Editor Daha Mutlu 2012!
Happier 2012!
Krizlere rağmen ağırlama sektörü yılı aktif geçirdi. Yurdumuzda ve çevre ülkelerde ağırlama etkinlikleri oldukça başarılı sayılar kaydettiler. İtalya’da Host ve SIAGuest ile Dubai’de The Hotel Show bunların en başında gelenleri olurken İstanbul ve Antalya etkinlikleri yanında yakın tarihte İstanbul’da yapılan Hospitality Summit de atılımcılarını mutlu etti. Türk ağırlama sektöründe en büyük müşteri olan Avrupa’nın başı her ne kadar birçok üyeleri ile dertte ise de şimdilik Türk ihracatında ve turist alışında radikal düşüşler yok. Hatta 2011 yılı bir önceki yıla, o da kendinden önce gelen iki yıla göre daha iyiydi. 2012 yılına büyük ümitlerle giriyoruz.
Despite crisis the hospitality sector experienced the current year actively. The hospitality events recorded great successes both in Turkey and surrounding countries, as well. The leading ones among these performances have been Host and SIAGuest in Italy, The Hotel Show in Dubai in abroad and Istanbul, Antalya and Izmir events at home in addition to most recently held Hospitality Summit. Although Europe, the most leading trade partner and tourism customer, has serious problems with some of its member countries, there is no radical falls in figures yet. The year 2011 has performed better than the previous year which was better than two years before.
Avrupa’daki dertler makro göstergelerin de üstünde, ülke bazında depremler oluyor. Orta Doğu’da isyan ateşleri var. Amerika’da her problemden yeterince var. Türkiye ise bu kadar ateşin ortasında güçlü, güvenli, güzel, ağırlamak için her türlü serveti olan ideal bir coğrafya. 2012 yılına herkesten daha ümitli giriyoruz.
The problems in Europe are worse than macro economic indicators as country earthquakes hit the Union. Middle East is burning with riot fires. America has enough from all kinds. Turkey is strong and secure and wonderful geography with possession of all means of hospitality fortune. We are entering 2012 more hopeful than anybody.
Sektörün Türkiye’de en büyük sesi ve tek aylık yayını olan Hi-Tech de 2011 yılını çok iyi geçirdi ve 2012 için şimdiden önceki yıllardan daha büyük bir ilgi ve talep toplamış olarak karşılıyor. Dünyamızın, kıtamızın, çevremizin ve ülkemizin problemsiz, krizsiz, felaketsiz bir yıl geçirmesi ümidiyle bütün okurlarımızın yeni yılını tebrik ederiz.
Hi-Tech the most leading and only monthly magazine of the sector in Turkey has experienced the current year very good, too, and entering 2012 with a greater interest and demand y the sector. With the hope that our globe, continent, surrounding region and country enjoys the New Year with no problem, no crisis and no disasters! Happy 2012!
Mehmet Söztutan
GRUP BAŞKANI H. FERRUH IŞIK İLETİŞİM MAGAZİN GAZETECİLİK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. ADINA İMTİYAZ SAHİBİ ve SORUMLU GENEL YAYIN MÜDÜRÜ MEHMET SÖZTUTAN GENEL MÜDÜR YARDIMCISI AHMET KIZIL
YAYIN DANIŞMANLARI Prof. Dr. HÜSNÜ GÜNDÜZ Prof. Dr. MUHAMMET ARICI Prof. Dr. İSMAİL KAYA Doç. Dr. MEHMET ALİ ÖZBUDUN T. YÜCEL DEREYAYLA FİKRET ÖZDEMİR YAYIN EDİTÖRLERİ MÜNEVVER ÇAKIRTAŞ munevver.cakirtas@img.com.tr EREN AYDIN eren.aydin@img.com.tr HABER SERVİSİ HAKAN ALKAN hakan.alkan@img.com.tr ASYA ORHAN asya.yaran@img.com.tr
REKLAM KOORDİNATÖRÜ EMİR ÖMER ÖCAL emir.ocal@img.com.tr
DIŞ İLİŞKİLER YUSUF OKÇU yusuf.okcu@img.com.tr
REKLAM DANIŞMANLARI EDA ŞİŞİK eda.sisik@img.com.tr SERDAR ÖZCAN serdar.ozcan@img.com.tr
MUHASEBE ve FİNANS MÜDÜRÜ MUSTAFA AKTAŞ mustafa.aktas@img.com.tr
SANAT YÖNETMENİ ve B.SORUMLUSU İSMAİL GÜRBÜZ ismail.gurbuz@img.com.tr
ABONE ve DAĞITIM NURTEN DEMİR nurten.demir@img.com.tr
GRAFİK ERDEM MERMER erdem.mermer@img.com.tr KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ EBRU PEKEL ebru.pekel@img.com.tr
ADRES 29 Ekim Caddesi No:23 34197 Yenibosna / İSTANBUL - TÜRKİYE Tel.:+90.212 454 25 00 Faks:+90.212 454 25 98 web: www.hi-tech.com.tr e-mail: info@img.com.tr İRTİBAT BÜROLARIMIZ BURSA +90.224 211 44 50-51 KONYA +90.332 238 10 71
CTP - BASKI İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. 29 Ekim Cad. No:23 34530 Yenibosna/İSTANBUL +90.212 454 35 08
Hotel Restaurant Food Hi-Tech Dergisi’nde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. Hotel Restaurant Food Hi-Tech Dergisi’nin bütün yayın hakları İletişim Magazin Gazetecilik San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yayg›n süreli bir yayın olan Hotel Restaurant Food Hi-Tech Dergisi ayda bir yayınlanır.
indeks 6 Kültür ve Turizm
Bakanlığı’ndan çevirmenlere destek!
8 Uluslararası kongreler Türkiye’ye geliyor
14 Rixos Hotels
Kilit’in başarısı 46 Kale ödüllendirildi
18 Güle güle 2011,
48 Banyoların tasarımları değişiyor
Dubai’de gün sayıyor
Hoş geldin 2012
Oteller ve restoranlar 26 Derin tasarımların sırrı 50 3 boyutlu gezilebilecek
36 ‘Kimlik okur’ otellerde 54 Barış turizmle gelecek müşteri memnuniyetini artırıyor
58 Yeşil bir dünya için! 40 Türkiye, Dünya’nın
‘gıda merkezi’ olacak
derde deva içecek: 78 Her Salep
Azerbaycan 80 Türkiye dostluğu çinilere yansıdı
ayaklarınızın turizminin cazibe 82 İstanbul 66 Kış altında! merkezi Türkiye
ÖZTİRYAKİLER..................9
ANFAŞ ..............................95
KALE KİLİT ......................47
PHILIPS ..............................7
ART MİMARLIK...............57
KAPP................................2-3
S2000 ...............................AK
BİSAN .............................101
KNORR .............................11
SİLTER ..............................97
ENTA HOTEL EKİP. .........31
KUZULUK ......................105
UBM SİNOEXPO..............91
GALERİ KRİSTAL.......ÖKİ-1
MERİNOS ...................24-25
ÜÇGE ................................87
HOME STYLE...................75
MODASLAN.....................81
ÜÇGEN .............................41
İHLAS KOLEJİ ...............107
OZANTEKS ......................35
VİKİNG .............................65
reklam
İNOKSAN .........................13
indeksi
ALBAYRAK TENTE..........15
Gündem
Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan
çevirmenlere tam destek! Türkiye’de yetkin çevirmen sayısını artırmak üzere Bakanlık tarafından 5 çeviri atölyesi hazırlandı. Münevver Çakırtaş Kültür ve Turizm Bakanlığı, Fransa Ulusal Kitap Merkezi (CNL), College İnternational des Traducteures Litteraires (CITL) ve Çevirmenler Meslek Birliği (ÇEVBİR) Türk ve Fransız çevirmenleri İstanbul Büyükada’da düzenlenen çeviri çalıştayında bir araya getirdi. Türkiye ve Fransa arasındaki kültürel değişimi teşvik etmek, çevirmenler ile profesyoneller arasındaki iletişim ağını geliştirmek, Türk edebiyatının Fransızcaya-Fransız edebiyatının da Türkçeye çevirisini hızlandırmak amacıyla hazırlanan çalıştayda Türkçe çevirmenlerinin uluslararası konumunun güçlendirilmesi ve edebiyat çevirmenlerinin özendirilmesi hedefleniyor.
Çevirmenler katıldı Kültür ve Turizm Bakanlığı her iki dilden 10 çevirmenin katıldığı ve 10 gün süren “ Türkçe-Fransızca Çeviri Atölyesi”ne (TÜFÇAT) bir yazarın katılımını da sağladı. Kütüphaneler ve Yayınlar Genel Müdürü Prof. Dr. Onur Bilge Kula’nın “Türkiye’de Çeviri ve Çeviri Atölyeleri” konusunda bir konferans vereceği atölyede çağdaş Fransız edebiyatında
6
Hi-Tech Aralık’11
Türk edebiyatının yeri ve Türkçe-Fransızca çeviride yaşanan zorluklar değerlendiriliyor. TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı ile eş zamanlı olarak düzenlenen buluşmanın ikinci etabı ise Haziran 2012’de Paris’te düzenlenecek. Her iki çalıştayın çevirileri redakte edilerek Türkçe ve Fransızca dillerinde yayınlanması sağlanacak.
Atölye sayısı 5’e ulaştı Kültür ve Turizm Bakanlığı ile farklı ülkelerin çeviri kurumları, Türk edebiyatından başka dillere yapılacak çeviriler için yeter miktarda yetkin çevirmen sayısını artırmak üzere 2005 yılından itibaren ortak projeler hazırlıyor. Çeviri alanında akademik eğitimin yeterli donanımda çevirmeni yayın dünyasının ihtiyaç duyduğu yeterlilik ve sayıda bu alana katamadığı kanaatinden hareketle, TEDA projesi kapsamında oluşturulan atölyelerin sayısı 5’e ulaştı. Türkçe-İngilizce çevirmenleri ilk olarak 2006 yılında buluşturan Bakanlığın hazırladığı atölyeler arasında Türkçe-Almanca, Türkçe-Fransızca, Türkçeİspanyolca ve Türkçe-Rusça çeviri atölyeleri de yer alıyor.
Gündem
Uluslararası kongreler
Türkiye’ye geliyor Serenas Group dünyanın önde gelen şirketlerinden biri olan Fransız GL Events ile kongre organizasyonu ve fuarcılık gibi birçok alanda işbirliği yapma amacıyla ortaklık anlaşması imzaladı. Münevver Çakırtaş 2010 yılı geliri €727milyon, 3,500 çalışanı, dünya genelinde 91 ofisi ile GL Events Kanada, Güney Afrika, Amerika, Brezilya, Çin, İtalya, Ukranya, Rusya, Belçika ve İngiltere gibi birçok ülkede faaliyet gösteriyor. 2010’da Dünya Futbol Kupası, Dünya Badminton Şampiyonası, Davis Kupası, Shanghai World Cup Expo, Motorshow Bologna, €880milyon yıllık gelir beklenen, 2011’de SIRHA AFC, Asya Futbol Kupası, Katar Motorshow, Rugby World Cup New Zealand gibi dev organizasyonlarını gerçekleştiren GL Events, 2012 yılında da Londra Yaz Olimpiyat Oyunları, Yeni Kaledonya Pasifik Oyunları, Deauville Bahar G8 Zirvesi Toplantısı, G20 Zirvesi Toplantısı ve 2012 Fransız Başkanlık seçimlerinin organizasyonlarını yapmaya hazırlanıyor. Türkiye’nin gerek istikrarlı büyüyen ekonomik yapısı gerekse stratejik konumlanması ile bölgenin en önemli ülkesi olduğunu belirten GL Events Avrupa Bölge Başkanı Mr. Franck Glaizal, ulusal ve uluslararası tecrübesi, şeffaf yapısı, güçlü personel ve teknik altyapısı olan Serenas Group ile birleşmekten büyük mutluluk duyduğunu söyledi. Mr. Glaizal, GL
8
Hi-Tech Aralık’11
Events Türkiye Başkanlığı'na Mustafa Fethi Gürbüz'ün, Vice CEO görevine ise Işıl Gürbüz'ün getirildiğini; Türkiye gibi güvenilir ve gelişmekte olan bir pazardaki etkinliklerinin bu birleşme sonucunda daha hızlı sonuçlanacağına inandıklarını, isimlerine kayıtlı 220 Fuar organizasyonu ile Türk Turizm Sektörüne yeni bir renk katacaklarını söyledi.
Sektöre neler kazandıracak? Ankara'da Congresium/ATO Kongre ve Fuar Merkezi dışında birçok yatırıma daha imza atmanın ötesinde, dünyanın değişik merkezlerinde sahip oldukları Kongre Organizasyon şirketleri aracılığı ile Uluslararası Kongre'lerin Türkiye'ye gelişinin de artacağı müjdesini verdi. GL Events’in Türkiye CEO’ su olan, Serenas Group CEO’su Mustafa Fethi Gürbüz, yıllardır uluslararası firma olmanın özlemini çektiğini, Türkiye’ye yabancı sermaye getirmenin gururu içinde olduğunu, ortak inanç, heyecan ve vizyon ile en kısa zamanda Turizm Sektörüne getirecekleri farklılıklar konusundaki heyecanını belirtmekte zorlandığını vurguladı.
Gündem
Sipariş sistemi restoranların satışlarını arttırıyor Yemeksepeti.com ile ülkemizdeki e-ticaret anlayışına yepyeni bir boyut getiren Nevzat Aydın, başarısının sırrını anlattı. Münevver Çakırtaş Hollanda Girişimcilik Programı -HOPE (Holland Program on Entrepreneurship) tarafından 16.11.2011 tarihinde Hollanda’da gerçekleştirilen ‘Meet The Dragons’ (Ejderlerle Tanışın) etkinliğine konuşmacı olarak davet edilen Nevzat Aydın, yaptığı konuşmayla katılımcılardan büyük ilgi gördü. Yemeksepeti.com’un kurucusu ve CEO’su Nevzat Aydın, aynı zamanda 22 ülkede yayınlanan Dragons’ den Türkiye programının 5 ‘ejderi’ arasında yer alıyor. Global Girişimcilik Haftası nedeniyle Rotterdam Erasmus Üniversitesi, Delft Teknik Üniversitesi ve Leiden Üniversitesi ortaklığıyla Hollanda’da düzenlenen ‘Meet The Dragons’ etkinliğinin önemli konuşmacıları arasında Türkiye’den yemeksepeti.com’un kurucusu ve CEO’su Nevzat Aydın yer aldı. Aydın, yaptığı konuşmayla katılımcılardan büyük ilgi gördü. Nevzat Aydın’la birlikte yatırımcı olan diğer ‘ejderler’ ise Portekiz’den Gonçalo Moreira Rato, Hollanda’dan Henk Keilman, Belçika’dan Thierry Bosser ve İzlanda’dan Bala Kamallakharan idi.
Türkiye’nin dört bir yanından sipariş alıyor Ülkemizin ilk ve en büyük online yemek siparişi sitesi olan yemeksepeti.com, 2000 yılında Nevzat Aydın, Melih Ödemiş ve Cem Nufusi tarafından kuruldu. Bugün itibariyle İstan-
10
Hi-Tech Aralık’11
bul, Ankara, İzmir, Antalya, Aydın, Bursa, Edirne, Eskişehir, Gaziantep, Kocaeli, Adana, Denizli, Isparta, Konya, Mersin, Muğla, Kayseri, Trabzon, Manisa, Kütahya, Bolu, Rize, Sakarya, Tekirdağ, Kırıkkale, Samsun, Erzurum, Şanlıurfa, Aksaray, Van, Hatay, Afyonkarahisar, Çorum, Ordu, Zonguldak, Sivas, Balıkesir, Uşak ve Kıbrıs’ta faaliyet gösteriyor. Yemeksepeti.com’un, Rusya’daki yatırımı olan izrestorana.ru, 2010’dan itibaren bu ülkenin ilk online yemek siparişi sitesi olarak hizmet veriyor.
Günde 35 bin sipariş Türkiye ve Kıbrıs’ta halen 5 bin 500’e yakın üye restoran ve 1 milyon 150 bine yakın kayıtlı kullanıcıya sahip olan yemeksepeti.com, günde aldığı ortalama 35 bin siparişle yaklaşık 100 bin kişiye hizmet veriyor. Izrestorana.ru 750’ye yakın restoranla tüm Moskova ve çevresinin yanı sıra St. Petersburg’dan da sipariş kabul ediyor. Foodonclick.com ise bugün 500 üye restoranla Dubai, Sharjah ve Abu Dhabi’de hizmet veriyor. Yemeksepeti.com, internet üzerinden sunduğu hizmetin yanı sıra tüm telefonlarla uyumlu mobil web sayfaları, iPhone, Android ve BlackBerry uygulamasıyla mobil cihazlar üzerinden de sipariş kabul ediyor.
Gündem
Serkan Bozkurt Chef’s Table
Mutfak Okulu’na yoğun ilgi! Kısa süre önce açılan Serkan Bozkurt Chef’s Table Mutfak Okulu, yoğun ilgi görüyor. İngilizce work-shoplar vermeye başlayan okul, geçtiğimiz günlerde 12 kişilik Alman gruba Türk Mutfağı konulu work-shop eğitimi verdi.
Serkan Bozkurt Chef’s Table Mutfak Okulu kapılarını açtı. Okul, Türkiye'de ilk stüdyo şeklinde kurulmuş olmasıyla fark oluşturuyor. Okul, 16 kişilik U düzende teknolojik olarak stüdyo şeklinde tasarlanmış mutfakta aynı anda teorik ve pratik eğitim programıyla kişilerin mutfakta kişisel gelişimi sağlıyor. Serkan Bozkurt Chef’s Table Mutfak Okulu, kurulduğu günden beri yoğun ilgi görüyor.
12
Hi-Tech Aralık’11
Serkan Bozkurt kimdir? Yarışmalara katıldığı 15 ülkede 36 madalya kazanmış, 2005'te Avrupa'nın en iyi genç aşçısı seçilmiş, mutfaklara yeni yemek tarifleri kazandırmış, konu hakkında kitaplar yazmış, uluslararası seminerlere katılmış bir aşçı Serkan Bozkurt. Üç hafta önce açtığı Chef's Table Mutfak Okulu'nda deneyimlerini, bilgilerini öğrencilerine aktarıyor.
Gündem Rixos Hotels Dubai’de
gün sayıyor Rixos Hotels, Dubai’deki yeni otel projesi Ocak 2012’de kapılarını açıyor. Palmiye Adası’nın önemli bir bölgesinde yer alan Rixos Palm Jumeirah, zincirin Dubai’deki ilk halkası olacak. Münevver Çakırtaş Rixos Hotels’in Dubai’deki ilk oteli Rixos Palm Jumeirah’ın açılışı için geri sayım başladı. Dünyanın 8. harikası olarak anılan Palmiye Adası’nın en prestijli bölgesinde yer alan Rixos Palm Jumeirah, zincirin Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki ilk halkası olarak Ocak 2012’de hizmet vermeye başlayacak. Rixos Palm Jumeirah Dubai, 234 oda ve 28 rezidanstan oluşuyor. Rixos Hotels’in 2012’de hizmete giren ilk tesisinin Rixos Palm Jumeirah olacağına dikkat çeken Rixos Hotels Markadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Başak Erel, “Yeni yıla, yeni bir destinasyonla giriyoruz. Lüks konaklama sektörünün farklı boyutlara ulaştığı Dubai’de, Rixol Hotels olarak Türk misafirperverliğini ön plana çıkartacağımız hizmet yelpazemizle misafirlerimizi karşılayacağız” dedi.
Çağdaş mimarinin izlerini taşıyor Şeyh Muhammed Al Makdum Sarayı ile Sofouh Caddesi’ne komşu olan projenin kapalı alanı arazinin sadece yüzde 30’nu kapsıyor. Geri kalan yüzde 70’ini bahçe ve sahil gezinti alanı olarak değerlendiriliyor. Çağdaş ve lüks bir mimari yapıya sahip olan projede geleneksel dokunuşlarla tasarıma farklılık kazandırılıyor. Ana lobinin genişliği ve her odaya ait özel balkonlar Orta Doğu mimarisinde sık rastlanan iç avluları yansıtıyor. Her odanın körfez denizi manzarasına sahip olduğu otel, kral dairesi, royal süit, presidential süit, senior süit, business suit, junior suüt ve deluxe olmak üzere 7 farklı oda kategorisinden oluşuyor. Otelin konsepti hem iş hem de
14
Hi-Tech Aralık’11
resort oteli olarak hizmet vermesini sağlıyor. Toplantı odalarının, olimpik yüzme havuzunun, özel plajının, SPA ve spor faaliyetlerinin en yüksek segmentte sunulduğu Rixos Palm Jumeriah, doğu ve batının ruhunu Arap Körfezi’ne taşıyor.
Ortadoğu ve Batı mutfağı Açık büfe sabah kahvaltısı ve öğle yemeklerinin yanı sıra ala carte öğlen ve akşam yemeklerinin de sunulduğu Rixos Palm Jumeirah’ın akşam menüsü ağırlıklı olarak kebaplar ve et yemeklerinden oluşuyor. Deniz ürünleri, özel hazırlanmış mezeler ve balık çeşitleri ise konaklayanları İstanbul’da gibi hissettiriyor. Rixos Hotels’in çocuk kulubü Rixy Club da Rixos Palm Jumeriah’da çocukların bakımı için ailelere hizmet sunarken, tatillerini birbirinden farklı ve eğlenceli aktiviteler ile unutulmaz kılıyor.
Gündem
Albayrak, 2012 yılında da tente sistemlerinde fark oluşturacak Hakan Alkan Albayrak Tente Sistemleri’nin Genel Kordinatörü Cüneyt Beriş, 1976 yılından bugüne kadar başarıyla çalışmalarını sürdürdüklerini belirtti. Beriş, önümüzdeki yıllarda da modern ve yüksek kaliteli ürünleriyle iç ve dış pazarlarda adından sıkça söz ettiren bir firma olarak çalışmalarına devam edeceklerini aktardı. Albayrak Tente olarak; geçmişten bugüne geliş hikayenizden bahseder misiniz? Tente sektöründe 1976 yılından beri faaliyet gösteren firmamız, kazandığı birikimle ve tecrübeyle 2000 yılında Silivri’de üretim tesisi kurmuştur. Kurulan bu tesis sayesinde yurt içi ve yurt dışı üretimi hız kazanmıştır. Firmamız tente
16
Hi-Tech Aralık’11
sistemlerini yurtiçi ve yurtdışına, Vera ve Suntech markalarının kalitesi ve güvenirliği altında satışa sunmaktadır. Profesyonel yönetim kadrosu, tecrübeli pazarlama departmanı, etkili CRM politikası ile en üst seviyede müşteri memnuniyeti elde eden firmamız, bu sayede müşteri portföyünü devamlı genişletmektedir. Firmamız, tecrübeli ve hızlı satış kanalları ile de müşterilerine kaliteli ürün ve iyi hizmet sunarken, bu anlayışı ve felsefeyi başta Avrupa olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerine ihracat yaparak tüm dünyaya göstermektedir. Firmamız, teknolojiye yaptığı yatırımlar sayesinde modern ve yüksek kaliteli ürünleriyle iç ve dış pazarlarda adından sıkça söz ettiren bir firma konumuna gelmiştir.
Gündem
da kristal mika ile ayrıca kapatılabilir, böylece mekanınızı kışın yağmurundan ve soğuğundan etkili bir şekilde koruyabilirsiniz.
EN İYİ STAND ÖDÜLÜ Yurt içindeki faaliyetlerinizden bahseder misiniz? Tente talebi olan müşterilerimize, yurtiçinde bulunan toplam 55 bayiimiz tarafından firmamızı en iyi şekilde temsil ederek gelen talebi proje departmanımıza ileterek 3D sunumlar hazırlanmakta ve satış temsilcilerimiz, montaj ekiplerimiz ile birlikte en iyi hizmeti sunmaktayız. Ayrıca ülkemizdeki yapı sektörüyle ilgili olan tüm fuarlara katılmaktayız, en son yapı fuarında 1100 katılımcı firma arasından en iyi stand tasarım ödülünü almış bulunmaktayız.
