Salus tamamlayıcı tıp bülteni sayı7

Page 1

Sayı 7

Haziran — Temmuz‘16

SALUS Tamamlayıcı tıp bülteni

Y

edinci sayımızla karşınızdayız. Bu sayıda dördüncü sayımızdan itibaren yayınladığımız BiyoNöroEmosyonel Sistem ile ilgili yazılara temel teşkil eden ve internette açık kaynak olarak bulunan İngilizce metnin çevirisini yayınlıyoruz. Uzun olması nedeniyle üç sayı boyunca bölümler halinde yayınlayacak olduğumuz metin Dr.Ryke Hamer’in “German New Medicine” (“Yeni Alman Tıbbı”) adıyla dünyaya duyurduğu yeni tıp yöntemini açıklamaktadır. Dr.Hamer hastalıkların arka planında duygular, beyin ve organlar arasında bir bağlantı olduğunu öne sürmüştür ve sonraki yıllarda bu yöntemden esinlenmiş pek çok akım ortaya çıkmıştır, bunlar muhteliftir ve bazıları şunlardır: BiyoNöroEmosyonel sistem, Biyodekodifikasyon, Klinik psikosomatik. Dr.Hamer yeni yönteminin neden olduğu bazı yan etkiler ve tıp dışındaki konularda yaptığı açıklamalar nedeniyle bazı tenkitlere uğramıştır. Maalesef bu açıklamaları ve sonucunda aldığı tenkitler zaman zaman tıbbi çalışmalarını gölgede bırakmıştır. Bununla birlikte Dr.Hamer’in yeni tedavi yönteminden bahsetmek ne onun tıbbi görüşlerinin yüzde yüz doğru olduğunu kabul etmek ne de diğer konulardaki beyanlarını desteklemek anlamına gelmez. Bir gizem olan insanı ve hastalıklarını anlamak için farklı bakış açılarını bilmek ve kullanmak durumundayız. “Yeni Alman Tıbbı” yöntemi de güncel tıp ile çelişse de eleştirel bir gözle okunduğu sürece modern doktorun tıbbi pratiğine katkı yapacağı düşüncesindeyiz. Bu yöntem şu anda bilim dışı olarak nitelense de bu görüşün gelecekte bilimsel olarak kabul İÇİNDEKİLER görmesi ya da bilimsel olarak kabul edilebilecek bir başka Giriş yazısı 1 görüşe evrilmesi bilim tarihinde az rastlanılan bir durum değildir. BiyoNöroEmosyon el sistem

2

Homeopati

17

Akupunktur

19

Öyleyse gösterdiğimiz azami dikkate rağmen gözden kaçmış olabilecek çeviri hataları için şimdiden özür dileyerek bültenimizin kapılarını açıyoruz, iyi okumalar..


Sayfa 2

SALUS

Biy0NöroEmosyonel Sistem’in teorik alt yapısı: “German New Medicine” (“Yeni Alman Tıbbı”) Alman yeni tıbbı Dr. Ryke Geerd Hamer’in tıbbi bulgularını kapsar. 1980”lerin başında, Dr. Hamer evrensel biyolojik esaslara dayanan hastalıkların doğal şifasını, nedenini ve gelişimini açıklayan BEŞ BİYOLOJİK YASA”yı keşfetti. Bu biyolojik yasalara göre kabul edildiği gibi hastalıklar organizmadaki işlev bozuklukları sonucu değildir. “DOĞANIN ANLAMLI BİYOLOJİK ÖZEL PROGRAMI” sonucudur. Anlamlı Biyolojik Özel Program (ABÖP) bireye, duygusal ve psikolojik stres sırasında yardımcı olmak amacıyla oluşturulmuştur. İster geleneksel, ister “alternatif”, ister geçmişteki ister şu anki olsun, bütün tıbbi teoriler, hastalıkların organizmadaki “işlev bozuklukları” olduğu düşüncesine dayanır. Dr. Hamer”ın buluşları doğadaki hiçbir şeyin “hasta” olmadığını fakat her zaman biyolojik olarak anlamlı olduğunu kanıtlar. Bu “yeni tıbbı” oluşturan beş biyolojik yasa kesin bir şekilde doğa bilimlerine dayanır, aynı za-

manda spiritüel yasalarla mükemmel bir uyum içindedir. Bu gerçekten dolayı İspanyollar alman yeni tıbbına “kutsal tıp” diyorlar.

BEŞ BİYOLOJİK YASA İLK BİYOLOJİK KANUN Birinci Kriter Her ABÖP (Anlamlı Biyolojik Özel Program ), bir DHS (Dirk Hamer Sendromu) ‘den kaynaklanır. Bu beklenmedik, yüksek akut ve izole çatışmadır. Psişe ve beyinde eş zamanlı meydana gelen şok, organa tekamül eder. GNM (German New Medicine, alman yeni tıbbı) terminolojisinde, "çatışma şok" veya DHS ; hazır olmadığımız, önceden tahmin edemediğimiz acı verici duygusal durumları ifade eder. Beklenmedik bir ayrılık veya sevilen birisinin kaybı, umulmadık bir en-


Sayfa 3

dişe veya öfke, ani tanı veya prognozla ilgili şoklar DHS”i başlatabilir.

SALUS Tamamlayıcı tıp

lık tehdidiyle karşılaştıklarında.

