Alelade bir şairim

Page 1


Alelade Bir Şairim Şiirler Hüseyin Mustafa Copyright 2015 Hüseyin Mustafa

Kapak resmi : Hüseyin Mustafa Kapak tasarımı: Hüseyin Mustafa


İÇİNDEKİLER Yavaş Yavaş Kendinden başka Yaşamak Ne Güzel Akıl Var Akıl Siz Kimsiniz? Masallar İnsan İnsan İnsan nedir? Yaşamak Aleladeydi Herşey Şu Benim Ölümüm Var Ya Değer Mi? Seslere Dair Boştur Gerisi Seçmece Yollar Yaşarken Göz Bebeklerimizde Er Geç Vesile Hadi Uyan Ey Halkım Dönenler Geriye Gitmek İstedim Tekrar Emanet Yaşamımız Dudaklarımızdan Güneş Git Mucize Seçimim Sensin Yorulmuşum Suçluydu Şiirler Bahane Sevincimiz Sana Doğru Sen ve Ben Sır


İnsanın Acısı İnsandır Pencereler Ya Çocuk Mesele Yıkıcılar Ya da Bir Şair Ölüyor


YAVAŞ YAVAŞ yavaş yavaş olacak her şey yavaş yavaş gemiler geçecek önümüzden güneş batacak biz eve dönerken ha bugün ha yarın ne fark eder güleceğiz ve ağlayacağız büyürken ve yaşlanırken yavaş yavaş unuttuklarımızı anımsayacağız bildiklerimizi unutacağız gün gelecek kaybedeceğiz sevdiklerimizi yavaş yavaş


ürkme nefesinden koşturmaya gerek yok zaten aynı yere varacağız soluğunu yavaş yavaş al yüreğinin çarpması yavaş yavaş olsun geçerken aklında kalır gözlerim saçlarımın rengi söylenen güzel sözcükler kötüleri unut bir çırpıda güzel olan her şeyi gün ışığından yaldızlı karanlığa yavaş yavaş yaşa yavaş yaşa yavaş

24.01.2014


KENDİNDEN BAŞKA sen sensin ama sen ne edersin kendinden başka? mesela kaç gündüz kaç gece kaç ay ve kaç hüzün eder günlerin? kaç bulut kaç damla su edersin mesela bir bardak su eder misin içmeye susuzlukta? kaç kitap kaç cümle edersin? bir tek anlamlı hece eder misin aşk gibi mesela? ya da iki hece olabilir misin umut gibi? ne edersin karanlıkta? bir ışık mesela...


kaç ülke edersin kaç kıta? ya da kaç adım toprak toprakta bir fidan bir fide bir yaprak bir tohum tohumla yan yana bir solucan olabilir misin? beyaz bir sayfa olabilir misin bilgeliğinle okumak için? inançla inatla niyetle çalışabilir misin gece gündüz bıkmadan usanmadan? ve her şey bir yana kardeşim ayırt edebilir misin iyi ile kötüyü doğruyla yanlışı birbirinden? ki bu bile yetiyor bize yaşarken

11.01.2014


YAŞAMAK NE GÜZEL yaşadığım kadar düş kurabilir hayal ettiğim kadar yaşar kuşlara baktıkça mutlu olabilirim ezberden değil içten okurum dualarımı korkudan değil bilerek inanırım hesap cennet cehennem meselesi değil iki kuruş meselesi de ben de hin oğlu hinlik yoktur senin hakkın sen de kalsın benim ki bana yeter topu topu iki lokma değil mi boğazımızdan geçecek? sonra tüm düşleri satın alabilirim


ay bizim koca dolun ay tüm sıcaklığı ile yıldızlar gördüğümüzden fazlası da senin hakkın sana benim hakkım bana yeter gel yan yana duralım hayallerimizi birlikte kuralım dünya ne güzel yaşamak ne güzel

02.12.2013


AKIL VAR AKIL… açın yüreğinizi biraz sevgi koyalım çok değil az biraz kurtarır sizi ve çevrenizi beyninizi de açın dolduralım biraz akıl ne iyi gelir sarhoşluğunuza atarsınız semerinizi sırtınızdan tezgahımızda beyler ayrıca adalet var merhamet vicdan akla katıyoruz insana benziyorsunuz ne güzel olur her şey yoluna girer almaz mısınız biraz veresiye de verebiliriz yeter ki siz akıllı olun diye


ah! ah! siz bundan da anlamıyorsunuz sizin derdiniz doğuştan olmalı çocukluğunuza inmeli hatta soyunuzun kökenine çaresi bu tezgahta değil beyler

