Hi-Tech Dergisi Mayıs Sayısı

Page 1













Editor HI-TECH, The Hotel Show’da Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü UNWTO, dünya turizminin ekonomik büyüklüğünün 1 trilyon doları aştığını açıkladı. Türkiye turizmden elde ettiği gelirde bir basamak gerileyerek 12'inci sırada yer aldı. Merkezi Madrid kentinde bulunan UNWTO tarafından açıklanan verilere göre; dünya turizmi tarihinde ilk kez 1 trilyon doları aşan bir ekonomik büyüklüğe ulaştı. 2010 yılında 928 milyar dolar olan küresel turizm harcamaları 2011 yılında yüzde 3,8, uluslararası turizm hareketi ise yüzde 4,6 arttı. Uluslararası transferlerin oluşturduğu 196 milyar dolarlık harcamalar da hesaba katıldığında turizmin oluşturduğu iş hacmi 1,2 trilyon dolara ulaştı. Türkiye, 11'inci sırada bulunduğu dünya turizm geliri liginde 2011 yılında bir basamak gerileyerek 12'inci sırada yer aldı. 20.1 milyar dolar gelir elde eden Tayland turizm gelirini bir yılda 6,2 milyar dolar arttırınca Türkiye 11'inci sırayı Tayland'a kaptırdı. Veriler konaklamadan, ulaşıma, sağlık hizmetlerinden, gıdaya kadar birçok sektörle iç içe olan Turizm’in gelişimini kesintisiz sürdürdüğünü gösteriyor. Yazılı, görsel ve sosyal birçok medya unsurunun aktif olarak kullanılabildiği bir ortamda yurtiçi ve yurtdışı fuarlara gösterilen ilgi de bunun en açık örneği gibi. Sektörümüzle ilgili tüm etkinlikleri yakından takip eden HI-TECH, Dubai’de düzenlenecek olana THE HOTEL SHOW Fuarı’nda yerini alacak. Türkçe ve İngilizce hazırlanan bu sayımızdan 2500 adedi fuarda katılımcılara ücretsiz ulaştırılacak.

HI-TECH at the Hotel Show The World Tourism Organization (UNWTO) announced that international tourism receipts exceeded US$ 1 trillion. In income from tourism Turkey is ranked 12th this year, a decline of one place. International tourism receipts exceeded US$ 1 trillion for the first time, according to the latest UNWTO, based in Madrid, Spain, World Tourism Barometer. International tourism receipts exceeded US$ 1 trillion for the first time in 2011, up from US$ 928 billion in 2010. In real terms, receipts grew by 3.8%, following a 4.6% increase in international tourist arrivals. An additional US$ 196 billion in receipts from international passenger transport brought total exports generated by international tourism in 2011 to US$ 1.2 trillion. Increasing 6.2 billion dollars in a year, Thailand got $ 20.1 billion tourism receipts and is ranked 11st this year. Report indicates that the tourism sector that nested in many sectors from accommodation to transportation, from health care to food, develops continually. Great interest for the domestic and international fairs are the clearest example with an environment in which written, visual and social can be used as the active component of many media. Following closely to the events in the tourism industry, HI-TECH Magazine will participate in THE HOTEL SHOW Trade Fair in Dubai. The number of 2500 hard copy of our magazine prepared in Turkish and English will be distributed free of charge among visitors at the fair.

Uğur DÜNDAR

GRUP BAŞKANI H. FERRUH IŞIK

YAYIN DANIŞMANLARI Prof. Dr. HÜSNÜ GÜNDÜZ Prof. Dr. MUHAMMET ARICI Prof. Dr. İSMAİL KAYA Doç. Dr. MEHMET ALİ ÖZBUDUN T. YÜCEL DEREYAYLA FİKRET ÖZDEMİR YAYIN EDİTÖRÜ UĞUR DÜNDAR ugur.dundar@img.com.tr

REKLAM KOORDİNATÖRÜ EMİR ÖMER ÖCAL emir.ocal@img.com.tr REKLAM MÜDÜRÜ EDA ŞİŞİK eda.sisik@img.com.tr REKLAM DANIŞMANI SERDAR ÖZCAN serdar.ozcan@img.com.tr

İLETİŞİM MAGAZİN GAZETECİLİK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. ADINA İMTİYAZ SAHİBİ ve SORUMLU GENEL YAYIN MÜDÜRÜ MEHMET SÖZTUTAN

HABER SERVİSİ MÜNEVVER ÇAKIRTAŞ munevver.cakirtas@img.com.tr ASYA ORHAN asya.yaran@img.com.tr

SANAT YÖNETMENİ ve B.SORUMLUSU İSMAİL GÜRBÜZ ismail.gurbuz@img.com.tr

GENEL MÜDÜR YARDIMCISI AHMET KIZIL

KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ EBRU PEKEL ebru.pekel@img.com.tr

GRAFİK ERDEM MERMER erdem.mermer@img.com.tr

DIŞ İLİŞKİLER YUSUF OKÇU yusuf.okcu@img.com.tr MUHASEBE ve FİNANS MÜDÜRÜ MUSTAFA AKTAŞ mustafa.aktas@img.com.tr ABONE ve DAĞITIM NURTEN DEMİR nurten.demir@img.com.tr

ADRES 29 Ekim Caddesi No:23 34197 Yenibosna / İSTANBUL - TÜRKİYE Tel.:+90.212 454 25 00 Faks:+90.212 454 25 98 web: www.hi-tech.com.tr e-mail: info@img.com.tr İRTİBAT BÜROLARIMIZ BURSA +90.224 211 44 50-51 KONYA +90.332 238 10 71

CTP - BASKI İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. 29 Ekim Cad. No:23 34530 Yenibosna/İSTANBUL +90.212 454 30 00

Hotel Restaurant Food Hi-Tech Dergisi’nde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. Hotel Restaurant Food Hi-Tech Dergisi’nin bütün yayın hakları İletişim Magazin Gazetecilik San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yayg›n süreli bir yayın olan Hotel Restaurant Food Hi-Tech Dergisi ayda bir yayınlanır.



indeks 12 Turizm Sektörü

Masaya Yatırıldı

26 İstanbul’un Fethi

Yemeklerle Kutlanıyor

36 Tecrübe ile

Hayat Bulan Tasarımlar

40 2011 Yılının Markası 46 Hamamlar mı? SPA’lar mı?

Çarşısı’ndan 78 Mısır Dünya Markasına İçinde 82 Tarihin Modern Bir Köşe

94 Türkiye’de Dağcılık Turizmi

112 Otel Müşterileri Hijyen Arıyor

58 Kurumsal Giyside 55 Yıllık Tecrübe

102 Yiyecekler Müzelik Oldu

122 Türk Mermeri

Milano’yu Fethetti

60 Karadeniz Turlarında 108 Oteller Talep Patlaması Anneleri Ağırlıyor

130 Çıtır Usta

İlk Mezunlarını Verdi

KUZULUK....................................115

FİKİR EVİM .................................131

MERCEDES ......................................9

ALBAYRAK TENTE .......................45

GALERİ KRİSTAL.........................4-5

MEYTEKS ......................................41

ANKARA YATAK ...................KULAK

GİGANT .........................................81

ÖZTİRYAKİLER .............................37

ARİFOĞLU.....................................89

HOLİDAYN CİTY ..........................61

PERMAK ........................................55

ARTMİM ........................................73

IPACK ...........................................109

PORLAND......................................11

BİG BARON .................................121

ISM MİNİBAR................................63

RAMA .......................................15-17

BİSAN...........................................129

İZMAK .........................................105

S 2000 .........................................A.K.

BONFİLET .....................................31

JUMBO ..........................................25

SAREV ............................................59

BUGATTİ .......................................69

KAPP .............................................2-3

SETTE HOME................................93

EĞİTİM FUARI............................133

KERVAN.........................................21

SİLTER .........................................111

ENDER TEKSTİL .................118-119

KILIÇLAR.......................................75

SUNAR ...........................................19

ENTA ..............................................77

KRİSTAL ENDÜSTRİ ...........Ö.K.İ.-1

TOLKAR........................................6-7

ESJİM.............................................85

KRİSTAL ŞEHİR ..........................141

ÜÇGEN.........................................103

reklam

EVOTEKS..................................A.K.İ.

AKTİF ISI .......................................27

indeksi

AHK................................................57



Gündem

Turizm sektörü masaya yatırıldı Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Okan Üniversitesi tarafından düzenlenen ‘Kültür Turizmi ve İstanbul Paneli’nde yaptığı konuşmada, İstanbul’un rant merkezi haline getirildiğine dikkat çekerek, “İstanbul’a karşı çok suçluyuz. Tarihi, doğayı korumak yerine rant merkezi haline getirme gayretleri var. Rant hırsını frenleyemezsek İstanbul’a yazık olur” dedi. İstanbul’un tahribatının Sultan Abdülaziz döneminde başladığına dikkat çeken Bakan Günay, “Sarayın avlusundan demiryolu geçirilerek tarihi yarımadanın kalbine saplanmış. Aynı bilinçsizlikle Çankaya’nın avlusuna fabrika yaptırırım diyen siyasetçilerimiz oldu bizim. Dünya örneklerini gözeten çalışmalar yapılıp sahip olduğumuz zenginlikleri koruyacağız” dedi. İstanbul’a geçen yıl 8 milyon turist geldiğini de belirten Günay, “10 milyon turist gelse bize yeter. Gelmese de yaptığımız çalışmalarla İstanbul’da yaşayan insanlar sahip oldukları zenginliklerin farkında olsunlar istiyoruz” açıklamasında bulundu.

“Milas’ta Akropol çıkartıyoruz” Bakan Günay, Türkiye’nin sahip olduğu zenginliklere gözü gibi bakması gerektiğine işaret ederek, şunları kaydetti: “Biz şu anda 122 arkeolojik kazı yapıyoruz. Yabancılarda Türkiye’de 40 kadar çalışma yapıyor. Türk-yabancı demeden eserlerimize sahip çıkmalıyız. Eserlerimizin izinsiz olarak götürül-

12

Hi-Tech Mayıs’12

mesinin karşısında durmalıyız. Şu anda Milas’ta bir çalışma yapılıyor. Atina’daki gibi bir Akropol üzerine çalışıyoruz. Yüzyılın araştırması olacak nitelikte. Bizim için önemli olan konular bunlar. Bizim derdimiz gelen insan sayısı 60’a çıkmış da gelirimiz 40’ta kalmış, bu değil. Yeter ki gelen sayısı 60’a çıksın, gelir altta kalsın. dünyaya çıkmanın yolu yereli unutmadan evrensele çıkmaktır.”

“Dünya turizmindeki potansiyel iyi değerlendirilmeli” Panelde konuşan Okan Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Bekir Okan ise, Okan Grubu’nun, Türkiye’de aktif turizm anlayışını ilk başlatan şirketlerden olduğunu hatırlattı.1980’lı yıllarda Türkiye turizm gelirlerinin 400 bin dolar seviyelerinde olduğunu, yatak kapasitesinin ise 40 bin olduğunu ifade eden Okan, 2012 yılında gelindiğinde gelirlerin 30 milyar dolara, yatak kapasitesinin ise 1.2 milyona yükseldiğini kay-


Gündem detti. Dünyada her yıl 1 milyar insanın seyahat ettiğine işaret eden Okan, “Seyahat eden bu 1 milyar insan 1 trilyon dolar da para harcıyor. Bu potansiyelin iyi bir şekilde değerlendirilmesi gerekiyor” dedi. Okan, Türkiye’nin dünya turizm sıralamasında 10. sırada yer aldığına dikkat çekerek, şunları kaydetti: “2023 yılı hedefimiz ise dünya turizm sıralamasında ilk 5’e girmek. Altyapı olarak gerçekten çok güzel tesisler yapıldı. 1980’lerde otelimize ağırlıklı Alman turist geldiği için otel müdürümüz Almandı. Biz bu süreçleri çoktan geçtik. Artık bırakın Türkiye’yi, dünya genelinde hizmet veren uluslararası otellerin genel müdürleri Türk.”

Ulusoy, 1980’li yıllarda Turgut Özal ile başlayan turizm atağıyla Türkiye’nin sektörde önemli bir yere geldiğini söyledi. 30 yıl önce Türkiye’nin 20 uçağı ve 4 bin yolcu kapasitesi olan bir ülke olduğunu, 2012 yılına gelindiğinde ise uçak sayısının 447’ye, yolcu kapasitesinin ise 80 bine ulaştığını bildiren Ulusoy, “Biz hep yurtdışından insanlar bekliyorduk. Gelenlere itibar ettik, kendi vatandaşımızı unuttuk” dedi. Türkiye’nin dünya turizm sıralamasında gelen turist sayısı bakımından 7., döviz girdisi bakımından ise 8. Sırada olduğuna dikkat çeken Ulusoy, önemli olan konunun ise ‘memnuniyet’ sıralaması olduğunu dile getirdi.

“Kültür turizminden yeterli payı almıyoruz”

“Hedef 50 milyar dolar gelir, 50 milyon turist”

Turizmin en önemli ayaklarından birinin de kültür turizmi olduğunun altını çizen Bekir Okan, Türkiye’nin bu pastadan yeteri kadar pay almadığına dikkat çekti. “Paris’i yılda 40 milyon kişi ziyaret ediyor, İstanbul’u ise 8-10 milyon” diyen Okan, “Kültür turizmini geliştirmek için sadece hükümetten çalışma beklemek olmaz. Sivil toplum örgütleri, üniversiteler, özel sektör ve halkta buna destek vermeli. Roma’da tek bir medeniyet yaşamış. İstanbul ise pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış . Öncelikle bu kültür miraslarımızı korumalıyız ancak bunu yapamıyoruz. Yatak kapasitesi de artıyor. İstanbul’da 110 otel inşa halinde. Yatak sayımız yeterince artmış olacak ama bu tesislerin yapılıyor olması da yetmeyecek” açıklamasında bulundu. Okan Üniversitesi olarak, yurt dışından öğrenci alımına önem verdiklerini söyleyen Okan, “Bu yıl 250-300 öğrenci alacağız. Aileleri de buraya gelmiş olacak. Bu yönde bir katkı sağlayıp kültürümüzü anlatacağız. Yemeğimiz de bize ait kültür. Türk restoranlarını dünyada yaymak gerekiyor. New York’ta baklava satılıyor. Bunu yaygınlaştırmak, desteklemek gerekir” diye konuştu.

Türkiye’nin 2023 yılında 50 milyar dolar turizm geliri ve 50 milyon turist hedeflediğinin altını çizen Ulusoy, “Turizm sektöründe ilerlemek istiyorsanız, kültür varlıklarınızı, çevreyi, denizi ve doğayı da korumanız gerekiyor. Türkiye’de 305 müze var. Bunları 20 TL’ye gezme imkanı sunuyoruz. 2011 yılında bu işi TÜRSAB olarak biz devraldık. Bizden önce Kültür ve Turizm Bakanlığı 2010 yılında 80 milyon TL net gelir elde etmişti. 2011 yılında ise kazancı 160 milyon TL oldu. 19. Yy sanayi, 20. Yy insan odaklıydı. 21. Yy ise çevre odaklı. Çevreyi koruyamazsanız turizmde olamazsınız. Siz kaz dağlarında altın gümüş arayamazsınız. Kaz dağları kaz gezsin diye derlendi, onlar kazın diye anladılar. Biz bunların değerini bilmiyorduk. Bunlar gençlere emanet. Ben Karadeniz yaylalarından hiç bahsetmiyorum. Ben gelin yaylayı görün diyorum benden önce kiremit tuğla gidiyor. Sümela’ya yol yaptık her taraf bozuldu. Medeniyet bazen zarar getiriyor” açıklamasında bulundu. Kültür Turizmi ve İstanbul Paneli’ne Bakan Günay’ın yanı sıra Turizm Eski Bakanı ve Turizm Araştırmaları Derneği (TURAD) Başkanı Bahattin Yücel, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Başaran Ulusoy, İKSV Genel Müdürü Görgün Taner, Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı Onursal Başkanı Faruk Pekin, Yazar Ahmet Ümit ve Okan Üniversitesi Turizm ve Otelcilik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Onur Gülbahar da katılım gösterdi.

“Turist sayısı değil, memnuniyet sıralaması önemli” Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Başaran

Hi-Tech Mayıs’12

13


Actual The Turkish tourism industry discussed Turkish tourism industry has reported remarkable growth over the past few years. The country received more than 26 Million international tourists in 2008 and despite the ongoing financial crisis these numbers are expected reach around 33 Million by 2012, says “Turkey Tourism Industry Forecast to 2012”, a new report by RNCOS. According to the report, country is becoming a popular destination for healthcare tourism, especially for the European citizens. Apart from health tourism, other forms of tourism are also becoming popular in Turkey. Factors like rapidly growing income levels, government support and strategic location of Turkey between the three continents are anticipated to drive the future growth of the tourism industry. Our report “Turkey Tourism Industry Forecast to 2012” provides an insight into the Turkish tourism market. It evaluates the past, present and future scenario of the tourism market in Turkey and discusses the key factors which are making Turkey a potential tourism destination. This report will assist clients, to evaluate the opportunities for their success in the tourism industry of Turkey. With focus on different parameters of the tourism industry, including inbound tourism, outbound tourism, expenditure by inbound tourists, medical tourism, and hotel industry, the report gives a thorough analysis on the Turkish tourism industry. The research report also studies the forces fuelling the growth in the Turkish tourism industry. It provides an overview of the Middle Eastern tourism industry, helping the clients to evaluate and analyze the present and future position of the Turkish tourism industry in the region. Turkey is on the way to becoming one of the top tourist destinations and is currently ranking as 7th in visitors numbers in the world. The tourism sector in Turkey has grown nearly 16% in the last 3 years whereas the more traditional destinations of Spain and France have contracted by a similar amount. Istanbul is one of the most important tourism spots not only in Turkey but also in the world. There are thousands of hotels and other tourist-oriented industries in the city, catering to both vacationers and visiting professionals. Turkey's largest city, Istanbul, has a number of major attractions derived from its historical status as capital of the Byzantine and Ottoman Empires. These include the Sultan Ahmed Mosque (the "Blue Mosque"), the Hagia Sophia, the Topkapı Palace, the Basilica Cistern, the Dolmabahçe Palace, the Galata Tower, the Grand Bazaar, the Spice Bazaar, and the Pera Palace Hotel. Istanbul has also recently became one of the biggest shopping centers of the European region by hosting malls and shopping centers, such as Metrocity, Akmerkez andCevahir Mall, which is the biggest mall in Europe and seventh largest shopping center in the world. Other attractions include sporting events, museums, and cultural events. Over the last two decades Turkey has made considerable investments on infra and super structure. This also includes transport infrastructure such as improvement, modernisation of airports and air terminals as well as construction of new ones. In addition

14

Hi-Tech May’12

to the international airports in the main cities and resort destinations, Turkey has domestic flights to all major cities and tourist centres. The highways crisscrossing the entire country; regular comfortable bus services and coach tours make travelling in Turkey easy and enjoyable. The transport infrastructure and the efficiency of services as well as advanced communication network system meet all the requirements of contemporary tourism. The accommodation industry at present, includes a range of facilities from the top quality, super modern deluxe category hotels and holiday complexes, boutique hotels to the affordable ones. Although city hotels, summer resort hotels and holiday complexes constitute the greater part of the accommodation industry, there are numerous ski, winter resort and spa hotels in various parts of the country. Most high standard hotels and holiday complexes have a variety of recreation, entertainment facilities. There are also a number of golf courses of international standard in various parts of the country. Turkey is a yachting paradise. Istanbul, and all main resort centres on the Aegean and Mediterranean coasts have marinas and the necessary facilities required. There is a major plan to increase the capacity to meet the growing demand as there is still a tremendous development potential for yacht tourism. Turkey has been recognised as a country of international reputation for hosting the most important meetings and conventions of the world. In addition to the top quality convention centres of huge capacity, equipped with advanced technology; most high grade hotels also have facilities for events such as meetings and conventions. Lures of the major cities and resort centres; world famous Turkish cuisine as well as international ones, restaurants, bars, entertainment life, cultural activities can appeal to tourists from all over the world. To sum up, Turkey at present with its enormous tourism potential and a great diversity of its natural resources, historical treasures, cultural values and activities, life style, attractions and with its efficient, dynamic tourist industry offers wide selection of products that can satisfy the demand of different market segments including the most sophisticated and demanding traveller. Tourists are flocking to Turkey in increasing numbers. Records continue. The year 2009 has also seen a new record taking the annual tourist arrivals to over 27 million in spite of the situation in the world travel and tourism market. However Turkey’s share in culture, nature based, special interest tourism, yachting; cruising, meetings and incentive tourism market segments do not match its enormous potential of great diversity and what it really offers. It falls well short of what it should have been. There is in fact a huge development potential for Turkey to increase its share in various market segments, and to further diversify its tourism. There is a consensus of opinion supported by research findings, that the Turkish tourism will continue to grow at a higher rate than the European and the world average and the future prospects in the long term seem also to be very bright.



Söyleşi Son üç yılda olduğu gibi 2012 yılına da son derece iyi bir giriş yapan Electrolux, pazara sunduğu yeni ürün gruplarıyla pazar payını arttırmayı amaçlıyor. Electrolux Professional Türkiye Müdürü Semih Orcan

Elecrolux Türkiye, Yüzde 20 Büyüme Oranıyla

50 Milyon TL’yi Hedefliyor Sektörünün öncü kuruluşlarından biri olan Electrolux 2012 yılında özellikle A sınıfı enerji tasarrufu sağlayan buzdolapları ürün grubuna son derece iddialı. Sektörün büyümesine paralel olarak yukarıya dönük 3 yıllık ivmesini sürdüreceğine inanan firma, müşterilerin toplam maliyetlerine direkt etki eden enerji tasarruflu ürünleri pazarın beğenisine sunuyor. 2012 yılı hedefleri ve yeni ürünlerle ilgili Electrolux Professional Türkiye Müdürü Semih Orcan şu bilgileri aktardı: Pazara sunduğunuz yeni grupları ve bunlara yönelik çalışmalarınızı aktarır mısınız? Electrolux bilindiği üzere sektörünün öncü kuruluşlarından biri olan son derece inovatif bir şirkettir. Yıl içinde birçok yeni ürünümüzü pazarın beğenisine sunduk. Düzenlenen fuarlarda bu ürünlerimizi detaylı olarak sergileme fırsatı bulduk. Özellikle A sınıfı enerji tasarrufu sunan buzdolaplarımız ilgiyle karşılandı. Gerek yeni 900’lük serimiz gerekse de yeni barbekülerimizle pazarda iddialıyız. 2012 yılı başında düzenlenen fiyat listemizle pazardaki mevcut konumumuzu daha iyi noktalara taşımak istiyoruz. Pazardaki büyümenin mevcut yapınıza nasıl bir yansıması olacağını düşünüyorsunuz? Son üç yıl içinde şirket olarak çok iyi bir büyüme trendi yakaladık. Hem net satış rakamlarında hem de adetsel bazda yıllık yüzde 20-22’lik bir artış söz konusu. 2012 yılına da son derece iyi bir giriş yaptık. Sektörün büyümesine paralel olarak yukarıya dönük bu ivmemizin süreceği kanaatindeyim. Bu dönem içinde büyüyen pazardan faydalandığımız gibi rakiplerin pazar payından alacağımız kanaatindeyim.

16

Hi-Tech Mayıs’12

2012 yılı içinde öne çıkarmayı planladığınız bir ürün grubu var mı? Bu yıl özellikle buzdolabı ürün grubumuza odaklanacağız. Buzdolabı konusu son 10-15 yıldır ne yazık ki pazarda göz ardı edilen bir alan olarak kaldı. Teknoloji, kalite veya özellik olarak müşteri tarafından önemsenmeyen bir noktaya çekildi. Biz ise bunun aksini düşünüyoruz. Sonuçta buzdolabı bir mutfakta çalışan tek cihazdır. Endüstriyel anlamda tercih edilen buzdolapları ev kullanımlarına göre harcadığı enerji ve kullanım düzeyi açısından çok daha aktif yapıdadır. Gerek çalışma şartları gerekse de çalıştığı ortam açısından zorlu koşullara maruz kalan bir ürün grubundan bahsediyoruz. Özellikle doğru cihazın sağlayacağı enerji tasarrufu firmalara çok büyük artılar getirecektir. Enerji tasarruf lu ürünlere yoğunlaşmanızdaki temel nedenler nelerdir? Enerji tüketimi tüm dünya açısından üzerinde en fazla durulan konu durumunda. Hem çevre hem de harcamaların belli düzeye çekilebilmesi için enerji tasarrufu anlamında atılan her adım son derece önemli. Tasarruflu cihazların ilk satın alma maliyetleri biraz daha yüksek olsa da 10-15 yıl kullanıldığı düşünüldüğünde toplam maliyet avantajı daha fazla önem kazanıyor. Hedef müşteri kitlenizde herhangi bir değişme oldu mu? Ürünlerimizde ağırlıklı A-B segmenti olarak nitelendirilebilecek gruba hitap ediyoruz. Fakat C segmentinden de çok sayıda müşteri ürünlerimize ilgi gösteriyor. 2012 yılı içinde pazara sunduğumuz yeni ürünlerimizle yüzde 20’lik bir büyüme rakamı yakalayarak 50 milyon TL’lik ciro hedefimize ulaşacağımızı düşünüyorum.



Söyleşi

Tunç Özüuğurlu

Cancan Makina, ‘İşlerinizi Kolaylaştırmayı’ Sürdürüyor Cancan Makina yeni geliştirdiği elektrikli konserve açacağını endüstriyel mutfak pazarının hizmetine sundu. Cancan Makina her yıl eklediği yeni ürünlerle “işlerinizi kolaylaştıran mutfak ekipmanları “ sloganı doğrultusundaki çalışmalarıyla sektörün lokomotif firmalarından biri olarak yoluna devam ediyor. Ürünleri arasında; Otomatik meyve sıkma makineleri, ön yıkama duşları, dilimleme makineleri ve konserve açma makine grupları bulunan firma yeni elektrikli konserve açacağını pazarın hizmetine sundu. Son dönem firmanın çalışmaları ve 2012 yılı hedefleriyle ilgili bilgi veren Şirket Sahibi Tunç Özüuğurlu şunları aktardı:

ladığı karlılık oranları Avrupa’nın sıkıntı yaşadığı bir dönemde sektörümüzde işlerin yolunda olduğunu gösteren veriler. Firmamız her yıl faaliyet gösterdiği pazarların büyüme oranının 2 ya da 2,5 katı daha fazla bir büyüme ivmesi yakaladı. Bunu içinde bulunduğumuz yıl içinde de koruyacağımızı düşünüyorum. Dünya pazarlarındaki belirsizlik nedeniyle makine satışı konusunda belirli sayı hedefleri koyamasak da büyümemizin süreceği kanaatindeyim. Hedeflerimiz doğrultusunda İtalya, Rusya ve Dubai’de düzenlenecek uluslararası fuarlarda yerimizi alacağız.

Son dönem çalışmalarınız hangi yönde yoğunlaştı? Son bir yıldır inovasyona ağırlık vermeye başladık. Ürün yelpazemizi ‘İşlerinizi kolaylaştıran mutfak ekipmanları’ sloganıyla paralel olarak geliştirmeyi sürdürüyoruz. Mutfaklarda hem hijyene hem de güvenliğe sahip yeni ürün tasarımları yapıyoruz.

Dünya markası olmayı hedefleyen Cancan Makina’nın sunduğu ürünlerin rakiplerine göre farkları nelerdir? Türkiye pazarındaki satış ve servis ağınızdan bahseder misiniz? Gerek Türkiye gerekse de Yurtdışında hedef pazarlar hangileridir? Kalite temelli üretim anlayışımızda uluslararası standartları her zaman uygularız. Sunduğumuz kaliteli ürünlerin her koşulda arkasında olduğumuzu, nitelikli servis hizmetiyle gösterdiğimizi ve desteklediğimizi düşünüyorum. Sağladığımız bol ve ucuz yedek parça olanaklarıyla da kullanıcı dostu bir üreticiyiz. Türkiye’de endüstriyel mutfak sektöründe faaliyet gösteren tüm firmalar müşteri portföyümüz içerisinde yer alıyor. Bayiler kanalıyla tüm müşterilerle temas kurmaya çalışıyoruz. 400 kayıtlı bayimiz olmasına karşın aktif olarak 100’ünün çalıştığını söyleyebilirim. Satışlarımızı ağırlıklı olarak Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerine yapıyoruz. Yeni yeni bizim ürettiğimiz tip makineleri kullanmaya başlayan Karadeniz ve Doğu bölgelerimiz Türkiye’deki hedef pazarlarımız noktasında. Yurtdışında ise Avrupa ülkelerinden ziyade atılım içinde olan Rusya, Güney Amerika ve Ortadoğu ülkeleri öncelikli pazarlarımızı oluşturuyor.

Pazara sunduğunuz yeni ürünleriniz var mı? Yeni geliştirdiğimiz elektrikli konserve açacağını sektörün hizmetine sunduk. Yeni ürünümüz kullanıcısına peynir tenekelerini de rahatlıkla açma imkanı tanıyor. Farklılaşan ve TUSİD Fuarı’nda sergilediğimiz bu projemiz yoğun ilgi gördü. Sektörün yakından tanıdığı ve iyi bir noktaya taşıdığı portakal sıkma makinemizi de uluslararası pazarlara açmaya karar verdik. Yakın zaman içinde yurtdışına satışını gerçekleştirmeye başlayacağız. Amacımız Türkiye’den bir dünya markası çıkmasını sağlayabilmektir. 2012 yılı sektör için nasıl geçiyor? Kalan çeyrekler konusundaki beklentileriniz hangi düzeyde? Gerek düzenlenen fuarlara olan ilgi gerekse de firmaların açık-

18

Hi-Tech Mayıs’12



Gündem

İnoksan’dan Aşçılar Bayramına

Özel Kutlama

İnoksan, katıldığı Ibatech Fuarı’nda Aşçılar Bayramı’nı kutladı. “Kazandıran Mutfak” vizyonuyla kullanıcılarının ihtiyacına en iyi şekilde cevap verebilen, yüksek teknolojinin sunduğu en verimli ürünleri sunan İnoksan, katıldığı Ibatech Fuarı’nda Aşçılar Bayramı’nı kutladı. İstanbul Profesyonel Aşçılar Derneği’ne üye 50 aşçı ile birlikte pasta kesildi ve bayram keyifle kutlandı.

IBATECH’de de Gazlı Kombi Fırın İlgi Odağı Fırıncılık teknolojileri fuarı Ibatech’de Gazlı Kombi Fırın’ı unlu mamuller ustalarına tanıtma fırsatı bulan İnoksan aynı zamanda tüm ileri teknoloji ürünü fırın ve ocaklarını kullanıcılarıyla buluşturdu. Özellikle ekmek ve börek gibi ustalık gerektiren mamulleri mükemmel pişiren Gazlı Kombi (Buharlı) fırın hamur işi ustaları tarafından yoğun ilgi ile karşılandı. Türkiye’de bir ilk olacak yüksek tasarruf sağlayan Gazlı Kombi (Buharlı) yüksek teknolojinin sunduğu premix yanma sistemi ile yüzde 90-95 oranında verimli yanma performansı ile enerji tasarrufu sağlıyor. Yanmış gazların yemeklere temasını engelleyen fırınlar, aynı zamanda mükemmel tasarımı ile can güvenliği, hijyen, ergonomi ve pişirme arabasının fırının içine girmesi ile kullanım kolaylığı açısından da önemli avantajlar sağlıyor. Birçok yemeği aynı anda pişirebilen Gazlı Kombi Fırın hızlı soğutma, tek tuşla yemek pişirme, et probu, 4 adet fan hız ayarı, el duşu gibi özellikleri ile ustaların işini kolaylaştırıyor. Gazlı Kombi (Buharlı) fırın sahip olduğu 3 farklı yıkama özelliği ile pişirme sonrası kendi kendini temizleyebiliyor.

20

Hi-Tech Mayıs’12

Tasarruflu ve Kendi Kendini Temizleyen Fırın Kombi Fırının sahip olduğu konveksiyonlu pişirme, banket yemek pişirme, buharlı pişirme, konveksiyon+buhar (kombi), düşük sıcaklık buhar pişirme konumları ile her türlü yemeği pişirmek mümkün. Derin dondurulmuş yemekleri de hızlı bir şekilde pişirebilen İnoksan Kombi fırın, başında beklemeye gerek kalmadan tüm ızgara çeşitlerini yapabilmesi ile mutfakta ustaların zamandan tasarruf ederek farklı işlere gönül rahatlığı ile konsantre olmalarını sağlıyor. Geleneksel pişirme yöntemleri ile karşılaştırıldığında pişirme süresi büyük ölçüde kısalırken, kızartma yapımında kullanılan yağsız kızartma tepsisi ile yağdan yüzde 50'ye varan önemli bir tasarruf sağlanıyor. Tek düğmeyle yemekleri taze pişmişten bile daha iyi sunan “tabakta banket” sistemi ile ustalar stres ve koşturmacadan uzak çalışırken sunuma daha fazla zaman ayırabilecekler. Ayrıca fırının sahip olduğu 3 çeşit otomatik yıkama programı sayesinde kullanıcılar pişirme sonrasında daha kolay ve zahmetsiz olarak fırın temizliği yapabiliyor. Bu özellikte Türkiye’de ilk olarak İnoksan tarafından kullanılıyor. İnovatif çalışmalara imza atan İnoksan Ar-Ge departmanı sektörün dinamiklerini ve ihtiyaçlarını göz önünde tutarak yeniliklere imza atıyor. İnoksan hem işyeri sahiplerinin hem de ustaların ihtiyaçlarını maksimum seviyede karşılarken sektörün iyileştirilmesine ve gelişmesine ön ayak oluyor.



Fuar

Alman Gıda Federasyon Başkanı Peter Becker

IBATECH 2012 başarıyla tamamlandı Türkiye’nin en kapsamlı ve Avrupa’nın 3. büyük fırıncılık teknolojileri fuarı; Ibatech 2012, başarıyla noktalandı. Fuar, katılımcılar tarafından yoğun ilgi gördü. Messe Stuttgart Ares Fuarcılık tarafından iki yılda bir düzenlenen ve Türkiye’nin en kapsamlı fırıncılık teknolojileri fuarı IBATECH, CNR Expo’da üç salonda düzenlendi. 5. Uluslararası Ekmek, Pasta Makineleri, Dondurma ve Çikolata ve Teknolojileri Fuarı'nın açılışı kalabalık bir katılımla gerçekleştirildi. Fuar'ın açılışına Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, İTÜ Gıda Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Dilek Boyacıoğlu, Ekmek ve Unlu Mamul Makinaları Sanayicileri Derneği (GIDAKAT) Başkanı Prof. Dr. Mehmet Duruk, Ekmek ve Unlu Mamul Makinaları Sanayicileri Derneği (EKMADER) Başkanı Osman Toprak ve gıda sektörünün önemli isimleri katıldı. Açılışta konuşan Mehmet Büyükekşi, “Türkiye'nin en büyük Avrupa'nın 3. büyük fuarına katılmaktan dolayı çok mutluyum. Türkiye'de fuarçılık sektörü önemli adımlar atıyor ve ihracata önemli katkılar yapıyor. Bundan emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Gece 03.00'te Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la Çin'den dönmeme rağmen buraya gelmek ve sizlerle olmak çok güzel. 2011'de ihracatımız 135 milyar dolar oldu. Bu yılki hedefimiz

22

Hi-Tech Mayıs’12

150 milyon dolar. Cumhuriyet'in 100. yılı olan 2013'te ise hedefimiz 500 milyar dolar ihracat rakamına ulaşmak. Başbakan'ın açıkladığı yatırım teşvik paketi, rekabet ve yeni adımlar için çok önemli. Cari açıkta yüzde 20 düşüş yaşanması hedeflediğimiz rakamdı. Bu fuar hem kendi sektörünü hem de Türkiye ekonomisine önemli katkılar yapacaktır" dedi.

Sağlıklı gıdalar tüketin Gıda teknolojilerinin, endüstriyel üretimin temel taşı olduğunu ifade eden İTÜ Gıda Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Dilek Boyacıoğlu da “Kalp sağlığını koruyan ve diyabeti önleyen bol sağlıklı gıdalar diliyorum. Bu nedenle bu fuarın önemi büyük. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum” diye konuştu. GIDAKAT Başkanı Prof. Dr. Mehmet Duruk da fuarın Avrupa standartlarında olduğunun altını çizdi. Ibatech 2012’nin emekli olmadan önce son fuarı olduğunu açıklayan Ekmader Başkanı Osman Toprak, organizasyonun başlangıcında önemli katkıları olduğunu söyledi. 1972 yılında Almanya’da gezdiği IBA Fuarı’ndan çok etkilendiğini belirten Toprak “Bugün bu


Fuar Dünya bu fuarı konuşuyor Fuarı değerlendiren Alman Gıda Federasyon Başkanı Peter Becker, şunları söyledi: “Türkiye, Dünya’dan bakıldığında en çok ekmek tüketilen ülkelerin başında geliyor Daha istikrarlı bir ülke olmaya doğru gidiyor. Çok iyi makina imalatçıları var. İhracat şansı olduğunu da tahmin edebiliyoruz. Bu fuarda çok iddialı bir fuar.”

