Yeni Nesil Yazar Kasa POS
Yeni Nesil Masaüstü Yazar Kasa
Yeni Nesil Masaüstü Yazar Kasa
Yeni Nesil Masaüstü Yazar Kasa
Profilo VeriFone VX 680-E1
Farex FR-8300
Profilo YK-8200
Telestar TLS-8100
Dokunmatik renkli ekranı, basitleştirilmiş menüsü ve ileri teknolojisi ile işinizi çok kolaylaştıracak.
Ödeme sistemlerinde ayrıcalığı arayanlar, dünyanın tercihi, teknolojinin zirvesi Farex ile işlerinde fark yaratıyor.
Pratik kullanım özellikleri, ileri teknolojisi, sağlam ve şık yapısı ile hızla işletmelerdeki yerini alıyor.
Küçük işletmelerin büyük dostu Telestar, işletmenizin her türlü ihtiyacı için en ideal çözümü sunuyor.
Dünyada 1 milyondan fazla yazarkasa müşterimizle
30 yıldır zirvedeyiz! 11 ülke için geliştirdiği 146 yazarkasa modeli ve uluslararası tecrübesiyle başarılara imza atan sektörünün lideri Profilo Ödeme Sistemleri, şimdi de Yeni Nesil Yazar Kasa ile esnafımızın yüzünü güldürüyor.
r ö t i d E
Bursa 12 ay turizm, 5 milyon turiste koşuyor Skal Bursa Turizm Profesyonelleri Derneği ev sahipliğinde, TÜRSAB, GÜMTOB, BURO, BUSAT işbirliği, Bursa Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, BTSO ve Uludağ Üniversitesi katkılarıyla düzenlenen, 2. Bursa Turizm Zirvesi 18-19 Aralık tarihleri arasında Merinos AKKM’de gerçekleştirildi. Yaklaşık 1000 katılımcıyı bir araya getiren ve iki gün süren zirvede 5 ayrı salonda düzenlenen 29 oturumda 106 konuşmacı, Bursa’da turizmi 12 aya yaymak, turistin şehirde kalış süresini uzatmak, sorun ve çözüm önerilerini paylaşmak amacıyla Bursa’nın turizmini her yönüyle masaya yatırdılar. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun da katılığı 2. Bursa Turizm Zirvesi’nden çok önemli sonuçlar çıktı. Zirvede öne çıkan başlıklar, değerli konuşmacıların sundukları yol haritalarıyla beraber Bursa Dosyamızda… O hep hedef insanıydı. Tesadüfler değil, ayağı yere basan bilinçli adımların izlerini sürdü hep. Hızlı yükselişler ona göre hiç olmadı; çünkü yükselmek ancak hak ettiğine inandıkça mümkündü… Türkiye’de kolay bir hayat olmayacağını bile bile daima idealist oldu; özüne, kitabına uygun iş yaptı… Yolu sevgiden çizgisi kaliteden geçti hep… Turizm sektöründe örnek bir kariyer geçmişine sahip olan İstanbul Skal Kulübü Başkanı Feza Solaklar 2016 yılının ilk sayısında sizlerle… Silivri’de amcasına ait küçük bir esnaf lokantasıyla başladı ilk yolculuğu. O da bir esnaf çocuğuydu ve gündelik aşların sofralarda nasıl şölen havasıyla estiğini az çok onlar kadar bilirdi… 12 yaşında başladığı mutfak yolculuğunda en büyük şansı, amca mutfağında pişmek kadar doğma büyüme Bolulu olmaktı belki de… Bu sayımızda Kalamış Koyu’na; Wyndham Grand Istanbul Kalamış Marina Hotel’in teras katındaki OUZO Roof Restaurant’tan profesyonel şef Mehmet Yalçınkaya’nın ustalık lezzetlerine demir attık. O tam bir piyasa kurdu… 30 yıllık bilgi ve tecrübesini sektörel analizleriyle doğru değerlendirip “fayda”ya çevirmekte üstüne yok. Bir İtalya seyahatiyle dünyanın en iyi espresso kahve makinesi Cimbali’yi Türkiye pazarına getiren MAKPA Dış Ticaret Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sözmen, bugün yurt içi pazarda yüzde 70’lik satış hacmiyle zirveye oynuyor. Şimdilerde, yeni doğan bebeği MASA firmasıyla Türkiye’de masa üstü üniteleri ve servis ürünleri alanına yönelik üretime de başlayan Ali Sözmen ile çiçeği burnunda markası MASA’yı ve MAKPA Dış Ticaret ile ilgili plan ve projelerini konuştuk. 2016 yılının bu ilk ayında güncel sektör haberlerimiz, en özel söyleşilerimiz ve çekimlerimiz ile yine sizlerleyiz… Keyifli okumalar dilerim.
Hatice Ünal Bilen İmtiyaz Sahibi
İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK İç ve Dış Tic.Ltd.Şti. Adına H. FERRUH IŞIK GENEL MÜDÜR MEHMET SÖZTUTAN mehmet.soztutan@img.com.tr SORUMLU MÜDÜR YUSUF OKÇU yusuf.okcu@img.com.tr
REKLAM KOORDİNATÖRÜ EMİR ÖMER ÖCAL emir.ocal@img.com.tr CONSEPT TASARIM TARIK ŞÜKRÜ ORAL tarik.oral@img.com.tr FOTOĞRAF EDİTÖRÜ HAKKI GÜNERKAN hakki.gunerkan@img.com.tr
YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ HATİCE ÜNAL BİLEN hatice.unal@img.com.tr YAYIN DANIŞMANLARI Prof. Dr. HÜSNÜ GÜNDÜZ Prof. Dr. MUHAMMET ARICI Prof. Dr. İSMAİL KAYA Doç. Dr. MEHMET ALİ ÖZBUDUN T. YÜCEL DEREYAYLA FİKRET ÖZDEMİR
MUHASEBE ve MUSTAFA AKTAŞ FİNANS MÜDÜRÜ mustafa.aktas@img.com.tr ABONE ve DAĞITIM NURTEN DEMİR nurten.demir@img.com.tr CTP - BASKI İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mah. 29 Ekim Cad. İhlas Plaza No:11 A/41 Yenibosna Bahçelievler/İSTANBUL Tel: 0212 454 30 00 İRTİBAT BÜROLARIMIZ BURSA +90.224 211 44 50-51 KONYA +90.332 238 10 71
Website
www.hotelrestaurantmagazine.com
info@img.com.tr
ADRES Evren Mah. Bahar Cad. Polat İş Merkezi B Blok No:1 Kat:4 Güneşli-Bağcılar/İstanbul Tel: +90 212 604 51 00 Faks: +90 212 604 51 35
hotel & restaurant hi-tech dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. hotel & restaurant hi-tech dergisinin bütün yayın hakları İletişim Magazin Gazetecilik San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan hotel & restaurant hi-tech dergisi ayda bir yayınlanır.
içindekiler
58 antre 10 Sektörden kısa haberler
gündem %6 artış
36 Fatih Güven: Krizi aşmanın yolu,
alternatif pazarlar
38 Otel doluluklarında düşüş sürüyor 40 Lütfi Kırdar, etkinlikleriyle de ses
getirecek
sırtlarını döndüler
22 Otelciler turizmde teşvik sistemine 44 Elite Grubu krize meydan okudu,
revizyon istiyor
24 Vali yerli ve yabancı turistleri
Kayseri’ye davet etti
26 Sylwia Dal: “Yeni yılda turizm
dev ortaklık
28 Avrupa’da 839 yeni otel gün sayıyor 29 Türkiye’den dünyaya
‘keşfet-zenginleş‘ daveti
30 2015’in en çok ilan veren sektörü
turizm-otelcilik oldu
32 Arap turizmciler, Kayseri’de
Rusya’da 230 milyon dolarlık yatırıma hazırlanıyor
46 Turizmde kalite’ 18. kez
buluştu
www.hotelrestaurantmagazine.com
62 Dedeman 2016’da beş yeni otel
açacak
64 Choice Hotels’den Belçika ve
Almanya’da büyüme atağı
66 Kış tatillerinde yepyeni boyut;
Magna Pivot Hotel
68 Karaderili, dev sağlık turizmi
yatırımlarıyla 2016’da da iddialı
70 Türkiye’nin yeni, en lüks aile oteli,
Wome Deluxe açıldı
ödüllendirildi
istatistikleri değişecek”
27 Dorak Turizm Grubu’ndan
48
72
20 İstanbul’a gelen ziyaretçi sayısında 42 Avrupalı Türkler de Türkiye’ye
dosya
dosya
iş’te kadın
72 Yolu sevgiden çizgisi kaliteden geçen turizmci: Feza Solaklar 48 Bursa 12 ay turizm, 5 milyon turiste
koşuyor
yeni yatırımlar
etkinlik
58 İstanbul’da unutulmaz anlar
76 MSA’dan dolu dolu ocak eğitim
yaşamak için; The Elysium Istanbul MGallery by Sofitel
60 Hilton Garden Inn Ankara Gimat
açıldı
programı
78 Reis Gıda, Türk bakliyatını 4 kıtada
22 ülkeye ihraç ediyor
82 80 Nar Gourmet Anadolu’nun eşsiz
zeytinyağlarını tanıttı
şef’in gözünden 82 Lezzet avcısı: Şef Mehmet
Yalçınkaya
126 yeni mekan 108 Vera’dan Nevizade’ye suni teneffüs
marka / söyleşi
117 fuar 118 Travel Turkey İzmir Fuarı 9. kez
turizmcileri memnun etti
120 Antalya fuarlarından dev tanıtım
hamlesi
110 Burçak Ilıman: Kurumun
gastro güncel / söyleşi
büyümesi, kurumsal imajla mümkün
122 E-dönüşüm sürecinde Protel/
86 Ali Sözmen yeni firması MASA ile
Türkiye pazarında
90 Vehbi Varlık: “Hedef dünya pazarı”
gastro güncel
marka haberler 112 Sektör firmalarından kısa haberler
dekorasyon
94 Nermin Yurtoğlu, yeni yılda yiyecek 114 Selena 2016’da tüketicilere yeni
sektörünün 3 anahtar kelimesini verdi
96 “Avrupa’nın tadına bak”
kampanyası bir yıldır Türkiye’de
konseptini sunacak
116 Uzay teknolojisiyle yorgun
uyanmaya son
117 Yatsan ile ‘doğal ve kusursuz’ uyku
gastro aktüel 98 Gastronomi sektöründen kısa
haberler
www.hotelrestaurantmagazine.com
otel-tech
deneyimi
Ingenico işbirliği
ürün 124 İş verimliliğinde yüksek
performans
125 Tatillerde işten erken çıkmaya ne
dersiniz?
126 Yaşam alanlarını gökyüzü ile
buluşturan sistem hamlesi
ürünler 128 Yeni ürünler
restaurant antre 10 hotel & hi-tech
NG Hotels ‘zirve’de yerini aldı Sağlıklı bir gelecek şekillendirmek üzere her yıl düzenlenen ‘Global Wellness Summit-2015’ Zirvesi bu yıl 13-15 Kasım tarihleri arasında Meksiko’da düzenlendi. 500’ü aşkın üst düzey katılımcı arasında NG Hotels İcra Kurulu Başkanı Hediye Güral Gür ve NG Hotels Turizm Koordinatörü Kamil Berk’de yerini aldı. Alanında başarılı yöneticilerin gelecek yıl hedeflerini anlattığı, markaları adına yapacakları açılımların üzerinde durduğu, sektörün birbirini daha yakından tanıdığı ‘Global Wellness Summit – 2015’ hem Türkiye’de hem de dünyada Spa ve Wellness alanında daha başarılı ve hareketli yılların geleceğinin habercisi.
Türkler tatilde yemeği kültüre tercih ediyor Seyahat arama sitesi momondo’nun araştırmasına göre, Türk turistler tatile çıkarken önce hava durumuna bakıyor. İkinci sırada ise yüzde 31’le “Kalacağım şehrin rahatlamamı sağlayacak güzel imkanlar olması önceliğimdir” diyenler yer alıyor. Türkler için de iyi tatilin anahtarı kaliteli hizmet ve araştırmanın yapıldığı 15 ülke arasında Türkiye, iyi servise ne çok önem veren ülke konumunda. Her şey dahili dünyada en çok Türk turistler seviyor, kültürel birikim beş kişiden biri için önemli, kadınlar alışverişi, erkekler ise çoğunlukla partiyi seçiyor.
Etihad Airways’e “Dünya’nın Lider Havayolu” ödülü Etihad Airways, her yıl düzenlenen Dünya Seyahat Ödülleri - World Travel Awards (WTA) kapsamında yedinci defa üst üste “Dünyanın Lider Havayolu” seçildi. Etihad Airways Üst Ticari Yöneticisi Peter Baumgartner konuyla ilgili olarak, “Etihad Airways’in uçmayı yeniden tasarlama konusunda duyduğu bağlılık, bizi bu yıl da sektörün en önemli ödülleri ile buluşturdu. Üst üste yedinci yıl layık görüldüğümüz “Dünyanın Lider Havayolu” ödülü, genç şirketimizi, yenilikçilik, misafirperverlik ve tarz anlamında küresel bir lider yapma çabalarımızın karşılığı niteliğindedir. Çalışmalarımızı sürdürürken, en iyi çalışanlar ile en iyi ürün ve teknolojiye yatırım yapmaya devam edeceğiz.”
restaurant antre 12 hotel & hi-tech
Divan Adana Genel Müdürü Yaşar Ersoy oldu
Pera Palace Hotel Jumeirah’ta astroloji dünyasına yolculuk Pera Palace Hotel Jumeriah, her ay düzenli olarak sürdürdüğü “Perşembe Buluşmaları” kapsamında, “2016 Maymun Yılı’nın Yaşamıza Etkileri” söyleşisini gerçekleştirmek üzere, 21 Ocak günü saat 15:00’te Orient Bar’da Feng Shui dünyası danışmanlarından Ferda Ünsal ve Işıl Alfar’ı ağırlayacak. 1992 yılında Feng Shui Center of Excellence’da dünyaca ünlü Master Yap Cheng Hai’Den eğitimler, yazarlar ve fikir önderleriyle çeşitli sohbet toplantılarının yanı sıra okuma ve panellerle İstanbulluların sanat ve kültürel aktivitelerle ile kuçaklaşmasını sağlayan Pera Palace, Ünsal ve Alfar ile astroloji dünyasının gizemli sayfalarını aralayacak.
Divan Adana Genel Müdürlüğü görevine atanan Yaşar Ersoy, meslek yaşamına 1988 yılında Hilton Ankara’da ön büro hizmetlerinde başladı. 2005 yılına kadar Hilton Ankara’da sırası ile Ön Büro Müdürü, Gece Müdürü ve Yiyecek – İçecek Müdürü olarak görevlerine devam etti. 2005 yılında Antalya Silence Park Resort’un açılışından itibaren 2 yıl süresince Otel Genel Müdürü olarak görevini sürdürdü. 2006 yılı sonunda Hilton Ankara’ya Yiyecekİçecek Müdürü olarak dönen Ersoy, 2 iki yıl süresince bu görevini de başarıyla yerine getirdi. 2008 yılında Beş Yıldızlı Sueno Hotel Beach Side’da Otel müdürü olarak hizmet vermeye başlayan Ersoy, Divan ailesine katılana dek bu görevini sürdürdü.
Momondo rakamlarla Türk seyahat tutkunlarını profilledi Uluslararası seyahat arama sitesi momondo’nun 2015 yılında yaptığı araştırmalar, Türk turistlerin davranışlarını, eğilimlerini, beklentilerini, tatil sırasında ve tatil dönüşü hissettiklerini ortaya koyuyor. Araştırmalardan en dikkat çekici başlıklar ise şöyle: Türkler önce fiyata sonra uçuşun direkt olup olmadığına bakıyor. Yüzde 30’u, tatil dönüşü daha aktif bir hayata adım atmaya ve spora başlamaya karar veriyor. Yüzde 66’sı, seyahate çıktıklarında kendilerini daha mutlu ve pozitif hissediyor. Yüzde 37’si tatil aşkı yaşıyor ve bu oran erkeklerde yüzde 42’ye kadar çıkıyor, gezerken otomobilden vazgeçemiyor, bütçeyi aşıyor, dönüşte tatilcilerin üçte biri depresyona giriyor.
TAV Mobile yeni yüzüyle hizmete girdi TAV Havalimanları’nın dört ülkede işlettiği 11 havalimanında sunulan hizmetlerin gerçek zamanlı olarak yolculara ulaşmasını sağlayan TAV Mobile uygulaması, yeni yüzü ve yeni işlevlerle kullanıma sunuldu. TAV Bilişim Hizmetleri tarafından geliştirilen TAV Mobile uygulaması seyahat planlamasını kolaylaştırırken havalimanındaki hizmetler ve sunulan fırsatları gerçek zamanlı olarak yolculara sunuyor. Uygulama TAV Havalimanları’nın dört ülkede işlettiği 11 havalimanını kapsıyor. Bugüne kadar 400 binden fazla kez indirilen TAV Mobile, yeni sürümüyle kullanıcı memnuniyetini artıracak farklı işlevler içeriyor. Uygulama iOS, Android ve Blackberry platformunda çalışıyor.
restaurant antre 14 hotel & hi-tech
Kaz Dağları’nda Rezone farkı Kaz Dağları’nın Edremit Körfezi’ne bakan yamaçlarında kurulmuş Altınoluk köyünün tepesinde bulunan Rezone Health&Oxygen Hotel, yaşam alanlarının bittiği ve Kaz Dağları Milli Parkı’nın başladığı noktada, medeniyet ve doğanın bir arada yaşandığı bir konumda yer alıyor. Sırtını Kaz Dağları’nın köknar çamlarına dayamış, zeytin ağaçları içerisinde, Edremit Körfezi’ne hakim bir konumda, Türk ve Yunan adalarını kuş bakışı gören eşsiz bir manzaraya sahip. Sabah kuş sesleri ile uyanıp, Kaz Dağları’nın sunduğu doğal ürünlerle mükellef köy kahvaltısını yaptıktan sonra, deniz, kara ve dağ turlarıyla hem şimdiki zamanın doğal güzelliklerine hem de geçmişin tarihi sırlarına yolculuklar yapabilir, kaybettiğiniz enerjinizi yeniden yakalayabilirsiniz.
İstanbul’un en yeni şehir rehberi açılıyor İstanbul’un en geniş bilgi ve içeriğe sahip şehir rehberi İstanbulagel.com projesi otelcilik sektörünün deneyimli ismi Deniz Dikkaya ve işletmeci Oğul Karaoğlan tarafından hazırlandı. Ziyaretçiler bu uygulama sayesinde İstanbul’un en güzel yönlerini yeniden keşfedecek hem modlarına hem de sosyal statülerine göre detaylı bir rehbere kavuşacak; uçak, otobüs, otel rezervasyonlarının yanı sıra en güncel etkinlik duyuruları, en yeni iş imkanları, trend alışveriş mekanları gibi onlarca farklı ipucuna tek tıkla ulaşma imkanına sahip olacaklar.
Sevgililer Günü’nü ‘arınarak’ kutlayın The LifeCo Sağlıklı Yaşam Merkezleri, Sevgililer Günü’nde en özel hediyeyi hazırladı. Stresten uzak bir haftasonunda The LifeCo’da hem bedeninizi ve ruhunuzu arındırabilir, hem de sevgilinize unutamayacağı bir deneyim yaşatabilirsiniz. The LifeCo’nun Bodrum ve Antalya merkezlerinde sunulan ‘2 Günlük Arınma Programı’ kapsamında; katılımcılar detoks ve sağlıklı beslenme programlarından birini tercih ediyor. The LifeCo’nun Sıvı Detoks Programları master detoks, yeşil salatalı ve yeşil sıvı, Sağlıklı Beslenme Programları ise anti-aging, düşük kalorili sağlıklı beslenme ve ketojenik sağlıklı beslenme başlıklarında sunuluyor.
Haliç’te büyük yılbaşı buluşması Kültürlerin, dinlerin ve medeniyetlerin birleştiği nokta olan Haliç'te bulunan Mövenpick Hotel Istanbul Golden Horn, Lazzoni Hotel, Titanic Hotel Bayrampaşa, Hilton Garden Inn, Haliç Kongre Merkezi yönetimleri ve ekipleri, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenledikleri yılbaşı partisinde MICE acentalarıyla bir araya geldi. Davette otellerin ve kongre mekezinin hazırladıkları birbirinden lezzetli tatların paylaşıldığı kokteylin ardından Su Soley solistliğinde İskender Paydaş ve orkestrası canlı performans sergiledi. Geceye katılan davetliler Beşiktaş ve Kadıköy’den Dentur Avrasya’nın tekneleriyle profesyonel rehberler eşliğinde Haliç Kongre Merkezi’ne geldiler. Haliç’in binlerce yıllık hikayesinin dinlendiği, seyredildiği, lezzetlerin yarıştığı, muhteşem müzikler eşliğinde keyifli bir gece yaşandı.
Electrolux Professional New Line 5000
Kolaylığa adım atın ve çamaşırhanenizin ergonomisini en üst düzeye çıkarın Yeni 5000 Serisi ile, bir çamaşırhanenin eskiden ne kadar karmaşık işletildiğini yakında unutacaksınız. Yeni Compass Pro® program paketi, program esnekliğini en üst düzeye çıkarır ve elektrik, su gibi fatura maliyetlerini optimize eder.
Electrolux ile mükemmelliği keşfedin! www.laundrysystems.electrolux.com.tr
restaurant antre 16 hotel & hi-tech
Sömestrde İstanbul’da olmak başka güzel Butik otelcilik sektöründe A plus hizmet anlayışını ilke edinen Endless Otelleri, İstanbul’un kış aylarındaki karşı konulmaz çekiciliğiyle misafirlerini ağırlıyor. İstanbul’un kalbi Taksim Meydanı’na yürüme mesafesinde yer alan üç oteliyle, kış tatilini İstanbul’da geçirmek isteyenlere üstün konaklama hizmeti veriyor. Endless Otelleri’nin merkezi konumu, tarihi mekanlara, müzelere ve eğlence merkezlerine olan yakınlığıyla kış aylarında herkese göre etkinlik alternatifleri de sunuyor. Tarihi Yarımada, özgün kokuları ve renkleriyle Mısır Çarşısı, otantik dükkânlarıyla Kapalıçarşı, karlar altında eşsiz manzaralar sunan Gülhane Parkı, Arkeoloji Müzesi, İstanbul siluetinin eşsiz parçaları Sultanahmet Camii, Ayasofya, Topkapı Sarayı gibi kış manzarasıyla ziyaretçilerini büyüleyen mekanlara kolay ulaşım imkanı sağlıyor.
W Istanbul’da egzotik bir kaçamak W Istanbul, Sevgililer Günü için baştan çıkarıcı bir konaklama paketi sunuyor. Özel kabanalı odanızda, romantik bir film eşliğinde krem şantili içeceğinizi yudumlayıp, çilekli fondünüzün tadını çıkartın. W Istanbul, sıradışı konaklama deneyimi yaşamak isteyen çiftlere unutulmaz bir Sevgililer Günü programı sunuyor. Yalnızca W Istanbul’da bulunan özel kabanalı odanızda şehrin tüm kalabalığından uzaklaşarak, egzotik bir kaçamağın peşine düşebilirsiniz. Romantik bir film eşliğinde krem şantili içeceğinizi yudumlayabilir, nefis bir çilekli fondününün damağınızda bırakacağı tadın keyfini çıkartabilirsiniz. Ayrıca programa, otelin B&G Wellness spa’sında sevgilinizle birlikte yaptıracağınız çikolatalı masaj da dahil.
TAV’ın havalimanı projeleri 17.2 milyar doları aştı Türkiye ve bölge ülkelerinde gerçekleştirdiği projelerle büyüyerek kısa sürede sektörün liderleri arasına giren TAV İnşaat, havalimanı yapımında dünyada ilk sıradaki yerini korudu. Sektörün saygın yayınlarından Engineering News Record (ENR) üstlendikleri projelere göre 2015’te her sektörde dünyanın en büyük inşaat şirketlerini açıkladı. “Havalimanı” kategorisinde ilk beşte, “Ulaştırma” kategorisinde de ilk 30’daki tek Türk şirketi TAV İnşaat oldu. TAV Grubu CEO’su Sani Şener “İstanbul Atatürk Havalimanı’yla çıktığımız yolda TAV İnşaat olarak bugüne kadar üstlendiğimiz projelerin kontrat bedeli 17,2 milyar doları aştı. Havalimanı tasarımı, yapımı ve finansmanına odaklanarak, bu alanda tüm dünyada seçilen, tercih edilen ve önerilen bir marka haline geldik. TAV İnşaat’ın devam eden havalimanı projeleri arasında Birleşik Arap Emirlikleri’nde Abu Dabi Havalimanı Midfield Terminal Kompleksi, Suudi Arabistan’da Riyad King Khaled Havalimanı Terminal 5, Cidde King Abdülaziz Havalimanı Uçak Bakım Hangarları ve Umman’da Muskat Havalimanı Altyapı İşleri yer alıyor. Bu başarının arkasında 30 binden fazla çalışanımızın uzmanlığı ve bilgi birikimi yer alıyor. TAV İnşaat 2016 yılında da tüm dünyada havalimanı projeleri başta olmak üzere fırsatları değerlendirmeyi sürdürecek” dedi.
restaurant antre 18 hotel & hi-tech
Sadece sevdiğiniz ve siz…
Doğa ve butik otelciliğin en gözde markalarından Golden Key Kartalkaya bu sezon, kış sporları, sanat, moda ve gurme yemekleri Köroğlu dağlarının zirvesinde sizin için buluşturuyor. Golden Key Kartalkaya’da bu kış, ünlü şeflerin özel mönüleri, sağlıklı ve organik tatlar, İtalyan ve Türk mutfağının en özel yemekleriyle lezzete doyacak; özel masajlar, bembeyaz karlara karşı jakuzi ve spa keyfiyle kendinizi yenilemenin tadını çıkaracaksınız. Ayrıca kış boyunca gerçekleşecek sanat, moda ve gurme yemek etkinlikleriyle unutulmaz anılarla dolu bir tatilin keyfini süreceksiniz.
Prontotour’la kayak keyfi Kış turizminin en gözde seyahat planlarından olan kayak turları ile dünyanın en ünlü kayak merkezlerine turlar düzenleyen Prontotour, kayak tutkunları için büyük fırsatlar sunuyor. Havaların soğumasıyla, kayak turlarına üst sınıf tatil anlayışı getiren ve birçok alternatifi müşterilerine sunan Prontotour, aile, arkadaş grubu ve yeni başlayanlar için uygun ödeme seçenekleri de sunuyor. Avrupa’nın pistleri uzun, en güzel kayak merkezlerinden Bulgaristan’daki Bansko ve Borovets kayak tutkunlarına sömestr tatili için uygun fiyatlı ve yakın öneriler olurken, Avusturya’daki Zell Am See’de beyazın en güzel halini seyahatseverlerle buluşturuyor.
İksir Resort Town ile ‘doğal olana dönüş’ Yenilenmek, yeniden enerji ile dolmak için İksir Resort Town, öğrencilere özel program hazırladı. 25- 29 Ocak 2016 tarihleri arasında 1.’ci dönem ile 1- 5 Şubat 2016 tarihleri arasında 2.’ci dönemi kapsayın ‘Doğal Olana Dönüş Sömestr Programı’ çocukları bekliyor. Çocuklar 2016 sömestr tatili sırasında; binicilik eğitiminden ahşap atölyesinde hediyelik eşya yapımına kadar, onlarca deneyim kazanarak, hem eğlenip hem öğrenirken, unutulmaz anılarla dolu bir sömestr tatili yaşayacaklar.
Osmanlı’nın ilk başkenti Bursa, son başkent İstanbul’da… Bursa’da “insan, zaman ve mekan” temasıyla çekilen 102 fotoğrafın yer aldığı serginin açılışı; 22 Aralık Salı günü Bursa Valisi Münir Karaloğlu, İstanbul Valisi Vasip Şahin ve İstanbul Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’ın katılımıyla gerçekleşti. Cemal Reşit Rey Konser Salonu Fuaye alanında gerçekleşen açılışa, iş ve sanat dünyasının yanı sıra çeşitli sivil toplum kuruluşları ile konsolosluk temsilcilerinden de çok sayıda davetli katıldı. Bursa’nın tarihi, doğa ve kültürel mirasının fotoğraflara aktarıldığını belirten Bursa Valisi Münir Karaloğlu, açılış öncesi sergiyle ilgili yaptığı açıklamada; “2015 yılı Bursa’mız için önemli bir yıldı. UNESCO Dünya Miras Listesi’nde 7 bölgemizle yer aldık. Avrupa Tarihi Termal Kentler Birliği’ne Türkiye’den ilk ve tek üye şehir olarak EHTTA Genel Kurulu’na ev sahipliği yaptık. 2015’e veda ederken Bursa’mızın yükselişini bu sergiyle taçlandırmak istedik” dedi.
“Profesyonellerin Tercihi”
/crystalmutfak
www.crystal.com.tr
info@crystal.com.tr
restaurant gündem 20 hotel & hi-tech
İstanbul’a gelen ziyaretçi sayısında %6 artış
MİLLİYETLERİNE GÖRE İSTANBUL’A GELEN YABANCILAR ( OCAK-KASIM 2015)
2015 yılı ocak-kasım aylarında İstanbul’a gelen yabancı sayısı geçen yıla göre %6 arttı.
K
ültür ve Turizm Bakanlığı, 2015 yılı Ocak-Kasım aylarını kapsayan İstanbul Turizm İstatistikleri Raporu’nu yayınladı. Atatürk ve Sabiha Gökçen Havalimanları ile Haydarpaşa, Pendik, Zeytinburnu ve Karaköy limanlarından alınan verilere göre; 2015 yılı ocakkasım aylarında İstanbul’a gelen yabancı sayısı geçen yıla göre %6 artış gösterdi. Raporda geçen yılın ocak-kasım ayına göre havayolu ile gelişin %6 arttığı, denizyolu ile gelişin %3 azaldığı belirtildi. 2015 yılı ocak-kasım aylarında 11.592.868 yabancı ziyaretçinin geldiği, bunun 387.462 kişisinin Karaköy limanına gelen günübirlik ziyaretçilerden oluştuğu belirtildi.
ÇİN, İRAN, IRAK, İSRAİL ARTIŞTA Verilere göre yılın on bir ayı gelen yabancı sayılarında geçen yılın aynı dönemine göre; Japonya, İtalya, Rusya, İspanya, Güney Kore, Mısır ve Yunanistan gibi ülkelerden gelişlerin
azaldığı; Çin, İran, Irak, İsrail gibi ülkelerinden gelişlerin sayısının arttığı belirtildi. 2015 yılının on bir ayında İstanbul’a gelen yabancıların toplamdaki yüzdeleri şöyle: Almanlar:%10.4, İranlılar:%6.0, Amerikalılar:%4.6, İngilizler:%4.3, Ruslar:%4.0, Iraklılar:%3.9, Fransızlar:%3.7, Suudi Arabistanlılar:%3.4, İtalyanlar:%2.9, Suriyeliler:%2.6, Hollandalılar:%2.4, Çinliler:%2.3, Ukraynalılar:%2.1, Libyalılar:%1.9, Azerbeycanlılar:%1.9, Diğer ülkeler: 43,5
restaurant gündem 22 hotel & hi-tech
Otelciler turizmde teşvik sistemine revizyon istiyor! Otel yatırımlarında yıllık bazda gerileme sürerken, ekim ayında proje sayısında düşüş gerçekleşse de yatırım tutarında artışa geçti.
O
Timur Bayındır
tel yatırımlarında aşağı yönlü ibre 2014-2015 Yılları Ocak-Ekim dönemi Karşılaştırması devam ederken, proje sayılarındaki azalmaya rağmen 2014 2015 2015/2014 Fark yatırım tutarlarında artış Yatırım Yapılacak İl Sayısı 55 49 - 6 İl yaşanıyor. Ocak -Ekim 2015 Yatırım Yapılacak Otel Sayısı 243 184 - 59 Adet dönemine ait verilen “Yatırım Hizmete Açılacak Yatak Sayısı 62.253 42.373 - 19.880 Adet Teşvik Belgeleri” Resmi Otel Başına Ortalama Yatak Sayısı 256,2 230,3 - 25,9 Yatak Gazete’de yayımlandı. Turistik Yeni İstihdam Sayısı 14.662 10.627 - 4.035 Kişi Otelciler, İşletmeciler ve Toplam Yatırım Maliyeti (TL) 3.926,9 2.978,5 -948,4 Milyon Yatırımcılar Birliği’nin (TUROB), Yatak başına ortalama maliyet (TL) 63,1 70,2 + 7,1 Bin Ekonomi Bakanlığı tarafından açıklanan veriler üzerinden yaptığı değerlendirmeye göre, olurken, Antalya 22 tesis ile ikinci, Aydın 12 tesis ile üçüncü Ekim 2015’te Türkiye genelinde toplam 8 ayrı şehirde 12 sırada yer aldı. Yatak kapasitesi bakımından ise Antalya 14 yeni otel projesi teşvik belgesi aldı. Toplamda 315 milyon bin 633 yatak ile birinci, İstanbul 6 bin 435 yatak ile ikinci, TL harcanarak tamamlanacak olan yatırımlar sonrasında Aydın 5 bin 356 yatak ile üçüncü sırada yer aldı. sektörde bin 78 yeni ek istihdam sağlanacak. Bu yatırımların tamamlanmasıyla yatak kapasitesi 3 bin 397 adet artacak. BAYINDIR: “BİRLİKTE PLANLAYALIM” Geçen yılın aynı ayında 276 milyon TL’lik 14 yeni otel projesi Konuyla ilgili bir değerlendirme yapan TUROB Başkanı Timur için teşvik alınmıştı. Yani bu yıl proje sayısı azalsa da yatırım Bayındır, yeni hükümetle özellikle teşvik sisteminin revize tutarı artış gösterdi. İstihdamda da benzer bir durum söz edilerek turizm yatırımlarının Anadolu illerimize yayılması konusu. Bu yıl ekim ayındaki yatırımlar hayata geçirildiğinde konusunda ses getirecek ve yatırımcıları cesaretlendirecek bin 74 kişiye istihdam sağlanacak. Geçen yıl ekim ayında bu düzenlemelerin yapılması gerektiğini söyledi. Antalya ve rakam 885 olmuştu. İstanbul’da artmaya devam eden yatırımlara dikkat çeken Başkan Bayındır, Özellikle Antalya ve İstanbul’da yeni YILLIK BAZDA GERİLEME SÜRDÜ oteller yerine mevcut otellerin renovasyonu ve yenilemesi Ocak - Ekim 2015’i kapsayan 10 aylık dönemde ise 49 ayrı gerektiği görüşünü yineleyen Bayındır;“Otel yatırımlarında şehirde yeni yatırım yapılacak otel sayısı 184’e, yatak sayısı arz fazlası bulunan Antalya ve İstanbul gibi şehirlerimiz 42 bin 373’e yükseldi. Toplam yatırım miktarı geçen yılın yerine alternatif bölgelerde yatırımları çeşitlendirmemiz aynı dönemine göre yüzde 32 azalarak 2 milyar 978 milyon lazım. Teşvik sistemi içerisinde özellikle otel yatırımları TL’ye geriledi. Yatırımların tamamlanmasının ardından konusunda sektör örgütleri olarak Ekonomi Bakanlığı ile istihdam edilecek kişi sayısı 10 bin 627 olacak. Geçen yılın koordinasyon içerisinde çalışmamız halinde yatırımları doğru aynı döneminde 55 ilde toplam 62 bin 253 yataklık 243 proje planlayabiliriz. Antalya, İstanbul, Aydın ve Muğla illerimiz için teşvik alınmıştı. Yani bu yıl 59 adet daha az proje söz olmak üzere mevcut otellerimizin yıpranma sürecine girdiği konusu. Geçen yıl aynı dönemde yatırım tutarı ise 3 milyar dikkate alınarak, bu illerimize verilecek teşvik belgelerinde 926 milyon TL olmuştu. Bu yıl 948 milyon TL daha az yatırım yeni yatırımlar yerine daha çok mevcut yatırımların hayata geçirilecek. 10 aylık dönemde, İstanbul 39 otel projesi modernizasyonu ve renovasyonu konusunda düzenleme ile tesis sayısı bakımında en fazla teşvik belgesi alan şehir yapılmasını talep edeceğiz” dedi.
restaurant gündem 24 hotel & hi-tech
Vali yerli ve yabancı turistleri Kayseri’ye davet etti Yerli ve yabancı turistleri Kayseri’ye davet eden Kayseri Valisi Orhan Düzgün, “Kayseri, tarihiyle, kültürüyle, gastronomisiyle, Erciyes kış merkeziyle, 4 mevsim bir turizm hazinesidir” dedi.
K
ayseri Valisi Orhan Düzgün, 18 Aralık Cuma günü BW Citadel Hotel’de seyahat acentaları ve tur operatörleriyle bir araya geldi. Türk Hava Yolları A.O. Kayseri Satış Müdürlüğü’nün organize ettiği Kayseri Tanıtım Kahvaltısı’na Vali’nin yanı sıra Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik, Kayseri Erciyes AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Murat Cahit Cıngı, THY Kayseri Bölge Müdürü Tamer Sislier, THY Satış Pazarlama Başkanı Halil İbrahim Polat, Radisson Blu Hotel Kayseri Genel Koordinatörü Recep Arifoğlu, Radisson Blu Hotel Kayseri Genel Müdürü Fercan Başkan’ın aralarında bulunduğu kamu, yerel yönetimler ve turizm sektörünün temsilcileri katıldı. İstanbul’da gerçekleşen organizasyona, 100’e yakın seyahat acentası, tur operatörü ve otel yetkilileri katıldı.
DÜZGÜN: “KAYSERİ AÇIK HAVA MÜZESİDİR” Konuşmasında, Kayseri’nin turizm potansiyelini kaydeden Vali Orhan Düzgün, şunları söyledi: “Her köşesi, uygarlıkların kalıntılarının birbiriyle kucaklaştığı Kayseri, Anadolu’nun en köklü ve en eski yerleşim alanlarından birisidir. Uygarlıkların derin izlerini taşıyan bir açık hava müzesidir. Sanayisi, Erciyes kış merkezi, üniversiteleri gibi birçok alanda yakaladığı başarısıyla, ülkemizin birçok alanda önde
gelen şehirlerinden olan Kayseri’yi, yerli ve yabancı misafirlerimizin görmesini istiyoruz. Seyahat acentalarımızı ve onların misafirlerini, kentimize davet ediyoruz” diye konuştu.
