Ekstra Kuvvetli Dayanıklı Fanlar Yüksek Hava Akışı
Her Ürün İçin 10 Saatlik Performans Testi
Monoblok Soğutma Grubu Açılır Kanopi İle Kolay Müdahale Olanağı
Özel Havalandırma Kanalı
85 mm İzolasyon Kalınlığı
Yeni Ergonomik Kapı Dizaynı
Değiştirilebilen Arasında Kir ve Bakteri Tutmayan Yüksek Manyetik Çekimli ÖZEL Conta
içindekiler
62 antre 14 Sektörden kısa haberler
gündem 22 İstanbul turizmi 2013’te rekor kırdı 24 Turizmde artış sürüyor, ilk 11 aydaki artış %10 26 TUROB, Konaklama Raporu’nun ikincisini yayınladı
dosya 36 Turizmde kalite 16. kez ödüllendirildi
renovasyon / özel 38 Turizmcilerin değerlendirmeleriyle “renovasyon”
yeni yatırımlar 62 Hilton İstanbul Bomonti açıldı 64 Hilton Worldwide’dan İstanbul ve İzmir’de çifte anlaşma
30 Dedeman 2023 hedeflerini açıkladı:Grup, “yeni yönetiminde” 42 otele ulaşacak
66 Divan Gaziantep açıldı
32 Bakan Çelik turizmcileri ağırladı
69 Grand Pasha hizmette
www.hotelrestaurantmagazine.com
dosya 70 Renovasyon
28 Four Points by Sheraton İstanbul Batışehir 2015’te açılıyor
34 Bursa, uçak seferleri için gün sayıyor
74
68 Er Yatırım ilk otel inşaatını İzmir’de başlattı
iş’te kadın 90 Turizmin zarif hizmet elçisi: Arena Hotel Sahibi Gül Küçükserim
yeni mekan 94 Cafe Locale İstanbul, Ataşehir’de 96 “The Galliard” kapılarını açtı
90
94
98
şef’in gözünden
gastro aktüel
otel-tech
98 Yemekleriyle konuşan aşçı: Barcelo Eresin Topkapı Istanbul Executive Chef Macit Kalfa
gastro güncel 102 İnoksan üst yönetimi hünerlerini sergiledi
104 Gastronomi sektöründen kısa haberler
hijyen 108 Vega Systems Firma Sahibi Türkiye’den hiç vazgeçmedik 110 Eczacıbaşı Profesyonel’den POYD’a destek
dekorasyon 112 Derin Design’ın Sahibi ve Tasarımcısı Derin Sarıyer: Mekanlarda yeni yönetim modelli tasarımlar ön planda
portre 114 Tözün Mimarlık - İçmimar Hande Tözün: Sıfırdan yapmak renovasyondan daha kolay
118 Rentokil Türkiye Eğitim ve Kalite Müdürü Beytullah Zeybek: Pest kontrol faaliyetleri titizlikle yürütülmelidir 120 Cantek’den akıllı soğutma sistemleri
fuar 124 İzmak, Host Milano’dan tam not aldı 126 Anfaş Hotel Equipment, 25. yılını kutluyor
ürünler 128 yeni ürünler
Gelecek renovasyonda!
r ö t i d E
2023 hedeflerine cesaretle koşan Türkiye turizmi 1 milyon 300 bin yatak kapasitesini neredeyse geride bıraktı. Son 10 yılda istihdam sayısını 1.3 milyona çıkaran ekonominin bu bacasız sanayii, rekabetin önünü açan yeni yatırımlar gibi renovasyonu da gelecek planları arasına koydu. Turizmin güçlü aktörleri, dünyadaki değişen trendleri yakalamak, rekabet yeteneğini arttırmak için son birkaç yıldır renovasyona canhıraş yatırım yapıyor. Ancak sektörün düşük faizli, uzun vadeli krediler ve teşvik edici devlet politikaları ile daha fazla desteklenmek gibi bir arzusu da var, bu da önemli bir dipnot! 2014 yılının bu ilk sayısında biz de renovasyon konusunu gündeme taşıyarak sektörel değişim ve gelişimdeki önemine vurgu yapmak istedik. Turizmin önemli isimlerinden aldığımız tespit ve öneriler yeni renovasyon yılında sektöre yeni ufuklar açacağı kanısındayız. Bu sayımızda ayrıca renovasyona ana tedarikçileri cephesinden bakmak istedik ve sektörün lider markalarını renovasyon pazarına ilişkin tespit, değerlendirme ve planlamaları doğrultusunda haberleştirdik. Turizm sektörüne mal olmuş bu öncü markaların 2014 yılına özel ürün, sistem ve teknolojileriyle yenilenen yatırımlara farklı bir bakış açısı katacakları ve rekabet gücünü arttıracakları düşüncesindeyim. Söz konusu yeni trendler, teknolojiler, tasarımlar olunca işin mimari boyutunu da unutmamak gerek tabii. Çırağan Kempinski, Crowne Plaza Istanbul Old City, Likya Lodge Kapadokya gibi rüştünü ispatlamış renovasyon projelerinin aranılan isimlerinden biri olan Hande Tözün bu ayın Portre konuğu. Uluslararası ödüllü genç mimarın 17 yıla dayanan renovasyon tecrübesini samimi bir röportajla sayfalarımıza taşıdık. Ve yeni yatırımlar… 2014 yılına 10 milyon turist rekoruyla giren Hilton Istanbul Bomonti turizme kapılarını açtı. 2013’ün ilk yarısında, Türkiye’de toplam 10 bin odaya sahip ilk şirket olduğunu açıklayan Hilton Worldwide’ı ve yatırımcısı IC Holding’i turizme katkılarından dolayı tebrik ediyor, otel yönetimi ve çalışanlarına başarılar diliyorum.
Hatice Ünal Bilen GRUP BAŞKANI H. FERRUH IŞIK İLETİŞİM MAGAZİN GAZETECİLİK MEHMET SÖZTUTAN SAN. VE TİC. A.Ş. ADINA İMTİYAZ SAHİBİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI AHMET KIZIL
KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ EBRU PEKEL ebru.pekel@img.com.tr REKLAM KOORDİNATÖRÜ EMİR ÖMER ÖCAL emir.ocal@img.com.tr SANAT YÖNETMENİ İSMAİL GÜRBÜZ ismail.gurbuz@img.com.tr
YAYIN DANIŞMANLARI Prof. Dr. HÜSNÜ GÜNDÜZ CONSEPT TASARIM TARIK ŞÜKRÜ ORAL Prof. Dr. MUHAMMET ARICI tarik.oral@img.com.tr Prof. Dr. İSMAİL KAYA FOTOĞRAF EDİTÖRÜ HAKKI GÜNERKAN Doç. Dr. MEHMET ALİ ÖZBUDUN hakki.gunerkan@img.com.tr T. YÜCEL DEREYAYLA DIŞ İLİŞKİLER YUSUF OKÇU FİKRET ÖZDEMİR yusuf.okcu@img.com.tr YAYIN EDİTÖRÜ HATİCE ÜNAL BİLEN hatice.unal@img.com.tr web: www.hotelrestaurantmagazine.com
.
MUHASEBE ve MUSTAFA AKTAŞ FİNANS MÜDÜRÜ mustafa.aktas@img.com.tr ABONE ve DAĞITIM NURTEN DEMİR nurten.demir@img.com.tr CTP - BASKI İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mah. 29 Ekim Cad. İhlas Plaza No:11 A/41 Yenibosna Bahçelievler/İSTANBUL Tel: 0212 454 30 00 İRTİBAT BÜROLARIMIZ BURSA +90.224 211 44 50-51 KONYA +90.332 238 10 71 ADRES 29 Ekim Cad. No:23 34197 Yenibosna, İSTANBUL/TÜRKİYE Tel.:+90.212 454 25 00 Faks:+90.212 454 25 98
e-mail: info@img.com.tr
hotel & restaurant hi-tech dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. hotel & restaurant hi-tech dergisinin bütün yayın hakları İletişim Magazin Gazetecilik San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan hotel & restaurant hi-tech dergisi ayda bir yayınlanır.
restaurant antre 14 hotel & hi-tech
Xanadu Snow White ile kayak keyfi Türkiye’nin kış turizminde önemli destinasyon merkezlerinden biri olan Erzurum Palandöken’deki Xanadu Snow White Otel, taşıdığı uluslararası güvenlik standartları ve hem büyüklere hem de küçüklere sunduğu özel imkanlarla misafirlerine ailece ve güvenli kayak yapma imkanı sunuyor. Xanadu Snow White, dünya dereceli Avusturya Milli Kayakçı ve kayak hocası Hannes Branner yönetimindeki lisanslı 7 milli kayak hocasından oluşan profesyonel ekibiyle yeni başlayanlara ve kayak profesyonellerine de tekniklerini geliştirebilmelerini ve kayak zevkinin doruklarına ulaşabilmelerini sağlıyor. Bu kapsamda Türkiye’nin en önemli eğitim kurumları da her kış 2 kez Xanadu Snow White’ta kayak ve snowboard dersleri alıyor.
Ağaoğlu My Mountain yeni sezona hazır
Ağaoğlu Şirketler Grubu’nun Uludağ’daki gözdesi Ağaoğlu My Mountain, yeni sezona merhaba dedi. 2010 yılında Uludağ’da bulunan Kar Tanesi Otelini satın alarak iç mimarisini yeniden düzenleyen Ağaoğlu Şirketler Grubu My Mountain’ı geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu sezonda da iddialı bir şekilde hizmete sunuyor. Ağaoğlu My Mountain, Uludağ’daki kış sezonu ile birlikte açılırken, hemen yanında bulunan kayak pistiyle kayak severlerin yine gözdesi olacak.
Kışın en sıcak buluşması Pera Palace Hotel Jumeirah Havaların soğumasıyla birlikte kapalı mekânlara ilgi artarken, Pera Palace Hotel Jumeirah içinde yer alan Kubbeli Salon, canlı müzik eşliğindeki Çay Saatleri ile şehrin çekim merkezi olmayı kış aylarının bu en soğuk günlerinde de sürdürüyor. Kristal çay bardaklar, gümüş çatal bıçaklar, dantel peçeteler, lezzetli tatlı- tuzlu menüleri ve piyanodan dökülen canlı notalarla Pera Palaca Hotel Jumeirah “Çay Saatleri ile eski İstanbul’un görkemli günlerini günümüze taşıyor. Bu unutulmaz çay saatlerini renklendiren piyanonun başında ise Perşembe, Cuma ve Cumartesi günleri, değerli müzisyen İlham Gencer bulunuyor.
İstanbul Marriott Hotel Şişli’nin İnsan Kaynakları Direktörü Ceren Akyüz Önümüzdeki günlerde konuklarını ağırlamaya başlayacak olan, Marriott International’ın değişen yüzünün ilk temsilcilerinden İstanbul Marriott Hotel Şişli’de İnsan Kaynakları Direktörlüğü görevine, 17 yıllık profesyonel kariyeri boyunca konaklama ve ilaç sektöründe çok uluslu şirketlerde İnsan Kaynakları departmanında görev alan sektörün deneyimli isimlerinden Ceren Akyüz atandı.
restaurant antre 16 hotel & hi-tech
Son dakikacı Türkler kısa tatil yapıyor Uçak bileti, otel ve araba kiralama fiyatlarını aynı platformda karşılaştıran uluslararası seyahat arama motoru 9, dünya ülkelerinde seyahat eğilimlerini ortaya koyan 2013 Seyahat Alışkanlıkları Raporu’nu yayınladı. Rapora göre Türkler 2013’te rotayı Orta Doğu’ya çevirdi, 2014’te de bu trendin sürmesi bekleniyor. Geçtiğimiz yıl Kurban Bayramı’nda yurt dışı tatili tercih edilirken, Ramazan Bayramı’nda ise yurt içi destinasyonlar ön plana çıkıyor. Rapor aynı zamanda ortalama tatil süresinde en kısa tatili yapan Türklerin son dakikacılık konusunda da Avrupa’nın bir numarası olduğunu da gösteriyor.
The Marmara Şişli’de online anket dönemi başladı The Marmara Otelleri misafirlerinin konaklama deneyimlerini basılı anket formları üzerinde değil, online alabileceği bir sisteme geçiyor. TripAdvisor işbirliği ile hayata geçirilen projede The Marmara Otelleri misafirlerine, otelden ayrılmalarının ardından anket formunu mail olarak gönderecek. The Marmara Otelleri aynı zamanda, uygulamayı Türkiye’de TripAdvisor işbirliği ile hayata geçiren ilk otel.
Sabiha Gökçen’in ilk “Yeşil Kuruluş” unvanı Pegasus’un oldu
Pegasus, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) tarafından havaalanlarında faaliyet gösteren kuruluşların çevreye ve insan sağlığına verdikleri veya verebilecekleri zararların sistematik bir şekilde azaltılması ve ortadan kaldırılabilmesi için başlattığı “Yeşil Havaalanı” projesi kapsamında İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nda “Yeşil Kuruluş” unvanını alan ilk havayolu işletmesi oldu.
Daha yeşil bir Türkiye için “The Marmara Hatıra Ormanı” The Marmara Otelleri, TEMA Vakfı aracılığı ile Hatıra Ormanı projesini hayata geçiriyor. Sosyal sorumluluk kapsamında doğa için önemli bir adım atan The Marmara Otelleri, hatıra ormanları ile Türkiye’nin ormanlık alanlarının genişlemesine katkıda bulunacak. Proje kapsamında ilk etapta Balıkesir’in Küpeler bölgesinde 5000 ağaçlık bir orman oluşturulacak.
restaurant antre 18 hotel & hi-tech
Bodrum’da “The Marmara BAYK Kış Trofesi” heyecanı
9. AGC - Kempinski The Dome Pro-Am Golf Turnuvası
The Pasha ve PGA onaylı PGA Sultan sahaları olmak üzere uluslararası iki golf sahasına sahip olan Kempinski Hotel The Dome, Antalya Golf Club işbirliğinde 2-9 Şubat 2014 tarihleri arasında 9.’su düzenlenecek olan AGC Kempinski The Dome Pro-Am Golf Turnuvası’nda yerli yabancı birbirinden profesyonel ve amatör golf oyuncularını ağırlayacak. Antalya Golf Kulübü’ne ait her biri 18 delikli iki adet golf sahasında gerçekleşecek olan turnuvada, her bir takım bir profesyonel ve üç amatör oyunculardan oluşacak. 3 gün sürecek olan turnuva, deneme oyunları ile başlayıp 2 gün boyunca turnuvalarla devam edecek.
Bodrum’da yelken heyecanının ve turizm hareketliliğinin kış aylarında devam etmesinde önemli rolü olan The Marmara BAYK Kış Trofesi bu yıl da The Marmara ana sponsorluğunda ve TEB Özel Bankacılık’ın desteği ile düzenleniyor. 18- 19 Ocak 2014 tarihlerinde I. AYAK yarışları ile başlayacak trofe, 24- 25 Mayıs’taki VII. AYAK ile sona erecek. Türkiye’nin en uzun Yelken Kış Trofesi olan The Marmara BAYK Kış Trofesi, bu yıl on üçüncü kez Bodrum Açıkdeniz Yelken Kulübü (B.A.Y.K.) tarafından gerçekleştiriliyor.
TAV Mobile, havalimanındaki sanal rehberiniz olacak TAV Havalimanları’nın işlettiği TAV Mobile uygulaması, yeni özelliklerle geliştirildi. TAV Mobile’ın yeni sürümü kullanıcılara Türkçe ve İngilizce dil seçeneği ile sunuluyor. Kullanıcı arayüzü yenilenen uygulamada “flight track” modülü ile harita üzerinden uçağın kalkış ve varış noktalarını görmek; uçuş rotasıyla uçağın tahmini lokasyonunu takip etmek mümkün.
Mövenpick Hotel Istanbul’a yeni Satış ve Pazarlama Direktörü
Mövenpick Hotel Istanbul’un Satış ve Pazarlama Direktörlüğü gör evine Yelda Ülker getirildi. 2000 yılında Çırağan Palace Kempinski Istanbul'da Kıdemli Satış Müdürü olarak otelciliğe ilk adımını atan Yelda Ülker daha sonra Şirket Satış Direktörlüğüne yükseldi. İstanbul Modern'de İş Geliştirme Müdürü, Rixos Grand Ankara'da Satış ve Pazarlama Direktörü ve son olarak da Martı Istanbul Hotel'de Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görev alan Ülker, Aralık 2013'den itibaren Mövenpick Hotel Istanbul’da Satış ve Pazarlama Direktörü olarak hayata geçiriyor.
restaurant antre 20 hotel & hi-tech
Turizmciler, TUROB yeni yıl partisinde buluştu
The Marmara Bodrum’dan ‘Tarihi Keşfedin’ paketi The Marmara Bodrum, kış aylarında Bodrum’un güzelliklerini tarihi değerlerini, keşfederek yaşamak isteyenlere kaçırılmayacak bir paket sunuyor. ‘Tarihi Keşfedin’ paketinde, birçok olanak bir arada yer alıyor. Oda kahvaltı konaklama, Bodrum Kalesi ve Sualtı Arkeoloji Müzesi’ne giriş bileti, Bodrum Kalesi’ne özel araç ile transfer, The Marmara Bodrum SPA’da 30 dakika klasik masaj Tarihi Keşfedin paketi dahilinde sunuluyor.
Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB)’nin yeni yıla merhaba partisi, turizm sektörünü, Nişantaşı Sir Winston Brasserie’de bir araya getirdi. Eğlence dolu geceye TUROB Yönetim Kurulu Üyeleri, TUROB üyesi oteller, protokol konukları, turizm profesyonelleri ve basın mensupları katıldı. Katılımın yoğun olduğu gecede, turizmciler geride bırakılan 2013 yılını değerlendirirken, 2014 yılında, Türkiye turizmi adına yeni hedefler ile birlikte daha başarılı bir yıl dileklerinde bulundular.
Martı Istanbul’da yeni dönem Yaklaşık bir buçuk yıl içinde, turizm dünyasında ve Istanbul’un sosyal yaşamında önemli bir yer edinen Martı Istanbul Hotel’in genel müdürlük görevine Gökhan S. Aykan, Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı görevine ise Feyza Yücefer atandı. Etkin ve dinamik bir takvim ile yıla başlayacak olan Martı Istanbul Hotel yeni Genel Müdürü Gökhan S. Aykan, İsviçre, Institute Hotelier “Cesar Ritz” ve New York Cornell University’deki eğitiminin ardından ağırlıklı olarak Amerika’da Fairmont, Swissotel, IHG üyesi tesislerde ve sonrasında Divan Ankara ve Divan Erbil’de Genel Müdür olarak görev yaptı. Martı Istanbul’un Satış & Pazarlama ekibine liderlik edecek Satış & Pazarlama’dan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Feyza Yücefer ise, eğitimini İsviçre, Schiller International University’de tamamlayarak kariyer hayatına Çırağan Palace Hotel Kempinski’de başladı. Yücefer, Martı Istanbul öncesinde Türkiye, Amerika, Hırvatistan ve Maldivlerde Kempinski,
Swissotel, Renaissance, IHG ve LHW üyesi birçok otelde başarılı çalışmalara imza attı.
restaurant gündem 22 hotel & hi-tech
İstanbul turizmi 2013’te rekor kırdı 2013’ü bir rekor yılı olarak kapatan İstanbul turizmi, ilk kez bir yıl içerisinde 10 milyonu aşan yabancı ziyaretçi sayısına ulaştı.
D
ünyanın en çok yabancı turist alan 5. ve Avrupa’nın en çok yabancı ziyaretçi alan 3. destinasyonu konumundaki İstanbul; turizm endüstrisi alanında ne denli güçlü olduğunu ve sağlıklı bir büyüme içerisinde bulunduğunu ortaya koyarak bir rekora daha imza attı. İstanbul Valiliği Kültür Ve Turizm İl Müdürlüğü’nden edinilen verilere göre; İstanbul, 2013 yılında 10.474.867 yabancı turisti ağırlayarak; geçen yıla kıyasla, uluslararası turist varışlarında %11,7 oranında büyüme göstermiştir. İstanbul’a en çok ziyaretçi gönderen ülkelerin yer aldığı Avrupa kıtasında finansal durgunluk devam ederken, küresel ekonomik krizin dünya ülkeleri üzerindeki etkisi kısmen sürerken ve coğrafyadaki stabil durum çeşitli vesilelerle dalgalanmalar yaşarken; İstanbul’un “dünya mirası
küresel kent” olarak kültür, turizm, sanat hayatı ile yükselmesi ve bir cazibe merkezi olarak dünya insanını gerek kültürel mirası gerekse de çağdaş yaşam çerçevesindeki üretimi ile davet etmesi söz konusudur.
HER 3 YABANCIDAN 1’İ İSTANBUL’A Yapılan istatistiki çalışma çerçevesinde, Türkiye’ye gelen her 3 yabancı turistten 1’inin İstanbul’u ziyaret ettiği görülmektedir. Aylık bazda varışlar değerlendirildiğinde, İstanbul’da turizmin mevsimsellik döngüsünden çıktığı, yıl boyu farklı turizm aktivitelerinin gerçekleştiği bir turizm destinasyonu olduğunu söylemek mümkün. Bu başarıda; İstanbul’un istisnai değerlere sahip bir dünya başkenti olması, turizm çeşitliliği, ziyaretçilere
fiyat-kalite avantajı sunması, dinamik turizm sektörü aktörleri ve Türk misafirperverliği önemli roller oynamaktadır.
ALMANYA İLK SIRADA 2013’te İstanbul’a en çok turist gönderen ilk 5 ülke: Almanya (%11,3), Rusya (%5,5), ABD(%4,8), Fransa (%4,6), İngiltere (4,4) olarak gerçekleşmiştir. Arap ülkelerinden varışların toplam varışlar içerisindeki payı ise %15’e yükselmiş ve 1,5 milyon (Suriye hariç) olmuştur. Dünyanın birçok yerinden İstanbul’a yabancı ziyaretçi gelmiş olup, 2013 yılında bu gelişlere; PortoRico’dan 6 kişi, Seychelles’den 109 kişi, ElSalvador’dan 510 kişi, Micronesia’dan 3 kişi, Bahama’da 139 kişi örnek olarak verilebilir.
İSTANBUL’A GELEN YABANCI ZİYARETÇİ GRAFİĞİ
restaurant gündem 24 hotel & hi-tech
Turizmde artış sürüyor İlk 11 aydaki artış %10 Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçi sayısı, ilk 11 aylık dönemde, geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 10 arttı. Türkiye 11 ayda 33 milyon 467 bin kişiyi ağırladı.
2
013 yılının ilk 10 ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 10,24 artış gösteren turist sayısı, Kasım ayında da yükselişini sürdürdü. Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçi sayısı, 11 aylık dönemde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9,95 arttı. Türkiye’yi ziyaret eden kişi sayısı da 33 milyon 467 bin 103’e ulaştı.
Bu verilere göre en çok ziyaretçi yine Avrupa ve Bağımsız Devletler Topluluğu’ndan geldi. Türkiye’ye gelen toplam ziyaretçi sayısının yüzde 79’unu Avrupa ve BDT ülkeleri oluşturuyor. Bu dönemde ülkemize gelen 33 milyon ziyaretçinin 18 milyonu Avrupa, 8 milyonu ise BDT ülkelerinden.
ANTALYA, İSTANBUL, MUĞLA AÇIK ARA ÖNDE SIRALAMA DEĞİŞMEDİ Türkiye’ye en çok ziyaretçi gönderen ülkeler sıralaması da değişmedi. 4 milyon 880 bin 157 kişi ile Almanya yine birinci oldu. Rusya 4 milyon 208 bin 297 kişi ile ikinci sıraya yerleşirken İngiltere 2 milyon 472 bin 257 ziyaretçi ile üçüncü oldu.
Ocak-Kasım döneminde Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçilerin en çok giriş yaptıkları sınır kapıları ise şöyle: İlk sırada 10.994.861 ziyaretçi ile Antalya yer alıyor. İkinci sırada 9 milyon 740 bin 934 turist sayısı ile İstanbul, 3. sırada ise 3 milyon 59 bin 57 turist sayısı ile Muğla yer aldı.
restaurant gündem 26 hotel & hi-tech
TUROB, Konaklama Raporu’nun ikincisini yayınladı TUROB, İstanbul’un en kapsamlı “Konaklama Raporu’nun ikincisini yayınladı. İstanbul konaklama sektöründeki en büyük pay beş yıldızlı otellerin olurken, Avrupa Yakası’nda yatak kapasitesi 100 binin üzerine çıktı, toplam konaklama kapasitesi 75.079 odaya ulaştı.
T
uristik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB), İstanbul’un Konaklama Kapasitesi Raporu’nun ikincisini yayınladı. İstanbul’un mevcut otel sayısı ve konaklama kapasitelerinin detaylandırıldığı raporda, Avrupa ve Anadolu yakasında otel yatırımları açısından öne çıkan bölgeler ve devam eden yatırımlar da yer aldı. Rapora ilişkin açıklamalarda bulunan TUROB Başkanı Timur Bayındır, “Turizmin bu derece önemli ve değerli olduğu İstanbul’da, konaklama sektörünün bu başarıyı yakalamadaki payı ve sorumluluğu da büyüktür.
Buradan yola çıkarak, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü listelerine ilave olarak birliğimizin araştırmalarıyla derlenen “İstanbul Konaklama Kapasitesi Raporu’nu sizlerle paylaşmaktan memnuniyet duyuyoruz” diye konuştu.
EN BÜYÜK PAY BEŞ YILDIZLI OTELLERDE Rapora göre, İstanbul konaklama sektöründeki en büyük pay, tesis sayısı bakımından 4 yıldızlı otellere ait iken, yatak kapasitesi bakımından 33.996 ile 5 yıldızlı otellere aittir. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından
belge sahibi olmayan konaklama işletmeleri ise, 1.272 tesis ve 70.087 yatak ile toplam kapasitesinin yarısına eşdeğerdir.
AVRUPA YAKASINDA YATAK KAPASİTESİ 100 BİNİN ÜZERİNE ÇIKTI Yine rapora göre, konaklama tesislerinin, turizm ve iş merkezleri ile doğru orantılı olarak, Fatih, Beyoğlu,
Şişli, Beşiktaş ve Atatürk Havalimanı bölgesinde yoğunluk kazandığı görülüyor. Bu bölgelerdeki kapasite, toplam kapasitenin %75’ini geçerek 100 binin üzerinde yatağı temsil etmektedir. İstanbul’daki yeni otel yatırımları 36 binlik yatak kapasitesi ile mevcut kapasitenin yaklaşık olarak %25’ine tekabül ediyor. Yeni yatırımlarda en büyük oran 22.068 yatak kapasitesi ile 5 yıldızlı otelleri, bölgesel olarak da 6.088 yatak ile Şişli’ye ait olup, Şişli’yi, Beyoğlu, Zeytinburnu ve Fatih takip etmektedir.
TOPLAM KONAKLAMA KAPASİTESİ 75 BİN ODAYA ULAŞTI İstanbul’un Kültür ve Turizm Bakanlığı Belgeli turizm işletmeleri bakımından mevcut konaklama kapasitesi 40.676 oda ve 82.354 yataktır. Belgesiz tesisler ile birlikte toplam konaklama kapasitesi, 75.079 oda ve 152.441 yatak olarak tespit edilmiştir. Yeni yatırımlar ile konaklama kapasitesinde yaklaşık %25 artış öngörülmektedir.”
restaurant gündem 28 hotel & hi-tech
Four Points by Sheraton İstanbul Batışehir 2015’te açılıyor Starwood Hotels & Resorts, Four Points by Sheraton markasını Türkiye’ye getiriyor. Yeni yapılan ve Ever İzmir Otelcilik Turizm tarafından kiralanan otelin 2015 yılı başında açılması planlanıyor.
S
tarwood Hotels & Resorts Worldwide, Inc. (NYSE:HOT) bugün hızla büyüyen Four Points by Sheraton markasının Türkiye’ye gelişini gösteren Four Points by Sheraton İstanbul Batışehir Otel’in anlaşmasının imzalandığını açıkladı. Yeni yapılan ve Ever İzmir Otelcilik Turizm Ticaret A.S. tarafından kiralanan bu otelin 2015 yılı başında açılması planlanıyor. Atatürk Uluslararası Havalimanı’na 12 kilometre uzaklıkta konumlanan ve tamamlandığında 15 bin kişinin yaşayacağı adeta bir şehir olması beklenen “Batışehir”, otel, rezidanslar, ofisler, mağazalar ve bir eğitim tesisinden oluşacak. Four Points by Sheraton markasının ‘iş dünyası için en iyisi’ yaklaşımı seyahat edenlere onlar için en önemli olan şeyleri, zarif bir tasarım ve misafir ağırlamaya yönelik basit ve dostane bir yaklaşım ile son derece uygun fiyata sağlıyor.
MICHAEL WALE: EVER TURİZM’E VE STARWOOD’A TEŞEKKÜRLER Starwood Hotels & Resorts, Avrupa, Afrika ve Orta Doğu Başkanı Michael Wale, “Ortağımız Ever İzmir
Otelcilik Turizm’e, Four Points by Sheraton markasını Türkiye’ye getiren Starwood’a güven duyduğu için teşekkür etmek isterim. Four Points by Sheraton’ın Türkiye’deki marka portföyümüze eklenmesi, hizmet endüstrisinin bütün sektörlerinin bulunduğu ülkenin hem tatil hem de iş olanaklarının geliştirilmesine yönelik olağanüstü fırsatlar sunduğunun başka bir kanıtıdır.”
SELEN ERSÜ: 10 YILDA 33 OTEL HAZIRLIĞINDAYIZ Ever Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Selen Ersü, “Türkiye’deki ilk ‘Four Points By Sheraton’ı açmak üzere Starwood ile anlaştığımız için çok mutluyuz. Batışehir projesi, İstanbul’daki ayrıcalıklı konumu ve çok amaçlı tesisleri ile markamıza tam uyum sağladı. Ever Grubu olarak dünyanın en saygın markaları ile işbirliği yaparak çözüm ortağı oluyoruz ve bu talebi karşılıyoruz. Four Points By Sheraton Batışehir bu işbirliklerinin en somut adımlarından biri oldu. 10 yıllık yatırım planımız doğrultusunda yapacağımız 33 otelimizde de misafirlerimizi 5 yıldız konforunda ama daha uygun fiyatlarla ağırlayacağız” dedi.
restaurant gündem 30 hotel & hi-tech
Dedeman 2023 hedeflerini açıkladı: Grup, “yeni yönetiminde” 42 otele ulaşacak Dedeman Grubu tarafından 2013 verilerinin de değerlendirildiği 9. basın ve kamuoyu bilgilendirme toplantısında 2023 beklentileri ve hedefleri açıklandı. Grup ayrıca otelcilik hisselerinin tamamının Murat Dedeman ve ailesi tarafından devralındığını ve bu konudaki hukuki süreçlerin tamamlandığını da ilk defa resmi olarak kamuoyu ile paylaştı.