Gelişiyoruz Ibatech fuarının şu ana kadar kendini iyi geliştirmiş ve bundan sonra da kendisini iyi bir şekilde geliştirebilecek fuarların başında geldiğini dile getiren Becker, fuarların büyüklü küçüklü olmasının faydalarına dikkat çekti. Becker, “Kahve ve pastacılık sektörü içinde fuarımız en büyük fuar olmak özelliğini taşıyor. Bunun yanı sıra diğer ülkelerde olan fuarları da biz destekleriz. Ibatech, kuruluğu günden itibaren beri kendini sürekli yeniliyor. Şu an çok modern bir fuarız” ifadesini kullandı. Dünyada yaşanan gelişmelerin diğer ülkeleri etkilediğini dile getiren Becker, bu fuarın sektörün gidişatına yön vermesi nedeniyle de önemli olduğunu kaydetti. Fuarın diğer fuarlardan farkına da değinen Becker, “Bu fuar kişilerin birbirleriyle yüz yüze iletişim kurmalarını sağlıyor. Dünyanın pek çok kişi bu fuara gelerek ürünler hakkında yeterli bilgiyi alabiliyor” şeklinde konuştu.

fuarı görünce nereden nereye geldiğimizi çok daha iyi anlıyorum” dedi. Messe Stuttgart Ares Fuarcılık Genel Müdürü Hakan Gençoğlu, beşinci kez düzenlenen Ekmek, Pasta Makineleri, Dondurma, Çikolata ve Teknolojileri Fuarı IBATECH’in bölgesel anlamda çok önemli bir pazarlama etkinliğine dönüştüğünü söyledi. Sektörde markalaşmanın ve bayilik sisteminin son birkaç yıldır gelişmeye başladığını vurgulayan Gençoğlu “Türkiye ekmek, pasta, çikolata, dondurma teknolojileri sektöründe en çok ihracatı Rusya, Arap Ülkeleri, Türki Cumhuriyetler ve Balkan ülkelerine yapıyor. IBATECH, Türk ihracatçısı için çok önemli bir platform teşkil ediyor. Türk girişimciler dünyanın her ülkesinden siparişler alıyor” dedi.

Dünya Türkiye’ye geldi Ekmek ve Unlu Mamul Makinaları Sanayicileri Derneği (EKMADER) ile Gıda Katkı ve Yardımcı Madde Sanayicileri Derneği (GIDAKAT) tarafından desteklenen fuarda yurt içi ve yurt dışından 284 firma son ürünlerini sergileyecek. Türk firmaların yanı sıra İtalya, Almanya, Fransa, İsviçre, Belçika, Yunanistan, Avusturya, Rusya, İspanya ve Bulgaristan’dan 22 firmanın IBATECH 2012’de standları bulunuyor. Fuara Bulgaristan, Sırbistan, Bosna Hersek ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerden heyetler de ziyaret etti. IBATECH 2012 boyunca katılımcı firmaların sponsorluğu ile yapılacak pastacılık yarışması yapılacak. Yarışmaya katılacak dünyaca ünlü pasta ustaları aynı zamanda eğitim amaçlı seminerler verildi. Hi-Tech Mayıs’12

23


Gündem

Barceló Eresin’de

u s u k t u T a lat o k i Ç e v Çilek

Barceló Eresin Topkapı’da 9 Mayıs-6 Haziran tarihleri arasında çilek ve çikolata buluşuyor. Çilek ve çikolata, İspanyol otel zinciri Barceló Hotels & Resorts’un İstanbul’daki temsilcilerinden Barceló Eresin Topkapı’da meraklılarıyla buluşuyor.Barceló Eresin Topkapı, 9 Mayıs-6 Haziran tarihlerinde, Picasso Restaurant’ta lezzetli, masum, eğlenceli ve kışkırtıcı bir ikiliyi ağırlıyor.

24

Hi-Tech Mayıs’12

Farklı Lezzetler Aynı Adreste Sürprizlerle dolu özel tatlıların yanı sıra geleneksel lezzetlere farklı yorumlarla oluşturulan menüde; çikolatalı parfe, çikolata kulesi, çilekli bademli tulip, graten ve daha birçok lezzet çilek ve çikolata tutkunlarını bekliyor.



Gündem Asitane, İstanbul’un fethini

yemeklerle kutluyor

700 yıllık Osmanlı İmparatorluğu’nun saklı kalmış Saray Mutfağı reçetelerini gün ışığına çıkaran Asitane Restaurant, 21 Mayıs-6 Haziran tarihlerinde Fatih Sultan Mehmet Dönemi lezzetlerini misafirlerinin beğenisine sunuyor. Osmanlı Saray Mutfağı reçetelerinden hazırladığı özel lezzetleri aslına uygun malzeme ve usullerle pişiren Asitane, Türk-Osmanlı mutfaklarının etkileşimi ile özel dönem yemekleri hazırlıyor. Türk-Osmanlı Mutfağı’nın dünyada tanıtılmasına da öncülük eden Asitane, yaz menüsünü İstanbul fetheden Fatih Sultan Mehmet’e vefa borcu olarak 15.yüzyıl mutfağının özel lezzetlerinden oluşturdu. Fatih Sultan Mehmet Dönemi Menüsü, Hums Lokmasından Karidye Pilakisine, Altın Nohutlu Pilavdan Levrek Biryan’a kadar unutulmuş tatları 21 Mayıs – 6 Haziran tarihleri arasında Asitane’de lezzet meraklılarıyla buluşacak.

26

Hi-Tech Mayıs’12

20 yıldır hizmet veriyor Osmanlı zamanında İstanbul’un çeşitli adlarından biri olan ve Farsça’da “Şehrin baş kapısı” manasına gelen Asitane; Edirnekapı’da Bizans mozaikleri ile ünlü Kariye Müzesi’nin hemen yanında yer alıyor. Restaurant, Osmanlı ziyafetini tatmak isteyen misafirlerine, Kariye Müzesi’nin gölgelediği bahçesi ve 19.yy geleneksel Osmanlı yapısına sadık kalınarak inşaa edilen binasında 20 yıldır hizmet veriyor.



Söyleşi

Winterhalter, 2012’de Temizlik Kimyasalları Alanına Odaklanıyor

Winterhalter, makine üretmek ve satmak dışında ihtiyaca uygun makineyi belirleyen, olası su kalitesi ile ilgili sorunları çözen, yüzey ve kir tiplerine uygun kimyasalları belirleyen, kısacası tek elden komple hizmet sunan bir firma. Yeni dönem içinde ekibine kattığı yöneticilerle özellikle deterjan alanında pazar payını arttırmayı planlayan firmanın, 2012 vizyonu ve pazar stratejileriyle ilgili Winterhalter Türkiye Satış Müdürü İsmail Çetiner şunları paylaştı: Öncelikle Winterhalter firmasında çalışmalarınıza çok kısa süre önce başladınız, hayırlı olmasını diliyoruz. Yeni oluşumla birlikte planlanan pazar stratejilerinizle ilgili bilgi alabilir miyiz? 3 ay gibi kısa bir süre önce bir arkadaşımızla birlikte firmamızın farklı birimlerinin başında görev aldık. Hedefimiz, geçmiş tecrübelerimizin sağlayacağı katkıyla öncelikli olarak deterjan alanındaki işlerimizi daha standart hale getirecek sistemi kurarak bu sektördeki payımızı daha da büyütmek. Endüstriyel Bulaşık Makinesi grubunda son derece güçlü olan firmamız, Kimyasal Ürün ve sistemleri konusunda da Marmara bölgesinde yemekhane ve restoranlarda da oldukça iddialı durumda. Hedefimiz bu iddiamızı Akdeniz ve Ege sahillerine de taşımak. 2013 yılına yönelik hazırlıklarımız neticesinde bu

28

Hi-Tech Mayıs’12

alanda çok önemli bir konuma ulaşacağımıza inanıyoruz.. Firmanızın faaliyet gösterdiği pazarlardaki büyüklüğü nedir? Yakın dönem içinde odaklanacağınız bir alan ve firmanızı taşımayı planladığınız bir nokta belirlediniz mi? Bu soruyu iki bölümde değerlendirmek daha doğru olur; Winterhalter makine tarafında son derece güçlü bir firma. Bu bölümle ilgili verileri dönem dönem sizlerle paylaşıyoruz. Temizlik ürünleri ve sistemleri tarafı ise hizmet verdiğimiz çok büyük bir pazar. Gerek tüketici hijyen ve kalite bilincinin artması gerekse de tüketici haklarını korumaya yönelik düzenlemeler Türkiye’deki sektörün her geçen gün büyümesine neden oluyor. Büyüyen sektörde hedefimiz, Restaurant, Catering ve Konaklama grubunda pazar payı açısından zirveye çıkmak. Eğitim önem verdiğimiz konuların başında geliyor. Eğitim stratejimizi 4 aşamalı olarak gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Öncelikle Almanya’dan gelen alanında uzman kimya mühendisleri bizlere düzenli eğitimler veriyor. Bunu ‘eğitimcinin eğitimi’ olarak adlandırıyoruz. 2.aşamada Eğitim Müdürümüz ile birlikte her çarşamba günü satış ekibine ürün ve hijyen uygulamaları konusunda eğitimler veriyoruz. Beklentimiz ekibimizin aldığı bu bilgileri üçüncü aşama olarak iş başı eğitimleri ile sektör çalışanlara doğru ve kolay anlaşılır şekilde


Söyleşi “Sektörde faaliyet gösteren uluslararası firmalarla rekabet içindeyiz. Pazar payı açısından zirveyi hedefleyen bir yapımız var. Yenilik ve yatırımlarımız yıl içinde sürecek.” Winterhalter Türkiye Satış Müdürü İsmail Çetiner

aktarması. Dördüncü aşamada da düzenli olarak müşterilerimizin yöneticilerini yılda iki kez ya kendi şirketimizde ağırlayarak ya da kendi tesislerinde eğitimler vererek bilgilendirmek istiyoruz. Sektörün en önemli sıkıntılarının başında eğitilmiş personel eksiği olduğunu düşünen Winterhalter, çözüm niteliğinde çalışmalarına ağırlık vermiş durumda. Bu sektörlerde sürekli bir sirkülasyonun yaşandığından yönetici konumundaki kişilerin de bu eğitimleri almasının yaralı olacağını düşünüyor ve eğitimleri sektör yöneticilerini de kapsayacak şekilde planlıyorlar. Piyasada yoğun bir rekabet ortamı söz konusu. Bu yapı içinde firmanızı ön plana çıkaracak özelliklerinizin başında nelerin geldiğini düşünüyorsunuz? Fiyat odaklı yapı içinde firmalarının maliyetleri algılama biçimlerinin değişmesi son derece önemli. Bir ürünün birim fiyatından çok işin sonunda müşteriler ödedikleri paraya bakmaları önemli. Makine tarafındaki gücümüz bizi deterjan konusunda da avantajlı konuma taşıyor. Mümkün olan en az miktarda su kullanan makinelerimiz dolayısıyla deterjan ihtiyacının da minimum düzeyde kalmasını, bu da maliyetlerin aşağıya çekilmesini sağlıyor. Doğru bir temizlik ve hijyen için temizliğe etki eden kimyasal,

zaman, mekanik ve sıcaklık gibi 4 faktörün doğru bir şekilde bir araya getirilmesi gerekiyor. Bunlardan birtanesi Kimyasal etken, diğer üçü ise kimyasal dışı etkenlerdir. Piyasadaki güçlü Kimyasal firmaları 4 faktörden bir tanesi olan kimyasala etki ederken, Winterhalter, makinelerinin de sağladığı katkıyla 4 faktörü bir araya getirerek doğru ve ekonomik çözümler sunma konusunda bir avantaj yakalayabiliyor. Müşterimize yaşanan bir sorun nedeniyle gittiğimizde sorun Bulaşık Makinelerinden de olsa Kimyasal Kullanımında da olsa sorunu çözüp müşterilere zaman ve verimlilik konusunda avantaj sağlatabiliyor. Türkiye pazarını 2012’de neler bekliyor? Olumlu görüntü yıl boyu sürecek mi? Mevcut olumlu havanın süreceğine inanıyorum. Winterhalter olarak bizlerde bu yapı içinde gücümüzü koruyarak gerek cirosal gerekse de kurumsal hedeflerimizi yakalayacağımızı düşünüyoruz. Pazarda olduğu gibi firmamızda da yenilik ve yatırımlar sürecektir. Müşteri memnuniyeti konusunda önemli bir noktaya ulaşan firmamız deterjan alanında da bu gücünü pekiştirerek müşterilerine toplam fayda açısından önemli katkılar sağlayan bir firma olarak yoluna devam edecektir. Hi-Tech Mayıs’12

29


Tasarım

Porselenler tasarımlarıyla dikkat çekiyor Uzun uğraşlar sonucu hazırlanılan bir yemeğin lezzeti ne kadar iyi olursa olsun sunum sırasında bir takım estetik konulara dikkat edilmediği takdirde zorluklar yaşanıyor. Bu nedenle yemekleri sunarken bir takım temel noktalara özen gösterilmesi gerekiyor. Uzmanlar, şeflerin işlerini kolaylaştıracak önerilerde bulunuyor.  Münevver Çakırtaş Sunum için tabak seçimi bundan dolayı çok önemlidir. Peki, porselen tabak sunumlarında dikkat edilmesinde yarar görülen püf noktalar nelerdir? Porselen denilince ilk akla gelen isimlerden biri olan Kütahya Porselen’in yetkilileri bu soruya açıklık getiriyor. Yetkiler, şu önerilerde bulunuyor: “İlk önce yemeğin çeşidine ve rengine uygun büyüklükte ve formda tabak seçimi yapılmalıdır. Beyaz tabaklar, mönüdeki lezzetlerin ve renklerin ön plana çıkmasına yardımcı olmakta ve tabağı süsleme konusunda şefe bir palet gibi uygun bir zemin oluşturmakta ve istediği resmi yapmasına olanak tanımaktadır. Aynı şekilde kenarları dekorlu tabak kullanmak isteniliyorsa garnitüründen yemeğe kadar renk uyumunun yakalanması gerekmektedir.

Lezzeti etkileyen şekiller… Tabak dekorasyonu sade şekilde yapılmalı ve yemeğin bütünlüğünü ve lezzetini bozacak şekilde düzenlenmemelidir. Yemeği ağırlaştıracağı ve sindirimi zorlaştıracağı düşünülerek yemeklerle beraber servis edilecek garnitürlerin seçiminin de iyi yapılması gerekir. Klasik yuvarlak porselen tabaklar dışında kare, oval tabaklarda yoğun olarak kullanılmaktadır. Günümüzün trendlerinden olan asimetrik tabaklar da sunumlarda sürpriz görünümler yaratma şansı vermekte ve tabağı kullanma bakımından bambaşka alternatifler sunmaktadır.

Abartıdan kaçının Tabağın göze hitap etmesini sağlamak için konulacak dekor malzemeleri, mutlaka yenebilecek özellikte seçilmelidir. Tabağın sade ve şık görünmesi için abartılardan kaçınılmalıdır. Garnitürler ya da soslar sadece yemek tabağının yanına değil, sunuma uygun düşecek çeşitli kaplarda da servis edilebilir. Tabağın tümünün yemek, tatlı, garnitür ya da soslarla kaplı olması uygun değildir.

30

Hi-Tech Mayıs’12

Yemek ne kadar ısıtılmalı? Herşeyden önce servis yapılacak yemeğin ısısına dikkat edilmelidir. Sıcak yemeklerin sıcak, soğuk yemeklerin ise soğuk olarak servisi yapılmalıdır. Bu nedenle kullanılan servis tabağının büyüklüğü ve derinliği yemeğin cinsine göre değişir. Sıcak yemeklerin servisinde rahatlıkla porselen tabak kullanılabilir. Yüzeyi düz ve geniş servis tabaklarında yemekler daha çabuk soğuduğu için kullanılmadan önce tabak ısıtıcılarında bekletilmesi gerekmektedir yemekler tamamen tabağın ortasında olmalı çizgiyi geçmemelidir

Kenarları kırık olmasın Yemeklerin estetik açıdan göze hoş görünmeleri için her şeyden önce servis tabaklarının temiz ve bakımlı olması gerekir. Kenarları kırık, parlaklığını kaybetmiş, parmak, su, yağ, nişasta lekeleri olan tabaklar servise çıkarılmamalıdır. Büyük tabaklarda küçük porsiyon halinde sunulursa tabakta çok yer kalır. Bu boşluğu garnitürle ve dekorasyonla doldurmak ise yemeği ikinci plana atar. Bu yüzden tabak ve yemek birbiriyle orantılı olmalıdır

Dekor abartılmamalı Uzun tabaklarda genellikle balık ve ördek servisi yapılır. Uzun tabakların dekorasyonu daha incelik ister. Bu tabakların dekoruna çok dikkat etmek gerekir. Dekorasyonu abartmadan, servis esnasında kullanımında düşünerek yemeğin sunumunun yapılması gerekmektedir. Geniş tabaklarda sunulan yemekler hacimli ve göze hitap edecek şekilde düzenlenmeli. Örneğin, kalkan balığı ve jambon dilimi, geniş tabaklarda servise çıkarılır. Dekor hiçbir zaman tabakta sunulan yemeği gizlememeli, tabağı tamamen örtmemelidir. Sunulan yemeğin hacmi ile tabak arasında bir orantı sağlanmalıdır”



Firma Teknolojisi TUSİD Tarafından Ödüllendirilen

TOLKAR SMARTEX 2012’de Hedef Büyüttü Avrupa, Uzakdoğu ve Amerika’da Smartex ofis ve showroomları açmayı planlayan TOLKAR, mevcut ürünleri yanında yeni üstlendiği temsilcilikleriyle de faaliyet gösterdiği tüm pazarlarda iddialı.

TOLKAR A.Ş. Genel Müdürü Cenk Karace

32

2008’ten bu yana ihracat odaklı üretim ve pazarlamaya yönelik çalışmalar yapan TOLKAR Makina, yüksek teknolojiye sahip çevreci ürünlerini tüm dünyadan müşterilerle buluşturuyor. Teknolojiyi kullanmadaki yetkinliği, belgelenmiş su ve enerji tasarrufu, teknoloji ihracat potansiyeli, kullanıcısı ve müşterileri için getirdiği yenilikçi yaklaşım, oluşturduğu yüksek katma değer nedeniyle TUSİD Endüstri Ürünleri Yarışması’nda birinciliğe layık görülen firma, 2012 yılı içinde özellikle ihracatta önemli yol kat edecek. Firmanın üstlendiği yeni temsilcilikler ve mevcut pazarlara sunduğu teknolojilerle ilgili bilgi aldığımız TOLKAR A.Ş. Genel Müdürü Cenk Karace şunları aktardı:

içerisinde bulunmaktadır. Odaklandığımız pazarlar özellikle Avrupa Birliği ile Güney ve Kuzey Amerika’ya ait ülkelerdir. Bu ülkelerin yüksek ekonomik yapıları teknolojik ve çevre dostu ürünler tercih etmeleri firmamız ürünleri ve yapısıyla örtüşmekte dolayısıyla bu pazarlardan gelen taleplere sunduğumuz ürünler, kalite ve fiyat yönünden müşterilerimizi çokça tatmin etmektedir. Önümüzdeki günlerde Avrupa’da, Hindistan’da ve Amerika’da Tolkar Smartex ofis ve showroomları açmayı planlıyoruz. Buradaki ofislerden etkin bir pazarlama ve stratejiyle artan talebe daha çabuk cevap vermeyi ve pazar payımızı sürekli olarak arttırmayı amaçlıyoruz.

Firmanızın son dönem çalışmaları ve pazara yönelik odaklandığı konularla ilgili bilgi alabilir miyiz? Cenk Karace: Firmamız son yıllarda özellikle 2008’ten bu yana ihracat odaklı üretim ve pazarlamaya yönelik çalışmalar

Üçüncü kez TUSİD Endüstriyel Ürünler Yarışması’nda birinciliği layık görüldünüz. Aldığınız ödül ve ödüle layık görülen ürününüzle ilgili neler aktarmak istersiniz? Cenk Karace: TUSİD Endüstri Ürünleri Yarışması 3 defa

Hi-Tech Mayıs’12


Firma istifleyebiliyoruz. Tabi birde fuarlar eski dost ve müşterilerle karşılaşmak yenileriyle de tanışmak için önemli bir imkan ve alan sağlıyor. 2012 yılı firmanız açısından nasıl geçiyor? Yıl sonuna kadar öncelikli hedefleriniz nelerdir? Cenk Karace: 2012 beklenilen ve dillendirilen kriz söylentilerinin aksine olumlu başladı ve devam ediyor. Bunu diğer sanayici ve işadamları ile görüşmelerimizde de gözlemliyoruz tüm sektörlerde talepte bir artış izlenebiliyor. 2012 sonuna kadar öncelikli hedefler; ihracat pazar payımızı yükseltmek, teknoloji ve Ar-Ge’ye maksimum önem ve özen, çalışanların sürekli eğitim ve motivasyonu. Bu 3 hedefe odaklandık ve devam ediyoruz. düzenlendi ve bu 3 yarışmada da firmamız birincilik ödülüne layık görüldü. Sektör dışından ama hemen hemen tamamı alanlarında uzman üniversite ve oda temsilcilerinden oluşan yarışma jürisi aldığı kararda şu mesajı ürünlerle ilgili kamuoyuyla paylaşmıştır; “Teknolojiyi kullanmadaki yetkinliği, belgelenmiş su ve enerji tasarrufu sağlaması, teknoloji ihracat potansiyeli, kullanıcısı ve müşterileri için getirdiği yenilikçi yaklaşım ve yüksek katma değer nedeniyle ödüle layık bulunmuştur.” Daha önce aldığımız ödüllerde de buna yakın jüri kararlarını bulabiliriz. Bizim firma olarak sloganımız teknolojik, ekonomik ve ekolojik farklar zaten her şey bu sloganın içinde çok açık olarak duruyor. Tolkar Smartex de yapılan her ürün rakiplerine göre bu farklılıkları kullanıcısına sunmalı ve biz tam olarak bunu başarıyoruz. Ama bu çok kolay olmuyor elbette bunun için gerçekten çok çalışıyoruz yapılan her yenilik kazanılan her damla su ve her kw enerjinin arka planında çok yoğun ve düzenli Ar-Ge çalışmaları yapılmakta. TUBİTAK ve Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı projeleriyle de ortak çalışmalar yürütülmekte. Kısaca firmamızın geldiği nokta ve alınan ödüller tesadüf değil son derece düzenli, yoğun ve fedakârca yapılan çalışmaların sonucu tüm Tolkar ailesinin başarısıdır.

Tolkar’ın bu yıl Anfaş Fuarı’nda imzaladığı Colmac ve Lavatec distribütörlük anlaşması ve başlayan işbirliği konusunda bilgi verir misiniz? Cenk Karace: Colmac ve Lavatec alanının en önemli temsilcileridir. Colmac Amerikan, Lavatec ise Alman firması. Elbette Tolkar olarak her ürünü yapabilme imkanımız yok. Geliştirmediğimiz ürünleri ince eleyip sık dokuyup, enine boyuna araştırarak pazara gönül rahatlığıyla sunabileceğimiz firmaları buluyoruz. 2 firmada ileri teknoloji ürünü makineler üretiyor. Özellikle Lavatec ile ileriye yönelik ortak üretim yapma noktasında çalışmalarımızda başladı.

Son dönem katıldığınız fuarlardan aldığınız geri dönüşler ne yönde gerçekleşti? Sektörün bu yılki potansiyeli konusunda izlenimlerinizi paylaşır mısınız? Cenk Karace: Fuarların hemen hemen tamamına katılıyoruz yurt içinde ve dışında hatta bu ay Almanya’dayız. Fuarlarda tek amaç farklı kesimlerden farklı müşterileri kullanıcıları ve müşteri adaylarını dinlemek isteklerini öğrenip istekler ve fikirler değerliyse bunları uygulama imkanlarını değerlendirmek hatta ürünler üzerinde tartışmak en önemli geri dönüşlerden birisidir. Havlu katlama makineleri üretiyoruz, kullanıcılarımızdan birisi -ben havluları boylarına göre ayırıp vermek istemiyorum bu zaman kaybına sebep veriyor bunu farklı havluları aynı anda verebileceğim bir dizayna getirebilir misiniz?- diye söylediğinde bu işi cidden ele aldık ve şu an el, ayak ve banyo havlularını ayrı ayrı verip katlayan istifleyen 3 sortili havlu katlama makinesini 3 yıldır üretiyoruz hatta daha da geliştirdik istenildiğinde rengine göre de katlayıp ayrı Hi-Tech Mayıs’12

33


Firma

Çukurova’nın Yıldızı Sunar Grup

Dünya Pazarında Çukurova'nın bereketli topraklarında doğan Sunar Grup, dünyaya markası oldu.

Çukurova'nın bereketli topraklarında temelleri atılan Sunar Grup bugün sadece Çukurova’nın değil, dünyanın tercih edilen markası haline geldi. Hızla büyümesini devam ettiren Sunar Grup, bu yıl sonunda ürünlerini 75 ülkeye ulaştırmayı hedefliyor. Yüzde 22 büyüme öngören Sunar Grup yıl sonunda 800 milyon liranın üzerinde ciro elde etmeyi planlıyor. Yağın ustası, lezzet uzmanı Sunar Grup Türkiye'nin en hızlı büyüyen şirketleri arasında yerini alıyor. Bu yıl 800 milyon liranın üzerinde ciro elde etmeyi öngören Sunar Grup, ihracatta da yeni pazarlarla birlikte 165 milyon liralık gelir planlıyor. Sunar Grup Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Çomu, Türkiye'nin büyümesine paralel olarak Sunar Grup'un da planlı ve öngörülebilir şekilde büyümesini sürdürdüğünü belirterek "Bu yıl yüzde 22 oranında büyüme öngörüyoruz" dedi.

34

Hi-Tech Mayıs’12

Hedef; 75 Ülkeye Ulaşmak Hali hazırda 60 ülkeye ihracat yapıldığınıve bu rakamın yıl sonunda 75 ülkeye ulaşacağını anlatan Nuri Çomu, sözlerini şöyle sürdürdü: "4 kıtada, 60’tan fazla ülkeye ürünlerimizi ihraç ediyoruz. Tarıma dayalı sanayide sahip olduğumuz geniş bilgi birikimi ve tecrübe sayesinde, Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’nın en büyük gruplarından biri olma yolunda hızla ilerliyoruz. Dış pazarlarda ürünlerimiz ilgi görüyor. İhracat yaptığımız pazarları büyütüyoruz. 2012 yılı sonunda ihracat yaptığımız ülke sayısını 75'e taşımayı hedefliyoruz."

Yatırımlar Devam Ediyor Yatırımlar konusunda da bilgi veren Nuri Çomu, Sunar Grup şirketlerinden henüz 3 yıllık geçmişe sahip olan Elita Gıda için 20 milyon dolarlık yatırım öngörüldüğünü söyledi. Bu


Firma

yatırımla rafinasyon kapasitesini artıracaklarını anlatan Nuri Çomu, bu kapasite ile ilk üçe gireceklerini ifade etti. Yine grup şirketlerinden Sunar Mısır’ın 2012 yılında gıda sektörüne ve kağıt sektörüne yönelik modifiye nişastalar konusunda yatırımlar gerçekleştireceğini dile getiren Nuri Çomu, sözlerine şöyle devam etti: "Bu yatırımlar Türkiye’de üretilmeyen ve ithal edilen en az iki ürünü üretmeyi öngörüyoruz. NÇS firmamız için ise 70 dönüm narenciye bahçesini ekim alanına ekledik."

Başkanı Nuri Çomu, sektörün önümüzdeki dönemde büyümesini sürdürmesi ve sorunlarının ortadan kaldırılması için çalışmalarına devam edeceklerini ifade etti.

Bitkisel Yağ Sektörünün Kalbi Adana’da Attı

Adana’da 1. Bitkisel Yağ Kongresi’nde Türk ve dünya bitkisel yağ sektörünün mevcut durumu ve başlıca sorunları masaya yatırıldı. YABITED’in İlk ve Tek Onur Üyesi YABİTED Başkanı Aziz Tekin’in Bitkisel yağ sektörünün can damarı haline açılış konuşmasıyla başlayan kongelen Yağ Bilimi ve Teknolojisi Derneği’nin grede, bitkisel yağlar, sürülebilir (YABİTED) kuruluşuna önayak olan ve yağlar ve margarin sektöründeki çalışmalarına büyük destek veren Sunar bilimsel gelişmelerin yanı sıra Grup Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Çomu sektörün önde gelen isimleri ile Sunar Grup Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Çomu derneğin tek ve ilk onur üyesi oldu. Adabitkisel yağ sektörü sorunları ve na’da temelleri atılan ve bitkisel yağ sektöbu sorunların çözümleri üzerinde rüne yönelik adımlar atan YABITED, bu yıl ilkini düzenlediği duruldu. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Gıda ve Kont1. Bitkisel Yağ Kongresinde Nuri Çomu’yu sonsuz destekleri rol Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Kavak da kongrede yaptıiçin ödüllendirdi. Nuri Çomu’nun kuruluşunda büyük katkılar ğı konuşmada yağ sektörü ile ilgili konularda soru işaretlerini sağlamasının yanında çalışmalara da büyük destek vermesinkaldıracaklarını ve bu sayede sektörün önünün açılacağının den dolayı kongrede YABİTED Yönetim Kurulu tarafından sinyallerini verdi. Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği Başkanı onur üyeliğine layık görüldü ve kendisine plaket takdim edilEdip Uğur ise “Türkiye zeytinyağını üretiyor ancak tüketemidi. Böylece Sayın Nuri Çomu Yağ Bilimi ve Teknolojisi Derneyor. Diğer taraftan bitkisel yağları tüketiyor ancak üretemiği'nin ilk ve tek onur üyesi oldu. Sunar Grup Yönetim Kurulu yor. Bu sorunun aşılmasını sağlayacağız ” diye konuştu. Hi-Tech Mayıs’12

35


Gündem

Tecrübe ile Hayat Bulan Tasarımlar Tahsin Öztiryaki, tasarımını Mehmet Gök'ün yaptığı “Banket Hazırlık Hattı” ismini verdiği alet sayesinde Türk insanının ulusal alanda kendisini kanıtlayacağının, bu imaj sayesinde tasarıma yönelik diğer sektörlerin de teşvik edileceğinin altını çiziyor. Tahsin Öztiryaki, Tecrübe ile hayat bulan tasarımlar 1” çalışmaları hakkında bilgi verdi. Öztiryaki konuyla ilgili şu açıklamaları yaptı: “Tecrübe ile hayat bulan tasarımların ilkini, Sayın Mehmet GÖK ün tasarımı olan bu yeni ürünümüzün lansmanını ilk olarak Hostech by TUSİD Fuarı'nda gerçekleştirdik. Çok değerli bir şefimiz bunu tasarlamış, bir miktar hayata da geçirmiş, tabii bunun ticarileşmesi lazım. Mehmet Gök'ün bu fikri bizde can buldu. Hem de üretilebilir bir can buldu. Biz bu ürünü her yerde Mehmet Gök tasarımı olarak pazarlıyoruz. Türkiye'nin önemli bir eksiği tasarım yapmayan ülke olmasıydı. Bizim tasarım yapabilecek ülke olduğumuzu hissettirmemiz lazım. Düşündüğünüz zaman bu ürün hastanelerde, havayolu catering hizmetlerinde, okullarda önemli iş görecek. Yani bu ürün sadece banket hizmeti verecek oteller için tasarlanmadı.

Her şefe açığız “Tecrübeyle Hayat Bulan Tasarımlar 1” olarak Mehmet Gök ile başladık. Bu seri devam edecek. Biz bu projeden para kazanmayı amaçlamadık. Bu proje bizim şeflere ve sektöre karşı bir sorumluluğumuz. Yeniliklere her zaman öncülük yapmaya sectorü hep daha ileri taşımaya, Türk malını yurtdışında en iyi şekilde temsil etmeye çalıştık. Şeflerimizle hep yakın ilişkiler içerisinde olduk, onların istek ve taleplerin hep dinledik. Şimdi onların ihtiyaçlarını en iyi kendilerinin tasarımları ile karşılamak istiyoruz. Şefler gastronomi sektörüne sadece yarattıkları lezzetlerle değil artık tasarımlarıyla iz bırakacak. Tasarımlarını ve projelerini hayata geçirmek isteyen her şefe açığız. Mehmet Gök ile yürüteceğimiz birkaç proje de yolda”

36

Hi-Tech Mayıs’12

Dizaynı dikkat çekiyor 1 senedir devam eden projeyle eksikleri giderilerek, küçük dokunuşlarla gelişen tasarım, aynı zamanda mutfak tezgahı olarak dizayn edilebiliyor. "Dünyada birçok şefin dizayn ettiği yeni icatlar var, bizim ülkemizde de olsun" düşüncesini sıkça dile getiren Gök, şeflerin çalışırken onları zora koyan pek çok şeyin eksikliğinin giderilmesi yönünde bu tür çabaların oldukça faydalı olduğunu söyledi. Gök, şunları kaydetti: “Bu aslında benim bir ihtiyacımdı. Bu ürünün yokluğu benim servisimin kalitesini düşürüyordu. Hijyen olarak düşürüyordu. Ürünün sıcaklığı ve korunması açısından düşürüyordu. Bu ürün fırından çıktığı gibi yemeklerin sıcak kalarak korunmasını sağlarken temiz bir servis vermenizi de sağlıyor. 500 tabak aynı standart ve kalitede çıkıyor. Hızları ayarlayabiliyorsunuz. İki tane ürün yanyana geldiğinde USB bağlantısı var. İki makinenin de sensörü ve hız kontrolü var. İkisini birbirine bağladığınız zaman ikinci bağlanan makine öndeki makinenin hızına ve sensörüne eşitleniyor. Yani kontrolü öndeki makineye bırakıyor. İsterseniz üç tane ürünü yanyana kullanabilirsiniz. Bu ürünün otomasyon sistemini Tahsin Bey düşünüyor. Bu ürün bir yıldır var. Ben geçtiğimiz yazdan beri kullanıyorum. Tabii bu şekilde üründeki eksikleri de görme şansınız oluyor. Bir sonraki üretim için telafi yapma imkanınız oluyor” Four Seasons otellerinin yılda bir düzenlediği yiyecek-içecek müdürlerinin ve şeflerinin katıldığı Ürün Geliştirme adında bir toplantısı oluyor. Herkes 6 ay önceden bu toplantıya hazırlanıyor. Herkes fikrini sunuyor. Diğer insanların oylaması ile bu fikirler seçiliyor. Örneğin benim bu ürünüm orada seçildi. Onlar da eminim ki bu eksikliğin farkındalar ve kendi ürün portföyleri ve envanterlerine bunu katmak isteyecekler. Zaten Four Seasons otelleri bunu kullanıyorsa diğer oteller de mutlaka bunu kullanmak isteyecek.



Ürün

& Teknoloji

Gastro Endüstiryel Mutfak Genel Müdürü İbrahim Emre Köroğlu

Gastro Endüstriyel Mutfak’tan Enerji Tasarruflu, Çevreci Bir Ürün Havayı emerek içindeki karbon ve ozon filtreleri sayesinde temizleyerek sunan hareketli davlumbaz sağladığı enerji tasarrufuyla çok çevreci bir ürün.

38

Hi-Tech Mayıs’12


Ürün

& Teknoloji

Devlet Desteğiyle Cihazın tasarımından yazılımına kadar tüm özellikleri laboratuvar ortamında devlet desteği ile gerçekleştirildi. Ar-Ge konusunda yaklaşık 12 mühendisin katkısı oldu. Endüstriyel mutfak firmalarının ürünleri genel olarak trifaze ile çalışır. Fakat bazı durumlarda monofazeye ihtiyaç duyur. Cihazımızı monofaze çalışır şekilde üretmemizin nedeni de her duruma uygun olması düşüncesiyleydi. Böylece içindeki komponentler trifaze olmasına rağmen cihazımız monofaze elektriği alarak trifaze cihazları çalıştırabilmektedir. Aslında bu uygulama bile başlı başına tez ve araştırma konusudur. Cihazımızla elektrik tüketiminde diğerlerine göre 10 kilowatt tasarruf sağladık. Bu rakamı yıllık tüketimi ele alarak düşündüğünüzde firmalara sağladığı girdiyi daha net görebilirsiniz. Ayrıca çevre duyarlılığı açısından da daha az enerji tüketimiyle önemli katkılarda bulunmaktadır.

İlk Kez Sergilendi

Gastro Endüstiryel Mutfak, kapalı ve açık alanlarda sabit bir davlumbaza ihtiyaç duymadan ızgara ve pişirici cihazların rahatlıkla çalıştırılabilmesini sağlayan hareketli davlumbazı pazarın beğenisine sundu. Devlet desteği ile geliştirilen ve ArGe aşamasında 12 mühendisin görev aldığı cihaz çeşitli yarışmalarda çevreci özelliği nedeniyle ödüle layık görüldü. Cihazla ilgili Gastro Endüstiryel Mutfak Genel Müdürü İbrahim Emre Köroğlu şunları söyledi: “Projemize 2009 yılında başladık. Pazarın beğenisine sunduğumuz hareketli davlumbazımız, kapalı ve açık alanlarda sabit bir davlumbaza ihtiyaç duymadan ızgara ve pişirici cihazların rahatlıkla çalıştırılabilmesini sağlıyor. Pişme yapılan yüzeyden havayı emerek içindeki karbon ve ozon filtreleri sayesinde dışarıya temiz olarak sunuyor.

