Editor HRBF HI-TECH’te Bu Ay - TÜRSAB, Eurasian Cities Forum - Avrasya Şehirleri Forumu kapsamında, turizm alanında gerçekleştirilen "Rusya - Türkiye İşbirliği Konferansı" için Tataristan'a gitti. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın da katıldığı konferansta iki ülkenin turizmdeki potansiyeli masaya yatırıldı. - Ambalaj ve Gıda İşlem Fuarları ile Foodist Gıda Fuarı, Mamtek İstanbul Mağaza, Market Donanımı ve Lojistiği Fuarı, Özel Markalı Ürünler ve Otel, Lokanta Endüstrisi için hazırlanan Horeca İstanbul fuarları artık “Reed Tüyap Fuarcılık Anonim Şirketi” tarafından gerçekleştirilecek. - Merkez Bankası Ocak-Mayıs dönemine ilişkin Ödemeler Dengesi Raporu'na göre Türkiye'nin turizm geliri 2012 yılının ilk beş aylık döneminde yüzde 5,4 oranında azaldı. 2012 yılının ilk beş aylık dönemini yüzde 4,38'lik yabancı ziyaretçi düşüşüyle tamamlayan Türkiye'nin turizmden elde ettiği gelirdeki düşüş daha büyük oldu. - 2011 yılında World Travel Awards tarafından "Avrupa'nın En İyi İş Oteli" seçilen, İstanbul’un iş ve alışveriş merkezinin kalbinde bulunan Mövenpick Hotel Istanbul otelini sizler için inceledik. - Wüsthof’un Türkiye ile birlikte 19 ülkeden sorumlu yetkilisi Agathe Dembski Türkiye’ye rutin ziyaretlerinden birini daha gerçekleştirdi. 2006 yılında Türkiye pazarına yönelik Sile Dış Ticaret ile başlayan işbirli-
ğinden oldukça memnun olduğunu aktaran Agathe Dembski yeni dönem hedeflerini dergimizle paylaştı. - Ünlü Şeflerin gözünden Ramazana özel sofralar. Türkiye’nin saygın şefleri Türk mutfağının ramazana özel lezzetlerini ve önerilerini aktardı. - Endüstriyel Fırıncılar Birliği Genel Başkanı Ali İlkbahar’dan Türkiye’de endüstriyel fırıncılık faaliyetleriyle ilgili değerlendirmeler. Endüstriyel Fırınlar ne istiyor? - Turizm ve ülke tanıtımına katkıları nedeniyle yıllardır peşinden koşulan bir hayal olimpiyat oyunları…Umutlar şimdi 2020’ye odaklandı. 2020 Yaz Olimpiyat Oyunları’na da ev sahipliği için adaylığını koyan İstanbul’un rakipleri bu kez Madrid ve Tokyo. - Sofralardan müzelere taşınan lezzet zeytinyağı. Türkiye’de türünün ilk örneği olarak Zeytinyağı "Fabrika - Müzesi" 2001 yılından bu yana yerli yabancı on binlerce ziyaretçi ağırladı. Ayrıca HI-TECH ekibi olarak her ay olduğu gibi sektörün nabzını da tutmayı sürdürdük. Sektörel etkinlik ve fuarlar ile firmalardan yatırım haberlerini gündeminize taşıyarak, Türk ve dünya piyasalarında sektörle ilgili tüm gelişmelere bu sayımızda da yer vermeye çalıştık. Yazın bu sıcak günlerinde keyifle okuyacağınızı düşünüyoruz. Hayırlı ramazanlar…
Uğur DÜNDAR
GRUP BAŞKANI H. FERRUH IŞIK İLETİŞİM MAGAZİN GAZETECİLİK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. ADINA İMTİYAZ SAHİBİ ve SORUMLU GENEL YAYIN MÜDÜRÜ MEHMET SÖZTUTAN GENEL MÜDÜR YARDIMCISI AHMET KIZIL
YAYIN DANIŞMANLARI Prof. Dr. HÜSNÜ GÜNDÜZ Prof. Dr. MUHAMMET ARICI Prof. Dr. İSMAİL KAYA Doç. Dr. MEHMET ALİ ÖZBUDUN T. YÜCEL DEREYAYLA FİKRET ÖZDEMİR
REKLAM KOORDİNATÖRÜ EMİR ÖMER ÖCAL emir.ocal@img.com.tr REKLAM MÜDÜRÜ EDA ŞİŞİK eda.sisik@img.com.tr
YAYIN EDİTÖRÜ UĞUR DÜNDAR ugur.dundar@img.com.tr
REKLAM DANIŞMANI SERDAR ÖZCAN serdar.ozcan@img.com.tr
HABER SERVİSİ MÜNEVVER ÇAKIRTAŞ munevver.cakirtas@img.com.tr
SANAT YÖNETMENİ ve B.SORUMLUSU İSMAİL GÜRBÜZ ismail.gurbuz@img.com.tr
KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ EBRU PEKEL ebru.pekel@img.com.tr
GRAFİK ERDEM MERMER erdem.mermer@img.com.tr
DIŞ İLİŞKİLER YUSUF OKÇU yusuf.okcu@img.com.tr MUHASEBE ve FİNANS MÜDÜRÜ MUSTAFA AKTAŞ mustafa.aktas@img.com.tr ABONE ve DAĞITIM NURTEN DEMİR nurten.demir@img.com.tr
ADRES 29 Ekim Caddesi No:23 34197 Yenibosna / İSTANBUL - TÜRKİYE Tel.:+90.212 454 25 00 Faks:+90.212 454 25 98 web: www.hi-tech.com.tr e-mail: info@img.com.tr İRTİBAT BÜROLARIMIZ BURSA +90.224 211 44 50-51 KONYA +90.332 238 10 71
CTP - BASKI İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. 29 Ekim Cad. No:23 34530 Yenibosna/İSTANBUL +90.212 454 30 00
Hotel Restaurant Food Hi-Tech Dergisi’nde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. Hotel Restaurant Food Hi-Tech Dergisi’nin bütün yayın hakları İletişim Magazin Gazetecilik San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yayg›n süreli bir yayın olan Hotel Restaurant Food Hi-Tech Dergisi ayda bir yayınlanır.
indeks 10 Ertuğrul Günay
Tataristan’a Gitti
16 Türkiye’de Gıda Güvenliği ve AB’ye Uyum
22 REED ve TÜYAP
54 Osmanlı’dan Günümüze Fırıncılık
26 24 Mağaza
Müzelere 60 Sofralardan Taşınan Lezzet
30 2 Milyon
Gözünden 64 Şeflerin Ramazan Sofraları
Resmen Ortak
Aynı Gün Hizmette
Avro’luk Yatırım
84 Tekirdağ Köftesi’nin 100 Yıllık Gurmesi
34 İşte Avrupa’nın En İyi İş Oteli
72 Türkiye’nin Bitmeyen Hayali
98 Anfaş’ta Helal Gıda Bölümü
46 Otelcilik Alanında Farklı Bir Proje
Keyfi, 78 Yazın Ege’nin Lezzetleri
102 EBSO’dan Çevre Ödülü
OKYAY.................................79
ANFAŞ .................................95
GÜRÇELİK...........................21
ÖZTİRYAKİLER ..................39
ARİFOĞLU ........................AKİ
İHLAS KOLEJİ..................103
PERMAK................................7
BİSAN................................101
KAPP......................................3
DEDEMAN ..........................29
KAYALAR ............................33
EĞİTİM FUARI ...................99
KILIÇLAR ............................71
ENDER TEKSTİL...........88-89
KNORR................................15
ENTA ...................................81
KRİSTAL ENDÜSTRİ ....ÖKİ-1
SİLTER.................................93
FIRSAT ................................85
LARESSA .............................13
TOLKAR .............................8-9
GALERİ KRİSTAL ..............4-5
MODASLAN........................49
TRİPA ..................................41
PLASPORT ..........................59 S2000..................................AK SETTE HOME .....................63
reklam
GİGANT...............................53
indeksi
AKTİF ISI.............................83
Gündem
10
Hi-Tech Temmuz’12
Gündem Bakan Günay TÜRSAB Heyetiyle
Tataristan’ı Ziyaret Etti TÜRSAB heyeti Rusya - Türkiye İşbirliği Konferansı kapsamında Tataristan'da temaslarda bulundu. TÜRSAB, Eurasian Cities Forum - Avrasya Şehirleri Forumu kapsamında, turizm alanında gerçekleştirilen "Rusya - Türkiye İşbirliği Konferansı" için Tataristan'a gitti. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın da katıldığı konferansta iki ülkenin turizmdeki potansiyeli masaya yatırıldı. Eurasian Cities Forum - Avrasya Şehirleri Forumu kapsamında, turizm alanında gerçekleştirilen "Rusya - Türkiye İşbirliği Konferansı", Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın katılımıyla, Tataristan Özerk Cumhuriyeti'nin başkenti Kazan'da yapıldı. Rusya Federasyonu hükümeti ile Rusya turizmi için bir araya gelen Bakan Günay, Tataristan'ın tarihi ve kültürel mekânlarında incelemelerde bulundu. Bakan Günay, Tatar yetkililere kültür varlıklarının dünya kültür mirasına alınması konusunda girişimde bulunmaları çağrısı yaptı. İzmir Milletvekili Hamza Dağ, Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği Başkanı Turgut Gür, TÜRSAB Başkan Danışmanı Alper Maçka, beraberindeki resmi heyet ve Türk turizm profesyonelleri de Bakan Günay'a bu ziyarette eşlik etti. Kazan Konsolosluğu'nun katkılarıyla düzenlenen "Türklerin Gözüyle Kazan ve Tataristan" isimli fotoğraf sergisini de Tataristan Cumhuriyeti Devlet Danışmanı Şaymiev Mintimer Şaripoviç resmi bir heyet eşliğinde gezdi.
İşbirliğini Arttırma Çabaları Eurasian Cities Forum- Avrasya Şehirleri Forumu'nun açılışını Dünya Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Teşkilatı'nın eş başkanı, Dünya Miras Şehirleri Organizasyonu (OWHC) Avrasya Şube Başkanı ve Kazan Belediye Başkanı Metşin İlsur Raisoviç yaptı. Konferansın açılışında konuşan Tataristan Cumhuriyeti Devlet Danışmanı, Tataristan Cumhuriyeti Tarihsel ve Kültürel Anıtlarını Canlandırma Ulusal Vakfı'nın mütevelli heyeti başkanı Şaymier Mintimer Şaripoviç, işbirliği temasları için Türkiye heyetine teşekkür ederek sözlerine başladı. Gelecek nesillere aktarabilmek için tarihi ve kültürel mirasın korunmasının önemine dikkat çeken Minnihanov Rustam Nurgalieviç, bu yılın Tataristan'da kültürel ve tarihi yıl ilân edilerek bu kapsamda pek çok restorasyon çalışması yaptıklarının altını çizdi.
En Büyük Fırsat ‘UNIVERSIADE 2013’ Minnihanov Rustam Nurgalieviç, Türkiye ile ilişkilerinin son dönemde hem ekonomik, hem bilimsel hem de turizm alanında hızla geliştiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti: "Sayın Ertuğrul Günay aktif çalışmalarımıza dahil oldu. Halklarımız arasında işbirliği devam ediyor. Gelecek yıl "Universiade 2013"ü karşılayacağız. Türk müteahhitler ve inşaat şirketleri her türlü projemize ve yatırımlarımıza aktif bir şekilde katılıp, iyi işler yapıyor. Onlara teşekkür etmek istiyorum. Son dönemde tarihi yapıların restorasyonuyla ilgileniyoruz. Örneğin, Bolgar şehrindeki yapıların restorasyonu çok önemli çünkü 21 Mayıs 922 tarihinde burada İslam dini kabul edildi. Bu tarih bizde bir bayram olarak kutlanıyor. Buraya Rusya, Tataristan ve başka pek çok devletten hacılar ziyarete geliyor. Bu anlamda önemli bir destinasyon. Zamanında Türkiye'yi ziyaret ettiğimde, Tansu Çiller ve Hüsamettin Cindoruk ile görüşmüştüm. O zaman bana 'Tercümanı bırakalım da eski Osmanlıca ve eski Tatarca konuşalım, böylelikle birbirimizi daha çabuk anlarız' Dinimiz bir, kardeş ve yakın kişileriz; o yüzden birbirimizi kolaylıkla anlayacağımızı biliyoruz. İşbirliklerimizin gelişmesini diliyorum. Siz buraya gelirHi-Tech Temmuz’12
11
Gündem
ken evinize dönmüş gibi hissetmenizi istiyoruz. Yurdunuza hoş geldiniz." Eurasian Cities Forum- Avrasya Şehirleri Forumu; OWHC genel sekreteri Denis Ricard, UNESCO Dünya Mirası Merkezi müdür yardımcısı Ron Van Oers ve Grozniy belediye başkanı Huçiev Muslim Magomedoviç'in hoş geldiniz konuşmalarıyla devam etti. Bir Dünya Mirası Şehri olan Kazan'ın dünya turizmine kazandırılmasının önemi; geçmiş- şimdiki- gelecek zamanla bağlantıların sağlıklı kurulabilmesi, kırsal alanla kentsel alan arasındaki ilişkilerin daha ileri seviyeye taşınması ve uluslararası turizmde Kazan'ın önemli bir destinasyon haline getirilmesi konuşmacıların ana konusuydu.
Turizm ve Kültür Mirasının Kurulması Forum'un ikinci oturumu olan Rus-Türk Turizm İşbirliği Konferansı ise Tataristan Cumhuriyeti Gençlik, Spor ve Turizm Bakanı Burganov Rafis Timerhanoviç, Turizm Federal Ajansı Başkan Yardımcısı Sarişvili Grigoriy Naskidoviç ve TC Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın konuşmalarıyla devam etti. Müstesna bir dünya şehri olan Kazan'da olmaktan mutlu olduğunu dile getiren Bakan Günay, şehirle ilgili sözlerini şöyle dile getirdi: "Kazan bundan kısa bir süre önce 1000'inci Kuruluş Yıldönümü'nü kutladı. 1000 yılını aynı topraklar üzerinde bir medeniyet merkezi olarak müstesna bir dünya şehri Kazan. Kazan sokaklarında, Kazan Kremlin'de gezerken, Moskova Kremlin'in köklerinin nereye dayandığını hissedebilirsiniz. Kazan'da gezerken Lenin'in, Tolstoy'un oturduğu sıralarda,
12
Hi-Tech Temmuz’12
Puşkin'in gezdiği sokaklarda dolaşma, görme, o havayı teneffüs etme imkânı bulacaksınız ki bunun dünyanın başka bir şehrinde hissetmeniz pek mümkün değil. Son 20 yılda Bağımsız Devletler Topluluğu ve Rusya içinde kendi kimliğimiz, kendi tarihimiz ve kendi kültürümüzle daha fazla buluşma, tanışma imkânı bulduk. Bizim tarih köklerimizi teorik olarak en fazla sorgulayan ve en fazla bilgi üreten merkezlerden belki birincisi Kazan'dır. "Fikirde birlik, dilde birlik, işte birlik" düşüncesi bu topraklarda başlamıştır ve bütün Türk dünyasına yayılmıştır. Bu topraklarda köklerimizi bulduğumuzu hissediyorum. Bundan ötürü bu konuksever ortam için öncelikle çok teşekkür ediyorum." Tataristan'ın başkenti Kazan'a 1,5 yıl aradan sonra yeniden gelmenin mutluluğunu yaşadığını belirten Bakan Günay, ayrıca Türkiye- Rusya Turizm İşbirliği Konferansı'nın 6. Uluslararası Avrasya Dünya Miras Şehirleri Konferansı ile aynı güne denk gelmesinin bir şans olduğunu dile getirdi. Turizm ile kültür mirasının kurulmasının birbiriyle yakından ilişkili olduğunun altını çizen Bakan Günay konuşmasına şöyle devam etti: "UNESCO'nun Dünya Mirası listesinde Türkiye'den çok sayıda kültür mirası alanı yer alıyor. 2007 yılından sonra UNESCO Dünya Miras Alanları ile ilgili çalışmalara daha çok önem verdik. 1 Temmuz'da St. Petersburg'ta yapılan Dünya Miras Komitesi Toplantısı'nda, Çatalhöyük Neolitik Kenti de 11'inci varlık olarak bu listeye alındı. Böylelikle 13 yıl sonra arka arkaya iki yılda iki alan dünya miras listesine girmiş oldu. Ayrıca bu listede Türkiye'nin 38 tane de alanı bulunuyor."
Gündem Günay: "Turizm Sektörü Barışı İnşa Edecek" "2011 yılında dünyada ekonomik, siyasi çalkantılara rağmen 1 milyara yakın insan dünyayı gezdi ve 1 trilyon doların üzerinde bir gelir elde edildi. 2012 yılı içinde de 1 milyar turistin seyahat etmesi bekleniyor. Turizmden bahsederken daha çok ekonomiden söz edildiği sanılabilir ama turizm aslında dünyada barışını kuracak olan sektördür. 20'inci yüzyılın savaşlarla dolu kötü hatıralarını geride bırakıp, halkları, kültürleri, tarihleri birbirleriyle barıştıran ve böylece insanlığın barışmasına vesile olacak olan önemli sektörlerin başında gelmektedir" diyen Bakan Günay, turizmin 21. yüzyılda barışı inşa edecek olan sektör olduğunun altını çizdi. Turizmin barışı kurucu yönüne vurgu yaparak, sektörün gelişmesinin özel alanda çalışanlar kadar hükümetler arası ilişkilerin iyi gitmesine de bağlı olduğunu ifade etti ve bazı durumların ülkeler arası turizmin gelişmesine önemli katkılar yapabildiğini belirtti.
Rus Turist Sayısı 5 Milyonu Geçecek Türkiye'nin dünya turizmindeki payının önemli bir artış sağladığını söyleyen bakan Günay sözlerini şöyle sürdürdü: "2011 yılında yüzde 9,8'lik bir artışla, yani dünya ortalamasının üzerinde bir artış sağladık. Türkiye'ye 31,4 milyon yabancı pasaportlu turist geldi. Yani İngiltere'yi geçen bir sonuca ulaştık. Bu gelişmede özel sektörle birlikte ortak çalışmalarımızın, rekabetçi, sürdürülebilir anlayışın, tarihi, doğayı koruyan tutumumuzun önemli bir payı var. Teşekkürle ifade etmem gerekir ki Rusya Federasyonu ile işbirliğimizin de büyük payı var. Çünkü Rusya nazarında Türkiye iyi bir destinasyon haline geldi. Yaklaşık yüzde 20'lik bir payımız var bu pazarda. Geçtiğimiz yıl Rusya'dan Türkiye'ye 3.5 milyon Rus vatandaşı geldi.
14
Hi-Tech Temmuz’12
Bu rakamın kısa sürede 5 milyonu aşacağını umut ediyor ve bunun için tüm gayretimizle çalışıyoruz. Tabii Türkiye'den de Rusya'ya çok sayıda ziyaretçi gelmesi gerektiğine inanıyorum. Rusya sadece Türkiye için değil, tüm dünya insanları için gezmesi, görmesi gereken tarihsel, kültürel ve doğal varlıkları barındırıyor. Bu çerçevede galiba Türkiye'nin de Rusya'da daha fazla yatırım yapması gerekiyor. Rusya'nın Türkiye'deki tanıtım çalışmalarını artırması ve çeşitlendirmesi bu çerçevede önem teşkil ediyor." 2012 yılının ilk 3 ayında Türkiye'den Rusya'ya gelenlerin sayısının 2011'e göre yüzde 24 artış gösterdiğine dikkat çeken Bakan Günay, Türkiye'den Rusya'ya gelen turist sayısının artacağını umut ettiğini belirtti.
Türk Turistlere Yönelik Destinasyonlar Bakan Günay, Forum'un bir sonraki oturumunda Türkiye'den turist akışının artırılmasına yönelik olarak düzenlenen "Türk Turistlerine Yönelik Pazarlama ve Reklam Amaçlı Destinasyonlar" adlı yuvarlak masa toplantısına katıldı. Bakan Günay, Tataristan ziyaretinin son gününde ilk Rus Ortodoks kiliselerinin bulunduğu Sviyajsk Adası'na gitti. Buradaki restorasyon çalışmaları ve ada hakkında tarihi bilgiler alan Bakan Günay, ardından tarihi Bolgar şehrini ziyaret etti. Tatarların ataları olan Volga yani İdil Bulgarları'nın İslamiyet'i 21 Mayıs 922 tarihinde resmi din olarak kabul ettikleri bu şehirde, müzeleri, yapımı yeni biten Akmescit ve tarihi İslami dini mekanlarının kalıntılarında incelemelerde bulundu. Bakan Günay burada, Guinness rekorlar kitabına giren dünyanın en büyük basılı Kuran-ı Kerim'ini inceledi. Tatarların ulusal kimliğini bulduğu, tarihi olduğu kadar sembolik anlamı da olan Bolgar'ın UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine mutlaka girmesi gerektiğini belirten Bakan Günay, gerekli hazırlıkları yapmaları halinde Türkiye olarak her zaman desteğe hazır olduklarını belirtti.
Gündem
Türkiye’de Gıda Güvenliği ve AB Kriterleriyle Uyum Gıda güvenliğinin insan sağlığını birinci elden etkileyen, hatta belirleyen hususlardan biri olarak ele alınıyor.
Gıda güvenliği, kurumlardan ve siyasi manevralardan bağımsız değerlendirilmesi gereken bir konu. Konunun, Türkiye gündemine bir kez daha taşınması Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı faslının 30 Haziran 2010 tarihinde AB ile müzakerelere açılması ile oldu. Gıda güvenliğinin insan sağlığını birinci elden etkileyen, hatta belirleyen hususlardan biri olarak ele alınıyor. Dolayısıyla gıda güvenliği, sadece müzakerelerle sınırlı tutulacak ya da AB ile ilişkiler bağlamında siyaseten yaklaşılacak bir konu olarak değerlendirilmemeli. AB müktesebatına göre; Gıda Güvenliği Politikası üç bileşenden oluşan risk analizi süreci üzerine inşa edilmiş bulunuyor. Bu bileşenlerden ilki, risk değerlendirmesi olarak tabir ediliyor. Bilimsel tavsiye verilmesi ve bilgi analizi yapılması aşamaları bu kapsamda yer alıyor. İkinci bileşen risk yönetimi olup, ilgili taraflarla istişare halinde politika alternatiflerinin tartışılması ve kontrol aşamalarını içeriyor. Sonuncu bileşen ise risk iletişimi olarak ifade edilip, kamuoyunu bilgilendirme kısmını temsil ediyor.
16
Hi-Tech Temmuz’12
Gündem EFSA ve İlgili Diğer Organlar Avrupa Gıda Güvenliği Ajansı, İngilizce kısaltmasıyla EFSA (The European Food Safety Authority), 178/2002/AB sayılı Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi tüzüğü ile kuruldu. Avrupa Parlamentosu Komiteleri’nden Çevre, Kamu Sağlığı ve Gıda Güvenliği Komitesi’nin sorumluluk alanına giren EFSA, İtalya’nın Parma şehrinde yerleşkesi olan bağımsız bir ajanstır. 1990’ların sonunda meydana gelen bir dizi gıda krizini takiben, Ocak 2002’de oluşturuldu. Kamu yararını gözeten fakat hiçbir devlet, örgüt ya da sektörü temsil etmeyen üyelerden oluşan bir yönetim kurulu tarafından idare ediliyor. Kurul, EFSA’nın bütçesini belirlemekte, yıllık çalışma programını onaylamakta, AB sınırları içinde ve ötesindeki ortaklarıyla işbirliği halinde ve et kin biçimde çalışılmasını garanti etmektedir. Üyelerin atanması da yine kurulun görevleri arasında yer alıyor. EFSA’nın yönetim kurulu 15 kişiden oluşuyor. İçlerinden biri Avrupa Komisyonu’nu temsil etmekte iken; diğer 14’ü uzmanlık alanlarına, bilgi ve tecrübe düzeylerine göre seçiliyor. Adaylar Avrupa Komisyonu tarafından teklif edilmekte olup, 4 yıllığına ve AB Bakanlar Konseyi’nin Avrupa Parlamentosu ile ortaklaşa kararı ile atanıyor. Kurul yılda en az 4 kez toplanıyor ve şeffaflık ilkesi bağlamında oturumlarını halka açık şekilde düzenliyor. Gıda güvenliği konusundaki ulusal otoritelerle yakın işbirliği içinde çalışan EFSA, gıda zincirinde meydana gelebilecek mevcut ve olası riskler hakkında bağımsız ve bilimsel tavsiyeler veriyor. Kuruluş amaçları arasında AB gıda güvenliği politikasını geliştirme ve tüketicinin korunması yer alıyor. Çalışma alanı ise gıda ve yem güvenliğinin yanı sıra beslenme, hayvan sağlığı ve refahı, bitki koruma ve bitki sağlığı konularını kapsıyor. Çalışmalarını Bilimsel Komite ve paneller aracılığıyla yürüten EFSA’da birimler arasında bir hiyerarşi söz konusu değil, işleyiş yatay düzlemde ilerliyor. Avrupa gıda güvenliği sistemi dikkate alındığında, risk değerlendirmesinin risk yönetiminden bağımsız olarak düşünüldüğü görülüyor. EFSA, risk yönetimi sorumluluğunu üstlenen Avrupa Komisyonu, Avrupa Parlamentosu ve münferit olarak AB üye ülkeleri için bilimsel tavsiye sağlayarak, risk değerlendirmesi aşamasını yerine getiriyor. Görüş ve kararlarını, Avru-
pa Komisyonu Sağlık ve Tüketiciyi Koruma Genel Müdürlüğü’ne (SANCO)sunuyor. Gıda ve yemile ilgili yasalar tasarlanırken, politikacıların gıda güvenliği ile ilgili bir sıkıntı yaşama olasılıklarını dikkate alarak onlara tavsiyeler veriyor. Ajans, Komisyon, Parlamento ve AB üyelerinden bağımsız hareket ediyor ve AB bütçesiyle destekleniyor. EFSA’nın faaliyetlerini gerçekleştirirken riayet etmeye özen gösterdiği bir takım prensipler bulunuyor. Bunlardan ilki olan bilimsel mükemmeliyet, son veriler ve teknolojiden faydalanılması anlamına geliyor. Diğerleri ise bağımsız çalışabilme, açıklık ve şeffaflık, yanıt verebilir ve güvenilir olma ile AB üye ülkeleriyle işbirliği içinde olma hususlarını kapsıyor. Gıda güvenliği alanında EFSA’nın çalışma konularında faaliyet gösteren bir de Gıda Zinciri ve Hayvan Sağlığı Daimi Komitesi bulunuyor. Üye devletlerin temsilcilerinden oluşan ve başkanlığını da Komisyon temsilcisinin yaptığı Komite, Komisyona yardımcı olarak çalışmalarını sürdürüyor. Başka bir deyişle, EFSA tarafından Komisyona iletilen değerlendirmeler bu komitede tartışılıyor.