ÇELİK: “SİZLERİ EN İYİ BİZ ANLARIZ” Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik, “Valimiz ve ben turizm kökenli iki idareciyiz ve sizleri en iyi biz anlarız. Şehrimize gelen tüm misafirlerimizi, Türk misafirperverliği eşliğinde ağırlamaya hazırız” dedi. Kayseri Erciyes AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Murat Cahit Cıngı, yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. THY Satış Pazarlama Başkanı Halil İbrahim Polat, Kayseri’nin yurtiçi ve yurtdışında tanıtılması konusunda THY olarak yaptıkları pazarlama çalışmalarını anlattı.
restaurant gündem 26 hotel & hi-tech
Sylwia Dal: “Yeni yılda turizm istatistikleri değişecek” 2016 yılının oteller ve yatırımcılar için beklentilerin üzerinde bir yıl olacağını kaydeden Divan Çukurhan Otel Müdürü Sylwia Dal, “Bu yüzden 2016 yılı tüm ülke geneline baktığımızda bizim için hem ağırlama kapasitesi hem de ziyaretçi profili açısından aynı hızda gidecektir düşüncesindeyim” dedi.
T
arihi Ankara Kalesi’nin yer aldığı Ulus Bölgesi, turistlerin en çok ilgi gösterdiği alanların başında yer alıyor. Divan Çukurhan Otel Müdürü Sylwia Dal, turizm sektörünün 2016 yılı beklentilerini anlattı.
“ANKARA’YA EN ÇOK TURİST AMERİKA’DAN GELİYOR” Ankara’ya en çok Amerikalı turistlerin ziyarete geldiğini belirten Sylwia Dal, “Bürokratik bir şehir olması sebebi ile turistler mutlaka Türkiye ziyaretlerinde Ankara’yı görmek istiyorlar. Ankara’nın sayılı tarihi mekanlarından biri olan Ankara Kalesi de mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında yer alıyor. Turistler tarafından en çok konuşulan konu ise Ulus semtinin tarihi dokusunun korunması ve muhafaza edilmesi yönünde oluyor” dedi.
“ YENİ YIL BEKLENTİLERİ İSTATİSTİKLERİ DEĞİŞTİRDİ” 2016 oteller ve yatırımcılar için beklentilerin yüksek olduğu bir yıl olacak. Ancak istatistiklerin alındığı son dönemde geride bırakılan yıla oranla otel rezervasyonlarında düşüşlerin yaşandığı gözlemlenmekte. Ankara otellerinin konaklama anlayışını ve turizm sektörünün bu sürecini değerlendiren Dal, “Divan Çukurhan mistik yapısı ile konsept bir ayrıcalık getiriyor. Özellikle turistlerin ilgisini çekebilecek detaylara yer verdiğimiz otelimizde 19 farklı ülkenin renklerini ve tarihini yansıtıyoruz. Bu da kendilerini evlerinde hissetmelerine neden oluyor. Bu yüzden 2016 yılı tüm ülke geneline baktığımızda bizim için hem ağırlama kapasitesi hem de ziyaretçi profili açısından aynı hızda gidecektir düşüncesindeyim” dedi.
n a d ’n u b ru G m z ri u T k ra Do dev ortaklık Dorak Holding ve PVG Grubu ortaklık anlaşması imzaladı. Anlaşma uyarınca Türkiye’ye 500 bin turistin çekilmesi hedefleniyor.
K
apadokya bölgesinde yaklaşık üç bin yatak kapasitesiyle en büyük turizm yatırım grubu olarak faaliyetlerini sürdüren Dorak Holding, bölge ve ülke turizminin gelişimi açısından önemli bir anlaşma gerçekleştirdi. Dorak Holding, başta turizm olmak üzere pek çok alanda faaliyet gösteren PVG Grubu ile ortaklığa imza attı. PVG Grubu’nun tüm dünyada turizm işlerinin tanıtımı ve pazarlamasını kapsayan anlaşma çerçevesinde grup, Dorak Holding’e yatırım da yapacak. PVG Grubu ve Dorak Holding yaptıkları işbirliği çerçevesinde; Türkiye’deki turizm faaliyetlerini birlikte yürütecekler. Hedefleri arasında Türkiye’ye 500 bin turist çekmenin de yer aldığı ortaklık ile ülke ve Kapadokya bölgesinin turizm gelişimine katkıda bulunmak amaçlanıyor.
KÖRÜKÇÜ: “TÜRKİYE VE DÜNYADA BÜYÜMEK İÇİN İTİCİ GÜÇ OLACAK” Ortaklık anlaşması hakkında açıklama yapan Dorak Turizm ve Gayrimenkul Yatırımları
A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Serdar Körükçü şunları söyledi; “Dorak Holding’in ve PVG Grubu’nun ticari gücünü bir araya getiren anlaşma, tarafların hem Türkiye’de hem de dünyada katlanarak büyümesi için büyük bir itici güç oluşturacaktır. PVG Grubu’nun Dorak Holding’e yapacağı yatırımın da; ilave otel kapasitesi oluşturmak ve havayolu tesisleri kurmak için kullanılması planlanıyor.” PVG Grup, yetkilileri ise uluslararası seyahat eden kişi sayısının her yıl artması ile turizm sektörünün daha çok büyüme odaklı bir iş olduğunu belirterek; grubun, kısa vadede özellikle Hindistan, Avrupa, Birleşik Krallık ve Birleşik Arap Emirlikleri ile Malezya başta olmak üzere yatırımlar yaptığını ifade etti. Yetkililer, grubun sağlık turizmi, dini turizm ve macera turizmi ile ilgili alt yapının oluşturulması üzerinde çalışıldığını da dile getirdi. Ayrıca, Dorak Holding ile yapılan ortaklık anlaşmasının da grubun Türkiye’deki ve uluslararası alandaki çalışmalarının gelişmesinde de önemli rol oynayacağı vurgulandı.
gündem
Haber: Kerem Köfteoğlu
restaurant 28 hotel & hi-tech
Avrupa’da 839 yeni otel gün sayıyor STR Global’in Aralık 2015 Otel Raporu’na göre, Avrupa bölgesinde toplam oda sayısı 137 bin 976’ya ulaşan 839 otel devreye girmek için gün sayıyor.
A
ralık 2015’te inşasına başlanan ve önümüzdeki yıllarda hizmet vermeye başlayacak yeni otel proje sayısını bir önceki yılın aynı dönemiyle karşılaştıran STR Global uzmanları, bu rakamın yıllık temelde yüzde 2’lik artışa denk geldiğini söylüyor. Uzmanlar, söz konusu yeni otel proje sayısını aylık temelde incelediklerinde ise oda sayısında bir önceki yıla göre yüzde 2,5’luk bir düşüş olduğunu vurguluyor. Buna göre, Avrupa bölgesinde inşa halinde toplam oda sayısı
55 bin 623’e ulaşan 340 otel bulunuyor. Yeni otel projelerini sınıflara ayırarak inceleyen STR uzmanları durumu şöyle özetliyor: İnşa halindeki otellerden yüzde 23,6’sına denk gelen 32 bin 584 oda ortanın üstü segmentinde hizmet veren otele ait olacak.
ORTA LÜKS SEGMENT AĞIRLIKTA İnşası devam eden yeni projelerin yüzde 23,1’ini temsil eden 31 bin 857 oda orta lüks segment otele, yüzde 15,2’yi temsil eden 20 bin 960 oda lüks üstü segment otele ve yüzde 15,1’i temsil eden 20 bin 768 odanın da oda sayısının hiçbir segmente bağlı olmayan otele ait olacak. Lüks ve üstü segmentte hizmet verecek yeni otel oda sayısının yüzdeleri ise şöyle belirleniyor: Odaların yüzde 27,2’sine denk gelen 15 bin 123 oda çok lüks, odaların yüzde 20,8’ine denk gelen 11 573 oda lüks, odaların yüzde 18,6’sına denk gelen 10 bin 331 oda da orta lüks segmentteki otele ait olacak.
Türkiye’den dünyaya ‘keşfet-zenginleş’ daveti Türkiye, “Potansiyeli Keşfet” sloganıyla yabancı yatırımcıları davet eden tanıtım atağına geçti. Uluslararası medya kuruluşu Global Connection tarafından hazırlanan ve Türkiye’nin tanıtımını hedefleyen Discover the Potantial gazetesi Almanya, Fransa ve BAE, yarın ise İngiltere’de yayında…
C
umhurbaşkanlığı himayesinde, Ekonomi Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) liderliğinde Türkiye’nin sloganı olarak belirlenen ‘Turkey Discover the Potential’, uluslararası medya kuruluşu Global Connection ile toplam 4 ülkede yayına çıktı. Türkiye algısı, 4 ülkede Discover the Potantial’ın sloganı olan “Keşfet ve Zenginleş” başlığı ile anlatıldı. Fransa’da Le Figaro, Almanya’da Die Welt, Welt Kompakt ve travelbook.de ile Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) Gulf News’de; İngiltere’de ise The Daily Telegraph’da, Discover the Potential yayınları yer buldu. Türkiye’nin ihracatının yüzde 23’ünü söz konusu 4 ülkeye yönelik olduğu göz önüne alındığında yapılan tanıtımın Türkiye ihracatına olumlu etki edeceği tahmin ediliyor. Halkbank, Türk Hava Yolları, Rixos ve Çalık Denim’in katkılarıyla hazırlanan yayınların 4 ülkede yaklaşık 5 milyon kişiye ulaşacak.
‘NE ALIRSAN AL, TÜRKİYE’DEN AL’ Global Connection tarafından hazırlanan yayınlarda, Discover the Potantial’ın sloganına uygun olarak yatırımcılar ile alıcılar Türkiye’ye davet ediliyor ve Türkiye’yi keşfetmeleri halinde daha fazla zenginleşmelerinin önünün açıldığına vurgu yapılıyor.
Türkiye’nin 26 ihracatçı sektörden toplam 71 bin ihracatçısı bulunduğu belirtilen yayınlarda, Türkiye’nin dünyanın 250 farklı ülkesine binlerce çeşit ürün sattığına dikkat çekiliyor. Yayınlarda “Turkey, Discover the Potential etiketi; kalite, tasarım, kültür, güven ve sevgiyi, ulaşılabilir fiyatlara alabilmek demek” vurgusu yapılıyor. Yayınlarda ayrıca “Ne alırsan al, Türkiye’den al” denilerek Türkiye’nin ihracatçı sektörlerinin ne tür avantajlar sundukları ayrıntılı olarak dile getiriliyor.
TÜRKİYE’YE YATIRIMA ÇAĞIRIYOR Türkiye’nin inovatif gücüne de işaret edilen yayınlarda, kamunun ihracatın katma değerinin ve miktarının artması için Ar-Ge’yi önemli yatırımlardan biri olarak gördüğüne dikkat çekiliyor. Yayınlarda, Ar-Ge harcamalarının GSYİH’ye oranının psikolojik sınır sayılan yüzde 1’i aştığı ve 2023 yılında bu oranın yüzde 3 olmasının hedeflendiği belirtiliyor. Türkiye’nin yabancı yatırımları da oldukça önemsediği belirtilen yayınlarda, 2014 yılında 12,5 milyar dolar yabancı yatırım girdiği, son 10 yılda ise bu rakamın 144 milyar dolara ulaştığı kaydedilerek, yabancı yatırımcılar Türkiye’ye davet ediliyor.
restaurant gündem 30 hotel & hi-tech
2015’in en çok ilan veren sektörü turizm-otelcilik oldu Yenibiris.com’un 2015 istihdam verilerine göre, geçtiğimiz yıl en fazla eleman arayan sektör turizm-otelcilik oldu…
T
ürkiye’nin iş ve insan kaynakları sitesi Yenibiris. com, yayınlanan ilan ve yapılan başvuruları değerlendirerek hazırladığı 2015 İstihdam Raporu’nu açıkladı. 2014’ün en çok ilan veren sektörü Yapı-İnşaat, 2015’te yerini Turizm-Otelcilik sektörüne bıraktı. Önceki yıllarda ilk 10 sektör arasında yer almayan bilişim de birkaç basamak yükselerek en fazla iş ilanı yayınlanan 8. sektör oldu. 2014’te, bir önceki yıla göre yüzde 25 artış gösteren iş ilanları, 2015’teki durgunluk dönemi nedeniyle 2014’ü geçemedi ancak şirketler eleman arayışını sonbaharda hızlandırdı. Son 4 ayda iş ilanlarının yüzde 30 civarında artması, 2016 açısından umut verici oldu. 2015’TE EN ÇOK İŞ İLANI YAYINLANAN SEKTÖRLER
DİĞER SEKTÖRLERE GÖRE ORANI
1-TURİZM-OTELCİLİK 2-EĞİTİM 3-YAPI-İNŞAAT 4-PERAKENDE 5-ÜRETİM-İMALAT 6-SAĞLIK-TIP 7-GIDA 8-BİLİŞİM 9-HİZMET 10-TEKSTİL
% 11 %9 %7 %7 %7 %5 %5 %5 %5 %4
YENİBİRİS.COM YÖNETİM KURULU ÜYESİ KÂMİL ÖZÖRNEK:”İŞE ALIMLARDA 2016 DAHA HAREKETLİ GEÇECEK” “2016’nın işe alımlar açısından daha hareketli geçeceğine inanıyoruz. Yılın sonlarına doğru ilanlarda artış olması da bunun göstergesi. Yılın her döneminde hareketliliğini koruyan satış, en çok alım yapılan iş alanı olmaya devam edecek gibi görünüyor. Nitelikli çalışan sayısının yetersiz olduğu dijital pazarlama, mobil yazılım gibi teknik pozisyonların da önemi daha da artacaktır” dedi.
restaurant gündem 32 hotel & hi-tech
Arap turizmciler, Kayseri’de buluştu Ortadoğu ülkelerinden gelen yaklaşık 50 kişilik turizm grubu, Kayseri’de buluştu.
5
. METEX Turizm Etkinliği kapsamında, 10 ile 13 Aralık tarihleri arasında, Radisson Blu Hotel Kayseri’de bir araya gelen Arap turizmciler; Kayseri’nin tarihi, kültürel, doğal zenginliği ve Erciyes Dağı’nı yerinde inceleme fırsatı buldular. Kayseri Valisi Orhan Düzgün’ün ev sahipliğinde, Mercan Turizm organizasyonu ve Radisson Blu Hotel Kayseri katkılarıyla başlayan etkinliğin açılışına; kamu, yerel yönetimler, ülkemiz turizmcileri ve Ortadoğu’dan gelen seyahat acentaları katıldı. Program sırasında Arap turizmcilere; Kayseri’nin 6 bin yıllık tarihi; Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı’dan günümüze gelen eserleri ve Erciyes Kış ve Turizm Merkezi başta olmak üzere kentin turizm potansiyeli tanıtıldı. Konferanslar ve ikili görüşmelerin ardından Kayseri ve çevresine, tanıtım info gezisi düzenlenerek kentteki tarihi ve kültürel hazinenin yanı sıra, Erciyes Dağı ziyaret edildi.
ARİFOĞLU: “KAYSERİ’Yİ DÜNYAYA TANITMAYA DEVAM EDİYORUZ” Kayseri’nin, sahip olduğu tarihi ve kültürel değerleri, doğal zenginliği, Erciyes Dağı ve gastronomisiyle Ortadoğu pazarını misafir etmeye hazır olduğunu ifade eden Radisson Blu Hotel Kayseri Genel Koordinatörü Recep Arifoğlu, kentin sunduğu potansiyelle gelecek birkaç yıl içerisinde Arap pazarından yoğun talep alınabileceğini söyledi.
BAŞKAN: “YURT İÇİ VE YURT DIŞI FUARLARA DEVAM” Kayseri’yi yurt içi ve yurtdışındaki her platformda tanıtmaya devam etmekte olduklarını kaydeden Radisson Blu Hotel Kayseri Genel Müdürü Fercan Başkan, “Yurt içinin yanı sıra, Almanya, İngiltere, Yunanistan, Dubai gibi yurt dışındaki turizm fuarlarına katılmaya devam edeceğiz. Gerek katıldığımız fuar ve toplantılarda gerek online pazarlama mecralarında Kayseri’yi en etkin şekilde tanıtmayı sürdürüyoruz” diye konuştu.
restaurant gündem / söyleşi 36 hotel & hi-tech
Uran Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Güven:
“Krizi aşmanın yolu, alternatif pazarlar” “Rusya krizi nedeniyle rezervasyonlar iptal edilince turizm sektörü yüzünü Avrupa’ya çevirdi. Bu kriz sadece turizmcileri değil, bölge esnafı ve hizmet sektöründe olan kurumları da olumsuz etkileyecek” dedi.
R
usya krizi nedeniyle rezervasyonların iptaliyle birlikte turizm sektörünün yüzünü Avrupa’ya çevirdiğini belirten Uran Turizm AŞ. İcra Kurulu Üyesi Fatih Güven, krizin turizmciler kadar bölge esnafı ve hizmet sektöründe olan kurumları da olumsuz etkileyeceğini kaydederek, Rusya-Türkiye krizinin sonuçlarını değerlendirdi, Uran Turizm yatırımlarının 2016 yılına dair hedef ve projelerini anlattı.
Turizm sektörü açısından Rusya krizinin sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Geçen yıl Rusya’nın kendi ekonomik sorunları nedeniyle kötü bir yıldı ve Rus turist sayısında bir azalma yaşandı, Türkiye-Rusya krizi ise bu durumu daha da perçinledi. Antalya’ya her yıl toplamda 10 milyon turist geliyor ve bunun yaklaşık olarak 3,5 milyonu Rus turisttir. Elbette bu kayıp
kolay telafi edilebilir bir durum değil. Şu anda, önümüzdeki sezon için Rus turist rezervasyonları sıfır noktasında. Tabii bu durumdan etkilenen sadece turizm sektörü de değil, bu buzdağının görünen yüzü. Tarımla uğraşan kesim ürettiği ürünlerin büyük kısmını bölgedeki 5 yıldızlı otellere satarak geçimini sağlıyor, turizmin olumsuz etkilenmesi onların satışlarının da düşmesine neden olacaktır, esnaf için de aynı durum söz konusu. Zincirleme devam eden bu olumsuzluklardan etkilenmemek için alternatif pazarları araştırmak ve Rusya’nın yaratacağı boşluğu başka bölgelerle doldurmak gerekiyor.
Sektörde kaç yıldır faaliyet gösteriyorsunuz? Uran Holding bünyesinde, Antalya’daki otelimiz “Grand Prestige Hotel&Spa” 25 yaşında. 1990 yılından bu yana 400.000 misafir ağırladık. İstanbul’da ise Ramada İstanbul
Asia ile hizmet vermeye devam ediyoruz. Ramada İstanbul Asia‘nın 2015 yılını başarılı geçirdiğini söyleyebiliriz. 2015 yılında otelimizde ağırladığımız misafirlerin yüzde %65’ini yabancı %35’ini yerli ziyaretçiler oluşturdu. Otelimiz genel itibariyle ağırlıklı olarak yabancı misafirlere hizmet vermektedir. Uluslararası krizlerin azalması veya ortadan kalkmasıyla birlikte yabancı misafir sayımızın artacağını öngörüyoruz.
Rus turist kaybından oluşan boşluğu nasıl telafi edeceksiniz? Uran Holding olarak, her zaman krizlerin yaşanabileceğinin bilincindeyiz ve kendimizi birkaç ülke ile sınırlamıyoruz. Her yıl, 16 farklı ülkede aktif satış ve pazarlama çalışmaları yürütüyoruz, bu çalışmaların neticesinde çok sayıda ülkeden misafir ağırlıyoruz. Ruslar ağırladığımız turistler içerisinde %30’luk bir paya sahip. Bu oran elbette önemli ancak aktif olduğumuz diğer ülkelerdeki çalışmalarımızı yoğunlaştırarak ve kampanyalarla bu düşüş tolere edilebilir.
Hangi pazarları hedefliyorsunuz? Türkiye’deki turizmcilerin en büyük handikabı komşu ülkelerle turizm açısından aktif bir ilişki yürütememektir. Örnek olarak, Avrupa ülkelerine baktığımızda ağırladıkları turistlerin önemli bölümünün yakın ülkelerden geldiğini görüyoruz. Komşu ülkelerimizin iç işlerinde yaşadıkları sorunlar, genel olarak turizm amaçlı seyahat etmemeleri komşularımızdan turist ağırlamamıza engel oluyor. Uzak ülkelerden ağırladığımız turistler için ise yol maliyetleri yüksek oluyor. Türkiye’ye gelen yaklaşık 30 milyon turistin 20 milyonu havayoluyla geliyor, bu durum da komşu ülkelerden ne kadar az turist ağırladığımızı gözler önüne seriyor. Biz ağırlıklı olarak Avrupa ülkeleri ile çalışıyoruz. Sonrasında Balkan ve Baltık ülkelerinden turist ağırlıyoruz. Son dönemde Ukrayna ve Gürcistan’dan gelen turist sayımızda da bir artış görülmekte. Networkümüze eklediğimiz bu bölgeler sayesinde Rusya-Türkiye krizini olabilecek en az hasarla atlatmayı umuyoruz.
restaurant gündem 38 hotel & hi-tech
Otel doluluklarında düşüş sürüyor Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB), ‘Kasım 2015 Ülke Performans Raporu’nu açıkladı. Türkiye genelinde Kasım 2015’te otel dolulukları geçen yılın aynı ayına göre yüzde 7.6 düşerek yüzde 56.3 olarak kaydedildi.
T
uristik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB), dünyanın önde gelen veri ve analiz şirketlerinden STR Global’in hazırladığı ‘Kasım 2015 Ülke Performans Raporu’nu açıkladı. Rapora göre, Türkiye genelinde Kasım 2015’te otel dolulukları geçen yılın aynı ayına göre yüzde 7.6 düşerek yüzde 56.3 olarak kaydedildi. Kasım 2014’te bu rakam yüzde 60.9 olmuştu. Ocak-Kasım 2015 dönemini kapsayan 11 aylık dönemde ise Türkiye otellerdeki doluluk oranı geçen yıla göre yüzde 0.2 düşüş ile yüzde 62.9 olarak gerçekleşti.
İSTANBUL’DA ÇİFT HANELİ DÜŞÜŞ Şehir bazında bakıldığında ise turizmin iddialı kentlerinden İstanbul’da Kasım 2015 otel dolulukları bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 12 düşerek yüzde 56.1 oldu. Kasım 2014’te bu oran yüzde 63.7 olmuştu. Kasım 2015’te ADR (Average Daily Rate) olarak adlandırılan ortalama günlük satılan oda bedeli 105.5 Euro olarak gerçekleşti ve geçen yılın aynı ayına göre yüzde 8.1 düşüş gösterdi. Kasım 2014’te bu
rakam 114.8 olmuştu. Toplam oda sayısı üzerinden odabaşı elde edilen gelirlerde ise (RevPAR) geçen yıla oranla yüzde 19’luk bir düşüş yaşanarak 59.2 Euro olarak ölçüldü. Bu rakam Kasım 2014’te 73.3 Euro’ydu. Ocak-Kasım 2014’te yüzde 65.7 olarak kaydedilen doluluk oranı Ocak-Kasım 2015 dönemini kapsayan 11 aylık dönemde ise 66.2 oldu. Ortalama günlük satılan oda bedel ise Ocak-Kasım 2014’te 132.9 Euro’yken Ocak-Kasım 2015’te 124.1 Euro’ya, aynı dönemde oda başı elde edilen gelir ise 87.4 Euro’dan 82.1 Euro’ya geriledi.
ANTALYA’DA G20 ETKİSİ Kasım ayı sonundan itibaren en önemli pazarlarından Rusya ile yaşanan krizin sıkıntılarını hissetmeye başlayan Antalya’da Kasım 2015 otel dolulukları bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 13 artarak yüzde 56.2 oldu. Bu yükselişte dünya liderlerinin katıldığı G20 zirvesinin yanı sıra ulusal ve uluslararası kongreler etkili oldu. Kasım 2014’te bu oran yüzde yüzde 49.7 olmuştu. Ortalama günlük satılan oda bedeli 51.89 Euro olarak, 2014’e göre yüzde 7.3’lük bir düşüş gösterdi. Odabaşı elde edilen gelirlerde ise geçen yıla oranla yüzde 4.8’lik bir artış yaşandı ve 29.1 Euro olarak ölçüldü. Kasım 2014’te bu rakam 27.8 Euro’ydu. Ocak-Kasım 2015 döneminde ise doluluk oranı yüzde 61.4 oldu. 2014’ün aynı döneminde bu oran yüzde 63.1 olmuştu. Ortalama günlük satılan oda bedeli Ocak-Kasım 2014’de 95.6 Euro iken bu yıl aynı dönemde 113.4 Euro’ya, oda başı elde edilen gelir de 60.4 Euro’dan 69.6 Euro’ya yükseldi.
ANKARA GERİLEDİ Ankara’nın Kasım 2015 otel dolulukları bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 4,4 düşerek, yüzde 64,6 oldu. Kasım 2014’te bu oran yüzde 67.5 olmuştu Ortalama Günlük satılan oda bedeli 78.8 Euro olarak, 2014’e göre yüzde 2.7’lik bir
düşüş gösterdi. Kasım 2014’te bu rakam 80.9 Euro olmuştu. Odabaşı elde edilen gelirlerde ise geçen yıla oranla yüzde 6.9’luk bir düşüş yaşandı ve 50.8 Euro olarak ölçüldü. OcakKasım 2015 döneminde ise Ankara’da doluluk oranı 60.4 oldu. Geçen yılın aynı döneminde bu oran yüzde 60.1 olarak kaydedilmişti. Ortalama Günlük satılan oda bedel 81.4 Euro oldu. Geçen yılın aynı döneminde bu rakam 77.2 Euro olarak gerçekleşmişti.
restaurant gündem 40 hotel & hi-tech
İstanbul Lütfi Kırdar sadece kongreleriyle değil,
etkinlikleriyle de ses getirecek Türkiye’nin ilk uluslar arası kongre merkezi olan İstanbul Lütfi Kırdar, iddialı projeleriyle yeni döneme hazırlanıyor. Kongre turizmi sektörünün yükselişine dikkat çeken İstanbul Lütfi Kırdar Genel Koordinatörü Güniz Atıs Azrak, geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen projeler ile 2016 yılı hedeflerini açıkladı.
2
014 yılı itibariyle İstanbul; kongre merkezleri arasında dünya sıralamasında 9’uncu, Avrupa sıralamasında ise 8’inci sırada yer aldı. İstanbul’un dünya çapındaki stratejik konumunun önemini anlatan İstanbul Lütfi Kırdar Genel Koordinatörü Güniz Atıs Azrak, merkezin sektördeki öncü konumuyla birlikte gücünü perçinlediğini belirtti. TÜİK verilerine göre, 2014 yılı turizm geliri olan 26 milyar doların yaklaşık yüzde 10’unun (2.5 milyar dolar) kongre turizminden karşılandığını açıklayan Azrak, “Yılda 100 milyona yakın kişi toplantı, iş ve kongre amaçlı seyahat düzenliyor. Kongre turizminde kişi başı ortalama harcama, kıyı turizminden yaklaşık 5 kat daha fazla. Bu nedenle kongre sektörünün ekonomiye direkt etkisinin yanı sıra endirekt ve çarpan etkisi yüksek. Sektör paydaşları olarak bizler, yerel yönetim ve kamu desteğiyle, bu pazarı büyütmenin tüm ekonomi üzerindeki etkisinin bilinciyle çalışmalarımıza devam ediyoruz” dedi.
“2016’DA BÜYÜME DEVAM EDECEK” TÜRSAB 2013 Kongre Turizmi Raporu’na göre 2013 yılında 2.5 milyon kişi kongre turizmi için Türkiye’ye geldi. Başbakanlık Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü verilerine göre, kongre sektörü Türkiye’de dünya ortalamasından 2 kat daha fazla büyüyor. Dünyada bu artış yüzde 10 iken,
İSTANBUL LÜTFİ KIRDAR HAKKINDA Uluslararası standartlarda başarısını kanıtlayan İstanbul Lütfi Kırdar, dünyada yalnızca 28 kongre merkezinin sahip olduğu AIPC (The International Association of Convention Centres / Uluslararası Kongre Merkezleri Birliği) Kalite Standartları Ödülü’nü 2015 yılında almaya hak kazandı. Yine 2015 yılında, İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) tarafından desteklenen “Dijital Çağın Küresel Kongre Merkezi: Lütfi Kırdar” projesi ile sektördeki yerini perçinleyen İstanbul Lütfi Kırdar, ziyaretçilerine dijital çağın getirdiği tüm imkanları sunarak bir ‘ilk’i daha gerçekleştirmiş oldu. Yetinmeyip dijitalleşen yapısına yeni bir halka daha ekleyen İstanbul Lütfi Kırdar; geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiği Apple iBeacon teknolojisinin entegrasyonu ile ziyaretçilerine, mobil cihazlar üzerinden daha erişilebilir bir etkinlik deneyimi sunmaya başladı. 2015 yılında yaklaşık 780 katılımcı firma 13 fuar ve kongre düzenlenen İstanbul Lütfi Kırdar’da; 27 konser ve 50 konferans yapıldı ve toplamda 240 bin ziyaretçi ağırlandı. 2016 yılını da önemli projelerle karşılamaya hazırlanan İstanbul Lütfi Kırdar, İstanbul’un dünyadaki stratejik konumuyla birlikte yükselişini sürdürüyor.
Türkiye’de yaklaşık yüzde 22. 2016 yılında da büyümenin devam edeceğini ifade eden Azrak, sadece kongre merkezi olarak değil, etkinlik mekanı olarak da pek çok önemli projeye imza atacaklarını belirterek şunları söyledi: “2016 yılında İstanbul Lütfi Kırdar’da gerçekleşmesi planlanan önemli kongreler ile anlaşma aşamasındayız. Sadece kongre değil, aynı zamanda bir etkinlik mekanı olarak ses getirecek sanat etkinliklerine, fuarlara ve şirket etkinliklerine de ev sahipliği yapacağız. Hepsi de merakla beklenen projeler arasında yer alacak.”
restaurant gündem 42 hotel & hi-tech
Avrupalı Türkler de Türkiye’ye sırtlarını döndüler TAVAK-Vakfı 2015 yılı Avrupalı Türklere Yönelik Turizm Araştırması sonuçları açıklandı. Rapora göre, bu yıl Rus turistlerden sonra Avrupalı Türkler de Türkiye’ye sırtlarını döndüler.
T
AVAK Vakfı’nın 4 yıldır yaptığı Avrupalı Türklere yönelik turizm araştırmasının sonuçlarına göre, bu yıl Türkiye’ye gelmeyi planlayan Avrupalı Türk Turist sayısı 1 Milyon 900 binde kaldı ve harcamaları da ilk defa 1000 Euro’nun altına düşerek 980 Euro olarak belirlendi. Bunun en büyük nedenlerinden biri; Avrupalı Türklerin bu yıl Türkiye’de geçirecekleri gün sayısında bir düşüş olması. Artık 4 hafta kalmak yerine 24 gün kalmayı tercih ediyorlar. Böylece Türkiye’de Türk turizmine büyük katkıda bulunan ama Türkiye tarafından fazla ciddiye alınmayan Avrupalı Türk turistler yavaş yavaş Türkiye’ye olan ilgilerini azaltmış bulunuyorlar. Gerek Turizm Bakanlığı’nın gerekse TÜRSAB’ın fazla ciddiye almadığı Türk turistler arasındaki gençler büyük bir oranda Ibiza, Mallorca, ABD gibi ülkelere daha fazla ilgi gösteriyorlar.
AVRUPALI TÜRKLER ARTIK TÜRKİYE’Yİ DAHA AZ TERCİH EDİYOR TAVAK’ın yaptığı 2015 araştırmasına göre Avrupalı Türk turistler 2014 yılına göre bu yıl Türkiye’yi tatil için daha az tercih ediyor. 2014 Yılında Türkiye’ye gelen EuroTürk sayısı 2,7 Milyon sayısına ulaşmışken 2015 yılında bu sayı 1,9 Milyon kişiye kadar düştü ve böylece 2012 yılında Türkiye’ye gelen EuroTürk sayısı seviyelerine düştü.
AB’DE 5,4 MİLYON TÜRK KÖKENLİ GÖÇMEN YAŞIYOR TAVAK Vakfı’nın 2015 yılı araştırmasına göre 508 Milyon insandan oluşan, 28 ülkeli Avrupa Birliği sınırları içerisinde takriben 5,4 Milyon EuroTürk yaşamaktadır. Bunların %40’ının üzerinde bir kitlesi de tatillerini Türkiye’de geçirmek için gelmektedirler. Avrupa’dan gelen Türkler, ciddi bir şekilde alıverişe para harcarken, özellikle İstanbul’daki önemli eğlence merkezlerine gitmektedirler.
AB’Lİ TÜRKLER ORTALAMA 3,5 HAFTA KALIYORLAR TAVAK’ın 2015 yılında yaptığı araştırmaya göre Avrupalı Türkler Türkiye’de ortalama 3,5 hafta kalmayı planlamaktadırlar. Geçtiğimiz yıllarda bu oran 28 – 30 gün arasında dolaşırken bu yıl 24 güne kadar düşmüştür. Bunun üç önemli nedeninin açıklandığı rapor sonuçlarına göre; Avrupalı Türkler artık yavaş yavaş tatillerini başka ülkelerde geçirmeyi tercih etmeye başlamışlardır. Özellikle 35 yaşına kadar olan genç EuroTürkler tatilleri için daha canlı yerleri tercih etmektedirler. Almanya’daki Türk seyahat acentalarından alınan bilgilere göre Ibiza, Mallorca, İtalya ve ABD bu açıdan öne çıkmaktadır. Avrupa’da yaşayan ve yaş ortalaması yüksek olan Türkler, özellikle emekliler, ekonomik açıdan çektikleri sıkıntılar nedeniyle tatillerini azaltmak zorunda kalmıştırlar. Yalnız Almanya’da yaşayan Türk kökenli göçmenlerin %4’ü fakirlik sınırının altında yaşarken, işsizlik oranları %32’ye çıkmış bulunmaktadır. Bu açıdan yaşlı nesil tatil yapmayı fazla planlayamamaktadır. Bunun dışında belirli bir kitle tatillerinin yarısını Türkiye’de yarısını da Almanya’da geçirmektedirler. Fakat bunlar artık Türkiye’ye yarı yarıya dönmüş kitleyi oluşturmaktadır. Türkiye’deki son politik gelişmeler Avrupa’daki Türklerin Türkiye’ye gelmesini alıkoymaktadır. Türkiye’deki son gelişmeler özellikle belirli kitleleri korkutmaya başlamış ve bazı kitleleri de “Ülkem bile olsa anti demokratik bir ülkede tatilimi geçirmek istemem” yaklaşımını beraberinde getirmektedir. Buda gelmeme istemlerinde önemli bir rol oynamıştır. Buna karşılık Türkiye’ye gelen Avrupalı Türkler artık akrabalarını ziyaretle fazla zaman harcamamakta, başta İstanbul, Bodrum, Antalya, Marmaris ve Çeşme gibi yerlere gitmektedirler. Avrupalı Türklerin en gözde tatil noktası ise İstanbul’dur. 2010 ve 2011 yıllarında ortalama 1200 euro harcayan Türkler 2012 yılında ekonomik krizin de etkisiyle harcamalarını ortalama 1100 euro ‘ya düşürmüştürler. 2013 yılındaki ortalama harcamalarına baktığımız zaman ise bu sayının kişi başına ortalama 1170 euro olduğunu görürüz. 2014 yılında ortalama harcamalarda yükselme söz konusu olmuştur ve 1320 euro seviyelerine çıkmıştır. 2015 yılında ise gelen EuroTürk sayısının düşüşü ve ekonomik krizin etkisiyle harcamalarını azaltan EuroTürkler ortalama 980 euro harcamıştırlar. Avrupalı Türkler Türkiye ziyaretlerinde özellikle hava yolunu tercih etmektedirler. Buna karşılık yaz aylarında uçak fiyatlarındaki artış Türkleri eskiden olduğu gibi Balkanlar üzerinden karayoluyla ülkeye gelmeye teşvik etmektedir. Bu da tatil süresinin kısalmasına neden olmaktadır.
restaurant gündem 44 hotel & hi-tech
Elite Grubu krize meydan okudu Rusya’da 230 milyon dolarlık yatırıma hazırlanıyor Elite World Otelleri Zincir Genel Müdürü Ünsal Şınık, Rusya’ya 230 milyon dolarlık yatırımı olan bir zincir olarak “Rusya’nın böylesi bir fırsatı göz ardı edeceğini zannetmiyoruz” dedi.
R
usya’da yaptığı yeni yatırımlarla gündemde olan; şu an İstanbul, Van ve Marmaris’te bulunan 5 oteli ile hizmet sunan Elite World Oteller zinciri, İstanbul’un Asya ve Avrupa Yakası’nda yapımı devam eden iki otel ve 2018’de açmayı planladığı St. Petersburg’da iki otel ile birlikte, önümüzdeki üç yılda otel sayısına dokuza çıkarmayı, arsa payı dahil 465 milyon dolarlık bu yatırımlar ile zincirin yatak kapasitesini 4 bin 966’ya, grubun toplam istihdamını da 1.765’e yükseltmeyi planlıyor. 2015 yılını değerlendiren ve 2016 yılı öngörülerini paylaşan Elite World Oteller Zinciri’nin Genel Müdürü Ünsal Şınık, “Elite World Oteller Zinciri olarak 2015 yılını, hedeflerimizin altında gerçekleştirdik. Zincir bazında yüzde 80 doluluk planlarken yüzde 70 gerçekleşti. 2015 yılı dış pazar özelinde Ortadoğu ve İran ağırlıktaydı. Rusya pazarından yüzde 5 kaybettik. Piyasalardaki değişikliler iç pazarda da düşmelere neden oldu. 2016 yılında ise 2015 yılına göre net yüzde 30 gerileme öngörüyoruz. Devletin sektörü 2016’ya dönük bazı sübvansiyonla planlaması gerekmektedir” dedi.