Devletin endüstriyel tasarım ve inovasyon desteği ile geliştirilen cihazımız hem devlet hem de TUSİD’in düzenlediği çeşitli yarışmalarda çevreci özelliği nedeniyle ödüle layık görüldü. Teknolojik ve tasarım özelliklerini biraz daha geliştirmemiz lazım. Firmamızın bu konuda yeterlilikleri belli bir düzeyde kalıyor. Ama ulaştığımız noktadan sonra özellikle endüstriyel tasarımı konusunda profesyonel firmalarla ortak çalışmalar yapacağız. İlk tanıtımını Hostech by TUSİD Fuarı’nda gerçekleştirdiğimiz ürünümüzü uluslararası düzeyde de sergileyeceğiz. Tüm patent haklarını aldık. Satış ve pazarlama noktasında bölgesel ve yurtdışında ülkesel distribütörlükler vermeyi düşünüyoruz. Fiyat politikamızı belirledik. Aldığımız kesin karar doğrultusunda belirlenen fiyat dışına kesinlikle çıkılmayacak. İlk yıl satış hedefimiz 100 cihaz. Tesisimizin üretim kapasitesi aylık 22 cihazdır.

Tek ve Entegre Kullanım Öncelikle tek olarak satmayı planladığımız ürün, entegre çözümler içinde de kullanıcılara sunulabilir. Ürünümüze çok soğuk ve çok sıcak ülkelerden müşterilerin yoğun ilgi göstereceğini tahmin ediyoruz. Yeni ürünler konusunda çalışmalarımız sürüyor, bu noktada bize destek olan KOSGEB’e ve Bodrum Ticaret Odası’na teşekkürü borç biliriz.” Hi-Tech Mayıs’12

39


Gündem

2011 Yılının Markası

‘YATAŞ’ 1 milyon 200 bin kişinin oy kullandığı ankette “Yılın Markası” ödülünü Yataş aldı.

Türkiye’nin ilk E-Anket sitesi Kimolsun.com’da açılan halk oylamasıyla kamu, siyaset, iş yaşamı, magazin ve sanat dünyasının ünlü simaları arasından 2011 yılının en beğenilen isimleri belirlendi.‘Kimolsun.com 2011 Ödülleri’nin kazananlarına plaketleri Ramada Otel’de takdim edildi. Yaklaşık 1 milyon 200 bin kişinin oy kullandığı ankette “Yılın Markası” ödülünü Yataş kucakladı.

Egemen Bağış’ın Katılımıyla Kamu, siyaset, iş yaşamı, magazin ve sanat dünyasından tanıdığımız simalar arasından en iyilerin halk oylamasıyla belirlendiği ‘Kimolsun.com 2011 Ödülleri’ için bu yıl ilk defa düzenlenen ödül töreni, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın da katılımıyla Ramada Otel’de gerçekleş-

40

Hi-Tech Mayıs’12

tirildi. Kimolsun.com üzerinden yapılan anket sonucunda belirlenen isim ve markalara ödüllerinin takdim edildiği gecede Yataş ise “Yılın Markası” ödülünü kazandı. Yataş adına ödülü, YATAŞ Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nuri Öztaşkın, bakan Egemen Bağış’tan teslim aldı.

19 Farklı Kategoride Ödüller Sahibini Buldu “Yılın Markası”, “Yılın İşadamı”, “Yılın Senaristi” ve “Yılın Sporcusu” gibi 19 farklı kategoride adayların oylandığı ankette yaklaşık 1 milyon 200 bin kişi oy kullandı. Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, halk oylaması sonucunda “Yılın Bakanı” seçilirken, ödülünü kimolsun.com DK Başkanı Abdullah Yaşar’dan aldı. Törene aralarında Türkiye’nin çok sevdiği ünlü isimlerin de bulunduğu geniş bir katılım oldu.



Firma

Koroplast 30’uncu Yılında Pazardaki Liderliğini Sürdürdü Korozo Grup Genel Koordinatörü Jeki Mizrahi: “30 yıl önce Koroplast markamızla bir maceraya atıldık, Türkiye’de yepyeni bir sektör oluşturduk” Avrupa’nın ilk 10 ambalaj üreticisi arasında yer alan Korozo Grup’un Çöp Torbası ve Mutfak Yardımcı Ürünleri Sektörü’ndeki markası Koroplast, yüzde 15 büyüyerek pazardaki liderliğini sürdürüyor. Korozo Grup Genel Koordinatörü Jeki Mizrahi ve Koroplast Pazarlama Yöneticisi Lizi M. Yılmaz’ın ev sahipliğinde düzenlenen basın toplantısında; 30’uncu yılını geride bırakan ve Türkiye’nin ilk çöp torbasını ve buzdolabı poşetini üreten Koroplast markasının 2011 performansı, Korozo’nun dünya ve Türkiye pazarındaki konumu değerlendirildi ve Koroplast tarafından yaptırılan pazar dinamikleriyle hane araştırması sonuçları açıklandı.

dık. Türkiye’nin ilk çöp torbasını ürettik ve tüketicilerimize sunduk. Koroplast bu sayede tüketicileri büyük bir dertten kurtardı. Türkiye’de yeni bir dönem başladı. Tüketicilerimiz çöplerini akıtmayan, dışarıya kötü koku vermeyen, sağlam, sızdırmayan çöp torbaları kullanmaya başladı. Yine bundan 30 yıl önce Türkiye’nin ilk buzdolabı poşetini sunarak değişen yaşam şartlarının getirdiği yeni ihtiyaçlardan birini daha karşılamış olduk. Tüm bu beklentilere karşı geliştirdiğimiz yenilikçi ürünlerle Koroplast Türkiye’de yepyeni bir sektörün temellerini attı; Çöp Torbası ve Mutfak Yardımcı Ürünleri Sektörü Koroplast ile hayat buldu” dedi.

Yeni Modern Ürünler Çöp Kovalarındaki Kağıtlar Yerine Düzenlenen basın toplantısında, Koroplast markasının bundan 30 yıl önce Türkiye’de Çöp Torbası ve Mutfak Yardımcı Ürünleri sektörünün temellerini attığını belirten Korozo Grup Genel Koordinatörü Jeki Mizrahi; “Bundan 30 yıl önce Türkiye’de çöplerin biriktirilmesi, taşınması büyük bir sıkıntı konusuydu. Hatta o dönemlerde çöp kovalarına kağıtlar yerleştirilir, çöpler bunun içine koyulurdu. Sonrasında da o çöp kovaları temizlenmek için deterjanlarla yıkanırdı. İşte böyle bir dönemde Koroplast markamızla büyük bir maceraya atıl-

42

Hi-Tech Mayıs’12

Koroplast’ın daima kendi alanında sorun ve beklentileri tanımlayan, ihtiyaçları belirleyen ve bu doğrultuda inovatif çözümler geliştiren bir marka olduğunu belirten Korozo Grup Genel Koordinatörü Jeki Mizrahi; “Hayatımız modernleştikçe, bu modern yaşama uygun yeni ürünleri tüketicilerimize sunduk. Örneğin Koroplast Dondurulmuş Gıda Torbası’nı ürettik. Sadece bununla da kalmadık. Koroplast markamızla mutfak dışındaki alanlara yönelik de ürün ve çözümler sunduk. Örneğin katı atıklar için Türkiye'nin ilk geri kazanım torbası 2005 yılında Koroplast ile hayatımıza girdi. Yine 2005


Firma yılında Türkiye’de ilk tıbbi atık torbasını çıkartan, bu konudaki yasal çalışmalara katkı sağlayan da Koroplast’tı. Yenilikçi anlayışımızın son örneği de Türkiye’nin ilk mikrodalga pişirme torbası oldu. Hayatı pek çok farklı alanda kolaylaştırarak ilklere imza attık ve her yeni ürünümüzle Altın Ambalaj Ödülü’nü almaya hak kazandık” dedi.

değer katan, yüzde 100 Türk sermayeli Korozo Grup yer alıyor. Korozo olarak bugün İstanbul ve İzmir'deki toplam 130.000 m2 kapalı alana sahip 7 fabrikamız ve İngiltere, Almanya ve Fransa’daki bölge ofislerimiz ile toplam 1400 kişiye istihdam sağlıyoruz. Yıllık 80.000 tonun üzerinde üretim hacmine sahip olan tesislerimiz Orta Doğu ve Avrupa'nın en büyük tesisleri arasında yer alıyor” dedi.

Yüzde 38’lik Ciro Payı ile Tüm Kategorilerde Lider Koroplast’ın bugün çöp torbası ve buzdolabı poşeti başta olmak üzere, alüminyum folyo, streç film, kilitli poşet, fırın torbası, yağlı pişirme kağıdı, mikrodalga pişirme torbası, buz torbası ve dondurulmuş gıda torbası gibi geniş ürün çeşitliliği ile hayatı kolaylaştırdığını söyleyen Jeki Mizrahi; “Tüketicilerimiz Koroplast markasını güvenle tercih ediyor ve her zaman içleri rahat ediyor. Çünkü şirketimiz gıda güvenliği, kalite ve çevre yönetim sistemlerine sahip bir kuruluş. Koroplast markamız bugün, oluşturduğu sektörün öncülüğünü üstleniyor. Geride bıraktığımız 2011 yılının rakamları da bunu daha iyi gözler önüne seriyor. Geçen yıl yüzde 15 oranında bir ciro büyümesi gerçekleştiren Koroplast, yüzde 38’lik ciro payı ile tüm kategorilerdeki liderliğini sürdürüyor. Koroplast olarak bu yıl Çöp Torbası ve Mutfak Yardımcı Ürünleri Sektörü’nde yüzde 20 oranında büyümeyi hedefliyoruz” olarak altını çizdi.

145 Milyon Dolarlık İhracat Cirosu Koroplast’ın başarısının arkasında Türkiye ambalaj sanayinin liderliğini üstlenen ve Avrupa’nın ilk 10 ambalaj üreticisi arasında yer alan Korozo’nun olduğunu ifade eden Jeki Mizrahi; “Koroplast markamızın bugünlere gelmesinde yaptığı ihracat ve sağladığı istihdam ile sektörüne ve Türkiye ekonomisine

Yüzde 27’lik Bir Büyümeye 2011 yılının Korozo için başarılı bir yıl olduğunu ve Korozo’nun Türkiye’yi global arenada başarıyla temsil ettiğini belirten Mizrahi; “2011 yılında yayımlanan ‘İSO ilk 500 sanayi kuruluşu’ listesinde 165. sırada yer almanın mutluluğunu yaşadık. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin verilerine göre de Türkiye’nin 80. ihracatçı firmasıyız. Korozo, yolculuğunu emin adımlarla sürdürmeye devam etti: 2011 yılını 458 milyon TL’lik net ciro ile kapattık. Bu da yüzde 27’lik bir büyümeye tekabül ediyor. Üretimimizin yüzde 55’ini Avrupa Birliği ülkeleri, Ortadoğu, Kuzey Afrika, İskandinavya ve Amerika başta olmak üzere 70'i aşkın ülkeye ihraç ediyoruz. 145 milyon dolarlık net ihracat ciromuz ile Türk ihracatçıları listesinde sektör liderliğini üstlenmenin gururunu yaşıyoruz. 2012’nin ekonomik anlamda durgun geçeceğine yönelik beklentilerin olmasına rağmen biz ihracatımızı yüzde 11 artırmayı hedefliyoruz” şeklinde aktardı.

Koroplast’ın Memnuniyet Düzeyi On Üzerinden Dokuz Düzenlenen basın toplantısında Koroplast’ın yaptırdığı pazar dinamikleri ve hane araştırması sonuçları da paylaşıldı. Koroplast Pazarlama Yöneticisi Lizi M. Yılmaz; “Koroplast markası Türkiye’de özellikle kadınların hayatını değiştiren bir marka oldu. TNS Türkiye’nin araştırma sonuçlarına göre Koroplast tüm kategorilerde yüzde 84 ile sektörünün en çok bilinen markası durumunda. Tüketicilerimiz Koroplast’ı yenilikçi, köklü, pratik ve kullanışlı ürünler sunan, ihtiyaçlarını anlayan ve kendilerine yakın, müşteri memnuniyetine önem veren bir marka olarak görüyor. Yine TNS araştırma sonuçlarına göre Koroplast markası, 10 puan üzerinden yapılan memnuniyet düzeyi değerlendirmesinde 9 puan almıştır” dedi. Lizi M. Yılmaz gerçekleşen toplantıda dünyadaki ve Tür-

Hi-Tech Mayıs’12

43


Firma kiye’deki çöp torbası kullanım oranlarından da bahsetti. Türkiye genelinde çöp torbası kullanımının özellikle Avrupa ile karşılaştırıldığında yeterli seviyeye ulaşmadığını belirten Lizi M. Yılmaz; “Türkiye’deki evlerin sadece yüzde 18’i çöp torbası kullanıyor. Bu da her 5 aileden sadece birinin çöp torbası kullandığı anlamına geliyor. Ama bir Fransa örneğine bakacak olursak; hane sayısının yüzde 72’sinin çöp torbası kullandığını görüyoruz. Yani her 5 aileden 4’ü çöp torbası kullanıyor. Diğer taraftan markamız adına gurur duyduğumuz bir tablo var ki, o da; Türkiye’de çöp torbası kullanan her 3 aileden birinin sektör lideri Koroplast’ı tercih ediyor olması. Aynı şeyi buzdolabı poşeti için de söyleyebiliriz. Hanelerin yüzde 44’nün buzdolabı poşeti kullandığını görüyoruz ve kullanan her 2 aileden 1’i de Koroplast’ı tercih ediyor. Koroplast tercih ediliyor çünkü bu marka kalite, hijyen ve güven kavramlarını bir araya getiriyor. Koroplast tüketicilerinin, ürünlerimizi kullanırken içleri rahat ediyor” dedi.

Türk Kadınları ‘Koroplast’a Güveniyor Türkiye’deki kadınların evine özen gösteren, evinde vakit geçirmeyi seven bir profile sahip olduğunu söyleyen Lizi M. Yılmaz; “Araştırma sonuçları ev hanımlarının her gün 5 saat 17 dakika evleriyle ilgilendiklerini gösteriyor. Çalışan kadınlar bile her gün 4 saat 3 dakikalarını evleriyle ilgilenerek geçiriyorlar. Bu kadar zamanı evlerine ayıran kadınlarımızın, ailelerine ve çocuklarına çok önem verdiğini biliyoruz. Temiz ve sağlıklı bir ortamda yaşamayı istiyorlar ve bu ortamı sağlamayı da kendi görevleri olarak görüyorlar. Kadınlarımızın Koroplast markasını nasıl gördüklerine baktığımızda; TNS araştırmasına göre Koroplast; güvenilir, A kalite, sağlam, dayanıklı, hijyen, temizlik ve pratiklik sağlayan bir marka olarak görülüyor. Tüketicilerimiz ile görüştüğümüzde Koroplast’ın hijyenik bir ortam oluşturmadan kendilerine yardımcı olan ve halden anlayan bir marka olduğu ortaya çıkıyor” dedi. Lizi M. Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü; “İşte biz de bu noktadan hareketle, yeni bir mottoyla, kadınların Koroplast’la içlerinin daima rahat olduğu gerçeğinden yola çıkarak yeni bir reklam kampanyası başlatıyoruz. Tüketicilerimize ‘Koroplast’la içim rahat’ sloganıyla sesleniyoruz. Reklamlarımızda da buna vurgu yapacağız. Aslında bir anlamda kadınların hissettiklerini dile getireceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.

44

Hi-Tech Mayıs’12

Koroplast Ürünleriyle İlgili İlginç Bilgiler - Çöpler, 30 yıldır Koroplast marka çöp torbalarıyla toplanmasaydı Büyükada’yı bir metre kaplayacak büyüklükte çöp yığını oluşacaktı. - Türkiye’de hanelerin sadece %18’i çöp torbası kullanıyor. En çok tercih edilen çöp torbası markası Koroplast’tır. Türkiye’de evlerde tüketilen 3 çöp torbasından birisi Koroplast markadır. - Bir yıl içinde kullanılan çöp torbalarımızı yan yana dizdiğimizde dünyanın çevresini üç kere dönebiliyor. - Çöp torbalarımızla bir yılda toplanan çöpleri taşıyan çöp kamyonları İstanbul – Ankara - Adana Antalya - İzmir - İstanbul karayolu boyunca ardı ardına dizilebiliyor. - Koroplast’ın bir yılda ürettiği streç filmlerle kaplanan gıda miktarı yaklaşık 76 bin ton. Eğer Koroplast Streç Film kullanılmasaydı.



Dosya

Geçmişten, günümüze

HAMAM’dan SPA’ya Türk kültürünün önemli bir parçası olan hamam sefasını yaşamak isteyenler için, özellikle İstanbul’da, Osmanlı mimarisinin izlerini taşıyan yerli ve yabancı turistlerin rağbet ettiği çok sayıda mekân bulunuyor. Hamam, Anadolu kültürünün oldukça önemli parçası olarak karşımıza çıkıyor. Tarih sahnesine 6 bin yıl önce Sümerlerle çıkmış, ardından tarihte adı geçen hemen her medeniyetin kültürel bir parçası olmuş. Türk hamamı, Türk banyosu geleneğinin, XV. yüzyılın ikinci yarısında Anadolu’nun hamam kültürüyle birleşiminden ortaya çıkan bir yapıdır. Bu tarihten başlayarak ülkenin dört bir yanında inşa edilen hamamlarla 17. yüzyılda, sadece İstanbul’da, yaklaşık 15 bin hamam olduğu biliniyor. Bu devirde insanlar, çeşitli fırsatları kollar, birçok nedenle (nefse, gelin, güvey, adak, kırk, sünnet hamamı; hamamda kız beğenme...) hamama gidiyor. Hamamlar, Osmanlı toplumunda, zevk ve eğlencenin her çeşidinin yaşandığı mekânlar olarak biliniyor.

Hayatın vazgeçilmezi… Hamamlar, mermerden duvarları ve yüksek kubbeli yapısıyla sadece temizlenilen bir yer değil, toplumsal hayatın vazgeçilmez bir parçası… Tellağı, natırı, külhanbeyi ile yaşayan ve kuşaklar boyu aktarılan bir kültürün simgesi.. Bugün, ülkemizin bazı bölgelerinde tarihe tanıklık etmiş ve hâlâ işler durum-

46

Hi-Tech Mayıs’12

 Münevver Çakırtaş

da olan hamamlarımız yok değil… İstanbul başta olmak üzere birçok şehrimizde (Bursa, Afyon, Kayseri, Mardin vb.) tarihi hamamlara ve hamam müdavimlerine rastlamak mümkün.

İnsan sağlığına faydalı Hamamın insan sağlığına yararı çok olduğu da biliniyor. Uzun süre kalmamak kaydıyla, sıcak su ve sabunla yapılacak temizlik için en uygun yer olan hamamda, terleyen vücudun, lif ya da keseyle ovularak yıkanması, kan dolaşımını hızlandırdığı için rahatlık hissi veriyor. Bu sayımızda hamamları dolaşarak sizler için bilgi topladık.

Mimar Sinan eseri Çemberlitaş Hamamı, Çemberlitaş'ta Divanyolu üzerinde, Çemberlitaş anıtı civanında yer alıyor. Sultan III. Murad'ın annesi Nurbanu Sultan tarafından, Üsküdar'daki Atik Valide Camii ve Külliyesi'ne geliyor temin etmek maksadıyla 1584'te yaptırılmış.. Hamamın mimarı Mimar Sinan'dır. Hamam, kadınlar ve erkekler için ayrı kısımları olan bir çifte hamam olarak yapılmış, fakat Sultan Abdülaziz döneminde (18611876) yapılan yol genişletme çalışmaları esnasında kadınlar bölümünün bir kısmı yıkılmıştır. Bu nedenle günümüzde sadece erkek bölümü faaldir.


Dosya

Son büyük hamam Cağaloğlu Hamamı, Cağaloğlu'nda Yerebatan Caddesi'nin sağ yanında yer alır. Sultan I. Mahmud tarafından Ayasofya Cami'ne gelir sağlamak amacıyla 1741 yılında inşa ettirilmiştir, mimarı bilinmemektedir. Cağaloğlu Hamamı kadınlar ve erkekler için ayrı kısımları olan bir çifte hamamdır. İçinde kullanılan Barok üslup ve klasik Osmanlı hamam mimarisinde olmayan yenliklerin yanı sıra, Sultan III. Mustafa tarafından şehrin artan su ve odun ihtiyacı nedeniyle 1768'de büyük hamam yapılmasının yasaklanmasından önce inşa edilen son büyük hamam olması nedeniyle önem taşır.

Eski Hamam Üsküdar'da Doğancılar Caddesi ile Uncular Caddesi'nin kesiştiği yerde Darı Sokağı'nın başlangıcındadır. Kim tarafından yapıldığı ve yapım yılı bilinmemekte, fakat 15. yüzyıldan kalma olduğuna dair bazı deliller bulunmaktadır. Şifa Hamamı olarak da isimlendirilen bu hamam bir çifte hamam olarak yapılmıştır ve şu an her iki bölümü de faaldir. Üsküdar'daki en eski hamam olmasına rağmen, günümüze kadar orijinal halini muhafaza edebilmiştir.

Galatasaray Hamamı Galatasaray'da, Kuloğlu Mahallesi'nde Turnacıbaşı Sokağı ile Çapanoğlu Sokağı'nın kavşağında yer alır. 1715 yılında halka

açık bir çarşı hamamı olarak inşa edilmiştir. Klasik Türk hamam mimarisiyle yapılmıştır. 1965 yılında geçirdiği tadilatta tasarımının ana hatları korunmuş, fakat mimari ayrıntılar ve iç aksam yenilenerek özgünlüğünü yitirmiştir. Aslında tek hamam olarak inşa edilmiş bu yapıya, 1965'de yapılan tadilatta küçük bir kadınlar bölümü de eklenmiştir. Bakımlı bir durumda günümüze ulaşan hamam, halen faaliyetini sürdürmekte, yerli müşterilerin yanı sıra yabancı turistlere de hizmet vermektedir. Karacabey Hamamı; Talat Pasa Bulvarı üzerinde olup 1444 tarihinde yapılmıştır. Çifte hamam olarak teşkil olunmuş Karacabey Hamamı bati kısmında birbirine bitişik soyunmalıkları, doğu kısmında ise batıdakilere göre daha değişik inşa tarzı gösteren sıcaklık ve halvetleriyle birlikte bütünü kareye yakin büyük bir dikdörtgen meydana getirmektedir, birleşmektedir.

Hürrem Sultan tarafından yaptırıldı Haseki Hamamı; Hamam Kanuni Sultan Süleyman'ın baş hasekisi Hürrem Sultan tarafından 1556-57 yılında Mimar Sinan'a yaptırılmıştır. Yapı çifte planlıdır. Hamam değişik plan düzenlemesi ile dikkati çekmektedir. Çifte planlı hamamlar genellikle sırt sırta bitişik vaziyette inşa edilirken, Haseki hamamı kuzey-güney yönünde uzanmakta, erkekler kısmı kuzeye, kadınlar kısmı güneye yerleştirilmiştir. ErkekHi-Tech Mayıs’12

47


Dosya ler ve kadınlar kısmı birbirinin simetriğidir. Birbirlerinden farkları giriş kısımlarının değişik şekilde düzenlenmesidir. Erkekler kısmının girişi revaklı olarak, kadınlar kısmı revaksız olarak inşa edilmiş ve kadınlar kısmının kapısı batı cepheye yerleştirilmiştir. Her iki kısımda soyunmalık, ılıklık ve sıcaklık mekânlarından oluşmaktadır. Soyunmalığın üzeri kubbe ile örtülü ve kubbenin ortasında aydınlık feneri yer alır. Enine dikdörtgen planlı ılıklık üç kubbe ile örtülüdür. Sıcaklık ortada kubbe ile örtülüdür. Sıcaklıkta dört eyvan ile dört adet köşe halvet hücreleri yer almaktadır.

Yıldırım Beyazıt Hamamı Hamam Yıldırım Beyazıt tarafından M.1388 yılında Mimar Ömer ibni İbrahim'e yaptırılmıştır. Yapı 1908 yılında onarım görmüş ve çifte planlıdır. Hamam soyunmalık, ılıklık ve sıcaklık mekânlarından oluşmaktadır. Erkekler kısmında sıcaklık kare planlı ve üzeri Türk üçgenleri kasnağa oturan kubbe ile örtülüdür. Kubbenin ortasında aydınlık feneri yer almaktadır. Ilıklık kare planlı ve üzeri kubbe ile örtülüdür. Sıcaklık kare planlıdır. Üzeri kubbeli mekânın batı ve kuzey cephelerinde Bursa kemerli nişler, doğu ve güneybatıda kubbeli halvet hücreleri bulunmaktadır. Kadınlar kısmı erkekler kısmından daha farklı düzenlenmiştir.

Üç Şerefeli Hamamı Hamam 17. yüzyılda Sokullu Mehmet Paşa tarafından Mimar Sinan'a yaptırılmıştır. Yapı çifte planlıdır. Hamam soyunmalık, ılıklık ve sıcaklık mekânlarından oluşmaktadır. Erkekler kısmının soyunmalık kısmının önünde ortada kubbe ve yanlarda tonozla örtülü revak yer almaktadır. Kadınlar kısmının soyunmalık kısmının dış cephesine bitişik dükkânlar yol açımı nedeni ile yıkılmış, günümüzde duvardaki kalıntıları korunmuştur. Sıcaklık kare planlı ve üzeri kubbe ile örtülüdür. Kubbenin ortasında aydınlık feneri yer almaktadır. Ilıklık dikdörtgen planlı ve üzeri aynalı tonoz örtülüdür. Sıcaklık ortada kubbe ile örtülü, dört adet tonoz örtülü eyvan ile dört adet kubbeli köşe hücresinden oluşmaktadır.

Türk hamamı başlıca üç bölümden oluşuyor: Soyunma yerleri: Geniş bir sofa ve bunun çevresinde bölmeli sekiler bulunur. Yıkanan kimseler, bu sekilerde uzanıp dinlenirler. Yıkanma yerleri: Soğukluktan geçilerek girilir. Burası da bazı bölümlere ayrılır. “Kurna başı” denilen, herkesin teker teker yıkandığı yer; “halvet” adı verilen, kapalı ve yalnız başına yıkanma hücreleri; bir de üzerine uzanıp ter dökülen “göbek taşı”. Göbek taşı, hamamın mermer kaplı zemininden daha yüksek yapılmıştır ve çeşitli geometrik şekillerde olabilir. Isıtma yeri (külhan): Hamamın altında ateş yanan yerdir. Alev ve duman, mermer zeminin altındaki özel yollardan, duvar içlerinden geçer, "tüteklik" adı verilen bacadan çıkar.

Spa hayatımıza girince… Kaynağı Belçika da bulunan SPA Tatil Beldesine dayanmakta olan bu terim öncelikle bakımlı banyo kürü ve mineral kaynaklarına sahip termik kürlerde kullanılırdı. SPA, günümüzde

48

Hi-Tech Mayıs’12

artık vücudu, zihni ve ruhu rahatlatan ve dengeleyen komple bir güzellik programı ile aynı anlama gelmektedir. Lüks, zengin ortamlarda rahatlamak, zevke dalmak, huzurlu bir ruha kavuşmak, stres atmak, vücut ve güzellik için birşeyler yapabilmek hergün daha fazla sayıda kadın ve erkek vücutlarına canlılık ve iç huzuru sağlamak için bütün dünyada SPA Enstitüleri'ni arıyorlar. Rönesans - SPA yaşam unsuru suyun rahatlatıcı gücü 'Rönesaness' ile ayrılmaz şekilde bağlanmıştır. Farklı masaj yöntemleriyle, vücudun çeşitli bölgelerine yönelik manipulasyonlar sayesinde farklı işlevler gerçekleştirilir. Cildi rahatlatma, adale lifleri düzeyinde rahatlatma, mental tansiyonun düşürülmesi, sağlıksız fonksiyon bölgelerinde enerji dengesinin yeniden kurulması, vücudun iyileşme ve bağışıklık sistemi harekete geçirilir. Vücudun direncini arttirip, cildi pürüssüzleştirir, dolasim sistemini etkileyerek oksijen ve besin yönünden taze ve zengin kanın dokulara ulaşmasını sağlayarak bazal metabolizmayı düzenler.

Masaj türlerini biliyor musunuz? Klasik Masaj: Tüm vücudu etkileyecek dolaşım hızını arttırarak dokuları canlandıracak manipulasyonlar ile rahatlama ve sedasyon sağlanır. Özel Kombine Masaj: Klasik Masaj ile aynı özelliklere sahip olmasına rağmen bireylerin isteği doğrultusunda, rahatsızlık veya başka bir sebepten dolayı bölge veya uygulama yönünden zenginleştirilmiş ve kişiselleştirilmiş seanslardır.


Dosya Tas Masajı: ilk çağlardan beri tas masajı, sifa vermenin fiziksel ve ruhsal dengeleme şekli olarak yer almaktadır. Alternatif terapi olarak adlandırdığımız bu terapi binlerce yıldır uzak doğu dünyasında uygulanan sisteminin bir parçasıydı. Farklı masaj teknikleri ve sıcak taşlar ile uyum içerisinde calisma vücuda sayısız faydalar sağlar.

Masaj yapılırken hangi yağlar kullanılır? Masaj çeşitli amaçlara göre farklı özelliklerde yağlarla yapılır. Kimyaal maddeler içermeyen doğal aromatik yağlar vücutla kolay entegre olan ve aynı zamanda da cilt dokularını besleme özelliklerine sahiptir. Bu yüzden kullanım alanları yaygındır. Kekik, badem, şifalı bitkilerin yağları en çok tutulanlarıdır.

Bitki ve çiçek banyoları da var

Özel Masaj Uygulamaları: Bu masajın doktor kontrolü altında uygulanması gerek bir takım etkilerden korunması, gerekse en üst düzeyde yarar sağlanması açısından uygundur. Ayrıca bu grup masajların çeşiti tedavilere destek etkilerinin görülebilmesi için düzenli olarak asgari 10 seans olarak düzenlenmelidir. Ayak Refleks Masajı: Ayak tabanında vücudun tüm organ ve sistemlerini etkileyen sinir uçlarının bulunması ve bu noktalara gerekli parmak ucu basıncı ve manipulasyonların yapılmasıyla organların işlevleri üzerinde etkide bulunabilir. Local Masaj: Bel bölgelerinde omurga boyunca uygulanan bir masaj tipidir. Omurga içinden her omurilik düzeyinden binirler vücudun her bölgesine dağılmaktadır. omurga boyunca spinal sinir cikis bölgelerine yapılan masaj ile o bölgeden sinir alan organların ve cilt bölgelerinin etkilenmesi amaçlanmaktadır. Karın masajında da aynı ilkeler doğrultusunda manipulasyonlar uygulanır, başta kalın bağırsaklar olmak üzere birçok içorganın fonksiyonları etkilenmeye çalışır. Lenf Drenaj: Lenf akımını uyaran ve hızlandıran etkilri olan bir masaj türüdür. Özellikle odemlerde, akne vulgariste, migrende, yara izlerinin yumuşatılmasında etkili olabilmektedir. Lenfatik sistem doğrultusunda özgün manipulasyonlarla lenf düğümlerinin daha etkili çalışmasını sağlar. Spor Masajı: Bireylerin sportif aktivitelerde hazırlanmak üzere uygulanan bir masaj türüdür. Amaçları arasında bireylerin sportif olayda performansını sağlamak bulunmaktadır.

Bitkilerin liflerinde etkisi çok iyi olarak bilinen iyot vardır. Aynı zamanda bitkinin iyi edici etkisi ve suyun termik faktörü genel olarak astenik nevroz, kaşıntı, fela, mide ve bağırsak atonisi, nevrotik yüksek tansiyonun ilk safhasında, norolif, etolif diotoni, menopoz, andropoz sonrası maddeler vazodilatosyon (damarların genişlemesi) etkisi sayesinde dolanımı düzenler ve zararlı maddelerin vücuttan atılmasını sağlayarak vücudu zararlı maddelere karşı korur, romatoit artrit, nevrit gibi hastizmal hastalıklarda antienflamatuar etki sağlar. Deri hastalıklarında, cilt güzelliğini, yumuşaklığını ve canlılığını sağlar (ayrıca güzel kokular sayesinde hoş bir ten kokusu elde edilir). Bitki banyoları genellikle insan organizması üzerinde rahatlatıcı bir etki sağlar. Süresi 20 dakikadır. Köpük Banyosu: Özel su ile hazırlanmış küvette hava kabarcıklarını deri üzerinde patlamasıyla kişinin daha zinde hissetmesi ve rahatlaması, ayrıca dolaşımın düzenlenmesi sağlanır. Bundan dolayı stres ve buna bağlı rahatsızlıkları, dolaşım bozuklukları, uykusuzluk, nevrozlar, depresyon, periferik dolaşım sistemi hastalıkları, menopoz sonrası rahatsızlıklar, iktidarsızlık, obezite (sismanlık) durumlarında uygulanmaktadır. Süt Banyosu: Cildin beslenmesi, dolaşımın hızlanması, kişinin rahatlatılması sağlanır ayrıca cildin güzelliğini, yumuşak ve taze kalmasını sağlamak, yenilenmesine yardımcı olmak ve eutropic fayda sağlamak amacıyla uygulanır. Sauna: Sauna sıcak hava banyolarıdır. Hava kuru olabileceği gibi nemlide olabilir. Hem kronik hem inflamatuar hastalıklarda kullanılabilir. Buhar banyoları sakinleştirici ve kanı temizleyici özelliğe sahip olduğu kadar ruhsal açıdan da rahatlatıcı bir etki yapar. Sauna, içinde terlenilen bir odadır. Sobanın içindeki bu volkanik taşların üzerine su atmak suretiyle sıcaklık elde edilir. Bu şekilde kişi fiziksel bir güç harcamadan ve yorulmadan terler. Etkileri, noradrenalin ve adrenalin gibi hormonların salgılanmasına neden olur. Damarları genişleterek dolaşımı arttırır. Nabzı yükselterek dokulara ulaşan oksijen miktarını arttırır. Kan basıncı önce artar sonra azalır. Oda sıcaklığı kişiye göre değişir (70-105 derece) süresi 15 er dk. lik 2 veya 3 seansdan oluşur. Yorgunluğu azaltır. Vücut sıcaklığını ve dolaşımı arttırır, solunumu hızlandırır, uyku getiren bir etkiye de sahiptir. Sauna kullanımından sonra şok havuzu veya duşuna girerek bu etkilerin verimliliğini arttırabilirsiniz. Hi-Tech Mayıs’12

49


Dosya

Turkish baths or Spas?  Münevver Çakırtaş Istanbul is known for its Turkish bath also known as hammams (hamams). A person taking a Turkish bath first relaxes in a room (known as the warm room) that is heated by a continuous flow of hot, dry air allowing the bather to perspire freely. Bathers may then move to an even hotter room (known as the hot room) before splashing themselves with cold water. After performing a full body wash and receiving a massage, bathers finally retire to the cooling-room for a period of relaxation.

Indispensable to life Here's what happens in a traditional Turkish bath, or hammam. Upon entering the hammam, you will find yourself in a dressing room, or camekan, which is surrounded by private

50

Hi-Tech Mayıs’12

cubicles where you dress. Your attendant will give you a cotton wrap, or pestemal, and a pair of slippers, or terlik, along with a key to your cubicle. Once you have removed all your clothing and wrapped the cotton cloth around you sarong style like a skirt, you are ready to go.

Beneficial for human health For the massage you go back to the stone platform, and it might be a bit rougher than a traditional Swedish massage. After the massage you are handed towels and then taken to the cool room to cool down and drink tea. Not everyone is keen for the real Turkish bath experience and to struggle with communicating what you would like. At some tourist hammams, cleanliness can also be an issue.


Dosya and Florence Nightingale have all visited its magnificent white-marble domed steam room. Tony Curtis unquestionably did.

The Old Hamam The Hamam was built towards the end of the 15th century for the purpose of generating revenue in order to support the Ruh Mehmet Paşa Mosque in Üsküdar. The men’s section is located on Dogancilar Street and the women’s section is located next to the Hüsrev Ağa Mosque. It has also been known as the Historical Şifa Hamamı (Historical Cure Bath) and is a remarkable structure whose original shape has been protected through the ages.

Galatasaray Hamam

By Architecture Mimar Sinan The Cemberlitas Bath is located on Cemberlitas Square on Divanyolu Street situated in the midst of some of Istanbul’s greatest monuments. It is next to the Vezirhan monument erected by Constantine I (324 – 327). The Koprulu Mahmud Pasa complex with its mosque, school and tombs are directly opposite the bath and at its sides are the Vezir Han and the old university building. Also in the near vicinity of the bath are the tomb of Sultan Mahmut II and its treasury, the Koprulu Library, the Atik Pasa Mosque and school and the tomb of Ali Baba.