DHS psikolojik sorunlardan ve günlük stres durumlarından farklıdır. Beklenmedik çatışma şoku sadece psişeyi değil aynı zamanda beyin ve bedeni de kapsar. Biyolojik açıdan bakıldığında, "beklenmedik" kelimesiyle kastedilen; bir şey için hazırlıksız olma, hazırlıksız yakalanan kişi için potansiyel olarak zararlı olma durumudur. Böyle bir beklenmeyen kriz sırasında bireysel yardım amacıyla, tam olarak bu özel durum için oluşturulan ABÖP—Anlamlı Biyolojik Özel Program , anında harekete ayarlanır. Bu asırlık anlamlı hayatta kalma programları tüm organizmaların doğasında olduğundan, bizler yani insanlar da, psikolojik çatışmaların yerine biyolojik çatışmaları konuşuyoruz. Hayvanlar bu biyolojik çatışmaları gerçek koşullarda deneyimlerler. Örneğin: yuvalarını veya bölgelerini kaybettiklerinde, eşlerinden veya yavrularından ayrıldıklarında, düşmanları tarafından saldırıya uğradıklarında, ölüm korkusu veya aç-

Eş kaybı sonrasında duyulan üzüntü

Biz insanların dünya ile etkileşimi gerçek ve sembolik anlamda olması nedeniyle bu çatışmalara mecazi anlamda da maruz kalabiliriz. Örneğin, "alan kaybı çatışmasını" bir ev veya işyeri kaybıyla, bir "saldırı çatışması”nı incitici sözlerle deneyimlenebiliriz. Bir "terk etme çatışması"na “sürüden” dışlanma ve yalnızlaşma hisleri neden olabilir ya da bir "ölüm-korku çatışması" ölüm cezası olarak algılanan bir teşhis şoku tarafından tetiklenebilir. NOT: Bir DHS olmadan da yetersiz beslenme, zehirlenme ya da yaralanmalar organda disfonksiyon(lar)a neden olabilir. Bir DHS gerçekleştiği anda psişede, beyinde ve karşılık gelen organda gerçekleşen şey şudur: PSİŞE DÜZEYİ: Birey duygusal


Sayfa 4

ve zihinsel olarak stres altındadır. BEYİN DÜZEYİ: DHS anında, çatışma etkileri beyinde kesin - önceden belirlenmiş – bir alanı etkiler. Şok etkisi beyin taramasında (beyin bilgisayarlı tomografi) keskin sınırlı konsantrik halkalar olarak görünür . GNM”de bir beyinde bu şekildeki halka kümelenmeleri Hamer Odağı veya HH (Almanca”dan: Hamerscher Heard) olarak isimlendirilir. Bu terim ilk olarak, alaylı şekilde "şüpheli Hamer odakları " ismini veren Dr. Hamer karşıtları tarafından bulunmuştur. Dr. Hamer beyinde bu halka yapıları

Beyinde bir (HH) Hamer odağı tespit etmeden önce, radyologlar bunları makinedeki hatalar tarafın-

SALUS

dan oluşturulan artefaktlar olarak kabul ettiler. Ama 1989 yılında, bilgisayarlı tomografik cihaz üreticisi Siemens, hedef halkaların artefakt olmadığını belgelendirdi; çünkü tomografi tekrarlandığında ve farklı açılardan alındığında bile, hep aynı konumda görüntülenir. Aynı çatışma tipi genellikle aynı beyin bölgesini etkiler. Hamer odağının yeri, çatışmanın yapısı tarafından belirlenir. Örneğin; “kaçamama” ya da “sıkışmış hissetme” olarak deneyimlenen “Motor çatışma”, beyinde kas hareketlerini kontrol eden motor korteksi etkiler. Hamer odağının büyüklüğü çatışmanın şiddetiyle belirlenir.

Biz beyin bölgelerini, görevi hem reseptör hem de transmitter olan beyin hücrelerinin bir kümesi olarak düşünebiliriz.


Sayfa 5

ORGAN DÜZEYİ: Beyin hücreleri DHS aldıkları an, çatışma hemen bir ilgili organ ve bir ABÖP ile iletişim kurar, tam olarak bu çatışma için hazırda bekletilir ve anında devreye girer. Her SBS”nin biyolojik anlamı çatışmanın ilgili organının işlevini geliştirmektir. Bu nedenle bireyin çatışmayı yönetmesi ve sonunda da çözmesi ile daha iyi bir durumda olacaktır. Her SBS’nin biyolojik çatışması ve biyolojik anlamı daima ilişkili olan organın ve organ dokusunun işlevi ile ilişkilidir. Örneğin: Bir erkek, "Alan Kaybı Çatışması”ndan muzdaripse, çatışma etkileri koroner arterleri kontrol eden beyin bölümlerini etkiler. Bu anda arteriyel duvarlarında ülserleşme başlar (anjina pektorise neden olur). Doku kaybındaki biyolojik amaç kalp damar lümenlerinin genişletilmesidir, böylece dakikada daha fazla kan kalbe pompalanabilir. Erkeğe fazla enerji ve güç veren, onun toprağını (onun kayıp evi veya işyeri) geri almak için veya yenisini kurmak içindir. Psişe, beyin ve beden arasındaki bu anlamlı etkileşim milyonlarca yıldır mevcuttur. Başlangıçta, bu doğuştan gelen biyolojik tepki programları “organ beyni”nden (her bitki hala böyle bir organ beyne sahiptir) yönlendirilmiştir. Yaşamın artan karma-

SALUS Tamamlayıcı tıp

şasıyla birlikte ABÖP (Anlamlı Biyolojik Özel Program)”ın kontrol ve koordine edildiği “baş beyni” gelişti. Baş beyin’e olan bu biyolojik transfer, neden her organın beyin kontrol merkezlerinin, vücuttaki organlar gibi aynı sıraya göre düzenlendiğini açıklıyor. Örneğin: İskelet yapısı ve çizgili kas sistemi ile ilgili beyin bölgesi serebral medullada (beyin iç kısmı) düzenlenmiştir.