“RUSYA KRİZİ MUTLAKA BİR GERİLEMEYE SEBEP OLACAK” Türkiye’nin içinde bulunduğu jeopolitik ortam, günden güne değişen iç ve dış konjonktürler çerçevesinde 2016 yılını her açıdan tahmin etmenin güç olduğu belirten Ünsal Şınık, yeni hükümetin kurulmuş olmasını, ülkenin ekonomi olarak en azından politik kökenli stabilizasyon sağlamış olmasını, Moddy gibi dış kredileme kuruluşlarının ülkenin durumunu halen yatırım yapılabilir seviyede tutuyor olmasını, hükümetin dost bazı ülkelerin ekonomik katkısını sağlamak üzere harekete geçmiş olmasını olumlu değerlendirirken, “Elbette öngöremediğimiz olağanüstü durumlar yaşanmaz ise, turizm sektöründe ülkenin çevresinde artan rahatsızlıklar, Rusya krizi mutlaka bir gerilemeye sebep olacaktır” dedi.
2016’DA NET YÜZDE 30 GERİLEME BEKLİYORUZ” Elite World Oteller Zinciri olarak 2015 yılını hedeflerinin altında, zincir bazında yüzde 80 doluluk planlarken yüzde 70 olarak gerçekleştirdiklerini belirten Şınık,
“Fiyatlandırmamızda 7-8 Euro düşüş oldu. Zincir olarak genel dağılımımız yüzde 70 dış pazar, yüzde 30 iç pazardır. 2015 yılı dış pazar dağılımında Ortadoğu ve İran ağırlıktaydı. Rusya krizde olduğu için yüzde 5 kaybettik. Piyasalardaki değişikliler iç pazardaki düşmelere neden oldu. 2015 yılında ilk yarısında İtalyan turistlerde yüzde 17, İspanyol turistlerde yüzde 8, Ruslar’da yüzde 16 azalma gözlemledik. İranlı turist yüzde 35, Arap ülkelerinden gelen turist oranı ise yüzde 18 yükseldi. 2016 yılında 2015 nazarında kesin net yüzde 30 gerileme beklemekteyiz. Bu durum faaliyet alanı salt turizm olan şirketlerimizi de aynı oranda etkileyecektir. Devletin sektörü 2016 ya dönük bazı sübvansiyonla planlaması gerekmektedir” dedi.
yatırım planımız söz konusu. Ve bu kaynak tarafımızca yurtdışından Rusya’ya aktarılacaktır. Rusya’nın da ülkeye güvenmiş bu yabancı yatırımcıları elinin tersi ile itmeyecek kadar aklıselim olacağını ümit ediyoruz.
“HİNDİSTAN, PAKİSTAN, ÇİN VE TÜRKİ CUMHURİYETLER’E AĞIRLIK VERECEĞİZ” Grubun yeni yatırım planlarıyla ilgili bilgiler vermeye devam eden Şınık, “Turizm sektöründe yaşadığımız bu olumsuz süreç nedeniyle sektör ve markalar olarak yurt dışı pazarlamamız için yeni pazarlama kanalları bulmamız önemli. Ortadoğu ve İran pazarları bu noktada öne çıkıyor. Zincir olarak Ortadoğu ve İran’ın yanı sıra Hindistan, Pakistan, Çin ve Türki Cumhuriyetler gibi hedef pazarlarımıza daha çok eğileceğiz” dedi.
“RUSYA’YA 230 MİLYON DOLARLIK YATIRIM PLANLIYORUZ”
“ERTELEYECEĞİMİZ BİR DURUM YOK”
Ünsal Şınık, grubun İstanbul, Van ve Marmaris’te hizmet sunan mevcut beş otelinin dışında 120 milyon dolar yatırım ile 2016 yılının Mayıs ayında İstanbul Basın Ekspress yolunda Elite World Europe Otel’i hizmete açacaklarını belirterek, “115 milyon dolar yatırımız ile de İstanbul Maltepe’deki arazimizde Elite World Asia Otel’in inşaatına başlıyoruz. Ayrıca ülkemizin öncelikli olan gündeminde olan Rusya’da St. Petersburg’da geçen yıl iki arazi almıştık. Planlarımız arasında arazilerini aldığımız 145 ve 85 milyon dolarlık yatırımlarla St. Petersburg’da iki yatırımımızı devreye almak var. Bu otellerimizi 2018 yılında açmayı planlıyoruz. Ümit edelim ki en azından ekonomik bazda durum uçak faciası öncesine döner. Rusya’da iki otel yatırım kararı almış, bunların arsalarını satın almış inşaatlarına başlama aşamasındayız. Ülkeler arası bu sürtüşme bizim ticari faaliyetlerimizi Rusya’ya güvenip yatırım yapmış bir şirket olarak faaliyetlerimizi etkileyemeyeceğini umuyoruz. Sonuçta iki yıl içinde arsa payı dahil toplam 230 milyon dolarlık bir
Ülkemiz dönem dönem tüm sektörleri etkileyen içinde bulunduğumuz gibi süreçlerden geçiyor. Son yaşanan üzücü olaylar elbette öncelikli olarak turizm sektörünü yüksek oranda olumsuz etkiledi. Ancak uzun yıllardır bu sektörde olan bir zincir olarak kısa dönem, günlük hareket etmemiz söz konusu değil. Tüm plan ve projelerimizi uzun dönemli planlar, stratejiler üzerinden hayata geçiyoruz. O nedenle bekleyeceğimiz, erteleyeceğimiz bir durum yok. 2016 yılı için sektör özelinde önerilerini de paylaşan Elite World Otelleri Zincir Genel Müdürü Ünsal Şınık; “2016 ve ötesinde AB ile ilişkilerin ve üyelik adayı sürecinin hızlandırılması, ihraç ürünlerine mutlaka yeni pazarlar bulunması, çevre ülkeler ile ilişkilerin mercek altına yatırılarak revize edilmesi, ülkenin başını ağrıtan kürt sorunu ile ilgili açılış sürecinin mutlaka devam etmesi, turizmde yeni potansiyel kaynak ve hedef pazarlar bulunması, sosyal reformların gerçekleştirilmesi gerekmektedir” şeklinde sözlerini tamamladı.
restaurant gündem 46 hotel & hi-tech
Turizmde kalite’ 18. kez ödüllendirildi Skal International İstanbul Kulübü tarafından Türk turizminde kaliteye yapılan katkıyı ödüllendiren Skalite – Turizmde Kalite Ödülleri, 19 Aralık 2015 Cumartesi akşamı Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşen törenle sahiplerini buldu.
T
urizm sektörünün otel, acente, havayolu, kongre merkezi, v.b tüm dallarının profesyonellerini çatısı altında toplayan Skalite ‘Turizmde Kalite’’ Ödülleri’nin 18.’si 19 Aralık 2015 Cumartesi akşamı Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşen törenle sahiplerini buldu. Sunuculuğunu Ceylan Saner’in üstlendiği geceye Skal International geçmiş dönem Dünya Başkanları Hülya Aslantaş ve Salih Çene, Skal International İstanbul Kulübü Başkanı Feza Solaklar, As Başkan Bahar Birinci, Yönetim Kurulu üyeleri ile turizm dünyasının seçkin isimleri katıldı.
21 KATEGORİDE 2015 YILININ EN İYİLERİ ÖDÜLLENDİRİLDİ Başkanlığını 2008 - 2009 dönemi Skal International Dünya Başkanı; Universal Turizm Genel Direktörü ve de Skalite’nin yaratıcısı Hülya Aslantaş’ın üstlendiği Skalite Jürisi’nde; İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı ve İstanbul Turizm Atölyesi Koordinatörü Tülin Ersöz, İstanbul Ticaret Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nüzhet Kahraman, Alem Dergisi Genel Yayın Yönetmeni
Melis Aygen, İZ TV Genel Yayın Yönetmeni Coşkun Aral, İstanbul Kültür ve Turizm İl Müdürü Nedret Apaydın ve MNG Airlines Lojistik Başkanı Emir Akın yer aldı. MNG Airlines’ın platin; TAV Havalimanları, Çelebi Havacılık Holding A.Ş, SealedAir ve Redrock Minerals’in altın sponsorluğunda düzenlenen ve Murat Ali Aydın’ın sanat yönetmenliğini üstlendiği gecede 21 kategoride 2015 yılının en iyileri ödüllendirildi.
TURİZM VE KALİTEDE ‘BARIŞ VE KARDEŞLİK’ TEMASINA DİKKAT ÇEKİLDİ Skal International İstanbul Kulübü Başkanı Feza Solaklar genel teması “Barış ve Kardeşlik” olan gecede, yaptığı konuşmasında barışın turizm ve kalite açısından önemine vurgu yaptı. Feza Solaklar; “Bu seneki Skalite temamızı oluşturan barış, turizm ve kalite aslında ayrılmaz bir üçlü oluşturuyor. Barış olmadan, turizm ve kalite hiçbir zaman tam anlamıyla bir araya gelemiyor. Bizim de çabamız, üçünü bir arada gerçekleştirebilmek. Bu hedefe ulaşana kadar da sabırla çalışmaya devam edeceğiz. 18’incisini düzenlediğimiz Skalitemizi gerçekleştirmemize imkan sağlayan platin, altın, gümüş ve tüm hizmet sponsorlarımıza; aynı zamanda, bize değerli zamanlarını ayırarak destek veren tüm jüri üyelerimize çok teşekkür ediyorum” dedi. Solaklar, turizmde kaliteye yapılan katkıyı ödüllendirerek, Türk turizminin gelişimine fayda sağlamak amacıyla düzenledikleri Skalite Ödülleri’nde her geçen yıl daha nitelikli başvurular almanın heyecanını yaşadıklarını belirtti.
Fotoğraflar: Hakkı Günerkan
restaurant dosya 48 hotel & hi-tech
Bursa 12 ay turizm 5 milyon turiste koşuyor
Skal Bursa Turizm Profesyonelleri Derneği ev sahipliğinde, TÜRSAB, GÜMTOB, BURO, BUSAT iş birliği, Bursa Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, BTSO ve Uludağ Üniversitesi katkılarıyla düzenlenen, 2. Bursa Turizm Zirvesi ve 4. Bursa Turizm Sempozyumu 18-19 Aralık tarihleri arasında Merinos AKKM’de gerçekleştirildi.
restaurant dosya 50 hotel & hi-tech
B
ursa’da 12 ay turizm temasıyla kent turizminin her yönüyle masaya yatırıldığı zirveye Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Haluk Dursun, AK Parti Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu, Bursa Valisi Münir Karaloğlu, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Skal Bursa Turizm Profesyonelleri Derneği Başkanı Vehbi Varlık, il yöneticileri ve çok sayıda sektör temsilcisi katıldı.
ZİRVE’DEN TURİZME YOL HARİTASI ÇIKTI Yaklaşık 1000 katılımcıyı bir araya getiren ve iki gün süren zirvede 5 ayrı salonda düzenlenen 29 oturumda 106 konuşmacı, Bursa’da turizmi 12 aya yaymak, turistin şehirde kalış süresini uzatmak, sorun ve çözüm önerilerini paylaşmak amacıyla Bursa’nın turizmini her yönüyle masaya yatırdılar. Bursa’nın turizm potansiyelini en iyi şekilde değerlendirmek için zaman kaybetmeden yapılması gerekenlerin ortaya konulduğu zirvenin iki gün boyunca süren oturumlarında öne çıkan başlıklar ve konuşmalar özetle şöyle:
“TURİZM İHMAL EDİLDİ” 2. Bursa Turizm Zirvesi’nin resmi açılışına başta Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun yanı sıra Kültür ve Turizm Bakanlığı
Müsteşarı Prof. Dr. Haluk Dursun, AK Parti Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu, Bursa Valisi Münir Karaloğlu, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, il yöneticileri ve sektör temsilcileri katıldı. Zirvenin açılış konuşmasını gerçekleştiren Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, Bursa’nın turizme yatkın bir alt yapısı olmasına rağmen bu konuda inisiyatif alabilecek girişimcilere ihtiyacı olduğunu ifade ederek, “Bursa’da turizme yön verecek girişimcilere, Bursa’nın geçmişinden getirdiği değerleriyle tarihi geleceğine, hem ülkemize hem şehrimizin turizm dinamiklerine önemli katkı sağlayacak bu zirveden ulaşacağız” dedi. Bursa’nın daha çok sanayi ve endüstriyi ortaya koyarak turizm alanını ihmal ettiğini belirten Bakan Müezzinoğlu, özellikle sağlık turizminin kendileri için stratejik bir alan olduğunu, Bursa özelinde de tüm hizmetleri dünya insanına sunmanın hükümet olarak sorumluluklarında olduğunu belirterek, “Yedi bakanlıkla birlikte sağlık turizminin koordinasyonu Sağlık Bakanlığımıza verildi. Türkiye genelinde farklı boyuta taşımak gibi bir sorumluluğun altyapısını büyük ölçüde bitirdik. Özellikle termal sağlık turizmini, tanıtım ve pazarlama bakış açıları ve farklı
dinamiklerle önümüzdeki günlerde kamuoyunun uygulama gündemine güçlü bir şekilde getirmiş olacağız. Bursa bu anlamda ciddi alt yapısı olan bir kentimiz. Sağlık turizminde ister medikal isterse termal, yaşlı ya da diğer alanlarda akreditasyonu güçlü hale getirmezsek ve hizmeti aldıktan sonra güveni sağlamazsak inişe başlarız. Mutlaka bunu merkeze alan bu hizmeti veren bir yapıyı yılsonuna kadar tamamlamış olacağız.” şeklinde konuştu.
“BÜYÜKŞEHİR DEĞİL, ULU ŞEHİR DİYELİM” Büyükşehir vasfının Bursa’ya yetersiz kaldığının altını çizen Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Haluk Dursun, “Sloganların doğru seçilmesi gerekiyor. Bursa’yı bütün potansiyeli, geniş medeniyet coğrafyası ile kültür ve
turizm kenti olarak değerlendirdiğimizde, gerçekten Ulu bir şehir. Bir şehirde kültürel altyapıyı müze, kütüphane ve sanat etkinliklerini sergileyecek salonlar gösterir, turizm denince bu saydıkların kadar konuş derler. Bakanlık olarak Bursa’nın zenginliğini her yönden değerlendirmemiz gerektiğinin farkındayız” şeklinde tamamladı.
“GÜNÜBÜRLİK ZİYARETÇİLER ARTTI” Bursa’nın tanıtım çalışmalarının Kültür ve Turizm Bakanlığı’yla paralel ilerlediğini söyleyen Bursa Valisi
Münir Karaloğlu, sosyal medyada tanıtıma ve içeriğe ağırlık verdiklerini ifade etti. 60’a yakın Bursa’nın değeriyle ilgili kısa tanıtım filmi çektiklerini anlatan Karaloğlu, 2023 vizyonunda Bursa’da 5 milyon turisti ağırlamak için çalıştıklarını söyledi. Bursa Valisi “Sadece dış turizm değil iç turizmde de günübirlik ziyaretler patlamış durumda. Hafta sonu trafik ne kadar yoğunlaştı diyorlar. Çünkü çevre illerden çok sayıda insan geliyor, tarihi mekanların etrafında esnafla sohbet ettiğimizde de görebiliyoruz. Bursa’nın potansiyelinden rahatsız olmamalı, hep beraber kenti turizme dönüştürmemiz lazım” dedi. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe konuşmasında, Bursa’nın bir turizm kenti olması için yapılacak çok iş olduğunun altını çizerek, “Aldığımız yetkilerle tarih ve kültür başkenti olan kentimizi ortaya çıkararak UNESCO Dünya Miras Listesi’ne girdik. Bursa’nın her alanda gelişmesi, dünya kenti ve Türkiye’nin lokomotif şehri olması en büyük hedefimiz. Bu nedenle ulaşımdan spor tesislerine kadar bu kadar ciddi ve pahalı yatırımlar yapıyoruz. Yakında zamanda kısa mesafelere kent içinden uçuşların gerçekleşmesi için 3’üncü uçağımızı da aldık. BUDO ile 6 gemimizle 1 milyon yolcu taşıdık. Turizm gemilerinin de yanaşması için yatırımlarımız devam ediyor” dedi. BTSO Başkan Yardımcısı İsmail Kuş konuşmasında, kentin ortak aklı ile hareket ettiklerini ve BTSO Turizm Konseyi ile birlikte turizm master planı hazırlıklarına başladıklarını ifade etti. Kuş, fuar ve kongre organizasyonları için kurdukları şirketle, 70’den fazla ülkeden 3 bini aşkın kişiyi 2015 yılında ağırladıklarının altını çizdi. Zirve Koordinatörü ve Burkon Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Eker, Bursa’nın ortak akıl
restaurant dosya 52 hotel & hi-tech
ve fikir birliğiyle Turizm Zirvesi’nin hazırlandığını dile getirerek, “Gerçekleştirilen sunumlarda uzman isimler ve akademisyenler ile şehrimizdeki yerel yönetimler, katılımcılarla bilgi alışverişinde bulundular. Bursa’nın turizm potansiyelini en iyi şekilde değerlendirmek için zaman kaybetmeden yapılması gerekenlerin ortaya konulduğu zirvenin ilk gününde 2023 Turizm strateji planında değişiklik ve yerelde karşılaşılan sorunlar, Bursa’da turizm değerleri, Sağlık turizminde tanıtım ve pazarlama ve sağlık turizminde yerel yönetimlerin yeri ve önemi gibi konularda katılımcılara bilgiler aktarıldı” dedi.
“YOL HARİTAMIZ ORTAYA ÇIKACAK” Skal Bursa Turizm Profesyonelleri Derneği Başkanı Vehbi Varlık, yaptığı değerlendirmede Bursa’nın 5 milyon turist hedefini yakalaması için, zirvenin sonucunda çıkacak raporun ödemine dikkat çekerek, “Bursa Turizminin Pazarlanması ve Tanıtımı, Kongre Turizmi, Alternatif Turizm, Termal Turizm ve Yatırımları, Bursa’nın Gastronomik Değerleri, Sağlık Turizmi Trendleri, Turizm Rehberliği gibi bir çok önemli konudaki zirvede ortaya koyulan görüşler rapor haline getirilecek. Hazırlanan raporun Bursa’nın turizm ekonomisi ile desteklenmesinde önemli bir yol haritası olacağına inanıyoruz” dedi. Bursa’nın turizm potansiyelini en iyi şekilde değerlendirmek için zaman kaybetmeden, günümüzde yapılması gerekenleri dünya vizyonuna sahip turizm uzmanlarının bakış açısı ile ortaya koyulduğunun altını çizen Varlık, turizmle ilgili tüm kurum, kuruluş çalışanları ve gönüllülerine zirvedeki katkılarından ötürü teşekkür etti.
‘2023 TURİZM STRATEJİ PLANINDA DEĞİŞİKLİK VE YERELDE KARŞILAŞILAN SORUNLAR’ İznik Belediye Başkanı Osman Sargın ve İlçe Kaymakamı Ali Hamza Pehlivan yaptıkları sözlü bildiride, tarihi ve doğal güzellikleri fazla olan şehri pazarlama açısından sıkıntı yaşadıklarını ifade ettiler. Yaklaşık 5 bin yıllık bir şehir olan İznik’in gelişmesinde her türlü teklife açık olduklarını
ifade eden yerel yöneticiler, 2023 turizm hedeflerinin gerçekleştirilebilmesi için yatırımın ve desteğin olmazsa olmaz derecede önemli olduğuna dikkat çektiler. Bursa’da turizm değerleri isimli bildiride konuşan Bursa Müze Müdürü Sinan Özbey, Bursa’nın tarih boyunca bulunduğu coğrafi konum nedeniyle göz önünde olan ve cazibesini koruyan bir şehir olduğunu ve kentte 11 adet müze bulunduğunu söyledi. Bursa’nın UNESCO tarafından dünya mirasları listesine alınmasıyla birlikte 2016 yılı için Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yapımı planlanan müze için gerekli alanın bulunamadığını ifade etti.
‘SEKTÖR GÖZÜYLE BURSA’ 2. Bursa Turizm Zirvesi’nde gerçekleşen ‘Sektör Gözüyle Bursa’ oturumunun başkanlığını Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği Başkanı Kerem Köfteoğlu yaptı. Başkan Köfteoğlu konuşmasında, Türk turizminin son 30 yılda krizle karşı karşıya kaldığını bu nedenle oturumda incelenmesi gereken konunun Avrupa’da iç turizmin bu süreçte nasıl yüzde 65’lere yükseldiği olduğuna dikkat çekti. Köfteoğlu, ülkeye gelen turist sayısından çok bıraktığı gelirin de önemli olduğunu ifade etti. Oturumun konuşmacılarından Türkiye Seyahat Acenteleri
Birliği (TÜRSAB) Genel Sekreteri Çetin Gürcün ise konuşmasında, son iki yılda 15 milyon yurt içi turistin, yarı yarıya yurt içi ve yurt dışı turlara katıldığını ve yurt içi hareketin yarısının ise kültür turizminden olduğunu söyledi. Gürcün çok ciddi ve de özellikle bölgesel rehber ihtiyacı olduğunun altını çizerek “Ülkemizde, 30’u aşkın turizm fakültesi ve meslek yüksek okulları var. Ön lisans mezunlarının kendi seçecekleri yerde bölgesel rehberlik yapmasında fayda görüyoruz. Kendi yaşadığı bölgede Türkçe dilde rehberlik yapanlar böylece yabancı dil bilen rehbere de rakip olamayacak” dedi. Turist Rehberler Birliği (TUREB) Genel Sekreteri Naim Yenice, sektörün seyahat acenteleri, otelciler ve rehberlerden oluşan 3 ayağı olduğunu ifade ederek,
“Kültürel eserlerin yerli yabancı turistlere tanıtılması ve doğru bilgi sahibi olması önemli bir konudur. Belgeli turist rehberlerinin istihdam edilmesi gerekiyor. 10 bin 500 rehber var ancak bölgesel bazda uzmanlaşma eğitimleri verilmelidir. Bölge bölge rehberlik yaparak ulusal rehber olabilmeliler.” Naim Yüce, Bursa için yeni pazarlar ortaya konması, hedef belirlerken yeterli kapasite olup olmadığının da planlanması gerektiğine dikkat çekerek, çok turistin şehre kazandırdıklarının yanı sıra kaybettirdiklerinin de düşünülmesi gerektiğini söyledi. Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Genel Sekreteri Savaş Çolakoğlu da konuşmasında kamunun Bursa’da turizme sıcak bakıyor olmasının umut verici olduğunu söyledi. Çolakoğlu her şehrin 5 yıldızlı otel merakında
restaurant dosya 54 hotel & hi-tech
olduğuna dikkat çekerek, “Ancak bu durum da ihtiyaç fazlalığını ortaya çıkarıyor. Şehrin ihtiyacından fazla otel yaparsanız şehrin ekonomisine zarar sağlarsınız” dedi. Doğru pazarlama stratejilerine örnek veren Çolakoğlu, emekli maaşlarını Ziraat bankasından alan emeklileri turizme kazandırmak adına anlaşma yaptıklarını söyledi. Uludağ’ın sadece kış turizmine hizmet etmemesi gerektiğini anlatan Çolakoğlu, temiz hava kürü yapmak isteyen emekliler için Uludağ’a yönelik bir çalışma yaptıklarını söyledi. Savaş Çolakoğlu Bursa’nın hedefleri arasında sadece Körfez ülkelerinin değil Çin, Hindistan gib ülkelerin de olması gerektiğini söyledi. Çolakoğlu, “ Çinliler deniz sıcaklık vs istemiyorlar. Bursa için uygun bir hedef kitle olacaktır” dedi. Türkiye Dağcılık Federasyonu (TDF) Temsilcisi Alaattin Karaca, Bursa’nın dağcılık sporunda pilot illerden bir tanesi olduğuna ve etiğe uygun şekilde spor yapıldığına vurgu yaptı. Karaca, “Uludağ’da zirvedeki eski bina sığınak olarak restore edildi. Bu çok büyük bir katkı sağladı. Dağcılık sporu riskli olduğu için bilgi emin ellerden sağlanılmalıdır. Önemli olan hizmeti doğru ve ehil olarak vermektir. Dağlara daha çok turist gelmesinden korkmayalım, teşvik edelim ve sistem kurulsun. Uludağ her türlü eğitim için uygun bir dağdır. Ancak sürdürülebilirlik önemlidir. Plan ve programla Bursa Turizmi İstanbul’la entegre olmalıdır” dedi.
‘ULAŞIM VE BURSA’ Oturumda konuşan THY Yurt içi Pazarlama ve Satış Başkanı Halil İbrahim Polat, Bursa’nın İstanbul’a yakın olmasının bir dezavantaj olduğunu belirterek, “Bursa İstanbul’a bu kadar yakın olmasa Bursa’ya farklı yerlerden direkt uçuşlar çoktan başlamış olurdu” dedi. Levent Fidansoy konuşmasında; Bursa turizminde ulaşımın rolünün oldukça önemli olduğunu ifade ederek ulaşım entegrasyonu hakkında katılımcılarla bilgi alışverişinde bulundu. Bursa’nın İstanbul’a yakın olmasından ötürü bu iki kent arasındaki ulaşıma önem verdiklerini ifade eden Burulaş Genel Müdürü Levent Fidansoy kurmuş oldukları BUDO ile birlikte ciddi bir yoğunluk yaşadıklarını ifade ederek, “BUDO özellikle hafta sonu günübirlikçi turistler sayesinde yoğun oluyor. Bu sayede hem biz bölge turizmine katkı sunup kazanıyoruz hem de şehir ekonomisi canlanıyor” dedi.
Ali Erkan Bezirgan ise konuşmasında; Uluslararası deniz turizmi dünyada ciddi bir gelir kaynağı oluşturmasına rağmen üç tarafı denizlerle çevrili olan ülkemizde henüz yeterli seviyeye gelinemediğini ifade eden D Marin Marinalar Koordinatörü Ali Erkan Bezirgan, “Deniz turizminde ciddi bir mevzuat fazlalığı ve karmaşası var. Bu alanda yatırım yatmak isteyen yatırımcılar için mevzuatın belirlediği süre zarfı 5 ile 10 yıl arasında değişiyor. Her şeyin hızlı bir biçimde gerçekleştiği günümüz şartlarında büyük bir bütçeyi bu kadar uzun süreli bir yatırıma ayıracak girişimci bulmak pek de kolay değil” dedi. Türkiye’de hali hazırda 29 bin 730 adet yat bağlama kapasitesi olan, ağırlıklı olarak Ege ve Akdeniz’de bulunan marinaların olduğunu söyleyen Bezirgan, deniz turizminden ciddi gelir elde edilebilmesi için bu alanda yatırımların olması gerektiğini belirtti.
‘KONGRE TURİZMİ VE DESTİNASYON PAZARLAMASI’ Kongre Turizmi ve Destinasyon Pazarlaması oturumunda yer alan TTB Tıp Uzmanlık Dernekleri Kurucu Başkanı Prof. Dr. Semih Baskan, uluslararası ticaret ve küreselleşmenin her geçen gün kongre ve toplantı sektörünün bünyesini ve gelişmesini tetiklemekte olduğunu belirterek, bu doğrultuda dünyada 100 milyon kişinin kongre, iş ve toplantı amaçlı seyahat ettiğini söyledi. Baskan, “Bugün 2,5 milyar dolar olan kongre turizmi gelirlerimizi 10 milyar Dolar’a çıkarabilecek kapasiteye sahip bulunmaktayız. Sosyal-ekonomik konumları dikkate alındığında kongre turistleri normal turistlere nazaran 4-5 kat daha fazla para harcayabilmektedirler” dedi. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de en sık düzenlenen kongrelerin tıp alanında olduğuna değinen Semih Baskan, ülkemizde en sık tıp kongresi düzenlenen İstanbul’u sırasıyla
restaurant dosya 56 hotel & hi-tech
Ankara, İzmir ve Bursa’nın takip ettiğine dikkat çekti. Baskan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ülkemizin sayısız tarihi ve doğal güzelliklerine sahip olan şehirlerinden biri olan yeşil Bursa’da kongre turizmi alanında çok önemli potansiyellere sahiptir. Son yıllarsa hızla gelişen ekonomisinin yanı sıra Merinos Kongre Merkezi gibi mükemmel bir tesise sahip olması 5 ve 4 yıldızlı otellerin art arda hizmete açılması, İstanbul’un Anadolu yakasındaki Sabiha Gökçen Havalimanı, hızlı tren olanakları gerek yurt dışından gerekse de yurt içinden gelecek kongre turistleri için büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Çok rahatlıkla 500-1000 katılımlı ulusal ve uluslararası kongreleri üstlenebilecek Yeşil Bursa’nın bu yeni oluşan turizm fırsat penceresini sonuna kadar açması ortak dileğimizdir.”
‘TOPLANTI VE EVENT SEKTÖRÜNDE ULUSAL VE ULUSLARARASI BEKLENTİLER VE GELİŞMELER’ Oturumun sunumunu yapan MPI Türkiye Başkanı İbrahim Keskin ise, dünyada akla gelen turistik ana şehirlerin
yanında ikinci şehirlerin de yaptığı farklı etkinliklerle öne çıktığına dikkat çekti. Keskin, “İkinci şehirler diye adlandırdığımız yerler genellikle festivallerle ön plana çıkıyor. Biz de daha çok şehirlerdeki festivaller, yerel yönetimlerin halka düzenlediği festivaller ağırlıklı. Ancak turist çekmek amaçlı festivallerin düzenlenmesi ve de desteklenmesi gerekiyor. Bursa’nın çok önemli değerleri var diyoruz ancak önemli olan Bursa’nın değerini ürüne dökemiyorsunuz. Spordan, sağlığa her alanda yapılan yatırımları ve etkinlikleri turistin kentte daha uzun kalmasını sağlayacak şekilde planlamalı, paket programlar yapmalısınız” dedi.
ZİRVE’DE ÖNE ÇIKAN BAŞLIKLAR • Ulaşımda özellikle hava yolu olmak üzere, sahil, deniz, kara ve şehir içi ulaşımların tüm dinamikleri harekete geçirilmelidir. • İstanbul-İzmir otobanın bitmesi ile birlikte Sabiha Gökçen’den gelen misafirler direkt Bursa’ya getirilmeli ve Bursa destinasyon olarak kullanılmalıdır. • Sağlık turizminde tüm hastaneler ve hizmet veren tesisler akreditasyon konusunda güçlü hale getirilmeli, personelin uzmanlaşması için eğitimine önem verilmelidir. • Yenilenebilir enerji kaynakları ile enerji üretimleri başlamalıdır. Güneş, rüzgar gibi doğal enerji kaynakları değerlendirilmediği sürece Sağlık Turizminden bahsedilmesi mümkün değildir. • Bursa’nın kongre turizminden daha fazla pay alması için Kongre ve Ziyaretçi Bürosu’nun acil olarak kurulmalıdır. • Bursa’nın değerlerinin tanıtımına ve yurtdışında gidilen fuarlarda stand alanlarının genişletilmesine önem verilmelidir. • Bursa tüm değerlerini ürüne dökerek, spordan, sağlığa her alanda yapılan yatırımları ve etkinlikleri turistin kentte daha uzun kalmasını sağlayacak şekilde planlamalı, paket programlar yapmalıdır. • Bursa’da turizm alternatifleri bulunmaktadır. Mağara
turizmi, golf turizmi, motosiklet turizmi gibi bunların üzerinde durulmalı gerekli yatırımların yapılması ve yerel yönetimlerin finansmanları sağlaması gerekmektedir. • Bursa’nın zengin mutfağı, yöresel lezzetlerin teşviki ile gastronomi turizmi değerlendirilmelidir. Hali hazırda bulunan İskender döner, İnegöl Köftesi, kestane gibi değerler geliştirilmeli inovasyon yapılmalıdır. • Kültürel eserlerin yerli yabancı turistlere tanıtılması ve doğru bilgi sahibi olması önemli bir konudur. Bölgesel olarak uzmanlaşan, belgeli turist rehberlerinin istihdam edilmelidir. • Bursa’nın hedefleri arasında sadece Körfez ülkelerinin değil Çin, Hindistan gibi ülkelerin de olması gerekmektedir. • Uludağ’ın 12 ay hizmet vermesi için planlamalar yapılmalı, dağ sporları ve eğitim için de kullanılmalıdır. • Tanıtımda kullanılacak sloganların doğru seçilmesi gerekir. Bursa’nın kültürel zenginliğini destekleyecek müzeler, kütüphaneler ve sanat etkinliklerini sergileyecek salonlarının sayısı önem taşımaktadır. • Turistlerin konaklama kültürden sonra en önem verdikleri konu eğlence mekanlarıdır. Bursa’da eğlence mekanları geliştirilmeli ve bu eğlenceler tarihi yapıların içine yani hanlara kurulmalıdır.
restaurant yeni yatırımlar 58 hotel & hi-tech
İstanbul’da unutulmaz anlar yaşamak için;
The Elysium Istanbul MGallery by Sofitel Fransız AccorHotels’in özel koleksiyon markası MGallery by Sofitel, farklı tasarım detayları ve derinlikleri bir araya getiren büyüleyici mimarisi ve Executive Chef Murat Güler’in doyumsuz lezzetleriyle İstanbul’da unutulmaz anlar yaşamak için seçkin bir adres…
İ
stanbul’un tarihi semti Beyoğlu’nda modern mimarisinin içerisine sakladığı eklektik tasarımları ile misafirlerini şaşırtan ve tüm kültürlerin buluştuğu Taksim meydanında konumlanan Fransız AccorHotels’in özel koleksiyon markası MGallery by Sofitel misafirlerine unutulmaz bir deneyim vaat ediyor.
ŞEF MURAT GÜLER ELİYLE DOYUMSUZ LEZZETLER The Elysium Istanbul MGallery by Sofitel, kültürlerin kaynaştığı Taksim’den ilhamını alarak misafirlerine sunduğu Memorable Moment paketinde King Suitte çift kişilik konaklama ve şehrin ışıkları eşliğinde Executive Şef Murat Güler’in hazırladığı doyumsuz lezzetleri, Elysium Spa’da
geleneksel hamam keyfi, çiftlere özel masaj seçenekleri ile unutulmaz anlar yaşatıyor.
ETKİLEYİCİ VE ENERJİK İstanbul’un hem doğu hem de batı kültürlerini bir araya getirerek zarif dokusu ve mermer yapılarının şıklığı ile etkileyici ve enerji verici bir ortam sağlayan The Elysium Istanbul MGallery by Sofitel, İstanbul’un en lüks koleksiyon markası unvanıyla 63’ü standart, 130’u süit ve 2’si penthouse olmak üzere toplam 195 odaya sahip. Otel, çatı katından lobisine kadar farklı tasarım detayları ve derinliklerin bir araya geldiği mimarisiyle şehrin büyüleyici manzarasına ev sahipliği yapıyor.
İSTANBUL’UN GİZLİ HAZİNESİ; ELYSIUM SPA A la Carte Restoranı, Pastane Köşesi ile Vitamin Barı’nın yanı sıra The Elysium İstanbul MGallery by Sofitel’de bulunan Elysium SPA misafirlerini büyüleyici kentin geleneksel hazinesine doğru unutulmaz bir rahatlama yolculuğuna çıkarıyor. Elysium SPA, bünyesinde farklı masaj, SPA ve hamam ritüellerini barındırırken, Charme D’orient klasik, kombo, journeys, signatures olmak üzere geniş SPA menüsü ile dikkat çekiyor. Elysium SPA, huzur veren atmosferinde geleneksel Türk hamamı ve farklı hamam ritüellerinin yanı sıra masaj odaları, sauna, kapalı havuzu, vitamin barı ve tam donanımlı fitness salonunda sunulan ayrıcalıklı hizmetleriyle misafirlerinin ruhunu şımartıyor.
restaurant yeni yatırımlar 60 hotel & hi-tech
Hilton Garden Inn Ankara Gimat açıldı
Hilton Worldwide’ın ödüllü otel markası Hilton Garden Inn 15 Aralık Salı günü Hilton Garden Inn Ankara Gimat’ın açılışını gerçekleştirdi. Yeni otel, markanın dünya çapında 650’den fazla oteli kapsayan ve giderek büyüyen portföyüne eklenen son halka oldu.
H
ilton Garden Inn Ankara Gimat’in sahibi, Hilton Worldwide ile franchise anlaşması imzalayan UFBA Turizm & İnşaat Ltd. Şti. 176 odalı tesis, markanın Ankara’daki ilk yatırımı olmasının yanı sıra bölgede faaliyet gösteren ilk uluslararası otel zinciri olma özelliğini taşıyor. Hilton Garden Inn Ankara Gimat Genel Müdürü Levent Özaygen şöyle dedi: “Konuklarımızı Ankara’nın merkezinde, bu yeni ve modern otelimizde ağırlayacak olmanın heyecanını yaşıyoruz. Otelimiz, konumu ve sunduğu imkanları itibarıyla tüm misafirlerimizin ihtiyaçlarına karşılayabilecek durumda. İş seyahatleri için otelimizi seçen konuklarımız kentin sanayi bölgesine kolay ulaşımın rahatlığını yaşarken tatil amacıyla otelimizde misafirlerimiz de alışveriş merkezleri, kültür merkezi, restoranlar, barlar ve sinemalara yakın bir lokasyonda olmanın tadını çıkarabilecek.”
KOLAY ULAŞIM OLANAĞI Hilton Garden Inn Ankara Gimat’tan şehir merkezine, sanayi bölgelerine ve Hızlı Tren İstasyonu’na ulaşım çok kolay, üstelik otel uluslararası Esenboğa Havalimanı’na da yakın mesafede bunuyor. Otele yakın turistik noktalar arasında Anıtkabir, birçok etkinliğe ve festivale ev sahipliği yapan Ankara Kalesi, 2002’de Avrupa’da yılın müzesi seçilen Anadolu Medeniyetleri Müzesi ve modern sanat merkezi CerModern yer alıyor.
