Hi-tech Dergisi Nisan Sayısı

Page 1







Editor Zirveye Doğru Türkiye 2011 yılında ihracatta 135 milyar dolar ile önemli bir rekorun altına imzasını attı. 2012 yılı hedefi ise 150 milyar dolar. Türkiye'nin son dönemde sadece endüstriyel mutfakla ilgili ihracatı 1,3 milyar dolar. Mutfağın bütününe dikkate alındığında Türkiye'de eviyle, oteliyle, restoranıyla yaklaşık 4 milyar dolarlık bir mutfak endüstrisinin varlığından söz edilebilir. Yıllık 30 milyon turist ve 18 milyar dolarlık bir turizm geliri de düşünüldüğünde rakamlar Türkiye’nin nasıl bir gelişim süreci yakaladığını daha net ortaya koyuyor. Türk turizmi şu an dünyada 7’nci sırada. Endüstriyel mutfak sektörü ise global anlamda 3 büyüklerden biri. Bu ivmenin sürebilmesi içinde mevcut yatırımların desteklenmesi ve inovasyona gereken önemin verilmesi şart. Dünya pazarlarında doğru plan ve stratejilerle açılarak marka bilincinin yerleşmesiyle zirveye oynamak en azından sektörümüz için hiç hayalci bir hedef değil. CNR Expo'da düzenlen 20'nci Ağırlama Teknolojileri Fuarı Hostech by TUSİD, doğru adımlarla nerelere ulaşılabileceğinin kanıtı gibiydi. Dünya pazarlarında aranılan bir isme sahip olan, geliştirdikleri yeni teknolojiler yakından takip edilen Türk firmaları ürünlerini sektör profesyonelleriyle paylaştı. Organizasyonun alan açısından da konusunda Avrupa’nın en büyük ikinci fuarı oldu. HI-TEC Dergisi olarak Hostech by TUSİD sırasında tekrar TUSİD Yönetim Kurulu Başkanlığı’na seçilen Uğur Atalay’a da yeni döneminde başarılar diliyoruz.

Towards the top Turkey realized a record volume of exports as 135 billion dollars in 2011. The target of the current year, on the other hand, is 150 billion. Only industrial kitchen equipment exports of Turkey amounted to 1.3 billion in recent times. When all items related to the kitchen industry of homes, hotels and restaurants are considered, Turkey’s exports would be estimated around 4 billion dollars. When the income figure of 18 billion dollar attained from 30 million tourists is also considered, Turkey’s fast development becomes clearer. The Turkish tourism industry ranks seventh in the world. The industrial kitchen of the Turkish industry is in top-three in the world rank. This trend can continue if the current investments are supported and innovation is given priority. To challenge for the top end, building up brands and determining and applying right policies will be enough for our sector. 20th Hospitality Technologies Fair Hostech by TUSID held at CNR Expo posed as a proof of what could be achieved with the right strides. Turkish companies sought after in the world markets showcased their latest technology products for the professionals in this important fair. The organization has become the second largest of Europe from the standpoint of space. We, as Hi-Tech Magazine, wish success to Ugur Atalay, who was elected as chairman of the board of TUSID during Hostech by TUSID.

Uğur DÜNDAR

GRUP BAŞKANI H. FERRUH IŞIK

YAYIN DANIŞMANLARI Prof. Dr. HÜSNÜ GÜNDÜZ Prof. Dr. MUHAMMET ARICI Prof. Dr. İSMAİL KAYA Doç. Dr. MEHMET ALİ ÖZBUDUN T. YÜCEL DEREYAYLA FİKRET ÖZDEMİR YAYIN EDİTÖRÜ UĞUR DÜNDAR ugur.dundar@img.com.tr

REKLAM KOORDİNATÖRÜ EMİR ÖMER ÖCAL emir.ocal@img.com.tr REKLAM MÜDÜRÜ EDA ŞİŞİK eda.sisik@img.com.tr REKLAM DANIŞMANI SERDAR ÖZCAN serdar.ozcan@img.com.tr

İLETİŞİM MAGAZİN GAZETECİLİK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. ADINA İMTİYAZ SAHİBİ ve SORUMLU GENEL YAYIN MÜDÜRÜ MEHMET SÖZTUTAN

HABER SERVİSİ MÜNEVVER ÇAKIRTAŞ munevver.cakirtas@img.com.tr ASYA ORHAN asya.yaran@img.com.tr

SANAT YÖNETMENİ ve B.SORUMLUSU İSMAİL GÜRBÜZ ismail.gurbuz@img.com.tr

GENEL MÜDÜR YARDIMCISI AHMET KIZIL

KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ EBRU PEKEL ebru.pekel@img.com.tr

GRAFİK ERDEM MERMER erdem.mermer@img.com.tr

DIŞ İLİŞKİLER YUSUF OKÇU yusuf.okcu@img.com.tr MUHASEBE ve FİNANS MÜDÜRÜ MUSTAFA AKTAŞ mustafa.aktas@img.com.tr ABONE ve DAĞITIM NURTEN DEMİR nurten.demir@img.com.tr

ADRES 29 Ekim Caddesi No:23 34197 Yenibosna / İSTANBUL - TÜRKİYE Tel.:+90.212 454 25 00 Faks:+90.212 454 25 98 web: www.hi-tech.com.tr e-mail: info@img.com.tr İRTİBAT BÜROLARIMIZ BURSA +90.224 211 44 50-51 KONYA +90.332 238 10 71

CTP - BASKI İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. 29 Ekim Cad. No:23 34530 Yenibosna/İSTANBUL +90.212 454 30 00

Hotel Restaurant Food Hi-Tech Dergisi’nde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. Hotel Restaurant Food Hi-Tech Dergisi’nin bütün yayın hakları İletişim Magazin Gazetecilik San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yayg›n süreli bir yayın olan Hotel Restaurant Food Hi-Tech Dergisi ayda bir yayınlanır.



indeks 8 Hostech by

TUSİD’in Ardından

20 Geçmişten Günümüze Pişirme Teknikleri

28 İstanbul’un Tarihi Pastaneleri

68 Maldivlerde Türk İmzası

32 Esas Holding Gıda Gru- 76 Unesco’nun bu’nun Atılım Yılı 2012 Dünya Mirası 44 Tek Kullanımlık Otel Ürünleri

52 Türkiye Berlin’de Tanıtıldı

80 Yavru Vatan: KIBRIS 102 Minik Şefler Geliyor İlk Le 88 Türkiye’nin Meridien Oteli 106 Akdeniz Mutfağı Yelken Açıyor

64 Seramiğin Geleceği

Aydınlatma ile 94 LED Faturalar Düşüyor

AKTİF ISI .......................................15

GİGANT .........................................35

METROGROSS ..............................17

ALBAYRAK TENTE .......................55

GLOBAL .........................................61

MEY TEKS......................................99

ALVEO .........................................107

HOTEL SHOW .....................124-125

ÖZTİRYAKİLER .............................25

ART MİMARLIK ............................87

INOKSAN.......................................23

PORLAND......................................11

BİG BARON .................................109

IPACK GIDA.................................113

SAĞBİL.........................................128

BİSAN...........................................123

İZMAK............................................75

SAREV ............................................39

BODRUM FUAR ..........................115

KERVAN.........................................29

SELİNOKS....................................127

ELEKTROLUX................................19

KILIÇLAR.......................................79

SETTE HOME................................65

EMPERO ........................................93

KNORR.............................................5

SİLTER .........................................121

ENDER TEKSTİL .................118-119

KRİSTAL ENDÜSTRİ ...................2-3

TÜRMAK........................................93

ENTA ..............................................43

KUZULUK....................................117

ÜÇGEN...........................................71

ESJİM...........................................103

LİDER ÇİKOLATA..........................59

VERVE............................................49

GALERİ KRİSTAL .................Ö.K.İ.-1

LİPTON ............................................7

VİP OTEL .......................................13

Teknoloji Artık 116 Akıllı Mutfaklarda

reklam

indeksi



Fuar

Sektör Gücünü Hostech by

TUSİD’de Gösterdi CNR Expo'da 20'nci kez düzenlenen Hostech by TUSİD Fuarı'nın açılışına TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, TUSİD Başkanı Uğur Atalay, İMMİB Başkanı Tahsin Öztiryaki, CNR Fuarcılık'ın Sahibi Ceyda Erem, Sine Fuarcılık Genel Müdürü Gürkan Sekmen ile TUSİD Yönetim Kurulu Üyeleri ve fuarda katılımcı olarak yer alan firmaların temsilcileri katıldı. Fuar ve sektörün son durumuyla ilgili profesyoneller şu değerlendirmeleri aktardı:

TUSİD Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Atalay: “Uluslararası markalara ihtiyacımız var” “TUSİD'in bu yıl kuruluşunun 20'nci yıl dönümü. Aynı zamanda 20'inci kez TUSİD Fuarı’nı düzenliyoruz. Bir başkan olarak bu bana nasip olduğu için çok mutlu olduğumu belirtmek istiyorum. Tam iki sene süren uğraş sonucu bugün tüm sektörel firmalar kendilerini geliştirerek bu görmüş olduğunuz Avrupa'nın ikinci büyük fuarını düzenledik. Özellikle üretici ve satıcı bütün firmalara derneğimize ve fua-

8

Hi-Tech Nisan’12

rımıza olan desteklerinden dolayı teşekkür ederim. Biz 10 sene önce Avrupa'nın en büyük ikinci fuarı olma hedefi koymuştuk. Bugün bunu başarmanın mutluluğunu yaşarken Türk insanının çalışarak azimli, kararlı ve istikrarlı şekilde doğru örnekleri takip ederek neleri yapabileceğini tüm dünyaya gösterme fırsatını bu fuarda kazanmış bulunuyoruz. Bugün dünya endüstriyel mutfağında söz sahibi olabilmenin önündeki önemli argümanlar olan yetişmiş personel, vizyon, sermaye birikimi ile hazır olan sektörümüz zayıf halkamız olan uluslararsı marka oluşturma hususunda da önemli adımlar atmalıdır. Bugün bu adımlar atılıyor fakat hepimize bu yönü başkan olarak göstermek durumundayım. Uluslararası markalar oluşturursak bu sektörü Avrupa'da ve dünyada çok daha ileriye götürebiliriz. Bunları yaparken, üreticiler olarak kaliteyi takip ederken, fuarcı kuruluşlara da istikrarlı olmak, devletimize de yaptığı desteklerin yanında diğer ülkelerin, özellikle hantallığa düşmüş Avrupa ülkelerinin hangi konularda hantallığa düştüğünü saptayıp o yasa ve


Fuar 20'nci Ağırlama Teknolojileri Fuarı Hostech by TUSİD, CNR Expo'da düzenlendi. 22 bin metrekare stand alanında gerçekleştirilen fuar bu özelliğiyle Avrupa’nın en büyük ikinci fuarı konumuna ulaştı. Şu anda derneğimiz üyesi olan 148 firma yaklaşık 400 milyon dolar civarında ihracat yapıyor. Türkiye'nin sadece endüstriyel mutfakla ilgili ihracatı 1,3 milyar dolar. Bunun içerisinde soğutucular, dondurucular gibi bizim derneğimizin üyesi olmayan firmaların da oluşturduğu bir ihracat rakamı var. Umarım onlar da bizim aramıza gelecekler. Mutfağın bütününe bakarsak Türkiye'de eviyle, oteliyle, restoranıyla yaklaşık 4 milyar dolarlık bir mutfak endüstrisi var. Dolayısıyla biz şu anda kendisini ispat etmiş bir sektörüz. Cari açığı olmayan bir sektörüz. Bundan sonraki yıllarda Türkiye'de iyi üretim yapan bir iş kolu oluşturmak ve bu ürünleri doğru yapan firmalardan oluşan bir sektör olmak istiyoruz. Dünyada sektörlerin olmadığı yere müşteriler gelmezler. Eğer biz endüstriyel mutfak sektörünün varlığını hissettirebilirsek dünyadaki bütün alıcılar buraya gelirler.”

Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi: “2023 yılında hedefimiz 50 milyar dolar ” “Gerek derneğin gerekse fuarın 20'inci yılını kutlaması Türkiye ve sektör için oldukça önemli. uygulamaların Türkiye'ye yerleşmesini önlemek bence devletimizin bize katacağı en önemli şey olacaktır."

İMMİB Başkanı Tahsin Öztiryakiler: “Cari açığı olmayan bir sektörüz" "İlk fuarımız Hilton otelinin balo salonundaydı. Yaklaşık 400 kişinin oturup yemek yediği bir salonda biz ilk fuarımızı yapmıştık. Tabii o yıllardaki heyecanımız ve bu işe bakışımızı fuarlarımızı daha büyük yapabilmek amacıyla 5 arkadaşın bir araya gelerek kurduğu bu dernek bugün 45 bin metrekare alanda, 22 bin metrekarelik stand alanıyla bence çok önemli bir başarıya imza atıldı. Çok net söyleyebiliriz; Avrupa'nın ikinci büyük endüstriyel mutfak fuarıyız. Bu metrekareler ile de ölçülebilecek bir şey değil. Biz aslında Avrupa'da İtalya'dan sonraki ikinci mutfak imalatçısı firmayız. Şu anda bu sektörün en çok ilgi çeken ülkesiyiz. Çin'den İtalya'ya kadar arada durulacak tek nokta, Avrupa'ya ihraç yapacak tek nokta biziz. Geçmişte Avrupa'nın Çin'i olarak görülen Türkiye artık Avrupa'nın İtalyası durumunda. Bizler artık altyapısıyla, yardımcı malzeme ve destek birimleriyle sektörde her şeyi tamamladık. Sermaye birikimi oldu. Artık Türkiye'den markalar çıkaracağız. Yeni tasarım ve Ar-Ge'ler ile dünyaya hem kendi mutfak kültürümüzü hem de sanayimizi götüreceğimizi düşünüyorum.

Özellikle fuara destek veren dernekleri görünce birlik ve beraberliğin nelere kadir olduğunu bir kez daha gördük. Türkiye ihracatta 2011 yılında önemli bir rekorun altına imzasını attı. 2008 yılında krizde ihracatımızda kayıplar yaşadık ama 2011 yılında 135 milyar dolarla yeni bir rekor kırdık. Hedefimiz bu yıl 150 milyar dolarlık ihracat. Özellikle altını çizmek istediğimiz sektörlerden biri sizin sektörünüz çünkü sektörün 1,3 milyar dolarlık ihracatı var. Bu fuarın Avrupa'nın ikinci büyük fuarı olması da ihracat konusunda önemli katkı sağlayacak. Özellikle turizm sektöründe bu yıl 30 milyon turist 18 milyar dolarlık bir turizm geliri sağladı. 2023 yılında hedef bu geliri 50 milyar dolara çıkarmak. Bunun için de mutlaka yeni yatırımlara ihtiyaç var. Öncelikle sektörün Türk ürünlerini kullanmada özellik, çaba ve gayret içinde olması gerçekten önemli. Çünkü Türk turizmi şu anda dünyada 7. sırada. Bununla gurur duyuyoruz. Şu an Türk turizmi yeni markalar çıkarıyor. 2 hafta önce Rixos'un Dubai'deki yatırımı olan otelin açılışına turizm bakanımızla birlikte katıldık. Birçok ülkede yapılan yatırımlarla Türkiye yeni markalarıyla uluslar arası arenada yer almaya devam ediyor. Aynı şekilde turizmin gelişmesiyle bu sektörde de gelişimin paralel ilerlemesi bize önemli avantajlar sağlayacak. Çünkü bir ülke hangi konuda avantaja sahipse diğer ülkeler, kullanılan ürünleri yakından takip ediHi-Tech Nisan’12

9


Fuar

yor. O yüzden bu konu çok önemli. Avrupa ülkeleri içinde Türkiye son derece önemli bir konuma sahip. Özellikle cari açık konusunda açık vermeyen bir sektör o yüzden bu sektördeki firmaları tebrik ediyorum. Cumhuriyetimizin 100. yıldönümünde 500 milyar dolar hedefimiz var bu hedefler içinde bizim tasarıma ve inovasyona yeni yatırımlara ihtiyacımız var. Bunlar olmadan marka olmak mümkün değil. Marka ve tasarım konusunda önemli teşvikler var. Tahsin Öztiryaki başkanlığında tasarım yarışmaları yapılıyor. Bu yıl 17 sektörde tasarım yarışmaları 7 sektörde proje ve Ar-Ge çalışmaları olacak. Bu da büyük farklılıklar ortaya koyma konusunda önemli bir adım. Bunları destekliyoruz. Son olarak birliğinin yapmış olduğu tasarım meslek lisesi oldukça önemli. Bu yıl eğitime başlayacak. Tebrik ediyorum, sektörümüze ve Türkiye'ye önemli katkı sağlayacağını düşünüyorum.

Sine Fuarcılık Genel Müdürü Gürkan Sekmen: “Avrupa'nın en büyük fuarı” Fuara ilişkin pazarlama ve tanıtım çalışmalarından söz eden Gürkan Sekmen şunları kaydetti: "Bu sene sektöründe Avrupa'nın ikinci büyük fuarı olan 20'inci Ağırlama Teknolojileri Fuarı, CNR ve TUSİD ekiplerinin bir yılı aşan özenli çalışmasının eseridir. Bu sayede fuarımız bir önceki fuarın iki katına çıkarak Avrupa'nın en büyük fuarı olmuştur. Fuarımızı bu seviyeye getirmek için derneğimizle birlikte ortak akılla alın terimizi akıtarak hazırlandık. Fuarı 45 bin sektör profesyonelinin ziyaret etmesini bekliyoruz. Bir sonraki fuarımızın metrekaresini büyüterek 40 bin olarak belirledik. Amacımız bu

10

Hi-Tech Nisan’12

fuar biter bitmez çalışmalara hızla başlayarak önce Avrupa'nın sonra da dünyanın bu alandaki en büyük fuarlarından biri olmak istiyoruz."

Son Teknolojiler ve Yeni Ürünler Otel, restoran, endüstriyel mutfak ve gastronomi alanında Avrupa’da söz sahibi fuar haline gelen Hostech by Tusid 20’nci Ağırlama Teknolojileri Fuarı kapsamında, su ve elektrik tasarrufu sağlayan mutfak gereçlerinden doğalgazla çamaşır makinelerine, son trend yemek takımlarından pratik çözümler sunan alat/edevata kadar çok geniş bir yelpazede ürünler sergilendi. Fuar kapsamında konaklama sektörüne dönük ürünler üreten pek çok firma yeni ürünlerini tanıttı. Türkiye'nin endüstriyel mutfak ihracat hacmi 1,3 milyar dolara ulaştı. Sektörün Türkiye'deki büyüklüğü ise 4 milyar dolara ulaşmış durumda.

Uğur Atalay Yeniden TUSİD Yönetim Kurulu Başkanı Fuar kapsamında Endüstriyel Mutfak, Çamaşırhane, Servis ve İkram Ekipmanları Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TUSİD) Başkanlığı’na Uğur Atalay tekrar seçildi. Atalay, yeni yönetimiyle iki yıl daha görevini sürdürecek.



Fuar

AR YILDIZ YALIN YÖNTER

AVAPLASTİK HAKAN ve MUSTAFA AKTAŞ

ÇÖZÜM HAKAN BAYKAL

ENTA HOTEL VE HAST. EKP. NAZIM ÇINAR

12

FRENOKS ENDÜSTRİYEL BURAK İNCEÇAM Hi-Tech Nisan’12

ATALAY MUTFAK GEREÇLERİ UĞUR ATALAY

CANCAN MAKİNA TUNÇ ÖZÜUĞURLU

ELECTROLUX A.Ş. SEMİH ORCAN

EVİNOKS COŞKUN İRFAN

GASTROMUTFAK EMRE KÖROĞLU



Fuar

GİGANT END. MUTFAK OSMAN AYABAKAR

İZMAK TURİZM SANAYİ TURGAY CEYLANİ

KAPP AHMET GÜRKAYNAK

MAKPA DIŞ TİC. ve PAZ. ALİ SÖZMEN

14

MUNDO AHŞAP AHMET KAYA Hi-Tech Nisan’12

İNOKSAN A.Ş. VEHBİ VARLIK

JUMBO RAMAZAN TÜRK

KRİSTAL ENDÜSTRİ RAMAZAN TÜRK

MİELE CEM OTLU

MUTAŞ GROUP MURAT KUZUCU



Fuar

ÖZEN TASARIM BORA PEHLİVANLI

RATIONAL VELİ CANTÜRK BOYACI

TOLON LTD.ŞTİ. ÖMER TOLON

VERVE END. MUTFAK MURAT KARATAŞ

16

YEŞİLYAYLA BIÇAKLARI ÖMER PİRGE Hi-Tech Nisan’12

ÖZTİRYAKİLER DİLEK ÖZTİRYAKİLER

S 2000 MUTFAK SEDAT AYDIN

ÜÇGEN END. MUTFAK TAŞKIN SAKLICA

WINTERHALTER ERSİN AKTÜRK

YILMAZ ET MAKİNALARI YILMAZ İSKENDER BİKLİÇ



Gündem

Fırıncılıkta son teknolojiler

İstanbul’da buluşuyor Türkiye’nin en kapsamlı ve Avrupa’nın 3. büyük fırıncılık teknolojileri fuarı; Messe Stuttgart Ares Fuarcılık tarafından düzenlenen IBATECH 2012, 12-15 Nisan tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde ( CNR Expo ) Hall 1, Hall 2, Hall 4’de düzenlenecek. Fuar; EKMADER Ekmek ve Unlu Mamül Makinaları Sanayicileri Derneği, GIDAKAT Gıda Katkı ve Yardımcı Madde Sanayicileri Derneği tarafından desteklenmektedir. Ekmek, pasta, unlu mamuller, dondurma ve çikolata endüstrisinin son yeniliklerinin yer alacağı fuarda; 270’in üzerinde firma şimdiden katılımlarını gerçekleştirdi ve fuar hazırlıkları kapsamında davetiyelerini ziyaretçilerine ulaştırmayı tamamladı. Fuar tanıtım çalışmaları kapsamında Türkiye genelinde ve yurtdışındaki temsilciliklerimizde 75.000 davetiye, 25.000 fuar afişi dağıldı. Yurt içi ve Yurtdışı sektörel dergiler de, aktüel dergiler de ve diğer basın yayın organlarında fuar tanıtımı devam etmektedir. Ayrıca fuarda katılımcı firmaların sponsorluğu ile yapılacak pastacılık yarışması fuara farklı bir lezzet katacaktır. Yarışmaya katılacak dünyaca ünlü pasta ustaları aynı zamanda eğitim amaçlı seminerler de verecektir. IBATECH 2012’ ye 4 kıtadan ve 10 ülkeden firmalar katılıyor. Şu ana kadar fuara katılan ağırlıklı ülkelerin arasında; ABD, Almanya, İtalya, Fransa, Yunanistan, Belçika, İsviçre’ den 30’ un üzerinde firma katılım gerçekleştirdi. Türkiye’nin küresel anlamda en önemli oyunculardan biri olduğu ekmek, pasta, dondurma ve çikolata teknolojileri tüketim oranı hızla artıyor. Bazı yabancı katılımcı firmalar, Türkiye’de yatırım fizibilitesi yapıyor. Sektörel anlamda dinamik bir pazara sahip Türkiye, sektörün makro ciro çıtasını yükselten IBATECH fuarlarındaki yabancı katılımcı ve ziyaretçisi ile fuara oldukça fazla önem veriyor. Özellikle yerli ihracatçı firmaların

18

Hi-Tech Nisan’12

beklentileri yüksek…2010 yılında; 3 salonda 25.000m² de 280 firmanın katılımı ile açılan fuarda, 44.556 ziyaretçisi sektörle buluşmuştur. 2012 yılı fuar hazırlıkları kapsamında yapılan çalışmalarda 90.000 ziyaretçinin fuarı ziyaret etmesi beklenmektedir...

‘’Ibatech fuarı ihracatçıya kapı açıyor’’ Markalaşmanın ve bayilik sisteminin son birkaç yıldır gelişmeye başladığı sektörde, makine ihracatının yanı sıra bazı firmalar yurtdışında perakende mağazalar kurmaya başladı. Türkiye ekmek, pasta, çikolata, dondurma teknolojileri sektöründe en çok ihracatı Rusya, Arap Ülkeleri, Türki Cumhuriyetler ve Balkan ülkelerine yapıyor. IBATECH 2012 fuarı bölgesel anlamda sektörün en etkili pazarlama etkinliği olduğundan; Türk ihracatçısı için çok önemli bir platform teşkil ediyor. Türk girişimciler dünyanın her ülkesinden siparişler alıyor. IBATECH 2012 alt yapı hazırlıkları bir önceki fuar bitiminden itibaren başlatılmaktadır. Bu doğrultuda ‘’ IBATECH 2012 fuar stand satışlarının, geçmiş yıllara oranla hızla artış göstermesi bölgedeki potansiyeli bir kez daha ortaya koyuyor. Geçmiş yıllardaki katılımcı firmaların dışında, yeni katılan firmaların da sayısı oldukça fazla… IBATECH 2012 yurt içi ve yurt dışı reklam çalışması 2011 yılı ocak ayı itibari başladı ve son 6 aydır daha da ağırlık verildi. Yoğun ilgiden memnunuz salonlardaki yerler şimdiden tükendi.



Kapak onusu Geçmişten Günümüze Pişirme Teknikleri;

Un ve Unlu Mamüller Endüstriyel fırınların temel felsefesi insan ve insan sağlığı olarak karşımıza çıkıyor. Ekmeğini yakından etkiliyor. Ekmek artık teknolojinin gelişmesiyle birlikte artık el değmende hijyenik koşullarda pişirilebiliyor.  Münevver Çakırtaş

20

Hi-Tech Nisan’12


Kapak onusu

Hi-Tech Nisan’12

21


Kapak onusu Dünya’da her geçen gün teknoloji gelişerek değişmesine devam ediyor. Bu durumdan haliyle her alandaki sektör de etkileniyor. Ekmekçilik de gelişmelerden ve değişmelerden etkilenerek günümüzde yeni bir yüzüyle karşımıza çıkıyor. Ekmekçilik sanayisinde un, maya, katkı maddeleri, fırın ve işletme makineleri, nakliye araçları, Ar- Ge çalışmaları, personel eğitimi gibi çalışmalarda da bu sektörde karşımıza çıkan önemli başlıklar olarak sıralanıyor. Her öğün sofralardan eksik olmayan ekmeğin peki üretiminde hangi ekipmânlar kullanılıyor? Unun kalitesi nasıl olmalı, pişirme yöntemleri nasıl olursa daha etkili olur?