The last Turkish bath: Cagaloglu Hamam A Turkish Bath just the thing to help you decompress. There are still more than - hundred to choose from, but the best place to take the plunge after a long and dusty day of bargaining is the Cagaloglu on Yerebatan Caddesi. The Cagaloglu was a gift to the city in 1741 from Sultan Mehmet I, and its belived that King Edward VllI. Kaiser Wilhelm II, Franz Liszt

This Hamam, is in the buildings of Galatasaray Mosque (Kulliye), it was originally built, together with the kulliye itself during the region on Beyazit II. The construction of Galatasaray Hammam stands on a mysterious story. When the Sultan Beyazit was wandering around the land where todays Galatasaray Lycee and the Galatasaray Hammam stands on now; he sees a hut. This hut belongs to Gul Baba, a respected man of his time. Sultan Beyazit meets this man and asks him "Gul Baba - do you have any wishes?" and Gul Baba wishes the the construction of a school to conquer over the centuries and a Kulliye to have a hammam with a dome. Sultan Beyazit accepts the wish and makes the kulliye be built in 1481. Karacabey Hamam was built in 1444 in memoriam of Karacabey, the commander of Sultan Murat II. It was previously resorted and modernized between 1988 and 1990 without spoiling the originalities. There are sections for both women and men. The hot water section for women is smaller than men s, in spite; men have smaller dressing room than women. Each dressing room has a pool in the middle ornamented with a fountain.

By Haseki Hurrem Sultan The Haseki Hürrem Sultan Hamami (translatable as: "Bath of Hürrem") is a Turkish hamam that was commissioned by Sultan Suleiman I's consort Hürrem and constructed by Mimar Sinan during the 16th century in Istanbul. It was constructed for the religious community of the nearby Hagia Sophia. In 2007 Istanbul authorities decided to return the hamam to its original use after a 105-year hiatus and launched a tender for its restoration, won by a tourism development group. After a 3-year-long restoration project that costed $11 million, the bath re-gained its glory and now being operated by Haseki Tourism Group.

Yıldırım Beyazıt Hamamı The bath is located in Mudurnu District and is adjacent to the Mosque having the same name. It is the most beautiful bath among the other baths constructed in the same period. The bath was constructed in 1382. It is one of the most origiHi-Tech Mayıs’12

51


Dosya nal samples of early period Ottoman baths. The bath attracts attention with its corolla entrance gate and dome crossings.

Sokullu Hamamı Sokullu Hamamı in Edirne is one of Turkey’s largest, and built by master hamamcı Mimar Sinan. The entrance has a sports double-height, triple-vaulted portico with once-ornate columns. This directly refences the Uc Serefeli Camii (threevaulted mosque), a major architectural landmark in Edirne. (Sokullu Hamamı is sometimes refers to as the “Uc Serefeli Hamamı”) Walking in, one might call the entrance a fitting welcome to the central hamam of the Ottoman Empire’s preIstanbul capital. The interior and seemingly obsequious keseci inside likewise uphold the pedigree this hamam’s history commands.

Turkish baths have three main parts: Changing rooms: There is a large anteroom around which there are private cubicles. Bathers can lie in these private cubicles and rest. Bathing areas: There is the cool room which leads to the bath section. Here there are other sections: The marble basin where everyone is washed one by one, the bathing cubicles where you can wash individually. Then there is the hot stone on which you can lie and perspire. Here there is a raised area made of marble with various geometric shapes. The Furnace: Underneath the bath there is a furnace where a fire is located. The rising flames and smoke from the fire go through special areas, through walls and then pass out of the vertical ceramic smoke pipes.

Mövenpick Istanbul

And Spa comes into our life The term spa is associated with water treatment which is also known as balneotherapy. Spa towns or spa resorts (including hot springs resorts) typically offer various health treatments. The belief in the curative powers of mineral waters goes back to prehistoric times. Such practices have been popular worldwide, but are especially widespread in Europe and Japan. Day spas are also quite popular, and offer various personal care treatments.

Massage Methods Swedish massage: This style utilizes long, flowing strokes, often but not necessarily in the direction of the heart. There are six basic strokes: effleurage from the French effleurer, 'to skim over', petrissage from the French pétrir, 'to knead', friction, tapotement, compression, and vibration Sports massage: Muscle Energy Technique (MET) can be applied to the calf when the client is lying supine on the treatment couch. The therapist can place one hand on the tibia just below the knee to isolate the knee preventing it from moving. Aromatherapy: Aromatherapy is a controversial form of alternative medicine that uses volatile liquid plant materials,

52

Hi-Tech Mayıs’12

Dedeman Gaziantep

known as essential oils (EOs), and other scented compounds from plants for the purpose of affecting a person's mood or health. Essential oils differ in chemical composition from other herbal products because the distillation process only recovers the lighter phytomolecules. Thai massage: Thai massage originated in India based and is based on Ayurveda and yoga, thereafter becoming popular in ancient Siam, now known as Thailand. Reflexology massage: Reflexology, also called Foot zone therapy, is traditionally practiced without lotion, as the pressure points on the feet are stimulated by thumb and finger walking, as well as static pressure. Deep tissue massage: Deep tissue techniques are generally designed for more focused massage work. Working a specific


Dosya

HolidayInn Istanbul City

joint, muscle or muscle group, the practitioner can access deeper layers of the soft tissue. As a massage oil, you can use; Almond oil is an excellent emollient (softening and soothing to the skin) and also helps the skin to balance its loss and absorption of moisture. Grapeseed oil is rich in linoleic acid, an essential fatty acid quite important for the skin and the cell membranes. Apricot oil has moisturizing, nourishing and revitalizing properties and is particularly helpful for dehydrated, delicate, mature and sensitive skin. It is also helpful to soothe inflammation. Avocado oil is often used for clients with dry or mature skin, people suffering from eczema, psoriasis or similar skin complaints. Bubble bath is a wonderful inexpensive way to treat yourself. Supplies are easy to find and you can create a bubble bath suited exactly to your personal tastes and needs. Another benefit to making your own bubble bath is that you know all of the ingredients are fresh and natural. There is no concern about a product that was left on the shelf for months. Another benefit is that you can be certain that your product is environmentally conscious and that it does not promote animal testing. Bubble bath is when you add special solutions to the water in the bathtub such as powder, pellets, or soap that produces bubbles on the water. The foam is only found on the surface of the water. You can buy many different kinds of bubble bath products that you can add to your bath water; such as bath bombs and essential oils that come in different scents and have different functions.The milk bath makes skin feel softer and more resilient. This is because the lactic acid in milk acts in a similar fashion to the alpha hydroxyl acids found in high-end skin creams. This substance dissolves the proteins that bind together dead skin cells. A milk bath in combination with an exfoliating loofah will leave skin feeling soft and fresh.

Sauna A sauna is a small room designed to be heated to very high temperatures, with well-controlled humidity. Saunas are used both for recreational and therapeutic purposes, with most people utilizing them as a relaxation tool that provides additional health benefits. The majority of saunas are built of wood, often aromatic, that release pleasing aromas as they heat. There are two main types of saunas: dry and wet. Which type you prefer is just a matter of taste. Wet saunas are sometimes called steam rooms, and are kept at lower temperatures than their dry counterparts usually between 100 and 115 Fahrenheit (37-46 Celsius). This is to prevent the superheated water from scalding the skin on contact. Dry saunas may be kept at much higher temperatures of up to 250 Fahrenheit (121 Celsius), by keeping the ambient moisture down to nearly zero.

Hi-Tech MayĹs’12

53


Gündem

Kannegiesser’in Yeni Seri Tünel Yıkama Sistemleri Çok Daha Ekonomik Permak Makina A.Ş., Kannegiesser’in yeni seri tünel yıkama makinelerini pazarın beğenisine sundu. Tünel yıkama makinelerini dünyada ilk kez üreten ve sabit banyo esaslı Powertrans teknolojilerini geliştiren ilk firma olan Kannegiesser Gmbh, sektörünün en büyüğü olarak Türkiye’de de 30 yıldır çalışan sistemleri ile en büyük pazar payına sahip durumda. 2012 yılında yeni ürün serisini Türkiye başta olmak üzere Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Kafkas Bölgeleri’nin Master Temsilciliği’ni üstlenen Permak Makina A.Ş. yaptığı açıklamayla duyurdu. Permak Makina Genel Koordinatörü Metin Tunç, Power Trans Plus teknolojili tünel yıkama gruplarının yeni teknik özelliklerini anlattı: “Yeni seri Kannegiesser tünel yıkama makinelerinde, “40-50-60-85-110” kg arasında değişen genişletilmiş kapasite aralığı bulunuyor. Bu geniş kapasite aralığı, işletmelere ekipman belirlenmesinde ciddi bir esneklik kazandırıyor. Ayrıca özel püskürtme sistemleri ile durulama

54

Hi-Tech Mayıs’12

kompartımanı kullanımını ortadan kaldıran ve ciddi su tasarrufu sağlayan jet sprey sistem opsiyonları, işletmelere hem enerji hem de mekan tasarrufu sağlıyor. Ekipmanlara bağlı paket enerji geri kazanım eşanjörleri, palet ve torbalı besleme sistem seçenekleri ve yüksek basınçlı Turbo Press kullanım imkanları yeni serilerimize emsalleriyle karşılaştırıldığında ciddi farklılıklar sağlayan özellikler. Enfrarujlu teknik sistemler ile kurutma makinalarında da verimlilik yükselmiş durumda.” Permak Makina A.Ş. Genel Koordinatörü ayrıca “Muadilleri ile kıyaslandığında büyük oranda personel, enerji, kimyasal ve yer tasarrufu sağlayan ve üst kalite düzeyi ile senelerce sorunsuz çalışan bu sistemler yurt içi ve yurtdışı yüzlerce referanslarımızdan da takip edileceği üzere çok kısa sürede kendini amorti etmektedir” dedi.



Actual

In 2012 Tunnel Washing Machines Are Much More Economic with Permak The first production and development company on tunnel washing machines and fixed bath based Powertrans Technologies, Kannegiesser Gmbh as the largest sector in Turkey for 30 years, is running on systems with the largest market share in the World. By 2012, the company announced their new product line especially based on Powertrans Technologies and as the master represantative company of Kannegiesser Gmbh ,not also in Turkey also in the Middle East, North Africa and Caucasion Area, Permak Machine Inc. made a statement about that new product line. Mr. Metin Tunç, the General Coordinator of Permak Machine, told us about the new technical features of Power Trans Plus series in tunnel wash groups: "The new series Kannegiesser tunnel washing machines range has been expanded by (40-50-60-85-110) kg capacities. This wide capacity range gives businesses a significant flexibility in determining equipment. With spray systems that eli-

56

Hi-Tech May’12

minate the use of special compartments for rinsing and jet spray system options that decrease the use of water amount, creates both energy and space savings for the businesses. Exchangers for energy recovery equipment depending on the package, optional pallet and bag feeding systems and empowerment of high-pressure turbo press make difference the feature of product series compared with other peers. In the other hand, there is development in drying systems too, efficiency of the drying machines increased by enfrared technical systems.” Permak Machine Inc. the General Coordinator stated as his last words as “Compared with similar systems our systems provide big savings in staff, chemicals and space and though their high quality they work for years without any problem as it can be followed from our local and international references they amortise themselves in very short time.”



Actual Ism Will Be Presenting Second Generation

Peltier Minibar In Dubai ISM Minibar, one of the major players in Minibar sector is preparing itself to launch a completely new product that will create a difference in the market in 2012. In addition to current product line with absorption cooling which is comprising of ECO, Platinum and Unique series, Peltier technology Minibars that launched in year 2010 improved and became totally silent and vibration free Company’s Deputy General Manager – Mr Niyazi Sencan underlined sector’s focus on low energy consumption and environmentally friendly products and said “we as ISM Minibar are also forming investment plans and Research&Development strategies in consideration to that” We think especially there will be high demand on ISM’s second generation Peltier Minibar with such very low energy consumption 0,28 kW/24h. A+ Energy class This will also demonstrate once more, we’re not competitive producer rather pioneering and creating differentiation. He also stated product will be indispensable with its totally silent and vibration free feature for the hotels think of economy and has environment sensivity. In addition, Mr Sencan declared product will be presented at first in one of the most prestigious hotel equipment Exhibition –The Hotel Show 2012 in Dubai and emphasized this product enables solution of both low energy consumption and will not effect hotel guests’ comfort. He added on, TUBITAK collaboration has an effectice role at the development stage of the product with a help of completion the product in a such short period of time -6 months Mr Sencan expressed ISM Minibar started its operations on 1986 and merged with Inci holding in 2000, moved to its current plant in 2004 in Manisa Industrial Zone. At the moment, it has the capacity of producing 130.000 pcs Minibar. He also stated “ISM Minibar became one of the leading companies in domestic and international markets in a short period of time by strictly following up the principles of continous development, unconditional customer and employee satisfaction and environment sensivity” Mr Sencan presented the 3 important phases in Research&Development and production “ first one is, cosmetic appearance of the product both compa-

58

Hi-Tech May’12

tible with modern and classic touches and also compatible with its appearance in all current hotel room concepts; second point criteria is durability. As the hotel objects are used by various different people from different cultures with different ways. If we think of a Minibar’s life span over 7-10 years, during this time period, Product must remain the same both in cosmetic and cooling performance till the last day. Third criteria is environmental sensivity and low energy consumption both in production process and in usage stage Mr Sencan indicated ISM has all relevant certificates that are must in international markets such as CE, GOST, TUV GS, he added on all Minibars produced in ISM factory are tested according to international standards by modern and computer based controls in laboratories. Moreover, he stated ISM’s primary target as increasing Export facilities on quantity basis. At the moment, %60 of its production is exported approximately 56 countries and we have ongoing facilities in major tourism market countries such as Spain, Italy, France, Czech Republic, Hungary, Egypt, Russia. Further on, recently in order to break up season addiction we have also fasten facilities in South Africa, South America, and Middle East reverse season territories . On the other hand, Mr Sencan also underlined that diversity is made by brands rather than products in the world, in this manner they have fasten braning facilities. ISM brand is well-known in Europe as a Turkish producer which is proud of us. We are strengthening brand image day-by-day especially by developing product quality, Sales and after Sales service quality. Additionally, we’re becoming a global brand day-by-day by Export successes and increasing international recognition. To sum up, Mr Sencan lastly mentioned ISM’s special facilities on chain Hotels and declared that ISM Minibar brand become preferred supplier in Fairmont Raffles International, Movenpick Hotels & Resorts, Hyatt International, Taj Hotels all over the world. There are also pursuing contact with other chains and this also presents the point ISM reached a good point in product quality by collaborating important actors of Hospitality sector and we’re proud of it.



Gündem Ism İkinci Jenerasyon Peltier Minibarı

Dubai’de Görücüye Çıkarıyor Minibar sektöründe Türkiye’de ve dünyadaki en önemli oyuncular arasında yer alan ISM MINIBAR 2012 yılında sektörde fark yaratacak yepyeni bir ürün sunmaya hazırlanıyor. Şu anda ürün gamında yer alan ve absorbsiyon teknolojisi ile soğutma sağlayan Eco, Platinyum ve Unique serilerinin yanı sıra 2010 yılında piyasaya sunulan Peltier Teknolojisi ile soğutma sağlayan Minibar geliştirilerek tamamen sessiz ve titreşimsiz hale getirildi. Firmanın Genel Müdür Yardımcısı Niyazi Şencan sektörde artık enerji tüketimi düşük, çevre dostu ürünlerin ön plana çıktığını belirterek’’ ISM MINIBAR olarak biz de yatırım planlarımızı ve tüm Ar-Ge çalışmalarımızı bu yöndeki stratejiler üzerine kuruyoruz. Özellikle 0,28 kW/24h A+ Enerji sınıfı gibi çok düşük enerji tüketimi ile ikinci jenerasyon peltier minibarımıza talebin çok yüksek olacağını umuyoruz. Bu ürünle bir kez daha rekabetçi değil öncü ve fark yaratan bir üretici olduğumuzu göstermiş olacağız. Ürünümüzün özellikle tamamen sessiz ve titreşimsiz çalışma özelliği ile ekonomik düşünebilen ve çevreye duyarlı otellerin vazgeçilmezi olacağını düşünüyoruz” dedi. Ürünün ilk kez Dubai’de düzenlenecek olan en prestijli otel ekipmanı fuarlarından biri olan THE HOTEL SHOW 2012’ de görücüye çıkacağını belirten Şencan, Bu ürün ile birlikte hem enerji tüketim seviyesi çok düşük hem de otel müşterilerinin konforunu hiçbir şekilde olumsuz yönde etkilemeyecek çözümün yaratılmış olduklarının altını çizerken; ürünün geliştirilmesi aşamasında TUBITAK ile gerçekleştirilen işbirliğinin projenin 6 ay gibi kısa bir sürede tamamlanmasında etkin bir rol oynadığını belirtti. ISM MINIBAR’ın faaliyetlerine 1986 yılında başladığını belirten Şencan, “ISM, 2000 yılında İnci Holding bünyesine dahil oldu. 2004’te Manisa Organize Sanayi Bölgesi’ndeki mevcut tesisimize taşındık. Şu an yıllık 130 bin adet üretim kapasitesine sahibiz. ISM Minibar olarak sürekli gelişim, koşulsuz müşteri ve çalışan memnuniyeti, çevreye duyarlı üretim ilkelerinden hiçbir taviz vermeden kısa sürede yurt içinde ve uluslararası pazarlarda sektörümüzde lider firmalar arasında yerimizi aldık” diye konuştu. Ar-Ge ve üretim aşamalarında 3 önemli kriteri göz önünde bulundurduklarını anlatan Şencan, “Birinci kriterimiz, kozmetik olarak ürünlerin görünümünün hem modern hem de kla-

60

Hi-Tech Mayıs’12

sik çizgilere uygun olması ve otel odalarında güncel tüm konseptlere uygun bir görünüme sahip olmasıdır. İkinci üzerinde durduğumuz kriter ise dayanıklılıktır. Otel odalarında bulunan eşyalar birçok farklı kültürden gelen farklı kişiler tarafından çok farklı şekillerde kullanılıyor. Ortalama bir minibarın ömrünün 7 ila 10 yıl arasında olduğunu düşünürsek bu süre içerisinde ürünlerimizin hem kozmetik hem de soğutma performanslarını son güne kadar korumaları gerekiyor. Üçüncü kriterimiz de ürünlerimizin hem üretim süreçlerinde hem de kullanım süresinde çevreye duyarlı ve düşük enerji tüketimine sahip olmasıdır” dedi. Uluslararası pazarlarda aranan CE, GOST, TUV GS vb. gibi tüm uluslar arası belgelere sahip olduklarını söyleyen Şencan, “ISM fabrikasında üretilen minibarların tamamı uluslararası standartlara uygunluğu açısından modern ve tamamı bilgisayar kontrolünde olan laboratuarımızda test ediliyor. Öncelikli hedefimiz ihracat rakamlarını yükseltmek. Üretimin yüzde 60’ını yaklaşık 56 ülkeye ihraç ediyoruz. İspanya, İtalya, Fransa, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Mısır, Rusya gibi önde gelen turizm pazarlarında faaliyetlerimiz sürüyor. Sezon bağlılığımızı kırmak için, ters sezonu olan bölgelerde de çalışmalarımız devam ediyor. Son zamanlarda, G. Afrika, G. Amerika ve Ortadoğu’da çalışmalarımızı hızlandırdık” dedi. Dünyada farklılaşmayı ürünlerin değil, markaların yaptığını ifade eden Şencan, “Bu nedenle markalaşma çalışmalarımıza hız verdik.. Avrupa’ da bir Türk üretici olarak markamız çok iyi biliniyor, Bu da bize gurur veriyor. Özellikle ürün kalitemiz, satış ve satış sonrası servis hizmet kalitemizi her geçen gün geliştirerek marka imajımızı güçlendiriyoruz. İhracat başarılarımız, uluslar arası pazarlarda tanınırlığımız arttıkça, her geçen gün daha global bir marka oluyoruz. ” diye konuştu. Zincir oteller ile ilgili özel çalışmalar yaptıklarını belirten Şencan; Şu anda Farimont Raffles International, Movenpic Hotels & Resorts, Hyatt International, Taj Hotels gibi zincirlerin tün dünyada tercih edilen tedarikçi listelerinde ISM Minibar markasını sokmuş bulunuyoruz. Birçok zincir ile de görüşmelerimiz sürüyor. Ağırlama sektörünün bu önemli oyuncuları ile çalışmak ürün kalitemizin geldiği nokta açısından bizleri gururlandırıyor. dedi.



Turizm

& Otelcilik

Karadeniz Turlarında Talep Patlaması Türkiye ile Gürcistan arasındaki sınır geçişi anlaşması bölgeyi canlandırdı. Nüfus cüzdanı ve 1 TL'lik ücret karşılığı geçilebilen Sarp sınır kapısı, Karadeniz turlarına rağbeti arttırdı.  Münevver Çakırtaş Gürcistan'la yapılan ve 1 Haziran 2011'den itibaren geçerli olan sınır geçişi anlaşması, iki ülke vatandaşların Sarp sınır kapısından yalnızca nüfus cüzdanlarını göstererek ve 1 TL ücret karşılığında geçebilmelerini sağlıyor. İki ülke arasındaki yolculukların artmasını sağlayan anlaşma, Karadeniz turlarının kapsamını da genişletiyor. Artvin'in Hopa ilçesine bağlı Kemalpaşa beldesinde bulunan Sarp sınır kapısı, tarihinin en canlı dönemini yaşıyor. Anı Tur Kültür Turları, Gürcistan'ı da kapsayan Karadeniz turlarına öncülük ediyor. Anı Tur Kültür Turları, bir tam günlük Batum gezisinin de bulunduğu Karadeniz Yaylalar ve Batum turlarıyla konuklarına bölgeyi yakından tanıma fırsatı veriyor. Sezon boyunca konaklamalı Karadeniz turu programlarıyla Ordu, Giresun, Samsun, Sinop, Trabzon, Rize, Artvin gibi merkezlerde baştan sona Karadeniz’de yer alan tarihi alanlar ve yaylalarının yanı sıra, Batum limanından başlayarak Gürcistan'ın da keşfedildiği geniş kapsamlı bir gezi düzenleniyor. Bu turlara katılmak isteyenlerin yanlarında mutlaka T.C. kimlik numaralı nüfus cüzdanlarını bulundurmaları gerekiyor.

62

Hi-Tech Mayıs’12

Anne ve babasıyla seyahat etmeyen 18 yaş altındaki çocukların Batum'a geçişleri için ise noter onaylı muvafakatname almaları yeterli.

Sınırsız Karadeniz Anı Tur Kültür & Kıbrıs Turları Direktörü Nadir Uzun, sadece bir sınır kapısının açılmasıyla bile bölgede ciddi bir ekonomik canlılık yaşanmaya başladığına dikkat çekiyor. Türk turistlerin sınır ötesi gezilere olan ilgisine dikkat çeken Uzun, "Karadeniz çok geniş, zengin ve renkli bir coğrafya. İnsanlar bu coğrafyayı, insanlarını ve şehirleri merak ediyorlar. Bu bölgedeki turizm önümüzdeki yıllarda Karadeniz'in tüm şehirleri için çok önemli bir gelir kaynağı olacak" dedi. Karadeniz kültürünün sınırları aşan sürekliliği ve kapsayıcılığının insanları büyülediğini de ifade eden Uzun, "İnsanlar sınırın ötesinde bu kadar tanıdık, bu kadar bildik bir kültürle karşılaşmanın heyecanını yaşıyorlar. Karadeniz'in güzelliğine bir de sınırların getirdiği ayrılıkların bitmiş olmasının heyecanı ekleniyor" diye konuştu.



Firma

Kurumsal Giysi Alanında 55 Yıllık Tecrübe: Modaaslan Modaaslan, Türkiye’nin en önemli şirketlerine stil kazandırmaya devam ediyor.

Kurumsal kıyafetlerin iş dünyasında henüz yok denecek kadar az olduğu yıllarda ve ortamda kendisine uzak hedefler koyan Modaslan, o günden beri bu hedefe kararlılıkla, tecrübelerinden öğrendiği derslerle ve çok çalışarak yürüyor. Üretim kalitesi ve özel kurumsal yetenekleri sayesinde edindiği uluslar arası deneyimleri yatırıma dönüştürürken, Türkiye’nin en önemli şirketlerine stil kazandırmaya devam ediyor. Modaslan, kurulduğu günden bu yana iş kıyafetlerindeki vizyonu ile pek çok kurumun markalaşma sürecini çok olumlu etkiledi. 80 ana ürün ve yüzlerce model ile üretimini konfeksiyona dönüştürebilmek için güçlü bir altyapı hazırladı. Kurumsal personel kıyafeti eksikliğinin giderilmesi hedefi ile yatırımlar yaparak sektördeki rakipsiz konumunu aldı. “İşini mükemmel yapma” anlayışı, her çalışan tarafından özenle korunan en değerli ilke olarak sürüyor. .

55 Yıllık Tecrübe Modaslan personel üniforma sektörün en zor adımlarını ilk atan olma cesaretini de, sektörü ileriye taşıyan olma gücünü de, sektörünün vizyonunu değiştiren olma bilgisini de 55 yıllık tecrübesinden alıyor. Kendini durmadan geliştirerek, işletmenize ve markanıza uygun modeller üretebilen ve bu konuda danışmanlık yapabilen bir kurum haline geldi. Bugün, portföyünü; yurtiçinde ve yurtdışında, oteller, restoranlar, alışveriş merkezleri, hastaneler, hava yolları, hizmet

64

Hi-Tech Mayıs’12

ve güvenlik şirketleri gibi çok sayıda çalışanı olan firmalar oluşturuyor. Hedeflerini, müşterilerinin hedefleri ile doğru orantılı olarak ilerlerken; onların isteklerine değer vererek, tecrübelerini bütün çalışanlarıyla paylaşarak, kalitesini her koşulda koruyarak her yeni adımında müşterilerini de heyecanlandırmayı çok önemsiyor.

20 Bin Teslimat Kapasitesi 5 bin metrekarelik kapalı alanında aylık 20 bin teslimat kapasitesi ile sadece kendinin değil sektörün hedefleri için de kaliteli, değerli, yenilikler üretiyor. Bu üretimi yaparken de dünya standartlarındaki pek çok makineyi üretim parkurunda kullanarak, doğru ürün, doğru kalıp, satış sonrası etkin hizmet ve süreklilik en temel ilkesi oluyor. Firma yurtiçi ve yurt dışı pazarlama ağını genişleterek uluslararası düzeyde stratejiler belirliyor ve gerekliliklerini özveriyle yerine getiriyor. Müşterileri olan her kuruma ve markaya değer katacak üretim tekniklerini sürekli geliştiren, bunun için kararlılıkla yatırım yapan, zamanla yarışırken her seferinde daha hızlı olabilmek için iş süreçlerini durmadan iyileştiren, çalışanlarının gücü ve bağlılığı ile kendisini her türlü olumsuzluktan koruyabilen uluslararası bir kurum olma yolunda hızla ilerliyor. Modaslan, özel tekniği ve özgün dropu ile kişiye özel çalışmalarına devam ediyor.


Firm

Modaslan,

a respectful name in work uniforms In past years, institutional uniform business was not established in market, Modaslan set up long term targets in uniform business, with determination, hard working and learning from experiences. Modaslan has become one of the most important uniform companies with production quality and special abilities in business. Now, Modaslan has been one of the styling important companies in Turkey and neighboring countries. Since establishment Modaslan has helped many brand name companies in uniform business to improve their uniform quality using its vision. Producing 80 main garment items and hundreds of different models, Modaslan has invested in modern machinery park and all necessary background. All of these investments made Modaslan unrivaled in institutional uniform business. “Perfection in business has become our most valuable principle and rule for every associate,” says an official of the company. 55 years of experience in uniform business made Modaslan to take difficult steps in business, change the vision of uniform business and increase the standard levels. With all these

developments, investing in technology and brand name, new models of functional uniforms made the company a consultant in business. “Today our portfolio includes hotels in and outside of Turkey, restaurants, shopping malls, hospitals, domestic service and security companies,” says the official. “Our targets are developing along side of customers requests and targets. We also value our customers’ ideas. We share our experience with our workers, keep our quality in all conditions and with all new steps, we like to excite our customers with new designs. “Our factory of 5.000m² works with a monthly capacity of 20,000 pieces of garment. With our capacity, we are producing high quality, valuable garments not for the clothing industry but also for the uniform sector. While we are producing, we have world standard machinery in our factory besides proper garments and patterns. High quality sales and service is our basic principle. We set up national and international sales and marketing targets. We are achieving these targets with dedication.” Hi-Tech May’12

65


Gündem

Avrupa Markası Bugatti, Türk Otelcilik Sektörünün Hizmetinde

Bugatti’nin Almanya’dan getirdiği Boxspring yataklar ve Rollpack yataklar otel müşterileri için uygun şartlarda tedarik edebildiği ürünler arasında yer alıyor.

Üstün Alman teknolojisi ve güvenilirliği ile kaliteyi birleştiren Bugatti uyku sistemleri, farklı bakış açısıyla Türkiye’deki ilk konsept mağazasını Gayrettepe’de hizmete açtı. İnsanların fiziksel ve zihinsel gelişimi için kaliteli bir uykunun gerekliliği ilkesini benimsemiş olan markanın, farklı beklentileri karşılayacak başta yatak olmak üzere, yorgan, yastık, nevresim ve havlu çeşitleri ile Bugatti, oteller için de ideal çözümler sunuyor.

Thermomed Premium VS Thermomed Premium VS Modeli Nasa Uzay Teknolojisi tarafından günümüzde astronotların giysilerinde kullanılan OUTLAST kaplama kuması ile kaplanmış, kaliteli ve dünya standartlarında bir Visco malzeme kullanılarak üretilmiş. Yatağın her iki yüzünde yaklaşık, 350gr/m ısı düzenleyen elyaf Dacron Quallofil Extralife malzemesi kullanılmış. Bunlar, bütün gece omur rahatlaması sağlayan ve vücudun ısı dengesini koruyarak mükemmel uykuyu sağlayan yataklar. Ayrıca bu yatakların yüzey kılıfları dört tarafından fermuarlar yardımı ile çıkartılıp, hassas deterjan ile 60 derecede yıkanabilir özellikteler.

Komfort 1000T Bugatti’nin bu modelinde her iki tarafta bulunan silindir şapkalar ile desteklenen 1000 den fazla paket yay ile üst düzey konfor sağlanır. Her yatış pozisyonun da mükemmel vücut uyumunu garantileyerek, bakterilerin yatağın içine girmesini engelleyen Silver Guard kaplama kumaşı ile tüm gece uyku kalitenizi en üst seviyeye çıkarmaktadır. Yine firmanın Almanya’dan getirdiği Boxspring yataklar ve Rollpack yataklar otel müşterileri için uygun şartlarda tedarik edebildiği ürünler arasında yer almakta.

66

Hi-Tech Mayıs’12


Gündem

Hi-Tech Mayıs’12

67


Actual

European brand Bugatti in Turkey Bugatti opens a concept store in Gayrettepe, Istanbul Combining superior German technology and reliability, Bugatti sleep systems company has opened its first concept store in Turkey at Gayrettepe. Adapted the necessity of quality sleep to ensure physical and mental development of people, the brand has mattresses, quilts, pillows, cases and towel systems to meet this basic requirement of people. Bugatti has been offering excellent solutions with all its innovative products. Innovative products such as Thermomed Premium VS and Comfort 1000T are the comforting technology of Bugatti. Bugatti, a licensed name from f.a.n Frankenstolz, is a familyowned business which Herbert Neumeyer took over on Januar 1st 1955. Since then, it has developed from a small handicraft-business into one of the leading producers of home-textiles in Europe. Today, the company has a staff of more than 700 people employed in 3 plants. Combined, these plants cover an area of more than 100,000 square meters. Most modern and state of the art machinery enable a daily output of approximately 35,000 quilts and 2,500 mattresses. The goods are distributed worldwide.

68

Hi-Tech May’12

Constant expansion, modification and modernization are proof of the vitality and drive of this family business. Ceaseless innovations by f.a.n have significantly influenced the bedding market. Highest demands on the quality of the utilized materials, sensibility and craftsmanship skills are the principles, upon which Bugatti products are manufactured. The Bugatti "sleep world" includes mattresses, duvets, pillows, products for relaxation and slatted frames, all of which are carefully coordinated. Bugatti products are confected by specially selected and trained personnel. Innovations to improve sleep: The latest mattresses from bugatti are even more snuggly and comfortable. This is thanks to special stretch elements in the covers. They offer a tangible plus in flexibility. Top quality materials and outstanding finish complement the comfort factor. The latest designs have already been incorporated into Bugatti's computer based sleep consultancy service. The "Good Night story" is rounded off with the right bed linen, from bugatti of course.



Öztiryakiler Sektörün 3 Önemli Fuarını Değerlendirdi Turizm sektörü geçtiğimiz günlerde üç önemli fuarı geride bıraktı. Sektörün önemli oyuncularından Öztiryakiler’in fuarlarla ilgili değerlendirmelerini aldık.

OTEL EKİPMANLARI BODRUM 2012 FUARI 11. Otel Mutfak Ekipmanları fuarı bu yıl Ibatech fuarı ile aynı tarihlere denk gelmesine rağmen verimli geçen lokal bir fuar oldu bizim için. Önemli bir turizm beldesi ve aynı zamanda 12 ay nüfusunun da giderek arttığı bir yer olan Bodrum sezon başlamadan hazırlıklarını bu fuarı ziyaret ederek yapıyor. Bu yıl geçen yıllardan farklı olarak Otel & Gıda Fuarı kapsamında bu yıl 3. sü düzenlenen olan Bodrum Uluslararası Aşçılar Yarışmasının sponsorluğunu yaptık. Oldukça renkli ve hareketli geçen yarışmalarda çok başarılı sunumlar çıktı. İlk defa verilen hijyen ödülü de yarışma koşullarında katılımcıların kendi işletmelerinde çalışıyor gibi hassas olmaları için güzel bir adımdı. Doğru ekipman kullanımı, hijyen, yaratıcılık, sunum ve lezzet gibi birçok farklı kriterden geçerek değerlendirilen yarışmacılar fuara renk kattı. Öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği yarışmaların onları profesyonellerle buluşturması, kendilerini test etmesi, bilgi paylaşımında bulunabilmeleri bakımından çok faydalı olduğunu düşündüğümüzden bu tür doğru planlanan organizasyonları desteklemeye çalışıyoruz.

70

Hi-Tech Mayıs’12

IBATECH FUARI Özellikle son yollarda hızlı büyüme sergileyen pastanecilik sektörü işletmelerin yeni gözdesi olmaya başlamıştır. Özellikle fırınlar konusunda hassas olan pastane firmaları daha çok müşteri gözü önünde pişirme veya taze pişirme yoluna gitmektedir. Bu sebepten dolayı Öztiryakiler olarak kendi müşterilerimize birçok alternatif sunmaktayız. Yerli firmalar ile birlikte gerçekleştirdiğimiz projeler yurt dışında da başarılı bir şekilde uygulanmıştır. Yakın tarihlerde Simit sarayı Lahey ve Mekke şubeleri hayata geçirdik. Yaptığımız projelerde özellikle bu tip yurt dışı firmalardan hiç bir eksiğimiz olmadığını müşterilerimize gösterebiliyoruz. Pastane sunum ekipmanlarının standart ve özel imalatlarını sürekli bir şekilde gerçekleştiriyoruz. Bu seride yaş pasta, sütlü tatlı, çikolata, baklava, börek, kuru pasta sunumları mevcut. Ayrıca salata teşhir, meze teşhir vb tamamlayıcı ürünlerle karma bir konsept sunabiliyoruz. Pastane ekipmanlarının yanı sıra, fast food ve cafeler için sütlük tarzı içecek dolapları ve servis hatlarında kullanılmak üzere önü açık self servis içecek ve tatlı teşhirleri üretmekteyiz. Ülkemizde ilk olan self servis teşhir ünitelerimiz şu an italyan rakipleri ile yarışır duruma gelmiştir. Düne kadar ithal edilen bu cihazlar artık Öztiryakiler bünyesinde seri imalata geçmiş durumdadır. Ayrıca teşhir dolaplarından önce zaten üretimimiz olan açık büfe imalatlarımız devam etmektedir. Yurt dışı


proje çalışmalarımızın başlaması ile birlikte sadece Türkiye değil, Seycheller’den, Maldiv’lere, Dubai de İngiltere’ye açık büfe projeleri yapmaktayız. 201 Öztiryakiler’in teşhir dolapları ve açık büfe ürünleri üretimlerinin hemen hemen %65 i yurt dışı olmuştur. Firmamızca üretilen ekmek ve kek tavaları ile ilgili olarak yoğun bir ilgi gördük. Küçük çaplı üreticilerden büyük çaplı endüstriyel üreticilere kadar bir çok firma ile çok olumlu iş görüşmelerimiz ve bağlantılarımız gerçekleşti. Daha önce Avrupa ülkelerinden çok pahalıya aldıkları ürünleri , aynı hatta daha kaliteli olarak ve daha makul fiyatlara temin edebilmeleri ise onlar açısından çok verimli ve karlı alternatifleri bulmanın rahatlığı ve mutluluğunu beraberinde getirdi. Fuar esnasında sergilediğimiz Enerji tasarruflu hamburger tavası özel bir ilgi gördü. % 30 oranında enerji tasarrufu sağlaması çevre bilinci açısından daha az enerji tüketimi ile daha az fosil yakıt ve daha çok yeşil prensibininin hayata geçirilmiş bir örneği oldu. Sergilediğimiz ekmek ve kek tavaları çeşit, alternatif ve innovasyon olarak neler yapabileceğimizi gösterme adına bulunduğumuz yada ulaştığımız kapasiteyi’de ortaya koydu. Acaba bu ürünü yaptırabilir miyim sorusu büyük bir oranda ortadan kaldırıldı. Bunu sağlayabilmiş olmanın huzurunu yaşamak bizim için ayrı bir mutluluk kaynağı. Endüstriyel kaplama olarak tanımlayabileceğimiz üretimimiz ise kullanmış olduğumuz dünya devi ( Dupont , Whitford , Rhodia ) firmaların üretmiş olduğu hammadde türevlerini başarılı bir şekilde uygulamalarını sergileme imkanı bulduk. Ekmekçilik , pastacılık ve endüstriyel kek üretiminin her safhasında kullanılan kaplamaların değişik versiyonlarını sergiledik ve olumlu tepkiler aldık. Ekonomik çözümler üretme adına ülkemizdeki çok önemli firmalar ile sürekli gelişen iş birliğimizi arttırmak için değişik çözümleri üretmek ve ortaya koymak için bize fırsat yarattı. Bu fuar vesile ile AR-GE çalışmaları yapmak içi ön anlaşmalar yaptık. Fuar vesile ile makine üreticisi bir çok firmaya hamur çevirme ve kesme makinesi parçalarından ,ekmek ve kek tavalarına varıncaya kadar kapladığımız ürünler sergilendi. Bu da bizim açımızdan ulaştığımız kaplama kapasitesi ve kalitesini vurgulama adına çok önemliydi. Sveba Dahlen Grubuna bağlı Glimek markalı Bread Line (Ekmek Hattı) ürünü bu fuarda ilk defa sergilenen bir ürün.