3 BİN METREKARELİK TOPLANTI ALANINA SAHİP Otelin sunduğu imkanlar ve hizmetler sayesinde misafirler, rahatça uyuyup fit kalabilir, güzel yemekler yiyip hareket halinde bile işlerini kolaylıkla yürütebilir, tüm Garden Inn otellerinde olduğu gibi, ücretsiz Wi-Fi hizmeti, baskı ve çıktı hizmetleri dahil 24 saat hizmet veren iş merkezinden
yararlanabilir. Otelin konukları, en son teknolojiyle donatılmış spor salonu gibi imkanlar sayesinde “Hayat Garden’da Daha Güzel” sloganını yaşayarak öğrenecek. Hilton Garden Inn Ankara Gimat’ta ayrıca spa, bahçe lounge’ı ve 1,500 metrekarelik teras ile toplamda 3,000 metrekarelik toplantı alanıyla beş toplantı odası bulunuyor.
YEREL VE ULUSLARARASI MUTFAKLAR The Garden Grille & Bar sipariş üzerine hazırlanan kahvaltı ve akşam yemeği, yerel ve uluslararası birçok yemeğe içeren menüsü, kokteylleri ve gece odaya servisiyle misafirlerin hizmetinde. 24 saat açık The Pavilion Pantry’de ise konuklar tatlı, içecek ve çeşitli atıştırmalıklar arasında seçim yapabilir.
176 ODALI 176 odanın her birinde markanın alametifarikası yatakların, bembeyaz nevresimlerin ve tertemiz çarşafların yanı sıra ergonomik sandalyeleriyle birlikte geniş çalışma masaları bulunuyor. Bunlara ek olarak odalar mini buzdolabı, mikrodalga fırın, kahve makinesi ve 32 inç LED TV ile donatılmış durumda.
restaurant yeni yatırımlar 62 hotel & hi-tech
Dedeman
2016’da beş yeni otel açacak 2015’te Moskova ve İstanbul’da iki yeni otelini hizmete açan Dedeman Grubu, 1 Ocak 2016’da Elazığ’ın ardından İstanbul Bostancı, Trabzon, Osmaniye ve Tokat’ta hizmet vermeye başlayacağı otelleri ile büyümeye devam edecek.
T
ürkiye’nin ilk uluslararası otel zinciri Dedeman Hotels & Resorts International, yurt içi ve yurt dışındaki otel projelerine önümüzdeki dönemde hız kesmeden devam edecek. 2015’te Park Dedeman Izmailovo Moskova’yı ve Park Dedeman Levent’i hizmete açan Dedeman Grubu, 1 Ocak 2016’da Elazığ ile başlayacak otel açılışlarını yıl içinde Park Dedeman Bostancı, Park Dedeman Trabzon, Dedeman Osmaniye ve Park Dedeman Tokat açılışları takip edecek.
AKÇAKAYA: “KONYA OTELİMİZİN İŞLETME SÖZLEŞMESİNİ UZATTIK” Dedeman Turizm Yönetimi A.Ş. Genel Müdürü Emrullah Akçakaya, önümüzdeki dönem hedefleri hakkında şu bilgeleri verdi: “2016 itibariyle hem açılışlarına hazırlandığımız, hem de sözleşme aşamasında olan projelerimiz bulunuyor. Grup olarak 2016 yılına Park Dedeman Elazığ otelimizin açılışı ile başlayacağız. Sonrasında ise, yıl içinde planladığımız İstanbul Bostancı’da ikinci otelimiz ile birlikte Trabzon ve Osmaniye otellerinin açılışları için hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. Dedeman otellerinin yanı sıra Park Dedeman konseptimizle de farklı noktalarda açtığımız otellerle hizmet veriyoruz ve gündemimizdeki projelerimizden biri de Park Dedeman Tokat. Bu projemiz için Dedeman Konya otelimizin de yatırımcısı ile anlaşma imzaladık ve 2016 yılının son döneminde Tokat otelimiz faaliyete geçecek” dedi. Şu
anda 14 olan otel sayısını 2016 itibariyle 19’a çıkarmayı hedeflediklerini belirten Akçakaya, “Yeni otellerin yanı sıra güzel gelişmelerden biri de Dedeman Konya Oteli’nin işletme sözleşmesini 10 yıl uzatmamız“ dedi.
“10 YILDA CİROMUZ 5 KATINA ÇIKACAK” Akçakaya, yılda yaklaşık 1 milyon konuk ağırlayan Dedeman Grubu’nun 10 yıllık süreçte ciro ve kapasite sayısını artırma hedeflerini ise şöyle açıkladı: “Dedeman Grubu olarak yurt içi ve yurt dışında faaliyet gösteren otellerimizle yılda yaklaşık 1 milyon misafir ağırlıyoruz. Hedeflerimiz kapsamında, 2025 yılına kadar grup bünyesinde 16’sı Dedeman, 27’si Park Dedeman olmak üzere toplam 43 otele ulaşmak yer alıyor. Yeni projelerimizle 6 milyona yakın misafir ağırlayacak kapasiteye ulaşmayı hedefledik. Bu kapasiteyle birlikte ciromuzun 5 katına çıkmasını ve 4 bin kişilik bir istihdama ulaşmayı planlıyoruz” dedi.
2016’NIN İLK OTELİ PARK DEDEMAN ELAZIĞ Dedeman Grubu’nun iş dünyasının konaklama ihtiyaçlarına cevap vermek amacıyla hayata geçirdiği ikinci markası Park Dedeman konseptiyle hizmet verecek Park Dedeman Elazığ oteli, 1 Ocak 2016’dan itibaren hizmet vermeye başlayacak. Şehrin en merkezi yerinde konaklama imkanı sağlayacak Park Dedeman Elazığ, toplam 72 oda ile konuklarını ağırlayacak. Park Dedeman Elazığ; birbirinden farklı konseptlerde 3 süit ve her biri özenle hazırlanmış 66 standart oda, 3 adet engelli odası ve sigara içmeyen misafirlere özel kat ile ayrıcalıklı bir konfor yaşatacak. Birisi balo salonu olmak üzere toplam 3 toplantı salonu ile özel davetler ve düğün organizasyonlara ev sahipliği yapacak. Otel bünyesinde Türk hamamı, sauna, tuz odası, kapalı yüzme havuzu, dinlenme salonu imkanları bulunuyor. Ayrıca otel, 700 metrekare üzerine kurulu SPA ve fitness center; restaurant ve iki barıyla hizmet verecek.
restaurant yeni yatırımlar 64 hotel & hi-tech
Choice Hotels’den Belçika ve Almanya’da büyüme atağı Choice Hotels International Belçika ve Almanya’da açacağı otellerle Avrupa’daki otel ağını genişletmeye hazırlanıyor.
C
hoice Hotels International Başkan Yardımcısı Mark Pearce, Belçika ve Almanya’daki iki yatırımcı ile anlaşma imzaladıklarını söyledi. Belçika’da önümüzdeki 12 ay içerisinde Clarion, Quality ve Comfort markalarıyla üç otel açacaklarının altını çizen Pearce, şunları söyledi: “Belçika’nın yanı sıra Almanya’da da Choice Hotels’in markalarıyla otellerimiz açılacak. Almanya’daki ilk otelimiz Comfort Hotel markasıyla Frankfurt Havalimanı’nın yakınında yer alacak. İkinci Comfort Hotel ise Düsseldorf ve Köln yakınlarında bulunan Monheim’da olacak. Choice Hotels olarak 2020’ye kadar Münih, Köln, Choice Hotels International Başkan Düsseldorf, Berlin ve Stutgart şehirleri Yardımcısı Mark Pearce başta olmak üzere Almanya’daki otel sayımızı hızla artırmayı hedefliyoruz.” Türkiye’de 2016 yılının ilk çeyreğinde üç otel açmaya hazırlanan Choice Hotels, Güneşli’de Clarion Hotel İstanbul Mahmutbey, Sütlüce’de Clarion Hotel Golden Horn ve Kahramanmaraş’ta Clarion Hotel ile ağını genişletecek.
CLARION ŞİŞLİ’YE ULUSLARARASI ÖDÜL Choice Hotels International’in 2014 yılında Türkiye’de açtığı ilk oteli Clarion Hotel & Suites İstanbul Şişli, Amsterdam’da gerçekleşen European Convention’da lokasyonu ve mimari özellikleriyle yılın en iyi yeni oteli seçildi. Faaliyet gösterdiği 35 ülkede 6 bin 300 otel ve 500 binin üzerinde odayla dünyanın en büyük ve başarılı otel zincirlerinden biri olan Choice Hotels’in Türkiye’deki ilk oteli olma özelliği taşıyan Clarion Hotel & Suites İstanbul Şişli, 45’i süit olmak üzere toplam 135 modern tasarımlı odasıyla ziyaretçilerini ağırlıyor. Taksim ile Levent arasındaki konumuyla hem iş hem de turistik amaçlı İstanbul’u ziyaret eden misafirleri ağırlayan Clarion Hotel & Suites İstanbul Şişli, 200 kişilik üç konferans salonuyla önemli toplantılara ev sahipliği yapıyor.
restaurant yeni yatırımlar 66 hotel & hi-tech
Kış tatillerinde yepyeni boyut; Magna Pivot Hotelw Erciyes’te açılan Magna Pivot Hotel, dünya standartlarında pistleri ile kış sporları tutkunlarına, ailesi ve sevdikleriyle kış mevsiminin güzelliklerini keşfetmek isteyenlereKış tatilleri artık yepyeni, ayrıcalıklı, bir o kadar da eğlenceli bir yaklaşım getiriyor.
T
ürkiye’nin kış sporları ve kış mevsiminin güzelliklerini yaşamak için en elverişli rotalarından Erciyes’te açılan Magna Pivot Hotel, kış turizmine yepyeni bir soluk getiriyor. Kayseri Erkilet Havalimanı’na 20 dakika uzaklıkta kapılarını açan Magna Pivot Hotel, misafirlerinin, maksimumda konfor ve eğlenceyi bir arada yaşayabilecekleri şekilde tasarlandı.
keyifli anlar yaşayacağınız lobisi, özel davetler ve etkinlikler düşünülerek tasarlanan toplantı alanı ile aradığınız her şeyi bir arada sunan Magna Pivot Hotel’in her biri farklı güzelliğe sahip 38 odası bulunuyor. Dünyanın en ünlü ve en lüks kayak otellerindeki gibi özenle hazırlanan odaları dekorasyonu ve ferahlığıyla ilgi çekerken konforlarıyla da benzersiz bir tatil deneyimi sunuyor.
ERCİYES’İN BÜYÜLEYİCİ MANZARASINA NAZIR GÜNEŞLENME TERASI
BOL AKTİVİTELİ, KEYİFLİ
Keyifli bir dağ evinin sıcaklığını ve samimiyetini yansıtan dekorasyonda, ahşap ve taş dokular, geyik figürleri, ayrıcalıklı dokunuşlar sergileyen dore yansımalar öne çıkıyor. Ambiyansı tamamlayan her obje yurt dışından tasarımcıların imzasını taşıyor. Erciyes’in büyüleyici manzarasına nazır güneşlenme terası, senenin tüm yorgunluğunu geride bırakmanızı sağlayan ayrıcalıklı spa alanı, birbirinden özel lezzetleriyle damaklarda iz bırakan restoranı, sevdiklerinizle şöminenin başında
Dekorasyon ve ambiyansın yanı sıra başta Erciyes olmak üzere tüm Türkiye’de fark oluşturan özel aktivite alanları, restoranları ve lounge’ı Magna markasının ayrıcalıklı dünyasında öne çıkanlardan. Sadece profesyoneller değil, kış mevsiminin en keyifli aktivitelerini yaşamak isteyen, 7’den 70’e herkes düşünülerek kurulan bu aktivite alanı, Balkanlar ve Avrupa’nın önde gelen kayak merkezlerini aratmayan donanıma ve konsepte sahip. Otelde konaklayanların yanı sıra dışarıdan gelen misafirleri de ağırlayan Magna Apex,
birbirinden farklı konseptlerde aktiviteler sunuyor. Magna Apex bünyesinde faaliyet gösteren oyun, dinamizm, canlılık, eğlence, enerji, sosyallik, spor, lezzet, keyif, stil, müzik ve daha da fazlasını keşfedeceğiniz Playground markası ise, tüm kış aktivite alışkanlıklarınızı değiştirmek üzere geliyor.
110 KM’LİK PİSTİ VAR Dünya standartlarında güvenlik önlemlerine sahip 110 kilometre pistiyle Türkiye’nin en uzun kayak keyfini sunan Erciyes’te; ayrıca, kayak ve snowboard tutkunlarının tüm hünerlerini sergileyebileceği bir de snowpark bulunuyor. Ben sadece eğlenmek istiyorum, kış sporlarını da bilmiyorum diyenler için dünyaca ünlü akım “Airboard” ve “Snow Tubing” unutulmaz anlar yaşatıyor. Avrupa’da ve Amerika’da, özellikle gençler arasında oldukça popüler olan Airboard ayaklarınızı yerden keserek, denge ve beden kontrolü ile dilediğiniz yere gitmenin keyfini yaşatırken, büyük şişme simitlerle karların üzerinde kaymayı sağlayan Snow Tubing, çocuklarıyla gelenlerin aklı kalmadan eğlenceli anlar yaşayacağı bir tatilin kapılarını aralıyor. Türkiye’nin en ünlü milli snowboard sporcularından ve şampiyonlarından Çiçek Güney ve Tuğhan Kırbaç yönetiminde
kurulan Riders Factory Kayak ve Snowboard Okulu sayesinde ise kış sporlarına ilk adımı atmak veya kendini geliştirmek isteyenler de özel eğitimler alabiliyor. Bunun yanı sıra, Erciyes’in bembeyaz, karlarla kaplı manzarasında, uçurtmalarla kış sporlarını yapma deneyimi sunan “Hangtime”, snowkite tutkunlarına, renkli ve unutulmaz anlar yaşatıyor.
GURME LEZZETLER, SPOR, EĞLENCE BİR ARADA Magna Apex, özel yemek menüleri, bistro ve self servis restoranlarıyla, gurme lezzetler sunarken, “Arctic Lounge ve Club” ile de dağda 7 / 24 eğlenceyi yaşayacağınız çok özel bir konsepti ortaya koyuyor. Magna misafirleri terasındaki şezlonglarda gündüzleri kış güneşinin keyifini çıkartırken, gece boyunca ise muhteşem dağ manzaralı çatı katında eğleniyor. Her akşamüstü gerçekleşen après – ski partileriyle Erciyes’te ritim yükselirken, birbirinden ünlü DJ’lerin performanslarıyla parti atmosferi sabahın ilk ışıklarına kadar devam ediyor. Magna Pivot Hotel, doğanın güzelliği, kış mevsiminin keyfi, gurme lezzetler, spor, eğlence, birbirinden özel aktiviteler ve etkinliklerle, hafızalardan silinmeyecek, ayrıcalıklı ve unutulmaz bir tatil yaşamak isteyenleri bekliyor.
restaurant yeni yatırımlar 68 hotel & hi-tech
Karaderili, dev sağlık turizmi yatırımlarıyla 2016’da da iddialı! 20 yıldır sağlık turizmine büyük yatırımlar gerçekleştiren Karaderili Şirketler Grubu, “Sağlık turizminin yükselişi sürecek” diyor.
T
ürkiye’nin sağlık turizmindeki potansiyeli enerjiye dönüşmeye başladı. Dünyanın en önemli sıcak su kaynaklarına sahip olan ülkelerden biri olan Türkiye’de hizmet kalitesi de yükselmeye başladı. Dünyanın yedinci, Avrupa’daki ise en kaliteli termal su kalitesine sahip olan Türkiye, termal tesislerine de kalite getirince “Sağlık turizmi” alanında söz sahibi bir ülke haline geldi. Özellikle 2015 yılında Turizm Bakanlığı’nın termal yatırımlara öncelikli teşvik yatırımı imkanı vermesi ile dünya ile yarışır tesisler yapılmaya başlandı.
KARADERİLİ: “TERMAL TESİSLERİMİZ AVRUPA’YA 12 AY BOYUNCA HİZMET VERİYOR” Karaderili Şirketler Group Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Karaderili’nin yaptığı açıklamada, “Ülkemizin termal suları, hem debi ve sıcaklıkları hem de çeşitli fiziksel ve kimyasal özellikleri ile Avrupa’daki termal sulardan daha üstün nitelikler taşımakta. Geçmişte hamam kültürü olarak algılanan kaplıca ve termal donatılar, yapılan yurt dışı ve yurt içi tanıtımlar, konu ile alakalı yurt içi fuarlarımızı kapsamlı çalışması ve devlet desteğinin artması ile olması gereken yere doğru hızla ilerlenmesini sağladı. Tesislerin kalitesinin artması, artan kaliteye rağmen fiyatların Avrupa ve diğer ülkelere kıyasla uygun olması turistlerin sağlık turizminde Türkiye’yi tercih
KARADERİLİ’DEN MİLYON DOLARLIK YATIRIM Sağlık turizmi sektörünün yükselen yıldızı Karaderili, sektöre gelen talebe yatırımla yanıt vererek yükseliyor. 3 termal tesisle senede 200 binden fazla tatilciye sağlık turizmi yaptırmayı ve termal şifa ile buluşturmayı hedefleyen, Karaderili, Kütahya Emet’teki Emet Termal Otel’le ilk yatırımı yapan Karaderili, bu tesisle tecrübesini arttırdı ve talebi karşılamak için Yalova’ya Marmara bilgesinin en büyük Osmanlı ve Selçuklu mimarisinden esinlenerek 50 bin metre kare üzerine ilk etap da 55 milyon Euro harcayarak 2.200 yatak kapasiteli bir otel inşa ediyor.2016 yıl içerisinde de hizmete girecek olan dev proje açılış için gün sayıyor. Marmara’nın en büyük termal oteli olma özelliğini taşıyan proje şimdiden turizm acentelerinin gözdesi haline geldi. Karaderili’nin termal yatırımları Balıkesir Sındırgı’da başlangıçta 40 milyon Euro’luk yine termal otel yatırımı ile devam ediyor.
etmesine neden oldu” dedi. Termal turizmin artış ivmesinin lüks tesislerle artacağını belirterek sözlerine devam eden Karaderili, “Türkiye’de termal tesislerde Avrupa seviyesini yakalamaya başladı. Ortadoğu’nun son 3 yıldır keşfettiği termal sularımızı özellikle İskandinavlar çok seviyor. Termal tesislerimiz Avrupa’ya 12 ay boyunca tam sezon hizmeti veriyor” dedi.
“AVRUPA, ORTADOĞU, İSKANDİNAVLAR BİZDEN DAHA BİLİNÇLİ” Avrupa, Ortadoğu ve İskandinavlar’ın Türkiye’den daha bilinçli olduğunu anlatan Karaderili sözlerini şöyle sürdürdü: “Termal suların fayda ve kullanımı açısından daha bilinçli olan Avrupa nüfusunun da algısı, ülkemize yapılan büyük ve nitelikli yatırımlar doğrultusunda arttırılmakta. Bu tarz yerli ve yabancı taleplerin oluşması ile termal otelcilik, yüksek hizmet kalitesi ile ülkemizde olması gereken yere hızla ilerledi. Ülkemiz, kaplıca ve hamam kültürü bakımından zengin bir geçmişe sahip bir ülke. Yeraltı termal kaynaklarımızın Anadolu’nun dört bir yanında bulunması bizleri termal sulara karşı her daim aşina kılmıştır. Fakat bizler termal su ve bu sular ile yapılan terapileri Avrupa ve İskandinav ülkeleri kadar bilinçli kullanmıyoruz. Bu ülkelerde yaşayan insanlar termal suları, tedaviyi destekleyici unsurdan ziyade bağışıklık sistemini ve bedenin fiziki yapısını güçlendiren gereksinimler olarak kullanmaktadırlar. Bu durum Avrupa ve ilgili ülkelerde yerleşmiş bir kültür niteliğindedir. Ülkemizde, yakın geçmişten bugüne geldiğimizde yavaş yavaş tüketici algısı bu kültüre yaklaşmaktadır. Geçmiş tarihlerde sadece rahatsızlığı olunca hatırlayan misafirlerin yoğunluğu söz konusuyken, yavaş yavaş vücudunu ve sağlığını korumak isteyen misafirleri de termal otellerde görmekteyiz.”
restaurant yeni yatırımlar 70 hotel & hi-tech
Türkiye’nin yeni, en lüks aile oteli Wome Deluxe açıldı Türkiye’nin en yeni aile oteli Wome Deluxe, 150 milyon liralık yatırımla Antalya’da hizmete girdi.
T
ürkiye’de sekiz farklı sektörde 35 yıllık geçmişiyle faaliyet gösteren ve Türkiye’nin en köklü şirketlerinden biri olan Ortadoğu Grup ve Gür Yap tarafından 150 milyon liralık yatırımla Alanya’nın Avsallar Bölgesi’nde inşa edilen Türkiye’nin en yeni ve en lüks aile oteli Wome Deluxe misafirlerini ağırlamaya başladı. Gür Ailesi’nin ikinci otel yatırımı olan ve 120 bin metrekare alan üzerine inşa edilen Türkiye’nin yeni aile oteli Wome Deluxe, 1800 yatak kapasitesiyle misafirlerini ağırlamaya başladı. Çam ormanlarının içinde tertemiz havası ve eşsiz güzellikteki plajıyla denize sıfır hizmet veren Wome Deluxe, ailelerin rahatlığı ön planda tutularak özel olarak tasarlandı.
ve en lüks otelini inşa ettik. Ailelerin rahat etmesi için en ince ayrıntıyı bile düşündük. 5 yıldızlı otelimizde tam 10 bin metrekare alan hanımların rahatça tatil yapabilmesi ve denize girebilmesi için ayrıldı. Tesisimizin 7 bin metrekarelik spa alanı ve temiz havasıyla sağlık turizmine de büyük katkı sağlayacağını düşünüyorum. 12 ay boyunca faaliyet gösterecek otelimizde, şirket organizasyonları, seminerleri için özel olarak tasarladığımız alanlarla iş dünyasına da hizmet veriyoruz. 150 milyon lira yatırım değeriyle hayata geçirdiğimiz Wome Deluxe, turizm sektörüne hem konsepti hem de kalitesiyle farklı bir soluk getirecek,” dedi.
KADINLARA ÖZEL SEÇENEKLER HER ŞEY DAHİL, ALKOLSÜZ KONSEPT Wome Deluxe’ün beş yıldızlı otel ve her şey dahil, alkolsüz konseptinde hizmet verdiğine dikkat çeken Ortadoğu Grup İcra Kurulu Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Gür, “Gür ailesi olarak bölgenin aile oteli statüsündeki en yeni
Orman içinde konumlanan Wome Deluxe, Alanya Avsallar’da Alanya’nın en güzel plajına sahip olan İncekum Mevkii’nde, denizin ve yeşilin buluştuğu noktada ailelerin her türlü hassasiyeti göz önünde bulundurularak tasarlandı. Erkekler, kadınlar ve çocuklar için kapalı ve açık olmak üzere toplam 10 adet yüzme havuzu bulunan tesiste, sadece kadınlara özel 10 bin metrekare alanda plaj, iskele, havuz, güneşlenme terasları ve aquapark da bulunuyor. Ayrıca isteyen misafirler için karma olarak kullanılabilecek havuz ve plajlar da yer alıyor. 7 bin metrekarelik spa ve güzellik merkezi ise erkek ve hanımlara ayrı ayrı hizmet veriyor. Her iki bölümde de kapalı yüzme havuzu, fitness center, Türk hamamı, sauna, buhar odası, tuz odası, kuaför, güzellik merkezi, masaj odaları ve VIP aile hamamları mevcut.
YEŞİLİN VE DENİZİN MUHTEŞEM BULUŞMASI Yeşilin ve denizin muhteşem buluşmasına şahitlik eden, Akdeniz’in klasik sıcağından uzak, ılık esintiler içinde ferah bir atmosferde denize girebilme ve ormanda yapılacak keyifli yürüyüşler sonrasında kır kahvelerinde çay ve kahve keyfi olanağı sunan Wome Deluxe, geniş, lüks ve deniz manzaralı odalarıyla da dikkat çekiyor. Her şey dâhil konseptinde
alkolsüz olarak hizmet veren 5 yıldızlı otelde, Osmanlı ve dünya mutfağının farklı lezzetlerini bir arada bulmak mümkün. Aktiviteleriyle de keyifli vakit geçirmeyi vaat eden tesiste; plajlar, açık ve kapalı havuzlar, çocuk havuzu, çocuk parkı, su kaydırakları, sauna, hamam, buhar odası, tuz odası, fitness center, basketbol, mini futbol, voleybol, tenis, masa tenisi, tavla, masa oyunları, animasyon programları, amfitiyatro, kır kahvesi, 4-12 yaş için mini club, sinema ve disko bulunuyor. Farklı sayı ve nitelikteki gruplar için alternatif seçenekler sunan konferans merkezi, deneyimli ekibi ve profesyonel hizmet anlayışıyla; seminer, toplantı, VIP davetler ve düğün organizasyonlarına ev sahipliği yapıyor.
HAVAALANINA 45 DAKİKA MESAFEDE Merkezi noktalara yakınlığıyla dikkat çeken Wome Deluxe, Avsallar’a 3 dakika, Alanya’ya 25 dakika ve Gazipaşa Havaalanı’na 45 dakikalık uzaklıkta bulunuyor.
restaurant iş’te kadın 72 hotel & hi-tech
Yolu sevgiden, çizgisi kaliteden geçen turizmci
Fotoğraflar: Fatoş Vayni Şahin
Feza Solaklar
“İyi bir eğitim temelim olmasına rağmen hep en alttan, işin operasyonel olarak inceliklerini öğrenerek, tecrübenin kıymetini bilerek ve anlayarak, çok hızlı değil ama hak ettiğime inandıkça yükselmeyi hedefledim…”
O
hep hedef insanıydı. Tesadüfler değil, ayağı yere basan bilinçli adımların izlerini sürdü hep. Hızlı yükselişler ona göre hiç olmadı; çünkü yükselmek ancak hak etiğine inandıkça mümkündü… Türkiye’de kolay bir hayati olmayacağını bile bile daima idealist oldu; özüne, kitabına uygun iş yaptı… İnatla, prensiplerinden ödün vermeden çalıştı ve asla pişmanlık duymadı… Yolu sevgiden çizgisi kaliteden geçti hep… Turizm sektöründe örnek bir kariyer geçmişine sahip olan İstanbul Skal Kulübü Başkanı Feza Solaklar 2016 yılının ilk sayısında sizlerle…
Feza Hanım, İstanbul Skal Kulübü Başkanlığı’na uzanan turizm yolculuğunuz ilk nasıl başladı, anlatır mısınız? Ben kendimi sevdiği ve istediği işi yapan şanslı insanlardan biri olarak görüyorum. Lise yıllarımdan beri hayalimdeki meslek otel satış ve pazarlamasıydı. Çok yakın bir aile dostumuz beş yıldızlı uluslararası bir otelin satış bölümünde üst düzey yöneticilerdendi ve biz de çocuklar olarak o otel ortamında çok fazla bulunduk. Dolayısıyla bundan etkilenmiş olabilirim ama zaten hayalim de buydu. Lise eğitimimi Robert Koleji’nde aldım. Okulum bittikten sonra Boğaziçi Üniversitesi’nde Turizm ve Otel Yöneticiliği okudum. Daha sonra ABD’ye gidip İşletme/ Pazarlama üzerine ayrıca dört yıllık lisans eğitimi aldım. Ardından her iki eğitimimi de kullanabileceğim otel satış ve pazarlaması üzerine yoğunlaştım.
Sizinkisi tesadüfi değil, bilinçli bir seçimdi yani... Aynen öyle. Tüm meslek hayatım boyunca da işimi çok severek yaptım. Yoğun insan ilişkileri, değişik kültürler ile temas halinde olma, sürekli güncel kalabilmek, bol seyahat, dünyayı görme, tanıma, monoton olmaması, her gün yeni bir şeyler deneyimliyor olmak... Bunların hepsi mesleği cazip yapan unsurlardı benim için. Benim bu hayalim lise yıllarımdayken annemi çok mutlu etmiyordu tabii. 1981 yılında otelci olmak istemek garip karşılanıyordu çünkü. Annemin o yıllarda benimle ilgili en büyük hayali doktor olmamdı. Ama ben o kadar direndim ki, sonunda o da teslim oldu bana ve hayallerime…
Ya babanız, ondan destek görebildiniz mi? Neyse ki babam her zaman yanımda oldu. Hatta 1987 yılında ben ABD’de işletme/pazarlama okurken, Türkiye’de “2000 yılına mektuplar” kampanyası olmuş; annem ve babam da bana ve iki kardeşime birer mektup yazıp atmışlar. 2000 yılında ben mektubumu alıp okuduğumda gözyaşlarıma engel olamayıp ağladığımı hatırlıyorum. Babam aynen şunu yazmıştı: “Şimdi hangi beş yıldızlı otelin satış ve pazarlama direktörüsün? Hangi otelde isen, o otelin roof’undaki restoranda seni ve kardeşlerini evlenme yıldönümümüz olan 7 Nisan 2000’de aileleriniz ile birlikte yemeğe davet ediyoruz. Eğer biz hayatta değil isek, siz üç kardeş aileleriniz ile birlikte gidin ve orada yemek yiyin, bizim ruhlarımız sizin etrafınızda dolaşıyor olacak...” Çok şükür, biz 7 Nisan 2000’de benim o dönemde satış ve pazarlama direktörü olarak çalıştığım The Marmara
Taksim Oteli’nin roof’undaki Panorama Restaurant’ta o aile yemeğimizi yedik.
Çok duygusal ama bir o kadar da mutluluk ve keyif veren bir buluşma olmalı. Peki o yemekten sonra, kariyeriniz daha hangi mektuplara dökülecek hayaller için yol aldı? Üniversite yıllarında yaz stajları yaparak ilk çalışmalar başladı. Önce Miltur’da yaz stajı yaptım. Daha sonra Sheraton Istanbul’da, ki o zaman İstanbul’daki üç 5-yıldızlı otelden biriydi, housekeeping desk elemanı olarak işe kadrolu girdim. Fakat bunu yeterli görmediğim için kadrodan çıkıp otelde management training yapmak istedim. O zaman herkes bana deliymişim gibi bakıyordu. Çünkü bu tip otellerde kadro bulmak çok zordu. Ben ise kadrodan çıkıp stajyer statüsüne geçmek istiyordum. Sonunda management trainee oldum ve 7 ay boyunca otelin tüm departmanlarında çalıştım. Sheraton’un o zaman eğitim programları çok kuvvetli idi ve ben orada çok iyi bir temel otelcilik eğitimi aldığıma inanıyorum. Sonra ABD’ye okumaya gittim zaten. ABD dönüşümde hedefimde, İstanbul’da bir beş yıldızlı otelde çalışmak vardı. ABD’den dönüşte önce Alarko Turizm Yatırımları bölümüne daha sonra Hilton, Divan, The Marmara, Accor gibi yerli ve yabancı otel zincirlerinde hep satış, pazarlama ve iş geliştirme bazlı en alttan başlayıp en üst noktaya gelene kadar yoğun bir çalışma hayatım oldu. İstanbul’un dışına çıkmayı hiç istemedim ve hızlı ilerlemeyi de hiçbir zaman düşünmedim. Tam tersi, çok kuvvetli bir eğitim temelim olmasına rağmen hep en alttan, işin operasyonel olarak inceliklerini öğrenerek, tecrübenin kıymetini bilerek ve anlayarak, çok hızlı değil ama hak ettiğime inandıkça yükselmeyi hedefledim, öyle de oldu.
Şu anda yeni nesil otelcilerdeki hızla yükselme hevesinden bir hayli uzaktınız yani. Evet, ben en başından beri kariyerimde bir an önce, ne olursa olsun müdür olma hevesini çok yanlış buluyorum. Altı ve içi boş bir unvan çok uzun süreli olamaz; ondan geri düşüş de her zaman daha zor ve serttir. Özellikle otelcilikte, bir yöneticinin her seviyenin yaptığı işin ne olduğunu, inceliklerini, sorunlarını bilmesi gerekir. Ben tüm meslek hayatım boyunca inatla prensiplerimden ödün vermeden çalıştım. Her zaman ilk günkü gibi idealist ve işin özüne, “kitabına uygun” davranmaya özen gösterdim. Etrafımla ilgilenmeden sadece kendi işime konsantre oldum. Tabii böyle olunca, Türkiye’de kolay bir hayatınız olmuyor... Ben hep çok çalıştım, ekip çalışmasına hep çok önem verdim. Ancak ekip olarak iyi işler başarabileceğine inananlardan oldum hep. Beraber çalıştığım ekiplerime her zaman iyi bir örnek olmaya çalıştım ve onlarla hep iyi bir iletişimim oldu. Birçoğu ile de halen görüşmeye devam ediyorum.
Turizmin en çok nesini sevdiniz? İlk eğitim yıllarınızla şu anı kıyasladığınızda keşkeleriniz, pişmanlıklarınız oldu mu? Ben özel hayatımda da misafir ağırlamayı çok seven bir insanım. Güzel ortamlar yaratmak, güzel sofralar kurmak, dostlarla güzel sohbetler etmek beni çok mutlu ediyor.
restaurant iş’te kadın 74 hotel & hi-tech
kadın olarak ben şu kadar saat çalışamam, şuraya seyahat edemem gibi kısıtlamaları kendi kendinize koymadığınız sürece, herhangi bir kısıtlama da hissetmezsiniz. Benim beynim, kadın şunu yapabilir, bunu yapamaz diye çalışmıyor. Ortada bir iş var, bu işin gereği neyse, kadın ya da erkek, o gerekleri yerine getirmek zorunda. Ben iş hayatında birlikte çalıştığım kişilere kadın veya erkek gözüyle bakmadım hiç. İşini yapan “insanlar” olarak gördüm. O yüzden, iş hayatında işini doğru, düzgün ve dürüst yapmaya çalışan birisi olarak çok zorluklarla karşılaştığımı söyleyebilirim. Fakat “kadın” olarak şöyle zorluklar yaşamadım diyemem. Yalnız şunu fark ettiğimi söylemeden edemeyeceğim: Kadınlara en büyük zararı erkeklerden çok gene kadınlar veriyor. Kadınlar birbiri ile uğraşıyor, kendi hayatlarındaki hayal kırıklıklarını, kıskançlıklarını ise taşıyor, başarılı kadınlarla uğraşıyorlar. Türk insanının karakterinde başarıyı desteklemek değil, kösteklemek var zaten. Maalesef bu böyle...
“HİZMET SEKTÖRÜ KADININ YAPISINA ÇOK UYGUN BİR SEKTÖR” Dolayısıyla hizmet sektörü benim için biçilmiş kaftandı adeta... İşimden dolayı dünyanın birçok ülkesine seyahat ettim, değişik ülke ve kültürleri tanıma fırsatım oldu. Birçok ülkeden hala devam eden arkadaşlıklarım var. Dünyanın her yanından insanları ülkemizde ve otelimizde ağırlamak, onlarla iletişim kurmak, onlara ülkemizi tanıtırken aynı zamanda da onların kültürlerini öğrenmek, görgü ve kültürümüzü sürekli arttırmak... Devamlı ve hiç monoton olmayan bir kültürler arası etkileşim, sürekli öğrenmek... Tüm bunlar insanı fazlasıyla geliştiren şeyler... Siz işinize bir şeyler katarken, işiniz de size bir şeyler katıyor. Bundan daha güzel ne olabilir? Pişmanlıklarım, keşkelerim, hatalarım, hayal kırıklıklarım tabii ki oldu... Meslek hayatımda 2-3 noktada vermiş olduğum kararları düşündüğümde, daha farklı davranabilirdim diye düşünüyorum. Ama olanı değiştiremiyorsunuz.
“İŞİMİ SADECE BİR İŞ OLARAK GÖRMEDİM ÇÜNKÜ ÇOK SEVDİM” Ben işimi hiçbir zaman sadece iş olarak görmedim. Çok severek yaptığım için, işimle her zaman duygusal bir bağım oldu. Zamanında duygusal bazı kararlar vermiş olabilirim. Hatalardan dersler çıkarıldığı sürece, hataları kazanımlara dönüştürebildiğimiz sürece sorun yok. Yine de her kararımın sonrasında yaşadıklarımdan çok şeyler öğrendim ve çok da kazanımlarım oldu benim. Şu an geldiğim noktada, otelcilikte yatırım ve geliştirmeden operasyona, satın almadan satış ve pazarlamaya, 360 derece her konuya hakim durumdayım, bu da beni fazlasıyla mutlu ediyor.
Biraz önce “Benim gibi idealist, kitabına uygun ve prensipli biri için Türkiye’de kolay bir hayatınız olmuyor” dediniz. Peki turizmde bir kadın olarak varlık göstermek zor oldu mu? Genel olarak, turizm sektörü kadınlara açık bir sektör. Siz
Diğer tarafta, hizmet sektörü kadına çok uygun bir sektör. Kadın yapısı gereği ağırlamaya ve insan ilişkilerine yatkın, birçok işi aynı andan yapmaya alışık bir varlık. İnsanın beklentilerini daha iyi anlayabiliyor ve daha hızlı tepki verebiliyor. Disiplinli ve planlı çalışmayı da buna eklediğinizde, bir kadının bu sektörde başarılı olmaması için hiçbir sebep yok. Ancak, kadınlarda disiplinli ve planlı çalışma tarafı biraz eksik olduğu için kendi kendilerine engel oluyorlar.
İşteki Feza Solaklar böyle, bu görüş ve prensiplerle işini yapıyor ve sektörüne yansıtıyor. Ya evdeki Feza? O nasıl biri, bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Her şeyden önce disiplinli ve planlı biriyim. Bir işe başlamadan önce çok detaylı bir şekilde planlarım. Sonrasında planı uygulamak zaten çok kolay ve hızlı bir iş. Bu yanımla, örneğin işte bir marketing plan ve business plan yaparken, çok detaya inerim; evde de bir davet vereceğim zaman bir hafta öncesinden gün gün ne yapılacağını yazarak planlarım. Tabii bu yapı meselesi biraz, herhangi bir özelliğiniz hayatınızın her alanına yansıyor. Evde şöyle, işte böyle diye bir şey olamıyor. Duygusal zekam kuvvetlidir, dolayısıyla işte yöneticilik tarzıma çok yansıyan bir şey bu. Evde de kızım ve eşimle olan ilişkime de… Benim için tek fark, işte tatlı-sert bir insan iken, evde daha yumuşak biriyim.