22

Hi-Tech Nisan’12

Teknolojik gelişmelerden etkilendi Taş fırınlarda, tandırlarda çeşit çeşit ve farklı lezzetlerde yapılan mis kokulu ekmekler, bugün önemli bir kültürümüzün parçasını oluşturuyor. Günümüzde yaşanan teknolojik gelişmeler, temel gıdalarımız olan ve sofralarımızın vazgeçilmezi ekmeğini yakından etkiliyor. Ekmek artık teknolojinin gelişmesiyle birlikte artık el değmende hijyenik koşullarda pişirilebiliyor.



Kapak onusu Çeşit çeşit ekmek Kısaca ekmeğin geçmişinden bahsetmek gerekirse; insan için çok değerli olan ekmeğin geçmişinin, medeniyet tarihi kadar eski olduğunu biliyoruz. Ekmek, insan bedenin en önemli ve en ekonomik enerji kaynaklarından birisi olup, kişilerin özel durumlarına, alışkanlıklarına, sağlık şartlarına, çalışma şekillerine göre, tüketme miktarı ve ekmek çeşidi olarak değişiklik gösteriyor. Daha önceki yıllarda, sofraların vazgeçilmezi ekmek, sokak arasındaki küçük taş fırınlarda üretilirken, günümüzde yaşanan teknolojik gelişmeler sonucu büyük, tünel tipi fırınlarda, el değmeden üretilmeye başlandı. Ekmek; yapım şekline, içine konulan ilave maddelere, tahıl ununun çeşidine, kullanılan yöntem ile pişirilme şekline göre değişik isimler alır. Ekmek çeşitlerinin dışındaki diğer unlu gıdalar ise başlı başına, başka bir konudur.

Otantik ekmek türleri Anadolu’nun farklı bölgelerinde, yörelerinde ne tür ekmekler pişer? Pişirilme şekilleri nasıldır? Nasıl tüketilir? Yöre insanı açısından taşıdığı önem nedir? Türk toplumunda ise ekmek bir nimettir, kutsal ve vazgeçilmezdir. Onun için türküler söylenmiş, şiirler yazılmış, hikâyeler anlatılmıştır. Geçmişten bugüne ekmeğin Türk toplumunda ve özellikle Anadolu’da yeri baş üstündedir, sofraların baş tacıdır. Ürün yelpazesine; mısır ekmeği, papatya ekmeği, tam buğday ekmeği, köy ekmeği, Alaşehir ekmeği, tahıllı ekmek, Trabzon Ekmeği’ni de eklemiş. Ayrıca, ekmek grubunun yanı sıra pastacılık ürünleri de üretiliyor.

ekmeğinin konuşulabilir hale gelmesinden memnuniyet duyduklarını anlatan İlkbahar, şöyle konuştu: “100 kilogram buğdaydan 65 kilogram un alırız. Geriye kalan yüzde 35'i kepeğe ayrılıp, hayvan yemi olarak kullanılıyor. Buğdayın kepeğe ayrılan kabuk bölgesinde sağlığımız açısından çok değerli vitamin ve mineraller bulunuyor. Biz bunu hayvan yemi olarak kullanmışız. Tam Buğday ekmeğinde ise 100 kilogram buğdaydan 95 kilogram un alıyoruz, bütün vitamin mineraller ekmeğin içinde kalıyor. Şayet tam buğday ekmeği yersek ve Türkiye'de yaygınlaşmasını sağlarsak, buğdaydan en az yüzde 35 tasarruf etmiş olacağız. Türkiye'de yılda ortalama 15 milyon ton buğday tüketildiğini düşünürsek 5 milyon ton buğday tasarruf etmiş oluruz.”

Endüstriyel ekmek nedir? Uzmanlar endüstriyel ekmeğin tanımını, ekmeği oluşturan hammaddelerin kalite kontrolü yapılarak alınması, üretim, ArGe, satış pazarlama yönünden incelendiğinde sağlık, kalite, beğeni ve karlılığı ifade ediyor.

Neden endüstriyel fırın önemlidir? Türkiye’de endüstriyel ekmek üretimi her geçen gün artıyor. Çünkü artık ortaya çıkmıştı ki, endüstriyel fırınlarda üretim, en başta insanımızın sağlığına hizmet ediyor. Günümüzde insanlarımızı bekleyen sayısız hastalıklar vardır. Üretim için artık insan çok önemlidir. Endüstriyel fırınlarda Türkiye’de el değmeden üretim yapılabiliyor.

Fırınların farkı Buğday’dan yüzde 35 tasarruf Ankara Büyükşehir Belediyesi Halk Ekmek Fabrikasının birçok kurum ve kuruluşla ortaklaşa düzenlediği ''Tam Buğday Ekmeği Yaygınlaştırma'' Sempozyumu, 6 Mart Salı günü Rixos Otelinde gerçekleştirildi. Sempozyuma katılan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, tam buğday ekmeğini teşvik ettiklerini belirterek, yeni yayınladıkları Ekmek tebliği ile standart ekmekte kepek oranını artırdıklarını, ekmek satışı yapılan yerlerde ise mutlaka tam buğday ekmeğinin de bulundurulması mecburiyeti getirdiklerini söyledi. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) ekmek israfına yönelik yeni bir çalışma yaptığını da kaydeden Eker, “TMO bununla ilgili bir kampanya hazırlığı yapıyor. Ekmekte israfı önlemeye dönük bir kampanyayı etkin bir şekilde yürütmemiz lazım. Dünyada 7 milyar insan var, her gün 1 milyar insan uykuya aç gidiyor. Yetersiz beslenmeden dolayı her gün binlerce çocuk ölüyor, dünyada 1 milyar insanın aç bulunduğu dünyada, geriye kalan 6 milyar için o dünya asla güvenli bir yer olmaz'' şeklinde konuştu.

Şimdilerde ekmek; profesyonel fırınlarda yapılıyor. Büyük otomatik fırınlarda, teknolojik alet ve ekipmanlarla seri olarak üretiliyor. Bu fırınlar, yarı otomatik ve otomatik olarak katlı ve tünel tipi raylı prensiplerle çalışıyorlar. Genelde fırınlarda Haccp, Hijyen ve Sanitasyon ile Gıda Yönetmenliklerine uygun olması şartı aranabiliyor. Bu noktada fikirlerine başvurduğumuz kişiler, yüksek kapasiteli ve kaliteli, çalışma emniyetli, hijyenik, kolay, ekonomik, aynı kalitede seri üretim yapan endüstriyel fırıncılığı çoğaltarak, standartlaşmanın faydaları ve farkı ortaya çıkartılması gerektiğinin altını özellikle çiziyor.

AB standartlarına uygun mu? Ülkemizde AB uyum yasaları ile birlikte pek çok alanda olduğu gibi gıda alanında da yeni düzenlemeler yapılması isteniyor. Hijyen-Sanitasyon ve Haccp sistemleri; gıda işletmelerinde sağlık kurallarına uygun çalışmanın koşullarının başında; sağlıklı ortam yaratılarak hastalık etmeninden arındırılması olan hijyen ve bu ortamın korunması olan sanitasyon şartları geliyor.

Buğdaydan tasarruf sağlanacak Halk Ekmek Fabrikası Genel Müdürü ve Sempozyum Düzenleme Komitesi Başkanı Ali İlkbahar da tam buğday ekmeğinin yaygınlaştırılmasıyla ilgili uzun bir çalışma yaptıklarının söyledi. İlkbahar, lifli, kepekli, vitamin ve mineralleri bünyesinde bulunduran tam buğday ekmeğinin yaygınlaştırılmasında öncü olduklarını kaydetti. Yıllarca tüketilen tam buğday

24

Hi-Tech Nisan’12

Endüstriyel fırınların genel özellikleri Günümüzde fırınlar özellikleriyle de dikkat çekiyor. Ekonomik, verimli, kolay temizlenebilen, hijyen kurallarına uygun, yüksek kapasite, aynı kalitede seri üretim, çalışma emniyeti, istenen değerleri otomatik ayarlama özelliği, teknik aksanın uygunluğu ve güvenliğinin iyi olması nedeniyle özellikle dik-



Kapak onusu

kat çekiyor. Ekmek üretiminde; eleman özellikleri, araç gereç malzeme, fırın ve fırıncı bazında ayrı ayrı ele alınarak, standartlaşma her kademede yapılıyor. Döner Arabalı Fırınlar: Elektrikli-mazotlu-doğal gazlı ısıtma sistemleri ile dolaylı ısıtılan fırınlardır. Ekmeğin ve un ürünlerinin istenilen özellikte pişirilmesini yaparlar. Pişme süresi gramaja göre değişir, saati ayarlanan fırın, pişme süresi tamamlanınca sinyal veriyor. Kullanılan arabalarla hem kolaylık hem de zamandan tasarruf sağlanıyor. Katlı tip ekmek fırını: Sabit sıcaklığın 240’C civarında olduğu bu fırınlarda taş fırın lezzetinde, 20 dakikada, 500-800 adet ekmek üretilebiliyor. Isı kayıpları azdır. Buhar miktarı ayarlanabilir. Bir de aynı prensiple çalışan pişirme yüzeyinin altına boruların döşendiği ve sürekli buhar verilerek taşların ısıtılmasıyla kullanılan borulu (Taban) fırınlar vardı. Tünel Tipi Ekmek Fırınları: Tünel fırın, esas endüstriyel anlamlı olan sanayi fırınıdır. Günde 50 bin ve 150 bin adet ekmeğin üretilebildiği, taş (granit) veya tel bantlı, yakıttan tasarruflu, az insan gücüne ihtiyaç duyulan, ekonomik, hijyenik, isteğe bağlı otomatik ya da yarı otomatik ekmek üretim hatları olan fırınlardır. Doğal gaz, mazot, v.b yakıtlarla

26

Hi-Tech Nisan’12

çalışıyor. Çalışma emniyeti, ısı, baca, buhar ve gaz güvenliği çok iyidir.

‘Sağlıklı’ ekmek şart! Ülkemizde son yıllarda yapılan araştırmalar, hastalıkların çok hızlı şekilde arttığını gösteriyor. Bu durum dikkate alındığında, hastalıkların ortaya çıkmasında ise tüketilen besinlerin önemi ortaya çıkıyor. Sağlıksız beslenmenin en önemli sebeplerinden biri; sağlıksız besin tüketimi, diğeri; dengesiz beslenmedir. Gıdaların üretiminde kullanılan kimyasal karakterdeki bitki ilacı, gübre ve hormonlar, yiyeceklerimizin doğal yapısını önemli ölçüde bozmuştur. Bunlara ilaveten genetiği değiştirilmiş gıdalar ve kimyasal koruyucuların yaygınlaşması, konuyu daha vahim hale getirmiştir. Ekmek de bu saydığımız olumsuzluklardan etkileniyor. Tüm dünyada ve özellikle ülkemizde ekmek, günlük beslenmemizin en önemli gıdası durumundadır. Bu bakımdan beslenme ile ilgili bir sorun araştırılırken konuya ekmekten başlamak gerekiyor. Ekmeğin önemli rol oynayabileceği sağlık sorunlarını sıralayacak olursak; bunların başında obezite geliyor. Son yıllarda obezitenin çok önemli bir sorun olduğu yapılan araştırmalarda görülüyor.


Kapak onusu Puratos, cheese cake ve ekmekte devrim yaptı

Tarım sektörü büyüyor Yapılan araştırmaları size kısaca şu şekilde aktarıyoruz: 2002’ye göre 2009’da tarımsal GSYİH 23,7 milyar $’dan 50,8 milyar $’a yükselerek 2,2 kat, tarımda kişi başına milli gelir de 1.000 $’dan 2.870 $’a yükselerek 2,9 kat artmıştır.

Eğitim çok önemli Endüstriyel fırınlar, ekmek üretimi ve gıda güvenliği konularındaki eğitimlerde de öncü rol üstlenmelidir. Bu eğitimler üniversiteler, meslek yüksek okulları ve kurslar aracılığı ile yapılabiliyor. Genel olarak bakıldığında endüstriyel fırınlar bünyelerinde gıda mühendisi çalıştırmaya istekliler ve bunun avantajlarını da görüyorlar.

Ekmek sanayiciliği İstihdam açısından oldukça geniş bir sektördür. Hijyen Yönünden Değerlendirme; Bugün, Türkiye’de ekmek üretimi yapan küçük ve orta kapasiteli ekmek üretim yerlerine dikkatli bir şekilde bakacak olursak, Endüstriyel olarak ekmek üretimi yapan fabrikalara göre hijyen açısından bazıları zayıf kalıyor.

1919 yılında Belçika'da kurulan 91 yıllık köklü bir firma olan Puratos, 109 ülkedeki satış ağı, 58 fabrikası ve 5000’den fazla çalışanıyla iş ortaklarına kaliteli ekmek, pasta ve çikolata hammaddesi üretiyor. Türkiye’de 1987'den beri yüksek kalite standartlarında ürettiği ürünleriyle fırınlara ve pastanelere en iyi çözüm ve servisi sağlayan Puratos, insan sağlığına verdiği önemle dikkat çekiyor. Puratos aynı zamanda, fırınlar, pastaneler ve endüstriyel müşterilerinin özel taleplerine uygun geliştirilmiş çözümler sunuyor. 24 senedir Türkiye’de faaliyet gösteren Puratos ekmekçilik, pastacılık ve çikolata hammadde üretiminde faaliyet gösteriyor. Puratos dünyada bu üç alanda faaliyet gösteren tek şirket olma ayrıcalığın sahip. Ekmek, pasta ve çikolata hammadde üretimi alanında yenilikçi ürünleriyle sektörde fark yaratan dünyanın lider üreticilerden Puratos, ekmekçilik ve pastacılık alanında yeni ürünlerini Avrupa'nın en yüksek binası olan Sapphire İstanbul'un seyir terasında gerçekleştirdiği lansmanla sektörün beğenisine sundu. Ekmekçilik alanında, kolay ısırabilme ve çiğneme, uzun raf ömrü, daha fazla yumuşaklık ve kullanım kolaylığı sağlayan “Soft'r Snack” ekmek miksi ile, çıtır kabuklu ekmek yapma fırsatı veren ve bir miksle 40 farklı reçeteye uygulanabilen “Easy Ciabatta” ürünü görücüye çıktı. Puratos etkinlikte, dünyanın 10 ülkesinde en çok tüketilen ekmekleri de misafirlerin tadımına sundu. Amerikan simidi Bagel'in yanı sıra Fransız bageti ve kruvasanı, İspanyol Bolla Gallega ekmeği, İtalyan Ciabatta, Foccacia ve Pugliese köy ekmeği, Romanya Cozonac ekmeği ve Belçika Craquelin şekerli ekmeğine kadar pek çok çeşit yer aldı. Belçika'dan gelen pastacılık ustası Serge Gandossi misafirlere eşsiz lezzette uygulamalı cheese cake sunumu yaptı. Puratos Türkiye Genel Müdürü Başar Kılıç, açılış konuşmasında şunları söyledi; "Pazar trendlerine baktığımızda tüketiciler, yöresel ürünleri keşfetme arzusu içerisindeler. Dünyanın farklı ülkelerine gittiklerinde yeni tatlar keşfetmek istiyorlar. Puratos, son teknolojiyi kullanarak pastanelere ve fırınlara, dünyanın farklı yerlerindeki orijinal eşsiz ve geniş ürün yelpazesini yaratma fırsatı sağlıyor.”

Cheese cake'te yeni moda “Deli Cheese Cake” Cheese cake alanında tüketicilerin beğenisine sunulan "Deli Cheese Cake", donmaya ve çözünmeye dayanıklı yapısı, kolay kullanımı, yüzde 30 gerçek krem peynir içermesi ve farklı reçetelere uygulanabilmesiyle dikkat çekiyor. Hazır pastacılık kreması "Deli" ise, portakal, limon ve karamel çeşitleriyle öne çıkıyor.

Poğaçada daha az yağ aynı lezzet Poğaçada yağ oranını yüzde 33 azaltan yenilikçi ve tamamen doğal "Puraslim" aynı tadı ve kıvamı sağlamasıyla daha uzun raf ömrü, ağızda kolay erimesi, yüksek hacim oranı, fermantasyon süresini azaltması ve yüksek su tutma kapasitesiyle dikkat çekiyor. Hi-Tech Nisan’12

27


Tarihten

İstanbul’un Tarihi Pastaneleri  Münevver Çakırtaş

İstanbul denilince akla gelen mekânların başında pastaneler geliyor. Bu sayımızda sizlere tarihi pastaneleri araştırdık.

Pastacılık tarihinde büyük dönüşüm krem şantiyle oldu. Ünlü Fransız Pastacı "Caremele" ile pastacılığın daha da geliştiği görülüyor. 19. Yüzyılda Paris Biryerde Pastacılığın başkenti olarak bir anda dünyaya adını duyuruyor. 20. Yüzyılda ise pasta yapım metodlarında formüllerin geliştirilmesi ve kalitenin arttırılması ön plana çıkıyor. Pastacılık ilerleyen teknolojiden nasibini alıyor. Günümüzde ise kullanılan malzemelerin çeşitliliği, katkı maddelerinin sektöre kazandırılmasıyla daha da gelişerek yeni bir çehreye kavuşuyor. Dün olduğu gibi bugün de pastacılığın gelişmesini isteyen pastaneler, pastacılık kültürünün gelişmesi için çalışmalarını sürdürüyor. Bu sayımızda size İstanbul’un tarihi pastanelerini araştırdık İnci Pastanesi; Fırıncılık ya da pastacılık zaman zaman ayrı ayrı hizmet veren sektörler olmuşlar veya bir arada olsalar bile günümüzde artık özel bir ürünle öne çıkma çabası içindeler. 100 yıla yakın geçmişiyle profetirol konusunda usta bir pastanelerin başında İnci gelir. Görgülü Pastaneleri; 50 yıldır hizmet veren Görgülü Pastanesi Ahmet Görgülü tarafından ilk olarak Rumeli Caddesi'nde açılmış. En meşhur ürünleri ise; Talaş böreği, Kara dutlu muhallebisi, Lor peynirli kurabiyesi ve çeşit çeşit pastalarıyla ünlüdür.

28

Hi-Tech Nisan’12

Bahar Pastanesi; 1951'de Kınalıada'da açılan Bahar Pastanesi, 1973 yılında Ziya ve Fahri Gündoğdu tarafından devralınır. Merkezi Kağıthane'de bulunuyor Teşvikiye, Kurtuluş, Arnavutköy, Bomonti, Balmumcu, Burgazada ve Büyükada'da hizmet veriyor. Kestane şekeri, Maron De Gize ve Profiterol çeşitlerinden yalnızca birkaçı. Abdullah Pastaneleri; Bakırköy civarındaki en eski ve en meşhur pastanelerden biri olan Abdullah Pastanesi 1975 yılında Abdullah Topçuol tarafından Yeşilyurt'ta açıldı. Bugün hala aynı yerde nefis pasta çeşitleri, spesiyal börekleri, el yapımı özel çikolataları ile hizmet veriyor. Ataköy ve Yeşilköy'de de iki şubesi var Venüs Pastanesi; 1971 yılından beri hizmet veren Venüs Pastaneleri'nin Göztepe, Etiler, Levent ve Osmanbey olmak üzere 4 şubesi bulunuyor. 40'a yakın pasta çeşidi, mini pizzaları ve çikolataları en çok tercih edilen ürünleri. Pelit Pastanesi; Kazım Ayan tarafından kurulan Pelit Pastanesi 1957 yılından beri hizmet veriyor. Pelit’in İstanbul Esenyurt'da fabrikası ve çeşitli semtlerde 11 şubesi bulunuyor.



Firma 30’uncu Yılında S-2000'den

Uluslararası Standartlar Türkiye'de mutfak soğutma cihazları, özellikle de patisserie dolabı alanında sunduğu ürünlerle sektörde önemli bir yere sahip olan S2000, Dry-Aged kabini üretiminde de Türkiye’de tek.

S-2000, 1982 yılından bu yana faaliyet gösteriyor. Bu sene 30'uncu yılını kutlayan S-2000, 1982 yılında kurulduğu günden bu yana alanındaki yüksek teknolojiyi takip ederek endüstriyel mutfak soğutma cihazları üretimi, ithalatı ve ihracatı konularında yaptığı çalışmalarına yön veriyor. Ayrıca, kendi imalatı olan mutfak soğutma ekipmanlarında, özellikle de Patisserie dolabı alanında sunduğu ürünlerle sektörde 1 numara haline gelen S-2000, Dry-Aged Kabinlerde ve Türkiye’de tek olması ile iddialı.Türkiye'de hizmet verdiği sektörde güvenilir ve tercih edilen kuruluşlar arasında olan S-2000, proje aşamasında başladığı hizmetlerini imalat, montaj ve satış sonrası servisiyle de devam ettiriyor. Kaliteden ödün vermeyen S-2000, aynı titizliği ithalat ve ihracatında da göstererek müşterilerine en iyi ürünleri sunuyor. S-2000, uluslararası standartlara uygun, verimli, hijyenik mutfak ve soğutma cihazlarını otel, restoran, bar, cafe-bar, patisserie, fastfood, gross marketler, okul, hastane, fabrika,

30

Hi-Tech Nisan’12

banka, askeri tesis ve benzeri işletmelere hem dünyaca ünlü ithal ürünlerden, hem de kendi imalatı ürünlerden oluşan zengin seçeneklerle “anahtar teslim” projeler gerçekleştiriyor.

Yeni Markası Neo System ile Farklılaşıyor S-2000, bir işletmenin kapasitesi ne olursa olsun, her türlü mutfak ve soğutma ihtiyacına yönelik olarak proje ve uygulama bazında çözüm ortağı oluyor. Firmanın sistemleri de dünyada kabul gören kalite standartlarına sahip. S-2000’in sunumunu yaptığı ve dünyanın önde gelen markalarından biri olan Neo System'in ürün gamında 500 tabak/saat’ten 5000 tabak/saat’e bulaşık makineleri, 600 Softline Pişirme Grubu, 700 Midline Pişirme Grubu, 900 Highline Pişirme Grubu, soğuk dolaplar, içecek ekipmanları, hamurhane makineleri ve mutfak makineleri var. İçecek ekipmanlarının içinde portakal sıkma makineleri, bar ekipmanları, şerbetlik ve sıcak çikolata makinesi yer alıyor.


Firma

Dünyaca Ünlü Meiko’nun Tek Türkiye Distribütörü S-2000, Almanya, İsviçre ve Ortadoğu’da Pazar lideri olan, dünyada problemsizliği ile ünlenen marka Meiko ile Türkiye’de tek distribütörlük anlaşması yaparak, en yüksek kalitede bulaşık makinelerini Türk pazarına sunmuştur. S-2000, en karmaşık ve büyük kapasiteli bulaşık makinesi ihtiyaçlarına cevap verebilecek, en son ve en yüksek yıkama teknolojisine sahip Meiko Bulaşık Yıkama Makineleri ile Türkiye piyasasında ciddi bir pazar payına sahip oldu.

La Cimbali'nin de Distribütörü S-2000'in distribütörü olduğu bir diğer önemli marka ise La Cimbali. La Cimbali 1912'den beri espresso ve cappuccino makineleri üretiyor. Yaratıcılık konusundaki becerisiyle ün yapmış bir firma olarak tanınmış olmasını kaliteye olan tutkusuyla sağlamış. Bu sayede de espresso kültürünün dünya üzerindeki elçisi olarak nam salmış. Sonuç olarak, Cimbali kahve makineleri geleneksel Espresso ve Cappuccino'dan çok daha fazlasını yapabiliyor. KKTC, İngiltere, Almanya, Fransa, Hollanda, Romanya, Bosna, Kosova, Bulgaristan, Hırvatistan, Yunanistan, Makedonya, Rusya, Türki Cumhuriyetleri, Irak, İran, Dubai, Ukray-

na’da birçok projeye imza atan S-2000, distribütörü olduğu markalarla hizmet verdiği sektörde öncü firmalardan biri. Firma yurtiçindeki çalışmalarını hız kesmeden sürdürdüğü gibi yurtdışı projelerinde de adını duyurmaya devam ediyor.

Neo System’i Hostec by Tusid'de Tanıttı Rational fırınları, Cimbali kahve makinesi ve Meiko bulaşık makinesiyle standında demolar yapan S-2000, misafirlerine leziz tatlar sunarken, bir yandan da ürün tanıtımını başarıyla sergiledi. 20’nciAğırlama Teknolojileri Fuarı Hostec by TUSİD'in katılımcılarından S-2000 fuarda tanıttığı ürünleriyle sektördeki iddiasını ve farkını bir kez daha ortaya koydu. Değişik tasarımı ve şıklığı ile göz alan Neo System Highline 900 Pişirme grubunun yanı sıra, S-2000'in oldukça zengin olan ürün gamından oluşan standında, mutfak soğutma ekipmanları, bulaşık makineleri, buz makineleri, dondurma makineleri, içecek ve bar ekipmanları, fast-food ekipmanları, konveksiyon ve kombi fırınlar, pizza sistemleri ve fırınlar, hamurhane makineleri, mutfak makineleri, self servis üniteleri, mutfak hazırlık üniteleri ve mobilyaları, arabalar, yemek taşıma ve dağıtım sistemler, soğuk odalar ve mutfak servis ekipmanları sergilendi. Hi-Tech Nisan’12

31


Söylefli

2012, Esas Holding Gıda Grubu’nun

Atılım Yılı Olacak Esas Holding, ev dışı tüketim kanalında da başarılı çalışmalarını sürdürüyor. Esas Holding’in Gıda Grubu Başkanı Babür Çelebi, bu alanda gelişmelerin devam edeceğini söyledi. Esas Holding’in Gıda Grubu, ev dışı tüketim kanalındaki ürünleri ve güçlü markalarıyla bu yıl adından daha fazla söz ettirecek. Potansiyeli çok yüksek olan pazarda 2012 yılında önemli atılımlar yapmayı planlayan Esas Holding’in Gıda Grubu Başkanı Babür Çelebi ile hem mevcut durumu hem de yakın dönem hedeflerini konuştuk. Esas Holding’in çalışma alanları konusunda bilgi alabilir miyiz? Esas Holding başta havacılık olmak üzere, perakende tüketim ürünleri, gıda ve sağlık alanlarında faaliyet gösteriyor. Başkanlığını üstlendiğim Gıda Grubu ise holding içerisinde önemli bir konumdadır. Esas Holding temel yönetim felsefesi olarak rekabetin yoğun olduğu zor alanlarda çalışmayı sever. İş ortaklıkları ya da halk arz tarzı uygulamalarla katılımcı büyümeyi hedefleyen şirketimiz bulunduğu pazarlara değer katmaya büyük önem verir. Gıda içinde yakın zamana kadar birçok markayı bulunduran bir yapımız vardı. Fakat strateji

32

Hi-Tech Nisan’12

gereği istediğimiz gelişim ve büyümeyi yakalayamadığımız çeşitli iş kollarından çekilmeye karar verdik.