Avrupa Komisyonu Sağlık ve Tüketiciyi Koruma Genel Müdürlüğü (SANCO) Avrupa Komisyonu bünyesinde, EFSA’nın çalışmalarının sunulduğu ilgili genel müdürlük ise SANCO. Başka bir deyişle EFSA, sağlık ve tüketiciyi koruma çalışma alanına ilişkin olarak SANCO’nun sorumluluğu altındaki ajanslardan biri. Merkezi Brüksel’de olan SANCO, yaklaşık 960 çalışanı ile“Daha sağlıklı, daha güvende ve daha güvenli bir Avrupa”için çalışmalar yürütüyor. Çalışmalarını diğer AB kurumları, ulusal hükümet ve ajanslar, tüketici örgütleri, sağlık çıkar grupları, iş çevreleri ve araştırmacılarla birlikte sürdürüyor. SANCO’nun amacı tüketiciyi güçlendirmek, sıhhi şartları korumak ve geliştirmek, gıda güvenliğini sağlamak, hayvanların ve bitkilerin sağlığını ve refahını korumak. Örgütsel yapılanma olarak kısaca değinecek olursak SANCO; Tüketici ve Sağlık ve Gıda Zinciri olmak üzere iki temel genel müdür yardımcılığına bölünmüş. Bu iki genel müdür yardımcılığı altında da toplamda 7 birim bulunuyor. Gıda zinciri, veterinerlik, sağlık sistemleri ve kamu sağlığı gibi konularda çalışılıyor.
Hi-Tech Temmuz’12
17
Gündem
Türkiye’de Durum Türkiye’deki gıda mevzuatının temelini, Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararname’nin Değiştirilerek Kabulü Hakkında 5179 Sayılı Kanun oluşturuyor. Gıda mevzuatı en genel tabiriyle, gıda maddelerinin taşıması gereken asgari kalite ve sağlığa uygunluk kriterlerini belirleyen kurallar dizinidir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Türkiye’de gıda güvenliğinden sorumlu birincil kurum. Teşkilatlanma açısından değerlendirildiğinde, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın taşra yapılanması olarak ülke genelinde her ilde gıda, tarım ve hayvancılık il müdürlüğü, ilçelerde ise gıda, tarım ve hayvancılık ilçe müdürlükleri bulunuyor. Türkiye genelindeki 81 tarım il müdürlüğünde görevli 4 bin 535 gıda denetçisi ve 40 il kontrol laboratuvarında çalışan bin 200 kişiyle resmi denetim ve kontrol hizmetleri gerçekleştiriliyor. Ayrıca Gıda,
18
Hi-Tech Temmuz’12
Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı dışında 49 adet, Bakanlıktan faaliyet izni almış özel gıda kontrol laboratuvarı da kontrol hizmetlerine destek veriyor. AB üyesi ülkelerde, gıda konusundaki kontrol ve denetimler resmi kurumlarca yürütülüyor. Fakat farklı ülkelerde, yetkinin kurumlar arasında değişik dağılımlara sahip olduğunu söylemek yerinde olacak. AB üyesi 25 ülke arasında yapılan bir istatistiğe göre bu yetkinin kullanımında; kamu tek başına % 56, kamu ile yerel yönetim birlikte % 96, yerel yönetim tek başına % 4 olarak yer alıyor. Denetimlerden sorumlu birim dikkate alınarak yapılan değerlendirmede ise gıda otoritesi % 63, bakanlıklar % 26, bakanlık ve gıda otoritesi birlikte % 10 olarak yer alıyor. EFSA, hukuki adıyla bir Avrupa Topluluğu ajansı olup, AB’de ortak politikalar çerçevesinde karşılaşılan sorunlara çözüm arayan ve Birliğin faaliyetlerine ademi merkeziyetçi bir yaklaşım getirerek, AB hukukuna göre tüzel kişi sayılıyor. AB
Gündem
na katılabileceği belirtildi. Türkiye’nin Katılım Ortaklığı Belgesi’nde ise AB programları yanı sıra ajanslara katılımına yer verildiği gibi, katılım önce sistratejisi çerçevesinde Türkiye’ye ayrılacak mali kaynaktan ajanslara katılım için gereken ulusal katkı payının bir kısmının karşılanabileceği ifade edildi.
Ortak Çalışmalarda Sorun Yaşanıyor
kurumları tarafından düzenli olarak denetlenen ajansların bir kısmı, kurucu tüzüklerinde tanımlanan konulara ilişkin bilimsel veya teknik bilginin gelişmesine katkıda bulunur. Aday ülkelerin Topluluk ajanslarına katılımı, ilk kez 1993 Kopenhag Zirvesi’nde gündeme geldi. Ardından 16Temmuz 1997 tarihliGündem2000 bildirisinde Merkez ve Doğu Avrupa Ülkeleri (MDAÜ) için ajanslara katılımın, AB müktesebatına uyuma daha iyi hazırlanılmasına ve bu bağlamda kurulan ilişkiler sayesinde ortaya çıkabilecek sorunların teknik olarak çözümlenmesine katkıda bulunacağına dikkat çekildi. 1997 Lüksemburg Zirvesi’nde MDAÜ’ler ve Güney Kıbrıs’ın adaylıklarının tanınması ile birlikte Topluluk programlarının yanı sıra ajansların da bu ülkelere açık olduğu bildirildi. 4 Mart 1998 tarihinde açıklanan Türkiye İçin Avrupa Stratejisi’nde ise Türkiye’nin MDAÜ’lere benzer koşullarda ajanslara katılımı öngörüldü. Türkiye’nin adaylığının teyit edildiği 1011 Aralık 1999 tarihli Helsinki Zirvesi’nde, Topluluk ajansları-
Sonuç olarak, hukuken hiçbir engel olmamasına rağmen kapasite oluşturma bakımından yaşadığı teknik yetersizlikler sebebiyle, ülkemiz gıda ile ilgili Topluluk ajansı olan EFSA ile henüz ortak çalışmalar yürütmemekte. EFSA’nın çalışma sistemine aşina olmak ve sistemi öğrenmek adına yürütülen projeler ortaklık kapsamında değerlendirilmemeli. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın 5 hizmet biriminden biri olan Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü, Türkiye’de gıda güvenliği alanında, uluslararası kuruluşlar nezdinde irtibat noktasıdır. Bunun yanı sıra gıda güvenliği konusu Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı dışında STK girişimleri ile ele alınıyor. Örneğin, Uluslararası Gıda Koruma Derneği’nin Türkiye temsilcisi olan Türk Gıda Güvenliği Derneği bir STK olarak çalışmalarını yürütüyor. Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi’nin, 13-14 Eylül 2010 tarihlerinde Edinburgh’da gerçekleştirilen 28. toplantısının ortak bildirisinde gıda güvenliği bağlamında öne çıkan hususlar da, EFSA’nın uyguladığı modelin Türkiye tarafından benimsenmesini teşvik yönünde. Ortak bildiride bahsedildiği haliyle; Avrupa gıda güvenliği modeli ile anlaşılması gereken izlenebilirlik, risk değerlendirme ve risk yönetimi, gıda zincirinde tüm paydaşların hukuki sorumluluğu ve etkili erken uyarı sistemidir. AB ile müzakerelere açılan Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı faslının kazandırdığı ivme ile konuya gerek mevzuat uyumu gerekse pratik uygulamalar bakımından özel ilgi gösterilmesi gerekiyor. Bu bağlamda Avrupa kurumları ile azami düzeyde işbirliğinin yapılması gerektiği değerlendirilmekte. Gıda güvenliğinin sadece siyasi bir düzlemde ele alınamayacak kadar hassas bir konu olmasından dolayı, teknik ve bilimsel altyapının da hazır olması gerekiyor. Hi-Tech Temmuz’12
19
Gündem
Turizm Gelirleri Düştü Türkiye'nin turizm geliri beş ayda yüzde 5,4 azaldı.
Merkez Bankası Ocak-Mayıs dönemine ilişkin Ödemeler Dengesi Raporu'na göre Türkiye'nin turizm geliri 2012 yılının ilk beş aylık döneminde yüzde 5,4 oranında azaldı. 2012 yılının ilk beş aylık dönemini yüzde 4,38'lik yabancı ziyaretçi düşüşüyle tamamlayan Türkiye'nin turizmden elde ettiği gelirdeki düşüş daha büyük oldu.
Aynı Döneme Göre Düşüş % 27,1 Merkez Bankası tarafından açıklanan Ödemeler Dengesi Raporu'na göre; Türkiye'nin turizm geliri 2012 yılının ilk beş aylık döneminde yüzde 5,4 oranında azaldı. 2011 yılının ilk beş aylık döneminde turizmden 6 milyar 290 milyon dolar gelir elde eden Türkiye'nin geliri bu yıl 5 milyar 949 milyon dolara geriledi. Aynı dönemde turizm giderleri ise yüzde 27,1 azalarak 2 milyar 54 milyondan 1 milyar 500 milyon dolara geriledi.
20
Hi-Tech Temmuz’12
Gündem
Ortaklığı Resmen Başladı İngiliz REED Exhibitions ile TÜYAP arasında İstanbul’daki çeşitli fuar organizasyonlarına yönelik ortaklık kuruldu.
22
Hi-Tech Temmuz’12
Gündem
Ticaretin Daha da Gelişmesini Sağlayacak
Dünya fuarcılık pazarında 3000 çalışanı ve 40 ülkede hazırladığı 500’e yakın fuar ile faaliyette bulunan İngiltere merkezli fuarcılık şirketi REED Exhibitions ile Türkiye’de 500 çalışana ve beş şehirde fuar merkezlerine sahip, yılda 110 fuar gerçekleştiren TÜYAP arasında bir ortaklık anlaşması imzalandı.
Basın toplantısında ortaklık ile ilgili görüşlerini açıklayan TÜYAP Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Ünal; “Günümüzde güvenilir kurumlar tarafından doğru hazırlanan ticari fuarlar katılımcılarına ve ziyaretçilerine işlerini büyütmek ve geliştirmek için çok etkili bir fırsatlar dünyası ve iletişim imkanları sunuyor. Küresel ortaklık ve girişimler ile çok daha etkili bir hâle getirilebilen bu çaba REED-TÜYAP ortaklığı ile de ülkemiz ve bölgemiz ticaretinin gelişmesinde çok olumlu bir rol oynayacaktır. Başlangıçta bir grup İstanbul fuarı için gerçekleştirilen işbirliği REED grubunun altı (6) milyon, TÜYAP’ın üç (3) milyon ziyaretçisine ve on binler ile ifade edilen fuar katılımcı kuruluşlarına çok farklı fırsatlar sunacak, onların yeni pazarlarda etkili oyuncular olmalarına imkan sağlayacaktır. Bu ortak girişim ile üretici ve ihracatçı firmalarımıza daha geniş pazar olanaklarının bulunmasının, daha ileri teknolojilerle tanışmalarının, rekabet güçlerinin arttırılmasının yolu açılacak, özellikle İstanbul’un dünya fuarları içindeki öneminin hızla artması ile yabancı firmaların da Türkiye’de kalıcı yatırımlara yönelmeleri teşvik edilirken Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzüncü yılı 2023’ün bugünden hedeflenen dış ticaret boyutlarına ulaşmasında önemli bir yeni basamak inşa edilmektedir” şeklinde konuştu.
Ortak Hareket Edilecek Fuarlar Her iki grubun toplamda 85 yıla varan mesleki tecrübeleri, TÜYAP grubu şirketlerinden Tüyap Fuarcılık Anonim Şirketi ile REED grubu şirketlerinden Reed Cee GmbH işbirliği ile ‘Reed Tüyap Fuarcılık Anonim Şirketi’nde birleştirildi. Başlangıçta Tıp, Ambalaj, Gıda İşlem ve Gıda ana başlıkları altında hazırlanacak fuarlar için sürdürülecek bu işbirliğinde TÜYAP’ın 20 yıla yakın bir süredir hazırladığı Tıp alanında; Ekspomed ve Labtek Fuarları, Ambalaj Endüstrisi konusunda; Avrasya Ambalaj ve Gıda İşlem Fuarları ile Foodist Gıda Fuarı, Mamtek İstanbul Mağaza, Market Donanımı ve Lojistiği Fuarı, Özel Markalı Ürünler ve Otel, Lokanta Endüstrisi için hazırlanan Horeca İstanbul fuarları “Reed Tüyap Fuarcılık Anonim Şirketi” tarafından gerçekleştirilecek.
REED için En İdeal Ortak Basın toplantısında REED Exhibitions adına söz alan CEO Mike Rusbridge ise; “TÜYAP, Avrasya fuarcılık pazarı içinde saygın ve çok önemli yeri olan Türkiye’nin lider fuarcılık kuruluşudur. Ortaklığımız REED Exhibitions adına stratejik bir öneme sahiptir. Bu ortaklık global şirket ağı yapımızı yerel deneyimler ile tamamlarken, TÜYAP ile birleşen portföyümüzün ortaya çıkaracağı sinerji müşterilerimize sunabileceklerimizi arttırmamız için bize eşsiz fırsatlar sunuyor. Engin bilgi birikimi ve 33 yıllık deneyimi ile TÜYAP, önemli bir büyüme bölgemiz olan Türkiye pazarındaki portföyümüzü geliştirmede REED için ideal bir ortak olmakta” açıklamasını yaptı. Hi-Tech Temmuz’12
23
Firma
200 Yıllık Tarihi Birikim ve Tecrübe, Sile Güvencesiyle Türkiye Pazarında Zirveye Oynuyor “Türkiye 2006 yılında satış yapmaya başladığımızdan itibaren devamlı yükselen bir satış grafiğimiz var. Yıllık % 20 dolaylarında oluşan bu hızlı gelişimden son derece memnunuz.” Wüsthof’un Türkiye ile birlikte 19 ülkeden sorumlu yetkilisi Agathe Dembski Türkiye’ye rutin ziyaretlerinden birini daha gerçekleştirdi. 2006 yılında Türkiye pazarına yönelik Sile Dış Ticaret ile başlayan işbirliğinden oldukça memnun olduğunu aktaran Agathe Dembski yeni dönem hedeflerini dergimizle paylaştı: Wüsthof Wüsthof Dreizackwerk KG’nin tarihçesi, şirket yapısı ve üretim kapasitesiyle ilgili bilgi alabilir miyiz? Wüsthof 1814 yılında kurulmuştur. İki yıl sonra 200’üncü yılımızı kutlayacağız. Şu anda yönetim 7. neslin temsilcisi olarak Herald Wüsthof tarafından yapılmaktadır. Wüsthof yaklaşık 200 yıl önce işe başladığında kısaca söylemek gerekirse bıçağı olan tüm kesici aletleri yapmaktaydı. Bunlar içerisinde; bıçaklar, traş makinaları, çakılar ve benzeri kesici aletler diyebiliriz. 6. jenerasyon temsilcimiz Wolfgang Wüsthof, yüksek kaliteli bıçak üretimine fokuslanma kararı aldığından beri dünyada şefler ve mutfak meraklıları giderek Wüsthof'un tartışıl-
24
Hi-Tech Temmuz’12
maz kalitesinin farkına vardı. Bugün Wüsthof % 100 Almanya Solingen'de dünyanın ileri kalitede bıçaklarının üretimi ile faaliyet göstermektedir. Wüsthof ’un ürünleri hangi ülke pazarlarına sunuluyor, ağırlıklı çalıştığınız pazarlar hangileridir? Global anlamdaki pazarlama ağınızdan bahseder misiniz? Wüsthof 70 farklı ülkeye ihracat yapmaktadır. Amerika'dan sonra en önemli pazarımız Almanyadır. Asyada ise en çok satış yaptığımız noktalar Çin ve Japonya'dır. Günlük bıçak üretim kapasitesi 6 bin civarındadır. Birbirine 3 km arayla konuşlanmış iki fabrikadan biri ön üretim ve dövme işlemlerine yoğunlaşırken ikinci fabrika montaj ve sonlandırma ile yönetim çalışmalarının yapıldığı noktadır. Bunlara ilave olarak Amerika'da kurulu kardeş şirketimiz 60 çalışanı ile ülke çapında dağıtımı organize etmektedir. Tüm satışlarımızın % 60'ı Amerikaya, diğer % 40'lık bölümü ise dünyanın 70 farklı ülkesine yapılmaktadır.
Firma
Wüsthof Yetkilisi Agathe Dembski
Türkiye temsilciniz olan Sile Bıçak ile işbirliği ne zaman başladı, şuan hangi noktada? Yeni dönemde pazara yönelik planlamalarınız nelerdir? Sile 2006 yılından beri temsilciliğimizi yapıyor. Sile bizim için çok önemli çalışmalar gerçekleştirdiler. Markamızın ülkenizde tanınmasını ve popüler olmasını sağladılar. Wüsthof markalı ürünlere ulaşmak isteyenler www.sile.com.tr adresinde çok büyük çeşitlilikte ürünlerimiz arasından seçim yaparak sipariş verebilirler. Ayrıca özel aşçılık okulları ile yaptığımız işbirliği de bizler için önem taşımaktadır. Çok yeni olarak dünya ile eş zamanl Wüsthof manikür ve pedikür setlerimizin de satışına Türkiye’de başladık.
Ürünleriniz sizce farklı kılan özellikler nelerdir? Faaliyet gösterdiğiniz pazarda rakiplerinizin önünde yer almak uyguladığınız özel stratejiler var mı? Tüm Wüsthof’lar Almanya’nın Solingen kentinde üretilmektedir. Ham maddesi dahil herşeyin menşei Almanya’dır. Bu ve 200 yıllık geleneklerimiz misyonumuz bizi farklı kılıyor. Biz profesyonel bıçak tasarımcıları ile çalışırız. Onların günün trendlerine göre renk ve formlarda pazarda oluşan değişimleri takip ederler. Bazen otomotiv sektöründe yeni devreye giren bir çalışma bazen mutfak tasarımlarındaki değişimler onların ilham kaynağı olabilir. Yılların birikimi ve sektöre yön veren şeflerin güncel ihtiyaçları devamlı olarak kaydedilir ve tasarım ekibine iletilir.
Türkiye pazarıyla ilgili değerlendirmelerinizi ve pazardan beklentileriniz öğrenebilir miyiz? 2006 yılında satış yapmaya başladığımızdan itibaren devamlı yükselen bir satış grafiğimiz var. Yıllık % 20 dolaylarında oluşan bu hızlı gelişimden son derece memnunuz.
Avrupa merkezli ekonomik kriz şirketi nasıl etkiledi? Ekonomik anlamda gelişmesini sürdüren Türkiye’nin değeri şirketinizin gözünde arttı mı? Açık söylemek gerekirse biz krizden diğer sektörler veya rakiplerimiz olan markalar gibi etkilenmedik. Yıl başında Amerika’da başladığımız reklam kampanyamız büyük başarı sağladı. Türkiye’ye gelince; iş ortağımız Sile kesintisiz ve bol çeşitle pazarın ihtiyaçlarını cevaplamaya devam ediyor. Kriz bu manada bizim için stratejik karar değişikliklerine neden olmadı. Sile’nin gözümüzdeki değeri ise her zaman artış gösteriyor. Bu geldiğimde beni götürdükleri Etiler’deki Nusret Restoran’da tüm müşterilere serviste Wüsthof dövme çelik biftek bıçaklarının verildiğini ve Nusret beyin mutfak ihtiyacı için tümü ile Wüsthof bıçaklarını seçtiğini de sevinerek gördüm.
Türkiye ziyaretinizin özel bir anlamı var mı, yoksa rutin olarak gerçekleştirdiğiniz bir uygulama mı? Türkiye ile birlikte 19 ülkeden sorumluyum. Her iki yılda bir bu ülkeleri en az bir defa ziyaret ediyorum. Gelişen teknoloji ile eskisine göre artık birbirimize çok daha yakın olmamıza rağmen ülkeyi görmek çok önemli. Türkiye her geldiğimde yaptığı büyük değişimlerle beni şaşırtmaya devam ediyor. İstanbul çok özel bir şehir. Keşke daha sık gelebilsem.
Hi-Tech Temmuz’12
25
Firma Kütahya Seramik, Aynı Günde 24 Yeni Mağazasını Hizmete Açtı Türkiye’nin farklı şehirlerinde 24 yeni mağaza aynı günde, aynı anda hizmete açıldı.
26
Hi-Tech Temmuz’12
Firma Seramik sektöründe ilkleri başarmayı gelenek haline getiren ve sayısız yeniliğe imza atan Kütahya Seramik, bir ilki daha gerçekleştirdi. Türkiye’nin farklı şehirlerinde 24 mağaza aynı günde, aynı anda hizmete açıldı. 4 Temmuz’da 7.000’in üzerinde davetlinin katılımıyla aynı anda kapılarını açan mağazalarla Kütahya Seramik’in ülke çapındaki hizmet ağı daha da büyüdü. Kütahya Seramik’in mağaza sayısı 173’e ulaştı.
Ankara, Arma Seramik’teki Açılış Diğer 23 Mağazadan Canlı İzlendi Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in, Ankara’daki önde gelen devlet ve siyaset adamlarının ve kalabalık bir davetli kitlesinin katıldığı Ankara Arma Seramik’in yeni mağaza açılışı, kurulan özel bir sistemle açılışların yaşandığı illere canlı olarak izletildi. Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker ve Kütahya Seramik Porselen Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral, açılış kurdelesini tüm mağazalarla birlikte aynı anda kestiler. Tasarımlarıyla seramiğe yeni boyutlar getiren, vizyonuyla sektörüne yurtiçi ve yurtdışında öncülük eden Kütahya Seramik bir ilki daha gerçekleştirdi. 24 mağazanın aynı gün ve aynı andaki açılış gününün konseptini “İlk olmak yapılmayanı yapmak” olarak belirleyen Kütahya Seramik, sektöründe yine bir başarıya daha imza attı.
16 Bin Metrekare Alana Sahip 24 Yeni Mağaza Kütahya Seramik’in, Türkiye’nin dört bir yanındaki, 24 mağazasında gerçekleşen açılışlara toplamda 7.000’in üzerinde davetli katıldı. Afyon, Batman, Bursa, Diyarbakır, Giresun, Kütahya, Mardin, Mersin, Ordu, Samsun, Ankara, Balıkesir ve İstanbul’da toplam 16.000 metrekare alana sahip 24 mağaza ile birlikte Kütahya Seramik’in ürün ve hizmetlerini tüketicilerle buluşturan mağaza sayısı 173’e ulaştı. Kütahya Seramik’in Ankara’daki iş ortaklarından Arma Seramik’in yeni mağazasının açılışına Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker de katıldı. Kütahya Seramik Porselen Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral, Kütahya Seramik Porselen Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Erkan Güral, Güral ailesi ve firmanın üst düzey yöneticileri de açılışta hazır bulundular. Arma Seramik’in sahipleri Raşit Genç ve İsmet Kılıç’ın ev sahipliğinde gerçekleşen açılış töreninin sunuculuğunu Ece Vahapoğlu üstlendi. Ankara’daki açılış töreni, diğer illerdeki yeni mağaza açılışlarında da canlı yayın aracılığıyla takip edildi. 24 Kütahya Seramik mağazası, açılış kurdelelerini hep birlikte ve aynı anda keserek bir ilki gerçekleştirdi.
