Sayı 20
Ağustos — Eylül‘18
SALUS Bütünsel tıp bülteni
Y
irminci sayımızdan merhaba. Bu sayıda Biyonöroemosyon’un temel dersleri kitabından yaptığımız çeviride bilinçaltının özellikleri hakkındaki yazıyı okuyabilirsiniz. Homeopati başlığı altında özellikle öksürük denilince akla gelmesi gereken Drosera remedisi ele alındı. İÇİNDEKİLER Akupunktur noktaları başlığı altında akciğer hastalıklarında kullanılan bir nokta Giriş yazısı 1 olan LU-9 noktasından bahsediyoruz. Son olarak da Aktiffelsefe 1. Bütünsel Tıp BiyoNöroEmosyonel 2 Kongresinden Notlar başlığında Tıpta Homeopati 5 Manuel Terapi uygulamaları (osteopati, kayropraksi ve refleksoloji) başlıklı konuşAkupunktur 7 manın metnini sizlere sunuyoruz . Kongreden notlar
8
Bültenimiz ile ilgili tüm soru, görüş ve önerilerinizi drmahmutsansal@gmail.com adresine yazabilirsiniz.
1
Sayfa 2
SALUS Bütünsel tıp
Biy0NöroEmosyon “HİSLERİMİZİ ANLAMAK”
tutmalıyız:
(önceki sayıdan devam ediyor) Bilinçaltının özellikleri. Beyin yapısının sadece küçük bir kısmı bilinçle ilgilidir. Geri kalan %9597’lik kısmı, yani hemen hemen her şey, bilinçdışıyla ilgilidir. Bilinçdışı, organizmanın hayatta kalabilmesi için gereken tüm fonksiyonları kayıt altına alır ve yönetir. Günümüzde bilinçdışının, evrimsel olarak milyonlarca yıl önce ortaya çıkmış olduğu, bilincin ise daha sonra geliştiği anlaşılmaya başlanmıştır. Evrim yoluyla davranışlara kılavuzluk eden bir sistem geliştirilmiştir. Ulaşılan sonuçlardan biri de bilinçli hedeflerin, motivasyonların, tercihlerin vb. bilinçdışı sistemin bilgisine dayanmasıdır. Bilinç seviyesine ulaşmayan ve hayatta kalmamıza destek veren evrimsel programlardan dolayı bilinçdışı biyolojik olarak tepki verir. Bilincin nasıl karar verdiğini anlamak için dört önemli özelliği akılda
2
Öteki yoktur. Bilinçaltı için her şey birdir, her şey “ben”dir, başkaları hakkındaki düşüncelerimiz bizim ihtiyaçlarımızın izdüşümüdür, bizim yansımamızdır. Empati, kendimizi başkalarının yerine koyma ve diğerini etkileyen bir sorunu kendi sorunu yapma kapasitesidir, bu tüm kimlik ve yansıtma çatışmalarına kapı açan şeydir.
Yanılsama mevcut değildir. Her şey gerçektir, başka bir ifade ile bilinçdışı için gerçek olan, sembolik olan ve hayali olan aynı şeylerdir. İnsanoğlu harika bir hayal etme yeteneğine sahiptir, ki bu bilince verilmiş en iyi şeydir: zamanda yolculuk etmek, geçmişi hatırlamak veya geleceğe yönelmek. Bununla birlikte bilinçdışımız daima şimdi ile ilgilenir, şu anda gerçekleşmesini hayal ettik-
S A L U S BS üAt Lü Un S s eB l üt ıt p ü nbs üellt et ınpi bülteni
Sayfa 3
lerimizle, gerçekleşen şeyleri birbirinden ayıramaz. Bunu doğrulamak kolaydır, çünkü limonu ısırdığımızı hayal ettiğimizde bile salyamız akar. Aynı şey, bir şey için endişe duyduğumuzda da olur, örneğin, bir çocuğun tehlikede olduğunu düşünsek bile kalbimiz hızlanır.
ya çıkar. Bu durumda sahip olduğumuz, istediğimiz, düşündüğümüz, hissettiğimiz ve yaptığımız şey arasında bir tutarsızlık mevcuttur. Bir çatışma, ilk kez deneyimlenen konjonktürel bir çatışma; ya da çocukluk çağında, hamilelikte ya da transjenarasyonel hafıza yoluyla ortaya çıkmış ve nörolojik hassasiyete yol açan bir programa bağlı yapısal bir çatışma olabilir.