Atıştırmalık Denilince… Amacımız gelecek planlamamız içinde önemli noktalara ulaşabileceğimiz faaliyet alanlarındaki markalarımızı zirveye taşıyabilmek. Bu noktada devam edeceğimiz markalarımızı sıralamak ve kısaca bilgi vermek gerekirse şunları aktarmak isterim; Kuruyemiş alanında faaliyet gösterdiğimiz Peyman markamızı çok önemsiyoruz. Perakende markası. Şu an tüm dünyadaki sağlıklı atıştırmalık kategorisinin yükselen bir yıldızı konumunda. Atıştırmalık denince Türk insanının aklına ay çekirdeği ile sınıflandırılmış olmasına rağmen Peyman; son yıllarda yaptığı atıkla; ceviz, badem, leblebi, fındık, üzüm ve çeşitli kuru meyveleri paketleyerek atıştırmalık algısının gelişmesi ve değişmesi noktasında önemli adımlar attı. Şu an pazar payı açısından Türkiye ikincisi olmasına rağmen son birkaç yıllık atılımıyla algı, inovasyon ve yenilikçilik anlamın-


Söylefli da sektör lideri gibidir. Peyman büyümesini önümüzdeki yıllarda da sürdürecek, hedefleri doğrultunda yoluna devam edecek. Otellerin Tercihi ‘Esaslı ve Bonservis” Bunun dışında şarküteri ve ileri işlenmiş et kategorisinde faaliyet gösterdiğimiz Esaslı markamızın da alanında bilinirlik düzeyi oldukça yüksektir. Antalya’da bulunan tesisimiz aracılığıyla ağırlıklı olarak turizm sektöründe yer alan otel, restoran gibi işletmelere yönelik hizmet veriyoruz. Ayrıca bu markamız altında satılan ürünleri büyük şehirlerde okul kantinleri ve büfe gibi perakende dışı işletmelere ulaştırıyoruz. Bu ürünümüzü perakende boyutuna da çekmeyi düşünüyoruz. Zincir ve yerel marketlerden gelen talepleri değerlendirerek yeni ürünler geliştiriyoruz. Şirketimizin bir özelliği de, her türlü belgesi, kalite standartları var. Esaslı markası büyüyen bir şirket.Aynı zamanda belli başlı zincir marketlerin istedikleri kaliteli şarküterini de yapan bir şirket. Geniş bir yelpazede hizmet veriyorsunuz. Ev dışı tüketim olarak isimlendirilen bu alan hakkında neler aktarmak istersiniz? Ev dışı tüketim adı verilen alanda ticaret yapan şirkettir. Ev dışı tüketim pazarı, büyük cirolara sahip bir iş koludur. Ev dışı tüketim pazarı yaklaşık olarak 10 milyar Avro civarında bir pazara sahip. Bizim de bu alanda devam eden projelerimiz var. Gıda alanında kalmayı ve yatırım yapmayı düşünüyoruz. Ciddi bir alanda faaliyet gösteren bir pazar. Bir otele, restorana gittiğiniz zaman ihtiyacı olan örneğin yağ, tuz, ekmek, et, peynir, süt gibi bir listesi var. Bu listeyi olduğu gibi karşılıyoruz. Ev dışı tüketimde food solutions yapan bir şirketiz. Yaptığımız işin hacmiyle büyümeye devam ediyoruz. Çünkü insanlar artık daha fazla dışarıda vakit geçiriyor, daha fazla dışarıda yemek yiyor. Bu hizmeti de almak istiyorsunuz dışarı çıkınca..Bizim markalarımız da o zaman devreye giriyor. Özetleyecek olursak; Bonservis, Esaslı ve Peyman markalarımız var. Gıda alanı bizim kalmayı, yatırım yapmayı ve büyümeyi planladığımız bir alan. 10 milyar Avro’luk bu pazardan ne kadarlık payı gıda sektöründe anahtar çözüm niteliğinde hizmet veren firmalar alıyor? 10 milyar Avro’nun organize olarak bu işi yapanların cirosu kabaca yüzde 10 civarında. Geri kalan yüzde 90’nın yarısından fazlası ya üreticinden direk satın alıyor ya da başka kanallardan tedarik ediyor. Çünkü üreticiler, belli bir büyük-

lüğe gelene kadar her müşteriye hizmeti kendi götürmeye çalışıyor. Ancak oteller her an kapısında bir kamyon görmek istemiyor. Biz bazı ürün gruplarında üretim de yapıyoruz. Bunlarında biri de kırmızı et. Türk mutfağında et, ya kıyma olarak, kuşbaşı olarak bir şekilde mutfağımıza giriyor. Biz onu hayvanı bütün olarak alıp, çeşitli formatlara getirip direk sunuyoruz. Maliyet açısından sunduğunuz ürünler çok avantajlı hale geliyor. Aynı trend yurt dışında da bu şekilde oluşmuş. Ekonomi geliştikçe üreticiyle başlamış, ondan sonra bizim gibi firmalara yönelmişler. Dünya’da her konuda olduğu bu alanda da lider ülkelerden Amerika’da direk üreticinden restoran mal alamıyor. Çünkü üreticinin büyüklüğü çok fazla, restoranın ihtiyacı onu karşılayamıyor. Aracı firmaları kullanıyorlar. Bu aracı firmalar sayesinde işlerini yürütüyorlar. Ülkeler bazında değişiklik göstermekle birlikte Amerika’da yüzde 70’lerde, Avrupa’da bunun yarısı kadar yüzde 45’lerde, bizim ülkemizde yüzde 10’lar seviyesinde bizim gibi yapılıyor. Çok heyecanlı bir iş. Hem iç yatırımcıların hem de dış yatırımcıların ilgi gösterdiği bir alan. Bu noktada önemli olan, organize olarak, düzgün işin hakkını vererek yapan şirketlerdeniz. Bu noktada ortaklıklar da düşünüyoruz. Ciromuzun yüzde 15’ini ihraç ediyoruz ve ihraç ettiğimiz iki pazar var. Biri Ortadoğu diğeri Etnik Türk pazarı. Gıda pazarını değerlendirecek olursak; diğer firmalarla rekabet ortamında firmanızı daha üst seviyelere taşımak için yapılacak çalışmalar nelerdir? Gıda denilince çok geniş bir alandan bahsediyoruz. Endüstriyeldeki çok önemli bir kaynaktır gıda. İnsanların beslenme ihtiyacı karşılıyor ve karşımaya da devam edecektir. Bu durumda ister istemez segmentasyon oluşuyor. Her segmentin talebi farklı. A, B, C, D grubunun segmenti farklı. En alt grupta isen tek hedefin eve 6 ekmek alıp, onun çevresindekilerle minimum seviyede beslenip karnını doyurmak. Türkiye’nin çoğu orta sınıfta olduğu için biz de ürünlerimizi orta sınıf ve ortanın üstüne doğru konumlandırıyoruz. Aslında doğru hedef kitleye doğru ürünü satmayı hedefliyoruz. Oteller Peyman’ı markanıza yaklaşımı nasıl? Zincir otellerde Peyman tercih ediliyor. Aynı ürünün hem A hem de B kategorisi oluyor. Oteller kendi ihtiyaçlarına göre seçimlerini yapıyor. Markamız gerek yurtiçi gerekse de yurtdışı pazarlarda iyi konumda. 2012 yılı tüm markalarımız için atılım yılı olacak. Hi-Tech Nisan’12

33


Firma

Laguiole en Aubrac” biftek bıçakları Sile güvencesiyle Türkiye pazarında.

Altı yıldır Türkiye’ye dünyanın en iyileri olarak bilinen Alman “Wüsthof ” ve Japon “Kai-Shun” mutfak bıçaklarını pazara ulaştıran Sile, şimdi de sofralarda kullanılmak üzere dünyanın en prestijli markası olan “Laguiole en Aubrac” biftek bıçaklarını getiriyor.

Et Restoranlarında Rağbet Görüyor Et yeme kültürü yüksek olan ülkemizde, kaliteli et restoranlarının sayısının her geçen gün artmasının ve en lezzetli etleri tüketiciye sunma gayretinin biftek bıçaklarına olan talebi yükselttiğini ifade eden Sile Genel Müdürü Faruk Sile, “Laguiole en Aubrac” bıçaklarını farklı kılan özellikleri şu şekilde dile getirdi: “Yalnız dünyanın en prestijli mağazalarından; Harrods, Dean de Luca, Macy’s, Williams Sonoma ve Sur La Table’da bulunabilen biftek bıçakları, ustaların ellerinde büyük emekle üretiliyor. Tek parça bir bıçağın 109 aşamalı bir üretim hikayesi var. Eğer bıçak iki parçalı ise işlem sayısı 166’ya 3 parçalı ise 216’ya yükseliyor. Tüm işlemler, ustaların ellerinde tek tek yapılıyor. Bıçakları fabrikasyon üretimden farklı kılan, her bıçağın eşsiz olmasını sağlayan bu tradisyonel üretim sürecinde “Laguiole en Aubrac’’ bıçakları baştan sona tek bir ustanın elinden çıkıyor olması. Bu nedenle her usta imal ettiği bıçağa kendi kodunu işliyor. Bu şekilde gururlu ustalar, dünyaca meşhur bıçaklarının kusursuzluğunu kendi isimlerini her bir bıçağa işleyerek kalitelerinin ve sanatlarının arkasında duruyorlar. Sile, dünyanın en prestijli mutfak bıçakları olan “Wüsthof ” ve “Kai-Shun’’ markalarının yanı sıra, şık sofraların göz bebeği

34

Hi-Tech Nisan’12

SİLE’den Yeni Biftek Bıçakları olan “Laguiole en Aubrac’’ bıçaklarını, misafirperver Türk sofralarının kullanımına sunmaktan son derecede mutludur.’’

‘Laguiole Köyü’nde Üretiliyor 2012 yılı içerisinde stoklarımıza girecek olan Laguiole en Aubrac bıçakları, Fransa’nın Güney Batı Bölgesinde Auvergne Volkanik Platosu üzerinde, 1.000 – 1.400 m yüksekteki konuşlanmış Aveyron şehrine bağlı Laguiole köyünde üretiliyor. 1840’lı yıllarda, çobanların koyunların yünlerini kırpmaları için gerekli bıçakların yapımı ile başlayan üretim, 1880’lerde 1000’in üzerinde bitki çeşidine sahip olan bu bölgeden Paris’in ünlü restoranlarına çalışmaya giden Sommelier’lerin ihtiyacını karşılamak üzere de şarap açacağı imalatı ile devam etmiş. Laguiole tarzının oluşması ise İspanyol bir göçmenin bölgeye yerleşmesi ve beraberinde getirdiği Navaja tarzı bıçakla, bölgenin üretmekte olduğu Capouchadou stilindeki bıçağın birlikte yorumlanması ile ortaya çıkmış. Laguiole markasının dünyaca yüksek talep görmesi sonucunda artan taklitlerini bugün dünyanın her yerinde çok farklı fiyatlarla bulabilirsiniz. Ancak Sile, her zaman olduğu gibi en iyileri, dünya fiyatları ile Türkiye’nin tercihine sunuyor.” İlk aşamada satışa sunulacak olan biftek bıçakları, Boynuz, Abony, Fıstık ve Zeytin ağacından yapılmış kabzalarda ve estetik bütünlüğü tamamlayacak bıçak/çatal eşlemesi ile geliyor. Lüks restoranlar dışında, evlerde kurulan şık sofralarda da önemli bir eksikliğin karşılayacağını belirten Sile, özellikle takım olarak çatal ve bıçağın birlikte uyum sağladığına dikkat çekti.



Dosya

36

Hi-Tech Nisan’12


Dosya

Serideki çeşitler, klasik cam seramik gazlı ve indüksiyonlu ocaklardan, fritözler, buharlı pişiriciler ve bu cihazlara uygun havalandırma cihazlarına kadar uzanıyor. Birbirleriyle kombine edilebilen bütün cihazlar, bu özellikleri sayesinde kişisel yemek pişirme alışkanlıklarına uygun özelliklerde tercih edilebiliyor.

Uyumlu tasarım Gaggenau Vario pişirme cihazları 200 serisinin görüntüsüne, zenginlik damgasını vuruyor. Sade ve asil görüntü, solo cihazların yüzeylerini vurgulayan ve homojen bir şekilde birleştirilmiş bir bütün şeklinde görünmelerini sağlayan çizgi dili ile yassı bir kontrol paneli tarafından sağlanıyor. Bu izlenim, köşeli ocak ızgaraları ile daha da artıyor. Masif metal malzemeden zarif ocak düğmeleri, 200 serisi fırınların tasarımına sahip. Vario pişirme cihazları 200 serisinin zevkli tasarımı, yüzeyleri öne çıkarılan düz kapaklarla tamamlanıyor.

Paslanmaz çelik Alüminyum cihazların yanı sıra 28 cm genişliğindeki Vario pişirme cihazları 200 serisi programı, bağlantı çubukları ve kapakları dahil, paslanmaz çelik olarak da sunuluyor. Tüm bu özelliklerin neticesinde, 200 serisinin içinde, gerek alüminyum gerekse fırçalanmış paslanmaz çelik malzeme tercih edilsin, fırınlama ve pişirme alanlarına ait ankastre mutfak cihazları arasında mükemmel bir işbirliği mümkün oluyor.

Hi-Tech Nisan’12

37


Gündem

Şimdi Lipton ile taze bir çay keyfi Unilever Food Solutions, ev dışı tüketim kanalında profesyonellere özel ‘Lipton Portföyü’nü yeniledi.

Ev dışı gıda sektörünün lider şirketi Unilever Food Solutions, Lipton’un geniş portföyünü yenileyerek, müşterilerini ve onların misafirlerini Lipton kalitesi ile buluşturmaya devam ediyor. Çay severlere en iyi lezzeti ve çay deneyimini sunmak için çalışmalarını sürdüren Unilever Food Solutions, tüketicilerin ev dışı tüketim kanalındaki ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayabilmek için Lipton portföyünü yeniledi. Çay tutkusunu 120 yıllık uzmanlığıyla harmanlayan Lipton, yenilenen portföyü ile müşterilerinin çay severlere farklı deneyimler yaşatmasını sağlarken, siyah çay ile yenilenme, aromalı siyah çay ile canlanma, yeşil çay ile rahatlama, meyve ve bitki çaylarıyla tazelenme vaat ediyor.

38

Hi-Tech Nisan’12

Özel karma paket Türkiye’nin en zengin portföyüne sahip Lipton’un yenilenen çayları, dört tarafı kapalı zarf paketleriyle dört dörtlük koruma ve tazelik sağlarken, ev dışı tüketim kanalına özel karma paketleriyle de müşterilerine kolaylık ve çeşitlilik getiriyor. Sunduğu profesyonel malzemeler ile yoğun rekabet ortamında, müşterilerini ve onların misafirlerini anlayarak, ev dışı gıda sektörünün referans merkezi olmayı hedefleyen Unilever Food Solutions, ‘her gün ilham kaynağınız’ parolasıyla mutfak ve beslenme konularında iş ortaklarına ilham kaynağı olmaya devam etmek üzere müşterilerinin ihtiyaçlarını dikkate alarak çalışmalarını sürdürüyor.



Gündem

Algida’dan dondurma fabrikası Konya’da 100 milyon doları aşan dev bir yatırım yapan Algida, hem Türkiye pazarını daha da büyütmeyi hem de 16 ülkeye yaptığı ihracatın yanı sıra Ortadoğu ve Afrika’yı hedefliyor. Tüm dünyada bundan sonra inşa edilecek Algida fabrikalarına da modellik edecek şekilde tasarlanan yapı, dünyadaki LEED sertifikalı çevre dostu ilk dondurma fabrikası olacak. Türkiye pazarına girdiği 1990 yılından itibaren kişi başı dondurma tüketimini 13’e katlayan Algida, Konya’da yapılacak dev yatırımla pazarı daha da büyütmeye hazırlanıyor. 16 ülkeye dondurma ihraç eden Algida, 100 milyon doları aşkın bütçeyle tamamlayacağı Konya Fabrikası’ndan Ortadoğu ve Afrika’ya açılmayı hedefliyor. Türkiye’de Çorlu’dan sonra ikinci, tüm dünyada 35’inci Algida üretim tesisi olacak Konya Fabrikasının önümüzdeki yılın mayıs ayında üretime başlayacağı öngörülüyor. Dünyadaki ilk LEED sertifikalı dondurma fabrikası olması planlanan tesiste, yağmur ve yüzey suyunun yeniden kullanımı, ısı geri kazanımı, yerinde atık ayrıştırma gibi ileri çevre kriterleri uygulanacak. Türkiye’nin dondurmacısı olarak planlı yatırımlar sayesinde bugünlere gelindiğini vurgulayan Unilever Türkiye Gıda Pazarlama Başkan Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Seçkin, “Kriz dönemlerinde bile 1990’dan beri ar-ge, pazarlama, satış, alt yapı gibi alanların tümünde hedeflerimiz doğrultusunda yatırım yaparak ilerliyoruz” dedi. Seçkin, 2012 yılını da yine önemli bir yatırımla karşıladıklarını belirterek ülke ekonomisine duyulan güvenin altını çizdi.

İlk LEED sertifikalı dondurma fabrikası Tüm yatırım ve faaliyetlerinde olduğu gibi Konya yatırımında da çevresel kriterlere öncelik veren Algida, ABD'deki Yeşil

40

Hi-Tech Nisan’12

Binalar Konseyi (USGBC) tarafından geliştirilen ve yeşil bina uygulamalarını destekleyen Enerji ve Çevre Dostu Tasarımda Liderlik (LEED) sertifikasına sahip olacak bir fabrika tasarlıyor. Mustafa Seçkin, “Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı çerçevesinde, şirketimizi iki katı büyütürken toplam çevresel etkimizi de azaltacak bir iş planı yürütüyoruz. Sürdürülebilirlik planlarımız arasında bulunan daha mutlu bir gezegen yaratmak hedefi için çevreye yönelik çabalarımızı bu fabrikada daha da ileriye taşımayı hedefliyoruz. Ofisleri, deposu ve tüm üretim alanları LEED kapsamında olacak bir fabrika tasarlıyoruz. Yani çevre ve enerji dostu tasarımda liderlik hedefliyoruz. Bu yatırımla, dondurma fabrikası alanında dünyada ilk LEED sertifikası alacak kuruluş olmanın da heyecanını yaşıyoruz” diye konuştu.

Örnek olacak 297 bin metrekarelik alana kurulacak fabrika, dünya genelinde inşa edilecek tüm Algida fabrikalarında “örnek tasarım” olarak kabul edilecek. Örnek tasarım, yapının tescil edilerek standardize edilmesi anlamına geliyor. Çorlu’daki Algida fabrikasından çok farklı bir tasarım ve sistemle inşa edilen Konya Fabrikası, her biriminin ayrı ayrı büyüyebilmesine olanak verecek şekilde tasarlanıyor. Üretime 295 kişiyle başlanacak ve istihdamda öncelikli olarak Konya bölgesi tercih edilecek.



Gündem

Şef Ron Blaauw MSA’nın konuğu oldu

Dünyaca ünlü şef Ron Blaauw Amsterdam’da bulunan iki Michelin yıldızlı restoranında çalışan MSA mezunu Rüya Hoşcan ile birlikte MSA’nın konuğu oldu. Türkiye’nin uluslararası diploma sunan ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onaylı tek profesyonel aşçılık eğitim akademisi Mutfak Sanatları Akademisi (MSA), ünlü şefleri öğrencileri ile buluşturmaya devam ediyor. Dünyaca ünlü executive şefleri ağırlayan ve profesyonel aşçılık öğrenci ve mezunlarına özel bir eğitim deneyimi yaşatan, Türkiye’ de yiyecek-içecek sektörünün referans merkezi MSA, Mart ayında “yemeği pişirirken yemeğin içine yüreğin ve ruhun konulması” felsefesini benimseyen, dünyanın en ünlü şeflerinden, iki Michelin yıldızlı executive chef Ron Blaauw’u ağırlıyor.

Tek kadın 21 – 23 Mart tarihleri arasında İstanbul’da olacak olan şef Blaauw bu süre içinde hem MSA öğrencilerine deneyimlerini aktaracak özel bir demo gerçekleştirecek hem de Türk mutfağı ile ilgili çalışmalar ve kendi menüsüne uyarlama denemeleri gerçekleştirdi. Ziyareti sırasında Ron Blaauw’a MSA mezunu Rüya Hoşcan eşlik edecek. Dört aylık temel mutfak eğitimini MSA’da tamamladıktan sonra staj için Şef Ron Bla-

42

Hi-Tech Nisan’12

auw’un Amsterdam’da bulunan restoranına giden Hoşcan şef’in ünlü restoranı ‘Ron Blaauw in Amsterdam’ın mutfağında çalışan tek kadın ve Türk.

Yemek tariflerini anlattı İkili İstanbul ziyareti süresince ‘in Amsterdam’ isimli restoranının en çok tercih edilen lezzetlerini öğrencilere tanıtırken Türkiye’ye yerel has malzemelerden de yemek tarifleri oluşturacak. Blaauw’un yarattığı lezzetlerden somon tartar, rezene kreması, salatalık ve poşe yumurta ve kurutulmuş bezelye çorbası, füme yılan balığı ve trüf köpüğü, 26 Mart haftasında Okulun Mutfağı’nda servis edildi. 1967 senesinde doğan Şef Ron Blaauw, liseden sonra ticaretin püf noktalarını Şef Jon Sistermans ve La Ciboulette ile “De Kersentuin” restoranında çalıştığı zaman öğrenmiştir. Gault Millau tarafından 2009 senesinde ünlü şef girişimci ve restorancı ödülüne layık görülmüştür. 2011 senesinde kendi adını taşıdığı restoranı ‘Ron Blaauw in Amstedam’ ikinci Michelin yıldızına layık görülmüştür.



Dosya

Otellerin Olmazsa Olmazı:

Tek kullanımlık otel ürünleri Son yıllarda otellerdeki tek kullanımlık ürünlerin çeşitlilik kazandığı gözlerden kaçmıyor. Tek kullanımlık otel ürünleri ve sektörde faaliyet gösteren firmalar incelendiğinde pazarın büyüdüğü gözleniyor.  Münevver Çakırtaş

44

Hi-Tech Nisan’12


Dosya Banyo ve SPA'lara özel ürünler

Özellikle oda ve banyo aksesuarlarında son yıllarda tek kullanımlık ürünlerin sayısının hızla arttığı gözlerden kaçmıyor. Bu durum sektörle birlikte nabzı atan yeni bir iş kolunun da doğmasını sağladı. Genel olarak bakıldığında sektörün her geçen gün hızla büyüdüğü de yapılan araştırmalarla ortaya çıkıyor.

Her türlü otel tekstil ürününün üretim, satış, ihracat ve ithalatını yapan ülkemizde çok sayıda firma bulunuyor. Firmaların tek kullanımlık ürün portföyünde; şampuan, saç kremi, duş jeli, vücut losyonu, banyo köpüğü gibi ürünlerle birlikte, traş seti, diş seti, makyaj pamuğu, tırnak törpüsü, duş bonesi, tarak, kulak pamuğu, terlik bulunuyor. Bu ürünler, genelde otel İçin yapılan özel tasarımları, renkleriyle oteller birbirinden ayrılıyor. Otelleri bu ürünlerde genellikle kendi isimlerinin bulunması istiyor. Otellerin yetkilerinden alınan bilgilere göre; oteller firmalardan ürünlerini hem standart tipte hem de özel koleksiyon olarak hazırlamasını istiyor. Yapılan koleksiyonların ürünlerin hem şık hem de kullanışlı olması göz önünde bulunduruyor.

Kalite çok önemli Otel misafirlerinin banyo tekstil ürünlerinin kalitesi konusuna hassasiyet gösteriyor. Oteller ve dolayısıyla misafirleri için oldukça önem arz eden banyo tekstili ürünlerinde kalitenin konaklayan misafirler ve dolayısıyla otellerin prestiji için büyük önem taşıyor. Tek kullanımlık ürünlerin kaliteli olması bu noktada otelin prestijini doğrudan etkiliyor.

Hi-Tech Nisan’12

45


Dosya

Oteller kaliteli ürünleri

tercih ediyor GÜNO Turistik Tesis makine ve ekipmanları, otel buklet malzemeleri firmasından Mehmet Yalçındere, ile tek kullanımlık otel ürünleri hakkında bilgi aldık.

46

Hi-Tech Nisan’12

Şirketinizin kuruluş ve gelişim süreci ile ilgili bilgi alabilir miyiz? GÜNO, Ülkemizin dinamik sektörü “Turizm”e hizmet amacıyla 1986 yılında Mehmet Yalçındere önderliğinde kurulmuş bir aile şirketidir. Güno, ilk yapılanmasını Pazarlama firması olarak gerçekleştirip buklet malzemeleri, endüstriyel çamaşırhane, endüstriyel mutfak ve makine ekipmanları, temizlik makine ve ekipmanları, ıslak hacim makine ve ekipmanları, servis ve hizmet arabaları, mini barlar, otel kasaları, paspaslar, panolar, reception ve reklam malzemeleri, yönlendirmeler…vb gibi geniş bir ürün yelpazesini halen müşterilerinin hizmetine sunmaktadır. Güno, 1989 yılında pazarlama faaliyetinin yanı sıra, sektörün kalite, çeşit ve hijyen arayışlarına çözüm bulmak amacıyla, buklet malzemeleri üretimine başlamıştır. Güno, 2001 yılından itibaren üretim ve pazarlama çalışmalarını Ankara Ostim OSB’ndeki kendi binasında tek çatı altında sürdürmektedir. Sürekli yenilenen makine parkı, yeni tasarım ve kalıp çalışmaları olup, müşterilerle beraber, müşterilere özel ürünler üreterek kaliteden ödün vermeden ekonomik olarak sunma hedefinde çalışmaktadır.  Münevver Çakırtaş


Dosya Müşteri portföyünüz hakkında bilgi alabilir miyiz? 25 yılın başarı gururunu yaşayan şirketimiz, her konuğun günlük ihtiyaçları ve yaşam kalitesinin arttırılması için ürünlerimize gereksinim duyan her işletmenin portföyündeyiz. Çoğunlukla yurtiçi müşterilerimiz olmasına karşın yurtdışına da ihracatımızın sürekliliği sevindiricidir.