Dedeman Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Murat Dedeman, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Rıfat Dedeman, Yönetim Kurulu Üyesi Banu Dedeman
RIFAT DEDEMAN: 6 MİLYON MİSAFİR HEDEFLİYORUZ
D
edeman Grubu 17 Aralık Salı günü Dedeman İstanbul otelde düzenlediği 9. basın ve kamuoyu bilgilendirme toplantısında grubun 2023 hedeflerini açıkladı. Dedeman Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Murat Dedeman’ın yanı sıra Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Rıfat Dedeman ve Yönetim Kurulu Üyesi Banu Dedeman’ın katılımı ile gerçekleşen toplantıda gruptaki yeni yapılanma süreci ile beraber 2013 hedef ve projeleri de paylaşıldı.
MURAT DEDEMAN: DEDEMAN MARKASINI ARTIK BEN VE ÇOCUKLARIM YÖNETECEK Toplantıda hisse devirleriyle ilgili bilgi veren Dedeman grubu Yönetim Kurulu Başkanı Murat Dedeman, şirket ortaklarının 2012 yılında aldığı bir kararla yeniden yapılanma süreci içine girdiğini ve 1 Ekim 2013 tarihinde hissedarlar tarafından imza altına alınan sözleşme ile bu yapılandırma hukuki bir çerçeveye kavuştuğunu belirterek, “Bu ayrılma sözleşmesine uygun olarak, Ablam Nazire Dedeman Çağatay ve Ailesi’nin, Dedeman Madencilik hariç kalmak üzere, Dedeman Grubu’ndaki tüm hisselerini devralarak ortaklığımızı bitirmiş bulunuyoruz. Böylece 50 yıla yakın bir süredir faaliyetlerini sürdüren Dedeman markası ve işletmeleri ben ve çocuklarının yönetiminde devam edecek” diye konuştu.
Dedeman Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Rıfat Dedeman ise, şirketlerin mevcut yapısı ve gelecek hedeflerini aktaran konuşmasında Dedeman Grubu olarak iş geliştirme hedeflerini ve yatırım planlarını Dedeman ve Dedeman park markaları eksenine oturttuklarını belirtti. Dedeman Grubu’nun 2023 hedeflerine ilişkin açıklamalarda bulunan Rıfat Dedeman, grubun 2023 hedefleri doğrultusunda daha geniş coğrafyada faaliyet göstermeyi planladıklarını kaydederek, 2013 yılında zincire katılan Dedeman Erbil ve Dedeman Park Gaziantep otellerine ek olarak 2014 yılında İstanbul’da Dedeman Bostancı ve Dedeman Park Bostancı, Kazakistan’da Dedeman Oskemen ve Rusya’da Dedeman Park Izmailova Moskova otellerinin hizmete açılacağını söyledi. 2015 yılında ise grubun İstanbul’daki dördüncü halkası olarak Dedeman Park Levent’i hizmete açacaklarını ifade eden Dedeman, bu yatırımlar kapsamında, 2023 yılında toplam 42 otel sayısına ulaşmayı hedeflediklerini açıkladı. Dedeman bünyesine katılacak otellerin yüzde 30’unun yurt dışı yatırımlardan oluşacağını kaydeden Dedeman, “Yeni yatırımlarla 6 milyona yakın misafir ağırlayacak kapasiteye ulaşılacak. Bu kapasiteyle birlikte cironun 5 katına çıkarılması ve 4 bin kişilik bir istihdam sağlanması hedefleniyor” dedi.
restaurant gündem 32 hotel & hi-tech
Bakan Çelik turizmcileri ağırladı Kültür ve Turizm Bakanlığı 2014 yılına turizm alanında hızlı başladı. Turizmde 2014 yılı planlarının masaya yatırıldığı toplantının ilk kabulü TÜRSAB Heyeti oldu.
Y
eni dönemde çıtayı yüksek tutan Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, sektörün önde gelen temsilcilerini makamında ağırladı. Bu kapsamda Bakan Çelik’in ilk kabulü Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) heyeti oldu. 2013 yılı turizm değerlendirmelerinin yapıldığı toplantıda 2013 yılı kazanımları tek tek ele alınarak, 2014 yılı planlamalarıyla ilgili bilgiler paylaşıldı.
istediğini belirten Bakan Çelik şunları söyledi: “Turizmin gelişmesini siyasi türbülansların dışında tutmak gerekir. Turizm aynı zamanda insani diplomasidir. Turizm kültürel diplomasiye katkı sağlayan, siyasi diplomasiyi kolaylaştıran bir alandır. Bu nedenle turizmin ekonomiyle ilişkisi kadar, bu diğer alanlarla ilişkisinden de Türkiye daha çok faydalanmalıdır.” dedi.
ÖMER ÇELİK: TURİZMİN GELİŞMESİNİ SİYASİ TÜRBÜLANSLARIN DIŞINDA TUTMAK GEREKİR
SOSYAL MECRALAR DAHA ETKİN KULLANILMALI
2014 yılı turizm sezonunun 2013’e göre daha iyi geçmesi ve bu alanda tüm rekorların kırılması konusunda Bakanlık olarak her türlü desteğin verileceğini ifade eden Çelik, sektör içi eğitimin hizmet kalitesine olan etkisine dikkati çekti. Yeni dönemde Antalya, Bodrum, Çeşme, Kaş, Kapadokya gibi önemli destinasyonlarda turizmin geliştirilmesi için özel stratejilerin uygulanmasını
Toplantıda ele alınan konulardan birisi de “e-rezervasyon” oldu. Turizmde tanıtım stratejisinde sosyal medyanın önemine değinen Bakan Çelik, sosyal mecraların daha etkin kullanılmasının ve bu alandaki standartların yükseltilmesini istedi. TÜRSAB heyeti de 2014 yılında sektörün çok daha profesyonel çalışacağını belirterek, her alanda standartların üst seviyede tutulacağı sözünü verdi.
restaurant gündem 34 hotel & hi-tech
Bursa, uçak seferleri için gün sayıyor TÜRSAB Güney Marmara Bölgesel Yürütme Kurulu toplantısında Bursalı turizmcilerle bir araya gelen Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, kent turizmine can damarı olacak hava ulaşımına başlamak için gün saydıklarını açıkladı.
T
ÜRSAB Güney Marmara Bölgesel Yürütme Kurulu toplantısı, TÜRSAB Güney Marmara Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı Mehmet Akkuş´un ev sahipliğinde Shereton Otel’de yapıldı. Bursalı turizmcilerin yoğun ilgi gösterdiği toplantıya, Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’nin yanı sıra TÜRSAB Asya Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı Nezih Üçkardeşler de katıldı. Bursalı turizmcilerle bir araya gelen Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, kent turizmine can damarı olacak hava ulaşımına başlamak için gün saydıklarını açıkladı.
RECEP ALTEPE: SON AŞAMAYA GELDİK Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe toplantıda yaptığı konuşmada, Bursa’dan ihtiyaç duyulan bölgelere yapılacak uçuşlara başlamak için gün saydıklarını açıkladı. Bursa Hava Yolları’nın kurulumuyla ilgili işlemleri gerçekleştirdiklerini, şu anda uçak firmalarıyla son görüşmeleri sürdürdüklerini belirten Başkan Altepe, “Hangi uçakları kaldıralım, hangisiyle başlayalım, nasıl
ikinci büyük ili olan, binlerce fabrikası bulunan Bursa’nın hava ulaşımında çok zayıf kaldığını anlattı. Yaşanan eksikliği gidermek BHY´den önce İstanbul´a deniz uçağı ve helitaksi seferlerini başlattıklarını, aksaklıkların önüne geçmek için çaba sarf ettiklerini vurgulayan Başkan Altepe, “Bursa’dan değişik noktalara uçabilecek, insanları taşıyabilecek hava köprüsü kurmak için tüm imkanlarımızı değerlendiriyoruz. Yılbaşından sonra, Bursa’yla İstanbul hava ulaşımına dahil edilecek, 2 yeni deniz uçağımız geliyor. Bursa’nın merkezinden İstanbul´a 25 dakikada uçabilen, helikopter taksi seferlerini koyduk. Artık buradan, şehrin merkezinden 25 dakikada Taksim´in göbeğine ulaşabiliyoruz. Hizmetlerimiz artarak devam edecek. Sırada çok şey var, önümüzdeki yıl dolu dolu geçecek” şeklinde konuştu.
NEZİH ÜÇKARDEŞLER: BURSA’DA YENİ BİR DÖNEM YAŞANIYOR
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe
başlarsak daha sağlıklı olur, bunların hesaplarını yapıyoruz. Bursa’ya, şehrin hedeflerine uygun bir oluşum için son aşamalara geldik” dedi.
TURİZMDE İDDİALIYSAK, HAVADA DA GÜÇLÜ OLMALIYIZ Hava ulaşımını gerçekleştirilecek uçakların belirlenmesinin ardından kısa zamanda faaliyete geçmek istediklerini ifade eden Altepe, “Eğer turizmde iddialıysak, daha da gelişmek istiyorsak hava ulaşımında güçlü olmak, odak olmak zorundayız. Sadece bir hava alanı da yeterli değil, daha çok olmalı. Erişilebilirlik konusunda herhangi bir eksiğimiz olmamalı. Bunun mücadelesini veriyoruz. İnşallah çok kısa zaman sonra bu hedefimize ulaşmış olacağız.” diye konuştu. 300-500 bin nüfuslu ülkelerin hava alanlarının yüzlerce uçakla çalıştığını hatırlatan Başkan Altepe, 25 sanayi bölgesine sahip, Türkiye’nin sanayide
TÜRSAB Asya Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı Nezih Üçkardeşler ise, Başkan Altepe’nin gerçekleştirdiği çalışmalarla Bursa´ya yeni bir dönemi yaşattığını ifade etti. Bursa’yı 30 yıl öncesinden bildiğini, kentin 30 yıl öncesinde otellerinde banyo yapılan, çamaşır yıkanan konumdan bambaşka bir evreye geçtiğini söyleyen Üçkardeşler, “Bugün baktığımızda Bursa, insanı adeta zaman tüneline sokuyor. Yenilenen tarihi eserleri, erişilebilirlik ve ulaşılabilirlik konusunda gerçekleştirilen çalışmalar, kente ve Bursa’yı bilenlere adeta yepyeni, heyecanlandırıcı bir dönemin kapılarını açtı” ifadelerini kullandı.
MEHMET AKKUŞ: YENİ TELEFERİK PROJESİ İLE TURİST SAYISI 2 KAT ARTACAK TÜRSAB Güney Marmara Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı Mehmet Akkuş ise konuşmasında Başkan Altepe’nin Uludağ’ın gerçek anlamda turizme açılması konusunda gösterdiği çabalara değinerek, “Teleferik hattının oteller bölgesine kadar uzatılması, Uludağ ve Bursa´ya inanılmaz bir artı değer katacak. Oteller bölgesine kadar çıkacak olan misafirlerimiz, karayolundaki sıkışıklığa ve tehlikeye maruz kalmadan, rahatlıkla kayak pistlerinin olduğu bölgelere ulaşabileceklerdir. Bu hizmetin turist sayısını en az 2 kat artıracağı da tartışılmaz bir gerçektir” açıklamasında bulundu. Konuşmaların ardından turizmciler adına TÜRSAB Asya BYK Başkanı Nezih Üçkardeşler ile TÜRSAB Marmara BYK Başkanı Mehmet Akkuş, Başkan Altepe’ye teşekkür plaketi takdim etti.
restaurant gündem 36 hotel & hi-tech
16. SKALİTE TURİZMDE KALİTE ÖDÜLLERİ KAZANANLAR
Turizmde kalite 16. kez ödüllendirildi Skal International İstanbul Kulübü tarafından düzenlenen 16. Skalite ‘Turizmde Kalite’ Ödülleri Haliç Kongre Merkezi’nde sahiplerini buldu.
S
kal International İstanbul Kulübü’nün Türkiye Cumhuriyeti’nin 75’inci yılında Türk turizmine hediye olarak başlattığı Skalite ‘Turizmde Kalite’ Ödülleri’nin bu yıl 16’ncısı 11 Aralık 2013 Çarşamba gecesi Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen törende sahiplerini buldu. Jüri Başkanlığını 2010-2011 Skal International Dünya Başkanı ve Universal Turizm Genel Direktörü Hülya Aslantaş’ın üstlendiği Skalite jürisinde; İstanbul Turizminden Sorumlu Vali Yardımcısı Kazım Tekin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı ve İstanbul Turizm Atölyesi Koordinatörü Tülin Ersöz, Milliyet Gazetesi Köşe Yazarı Çağdaş Ertuna, Boğaziçi Üniversitesi Turizm Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bengi Ertuna, Gurme, Gezgin, Yazar Mehmet Yaşin, Gezgin, Belgesel Yapımcısı Coşkun Aral, Alem Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Berna Erten yer aldı.
Kategori
Ödül Alan Kuruluş
Şehir Oteli Resort Otel Butik / Özel Belgeli Otel Zincir Otel Spa Oteli Incoming Seyahat Acentası Outgoing Seyahat Acentası Kongre / Toplantı Organizasyonu Acentası Online Seyahat Rezervasyonları / Hizmetleri Firması Havayolu Havaalanları işletmesi Havaalanı Yer Hizmetleri Çevrenin Korunmasına Katkı Turizm Yatırım Grubu Turizm Tanıtımına katkı
The Grand Tarabya Hotel Hillside Beach Club Fethiye Argos in Cappadocia Swissôtel Büyük Efes, İzmir NG Güral Sapanca Wellness ve Convention Prontodmc – Prontotour Fest Travel Setur Mice Bookingturkey.com Emirates Havayolu Tav İstanbul Terminal İşletmeciliği A.Ş Havaş Havaalanı Yer Hizmetleri Hilton Garden Inn İstanbul Golden Horn Dedeman Hotels ve Resorts International
PATRICE LEPKOVSKI: SKAL ATLANTA İLE KARDEŞ KULÜP OLDUK Skal Türkiye Başkanı Patrice Lepkovski törende yaptığı konuşmada turizmde kaliteye yapılan katkıyı ödüllendirerek, Türk turizminin gelişimine katkıda bulunmak amacıyla düzenledikleri Skalite Ödülleri’nde her geçen yıl daha nitelikli başvurular alıyor olmanın heyecanını yaşadıklarını belirtti. “Burada ödül alan ve bu yolda çalışan tüm adayları yürekten kutluyorum” diyen Lepkovski Skal International Atlanta Kulübü ile Skal International İstanbul Kulübü arasında Skalite Ödülleri’nin 16’ncı yılında kardeşlik anlaşması imzaladıklarını da duyurdu.
ÖZEL ONUR ÖDÜLÜ, SOMER ÖZKÖK’ÜN Özel Ödüller dalında ise Grand Hyatt İstanbul, Sealed Air Sürdürülebilirlik ve Turizm Ödülü’nü alırken, Somer Özkök (Skal International Onur Üyesi ve SKAL İstanbul Kulübü geçmiş dönem Başkanı) Skal İstanbul Özel Ödülü’nün sahibi oldu.
restaurant renovasyon özel 40 hotel & hi-tech
TUROB Başkanı Timur Bayındır:
“Yenilemede teknolojik yatırımlar ön planda”
“O
tellerin hızla gelişen turizm sektörüne uyum sağlayabilmek için yenileme ve tadilat çalışmalarına ağırlık verdiklerini söyleyebiliriz. Otellerin yenileme ve tadilat yatırımları; otelin tümü, odalar ve lobi alanlarında ağırlık kazanırken, misafirlerin otellerle ilgili memnuniyetsizlikleri, dekorasyon eksikliği ve odaların yenilenmemiş olmasında yoğunlaşıyor. Otellerde artan talebe bağlı olarak toplantı salonları, SPA merkezleri ve ek oda konularında yapılan yenileme çalışmaları ve ek yatırımlar daha ön plandadır. Rezervasyon ve muhasebe sistemleriyle ilgili teknolojik yatırımlar yeterli seviyedeyken, yönetim sistemleri ile ilgili yatırımların ise geride kaldığı söyleyebiliriz. İstanbul otellerin üçte ikisi son 4 yıl içinde tadilat ve yenileme çalışmalarına ağırlık verirken, yatırımların öncelik bulduğu alanlar otel geneli ve odalardır. İstanbul’da hızla gelişen kongre, konferans ve toplantı turizmi de, otelleri mevcut toplantı odalarını yenilemeye ve ilave toplantı odaları yatırımı yapmaya sevk ediyor.
2012-2013’DEKİ YENİLEMELER BİNA BAKIMI, ODALAR VE TEKNOLOJİ AĞIRLIKLI YAPILDI Otellerin tadilat ve yenileme için ayırdıkları bütçeler ihtiyaca göre değişiklik gösterirken, 100 bin TL altında yapılan yatırımlar daha çok tadilat ve bina bakım çalışmalarını içeriyor. 2012-2013 yıllarında otellerin planladıkları yatırımlar ağırlıklı olarak bina bakımı, odalar ve teknoloji alanlarında yoğunlaşırken, odalarda yapılan yatırımlar tadilat ve kapasite artırımı yönünde ilerliyor. Şehre gelen turistlerin profili ve Booking.com web sitesine yapılan yorumlar incelendiğinde, Arap Yarımadası’ndan gelen turistlerin daha büyük odalarda, daha uzun süreler kalmak istediklerini ortaya koyuyor.
İstanbul otellerinin teknoloji yatırımlarına baktığımızda ise, hemen hemen hepsinin rezervasyon ve muhasebe sistemi kullanımına önem verdiği görülüyor. Bu sistemler yıldız sahibi tesisler açısından bir gereklilik olmanın yanı sıra, müşterilerin kullandığı sistemlerle de uyum sağlanabilmesi açısından tercih ediliyor. Otel kaynaklarının daha iyi yönetilebilmesi için finans yönetimi, müşteri iletişim yönetimi, insan kaynakları yönetimi ve tedarik yönetimi gibi sistemlerin düzenli olarak takip edilmesi büyük önem taşıyor.”
YATAK KAPASİTESİ BAKIMINDAN EN BÜYÜK PAY 5 YILDIZLI OTELLERE AİT Turizmde Türkiye’nin dünyaya açılan ve marka kenti olan İstanbul’da otel yatırımları hız kesmeden devam ederken, buna paralel olarak yatak kapasitesi de
OTELLERDE YAPILAN EN SON YENİLEME/TADİLATIN YILI
tesislerde, 3.415 yatak kapasitesi ile Fatih yani Tarihi Yarımada lider durumda. 4 yıldızlı tesis sayısında Fatih ilk sırada yer alırken, Beyoğlu ikinci sırada geliyor. İstanbul’un Kültür ve Turizm Bakanlığı Belgeli turizm işletmeleri bakımından mevcut konaklama kapasitesi 40.676 oda ve 82.354 yataktır. Belgesiz tesisler ile birlikte toplam konaklama kapasitesi, 75.079 oda ve 152.441 yatak olarak tespit edilmiştir. Yeni yatırımlar
OTELLERDE YAPILAN YENİLEMELERİN TÜRLERİ
“ artış göstermektedir. Özellikle son beş yıl içerisinde İstanbul’un otel yatırım haritası ve yatak kapasiteleri incelendiğinde bu artışı daha net görebilmekteyiz. Kentimizde yatak kapasitesi bakımından en büyük pay 33.996 ile 5 yıldızlı otellere aittir. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından belge sahibi olmayan konaklama işletmeleri ise, 1.272 tesis ve 70.087 yatak ile toplam kapasitesinin yarısına eşdeğerdir. Konaklama tesisleri, turizm ve iş merkezleri ile doğru orantılı olarak; Fatih, Beyoğlu, Şişli, Beşiktaş ve Atatürk Havalimanı bölgesinde yoğunluk kazanmaktadır. Bu bölgelerdeki kapasite, toplam kapasitenin %75’ini geçerek 100.000 üzerinde yatağı temsil etmektedir.
YENİ YATIRIMLARDA ŞİŞLİ EN FAZLA YATAĞA SAHİP BÖLGE OLDU İstanbul’daki yeni otel yatırımları ise 36.000’lik yatak kapasitesi ile mevcut kapasitenin yaklaşık olarak %25’ine tekabül etmektedir. Yeni yatırımlarda en büyük oran 22.068 yatak kapasitesi ile 5 yıldızlı otellere, bölgesel olarak da 6.088 yatak ile Şişli’ye aittir. İstanbul’un otel sayısı ve yatırımları açısından öne çıkan bölgesi Avrupa Yakası’nda, özel belgeli
İstanbul otellerin üçte ikisi son 4 yıl içinde tadilat ve yenileme çalışmalarına ağırlık verirken, yatırımların öncelik bulduğu alanlar otel geneli ve odalardır.
”
ile konaklama kapasitesinde yaklaşık %25 oranında artış öngörülmektedir. Anadolu Yakası’nda otel dağılımı açısından Pendik birinci sırada yer alırken, %24 ile Kadıköy ikinci sırada %13 ile Ataşehir üçüncü sırada gelmektedir.
TOPLAM YATAK KAPASİTESİNİN %25’İ İSTANBUL’DA İstanbul’un yeni yatırımlardaki toplam yatak kapasitesi, mevcut kapasitenin %25’ine tekabül ediyor. Yeni yatırımlarda tesis sayısı ve yatak kapasitesi bakımından üstünlük, 43 tesis 22.068 yatak ile 5 yıldızlı otel yatırımlarına aittir. İstanbul’un toplam yatak kapasitesinin yarısına yakınını, 1.272 tesis ve 70.087 yatak kapasitesi ile 2013P Kültür ve Turizm Bakanlığı belgesi Otel Adedi olmayan tesisler oluşturuyor. 5 yıldızlı 3 otellerde kapasite olarak liderlik 6.795 3 yatak ile Beşiktaş’ta. Beşiktaş’ı, 5.280 5 yatak ile Şişli takip ediyor. Kültür ve 2 Turizm Bakanlığı belgesi olmayan otel işletmelerinde, en yüksek yatak 0 kapasitesi 26.959 yatak ile Fatih 13 bölgesindedir.”
OTELLERİN YAPTIĞI YATIRIM/TADİLATLARIN MİKTARI Yatırımlar 2011 Bin (TL) Otel Adedi 100 bin TL ve altı 3 101-200 0 201-500 8 501-1.000 5 1.000 üstü 1 Toplam Otel 17
2012P Otel Adedi 5 3 6 3 0 17
* 2012 ve 2013 yılları planlanan, 2011 yılı gerçekleşmiş olandır.
restaurant renovasyon özel 42 hotel & hi-tech
TÜROFED BAŞKANI OSMAN AYIK:
“AVRUPA TESİSLERİNDEN DAHA ÜSTÜN DURUMDAYIZ”
“T
ürkiye’de özellikle son 10 yılda turizmde yaşanan gelişmeler ülkemizi ziyaret eden turist sayısından tesislerin özelliklerine, hizmet koşullarına kadar pek çok alanda kendini göstermiş, turizme yapılan yatırımların meyvesi giderek daha fazla alınmaya başlamıştır. Tesislerimiz genç olmakla birlikte kitle turizmine hitap etmeleri sebebiyle yıpranmalar olmaktadır. Bu durum tesislerde her 5 senede bir normal, 10 senede bir ise genel renovasyona girilmesini gerektirmektedir. Bu kapsamda esasen yatırımcılarımız, çalıştıkları tur operatörlerinin talepleri doğrultusunda da yenileme yapmaktadırlar. Avrupa ülkelerine kıyasla tesislerimiz fiziki koşullar bakımından oldukça üstün durumdadır. Yatak kapasitemiz de belediye belgeli tesisleri dikkate aldığımızda 1 milyon 300 bini aşmıştır. Bu tesislerin yaklaşık 900 bini bakanlık belgelidir. Türkiye, turizm sektöründe sağladığı başarılar ve bu başarılara ön ayak olan tarihi tesisleriyle köklü bir geçmişe sahip olmakta birlikte, her geçen yıl yapılan yatırımlarla tesis sahipleri de zamanın koşullarına uymakta, işletmelerini buna göre yenilemektedir. Burada elbette ki tur şirketlerine, otel rezervasyon sitelerine ve TÜROFED gibi kuruluşlara halk tarafından gelen talepler de etki etmektedir. Müşterilerin çoğu buraları aktif olarak kullanmakta, konakladıkları süreç
içerisinde yaşadıkları olumlu-olumsuz görüşlerini paylaşmakta ve otel sahipleri de bunları dikkate alarak kendilerini sezona hazırlamaktadırlar. Türkiye’de turizm sektöründe yapılan istihdam 1.3 milyona yaklaşmıştır. Verilen desteklerle, sektörün
“
Turizm sektöründe sağladığı başarılar ve bu başarılara ön ayak olan tarihi tesisleriyle köklü bir geçmişe sahip olmakta birlikte, her geçen yıl yapılan yatırımlarla tesis sahipleri de zamanın koşullarına uymakta, işletmelerini buna göre yenilemektedir.
”
sivil örgütlenmesinin iyileştirilmesiyle, planlama ve fiziki altyapının daha iyiye doğru geliştirilmesiyle, sezonu sadece yaz mevsimi ile sınırlamayarak kış, termal, kongre, sağlık turizmi gibi alanlarla da turizmin desteklenmesiyle turizm sektörü 2023 yılı hedeflerine daha erken ulaşabilecek durumdadır.”
restaurant renovasyon özel 44 hotel & hi-tech
ATİD Başkanı Seçim Aydın:
“Renovasyon yatırımları düşük faizli uzun vadeli kredilerle desteklenmelidir”
“1
980’li yılların başından itibaren turizm sektörü konaklama yatırımları konusunda büyük bir hamle başlatmış ve bu süreç günümüze kadar artan bir ivmeyle devam etmiştir. Söz konusu otel yatırımları olumlu yönde sonuçlanmış ve bu doğrultuda 2013 yılı sonu itibariyle turist sayısı yaklaşık olarak 34 milyona, turizm gelirleri 31.5 milyar dolara ulaşmıştır. Böylece turizm sektörü dünya turizm piyasalarında takip eden değil, takip edilen bir sektör konumuna gelmiştir. Bu gelişmeler doğrultusunda 2012 yılı sonu itibariyle yatak sayısı 706.019 olmuştur. Tablo’da görüldüğü üzere toplam yatak sayısının %83’ü Akdeniz, Ege ve İstanbul’da bulunmaktadır.
DÜŞÜK KÂR MARJLARI SEBEBİYLE YATIRIMA FON AYRILMIYOR
Ülkemizde otellerin kâr marjları düşük olması dolayısıyla gerek soft gerek hard renovasyon için bir fon ayrılmıyor ve bunun sonucu olarak renovasyon süresi geldiğinde oteller hiç kuşkusuz finansman sıkıntısına düşüyor. Renovasyon yapamayınca rekabet avantajı kayboluyor. Yapılan bir araştırmaya göre renovasyon maliyetinin yaklaşık olarak 5 yıldızlı otellerde oda başına 10.000 dolar, 4 yıldızlarda 8.000 dolar, 3 yıldızlarda 6.000 dolar, 2 yıldızlarda 5.000 dolar, bir yıldızlı otellerde 4.000 dolar olduğu ifade edilmektedir. Renovasyon dönemi geldiğinde genel olarak renovasyon fonu ayrılmadığı için oteller maddi RENOVASYON, TURİZMİN ÖNEMLİ açıdan zorlanıyorlar ve yüksek faizli finansman SORUNLARINDAN BİRİDİR kaynaklarına başvurmak Her sektörün olduğu gibi turizm zorunda kalıyorlar. sektörünün de önemli sorunları Bölgeler Yatak Sayıları Finansman maliyetleri çok bulunmaktadır. Bu sorunların en yüksek olduğu için gerekli önemlilerinden birisi renovasyon renovasyon yatırımlarını yatırımlarıdır. Zaman içinde İstanbul 70.246 9.95 zamanında yapamıyor doğal olarak eskiyen konaklama ve rekabet avantajını tesislerinin kalite standartlarını Batı Marmara 17.608 2.49 kaybediyorlar veya kaybetme korumaları ve rekabet güçlerini Ege 154.686 21.91 tehlikesiyle karşı-karşıya artırabilmeleri açısından Doğu Marmara 22.009 3.12 kalıyorlar. yenilenmeleri gerekmektedir. Bu çerçevede, sektörün Otellerin yaklaşık olarak 8-10 Akdeniz 362.880 51.40 bugüne kadar elde ettiği yılda bir hard renovasyona girmesi Batı Anadolu 24.708 3.50 başarıyı devam ettirmesi gerekiyor. Tekstil, mobilya vb. Orta Anadolu 15.722 2.23 bakımından, renovasyon yenilemeler olarak adlandırılan yatırımlarının düşük faizli, soft yatırımların ise 5-8 yılda Ortadoğu Anadolu 4.898 0.69 uzun vadeli kredilerle bir yapılması önem arz ediyor. Güneydoğu Anadolu 12.373 1.75 desteklenmesi ve teşvik Otelcilerin genel bir ortalama Batı Karadeniz 4.816 1.19 edilmesi doğrultusunda olarak her yıl cirolarının %5’ini Doğu Karadeniz 7.390 1.05 öncelik arz eden politikalar soft renovasyon için ayırması belirlenmeli ve acilen öngörülüyor. Hard renovasyon Kuzeydoğu Anadolu 5.083 0.72 uygulamaya konulması için için ise daha fazla para ayrılması gerekli tedbirler alınmalıdır. gerekiyor.
restaurant renovasyon özel 46 hotel & hi-tech
GETOB Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Bülbüloğlu:
“Güney Ege tesislerimiz çok daha yeni ve bakımlı”
“Y
üzölçümünün %89 çam ormanlarıyla kaplı olan, pırıl pırıl tertemiz denize sahip, yeşilin ve mavinin her tonunun kucaklaştığı eşsiz güzelliğinin yanı sıra, alternatif turizm yapılabilen ve turizmde ülkemizin önde gelen destinasyonlarından birisi olan Güney Ege Bölgemiz, Fethiye ile Bodrum ilçeleri arasında kalan Dalaman, Ortaca, Köyceğiz, Ula, Marmaris, Datça ilçeleri ile bu ilçelere bağlı Göcek, Sarıgerme, Dalyan, Akyaka, Gökova, Karacasöğüt, Selimiye, Orhaniye, Turgut, Bozburun ve Palamutbükü gibi belde ve köyleri kapsamaktadır. Bu bölgede şehircilik ve altyapı anlamında yapılan yatırımlar, yollar, kaldırımlar, parklar, bahçeler, kordon vb. fiziki ve peyzaj düzenlemeleri bölgenin turizmde gerçek anlamda parlayan bir inci haline gelmesini ve tatillerini bölgemizde geçiren birçok misafirin bölge ile ilgili izlenimlerinin olumlu olmasını sağlamıştır. Bölgenin bu anlamdaki ciddi hamlelerle kendini yenilemesine, konaklama tesisleri de ayak uydurmuştur. Yeni açılacak olan konaklama tesislerinin sayısının artması ve kendini yenilenen tesislerin sayıca çokluğu, bölge turizmi adına olumlu bir gelişme olarak karşımıza çıkmaktadır. Hizmet sektörü olan turizmde yeni ve renovasyondan geçmiş tesisler, yerli ve yabancı turistler tarafından tercih edilir hale gelmektedir. Bunun sonucu olarak kendini yenilemeyen tesisler hizmet kalitesinde bekleneni veremediğinden, misafir memnuniyetinin düştüğü gerçeği ile karşı karşıya kaldıklarından ciddi anlamda gelir kaybına uğradıklarını fark ettiler.
