Sayı 12
Nisan — Mayıs‘17
SALUS Tamamlayıcı tıp bülteni
O
n ikinci sayımızdan merhaba. Bu sayımızda da sizlere sırasıyla biyonöroemosyon, homeopati ve akupuntur üzerine birer yazı sunuyoruz. Biyonöroemosyon ile ilgili kısımda Enric Corbera’nın Biyonöroemosyon Üzerine Temel Dersler kitabından çevirileri yayınlamaya devam ediyoruz, bu sayıda kuantum fiziğinden bahsediyor olacağız. İlk bakışta kuantum fiziğinin tıpla ne ilgisi var diye düşünebilirsiniz, ancak hatırlatalım ki şu anda çevirisini yayınladığımız kısım bilimlerin entegrasyonundan bahsediyor, öyleyse fizik alanındaki keşiflerin madde, uzay, atom, bilgi hakkındaki bilimsel görüşleri bu derece değiştirmişken neredeyse yüz yıl öncenin fizik görüşüne göre kendini şekillendirmiş olan tıbbın da bu değişime ayak uydurması gerekmez mi? Bu nedenle zor da olsa bilimsel ön yargılarımızdan kurtulmalı ve okumaya ve anlamaya devam etmeliyiz. Bu ay Homeopati bölümünde daha çok bayan hastalarda kullanılan Ignatia remedisinden bahsediyoruz. Akupunktur başlığı altında ise özellikle baş ağrılarına yönelik olarak yapılan masajlarda kullanılan Zanzhu ve Yangbai noktaları hakkındaki yazıları bulabilirsiniz. Bülten içeriğinden bahsettikten sonra 3-4 Haziran tarihlerinde İzmir, Karşıyaka’da gerçekleştirilecek olan 1.Aktiffelsefe BüİÇİNDEKİLER tünsel Tıp Kongresini bir kez de buradan duyurGiriş yazısı 1 mak isteriz Sizleri akupunktıur, ozonterapi, müzikoterapi ve daha bir çok tıp alanında uyguBiyoNöroEmosyonel 2 sistem layıcılardan kendi çalışmaları hakkında bilgi alacağımız ve deneyimlerinden faydalanacağımız Homeopati 5 kongremizde görmekten mutluluk duyacağız. Akupunktur 8 Ayrıntılı bilgi ve katılım şartları için facebooktaki Salus sayfamıza göz atabilirsiniz.
Sayfa 2
Biy0NöroEmosyon “BİLİMLERİN ENTEGRASYONU– GİRİŞ”
Paradigmanın değişimi 17. yy’da René Descartes doğadaki fizik ve mental yönleri ayrı şeyler olduğunu ve tamamen farklı yasalara bağlı olarak çalıştığını tarif etmiştir. Aynı zamanda Newton’un hareket yasasına göre tüm fiziksel evren, en büyüğünden en küçüğüne kadar belirlenebilirdir. Bu fiziksel belirlenircilik ve Kartezyen dualistik görüşün klasik yaklaşımı zihinlerimizi pasif gözlemcilere çevirdi ve bizi etki ve tepki yasasının dışına taşıdı. Modern fizik bu temeller üzerine inşa edildi ve halihazırda materyalist bilimin bu varsayımları çağımıza yön veriyor. Fakat 20. yy.’ın başlarında prensipleri klasik fizik ile açıklanamayan pek çok fenomen keşfedildi. Bilim adamları madde konusunda derinleştikçe şaşırtmaya devam etmişler-
dir: en küçük parçalar bizim düşündüğümüz gibi bir madde değil, fakat bir olasılıktır, çünkü hiç kimse bu olasılığın bir madde olacağını hiç bir zaman kesin olarak bilinmeyecektir. Daha dikkat çekici olan şey bu subatomik parçalar birbirlerinden izole olarak hareket etmezler. Kuantum fiziği özne ve nesne arasındaki bölünmeyi ortadan kaldırmıştır ve bunun yerine gözlemcinin gözlemleneni etkilediği düşüncesini geliştirmiştir. Bu bakış açısından BNE paradigmada değişiklik öneriyor: ya kartezyen dualistik görüşe inanmaya devam edeceğiz ve kendimizi pasif gözlemciler olarak sınırlayacağız ya da kuantum fiziğinin yasalarında derinleşerek gözlemlediğimiz dünya ile iç içe olacağız. Kuantum fiziğinin bakış açısını kabul etmek dünyaya bakış açımızda derin bir değişikliğe yol açar.