Sektöre getirdiğiniz yeniliklerden bahseder misiniz? Kurulduğu günden beri kurumsal kimlikle çalışıp markalaşmaya özen gösteren şirketimiz, 2005 yılında aldığı TS EN ISO 9001:2008 ve OHSAS 18001 Kalite Yönetim Belgelerine göre çalışmaktadır. AR-GE çalışmalarımız sürüyor. Patentini aldığımız multi fonksiyon kutular, turizm sektöründe faaliyet gösteren firmaların kullanımına sunulmuş, daha değişik modeller üzerinde de çalışmaları sürmektedir. Buklet Ürünlerinde sürdürülebilir kalite için yenilediğimiz makine ve kalıp parkımız kadar yenilemekte olduğumuz üretim sürecimiz ile de cazibe oluşturmaktayız.

Sizce müşteriler neden sizi tercih etmelidirler? Türkiye’ de yılların deneyimi, bilgi birikimi ve hizmeti ile kurumsallaşarak markalaşmış olan şirketimiz; tesislerde kalite, düşük maliyet, yüksek verimlilik ve hijyen için tüm tesislere uygun buklet ürünleri entegre olarak üretmektedir. Buklet ürünler; tesislerin müşterilerinin bir ihtiyacı karşılamanın yanında, tesislerin markalaşmasında da çok önemli bir unsur olması ile tesislerin sağladığı konforu belirleyen çok ucuz hediyelik ürünlerdir. Yaptığı hizmetlerin referansıyla faaliyetini sürdüren şirketimiz, müşteri odaklı çalışmalarının dostluğa dönüşmesi sonucu oluşan güveninin sürekli yenilenmesi ve önerilen olmanın sevincini yaşamaktadır. Yurtiçinde yaygın satışı ile birlikte yurt dışına yaptığı ihracatı ile de otel, tatil köyü ve işletmeler tarafından da tercih edilmektedir.

Hi-Tech Nisan’12

47


Firma

Açlıkla Tokluk Arası Bir Dilim Ekmek 1998 yılında Samsun Un Ticaret olarak kurulan Hasat Tarımsal Ürünleri Gıda San ve Tic. Ltd. Şti. 2005 yılında şuan kullandığı şirket unvanını aldı. Zaman içinde kurumsallaşan firma İstanbul /Tuzla/ Tepeören' de 6.150 metrekare arazi üzerinde 1.200 metrekare kapalı alanda üretimini sürdürüyor. Toplam kalite yönetimi ilkelerini esas alarak, uluslararası boyutta ISO 9001:2000 ve ISO 22000 kurallarını uygulamak; müşterinin sürekli değişen talepleri doğrultusunda yasal gereklilikler dahilinde damak tadı değişimlerini de dikkate alarak hizmette kaliteden taviz vermeden müşteri memnuniyetini ve sağlığını ön planda tutan, sürekli gelişen, gıda sektöründe lider bir kuruluş haline gelmeyi vizyon edinen Hasat

Hasat Tarımsal Ürünleri Gıda Sanayi 14 yıldır sektörüne sertifikalı ürünleri ile hizmet veriyor. Tarımsal Ürünler; - Her gün yenilenen gıda teknolojisine uygun hammaddeleri müşterilerine sunabilmek, - Toplam kalite anlayışı içinde tüm çalışanlarının müşteri odaklı hizmet vermesini sağlayabilmek, - Yaygın dağıtım ağıyla birlikte müşterilerine ihtiyaç duydukları anda hemen hizmet verebilmek, - Gıda ürünlerinin üretiminde doğru ve yeterli kullanılmasını temin edebilmek amacıyla bilgilendirme toplantıları yapmak, - Müşterilerine ürün kalitesine uygun hammadde satışını temin etmek misyonuyla çalışmalarını sürdürüyor.

Ürün Gamı - Çavdar Unlu Karışım - Tahıl Taneli Karışım - Tam Buğday Unu - Kepekli Karışım - Köy Ekmeği Unu - Vakfıkebir Ekmeği Unu - Ruşeymli Karışım - Yulaf Unlu Karışım

48

Hi-Tech Nisan’12

- Mısır Unu - Çavdar Unu - Yulaf Unu - Soya Unu - Köy Unu - Arpa Unu

- Mısır Miks - Çavdar Miks - Yulaf Miks - Köy Unu Miks - Tahıl Miks - Kepek Miks - Siyah Malt ve Ekmek Katkı Maddeleri



Gündem

UNICERA’ya Özel; Serra Ürünleri Bu yıl 24’üncüsü düzenlenen UNICERA Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı’na Seranit Yapı Grubu damgasını vurdu. 10 yılda yüzde 5602 büyüme yakalayan Seranit standında, 145 milyon dolarlık yatırımla hayata geçen Serra ürünlerinin yanı sıra seramik sanatçısı Emine Gönüllü’nün ilk sergisi yer alırken, Bahar Korçan’ın Serra için tasarladığı Benim Masalım ve Umut koleksiyonları tanıtıldı.

Emine Gönüllü ve Bahar Korçan Seranit Yapı Grubu, 24. Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı’nda (UNICERA) yeni ürünlerini tanıttı. Tüyap Beylikdü-

50

Hi-Tech Nisan’12

zü’nde düzenlenen UNICERA’da 8. Salondaki 1300 metrekarelik standda Seranit ve grubun yeni markası Serra ürünleri tanıtıldı. Sanata verdiği destekle dikkat çeken Seranit Yapı Grubu’nun standında ünlü tasarımcı Bahar Korçan’ın Serra’ya özel hazırladığı ‘Benim Masalım’ ve ‘Umut’ isimli koleksiyonlar da tanıtıldı. Seramik sanatçısı Emine Gönüllü ise 7 yıllık çalışmalarından oluşan sergisini Seranit’in standında açtı. Unicera Fuarı’nda Seranit Yapı Grubu’nun standında düzenlenen basın toplantısında konuşan Yönetim Kurulu Başkanı


Gündem

Hamdi Altunalan Seranit’in, Türkiye’de sektör lideri, dünyada ilk üç önemli oyuncu arasında olduğunu belirterek “1993’te 500 bin metrekare üretim kapasitesi ile kurulan Seranit, 2001 yılında grubumuza geçmesi ile yeni bir sinerji kazanmış olup, revize yatırımlarla önce 1 milyon 500 bin metrekareye daha sonra ise 2 milyon 500 bin metrekareye ulaştı” dedi. Türkiye seramik sektörünün dünya pazarlarında haklı yerini alması için tasarım kopyalamaması, Ar-Ge ve Ür-Ge yatırımlarına hız vermesi gerektiğini vurgulayan Altunalan “Bu süreçte tesislerin yenilenmesi, modern teknolojiye ayak uydurulması, en önemli kaynağın ‘insan’ olduğununun unutulmaması ve çok üretmek yerine kaliteli üretmenin önemli olduğunun altını çizdi.

10 Yılda Yüzde 5602 Büyüme Seranit’in sektördeki eksikleri gördükten sonra seramik sektörüne yaptığı 145 milyon dolarlık yatırımla 18 milyon 500 bin metrekare kapasiteye ulaşarak yeni markası Serra’nın üretim tesislerini hizmete soktuğunu kaydeden Altunalan “Serra ile Türk seramik sektörünü dünya birinci ligine çıkarmayı misyon edindik. Sektördeki arkadaşlarımı kaliteli, katma değeri yüksek ürünlerle ihracatımızdaki 5 - 6 dolarlık ortalamalarımızı 10 – 15 dolar seviyelerine çıkartmak için işbirliğine davet ediyorum” dedi. Altunalan’ın verdiği bilgilere göre Seranit 2011 rakamlarına göre son 10 yılda üretimde yüzde 1343 büyürken, Serra yatırımı ile 2012 yılı ciro ve büyüme hızı aynı dönemde yüzde 2716 olarak hesaplanıyor. 2001 yılında net satışların 6 milyon 750 bin TL civarında olduğunu kaydeden Altunalan “2012 yılı satış hedefimiz 385 milyon TL, bu da on yılda ciro bazında yüzde 5602 büyüme anlamına geliyor. 2012 yılında ise pazar payımızı üretimde yüzde 5, ciro da ise yüzde 20 seviyesinde olacak” diye konuştu.

‘Hedef Dünya Markası Olmak’ Seranit Yapı Grubu Tasarım ve Pazarlamadan Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Ece Ceylan Baba ise “Ekip olarak hayalimiz dünya standartlarında bir marka yaratmaktı. Bu segmentte dünya tasarım merkezlerinin markalarının ön plana çıkması bizi Türk firması olarak ‘biz de varız’ demeye yöneltti. Türki-

ye’nin lider seramik üreticisi olarak yeni markamız ‘Serra’ ile teknoloji, kalite ve tasarım anlamında dünya standartlarını zorlamayı hedefledik” dedi. Mükemmelliği yeniden tanımlayan Serra ile sadece seramiği değil, Türkiye’nin farklılaşan, sanatsal değerlerini ve eserlerini ürüne dönüştürerek bir değer olarak dünya sahnesine koymayı amaçladıklarını anlatan Baba “Serra’yı dünya markası haline getirmek için alanında son derece başarılı Türk, İtalyan ve İspanyol tasarımcılarla çalıştık ve herkesin kendinden bir şeyler bulacağı altı serilik bir ürün gamı hazırladık. Minimalist tasarımlardan, renkli çalışmalara, üç boyutlu tasarımlardan düz beyaza kadar her zevke hitap edecek bir ürün çeşitliliği ile sahneye çıkıyoruz” diye konuştu. Serra’nın reklam filminde hem oyunculuğu hem de güzelliği ile ‘mükemmellik’ kavramıyla birebir örtüşen bir isim olan Penelopé Cruz ile çalışmaya karar verdiklerini ifade eden Baba konuşmasını şöyle sürdürdü : “Bugün Unicera’da bu sanat yolculuğumuzu devam ettiriyoruz. Seranit sanatı ve sanatçıyı destekleyen işbirliklerini sürdürüyor. Örnek olarak, seramik sektörüne yeni bir yorum getireceğinden emin olduğumuz ‘Serra’ markası için moda tasarımcısı Bahar Korçan ile birlikte yürütülen “Benim Masalım” ve “Umut” koleksiyonları bugüne kadar hiç uygulanmamış bir teknoloji ve özgün bir tasarım ile bugün burada sizlerle, çok yakında kullanıcısı ile buluşacaktır. Bize çok heyecan veren bir ilke daha imza atarak değerli seramik sanatçımız Emine Gönüllü’nün 7 yılı kapsayan seramik çalışmalarından oluşan soyut seramik sergisini ilk kez sizlerin ziyaretine açıyoruz.”

Hi-Tech Mart’12

51


Gündem

Türkiye Berlin’de tanıtıldı ITB Turizm Fuarı’na toplam 187 ülkeden 10.644 (201111.163) kuruluş stand alarak katıldı. Fuara 113 bini profesyonel olmak üzere toplam 172 bin ziyaretçinin katıldığı fuar idaresince açıklanmıştır. ITB’nin en önemli özelliği; spesifik olarak turizm ürünlerinin (iş, eğitim, kruz, kültür, tarih, sağlık, seyahat teknolojileri vs.) aynı alanlarda sergilenme olanağı oluşturmasıdır. Fuarın bir başka özelliği de fuar bünyesinde yapılan ve birçok sektör profesyonelinin katıldığı sektörün durumu ve geleceği konularında düzenlenen önemli seminer, panel, workshop gibi etkinliklerdir. Endonezya’nın partner ülke olacağı bir sonraki Itb Turizm Fuarı, 06 ile 10 Mart 2013 tarihleri arasında Berlin’de gerçekleştirilecek.

52

Hi-Tech Nisan’12

Türkiye standı ilgi gördü Berlin Kültür ve Tanıtma Müşavirliğinin başarılı organizasyonunda düzenlenen 3.079 metrekare büyüklüğündeki Türkiye standında kamu/özel sektör işbirliğinde 127 firma stand alarak katıldı. Fuarda ana destinasyon olarak tanıtılan İzmir’in Expo adaylığı için çeşitli tanıtım aktiviteleri düzenlendi. “Erlebe Mehr!” “Daha Fazlasını İste” sloganı ile hazırlanan Türkiye’nin değişik bölgelerine ait görseller ile İstanbul Shopping Fest görselleri büyük beğeni topladı. Türkiye standı deniz turizminin yanında, özellikle kültür turizmini tanıtmak üzere ülkemizden çeşitli eserlerin replikalarının (Medusa Başı-İstanbul, Artemis Anıtı-Efes, Celsus Kütüphanesi-Efes,


Gündem

Dünyada yapılan en önemli turizm fuarı ve aynı zamanda turizm borsası olarak kabul edilen ITB Turizm Fuarı 7 ile 11 Mart 2012 tarihleri arasında Almanya’nın Başkenti Berlin’de gerçekleştirildi. Yorgun Herkül heykeli-Antalya, Kartal Başı-Nemrut ve Antiochos Heykeli-Nemrut) ve İstanbul’dan 5 metre çapında 4 kubbenin sergilenmesi son derece başarılı bulundu. Fuar kapsamında düzenlenen ve önde gelen birçok Alman seyahat endüstrisi temsilcisinin katıldığı “Istanbul Cool Party” katılımcılar tarafından büyük beğeni topladığı belirtildi.

Çin’den turist gelecek Fuar kapsamında bir basın toplantısı düzenleyen Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay; Türkiye’nin kültürel altyapı konusunda yaptığı çalışmalar dikkate alındığında Alman turistlerden şehir, kültür ve tarihimize de ilgi beklendiğini, sürdürülebilir turizm düşüncesi içerisinde çevreyle uyumlu turizm

geliştirdiklerini, ayrıca bölge ülkelerinde oluşan / oluşabilecek siyasal ve ekonomik krizler nedeniyle, bu ülkelere olan turizm talebinin, ülkemize kayması yönünde beklentilerinin olmadığını, zira Suriye ve İsrail ile yaşanan bazı siyasi hadiseler nedeniyle bu ülkelerden gelecek turist sayısında büyük düşüşler kaydedildiğini belirtti. Türkiye ve TUI China arasında imzalanan protokol ile Çin’den ülkemize gelecek turist sayısında artış sağlanması için ortak çalışma yürütülmesi kararı alındı. Stand ziyaretçileri ile yapılan görüşmeler neticesinde İstanbul’a özellikle bireysel seyahat taleplerinde artış gözlemlendiği belirtildi. Fuarı ziyaret eden İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu TUROB standını ziyaret ederek TUROB Başkanı Timur Bayındır’dan yapılan tanıtım çalışmaları konusunda bilgi aldı. Hi-Tech Nisan’12

53


Firma

Suntech’ten Katlanır Pergola ve Tavan Sistemlerinde Yeni Jenerasyon Suntech mimari, açılır-kapanır pergola ve tavan sistemleri geniş nihai ve ticari uygulama alanları için her türlü hava koşullarında kullanılabilen gelişmiş çözümler sunuyor. Bahçe ya da deck alanlar için aranan veya restaurant,bar ve ticari projeler için uygulatmak istenilen açılır-kapanır pergola sistemi varsa, buna uygun bir Suntech modeli bulunuyor. Suntech sistemleri, her projeye uygun ölçülerde ve saatte 117 km değerindeki rüzgar şiddetine kadar en zorlu koşullarda dayanım sağlanabilmesi amacıyla yüksek kaliteli malzemelerle dizayn edilip üretiliyor. 13 metre genişlik ve 10 metre ileri açılım ölçüleri ile kumandaya tek dokunuşla 130 metrekareye kadar uygulanabiliyor ve patentli izolasyon birleştirme profili sayesinde birden fazla sistemin birleştirildiği uygulamalarda dahi % 100 su geçirmezlik sağlıyor. Avrupa teknolojisi (Somfy) kullanılarak, sistemin uzaktan kumanda ile motorun dakikada 34 devir gibi yüksek hızla kontrolü, yüksek dereceli ekstrüzyon alüminyum ray profilleri, paslanmaz çelikten üretilen bağlantı elemanları Suntech’in

54

Hi-Tech Nisan’12

sektöründe neden dünya çapında ön sıralarda olduğunun kanıtıdır. Alman üretimi, alev yürütmez ve % 100 su geçirmez blackout PVC membran kumaş, maksimum stabilite ve sıcaklık, nem ve kir direnci sağlıyor.Üretim teknolojisi ile eşit esneme özelliğine sahip ve torbalanma yapmıyor. Üst akrilik kaplama, sonraki yıllar için temizlemeyi ve bakımı kolaylaştırıyor. Yakın zaman içinde düzenlenen R+T 2012 Stuttgart Fuarı’nda, Suntech açılır kapanır tavan ve pergola sistemlerindeki yenilikleri ve geliştirilen yeni ürün modellerini tüm dünyaya sunarken, mevcut tente sistemlerini de sergiledi. Türkiye ve dünya ülkelerinde büyük ilgi gören Suntech pergola sistemi modelleri, ikinci kez katılımında bulunduğumuz bu fuarda da ilgi odağı oldu. Bu sayede firma, mevcut müşteri portföyünü hem dünya, hem Türkiye çapında büyük ölçüde arttırdı.



Gündem Derin’in yeni koleksiyonu’ndan ilk tasarım:

“Flow Wood” Modern hatların ahşap yan klape ile desteklendiği Aziz Sarıyer tasarımı Flow Wood, Derin Design’ın yakında tanıtacağı 2012 koleksiyonundan taptaze bir ürün. Koleksiyonun ilk perdesi, kanepe ve koltuk seçenekleri ile hem ofislere hem de ev kullanımına hitap eden Flow Wood ile aralanıyor. Modern mobilya ve aksesuarlarla kombine edebileceğiniz, detaylara özenli tasarımları tercih ediyorsanız Flow Wood, Derin Design’ın Akaretler’deki showroomunda sizleri bekliyor. Flow Wood, farklı kumaş ve ahşap alternatifleri, paslanmaz çelik, kromaj ve lake ayak seçenekleri ile Derin Design’ın çağdaş mobilya koleksiyonunda yerini alıyor. Daha fazla bilgi için www.derindesign.com adresini ziyaret edilebilir.

56

Hi-Tech Nisan’12


Gündem

2012 koleksiyonunu Nisan ayında tanıtacak olan Derin Design, yeni ürünlerinden Flow Wood isimli Aziz Sarıyer tasarımını şimdiden Akaretler mağazasında sergilemeye başladı.

Hi-Tech Nisan’12

57


Firma

İnoksan Sektördeki Rekabeti

Defile ile Sergiledi 20’nci Ağırlama Teknolojileri sektörünün en önemli fuarı olan Hostech By TUSİD’e katılan İnoksan Endüstriyel Mutfak çok farklı bir defileye ev sahipliği yaptı. Endüstriyel mutfak sektörünün gelişmesinde büyük payı olan İnoksan, 40 yıllık geçmişi olan endüstriyel mutfak sektöründeki gelişimi, markalar arasındaki rekabeti farklı bir gösteri ile anlattı.

Washa ile İşbirliği Kurumsal modanın ünlü markası Washa ile ortaklaşa imza attıkları defilenin ana hikayesi sektördeki rekabet savaşları oldu… Podyuma çıkan yiyecekleri temsilen gelin, İnoksan’ı temsilen damat ve gastronomi sektörünü temsilen kazonova defilede anlatılan hikayenin ana kahramanlarıydı. Washa’nın İnoksan defilesine özel olarak hazırladığı meyve ve sebzelerle oluşturulan elbiseler oldukça dikkat çekiciydi. Mutfak gereçleri ile gelin uğruna savaşan damat ve kazanova

58

Hi-Tech Nisan’12

heyecan dolu bir mücadelenin içine girdi. Sonunda kazanan ise İnoksan’ı temsil eden damat oldu.

İnoksan Aslan Payını Kapar İnoksan bu defile ile sektördeki rakiplerine “Tüm hizmet sektöründeki, iş yaşamına ait bu serüvende, farklılıklara ve yeniliklere imza atan her işletme öne çıkar, farkını ortaya koyar ve pazar payını kapar” mesajını verdi. Ziyaretçilerin nefessiz izlediği bu farklı defile sonunda podyuma çıkan İnoksan Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Varlık ve Washa Kurumsal Moda’nın Sahibi Selda Eruzun açtıkları pankartla Turizm ve Gastronomi Sektörüne 2012 sezonunda başarılar diledi.



Gündem

Stilea’da Hedef Endüstriyel Mutfakta Büyümek Bebek sektörü ilham verdi, endüstriyel mutfağa girdi. Nildeniz A.Ş İtalyan endüstriyel mutfak ürünleri Stilea ile sektörde agresif büyüme gösteriyor. Gıda sektörüne yapılan yatırımlar endüstriyel mutfak sektörünü canlandırıyor. Türkiye, kalitede Avrupa ülkelerini zorluyor. 1958 yılında ıtriyat sektörüyle 90 metrekarelik bir depoda ticari hayatına başlayan Nildeniz A.Ş, bebek sektöründe yerini sağlamlaştırınca, küçük ev aletleri sektörüne girmeye karar verdi. Mutfak sektorüne özel kurduğu TCT A.Ş. vasıtasıyla İtalyan tasarımı Stilea endüstriyle mutfak ürünleriyle, artan talebe cevap vermeyi hedefleyen firma, şimdi tamamen endüstriyel mutfak ürünlerine yöneldi.

Sektör Büyüme Eğiliminde İtalyan ve Alman ortak tasarımı olan Stilea’nın yetkilileri, “Artan restoran, gıda, turizm, alışveriş merkezi yatırımları, etraflarındaki birçok sektörü de besliyor. Dışarıda daha fazla vakit geçiren tüketici hazır gıdaya yönelirken, işletme sahip-

60

Hi-Tech Nisan’12

lerinin de endüstriyel mutfak ekipmanlarına ihtiyacı arttı” diye konuştu. Türkiye’de sektörün büyümesini ise turizm ve gıda sektörüne bağlayan Stilea yetkilileri, artan nüfus ve turizm ile Türkiye’nin bu sektörde daha çok yol kat edeceği görüşünde.

Son 3 Yılda %76’lık Büyüme Olumsuz piyasaya koşullarının hakim olduğu son birkaç seneye rağmen 3 yılık periyotta %76’lık bir büyüme sağladıklarını belirten firma yetkilileri, bu sonucu elde etmelerini her ay gelişen ve değişen yeni modelerine ve emsallerinden kaliteli ürünleri uygun fiyatlara satışa sunmalarına bağladıklarını belirtiyor. Türkiye’nin birçok noktasında yaygın servis ağı bulunan Stilea ürünlerinin, 2 yıl garantisi bulunuyor.



Otel

62

Hi-Tech Nisan’12


Otel

Renaissance Polat İstanbul Hotel, avantajlı konumu, konforu ve her türlü davet ve organizasyon için uygun mekanları ile hem şehir-tatil turizmi hem de iş toplantıları açısından en ideal ortamı sunuyor. Bağlı bulunduğu Marriott International Oteller zincirinin en başarılı halkalarından biri olan otel, uluslararası kalite ve zengin ulusal özellikleriyle turizm sektöründe saygın bir marka olarak hizmet veriyor.

414 Oda Renaissance Polat İstanbul Hotel’in, çoğu deniz manzaralı standart ve Renaissance Club katlarında bulunan toplam 414 odasının yanı sıra, altı adet çok amaçlı toplantı salonu, Akdeniz, Palandöken ve Balo Salonları ile 15 kişiden 1500 kişiye kadar davet, toplantı ve organizasyonlara evsahipiliği yapabiliyor. Her türlü teknolojik konforun yaşandığı toplantı salonlarının yanı sıra ofis rahatlığında kullanılan Business Center ise toplantılar süresince misafirlerin hizmetinde.

Spor, Yemek ve Eğlence Birarada Dünya mutfaklarından farklı örneklerin sergilendiği Daphne Restaurant & Grill, Marmara Balık, Bier Stube, Bar Noblesse’in yanı sıra bir Marriott geleneği olan Champions The American Sports Bar Restaurant ise bir spor müzesinde yemek ve eğlenceyi birarada yaşama imkanı sunuyor.

En Büyük Yüzme Havuzları Sağlıklı yaşam için kapılarını sadece otel misafirlerine değil İstanbul’lulara da açan Sport+, İstanbul’daki beş yıldızlı oteller arasındaki en büyük açık ve kapalı yüzme havuzu, son teknolojiyle donatılmış Cardio ve Gym salonu, masaj odaları hamam, sauna ve özel dersleri ile üyelerine ve otel misafirlerine hizmet veriyor. Hi-Tech Nisan’12

63


Gündem

Seramiğin Geleceği, Unicera Fuarı’nda anlatıldı... Dünya seramik pazarında yenilikleri, benzersiz tasarımları ve ödülleriyle tanınan Kütahya Seramik, 14-18 Mart tarihleri arasında, UNICERA 24. Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı’nda yepyeni ürünlerini tanıttı. Kütahya Seramik standı katılımcılardan yoğun ilgi gördü. Kütahya Seramik, 14-18 Mart tarihleri arasında Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi- Beylikdüzü’nde düzenlenen UNICERA 24. Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı’ndaki standında yepyeni ürünlerini tanıttı. Kütahya Seramik’in “Yaşayan ve Yaşanan Mekanlar” mottosu ile hazırladığı standında, dijital baskılı, büyük ebatlı karoların yer aldığı yaşam mekanları, ‘‘Seramiğin Geleceği’’ olarak tanımlanan Nexus serisi ve cam dünyasının en son güzellikleri Brezza koleksiyonları yer aldı. Ödüllü seramik serisi Kütahya Seramik’in fuar kapsamında sunduğu en büyük sürprizlerinden biri de seramik müzesi oldu. “Geçmişten

64

Hi-Tech Nisan’12

Geleceğe” olarak kurgulanan “Seramik Müzesi’’nde, Kütahya Seramik’in 1989 yılından bu yana üretmiş olduğu ve döneme damgasını vuran ürünleri sergilendi. Dünyanın en seçkin tasarım ödüllerini birer birer toplayan ve Kütahya Seramik’i dünyanın ilk ve tek “Red Dot Design Award Best of The Best” tasarım ödüllü seramik markası yapan Versatile Koleksiyonu; doğayı tüm gerçekliğiyle dijital baskı tekniği kullanarak seramiğe taşıyan Origitile; el emeğinin eseri, cam dünyasının son güzelliği Brezza ve yepyeni bir tasarım Nexus serisi Kütahya Seramik standında katılımcılardan yoğun ilgi gördü.