Nafi Güral: “Bir defa görmek, yüz defa dinlemekten daha etkilidir’’ Ankara’daki açılış töreninde konuşan Kütahya Seramik Porselen Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral şunları söyledi: “Bizim için yeni mağazalar, güzelliklerin müşterilerle buluşmasıdır. Çünkü insanlar dinlediklerini unutabilirler ancak gördüklerini, özellikle de güzellikleri hep hatırlarında tutarlar. Ben şuna inanırım, bir defa görmek, yüz defa dinlemekten çok daha etkilidir. Show plazalara, show houselara büyük yatırım yapıyoruz. Türkiye’nin, sektöründe en büyük mağazalarını müşterilerimizin hizmetine sunuyoruz, çünkü ancak böyle yarattığımız güzelliklerin hakkını verebiliriz. Bugün bir ilke daha imza atıyor ve 24 yeni mağazayı aynı anda hizmete açıyoruz. Benim için bu gelişme şu anlama geliyor: Artık Kütahya Seramik’le yaratılacak güzellikleri sergileyecek 24 yeni mekanımız daha var.”
Hi-Tech Temmuz’12
27
Firma
İstanbul’da Modern Bir Çamaşırhane Yatırımı
‘Doğuş Laundry’ Doğuş Grubu, çamaşırhane yatırımında Permak’ın anahtar teslim çözümlerini seçti. Hizmet sektörünün önde gelen şirketlerinden Doğuş Grubu, İstanbul- Hadımköy’deki kendi binasında modern bir çamaşırhane yatırımı kararını 2012 başlarında aldı. Titiz araştırmalar sonucu bu tesislerin anahtar teslimi kurulması konusunda Permak ile anlaşma yapıldı. Proje çalışmaları sonucu tamamen bağımsız olarak çalışacak, ayrı giriş ve çıkışlara sahip, iki ayrı çamaşırhane tesisi kurulması kararlaştırıldı.
İki Tesis İki Farklı Hizmet Alanı Kurulacak tesislerden biri sadece otellere, diğeri ise sadece hastanelere yönelik olarak çalışacak. Bu tesislerde makina donanımı en son teknolojilere haiz; Kannegiesser Powertrans tünel tipi yıkama makinaları, otomatik yükleme bantları, kurutma bantları, silindir ütüler otomatik-katlama sistemleri
28
Hi-Tech Temmuz’12
ile Certuss buhar jeneratörleri, Permak hijyenik yıkama makinaları, kurutma ve ütü makinalarından oluşacak.
Kapasite Artışı Kuruluşta Hesap Edildi İstanbul’da kısa sürede onlarca yeni otelin devreye girmesi ve mevcut otellerin çamaşırhanelerini outsource etmek için modern çamaşırhaneler arayışı içinde olması tesisin 2. etap kapasite artışını kısa sürede mümkün kılabilecek. Hastaneler için kurulacak ayrı çamaşırhane tesisisinde de modern ülkelerde geçerli tüm hijyenik şartlar sağlanmış durumda. Makina yatırımları ve otomatik dezenfeksiyon kontrolleri tüm bu hususlar göze alınarak seçildi. Temmuz ayında devreye girecek ve yatırımcı gurup adına Mehmet Doğan’ın yürüttüğü bu projenin şimdiden sektörün en önemli ve örnek yatırımlarından biri olacağına kesin gözüyle bakılıyor.
Firma
Altınyağ'dan 2 Milyon Avro’luk Yatırım Altınyağ, üçlü troyka ile güçleniyor, üretimini üçe katlıyor. Çevik kardeşlerin sahibi olduğu ve ALYAG kodu ile İMKB'de işlem gören İzmirli Altınyağ Kombinaları, 2 milyon Avroluk yeni teknoloji yatırımı yaptı, rafine üretim kapasitesini yıllık 72 bin tona yükseltti, ihracatını 6 ülkeye genişletti. Yeniden yapılanma sürecinde sektörün deneyimli üç tepe yöneticisini transfer eden Altınyağ, Türkiye’de TARPAZ ile yaptığı anlaşma ile yayılırken, hedefini Avrupa ve Afrika pazarları olarak belirledi.
30
Hi-Tech Temmuz’12
Yönetimde Yeni Ekip Dönemi İzmir'de üretimini sürdüren Altınyağ Kombinaları kabuk değiştiriyor. Yaptığı yatırımlar, güçlendirdiği mali yapısı, artırdığı üretim ve ihracatı ile başarı ivmesini yükselten şirket, sektörün üç deneyimli ismini ekibine kattı. Finansman, muhasebe ve yönetim konularında uzun yıllardır uluslararası arenada üst düzey yöneticilik deneyimine sahip Şevket Yıl-
Firma
mazçetin'in önce Genel Müdür Yardımcılığı'na atanmasının ardından Genel Müdürlük koltuğuna oturması ile Altınyağ'da yeniden yapılanma süreci hızlandı. Peşinden uluslararası şirketlerde ve büyük gruplarda uzun yıllar üst düzey yöneticilik deneyimi olan Mustafa Karaman'ın CFO olarak, gıda sektöründe üretim ve pazarlama konularında sektörün duayeni olarak tanınan Dr. Mehmet Dikkaya’nın Genel Müdür Yardımcıları olarak ekibe kazandırılması ile Altınyağ'da yeni bir altın dönemi başlatacak güçlü bir troyka işbaşına gelmiş oldu. Tesis, yenilenen makine parkı ile Türkiye'nin iddialı entegre sistemlerinden biri haline geldi. Sermaye artırımının ardından Adana, Kahramanmaraş, Konya ile Ukrayna ve Rusya'dan hammadde teminine de başlayacak olan Altınyağ, güçlenen makine parkı ile çekirdek kırma ve kabuk ayırma işlemlerini
hızlandıracak. Fire oranını da yüzde 1,5 oranında azaltırken, 2012 sonuna kadar hem iç hem de dış piyasa taleplerini karşılamak üzere gerçekleştireceği 36 bin tonluk üretim ile rafine üretim kapasitesini aylık 6 bin tona çıkarmış olacak.
İhracat Hedefi 20 Bin Ton Ürün kalitesi ile alanında Türkiye'deki ilk iki şirketten biri olarak tercih edilen Altınyağ, ayçiçek ve mısırözünden oluşan 5 bin ton ile başladığı ihracatını keten, kolza, soya ve pamuk ürünleri ile çeşitlendirerek Birleşik Arap Emirlikleri, Afganistan, Lübnan, İsrail, Pakistan ve Filistin pazarlarından elde ettiği yeni siparişlerle 20 bin tona çıkaracak. Çok yakın bir süreçte, AB ülkelerini hedefleyen Altınyağ'ın iç ve dış pazarlara yönelik kapasitesi 2012 sonu itibariyle 36 bin tona ulaşacak. Hi-Tech Temmuz’12
31
Firma
Porland Porselen’den
Dev Mağaza Yatırımları “Porland Fabrika” ev ve gastronomi tüketicisini bir araya getiriyor. Porland Perla Vista ve Forum Ankara mağazaları kapılarını açıyor. Porland Porselen’in fabrika konsepti olarak belirlediği Beylikdüzü Perla Vista ve Forum Ankara mağazaları, hem ev hem de gastronomi tüketicisini bir araya getiriyor. Üretici kimliği ile fabrika satış mağazası konseptini özel bir mağaza konsepti ile birleştiren Porland, “Porland Fabrika” ismiyle müşterilerine hizmet vermeye devam ediyor.
Hem ev tüketicisi hem de gastronomi tüketicisine yönelik binlerce ürünün sergilendiği mağazalarda, özellikle fiyatlar çok ilgi çekiyor. Aynı tabaktan bin adet satın alan işletme sahibi ile evde kullanım için bir adet ürün alan tüketicinin aynı fiyatı ödedikleri “Porland Fabrika” mağazalarında, Porland kalitesinde ürünler satışa sunuluyor.
İhtiyaç Fazlası Ekonomik Ürünler Dünya’da Bir İlk Beylikdüzü Perla Vista AVM’de 1300 metrekare alana, Forum Ankara AVM’de 1543 metrekare alana sahip olan ve büyüklüğü ile dikkat çeken Porland Fabrika mağazaları, dünyada sektörel olarak bir ilki başarıyor.
32
Hi-Tech Temmuz’12
Tüketicilerin tüm taleplerini karşılayan ve dört çeşit ürün grubu bulunan Beylikdüzü Perla Vista ve Forum Ankara, seri sonu ürünler, ihraç fazlası ekonomik ürünler, Avrupa standartlarındaki standart ürün grubu ve özel tasarımlara sahip prestij grubu ürünleri müşterilerini bekliyor.
Turizm
& Otelcilik
Avrupa’nın En İyi İş Oteli
Mövenpick Hotel Istanbul 2011 yılında World Travel Awards tarafından "Avrupa'nın En İyi İş Oteli" seçilen, İstanbul’un iş ve alışveriş merkezinin kalbinde bulunan Mövenpick Hotel Istanbul, konuklarını eşsiz bir konumda ağırlıyor.
34
Hi-Tech Temmuz’12
Turizm
Mövenpick Hotel İstanbul Satış ve Pazarlama Direktörü Figen Çağlar
Şehrin modern silüetini süsleyen gökdelenlerin arasında yükselen, kişiye özel servis anlayışı ve özgün stili ile İstanbul’un ruhunu yansıtan Mövenpick Hotel Istanbul, hem tatil hem de iş amaçlı seyahat eden misafirlerin beklentilerine cevap verebilecek şekilde tasarlanmış çağdaş mimarisiyle fonksiyonellik ve zarafeti bir araya getiriyor. 4. Levent'te yer alan, TEM otoyoluna bağlantısıyla Atatürk Havalimanı'na (28 km) ve İstanbul'un Asya yakasına doğrudan ulaşım kolaylığına sahip olan Mövenpick Hotel Istanbul misafirlerine, hemen yanında bulunan metro istasyonu sayesinde Taksim Meydanı'na 10 dakikada, İstanbul'un tarihi yarımadasına ve Kapalı Çarşı'ya ise taksi ile 20 dakikada ulaşım imkanı sağlıyor. Otel, Sapphire, Kanyon ve MetroCity gibi alışveriş merkezleri ise sadece yürüme mesafesinde yer alıyor.
& Otelcilik
bul’un görkemli manzarasına sahip Skyline Club Lounge'da ücretsiz olarak kahvaltı, gün boyunca çay, kahve, meşrubat, kurabiye ikramı, ayrıca 18.00-20.00 saatleri arasında da çeşitli seçeneklerinin yanında hafif lezzetlerin sunulduğu büfeden ücretsiz yararlanma hakkının yanı sıra, kablosuz internet erişimi, laptop, iPad, kablosuz yazıcı gibi günümüzün dinamik iş yaşamına uygun hizmetlerden de yararlanabilirler. Kusursuz bir konaklama deneyimi yaşamaları için her türlü detayın önceden düşüldüğü executive oda ve süit konuklarına odalarında sunulan ayrıcalıklar arasında ise kablosuz internet erişimi, kahve-çay çeşitleri ve günlük kuru temizleme servisi yer alıyor.
İş Dünyasının Rahatı Yerinde Mövenpick Hotel Istanbul, işadamlarının kullanımına uygun şekilde dizayn edilmiş, ileri teknoloji işitsel ve görsel sistemlerle donatılmış 11 toplantı salonu, özgün kahve molası seçenekleri ve eşsiz menüleriyle 8 kişiden 550 kişiye kadar olan toplantılara ev sahipliği yapıyor. Lobinin bir alt katında yer alan 521 metrekare büyüklüğündeki Balo Salonu, ziyafet düzeninde 400, tiyatro düzeninde 550 kişilik kapasiteye ulaşmakta ve ihtiyaç halinde üç ayrı toplantı odasına dönüştürülebilmektedir. Balo Salonu ile aynı katta bulunan 112 metrekarelik Premium Salonu ziyafet düzeninde 80, tiyatro düzeninde 75 kişiyi ağırlıyor. Bu büyük toplantı odalarını tamamlayıcı nitelikte 8-70 kişilik 9 toplantı odası da bulunuyor.
249 Oda da Kişiye Özel Hizmet
İtalyan Şeften Akdeniz Esintileri
Otelde 71 Executive oda, 21 Süit ve Skyline Deluxe Süit’in de dahil olduğu toplam 249 oda bulunuyor. Her detayında sade, şık ve huzur verici bir ortam sağlanan 35 metrekarelik odalarda büyük çalışma masası, diz üstü bilgisayarınızı dahi koyabileceğiniz oda içi kasa ve kahve makinesinin yanı sıra kablosuz internet erişimi sunuluyor. Mövenpick Hotel Istanbul executive oda ve süit konuklarına, profesyonel ve kişiye özel hizmet anlayışının hakim olduğu ayrıcalıklı yaşam alanları sunuyor. Executive oda ve süitlerde konaklayan misafirler, otelin 20. katında bulunan ve İstan-
İtalyan mutfağının etkilerinin oldukça yoğun olarak hissedildiği, en taze malzemeler ve zengin baharat çeşitleriyle Başaşçı Giovanni Terracciano tarafından hazırlanan Akdeniz, İsviçre ve modern Türk mutfağının farklılaşan lezzetleri, AzzuR Restaurant’ta lezzet tutkunlarını bekliyor. Sabah erken saatlerde kahvaltı, öğlen iş yemeği veya keyifli bir akşam yemeği için AzzuR Restaurant sizleri, benzersiz menüleriyle her gün 06.00-23.30 saatleri arasında dünyanın farklı noktalarına uzanan bir lezzet yolculuğuna çıkarıyor. Açık mutfağı ile görsel bir şölen sunan AzzuR'un küçük grupHi-Tech Temmuz’12
35
Turizm
& Otelcilik
lar için tasarlanan özel salonu ise misafirlerin yemeklerini doyumsuz bir sohbet içinde geçirmelerini sağlıyor. AzzuR Restaurant'ın menüsünde öne çıkan lezzetler arasında, beef tartar, deniz mahsulleri salatası, dağ mantarlı risotto, ev yapımı ıstakozlu "tonnarelli", ıspanak ve kuşkonmaz üzerinde sunulan kum midyeli ızgara deniz levreği, fırınlanmış jumbo karides, ızgara kuzu pirzola, Zürih usulü dilimlenmiş süt danası ve dumanı tüten orijinal gurme İtalyan pizzaları gibi lezzetler bulunuyor. Bu unutulmaz deneyimi tatlı bir lezzetle sonlandırmak isteyenler, erimiş ılık bitter çikolata sosla sunulan Sicilya usulü karışık meyveli şekerleme parfesi, Mövenpick cevizli dondurma ile birlikte servis edilen Toblerone cheese cake, geleneksel mascarpone tiramisu ve portakallı "Crème Brûlée" gibi tatlıları deneyebilirler.
36
Hi-Tech Temmuz’12
Formunuzu korumak ve sizi stresten arındırmak için Wellness Centre, en son teknoloji kardiyovasküler aletlerin yer aldığı fitness salonu, kapalı yüzme havuzu, sauna, jakuzi ve arındırıcı masaj terapileriyle hizmet veriyor. Ayrıca otelin 125 araç kapasitesine sahip kapalı bir de otoparkı mevcut. Mövenpick Hotel İstanbul Satış ve Pazarlama Direktörü Figen Çağlar otel, Türk turizmi ve tesisin marka tercihleriyle ilgili sorularımızı yanıtladı: Otelinizi grup yatırımları içerisinde nasıl konumlandırıyorsunuz? Otelle ilgili teknik bilgileri paylaşır mısınız? (ağırlama ve konaklama kapasitesi, kapladığı alan, çalışan sayısı, dönemsel doluluk oranı vb.) Hem iş hem de tatil amaçlı seyahat eden misafirlerin beklen-
Turizm
& Otelcilik
deki Mövenpick oteline giderlerse gitsinler kaliteli ve özgün bir hizmet alacaklarını biliyor olmaları sadece sunduğumuz kişiye özel hizmetlerle misafirlerimizi sürekli şaşırtmaya devam etmemizden değil aynı zamanda misafirlerimizin bize olan güvenlerinden kaynaklanıyor. Ayrıca ekibimize konuklarımızın ihtiyaçlarına yönelik özgün hizmet sunabilmeleri için de çeşitli eğitimler veriyoruz. Koşulsuz misafir memnuniyeti bizim için diğer bütün kriterlerin önünde geliyor ve bunu konuklarımıza sunduğumuz tüm hizmetlerde hissettiriyoruz.
tilerine cevap verebilecek şekilde tasarlanmış çağdaş mimarisiyle fonksiyonellik ve zarafeti bir araya getiren 71'i executive oda ve 22'si süit olmak üzere toplam 249 odamız bulunuyor. 36,000 metrekarelik bir alan üzerine kurulu olan Mövenpick Hotel İstanbul, 220 kişiden oluşan bir ekibe sahip. Hafta içi doluluğumuz % 80-% 100 oranları arasında seyrederken, hafta sonu biraz daha düşerek % 60-% 70 aralığında oluyor. Sunulan hizmet ve kalite değerleri dahilinde otelinizi farklı kılan nitelikler nelerdir? İsviçre mükemmelliyetçiliğini Türk konukseverliğiyle buluşturan kişiye özel bir hizmet anlayışını benimsiyor olmamız sebebiyle misafirle olan iletişimimiz bizi farklı kılan niteliklerimizin başında geliyor. Konuklarımızın, dünyanın neresin-
Konaklama dışında toplantı ve etkinlik turizmine yönelik hizmetlerde veren otelinizin sağladığı olanaklar konusunda neler aktarmak istersiniz? Toplantılı konaklama gruplarını da otelimizde, en az tatil amaçlı seyahat eden misafirlerimiz kadar çok ağırlıyoruz. İleri teknoloji işitsel ve görsel sistemlerle donatılmış, tüm teknik ekipmanların uzaktan kumanda edildiği 11 toplantı salonumuzda, hafif ve canlandırıcı kahve molası seçeneklerimiz ve eşsiz menülerimizle 8 kişiden 550 kişiye kadar olan toplantılara ev sahipliği yapıyoruz. Toplantı paketlerimize yazın Mövenpick dondurması kışın ise Mövenpick Fairtrade kahvesi gibi ikramlar ekleyip misafirlerimizin keyifli bir toplantı geçirmesi için onlara küçük sürprizler de hazırlıyoruz. Ayrıca salonlarımızda kablosuz internet bağlantısı ve video konferans imkanı da bulunuyor. İstanbul’da son dönem içinde birçok global otel zinciri yeni yatırımlar yaptı. İstanbul’u bu kadar gözde hale getiren nedir? Ortaya çıkacak rekabetin sektöre yansımaları nasıl olacak? İstanbul'u bu kadar cazip kılan şey hiç kuşkusuz öncelikle sahip olduğu tarih, köklü geçmişi ve sonra doğuyla batının sentezi rolünü üstlenmiş özgün bir şehir olması. Zaten hali hazırda İstanbul'da çok büyük otel zincirlerinin bulunması rekabeti oldukça arttıran bir faktör. Daha fazla zincir geldiğinde pasta daha çok paya bölüneceği için rekabet daha da kızışacak ve belli bir hizmet kalitesinin üstünde servis sunan Hi-Tech Temmuz’12
37
Turizm
& Otelcilik
tüm zincirler misafirlerine aşağı yukarı aynı olanakları sunduğundan bu olanaklarınn nasıl sunulduğu, yani kişiye özel hizmet anlayışı değer kazanacak. Biz de bu konu üzerinde çalışıyor ve ekibimize maksimum misafir memnuniyetini elde edebilmek için bu konuda pek çok eğitim veriyoruz. Otelinizin yaz dönemine yönelik hedef leri konusunda paylaşmak istedikleriniz? Ramazan'ın Temmuz ve Ağustos aylarını kapsıyor olması hali hazırda düşük sezona denk gelen bu dönemdeki taleplerde ivmenin aşağıya doğru gitmesi ile iyice etkisini hissettiriyor. Biz bu dönemi daha yoğun aylarda gerçekleştiremediğimiz eğitimler ve motivasyonel aktivitelerle değerlendiriyor, aynı zamanda önümüzdeki yoğun aylar için hazırlık yapıyoruz. Türk Ağırlama ve konaklama kültürünün öncelikleri sizce nelerdir? Türk ağırlama ve konaklama kültüründe misafirperverlik öncelikli olandır. İstediğiniz kadar kaliteli ve iyi hizmet sunun, eğer bunu hoş bir sunumla, güleryüzlü ve samimi bir iletişimle sunamıyorsanız konuğunuzun geri gelmeme ihtimali oldukça yüksektir. Biz konuklarımızı bunu göz önünde bulundurarak ağırlıyor ve hizmetlerimizden memnun olarak otelimizden ayrıldıklarına emin olmaya çalışıyoruz. Otelle ilgili bilgileri içeren bir tanıtım yazıyla birlikte,
38
Hi-Tech Temmuz’12
Mövenpick’in Marka Tercihleri * Oda Tasarım Tercihleri Yatak: İstikbal Yatak Örtüleri: Detay Tekstil Çarşaf ve Uyku Setleri: Detay Tekstil Halı: Inter Halı Havlu: Detay Tekstil * Kişisel Temizlik Malzemeleri: Molton Brown, Burtini * Mutfak Ekipmanı Tercihleri: Elektrolux * Servis Malzemesi Tercihleri: Wmf, Hepp, Kahla, Güral, Porland * Gıda ve İçecek Tercihleri İthal Ürünler: Lindt Kuru Gıda: Reis Beyaz Et: CP Kırmızı Et: Bonfilet / Mercan Alkolsüz İçecek: Coca cola Spor Salonu Ekipman: Life Fitness
Turizm
& Otelcilik
Hilton İstanbul, En İyi Şehir Oteli Seçildi İnternet sitesi üzerinden doldurulan ve 18.453 kişinin oy kullandığı 4 ay süren anketin sonucunda Hilton İstanbul “En İyi Şehir Oteli” seçildi. Otel, havayolu, havaalanı, turizm acentesi, seyahat web sitesi, cruise ve otobüs şirketi kategorilerinde düzenlenen anketin sonucunda sektörün en iyileri belirlendi Hilton İstanbul Otel Müdürü Rainer Gieringer ekibi adına ödülü büyük bir gururla aldı.
Yarım Yüzyıllık Tarih 1955’den bu yana Türkiye’nin ve dünyanın hemen her köşesinden ağırladığı misafirleri, imza attığı başarılı organizasyonlarının yanı sıra yarım yüzyıldan fazla bir süredir kentsel yaşama getirdiği yenilikler ile Hilton İstanbul kalite ve servisinden ödün vermeyerek ödüllerine bir yenisini daha ekledi. Türkiye’nin ilk 5 yıldızlı, Hilton markasının Amerika kıtası dışında halen faaliyetini sürdüren uluslar-
40
Hi-Tech Temmuz’12
arası oteli olan Hilton İstanbul, şehrin merkezinde, etrafı yemyeşil bahçelerle çevrili tümü balkonlu 499 misafir odası, 3000 kişilik Kongre ve Sergi Merkezi dahil olmak üzere 27 toplantı odası ile farklılaşıyor.
Farklı Konsept, Farklı Tatlar Misafir odaları ve toplantı salonlarının yanı sıra tamamen yenilenen konsepti ile Veranda, İstanbul’un en iyi Lübnan restaurantı Al Bushra ve Çin restaurantı Dragon keyifle geçirebileceğiniz yeme içme mekanlarından bazıları. Aynı zamanda şehrin en büyük 5 yıldızlı otel yüzme havuzu, tenis kortu, Sağlık Kulübü ya da Türk hamamının keyifle vakit geçireceğiniz bölümler arasında yer alıyor.
Turizm
& Otelcilik
The Green Parklar’da
Ramazan Keyfi
42
Hi-Tech Temmuz’12
Turizm
& Otelcilik
Osmanlı Mutfağı’nın zengin Ramazan sofraları Green Park’larda.
The Green Park Hotels&Resorts, bu yıl iftar sofralarını geleneksel Tük mutfağının en seçkin lezzetleriyle şenlendirecek. The Green Park; Taksim, Merter, Bostancı ve Pendik otellerinde, Ramazan’ın manevi atmosferini yaşatmak için “Osmanlı Mutfağı”nın zengin Ramazan sofralarını sizler için hazırlayacak.
Farklı İstanbul Manzaralarında İftarlar Canlı fasıl ve tasavvuf müziği eşliğinde, The Green Park Pendik Hotel&Convention Center’in Pendik sahilinde tümüyle kesintisiz deniz manzarasıyla, The Green Park Hotel Bostancı’nın Adalar manzaralı Berenge Restaurant’ında, yemyeşil bahçesiyle The Green Park Hotel Merter’de ayrıca İstanbul’un kalbi olarak kabul edilen Taksim’in oteller bölgesi Talimhane’de yer alan The Green Park Hotel Taksim’de Ramazan akşamları’nın manevi lezzetlerini tadabilirsiniz.
İftar Menülerinden Şehzade Sofrası - Green Park İftariye Tabağı - Baharatlı Sebze Ezme Çorba - Tavuk Etli Börek - Şehriyeli Kuzu Kızartma - Şeftali Prenses - Çay-Kahve-Meşrubat Hi-Tech Temmuz’12
43
Turizm
& Otelcilik
Ramazanın Geleneksel Lezzetleri
İksir Resort Town’da İksir Resort Town’da, dolu dolu bir ibadet ayı sunuluyor.