HOSTECH BY TUSİD 2012 FUARI Fuar bizim açımızdan oldukça hareketli ve yoğun görüşmeler ile geçti. Fuarın ilk günlerinde özellikle yabancı ziyaretçiler standımızı ziyaret etti. Fuarda faydalı bağlantılar yaptık, 2

Gündem

projenin imzasını attık, birkaç tane içinde görüşmelerimizi ilerlettik. Bu yıl Oztiwash markası ile piyasa sunduğumuz endüstriyel temizlik ve hijyen ürünlerini sergiledik. Yenilenen yüzleri ile 900 -750 ve 650 seri pişirme ekipmanlarını ve ilk Milano fuarında sergilenen monoblok adamızı bu fuarda sergiledik. 500 litre kapasiteli kaynatma tenceremiz, yeni gazlı döküm ızgaralarımız yeni ürünlerimiz arasındaydı. Fuarda demo olarak 5 gün çalıştırdığımız ve günde ortalama 200 porsiyon kebap pişirip ikram ettiğimiz yeni bakır gazlı, kokusuz ve dumansız ocağımız büyük ilgi gördü. AVM içerisinde ve açık mutfaklarda havalandırma ne kadar doğru olursa olsun kebap pişirirken ortaya çıkan duman ve koku rahatsızlık verebilir. Bu ürünümüz ile fuar alanında standımızda havalandırmasız olarak aralıksız 200 porsiyon kebap koku ve duman olmadan pişirilip ikram edildi. Fuarda soğuk oda ünitesinin tanıtımı da yapıldı. Açık büfe ve servis üniteleri bölümünde en yeni ünitelerimiz; minimalist sunumlar için kademeli soğuk ve sıcak üniteler, istenen tezgaha monte edilebilen ankastre soğuk, sıcak, tabak ve self servis teşhir üniteleri, Cooktek markasının en yeni teknoloji açık büfe üniteleri sergilendi. İthal markalarımıza da oldukça geniş yer verdiğimiz fuarda özellikle öne çıkan en yeni 2 ürünümüzden birisi ADANDE markalı çekmeceli buzdolabı. Mutfak verimliliği için tasarlanmış bir ürün Bir diğer ürün ise Grease Shield yağ tutucu ve filtre. Grease Shiled dünyada emülsiyon haline gelmiş ve doymuş katı ve sıvı yağları katılaşmadan önce engelleyebilen tek yağ tutucudur. Grease Shiled, katı atıkları uzaklaştırarak biyokimyasal oksijen ihtiyacı, kimyasal oksijen ihtiyacı ve askıdaki katı madde yüklerini azaltmakta, atık su işleme ve pompalama istasyonlarına binen yükü azaltmaktadır. Yenilebilir bir enerji kaynağı yaratmaktadır. Isıtıcı aksam içermez; düşük çalışma maliyeti ortaya koyar; sürdürülebilir, ödüllü teknolojiye sahiptir. Yağ tutucuyu pompayla temizleme ve temiz suyla doldurma ihtiyacını ortadan kaldırmaktadır. Biyolojik madde, enzim ve kimyasal madde kullanımını gerektirmez, Kullanıcı dostudur ve koku yapmaz.Bu arada fuarda standı Sayın devlet Bakanı Zafer ÇAğlayan ve TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi beraberinde işadamları ve ihracatöı birlikleri başkanları ile birlikte ziyaret ederek öğlen yemeği yedi, ürünler hakkında bilgi aldı ve özellikle kendilerinin yanı başında pişirilen kebapların kokusu ve dumanını hiç farketmedikleri için fuarda tanıtılan bakır kebap ocağını yakından inceleyip oldukça beğeniyle karşıladılar.

Hi-Tech Mayıs’12

71


Actual Arising from fertile land of Cukurova, Sunar Group became a world brand.

Star of Cukurova, Sunar Group in the World Market Founded in fertile land of Cukurova, Sunar Group has become preferred brand of not only Turkey but also world. Continuing its growth, Sunar Group aims to export to 75 countries at the end of this year. Expecting 22 per cent growth, Sunar plans to achieve 800 million lira in turnover. With more than 500 employees and 40 years of background; Sunar Grup which is the rising value of Turkey, exports to more than 50 countries in 3 continents with its own brand. Together with its 400.000 tons oilseeds and cereals processing capacity, it targets to become one of the biggest groups of Europe, Middle East and North Africa in agricultural sector with its know-how and experience.

Sunar aims to export to 75 countries Exporting to 60 countries recently, with its 100% Turkish origin capital, Sunar does not limit its activities within Turkey and targets Europe, Middle East, North Africa and even Far East markets. Sunar Grup, which is able to export to more than 50 countries, takes big steps to become regionally renowned. With the motto of "high quality products, services and stability" Sunar Grup, realizes its activities targeting to become a world class enterprise thanks to its strong technological infrastructure and modern productions systems as well as highly experiences and motivated team.

Investments Continue Informing about investments, Nuri Comu, Chairman of Sunar Group, said, “We export to over 60 countries in four continents currently, Sunar targets to become one of the biggest groups of Europe, Middle East and North Africa in agricultural sector with its know-how and experience. We aim to export to 75 countries at the end of 2012.”

72

Hi-Tech May’12

First and only honorary member of YABITED Nuri Comu, Chairman of Sunar Group, has been first and only honorary member of YABITED (Turkish Lipid Group), which Comu promoted to establish and support its activities. Comu stressed that they would continue their support for increase the industry and overcome problems in the upcoming period. The companies of Sunar Grup perform in 6 main fields of activities. Sunar Özlem in flour and animal feed, Sunar Mısır in starch and starch based products, Elita Gıda in edible vegetable oils and industrial margarines, NÇS in fresh fruit production and sales. Sunar Pazarlama is the overseas manufacturing and sales company of Sunar Grup.

Heart of vegetable oil industry beat in Adana Current situation and the major issues of the vegetable oil industry in Turkey and world were discussed in the 1st Yabited (Turkish Lipid Group) Congress on Vegetable Oils & Fats, in Adana, Turkey (Congress in Turkish). Aziz Tekin, President of YABITED pointed out to provide overcome the problem of the industry. Sunar Grup, with its many strong features, has a distinctive place among other companies and groups operating in agricultural industry sector. One of these important differences is the complementary characteristic of the production plants. This situation maximizes the efficiency and competitive strength of Sunar Grup companies. The one and only plant of Turkey producing corn oil from the field to the table, is an example of this understanding. Sunar, is the only plant to produce corn oil from the corn grains and offering to the market in Turkey.



Gündem Kılıçlar, Ar-Ge ve Tanıtım Çalışmalarına Hız Verdi

Güncel modelleri yakından takip eden Kılıçlar, müşteri beklentileri doğrultunda ürün geliştirmeyi sürdürüyor. Makine parkurunu da ihtiyaçlara cevap verme noktasında yenileyen firma, üretimde tam otomasyon konusunda önemli adımlar atıyor.

Kılıçlar pazar payını arttırma ve ihracatını geliştirme noktasında çalışmalarına hız verdi. Firma bu doğrultu yurtiçi ve yurtdışı müşteri ziyaretlerini arttırdı. Ürün kalitesini de daha üst seviyelere taşıyan Kılıçlar, masa üstü çelik aksesuarlarını zenginleştiriyor. Makine portföyünü geliştiren Kılıçlar üretimde tam otomasyona geçmeye çalışıyor.

derece itina ile yaptıklarını belirtiyor. Kılıçlar olarak estetik görünüme önem verdiklerini, güncel modelleri çok yakından takip ettiklerini ve müşterileri ile istişare edip hangi ürün gereksinimleri var en çok hangi ürün tercih ediliyorlar doğrultusunda hareket ettiklerini vurgulayan yetkililer, müşteri isteklerine paralel yol haritası çizip, her daim müşteri memnuniyetine özen gösterdiklerinin altını çiziyor.

Birkaç Yeni Modelle Pazarda İddialı Firmanın özellikle çatal kaşık anlamında zengin çeşitleri mevcut. Ev tüketimi ve endüstriyel alana yönelik ayrı ayrı daha fazla çeşitle müşterilerine ulaşmayı hedefleyen Kılıçlar, Ar-Ge departmanında da sektörün beklentileri doğrultusunda çalışmalarını sürdürüyor. Kılıçlar, 2012 yılında birkaç ayrı modeli tüm çeşitleriyle (yemek kaşık-çatal-bıçak, ordövr kaşık-çatal-bıçak,tatlı kaşıkçatal-bıçak, çay kaşık, neskafe kaşık, servis takımı vb.) hizmete sundu. Ayrıca masa üstü çok fazla ihtiyaç duyulan ürün gruplarını oluşturmak için yeni yeni kalıplar yapmaya çalışıyor.

Doğru Ürün, Estetik Görünüm Marka anlamında geliştirdiği bütün ürünlerin dikkatle kontrollerini yaptıklarını aktaran firma yetkilileri, ürünlerin kalite anlamında en üst seviyelere yükseltmek için çalışmalarını son

74

Hi-Tech Mayıs’12

Tanıtım Çalışmaları Her Kulvarda Sürüyor Türkiye’deki yurtiçi fuarları yakından takip ettiklerini aktaran Kılıçlar Genel Müdürü Hüseyin Kılıç, ihracatlarını arttırma noktasında yurt dışında düzenlenen bir ya da iki fuara katıldıklarını söyledi. Ürünlerini yazılı ve görsel tüm platformlarda başarılı bir şekilde sergilediklerinin altını çizen Kılıç, “Müşterimizin bizim ürünlerimizi daha iyi takip edebilmesi için yeni katalog çalışması yapmaktayız. Yeni ürünlerimizde bu katalog içerisinde yer alacaktır. Ayrıca Kılıçlar olarak müşterilerimizin bizim ürünlerimizi daha iyi teşhir edebilmesi ve satışını daha iyi yapabilmeleri açısından stand, numune, stand teşhiri, numune çantaları gibi birçok ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Her zaman söylediğimiz gibi Kılıçlar olarak müşteri memnuniyeti bizim için birinci sıradadır” dedi.



Actual

Kiliclar gears up R&D and promotion works Following current models closely, Kiliclar continues to develop new products. Renewing the machinery to meet the needs, company makes a big step towards full automation of production. Kılıclar attaches importance to its R&D department in order to manufacture more kinds of product in the household and industrial sectors separately. Kılıclar performs some works in order to increase its market share and its exports. For this they increase visits to overseas and domestic customer. They have brought up to a certain level of quality of their products. Kılıclar wants to enrich its range of table-top steel accessories. Kılıclar operates to develop its machine portfolio and it wants to automatize. There are rich varieties especially in cutlery in Kılıclar’s product range. The company operates to manufacture more kinds of product in the household and industrial sectors separately. And the company attaches importance to its R&D department in order to get it. Kılıclar has offered two separate models with all varieties such as table spoon, table fork, knife, tea spoon, coffee spoon and services. Also they work to make new molds to manufacture much-needed table-top products. Kılıclar asks its customers to follow these new products regularly.

76

Hi-Tech May’12

They aim to increase brand and product awareness. Kılıclar checks all its products carefully to make a good brand. They strive for excellence; and work hard to achieve the highest level of quality in their products, processes and customer service. Kılıclar attaches importance to the aesthetic appearance. They work for a very good way to follow the current models. They strive for customer satisfaction at all times and pay appropriate attention to all kinds of customer need. Kılıclar provides products that its customers prefer most. Kılıclar follows TUSİD fairs closely. They participate in two domestic fairs; Ideal Home and Zuchex. Kılıclar participates in domestic and international exhibitions to increase their exports. Kılıclar exhibits their products through many sectoral magazines. Kılıclar makes new catalog for its customers to follow their products well. The new products will be included in this catalog. Also Kılıclar provides its dealer’s needs of sample, exhibition stand and sample bags in order to display and sell its products. As Kılıclar, they always say that customer satisfaction is their first priority.



Firma

Mısır Çarşısı’ndan Dünya Markasına

‘ARİFOĞLU’

Ticari faaliyetine tarihi Mısır Çarşısı’nda başlayan Arifoğlu Baharat ve Gıda Sanayi, baharat ve gıda sektöründe 70 yılı aşan dönem içinde şirketler grubuna dönüştü.

78

Hi-Tech Mayıs’12


Firma Arifoğlu Grubu’nun tarihçesi, faaliyet alanı ve şirketin yapısıyla ilgili bilgi alabilir miyiz? Arifoğlu Baharat ve Gıda San. Ltd. Şti.’nin ticari faaliyeti tarihi Mısır Çarşısı’nda başladı. Baharat ve gıda sektöründe 70 yılı aşan süreçte şirketler grubuna dönüştü. İstanbul Avcılar’da 5 bin metrekarelik kapalı alandaki tesiste Türk Gıda Kodeksi’ne ve Baharat Tebliği’nin kriterlerine uygun olarak hijyenik koşullarda eleme, ayıklama, öğütme ve paketleme yapıyoruz. Depolarımıza giren her ürün kendi laboratuvarımızda fiziksel, kimyasal, mikrobiyolojik ve aflatoksin analizleri yapılır. Avrupa kriterlerine uygun diğer istenen analizler Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın İstanbul İl Kontrol Laboravuarları’nda analizleri yapılmaktadır. Ayrıca ulusal ve uluslararası gıda laboravuarları değerlerini Kalite kontrol departmanımız çok yakından takip etmektedir. Bünyemizde üretimi yapılmakta olan tüm hammaddelerin Türk Gıda Kodeksi’ndeki değerlere uygun çıkarsa kalite kontrol departmanı onayıyla mal kabulü yapılır. Arifoğlu’nun temel ilkesi üretimi yapılan tüm ürünlerin yasal mevzuatlara, standartlara, prosedürlere ve insan sağlığına uygun olmasıdır. Bu ilke doğrultusunda nitelikli gıda teknikeleri, ziraat mühendisi ve gıda mühendisleri olan teknik elemanları ve tüm çalışanlarıyla tüketiciye kaliteli ve güvenli ürün üreterek Türkiye’nin örnek işletmesi olmayı amaç edinmiştir.

Türk Gıda Kodeksi’ne ve Baharat Tebliği’nin kriterlerine uygun olarak Doğal lezzetleri insan sağlığına uygun, çevreye duyarlı bir yaklaşım içerisinde üreten Arifoğlu, yurtiçi ve yurtdışı satış pazarlama dağıtım hizmetlerini grup bünyesindeki Arpaş Dağıtım Pazarlama A.Ş. aracılığıyla gerçekleştiriyor. Ürünleri tüketiciler tarafından güvenle satın alınan, yer aldığı sektörde uluslararası bir marka olmayı hedefleyen şirketin mevcut yapısı ve gelecek vizyonuyla ilgili Sorumlu Müdür Ziraat Yüksek Mühendisi Mete Tunçalp’den bilgi aldık:

Üretim ve satış pazarlama yapınızdan bahseder misiniz? Müşteriler Arifoğlu markalı ürünlere nasıl ulaşır? Sektörde baharat ve şifalı bitki çayları konusunda uzman olmakla beraber, yurtdışı-yurt içi ürün yelpazesinde her zaman öncelikli olarak insan sağlığına önem göstermesi, pazarlama amaçlarından ziyade sağlıklı olmasını hedef bildiğimiz bu geniş baharat dünyasında faaliyetimiz her geçen gün tüketicilerin olumlu dönüşleriyle gücümüze güç katmaktadır. Ayrıca içinde bulunduğumuz sektörde yıllardır hep ilklere imza atan Arifoğlu Şirketler Grubu 2007 tarihi itibarı ile TS ISO EN 22000 Kalite Güvenliği Yönetim Sistemi ve TS EN ISO 9001:2008 Kalite Belgeleri’ne sahiptir. Arifoğlu Grubu bünyesinde üretilen tüm ürünlerin yurtiçi ve yurtdışı satış pazarlama dağıtım hizmetlerini grubumuz bünyesindeki Arpaş Dağıtım Pazarlama A.Ş. tarafından yapmaktadır. Arifoğlu ürünlerini satış ve dağıtım faaliyetleri Marmara, Ege, Akdeniz, İç Anadolu bölgelerinde 4 bölge müdürlüğü, ayrıca 15 ilde bulunan yaygın distributor ağı ile dağıtımlarımızı tüketicilere ulaştırmaktayız. Carrefour, Metro, Tesko Kipa, Real gibi ulusal zincir marketlerinde, ayrıca yerel zincir marketlerde ürünlerimiz satılmaktadır. Parekende dükkanlarımız olan Mısır Çarşısı’nda 2 mağaza, Kadıköy, İstinye Park, Capacity, Palladium, Viaport AVM, Ankara, İzmir, Eskişehir, Kayseri, Antalya illerindeki AVM’lerde kendi ürünlerimizin satışını gerçekleştirdiği mağazalarımızla tüketicilere ulaştırmaktayız. Hi-Tech Mayıs’12

79


Firma

Pazara sunduğunuz gruplar içinde yer alan ana ürünler hangileridir? Türkiye ve yurtdışına yönelik satışlarınızdaki pazar paylarınız konusunda bilgi verir misiniz? Arifoğlu Grubu üretmiş olduğu baharat, bitki ve meyve çayları, aromatik suları, bitkisel sabit ve uçucu yağları, pekmezler, nar ekşisi ve sosları, soya sosu, geleneksel Gaziantep acı biber salçası ve bal gibi ürünleri üretip paketlemektedir. Sektörümüzde bitkisel ürünlerde, bitki ve meyve çaylarında en önde satışı olan firmayız. Baharat ve karışımlarımızı gün geçtikçe parekende ve toptan olarak satışını arttıran bir konuma gelmiş olmanın gururunu yaşıyoruz. Tarihi Mısır Çarşı’sı ile özdeşleşen bir işletme olarak tarihi doku ile bağlarınız konusunda neler aktarmak istersiniz? Firma olarak sizi farklılaştıran noktalar nelerdir? Gıda sektöründe ilk ticari faaliyetimiz tarihi Mısır Çarşısı’nda başlamıştır. İstanbul’un en eski kapalı çarşısıdır. Aktarlarıyla meşhur olan bu çarşıda 2 mağazamız bulunmaktadır. Bu satış noktalarımıza ülkemizin insanları ve Dünyanın her ülkesinden gelen turistler ziyaret etmektedir. Bu ziyaretlerle hem Arifoğlu Gurubu’nun dünya ülkelerindeki marka imajının artmasına, hemde ülke ekonomisine katkısı göz önüne aldığımızda kaliteli ve güvenli ürün üretmeyi amaç edinen Arifoğlu bu sayede olumlu dönüşler gerçekleştirerek hem mısır çaışısındaki hemde kendi mağazalarındaki tüketicilere her zaman sağlam adımlar atmayı başarmıştır. Bu tarihi mimari yapının nostaljik ve mistik havası içinde baharat ve bitkilerle dostluk kurulan bu ortamda insanlar rehabilite olmaktadır. Aromatik lezzetlerden ya da kokulardan dolayı gıdalara tad verici olarak kullanılan baharatlar aynı zamanda tıp ve kozmatik alanlarda da kullanılmaktadır. Yemeklerdeki besin öğelerinin kaybını önleyen ve onlara renk, koku ya da tad veren baharatlar son günlerde tüm dünyanın alternatif tıbba yönelmesiyle ayrı önem kazanmıştır.

80

Hi-Tech Mayıs’12

Türkiye’nin baharat kültürü ve önümüzdeki yıllarda hizmet alanınızın geleceği ile ilgili öngörülerinizi öğrenebilir miyiz? Arifoğlu baharat ve karışımlarda, bitki ve meyve çaylarında geleneksel ürünlerin üretiminde, ambalajlanmasında hep öncü olmuştur ve sektörün önünü açmıştır. Önceki senelerde geleneksel üretim şekliyle kurutulan kırmızı biberlerde olumsuz sorun yaşanmaktaydı. Bu sorunlar içerisinde Arifoğlu Türkiye’nin biber üretiminde en büyük plantasyona sahip Gaziantep ili ve çevresindeki biberler aflatoksinsiz bir şekilde fabrikamızda kurutup işlemiştir. Sektöre hem örnek hemde insan sağlığına verdiği önemle öncü olmuştur. Biber fabrikamız 4500 metrekarelik kapalı alanda olup, Türkiye’nin en büyük üretim kapasitesine sahip modern biber fabrikasıdır. Sözleşmeli çiftçiden yaş olarak alınan biberler fabrikamızda ayıklama ve yıkama işleminden sonra sıcak havalı kurutma fırınlarında kurutma işlemine tabi tutulur. Kurutulmuş biberler baharat tebliğine uygun olarak acı toz, pul biber, isot ve yaprak biber haline getirilir. Kırmızı biber çeşitlerine ilave olarak Gaziantep bölgesinde yetişen diğer ürünlerimiz olan nane, sumak ve kimyon üretmektedir. Ülkemizde geçmiş tarihlerde yörelere ve bölgelere gore baharat kültürümüz değişiklik gösterirdi. Şimdi ise eğitim ve göç sebeblerinden baharat ve bitki meyve çaylarının geleneksel ürünlerin kullanımı artık ortak kültürümüz olmuştur. Globalleşen dünyamızda ülkelerin değişik baharat ve bitki kullanım kültürüde nerede ise ortak hale gelmiştir. Sofraların baş tacı yemeklerin ve tatlıların gizli kahramanıdır baharatlar. Dünyaca ünlü yemeklermiz, tatlılarımız baharatlarla anlam kazanır. Sadece yemeklere verdikleri lezzetler ve hoş koku değil, insan vücuduna yararlarıyla da hayatımızın vazgeçilmezidir. Baharatların tüketildiklerinde vücuttaki toksinlerin atılmasına yardımcı olmalarından tutun da hazımsızlık, ağrılar, halsizlik ve daha bir çok rahatsızlıktan kurtulmada faydaları vardır.



Mekan

Tarihin içinde modern bir köşe

‘Naar Restaurant’ Naar Restaurant, heyecan verici ve ayrıcalıklı bir deneyim yaşamak, özel lezzetleri denemek isteyen misafirlerini bekliyor.

82

Hi-Tech Mayıs’12


Mekan

Dünya Mutfağıyla Teras Keyfi İki bölüme ayrılan restoranın teras bölümünde istenildiğinde 90 kişiye çıkabilse de 60 kişiye rahatlıkla hizmet verilebiliyor. İç bölümde ise 45 kişilik oturma alanı mevcut. Ayrıca şömine kenarında hazırlanmış bölümde 12 davetli huzurlu bir şekilde zaman geçirebiliyor. Sabah öğle öncesine yakın açılan akşam 22:00-23:00 saatlerine kadar, bir restoran şefi dışında gerekli sayıda garsonun hizmet verdiği işletmenin yoğun dönemlerinde, otelin giriş katındaki menü restoranın ekibinden destek alınabiliyor.

Kurs ve Özel Etkinlikler

Topkapı gibi tarihi dokuyla iç içe olan bir bölgede hizmet veren Holiday Inn İstanbul City’in en nezih bölümünde bulunan Naar Restaurant, sakin ortamı ve zengin menü seçenekleriyle her anlamda farklı tat arayanların adresi olmaya aday. Naar Restaurant, Holiday Inn İstanbul City içinde alakart servis tarzıyla hizmet veren özel bir yapı. Küçük gruplara da hizmet verilebilen işletmenin yazlık terasında müşterilere barbekü keyfi farklı bir ambiyans içinde sunuluyor. Restoranla konusunda bilgilerine başvurduğumuz Holiday Inn İstanbul City’in Executive Chef’i Ali Rıza Özcan keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Bolluk Bereketin Simgesi ‘Nar’ Bolluk bereketin simgesi olan Nar’ı ismine taşıyan restoran tüm dünya mutfaklarından seçme lezzetleri müşterilerin beğenisine sunuyor. Menüsünü ağırlıklı olarak Akdeniz ve Asya mutfağından oluşturan işletmede; İtalyan, Türk, Amerika, Hint, Çin ve Endonezya yemek kültürlerinden seçmeler özel konsept içinde davetlilere sunuluyor. Naar Restaurant’ta farklı olarak her mutfaktan bir yemek ismindeki nara uygun olarak narlı karışımla yapılıyor. Özellikle deneyenlerin hayran kaldığı Narlı Ördek buna en güzel örnekler arasında.

2011 yılının Nisan ayında açılan, yılın çeşitli aylarında farklı dünya mutfaklarından lezzetlerin sunulduğu restoranda dönemsel olarak ilgi duyanlara çeşitli yemek kursları da düzenleniyor. Bu ay ki planlama içinde çocuklar için çikolata, büyükler içinse zeytinyağlı kursu organize edilecek. Kış aylarında ise güneş ışığını rahat alan mekanda benzer şekilde üç ayrı kurs gerçekleştirilecek. Naar Restaurant’ta geçen yıl düzenlenen brunch etkinliklerinin bu yılda sürmesi planlanıyor. Anneler Günü ile birlikte başlayacak ve özel günlere yayılacak bu aktivitelere misafirler yoğun ilgi gösteriyor.

Misafir Şeflerden Farklı Lezzetler Türk ve Ortadoğu mutfağına yönelik yöresel lezzetlerin de misafir şefler tarafından sunulduğu Naar Restaurant’ta, Gaziantep ve Lübnan geceleri büyük beğeni kazandı. Geçen yıl düzenlenen ve üst düzey devlet yetkilileri ile Türkiye’nin tanınmış simalarının katıldığı Brezilya Gecesi’nde 270 kişiye yakın misafir ağırlandı.

Marka Tercihleri - Cam Bardak Grubu: Paşabahçe - Cam Tabak Grubu: 3d - Çatal, Kaşık ve Bıçak Grubu: Ar Yıldız - Porselen Grubu: Güral, Porland - Masa/Sandalye Grubu: Mudo Colection - Tekstil Grubu: DK Tekstil - Mutfak Ekipmanları Grubu: Öztiryakiler - Kristal Endüstri Hi-Tech Mayıs’12

83


Gündem

Alfa’ya Pasta Ustalarından

Tam Not… Uzun süredir Türkiye pazarı için küresel bilgi birikimini kullanarak hazırlıklarını sürdüren dünya markası Alfa, Türkiye’de pastacılık yağları sektörüne girişini müjdelediği pastacılık ve fırıncılık teknolojileri fuarı Ibatech 2012’deki standında, Türkiye’nin pasta ustalarını ağırladı… Dünyanın en büyük palm yağı ihracatçılarından FELDA GLOBAL GROUP ve merkezi Birleşik Arap Emirlikleri’nde bulunan, 21 değişik iş kolunda faaliyet gösteren lider markaların kurucusu IFFCO ortaklığı ile hayata geçen FELDA IFFCO’nun Türkiye operasyonu FELDA IFFCO Türkiye, pastacılık ve fırıncılık teknolojileri fuarı IBATECH 2012’de sektörün ilgi odağı oldu. Türkiye’nin en kapsamlı, Avrupa’nın ise üçüncü büyük pastacılık ve fırıncılık teknolojileri fuarı IBATECH’te ALFA markası ile pastacılık yağları sektörüne girişini müjdeleyen FELDA IFFCO Türkiye, 192 metrekarelik, iki katlı standında, tüm hamur işleri ve pastacılık ürünleri için ayrı ayrı geliştirilmiş formülleri ile ürünlerini tanıttı. ALFA’nın, profesyonellerin hayatlarını kolaylaştıran, hamur işleri ve pastacılık ürünleri için ayrı ayrı geliştirilmiş özel

84

Hi-Tech Mayıs’12

formüllü ürünleri fuarda, büyük ilgi gördü. Ürünleri kıvamında ve leziz yapan özel yağlarıyla ALFA, fuarın en beğeni toplayan ürünleri arasındaki haklı yerini aldı. Fuar kapsamında katılımcılar için düzenlediği renkli etkinliklerle hem ürün kalitesini hem de pastacılık mesleğine ve ustalara verdiği değeri bir kez daha kanıtlayan ALFA, düzenlediği açık mutfak etkinlikleri ve boyoz şovuyla ziyaretçilerin beğenisini topladı. Standın alt katına kurulan açık mutfak alanında ALFA yağları ile yapılan birbirinden lezzetli ürünler katılımcılar tarafından denendi ve tam not aldı. Fuar süresince her biri farklı kategoride uzman üç ustanın birbirinden leziz şovları ve İzmir’e özel börek çeşidi olan “boyoz” hamuru açılışının sergilendiği performans ise izleyenleri etkiledi.



Turizm

& Otelcilik

İstanbul’daki Eviniz

Güneş Otel

‘İstanbul’daki eviniz şehri yaşamak için en doğru tercihiniz’ olmaya aday. 1989 yılında Merter’de hizmet vermeye başlayan Güneş Otel, dört yıldız standardında başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin popüler otelleri arasında yerini aldı. 5 katlı binasında, 130 odaya sahip olan otelin, 1 adet a la cart restaurant, 1 adet kahvaltı salonu, 1 adet bar, 2 adet toplantı salonu, 1 adet spor salonu ve 1 adet bay ve bayan saunası bulunuyor. Güneş Hotel Atatürk Havalimanı yolu üzerinde, Boğaziçi'nin batısında, İstanbul’un dünya mirasına girmiş tarihi merkezlerine 7 km uzaklıkta stratejik bir konuma sahip. Önemli alışveriş merkezlerine yakınlığı yanında, uluslararası fuar ile kongre merkezlerine otobüs, metrobüs ve metro ile rahatça ulaşılabilen Güneş Otel, iş veya tatil turizmi için en uygun koşulları müşterileri için harmanlıyor. Misafirlerine Avrupa’nın Kültür Başkentleri arasında yer alan İstanbul’u doyasıya yaşama imkânı sunan otel, sloganındaki gibi ‘İstanbul’daki eviniz şehri yaşamak için en doğru tercihiniz’ olmaya aday.

86

Hi-Tech Mayıs’12

4 Yıldızlı Otelde 5 Yıldızlık Konfor İstanbul 4 yıldızlı Güneş Hotel’in 130 adet cezbedici odası, her türlü konfora sahip, ferah ve rahat mobilya ve boyut açısından hepsi birbirinden farklı. Bazı odalar engelli konuklar için uygun olarak hazırlanmış. Sakin ve rahatlatıcı bir atmosfere bürünen odalarda, ücretsiz Wi-Fi, klima, direk telefon hattı, uydu TV, oda servisi ve daha birçok hizmet sunuluyor. - Compact Single (küçük, 1 kişi için) - Luxury Single (1 kişi için) - Luxury Double (2 kişi için) - Luxury Twin (2 kişi için) - Luxury Triple (3 kişi için)

First Class Hizmet ve Konfor - Engelli Girişli Odalar (2 double) - Sigara İçilen veya Sigara İçilmeyen Odalar - Oda Servisi (24h) - Minibar (Ücretli) - Elektronik Çelik Kasa - Klima - Isıtma Sistemi - Yangın Alarmı


Turizm

Restoran ve Barlar Neptün İstanbul Güneş Hotel’in Stadyum Restorant Pub, zengin açık büfeye sahip, kahvaltı ve iş öğle yemekleri için ideal bir alan olarak tasarlanmış. Konforlu kış bahçesi terası, büyük ekran TV ve 120 kişilik yeri ile lokal, 6.00'dan 13.30'a ve 12.00'den 3.00'e kadar açık.

& Otelcilik

GYM & Sağlık Kulübü En modern spor aletleri ile oluşturulan Güneş Hotel’in fitness merkezi, yetenekli step ve aerobik eğitmenleri gözetiminde sağlık saatler geçirmek isteyen müşterilerinin hizmetinde. Sağlık kulübü; saunalı, solaryumlu, masaj merkezli ve hızlı bir şekilde yeniden form kazanmak için Slim Care PRO SLIM 24 programı uygulamalı SPA merkezinde sunuluyor. Otelin konukları, her iki tesisten de serbestçe yararlanabiliyor.

Venüs Venüs Restoranın a la carte menüsü, romantik, sofistike ve son derece konforlu bir ortamında, Türk ve uluslararası mutfakların en iyi lezzetleri mum ışığında sunuluyor. 19.00 – 23.00 arası açık olan 120 kişilik restoranda akşamları canlı müzik eşliğinde keyifli saatler geçirme imkanı sağlanıyor.

Yıldız Bar Keyifli bir akşam her zaman zor bir iş günü sonrasında rahatlamak için, lezzetli bir kokteyl ile rahat bir lokal masasında başlıyor. Lezzetli içeceklerinden başka Yıldız Bar, son derece profesyonel personelinin nezaketi ile bütün akşam canlı müzik eşliğinde 16.00 – 24:00 arası hizmet veriyor.

Her Gün Daha İyiye Güneş Otel’in ana misyonunu misafirlerinin kendi evlerindeki rahatı, huzuru ve güveni hissetmelerini sağlamak olarak özetleyen Güneş Otel Genel Müdürü Emin Güde otellerini “İstanbul’daki eviniz” olarak nitelendiriyor.Yüksek standartta, kaliteli ve profesyonel hizmet sunma prensibi dahilinde çalışmalarını sürdürdüklerini aktaran Emin Güde hedeflerini “var olan hizmet- kalite anlayışımızı her geçen gün artırarak korumak, yenilikçi ve çağdaş anlayışımızla çağın gereklerini yerine getirmek ve farkımızı hissettirebilmek” şeklinde özetledi. Güde’ye göre, misafir odaklı empatik düşünce anlayışı otelin hem misyonu hem de vizyonunun temel ögesi. Hi-Tech Mayıs’12

87


Gündem

“CHAINE DES ROTISSEURS” üyeleri,

MSA’da buluştu! Türkiye’nin ilk ve tek profesyonel aşçılık okulu MSA, bir ilke daha imza attı. Uluslararası gastronomi kulübü “Chaine Des Rotisseurs Türkiye”, iyi yemek ve sofra zevklerini konu alarak gerçekleştirdiği buluşmaları için bu sefer MSA’yı tercih etti. 2004 yılından bu yana mutfak tutkunlarının vazgeçilmezi olan Mutfak Sanatları Akademisi (MSA), ilklerine bir yenisini daha ekledi. 90 ülkede faaliyet gösteren ve 24 bin kayıtlı üyesi bulunan dünyaca ünlü gastronomi derneği “Chaine Des Rotisseurs”’ün Türkiye üyeleri son buluşmaları için MSA’yı tercih etti. 18 Nisan’da MSA’nın eğitim restoranı Okulun Mutfağı’nda Yönetici Eğitmen Şef Cem Erol ve takımının enfes yemekleri eşliğinde bir araya gelen dernek, ilk kez bir aşçılık okulunda toplantı gerçekleştirmiş oldu. Aralarında Türk iş dünyasından önemli isimlerinin yer aldığı 45 Chaine üyesinin, MSA’nın lezzet ve yaratıcılığı eşliğinde yöresel malzemeler ile yapılmış Türk yemeklerini tatma fırsatı yakaladığı

88

Hi-Tech Mayıs’12

buluşmada; geleneksel Türk mutfağına ait 8 çeşit ana yemeğin MSA dokunuşlarıyla olan yorumları, Türk şarapları eşliğinde sunuldu.

Beğeni topladı Gecede yaptığı konuşmada, MSA’nın ikramlarından duyduğu memnuniyeti paylaşan Chaine Des Rotisseurs Türkiye Başkanı Mohamed Hammam; “Yemeğe katılan 45 üyemiz MSA’nın yaratıcılığı ile sunulan Türk lezzetlerinden çok memnun kaldı. MSA Okulun Mutfağı, mükemmel bir organizasyon ile tüm katılımcılara enfes bir etkinlik yaşattı” dedi.



Turizm

& Otelcilik

Sundance Residences & Boutique Hotel ile

Ayrıcalıklı Bir Yaşam Bodrum Kadikalesi’nde Sundance Residences & Boutique Hotel ile ayrıcalıklı bir yaşam başlıyor.