Sayfa 3
Kuantum fiziğinin keşifleri 19. yy'ın ikinci yarısında James Clark Maxwell'in Faraday ve Hertz ile birlikte elektromagnetik alan üzerine yaptığı çalışmalar sayesinde büyük bir değişim yaratıldı, Einstein'ın kelimeleriyle durum şöyle özetlenebilir: “Maxwell'den önce araştırmacılar fizik gerçekliği hareketleri diferansiyel denklemlerle formularize edilebilen maddesel noktalar olarak olarak düşünürlerdi. Maxwell'den sonra ise fizik gerçeklik mekanik açıklamaların yeterli olmadığı parsiyel diferansiyel denklemlere dayalı devamlı alanlar olarak düşünülmeye başlandı. Bu denklemler ışığın bağımsız faktörler olarak elektromanyetik ve elektrik dalgaları olarak ilişkisini açıklayabilir ve gösterebilir. 1900 yılında alman Max Planc enerjinin kuantum isimli küçük paketler halinde yayıldığından bahsetti. Isıtılmış siyah bir cisim tarafından yayılan ışınım enerjisini doğru bir şekilde analiz etmek için cisimden gelen ışığın küçük
SALUS Tamamlayıcı tıp bülteni
paketler (kuantum) şeklinde geldiğini varsaymak zorunda kaldığını keşfetti. Bu paketlerin enerjisini doğru bir şekilde tanımlamak için, "Planck sabiti" olarak bilinen tamamen yeni bir sabitin getirilmesi gerekiyordu. Planck'ın keşfi daha sonra başka bilim adamları tarafından doğrulanmış ve yeni bir fizik alanının doğuşu olmuştur: Kuantum Fiziği. 1905'de Planck'ın çalışmalarına dayanarak Einstein, teorisini fotoelektrik etki olarak bilinen fenomen üzerine geliştirdi. Planck'ın hesaplamaları göz önüne alındığında, Einstein yüklü parçacıkların ışığın veya radyasyonun frekansıyla orantılı olan sonlu kuantumda enerjileri emdiği ve yaydığını gösterdi. 1930'da, kuantum ilkeleri yeni fizik temellerini oluşturdu. Heisenberg’in belirsizlik ilkesi Werner Heisenberg, özellikle "belirsizlik ilkesi" olarak bilinen
Sayfa 4
görüşüyle kuantum teorisinin geliştirilmesinde önemli bir katkı sağlayan bir Alman fizikçidir. Heisenberg, atom altı dünyada, bir parçacık ile ilgili özelliklerin tam olarak aynı zamanda ölçülemediğini fark etti: parçacığın sadece ya uzaydaki yeri ya hızı veya o anda nereye doğru yönlenmiş olduğu bilinebilir, fakat asla ikisi birden bilinemez. Bu davranış, Danimarkalı fizikçisi Niels Bohr ve yardımcısı Werner Heisenberg'in keşiflerinin yaptıkları yerin onuruna "Kopenhag yorumu" olarak isimlendirilen bir dizi fikirle özetlendi: atomlar minyatür güneş sistemleri değil, küçük olasılık bulutlarıdırlar. Bu belirsizlik, bir kuantum parçacığının hem bir "parçacık", yani katı ve sabit bir nesne hem de bir "dalga" olduğuna işaret eder ve onu gözlemleyerek veya ölçerek bir anlığına durdurana kadar sadece bir olasılık olarak kalır. Bu noktadan sonra, zihin "objektif bir gözlemci" olmaktan çıkıp temel bir unsur olmaktır.