44
Hi-Tech Temmuz’12
Turizm
Uçsuz bucaksız bin bir ton yeşilin, sarının, turuncunun, mavinin tek karede olduğu ve uçsuz bucaksız ormanların bol oksijen yüklü serin esintileri ile Ramazanın geleneksel dokusunu birleştiren İksir Resort Town Tatil ve Yaşam Kasabası’nda, unutamayacağınız bir Ramazan ayı vaat ediyor. Geleneksel iftar ve sahur yemekleri, yöreye özel benzersiz tatlarda yemekler, zengin iftariyelikler, yeniden gün yüzüne çıkarılan tatlılar, özel gelincik şurubu ve kompostolarla zenginleştirilmiş iftar menüleri, fırından yeni çıkmış sıcacık pidelerle, böreklerle sunuluyor. Dileyen misafirlere, damağa sunulan şölen, konağın tarihi dokusu içinde, otantik sofalarda sinilerle sunulan özel iftar yemekleri ile görsel şölene de dönüşüyor. Sahur yemekleri ise, çocukluğunuzda yaşadığımız sahurları anımsatan ayrı bir doyum odağı oluyor.
Dolu Dolu Bir Ramazan İksir Resort Town Yaşam ve Tatil Kasabasında, sizlere Ramazan sürprizleri ile dolu dolu bir ibadet ayı sunuluyor. Türbele-
& Otelcilik
re ve kutsal yerlere yapılacak geziler ile Ramazan ayı zenginleştiriliyor. 1366 yılında hiç çivi kullanılmadan sadece ahşabın özel bindirme tekniği ile yapılmış olan Mahmutbey camiini tanımanız ve bazen de ibadetinizi bu çok özel camide yapabilme imkanı sağlanıyor.
Sakin ve Huzurlu Bir Ortam Arayanlara Ayrıca 50’nin üzerinde aktivitenin sunulduğu İksir Resort Town Tatil ve Yaşam Kasabası’nda; ata binişten atlı safarilere, faytonla nostaljik turlardan atv turlarına, jeep safariden olta balıkçılığına kadar birçok etkinliğe katılmanın yanı sıra, havuz ve Türk hamamının ardından çeşitli masajlar ile günün yorgunluğunu atmanız da sağlanıyor. Sakin ve huzurlu bir ortamda, müzik dinletileri veya gölet kenarında doğaya dahil olarak, iftarla sahur arasında ılık yaz gecelerinin keyfini süreceğiniz ramazan ayı özel fiyatları ile sizleri bekliyor. Hi-Tech Temmuz’12
45
Turizm
& Otelcilik
Sundance Residences & Boutique Hotel Ayrıcalıkları Başladı Bozatlı International kalite ve güvencesiyle Turgutreis, Bodrum’da bulunan Kadıkalesi koyunda hayata geçen Sundance Residences & Boutique Hotel projesinde yaşam 30 Haziran’da başladı.
Özel residence mülkiyeti ve lüks otel konseptini aynı sitede buluşturan Sundance Residences & Boutique Hotel, beş yıldızlı bir yaşam ve yatırım fırsatı sunuyor. 22 bin 568 metrekare alan üzerine kurulu 9 bloktan oluşan Sundance Residences & Boutique Hotel, berrak denizi, narenciye bahçeleri ve doğal güzellikleriyle ünlü Bodrum Kadıkalesi koyuna değer katıyor. Eşsiz mimarisi ve denize sıfır konumuyla Bodrum’da yazlık hayali kuranları, hayallerinin ötesine taşıyan proje, otel konforunda dört mevsim ayrıcalıklı bir yaşam imkanı sunuyor. İştirakleri arasında Holiday Inn Istanbul Airport ve Aegean Dream Resort bulunan Bozatlı International tarafından hayata geçirilen Sundance Residences & Boutique Hotel projesi, mimari tasarımıyla da konforu ön plana çıkarıyor.
Dört Mevsim Ayrıcalıklı Yaşam Daire satın alırken iki kere kazandıran projede, dileyen tatil dışı zamanlarda boş kalan konutlarını, tesis içinde bulunan Sundance Boutique Hotel’e garantili kiralayarak ikinci bir kazanç elde edebilirken, dileyen yılın 12 ayı bu konforu yaşıyor. Günbatımı ile ünlü Bodrum Kadıkalesi koyunda, doğa ile içi içe bir konumda bulunan Sundance Residences & Boutique Hotel, 4 bin metrekarelik özel bir kumsala sahip. Turgutreis’e 2, Bodrum Havaalanı’na ise 55 kilometre mesafede bulunan Sundance Residences & Boutique Hotel, rezidence sakinlerine dairelerinin konfor ve sıcaklığında 5 yıldızlı otel hizmetlerini de isteğe bağlı olarak sunuyor.
46
Hi-Tech Temmuz’12
Turizm
& Otelcilik
22 bin 568 metrekare alan üzerine kurulu 9 bloktan oluşan Sundance Residences & Boutique Hotel’de yaşam 30 Haziran’da başladı. 175 daire ve 22 suite odalı bir butik otelden oluşan Sundance Residences & Boutique Hotel’de,1+1 67 metrekareden, 4+1 220 metrekareye kadar 24 farklı daire tipi bulunuyor. Ayrıca denize sıfır konumu, site içerisinde kot farkının olmaması ve her blokta asansör olması nedeniyle ileri yaş gruplarının tesis içerisinde rahat dolaşımına da imkan sağlıyor. Projede, uluslararası yemek seçenekleriyle ana restoran, kapalı yüzme havuzu, SPA, masaj odaları, spor salonu, sauna, Türk hamamı, buhar odası, çocuk kulübü, 2 adet açık yüzme havuzu, 2 adet havuz bar ve 3 adet tenis kortu mevcut.
Yaşam ve Yatırım Fırsatı Birarada Bozatlı International’ın yıllardır süregelen turizm, otel işletmeciliği ve inşaat sektöründeki tecrübeleri ışığında, hayata geçirilen Sundance Residences & Boutique Hotel’de, Bodrum’da seçkin konut projeleri gerçekleştirmiş Avrupa Nostra ödüllü Mimar Dr. Mehmet Alper’in mimari imzası ve Arketipo Design’in iç mimari imzası bulunuyor. Günümüzün en ileri inşaat teknolojileri kullanılarak inşa edilen Sundance Residences & Boutique Hotel, gerek tüm yıl, gerekse de yaz veya hafta sonu tatilleri için değerlendirilebilecek seçenekleriyle de yatırım amaçlı alıcılar için cazip hale geliyor. Bozatlı International’ın otelcilik tecrübesi ile sektörde yine bir öncülük yapıyor ve “Al ve Kirala Yatırım Programı” ile yatırımcılara kazanç yaratacak bir model sunuyor. Yıllardır Türk turizminin göz bebeği ve son yıllarda da dünya turizm pazarının yükselen yıldızı olarak adlandırılan Bodrum’daki projede alacağınız dairenizi, dilerseniz Sundance Boutique Hotel’e kiralayıp iki kez kazanabiliyorsunuz. Hi-Tech Temmuz’12
47
Turizm
& Otelcilik
Dünyanın En Değerli 15 Otelinden Biri İstanbul’da Hilton Garden Inn Istanbul Golden Horn, dünyada sadece 15 otel projesinin sahip olduğu LEED Gold sertifikasını aldı. Amplio Emlak Yatırım A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Alaeddin Babaoğlu
Dünyanın en önemli çevresel sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği ödülü olan LEED sertifikasının en üst seviyelerinden olan Gold sertifikasını Türkiye’den bir otel almaya hak kazandı. Dünyada sadece 15 otel projesinin sahip olduğu LEED Gold sertifikasını, Türkiye’de sahip olan ilk otel Amplio Emlak Yatırım A.Ş. tarafından Haliç’te konumlandırılan Hilton Garden Inn Istanbul Golden Horn oldu.
bulunduğumuz çevremize katkıda bulunabiliyor olmak tarif edilmez bir duygu. Çevreye duyarlı olabilmek adına, yatırımımıza ilave 5 milyon dolar ekledik. Bu sertifikayı ülkemizde alan ilk otel olmamız da bizi heyecanlandırdı.” diyerek dahil olacakları tüm projelerde doğayla dost olma hassasiyetini göstereceklerini belirtti.
% 30 Geri Dönüşebilen Otel Türkiye’de İlk Kez Çevresindeki doğa ve dokuya uygunluğu, binanın yerleşimi ve mimari süreciyle LEED kriterlerine göre projelendirilen Hilton Garden Inn İstanbul Golden Horn, dünyada sadece 15 otel projesinin sahip olduğu LEED Gold sertifikasının sahibi oldu. Su tüketiminden, güneş enerjisinin kullanımına, yapının geri dönüşüm aşamalarından, kullanılan malzemelere ve iç mekan kalitesine kadar bir çok noktanın değerlendirilmesi sonucu sahip olunabilen sertifika Türkiye’de ilk kez bir otele veriliyor. Hilton Garden Inn İstanbul’un yatırımcısı Amplio Emlak Yatırım A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Alaeddin Babaoğlu ödül ile ilgili olarak “Nefes alarak ortak paylaşım içinde
48
Hi-Tech Temmuz’12
Yerel ekonomiyi desteklemek ve yakıt tüketimi kaynaklı çevre kirliliğini önlemek için proje maliyetinin yüzde 30’unu yerel malzemelerden tercih edilerek oluşturulan otel inşaatının yüzde 30’u geri dönüştürülmüş malzemelerden oluşuyor.
Arsaya Uygun Şekilde Konumlandırıldı Güneş ışınlarından faydalanabilmek, su tüketimini azaltmak gibi konulara yoğun olarak değinilen proje oluşturulurken, arsanın olağan şekli ele alınarak konumlandırılması ve arsaya oturtulması özel olarak planlandı. Güneş ışınlarını alma açısı değerlendirilerek, çatı bölümüne konumlandırılan solar paneller sayesinde sıcak su ihtiyacı 6 ay boyunca güneş enerjisi ile temin ediyor.
Turizm
& Otelcilik
Argos In Cappadocia’ya
‘En İyi Lokasyon’ Ödülü Türkiye’nin ilk seyahat dergisi Voyager tarafından gerçekleştirilen “En İyi Kimler” anketinde argos in Cappadocia butik oteller kategorisinde “En İyi Lokasyon” seçildi. Voyager dergisi yayın hayatının 15. yılında okurlarının oylarıyla turizm sektörünün “En İyileri”ni seçti. “En İyiler Kimler?” anketi seyahati bir yaşam biçimi haline getiren Voyager okurlarının turizm sektörünün farklı oyuncularını tüketici gözüyle değerlendirmesine olanak tanıdı. 12 Haziran tarihinde 7 farklı kategoride belirlenen ödüller Cem Ceminay’ın renkli sunumu ile sahiplerini buldu. argos in Cappadocia Güvercinlik Vadisi ve Erciyes’e bakan özel konumu ile butik oteller kategorisinde “En iyi Lokasyon” seçildi. Ödülü, argos in Cappadocia’nın kurucu ortağı Gökşin Ilıcalı aldı. www.voyager.com.tr internet sitesi üzerinden dolduru-
50
Hi-Tech Temmuz’12
lan ve 4 ay süren ankete 18.453 kişi katıldı. Butik otel kategorisinde “En İyi Lokasyon” ödülünü alan argos in Cappadocia, 15 yıllık bir restorasyon öyküsüne sahip. Ağa Han ödüllü mimar Turgut Cansever’in danışmanlığında Kapadokya’nın kalbindeki eski Uçhisar Köyü’nde gerçekleştirilen proje, yamaca kademeler halinde yayılan 5 konaktan oluşuyor. Otel, özel konumu, yaşam alanlarını birbirine bağlayan benzersiz peyzajı, otantik yerleşime olan sadakati, incelikli iç dekorasyonu ve üstün hizmet kalitesiyle bölgede fark yaratarak, çevreye duyarlı, sürdürülebilir bir dönüşüm projesi olarak Kapadokya’nın gelişiminde önemli bir model oluşturuyor.
T
“İçinden köy geçen otel” olarak tanımlanan argos in Cappadocia klasik bir turizm mekanı olmanın ötesinde, konseptindeki manastır, yeraltı tünelleri ve mahzen gibi özel bölümleriyle konuklarına bütünlüklü bir deneyim yaşatıyor. Bünyesinde bulunan ikibin yıllık manastır yerleşkesi Bezirhane, bir zamanlar kervansaray olarak kullanılan, keşişlerin ve rahiplerin barındığı, İpek Yolu üzerinde deve kervanlarının konakladığı, beziryağının üretildiği bir mekan. Otelin a la carte restoranı Seki’de yöresel malzemeler modern pişirme teknikleriyle harmanlanıyor. Organik bahçeden toplanan otlarla lezzetlenen yemeklere, otelin kendi bağlarının üzümleriyle üretilen Kalecik Karası başta olmak üzere yer altındaki Seki mahzende dinlenen, kendi kategorisinde en iyi Türk ve yabancı şaraplar eşlik ediyor. Konuklar Kapadokya’nın tadını, Lounge’da şömine başında veya baharda Güvercinlik Vadisi’ni seyrettikleri terasta, sıcak sohbetlerle çıkarıyorlar…
Ödüller ve Başarılar - “I.Kongre, Toplantı ve Etkinlik Ödülleri (ACE of M.I.C.E.)”nde “Butik ve Özel Toplantı Hizmeti Veren Tesisler” kategorisinde sektörün en iyisi seçildi. - Gayot “Dünyanın En iyi 10 Balayı Oteli” - Conde Nast Johansens ‘ın “ The Most Excellent View” kategorisinde ödülün sahibi oldu.
- Fodor’s Travel tarafından, “Fodor’s 100 Hotel 2011” seçkisinde “Local Flavor” kategorisinde gösterilerek dünyanın en iyi 100 oteli arasında yer aldı. - Travel Weekly tarafından “Travel Weekly 2011 Silver Magellan Ödülü”ne layık görülerek “Dünyanın En İyi Lüks Otel ve Resort”ları arasına yerleşti. - Avrupa Turizm Komisyonu (ETC) tarafından hazırlanan, seyahat trendlerini açıklayan ve Avrupa’daki tüm komisyon üyesi ülkelere dağıtılan “Trend Cards 2011” de “Tasarım Otelleri” kategorisinde yer alarak büyük bir başarının altına imza attı. - Türkiye’de gayrimenkul sektörünü kentsel kalite açısından derecelendiren, ilk ve tek yarışması Arkiparc 2011 tarafından otel kategorisinde büyük ödülün sahibi oldu. - Holidays for Couples dergisi tarafından “Dünyanın En Romantik 25 Yeni Oteli” 2011 listesinde gösterildi. - 2010 yılında Conde Nast tarafından “Dünyanın En Çevreci” 4 projesinden biri ve 2011 yılında da “Dünyanın En Romantik” 4 otelinden biri olarak seçildi. - Travel+Leisure Dergisi tarafından 2010 yılında açılan “Dünyanın En Yeni ve İyi 45 Oteli” arasında yer aldı. - Trip Advisor tarafından mükemmellik sertifikası ile ödüllendirildi. Kiwi Collection tarafından “Dünyanın En Romantik 15 Otelinden Biri” olarak değerlendirildi. Hi-Tech Temmuz’12
51
Turizm
& Otelcilik
Swissôtel Hotels&Resorts’dan
Yeni Yatırımlar Swissôtel Hotels&Resorts, Bodrum'da iki yeni lüks otel ile Türkiye'de genişliyor.
Swissôtel Hotels&Resorts'un portföyü, iki yeni lüks otel ile genişliyor. Bodrum'da bir sahil ve bir şehir Resort’u… İstanbul, Ankara ve İzmir'den sonra Bodrum da, İsviçre kökenli bu uluslararası otel grubu için Türkiye pazarının önemli bir destinasyonu olacak. Bu iki yeni otelin 2013 ve 2014'te açılması planlanıyor.
Açılışlar 2013 ve 2014’te Swissôtel'in yakın gelecekte açılacak sahil Resort’u, Bodrum'un merkezinden yaklaşık 20 kilometre uzaklıktaki Turgutreis'te deniz kenarında yer alıyor. İki katlı ana otel, en az 40metrekarelik 66 oda ve süitle beraber, villa ve dubleks teraslar bulunan 85 - 274 m2 arasında 72 rezidanstan oluşuyor. Misafirlere ayrıca açık ve kapalı havuzlar, Pürovel Spa&Sports, birçok spor seçeneği ve farklı restoranlar sunuluyor. Swissôtel'in Bodrum şehir projesi, büyüleyici panoramik manzaraya sahip Bodrum tepelerinde yer alıyor. 72 şık oda ve süit, 60 özel rezidans, üç restoran ve Pürovel Spa & Sport tüm misafirlerin hizmetinde olacak. Otel, Bodrum merkezine yalnızca 10 dakika, havaalanına ise 20 dakika mesafede.
Pazardaki Varlığı Tamamlanacak Swissôtel Hotels & Resorts Başkanı Meinhard Huck, “Otel grubumuz 20 yıldan fazla bir süredir Türkiye’de itibarlı bir
52
Hi-Tech Temmuz’12
konumda faaliyet gösteriyor. Bodrum'daki iki Resort da bu çok önemli pazardaki varlığımızı mükemmel bir şekilde tamamlıyor” dedi. Konumu ve Ege kıyısının sıcak iklimi sayesinde, Bodrum hem turistler hem de yerli halk tarafından çok seviliyor. İstanbul ve Ankara’dan bir çok ailenin yazlık ev ve tatil mekanı olarak tercih ettiği Bodrum sörf, dalış ve tüm diğer su sporları için ideal koşullar sunuyor. Yönetmelikler sayesinde, Bodrum'da inşaatlar iki kat ile sınırlı ve bu da şehri Türkiye'deki diğer turistik yerlerden ayırıyor. Yunan adası Kos, tekne ile yalnızca yarım saat uzaklıkta bulunuyor.
Ödüllü Mimar Tasarlıyor Projenin sahibi ve geliştiricisi, dünyanın lider konaklama danışman şirketlerinden biri olan Servotel Corporation tarafından tavsiye edilen Çağdaş Holding. Her iki proje de 2011'de birçok tasarım ödülü kazanan uluslararası tanınmış mimar Gökhan Avcıoğlu (GAD mimarlık) tarafından tasarlanıyor. Çağdaş Holding Başkan Yardımcısı Çağdaş Çağlar, “Vizyonumuzun, Türkiye'deki en hızlı büyüyen Resort destinasyonunda, iki lüks otel projesiyle çeşitlenmesinden memnuniyet duyuyoruz. Bu yatırımda, Türk ve uluslararası pazarlarda kalite, profesyonellik ve mükemmel itibarı temsil eden marka ortağımız Swissôtel Hotels&Resorts ile çalışmaktan da mutluluk duyuyoruz” dedi.
Makale
Osmanlı’nın Taş Fırınından Günümüze
Endüstriyel Fırıncılık
“Endüstriyel Fırınlar Birliği, geç kalınmış bir birliktir. Gerek dünyanın gelişmekte olan ülkelerinde, gerek Türkiye’de hızla yayılan bir sektördür.”
54
Hi-Tech Temmuz’12
Makale
Ali İlkbahar Endüstriyel Fırıncılar Birliği Genel Başkanı
Bazı ülkeler, insan güvenliği ve sağlığını düşünerek komple fırınlardan, endüstriyel tünel fırınlara geçilmesi için hem kredi, hem de süre vermektedir. Günümüzde her şeyle birlikte hastalık da hızla yayılmaktadır. Sadece yayılması yetmiyor, çeşitlenmektedir. Endüstriyel fırınların hareket noktası, insan sağlığıdır. Bu sistemde el değmeden üretim yapılmaktadır. Endüstriyel Fırıncılar Birliği, insan hayatını tehdit eden, patladığında kendi binası ile birlikte etrafındaki binaları da tehdit eden bina altlarında eski üretimlere son verilsin istiyor. Buralarda yapılan üretimlerden elde edilen ürünlerin hijyen olması mümkün olmamaktadır. Banyosu yoktur, işçilerin dinlenme yeri, yeme-içme yeri vs. yoktur. Bir de bina bodrumu olduğundan her türlü ziyaretçiye de açıktır. Bu da insan sağlığını tehdit eden bir ortamdır. Endüstriyel Fırıncılar Birliği olarak insan hayatını ve sağlığını tehdit eden bina bodrumlarındaki fırınlar yerine, yeni, el değmeden, hijyenik sağlıklı ekmek üreten fırın standardının getirilmesini istemektedir. Üretim yapılan binanın, müstakil ekmek üretimine göre organize olması lazımdır. Endüstriyel Fırıncılar Birliği olarak üzerimize düşen görevleri, bu teknoloji geçişinde yapmaya hazırız. Endüstriyel fırınlarla birlikte normal fırınlara da standart gelir, bağımsız mekanlarda hijyen ekmek üreten fırınlar kurulursa bundan tüketici kazanacaktır. Bunun yanında bazı gelişmiş ülkelerde artık şehrin dışına çıkarılan büyük marketler, Türkiye’de tam tersi şehrin merkezi yerlerinde çoğalmaktadır. Bu büyük marketler her şeyi satmakta, bazı üretimler de yapmaktadır. Marketleri binlerce insanlar ziyaret etmektedir. Bazı yerlerde de elektrik aletlerle ufak çaplı üretimlere müsaade edilmiştir. Türkiye’de elektrikli aletlerle üretim yapmaları yetmiyormuş gibi şimdi de doğalgazlı büyük çaplı üretim için müsaade almaktadırlar. Büyük market ve gros marketlerin elektrikli aletlerle ufak çaplı üretim dışında, sanayi tipi tünel fırınlarda doğalgazla üretim yapmaları yasaktır. Hi-Tech Temmuz’12
55
Makale
Sebebi; 1- Büyük marketleri çok sayıda insan ziyaret etmektedir. Böyle olunca fırın ve insanlar birlikte olmakta, bu sebeple oksijen yeterli olmamaktadır. 2-Fırın standardı ihlal edilmiş olmaktadır. Alışveriş merkezlerinde, büyük marketlerde fırınlar kurulup, doğalgazla büyük çapta üretim yapıldığından insan hayatı tehdit edilmekte, ayrıca da standart ihlal edilmektedir. Bunlar da diğer fırınlar gibi bağımsız mekanlarda üretim yapmalıdırlar. Yarı mamul ürünler üretilmelidir. Ürünler ısıtıp verilmeli veya elektrikli fırınlarda çeşit pasta v.s. üretilmelidir. Eğer tedbir alınmazsa fırıncı esnafı ortadan kalkacak, yüzlerce aile işsiz kalacaktır. Bu durumda da insanımız, belli bir süre sonra ekmeği pahalı yer hâle gelecektir. Kanunun ve hukukun hakim olmasını istiyoruz. Bağımsız mekanlarda standarda uymak şartı ile fırın kursunlar ama Endüstriyel Fırın kursunlar. Büyük marketler ve gross marketler de şayet fırıncılık yapacaklarsa fırın standartlarına uyup, ürün üretimini ona göre yapmalıdırlar.