GENÇ OLMAKLA ÖVÜNEN TESİSLER MAALESEF ARTIK DEĞİLLER Aslına bakarsanız, yıllardır ülkemizde turizm
tesislerinin genç olmasından bahsedilmekteydi. Oysa zaman öyle hızlı ilerliyor ki, genç olmalarıyla övündüğümüz tesisler yıpranma sonucu maalesef artık genç değiller. Buna mukabil ülkemizdeki diğer destinasyonlarla kıyasladığımızda Güney Ege bölgesindeki tesisler daha yeni ve daha bakımlıdır diyebiliriz.
“
Yıllardır ülkemizde turizm tesislerinin genç olmasından bahsedilmekteydi. Oysa zaman öyle hızlı ilerliyor ki, genç olmalarıyla övündüğümüz tesisler yıpranma sonucu maalesef artık genç değiller.
”
Son 10 yıla göz attığımızda sadece Güney Ege bölgesinde hizmete yeni sunulan ve kendisini yenileyen tesislerdeki oda sayısının 15-20 bin civarında olduğunu görmekteyiz. Coğrafi koşullardan dolayı, turistik tesis yapılacak arazi bulunmamasına rağmen 2014 turizm sezonunda sadece Marmaris’te hizmete açılması planlanan 4 yeni tesisteki oda sayısının 1.300 civarında olması yatırımcının bölgeye olan ilgisini göstermektedir. Sonuç olarak, konaklama tesislerinin yenilenmesi ve yenilerinin hizmete açılması turizmde hizmet kalitesinin artması anlamına gelmektedir. Bizler rekabetin fiyatta değil, hizmet kalitesinde olması gerektiğini savunanlar olarak bu durumu memnuniyet verici bir gelişme olarak değerlendiriyoruz.”
restaurant renovasyon özel 48 hotel & hi-tech
Antalya’da Yatak Arzı Yatak Sayısı
ARTAN TL MALİYETLERİ TESİSLERİ EK DESTEĞE MUHTAÇ KILIYOR
A
KTOB Ar-Ge biriminden alınan bilgilere göre, Antalya’da 1990’lı yılların başından itibaren artmaya başlayan yatak kapasitesi, 2003 yılında 240 bin dolayına çıktı. 2013 yılı tamamlandığında 500 bin dolayına yaklaşan yatak kapasitesi, yeni yatırımlarla artmaya devam etmektedir. Turizmin başkenti Antalya’da 1980’li yılların ortalarından itibaren yapılan turizm yatırımlarının
2003
239
2004
262
2005
294
2006
303
2007
323
2008
348
2009
376
2010
404
2011
431
2012
440
2013
482
Kaynak: AKTOB Ar-Ge
önemli bir kısmı, 2000’li yılların başında ciddi yenilemelerden geçmiştir. Halen, 20 yılı aşan tesislerin yenileme çalışmaları devam etmektedir. Ülkemizde yenileme yatırımları altında özel bir teşvik bulunmamakla birlikte, Ekonomi Bakanlığı tarafından sağlanan yatırım teşvikleri ile yenile, tamamlama ve modernizasyon yatırımlarına; bölgesel bazda farklılaşan vergi indirimleri, KDV indirimleri, SGK teşvikleri de sunulmaktadır. Bir yandan artan yatırımlar diğer yandan yaşlanmakta olan tesisler, değişen müşteri eğilimleri karşısında, yenileme ve modernizasyon yatırımlarına ihtiyaç duymaktadır. Giderek artan TL maliyetlerden dolayı, bu konularda konaklama tesislerinin ilave desteğe ihtiyacı bulunmaktadır. Bu desteğin; otelin yeri, sınıfı, ölçeği ve yaşı ile paralel nitelikte olması gerekmektedir.
restaurant renovasyon özel 50 hotel & hi-tech
Sürmeli Hotel İstanbul Genel Müdürü Bayram Birnican:
“Oteller sektörel değişim ve gelişimi yenilemelerle yaşatmalı”
“O
“
teller ulusal ve uluslararası anlamda farklı kültür ve yaşam tarzlarından gelen misafirleri ağırlamaktadırlar. Misafirlerin otellerimizi kullanma amaçları da farklılık gösterebilmektedir. Tatil amaçlı kullanımlar olabileceği gibi kongre, seminer ve iş odaklı kalışlar da olabilmektedir. Günümüzde sağlıklı yaşam, spor, yeme içme, konfor anlayışı, teknolojik gelişmeler ve özellikle iletişim teknolojilerindeki gelişmeler, mekan dekorları, stil ve moda anlayışlarında değişim ve farklı gelişmeler yaşıyoruz. Misafirlerin bu anlamda değişen ihtiyaçlarını güncelleyerek en üst seviyede karşılayabilmek, farklılık oluşturabilmek, iç veya dış pazarlarda rekabet gücümüzü yükseltmek ve otel fiyatlarını belli bir seviyede koruyarak arttırabilmek için 6-7 yılda veya ihtiyaç duyulabilecek sürelerde renove edilme ihtiyacı doğmaktadır. Otellerimizi sürekli, güncel tutarak gelişen dünyanın ve değişen yaşam tarzını yansıtabilecek şekilde tazelemeli ve misafirlerimize de bu değişim ve enerjiyi yansıtmalıyız. İş dünyasına hitap eden şehir otellerinin günümüz teknolojik gelişmelerini doğru bir şekilde takip edebilmesi, ihtiyaç ve beklentileri de bu anlamda karşılayabiliyor olması son derece önemli.
“Yaklaşık 1 yıl süren geniş kapsamlı bir renovasyon sonrasında Sürmeli İstanbul Oteli olarak yeni bir yıla yeni bir yüz ile giriyoruz.”
”
TURİZMDEKİ ARTAN REKABET İLE BİZ DE YENİLENDİK
Misafir odaklı hizmet ve farklılaşarak rekabetin ön plana çıktığı günümüzde biz de Sürmeli İstanbul otelimizi yenilerken bu beklentileri karşılayabilecek ve sürekliliğini sağlayabilecek şekilde hareket ettik. Yaklaşık 1 yıl süren geniş kapsamlı bir renovasyon sonrasında Sürmeli İstanbul Oteli olarak yeni bir yıla yeni bir yüz ile giriyoruz. Yenileme sonrası misafir profilimizde değişiklikler ile birlikte MICE sektörü gibi toplantı ve konaklama ağırlığı olan farklı segmentler, yabancı şirketler ile daha çok çalışma imkanımız olacaktır.”
restaurant renovasyon özel 52 hotel & hi-tech
Progress Otel İşletme ve Danışmanlığı AŞ. Firma Sahibi Orhan Yeşerenyuva:
“Gönül ister ki, otelci kendi parasıyla renovasyonunu yapsın”
“H
epimizce malum olduğu gibi, bilhassa şehir otelleri başta olmak üzere otelcilik sektörüne inanılmaz bir yatırım furyası içindeyiz. Bundan dolayıdır ki, genelde tesislerimizin yaşları genç ve renovasyon ihtiyaçları henüz gelmeyen çok tesis var. Ancak bu renovasyon konusuna iki yönlü bakmamız lazım; bir yerde, otelini doğru fiyata pazarlayabilen, doğru lokasyondaki oteller ki bunların yatırımcıları son derece memnun. Diğer tarafta ise, açılışında bayağı yüklü para harcamasına karşın düzgün pazarlanamadığı ve çevreden gelen fiyat baskısına dayanamayıp ucuz satan kaliteli ama iyi para kazanamayan oteller ki bunların yatırımcıları daha az memnunlar. Türk sisteminin gereği olarak her iki grup da ellerinden geldiğince geç renovasyon yapmayı tercih etmelerine karşın memnun yatırımcı 7.-8. sene itibariyle yavaş yavaş renovasyona başlıyor. Gayrimemnun yatırımcı ise haliyle daha geç niyetlenerek bunu 10 + senelere taşıma çabalarında ancak aynı memnuniyetsizlik nedenleri burada da tekrarlanıyor. Bu defa da oteller eski olduğu için ucuz pazarlanma süreci başlıyor ki bu da bir nevi kısır döngü oluşturuyor. Bizim en büyük avantajımız ise, yukarıda belirttiğim gibi, otellerimizin dünyadaki emsallerine göre daha yeni ve daha gösterişli olması dolayısıyla en azından eski yüzlü hale gelene kadar yüksek ADR’dan satılabilme olasılığı artıyor ve bu istatistiki verilerde özellikle İstanbul otellerinde Avrupa’yla oranları yüksek tutuyor.
Aslına bakarsanız, doğru planlama yapılması ile tüm otellerin zamanında renovasyonlarının yapılması ve salt bu nedenden dolayı para kaybının önlenmesi gerekir. Her ne kadar devletimiz renovasyon için
“
Renovasyon şart ancak gönül ister ki otel kendi kazandığı parayla renovasyonunu yapsın, hem işletmeci hem de yatırımcı mutlu olsun.
”
teşvik öngörmüşse de bunu koz olarak değil, daha iyi renove etmek için bir artı olarak kullanmalıdır. Aksi takdirde oteller inşa edilmeden önce renovasyon için paylar ayrılıyor, bu miktarlar bazı şirketlerde bloke hesapta bile tutulabiliyor, işletme şirketleri kontratlarına gayet net maddeler ile bu konuyu garantiye almaya çalışıyorlar. Yani renovasyon için tüm ortam hazır olmasına rağmen doğru yıldızlama almadığı, doğru pazarlama yapmadığı, doğru lokasyonda bulunmadığı için gayrimemnun olan yatırımcı bu parayı tekrar yatırmaya pek sıcak bakmıyor. Unutmamak lazım ki, dünyamız “ye kürküm ye” dünyası, yani renovasyon şart ancak gönül ister ki otel kendi kazandığı parayla renovasyonunu yapsın, hem işletmeci hem de yatırımcı mutlu olsun.”
restaurant renovasyon özel 54 hotel & hi-tech
Turgut Toydemir Piramit Mimarlık – Y. Mimar Turgut Toydemir:
“Renovasyon kültürüne doğru hızla ilerliyoruz”
“E
ski binaların ana öğelerine sadık kalınarak yeni fonksiyonla yenilenmesi olarak da tarif edilebilecek ve özellikle kentsel dönüşümle birlikte günlük hayatımıza daha fazla girecek olan ‘renovasyon’ sözcüğü ile önümüzdeki günlerde artarak karşılaşacağız. Avrupa kentlerinin hemen tümünde şehir merkezleri 150 – 200 yıllık binalara sahip ve bu binaların hemen hepsi yüzyılı aşkın yaşamlarını yeni fonksiyonlarla sürdürmekte. Avrupa’da bir kültürel çizgi haline gelmiş bu yaklaşım son yıllarda artan bir bilinçle ülkemizde de yeni örneklerini oluşturmaktadır. Elbette kötü örnekler ve yanlış yaklaşımlar da sık sık karşımıza çıkmakta. 1980’lerdeki tarihi eseri, Boğaziçi’nin dokusunu yok sayan yaklaşım günümüzde yavaş da olsa değişim göstermekte ve tarihsel kimliğini koruyarak yenileme anlayışı kök salmaktadır. Ülkemiz bu konuda oldukça gecikse de renovasyon kültürüne doğru hızla ilerlemektedir. Binaların bulunduğu yerde yok olmalarını beklemek yerine çağdaş işlevlerle yeniden yapılanmasını ve ömrünü uzun yıllar sürdürmesini sağlama doğru yaklaşım olarak çıkıyor karşımıza.
SHANGRI-LA BOSPHORUS, ÇAĞDAŞ BİR YENİLEME ÖRNEĞİDİR Turgut Toydemir Piramit Mimarlık olarak projelerimiz arasında yer alan Beşiktaş’daki Shangri-La Bosphorus Hotel’i buna örnek gösterebiliriz. Daha önce Tütün Deposu olarak inşa edilen Cumhuriyet tarihi binalarından olan yapı 2. derece tarihi eser olarak tescil edilmiştir. Bu binada ciddi bir rölöve çalışması sonrasında yeni fonksiyon önerilmiş ve bu haliyle Anıtlar Kurulu’ndan onaylatılarak proje hayata geçirilmiştir. Bina cephesi aslına uygun olarak yeniden yapılmış, bina orjinal gabarisine uyulmuş; içeride ise otel fonksiyonu geliştirilmiştir. Bina konturuna ve
gabarisine sadık kalındığı için otelin birçok olmazsa olmaz fonksiyonu bodrum katlarda değerlendirilmiş ve yapılan 6 kat bodrum suyun basıncı vb. birçok zorluk karşısında topdown tekniği ile imal edilmiştir.
MİLYONLARCA BİNA YENİLENMEYİ BEKLİYOR İstanbul’da yaygın bir inşaat faaliyeti olmasına karşın yeni yerleşim alanları, dönüşümü bekleyen mevcut kent yapı stoğu içerisinde hala çok küçük bir paya sahiptir. Milyon ile ifade edilebilen mevcut binalar yenilenmeyi veya dönüştürülmeyi bekliyor. İstanbul merkezindeki birçok büyük işyerinin münferiden restorasyon çalışmaları veya cephe yenilemeleri, sayıları henüz az olsa da değişik semtlerde oluşan dönüşüm projeleri, yerel yönetimlerin konuyu detaylı bir biçimde semt semt irdelemeye başlaması, şehrin büyük bir yenilenme öncesi öncü adımlarını oluşturuyor. Diğer birçok şehirden İstanbul’u ayıran bir özellik ise, yaklaşan deprem tehdidi ile bu dönüşümü depreme dayanıklı binalar elde etme açısından da acil ve kaçınılmaz kılıyor. Avrupa Birliği hedefiyle birlikte bir Kültür Başkenti unvanını taşımış İstanbul’umuzda kentsel dönüşüm sürecinde bu bilincin öne çıkarılarak tarihi binalarımızın aynen korunması veya yeni fonksiyonlarla yaşamlarını sürdürmesi çok dikkatli ve duyarlı bir süreci önümüze koymaktadır.”
restaurant renovasyon özel 56 hotel & hi-tech
Akbank KOBİ Bankacılığı’ndan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Bülent Oğuz:
“Turizmcinin daima yanındayız…”
A
kbank olarak dünya turizminin parlayan yıldızı olan ülkemizin turizm sektöründeki hedeflerine katkı sağlayan çalışmaları sürdürmeyi hedefliyoruz.” Akbank KOBİ Bankacılığı, sektörün gelişimini turizmcilerin nakit akışına uygun hazırlanmış kredi ürünleri başta olmak üzere diğer bankacılık ürünleriyle “Turizm Destek Paketi” altında destekliyor. Turizm sektörünü yakından takip ederek, sektörün gelişimine ve büyümesine destek olacak her türlü ürün ve hizmeti sunmaya devam edeceklerini söyleyen Akbank KOBİ Bankacılığı’ndan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Bülent Oğuz ile Turizm Destek Paketi’ni ve turizmcilere sunduğu avantajları konuştuk.
Akbank olarak 2013’te turizm sektörüne hangi hizmetleri verdiniz? Türkiye bugün artık sadece bölgesinin değil, dünyanın en önemli turizm ülkelerinden biri. Ülkemizin sahip olduğu eşsiz potansiyeli daha iyi değerlendirerek, sürdürülebilir başarılara imza atması ve uluslararası turizm gelirlerinden, turist sayısından daha fazla pay alabilmek mümkün. Bu kapsamda Akbank KOBİ Bankacılığı olarak biz sektörün gelişimine destek olmak için turizmcilerin nakit akışına uygun hazırlanmış kredi ürünlerimiz başta olmak üzere diğer bankacılık ürünlerimizle Turizm Destek Paketi altında çözümlerimizi sunuyoruz. Turizm Destek Paketi ile yeni sezona başlamadan önce işletmelerin yapmak isteyebileceği tadilatlar, değişiklikler, boya işleri; yenilemeyi düşündüğü mobilya, mefruşat, beyaz eşya, klima gibi ihtiyaçları için Tek Sezon Ödemeli Turizm Destek Kredisi’ni sunuyoruz. İşletmeler yatırımlarının yüksek tutarlı olduğu durumlarda ise uzun vadeli, geri ödemesiz dönemleri içeren İki-Üç Sezon Ödemeli Turizm Destek Kredisi’nden de faydalanabiliyor. Firmalar enerji verimliliği yatırımlarını Enerji Dostu Kredi ile avantajlı koşullarla finanse edebiliyor.Turizm Destek Kredisi’nden yararlanarak, Artı Para ile Kredi Kartı kullanan tüm KOBİ’ler 3 ay boyunca pek çok avantaja sahip oluyor. 100.000 TL’ye kadar Turizm Destek Kredisi kullanan müşteriler, 10 yapraklı çek karnesine vergi hariç sahip olurken, Akbank şubelerinden 10 adet havale, EFT ve çek tahsilatını, Akbank Direkt İnternet’den ise sınırsız
havale ve EFT işlemini ücretsiz gerçekleştirebiliyor. 100.000 lira üzeri Turizm Destek Kredisi kullanan müşteriler 25 yapraklı çek karnesine vergi hariç sahip olurken, Akbank şubelerinden 20 adet havale, EFT ve çek tahsilatını Akbank Direkt İnternet’den ise sınırsız havale ve EFT işlemini ücretsiz gerçekleştirebiliyor. Ayrıca yurt dışı kaynaklı döviz geliri olan Turizm İşletme Belgesine sahip tüm turizm firmaları ve A Grubu Seyahat Acentaları Döviz Kredisi kullanabiliyor. Paket kapsamında işletmelere çek karnesi ve teminat mektubunu avantajlı fiyatlarla sunuyoruz. İşletmelerin, kredi kartı ile yapacakları tahsilatlar için POS Hizmetleri sağlanırken, Dövizli POS uygulaması ile işletmeler turistlerin ödemelerini kendi ülkelerine ait kredi kartı ile yapmaları durumunda kur riski olmadan USD, EUR, GBP, RUB veya JPY olarak tahsil edebiliyor. Turizm sektöründeki işletmeler yabancı bankalarca veya çek kuruluşlarınca döviz üzerinden düzenlenmiş çeklerini tahsil edebilecek veya çek tutarını vadesinden önce ibraz edildiğinde kullanmalarını sağlayacak Dövizli Çek İştira Kredisi’nden yararlanabiliyor. Turizm Destek Paketi’nin sunmuş olduğu avantajlardan oteller, cafeler, restoranlar, kuyumcular, dericiler, seyahat ve bilet satış acentaları vb. yararlanabiliyor.
Turizm sektöründe bankanızdan yararlanma ve kredi kullanımı açısından hangi bölgeler öne çıktı? Akbank KOBİ Bankacılığı olarak, bölgesel bir ayrım yapmıyoruz. Bizim yaklaşımız bu bölge iyidir, bunlar kötüdür şeklinde değil. Her bölgede çok başarılı turizmci KOBİ’ler var. Onlarla belli bir iş ortaklığını tesis ediyor ve sürdürüyor olmak istiyoruz. KOBİ’lerin faaliyet gösterdiği sektörün, bölgenin dinamiklerini iyi anlamak lazım. KOBİ’nin nakit akışını, kârlılığını, kendi dinamiklerini anladığınız zaman KOBİ’nin ihtiyacına uygun bir kredi ile ulaşma imkânınınız var.
2014 yılında turizmcilere yönelik yeni hizmetleriniz neler? Akbank olarak dünya turizminin parlayan yıldızı olan ülkemizin turizm sektöründeki hedeflerine katkı sağlayan çalışmaları sürdürmeyi hedefliyoruz. Bu kapsamda turizm sektörünü yakından takip ederek, sektörün gelişimine ve büyümesine destek olacak her türlü ürün ve hizmeti sunmaya devam edeceğimizi belirtmek isterim.
restaurant renovasyon özel 58 hotel & hi-tech
İnoksan Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Varlık:
“Renovasyon sektörün devamlılığı için önemli”
“E
vdışı tüketim alanı, yeniliklerden beslenen ve gelişime çok açık bir sektör. Biz de bu sektörün bir parçasıyız ve yenilikleri takip ederek, ayak uydurmak durumundayız. Renovasyon oteller için çok önemli. Çünkü renovasyon, yenilenme manasına gelir ve turizm sektörünün en büyük halkası oteller için yenilenme, devamlılık için gereklidir. Biz İnoksan olarak, renovasyonu endüstriyel mutfak alanında yapıyoruz ve günümüz trendlerine uygun çalışmalara imza atıyoruz. Endüstriyel mutfak sektörünün son trendi olan açık mutfaklar restoran ve açık büfeler, kafe ve oteller tarafından kullanılmaya başlandı. Bu yenilenme, bir gelişim göstergesidir. Renovasyona giren otellerde genellikle bilinçli, ne istediğini bilen, müşteri profilini tanıyan oturmuş kadrolar bulunuyor. F&B ve servis müdürlerinin, geçmiş yıllarla kıyaslanmayacak kadar bilgili ve deneyimli olduğu yadsınamaz bir gerçek. Biz bu gelişmeyi sektör açısından ciddi bir kazanç olarak görüyoruz. Çünkü ne istediğini bilen, kaliteli üründen anlayan işletmelerle karşılaştığımızda çok daha iyi işlere imza atıyoruz.
RENOVASYONDA DA DÜNYAYA KAFA TUTMALIYIZ Türkiye baştan aşağı renovasyonda, siyasetten spora, işten eve kadar her yerde. Ülkeler yarışıyor, şirketler yarışıyor, bireyler, ekonomiler yarışıyor. Hep daha iyi için, daha çok oy, daha çok müşteri, daha çok kar, daha çok mutluluk için… Endüstriyel mutfak sektörü de renovasyonlardan
nasibini alıyor. Oteller, fabrikalar, hastaneler, okullar, cafeler, restoranlar, dünyadaki sektörlerdeki değişime ayak uydurmak için renovasyon yapıyorlar. Bu sektörlerdeki mutfaklarda renovasyona giriyor. Her yıl ve sürekli devam edecek.
“
Ülkeler yarışıyor, şirketler yarışıyor, bireyler, ekonomiler yarışıyor. Hep daha iyi için, daha çok oy, daha çok müşteri, daha çok kar, daha çok mutluluk için…
”
Mimari projeden başlayarak servis hizmetine kadar her şey yeniden dizayn ediliyor, yeniliyor, değiştiriliyor, geliştiriliyor. Dünyada her şey çok hızlı değişiyor, endüstriyel mutfak sektörü de bu değişim ve hıza ayak uydurmak zorunda. Aksi halde yabancı firmalar pazarda rekabette öne geçerler. Türk insanının yaratıcılığı, başarma azmi ve hırsı ile renovasyonda da dünyaya kafa tutmalıyız. Bu yeni trendde yerimizi almalıyız. Yatırımcılar renovasyon yatırımlarına da gereken önemi vermeli ve rekabette geri kalmamalıdır.”
restaurant renovasyon özel 60 hotel & hi-tech
S2000 Mutfak Firma Sahibi Sedat Aydın:
“Renovasyon projelerinin bazıları hastalıklı”
“E
ndüstriyel mutfak ekipmanları sektöründe müşteriyi doğru anlamak şüphesiz çok önemli. Kendini iyi anlatamayan bir müşteri ya da doğru yönetilmeyen bir projede renovasyon yapmak zorunlu bir hal almıştır. Biz kendi sektörümüzde bunun sıkça örneklerine rastlamaktayız. Sonuç itibari ile müşterinin doğruları olabileceği gibi yanlışları da olacaktır. Bu durumda biz mutfak tedarikçilerine düşen en önemli vazife, iyileri almak, kötüleri çöpe atmak olacaktır. Bir bakıyorsunuz; müşteriyi anlamamış, bilgi birikiminin zerresi yok, vizyonu yok, sistemi yok! O halde projenin fiyasko ile sonuçlanmaması için de bir neden yok.
KÖTÜLERİN İYİSİYİZ S2000 Mutfak, bu işi çok mu iyi yapıyor derseniz, en azından kötülerin iyisiyiz. Bu sektörde iyi bir proje yapmışsan, güçlü bir makine de kurarsan kurtarmışsın demektir. Bugün Türkiye’deki projelerin yüzde 50’sinde müşteri iyi brifing vermiyor, onu anlayacak brifingde proje az. Örneğin, Akmerkez yenilendi. Tesisat değişimi için harcanan para 20 milyon dolar. Hızlı ve plansız proje üretiminin ağır bir sonucudur bu. Ne yazık ki Türkler’in çalışma anlayışı da yaklaşık olarak bu.
İYİ BİR MUTFAĞIN ÖMRÜ, EN AZ 10-15 YIL İyi bir mutfak; projesi, sistemi iyiyse en az 10-15 yıl gider. Ben Mavi Yeşil’i bundan kaç yıl önce yapmışım, mutfak hala fiziki olarak diri, ayakta. Size bir örnek
daha vereyim; “En temiz mutfak Maltepe Kirpi” dediler. Baktım, neden iyi, çünkü mutfak kendini iyi korumuş. Biri ucuz, kalitesiz malzemeler ile kurulmuş bir mutfak… Birinde Mercedes fırın var. Biri 7 gün sonra bozulan fırın almış, biri sana uzun yıllar sorun yaşatmayacak fırın almış, aynı şey mi? Demek istediğim şu, bizim sektörümüzde mutfağın fiziki ömrü, yenileme süreleri iyi ve doğru projelendirme kadar bakım, koruma ve kaliteli malzeme seçimi ile de alakalı.
YANLIŞ PROJELENDİRME EKSTRA MALİYET DEMEK Bu durumda müşteri elverişsiz bir malzemeden dolayı da hemen yenileme yapabiliyor. Eskiyince ya da deforme olunca yapılan yenilemeler de var ki, bunların süresi 5 yıl da olabiliyor, 10 yıl da. İlki daha fena, işletme ekstra bir maliyetle karşı karşıya gelmemek için o kalitesiz malzeme ile işlerini ite kaka yürütmek zorunda. Dükkan yürüyor ama sistem yanlışlığından işler ağır aksak yürüyor, personel tabir-i caizse sürünüyor. Bize öyle renovasyon projeleri geliyor ki, bazı noktaları hastalıklı bulduğumu söylüyorum, dinliyorlar ama bir ortak akıl geliştiremiyoruz. Sonuç ise hüsran! Ama çok geç, yanlış uygulanan projenin sonunda ekstra maliyetlerle oklar tekrar size geri dönüyor. Bu ne bizim kendi firmamız ne de rekabet ettiğimiz firmalar için görmek istemediğimiz bir tablo.”
restaurant yeni yatırımlar 62 hotel & hi-tech
Hilton İstanbul Bomonti açıldı İstanbul’un en büyük oteli Hilton İstanbul Bomonti Otel ve Konferans Merkezi kapılarını açtı. Remco Norden yönetiminde 6 Ocak Pazartesi günü kapılarını açan beş yıldızlı otel; tasarım, konfor, kalite ve kasapite ayrıcalıklarıyla Londra, Dubai ve Prag gibi şehirleriyle rekabet edecek.
İ
stanbul’un en büyük oteli Hilton İstanbul Bomonti Otel ve Konferans Merkezi (Hilton İstanbul Bomonti) kapılarını açtı. 85’i suit olmak üzere 829 konuk odası olan otel 12 bin metrekarelik etkinlik alanıyla İstanbul’un turizm hacmini artırmayı hedefliyor. Ödüllü GA Design of London firması tarafından tasarlanan otel, 34 katlı yapısıyla göz kamaştırıyor. Hilton İstanbul Bomonti, yaklaşık 60 yıldır Türkiye’de olan Hilton markasının dünyaca ünlü hizmet anlayışını İstanbul’un en hızlı büyüyen bölgelerinden birine, Bomonti’ye taşıyor.
LONDRA, DUBAİ VE PRAG’LA REKABET EDECEK Hilton Worldwide EMEA Başkanı Simon Vincent, açılışla ilgili yaptığı açıklamada, “Hilton İstanbul Bomonti tüm dünyadan gelen turistler için hayat dolu bir seçenek sunuyor. Şehrin sürekli artan cazibesine yeni bir
uluslararası konferans ve etkinlik merkezlerinden biri olan İstanbul’a Londra, Dubai ve Prag gibi şehirlerle rekabet etmek için gereken tüm desteği sağlıyor” şeklinde konuştu. İSTANBUL’UN EN BÜYÜK KOLONSUZ BALO SALONUNA SAHİP Hilton İstanbul Bomonti aynı anda 6.350 konuğu ağırlama kapasitesine sahip. Büyük konferans ve etkinlikler için benzersiz bir seçenek sunan otel, İstanbul’un en büyük kolonsuz balo salonuna da ev sahipliği yapıyor. Otel, dijital kayıt ekranları, etkinlik planlamacılarına yönelik özel IRoom uygulamaları gibi en son toplantı teknolojilerinin yanında, düğün ve sosyal davetler için ideal açık hava teraslarıyla fark oluşturuyor. Hilton İstanbul Bomonti’nin açılışına ilişkin özel bir açıklama yapan Hilton Hotels & Resorts Global Başkanı Rob Palleschi, “Bu harika açılışla İstanbul’daki Hilton Hotels & Resorts tesislerimizin sayısını artırmaktan büyük heyecan duyuyoruz. Otelimiz, tüm dünyadaki en önemli kongre, toplantı ve etkinlik otellerimizden biri.
dinamizm katacağına inanıyoruz. Otelimiz muhteşem kapasitesi sayesinde, dünyanın en hızlı gelişen şık tasarımımızı ve üstün Hilton hizmetlerini Türkiye’ye böylesine büyük bir ölçekle sunmaktan ötürü son derece mutluyuz” şeklinde konuştu.
TÜRKİYE’DEKİ İLK “EFOREA: SPA AT HİLTON” TESİSİ Hilton’un Türkiye’deki ilk “eforea: spa at Hilton” tesisi de Hilton İstanbul Bomonti’nin bünyesinde açılıyor: 14 terapi odası, kapalı ve açık yüzme havuzları ve 500 metrekarelik fitness salonuna sahip olan spa, 3.300 metrekare alana yayılıyor. Kerstin Florian, Vitaman ve Alessandro gibi dünyaca ünlü ürünleri sunan eforea: spa at Hilton’da konuklar, eforea düzeltici yüz bakımı, eforea tüm vücut onarımı gibi markaya özel terapilerin yanı sıra, çiftler için hazırlanmış Tatlı Anılar ve Bomonti Hamam Rüyası ritüelleri gibi VIP hizmetlerinden de faydalanabilecek.