3D GÖRSELLEŞTİRME İMKANI Müşterilerinizi yazın güneşten, kışın ise yağmurdan koruyorsunuz. Yapmış olduğunuz çalışmalar hakkında okuyucularımızı bilgilendirir misiniz? Üretim tesisimizde CAD-CAM destekli model tasarımı, CNC tezgahlarda modellere ait kalıpların üretimi, alüminyumun ergitilerek enjeksiyon makinelerinde dökümü, parçaların otomatik konveyorlü fırınlarda elektrostatik boyama metoduyla boyanması, üretim hatlarında parça ve profillerin montajı gibi prosesler yapılmaktadır. Ar-Ge’ye önem veren firmamız sürekli yenilik ilkesi ile gölgelendirme üzerine creativ çözümler üretmeye devam ederken, gelişmiş test cihazları sayesinde de ürünlerini kullanıma sunmadan önce kontrol etme imkanına sahiptir. Profesyonel proje ekibimiz, mimari projeleri uygulama aşamasından önce 3D görselleştirme imkânı sunmaktadır. Suntech olumsuz hava şartlarına dayanıklı, kış şartlarında da rahatça kullanılabilen uzaktan kumanda ile açılıp kapatılabilen tente sistemidir. Sistemin kapanması, üzerindeki tentenin katlanarak geriye çekilmesi ile sağlanır. Konstruksiyonu emprenye edilmiş ahşaptan ya da alüminyum üretilmektedir. Sistemin etrafı katlamalı sürgülü cam ya
İhracat konusunda ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz? Albayrak, hızlı satış kanallarıyla da müşterilerine kaliteli ürün ve en iyi hizmeti sunarken, bu anlayışla ve felsefeyle başta Avrupa olmak üzere dünyanın 40 ülkesinde bulunan Profesyonel Tente firmalarına ihracat yapıyor. 2012 yılında R+T Stuttgart 2012 fuarında tente sektöründe ülkemizi temsil edeceğiz. Ayrıca tüm modellere yönelik AR-GE çalışmalarına bu yıl içerisinde de devam edilecektir. En son teknoloji kullanılarak yapacağımız yeni ürünlerimizi değerli müşterilerimize sunacağız. Üretim tesislerimizi 4000 m2 kapalı alandan bu yıl başladığımız ek üretim tesisi inşaatını tamamlayarak 2012 ocak ayında 20.000 m2 kapalı alan olarak faaliyetimize devam edeceğiz.
YENİ ÜRÜNLERİNİ TANITACAK Hangi sektörlere yönelik çalışmalar yapmaktasınız? Cafe, bar, restaurant, otel, çeşitli alışveriş merkezleri, villalar, teras katları, bahçeler, profesyonel tente firmaları ve mimari firmalara yönelik çalışmalar yapmaktayız.
Geleceğe yönelik hedef ve projelerinizden bahseder misiniz? Son tüketiciye ve profesyonel firmalara sunacağımız yeni ürünlerimizi tanıtımını yapmak satış noktalarını artırmak, yapı sektöründeki inşaat halindeki projelere dahil olmak. Hi-Tech Aralık’11
17
Gündem
GÜLE GÜLE 2011
HOŞ GELDİN 2012! 2011’in son günlerini yaşadığımız bugünlerde otel ve restoranlarda ayrı bir heyecan yaşanıyor. Yılbaşı için çeşitli organizasyonlar düzenleyen oteller, misafirlerine unutulmaz bir yeni yıl armağan etmek istiyor. Bu sayımızda otel ve restoranların 2012 organizasyonları sayfalarımıza taşıyoruz. Münevver Çakırtaş
18
Hi-Tech Aralık’11
Gündem
Hi-Tech Aralık’11
19
Gündem
20
2012’ye lezzet yolculuğuyla girin
YILBAŞI BALOSUNA KATILABİLİRSİNİZ
18. yüzyıl Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan özel belgeli Arena Hotel, yeni yıla romantik bir ortamda girmek isteyenler için ‘hoş geldin 2012’ gecesi hazırladı. Çiçekler, mumlar ve kırmızı tüller ile süslenen masalarda yeni yıla ‘merhaba’ derken, Delight Restaurant, klasik müzik eşliğinde organizasyon düzenliyor. Türk ve Osmanlı mutfağının eşsiz lezzetlerinin sunulacağı Delight Restaurant’ta; soğuk elma yahnisi ve sebze buketi ile Kaz ciğeri “terrine”; tatlı biber sosu, domates ve susam ile lezzetlendirilmiş ton balığı; şampanya ile Mango şorbesi; ezine peynir küpleri ile Ege salatası; sebze buketi ve düşeş patates ile fırında biberiyeli dana antirikot; orman meyveleri kompostosu ile beyaz çikolatalı “mousse” çilek ve İşkembe çorbasından oluşan yılbaşı menüsü ile yeni bir yıla lezzet yolculuğuna çıkarıyor.
BW Plus The President Hotel, yeni yıla, İstanbul'un tarih ve kültür merkezinde girmeyi düşünenlere, "2011'e Güle Güle, 2012’ye Hoş geldin’ yeni yıl eğlencesi hazırladı. Eski İstanbul'un merkezinde, Tarihi Yarımada bölgesinde yer alan BW Plus The President Hotel'de, aileniz ve dostlarınız ile yeni yıla mutlu bir başlangıç yapma imkânı sunuyor. BW The President Hotel'in Marmara Restaurantı’nda, romantik bir yılbaşı düşünenler yılbaşına özel hazırlanan; Yeni Yıla Giriş Tabağı (Somon Füme Capari, Kuşkonmazlı Jambon, Yaprak Sarma, Acılı Ezme, Humus (nar taneleri ile), Ezine Beyaz Peyniri, Mercimek Köfte, Tulum Peyniri, Haydari, Domates, Salatalık); Kekikli Domates sos ve Krem sos Eşliğinde Sebzeli Krep Bohçası; Zeytinyağı ve Limon sos eşliğinde beyaz peynirli Bahçe Salatası; İç pilav ve sezon sebze çeşitleri ile Kestaneli Hindi Dolma; Karışık Meyve Tabağı; Ceviz eşliğinde kabak tatlısı ve limitsiz yerli içkiden oluşan menüyü alabilirler.
Hi-Tech Aralık’11
Gündem
İMPARATORLUĞUN İZLERİNDE YENİ YIL ŞÖLENİ
YILBAŞI GECESİ ‘TEKNE” HEDİYE EDİYOR
Roma, Bizans ve Osmanlı... Üç İmparatorluğun izlerinde, bir yeni yıl şöleni...5. yüzyıl sarnıcı Antik Cisterna'da, saat: 20.30 ile 03.00 arasında, DJ - DR eşliğinde birbirinden güzel yılın parçaları, sürprizler ve çekilişler ile yeni yıla gireceksiniz. Yeni Yıl Şölen Mönüsü şöyle; “Türk meze resitali: (Humus, acılı ezme, patlıcan salata, kısır, salatalık göbeğinde haydari, zeytinyağlı enginar, somon füme, dil füme, domates, beyaz peynir), özel Cisterna böreği: (Özel yufkaya sarılmış, gül motifinde, sotelenmiş mevsim sebzeleri, sekbanbaşı sos eşliğinde), tropikal sorbe: (Mango, ananas, kivi, vişne), Noel salatası: (Akdeniz yeşilliği, göbek, kroton ekmek, yumurta, çeri domates, portakal, Mısır ve nar taneleri noel sos eşliğinde), Geleneksel kestaneli hindi dolma: (İç pilav, fırınlanmış kestane, sebze püresi ve özel portakallı sos eşliğinde), Geleneksel kralın pastası: (Krem sos ve portakal püresi eşliğinde), Geleneksel işkembe ve mercimek çorbaları: (Özel garnitürleri ve sosları eşliğinde), Çay/kahve pötifur ve limitsiz yerli içki : (sıcak-soğuk içecekler)
Anadoluhisarı’ndaki Göksu Marine Restaurant&Cafe’de, yılbaşına özel, eğlence, sürpriz hediyeler ve coşku dolu bir program hazırlandı. Geceye katılan misafirler arasında yapılacak çekilişte, şanslı kişi, yeni yıl için ‘tekne hediyesi’ kazanacak. Yılbaşı gecesi çekiliş ile ‘tekne’ hediye edecek olan Göksu Marine Restaurant&Cafe’de, yeni yıla farklı bir başlangıç yaparak, ‘2012’ye merhaba’ diyebilirsiniz. Gecede; Kuver (Yeşil zeytin, Salatalık turşusu, Kurutulmuş domates); Soğuk Mezeler (Patlıcan salatası, Deniz mahsulleri pazı, Ahtapot söğüş, Marine edilmiş somon, Dereotlu karidesli enginar); Ara Sıcaklar (Kalamar ızgara, Izgarada kırmızı soslu jumbo karides); Salata (oryatiki); Ana Yemek (Şefin özel sosu ile iç pilavlı hindi dolması veya mevsim balığı); Tatlı olarak mum ışığında şefin spesiyal tatlısı saçlı parfe; limitsiz yerli içki ve her misafire kadeh şampanya’dan oluşan bir yılbaşı mönüsü hazırlandı. 20.00 ile 02.00 arasındaki yılbaşı partisinde; canlı müzik eşliğinde unutulmaz bir yılbaşı gecesi sizi bekliyor.
Hi-Tech Aralık’11
21
Gündem
YENİ YIL GALA YEMEĞİ HAZIRLADI!
Deniz manzarası eşliğinde!
The Ritz-Carlton, İstanbul Çintemani Restaurant, “Yeni Yıl Gala Yemeği” ile eğlenceli bir akşam vaat ediyor. Grup Barok’un çalacağı şarkılar ile keyifli dakikalar yaşatacak olan yılbaşı akşamı için Çintemani Restaurant mutfak ekibi özel bir menü hazırladı. Yeni Yıl Gala Yemeği menüsünde ilk olarak “marine edilmiş deniz levreği” servis edilecek. Ardından “beyaz trüflü mantar çorbası”, “tatlı şarap ile poşe edilmiş ıstakoz” ve “yaban kekikli kuzu sırtı” sunulacak. Ayrıca yeni yıl tatlı büfesinden lezzetler de, menünün sonunda damakları tatlandıracak. Yeni Yıl Gala Yemeği’nin fiyatı yerli içki dahil 499 TL, yeni yıl brunch’ının ise köpüklü şarap dahil 149 TL olarak belirlendi.
Middle Kitchen’ı yılbaşı telaşı sardı! Yeni yıl için sürpriz hazırlıklar yapan Middle Kitchen, konuklarına bu özel gün için özel lezzetler sunmaya hazırlanıyor. Yeşilköy Marina’nın muhteşem deniz manzarası eşliğinde yeni yıla geri sayım yapacağınız gecede, Middle Kitchen, damaklarda lezzet şenliği yaşatacak tariflerle konuklarına unutulmaz bir yılbaşı vaat ediyor!
Yeni yıl gecelerine Fever damgası… Fever her yıl olduğu gibi birbirinden şık, farklı gece elbiseleri ile özel gecelerin tanığı olmaya devam ediyor. 2012’yı karşılayacağımız yeni yıl gecesinde Fever, hazırladığı gece koleksiyonu ile yine kendinden bahsettirecek... Tabii sizden de…
22
Hi-Tech Aralık’11
HILTON’DA YENİ YIL Bosphorus Terrace Restaurant, görkemli açık büfe; Boğaz manzarası ve canlı müzik eşliğinde limitsiz yerli içki dahil rahat ve keyifli bir yılbaşı geçirmek isteyenler için ideal. Misafirlerin şampanya kokteylleri ve leziz kanepelerin ikramıyla karşılanacağı Balo Salonu’nda düzenlenecek olan “Yılbaşı Gala Yemeği”nde ise 6 çeşitten oluşan özel gurme menü, özel orkestra ve limitsiz yerli içki sunuluyor. Ayrıca farklı lezzetlerden hoşlananlar için İstanbul’un en iyi Lübnan restaurantı ‘’Al Bushra’’ restaurant, kışkırtıcı renkleri ve kokularıyla, enfes meze ve et çeşitleri eşliğinde Lübnan mutfağının karakteristik lezzetlerini 9.katta Boğaz manzarası eşliğinde sunacak.
Gündem
Doğanın içinde bir yıla başlangıç isteyenlere…
DEDEMAN’DA IŞIN KARACA RÜZGARI
4 mevsim doğanın her rengi ve doğallığın en konforlu halini “Her gün Yeniden Doğmak” sloganıyla yaşatan İksir Resort Town Tatil Kasabası, eğlence ve aktivite dolu bir yılbaşı tatil paketi hazırladı. Bol oksijeniyle ciğerlerinizi, görselliğiyle ufkunuzu, aktivitesiyle yaşamınızı renklendirecek olan İksir Resort Town Tatil Kasabası’nda; doğada serbest at binişlerinden kış sporlarına, Jeep Safariden Ahşap Atölyesinde ahşap oymacılığına kadar onlarca aktiviteye katılabilirsiniz.
Yeni yılın yaklaşmasıyla birlikte İstanbul’un en gözde ve köklü otelleri arasında yer alan Dedeman İstanbul, misafirlerine sunduğu seçeneklerle yine unutulmaz bir yılbaşı eğlencesi vaad ediyor. Dedeman İstanbul, sevdikleriyle birlikte güzel bir yılbaşı gecesi yaşamak isteyenler için, 31 Aralık akşamı müzik dünyasının önemli seslerinden Işın Karaca’nın sahne alacağı keyifli bir program ve o geceye özel farklı seçenekler hazırladı. Unutulmayacak bir gece ile konuklarını ağırlayacak olan Dedeman İstanbul, 2012’nin ilk anlarını görkemli bir eğlence ile karşılamak isteyen tüm misafirlerini muhteşem bir yılbaşı kutlamasına davet ediyor. Işın Karaca’nın doyumsuz bir müzik ziyafeti sunacağı gecede sanatçının yeni ve yıllardır dinlenen şarkıları eşliğinde limitsiz yerli içki dahil yılbaşı menüsü misafirlere sunuluyor.
Richmon’daki yenilikler Spa kültürünün Türkiye’deki temsilcisi Richmond Nua Wellness Spa, yeni yılı adından söz ettirecek bir program eşliğinde karşılıyor. Nua misafirleri, canlı müzik eşliğindeki Gala Yemeği, özel Yeni Yıl Brunch’ı ve Sapanca’nın huzurlu ortamıyla yeni yıla yenilenerek giriyor. Sudan gelen sağlığı lezzetli menülerle ve kişiye özel bakımlarla taçlandıran; uzman terapistleri ve forma girmeyi sağlayan programlarıyla baştan aşağıya yenilenme fırsatları sunan Richmond Nua, sizleri yepyeni bir yeni yıla adım atmaya davet ediyor.
Yeni yıla Taksim’de girmek isteyenlere… Yeni bir yıla keyifli bir şekilde ve şehrin merkezi Taksim’de girmek isteyenlerin adresi her sene olduğu gibi bu yıl da Elite World İstanbul Hotel olacak. Elite World İstanbul’un yılbaşı programında farklı zevklere hitap eden alternatif programlar bulabilirsiniz. Hi-Tech Aralık’11
23
Gündem
DERİN TASARIMLARIN SIRRI Tasarımda matematikten yola çıkarak duygulara ulaştığını söyleyen tasarımcı Derin Sarıyer, “Derin koleksiyonuna kattığımız ürünler birbirlerinden apayrı dünyalara sahip olabilirler ama bir şekilde DNA uyumları olur” dedi. Münevver Çakırtaş
26
Hi-Tech Aralık’11
Gündem
Hi-Tech Aralık’11
27
Gündem Tasarımın nabzını tutan bakış açısıyla yaptığı her çalışmada, başta Türkiye olmak üzere Dünya’nın pek çok yerinde adından sıkça söz ettiren Derin markasının arkasında genç bir tasarımcı bulunuyor. Derin Sarıyer, bir ürünün üzerine odaklanarak en konforlusunu ve en iyisini yapmaya çalışan bir tasarımcı. Modernist ve çağdaş bir yaklaşıma sahip olmasıyla da dikkat çeken Sarıyer, mekânda akustiğin sağlanmasına oldukça önem veriyor. Bugüne kadar pek çok ödülü de kucaklayan Derin Sarıyer, önce Saint Joseph Fransız Lisesi’nde iyi bir Fransızca eğitimi aldıktan sonra İtalya’ya giderek iyi derecede İtalyanca öğreniyor. Burada bir süre bulunduktan sonra tasarımcı olmaya karar vererek Bilkent Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü’nü tercih ediyor. Mezun olduktan sonra, İtalya’ya giderek Cappelini’de çalışma fırsatı buluyor. Bir buçuk yıl boyunca Tom Dixon, Jasper Morrison ve Piero Lissoni gibi tasarımcılarla bir arada çalışan Sarıyer, İstanbul’a döndükten sonra babası Aziz Sarıyer ile markaları olan Derin’i uluslararası platformda daha etkin bir pozisyona taşımak için çalışmalara girişiyor. Çalışmalar kısa sürede ses getiriyor ve Derin dünyaca ünlü tasarım ödüllerinin sahibi oluyor. Bu sayımızda Akaretler’de açılan Derin mağazasını ziyaret ederek, Derin Sarıyer ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Bu arada unutmadan söyleyelim ki; Derin Sarıyer’in mobilya mağazası, tasarım hayatındaki başarısının sırrı hakkında da ipuçları veriyor.
Derin bu yıl 40. yılını kutluyor. Derin markasının hikayesini sizden dinleyebilir miyiz? Derin, 1971 yılında kurulmuş bir firma ama koleksiyonumuzu 2000 yılında oluşturduk. İlk koleksiyonumuz 10 parçadan oluşuyordu ve tamamen kanepe, koltuk ve döşemelik ürünle-
28
Hi-Tech Aralık’11
ri kapsıyordu. Tanju Özelgin ve Bülend Özden’in de aralarında bulunduğu güçlü bir ekiple çalışıyorduk. Daha sonra ürün grubumuzu geliştirdik. Şimdi Türkiye’de ve dünyanın pek çok yerinde Derin’inin çalışmaları bulunuyor.
Yurt dışında ürünleriniz nasıl karşılanıyor? Biz markamızı yönetirken ‘kapalı devre’ olarak tabir edebileceğim bir felsefeyle ilerledik. Biz, içimizden geleni yapmak istedik. Belirli standartlarımız olsun ama estetik açıdan da kendi dünyamızı yansıtmasını istedik. Kullanıcıların üründe kendilerini bulmalarını, ürünlerin de onlara en etkin şekilde ulaşmasını hedefledik ve bu yolda ilerledik. Şimdi Türkiye'den bir mobilya markası dendiğinde kendi adımızı geçirir bir seviyeye ulaştık. İlk senelerde yurt dışında çeşitli sorularla karşılaştık. Yaptığımız çalışmalar; onların Türkiye’den beklediği simgeleri taşımıyordu. İlk bakışta dezavantaj gibi görünen bu durumu biz tersine çevirdik ve çalışmalarımız hoşlarına gitti. Aldığımız olumlu tepkiler bir süre sonra Türkiye’ye de yansımaya başladı. İlk yıllardan bugüne ülkemiz adına da güzel bir aşama kat ettik. Yaptığımız işleri uluslararası anlamda en üst çıtaya çıkardık. Güçlü bir tasarım grubu kurduk.
DERİN’İN FARKI… Son yıllarda ev dışı sektöre yönelik çalışmalar da yapıyorsunuz… İlk çıktığımız zamanlarda ofislerden daha çok evlere yönelik işler yapmıştık. Ancak genel müdürlüklerdeki ortak alanlar, insanların masalarından kopup notebooklarını alıp dolaşabilmelerine imkân tanıyan daha esnek açıdan değerlendirilebilen çalışmalar; bizim ürünlerimizle örtüşünce ofislere yönelik işler de yapamaya başladık. Zamanla bakış açımızı değiştir-
Gündem dik. Derin markasını uluslararası sahada daha yüksek noktalara çıkarabilmek için çeşitli çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Derin farklı ülkelerin pazarlarında yer almaya devam edecek.
Özellikle bulunmak istediğiniz bir ülke var mı? Amerika’da ve Avrupa’nın bazı noktalarında önümüzdeki günlerde Derin markasını göreceğiz.
MATEMATİKTEN DUYGULARA ULAŞMANIN SIRRI Tasarımlarınızda nelere dikkat ediyorsunuz? Bir ürünü tasarlarken, tasarımın sanatla iç içe geçtiği noktada kişisel olarak dünyayı algılama biçimimizin bir sanat süzgecinden geçirerek yansımasının oluşturduğu fazla öznellikten kaçınıyoruz. Yaptığımız her ürünün kendi içinde geometrisi, matematiği gibi kendi hesabini bilimsel olarak verebilen bir alt yapısının olmasını istiyoruz. ‘Yaptım oldu’ gibi bir düşüncemiz yok… Başımızı gökyüzüne doğru çıkarırken ayaklarımızı da yerden kesmeden dünyaya bakmaya çalışıyoruz. İşte o zaman; işitsel bir yaklaşıma da sahip oluyorsunuz. Biz duygulara geometriden, matematikten ulaşıyoruz. Derin’in bence temel özelliği bu. Derin koleksiyona kattığımız ürünler, birbirlerinden apayrı dünyalara sahip olabilirler ama bir şekilde DNA uyumlarının olmasına dikkat ediyoruz. Ürünlerimizin altına imza atılmadan da ‘Derin’ ürünü olduğunu direk fark edebiliyorsunuz. Kısacası, bir ürünü ciddi bir süzgeçten geçirerek sunuyoruz.
oluyor. Zamanla oluşan bu tortu, ileriki süreçte yapacağımız işlerde kullanılıyor. Bu oluşan tortunun siz belki hiç farkında bile olmayabilirsiniz, bilinçaltınızda yer ediniyor. Zamanı gelince de çalışmalarınızda hayat buluyor. Açıkçası; biz bir çalışmaya başlarken gündemi, trendleri ve modayı hiç düşünmedik. Fakat bazen, yaptığımız çalışmaların dünyadaki o dönemin modasına denk geldiğini görüyoruz. Bu durum bizim için tabi ki çok sevindirici. Bunun yanı sıra son yıllarda Neo-Barok ve post modernizmin birbirine karıştığı, biraz fantezi dünyasından kopup gerçeklik alanına doğru gidildiği bir dönemden geçtik. Bu akımının ticari, sanatsal, psikoloji gibi pek çok alanı etkilediği kuşkusuz tartışılmaz. Biz çalışmalarımızda gerçeklikten kopmamaya çok gayret ettik. Çalışmalarımız bu dönemde de beğeni topladı.
TASARIMININ DA FELSEFESİ VAR Otel tasarımlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Otel tasarımı konusu eskiden bir şekilde çözülüyordu. Yüzde 80 alışık olduğumuz tasarımlarla karşılıyordu oteller bizi. Son yıllarda ise bu konuyla ilgili ciddi bir uzmanlaşma olduğunu görüyoruz. Ürün tasarımcılarının kendi içinde felsefe oluşturduklarını fark ediyoruz. Çünkü artık oteller belirli bir lüksün yaşanabileceği bir hayat biçimine dönüştü. Kaldığınız otel bir bakıma sizin yaşama biçiminizi yansıtıyor. Benim de son yıllarda daha fazla ilgilendiğim alanların başında oteller geliyor. Yavaş yavaş ‘bu alana özel’ diyebileceğimiz ürünler üzerine odaklanıyoruz.
Mobilya sektörü her sene kabuk değiştiriyor. Peki tasarımda moda nasıl belirleniyor?
En çok sevdiğiniz renk? Çalışmalarınızda özellikle kullanmayı sevdiğiniz bir renk var mıdır?
Herkes hayatında bir zaman sonra belli bir birikime sahip
Ben siyahı her zaman çok severim. Her zaman nötr bir fon
Derin Sarıyer
Hi-Tech Aralık’11
29
Gündem oluşturduğunu düşünüyorum. Ama bu durum siyah bir kanepeyi beyaza tercih edeceğim anlamına gelmiyor. Bazen mekan gerçekten ‘Ben bu rengi istiyorum’ diye bağırabiliyor. O zaman o mekâna en çok yakışan rengi kullanıyoruz. Her şey renklidir bizim ürünlerimizde. Ürünün fotoğrafını çekerken ‘Bu ürün hangi renk olmalı?” diye düşünüyoruz. Kumaşı ne olmalı? İlk çektiğimiz fotoğraf çok önemli bizim için. Hatta Derin koleksiyonu “Rengarenk olarak da geldi” diye bir algı da var. Her renk var çalışmalarımızda.
takip ediyorum. Beğendiğim çalışmaları biriktiririm. Röportaj okumayı, biyografi okumayı, teknik bilgileri içeren yazıları okumayı severim. Onun dışında fotoğraflara bakarım. Fotoğraflara baktığınızda bir şekilde dünyanın gidişiyle ilgili bir veri oluşuyor.
Mesleğinizde örnek aldığınız tasarımcılar kimler?
Teknolojinin mesleki olarak avantajı olduğu kadar dezavantajı da var. İnternetten alınan her bilgi doğru olmuyor. Ben gençlere mesleki bilgilerin çok iyi öğrenilmesini öneriyorum. Külliyatları çok iyi öğrenmeliler. Bilmeden yapılan her şey havada kalır. Bu esinlenme gücü değil, bu bir bayrak yarışı
Jasper Morrisson, Konstantin Grcic, Aziz Sarıyer.