56
Hi-Tech Temmuz’12
Tandırdan Tünele Fırındaki Gelişme Karda, kışta ocak başındaki alevin etrafında toplanılır. Daha önce mayalanmaya bırakılan hamur, tekne ile ortaya konur. Bir kişi hamuru koparır pazı yapar, sonra da 30 cm çapında yuvarlak hale getirir. O hamuru alan bir diğeri yoğurur. Yerde serili olan bezin üzerine sırayla dizer. Hamurun tamamı bittikten sonra belli bir süre mayalanmaya bırakılır. Mayalanma süresi biten hamurlar, tava gelen kızgın sacın üzerine konur. Piştikçe kabarır, çevirdikçe kabarır, içi dışı nar gibi pişmiş mükemmel mayalı oluşur. Evdeki duruma göre tenekelere küplere- basılı kavurması, tulumu, tereyağı olan arasını açar koyar, bazıları da içine margarin yağı koyar. Bir kısmı ise arasına yomluk, cıynak gibi doğadan toplanan otları koyar. Hepsi de zevkle tadını çıkara çıkara yer. Bazı yerlerde de ateş yanar, hamur topluca konur, üzeri kapanır. Buna Tandır denir, her yöreye göre de ismi vardır. Bir de ailelerin imece usulü ile yaptıkları büyük, çok ince yuf ka ekmeği vardır. Hamurlar yoğrulur, saclar yanar, teknesindeki yoğrul-
Makale
Endüstriyel Fırıncılar Birliği, bütün Türkiye’de el değmeden üretim yapan tünel fırınların dönüşümünün öncüsüdür.
muş hamurlar ufak ufak parçalanır. Pazı yapılır, sonra da açılır. 6-7 bayan hamur açar. 1-2 bayan bunu pişirir. Uygun bir odaya üst üste yığılır. Dünyanın ekmeği yapılır. Bu ekmek ihtiyaca göre sulanarak tüketilir. Daha sonra 3 metreye 3 metre fırınlar yapıldı. Bu fırınlar da köyde sırayla kullanılır oldu. Boş olanlar sohbete ve yardıma giderlerdi. Şehirlerde böyle ekmek yapanlar yok denecek kadar azdır. Ekmeği evde yapamayanlar parayla satın almaktadırlar artık. Binaların bodrumlarında ekmek üretmek, şehirlerde hem çileli, hem sıkıntılı bir dönemin de başlangıcıdır. Banyo el yıkama yeri vb. olmadığı gibi, son derece sıkıntılı bir dönem, ayrıca da en uzun süren dönem. Şehirlerde bu süreçte ekmeğin en faydalı kısmının dışarı atıldığı, beyaz ekmek çıkarıyoruz diye övünüldüğü dönem. Hatta rahmetli babam, esmer köy ekmeğinin içine beyaz şehir ekmeğini koyup yediğini söylerdi. Çünkü beyaz ekmek o zaman çok revaçta idi, hatta benim ilk göreve geldiğimde en iyi buğdaydan un alıyordum, öyle beyaz olmuyordu. O zaman
Konya’da vs. haberler çıktı. Ekmeği beyazlatmak için katılan maddenin kanser yaptığı söylendi. Daha sonra binaların altlarında fırın işletmenin insan güvenliği, insan sağlığı açısından büyük tehlike arzettiği için yeni bir yasa ile fırınların bağımsız mekanlarda kurulması kararı alındı. Böylece fırın standartları da ülkemize gelmiş oldu. Ne yazık ki yasa olmasına rağmen fırın ruhsatı, bina altlarına verilmeye devam ediliyor. Bence bu tehlikeye, ruhsatı verenler de ortak oluyor. İlle de başımıza büyük bir felaket gelmesini mi bekliyoruz? Bu tür fırın kuranları ve buna izin verenleri, binalar havaya uçmadan, yarın eyvah demeden yasaya uymaya davet ediyorum. Bunun yanında da sağlık açısından ne kadar önemli olduğunu unutmayalım. 1900’lü yıllarda normal ekmek piyasada yeterinden fazla üretilmeye başladı. Bu olay, beraberinde rekabeti getirdi. Rekabet ise fırınların batmasına yol açtı. Köyden gelip bir binanın bodrumunda fırın açıp, bir yıl sonra arsa sahibi olup, ikinci yıl fırını tatlı bir karla satıp müteahhitliğe başlanan dönem artık bitti. Ankara Halk Ekmek başta olmak üzere İstanbul, Bursa, İzmir vb. şehirlerde bağımsız mekanlarda üretim yapan fırınlar lezzetli ekmekler üretmeye başladı. Bir kısmının endüstriyel fırın dediğimiz, Türkiye’de ve Dünyada hızla yayılan ve geleceğin fırın imalatının aslı olacak teknoloji ile üretim yapmaya başlaması, diğer taraftan binaların bodrumunda üretim yapmaya direnen fırınlarımıza artık pazar dar gelmeye başladı. Hi-Tech Temmuz’12
57
Firma
İnoksan Soğutma Sistemleri Daha Verimli Daha Tasarruflu
İnoksan kendi güvenliğinden, koruduğu ürünlerin sağlığından sorumlu, donanımlı soğutucular üretmeye devam ediyor. İnoksan’ın anında soğutan yeni seri Soğutucu Sistemleri daha verimli soğutma sağlarken aynı zamanda enerji tasarrufu da sağlıyor. Yoğun geçen Ramazan ayı döneminde hem işletme ve otel sahiplerine hem de şeflere fayda sağlayan soğutma sistemleri hızlı soğutuyor, daha az enerji tüketiyor.
Profesyonel Mutfakların Tercihi Pastacılık sektöründen, hazır yemek sanayine, otel ve tatil köylerinden restoranlara kadar tüm profesyonel mutfaklarda tercih edilen İnoksan Soğutucu Sistemleri yükseklik, derinlik ve genişlik alternatifleriyle de bulunduğu her mekâna uyum gösteriyor. İnoksan soğutma sistemleri yatay çalışmak isteyen şefler için tezgah altı modeli de sunuyor. Yoğun ArGe çalışmaları sonucu ortaya çıkarılan Soğutma Sistemleri sağladığı enerji tasarrufu ile çevreye duyarlı mutfaklar oluşturuyor. HACCP standartlarına uygun, HCFC içermeyen poliüretan, depo tipi soğutucularda geniş iç hacim ve servis kolaylığı sağlayan monoblok soğutma sistemi kullanılıyor. Homojen yalıtım sağlayan bu sistemler daha verimli soğutma elde edilmesini sağlıyor. Isı ayarını otomatik gerçekleştiren İnoksan Soğutma Sistemleri kapı kilidi ile gıdaların
58
Hi-Tech Temmuz’12
görevli olmayan kişilerin kullanımından koruyabiliyor. Kapı switch’i sayesinde kapı açıldığında otomatik olarak ışık yanıyor ve motor durarak soğuk havanın dışarı atılması engelleniyor, bu özellik de berberinde tekrar soğuk hava üretmek için harcanacak enerjinin önüne geçiyor. Yüksekliği ayarlanabilir paslanmaz çelik raf tutucular ile rafların yüksekliği istenildiği gibi ayarlanabiliyor, ekstra raf tutucuları ile raf sayısı rahatlıkla arttırılabiliyor.
Müşteriye Özel Tasarımlar İnoksan, tezgâh tipi buzdolapları çekmeceli (1/2-2/3-1/3), cam kapılı seçenekleriyle birlikte dik tip buzdolaplarının yanı sıra pizza hazırlık dolapları, soğutuculu, nötr açık büfe ve servis dolapları da üretiyor. Dünya çapında tercih edilen soğutma sistemlerini kullanarak üretilen ve yüksek performans sağlayan ürünlerin standart tip üretimlerinin dışında müşterilerin projelerine uygun özel tasarımlar da üretiliyor. İnoksan her üretilen soğutucuyu en az 4 saatlik görsel kontrol, verimli çalışma, performans testleri ve elektrik testlerine tabii tutuyor ve yüzde yüz sorunsuz bir halde sevk ediyor.
Dosya
Sofralardan Müzelere Taşınan Lezzet
Zeytinyağı
Türkiye’de türünün ilk örneği olarak Zeytinyağı "Fabrika - Müzesi" 2001 yılından bu yana yerli yabancı on binlerce ziyaretçi ağırladı. Zeytin ve zeytinyağının kültürü o kadar derinlere iniyor ki, yazılmış tüm kutsal kitaplarda çeşitli şekillerde ifadesini buluyor. Ülkemizde bu kadar eski ve köklü bir kültürü olmasına karşın, bu ürüne ilişkin yazılı ve görsel malzemelerin yok denecek kadar az olması, Adatepe Zeytinyağ Müzesi’nin doğuşuna gerekçe oldu. Küçükkuyu’daki tarihi sabunhane binası restore edilerek, bir yandan kuru baskı tarzında zeytinyağı üretimine devam edilirken, öte yandan civar köylerden toplanmış zeytin, zeytinyağı ve sabun üretimine ilişkin çeşitli araç -gereç ve aksesuarlar fabrika binasında sergileniyor.
Zeytinyağı Üretimine Dair Herşey Müzede eski zeytinyağı presleri, zeytin toplama aletleri, taşıma ve saklama kapları, çeşitli folklorik objeler görülebilir. Aynı zamanda geleneksel usulde zeytinyağı sabun yapım tekniği de açıklamalı olarak sergilenmekte. Zeytinyağının üretim aşamaları, saklanması, aktarılması, filtre edilmesi vb. gibi zeytinin dalından soframıza geliş öyküsünü
60
Hi-Tech Temmuz’12
Dosya görüp, dinlemek tabii ki taze köy ekmeği ile tadımını yapmak yerli ve yabancı ziyaretçiler için hem eğitici hem de keyifli. Çanakkale-İzmir karayolu üzerinde Küçükkuyu kasabasının girişinde yer alan Adatepe Zeytinyağı Müzesinde, modern müzecilik anlayışı gereği olarak düzenlenmiş.
Satış Yapılıyor - Müze dükkânından taze zeytin, zeytinyağı, doğal sabun ve özgün olarak tasarlanmış çeşitli mutfak aksesuarları ve kitaplar alabilir, - Adatepe Mutfak'ta çay ve kahve çeşitleri, soğuk ve taze meyve suları ile tümü doğal malzemelerle hazırlanan yerel zeytinyağlı yemekleri tadabilirsiniz (gruplar için önceden rezervasyon yapılması önerilir). Adatepe Zeytinyağı Müzesi, Türkiye'nin gelişen kültür turizmi için özgün bir örnek teşkil ediyor. Müzede sergilenen objeler için Türkçe ve İngilizce açıklama metinleri bulunmakla birlikte, daha meraklı ziyaretçilerin arzu etmesi halinde güler yüzlü ve hevesli personel tarafından daha ayrıntılı bilgiler verilmektedir. Müze haftanın yedi günü 08.30-18.30 saatleri arasında açık olup, giriş ücretsizdir.
Eş Dost İkramından, Ticari Faaliyete Araştırmalar sonucu geleneksel zeytinyağı üretim tekniğinin en üstün sonucu verdiğini görmüşler. Şimdi terkedilmiş bir haldeyken restore edip yeniden faaliyete geçirdikleri eski bir fabrikada üretim yapıyorlar. Ürettikleri yağları başlangıçta sadece eşe dosta hediye etmekle yetiniyorlarmış. Fakat ürettikleri bu zeytinyağı çok beğenilip arkadaşlardan gelen talep artınca işi ticari bir sekle sokmaya karar vermişler. Özel olarak ürettirdikleri cam şişelerde piyasaya sürdükleri yağa köylerinin ismini vermişler: Adatepe. Çünkü Adatepe, yapılan işe en uygun düşen isimmiş, doğal, geleneksel ve çok lezzetli.
Geleneksel Üretim Aşamaları İyi bir zeytinyağı için zeytinler henüz bütünüyle olgunlaşmadan toplanıp derhal fabrikaya ulaştırılıyor. Zeytinlerin bozulup meyvemsi tadını yitirmemesi için bu şart… Eskiler bu konunun önemini ağaçtan taşa" diye ifade etmişler… Tas, zeytinlerin hamur haline getirildiği değirmenler… Dev silindir granit taslar zeytinleri pelte kıvamına gelinceye kadar eziyor… Ezilme işleminin ne kadar devam edeceğini baskı ustası göz kararı, el kararı, dil kararı belirliyor. Değirmen taşları dönerken ezilen zeytinler hava ile temas ediyor. Bu aşama çok önemli, belki de kontinü sistem denilen modern santrifüj teknolojisi ile üretilen zeytinyağları ile geleneksel zeytinyağı arasındaki lezzet farkının sırrı da tam bu noktada gizli. Bir sonraki aşamada hamur haline gelmiş zeytinler yassı torbalara doldurulup üst üste yığılıyor. İşte bu noktada en doğal haliyle zeytinyağı kendini bırakmaya başlıyor. Her ne kadar bu konuda bir kavram karmaşası olsa da gerçek sızma işte bu yağ. Zeytin hamuru dolu torbaların hidrolik preste sıkılması bir sonraki işlem…Makbul olan yağ ilk baskıda, sıcak suya maruz almadan üretiliyor. Daha sonra ayni zeytin hamuru sıcak su verilerek iki kez daha sıkılıyor fakat bu işlemler sonucu elde edilen yağ nefasetini önemli ölçüde yitirmiş oluyor. Sıkılma sonunda akan sıvı pulima tabir edilen haznelerde bekletiliyor ve zeytinyağının karasulardan ayrışması sağlanıyor. Bu süreçte zeytinyağı kendiliğinden yukarı çıkıp karasuları altta bırakıyor. "Zeytinyağı gibi üste çıkmak" deyiminin kaynağı da işte bu süreç. Gün ışığından uzak bir süre bekletilip dinlendirilen zeytinyağı daha sonra pamuk filtrelerden geçirilip şişeleniyor. Adatepe yağlarının piyasadaki diğer sızma yağlardan farkı da hala geleneksel üretim tekniğiyle üretilen tek yağ olması. Bu yöntem modern santrifüj teknolojisine göre çok daha zahmetli ama nefaset farkı bütün zorlukları unutturuyor. Köylüler de kendi kullandıkları yağı hala sulu baskı denilen tas değirmenlerde çıkarttırıyorlar ve hiç bir yağın geleneksel yağın yerini alamayacağını iddia ediyorlar. Sanıldığının aksine zeytinyağının asidinin düşük olması tek basına iyi bir yağ olmasını sağlamıyor. Zeytinyağında aslolan nefaset… Zeytinin niteliği ve zeytinyağının zeytinin karakterine uygun bir şekilde çıkarılması kaliteyi belirliyor. İyi bir zeytinyağı kendini kokusu ve tadıyla ele verir. Bir parça taze köy ekmeğini iyi bir zeytinyağına bandığınızda genzinizde hafif bir meyve tadı bütün duygularınızı uyarmalı. Hi-Tech Temmuz’12
61
Firma
Sektöründe Türkiye’nin İlk Helal Sertifikasını
Sunar Grup Aldı Helal Gıda Sertifikası, Ortadoğu, Kuzey Afrika, Güney ve Güneydoğu Asya gibi Müslüman halkın yoğun olduğu bölgelerde önemli rol oynuyor. 40 yılı aşkın süredir Uzakdoğu’dan Avrupa’ya, Ortadoğu’dan Afrika’ ya kadar 56 ülkeye ihracat gerçekleştiren Sunar Grup; bu başarısında özellikle Ortadoğu, Kuzey Afrika, Güney ve Güneydoğu Asya gibi Müslüman halkın yoğun olduğu bölgeler önemli rol oynuyor. Yağ firması olarak Türkiye’de ilk Helal Gıda Sertifikası alan Sunar Grup bu bağlamda satışlarını artırmada ve yeni müşteriler bulmada Helal Gıda Sertifikası’nın faydalı olduğunu gördüklerini belirtiyorlar.
Müşterilerin Talebiyle Sunar Grup Pazarlama Direktörü Mevlüt Nacar “Uzakdoğu’nun Müslüman ülkelerinde ve Avrupa ülkelerinde, ürün üzerinde helal gıda logosunun olmasını talep ediyorlar. Yurt dışında bulunan Müslüman müşteri kitlesini düşünerek bu sertifikaya başvurduk. Somut bir örnek vermek gerekirse, Uzakdoğu pazarının Müslüman ülkelerinden sipariş veren müşterilerimiz, ilk önce sertifikamızın olup olmadığını sordu. Helal Gıda Sertifikası tüketiciler için dini vecibe açısından önemli olduğu gibi, sağlıklı ve hijyenik ortamlarda güvenilir bir şekilde tüketime hazır hale getirilen ürünlerin raflarda ayırt edilmesini kolaylaştıran bir güven hissi veriyor. Üretici
62
Hi-Tech Temmuz’12
için de helal ve temiz ürünü temsil eden bu sertifika, üretim anlayışında farklı bir sorumluluğu üreticiye yüklüyor.
“Hedeflerimize Katkısı Olacak” Bugün yurt dışı pazarlarda tüketici için helal logolu ürün almak bir ayrıcalık haline geldi. Elita Gıda için; ayçiçeği yağı, mısır yağı, fındık yağı, zeytinyağı ve soya yağı, Sunar Mısır için; nişasta ve glikoz, Sunar Özlem için; un grubunda Helal Gıda Sertifikası alındı. Bu sertifika Müslüman nüfusun yoğun olduğu coğrafyalarda ve Müslüman grupların yaşadığı Avrupa ülkelerinde; İsrail dahil olmak üzere ihracat yapılan tüm ülkelerde aranılan bir belge. Resmi açıdan belgeye sahip olmak ne kadar önemliyse, son tüketici açısından ürün üzerinde helal logosunu görmek de o derecede önemli. Bu hassasiyet belki tüm tüketicilerde olmayabilir ama genel olarak tüketici satın aldığı üründe helal gıda logosunu arıyor. Helal Gıda Sertifikası’nın pekiştirdiği güven hissi ile Uzakdoğu ülkelerinde istikrarlı bir şekilde yer almayı planlıyoruz. Ayrıca, Avrupa ülkelerinin etnik pazarlarında da kapasitemizi artırarak yer almayı hedefliyoruz’’ açıklamasını yaptı.
Dosya
Ünlü Şeflerin Gözünden
Ramazana Özel Sofralar Ramazan ayı Türk mutfağına nasıl yansır? Ramazana özel bize has lezzetlerimiz var mı? Barcelo Eresin Topkapı Executive Chef Macit Kalfa: Ramazan'ın ilk günü ile birlikte nur ve feyiz dolu bir mevsimi yaşamaya başlarız. Kâinat şenlenir, dünya Cennetten süzülen nurânî bir hava ile dolup taşar.. Bereket dolu bir ay. Bu ayda mutfaklarımız canlanır. Ramazan ayında sofralarımız şenlenir çeşitlerimiz artar. Bu ayda Türk mutfağının güzide yemekleri özellikle vitrinlimizi ve menülerimizi süslemektedir.
64
Hi-Tech Temmuz’12
Türk mutfağımız zengin bir konsapte sahip bir mutfak. Yöresellere de ayırdığımız zaman daha zengin bir hal almaktadır. Türk mutfağının tatlarını saymakla bitiremeyiz. Mevsimin yaz olması biraz daha hafif yemeklere yönlendirse de, millet olarak et yemeklerini tercih oranı da oldukça fazla. Hafif yemekler de mevsim zeytinyağlılar oldukça fazla tüketilmektedir. Kuzu incik, hünkar beğendi, kuzu tandır pilav çeşitleriz, zeytinyağlılar (yaprak sarma, patlıcan dolam, taze fasulye) vs. Özellikler tatlılarımız ön plana çıkmaktadır. Baklava
Dosya Türk mutfağına has Ramazan lezzetlerini paylaşan Türkiye’nin saygın şefleri sizler için iftar menüsü hazırladı.
bereketin olduğu, yoğun tatların ziyafete dönüştürülerek sunulması hem keyifli, eğlenceli ve unutulmaya yüz tutan özellikle Osmanlı saray mutfağımızın hissi yemek kültürümüzü bir kez daha gün yüzüne çıkarmak suretiyle yansıyacaktır. Mübarek ayı sultanlar gibi karşılayacak mevsime ve her kesime hitap edecek çok özel menüler hazırlanabilir. Örneğin biz Hanedan, Tuğra, Şehzade, Sultan olarak kategorize edilen menülerimizde ramazana özgü tüm tatları fazlasıyla sunmaya çalışacağız. Yazın kavurucu saatlerine karşı başlangıçta soğuk döve yoğurt çorbası veya gül şerbetli hellatiye bol şerbet alternatifleri uzun süre aç kalan mideyi ferahlatacak lezzetlerdir. İftar ve Sahur menüleri hazırlanırken nelere dikkat edilmelidir? Barcelo Eresin Topkapı Executive Chef Macit Kalfa: İftar menüsünü hazırlarken ilk önce misafirin gözüne hitap etmeli diye düşünüyorum. Çünkü Bu ayda oruç tutmak çok zordur. Ağır yağlı yemeklerden kaçınmak gerekiyor. Çünkü ertesi gün yediğin yemek insana zor analar yaşatabilir. Özellikle sulu ve hafif yemekler tercihimdir. Sahur menüsünü ise hazırlarken çorba, hafif bir börek, kahvaltılıklar, meyve tabağı, meyve salatası ve sütlü hafif tatlılar tercih ediyorum. Bu tarz hafif yiyecekler gün içerisinde insanı fazla rahatsız etmeyecektir. çeşitleri, kadayıf, ekmek kadayıfı ve sakızlı sütlaç bunlardan bazılarıdır. En popüleri ise güllaç. Güllaçsız bir Ramazan ayı ben düşünemiyorum. İstanbul Marriott Hotel Asia Executive Chef Fikret Özdemir: Ramazan Ayı Türk mutfağının en iyi yemeklerinin yapıldığı, sunulduğu, ailelerin bir araya geldiği ve eski geleneklerin tekrarlandığı özlemle beklediğimiz lezzetleri soframıza getirir. En bilindik olarak Ramazan tatlısı olarak Güllaç yapılır. Ramazanda sofralarımızda en çok tercih edilen yemek çeşitleri ise ‘Kuzu Haşlama, Çoban Kavurma, Kuzu Tandır’ gibi yemeklerdir. Holiday Inn İstanbul Airport Executive Chef Mehmet Siriş: Misafir memnuniyeti ve iş çevresi dolaysı ile kesinlikle yoğun ve Türk yemekleri ağırlıklı geçeceğine inanıyorum. Bolluk ve
İstanbul Marriott Hotel Asia Executive Chef Fikret Özdemir: İftar ve Sahur yemeklerini hazırlarken insanların gün boyu yemek yemediklerini göz önünde bulundurarak, hafif başlangıçlarla oruç açılması daha sağlıklıdır. Özellikle iftar için hazırlanan yemeklerin hafif, çok az yağlı ve mümkün olduğu kadar az baharatlı yemekleri tavsiye ederim. İftarda orucumuzu açarken ilk etapta hafif ve ılık bir çorba ile başlayarak ilerleyen saatlerde diğer az yağlı yaptığımız yemekler ile devam edebilir. Holiday Inn İstanbul Airport Executive Chef Mehmet Siriş: Kesinlikle trans yağ içeren, baharatlı, kızartma tarzı ve kollestrol içerikli, acılı, ekşili ürünlerden sakınmak gerekiyor. Metobolizmanın dengesizliği söz konusu olacağından dolayı, sahurda kesinlikle bu tarz yemekten kaçınmalı. Hafif ve tok tutacak ürünler tüketilmelidir. Bence sahurda kahvaltı en doğru alternatif olacaktır. Hi-Tech Temmuz’12
65
Dosya
Executive Chef Macit Kalfa
Executive Chef Fikret Özdemir
Executive Chef Mehmet Siriş
Sizden iftar menüsünde yer alabilecek başlangıçlar konusunda bilgi ve bir başlangıç ile çorba tarifi alabilir miyiz? Barcelo Eresin Topkapı Executive Chef Macit Kalfa: İftar menüsün de yer alan başlıca başlangıçlar; iftariyelikler olmak üzere, börek çeşitleri, zeytinyağlılar, çorba çeşitleri (özellikle mercimek) yer almaktadır.
kavurun. Soğanlar sarardıktan sonra kıymayı da ilave ederek birkaç dakika daha kavurun. Et suyunu koyup kaynatın. Et suyu kaynadıktan sonra bütün malzemeleri katın ve yarım saat kaynatın, pirinci de ilave edin ve karıştırarak pirinçleri pişirin. Tuzunu ve biberini ilave edin. Çorbamız yanında kaşarla servise hazırdır.
dakika boyunca bu şekilde kavrulmaya devam edilir. Daha sonra sırası ile ceviz, kuş üzümü, mango ve taze baharatlar ilave edilir. İsteğe göre tuz ve karabiber eklenir. 5 dakika da bu şekilde kavrulmaya devam edilir. Sıcak bir şekilde servis edilir.
Etli Pirinç Çorbası Malzemeler; 200 gr pirinç 100 gr yağsız dana kırması 100 gr yeşil fasulye 200 gr taze bezelye 1 adet büyük patates 100 gr havuç 2 adet domates 100 gr kabak 1 kase kaşığı karışık ot(kekik, adaçayı, dereotu) 1 adet soğan 30 gr tereyağ 2 kaşık rende kaşar peyniri 1,58 litre et suyu Biber Tuz Yapılışı; Bütün sebzeleri yıkadıktan sonra çok ufak parçalara doğrayın. Soğanı da doğrayıp bir tencerede sararana kadar
66
Hi-Tech Temmuz’12
Sizden iftar menüsünde yer alabilecek bir ana yemek önerisi tarifi alabilir miyiz? İstanbul Marriott Hotel Asia Executive Chef Fikret Özdemir: Mangolu ve Cevizli Kuzu Kavurma Malzemeler; 200 gr Kuzu But ( kuşbaşı) 80 gr Mango 50 gr Ceviz 100 gr Arpacık Soğan 2 Diş Sarımsak 40 ml Ayçiçek Yağı 1 tutam taze biberiye 1 tutam taze kekik Yeteri Kadar Öğütülmüş Tane Karabiber 20 gr Kuş Üzümü Yeteri kadar tuz Yapılışı; Kızgın bir tavada yağ ile birlikte kuşbaşı etimizi et suyunu çekene kadar kavrulur. Daha sonra içerisine arpacık soğan ve sarımsak ilave edilir. Yaklaşık 10
Sizden iftar menüsünde yer alabilecek tatlılar konusunda bilgi ve bir tatlı tarifi alabilir miyiz? Holiday Inn İstanbul Airport Executive Chef Mehmet Siriş: İftar menülerinde genelde mideyi tahriş edecek asidik ve yağlı tatlılara alternatif olarak bu yıl hazmı kolaylaştıracak bol sütlü tatlılar önerimizdir. Özellikle bu yıla damgasını vuracak Dondurmalı Kos Helva favori tatlımız olacaktır Dondurmalı Kos Helva Malzemeler; 1 adet kos helve gofret İsteğe göre dondurma çeşidi 1 kaşık çikolata topik 1 tutam toz Antep fıstığı 1 dal taze nane Yapılışı; Kos helvayı 2’ye ayırın, dondurmayı ortasına yayın, kapatarak sıkıştırın ve pizza dilimi gibi doğrayın çikolata topik taze nane ve toz fıstık ile de tabağınızın dekorunu tamamlayın.