90

Hi-Tech Mayıs’12


Turizm

Bozatlı International kalite ve güvencesiyle Turgutreis, Bodrum’da bulunan Kadıkalesi koyunda hayata geçen Sundance Residences & Boutique Hotel projesinde yaşam Haziran’da başlıyor. Özel residence mülkiyeti ve lüks otel konseptini aynı sitede buluşturan Sundance Residences & Boutique Hotel, beş yıldızlı bir yaşam ve yatırım fırsatı sunuyor. 22 bin 568 metrekare alan üzerine kurulu 9 bloktan oluşan Sundance Residences & Boutique Hotel, berrak denizi, narenciye bahçeleri ve doğal güzellikleriyle ünlü Bodrum Kadıkalesi koyuna değer katıyor. Eşsiz mimarisi ve denize sıfır konumuyla Bodrum’da yazlık hayali kuranları, hayallerinin ötesine taşıyan proje, otel konforunda dört mevsim ayrıcalıklı bir yaşam imkanı sunuyor. İştirakleri arasında Holiday Inn Istanbul Airport ve Aegean Dream Resort bulunan Bozatlı International tarafından hayata geçirilen Sundance Residences & Boutique Hotel projesi, mimari tasarımıyla da konforu ön plana çıkarıyor.

Dört Mevsim Ayrıcalıklı Yaşam Daire satın alırken iki kere kazandıran projede, dileyen tatil dışı zamanlarda boş kalan konutlarını, tesis içinde bulunan Sundance Boutique Hotel’e garantili kiralayarak ikinci bir kazanç elde ede-

& Otelcilik

bilirken, dileyen yılın 12 ayı bu konforu yaşıyor. Günbatımı ile ünlü Bodrum Kadıkalesi koyunda, doğa ile içi içe bir konumda bulunan Sundance Residences & Boutique Hotel, 4 bin metrekarelik özel bir kumsala sahip. Turgutreis’e 2, Bodrum Havaalanı’na ise 55 kilometre mesafede bulunan Sundance Residences & Boutique Hotel, rezidence sakinlerine dairelerinin konfor ve sıcaklığında 5 yıldızlı otel hizmetlerini de isteğe bağlı olarak sunuyor.

Sundance Residences&Boutique Hotel’de Yaşam Başlıyor 22 bin 568 metrekare alan üzerine kurulu 9 bloktan oluşan Sundance Residences & Boutique Hotel’de yaşam Haziran 2012’de başlıyor. 175 daire ve 22 suite odalı bir butik otelden oluşan Sundance Residences & Boutique Hotel’de,1+1 67 metrekareden, 4+1 220 metrekareye kadar 24 farklı daire tipi bulunuyor. Ayrıca denize sıfır konumu, site içerisinde kot farkının olmaması ve her blokta asansör olması nedeniyle ileri yaş gruplarının tesis içerisinde rahat dolaşımına da imkan sağlıyor. Projede, uluslararası yemek seçenekleriyle ana restoran, kapalı yüzme havuzu, SPA, masaj odaları, spor salonu, sauna, Türk hamamı, buhar odası, çocuk kulübü, 2 adet açık yüzme havuzu, 2 adet havuz bar ve 3 adet tenis kortu mevcut. Hi-Tech Mayıs’12

91


Gündem

4’üncü Türkiye Sommelier Yarışması 5 Haziran’da İstanbul’da Düzenlenecek 4’üncü Türkiye Sommelier Yarışması 5 Haziran’da Maslak’taki Mutfak Sanatları Akademisi’nde (MSA) gerçekleştirilecek. Sommelier’liğin turizm sektöründeki önemini vurgulamanın yanı sıra, genç yetenekleri keşfetmek ve desteklemek amacıyla düzenlenen 4’üncü Türkiye Sommelier Yarışması; 5 Haziran’da Maslak’taki Mutfak Sanatları Akademisi’nde (MSA) gerçekleşecek. 4. Türkiye Sommelier Yarışması için başvurular başladı. 30 Nisan tarihine kadar başvuru kabul edilecek yarışma 5 Haziran’da gerçekleşecek. Turizm sektöründe sommelier’liğin önemini vurgulamak ve bu mesleği daha yakından tanıtmak için düzenlenen yarışma Chaine des Rotisseurs ve Türkiye Sommelier Derneği birlikte, Wines of Turkey (WOT) Platformu ana sponsorluğunda organize ediliyor. Bu yıl dördüncüsü gerçekleşecek olan yarışma; sommelier’lerin hem teorik bilgisini hem de servis yeteneklerini sınıyor. Aynı gün içerisinde tamamlanacak yarışma, sabah erken saatlerde yapılan yazılı sınav ile başlıyor. Sınavı geçen finalistler öğleden sonra, oluşturulan küçük mizansenlerde servis yeteneklerini ve şarap bilgilerini sergiliyorlar. 5 Haziran’daki

92

Hi-Tech Mayıs’12

yarışmanın halka açık olarak gerçekleşecek final bölümü, www.msa.com.tr’den de canlı olarak izlenebilecek. Yarışmacılara; Türkiye’nin lider 12 üreticisini temsil eden Wines of Turkey Platformu ve Kayra Wine Center tarafından kurgulanacak özel bir eğitim programı verilecek. Ayrıca, yarışmadan bir gün önce de katılımcılar 2008 Avrupa Sommelier Yarışması’nı kazanan İsa Bal ile bir eğitim günü geçirecekler. İlk üçe giren sommelier’lere çeşitli hediyeler verilirken, 4. Türkiye Sommelier Yarışması birincisi Türkiye’yi temsil etmek üzere Chaine des Rotisseurs’ün Güney Afrika, Cape Town’da organize ettiği Uluslararası Sommelier Yarışması’na katılacak. İlk iki yarışmacı San Pellegrino’nun desteği ile İtalya’da bir gurme toplantıya katılabilecek ve ADCO’nun desteğiyle de Avrupa’da bir şarap üreticisini ziyaret edecekler. Birinci olacak yarışmacı ayrıca WOT Platformu’nun İzmir’de ev sahipliği yapacağı dünyanın en prestijli şarap konferansları arasında yer alan Digital Wine Communications Konferansı’na (EWBC 2012) katılım hakkı kazanacak.



Dosya

Türkiye’de Dağcılık Turizmi

Türkiye, farklı yüksekliklerde, zengin jeomorfolojik ve tektonik yapıya sahip, flora ve faunası olan ormanlara ve siluete sahip, zengin av ve yaban hayatı olan dağlarıyla hem kış turizmi hem de dağ yürüyüşü ve tırmanışları için dağcılık sporunu sevenlere ilginç olanaklar sunuyor. Türkiye dağ konusunda oldukça zengin ülkelerin başında geliyor. Kuzeyden güneye doğru karalaştığı iddia edilen Türkiye günümüzde Kuzey Anadolu Sıradağları, İç Anadolu Masifler, Güney Anadolu Sıradağları ve Güney Doğu Anadolu Sıradağlar Kuşağıyla çevrelenmiştir. Istıranca (Yıldız) Dağları (1000 m), Bursa Uludağ (2543 m) Bolu Köpoğlu Dağı (2400 m), Ilgaz Dağı (2587) ve Karagöl Dağları (3100m) Kuzey Anadolu Sıradağları kuşağında, Erciyes Dağı

94

Hi-Tech Mayıs’12

(3917m), Hasan Dağı (3263m), Büyük Ağrı Dağı (5137m), Tendürek Dağı (3533m), Süphan Dağı (4058m) ve Nemrut Dağı (3050m) gibi volkanik dağlar İç Anadolu Masifler kuşağında, Toros Dağlar olarak adlandırılan kıvrım sıradağları BeydağlarI (3086m), ortasında Bolkar Dağları (3524m) , Hakkari Cilo (Buzul), Sat (4136m) ve Nur (Amanos) Dağları Güney Doğu Anadolu Sıradağlar Kuşağı’nda yükseliyor. Dağ turizminde en çok rağbet gören dağların başında şunlar geliyor.

Van-Süphan Dağı 4058 metre yüksekliğinde bulunuyor. Doğu Anadolu'da Van gölünün kuzeyinde Adilcevaz - Erçiş ve Patnos arasında yük-


Dosya Türkiye'yi her yıl dünyanın çeşitli yerlerinden çok sayıda turist, dağ tırmanışı ve yürüyüşü için ziyaret ediyor.  Münevver Çakırtaş

seliyor. Tırmanış için en uygun zaman Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül aylarıdır. Dağın özellikleri ise; sönmüş bir volkan olan Süphan dağı, Anadolu'nun üçüncü yüksek doruğudur. Doruk bir örtü buzulu ile kaplıdır. Erzurum ya da Van'a uçak, tren yada karayolu ile ulaşılıyor. Bu merkezlerden karayolu ile Erçiş üzerinden Adilcevaz' a geçilir. Süphan Dağı’na genellikle doğu yüzünden tırmanış yapılır. Tırmanış, sırasında Van gölü her an birbirinden değişik ve güzel görüntüler sunar. Doruk tırmanışına Aydınlar köyünden başlanır. Buraya 6-7 km. uzaklıkta ve 2500 m. yükseklikte Şekerpınarı ya da Süphan yaylasında kamp kurulur, kamp yerinden doruğa tırmanış ve dönüş, 8-10 saatlik bir zaman alır.

Tunceli-Mercan (Munzur) Dağları 3370 metre yüksekliği var. Orta Toros Dağları’nın Kuzey Anadolu Dağları ile Güney Doğu Toroslar civarında Tunceli ve Erzincan illeri arasında yükselen uzantısıdır. Tırmanış için en uygun zaman 15 Haziran, 30 Ağustos tarihleri arasıdır. Özelliklerinden bahsetmek gerekirse; Kalker kayalardan oluşan bu dağlar çok arızalı ve dişli doruklu bir topografya sunarlar. Üzerinde çok sayıda göller yer yer kalıcı karlar görülür. Genellikle dağ çayırları ile örtülüdür. Ovacık yolu üzerinde Munzur Vadisi Milli Parkı bulunur. Mercan Dağları’nın Akbaba doruğuna ulaşmak için Ovacık'ın kuzeyinden Mercan deresini izlemek gerekir. Doruk tırmanışı için her dağcı kendi tekniğine göre çıkış yolu seçer. Hi-Tech Mayıs’12

95


Dosya Rize-Kaçkar Sıradağları Rize ve Hopa arasında yer alan yıl boyunda gözlenebilen keskin buzulları, masmavi gölleri, yeşilin her tonuna sahip ormanları, coşkulu dereleri, bin bir çeşit bitkileri ve hayvanları ile doğal bir park görünümünde olan Kaçkar sıradağlarının en yüksek tepeleri Altıparmak (3480 m.), Kavran (3932 m.) ve Verçenik (3710 m.) dir. Güney rotasından çıkışı kolay olan Kaçarları her yıl yüzlerce dağcı dağı ziyaret ediyor. Eğer sis yoksa Doğu Karadeniz dağlarının nefes kesen görüntüsünü izleyebilirsiniz. Kuzey rotasını ise daha çok deneyimli dağcılar tercih ederler ve kuzeyden zirve yapmanın başka bir avantajı geri dönüşte Ayder yaylasında kaplıcalara uğrayabilmenizdir. Dağa yaz aylarında tırmanmak ne kadar kolay ise kış aylarında tırmanmak o kadar zordur. Kış aylarında kar vadileri doldurur, yaylaları örter ve evler yok olur. Ayrıca buzulların eğimi her zaman çığ düşmesine uygundur. Yaz tırmanışları için en uygun zaman Ağustos ve Eylül ayları; kış Tırmanışları için en uygun zaman Şubat ve Mart aylarıdır. Genel olarak, granit, siyanit, granodiorit ve andezit taşlardan oluşan bir yapıya sahiptir. Şiddetli akarsu ve buzul aşındırması sonucunda sert ve arızalı bir görünüm kazanmıştır. Deniz kıyısında yükselmeye başlayan bu dağların kuzey yamaçları gür orman örtüleri ile kaplıdır.

Altıparmak Dağları Tırmanışa kuzeyden başlandığında Ayder ve Dutha yaylası geçilir. Agveçur, Kaçkar ve Zigam yaylarından kamplar kurularak Karataş (3492 m.) ve Altıparmak (3480 m) doruklarına çıkılır. Tırmanışa güneyden başlayanlar otomobil ile Erzurum'dan Altıparmak Barhal köyüne gelirler. Buradan 5 saatte yaya olarak Karagöl kamp yerine ulaşırlar. Kamp yerinden her dağcı, kendi tekniğine göre istediği doruğa ulaşır.

Niğde-Aladağlar Kayseri - Niğde - Adana illeri arasında bulunan Aladağlar, bitki örtüsü ve hayvan çeşitleri bakımından zengin bir çeşitliliğe sahiptir, bu nedenle dağın 54.524 hektarlık bir bölümü 1995 yılında Milli park ilan edilmiştir. Aladağlarda tırmanışlar için 3700 metre üzerinde üç doruk, 3000 metrenin üzerinde çok sayıda doruk olan dağ içinde bir çok gölün bulunduğu genişçe bir kazanı andırır. İlkbaharda eriyen karlardan dolayı bir çok göl oluşur ama kurak yaz mevsiminde bir çok göl buharlaşıp yok olur. Sadece yer altı suyu ile beslenen bir kaç göl kalır. Niğde il sınırları içinde devam eden Toros dağ kıvrımlarının (Orta Toroslar) en yüksek doruklarıdır. Tırmanış için en uygun zaman Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül aylarıdır. Dağ, kalker kayalarında oluşmuştur. Emli ve Barasama vadileri dışında ormanlık alan görülmez, Alpin bitki toplulukları gelişmiştir. Aladağlara ulaşım için üç ana yol bulunmaktadır. Batı yönünden; Niğde'den araçla 1,5 saatte Çukurbağ veya Demirkazık köyüne gidilir. Bu köyde her tür otel hizmeti veren bir dağ evi vardır. Güney yönünden: Adana'dan Karsantıya buradan da Acıman veya Trak yaylarına gidilir.

96

Hi-Tech Mayıs’12

Kuzey-Kuzeydoğu Yönünden: Kayseri'den Yahyalıya buradan da Barazama veya Büyük Çakır (Şelale) köylerine gidilir. Demirkazık Tırmanışı: Aladağların en yüksek zirvesi olan Demirkazık (3756 m.) tırmanışı için Çukurbağ köyünden yaya olarak 1,5 saat uzaklıktaki Sokulupınar kamp yeri olarak seçilir. Kamp yerinden doruğa tırmanış ve dönüş normal olarak 10-12 saat sürer. Aladağlara çok sayıda tırmanış yapacaklar Yedigöller Vadisini kamp yeri olarak seçmelidirler. Çukurbağ köyü-Yedigöller yaya 10-12 saattir. Yedigöllerden Emler Zirvesi, (3723 m) Kızılkaya (3723 m), Direktaş (3470 m) doruklarına çeşitli çıkış yollarından ulaşılır. Demirkazık Köyünde Özel İdarece yaptırılmış bulunan 100 yataklı yeni ve modern bir Dağ Evi bulunmaktadır. Burada yemek ve duş imkanı olduğu gibi, bir kütüphanesi ve dinlenme salonları da mevcuttur. Dağ evinden hareket edilerek Demirkazık ve Küçük Demirkazık (3425 m) zirvelerine tırmanmak mümkündür. Ayrıca Çukurbağ köyünden hareketle 1,5-2 saatlik bir yürüyüş sonunda Emli vadisine varılır. Buradan da Kaldı (3734 m), Güzeller (3461 m) ve Alaca (3588 m) zirvelerine tırmanmak mümkündür.

Ağrı Dağı Türkiye'nin en büyük dağı olan Ağrı Dağı jeolojik konumu ve Büyük Tufandan sonra Nuh'un gemisine ev sahipliği yap-


Dosya Antalya-Beydağlar Toros Dağları’nın batı uzantısı olan Beydağları, Antalya Körfezi'nin batısında kuzey - güney doğrultusunda körfeze paralel olarak uzanır. Teke Doruğu, Bakırdağı, Tahtalı Dağ ve Kızlar Sivrisi önemli doruklarıdır. İçlerinde en yüksek olanı 3069 m. ile Kızlar Sivrisidir. Yılın 300 günü havanın açık olduğu dağa bir günde zirve yapılabiliyor. Zirveden denizi ve Antalya'yı izlemek tırmanışın tüm yorgunluğunu unutturuyor. Eğer uykunuzdan fedakarlık edip güneşin doğuşunu burada yakaladığınızda gözlerinizi kamaştıracak kadar parlak bir gün doğumuna şahit olursunuz. Yamaç paraşütü yapak isterseniz ve iyi bir hava yakalarsınız muhteşem bir manzarayla karşılaşırsınız. Ayrıca Bey dağları önemli bir dağcılık merkezi olmanın yanında önemli bir kış turizm merkezidir. Yüksekliği 3069 metredir. Konumu; Toros dağlarının Antalya il sınırları içinde kalan batı bölümünü oluştururlar. Akdeniz kıyıları boyunca kuzey-güney doğrultusunda uzanırlar. Yılın her mevsimi gezi ve tırmanışlar için uygundur. Kış ayları dışında en uygun zaman Nisan, Mayıs ve Haziran aylarıdır. Genellikle kalker kayalardan oluşan bu sıradağlar, değişik orman örtüleri ile kaplıdır. Bu dağlar üzerinde çok sayıda dağ dorukları yer alır. Tırmanışlar için en uygun yaklaşma yeri Antalya- Antalya-Kemer ve Antalya-Elmalıdır. Antalya; İstanbul ve İzmir'e deniz kara ve hava yolu, Ankara'ya hava ve karayolu ile bağlıdır.

Kayseri-Erciyes Dağı ması dolayısıyla efsanevi özelliği olan bir dağdır. Kutsal kitaplarda da adı geçen Ağrı Dağının farklı dillerde birçok ismi vardır. Başlıcaları, Ararat, Kuh - i Nuh, Cebel ül Haristir. Marco Polonun hiç bir zaman çıkılamayacak dediği Dağa ilk tırmanışı, kayıtlara göre 9 Ekim 1829 yılında Prof. Frederik Von Parat tarafından gerçekleştirildi. İkinci kış tırmanışı ise ilk tırmanıştan çok sonra 21 Şubat 1970' de Dağcılık Federasyonu eski başkanlarından Dr. Bozkurt Ergör tarafından gerçekleştirildi. 1980'li yıllarda binlerce dağcı Ağrı Dağını ziyaret etti. Ağrıya tırmanışa 1990 yılında yasaklandı.1998 de Dağcılık Federasyonunun bir grup dağcıya izin vermesiyle bu yasak kaldırıldı. Yüksekliği 5165 metredir. Doğu Anadolu'da İran sınırları yakınında yükselir. (ArasMurat Nehirleri arası) Tırmanışlar için en uygun zaman Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarıdır. Kış tırmanışları zorlu ancak zevklidir. Özellikleri: Ağrı dağı (5165 m.), Anadolu Yarımadası ve Avrupa'nın en yüksek doruğudur. 4000 metreye kadar bazalt daha sonra sonraki yükseklikte andezit lavlarından oluşarak volkanik bir dağ özellikleri gösterir. Dağın doruğunda bir örtü buzulu vardır. Doğu yüzünde Serdarbulak yaylası ve 3896 m. yükseklikteki Küçük Ağrı Dağı yer alır. Ağrı dağı yüksekliği, buzulları, insanları, değişik yapısal görünümleri, kar sınırına kadar kaplı otlukları ve dağ çayırları ile ilginç ve çekici bir görünüme sahiptir.

Kentin simgesi haline gelen ve tepesinde her zaman duman ve kar bulunan Erciyes Dağı 3916 m. yüksekliğinde dev volkanik bir dağdır. Püskürttüğü lavlar sonucunda Peri bacalarını oluşturan dağ antik çağlarda eteklerinde yaşayan Mezeke haklını o kadar etkilemiştir ki, Mezekeliler sikkelerinde tepesinden lav püsküren Erciyes Dağını resmetmişlerdir. Dağa çıkmayı ilk başaran 1837 yılında W.J. Hamilton'dur. Dağa çıkan ilk Türk ise 1924 yılında Miralay Cemil Cahit Beydir. Erciyse bir dağcılık merkezi olmasının yanı sıra Türkiye'nin önemli bir kış turizm merkezidir. Ayrıca Dağın zirvesine çıktığınızda hava açıksa Kapadokya' dan Toroslar' a kadar uzanan bir bölgenin muhteşem manzarasını izleyebilirsiniz. Yaz tırmanışları için en uygun zaman Mayıs-Ekim ayları arasıdır. Dağın özellikleri ise; Sönmüş genç bir volkan dağ, Orta Anadolu'nun en yüksek doruğudur. Dağın kuzeyinde 700 m. uzunlukta bir dağ buzulu vardır. Doğu yüzünde 2100-2900 m. yükseklikte yer alan Tekir yaylası bir kış sporları merkezidir. Telesiyejden sonra kamp yeri olan Çobaninine kışın yürüyerek yaklaşık 2,5-3 saatte gidilir. Tırmanış genellikle çoban ininden mola taşına kadar bir saat sürer. Mola taşı tam şeytan deresinin ağzındadır. Buradan, küçük zirve yaklaşık 2-3 saat sürer. Kış ayları Şeytan deresinde çığ tehlikesi olabilir. Bahar aylarında taş düşmesi yüzünden (Mayıs, Haziran ayları) kask kullanılması gerekir. Tur kayağı ile zevkli tırmanışlar yapılabilir. Hi-Tech Mayıs’12

97


Actual

The best time to climb mountains  Münevver Çakırtaş Turkey presents mountains lovers with an incredible variety of interesting climbing opportunities that are sure to satisfy even the most demanding hikers, climbers, and winter sports fans. In Turkey, mountains come in all sizes, geo-morphological and tectonic structures and include an abundant and wide range of wildlife and forests teeming with diverse flora and fauna. Every year thousands of tourists from all over the world come to Turkey for winter sports (especially skiing), mountain climbing and hiking. Best known for its sunny climate and sandy Mediterranean beaches, Turkey is not often associated with mountain climbing. However, Turkey has several mountains spanning across the breadth of inland Turkey which are great for mountain climbing. Although not a major destination for mountain climbing enthusiasts, Turkey does have outdoor tour operators that offer mountain climbing holidays.

98

Hi-Tech May’12

Some of the best mountains in Turkey for mountain climbing; Suphan Mountain, Van The Suphan Mountain is located north of Lake Van in Eastern Anatolia, between Adilcevaz - Ercis and Patnos. The best time for climbing is between June and September. As characteristics; Mount Suphan, an inactive volcano, is the third highest peak in Turkey. Its peak is glacier covered. The ascent up Mount Suphan is generally made on the eastern face, with a marvellous view of Lake Van, and begins at the village of Aydinlar. Camp is set up at the Sekerpinari or Suphan plateau, 6 - 7 km from the village and up 2500 m. It takes 8 - 10 hours to climb up to the peak and come back to camp.

Munzur Mountains, Tunceli This is an extension of the Central Taurus Mountains, lying between the Northern Anatolian and the Southeastern Tau-


Actual

Every year thousands of tourists from all over the world come to Turkey for mountain climbing and hiking. rus Mountains in the vicinity of Tunceli and Erzincan. The best time for climbing is between mid-June and late August. These limestone mountains have a very broken and jagged appearance. There are numerous lakes and in some places the snow never melts, and coverage of high meadows. The Munzur Valley National Park is located on the Ovacik road. To reach the peak of Akbaba in the Munzur Mountains, follow Mercan Creek north of the village of Ovacik. Every climber can choose an ascent that matches his level of skill.

Kackar Mountains, Rize The Kackar Mountains is located between Rize and Hopa have a dazzling array of plants and animals, clear blue lakes, green forests and razor sharp glaciers which can be seen year round. The highest peaks in the range are Altiparmak (3480m), Kavran (3932m) and Vercenik (3710m). Every year hundreds of climbers visit Kackar Mountain, whose southern face offers an

easy climb. If there was no fog, there is a magnificent view of the mountains of the eastern Black Sea. The northern face is usually for more experienced climbers, with the opportunity to visit the thermal springs at Ayder on the trip down. Climbing to the mountain in the winter is harder than the summer. In the winter months, snow fills the mountains and covers the high pastures, and the houses disappear completely. The slopes of the glaciers are very conducive to avalanches.

Altiparmak Mountains Ayder begins to plateau from the north and Dutha Mountaineers started. Agveçur establishes camps in Kaçkar and Ziga Bows Karatas (3492 m.) And Altiparmak (3480 m) peaks of the exits.Newcomer to the village from the south by car from Erzurum Altiparmak Barhal Mountaineers revenues. Here instead of 5 hours to reach the camp on foot Karagol. Every climber from the campsite culminates technique according to their wishes.

Hi-Tech May’12

99


Actual

Toros Aladaglar, Adana These mountains are the highest in the province of Nigde, and are an extension of the Taurus Mountains. This mountain range, is in the provinces of Kayseri, Nigde and Adana, has a wide variety of plant and animal life and because of this a 54,524 hectare area was declared a national park in 1995. In this range there are three peaks of 3700m, many more over 3000m, with numerous lakes. In the spring, a large number of lakes are formed from the melting snow but the in dry summer season most of them evaporate. Only a few, fed by underground water sources, remain by the end of the summer. The best time for climbing is between June and September. This mountain range, is in the provinces of Kayseri, Nigde and Adana, has a wide variety of plant and animal life and because of this a 54,524 hectare area was declared a national park in 1995. In this range there are three peaks of 3700m, many more over 3000m, with numerous lakes. In the spring, a large number of lakes are formed from the melting snow but the in dry summer season most of them evaporate. Only a few, fed by underground water sources, remain by the end of the summer. Height: 3756 m. Location: These mountains are the highest in the province of Nigde, and are an extension of the Taurus Mountains. The Best Time for Climbing: The best time for climbing is between June and September. Characteristics:

100

Hi-Tech May’12

The mountains consist mostly of limestone. There is practically no forested area outside the Emli and Barasama valleys. Alpine vegetation in the area is very developed. Transport and Accommodation: There are three primary ways to reach the Aladaglar Mountains. From the West: The villages of Cukurbag or Demirkazik can be reached from Nigde in 1½ hours. The mountain resort here provides all the necessary services of a regular hotel. From the South: From Adana to Karsanti, then to the Aciman or Trak mountain plateaus. From the North and Northeast: From Kayseri to Yahyali, and then to the villages of Barazama or Buyuk Cakir (Selale). Climbing Equipments : Normal camp equipment, rope, safety gear (carabine, hammer, climbing tape, etc) and personal supplies. Climbing Demirkazik: To climb Demirkazik (3756 m.), is the highest peak in Aladaglar, going from Cukurbag to the mountain plateau of Sokulupinar, a hike of about 1½ hours, and set up camp. It normally takes between 10-12 hours from the campsite to the peak and back. For those planning to make a number of ascents in the Aladaglar Mountains, it is recommended to use the valley of Yedigoller as a base camp. It is a 10-12 hour walk from Cukurbag to Yedigoller. There are number of ways to reach the summits of Emler Peak (3723 m), Kizilkaya (3723 m) and Direktas (3470 m) from Yedigoller. In the village of Demirkazik, there is a new privately


Actual

managed mountain resort with a 100-bed capacity, with eating and bathing facilities as well as a library. It is possible to use this resort as a base for reaching the summits of Demirkazik and Lesser Demirkazik (3425 m). Leaving from the village of Cukurbag, it is a 1.5-2 hour hike to Emli valley. Using this area as a base one can climb Mt. Kaldi (3734 m), Mt. Guzeller (3461 m) and Mt. Alaca (3588 m).

Mount Ararat, Agri The Great Agri Mountain (Mount Ararat) is another dormant volcano popular with mountain climbers in Turkey. It is situated in the South East of Turkey and borders Armenia and Iran. Standing at an altitude of 5137m this is the highest mountain in Turkey making it a particular challenge to mountain climbing enthusiasts. The best time of year for climbing this mountain is during the summer months when the weather is sunny and pleasant, although the peak is snow capped all year round. Most mountain climbers take the safer route up the mountain from the south. Like other mountain climbing spots in Turkey there are several local guides willing to take you up the mountain and it is inadvisable to undertake climbing this mountain alone. People wishing to climb this mountain in Turkey during the winter months should expect harshly cold weather conditions including heavy snowfall.

Beydaglari Mountains, Antalya The Beydaglar Mountains, in the western extension of the Taurus Mountains, lie to the west of the Bay of Antalya and run parallel a north-south direction. The most important peaks are Teke, Mount Bakirdagi, Mount Tahtali Dag and Kizlar Sivrisi. The tallest of these is Kizlar Sivrisi, 3069m. This mountain, which enjoys 300 days of sunshine a year, can be climbed within one day and the view of the sea and Antalya is well worth the effort. The sunrise form the peak, for those willing to sacrifice some sleeps, is dazzling. Parachuting is possible here with a good wind, and has stunning views. Besides an important climbing and hiking centre, Beydaglar Mountains also offer superb winter sports.

Mount Erciyes, Kayseri Mount Erciyes is located in Central Anatolia in the heart of Turkey and is surrounded by valleys to the north and south and marshes to the west. Like many of Turkey’s mountains, Mount Erciyes is actually a dormant volcano and stands at 3917m providing a great mountain climbing experience. Mountain climbers usually approach Mount Erciyes from the South or North West where the going is easier. Mountain climbers successful in reaching the peak of Mount Erciyes will find it snow capped all year round with heavy snow fall at higher altitudes during the winter. The best season for mountain climbers here runs from June until September. Hi-Tech May’12

101


Gündem

Yiyecekler Müzelik Oldu Patatesten jambona, peynirden zeytine kadar değişik yiyeceklere adanan müzeler, farklı kültürlerin mutfakları hakkında fikirler verirken, yiyeceklerin ekonomiye ve kültüre etkilerini de gözler önüne seriyor. Seyahat etmek isteyenlere 1000’i aşkın havayolunun milyonlarca rotası için en ucuz uçak bileti alternatiflerini sunan Skyscanner, “yiyecek” temalı müzeleri listeledi. Son yıllarda sayıları giderek artan yiyecek müzeleri, bulundukları ülkelerin mutfak kültürünü, damak tadını, yiyeceklerine atfedilen anlamları ve bu yiyeceklerin ekonomiye etkilerini göstermesi açısından gezmeye değer turistik mekânlar olarak öne çıkıyor.

ABD’de ilk sırada Yiyecek müzelerinin en yoğun olduğu ülkelerden biri ABD. Amerikalıların patates, jambon, tatlı jöle gibi pek çok yiyecek için müzesi var. Blackfoot, Idaho şehrinde yer alan ve patatese dair birçok ayrıntı barından “Patates Müzesi” de bunlardan biri. Bölgedeki patates yetiştiricileri tarafından 1988 yılında açılan müze, patatesin ülke ekonomisindeki yeri ve mutfaklar için önemini anlatıyor. Patatesin ABD’deki tarihini anlatan müzenin en ilginç parçası ise dünyanın 38 cm’lik en büyük patates cipsi. Bunun yanı sıra müzede Peru kazılarında çıkarılan 1.600 yıllık bir patates kabı, patates endüstrisine hizmet etmiş kişilerin hayat hikâyeleri, patatesle ilgili milli anılar ve daha pek çok şey var. ABD’nin Wisconsin şehrinde yer alan “Hardal Müzesi”nde ise yaklaşık 5 bin kavanozda hardal çeşitleri sergileniyor. Müze

102

Hi-Tech Mayıs’12

aynı zamanda bir hardal market olarak da hizmet veriyor. New York’ta ABD gıda firması Kraft tarafından açılan “Jell-O Müzesi”, jölenin hikâyesini anlatan bir diğer müze.

Avrupa’dan Değişik Örnekler Hollanda’nın Alkmaar şehrindeki “Peynir Müzesi” de görülmeye değecek yiyecek müzeleri arasında. Alkmaar’ın peynir pazarının karşısına kurulmuş olan müzede peynir yapımı ve çeşitleri hakkında bilgiler ve peynirle ilgili eşyalar bulunuyor. Fransızlar ise Loire Valley’de bir “Mantar Müzesi”ne sahip. Mantar severlerin ziyaret etmekten çok hoşlanacağı bu müzede, pek çok yabani ve alışılmamış mantar türünün tadına bakmak da mümkün. İtalya’nın Liguria şehrinde yer alan “Olive Müzesi” ise zeytinin 6 bin yıllık tarihini, insanlığa etkilerini anlatıyor ve zeytinin geçtiği aşamaları sergiliyor.

Yanıklar da Müzelik Bu müzelerin arasında tema olarak en ilginç olanı ise yine ABD’de bulunuyor. Virjinya eyaletinde yer alan “Yanık Yiyecekler Müzesi”, müze küratörü Debroah Conant’ın bir gece arkadaşlarına yemek hazırlarken yemeğinin altını yakması ile başlıyor. Müze, aynı zamanda ziyaretçilerine küratör Conant ile tur imkanı da sağlıyor. Müzede hemen her yiyeceğin ya da yemeğin yanık halleri sergileniyor.



Gündem TUSAF 2012 Antalya’da Düzenlendi Un sanayicileri ve unlu mamuller sektörünün temsilcileri TUSAF 2012 Kongresi’nde bir araya geldi.

Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF) tarafından 29 Mart- 1 Nisan 2012 tarihleri arasında Antalya’da düzenlenen TUSAF 2012 Kongresi; un sanayicileri ve unlu mamuller sektörünün temsilcilerini bir araya getirdi. Alanında şimdiye kadar düzenlenen en büyük organizasyon olan kongre, 600’ü aşkın ulusal ve uluslararası delegeyi ağırladı. Konuşmacı ve davetlilerinin arasında, Türkiye’den ve dünyadan kamu ve özel sektör temsilcileriyle sivil toplum kuruluşlarının yer aldığı “Buğday, Un ve Ekmek” temalı kongrede; un ve buğday ticareti, devlet ve düzenlemelerin rolü, mesleki eğitim, üniversite ve sanayi işbirliği, sağlıklı beslenme ve ekmek ve fırıncılık sektörünün sorunları ile bu sorunların çözümleri ele alındı. Kongrede yaptığı konuşmada Türkiye’de ekmek sektörünün gelişimi için Doruk Group Holding’in yapısal yaklaşımını aktaran Doruk Group Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hasip Gençer; Türkiye’de üretilen ekmeğin nitelikli beslenmeye katkı sağlayacak şekilde geliştirilmesi için grup olarak öngördükleri bakış açısını paylaştı. ‘Bir buğday tanesinden kocaman dünyalar kurmak’ vizyonuyla 40 yıldan bu yana unlu mamuller sektöründe yer alan Doruk Group Holding’in varoluş amacının Türk tüketicisinin sağlıklı ekmekle doğru beslenerek yaşam kalitesini artırmaya katkı sağlamak olduğunu vurgulayan Gençer, Doruk Group Holding olarak buğday tohumundan, ekmeğin sofraya gelinceye kadar geçirdiği tüm süreci bir değer zinciri olarak tanımladıklarını ifade etti.

‘Buğday Değer Zinciri’ ile Paylaşılan Değer Hasip Gençer, “Dünya üzerinde buğday değer entegrasyonunu tamamlamış ve sadece bu değer zincirine odaklanmış en kapsamlı yapılanma olan Doruk Group Holding olarak tüm operasyon ve yatırımlarımızı bu değer zincirinin sunduğu kesintisiz iş akışı üzerinden gerçekleştiriyoruz. Her tür ve büyüklükteki unlu mamul üreticisinin girdi ve diğer maddelere olan ihtiyacını tek adresten karşılayacak şekilde toplam çözüm sağlayıcısı olmak da bu değer zincirinde önemli bir halkayı oluşturuyor. Sonuç olarak tüketicinin yaşam kalitesini, nitelikli ekmek ve unlu mamuller sunarak artırmayı hedefleyen şirketlerimizin katılımıyla değer zincirinin tüketiciye dokunan halkası da tamamlanmış oluyor. Holdingimizin

104

Hi-Tech Mayıs’12

yapılanmasının merkezindeki bu buğday değer zinciri, grup şirketlerinin paylaşılan değer yaratma anlayışının da temelini oluşturuyor” diye konuştu.

Türkiye, Ekmek Tüketiminde Dünya Lideri Konferansın ‘ekmek’ ana konulu üçüncü oturumunda ekmeğin tarladan başlayıp sofraya kadar uzanan yolculuğu ele alındı. Türkiye’de ve Dünyada Ekmek Sanayi: Üretim, Tüketim, Sektörün Sorunları, Yenilenen Ekmek ve Ekmek Çeşitleri Tebliği’nin Sektör Açısından Değerlendirilmesi, Ekmeğin Beslenmedeki Yeri, Ekmek İsrafının Önlenmesi konularının işlendiği oturuma konuşmacı olarak katılan Doruk Group Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hasip Gencer, Türkiye’nin insanoğlunun yetiştirdiği ilk ürünü, uygarlık tarihinin ateşten sonraki en büyük keşfi olan buğdayın anavatanı olduğunu vurgulayarak başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü:“Buğday, tüm beslenme kültürlerinde en yüksek paya sahip olan bir besindir. Tüm dünyada insanoğlunun günlük enerji ihtiyacının yüzde 52’sini karşılayan ekmek, sağlıklı beslenmenin yapı taşıdır. Güncel genetik ve arkeolojik bulgulara göre ilk buğdayın MÖ 8800- 8400 yılları arasında Karacadağ Ovası’nda yetiştirildiği Türkiye ise, yılda 150 kilogram ile dünyanın kişi başı en çok ekmek tüketen ülkesidir. Gencer, konuşmasını şöyle tamamladı: “Türk tüketicisini doğru ekmek ile buluşturmak misyonu ile paketlenmiş ekmek pazarının öncüsü olmak grubumuzun dönüm noktalarından biri. Bu sektördeki lider markamız UNO ile 21 yıldır Türk tüketicisinin beğeni ve ihtiyaçlarına cevap veren, besin değeri dengelenmiş ekmeklerle buluşturuyoruz. Türkiye’de ekmek sektörünün en büyük sorunu olan ‘yeterli ve sağlıklı beslenme aracı ekmeği’ tüketiciyle buluşturmak içim tüm üretim süreçlerini evrensel standartlarda güvence altına alıyoruz. Tüm ürünleri ilk ve sadece tüketicinin eli değecek şekilde el değmeden paketleyerek dağıtımını yapıyoruz. 40 yıldan bu yana un ve unlu mamuller sektörüne verdiğimiz emeğin, gösterdiğimiz özenin tüketiciyle buluştuğu son nokta olan Komşufırın ile fırıncılık sektörüne 3’üncü nesil zincir fırıncılık anlayışını kazandırdık. Kendi yetiştirdiğimiz tohumlardan ürettiğimiz buğday ve yüksek kaliteli unlar, ülkemizde nitelikli ekmeğin tüketiciye ulaşması için gösterdiğimiz çabanın göstergesi.”