Araştırmalarınızı nasıl yapıyorsunuz? Sadece mesleki dergileri değil, alternatif dergileri de yakından
gibi. Bayrak nereden nasıl gelmiş, yoksa yolunuzu kaybedersiniz. Bir tasarımcı olmak istiyorsanız, bugüne kadarki bütün akımları, dönemleri bilmek zorundasınız. Kendinizi en iyi şekilde donatmalısınız. Bu sene 40. yılını kutlayan Derin’de yeni bir dönem başlıyor. Uzun yıllar başarılı bir aile şirketi olarak, ulusal ve uluslararası arenada başarılara imza atan Derin, geçtiğimiz günlerde önemli bir adım atarak AHK Interiors’ın iştirakiyle anonim ortaklığa dönüştü. Bu işbirliği hakkında bilgi verir misiniz? Derin firması, AHK Interiors’ın iştirakiyle Derin markası içinde bir ortaklık kurdu. Bugüne kadar mobilya alanında sunduğu ürünler ve hizmetlere devam edecek olan Derin, AHK Interiors ile gerçekleştirdiği ortaklık vasıtasıyla mimarların ve iç mimarların çözüm ortağı olarak daha büyük çaplı projelerde de yer alabilecek üretim potansiyeline kavuşuyor. Artık dünyanın birçok noktasında mobilyalarıyla daha da aktif bir biçimde bulunacak olan Derin’in ortakları, AHK Interiors Yönetim Kurulu Başkanı Haldun Kilit ve Derin Sarıyer dünyanın tasarım odaklı mobilya platformlarında hem temsilcilik-
30
Hi-Tech Aralık’11
Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte mesleki pek çok çizim programı da kullanılmaya başlandı. El çizimi yavaş yavaş yerini bilgisayar çizimlerine bırakıyor. Gençlere bu noktada neler önerirsiniz?
leriyle hem de proje üretimleriyle markanın etkinliğini daha da yükseltmeyi hedefliyorlar. AHK firması, Derin ortaklığı dışında Türkiye’de “AHK Interior Design Contracting” ,yurtdışında ise AHK INTERNATIONAL olarak UAE, Kazakishtan, Rusya ve Azerbeycan ofisleri ile otel, yaşam alanı, konut, ofis, kurumsal yapı ve iş merkezi gibi farklı mekanların anahtar teslimi ve ince yapı işlerini yürütmektedir.
Derin Tasarım Ödülüne doymuyor Derin, Wallpaper Dergisi’nin Temmuz-Ağustos 2004 sayısında ve Elle Decoration Dergisi’nin İngiltere baskısının Temmuz 2004 sayısında haber oldu. İki dergi de Derin’e Milano’da gerçekleşen Mobilya Fuarı’nda öne çıkan tasarımcılar arasında yer verdi. Tasarım ve trend oluşturma konusunda bir kamuoyu önderi olarak kabul edilen Wallpaper Dergisi Temmuz-Ağustos sayısında Milano Uluslararası Mobilya Fuarı’nın parlayan yıldızlarına yer verdi. Derginin seçtiği altı tasarımcının ve ürünlerinin arasında Türk şirketi olan Derin de yer aldı. En iyi yatak tasarımı ödülünü kazandı.
Gündem
Dudson, the inventor of plate 32
Hi-Tech Aralık’11
Gündem Located in Staffordshire, United Kingdom, Dudson Ltd is a world-leading specialist in the manufacture and supply of ceramic tableware to the international hospitality industry remaining a privately owned family business, the oldest in the UK tableware industry. Turkish distributor of Dudson Ltd is Homatex Tourism and Hotel Equipment Marketing Ind. and Trade. Ltd. Sti. We conducted an exclusive interview with Nils W. M. Hughes, Export Sales Manager Southern Europe. Full text of the interview follows: Would you please brief us about your company and your activities? We are a family-owned company which started in 1700s. We have a very very long way in the history. 1765 was the year when Richard Dudson, the founder of the company, started and in 1800 we actually made the first plate in England. So we have two factories in England. This is when we started making plate. And every generation continues to work according to the Dudson’s way. And now we have 9 people in the family who work actively inside the company everyday. We’ve been in this sector for 251 years, which is a long time, just producing plate. We have Ian Dudson who is Chairman and he’s still working in the company and now his brother Max Dudson is the new CEO so they handed it down to the next generations. Max runs the company now, when he is ready to retire, he will hand it to the next generation again. So, Max’ job is to make sure that the company grows successfully, during the time he is running but it is not just about profit and money, it is also about to try to make sure to handle the company correctly over the next generation, in the best possible position. As one of the world's leading companies in the tableware industry Dudson also draws attention with the products offered to its customers. Please tell us about the general features of the products? All of the big hotel change and they want our products. That’s why we offer lifetime edge chip warranty products. All flatware and plate edges that have a reinforced ‘rolled edge’ to increase chip resistance carry a life time warranty against edge chipping. We control the quality very tight. When it comes to ingredients, Dudson uses the best. Purity, quality and consistency are constantly monitored to ensure that Dudson Fine China maintains its brilliant whiteness and translucency. A lot of the companies put the colors the logos on the top of the plate. It means that when it goes to the dishwasher, after 6 months the color is gone and it is broken. We put everything under glaze. And you use it for twenty years. Virtually all decorations are applied under glaze to prevent wear and fading caused not only by dishwasher but also by abrasion during day to day kitchen use. Lastly all of Dudson’s Fine China products are encapsulated with one of the toughest high glazes available in the industry
and are industrial dishwasher and microwave safe, with the exception of precious metal decorations. These are some good reasons why we are better. Could you inform us about your R & D work? We have huge R&D works. And we introduce the evolution, the natural development of tableware, the world’s greenest ceramic hospitality tableware which has 79 % less carbon produced in manufacture. Evolution has the lowest carbon emissions of any ceramic hospitality tableware manufactured anywhere in the world. Could you asses the location of Turkey in this sector? We’d been together for two years with Homatex. The market grows great in the Turkey. But the interesting thing is a lot of five-star hotel, four-star hotel in all of Turkey; they have had normal cheap porcelain for many years. Now they are going higher in demand, they want to use the Fine China product, which is better porcelain, and they come to us and there is a real interest something of a high quality and there is a big change coming. And you have a big celebration in 2024 and hotels want to make sure to be ready for this. There are old hotels in some countries like Spain from 1970 and tourist market goes down but if you look at the Turkey all the hotel is beautiful, new, and very nice and all the tourist from Spain and other countries come to Turkey. Because the price, the hotel, the food, and service are good so there is a big move in correction. The countries like the Middle East, Turkey, and Australia grow very fast. We emphasize on Turkey, and Turkey is probably number one for us, because there is a big potential here. A lot of business projects, a lot of people want to go to a higher level in Turkey, because you have east-west gate, this is the perfect location for growing. I think Turkey is key for Europe for future. What is the secret of your success? We’ve been producing for two hundreds years and we still develop new systems, new plates, and new technologies up to today. We have the cleanest, whitest clay to produce elegant plate in a natural way. A lot of other companies add alumina oxide to make this color and plate gets very heavy. Some manufactures use lead which is forbidden in Europe, some don’t do it correctly in cheaply, quickly way so we do it in proper way. And there is the key to the success; there are a lot of companies in the world who have appeared recently but they don’t have the technical knowledge and experience so when you go back and look at the generation of the generations, there are only two in the industry who know the fine China I mean very value secret. Where do you realize your production? Where do you export your products? We export more than 70% of production to over 100 countriHi-Tech Aralık’11
33
Gündem es worldwide. The first thing is we have global distribution. We have distribution center in Australia, in Spain and now Homatex in Turkey. We have two factories in England and one in France and I would hope we have a factory in Turkey one day. We have a huge product range of fourteen thousand pieces. We actively sell to two hundred countries with over thousand distributors. If you look at outside, 70 percent is export and 30 percent is home market, England. One of the important distributors of Dudson is Homatex, who is master whole of Turkey. Homatex has some regional offices in the center of Istanbul and they also sell to other distributors. Dudson is one of the most important companies in the sector. What is your most important difference from your competitors? The big difference is we offer several different levels of Fine China, most manufacturers have one China and they make different shapes. So they have one porcelain, one body and they produce all the different types of plates with one single body, porcelain. We have three for now for different bodies also we have evolution body. So if it is a five-star hotel, they want something very fine, elegant, and delicate plate. Body has to be strong, it mustn’t break. Because it goes to dishwasher everyday so we do Fine China. What should be considered when selecting tableware in your opinion? In my opinion the big mistake in Turkey is everybody has the same. On a beautiful table there are so many different types, shapes, qualities and things slightly different to make it special, we call it “prepositioning”. So when a customer gets a table, yes food comes. The food is 50 percent but also the look to present to the eye is very important so we can help restaurants and hotels to add value just by the plate. The same food but the present is different. And this is why we are very strong. We have so many different products. With the rapid rise and development of the sector in recent years, the expectations change. Would you inform us about the change in the sector? And how the product demands change? Dudson has long since recognized its corporate responsibility in managing the impact of its operations on the environment, and has received recognition for its efforts from the British Standards Institution, through certification to the BS EN ISO 14001:2004 Environmental Standard. There are the demands for new design particularly in hotel very fast. We invest a lot of time to produce new products. In the hotel overseas Turkey does it very well. Some countries have some difficulties because of the crisis, like Greece, Portugal, Spain, and Italy. Your products are economic, hygiene, and ambitious in
34
Hi-Tech Aralık’11
style. Could you inform us about this topic? We are the strongest, if you give us a test we can prove it. Qualities that are second to none are achieved by a combination of the best raw materials and manufacturing processes, to meet the rigors of the modern kitchen. And Dudson’s pin-firing techniques ensure that all flatware pieces have a fully glazed smooth ‘foot’, which greatly reduces abrasion and scratching in use. Would you give information about the customer portfolio? Dudson is one of the top three in the world. We manufacture for schools, universities, military, public sector, police, army, enforces, hotels, five-star, four-star, three-star, two-star hotel, restaurant, cafe, and prison. Which activities do you carry out about the corporate social responsibility? Throughout our 210 history at Dudson, we have a sustained a reputation as a good "corporate citizen" and continue to build strong relationships with customers, suppliers and employees around the world. To ensure we are a responsible company, we have seven core values to guide what we do and how we do it. Trust and Integrity - being honest, open and reliable in all aspects of business relationships, Passion - Bringing energy, enthusiasm and excitement to what we do and taking pride in the outcome, Innovation - Applying our creative talent to everything that we do, Value - Delivering added value to our customers, Excellence - Exceeding expectations in all that we do, both as a team and through individual behavior Expertise - Providing our all round knowledge to the marketplace through our specialization, Helpful - Going the extra mile to achieve customer satisfaction. Backed by the Board of Directors, these values represent the Dudson business ethics and form the foundation of our corporate social responsibility policy. Is there anything you want to add? We made a museum a place where to burn plate. This is from 1700. We clean inside and made a proper museum. We made figures with very elegant pieces two hundred years ago. We move through the time more and more we come in the recent so you have whole history here. We also do a few other things. We do arrange cutlery and a lot of decorated work so when you go to London and travel in the most important street you see High park corner. Hilton, Meridian, and Marriott all big, favorite hotels use Dudson for breakfast, lunch, afternoon tea, room service. TGI Friday, Vergian, Vergian Atlantic, etc come to us because we can make them very unique and guarantee them the quality. And if they come back in ten years and they say we want this
Gündem
Kimlik okur otellerde
müşteri memnuniyetini arttırıyor Münevver Çakırtaş Talya Bilişim'in turizm sektörünün ihtiyacını karşılayan yeni ürünü "Kimlik Okur" işletmelere zaman kazandırırken aynı zamanda tasarruf sağlıyor. Talya Bilişim Genel Koordinatörü Nilüfer Durukal, "Kimlik Okur" yazılımı ile misafir memnuniyetinin üst seviyeye çıktığını söyledi. Firmanın ürünleri aralarında Türkiye'nin en büyük otellerinin de bulunduğu iki binden fazla tesiste aktif olarak kullanılıyor. Talya Bilişim'in ürün yelpazesinde turizm sektörünün ihtiyacı doğrultusunda "Kimlik Okur" adında yeni bir ürün bulunuyor. Kimlik Okur, otellerin ön bürosunda kullanılmakta ve her türlü kimlik belgesini tarayıcı vasıtasıyla okuyarak, ön büroda kullanılan programa 3 saniye gibi bir sürede aktarmakta ve süresiz olarak elektronik ortamda saklamakta. Kimlik Okur ile bilgilerin arşivlenmesi ve doldurulması zorunlu alanların manuel olarak girilmesi ortadan kalkmakta, bu sayede zamandan tam verim, fotokopi, toner maliyetlerinde ise tam tasarruf sağlıyor. Talya Bilişim Genel Koordinatörü Nilüfer Durukal, ile kimlik okur yazılımı üzerine konuştuk. Çalışmalarınız hakkında bilgi alabilir miyiz? Talya Bilişim, 20 yılı aşkın süredir otel ve hastane yazılımı üzerine çalışan, ürettiği yazılımları yurtdışına ihraç eden bir teknoloji firmasıdır. Konaklama ve Sağlık sektörüne yönelik ürün-
36
Hi-Tech Aralık’11
lerimizin kullanıcıları, 2300’ün üzerindedir.
OTELLERİN KONSEPTİNE UYGUN Otel sektörüne yönelik yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz? Talya Bilişim olarak otel-tatil köyü vb. konaklama tesisleri ile restoran, cafe, bar gibi işletmelerin kullandığı, pazarda Elektra Markası ile bilinen bilgisayar yazılımlarını üretiyoruz. Otel Yazılımımız bir otelin ön bürosundan muhasebesine, stok ve demirbaş yönetiminden pazarlama ve satış takibine kadar tüm birimleriyle yönetilmesini sağlayacak kapsamda 18 farklı modülden oluşuyor. Yazılımla birlikte sunduğumuz danışmanlık hizmeti kapsamında, otelin büyüklüğü ve ihtiyaçlarına göre hangi modüllerimizin kullanılacağına ve kullanılacak modüllerin otelin çalışma şekline uygun hale getirilmesi için yazılımlarda ne gibi adaptasyon çalışmaları yapılacağına birlikte karar veriyoruz. Aslında işin en önemli kısmı burası, zira her otelin konsepti doğrultusunda çalışma şekli birbirinden farklı oluyor, yazılımın da esnek yapıda olup bu farklılıklara cevap verebilir nitelikte olması gerekiyor. Kullanıcılarımız arasında Yazıcı Grubu, Paşa Grubu, Noa Grubu, Adam & Eve, Hillside Otelleri, 3500 yatak kapasitesiyle Türkiye’nin en büyük oteli olan Aqua Fantasy, Klassisler, Orduevleri, Ramada Antalya, Ramada
Gündem
İzmit, Vilayet Evleri, Polis Evleri gibi pek çok büyük tesis bulunuyor. Bunların dışında sektöre personel yetiştirme konusunda da bir çabamız var. Biliyorsunuz Elektra birçok üniversitede ve Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı turizm okullarında ders olarak okutuluyor. Ayrıca hem kendi bünyemizde yetiştirdiğimiz hem de bayilerimiz aracılığıyla sektöre kazandırdığımız 50.000 den fazla turizm profesyoneli bulunuyor.
tamamlanıyor. Hem de kimliğin fotokopisini çekmeye gerek kalmıyor. Kimliğin bilgilerine ve resmine istenildiği anda ulaşmak mümkün olduğu için tekrar gelen müşteriye hiçbir zaman tekrar kimlik bilgisi sorulmuyor. Ürün çok basit ama otellerin en büyük sorunlardan birisi olan kimlik kayıt sorununu tamamen çözüyor.
MASRAFLARI AZALTIYOR DEVLERİN TERCİHİ Son günlerde "kimlik Okur" isimli projenizle dikkatleri üzerinize çektiniz. Kimlik okur nedir? Talya Bilişim olarak hedefimiz kullanıcılarımıza komple bir çözüm sunmak Kimlik Okur’un ürünlerimiz arasına girmesinde ki önemli etkende budur. Kimlik Okur; otel ve hastane gibi girişlerin yoğun olduğu kurumlarda girişleri kolaylaştıran beklemeyi önleyen pratik bir program. Bu program sayesinde otellerde check-in süresi yaklaşık 3 saniye kısa bir sürede tamamlanıyor. Bunun yanı sıra girişlerin yoğun olduğu diğer işletmelerde bu programı kullanıyorlar. Şu an Kimlik Okur programını Polis Evleri, TRT, TTNET gibi kamu kurumlarının yanı sıra Hilton, Conrad gibi birçok seçkin otelde tercih edildi. Özellikleri nedir? Hangi durumlarda kullanılır? Bu proje hakkında bize kısaca bilgi verir misiniz? Kimlik Okur bir tarayıcı veya kamera ile alınan kimlik görüntüsünü işleyerek metne çeviriyor ve kullanılan otel programına aktarıyor. Bu işlemleri yaparken çağımızın en gelişmiş metin tanıma (OCR) ve metin eşleme (stringmatching) teknolojilerini kullanıyor; bu sayede bu işi inanılmaz derecede kolay, hızlı ve hatasız yapıyor. Otellerde check-in esnasında önemli zaman alan ve hatasız yapılması gereken kimlik kaydı böylece birkaç saniyede
Kimlik Okurun firmalara sağladığı faydalar nelerdir? Oteller bu sistemi kullanarak hem check-in sürelerini 10 kat azalttılar hem de herhangi bir fotokopi, toner veya kağıt maliyeti olmadığı için masraflarını da sıfıra indirdiler. Oteli ilk kez ziyaret eden bir misafirin ilk karşılaştığı ve otel hakkında ilk izlenimlerini oluşturduğu yer olan resepsiyon bankosunda yalnızca birkaç saniye içinde işlemini yaptırabilmesi ve bu akıllı sistem sayesinde sonraki gelişlerinde de kayıtlarının saklanıp check-in bilgilerinin otomatik olarak alınması sayesinde müşteri memnuniyeti ve kurumun imajı önemli oranda güçleniyor. Ayrıca kendi ön büro veya CRM programlarıyla kolayca entegrasyonunu sağlayabildikleri için verileri çeşitli alanlarda da kullanabiliyorlar. Otellerin yanı sıra, işlemleri için kimlik bilgileri almak durumunda olan hastaneler; bankalar; telekomünikasyon şirketleri; emniyet müdürlükleri, nüfus müdürlükleri gibi kamu kurumları da KimlikOkur’a büyük ilgi gösteriyor. Örneğin;Kocaeli Emniyet Müdürlüğü'nün Ehliyet ve Pasaport Binası giriş çıkış kayıtları da KimlikOkur programıyla tutuluyor. Girişte ziyaretçiye ait TC nüfus veya sürücü belgesi KimlikOkur'dan okutularak metin formatındaki bilgileri ve fotoğraflı kimliği, takip programına atılıyor. KimlikOkur, Emniyet Müdürlüğü'nde kullanılmakta olan turnike programıyla da entegre olarak çalışıyor. Bu da müdürlük için önemli bir kolaylık sağlıyor. Hi-Tech Aralık’11
37
Gündem
Mekânları aydınlatan tasarımlar Dünyaca ünlü mobilya markaları ile iş birliği yaparak, önemli tasarımcılara ait tasarımları (mobilya, gardırop, mutfak, banyo, aydınlatma ve aksesuarları) satan Italdeko, yeni çalışmalarıyla dikkat çekiyor.
38
Hi-Tech Aralık’11
Gündem
2007 yılında Sibel Güngör ve Murat Afşar tarafından kurulan Italdeko, birbirinden farklı ürünleri ile müşteri tercih ve ihtiyaçlarına cevap buluyor. Aynı zamanda butik mimari projeler, kişiye ve mekana özel projelendirilen ev, rezidans, otel, cafe ve restaurantlarda; mobilya, gardırop, mutfak, aydınlatma ve banyolar ile yer alıyor. Bünyesinde; Poliform, Varenna, Poliform Contract, Erba, Saba, Kartell, RecordCucine, Falper, Vistosi, Penta, Jielde, AndTradition, Tse-Tse, Petite Friture, Droog Design, Tre-p&Tre-Piu ve Florian gibi markalar da bulunuyor. Italdeko, aydınlatmaya da önem veriyor. Değişken tercihlerin beraberinde modern zamanların yansıması veya klasik tarzın tekrar yorumlanmasıyla aydınlatmalar da artık tasarım meraklıları için önem arz ediyor. İstanbul’un ürün çeşitliliği açısından zengin dekorasyon merkezlerinden biri olan ve dünyaca ünlü Poliform markasının Türkiye’deki distribütörü Italdeko, modern ve minimalist aydınlatma tasarımları ile farklı fonksiyonlara sahip mekanlarda fark oluşturuyor. İşlevselliğinin yanı sıra estetik özellikleriyle de aydınlatmanın çok ötesinde olan tasarımlar, keyifli ve şık bir ambiyans tercih edenler için ideal.
sahip. 1 yüzyılı aşkın zamandır hizmet veren Le Klint gibi köklü markalar tasarım ve teknolojide sahip oldukları vizyonlarıyla aydınlatmanın vazgeçilmez markalarından. 1950’lerde JeanLouis’nin pratiklik, güvenilirlik ve zor şartlardaki dayanıklılık arayışı ile tasarladığı ikonik masa lambası Jielde, günümüze kadar gelen en özel ürünlerden. Oynar başlı ve ayarlanabilir aydınlatma armatürleri yine Jielde’nin en bilinen tasarımlardan...
Lamba yarışmasına ön ayak oldu Thomas Egloff’un hayat verdiği Belux markası ise 1984 yılında organize ettiği uluslararası lamba yarışmasıyla aydınlatma sektörünün gelişmesine ön ayak oldu. O gün bugündür de dünyanın sayılı aydınlatma markaları arasında haklı yerini aldı. Penta ise ışık, mekan, hareket ve duygu bütünlüğünü birleştirme gayesi ile hareket ederken üflenmiş cam, ahşap, metal ve tabi ki kumaş gibi materyalleri farklı karakteristik özelliklere bürüyen zengin aydınlatma koleksiyonları sunuyor.
Özel tasarımlar var Dünyanın en önemli İtalyan, Fransız ve Alman aydınlatma markalarından Penta, Vistosi, Belux, Ka Lamp, Jielde, Petite Friture, Tse Tse, Le Klint ve Contardi’nin özel tasarımları artık Italdeko’da. Gerek iç gerekse dış mekanlar için lamba, abajur, avize, lambader, aplik gibi aydınlatma modelleri değişik renk ve ebat seçenekleri de var.
Çeşitli çalışmaları buluşturuyor Tasarımın hayati önem kazandığı çağımızda mekâna hayat veren aydınlatma tasarımları da köklü bir tarihe
Hi-Tech Aralık’11
39
Gündem Türkiye, Dünya’nın
“gıda merkezi” olacak! Gıda sektörünün liderlerini bir araya getiren FOODist Fuarı için geri sayım başladı. Fuar, 8–11 Aralık 2011 tarihlerinde TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde.
Münevver Çakırtaş 2011 yılının ilk yarısında yüzde 8 yaşanan büyüme gerçekleşen gıda sektöründe, büyümenin yıl sonunda yüzde 20’yi bulması bekleniyor. Sektör liderlerini bir araya getiren FOODist Fuarı 8–11 Aralık 2011 tarihlerinde TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi-Büyükçekmece’de. Gelişen ve istikrarlı hale gelen geniş bir pazarda firmaların, kendilerini doğrudan, en etkin şekilde temsil etme ve yeni pazarlara açılmasına olanak sağlayacak FOODist Fuarı; sektörün önemli derneklerinden de aldığı destekle Türk Gıda ve İçecek sektörünün yeni iş fırsatları geliştiren bir fuar olarak adından sıkça söz ettiriyor.
40
Hi-Tech Aralık’11
Gıda sektörü bu fuarda Ülkenin çevresinde gelişen, gelir düzeyi ve tüketim harcamaları hızla artan ülkeler, sektör için yeni pazarlar oluşturuyor. Gıda sektörünün yakaladığı hızlı yükseliş ivmesinde, ülkenin sahip olduğu genç nüfus, gelir seviyesinin yükselmesi ve özel tüketim harcamalarının artmasının etkisi göz ardı edilemez bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor. Yurtdışı olduğu kadar, yurtiçi pazardan da pay almak isteyen katılımcıların yer alacağı Foodist Fuarı’nda için Türkiye’nin dört bir yanında yapılan tanıtımlarla 20 binin üzerinde sektör profesyoneli, TÜYAP çatısı altında buluşacağı tahmin ediliyor.
Gündem
Tur Şirketleri Yeni Yıla Hazırlanıyor Tur şirketleri başta yılbaşı olmak üzere 2012 için hızlı bir şekilde hazırlıklarını tamamlamaya çalışıyor. Bu yıl tur şirketleri, çeşitli zamanlarda dünyaya dolaşmak isteyenlere farklı önerilerle gündeme gelmeye hazırlanıyor. Münevver Çakırtaş
42
Hi-Tech Aralık’11
Gündem
2011 yılının son günlerinin yaşandığı bu dönemde turizm sektörü yeni bir yıl için tüm hızıyla hazırlıklarını sürdürüyor. 2012 yılı için çeşitli aktivitelere imza atmaya hazırlanan tur şirketlerinin birbirinden farklı önerileri bulunuyor. Tatile çıkmadan önce tur şirketlerinin programları hakkında bilgi almanın faydalı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu sayımızda size tur şirketleri ile ilgili hem bu yılın son günlerine yönelik neler yaptıklarını ve önümüzdeki günlerde de neler yapmayı planladıkları üzerine bir araştırma yaptık.