Gündem

66

Hi-Tech Nisan’12


Gündem

Osmanlı’nın ihtişamı seramiklere yansıdı 1996 yılından bu yanatasarladığı seriler ile Türk ve Anadolu medeniyetlerinden doğan özgün ve seçkin koleksiyonlar oluşturan Çanakkale Seramik, Osmanlı kültürünü ve ruhunu yansıtanSaraylı Koleksiyonu’nu tüketicilerin beğenisine sunuyor. Çanakkale Seramik, bundan 16 yıl önce Türk medeniyetleri için bir milat niteliği taşıyan Selçuklulardan esinlenerek Selçuklu Koleksiyonu’nu tasarladı ve satışa sundu. Ardından Osmanlı İmparatorluğu’nun 700. kuruluş yılında Osmanlı Koleksiyonu’nu hayata geçiren Çanakkale Seramik, yine zengin Anadolu kültüründen beslenerek, seramiğe hayat veren Kapadokya yöresinden yola çıkarak hazırladığı özel bir koleksiyon olan Kapadokya Koleksiyonu’nu 2006 yılında tüketicilerle buluşturdu. Bugün, geçmiş tasarımlarının yakaladığı başarıdan güç alan Çanakkale Seramik,yüzlerce yıllık Osmanlı mimarisi ve dekorasyonunun vazgeçilmez unsurlarını modern ve stilize formlarla yeniden günümüz banyolarına taşıyan Saraylı Koleksiyonu’nu tüketicilerin beğenisine sunuyor.Saraylı Koleksiyonu ile Çanakkale Seramik arzulanan ihtişamı banyolara getiriyor, göz alıcı seramik karoları, banyomobilyası ve vitrifiye ürünleriyle komple bir banyo sunuyor. Saraylı koleksiyonu beğeni topluyor Gösterişli desenleri, geleneksel ile moderni incelikle birleştiren çizgileriyle, Çanakkale Seramik Saraylı Koleksiyonu, yüzlerce yıllık geçmişi olan saray motiflerini yeniden ifade ediyor. Geleneksel Osmanlı mimarisi ve dekorasyon anlayışını

Çanakkale Seramik yorumuyla günümüz banyolarına taşıyan Saraylı Koleksiyonu; göz alıcı seramik karoları banyo mobilyası ve vitrifiye ürünleri ile bütünsel bir çözüm sunuyor. Günümüz tasarımcılarına ilham kaynağı olan Osmanlı İmparatorluğu`nun yaşam biçimi, sanatı ve ihtişamı, tekstil ve dekorasyon ürünlerine de yansıyor Birun Serisi Adını sarayın Harem dairesinin dışında kalan “Birun”dan alan bu seri, mermerin eşsiz dokusunu, altının göz kamaştıran güzelliğiyle buluşturuyor. Işıltılı ve simli malzemelerin kullanıldığı Sultan dekor ve altın görünümüyle zarafeti buluşturan Harem dekorları ile Birun Serisi göz kamaştırıyor. Enderun Serisi İsmini Osmanlı Sarayı’nın iç kısmında bulunan, padişahın elçileri ve vezirleri kabul ettiği arz odasından; renklerini de zümrüt, safir ve yakuttan alan Enderun Serisi, banyolara ayrıcalık katıyor. Seramik yüzeylerindeki göz alıcı desenleriyle büyüleyen, kaftan motifleri, lale ve çintemani figürleriyle bütünleşen seri, gösterişli mücevherler ve tekstil dokularından ilham alıyor. Hi-Tech Nisan’12

67


Otel

Maldivlerde Türk İmzası

“Ayada Maldives” Ayada Maldives misafirlerini “Yeryüzündeki Cennet”te ağırlıyor.

68

Hi-Tech Nisan’12


Otel Aydeniz Group’un ilk turizm yatırımı olan Ayada Maldives Resort Otel muhteşem güzelliği ile “Yeryüzündeki Cennet” olarak da anılan Maldivler’de açıldığı günden itibaren özenli ve eşsiz hizmet anlayışıyla turizm sektöründe farklılaşan ve en çok tercih edilen oteller arasında yer aldı.

Türk Tarzıyla Farklılaşan Hizmet Ayada Maldives Resort Otel açıldığı tarih olan 30 Ekim 2011’den bu yana Maldivler’de otelcilik anlayışını değiştirdi. Maldivler’in en güzel adalarından biri olan Magudhuvaa Adası üzerinde bulunan resort otel, muhteşem doğasının yanı sıra hizmet kalitesiyle de konuklarına unutamayacakları tatil olanakları sunuyor. Hint Okyanusu üzerinde ve Maldivler’in Ekvator çizgisine 30 km. uzaklıkta olan Ayada Maldives, deniz üstünde ve kumsalda inşa edilmiş, her birinin kendine ait havuzu olan 112 lüks villa ve süitten oluşuyor. Ayada Maldives Resort Otel, çocuk kulübü, spor merkezi, dalgıç okulu, Türk hamamı, terapi odaları, tenis kortu ve futbol sahası gibi pek çok hizmeti bir arada sunuyor.

7 Farklı Restoran Ayada Maldives’de Türk ve dünya mutfağının seçkin menülerinin sunulduğu 7 farklı restorant ve cafe yer alıyor. En üst düzey hizmet ve gösterişsiz zarafetin tecribe edildiği Ayada Maldives’de müsafirler için gün batımında enfes peynir ve içecekleri test edebilecekleri İle De Joie, Türk kahvesi, nargile, Türk çaylarının servis edildiği Ottoman Lounge’nin yanı sıra 24 saat hizmet veren bir klinik de mevcut.

AySPA ile Bedeni Şımartmak Ayada Maldives Resort Otel’de yer alan 3.500 metrekarelik AySPA lüks kavramının son aşamasını yansıtıyor. AySPA, her türlü ayrıcalık düşünülerek uluslararası standartlarda bölgenin en iyi ve en ünlü spası olarak hizmet veriyor. AySPA, esin kaynağı olan doğaya uygun olarak terrazzo ve ahşap mozaiklerle dekore edildi. Geleneksel hamam bölümünde misafirlerin keselenmesi için özel odalar, buhar odası, sauna ve dinlenme odaları bulunuyor. Ayrıca AySPA’da modern bir fitness studio, sıcak -soğuk havuzları, sauna, buhar odası da bulunuyor. AySPA’da senkronize 4 el masajı, Bali masajı, aromaterapi masajı, İsveç masajı, body contour masajı gibi vücut masajları uygulanıyor.

Hi-Tech Nisan’12

69


Otel

Anadolu’nun En İyisi “Dedeman Konya” Dedeman Konya Hotel&Convention Center, Anadolu ve Karadeniz’in en iyi toplantı oteli seçildi. Turizm sektörünün en iyilerinin belirlendiği, 1. Kongre Toplantı ve Etkinlik Ödülleri Yarışması’nda, Dedeman Konya Hotel&Convention Center, Anadolu ve Karadeniz’in en iyi toplantı oteli seçildi.

Farklı Sektörlerden Jüri Üyelerinin Oylarıyla Orta Anadolu’nun en büyük kongre merkezli şehir oteli Dedeman Konya, sağlık, bilişim, otomotiv, iletişim gibi pek çok sektörün önemli isimlerinin jüriliğinde yapılan değerlendirme sonucunda, Anadolu ve Karadeniz’in “En İyi Toplantı Oteli” ödülüne layık görüldü. Yarışmaya katılan otellerin; konumu, iş merkezlerine yakınlğı, toplantı olanakları, profesyonel iş gücü, sağlık ve spa merkezi imkanı, restoranları, kişiye özel hizmet anlayışı, teknolojik ve doğaya dost altyapıları, sanat ve sosyal sorumluluk projelerine verdikleri önem gibi pek çok özellikleri değerlendirildi.

70

Hi-Tech Nisan’12

Konya’da Kongre Turizmi Gelişiyor Ödül törenine katılan Dedeman Konya Genel Müdürü Recep Altınok, elde ettikleri başarının, Konya’nın kongre turizminde söz sahibi olmasına büyük katkı sağlayacağını belirtti. Altınok, bu başarının, Dedeman Konya Oteli ve Dedeman Grubuna ait olmasının yanı sıra, Türkiye’nin hızla gelişen ve örnek şehir niteliğindeki kentimiz Konya’nın da başarısı olduğunu söyledi.

“Kabul Görmek” İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde yapılan törende söz alan Recep Altınok: “Alman Filozof Friedrich Hegel, Dünya insanlık tarihini derinden etkileyen ana unsurun, insanoğlunun en büyük arzusu “kabul görmek” olduğunu söylüyor. Hz. Pîr’in memleketi Konya’dan, bizleri kabul gördüğünüz için teşekkür ederiz” diyerek sözlerini tamamladı.



Firma Jumbo Horeca sektörüne

yenilikler getirdi Türkiye’nin en önemli markalarının arasında gelen Jumbo, Horeca kanalında da başarılı çalışmalarıyla dikkat çekiyor. Kaliteden ödün vermeden, cazip fiyatıyla yeni ürünleri beğeni topluyor.

72

Hi-Tech Nisan’12


Firma

Jumbo, HORECA sektöründeki ürünleriyle dikkat çekiyor. Bu süreçte fabrikasını taşıyarak, daha büyük bir alana sahip yeni fabrikasına geçti. Makine modernizasyonuna da giderek üretim hacmini arttırmış ve maliyetlerini de önemli ölçüde düşürmüş oldu. Bu avantajlarını da ağırlıklı olarak Horeca kanalında kullanma kararı aldı. Bu sayımızda Jumbo’nun Türkiye Satış Müdürü Ramazan Türk ile görüştük. Türk, Horeca sektörüne hızlı bir giriş yaptıklarını ve belirtti. Türk, “VİP Otel Ekipmanları Sanayi Ticaret Limited Şirketi ile hareket ederek yapılanmamızı tamamladık. Çünkü VİP Otel Ekipmanları Sanayi Ticaret Limited Şirketi, Türkiye’nin genel dağıtıcısı ve çok kısa sürede Türkiye’de yapılanmasını tamamladı. Bölge müdürlükleri kurdu. Şu an Türkiye’nin her yerinde hizmetimiz bulunuyor. Türkiye genelindeki yapılanmayı tamamlayıp yurt dışına açılmayı planlıyoruz. Fakat öyle bir gelişme oldu ki, yurt içini yurt dışına tamamlar hale geldik” dedi.

oyunculardan seçilmek üzere 24 tane ürünlerini alıp satan bayileri olduğunu kaydeden Türk, yurt dışındaki satışlarını hem kendi ekipleri hem de aracılarla yapacaklarını kaydetti. Türk, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkenin durumuna göre, şekillerine göre, coğrafi yapılarına göre bazen aracı kullanacağız bazen de kendi ekiplerimizle satış yapacağız.”

Dünyaya açıldı

Ödüllendirildi

Şu anda yurt dışında pek çok ülkeyle çalıştıklarını anlatan Türk, “Şu anda İran’da bir temsilci kurduk. Tüm İran’a hitap edecek şekilde kuruldu. Geçen hafta Gürcistan’daydım. Temelleri atılan bir gelişmeyle de Gürcistan’da ve Tiflis’te iki merkez olarak hareketli bir temsilciğimiz oluştu. Tüm Gürcistan’a hizmet verecek şekilde. Ayrıca bundan bir ay öncesinde de Jumbo olarak Almanya merkezli olmak kaydıyla yeni bir merkez oluşturduk. Orada da Jumbo Europe olarak tüm Avrupa’ya hizmet verecek olan merkezimiz Berlin’de kurulmuş oldu” diye konuştu. Şu anda sektörün içindeki en iyi

Jumbo’nun elit bir marka olduğunu aktaran Türk, “Jumbo hem kaliteli hem de makul fiyatıyla sektörde bulunuyor. Ürünlerimiz çok beğeniliyor. Horeca sektörü için uygun fiyatlarla ürünlerimizİ sunduk” dedi. Jumbo’nun çeşitli ödüller aldığına dikkat çeken Türk, “Biz 26 ülke arasından iki defa altın madalya aldık kalite dalında. Bu kaliteli misyonumuz, rakamlarla da güzelleştirip bırakın Türkiye’yi dünyaya kesinlikle ve kesinlikle açmayı hedefledik. 2012 bizim dünyaya açılma yılımız. Dünya tüm dünya ülkelerinde tanıtımı, bu ürünün satılması için emek sarf ediyoruz”

Rusya pazarı farklı Türkiye’de başarılı olduklarını aynı şekilde dünyada da başarılı olmayı planladıklarını anlatan Türk, Jumbo’nun irili ufaklı herkese hizmet vermeye hazırlandığını anlattı. Rusya pazarının farklı gördüklerini dile getiren Türk, “Ortadoğu’yu farklı görüyoruz. Gürcistan, o bölge için açılış kapısı olacak. İran da özellikle seçilmiş ülkeler. İran, Ortadoğu ayağı için açılış kapısı olacak” dedi. Bu bölge ile çalışmaların ve araştırmaların sürdüğünü aktaran Türk, “Yatırım araştırmaları sürüyor. Her an her şey olur” dedi.

Hi-Tech Nisan’12

73


Gündem

Alain Artisan Boulanger Gastronomi Festivali’ndeydi 10. Uluslararası İstanbul Gastronomi Festivali’nde Alain Artisan Boulanger, taze baget, croissant ve macaronlarıyla yer aldı. 10. Uluslararası İstanbul Gastronomi Festivali, diğer adıyla Uluslararası İstanbul Mutfak Günleri 15-18 Mart tarihleri arasında Tüyap Beylikdüzü Fuar ve Kongre Merkezi'nde gerçekleştirildi. Fuarın bu yıl ki uluslararası katılımcılarından biri de ünlü Fransız Fırını Alain Artisan Boulanger’di.

22 Ülkeden Uluslararası Şefler Türk mutfağını dünyanın diğer mutfak kültürleri ile buluşturan İstanbul Mutfak Günleri, Türk aşçılarla dünyanın önde gelen aşçıları arasında yakınlaşmayı ve karşılıklı bilgi alışverişini sağlarken, her yıl düzenlenen uluslararası bir gastronomi yarışmasına da ev sahipliği yaptı. 22 ülke, binlerce yerli ve yabancı şef ve dünyaca ünlü jürilerin yer aldığı gastronomi festivalinde Tüm Aşçılar Federasyonu tarafından düzenlediği yarışmaya Alain Artisan Boulanger de destek verdi.

74

Hi-Tech Nisan’12

Orijinal Fransız Ürünleri 10. Uluslararası İstanbul Gastronomi Festivali’nde Alain Artisan Boulanger Tüm Aşçılar Federasyonu standında pazara getirdiği kalite ve yeniliklerle orijinal Fransız ürünlerini görücüye çıkardı. Birbirinden özel ekmeklerden, farklı tatlarda kruvasanlara, değişik çeşitlerdeki pasta ve eklerden rengarenk macaronlara kadar pek çok lezzeti bir arada sunan Alain, bu uluslararası fuarda Paris’i İstanbul’a taşıdı. İstanbul’un merkezinde gerçek Fransız lezzet boşluğunu dolduran ve geleneksel yapısını modern çizgilerle birleştirmeyi başaran Alain, Aşçılar Federasyonu standında yer alarak gelen yerli ve yabancı ziyaretçilere hem görsel hem de lezzetsel bir şölen sundu.



Turizm

Unesco’nun Dünya Mirası Anadolu, binlerce yıllık tarihsel öyküsünü dile getiren, olabildiğince korumuş antik kent kalıntıları, doğal oluşumları, mimari eserleri, günümüzde yaşamını sürdüren kentleriyle neredeyse bir dünya harikası diyebileceğimiz bir güzellikte. Sahip olduğumuz bu doğal mirasımız Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu UNESCO tarafından dünya mirası listesinde yerini alıyor. Türkiye’de hangi eserler UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor diye merak edenler için kısaca bir derleme yaptık.

76

Hi-Tech Nisan’12

 Münevver Çakırtaş


Turizm Kapadokya: Bundan tam altmış milyon sene önce Erciyes, Hasandağı ve Güllüdağ’ın patlamasıyla püsküren lav ve küllerin meydana getirdiği yumuşak tabakaların, aradan geçen milyonlarca senede yağmur ve rüzgârın aşındırılmasıyla oluşmuştur. Kapadokya bölgesi, doğa ve tarihin bütünleştiği bir yerdir. Coğrafi olaylar Peribacaları'nı oluştururken, tarihi süreçte, insanlar da bu peribacalarının içlerine ev, kilise oymuş, bunları fresklerle süsleyerek, binlerce yıllık medeniyetlerin izlerini günümüze taşımıştır. İnsan yerleşimlerinin Paleolitik döneme kadar uzandığı Kapadokya'nın yazılı tarihi Hititlerle başlar. Tarih boyunca ticaret kolonilerini barındıran ve ülkeler arasında ticari ve sosyal bir köprü kuran Kapadokya, İpek Yolu'nun da önemli kavşaklarından biridir. Divriği Ulu Camii ve Darüşşifa: Unesco’nun ülkemizde dünya mirasına altığı ilk mimari yapı olan Ulucami ve darüşşifa; Selçuklu zamanında Mengüçlü Beyliğinden Ahmet Şah ve Melike Turan tarafından başkentleri Sivas, Divriği’de yaptırılmış. İstanbul: Metropol kent İstanbul’un tarihi bölgeleri 1985 ‘de dünya miras listesine dahil edildi. Fakat bu kente yeteri kadar ilgi gösterilmediğinden, listenin dışına çıkması gündemi oluşturdu. Çağımızın klasik bir dünya kenti olarak kurulan İstanbul’un 2 bin 400 yıllık geçmişi bulunuyor. Unesco, 6 Aralık 1985’De Dünya mirası listesine ekliyor. İstanbul, kendine özgülüğüyle büyük beğeni topluyor. İstanbul’da Topkapı Sarayı, Ayasofya, Sultanahmet Camii, Yerebatan Sarnıcı gibi çok önemli tarihi eserler bulunuyor. Hattuşaş; 1986 ‘dan beri dünya miras listesinde bulunan Hattuşaş Çorum’un Sungurlu ve Boğazkale ilçesi yakınlarında... İlk kez 1834’te Fransız Charles Texier tarafından tanımlanan kentin Hattuşa olduğu H. Winckler, T. Makridi ve O. Puchstein’imn 1907 – 1912 yıllarında yaptığı kazılarda kesinlik kazandı. İlk çivi yazılı tabletleri ise 1894’de Chante ve Schaffer bulmuştu. Ankara’da Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde bulunan 25 bin civarındaki çivi yazılı tablet hem tarihsel gelişme hem de Hitit yaşam tarzını içeren kural ve yasalara ait önemli bilgiler aktarıyor günümüze. 28 Kasım 1986’da Dünya Mirası Listesi’ne alınan Hattuşa UNESCO’nun tescil ettiği gibi dünya belleğini oluşturan bu önemli kayıtların da sahibi aynı zamanda Nemrut Dağı: Nemrut Dağı, Güneydoğu Anadolu bölgesinin Adıyaman ilinde Kahta ilçesi Ankar dağları yakınında 2.150 metre yüksekliğinde bir dağdır. Kommagene kralı Antiochus Theos, MÖ 62 yılında bu dağın tepesine, pekçok Yunan ve Pers tanrısının heykelinin yanı sıra kendi mezar-tapınağını da yaptırmıştır. Mezarda, bir kartalın başı gibi, tanrıların taş oymaları bulunur. Heykellerin diziliş şekli hiyerotesyon olarak biliniyor. Nemrut Dağı 1987'de UNESCO tarafından Dünya mirası alanı ilan edilmiştir ve dünyanın sekiz harikasından biridir. Pamukkale: Denizli ilimizin sınırları içinde bulunan ve kaynak sularının kirecinden oluşan bir tepe Pamukkale… Uzun-

luğu 2.7 kilometre, yüksekliği 160 metre…7) Safranbolu: Kültürel miras olarak dünya miras listesinde yer alan Safranbolu şehri, 1998’de listeye girdi. Safranbolu, Karabük ilimize bağlı. Pamukkale’nin koynuna sarıp sarmaladığı Hierapolis antik kenti, ona öylesine yakışıyor ki 2 bin yıldan fazla bir zamandır elele tutuşan tarih ve doğa, eşine az rastlanır bir güzellik oluşturuyor. Ksantos ve Letoon antik kentleri: 1988’de dünya miras listesine alınan Ksantos ve Letoon antik kentleri, Fethiye yakınlarında bulunuyor. Fethiye - Kaş karayolunun 70 km.sinde bulunuyor. Antik Çağda Likya'ya başkentlik yapıyor. Kentte ele geçen en eski kalıntılar M.Ö. 8. yüzyıla kadar gidiyor. Pek çok tarihi olaylara ve savaşlara sahne olan kentten günümüze ulaşan kalıntılar arasında kaya mezarları, lahit mezarları ve Likya kültürüne özgü dikme mezar anıtları bulunuyor. Likya akropolü erken dönem eserleri arasında bulunuyor. Birçok kez onarılmış tiyatro ve Erken Hıristiyanlık Döneminde yapılmış kilise görülebilecek eserler arasındadır. 1840'lı yıllarda antik kentte kazılar yapan İngiliz Fellows, "Nereidler Anıtı" ile pek çok eseri British Museum'a götürmüştür. Mezar soyucu İngilizler tarafından Anadolu dan birçok giden eser gibi bu önemli eserde bir şekilde götürülüyor. Letoon, Fethiye - Kaş karayolunun 65 kilometresinde Kumluova Köyü yakınında bulunmaktadır. Şair Ovidius'un anlattığı bir öyküye göre kent, Zeus'tan hamile kalan Leto'nun adına kurulmuştur. Kentte en eski yerleşim izleri M.Ö. 7. yüzyıla kadar gider. Kalıntılar ve ele geçen kitabeler buranın dinsel ve politik bir alan olduğunu göstermektedir. Ören yeri merkezinde yan yana üç tapınak bulunmaktadır. Bunlardan en kuzeydeki Leto, ortadaki Artemis, güneyindeki Apollon'a adanmıştır. Tapınakların güney-batısındaki çeşme binası ile hemen doğusunda kilise yer almaktadır. Kentin kuzeyinde Stoa ile arkasını kısmen doğal yamaca dayamış Helenistik Döneme ait tiyatro bulunmaktadır. Letoon M.S. 7. yüzyılda terk edilmiştir. Troya: Kaz Dağı (Antik İda Dağı) eteklerinde, Çanakkale il sınırları içinde yer alan tarihî kent. Homeros tarafından yazıldığı sanılan iki manzum destandan biri olan İlyada'da bahsi geçen Truva Savaşı'nın geçtiği antik kenttir. 1870'lerde Alman amatör arkeolog Heinrich Schliemann tarafından Tevfikiye köyü civarında keşfedilen antik kentte çıkan eserlerin çoğu günümüzde Türkiye, Almanya ve Rusya'dadır. Antik kent, 1988 yılından beri Dünya Miras Listesinde, 1996 yılından beri de Milli Park statüsündedir. Homeros’un İliadası’ndan büyük ölçüde etkilenip, onun izini süren ve Hisarlık tepesinde 1870- 71 yıllarında yaptığı kazıları Troya’yı gün ışığına çıkaran serüvenci Schliemann’ın 1873’de bulduğu ziynet eşyası Troya, 2 döneminde kentin zanaatlarınca üst düzeye ulaşmış kuyumcular yetiştirdiğinin de göstergesi. Hi-Tech Nisan’12

77


Otel Dedeman Ankara’dan İş Dünyasını Rahatlatan Çözüm:

Executive Lounge

Dedeman Ankara, Executive katta ve suit odalarda konaklayan misafirleri için Executive Lounge hizmeti vermeye başladı. İş dünyasının yoğun ve stresli temposunu yakından izleyen Dedeman Ankara, Executive katta ve suit odalarda konaklayan misafirlerinin kendilerini daha iyi hissetmeleri için Executive Lounge hizmetini uygulamaya koydu. Executive katı ve suit odaları tercih eden konuklar, Executive Lounge’da sabah kahvaltılarını haberleri izleyerek ve gazetelerini okuyarak yapabilirken, öğlen ve akşam sunulan zengin ikramlardan da yararlanabilmekteler.

Servisler Dedeman Ankara’nın 7. katında yer alan Executive Lounge; hafta içi 06:30’dan 22:00’a kadar, hafta sonu ise 07:00’dan 22:00’a kadar hizmet sunuyor. Executive Lounge’da sunulan günlük hizmetler ise;

78

Hi-Tech Nisan’12

• Executive kahvaltı (06.30 - 11.00), • Öğleden sonra çay-kahve ve kurabiye (12.00 - 14.30) • Yemek öncesi aperatif ve kokteyl (17.30 - 19.30) • Akşam aperatif ve içecek servisi (20.00 – 22.00)

Birçok Avantaj Birarada İş dünyasının ihtiyaçlarına yönelik düzenlemeler yapan Dedeman Ankara’nın Executive katta ve suit odalarda konaklayan misafirleri için sunduğu rahatlatıcı hizmet ve servisleri arasında; müsaitlik durumuna göre erken giriş ve geç çıkış ayrıcalığı, giriş gününde ücretsiz bir takım elbise ve iki gömlek ütü servisi, Executive Lounge’da ve odada ücretsiz internet imkanı, Executive Lounge’da sunulan dergi, kitap ve gazetelere ek olarak, odada ücretsiz gazete servisi bulunmakta.



Turizm Yavru Vatan:

KIBRIS

Kıbrıs Adası, Hititler’den, Mısırlılar’a ve Antik Yunanlar’a birçok medeniyetin izini taşıyor. Tarihi konumu, medeniyetler arasında bir eşik görevi üstlenen Kıbrıs Adası, ülkemiz açısından da oldukça önemli bir yere sahiptir. Kıbrıs’a gitmeden önce tarihi mekânlarını araştırmanızı öneririz. Biz de bu yazıyı hazırlarken atladığım önemli bir konu olmasın diye kitaplar arasında gezinirken 1974 yılına gözüm ilişti. Çok değil çok yakın bir tarihte Kıbrıs halkı büyük bir badire atlatmış. Boşaltılan köyler, topraklarından ayrılan Türk halkının yaşadıklarından oluşan ağıtlar… Paylaşılamayan topraklar ve ikiye bölünen bir ada...  Münevver Çakırtaş

80

Akdeniz’in üçüncü büyük adası

Tüm yıl güneş alıyor

Kıbrıs adası tarih boyunca hep önemli bir ada olmuştur. Güney Anadolu ile Mezopotamya’ya geniş açı ile hâkim durumda olan, Orta Doğu’ya açılmak ve oraları kontrol etmek isteyen devletler için vazgeçilmez bir üs olarak görülmüştür. Bu özelliği ile hem bölge devletlerinin hem de bölge-dışı devletlerinin her zaman ilgisini çekmiştir. Kıbrıs (Yunanca:Κύπρος,Kýpros) Akdeniz'in üçüncü büyük adası. Kuzeyinde 65 km mesafe ile Türkiye, doğusunda 112 km mesafe ile Suriye, 267 km ile İsrail, 162 km ile Lübnan; güneyinde 418 km ile Mısır; kuzey batısında ise 965 km ile Yunanistan yer alıyor. Kıbrıs, Akdeniz'in Sicilya ve Sardinya'dan sonra üçüncü büyük adasıdır. Yaklaşık olarak ada sahillerinin yarısı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sınırları içerisinde. 1974'de Yunan darbesinin ardından Türk Silahlı Kuvvetleri'nin gerçekleştirdiği Kıbrıs Barış Harekatı sonucu adada iki ayrı devlet oluşmuş. Nüfusun yaklaşık yüzde 50'si Yunan (Rum), yüzde 50'si Türk'tür. En büyük şehir Lefkoşa'dır. Günümüzde ada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi olarak ikiye bölünmüş olarak yönetiliyor.