Zamansızdır. Bilinçdışı için, zaman yoktur, sadece şimdi vardır. Duygu ile yaşanmış bir deneyim uzay-zamanda kaydedilir ve sabitlenir ve bu zamansızlık niteliği onu yeniden programlamak için belleğe erişebilmemizi sağlar. Son zamanlardaki bilimsel çalışmalar gözlem yapılan kişide nöronlarının kendisinden birkaç saniye önce karar verdiğini göstermektedir.
Tetikleyici çatışma.Burada tetikleyici olan şey daha önceden oluşturulmuş bir programı aktive eden semptom veya hastalıktır. Daha önce üretilmiş olan çapa veya izler ile ortaya çıkar. Kişi bize danıştığında araştırmaya bu noktadan başlanır.
Programlayıcı çatışma. Duygusal bir darbe yaşadığımızda, bu, uzay -zamandaki olay beynin bir bölümü olan hipokampüse kaydedilir. Amigdala duyguları kaydeder ve tüm duyusal deneyimler farklı çapa veya izler olarak kaydedilir. Programlayıcı çatışma hastalığı tetiklemez, bu tetikleyici çatışmayı besleyen erken yaşlarda planlanmış gizli bir programdır .
Yapılandırma çatışması. Yapı, genetik, çevre ve öğrenme tarafından şekillendirilmiştir. İnsan
Masumdur. Yargılayamaz çünkü onun işlevi zorluklara karşı göğüs germektir. Duygularla aktive edilir, evrimle kazandığı öğrenilmiş bir tepki verir, doğru ya da yanlış olanı yargılayamaz çünkü bu bilinç gerektirir ve bu da frontal lobun özelliğidir.
Çatışma türleri. İçsel ihtiyaçlar dışsal gerçeklikle uyuşmadığı zaman bir çatışma orta-
3
ü nbs üellt et ınpi S A L U S BS üAt Lü Un S s eB l üt ıt p bülteni
Sayfa 4
bir dizi gelenek, tutum, inanç ve değer ile yoğrulmuş bir kökene sahiptir. Yapı kendi içinde bir çatışma oluşturmaz, yapı değiştirilemez, fakat anlamlandırılması değiştirilir ve ona başka bir işlev verilirse bu her şeyi değiştirir. Tanısal Çatışma Tıbbi bir teşhis, bir kişinin psikofiziksel durumu hakkında klinik bir karardır. Tanı, hastalığın belirtilerini gözlem ve analiz yoluyla ortaya çıkartarak konulur. Tanısal çatışma, kişiye bir teşhis konulduğu zaman yarattığı algıdan kaynaklanır. Bir kişi, bu hastalığın kendisinde ne olduğu, şiddeti, yani prognoz açısından ne anlama geldiği konusunda sadece bir tanıya sahiptir ve hisseder. Kişi için önemli olan teşhis değil prognozdur. Bu çatışma, kişinin iyileşmesini engeller ve otorite olarak gördüğümüz şeye yüklediğimiz anlamla ilgilidir. Kimi otorite gördüğümüzü kendi kendimize sormalıyız. Bu yetkiyi genellikle doktora veririz, bazen de bir büyücüye, bir guru, bir terapiste vb. de verebiliriz. Basit bir tanı ba-
4