Yukarıdaki şemada kafatası, kollar, omuzlar, vertebra (omurga), pelvis, dizler, ayaklar için olan kontrol merkezlerinin gösterimi tepeden tırnağa sistemli bir biçimde düzenlenmiştir (tıpkı bir embriyonun arkadan görünüşü gibidir). Kemikler ve kas dokularına bağlı olan biyolojik çatışma konusu “değersizlik çatışmasıdır.” (özsaygıyı


Sayfa 6

kaybetme, değersiz ve işe yaramaz hissetmeyle ilgili olan çatışmalar). Beyinden bedene çapraz geçişli bağıntı olduğu için, beynin sağ yarımküresi bedenin sol tarafındaki kemikleri ve kasları kontrol eder; beynin sol yarımküresi ise bedenin sağ tarafındaki kemikleri ve kasları kontrol eder.

İkinci Kriter Çatışmanın içeriği beyinin içindeki Hamer odağı’nın konumunu ve ABÖP’’ın organ düzeyinde izleyeceği yolu belirler Çatışma içeriği DHS’nin her aşamasında belirlenir. Çatışma meydana geldiğinde, bizim bilinçaltımız çok özel biyolojik çatışma içerikleriyle bir anda ilişkilenir. Örneğin; "toprak kaybı”“, “yuvada endişe”, “bir dosttan ayrılma”, “evlat kaybı”, “rakibin atağı”, “açlık tehdidi” ve benzerleri. Örneğin, bir kadın partneriyle beklenmedik bir ayrılık ile karşı karşıya ise, bu biyolojik açıdan mutlaka bir "ayrılık çatışma"sına uğrar anlamına gelmez. DHS "terk çatışması" (böbrekleri etkiler) şeklinde, ya da bir "değersizleşme çatışması" (kemikleri etkileyen osteoporoz potansiyel sonuçlanan) ya da bir

SALUS Tamamlayıcı tıp

"kayıp çatışması" (yumurtalıklar etkileyen) olarak deneyimlenebilir. A y r ı ca, bi r k i ş i t ar af ı nda n deneyimlenen "değersizleşme çatışması” bir başka kişi için çok farklı bir şekilde deneyimlenebilir. Başka bir kişi için ise olay tamamen anlamsı/etkisiz olabilir. Çatışmanın arkasında bizim öznel hislerimiz vardır ve çatışma hakkında bizim bireysel algımız beynimizin hangi bölümünün şoka uğrayacağını ve dolayısıyla çatışma sonunda hangi fiziksel semptomları göstereceğimizi belirler. Tek DHS birden fazla beyin alanını etkileyebilir, sonuç olarak çoklu hastalıkları ortaya çıkarır, yanlış bir ifadeyle metastaz denilen çoklu kanserler gibi. Örnek olarak: bir adam beklenmedik bir şekilde işini kaybeder ve banka bütün mal varlığına el koyar. Bu durum bir "sindirilemeyen lokma çatışması (karşı karşıya kalınan durumu kendine yedirememek)" sının bir sonucu olarak kolon kanserine yakalanabilir. “Açlık çatışması (kişinin hayatının sürdürme konusunda kaygılarının olması)”nın bir sonucu olarak karaciğer kanseri ve “değersizleşme çatışması (kendisine olan saygının kaybolması)” sonucu olarak kemik kanserine yakalanabilir. Çatışmanın çözümü ile her üç kanser aynı za-


Sayfa 7

manda iyileşmeye girer.

ÜÇÜNCÜ KRİTER Her ABÖP psişe, beyin ve organ düzeyinde eşzamanlı çalışır. Psişe, beyin ve ilgili organ, her zaman BİR birleşik organizmanın eşzamanlı çalışan üç bölümüdür. BİYOLOJİK LATERALİTE Bizim biyolojik olarak sağlak ya da solak olma durumumuz beynimizin iki yarım küresinden hangisinde çatışmanın gerçekleşeceğini ve vücudumuzun hangi tarafının etkileneceğini belirler. Bizim biyolojik lateralitemize gebelikten sonraki ilk hücre bölünmesinin olduğu anda karar verilir. Bu nedenledir ki, tek yumurta ikizlerinden biri biyolojik olarak solak ve diğeri sağlaktır. Biyolojik olarak sağlakların oranı solaklara göre yaklaşık 60: 40 şeklindedir. Biyolojik lateralite alkışlama testiyle kolayca belirlenebilir. Üstte olan el kişinin sağlak ya da solak olduğunu gösterir. Lateralizasyon kuralı: Sağlak bir kişi annesiyle veya çocuğuyla olan çatışmasını vücudunun sol tarafıyla; partneriyle (annesi ve çocuğunun dışındaki biriyle) olan çatışmasını vücudun sağ tarafıyla cevaplar. Solak bir kişi için tam tersi geçerlidir.