SALUS Tamamlayıcı tıp bülteni
Heisenberg'in gözlemleri, fiziksel maddenin istikrarlı ya da kesin bir şey olmadığını, aslında hiçbir şey olmadığını göstermektedir. Atom altı parçacıklar sürekli enerji alışverişi yapmakta olan titreşen dalgalara benzemekte; böylece herhangi bir parçacık tamamen durağan değildir, ancak tüm atom altı maddeleri ile sürekli etkileşime giren temel bir enerji alanı nedeniyle sabit bir hareket halindedir. Bu alan “sıfır noktası alanı olarak adlandırılır, Sıfır Noktası Alanı “Sıfır” diye adlandırılmıştır, çünkü alandaki dalgalanmalar sıcaklığın tam sıfır derece olduğu anda algılanabilir. Bu en düşük enerji seviyesidir . (devam edecek) İspanyolca’dan çeviren Dr.Mahmut Şansal Kaynakça: Lecciones basicas de Bioneuroemocion
SALUS Tamamlayıcı tıp bülteni
Sayfa 5
Homeopatik Remediler “IGNATIA– IGN”
Bir ağacın meyvesidir. Filipinlerden bir rahip getirdiği için O’nun ismi verilmiştir. Halk arasında kargabüken olarak bilinmektedir. Ign daha çok kadın remedisi olarak bilinmektedir ancak erkeklerde de kullanılmaktadır. Duyuları ve duyguları hassastır ve histeriye yatkındır. Ign “beni rahat bırak” der, hırçınlık yapar, kendini yerden yere atabilir, ‘ah vah’ diye dövünebilir. İntihara kalkışabilir. Dengesiz tepkileri vardır; hem güler hemen sonra ağlar. Özellikle ilişkilerde kararsızdır, sevilme ihtiyacı vardır. Sol tarafı tutar. Özellikle ağlamazsa boğazında düğüm varmış gibi hisseder. Çok hassas, gururlu ve inatçıdır; bir şeye karar verdiyse, gururundan ve inadından dönmez. Başkasına kendisini suçlu hissettirmeye çalışır, kendisini de çok suçlu hisseder. Ergenlik sorunları ve üzüntü durumlarında çok kullanılır. Özellikle ergenlikte, “onu yap, bunu yap” demesin ister. Yaşı ilerlemiş olsa bile yetişkine özgü olmayan tepkiler
verir. Üzüntü nedeni, genelde aşk ve aşk acısıdır. Yalnız kalmaktan çok korkar. Teselli istemez, kendini değersiz hisseder ve takdir görmek ister. Kıskançtır; her şeyi bilmek ister, neredeydin, nerede kaldın? Her şeyi abartır, yalan söyleyebilir. “Ben yaptım, benim yüzümden oldu” diye kendini suçlar. Ign kadını çekicidir, modaya düşkündür, şık giyinir, özgürlük, aşk, alkol ve dans sever. Aynı zamanda iyi bir iş kadınıdır, çalışkan, güç sever, çok akıllı, seksi ve güzeldir. İş yaşamında genellikle yöneticidirler. Kahve, Ign için tam bir antidottur.
Ignatia’da semptomların çıkmasına neden olan durumlar Hakaret, eleştiri, üzüntü, şok, ayrılık, yuva özlemi (askerler, yatılı okula giden çocuklar, göç edenler vs.) heyecan, sınav stresi, sahne korkusu, başarabilir miyim korkusu, gelecek korkusu
Sayfa 6
Çok sevildikten ve aşık olduktan sonra yemeden içmeden kesilebilir, gazı olur, adet görmez vb. Annesi-babası ayrılan ailelerin çocuklarında yalnız kalma korkuları, güvensizlik hisleri, ne olacak nasıl olacak endişeleri, hıçkıra hıçkıra ağlama, uykuda ağlama, kendine güvensizlik problemlerinde iyi gelir. Şok, korku veya ölüm sonrası birdenbire konuşamama, duymama ve görmeme olabilir. Özellikle zengin ailelerin çocuklarında (anne-baba çalışıyor, her şeyleri var ama yalnız) iyi çalışır. Hırsız korkusu; bir ses duyduğunda biri mi var diye kendisi gidip bakmak ve emin olmak ister. Titreme; en ufacık şeyden sıçrama olur. Problemlerini düşünür, kafada kurar; şöyle mi olacak, böyle mi olacak diye. Olayları dram haline getirir, abartılı davranışlar gösterir
İyi gelen durumlar
Sıcak
Baskı, değme, ağrıyan tarafa
SALUS Tamamlayıcı tıp bülteni
yatmak (Bry gibi)
Gezmek, tatil yapmak
Pozisyon değiştirmek
İdrar yapmak
Baş ağrısı ve kulağında ses var gibi hissetmesine müzik, astım krizine yürüyüş, boğaz ağrısına sert bir şey yemek, iş ağrısına yemek iyi gelir.