zen bir yargı gibi anlamlandırılabilir. Plasebo etkisi sayesinde hastalıkların 1 / 3'ünün iyileştiğini gösteren çok sayıda deneme vardır. Nocebo etkisi ise bunun tam tersidir, bir tedavinin yan etkilerinin olacağına veya prognozun kötü olduğuna inanılırsa bir hastalık kötüleşebilir. Claude Sabbath, tanısal-prognostik çatışmayı, hastalığın şiddetini çoğaltabilecek bir neden olarak tanımlar. Bize söylenen ve söylenmeyen şeyleri birbirinden ayırt etmemiz gerektiğini ve söylenmeyen şeylerde teşhis çatışmasının söylenenden daha güçlü olduğunu hatırlatır. Kişinin hastalıkları ve onun ciddiyeti hakkında aldığı bilgiler genellikle bir tür paradigmaya dayanır: "Bu, özgürleştirici ve şifa vermeye anahtar olan bilgidir". ( d e v a m e d e c e k ) İspanyolca’dan çeviren Dr.Mahmut Şansal Kaynakça: Lecciones basicas BioNeuroEmocion
de
SALUS Bütünsel tıp bülteni
Sayfa 5
Homeopatik Remediler “DROSERA” halinde gelir (özellikle gece 02:00’de). Öksürük, içten derinden gelen köpek havlama sesi gibi. Devamlı inatçı ve boğucu bir öksürüktür. Yemek yedikten sonra gırtlakta gıcıklanma ve gıdıklanma hissi ile öksürük artar. Öksürürken ve hapşırırken göğsünde acı hissi olur ve yüz morarır. “Kafamı yastığa koyar koymaz öksürmeye başlıyorum” der.
Yuvarlak yapraklı, bataklık kenarında yetişen ve böcek yiyen bir bitkidir. Drosera, üzgün görünümlüdür, endişeli, çabuk kızar ve ufacık şeyler onu çok sinirlendirir. Şüphecidir, güvensizdir ve izlendiğine dair paranoyası vardır. Uzun süre bir şeyle ilgilenmez. Karamsar düşüncelere sahiptir. Yalnız kalmaktan korkar. En iyi arkadaşlarının onu aldattığı konusunda korkuları vardır. Kötü insanlar tarafından aldatıldığını hayal eder.
Boğmacanın en önemli ilacıdır. Ateş sırasında üşür, soğuk gelir, titrer ve yatar. Boğmaca ateşle birlikte seyreder. Yüz sıcak eller soğuktur. Hiç susamaz, yatakta bile çok soğuktur.
Drosera, üşütme, boğmaca ve ekşi gıdalara bağlı şikayetlerde kullanılır. Genellikle öksürük ilacı olarak bilinir; hiç nefes alamayacakmış gibi sık ve kriz şeklinde öksürük, gırtlakta kaşıntı ile öksürük nöbetinde; bulantı, kusma ve safra sıvısı, gıda içeriği ve ip gibi uzayan balgam geliyor. Öksürmekten gırtlakta tıkanma, kramplar oluşur, gözleri yerinden fırlar. Öksürüğü belli periyotlar
Sesi kesilebilir; konuşma, şarkı
söylemek; göğüsteki baskı hissini daha da kötüleştirir. Tükürükte kan görülebilir. Bu-
rundan veya dışkıdan kan gelebilir. İçe dışa bol akıntı olması özel-
likle çok olması belirleyici özelliktir. Tüberküloz’da çok kullanılır. Kı-
5
Sayfa 6
SALUS Bütünsel tıp bülteni
zamıktaki öksürük krizlerinde iyi bir ilaçtır.
Soğuk hava ve hareket; baş ağrı-
sına iyi gelir.
Solunum organlarını etkiler. So-
Kötü Gelen (Agg):
lunum organlarında kasılmalar, spazmlar ve kanama olabilir.
Akşam, gece yarısı ve gece yarı-
sından sonra ve yatınca
Göğsünde
Sıcak
ağırlık ve sıkışma
hissi olur.
Konuşmak, şarkı söylemek,
Kollar ve bacaklarda bir şeyi
Gülmek, ağlamak
tutmaya çalışırken kramp olur; yazar krampı.