YERİNDE HİÇ DURMUYOR Ben işte de evde de çok hareketli, hiç durmayan, titiz ve mükemmeliyetçi bir insanim. İş hayatımda ise birlikte çalıştığım ekip arkadaşlarım benim enerjimden ve hareketliliğimden bazen tatlı tatlı şikayet ederlerdi. Çünkü onlara “Ben sizden benim yapmadığım veya yapamayacağım bir şey beklemiyorum” derdim. Onlar da “Zaten sorun da bu ya...” derlerdi, şakalaşırdık. Aynı şekilde evde de kızım “Anne, sen hiç durmuyorsun...” diyor. Eşim “Bir günde beş iş birden yapılmaz...” diyor.
Yoğun çalışmaya alışmışım, durmak istemiyorum herhalde... İş hayatım yoğun diye ev hayatım aksamamalı. O yüzden gerekli yardım ve önlemleri alarak, evimi de en iyi şekilde idare etmeye çalışıyorum. Evimiz her zaman arkadaşlarımıza açık; yenilen içilen, yaşanan bir ev olmuştur, çok şükür, bundan ailecek büyük zevk alırız... Aile bence hayattaki en önemli değer... Çekirdek ailemin yanı sıra geniş ailemde de her şeye koşmaya, organize etmeye çalışırım. Malum artık anne-babalar yaşlarını aldılar, onların ihtiyaçları vb. her konuya elimden geldiğince yetişmeye çalışıyorum ve bunu seve seve yapıyorum.
Siz bu vasıflarınızla turizm için biçilmiş bir kaftan olabilir misiniz? Benim karakterimin hizmet sektörüne çok uygun olduğunu düşünüyorum. Bunu söylerken, sadece insan ilişkilerinde kuvvetli olmamdan, ağırlama işini sevmemden söz etmiyorum. Turizmde benim seçtiğim otelcilik sektörü disiplinli çalışma gerektiren bir iş. Adeta asker disiplini gerekir. Benim çalışma hayatımda disiplin ve işleri “kitabına göre yapmak” çok önemlidir. Ancak bu şekilde doğru sonuçlar alınır. Bu özelliğimin de otelcilikte bana çok doğru işler yaptırdığına inanıyorum. Evet, karakter itibariyle, turizm için biçilmiş kaftan olduğumu söyleyebilirim. Ancak bundan sonra sadece turizmde kaliteyi ön plana çıkartacak işler yapmak istiyorum.
Bu sebeple de İstanbul Skal Kulübü’nün bir süredir başkanısınız. Turizmde kaliteyi sağlamanın yolu olarak gördüğünüz için mi oradasınız? Ben ilk 1994’te Skal üyesi oldum. Skal, turizm profesyonellerini dostluk, arkadaşlık içinde bir araya getiren bir networking kulübü. Dünyanin 450 şehrinde 17.000 üyesi ile turizm konusundaki ilk ve tek sivil toplum kuruluşu. Turizmde networking, işlerin geliştirilmesi açısından çok önemli. Eskiden daha fazlaydı ama bugün teknoloji bu kadar geliştikten sonra bile, iş hayatında insan ilişkileri çok önemli. Skal, işte bu insan ilişkilerinin geliştirilerek dünyanın dost bir yanında dostlar edinmeye ve bu dostlarla iş yapmaya yönelik katkı sağlayan bir dernek. Otelciler, acenteciler, havayolcular, restorancılar, resmi kurumlar, vb. turizmin her katmanından üst düzey yöneticileri bir araya getirmesi bakımından da çok yaygın tabanlı ve iletişimin ve etkileşimin yüksek olduğu bir platform. Türkiye’de 17 kulübümüz var ve hem Türkiye’nin hem dünya Skal’unun en büyük kulübü Skal Istanbul Kulübü. İstanbul Kulübü’nün en büyük projesi de 18 yıldır hiç ara vermeden düzenlediğimiz SKALITE – Turizmde Kalite Ödülleri.
Bu sene son Skalite Ödül Töreni’nin teması “Barış ve Kardeşlik”ti. Ülkemizin son dönemde içinde bulunduğu karışıklıklara dikkat çekmek, kültürel mozaiğimize ve kardeşliğimize, birlik beraberliğimize sahip çıkmak adına bu sene “Barış” temasını ön plana çıkardık.
“BİZİM HEDEFİMİZ KISA DÖNEMLİ DOLDUR-BOŞALT TURİZMİ DEĞİL” Ben memleket meselelerine duyarlı bir insanım; ülkede huzur ve barış olmadan, ülke turizminin gelişebileceğine de inanmıyorum. Kısa dönemli doldur-boşalt turizmi değil, bizim hedeflediğimiz. Biz ülkemizi dünya turizminde doğru bir yere konumlandırmak zorundayız. Bu da ancak kaliteli turizm yaparak olur. Rakamların yanı sıra kaliteli turizm için stratejiler geliştirmek zorundayız, dünya üzerindeki doğru örnekleri inceleyerek bir master plan yapıp, turizmde bir devlet politikası belirleyip, bunu takip etmek zorundayız. Ancak, şu anda bu noktadan çok uzaktayız maalesef... Biz, Skal olarak, 18 yıldır turizmde kaliteye dikkat çekmeye çalışıyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığı sektör çalışmalarını yaparken, daha çok TUROB, TÜRSAB vb. meslek örgütleri ile muhatap oluyor. SKAL bir meslek örgütü olmadığı için olsa gerek çok yakın durmuyorlar. Ancak, sektörün tüm katmanlarından profesyonellerin üye olduğu bir STK olarak, turizmde kalite konusundaki çalışmalarda SKAL’un katkılarının büyük olacağına inanıyorum. Skal’da ayrıca, turizm öğrencilerine burslar vermek, üniversitelerle ortak sempozyumlar düzenlemek, üniversite öğrencilerine Skal’u tanıtıp, onları Young Skal’lar olarak aramıza katmak, üyelerimiz arasında iletişimi ve bilgi akışını arttırmak gibi çalışmalarımız var. İstanbul Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü ve Şişli Belediyesi ile bazı projelerin içindeyiz.
İstanbul Skal Kulübü dışında sektör içinde farklı gönül bağlarınız da var mı? Bir plan insanı olarak, ilerisi için ne tür planlar içindesiniz? Ben turizm sektörüne gönülden bağlı birisiyim. Skal Kulübü başkanlığım bittikten sonra da, benim dönemimde Şişli Belediyesi ile başlattığımız turizm projelerinde çalışmaya devam edeceğim. Bunun dışında nerede benim yardımıma ihtiyaç olursa, orada zamanım elverdiğince seve seve olmaya çalışacağım. Planlamalarıma gelirsem; her insan bildiği işi yapmalı. Ben de uygun bir fırsat çıktığında, bir butik otel sahibi olmak istiyorum. İstanbul veya yurt dışında olabilir, arayışlarım devam ediyor. Ayrıca, Türkiye’nin ve İstanbul’un destinasyon pazarlamasını planlayan ve tanıtım stratejisini çalışan ekip içinde katkı da sunmak isterdim.
restaurant etkinlik 76 hotel & hi-tech
MSA’dan dolu dolu Ocak eğitim programı Yeni yılı yepyeni mutfakları ve workshopları ile karşılayan Mutfak Sanatları Akademisi, Ocak ayı eğitim programı, yine dopdolu olacak…
T
ürkiye’nin lider profesyonel mutfak okulu Mutfak Sanatları Akademisi (MSA), mutfakta ustalaşmak ve yeni yıl ile beraber yepyeni tarifler öğrenmek isteyenlere Ocak ayında çok özel eğitim programları sunuyor. Milli Eğitim Bakanlığı onayı ve City&Guilds, Pearson / EdExcel ve Scottish Qualification Authority akreditasyonları ile uluslararası profesyonel aşçılık diploması veren Türkiye’nin lider mutfak okulu Mutfak Sanatları Akademisi’nin yeni eğitimleri Artisan Çikolata İleri Seviye, Artisan Ekmek 2, El Açması Börek, Katmanlı Hamurlar, %100 Ekşi Maya ile Ocak ayı boyunca benzersiz ve dopdolu tarifler mutfak tutkunlarını bekliyor. Ayrıca tüm mutfak tekniklerinin profesyonel şefler tarafından öğretileceği Mutfakta 8 Hafta, pastacılıkla ilgili her türlü detayın işleneceği Mutfakta 8 Hafta Pastacılık, Mutfakta 8 hafta Devriâlem ve Kruvasan eğitimleri Ocak ayında MSA’da…
8 HAFTALIK LEZZET DOLU EĞİTİMLER MSA, “Mutfakta 8 Hafta” programı ile gerçek bir şef gibi
yemek pişirme imkânı sunuyor. 5 Ocak – 23 Şubat 19.00 – 23.00 saatleri arasında Salı günleri ve 3 Ocak - 21 Şubat 10.00-14.00 saatleri arasında Pazar günleri olarak iki seçenekli olarak sunulan “Mutfakta 8 Hafta” programında bıçak seçme, kesim ve kullanma teknikleri, soslar, çorbalar, et çeşitleri ve pişirme teknikleri, tavuk pişirme yöntemleri, Uzak Doğu Wok yemekleri, deniz ürünleri seçme, temizleme ve pişirme teknikleri, taze makarna hazırlama eğitimleri veriliyor.
Kurabiye, kek, pasta, ekmek, çikolata, şuruplu ve sütlü tatlılar ve daha birçok enfes konu başlığının yer aldığı “Mutfakta 8 Hafta-Pastacılık” programı 3 Ocak – 21 Şubat tarihleri arasında gerçekleşecek. “Mutfakta 8 HaftaPastacılık 2” programında pastacılıkla ilgili her detayı bilmek ve evinin pasta şefi olmak isteyenler 8 Ocak-26 Şubat tarihleri arasında her Cuma 10.00 – 14.00 saatleri arasında MSA’da buluşuyor. “Mutfakta 8 Hafta Devriâlem” ile kendi mutfağınızın sınır tanımayan şefi olabilme imkanı sizleri bekliyor. 6 Ocak – 24 Şubat her Salı 19.00-23.00 saatleri arasında 8 hafta boyunca popüler ülke mutfaklarının geleneksel ve en çok sevilen tarifleri verilecek. Artisan Peynir ile çiğ süt ve pastörizasyondan peynir mayasına, tuzlama ve salamura tekniklerinden mevsimine göre süt farklılıklarına ve kültür bakterilerine kadar peynir yapımının tüm incelikleri de öğretilecek.
AYA ÖZEL BENZERSİZ PROGRAMLAR “%100 Ekşi Maya” kullanarak sadece ekşi mayalı ekmek çeşitlerini öğrenmek ister misiniz? Öyleyse MSA emek yapımı konusunda pratik geliştirme niteliğine sahip programı
müdavimleri için 11-12-13 Ocak tarihleri, 10.00-16.00 saatleri arasında programına koydu. MSA’da ayrıca Artisan Çikolata eğitimine katılmakla kalmayıp çikolata bilgilerini zenginleştirmek isteyenler için “Artisan Çikolata – İleri Seviye” programını 25 - 29 Ocak tarihleri, 10.00-16.00 saatleri arasında gerçekleştirecek. Her coğrafyanın ekmeği ayrı, her ekmeğin lezzeti özel diyenler için yepyeni ekmek tarifleri de Ocak ayında MSA’da. Mısır unundan karabuğday ununa farklı içeriklerle hazırlanan yepyeni
ekmek reçeteleri “Artisan Ekmek 2”de mutfak tutkunlarını bekliyor. 25 - 29 Ocak tarihleri arasında, 10.00-16.00 saatleri arasında gerçekleşecek. “Katmanlı Hamurlar” eğitimi ile katmanlı hamurların nasıl hazırlandığını, bu hamurlara nasıl tur verildiğini, iyi bir katmanlı hamurun kriterlerini, nasıl işlenip nasıl mayalandığını, en doğru şekilde, en doğru dolgu malzemeleriyle nasıl pişirildiğin ve nasıl saklanması gerektiğini öğrenmek isteyenler 18-21 Ocak tarihleri arasında, 10.00-16.00 saatleri arasında gerçekleşecek programda buluşacak. MSA “Kruvasan” programında ise bu iki hamurun diğer hamurlardan farkını öğretecek, farklı dolgu malzemeleri kullanarak değişik formlarda kruvasanlar hazırlamanın tekniklerini öğretecek.
KEYİFLİ GÜNLÜK PROGRAMLAR MSA’nın keyif dolu günlük programları arasında ise Etler ve Pişirme Teknikleri, Sushi, Cheesecake’ler, Burgers&Fries, İtalyan Mutfağı, Tapas, Şekersiz, Vazgeçemediklerimiz 1, Pasta, Börek, Çörek, Cupcake’ler, Haftanın Yemeği, Şaraba Eşlik Edenler, İtalyan Mutfağı 2, Unsuz, Pie’lar ve Tartlar, El Açması Börek, Sandwiches & Wraps, Çikolata Butiği, Kahvaltı
Keyfi, El Yapımı Makarnalar, Glütensiz, İtalyan Mutfağı 3, Glütensiz – Pastacılık, Wok Yemekleri, Vazgeçemediklerimiz 2, Bıçak Becerileri, Küçük Gurme 1, Provençal Mutfak, Matmazel Macaron, Küçük Gurme 2, Pizzalar ve Salatalar, Meze, Parizyen Tatlılar, Meksika Mutfağı, Deniz Ürünleri ve Pişirme Teknikleri, Genç Gurme (15-17 Yaş), İtalyan Mutfağı 2, Taco gibi çok çeşitli programlar yer alıyor.
restaurant etkinlik 78 hotel & hi-tech
Reis Gıda Türk bakliyatını 4 kıtada 22 ülkeye ihraç ediyor Ameliyathaneye cebinde “stok kartıyla” girdi; Türk bakliyatını 4 kıtada 22 ülkeye ihraç ediyor. Reis Gıda, 2015 yılının sonu itibariyle 4 kıtada 22 ülkeye, Türkiye topraklarında yetişen bakliyat ürünlerini ihraç ediyor.
K
atmerli Sohbetlerin 2015 yılı son toplantısı, 30 Aralık 2015 tarihinde, Faruk Güllüoğlu Şirinevler Şubesi’nde gerçekleşti. Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) Başkanı Celal Toprak, Gazeteci Fikri Türkel ve Faruk Güllüoğlu ev sahipliğinde her ay gerçekleşmekte olan toplantıya, iş dünyası ve medyadan katılım gerçekleşti. Katmerli Sohbetlerin Aralık 2015 konuğu, iş dünyasında örnek alınacak birçok yönleriyle tanınan Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis ve Reis Gıda Yönetim Kurulu Üyesi olan kızı Işılay Reis Yorgun oldu. Reis ailesi, 2016 bakliyat yılı başta olmak üzere, kuru gıda sektörüne ilişkin bilgiler verdi. Toplantının açılışını Fikri Türkel gerçekleştirdi ve sözü Mehmet Reis’e bıraktı.
REİS: “EN LEZZETLİ KURU GIDA ÜRÜNLERİ TÜRKİYE’DE ÜRETİLİYOR” Bakliyatta en önemli etkenin ürünün bölgesi ve pişme özelliği olduğunu anlatarak konuşmasına başlayan Mehmet Reis,
“Bugün ülkemizin bereketli topraklarında, yerel tohumlarla üretilen kuru gıda ürünlerimiz, dünyanın en lezzetli ürünleridir. Lezzeti, kalitesi ve güveni nedeniyle, bakliyat ürünlerine yurtdışından yoğun talep alıyoruz” dedi. Hattuşaş mezarlarında, siyez bulguru izlerine rastlandığını hatırlatan Mehmet Reis, 10 bin yıl öncesinden genetiği hiç değiştirilmeyen siyez bulgurunun, Kastamonu’da üretiminin devam ettirilmesi noktasında desteklediğini ve bu tür tohumların Tohum Bankasında saklandığını söyledi.
“TÜRKİYE, 1 MİLYON TON KIRMIZI MERCİMEK ÜRETSE, SATABİLİR” Bu yıl Türkiye’nin kendi iç tüketimine yetecek kadar kırmızı mercimek üretmesine rağmen, kırmızı mercimek fiyatlarındaki yükselmenin başta ihracat nedeniyle olabileceğini anlatan Mehmet Reis, kendine özgü kalite ve özelliği nedeniyle ülkemiz topraklarında yetişen kırmızı mercimeğe, yurtdışından ciddi talebin bulunduğunu belirterek, “Türkiye, 1 milyon ton kırmızı mercimek üretse, dünyaya satabilir. Sadece kırmızı mercimeği değil, yine kendi iç tüketimimizi karşılayacak kadar üretilen buğday ve diğer bakliyat ürünlerinde yapılacak daha fazla üretim, iç pazarın yanı sıra, yurtdışından da ciddi talep görmektedir” dedi.
“TAŞKÖPRÜ SARIMSAĞI İYİ TARIM UYGULAMASIYLA YEŞİL EKONOMİ ÖDÜLÜ KAZANDIRDI” Reis Gıda’nın temellerini 1981 yılında sadece güvene dayalı sermaye ile attığını anlatan Mehmet Reis, “Kastamonu İneboluluyum. Babam balıkçı idi ve küçük yaşlardan itibaren babama yardım ettim. Ardından, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazandım. O yıllarda babam vefat ettiği için çalışmam gerekiyordu ve Unkapanı’nda pirinç ticareti yapan bir firmada çalışmaya başladım. 1981 yılında sadece güvene dayalı sermaye ile Reis Ticareti kurarak iş hayatına atıldım. 1993’de Reis Tarımsal Ürünler San. Tic. AŞ’yi kurdum. 2000 yılında, Taşköprü sarımsağının nehirlere dökülmesinin önüne geçmek için, Taşköprü’de Türkiye’nin ilk sarımsak işletme tesisini açtım.” dedi 16 yıl önce, Taşköprü Sarımsağı’nın nehirlere dökülmesini önlemek için Kastamonu- Taşköprü’de Reis Sarmoni Sarımsak Tesisini kurduklarını hatırlatan Mehmet Reis, Taşköprü Sarımsağının aslının bozulmadan gelecek nesillere ulaşabilmesi için TÜBİTAK, Kastamonu Üniversitesi ve çeşitli üniversitelerle işbirliği yaparak, İyi Tarım Uygulamalarını çiftçilere anlatmaya devam ettiklerini açıkladı.
easySteamPlus • Dokunmatik kontrol paneli İster fabrikada yapılmış programları kullanın, ister kendi programlarınızı yaratın, isterse manuel modla yaratıcılığınızı gösterin. • Lambda sensörü ile gerçek nem kontrolü Yiyecek miktarı ne olursa olsun her zaman eşit pişirme • Yüksek verimlilik, düşük gaz emisyonu Yüksek verimlilikte ısı eşanjörlü brülörler • İki fonksiyonlu fan Sıcak hava, eşit pişirme için fırın haznesinin her köşesine ulaşır. • Düşük ısıda pişirme • Otomatik temizlik sistemi www.kristalendustriyel.com
Merkez - Fabrika: +90 242 258 00 22 (Pbx)
www.zanussiprofessional.com
İstanbul Bölge Müdürlüğü: +90 212 297 00 06
restaurant etkinlik 80 hotel & hi-tech
Nar Gourmet Anadolu’nun eşsiz zeytinyağlarını Özyeğin Üniversitesi’nde tanıttı “Anadolu Zeytinyağları Projesi” ile Anadolu’nun en değerli zeytinyağlarını Türkiye’ye ve dünyaya sunan Nar Gourmet’in yolu Özyeğin Üniversitesi’ne düştü.
A
nadolu’nun doğal bölgesel ürünlerini, saflığını ve niteliğini özenle koruyup değer katarak geleneksel yöntemlerle üreten Nar Gourmet, “Anadolu Zeytinyağları Projesi”ni sonuçlandırdı. Nar Gourmet, proje kapsamında Mersin, Antakya, Gaziantep, Antalya, Ayvalık ve Manisa’dan sonra; fabrikayı tarlaya taşıyarak kusursuz natürel sızma zeytinyağı çeşitleri üretmeyi hedeflediği Mobil Zeytinyağı Tır’ı ile Özyeğin Üniversitesi’ne geldi. Özyeğin Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Lisans Programı öğrencilerinin hazırladığı aperatifler ve zeytinyağı tadım uzmanlarının verdiği tadım eğitimi ile birlikte Mobil zeytinyağı sıkım makinesinin zeytini işleyerek anında tadılabildiği bu özel deneyim heyecanla karşılandı.
FABRİKAYI TARLAYA TAŞIYAN KUSURSUZ ÜRETİM Yöresinde, tam zamanında tek tek elle toplanan zeytinlerden soğuk sıkım tekniğiyle aynı gün damıtılan eşsiz tatlar, dünyanın en saygın ödül organizasyonlarından aldığı birinciliklerle, zeytinyağının anavatanı Anadolu’nun uluslararası alanda yeniden keşfedilmesine katkıda bulunuyor. Proje kapsamında, İtalya’da özel olarak üretilen zeytinyağı sıkım makinesini Türkiye’de mobil olarak hizmete sokan Nar Gourmet, bu hasat döneminde de Anadolu’nun en değerli zeytinyağlarını Türkiye’ye ve dünyaya sundu. Yöresel çeşitlere ait meyveleri kendi ekolojisinde hasat edildikten sonra iki saat içinde işleyen Nar Gourmet, fabrikayı tarlaya taşıyarak kusursuz naturel sızma zeytinyağı üretiminde öncü olmayı sürdürüyor. Sanayi Bakanlığı işbirliğinde ve Ankara Üniversitesi’nin bilimsel ve teknik desteği ile hayata geçen proje ile yöresel çeşitlere ait meyveleri kendi ekolojisinde hasat edildikten sonra iki saat içinde işleyen Nar Gourmet, fabrikayı tarlaya taşıyarak kusursuz natürel sızma zeytinyağı üretiminde bulunmaya devam ediyor.
Yeni hasat döneminde; Mardin Halhalı, Kilis, Hatay Savrani, Mersin Sarıulak, Mersin Silifke, Antalya Tavşan Yüreği, Antalya Beylik, Muğla Memecik, Aydın Memecik, Manisa Uslu ve Balıkesir Ayvalık zeytinyağlarının lezzet sofralarındaki yerini alması hedefleniyor.
BAYRAKTAR: “TANITIMA VE İHRACATA KATKIMIZ DEVAM EDECEK” Nar Gourmet Genel Müdürü Samir Bayraktar, hem Türkiye hem de dünyada büyük ilgi ve değer gören “Anadolu Zeytinyağları Projesi” ile Özyeğin Üniversitesi’ne de gelmekten mutluluk duyduklarını belirterek şunları söyledi: “Türkiye’nin en yenilikçi ve girişimci üniversitelerinden biri olan Özyeğin Üniversitesi’nin öğrenci ve öğretim üyeleri ile bir arada olup karşılıklı fayda ve değer sağlayan bir projenin içinde olmaktan dolayı çok sevinçliyiz. Özyeğin Üniversitesi’nin gastronomi ve mutfak sanatları konusundaki çalışmalarını heyecanla takip ediyor, ülkemiz geleceğine sundukları bu değerli çalışmaları için teşekkür ediyoruz. Nar Gourmet olarak bizler de zeytinin anavatanı Anadolu’nun zengin gen kaynaklarını açığa çıkarmaya ve eşsiz zeytinyağı türlerini dünyaya sunmaya devam edeceğiz. Bu proje ile ülkemizin butik zeytinyağı üretimi yapılan zeytin çeşitlerine yöresel çeşitlerin de katılmasına, bunların yurt içi ve dışında aldıkları ödüller ile özellikle ülkemizin tanıtımına ve ihracatına katkı sağlamayı sürdüreceğiz.”
Fotoğraflar: Hakkı Günerkan
restaurant şef’in gözünden 82 hotel & hi-tech
Lezzet avcısı Şef Mehmet Yalçınkaya 12 yaşında başladığı mutfak yolculuğunda en büyük şansı, amca mutfağında pişmek kadar doğma büyüme Bolulu olmaktı belki de… Sonrası malum… İstanbul ve şehrin sayılı restoranlarında duyduğu bilumum restoran hikayeleri… Beş yıldızlı sofralara taşınan aşk dolu, tutku dolu lezzetler…
B
u sayımızda Kalamış Koyu’na demir attık; Wyndham Grand Istanbul Kalamış Marina Hotel’in teras katındaki OUZO Roof Restaurant’tan profesyonel şef Mehmet Yalçınkaya’nın ustalık lezzetlerine misafir olduk. “Ben şanslıydım çünkü bana aşçılığı sevdirecek bir amcam vardı. Şanslıydım, Boluluydum. En büyük şansım bu işi çok sevmem ve bana sevdirenlerle karşılaşmış olmamdır” sözleriyle aşçılık öyküsüne kısa bir girizgah yapan Mehmet Yalçınkaya, İstanbul’un Maksim ve Bebek Belediye Gazinosu gibi en meşhur yerlerinde dinlediği restoran hikayeleriyle büyüdüğünü belirtti.
SÜREYYA GÜNLERİ… Şefin anlattığına göre Süreyya günleri oldukça enteresan geçmiş. O ana kadar gördüğü ürünleri ters yüz edecek kadar üstelik. Heyecan duymuş, sarsılmış… Ama bir o kadar da mutluluk duyduğunu belirten Yalçınkaya, “Nasıl sevinmeyeyim, mutfak dünyasının en iyi şefleriyle çalışıyor ve sürekli kendimi besleyerek, geliştiriyordum” diyor. Ardından Kuşadası’nda bir otel ve İstanbul’a dönüş… Eresin Grubu ve Wow Otel deneyimlerinden sonra Katar Kraliyet Ailesine hazırlanan menüler… Fransa’da Marshall Carlos ile yapılan çalışmalar, Almanya’da Hetz Grup’taki Gastronomi Koordinatörlüğü, son iki yılı da Yunanistan’da cruise mutfaklarıyla geçiyor Yalçınkaya’nın.
WYNDHAM GRAND KALAMIŞ MARİNA İLE TANIŞMA Şefin şu anki durağında Wyndham Grand Istanbul Kalamış Marina Hotel var. Şubat 2014’den bu yana beş yıldızlı otelin mutfağını yönettiğini söyleyen deneyimli şef, restoran konsepti ve ile ilgili şu bilgileri aktarıyor: “Burada ülke mutfakları çalışıyoruz. Dünya mutfağı demiyorum çünkü bence o çok yanlış bir terim. Bir işletmede dünya mutfağı var diyorsanız food courtunuzun da olması lazım. Burada Da Mario, Sushico, et ve İtalyan restoranları var. Bunlarla maalesef sık sık karşılaşıyoruz. Bugün restoranlar bile dünya mutfağı çalıştığını iddia ediyor. Ama bu olanaksız ve bence büyük haksızlık ediliyor. Ondan bu kadar takılıyorum. Biz otelimizde Akdeniz sentezi ağırlıklı konsept bir mutfak sunuyoruz.”
anlatmasını istiyorum. Wyndham Grand Kalamış’a gelişiyle yeni bir motto yayınladığını dile getiren Yalçınkaya, “Akdeniz sentezi” adıyla bir konsept tasarladık. Bunu da zaten OUZO’nun yeni menüsünde göreceksiniz. Nedir bu sentez derseniz, ben zaten Türkiye’de modern Türk mutfağı akımının öncülerinden biriyim. Dolayısıyla otel menülerinde Akdeniz sentezi menşeili yorum bir mutfak çalışıyoruz. Biz ayva, gül yaprağı ve pişmaniyeyi bir araya getiriyoruz. Yeni menümüzde lavantalı muhallebi var. Bal, tarçın ve nane likörünü bir araya getiriyoruz. Bence bu bir olay ve bu tabağı Avrupa’da istediğiniz Michelin yıldızlı bir restoranda sunabilirsiniz. Bugün narenciyeli deniz mahsulleri yapacağız. Hitit döneminde olduğu gibi bir taşın içinde çorba sunacağız. Yine ciddi anlamda yorum meze çalışıyoruz. Şu anda bizim yaptığımız 4-5 mezemiz pick olmuş durumda.” OUZO’nun 2016’da yeni ve farklı çalışmalarla misafirlerini şaşırtmaya devam edeceğini anlatan Yalçınkaya, “Hatay’dan aldığımız tuzlu yoğurtla buradaki ahtapotu birleştireceğiz. Bu dönemde biz kendi yetiştirdiğimiz mikro yeşilliklere geçeceğiz. Onları olabildiğince doğal ortamda yetiştirerek menüye katkıda bulunacağız.” şeklinde sözlerine devam ediyor.
YENİ MENÜDE “AKDENİZ SENTEZİ MENŞEİLİ YORUM MUTFAK” VAR
“AVRUPA’DA TÜRK MUTFAĞI TREND OLACAK”
Peki nedir bu Akdeniz sentezi, şeften biraz daha detaylı
Şef ile yaptığım söyleşiye Türk ve dünya mutfaklarına hakim
restaurant şef’in gözünden 84 hotel & hi-tech
trendlerle devam ediyorum. Son 10 yılda Avrupa’da Türk mutfağının öne geçeceğini kaydeden Yalçınkaya, bunda Türkiye’nin sahip olduğu Mezopotamya, Akdeniz, İskenderiye bölgelerinin ve bakir toprakların etkisinin büyük olduğunu ifade ederek, “Türk gastronomisi artık Avrupa’daki statükocu ve klasik mutfağın önüne geçti. Avrupa kendini yenileyemedi. Avrupa’da hala carpaccio, kaz ciğeri ve ağır yağlı soslar veriliyor. Şu anda fresh, sağlıklı ve yerelin her türlü çeşidinin olduğu Anadolu’ya geliyorlar. Bugün dünyada Fera Nadyan gibi bir dahi şef İzmit’in pişmaniyesini keşfetmiş, biz hala parfe vereceğiz diye uğraşıyoruz, uğraşıyorduk... Ben geçen yıl Işkin diye bir otu Tunceli’den getirttim. Sağlıklı salatalar ve turşular yaptık.” diye konuşuyor.
biri de, misafirlerine yenilebilir yemekler vaat etmesi. O böyle diyorsa bir sebebi vardır elbette diyorum ve konuyu biraz daha açmasını istiyorum. Türkiye’de son 5-6 yıldır tüketicinin kandırıldığını ifade eden Yalçınkaya, “İnsanlar verdiği hizmetin karşılığını göremediği için artık dışarıda yemek yemek istemiyor. Ben size ilginç bir rakam da vereyim, İstanbul’da eğlence ve yeme içme müşterisinin adedi 4 bini geçmez. Bana gelenle x restoranlara gidenler hep aynı kişiler. Bizim kitlemiz ayda 3-4 defa yemek yiyenler. Onlar kandırıldılar ama bu insanlar artık doğru yolu buldu; yemek yenecek yerlere gitmek istiyorlar, önlerinde yenecek yemek görmek istiyorlar. Bence bu çok önemli. Çünkü biz işletmeler olarak bu krediyi tükettik.” diyor.
“İNSANLAR GÜZEL YEMEK YENECEK YERLERE GİTMEK İSTİYOR
“YEMEK DEDİĞİN MANTIKLI OLMALI”
Belki şaşırtıcı ama Yalçınkaya’nın en önemli iddialarından
Peki şefe göre ne olursa yemek olur, anlatmaya devam ediyor: “Yemek önce ticari, mantıklı, lezzetli, hijyenik, renk uyumlu ve gramajlara uygun olmalıdır. Değişim, modernizm ve iş bilmezlik adına insanların önüne saçma sapan menüler konuluyor.” Şefin anlattığına göre yemek dediğin mantıklı olacak, fazla saçmalamayacak. Peki lezzetli bir yemek nasıl olmalı, soruyorum. Lezzetin en önemli noktasının kaliteli ürün seçimi olduğunu söyleyen Yalçınkaya, “Ürününüz iyi değilse, istediğiniz kadar iyi şef olun, ortaya başarılı bir iş çıkaramazsınız” diyor. Bu noktada yemeğin reçetesinin yazılmasının da önemine dikkat çeken şef, bunun standartlar açısından gerekli bir adım olduğunu söyleyerek, lezzet kriterlerine şöyle devam ediyor: “Doğru yemek, doğru garnitür, iyi baharat kullanımları ve pişirme dereceleri de diğer önemli ayrıntılar. Tüm bunları ürün, reçete, pişirme tekniği, sunum, standart olmak üzere beş önemli maddede toplayabilirim.”
“YARATICI DEĞİLSEN, BU İŞİ İYİ YAPAMAZSIN” Gelelim, şefin tabaktaki sunum tekniklerine. Liseye vedasından hemen sonra İstanbul Kitchen Akademi’de Kitchen Artist eğitimi aldığını söyleyen Yalçınkaya’nın sunumları görülmeye değer! Bir otel şefi olmanın dışında tabak tasarımı da yaptığını anlatan Yalçınkaya, “Kitchen Artistlik Türkiye’de çok yaygın değil ama bu işi iyi yapmak istiyorsanız tasarım tarafınızı da geliştirmeniz gerekiyor. Çünkü devir görsellik ve tasarım devri. Dolayısıyla benim tabaklarım sade, şık, anlaşılabilir, cool, net ve ürün odaklılar. Tabakta kafa karıştırmayı sevmem” diyor. Kariyer hayatında kopyalamak ve taklit etmekten uzak durmaya büyük imtina gösterdiğini söyleyen Yalçınkaya, “Benim menülerimdeki yemeği başka bir yerde yiyemezsiniz, klasikler dışında” diyecek kadar da iddialı konuşuyor.
ŞAHSİ HAYALLERDEN ARINMIŞ ŞEF Son olarak şefe en büyük hayalini soruyorum. Bütün samimiyetiyle Türk mutfağının Avrupa’da söz sahibi şeflerin menülerinde yer aldığını gördüğünde hayaline kavuşacağını belirten Yalçınkaya, “Kendime dair hiçbir şahsi hayalim yok. Lavantalı muhallebimi veya x bir arkadaşımın yaptığı sakızlı ahtapotu yurt dışındaki bir restoranda gördüğümde ben o zaman mutlu olacağım” diyor.
“ŞİMDİKİ AKLIM OLSAYDI TÜRKİYE’YE 40 YAŞIMDA DÖNERDİM” Mehmet Yalçınkaya son olarak sektöre yeni adım atacak gençlere bir tavsiyede bulunmayı da ihmal etmiyor. “Şimdiki aklım olsaydı bütün
dünyayı gezer, Türkiye’ye 40 yaşımda dönerdim” diyen deneyimli şefin nasihatlerine kulak vermek lazım. Çünkü o “Kendi öz kültürünze ve yerel ürünlerinize hakim olmadan uluslararası mutfaklarda yer alamazsınız. İyi bir bulgur pilavı yapamadan iyi bir risotto yapmaya çalışmak yanlış olur.” diyor.
restaurant gastro güncel / söyleşi 86 hotel & hi-tech
Ali Sözmen’in yeni firması
MASA
Türkiye pazarında
Fotoğraflar: Hakkı Günerkan
“Ben markayla değil, iyi projeler üretmekle ilgileniyorum” diyen Ali Sözmen, MAKPA Dış Ticaret ve Mas Danışmanlık’tan sonra bu defa masa üstü üniteleri ve servis ürünleri sağlayıcısı MASA ile Türkiye pazarında…
O
tam bir piyasa kurdu… 30 yıllık bilgi ve tecrübesini sektörel analizleriyle doğru değerlendirip “fayda”ya çevirmekte üstüne yok. Bir İtalya seyahatiyle dünyanın en iyi espresso kahve makinesi Cimbali’yi Türkiye pazarına getiren MAKPA Dış Ticaret Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sözmen, bugün yurt içi pazarda yüzde 70’lik satış hacmiyle zirveye oynuyor. Şimdilerde, yeni doğan bebeği MASA firmasıyla Türkiye’de masa üstü üniteleri ve servis ürünleri alanına yönelik üretime de başlayan Ali Sözmen ile çiçeği burnunda markası MASA’yı ve MAKPA Dış Ticaret ile ilgili plan ve projelerini konuştuk.
Ali Sözmen deyince ilk aklımıza gelen espresso kahve makineleri ve paralelinde Cimbali olurdu. Ama bir süreden beridir isminiz yeni bir firmayla da anılıyor. MASA’nın doğuşundan ve yeni bir alana yatırım kararınızdan bahseder misiniz? MAKPA Dış Ticaret olarak sektörde 30. yılımızı doldurduk. Biliyorsunuz biz genellikle proje odaklı çalışan bir firmayız ve ağırlıklı üst segment projelere çalışıyoruz. Bu işleri yaparken de asıl konumuzu ana mutfak ekipmanları oluşturuyor. Biz işin mutfağına çalışırken ön taraflarda da birtakım eksiklikler olduğunu fark ettim. Bunlar Türkiye’de üretimi olmayan veya az olan tamamen yurt dışı menşeili ürünlerdi. İşte MASA’nın doğuş hikayesi tam da böyle başladı. Akabinde sektörden birkaç arkadaşımızla bir araya gelerek yatırım kararını uygulamaya başladık. Ancak imalat sürecimiz yaklaşık 3 yıllık geniş kapsamlı bir araştırmanın neticesinde olmuştur. Biz ilk etapta ön mutfak dediğimiz show mutfağında ve masa üstünde kullanılacak olan birtakım ısıtıcı lambalar ve soğutmalı ürünlerle ilgili yurt içi ve yurt dışındaki numuneleri inceledik ve 2015 yılında numune üretimine başladık. MASA’nın üretim konusunde masa üstü üniteleri ve serviste kullanılan ürünler var. Bunlardan bir tanesi ısıtıcı lambaları
ki, aşçıların tamamı bilhassa servis esnasında tabağın soğumaması için bu asansörlü ısıtıcıları kullanırlar. Bir nevi lamba vazifesi gören bu ürünlerin asıl işlevleri yemeği servis boyunca sıcak tutmaktır. Biz daha sonra bunu biraz daha geliştirerek ürünün servis kısmında da kullanılmasını sağladık. İlave olarak show mutfağındaki büfelerde ürünlerin sıcak ya da soğuk olarak muhafazaları için birtakım ürünleri de imal ettik, zaman içinde geliştirmeye de devam edeceğiz.