Rengarenk bir Küba Turu’na ne dersiniz? NOVİTAS Turizm ve Seyahat Acentası, 25 Kasım ile 3 Aralık tarihleri arasında, müziğiyle, kültürüyle, sanatı ve doğasıyla bambaşka bir renk cümbüşü olan Küba’ya kültür turu düzenliyor. İspanyol mimarisinin etkileyici örneklerine sahip Havana’dan başlayacak olan kültür turu, Ardeko ve modern mimariyle karışık Vedado Bölgesi'ndeki dünyaca ünlü Devrim Mey-
danı’na gidilerek devam edecek. Tur programı sırasında, Pinar del Rio’da tütün tarlaları gezilerek, Puro Fabrikası ziyaret edilecek. Los Jazmines tepesinden Vinales Vadi manzarası seyredilmesinin yanı sıra, Cueva del Indio mağarasının içindeki nehir sandal ile gezilerek, Mural de la Prehistoria'a ulaşılacak. Aynı zamanda, devrim kahramanı Ernesto Che Guevara’nın gerilla arkadaşları ile beraber yattığı anıt mezarı ve müze ziyaret edilecek. Trinidad'ın kolonyal bölgeleri gezilerek, UNESCO tarafından koruma altında alınan ve Kübalıların gurur duyduğu şehri tanıma fırsatı bulunacak; Palacio Cantero (Kantero Sarayı) Şehir Müzesi ve Katedrali görülecek. Ardından, Cienfuegos şehrinde ise, Prado Promenade, Central Park, Malecon Bulvarı ve Valle Sarayı'nı (Palacio del Valle) ve Tiyatro Terry ziyaret edilecek. Program sırasında, Bacunayagua seyir terasında (Mirador de Bacunayagua) Küba’nın en ünlü Pina Colada’sını içip, serinlemek mümkün.
Hi-Tech Aralık’11
43
Gündem VIP Özel Uçuşuyla Barselona Yeni yıl için birbirinden özel seyahat programları düzenleyen VIP Turizm ile tatilin tadını doyasıya çıkarabileceğiniz, ulaşım sorunundan uzak, şehir merkezinde, hayatın içinde konaklama imkânları sunan ve özel uçuşlar ile düzenlenen programlarla VIP kalitesinde bir yılbaşı sizleri bekliyor. İnsana kendini rahat hissettiren şehir Barselona, gün boyu gönlünüzce gezmek için iyi bir seçim. Şehrin sokaklarında dolaşırken tarihini ve kültürünü keşfedebilir, dilediğinizce alışveriş yapabilir, zengin mutfaklarında ufak bir gastronomi seyahatine çıkabilir ya da eğlence aktivitelerinden birine katılabilirsiniz. Katalan kültürünün yaygın olduğu Barselona’da Gaudi’nin ünlü Sagrada Familia Kilisesi’ni gezebilir, Gotik binaların en güzel örneklerine rastlayabilirsiniz.
Antik Başkent’in Merkezinde Tatil İyi ve kötünün, aşkın ve zulmün bir arada olduğu kısacası insanoğlunun tarihi yazdığı demokrasi şehri Roma… Şehir, tarihi ve sanat eserleri konusunda meraklıları tam anlamıyla doyurmak için onlardan günlerini, belki de ayları talep edecek kadar zengin. Michelangelo, Raphael, Caravaggio, Bernini hepsi burada ve her yerdeler. Siyah kapılar ardına gizlenmiş Vatikan’ın zenginliğini, Borghese Bahçeleri’nin taze güzelliğini, Akdeniz insanının sıcak gülüşlerini görmek istiyorsanız Roma sizi bekliyor.
Ortadoğu’nun incisi Beyrut Yılın her ayında gezebileceğiniz ılıman Akdeniz iklimi, sahip olduğu kültür mozaiği, lüks ve otantik alışveriş seçenekleri, şaşalı ve Avrupai eğlence tarzı ile geçmişin küllerinden kurtulan Doğu’nun muhteşem şehri Beyrut... Medeniyetlere beşiklik etmiş, tarihi, dinleri, gelenekleri, eserleri, insanları, sanatı, mitolojisi ile Ortadoğu cümbüşüne renk veren şehri yılbaşında vize telaşına düşmeden seyahat etmek isterseniz en doğru seçiminiz.
44
Hi-Tech Aralık’11
Gündem
More Travel özel tatiller planlıyor Farklı ve özgün olanın peşinden gitmeyi ilke edinen More Travel, “İsim – Şehir – Ülke” adında geliştirdiği projesiyle heyecan uyandırıyor. Projenin en beklenen turu olan “Ayhan Sicimoğlu ile Küba” 01 – 09 Aralık 2011’de… “Kişiye özel tatil” mottosunun altını profesyonelce dolduran ve başından sonuna titizlikle düşünülmüş “özel tatiller” planlayan More Travel, “Ayhan Sicimoğlu ile Küba” seyahati ile unutulmayacak ve iz bırakan bir tatil vaat ediyor. 01 – 09 Aralık 2011 tarihleri arasında gerçekleşecek bu seyahatte, Küba’nın büyülü tatlarına, muhteşem doğal güzelliklerine, müziğe ve dansa doyacaksınız… More Travel, bu kaçırılmayacak seyahat programı ile Ayhan Sicimoğlu’nun keyifli ve eğlenceli rehberliğinde gizli kalmış rotaları, müzik ve dansın kalbini, eşsiz tarihi dokuları keşfetmeye olanak sağlıyor. More Travel, çeşitli tur programları da düzenliyor.
Yurt dışı turları düzenliyor Prontotour’u tercih edenler bambaşka ülkelerde yeni yıla ‘merhaba’ demenin mutluluğunu yaşayacak. Yurtdışı tur satışları bazında sektörün öncü firması olan Prontotour, yine yılbaşı için çok özel turlar düzenliyor. Mimari hazinelerle dolu, çağların iç içe geçtiği ülkelerden, göz kamaştırıcı binalara sahip ışıltılı şehirlere kadar birçok alternatif sunan Prontotour, müşterilerine keyifli bir yılbaşı vaat ediyor.
45
Hi-Tech Aralık’11
Gündem
Kale Kilit’in başarısı ödüllendirildi Kale Kilit, KALDER tarafından düzenlenen 14. Kalite Çemberleri Paylaşım Konferansı’nda bu yıl üretim grubunun ‘‘Hurda Avcıları Kalite Çemberi” ekibinin “Tirajlı Mandal Hurdalarının Azaltılması” konulu çalışması ile Kalite Çemberi Ödülü’nü aldı. Kale Kilit’in sponsorluk desteği verdiği, Ankara ODTÜ Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen Kalite Çemberleri Paylaşım Konferansı’nda “Hurda Avcıları Kalite Çemberi” ekibinin çalışması ve faaliyet planının detayları katılımcılarla paylaşıldı. “Hurda Avcıları Kalite Çemberi”, Preshane Bölümü iç müşteri şikâyeti verilerini analiz ederek, çalışma konusunu “Tirajlı Mandal Hurdalarının Azaltılması” olarak belirlemiştir. Belirlenen konu üzerine oluşturulan faaliyet planı çerçevesinde, problem çözme tekniklerinden Balık Kılçığı, 5 Neden ve Pareto analizi yöntemleri kullanılarak tirajlı mandal hurdasına sebep olan 4 temel hata tipi belirlenmiştir. Saptanan ve hayata geçirilen iyileştirmeler sonucunda hatalı ürün oranı yüzde 1,3 seviyesinden yüzde 0,07’ye düşürülerek yıllık 122.865 TL kazanç elde edilmiştir.
Anahtarı cebimizde taşıyoruz! Kalite Çemberleri Paylaşım Konferansı’nda, ödül sonrası kısa bir konuşma yapan Kale Kilit Üretimden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Tolga Kayaoğlu şunları söyledi: “Türkiye’de yaşayan her 10 kişiden 7’si, dünyada yaşayan her 100 kişiden 1’i cebinde veya çantasında anahtarımızı taşımakta veya her gün evinde canını ve malını bizim ürünlerimize teslim etmek-
46
Hi-Tech Aralık’11
tedir. Bu büyük sorumluluğun, çalışanlar olarak fazlası ile farkında olduğumuzu ve layık olmak adına her gün daha fazla çalıştığımızı bilmenizi isterim. Bugün burada aldığımız ödül ile çektirdiğimiz fotoğraf karesini, şirket olarak olası en yakın tarihte alacağımız EFQM Avrupa Kalite Ödülü ile çektirdiğimiz fotoğraf karesinin yanına koyacağımıza söz veririz. Tüm çalışmalarda emeği geçen herkese, başta Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Özgür, Yönetim Kurulu Üyeleri ve Genel Müdürümüz Nadir Erze’ye teşekkür ederiz.”
Başarılarımız sürecek Kale Kilit Genel Müdürü Nadir Erze “Kale Kilit olarak üretimde verimliliği artırmak, kalite seviyemizi yukarı çekmek ve üretim sistemleri geliştirmek adına birçok çalışmayı aynı anda yürütüyoruz. Bu çalışmalar sonucunda kişi başına üretimimiz yüzde 40 artmış olup müşteri şikayetlerimiz 10’da 1 oranına düşmüş, kendimize özgü kurduğumuz Kale Üretim Sistemi’nin (KÜS) temelleri atılmıştır. 60 yıla yakın köklü bir geçmişi olan Kale Kilit’in Kalite Çemberi ödülü alması haklı bir başarı olup sadece bir başlangıçtır. Çalışmada emeği geçen tüm arkadaşlarıma teşekkür ederim” dedi.
Gündem
Banyoların
tasarımları değişiyor...
Çağdaş bir özgünlük ile yorumlanan Villeroy& Boch’un yeni banyo koleksiyonu “My Nature”, doğal malzemeler, yumuşak renk tonlarıyla dikkat çekiyor. Münevver Çakırtaş
Merkez ofisi Almanya’nın Mettlach kentinde bulunan Villeroy & Boch, 12 Avrupa Ülkesi, Meksika ve Tayland’da kurulu 24 fabrikası ile üretimini gerçekleştiriyor. 260 yılı aşan şirket tarihi ile gelenekselleşen Villeroy & Boch; Karo Seramik, Sofra Ürünleri, Banyo ve Sağlık Gereçleri çatıları altındaki geniş ürün yelpazesi ile bugün 125 ülkede Avrupa’nın yaşam tarzına yön veren bir marka olarak karşımıza çıkıyor.
48
Hi-Tech Aralık’11
Estetik sunuyor My Nature serisinin en önemli özelliği geniş kapsamlı bir lavabosunun olması; özellikle ince gövdesi bulunuyor. Buna eşlik eden ferah mobilyalar bu etkiyi daha da vurguluyor. Tamamen yeni ve ilk defa bu seride göze çar pan Villeroy&Boch’un gelişmiş ürün teknolojisi “Castana Dekoru” derin dokulu bir yüzey ile telkari elementlerin kullanımına
Gündem
izin veriyor. Kestane rengindeki konsol bir yenilik olarak öne çıkarken, duvara geçiş imkânı sağlayan lavabo özellikle alışıla gelmişin dışında bir estetik sunuyor.
Hijyenin önemi Çekici ve son moda tasarlanmış tuvalet ve bidelerin yanı sıra görünmez sistem ile montaj edilen tuvaletlerin sifonları için
sadece 4,5 litre su kullanıyor. Ayrıca, patentli kestane klozet kapağı kaplaması doğal bir görüntü ve his sağlıyor. Villeroy & Boch, klozet kapakları için bakımı kolay hijyenik duroplast parçalar ile gerçek ahşapı ilk kez birleştiriyor. My Nature klozet kapaklarınının iki önemli fonksiyonu olan Quick Release –kapakların kolay çıkarılıp takılmasını sağlayan sistem- ile yumuşak kapama özelliği Soft Close sistemlerini bir arada sunuyor. Hi-Tech Aralık’11
49
Gündem
Oteller ve restoranlar
u l t u y o b gezilebilecek! 3
Otel, restoran ve alışveriş merkezleri artık Google Earth üzerinden üç boyutlu olarak gezilebilecek.
50
Hi-Tech Aralık’11
Gündem Münevver Çakırtaş Yellow Medya, 3DLocationEarth ile gerçekleştirdiği işbirliği sayesinde önemli bir çalışmaya imza attı. Mekanları, Google Earth üzerinde, gerçeğe en yakın üç boyutlu detaylı modelleriyle göstererek, firmalara yeni nesil bir pazarlama ve tanıtım fırsatı sunuyor. Bu benzersiz teknoloji, başta oteller, restoranlar, konut projeleri ve mağazalar olmak üzere tüm firmalar için önemli avantajlar sağlıyor. Bu hizmetten yararlanan firmalar, ürün, hizmet ve satış noktalarını, ulaşım güzergahlarından bulundukları lokasyona kadar tüm detayları ile her gün milyonlarca kişi tarafından kullanılan Google Earth üzerinde üç boyutlu modellerle sunabiliyorlar.
Turistlere büyük kolaylık sağlıyor Örneğin, bir turistik otel, şehirdeki konumundan denize olan uzaklığına, sahil ve kumsalından odalarının özelliklerine, sosyal tesislerinden havuzlarına, havalimanı ve otobüs terminali gibi ulaşım noktalarına olan mesafesine ve hatta odalarının manzarasına kadar tesisle ilgili iç ve dış bütün detayları gerçeğe en yakın görüntülerle gösterebiliyor. Otelin üç boyutlu sayfasını ziyaret eden müşteriler istendiği takdirde online rezervasyon bölümüne de yönlendirilebiliyor. Benzer şekilde, konut projesi üreten bir inşaat firması, projesini Google Earth üzerinde üç boyutlu konumlandırarak, sadece bulunduğu bölgedeki değil, dünyanın her yerindeki potansiyel müşterilerini, projenin son hali ve tüm detaylarıyla üç boyutlu olarak gerçek yerinde gezdirebiliyor.
“Bir ilke imza attık” Yellow Medya ve 3DLocationEarth işbirliği sayesinde Yellow Medya’nın lokasyon bazlı hizmet yelpazesini genişlettiğini söyleyen Yellow Medya Genel Müdürü Trevor Nadeau, “Google Earth üzerinden sunulan bu yeni nesil tanıtım ve pazarlama modeli, firmalar açısından çok önemli avantajlar sağlıyor. Başta turizm, gayrimenkul, eğitim, sağlık, otomotiv, perakende ve AVM’ler olmak üzere tüm sektörlerde uygulanabilir ve potansiyel müşterilerin dikkatini çekecek benzersiz bir teknolojiye sahip. Yellow Medya olarak firmalara sunduğumuz tüm çözümlerin odağında ‘müşterilerimiz için daha çok müşteri’ felsefesi yer alıyor. Düşük maliyetlerle hayata geçirilebilen bu yeni nesil çözüm de firmaları internette üçüncü boyuta taşıyarak müşterileri ile buluşmalarını kolaylaştırıyor. 3DLocationEarth’ün üç boyutlu mekanlar oluşturma alanındaki uzmanlığını Yellow Medya’nın yerel aramadaki uzmanlığı ile birleştirerek müşterilerimize sunmaktan mutluluk duyuyoruz” diye konuştu.
Hi-Tech Aralık’11
51
Gündem
Her mevsim yanınızda! The Green Park Resort Kartepe, şehrin yorucu sesinden uzakta çalışmalarını sürdürmek isteyen misafirlerine doğasına yakışır bir ev sahipliği yapıyor.
52
Hi-Tech Aralık’11
Gündem
Hakan Alkan Doğanın dalgalı saçları üzerine yerleştirilmiş zarif ve benzersiz bir taç gibi parlayan bu otelde, her türlü detayı düşünülerek tasarlanmış 244 standart oda, 2 süit, 4 engelli odasının yanı sıra doğanın masalına her an tanıklık etmek isteyenlere özel 50 adet de dağ evi (chalet) bulunuyor. Toplamda 300 oda 850 yatak kapasitesine sahip olan The Green Park Resort Kartepe, doğanın karşı konulamaz davetine uyarak, benzersiz bir tatil için oteli ziyaret eden misafirlerin yanı sıra, şehrin yorucu sesinden uzakta çalışmalarını sürdürmek isteyen misafirleri de bekliyor. 1000 metrekareden, 60 metrekareye kadar, Kartepe, Maşukiye, Sarımeşe, Derbent, Suadiye, Astakoz, VIP, Nicomedia ve Seran olmak üzere dokuz
farklı salon seçeneğine sahip olan otelde, her türlü organizasyon size özel olarak ve üstün bir teknik ekip desteğiyle gerçekleştiriliyor.
Kapılarını gülümseyerek aralıyor Yorucu iş toplantılarının stresini sunduğu olanaklarla hissedilmez hâle getiren, The Green Park Resort Kartepe, düğün gibi organizasyonlara da ev sahipliği yapmaya hazır. 1700 metre yükseklikte, güzelliğini cömertçe sunan bir doğada zarifliğin ama bir o kadar da coşkunun hüküm sürdüğü bir kır düğünü veya 1700 metre yüksekliğe sahip Geyik alanı mevkiinde, İzmit Körfezi ile Sapanca Gölü manzarası karşısında tatilini geçirmek isteyenlerin tercihi.
Hi-Tech Aralık’11
53
Gündem
B
ş k ı e c r e a l
en n e l en nd a z dü nsı’ n da fera dı. n ı n alın f o a r K ta mi ele i s te u r i z u l a r i s er r T kon v i ü Ün Kült emli l re ası ön A l r bu lusla nden n i a İst 2. U irbir 1 b
tu
54
Hi-Tech Aralık’11
z i r
l m
e g e
Gündem İstanbul Arel Üniversitesi tarafından düzenlenen ''12. Uluslararası Kültür Turizmi Konferansı''nda bir araya gelen akademisyenler; kültür turizmi aracılığıyla insanların farklı kültür, din ve ırkları tanıyabileceğine ve böylece ortak dil oluşturulabileceğinin altını çizdi. 12. Uluslararası Kültür Turizmi Konferansı, geçen yıl Çin'de yapılan 11. konferansta alınan karar uyarınca, İstanbul'da, The Green Park Otel Taksim'de gerçekleştirildi. Türkiye, bu konferansta, Avustralya, Makedonya, Kazakistan, İran, Yunanistan, Çin, Kore, Malezya, Tayland, Tayvan ve Japonya'nın da aralarında bulunduğu çok sayıda ülkeden 50 yabancı konuğu ağırladı.
Çözüm arandı Türkiye'yi konferansta, İstanbul Arel Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Asım Saçlı ve üniversitenin Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulu Müdürü Doç. Dr. Ayşen Wolff'un yanı sıra çok sayıda öğretim üyesi temsil etti. Kültür turizminin çeşitli boyutlarla ele alındığı ve arkeoloji, antropoloji, sosyoloji, ekonomi, finans ve spor gibi alanların kültür turizmine olan etkilerinin ana tema olarak seçildiği konferansta, orta ve uzun vadede çözüm üretmek amaçlandı.
Ülkelere özgü deneyimler paylaşıldı Konferansta, kültür turizmi ve değişim konusunda akademisyenler, konunun uzmanları, şirket yetkilileri ile ülkelerin turizm
politikalarını belirleyen bürokratlar, ülkelerine özgü deneyimleri paylaştı. Yerel deneyimlerin katılımcılarla paylaşıldığı konferansta, uluslararası ve kültürel öğeler tüm ayrıntılarıyla irdelendi. Kültürel turizmin, uluslararası ilişkilerin gelişmesine etkisini tartışan yerli ve yabancı akademisyenler, kültür turizmi aracılığıyla insanların farklı kültür, din ve ırkları tanıyabileceğine ve böylece ortak dil oluşturabileceğine dikkati çekti.
Kültür korunmalı Konferansta sunum yapan Malezya Araştırma Planlama Birleşik Ajansı'ndan Dr. Norini Haron, toplumların çok değişmemesi, eskinin ve kültürün korunması gerektiğini kaydetti. Malezya'da hazırlanan ve kendilerinin de desteklediği bir yasayla, kültür ile ilgili her şeyin belgelenmesinin sağlanacağını vurgulayan Haron, ''Böylece insanlar bilgileri istediği gibi yorumlayıp değiştiremeyecek, kültürel değerler de koruma altına alınmış olacak'' dedi.
Herkes otellerde kalamıyor Malezya Graduate School of Management'ten akademisyen Dr. Khairil Wahidin Awang da bu tür konferansların, farklı ülkelerden insanların bir araya gelip, deneyim, kültür ve bilgilerini paylaşmaları açısından çok faydalı olduğunu dile getirdi. Küçük ve orta ölçekteki turizm işletmelerinin desteklenmesi gerektiğine işaret eden Awang, ''Büyük otellerde herkes kalamıyor, bu nedenle küçük ve orta ölçekteki işletmeler geliştirilmeli'' diye konuştu.
Denge tutturulmalı Avustralya Northern Institute'den Prof. Rolf Gerritsen de kültürel turizmin uluslararası ilişkilerin gelişmesinde faydalı olacağını belirterek, turizmin dünya barışına olan etkisine işaret etti. Turizmin kültürü hem koruyacağını hem de kültüre zarar verebileceğini kaydeden Gerritsen, bu konuda dengenin tutturulmasının önemine değindi. Münevver Çakırtaş
Hi-Tech Aralık’11
55
Gündem
Sundance Residences & Boutique Hotel
kapılarını 2012’de açıyor Bodrum Kadıkalesi koyunda, denize sıfır konumda bulunan Sundance Residences & Boutique Hotel, kapılarını mayıs 2012’de açacağını duyurdu. 10 bloktan oluşan Sundance Residences & Boutique Hotel’de 9 blok residence dairelerine ayrılırken, 1 blok 25 suite odalı bir Suites Hotel. 4 bin metrekarelik özel kumsalının yanı sıra, konumu ve peyzajıyla da benzersiz olan Sundance, Bodrum tatillerinin keyfini, 5 yıldızlı otel konfor ve kalitesi eşliğinde, dört mevsim yaşamanızı mümkün kılıyor. Gerçek anlamda residence hizmetlerini sunan Sundance Residences & Boutique Hotel residence sakinlerine dairelerinin konfor ve sıcaklığında 5 yıldızlı otel hizmetlerini opsiyonel olarak sunuyor.
3 Tenis kortu var Otel binasında; muhteşem günbatımı manzaralı terasta bulunan alacart restoran ve ayrıca uluslararası yemek seçenekleriyle ana restoran, kapalı yüzme havuzu, masaj odaları, spor salonu, sauna, Türk hamamı, buhar odası, soyunma odaları, yer alırken, tesis alanında 2 adet acık yüzme havuzu, 2 adet havuz bar ve yürüyüş mesafesinde 3 adet tenis kortu mevcut.
Diğer otellere de çok yakın mesafede Mevsim farkı olmaksızın yaşamın devam ettiği Turgutreis’e 2 km mesafede ve Bozatli International’ın diğer bir ödüllü projesi olan 5 Yıldızlı Aegean Dream Hotel’e ise 800 m. mesafede. 22 bin 568 metrekare alan ve + 4000 metrekare kumsal üze-
56
Hi-Tech Aralık’11
rinde inşaa edilen Sundance Residences & Boutique Hotel’de 1+1 odalı 67 metrekareden - 4+1 odalı 220 metrekare’ye varan ve her zevk ve ihtiyaç grubuna hitap edebilen 24 farklı daire tipi sunuluyor. Sitenin denize olan sıfır konumu, site içerisinde kot farkının olmaması ve her blokta asansör olması özellikle ileri yaş gruplarının tesis içerisinde rahat dolaşımını sağlıyor. Havaalanına sadece 55 km mesafede.
Hangi hizmetleri veriyor? Oda servisi, ev içi ziyafet ve yeme içme hizmetleri ve daireye teslim kuru temizleme, ütü , çamaşır yıkama hizmetleri 24 saat resepsiyon ve concierge ( telefon ve mesaj hizmetleri, uyandırma hizmeti, yerel ve uluslararası posta ve paket yollama hizmetleri, araç kiralama, yat kiralama hizmetleri, seyahat acenteliği hizmetleri, kişisel alışveriş ve teslimat hizmetleri, market alışverişi) 24 saat güvenlik hizmetleri, genel alanlarda kapalı devre video güvenlik sistemi, bebek bakıcısı hizmetleri, internet, 24 saat teknik destek hizmetleri de bulunuyor.
Doğal kumsal plajı olacak Deniz ulaşımına imkân veren 100 m uzunluğunda iskelemiz bulunan Sundance Residences & Boutique Hotel’in diğer bir ayırıcı özelliği ise Bodrum’da pek rastlanmayan doğal kumsal plajının olması. 2.4 km uzunluğundaki Kadıkalesi kumsalının 40 m x 100 metrelik bölümü Sundance Residences & Boutique Hotel’in önünde bulunuyor.