17.11.2013 5:34


SİZ KİMSİNİZ? gül kokularını buduyorsunuz bahçemizden denize sırtınızı dönmüş güneş’ e karşı cenginizde akan kanın dereler boyu yakılan yıkılan ülkelerin ve kıyılan canların hesabını verebilecek misiniz? yüz bulamadınız aşklardan ve deniz yıldızlarından uzaklaştınız aslınızdan asya’dan mı afrika’dan mı daha uzaklardan mı geldiniz aramıza? peki, siz kimdiniz?


ezeli bir sarhoşluk hali yamalı bedeninizde neden korkuyorsunuz aydınlıktan? neden çirkinsiniz ve çamur gibi ete kemiğe rağmen? ruhunuz var mıydı? bunu sormalıyız önce kaderiniz değildi ama reddettiniz sevişmeyi aşkla reddettiniz vermeyi almadan canımızı ağlayanların hesabını verebilecek misiniz?

2012


MASALLAR çocuklar unuturlar masalların başlangıcında söylenen bir varmış bir yokmuş’u büyüdüklerinde aslında bir arpa boyu yol gittik ömrümüz boyunca on milyarlarca yaşındaki kainâtı düşününce her bir masal bir gerçeği anlatır anlamak için neye gerek var aklımızdan başka?

Sevgili emre madran hocamızın arkasından… ankara 29.09.2013


İNSAN, İNSAN insan doğulmaz, olunur olmayanın inancı olamaz inanç insan olmak için değildir insan olanındır olamamışsan bir insan adı üzerinde insan gibi insan neyleyeceksin dini, ibadeti bozarsın onları da kendin gibi olabilmişsen bir insan adı üzerinde insan gibi insan neyleyeceksin dini, ibadeti bozar seni sen bil sadece yaradan’ ı kainâtı ve düzenini aklını kullan, adaletli ol sabret ve şükret yeter insansan zaten o da bilir seni

26.10.2013


İNSAN NEDİR? bir de yağmura karşı yürümeyi dene akıntıya kürek çekmeyi gölden suyu boşaltmayı kevgirle bunları yap ama ruhunu satma hangisi zor gelir sana? yokuş yukarı yürümek mi? yangından bir canı kurtarmak mı? yoksa satmak mı yurdunu? hangisi onur verir sana? otur düşün bence: insan nedir? ne zaman olunur? bir can mıdır? acı mıdır sadece? işte işin aslı insan olabilmektir her şeye rağmen insan kalabilmektir insan doğulmaz olunur ancak bu da çok mu zordur sence?

24.10.2013


YAŞAMAK bereketli günler geçti yağmurlar da erteleyecek yağmayı tarlalarımıza su düşünecek bıkmış kirlenmekten ağaçlar küs çiçekler ve güneş güneş daha çok yakacak yakacak lakin anlayacak mıyız? yaşamayı becerememişiz döndürememişiz yüreğimizi çevresinde güneşin değişen mevsimlere sadece giysilerimizi düşünerek bakmışız yaşamak bir salon birkaç oda bir araba ve bir yazlık mı? yaşamak nedir diye sorup cevabını düşündük mü hiç?

23.10.2013


ALELADEYDİ HERŞEY alelade bir şairim kağıda düşen mürekkep lekelerini şiir yapıyorum yüreğimde daha gün doğmadan uyanıyor koyuluyorum yola bir ben değil sadece gün alelade giysiler havada uçuşan haberler bazen vapura biniyor bazen yürüyor cebimde gezdiriyorum suçlarımı okursanız şiirlerimi yanaklarınıza bir gül koyabilirim adetten bu ya öldükten sonra anarlar kör adamı memleketimde ne güzel gözleri vardı diye


alelade ressamım bir de boyadım ve çizdim gönlümce gönlünüzün istediği gibi değil biliyorum bunu da kayda geçin alelade resimler yaptım ne kan kattım ne de gözyaşı aslında alelade bir mimardım da bir çırpıda çizdim ilk aklıma geleni daha doğrusu gözümün önündeki hayali sonuç: alelade bir insanım cebimde taşıdım çöpümü aklımı beynimde alelade bir günde doğduğumdan beri harikulade olan tek şey sevmekti tek tek sizleri