Firma
Güral Porselen ile
Yeniden Büyük Bir Aileye Güral Porselen, Ramazan sofralarının mutluluğuna eşsiz renk ve desen seçenekleriyle katkıda bulunuyor. Ramazan sofralarının heyecanı bir başkadır. Yakınlarınız ve sevdiklerinizle birlikte olduğunuz bu sofralar, aynı zamanda en kalabalık yemeklere sahne olur. Güral Porselen, aile olma özlemini iftar sofralarına taşıyor.
ve daha birçok farklı parça seçenekleri ile kombin oluşturarak hem sofranızın şıklığını hem de yemeklerinizin sıcaklığını koruyabilirsiniz.
Farklı Tasarımlarla Sunulan Lezzetler
Sofralarda Seçkin Yenilik: GRL Çatal - Bıçak Takımları
Güral Porselen’nin tasarım anlayışını yansıtan, göz zevkinize hitap eden eşsiz renk ve desen seçenekleri bu Ramazan’da en keyifli iftarların vazgeçilmezi olacak. Sıcağından soğuğuna 5 farklı zeytinyağlısından tatlısına kadar donatılmış büyük sofraları Güral Porselenin sofra takımları, soslukları, atıştırmalıkları, şık fırın kapları, dekoratif el ürünleri
Güral Porselen, hayalinizdeki sofrayı yeni çatal bıçak koleksiyonları ile tamamlıyor. Modern form ve çizgilerin yorumlandığı çatal-bıçak takımları ile Güral Porselen sofralarının çarpıcı görünümüne ışıltı ve şıklık katıyor. GRL’nin çatal bıçak koleksiyonu ile misafirlere bir saray ziyafeti yaşatmak mümkün. Hi-Tech Temmuz’12
67
Gündem
Sealed Air’in İş Birimi Diversey, Havuz Operatörlerini Sertifikalandırdı
68
Hi-Tech Temmuz’12
Gündem
Sealed Air’in iş birimi Diversey’in havuz operatörlerine yönelik olarak gerçekleştirdiği eğitim programı sertifikaları, 6 Temmuz’da gerçekleştirilen törenle sahiplerini buldu. Sealed Air’in iş birimi Diversey, Ataşehir Halk Eğitim Merkezi işbirliğinde, havuz operatörlerine yönelik geniş katılımlı bir havuz eğitimi programı gerçekleştirdi. Program kapsamında eğitim alarak gerekli yeterliliği gösterenlere 6 Temmuz, Cuma günü sertifikaları İstanbul Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü İrfan Zeki Er ve Ataşehir Halk Eğitim Merkezi Müdür Yardımcısı Dursun Çom’un katıldığı törenle teslim edildi. Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü İrfan Zeki ER törende yaptığı konuşmada; “Halk Eğitim Merkezi’miz binlerce kurs açıyor. Bu sene 70 kişinin katılım gösterdiği Havuz Suyu Operatörlüğü kursunu açtık. Havuz alanında çalışanların bu alan ile ilgili sertifika sahibi olmak istedikleri ve bu alana yönelik bir kurs açılmasını talep etmeleri üzerine böyle bir kurs açmaya karar verdik.. Ataşehir Halk Eğitim Merkezi’nde düzenlenen bu kursa katılan herkesi tebrik ediyorum.” dedi.
Sealed Air’in iş birimi Diversey Kanal Yönetimi İş Geliştirme Müdürü Fatih Pullu tarafından verilen sertifika eğitimi, 8 günlük bir süreçte toplamda 48 saatlik bir eğitimi
kapsadı. 70 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen eğitimde “havuz suyunun hazırlanması, bakımı ve işletilmesini sağlamak”, “havuz suyu kimyasalların etkilerini kavramak”, “genel hijyen ve su ile bulaşabilen hastalıkları kavramak”, “havuzda ilk yardım ve kimyasal kullanımı sırasında dikkat edilmesi gereken kişisel güvenlik kurallarını kavramak” konu başlıkları işlendi. Programa katılan havuz operatörlerinden Hilton Otel Teknik Servis Şefi İsmail Ürgüp, “Havuz Suyu Operatörlüğü programı, bugüne dek katıldığım en kapsamlı sertifika kursu oldu. Profesyonel çalışmalarımda şimdiden çok yararlı olduğunu görebiliyorum. 48 saat süren bu eğitim sonucunda havuz konusunda herhangi bir sorunum kalmadı” dedi. Polat Renaissance Mekanik Teknisyeni Kasım Karsanlı ise; “5 yıldır havuz konusunda hizmet veriyorum, bu kadar kapsamlı bir eğitime ilk defa katıldım. 48 saatlik uygulamalı bu eğitim ile kafamızdaki tüm soruların cevabını aldık ve hiç bir soru işaretimiz kalmadı. Sealed Air'in iş birimi Diversey'e bu eğitim için teşekkür ediyorum.” diyerek programdan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Hi-Tech Temmuz’12
69
Firma
Çevre Dostu INNOVA BEE ile
Su Isıtmaya Ekonomik Çözüm Akcor Havalandırma Sistemleri tarafından ülkemize getirilen ısı geri kazanım ünitesi Innova BEE ile atık sıcak su, soğuk şebeke suyunu ısıtacak ve binalarda enerji tasarrufu sağlanacak. Binalardaki şebeke suyunun ısıtılması için harcanan enerji, mekanın ısıtılması için harcanan enerjiden fazla oluyor. Doğanın korunması için ise; doğal enerji kaynaklarının (güneş, rüzgar, vb.) kullanılarak enerji geri kazanımları yapılması gerekli. Akcor Havalandırma Sistemleri tarafından ülkemize getirilen ısı geri kazanım ünitesi Innova BEE ile atık sıcak su, soğuk şebeke suyunu ısıtacak ve binalarda enerji tasarrufu sağlanacak. Akcor havalandırma sistemleri distrübütörlüğünde ülkemize getirilen Innova Bee, tesisat ve ısıtma sistemlerinin tasarımlarını baştan aşağı yenileyerek yepyeni bir ürünle pazardaki yerini alıyor. Yeni ürün Innova Bee, atık sıcak kullanım suyu ile soğuk şebeke suyunu ısıtarak enerji tasarrufu sağlıyor.
Innova Bee Enerji Kazanımın Sağlıyor Yenilenen Avrupa Ragülasyon ve Direktifleri (RED), doğal
70
Hi-Tech Temmuz’12
enerji kaynakları (güneş, rüzgar, vb.) kullanımını ve enerji geri kazanımını şart koşuyor. Yeni geliştirilen Innova Bee tasarımı sayesinde fazla enerji kaybını önlüyor. Doğal çevrenin korunması için tasarlanan ve binaların projeleri sırasında yer alan Innova Bee, normal şartlarda doğaya salınacak enerjinin önemli bir kısmının geri kazanılmasını sağlıyor. Innova Bee; soğuk şebeke suyu ile sıcak atık su arasında ısı eşanjörü kullanarak sebeke suyunu ısıtıyor. Sıcak atık suyu, şekli özel olarak tasarlanmış korozyona dayanımlı AISI 316 L paslanmaz çelikten üretilmiş ve kaynakla birleştirilmiş serpantinin üzerinden geçiyor. Isıtma cihazı (kombi, vb.) veya karışım ünitesine giden temiz su atık suya göre ters akış bataryası içerisinden geçerek giderek atık suyun enerjisini üzerine alıyor. Bu sayede şebeke suyundan daha yüksek bir sıcaklıkta ısıtma veya karışım ünitesine giren temiz su, talep edilen sıcaklığa daha az enerji sarfiyatı ile ulaşıyor.
Dosya
Türkiye’nin Bitmeyen Hayali
Olimpiyat Oyunları Turizm ve ülke tanıtımına katkıları nedeniyle yıllardır peşinden koşulan bir hayal olimpiyat oyunları… Umutlar şimdi 2020’ye odaklandı.
2020 Yaz Olimpiyat Oyunları’na da ev sahipliği için adaylığını koyan İstanbul’un rakipleri bu kez Madrid ve Tokyo. İngiltere’nin başkenti Londra’da düzenlenecek 2012 Yaz Olimpiyat Oyunları’na bir yıldan az bir süre kalmasıyla, gözler hem Londra’daki oyunlara hem de gelecek yıllarda oyunlara hangi kentin ev sahipliği yapacağına çevrildi. Brezilya’nın Rio De Janeiro kentinin 2016 olimpiyatlarını düzenleme hakkını kazanması, 2020’de yapılacak 32. Yaz Olimpiyat Oyunları için Avrupa ve Asya kıtasından aday olan
72
Hi-Tech Temmuz’12
kentleri ön plana çıkardı. Artık resmi adaylığını kabul edilen Madrid, Tokyo ve İstanbul yarışacak. Şu ana kadar adaylığını açıklayan kentlerden Roma, 1960’da, Tokyo 1964’te oyunlara evsahipliği yaptı. Hak kazanmaları halinde, İstanbul ya da Madrid, ilk kez dünyanın en önemli spor organizasyonuna evsahipliği yapacak. Madrid daha önce evsahibi olmasa da, İspanya’nın Barcelona kentinde 1992’de olimpiyat düzenlendiği için, Türkiye şu anki adaylar arasında evsahipliği yapmayan tek ülke olarak yer alıyor.
Dosya Madrid’den Üçüncü Deneme
Uzakdoğu’dan TOKYO
İspanya’nın başkenti Madrid, 2012 ve 2016 Olimpiyat Oyunları için sunduğu adaylıklarda başarısız olduktan sonra 2020’de 3. kez arka arkaya şansını deneme kararı aldı. Olimpiyat Oyunları’nı organize etmek için ilk olarak 1972 yılında aday olan Madrid kenti, 40 yıl aradan sonra başlattığı olimpiyat sevdasını 2020’de mutlu sona ulaştırmak istiyor. İspanyol basınına göre 2020 Olimpiyat Oyunları için Madrid’in karşısındaki en güçlü aday olarak İstanbul gösteriliyor. Madrid Belediye Başkanı Alberto Ruiz Gallardon, 2012 ve 2016 adaylıklarından sonra, olimpiyatlar için kentin alt yapı gereksiniminin yüzde 80’inin hazır durumda olduğunu savundu. Ekonomik kriz yaşayan İspanya, Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin 7 Eylül 2013 tarihinde 2020’de hangi kentin olimpiyatları organize edeceğine ilişkin kararını verinceye kadar herhangi bir altyapı harcaması yapmayı öngörmüyor. Madrid Belediye Başkanı Gallardon, alt yapıda kalan yüzde 20’lik oranın Madrid’in adaylığının kabul edilmesi halinde yapılacağını ve önlerinde bunun için yeterli zamanın bulunduğunu söyledi. Madrid 2020’nin tanıtım, lobi ve hazırlık bütçesinin ise 2016 yılındaki adaylığa oranla en az yüzde 50 daha az olması öngörülüyor.
Daha önce 1964’te olimpiyatlara ev sahipliği yapan Japonya’nın başkenti Tokyo da İstanbul’un rakipleri arasında yer alıyor. Japon yetkililer, ülkenin doğusunu Mart 2011’de vuran ve 21 bin kişinin ölümüne yol açan deprem ve tsunaminin ardından yeniden yapılandırma çalışmalarının hızlandırılması için olimpiyatlara aday olduklarını söylemişlerdi. Japonya daha önce de birçok kez olimpiyat düzenlemeye aday oldu. Tokyo, 2016 olimpiyatları için de ev sahipliği adaylığını koymuş, ancak Rio De Janeiro’ya kaybetmişti. Japon kentlerinden Osaka’nın 2008, Nagoya’nın 1988 oyunlarına ev sahipliği yapma hayalleri gerçekleşmemişti. Japonya’nın Nagasaki ve Hiroşima kentleri de Tokyo’dan önce ev sahibi adaylığı yapmayı planlıyordu, ancak iki kentin de maddi sıkıntı nedeniyle aday olamaması nedeniyle Tokyo adaylığını koydu.
Altyapının Büyük Bölümü Hazır Madrid Belediye Başkanı Gallardon’a göre, Madrid’in 2020 Olimpiyatları adaylığının yüksek şansa sahip olmasının sebebi, "altyapının hazır olması, son 2 olimpiyat oyunları adaylığında kazanılan tecrübe ve olimpiyat ailesinin yakından tanınması" olarak gösteriliyor. Madrid Olimpiyat oyunları için tahsis edilecek 28 spor tesisinden 27’sinin kent merkezinin 10 kilometrelik çapının içinde bulunuyor. Spor tesislerinin yüzde 77’inde ise şu an müsabakalar yapılıyor. Madrid 2020 adaylığı için de esas alınacak Madrid 2016 adaylığı projesine göre, Olimpiyat Oyunları için kentte iki ayrı ana merkez kurmak öngörülürken, Olimpiyat Stadı, Olimpiyat Köyü (17 bin 800 yatak kapasiteli ve 5 bin gazeteciyi ağırlayabilecek durumda), Su Sporları Merkezi, Uluslararası Basın Merkezi ve 8 farklı spor dalındaki müsabakaların yapılacağı tesislerin olacağı en önemli yerlerin Madrid’in doğusuna kurulması planlanıyor. Ayrıca Madrid 2016’nın kazanılması halinde yapılması vaat edilen olimpik cimnastik merkezi, olimpik hokey merkezi, voleybol salonu, kürek ve kano kanalları, bisiklet pisti gibi bazı spor tesisleri ise halen proje aşamasında bulunuyor. Öte yandan bir grup İspanyol tarafından internette başlatılan "Madrid 2020’yi istemiyoruz" başlıklı kampanya, şimdiden Madrid’in adaylığına gölge düşürüyor gibi gözüküyor. Madrid belediyesinin 7 milyar avrodan fazla borcu olduğunu ve olimpiyat oyunları organizasyonuyla borcunu daha da artıracağını savunan "Madrid 2020" karşıtları, başlattıkları imza kampanyasının sonucunu Uluslararası Olimpiyat Komitesi’ne göndermeyi planlıyor.
Tokyo, Savaş Nedeniyle Ev Sahipliği Yapamadı Tokyo’nun ev sahibi olmaya hak kazandığı 1940’ta düzenlenmesi planlanan 12. Yaz Olimpiyat Oyunları, savaşlar nedeniyle yapılamadı. IOC, 1938’de 2. Çin-Japonya savaşının çıkması nedeniyle Tokyo’nun yerine Finlandiya’nın başkenti Helsinki’nin ev sahibi olmasına karar verdi. 1939’da 2. Dünya savaşının çıkması nedeniyle 1940 ve 1944’te olimpiyatlar düzenlenmedi.
2016 Projesinde Çevre Ön Plandaydı 2016 oyunlarına ev sahipliği adaylığını kazanamayan Tokyo, o dönemde çevreci bir proje hazırlamış ve bir milyon ağacın bulunduğu karbondioksit yayılımı olmayan bir kent vaadinde bulunmuştu. Tokyo’nun planlarında kent merkezinde, birbirine yakın spor tesislerinden oluşan ve etkili bir ulaşım hattıyla desteklenmiş bir olimpiyat merkezi öngörülüyordu. 2020 adaylığına da çevreci bir projeyle katılması beklenen Tokyo, sporcuların yüzde 70’inin müsabakalara kaldığı yerden 10 dakikada gidebileceği sözünü vermişti. Tokyo’nun o dönemde altyapı harcamaları için 3,5 milyar avro ayırması IOC yetkililerinin beğenisini kazanmıştı. Tokyo’nun dezavantajı olarak halk desteğinin çok yüksek olmaması gösteriliyor. Kentin bunun eksikliğini 2016 adaylığında çektiğini söyleyen uzmanlar, Rio De Janeiro’nun 2016 olimpiyatlarının ev sahipliğini almasında Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva’nın "karizmasının" etkili olduğunu söylediler. Şu an olimpiyat planları hakkında fazla ayrıntı açıklanmasa da, Japon yetkililer daha önceki adaylıklarından aldıkları derslerin yararlı olacağına inanıyor. Tokyo Valisi Şintaro İşihara, olimpiyatların Japonya’nın yeniden yapılanması ve eskisinden daha iyi bir ülke haline gelmesi için milat olacağını söylemişti. İşihara, olimpiyatlara eninde sonunda ev sahipliği yapacaklarına inandıklarını belirterek, "Yapmamız gereken şeyler var. Gerekirse 2 kez yaparız, gerekirse 3 kez, gerekirse 4 kez. Ulus için çaba harcayacağız" demişti. Hi-Tech Temmuz’12
73
Firma
74
Hi-Tech Temmuz’12
Firma Yelkenli ile Kuzey Ege’yi Keşfetmek Yelken düşkünleri için yeni rota Ayvalık. Thea Sailing, masmavi koyları ve yelkene elverişli iklimiyle Kuzey Ege’de, deniz severler için yepyeni bir fırsat sunuyor. Cunda’dan hareketle kiralayabileceğiniz yelkenli teknelerle şehrin stresinden uzaklaşmak mümkün. Thea Sailing, yelkenli tekne kiralama denildiğinde akla gelen Güney Ege sahillerine bir alternatif oluşturabilmek ve Kuzey Ege’nin yelkene elverişli keşfedilmemiş sularını deniz severler ile buluşturmak amacıyla kurulmuş bir firma.
Farklı Rotalara Dümen Kırmak Ayvalık’tan hareket ile civardaki 28 ada dışında keşfedebileceğiniz yepyeni rotalar arasında Midilli, Limni ve Sakız Adaları ile Bozcaada, Assos, Foça ve Bademli de bulunuyor. Tarihi zenginlikleriyle de ön planda olan bu bölgede Kaz Dağları, Assos, Bergama gibi kültür turları da yapmak isteyen misafirler için bağlantılı özel turlar ayarlanabiliyor. Tatiliniz için ayırabileceğiniz gün sayısına göre dilediğiniz rotada Thea Sailing teknelerini kaptanlı ya da kaptansız olarak kiralayabiliyorsunuz.
Kuzey Ege Bölgesi’ndeki Tek Yelkenli Tekne Charter Firması Hedefleri arasında misafirlerine bir butik otel sıcaklığı yaşatmak isteyen Thea Sailing filosunda bu yıl bir adet Bavaria 42 Cruiser ve Beneteau Oceanis 50 (2012) bulunuyor. Firma ayrıca Ayvalık adaları arasında günübirlik denizin keyfini çıkartmak isteyen misafirleri için ise tirhandille nostaljik bir seyir sunabiliyor.Ayvalık bölgesinde yelkenli tekne kiralayabileceğiniz tek alternatif olan Thea Sailing, teknik ekibi ve deneyimli kaptanları ile deniz tutkunlarına gerekli tüm olanakları ve konforu sağlayarak kusursuz hizmet sunmayı kendisine ilke edinmiş bir firma. Deneyimli skipperları sayesinde yelken tekniklerini geliştirmek isteyen misafirler için de bulunmaz bir fırsat sunuyor. Denizin üstünde güzel bir gün ya da yelken keyfine varabileceğiniz bir hafta hayal ediyorsanız Thea Sailing eşsiz doğanın tadını çıkarmak için sizi Cunda’ya davet ediyor.
Hi-Tech Temmuz’12
75
Mekan
Bodrum’da Antakya Lezzetleri Konuşuluyor Bu yaz Bodrum’u mesken tutanlar için en güzel sürpriz Antiochia Restoran... Antakya yemeklerini seven ve damak tadına güvenenlerin ortak noktası Antiochia oluyor.
76
Hi-Tech Temmuz’12
Mekan
Antakya’nın yöresel lezzetlerini İstanbul’dan sonra, Bodrum, Casa Dell Arte Oteli’nde müdavimleriyle buluşturan Antiochia Restoran, Jale Balcı’nın yaz için titizlikle hazırladığı menüsüyle büyük beğeni topluyor. Antakya’nın bağımlılık yaratan lezzetleri, misafirlerine seçkin bir yemek keyfi sunarken Antiochia Restoran, Bodrum’da da en sevilen lezzet duraklarından biri oluyor.
Antakya lezzetlerinden, ana yemek olarak Güveçte tepsi et, meze seçeneklerinden Abaganuç, Acılı Bezirgani, Muammara, ara sıcaklardan Kaytaz Böreği, Falafel ve tüm bu lezzet yolculuğu üzerine son olarak Künefe’yi denemeden ayrılamadığı Antiochia, Antakya yemeklerinin ustası olduğunu bir kez daha kanıtlanıyor.
Ortak Girişim Sanatsal Bir Ortamda Yöresel Tatlar Casa Dell Arte’in sanatla iç içe ortamında, Torba Koyu’nun muhteşem manzarasında, Antakya’ya kısa bir yolculuk yaptıran Antiochia, tatlarıyla yaza çok farklı bir keyif katıyor. Jale Balcı’nın, özenle hazırladığı enfes menüsü ile Antakya’nın kokusunu Bodrum’a taşıdığı restoranı Antiochia, yöresel tatları modern bir sunum ve özgün bir tarzda sunarak, sıcacık atmosferiyle dikkat çekiyor. Misafirlerinin birbirinden özel
Süleyman Gülüm ve Jale Balcı’nın ortaklığı ile kurulan, ustalığı ile Antakya yemeklerini görsel bir şölen haline getiren Antiochia Restoran, yazın ruhuna uygun menüsü ve birbirinden enfes lezzetleriyle misafirlerine unutulmaz anlar yaşatıyor. Derin bir nefes alın ve kokuyu takip edin, kendinizi ünlü şef Jale Balcı’nın imzasıyla hazırlanan birbirinden güzel Antakya lezzetlerinin tam ortasında, Antiochia’da bulacaksınız. Hi-Tech Temmuz’12
77
Mekan
Yazın Keyfi, Ege’nin Tercihleri Ünlü Şef Murat Bozok, Ege bölgesindeki her ilden özel lezzetleri buluşturduğu çok zengin bir menü sunuyor. İstanbul’da lezzetseverlerin vazgeçilmez mekanı olan Mimolett, Bodrum’da da kendisinden beklenen çizgiyi devam ettiriyor. Mekanın sahibi ünlü şef Murat Bozok, Ege bölgesindeki her ilden özel lezzetleri buluşturduğu çok zengin bir menü sunuyor. Ege’nin yerel zenginliklerini, Murat Bozok’un yorumu ve klasikleşen Mimolett kalitesi ile Bodrum’da buluşturan Mimolett Ege, lezzet avcılarından tam not alıyor. Mimolett Ege, Casa Del’Arte Oteli’nde Ege’nin güzelliklerini, Torba’nın eşsiz koy manzarasının büyüsüyle birleştirerek ambiyansı ile de beğeni topluyor.
Yüz Mil Akımı Mimolett Ege’de Mimolett Ege, yaz için hazırlanan iddialı menüsüyle ön plana çıkıyor. Tüm dünyada revaçta olan “Yüz Mil” akımı, Türkiye’de ilk kez Murat Bozok tarafından Mimolett Ege’de uygulanıyor. Murat Bozok, Ege’nin kendine has otları, zeytinyağlıları, eşsiz deniz mahsulleri ve klasikleşen şevket’i bostan gibi yerel tatlarını menüsünde bir araya getiriyor. İzmir’in tulumu, Marmaris’in balı, Afyon’un sucuğu, Yalıkavak’ın mandali-
78
Hi-Tech Temmuz’12
nası gibi her yörenin öne çıkan farklı zenginlikleri, bambaşka bir yorum ile muhteşem bir ambiyansta buluşuyor.
Ege’ye Has Lezzetler Birarada Mimolett Ege menüsü tam bir Ege coşkusu yaşatıyor. Başlangıç olarak Muğla’dan zeytinyağlı tabağı, Çanakkale’den serin domates çorbası, Bozburun’dan kalamar ve deniz börülcesi eşliğinde el yapımı köy eriştesi, İzmir’den dört farklı yılın İzmir tulum peyniri rekoltesi eşliğinde lazanya göz dolduruyor. Ana yemekler için Çanakkale’den enginar ve mısırlı risotto eşliğinde dinlendirilmiş Dana Antrikot, Bozcaada’dan bergamutlu yabani pirinç ve çoban salatası ile Kağıtta Levrek, Balıkesir’den lavanta sos ve beğendi eşliğinde Kuzu Tandır artık tatlıya yer kalmadı dedirtiyor. Sıra tatlıya gelince ise Yalıkavak’tan satsuma aromalı Créme Brulée, Aydın’dan sütlü dondurma eşliğinde İncirli Sufle, Afyon’dan Kaymaklı Cheese Cake lezzet yolculuğunuz için keyifli bir final oluyor. Bu yaz yolunuz Bodrum’a düşerse, Ege yöresinin yerel tatlarını Murat Bozok’un yorumu ve eşsiz sunumu ile taçlandırmak için soluğu Casa Dell Arte’de almanın tam zamanı.
M
Çeşme’de Farklı Bir Alternatif Yazın tadı Jack Daniel’s Lynchburg Lemonade Hours ile Sole Mare’de.