Biraz önce masa üstü üniteleri ve serviste kullanılan ürünlerle ilgili bir boşluktan söz ettiniz. Sektörde gördüğünüz o açık tam olarak neydi, biraz daha açabilir misiniz? Mutfak sektörü artık Türkiye’de belli bir seviyeye ulaştı. Orada artık bir boşluk yok gibi. Bazı mallar ülke içinde bazılarıysa ülke dışında üretiliyor. Belki çeşit ve model olarak değil ama yurt içinde belli ölçülerde üretimleri yapılabiliyor. Ama hepsinde değil tabii… Biz MASA’yı kurarken ilk etapta Türkiye’de olmayan ve yurt dışından temin edilen mallar üzerine yoğunlaştık. Misal, ısıtıcı lambaların burada üretimleri yoktu, üstelik çok yüksek fiyatlarla yurt dışından getiriliyordu. Başlangıç noktamız, evet bir boşluktu ama o da Türkiye’de üretimin olmamasından kaynaklanıyordu. Biz MASA’yla o açığı doldurmaya çalıştık. MASA’nın ürün portföyündeki tüm ürünler Türkiye’de henüz arzu ettiğimiz seviyelerde değil. Birtakım çalışmalar yapılıyor fakat çoğu yine de yetersiz kalıyor. Dolayısıyla çıkış noktam bu oldu. Ben 30 senedir Türkiye’ye pek çok ürünü ilk defa getiren kişiyim. Bildiğiniz gibi espresso kahve makinelerini de ilk ben getirdim.
MASA’nın ürün gamını biraz daha detaylandırabilir misiniz? Türkiye pazarında üretim, satış ve pazarlama faaliyetlerini ne şekilde ve tasarım hangi kriterler doğrultusunda şekillendiriyorsunuz? Piyasada halihazırda 14-15 ürünle satıştayız. Bu sayının ilerleyen dönemde ciddi boyutta artacağını öngörüyoruz.
Tabii başarımız, imal etiğimiz ürünlerin piyasada tutmasıyla da çok ilgili. Çünkü ilk etapta belli modelleri üretip piyasaya sunuyorsunuz, gelen talebe göre de şekillendiriyorsunuz. MASA ilk üretimlerinde özellikle asansörlü ısıtıcı lambalar ve sıcak tutucularla ilgili hatırı sayılır bir talep gördü. Arkasından ürün portföyüne iki yeni modelini daha kattı. Halen de geliştirmekte… Yine Sirha İstanbul Fuarı’nda sunduğumuz yeni ürünlerimiz oldu. Onlar daha model safhalarındalar ama en kısa zamanda üretimlerine de başlatmayı hedefliyoruz. Bu noktada şunu da göz ardı edemeyiz, bahsettiğim tüm bu ürünler biraz dekora da bağlı. Müşterinin önüne bir ürün koyuyorsanız albenili ve hoş bir dizayna sahip olmak mecburiyetinde. Model olarak yapıyorsunuz, çeşitli otellerde deniyorsunuz. İşletmelerden tavsiyeler alıyorsunuz. Sonra üretime geçiyorsunuz. Bu bütün sektörler için değişmez bir süreç. Avrupa’daki işleyiş de aynen böyle.
MAKPA Dış Ticaret, üst segment projelere hitap eden bir firma. Peki MASA’nın segmentasyonunda kimler var? MASA üretimlerimiz hemen her sektöre hitap edecek, segment ayrımına gitmiyoruz. Ürün herkesin kullanabileceği bir nitelikte olacak. Daha ziyade oteller ve restoranlarda kullanılabilir.
MASA 2015’te doğdu, gelecek yıllar için sektörde evrilmesi ve gelişmesi için nasıl bir planlama yaptınız? MASA bizim yeni doğan bebeğimiz ve onu büyütmeye, geliştirmeye çalışıyoruz. Firmanın sektördeki istikbalini de çok iyi görüyoruz. Benim felsefemi az çok bilirsiniz, ben bir iş yapıyorsam ondan hem kendimin hem de müşterimin tatmin olması gerekir. Dolayısıyla çok hızlı gitmek doğru bir strateji olmayacak. İyi işler yapmaya çalışıyoruz. Dediğim gibi iki sene deneme yaptım, ondan sonra piyasaya çıktım. Dolayısıyla burada da belli seviyede, kalitesi düzgün; işletmeciye yüksek memnuniyet sağlayacak ürünler sunmaya çalışıyoruz. Çok hızlı yol alacağımızı söyleyemem. Zaman içinde oturtarak sektördeki devamlılığımızı sağlayacağız.
restaurant gastro güncel / söyleşi 88 hotel & hi-tech
Bu yıl itibariyle numune üretimlerimizi başlattık, yeni ürünler ekleyerek portföyü genişlettik. Ama MASA’nın asıl gelişmesi 2016 yılında olacak. Yeni yılda üretimini yaptığımız ürünlerin reklam ve lansman çalışmalarına ağırlık vereceğiz. Şu ana kadar sessiz ve derinden gidiyorduk. 2016 bizim asıl çıkışı yakaladığımız bir yıl olacak.
Dönelim kürkçü dükkanınıza. MAKPA Dış Ticaret’te neler oluyor? 2016 yılı için hedeflediğiniz yeni ürünler, yeni markalar var mı? Ben markayla değil, daha çok iyi projeler üretmekle ilgileniyorum. Bunu yaparken de ihtiyaca uygun ekipmanlar seçiyorum. A, B ya da C firması olması önemli değil; MAKPA Dış Ticaret olarak neyi ortaya koyuyorum, ona dikkat ediyorum. Elbette benim de tercih ettiğim, çalıştığım markalar var ama zincir otellerin çoğunda alışılagelen ekipmanı seçmek gibi bir eğilim söz konusu. Bundan dolayı bazı zincir restoran ve otellerin kabul ettikleri A sınıfı mallar var. Bunları zaten ister istemez kullanıyorsun. Benim bir de MAS Danışmanlık diye ayrı bir firmam var. Orada daha çok işletmeciden aldığım bilgiler doğrultusunda istek ve talepleri çözecek projeler geliştiriyorum. Tabii ki kullananın da bir tercihi olabileceği gerçeğini unutmayarak… Dolayısıyla işletmecinin benden istekleri nelerdir, onların talep ve beklentilerine gerektiği ölçüde karşılık verebiliyor muyum, onunla ilgileniyorum.
O istek ve taleplere cevap vermeye çalışırken sizi zorlayan işletme algıları, bilinç düzeyleri oluyor mu? Bizlerin sunduğu ekipmanlar açısından bir sorun yok ancak işletmelerin, bu işe yeni girenlerin, işletmedeki personellerin seçimleri konusunda ciddi bir bilgi eksikliği var. Veyahut yanlış bilgilendiriliyorlar. Bu zaman zaman projelere de olumsuz yansıyor. Bir işletmen var ve ihtiyacın olan küçük kamyonet ama sen kamyonla yola çıkıyorsun. Ya da tam aksini söyleyeyim; kamyon lazım, kamyonetle yola çıkıyorsun. Tabii ne oluyor, yolda kalıyorsun. İkinci olarak, bilinçsiz müşteriler veya yatırımcılar bize zaman zaman geliyor. Ben daha en başından onları uyarıyorum. Bir bayan geliyor, bakıyorsun konuyla hiçbir ilgisi yok. Ama işte kafe, pastane açmak cazip gelmiş. Gel gör ki yapacağı işle ilgili zerre kadar bilgisi yok, danışmanı yok. İlave bir çalışma sahası istiyor kendisine. O da çok normal, böyle de gelebilir. O zaman kendilerine ilgilendiği alanla alakalı kursları ve okulları öneriyorum. Ya da tecrübeli bir danışmanla çalışmalarını salık veriyorum. Çünkü bir restoran açmak dışarıdan göründüğü kadar kolay değil. Ha, danışmanı yok ama bir yerde aşçılık yapmıştır, bir bilgisi vardır, o insanla anlaşmak daha kolaydır. Beş adet oteli olan biri için bilinçsiz diyebilir misiniz? Sayı bir tane olabilir belki bir zincirle çalışıyordur. O zincir zaten ona danışmanlık yapıyordur. Oradan az sorun çıkar.
İşletenlerin bilgisizliği ve bilinçsizliği gibi sektörde tedarik sağlayıcılar kanadında da büyük yanılgılar ve hatalar olabiliyor mu? Ben kalkıp A firması, B firması şöyle yapıyor, böyle yapıyor diyemem. Birebir görmem lazım. Açıkçası kendi sektörümdekilerle ilgili yorum yapmayı sevmiyorum, hiç kimse hakkında da konuşmak istemiyorum. Bu sadece bizim sektörümüz için de geçerli değil. Örneklerine her yerde rastlamak mümkün. Bilinçli müşteri zaten bu konuda belli tecrübesi olan firmalara gidiyor. Bana benzer firmalar piyasada var. Belki benim kadar danışmanlık vereni çok az ama bu konuda çalışan değer verdiğimiz arkadaşlarımız var. Onlar muhakkak müşterinin işine yarayanları tavsiye ediyorlardır.
Siz tabii üretim, danışmanlık, otelcilik ve distribütörlük ile sektöre dört koldan hakim bir isimsiniz. Evet, bilgi olarak hakimim. Bana gelen müşteriyi biraz önce söylediğim gibi gerekli gördüğümde uyarıyorum. Ben olaya sadece işi almak tarafından bakmıyorum. Biraz bilgi, kültür al öyle gel diyorum veya biz vermeye çalışıyoruz.
İşletmelere karşı her zaman bu kadar net ve açık mısınız? Çok sert eleştirileriniz ve tenkitleriniz de oluyor mu? Her zaman yapıcı bir eleştirinin olması gerekiyor. Bazıları sanki ben onun işletme açmasını istemiyorum gibi algılayabiliyor. Geliyor ve diyor ki, “Ben evimde çok güzel yemek yaparım.” Az sayıda kişiye evinde yemek yapmakla bir restoranda yemek yapmak aynı şey mi? Tabii ki değil; birincisi boyut olarak aynı değil. İkincisi, bir restoran açtığınızda mekanı idare edecek kapasite ve vasıflara sahip işletmeci olmalısınız. Altınızda bir sürü eleman çalışacak. Hem onları idare edeceksiniz hem de mali işlerini takip edeceksiniz. Yoksa bunlardan bir tanesiyle yola çıkılmaz demek istiyorum.
30 yıllık bilgi, birikim ve tecrübe. Ali Sözmen uzun zamandır kahve makineleri dünyasında bir marka. Bu nasıl vizyon, enerji, sinerji; açıkçası merak etmiyor değilim. Bir iş yapıyorsan onu seveceksin. O işe konsantre olacaksın ve de yaptığın işten gurur duyacaksın. Bu üçünü bir araya getirebiliyorsan çıkan ürün de başarılı oluyor. Ben işimi çok seviyorum. İkincisi, yaptığım işe çok fazla zaman ve emek harcıyorum. Artık hafta sonları çalışmıyorum. Onun da sebebi haftaya iyi başlamak için… Yine de hiçbir zaman durmuyorum. Masada bile çok fazla oturmam. Sıklıkla müşteri ziyaretleri yaparım; yurt içi ve yurt dışı fuarları takip ederim. Dolayısıyla sektörümdeki gelişmeleri çok yakından takip ederim. Yurt dışına çıkıyorsam bir ön hazırlıkla otel ve restoranların en iyilerini seçerim. İşte vizyon dediğiniz şey de böyle oluşuyor. 30 senelik vizyonun temelinde muhakkak gezip gördüğüm yerlerin de etkisi büyük olmuştur. Ben 12 sene Dünya Müşavirler Birliği’nde üyeydim. Orada
çok ciddi seminerler ve eğitimler aldım. Bugün meyvelerini yiyorum. Tüm bunlar elbette oluşturduğunuz sosyal çevrenin getirdiği sonuçlar. Vizyon böyle gelişir... Bir proje üretiyorsunuz ama ne bir otele ne bir restorana gitmişliğiniz var. Üstüne üstlük fuarları da takip etmiyorsunuz. O zaman geçmişler olsun… Demode kalmak kaçınılmaz sonunuz olur. Sektördeki yerini kaybetmek de cabası. İşte o dinamizmi kaybetmemek lazım. Kaybetmiyorsan ve içinde hala kıpırtılar varsa, işte onları da kağıda dökmek ve uygulamak lazım.
Bu sorumu biraz daha kişiselleştirerek, kahve tercihlerinizi öğrenmek istiyorum. Ali Sözmen, en çok hangi kahveyi ve ne sıklıkla içmeyi sever? Ben günde 15-20 fincan kahve tüketirim. Evet, bu çok ciddi bir rakam. En sevdiğim, espresso ve Türk kahvesi. Orta sertlikte, hakiki kahve kahveyi seviyorum ve şekersiz içiyorum. Örneğin Arabica’yı seviyorum ama onların da kendi içlerinde çok farklı olduklarını görüyorum. Ben bir kahve tadım üstadı değilim belki ama sonuçta 30 yıldır bu dünyanın içindeyim. Bir sürü insan kahvelerini getirip, makinelerimizde deniyor. Ben de onlarla naçizane fikirlerimi paylaşıyorum, bir yerde eğitmek ve teşvik yapmak lazım tabii.
“TÜRK KAHVESİ MAKİNEYE DÖNÜŞEN BİR ÜRÜN OLAMADI” Kahve kültürü Türkiye’de ciddi derecede artıyor. Avrupa’da kahve trendi yükselen 3-4 ülkeden biriyiz. 25-30 yıl önce Türkiye’de Türk kahvesi vardı. Ne yazık ki Türk kahvesi tek tek yapıldığı için çok fazla makineye dönüşen bir kahve olamadı. Yabancı işletmeciler gelip büyük oteller açtılar. Sabah kahvaltısında 300-500 kişiye Türk kahvesi veremezsiniz. Avrupalı ve Amerikalı’nın kahvaltı kültüründe kahve olduğu için böyle bir talep böylelikle doğmaya başladı. Toplumumuz yemeklerden sonra Türk kahvesini de tercih
ediyorlar ama çoğu zaman Türk kahvesini içme alışkanlıkları espresso tercihine de dönüşüyor. Türk kahvesinin telvesi içinde hepsini içmeye çalışıyorlar. Telvesi var içinde, ağzına geliyor. Yabancıya o ritüeli anlatmak lazım. Kahve konusunda yemeklerden sonra, yemek aralarında çok istiyorum. Bu bir alışkanlık haline geliyor. Tabii 25-30 seneden daha öncesi var. Ben 30 sene önce İtalya’da başka bir iş yapıyordum. Kahveye de orada alıştım. O kahveleri çok sevdiğim için de o makineleri Türkiye’ye getiren de ilk ben oldum. O zamanlar içlerinde en iyi marka hangisi diye sordum soruşturdum, “Cimbali” dediler.
Hala Cimbali mi? Evet, hala Cimbali... Ben Türkiye’de pazarın yüzde 60-70’ini karşıladığım için rakibim yok diyemem. Ama biz bu konuya ciddi derecede önem verdik. Dolayısıyla başka bir makinenin dağıtımını da yapmam. Bir tek kahve makineleri dağıtımını yapıyorum.
Sizce Cimbali pazar hakimiyetini daha ne kadar sürdürür? Ülkelere göre değişiyor ama dünyada espresso kahve makinelerine baktığınız zaman Cimbali hala lider konumdadır. Türkiye’de dediğim gibi yüzde 70’lik pazarı elimizde tutuyoruz. Şayet piyasada yer edinmiş markanıza yatırım yapmıyor ve üzerinde çalışmıyorsanız, bir süre sonra piyasadan kaybolması da kuvvetle muhtemel oluyor. Biz bu konuda devamlı olarak kendimizi eğitiyoruz. Cimbali, her sene yeni bir model çıkarıyor ve tanıtımlarını yapıyoruz. Şu an Türkiye’de pazara hakim konumdaysak bunun en önemli sebebi, en eski ve en uzun tedarik sağlayıcısı olmamızdır. Bu işi tek başına götürüyor olmamamız da önemli bir etmendir. Bakıyorsunuz, kullananlar da makineden memnun olunca değişmesi sizce hangi şartlarda olur? Ya biz piyasadan çekiliriz ama çekilsek bile Cimbali artık bu piyasada yerini tutmuş bir markadır. O boşluğu mutlaka birileri dolduracaktır.
Fotoğraflar: Hakkı Günerkan
restaurant gastro güncel / söyleşi 90 hotel & hi-tech
İnoksan A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı
Vehbi Varlık
“Hedef dünya pazarı” Üretiminin yüzde 35’ini yurt dışına ihraç eden İnoksan A.Ş., 2023 hedefine yüzde 50’lik pazar payını koydu. Öncelikli planlarının Türkiye’nin belli bölgelerinde güçlenmek olduğunu anlatan Vehbi Varlık, “Türkiye’deki bilinirliğimizi arttırırken dünya pazarlarında da söz sahibi olmak istiyoruz” vurgusunu yaptı.
2
015 yılını sektörün üzerinde bir büyüme sergileyerek yüzde 15 büyüme ile kapatan İnoksan A.Ş., yurt içinden sonra gözünü dünya pazarlarına dikti. Yıl içinde ABD’de açtığı bayilikleri kadar düşündüğü Japon firma ile ortaklık görüşmeleri ile büyük ses getiren lider endüstriyel mutfak firması, 2023 yılında ihracat rakamlarını yüzde 50’ye çıkarmak istiyor. Endüstriyel mutfak sektörünün Türkiye’deki güçlü temsilcilerinden İnoksan A.Ş.’nin büyüme stratejisini, 2016 yılı yatırım planlarını ve sektöre ilişkin değerlendirmelerini İnoksan A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Varlık ile konuştuk.
Vehbi Bey, 2015 turizm sezonu kapanırken, İnoksan A.Ş.’de nasıl bir telaş var? Yılı nasıl bir bilançoyla kapatıyorsunuz, 2016 yılı için hazırlıklar ve tahminler ne durumda, bahseder misiniz? İnoksan A.Ş. olarak 2015’i çok başarılı ve karlı bir şekilde geçirdik. Bu sürede ekibimizi güçlendirdik, yeni arkadaşlarımızı kattık; uyumlu bir ekip çalışması, stratejik değişiklikler ile yola devam ettik. Gelen yoğun taleplere yetişmeye çalıştık ve yetiştik. İlave yatırımları devreye soktuk; yeni bir üretim işletmesi ve makinelere ciddi yatırımlar yaptık. Çünkü içinde bulunduğumuz şartlar bizi kapasite artırımına zorladı. Neticede yılı hedeflerimizin üzerinde kapattık. Sektöre baktığınızda büyüme oranları yaklaşık yüzde 10’lar seviyesinde.. Bizim büyümemiz ise yaklaşık yüzde 15 olarak gerçekleşti. Büyüme ile ilgili bir istikrar yakaladık.
Biraz önce değişen stratejik yaklaşımlarınızdan ve istihdam atılımlarınızdan bahsettiniz. Hedefleri aşan büyümede bunların etkisi ne derece oldu, biraz daha detaylandırarak anlatabilir misiniz? Elbette. Biz İnoksan A.Ş. olarak 2012 yılında kendi içimizde yeniden yapılanmaya gittik. Bildiğiniz gibi o tarihlerde yaşanan kriz ve sonrasında sektörlerin toparlanma çabaları hepimizi bir şekilde etkiledi. Bu doğrultuda yeni kadrolarımızı devreye soktuk, satış örgütlerimizin stratejilerini tamamen değiştirdik. Bunlar içinde en önemlisi satış denetimleriydi ki, o konuda ciddi bir kimlik değişimi yaşadık. Geçmişte denetimleri istediğimiz gibi yapamıyorduk. Cirolarımız çok iyiydi, ama karlılıklarımız istediğimiz seviyede değildi.. Şimdilerde yeni satış ve denetim politikalarımızla artık kar eden ve büyüyen bir işletmeyiz. Ama şunun da farkındayız, iş verimliliğinde karlılık ne kadar önemliyse iç huzur da o kadar önemli. Bunu da geçen süreçte layıkıyla başardığımızı düşünüyorum.
İnoksan ne kadar süredir bu tempoyla büyüyor ve gelişiyor? 2013 ile beraber boyut atladık. Düzenli, kontrollü, bütçelere uygun bir şekilde adeta kurulu bir saat gibi çalışıyoruz. Gerçekten iyi gidiyoruz. Mutlu, başarılı, geleceğe güvenle
bakıyoruz. Kadromuzu her geçen gün daha da güçlendiriyoruz. Ar-Ge’ye, teknolojiye, insana yatırım yapıyoruz. Büyümenin ve gelişmenin tadını aldık, artık ne yapmamız gerektiğini çok iyi biliyoruz.
Yıl sizin için başarılı geçti, ama sektörün birçok bileşeni krizi kolaylıkla atlatamadı. Sektör açısından gördüğünüz en temel sıkıntılar nelerdi, kısa bir değerlendirme yapabilir misiniz? Evet, çok kötü bir yıla rağmen bunu başardık. Bunca hengameye rağmen konum olarak başarılı bir noktaya geldik. Kapasite olarak yüzde 15 büyüdük ve ne mutlu ki, yeni yıla gerçekten ciddi miktarda iş aktarmayı da başardık. Mutlu ve gururluyuz, 2016’ya İnoksan Ailesi olarak emniyetle, elimizdeki işlerle giriyoruz. Bu bizim için çok büyük bir avantaj. Yılın en azından ilk altı ayını bu şekilde götürürüz diyoruz. Sektörümüze gelecek olursam, umuyorum meslektaşlarımın da işleri iyidir. Genelde yiyecek içecek sektöründe işler yolunda. Turizmde de en azından iyi işletmeler yoluna devam ediyor. 2015’te yiyecek içecek ve oteller en çok fiyat arttıran sektörler olmuşlar. Demek iş var ki yüzde 13.2 fiyatlarını arttırabilmişler. Diğer sektörler fiyatlarını çekerken, onlar yükseltmişler. Dolayısıyla bizim sektörümüz de o açıdan biraz yoğunluk yaşamış. Turizmin, yiyecek içeceğin bütün illere giderek yayılması bizim için önemli bir etken tabii. Eskiden Anadolu şehrinde çok özel bir marka bulamazdınız. Şimdi her yerde var. Yenilemeler hızla yapılıyor, girişimcilere büyük bir cesaret geldi. Herkes bir işletme açıyor. Bu da bizim sektörümüze oldukça pozitif yansıyor.
Herkes bir işletme açarken, İnoksan bu yeni yatırımlara ne gözle bakıyor? Türkiye’de artan markalaşma çabalarını sektör açısından yorumlar mısınız? Bursa gibi birçok ilimizde bu fotoğraf var. Özellikle de Anadolu’da artık sıkça örneklerine rastlar olduk. İşadamları prestijli ve yeni iş kategorisine geçiyor. Otel ve restoran ağırlıklı gidiyor. Çoğunlukla otel kurmaya başladılar, marka otelleriyle sınıf atlanıyor. Bursa’daki otel sahiplerinin de çoğu sanayici arkadaşlarımız. Demem o ki Türkiye’de artık sınıf değiştirme yaklaşımı da değişti. Gençler özellikle prestijli işlere; Big Chefs, Cookshop v.b. gibi marka restoranlara yöneliyorlar. Franchise sistemi işleri biraz daha kolaylaştırdı. Türkiye marka yayılmasını sevdi, sektör de sevdi.
İnoksan da sevdi tabii… Elbette İnoksan’da sevdi. Her yerde işimiz var. Biz de tabii bu gelişmelerle çıtamızı her geçen gün arttırıyoruz. Eskiden mutfağı kimse görmezdi. Cihazların yetersiz olması kimsenin umurunda bile olmazdı. Şimdi her şey modern, üstelik şeffaf ve açık... Nesil değişti, aşçılar artık daha eğitimliler. Mutfaklarına son
restaurant gastro güncel / söyleşi 92 hotel & hi-tech
derece hakimler, adeta evleri gibi oldu. Aşçıların standartları ve vizyonları yüksek; teknolojik ve hijyenik ortamları talep ediyorlar.
Yıl ve sektör değerlendirmesinden sonra biraz da yatırım planlarınızdan konuşmak isterim. İnoksan, yurt içinde büyürken yurt dışı yatırımları ve ortaklıklarıyla da ses getiren bir firma. Amerika ve Japonya tarafında neler oluyor, yeni yılda sürpriz yatırımlar ve işbirlikleri olacak mı? Türkiye’de artık belli bir yere geldikten sonra hedefi büyütüyorsunuz. Biz bu ülkede ihracata öncülük eden ilk firmayız. Özendik, heveslendik, ürünlerimizi yaptık ve görücüye çıkardık. Yıllarca da diğer sektörlerle birlikte büyüttük. Her yere ürünler dağıtıyoruz. Amerika’da temsilcilik açtık, devam ediyor. Sektörde yeni ve farklı bir atılımdı. Çünkü bizim dışımızda okyanusun ötesine başka geçen olmamıştı. Bildiğiniz üzere bölgenin yüksek standartları var. Daha doğrusu gümrük duvarı tarzında belge duvarları var. Bizim sektörümüz girmesin diye bin tane engel koymuşlar. Onu aşmak deveye hendek atlatmaktan beter. Halen de uğraşıyoruz. İnşallah her ürün bittiğinde yenisini ekleyeceğiz.
Japonya’daki ortaklık konusuydu. Biz onlarla 2013’te ön prensipte anlaştık. İki yıllık bir sürecin sonucunda masaya oturacağımıza karar verdik. Bu yılın sonunda masaya oturacağız. O prensipteki anlaşmayı bugüne göre revize edeceğiz. Aradan zaman geçti. Her şey yolunda giderse anlaşmış olacağız. Japonlarla dünya pazarına ulaşmayı hedefliyoruz. Çünkü bu işi kendi kendimize yaparsak biliyoruz ki yol çok uzun sürecek. Yanımızda güçlü bir partner olursa yolumuz daha da kısalacak. Şu ana kadar çok yol aldık. Dolayısıyla pazarlık masasında şartlar olursa devam, olmazsa bu gazla, bu heyecanla, bu özgüvenle ve yeni yabancı ortaklarla yolumuza devam edeceğiz. O hedefimizde kararlıyız. Türkiye’nin geleceği için nasıl ki AB’ye girmek önemliyse bizim için de bir yabancı ortakla hareket etmek önemli. Bize disiplin lazım. İyi bir disiplin ve etkili bir güçle dünya pazarlarında olmak için var gücümüzle yol alıyoruz. Hedeflerimiz büyük, yolumuz uzun…
Firmanızın ihracat rakamları ve 2023 hedefleri hakkında da bilgiler verebilir misiniz? Üretimimizin yaklaşık olarak yüzde 35’ini ihraç ediyoruz. 2023’te hedefimiz yüzde 50-50 olması. Dünyadaki tanırlığımızı daha arttırmak istiyoruz. Dünyanın beş kıtasında
bilinen bir markayız, ama bunu pekiştirmek istiyoruz. İnoksan’ın büyüme stratejisinde her yerde olmak yerine bazı bölgelerde etkin olmak istiyoruz. Ağırlığımızı seçtiğimiz hedef ülkelerde hissettirmek istiyoruz. İnoksan burada nasıl bir markaysa Azerbaycan’da da aynı etkiyi ortaya koyalım istiyoruz. Bu hedef doğrultusunda kendimize birkaç ülke seçtik. Türki Cumhuriyetler ağırlıklı ülkelerde güçlü bir marka olarak varlık göstermeyi arzu ediyoruz: Yine Arap ülkelerini hedefimize koyduk. Beş yıllık planlamalarımız şu an bu söylediklerimden ibaret. Stratejimizde doğru ve etkin partnerler bulmak var. O partnerlerle o ülkede pazarını açıyoruz. Öncelikli hedefimiz, tabii Türkiye’nin belli yerlerinde güçlenmek, İnoksan markasını patlatmak. Sonrasında diğer ülkelere de ağırlık vereceğiz. Ağırlığımızı belirli ülkelere vermeyi daha doğru ve stratejik buluyoruz.
“SEKTÖRÜN İSTİKBALİ AÇIK” Bu anlamda Afrika pazarından oldukça memnunuz. Zaten bir biz, bir de Türkiye’den başka bir- iki firma olur. Ekip ve kapasite olarak lokomotif bir firmayız. Türkiye’nin endüstriyel mutfak alanında her anlamda sektörün bayraktarlığını yapıyoruz. Az önce de söyledim, üçüncü nesil neredeyse işin başına gelmiş; genç, dinamik ve eğitimliler. Türkiye’nin yeni güçleri oluşmaya başladı. Deneyim, gençlik ve büyük hedefler boy ölçüşüyor. Eski neslin hedefleri daha sınırlıdır. Dolayısıyla
Türkiye’nin sektördeki istikbali açık, ben buna yürekten inanıyorum.
“DEVLET POLİTİKALARINI İYİLEŞTİRİRSE SEKTÖRÜN ÇABASI BOŞA ÇIKMAYACAK” Devletin politikalarında da inşallah iyileşmeler olursa sektörün çabası, iyi niyetleri de umuyorum ki boşa çıkmayacak. Malum komşu ülkelerle problemlerimiz var. Ticaret her anlamda etkileniyor. Turizm de etkileniyor, alışverişlerimiz de etkileniyor. Bütün beklentimiz devletin dış siyasetinde daha yapıcı, daha ekonomiyi zedelemeyen, daha barışçıl bir politika izlemesi. Bu anlamda onların da doğru projeler ve stratejiler üreteceklerini düşünüyorum.
Son olarak Türkiye’yi gelecek 10 yılda dünya arenasında nerede görüyorsunuz? Türk mutfak sektörü, sektöre sonradan girmiş, 100 küsür yıldır bu işi yapan marka ve ülkelerden sonra çok kısa bir sürede bu noktaya gelmek gerçekten çok büyük gurur verici. Kala kala İtalya kaldı. Ama biz artık dünya kalitesine ulaşmış firmalarla çoğaldık ve dünyanın her yerine ihracat yapan meslektaşlarımız var. Dolayısıyla onları ürküten, dünya pazarlarında artık yerlerini almış 100 küsür ülkede Türk malı satılan bir sektörden bahsediyoruz. Bu bize tabii önemli ölçüde özgüven aşıladı, gücümüzü arttırdı, cesaret verdi. Eminim biz bu hızla daha süratli yol alacağız. Dünyanın diğer ülkelerinde de her yerde Türk markalarını göreceğiz.
restaurant makale 94 hotel & hi-tech
NY&Co Danışmanlık Firma Sahibi Nermin Yurtoğlu
Yeni yılda yiyecek sektörünün 3 anahtar kelimesi; “Sağlıklı, hızlı ve hesaplı” İstanbul’da yaşayıp ta fark etmemek mümkün değil; ardı ardına yeni açılan, tıka basa dolu görünen buna rağmen sürekli el değiştiren restoranlar ve cafeler... veya bir anda isim yapan ve bu hevesle pek çok yerde şubeleşen kısa süre sonra ismi bile hatırlanmayan popüler mekanlar… Nişantaşı, Etiler, Bebek, Asmalı mescit, Karaköy... Aynı mekana kaç farklı restoran açıldı ve kaç tanesi hala aynı kalitede devam edebiliyor bunu takip etmek neredeyse imkansız gibi. Özellikle son bir kaç yıldır yiyecek içecek sektörü ciddi olarak yükselişini sürdürmekte, en parlak dönemini yaşamakta gibi görünse de bu hızlı büyümenin beraberinde getirdikleri de bir o kadar fazla… Şu dönem yiyecek içecek sektörünün daha içinde olan biri olarak gelin bu kez sizlerle sektörün genel durumunu biraz konuşalım… Evet uzun zamandır turizm ve hizmet sektörünün içinde ve fazlasıyla da seyahat eden biri olarak aslında her yeni bir yere (ülke, şehir) giderken yemekleri lezzetli olan şehirler beni biraz daha mutlu ediyor, heyecanlandırıyor. Şaka değil, çoğu lezzeti özlüyorum, bunun farkındayım. Sadece kendimde gözlemlemiyorum bunu elbette. Zaten sosyal ağlardan da gözlemlemek mümkün, çoğunluğumuzun en fazla yaptığı paylaşımlar öz çekimler veya check-in’ler hep bir restoran veya bölgesel yemek sunumlar oluyor genelde. Büyük ve kalabalık metropollerde insanların sosyalleşmesine, sevdikleriyle, dostlarıyla bir araya gelmesine ve belki de en önemli iş anlaşmalarının yapılmasına vesile olan yemek küçük şehirlerde ise misafirlere hazırlanan titiz ritüeller eşliğinde bol yemek çeşitleriyle yöresel lezzetlerin sürdürülmesinden başlayıp, ülkenin tanıtımına kadar varan çok önemli bir unsur. “Hepimizin yaşamının içinde bu kadar önemli bir yere sahip olan yemek yeme bir sektör olarak nasıl ve ne durumda?” Ev dışı yiyecek içecek sektörünün Türkiye’deki senelik cirosu 20 milyar dolar civarındayken, yurt dışındaki bazı ülkelerde bu ciro 600 milyar doları aşmış durumda. Yani sektör olarak bakıldığında ve Türkiye’deki nüfusla oranladığınızda geleceği de hayli parlak görünüyor. Bu sektörün diğer cazip tarafı ise, nakit ve hızlı para kazanmanın sağlanabilmesi. Ancak hizmet sektörünün genelinde olan bir durum olarak söyleyebilirim ki, sadece bu nedenlerle sektöre giriş yapan pek çok yatırım ve işletmeci battı! Ayrıca tabii ki bir de popülaritesi… Daha bundan 10-15 yıl öncesine kadar mutfakta çalışmak kimsenin yanaşmayacağı, hiçbir ailenin çocuğu için düşünmediği bir gelecek planı iken, artık oldukça varlıklı ailelerin çocukları dahi gastronomi okumaya, dünyanın en önemli okullarına gidebilmek için yarışır duruma geldiler ve maalesef bu iş göründüğü gibi popüler
olarak yapılacak bir iş değil. Batan popüler mekanlardan bu da net olarak anlaşıldı. Bunların başlıca nedeni elbette sektörün risklerini sektöre girerken iyi analiz edememek. Peki kısaca nelerdir bu riskler? Doğru, tecrübeli, dürüst, sadık ve eğitimli personel bulabilmek ve uyumlu ekipler kurabilmek. Personel maliyetleri nedeniyle doğru sayıda personel istihdam edebilmek. Farklı lezzetleri ve trendleri hızlı bir şekilde uygulamak. Doğru fiyatlandırma ve maliyet analizi yapabilmek. Yemek lezzeti kadar sunum ve mekan atmosferinin (ruhunun ve menüye uyumu) aynı ölçüde önemli olması. Uzun çalışma saatleri, işin her aşamada kontrolünün sağlanması zorunluluğu. Taklit etmek, satın almak değil yeni ürünler ortaya koymak. Sağlıklı ve kaliteli ürün kullanım zorunluluğu. Ruhsat alma zorunlulukları ve zorlukları. Lokasyon ve ekipman. Her ne yenilik yapılırsa yapılsın her bir yeni konsept için kitlelere uygun olması, müşteriye ulaşabilme. Gıda güvenliliği. Sosyal olmak kadar işin disiplinli ve kuralına, etiğine uygun olarak yapılması zorunluluğu. Tabii ki bu maddeleri marka olma sürecine kadar daha fazla arttırabiliriz. Marka olduktan sonra büyümek farklı bölgelerde şubeleşmek daha doğru olacaktır. Çünkü her pazarın dinamiği, tüketicisi, beklentisi farklı ve başlı başına bir risk teşkil ediyor. Peki sektör nereye gidiyor, müşteriler artık en fazla neye rağbet ediyor? Işıklandırmadan uygun müzik seçimine kadar rahat konseptli mekanların daha da rağbet görmekte olduğu ortada… Müşteriler sadece mekân, dekorasyon, yemek, müzik, servis şekli ile ilgilenmiyor; hepsini bir bütün olarak algılayıp değerlendiriyor. Fiyat ta önemli, tabaktaki yemek te önemli, aldığın servis ve oturduğun koltuk da önemli. Ama bunların hepsi bir bütün” diyerek düşüncelerini ifade ediyor deneyimli işletmeci… Aslında her zaman ve her şeyde olduğu gibi özümüze dönmeyi istiyoruz. Yani anne lezzeti, ev sıcaklığını huzuru arıyoruz. Endüstriyel olmayan, sağlıklı, basit, hızlı ve hesaplı yemekler önümüzdeki dönem bu sektörün mottosu olacak gibi. Sağlıklı, hızlı ve hesaplı anahtar kelimeler...
restaurant gastro güncel 96 hotel & hi-tech
“Avrupa’nın tadına bak” kampanyası bir yıldır Türkiye’de 2015 yılında “Avrupa’nın tadına bak” projesi kapsamında yürütülen ana faaliyetleriyle Avrupa dana eti tanıtımına adanan ve 36 ay için planlanan kampanya ilk yıldönümünü kutluyor.
A
vrupa’nın tadına bak” kampanyası, Türkiye topraklarında Avrupa dana etinin yaygınlaşmasını amaçlayan tanıtım-bilgilendirme inisiyatifidir. Hedef pazarındaki faaliyetler 2015 yılının Nisan ayında başlatılmıştır. Bundan önce üç ay boyunca organizatörler hedef pazarın özelliklerini analiz etmiştir. “Avrupa’nın tadına bak” kampanyasının organizatörü, Polonya Et Derneği Başkanı Witold Choinski kampanyanın başlangıcını birtakım zorluklarla mücadelenin olduğu zaman dilimi olarak anmaktadır.