24.01.2014


ŞU BENİM ÖLÜMÜM VAR YA şu benim ölümüm var ya ne vakit nasıl olacak? konuşamadık bir türlü sorun değil olması zamanı nasıl olacağı önemli şu benim ölümüm korkarım zamansız olacak son mısrayı yazmadan henüz yavaş olmasını istemem aniden fark etmeden işime gelir ardıma bakmadan gideceğim kalanlar düşünsün artık düşünecek bir şeyim kalmayacak ölümüm sudan bir sebepten başıma gelecek gibi ya ayağım kayacak düşeceğim ya kalbim duracak yorulduğundan ya da kanser filan olacağım trafik kazasını sevmem uçak düşmesini de yanmayı ve enkaz altında kalmayı da doğal olsun yani


gerçekleştiğinde ölümüm her gün olan ölümlerden biri gibi yanık kokusu duyulacak havada karanlık basacak bir kuş konacak çınarın dalına çınar yapraklarını dökecek üstüme cenazem kalktığında bir karanlık kutunun içinde yalnız ben mi? herkes burada şu benim ölümüm var ya hiç önemli değil yaşadığım yeter sana da bana da

01.12.2013


DEĞER Mİ? bir orman geçecek içinden yağmurlardan geçeceksin kerelerce bir yaprak kalacak mı içinde? bir aşk geçecek içinden sevdalardan geçeceksin de bir çiçek kalacak mı elinde? bir ömür geçecek eksiği ile fazlasıyla birkaç saat kalacak mı yaşamak için tekrardan? diyarlardan geçeceksin deryalardan bir avuç toprağı bir damla suyu götüremeyeceksin yanında hani binalar geçecek içinden şehirlerden geçeceksin de bir tuğlan bile olamayacak sana ait

2013


ey can ey beden bir koca ömürden geriye ne kalır? hani yaşarken sahip olmak istediğimiz nice şeyden bir kıymık bile götüremeyeceksen neden acıtırız canlarımızı? neden? değer mi? ey ölüm! hoş geldin canımı getirdin bana

09.11.2013


SESLERE DAİR takunyalar tak tuk sular şırıl şırıl düşüncemiz mırıl mırıl gece sessizlikte ağustos böceği cır cır cır cır rüzgâr fısıldıyor fıs fıs sen suskunsun sus pus ya da öfkelisin homur homur uyuyoruz bir yandan mışıl mışıl sesler böyle dillendi renkler resim dersinde

01.11.2013


BOŞTUR GERİSİ bir elimi uzatırım bir yüreğimi ha elim ha yüreğim ne fark eder? ikisi de benim ikisi de sever seni bir gün yazarım sana bir gün çizerim ha yazdığım ha çizdiğim ne fark eder? ikisi de benden ikisi de senin için bir gün gülerim bir gün durgun halim bir gün güneşli bir gün puslu gibi nasıl denilir? seni seviyorum gerisi boş işte

03.10.2013


SEÇMECE ozanların tümünü sevmek zorunda değilsiniz bütün şiirlerini de tüm renkleri ve herkesi sevemediğiniz gibi cennete gitmeyecekler belki sevdikleriniz dahi ama yanmayacaklar da bana göre çünkü çalmamışlardır sözcüklerden başka hiç bir şeyi şair derken isyan edenini kastediyorum haksızlığa ve adaletsizliğe dalkavuklar buna dahil değil boş sözlerle yazanlar da ozanların tümünü sevmek zorunda değilsiniz canlar tüm ozanlar sevse bile sizleri

01.10.2013


YOLLAR çok şükür kalktık bugün de güneşi gördük gökyüzünü bulutları yıkadık yeryüzünü umutla ayna gülümsedi gülümsedik birbirimize çok şükür karnımız doydu ayakkabılarımız bekliyor yürümeyi çıktık yola bugün de… yollar yoldaşımız oldu yollar kardaşımız oldu yollar yorgundu yılların derdiyle yol bilir mi gideceğimiz yeri? yollar bilir mi kimi seveceğimizi? tasalanırlar mı bizim yerimize?


