kendi anahtarı olmadan darbeyle zorlanarak açılmasını imkansız hale getiriyor. YALE’nin Türkiye’de bir ilk olan yeni ürünü HASB, zincir yapı marketlerin raflarında yerini almaya başladı. YALE’nin geliştirdiği asma kilit koruyucusu, darbeye dayanıklı çelik malzemeden üretilmiş. Çift taraflı açılabilen asma kilitler için tasarlanan HASB, iki ayrı parçadan oluşuyor. Ürünün parçaları, kullanılacağı zemine karşılıklı sabitleniyor.
Ege Vitrifiye’den Aquasave su tasarruf sistemi Ege Vitrifiye geliştirdiği 24 farklı modelde Aquasave ile tasarruf sağlamaya devam ediyor. Özenli tasarım çalışmaları ve laboratuvar testlerinden sonra; Alia, Didyma, Dropia, Harpasa, Teos, Tyana, Tyana Compact, Likya, Kapya, Trenda, Bedensel Engelli ve Simena, klozetlerde 4 lt. ile tam fonksiyon yapar hale getirildi. Aquasave, Ege Vitrifiye klozetlerinde 4 litre, hela taşlarında ise 5 litre ile etkin temizlik sağlayan TSE onaylı ilk su tasarruf sistemi. Aquasave özellikle klozet ile sadece 4 litre suyla etkin temizliğin yanı sıra bir ailenin yılda ortalama 7.3 ton su tasarrufu yapabilmesini sağlıyor. Aquasave su tasarruf sistemi ile ilgili görüşlerini aktaran Ege Vitrifiye Genel Müdürü Merter Savaş, “Doğal kaynakları koruma bilinci ile Aquasave su tasarruf sistemini geliştirdik. Su tasarruf sistemimiz ile bir ailenin yılda ortalama 7.3 ton su tasarruf etmesini sağlıyoruz. Şuan Ege Vitrifiye olarak 24 modelimizle su tasarrufu yapılmasına yardımcı oluyoruz. İlerleyen dönemde su tasarrufu sağlayan model sayımızı arttıracağız.” dedi.