SALUS Tamamlayıcı tıp

Örnek: Eğer sağlak olan bir kadın çocuğunun sağlığı üzerinde “endişe çatışması” yaşarsa, sol meme kanseri geliştirecektir. Beyin ile organ arasında bu çapraz bağıntı var olduğu için, beyin taramasında Hamer odağı”nın sağ hemisferde, sol memedeki süt bezi dokusunun kontrolünü yapan beyin bölümünde olduğu saptanacaktır. Eğer kadın solak ise, çocuk üzerinden “endişe çatışması” sağ göğüste kanser olarak görülecektir. Bilgisayarlı beyin tomogrofisinde, sağ hemisferin etkilendiği görülecektir. Orijinal DHS belirlenmesi için, biyolojik lateralitenin kurulması son derece önemlidir.

İKİNCİ BİYOLOJİK KANUN Her ABÖP çatışmanın çözümü olduğu sürece iki fazda ilerler.

NORMOTONİ bizim normal gecegündüz ritmimizin durumundan bahseder. “Sempatikotoni (Sempatik sinir sisteminin baskın olması)” ile “Vagotoni”, şemada gösterildiği gibi birbirlerine dönüşürler. Bu terimler, kalp atışı veya sindirim gibi istem dışı çalışan fonksiyonları kontrol eden otonom sinir sistemimizle ilgilidir. Gün boyunca, organizma normal sempatikotonik stres durumundadır (savaş ya da k aç) ; uy k u boy unca nor m al


Sayfa 8

SALUS Tamamlayıcı tıp

Çatışma sonrasında (Dirk Hamer Sendromu– DHS) ortaya çıkan iki fazlı durum

vagotonik dinlenme durumundadır (dinlen ve sindir). ÇATIŞMANIN AKTİF FAZI (cafazı; sempatikotoni) Psikoşok olduğunda, normal gecegündüz ritmi hemen kesilir ve tüm organizma çatışmanın aktif fazına (ca-fazı) katılır. Aynı zamanda, özel çatışmanın aktivasyonu ile ilişkili olan ABÖP, belli bir kriz sırasında bireye yardımcı olma amacıyla organizmayı günlük işlevlerinin dışına çıkartır -her üç seviyede (psişe, beyin ve organ) de.

PSİŞE DÜZEYİ: Çatışmanın aktif fazı çatışma boyunca aynı yerde kendini gösterir. Otonom sinir sistemi sürekli olarak sempatikotoniktir. Tipik semptomları uykusuzluk, iştahsızlık, hızlı kalp atışı, yüksek kan basıncı, düşük kan şekeri ve mide bulantısıdır. Çatışmanın aktif fazı aynı zamanda SOĞUK FAZ olarak da isimlendirilir, çünkü kan damarlarının daralması durumunda, sonuç soğuk eller ve soğuk ayaklar, soğuk deri, titreme, ürperti veya soğuk terlemedir. Biyolojik açıdan bakıldığında stres duru-


Sayfa 9

mu, özellikle ekstra uyanık saatler, çatışma beraberinde bütün endişe, çatışmanın çözümünü bulmak için daha fazla olumlu pozisyona bireysel olarak girilir. BEYİN DÜZEYİ: Beyinde çatışma etkilerinin konumu çatışmanın gerçek doğası tarafından belirlenir. Hamer odağının büyüklüğü her zaman çatışmanın süresi ve yoğunluğu (çatışma kütlesi) ile doğru orantılıdır. Çatışmanın aktif fazı (cafazı) boyunca, Hamer odağı keskin konsantrik halkalar olarak beyin taramasında görünür. Beyin tomografisindeki fotoğraf, motor korteksinin sağ yarımküresindeki HH (Hamer odağı) gösterir. Sol bacak felciyle ilgili motor çatışmanın (kaçmak istenilen durumdan kaçamama) hala aktif olduğunu

SALUS Tamamlayıcı tıp

gösterir. Solak bir kişi için de, motor çatışması bir partnere bağlı çatışma durumuyla ilişkili olacaktır. Felcin biyolojik önemi sahte ölüm refleksidir, çünkü doğada yırtıcı hayvanlar ancak avları kaçmaya çalışırsa onlara saldırırlar. Böylece doğal tepki şudur: “Kaçamadığıma göre ölü numarası yaparım”, tehlike geçene kadar felce neden olur. Biz insanlar bütün türlerle bu tepkiyi paylaşırız. ORGAN DÜZEYİ (Çatışmanın aktif fazı): Eğer çatışmanın çözümünü kolaylaştırmak daha fazla doku gerekiyorsa, çatışmayla ilgili organ veya doku hücre çoğalmasıyla yanıt verir. Örneğin: "ölüm-korku-çatışması" durumu, çoğu kez teşhis veya prognoz şoku ile tetiklenir. Şok etkileri, beynin oksijen işlemeyle sorumlu olan akciğer alveol hücrelerinin kontrolünden sorumlu bölümlerindedir. Ölüm paniği biyolojik anlamda nefes alamama ile ilişkilidir bu nedenle akciğer hücreleri hemen çoğalmaya başlar. Akciğer nodüllerinin (akciğer kanserinin) biyolojik amacı akciğerlerin kapasitesini artırmaktır, bu sayede birey ölüm korkusuyla başa çıkabilmek için en iyi duruma gelir. Eğer çatışma çözümü için daha az doku gerekliyse, organ veya


Sayfa 10

doku çatışmayla ilgili doku erimesiyle cevap verir. Örneğin: Doğada, bir dişide çiftleşememenin getirdiği cinsel bir çatışma varsa, serviks (rahim ağzı) çizgisindeki doku katmanları ülsere dönüşür. Doku kaybının biyolojik önemi serviksin genişlemesidir ; böylece çiftleşme gerçekleştiği zaman, daha fazla sperm uterusa ulaşabilir, gebe kalma şansı artırılabilir. İnsan dişiler için bu çiftleşme çatışması cinsel red, cinsel hayal kırıklığı, cinsel istismar ve benzerleri