YEDİ AYRI MUTFAĞIYLA HİZMET VERİYOR Hilton İstanbul Bomonti yeme-içme yaklaşımıyla da şehrin en seçkin adreslerinden biri olmaya aday. 80 kişilik şef kadrosu olan otelin yedi mutfağı sayesinde aynı anda 5 bin misafire hizmet verilebiliyor. Tüm gün yemek konseptiyle öne çıkan ve şef Yannis Manikis yönetimindeki the globe restoran yerel ve uluslararası mutfaklardan oluşan geniş bir seçenek yelpazesi sunuyor. Dört açık pişirme istasyonu olan the globe’da geleneksel Türk mutfağı, Western Grill, Thai yemekleri ve Sushi’nin en leziz örnekleri sunuluyor. Otelin 34’üncü katında yer alan rooftop bar Cloud 34 ise, olağanüstü İstanbul manzarası, zengin barı, özel kokteylleri ve atıştırmalık lezzetleriyle şehrin en ilgi gören mekanlarından biri olmaya aday. Hilton Istanbul Bomonti geniş ve sofistike Grand Lobby’si ise zengin mönüsü ve canlı müzik dinletileri ile misafirlerine tüm gün boyunca dinlenme ve yenilenme fırsatı sunuyor. Konaklamaları sırasında çalışmak isteyen konuklar da olağanüstü şehir manzaralı Executive Lounge’un kişiye özel hizmetlerinden faydalanabilecek.
REMCO NORDEN: TASARIM, KONFOR, KALİTE VE KAPASİTE BİR ARADA Açılış nedeniyle çok heyecanlı olduğunu belirten Genel Müdür Remco Norden, “Hilton İstanbul Bomonti’de hem dünyanın her yerinden hem de bu güzel şehirden gelen konuklarımızı ağırlayacak olmaktan büyük gurur duyuyoruz. Misafirlerimiz otelimizden içeri adım attıkları andan itibaren Hilton’un markalaşmış müşteri memnuniyeti hizmetlerinden faydalanabilecek. Amacımız tasarımın, konforun, kalitenin ve kapasitenin biraraya geldiği bu güzel oteli dünya çapında tanınır hale getirmek” dedi. Hilton İstanbul Bomonti, İstanbul Şişli’de, Atatürk Uluslararası Havaalanı’na 2, Taksim Meydanı’na 3 ve Tarihi Yarımada’ya 8 kilometre mesafede yer alıyor. Konaklama sektörüne yepyeni bir boyut katacak olan otel 680 arabalık bir otoparka sahip.
restaurant yeni yatırımlar 64 hotel & hi-tech
Hilton Worldwide’dan İstanbul ve İzmir’de çifte anlaşma 2013’ün ilk yarısında, Türkiye’de toplam 10 bin odaya sahip ilk şirket olduğunu açıklayan Hilton Worldwide, İstanbul ve İzmir’deki dört yeni tesis için anlaşma imzaladı.
2
013’ün ilk yarısında, Türkiye’de toplam 10 bin odaya sahip ilk şirket olduğunu açıklayan Hilton Worldwide, dört yeni otel için anlaşma imzaladı. Hilton Worldwide bu anlaşmalarla Türkiye’deki portföyünü 24 aktif tesis ve geliştirme aşamasında olan 25 tesise ulaştırarak daha da güçlendirmiş oldu. Hilton Worldwide, İstanbul’da açacağı iki yeni otelin yanı sıra, Türkiye’nin en büyük üçüncü şehri İzmir’deki varlığını da iki yeni otelle sağlamlaştırıyor. Anlaşmalar Türkiye’de hızla büyümekte olan DoubleTree by Hilton, Hilton Garden Inn ve Hampton by Hilton markalarını içeriyor.
ayrıca, kapalı yüzme havuzu, toplam 500 metrekare alana sahip beş toplantı salonu ve büyük bir otoparktan da faydalanabilecek. Tesis, Dogme Gayrimenkul Yatırım tarafından işletilecek. Hampton by Hilton İstanbul Dolapdere, Gevrekli Turizm tarafından işletilecek 170 odalı bir otel. İstanbul’un merkezinde yer alacak yeni otel, 2016’da açılacak ve konuklarına Hampton by Hilton markasının yüzde 100 memnuniyet garantisiyle desteklenen ödüllü hizmetlerini sunacak. DoubleTree by Hilton İzmir – Alsancak, Yıldızhan Otel’in 2014 yılında 1 milyon dolarlık bir yenileme projesiyle dönüştürülmesinin ardından hizmete başlayacak. Mevcut Hilton İzmir Oteli’ne yakın merkezi bir konumda yer alan 115 odalı tesis, İzzet Yıldızhan Turizm tarafından işletilecek. Otelin özellikleri arasında; restoran ve bar, toplam 800 metrekare alana sahip dört farklı toplantı salonu, fitness merkezi ve spa, iş merkezi ve otopark yer alıyor. Hilton Garden Inn İzmir Bayraklı, Özgün İnşaat tarafından işletilecek 182 odalı bir otel. Şehrin liman ve merkez bölgesinin hemen kuzeyinde, ulaşımı rahat bir noktada yer alacak olan otel, 2016’da açıldığında, konuklarını HGI’nin tüm özel hizmetleriyle ağırlayacak. Konuklar, sekiz suit oda seçeneğinin yanı sıra, dört farklı toplantı salonundan ve vale park hizmetinden faydalanabilecek.
JIM HOLTHOUSER: TÜRKİYE, EN DİNAMİK DESTİNASYONLARDAN BİRİ
Hilton Worldwide Küresel Markalardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Jim Holthouser konuyla ilgili olarak; “Türkiye, dünyanın en heyecan verici ve dinamik destinasyonlarından biri ve biz de Türkiye pazarına farklı markalarımızla hizmet ediyoruz. İstanbul ve İzmir’de açılacak üç farklı markaya ait bu yeni dört otel, yerli ve yabancı konuklarımıza çok daha fazla seçenek sunacak” dedi. Hilton Garden Inn İstanbul Beylikdüzü, Batı İstanbul’un en hızlı gelişen ilçelerinin birinde, farklı amaçlara hizmet eden bir ticaret merkezlerine yakın, 126 odalı bir otel. Tesis, 2015 yılında açıldığında, konuklarına tüm gün açık restoran, 24 saat hizmet veren marketi Pavilion Pantry, iş ve fitness merkezleri gibi HGI markasına özel hizmetler sunacak. Konuklar
SIRADA BOMONTİ, KOZYATAĞI VE MALATYA AÇILIŞLARI VAR
2014 yılı, Hilton İstanbul Bomonti Otel ve Konferans Merkezi gibi önemli bir açılışla başlarken, Hilton Istanbul Kozyatağı Konferans Merkezi ve Spa ve DoubleTree by Hilton Malatya da yılın ilerleyen dönemlerinde açılarak Hilton Worldwide’ın Türkiye’deki portföyünü daha da genişletecek. Türkiye’deki Hilton Worldwide otellerinde konaklayan konuklar, yaklaşık 38 milyon üyesine diğer tüm konuk sadakati programlarından daha fazla puan kazanma ve harcama yöntemi sunan ödüllü konuk sadakati programı Hilton HHonors’dan da faydalanabiliyor. Hilton HHonors sadakat programı, 90 bölge ve ülkedeki 4 binden fazla otelde paylaşılmaya değer deneyimler yaratma imkanı sağlıyor.
restaurant yeni yatırımlar 66 hotel & hi-tech
Divan Gaziantep açıldı Divan Grubu, yeni otelini 16 Aralık’ta Gaziantep’te açtı. Türkiye ekonomisine yön veren şehirlerden biri olan Gaziantep’i Divan konukseverliği ile buluşturacak olan 12 katlı otelde, 125 oda ve 48 rezidans yer alıyor.
imkânı sunan Divan Gaziantep İpek Yolu üzerinde yer alıyor. Şehir merkezine ve şehirdeki belli başlı iş merkezlerine 4 km mesafede konumlanması da oteli cazip kılıyor. Konforu ve hizmetleriyle fark yaratan Spa & Fitness Merkezi’nin yanı sıra, 650 kişi kapasiteli 722 metrekarelik kolonsuz balo salonu ve üstün teknoloji ile donatılmış 1190 metrekarelik alana yayılan toplantı odasına sahip. Ayrıca, Divan Gaziantep içerisinde nefis tatlarıyla Divan Pastanesi, uzun sohbetlerin adresi Lobby Bar ve Divan Pub da yer alıyor.
İŞ TOPLANTILARININ YENİ ADRESİ
G
aziantep’te 16 Aralık tarihinde kapılarını açan Divan Gaziantep, şehrin en yeni ve heyecan verici mekânı olmayı hedefliyor. 12 katlı otelin 125 odası (88 superior, 31 deluxe ve 6 süit) ve 48 rezidansı bulunuyor. Otel konsept olarak sadece üstün kaliteli hizmet sunmakla kalmayıp aynı zamanda uzun süreli konaklamalar ile iş seyahati sırasında her türlü ihtiyacın karşılanmasına yönelik, ev rahatlığı ve konforunu oluşturma anlayışıyla tasarlandı.
LOKASYONUYLA CEZBEDİCİ 25 km mesafedeki Gaziantep Havaalanı’na kolay erişim
50 ile 722 metrekare arasında değişen 6 farklı toplantı odasıyla ekonominin büyüyen şehri Gaziantep’in iş oteli ihtiyacını karşılayacak olan Divan Gaziantep’in toplantı odalarında; barkovizyon, perde, DVD ve VCD Player, LCD TV, Flipchart, tam donanımlı ses ve ışık sistemleri bulunuyor. Yüksek hızda internet erişimi ve profesyonel teknik destek ekibi de sunulan hizmetler arasında yer alıyor.
ÜSTÜN KALİTELİ HİZMET ANLAYIŞI Divan konukseverliğinin yanı sıra üstün hizmet anlayışıyla misafirlerin konforu için tüm detayların düşünüldüğü otelde; 24 saat oda servisi ve oda hizmetleri ile birlikte, bünyesinde cilt bakım odaları, masaj odaları, buhar odası, Türk Hamamı ve kapalı yüzme havuzu bulunan SPA-Fitness Center da yer alıyor.
restaurant yeni yatırımlar 68 hotel & hi-tech
Er Yatırım ilk otel inşaatını İzmir’de başlattı Turizm sektörüne markalı otel yatırımcısı olarak giren Er Yatırım ve Turizm, İzmir’de ilk otelinin yatırımına başladı. 300 milyon dolarlık yatırımla 10 yılda 20 otel hedefiyle yola çıkan firmanın bundan sonraki hedefinde İstanbul var.
3
00 milyon dolar yatırımla 10 yılda 20 otel yapmayı hedefleyen Er Yatırım ve Turizm, İzmir’de ilk otelinin yapımına başladı. Bayraklı’da aldıkları otel projesi inşasının startını veren firma, İstanbul’da da otel inşaatını yapacağı arazilerin satın almasını yaptı. Diğer ilerde de arazi geliştirmeyi sürdürüyor.
2016 YILI SONUNDA AÇILACAK İlk otel yatırım startını İzmir’den veren şirketin; Eskişehir, Konya, Mersin, Gaziantep, İzmit, Çanakkale, Adana, Mardin, Diyarbakır, Trabzon gibi potansiyeli yüksek Anadolu şehirlerinde de arazi geliştirmeye devam ettiğin açıklayan Er Yatırım ve Turizm Genel Müdürü Ferzan Çelikkanat, İzmir’de otel yatırımlarında arz açığı olduğunu kaydetti. Bölgedeki potansiyeli değerlendirmek istediklerini belirten Çelikkanat, projeye ilişkin şu bilgileri paylaştı: “Otelimizi Bayraklı’da yapıyoruz. Alışveriş merkezi, residence ve ofis alanlarının bulunduğu Mistral İzmir Projesinin içerisinde yer alıyoruz. 8 bin m2 inşaat alanına sahip, 110 odalı bir iş oteli olacak. Otelin inşaat süresini 2 yıl olarak belirledik, 2016 yılsonunda hizmete girmesini öngörüyoruz.”
ANADOLU DA BİZİM İÇİN CİDDİ BİR YATIRIM ALANI Yatırım alanı olarak 3-4 yıldız segmentte şehir içi iş otelciliğini belirlediklerini ifade eden Çelikkanat, “Portföyümüzde adet olarak ağırlıklı dilim İstanbul’da olacak. Ancak İstanbul hala ticaretin kalbinin attığı
Er Yatırım ve Turizm Genel Müdürü Ferzan Çelikkanat
şehir olsa da, medeniyetin beşiği Anadolu artık ticaretin beşiği oluyor. Ulusal ve uluslararası turizmin çok ciddi talep gösterdiği Anadolu, bizim açımızdan da önemli bir yatırım alanı. Anadolu’da şehir otelciliğine yönelmemizde, Türkiye ticaretindeki bu yapısal değişimin önemli bir rolü var.” dedi.
ULUSLARARASI OTEL MARKASI İŞLETECEK Uluslararası bilinirliliği olan çok önemli bir dünya markası ile ön anlaşmalarını yaptıklarını belirten Çelikkanat, “Otellerimizin işletmeciliği deneyimli marka tarafından yapılacak. Uluslararası büyük bir markanın alt markası olan bu marka, Türkiye’ye ilk bizimle girecek ve büyüyecek. Tercihimiz aynı markayla ilerlemek, ancak lokasyon ve binanın özelliklerine göre birden fazla markayı portföyümüzde barındırabiliriz” diye konuştu.
restaurant yeni yatırımlar 69 hotel & hi-tech
Grand Pasha kapılarını açtı Kasım ayından bu yana misafir ağırlayan Akdeniz’in en yeni 5 yıldızlı oteli Grand Pasha, şimdiden Girne’nin en lüks SPA merkezleri arasındaki yerini aldı. 128 odalı tesis, bir sağlık ve dinçleşme merkezi olarak öne çıkıyor.
K
asım 2013 tarihi itibari ile misafir ağırlamaya başlayan Grand Pasha Girne, Akdeniz’in incisi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde 5 dönümlük geniş bir arazide hizmet veriyor. Ercan Havaalanı’na 30 dakika uzaklıkta bulunan tesis, misafirlerine doğayla iç içe eşsiz bir tatil fırsatı sağlıyor. Girne kıyısına konuşlanan ve mavi suların hemen yanı başında bulunan otel, aynı zamanda Girne’nin en lüks SPA merkezlerinden biri ile misafirlerine eşsiz deneyimler sunuyor.
SAĞLIK VE DİNÇLEŞME MERKEZİ Özellikle konfor, kalite ve teknolojinin ön planda tutularak hazırlanan otel odalarının tümünde misafirlerin rahatı için her detay düşünülüyor. Toplamda 128 adet odası bulunan otelin 12 adet suit, 12 adet executive suit, 103 adet standart oda ve ayrıca engelli odası da bulunuyor. Kıbrıs’ın en yeni 5 yıldızlı oteli Grand Pasha Girne, SPA merkezi ile Girne’nin sayılı sağlık ve dinçleşme merkezleri arasında yerini
alıyor. Sağlık ve SPA merkezi bünyesinde bulunan masaj odaları, tuz odası, Türk hamamı, sauna, buhar banyosu, dinlenme odası, güzellik ve bakım odası, kapalı yüzme havuzu ve spor salonu ile her türlü detoks ihtiyacına yönelik bir hayli konforlu bir segmentte hizmet veriyor.
TÜRK VE DÜNYA MUTFAKLARINDAN EŞSİZ TATLAR Grand Pasha Girne’de Türk ve dünya mutfaklarından eşsiz lezzetler yüksek kalite ve hijyen standartları ile misafirlerin beğenisine sunuluyor. Profesyonel aşçıların hizmet verdiği Vrisi Restaurant’ın muhteşem açık büfesi enfes tatlar sunarken, şeflerin özgün sunumları ile Harissa ala carte restoranı değişik tatlar arayan konuklar için bir alternatife dönüşüyor. Otel ziyaretçileri gün içinde Pool Bar’ın hizmet verdiği localarda tatili keyifli halde geçirirken, gün sonunda muhteşem liman manzarası eşliğinde Bufevente Teras’ta gün batımının tadını çıkarabiliyor.
restaurant dosya 70 hotel & hi-tech
LG Electronics B2B Satış Müdürü Rafet Polat:
“Renovasyon ciddi bir karardır” “Renovasyon konusu uzun yıllardır faaliyetini sürdüren işletmeler için geciktirildiğinde risk faktörü taşıyan ve aynı zamanda kaçınılmaz zorunluluğu olan ciddi bir karardır.”
T
eknolojik platform, entegrasyon kolaylığı, inovatif ürün yaklaşımları ve yatırımcılara sağladıkları yatırım ve hizmet avantajları ile dünyanın lider teknoloji marklarından biri olan LG Electronics, yeni otel projeleri kadar renovasyon planına sahip olan otellere verdikleri önem ve hassasiyet ile de marka değerini koruyor. Markanın renovasyon pazarına yönelik yaklaşımlarını, yeni dönem hedeflerini ve 2014 yılı ürün ve sistemlerini LG Electronics B2B Satış Müdürü Rafet Polat ile konuştuk.
Otel sektöründe renovasyonun önemi nedir, LG Electronics olarak bu konuda ne gibi faaliyetler yürütüyorsunuz? Genel anlamda sektöre bakıldığında, yabancı ve yerli zincirlerin özellikle alt markalarından oluşan yeni yatırım projeleri dışında, mevcut otellerdeki yenilenme planlarının da ayrı bir rekabet ortamı oluşturduğunu görüyoruz. Kesin olan şu ki, her şeyin dinamik bir şekilde hızla değiştiği günümüzde, değişimi erteleyen veya geciktiren kurumlar da oyunun dışında kalma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. Renovasyon konusunu, saniyelerin bile çok büyük önem kazandığı F1 yarışlarındaki “pit-stop” alma kararına benzetebiliriz. Yarışın hızla ve heyecanla devam ettiği sırada, o karar anı geldiğinde aracı “pit-stop”’a alıp yıpranan lastiklerini ve tükenen yakıtını yenileyerek stratejisi ve zamanlamasıyla yarışı kazanan birçok takım olduğu gibi, risk alıp yıpranmış araçla biraz daha devam etmeyi tercih eden ve sorunlar yaşayan takımlar olduğuna da şahit olmuşuzdur.
Teknolojik olanakların, tüketici alışkanlıklarının, ekonomik koşulların, çevresel faktörlerin ve hatta yeni mimari trendin hızla değiştiği günümüzde, otel sektöründe de kendini bu değişime uyduramayan kurumların ne kadar büyük marka olursa olsun sorunlar yaşayacağı aşikardır. Bu değişimin ve yeni trendlerin farkında olan günümüz tüketicisi, rengi solmuş halıları, demode mobilyaları veya yeni teknolojiye ayak uyduramayan altyapısı olan bir işletmeyi tercih etmeyecek ve önermeyecektir.
RENOVASYON PLANI OLAN OTELLER DE TAKİBİMİZDE Görüldüğü gibi, renovasyon konusu uzun yıllardır faaliyetini sürdüren işletmeler için geciktirildiğinde risk faktörü taşıyan ve aynı zamanda kaçınılmaz zorunluluğu
olan ciddi bir karardır. Yenilenme ihtiyacı doğan unsurlar kısa dönemli ve uzun dönemli olarak ele alındığında, renovasyon periyodu 5 ile 15 sene arasında olmak üzere işletmenin stratejik ve finansal planına göre de değişiklik gösterebilmektedir. Bazı işletmeler, topyekün bir renovasyon yerine aciliyet ve önem sırasına göre de bu çalışmaları zamana yayarak yapmaktadırlar. Bu bağlamda renovasyona girecek işletmelerin önüne çıkan en büyük güçlüklerden birisi de zaman faktörü olmaktadır. Bu açıdan, “Kıyı Oteli (Holiday Type)” diye adlandırdığımız grubun renovasyon planları, “Şehir Oteli (Business Type)” dediğimiz gruptan farklı olabilmektedir. Kurumsal kimliğimiz ve bu alanda sunduğumuz ürün ve hizmetler açısından, otel sektöründe takip ettiğimiz yeni projeler kadar, renovasyon planına sahip olan oteller de bizim için ayrı bir önem taşıyor. Renovasyon planına girecek olan işletmeleri daha uzun bir dönem itibarı ile mercek altına alıp, gelişen trendler ve sahip olduğumuz yeni teknolojiler konusunda sürekli bilgilendiriyor, planlamalarında bu yenilikleri göz önünde bulundurmaları ve altyapılarını bu doğrultuda şekillendirmeleri konusunda destek vermeye çalışıyoruz. Bu şekilde en az 2-3 sene boyunca sürekli destek verdiğimiz, renovasyon planları ertelense de sağladığımız güven ve teknolojik ayrıcalıklar nedeniyle günü geldiğinde bizi tercih eden müşterilerimiz mevcut. Gerek zengin ürün grubumuz, satış öncesi ve sonrası yerinde servis hizmetimiz ve gerekse ürün tedariği konusundaki hassasiyetimiz nedeniyle hem Kıyı Otelleri hem de Şehir Otelleri grubunun farklı ihtiyaçlarına cevap verebilen lider bir marka olduğumuzu rahatlıkla
söyleyebiliriz. Her iki gruptan da önemli marka olan müşterilerimizin varlığı ve bizden duyduğu memnuniyeti korumaları, bunun en önemli göstergesidir. Otel sektöründe, kurumsal ürün portföyümüz içerisinde esas yoğunluk Hotel TV etrafında yoğunlaşıyor gibi görünse de, proje açısından baktığınızda Hotel TV haricinde, CCTV (Güvenlik Sistemleri), Signage Monitörler ve hatta daha erken dönemlerde ilişki kurduğumuz projelerde Ticari Klima ve Aydınlatma ürünlerimizle de sektörde yer almaktayız.
Otel teknolojileri sektöründe renovasyon pazarının büyüklüğü nedir? Pazar hangi koşullara bağlı büyümektedir? Yeni otel projelerinin varlığı ve sayısı daha net olmasına rağmen, renovasyon faaliyetinin başlangıcı, işletmecinin veya yatırımcının genel stratejik veya finansal planlarına göre değişiklik gösterebildiğinden, bu dinamik alanda net bir rakamdan bahsetmek çok doğru olmayabilir. Daha önce belirttiğim gibi, önemli bir büyüklüğe sahip bir grubun renovasyon planlarının 1-2 sene boyunca ertelenebilme ihtimali söz konusu. Ancak kesin olan şudur ki, pazarda oldukça çarpıcı yeni projeler olmasına rağmen, hızlı değişen trendlerin ve teknolojilerin mevcut otelleri de bu değişime zorlaması açısından, renovasyon pazar potansiyelinin daha büyük bir oranda olduğunu söyleyebiliriz. Renovasyon ihtiyacı açısından, genel anlamda bir otelin mevcut mal varlığının yaş ömrünün tamamlanması haricinde, günümüzdeki hızlı değişen dinamik trendler de bu yenilenmeyi zaruri hale getirmektedir. Daha önce genel başlıklarını verdiğim alanlardan örnekler verecek olursak, örneğin gelişen inşaat teknikleri artık daha modern, daha ergonomik ve daha tasarruflu bir mimari trend ortaya çıkarmıştır. Bunun etkisi ile gelişen teknoloji altyapısının da eklenmesiyle, gerek akıllı bina yönetimi gerek enerji tasarrufu ve gerekse çevreye
restaurant dosya 72 hotel & hi-tech
duyarlılık alanlarında bazı özellikler işletmelerde aranır önemli kriterler haline gelmiştir. Bugün bazı işletmeler, mutfaktaki atık yağ miktarından, kullanılan atık suyun geri dönüşüm miktarından, harcanan enerji sarfiyatından elde ettikleri karlı işletme başarısından ötürü aldıkları “Çevre Dostu” ödülleri ile gurur duyduklarını ilan etmektedirler. Bunun yanı sıra, değişen müşteri beklentileri, işletmelerin hızla hizmet alanındaki yeni trendlere sahip olma mecburiyetini gündeme getirmektedir. Otelin konumu ve müşteri segmentine göre değişmekle beraber, genel anlamda müşterinin en güncel teknolojik altyapıyı ve içeriği kullanabilme ihtiyacına cevap verebilir nitelikte yenilenme planları yapılmaktadır.
HIZLI GELİŞEN TEKNOLOJİ RENOVASYON PERİYODUNU KISALTIYOR Bu doğrultuda, hızlı gelişen teknoloji de otelin sahip olduğu altyapı konusunda renovasyon periyodunu gittikçe kısaltmaya başlamıştır. Örneğin, televizyon ve yayın sistemleri alanında genelde öngörülen 5-7 yıllık renovasyon periyodu, günümüzde başdöndürücü hızla değişen teknolojik yenilikler nedeniyle 3-5 yıllık bir periyoda girmeye başlamıştır. Henüz 3-4 yıl önce bu alandaki renovasyonunu yapmış bir işletme, bugün yayın sistemini tamamen Dijital ve IP teknolojisine dönüştürdüğünde, bu renovasyonu tekrar yapma zorunluluğunda kalabilmektedir. Bu durumda, tüm yayın sistemini ( Head-End) ve Televizyonları IPTV, Güvenlik, Telekomünikasyon, Otomasyon vb. gibi sistemleri de IP altyapısına uygun olarak değiştirdiğinde hem müşteri ihtiyaçlarını maksimum oranda karşılamış hem de işletme açısından oldukça kolay ve karlı bir yönetim avantajı elde etmiş olacaktır.
LG Electronics 2014 otel yenilemelerinde hangi yeni ürün ya da sistemlerle pazarda yer alacak? Diğer kurumsal ürünlerimiz haricinde, bu alanda gerçekten inovasyon içeren devrim niteliğindeki Hotel TV modellerimiz ile 2014 yılında da hem yeni yatırım projelerine hem de renovasyon projelerine maksimum oranda destek vermeye devam edeceğiz. Ürün portföyümüzde 3 seneyi aşkın bir zamandır mevcut olan ve piyasada artık bu trend ile aranmaya başlanan, yatırımcı lehine SetTopBox ihtiyacını ortadan kaldıran Smart IPTV modellerimizin yeni versiyonları ile şimdiden yeni ve önemli projelerde yer almaya başladık. Bu modellerimizde mevcut olan “IP-Over-Coax” özelliği, renovasyon sürecinde olan ama yeni kablolama altyapısı malliyetine girmeyi düşünmeyen işletmeler için, mevcut koaksiyel kablo altyapısını
kullanarak IPTV sistemini kullandırabilmesi nedeniyle oldukça önemli bir avantaj sunmaktadır. Yine bu TV modellerimizin yanı sıra, koaksiyel veya IP altyapısında çalışabilen “Pro-Centric Server” ürünümüz ile özellikle Kıyı Otel grubundaki işletmelere ve daha orta segmentteki işletmelere fayda sağlamayı düşünüyoruz. Sistemin özellikle koaksiyel kablo altyapısında da çalışabilmesi, bu anlamda renovasyon planı olan işletmelerin kablo yenileme ihtiyacı olmadan, sadece TV yatırımını yenileyerek önemli bir hizmet avantajına sahip olmasını sağlıyor. ProCentric Server ürünümüz, işletmenin IPTV yayın sistemini başka bir sistem yatırımı yapmadan kullanabilmesini, tüm odalardaki TV’leri tek bir merkezden ve hatta uzaktan erişimle kontrol ederek önemli bir işletme maliyeti kazancını elde etmesini sağlıyor. Bunun yanında işletme, standart bir TV yayını haricinde otele ait bilgileri, şehre ait turistik bilgileri, online hava durumu vs gibi bilgileri de TV üzerinden müşterilerine sunarak, hizmet anlamında bir farklılık yaratmış oluyor. Bu ürün grubundaki modellerimiz ile hem işletmeler hem teknoloji partnerlerimiz önemli avantajlar sağladıkları gibi, otel müşterileri de Smart TV, WIFI İçerik Aktarma, IPTV vb gibi günümüzün son teknoloji trendlerini ürünlerimiz üzerinden tecrübe etme şansını yakalamış oluyorlar.
Son olarak sizden bir geçmiş yıl değerlendirmesi ile yeni yıl beklenti ve öngörülerini de alabilir miyiz? Önceki yıllarda olduğu gibi, 2013 yılını da hedeflerimizin üzerinde oldukça iyi kapattığımızı söyleyebiliriz. Bu anlamda asıl başarımız, rakamlardan ziyade kazandığımız ve uzun vadeli çok iyi ilişkiler kurduğumuz yeni müşterilerimizi portföyümüze kazandırmamız olmuştur. Gerek mevcut ve gerekse yeni müşterilerimizin bizlere verdiği olumlu geri dönüşler bu açıdan bizim için en büyük kazançtır. LG Electronics olarak, ürünlerimizin Ar&Ge aşamasından, müşterilerimizin beğenisine sunulma aşamasına kadar her zaman müşteri odaklı bir yaklaşımımız ön planda olmuştur. Bunun göstergesi, bu sektöre bir devrim niteliğinde sunduğumuz ve bir trend haline dönüşen Innovative ürünlerimiz ile, teknoloji partnerlerimize sağladığımız entegrasyon kolaylığı, kullanıcılara sunduğumuz teknolojik platform ve en önemlisi de sektöredeki işletmeci ve yatırımcılara sağladığımız yatırım ve hizmet avantajlarıdır. Bu anlamda kazandığımız ve portföyümüze aldığımız en popüler projeler ile elde ettiğimiz teknoloji liderliği pozisyonunu, yeni yılda da korumak en başlıca hedeflerimizdendir. 2014 yılının bu vesileyle ülkemiz için her açıdan hayırlı ve başarılı geçmesini diliyorum.
restaurant dosya 74 hotel & hi-tech
Frenox Genel Müdürü Burak İnceçam:
“Fabrikama ucuz mal alacak kadar zengin değilim” “İster Van’a ister Brezilya’ya ister Avusturalya’ya yollayın; Frenox markalı bir buzdolabıyla asla yarı yolda kalmazsınız…”
S
oğutma sistemleri pazarının güçlü markalarından Frenox, 2012 yılında yakaladığı ivmeyi, geçen yıl elde ettiği yüzde 35’lik büyüme oranı ile devam ettirdi. Yurt içi pazarında artarak devam eden yükselişinden sonra ihracattaki büyüme oranını da ikiye katlayan firmanın bu yılki yatırım planlarında yeni bir tesis ve yurt dışı bayilikleri var. Frenox’un gelecek yatırımlarını, renovasyon pazarına yönelik üretim ve yaklaşımlarını firma Genel Müdürü Burak İnceçam ile konuştuk.
Burak Bey, öncelikle Frenox için 2013 yılı nasıl geçti? Frenox olarak 2012 yılında ciddi bir ivme yakaladık. Bu daha çok ihracat alanında oldu. Bizim 2012’deki ihracat iç piyasa payımız yüzde 30’a 65 civarlarındaydı. 2013 yılında firmamız cirosal bazda yüzde 35’e yakın büyüdü ve ihracatta büyümemiz neredeyse iki katı arttı. Geçtiğimiz yıl 9 bin adet ürün ürettik ve bunların yüzde 44’ünü ihraç ettik. Biz bugüne kadar hep bayi ağı ile büyümeye çalıştık. Türkiye’de şu an 20-25 tane bayimiz var. Ama bundan sonraki süreçte adımlarımızı çok daha başka atacağız. Büyüme hedeflerimizin ciddi bir bölümünü de yurt dışı pazarı oluşturacak.