Turizm

& Otelcilik

Yeni evlilere Hilton süprizi Türkiye'nin ilk Hilton Hotels & Resort'u Hilton Dalaman Sarıgerme Resort&Spa yeni evlilere hafızalardan silinmeyecek rüyalara öykünen bir balayı imkânı sunuyor.

106

Hi-Tech Mayıs’12


nızdan hiç çıkmadan bu en özel tatilin keyfini sevdiğinizle baş başa çıkarma olanağı sunuyor. Eğer bu bir kutlama zamanı derseniz, Hilton Dalaman Sarıgerme Resort & Spa’nın ayrıcalıklı dünyasında onlarca seçenek bulunuluyor. Dünyanın en güzel sahillerinden Sarıgerme Plajı’nda Hilton Dalaman Sarıgerme’nin 650 metrelik sahilinde egzotik bir rüyaya dalabilir, adrenalin dolu saatler için rafting ya da su sporlarını tercih edebilir, binicilikten okçuluğa, plaj voleybolundan basketbola, squash ve bilardoya kadar farklı sporlarla tatili eğlenceye dönüştürebilirsiniz. Yemek saatlerini keyfe dönüştüren Hilton Dalaman Sarıgerme Resort&Spa, yedi farklı restoranı ile sizi dünya mutfaklarının en özel lezzetleri ile tanıştırıyor. Yemek sonrası geceye Barlar Sokağı’nda dilediğiniz barda aşka kadeh kaldırarak devam edebilirsiniz. Sakin, dingin ve huzurlu saatler için Hilton Dalaman Sarıgerme Resort & Spa’da ruhunuzu ve bedeninizi şımartabilirsiniz.

Balayı çiftlerine özel ayrıcalıklar

Ege ile Akdeniz’in kucaklaştığı noktada, 1.5 milyon metrekare büyüklüğünde planlanmış olan Golf ve Resort tesis alanının içinde 176 bin metrekare alan üzerine kurulmuş sadece 410 oda kapasiteli ve üç katlı modern yatay mimarisi ile Hilton Dalaman Sarıgerme Resort&Spa’da eğlence ile romantizmi bir arada yaşama imkanı sunuyor. Her bir köşesi özenle tasarlanmış tesiste, isterseniz kalabalığın içinde eğlenerek, isterseniz gözlerden uzak sadece eşinizle baş başa bir balayı geçirebilirsiniz. En küçüğü 36- 40 metrekare genişliğinde olan 11 tipte odası ve özel suitleriyle Hilton Dalaman Sarıgerme Resort & Spa size unutulmaz bir balayı yaşatacak. Hilton Dalaman Sarıgerme Resort & Spa’nın özel suitlerinin teraslarında yer alan size özel jakuzi ve havuzunuzda dilerseniz oda-

Hilton Dalaman Sarıgerme Resort&Spa balayı çiftlerine rüya gibi bir tatil ayrıcalığı yaşatmak için exclusive bir hizmet sunuyor. Minimum dört gecelik konaklamalarınızda otelin havalimanı transferinden yararlanabilir, VIP girişinden erken giriş yapabilirsiniz. Şampanya-çikolata eşliğinde yapılan karşılamanın yanı sıra odanıza ilk gün yapılan şarap-meyve-çerez ve çikolata ikramına günlük gazete servisi, konaklama süresince bir defaya mahsus Gazebo kullanımı eşlik ediyor. Odanıza kahvaltı servisi, Spa merkezinde çiftlere özel masaj hizmeti ve müsaitlik durumuna göre geç çıkış sunulan diğer ayrıcalıklar ve sürprizler arasında yer alıyor. Sürprizlerin bitmediği Hilton Dalaman Sarıgerme Resort&Spa’nın bahçesinde balayı çiftlerine ayrılmış olan alanda sizin için hazırlanan evlilik ağacınızla "Hilton Dalaman Sarıgerme Resort & Spa Balayı Hatırası" fotoğrafınız için poz verebilirsiniz. Dalaman Havalimanı’na sadece 15 dakika mesafede bulunan Hilton Dalaman Sarıgerme Resort&Spa’da aşkın, romantizmin, eğlencenin, huzurun, doğanın, kalitenin ve ayrıcalığın tadını doyasıya yaşayacaksınız. Hi-Tech Mayıs’12

107


Gündem

Oteller anneleri ağırlıyor Güral Harlek Thermal Resort & SPA, annelere özel ağırlama imkanları sunuyor. Güral Harlek Thermal Resort & SPA, açık ve kapalı havuzu, fitness salonu, tenis kortları, Türk hamamları, saunalar, fin hamamı, hidroterapi masajlı jakuzileri, afüzyon duşu, masaj ve özel bakım odaları ile en iyi şekilde dinlenmeleri ve yenilenmeleri için misafirlerine eksiksiz bir hizmet sunuyor. Sadece Kütahya değil, çevre illerden gelen çok sayıda misafir ağırlayan Güral Harlek Thermal Resort & SPA, Kütahya’ya 23 km, Eskişehir’e 45 km, Bursa’ya 155 km, Ankara’ya 285 km, İstanbul’a 335 km, İzmir’e 350 km ve Antalya’ya 380 km mesafede bulunuyor. Bize hayat veren ve bugünlere getiren annemizi yılda bir kere de olsa şımartmamız gerekmez mi? Muhteşem doğası, SPA

108

Hi-Tech Mayıs’12

terapileri, şifalı termal su kaynağı ve enfes lezzetleri ve Anneler Günü’ne özel sürprizleriyle Güral Harlek, annenizin unutulmaz bir tatil yaşamasını garantiliyor. Anneniz Güral Harlek’in termal suyunun iyileştirici gücüyle sağlık bulacak, yemyeşil doğada enerji tazeleyecek, masajlarla yenilenecek ve lezzetli ikramlarla şımaracak. Ayrıca Anneler Günü Paketi’ne dahil olan aromaterapi masajının yanında, diğer masaj, vücut ve yüz bakımlarından yararlanmak isteyen annelere, o güne özel yüzde 20 indirim de yapılacak. Eskişehir’e 45 dakika, Bursa’ya 1,5 saat, Ankara’ya 3 saat, İzmir ve İstanbul’a 3,5 saat mesafedeki Güral Harlek, tüm anneleri 13 Mayıs’ta Kütahya’ya bekliyor.



Gündem

Anı Tur Blu-Express‘i uçuruyor! Hem turizm hem de iş amaçlı seyahatlerinizde, ideal bir maliyet ve hizmet dengesi sunmayı kendine amaç edinen Blu-Express, Anı Tur’la 2012 sezonunda iş birliği yapmaya başladı. Anı Tur İtalyan Havayolu olan Blu-Express ile yaklaşık 400.000 Euro’luk bir anlaşmaya imza attı. Konuyla ilgili Anı Tur Yurtdışı Turları Departman Yöneticisi Cihan Saray, Türkiye’de ilk defa bir firmanın Blu-Express ile bu denli büyük bir işbirliği içerisinde olduğunu belirtirken bu seneki yatırımlarının 2013 sezonunda 1.000.000 Euro’nun üzerine çıkacağını belirtti. Blu-Express ile ayda ortalama 500 kişiyi seyahat ettirdiklerini 2012 ilk dört ayında yaklaşık 2000 kişinin seferini düzenlediklerini, bu sayının sezon sonuna kadar 12 bin olmasını hedeflediklerini belirtirken, İtalya dışında Blu-Express’in diğer uçuş noktaları Küba, Meksika ve Dominik Cumhuriyeti gibi uzak destinasyonları da çok yakında Anı Tur misafirlerinin beğenisine sunacaklarını açıkladı.

110

Hi-Tech Mayıs’12

Roma, Fiumicino'da mukim tek low cost havayolu şirketi olan Blu-Express, Alitalia'dan sonra İtalya'nın ikinci uzun menzilli filosuna sahip ve yeni Dreamliner Boeing 787'yi sipariş vermiş olan ilk Avrupa havayolu unvanına sahip Blue Panorama Airlines'ın engin tecrübesinden güç alan bir havayolu şirketi. Seyahat acenteleri ile yakın işbirliği, uçuş tecrübesini mümkün olduğunca zevkli geçmesini sağlamaya çalışmaları, olası gecikme veya iptallerini elektronik posta ve sms ile zamanında bildirilmesini sağlamaları, İtalyan havayolu şirketleri arasında en düşük uçuş iptal oranına sahip olmaları diğer low cost havayolu şirketleri ile aralarındaki farklardan bazıları olduğu belirtiliyor.



Gündem

10 Bin Otel Müşterisi ‘Gerçek Hijyen’ Diyor  Münevver Çakırtaş Yaz mevsimi ile otellerdeki doluluk oranı artıyor. Ülke ve şehir seçiminin ardından otellerin yeniden tercih edilebilirliğini sağlayan en önemli unsurun “Temizlik” olduğu açıklandı. Kärcher’in 10 bin otel müşterisi üzerinde yaptığı araştırma bulgularına göre temizliğin ana göstergesi ise banyo ve tuvaletler. Turizm sektöründe hijyenik ortamlar sağlama hedefi ile yola çıkan dünyanın en büyük temizlik ekipmanı üreticisi Kärcher, otel konuklarının güvenli ve keyifli bir tatil geçirmeleri için 10 bin otel müşterisiyle uluslararası bir araştırma gerçekleştirdi. Dünyada 77 yıldır 190'ı aşkın ülkede temizlik ekipmanları ve ürünleriyle hem profesyonel kullanıcılara, hem de ev kullanıcılarına yenilikçi temizlik çözümler sunan marka, otellerin tercih ettiği bir numaralı temizlik ekipmanları üreticisi olarak biliniyor. Turizm sektörü ile iç içe olan Alman Kärcher, dünyaca bilinen ve tercih edilen seçkin otellerde kullanılıyor. Turizm sektöründe lobiden mutfağa, odalardan banyo ve tuvaletlere, toplantı salonlarından restoran, kafe ve barlara kadar her alanda temizlik sorununa profesyonel çözümler sunuyor. Türkiye’de her yıl artış gösteren turist sayısını da düşünerek konaklama sektöründe marka değeri ve güveni artırmaya çalışan Kärcher, uluslararası 10 bin otel müşterisi üzerinde otellerde temizlik ve hijyen konusunda araştırma yaptı. Araştırma verilerine göre otel misafirlerinin karşılaştığı olumsuz durumların % 72’sini banyo ve tuvaletlerin kirliliği oluşturuyor. Bir otelin temiz olup olmadığını ilk olarak banyosuna bakarak karar veren müşteriler, memnuniyet göstergelerini hijyen ve temizliğe verilen önemle eş değer tutuyor. Araştırmada diğer önem verilen kriter ise % 55’lik oranda odaların genel temizlik durumu ve kötü kokması.

ediyoruz. 10 bin otel müşterisi ile gerçekleştirdiğimiz araştırmada da, otellerin yeniden tercih edilebilirliğinin en önemli nedenlerinden birinin temizlik olduğunu gördük. Hepimizin bildiği gibi turizmde temizliğin sezonu yoktur. Her zaman etkin ve uzun ömürlü temizlik için daha hijyenik ortamları artırma amacıyla sunduğumuz ürün konseptimiz daha da güçlenecektir.’

Temizlik önemli Temizliğin sezonu yok Etkin hijyen yönetiminin otellerde giderek önem kazandığını ve otellerin her ihtiyacına uygun ürün ürettikerini belirten Kärcher Türkiye Genel Müdürü Umut Delikanlı şu açıklamada bulunuyor; “Kärcher Türkiye olarak, ülkemizin gurur kaynaklarından biri olan turizm sektörünün kalite ve güven standartlarını yükseltmek adına otellerin marka değerini korumaları ve hijyenik ortamlar sağlamaları için her türlü temizlik sorunlarına çözümler üretmeye devam

112

Hi-Tech Mayıs’12

Kärcher, odalar ve oda katları için otel misafirlerini rahatsız etmeyecek şekilde çalışan sessiz elektrikli süpürgeler, buharlı temizlik ve halı yıkama makineleri sunarken; genel kullanım alanları, spor salonu ve havuz gibi sert zeminli alanlar için de zemin otomatları öneriyor. Ayrıca otel dış alanlarının pratik temizliği için de mekanik süpürücüler ve basınçlı yıkama makineleri otellerin en çok tercih ettiği ürünler arasında yer alıyor. Kärcher geniş ürün gamıyla otellerin gerçek hijyen ve temizliği sağlamadaki çözüm ortağı olarak öne çıkıyor.


Actual

10 Thousand Hotel Costumers Says 'Real Hygiene' Innovation was once again one of the most important growth factors for the company. Kärcher also fulfi lled their commitment to social responsibility in 2010: as a company committed to sustainable business practices, Kärcher supported charitable, social and cultural institutions in many countries and was actively involved in environmental protection. Amongst the most important measures were immediate aid projects providing drinking water–preparation and cooking systems following natural disasters. According to Kärcher research the other important criterion for the study of the rate of 55% is the general state of cleanliness and the bad smell of the rooms.

No season for cleaning

Hotel occupancy rates increases in summer. "Hygiene" has been announced as one of the most important factors for reselect hotel after selection of country and city. The main indicators of hygiene are declared as hygiene in bathrooms and toilets according to the research of Kärcher with over 10 thousand hotel customers. As one of the largest manufacturers of cleaning equipment Kärcher offers a wide selection for private households, commercial users and industry. Pressure washers, High pressure cleaner, sweeper, steam cleaner, wet and dry vaccum cleaner, scrubber drier, gardene pumps, inplant equipmet, vehicle washing systems, industrial high-pressure cleaning systems, water treatment, water recycling.The family-run company Kärcher has been able to register above average growth, create numerous job opportunities and increase its global market share. With more than 1.5 billion euros and 7.3 million machines sold, the world’s largest manufacturer of cleaning machines and appliances has recorded the highest revenues and highest sales volumes in its 75-year history.

Declaring that effective hygiene management in hotels are increasingly becoming important and hotels produce the appropriate product for every need, Umut Delikanlı, Turkey General Manager of Kärcher said, “As Kärcher Turkey, we continue to pruduce solutions for all kinds of cleaning problems of hotels to provide them to protect their brand value and provide hygienic environments by raising the brand value of hotels dedicated to raise quality and confidency standards of tourism sector, which is one of a source of pride of our country. In a research we conducted with 10 thousand hotel customers, we figure out that hygiene has been announced as one of the most important factors for selecting a hotel. As we all know no season in tourism for cleaning. Our product concept will continue to increase hygienic environments for active and long-lasting cleaning every time.”

Hygene to be important Kärcher offers some products developed to meet the requirements of contract cleaners and hotels, Kärcher's small mobile dry vacuums are ideal for daily maintenance cleaning. With high performance units for commercial cleaning applications for general application, it cleans hard floor areas such as gym and swimming pool with floor automatons. Mechanical sweepers for and pressure washing machines are ideal for practical cleaning of external places of the hotels. Kärcher comes to the forefront with its wide product range for more effective and long-lasting hygene every time. Hi-Tech May’12

113


Gündem

İyi Yemeğin Buluştuğu

“BOWL ROOM” Beyoğlu’ nun en büyük eğlence binası Fitaş’ ın 5. katında yepyeni bir konsept olan “Bowl Room” günün her saatinde rahatça eğleneceğiniz, vazgeçemeyeceğiniz bir mekan olmaya hazırlanıyor. İstanbul'da Beyoğlu İstiklal Caddesi, No:12'deki 1964 yılından beri varolan, Beyoğlu’nun en önemli binalarından Fitaş Binası'nın 5. Katında, Fransız Konsolosluğu’nun sırasında yer alan “Bowl Room”, yepyeni konsepti ile Beyoğlu eğlence hayatına yeni bir anlayış getiriyor.Toplamda 9 cosmic bowling hattına sahip Bowl Room’da aynı zamanda 2 ayrı bilardo loca var. Arkadaş gruplarının özel olarak ağırlayabilen bu bölümde, 2 tane Amerikan Bilardo bulunuyor. Gündüz keyifli ve samimi bir ortam sunan mekan, gece ise ışıl ışıl ve şık bir tarza bürünüyor. Modern ve retro detaylar, ışık oyunları ile küçük sürprizler hazırlıyor.

Eğlencenin adresi 80 kişilik yeme-içme kapasitesine sahip Bowl Room, eğlence anlayışı kadar mutfağı ile de iddialı... Amerikan ve Meksika mutfağı ağırlıklı menüsü, mekanın anlayışını gösteren şekilde sunuluyor. Özel sepetlerde gelen burger ve wrapler, ev makarnaları, farklı soslarla zenginleştirilmiş ana yemeklerin yanı

114

Hi-Tech Mayıs’12

sıra, kokteyller de çok çeşitli... Mekan aynı zamanda özel günler, kapalı partiler ve kutlamalar için 400 kişi kapasiteye çıkabiliyor. Mekanın müziği Recident DJ Fly tarafından hazırlanıyor. Soulfull house, disco, house, groove funky mekanın müzik tarzını oluşturuyor. “Bowl Room” da özel eğlence paketleri de dikkat çekiyor. Farklı eğlence konseptlerinden oluşturulan, yetişkinler, çocuklar, öğrenciler, aileler, gruplara yönelik bu paketler ile herkes kendi tarzına uygun bir eğlence bulabilecek.

Müdavimi olacaksınız Amatörler ve profesyoneller için tasarlanan cosmic Bowling hatlarında bowling keyfini iddialı bir biçimde yaşamak isteyenler için ise özel bowling eğitmeni eşliğinde özel ders imkanı da sunan Bowl Room, turnuvalara da ev sahipliği yapacak. Özel konsept partileri, konsepti, menüsü, ambiansı ve tüm gün keyifli vakit geçirilebecek ortamı ile Bowl Room müdavimi olmaya hazırlanın!



Tasarım

Çekmecelere minimal dokunuşlar Samet, yeni nesil dekoratif ve işlevsel mobilya anlayışı ile çekmece sistemlerine bir yenisini daha ekledi. Push Open yeni nesil çekmece sistemleri, eklenen teknolojik özellikleri ile mobilyaları istenilen niteliklerle donatıyor. Türkiye’de mobilya aksesuarları sektöründe rakipsiz olan lider marka Samet, 39 yıllık güçlü bir firma olarak karşımıza çıkıyor Sürekli yeni projeler üzerinde çalışan çok geniş Ar-Ge departmanı ve 1124 çalışanı ile Samet, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından “Ar-Ge Merkezi Belgesi” verilen 87 şirketten biri. Dünyanın devlet destekli ilk ve tek markalaşma programı Turquality’e mobilya aksesuarları sektöründe kabul edilen ilk ve tek firma olan Samet, 90 ülkeye yaptığı ihracatla Türkiye’deki pazar payının büyük çoğunluğunu elinde tutuyor. Dünyada da kendi sektöründeki ilk 5 firma arasında yer alıyor.

Şık görünüme sahip Push Open çekmece sistemi ile çekmeceler yalnızca hafif bir

116

Hi-Tech Mayıs’12

dokunuşla açılıp kapanma özelliğine kavuşurken özel frenli sistemi ile güvenli, sessiz ve yavaş kapanıyor. Tamamen mekanik bir temele oturtularak üretilen Push Open herhangi bir elektrik bağlantısına da ihtiyaç duymuyor. Kulpsuz mobilya tercih edenler için birçok aksesuar seçeneği sayesinde düzenli ve verimli çekmece kullanımı sağlamanın yanında, farklı dekorasyon alternatifleri de oluşturuyor. Samet, klasik ve yerleşmiş çizgilerin yanı sıra stilinizi minimal bir duruşla şık, modern ve özel kılmanıza olanak sağlıyor. Tüm yaşam alanlarınızda istediğiniz özelliklerde modeller sunmaya devam ediyor. Samet ürünlerine kolay ve hızlı erişilebilmesi için kataloglarının yer aldığı Apple aplikasyonu da çok yakında kullanımda.


Hi-Tech Mayıs’12

117




Gündem

Illy, Francis Francis X7.1 espresso kahve makinesi ile kahve keyfine keyif katıyor

Illy’den enerji tasarruflu

espresso makinesi Ünlü İtalyan tasarımcı Luca Trazzi imzalı, enerji tasarruflu Illy X7.1 espresso makinesi, kahve keyfinde özel bir deneyim yaşatıyor. Özel tasarımlı Illy Francis Francis X7.1 espresso makinesi mutfaklardaki yerini aldı. Dünyanın en ünlü kahve markası Illy, yarattığı özgün ve çarpıcı tasarımlarıyla tanınan İtalyan tasarımcı Luca Trazzi imzalı Francis Francis X7.1 espresso makinesini kahve severler için tutkuyla geliştirildi. Francis Francis X7.1, otomatik kapanma donanımı sayesinde enerji tasarrufu sağlarken, şık ve modern duruşuyla da tüm mutfakları güzelleştiriyor. Kahve severler için ideal olan Francis Francis X7.1, hiç bekle-

120

Hi-Tech Mayıs’12

meden cappuccinodan espressoya geçiş sağlıyor. Illy’nin Francis Francis X7.1 kahve makinesi tasarımı kadar, kırmızı, beyaz ve siyah renk seçenekleri ile de çarpıcılığını ortaya koyuyor. Yuvarlak hatlara sahip X7.1, yumuşak gösterge paneli, hızlı, yenilikçi yapısı ve kolay bir kullanıma sahip olmasıyla adında söz ettiriyor. Kahve severlere gerçek İtalyan kahve tecrübesini yaşatan Illy, www.kahveorder.com sitesi üzerinden de sipariş verebilme imkanı sağlıyor. Illy hakkında detaylı bilgi için http://www.barista.com.tr sitesini ziyaret edilebilir.



Fuar

Türk Mermeri Milano’yu Fethetti Türk mermeri, dünyanın moda ve tasarım başkenti Milano Tasarım Haftası’na damgasını vuran bir sergiyle ziyaretçilerin gözlerini kamaştırdı.

122

Hi-Tech Mayıs’12


Fuar culuk” temalı tasarımlar sergilendi. Türkiye’den Emre Arolat, Can Yalman, Ayşe Birsel (Birsel + Seck) ve serginin küratörlüğünü de üstlenen Demirden Design'ın tasarımlarının bulunduğu sergide, dünyanın önde gelen tasarımcıları İspanyol ikili El Ultimo Grito, Richard Hutten, Werner Aisslinger, Alfredo Häberli ve James Irvine de eserleriyle yer aldı. Mermerin “hikâye anlatıcı” rolünü üstlendiği serginin mekan tasarımı, kurumsal kimlik ve küratörlüğünü İstanbullu tasarım stüdyosu Demirden Design gerçekleştirdi.

Tasarımcılar Milano’da Türk mermerini konuşturdu Tasarım dünyasının kalbinin altı gün boyunca Milano’da attığı Tasarım Haftası’nda etkinlikler şehir merkezindeki Zona Tortona’nın sokaklarında gerçekleştirildi. Thus Spoke the Marble Sergisi’nin mekânı ise Zona Tortona’nın tapınağı haline gelen Superstudio Più Binası oldu. Sergi, Superstudio Più Binası’nın Sanat Bahçesi’nde, 900 metrekarelik açık alandaki dokuz platform üzerinde yapılandırılmış büyüleyici bir alanda ziyaretçileri karşıladı.

Türkiye, mermer ihracatında bir numara olma yolunda…

Türkiye’nin eşsiz renk ve desen çeşitliliğine sahip doğal taşlarının uluslararası arenadaki marka imajını güçlendirmeyi hedefleyen İstanbul ve Ege Maden İhracatçıları Birlikleri; dünyaca ünlü 9 tasarımcı tarafından gerçekleştirilen eserlerle çok özel bir sergiye imza attı. Türk ve yabancı tasarımcıların ellerinde yeniden hayat bulan eserler; Milano Tasarım Haftası’nın kalbi Zona Tortona’da 17 - 22 Nisan tarihleri arasında izleyicileriyle buluştu. “Thus Spoke the Marble: The Journey Alters You” (Ve mermer dedi ki: Yol seni değiştirir) adlı sergide dünyaca ünlü dokuz tasarımcının Anadolu mermeri ile yaptıkları “yol-

İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Üyesi Erdoğan Akbulak, İstanbul ve Ege Maden İhracatçıları Birlikleri’nin bu sergi ile Türkiye’nin mermer ve doğal taş konusunda güçlü bir üretim merkezi olmasının yanında, tasarım ve inovasyona verdiği önemi vurgulamayı ve uluslararası pazarlardaki imajını daha da yukarıya taşımaya katkıda bulunmayı hedeflediklerini söyledi. Ülkemizi tasarım dünyasının en önemli etkinliği olan Milano Tasarım Haftası’nda en iyi şekilde temsil etmek için çok titiz bir çalışmaya imza attıklarını belirten Akbulak, sonuçtan ve sergiye gösterilen ilgiden mutlu olduklarını açıkladı.

Milano’dan sonra İstanbul ve dünya şehirlerini dolaşacak… Türk mermerinin Anadolu’da başlayan ve İtalya’ya uzanan yolculuğu burada sona ermeyecek. Türk mermerini ve doğal taşlarını dünya markası yapmaya kararlı olan İstanbul ve Ege Maden İhracatçıları Birlikleri sergiyi Milano’dan sonra İstanbul’a ve oradan da diğer dünya şehirlerine taşımayı hedefliyor. Hi-Tech Mayıs’12

123


Dosya

Turistler mağaralara yoğun ilgi gösteriyor (2)  Münevver Çakırtaş

Şelalenin içinden mağara keyfi Tınaztepe Mağarası, Konya ilinin Seydişehir ilçesinde bulunan Tınaztepe Mağara’sına Konya-Beyşehir-Seydişehir üzerinden, Mortaş Aliminyum Tesisleri yoluyla ulaşılıyor. Toplam uzunluğu 1650 metre, derinliği – 65 metre olan mağara Tınaztepe’nin güneybatı yamacında yer alıyor. Fosil ve aktif olmak üzere iki bölümden oluşuyor. Fosil bölümüne bahar aylarında girilecek olursa, sayısı beşi bulan göllerin botla geçilmesi gerekiyor. Sonbahar aylarında suların azalması sonucu aynı galeri yürünerek geçilebiliyor. Beşinci gölden sonra mağarada 30 metrelik bir inişle Büyük Salon’a geliniyor. Bu salon gölle sonlanıyor. Tınaztepe Mağarası’nın hemen altında Tınaztepe Düden’i yer alıyor. Toplam uzunluğu 1550 metre ve derinliği -150 metre olan düdene tüm yıl boyunca su girişi oluyor. Yaklaşık 20 metrelik dik bir inişle şelalenin yanında mağaraya girilmekte olup, 10 metrelik inişlerle -150 metrede sifonla düden sonlanıyor.

Üç mağaradan oluşuyor Birbirine bağlı iki kat ve gelişim özellikleri farklı üç mağaradan oluşan Dupnisa Mağara sisteminin toplam uzunluğu 2750 metredir. 70 metrelik bir yükselti içinde gelişen bu mağaraların hidrolojik özellikleri, gelişim dönemleri, damlataş çökelleri birbirinden son derece faklı. Birbirine tezat üç mağaranın üst üste bulunması son derece ilginç.Üstte yer

124

Hi-Tech Mayıs’12

alan kuru mağara, damla taş birikimi yönünden son derece zengindir. Özellikle sarkıt, dikit, sütun ve duvar damlataşları büyük boyutlara ulaşmıştır. Buna karşılık altta bulanan Dupnisa mağarası, içindeki yer altı deresi ve gölleriyle saçaklar şeklinde göllerin üzerine inen duvar ve perde damlataşları mağarayı daha cazip bir hale getiriyor.

Otantik yapısıyla dikkat çekiyor Mencilis Mağarası, Karabük ili Safranbolu ilçesi Bulak Köyünde bulunan Mencilis Mağarası, Safranbolu’nun 10 km kuzeybatısında, Manastır Tepe ile Mağara Deresi’nin başlangıç noktasında bulunuyor. Mağaraya Safranbolu ve Karabük’ten ulaşılabiliyor. Mağaranın toplam uzunluğu 6 bin 52 metre, girişe göre son noktanın yüksekliği ise 281 metredir. Mencilis Mağarası, yatay olarak gelişmiş, çok katlı, kaynak konumlu aktif ve fosil bölümlerden oluşan bir mağaradır. Birbirine bağlı üç kattan oluşan bu mağara, ilginç bir oluşum ve gelişim özelliğine sahip. Mağaranın en altında Safranbolu’nun içme kullanma suyuna katkıda bulunan kaynak ve mağarası, onun üzerinde de içinde görünümleri son derece güzel sarkıt ve dikit, sütün, duvar ve perde damlataşlarına sahip olan ve gelişimini kısmen tamamlamış orta kat yer alıyor. Mağara içi ve çevresinin doğal güzelliği ve korunmuş otantik yapıları ile Bulak köyü ve Safranbolu’ya son derece yakın bir bölgede bulunması Mencilis Mağarasının cazibesini artırıyor.


Dosya

Göller yöresinde bulunuyor Zindan Mağarası, Isparta ili Aksu ilçesinin 2 km kuzeydoğusunda Aksu çayı vadisindedir. Çay kıyısını takip eden ve daha yukarıdaki yaylalara giden yolu takip ederek farklı araçlarla Zindan mağarasına ulaşabilirisiniz. Mağaranın toplam uzunluğu 760 metre, girişe göre en yüksek noktası ise 15.5 metredir. Romalılardan bu yana bilinen ve kullanılan bir mağaradır. Yatay ve yarı aktif bir mağaradır. Zindan mağarasının bulunduğu Göller bölgesi yöresi yurdumuzun en yoğunu karstlaşmış alanlarından birisidir. Mağaraya girişten itibaren taban toprak ve küçük kaya blokları ile kaplıdır ve burası yaz kış yarasa kolonilerinin barındığı bölümdür.

Her türden damla taş var Karaca Mağarası, Gümüşhane’nin 15 km kuzeybatısında Torul ilçesine bağlı Karaca mahallesinin hemen güneybatısında yer alıyor. Gümüşhane Torul karayolunun 12. kilometresinden korum deresine ayrılan stabilize yoldan 4 kilometre sonra karaca mahallesine varılıyor. Buradan 20 dakikalık bir yürüyüşle mağaraya varılıyor. Toplam uzunluğu 256 metre, girişe göre en derin noktası ise -15.5 metre olan Karaca Mağarası, az eğimli giriş dışında bütünüyle yatay bir mağaradır. Karaca mağarası birbirine bağlı 5 salondan meydana gelmiştir. Salonlar arasındaki duvarları yerli kaya değil damlataş sütunları oluşturur. Karaca mağarasında her tür-

den damlataş oluşumuna rastlamak mümkündür. Sarkıt, dikit, sütun, bayrak ve perde damlataşları ile damlataş havuzları büyük boyutlarda.

Keloğlan mağaralarını gezdiniz mi? Keloğlan Mağarası, Dodurgalar Mağarası, Denizli’nin 60 km güneydoğusundaki Acıpayam ilçesinin 18 km doğusunda bulunan Dodurgalar kasabasının 3 km batısındaki Mallıdağ’ın doğu yamacında yer almaktadır. Batı Anadolu ve Ege Bölgelerini Akdeniz’e bağlayan Denizli-Antalya karayolu, Dodurgalar kasabasının hemen yakınından geçiyor. Toplam uzunluğu 145 m olup, girişe göre en derin nokta -5 m, girişe göre en yüksek noktası ise 5.5 metredir. Dodurgalar Mağarası’nın içinde çatlaklar boyunca gelişmiş damla taşlar bulunuyor. Bunları sıralayacak olursak sarkıt, dikit, sütun, duvar ve perde damlataşlarıdır. Dodurgalar yatay olarak gelişmiş hidrolojik olarak geçit konumlu bir mağaradır. Günümüzde mağara bütünüyle fosilleşmiştir. Bu nedenle yakın geçmişte yer yer çökmeler oluşmuş. Ancak yoğun damla taş oluşumları, özellikle kalın sütunlar bu tehlikeyi ortadan kaldırmışlardır. Yağışlı dönemlerde tavandan sızan sular, yeni damlataşları oluşturdukları gibi, eskileri de canlı tutuyor. Çok sayıdaki damla taş, mağarayı adeta “damla taş orman”ına dönüştürüyor. Mağaranın damla taş estetiği ve doğal çevresinin güzelliği cazibesini artırıyor. Hi-Tech Mayıs’12

125


Dosya

Pamukkale’nin küçük bir benzeri

Ulaşımı kolay

Kaklık Mağarası, Denizli-Afyon karayolunun kenarında bulunan Kaklık Mağarası, Büyük Menderes nehrinin önemli bir kolu Çürüksu çayının, Kaklık kasabasının kuzey ve batısında oluşturduğu geniş alüvüyon ovanın kuzeyinde yer alıyor. Mağara, yüksek dağları oluşturan kayaların, ovada kaybolduğu yerde gelişiyor. Kuzeybatı-güneydoğu yönünde 65 m., kuzeydoğu-güney batı yönünde 40 m. uzunluğunda olan mağaranın daire şekilli olan girişi 13x11m. boyutundadır. Girişe göre en derin noktası -14 m. ve toplam uzunluğu 190 m. mağaranın güneybatı kenarında ikinci bölümü yer alıyor. Yaklaşık olarak 40 m. devam eden bu bölümün içi yeni çökmüş bloklarla kaplıdır. Buna karşılık ana galerinin hemen hemen tamamı mağara dışından çıkan ve büyük bir bölümü, şelaleler yaparak mağara akan kaynak sularının oluşturduğu travertenlerle kaplıdır basamaklar halinde havuzlardan oluşan ve tavanın çökmesi sonucu meydana gelen bloklar üzerinde gelişen beyaz renkli bu travertenler, Pamukkale’nin küçük bir benzeridir.

Gürcüoluk Mağarası, Gürcüoluk mağarası Bartın’a bağlı Amasra’nın yaklaşık 10 km güneydoğusunda, geniş bir karstik platonun üzerinde bulunan Gölleryazı mevkiinde Makaracı köyünün 2 km doğusundaki iki büyük dolini birbirinden ayıran bir sırtın kenarında yer alıyor. Mağaraya, Amasra-Çakraz (Bartın-Sinop) karayolu üzerinde bulunan İnpiri ve Karakaçak köyü sapaklarından gidiliyor. Toplam uzunluğu 169 metre girişe göre en derin noktası -5 metre olan Gürcüoluk mağarası yatay olarak gelişmiş geçit konumlu fosil bir mağaradır. Mağara tek bir galeriden oluşmuştur ancak damlataş sütunları mağarayı çok sayıda salon ve odacığa ayırıyor. Genişliği 2-2.5 metre, yüksekliği 1-7 metre arasında değişen mağaranın içi, görünümleri son derece güzel sarkıt, dikit, sütun, duvar ve perde damlataşları ile kaplıdır. Ayrıca tabanında, özellikle doğu giriş galerisinde kalın bir erime ve birikim toprağı vardır. Bu topraklar büyük ölçüde fosilleşmiştir. Gelişimini tamamlamış ancak, mağara içi şekillenmesi devam eden Gürcüoluk mağarası gerek görünümleri son derece güzel damlataşları gerekse kolay ulaşım imkanı ve güzel doğal bir çevreye sahip olması nedeniyle cazibesini koruyor

Macera severlerin tercihi İnsuyu Mağarası, Burdur’un 13 km güneydoğusunda ve Burdur’a bağlı Çatalağıl köyü sınırları içerisinde bulunan İnsuyu mağarasına Burdur-Antalya karayolunun 13. km’sinden ayrılan 900 metrelik asfalt yol ile gidiliyor. Batı Toroslar’ın kuzeydoğusunda yer alan İnsuyu mağarası yatay olarak uzanan kaynak konumlu, yarı aktif çok dönemli gelişim özelliği gösteren bir mağaradır. Görünümleri son derece güzel yoğun damla taş oluşumları (sarkıt, dikit, sütun, duvar ve perde damlataşları, kalsit kristalleri) ve göllerle kaplı olan İnsuyu mağarası 1965 yılında halk ziyaretlerine açılarak ülkemizde turizme açılan ilk mağara ünvanını kazanmıştır. Birbirine bağlı iki bölümden oluşan mağaranın toplam uzunluğu 525 metre olan ve ana faya paralel uzanan birinci bölüm girintili çıkıntılı kafesli bir yapıya sahiptir. Yer altı suyunun alçalması sonucu keşfedilen ikinci bölüm, birinci bölümden daha uzun olmasına rağmen damla taş oluşumları açısından birinci bölüme göre daha fakirdir. Gezilmesi son derece zor olan bu bölüm, mağaraları sportif ve macera amacıyla gezen ve özel mağaracılık donanımı olan gruplar tarafından gezilebiliyor.