Soğuk içecekler
Kollar ve bacaklarda ağrılar;
Zıplamak
uzun kemiklerde ağrı oluşabilir. Sağ kalça ekleminde ve bacakta ağrı olur. Yürürken topallar.
Öksürüklerde Drosera akla gelmelidir. Doç.Dr. Adalet Kutlu
Yatak çok sert gelir.
Ekşiye isteksizlik vardır; özellikle portakala karşı.
Kaynakça Buda L. Bir Tedavi Sanatı Homeopati. 2. Baskı, Destek yayınları, İstanbul, 2015.s:123-27.
Yürürken ya da yana eğilince baş ağrısı vardır. Ağrıyan yere bastırmak iyi gelir. Sanki alın çıkacakmış gibi künt ve zonklayan baş ağrıları tipiktir. Beyne bir şeyler batıyormuş gibi ağrı, saçlı deride kaşınan yara gibi bir ağrısı vardır.
Doç.Dr. Adalet KUTLU Homeopati Ders Notları.
İyi Gelen (Amel): Bastırma, tutma (karnına bastı-
rır) Açık hava Yatakta dik oturmak
6
SALUS Bütünsel tıp bülteni
Sayfa 7
Akupunktur noktaları “LU-9 Tai Yuan” acupunctureschoolonline.com
Akciğer meridyenin el bileğindeki noktasıdır. Meridyeni güçlendirici etkisi vardır. Ne işe yarar? Öksürük, astım, üst ekstremite nöropatileri, damarların influential noktası olduğu için ateroskleroz ve diğer damar bozukluklarında, depresyon tedavisinde (depresyon üçgeni Lu-9 P-6 H-7) kullanılır. Nokta nasıl bulunur? El bilek çizgisi üzerinde radial arterinin lateralinde yer alır (Şekil—1). Kullanım şekli? İğneleme dik olarak 0,2- 0,5 cun derinliğinde yapılır.
Şekil 1: Lu-9 noktası
İğneleme sırasında el ile radial arter tespit edilmeli ve arter hasarına dikkat edilmelidir. Kaynakça: Prof. Dr. Cemal Çevik Medikal Akupunktur kitabı Dr. Tsenndorj Baatar eğitim notları Yıldırım Beyazıt Üniversitesi GETAT Akupunktur Eğitim Notları
7
SALUS Bütünsel tıp bülteni
Sayfa 8
1. Aktiffelsefe Bütünsel Tıp Kongresinden Notlar “Tıpta Manuel Terapi Uygulamaları (Osteopati, Kayropraksi ve Refleksoloji)” davi yaklaşımı tamamlayıcı tıp alanında yıllardır başarıyla uygulanmaktadır. Osteopatik manipülasyon; yumuşak doku masajı ve germe teknikleri, kas enerji teknikleri, yüksek hızlı düşük amplitüdlü mobilizasyon teknikleri ve nöromuskuler tekniklerden yararlanır.
Manuel tedavi elle yapılan tedavilerin bütününe verilen bir addır. Ortak noktası elle yapılıyor olmasıdır. Yeni teknikler ve farklı bakış açıları geliştikçe manuel tedavi çeşitliliği de artmıştır. Osteopati Manuel tedavinin temelini oluşturan Osteopati’nin kurucusu Dr. Andrew Taylor Still, klasik tıp eğitiminin dışında farklı tıbbi teoriler geliştirmiştir. Hastalık tedavisinin var olan hastalıktan bağımsız olarak hastaya göre yapılması gerektiğini savunmuş ve manuel terapi (elle yapılan tedaviler) yöntemlerinin iyileştirici etkisi olduğunu savunmuştur. Hastalarından aldığı iyi sonuçlar, osteopati okullarının açılmasına yol açmıştır. Daha sonra Avrupa’ya da yayılan bu te-
Osteopati bir manuel terapi yöntemidir ve birçok manuel terapi yöntemi osteopati yaklaşımları sonucu doğmuştur. Ana bakış açısı, bedenimizdeki kısıtlanmış olan fasya dokusunu gevşeterek ve yeniden yapılandırarak, bedenin kendisini iyileştirme sürecini hızlandırmaktır. O nedenle osteopatik tedavi seansları arasında hastanın ve hastalığın durumu(Devamı 9. sayfada)
8
SALUS Bütünsel tıp bülteni
Sayfa 9
na göre değişmek üzere bir bekleme süresi vardır. Kısıtlılığı giderilen doku bir sonraki osteopatik tedavi seansına kadar geçen süre içinde kendini yeni duruma adapte eder ve iyileşir.