Kuzey Kıbrıs bozulmamış doğal güzellikleri, dost canlısı insanları, tertemiz ve bozulmamış doğası, neredeyse tüm yıl boyunca güneşle yıkanan kilometrelerce uzunluğundaki kıyı şeridi; altın kumsalları ve 9 bin yıllık görkemli tarihi ile Akdeniz’de cennet bir adası desek hiç de abartmış olmayız. Gotik kiliseler ile bir arada bulunan Beşparmak Dağları’na hakim haçlı kaleleri, tapınak kalıntıları ile İngiliz kolonyal mimari örnekleri tarihin fantastik bir karışımı olarak karışımı olarak karşımıza çıkıyor.

Hi-Tech Nisan’12

Zengin bir mirasa sahip Kıbrıs, yüzyıllar boyunca üzerinde kurulan değişik uygarlıkların bıraktığı zengin bir tarihi ve mimari mirasa sahip olmasıyla dikkat çekiyor. Batı’da Soli ve Vouni’den Lefkoşa’daki Arabahmet Camisi’ne, Mağusa’daki Salamis’ten Doğu’daki Apostolos Andreas Manastırı’na, 9000 yıllık uygarlığın izlerine rastlamak mümkündür.


Turizm

Hi-Tech Nisan’12

81


Turizm

Plajları tertemiz Kuzey Kıbrıs Akdeniz’de zor bulunan tertemiz plajlara sahip. Büyük otellerin lüks plajlarından, kum tepecikleri ardında kaybolmuş küçük otellerin şahane kumsallarına kadar yüzücüler için farklı kıyı şeritleri ve imkânları bulunuyor. Gazimağusa ile Boğaz arasında kalan doğudaki kıyı şeridinde altın kumsallar 15 mil uzunluğa kadar varıyor. Kuzey’de Girne’nin her iki tarafında da, barların bulunduğu ve değişik sportif faaliyetlerin yapıldığı plajlar mevcut. Bunun yanı sıra gözlerden uzak koylar 20 mil boyunca manzarayı süslüyor. Kaplumbağalarla ünlü Aşağı yukarı yüz milyon yıldır adanın suları, yeşil baş (Chelonia mydas) ve logger head (Caretta caretta) kaplumbağaları tarafından ziyaret ediliyor. Yeşilbaş sadece adada, Türkiye’nin güney doğu kıyılarında ve bazen de İsrail’de yumurtlama yapıyor. Bu büyüleyici canlılar, yumurtlamak için Mayıs ve Ağustos ayları arasında Kuzey Kıbrıs’ın kumsallarına geliyor. Yumurtlama yaptıkları kumsallardan biri olan Alagadi koruma altına alınıyor. Peki nereleri gezmeli? Batık Gemi Müzesi, Girne Kalesi'nde bulunan Batık Gemi Müzesi'nde sergilenen gemi, bugüne dek ele geçen en eski gemi olarak biliniyor. Akdeniz’de İskender’in ölümünden sonra kurulan Hellenistik krallıklar dönemine aittir. İlk olarak 1965 yılında bir sünger avcısı tarafından suyun üç metre derinliğindeyken fark edilmiş ve Pennsylvania Üniversitesi araştırmacıları tarafından çıkarılmıştır. Batıktaki badem kalıntılarına yapılan testler M.Ö. 288, kerestesine yapılan testler ise M.Ö. 389 yılını göstermektedir. Bu da geminin battığı zaman yaklaşık seksen yıllık olduğunu gösterir. Geminin 15 metre uzunluğundaki gövdesi Halep çamından

82

Hi-Tech Nisan’12

yapılmıştır. Akdeniz ağaç kurdundan korunması için de kabuk koruyucu bir madde ile kaplanmıştır. Gemide bulunan 400 civarındaki anforanın Rodos’tan yüklendiği sanılmaktadır. Bunun yanı sıra İstanköy işi 29 adet bozalt değirmen taşıyla da karşılaşılmıştır. Teknenin adaya yönelmeden önce Akdeniz ve Ege kıyılarında alışveriş yaptığı, tekne mürettabatın ana besin kaynağının badem olduğu bulunan kalıntılardan anlaşılmaktadır. Rüzgâra boyun eğmeyen kale Buffavento Kalesi, Girne dağlarında 950 metre yüksekliğe kurulmuş olup, St. Hilarion ve Kantara kaleleri ile birlikte Arap saldırılarına karşı oluşturulmuş olan savunma hattının bir parçasıdır. Lüzinyanların döneminde (1192 - 1489) kale hapishane olarak kullanılmıştır; adı da "Aslan Şatosu" olarak geçmektedir. Venedik döneminde, adanın savunması için kıyı şehrindeki kaleler önem kazandığından, Buffavento kalesi ihmal edilmiştir. Kale, Aşağı ve Yukarı Kale olmak üzere iki bölümden oluşmuştur. Aşağı Kale’nin kemerli bir girişi vardır. Girişin karşısındaki odalarda erzak saklanır ve bir kısmı da yatakhane olarak kullanılırdı. Odalar altında bir de su sarnıcı bulunmaktadır. Yukarı Kale’nin kapı ve oda kemerlerindeki, kırmızı tuğla işçilik Bizans tarzındadır. Burada bulunan kiliseden geride az bir kalıntı vardır. Buffavento’nun kelime anlamı "Rüzgara Boyun Eğmeyen"dir. Kaleden bakıldığında Trodos dağları ve Lefkoşa’nın tüm güzelliği gözler önündedir. Geçmişe tanıklık edebiliyorsunuz Lambousa'nın ilk yerleşenlerinin M.Ö. 13. yy'da Yunanistan'dan geldikleri, daha sonraları bölgenin M.Ö. 8. yy'da Fenikelilerin yönetimine girdiği biliniyor. Roma ve Bizans döneminde parlak bir hayat seviyesi söz konusudur. Kentte tiyatro


Turizm

ve gimnazium gibi sivil mimari örnekleri de inşa edilmiştir. Bu refah dönemi M.S. 7. yy'daki Arap akınlarıyla son bulmuştur. Surlar, kaya mezarları ve balık havuzları önemli kalıntılardır. Balık havuzları Roma döneminde oyulmuş olup, temiz suyun girip, sıcak ve kirli suyun çıkması için kanalları mevcuttur. Lambousa'ya ait bulgular 1900'lü yıllarda başlayan iki aşamalı kazılarla bulunmuş olup, çok sayıda tabak, kaşık gibi değerli eşyalar içermekte, fakat ne yazık ki günümüzde çoğu, New York, Londra gibi yabancı ülke şehirlerinin müzelerinde sergilenmektedir. Bu hazinelerin Arap korsanlarının akımı sırasında toprağa gömüldükleri düşünülmektedir. Çoğu eser İmparatorluk damgasını taşıdığından 627 - 630'lu yıllar arasında yapıldıkları anlaşılmaktadır. Aynı zamanda Hz. Ömer Tekkesi, 7. yy'da Emevi Halifesi Muaviye dönemindeki Arap akınları sırasında şehit düşen Ömer adındaki komutan ve arkadaşlarının mezarları yer alıyor. Türbe ve mescit binası Osmanlılar tarafından yapılmıştır. Freskleri dikkat çekiyor Kirsokava, denize doğru uzanan bu kayalık burun Romalılar döneminde mezarlık ve sonradan da taş ocağı olarak kullanılmıştır. Bizans döneminde bazı Hıristiyanlar Roma mezarlarının ve bu taş oyuklarının arasına yerleşmişlerdir. Aya Mavra Kilisesi de bu türden bir eski Roma kaya mezarı içinde yer almaktadır. Duvarlarında havan ile tavanda da Miraç sahnesini gösteren freskler vardır. Girne Kapısı’nın önemi Eski Lefkoşa şehrini çevreleyen surların üzerinde bulunan 3 kapıdan biri de kuzeydeki Girne Kapısı’dır. Burası kentin en önemli giriş çıkış noktalarından biriydi. Mimar Proveditore

Francesco Barbaro’nun adından esinlenerek " DelProveditore Kapısı" olarak da bilinen kapıyı, Türkler 1821’de tamir ederek üzerine kubbeli bir oda eklemişlerdir. Kapı üzerindeki kitabede Kur’an-ı Kerim’den ayetler bulunmaktadır. Kapının kuzeye bakan tarafına 1820’de II. Mahmut’un turası yerleştirilmiştir. İngilizler tarafından Napolyon’a karşı Akka’yı savunmak üzere getirilen, kapının önünde bulunan toplar, daha sonra Türklerin eline geçmiştir. Doğal güzellikleri görmeye değer Selimiye Camii'nin doğusunda bulunan Taş Eserler Müzesi (Lapidary Müzesi), 15. yy'da inşa edilmiş Venedik tarzı bir yapıdır. Orta çağlardan bugüne değin birçok taş eser (armalar, mermer eserler, lahit ve sütunlar) örneklerini barındırmaktadır. Giriş kapısının karşısında görkemli taş işlemeli pencere, eskiden Sarayönü meydanında olup İngiliz döneminde yıktırılan Lüzinyan sarayından getirilmiştir. En göze çarpan eserler olarak Dampierre ailesine ait lahit ve 13. yy’da Kıbrıs Mareşali olan Adam of Antioch’a ait mezartaşı sayılabilir. Ayrıca mermerden bir St. Mark Aslanı da avluda bulunan eserler arasındadır. Venedik Sütunu (Atatürk Meydanı) Atatürk Meydanı’ndaki Venedik Sütunu (Dikilitaş) Venedikliler tarafından 1550’de dikilmiştir. Eskiden üzerinde St. Mark aslanı bulunuyordu. Osmanlılar sütunu kaldırarak Sarayönü Camisinin avlusuna koymuşlardır. İngilizler 1915 yılında, 6 m yüksekliğindeki sütunu şimdiki yerine yerleştirmişlerdir. Tek kurşuni renkte bir granit olan sütunun, Salamis’teki bir mabetten getirildiği sanılmaktadır. Sütunun alt tarafında 6 İtalyan ailesinin armaları bulunmaktadır. Sütunun üzerindeki bakır küre sonradan ilave edilmiştir. Atatürk Meydanının batısındaki binalar (Devlet DaiHi-Tech Nisan’12

83


Turizm

releri) 1900’lerin ilk yıllarında İngiliz Koloni devrinde inşa edildiklerinden özel bir görünüme sahiptirler. Binaların doğuya bakan yönünde bir çeşme vardır. Ayrıca Kraliçe Elizabet’in 1953 yılında tahta çıkması nedeniyle inşa edilen bir platform bulunmaktadır. Üzerinde İngiltere’nin arması bulunan bu platformdan, İngiliz valisi, Kraliçe’nin tahta çıktığını ilan etmiştir. Lefkoşa Surları’nı gezdiniz mi? Türklerin Kıbrıs’ı almak üzere olduğu dönemde Venedikliler, Lefkoşa şehrini savunabilmek için, kentin çevresindeki eski Lüzinyan surlarının yerine 1567 yılında yeni surlar yapmaya başladılar. Surların planını Guilio Savorgnano adlı ünlü Venedikli bir mühendis çizmiştir. Daire şeklinde 3 mil çevresi olan bu surların üzerinde, her biri birer kale sayılabilecek 11 burç ve toplam 3 kapı bulunmaktadır. Surlar, dışı taşla örülmüş kalın toprak duvarlardı. Surlarda bulunan kapıların adları, kuzeyde "Porta Del Proveditore - Girne Kapısı-" doğuda "Porta Guiliana- Magosa kapısı" ve batıda "Porta Domenico - Baf Kapısı" dır. Venedikliler surları yapabilmek için 3 millik çevrenin dışında bulunan evleri, sarayları, manastır ve kiliseleri yıkıp taşlarını surların yapımında kullanmışlardır. Surların yapımında Frenk soylularının ve diğer katkısı olan kişilerin adları da (Rochas, Loredano, Barbaro gibi) burçlara verilmiştir. Venedikliler Lefkoşa kenti surlarını bitirmeden Osmanlılar tarafından yenilgiye uğratılmışlardır. Büyük Han’ın önemi Tarih ve mimari değerler bakımından Lefkoşa’daki Türk eserlerinin başında Büyük Han geliyor. 1572 yılında adanın ilk Osmanlı Valisi Beylerbeyi Muzaffer Paşa tarafından yaptırıldığı kabul edilmektedir. Yapı dörtgen bir plan üzerine, iki katlı inşa edilmiş olup, geniş bir avlunun çevresinde sıralanan odalar kemerli ve kubbeli bir sundurmaya açılmaktadır. Büyük Han’ın çeşitli yapı-

84

Hi-Tech Nisan’12

lardan ve yerlerden alınmış taşlardan yapıldığı bellidir. Aynı şekilde avlunun ortasındaki mermer sütunlar üzerine yapılmış mescidi tutan sütunların da başka bir yapıdan alınmış olunması muhtemeldir. Altı köşeli, konik başlıklı taş bacalarla, bu kubbeli küçük mescit, Hanın Türk tarzı mimarisini tamamlayan önemli unsurlardır. Hanın zemin katındaki odalar dükkan, depo ve ofis olarak kullanılmıştır. Üst kattaki sekizgen bacalı birer şömineleri olan odalar ise yatak odalarıdır. Anadolu’da sık rastlanan benzerleri gibi olmasına rağmen, bir farklılığı da mevcuttur. Bu tip han ve kervansaraylar genellikle tek bir ana kapıya sahip olmalarına rağmen, Büyük Han’ın bir girişi daha bulunuyor. Büyük Hamam’ın mimarisi dikkat çekiyor Günümüzde de çalışır durumda olan Büyük Hamam eski bir Latin kilisesinin kalıntıları üzerine inşa edilmiştir. İşlemeli Gotik tarzı kemer kapısından ve taş duvarlarından da Luzinyan yapısı olduğu belli olan bu yapının adı "St. George of the Latins" kilisesiydi. Yapının bir özelliği de bina zemininin yoldan 2 - 3 metre kadar aşağıda kalmış olmasıdır. Othello Kalesi’ni gezmeden dönmeyin Kale, 14. yy’da Lüzinyanlar tarafından inşa edilmiştir. Mağusa kentinin ana girişlerinden biri olarak kullanılmaktadır. Etrafı derin bir hendekle çevrilidir. Kale girişi üzerinde asılı olan St.Mark aslanı kabartmasının altında kaleyi yeniden biçimlendiren kaptan Nicolo Foscari’nin adı ve 1492 tarihi görülmektedir. Kale’nin yapısında kuleler ve topçu bataryalarıyla biten koridorlar bulunmaktadır. Ayrıca bir yemekhane ve Lüzinyanlardan kalma bir yatakhane vardır. Kale avlusunda bir kısmı Osmanlılara, bir kısmı İspanyollara ait toplar, demir gülleler ve taş gülleler de bulunmaktadır. Kalenin bugünkü adı, İngiliz döneminde kullanılmaya başlanmıştır. Sheakespeare'in ünlü trajedyasının bir


Turizm İki şehir arasındaki kapı Kara Kapısı, Mağusa şehrine girişi sağlayan orjinal iki şehir kapısından biridir. Orjinal ismi "Yarım Ay Şeklinde Tabya" anlamındaki Ravelin’dir. Kara Kapısı, surların Othello Kalesinden sonra en eski kısmıdır. Bugünkü köprü ile giriş yeni olup, eskiden kule yanındaki bir top yuvasının içinden geçilmekteydi. Orjinal kapı bugünkü girişin solunda, iner - kalkar bir köprüye sahiptir. Şehre bakan kısmında kemerli bir geçit yer alıyor. Bu geçitin her iki yanında duvar freskleri, armalar ve küçük bir de kilise bulunmaktadır. Burada yapılan kazılar sonucunda geçitler, top yuvaları ile ilginç bölme ve galeriler açığa çıkarılmıştır. Kemerli geçidin şehre bakan tarafında Venedikliler zamanında zindan olarak kullanılan yeraltı odaları bulunmaktadır. Askeri mimarinin güzel bir örneği Tophane, 1550 - 1559 yılları arasında Venedikli mimar Giovanni Sammichele tarafından inşa edilmiştir. Üçgen şeklinde bir plana sahip olup, askeri mimarinin güzel örneklerindendir. Tonozlu bölmeler içinde barut dumanının çıkmasına ve havalandırmaya yarayan bacalarla, duvarlarında barut fıçıları ile top güllelerini koymaya yarayan küçük hücreler bulunmaktadır. Osmanlılara karşı Kıbrıs’a takviye olarak gönderilen Venedik kuvvetlerine komuta eden Martinengo, yolda ölünce, Mağusa’ya getirilir. Venedikliler çok sevilen komutanın hatırasına, bu tabyaya onun adını verirler.

bölümü Kıbrıs'ta bir liman kentinde geçmektedir. Oyunun kahramanı Othello, Faslı (Moor) biri olarak tanıtılır. Venedik Sarayı Lüzinyanların 13. yy'da yapmış olduğu saray kalıntıları üzerine Venediklilerin yaptığı krallık sarayıdır. Halen ayakta kalan cephe, 16. yy da yapılmış ve buradaki sütunlar Salamis harabelerinden getirilmiştir. Ortada bulunan kemerin üzerinde Venedikli yönetici Giovanni Renier'e ait bir arma bulunmaktadır. Mağusa Surları 1489 yılına dek Mağusa şehrini çevreleyen Lüzinyan surları, çok yüksek olmalarına karşın, ince bir yapıya sahiptiler. Ardından Kıbrıs’ı ele geçiren Venedikliler, özellikle Osmanlılara karşı önlem almak üzere, surları ateşli silahlara karşı sağlamlaştırmak amacıyla 1550’li yıllarda Venedik’ten uzman getirerek yeniden elden geçirmişlerdir. Özellikle deniz tarafındaki surlar, Martinengo Tabyası ve Kara Kapısı bu dönemde inşa edilmiştir. Ayrıca surun şehir dışındaki kısmına 46 m genişliğinde hendek açılarak içerisi su ile doldurulmuştur. İri kesme taştan inşa edilen 3 km uzunluğundaki bu surların yüksekliği 18 m, genişliği bazı yerlerde 9 m kadardır. Duvarlarda, burçlar, kapılar, rampalar, mangallar, cephanelik, depo ve ahırlar bulunmaktadır. Surlardaki kuleler şöyle anılmaktadır: Arsenal (Canbulat) - Mare (Deniz Kapısı Burcu) - Castella (Othello Kulesi) - Signonia (Halkalı mazgal) - Diamete (Karpaz Tabya) Mozzo (Şehit Tabya) - Martinengo (Tophane) - Pulacazaro - Moratto - Diocare - Ravelin (Kara Kapısı, Akkule) - Santa Napa (Altın Burcu) - Andurizzi (Su Burcu) - Campo Santa (Halkalı Tabya) Ayrıca bir iç kale olarak Othello binası ve orjinal iki giriş kapısı olarak Kara Kapısı (Ravelin) ve Deniz Kapısı (Porta del Mare) yer almaktadır. Mağusa’nın Osmanlılar tarafından fethi sırasında harap olan surlar, fetih sonrası Osmanlılarca onarılmıştır.

Şehir kapılarına dikkatli bakın Deniz Kapısı, Mağusa’ya girişi sağlayan orijinal şehir kapılarından biridir. Çok güzel bir mimari yapıya sahip olup iyi korunmuş durumdadır. 1496 yılında Venedikli Nicolo Prioli tarafından inşa ettirilmiştir. Demirle kaplı ahşap kapı, Türkler zamanından, demir parmaklıklı kapı ise Venedikliler zamanından kalmadır. Kapının üst kısmında, mermer üzerine işlenmiş Venedik Cumhuriyeti’nin amblemi kanatlı aslan, Nicolo Prioli’nin adı ve arması, 1496 tarihi görülmektedir. Mermerin Salamis’ten getirildiği sanılmaktadır. Kubbeleriyle dikkat çeken hamam Kertikli Hamamı, Şehrin kuzeyinde kalan bir Osmanlı devri yapısıdır. Bu hamam kubbeleriyle ilgi çekmektedir. Yapı, üzeri kubbe ile örtülü altı odadan, odaların arkasında tonozla örtülü bir su deposundan ve soyunmalık olduğuna inanılan üst örtüsü yıkık kısımlardan oluşmaktadır. Sarnıçların farkı Şehrin kuzey, güney ve batı kesimlerinde yer alan surların yanı sıra, şehir merkezini çevreleyen ikinci bir surun varlığı da tespit edilmiştir. Şehrin merkezini çevreleyen surların, M.S.7 yy.'daki Arap akınlarına karşı inşa edilmiş olabileceği düşünülebilir. Şehrin güney - doğusunda Salamis şehrinin en eski limanı yer almaktadır. Bu limanın kuzey ve güneyi suni dalgakıranlar ile korunmaktadır. Geç Roma devrinde kullanılan ikinci limanı ise şehrin kuzeyindedir. Bu iki limanın dışında Demetius tarafından kullanılmış olan üçüncü bir limandan da bahsedilmektedir. Bizans su sarnıcı, Roma villasının güney doğusunda yer alan huni biçimli bu sarnıç, üç bölmeden oluşur. Bir bölmede M.S. 6. yy'a ait duvar resimleri ve yazılar bulunmuştur. Şu anda harap vaziyetteki ana pano, kuş, balık ve su bitkilerinden oluşan su sahnesi ve İsa başı bulunan bir madalyon ile süslüdür.

Hi-Tech Nisan’12

85


Gündem

Edilcuoghi ve Edilgres

artık Türkiye’de Kale Grubu’nun İtalya’nın seramik üssü olan Sassuolo bölgesinde karo seramik üretimi yapan Fincuoghi şirketinin geçen yıl satın almasıyla kurulan Kale Italia şirketinin Edilcuoghi ve Edilgres markalı ürünleri, Nisan ayında Kale Showroomları’nda satılmaya başlıyor. Kale Italia’nın yılda 6 milyon m2 üretim yapan tesislerinde üretilecek olan Edilcuoghi markalı ürünler, Colorboard felsefesi ile her bir ürünün kendi içerisinde uyumlu kullanılabilmesi sağlanırken, Dünya’nın her ülkesindeki farklı olan iç ve dış mimari yaklaşımlarda kullanılabiliyor. ‘Everything but a stone’ doğal taş uzmanı felsefesi ile Edilgres markalı modern “Stone Lab” koleksiyonu, doğanın sunduğu en özel taşların birebir renklerini, yüzeylerini doğada varoluş şekliyle seramiğe yansıtıyor. İtalya’da bir seramik tesisinin yüzde 100 Türk sermayeli yabancı bir şirket tarafından satın alınması ile kurulan Kale Italia, Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek Edilcuoghi ve Edilgres markalı ürünlerini ilk kez UNICERA 24. Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı’ndasergileyerek, Nisan ayından itibaren da Kale Showroomları’nda tüketicilerle buluşturuyor.

86

Hi-Tech Nisan’12

Mimarların özgür tasarımları Kale Italia, yaptığı son teknoloji yatırımları, ünlü italyan tasarımcı “Giorgio Mingarelli” ve ekibinin tasarımlarıyla yenilediği ürün gamlarıyla birleştirerek ürün stratejisini yeniden tanımladı. Edilcuoghi ve Edilgres markaları seramik sektöründe İtalya da dahil olmak üzere tüm Dünya için yeni bir bakış açısı, inovatif bir tasarım anlayışı getiriyor. Edilcuoghi ve Edilgres markalarının ürün portföyü ayrıca mimarların özgür seçim ve özgürce tasarım yapmasına hizmet edecek. Edilcuoghi ve Edilgres markalı ürünler, tasarım, üretim ve marka konumlandırması ile fark yaratırken fiyat stratejisi ile Dünya’daki eşdeğer fiyatları ile satışa sunulacak.



Otel

Türkiye’nin İlk

Le Méridien Oteli

Ödüllü Türk Mimar Emre Arolat tarafından tasarlanan, Avrupa’da önemli bir destinasyonda sıfırdan inşa edilen ilk Le Méridien Oteli. Starwood Hotels & Resorts Worldwide, Inc., merakla beklenen Le Méridien İstanbul Etiler’in açılışı ile Türkiye’deki ilk Le Méridien otelini sahneye çıkarıyor. Makyol İnşaat Sanayi Turizm ve Ticaret A.Ş.’nin sahip olduğu ve önde gelen Türk mimar Emre Arolat tarafından tasarlanan otel, İstanbul’un en seçkin semtlerinden birinde bulunuyor ve iki kıta üzerinde panoramik manzarası ile Boğaz’ı seyrediyor.

“Markamız için İdeal Bir Eş” Starwood Hotels & Resorts Avrupa, Afrika ve Orta Doğu Başkanı Roleand Vos, “Türkiye’ye Starwood’un Le Méridien markasını tanıtırken Makyol ile işbirliği yaptığımız için mut-

88

Hi-Tech Nisan’12

luluk duyuyoruz” dedi. “İstanbul; kültür, tasarım ve mutfak alanlarında metropol bir merkez olarak gelişmeye devam ediyor ve bu da şehri Le Méridien markamız için ideal bir eş kılıyor. Bir amiral gemi olarak niteleyebileceğimiz bu otel; bize, dünyanın en önemli destinasyonlarından birinde Le Méridien’in çağdaş yaşam tarzı ve sofistike kökenlerini vitrine çıkarma şansı sunacak.” Le Méridien ve W Otelleri Küresel Marka Lideri Eva Ziegler, “Le Méridien, Starwood tarafından satın alındığından beri, son altı yıldır kapsamlı bir yeniden marka yapılandırması dönemi geçirdi.” dedi. “Le Méridien markası için başlayan bu yeni dönemde, İstanbul Etiler’deki otelin faaliyete geçişiyle, marka portföyünün en iyi otelini açmaktan gurur duyuyoruz. Otel, önemli bir Avrupa şehrinde sıfırdan inşa edilen ilk otelimiz olduğu için bizim için ayrıca değerli.”