İhracata yönelmenizin nedenlerini öğrenebilir miyiz? Türkiye’deki haksız rekabet ortamı bunun en önemli nedenlerinden bir tanesi. Özellikle paslanmaz çelik konusunda sektör bazında ciddi sorunlar yaşıyoruz. Firmalar 202 veya 430 buzdolapları yapıp, 304 niyetine satıyorlar. İş bununla da kalmıyor. Birçok firma üretimlerini kaliteden taviz vererek yapıyor. Bilindiği gibi, soğutma sektöründeki ürünler çok zor şartlarda çalışıyor. Frenox’un buzdolaplarını ister Van’a ister
Brezilya’ya isterse Avusturalya’ya yollayın; asla sorun yaşamazsınız. Çünkü biz zor şartlara uyumlu, yüksek performanslı üretimler gerçekleştiriyoruz. Şu an dünyada 35 ülkeye ihracat yapıyoruz ve her ülke için ayrı bir üretim modelimiz de yok. İtalya’da iyi bir restorana verdiğimiz ürünün aynısını buraya da satıyoruz. Sonuç itibari ile bizim insanımız de kaliteli ürünü hak ediyor, ben böyle düşünüyorum. Bir de etrafımızda her şeyi üretmeye çalışan o kadar çok girişimci var ki… Ben de onlara diyorum ki, “her şeyi yapan mı yoksa profesyonel olan mı daha iyi yapar?” İnsanların artık buzdolabı konusunda şunu anlamaları gerekiyor, buzdolabı ayrı bir iş… Ciddi adetler elde edebileceğiniz ama bir o kadar da problemli bir iş. Bir ürünü sattıktan sonra “biz sattık, bizden çıktı” diyemiyorsunuz. Her şeyden önce ürüne 2 yıl garanti vermek, performansından emin olmak zorundasınız. Fakat şu an Türkiye’de maalesef buna dikkat edilmiyor. Her işin başı fiyat olduğu için haliyle büyüme de yurt dışında oluyor.
Yurt dışı pazarına yönelik hedefleriniz neler? Bugünlerde hali hazırda 35 ülkede olan bayiliklerimizi, daha geniş bir alana yayma çabası içindeyiz. Frenox açısından şöyle bir gelişme de var; biz son iki yılda Avrupa’da Türkiye’deki üreticilerin cihaz satamadıkları noktalara ürün vermeye başladık. Avrupa’daki büyük toptancılardan bahsediyorum. Oradaki üretimler zorlaşmaya başladı. Üretimlerin burada yapılmasını istiyorlar. Bizim de böyle birkaç tane firmamız var. İhracattaki büyümemizin bir kaynağı da bu oldu.
Renovasyon pazarındaki durum nedir? Bizim sektörümüzdeki ürünler ucuz değil. Ürün satın alındıktan 1-2 yıl sonra değiştirme şansınız da yok. Sonuçta büyük yatırımlar ve bu sebeple hata kabul etmeyecek kadar riskli bir yatırım alanı. Frenox markasını tercih eden insanlar yeni yatırımlarında ya da yenilemelerinde mutlaka ikinci kez kapımızı çalışıyorlar. Bu da bizi son derece memnun ediyor. Bu alanda en büyük sıkıntı yaşayan insanlar geliyor. 304 diye almışlar 202 çıkmış mesela.
Pazarın büyüklüğüne ilişkine neler söyleyebilirsiniz? Yenilemelerin en önemli noktalarından bir tanesi Antalya. Çünkü biliyorsunuz, Antalya’daki yatırımlar 1986 yılından başlıyor. Dolayısıyla bölgede ciddi bir renovasyona ihtiyaç var. Antalya’nın eski resort otelleri sadece ekipman bazında değil, daha geniş kapsamlı yenilemelere gidiyorlar. Bu anlamda bölgede ciddi bir pazar, ciddi bir rekabet söz konusu. Şunu da açıklıkla söylemeliyim ki, Antalya bölgesinde yeni açılan bir beş yıldızlı bir otelde artık çok fazla harcı alem ekipman kullanamıyorsunuz. Bu konuda yatırımcılar artık daha bilinçliler ve ne istediklerini biliyorlar. Biz Frenox olarak bu konuda çok rahatız ve en başından beri “bizim 304 ve 430 olmak üzere iki tane line’ımız var, 202 işine hiçbir zaman girmedik” diyebiliyoruz. Çünkü 202 mıknatıs tutmuyor ve müşteriler bunu ayırt edemedikleri için açıkça kandırılıyorlar.
restaurant dosya 76 hotel & hi-tech
Bu yıl önünüze ne gibi hedefler koydunuz? Biz Frenox’u kuralı 5 yıl oldu, markamız Türkiye’de endüstriyel soğutma dendiği zaman ilk akla gelen, en fazla adetin üretildiği, en fazla ihracatın yapıldığı firmaların başında geliyor. Geçtiğimiz yıl 9 bin adet ürettik, bu yıl 10 bini geçmeyi hedefliyoruz. 2014 yılı için Hadımköy’de yeni bir fabrika yatırımı planımız var ve bu yatırımla beraber üretimlerimizi iki katına çıkarmayı hedefliyoruz. Şu anda İtalya’da bu işi çok yüksek adetli yapan 10-15 tane firma var. Türkiye’de böyle adetler yok. Bizim hedefimiz; dünyada bu işi yapan ilk beş firma arasında olmak.
Soğutma sistemleri pazarında Frenox hangi özellikleri ile öne çıkıyor? Enerji tasarrufu ve dayanıklılık bizi öne çıkaran en belirgin özelliklerimizden. Frenox markalı bir ürünü 10-15 yıl kullanabiliyorsunuz. Ama bakıyorsunuz, piyasada 2 yıl kullanım ömrü olan ürünler karşımıza çıkıyor. Ürünü iki yıl sonra yenilediğinizde oluşan fiyat farkları bunu kurtaracak aralıkta olmuyor. Ne yazık ki sektöre bunu anlatamıyoruz. Ben kendi fabrikama ucuz mal alacak kadar zengin değilim.
Bakıyoruz, piyasada çok sayıda restoran açılıyor. Onlara özellikle şunu tavsiye ediyorum, sonuçta siz bir restoran kuruyorsunuz ve bu yatırımın yüzde 25’i çoğu zaman soğutucu oluyor. Bu aşamada soğutucunun nerede, kimin tarafından üretildiği, servis garantisinin olup olmadığı bilinmesi gereken önemli detaylar.
2014 yılına özel yeni ürün sistemleriniz var mı? Bizim işimiz sadece endüstriyel buzdolabı üretmek. Bu sebeple ürün yelpazemizi geniş tutmak zorundayız. Frenox’da bir dik dolabın belki 7-8 ayrı çeşidi vardır. Yılda iki defa yenilediğimiz kataloğumuza her defasında en az 10-15 yeni ürün katıyoruz. Son dönemde Medikal-Line dediğimiz buzdolaplarını üretime soktuk. Sağlık sektörü de hedef pazarlarımız arasında geliyor. Pazar büyüdükçe insanlar ürünleri teşhir etmek ve iyi bir görüntüyle sunmak istiyorlar. Teşhir buzdolapları kısmı gastronom buzdolapları gibi değil, adet sayısı daha düşük ve çok daha özel üretimlere gidiyor. Daha tam kararını vermemiş olsak da, proje firmalarını daha rahatlatabilecek, modüler ve standart bazı üniteleri ürün portföyümüze eklemek istiyoruz.
Şehir otellerindeki durum nedir? İstanbul’da çok fazla yeni yatırım var bu yüzden renovasyon pazarının çok büyük olduğunu düşünmüyorum. Bana göre renovasyon ihtiyacı en çok restoran kısmında yaşanıyor. Çünkü biliyorsunuz, yeni açılan restoranlarda şimdiki trend, açık mutfaklar. Söz konusu bu konsept değişiminden ötürü görsellik daha fazla ön plana çıktığı için ekipmanlarını da yenilemeye başladılar. Dolayısıyla restoran sektöründe konsept değişikliği ve ekipman yenilemeleri sıkça yaşanıyor. Ekipman konusunda da durum çok farklı değil. Şimdilerde restoranlar hacim olarak daha küçükler. İnsanlar dar alanlarda profesyonel işler çıkarmaya çalışıyorlar. Doğal olarak mutfağa çok fazla malzeme getiremiyorlar. Her gün malzeme almak zorunda. Bu yüzden ekipmanın ürünü çok iyi soğutması gerekiyor. Çünkü gerçekten çok hızlı bir sirkülasyon var. Ben bazı restoranlarda en yoğun zamanda kapının hiç kapanmadığını gördüm. Bu alanda çok ciddi yatırımlar görüyoruz, bu da bizim hoşumuza gidiyor. Sadece frenox ürünü olması önemli değil, yeni bir mekanda kaliteli ekipmanlar gördüğümde mutlu oluyorum.
restaurant dosya 78 hotel & hi-tech
Atlantik Makina, renovasyonda hata yapmayın diyor!.. Türkiye’nin önde gelen çamaşırhane makineleri tedarikçilerinden Atlantik Makina, turizm sektörüne renovasyonda hata yapmama çağrısında bulunuyor.
S
ektöründe 21. yılına giren Atlantik Makina, ismini henüz açıklamadığı bir yurt dışı temsilciliğiyle marka evliliği yapmaya hazırlanıyor. 2013 yılı satışlarında yüzde 25 artış kaydettiklerini ve hedeflerini yüzde 95 oranında tutturduklarını açıklayan Atlantik Makina Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Çil, 2014 büyüme stratejilerinde önceliği uluslararası markalaşmaya vereceklerini açıkladı. Atlantik Makina’nın 2013 yılı değerlendirmeleri, yeni dönem stratejileri ve renovasyon projelendirme faaliyetlerini şirket ortaklarından Abdullah Çil ile konuştuk.
2013 yılı Atlantik Makina için nasıl geçti? Hedeflediğiniz pazar ve rakamlara ulaştınız mı? 2013, Atlantik Makina’nın kuruluşunun 20. yılını kutladığı bir yıl oldu. Şirketimiz açısından oldukça verimli bir yıl oldu çünkü hedeflerimizi yüzde 95 oranında tutturduk. Satışlarımızı geçen yıla göre en az yüzde 25 arttırdığımızı söyleyebilirim. Bildiğiniz gibi firmamız komple proje çözümü üreten bir firmadır. Projelerimizde birden fazla firmanın ürünlerini kullanmakta ve bu anlamda makina tedarikçisi yurtdışı imalatçılarımıza da çözümler üretmekteyiz. Bu çözümlerimiz bazı imalatçıların dikkatini çekmiş olup, uzmanlığımız dolayısıyla bizimle çalışma arzularını ve desteklerini artırma isteği göstermişlerdir. Bunlardan biri ile ufukta bir marka evliliği bile planlanmaktadır.
Bunun anlamı nedir, biraz daha ayrıntı verebilir misiniz? 21. kuruluş yılımızı kutlayacağımız 2014 yılında amacımız, uluslararası ölçekli bir marka haline gelmek ve kapasitemizi daha da arttırmaktır. Önemli tedarikçilerimizden biri ile yapacağımız evlilik ile firmamız bölgede bir üs haline gelecek ve başta komşu ülkeler ve Türki Cumhuriyetler olmak üzere satış ve servis ağı kurulup tarafımızca yönetilecektir. Bizim bu hamlemiz sektör açısından da büyük bir adım olacak ve pazarımız büyüyecektir.
Atlantik Makina, geçen bu 20 yıllık süreçte sektöre neler kattı, hangi yeni ürünlerin temsilcisi oldu? Bu 20 yıllık süreç içerisinde firmamızın en önemli sloganı, “satışla bitmeyen dostluk” oldu. Satış sonrasında verdiğimiz teknik destek bizi şirket
olarak hep bir adım öteye taşıdı. Satış sonrası teknik servis konusunda tartışılmaz üstünlüğümüz başta ortağım Rayim Bey’in mühendislik bilgi ve becerisi ile tüm teknik ekibimizin özverili çalışması ile yürütülmektedir. Bu konuda en iyi biz olsak da kendimizi yine de yeterli bulmuyoruz. Müşterilerin tüm ihtiyaçlarını karşılamak mümkün değil ama bu konjonktürde iddialı bir ifadeyle “en iyisi biziz” diyebiliyoruz. Firmamızın en önemli misyonu, ülkemize yüksek teknolojili ve doğru ekipmanlar getirmekti, bunu başardık. Özellikle Belçika’nın Lapauw firmasına ait patentli TurboFan Gazlı Silindir Ütü sistemlerinde büyük bir başarı elde ettik. Lapauw tüm dünyada gazlı ütü imalatında ilk firma olup, bulduğu teknoloji bugün rakipler tarafından taklit edilmektedir. Bu makinelerimizi yıl içinde Pak Laundry, Doğuş Laundry, Aktemiz Laundry ve Medi Laundry çamaşırhanelerinde kurduk. Yüksek verimli, çevre dostu ve enerji tasarruflu bu ekipmanları sektörümüze kazandırmış olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Sektöre bir diğer katkımız, kuru temizleme makineleri alanında oldu. Türkiye’de şimdiye kadar satılan ekipmanlar kanserojen madde içeren perklor solventli makinelerdi. Sektörde son beş yıldır biz ve bizim gibi firmaların atılımlarıyla alternatif solventlerle çalışan makine kurulumları yapılıyor. Ne var ki orada da makine ve solventten kaynaklı problemler yaşanmaktadır. Atlantik Makina olarak 2011 yılından itibaren satışa aldığımız Alman Eazy Clean markası ile bu alanda da farklılık oluşturduğumuzu ve başarı yakaladığımızı söylemeliyim. Makinenin en önemli özelliği, çevre dostu ve organik solventlerle çalışıyor olması. Bunlar tamamen insan ve çevre sağlığı düşünülerek üretilmiş ürünler. Makineyi ilk olarak Türkiye’nin en profesyonel kuru temizleme tesisi olan Pertek Kuru Temizleme ve Dry İstanbul projelerinde uyguladık. Konaklama sektörüne yönelik adreslerimiz ise, ilk olarak Çırağan Palace Kempinski ve Swiss Otel yenilemeleri oldu.
Bahsettiğiniz bu renovasyon projelerini biraz daha detaylandırabilir misiniz? Sektörün renovasyona bakış açışını ve yatırımcının bilinç düzeyini yeterli buluyor musunuz? Çırağan Kempinski ve Swiss Otel
Atlantik Makina Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Çil
renovasyon projeleri bizim için önemliydi. Çünkü her iki projedeki kuru temizleme makineleri fazlasıyla eskimiş ve verimlilik seviyeleri düşmüştü. Bildiğiniz gibi, renovasyon süresi şayet doğru ekipman tedariki yapılmış ise ortalama 15 yıl kadar oluyor. Bununla birlikte ekipman kalitesi paralelinde beş yılda değişen makineler de var. Swiss Otel’e baktığımızda bu süre neredeyse 20 yılı bulmuştur. Sonuçta yatırımcı artık daha bilinçli ve doğru ekipmanı doğru anlattığınız zaman yatırımcı fiyat odaklı bir rekabet ortamında bile size hayır diyemiyor. Ancak yine de bu bilinç düzeyi sektöre tam olarak hakim değil. Sektördeki diğer tüm arkadaşlarımın da hem fikir olacağı gibi, yatırımın ilk aşaması çoğunlukla fiyat odaklı seçimlerle yürüyor. Yenilemeler ise ancak sorunlar baş göstermeye başladıktan sonra yapılıyor. Yenilemeler sadece ömrü tamamlanan makineler için değil, yanlış ürün seçimleri dolayısıyla da olabiliyor. Bu noktada doğru yatırımın önemine bir kez daha dikkat çekmek isterim.
restaurant dosya 80 hotel & hi-tech
Biz Atlantik Makina olarak kaybettiğimiz projelere hep bu gözle bakıyoruz. Makine alımları kalite olarak aşağıda ise nasılsa 3-5 yıl sonra kapımız çalınır diye düşünüyoruz. Bir makineyi çalışılır duruma getirmek nereden baksanız yeni bir yatırımdan çok daha maliyetli olabiliyor. İşte bu noktada yatırımcı için değişim süreci başlıyor. Biz bu tecrübelerimizi yeni projelerimize doğrudan taşıyoruz. Karşımızda bizi anlayan, anlattıklarımızı özümseyen bir yatırımcı olduğunda işimiz çok daha kolaylaşıyor.
Son dönem projelerden buna bir örnek verebilir misiniz? Örneğin Shangri - La Bosphorus buna çok iyi bir örnektir. Biz o projede rekabetin doğrudan içinde ve en yüksek fiyat veren firma konumunda idik. Ancak önemli bir farkımız vardı ki, bilinçli yatırımcı bunu hiçbir şekilde göz ardı edemedi; bizim ürünlerimiz tamamen birinci sınıf, çevre dostu solventle çalışan, son teknolojiye sahip ürünlerdi. Fiyat olarak diğerlerine göre yüksek olsak da projeyi doğru anlattığımız için tercih edildik. Şu konuda hiç şüphe yok ki, işletme bu ekipmanları en az 25 yıl boyunca değişim ihtiyacı duymadan kullanabilecek. Hatta bazı ekipmanlar belki otelle birlikte yaşayacak. Bunların dışında yine 2013 yılında Türkiye mümessilliğini yaptığımız LG markalı ticari seri çamaşır ve kurutma makineleri ile pazardaki satışlarımızı sürdürdük. Bu yıl gelen iki konteyner ürünü yaptığımız doğru reklam ve tanıtım çalışmalarıyla çok hızlı bir şekilde sattık. 10 kilogramlık yıkama ve kurutma makinelerinden oluşan ürün stoklarımız yeterli olmakla beraber pazarda belli rekabet koşullarına iyi cevap verebilen bir yapıya da sahipler. Bildiğiniz gibi, ticari müesseselerde de küçük kapasitede yıkama makinelerine ihtiyaç duyulmakta. Tamamen ticari kullanımlı, endüstriyel seri özelliğini taşıyan 10 kg’lık yıkama makineleri bu anlamda LG’nin endüstriyel yıkama sektörüne sunduğu önemli bir hizmet. Biz de bu ürünü Türkiye’ye getirmekle önemli bir görevi başardığımızı düşünüyoruz.
Yurt dışı pazardaki gücünüz, faaliyetleriniz ve yatırım planlarınız üzerine neler söylemek istersiniz? 2013 yılı başarısının altında yatan en önemli
husus, yurt dışı projelerimiz idi. Kazakistan ve Azerbaycan gibi ülkelerde doğrudan yaptığımız otel projelerimiz ile verimli sonuçlar elde ettik. Kazakistan’da Ritz Carlton Almati projesini Öztiryakiler mutfak grubu ile beraber yaptık. Onun dışında yurt dışındaki bütün komşu ülkelerle faaliyetlerimiz sürüyor. Bunlar doğrudan yerel faaliyet olmadığı gibi çoğunlukla yatırımcı firmaların talepleriyle ortaya çıkıyor. İşletmeci gruplar da zaten bizi tanıyorlar. Atlantik Makina’nın yurt dışındaki görüntüsü çok daha etkin ve güçlü. Türkiye’de iş yapmadığımız bazı uluslararası zincirlere ücretli danışmanlık hizmeti veriyoruz, ancak, Türkiye’de bilginin kıymeti olmadığı için danışmanlık faaliyetlerine de pek değer verilmiyor. Otel yapılırken yatırımcı danışmanlık hizmetine para ödemiyor. Gerek mutfak ve gerekse çamaşırhane firmaları maalesef ki tüm çalışmaları bedelsiz olarak yapmakta bu sebeple de projeler değersiz kılınmaktadır. Yukarıda izah edildiği gibi hem bedava hem de bedelsiz olduğu için değersiz olan bilgilerin daha sonra da hesabı sorulamadığı için ortaya yanlış, eksik projeler çıkmaktadır. Bu da aslında sektörün en önemli sorunlarından bir tanesi.
Son olarak 2014 yılına ilişkin hedef, proje ve beklentilerinizi de paylaşır mısınız? Ropörtajımızın başında 2014 için umutlu bir yaklaşım göstersek de son zamanlarda yaşanan siyasi krizler ve seçimler dolayısıyla esasen ciddi beklentimiz yok. Fakat sektörel bazda sağlık sektörünü yakın markajımıza aldık. Çünkü o alanda çok ciddi gelişmeler söz konusu. Biz de sağlık sektöründeki çamaşırhane kurulumları ile çok yakından ilgileniyoruz.
restaurant dosya 82 hotel & hi-tech
Fagor, 2014 renovasyonlarının da “öncü markası” olacak
F
ırın ve soğutma sistemleri alanında Türkiye’nin uzman markalarından Fagor Endüstriyel, 2014 yılında Yeni Smphony Serisi monoblok sistem pişiricileri, yeni nesil kombi fırınlar ve yeni nesil bulaşık makineleri ile yine yılın öncü ürünleri arasında yer almayı hedefliyor. Markanın 2014 yılına özel ürünlerini ve renovasyon
çalışmalarını Fagor Endüstriyel Genel Müdürü Iñaki Ruiz ile konuştuk. Fagor Endüstriyel’in renovasyon projelerine yönelik çalışmalarından bahseder misiniz? Son yıllarda müşteri memnuniyetinin öne çıkması ile rekabetin artması, yenilikçi misyonunun benimsenmesi, modern ve teknolojinin öne çıktığı
Fagor Endüstriyel Genel Müdürü Iñaki
Fırın ve soğutma sistemleri alanında Türkiye’nin uzman markalarından Fagor Endüstriyel, yeni Smphony Serisi monoblok sistem pişiricileri, yeni nesil kombi fırınlar ve yeni nesil bulaşık makineleri ile 2014’ün de öncü markalarından olacak.
işletmelerle değişim sektör için vazgeçilmez olmuştur. Bu da beraberinde renovasyonu getirmiştir. Küçük fazlar halinde yapılan renovasyon çalışmaları ile işletmeler yeni bir görünüme ve dolayısıyla kapasite artışına sahip olabiliyorlar. Fagor Endüstriyel olarak biz de yurt içi ve yurt dışındaki müşterilerimize 360° geniş kapsamlı hizmet
Ruiz
veriyoruz. Renovasyon veya sıfırdan projelendirmede pişirme grubundan fırınlara, bulaşık makinelerinden endüstriyel soğutmaya, çamaşırhane ekipmanlarına kadar her türlü ihtiyaca cevap verebilecek ürün yelpazesine sahibiz.
Bağlı bulunduğunuz sektörde renovasyon pazarının büyüklüğü nedir? Pazar hangi koşullara bağlı büyümektedir? Türkiye’de turizm sektörü uzun yıllardır büyümekte ve net turizm gelirlerimiz yıllık bazda 35 milyar dolar civarında seyretmektedir. Sektördeki büyümeye paralel olarak var olan otellerin renovasyonunda da ciddi yatırımlar yapılmakta, eski binalar özel konsept otellere dönüştürülerek alternatif tatil konseptleri oluşturulmaktadır.
Fagor Endüstriyel, 2014 otel yenilemelerinde hangi yeni ürün ya da sistemlerle pazardaki yerini alacak? Bizim için öncelikli ürün grupları kombi fırınlar ve çamaşırhane ekipmanları. 2013’ün sonlarına doğru piyasaya sunduğumuz Cook & Chill konsepti özellikle profesyonel bir mutfağın çalışma yükünü, performansını, verimliliğini ve üretkenliğini arttırmaya yönelik bir üründür. Özellikle yemek servis hizmet sayısının yüksek olduğu yerlerde, yemeğin tekrar ısınması ile besin değerinin kaybolmasını engellediğinden yoğun profesyonel mutfaklar için giderek daha gerekli hale gelecektir. 2014’te de profesyonel mutfaklar için yeni
restaurant dosya 84 hotel & hi-tech
Kombi fırınlar ve çamaşırhane ekipmanlarında farklılıklarımızı ön plana çıkarmak daha kolay. Fagor Endüstriyel, inovatif çözümler sunma ilkesiyle Ar-Ge yatırımlarına çok önem vermektedir. Oteller için çamaşırhane ekipmanlarında yıkamadan kurutmaya, ütü ve sonlandırma ekipmanlarına kadar çok geniş bir ürün yelpazesine sahibiz. Yeni nesil çamaşırhane ekipmanları en yeni teknoloji, en iyi kalitedeki bileşenler ve malzemeler ile birleştirilmiştir. Su ve enerji tasarrufu sistemlerinde en gelişmiş teknoloji ile donatılmıştır.
Son olarak 2013 yılı değerlendirmeleri ile beraber firmanızın 2014 yılına ilişkin beklenti ve hedeflerini de paylaşır mısınız?
çözümlerimizi piyasaya sunacağız. Yeni Smphony Serisi monoblok sistem pişiricileri, yeni nesil kombi fırınlar ve yeni nesil bulaşık makinelerimiz de önümüzdeki yılın öncü ürünleri olacaktır. Mart ayındaki Hostech by TUSID fuarında ürünlerin hepsini sergiliyor olacağız.
2013 yılı Fagor Endüstriyel için oldukça verimli geçti diyebiliriz. Fagor olarak bizim için en önemli kriter hem yurt içi hem de yurt dışı pazarlarda bayilerimizin satış performansıdır. Yurt içi pazardaki fiyat odaklı rekabet bizler gibi sektörde standardı yüksek ürünler üreten firmalar için ilk başta dezavantaj gibi gözükse de biz bunu avantaja çevirdik. 2013 yılı ihracat pazarları olarak bakıldığında, Ortadoğu‘daki negatif gelişmelere rağmen özellikle Türki Cumhuriyetlerdeki satışlarımızda ciddi büyüme ve ilerleme kaydettik. 2014 yılını hem sektör hem de Fagor için oldukça hareketli geçeceğine inanıyoruz. 2014 fuarların yoğun olacağı bir sene olacak. Fagor Endüstriyel olarak biz de bunu en iyi şekilde değerlendireceğiz. 2014 yılında hedefimiz Türkiye’de %10, yurt dışı pazarlarda ise en az %20 büyümeye ulaşmak. Tüm satış ve operasyonel yapılanmamızı da buna göre şekillendiriyoruz.
YENİ
& Fırın ve Soğutma ekipmanlarında uzman Fagor Endüstriyel’den yeni bir çözüm; 12-16 Mart
COOK & CHILL
HOSTECH by TUSID 2014 CNR EXPO Hall 2 Stand 2-E07
Yeni nesil kombi fırınlar ve şok soğutucular profesyonel mutfaklarda verimliliği ve üretkenliği optimize ediyor.
10 GN1/1 veya GN2/1 Tepsi : İki durumda, da iki cihazın mükemmel kombinasyonu çok belirgindir. Yan yana getirildiklerinde, simetrik tasarımı ve kullanım kolaylığını görmek mümkündür. 6 GN1/1 Tepsi : İki cihazın üst üste konulması alandan da tasarruf etmeye olanak sağlıyor. Küresel doğa ile paralel olarak tasarlanan bu sistemin önemini bir kez daha vurgulamak isteriz.
www.fagor.com.tr | pazarlama@fagor.com.tr | twitter.com/fagorendüstriyel | facebook.com/fagorendüstriyel
Together we evolve
restaurant dosya 86 hotel & hi-tech
Kale Kilit Dış Ticaret AŞ. Genel Müdürü Cavit Doğan:
“Şirket başarısında renovasyonun önemi büyük” “Renovasyon, birçok şirketin başarısı için artık vazgeçilmez bir kavram haline geldi. Özellikle Kale Endüstri Holding ve grup şirketleri olarak kendi sektörümüzde, ürettiğimiz veya sattığımız her ürünümüz kendinden sonraki tüm muadil ürünlere örnek teşkil etmektedir.”
T
urizm sektöründe 11. yılına giren Kale Kilit, otel ve turistik tesislere profesyonel güvenlik çözümleri sunmaya devam ediyor. 2012 yılı ortasında kurduğu Kale Kilit Güvenlik Sistemleri AŞ. ile ev ve işyerlerinden sonra otellere de elektronik güvenlik sistemleri sunmaya başlayan markanın bu yılki hedefinde yüzde 15 büyüme ve iki yeni ürün var. Kale Kilit Dış Ticaret AŞ.’nin 2014 yılı büyüme hedeflerini, yeni ürünlerini ve renovasyon pazarı ile ilgili değerlendirmelerini firma Genel Müdürü Cavit Doğan ile konuştuk.
Otel güvenlik çözümlerinde renovasyonun öneminden bahsederek, Kale Kilit AŞ.’nin bu alana yönelik faaliyetlerini anlatır mısınız? Renovasyon, birçok şirketin başarısı için artık vazgeçilmez bir kavram haline geldi. Özellikle Kale Endüstri Holding ve grup şirketleri olarak kendi sektörümüzde, ürettiğimiz veya sattığımız her
ürünümüz kendinden sonraki tüm muadil ürünlere örnek teşkil etmektedir. Sektördeki belirleyici rolümüz çok net bir şekilde bütün ürünlerimizde ortaya çıkmıştır. İşletmelerin rekabet avantajlarını koruyabilmeleri için sürekli olarak yenilikçi ürünlerle kendilerini geliştirmeleri gerekiyor. Bunun için işletmeler ürettikleri inovatif ürünler ve sundukları hizmetleri daha iyi, daha yararlı, daha kaliteli ve daha ilgi çekici hale getirmenin, yaptıkları işleri daha iyi, daha etkin ve daha verimli hale getirebilmenin yollarını arıyorlar. Bu anlamda firmamız, AR-GE ekibinin hızla değişen rekabet ortamında, ürün, hizmet ve üretim yöntemlerinde sürekli olarak yaptığı değişiklikler ile kendi alanında Türkiye ve dünya pazarında liderliğini koruyor. Bu değişiklikler yapılırken öncelikli olarak tüketici gereksinimleri, daha sonra da satış ekibimizin piyasadaki gözlemlerinden yararlanılıyor.
Bağlı bulunduğunuz sektörde renovasyon pazarının büyüklüğü nedir? Pazar hangi koşullara bağlı büyümektedir? Bunu rakamlarla dile getirmek mümkün değil. Gerek ülkemize gelen turist sayısı, gerekse turizm gelirlerinin ekonomimizdeki payı her geçen yıl artmaktadır. Turizm sektörünün hizmet sektörü olması nedeniyle istihdamı olumlu etkileyen yönü bilinen bir gerçektir. Doğal ve kültürel zenginlikleri bir hayli fazla olan bir ülkede yaşamamız, sektördeki yatırımların büyümesini olumlu etkilemektedir. Özellikle denize kıyısı olan illerdeki tatil turizminin yanı sıra tarihi ve kültürel kalıntılara sahip şehirlerdeki turizm hareketliliği her
geçen yıl daha da gelişmektedir. Öncelikli olarak Akdeniz ve Ege bölgesi başta olmak üzere Türkiye’nin neredeyse tüm şehirlerinde prestijli oteller yapılmakta ve mevcut oteller tadilatla yenilenmektedir. Bu da en basit anlamıyla sektördeki değişim ve gelişimin ne kadar hızlı olduğunun göstergesidir.