Türkiye’de faaliyetleri yürütmek için verdiğimiz karar, olumlu ticari deneyimleri, Türkiye piyasasının dana eti için talebi ülkenin olağanüstü ekonomik potansiyeline güven dikte edilmiştir. Hazırlıklara ve kapsamlı stratejisine rağmen, faaliyete başlarken adım adım piyasa özellikleri, kültürü ve Türk tüketicisinin beklentilerini öğrenmeye ve anlamaya çalışıyorduk. Hevesimizi ve Türk ortaklarla işbirliği yapma isteğimiz ile değerlerimize dayalı tutarlı iletişimi birleştirerek “Avrupa’nın tadına bak” kampanyasına etkili bir şekilde başladık ve ilk yılı tamamlamıştık. Bundan sonraki
yıllarda temel varsayımlarımızın değişmeyeceğini şimdiden biliyoruz. Yüksek kalite, üretim güvenliği, sıkı standartlar ve olağanüstü tat, Türkiye’de iş platformu oluşturmak için sağlam temellerdir diye “Avrupa’nın tadına bak” kampanyasının organizatörü, Polonya Et Derneği Başkanı Witold Choinski açıklamıştır. Kampanya ile ilgili bilgilerin ana kaynağı, kullanıcının proje ile ilgili gerekli tüm bilgileri, yemek tarifleri, Avrupa dana eti üreticilerine iletişim bilgilerini bulabileceği web sitesidir. Ocak ayından bu yana organizatörler sektör medyasında basın kampanyası, basında periyodik olarak yayımlanan makale bir dizi, projenin temsilcilerinin açıklamalarıyla yavaş yavaş Türk gazeteciler ile ilişkiler kurmuştur. Eylül ayında kampanya Uluslararası WorldFood İstanbul Fuarı’ndaydı. Orada standın yanı sıra, basın toplantısı ve Avrupa dana eti ile ilgili açık oturum düzenlenmiştir. Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki ticari işbirliği yoğunlaştıran diğer faktör, Kasım ayında Avrupa Birliği’nden dana eti ithalatına koyulan yüksek tarifelerin Türk Hükümeti tarafından kaldırma bildirimiydi. Aralık 2015 sonu itibariyle Gümrük vergilerinin kaldırılması haberi kampanyanın ilk yılını hayal edilen doruk noktası
TARIM PİYASASI KURUMU Tarım Piyasası Kurumu (ARR), 1990 yılında tarım piyasasını stabilize etmek ve tarımsal üretimden elde edilen geliri korumak amacıyla kurulmuştur. 1 Mayıs 2004 yılından itibaren kurum, Ödeme Ajansı statüsüne sahiptir ve AB mevzuatına uygun olarak faaliyet göstermektedir. Kurumun 16 bölge şubesi mevcuttur ve AB Ortak Tarım Politikası’nın seçilen mekanizmalarını yönetmekte ve uygulamaktadır. Tarım Piyasası Kurumu, “Avrupa’nın tadına bak” adlı tanıtım ve bilgilendirme kampanyasını denetlemektedir.
ve Türkiye’de yürütülen iletişim ve tanıtım faaliyetleri için çok iyi bir gerekçeydi. Bundan sonra geleceğe ümitle bakmaktayız ve önümüzdeki iki yıl içinde “Avrupa’nın tadına bak” kampanyası ile Avrupa dana eti markası, Türk pazarı için yüksek kaliteli ürün ve işbirliği sembolü olması için elimizden geleni yapmaya hazırız diye “Avrupa’nın tadına bak” kampanyasının organizatörü, Polonya Et Derneği Başkanı Witold Choinski özetlemiştir.
“AVRUPA’NIN TADINA BAK” ADLI KAMPANYA Avrupa’nın tadına bak adlı kampanya, Türkiye çapındaki taze, soğutulmuş veya dondurulmuş dana eti ve bu et ile işlenmiş ürünler hakkında tanıtım ve bilgilendirme faaliyetlerini kapsamaktadır. Girişimin ana hedefleri, Avrupa dana eti ve onun ile yapılan ürünlerin pazarını genişletmek ve kapsamlı bilgilendirme ve eğitim faaliyetleri sağlayarak Avrupa etinin olumlu imajını oluşturmaktır. Kampanya organizatörleri, Avrupa Birliği menşeli olan ürünlerinin yüksek kalitesini ve AB et üretimini karakterize eden sıkı hijyen ve güvenlik kurallarını vurgulamaktadır.
POLONYA ET DERNEĞİ Polonya Et Derneği, et endüstrisi işletmelerine adanmış bir Polonya kurumudur. Kuruluş, 20 yılı aşkın bir süredir yaklaşık 60 büyük ve orta ölçekli et tesisi ile et endüstrisi için çalışan şirketleri bir araya getirmektedir. Polonya Et Derneği, Polonya’daki tek bir kurum olarak Avrupa sektör örgütü olan UECBV’nin (Avrupa Canlı Hayvan ve Et Ticareti Birliği) üyesidir. Örgütün ana görevi, bağlı kuruluşların ekonomik çıkarlarını temsil etmek ve ekonomik faaliyet kapsamında uygulanan etik ilkeleri geliştirmek ve yaygınlaştırmaktır. Böylece, Polonya Et Derneği kalkınma için uygun koşulların yaratılmasına katkıda bulunmakta ve üyelerinin ekonomik girişimlerini desteklemektedir. Polonya Et Derneği, Türkiye’de gerçekleşen “Avrupa’nın tadına bak” adlı kampanya tanıtım kampanyasının yapılmasını teşvik eden ve öneren bir kuruluştur. AVRUPA KOMİSYONU’NUN AVRUPA BİRLİĞİ ET PAZARI İÇİN TAHMİNLERİ Temmuz 2015 yılı için en son Avrupa Komisyonu’nun raporuna göre AB ülkelerinde hem et üretimi hem de tüketimi artacaktır. Bu trend önümüzdeki yıl da devam edecek ve etin tüm popüler türlerini etkileyecektir. Tahminlerine göre 2015 yılında et üretiminin hacmi 45 milyon 527 bin ton olarak % 2,2 artacak, 2016 yılında ise büyüme % 1 olacaktır. Büyüme yönü, et ihracatında da korunur, 2014 yılı ile karşılaştırıldığında, 2015’te yaklaşık %6,9 olarak artacak ve 3 milyon 748 bin olacaktır. 2015 yılında dana eti net üretimi, 2014 yılına göre %1,4 daha yüksek olup, 7 milyon 657 bin düzeydedir. 2015 yılında dana eti ihracatında %8,5 olarak yani 225 bin ton düzeyinde önemli yükseliş görülmüştür. 2016 yılında bu et türü büyük ihtimalle %0,6 olarak artacaktır, ihracat artışı ise %3,5 olarak tahmin edilir. AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRKİYE ARASINDAKİ İLİŞKİLER Resmi ekonomik ilişkiler 1963 yılında Ortaklık Anlaşmasının imzalanması ile başlamıştır. 1987 yılında Türkiye’nin Avrupa Ekonomik Topluluğu’na üyelik talebi reddedilmiş ve 1998 yılında Türkiye AB aday statüsü kazanmıştır. 2005 yılında katılım müzakerelerine başlanmıştır. Müzakerelerin tamamlanması, büyük ölçüde ekonomiyle ilişkin 35 müzakere fasılda belirlenen Türk hukukunun adaptasyon temposuna ve derecesine bağlıdır. 1996 yılından bu yana Türkiye, AB ile gümrük birliğindedir. Onun kapsamında, belli gümrük vergilerini ve tarım sektörü için miktar kısıtlamalarını korurken, tarife engelleri kaldırıldı. Ayrıca Türkiye BM, NATO, OECD, DTÖ, DSÖ, IMF, Avrupa Konseyi, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT), İslam Konferans Örgütü (İKÖ), Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü (KEİ) gibi birçok uluslararası örgütleri üyesidir.
restaurant gastro aktüel 98 hotel & hi-tech
Le Cordon Bleu İstanbul’da “lezzetli Ocak ayı” Dünyanın önde
gelen mutfak sanatları kurumu Le Cordon Bleu, dünyaca ünlü şeflerinin eğitim vereceği Ocak ayı atölyelerini başlatıyor. 2 Ocak’ta başlayacak atölyeler, Le Cordon Bleu’nün Özyeğin Üniversitesi’ndeki Mükemmellik Merkezi tesislerinde gerçekleşecek. Kutlama Keki Dekorasyonu ile başlayacak atölyeler Fransız Trio (3 gün), Sıcak Tatlılar (1 gün), Bölgesel Fransız Bistro Mutfağı (4 gün), Akdeniz Mutfağı (1 gün), İtalyan Mutfağı Atölyesi (1 gün) ve Ekmekçilik Programı (10 gün) ile devam edecek.
Calipso Balık’tan Adalar’a karşı balık keyfı Şehrin stresinden uzak, aynı zamanda kolay ulaşımı ile de
şehrin kalbinde bulunan Calipso Fish; Adaların, Marmara ile buluştuğu muhteşem manzarasıyla, birbirinden enfes mezeleriyle ve mevsimin tüm taze balıklarıyla müdavimlerine eşsiz bir keyif yaşatıyor. Zengin bir menüye sahip olan Calipso Fish’in ara sıcaklarında Safranlı Külbastı, Fındık soslu Dil Sarma, Beybi Kalamar ve birbirinden enfes deniz mahsullerinden oluşan Lezzet Topu bulunuyor. Bunların dışında Karides Mantı, Somonlu Levrek Sarma ve Ege’nin en özeli Cibes Otu, Şevket-i Bostan ve salataları en olmazlardan…
BTA markalarından Tadında Anadolu’ya ödül Yiyecek içecek sektörünün lider şirketi BTA, Skal International
İstanbul Kulübü tarafından verilen Skalite “Turizmde Kalite” Ödülleri’nde Tadında Anadolu markasıyla iki dalda ödüle layık görüldü. İlk ödülünü “Kültürel Değerlerin Yaşatılmasına Katkı’’ kategorisinde alan Tadında Anadolu, İzmir Adnan Menderes Havalimanı’nda yer alan restoranıyla da “Bölge Ödülü”nün sahibi oldu. BTA İcra Kurulu Başkanı Sadettin Cesur, “Tadında Anadolu markamızla iki ayrı kategoride ödüle layık görüldüğümüz için son derece gururlu ve mutluyuz. Tadında Anadolu’yu oluştururken Anadolu mutfağının kültür mirasını korumak, geleneksel lezzetleri nesiller boyu yaşatmak ve sevilen bu lezzetlerin dünya mutfakları arasında ününü perçinlemek amacıyla yola çıktık. “Kültürel Değerlerin Yaşatılmasına Katkı” kategorisinde aldığımız ödül ne kadar doğru bir yolda ilerlediğimizi bir kez daha kanıtlıyor” dedi.
Sıcak limonata Zeynel’de içilir
Limonatayı yazın serinlemek için için içeriz. Ancak Zeynel Muhallebicisi sıcak limonata ile bu lezzeti kış aylarına da taşıyor. İçinizi ısıtacak bu limonata C vitamini bol ve taze zencefilli. İsterseniz tarçında dökebileceğiniz sıcak limonata yalnızca Zeynel Muhallebici şubelerinde…
Beypazarı Maden Suyu’na Tokyo’da ” LobinWorld tarafından “2015 Dünya Kalite Ödülü k ve markalar için geleceğin
gerçekleştirilen kalite bilincini geliştirme k amacıyla düzenlenen habercisi olan AR-GE’nin önemini vurgulama n Suyu “2015 Dünya Dünya Kalite Zirvesi’nde Beypazarı Doğal Made anın çeşitli ülkelerinden Kalite Plaketi” almaya hak kazandı. Her yıl düny m ve kuruluşların davet inovasyona yönelik başarıları ilke edinen kuru ilcileri, dünya pazarlarında edildiği zirvede iş dünyasının önde gelen tems konusunda deneyimlerini pazar payını arttırabilmek, kalite ve inovasyon paylaşmak için Tokyo’da bir araya geldi.
Knorr Lezzet Ödülleri Finali’nde şefIerden lezzet yarışı Profesyonel
mutfaklarda çalışan aşçılar ve aşçılık öğrencilerinin katılımına açık olarak düzenlenen Knorr Lezzet Ödülleri yarışmasının finali, 11 Aralık’ta Usla Akademi’de gerçekleşti. 26 Ekim’de başlayan Knorr Lezzet Ödülleri yarışmasında beğeni sayılarına göre her haftanın birincisi belirlendi. 5 hafta süren ön eleme sırasında her haftanın sonunda en çok oy alan ilk 5 yarışmacıya ise isimlerine özel şef bıçağı hediye edildi. Knorr Lezzet Ödülleri jüri üyeleri Unilever Food Solutions Mutfak Yöneticisi Yasemin Ataman, Soul Group Yönetim Kurulu Başkanı Aslı Pasinli, Akademisyen Şef Esat Özata ve Şef Murat Bozok’un birbirinden lezzetli sunumlar karşısında karar vermekte zorlandığı final etabında Ersan Çelik, ipi birinci olarak göğüsledi.
Unutulmuş Bir Lezzet: Halepişi
Ataşehir’de kapılarını yeni açan Hacıbey Döner Lokantası, Güneydoğu’dan gelen bir lezzet olan Halepişi’ni geleneksel yöntemlerle hazırlayıp özel bir sunumla misafirlerinin beğenisine sunuyor. Halepişi, dilimlenmiş pide yatağı üzerine, çırpılarak inceltilmiş yoğurt üzerinde domates sosuyla servis ediliyor. Piyaz şeklinde doğranmış soğan, ince kıyım maydanoz ve sumak ile terbiye edilip kenarda bekleyen karışım, yoğurtlu pide yatağının üzerine dikkatlice diziliyor. Sonra da döner eti dizilip kızdırılmış tereyağ ile lezzetlendiriliyor.
Kahvenin Üç Şehirdeki Hikayesi Milli Reasürans Sanat Galerisi’nde 7
Ocak – 27 Şubat tarihleri arasında Milli Reasürans Sanat Galerisi’nde gerçekleştirilecek “Üç Şehir Bir Kahve: Kahire, İstanbul, Viyana” sergisi, kahvenin bu üç şehirdeki serüvenini, kültürel dinamikleri nasıl şekillendirdiğini fotoğraflarla anlatan bir kültür projesi… Sergide fotoğraf sanatçısı Manuel Çıtak’ın karelerine, akademisyenlerden, yerel halkların söylencelerinden, yazar ve şairlerden satırlar, alıntılar eşlik ediyor. Kahvenin serüvenini aktarırken İstanbul’u bir buluşma noktası olarak konumlayan projede Viyana, İstanbul ve Kahire’de günlük yaşamda kahve ile kurulan ilişki tüm çarpıcılığıyla gözler önüne seriliyor.
restaurant gastro aktüel 102 hotel & hi-tech
Her derde deva nar
Nar, lezzetli bir meyve olmasının yanında besin değerleri açısından da oldukça yararlıdır. Narın içerdiği C vitamini vücudun soğuk algınlığına karşı direncini artırır, harareti keser, enerji verir ve yorgunluğu giderir. Potasyum ve demir minerali ile C vitamini açısından çok zengin bir meyve olan nar, B1, B2 vitaminleri ile kalsiyum ve fosfor minerallerini de barındırır. Özellikle kış aylarında artan gribal enfeksiyonlara karşı önceden tüketilmesinde fayda vardır. Narın içerdiği antioksidanlar gribe neden olan mikrop ve virüsleri zararsız hale getirir. Bununla birlikte bakteriler tarafından kaynaklanan enfeksiyon hastalıklarına karşı özellikle nar suyunun ciddi anlamda koruyucu etkisi vardır... Nar, vücudu, kalbi, mideyi ve diş etlerini kuvvetlendirir, mide iltihabı ve ağız yarası için faydalıdır. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Kanser hücrelerinin gelişmesine engel olarak, başta akciğer, meme, cilt, kolon ve prostat kanseri olmak üzere kansere karşı vücudu korur.
“Peynir Aşkına” Grand Hyatt İstanbul’da tanıtıldı Neşe Aksoy Biber ve Berrin
Bal Onur, Antre Gourmet ile başladıkları lezzet yolculuğunu “Doğduğu Topraklarda Peynir Aşkına Yolculuklar” isimli kitapla taçlandırdı. Grand Hyatt İstanbul’da gerçekleştirilen lansmanla okurlarla buluşan kitap, Neşe Aksoy Biber ve Berrin Bal Onur’un 2011-2015 yılları arasında yaptıkları yeni peynir yollarında edindikleri birikimlerini ekleyerek, Ahmet Ağaoğlu’nun fotoğrafları ile oluşturuldu. İnceleme ve gezi notlarıyla hazırlanan ‘Peynir Aşkına”, fotoğrafları ve baskı kalitesi ile Türkiye ve yurtdışında geniş kitleler tarafından ilgi duyulacak nitelikte oluşturuldu.
Et-Bir: “Et ürünlerinde uygulamalar, düzenlemelerin gerisinde kalıyor” Kırmızı Et
Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (Et-Bir) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bılıkçı, Avrupa Birliği’ne (AB) uyum süreci çerçevesinde, et ürünlerinde önemli adımlar atıldığına dikkat çekti. Bılıkçı, kamuoyunda “kasap köfte” olarak bilinen endüstri dışı üretilen et ürünlerine ilişkin düzenlemenin de “sektör ve tüketiciler” açısından büyük önem taşıdığını vurguladı. “Kasap köfte düzenlemesi” ile sektör ve tüketiciler açısından “sağlıklı” bir adım atıldığının altını çizen Bılıkçı, “Ancak, düzenlemenin hayata geçirilebilmesi için daha etkin denetim ve bilinçli tüketim gerekiyor; düzenlemenin bu iki ayağı sağlam basmadıkça, sağlıklı bir piyasadan ve toplumdan söz edebilmemiz maalesef zor” dedi.
Chaine Des Rotisseurs üyeleri Hotel Istanbul’da 13 Aralık brunchta buluştu MövenpickTürk iye Başkanı ve Paris
2015, Pazar günü Chaine Des Rotisseurs Mövenpick Hotel Yönetim Kurulu Üyesi Mohamed Hammam ve liğinde bir brunch sahip ev k Atabe urt Istanbul’un Genel Müdürü Bozk kleştirilen gerçe üzere mak daveti verildi. Yeni yılın gelişini kutla ’de yeniden 1950 sonra brunch’a, geçmişi ortaçağa uzanan, yıllar lu Chaine Des kuru ne kurulan ve ortak ilgi alanı yemek sevgisi üzeri keyifli bir gün rak te katıla Rotisseurs derneği üyeleri çocuklarıyla birlik en isimlerind yaklaşık geçirdiler. İş ve turizm dünyasının önde gelen Giovanni Terracciano, 100 kişinin katıldığı brunch sonunda Başaşçı s ekibi, konuklar Restoran Müdürü Ülkü Öztürk, mutfak ve servi i. edild k tebri için tarafından bu keyifli organizasyon
Lezzet Oskar’ına Şef Ömür Akkor seçildi Dünyanın en iyi yemek
kitaplarının yarıştığı, ünlü şeflerin lezzetlerinin buluştuğu ve kitap dünyasının ‘Oskar’ı sayılan, ‘Gourmand World Cookbook Awards’ yarışmasına Türkiye’nin en iyi kitabı ‘İlk Dönem İslam Sofrası’ seçildi. Ömür Akkor; Osmanlı ve Türk yemek kültürü üzerine yazdığı birçok kitabın yanı sıra, bazen sadece hurmayla, bazense su içerek karnını doyurmuş bir Peygamberin düsturundan yola çıkarak hazırladığı ‘İlk Dönem İslam Sofrası’ adlı kitap ile ‘Arap Yemek Kültürü’ kategorisinde birinci oldu. Tarihin gizli mutfağındaki lezzetleri keşfetmesiyle ve bu lezzetleri kitaplaştırmasıyla adını duyuran, günümüzde bulunabilecek malzemelerle yapılabilecek benzersiz tarifleriyle fark yaratan dünyaca ünlü şef Ömür Akkor, “İlk Dönem İslam Sofrası” adlı, Kaynak Kültür Yayın Grubu – Kaynak Yayınları’ndan çıktı. Ayrıca kitapta kullanılan görseller o döneme ait kaplar araştırılarak ve o kapların Retro çalışmaları yapılarak hazırlandı.
Yeni bir Pazar klasiği: RaffIes Brunch Raffles Istanbul Zorlu Center, zengin
çeşitlilikte, sofistike pazar brunch’larıyla konuklarıyla buluşuyor. 100’den fazla lezzetin sunulduğu Raffles Brunch, her pazar 12.30-15.30 arasında gerçekleşiyor.
Brunch’ta bento box’lar ve suşi, saşimi çeşitleriyle Japon lezzetleri, deniz ürünlerinin misafirlerin isteğine göre hazırlanacağı pişirme istasyonları, zengin Türk ve uluslararası peynirlerle şarküteri ürünleri ve çok çeşitli kahvaltılıklar yer alıyor. Barbeküden lezzetler, taş fırından pide ve pizzaların yanı sıra, ekmek ve kek bölümü de brunch’a renk katıyor. Raffles brunch’ın bir diğer önemli rengi de, Arola’nın İspanyol dokunuşlarına da yer vermesi… İki Michelin yıldızlı şef Sergi Arola’nın pazar sabahlarında İspanyol rüzgarları estiren lezzetleri, Raffles Brunch’ta tadılabiliyor.
restaurant gastro aktüel 106 hotel & hi-tech
Boza ve salep günleri başlıyor Elite World Otelleri, kış
aylarının vazgeçilmez içecekleri olan geleneksel boza ve özel aromalı ev yapımı salep çeşitlerini, özel sunumlarıyla misafirleri ile buluşturacak. Elite World İstanbul, Elite World Business ve Elite World Van otellerinin lobi katında yer alan, şık ve samimi ambiyansı ile beğeni toplayan Coffee Company’lerde gerçekleşecek Boza ve Salep Günleri, 1-31 Ocak tarihleri arasında devam edecek. Elite World şefleri tarafından hazırlanan “Boza ve Salep Günleri” menüsünde, bozanın geleneksel hali ve salebin daha önce denenmemiş çeşitleri yer alıyor. Çikolatalı, portakallı tarçınlı, karanfilli tarçınlı, klasik salep, çilekli salep ve kış baharatlı salep olmak üzere birbirinden farklı ve lezzetli salep içeceklerinin sunulacağı “Boza ve Salep Günleri”, tüm Coffee Company’lerde boza ve salep sevenleri Ocak ayı boyunca bir araya getiriyor olacak.
Sofralarda sağlıklı ve lezzetli atıştırmalıklar Hem sağlığına hem de damak zevkine
düşkünler için Plus Kitchen’dan sofraları şölene dönüştürecek birbirinden lezzetli atıştırmalıklar… Çikolatalı, portakallı tarçınlı ve yulaflı üzümlü kurabiyeler, granola bar gibi birçok atıştırmanın yanı sıra kurutulmuş meyvelerin de yer aldığı menüde her şeyin kalorisi düşük ama besin değeri yüksek birçok farklı lezzet bulunuyor. Mevsiminde toplanan malzemelerle, meyvelerin tüm vitamini korunarak ve tamamen doğal yöntemlerle kurutularak hazırlanan atıştırmalıklar hiçbir koruyucu katkı maddesi kullanılmadan özenle hazırlanıyor. Plus Kitchen’ın sağlıklı atıştırmalıkları arasında yer alan yufka çıtırı, biscotti gibi lezzetleri de beş çayınıza eşlik ediyor.
The Grand Tarabya’da ‘çikolatınızı aşkla çırpın’ Konumu ve hizmet kalitesiyle özel günlerin tercihi The Grand
Tarabya, Sevgililer Günü için de tadı damaklarda kalacak bir etkinlik düzenliyor. 13 Şubat 2016’da yapılacak “Çikolata Workshop”ına katılanlar, aşkın tadı olarak kabul edilen çikolatanın yapımını öğrenecekler. Sevdiğine sürpriz yapmak isteyen ya da beraber keyifli saatler geçirmek isteyen çiftler, workshop’a katılarak çikolatalarını aşkla hazırlayacak. Workshop’ta katılımcılara çikolata tarihçesi hakkında bilgi verilerek; dolgulu çikolata, krokan çikolata ve truffle çikolata yapımı öğretilecek. Workshop sonunda tüm katılımcılara, The Grand Tarabya Genel Müdürü Bora Göymen tarafından imzalı sertifikaları verilecek.
restaurant yeni mekan 108 hotel & hi-tech
Vera’dan Nevizade’ye suni teneffüs Taksimde yaşanan protestolarla düşüş yaşayan Nevizade, en köklü mekanlarından Vera Cafe Bistro ile tekrardan hayat buldu…
V
era Cafe Bistro’nun patronu Özcan Arı yaptığı açıklamada, “Taksimde ardı ardına vuku bulan protestolar ve eylemler, esnafı müşkül durumda bıraktı. Nevizade’de yaşanan müşteri kaybını telafi etmek için, mekanın bölümlerinde ve hizmette muazzam ölçüde yeniliğe gittik” dedi.
ŞÖHRETLERİN MEKANI Çeşitli bölümlerden oluşan, Fransız ve İtalyan yemeklerinin ağırlıklı olduğu mekanın ünlüler tarafından da tercih edildiğini belirten Arı, restorasyon çalışmalarının yanı sıra misafirleri ilginç sürprizlerle karşıladıklarını, 2016 yılında tamamlanacak olan olağanüstü dekorun, dünya standartlarında yapılandırıldığını ve önemli üstatların imzasını taşıdığını da belirtti.
1970’LERDEN BUGÜNE “Genç Hissedenlerin Mekanı” sloganıyla yoluna devam eden Vera’nın sunumları, misafirleri 1970’lerden bu güne uzanan bir hikayenin içine çekiyor ve dünyanın dört bir yanından eşsiz mezelerle buluşturuyor.
restaurant marka / söyleşi 110 hotel & hi-tech
Avantgarde Communiction Management İletişim / Marka ve İmaj Danışmanı Burçak Ilıman:
“Kurumun büyümesi, kurumsal imajla mümkündür” “Bir kurumun büyümesi, gelişmesi ve bulunduğu sektördeki rakiplerinden ayrıcalıklı ve farklı olabilmesi ancak kurumsal imaj ile mümkündür.”
A
raştırmalara göre kişiler hakkındaki ilk izlenim 30 saniyede oluşuyor. Sade ama özenli görünmek olumlu bir ilk izlenim için iş hayatında avantaj sağlayan bir nokta… Peki iş dünyasında etkili bir dış görünümün püf noktaları neler? İş kıyafetlerinde renkler ve aksesuarlar hangi kriterlere uygun belirlenmeli? Kurum üniformaları ve logoları hazırlanırken hangi esaslar göz önünde bulundurulmalı? Avantgarde Communiction Management İletişim / Marka ve İmaj Danışmanı Burçak Ilıman, tüm bu sorularımızı sektöre yön veren yeni trendler ve yaklaşımlar doğrultusunda yanıtladı.
Çalışırken hangi kıyafetler tercih edilmeli? Bu kıyafetlerin kombini nasıl olmalı? Araştırmalara göre kişiler hakkındaki ilk izlenim 30 saniyede oluşuyor. Sade ama özenli görünmek olumlu bir ilk izlenim için iş hayatında avantaj sağlayan bir nokta. Tercih edilen renk, model ve desen göz yormayacak, karşınızdakinin dikkatini dağıtmayacak, size odaklanmasını engellemeyecek şekilde seçilmelidir. Çünkü kişinin kendine özen göstermesi demek, bir anlamda çevresinde olan biten her şeye aynı ilgi ve önemle yaklaşmasına ışık tutan önemli bir ipucudur. Bakımlı saçlar, gerektiği kadar makyaj, koyu renk takım elbise içine açık düz renkli gömlek ve kravat, boyalı ayakkabılar, hatta abartıya kaçmayan, göze hoş gelen ve dış görünümü tamamlayama yardımcı olan takı, saat, kol düğmesi gibi aksesuarlar dış görünümün önemli bir bölümünü oluştururlar.
“DIŞ GÖRÜNÜM, KENDİNİ SUNUŞ AÇISINDAN ÖNEMLİ BİR AYRINTIDIR” Bakışlar, duruş, konuşma ve hareketlerdeki tutarlılık da dış gönümü tamamlayıcı unsurlardır. İş dünyasında dış görünüm, bir bütün olarak ele alındığında yalnızca işverenlerin çalışanlara şart koştuğu bir dizi kılık kıyafet tedbiri değil, daha da önemlisi, kişilerin hem iş arkadaşlarına hem de müşterilerine karşı kendilerini sunuş biçimi açısından önemli bir ayrıntıdır. Kişinin içinde yürümekte zorlandığı fazla yüksek topuklu ayakkabılar burnu açık veya çok renkli ayakkabılar iş yaşamı için uygun değildir. Ütüsüz veya lekeli giysiler, boyanmamış ayakkabılar, kaçık çoraplar kişiler ile olumsuz intibalar uyandırır. Bakımsız kıyafet ve aksesuarlar kullanmak, kendine ve vücuduna uygunluğunu bilmeden modayı olduğu gibi giymek, kıyafetlerin ütüsüne özen göstermemek önce kendimize sonra
iş yaşamındaki profesyonel yaklaşıma uygun değildir. Aynı zamanda kadınlar için dekolte, çok fazla takı ve fazla makyaj da iş yaşamındaki duruşunu olumsuz etkiler. Koyu renk kıyafetler iş yaşamında ciddi bir imaj oluşturur. Siyah, lacivert, gri tonlarda etek pantolon ve ceketler gardırobumuzun vazgeçilmez parçaları olmalı. Yine bu parçaları, içine giyilen farklı tonlarda (pul payet işlemeli olmayan) gömlek ve bluzlarla şık hale getirebiliriz. Burada tercihimiz her zaman pamuklu ya da ipek gömleklerden yana olmalıdır. Tabii ki gözbebeğimiz beyaz gömleği de söylemeye gerek yok.
“RENK TERCİHİMİZ, KIŞIN KOYU YAZIN PASTEL TONLARDA OLMALI” Yine iş kıyafetlerimizi aksesuarlarla renklendirebiliriz. Burada dikkat etmemiz gereken husus kullandığımız aksesuarın dikkat dağıtıcı olmaması. Fazla taşlı, gereğinden fazla büyük ve göz alıcı olmamalılar. Ayrıca yine fular kullanarak kıyafetlerimizi renklendirmemiz mümkündür. Son zamanlarda iş yaşamında elbise de önemli bir yere sahip oldu. Çok dar ya da bol olmayan özellikle diz hizasında giyeceğimiz bu kıyafeti eğer kolsuz bir elbise ise güzel bir hırka veya ceket ile kombinleyebiliriz. Renk tercihimiz ise kışın koyu yazın ise pastel tonlarda olmalı. Kadınların vazgeçilmezi yüksek topuklara gelecek olursak, şık olmakla birlikte biraz yorucu olduklarını da kabul edelim. Topuk boyunu kendimiz giydiğimiz kıyafete göre ayarlayabiliriz. Çizme ve bot kullanımını da hafta sonlarına bırakabiliriz. Burada dikkat etmemiz gereken akşam gideceğimiz iş yemeklerinde yüksek topuk olmalı fakat açık burunlu olmamasıdır.
Kurum üniformaları tercih edilirken dikkat edilmesi gereken kurallar nelerdir? Bir kurumun büyümesi, gelişmesi ve bulunduğu sektördeki rakiplerinden ayrıcalıklı ve farklı olabilmesi ancak kurumsal imaj ile mümkündür. Bu durumda da kurum üniformaları büyük önem kazanmaktadır. Giydiğimiz kıyafetler sektör ve çalışma şartlarımıza göre değişkenlik göstermelidir. Ne giyersek giyelim bakımlı olmak, önce kendimize sonra karşımızdakine olan saygının ifadesidir. Günümüz iş dünyasında şirketler çalışanlarının kişisel giyim kuşamına o kadar önem veriyorlar ki, birçok şirket çalışanları için giyim kodlarını belirliyor. Çünkü kurumun toplumda almayı istediği yer bir ölçüde de çalışanların kendini temsil etme özellikleriyle belirlemektedir. Bu nedenle, iş hayatında bireyler öncelikle kurumlarını temsil eder. Bu temsilin de çok iyi yapılması gerekmektedir. İş hayatında giyim tarzımızı öncelikle sektörümüz, yaşımız, pozisyonumuz ve şirketin kurum kültürü belirlemektedir. Kişisel giyim ve aksesuarlarınızla kurumsal dünyanın uyum içinde olması profesyonelliğin göstergesidir. Kurum üniformaları belirlenirken çalışılan sektör ve yapılan iş göz önünde bulundurulmalıdır. Sık değiştirildiğinden çabuk
yıpranma ihtimaline karşı kumaş seçimine dikkat edilmelidir. Koyu renkler tercih edilmeli, şirketin kurumsal kimliği de göz önünde bulundurulmalıdır. Özellikle Otel çalışanları için durumu değerlendirdiğimizde
Renklerin kurumsal üniformalarda motive ettirici özellikleri nelerdir? Üniforma veya personel kıyafeti denilince sadece mavi yakalıların giydiği işçi kıyafeti algısı ülkemizde halen çok yaygın. Son yıllarda tasarım, personel kıyafeti sektöründe de büyük önem kazandı. Kurumlar personellerini şık, estetik, konforlu ve kurumsal yapılarını ifade edecek giysiler içinde görmek istiyor. Ayrıca personel kıyafetinin içinde kendisini iyi hisseden çalışanların performansında büyük artış olduğu da biliniyor. Kurumsal firmaların kimliğini, şık ve rahat tasarımlara dönüştürerek özel kıyafet ve aksesuarlar aracılığı ile çalışma saatlerine ve verdikleri hizmetlere yansıtmasını sağlamak yöneticilerin de bir görevi aslında.
Kurum logolarında izlenecek yol ne olmalıdır? Kurum logolarında sıkça kullanılan ve üç ana renk olan kırmızı, mavi ve sarıdır. Bu üç rengin karışımından ise ara renkler olan yeşil, mor ve turuncu oluşur. Aynı zamanda bu ara ve ana renkler kendi içlerinde sıcak ve soğuk olarak da birbirleri ile gruplandırılır. Sıcak renkler uyarıcı, aktif ve enerjiktir. Bu nedenle yiyecek firmaları kurum rengi olarak sıcak renkleri (kırmızı, sarı, turuncu ve tonlarını) tercih ederler. Kırmızı saldırgan ve şiddeti temsil ederken, sarı gelip geçici hizmeti temsil eder. Bu sebeple bankalar sarıyı değil, güven ve istikrarın rengi olan yeşili tercih ederler. Çünkü taksiciler gibi müşterilerinin gelip geçici değil, kalıcı olmasını isterler. Kurum renginde soğuk renkler (mavi, yeşil, lacivert, mor ve tonları) ise, ciddiyeti, sağlamlığı sembolize eder. Özellikle finans, yatırım ve hizmet gibi sektörlerde bu renkler tercih edilir.
restaurant marka haberler 112 hotel & hi-tech
Ideal Standard, 70. satış noktasıyla Gaziantep’te Ege Seramik sanayide su verimliliğini anlattı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürlüğü ve Dokuz Eylül Üniversitesi ortaklığı ile Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü’nde düzenlenen “Sürdürülebilir Üretim Sempozyumu 2015” sempozyumuna konuşmacı olarak katılan Ege Seramik Çevre Arıtma Tesisi ve İş Güvenliği Uzmanı Erkan Petekal, Ege Seramik’te Su Verimliliği Uygulamaları sunumu ile fabrikada kullanılan teknolojiler ve örneklerini katılımcılar ile paylaştı. Uzman Petekal ” Ege Seramik’te arıtma su tesisi yılın 365 günü 24 saat çalışarak, her gün 450 m3 atık su arıtılıp bunun 350 m3’ünü geri kullanıyoruz. Böylelikle yeraltı su kuyularından yıllık 127.750 m3 daha az su çekmiş oluyoruz.” dedi. 15 yıldır arıtılmış su teknolojisini Kemalpaşa tesislerinde kullandıklarını belirten Uzman Petekal, bu çalışmalar ile birlikte Ege Seramik 2011 yılında Ege Bölgesi Sanayi Odası tarafından “Çevre Altın Ödülü’ne” layık görüldüğünün de altını çizdi.
Ideal Standard, yurt içindeki satış noktalarına bir yenisini daha ekleyerek, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin en gözde şehirlerinden Gaziantep’te 70. satış noktasını hizmete açtı. İnovatif yaklaşımı ve geliştirdiği son teknolojilerle sektörde adından sıkça söz ettiren Ideal Standard, banyo ve mutfak armatürlerinden vitrifiye seramik ürünlerine, duş sistemlerinden gömme rezervuar sistemlerine, banyo mobilyasından akrilik ürünlere varıncaya kadar tüm tasarımlarını Gaziantepli tüketicilerle buluşturuyor. Gaziantep’in en gözde yerleşim merkezi Şehitkamil’de yer alan ve 250 metrekarelik teşhir alanına sahip Alfa Yapı mağazasında, tüm Ideal Standard ürünlerinin yanı sıra Ideal Standard’ın Grand luxury pazarındaki markası JADO’nun da tasarımları tüketicilerin beğenisine sunulacak.
3M Türkiye Genel Müdürlüğü’ne Mert Büyükyazgan atandı Bilimin, inovatif yaklaşımlarla insan yaşamını kolaylaştıracak çözümlere dönüştürülmesine odaklanan ve geliştirdiği ürünlerle pek çok ilke imza atan 3M, 1987’den bu yana 3M Türkiye adı altında Türkiye’de de hizmet veriyor. Türkiye’nin ilk 500 ihracatçı şirketi arasında yer alan ve müşterileri için yerel çözümler üreten 3M Türkiye’de, genel müdür seviyesinde bir değişiklik yaşandı. Şirkete 2011’den bu yana liderlik eden Andrei Holban 3M Ortadoğu ve Afrika Bölgesi Direktörü olurken, Mert Büyükyazgan ise 3M Türkiye’nin Genel Müdürlüğü görevini üstlendi. 1994 yılından bu yana 3M bünyesinde çeşitli üst düzey pozisyonlarda görev yapan deneyimli yönetici Mert Büyükyazgan, son 5 senedir 3M bünyesinde bölgesel sorumluluklar alarak edindiği tecrübelerini şimdi de Türkiye’ye aktaracak.
restaurant dekorasyon 114 hotel & hi-tech
Selena 2016’da tüketicilere yeni konseptini sunacak Yataş’ın üretim gücünü arkasına alarak yatak üretimine başlayan Selena, 2016 yılına yeni konseptiyle giriyor. Röportaj: Enes Karadayı
1
0 yıl önce Yataş’ın üretim gücünü arkasına alarak yatak üretimine başlayan Selena, 2016 yılına yeni konseptiyle giriyor. Yeni markayla ilgili çalışmalarda sona gelindiğini Bu çalışma ile alakalı her şeyin tamamlandığını söyleyen Selena Satış Yöneticisi Mustafa Akın, markalarının son zamanlarda ürettiği yataklar ve özellikleri hakkında bilgi verdi. Yıkanabilir pedli yataklar ile daha fazla ön plana çıktıklarını belirten Akın, üretimde özellikle Wollmark’ın ürünlerini kullandıklarını ve bu ürünlerin patentinin Türkiye’de sadece Yataş’a ait olduğunun altını çizdi.