ları içinde yer almaktadır. İlaç kullanılmasının sakıncalı olduğu gebelikte manipülatif yöntemlerin ve özellikle osteopatinin en büyük avantajı hastaya dışarıdan zarar verecek bir madde verilmemesi ve tedavinin sadece elle dokunarak yapılmasıdır. Bununla birlikte, osteopatinin, tamamlayıcı tıp yöntemleri arasında olduğunun bilinmesinin gerekliliğini tekrardan belirtmek istiyorum. Öncelikle, hastalarımızın tıbbi muayenesinin ilgili branşlarca yapılması, gerekli tetkik ve görüntülemelerinin yapılması ve değerlendirilmesi, gerekli konsültasyonların yapılması ve bunların sonucunda elde edilen verilerin ışığında uygulanan tıbbi tedavilere ek olarak veya bu yaklaşımlarda bulunulup sonuç alınamamış hastalarda, doktor gözetiminde ve bu eğitimi almış kişilerce osteopatik yaklaşımın uygulanması gerektiği kanısındayım.
Osteopati temel olarak fonksiyonel osteopati, visseral osteopati, kraniosakral terapi ve somatoemosyonel osteopati bölümlerini içeren oldukça geniş bir öğrenim ve uygulama alanına sahiptir. Başlıca kas iskelet sistemi ağrıları, bel, boyun ve sırt bölgesinde olan ağrılar ve özellikle fibromyaljisi olan hastalar osteopatiden oldukça yarar görmekteler. Yine sık görülen rahatsızlıklardan donuk omuz ve lateral epikondilit osteopatik girişimlere kısa sürede yanıt vermektedir. Ameliyat endikasyonu olmayan (ameliyat gerektirmeyen) bel ve boyun fıtığı olgularında, fizik tedavi ve ilaç tedavisinden yanıt alamadığım hastalarımda osteopati ile oldukça iyi sonuçlar elde ettim. Tanı konulamayan kronik baş ağrıları, kifoz ve skolyoz gibi postür bozuklukları da yine osteopatik yaklaşım gerektiren hastalık grup-
Osteopati fasya dokusuyla ilgilidir. Fasya dokusu tüm vücut dokularımızı ve organlarımızı saran bir yapıdır. Osteopatik tekniklerle fasya dokusunu gevşeterek var olan kısıtlılığı gidermeyi amaçla-
9
Sayfa 10
SALUS Bütünsel tıp bülteni
rız. Vücudun herhangi bir yerinde olan zedeleyici bir etki fasya dokusunda kısıtlanmaya yol açar. Bu bölgeye zamanında müdahale etmediğimizde fasyal gerginlik var olan problemin vücudumuzun diğer yerlerinde kısıtlanmaya ve patolojik bir sürecin başlamasına neden olur. Örneğin bir ayak burkulması yaşadığımızda oradaki fasya dokularında gerginlik oluşur. Uygun müdahale yapılmadığında aylar sonra fasya dokusu çekimi nedeniyle diz veya kalça bölgesinde bazı yakınmalar meydana gelir. Daha ileri dönemlerde ise daha uzak bölgelerde örneğin sırtta ve boyunda birtakım yakınmalar başlayabilir. Osteopatik muayene ile ilk zedelenen bölge ortaya çıkarılabilir ve bu bölgeye tedavi uygulandığında hastanın yakınmaları da ortadan kalkar.