Firmanız 2014 otel yenilemelerinde hangi yeni ürün ya da sistemlerle pazarda yer alacak? Bu yıl adet ve ciro anlamında hedeflerimizi gerçekleştirdik, hatta birkaç puan üzerinde sonuçlar aldık. 2014 yılında 2013’e nazaran bu alanda mevcut ürünlerimizle yaklaşık %15’lik bir büyümeyi hedefliyoruz. Yeni dönemde Ar-Ge çalışmaları tamamlanan iki ürünümüzü daha pazara sunacağız. Ayrıca bir buçuk yıl önce Kale Güvenlik Sistemleri AŞ adı altında yeni bir şirket kurduk. Ev ve işyerlerine kiralama yoluyla kullanıma sunduğumuz elektronik güvenlik sistemlerini önümüzdeki yıl, başta dönemsel olarak hizmet veren otellerin kullanımına sunacağız. Sistem, otelleri elektrik kontağı, yangın hırsızlık gibi durumlar karşısında tam güvenlik altına alacak.
2013 yılını nasıl geçirdiniz, 2014 yılına ilişkin beklenti ve hedefleriniz nelerdir? 2013 yılında yurt dışı projelerine ağırlık verdik ve istediğimiz sonuçları da elde ettik. Turizm sektöründe
11. yılımız. Otellere ve turistik tesislere güvenlik ağırlıklı ürünler sunuyoruz. Dünya genelinde 2 bin otel Kale Kartlı Elektronik Sistemleri ve Kale Elektronik Kasaları kullanıyor. Oda sayıları ile değerlendirildiğinde ortaya 250 bin civarında ciddi bir rakam çıkıyor. Sibirya’dan Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ne, Moritanya’dan Dubai ve Belçika’ya kadar dünyanın her tarafına 7/24 servis ve hizmet veriyoruz. 2014 yılında ihracata biraz daha ağırlık vereceğiz. Mekanik kilitte ise 105 ülkede en az bir distribütörümüz mevcut. Hedef pazarlarda ihtiyacı doğru tespit edip mevcut seçeneklerden uygun olanlarını işletmelere bütçelerine elverişli şartlarda sunuyoruz. Ancak yeni ürün ve hizmet gelişimleri, daha ziyade kullanıcıların ihtiyaçlarını ve beklentilerini dikkate alan işletme yönetimlerinin tercihleri doğrultusunda yapılmaktadır. Biz Kale Kilit Dış Ticaret olarak işletmeleri, ihtiyaçlarına en uygun, en güvenli ve işletme maliyeti en düşük uzun ömürlü çözümlere yönlendiriyoruz. 60 yıllık köklü geçmişimiz ve ürün gamımızdaki yenilikçi ürünlerimizi sektördeki kullanıcı talepleri doğrultusunda her geçen gün daha da genişletiyoruz. Amacımız, kendi sektörümüzde her zaman gelişim ve değişimde bir adım önden giderek kendi ürün ve hizmet sahamızda etkilenen değil etkileyen olabilmektir. Gururla söyleyebiliriz ki, biz 60 yıldır bunu yerine getiriyoruz.
restaurant dosya 88 hotel & hi-tech
Protel Genel Müdürü Murat Sıcakkanlı:
“Otel renovasyonlarını yeni nesil sistem yenilemeleri ile destekliyoruz” “Protel olarak otel renovasyonlarını sistem yenilemeleri ile destekliyoruz. Otel renovasyonlarında en çok karşılaştığımız talepler; misafir memnuniyetini, sadakatini artıran ve onlarla gerçek zamanlı etkileşim kurulmasını sağlayan yeni nesil çözümler oluyor.”
S
on dönemde misafir memnuniyetini arttırmak adına birçok otel renovasyona giriyor. Konaklama sektörü açısından renovasyon, yatırımcının otelini yeni ve bakımlı tutmanın ötesinde bir anlam taşıyor ve renovasyonun yönü gün geçtikçe teknolojiye dönüyor. Günümüzde hızla gelişen teknolojiye uyum sağlamak ve rekabette avantajı yakalayabilmek için otelde kullanılan sistemlerin belli aralıklarla güncellenmesi gerekiyor. Protel olarak otel renovasyonlarını sistem yenilemeleri ile destekliyoruz. Sistem yenilemelerinin yanı sıra renovasyonlarda otellerde en çok karşılaştığımız talepler, misafir memnuniyetini ve
sadakatini artıran ve onlarla gerçek zamanlı etkileşim kurulmasını sağlayan yeni nesil çözümler oluyor. OTELLERDE YENİ TREND, MOBİLİTE Geçtiğimiz yıl öne çıkan trend mobilite oldu. Mobil cihazlar artık bir pazarlama kanalı değil, hayatın vazgeçilmez bir parçası konumunda. Gün geçtikçe kullanımı artan ve fonksiyonları gelişen mobil cihazlar, hem otel misafirleri hem de otel çalışanları için yepyeni kullanım alanları ortaya çıkarıyor. Otel yönetim sistemlerinin mobil cihazlar üzerinden kullanılmasını sağlayan fonksiyonlar, personelin hareket halindeyken bile işlerini yapabilme esnekliğine sahip olmasını sağlıyor. Otellerin kullandıkları ön büro sistemleri operasyonel süreçteki etkileri açısından son derece önemli. VERİMLİLİK, MEMNUNİYET, KARLILIK Yenilikçi ve fonksiyonel Opera’nın yeni versiyonu OPERA 9 Mobile ile oteller Opera’nın tüm fonksiyonlarını misafirlerine mobil olarak sunabiliyor. Check-in ve check-out işlemleri, kat hizmetleri faaliyetlerinin düzenlenmesi ve görev çizelgelerinin oluşturması gibi işlemler tablet üzerinden gerçekleştirilebiliyor.
Böylelikle operasyonel verimlilik, misafir memnuniyeti ve buna bağlı olarak karlılık artırılıyor. Misafirlere daha iyi hizmet sunulması için önerdiğimiz iRiS Valet ise misafirlerin oda içerisinde otel ve lokasyon ile ilgili tüm bilgileri tablet üzerinde görmelerini sağlayan bir mobil uygulama. iRiS Valet, odalarda bulunan geleneksel hoşgeldin paketleri ve bilgilendirme materyallerinin yerini alan teknolojik bir çözüm sunuyor. Menüler, spa müsaitliği, şefin spesyalleri, yerel harita, mekan, etkinlik, havayolu ve uçuş bilgililerini en güncel haliyle tablet üzerinden sunarak misafirlerin ihtiyaç duydukları bilgiye kolayca ulaşmasını ve istedikleri işlemleri gerçekleştirmesini sağlıyor. Bir diğer iRiS uygulaması olan iRiS F&B de restoranlarda geleneksel kağıt menülerin yerini alarak yiyecek ve içeceklerin tablet üzerinden eğlenceli ve cezbedici şekilde sunulmasını sağlıyor. Gelişmiş bir “İçerik Yönetim Sistemi” ile yönetilen iRiS F&B ile menüdeki fiyatlar ve menü kalemleri anlık olarak güncellenebiliyor. Tüm bu özellikleri ile iRiS F&B misafir deneyimini yeni bir boyuta taşıyor ve klasik kağıt menülere göre çok daha yüksek bir etkileşim sağlıyor.
restaurant iş’te kadın 90 hotel & hi-tech
“Ben bu evi bir otele çevirmenin hayalini kurdum hep. Ve sanırım ona iyi bir ev sahibesi de olabildim. Yağmurlu havalarda ayakkabılarını çıkarıp yalın ayak odalarına çıkan misafirlerle doludur benim ‘Büyük Ev’im”…
Turizmin zarif hizmet elçisi: Arena Hotel sahibi
Gül Küçükserim
B
ir çocukluk hayaliydi, onu turizmin hizmet elçisi yapan. Doğup büyüdüğü evi yıllar sonra İstanbul turizminin ayaklarına sererken bile tek hayali, iyi bir misafirperver olabilmekti. Sultanahmet’in 18. yy.’dan kalma eski taş konağını bir İstanbul hanımefendisi zarafetiyle misafirlerine açarak turizmde bir düş yolculuğu başlatan Arena Hotel sahibesi Gül Küçükserim’den bahsediyoruz. Bu samimi röportajı keyifle okuyacaksınız…
Gül Hanım, neredeyse bir ömür adadığınız turizmle nasıl tanıştınız, anlatır mısınız? Kendim Şişli İktisadi Ticari İlimler Yüksekokulu İşletme bölümü mezunuyum. Daha sonra İngiltere’ye giderek The Cambridge School of English’de İngilizce eğitimi aldım. İlk çalışma hayatıma ise İZKA-Rabak Bakır İşletmeleri’nde yönetici asistanı olarak başladım. Babam İmtaş sigorta şirketinin kısım müdürlerindendi. Kendisi emekli olunca beraber sigorta acenteliği açtık.
Peki sigorta acenteciliğinden turizme nasıl geçiş yaptınız? Bu gördüğünüz ev, şimdiki Arena Hotel, benim doğup büyüdüğüm evdir. Sokaklarında oynadığım, ağabeyimle el ele tutuşarak Tramvay yolunu geçip Sultanahmet Ilkokuluna gittiğim semtdir. Turizmle tanışma öykümün ilk filizlerinin tomurcuklandığı, yeşerdiği; hayalin gerçeğe dönüştüğü unutulmaz bir yerdir. Ben şimdinin Sultanahmet’ini İstanbul’un en mutena semtlerinden biri olduğu yıllarda, en hoş anılarıyla yaşamış biriyim. Ne yazık ki, tıpkı bir devrin kapanışı gibi Sultanahmet’in sakinlerince yavaş yavaş terk edilişine üzülerek tanıklık etmişimdir. Tıpkı diğer komşularımız gibi ben ve ailem de bu nadide semtten ayrılarak, yeni yerleşkemiz Teşvikiye’ye taşındık. Elbette bunda ağabeyimin İngiliz High School’u kazanmasının da büyük tesiri vardı. Her ne olursa olsun, çocukluğumun geçtiği bu evin yok olmasını hiç arzu etmedim ve hep yeniden hayat bulmasını hayal ettim.
Bu hayalinizin peşinden koşarken, aklınızdan en çok ne geçiriyordunuz? Ben bu evi bir otele çevirmenin hayalini kurdum hep.
Kaldı ki bulunduğumuz bölgede pek çok örneği de vardı. Çelik Gülersoy’un Yeşil Ev’i örneğin. Neden bizim 18. yy.’dan kalma konağımız da bir otel olmasın dedim ve gün gün hayallerimi yeşerterek bizzat kendim Anıtlar Kurulu’ndan projeyi çıkarttım. Otelin inşaatı yaklaşık 2 yıl sürdü. O sürede ayağımdan inşaat postalı çıkmadı. Demirleri tek tek saydığımı hatırlıyorum. Binanın alt kısmında Roma döneminden kalan Sur duvarı bulunuyordu. Bu duvarı aynen muhafaza ederek, otelimizi 1 Nisan 1998’de acentelere verdiğimiz bir kokteylle açtık. Bu tam bir 1 Nisan Şakası gibiydi. Şimdi gençlere hep şunu söylüyorum, “hayal kurun ve o hayalin mutlaka peşinden koşun, sebat edin, zorluklarla yılmadan mücadele edin.”
Bir hayalin peşinden koştunuz siz de… Evet. Aslında tamamen iyi niyetle başlayan bir iş oldu. Benim ve kardeşlerimin doğduğu evin bir şekilde yaşamasını arzu ettim. Bir ev olarak kalması mümkün değildi, tüm aile bu konaktan taşınmıştık, burası büyük bir evdi, iç duvarlarla bölünmüştü ve içinde kiracılar yaşıyordu. Ve o kiracıların oturduğu dönemde de ev harap olmuştu. Bir şekilde yok olup gidecekti.
Nitekim bu semtteki konakların pek çoğu yaşamıyor. Ben ilk önce bu değere sahip çıkmak istedim. Bir de tabii evimi otele dönüştürürken sektörün gelişimi de bunda etkili oldu. O dönemde turizm sektörü butik otellere kaymaya başlamıştı. Dediğim gibi, hemen yanı başımızdaki Yeşil Ev bunun güzel bir
restaurant iş’te kadın 92 hotel & hi-tech
siz turizme neler kattınız? Turizm bana çevreye karşı çok daha duyarlı olmayı öğretti. Mesela babaannemden kalan şu perdeler veya anneannemin kendi eliyle yaptığı tığ işi oyalar… Genelde bunlar sandık diplerinde gerçek değerini bulmadan yok olup giderler. Ama turizmci olmak başka bir şey… Ruhunuzu saran duyarlılık hali size çevrenizdeki herşeye karşı çok daha duyarlı olmayı öğretiyor çevrenizdeki değerleri tüm çıplaklığıyla gösterebiliyor. Çünkü turistin asıl geliş nedeni bu. Atalarımızdan kalan tek bir tohumun dahi ne kadar önemli olduğunu genetik bilimden biliyoruz. Tek bir tohum tanesinin dahi peşini kovalayarak muhafaza etmek ve gelecek nesillere aktarmak önemli. Ve paylaşmayı bilmek… Ben çocukluğumdan bana kalan bir değeri yok etmek yerine onu korumayı ve paylaşmayı tercih ettim. Kendi evimi yabancı
örneği idi. O günden sonra en büyük hayalim, gelen kişileri bir Osmanlı konağında misafir edebilmek olmuştu. Bunu en iyi ben yapabilirdim. Burası benim kendi doğduğum evimdi ve Türk geleneklerini eski bir Osmanlı konağında en iyi ben yaşatabilirdim.
Bu sürede nasıl bir ev sahibesi oldunuz? Sanırım iyi bir ev sahibesi oldum, bunu çok gururla söylüyorum, yağmurlu havalarda misafirlerimiz ayakkabılarını çıkarıp yalın ayak odalarına çıkıyorlar. Onlar da en az benim kadar mekanın dokusuna, yaşanmışlığına saygı duyuyorlar. Konağın içinde gördüğünüz tüm fotoğraflar bu evde yaşamış olan insanlara ait. Örneğin lobide asılı olan perde bizzat babaannem tarafından işlenmiştir. Hemen karşımızdaki konsol çekmecesinde hangi usta tarafından, ne zaman yapıldığına dair bir damga yer alır. Şurada gördüğünüz, 16 yüzyıla ait varak bir taş aynadır. Otelimizin alt katında yer alan hamam aynen muhafaza edilmiştir. Dolayısıyla eski evden kalan eşyaları da otelimizin genel mekanlarında misafirlerimizle paylaşmak istedik.
Bu işi yaparken hem severek hem de bir tarihi yaşatarak sonsuz bir maneviyat duygusu yaşıyor olmalısınız. Bu süreçte turizm size neler öğretti,
misafirlere açarak bir şekilde kendi değerlerime sahip çıkmak istedim. Turizm bana paylaşmak, çevreye duyarlı olmak dışında daha titiz ve detaycı olmayı da öğretti. Zaten bu sektör özeni ve itinayı fazlasıyla hak ediyor. Aynı şekilde oğlumu da bir turizmci olarak yetiştirdim. O işin daha çok yiyecek içecek kısmında. Oğlum Ali Gültekin Demir, Yeditepe Üniversitesi Turizm Otelcilik bölümünden mezun olduktan sonra ona Göksu deresinde Göksu Marine adında bir restoran açtık. O da turizmi farklı bir koldan götürmeye çalışıyor.
Bunların dışında turizme bir diğer katkınız da, sivil toplum kuruluşlarıyla kurduğunuz gönül birliktelikleri olmalı. Dediğiniz gibi, ben yalnızca bir tesisle var olmak istemedim. Bir taraftan da çevreye katkı sağlamak, gönüllü hizmetlerle yoluma devam etmeyi kendime düstur edindim. Zaten çevreye bir katkı sağlamıyorsanız, tesisin her tarafını altınla da bezeseniz o yatırımın bir değeri olmaz.
Arena Hotel’i açtıktan sonra Sultanahmet Rotary Kulübü’nün kurucu üyelerinden oldum. 2000 senesinde de Dönem Başkanı seçildim. Bununla beraber Skal’ın üyesiyim. TUROB’da 4 sene Yönetim Kurulunda Genel Koordinatörlük yaptım. ÖZBİ’nin Yönetim Kurulu üyesi idim. Eminönü İmar ve Kültür Derneği’nin Yönetim Kurulunda görev aldım. Aynı zamanda İstanbul Valiliği tarafından kurulan 36 adet sivil toplum örgütünün üyesi olduğu Eminönü Platformu Genel Gül Küçükserim’in dedesi Ahmet Ermantaş Sekreterliğini yaptım.
otellerde insanlar hep kaybolduklarını hissederler. Halbuki biz misafirlerimize kişiye özel bir hizmetle ve ismiyle hitap etmeyi uygun görüyoruz. Otelimizden içeri girdiğinizde bir Türk adeti olarak kolonya ile karşılanırsınız. Hafta sonları icazetli Ebru sanatçımız Seçil Özyıldırım tarafından verilen derslerle Ebru sanatının tüm inceliklerini öğrenebilirsiniz. Türk mutfağına ilgi duyan misafirlerimiz için de telimizin mutfağında vermiş olduğumuz Cooking Class derslerinde Türk yemeklerinin örneklerini bizzat deneyerek öğrenebilir, yaptığınız yemekleri ikram edilen şarabınızla yiyebilirsiniz. Otelimizin Hamamında profesyonel masajcımız tarafından yapılan değişik masajları deneyebilir Vitamin Barda size özel hazırlanan farklı ve taze sıkılmış meyve suyu karışımlarından içebilirsiniz. Saat 17:00’deki çay saatimiz de Aşçımız tarafından özel olarak günlük hazırlanan tereyağı ile yapılan kek ve kukilerimizden tadabilirsiniz.
Bundan sonra neler yapmak istiyorsunuz, peşinden koştuğunuz yeni hayalleriniz var mı?
Istanbul Büyükşehir Belediyesinin Turizm Atölyesi’nin de üyeleri arasında yer alıyorum. Burada Turizm Atölyesi bazında yürüttüğümüz bir projenin de ilk müjdesini vermek isterim ki, bizler turizm aşıkları olarak İstanbul’a bu ve benzeri projeleri kazandırmaktan büyük onur duyuyoruz. İstanbul’da ilk defa Anadolu Hisarında QR kod uygulamasıyla tarihi eserlerin farklı dillerde görsel ve yazılı tanıtımını gerçekleştireceğiz. Bunun Avrupa’da birçok müzede uygulaması var. Biz de bunu pilot bölge olarak Anadoluhisarı’nda yapabilir miyiz düşüncesiyle Turizm Atölyesi’nin başındaki sevgili dostum Sayın Tülin Ersöz’e götürdük. Kendisi çok beğendi, Sayın Belediye Başkanımızın onayı ile proje Turizm Atölyesi tarafından çalışılmaktadır.
Biraz da otelinizden bahseder misiniz? Arena Hotel, ayrıcalıklarını ne tür servis ve hizmetlerle yaşatıyor? Burası Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan ‘’Özel Tesis’’ işletme belgeli bir otel. Genelde beş yıldızlı büyük
Bir şeyler üretmeye başladıysanız bunun sonu yok. Olaylar bir şekilde birbirini tetikliyor. Doğup büyüdüğüm evi bir otele dönüştürme düşüncesiyle yola çıkarken aslında kendimi birçok farklı projenin içinde buldum. Oğlum doğdu, büyüdü sonra. Bu defa onun fikirlerinin, hayallerinin peşinde koştuk ve Göksu Deresi gibi muazzam bir lokasyonda bir tesis daha açtık. İstanbul biliyorsunuz artık 10 milyon sınırını aşmış bir dünya kenti. Bizlerin hayali bu kente hep daha fazlasını kazandırmak oldu. Ben canım İstanbul’umuzun mevcut değerlerinin ortaya konmasını çok arzu ediyorum. Bugüne değin gösteremediğimiz, saklı güzelliklerinin ve değerlerinin ortaya konmasını ve paylaşılmasını istiyorum. Onlardan biri de hiç kuşkusuz, Roma döneminden kalan ve İstanbul’da ne yazık ki yeterince tanıtımı ve bakımı yapılmayan Sfendon Duvarı. Burnumun dibinde olduğu için söylüyorum, bence hadiseye çok daha global bakmak ve bu değerleri turizmin ve insanlığın hizmetine açmak lazım. İstanbul’daki tüm eserleri koruyup muhafaza ederek bir kültür değeri olarak gelecek kuşaklara aktarmak en değerli vazifemiz olmalı.
restaurant yeni mekan 94 hotel & hi-tech
Cafe Locale İstanbul, Ataşehir’de açıldı Renkli mimarisini eşsiz lezzetlerle harmanlayan Cafe Locale İstanbul, İstanbul’un yeni yüzü Ataşehir’de açıldı. Cafe Locale İstanbul, yeni yılda yeni tatlar keşfetmek, keyifli vakit geçirmek isteyenlerin ilk adresi olacak…
T
ürk ve dünya mutfağından eşsiz lezzetleri bir arada sunmak düşüncesiyle hayata geçen Cafe Locale İstanbul, Ataşehir’de kapılarını açtı. Cafe-restoran konseptinde hizmet veren mekan; profesyonel mutfak kadrosunun özenle seçerek hazırladığı yemek menüsü ile fark oluşturmayı hedefliyor. Güne sağlam bir kahvaltı ile başlamak isteyenler için zengin bir menü alternatifi sunan Cafe Locale İstanbul, kalorisi ayarlanmış özel kahvaltı seçenekleri ile özellikle spor sonrası beslenmesine dikkat edenlerin vazgeçilmezi olacak. Yemek yemeyi ihtiyaç olmaktan çıkarıp keyfe dönüştüren Cafe Locale
İstanbul günün her saati misafirlerini farklı lezzetlerle buluşturuyor. Özellikle mekanın girişinde yer alan tatlı bölümü, yemeğini en güzel şekilde noktalamak isteyenlerin gözünden kaçmayacak.
RENKLİ VE ÖZEL TASARIMLIYLA DA DİKKAT ÇEKİCİ
Cafe Locale İstanbul, seçkin lezzetlerinin yanı sıra, renkli ve özel tasarımıyla da dikkat çekiyor. Gün ışığını en iyi şekilde kullanarak aydınlık ve ferah olacak şekilde tasarlanan Cafe Locale İstanbul, yüksek tavanı, cam kubbesi ile hemen göze çarpıyor. Yeşil ve kırmızı renklerin hakim olduğu mekanın kendine özgü tasarımlarıyla öne çıkan aydınlatma aksesuarları ise güzel bir ambiyans oluşturuyor. Mekanın şüphesiz en marjinal kararı cam kubbenin hemen altına yerleştirilmiş olan 80 yaşındaki zeytin ağacı olmuş. Rahatlık ve konforun ön planda olduğu mekânda, farklı farklı oturma birimleri size kendinize ait bir köşede olduğunuz hissini veriyor. Misafirlerin vakitlerini en iyi şekilde geçirmeleri için her detayın hassasiyetle ele alındığı göze çarpmaktadır.
restaurant yeni mekan 96 hotel & hi-tech
“The Galliard” kapılarını açtı Etilere yeni soluk getiren The Galliard, Batı Akdeniz ülkeri;Fransa, İspanya ve İtalya’ nın yiyecek içecek kültürlerinden muhteşem lezzetleri, fine dining ve bar konsepti eşliğinde İstanbul’ a taşıyor.
İ
stanbul’ un yaşam merkezi Etiler’ e yeni bir renk, heyecan ve dinamizm katmaya hazırlanan The Galliard, özellikle ünlü mimar Murat Atabarut’ un özel dekorasyonuyla dikkatleri çekiyor. Siyah ve kırımızı tonların ağırlıkta olduğu mekanda; modern, sade, şık ve formal çizgilere yer verilirken; Kezban Arca Batıbeki, Kemal Seyhan ve Nermin Er’in eserleri mekanın dokusunu ölümsüzleştiriyor.
ÖZGÜN LEZZETLER EŞLİĞİNDE MÜZİK KEYFİ Sahip olduğu farklı bar konsepti ile hayli iddalı olan The Galliard; sunduğu 52 farklı çeşit kokteyliyle damaklarda eşsiz lezzetler bırakıyor. Müzik danışmanlığını DJ Funky “C” nin üstelendiği The Galliard’ da, müziğin keyfi, birbirinden özgün lezzetler eşliğinde, doyasıya yaşanıyor. Batı Akdeniz mutfağının en özel lezzetlerine yer verilen mutfakta “Carpaccio”, “Paella”, el yapamı makarna, “Risotto” ve Tapas” dikkatleri çektiği gibi, Ahçılar Federasyon Başkan yardımcısı Şef Turgut Ay’ ın elinden çıkan dana ilik, bal kabağı cipsleri üstünde kaz ciğerleri, kaz (Kars) etli “risotto“ ve deniz kabukluları tenceresi de büyük ilgi görüyor. Restaurant’ta aynı zamanda, Batı Akdeniz ülkelerinin yöresel yöntemleriyle pişmiş çeşitli et ve balık ürünleri, özlenen eski lezzetleri The Galliard misafirlerinin beğenisine sunuluyor. The Galliard zengin mönüsü ile huzurlu bir ortamda, her yaştan insana hitap ederek, şehrin ortasında sevdiklerinizle yenilecek yemeklerinizin gözde adresi olmaya aday oluyor.
Fotoğraflar: Hakkı Günerkan
restaurant şef’in gözünden 98 hotel & hi-tech
Yemekleriyle konuşan aşçı: Barcelo Eresin Topkapı Istanbul Executive Chef Macit Kalfa
“Yeni bir konsept, yeni bir menü ve yepyeni heyecanlar için 2014’te de mutfak ekibi olarak arayışlarımız, sürprizlerimiz devam edecek...”
B
arcelo Eresin Topkapı Istanbul Executive Chef’i Macit Kalfa, menüden seçtiği birbirinden özel lezzet ve sunumları ile karşımızda... Bolu Mengenli bir aşçı olan ve işin eğitimini Bolu Anadolu Turizm ve Otelcilik Meslek Lisesi’nde alan usta şefin mesleğe başlangıç öyküsü oldukça ilginç. Macit Kalfa’nın 23 yıllık aşçılık öyküsü ilk patates kızartarak başlamış. Bir Ege restoranı barında staj görürken, ustaya yardım amacıyla girdiği mutfaktan bir daha çıkamadığını söyleyen deneyimli şef Macit Kalfa mutfakla tanışma hikayesini şöyle anlatıyor: “Aşçılık sevdiğim bir iş değildi. Çünkü o zamanlar mesleğe farklı bir yaklaşım söz konusuydu. Bir vesile, içine girdim, önce patates kızarttım, sonra doğradım. Ne yalan söyleyeyim, doğramak biraz daha zevk verdi bana. Nasıl olduysa keyif aldım, çok sevdim. Mesleği severek yaptığınızda başarılı olmamak, tutkuyla bağlanmamak için de bir nedeniniz olmuyor.”
DAR AMA HER ŞEYİYLE TAM BİR MENÜ Barcelo Eresin, İspanyol yemek kültürünün seçkin lezzetleriyle müsemma ayrıcalıklı bir adres. Dünya mutfağının en özel tatlarının
KİMDİR? 1974 yılında Bolu’da doğan Macit Kalfa, Bolu Anadolu Turizm Otelcilik Meslek Lisesi’ni bitirdi. İlk iş hayatına 1992 yılında Fantasia Kuşadası’nda Comi – Demi Chef olarak başlayan Kalfa, daha sonra sırasıyla Ceylan Intercontinental Istanbul’da Demi Chef ve Acarkent Coliseum Yaşam Merkezi’nde Sous Chef olarak çalıştı. Evli ve iki çocuk babası olan Macit Kalfa, 2006 yılından bu yana Barcelo Eresin Topkapı Istanbul’da Executive Chef olarak çalışmaktadır.
sunulduğu mutfakta kültüre özgü çarpıcı örneklere rastlamak mümkün. İspanyol mutfağında bir kült halini almış deniz ürünleri, mevsim balıkları, zeytinyağlı tatlar, patates ve sebzeleri usta şef Macit Kalfa’nın menüsünde sıklıkla bulabiliyorsunuz. Bunlar arasında özellikle Valensiya tarzı Paellea ve Tapas’ları oldukça meşhur… Beş yıldızlı restoran menüsünü dar bir menü ile oluşturduklarını söyleyen Macit Kalfa, “100 yemekle misafiri memnun etmek yerine bunu 30 yemekle yapalım ama sunumu, servisi, hizmet kalitesi ve lezzeti ile tam olsun istedik” diyor. Buna katılmamak mümkün mü? Lezzeti ayrıcalıklı kılan niceliği değil, kalitesi bizce de. Profesyonel Şef Macit Kalfa’nın hazırladığı birbirinden eşsiz lezzetleri tadarken sayıların gücünden çok sadece lezzete odaklanıyorsunuz çünkü.
ÖZEL GASTRONOMİ HAFTALARI İLE YENİ HEYECANLARA Barcelo Eresin’ın bir diğer özelliği, geleneksel gastronomi haftaları. Beş yıldızlı otelde yılın belli aylarında en seçkin ülke mutfaklarının seçme
restaurant şef’in gözünden 100 hotel & hi-tech
2014 yılında da mutfak ekibi olarak arayışlarımız, sürprizlerimiz devam edecek.”
YEMEKLERİYLE KONUŞUYOR Macit Kalfa, yemeği lezzete farklı bir teknikle sofralara taşıyor. “Örneğin bir yemeği lezzetli kılmak istiyorsanız, onunla konuşun” diyor Kalfa. Yanlış duymadınız, “yemekle konuşun, onu sevin, tüm doğallığınız ve içtenliğinizle ona yaklaşın” diyor. Aşçılığın duygusal bir meslek olduğunu söyleyen Kalfa, “Bu işi ancak severek, sorumluluk bilinci ve kontrolle yapabilirsiniz” demeyi de unutmuyor.
KENDİSİ YİYECEKMİŞ GİBİ… Her aşçının yemek pişirirken keyif aldığı ritüelleri vardır ya da işine keyif katan motivasyonları... “Kendi yaptığını beğenmiyorsan başkasına verme” ilkesini kendine prensip edinen Kalfa’nın en büyük keyfi, yemeği kendi yiyecekmiş gibi zevkle hazırlamasıymış. Hal böyle olunca tıpkı örnek vererek anlattığı Michelin reklamları gibi elinden kayıp giden her tabağın arkasından önce üzülerek baktığını sonra yenisiyle yeniden mutlu olduğunu anlatıyor.