Çeşme Sole Mare’de güneşin ve denizin keyfini çıkaranlar Jack Daniel’s Lynchburg Lemonade ile hem serinliyor, hem eğleniyor. Jack Daniel’s, tatilini Çeşme’de geçiren herkesi 7 ve 14 Temmuz Cumartesi günlerinde saat 17:00 ile 20:00 arasında Çeşme Sole Mare Beach Club’da buz gibi Lynchburg Lemonade eşliğinde sınırsız eğlenceye davet ediyor.
Geniş Katılımlı Partiler Özel yöntemlerle hazırlanan ve dünyanın en çok tercih edilen kokteyllerinden biri olan Lynchburg Lemonade eşliğinde, Erkut Sezer perküsyon şovu ve DJ Hakan Kabil’in performansları ile renklenen “Lynchburg Lemonade Hours” tüm hızıyla devam ediyor. İki bin kişiden fazla katılımcıyla gerçekleşen partilerin son iki ayağını kaçıranlar çok üzülecek.
80
Hi-Tech Temmuz’12
Mekan Ankara’da Farklı Bir Mekan
Apinya Thai&Sushi Restaurant Apinya Thai&Sushi Restaurant, Ankara’da ilk ve tek otantik Thai Mutfağı restoranı.
Tayland asıllı, Uzakdoğu Yemekleri gurmesi ve “owner-chef”, Apinya VESKE, GOP’daki hareketli yaşam bölgesi ve buluşma noktası olan Arjantin – Filistin – Attar üçgeninde yer alan restoranında hem dünyanın en sağlıklı ve en popüler mutfağı olan Tayland mutfağının yöresel lezzetlerini hem de yeni keşif Japon yemeklerini sunuluyor. Restoran müşterilerinin büyük kısmını ise yabancılar oluşturuyor.
Uzakdoğu Kültürün Sunumu Ticari olmaktan ziyade daha çok bir kültürün sunumu olan restoran, Taylandlı bir mimar tarafından modern-otantik Tayland tarzında tasarlanmış olup bembeyazlığı ile dikkat çekiyor. Restoran, Tayland motiflerinden oluşan CNC’ler, otantik Tayland tarzı duvar kaplamaları, Tayland oymacılık sanatının sergilendiği ahşaptan oymalar, Tayland yöresel kumaşlarından sandalyeler ve koltuklar ile dekore edilmiş. Yaklaşık 150 kişiye aynı anda hizmet verebilen restoranda, zengin menüdeki yemekler heyecan uyandırıyor. Sadece Amerika’da neden 2000′den fazla Tayland restoranının bulunduğunu ve Tayland yemeklerinin neden dünya mutfağında ilk sıralarında yer aldığını Apinya Hanım’ın kendisinin hazırladığı menüye bakınca anlıyorsunuz. Burada sadece birkaç çeşit “Tom Yam (acı ekşi çorbası)” ve sıradan körili yemekler değil… bütün Tayland usulü Tom Yam çeşitleri olan karidesli, balıklı, tavuklu ve deniz mahsüllü Tom Yam çeşitleri bulun-
82
Hi-Tech Temmuz’12
makta, dana etli veya tavuklu yeşil veya kırmızı körilerin yanı sıra balık köfteli yeşil köri, ördek etli kırmızı köri,dana etli Massaman köri, tavuklu Garee köri ve balıklı köri ve dilerseniz de kuru köri yemekleri bulabilirsiniz.
Aşçıların Tamımı Tayland Uyruklu Aşçıların tamamının Tayland uyruklu olduğu restoranda ayrıca çok çeşitli deniz mahsülü yemekler ve yöresel salatalarda bulunuyor. Genellikle yemekler kokulu şifalı otlarla hazırlanıyor. Ayrıca yemeklerin büyük çoğunluğu özel olarak hazırlanan soslarla özelliklede balık esanslı “Nam Pla” adı verilen ve bu mutfağın vazgeçilmez lezzetleri arasında yer alan sosla birlikte yeniyor. Süsleme ise çok önemli. Tabağa ve sunulan yemeğe verilen değeri gösteriyor. Hiç denenmemiş sushileri ise sadece burada bulabiliyorsunuz. Örneğin; Apinya Roll, Maggie Roll, Hamsi Roll. Uzakdoğu tatlarıyla hazırlanan kokteyller ve içki çeşitliliğide menüye ayrı bir zenginlik katıyor. İşletme sahibi, Tayland mutfağının özelliğini; “acıyı, ekşiyi, tatlıyı ve baharatı, başka bir deyişle dört temel tadı tek bir öğünde kullanarak sayısız sos ve çeşni ile otantik lezzetler ortaya çıkarmak” olarak tanımlıyor. Ayrıca Tayland mutfağını tek cümlede şöyle anlatıyor: Bir Taylandlı için yemek yemedeki amaç sadece karın doyurup damak zevkini tatmin etmek değil, tüm tat algılama duyularını harekete geçirmektir.
Mekan
Tekirdağ Köftesi’nin 100 Yıllık Gurmesi Uzun yıllardır Tekirdağ’da ahilik kültürü içinde yoğrularak, varlığını sürdüyor Özcanlar Köfte. Bilenler ya da methini duyanlar, yeri geldiğinde kilometrelerce yol giderek Özcanlar Köftecisi’ne geliyor. Türkiye'nin en iyi köftecileri listesinde yeri her daim ilk 10’da olan, Dr. Oğuz Erkara’nın Fransa'da ödül almış ,"Türkiye'nin 100 Tarihi Lokantası" kitabında yer alan Özcanlar Köfte’nin mükemmelliğindeki giz; yıllardan beri gelen deneyim ve kendi besi hayvanlarını kullanmalarında saklı.
Mevsimine Göre Ürün Seçimi Tekirdağ’ın Muratlı ilçesine bağlı Yurtbekler köyündeki kendi çiftliğinde özel olarak hayvanını yetiştiren Özcanlar Köfte, yemini de kendisi doğal ortamda üretiyor. Ayrıca süt ürünleri tüketimi için inek veya koyun sütünü sağlıklı olması açısından mevsimine göre tercih ediyor.
Balkanlar’dan Osmanlı topraklarına uzandı lezzeti. 100 yıldır Özcanlar ile Tekirdağ Köftesi’nin tadı şimdiki nesillerin damaklarına ulaşıyor.
Türkiye’nin En Güvenilir Markası Ödülüne Sahip 2012 yılında Uluslararası Güvenilir Gıda Derneği ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın katkılarıyla düzenlenen Uluslararası Güvenilir Gıda Zirvesi’nde, Zincir Restoranlar kategorisinde, Türkiye'nin en güvenilir markası ödülüne layık görülen Özcanlar Köfte, tamamen doğal ve geleneksel yöntemlerle hazırlanıp sofralara ulaşan enfes lezzetler vaad ediyor.
Geleneksel Metotlar Özcanlar Köfte ürünlerinin hiçbirine kimyasal katkı maddesi bulunmuyor ve üretim tamamen geleneksel metotlar dikkate alınarak yapılıyor. Vizyonuna sürekli yenilik katarak yoluna devam eden Özcanlar Köfte, tüm mekanlarında iş, siyaset, sanat ve cemiyet hayatından Türkiye'nin en ünlü isimlerini misafir ediyor. Özcanlar Köfte, Tekirdağ sahil, Beyazköy ve Tekirdağ merkezdeki iki şubelerinde ve İstanbul Astoria’da eşsiz bir damak yolculuğuna bekliyor.
84
Hi-Tech Temmuz’12
Gündem
Türkiye ‘Ambalaj Ay Yıldızları’nı Seçti Yarışma ile ASD ülkemizde üretilen ticari malların yurt içi ve yurt dışı piyasalarda yer edinmesi, özgün ve doğru ambalaj uygulamaları ile sağlanacak katma değer ile rekabet gücü kazanmasına katkıda bulunacak bir ambalaj endüstrisinin gelişmesi hedefleniyor. Türk firmaların yurtiçinde ve yurtdışında üretmiş oldukları ve piyasaya sürdükleri ürünler ile katıldıkları Ambalaj Ay Yıldızları Yarışması, WPO-World Packaging Organization (Dünya Ambalaj Örgütü) tarafından da akredite edilerek yetkinliği tanındı. Yarışmanın ilk aşamasında genel sıralamada Jüri üyelerinin verdiği notlara göre en az “iyi” olarak not verdiği ambalajlar “Yetkinlik 2012” ödülüne layık görülmüşlerdir. Yarışma kuralı uyarınca “Yetkinlik 2012” ödülüne layık görülen ambalajlar dilerlerse WPO’nun düzenlediği WorldStar Yarışması da dahil uluslararası yarışmalara katılma hakkı kazandı. İkinci aşamada “Yetkinlik 2012” ödülüne layık görülen ambalajlar arasında yapılan değerlendirmede her bir kategorinin Altın, Gümüş ve Bronz ödülleri belirlendi. Kategorilerin Altın, Gümüş ve Bronz ödülleri şartname gereği Ödül töreninde açıklanacak, kazanan ambalajlara ilişkin sertifika, özel tasarımlı ödül heykelciği, yarışma logosu ile ödülün küçük ambleminin sayısal görselleri ödül töreninde bir seremoni ile takdim edilecek. Ödül töreni 3 Eylül 2012’de Four Seasons Hotel İstanbul’da gerçekleştirilecek. Ambalaj Ay Yıldızları Yarışması’nda verilen Altın Ödüller arasından TSE işbirliği ile Altın Ambalaj Ödülleri de verildi. Seçici Kurul uygun gördüğü yarışma kategorilerinde verdiği Altın Ödüller içinden ayrıca 2 adet “Altın Ambalaj Ödülü’nü” seçti. WorldStar yarışmasına katılmak isteyen kuruluşlar en az “Yetkinlik 2012” ödülünü almış olmak kaydı ile 12 Ekim 2012 tarihine kadar WorldStar yarışmasına katılım başvurusunu
86
Hi-Tech Temmuz’12
ASD üzerinden yapabileceklerdir. Ambalaj Sanayicileri Derneği WPO Dünya Ambalaj örgütünün tam üyesidir. Ambalaj Ay Yıldızları 2012 Yarışması’nda Dereceye Girenler Seçici Kurul üyeleri, oybirliği ile karar vererek birinci aşamada “Yetkinlik 2012” ödülüne layık görülen 127 ambalajı; ikinci aşamada ise “yetkinlik 2012” ödülüne layık görülen ambalajlar arasında yeniden değerlendirme yaparak, kendi kategorileri içerisinde altın, gümüş ve bronz ödüller alacak ürünleri belirledi. Altın, Gümüş ve Bronz ödülleri şartname gereği 3 Eylül’de Ödül töreninin yapılacağı Four Seasons Hotel İstanbul’da açıklanacak. Yarışmada finale kalarak dereceye giren, bir başka deyişle “Yetkinlik 2012” kazanan ambalajların ürün isimleri ve kategorilerine göre alfabetik listesi şu şekilde: Finale Kalanlar; (Yetkinlik 2012 Ödülü Alanlar)
İçecek Ambalajı Kategorisi - Beta Poşet Çayların Kalbi (4 ÇeşitX25 AdetX2 gr Poşet Çay) ( Beta Gıda San. ve Tic. A.Ş.) - Binboa Özel Üretim Votka Şişesi (Anadolu Cam San. A.Ş.) - Coca Cola 125. Yıl Holder (Duran Doğan Basım ve Ambalaj San. A.Ş.) - Doğadan Büyülü Kutu Metal Bitki Çayı Ambalajı (Masaş Metal Ambalaj San. A.Ş.) - Doğanay Limonata Şişesi (Anadolu Cam San. A.Ş.) - Doğanay Şalgam Suyu Şişesi (Anadolu Cam San. A.Ş.) - Efe Yaş Üzüm Rakı Balık Tabaklı Kutu ( Efe Alkollü İçecekler Tic. A.Ş.) - Efes Pilsen Unfiltered (Tasarım Üssü Ltd. Şti.) - İstanblue 20 Cl (Rafineri Reklamcılık Hizm. ve Tic. A.Ş.)
Gündem Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen Ambalaj Ay Yıldızları Yarışması’nın sonuçları belli oldu. Yarışmaya başvuru yapan 170 ambalaj 12 farklı kategoride değerlendirildi.
- J.W. Gold Label Reserve 75 Cl Carton ( Duran Doğan Basım ve Ambalaj San. A.Ş.) - Kara Efe Meze Tabaklı Kutu (Efe Alkollü İçecekler Tic. A.Ş.) - Organik Çay (Nar Doğal Ürünler Turz. Tic. ve San. A.Ş.) - Sarı Zeybek 2 Adet Dantelli Bardaklı Kutu (Efe Alkollü İçecekler Tic. A.Ş.) - Sek Ayran (Tat Konserve Sanayii A.Ş.) - Sırma Shorle Şişesi (Anadolu Cam San. A.Ş.) - Sırma Su Şişesi (Anadolu Cam San. A.Ş.) - Svarovsky Votka Şişesi (Anadolu Cam San. A.Ş.) - Uludağ Efsane Gazoz 1 Lt (Erbak Uludağ Pazarlama Satış ve Dağıtım A.Ş.) - Uludağ Frutti Extra – Doğal Zengin Mineralli Gazlı İçecek (Erbak Uludağ Pazarlama Satış ve Dağıtım A.Ş.)
Gıda Ambalajı Kategorisi - 4x250 G. Kase Yoğurt (Eker Süt Ürünleri) - Anadolu Koleksiyonu (Tekirdağ/Şarköy/Trilye) (Nar Doğal Ürünler Turz. Tic. ve San. A.Ş.) - Balderesi Bal Kavanozu (Anadolu Cam San. A.Ş.) - Balparmak Apitera (Altıparmak Gıda San. ve Tic. Koll. Şti.) - Balparmak Yöresel Ballar (Oya Akman / Oya Dizayn) - Bölmeli Gıda Kabı (Özge Plastik Ambalaj San. Ltd. Şti.) - Carte Dor Tatlı Kuplar Serisi (Cem Ofset Matbaacılık Sanayi A.Ş.) - Çırpılmış Yoğurt 750 G. (Eker Süt Ürünleri) - Çift Katlı Kutu - Double Box Olmuksa (Ip-Sabancı Ambalaj San. Tic. A.Ş.) - Danette Ekonomik Aile Boyu Tatlı Kabı (Paccor Turkey Ambalaj San. A.Ş.) - Doğanay Sirke Şişesi (Anadolu Cam San. A.Ş.)
- Duru Vital Bulgur (Duru Bulgur Gıda San. ve Tic. A.Ş.) - Fırında Helva (Koska - Merter Helva Sanayi ve Ticaret A.Ş.) - Fırst Sakızları (Orhan Irmak Tasarım San. ve Tic. Ltd. Şti.) - Iglo Gurme Karides 1 Kg Dondurulmuş Ürün Ambalajı (Elif Plastik Ambalaj San. Ve Tic. A.Ş.) - Kalbim Sende Köfte (Pınar Entegre Et ve Un San. A.Ş.) - Lovells Premium Çikolata Kutusu (Duran Doğan Basım ve Ambalaj San. A.Ş.) - Miluni Hazır Un Karışımı (Ad Kreatik Tasarım ve İletişim Danışmanlığı Ltd. Şti.) - Ofea Sprey Zeytin Yağı Şişesi (Anadolu Cam San. A.Ş.) - Pınar Şölen Sucuk Promosyon Paketi (Pınar Entegre Et ve Un San. A.Ş.) - Satürn Yağ Şişesi (Plaş Plastik Ambalaj San. ve Tic. A.Ş.) - Sek Krem Peynir Sekizgen Kap (Paccor Turkey Ambalaj San. A.Ş.) - Sekizgen Gıda Kabı (Özge Plastik Ambalaj San. Ltd. Şti.) - Süper İkili (Koska - Merter Helva Sanayi ve Ticaret A.Ş.) - Tablo Şeklinde Spesyal Çikolata Kutusu (Pelit Pastacılık ve Gıda San. A.Ş.) - Tamek Reçel Kavanozu (Anadolu Cam San. A.Ş.) - Tariş Eskisigibi Çiğ Yağ Naturel Sızma Zeytinyağı (Tariş Zeytin Zeytinyağı ve Yan Ürünleri San. İç Ve Dış Tic. Pazarlama Nakliye Ve Yayıncılık A.Ş.) - Tavla Spesyal Çikolata Kutusu (Pelit Pastacılık Ve Gıda San. A.Ş.) - Truffino Çikolata Kutusu (Duran Doğan Basım Ve Ambalaj San. A.Ş.) - Yaş Sebze Meyve İçin Dökme Kutu (Olmuksa Ip-Sabancı Ambalaj San. Tic. A.Ş.) Hi-Tech Temmuz’12
87
Gündem
Kompozit Ürünler
AB’ye İhraç Edilebilecek AB, ASÜD’ün Brüksel nezdinde yaptığı yoğun görüşmeler ve dernek üyesi Unilever’in uluslararası arenadaki desteği sonucu söz verilen yönetmelik değişikliğini yaptı.
90
Hi-Tech Temmuz’12
Gündem
Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği (ASÜD), AB’ye süt ve süt ürünleri ihracatının açılması için çalışmalarını sürdürürken, AB, ASÜD’ün Brüksel nezdinde yaptığı yoğun görüşmeler ve dernek üyesi Unilever’in uluslararası arenadaki desteği sonucu söz verilen yönetmelik değişikliğini yaptı. Bundan böyle onaylı işletmelerden ithal edilecek süt ham maddesi ile ülkemizde üretilen kompozit ürünler (içindeki süt oranı % 50’den az), AB’ye ihraç edilebilecek. Yönetmelikle, eskiden ham madde ile bitmiş mamulün aynı ülkeden olma zorunluluğu kaldırıldı. Artık ham maddenin onaylı tedarikçiden olması yeterli olacak. AB’ye ihraç yolunun açılması yönünde büyük bir adım olarak nitelenen 1 Haziran 2012 tarihli “Komisyon Uygulama Yönetmeliği (EU) No 468/2012 ‘Bazı kompozit ürünlerin AB’ye ithalatı ve AB üzerinden transit geçişi için sertifikasyon şart-
larının belirlenmesine ilişkin değiştirilen (EU) No 28/2012 sayılı Yönetmelik”te yer alan maddeler şöyle: - (EU) No 28/2012 sayılı Yönetmelik uyarınca, kompozit ürünlerin AB’ye sevkiyatları veya AB üzerinden transit geçişlerinde EK I ve II’de belirtilen modellere uygun olarak alınan sağlık sertifikasının bulunması ve bu sertifikanın gerektirdiği şartlara uygun olması gereklidir. - (EU) No 28/2012 sayılı Yönetmelikte Ek I ve II’de yer alan sertifika modelleri, AB’ye ithal edilen veya AB üzerinden transit geçişi sağlanan kompozit ürünlerin üretiminde kullanılan et veya süt ürünlerinin menşe ülkesine, AB’ye et ve süt ürünleri ihraç edilmesine ilişkin AB mevzuatına göre izin verilmiş olması koşulunu içermektedir. Ayrıca, bu sertifika modelleri et veya süt ürünlerinin menşe ülkesinin kompozit ürünlerin ihracat edildiği ülke ile aynı olması koşulunu da içermektedir. Bu iki koşul, kompozit ürünlerin üretiminde kullanılan üçüncü ülke menşeli et ve süt ürünlerinin AB’nin insan ve hayvan sağlığı kurallarına uygun olmasını sağlamaktadır. Ancak menşe ülke ile ihracatın yapıldığı ülkenin aynı olması koşulu, üçüncü ülkeden ihraç edilen ancak AB menşeli et ve süt ürünleri içeren kompozit ürünlerin AB’ye ithalatı ve AB üzerinden transit geçişi için geçerli değildir. AB menşeli et ve süt ürünleri AB mevzuatında belirlenen insan ve hayvan sağlığı koşullarına uygundur. Bu nedenle, (EU) No 28/2012 sayılı Yönetmelikte Ek I ve II’de belirlenen sertifika modellerindeki koşulların, AB’ye kompozit ürün ihracatı yapmasına izin verilen üçüncü ülkelerde kompozit ürünlerin üretiminde AB menşeli et ve süt ürünlerinin kullanılmasına izin verilmesi şeklinde değiştirilmesi uygundur. AB’ye ithal edilecek insan tüketimi amaçlı çiğ süt ve süt ürünlerine ilişkin hayvan, halk sağlığı ve veterinerlik sertifikasyonu koşullarının belirlendiği 2 Temmuz 2010 tarihli (EU) No 605/2010 sayılı Komisyon Yönetmeliği, üye ülkelerin üçüncü ülkelerden ya da Ek I A sütununda listelenen yerlerden çiğ süt ve süt ürünleri ithalatına izin vermektedir. Ayrıca, (EU) No 605/2010 sayılı Yönetmelik, üye ülkelerin belli süt ürünlerinin üçüncü ülkelerden ya da Ek I B sütununda listelenen şap hastalığı riski olmayan yerlerden ithalatına izin vermektedir. Bu tür süt ürünlerinin Yönetmelikte belirlendiği üzere tek ısıl işlem de dahil olmak üzere pastörizasyon işleminden geçirilmiş çiğ sütten üretilmesini öngörmektedir. Bu süt ürünleri doğrudan AB’ye ithal edilebileceğinden, (EU) No 28/2012 sayılı Yönetmelikte Ek I ve II’de belirlenen sertifika modellerindeki koşulların, kompozit ürünleri ihraç eden ülkenin bu süt ürünlerinin AB mevzuatında öngörülen sağlık ve menşe şartlarına uygun olduğu garantisini vermesi ve aynı süt ürünlerini aynı koşullar altında AB’ye ihraç etmesine izin verilmiş olması şartıyla AB’ye kompozit ürün ihraç etme izni olan üçüncü ülkelerde kompozit ürünlerin üretiminde bu süt ürünlerinin kullanılmasına izin verilmesi şeklinde değiştirilmesi uygun olacaktır. Hi-Tech Temmuz’12
91
Firma
Ayfrost’tan IQF Teknolojisi ile Doğal, Taze ve Kullanıma Hazır Ürünler Ayfrost, AB ülkelerinde yıllardır tercih edilen bir marka haline gelmesini sağlayan ürünleri ile Türkiye’deki dondurulmuş gıda sektörüne yeni bir soluk getiriyor. Topraklarımızın ve denizlerimizin lezzetlerini, yıllardır IQF teknolojisi ile %100 doğal, taze ve kullanıma hazır şekilde dondurarak dünya mutfaklarına taşıyan Türkiye’nin markası Ayfrost şimdi tüketicilerle buluşuyor.
“Sağlıklı Yaşam” İdeali Olan Ayfrost Lezzetleri Türkiye’nin uluslararası markası Ayfrost; doğal, taze ve kullanıma hazır dondurulmuş ürünleri ile şimdi de ülkemizdeki mutfaklara lezzet katıyor. 12 yıldır ihracat gerçekleştiren firma, AB ülkelerinde etkin bir konuma sahip ürünlerini tüketicilerin beğenisine sunuyor. “Sağlıklı yaşam” ideali ile üretilen Ayfrost lezzetleri, ulusal zincir marketlerde ve toplu tüketim noktalarında tüketicilerle buluşuyor. Ayfrost, ülkemizin topraklarında ve denizlerinde yetişen hammaddeleri, sadece birkaç saat içerisinde üretim tesislerine ulaştırıyor. Yıkama, ayıklama ve doğrama gibi hazırlıklardan sonra güvenilirliği dünya genelinde kabul edilen en
92
Hi-Tech Temmuz’12
gelişmiş gıda dondurma teknolojisi olan IQF (Tek tek hızlı dondurma) ile donduruyor. IQF, -400C’de ve çok kısa bir sürede ürünlerin özsuyunu dondurarak besin değerlerini uzun süre koruyor. Üretim teknolojinin hızı, tazelik özelliklerinin hiçbir katkı maddesi kullanılmadan korunmasını sağlıyor. Tüm süreçler, uluslararası düzeyde prestijli ve kapsamlı gıda güvenliği kalite sistemleri denetiminde gerçekleştiriliyor.
Kullanıma Hazır Ürünler Ayfrost’un müşterilerine sunduğu ürünlerin en önemli özelliklerinden biri de kullanıma hazır olması. Mevsiminde temin edilen ve sadece saatler içerisinde dondurulan lezzetler, tüketicilere zaman kazandırırken hayatı da kolaylaştırıyor. Firma, tüketicilere yenilikçi ürünlerin yanı sıra Türk mutfağının geleneksel yemeklerini yapmaya olanak tanıyan ürünleri de sağlıklı ve pratik formlarda sunuyor.
Firma
Monte İda’dan Çeşnili Zeytinyağı Çeşitleri Ayvalık topraklarının eşsiz nefasetini zeytinyağına taşıyan Monte İda, şimdi de Çeşnili Zeytinyağlarını sofralara taşıyor. Acı kırmızı biber, yeşil biber, limon, mandalina, portakal, bergamut, sarımsak, fesleğen, kekik, biberiye ve defne otlarının, Naturel Sızma Zeytinyağı ile harmanlanmasından elde edilen bu muhteşem lezzetler her zevke hitap ediyor.