nucunda osteopati okullarından mezun olunmaktadır. Visseral osteopati iç organ sistemlerini inceler. Temel olarak organların embriyolojik hareketlerini inceler. Bu hareketlerde bir bozulma varsa onların düzeltilmesini sağlar. Organların çevresindeki faysa dokusu kısıtlılıklarını giderir ve böylece organların düzenli çalışmasını sağlar. Var olan rahatsızlıkların iç organ ilişkilerini araştırır ve tedavi eder. Kraniosakral osteopati ise yıllar içine osteopatiden ayrılarak kraniosakral terapi adını almıştır. Beyin omurilik sıvısının basınç gradientini inceler. Fonksiyonel ve visseral osteopatide noktaya elle uygulanan 15-20 gram olan basınç kraniosakral terapide 1-2 gramdır. Migren, kronik ağrılar, merkezi sinir sistemi hastalıkları ve özellikle de serebral palsili hastalar kraniosakral terapiden oldukça yararlanan hastalardır.
Fonksiyonel osteopati daha çok kas iskelet sistemi mekaniğini inceler. Yıllar içinde her kas ve eklem için pek çok osteopatik manipülasyon tekniği geliştirilmiştir. Bu kadar çok yöntemin olması osteopati eğitiminin süresini de uzatmaktadır. Avrupada bazı ülkelerde 4 bazı ülkelerde ise 5 yıllık bir eğitim so-
En etkili osteopatik yöntem ise her üç osteopatik yöntemi uygulayarak kişinin tanısını netleştirmek ve hem fonksiyonel hem visseral ve hem de kraniosakral tekniklerden
10
Sayfa 11
SALUS Bütünsel tıp bülteni
yararlanarak hastayı tedavi etmektir.
lardan 20 li yaşlara gerilemesine yol açmıştır. Önümüzdeki 10 -15 yılık süreçte postür bozukluğuna bağlı olarak gelişen bu hastalıkların sayısında artma ve giderek daha erken yaşlarda görülmesi tehlikesi altındayız.
Fasya dokusundan söz etmişken tensegrityden de söz etmek gerekmektedir. Tensegrity tension ve integrity kelimelerinin birleştirilmesiyle oluşturulmuş bir kelimedir. Gerilimin bütünlüğü anlamına gelmektedir. Vücudumuzdaki kemiklerin bir gerilim ortamında yüzdüğüne inanılmaktadır. Vücudumuzun herhangi bir yerine gelen bir etki tüm vücudumuzun dengesinin değişmesine yol açmaktadır. Özellikle postür bozukluklarının ve skolyozun düzeltilmesinde bu anlayışla yaklaştığımızda tedavi de mümkün olmaktadır. Günümüzde yaygınlaşan bilgisayar ve cep telefonu kullanımı postür bozukluklarına yol açmaktadır. Baş önde postür, yuvarlak omuz, kifoz (kamburluk), bel ve boyunda gelişen lordoz artışları ve düzleşmeler ileriki yıllarda bel ve boyun fıtıkları, fibromyalji sendromu, kronik ağrılar, geçmeyen baş ağrıları ve çene eklem problemlerine yol açmaktadır. Mama sandalyesi aşamasından başlayarak cep telefonu kullanımının yaygınlaşması sözünü ettiğimiz hastalıkların 40-50 li yaş-
Manuel tedaviye en iyi yanıt veren Postür ( duruş ) bozukluğu modern toplumun bize getirdiği en büyük sorunlardan biri olmaya aday gibi gözüküyor. Postür, iskelet parçalarının, vücudun destek yapılarını zedelenme ve deformasyondan koruyacak şekilde düzgün ve dengeli dizilişidir. Düzgün postür, en az çaba ve en az enerji tüketimini sağlayacak şekilde, vücutta en fazla yeterliliği sağlayan duruş biçimidir. Kötü postür ise amaca hizmet etmeyen kasların gereksiz biçimde kasılmasına neden olan duruş şeklidir. İdeal postür ön, arka ve her iki yandan vücudun duruşunun gözlemlenmesiyle saptanır. Vücut kısımlarının çekül hattı üzerindeki dizilimi, bize kişinin ideal postüre sahip olup olmadığı hakkında bilgi verir. Kişinin yaşı, cinsiyeti, sosyoekonomik durumu, yapısal bozuklukları, alışkanlıkları, çalıştığı işi ve ruhsal durumu postürüne etki
11
SALUS Bütünsel tıp bülteni
Sayfa 12
eder.