Dosya
HER ŞEY YEŞİL BİR DÜNYA İÇİN! Dünyanın iklim değişikliği ve doğal kaynakların tamamen tükenmesi gibi tehlikelerle karşı karşıya olduğu günümüzde 'yeşil' ürünler konusuna duyarlı olan şirket sayısı giderek artıyor. Bu sayımızda “yeşil oteller” konusunu masaya yatırdık. Münevver Çakırtaş
58
Hi-Tech Aralık’11
Dosya "Çevre dostu" sözü, son yıllarda hayatın her alanında karşımıza çıkıyor. Çevre dostu turizm" sadece doğaya değil, işletmeye de kazanç getiriyor. Son yıllarda giderek endüstrileşmenin artması doğal kaynakların hızla tükenmesine, küresel ısınmaya; üretim ve tüketim kaynaklı atıkların önlemler alınmadan doğaya atılması ise çevre kirliliğinin artmasına sebep oluyor. Uluslararası araştırma şirketi Gartner’ın raporuna göre küresel ısınmaya bilgi ve iletişim teknolojilerinin (BİT) katkısı yüzde 2 civarında. Bir başka araştırma şirketi Photizogroup’un raporuna göre de birim sayfa maliyetini bilen ve maliyet azaltıcı tedbirler alan firmalar yüzde 30’a varan oranlarda maliyetlerini azaltabiliyor. Çevreci otel nedir? Çevreci oteller, yeryüzünü korumak amacıyla otel işletmecilerinin kurumsal programlarında suyu ve enerjiyi depolayan, katı atıkları azaltan ve ekonomik çözümler geliştiren oteller olarak tanımlanıyor. Çevreci otellerin işletim sistemleri, çevreye karşı performansı artıran uygulamalar içerip içermediğine karşı yönetiliyor. OTEL MALZEMELERİ NASIL SEÇİLMELİ? Otelin malzeme seçiminde de çevreye duyarlılığın esas alınması enerji tasarrufu sağlarken otelin çevreye vereceği zararı da en alt düzeye indiriyor. Otel müşterilerinin çevre duyarlılığı konusunda bilinçlendirilmesine yönelik uygulamalar (uyarı mesajları, çevreye yönelik bilgilerin sunulması gibi) ve onlara çevreye duyarlı faaliyetlerin önerilmesi (eko turlar, doğa ile iç içe gerçekleştirilecek faaliyetler gibi) otelin çevreye duyarlı niteliğinin tüketiciler tarafından da benimsenmesini sağlıyor.
Otel seçerken çevreciliği sorgulanıyor Ağırlama sektörü de çevreye karşı duyarlı çalışmalarla adından söz ettirmek istiyor. Yolculuk etmek, bir yerde konaklamak, tatil yapmak isteyenler otellerde artık sadece beş yıldız değil, tesisin çevreye duyarlılığını gösteren semboller ve belgeler de arıyor. Çevreci otel olmanın belli kriterleri bulunuyor. Bu sayımızda sektörden aldığımız bilgilere şu şekilde bir derleme yaptık: Enerji tasarrufu sağlamalı: İşletmeler, enerji tasarrufu konusuna oldukça fazla önem vermeliler. Çünkü bir otelde su ve enerji tasarrufu önemli konuların başında geliyor. Her odada bulunan kurutma makineleri, klimaları; toplantı salonlarında bulunan bilgisayarların, yazıcıların çevreye karşı duyarlı özelliğinin bulunmasına dikkat edilmesi gerekiyor. Bu noktada enerjiyi etkin kullanan aydınlatma sistem ve ürünleri seçmek, yalıtım ve hava durumuna göre esnek sistemler kurarak harcanan enerji miktarını azaltılmasının sağlanması gerekiyor.
TEK KULLANIMLIK EŞYALARA DİKKAT! Konferans ve Toplantı Salonları nasıl olmalı?: Çevreye duyarlık sadece otel odalarını ilgilendiren bir konu değildir. Toplantı salonlarında da çevreye duyarlılığa dikkat çekmek gerekiyor. Bir otelde yılda yüzlerce toplantı düzenlendiğini dikkate alınırsa salonlar aracılığıyla da çevre bilinci oluşturulabilir. Düzenlenen her konferansta kullanılan eşyalar, kalemlerin geri dönüşümlü olduğunun vurgulanabilir. Konuk yeşil hakkında bilgilendirilmiş olur. Tek kullanımlık eşyalar geri dönüşümlü olmalı: Otellerde tek kullanımlık pek çok ürün bulunuyor. Kalemden tutun da kürdana kadar yüzlerce eşya sayabiliriz. Bu ürünlerinin geri dönüşümlü olup olmadıklarının da sorgulanması gerekiyor. Doğada eriyebilen ürünlerin seçilmesi hem çevreye hem de otele kar sağlayacağı uzmanlar tarafından dile getiriliyor. Hatta tam da bu noktada odalara geri dönüşüm kutuları da yerleştirilebilir.
Hi-Tech Aralık’11
59
Dosya
60
TEMİZLİK KÂĞITLARI ÇEVREYE DUYARLI MI?
Sürdürülebilirlik önemli
Pamuk Havlu, Örtü ve Çarşaflar organik olmalı: Pamuklu ürünler havaya karbon bazlı moleküller ve hidrokarbon yaymadıkları için kullanıldıkları odalarda havanın kalitesini arttırırlar. Organik pamuk petrokimyasal kullanılmadığı için tercih edilir. Sabun ve Diğer Ürünler: Sabun, şampuan, saç kremi, losyon gibi ürünlerin paketlemesi oldukça önemli. Paketlerin geri dönüşülebilir olmasını sağlamak gerekiyor. Tuvalet kağıtları: Kullanılan tuvalet kağıtları ve peçetelerin çevreye karşı duyarlı olmasına dikkat edilmelidir. Allerjenler: Konukların en çok dikkat ettikleri noktalar arasında alerjenler geliyor. Konaklama mekânları; halı, perde ve yatak tekstillerinde biriken ve havada uçuşan partiküllere duyarlılıkları olan kişiler için çeşitli önlemler alınıyor.
Son yıllarda dünya gündemine ‘Sürdürülebilirlik’ kavramı damgasını vurdu. Bir yandan artan nüfus, diğer yandan ise azalan temiz su ve tarım alanları ile tehlike çanlarını çalan küresel ısınma tehdidi. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UKFPA) tarafından, Kasım ayı itibariyle, dünya nüfusunun 7 milyar kişi olduğu açıklandı. Ancak, dünyada 400 milyonu çocuk olmak üzere, 1.5 milyarın üzerindeki insan, yeterli ve sağlıklı içme suyuna sahip değil… Dünyadaki hastalıkların yüzde 80’i susuzluktan kaynaklanıyor ve her yıl 25 milyonun üzerindeki insan, temiz sudan mahrum kaldığı için hastalanarak ölüyor. Gerekli tedbirler alınmayıp, altyapı yatırımları yapılmazsa, gelecek 20 yıl içerisinde yeterli ve sağlıklı suya ulaşamayan insan sayısının 3.3 milyar kişiye ulaşacağı öngörülüyor.
TEMİZLİĞE DİKKAT EDİLMELİ
Gelecek nesiller için!
Çevreci Temizlik: Otelin temizliğinde başta kat temizlikleri olmak üzere çamaşırhanelerin, odaların hijyeni misafirleri memnuniyeti açısından oldukça önemli. Bu amaç doğrultusunda; çamaşır malzemelerinde, halı temizleyicilerde, oda spreylerinde suni parfümlü ürünlerin kullanılmasında dikkat edilmesi gerekiyor.
Artan nüfusa paralel olarak, temiz su ve beslenme ihtiyacına dikkat çeken uzmanlar, sürdürülebilir bir dünya için kaynakların israf edilmeden kullanılması gerektiğini vurgulayarak, milyarlarca insanı doyurmanın her geçen yıl daha büyük bir soruna dönüştüğüne dikkat çekiyorlar. Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) Başkanı Timur
Hi-Tech Aralık’11
Dosya Bayındır, “Doğal kaynakları, tarihi, kültürü gaddarca kullanıp tüketiyoruz. Artık herkesin, her şeyi biraz daha ekonomik olarak kullanıp, gelecek kuşaklara da bırakıyor olması lazım… ” diyor. Sheffield Hallam Üniversitesi Yardımcı Editör Bernard Lane ise, “Sürdürülebilirlik, uzun vadeli bir kavram… Mevcut nesillerin ihtiyaçlarını, gelecek nesillerin ihtiyaçlarından kısmadan karşılamak esas olmalıdır. Çevremizi, doğayı, gıdayı, suyu her zaman düşünmeliyiz. Geleceği düşündükçe, torunum için geriliyorum” diye belirtiyor. Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB), İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve Boğaziçi Üniversitesi ortaklığıyla, 29 Kasım tarihinde, Hilton İstanbul Hotel’de ‘Sürdürülebilir Turizm Yönetimi’ semineri düzenlendi. Sheffield Hallam Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Journal of Sustainable Tourism Editörü Bernard Lane, Hilton Otelleri Avrupa Çevre Yönetimi Müdürü Paulina Bohdanowicz, TUI Sürdürülebilir Turizm Geliştirme Müdürü Jane Ashton, Leeds Metropolitan Üniversitesi Uluslararası Turizm Çalışmaları Müdürü Xavier Font konuşmacı olarak katıldığı seminere, TUROB üyeleri, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü temsilcileri, Boğaziçi Üniversitesi yetkilileri ve öğrenciler yoğun ilgi gösterdi.
Prof Dr Ahmet Emre Bilgili, “Küreselleşme ile şehir turizmi ön plana çıktı” Küreselleşme ile şehir turizminin ön plana çıktığını kaydeden İl Kültür ve Turizm Müdürü Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili “Geçmiş yıllarda sosyologlar, küreselleşme ile insanların daha çok seyahat edeceğini söylüyordu. Artık bu öngörü olmaktan çıktı ve bir gerçek haline geldi. Burada yapmamız gereken, kültürel ve yerel değerlerle sürdürülebilir şehirler ve sürdürülebilir turizm yönetimini sağlamaktır. Bakanlık, sivil toplum örgütü ve akademik dünya ile bir arada olduğumuz bu güzel işbirliğinin sürdürülebilir olmasını diliyorum” diye konuştu.
Timur Bayındır, “Gelecek kuşaklara yaşanabilir bir dünya bırakmalıyız” Yarınlar için kaynakların israf edilmeden kullanılması gerektiğini vurgulayan TUROB Başkanı Timur Bayındır, “Doğal kaynakları, tarihi, kültürü gaddarca kullanıp tüketiyoruz. Artık herkesin, her şeyi biraz daha ekonomik olarak kullanıp, gelecek kuşaklara da bırakıyor olması lazımdır. Sektörümüze baktığımızda, 1980’li yıllarda turizm yatırımlarını başlamasıyla birlikte, turizmi nasıl 12 aya yayabiliriz konusunu dile getirmiştik. Ardından ülke geneline yayılması için çalışmalar yaptık. Son yıllarda da sürdürülebilirlik üzerine çalışmalar
Hi-Tech Aralık’11
61
Dosya yapıyoruz. TUROB’un hayata geçirdiği ‘Yeşillenen Oteller’ sertifikasını alan üye sayımız 40’ı geçti. Yakın zamanda, tüm üyelerimizin almasını hedefliyoruz. İstanbul’un ‘Greening City’ olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.
Faruk Boyacı, “Sektörün bilgi birikimi ve tecrübesini arttıracağız” Seminerin açılış konuşmasını yapan TUROB Başkan Yardımcısı Faruk Boyacı, şunları söyledi: “Bir zamanlar nasıl İstanbul’a turist getiririz diye konuşuyorduk. Bugün sürdürülebilir turizm yönetimini konuşuyoruz. Yaptığımız çalışmalarla otellerin bilgi birikimi ve tecrübelerini arttırarak, dünya platformundaki rekabet gücünü arttırmayı hedefliyoruz” dedi.
Bernard Lane ‘Sürdürülebilir Turizm uzun vadeli bir kavramdır” Sheffield Hallam Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Journal of Sustainable Tourism Editörü Bernard Lane, ‘Sürdürülebilir Turizm’in uzun vadeli bir kavram olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Sürdürülebilir turizm kavramı, 70’lerde ortaya çıktı. Sürdürülebilirliğin ekonomik sonuçları, çevresel sonuçları ve sosyo-kültürel sonuçları vardır. Çevreye olan etkileri ile ekonomik gelişmenin izlenmesi kolaydır. Toplum ve kültür söz konusu olduğunda ise, bu çok daha zordur. Bu nedenle, işin başında ‘Geleneksel kültürlerin korunması için neler yapılabilir?’ diye düşünüldü. Herhangi bir ülkede, x bir otelde kalındığında, o ülkede olunduğu nasıl hissedilecek denilerek, sürdürülebilir turizm için yerel insanlar ve kültürel değerlerle etkileşim içinde olmak gündeme geldi.Son dönemlerde sürdürülebilirlik boyutuna, küresel ısınma da eklendi. Nitekim, dünyadaki karbon salımının yüzde 5’i turizm sektöründen kaynaklanmaktadır ve bu oranın yükselişi devam etmektedir. Özetle, ‘sürdürülebilir turizm’ uzun vadeli bir kavramdır. Mevcut nesillerin ihtiyaçlarını, gelecek nesillerin ihtiyaçlarını kısıtlamadan karşılayabilmek demektir. Otelinizin duvarlarının ötesinde düşünmelisiniz. Toplum, gelecek, miras, çevre, doğa, gıda ve suyu düşünmelisiniz. Kurumsal sosyal sorumluluk anlayışı olmadan sürdürülebilirlik olamaz” şeklinde konuştu.
62
Hi-Tech Aralık’11
Dosya Turizm, hayal satan revaçta bir endüstridir Turizmin hayal satan bir sektör olduğunu kaydeden Bernard Lane, “Turizm, revaçta bir endüstridir. Aynı zamanda, kıyafet gibi modaya bağlıdır. Turizm sektörünün, moda yönünde sürdürülebilir olması, rekabetçi olması gerekmektedir. İnsanlar, tatillerinde mutlu olmayı, değişik deneyimler kazanmayı istiyorlar. Özetle turizm, hayal satan revaçta bir sektördür" şeklinde konuştu.
Paulina Bohdanowiez, “Sürdürülebilirlik konusunda katı hedefler belirledik” Hilton Otelleri Avrupa Çevre Yönetimi Müdürü Paulina Bohdanowicz yaptığı konuşmada, Hilton Worldwide'in sürdürülebilirlik adına gerçekleştirdiği projelerini ve markanın bu konudaki hedeflerini açıkladı. Sürdürülebilirlik konusunda kendilerine katı hedefler koyduklarını kaydeden Paulina Bohdanowicz, “Hilton olarak, gelişmemizi sürdürebilir olarak devam ettirmeyi hedefliyoruz. Biz firma olarak, kendimize oldukça katı hedefler belirledik. Enerji tüketimi, karbon salınımı ve atıklarımızı yüzde 20, su tüketimimizi ise yüzde 10 azaltmayı hedefledik. Çalışmalarımız başarıyla sürüyor. 2014 yılında, bu hedeflerimize ulaşacağız” dedi.
Xavier Font, “Tüketicilere uygun bir dille anlatılmalı” Leeds Metropolitan Üniversitesi Uluslararası Turizm Çalışmaları Müdürü Xavier Font, tüketicilerin otel seçimi yaparken, yeşilden çok otelin fiyatına baktığını söyledi. Sürdürülebilir turizm için yapılan çalışmaların, iyi bir iletişim ile otel misafirlerine anlatılması gerektiğini kaydeden Xavier Font, “Londra’da yapılan bir araştırmaya göre, insanların %58’i çevreci bir otelde kalmayı istiyor. %33’lük bir kesimde, otellerin bu çalışmaları kar oranını arttırmak için yaptığını düşünüyor. Burada esas olan, kaynakların israf edilmeden kullanılması konusunda yapılan çalışmaların, otel misafirlerine uygun bir iletişim ile anlatılmasıdır. Tabi bunu anlatırken, misafire ‘çevreci olun’ gibi bir yaklaşım sunmakta, onları rahatsız edebilir. Bunun yerine, kaynakları daha az kullanmak için, çevreci lambalar kullanıyoruz gibi bilgi vermek çok daha anlamlı olacaktır” dedi. Örneğin otelde, çarşaf ve havlularını her gün değiştirmeyen misafirlere farklı hizmetlerin verilebileceğini anlatan Xavier Font, bu misafirlere yerel bir hediye verilebilir, kullanımları için bisiklet sağlanabilir veya yerel bir etkinliği izlemesi organize edilebilir diye belirtti.
Hi-Tech Aralık’11
63
Dosya Viking Kağıt geri dönüşüme
destek veriyor Son yıllarda Türkiye'de, geri kazanım konusunun önemi gittikçe artıyor. Temizlik kağıtları sektöründe geri kazanım uygulamaları uzun yıllardır yapılıyor. Viking Kağıt'ın bu konuyla ilgili çalışmalarını uzun yıllardır sürdürüyor. Viking Kağıt ve Selüloz A.Ş., 1969 yılında İzmir’in Aliağa ilçesinde kuruldu. 1971 yılında 13.500 tın/yıllık kapasitesi ile tek yüzü perdahlı sargılık, baskılık ve laminasyonluk kağıt üretimine başladı. 1982 yılında Yaşar Topluluğu bünyesine katılan Viking Kağıt, “ Türkiye’nin ilk özel kağıt fabrikası” sıfatını taşıdı. Grubun sürekli gelişme felsefesiyle birlikte 1984 yılında tevsi yatırıma giden Viking Kağıt, bu yatırım ile kapasitesini 20.250 ton/yıla çıkarmıştır. Viking Kağıt, 1994 yılında yüzde 68,5’i Yaşar Topluluğu’nda olmak üzere yüzde 31,5 hisse oranı ile halka açıldı.
Atık kağıt işleme tesisi var Sürekli gelişen bir grafikle endüstriyel sektöre yarı mamul kağıt üreten Viking Kağıt, 1995 yılında modernizasyon çalışmalarını tamamladıktan sonra yeni atılım politikaları ile ufkunu daha da geliştirmeyi ve geleceğe daha güçlü bak-
64
Hi-Tech Aralık’11
mayı amaçlayarak 1996 yılında Temizlik Kağıtları Sektörü’ne de girdi. Viking Kağıt bu sektörde, tuvalet kağıdı, havlu, peçete ve kutu mendil ürün paletiyle “Lily” ve“Senso” markalı ürünlerini nihai tüketicinin “Select” markalı ürünlerini de ev dışı kullanım sektörünün beğenisine sundu. Böylece Türkiye Temizlik Kağıtları Sektörü’nde güçlü bir yer edinme yolunda ilk adımı attı. Müşteri odaklılığı ana özellik olarak kabul eden Viking K ağıt, 1997 yılında “I SO 9001 Kalite Yönetim Sistemi Belgesi”ni almaya hak kazandı. Bu belge ile birlikte Viking K ağ ıt, temizlik kağıtları sektörü’nde yabancı bir kuruluştan ISO 9001 KYS Belgesi alan ilk kuruluş oldu. 2003 yılında süreç çalışmalarının tamamlanmasıyla Viking Kağıt, kalite belgesinin ISO 9001:2000 KYS versiyonu ile revize etti. Çevreye duyarlı olan Viking Kağıt, bünyesinde bulunan “Atık Kağıt İşleme Tesisi” ve “Kimyasal Arıtma Tesisi”ne ek olarak 1997 yılı içerisinde “Biyolojik Arıtma Tesisi”ni de devreye soktu.
Gündem
Kış Turizminin Cazibe Merkezi:
Türkiye, son yıllarda kar eksik olmayan yüksek dağlarıyla ve bu dağlarda kurulan kayak tesisleriyle kış turizminin önemli merkezi haline geldi. Bu sayımızda “kış turizmi ve kayak merkezleri” konusunu araştırdık. Münevver Çakırtaş
66
Hi-Tech Aralık’11
Gündem
Hi-Tech Aralık’11
67
Gündem Ülkemiz, son yıllarda “kış turizmi” denilince akla gelen ilk ülkelerin başında geliyor. Türkiye’nin dört bir yanında kış turizminin yapılabilmesine olanak tanıyan turizm merkezleri bulunuyor. Bu sayımızda; size kayak merkezlerini araştırdık. Bu turizm merkezlerinden gerek altyapı ve donanım, gerekse turist sayısı açısından özellikle Bursa-Uludağ, ErzurumPalandöken, Kayseri-Erciyes, Bolu- Köroğlu- Kartalkaya dikkat çekerken, Kars-Sarıkamış ve Antalya-Alanya-Akdağ da gelişen bölgeler arasında görülüyor.
Toz kar üzerine kayak yapılabiliyor 3185 m. zirveye sahip Palandöken dağları, Erzurum'un güneyinde yer alıyor ve doğu-batı yönünde uzanıyor. Türkiye'de kış turizmi deyince ilk akla gelen yerlerin başında Palandöken geliyor. Palandöken’e ulaşmak çok kolay. Erzurum'a Ankara ve İstanbul'dan her gün uçak seferleri bulunuyor. Kayak Merkezi Erzurum şehir merkezine ise 5 km. uzaklıkta bulunuyor. Havaalanına ise yalnızca 10 dakika mesafede. Kış mevsimi boyunca şehir merkezinden halk otobüsü seferleri bulunuyor.
68
Hi-Tech Aralık’11
Kayak alanı 2200 - 3176 m. yükseklik kuşağı üzerinde yer alıyor. Karasal iklim nedeniyle, mevsim boyunca "toz kar" üzerinde kayak yapılmaktadır. 10 Aralık- 10 Mayıs arasındaki dönem kayak etkinlikleri için en uygun zamandır.
Günü birlik konaklama imkânı 4 ve 5 yıldızlı konaklama tesisleri, kayak evi, günübirlik tesisler ve lokantalar bulunuyor. Kayak dersi ve malzeme kiralama hizmetleri veriliyor. Palandöken Kayak Merkezi’ndeki pistler dünyanın en uzun ve dik kayak pistleri arasında yer alıyor. En uzun pisti 12 km. olan kayak pistlerinin toplam uzunluğu 28 km.yi buluyor. Başlangıç yeriyle varış noktası arasındaki yükseklik farkı 1000 m. olan Palandöken'de Slalom ve Büyük Slalom yarışmaları için 2 adet tescilli kayak pisti mevcuttur. (Ejder Pisti ve Kapı kaya Pisti) Kayak Merkezi’nde 5 adet telesiyej (toplam 4500 kişi/saat kapasiteli), 1 adet teleski (300 kişi/saat kapasiteli ), 2 adet baby lift ( toplam 1800 kapasiteli ) ve 1 adet gondol lift (1500 kişi/saat kapasiteli) hizmet veriyor.
Gündem Ankara Elmadağ Kayak Merkezi Elmadağ Kayak Merkezi Ankara sınırları içinde, Elmadağ'ın kuzey yamaçlarında yer alıyor. Ankara'ya 18 km. uzaklıkta bulunuyor. Şehir merkezinden kayak tesislerine ulaşım üniversite araçları ve özel araçlarla mümkün. Kayak merkezi Elmadağ'ın kuzey yamaçlarında, 1500- 1850 m. yükseklikler arasında bulunuyor. Pistler ağaçsızdır ve alpin çayırlarla kaplı. Karasal iklimin hüküm sürdüğü merkezde kayak sezonu ocakmart arasında olup, kar kalınlığı 30- 60 cm’dir. Alanda kayak evi ile bir otel ve iki restoran bulunuyor. Hava Kuvvetleri’ne ait teleski tesisi, kar üstü aracı ve kafeterya hizmet veriyor. 548 m. uzunluğunda, saatte 720 kişi kapasiteli bir adet teleski bulunuyor.
km. İzmir 1465 km. uzaklıkta bulunan şehre her gün çeşitli illerden karşılıklı otobüs seferleri bulmak mümkündür. Havayolu için Muş Havaalanı (85 km.) ya da Van Havaalanı (160 km.) kullanılıyor. Ilıman karasal iklime sahip kayak merkezinde kayak sezonu Aralık ayında başlıyor ve Nisan ayına kadar devam ediyor. Bitlis ve çevresi kış mevsiminde sürekli kar yağışı alır ve kar kalınlığı 100 cm. - 200 cm.dir. Kayak alanları, kent merkezinin doğu ve batı kesimlerinde yer almaktadır. Doğudaki Dideban (1821 m.) ve Sapgör Dağları ile batıdaki Altınkalbur Dağları kayak alanı olarak kullanılıyor. Kayak Tesisleri batıdaki Altınkalbur Dağlarında yer almaktadır. Uzunluğu 726 m., kapasitesi 720 kişi/saat olan bir adet teleski tesisi bulunmaktadır. Pistler orta ve zor düzeyde zorluk derecelerindedir.