bilirler mi bir çizik atmayı kağıda kuşa ağaca benzeyen ve yazıp okumayı her bir canlının sülalesini damarlarında dolaşan sevdasına kadar? dik durmayı ekmek savaşını kahpeliği soysuzluğu görmüşler midir yollar? canımız giderken bir kurşunla arkasından sıkılan ağlamışlar mıdır acaba yollar da?


yollar telaşımıza ortak yollar hastalarımıza can kurtaran yollar kavgamıza arkadaş olurken yola çıktım bugün seni görmek sevmek kavuşmak için sana ey sevgili! ey yaşamımın yoldaşı gül yüzlüm senin için geldim yollarda bırakıp yorgunluğumu

2013


YAŞARKEN bugün ve dün bir türküye omuz vermiş yüreklerimizi gezdirdik meydanlarda ezikliğimiz mi o da ne dercesine yürüdük dünya’ ya ilk defa gelmiş gibi arzuyla ya tohum ya hamur ya emek ya insan sıvandık duvarlara çamurdan daha iyice taşları tutan bir arada ve gizleyen bir gece güneşi bekledik sabırsızca yaşamak ve yanmak için bir arada ya sevgili ya aşkımız ya inancımız ya biz


en bağışlayıcının verdiği aklımızda suları ve ormanları dağların arasında korumak içgüdüsü hakimdi aramızda hiç kimse istemedi savaşmayı aslında ya kuş ya solucan ya arı ya sen söz keskin kılıç oldu an çıktı da dilden kucakladığı an çıktığı gibi kalpten bulamadı yolunu hiçbir zaman ve dönemedi kalbe yeniden ya gece ya aydınlık ya yıldızlar ya onlar günler esiri oldu gelecek kaygılarının savrulan dölleri çiçeklerin rüzgarlarla taşıdığımız sözlerin arasında unutulursa diye yazıyı buldu insan anlatmak için çocuklarına ya yaradan ya mevlana ya yunus ya hiç


ağır metallerin yığıldığı gibi kanımıza şüphelerimiz de birikti kalbimizde döndükçe merdaneleri baskı makinelerinin anlatmak için yalanı bir başka yalanla ya rüya ya yalan ya kitap ya kim ne yapsak dünyada var etmek için her var ettiğimizle var oluruz yeniden yok bulunmazsa, var da alınamaz; yok oluruz bedelini ödeyebilmek için ya var ya yok ya mış ya us


bir yeryüzü kardeşliği gerek bize bakarken sınırları görmeyip haritada dağlar ve yollar arasında giderken el sallayalım birbirimize pencerelerden ya aydınlık ya insan ya düş ya umut geçecek içimizden bir bir hece hece yaşarken

14.09.2013


GÖZ BEBEKLERİMİZDE… göz bebeklerimde sen doğduğun yerlere gidiyoruz dağları olmayan denizleri görüyoruz aynı güneşi ağacın dallarında bedeninde insanın göz kırpıyoruz gördüklerimize yok olmadan umutsuzluklarımızda seyrettikçe dünyayı birlikte gülümsüyoruz çocukça görmek istediklerimizi asıyoruz duvarlara ve anılarımızdan çıkarıyoruz çürümüş ne varsa geride kalan duvarların arkasında bir çocuğun gözlerini, düşlerimizi bir de doğduğumuz yerleri görüyoruz göz bebeklerimizde

2013


ER GEÇ ey delikanlı ey kızım ey anneler ey kardeşim eğilmesin başınız eğilmesin hiçbir zaman ey güneş ey yıldızlar ey ağaç ey solucanlar bizden yanasınız bizlen birlikte böyle biliriz böyle biliniz ey iktidar ey yalakaları ey kullar ey kalabalık gidicisiniz siz de gideceksiniz er geç bunu böyle bilsin herkes

2012


VESİLE vesile bir kızın adı olabilirdi sevebilirdi birisini bir sokağın adı da olabilirdi bir gün geçeceğimiz belki ancak bir parkın adı ağaçlarının adı o günün direnişin uyanışın adı oldu vesile ne güzel değil mi?