ISO9001 ve HACCP Kalite Belgeli Üretim Monte İda zeyinyağları en yeni ve en modern teknolojilerle donatılmış ve çevreye olan duyarlılığıyla ISO9001 ve HACCP kalite belgelerine sahip Uygun Rafine tesislerinde üretiliyor. Ege bölgesinde yetiştirilen en özel zeytinler seçildikten sonra, elle hasat ediliyor, dalından koparıldığı gibi, 24 saat geçmeden özenle sıkılıyor. Besleyiciliğini ve aromasını korumak için en iyi şekilde depolanıyor. Duyusal özelliği zayıf veya kalitesi düşük zeytinyağları Monte İda ambalajlarına giremiyor. Bu özellikleriyle Monte İda, zeytinyağında en iyiyi, en hijyeniğini, en sağlıklısını, en lezzetlisini ve en özelini garanti ediyor.
Ödüllü Zeytinyağları Monte İda Naturel Sızma Zeytinyağı, "Olive Japan 2012
94
Hi-Tech Temmuz’12
Uluslararası Naturel Sızma Zeytinyağı Yarışması”nda birçok ülkeden katılan 140 zeytinyağı ile yarışarak üstün kalitesiyle Gümüş Madalya Ödülü’ne layık görüldü. Kalitesi her geçen gün farklı platformlarda tescillenen Monte İda ürün gamına Çeşnili Zeytinyağlarını da ekleyerek Türk halkına kaliteli ve farklı lezzetler sunmaya devam ediyor.
Farklılaşan Aromalar Acı kırmızıbiber çeşnili zeytinyağını domatesli makarnada, sarımsak çeşnili zeytinyağını mantının sosunda, yeşil biber çeşnili zeytinyağını et marinesinde, portakal çeşnili zeytinyağını kerevizde, limon çeşnili zeytinyağını salata sosunda, defne çeşnili zeytinyağını fırında hindide kullanarak yemeklere farklı bir boyut kazandırmak mümkün. Hem Naturel Sızma Zeytinyağının sağlığından ve lezzetinden faydalanmak hem de çeşnilerin aromasıyla yemeklerine renk katmak isteyenler için muhteşem bir seçenek. Monte İda Çeşnili Zeytinyağları ile Ayvalık zeytinyağı ve otları evlere taşınıyor.
Gündem Avrupa’daki Yatırımcı Duyarlılığı Arttı En son yapılan olduğu Otel Yatırımcıları Duyarlılık Araştırması’na göre, belirsizliklere rağmen Avrupa’daki yatırımcı duyarlılığı artış gösterdi. Jones Lang LaSalle Hotels’in en son yapmış olduğu Otel Yatırımcıları Duyarlılık Araştırması’na göre Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölgesinde otel mülklerine olan duyarlılık zorlaşan getiri ve iç verimlilik oranı beklentisi ile Ekim 2011’e kıyasla güçlenmiş oldu. Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölgesinde getiri beklentisi 40 baz puan düşüşle % 7 seviyesine geriledi, kaldıraçlı iç verimlilik oranı beklentisi ise 100 baz puan düşüşle % 15,4’e indi. Jon Hubbard, Jones Lang LaSalle Hotels Kuzey Avrupa CEO’su konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “Devletlerin süregelen borç krizleri, pek çok Avrupa Birliği ülkesinin ekonomisinde görülen küçülme ve Avrupa banka sistemindeki istikrarsızlıklara rağmen, Ekim 2011’den bu yana otel gayrimenkul piyasasına olan güven arttı. Londra, Paris, Münih ve Stockholm düşük getiri beklentileri ve halen önemli derecede yatırımcı ilgisini çekmek suretiyle Avrupa’daki en istikrarlı pazarlar arasında yer aldı. Araştırma kapsamındaki 37 şehre bakıldığında, 6 aylık kısa vadede 17 şehrin (% 46) otel performansı açısından artış göstermesi bekleniyor. Önümüzdeki 2 yılı içeren orta vadeye bakıldığında ise otel performansı artması beklenen şehir sayısı 31 (%84). Ayrıca Temmuz-Ağustos 2012’de gerçekleşecek Olimpiyat Oyunları esnasında, kısa vadede Londra’nın en üst sıraya oturması öngörülüyor. Ancak, orta vadedeki duyarlılığın, artan arz ve Olimpiyat Oyunları esnasındaki yüksek talebin sürdürülmesinin zor olması sebebiyle, azalması bekleniyor. Önceki araştırma ile kıyaslandığında Orta ve Doğu Avrupa otel performansına dair pozitif beklentilerin güçlendiği gözlendi. Varşova 2011’de Avrupa’daki en yüksek oda başı gelir artışlarından birini sergiledi. Bunun yanı sıra, EURO 2012 Futbol Şampiyonası ve Polonya’nın güçlenmesi beklenen ekonomisi ile 2012 için de pozitif öngörüler mevcut. Yatırımcı eğilimlerine bakıldığında “satın alma” eğilimi %42,6 ile etkin olmaya devam etti ki bu da 2012’nin ilk çeyreğindeki dinamik otel yatırımı pazarı ve Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölgesindeki gözde otel pazarlarına olan ilgi ile paralellik gösteriyor. Beklenen şekilde, “inşa etme” eğilimi ise yeni yatı-
96
Hi-Tech Temmuz’12
rımlar için verilen kredilerin zor bulunur olması sebebiyle düşük kaldı. Ancak, yine de Orta ve Doğu Avrupa’daki ve Orta Doğu’da bazı fırsatlar mevcut. Varşova (% 23,1) ve Zagreb’deki (% 23,5) yatırım fırsatları sayesinde Orta ve Doğu Avrupa (% 20,2) diğer bölgelere kıyasla daha iyi sonuçlar ortaya koydu. İstanbul % 23,8 ile en yüksek sıralamalarda yer aldı ve turizm sektöründe gelişim potansiyeli yüksek bir pazar olduğunu bir kez daha kanıtlamış oldu.
Belirsizliklere Rağmen Artış Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesine baktığımızda ise, her ne kadar son araştırmada beklentiler iyileşmiş olsa da, kısa vadedeki yatırımcı duyarlılığının negatif olduğu gözlendi. Buna rağmen, yatırımcılar kısa ve orta vadede Dubai’deki otel performanslarının artacağına dair güven duyuyor. Şehir hem gelen turist sayıları açısından hem de otel performansları açısından 2011’de ve 2012’nin ilk çeyreğinde gelişme gösterdi. Genel olarak, Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesindeki pek çok pazar Arap Baharı ile yaşanan değişkenliğe rağmen istikrarlı sonuçlar sergiledi. Ancak yakın gelecekte, koşulların düzeleceğine ve bunun da otel performansları üzerinde olumlu bir etkisi olacağına inanılıyor. Christoph Harle, Jones Lang LaSalle Hotels Avrupa Kıtası CEO’su sözlerini şöyle tamamladı: “Yatırımcılara göre getiri beklentileri önümüzdeki 6 ayda artacak. Kredilerin zor alınabildiği ve zayıf ekonomik koşulların olduğu zor ortam devam etmekte. Ayrıca, Avrupa’daki borç krizi yatırımcıların kaygılarını arttırmaya devam ediyor. Devletlerin borç krizi için kalıcı bir çözüm bulunmadığı sürece, pazardaki istikrarsızlığın yatırımcı duyarlılığını etkilemeye devam edeceğine inanıyoruz.”
Gündem
Hi-Tech Temmuz’12
97
Gündem Anfaş Food Product Fuarı’ndan Helal Gıda Özel Bölümü Anfaş Food Product Fuarı’na helal gıda özel bölümü eklendi.
20 – 23 Şubat 2013 tarihleri arasında 20’nci kez kapılarına açacak olan Türkiye’nin en kapsamlı gıda fuarı özelliğine sahip “ Anfaş Food Product” Uluslararası gıda ihtisas fuarında bu sene helal gıda özel bölümü de olacak.
Profesyonellerin Buluşma Adresi 19 yılda Türkiye’nin en kapsamlı ve en büyük gıda fuarı haline dönüşen Anfaş Food Product her geçen yıl yükselen bir grafikle Anadolu, Avrupa ve Ortadoğu ülkelerindeki oteller, restoranlar, fast-foodlar, barlar, kafeteryalar, pastane zincirleri, süper marketler, gıda toptancıları, üniversiteler, okul kantinleri, resmi kurumlar, hastaneler, yurtlar, orduevleri, yemek fabrikaları ve tüm yiyecek içecek profesyonellerinin bir numaralı buluşma adresi haline geldi. Fuar direktörü Münevver Duran, Türk Standartları Enstitüsü'nün (TSE) kendi standardını oluşturarak belgelendirdiği helal gıda sertifikası büyük ticaret potansiyeli ile alternatif pazar arayan ihracatçıların yoğun ilgi gösterdiği bir alan oldu dedi. Duran, her geçen yıl artan bir taleple karşı karşıya kalan helal
98
Hi-Tech Temmuz’12
ürünler konusunda ülkemizin Ortadoğu’ya yönelik ciddi atılımları bulunduğunu belirtti. Duran, Anfaş Food Product 2013 kapsamında Helal Gıda ürünlerine özel bölüm ayırdık, bu ürünlerle ilgili hedef pazarlara ulaşmak isteyen firmalar Anfaş Food Product 2013 Fuarı’nda yer alabilirler şeklinde düşüncelerini paylaştı.
Katılımcı Profili Et ve Et Ürünleri, Süt ve Süt Ürünleri, Kümes ve Av Etleri, Deniz Mahsulleri, Her Türlü Taze, Kurutulmuş Sebze ve Meyveler, Dondurulmuş Gıda ve Konserveler, Bisküvi, Bal, Reçel, Çikolata ve Her Türlü Şekerler, Profesyonel Yağlar, Bakliyat ve Tahıl Ürünleri, Katkı Malzemeleri, Unlu Gıdalar, Dondurma, Pasta ve Kekler, Ketçap, Hardal ve Her Türlü Soslar, Çay, Kahve, Toz ve Konsantre İçecekler, Kuruyemiş ve Baharatlar, Gıda Süsleme, Dekor Malzemeleri ve Ambalajları, Gıda Esansları - Aromaları ve Kimyasalları, Gıda Mühendisliği Teknolojisi Ekipmanları ve Laboratuvar Malzemeleri ve konuyla ilgili yayınlar v.b…
Gündem
Sirha ve Bocuse d’Or ilk kez İstanbul’da Sirha, Dünya Ağırlama ve Gıda Hizmet etkinliği, 7-9 Mart 2013’de İstanbul'a geliyor. Sirha, Avrupa'nın en büyük gastronomi fuarlarından birisi konumunda. İki yılda bir Fransa’nın Lyon kentinde düzenlenen organizasyon 2011 yılında, 2200 yerli ve yabancı ürün standı, 162 bin ziyaretçiyle 900 gazeteciyi ağırladı. Uluslararası gelişmenin bir parçası olarak, Sirha, Türkiye’de mesleğin tüm aktörlerinin beklentilerini karşılayacak ilk büyük etkinlik olacak Sirha İstanbul’u ortaya çıkardı. Sirha Fuarı’nda simgeleşmiş iki büyük etkinlik: Dünyanın en prestijli gastronomi yarışması Bocuse d'Or’un Türk mutfağı özel bölümü ve Omnivore, Genç Mutfak Festivali avant-gard Türk mutfağını “canlı” aşçılık sanatı gösterileriyle süsleyecek dünyaca ünlü şefler…Bu etkinlikte önemli aktiviteler olarak yer alıyor.
ci bir bölüm olarak fuarda yer alacak. Sirha İstanbul, Türkiye ve komşu 15.000 profesyonel ziyaretçiyi bir araya getirecek.
SIRHA İSTANBUL; Kapsamlı ve Yenilikçi Bir Otel, Catering, Gıda Ticareti Fuarı
Omnivore İstanbul
Türkiye ve Avrupa'dan gelen yeme-içme ve ağırlama endüstrisinden 150 katılımcı, ithalatçı, dağıtıcı ve üretici temsil edilecek; Gıda ürünleri ve malzemeler, alkollü ve alkolsüz içkiler, mutfak ekipmanları, ürünler, pastane ve pasta pişirme için hammadde ve ekipmanları, cafe ürünleri ve ekipmanları, profesyonel giyim, sofra düzenleme ürünleri, aydınlatma, dekorasyon, otel ve restoran ekipmanları ve parçaları, hijyen ürünleri, yazarkasa çözümleri, yeni teknolojiler katılımcılara sunulacak. Tüm restoranlar, oteller ve gıda ticaretinin profesyonelleri, tüm potansiyel ihtiyaçları kapsayacak olan bu kapsamlı fuarı keşfedecek. Sirha İstanbul Fuar alanında, Türk pazarına tamamen yeni olan uluslararası ürünler sergilenerek, katılımcıların beğenisine sunulacak. Çevre dostu ürünler ve ekipman bölümü, su, enerji ve deterjan tüketimi konusunda duyarlı, Türkiye'de yeşil çözümleri uygulayan firmaların projelerini aktaracağı, ilgi çeki-
100
Türkiye ve Avrupa'dan 150 katılımcı ile 15 bin profesyonel ziyaretçi bekleniyor.
Hi-Tech Temmuz’12
Bocuse d’Or Turkey Bocuse d'Or, dünyanın en prestijli gastronomi yarışmaları arasında yer alıyor. Sirha İstanbul sahnesinde ilk kez Türk ulusal seçmeleri düzenlenecek. Kazanan yarışmacı, Bocuse d'Or Avrupa finalinde (2014 yılında Stokholm-İsveç), Ocak 2015 yılında Fransa, Lyon Sirha’da yer alacak. Ülkedeki en iyi şefler bir araya gelecek ve yarışma bu alanda Türkiye'ye dünya çapında kapılarını açacak. Yarışmaya ünlü Türk şefleri; Murat Bozok (Mimmolett restaurant, İstanbul), Mehmet Gürs (Mikla restoran, İstanbul) ve Ali Ronay (Kempinski Hotel, Bodrum) tarafından başkanlık edilecek.
Etkinlikte, ünlü uluslararası şeflerden ve Türk yeteneklerden master-class gösteriler yer alacak, Dünya ve Türk mutfağının yaratıcı ve devrimci vizyonunu sunacak. Genç yetenekler, yerel ve uluslararası ünlü şefler Türk ve dünya mutfağının yenilikçi ve devrimci vizyonunu sunmak amacıyla 4 kişilik ekipler halinde, yemekler üzerine master sınıfları düzenleyecek. Bu etkinlikler özellikle bölgeden şeflerin dikkatini cezp edecek.
Sirha, GL Events Tarafından Düzenleniyor Organizasyon sektöründe bütünlüklü bir hizmet sunan ilk uluslararası grup olan GL Events dünya ölçeğinde üç büyük alanda faaliyet gösteriyor. Fuar, kongre ve etkinlik organizasyonu; farklı ülkelerdeki yerel etkinliklere organizasyon alanı tahsisi, etkinliklere her tür destek ve hizmet sunumu. Grup 2011 yılında 783 milyon Avro’luk bir iş hacmine ulaştı ve 90’ın üzerinde ülkede 3.700 farklı iş ortağı ile birlikte çalıştı.
Kısa
Kısa Grand Hyatt İstanbul’a Yeni Toplantı Salonları
Ceviz ağacı’nda Ramazan Bir Başkadır Ceviz ağacı Pasta Cafe - Restaurant açık ve kapalı alan kapasitesiyle Ramazan ayında da misafirlerine eşsiz lezzetler sunmaya devam ediyor. Tesisin bütününde kalite ve hijyenden ödün vermeyen hizmet anlayışı Ceviz ağacı Pasta Cafe – Restaurant'ın ana felsefesini oluşturuyor. İftar ve sahur zamanlarınızı sevdiklerinizle toplu yemek organizasyonlarınızı Ceviz ağacı Pasta Cafe - Restaurant da rezervasyon yaptırarak lezzetlerimizi tadabilirsiniz. Dünya Mutfağının geleneksel lezzetlerini usta şeflerin tecrübesi ile birleştiren Ceviz ağacı Pasta Cafe – Restaurant, İftar ve Sahur vakitlerini keyfe dönüştürecek ideal bir mekân.
İstanbul’un en önemli yaşam merkezlerinden Taksim’de yer alan Grand Hyatt İstanbul, rezidans stilinde tasarlanmış yeni mekanı The Mansion ile toplantı salonu konseptine farklı bir bakış açısı getiriyor. Sadece iş toplantıları için değil, tüm sosyal organizasyonlar için ideal bir buluşma noktası olarak tasarlanan The Mansion, Taksim Gezi Parkı’na bakan otelden bağımsız özel bir girişiyle klasik otel toplantı salonlarından tamamen farklılaşıyor. Her biri gün ışığı alan, yüksek tavanlı, üstün teknoloji ile donatılmış farklı büyüklüklerdeki altı adet toplantı salonundan oluşan The Mansion’ın en büyük salonu olan Dining Room, arzu edilirse bölünerek iki ayrı salon olarak da kullanılabiliyor. Ön bölümünde Grand Hyatt İstanbul’un şehrin ortasında bir vahayı andıran yeşillikler içerisindeki bahçesine açılan kendisine özel verandası bulunan Dining Room’un girişindeki The Kitchen ise tercihe göre mekana özgü bağımsız bir fuaye alanı olarak da kullanılabiliyor.
Yazın ve Eğlencenin Tadı Solar Beach’te İstanbul’un şehrin karmaşasından çok uzak masmavi bir noktasında, 2002 yılından bu yana İstanbullulara nefes aldıran Solar Beach, yepyeni sürprizleri ve birbirinden iddialı etkinlikleriyle denizi, güneşi, müziği ve eğlenceyi bir arada sunuyor. Şehrin yorucu temposundan uzaklaşmak isteyen, denizin ve güneşin tadını çıkartmak isteyenler için yıllardır değişmeyen adres olan Solar Beach, 1 kilometreyi aşan mükemmel ve eşsiz kumsalı, 2000 kişilik deck ve plajı, restaurantları, çeşitli yetişkin aktiviteleri, su sporları, extreme sport merkezi ve birbirinden eşsiz partileri ile ‘kentli insan için kentte tatil’ konseptinin standartlarını yeniden belirliyor.
Ege Seramik’e EBSO’dan Çevre Ödülü
102
Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın fahri üyeleri, çalışanları ve öğretim üyelerinden oluşan komite tarafından yapılan değerlendirmeler sonucunda, çevreye duyarlı uygulamaları ve başarılı geri dönüşüm projeleri ile Ege Seramik, “Çevre Altın Ödülü” kategorisinde üçüncülük ödülü almaya hak kazandı. 25 Haziran tarihinde EBSO Sanayiciler Kulübü’nde düzenlenen ödül törenine katılan Ege Seramik Genel Müdürü Sayın Göksen Yedigüller, doğal kaynakları tüketmek yerine kaynakları etkin kullandıklarını ve kaynak tüketimini azaltarak geri dönüşüm sağladıklarını belirtti. Yedigüller, atık su ve proses atıklarından elde edilen hammaddeyi seramik üretiminde kullandıklarını, böylece atık maddeleri depolamak yerine üretimde kullanarak mazot ve depolama alanından tasarruf sağladıklarını dile getirdi. Elektrik enerjisi üretim tesisinden çıkan atık ısıyı kullanarak doğalgaz tüketimini azalttıklarını ve elektrikli forklifte geçiş yaparak emisyon değerlerini sıfıra indirdiklerini sözlerine ekleyen Yedigüller, bu sayede hava kirliliğini önlemeye katkıda bulunduklarının altını çizdi. Törende EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar tarafından Ege Seramik Genel Müdürü Yedigüller’e plaket takdim edildi. Hi-Tech Temmuz’12
Kısa
Kısa 2014’te 80 Milyar Litre Süt Tüketilecek
Puratos’un Eğitim Seminerleri Devam Ediyor Ekmek, pasta ve çikolata hammadde üretimi alanında ustaların en büyük yardımcısı Puratos, Belçika’dan getirdiği biri pastacılıkta, diğeri ekmekçilikte uzman şefleri ile Antalya’da seminer verdi. Her ay yurtdışından getirdiği uzman şefleriyle Türk ustalarını eğiten Puratos, Antalya’da faaliyet gösteren 5 yıldızlı otellerin şeflerine pastacılık ve ekmekçilikte son trendleri aktardı. Pastacılık alanında uzman Belçikalı Şef David Redon, Deli Cheese Cake, Tegral Patacrout gibi yeni ürünlerin yanında birçok yeni reçeteyi ustalarla paylaştı. Ekmekçilikte uzman olan Benny Vervaeck ise, Puratos’un ekmekçilik kategorisinde yer alan Easy Soft’r Snack Dolce ve Salato ürünleriyle tatlı ve tuzlu atıştırmalık reçeteleri uygulamalı olarak ustalara sundu. Ar-Ge’ye verdiği önemle dikkat çeken Puratos, tüketicilerin yiyecekleri nasıl değerlendirdiğini ölçmek için araştırmalar yapıyor. Puratos, dünyada 36 inovasyon merkezi, 500’e yakın Ar-Ge çalışanıyla hizmet veriyor.
Tetra Pak, dünyadaki süt ürünleri endüstrisi ile ilgili her sene gerçekleştirdiği araştırmanın sonuçlarını açıkladı. Araştırmaya göre şu anda dünyada 70 milyar litre olan süt tüketim miktarının 2014’te 80 milyar litreye çıkması bekleniyor. Tetra Pak’ın hazırladığı 5. Süt Ürünleri Endeksi 10 milyar litrelik süt tüketim artışının kaynağı olarak da gelişmekte olan ülkelerdeki 2,7 milyar tüketiciyi gösteriyor. Dünyanın önde gelen gıda işleme ve ambalajlama şirketi Tetra Pak’ın yaptırdığı yeni araştırmaya göre refah seviyesi, alım gücü ve ambalajlı süt ürünlerine olan talepte beklenen artış nedeniyle süt tüketimi önümüzdeki iki yılda 10 milyar litre artacak. Araştırmaya göre bu artışın kaynağını da gelişmekte olan ülkelerdeki 2,7 milyar düşük gelirli tüketici olacak. Küresel süt ürünleri endüstrisiyle ilgili bulguları, rakamları ve eğilimleri takip eden Süt Ürünleri Endeksine göre gelişmekte olan ülkelerdeki düşük gelirli tüketicilerin 2011 yılında 70 milyar litre olan tüketim miktarının, 2014 yılında 80 milyar litreye çıkacağı tahmin ediliyor. Bu tüketicilerin çoğunun önümüzdeki yıllarda açık süt tüketmeyi bırakarak ambalajlı süt içmeye başlaması bekleniyor.
Bosch’ta Türkiye’nin Bulunduğu Bölge Uwe Raschke’ye Bağlandı Türkiye’nin de içinde bulunduğu Batı Avrupa, Orta Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölgesinde, Dayanıklı Tüketim iş kolunun sorumluluğunu Yönetim Kurulu Üyesi Uwe Raschke üstlenecek. Halen bu bölgeyi yöneten Yönetim Kurulu Üyesi Rudolf Colm ise yılsonu itibarıyla emekliye ayrılacak. Colm’un, Türkiye’nin de içinde bulunduğu Batı Avrupa, Orta Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölgeleri Dayanıklı Tüketim ve Bina Teknolojileri iş kolu ile Satın Alma ve Lojistik kurumsal iş kolundaki sorumluluğu yılsonuna kadar devam edecek. Colm’un sorumluluğunu, 2013 itibarıyla Uwe Raschke üstlenecek. 2003 yılında Elektrikli El Aletleri iş kolunun başkanlığına atanan ve 2008 yılından bu yana da yönetim kurulunda yer alan Raschke, aynı zamanda Asya Pasifik Bölgesi’ndeki görevini de sürdürecek.
Yediğiniz Peynire Dikkat Türkiye’de son dönemde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın ürünlerde hile yaptığını tespit ettiği şirketleri teşhir etmesi, gıda güvenliğini bir kez daha gündeme getirdi. Üretim aşamasında en çok hileye başvurulan alanlardan biri olarak süt ürünleri öne çıkıyor. Kervan Süt Ürünleri Genel Müdürü Ali Sabit, piyasadaki ucuz kaşarlara dikkat çekti. Doğal tekniği ile üretilmiş taze kaşar peynirinin kilogram fiyatının en düşük 14 lira olabileceğini, bu fiyatın altının tehlikeli kabul edildiğini belirterek, market raflarındaki kaşar fiyatları arasında çok fark bulunduğunu dile getirdi. “Bugün en yüksek tonajla çalışanla onun yarınsında çalışanların yaptığı masraf belli. Sütün fiyatı ve süte yapılan masraf da belli. Herkes için maliyet aynıyken satış fiyatları arasındaki büyük farklılıklar nasıl oluşuyor?” diyen Sabit, Türkiye’de iki çeşit taze kaşar üretim tekniğinin olduğunu kaydetti. Kervan Süt Ürünleri’ nin Adapazarı’ nda ki fabrikasında “90 ton taze kaşar üretimi olurken Biga’daki 30 tonluk üretimle birlikte toplam 120 ton ürün işleniyor. 120 kişi istihdam eden aile şirketinin cirosu yaklaşık 25 milyon lira. Ulusal zincirlerle birlikte tüm Türkiye’de faaliyet gösteren şirketin satışlarının yüzde 60’ını ise İstanbul oluşturuyor.”
104
Hi-Tech Temmuz’12