Bitlis’in kayak sezonu Aralık’ta başlıyor Doğu Anadolu Bölgesinde, Diyarbakır - Tatvan - Van karayolu üzerinde, Van gölünün yaklaşık 25 km. güneydoğusunda yer alan Bitlis aynı zamanda kış sporları yerleşim yeridir. Kayak alanları kentin içerisindedir. Ankara 1100 km. İstanbul 1504
Hi-Tech Aralık’11
69
Gündem
Kristal karlarla kaplı Kış sporları ve kış turizmi bakımından Türkiye’nin 1. derece öncelikli 5 merkezinden biri olan Kars-Sarıkamış Cıbıltepe Kayak Merkezi çevresi ünlü sarıçam ormanları ile kaplı, 2200 - 2900 metre yüksekli gösteren bir plato üzerinde yer alıyor. Kars’a 54 km. Erzurum’a 153 km. uzaklıktaki kayak merkezi Kars Havaalanına 40 dakika mesafededir. Sarıkamış çevresi özellikle ‘Alp ve Kuzey Disiplini’ kayak uygulamaları ile ‘kayak safari’ ve ‘kızaklı geziler’ için çok uygun ortam sunmakta, snowboard sporu ise kısmen yapılabiliyor. Sarıkamış Kayak Merkezi Slalom, Büyük Slalom ve Süper-C kayak türlerini yapmaya elverişli. Sarıkamış’ın kış turizmi yanında piknik ve mesire yeri alanı bakımından da zengin bir yöre olması kış mevsimindeki ilginin yazında devam etmesini sağlıyor. Çamlar arasında toplam 12 kilometreyi bulan 5 etaplı piste sahip
70
Hi-Tech Aralık’11
2500 rakımlı Cıbıltepe'nin muhteşem bir doğal güzelliği vardır. Cıbıltepe'nin kristal karla kaplı olması ise onu kayakçılar açısından daha cazip hale getiriyor. Kayak alanı 2100 -2634 metre yükseklikleri arasında, sarıçam ormanları içerisinde yer almaktadır. Normal kış koşullarında 1.5 metre dolayında olan kar, kayak sporu için oldukça elverişli ve sadece Alplerde olan kristal kar özelliği gösteriyor.
Kartalkaya Kayak Merkezi Kartalkaya kayak merkezi Batı Karadeniz Bölgesi’nde, Bolu il merkezinin 38 km. güneydoğusunda, Köroğlu Dağı turizm alanı içerisinde yer alıyor. Kayak alanı 1850–2200 m. yükseklik kuşağı üzerinde bulunuyor. Yöre, yarı ılıman bir iklime sahiptir. Kartalkaya Kayak Merkezi ve çevresi orman örtüleri ile kaplıdır. Hakim rüzgâr yönü batı–kuzeybatıdır. Alp kayağı,
Gündem
“ıslak kar” özellikleri gösteren bölgede, yılın 120 günü kayak yapılabiliyor. Toplam 20 kilometreyi bulan 12 pisti bulunan merkezde, mekanik tesislerin toplam taşıma kapasitesi saatte 6000 kişi. Merkezde, 2 telesiyej, 6 teleski ve 3 baby liftle hizmet veriliyor.
Gerede-Esentepe Arkut Dağı Kayak Merkezi :
kayaklı koşu (cross-country) ve tur kayağı için uygun koşullara sahiptir. Yılın 4 ayı (15 Aralık- 15 Nisan) kayak yapmak mümkündür. Ortalama 250 cm. kar kalınlığı vardır. Kartalkaya’da, çeşitli aktiviteler sunan 3 adet otel mevcuttur. Kartalkaya’da toplam 28 adet pistin uzunluğu 30 km’yi buluyor. Kartalkaya’daki 3 adet otelin toplam 1760 yatağı, 2 adeti telesiyej, 6 adeti teleski ve 3 adeti de baby-lift olmak üzere toplam 11 adet mekanik tesisi mevcut olup taşıma kapasitesi toplam 7000 kişi/saattir.
Beyaz ve yeşilin birbiriyle uyumu dikkat çekiyor Türkiye’nin Batı Karadeniz Bölgesi’ndeki Bolu Köroğlu Kış Sporları Turizm Merkezi, hem yeşil ormanları hem de karı bir arada sunuyor. Normal kış koşullarında 3 metre kar yağışı görülen ve mevsim başında “toz kar”, mevsim sonunda ise
Gerede’nin kuzeyinde, 1300 m. yükseklikte, kış sporları ve kayak imkanına sahip bir otelin bulunduğu yerdir. Asırlık çam ağaçlarının bulunduğu Esentepe’ye bu isim bölgenin sürekli esmesi nedeniyle Atatürk tarafından verilmiş. Esentepe'nin 4 km kuzeyinde Arkut Dağı'nda bulunan pistlerde kayak yapılmakta ve her yıl uluslararası kayak yarışmaları düzenleniyor.
Saklıkent Kayak Merkezi Antalya’nın batısında Bey Dağları üzerinde, Antalya kent merkezine 50 km. kuzeybatıda yer alıyor. Antalya’ya yakınlığı nedeni ile bir günde iki mevsimin birden yaşanabildiği ender yerlerden biridir. 50 km’lik Antalya-Saklıkent yolunun 11. km’si (Antalya-Doyran köyü çıkışı) asfalttır. Şehir merkezinden tesise otobüs, taksi ya da otellerin servis araçlarıyla bir saatte ulaşılıyor. 2550 m. yükseklikteki Bubi Dağında, kayak alanları 2000 – 2400 m. yükseklikler arasındadır. Kayak mevsimi kısadır. Kar kalınlığı kayak mevsiminde 50- 100 cm’dir. Karasal iklim hüküm sürüyor.
Hazar Baba Kayak Merkezi Hi-Tech Aralık’11
71
Gündem Elazığ’a bağlı Sivrice ilçe merkezine 6 km. uzaklıkta, Hazar Gölü kıyısında 2347 m. yüksekliğinde olan Hazar Baba Dağı’nda 1999 yılında açılan Hazar Baba Kayak Merkezi, ülkemizde son yıllarda gelişmekte olan merkezlerdendir. Hazar Baba Kayak Merkezi’nde kayak evi ve kafeterya olmak üzere iki bina mevcuttur. Kayak evinden gelen günübirlikçilere kayak takımları sağlanıyor. Kayak yaparken aynı anda Hazar Gölü ve Keban Baraj Gölü’nün görüldüğü, adeta bir seyir tepesi konumundaki Hazar Baba Dağı Kayak Merkezi’nde hiçbir yerde görülmeyen güzellikler yaşanıyor.
Zigana Kış Sporları Turizm Merkezi Zigana Kış Sporları Turizm Merkezi, Karadeniz Bölgesi’ni, Doğu Anadolu Bölgesi’ne bağlayan karayolu yakınında ve Türkiye’nin en uzun tüneline (Zigana Tüneli 1850 m.) 3 km. uzaklıktadır. Gümüşhane il merkezine 40 km. Trabzon Havalimanı’na 55 km. mesafededir. Çevresi ormanlarla kaplı olan kayak merkezinde kayak alanları 1900-2500 m. Yüksekliklerinde ve alpin çayırlarla kaplıdır. Kayak sezonu aralık ayında başlar nisan ayına kadar devam eder. Kar kalınlığı 100-150 cm. dir. Kayak merkezinde bir adet teleski, bir adet baby-lift tesisi bulunmaktadır. Tesisin uzunluğu 661 m., kapasite ise 843 kişi/saattir. Kayak pistinin genişliği 100-200 m. ortalama meyil yüzde 20’dir. 40 yatak kapasiteli bir kayak evi bulunuyor.
Akdağ Yaylası ve Kayak Merkezi “Akdağ” Dağının zirvesinde 1788 rakımlı “Uzunyazı Tepe” ile 1404 rakımlı “Yemişen Tepe” arasında kurulacak olan “Akdağ Kış Sporları ve Kayak Merkezi” arazi yapısı itibariyle çok uzun kayak pist alanlarına sahip olup, olimpik kayak alanlarına kıyasla daha elverişli konum sahiptir. Ayrıca bu alanın doğal çimle kaplı oluşu, burada yaz aylarında çim kayağının yapılmasına imkan sağlamakta ve 5 yıldan bu yana her yıl yapılagelen Yayla Şenliklerinde de çim kayağı yarışmaları düzenleniyor.
Helikopterli kayak imkanı Bursa'nın 36 km. güneyinde yer alan Uludağ, ülkenin en gözde kış sporları merkezidir. Flora ve faunasının zenginliği ile 1961 yılında Milli Park ilan edilen Uludağ, sadece kış turizmine değil, yaz aylarında kampçılık, trekking ve günübirlik piknik etkinliklerine de olanak sağlamaktadır. Antik dönemde Olympos Misios adıyla tanınan Uludağ, tanrıların Troya Savaşını izlediği yer olarak
72
Hi-Tech Aralık’11
Gündem mitolojideki yerini almıştır. Uludağ kayak merkezi Alp ve Kuzey disiplini ile "Tur kayağı" ve "Helikopterli kayak" uygulamaları bakımından uygun coğrafya şartlarına sahiptir. Kayak dışında snow board, big foot, buz pateni, kar motosikleti aktiviteleri bulunabilir. Uludağ Milli parkına hem karayolu ile hem de teleferik ile ulaşım sağlanabilmektedir. Kayak Merkezi Bursa'ya karayolu ile 40, havaalanına 60 dakikadır. Özellikle kış aylarında günün her saatinde Bursa kent merkezinden (Tophane semti) minibüs bulunabilir. Kayak merkezine çıkmak ortalama 1.5 saat sürmektedir. Uludağ'a teleferikle çıkılabilir. Bursa Kadı Yayla (1235 m) arasında iki, Kadı Yayla Sarı Alan (1621 m.) arasında iki, toplam dört hat vardır. Her hatta 30 kişi taşıyan bir kabin çalışır. Ancak kayak takımlarını teleferikle taşımak yasaktır. Teleferik Bursa'nın Teleferik semtinden 20 dakikada bir kalkar. Teleferik önce Kadı Yaylaya çıkar. Orada kabin değiştirip, Sarı Alana çıkan kabine binilir.
Ilgaz Kış Sporları Turizm Merkezi dört mevsim turizme elverişli Kastamonu ve Çankırı illeri sınırında zirvesi 2850 m. olan Ilgaz Sıradağları üzerinde, Ilgaz Milli Parkı içinde yer alan Ilgaz Kış Sporları Turizm Merkezi, kış turizminin yanı sıra sahip olduğu doğal güzellikleri ile dört mevsim turizme de elverişli. Ankara’ya 210, İstanbul’a 460, Kastamonu’ya ise 40 km uzaklıkta olan merkezde 2 adet pist bulunuyor. Tüm pistlerinde toz karda kayak yapılabilen Ilgaz kayak merkezinde gece kayağı yapma imkanı da bulunuyor. Mevcut yatak kapasitesi 917 olan turizm merkezinde çalışmalar tamamlandığında yaklaşık 1300 yatak kapasitesine ulaşılması hedefleniyor.
Isparta Davraz Dağı Kış Sporları Turizm Merkezi Isparta Davraz Dağı Kış Sporları Turizm Merkezi kar kalınlığı ve pist uzunluğuyla dikkat çeken kayak merkezleri arasında önemli bir yere sahip. Davraz’da bulunan tesislerde hem amatör, hem de profesyonel kayakçılara uygun pistler bulunuyor. Kayak merkezinde kuzey ve alp disiplini, tur kayağı, snowboard, dağcılık, botanik gözlemcilik, yamaç paraşütü ve trekking yapılabiliyor. Turizm Merkezinde Süleyman Demirel Üniversitesine ait 120 yatak kapasiteli sosyal tesis ile toplam 342 yatak kapasiteli 2 adet Turizm Tesisi (1 adet 4 yıldızlı ve 1 adet oberj otel) bulunuyor...
Hi-Tech Aralık’11
73
Gündem
Wyndham İstanbul Kalamış Marina
Ağustos 2012’de açılacak Wyndham Otel Grubu, Wyndham Petek İstanbul’un ardından Wyndham İstanbul Kalamış Marina için Reisler Group ile bir anlaşma imzaladı. Wyndham Otel Grubu tüm dünyada bilinen Ramada® markası altında ülkemizde yedi otele sahip bulunuyor. Münevver Çakırtaş Dünyanın en büyük otel şirketi olan ve Wyndham Worldwide Cor poration’ nin parçası olarak faaliyet gösteren Wyndham Otel Grubu, Türkiye’de Wyndham İstanbul Kalamış Marina adı altında franchise olarak işletilecek ikinci Wydham Oteller ve Resortlar® tesisinin açılışı için anlaşma imzaladığını duyurdu. Reisler Grup’un sahip olduğu otel, Ağustos 2012’de açılacak. Wyndham Otel Grubu Kıdemli Başkan Yardımcısı ve EMEA İdari Yönetici Michael Poynter Türkiye’ye yaptıkları yatırımla ilgili şu açıklamayı yaptı: “Türkiye, Wyndham Otel Grubu’nun portföyünü Avrupa’da genişletme ve misafirlerine tüm dünyada birinci sınıf konaklama olanakları sunma planlarımızda önemli bir role sahip. İstanbul’daki fırsatlar burada ikinci bir Wyndham Oteli’nin açmamıza neden oldu. İnanılmaz konumu ve beş yıldızlı hizmetleriyle Wyndham İstanbul Kalamış Mari-
74
Hi-Tech Aralık’11
na’nın açılışı ortaklarımızla birlikte piyasalara yüksek kaliteli ürünler getirme taahhüdümüze hep bağlı kalacağımızı kanıtlıyor.”
210 odası olacak Beş yıldızlı tesis, İstanbul’un Asya yakasında bulunan seçkin Kalamış Marina’nın tam karşısında yer alacak. Beş katlı otelde 210 oda, bir kral dairesi, farklı kapasitelerde 14 toplantı salonu 300 ve 600 kişilik iki balo salonu bulunacak. Büyük spa ve fitness merkezinde ise 12 terapi odası, bir kapalı yüzme havuzu ve bir teras üstü yüzme havuzu yer alacak. Otelde üç adet restoran hizmet verecek: bunlardan bir tanesi gün boyunca açık olacak ve diğer iki tanesinde de spesyal yemekler sunulacak. Ayrıca lobi barı ve oda hizmetleri birimi de konuklara istenilen hizmetleri sağlayacak.
Gündem
Gaggenau Dünya mutfaklarını İstanbul’da buluşturdu Gaggenau’nun en son amiral gemisi olan İstanbul showroomu “Doğu ile Batı’nın Buluşması” sloganıyla kapılarını açtı. Türkiye’nin en yüksek binası Sapphire’nin 32. katında, tamamen Gaggenau cihazları ile donatılmış amiral gemisi Gaggenau İstanbul Showroomu, hızlı bir şekilde büyüyen metropolün büyüleyici manzarası eşliğinde dünya mutfak kültürlerini bir araya getirirken, Gaggenau marka dünyasını da en iyi şekilde temsil ediyor. Münevver Çakırtaş
76
Hi-Tech Aralık’11
Gündem
İstanbul’un farkı… Konuşmacılar, dünyanın en dinamik bir şekilde büyüyen pazarlarından birinde açılan yeni lokasyonun önemini vurguladı. Gaggenau Dünya Başkanı Sven Schnee, duygularını şu şekilde ifade etti: “Boğaz şehri İstanbul, mimari, sanat ve tasarım dünyasının yeni buluşma noktası olarak kabul görüyor. İstanbul, geleneksel değerleri ve Türkiye'nin nasıl kalkınıp modern bir ekonomi pazarına dönüştüğünü gözler önüne seriyor. Bu da zaten Gaggenau’nun arayıp da bulamadığı bir durum. Çünkü 300 yılı aşkın bir marka felsefesine sahip olan Gaggenau, gelenek ve modernizmin ortak yaşamını simgeleyen bir marka.” Gaggenau, İstanbul’daki amiral gemisi Showroomu'nun açılışını özel bir etkinlik kapsamında, Sapphire binasının 32. katında, BSH İcra Kurulu Üyesi Jean Dufor, BSH Türkiye Satıştan Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Ronald Grünberg ve Gaggenau Dünya Başkanı Sven Schnee’nin ev sahipliğinde ve uluslararası medya temsilcilerinin katılımıyla açtı. “Doğu ile Batı’nın Buluşması” temasıyla gerçekleştirilen özel etkinlikte, İngiliz restoran eleştirmeni ve yazar Jay Rayner ile Osmanlı Mutfak Kültürü’ne uzun yıllarını adamış, ünlü araştırmacı ve Gastronomi Uzmanı Vedat Başaran, Osmanlı saray mutfağının batının mutfak kültürü üzerindeki etkilerini değerlendirdi. Misafirler, Türkiye'nin en yüksek binasında, müthiş hızlı bir şekilde büyüyen metropolün büyüleyici manzarası ile Gaggenau marka dünyasına bir bakış fırsatı yakalamış olmanın keyfini yaşadı.
16. yüzyıldan 21. yüzyıla yolculuk Gaggenau’nun showroomları, kültürlü bir yaşam tarzı ile birinci sınıf yemek pişirme kültürünü gözler önüne seriyor. Jay Rayner ve Vedat Başaran, canlı yemek pişirme kısmında, uluslararası gazetecilerle birlikte, Osmanlı saray mutfağının büyük geleneği ve Osmanlı mutfağının batının mutfak kültürleri üzerindeki etkilerini tartıştı. Tanıtılan yemeklerin arasında, Osmanlı geleneğine göre hazırlanan, elle zar gibi açılan ve içine çeşitli yerel mantarlar koyulan Sarıyer Böreği de vardı. Börek, showroomda tüm yüzeyi indüksiyonlu CX 480 ocağın üzerinde düşük ateşte pişirilen kuzu mantarı sosuyla tamamlandı. Bu börek, Türkler’in Viyana'yı kuşattığı 16. yüzyılda Viyana'ya geldi ve orada, Apfelstrudel denen ve tüm dünyada sevilen Avusturya'ya özgü elmalı bir hamur tatlısına dönüştü. Hi-Tech Aralık’11
77
Gündem
Her derde deva içecek:
SALEP
Salep, kış günlerinde vücudu sıcak tutan, soğuk algınlığına karşı direnç veren, özellikle sütle hazırlandığında besleyici, geleneksel bir içecek olarak biliniyor. Münevver Çakırtaş
78
Hi-Tech Aralık’11
Gündem Soğuk kış aylarının vazgeçilmez içeceği salep, lezzetinin yanı sıra vücudun dengesini kuran bir özelliğe de sahip. Salep, bağırsak rahatsızlıklarına, soğuk algınlıklarına ve öksürüğe karşı etkileri halk arasında çok eski dönemlerden beri biliniyor. Bu içecek ülkemizde çok eskilerden beri yaygın olarak kullanılıyor. Bazı kaynaklarda saleple tanışmamızın İslâmiyetin kabul edildiği yıllara denk geldiği belirtiliyor. Şıra daha çok yaz aylarında tercih edilirken, boza ve sıcak servis edilen salep kış aylarında içiliyor. Mis kokulu bir salebin gerçek bir sağlık koruyucusu olduğu uzmanlar tarafından vurgulanıyor. Bu sayımızda gizli kahraman salebi tanıyacağız.
Osmanlı’nın da tercihiydi Osmanlı İmparatorluğu döneminde padişahlar için hazırlanan kuvvet macunlarına zencefil, kişniş, sinameki, çörekotu, Hindistan cevizi, anason gibi birçok şifalı bitkinin yanı sıra salep de eklendiği kaydediliyor. O dönemde kış aylarında sokaklarda güğümlerle salep satıldığı, hatta salebin özel bir bardağının da bulunduğu aktarılıyor. Bu bardakların; büyük ve kulpsuz porselen fincanlar olduğu anlatılıyor.
Vücut Isısını Dengeliyor Salebin faydaları saymakla bitmiyor. Uzmanlar salebin, kan dolaşımını hızlandırdığı gibi kuvvet verici özelliğe sahip olduğunu aktarıyor. Sindirim sistemine de iyi geliyor. Salebin vücudumuz üzerinde direkt olarak olumlu etkisinin bağırsaklar üzerine olduğu kaydediliyor. Bağırsak sisteminden doğacak sıkıntıların giderilmesinde etkin rol oynuyor. Ayrıca soğuk kış günlerinde, vücut ısısının dengelenmesini de sağlıyor.
Tarçının sırrı Salebin en önemli özelliği afrodizyak etkisinin bulunmasıdır. Özellikle üzerinde tarçın ile birlikte tüketilmesi kan şekerinin dengelenmesinde önemlidir. Tarçın üzerine yapılan birçok bilimsel veride, bireylerin kan şekerlerinin daha dengeli ve yavaş artığı gözlendiği de biliniyor.
Öksürüğü kesiyor Salep, üzerine zencefil eklenerek içildiğinde öksürüğe iyi geliyor. Bu nedenle özellikle kış aylarında salebin tüketilmesinin daha faydalı olduğu dile getiriliyor.
Salep nasıl elde edilir? Salep bir tür yabani orkidedir. Orkidenin toprak altında bulunan yumrularından yavru olanlar toplanarak yıkanıyor. Bir ipe dizilip kurutulduktan sonra su veya sütle kaynatılıyor. Kaynatma işleminin ardından açık havada kurutulan yumrular kirli beyaz, yarı saydam bir renge dönüşüyor. Yumrular tamamen kuruyunca dövülerek toz haline getiriliyor. Elde edilen bu toza salep adı veriliyor.
Hangi bölgelerde yetişiyor? Türkiye'de, Kahramanmaraş, Kastamonu, Isparta, Muğla ve Manisa dağlarında yetişiyor.
Salebin çeşitleri de var! Doğal salep, fıstıklı doğal salep, fındıklı doğal salep, bademli doğal salep, muzlu doğal salep, sıcak çikolatalı doğal salep, dondurmalı doğal salep, espressolu doğal salep ve karamelli doğal salep olmak üzere salebin çeşitlerini bulmak mümkün.
Peki salep nasıl yapılır? Salebin kısık ateşte kaynayıncaya kadar karıştırılıyor. Salep keçi sütünden yapıldığında tadı çok güzel olur. Öncelikle süt kaynamaya başladıktan sonra 12 dakika kısık ateşte devamlı karıştırmalısı öneriliyor. Böyle yapıldığında dibi tutmuyor. Daha sonra salebi kaynayan süte kısık ateşte yavaş yavaş dökerek koyu kıvama, yani sakız gibi sünene kadar karıştırarak pişirin. Koyu kıvama geldikten sonra servis yapılabiliyor.
İshali engeller Salep, soğuk algınlığa, ses kısılmalarına ve çeşitli rahatsızlıklara karşı kullanılıyor. Salep soğuktan korur, vücut direncini artırır. Tarçınla tüketildiğinde üst solunum yolları, öksürük ve bronşite iyi gelir. Ayrıca, kalbi kuvvetlendirir, zencefil serperek içildiğinde yorgunluğu alır, sinir sistemini düzenler. Çocuklarda ishal ve kuvvet verici bir özelliği bulunuyor. Hi-Tech Aralık’11
79
Gündem
Türkiye - Azerbaycan
dostluğu
çinilere yansıdı Anikya İznik Çini tarafından, Petkim için özel olarak tasarlanan ve üretilen el yapımı İznik Çinisi, Türkiye - Azerbaycan dostluğunu çiniciliğe taşıdı. Anikya İznik Çini’nin, Petkim Star Refinerisi’nin 25 Ekim 2011 tarihinde yapılan temel atma töreninde Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a hediye edilmek üzere hazırladığı İznik Çinisi, Türkiye ve Azerbaycan arasında kurulan ekonomik ve kültürel köprüyü konu aldı. Anikya’nın bu tarihi buluşmayı geleceğe taşımak üzere büyük bir özenle hazırladığı “Türkiye-Azerbaycan” çinisinde, iki ülkenin Hazar’dan Ege’ye uzanan kardeşliği ve ortak yatırımı işleniyor.
80
Hi-Tech Aralık’11
Kardeşlik ve dostluk için İki lidere hediye edilmek üzere sadece iki adet üretilen İznik çinisinde, simgesel olarak İzmir’in Saat Kulesi ve Bakü’nün Kız Kalesi iki ülkenin bayraklarıyla birlikte yorumlandı. Tasarımda ayrıca, Petkim Yarımadasında yer alan Petkim Aliağa Tesisleri resmedildi. Bu büyük buluşmayla Türkiye’nin en pahalı yatırımlarından birini gelecek asırlara taşıyan 25x35 cm ölçüsündeki İznik çinileri, çini sanatçıları tarafından tamamen elde üretildi.
Gündem
İstanbul ayaklarınızın altında! 2005 yılından beri Karaköy’de hizmet veren Neptün Restaurant, kış mevsiminde de hazırladığı birbirinden lezzetli yemekleri misafirleriyle buluşturacağını duyurdu.
82
Hi-Tech Aralık’11
Gündem
balık ve deniz ürünlerinden oluşan zengin menüleri, birbirinden özenle hazırlanan salatalarıı ve içki seçeneklerimizle sizlere hizmet veriyor.