tanmıştır. Yerçekimi etkisi nedeniyle oluşan fazladan yük, boyun omurlarının zedelenmesine yol açarak boyun fıtığı oluşumuna zemin hazırlar. Sadece 2.5 cm’lik bir fark, sabah yataktan kalktığınızdan itibaren, tekrar yatana kadar geçen süre boyunca, kafanızda 5 kiloluk bir ağırlığı taşıdığınız anlamına gelir. Bu durumun nasıl rahatsızlık verici bir şey olduğunu tahmin edebilirsiniz.
Skolyoz ve kifoz omurganın en sık rastlanan postür bozukluklarının arasındadır. Skolyoz, önden bakıldığında omurganın yana doğru eğilmiş olması ile karakterizedir. Omurganın, yandan bakıldığında, öne doğru eğriliği ise kifoz adını alır. Postür incelemesinde yararlandığımız ve vücudumuzun ağırlık merkezini gösteren hayali çizgi, kulak deliğimizin, omuzun orta noktası hizasında olmasını gerektirir. Başın öne gelerek bu hizadan sapması baş önde postür (forward head posture ) olarak adlandırılır. Başın omuza göre önde durduğu her 2.5 cm’lik fark boyun omurlarına fazladan 5 kg’lık bir yük binmesine yol açar. Özellikle bilgisayar başında fazladan zaman geçiren kişilerde, uzun süreli araç kullananlarda, başının altına yastık koyarak yatakta kitap okuma alışkanlığı olanlarda, elişi yapan kişilerde veya bunun gibi uzun süreli başı önde zaman geçiren kişilerde, zaman içinde baş önde postür gelişir. Yapılan araştırmalara göre toplumun %65 ila 90’ında bu durumun olduğu sap-
Uzun süreli baş önde duruş nedeniyle omuzlar öne doğru gelmekte, baş öne gitmekte ve kollar içe doğru dönmektedir. Başın öne gelmesiyle sırtımızın üst kısmı geriye gitmekte, sırtta kamburluk oluşmakta ve leğen kemiği tüm bu gelişmeleri dengelemek için anterior tilt denilen öne doğru eğilme hareketini yapmakta ve belin çukurlaşmasına yol açmaktadır. Bu durum da ileride nedeni bulunamayan bel ağrılarına yol açar. Aynı şekilde üst solunum kaslarının güçsüzleşmesi akciğer kapasitesinin düşmesi sonucunu yaratır. Geçmeyen baş ağrıları, baş dönmeleri ve çene eklemi problemleri bu duruma eşlik edebilir. Uzun süreli, başı sabit önde tutan
12
SALUS Bütünsel tıp bülteni
Sayfa 13
pozisyonlardan kaçınmak en etkili korunma yöntemlerindendir. Uzun süreli işlerde kısa molalar vererek boynumuzu hareket ettirmeliyiz.
tarafından iyileştirildiğine inanılmaktadır. Refleksoloji;
Oluşmuş olan postür bozuklukları baş ,boyun ve sırt ağrılarına yol açmadan durumun saptanması ve düzeltilmesi yoluna gidilmesi gerekmektedir. En etkin tedavi yöntemi osteopatik manipülatif girişimlerdir. Aynı hayali çizgiyi aşağıya doğru devam ettirecek olursak sırasıyla kalça ekleminden, diz kapağının arkasından ve ayak bileğinde dış taraftaki çıkıntıdan geçmesi gerekir. Bu hayali çizgiye göre omuzların önde olması omuz önde postürdür. Aynı şekide kifoz (sırttaki kamburluk) ve aşırı veya artmış lordoz (belde) yandan bakarak değerlendirilen postür değişikliklerindendir.