126

Hi-Tech Mayıs’12

Sütunlar arasındaki gölcükler ilginç şekiller oluşturuyor Zeytintaşı mağarası Antalya’ya bağlı Serik ilçesinin 15 km kuzeyinde bulunan Akbaş köyünün gökçeler mahallesinin güneydoğusunda, Zeytinlitaş tepenin güney yamacında yer alıyor. Mağaraya Serik’ten üründü-deniz tepesi- kızıllar- gökçeler- akbaş yoluyla gidiliyor. Mağara Antalya’ya 54 km, Serik’e 16 km, Aspendos’a 10 km’dir. Mağara alttan ve yanlardan geçirimsiz birimlerce kuşatılan Sura-Kratase yaşlı kireç taşları içinde belirgin bir fay hattı üzerinde gelişmiş. Mağara 14 metre derinlikte ve çift katlı olup üst kat uzunluğu yan dehlizlerle birlikte 136 metre, alt kat 97 metre uzunluğundadır. İçinde oluşumu devam eden sarkıt, dikit ve sütunlar her türden damlataşlar ile kaplıdır. Ayrıca büyük sütunlar arasında yer alan gölcükler, mağaranın görünümünü daha da ilginç şekle dönüştürüyor. Mağara eni 0.03 metre ve uzunluğu 0.70 metreyi bulan makarna sarkıtları ile eşi ve benzeri bulunmayan karakteristik özelliklere sahiptir. Eşsiz bakir bir çevre doğal güzelliğe sahiptir. Çevrede yürüyüş, tırmanma ve safari turu ile doğal ve yabani hayvan foto safarisi yapılabilir.


Dosya

Mağaranın bulunduğu yer ve çevresi tipik Akdeniz iklimine sahip özel klimal bir yapıya sahiptir. Dolayısıyla her tür Akdeniz bitkisi yetişebiliyor. Havası ve doğası insana huzur ve ferahlık veriyor.

Turizme açılan ilk mağara Damlataş Mağarası, Toplam uzunluğu 30m. olan mağara kuru, yatay mağara tipindedir. 200 m.’lik bir alanı kaplıyor. Mağaranın kapısından içeri girince 45-50 m uzunluğunda bir geçit, 1314 m çapında ve 15 m yüksekliğinde silindirik bir boşluk, ayrıca 15000 senede oluşmuş sütunlar vardır. Mağaranın iki katlı olan boşluğu 2500 metreküp hava ihtiva etmektedir. İçindeki ısı yaz-kış 22.3 derecedir. Mutlak nem 19.6 derece nispi nem %98'dir. Mağara dış tesirlerden arınmış olup havasında bol miktarda asit karbonik vardır. Türkiye’nin turizme açılan ilk mağarasıdır. Mağaranın astıma iyi gelen dört vasfı olduğu tespit ediliyor. Mağaranın ortamında bulunan normalde 8-10 misli fazla karbondioksit, yüksek oranda nem, alçak sühunet, radyoaktive gibi unsurların ilk ikisinin astıma iyi geldiği, diğer ikisinin de yardımcı faktör olarak kabul edildiği biliniyor.

Büyüklü küçüklü sarkıtları var İnaltı Mağarası, Ayancık ilçesine yaklaşık 35 km uzaklıktaki İnaltı köyü yanında yer alıyor. İnaltı Mağarası geniş ve yüksek bir girişle başlamakta ve 350-400 m’lik kısma kadar bu özelliğini korumaktadır. Mağara 3-6 m genişliğe, 5-25 m’ye varan yüksekliğe sahip olup, büyük bir tünel şeklinde devam ediyor. İlk 350-400 m’lik bölümde, mağara oluşumları açısından duvarlarda travertenler ile yer yer küçüklü büyüklü sarkıtlar bulunuyor. Mağaranın toplam uzunluğu 700 m olup, 400 m’den sonrası sulu ve çamurludur.

Buzluk mağarasının sırrı Buzluk Mağarası Durağan ilçesi sınırları içerisindedir. Buzluk Mağarasına adını veren yaz aylarında mağaranın en alt kısmında oluşan buzlardır. İçerideki hava akımı kış aylarında gayet ılık olurken yaz aylarında büyük buz kütlelerinin oluşmasına neden oluyor. Durağanlıların buzdolabının olmadığı 30-40 yıl önce buradan çıkardıkları buzları katırlarla götürüp Durağan halk pazarında sattıkları söyleniyor. Mağaradaki oluşumun halen daha devam ettiği görülüyor.

İlginç figürler bulunuyor Ağcaçal Mağarası, Durağan ilçesine 25 km uzaklıkta bulunan Cevizlibağ Köyünün üst kısmında yer alan Ağcaçal adlı mevkide bulunan mağarada yapılan incelemelerin ardından mağaranın muhteşem bir doğal oluşum sergilediği ve dünya çapında ünlü Damlataş mağarasına eşdeğer bir yer olduğu belirtiliyor. Mağaranın giriş kısmında bulunan ve doğal olarak milyonlarca yılda oluştuğu bildirilen sütunlardan bazılarının, defineciler ve bilinçsiz vatandaşlar tarafından kırılarak zarar verilmesine rağmen alt kesimlerde bulunan galerilerde mağaracılık açısından çok önemli olan kireç taşı erimesi sonucu oluşmuş figürlerin bulunduğu ve eşsiz değerde olduğu uzmanlarca belirtiliyor.

Tırmanılması gereken mağaralar var Pınarözü Mağarası, Isparta’nın Yenişarbademli İlçesinin 11 km batısında yer alıyor. Beyşehir Gölünün batı kıyısındaki Yenişarbademli’den veya Eğirdir-Yenice üzerinden ya da Şarkikaraağaç-Yenişarbademli üzerinden ulaşılabiliyor. Pınargözü mağarası, şimdiye kadar ulaşılabilen 16 km’lik kısmı itibariyle Türkiye’nin en uzun, 4 ile 5 derecelik sıcaklığı ile en soğuk suyuna sahip mağara özelliği taşıyor. Daha girişten itibaren 50 metredeki sifonun ve içindeki uzun sifonların, tırmanılması gereken şelaleler ve travertenler nedeniyle gezilmesi zor bir mağara olarak biliniyor.

İki ağzı var Ayvaini Mağarası, Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesine bağlı Doğanalan Köyünde giriş kısmı yer alıyor. Bursa’nın batısındaki Uluabat Gölü’nü güneyden çevreleyen Söğütalan Platosunun kuzey kenarında, Mustafakemalpaşa ile Nilüfer ilçe sınırları arasında bulunan Ayvaini’nin iki girişi bulunuyor. Bursa’yı Mustafakemalpaşa’ya bağlayan 82 km’lik eski yol mağaranın yakınından geçiyor. Ayvaini’ne bu yoldan gelinebildiği gibi, gölün kuzeyinden geçen Bursa-Balıkesir-İzmir yolundan da geliniyor. Mağara iki ağza sahip.Mağaraya bir noktadan girilip (Doğanalanı) başka bir ağızdan çıkılabiliyor. Güney Marmara Bölgesinin en uzun mağarası olan Ayvaini; görünümleri ilginç ve görülmeye değer damlataşlar (sarkıt, dikit, duvar damlataşları, sulu damlataş havuzları ) ve göller ile kaplıdır. Ayrıca ulaşımı kolay ve bulunduğu doğal çevre son derece güzeldir. Hi-Tech Mayıs’12

127


Gündem Efsanevi lezzetlere

bayılacaksınız! Mobilya, dekorasyon ve tasarıma pekçok ürünü ve gurme lezzetleri aynı çatı altında tüketiciye ulaştıran perabulvari.com ünlü şeflerin harika tarifleri ile dünya lezzetlerini mutfağınıza taşıyor.

Aynı yemekleri pişirmekten, aynı tarifleri tekrar etmekten sıkıldınız mı? İsmi zor görünse de uygulaması çok kolay olan “Hoisin Soslu Vietnam Roll” ve “Limonlu Bezeli Tart” tariflerini rahatlıkla uygulanabilir. Bu arada Papermoon’un efsanevi şefi Giuseppe Pressani’nin (Bay Pino) muhteşem makarna ve risotto tariflerine de bayılacaksınız. Ev, dekorasyon ve tasarıma dair pekçok ürünü ve gurme lezzetleri aynı çatı altında buluşturan perabulvari.com private shopping sektöründeki yükselişini sürdürüyor. Keyifli ve stil sahibi bir ev yaşamının vazgeçilmezi olan gurme tatlar ile çarpıcı tarifleri Lezzet bölümünde mutfağınıza taşıyan perabulvari.com bir tıkla sizi gurme olmaya davet ediyor.

Sofralarınıza bahar neşesi getirin… Aynı yemekleri pişirmekten, aynı tarifleri tekrar etmekten sıkıldınız mı? Uzak Doğu’nun egzotik yemeklerini çok seviyor ama yapmaya bir türlü cesaret bulamıyor musunuz? Yemekleriniz misafirlerinizi (ya da ev halkını) yeterince heyecanlandırmıyor mu? Cevabınız evet ise sizi www.perabulvari.com adresine davet ediyoruz. Hoisin soslu Vietnam Roll, Hindistan Cevizi Sütlü Körili Karides gibi ismi zor kendi kolay tariflerle sofranızı yenileyin. Malzemeler de tarifler de www.perabulvari.com adresinde sizi bekliyor. Limonlu Bezeli tart ile çay sofralarınıza bahar neşesi getirin. Enfes havuçlu kek ile çocuklarınızı sevindirin. Yanında Ronnefeldt’in çikolatalı çayı ile misafirlerinizi hayran bırakın.

128

Hi-Tech Mayıs’12



Gündem

Çıtır Usta Eğitim Akademisi İlk Mezunlarını Verdi Sağlıklı ve güvenilir lezzetin ilk adresi Çıtır Usta, Çıtır Usta Eğitim Akademisi kapsamında düzenlediği “Çağrı Merkezi ve Servis Elemanı” sertifika programının ilk bölümünü tamamladı. Düzenlenen törenle Aydın Üniversitesi ve İŞKUR onaylı sertifikalarını alan mezunların yüzde 51’i, sektörde ve Çıtır Usta bünyesinde istihdam edilecek… Türk yemek kültürünün en özel lezzetlerini kendine özgü yorumlarıyla sunan Çıtır Usta’nın, sektördeki personel kalitesini ve çalışan yetkinliğini artırmak adına İstanbul Aydın Üniversitesi ve İŞKUR işbirliği ile hayata geçirdiği Çıtır Usta Eğitim Akademi’si ilk mezunlarını verdi. “Çağrı Merkezi ve Servis Elemanı” sertifika programıyla servis sektöründe nitelikli personel sayısını artırmanın yanı sıra ülkemizde hızla büyüyen çağrı merkezi sektörüne eğitimli eleman desteği sağlamayı amaçlayan akademiden mezun olanlar hem Çıtır Usta bünyesinde hem de çağrı merkezi ve hizmet sektöründe istihdam edilmeye başladı. Geçen hafta, İstanbul Aydın Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi bünyesindeki Florya Kampusu’nda yapılan sertifika töreninde Çıtır Usta, İŞKUR ve İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) yetkililerinin elinden İAÜ Rektörlüğü ve İŞKUR İl Müdürlüğü onaylı sertifikalarını alan öğrenciler, uygun pozisyonlara yerleştirilmeye başladı.

130

Hi-Tech Mayıs’12

“Büyük düşünüp fark oluşturan bir şirketiz” Düzenlenen sertifika töreninde bir konuşma yapan Çıtır Usta Yönetim Kurulu Başkanı Atilla Külekçioğlu, “İŞKUR ve Aydın Üniversitesi ile birlikte çıktığımız bu yolda önemli bir aşamayı tamamlamış bulunmaktayız. Lezzet kalitesi ve hizmet standardında sektöründe önemli bir rol oynayan Çıtır Usta, personelinin eğitimine ve kalitesine de büyük önem veriyor. Çıtır Usta olarak gıda sektöründeki bakış açısını değiştirerek servis ve çalışma koşullarını da daha üst bir noktaya çekmek istiyoruz. Bu konuda Çıtır Usta Eğitim Akademisi ile üzerimize düşeni yaptığımıza inanıyoruz. Büyük düşünüp fark yaratan bir şirket olarak istihdam garantili programımıza devam edeceğiz. Hedefimiz yılsonuna kadar 250 kişiye eğitim vermek” dedi.



Gündem İşinizi yanınızda taşırken

virüse yakalanmayın Bilişim dünyasında trendler kullanıcı ihtiyaçlarına göre değiştikçe, siber suç sektörünün ilgi alanları da aynı yöne doğru hızlı şekilde değişiyor. Uzmanlar, dikkatli olunması gerektiği konusunda uyarıyor 2011 yılı boyunca bilgisayarlara virüsler, dünyada en çok USB ya da SD kart gibi çıkarılabilir aygıtlar yoluyla bulaştı. Virüslerin bu şekilde hızla yayılabilmesi ve bu cihazların bilgisayara takıldığı an çalışması, siber suçluların baskın şekilde bu alana yönelmelerini beraberinde getirdi. Bu aygıtların kontrol edilmesine yönelik arayışlar üzerine ESET, NOD32 Antivirüs ve Smart Security ürünlerinin en yeni ve 5’inci sürümünde Çıkarılabilir Aygıt Kontrolü’nü (Device Protection) devreye soktu. Bu özellik kullanıcıya gelişmiş, özelleştirilebilir ve pratik bir çıkarılabilir aygıt denetimi ve koruması sağlıyor. Bilişim dünyasında trendler kullanıcı ihtiyaçlarına göre değiştikçe, siber suç sektörünün ilgi alanları da aynı yöne doğru hızlı şekilde değişiyor. USB Bellek, SD kart gibi çıkarılabilir aygıtların kullanımı yaygınlaşmaya başladıktan sonra, bu cihazlar yoluyla bulaşmaya başlayan virüslerin sayısında büyük artışlar yaşanmaya başlandı. “INF/Autorun“ olarak tanımlanan bu virüs ailesi, ESET’in 2011 yılı Küresel Tehditler Raporu tespitlerine göre yıl boyunca en çok görülen tehdit oldu. Siber suçluların belirgin şekilde çıkarılabilir araçlara yönelmesinin nedeni, virüslerin bu cihazlar üzerinde hızla yayılabilmesi ve cihazlardaki virüsleri çalıştırmak için hiçbir kullanıcı hareketine ihtiyaç duymadan bilgisayara takıldığı an çalışabilmeleri. Bu durumda temiz olmayan çıkarılabilir aygıtlar güvenliğimiz için önemli bir tehlike teşkil ediyor. Bu tehlikeye karşı, kullanıcıların çıkarılabilir aygıtlar üzerindeki kontrolünü artıracak bir özelliğe gereksinim duyulmaya baş-

132

Hi-Tech Mayıs’12

landı. Bu gereksinimler doğrultusunda ESET, NOD32 Antivirus ve Smart Security yazılımlarının 5. sürümüne etkin ve gelişmiş çıkarılabilir aygıt kontrolü yapan özellikler ekledi.

Ayarları bir kez yap, güvende kal Bu özellikler kullanıcıya gelişmiş, özelleştirilebilir ve pratik bir çıkarılabilir aygıt denetimi ve koruması sağlıyor. Bu yenilik tasarlanırken ESET, kullanıcı müdahalesini en aza indiren ‘ayarları bir kez yap, hep güvende kal’ düşüncesini benimsedi. Önceden yapacağınız ayarlar ile bilgisayar başında olmasanız bile bilgisayara bir çıkarılabilir aygıt takıldığında neler yapılması gerektiğini ayrıntılı bir şekilde belirleyebilir, takılan bu aygıtların türüne, üreticisine, boyutuna ve diğer niteliklerine göre kural belirleyebilirsiniz. Aynı bilgisayarda birden fazla kullanıcı olduğunda söz konusu kuralları, kullanıcı bazında tanımlayarak hangi kullanıcının bilgisayara çıkarılabilir aygıt takabileceği gibi kuralları saptamak da mümkün.

Bilgi hırsızlığı koruması da sağlıyor Çıkarılabilir Aygıt Kontrolü özelliği, bilgisayarı sadece virüslere karşı korumakla kalmıyor, etkin bilgi hırsızlığı koruması da sağlıyor. Örneğin kullanıcı, bilgisayarda sadece kendisine ait USB belleklerin çalışmasını sağlayabilir veya kendisine ait olmayan belleklere sadece okuma izni verebilir. Bu şekilde bilgisayara USB bellek takılarak, kullanıcıdan habersiz veri çekilmesi imkansız hale geli



Fair

Hosting more than 450 exhibitors and brands target Middle East hospitality sector opportunities The Hotel Show of Dubai, the largest full spectrum hospitality supplies event for the Middle East and North Africa region, is set to deliver its most international show to date, with more than 45 countries including Turkey, 13 international pavilions and over 420 leading suppliers and consultants participating in this key regional industry event. Running from 15th – 17th May at the Dubai International Convention and Exhibition Centre, the show celebrates its 13th edition this year. With home markets delivering little or no growth for many of the world’s hospitality sector suppliers, the fast growing Middle East and North Africa region provides excellent business growth opportunities. According to the February 2012 STR Global Construction Pipeline Report, more than 498 hotels, totaling 134,893 hotel rooms are forecast for completion in the Middle East by the year end, a clear indication of the market potential.

134

Hi-Tech May’12

Companies from countries as far afield as China, Italy, France, Germany, UK, Vietnam and the USA are confident of strong business opportunities at The Hotel Show. Now a well-established platform for all sectors of the hospitality industry to showcase and source products and services, the show is expected to welcome more than 15,000 industry professionals from more than 93 countries to Dubai for the three day event. “The Hotel Show is now internationally recognized as one of the key supply and sourcing platforms for the region’s hospitality industry. This is a position that we continue to expand on through the showcasing of the broadest range of products, services and technologies for the hospitality sector,” said Frederique Maurell, Event Director of The Hotel Show. “A significant percentage of the visitors at The Hotel Show are decision makers, so the diversity, range and competitiveness of exhibitors are critical for the success of the show. We are looking forward to a record year.”


Fair Highlighting the international stature of the show, a total of 13 international pavilions will host specialist companies from their respective countries. This year sees record participation from a number of countries, including Italy, which this year brings 56 companies to Dubai; Germany, which brings 25 companies; and more than 40 individual exhibitors from China, Hong Kong and Taiwan. From interior design to furnishings to cutting-edge technology, exhibitors at this year’s show include renowned suppliers and manufacturers, including Pedro Y Lopez, King Koil, Al Aqili, Catalano, Andreu World, Samsung, ABB Industries, B5 Living, VTech Hospitality Division, Hypnos and Applico Design. In addition to the unrivalled business opportunities that The Hotel Show offers, the show also provides a platform for recognizing industry excellence, including this year’s inaugural Middle East Hotel Awards which reward design, product and service excellence in the regional hospitality industry. More than 59 submissions have already been received for eight award categories. The Middle East Spa Awards, the region’s premier spa awards return for the third year, recognizing the outstanding quality of services and amenities provided by spas across the region. The awards had a record number of 77 entries this year. The Student Design Awards, sponsored by Woods Bagot, this year focuses on The Hotel Design of the

Future, with the winning student earning an internship with the international architectural & design practice. In collaboration with The Office Exhibition 2012, the Hotel Show also offers exhibitors a chance to showcase their most innovative products through The Middle East Office & Hospitality Product Design Awards organized by the International Interior Design Association (IIDA awards). Networking opportunities include the Educational Seminar Program and Industry Association meetings held throughout the event and The Hotel Show Golf Tournament at Al Badia Golf Club on the 14th May, sponsored by Mightyleaf Tea. Leading sponsors participating in this key industry event include Al Aqili Furnishings, the region's leading flooring specialist and interior solutions giant, returning this year as the Platinum Sponsor. Leading telecommunications corporation Etisalat provides support as Headline Technology Sponsor and Catalano, the finest contemporary Italian manufacturer of luxury bathroom sinks and bathroom basins as Premier Sponsor. The Department of Tourism & Commerce Marketing also returns this year as Strategic Partner, to support the local hospitality industry and highlight the excellent business growth opportunities in the region. The Hotel Show is open to business and industry professionals on o free-entrance basis.

Hi-Tech May’12

135


Gündem

Havuzlardaki Mikroplara Karşı

Nanoteknolojik Çözüm Nano teknolojiyle geliştirilen Hijyo, havuzlarda lejyoner ve AIDS gibi tüm hastalıklara neden olabilecek mikroplarını yok ediyor. Yüzde 50 Türk, yüzde 50 Azeri ortaklığıyla kurulan Wision Medical firması, nanoteknoloji ile dezenfektanda dünya çapında bir buluşa imza attı. Kanada’daki Nanoteknoloji Laboratuvarı ile Türkiye ve Azerbaycan’daki bilim adamları tarafından 6 yıl süren Ar-Ge çalışmasının sonucunda; gözle görünmeyen tüm mikropları anında öldüren ve etkisi 90 gün (3 ay) süren “Hijyo dezenfektan ürünü” geliştirildi. Dünya çapında benzeri bulunmayan dezenfektan ürünü Hijyo, nano teknolojiye uğramış 4-6 nm boyutunda kolloidal

136

Hi-Tech Mayıs’12

gümüş (AgNPs) içeriyor. SOL GEL metodu ile üretilen Hijyo dezenfektan ürünü; kullanıldığı yüzeylerde 90 gün boyunca görünmez bir kalkan oluşturarak etkinliğini koruyor. Lejyoner bakterisi, domuz gribi, kuş gribi, AIDS, koli basili gibi onlarca bulaşıcı hastalığı anında öldürüyor. Bu yüzeyler farklı temizlik ürünleriyle silindiğinde dahi “Hijyo” yüzeyleri korumaya devam ediyor. Ürünün en büyük özelliği, gümüşten üretilmesi ve içilebilecek kadar doğal olması. Hijyo’nun bu alanda dünyada rakibi bulunmuyor.


Gündem açık havuzlarda, hayvansal ve bitkisel kökenli kirlenmede görülebilmektedir. Havuz yakınında bulunan çevresel faktörler, havada bulunan ve yine hava yoluyla taşınan bakteri ve mikroorganizmalarda, havuz suyunu kirletebilmektedir. Tüm bu etkenler, havuz suyunun insan sağlığını tehdit edecek derecede riskli olmasına sebep olmaktadır. İşte bu noktada, Wision Medical firmasının ürünü olan Hijyo WAB- G, suya karışan koloidal gümüş iyonları aracılığıyla, bakteri, mikroorganizma ve virüslere temas ederek onları %100 öldürüyor ve etkisi 3 ay (90 gün) sürüyor. İnsan ve çevre sağlığı açısından hiçbir tehlikesi bulunmayan Hijyo ürünü; su dezenfeksiyonunu, yine insan ve çevre sağlığı açısından son derece zararlı ve kanserojen olan klor kullanımının tüm dezavantajlarını yok ederek gerçekleştiriyor. Üstelik kimyasal kullanımı da, % 90’a varan oranda düşürüyor.

Formülü, Sır Olarak Saklanıyor

Hemen Çözüm, 3 Ay Süren Etki Hijyo WAB – G ürünü, klor ve benzeri dezenfeksiyon yöntemlerine karşı dirençli olan Legionella Pheumophilla (Lejyoner Bakterisi), Escherichia Coli (E. Koli), Streptococcus Faecalis, AIDS gibi tüm bakteri ve virüsleri kesin olarak yok ediyor. Havuzlarda, AIDS’in yanı sıra, Lejyoner Bakterisi de en tehlikeli ve bulaşıcı olanlardan birisidir. Kısaca, Hijyo WAB Solution ürünü, havuz suyunu; bakteri, virüs ve mikroorganizmalardan temizlemek için kullanılan, insan ve çevre sağlığına zararlı bir yöntem olan klorlamayı ortadan kaldıran bir Nano teknolojisidir. Zira tüm havuzlarda, kaynak olarak kullanılan suda, kaynağına bağlı olarak çeşitli oranlarda bakteri, virüs ve mikroorganizmalar bulunabilmektedir. Buna ek olarak, havuza duş almadan giren kişiler, üzerlerindeki organik ve inorganik kirleri, havuz suyuna bırakmaktadır. Sadece bir kişinin bıraktığı mikroorganizma adedi, ortalama 4 milyondur. Saç, kepek, güneş yağları, mantar sporları, dışkı ve idrar havuz suyuna karışmaktadır. Ayrıca

Kimya mühendisliği bölümü mezunu olan Sencer Bulut, Amerika’da Uluslararası Spor Beslenme Uzmanlığı eğitimi alırken, nanoteknoloji ve çeşitli ar-ge projeleri üzerinde araştırmalarını sürdürüyor. Tarihte antibakteriyel etkisi uzun süredir bilinen gümüş üzerinde nanoteknoloji çalışmasına yoğunlaşan Sencer Bulut, Azeri ortaklığı ile 2005 yılında Wision Medical firmasını kuruyor ve firmanın CEO’su görevini üstleniyor. Sencer Bulut, dezenfektan alanında Nanoteknoloji buluşu ile çığır açan Türk patentli “Hijyo dezenfektan ürününün" dünya pazarlarında yer alması için çalışmalarına hız verdi. Dünya devi firmaların, ‘Hijyo’nun ArGesi’ni satın alma’ teklifinde bulunduğunu kaydeden Wision Medical CEO’su Sencer Bulut şunları söyledi: “Türkiye’nin dünyadaki nanoteknolojik buluşu olan Hijyo dezenfektan ürünün formülünü, sır olarak saklıyoruz ve asla satmayı düşünmüyoruz. Şuan dünyada, Hijyo kadar etkili ve etkisini 90 gün sürdüren başka bir dezenfektan ürünü yoktur. Bu nedenle, uluslararası dünya devi firmalar, ürünün ArGe’sini yüksek bir para ödeyip, satın almayı istediler. Gelen tüm teklifleri geri çevirdik ve çevirmeye devam edeceğiz. Özetle, “Hijyo”, Türk patentli bir dezenfektan ürünü olarak, dünya pazarlarında yerini alacaktır” dedi. Hijyo WAB- G (AgNPs) Solution’ın Kullanım Alanları - Açık Yüzme Havuzları, - Kapalı Yüzme Havuzları, - Fitness - Spa Merkezleri - Otel Havuzları Hi-Tech Mayıs’12

137


Mekan “Aperitivo” saatlerinde yerinizi ayırtın Üç yıl boyunca her Perşembe 18:00 – 21:00 saatleri arasında gerçekleştirilen kendi müdavimlerini oluşturan “Aperitivo” saatlerinde birbirinden lezzetli aperitivo ve kokteyller ve Dj Hasan Köseoğlu’ nun birbirinden keyifli setleriyle iş çıkışlarında nefes almanızı sağlayacak. Keller Group tarafından kurulan, açıldığı günden bu yana büyük ilgi gören Den Cafe, içinizi enerjiyle dolduracak müzikleri, birbirinden lezzetli ve farklı mönü alternatifleri, samimi bir ortamla bütünleşen eğlencesi ile Nişantaşı’ nın merkezinde ama kalabalığından uzakta hepsini bir arada sunuyor. Dekorasyonu “design workshop” tarafından yenilenen Den Cafe, samimi dekorasyonu, herkesin birbirini görebileceği gibi organize edilmiş masaları, kendinizi evinizde hissedebileceğiniz sıcaklıkta oturma grupları ile bir şeyler içmek ve atıştırmak için uğrayabile-

138

Hi-Tech Mayıs’12

ceğiniz veya eğlenceli geceler geçirmeniz için renkli bir mekan olarak “Aperitivo” saatleri ile dikkat çekiyor. Den Cafe’ nin Executive Chef’ i Umut Eyioğlu öncülüğünde hazırlanan aperitivo seçenekleri arasında yer alan bonfileli wrap, somonlu wrap, baharatlı peynir topları, sebzeli ve domatesli bruschetta, tavuklu sezar çıtır, kurutulmuş domatesli ve közlenmiş patlıcanlı tartaletler, mozarella sticks, mini pizzalar, erik ve bamya turşusu, zeytin, patlamış mısır eşliğinde tadacağınız birbirinden lezzetli kokteyllerle günün stresini atacaksınız.



Gündem

Sahibini tanıyan yeni Samsung Smart Tv Ses ve hareket komutuyla çalışan, geleceğin televizyonu yeni Samsung Smart TV, İstinye Park’ta ziyaretçileriyle buluşuyor. Türkiye’de Smart TV pazar lideri Samsung Electronics, ses ve hareket komutu ile çalışan yeni Smart TV modelini, 26-29 Nisan 2012 tarihleri arasında İstinye Park Alışveriş Merkezi ziyaretçileriyle buluşturuyor. TV teknolojisinde gelinen son noktayı temsil eden yeni Samsung Smart TV ’yi İstinye Park’ta deneyimleyebilir, sürpriz hediyeler kazanabilir, keyifli şovları izleyebilir ve ailenizle birlikte eğlenceli aktivitelere katılabilirsiniz. Ünlü DJ’ler Cenk ve Erdem’in eğlenceli sunumu ile gerçekleşecek yeni Samsung Smart TV İstinye Park etkinliklerinde; çocuklar, aileler ve spor yapmayı sevenler için özel alanlar oluşturuldu. Çünkü yeni Samsung Smart TV; yalnızca üstün ve yenilikçi donanım özellikleriyle değil, özel ve kişiselleştirilmiş ve günlük yaşamı zenginleştirecek içeriği ile de dikkat çekiyor. Sürpriz hediyeli Quiz şovları ve tüm gün süren X-BOX turnuvası da,

140

Hi-Tech Mayıs’12

gününüzü neşelendirecek etkinlikler arasında yer alıyor. Özel alanda deneyimleyebileceğiniz yeni nesil Samsung Smart TV, bildiğimiz televizyon izleme alışkanlıklarını kökünden değiştiriyor. Ses ve hareket ile kontrol edilebilen yeni Samsung Smart TV’de açma ve kapama komutlarının yanı sıra; ses alçaltma, yükseltme, kanal değiştirme gibi tüm komutları, oturduğunuz yerden sözlü olarak veya el hareketiniz ile verebiliyorsunuz. Yeni Smart TV içerisinde yer alan Samsung Smart Sinema; Warner Bros., RHI Entertainment ve Walt Disney’in birbirinden keyifli film, dizi ve çizgi filmlerini de sunuyor. Smart TV standında siz de çocuklarınızla birlikte, Warner Bros. karakteriyle fotoğraf çektirebilirsiniz. Stantta gerçekleştirilecek EFES Ponpon Kızları ve özel dans gösteriyle, yeni Samsung Smart TV’nin eğlenceli dünyasına bir adım daha yaklaşacaksınız.



Gündem

Novatel Haberleşme Yüzde 15’lik

Büyüme Hedefliyor Novatel Haberleşme, 2012’de iş ortaklarına olan desteğini artırıyor.

142

Hi-Tech Mayıs’12


Gündem

Motorola Telsiz Sistemleri Türkiye distribütörü Novatel Haberleşme, 2012 hedefleri ve Türkiye pazarında satışını yapacağı yeni ürünleri tanıtmak üzere iş ortaklarıyla bir araya geldi. Novatel Genel Müdürü Cem Ankara, bu sene iş ortaklarına olan desteklerini artıracaklarını ve yüzde 15’lik bir büyüme hedeflediklerini açıkladı. Novatel Haberleşme iş ortaklarını İstanbul Plaza Hotel’de düzenlenen iki günlük bir etkinlikte ağırladı. Etkinliğe Novatel’in İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Adana ve Malatya gibi farklı illerinde faaliyet gösteren iş ortakları katıldı. Toplantılarda geçtiğimiz yılın kısa bir değerlendirmesini yapan Novatel Genel Müdürü Cem Ankara, 2011’in kendileri için olumlu değişimlerin yaşandığı bir dönem olarak geçtiğini söyledi: “Yaptığımız çalışmalarla 2011 yılında Bilişim 500 sıralamasında bir önceki seneye göre 31 basamak birden yükseldik. Farklı sektörlerde faaliyet gösteren ve telsiz iletişimin çok önemli bir yere sahip olduğu kurumlarda gerçekleştirdiğimiz projelerle dijital (sayısal) telsiz sistemlerine geçişi sağladık. Bu projeler sayesinde artık birçok kurum her koşulda kesintisiz ve yüksek kalitede ses iletişimi, veri transferi, yazılı mesaj, yüksek güvenlikli görüşme, filo takibi gibi farklı özellikleriyle

dikkat çeken ve birçok ihtiyacı aynı anda sağlayan sayısal telsiz sistemlerine uygun maliyetle kavuştu. Ayrıca Scada, otomasyon, kamera güvenlik sistemlerinin kablosuz haberleşmesi gibi kablosuz geniş band uygulamalarında önemli uygulamalar kurduk ve devreye aldık. Özellikle bu alandaki potansiyel pazarda iyi bir yer edinmeyi amaçlıyoruz.” Cem Ankara, Novatel’in kendi satış ekibine ek olarak Türkiye’nin farklı birçok ilinde yer alan güçlü iş ortaklarının özverili çalışmalarıyla, bugüne kadar birbirinden başarılı proje ve satış gerçekleştirdiklerini; 2012 yılında iş ortaklarına olan desteklerini artıracaklarını vurguladı: “Kurulduğumuz günden bu yana ülkemizin birçok köşesinde bizi temsil eden iş ortaklarımızla hep çok yakın çalışmaya gayret ettik. Çünkü, biliyoruz ki ancak iş ortaklarımızın desteğiyle Motorola’nın son teknoloji ürünleri ve Novatel deneyimini her noktaya ulaştırabiliriz. Bugüne kadar yaptığımız çalışmalarımızda en büyük yardımcımız olan iş ortaklarımıza yönelik desteğimizi bu yıl daha üst seviyelere taşımayı hedefliyoruz. Bu kapsamda da hem onlarla daha sık bir araya gelmeyi hem de gelişmelerle ilgili daha fazla bilgilendirme yapmayı ve gereken tüm teknik desteği de sağlamayı hedefliyoruz.” Hi-Tech Mayıs’12

143


Kısa

Kısa Turizminin Kalbi Ankara’da!

Prontotour 2011 raporunu açıkladı Prontotour’un gerçekleştirdiği operasyonlar ve yarattığı yurtdışı trendler ışığında 2011 yılını değerlendirdi. 2011 yılında 60 bin kişiyi oluşturduğu tur paketleri ile yurtdışına götüren Prontotour, 2012 hedefini 70 bin kişi olarak belirledi. Yurtdışı operasyonlarının yanı sıra yurtiçinde de etkinliğini arttıran Prontotour, 2012 yılında yurtiçi hedefini 8 bin kişi olarak belirledi. Prontotour Yönetim Kurulu Başkanı Ali ONARAN yaptığı konuşmasında; “2011 yılında gerçekleştirdiğimiz %10 ‘luk büyümenin verdiği güç ile 2012 yılında %15 büyümeyi hedefliyoruz” dedi.

METEX 2012 Fuarı, bu yıl tüm Orta Doğu ülkelerini turizm ekseninde bir araya getirerek, turizmde yeni olanaklar, yeni işbirlikleri yaratacak. Kuzey Afrika'dan, Arap Yarımadası'na, geniş coğrafyadaki turizm hareketlerinin tartışılacağı ve geleceği şekillendirmek için yeni adımların atılacağı fuar, turizm endüstrisi için önemli bir buluşma noktası olacak. METEX 2012 Fuarı ve konferansının teması; 'Turizmi çeşitlendirerek 12 aya yayacak inovatif fikirler, alternatif turizm çeşitleri ve Orta Doğu ülkeleri ile yeni iş birliği olanakları. Dünyada değişen turizm hareketlerinden haberdar olmak ve yeni pazarlardan istifade etmek için orta doğu acentalarının turizm profesyoneli ve yüzlerce Türk turizmcinin buluşacağı bu etkinlik, 80 bin metrekarelik kullanım alanı, 10 bin metrekarelik fuar ve sergi salonları bulunan Ankara Ticaret Odası Kongre Merkezi 'Congresium'da gerçekleştirilecek.

Kültür turlarında sigortalı erken rezervasyon Turizm şirketlerinin, 2010 yılında başlattıkları iptal ve iade sigortaları, yaptırdıkları erken rezervasyonları son dakika aksaklıkları yüzünden iptal ettirmek zorunda kalanların hayatını kolaylaştırıyor. Koşulsuz ve kesintisiz iptal ve iade garantisi, ekonomik erken rezervasyon seçeneğini daha da çekici kılıyor. Bilgi İçin: www.teoritekstil.com.tr

ÖZÜR ve DÜZELTME Geçen sayımızın 14. sayfasında bulunan Kristal Endüstriyel Genel Müdürü Ramazan Kaynakçı resminin resim altı sehven Ramazan Türk olarak çıkmıştır. Düzeltir, özür dileriz.

144

Hi-Tech Mayıs’12




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.