SALUS Tamamlayıcı tıp

şeklinde deneyimlenebilir. Organ veya dokuların mevcut çatışmaya hücre çoğalması veya doku kaybıyla yanıt verecek olmasını belirleyen şey, insan beyninin evrimsel gelişmesinin biyolojik yönü ile ilişkilidir. GNM (German New Medicine)’ye göre çatışmanın aktif fazı boyunca genellikle hücre çoğalması (tümör büyümesi) oluşturan bütün organ ve dokuların kontrolü YAŞLI BEYİN (beyin sapı ve beyincik) tarafından sağlanır, bunlar: kolon, akci-


Sayfa 11

ğer, karaciğer, böbrekler veya meme bezleridir. Kemikler, lenf düğümleri, serviks, yumurtalık, testisler, ya da derinin epidermisi gibi bütün organ ve dok ul ar S E RE B R UM ( se r e br al medulla ve serebral korteks) tarafından kontrol edilir, her zaman doku kaybı oluşturur. Çatışma aktif fazı ilerledikçe, ilgili organlardaki semptomlar da ilerler. Çatışma aktivitesi yavaşladığında aynı şey tam tersi için de geçerlidir. ASKIDA KALMIŞ ÇATIŞMA Askıda kalmış çatışma, insanın henüz aktif çatışma fazının içinde kaldığı duruma işaret eder, çünkü çatışma çözülemez durumdadır ya da henüz çözülmüş değildir. Kişi küçük çatışmalarla ve ilişkili kanserle, tümör herhangi bir mekanik engel oluşturmadığı sürece, ileri yaşlara kadar yaşayabilir, örneğin kolonda. Eğer kişi uzun zamandır akut çatışma aktivitesi içindeyse, bu durum ölümcül olabilir. Bunula birlikte aktif çatışma içindeki kişi kanser yüzünden ölmez. Çünkü ABÖP’nın birinci fazı boyunca büyüyen tümör (Akciğer tümörleri, karaciğer tümörleri veya meme bezi tümörleri) aslında bu süre boyunca organın fonksiyonunu güçlendirir. Aktif çatışma fazının stresine daya-

SALUS Tamamlayıcı tıp

namayan hastalar, çoğu kez uyku yoksunluğunun, enerji kaybının ve bunlardan daha çok korkunun sonucuna dayanamayarak ölürler. Duygusal, zihinsel ve fiziksel tükenmişlik yanında “Kemoterapi” gibi t ok s i k t e dav i l e r v e ne g ati f prognozlarla, birçok hastanın şansı yoktur.

ÇATIŞMANIN CL

ÇÖZÜLMESİ-

Çatışmanın çözümü, ABÖP’nın ikinci aşamasını başlatan dönüm noktasıdır. Çatışmanın aktif fazı gibi iyileşme fazı da her üç düzeyde paralel olarak çalışır. İYİLEŞME FAZI (pclpcl=post-conflictolysis)

fazı;

PSİŞE DÜZEYİ: Çatışmanın çözümü büyük bir rahatlama hissiyle gelir. Otonom sinir sistemi, yorgunlukla, ancak iştahla birlikte hemen kalıcı vagotoni haline döner. Dinlenme ve sağlıklı diyet, iyileşme ve onarım süreci boyunca organizmayı destekler. İyileşme fazı aynı zamanda SICAK faz olarak da anılır, çünkü vagotoni boyunca kan damarları genişler, bunun sonucu da sıcak eller, sıcak bir deri ve muhtemelen ateş yükselmesidir. BEYİN DÜZEYİ: İlgili organ ve ruhun iyileşmesi paraleldir. Aynı zamanda DHS’den etkilenmiş olan


Sayfa 12

beyin hücreleri de iyileşmeye başlar. Beyin Düzeyinde İyileşme Fazının İlk Bölümü (pcl-faz A): Çatışmanın çözümüyle birlikte, su ve seröz sıvı ilgili beyin bölgesine çekilir, bu onarım işlemi süresince beyin dokusunu koruyan beyin ödemi oluşturmaktadır. Baş ağrısı, baş dönmesi, bulanık görme gibi tipik serebral iyileşme belirtilerinin nedeni olan beyin ödeminin yarattığı genişlemedir. İyileşme aşamasının ilk yarısı boyunca, HH (Hamer odakları) beyin taramasında karanlık halkalar olarak görünür (Beyindeki ödemin göstergesidir).

Örnek: Beyin bilgisayar tomografisi fotoğrafı, Hamer odağının “ölüm korkusu çatışmasının” çözümünün bir göstergesi olarak akciğer tümörünün iyileşmesinin pcl-faz A” da olduğunu gösterir. Çoğu "ölüm korkusu çatışması" dolayısıyla akciğer kanserleri, diagnoz veya prognoz

SALUS Tamamlayıcı tıp

şokları tarafından tetiklenir.