Öncelikle Selena markasının doğuşundan ve yatırım kararından bahseder misiniz?
Selena Satış Yöneticisi Mustafa Akın
Selena Yataş Grup bünyesinde bulunan bir markadır. Yataş Grup, sektörünün girişimci ve yenilikçi lider yapısı ve aralıksız sürdürdüğü yurt içi ve yurt dışı yatırımları ile Türk sanayinin kalkınmasında katkısı bulunan en güçlü kuruluşlardandır. Selena ise 1996 yılından günümüze yatak ve ev tekstili ürünleriyle kaliteyi, uygun fiyat ile birleştirerek tüketicilerine
sunmaktadır. Her türlü müşteri ihtiyacına yönelik, TSE standartlarına uygun, çevre dostu, sağlıklı ürünler üreterek birçok satış noktasında hizmet vermektedir. Üretimimizi Yataş Kayseri fabrikalarında yapmaktayız. Selena, rekabetin her geçen gün arttığı ülkemizde, gelişen bayi ağı, kaliteli hizmet anlayışı ve ürün yelpazesi yanında; Yataş Grup’un üretim gücüyle de yoluna emin adımlarla devam etmektedir.
“SELENA, TÜRKİYE’NİN %60’LIK PAZARINDAN PAY ALMAK İÇİN DOĞDU” Yataş’ın, Selena’yı çıkarma amacını şöyle özetleyebiliriz. Özellikle yatak sektöründe, Türkiye’nin cirosunun yaklaşık %40’ını Yataş gibi markalar oluşturuyor. Geri kalan %60’lık oranı ise karışık pazarlar oluşturuyor. Yataş Grup bünyesindeki Enza ve Bedding münhasır mağaza mantığı ile ilerliyor. Türkiye’nin kalan %60 oranındaki müşteri potansiyelinden pay alabilmek için ve tüketiciye sağlıklı yataklar sunabilmek için de Yataş, Selena markasını çıkarttı.
Markanın ürün gamından ve özelliklerinden de söz eder misiniz? Bütün müşteri profiline ve bütçeye uygun ürünler mevcuttur. Daha ekonomik yataklar da bulunuyor. Yıkanabilir pedli yatağımız var ki Selena daha fazla bu yatak ile ön plana çıkıyor. Ultra, sert ve yumuşak alternatifleri olan bu yatağımızın bir tarafı sert, diğer bir tarafı ise yumuşaktır. Fermuarlı bir yıkanabilir pedi bulunuyor ve bu ped sert yüzeye de yumuşak yüzeye de takılabiliyor. Yine bu ped sayesinde ekstra yumuşaklık sağlayabiliyoruz. Çünkü pedin içerisinde pamuk dolgulu elyaf var ve bunun içerisindeki dolgu malzemesini de değiştiremiyoruz. Diğer ürün gruplarımızdan Millenium Plus da %100 Wollmark markalı yünleri kullanıyoruz. Yatağın bir tarafı Wollmark saf yün, bir yüzeyi de pamuk vatka ile dolguludur. Dolayısıyla yatağın bir
kısmı kışlık, diğer kısmı ise yazlıktır. Türkiye’de Wollmark ürünlerini sadece Yataş kullanabiliyor ve bu ürünün patenti Yataş’tadır. Dolayısıyla bizim yataklarımızın gerçekten kışlıktır ve saf yün dolguludur. Bunlar sektördeki bütün yatak firmalarından ayrışan özelliğidir.
Türkiye’deki yatak sektörünün son 10 yılını nasıl değerlendirirsiniz? Ben 11 yıldır yatak sektöründeyim. Üretim tarafında gelişen teknolojilerle birlikte ki Yataş bu teknolojinin öncü kuruluşlarının başındadır, yataklar ve uyku ürünleri son zamanda çok güzelleşti. Yataş yurt dışında yapılan çalışmalarıyla en son teknoloji yayların, birçok hammaddenin makine parkuruna sahip. Bu kullandığı teknoloji ile birlikte yatağın son 10 yıl içerisindeki gelişimi tüketicilerin talepleri doğrultusundadır. Son yıllarda birçok insan masa başında hareketsiz bir biçimde çalışıyor. Bu da insanlarda bel ve boyun ağrılarının artmasına neden oluyor. Dolayısıyla müşterilerden gelen bu tarz talepler bizi de daha ortopedik ve kişiye özel ürünler çıkarılmaya yönlendirdi. Şuan da insanlarda kendine uygun sağlık boyutunu da ön plana alarak ürünler seçmeye başladı. Üreticiler yönünden bakacak olursak, bugün Türkiye’de üretim son 10 yılda %100 artmış durumda. Bu da iç pazarda değil de daha çok yurtdışında görülüyor. Yani ihracatta önceki senelere göre büyük bir artış var.
Selena olarak Türkiye yapılanmanız nasıl? Mağaza içerisindeki korner alanlarda yaptığımız yeni konsept uygulamalarının tamamlanma sürecindeyiz. Selena mağaza içerisindeki korner alanlarda yeni konsepti ile 2016’ya giriyor. Yeni konseptte duvarlardan panellere, daha yüksek aydınlatmalı ve daha doğal ürünlerden oluşan tekstil stantlarımız bulunuyor. Bunlarla birlikte bir görsel hizmette sunuyoruz aslında. Bu şekilde yeni yılda tüketicilerin karşısında olacağız.
restaurant dekorasyon 116 hotel & hi-tech
Uzay teknolojisiyle yorgun uyanmaya son Yatak ve uyku ürünleri konusunda uzmanlığı ile yeni teknolojiler sunan Yataş’ın, beş bölgeli Pocket Yay Sistemli yatağı Five-Z, uykuda kalite ve konforu bir arada sunuyor. Uzay teknolojisiyle üretilen ürün, yorgun uyanmaya da son veriyor.
Y
atak ve uyku ürünleri konusunda uzmanlığı ile yeni teknolojiler sunan Yataş, teknolojik yenilikleri başarıyla uyguladığı ürünleriyle uyku keyfinin daha konforlu ve daha kaliteli olmasını sağlıyor. Beş bölgeli Pocket Yay Sistemi sunan Five-Z yatak, birbirinden bağımsız çalışan farklı sertlikteki yaylarıyla ağırlıkları ne olursa olsun, aynı yatakta yatan çiftlerin vücut yapılarına uyum sağlıyor, eklem ağrılarını gideriyor.
YORGUN UYANMALARA SON Five-Z yatağın her iki yüzeyinde kullanılan, uzay teknolojisiyle üretilmiş 60 DNS Visco Elastik Ped, kan dolaşımını hızlandırırken yorgun uyanmalara son veriyor. Five-Z yatakta bulunan, %100 doğal ve saf yün Woolmark kumaşı, nefes alır, kalp atışlarını rahatlatır ve vücut sıcaklığını dengeler.
Yatsan ile ‘doğal ve kusursuz’ uyku deneyimi En prestijli otellerin odalarında tercih edilen Yatsan, ‘doğal ve kusursuz uyku deneyimi yaşatmak için dünyanın dört bir yanında…
M
ükemmeli kusursuz bir şekilde tamamlamak için Yatsan, Türkiye ve dünyanın dört bir yanındaki otellerde müşterilere ev konforunu yaşatıyor. Aralarında Hilton, Swissotel, Wyndham, Conrad ve Renaissance’ ın da yer aldığı dünyanın en prestijli otellerinde tercih edilen Yatsan ürünleri, ‘doğal ve kusursuz uyku deneyimi yaşatmak için dünyanın dört bir yanında.
50 ÜLKEDE SATIŞTA Türkiye’de 150’ye yakın satış noktası bulunan ve dünyanın 50 ülkesinde milyonlarca tüketicinin favorisi olmayı başaran Yatsan, mükemmel bir uyku için ihtiyaç olunan konforu sunarak beklentilerin ötesinde bir uyku deneyimi yaşamaya davet ediyor. Uyku sektöründe 40 yılı aşkın tecrübeye sahip Yatsan’ın her bedenin farklı olduğu bilinciyle tasarladığı modeller arasında ihtiyaca ve beğeniye uygun ürünler bulmak çok kolay.
restaurant fuar 118 hotel & hi-tech
Travel Turkey İzmir Fuarı 9. kez turizmcileri memnun etti 9. Travel Turkey İzmir Fuarı ve Uluslararası Gastronomi Turizmi Kongresi başarıyla sona erdi. 1000’den fazla firmanın katıldığı fuarı Türkiye’nin 69 ilinden ve 63 ülkeden toplam 33 bin 688 kişi ziyaret etti.
İ
zmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde İzmir Fuarcılık Hizmetleri Kültür ve Sanat İşleri Tic. A.Ş. (İZFAŞ) ve TÜRSAB Fuarcılık ortaklığıyla 10 - 13 Aralık 2015 tarihleri arasında düzenlenen 9. Travel Turkey İzmir Fuarı turizm sektörünü İzmir’de buluşturdu. Fuar katılımcıları; dört gün boyunca 2016 yılı turizm sezonu için profesyonel ziyaretçilerle görüştü. Fuar, yeni iş bağlantıları kurmak için muhteşem bir platform oluşturdu.
31 ÜLKE KATILDI Etkinlik bu yıl da bir rekora imza attı: 31 ülkenin katıldığı Travel Turkey İzmir Fuar ve Kongresini 63 ülkeden ve 69 ilden 33 bin 688 kişi ziyaret etti. Partner ülke Kosova ve Partner il Adana Turizm Fuarı’nda ziyaretçilere ve katılımcılara kendilerini tanıtma fırsatı buldu. Geçtiğimiz yıl fuarı, 28 bin 73 kişi ziyaret etmişti.
düzenlendi. Uluslararası Gastronomi Turizmi Kongresi; İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Ticaret Odası, İzmir Kongre ve Ziyaretçi Bürosu, İzmir Ekonomi Üniversitesi Mutfak Sanatları ve Yönetimi Bölümü, TÜRSAB Fuarcılık Hizmetleri ve İZFAŞ işbirliğinde organize edildi.
ZATRIQI: “PARTNER ÜLKE OLMAKTAN GURUR DUYDUK” Travel Turkey İzmir Fuarı katılımcı ve ziyaretçileri son yılların en başarılı fuarlarından birinin gerçekleştiğini söyleyerek gelecek yıl da fuarda olmak istediklerini dile getirdi. Partner Ülke Kosova’dan Travel Turkey Fuarı’na katılım yapan Dren Zatriqi, “ Travel Turkey İzmir Fuarı’na partner ülke olmaktan gurur duyduk. İZFAŞ’ın diğer fuarlarında da yer almayı isteriz” dedi.
AKSU: “ADANA’YI TANITTIK” GASTRONOMİ TURİZMİ KONGRESİ’NİN İLKİ GERÇEKLEŞTİ Türkiye’de ilk kez Turizm Fuarı kapsamında Uluslararası Gastronomi Turizmi Kongresi gerçekleştirildi. Üç gün süren kongreye Belçika, Brezilya, Fransa, İspanya, Monako, Norveç, Portekiz, Yunanistan ve Türkiye’nin 15 farklı kenti katıldı. 10 davetli konuşmacı kayıtlı 400 kişinin yer aldığı kongrede, 28 sözlü ve 12 poster bildiri sunuldu. Türk mutfağının vurgulandığı Uluslararası Gastronomi Turizmi Kongresi’nde ayrıca “En iyi uygulamalar” paneli de
Adana Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Ozan Aksu “Travel Turkey İzmir Fuarı’nın partner ili olmanın ayrıcalığını hissettik. Görkemli standımızla Adana’nın hem yemek kültürünü hem tarihi dokusunu anlatabilme şansına sahip olduk” şeklinde konuştu.
YEGEN: “FUARIN BÜYÜMESİNİ DESTEKLİYORUZ” Jolly Tours, YGN Grup Genel Müdürü Selim Yegen, “Fuar İzmir’de düzenlenen Travel Turkey İzmir Fuarı uluslararası standartlarda, İzmir’e yakışan bir fuar alanı olmuş. Sektör
olarak baktığımızda, Travel Turkey İzmir Fuarı’nın büyümesini istediğimiz için burası uygun bir alan olmuş. Her şeyiyle mükemmel” dedi.
ŞEN: “BU YIL ÇOK ETKİLİ OLDU” Fuar katılımcısı Tatil Vitrini Reklam Pazarlama Sorumlusu Berkan Şen, “Fuar İzmir önceki alana kıyasla çok daha etkili, Fuarın bu yıl katılımcı ve ziyaretçileri daha çok sektöre yönelik. İzmir’de böyle kaliteli bir organizasyonda yer almaktan mutluluk duyduk” diye konuştu.
SEIRLIS: “SENEYE YENİDEN KATILACAĞIZ” İlk kez Travel Turkey fuarına katıldığını belirten Manos Rent a Car firma yetkilisi Themos Seirlis “Seneye yeniden katılım yapmak istiyoruz. Fuar oldukça kalabalık, iş bağlantıları gerçekleştirdik. Bu iş bağlantıları Yunanistan ile Türkiye arasında bir köprü olacaktır” dedi.
OJUKWU: “ÇOK PROFESYONEL” Benin’den ziyaretçi olarak gelen Go Travel Agency yetkilisi Olanma Ojukwu, “Travel Turkey İzmir Fuarı’nı ilk kez ziyaret ettik. Fuar çok profesyonel organize edilmiş. Burada sadece Türk firmalarıyla değil dünyanın pek çok yerinden başka firmalarla da görüşme şansı yakaladık” dedi.
FULGENCE: “TÜRKİYE İLE İLİŞKİLERİMİZİ GÜÇLENDİRMEK İSTİYORUZ” Fildişi Sahili’nden ziyaretçi olarak gelen Beraka Travel yetkilisi N’Zue Fulgence, “Travel Turkey İzmir Fuarı ile Türkiye’nin turizm olanaklarını daha iyi anladık. Tur operatörü olarak Türkiye ile turizm ilişkilerini güçlendirmeyi istiyoruz” dedi.
FUARI ZİYARET EDEN İLLER Adana, Adıyaman, Afyon, Ağrı, Aksaray, Amasya, Ankara, Antalya, Artvin, Aydın, Balıkesir, Batman, Bolu, Burdur, Bursa, Çanakkale, Çankırı, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Düzce, Edirne, Elazığ, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Giresun, Gümüşhane, Hakkari, Hatay, Isparta, İstanbul, İzmir, İçel, İstanbul, Kahramanmaraş, Karabük, Kars, Kastamonu, Kayseri, Kırklareli, Kocaeli, Konya, Kütahya, Malatya, Manisa, Mardin, Mersin, Muğla, Nevşehir, Niğde, Ordu, Rize, Sakarya, Samsun, Şanlıurfa, Siirt, Sinop, Sivas, Şırnak, Tekirdağ, Tokat, Trabzon, Tunceli, Uşak, Van, Yalova, Yozgat, Zonguldak.
FUARI ZİYARET EDEN ÜLKELER ABD, Almanya, Arjantin, Arnavutluk, Azerbaycan, BAE, Belarus, Belçika, Benin, Bosna Hersek, Brezilya, Bulgaristan, Çad Cumhuriyeti, Çin, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Endonezya, Etiyopya, Fas, Fildişi Sahili, Filipinler, Finlandiya, Fransa, Gana, Güney Kore, Gürcistan, Hindistan, Hollanda, İngiltere, İran, İspanya, İsrail, İsviçre, İtalya, Japonya, Kanada, Karadağ, Kazakistan, Kenya, Kıbrıs, Kuveyt, Kuzey Kore, Litvanya, Lübnan, Makedonya, Malezya, Monako, Nijerya, Norveç, Pakistan, Polonya, Portekiz, Romanya, Rusya, Sırbistan, Slovenya, Sudan, Suriye, Türkmenistan, Uganda, Ukrayna, Umman, Ürdün, Yunanistan.
restaurant fuar 120 hotel & hi-tech
Antalya fuarlarından dev tanıtım hamlesi İş ve tatili birleştirerek yeni bir tanıtım atağı başlatan Antalya fuarları, yeni yıla uluslararası 2 dev fuar organizasyonuyla giriyor. Antalya Expo Center, 2016’ya kapılarını, 13 – 16 Ocak tarihlerinde Anfaş Hotel Equipment ve 10 – 13 Şubat tarihlerinde Anfaş Food Product fuarlarıyla açacak.
A
nfaş fuarları, kış aylarında Türkiye’nin 12 büyük şehrinden direkt uçuşu olan, yurt dışından ise Eylül -Mayıs ayları arasında 50 ülke ve 255 şehre karşılıklı uçuş imkanına sahip olan Antalya’da, yeni bir tanıtım atağı başlattı. “Antalya’yı kışın keşfedin” (Discover Antalya in Winter )” sloganıyla başlatılan “Yurt içi ve Yurt dışı Roadshow Tanıtım Programı” kapsamında bu 50 ülke hedef olarak belirlendi. Yeni yıla Antalya’nın kış turizmi fırsatları, tarihi ve doğal güzelliği, sağlık, gastronomi, golf, kayak, spa – antiaging gibi programlarıyla dolu dolu giren Antalya fuarları, iş ve tatili birleştiren imkanlarla sektöre damgasını vuruyor.
YURT DIŞINDAN 255 TÜRKİYE’DEN 18 ŞEHİR Programın yurtdışı etabında 15 kurum ve kuruluştan oluşan “Antalya Fuarları ve Kış Turizmi Yurtdışı Tanıtım Komitesi”
Azerbaycan, Ürdün, Katar gibi 50 ülkede görüşmeler gerçekleştiriyor. Türkiye’de ise 2 Eylül’de Antalya Valiliği, Büyükşehir Belediyesi ve Anfaş Fuarcılık koordinasyonu ile 40 kurumdan oluşan “Antalya Fuarları Danışma Kurulu” işbirliği ile yurtiçinde 18 ili kapsayan Roadshow tanıtım toplantıları düzenlendi.
ZİYARETLERDE ARTIŞ BEKLENİYOR Antalya Expo Center, 2016’da kapılarını, 13 – 16 Ocak tarihlerinde Anfaş Hotel Equipment (27.Uluslararasi Konaklama ve Ağırlama Ekipmanları İhtisas Fuarı ) ve 10 – 13 Şubat tarihlerinde Anfaş Food Product (23.Uluslararası Gıda ve İçecek İhtisas Fuarı) fuarlarıyla açacak. Yapılan Roadshow tanıtım programlarıyla da yurt içi ve yurt dışı ziyaretçi rakamlarında artış yaşanması bekleniyor. Her iki
fuarda da katılımcıları profesyonel ziyaretçilerle bir araya getirecek. Profesyonel iş ilişkilerin kurulabileceği randevulu ikili iş görüşmesi programları düzenlenecek.
TÜRKİYE’NİN EN KAPSAMLI GIDA VE İÇECEK FUARI Her geçen yıl yükselen bir grafikle Anadolu, Avrupa ve Ortadoğu ülkelerindeki Oteller, Restoranlar, Fast-Foodlar, Barlar, Kafeteryalar, Pastane Zincirleri, Süper Marketler, Gıda Toptancıları, Üniversiteler, Okul Kantinleri, Resmi Kurumlar, Hastaneler, Yurtlar, Orduevleri, Öğretmenevleri, Vilayetevleri, Hakimevleri, Yemek Fabrikaları ve Tüm Yiyecek İçecek Profesyonellerinin iş bağlantıları kurmak için öncelikle tercih ettikleri uluslararası ihtisas fuarı Anfaş Food Product, Antalya Expo Center’da 10 – 13 Şubat 2016 tarihleri arasında gerçekleşecek.
27 ÜLKE KATILACAK 23. Uluslararası Anfaş Food Product Gıda İhtisas Fuarı’nın 45.000’in üzerinde ziyaretçiye ulaşması hedefleniyor. Anfaş Food Product Fuarına Amerika, Almanya, Azerbaycan, Brezilya, Bulgaristan, Çin Halk Cumhuriyeti, Fransa, Gürcistan, Hollanda, İngiltere, Japonya, KKTC, Irak, İran, İtalya, Katar, Kazakistan, Kosova, Suudi Arabistan, Tunus, Ürdün, Makedonya, Malezya, Mısır, Moldova, Pakistan, Romanya olmak üzere toplam 27 Ekonomi Bakanlığı alım heyetleri ülkeleri katılım gerçekleştirecek.
ÜLKELER STANTLARINA YOĞUN İLGİ Anfaş Food Product 2016 Libya ülke standı, Litvanya süt ürünleri firması, Moldova gibi ülkeler kendi firmalarının ürünlerini sergileyecekleri stantlarda çeşitli aktiviteler de düzenleyecek. Ürünlerini en keyifli yoldan Türk ziyaretçisine tanıtacak olan ülke stantları gıda ve içecek firmaları Türkiye’den sektör profesyonelleri ile yeni iş birliklerine imza atmaları hedefleniyor. Almanya ve Kazakistan Müstakil İşadamları Derneği (MÜSİAD) heyeti her türlü gıda maddesiyle ilgilendiklerini ağırlıklı olarak kuru bakliyat ve yaş sebze meyve alımı bağlantısı kurmak amacıyla fuara katılacak. İran heyeti ise süt ve süt ürünleriyle ilgili pazar araştırması yapmak üzere Anfaş Food Product’ı ziyaret edecek. Yunanistan heyeti ise dondurulmuş deniz ürünleri almaya gelecek.
27. ANFAŞ HOTEL EQUIPMENT FUARI’NDA 3500 MARKA SERGİLENECEK 13 – 16 Ocak 2016 tarihleri arasında düzenlenecek Anfaş Hotel Equipment “Uluslararası Konaklama ve Ağırlama Ekipmanları İhtisas Fuarı bu sene 27. yılını kutluyor. 27. Anfaş Hotel Equipment fuarında 410 firma 3500 ‘ün üzerinde marka sergileyecek. Fuardaki zengin ürün yelpazesi ve profesyonel ziyaretçinin ihtiyaç duyduğu her türlü ürün ve hizmete fuarda ulaşabilmesi ve fuarın özellikle son 3 yılda yükselen ziyaretçi portföyüyle hız kazandığı düşünülüyor.
SEKTÖREL YARIŞMA VE AKTİVİTELERLE DAMGA VURACAK Anfaş Fuarcılık işbirliği ile Türkiye Aşcılar Federasyonu önderliğinde Şefler Birliği’nin organize ettiği “Uluslararası Altın Kep Aşçı Yarışması Hotel Equipment Fuarı esnasında gerçekleştirilecek. Tüm Aşçılar ve Pastacılar Konfederasyonu (TAŞPAKON) “Geleneksel yöresel Lezzetler Buluşması “ etkinliğini Anfaş Hotel Equipment Fuarında konuşlandırılımış 32 kuverlik restaurantta fuar süresince ülkemizin farklı yörelerinden orjinal reçeteler ile hazırlanmış ürünleri katılımcıların beğenisine sunulacak.
restaurant otel - tech 122 hotel & hi-tech
E-dönüşüm sürecinde Protel/Ingenico işbirliği Konuk ağırlama pazarında e-dönüşüm alanında müşterilerine anahtar teslim hizmet veren Protel, GİB onaylı Yeni Nesil ÖKC çözüm ortağı olarak Ingenico ile işbirliği gerçekleştirdi.
H
ükümetin, kayıt dışı ekonomiyle oluşan kayıpların önüne geçmek amacıyla çıkardığı yazarkasa kullanımı tebliğine göre, eski cihazların değişim süreci kademeli olarak takvimlendirildi. Bu sürece istinaden 3100 sayılı yasaya uygun olarak kullanılan bilgisayar bağlantılı sistemlerin değişim tarihi 1.1.2017 tarihine, bu cihazları kullanmayan mükelleflerin geçiş süreçleri ise 2014 yılı ciroları bazında 1.4.2016 tarihinden başlayan ve yılsonuna uzayan bir takvim olarak açıklandı. Tüm ödemelerin IP tabanlı akıllı yazarkasalar ile kontrol edilmesini kapsayan uygulama ile kredi kartı ile yapılan işlemler Gelir İdaresi tarafından uzaktan denetlenebilecek. Dünyada bir ilk olan ve kayıt dışı ekonomiyle mücadele anlamında bugüne kadar atılmış en önemli adımlardan biri olarak gösterilen bu uygulamayla birlikte vergi gelirlerinin arttırılması hedefleniyor.
SICAKKANLI: “INGENICO İLE UÇTAN UCA HİZMET SAĞLAYABİLİYORUZ” Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Protel Genel Müdürü Murat Sıcakkanlı, “Yeni yasayla birlikte kaçak vergi kontrolünün yanı sıra işletmelerin organizasyonlarındaki teknolojik ihtiyaçları da tek bir adresten çözmeye yönelik bir anlayış geliyor. Dolayısıyla artık birbiriyle uyumlu olmayan
ürün ve çözümlere talep zaten azalacaktır. Bu yeni teknolojiyle birlikte Protel olarak, hizmet ettiğimiz sektörler itibariyle sunduğumuz çözümleri müşterinin ihtiyacına ve büyüklüğüne göre ölçekleyebiliyoruz. Yeni nesil cihazlarla birlikte eski nesilde zorunlu olan bazı donanım ihtiyaçlarını tablet bazlı ürünlerle değiştirerek pazarımıza uygun fiyatlarla ürün sağlama imkanı yakaladık. Mevcut konuk ağırlama sektöründe yakaladığımız bu çözüm fırsatlarını özellikle gıda, giyim ve perakende sektörlerine de yayarak daha da genişletmek istiyoruz. Özellikle de bulut teknolojisiyle ve tablet bazlı çözümlerle değiştirerek rekabetçi bir fiyatla pazara sunmak istiyoruz. ÖKC ile birlikte e-dönüşüm alanında konuk ağırlama sektöründe uçtan uca çözüm sağlayabilecek en iyi şirketlerden biriyiz. Bu sebeple masada kesilecek hesaptan, e-fatura sürecine kadar tüm teknolojik çözümlerimiz GİB ve TUBİTAK tarafından tastiklenmiştir. Konuk ağırlama pazarında e-dönüşüm alanında müşterilerimize anahtar teslim hizmet vermeyi planladık ve gerçekleştirdik. Bu sebeple e-dönüşüme yönelik ilgili tüm izin başvurularımızı olabildiğince erken yaptık. Bu sayede özel entegratör, e-arşiv ve e-fatura izinlerimize ek olarak GİB onaylı Yeni Nesil ÖKC çözüm ortağımız Ingenico ile uçtan uca hizmet sağlayabiliyoruz.” dedi.
restaurant ürün 124 hotel & hi-tech
İş verimliliğinde yüksek performans; TASKI Swingo 2100μicro Sealed Air iş birimi Diversey Care’in geliştirdiği yeni TASKI Swingo 2100μicro kombine yer yıkama makinesi; çevikliği, çok yönlülüğü ve yeniliği birleştirip, benzer modellere göre %22 daha yüksek oranda bir performans sergiliyor.
D
aha temiz ve daha sağlıklı bir gelecek için faaliyetlerini sürdüren Sealed Air iş birimi Diversey Care, Ar-Ge çalışmaları ve inovasyona verdiği önemi vurgulamaya devam ediyor. Sealed Air iş birimi Diversey Care’in geliştirdiği yeni TASKI swingo 2100μicro (micro) kombine yer yıkama makinesi; çevikliği, çok yönlülüğü ve yeniliği birleştirip, benzer modellere göre %22 daha yüksek oranda bir performans sergileyerek, sınıfının lideri konumuna yerleşen, devrimsel nitelikli, ultra kompakt, binicili bir makinedir. Geleneksel olarak arkadan itmeli makinelerin kullanıldığı ortamlarda binicili makinenin iş verimini sağlamak amacıyla tasarlanan makine, alışılagelmiş tasarımlara, yüksek düzeyde verimli bir alternatif sunmaktadır. Makinenin getirdiği yenilikler arasında; duvarlara çok yakın temizleme özelliği olan eşsiz ileri kenar (offset) temizliği, enerji tasarruflu LED ışıklandırmayı, ergonomik “aktif oturmalı” sürüş pozisyonunu
ve bütünleşik bir temizlik istasyonu olarak ayarlanabilme özelliği taşıyor.
İŞ VERİMLİLİĞİ VE YÜKSEK PERFORMANS TASKI geliştirme ekibi, pazarın olağanüstü çalışma zamanı, iş verimi ve performansa sahip, daha küçük alanlarda kullanılabilen binicili bir makine talebine karşılık verdi. 75 litrelik tankı, verimli temizleme (ovalama) mekanizması, gelişmiş temizlik solüsyonu kontrolü ve enerji yönetimi, bu makinenin 5000 metrekareye kadar daha geniş alanları kapsamasını ve ürün dolum ve şarj aralarında muadil makinelere göre çok daha uzun süreler (dört saate kadar) bağımsızca çalışmasını sağlar. Tankın yeniden doldurulması ile geçen bekleme süresinin en aza indirilmesiyle makine, verimli çalışma için daha fazla zaman bulur. Benzer makinelerle karşılaştırıldığında genel performans yüzde 22 daha iyidir.
Tatillerde işten erken çıkmaya ne dersiniz? Rational, SelfCookingCenter cihazına entegre otomatik temizleme mekanizması geliştirerek iş süresini kısalttı. Sistem ile artık tatillerde bile işten erken çıkmak mümkün.
P
artiler, aile yemekleri, yılbaşı kutlamaları… Yılın en güzel anları şefler için her şeyden önce tek bir anlam ifade ediyor: İş. Tatillerde hemen hemen her restoran tam kapasite çalışıyor ve mutfak işleri uzun vakit alıyor. Bu sürenin çok uzun olduğuna inanan pişirme cihazı uzmanı Rational, SelfCookingCenter cihazına entegre otomatik temizleme mekanizması geliştirerek iş süresini kısalttı.
Efficient CareControl bu durumu rahatlatıyor. Efficient CareControl’ü özel yapan sadece kendi kendini temizleme özelliği değildir, aynı zamanda kiri ve kireci algılayan tek otomatik temizleme sistemi olmasıdır. Kullanıcısının kullanım ve temizlik alışkanlıklarını da hesaba katar. Pahalı ve sık bakım isteyen hassas su yumuşatma sistemlerini gerektirmez.
ÇEVREYE SAYGILI, TASARRUFLU OTOMATİK TEMİZLEME SİSTEMİ Çıtır kaz ve ördek, av eti veya rosto tatil sezonunun bazı favori yemekleridir. Bu yemekler, diğerlerine göre pişirme cihazında daha fazla sürelere ihtiyaç duyarlar ve pişirme kalıntılarını temizlemek oldukça zordur. Her SelfCookingCenter’da bulunan otomatik temizleme sistemi
Rational Ürün Yöneticisi Felix Dintner, “Kirlilik seviyesine bağlı olarak, kullanıcısına en uygun temizleme seviyesini önerir; cihazı en hijyenik seviyede tutmak için gerekli temizleyici ve kireç çözücü tablet miktarını gösterir.” diyor. Bu şekilde hem giderlerinizden tasarruf hem de çevre korunmasına katkı sağlar.
restaurant ürün 126 hotel & hi-tech
Yaşam alanlarını gökyüzü ile buluşturan Bioklimatik Pergola Sistemi; Skyroof İç ve dış alanlarda mimari çözümler sunan, alanında üretici lider Palmiye, açılır kapanır Skyroof sistemini ürün yelpazesine ekledi.
S
kyroof Bioklimatik Pergola, yapısındaki yalıtımlı alüminyum güneş kırıcı panelli, açılır kapanır tavan sistemi ile dış mekânları farklı bir boyuta taşıyor. Uzaktan kumanda ile tek bir dokunuş sayesinde ekseni etrafında dönen panellerin yüzeyindeki gizli dereler, ürünün üzerine biriken toz ve benzeri maddelerin açılma pozisyonunda iç mekâna girmesinin önüne mutlak surette geçiyor. Düz formda montaj yapılarak ferah bir iç mekân yaratan Skyroof Bioklimatik Pergola, düz zeminde su tahliyesini kusursuz şekilde yapabilecek şekilde tasarlanmıştır. Skyroof iki farklı panel seçimi ile kullanıcılarına sunuluyor. İçi boşluklu çift katmanlı veya tam yalıtımlı Poliüretan dolgulu çift katmanlı panelleri bulunan Skyroof, hava ve su yalıtımı konularında conta ve sıkıştırma tekniği ile yüksek bir yalıtım performansı sunuyor.
DÖRT MEVSİM RAHATLIKLA KULLANILABİLİR Skyroof, panellerinde yer alan ışıklar ile şık bir ambiyans yaratırken ışıklarda kullanılan led teknolojisi sayesinde doğayı koruyor. %100 hava ve su yalıtımı sayesinde dört mevsim rahatlıkla kullanılabilen Skyroof, 350kg m2’ye varan kar yükü taşıyabiliyor. Skyroof yapısındaki pratik modüler sistemindeki alüminyum panelleri ve paslanmaz çelik bağlantı elemanları ile yeni bir yaşam alanı sunuyor. Palmiye, mimari sistemlerinde dünya lideri Fransız somfy motorlarını kullanıyor. RTS teknolojisi kullanan Somfy motorları 5 yıla kadar garanti kapsamında olup, bünyesinde yer alan kumandası sayesinde tek dokunuşla çalıştırılabiliyor. Aynı zamanda Palmiye’nin geliştirdiği “My Palmiye Application” uygulaması indirilerek sistem uzaktan kumanda edilebiliyor.
restaurant ürünler 128 hotel & hi-tech
Kaplanan alan açısından en etkin asansör çözümü Kone ProSpace
Hemen her türlü binaya monte edilebilen komple bir asansör çözümü olan Kone ProSpace, kapladığı alan açısından son derece etkin olan bu çözüm binalarda merdiven boşluğuna monte edilecek şekilde tasarlandı. Asansör kendinden destekli olup binaya hiçbir gerilim bindirmez. Asansör son derece az bir alan gerektirmekte olup makine dairesi bulunmamaktadır ve bu sayede hızlı bir şekilde monte edilebilmekte. Kone ProSpace asansör, kompakt bir yapıya sahiptir ve baş yüksekliği veya kuyu alt boşluğu için çok az bir alana ihtiyaç bulunmaktadır. Kendinden destekli kuyusu ile birlikte asansör binaya büyük çaplı tadilat gerektirmeksizin monte edilebilmektedir. Cam kaplı kuyusu ile birlikte bu kompakt asansör, merdiven boşluğunun orijinal karakteri ve fonksiyonunun korunmasına da yardımcı olur.
Seramiksan “Tayga” serisi ile mekanlarda şıklık “İyi tasarım herkesin hakkı” anlayışıyla üretim yapan Seramiksan’ın teknoloji ve tasarım farkıyla üretime geçtiği ahşap serisi, ahşabın güzelliğini ve sıcaklığını seramiğe yansıtıyor. Dijital baskı teknolojisi ile üretilen Tayga, doğadan aldığı ilhamla gerçeklik hissi yaratıyor. Mağaza, restaurant gibi yaya trafiğine daha fazla maruz kalan zeminler için de ideal olan Tayga, 15x90 cm ebatında mat olarak üretiliyor. Rektifiyesiz olarak üretilen Tayga, bej rengiyle ferah mekanlar yansıtıyor.
Ahşabın sıcaklığı tüm yaşam alanlarında Elektrik anahtarı ve priz sektörünün lideri Viko, Thea Ultiıma serisinin ahşap koleksiyonu ile ev dekorasyonunu özel dokunuşlarla tamamlarken yaşam alanlarına otantik bir hava da katıyor. Yaşam alanlarında daha huzurlu bir ortam yaratmak isteyenler ve dekorasyonda klasik çizgiden yana olanlar ahşaptan vazgeçmiyor. Anahtarpriz teknolojisinde devrim yaratan tasarımlara öncülük eden Viko da en son teknoloji ve trendler temel alınarak üretilen Thea Ultima’nın ahşap koleksiyonu ile konforlu ve dikkat çeken tasarımlarını bir adım daha ileriye taşıyor. Ultima’nın ahşap koleksiyonu içinde yer alan “Bambu, Venge ve Ceviz” renkleri, doğal tasarımla konforlu yaşamı birleştiriyor.
Eşsiz ve inovatif durulama/yıkama teknolojisi “Aquablade” Ideal Standard, devrim niteliğindeki son teknolojisi Aquablade ile Designer Kitchen & Bathroom 2015’te “Sürdürülebilir İnovasyon” kapsamında ödülün sahibi oldu. “Microslot" teknolojisinin kullanıldığı Aquablade ile, su tıpkı bir şelale gibi tüm hazneye eşit dağılmakta, klozetin arka, ön ve yan olmak üzere tüm bölgelerine ulaşmakta ve %100 temizlik ve hijyen sağlıyor. Aquablade teknolojisi kullanılan klozetler, üstün tasarımı ve su sıçratmayan özelliği ile de diğer kanalsız klozetlerden farklılaşıyor. Su perdesi şeklindeki kanal tasarımı ile türbülansı azaltıp yıkama performansını maksimize ederek aynı zamanda daha sessiz bir yıkama imkanı sunan Aquablade, klozet kapağının oturma kısmı kapanınca su çıkış kanalı hiçbir şekilde gözükmediği için estetik açıdan da farkını ortaya koyuyor.
BUZ Makinalarında Kampanya
CB 416 / 45 KG
C 300
CB 640 / 65 KG CB 955 / 90 KG
CB 1265 / 130 KG CB 1565 / 155 KG
GB 902 / 90 KG GB 1540 / 150 KG
Bin 350 / 350 KG Bin 550 VDS / 550 KG
CC
Gürsel Mah. Şevketpaşa Cad.No: 20/2 80270 (Çağlayan Kavşağı) Kağıthane - İstanbul T. 0212 221 2620 F. 0212 222 5465 www.s2000.com.tr - info@s2000.com.tr