YEMEĞİN ADI NEYSE TABAKTAKİ HÜKMÜ DE O OLMALI
yemekleri ile gastronomi günleri düzenleniyor. Bunun yenilenmek, tazelenmek ve monotonluktan kurtulmak için iyi bir fırsat olduğunu dile getiren Kalfa, son olarak Ege Mezeleri ve Balık Günleri ile misafir ağırladıklarını dile getiriyor ve ekliyor: “Yeni bir konsept, yeni bir menü ve yepyeni bir heyecan için
Macit Kalfa için, sunumda görsellik de önemli bir faktör. “Yemek yemek, insanın en mutlu olduğu an ve onu hak ettiği ölçüde taçlandırmak gerekli” diyen Kalfa, “Yemek bir sanat, misafirlerimiz sanatın takdir verici ise, ben hem tarzım, sunumum hem de mutfağımla beraber çalıştığım ekibime de iyi bir örnek oluşturmak isterim” diyor. Tabak yaparken, ana unsurun yüzde 80 ön planda tutulmasına dikkat ettiğini, bu hassasiyeti çalışma arkadaşlarından da beklediğini dile getiren Kalfa,
“Yemeğin adı ne ise tabaktaki hükmü ve ağırlığı da o olmalı. Balık mı veriyorsunuz, tabağın içindeki balık yeşilliğin içinde kaybolmamalı. Bir misafir et siparişi vermişse eti garnitür içinde aramaya çalışmamalı” diyor.
YENİLİKLERİN TAKİPÇİSİYİM Aşçılığın sadece yetenek ve deneyimle sınırlı olmadığını, her gün yeni bilgi ve deneyimlerle beslenmesi gerektiğini de söyleyen Kalfa için yenilikleri takip etmek ve araştırmak bir şefin sahip olması gereken önemli değerler. “Ben ofisimden Türkiye hatta dünyanın en ücra yerlerinde ne olup bitiyorsa biliyor ve görebiliyorum. Mesleki anlamda yenilikleri ve dünya mutfaklarını takip ediyor; yeni ürünler ve yemekler üzerine araştırmalar yapıyorum” diyen Kalfa, “Öyle bir çağda yaşıyoruz ki artık, bilgiye erişim çok kolay ve bunun faydalarını bir şekilde önce kendime sonra da ekibime yansıtmak isterim” diyor.
FANTEZİYİ KEYİFLENDİREN SIRA DIŞILIĞA KARŞIYIM Yemekteki sıra dışı yaklaşımlar üzerine de bizimle görüşlerini paylaşan Kalfa, “Sıra dışı olacağım diye yemeği acayip şekillere sokan aşçılar görüyorum. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok! Dünya çok büyük bir köy artık, her şey bilindik, farklı bir iş yapacağım diye lezzetten uzak, yenmeyecek bir yemek yapmak, bence sıra dışı olmaktan çok fanteziyi keyiflendirmek gibi bir şey olur” diyor. Macit Kalfa’ya göre iyi yemek yapmanın en temel
unsuru, kaliteli malzeme seçimi. “Elinizde ne kadar iyi ve taze ürün varsa yemek o kadar lezzetli olur. Misal, enginarı en iyi ayında yapacaksınız, balığı en lezzetli ayında servis edeceksiniz, yoksa yemeğin anlamı olmaz. Balık, soğuk su balığı olmalı çünkü soğuk suda balık yağlanır ve eti lezzetli olur. Fakat sıcak su balıkları yağsız ve tadı saman gibidir. Norveç Somonu’nun neden lezzetli olduğunu bilir misiniz? Çünkü o da bir soğuk su balığıdır, eti oldukça lezzetlidir” diyen Kalfa, yemek yapmanın keyfe, sevgiye dönüştüğü noktada iyi sonuçlar verebileceğini, ancak o zaman damaklarda unutulmaz deneyimler yaşatacağını söylüyor.
KENDİ RESTORANININ AŞÇISI OLMAK İSTİYOR Söyleşimizi sonlandırırken, Barcelo Eresin Topkapı’nın profesyonel ve yetenekli şefi Macit Kalfa’ya en büyük hayalini soruyoruz. İleride kendi restoranının aşçısı olmak istediğini söyleyen Kalfa, Mengen Aşçılık Okulu’nda halen eğitimine devam eden oğlu ile birlikte kuracağı restoranın hayali ile yaşadığını ve bir aile işi kurmaktan büyük mutluluk duyacağını sözlerine ekliyor.
restaurant gastro güncel 102 hotel & hi-tech
İnoksan üst yönetimi hünerlerini sergiledi Eğitim ve Uygulama Merkezi Akademi İnoksan, 2013 yılını hedeflerinin üstünde başarıyla tamamlayan İnoksan üst yönetim kadrosunu hazırladığı etkinlikle ağırladı.
3
3 yıldır işletmelerin mutfağında olan İnoksan, bu kez kendi mutfağına girdi ve başarı dolu 2013yılını özel bir yemek eşliğinde kutladı. Akademi İnoksan’da gerçekleşen yeni yıl yemeğine; İnoksan Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Varlık, İnoksan Yönetim Kurulu Başkan Vekili Emre Varlık ve İnoksan Satış Pazarlama AŞ. Genel Müdürü Esra Altay ve İnoksan İcra Kurulu Başkanı Gürhan Akdoğan’ın yanı sıra yönetim kurulu üyeleri ve üst yönetim kadrosu
GÜNAYDIN ET’İN LEZZETİ İNOKSAN PROFESYONELLİĞİYLE BULUŞUYOR Günaydın Grup bünyesinde bulunan Günaydın Kebap Restaurant, Maçka’da bulunan Swissotel The Bosphorus’un içerisine açtığı restoranın mutfağında İnoksan ile işbirliği yaptı. İnoksan’ın dizayn ettiği mutfak göz ve damak zevkini ortak noktada buluştururken, mutfakta harikalar yaratan Günaydın şefleri de düşünülerek inovatif bir mutfak yaratıldı. Swissotel Günaydın Kebap Restaruant’ın mutfağına sektörün son trendlerini adapte eden İnoksan, mekanda fonksiyonel ve tasarruf sağlayan ürünlerine yer verdi.
da katılım gösterdi. İnoksan Kurumsal İletişim Sorumlusu Oya Ataeli ve İnoksan Eğitmen Danışman Şefi Rıfat Sınmaz’ın ev sahipliği yaptığı keyifli gecede, İnoksan’ın 2013 başarı grafiği ve 2014 yılı hedefleri de masaya yatırıldı. Başarılarla dolu bir yılı geride bırakmanın sevincini yaşayan İnoksan ekibi, kendi hazırladıkları yemekler eşliğinde keyifli bir akşam geçirdiler.
restaurant gastro aktüel 104 hotel & hi-tech
Kış rehavetine kapılanların ilacı, Go Mongo’da Kış soğuklarının
kendini iyiden iyiye hissettirdiği bugünlerde, mevsimin rehavetine kapılan lezzet meraklıları, aradıkları motivasyonu “Mongolian Barbeque Moğol Barbeküsü” konseptinin Türkiye’deki ilk ve tek temsilcisi Go Mongo’da buluyor. Go Mongo şeflerinin farklı lezzetleri keşfetmeyi sevenler için özenle hazırladığı Vietnam usulü Pho Çorbası, deneyenlerin bir daha asla vazgeçemediği tatlardan.
Anavarza Bal, Anadolu Markaları ödülünü kazandı Türkiye Finans Katılım
Bankası, Capital ve Ekonomist dergileri işbirliği ile düzenlenen Anadolu Markaları 2013 Yarışması’nın ödül töreni Conrad İstanbul’da yapıldı. Bu yıl yedincisi düzenlenen, iş dünyası ve Anadolu ekonomisinin lokomotifi olan markalaşma yolunda başarılı çalışmalara imza atan şirketlerin seçildiği yarışmada, 200’e yakın başvuru arasından Büyük İşletmeler; Tarım-Gıda, Ticaret ve İmalat ile Küçük işletmeler kategorilerinde başarılı olanlar ödüllendirildi. Anadolu Markaları 213’te toplamda 17 firmaya ödül verilirken; Anavarza Bal Büyük İşletmeler Tarım-Gıda İmalat kategorisinde ikincilik ödülünü aldı. Törende kısa bir konuşma yapan Anavarza Bal Genel Müdürü Can Sezen, “Bala hakkettiği değeri verdik, ödülü hak ettik” dedi.
Chaine Des Rotisseurs üyeleri brunch’ta buluştu World Travel Awards
tarafından 2012 yılında “Türkiye’nin En İyi İş Oteli” seçilen Mövenpick Hotel Istanbul’un, 15 Aralık 2013, Pazar günü AzzuR Restaurant’ta düzenlediği brunch’a Chaine Des Rotisseurs üyeleri ilk defa çocuklarıyla birlikte katıldı. Davette gelen konuklara, Akdeniz mutfağından en seçkin örneklerin yanı sıra İtalyan usulü pizzalar, ev yapımı makarnalar, leziz suşiler, baştan çıkarıcı tatlılar ve Mövenpick dondurmaları gibi birbirinden seçkin lezzetler sunuldu.
“Belcolade” 25 yaşında Puratos 25 yıl önce gerçek Belçika çikolatası Belcolade ile çikolata sektörüne profesyonel bir marka kazandırdı. Belcolade ile Puratos, dünya çapında binlerce profesyonel çikolatacının en önemli tedarikçisi haline geldi. Sektörde 25. yılını kutlayan Belcolade markası ile ilgili bir konuşma yapan Puratos Grup Yönetim Kurulu Başkanı Eddy Van Belle, “Son 25 yıla baktığımızda Belcolade’nin bugün küresel bir oyuncu konumuna geldiğini görüyorum ve yatırımlarımızın ve inovasyonlarımızın devamının gelecekte Belcolade’yi daha da büyüteceğinden eminim” dedi.
Her diliminde, her çeşidinde ayrı zi olan Seyidoğlu, lezzet Geleneksel tatların vazgeçilme çeşitlerinin yanı sıra
geçmişten günümüze taşınan baklava damaklara şölen genişleyen pasta ve kurabiye yelpazesiyle de yaşatıyor. ve her dilimi lezzet Seyidoğlu ustaları tarafından özenle hazırlanan r. Klasik pastalar, kaynağı pasta çeşitleri görselliği ile de göz alıyo n ve nişan pastaları, doğum günü pastaları, özel gün pastaları, düğü r. ediyo eşlik oyuncaklı pastalar kutlamalara da kurabiyeleri de tatlı Ağızda dağılan, tadı damakta kalan Seyidoğlu ine keyif katıyor. tuzlu çeşitleri ile beş çaylarına, dost sohbetler
Ruga’dan “business lunch” menü
Sürmeli Hotel bünyesindeki Ruga Restoran, “business lunch” menüsüyle adından söz ettirmeye devam ediyor. Mutfak Koordinatörü Uğur Alparslan’ın oluşturduğu “business lunch” menüsüyle Ruga Restoran, gün ortasında keyifli geçecek iş yemeklerine zemin oluşturuyor.
Gümüşsuyu Restaurant ile yeni yıla lezzetli bir başlangıç
Park Bosphorus İstanbul Hotel içerisinde yer alan ve adını bulunduğu semtten alan Gümüşsuyu Restaurant, yeni yılın ilk ayında keyifli menülerle misafirlerini ağırlıyor. Ünlü Executive şef Maximilian Thomae’nin “aromalı çay cusine” keyfi ile Gümüşsuyu Restaurant yeniliklerin öncüsü oluyor. Gümüşsuyu’nun büyüleyici atmosferinde, ünlü şefin hazırladığı menüde başlangıçtan tatlıya tüm lezzetlere özel çaylar eşlik ediyor.
Ruga’nın özel menüsünde, soğuk atıştırmalıkları Tayland usulü taze soğan ve kişniş ile harmanlanan dana eti salatası, mantarlı enginar salatası, karides, somon, ızgara tavuk ve biftek alternatifleriyle sunulan Sezar salatası oluşturuyor. Ünlü şefin sihirli dokunuşlarıyla sunduğu öğle menüsünde, ana yemekleri ise sirke, kekik ve kimyon ile marina edilmiş somon şiş kebap, karidesli ve bal kabaklı risotto, pesto sosu ve zeytinle servis edilen fettucini…
Gurme kahve tiryakileri Nişantaşı Coffeeway açılışında buluştu Coffeeway’in
Nişantaşı Güzelbahçe sokaktaki açılışında kahvenin sıcak ve samimi ortamında kahve diyarının rüzgarlarını Türkiye’de estiren ünlü müzik grubu Latin Havana Salsa’nın müziği ve dansları eşliğinde kahveseverler gönüllerince eğlendi. Açılışa katılan davetliler adeta bir “kahve tadım kütüphanesi” kadar zengin kahve çeşidine sahip mekanda farklı tadlardaki kahveleri yudumladılar. Özellikle espresso çeşitleri tazeliği ve kaliteli tadı ile farklıydı. Açılışta kahve tiryakileri, latin müziğiyle dans edip günün yorgunluğunu çıkardılar.
restaurant gastro aktüel 106 hotel & hi-tech
Nestlé, zirveye çıkan tek yiyecek ve içecek şirketi oldu Sosyal sorumluluk
Pınar 40. yaşını çalışanlarıyla kutladı Yaşar Topluluğu bünyesindeki Türkiye’nin öncü gıda ve içecek markası Pınar, 40. kuruluş yıldönümünü çalışanlarıyla birlikte kutladı. Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı İdil Yiğitbaşı konuşmasında, ‘’Bulunduğumuz tüm sektörlerde her biri dünya standartlarında üretim kalitesi ve ürün çeşitliliğine sahip şirketlerimiz ile yolumuza emin adımlarla devam ediyoruz. Tedarikçilerimiz ve bayilerimizden oluşan 500 bin kişilik bir ekosisteme sahibiz. 2012 ve 2013’te gerçekleştirdiğimiz ve başlattığımız yatırımlar, bizi daha güçlü bir şekilde geleceğe taşıyor” dedi.
anlayışını “Paylaşılan Değer Yaratma” anlayışı üzerine inşa eden Nestlé, KPMG Kurumsal Sosyal Sorumluluk Araştırması’na göre yaptığı çalışmaları raporlayan dünyanın en büyük 10 şirketinden biri oldu. Nestlé aynı zamanda KPMG’nın analiz ettiği en büyük şirketler listesinde yer alan tek yiyecek ve içecek şirketi oldu. KPMG, şirketlerin risk değerlendirmelerini ve bu riskler karşısında aldıkları aksiyonları ve bu aksiyonların büyük etki oluşturabileceği sorunları ve alanları da içeren kriterlere göre raporlama kalitesini değerlendiriyor.
Sultan Et’e ‘Tüketiciye Tavsiye Edilecek Ürün’ ödülü Tüm Tüketicileri
Koruma Derneği tarafından “Tüketiciye Tavsiye Edilecek Ürünler” ödül töreni 21 Aralık Cumartesi günü İstanbul Kale Outlet Center’da düzenlendi. Törende konuşan Mustafa Bılıkçı, “2007 yılında da aldığımız bu ödülü tekrar almaktan dolayı çok mutluyuz. Tüketicilerimizi memnun edecek güvenilirlikte hizmetimizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.
Geleceğin şef leri diplomalarını aldı
Özyeğin Üniversitesi işbirliğiyle 2013 Ocak ayında Türkiye’de eğitime başlayan Le Cordon Bleu, sertifika programlarına katılarak 11 haftalık eğitimi tamamlayan öğrencilerini mezun etti. Mutfak Aşaması ve Pastacılık Aşaması olmak üzere temel 2 alandan oluşan programda, mutfak ve pastacılıkta temel, orta ve üstün seviyelerini başarıyla tamamlayan 52 öğrenci, diploma ve sertifikalarını Fransız Master Şefleri Gilles Company ve Christophe Bidault’ nun elinden aldı.
Istanbul Culinary Institute’tan bir ilk: Pop-Up Cookery Book
a Türkiye’nin aşçılık ve yemek eğitimi konusund en saygın kuruluşlarından Istanbul Culinary k Institute, kuruluşunun 7. yılını sıra dışı yeme kitabı ile kutluyor. Chefschool Profesyonel Aşçılık Sertifika Programları’nda eğitimi verilen temel reçeteler, cek tanımlar ve yemek meraklılarının ilgisini çeke n sevile bilgilerin yanı sıra Enstitü Restaurant’ın yemeklerinin tariflerinin de yer aldığı kitabı celi benzerlerinden ayıran en önemli özelliği eğlen k yeme up popilk iş tirilm inleş detaylarla zeng kitabı olması.
Farklı tatlar ile lezzetli atıştırmalıklar
Sağlık kaynağı peynir çeşitlerini tüketicilerle buluşturan Kaanlar Gıda, farklı damak zevklerine hitap ediyor. El değmeden, katkısız, tamamen doğal olarak üretilen geleneksel peynirler ve dünya peynirleri yeni yıl kutlamalarına da eşlik ediyor. Özellikle İtalyan mutfağının ünlü peyniri Mozzarella’nın çeşitlerinden biri olan Suda Mozzerella ile hazırlanan atıştırmalıklar, damak tadına düşkünlerini fethediyor.
Balıkev Mutfak Etiler’de Güveçte Kırlangıç keyfı
Balık kültürüne yepyeni bir soluk getiren Balıkev Mutfak Etiler’de deneyebileceğiniz en özel lezzetlerden biri de “Kırlangıç Kavurma”. Marmara Denizi’nden çıkan en özel yerli balıklardan kırlangıç balığına yepyeni bir bakış getiren bu lezzet, güveç içerisinde servis ediliyor. Yapılış tarzı ve içindeki malzemelerle fajita’yı andıran kırlangıç kavurma, şimdiden Nisbetiye Caddesi’nin en çok konuşulan lezzetleri arasına girdi.
Beymen Zorlu Center’ın son buluşma mekanı: “Morini Teras”
Beymen Zorlu Center, 2014 coşkusunu kısa zamanda İstanbul’un değişmez mekanlarından biri olan Morini’yle yeni açılan terasın a taşıyor. Yepyeni barı, eşsiz kokteylleri ve yeni yıla özel le zzetleriyle hizmet verecek olan Morini Teras, soğuk kış günlerini sıcacık ortamıyla ısıtıyor. 6 Michelin Yıldızlı Şef Michael White’ı İstanbullularla tanıştıran Morini Restaurant şefin menüsünden atıştırmalıklarla Beymen Zorlu Center Teras’da 2014’ün vazgeçilmez mekanlarından biri olacak.
restaurant hijyen 108 hotel & hi-tech
Vega Systems Firma Sahibi Ad Van Geffen:
“Türkiye’den hiç vazgeçmedik” “Türkiye pazarından hiçbir zaman vazgeçmedik, 2014 yılı için hedeflerimiz çok yüksek. Türkiye’de çamaşırhane sektörü pazarından en az yüzde 25 pay alacağımızı düşünüyoruz.”
E
ndüstriyel çamaşırhane ekipmanları sektörünün lider markalarından Vega Systems, yeniden Türkiye pazarında! 2009 krizi ile beraber Türkiye’deki faaliyetlerine son veren firma, 2013 yılında Konya’da kurduğu Türkiye’nin ilk hijyenik tünel sistem çamaşırhane tesisi ile Türkiye’den hiç vazgeçmediğinin de sinyalini verdi. 2014 yılı hedeflerinin yüksek olduğunu ve Türkiye çamaşırhane sektöründen yüzde 25 pay almayı planladıklarını açıklayan Vega Systems Firma Sahibi Ad Van Geffen ile firmanın Türkiye pazarına yönelik hedeflerini ve yeni yatırım projelerini konuştuk.
Vega Systems’i kısaca tanıtarak; ana faaliyet kollarından ve hizmetlerinden bahseder misiniz? Hollanda Oss merkezli bir firma olan Vega Systems’i 2001 yılında kurduk. 1985 yılında Teknik Üniversiteden mezun olduğumdan bu yana endüstriyel çamaşırhane
ekipmanları üretiyorum. Sektörde bir ticari endüstriyel çamaşırhane için gerekli olan her türlü makine ve ekipman imalatını gerçekleştirmekteyiz. Halen firmamız bünyesinde Almanya fabrikamızda Tünel Sistem yıkama makineleri, Hollanda fabrikamızda komple silindir ütü besleme ve silindir ütü katlama makineleri üretimini yapmaktayız. Grubumuzun halen Hollanda, Almanya, Tayland, Çin ve Arjantin’de imalat ve montaj fabrikaları bulunmaktadır.
Türkiye endüstriyel çamaşırhane pazarında ne kadar süredir faaliyet gösteriyorsunuz? Firmamız Türkiye’deki faaliyetlerine 2005 yılı sonunda başladı. Bu süre zarfında pazarda geniş bir referans listesine ulaştık. Karçelik, Karbeyaz, Dolphin çamaşırhaneleri ve güneyde yer alan birtakım otelleri bunlara örnek gösterebilirim. 2009-2010 yıllarında yaşanan kriz dolayısıyla Türkiye’deki faaliyetlerimizi
kademe kademe azaltmak durumunda kaldık. Ancak Türkiye’den hiçbir zaman vazgeçmedik ve halen bizim için çok önemli bir pazar olduğunu düşünüyoruz. Türk insanı ile çalışmaktan büyük mutluluk duyduğumuzu da ayrıca belirtmek isterim.
Pazara ilişkin değerlendirme ve tespitlerinizi de paylaşır mısınız? Bu süreçte birlikte çalıştığımız pek çok çamaşırhanede siz Türklerin esnaflık diye tabir ettikleri çalışma şekillerini yakaladık. Öyle ki müşterilerimizin birçoğuyla sadece tokalaşarak alışveriş yaptık. Bu çalışmalarımızdan da son derece memnun kaldık. Türkiye’deki faaliyetlerimiz yavaşladıktan sonra sektörün güçlü distribütör firmalarıyla çalışmaya devam ettik. Bu firmaların destekleriyle de Türkiye’de doğrudan komple anahtar teslim tesis kurulumu yapıyoruz. Bu anlamda yerel firmalardan da destek alıyoruz. Gelecek dönemde daha da büyük çalışmalar yapmayı hedefliyoruz.
Bu hedeflerinizi biraz daha açabilir misiniz? Türkiye pazarında 2012 ve 2013’ün çalışmalarından ve satışlarından çok memnunuz. 2013 yılında Konya’da Türkiye’nin ilk gerçek anlamda hijyenik tünel sistem çamaşırhane tesisini kurduk. Medi Laundry, 1.000 m2 alan içinde tünel yıkama sistemi, yanında destekleyici konvansiyonel hijyenik bariyerli yıkama makineleri, pres ünitesi, kurutma makineleri ve silindir ütü hattı ile faaliyetlerine devam ediyor. Tesiste tamamen AB standartlarına uyumlu makineler kullanıldı. Bu konuda Türkiye’de ciddi bir eksiklik olduğunu özellikle belirtmeliyim. Çünkü Türkiye’de AB standartları henüz uygulanmıyor, bunu iddia eden tesislerde de ne yazık ki ekipmanlar yetersiz. Yine de bu konuda bilincin çok hızlı bir şekilde arttığını görüyor ve bundan mutluluk duyuyoruz. Çünkü bilincin yükselmesi
bizim için yeni potansiyel müşteriler demek. Sağlık sektörü ile beraber konaklama sektörüne yönelik faaliyetlerimiz de devam edecek. Sonuç itibari ile bizler temiz yıkanmış, doğru ütülenmiş ve paketlenmiş çamaşırlar istiyoruz. Zaten firmamızın dünyadaki en büyük ünü de, komple tesis kurulumu yapan firma olmaktan geliyor. Bu konuda özellikle Avrupa’daki pek çok otel yıkaması yapan tesisin altında imzamız var.
Türkiye ve küresel pazardaki yatırım gücünüz, hedef pazarlarınız nedir? Endüstriyel çamaşırhane piyasasında rekabetin ilk 3-4 firmasından bir tanesiyiz. Bununla beraber potansiyelimizi her geçen yıl arttırıyoruz. Bu konuda rakiplerimizin bizden kaygı duyduklarını gözlemliyoruz. Dünya piyasasında ve özellikle Uzakdoğu ve Latin Amerika’da her geçen yıl yeni pazarlardan çok ciddi paylar alıyoruz. Bizim için mutluluk verici bir tablo bu. Türkiye’ye gelecek olursak, Türkiye’de bizim bir geçmişimiz var ve bu çalışmalarımızı devam ettirmek istiyoruz. Önümüzdeki yıl için hedeflerimiz çok yüksek. Türkiye’de mevcut çamaşırhane sektörü pazarından en az yüzde 25 pay alacağımızı düşünüyoruz.
restaurant hijyen 110 hotel & hi-tech
Eczacıbaşı Profesyonel’den POYD’a destek
E
czacıbaşı Tüketim Ürünleri Grubu şirketlerinden biri olan ve profesyonel temizlik, hijyen, gıda ürünleri ve hizmetlerini, komple çözümler sunarak işletmelerle buluşturan Eczacıbaşı Profesyonel, sektöre destek vermeye devam ediyor. Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD)’nin 13 Aralık Cuma gecesi Antalya Mardan Palace Hotel’de gerçekleştirdiği ‘Geleneksel Gala Gecesi’nin ana sponsorluğunu Eczacıbaşı Profesyonel üstlendi. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Abdurrahman Arıcı, Antalya Vali Yardımcısı Recep Yüksel, Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Acar, TÜROFED Başkanı Osman Ayık, AKTOB Başkanı
Eczacıbaşı Profesyonel, sektörün önemli buluşmalarından olan ve 2010 yılından bu yana düzenlenen Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği’nin ‘Geleneksel Gala Gecesi’nin ana sponsoru oldu. Antalya Mardan Palace Hotel’de 13 Aralık 2013 tarihinde düzenlenen gecede, Eczacıbaşı Profesyonel katkılarından dolayı ödüle layık görüldü. Sururi Çorabatır ve ALTİD Başkanı Burhan Sili’nin katılımıyla gerçekleşen Gala Gecesi’nde, Burcu Güneş şarkılarıyla geceye katılanlara keyifli anlar yaşattı.
ECZACIBAŞI PROFESYONEL’E ÖDÜL POYD’nin resmi yayını olan GM Turizm ve Yönetim dergisi tarafından 2010 yılından bu yana gerçekleştirilen QM Awards Ödülleri de gecede sahiplerini buldu. Eczacıbaşı Profesyonel, geceye sağladığı katkılardan dolayı ödüle layık görüldü. Eczacıbaşı Genel Müdürü Yeşim Roth, ödülü POYD Başkanı Ali Kızıldağ’ın elinden aldı.
restaurant dekorasyon 112 hotel & hi-tech
Derin Design’ın Sahibi ve Tasarımcısı Derin Sarıyer:
“Mekanlarda yeni yönetim modelli tasarımlar ön planda”
D
ünyanın özellikle gelişmiş bölgelerinde gerçekleşen 2008-2009 büyük ekonomik krizinin düşüşe geçirdiği hospitaly sektörü son dönemde yeniden aşikar bir yükselişe geçmiş görünüyor. Toparlanan ekonomiyle iş ve tatil seyahatleri belki de hiç olmadığı kadar arttı. Bu toparlanma yeni yatırımların yanı sıra renovasyon bütçelerinin de büyümesine vesile oldu. Bu yeni dönemde otellerde uygulanan tasarım anlayışlarında, mobilyalarda ve malzemelerde taze bir perspektif göze çarpıyor. Standart formüllerle ve ezberlerle hareket eden yatırımcı sayısı hızla azalıyor. Kendi dilini oluşturan, markasına ayırt edici unsurlar katmaya eğilimli bir yatırımcı profiliyle karşı karşıyayız artık. Otelin tasarım tavrını, ambiyansını ve verdiği hissi salt maliyet hesaplarının belirleyemeyeceğinin
bilincine varıldığını gözlemleyebiliyoruz. İnsanların salt fonksiyona değil, güzelliğe ve hayal kurmaya da ihtiyaç duyduklarının kavrandığı bir anlayışın kapıları açılıyor.
OPERASYONDA DA RENOVASYON RÜZGARLARI ESİYOR Sadece görüntü, estetik ve yüzeyde değil, operasyonel anlamda da renovasyon rüzgarları esiyor. Mekan tasarımını yeni yönetim modeli tasarımlarıyla da destekleyen düşünce yapıları gündeme geliyor. Ruhu olan oteller nasıl oluşturulur sorusunu sormaya başlayan dünyaya yatırımcılar, mimar, içmimar, tasarımcı ve sanatçılar yenilikçi fikirlerle cevaplar sunuyorlar. Odaların, lobinin, restoranların ya da toplantı alanlarının tek tek, birbirinden ayrı üniteler olarak
ele alınmaktan çıkılıp, yekpare bir mesaj verdikleri bütünlüklü hale gelişlerine şahit oluyoruz. Söz konusu mesaj her yeni dönemde farklılaşıyor, dünyanın gidişatına göre yeniden şekilleniyor.
DEKORASYONDA ÇEVRE HASSASİYETİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VURGUSU Otelde kalan misafirlerin kendilerini o şehrin ya da bölgenin yerel atmosferiyle iç içe geçmiş hissetme arzularını karşılayan, otantiklik duygusunu yaşatan yaklaşımların ön planda olduğu yıllardan sonra artık çevre hassasiyetinin ve sürdürülebilirlik kavramının benimsenmiş olduğu bakış açıları tercih edilir hale geliyor. Herkesin aynı duygularla günlerini geçirdiği otel servislerinin yerini kişiselleştirilmiş deneyim olanaklarının sunulacağı yeni bir 10 yıl önümüzde görünüyor. Teknoloji ve iletişim odaklı gelişmeler neticesinde daha az personelin çalıştığı, daha sakin ortamlar ortaya çıkıyor. Bir kez kullanılan yatak tekstil ürünleri, kendini temizleyen odalar, hologramlar sayesinde kullanıcıların odaların dekoruyla oynayabilecekleri yıllar hiç de uzak gibi görünmüyor.
restaurant portre 114 hotel & hi-tech
Tözün Mimarlık - İçmimar Hande Tözün:
“Sıfırdan yapmak renovasyondan daha kolay” İçmimar Hande Tözün, Türkiye’de renovasyon projeleriyle öne çıkan önemli isimlerden. Turizme ilk olarak 1997 yılında Çırağan Kempinski Otel renovasyon yatırımı ile başlayan başarılı içmimar, 2007 yılında kurduğu Tözün Mimarlık ile ağırlıklı yenileme projelerine imza attı.
C
rowne Plaza Istanbul Old City, Likya Lodge Kapadokya’dan sonra The Grand Tarabya projesi ile geçen yıl uluslararası bir ödülün de sahibi olan Hande Tözün ile renovasyon projelerindeki tecrübesini, Best Hotel interior for Turkey ödülünü ve gelecek projelerini konuştuk.
Tözün Mimarlık deyince ilk akla renovasyon projeleri geliyor. Turizm mimarlığı geçmişinizi anlatarak, sektöre ve renovasyon yatırımlarına
yönelik çalışmalarınızdan kısaca söz eder misiniz? Ben turizmle 1996 yılında okuldan mezun olduktan hemen sonra tanıştım. 1997 yılında Çırağan Kempinski Otel kısmında renovasyon çalışması başlatılmıştı. Tasarımcı, müteahhit ve otel işletmesi arasındaki köprüyü mal sahibi adına kuran proje yönetim ekibinde çalışmaya başladım. Renovasyon çalışması 2 yıl sürdü. Renovasyon tamamlandıktan sonra Otel ve Saray içerisinde çeşitli renovasyon projelerini gerçekleştirerek Çırağan için çalışmaya devam ettim.