EPİLEPTİK VEYA EPİLEPTOİD KRİZİ (EPİ-KRİZ) iyileşme fazının zirvesinde başlatılır ve tüm üç düzeyde aynı zamanda gerçekleşir. Epi-Kriz başlangıcı ile birey - anında - çatışma aktivitesinin durumuna geri döndürülür. Bu psikolojik ve vejetatif seviyede, sinirlilik, soğuk terleme, titreme, ve mide bulantısı gibi tipik sempatikotonik belirtileri, yeniden harekete geçirir. Bu istemsiz çatışmanın tekrarlamasının biyolojik amacı nedir? İyileşme fazının zirvesinde (vagotonin en derin noktasında), ödemin şişkinliği hem iyileşme organında hem de ilgili beyin bölgesinde (beyin ödemi) maksimum boyutuna ulaşır. Tam da bu noktada, ödemi dışarı atma niyetiyle beyin sempotikotonik stres atağını tetikler. Bu hayati biyolojik karşıt düzenleme, iyileşme aşamasının ilk yarısında (pcl-faz A) vücutta tutulan tüm aşırı sıvının vücuttan atıldığı üriner faz ile takip edilir. Epi-Kriz spesifik belirtileri, hangi organın yer aldığına ve çatışma türüne göre belirlenir. Kalp krizi, felç, astım atakları, migren atakları, ya da epileptik nöbetler, iyileşme krizine sadece birkaç örnektirler. Beyin düzeyinde iyileşme fazının (pcl-faz B) ikinci bölümü:


Sayfa 13

Beyin ödemi baskılandıktan sonra beyinde her zaman mevcut olan beyin bağ dokusu nöroglia, serebral seviyede onarım işlemini tamamlamak için bölgede toplanır. Sinir sistemi destek bağ dokusu birikim miktarı önceki beyin ödeminin (pcl-faz A) büyüklüğüne bağlıdır. Beyin tümörü olarak yorumlanan şey de bu destek bağ dokusunun doğal birikimidir. İyileşme sürecinin ikinci yarısı boyunca, Hamer odağı beyin taramasında beyaz halka biçiminde görülür.

Beyin bilgisayar tomografisi fotoğrafı koroner arterlerin kontrol merkezindeki Hamer odağını gösterir ki bu ilişkili “alan çatışması”nın çözüldüğüne işarettir. Epi-Kriz sırasında hasta (caaşamasında anjina pektoris olarak ortaya çıkmıştı) beklenen kalp krizi-

SALUS Tamamlayıcı tıp

ni başarılı bir şekilde deneyimler. Önceki aktif çatışma fazı 9 aydan fazla sürdüyse, kalp krizi ölümcül olabilir. Önceden GNM bilerek, böyle ciddi bir durum önlenebilir!

ORGAN SEVİYESİ (iyileşme fazı) İlgili çatışma çözüldükten sonra, ESKİ BEYİN’in kontrol ettiği çatışma aktif faz boyunca gelişmiş olan ve artık ihtiyaç duyulmayan tümörler (örneğin akciğer tümörleri, kolon tümörleri,prostat tümörleri) mantar ya da tüberküloz bakterilerinin yardımıyla çözülürler. Eğer mikroplar mevcut değilse tümör yerinde kalır ve daha ileri hücre bölünmesi olmaksızın enkapsüle olur. Aksine SEREBRUM kontrollü dokuların Ca-fazı (çatışma aktif faz) boyunca oluşan kaybı yeni hücrelerle tekrar doldurulur. Bu iyileşme fazının ilk parçası boyunca gerçekleşen tamir sürecidir (pcl-faz A). Burada biz servikal kanseri (ca-fazı boyunca hücre erimesi), yumurtalık kanserini, testis kanserini, intraduktal meme kanserini, bronş kanserini ya da lenfomayı görürüz. İyileşme fazının ikinci parçası boyunca (pcl-faz B) tümörler yavaşça indirgenir. Gerçekte küratif tümör olan bu tümörleri standart tıp malign kanser büyümeleri olarak yanlış yorumlar.


Sayfa 14

İyileşme fazının şişlik (ödem), enflamasyon, iltihap, akıntı (potansiyel olarak kanla karışık), enfeksiyonlar, ateş ve ağrı gibi semptomları DOĞAL İYİLEŞME SÜRECİ’nin geçekleştiğini gösteren belirtilerdir. İyileşme semptomlarının şiddeti ve sürekliliği, bir önceki çatışma aktif fazın uzunluğunu ve yoğunluğunu gösterir. İlaç ve radyasyon tedavisi kanserin doğal iyileşmesini agresif bir şekilde bozar.Organizmamız doğası gereği iyileşmeye programlandığı için tedavi biter bitmez vücudumuz tamir sürecini bitirmeye çalışmaya devam edecektir. ‘Kanser nüksleri genellikle daha agresif tedavi protokollerini takip eder. Resmi tıp her hastalığın iki fazlı modelini fark etmede başarısız olduğu için, doktorlar hem önlerinde iyileşme fazı olduğunu kaçırarak büyüyen tümörüyle stresli bir hasta görürler hem de ateş, enfeksiyon, enflamasyon, iltihap, baş ağrısı veya başka ağrıları olan hasta görürler. Bunların gerçekte önceki çatışma aktif fazın iyileşme semptomları olduğunu fark edemezler. İki fazdan herhangi biri gözden kaçırılırsa, tek faza ait semptomlar kendi içinde bir hastalık olarak gör ül ür . Ör ne ği n os t e opor oz i s