2012


HADİ hadi biz yurtseveriz kemalistiz laikiz hadi biz cumhuriyetçiyiz inançlıyız solcuyuz aşığız özgürlüğe okuyoruz çalışıyoruz bir de içiyoruz ara sıra dertten ya da keyiften hoşlanmıyormuşsunuz bundan ama keyfimizin kahyası mısınız? tehdit ediyorsunuz bizi dövdürüyorsunuz ara sokaklarda karanlık odalarda öldüresiye ancak anlamadığımız: şu güzelim ağaçların günahı ne?

2012


UYAN EY HALKIM uyan ey halkım uyan uykularından uyan ey halkım uyan korkularından gün aydınlık olsun uyan artık uyan ağaçlar için ağaçlar gibi dik durmalı kalk artık ayağa ey halkım kalk ayağa insanlar onurlu olmalı kalk ayağa ey halkım kalk ayağa özgürlüğün, yurdun için ölümümüz onurlu olmalı

Haziran 2013 sokaklarda


DÖNENLER GERİYE güneşimizi kesecek bir ayaz söz dünyada yönünü bulamamış gereksiz bir zahmet gelir sileriz uyaklarını yaşadığımız belli olsun diye savururuz saçlarımızı mezarımızın başında gidenleri görürüz gelenlerin yüzünde gezmediğimiz baharları görmeye gitmişler bizden önce

2013


GİTMEK İSTEDİM biraz kırlandı saçlarım biraz döküldü yaşlandım biraz da fazlasıyla kırgın ve üzgündüm yapayalnızdı cesaretim de aslında hiç bir zaman anlamadım insanların halini suçluydum değiştiremediklerimden dolayı yalnızdım düşüncelerimde hep çok istedim gitmeyi gitmeyi hep

2013


TEKRAR farkında mısın uzun gecelerin? bitmek bilmez bazıları için ve çekilmez olur gündüzler zehir bir yaşam bulanık bir su yediveren gülü ayçiçekleri milyonlarca yıldız ve hep özgürlüklerin savaşı ve hep ezilenlerin isyanı ve hep aynı tarih ve tekrar tekrar tekrar

2013


EMANET YAŞAMIMIZ bu uyku bizim değil bu zaman bu ekmek bu sevinç de bu neşe bu huzur bu yol bu arzu bizim değil bu umut da bir sus payı cebimizde bir borç bir emanet yaşamı taşıyoruz sadece

2012


DUDAKLARIMIZDAN gökyüzü haritasının bir yerinde dudak dudağa gönül bağı kuruyoruz hangi rüzgar hangi fırtına hangi dalga geçiyor aramızdan fark etmiyoruz gökyüzü haritasının bir yerinde dudak dudağa fark ediliyoruz

2014


GÜNEŞ gözlerimle gül çizeceğim bedenine gül kokacaksın daima saklıyorum yaramaz çocukluğumu içimde sen de geçeceksin renklerine boyanacak bedenim içinde gökyüzü güneşi içimde gökyüzü ağlamaklı aramızda doğacak gökkuşağı daima

2014


GİT gideceksin ya dur bekle vazgeçersin belki gitmekten kalacaksın ya otur rahatla gidebilirsin ne zaman istersen hissediyorsan sevgiyi içinde düşünme bekleme sev üzülmek bile güzel olabilir sonunda ya kavga haklıysan bile düşün başka bir yolu olmalı ya da işte şimdi git arkana bakma bir daha

2014


MUCİZE bir çiçek sarmış bedenimi bir çiçek bir ayaz sarmış ellerimi bir ayaz bir gül dayanmış yüreğime bir gül daha da ötesi cehennem daha da ötesi cennet bir sızı kemiklerimde bir sızı sevince ramak kaldı mutluğun denizi içimizde küfrün kıyametidir bu yaz geçer kıştır bu her bir damla bir umuttur ve aslında bir mucize

2013


SEÇİMİM SENSİN seni seçtim seçimim senden yana gördüğüm düşlerin gerçek olması için gülüşünle uçan gözlerinin sevişini çiçek dokuyan ellerinle dokunuşunu seçtim senden yana kullandım oyumu akıl ve vicdan yan yana yüreğime dolan gülüşüne katılır düşler boyu silerim suç hanesinden seni sahte dostlarımın gülüşüne karşın huzurlu halini severim senin oyum senden yana