Stres ve gerilimi azaltır,
Tüm vücutta dolaşımı düzenler,
Toksinlerin atılımına yardımcı olur,
İmmun sağlar,
Sistemin yenilenmesini sağlar ve enerji düzeyini arttırır,
Enerji akışını etkileyen faktörleri ortadan kaldırır,
Ağrı ve acıları iyileştirir,
Zihin ve bedenin iyilik haline katkı sağlar,
Organ fonksiyonlarının sağlıklı olmasını destekler.
sistemin
çalışmasını
Milattan önce 2300’lü yıllarda tüm vucutta iyileşme için ayak kullanılmıştır.
Refleksoloji Önemli bir tamamlayıcı tıp yöntemi olan refleksoloji kesinlikle bir ayak masajı değildir. Refleksolojide temel mekanizma bilinmemekle birlikte iç doktorun harekete geçirildiği ve hasta olan bölgenin vücut
Dr. William Fitzgerald 1900‟lerin başında bugün bildiğimiz Zone Terapi‟yi geliştirmiştir. Vücudun 10 longitudinal zonunu haritalamıştır.
13
SALUS Bütünsel tıp bülteni
Sayfa 14
Ağrı üzerine çalışmış ve vücudun bir bölgesine uygulanan basınç ile başka bir bölgede anestetik etki yaratılabileceğini ortaya koymuştur.
Refleksoloji seansı hastanın durumuna göre yarım ila bir saat kadar sürebilir. Kayropraksi
Rus bir masör olan Eunice Ingham refleksolojinin kurucusudur, Zone Terapisini geliştirerek bugün bildiğimiz refleksolojiyi yaratmıştır. Eunice İngham, Fitzgerald‟ın genellikle eller üzerinde yoğunlaştığını biliyordu. Madem ki eller bu tedaviye cevap veriyor, vücudun diğer kısımlarının da, örneğin daha hassas olan ayakların da cevap verebileceğini düşündü.
El pratiği anlamına gelmektedir. 1900 lü yılların başından beri uygulanmaktadır. Eklemlerin, kas iskelet sistemi ve omurganın disfonksiyon ve subluksasyonlarını inceler. Özel manuplatif uygulamalar ile disfonksiyonları düzeltme tekniğidir. Özellikle omurgayı ilgilendiren bel ve boyun ağrılarında, yumuşak doku zorlanmalarında ve kas gerginliklerinde kullanılır. Skolyoz tedavisinde kullanılması tarafımdan önerilmemektedir. Zorlayıcı teknikler olması nedeniyle doktor kontrolü olmadan uygulanması tavsiye edilmez.
Refleksolojinin kontrendikasyonları Kontrol edilemeyen kan basıncı, ayakta ödem, enfeksiyon ve açık yaralar olduğunda, ameliyatlardan hemen sonra, kanser, alkol veya ilaç bağımlılarında, psikoz, manik depresyon, paranoya durumlarında, hamilelik ve düşük tehlikesi durumlarında uygulanmamalıdır. Bunun dışındaki tüm hastalıklarda hastanın tıbbi tedavisini ihmal etmemesi koşuluyla ve takibini yapan hekime danışarak uygulanabilir.
Dr. Sinan Yaradanakul
Kaynakça 1.Osteopathy Research practice A.T. Still 1910
and
2.Science in the Art of Osteopathy Osteopathic principles and practice Caroline Stone
14
SALUS Bütünsel tıp bülteni
Sayfa 15
3.Osteopathy Models for Diagnosis, Treatment and Practice Jon Parsons, Nicholas Marcer. 4.Soft-Tissue LeonChaitow
Manuplation
5.Visceral manipulation Pierre Barral
Jean-
6.Vertebral Manipulation Maitland 7.An Introduction to Craniosacral therapy Don Cohen
15