SALUS

‘değersizşleşme çatışması”nın aktif fazında oluşur ve artrit aynı çatışma tipinin iyileşme fazının bir semptomudur. Kanser zaten doğal iyileşme süreci altında olmasına rağmen eğer hasta malign kanser ya da metastatik kanser ile teşhis edilmişse bu bilgisizlik özellikle trajiktir. Eğer tıp doktorları biyolojik psişebeyin-organ ilişkisini kabul ederse iki fazın gerçekte tek ABÖP’ın (Anlamlı Biyolojik Özel Program) iki parçası olduğunu fark edeceklerdir ki bu aynı lokasyonda her iki fazda bulunan HH (Hamer odağı b e y i n d e k i h a l k a konfigürasyonu)’nın üzerinde bulunduğu beyin taramaları ile doğrulanır. HH belirteçlerinin tam görünümü hastanın hala çatışma aktif fazda olup olmadığını (keskin eşmerkezli halkalarla HH ya da iyileşme ve dahası), pcl-faz A (iyileşme fazı ilk parçası) da olup olmadığı (ödematöz halkalarla HH) ya da pclfaz B (beyaz-glia- akümülasyonu ile HH) olup olmadığı, geçmiş olan Epi -kriz (epileptik kriz) kritik noktasını gösterir. İyileşme fazının tamamlanması ile birlikte Normotoni ve normal güngece ritmi üç aşamada tamir edilir. ASKIDA KALMIŞ İYİLEŞME ‘Askıda kalmış iyileşme’ terimi,


SALUS

Sayfa 15

Çatışma relapsları ya da izler tekrarlanan çatışmanın relapsından dolayı, iyileşme fazının tamamlanamama durumunu ifade eder. ÇATIŞMA RELAPSLARI veya ‘İZLER’ Bir çatışma şokunu (DHS) deneyimlediğimiz zaman, zihnimiz akut farkında olma durumundadır. Yüksek derecede alarm durumunda bilinçaltımız belirli çatışma ile ilgili tüm komponentleri toplar, lokasyon, iklim koşulları, içerdiği insanlar, sesler, kokular ve daha başkaları gibi. Alman Yeni Tıbbı’nda, bir DHS’in ardından kalan etkilerine İZLER denir. Eğer iyileşme fazındaysak ve izlerden bir tanesini başlattıysak hem di-

rek kontak yoluyla hem de çağrışımla çatışma aniden reaktif hale gelir ve tekrarlanan hızlı çatışma sonrası tabiri caizse çatışma organ ilişkili iyileşme semptomları hemen takip eder, örneğin; ‘ayrılma çatışması”nın tekrarından sonra deri kızarıklığı, ‘kötü koku çatışması”nın bir iz ile tetiklediği yaygın soğuk algınlığı semptomları, “alan korkusu” ile ilişkili nefes alma zorlukları veya astım atakları ya da “sindirilemeyen lokma çatışması” ile görülen diyare relapsları. ‘Alerjik reaksiyonlar’ orijinal DHS ile ilişkili herhangi birisi ya da herhangi bir şey tarafından tetiklenebilir.-bir yiyecek maddesi, belirli polenler, hayvan tüyü, parfüm ve bundan başka bir kişi olabilir. Konvansiyonel tıpta (hem allopatik


SALUS

Sayfa 16

hem naturopatik) alerjinin ana nedeninin zayıf immün sistem olduğuna inanılır. “İz”in biyolojik amacı, ikinci defa aynı tehlike (çatışma şoku) deneyiminden kaçınmak amacıyla uyarı sinyali olarak fonksiyon görmektir. Vahşi yaşamda bu alarmlar hayatta kalmak için hayati sinyallerdir. Biz tekrarlayan soğuk algınlıkları, astım ataklarını, migrenleri, deri kızarıklıklarını, epileptik nöbetleri, hemoroidleri, mesane enfeksiyonlarını ve buna benzer tekrar durumlarla ilgilenirken, izler her zaman göz önünde bulundurulmak zorundadır.

Elbette ki ilave olarak her kanser relapsı da bu perspektiften yorumlanmalıdır. İzler kronik durumlarda da rol oynarlar. Aterosklerozis, artrit, parkinson veya MS gibi. GNM terapide, eşlik eden tüm izleri ile birlikte DHS vakasının yeniden yapılanması iyileşme sürecinin tamamlanması için önemli bir ölçüttür. İngilizce’den çeviren Ecz.Ezgi Asan

Kaynaklar: German New Medicine - Dr. Hamer Five Biological Laws


SALUS

Sayfa 17

Homeopatik Remediler “APİS” Güçlü, hayat dolu ve devamlı meşgul tiplerdir. Dışa dönük, açık sözlü, dürüst ve görev odaklı, proje üreten ve ailesine düşkündürler. Eğer ailesine zarar geleceğini düşünürse saldırganlaşır. Aile içinde her şeyi kontrol etmek ister. Kıskançtır. Çok konuşur ve sinirlidir. Sıcağı sevmez ve sıcak kapalı yerlerde kötüleşir. Gözleri sık sık yaşarır, neden ağladığını bilmez. Hep hüzünlüdür. Endişe ve kötü düşüncelerden dolayı akşamları uykusu kaçar. Kötümser ve şüphecidir, hiçbir şeyden zevk almaz. Uykusunda uyanmadan, ani ve batıcı ağrıları olduğu için sık sık çığlık atar. İşlerini huzursuz bir telaş içinde yapar. Bu yüzden sakardır. Korkudan, öfkeden, kıskançlıktan ve kötü haberden sonra kötüleşirler. Şiddetli mental şoklardan sonra sol taraflı felçler gelebilir. Apis şikayetleri, şiddetli ve hızlı gelişir.