şu ihanetin çukurunda şu kahpe diyarda şu ölümümüzü bekleyen rüzgârların arasında fırtına olmak için senden yana durdum seninle yan yana inançsız orduları kulluğun kör, sağır çevremizde ölümümüzü isterler ancak bilemezler zaten fanisiyiz bu dünyanın

Demokrasi aldatmacasına karşı bir seçim günü…


YORULMUŞUM uzanıp yatağa kapatınca gözlerimi anladım ki yorulmuşum çalıştığım bütün gün bir yana düşünmekten senle beni düşünmekten ölümle yaşamın yaşamla yaşatanın suçla suçsuzluğun günahla sevabın dengesini suyla havanın boşlukla doluluğun içinde uzakla yakının arasında duran her şeyin gelenle gidenin kaçanla kovalayanın konuşanla susanın ilişkisini ezenle ezilenin varlıklıyla yoksulluğun devletle milletin kavgasını duyan ve duymayan anlayan ve anlamayanlarla birlikte çözemeyip anladım ki yorulmuşum

2013


SUÇLUYDU ŞİİRLER şiirler ah şiirler! gözyaşlarını silemediniz durduramadınız yüzyıllardır akan kanı gülücük olamadınız suratlarımızda ve hatta ekmek soframızda yazılmış ve okuduğumuz tüm şiirler ah şiirler! ne merhem olabildiniz yaramıza ne yıldız oldunuz gökyüzünde ne de sökebildiniz kini yüreklerimizden üstelik suçluydunuz mahpus yattınız yıllarca bizi sevmekten şiirler masum değildi anlayacağınız ve de şairler sorumluydu tüm ölümlerden

2013


BAHANE aramızda ki maya tutacak deniz, toprağa toprak ağaçlara sarılacak bahara yüz vurduğumuz gün sevinç kıpır kıpır yürüyecek içimize elvedayı erteleyeceğiz geç kalmışız sevmeye olsun pişman olmak yerine sevişelim hemen bugün yazgımızı ayın karanlık yüzünde değil denize vuran şavkında okuyacağız bundan ne anlam çıkar dersen? bu da bir bahanesidir sevişmemizin .

27.08.2013


SEVİNCİMİZ sevincimizi paylaştık bugün ortak olduk gülümsememize hissettik ya kalbimizin attığını değerdi her şeye sevincimizi taktık bugün gülücükten kanatlarımızı uçtuğumuzu hissettik ya değdi sevindiğimize doğrusu

26.08.2013


SANA DOĞRU seni görünce miyavlamak geliyor içimden havlamak geçiyor çırpıp kanatlarımı uçmak istiyorum sana doğru yalnızlığımızı tutsak sayıp uğramak geliyor tüm dostlara mecaz rengi ile yaşamın düşlerimizi boyamak seninle tüm uçurtmaları uçurmak geliyor bahardan kalan çocukların

2013


SEN VE BEN şiiri soyup sözcüklerden çıplak seni soyup benden sen kusurumu çıkarıp bedenden cansız bırakabilir misin? yıkandığımız dünkü su aslında kirlettiğimiz zamandı ben dokundum sana sen soyundun benden ben çıplak kaldım lafı olur mu aramızda?

2013


SIR bugün sevemedik hiç kimseyi dikenli çalıları yanı başımızda yıldızları bizden uzakta bugün gidemedik bir yerlere kayalardan uzanıp uçurumlara atamadık kendimizi bugün sessiz durgun sade ve yalnızdık kendi başımıza aramızda kalsın

22.08.2013


İNSANIN ACISI İNSANDIR ders almaya geldik mezarımızın başına kaç mısra ve kaç yaprak düştü üstüne yükü bize ağır geliyor eliniz elimize uzandığında serap sarıldığımızda gölgemiz kalıyor geriye ruhumuz bile ağır geliyor yaşarken anladık ki acılarımız insanın insana çektirdiğidir aslında bunu bilmek bize çok ağır geliyor