Özel günleri şölene çeviriyor M.Ö. 6500'lü yıllara ait yaşam izlerine sahip, dünyanın en eski şehirlerinden biri olan İstanbul'un kalbi Tarihi Yarımada, Roma döneminden Osmanlı İmparatorluğu'nun sonuna dek, 330-1922 yılları arasında 3 imparatorluğa başkentlik yaptı. Birçok tarihi figüre, sanatçıya ve gezgine yüzyıllar boyunca ilham veren Tarihi Yarımada, tüm dönemlere ait birçok hazineye de aynı zamanda sahipliği yaptı. Neptün Restaurant, 250 kişilik kapalı, 150 kişilik açık alanıyla toplam 400 kişiye 2005 yılından beri hizmet veriyor.
Tarihi atmosferde yemek zevki! Neptün Restaurant, Karaköy ayağında olup, sağında Yeni Cami karsısında Topkapı Sarayı solunda eşsiz Boğaz manzarası ve Kız Kulesi eşliğinde Mevsimin özel lezzetleriyle hazırlanan; Türk, Akdeniz ve Karadeniz mutfaklarından seçilmiş
Konuklarını eğlenceli ve renkli bir ortamda ağırlamak istediklerin dile getiren restoranın işletmecilerinden Mesut Altunsol, “Toplantınızın boyutu ne olursa olsun mükemmel bir hizmet, profesyonel bir ekip, seckin yiyecek ve içecek seçenekleri sizleri bekliyor” dedi. Altunsol, sözlerini şöyle sürdürdü: “Balık yemek istemeyip, sadece aperatifle İstanbul'un tarihi yarımadasında boğaz keyfi yapmak isteyenler için de doğru adres biziz.”
Fasıl eşliğinde Her türlü organizasyonu başarıyla sürdürdüklerini kaydeden Altunsol, “Özel etkinlikleriniz, şirket yemekleriniz, özel günleriniz, doğum günü partileri, yıl dönümü davetleri, her türlü organizasyon için balık tutkunu değerli konuklarımızı bekliyoruz... Her gün canlı fasıl eşliğinde tatmaya davet ediyoruz” ifadelerin kullandı. Hi-Tech Aralık’11
83
Gündem
İstanbul’un en iyi mantıcıları Yemek kültürümüzün vazgeçilmezleri arasında mantı bulunuyor. Peki iyi bir mantı nerede yenir? Münevver Çakırtaş Mantı, başta Anadolu olmak üzere ülkemizin dört bir yanında masalarımızın baştacı edilen yemeklerin başında geliyor. Bugün şehrin en sevilen restoran, kafe ve barları başta olmak üzere 125 binin üzerinde kayıtlı mekân hakkında 100 binin üzerinde üye yorumunu barındıran Mekanist’in 200 binden fazla üyesi bulunuyor. Mekanist, mekanları bire bir deneyimleyen kullanıcı yorumlarından yola çıkarak ağzının tadını bilenler için İstanbul’un en iyi mantıcılarını listeledi. En iyi
84
Hi-Tech Aralık’11
mantıcılardan, çeşit çeşit, birbirinden dayanılmaz tatlarda mantı yemek isteyenleri de listeledi. İşte İstanbul’un en iyi mantıcıları listesi!
ÜNLÜLERİN UĞRAK YERİ Bodrum Mantı: Cengiz ve Hasan Yanar kardeşlerin birlikte işlettikleri mekan; 12 yılı İstanbul’un farklı elit mekanlarında çalışmak, 13 yılı da işletmecilik yapmakla geçen 25 yılın eme-
Gündem
40 YILLIK DENEYİM Sayla Mantı: Anadolu yakasının vazgeçilmez mantıcılarından Sayla Mantı, mideye oturmayan hafif mantıları ve turşularıyla fark oluşturuyor. 1969 yılının Mayıs ayı'nda Kadıköy Bahariye’de kurulmuş olan Sayla Mantı aynı adres ve mekanda 40 yılı aşkın zamandır mantıcı olarak hizmet sunmaya devam ediyor. Kurulduğu günden bugüne kalite, hijyen ve sınırsız müşteri memnuniyetini kendine ilke edinen Sayla Mantı aradan geçen yıllarda asıl işi olan mantıcılığın dışına çıkmayarak, mantı ve çiğ börekte kalitesini kanıtlamış. Aşkana Mantı: Ulus’ta mantı yemek isteyenler mutlaka Aşkana Mantı’ya uğramalı.
MODA’NIN MANTICISI Lita Mantı: Lita Mantı, pişirme kıvamından soslarına ziyaretçilerine mükemmel mantıyı sunuyor. 1990 yılında Tahsin Şengün tarafından kurulmuştur. Açıldığı günden günümüze kadar Türk ve Dünya mutfağının yemeklerinden menüsüyle, başta Kayseri Mantısı, Eskişehir Çiğ böreği, İnegöl Köftesi, İtalyanların Pizzası ve Spagettisi, Macarların Gulaş (Et sote) Tavuk ve Güveç yemekleri, Çorbalar, Salatalar ve Tatlılarıyla özel lezzetler sunmaktadır. Ünlülerin uğrak yeri olan Lita Özel Günlerinizde (Doğum günü, Nişan, Evlilik Yıldönümü, Yılbaşı ve Toplantı Yemekleri) size özel menüsüyle, Alkollü ve alkolsüz içecek çeşitleriyle hizmet vermektedir.
CEVİZLİ MANTI YEDİNİZ Mİ? ğini temsil ediyor. Bodrum Mantı Cafe 2002 yılında Arnavutköy'de açılmış. Ardından Bağdat Caddesi ve yaz aylarında Türkbükü şubelerinde de hizmet vermeye başlamıştır. Kısa sürede kaliteli hizmet anlayışı, damaklarda iz bırakan lezzetleri ve değişmeyen kalitesiyle büyümüş. Bodrum Mantı, aynı zamanda Cem Yılmaz, Asuman Krause, Hakan Aysev, Azra Akın gibi ünlü isimlerin de tercihidir. Bodrum Mantı Arnavutköy Şubesi'nin müşterilerine sağladığı diğer hizmetler ise 7 gün 24 saat açık olması, 24 saat paket servisinin olması ve hafta sonları zengin kahvaltı menüsünün bulunmasıdır. Emek Mantı: Boğaz havasında acıkanlar soluğu Yeniköy’deki Emek Mantı’da alıyor. Klasik Kayseri el mantısının yanı sıra diğer yörelere ait yaklaşık 15 mantı çeşidi bulunuyor. Casita: Şubeleriyle İstanbul’a yayılmış olan Casita, Ferayesinin lezzeti kadar, mekanın sıcak atmosferiyle de fark oluşturuyor. Casita, 1983 yılında kurulmuş. Şu an 7 şubesi bulunuyor. Kendine özgü dekoru ve mutfağıyla nezih ve popüler restoran zinciri haline geldi.
Sinop Mantı: Beşiktaş’taki Sinop Mantı, alternatif bir lezzet olan cevizli mantısıyla ünlü. Mekan, Sinop ve Karadeniz’e özgü bir şekilde döşenmesiyle de dikkat çekiyor. Ailenizle, sevdiklerinizle her zaman gidebileceğiniz ferah bir mekan. Hıngal Mantı: Büyük parçaları ve cömert malzemesiyle Hıngal Mantı, Kısıklı’da mantıseverlerin bir numaralı mekanı konumunda.
TATAR USULÜ MANTI Aşkana Mantı: Aşkana Tatarca mutfak anlamına geliyor. Aşkana Mantı Tatar usulü mantı ve çiğbörek yapıyor. İçerde birçok yerde olan saksılar ve yeşillikler dikkat çekiyor ve ortama hoş bir rahatlık veriyor. Kaşık-la: Şişli Cevahir Alışveriş Merkezi’ndeki Kaşık-la enfes Kayseri mantısıyla ağzının tadını bilenlerin gönlünde taht kuruyor. Kayseri mantısının en güzel örneklerini burada tadabileceksiniz. Törek Mantı Salonu: Kadıköy’deki Törek Mantı Salonu, hızlı servisi ve lezzetli mantısıyla fark oluşturuyor. Hi-Tech Aralık’11
85
Gündem
Ariston’dan ‘üşütmeyen’ çözümler! Ev ve endüstriyel alanların ısıtma ve sıcak su ihtiyacına entegre çözümler sunan yenilenebilir enerji teknolojileri, kombi ve termosifon ürünleri ile pazarın güçlü üreticileri arasında yer alan Ariston Thermo Group, 3 yeni ürününü Avrupa ile eş zamanlı olarak Türkiye’de de bulunacağını açıkladı. Ariston Thermo Group ısıtma ve kullanım suyu sistemlerinin üretim ve pazarlamasında lider olan çok uluslu bir şirket olarak biliniyor. 2010 yılında 1.2 milyar Euro ciro elde eden Ariston Thermo Group, yılda 6.5 milyon adet ürün üretiyor. 10 ülkeye yayılmış 19 üretim tesisi, 6 bin 800 çalışanı ve 26 ülkede 40 şubesi ile 150’den fazla ülkede dağıtım ağına sahip. Ariston, Elco ve Chaffoteaux ana markaları altında ısıtma sistemleri ve servislerinde çok geniş bir ürün gamı var. Grup enerji verimliliği konusundaki verdiği önemi yenilenebilir enerji sistemlerine yapılmış olan güçlü yatırımlarla ve yüksek tasarruf sağlayan yoğuşmalı kombiler, güneş panelleri, ısı pompaları ve yüksek kapasiteli su ısıtıcıları geliştirerek destekliyor. Yeni nesil ürünü NEXT hermetik şofbeni Türkiye’de de satışa sunan Ariston şimdi ise yeni sezonda müşterilerine sunacağı EGIS PLUS ve MATIS kombilerini tanıtıyor. İleri teknolojinin mükemmel tasarımlarla buluştuğu yeni kombi modelleri, tüketicilerin hem kalite hem de ekonomi konusunda beklentilerini karşılamayı hedefliyor. Geniş dijital ekranı ve 3* verim sınıfı ile öne çıkan ürün, çekici bir tasarıma ve sezgisel bir kullanıcı ara yüzüne sahiptir. Çok fonksiyonlu LCD ekranı, çift eşanjör
86
Hi-Tech Aralık’11
teknolojisi, kompakt tasarımı, kodlar vasıtasıyla otomatik arıza teşhis fonksiyonu ve güneş enerjisi sistemi kontrollerine bağlanmaya hazır donanımı ile tüketicisine hizmet veren Egis Plus Ariston´un yeni ürün platformunun ilk üyesi olarak piyasaya sunuluyor.
Özellikleri dikkat çekiyor Ledli gösterge sistemiyle 3* verim sınıfı, küçük boyutları ve sessiz çalışma özellikleri ile öne çıkan Matis, ledli kumanda paneli ve otomatik arıza teşhis sistemi ile pratik kullanım sağlayan ürün olarak tasarlandığı belirtiliyor.
Next Hermetik Şofben’in farkı… 11 ve 14 litre kapasitelerde 2 farklı modeli bulunan Next hermetik şofbene komutlar, pratik kullanım özelliğine sahip dijital ekranı üzerinden veriliyor. Enerjiyi yüzde 90’ın üzerinde verimli kullanarak düşük gaz tüketimiyle yüksek verim sağlayan ürün, güneş enerji sistemi ile de kullanıma uyumlu. Akıllı şofben, alevin sönmesi durumunda otomatik olarak gazı kesiyor, suyun aşırı basınçlı olması durumunda ise basınç valfi devreye girerek basıncı kontrol altına alıyor.
Gündem
Eyüp’te Dünya mutfağı keyfi 2011 Baharında Dünya mutfağı menüsü ile hizmete açılan Gazel İstanbul Cafe & Restaurant, kısa sürede herkesin ilgi odağı oldu. Misafirlerinin restoranlarından memnun ayrılmasından dolayı çok mutlu olduklarını söyleyen Betül Melikoğlu, “Önümüzdeki günlerde menümüzde birbirinden güzel lezzetlerle misafirlerimizi ağırlamaya devam edeceğiz” dedi.
88
Hi-Tech Aralık’11
Gündem
Betül Melikoğlu
Cemile Birlik imzası Cafe & Restaurantı klasik ve modern çizgiler kullanılarak köşk ve bahçe dizaynı mimarlardan Cemile Birlik tarafından yapılmış. Yüz elli yıllık bir geçmişi olan köşk modern ve klasik çalışmalar ön plana çıkıyor. 2 katlı olan köşkün üst kısmında 4 VIP odası bulunuyor.
Bahçesi de dikkat çekiyor Kapılarını açtığı günden beri yoğun ilgiyle karşılaşan Gazel İstanbul Cafe & Restaurant’ı bu sayımızda ziyaret ettik. Eyüp Sultan’ı ve Pierre Lotti’yi ziyarete gelen turistlerin ilk olarak gördükleri Eyüp semtinin girişinde kendilerini karşılayan mekân olarak karşımıza çıkıyor. Sıcak ortamıyla kapıdan girer girmez evimizdeki kadar kendimiz rahat hissetmemizi sağlayan restoranın başarısının altında güçlü bir ekibin yattığını gördük. İşletmesini Betül Malikoğlu’nun yürüttüğü restoranın önümüzdeki günlerde daha da menüsü genişleyeceğinin müjdesini aldık. Melikoğlu, misafirlerimizin ihtiyaçlarına en iyi çözümü verebilmek için değişikliklerle birlikte kendimize çizdiğimiz yolda ilerlemeye devam edeceğiz” ifadesini kullandı.
Mekanın bina dışında yer bahçeleri de çok ilgi görüyor. Otağ çadırı olarak modern tarzda tasarlanmış, üstü ve yanları kıl çadırla kapatılıyor. Modernizmi ve klasiği aynı anda yaşanacağı; nargile, çay ve kahveyi rahatlıkla yudumlama imkanı tanıyor.
Nargile konsepti Gazel İstanbul farklı konsepti ile bölgedeki tek mekân olma özelliğine de sahip. Seminer, toplantı, tanıtım, nişan, düğün, kokteyl davetlerinizi verebileceğiniz mekânda Türk mutfağından oluşan seçenekli menüler, Dünya mutfağı menüsü ve İtalyan kahve çeşitleri ile harmanlamış olduğumuz nargile konsepti de yer alıyor.
Hi-Tech Aralık’11
89
Gündem
Şeften dergimize örnek bir yemek tarifi:
VANİLYALI SUFLE
MALZEMESİ • 280 gr un • 225 gr şeker • 15 adet yumurta • 50 gr tahin • 50 gr beyaz çikolata
HAZIRLANIŞI 1. Derin bir kapta yumurta ve şekeri kabarana kadar bir çırpma teli ile veya blender ile çırpılır. 2. Sonra tahin ve çikolata ilave edilip biraz karıştırılır. 3. Karıştırılan malzemeyi sufle kaplarına doldurup 250 derecede ısınmış olan fırında 20 dakika pişiriyoruz. 4. Pişen suflemizi tabağa ters çevirerek aktarıp süsleyerek servis edilir.
90
Hi-Tech Aralık’11
Gündem
Altın Madalya
!
Sunar’ın
Sunar Grup, Gıda sektörünün altın madalyası olarak nitelendirilen FAO Madalya'sını evine götürdü. Münevver Çakırtaş
92
Hi-Tech Aralık’11
Gündem Çukurova Bölgesini tahıl ambarına dönüştüren Sunar Grup, ödüle doymuyor. Sunar Grup şirketlerinden Sunar Mısır, TUGİS (Türkiye Gıda Sanayi İşverenleri Sendikası), ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile ortaklaşa düzenlenen FAO Madalyası ödülüne layık görüldü. Her yıl düzenlenen Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Günü ülkemizde de son altı yıldır Tarım Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler FAO Türkiye Temsilciliğinin işbirliğiyle, TÜGİS tarafından organize edilen törenin açılış oturumunda ise Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın Mehdi Akar’da hazır bulundu. Tarım Bakanı Mehdi Eker Ülkemizde verimlilik arttırmanın önemine değindi. Sektör temsilcileri ve üniversitelerin ilgili bölümlerinden öğrencilerin de sunum yapacağı törende Sunar Mısır’ın yanı sıra Namet Gebze ve Turyağ'da ödül aldı.
Türkiye’nin önü açılıyor Sunar Grup Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Çomu “Bu ödülü 55 yıllık sanayici ve çiftçi, Yüksek Ziraat Mühendisi, Sunar Grup’un kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı olan babam Nuri Çomu adına aldım. Çünkü halen kendimi yolun başında
sayıyorum. Sunar, Çukurova bölgesinde kurulduğu yıllarda henüz yeni yeni filizlenen mısır tarımının gelişimini hem sözleşmeli üretim, hem de teknik desteği ile destekleyerek gıda sanayinin çok önemli bir girdisini gelişmiş ülkeler seviyesine çıkarmıştır. Bugün Sunar Mısırın destekleriyle Türkiye bu sayede birçok hububatın aksine kendi kendine yeter konuma gelmiştir” diye konuştu.
Açlığı yok etmek için çalışıyor Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ise açlığı yok etmek ve beslenme şartlarını iyileştirmek amacıyla 1943’te kurulan ve 1946’da Birleşmiş Milletlerin uzmanlık kuruluşu hâline gelen en eski teşkilatlarından biri konumunda bulunuyor. Merkezi Roma'da bulanan FAO, dünyada yayılmış çok sayıda büroları ile hizmet veriyor. 1960’lardan sonra çalışmalarını, daha çok tarım ürünlerinin geliştirilmesi ve protein eksikliğinin giderilmesi konularında yoğunlaştıran FAO'nun üyeleri ise BM ülkelerinin çoğunluğundan oluşuyor. Türkiye ise 9 Haziran 1947 tarih ve 5063 sayılı kânun gereğince teşkilâta üye olan ülkeler arasında yer alıyor.
Hi-Tech Aralık’11
93
Gündem
İnovasyonlarla “yaşam için teknoloji” sunuyor İlk patentini tescil ettirdiği 1897 yılından bu yana 83 bini aşkın patentle Bosch, inovasyonlarla tüm dünyadaki insanlara ‘yaşam için teknoloji’ sunmaya devam ediyor. Münevver Çakırtaş
94
Hi-Tech Aralık’11
Gündem
Dünyanın önde gelen teknoloji ve hizmet sağlayıcısı Bosch, üretici fikirler ve durmak bilmeyen sistemli Ar-Ge çalışmaları sayesinde bugün tekniğin birçok alanında öncü konumda. Sadece 2010 yılında 3 bin 800’i aşkın yeni patent başvurusu yapan Bosch, her iş günü başına düşen 15 patentle Alman Patent ve Marka Dairesi’nin başvuru istatistiğinde de ilk sırada yer alıyor.
duyuyorlar. Güvenli ve aynı zamanda çevre dostu ürünler, çoğu zaman piyasaya çıkmadan önce uzun bir geliştirme süreci geçiriyorlar. Dieterich bu konuda şunları söylüyor: “Bu da çalışanlarımızda uzmanlık bilgi birikiminin yanı sıra özellikle de ikna kuvveti ve dayanıklılık gerektiriyor. Yeni teknolojileri temel alan bir inovasyonun pazarda kendisine başarıyla yer bulabilmesi 5-10 yıl ve hatta bazen daha uzun sürebiliyor.”
Araştırmaya yatırım yapmanın sonucu Bu baş döndürücü sonuç, Bosch’un sadece 2010’da cirosunun yüzde 8’inden fazlasına karşılık gelen 3,8 milyar Avro’yu Ar-Ge faaliyetlerine yatırmasından kaynaklanıyor. Ayrılan bu bütçenin yaklaşık %50’si, çevre ve kaynaklara zarar vermeyen ürünlerin araştırılıp geliştirilmesine harcandı. Bosch’un araştırma ve geliştirmeden sorumlu başkanı Dr. Klaus Dieterich, şirketin stratejisini, “Bizim için ekonomik bir gelecek sağlayabilmek bakımından yeni teknolojilerin araştırılıp geliştirilmesi önemlidir. Fakat bunun temeli; inovasyon gücümüzü her zaman için tüm dünyadaki insanların yaşam kalitesini sürdürülebilir bir şekilde iyileştiren, tam da yaşam için teknoloji sağlayan ürünler üzerinde yoğunlaştırmaktır” diye açıklıyor. Bununla birlikte Bosch araştırmacıları, teknolojiyi seri üretime uygun hale getirmeye çalışıyor. Çünkü ancak böylelikle ürün inovasyonları ekonomik olarak üretilebiliyor ve birçok insan için de kabul edilebilir bir fiyat ile ulaşılabilir hale geliyor.
Fikirden ürüne: Uzun bir süreç… Bu noktada ArGe’ciler, küresel eğilimleri isabetli bir şekilde algılayabilme yetisinin yanı sıra uzun bir soluğa da ihtiyaç
96
Hi-Tech Aralık’11
İnovasyon yönetimi nedir? ArGe çalışmalarının sıkça ve düzenli olarak büyük bir atılımla gerçekleştirilebilmesi için araştırmaların doğru tarafa yönlendirilmesi gerekiyor. Pazar oryantasyonu, seri üretime uygunluk ve kullanıcı dostluğu gibi ölçütler, bu noktada merkezi bir rol oynuyor. Dieterich, “Araştırmada üretici beyinlere ihtiyacımız var, fakat araştırmanın aynı zamanda doğru bir istikamete ve keskin zekalı bir inovasyon yönetimine de ihtiyacı var” diyor.
Çalışmaların sonucu Buna son dönemde verilebilecek en güzel örnek, üç yıldır Bosch’ta çalışan ve doktorası sırasında robotlar için hissedebilen bir kavrayıcı el geliştiren 27 yaşındaki Sabine Sayler… Bu genç bilişim uzmanı, birçok inovasyonun çıkış noktasını “Bu türden geliştirmelerde itici güç çoğu zaman söz konusu iş alanının kendisinden kaynaklanır. Burada iş arkadaşlarımız daha iyi çözümlere veya yeni buluşlara ihtiyacın hangi noktalarda olduğunu en iyi günlük çalışmaları içerisinde görürler” sözleriyle açıklıyor.
Gündem
98
Hi-Tech Aralık’11
Gündem
Türkiye’nin önü açık! Dünyanın çeşitli şehirlerinde yapılan Brand Finance Forum, Türkiye’de ilk kez 24 Kasım 2011 tarihinde Sakıp Sabancı Müzesi The Seed’de yapıldı. Etkinliğin ilk bölümünde İslam dünyası pazarının Türkiye’ye sunduğu fırsatlar, markalaşma süreci ve markalaşmaya destek imkânları ön plana çıktı. Münevver Çakırtaş Türkiye dahil 20 ülkede faaliyet gösteren ve geçtiğimiz günlerde “Türkiye’nin En Değerli Markaları” listesini açıklayan marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance’in Akbank ve Türk Telekom’un katkılarıyla İstanbul’da düzenlediği Brand Finance Forum, Türkiye’de marka değeri kavramının ilk kez tartışılmasına sahne oldu. “Markamın Değeri ve İşim; Türk Markları İçin Değer Oluşturma Fırsatları” temasıyla tam gün süren Forum’da Brand Finance CEO’su David Haigh, Oxford Saïd Business School Öğretim Üyesi Dr. Paul Temporal, Brand Finance Türkiye Direktörü Muhterem İlgüner, Türk Telekom CEO’su K . Gökhan Bozkurt ve Akbank Genel Müdür Vekili Hakan Binbaşgil gibi marka stratejisi ve marka değerlendirme alanında uzman isimler konuşmacı olarak yer aldı.
Markalaşmanın önemi Brand Finance Forum’un açılış konuşmasını yapan Brand Finance Türkiye Direktörü Muhterem İlgüner, katılımcılara “Yerel, bölgesel ve küresel açıdan Türk markalarının mevcut konumlandırma, marka varlığı ve değerine bir bakış” konulu bir sunum yaptı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 1 Ekim tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi açılış konuşmasında yaptığı “Bazı ülkelerin kendi markalarını oluşturduğu 60’lı, 70’li ve nihayet 90’lı yıllarda, siyasi ve sosyal istikrarsızlıklar nedeniyle yapamadıklarımızı geç de olsa telafi etmek zorundayız” açıklamasına vurgu yapan İlgüner, dünyada ilk kez bir devlet başkanının meclis açılışında marka değerine vurgu yaptığını ve bunun da Türk iş dünyası üzerinde önemli etkileri olduğunu söyledi.