Çırağan Kempinski’de geçirdiğiniz 11 yıl size sektörel ve mesleki anlamda neler kattı?
Mal sahibi firmanın talebi ile Saray suitleri ve genel mekanları için yenileme projelerini hazırladım. Saray ilk restore edildiği yıllarda tarihi değerler gözetilmeden yapıldığından renovasyon çalışmasının tarihe özen gösterecek titizlikle yapılması gerekiyordu. Sarayın tarihini araştırarak her ayrıntıyı tek tek planlayarak 2005’de başlayan renovasyon çalışmalarını 3 yılda tamamladım. Saraydaki yenileme çalışmaları tamamlandıktan sonra kendi ofisimi oluşturdum.
Çırağan Kempinski’den kopuş ve kendi mimarlık ofisinizi kuruşunuz nasıl gerçekleşti peki? Çırağan Sarayı bu süreçte benim hem göz bebeğim hem de adeta evim gibi olmuştu ancak Saray’daki görevim tamamlanmıştı ve ben artık farklı binalar için projeler üretmek istiyordum. Bu sebeple doğru zamanda kazandığım tecrübeleri de değerlendirebileceğim ofisimi kurdum. 2008 yılından bu yana da Tözün Mimarlık ekibi olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Bu sayede muazzam bir meslek bilgisine sahip oldum. Çünkü otelcilik başlı başına uzmanlık, bilgi ve deneyim gerektiren bir sektör. Hem bir tasarımcı gözüyle mekanlar tasarlıyor, uyguluyorsunuz hem de operasyonun kalbinde malzemeden otel işletmesinin tüm safhalarına şahit oluyorsunuz.
Bahsettiğiniz bu mesleki edinimler konusunu biraz daha açmak isterim. Turizm, otel mimarlığı bir mimardan nasıl bir duruş ve yaklaşım ister? Turizm mimarisi de içmimarisi de kendi alanında uzmanlık gerektiren konular. Hem otel işleyişine ait bilgilere hem de kullanmanız gereken malzeme ve donanım hakkında teknik bilgilere sahip olmanız gerekiyor. Zincir otel projesi yapmak şartnameler ve işlevler konusunda tasarımcıları çok geliştiriyor. Benim şansım 11 sene uluslararası bir zincir otelde işletmenin direkt içinde bulunmak oldu. Gerçekleştirdiğimiz projelerde ihtiyaçların tespiti, malzemelerin seçimi, fonksiyonların çözümü konusunda bu sayede doğru kararlar alabiliyoruz.
Tözün Mimarlık olarak Çırağan’dan sonraki ilk projeniz ne oldu? 2007 yılında Laleli’deki eski Ramada Oteli Crowne Plaza Istanbul Old City’e dönüşüyordu. Otelin mal sahibi bir
restaurant portre 116 hotel & hi-tech
Çırağan davetinde benim renove ettiğim yerleri görüp beğenmiş. Bu isteklerini bana ilettiler ve beraber çalışmaya başladık. Çırağan Kempinski’den sonraki ilk projem yine bir renovasyon çalışması oldu. Benim için bu projenin de ayrı bir değeri vardır. Binalar Mimar Kemalettin’in eseri olan Harikzedegan binalarıdır. Mimar Kemalettin benim öğrencilik yıllarımda ilgiyle araştırdığım mimarlardan biri olmuştur. Her ne kadar bina tamamlandıktan sonra yapılış niyetine karşılık yangın zedeler için kullanılamasa da kendi dönemi için fazlasıyla modernist bir fikirle yapılandırılmıştır. Bu bakımdan bu binanın iç mekanlarını tasarlamak benim için ayrı bir mutluluk kaynağı olmuştur.
Projenin konseptinden biraz daha söz eder misiniz? Projenin mevcut avlusunda bir sokak espirisi yakalamaya çalıştım. Beni en çok heyecanlandıran da bu oldu. Avlunun üstü kapatıldıktan sonra bir galeri haline dönüştü, tıpkı Beyoğlu’ndaki pasajlar gibi. 20.yy İstanbul stillerinin bir karışımını bu avluya aktarmak istesek ne yapardık fikriyle her bir binanın iç avlusuna bakan köşesine Art nouveau ve 1. Ulusal Mimarlık akımından esinlenmiş farklı stillerde bezemeler yaptık. Bir dönemin izlerini bize sembolik olarak anlatsın diye hayal edilmiş bir hikayesi var, umarım kullanıcıları da yapıya o bilinçle bakıyorlardır. Crowne Plaza Istanbul Old City’nin ardından Silkar Grubu’na ait olan Likya Lodge Kapadokya’yı yeniledik. O da 1980’lerde Mimar Tuncay Çavdar hocamızın yaptığı iddialı bir bina. Bir Tuncay Çavdar binasının renovasyonunu yapmak Mimar Kemalettin izleri taşıyan bir binayı renove etmek kadar keyifli ve onur verici idi.
Siz aynı zamanda uluslararası ölçekte ödüllü bir mimarsınız. Best Hotel Interior Turkey ödülü nasıl geldi, anlatır mısınız? The Grand Tarabya projesinin iç mimarisini projelendirmiş olmak ve hayata geçtiğini görmek bizi
son derece mutlu ediyor. The Grand Tarabya harika konumda bir otel, koyu zaten çok güzel ve binanın da kendine özgü değerleri var. Otelin tüm Türkiye’nin hafızasında hatırları var. Biz de tüm bu değerlere ve mevcut güzelliklere saygılı, şaşadan uzak, her şeyin dozunda ve rafine olduğu zamansız iç mekanlar tasarladık. Otelin iç mekanlarında çok rafine bir ahenk var. Çok çalışmamızın ve doğru tasarım üretme çabamızın karşılığı olarak The Grand Tarabya projemizle uluslararası bir ödül kazandık. Tözün Mimarlık olarak 2013-2014 dönemi için International Hotel awards kapsamında ‘Best Hotel interior for Turkey’ ödülünü aldık. Bizim en büyük şansımız, simge değeri olan güzel binalara iş yapmamız oldu.İç mimar için tasarımını yaptığı binanın mimarisini sevmek de önemli tabii. İnanın mimarisini severseniz daha bir şevkle çalışıyorsunuz.
Şu ana kadar bahsettiğiniz tüm projeler tamamen renovasyon-restorasyon ağırlıklılar. Bundan sonraki süreç nasıl ilerleyecek? Çırağan Projesi benim için yeni işlerimde önemli bir referans oldu. Çünkü renovasyon yapabilmek de ayrı bir bilgi ve donanım gerektiriyor. Bu konuda seçici davranan mal sahipleri için çözüm üretmekten mutluluk duyuyoruz. Yaşanılacak süreci öngörüyor olmak bizim için önemli bir avantaj. Sahip olduğumuz tecrübe hem tasarım hem planlama aşamasında işimizi kolaylaştırıyor. Renovasyon veya yeni proje tasarlamamız için önemli bir fark oluşturmuyor. Her ikisi de tasarım süreci ya da hayal gücünde bir değişiklik üretmiyor.
Bir otel ya da turizm tesisi için renovasyonun değeri, önemi nedir? Bu konudaki görüş ve değerlendirmelerinizi de bizimle paylaşır mısınız? Bir otel 7. yıldan itibaren renovasyon çalışmalarına
KİMDİR?
başlamalı. 7. yıldan itibaren yapılan yenilemeler daha yumuşak oluyor. Tekstil nevi malzemelerin, döşemeliklerin, mobilyaların, halı ve perdelerin yenilenmesi gibi. Bir otelde renovasyonun bir nedeni eskiyen malzemeler, eşyalar olurken bir diğer nedeni de konseptin zaman içinde sıkıcı hale gelmesi olabiliyor. İşletmenin gelen misafire yeni bir konsept sunmak isteği ile tüm konsepti baştan aşağı değerlendirmesi gerekebiliyor. Mevcut her şeyin sıfırlandığı bir süreçten bahsediyorum. Bazen otellerde ufak tefek yenilemeler de yapabiliyorsunuz. Bunu eğer doğru bir şekilde yapmazsanız o küçük renovasyonlar kötü sonuçlar doğurabiliyor. Doğru planlanmış küçük renovasyonlarla oteli daha uzun süre taze tutmak mümkün. Bu noktada ilk tasarımı yapan içmimarla iletişimin kopmaması da önemli. Bizim ülkemizde ilk tasarıma pek saygı duyulmuyor. Avrupa’da ise durum tam aksi. Yurt dışında malzeme yorulması sebebi ile yapılan yenilemeler genellikle projede kullanılan malzemeler birebir kullanılarak yapılıyor. Aynı kumaş yenileniyor ya da halıysa aynısı dokunuyor. Böylece ilk tasarlanmış ambiyansta bozulma olmuyor, ahenksiz veya zevksiz ayrıntılar oluşmuyor. Bu sebeple küçük bakım çalışmalarının da doğru kurgulanmaları ve planlanmaları önemli.
Bir projeyi tasarlarken en çok nelere odaklanıyorsunuz? Bir otel ya da mekan tasarlarken iki şeye özellikle dikkat ediyorum. İlk olarak, işlevleri doğru çözümlemek. Sadece tasarımın farklılığı, dekorasyonun güzelliği için tasarım yapmaktan hoşlanmıyorum. İkinci olarak mekana ait duyguyu bulmak. Tasarladığınız mekanın konsepti kullanıcılarının duyularını etkiler. Onu da bir şekilde işlevle kaynaştırmak gerekiyor.
Düşündürmek ve duygu yaşatmak hissini bir mimar olarak her projenizde yansıtabiliyor musunuz? Elbette. Duygu yaşatmak benim için çok önemli. Çünkü ben her gittiğim mekanda o hislerle yaşıyorum. Altıncı hissi kuvvetli insanların yaşadıkları tedirginlikleri vardır hani, mekanın enerjisinin ağır geldiğini ifade ederler bazen. Tasarımcılar da o duygularla fazlaca yönetildiği için kimi mekanlara hiç giremediğimiz bile oluyor. Çünkü ambiyans işlev ile uyumsuz veya kötü olabiliyor.
1992-1996 Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi i İçmimarlık ve Çevre Tasarımı bölümünden mezun olan Hande Tözün; 1997-1999 yılları arasında Çırağan Kempinski renovasyon projesinde Proje Müdür Yardımcısı olarak görev aldı. 1999-2008 döneminde Çırağan Sarayı bünyesinde İçmimar olarak çalışmalarına devam eden Tözün, 2008 yılında kurduğu Tözün Mimarlık ile turizme proje üretmeye devam ediyor.
İstanbul’daki şehir otellerini bu açıdan nasıl değerlendirirsiniz? Sizi düşündüren, bir duygu yaşatan proje ismi verebilir misiniz? Öncelikle duygunun işlevle birlikte gelmesi lazım. Resepsiyondan beş dakikada check-in işlemlerini yaptırıp odasına vakit kaybetmeden koşan bir business misafir için yaşatılacak duygu başka bir şey, mesela Grand Tarabya’da yaptığımız başka bir şey… Orada kapıdan içeri girdiğiniz andan itibaren gerçek bir huzur ortamıyla buluşursunuz. Grand Tarabya’yı tasarlarken Otel’e gelen misafirlere “İstanbul kalabalığından kopuş” duygusunu yaşatmaya çalıştık. Aydınlatma, renk seçimi, dekoratif öğeler ambiyansın parçalarını oluşturuyor. Hemen karşımızda olduğu için örnek vermek istiyorum, Four Seasons Bosphorus aydınlatma konsepti anlamında çok başarılı bir proje ortaya koymuş. Otele girince insanın ruh hali değişiyor. Bu gerçek bir tespit, bir mekan sizi iyi da kötü bir şekilde etkiliyor, hislerinize etki ediyor. Ticari anlamda başarı veya başarısızlığa sebep olabiliyor.
Gündemde yeni renovasyon projeleriniz, gerçekleştirmek istediğiniz hayalleriniz var mı? Devam eden projelerimizden biri de Tuzla Termal Otel. Mevcut tesisin içine yeni bir business otel yapıyoruz. Binanın içinde termal suyun kullanıldığı bir SPA da olacak. İstanbul için termal business otel yeni bir konsept. Projenin 2014 yılında tamamlanması planlanıyor. Bu projelerin dışında en büyük hayalim ise, bir müze yapmak. Türkiye’de bir müze projesinin parçası olmayı istiyorum.
restaurant otel-tech 118 hotel & hi-tech
Rentokil Türkiye Eğitim ve Kalite Müdürü Beytullah Zeybek:
“Pest kontrol faaliyetleri titizlikle yürütülmelidir” “Oteller ve restoranlar, insan sağlığı ve gıda güvenliğinin en hata kabul etmeyen alanları. Pest kontrol faaliyetlerini titizlikle yürüten Rentokil olarak, müşterilerimizin bu hassasiyetinin farkındayız…”
D
ünyanın önde gelen pest kontrol firmalarından Rentokil’in Türkiye Eğitim ve Kalite Müdürü Beytullah Zeybek ile Türkiye’de pest kontrol ve Rentokil’in faaliyetleri hakkında konuştuk.
Türkiye’de pest kontrolün geçmişinden biraz bahseder misiniz? Ülkemizde 90’lardan itibaren profesyonel firmalar tarafından pest kontrol hizmetleri yapılmaya başlandı. O yıllarda daha çok belli başlı gıda firmaları ve büyük kuruluşlar bu hizmetten faydalanıyorlardı. Bunun dışında kalanlar kendi olanaklarıyla kimyasalı (pestisit) dışarıdan almak suretiyle bir ilaçlama pompası ile uygulamalarını kendileri yapıyorlardı. Günümüzde hala özellikle evlerde, küçük ölçekli işletmelerde bu yöntemlerle yapılan uygulamalara şahit olmak mümkün.
Türkiye’de Rentokil gibi profesyonel firmalar olduğuna göre neden hala bu tür uygulamalar devam ediyor? Bunun birincil nedeni; hala bu tür firmaların varlığından haberdar olmayan, ulaşılamayan insanların olması,
ikincisi ise daha önce böyle bir firma tarafından başarısız bir uygulamaya şahit olmuş kişilerin, uygulamayı kendileri yaparlarsa, sorunlarını çözüme kavuşturacaklarını inanmaları. Bir diğer husus olarak, biz millet olarak hizmet satın alma konusundaki kültürel alışkanlıklarımızı yeni yeni değiştirmeye başlıyoruz.
Sizce pest kontrol firmalarının başarısız olmasının sebebi nedir? Bu soruya yanlış kimyasal kullanımı diyerek cevap vermek isterdim. Ancak en temel sorun, çözümün kimyasal kullanımla mümkün olacağı inancıdır ya da öyle gösterilmesidir. Hatta bir adım öteye gidersek, insan sağlığını ve gıda güvenliğini de düşündüğümüzde kimyasal kullanmak bazen mevcut zararlı aktivitesinden çok daha tehlikelidir. Buna tesisteki haşere risklerinin, popülasyonlarının doğru tespit edilememesi, sağlıklı kontrollerin ve izlemelerin yapılamaması gibi konuları da ilave edebiliriz. Ancak tüm bunların ötesinde sektöre özgü mesleki eğitimlerin yetersiz olması ve firmaların çalışanlarına yeterli düzeyde eğitimler vermediğini söyleyebiliriz.
Mesleki eğitimlerin yetersizliğinden bahsettiniz. Rentokil olarak çalışanlarınızın eğitimi konusunda neler yapıyorsunuz? Rentokil, dünyadaki 60 ülkede uyguladığı eğitim politikasını Türkiye’de de uyguluyor. Her şeyden önce bütçesinde eğitime pay ayıran bir firma. Türkiye’de bir
eğitim departmanımız var ve ben de şu anda bu departmanın başındayım. Kısaca şu şekilde anlatabilirim, işe yeni başlayan çalışanlarımız için 6 haftalık bir temel eğitim ve oryantasyon süresi var bu süre içerisinde hem teorik hem de pratik eğitimler veriyoruz. Altı hafta sonunda bu arkadaşlarımız Level 1 dediğimiz bir sınava tabi tutuluyor ve sınavda başarılı olması durumunda yavaş yavaş tek başına çalışmaya başlıyor. Daha sonra Level 2, Level 3 seviyelerinde mesleki uzmanlık eğitimleri ile devam ediyoruz. Sadece işe yeni başlayanlar için değil mevcut çalışanlarımızın eğitimleri de periyodik olarak devam ediyor.
Rentokil, Türkiye genelinde hizmet veren bir firma. Böyle bir coğrafyada çalışanlarınızı nasıl kontrol ediyorsunuz? Türkiye gerek ulaşım ağı gerekse coğrafi yapısı nedeniyle tek merkezden yönetimi zor bir ülke ancak Rentokil, 85 yıllık tecrübesi ile dünyada bunlara çözümler bulmuş biz de bu tecrübelerden faydalanıyoruz. Öncelikle bölgelerde çalışan tüm arkadaşlarımızda el PDA cihazlarımız var. Her sabah işe başlarken arkadaşlarımız bu cihazları açıyor ve çalışmaya başlıyor. Müşteriye gittiğinde hizmetini tamamladıktan sonra bilgileri giriyor ve sistem online olarak bu bilgileri merkeze ulaştırıyor. Bu sistem üzerinden biz hem çalışanlarımız takip ediyoruz hem de müşterilerimize online raporlama hizmeti sunuyoruz.
Müşterilerinize sunduğunuz bu online raporlama sistemi Türkiye’de yeni bir uygulama galiba. Bundan biraz bahseder misiniz? Türkiye’de yeni bir uygulama, biz bu raporlama sistemine Pest net online diyoruz. Biraz önce müşteride hizmetini tamamlayan arkadaşlarımızın PDA cihazlarına bilgileri girdiğinden bahsetmiştim. Bu bilgiler anında online bir sistem üzerinde işlenerek bir rapor formatına dönüşüyor. Müşterilerimize verdiğimiz sunucu adresi ve şifre bilgileriyle sisteme girerek kendi tesisleri için hazırlanmış bu raporlara, hizmetin hemen ardından ulaşabiliyorlar. Bu sistem üzerinden müşterilerimiz aylık ve yıllık aktivite trendleri, grafikler, aylık ve yıllık karşılaştırmalar, kullanılan kimyasalların güvenlik bilgileri vb. birçok bilgiye ulaşabiliyor. Ayrıca isterlerse raporlardan çıktı alabiliyor, isterlerse bu raporları üst yöneticileri, tedarikçileri vb. kişi yada kuruluşlarla online olarak paylaşabiliyorlar.
Son olarak otel ve restoranlar için Pest Kontrol çalışmalarınızdan da söz eder misiniz? Otel ve restoranlar insanların tüm faaliyetlerini sürdürdüğü alanlardır. İnsan sağlığını ve gıda güvenliğini düşündüğümüzde bu alanlarda pest kontrol faaliyetleri çok titizlikle yürütülmesi gerekmektedir. Rentokil olarak, müşterilerimizin bu hassasiyetinin farkındayız ve buna göre çözümler üretmek, müşterilerimizi korumak durumundayız. Her geçen gün hızla gelişen Rentokil teknolojisi, uzmanlığı bu alanlar için geliştirilmiş kimyasal dışı yöntemler, mekanik, elektronik çözümler üretmiştir. Tesisin durumuna göre uzman çalışanlarımız tarafından yapılan zararlı risk değerlendirmesi sonucuna göre kurulan bu pest kontrol sistemi müşterilerimizi zararlılardan korumakta ve bunu yaparken insan faaliyetlerini etkilememektedir.
restaurant otel-tech 120 hotel & hi-tech
Cantek’den akıllı soğutma sistemleri Antalya Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) 20 yıldır faaliyet gösteren endüstriyel soğutma sistemleri üreticisi Cantek, enerji tasarrufunda akıllı makineleriyle sektördeki farklılığını ortaya koyuyor.
2
014 yılı için “Akıllı Makinalar” mottosunu belirleyen Endüstriyel Soğutma Sistemleri üreticisi Cantek Yönetim Kurulu Başkanı Can Hakan Karaca, 13-20 Ocak Dünya Enerji Tasarrufu Haftası nedeniyle yaptığı açıklamada, toplumun tüm kesimlerini çevre ve enerji tasarrufu konusunda duyarlı olmaya çağırdı. Eski bir Kızılderili deyişi olan “Bu dünya bize atalarımızdan miras kalmadı, çocuklarımızdan ödünç aldık” sözünü anımsatan Can Hakan Karaca, “Bu bilinçle çocuklarımıza daha iyi bir gelecek için daha yaşanılır bir dünya bırakmalıyız”dedi.
EN AZ ELEKTRİKLE EN FAZLA VERİMLİLİK Cantek’in yıllardır toplumda enerji tasarrufu konusunda farkındalık yaratacak projeler geliştirip ürettiğini belirten Karaca, 2014 yılından itibaren üretilen tüm makinelerin IRS (Intelligent Refrigeration System/ Akıllı Soğutma Sistemi) ile donatılmış olarak piyasaya sürüleceğini söyledi. Karaca, Türk mühendislerinin üstün gayretleri ve yüzde 100 yerli sermaye ile üretilen CantekIRS’nin, soğutma sistemlerinde en az elektrikle en fazla verimliliği sağlayan ürünler olduğunu ve 25 ülkede aynı anda piyasaya sürülecek olan CantekIRS serileri ile yüzde 70’e ulaşan oranlarda elektrik tasarrufu sağlanabileceğini belirtti. Karaca, Cantek’in kullandığı teknolojilerle sağladığı yüzde 70’lik enerji tasarrufunun dünya soğutma endüstrisinde bir devrim niteliğinde olduğunu sözlerine ekledi.
Cantek Yönetim Kurulu Başkanı Can Hakan Karaca
“ENERJİNİ DOĞRU KULLAN” SPONSORLUKLARI DEVAM EDİYOR “En çevreci ve en ekonomik enerji tasarruf edilendir” diyen Karaca, kendi sektöründe dünya çapında ilklere imza atmanın gururunu yaşadıklarını vurguladı. Karaca, enerjinin doğru kullanımını teşvik etmek üzere “Enerjini Doğru Kullan/Use your energy wisely” sloganı ile çeşitli etkinlikler düzenleyen Cantek’in, 2010 yılında Nasuh Mahruki ile “Everest Tırmanışı” ve ardından Yasemin Dalkılıç’la “Dünyanın İnanılmaz Dalışları” proje sponsorluğuna devam ettiğini hatırlattı. Karaca, her iki sporcunun da ortak özelliklerinin yaptıkları sporun başarısının, bedensel enerjilerini en tasarruflu şekilde kullanmaları olduğunu belirterek böyle önemli bir sosyal sorumluluk projesine verdikleri destek için Mahruki ve Dalkılıç’a teşekkür etti.
restaurant fuar 124 hotel & hi-tech
İzmak, Host Milano’dan tam not aldı Çeyrek asırdan bu yana sektöründe ileri ve yeni teknolojiye sahip endüstriyel mutfak ekipmanları üreticisi İzmak, dünyada 39.’su gerçekleştirilen Host Milano 2013 Fuarı’nda yeni nesil ürünleri ile yoğun ilgi gördü.
E
ndüstriyel mutfak ekipmanları sektörünün çeyrek asırlık üretici firmalarından İzmak, 39.’su gerçekleştirilen Host Milano 2013 Fuarı’nın en çok ziyaret edilen stantlarından oldu. 2013 yılı dahil olmak üzere 6. kez katılım yaptıkları Milano Fuarı’nı başarılı bir şekilde geçirdiklerini anlatan İzmak Genel Müdürü Turgay Ceylani fuara ilişkin şu bilgileri paylaştı: “Avrupa’nın en büyük toptancı firmalarının öncü üreticisi olarak %65 oranında ihracat ağırlıklı olarak çalışmaktayız. 39.’su yapılmış olan Host Milano Fuarı’na 2013 yılı dahil olmak üzere 6. katılımımızı başarılı bir şekilde gerçekleştirdik. Başta Almanya, Fransa, İtalya, İsviçre, Hollanda, İspanya, İngiltere ve Romanya olmak üzere tüm Avrupa ülkelerinden ve Ortadoğu’nun gelişmekte olan pazarları İsrail, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Dubai ve Ürdün’den birçok müşterimizi standımızda ağırladık.”
TÜRK FİRMALARINDAN YOĞUN KATILIM Fuar esnasında Ar-Ge ekibinin başarılı çalışmaları sonucu üretimine başladıkları yeni seri ürünlerinin tanıtımını yaptıklarını ifade eden Ceylani, “Ekibimizin emeğinin karşılığını şimdiden almaya başladık” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “2013 Host Fuarı Türkiye açısından da önemli bir gelişme ile
sonuçlandı. İlk kez 46 Türk firması bu fuara katılım sağladı ve böylece ülkemizin sesini güçlü bir şekilde duyurmuş olduk.” Turgay Ceylani, 2015 yılında Milano’nun Expo şehri olması ve temponun daha da artacağı düşüncesiyle bir sonraki fuar için şimdiden hazırlıklara başladıklarını kaydederek, 2015’te daha başarılı bir müşteri portföyü ile karşılaşacaklarına inandıklarını da sözlerine ekledi.
restaurant fuar 126 hotel & hi-tech
Anfaş Hotel Equipment, 25. yılını kutluyor 22 – 25 Ocak 2014 tarihleri arasında Antalya’da düzenlenecek Anfaş Hotel Equipment “Uluslararası Konaklama ve Ağırlama Ekipmanları İhtisas Fuarı” bu yıl 25. yılını kutluyor.
A
ntalya düzenlenmeye başlanan ve Türk turizminin gelişim sürecine eşlik eden Anfaş Hotel Equipment Fuarı, 25 yıl önce yeni yapılmakta olan otellere mal ve hizmet satmak 2 isteyen yaklaşık 40 katılımcı firma ile 3500 m olarak açılmıştı. Fuar, 25 yılda Türk turizminin gelişimi ile beraber 10 katı büyüdü. 2014 yılında fuarda 400 katılımcı firmanın 2 35.000 m alanda stant açması bekleniyor.
MUSTAFA ÇALIK: ULUSLARARASI PLATFORMA DÖNÜŞTÜK Anfaş Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Çalık, gerek otel kökenli olması gerekse fuarın organizasyon yöneticisi olması sebebi ile bu süreci çok yakından gözlemlemiş turizmcilerden. Konuya ilişkin
açıklamalarda bulunan Mustafa Çalık, “Bu yıl Anfaş Hotel Equipment Fuarı’nı 25. Yıl özel konsepti ile açacağız. Fuarımız artık otel, turizm işletmeleri, restoran ve ağırlama işletmelerinin yanı sıra TSK, DMO, Öğretmenevleri ve Polisevleri gibi kuruluşlarının satın alma yaptıkları uluslararası bir platforma dönüştü” diye konuştu.
2 MİLYAR DOLAR TİCARET HACMİ BEKLENİYOR Fuarın mutfak ve çamaşırhane ekipmanları, tüm otel tekstili ürünleri, yataklar, mobilyalar, dekorasyon malzemeleri, fast food ve pastane ekipmanları, servis malzemeleri, ses - görüntü ve ışık sistemleri bir konaklama ve turizm işletmesinin ihtiyaç duyacağı her türlü ürün ve ekipmanın sergilendiği uluslararası bir ihtisas fuarı olduğunu ifade eden Çalık, çok kapsamlı ve çeşitli ticari bağlantıların kurulduğu Anfaş Hotel Equipment Fuarı’nın çarpan çoğaltan etkisi ile yaklaşık 2 milyar dolarlık ticaret hacmi oluşturmasının beklendiğini sözlerine ekledi.
restaurant ürünler 128 hotel & hi-tech
Viko’dan öncü ve yenilikçi “Karre”
Viko’nun minimal formuyla kısa zamanda otel ve restoran kullanıcılarının öncelikli tercihleri arasına giren ürünü Karre, tasarımcılara ve dekorasyonlara ilham vermeye devam ediyor. Zarafetini yalınlığından alan Karre, seçkin renkleriyle ve keskin hatlarıyla öne çıkıyor. Bununla birlikte uygulandığı alanlarda bütünlüğün uyumlu bir parçası oluyor. Her duvar rengini tamamlayan, her mobilya zevkiyle örtüşen, her eve ve her ofise özel bir hava katan, anahtar ve priz tasarımı beklentilerine karşılık veren Karre, bu alanda büyük bir eksikliğe cevap veriyor.
Guestinhouse “Yılın Distribütörü” seçildi
Guestinhouse; turizm, ağırlama ve konaklama sektörüne ürün tedariğinde lider bir isim olarak pek çok otel açılış ve yenileme projesine imza atmaya devam ediyor. 2013 yılında yaptığı başarılı çalışmalar ile hem distribütörü olduğu firmalardan hem de müşterisi olan otellerden tam not alan Guestinhouse, Bentley tarafından “Yılın Distribütörü” ödülüne layık görüldü. Guestinhouse’un yönetici ortakları Burcu Erdoğan Ergül ve Güray Ergül, Bentley CEO’su Mark Okkerse ve Bentley Satış Müdürü Dion Bosch’un takdim ettiği ödülü, İstanbul’da 11 Aralık akşamı Zuma Istanbul’da yapılan özel bir kutlama ile teslim aldı. Mark Okkerse, ödülü takdim ederken, Guestinhouse’a Bentley tarafından 2009 yılında verilen ilk ödülü hatırlatarak, bütün Bentley distribütörleri arasında ilk defa Guestinhouse’un ikinci kez “Yılın Distribütörü” olmaya hak kazandığını vurguladı. Burcu Erdoğan Ergül, 2013 yılının en iyi distribütörü seçilmelerinin kendileri için çok önemli olduğunun altını çizerek şöyle konuştu: “Guestinhouse, geniş ürün gamı ve projelere özel gerçekleştirdiği çalışmaları ile uluslararası standartlarda hizmet vermeyi hedefleyen otellerin tercihi olmaya devam ediyor. ”
Endüstriyel mutfakların temizlik elçisi: “İnoksclean”
İnoksan’ın hijyen markası İnoksclean; turizm, eğitim, sağlık işletmeleri ve diğer tüm işletmelerde mutfak yatırımı kadar önemli olan mutfak ekipmanlarının ömrünü ve verimliliğini korumayı da başarıyor. 1980 yılından bu yana endüstriyel mutfak sektörüne ilkleri kazandıran İnoksan, her marka endüstriyel ekipman için kullanılabilecek endüstriyel temizlik ürünlerini mutfak profesyonellerinin beğenisine sunuyor. İnoksclean ürünleri; ekipmanları sadece temizlemekle kalmayıp bakımını da yaparak ilerde oluşabilecek hasarın ve maliyet kaybının önüne geçiyor. Doğru endüstriyel temizlik kullanımı işletmelere sadece hijyen değil, enerji, su, personel ve zaman tasarrufu da kazandırıyor.