14.08.2013


PENCERELER bir pencereden bakıyoruz yaşama kimimiz güneşin doğuşunu kimimiz batışını seyrediyor yalnız hepsini seyreden ya da hiçbirini seyredemeyenler de var baktığımız pencere kadar dünyamız ne fazla ne de az kendi penceresini yapıyor kimimiz istediği gibi ışıl ışıl, ve rengarenk de üstelik belki de yıldızlarla dolu kimimiz de kırıyor penceresini özgürce uçabilmek için bilmediği yerlere doğru perdesi kapalı yaşayanlara inat

13.10.2013


YA ÇOCUK… bahar gelmeye yakın on beş yaşında ve on altı kiloydu diye yazılacak beyaz taşa ekmek ve gül yanı başında önemli olan katili: çok kişilikli hırsız vatan haini ve mağdur rolünde aynı zamanda adalet mi? görmedik epeydir yolu düşmüyor buralara

11.03.2014


MESELE bir aşk meselesi bu yanma meselesi yani sade suya banmak ekmeği yetmez tadı tuzu olacak eskilerin deyimiyle bağdat ’tan duyulacak buram buram kokusu sesin sallayacak yeryüzünü bu bir aşk meselesi ya ölmek gerekirse de değecek canım değecek uğruna ölmeye

01.03.2014


YIKICILAR yangına körükle gidiyorlar avaz avaz çığırtkan mı bunlar? bir gün savaşa bir gün yakmaya canları yalanlarının peşi sıra aşklarımızı canlarımızı ezerek gidiyorlar bir gün satırlarıyla bir gün baltalarıyla gidiyorlar kesmeye damarlarımızı yeşile karşı beyaza düşman aşka inat bize benzemiyorlar canım bunlar

2014


YA DA güllerin açacağını biliyorum ve de sararacağını ya sen bundan ders çıkaracaksın ya da ben senden duvarların bir gün yıkılacağını bilmem gibi yasaların anlamsızlığını yüreğinde ki inancın daha üstün olduğunu ibadetlerinden ya sen bundan bir ders çıkaracaksın ya da yıkılacağız hep birlikte

06.07.2013avşa


BİR ŞAİR ÖLÜYOR buralarda bir şair gülümsüyor zaman tüm haşmetiyle sürüyor gökyüzü yine mavi bulutlar avare gemiler tetikte bekliyor buralarda bir şair seviyor kadınlardan başka guguk kuşunu mesela geçen zamanı özlüyor bir de dağların tepesinden bakarak geriye buralardan bir şair geçiyor kimse çıkmıyor pencereye kapılar kapalı evler boş gibi köpürüyor vahşi karanlık anılar yanıyor çöplerde bir şair gidiyor buralardan ayaklarını sürüyerek kötü ağlıyor kusuyor kalan son sözcükleri içinde yakıyor tüm şiirleri giderayak daha aydınlık gökyüzü şimdi buralarda bir şair ölüyor duyan olmuyor duyan zaman tüm haşmetiyle sürüyor

27.07.2014


Şiirlerimi okuyarak paylaştığınız için teşekkür ederim. Hüseyin Mustafa Hakkımda 1957 de Ankara’da doğdum. Küçük yaşlardan itibaren sırasıyla resim, şiir ve fotoğrafla ilgilenmeye başladım. 1980’de ODTÜ Mimarlık Bölümünü bitirdim. 1982’de evlendim. İki kız çocuğum var. Şimdiye değin yüzlerce mimari tasarım ve uygulama gerçekleştirdim. Dokuz kişisel resim sergisi açtım. Dört şiir kitabım yayımlandı. Kısır düşünceler, ideolojiler ve inançlar yerine çok yönlü doğruluğa, kimliğe ve bilinçli yaşamanın gerekliliğine inanıyorum. Bilinçli yaşamak için önce yaşamın merkezine solucanı koyabilmeli, beynimizin de tüm inançlarımızın ve davranışlarımızın merkezi olduğunu bilmeliyiz. İnsan, insan diyoruz ancak, beynimizi doğru kullanmadığımız sürece de bir türlü insan olamıyoruz. Bu durumda da tüm kimliklerimiz boş ve anlamsız kalıyor. Yayınlanmış şiir kitaplarım: Çok Yalnızlık Oturdu Yanıbaşımda SKY Düş ormanlarında Romeo Mırıl mırıl Romeo Duvarlar SKY


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.