Sadece üretmek yetmiyor Türkiye’de yapılan 1 dolarlık ihracat içerisinde 82 sent tuta-
rında ithalat bulunduğuna dikkat çeken Muhterem İlgüner, Türkiye’de ihracat yapıldıkça ve üretim arttıkça ihracatla ithalatın arasındaki makasın genişlediğini ifade etti. Bu durumun Türkiye ekonomisinin rekabet gücündeki olumsuz etkilerine dikkat çeken Brand Finance Türkiye Direktörü, daha fazla üretim yapmadan kazancı artırmanın yolunun yapılan satışların içerisinde markanın payının artırılmasından geçtiğini söyledi. Türkiye’de yatırım malları ve ara malların toplamının son üç yılda yapılan toplam ihracattan daha fazla olduğuna dikkat çeken İlgüner, durumun gün itibarıyla da durumun değişiklik göstermediğini söyledi. Daha fazla üretmeden kazancı artırmanın 4 adımlık bir süreç olduğunu belirten İlgüner bu adımları “konumlandırma-segmentasyon”, “karşılanmamış ihtiyaçların keşfi ve karşılaştırması”, “marka sadakatinin oluşturulması” ve son adım olarak da “sürdürülebilir ve aksamayan kazanç” olarak açıkladı. Türkiye’de sadece üreterek refahın artmayacağının artık anlaşıldığını ifade etti.
İslam dünyasının fırsatlar pastasının en büyük dilimi Türkiye’ye Sunumunun sonlarında Asya ülkelerinin hükümetlerine sunduğu danışmanlık dönemlerinden bahseden Paul Temporal, İslam dünyasının markalar ve markalaşma adına olağanüstü fırsatlar sunduğunu söyledi. Dünyada 1,57 milyar Müslüman bulunduğunu ifade eden Temporal, 2050 yılında dünya nüfusu içerisinde yaşı 18’den küçük olan insanların yüzde 60’ının Müslüman olacağına dikkat çekti. Dünyada İslami yaşama odaklı pazar büyüklüğünün 700 milyar doların üzerinde olduğunu vurgulayan Temporal, dünyada İslami yaşam tarzını benimseyen 500 milyon tüketici olduğunu ve bu tüketicilere ulaşma yolunda Türkiye’nin barındırdığı ortak kültür, coğrafi konum ve benzer avantajlarla diğer Batı ülkelerine kıyasla daha şanslı olduğunu söyledi. Hi-Tech Aralık’11
99
Gündem
Otel teknolojisindeki son nokta:
“Hava perde” “2VV Comtesse Hava Perdesi”, geliştirdiği teknoloji ile otelcilik sektöründe yeni bir çığır açmaya hazırlanıyor. Münevver Çakırtaş
Tüm bilgiler kontrol edilebiliyor
Alışveriş merkezleri ve otel projelerinde kapı girişlerine monte edilen “2VV Comtesse Hava Perdesi”, iç ortamda bulunan sıcak havayı muhafaza ederek, dış ortamda bulunan soğuk havanın içeri girmesini engelliyor. Böylelikle kullanıcısına yüksek derecede enerji tasarrufu sağlıyor.
Havanın dışarı çıkmasını önlüyor 2VV Comtesse Design hava perdesi, iç mekânlarda solunan havanın kalitesini artırıyor ve şık dizaynı ile fark oluşturuyor. Comtesse hava perdeleri, özel bir üfleme sistemiyle kış aylarında dış ortamdan gelen toz, kir ve soğuk havanın içeriye girmesini önleyip, içeride bulunan sıcak havanın da dışarı çıkmamasını sağlıyor. Yeni tip kablolu ısıtma özelliği ile kullanıcısına yüzde 20’ye varan enerji tasarrufu sağlayan 2VV Comtesse hava perdesi, enerji saving özelliği ile de dikkat çekiyor.
100
Hi-Tech Aralık’11
Comtesse Hava perdesinin gövdesi üzerine yerleştirilmiş olan floresan tüp, cihazın hoş tasarımını vurguluyor. Ayrıca düşük ses seviyesi ile de kulakları rahatsız etmiyor. Comtesse hava perdesi, şıklığı ve düşük ses seviyesinde çalışma özelliğinin yanı sıra çevreye sunduğu avantajlar ile de tercih sebebi oluyor. Ürünün özellikleri arasında ön plana çıkan detaylar ise; otomatik yapısı ve kumanda ile kontrol edilebilmesi. LCD panel üzerindeki ekran sayesinde de tüm bilgiler pratik şekilde kontrol edilebiliyor.
Özel tasarımlar 2VV Comtesse hava perdesi, özel tasarımı sayesinde kolay montaj ve kurulum avantajı sağlıyor. Standart olarak gümüş renkte bulunan Comtesse, talebe göre istenilen bir RAL rengiyle temin edilebiliyor. 1, 1,5 ve 2 metre uzunluktaki perdeler 6 metre yüksekliğe varan kapılar için de tek kapasite imkânı sunuyor.
Gündem
Hilton Worldwide
Türkiye’de 5 bin odaya ulaştı Hilton Worldwide, tarihi Mardin kentinde açılan Hilton Garden Inn Oteli ile Türkiye’de büyümesini sürdürüyor Hilton Worldwide, Türkiye’deki hizmet ağını 5 bin oda seviyesine ulaştırdı. Hilton Garden Inn Mardin, Türkiye’deki beşinci Hilton Garden Inn ve aynı zamanda Hilton Worlwide’ın Türkiye’deki on dokuzuncu oteli olacak. Türkiye’de ilk Hilton, İstanbul’da 1955 yılında kapılarını açtı. Hilton İstanbul, Amerika kıtası dışındaki en eski Hilton olma özelliğini taşıyor. Hilton Worldwide, Türkiye’deki yatırımlarıyla büyüttüğü portföyüne, yakın zamanda, Hilton Garden Inn İstanbul Golden Horn ve Hilton Garden Inn Şanlıurfa’yı ekledi. Önümüzdeki aylarda ise, Hilton Bursa, Hampton by Hilton Bursa ve Hampton by Hilton Ordu’nun hizmete girmesi planlanıyor.
5 bin odaya ulaştı Hilton Worldwide Avrupa Bölge Başkanı Simon Vincent, Türkiye’nin Hilton Worldwide için önemli bir konumda olduğunu belirtti. Vincent, “Bu yıl Türkiye’de yedi otel açtık. Şu anda
102
Hi-Tech Aralık’11
Münevver Çakırtaş
Mardin gibi büyülü bir kentte açılan yeni otelimizle Türkiye’de 5 bin odaya ulaştığımızı açıklamaktan büyük mutluluk duyuyorum. Son birkaç yıl içinde, Türkiye portföyümüzü, yatırımları süren 10 otelimizle, hemen hemen ikiye katladık. Bu, markalarımızın uluslararası pazarlarda artan popülaritesinin de bir kanıtıdır” dedi.
Konuklar memnun Kent merkezinde yer alan Hilton Garden Inn Mardin, orta ölçekli otelcilik markasının, Türkiye çapındaki büyümesinde yeni bir adım oluşturuyor. Hilton Garden Inn bu yıl J.D. Power and Associates araştırma firmasının 2011 Avrupa Otelleri Konuk Memnuniyet Endeksi Araştırması’nda, en yüksek puanları kazanan oteller arasında yer aldı. Marka bu başarıyı, endeks kapsamına Avrupa’da değerlendirmeye alındığı ilk yılda elde etmiş oldu.
Gündem
na geldi. Markamızın devamlı müşterilerini, çok çeşitli ziyaret olanakları sunan Türkiye’de Hilton Garden Inn Mardin otelimizde ağırlamak için sabırsızlanıyoruz” dedi.
Çeşitli hizmetleri var
Özel bir konumu var Tarihi Mardin kenti, antik yapıları ve çevre özellikleriyle, UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası listesine alınan kentler arasında yer alıyor. Geçmişi 10. yüzyıla kadar uzanan Kırklar Kilisesi, Deyrulzafaran Manastırı ve 1385 yılında inşa edilen Zinciriye Medresesi kentin en önemli yapıları arasında gösteriliyor. Mardin Havaalanı’na yaklaşık olarak17 km, şehir merkezine de yaklaşık olarak 4 km uzaklıkta bununan Hilton Garden Inn Mardin’de Mezopotamya Ovası’na bakan çok özel bir konumda bulunuyor.
Yatırımlar sürecek Hilton Garden Inn Global Başkanı Adrian Kurre de, Türkiye’deki beşinci oteli açmaktan heyecan duyduklarını belirterek, “Türkiye, çok kısa zamanda Hilton Garden Inn markasının ABD dışındaki en çekici destinasyonlardan biri durumu-
Otelde, Garden Sleep System yatak, Herman Miller tasarımı ergonomik Mirra koltuğu ve ücretsiz yüksek hızda kablosuz internet bağlantısı da dahil, markanın imzası haline gelen birçok özelliğinin sunulduğu 162 oda bulunuyor. Otel misafirleri, lezzet tercihlerini, Sumac Grill restoranında unutulmaz akşam yemekleri ya da 24 saat açık olan Pavillion Pantry’nin snack türü yiyecekleri arasında kullanabiliyorlar.
Türk misafirperverliğini yaşatıyorlar Hilton Garden Inn Mardin, 24 saat açık fitness merkezi, kapalı yüzme havuzu, çocuk havuzu, jakuzi, sauna, buhar banyosu ve yağmur duşları olanağı sunuyor. Ayrıca 24 saat açık iş merkezi de, baskı ve fotokopi, hızlı internet bağlantısı gibi iş yaşamının ihtiyaçlarını karşılayan hizmetler sağlıyor. Yeni açılan Hilton Garden Inn Mardin Genel Müdürü Murat Yetişgen, “Konuklarımıza, Mardin’i ziyaret edenlere ve kentin yerlilerine otelimizin olanaklarını sunmaktan, onlara dünyaca tanınmış Hilton Garden Inn özelliklerine ek olarak Türk misafirperverliğini de yaşatmaktan mutluluk duyacağız” şeklinde konuştu. Hi-Tech Aralık’11
103
Gündem Türkiye’nin ilk çevreci restoranı seçildi KFC Bostancı restoranı, ABD’nin LEED (Enerji ve Çevre Dostu Tasarımda Liderlik) Sertifikası’nı alan Türkiye’deki ilk restoran oldu. KFC’nin Türkiye franchise’ı Turkent A.Ş.’yi bünyesinde barındıran Süzer Grubu’nun İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Serhan Süzer, “ Türkiye’nin ilk çevreci restoranını hayata geçirdik ve bundan büyük gurur duyuyoruz,” dedi. Süzer şu noktalara dikkat çekti: “KFC Bostancı şubesinin LEED Sertifikası alması dünyadaki tüm KFC’ler için de anlamlı, çünkü KFC’nin yanı sıra pek çok fast-food markasına sahip Yum! International bünyesinde LEED Sertifikasını ilk biz aldık. Bu vizyonumuzun yalnızca Türkiye’de değil, tüm dünyada fast-food sektörüne yön verecek önemli bir adım olduğuna inanıyoruz.”
bir süreç neticesinde veriliyor. Binanın ne derece çevreci olduğunun bir karnesi niteliğinde olan LEED sertifikası, binanın iç hava kalitesi, enerjinin etkin kullanımı, inovasyon ve tasarım gibi konularda ayrı ayrı puanlarla değerlendiriliyor. Yeterli puanı toplayan binalar, LEED sertifikası almaya hak kazanıyor. KFC Bostancı restoranı, aldığı 57 puanla LEED-SILVER sertifikası almaya hak kazanmış bulunuyor. KFC’nin Türkiye franchise'ı Turkent A.Ş., bu sertifikayla birlikte KFC markasının sahibi olan Yum! International bünyesinde ilk LEED sertifikasını alan firma olma özelliğini elde etti. KFC Bostancı restoranı LEED Sertifikası almak için uzun ve ayrıntılı bir hazırlık dönemi yaşadı. İç ortam kalitesi için, restorandaki tüm camlar, en iyi hava kalitesini sağlamak için açılabilir şekilde yeniden tasarlandı. Havalandırma sistemi LEED standartlarına uygun şekilde kuruldu.
Geri dönüşüm kutuları yerleştirildi Yeşil konseptine uygun Turkent A.Ş. Genel Müdürü Osman Kırık şunları söyledi: “KFC Bostancı, Türkiye için de KFC için de bir ilk. Çevreci, yeşil restoran konseptini diğer restoranlarımızda da uygulayacağız. Daha temiz ve yaşanılır bir çevre için çalışmalar yürütmeye, bu konuda daha yüksek bir toplumsal bilinç oluşturulması için çaba harcamaya devam edeceğiz. KFC olarak benzersiz lezzet ve servis anlayışımızı çevreci bir konseptle bütünlemekten mutluluk duyuyoruz.”
Yüzde 25 enerji ve su tasarrufu sağladı KFC Bostancı, LEED sertifikasyon sürecini tamamlamak için tüm restoran bünyesinde yeşil tasarım anlayışını ve çevreci yapı malzemeleri kullanımını benimsedi. Aynı zamanda temizlik malzemelerinden mutfakta kullanılan enerjiye kadar pek çok başlık altında doğa dostu bir yaklaşım hayata geçirildi. KFC Bostancı restoranı, hayata geçirilen değişikliklerin ardından artık yüzde 25 daha az enerji ve su tüketiyor. Restoranda enerji tasarrufu sağlayan mutfak cihazlarından çevre dostu temizlik ürünlerine ve su bazlı boya kullanımına kadar pek çok yenilik gerçekleştirildi. Uzun ve kapsamlı bir hazırlık ve sertifikasyon sürecinin ardından LEED Sertifikası almaya hak kazanan KFC Bostancı restoranı, Türkiye’nin ilk LEED sertifikalı restoranı olarak bir ilke imza attı.
KFC Bostancı LEED Sertifikası’na nasıl hazırlandı? LEED sertifikası, ABD'deki Çevre Dostu Binalar Konseyi tarafından geliştirilen bir dizi kriterler listesinin dikkate alındığı
104
Hi-Tech Aralık’11
Çevreyi korumak için: Toplu taşıma araçları ile kolaylıkla ulaşılabilen restoran lokasyonu tercih edildi. Restoran bünyesindeki dış mekanlarda sigara içilebilecek bölümler, restoranın iç hava kalitesini etkilemeyecek özel konumlara taşındı. Restorana kağıt, metal ve cam geri dönüşüm kutuları yerleştirildi. Tüm yapıda doğa dostu inşaat malzemeleri kullanıldı.
Su bazlı boya kullanıldı Tüm iç mekanlarda su bazlı boya kullanıldı. Restoranda çevre dostu temizlik malzemeleri kullanılacak şekilde düzenleme yapıldı ve ‘maksimum hijyen’ anlayışıyla hareket edildi. Personel için özel duş alanları oluşturuldu.
Tasarruf için… Restoranda yenilenebilir rüzgar enerjisiyle üretilen elektrik kullanılmaya başlandı. Güneş enerjisinden maksimumum yararlanılması için solar paneller ve geniş pencereler kuruldu. Çatı, teras ve duvarlarda ısınmayı engelleyen açık renk kaplamalar kullanıldı. LED ve sensörlü aydınlatmalar kullanılarak enerji tasarrufu en üst seviyeye yükseltildi. Mutfakta enerjinin daha verimli kullanılması için A plus enerji tasarrufu sağlayan elektronik cihazlardan yararlanıldı.
Enerji tasarrufu sağlayan aletler Restoranda sensörlü armatür ve susuz pisuar kullanımına geçildi. Mutfakta enerji tasarrufu sağlayan bulaşık ve buz makineleri kullanılmaya başlandı. Restorandaki peyzaj doğal bitki örtüsü kullanılarak oluşturuldu.
Gündem
Uzay’ın kapıları herkese açılıyor… Türk turizm sektöründe adından sıkça söz ettiren VIP Turizm, Unique Travel Experience - VIP Luxury markası altında hizmet veren tatil programları çerçevesinde, seyahat tutkunlarının karşısına onları çok şaşırtacak bir destinasyonla çıkıyor. Münevver Çakırtaş İspanyol zero2infinity şirketinin, 20 milyon Euro yatırımla Uzay’ın kapılarını herkese açacak olan projesinin; Türkiye, çevre ülkeler ve firmaların tanıtım imkanlarını yansıtacak medya temsilciliğini üstlenen VIP Turizm, 1 Ocak 2012’den itibaren başvuruları almaya başlıyor. Bloon adı verilen özel tasarlanmış bir balonla yakın Yakın Uzay’a 4 saatlik bir yolculuğa çıkmak isteyenler, 110 bin Euro ödeyerek sıraya girecekler. VİP Turizm CEO’su Ceylan Pirinçcioğlu, ilk kez 2014’te havalanacak olan Bloon’la ilk yıl içinde 400 kişiyi Uzay’a taşımayı öngördüklerini belirterek, “Şimdiki hayalimiz, Bloon’u Konya ve Eskişehir gibi uçuşa uygun bir kentimizden havalandırmak” dedi.
Bloon’un ilk gerçek uçusu 2014’te Bloon Projesi’nin lansmanı nedeniyle Edition Otel’de VIP Turizm CEO’su Ceylan Pirinçcioğlu ve zero2infinity’nin kurucusu ve CEO’su José Mariano López-Urdiales’in de katılımıyla bir basın toplantısı düzenlendi. Uzay’a seyahat etmenin kendisinin de bir çocukluk hayali olduğunu belirten Pirinçcioğlu, bu hayalini Bloon Projesi ile gerçekleştirecek olmaktan dolayı büyük heyecan duyduğunu söyledi. Ceylan Pirinçcioğlu, “İnsanoğlu her zaman Uzay’ı merak etmiş, tüm gizemi ve bilinmezlikleriyle onu keşfetmeyi arzu etmiştir. Bizler, Soğuk
106
Hi-Tech Aralık’11
Savaş yıllarında ABD ile Sovyetler Birliği arasında yaşanan uzay yarışını film gibi izlemiş bir kuşağız. Bugüne kadar büyük devletlerin özel kişileri yollaması nedeniyle sadece azınlığa özel olan Uzay seyahatini, Bloon ile geniş kitlelere açıyoruz. VIP Turizm olarak turizm sektörüne yön veren ilklerimize bir yenisi eklemekten de büyük mutluluk duyuyoruz” diye konuştu. zero2infinity’nin kurucusu ve CEO’su José Mariano LópezUrdiales de Bloon’un doğuş hikayesini şöyle anlattı: “Bloon’un hikayesi, büyük ölçüde roketler, teleskoplar, balonlar ve diğer yükseltici ekipmanlarla geçen çocukluğuma ve babamın bir astrofizikçi olmasına dayanıyor. Uzay’ın mucizelerine doğrudan tanık olmam, bunları benim için daha da cazip hale getirdi. Ayrıca Uzay’ın sunabileceği deneyimleri dünyanın geri kalanına iletmek, onlarla paylaşmak için dayanılmaz bir istek duydum. 2000 yılında Şili’de Uzay yolculuğunu halka da sunabilmek için yollar arayan uluslararası, kültürlerarası bir gruba katıldım. En eski uçuş aracı olan balonu kullanarak, Uzay yolculuğunun en yükseklerde yaşanabilecek deneyimini hem fiziksel hem de insani anlamda sağlama konusundaki fikrimi ilk defa bu raporda anlattım. 9 yıllık ağır bir çalışma sonrasında ve neredeyse hiç umut yokken, bugün balonla uçmayı konuşacak noktaya geldik.”
Gündem
İngiltere’den Türkiye’ye 2012’de ne kadar turist gelmesi bekleniyor? Münevver Çakırtaş
108
Hi-Tech Aralık’11
Gündem
Hi-Tech Aralık’11
109
Gündem
İngiltere tanıtım ofisi Visit England tarafından hazırlanan bir kampanya ile İngilizlerin tatillerini kendi ülkelerinde geçirmeleri için çalışma yürütülmesi de başta olmak üzere önümüzde günlerde İngiliz turistlerin Türkiye’ye tatil için gelip gelmeyecekleri merak konusu oldu. Sürdürülebilir turizme önem veren İngiltere Seyahat Acentaları Birliği (ABTA) Belek’te, Hollanda Seyahat Acentaları Birliği (ANVR) İstanbul’da 2012 yılında Genel Kurul toplantılarını yapacaklarının açıklanması ülkemizde memnuniyetle karşılandı. Turizm sektörü açısından, bir sonraki yılın tahmini olarak nasıl geçeceğini belirlemesi özelliği ile kabul edilen WTM Turizm Fuarı, 7 ile 10 Kasım 2011 tarihleri arasında, İngiltere’nin başkenti Londra’da gerçekleşti. Türkiye fuara, Londra Kültür ve Tanıtma Müşavirliği’nin, katılımcılar ve ziyaretçiler tarafından görsel ve organizasyon açısından son derece başarılı bulduğu 966 metrekare büyüklüğünde stand ile bireysel ve bölgesel tanıtım konsepti esasına göre katıldı. TUROB standında, İstanbul ShoppingFest, Yeşillenen Oteller Rehberi, İstanbul ve Türkiye tanıtım malzemeleri, Hotel&Travel Guide ile üyelerimiz tarafından sağlanan promosyonel malze-
110
Hi-Tech Aralık’11
meler ziyaretçilere verildi. 32. kez yapılan fuarda, fuar idaresinin toplamda bir önceki yıla göre yüzde 5 artışla, 48 bin ziyaretçi sayısı ile rekor kırıldığı yönünde yaptığı açıklamalara karşın, fuar katılımcılarınca ziyaretçi sayısında geçen yıl olduğu gibi bu yıl da büyük düşüş olduğu dile getirildi.
Türkiye, Liverpool’un resmi destinasyonu oldu İngiltere pazarından ülkemize gelen turist sayısında, 2010 yılında yakalanan yüzde 11 artışa karşın 2011 yılı sonu itibari ile yaklaşık yüzde 5 düşüş, kamu-özel sektör işbirliğinde yapılan toplantılarda değerlendirildi ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın pazarı yeniden canlandırmak üzere İngiltere’nin tanıtım bütçesini 7.2 milyon dolara çıkarma, yeni tanıtım kampanyaları düzenleme ve pazarın önde gelen tur operatörleri ile ortak reklam kampanyalarının yapılması için çalışmaların hızlandırılması kararlaştırıldığı açıklandı. Bu kararlar çerçevesinde, fuar alanında düzenlenen bir basın toplantısı ile İngiltere futbol tarihinin en önemli kulüpleri arasında yer alan Liverpool, Türkiye’yi resmi destinasyonu olarak açıklandı. Buna göre, Liverpool’un evinde (Anfield Road stadyumu) yapacağı karşılaşmalarda, daha çok Türkiye reklamları yer
Gündem
alacaktır ve ayrıca maçlarda düzenlenecek çekilişlerle belli sayıda taraftara Türkiye tatili hediye edilecektir.
İngiliz pazarında yüzde azalma yaşandı İngiltere pazarından 2011 yılında ülkemize gelen turist sayısının yaklaşık %5 oranında azalmasının sebepleri olarak; Ekonomik kriz nedeniyle tatillerin ertelenmesi, İşsizlik, Türkiye’nin EURO bölgesi dışında bulunması avantajının sona ermesi, İngiltere’de Türkiye spesiyalisti bazı tur operatörlerinin iflas etmesi, bu iflasların özellikle Güney Ege (Marmaris, Bodrum, Fethiye) bölgesini olumsuz etkilemesi gösterilebilir.
yüzde 4.5 büyüme ile 671 milyon oldu. Aynı dönemde Avrupa turizminin ekonomik belirsizliklere karşın yüzde 6 büyüme sağlaması dikkat çekicidir. Avrupa turizminde Yunanistan yüzde 14, İrlanda yüzde 13, Portekiz yüzde 11 ve İspanya yüzde 8 artış yakaladı. Dünyada yaşanan ekonomik gelişmeler, turizm sektöründe faaliyet gösteren örgütlerin büyük bölümünün 2011 yılına ilişkin tahminlerini yanlış çıkarmıştır. Yapılan araştırmalar, bu süreçte ileriye yönelik tahminlerin gerçekleşme oranının çok yüksek olamayacağı sonucunu ortaya koymuştur. Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) 2012 yılı turist sayısı, tahmini 2011 yılına oranla yüzde 3 ile yüzde 4 arasında olacağı yönündedir.
‘Tatilinizi ülkenizde geçirin’ çağrısı İngiltere tanıtım ofisi Visit England tarafından hazırlanan bir kampanya ile İngilizlerin tatillerini kendi ülkelerinde geçirmeleri için çalışma yürütülmektedir. 2011 yılında, yurt dışında tatil yapmayı planlayan İngilizlerin yüzde 38’inin kararlarını değiştirerek, tatillerini ülkelerinde geçirdikleri açıklandı.
2012’de dünya turizmi yüzde 3 ile yüzde 4 büyüyecek 2011 yılı ilk sekiz aylık verilere göre uluslararası turist sayısı
Sonuç bildirgesinde şu maddeler yer aldı; İngiltere Seyahat Acentaları Birliği (ABTA) Belek’te, Hollanda Seyahat Acentaları Birliği (ANVR) İstanbul’da 2012 yılında Genel Kurul toplantılarını yapacaktır. Öte yandan, her iki kuruluşunda “sürdürülebilir turizm” çalışmalarına önem verdikleri bilinmektedir. Ayrıca, İrlanda Seyahat Acentaları Birliği’nin de 2012 yılı kongresi, büyük ihtimalle Türkiye’de gerçekleştirilecektir. Hi-Tech Aralık’11
111