Kötü gelen durumlar
Sabah (her konuda)
Suçlama ve eleştiriden sonra
Sigara ve kahve
Diş ağrısı, yemekten sonra
Hamile iken üzüntüyü, problemi düşünmek
Soğuk
Ağır koku
Dışarıda olmak
Yemek sonrası
Teselli edilmek
Nedeni üzüntü olan durumlardan sonra görülen;
Depresyon, korku, uyku problemleri, migrende,
Sayfa 7
Adet problemleri (az ya da çok, erken görme, çok kanama/ ara kanamalar (az kanama az ağrı, çok kanama çok ağrı ) ve dismenorede, Kramp, felç, nöroloji problemleri; titremeler, sıçramalar, felçler, epilepsi, dudak seğirmesinde, Gaz şikayetleri ve idrar problemlerinde,
Öksürük, astım nöbetlerinde,
Vajinismus, deri problemleri, sedef, saç dökülmelerinde kullanılır.
Erkek Ign’de libido çok ama ereksiyon olmaz. Çivi çakılıyormuş gibi baş ağrısı vardır. Gözünün önünde solucan gibi şeyler, lekeler, titreşen şeyler görebilir. Diş ağrıları çok problemli olabilir ve kahve ve sigara içtikten sonra diş ağrısı görülür. Çocuklarda diş gıcırdatma, gözde seğirme ve kuruluk vardır. Bir yanak kırmızı, bir yanak soluk / bir yanak sıcak, diğeri soğuktur (Chamomilla gibi).
SALUS Tamamlayıcı tıp bülteni
Ses kaybı, ses kalınlaşması (özellikle heyecandan sonra) olabilir. Heyecandan sonra ishal olur, uzun süre tuvalette oturur ama çıkamaz. Kabızlık; özellikle seyahatte olur. Sık idrara çıkma isteği, ama baskı ve çok az yapabilir, suçlanmadan sonra gece altına kaçırma olur. Menopozda yaşlanıyorum diye üzülür. Hep güzel ve genç olmak ister. Ne yemek istediğini bilmez, birbirinden alakasız ve çok acılı şeyler yemek ister. Ekşi ve çavdar ekmeği sever. Süt, et, sıcak yemek ve alkol sevmez. IGN, akut üzüntü (sevdiğini kaybetme, ayrılık) durumlarına bağlı ortaya çıkan durumlarda kullanılmalıdır. Doç.Dr. Adalet Kutlu Kaynakça Buda L. Bir Tedavi Sanatı Homeopati. 2. Baskı, Destek yayınları, İstanbul, 2015.s:123-27. Doç.Dr. Adalet KUTLU Homeopati Ders Notları.
SALUS Tamamlayıcı tıp bülteni
Sayfa 8
Akupunktur noktaları “ZANZHU—UB-2 ve YANGBAI GB-14” Zanzhu (UB-2)
Kullanım Şekli
Mesane meridyeninin başlangıç noktalarından birisidir. Baş masajı sırasında sık kullanılan noktalar arasındadır.
İğneleme 0,5-1cm arasında vücut iğnesi dik açıyla uygulanır. Manipulasyon yapılmaz. Girişim sonrası iğne hareket ettirilmeden 10-15dk arasında yerinde bırakılır.
Ne işe yarar? Baş ağrısı, frontal sinüzit, frontal baş ağrısı, migren ataklarında kullanılır. Uzun süre okumaya, ekran başında kalmaya bağlı göz, baş ağrılarında tercih edilebilir. Nokta Nasıl Bulunur? Kaşın medial (iç taraf) ucundadır. (Resim 1 )
El ile bası etkili bir yöntemdir. Nokta bulunup baş parmaklar ile küçük dairesel hareketler yapılarak bası uygulanabilir. Yangbai (GB 14 ) Safra kesesi meridyenine ait bir noktadır. Baş masajında sık tercih edilir.
Ne işe yarar? Göz bozuklukları, baş ağrısı, migren, trigeminal nevraljide tercih edilen noktalardan biridir.
Nokta Nasıl Bulunur? Alın bölgesinde kaşın ortasının 1cun (1,5-2cm ) üzerinde yer alır (Resim 2)
Resim–1
(Devamı 9. sayfada)
SALUS Tamamlayıcı tıp bülteni
Sayfa 9
Kullanım Şekli
Kaynakça;
Oblik olarak 0,5-1cm arasında girişim yapılır. Parmak basısı ile masaj uygulanabilir.
Dr.Anıl Aydın
Resim–2
Medikal Akupunktur Kitabı Prof. Dr. Cemal ÇEVİK Tsenndorj Baatar Akupunktur Eğitim Notları