Otel

Starwood, yeni Le Meridien İstanbul Etiler ile markayı Türkiye’de ilk kez sahneye çıkarıyor.

Kültürel Harman Makyol’un Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Çebi ise; “Starwood Hotels & Resorts gibi uluslararası üne sahip bir otel grubu ile Makyol’un turizm portföyünü genişletmekten ve Türkiye’ye çağdaş Le Méridien markasını getirmekten büyük heyecan duyuyoruz. Markanın sanatsal ve kozmopolit dokunuşu ile Le Méridien İstanbul Etiler’in şehre, Doğu ve Batı’nın zengin ve sofistike kültürel harmanına uygun yeni bir tat getireceğine inanıyoruz” şeklinde konuştu. Şehrin yeni çağdaş simgelerinden biri olma yolundaki 34 katlı otel, ikonik bir mimarinin yanı sıra, İstanbul’un ilham verici kültürel çeşitliliğe sahip atmosferini yansıtan, Türk çağdaş sanatçıların işlerinin de sunulduğu küratör destekli özel bir sanat programına sahip. Ödüllü Türk mimar Emre Arolat tarafından tasarla-

nan otel, Etiler’de komşu binalardan esinlenerek yaratılan, dikeyistiflenmiş üç farklı bloktan oluşuyor. Bina gökyüzüne doğru yükselirken, konuklarına Boğaz’ın etkileyici manzarasıyla beraber İstanbul’u seyreden yeni bir perspektif sunuyor. İç mekânları Metex’in ünlü Türk tasarımcısı Sinan Kafadar tarafından tasarlanan bina, yükseldikçe saydam bir görünüm kazanıyor. Boğaz ve şehrin ilham verici manzarasını sunan, tavandan yere kadar pencerelere sahip otel, uzun konaklamalar için tasarlanmış 21 rezidans süiti içeren 259 konuk odasıyla kapsamlı bir çağdaş yaşam deneyimi sunuyor. Zamansız ve şık bir tasarım sergileyen tüm konuk odalarında Le Méridien Yatak bulunuyor ve odalar sundukları bağlantı istasyonu, yağmur ormanı duşu ve ayrı küvetler gibi konforlu seçeneklerle öne çıkıyor. Sekiz terapi odası, bir Türk Hamamı, kapalı bir yüzme havuzu, ısıtmalı açık bir yüzme havuzu ve gelişmiş bir fitness merkezine sahip olan Le Méridien İstanbul Etiler’in spası konuklarına Avrupa spa geleneklerinden esinlenmiş yeni bir bakış açısı sunuyor. Le Méridien’in UNLOCK ART™ programı, sanatçılar tarafından tasarlanmış ve otel odalarının dışında, markanın işbirliği içinde olduğu çağdaş sanat merkezlerine de ücretsiz erişim sağlayan özel kart anahtarlar sunuyor. İstanbul’da konuklar, LM100™ ekibinin en yeni üyeleri olan çağdaş sanat ikilisi :mentalKLINIK tarafından tasarlanan kart anahtarlarla otelin UNLOCK ART™ partneri İstanbul Modern’de sanatın kapılarını aralayabiliyor. Yaratıcılıklarını Le Méridien’in konaklama deneyimini değiştirecek özgün ve interaktif programlar geliştirmekte kullanan, sanat, mimari ve mutfak dünyasından seçilmiş uluslararası yenilikçilerden oluşan bir grup olan LM100 ekibi 2006’dan beri Le Méridien’in Kültürel Küratörü olan Jérôme Sans’ın liderliğinde çalışıyor. Otel, konuklarına, geleneksel lobinin; insanların sohbet edeceği, fikir alışverişinde bulunacağı bir sosyal toplanma yeri olarak yeniden yorumlandığı, yeni geliştirilmiş Le Méridien Hub deneyimini de sunuyor. Otelin mutfak deneyimi, tüm gün servis veren bir restoran, illy kahve ve diğer içecekler sunan Latitude Bar ve 360 derece şehir manzaralı muhteşem bir roof-top barı da kapsıyor. Le Méridien İstanbul Etiler ayrıca, 766 metrekarelik bir balo salonu ve 9 bireysel salon içeren 2000 metrekarelik toplantı alanıyla, kongre ve konferanslar için de özgün bir yaklaşım sunuyor. Kasım 2005’de Starwood tarafından satın alınan ve tümüyle yeni bir marka yapılanması geçiren Le Méridien; küratör desteğiyle, konaklama deneyimine yeni bir bakış açısı getirmeyi hedefleyen, kültür, çağdaş sanat ve tasarım odaklı bir yaşam tarzı markası olarak benzerlerinden ayrılıyor. Le Méridien İstanbul Etiler’in açılışı, yaratıcı ve gezgin konuklardan oluşan ve büyümekte olan bir konuk kitlesine sahip markanın dönüşümünde, bir dönüm noktası olarak dikkat çekiyor. Starwood Hotels & Resorts şu anda Türkiye genelinde, üçü İstanbul’da olmak üzere - W İstanbul, Sheraton İstanbul, İstanbul Maslak Oteli, Sheraton İstanbul Ataköy Oteli - toplam altı otel işletiyor – Sheraton Ankara Oteli ve Kongre Merkezi, Sheraton Çeşme Oteli, The Lugal, ve bir Luxury Collection Oteli. Şirket, önümüzdeki birkaç yılda Türkiye’de üç yeni otel açmaya hazırlanıyor: Sheraton Adana, Sheraton Bursa ve Aloft Bursa. Hi-Tech Nisan’12

89


Gündem

W Paris-Opéra Fransa’da açıldı W Paris – Opéra; Paris’in sofistike ışıklarıyla tüm görkemini içinde barındıran 9. Bulvarın kalbine canlılık ve enerji getiriyor.

Starwood Hotelleri & Resorts Worldwide, dünya çapında oteller zincirlerine sahip W Otellerinden bir yenisini, uzun zamandır beklenen W Paris-Opéra Fransa’da açıldı. Merkezi Barselona olan Meridia Capital’a ait otel; Paris’in tüm güzelliklerini bünyesinde barındıran tarihi 9. Bulvar’da, Opéra Garnier, Lafayette Galerileri ve Vendome Meydanı’nın hemen yanı başında, 1870’lerin Haussman döneminden kalma tarihi bir binanın içerisinde yer almaktadır. W Otellerinden, kökleri ilk olarak 1998 yılında New York’ta atılan bu markanın eşsiz ve kendine özgü programından ilham alınan W Paris – Opéra; şehirde hem Paris’lilere hem de ziyaretçilerine hizmet verecek olan yeni bir mekan olacaktır. W Paris – Opéra’nın açılışı, yıl sonunda Singapur, Tayland ve Çin’e girmeye hazırlanan W markasının global olarak büyümesinde önemli bir adım teşkil ediyor.

90

Hi-Tech Nisan’12

Işıklandırma dikkat çekiyor 20 suiti ve 2 olağanüstü WOW Suiti (W’ nun kral daireleri) dahil olmak üzere son derece şık dekore edilmiş toplam 91 misafir odası ile W Paris – Opéra; modern bir yaşam tarzı deneyimi sunuyor. Otelin tescilli restoranı olan Arola, Michelin yıldızına sahip Sergi Arola ile Fransa’da görücüye çıkıyor. Otelin giriş katı ve barmeninin misafirlerine hazırladığı tapa’ları atıştırıp kokteyllerini yudumlayabilecekleri capcanlı bir sosyal ortamı beraberinde sunan W’ nun geleneksel lobisi W Lounge’u da içerisinde barındıran asma katları, muazzam Opéra Garnier’in görkemli manzarasına bakıyor. W Paris – Opéra’ da, şık dekorasyonlara sahip toplantı ve etkinlik alanlarının yanı sıra SWEAT® fitness merkezi de yer almaktadır. Misafirlerimiz; markanın tescilli - Whatever/Whenever® - adını taşıyan hizmet felsefesi ile Paris’teki


Gündem

en yeni dizaynlardan, en son modadan, müzikten, şehrin en ayrıcalıklı etkinliklerine ve gece klüplerine kadar her türlü hizmeti talep edebiliyor.

Tasarımıyla beğeni topluyor New York’un enerjisinden ve Paris’in sofistike görkeminden esinlenen The Spark” tasarımı, W Global Brand Design ve ödüllü Rockwell Group Europe tarafından tasarlanan W Paris - Opéra binasının tarihi ön yüzü; New York’un bitmek tükenmek bilmeyen enerjisini ve “Işığın Şehri” Paris’in kendine özgü sofistike bulvarını bütünleştiren W Otelleri’nin DNA’sı birbiriyle aktif bir biçimde kavramsallaştırılıyor. Aynı zamanda ünlü inşaat ve iç mimarlık firması olan GCA Mimarlık da bu projede Meridia Capital’e danışmanlık yapıyor. Michelinyıldıza sahip Barselona’lı ünlü şef Sergi Arola; W Paris - Opéra'nın tescilli restoranı Arola’nın baş aşçısı olarak atanmıştır. Restoran; yaratıcı tabaklarla atıştırmalıklardan oluşan yenilikçi “Pica Pica” konseptini, mevsimlik lezzetleri ve Fransız mutfağının klasiklerini misafirlerinin beğenisine sunmaktadır. İspanyol mutfağının en yaratıcı zihinlerinden biri olarak görülen Katalan asıllı şef aynı zamanda, W Lounge ve oda yemek servisi menülerini de bizzat kendisi tasarlanıyor.

Dünya çapında üne sahip Dünya çapında W Otelleri’nin ve Le Méridien’in Global Marka Müdürü olan Eva Ziegler; “W markasını, dünyanın moda merkezi Paris’e taşımak, W’nun dünyanın en heyecan verici ve canlı şehirlerine doğru global düzeyde genişlemesinde atılmış çok önemli bir adım olma özelliğini taşıyor. W sayesinde; jet sosyetenin dünya çapında üne sahip isimleri New York, Londra ve Paris arasında mekik dokuyabilecek, en modern tasarıma sahip ortamında, kişiye özgü yaşam tarzı programları ile hem Paris’e, hem de Paris’lilere yeni ve eşsiz bir deneyim sunacak” şeklinde bildiriyor. Meridia Capital’ın Başkanı ve CEO’su Javier Faus yaptığı açıklamada şöyle bildirmiştir: “2008 yılında bu tarihi yapıyı tarafımıza kazandırmamızın ardından, 2010 yılında en önemli mağazalarımızdan biri olan Apple Store’u burada açtık. Dünya çapında önemli bir prestije sahip W markasını Paris’e taşıyan Starwood ile çalışmaktan ötürü son derece heyecanlıyız. Binanın yenileme ve tasarım çalışmalarına harcadığımız çabayı ve sarf ettiğimiz enerjiyi göz önünde bulundurduğumuzda, W Paris - Opéra otelinin muazzam bir başarı göstereceğine hiç şüphemiz yoktur.” Hi-Tech Nisan’12

91


G›da

Kalitesine En Çok Güvenilen

Bal Markası Yine ‘Balkovan’ Balkovan, 2011 Tüketici Kalite Ödülleri’nin bal kategorisinde ‘Kalitesine En Çok Güvenilen Marka Ödülü’nü aldı. Türk bal sektöründe öncü rol üstlenen Altıparmak Gıda’nın markalarından Balkovan, 25’inci Uluslararası Tüketici Zirvesi kapsamında düzenlenen “2011 Tüketici Kalite Ödülleri”nin bal kategorisinde “Kalitesine En Çok Güvenilen Marka Ödülü”nü aldı. Türk bal sektöründe öncü rol üstlenen Altıparmak Gıda’nın markalarından Balkovan; Tüketici Akademisi tarafından, 15 Mart Dünya Tüketici Hakları Günü’nde düzenlenen 25. Uluslararası Tüketici Zirvesi kapsamındaki “2011 Tüketici Kalite Ödülleri”nde “Kalitesine En Çok Güvenilen Marka Ödülü”ne layık görüldü. Aynı ödülü 2010 yılında da alan Balkovan, tüketici nezdindeki kalitesini bir kez daha kanıtlamış oldu. Çırağan Palace Kempinski’de düzenlenen ödül töreninde Balkovan markası adına ödülü Altıparmak Gıda Marka Müdürü Gülay Yalçınkaya aldı.

3 Markadan Biriyiz Tüketiciler tarafından balda kalitenin adresi olarak görülmekten gurur duyduklarını ifade eden Gülay Yalçınkaya, “Balkovan markamız ile 1992 yılından bu yana, içeriğinde doğanın mucizevi gıda maddesi balı, sofralara güvenle taşıyoruz. 20 yıldır, sağlığını ve bütçesini düşünen tüketicilerimize kovandan sofraya, yüzde yüz gerçek ve saf balı ulaştırma misyonuyla hareket ediyoruz. Balkovan bugün, bal pazarında en çok bilinen ve kalitesine güvenilen ilk 3 marka arasında yer alıyor” dedi.

92

Hi-Tech Nisan’12

Yalçınkaya “Balkovan markasının güvenirliğinin arkasında Altıparmak Gıda’nın bal uzmanlığı yatıyor. Avrupa’nın en kapsamlı dört eşdeğer bal ihtisas laboratuarı arasında yer alan Altıparmak Ar-Ge ve kalite kontrol laboratuvarı sayesinde markalarımızın doğallık ve kalite kontrol sürecini kontrol altında tutuyoruz. Kalitesini herhangi bir duyusal özelliğinden anlamak mümkün olmayan balın laboratuvarı ile menşeini tahlil edip, 65 farklı parametrede analiz ediyoruz. Tüketicilerimiz de, Altıparmak Gıda’nın sunduğu bu güvence altında, aldıkları balı saflığı ve kalitesinden tam olarak emin bir şekilde, güvenle tüketiyor. Balkovan ile aynı ödülü 2010’da da almıştık. Geçen yıl ise Binbirçiçek markamız ödüle layık görülmüştü” diyerek sözlerini sonlandırdı. 25’inci Uluslararası Tüketici Zirvesi'ne tüketiciye ürün ve hizmet sunan ulusal ve uluslararası markaların yöneticileri akademisyenler ve bürokratlar katıldı

Balkovan’ın Diğer Ödülleri Balkovan, Tüketici Akademisi tarafından 2010 yılında düzenlenen “23. Uluslararası Tüketici Zirvesi”nde “Kalitesine En Çok Güvenilen Marka Ödülü”nü, 2009 ve 2011 yıllarında da Güvenilir Gıda Zirvesi’nde kapsamında verilen “Gıda Kalite Ödülü”nü almıştı.



Teknoloji

LED Aydınlatma ile Işık Yükselirken 2011 yılında Cree işbirliğiyle LED aydınlatma sektörüne adım atan Vestel, tüm mekânları yüksek enerji tasarrufu sağlayan ve çevre dostu LED ürünleriyle aydınlatıyor.

Faturalar Düşüyor 2 Yıl Garantili

Uzun Çalışma Ömrü Düşük enerji tüketimi sayesinde ev ve ülke ekonomisine azami tasarruf sağlamayı hedefleyen Vestel LED aydınlatma ürünleri, 35 bin saatin üzerinde çalışma ömrüne sahip. Vestel LED lambalar, akkor lambalara göre yüzde 80, tasarruflu lambalara göre ise yüzde 50 oranında enerji tasarrufu sağlarken, spot LED ürünler halojen spotlara kıyasla yüzde 80 enerji verimliliği sunuyor.

94

Hi-Tech Nisan’12

Çevre dostu Vestel LED lambalar civa içermemesi ve yüzde 100 geri dönüştürülebilir olması sayesinde su ve toprağı kirletmiyor. Ayrıca tüm ürünler, 2 yıl değiştirme garantisiyle tüketiciye sunuluyor. Armatür, lamba ve balastı bir arada sunarak kolay montaj ve kullanım olanağı sağlayan Vestel LED aydınlatma ürünleri, sıcak beyaz ışık etkisi ve yüksek ışık kalitesiyle LED teknolojisine farklı bir bakış açısı getiriyor.


Teknoloji Vestel’den tüm mekânlara yüksek enerji tasarrufu sağlayan ve çevre dostu LED aydınlatma ürünleri.

Hi-Tech Nisan’12

95


Gündem

ECOLAB 6. Kez

‘Dünyanın En Etik Şirketleri’ Listesinde Ecolab, arka arkaya 6. kez dünyanın en etik şirketlerinden biri seçildi. Ecolab, Ethisphere Enstitüsü tarafından arka arkaya 6. kez dünyanın en etik şirketlerinden biri seçildi. Ethisphere her yıl yayınladığı bu listede en yüksek etik standartlarına sahip şirketlere yer veriyor.

Etik Kurallara ve Değerlere Bağlılık Ecolab CEO’su Douglas M. Baker ödülle ilgili “Amaçlarımızın bilincinde olmamız ve değerlerimize bağlılığımız firmamıza yön veriyor. Dünyayı daha temiz, daha güvenli ve daha sağlıklı bir yer haline getirme ve insanlarla hayati önem taşıyan kaynakları koruma hedeflerimize ulaşırken doğru, adil ve dürüst olanı yapmak için çabalıyoruz” dedi. Ethisphere Enstitüsü iş etiğinde, kurumsal sosyal sorumlulukta, yolsuzluğa karşı çalışmalarda ve sürdürülebilirlikte en iyi uygulamaları sunan beyin takımı olarak bilinmektedir.

96

Hi-Tech Nisan’12

Ethisphere Enstitüsü Yönetici Müdürü Alex Brigham “Güçlü etik bir temel rekabet avantajı sağlıyor ve Ecolab şirket sonuçlarında kurumsal sorumluluğun oynadığı önemli rolün bilincinde“ dedi. Brigham sözlerine “Dünyanın En Etik Şirketleri listesine dahil edilmesi Ecolab’ın etik kurallara ve dürüstlüğe bağlılığını gösteriyor” diyerek devam etti.

Geniş Kapsamlı Değerlendirme Bu değerlendirmelerde firma bünyesindeki etik kurallar, firmanın dava ve yasa ihlal sicilleri, yenilikçilik kapsamında yapılan yatırımlar, sürdürülebilir iş uygulamaları kurumsal yurttaşlığı geliştirmeye yönelik faaliyetler incelenip; üst düzey yöneticiler, sektördeki meslektaşlar, tedarikçiler ve müşterilerce gösterilen adaylar dikkate alınıyor. Daha fazla bilgi için www.ethisphere.com internet adresi ziyaret edilebilir.



Gündem

SGS Türkiye 4 Yeni Gıda Laboratuvarını Kutladı SGS Türkiye Tüketici Ürünleri Departmanı Gıda Bölümü çalışanları takım ruhu aktivitesi ile eğlendi, eğlendirdi. SGS Türkiye Tüketici Ürünleri Departmanı Gıda Bölümü çok yakın zamanda bünyesine kattığı gıda laboratuvarları ile 130’u aşkın çalışanını Adana’da gerçekleştirilen Takım Ruhu Sağlama Aktivitesi’nde bir araya getirdi. “Senin uzmanlığın bizim gücümüz” sloganı ile çalışanlarını kucaklayan Tüketici Ürünleri Departmanı, çalışanlarına hem eğlence, hem de etkinliğin sürpriz aktivitesi ile manevi haz yaşattı. SGS Türkiye, bünyesine kattığı 4 gıda laboratuvarı ile hizmet ağında güçlenirken bir yandan da ailesine katılan yeni üyeleriyle büyümenin mutluluğunu yaşıyor. Gıda laboratuvarlarının tüm çalışanları Adana’da aynı çatı altında bir araya gelerek hem birbirleriyle kaynaştı hem de gerçekleştirdikleri aktivite ile başarılı çocukları mutlu etti. SGS Türkiye Genel Müdürü Hakan Sebükcebe ve SGS Türkiye Tüketici Ürünleri Bölümü Müdürü Mehmet Cem Özen’in çalı-

98

Hi-Tech Nisan’12

şanlara mesajları ile başlayan organizasyon; yaşayarak öğrenme yöntemine dayalı takım çalışması etkinliği ile devam etti. 8 kişilik takımlara ayrılan çalışan grubu kendilerine verilen çocuk bisikleti parçalarını bir araya getirerek örnek bir takım çalışması sergiledi. Grup dinamiği oluşturmanın ve takım olarak hareket etmenin önemini vurgulayan etkinlik, çalışanlara keyifli anlar yaşattı. Takım gücü oluşturan grup üyelerinin emekleriyle ortaya çıkan bisikletlerin adresi de etkinlik kadar anlamlıydı. Toplamda 20 bisiklet yapan grup, derslerinde başarılı 20 çocuğun da hayatına değer kattı. Bisikletler, 7 si kız, 13’ü erkek olmak üzere, İlköğretime giden 9-13 yaş arası başarılı öğrencilere hediye edildi. Elleri ile yaptıkları bisikletleri minik sahiplerine teslim eden SGS Türkiye Tüketici Ürünleri Departmanı Gıda Bölümü çalışanları, mutlu ve anlamlı anlar yaşadı.



Gündem

Banyolara eşsiz dokunuşun sırrı GROHE’nin yeni serisi Allure Brilliant mücevherimsi kalitesi, biçimli şekli ve mimarisiyle görenleri cezbediyor. Keskin yüzeyler, büyüleyici açılar ve detaylar sunan Allure Brilliant, komplike olmadan sofistike olabilen keskin hatlı armatürleri ile banyo tasarımına ve suya yeni bir boyut katıyor.

100

Hi-Tech Nisan’12


Gündem

Geniş bir ürün grubuna sahip olan seri, pırlanta hissi veren açıları ve gerçek köşeli tasarımında pek çok yeniliği buluşturuyor. GROHE’nin tasarım DNA’sının üç temel elementini, yuvarlak, oval ve 7 derecelik açı- taşıyan Allure Brilliant, mükemmel ergonomisi ve SilkMove® teknolojisinin hassaslığı ile sınıfının en yüksek konforunu sunuyor. Tek parça gövde olarak tasarlanan serinin batarya çıkış ucundaki pencere “Aqua Window”, suya yeni bir görünüm kazandırarak suyun kullanıcıyı her seferinde cezbeden küçük bir şelale gibi akmasını sağlıyor. Farklı çıkış ucu uzunlukları, lavabo modeline uyumlu olarak seçme özgürlüğü veriyor.

Bütünlük sağlıyor Serinin cesur ve kendinden emin duruşu ile yerden küvet bataryası, adeta modern bir heykel gibi free-standing küvet-

lerle bütünlük sağlıyor. Ankastre banyo ve duş bataryaları, termostatik banyo ve duş bataryaları ve aksesuarları ile Allure Brilliant, banyolarınızda mükemmeliği yakalama fırsatı sunuyor. GROHE TurboStat® teknolojisine sahip termostatik banyo ve duş bayataryaları ayrıca SafeStopPlus özelliği ile de 38 °C güvenlik kilidi ile karşı koruma sağlıyor. Sıcaklığı maksimum 43 °C’de sabitleyen ek güvenlik içeriyor.

Özel bağlantı sistemi Seçkin tasarımlar için özel bağlantı sistemi olan Görünmez Montaj Sistemi, bağlantı noktalarında gizli vidalama sistemi ve GROHE QuickFix® özelliği ile temiz bir görünüm, hızlı ve kolay montaj edilebilme imkanı sunuyor. GROHE ile banyonuz, yeni hobinizin duş yapmak olduğu bir dinlenme mekânına dönüşüyor. Hi-Tech Nisan’12

101


Gündem

Minik şefler geliyor

Mövenpick Hotel Istanbul, dünyanın tek çocuk bayramı olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda, 7-14 yaş arası çocuklar için Çikolata Yapımı Kursu düzenliyor. Mövenpick Hotels & Resorts, 14.000’in üzerinde çalışanı ile 25 ülkede 71 otel ve tatil köyü ile hizmet veriyor. Ayrıca Ankara (Türkiye), Dubai (4 proje - Birleşik Arap Emirlikleri), Abu Dhabi (3 proje - Birleşik Arap Emirlikleri), Şanghay (Çin) ve Dharamshala (Hindistan) olmak üzere planlanan veya yapım aşamasında olan 30 projesi daha bulunuyor. Hedef pazarı olan Avrupa, Afrika, Orta Doğu ve Asya’da büyüme ve gelişmeye önem veren Mövenpick Hotels & Resorts, iş ve konferans otelciliği ile tatil yörelerinde resort otelciliği yapıyor ve otellerinin bulunduğu tüm bölgelerin karakteristik özelliklerini korumaya ve saygı göstermeye büyük önem veriyor. Üst düzey bir otel yönetim şirketi olarak konumlandırılan ve merkez ofisi Zürih’te bulunan İsviçre kökenli Mövenpick Hotels & Resorts, konuklarını kişiye özel hizmet anlayışı çerçevesinde sunduğu kaliteli servisi, eşsiz lezzetleri ve çevre-

102

Hi-Tech Nisan’12

ye duyarlı yaklaşımı ile ağırlıyor. Otel grubunun yüzde 66,7’sine Mövenpick Holding, yüzde 33,3’üne ise Kingdom Group sahip olduğu biliniyor.

Çikolata yapımı öğretilecek Baş aşçı Giovanni Terracciano ve ekibi tarafından, 23 Nisan 2012, Pazartesi günü 15.00-17.00 saatleri arasında uygulamalı olarak verilecek olan kursta; çikolata eritme, saklama ve işleme gibi bilgilerin yanı sıra beyaz ve siyah çikolata yapımı, çikolata ile meyve ve fındık kaplama öğretilecek. Hem kolay hem de eğlenceli olan bu kursta çocuklarınız, yaratıcılıklarını geliştirmekle kalmayıp çikolata yapımının sırlarını da keşfedecekler. Kendi elleriyle hazırladıkları nefis çikolataların tadına baktıktan sonra minik katılımcılara, sertifikaları ve günün anısına özel olarak tasarlanmış önlükleri hediye edilecek.



Otel

104

Hi-Tech Nisan’12


Otel

Dinlenmenin

tam zamanı!

Divan İstanbul, Taksim Otel’de yer alan Doğu-Batı kültürlerinin harmanlanmasıyla lüksün sınırlarını zorlayan ,“Puri Spa” merkezinde, doğal özlerle hazırlanan “Aromatherapy Associates”in ödüllü ürünleri ile ruh ve beden uyumunu doruk noktasına ulaştırıyor. “The Wellness Company” tarafından temsil edilen ve spa alanında yapılan uzun araştırmalar sonucunda, Doğu-Batı kültürlerinin harmanlanmasıyla yaratılan “Puri Spa”, Uzakdoğu'da eğitim alan terapistleri, lüksün sınırlarını zorlayan görkemli mimarisi, güzellik ve estetik alanında en üst teknolojiyi kullanmasıyla Türkiye'de bir ilk olarak dikkatleri çekiyor. Taksim Divan Otel’de açılan ve “Saflık” anlamına gelen “Puri Spa” birbirinden özel bakım seçenekleri ile dikkatleri çekiyor. Ruh, zihin ve beden uyumunun, Uzakdoğu’nun zengin spa kültürü ile birleştiği “Puri Spa”da sunulan tüm hizmetler, dünyanın lider spa markalarından Aromatherapy Associates ürüneri ile birlikte sınırsız lükse ulaşıyor.