Apis’te genel özellik, şişkinlik/ ödem; genel veya lokal olabilir. Anaflaktik şok tablosuna uygun şikayetler vardır. Derinin dış yüzeyini etkileyen rahatsızlıklarda işe yarar. Deri pembe ve kırmızı renklidir. Ağrılar batıcı ve sızı şeklindedir. Dokunmaya ve sıcağa karşı çok hassastır, sıcak kötüleştirir, hamam gibi yerlere giremez. Gergin ve sıkıştırılmış bir duygusu vardır, bu yüzden ıkınmak ve öksürmekten korkar. Beyninde bir yorgunluk hisseder, b aş dönmesi vardır; hapşırınca ve gözlerini yumunca baş dönmesi olur. Baş ağrısı ani ve sanki bir bıçak sokuluyormuş gibi Sol kulağın arkasından yukarıya ve göze vuran bir ağrı, ani bıçak sokması gibi ve oksipital bölgede bir şeyle vurulmuş gibi hisseder. Gözler şiş, kırmızı, iltihaplı, ani batıcı ağrı, yanma ve batma vardır, gözyaşları sıcak, ışığa aşırı hassasiyet,


Sayfa 18

arpacık varsa pembemsi, kırmızı, şiş ve dokunmak kötü gelir. Yüz, şiş, kırmızı veya soluk ve ödemli, dış kulak kırmızı, iltihaplı ve batıcı ağrı, dil kırmızı ve şiştir. Ağız ve boğazda yanma, diş etleri kırmızı ve dudaklar şiş, boğazı sıkan bir ağrı, içte ve dışta şişkinlik hissi ve soğuk içecekler iyi gelir. Tonsiller şiş, kırmızı, üzerinde ülserler ve boğazında kılçık var duygusu vardır. Karın ve mide bölgesinde şişkinlik ve hassasiyet, karına bastırma, hapşırma, dokunma çok kötü gelir. Karın bölgesinde her türlü iltihaplı durumlarda iyi gelir; özellikle yumurtalık (özellikle sol), rahim problemlerinde kullanılabilir. İdrarla ya da dışkı yaparken ıkınmaya korkar. İdrar damla damla, sıcak, kanlı ve yakıcı, idrar varmış hissi, sık sık idrar yapmaya gider. Altına kaçırma, idrar kokulu ve koyu renkli, yeni doğan bebeklerde idrar yapamama; erkek çocuklarının penisin derisi şiş ve idrar yapmadan önce ağlamaya başlıyor. İdrar problemleri ile birlikte genital bölgede ödemli ağrılar, batıcı ve şiddetli her türlü inflamatuvarlı ağrılarda iyi gelir.

SALUS

Yumurtlama ağrısı ile seyreden adet ağrısı, endometrioziste sıcak kötü gelir. Aşırı kanama ve karın bölgesinde ağırlık hissi ve baygınlık duygusu vardır. Solunum yollarında ses kaybı ve kısıklığı, kısa ve sık sık, acele nefes alma, zatürre sırasında ağrılı nefes alma mevcuttur. Kollarını ve bacaklarını çok büyümüş hisseder. Dizde arı sokmuş gibi şişkinlik, batıcı bir ağrı var. Parmak uçlarında hissizlik, böcek sokmasından sonra kaşıntılı deri problemlerinde ve zonada (soğuk iyi geliyorsa)kullanılır. Açık hava, soğuk su, örtünmemek iyi gelir. Sıcak, kapalı sıcak mekanlar, dokunmak, baskı yapmak, uykudan sonra, akşamüstü şikayetleri kötü gelir. APİS, akut durumlarda böcek s o k ma l ar ı , al e r j i gibi enflamasyon durumlarında; etkilenen bölge sıcak, şişmiş, sıcak ve soğuk iyi geliyorsa kullanılır. Apis ve Rustox’un birbirinin devamı olarak kullanılmaması önerilmektedir. Homeopati ders notlarından derleyen: Doç.Dr. Adalet Kutlu


SALUS

Sayfa 19

Akupunktur noktaları “FENG CHI”

Bu sayıda ise safra kesesi meridyenine ait olan Feng Chi noktasından bahsedeceğiz. Bu nokta ‘’ Rüzgar kapısı’’ anlamına gelir.

oluşan çukurda (Şekil 1)

tespit

edilir.

Ne işe yarar? Özellikle uzun süre rüzgara veya soğuğa maruz kaldıktan sonra ortaya çıkan baş ve boyun ağrılarında kullanılır. Yaz aylarında; klima karşısında uzun süre kalmak, arabada açık camla seyahat etmek, serinlemek amaçlı yapılan saç yıkama ve sonrasında kurulamadan rüzgarda kalmak baş ve boyun ağrılarına sebep olur. Bu ağrılar için Feng Chi tercih edilebilir. Bunun dışında göz ağrılarında, servikal spondilozis’te ve soğuk algınlığında tercih edilebilecek bir noktadır. Nokta Nasıl Bulunur? Oksipital kemiğin altında, Trapez ve SCM kaslarının üst bölümünde

Şekil 1: Feng Chi (GB 20)

Eller başın üstünde, parmaklar birbirine geçirilerek birleştirilir. Baş parmaklar tam olarak yere bakacak şekilde açılır. Baş parmakların oturduğu çukur Feng Chi noktasıdır. (Şekil 2) Kullanım Şekli Bölgeye baş parmaklar ile yapılan 1-2 dk’lık bası ve küçük, hafif hareketlerle yapılan masaj oldukça


SALUS

Sayfa 20

etkilidir.

Vücut iğne uygulaması ise bu bölge için 90 derece açıyla 1- 2cm derinlikte uygulanmalıdır.

Dr. Anıl Aydın

Kaynakça;

Şekil 2

Medikal Akupunktur Kitabı Prof. Dr. Cemal ÇEVİK Tsenndorj Baatar Akupunktur Eğitim Notları


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.