Beyin 3 kokuyu algılıyor Aromatherapy Associates’ in sadece doğal özlerle ürettiği 12 çeşit masaj yağının ruhunuzda oluşturduğu pozitif etkileri hayat tarzınız haline geliyor. Spa merkezine gelen misafirlere, masaj sonrasında nasıl hissetmek istediklerine dair bir konsültasyon uygulanıyor. Beynin sadece 3 değişik kokuyu algılaması esas alınan bu konsültasyon sonucunda seçilen 3 çeşit esansiyel yağ ile yapılan masajlar beden ve ruhu dinlendiriyor.

Cilt bakımı yapılıyor “Aromatherapy Associates” tarafından hamilelere özel olarak üretilen, Avrupa’da yılın en iyi masaj yağı ödülünü alan “Gül Bazlı Hamile Masajı” ile, anne adaylarının hamilelik süreci daha da keyifli hale geliyor. Tüm vücuda uygulanan bu bakım, gülün rahatlatıcı ve tazeleyici özelliği sayesinde, hamilelik sürecinde yaşanan stres, gerilim, bacaklardaki yorgunluk ve sırt ağrıları gibi hamileliğin tüm yan etkilerinin azalmasına yardımcı olarak rahat bir gün geçirmenizi sağlıyor. Hamilelik sonrasında ise cildinizde oluşan nem kaybını onaran “Gül Bazlı Cilt Besleyici Bakım” terapisi yardımıyla cildiniz eski haline kavuşuyor.

Hi-Tech Nisan’12

105


Mutfak

“ Yelken açıyor ”

Akdeniz mutfağı

106

1989’da Yeşilköy’ de kurulan, 2003 yılından beri boğazın en önemli lezzet duraklarından biri olan “Yeniköy Yelken”, Cumartesi günleri Paellave Moules Mariniere geceleri ile lezzetli bir deneyime çağırıyor!

Leziz yemekleri var

Restoran, lounge bar ve cafe konseptlerini aynı çatı altında buluşturan Yelken, Akdeniz mutfağından seçkin ve orijinal lezzetlerle keyifli, sakin bir ortamı bir arada isteyenlerin ortak tercihi olmaya devam ediyor. Modern dekorasyonu, etkileyici ambiyansı ve göz alıcı sunumları ve hazırladığı özel mönüsünde yepyen bir deneyime bekliyor. Yelken, geniş içki mönüsü ile keyfinize keyif katıyor.

Taze olarak getirilen ve özenle seçilen malzemelerle yapılmış, Türkiye’ nin en güzel Paella ve MoulesMariniere tabaklarını hazırlayan mekanda, Cumartesi günleri dünyaca ünlü şaraplarla kendinizi ve sevdiklerinizi şımartma imkanı sunuyor. Konfor ve rahatlığın ön planda olduğu dekorasyonu, ışıltılı İstanbul manzarası ve yemeği zevke dönüştüren menüsü ile Yelken; benzersiz bir atmosferde konuklarını Akdeniz’e yelken açmaya davet ediyor. Yelken; eşsiz atmosferi, leziz yemekleri ile sizleri bekliyor!

Hi-Tech Nisan’12



Mutfak

Yemek uzmanı Elif Korkmazel’den

tarifler

Bir yıl gibi kısa bir sürede Kayseri ve bölge illerin çekim noktası haline gelen Meysu Outlet, ünlü yemek uzmanı Elif Korkmazel'i ağırladı. Meysu Outlet ziyaretçileriyle bir araya gelen Elif Korkmazel, maharetli dokunuşları ve uzmanlığı ile ziyaretçilere pratik, hesaplı ve lezzetli yemeğin püf noktaları anlattı.

Yemek sırlarını açıkladı Gülsan Gıda'nın helvasından meyve suyuna kadar ürünleri kullanarak yaptığı canlı showda kadın-erkek ziyaretçilere ekonomik lezzetli yemeğin tariflerini sırlarını uygulamalı olarak gösterdi .

Yarışma yapıldı İlk kez Kayseyi'ye gelen ünlü yemek uzmanı Elif Korkmazel, ayrıca kadınlarla bir yarışma da gerçekleştirdi. Erkeklerın de yarışmaya katıldığı organizasyon çok renkli ve neşeli geçti. Etkinlik içersinde yemek yarışması olduğunu duyan Kayserili’ler Lezzetli ve marifetli elleriyle Kayseri yemeklerini yaparak hünerlerini jüriye göstermek için birbirleriyle yarıştı.. Birbirinden lezzetli kayseri yöresel yemeklerini seçerken oldukça zorlanan Jüri üyeleri; Yarışma sonucunda Muhallebi tatlısıyla Nuran Şenkalp’i 1. olarak seçtiler. Kar Lokumu ile 2. Nebiha Erhan, Tandır Böreği ile Kürşat Eynihan’ın 3. olduğu yarışmada ilk 3 Karaca’dan hediyelerle ödüllendirilirken ayrıca yarışmaya katılan herkese Meysu ve Gülsan ürünleri hediye edildi.

108

Hi-Tech Nisan’12



Tasar›m

TASARIM MÜZİKTİR  Münevver Çakırtaş Özgür Şahin Ateşoğlu, yaptığı otel ve restoran tasarımlarıyla dikkat çeken çeken iç mimarların başında geliyor. Genç yaşına rağmen sayısız projenin altında ismi bulunuyor. Bu sayımızda Ateşoğlu ile görüştük. Özgür Bey, sizi kısaca tanıyabilir miyiz? 1978 Ankara doğumluyum. Orta ve lise eğitimimi Özel Yükseliş Lisesi'nde tamamladım. Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Tasarım Mimarlık Fakültesi, İç Mimarlık Ve Çevre Tasarımı Bölümü’nden 2005 yılında mezun oldum. Mezun olduktan sonra MTK Mimarlık / Ankara, Apeloig & Nessel / Almanya Münih, Moco Tasarım / Ortak olarak, Ankara, Ersa Ofis Mobilyaları, Rönesans Development bünyelerinde çalıştım. 2011 yılında artık kendi insiyatifimle öğrendiklerimi uygulayıp, istemediğim yanlışları yapmamak için kendi işimi kurdum. Kendi başıma kaldığım son 6 ay içerisinde bir adet otel 4 adet restoran projesi ve birkaç ofis projesi bitirdim, bu bana sektörde çabalarsanız çok fazla imkânın olduğunu kanıtladı. Bugüne kadar çok başarılı projelere imza attınız. Çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Birçok meslek grubuna hitap eden pek çok proje çizdim. Fakat en keyiflileri hep restoranlar oldu. Her biri farklı amaçlara hizmet ettiği için restoran diyerek genellemek çok zor. Kahve satan, dondurma satan mı yoksa kebap mı istersiniz… Çin restoranları hariç tüm gıda gruplarına hizmet verdim. İnşallah bir Çin restoranı da yaparım…

110

Hi-Tech Nisan’12

Çalışmalarınızda özellikle hangi noktalara dikkat edersiniz? Ben müşteri odaklı çalışırım. Ondan doneleri alır fonksiyonu düzgün çalışan mekân tasarlamaya çalışırım. Konsept, simetri ya da anlam takıntım yoktur. mekânı kullananlar konsepte dair metaforu sadece bir detay olarak görebilirler, o da sadece algısı kuvvetli dikkatli müşteriler için geçerlidir

DONDURMA MAĞAZASINI SEVİYOR Kendi tarzınızdan bahseder misiniz? Hangi tarzda çalışmayı daha çok seviyorsunuz? Tasarımı ben müziğe çok benzetiyorum. Adı şu ya da bu diyerek tasarımı sınıflandırmaya kalkarsak (yerel dilleri de içine katınca) yüzlerce belki binlerce tarz çıkar. Ben her tarzı kendi yerinde seviyorum, fakat son haftalarda daha çok vintage ve pop art işler çıkardım. En çok sevdiğiniz çalışmanız hangisi? En çok dondurma mağazası için çalıştığım dondurma mağazasını seviyorum çünkü müşterim çok keyifli bir insan. Proje de müşteri çok önemli ne kadar enerji katarsa o kadar iyi proje çıkıyor. Özgür Bey, günümüzdeki otellerin mimarisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Ben Türkiye'deki mimar ve iç mimarların dünya genelinde çok iddialı olduğunu düşünüyorum. Türkiye gerçekten kaliteli otellerin çoğunu içinde barındıran bir ülke. Özellikle son senelerde açılan Butik Oteller daha çok ilgimi çekiyor hem tasarım hem de hizmet açısından müşterisini daha çok doyuruyor.


Tasar›m BUTİK OTELLERE DİKKAT! Otel mimarisinde nelere dikkat edilmeli? Oteller insanların kendini daha rahat hissedebileceği daha misafirperver mekânlar olmalı. Bazı Delux oteller bunun çok ötesinde müşterisini boğan mimarilere sahip. Ben otellerin biraz daha amaca yönelik branşlaşmasından yanayım. Hangi firmalarla çalışıyorsunuz? Projelerini çalıştığım restoranların çoğu yeni doğan markalar, otel için daha önce Swiss Otel, Radisson Otel, Vogue Otel gibi marka otellere hizmet verdiğim bunların dışında birçok yerel ve tanınmayan otel tasarımları da gerçekleştirdim. Hangi renkleri kullanmayı seviyorsunuz? Tüm renkleri seviyorum hepsi kendi yerinde çok iddialı.

memiş olması. Bundan kastım projeye verilen emeğim müşterinin gözündeki karşılığıdır. Türkiye’de bu bilinç çok zayıf bu yüzden iyi bir proje için çok iyi bir bütçeniz olması gerekli. Düşük bütçelerle tasarımcılarımızın ortaya koyduğu işler bence dünya ortalamasının çok çok üstünde. Aynı zamanda dünya çapındaki Türk firmalar da tasarımcılarımıza gerekli imkânı tanımadıkları kanısındayım. Çalıştığım inşaat firması proje için Norman Foster'dan randevu isterken Emre Arolat, Murat Tabanlıoğlu gibi mimarlarımız ödül üstüne ödül alıyorlardı.

TASARIMCILARA İMKÂNTANINMALI

Son olarak otel sahipleri başta olmak üzere sektöre iletmek istediğiniz bir mesaj var mıdır? Otel sahipleri bence biraz daha araştırmacı olmalı. Özellikle tatil bölgelerinde bulunan oteller birbirleri ile yarışıyorlar. Fakat bu otellerde kaldığım zamanlarda birçok mekânın kullanılmadığını fark ettim. Bunun yerine insanların isteyeceği daha farklı fonksiyonlara dikkat çekebilirler.

Türkiye’deki mimari eserleri dünyayla kıyaslayınca nasıl bir sonuca varıyorsunuz? Daha çok çalışmak lazım. Türkiye’de tüm dünyada tanınmış çok iyi mimarlar var ama bunlar bir elin parmağını geçmez. Bunun sebebi Türkiye'deki proje tasarım anlayışının çok geliş-

Siz mimarideki gelişmeleri nasıl takip ediyorsunuz? Dergi ve kitaplardan daha çok internetten. Mümkün olduğunca gezmeye çalışıyorum. Ne kadar çok mekân gezer kullanırsanız o kadar çok tecrübe ediniyorsunuz.

Yaptığı başarılı çalışmalarla adından sıkça söz ettiren iç mimar Özgür Şahin Ateşoğlu, tasarımın müziğe benzediğini belirterek, “Ben her tarzı kendi yerinde seviyorum” dedi.

Hi-Tech Nisan’12

111


Gündem

Banyonuzda Bir Sanat Eseri:

Geberit Monolith Geberit, teknoloji ve işlevselliği Geberit Monolith ile sunuyor. Yenilikçi ve farklılaşan yaklaşımlarıyla yaşam kalitesini yükselten Geberit , son teknoloji ve üstün işlevselliği çarpıcı bir tasarıma sahip olan Geberit Monolith ile birleştiriyor. Rezervuarı cam kapağın arkasına entegre edilmiş bu estetik tasarım kapsamlı bir tadilata gerek kalmadan kompakt bir ürün olarak yerden tasarruf sağlayarak banyolarda yer alıyor. Geberit Monolith, seramik rezervuarlar için modern bir alternatif sunarken birçok yere oturan ve asma klozet modelleri ile uyum sağlıyor. Ayrıca Geberit AquaClean8000 ve 8000plus ile uyumlu modeli de bulunuyor.

112

Hi-Tech Nisan’12

Şık bir tasarım için karmaşık ve pahalı montajlara ihtiyaç olmadığını vurgulayarak, gerekli tüm teknolojiyi montajı kolay ve farklılaşmak için pek çok kapsamı birlikte sunan basit bir tasarım konseptinin arkasında gizliyor.

Seçkin Renk Alternatifli Banyolarda çağdaş bir özgünlük arayanlar için IF ödüllü tasarım ünitesi, sunduğu siyah,beyaz, yeşil ve toprak rengi alternatifleriyle göz doldururak stil sahiplerine hitap ediyor. Minimalist çizgisi ile modern banyolar yaratan Geberit, her tarza uygun akıllı çözümleriyle yaşam kalitenizi yükseltiyor.



G›da

Muratbey peynirleri gurmeleri buluşturdu Muratbey peynirleri, gerek lezzet gerekse çeşit açısından mükemmele ulaşma yolunda ‘Muratbey, Gurme Buluşmaları’’nın ilkini gerçekleştirdi. Muratbey Peynirleri Yönetim Kurulu Başkanı Necmi Erol, Gurmelerimiz Artun Ünsal, Ahmet Örs, Elif Korkmazel ve Turgay Noyan ile keyifli bir yemek eşliğinde peynir üretimini ve lezzetini masaya yatırdı.Muratbey Peynirleri Yönetim Kurulu Başkanı Erol, gurmelerin fikirlerini çok önemsediklerini ifade ederek, ‘250 çeşit peynirimiz var. Naturena serimiz ile İstanbul Sanayi Odası (İSO)’nın düzenlediği İnovasyon ödülünü alan tek gıda firmasıyız. Peynirlerimizi üretirken hem ağız tadına uyumluluğunu, hem hijyeni önemsiyoruz. Bugün burada gurmelerimiz ile çok verimli bir yemek yedik. Kendilerinin düşünceleri bizim için çok değerli’ dedi. Bundan sonra düzenli olarak gurmeler ile bir araya gelmek ve düşüncelerini almak istediğini anımsatan Erol, ‘Amacımız hep daha ileriye gitmek ve Uluslar arası bir Türk Markası olmak’ diye konuştu.

114

Hi-Tech Nisan’12

Denetim altında Yarım yüzyılı aşkın geçmişe sahip Muratbey, tecrübesiyle sütün Türkiye'deki gelişimine yön veren sayılı firmalar arasında yer alıyor. İnovasyona verdiği önemle de Türkiye’nin yenilikçi ve öncü peynir markası olan Muratbey’in, 12 bin metrekare kapalı alanı bulunan ve 300 kişilik istihdam sağlayan tesisinin günlük 700 ton civarında süt işleme kapasitesi bulunuyor. Ürünler İstanbul,Ankara, Antalya, İzmir, Bursa bölge müdürlükleri ve distribütörleri aracılığıyla Türkiye çapında 7 bini aşkın noktaya ulaştırılıyor. HACCP, TSE Uygunluk, BRC belgelerine, ISO 9001:2008 ve ISO 22000 kalite sistemlerine de sahip olan Muratbey’in, yeşil üretim kriterlerine uygun olarak gerçekleştirdiği üretim süreci web sitesi üzerinden 24 saat canlı olarak yayımlanıyor. Bunun dışında 18 ayrı kamerayla üretimin her saniyesi gıda mühendisleri ve kalite kontrol mühendislerince denetim altında tutuluyor.



Teknoloji

Akıllı teknoloji artık mutfaklarda 2012 ‘En İyi Ürün Dizaynı’ ödüllü Samsung O’table indüksiyonlu portatif ocak, mutfağınızda yer açarken akıllı teknolojisi ile enerji tasarrufu sağlıyor. Tüketici elektroniğinin lider ismi Samsung, seramik ve cam teknolojisini akıllı dizaynla buluşturduğu taşınabilir indüksiyonlu ocak O’table teknolojiye lezzet katıyor, akıllı teknolojisi ile enerji tasarrufu sağlıyor. Dünyanın ilk renkli portatif indüksiyonlu ocağı olan O’table; sezgisel dokunmatik kontrol paneli, yenilikçi ürün tasarımı, kolay ara yüzü, 3.4kg ağırlık ve 56.6 mm inceliğe sahip taşınabilir boyutları ile 2012 IF Tasarım ödüllerinde en iyi ürün tasarım ödülünün sahibi oldu.

Dikkat çekici dizayn Taşınabilir ve ufak boyutuyla mutfaklarda yer açan, kullanıcılara yemek yaparken büyük bir rahatlık ve kullanım kolaylığı sunan Samsung indüksiyonlu ocak O’table akıllı teknolojiyi tasarımla buluşturuyor. O’table’in mavi, kırmızı, yeşil, siyah ve beyaz olmak üzere 5 farklı renk seçeneğiyle sunulan renkli

116

Hi-Tech Nisan’12

seramik camı mutfakların dekoruna ayrı bir hava katarken sahip olduğu yüksek ısı rezistans ile yemeklerin sıcaklığı uzun süre muhafaza ediliyor.

Yemek yapmanın farklı keyfi İndüksiyonlu O’table, özel sensörleri sayesinde üstüne konulan tencereyi anında algılar. Pişirme sırasında ısıyı yalnızca tencerenintabanıyla sınırlı tutar ve sadece istenen bölgeyi ısıtarak enerji tasarrufu sağlar. Ayrıca ocak yüzeyini ısıtmadığı için kolayca temizlenir. O’table’ın, LED aydınlatmalı dokunmatik kontrol paneli sayesinde pişirme ısısı otomatik olarak ayarlanarak pişirme, kaynatma ve ısıtma işlemleri hazır olduğunda kullanıcıya uyarı veriyor. Portatif özelliğiyle her yere kolaylıkla taşınabilen Samsung O’table arkadaşlarınızı ağırladığınız eğlenceli zamanlarda, yemek pişirmeyi daha da keyifli hale getiriyor.





Firma

KMS ile bardaklar daha temiz olacak KMS bardak silme makineleri, gastronomi dünyasının işini kolaylaştırmaya hazırlanıyor. Endüstriyel mutfaklardaki en önemli problemlerin başında bardakların silinmesi geliyor. Bardakların aynı bezle silinmesi ve kurutulmaya çalışılması bakteri oluşuyor. KMS Endüstriyel mutfak otel ekipmanları kurutma, parlatma ve hijyen makineleri bu soruna köklü bir çözüm sunuyor. Endüstriyel mutfaklar Oteller, restoranlar ve catering firmaları için çok önemli bir hizmet sunan KMS bardak silme makineleriyle ürünler daha sağlıklı ve hijyenik oluyor.

İlgi gördü Başta oteller olmak üzere, restoranlar, ve catering firmalarınının mutfaklarında yapılan işlemlerin Hijyen ve sağlık kurallarına uygun olarak yapılması çok önemli olduğunu dile getiren KMS Endüstriyel mutfak otel ekipmanları kurutma, parlatma ve hijyen makinelerinin sahibi Erdinç Koçak, bardak temizleme makinelerinin önemine değindi. Koçak, makinelerinin şu an çok ilgi gördüğünü dile getiren Koçak, “Ürünümü-

120

Hi-Tech Nisan’12

zün yeni tanıtımını yaptık. Çok ilgi gördü. Bu ilgiden çok memnunuz “ dedi.

Sabun lekelerine son! Bu makinenin işçiliği de azalttığını ve zaman açısından oldukça rahatlık sağladığını anlatan Koçak, makinenin kireç ve sabun lekelerini de yok ettiğini anlattı. Ürünün büyük, küçük her türlü işletmenin işini kolaylaştıracağını özellikle catering firmaları, otellerin ve restoranların imdadına yetişeceğini ifade eden Koçak, yeni ürünlerinin de en kısa zamanda piyasada olacağını dile getirdi. Koçak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Teknoloji ilerledikçe sunulan imkânlar da artıyor. Ben önümüzdeki yıllarda bizim makinalarımızın olmadığı endüstriyel mutfağın kalmayacağını düşünüyorum. Firmalar işçilikten ve zamandan tasarruf ederken müşteri memnuniyetini de en üst seviyeye çıkartmış oluyorlar ”



Gündem Porselen Sepeti’nin yeni yüzüyle,

şıklık sofranızda! Yenilenen yüzüyle hizmet vermeye başlayan www.porselensepeti.com, artık daha hızlı teslimat ve daha çok çeşit ile konuklarını karşılıyor. Site farklı, stil sahibi ve geniş ürün gamını kaliteli hizmet anlayışıyla birleştirerek yüzlerce ürünü sunuyor.

www.porselensepeti.com, yenilenen yüzüyle en özgün tasarımları, porselen ve camın inceliğinden vazgeçemeyenler için sunuyor. Tasarım kadar kaliteye de önem verenlerin vazgeçemeyecekleri bir site olan porselensepeti.com sayesinde her şey artık bir tık kadar yakın oluyor. Sitede yer alan tasarımlardan biri çarpıcı renkleriyle hayatınıza keyif katacak olan Rüya Kahve Takımı. Çay saatleri ise Gökkuşağı Çay Takımı’nın enerji dolu tasarımlarıyla tatlanıyor. Barındırdığı renk armonisiyle 5 çaylarına keyif katan takım da sitede satışa sunulan ürünler arasında bulunuyor.

122

Hi-Tech Nisan’12

Her ihtiyacın çözümü var Porselen Sepeti’nde etkileyici yemek takımları da var. Siteden online olarak satın alınabilen bir başka set ise Açelya 12 Kişilik Yemek Takımı. Yine rölyeflerle süslü olan sette çorbalıktan kürdanlığa kadar birçok ürün yer alıyor. Tüm bunların yanı sıra işlevsel seçenekler de www.porselensepeti.com’da kendine yer buluyor. Kahvaltıda yumurta keyfinden vazgeçemeyenler için de lezzeti artıracak bir seçenek bulunuyor. Ateşe dayanıklı Porselen Yumurta Sahanı ile sağlıklı ve şık bir kahvaltı saati yaşanabiliyor.



Activity Counting down for

“The Hotel Show 2012” 2012 Edition of The Hotel Show set for record success as GCC hospitality Sector Booms. Turkey has a strong participation in this year’s edition, too.

Organizers of ‘The Hotel Show 2012’, the Middle East’s most important supply, fit-out and service exhibition for the hospitality market, have experienced a surge in interest from international and regional companies wanting to tap the anticipated growth in the GCC hospitality sector. Taking place at the Dubai World Trade Centre from 15-17th May 2012, The Hotel Show is seen as the gateway through which to reach the vast business opportunities in the region. The GCC hospitality industry is expected to enjoy high growth in 2012 as international hotel chains establish new properties in the region to support anticipated increases in inbound tourism. Combined with increased spend on restoration and refurbishment works, the outlook for suppliers to the hospitality sector looks particularly buoyant. A healthy pipeline of hotel projects remains in place for 2012 with a focus on budget hotels and commercial tourism across the GCC. This is being driven by religious tourism demands in Saudi Arabia, the associated accommodation requirements of the Qatar World Cup 2022, increased tourist arrivals to the UAE and development plans to position Oman as a top tourist destination. Keeping pace with the demands of the region’s burgeoning hospitality market, The Hotel Show has refocused its offering in 2012 to provide an unmatched sourcing platform for buyers and sellers of hospitality supplies and services.
“The GCC hotel industry is enjoying robust growth, increasing spend in 2011 by a phenomenal 230% or $1.8bn as hotel operators and developers follow aggressive expansion plans across the region. This is excellent news for international industry suppliers looking for the best opportunities globally, and is certainly being reflected in exhibitor confirmation for

124

Hi-Tech Nisan’12

our 2012 show,” said Frederique Maurell, Events Director, The Hotel Show. In 2011, The Hotel Show attracted 14,800 hospitality professionals from over 45 countries and venue organizers are delighted at the current outlook for 2011 with 50% of the space already sold eight months prior to the actual event. In 2012, The Hotel Show will offer an impressive program of functions and awards covering five sectors segmenting their 20,000 square meter exhibition floor with clear and easy-to-navigate zones: Interior & Design, Outdoor & Resort Experiences, Operating Equipment & Suppliers, Technology and Sustainability and Hospitality Experience. New to the 2012 exhibition is the ‘Hospitality Experience’, an additional category to support the growing regional trend for ultra luxury and unique hospitality experiences - from lavish weddings, banqueting and private parties to concerts, and luxury yachting excursions. “The Middle East is expected to witness US$6 Billion worth of projects reaching completion by 2013 which is why we have added new additions to the program to ensure we service suppliers, hotel owners and hotel managers with all their needs at this exciting time,” said Maurell.



Hotel A Solution From Dedeman Ankara To Relieve The Business World:

Executive Lounge Dedeman Ankara has been watching the intense and stressful pressure of work in the business world closely and, as a result, has started to implement an Executive Lounge service for guests who lodge on the executive floor and in suit rooms so that they can relax and feel better. Guests who prefer the executive floor and suit rooms will be able to have breakfast while watching the news and reading their newspapers and will also be able to benefit from a rich catering services provided at midday and in the evening. The Executive Lounge, situated on the 7th floor of Dedeman Ankara, provides service from 06:30 until 22:00 within the week and from 07:00 until 22:00 during weekends. Daily services rendered in the Executive Lounge are as follows: • Executive breakfast (06.30-11.00) • Afternoon Tea-coffee and cookies (12.00-14.30),

126

Hi-Tech Nisan’12

• Appetizers and cocktails before dinner (17.30-19.30), • Appetizers and a drink service in the evening (20.00-22.00) Some of the relaxing services provided by Ankara Dedeman, whose accommodation arrangements are devoted to the needs of the business world, for guests lodging on the Executive floor and in suite rooms are as follows: early checkin/late check-out according to availability, free ironing of one suit and two shirts on day of check-in, free internet in the Executive Lounge and in the room, free newspaper service in addition to the magazines, books and newspapers available in the room.






Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.